Opel Antara ile Araziye Çıktı

Transkript

Opel Antara ile Araziye Çıktı
TÜRKİYE’NİN
İKİNCİ EL
OTOMOBİL
REHBERİ
Her Ay 500
İkinci El Araç
NİSAN 2010
Opel Antara ile
Araziye Çıktı
TEST
VW GOLF R
YENİLİK
SKODA YETI
KLASİK
JAGUAR E-TYPE
RÖPORTAJ
VEDAT UYGUN
EDİTÖRDEN
F. Levent Gençağa
DOD Marka Yönetimi Pazarlama Yöneticisi [email protected]
Merhaba,
Soğuk kış aylarından sonra sıcak bahar aylarının habercisi olan
Nisan ayında tekrar sizlerle birlikte olabilmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Bu dönemde, ikinci el otomotiv sektöründe de bahar hareketliliği yaşanmaya başladı. Geçmiş deneyimlerimize dayanarak
bu hareketliliğin, her yıl olduğu gibi, okullar kapanana kadar aynı
seviyelerde süreceğini ve satışların geçen yılın aynı dönemine kıyasla daha yukarıda seyredeceğini öngörmekteyiz. Ancak geçen yıl
ÖTV indirimi ile öne çekilen talebin etkisiyle, bu yıl sıfır araç satışlarında geçen yılın aynı dönemine kıyasla bir miktar düşüş beklemekteyiz. Otomotivde konuyla ilgili özel bir teşvik vb uygulama
devreye alınmadığı takdirde ilk aylarda yaşanan hareketliliğin geçici bir canlanmadan ileriye geçemeyeceğini düşünüyoruz.
Sektörü talep açısından değerlendirirsek, özellikle orta sınıfta yer alan ve fiyat aralığı 15-25 bin TL olan araçların, satışların önemli bir bölümünü oluşturduğunu görmekteyiz. Bu tanımlama çerçevesinde talebi yüksek olan araçları elbette şu an tek
tek sıralamak oldukça uzun bir liste oluşturacaktır; ama kısaca
örneklerle özetlersek, Volkswagen’de Golf ve Jetta modelleri,
Renault’da Megane modeli, Toyota’da Corolla modeli, Hyundai’da
Accent Era modeli, Fiat’ta Linea modeli, Opel’da Astra modeli,
Honda’da Civic modeli, Ford’da ise Focus modelinin talebi yüksek modeller içerisinde yer aldığını belirtebiliriz. Bunun yanı sıra,
küçük sınıf araçlarda Polo, Fiesta, Clio, Corsa modelleri, ticari
araçlarda ise Caddy, Transit Connect, Doblo, Fiorino ve Kangoo
Erman YERDELEN
Doğuş Grubu İletişim Yayıncılık ve
Ticaret A.Ş.'yi temsilen Yönetim
Kurulu Başkanı ve İmtiyaz Sahibi
Genel Yayın Yönetmeni
Alper Aköz
(Sorumlu Müdür)
Editör
Levent Gençağa
Görsel Yönetmen
Kemal Toğanç
Katkıda Bulunanlar
Edmon Bekyan, Zeynep Yeşilipek,
Mert Uyan, Sinem Eroğlu
Basım Yeri
Promat Basım Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Evren Mahallesi, Evren 1 Oto Sanayi
Sitesi Yanı, Esenyurt İstanbul
Tel: (0212) 690 63 63
"DOD'un fiyat ve görüntü
değiştirme hakkı saklı olduğundan
DOD bu konularda güncelleme
yapabilir. Tipografik hatalardan
DOD sorumlu değildir. Resim,
fiyat ve bilgilerde yazım hatası
olduğu takdirde ilgili Yetkili
Satıcı'daki bilgi ve fiyatlar
geçerli olacaktır. KDV ve diğer
vergilerdeki değişiklikler ve
gelebilecek yeni vergiler fiyatlara
aynen yansıtılacaktır. Kredi ödeme
seçenekleri, kredi başvurusu VDF
tarafından onaylandığı takdirde
geçerlilik kazanacaktır."
BUSINESS
dergisinin okurlarına ücretsiz hediyesidir.
Önümüzdeki ay görüşmek üzere,
Saygılarımızla,
DOD 10. YIL ÖZEL İKİNCİ EL REHBERİ
‹K‹NC‹ BÖLÜMÜ DERGİNİZDE!
Yönetim Yeri
Doğuş Grubu İletişim Yayıncılık ve
Tic. A.Ş. Eski Büyükdere Caddesi
USO Center No: 61 34389 Maslak /
İstanbul Tel: (212) 335 00 00
modellerini öne çıkan araçlar olarak paylaşabiliriz.
Tabii, bu noktada genel bir değerlendirme yapacak olursak, sıfır kilometre pazarında satışı iyi olan araçların, ikinci elde de revaçta olması doğal bir sonuçtur.
İkinci el almanın tam zamanını belirlemek, rekabet şartlarının
hakim olduğu otomotiv sektöründe oldukça zordur. Daha önce de
belirttiğimiz gibi, mart ayından haziran ayına kadar ikinci el pazarı
hareketlenir; bununla birlikte, kişinin ihtiyacına ve araç modellerinin piyasadaki durumuna göre, her mevsimde ikinci el araç alınabilir veya satılabilir.
Bildiğiniz gibi; geçtiğimiz aydan başlayarak bu konudaki önerileri ve alım sürecini anlatan bir yazı dizisine başladık. Bir sektör rehberi olmasını planladığımız bu yazı dizisiyle amacımız sektörde araç alıp satacaklara yönelik bir kılavuz hazırlamak ve bu
konuda belirli bir seviyede eğitici bir rehber sunarak, araç alım
satımlarında daha doğru ve güvenli kararlar almalarını sağlamak. Geçtiğimiz ay yayınladığımız ilk bölümüyle ilgili beğeni dolu
e-postalarınıza çok teşekkürler. Araç alımında en stratejik nokta
olduğunu her fırsatta vurguladığımız ihtiyaç analiziyle ilgili ikinci
bölümü bu ay dergimizde bulabileceksiniz.
Sektör ve araç alıp satabilmek için aklınıza takılan tüm konularda bize dilediğiniz zaman ulaşabilirsiniz.
İkinci el araç alıp satmaya karar
verdiğimizde kafamızda oluşan
soruların cevaplarını elinizdeki
derginin orta sayfalarında yer
verdiğimiz DOD İkinci El Rehberi'nde
bulabileceksiniz.
•İhtiyaç analizi nasıl yapılmalıdır?
•Segment ve kasa tipi seçimi
•Yakıt tipi seçimi
•Şanzıman tipi seçimi
•Bütçenin belirlenmesi
•İhtiyaç analizinde yapılmaması
gerekenler
•İhtiyaca uygun farklı araç alternatifleri
nasıl tespit edilir?
Hepsi ve daha başka can alıcı detaylar...
Her ay devam edecek olan
bölümleri çıkartıp sakladığınızda yıl
sonunda vereceğimiz kapağın içine
yerleştirebileceksiniz. Böylece elinizde
uzun süre saklayabileceğiniz DOD Özel
İkinci El Rehberi'ne sahip olacaksınız.
DOD Ö
ZE
LÜTFE L REHBERi. .
'N
N SAK
LAYIN i
!
3
Cıtroën C3’ü yeniledi
Citroën’in en çok ilgi gören modellerinden
olan C3 yenilendi. Sürücüye, yukarıya
doğru ekstra 80 derecelik bir görüş açısı
sunan “Zenith” ön cam, yeni modelin en
önemli özelliklerinden birini oluşturuyor.
Böylece 108 dereceye çıkan geniş görüş
açısı sayesinde doğal güzellikler içinde
seyahat etme şansı elde ediyorsunuz. Yeni
C3, önceki modele oranla daha büyük ve
ferah bir iç alan sunarken, iç mekanda ve
ön panelde kullanılan krom ayrıntılar yeni
modeli daha dinamik kılıyor. Yeni C3’de,
markanın çevreye duyarlı ve ekonomik
motor seçeneklerinden olan iki adet HDi
(1.4 HDi 70 HP, 1.6 HDi 90 HP) ve bir adet
benzinli (1.4i 75 HP) motor bulunuyor. İlk
etapta 5 vitesli düz şanzımanla satışa
sunulacak olan Yeni C3’ün 1.6i otomatik
şanzıman seçeneği de 2010’un ilk
yarısında piyasaya sunulacak.
Yeni C3’ün başlangıç fiyatı, 27 bin TL
olarak belirlendi.
YENİ Grandeur'UN GÜCÜ ARTTI TÜKETİMİ AZALDI
H
yundai’nin üst
segmentteki
temsilcisi
Grandeur,
yenilenen
tasarımı,
artırılan güvenlik
donanımları,
yükseltilen
performansı,
yeni şanzımanı
ve düşürülen
yakıt tüketimi
ile iddiasını
perçinledi.
Yenilenen
Grandeur’ün dış
tasarımında ilk dikkati çekenler, LED ön
farlar, arka stoplar, yuvarlak sis lambaları,
yeni tip tamponlar, yan aynalar, bagaj kapağı,
ön ızgara ve alaşım jantlar oluyor. Kabinde
ise elektronik gösterge paneli, alüminyum
kaplamalı orta konsol, şerit değişimi
uyarıcısı, otomatik arka perde ve entegre
hafıza sistemi dikkat çekiyor. Göstergelerde
Alfa Romeo’nun
şahini Pandion
A
DacIa Duster 30 b‹n TL’ye
satışa sunuldu
Dacia, uygun fiyata arazi aracı
beklentisine cevap vermek için ürettiği
Duster modelini Nisan ayının sonunda,
30 bin TL’den başlayan fiyatlarla satışa
sunacak. Kompakt boyutlardaki Duster,
hem şehir içi hem de arazi koşullarına
uyum gösterecek şekilde geliştirildi.
Geniş çamurlukları, krom kaplamalı
radyatör kafesi, büyük tavan barları ile
koruyucu tamponu Dacia Duster’ın 4X4
genleri hakkında ipuçları veriyor. Yeni
modelin 4x4 versiyonunda yer alan 4x4
kumandası, sürücünün ihtiyaca göre
3 farklı sürüş konumu arasında tercih
yapmasını sağlıyor. Duster’ın 4X2 ve 4X4
versiyonlarında, Renault modellerinde
kendini kanıtlamış olan 1.6 16V 110 bg
benzinli ve 1.5 dCİ 85 bg ile 110 bg dizel
motor seçenekleri yer alıyor. Duster’ın
4X2 ve 4x4 seçeneği bulunuyor.
lfa Romeo, 100. yılına özel olarak
Bertone ile işbirliği içinde ürettiği
Pandion konseptini tanıttı. Adını bir deniz
şahini türünden alan ve yırtıcı bir kuşun
kanatlarını andıran kapılarıyla dikkat
çeken konsept, markanın geleceğe dair
çalışmaları hakkında fikirler veriyor.
Tam olarak açıldıklarında 3.6 metreden
fazla yüksekliğe ulaşan kapılar, kaza
durumunda otomobilin gövdesinden ayrılarak
yolcuların otomobilden çıkabilmesini
kolaylaştıracak şekilde tasarlandı. Gergin ve
kaslı gövdeye sahip Pandion'un ön kısmı, eski
savaşçıların taktığı miğferlere benzeyen bir
görünüm sergiliyor. Kabinde ise aydınlatmalı,
aserati’nin dört koltuklu ve katlanabilir
tavanlı yeni modeli GranCabrio, 266 bin
eurodan başlayan fiyatıyla satışa sunuldu.
440 beygir gücünde 4.7 litrelik V8 motorun
yer aldığı model, ailenin diğer üyeleri olan
Quattroporte ve GranTurismo modelleri
gibi Pininfarina tarafından tasarlandı.
Tavanı kapalı konumda iken 283 km/s’lik
maksimum hıza erişebilen GranCabrio, 6
ileri otomatik şanzımanı sayesinde 0-100
4
Ferrari’den performanslı hibrid
F
şezlong şeklinde koltuklar ve dört
LCD ekran dikkat çekiyor.
Bugüne kadar 23 model için işbirliği
yapan Alfa Romeo ve Bertone’nin yeni ortak
çalışması Pandion’da 450 beygir gücünde
4.7 litrelik V8 motor kullanıldı.
Maseratı GranCabrıo 266 bin Euroya Türkiye’de
M
ve düğmelerde
kullanılan
mavi ışık,
yeni modelin
modern
görünümünü
vurguluyor.
Grandeur’de
daha fazla güç,
daha düşük
yakıt tüketimi
ve emisyon
değeri sunan
iki motor
seçeneği
bulunuyor.
3.3 litrelik V6 motor 250, 3.8 litrelik
V6 motor ise 272 beygir güç üretiyor. Altı
kademeli otomatik şanzımanla birleştirilen
motorlar sırasıyla, 100 km’de ortalama 8 ve
8.4 litre tüketiyor.
Grandeur daha önce Türkiye’de sipariş
üzerine satılıyordu, ancak yeni modelin
Türkiye’de satışıyla ilgili şu an bir planlama
bulunmuyor.
km/s hızlanmasını 5.4 saniyede tamamlıyor.
Değişen yol koşullarına göre sertlik derecesi
otomatik ayarlanan süspansiyon sistemine
sahip otomobilde, tekerleklerin tutunmasının
artırılması ve mevcut azami çekişin her
zaman sağlanması için sınırlı kaymalı
diferansiyel kullanıldı. 28 saniyede açılabilen
kumaş tavana sahip GranCabrio, sınıfının
arka koltuk yolcularına en uzun diz mesafesi
sunan modeli olarak dikkat çekiyor.
errari, Cenevre
Otomobil
Fuarı’nda 599 GTB
Fiorano modeli
üzerine geliştirilen
elektrik motorlu yeni
konsept otomobili
tanıttı. HY-KERS
adını taşıyan hibrid
teknolojili deneysel
Ferrari konsepti,
İtalyan üreticinin
hibrid teknolojisini
kullanarak ürettiği bir otomobilde
performanstan ödün vermek zorunda
olmadığını kanıtlıyor. V12 benzinli motorla
birlikte 100 HP’den fazla güç üreten 40 kilo
civarında üç fazlı yüksek voltajlı elektrik
motoruna sahip Ferrari HY-KERS’da çift
kavramalı 7 ileri F1 tipi şanzıman kullanıldı.
Hibrid’in 100 beygir
gücü ve 40 kg
ağırlığındaki elektrik
motorunu besleyen
yassı lityum-iyon
aküler, otomobilin
dengesini olumsuz
etkilememeleri için
taban sacının altına
yerleştirildi. Hızlanma
ve sollamalarda
ekstra güç sağlayan
elektrik motoru,
tüketim ve emisyonun düşmesinde de
etkin rol oynuyor. Sistem, Ferrari’nin F1’de
edindiği tecrübeyle en iyi randımanı verecek
şekilde uyarlandı.
Ferrari, yüksek performanslı spor
otomobillerinde hibrid teknolojisini çok yakın
bir sürede hayata geçirmeyi planlıyor.
Mıchelın Pilot Sport 3
daha güvenlİ ve çevrecİ
Michelin, yol performansını çevresel
özelliklerle birleştirdiği yeni Pilot Sport
3’ü tanıttı. Michelin’in yeni lastiği,
sportif şehir otomobilleri, kompakt
ve büyük sedanlar, roadster ve coupe
gibi küçük spor
otomobiller
düşünülerek
geliştirildi. Sport
3'ün geniş boyut
yelpazesi19 inç’e
kadar çıkıyor.
Michelin, Pilot
Sport 3’ün bir
önceki nesil
lastiklere göre,
ıslak zemin
ve virajlarda daha iyi yol tutuşun yanı
sıra üç metre daha kısa fren mesafesi
sunduğunu belirtiyor. Spor lastiklerden
farklı olarak daha uzun ömre sahip
olan Pilot Sport 3, yüksek yakıt
tasarrufu sayesinde CO2 emisyonunun
azaltılmasına da yardımcı oluyor.
Mazda 3’e dizel
seçeneği eklendi
Mazda 3’ün 105 beygir gücündeki 1.6
litrelik benzinli motoruna, 109 beygir
gücündeki 1.6 litrelik dizel motor seçeneği
de eklendi. Düşük yakıt tüketimi ve yüksek
performansı birarada sunan 1.6 litrelik
dizel motor, 5 vitesli düz şanzımanla
birleştirildi. Comfort ve Touring olmak
üzere iki donanım paketiyle satışa sunulan
Mazda 3 1.6 dizel sedan versiyonunun
fiyatı 47 bin TL’den başlıyor. Mazda 3’ün
Comfort ve Touring donanım paketleri,
Çoklu Bilgi Ekranı (MID), Adaptif Arka
Sinyal Sistemi (ESS), Dinamik Stabilite
Kontrol (DSC) sistemlerini içeriyor. Ayrıca,
Elektronik Fren Basıncı Dağıtımı (EBD)
ve Acil Fren Desteği'ne (EBA) sahip dört
tekerlekte Kilitlenmeyi Önleyici Fren
Sistemi (4W-ABS), Çekiş Kontrol Sistemi
(TCS), ön, yan ve perde hava yastıkları;
aktif ön baş dayanakları, elektrikli
yan aynalar ve MP3 okuma özelliğini
içeren CD çalar gibi
konfor ve güvenliğe yönelik
özellikler yer alıyor.
5
Opel Antara'yla Araziye Çıktı
Son yıllarda pazar payının giderek artmasıyla otomotiv
üreticilerinin ilgi odağı haline gelen SUV segmentinde
yer alan Opel Antara bu ayın test konuğu oldu.
Yazı: Levent Gençağa
Fotoğraflar: Sinem Eroğlu / Zeynep Yeşilipek
1
Opel, rekabetin yoğun olarak
yaşandığı SUV pazarında,
gerek arazi şartlarında,
gerekse yoğun şehir trafiğinde
kullanımı keyifli ve şık bir
araçla yer alıyor.
6
990’lı yılların başında ülkemizde Suzuki Vitara, Toyota RAV4 gibi Japon
üreticilerin arazi araçlarının yaygın
olduğu bir dönemde, bu segmentte
ilk defa Frontera modeliyle adını duyuran
Opel, bu modelin 2003 yılında bantlara veda
etmesinin ardından bu sınıfa Antara modeliyle girerek uzun bir aradan sonra sessizliğini bozmuştu. Markanın bünyesindeki
Chevrolet markasıyla işbirliğinin bir ürünü
olan Antara, günümüzde artan rekabet ve
maliyetler karşısında otomotiv üreticilerin
farklı araçlarda ortak platform kullanma
stratejilerinin bir örneği olarak kardeşi Captiva ile aynı platformu paylaşıyor. Her ikisi
de zarif tasarımları ve güçlü çizgileri ile pazarda iddialı olan bu modeller, özellikle günümüzde hafif arazi kullanım ihtiyaçlarının
yanısıra şehiriçi trafik ortamında daha yüksek ve büyük araç arayanlar için de uygun
birer alternatif olarak dikkatleri üzerilerine
çekiyorlar. Opel’in uzun yıllardır dünya genelinde uyguladığı global stratejilerle farklı
ülkelerde farklı marka kimlikleriyle pazarlarda yer almasının bir sonucu olarak; Astra,
Vectra, Chevrolet Cruze gibi modellerinde
olduğu gibi, bu araçta da Amerika Birleşik
Devletleri’nde Saturn Vue, İngiltere’de Vauxhall Antara, Avustralya’da Holden Captiva
Maxx gibi markalarla yer alıyor olması, aracın iddiasını bir kat daha artırıyor.
Ülkemizde her ikisi otomatik şanzımanlı,
2.0 lt CDTi 150 hp gücünde dizel ve 3.2 lt
24V 227 hp gücünde benzinli motor seçenekleriyle yer alan Antara, markanın Insignia ve Astra modellerinde karşılaştığımız
çok sayıda farklı aksesuar paketine karşın Cosmo isimli tek donanım seçeneğiyle
satışa sunuluyor. Tek donanım seçeneği
olmasına karşın geniş bir listeyi bünyesinde barındıran Antara’da standart olarak
sunulan 5 ileri Active Select otomatik şanzıman, AWD (akıllı dört tekerlekten çekiş
sistemi), altı havayastığı, ABS, ESP, EBD,
CBC (virajda denge kontrolü), TC (dinamik
çekiş kontrolü), ARP (aktif devrilme koru7
Opel Antara, aynı aileye ait
olan Chevrolet markasının
Captiva modeline olan
benzerliğiyle dikkat çekiyor.
tal kaplama, arka tampona entegre büyük
kedi gözleri, tavana entegre krom raylar ve
arkaya doğru daralan tavan çizgisi, aracın
öne çıkan detaylarını oluşturuyor. Bagaj kapağında yer alan arka camın, çerçevesizmiş
gibi duran yapısı ve aracımızın çok beğendiğimiz beyaz rengi ile koyulaştırılmış camları
ve gövdesinde yer alan siyah kaplamaların
uyumu da, tasarım›yla ilgili Antara’nın bizden olumlu puanlar almasını sağlıyor.
Tasarımındaki ayrıntılarıyla heybetli bir görüntüsü olan Antara, buna karşın 1850 mm
genişliği, 1747 mm yüksekliği ve 4576 mm’lik
uzunluğuyla şehir içi kullanımlarda da zorluk
yaşatmayacak ölçülere sahip.
İç Mekan
Teknik Özellikler
Motor
Sıralı / 4 silindirli
Yerleşim
Önde, enlemesine
Silindir hacmi
1991 cc
Maksimum güç
150 HP / 4000 d/d
Maksimum tork
320 Nm / 2000 d/d
Şanzıman
5 ileri otomatik
Son hız
178 km/s
0-100 km/s
12.8 sn
Aktarma
Akıllı 4 tekerlekten çekiş sistemi
Yakıt türü
Dizel
Frenler (ön/arka) Hava kanallı disk / disk
Tüketim (ş.içi - ş.dışı) 10.9/7.3 lt/100 km
Depo kapasitesi
65 lt
Bagaj hacmi
370/865/1420 lt
Baz fiyat
86,047 TL
Test aracı fiyatı
86,047 TL
Kampanyalı uygun fiyat,
sportif tasarım
Yetersiz eşya gözü, kokpit plastik
kalitesi
Donanım
Opel Antara 2.0 CDTI
ABS
S
ESP
S
Hava yastığı
sürücü/yolcu/yan S/S/S
8
Klima
S
Radyo/CD çalar
S
Başarılı izolasyona
sahip kabinde yer
alan deri koltuklar
ve detaylara verilen
önem kullanımı daha
zevkli hale getiriyor.
ması), (HBA) hidrolik fren destek sistemi,
DSC (yokuşta iniş kontolü), otomatik yanan
farlar, sis farı, yol bilgisayarı, hız sabitleyici, yağmur sensörü, sekiz yönlü elektrikli
sürücü koltuğu, deri döşeme, direksiyondan kumandalı radyo/CD/MP3 çalar, hafif
metal alaşım jantlar, çift bölgeli elektronik
klima, ısıtmalı ön koltuklar, ISOFIX, sunroof, tavan rayları, koyulaştırılmış arka
camlar, Xenon farlar gibi sayması bir hayli
yorucu olan çok yüksek bir aksesuar listesiyle Opel iddiasını ortaya koyuyor. Aracın
bu geniş donanım listesine ek olarak, devam eden satış kampanyası ile birlikte testimize konuk olan 2.0 dizel motor seçeneği için 106.047 TL’lik liste fiyatının 86.047
TL’ye indiğini de göz önüne aldığımızda,
yoğun rekabet ortamı içerisinde aracın iddiası bir kat daha güçleniyor.
Dış Tasarım
Antara’yı uzaktan görenler, aracı Chevrolet Captiva modelinden ayırt etmekte bir
hayli zorlanıyorlar. Bununla birlikte önden
bakıldığında Opel’in son dönemde araçlarında marka kimliğini vurgulamaya yönelik
olarak kullanmaya başladığı ortak burun
yapısının bir unsuru olarak dikkat çeken V
tasarım teması, kaputun üzerinde yer alan
çizgi ve marka logosunu taşıyan geniş krom
ızgara farklılıklarını ortaya koyuyor. Gözyaşı formlu farlarıyla zarafetini, metal karter
korumasıyla ise sportif yönünü öne çıkaran
araç, ön kısımdan başlayan bu çizgilerini
yanda da akıcı bir şekilde sürdürerek arka
kısmıyla bir uyum içerisinde birleştiriyor.
Cam çevrelerinde kullanılan metal çıtalar,
ön çamurluklarda kullanılan sportif hava girişleri, arka tamponun altında yer alan me-
Antara’nın iç mekanına girildiğinde deri
koltuklarının da etkisiyle şık ve elit bir ortam sizi karşılıyor. Ölçülerinin de yardımıyla ferah bir kabin sunan araçta beş kişi
rahatlıkla seyahat edebiliyor, arka koltuktaki 933 mm’lik diz mesafesi de oldukça
iyi. Kokpit bölümünde özellikle Astra modelinden aşina olduğumuz bazı özellikler
dikkatimizi çekiyor. Şık ve rahat okunabilen
gösterge tablosu, kullanımı kolay radyo/CD
ünitesi ve havalandırma kanalları beğendiğimiz özellikler olurken, eski Astra modelinde karşılaştığımız (yeni Astra modelinde
çözümlenen) küçük eşya koyma gözü yetersizliği ise Antara’da da karşımıza çıkıyor.
Aracın şüphesiz iç mekanında en çok göze
çarpan unsur ise, yolcu koltuğunun yanında yer alan tutunma kolunun yapısıyla aynı
formda olan ve uçak levyesini andıran şık ve
sportif el freni kolu. Bu detay araca binen
herkesin meraklı bakışlarına ve övgü dolu
değerlendirmelerine konu olan bir uygulama olarak bizden tam not alıyor. Ön göğüs
kısmında bu segmentte yer alan bir araçta ister istemez daha yumuşak bir plastik
kaplamayı gözlerimiz ararken, direksiyon
simidinin modern ve sportif yapısıyla, kokpitin daha klasik çizgileri arasında biraz
daha farklı bir uyum yakalanabilirmiş diye
düşünmekten kendimizi alıkoyamıyoruz.
Standart olarak sunulan elektrikli açılır
tavanın da etkisiyle aydınlık ve ferah bir ortamın hakim olduğu kokpitte, görüş açıları
ise sorunsuz ve aracı yoğun trafik ortamında ve park manevralarında zorlanmadan
yönlendirebiliyorsunuz. Aracın güçlü izolasyon yapısıyla motor ve yol gürültüsünün
pek duyulmadığı iç mekanda, radyo/CD/
MP3 çalar da net bir ses kalitesi sunarak
sürüş keyfini artırmayı başarıyor.
Performans ve Sürüş Özellikleri
Daha önce testimize konuk ettiğimiz Insignia modelinden aşina olduğumuz 2.0
CDTi motor, şüphesiz 1790 kg’lik cüssesi
ve sürekli dört tekerlekten çekiş sistemi ile
Antara’ya aynı seviyede yüksek bir performans sağlayamıyor. Bununla birlikte araç
kullanım amacı açısından değerlendirildiğinde, yeterli bir performans sağladığını
söylemek de yanlış olmayacaktır. Antara’nın
150 hp gücündeki bu dizel motoru, 1600
bara kadar enjeksiyon basıncına, alüminyum silindir başlığına ve değişken geometrili turbo ünitesine sahip common rail turbo
dizel bir ünite. Maksimum tork değeri 320
Yüksek güvenlik ve
konfor donanımının
yanı sıra 2.0 litrelik dizel
motorla birleştirilen
otomatik şanzımanıyla
Antara, sınıfının en
iddialı modelleri arasında
yer alıyor.
Nm’yi 2000 d/d’da sağlayan motor, Active
Select adı verilen başarılı 5 ileri otomatik
şanzıman sisteminin rahat, sarsıntısız ve
hızlı vites değişimleriyle de yolcularını rahat
ettirmeyi başarıyor. Maksimum 178 km/s
sürate sahip olan araç, 0-100 km/s hızlanmasını ise 12.8 sn’de gerçekleştiriyor.
Opel uzmanları tarafından Almanya’da
Pferdsfeld ve İngiltere’de Millbrook merkezlerinde 5 milyon kilometreyi aşan uzun
testlerden geçirilen araç, geliştirilmiş şasi
sisteminin yanı sıra ESP, EBD, CBC (virajda denge kontrolü), TC (dinamik çekiş
kontrolü), ARP (aktif devrilme koruması),
(HBA) hidrolik fren destek sistemi, DSC
(yokuşta iniş kontolü) gibi yüksek güvenlik
donanımlarıyla da güvenli bir sürüş karakteri sergiliyor. Aracın elektronik kontrollü
akıllı 4X4 sistemi, normal koşullarda ön
tekerleklere güç aktarırken; yol koşulları
gerektirdiği zaman otomatik olarak dört
tekerlekten çekiş sistemine geçebiliyor.
Bu sistem aracın elektronik olarak kontrol edilen arka aks bağlantısı ile çalışarak,
buradan arka tekerleklere güç transferi
ihtiyacını algılayarak bir saniyeden az bir
sürede gerekli geçişi sağlıyor.
Fabrika verilerine göre 7.3 lt’lik şehir dışı
ve 10.9 lt’lik şehir içi yakıt tüketim değerine
sahip olan aracımız, ağırlıklı şehir içi trafik ortamında gerçekleştirdiğimiz testimiz
süresince 65 lt’lik deposuyla yaklaşık 600
km’lik bir yol katedebildi.
Sonuç
Opel, rekabetin yoğun olarak yaşandığı
SUV pazarında, gerek arazi şartlarında, gerekse yoğun şehir trafiğinde kullanımı keyifli ve şık bir araçla yer alıyor. Bu noktada
şüphesiz birçok alternatif içerisinde tüketici tercihleri öne çıkıyor ancak Antara otomatik şanzıman ve dizel motor bileşiminin
yanı sıra şık tasarımı ve yüksek donanım
listesi ile iddiasını ortaya koyuyor. Buna
aracın halen devam eden indirimli satış fiyatı da eklendiğinde Opel bu sınıftaki pazar
payını artıracak görünüyor.
Krom tavan rayları
ve tamponun
altında yer alan
metal kaplama
Antara'ya dinamik
bir görünüm
kazandırıyor.
9
AYIN KONUĞU
VW Binek Araç Genel Müdürü
Vedat Uygun
VW dünyanın en büyüğü
olmaya kilitlendi
Dünyada en büyük
otomotiv üreticisi olma
yolunda ilerleyen VW,
Türkiye'de ilk üçe
girmeyi hedefliyor.
Yazı: Edmon Bekyan
T
ürkiye’de 2009 yılında 26 bin 700 araç
satarak pazar payını yüzde 7.2’ye
yükselten Volkswagen gelecek yıl ilk
beş arasına girmeyi hedefliyor. Volkswagen Binek Araç Genel Müdürü Vedat Uygun, “2018 yılında dünyanın en büyük otomotiv üreticisi olma hedefimiz var. Türkiye’de
de 2011 sonrasında ilk üçü hedefleyeceğiz”
diyor. Ancak VW için asıl önemli olan müşterinin kalbinde bir numara olmak. Bu hedefine ulaşmak için marka, birçok avantajı beraberinde getiren uygun fiyatlı Volkswagen
Kasko’yu müşterilerine sunmaya hazırlanıyor. Vedat Uygun hedefleri ve yeni modellerle ilgili sorularımızı yanıtladı:
VW’in dünyadaki ve Türkiye’deki
konumuna değinebilir misiniz?
2008 yılında Volkswagen
“Mach 18” adını verdiği 10 yıllık uzun dönem
planını açıkladı. Bu çerçevede Volkswagen,
2018 yılında dünyanın en büyük otomotiv
üreticisi olmayı planlamakta. Son iki yıldır
pazar payını artırarak belirlemiş olduğu
hedefe doğru konumunu güçlendirerek
ilerliyor. Bunu, var olmadığı segmentlere girerek ve yeni segmentler oluşturarak
gerçekleştiriyor. Örneğin; daha önceden
var olmadığı küçük SUV segmentine Tiguan ile girerken, Scirocco modeliyle yeni bir
segment oluşturuyor.
Türkiye’de de buna paralel bir çıkış elde
ettik. 2009 yılında satışa sunduğumuz Polo,
Golf, Tiguan ve Scirocco çok olumlu tepkiler
aldı. Ayrıca yıllardır beklediğimiz 1.6 litrelik
dizel motorumuz, Jetta ve Golf’de kullanılmaya başlandı. 2008 yılında yüzde 6.9 olan
pazar payımızı 2009 yılında 26 bin 700 araç
satarak yüzde 7.2’ye yükselttik.
Kriz yılında yakalanan bu artış hedefiniz paralelinde mi gerçekleşti?
Çok daha yüksek rakamlara ulaşabilirdik;
ancak Volkswagen'in dünya genelindeki yükselişi, araç almada ve ikmalde bazı sıkıntılar
yaşatt›. İstediğimiz araçları alabildiğimizde
pazar payımızı yüzde 10’lara çıkartırken alamadığımızda yüzde 5’lere kadar geriledik.
Böylece, ortalamamız yüzde 7 civarında kaldı. 2010 yılın›n ilk iki ay›nda çok iyi sonuçlar
elde ettiğimizi görmekteyiz. Ocak ayında
1.724 adetlik satışla ithal otomobillerde birinci, toplam binekte ikinci sırada yer aldık.
Tarihimizde ilk olarak pazar payımızı yüzde
12-13’lere çıkarttık. Bunun devamlılığı, konjonktüre ve merkezden istediğimiz oranda
araç alıp alamamamızla bağlantılı olarak
değişiklik gösterebilir.
Bu yıl için hedefiniz nedir?
Bu yıl hedefimiz 30 bin araç satmak ve yüzde 8.2 civarında bir pazar payı elde etmek.
Amacımız 2011’e kadar ilk
beş arasında yer almak
ve 2011’den sonra ilk üçe
yükselmek. Sıralama ve
pazar payı çok önemli olsa
da, bizim asıl önem verdiğimiz husus müşterinin gönlünde
bir numara olabilmek. Bunu
gerçekleştirmek için alt yapıyı tamamladık,
ekibimizin eğitimine önem verdik. Bununla
ilgili yaptığımız pazar araştırmalarında en iyi
konumda olduğumuzu gördük.
Volkswagen’in dünyada olduğu gibi Türkiye’de de çok güçlü bir imajı var. Bunun
formülü nedir?
Öncelikle, 15 yıldır istikrarlı bir iletişim politikası izlemekteyiz. Bunu fiyat politikamızla
da destekliyoruz. Pazar iyi olduğunda fiyatları yükseltip, kötüleştiğinde düşürmüyoruz.
Böyle yapsaydık, hem ikinci elin değerini
düşürmüş olacaktık hem de müşterilerimizin markamıza olan inancını olumsuz yönde
etkileyecektik. Piyasa koşullarına göre bazı
hareketler oluyor, ancak bunlar çok dalgalı
gerçekleşmiyor. Ürün kalitesiyle fiyat/fayda
dengesi de iyi olunca, müşterinin marka algısı çok iyi bir konuma oturmuş oldu.
Satışa sunacağınız yeni modeller hangileri?
Bu ay satışa sunduğumuz Golf R’ın ardından Scirocco R’ı sipariş üzerine getirmeye
başladık. Haziran ayının başında Polo GTI ve
yeni Touareg’in satışına başlıyoruz. Yeni Touareg yerini aldığı modele oranla yüzde 20’ye
varan yakıt tasarrufu sunan motorlarıyla
dikkat çekiyor. Yeni model yılı ile birlikte
yeni Touran’nın da satışına başlayacağız. Bugüne kadar Touran’ın yer
aldığı pazar çok hareketli değildi ancak yeni
modelimizin bir canlılık katacağını düşünüyorum. Bunun en önemli sebepleri arasında
etkileyici tasarımıyla 1.6 litrelik dizel motor
ve otomatik şanzıman seçeneğinin olması
yer alıyor. Eski modelden yılda ortalama 500
adet satarken yeni Touran’da bu sayıyı dörde
katlamayı planlıyoruz.
VW Türkiye satış sonrasında dünyada ilk beş
arasında yer alıyor. Bu başarıya nasıl ulaştınız?
“Volkswagen’in müşteri memnuniyeti gibi
satış sonrası uygulamalarda “en iyi” olarak
belirlediği ülkelerden biri de Türkiye oldu.
Bu alanda yapılması planlanan yeni uygulamalar, ilk olarak bu ülkelerde denenip
geliştirildikten sonra diğer ülkelerde de uygulanmaya başlanıyor. Örneğin; VW Türkiye,
servis açısından müşteri memnuniyeti en
yüksek ülkelerden biri. Bunu nasıl başardığımızı anlatmak üzere sık sık yurtdışına
gidip toplantılarda konuşmalar yapıyoruz.
Örnek gösterildiğimiz diğer bir uygulama
ise, dört yaşından büyük araçlar için 2009
yılında başlattığımız ‘Yaşının üç katı indirim’
kampanyası. Bu yöntemle maliyet farkından
dolayı yetkili servislere gelemeyen 30 bin
eski müşteriyi yeniden kazandık.”
Volkswagen marka
kasko gelİyor
Volkswagen kullanıcılarına önemli avantajlar sunacak olan Volkswagen
marka kasko uygulamasına başlayacağız. Diğer kaskolarda, kaza yaptığınızda
aracınızı kasko şirketinin belirlediği servislere götürmeniz gerekirken Volkswagen
kaskoyu tercih edenler benzer bir durumda araçlarını yetkili servislere
götürebilecek. Ayrıca kasko fiyatı da daha
uygun olacak.
Norveç'te
gerçekleştirilen
Golf R lansmanında
görüştüğümüz
Volkswagen Binek
Araçlar Genel Müdürü
Vedat Uygun, markayla
ilgili gelişmeleri ve
hedefleri açıkladı.
10
VW, müşterİlerİne
F1 pİstİnİn kapılarını aralıyor
“Türkiye’deki F1 pisti olan İstanbul Park’tan nisan-ekim ayları arasında 40 günlük
kullanım hakkı aldık. Burada düzenleyeceğimiz etkinliklerde Scirocco, Golf R veya Polo GTI gibi
performanslı modelleri satın alan müşterilerimize özel eğitimler verip ardından otomobillerinin
tadını çıkartabilmeleri için tur atmalarına imkân sağlayacağız. Ayrıca bu otomobilleri satın
almayı planlayan potansiyel müşterilerimize de araçları F1 pistinde deneme imkânı sunacağız.”
11
Enzo Ferrari’nin
bile görünce
“Bu güne kadar
üretilmiş en güzel
otomobil” dediği
Jaguar E-Type,
markanın ikon
haline gelmesinde
en büyük
paya sahip.
Jaguar’› ikonlaştıran model
‹
ngiltere ve Avrupa’da E-Type, Amerika’da ise XK-E olarak bilinen ve güzel
hatları, performansı, rekabetçi fiyatıyla
büyük ilgi gören bu çok özel model Jaguar tarafından 1961-1974 yılları arasında
üretildi. E-Type, markanın otomobil tutkunları arasında ikon haline gelmesine neden
olurken üretim süreci boyunca 70 binden
fazla E-Type satmayı başaran firma da göz
12
ardı edilmemesi gereken bir başarıya
imza atmış oldu.
‹lk olarak iki kişilik coupe ve convertible olarak 1961 yılının Mart
ayında Cenova’da tanıtılan E-Type
için Enzo Ferrari, “Üretilen en güzel otomobil” diyerek hayranlığını
dile getirdi. Araç, saf güzelliğinin
yanı sıra böyle bir modelde daha
önce rastlanmamış bir rahatlığa sahipti. Hızlı ivmelenmesi ve üstün esnekliği ise hayranlık uyandırıyordu.
Birkaç yıl sonra daha uzun dingil mesafesine ve 2+2 kişilik kabine sahip versiyon satışa sunuldu.
E-Type’ın Seri 1, Seri 2 ve Seri 3 olarak adlandırılan üç farklı versiyonu
bulunuyor.
50’li yıllarda LeMans 24 yarışlarında
başarıdan başarıya koşan D-Type’ın yol
versiyonunu üretmek için kolları sıvayan Jaguar, yeni modelin XK150’nin yerini almasına karar verdi. Tasarımcısı ise,
motorlu araç tasarımına aerodinamik ilkeleri ilk juygulayan müdendislerden biri olan
efsanevi Malcolm Sayer’di. E1A olarak adlandırılan ilk prototip, alüminyum gövdeye
(seri üretime geçildiğinde çelik kullanıldı),
Bob Knight tarafından tasarlanan tamamen
bağımsız arka süspansiyona ve kendini is-
patlamış olan XK motora sahipti. Bu otomobil yalnızca fabrika sınırları içerisinde test
amaçlı kullanıldı ve ardından hurdaya çıkartıldı. İkinci prototip olan E2A, çelik şasiye ve alüminyum gövdeye ve yakıt enjeksiyonlu 3.0 litrelik XK motoruna sahipti. Yarış
otomobili olarak tamamlanan E2A , üzerinde gerekli olan bütün testler gerçekleştirilerek zayıf noktalar giderildiğinde artık
LeMans’daki başarıları için hazırdı.
LeMans yarışlarından emekli olduktan
sonra Amerika’ya, yarışlarda kullanılmak
gönderilen prototip E2A, 1961 yılında yarış
pistlerine veda etti ve test amaçlı görevlerde yer almak üzere tekrar İngiltere’ye getirildi. Bir müddet sonra ömrünü tamamladığı düşünülen otomobil parçalanarak
hurda olarak değerlendirilmek üzere uzun
bir süre sonra bekletildi ancak finali hiç de
öyle olmadı. 2008 yılında gerçekleşen bir
açık artırmada 4.5 milyon dolara bir otomobil tutkununun oldu.
Seri 1 (1961-1968)
1961 yılında sadece ihraç edilmek üzere üretilen Seri 1, dört ay sonra,1961 yılının Temmuz ayında iç pazara sunuldu.
Bu otomobilde üçlü SU karbüratörüne sahip 3.8 litrelik 6 silindirli XK6 motor, bütün
E-Type’larda bulunan bağımsız arka süs-
E-Type
pansiyon ve dört disk fren kullanıldı. 1961
yılındaki ilk testinde 100 km/s hıza 7.1 saniyede çıkışı, 40 km/s’lik maksimum sürati ve ortalama yakıt tüketimi 13.3 lt/100 km
ile herkesi etkiledi.
Seri 1 otomobilleri camla kaplı farlarıyla,
ağız şeklindeki hava girişinin küçüklüğüyle, tamponların üzerinde yer alan sinyalstop lambaları ve arka plakalığın altında
yer alan egzoz çıkışıyla ayırt edilirken deri
kaplı yarış tipi koltuklar, alüminyum kaplı orta konsol (1963 yılında vinileks ve deri
kullanılmaya başlandı) ve 4 ileri vites kutusu dikkat çekiyordu. 1964 yılında 3.8 litrelik
motor 4.2 litrelik versiyonuyla değiştirilirken
daha konforlu koltuklar, geliştirilmiş frenler
ve senkromeçli 4 ileri vites kutusu kullanıldı.
Opsiyon seçenekleri arasında ise telli krom
jantlar ve iki kişilik üstü açılan otomobil için
sert tavan bulunuyordu.
1966 yılında Coupe modelinin 2+2 versiyonu eklendi. Bu versiyonla birlikte otomatik şanzıman seçeneği de sunulmaya başlandı. Gövdesi 229 mm uzat›lan otomobilin
ön camı daha yatay, tavanı da daha farklı tasarland›. 1967-1968 yılları arasında üretilen ve Seri 11/2 olarak anılan otomobiller,
Seri 2 otomobillerin bazı özelliklerinin zaman içerisinde Seri 1 otomobillerine uyarlanmasıyla ortaya çıktı. Ayrıca, Amerika-
lı müşterilerin beklentileri doğrultusunda
da bazı değişiklikler yapıldı. Örneğin farların cam korumaları iptal edilirken kumanda butonları değiştirildi ve üç adet SU karbüratörün yerini iki adet Zenith-Sromberg
karbüratör aldı.
Seri 2 (1969-1971)
Cam koruması olmayan farlar, daha iyi
soğutma sağlayan büyütülmüş ön hava girişi, yeni sinyal ve stop lambaları, geliştirilen
fren sistemi ve çift fan motoru, yeni kuşak
E-Type’ın en önemli yeniliklerini oluşturuyordu. Üçlü SU karbüratör kullanılmaya devam edilmesine karşın Amerika pazarı için motorların gücü düşürüldü ve krom
parçaların yerini boyalı parçalar aldı. Havalı tasarıma sahip koltuklar ise daha konforlu
olanlarla değiştirildi. Klima ve hidrolik direksiyon opsiyon listesinde yer alıyordu.
Seri 3 (1971-1975)
Seri 3’de 5.3 litrelik 12 silindirli motor ve
hidrolik direksiyon bulunuyordu. Kısa dingil mesafesine sahip gövde tipi iptal edilirken V12 motor sadece 2+2 ve convertible modelinde kullanıldı. Yeni model, petek
şeklindeki panjuru, şişik çamurlukları ve
V12 logosuyla yerini aldığı modelden kolayca ayrılıyordu. V12 motorlu modele ek
olarak sınırlı sayıda 4.2 litrelik 6 silindirli
motora sahip Seri 3 otomobiller de üretildi.
Jaguar E-Type meraklılarında öyle bir
tutku yarattı ki kendisinden sonra çok daha
iyi, modern teknoloji ve tasarımlara sahip binlerce otomobil yaratılmış olmasına rağmen bazıları ondan vazgeçemiyor.
Amerikalı Goerge Sweeper 1968 model Jaguar E-Type’ını neredeyse 40 yıldır kullanıyor; bu güne kadar 942 bin kilometre yapmış. Bir seferinde 58 saat boyunca sürekli
olarak kullanmışlar otomobili. Hiçbir arıza olmamış. Bir kaç yıl önce ise ülkenin
bir ucundan diğer ucuna 16 bin kilometre
yapmış. Yalnızca Grand Kanyon’da vantilatör kayışı kopmuş. “Benimki tutkudan öte
bir şey, gerçekten bağımlıyım otomobilime” diyor Sweeper.
E-Type’ın tasarımı otomobil tarihindeki
ölümsüzler arasında yerini alıyor. 1966 yılında New York Museum of Modern Arts bütün bir sergiyi Jaguar E-Type üzerine hazırladı. Serginin ismi “Spor Otomobilin Rafine
Hali: Jaguar E-Type” idi. Serginin duyurularında “Otomobil 30 yıldan fazla bir süre önce
tasarlanmış ve üretimi 1974 yılında durdurulmuş olmasına rağmen Jaguar E-Type’ın
kurşuna benzeyen şekli halen en etkili ve en
çok kopya edilen spor otomobil tasarımı olmaya devam ediyor" deniliyordu.
13
Skoda
SUV sınıfında
S
koda’nın SUV segmentindeki ilk aracı
Yeti, 40 bin TL’den başlayan fiyatıyla
Türkiye pazarına sunuldu. Aile otomobili olarak tasarlanan yeni model, arazi şartlarında da iddialı. Experience donanım seviyesinde standart olarak sunulan ve 17 inç’lik
jantlarla sportif bir görünüm sergileyen
araç, panoramik açılır cam tavanıyla zevkli
yolculuklar vaat ediyor. Beş kapılı olarak geliştirilen yeni modelin geniş açılı yan kapıları
yolcu bölümüne giriş-çıkışı kolaylaştırıyor.
Akıllı dört çeker sistemi ve yerden 180 mm
olan yüksekliği Yeti’nin arazi koşullarında
zorlanmamasını sağlıyor. Dört çeker sistemi, normal yol koşullarında, motor torkunun yüzde 96’sını ön tekerleklere aktarırken
gerekli durumlarda gücün yüzde 90’ını arka
akslara yönlendirilebiliyor. Buna ek olarak,
elektronik diferansiyel kilidi, her iki akstaki
daha düşük sürtünme sağlayan tekerlerin kaymasını da önlüyor. Gösterge panosunda yer alan Off-Road tuşu, bütün
fren ve çekiş yardım sistemlerini özel
arazi ayarlarına getirirken Yokuş İniş
Desteği, dik yamaçları inerken kontrolü
kolaylaştırıyor. Bu özellikler arazide ve
kaygan yollarda tutunma ve manevra
kabiliyetini artırıyor. Yüksek güvenlik
donanımına sahip olan Yeti, Euro NCAP
çarpışma testinden en yüksek derece
olan “5 Yıldız” alarak kendini kanıtladı.
Güçleri 170 HP’ye ulaşan
6 motor seçeneği
Yeti’nin 4x4 ve 4x2 olmak üzere iki versiyonu bulunuyor. Yeni model, farklı ihtiyaçlara cevap verebilmek için güçleri 105 ile 170
arasında değişen üçü benzinli, üçü de dizel
olmak üzere toplam altı motora ev sahipliği yapıyor. Yeti’nin,
önden çekişli versiyonunda
kullanılan 4 silindirli 1.2 litrelik
benzinli turbo motor, 105 beygir
güç üretiyor. Özellikle şehir içi
kullanımda otomatik şanzıman
ve yüksek sürüş pozisyonu arayan bayanların da tercihi olması
beklenen Yeti’nin 1.2 TSI motor
seçeneğinde, 6 ileri manuel ve
7 ileri DSG otomatik şanzıman
seçenekleri bulunuyor. 1.8 litrelik TSI motor 160 HP’lik güç
üretirken, bu gücü dört tekere
aktarıyor. 2.0 TDI dizel motor
Skoda Genel Müdürü Mahmut Kadirbeyoğlu Yeti'nin farklı
seçeneğinde ise 140 ve 170 beymüşteri beklentileri doğrultusunda geliştirildiğini belirtti.
14
Off-Road tuşu sayesinde bütün fren ve çekiş yardım
sistemlerini özel arazi ayarlarına getirmek mümkün.
gir olmak üzere iki alternatif sunuluyor. Yeti,
maksimum 2 bin kilograma kadar olan römorkları çekebilme kabiliyetine sahip.
“Aldığımızdan fazlasını vermeyi
ilke edindik”
Yeti’nin tanıtımında söz alan Skoda Yüce
Auto Genel Müdürü Mahmut Kadirbeyoğlu,
Skoda Auto’nun son 10 yıl içerisinde büyük bir atılım gerçekleştirdiğine ve bu süre
zarfında yüzde 82 büyüdüğüne dikkat çekti. Ürün gamına eklenen ve markanın SUV
segmentindeki ilk ürünü olan Yeti’nin farklı
müşteri beklentilerini göz önünde bulundurularak gerçekleştirildiğine değinen Kadirbeyoğlu, “Yeti’de özellikle bayanların da
tercihi olmasını beklediğimiz 1,2 TSI motorla
birlikte temin edilebilen 7 ileri DSG tiptronik
şanzımanın, segmentinde önemli bir yenilik
olduğunu düşünüyoruz. Yeti’yi, genel felsefemiz olan ‘Tüketiciden almış olduğumuz
paranın çok fazlasını verme’ ilkesinden’ hareketle, 39 bin 990 TL’den başlayan anahtar
teslim fiyatıyla satışa sunduk.” dedi.
"R" logolu spor direksiyon ve mavi ibreli göstergeler göze ilk çarpan detaylar oluyor.
Golf ailesinin en güçlü
üyesi olan Golf R,
heyecan veren
performansı, dört
çeker sisteminin
sunduğu güvenli sürüş
ve gösterişten uzak
görünümüyle yer aldığı
sınıfta kendinden emin,
ağırbaşlı bir duruş
sergiliyor.
Ağırbaşlı yarışçı
Edmon Bekyan / Norveç
V
olkswagen ile özdeşleşen Golf’ün en
performanslı versiyonu olan Golf R’ı,
Norveç’in karlarla kaplı yollarında
ve buz tutmuş göllerinde denedik.
Aşağıdaki satırlarda turbo destekli 255 beygir gücündeki 2.0 litrelik motorun sunduğu
sürüş keyfini ve buzda otomobil kullanırken
elde ettiğimiz deneyimleri aktarmaya çalışacağız. Umarız bu satırları okurken, sizin
de yüzünüzde, bizim onu kullanırken olduğu
gibi tatlı bir tebessüm oluşur.
Golf R’ı Farklı Kılan Detaylar
Yaklaşık dört saat süren uçuşun ardından beyazlara bürünmüş Norveç’in başkenti Oslo’ya vardık. Burada bizi karşılayan
Golf R’larla konvoy oluşturarak yine dört
16
saatlik mesafede olan Gelio’ya hareket ettik. Bu bölge kışın kayak merkezleri, yaz
aylarında ise gölleriyle ünlü bir bölge. Göller kış mevsiminde donduğu için farklı bir
güzelliğe bürünüyor. Şimdi zamanı biraz
geri alıp Golf R’la ilk göz göze geldiğimiz
andan bahsedelim. Model serisinin zirvesini temsil eden Golf R’ın, markanın Tasarım
Grubu Başkanı Walter de Silva tarafından
niçin “La Semplicità” “Sadelik“ olarak tanımlandığını anlamak çok kolay. Dışarıdan
bakıldığında bu en güçlü Golf’ü diğerlerinden ayırt etmeye yardımcı olan çok az şeyin
olduğunu fark ediyorsunuz. Bu, şatafattan
hoşlanmayanlar için olumlu bir özellik. İlk
olarak farklı tampon, jant ve panjur tasarımı dikkatimizi çekiyor. Ardından zarif tasa-
rıma sahip krom R-logosu ve yine R-logolu
siyah fren kaliperleri öne çıkıyor. Arka
bölümde ise, standart modelden farklı
bir görünüme sahip ve gündüz farları gibi
LED’den üretilen stop lambaları, difüzör ve
ortaya konumlandırılmış çift egzoz çıkışı
en önemli farklılıkları oluşturuyor.
Kabine girdiğimizde, otomobilin dış hatlarının aksine, sanki “ben diğerlerinden
farklıyım” diyen detaylarla karşılaşıyoruz.
Volkswagen Exclusive tarafından geliştirilen bu detaylar arasında R-logolu spor
koltuklar (yarış tipi koltuk opsiyonu da
bulunuyor), yine R-logolu spor deri direksiyon, vites topuzu, alüminyum kapı basamağı sacları ve mavi ibreli göstergeleri en
önemli farklılıklar olarak sayabiliriz. Per-
formansı çağrıştıran mavi ibreli hız ve devir
göstergeleri çok yakışmış.
6.5 inç büyüklüğündeki dokunmatik ekranlı MP3 uyumlu müzik sistemi (4x20
Watt) ve arka park sensörüyle birlikte çalışan park kamerası ise konfora yönelik
özellikler arasında yer alıyor.
Her Şeyin Bir Bedeli Yoktur
Motora hayat verdiğinizde duyulan ve kulakları okşayan homurtu adeta “Bu kadar
ağırbaşlılık yeter! Şimdi varoluş amacım
olan performans ve safkan sürüş zevki için
hazır mısın?” diyerek işlerin ciddileştiğinin
sinyalini veriyor. Ardından, 255 beygir ve
0-100 km/s hızlanma için gerekli olan 5,7
saniye rakamları Golf R’ın ne anlama geldi-
ğini ortaya koyuyor. Bunlara DSG şanzımanın sunduğu çok hızlı ve kesintisiz geçişler
de eklendiğinde, işte o gülümseme yüzümüzü kaplıyor. Bu performanslı otomobilin
güvenli kullanılmasına, yeni nesil 4MOTION
dört tekerlekten çekiş sistemi, elektronik
destek sistemi, geliştirilmiş süspansiyon
ve frenler büyük katkıda bulunuyor. Yerden
yüksekliği standart modele oranla 25 mm.
alçaltılan Golf R’da standart olarak sunulan
DCC dinamik şasi kontrolü, süspansiyon
sertliğini sürekli olarak yola ve sürüş durumuna uyarlıyor. “Normal” modun yanı sıra
sürücü kullanım koşullarına ve karakterine bağlı olarak “Spor” ya da “Konfor” modunu da devreye sokabiliyor. Bu özellikler,
buzla kaplı gölde ilerlerken kendinizi sanki
asfalttaymışcasına güvende hissetmenizi
sağlıyorsa, yolda neler yaşatabileğini siz
düşünün. İleri teknoloji ürünü TSI Motor,
255 beygiri ile sizi koltuğa yapıştırırken “Her
şeyin bir bedeli vardır” demeyerek 100 kilometrede ortalama 8.4 litre yakıt (fabrika
verisi) tüketiyor. Performanslı kullanımda
bu değer, doğal olarak artacaktır.
Performanslı bir otomobile sahip olmak ve bu otomobili başkalarının gözüne
sokmadan kullanmak istiyor, dört çekerin
sunduğu güvenlike keyfi de beraberinde
yaşamayı hedefliyorsanız, 49 bin 500 euro-
dan satışa sunulan Golf R’ı kesinlikle incelemenizde fayda var diye düşünüyoruz.
Norveç’te Buz Üstünde Tango
Volkswagen sürüş eğitmenleriyle donmuş gölde gerçekleştirdiğimiz sürüş deneyimi, normal şartlarda bir insanın cesaret
edemeyeceği detaylarla doluydu. Otomobil
o kadar iyi dengelenmiş ki, buzda bile sizi fizik kurallarının el verdiği son noktaya kadar
güzergâhınızda tutmaya çalışırken ESP sistemi nadiren devreye giiryor. Bütün destek
sistemlerinin devrede olduğu turların ardından eğitmenler, sigortayı çıkartıp ESP ve
ABS’yi devre dışı bırakarak en kötü senaryo
karşısında neler yapmamız gerektiği konusunda bize yardımcı oldular. Otomobil virajda kaymaya başladığında beyniniz, ayağınızı
gazdan çekip frene basmanız gerektiğini
söylese de, siz ona karşı çıkıp gaza daha fazla yüklenin, çünkü böyle bir durumdan kurtulmak için tek şansınız bu. Aslında bunun
gibi sürüş deneyimleri, var olduğunu bile
unuttuğumuz yardımcı elektronik sistemlerin ne kadar hayati öneme sahip olduklarını
hatırlamamızı sağlıyor. Tango yapan bir çift
arasındaki mükemmel uyum gibi, Golf R’da
sizinle bütünleşerek, hatta eksik kaldığınız
anlarda sizi tamamlayarak jüriden en yüksek puanları almanızı garantiliyor.
Teknik Özellikler
Motor
4 silindirli
Silindir hacmi
1984 cc
Maksimum güç
225 HP 6000 d/d
Maksimum tork
330 Nm 2400-5200 d/d
Şanzıman
6 ileri DSG
Maksimum hız
250 km/s
0-100 km/s
5.7 sn
Tüketim (ort.)
8.4 lt/100 km
Ağırlık
1466 kg
Fiyat
49.500 euro
17
İKİNCİ ELİ UZMANINA SORUN
DOD İkinci El Sistemi Fiyatlandırma Şefi olan Barış Diker, otomobil
tercihi ve alım satımı hakkında rehberlik yapıyor ve sorularınızı yanıtlıyor.
Sorularınız için: [email protected]
Otomatik, konforlu bir
araç önerir misiniz?
Merhabalar,
2004 model Ford Focus aracım var. Geçtiğimiz ay bir bebeğimiz oldu, bu nedenle
biraz daha geniş ve otomatik vitesli bir araca geçmek istiyoruz. Focus’u satmayı ve en
fazla 10 bin TL’lik kredi almayı planlıyorum.
Sizce aracımın mevcut değeri nedir? Bebeğimizle rahat edebileceğimiz, güvenli hangi
araçları tavsiye edersiniz?
Bora Türker
Sayın Bora Türker,
Sorunuzdan aracınızın hatchback ve düz
vites olduğu anlaşılıyor; bu durumda, aracınızdan memnunsanız Focus’un yeni kasasının sedan modelini düşünebilirsiniz.
Aracınızın piyasa değeri, aracın durumuna
ve kilometresine göre yaklaşık olarak 16
bin ile 18 bin TL arasında değişmektedir.
Bu aralıktaki satış fiyatına 10 TL eklendiğinde, Focus Sedan’ın yeni kasası yanı sıra
VW Jetta’nın 2005-2007 modelleri ile Opel
Astra Sedan’ın 2008 ve Megane’nın 20072008 modellerini önerebiliriz. Bu modellerin tümü, Euro Ncap güvenlik testlerinden
çok yüksek puan alarak güvenlik açısından
sorunları olmadığını ispatladı.
Bu arada çocuk koltuğunun bebeğiniz
18
için hayati önem taşıdığını da hatırlatalım.
Doğuma hazırlık aşamasında çocuk koltuğu almadıysanız, bir an evvel edinmenizi
öneririz. Ayrıca, Haziran ayından itibaren,
çocuk koltuğu zorunlu tutulacak ve sıkı
kontroller başlayacak.
15 bin TL'ye hangi HB
modelini önerirsiniz?
Barış Bey Merhaba,
Üniversite son sınıf öğrencisiyim, 15 bin TL
civarında ikinci el bir araç almak istiyorum.
Hatchback modelleri tercih ediyorum. Güzergahım gereği yokuş yukarı çıkmam gereken bölgeler oluyor. Sizce bu bütçe çerçevesinde ne tarz arabalar seçmeliyim, özellikle
önereceğiniz bir model var mı?
Volkan Sezgin
Sayın Volkan Sezgin,
Bütçenizine uygun araç modelleri, genelde Renault Clio, Opel Corsa, Hyundai Getz,
Nissan Micra ve VW Polo tarzı araçların
olduğu A0 segmentindeki araçlardır. Bu
segmentteki araçların ikinci el pazarında
karşılaşılan en önemli sorun, çok çabuk el
değiştirdikleri için çıkan ilanları sürekli takip etme zorunluluğudur. Bunun yanı sıra
araçların periyodik bakımlarının çok ihmal
edildiğini gözlemliyoruz. Bu nedenle aracınızı sahibinden alıyorsanız, karar vermeden
önce mutlaka yetkili servise göstermeniz
gerekir. Ayrıca birçok modelde, ”otomatikleştirilmiş manuel şanzıman” da denilen
yarı otomatik şanzımanlı araçların, sürekli
yokuşta kullanıldığında sorun çıkartabileceğini belirtmemizde yarar var. Bu araçlar, görünüşte otomatik vites koluna sahip
olmalarına rağmen, şanzıman çalışma
prensibi açısından manueldirler ve yokuşta kayma yaparlar. Bu konuda internetteki
forumlardan yararlanabilirsiniz.
Bu olumsuzluklara karşın, düşük benzin
tüketimi ve park etme kolaylığı gibi nedenlerlerle A0 segmentindeki araçlar en çok
tercih edilenler sınıfına girdikleri gibi çoğu
edemiyorum. 25 bin TL’lik bir bütçe için hangi dizel araçların ikinci elini önerirsiniz?
Teşekkürler,
Hakkı Özaydın
zaman ailenin ikinci aracı olmaları veya
kadın aracı olarak kullanılmaları nedeniyle
düşük kilometrelerini bulmak da daha kolaydır. Yukarıda saydığımız modellerin bakımlı, temiz durumda ve düşük kilometreli
seçenekleri arasında karar verebilirsiniz.
İlk çalıştırdığımda
vitesler geç geçiyor
Merhabalar,
2008 model 1.6 102 beygir otomatik Volkswagen Golf kullanıcısıyım. Özellikle aracı ilk
çalıştırdığımda vites geç değişiyor ve bu nedenle araç çok sesli çalışıyor. Aracımı ilk kullandığım dönemlerde bu problemi yaşadığımı
hatırlamıyorum, sanırım yeni ortaya çıkan bir
sorun. Sizce bu sorunun nedeni ne olabilir,
önemli bir problem midir? Serviste özellikle
kontrol ettirmem gereken bir parça bulunmakta mıdır? Yardımcı olabilirseniz sevinirim.
Teşekkürler,
Zeynep Algan
mez. Fazla vakit geçirmeden yetkili servise
giderek arızanızı tespit ettirmenizi ve iş emrinin bir kopyasını almanızı öneririz.
Yılda 40 bin km yola
hangi ticari araç gelir?
Merhaba,
Şirketim için küçük bir ticari araç satın
almak istiyorum, 25 bin TL civarında bütçem
var Yılda ortalama 40 bin kilometre yol katediyorum ve dizel araç tercihim. Otomotiv
dünyasında yenilenen teknolojileri çok takip
Sayın Hakkı Özaydın,
Son yıllarda, ticari araçların teknoloji ve
donanım seviyesi binek araçlara yaklaştı. Binek araç vergilerinin yüksekliği ticari araca
ilgiyi artırdı. Bildirdiğiniz fiyat seviyesinde
Doblo, Caddy, Kangoo, Transit Connect gibi
birçok modelin ikinci eline rastlamak mümkün. Hafif ticari araçlarda 25 bin TL civarında
bir bütçe ile ikinci el bir araç alabileceğiniz
gibi, daha düşük donanımlı veya aynı platformda üretilen Fiorino, Nemo, Bipper gibi
daha küçük sıfır araç alma olanağınız da var.
Ticari araç pazarı 2009 yılında hacimsel olarak değişmemiş ancak, bu sınıf araçların girmesi ve krizin etkisiyle küçük araçlara doğru
bir talep kayması olmuştur. Yılda 40 bin kilometre ticari bir araç için fazla bir kilometre
değil. Ticari araçta kullanım çok önemlidir;
öyle ki, aynı aracın aynı kilometre yapmış
ikinci el seçenekleri arasında çok temizleri
olduğu gibi çok kirli ve masraf gerektirenleri
de bulunmakta. Ticari aracın kondüsyonu taşıdığı yüke ve sahibinin bakımını zamanında
yaptırmış olmasına göre değişmektedir. Bu
arada yeni yönetmelik gereği, bu araçların
kullanımı için SRC-2 belgesi gerektiğini de
bilginize sunmak isteriz.
Sayın Zeynep Algan,
Otomatik şanzımanlı bir araçtaki arızanın
mutlaka yetkili serviste, uzman mekaniker
tarafından kontrolü gerekir. Senkromeç,
şanzıman yağı eksikliği vs. gibi birçok olasılık söz konusu olabilir, ancak kesin bir şey
söylemek yetkisi yalnızca yetkili servise aittir. Bizim bilgimiz dahilinde, Golf araçların
şanzımanlarıyla ilgili kronik arıza bildirimi
yok; ayrıca aracınızın sesli çalışmasının
mutlaka şanzımanla ilgili olması da gerek19
REHBER
İkinci el
otomobil
almanın püf
noktaları
-2-
Doğru Araç Tercihi
İçin İhtiyaç Analizi
“Bir araç her şeyi yapamaz...”
Araç eğitimlerinde ve test sürüşlerinde, aynı segmentte yer alan
araçların fren, yol tutuş, konfor, hızlanma gibi verileri katılımcılar
tarafından karşılaştırılırken eğitmenler bu ifadeyi mutlaka vurgular. Örneğin, bir test sürüşünde kullanılan bütün araçlarda ABS
bulunduğunu varsayalım. Test sırasında bir modelin fren performansının çok daha iyi olduğunu ve aracın çizgisinden hiç sapmadığını gözlemlerken, aynı aracın farklı bir test olan slalom parkurunda, performansının diğer araçlara göre geride kaldığını bir gerçek
olarak fark edebilirsiniz.
Benzer şekilde, hızlanma verileri çok iyi olan bir aracın yol bilgisayarına baktığınızda, yakıt tüketimi dudağınızı uçuklatabilir. Veya
çok geniş iç hacmini sevdiğiniz, “Çok rahat, ferah, diz mesafesi çok
iyi” diye tanımladığınız bir aracın, farklı bir değerlendirmeyle, yokuşta zorlandığını görebilirsiniz.
Bütün bu örneklerden şu sonuca varmak mümkündür: Bir araç,
birbirinden farklı kullanıcıların değişik beklenti ve ihtiyaçlarına aynı
anda eksiksiz bir şekilde cevap veremez. Bir başka deyişle, bir araç
en yüksek performans, en uygun fiyat, en düşük yakıt tüketimi, en
geniş iç hacim, en şık tasarım, en yüksek ikinci el değeri gibi farklı
beklentileri birarada sunamaz; bunlardan bir veya birkaçında üretim kısıtlamaları, pazar koşulları, ekonomik faktörler, rekabet ortamı gibi farklı nedenlerle mutlak suretle taviz verilmek durumundadır. Buradan hareketle, “iyi bir araç” tanımının, optimum değerleri
yakalayan, sahibinin beklenti ve ihtiyaçlarına en üst düzeyde cevap
verebilen araç olduğunu önemle vurgulamalıyız.
27
İhtiyaç Analizi Nasıl
Araç alım kararının sağlıklı ve doğru bir şekilde verilmesinde, araç sahibinin ihtiyaç analizini doğru
yapması büyük önem taşımaktadır. Araç satın almaya karar verdikten sonra kendinize; “Benim
öncelikli ihtiyaç ve beklentilerim nelerdir?” sorusunu sormanız ilk ve en önemli adım olacaktır.
Segment ve Kasa Tipi Seçimi
İhtiyaç analizinde ilk karşımıza çıkan
karar noktası, hangi segmentte bulunan ve
ne tür kasa tipine sahip araçların beklentilerimizi karşılayacağıdır.
Çoğu zaman sıfır kilometre veya ikinci el
araç satın almayı düşünenler, şu tip sorulara yanıt bulmaya çalışırlar:
VW Polo mu daha iyidir, yoksa Renault Megane mı? Opel Astra HB mi tercih
edilmelidir, yoksa Peugeot 407 mi? Cevap
hep aynıdır: Farklı segmentlerde yer alan,
birbirinden çok farklı özellikteki araçları
kıyaslamak doğru sonuç vermez; öncelikle hangi özellik, tip ve büyüklükte bir araca
ihtiyacınız olduğunu belirleyerek, bütçenizi
de göz önüne alıp satın almayı düşüneceğiniz aracın yer alacağı segmenti ve kasa
tipini belirlemeniz gerekmektedir.
Konuyu örneklerle ele alırsak; VW Polo,
Renault Clio, Opel Corsa gibi araçlar A0
segmentinde yer alan küçük ebatlı araçlardır; şehir içinde kolay park imkanı ve
28
düşük yakıt tüketimi gibi avantajlarıyla bu
beklentilere uygun çözümler sağlarlar.
Buna karşın çocuklu ve buna bağlı olarak
bagaj hacmi ihtiyacı fazla olan bir aile açısından; bu segmentte yer alan araçların
sunabileceği alanlar, ihtiyaç ve beklentileri
karşılamakta yetersiz kalabilir. Bu noktada doğru bir ihtiyaç analizi yapılarak, bir
üst segmentte bulunan Astra HB, VW Golf,
Renault Megane, Peugeot 308 gibi küçük
aileler için uygun olan hatchback araçların
değerlendirilmesi söz konusu olabilir. Bununla birlikte yaşam alanı ihtiyacı daha da
fazla ise, VW Jetta, Ford Focus Sedan, Honda Civic, Toyota Corolla gibi dört kişilik ailelere daha uygun olan sedan araçlar tercih
edilebilir. Bunlardan başka, bu araçların bir
üst segmenti olan B segmentinde yer alan
VW Passat, Opel Insignia, Audi A4, Renault
Laguna, Toyota Avensis, Ford Mondeo gibi
genellikle üst düzey yöneticiler için makam
aracı olarak kullanılan araçlar da değerlen-
dirilebilir. Son yıllarda kalabalık aileler için
MPV (Multi Purpose Vehicle) – “Çok Amaçlı Araç” olarak tanımlanan yüksek tavanlı
araçların tercih edilme oranlarının da hızla
arttığı, bu segmentte yer alan Opel Zafira,
Toyota Verso, Renault Scenic, VW Touran,
Citroen Picasso, Seat Altea XL gibi modellerin sürekli pazar paylarını artırdıkları da
gözönüne alınması gereken bilgilerdir.
Kasa tipi ve segment seçimine paralel
olarak hangi model ve kaç yaşındaki araçlar
içerisinden seçim yapabileceğiniz de tespit
edilmesi gereken satın alma sürecinin belirleyici bir kararıdır. Eğer seçtiğiniz aracın
sıfır kilometresine bütçeniz yetmiyorsa,
aynı marka ve modelde bulunan 2-3 yaşındaki araçlar içerisinden de seçim yapabilirsiniz. 1 yaşında ve fiyatı sıfır kilometredeki
araca göre yüzde 15-20 daha aşağıda olan
modeller kesinlikle daha uygundur, ancak
alıcılar açısından pazarda uygun koşullarda
bulunması da bir o kadar zordur.
REHBER
Yapılmalıdır?
İkinci el
otomobil
almanın püf
noktaları
-2-
Yakıt Tipi Seçimi
İhtiyaç analizinde en çok yanılgıya düşülen konulardan biri, satın alınacak aracın
yakıt tipi kararıd›r. Günümüzde artan yakıt
fiyatlarının yarattığı psikolojik etkiyle birlikte
sıfır kilometre ve ikinci el pazarında, hemen
herkes dizel araç bakarak işe başlar. Oysa
basit bir matematik hesabıyla net olarak
görülebileceği üzere, yıllık minimum 25 bin
kilometre araç kullanma ihtiyacı olmadan
dizel araç satın almak, aynı aracın benzinli
versiyonuna göre başlangıçtaki satın alma
maliyet farkının yanı sıra; daha yüksek olan
bakım maliyetlerine de katlanmak
anlamına gelecektir. Türkiye pazarında sıfır kilometrede karşılaşılan araç
taleplerinin, yüzde 50’lik bir bölümü
dizel yakıt tipine dönmüştür. Kısaca
özetlediğimiz bu nedenlerle düşük
kilometre (yıllık 20 bin kilometreden
az) kullanım koşullarında benzinli
araçları tercih etmenizi öneririz. Benzinli araçların, Avrupa’da olduğu gibi,
ülkemizde de gerekli onay ve denetimlerden geçmiş kurumsal şirketler
tarafından LPG’ye çevrilerek bütçenizi rahatlatması olanağı da gözardı edilmemesi
gereken bir seçenektir.
Lüks segmentte yer alan araçlarda ve arazi
araçlarında ise, özellikle yüksek motor hacmine sahip benzinli araç seçeneklerine göre
dizel araç seçenekleri ikinci elde satış avantajları nedeniyle tercih edilmektedir. Hangi
tür araç olursa olsun sürekli uzun yol yapılıyorsa, yüksek tork değerlerinin sağladığı
avantaj ile dizel araç seçeneklerinin tercih
edilmesi gerektiğini de ilave etmemiz gerekir.
Şanzıman Tipi Seçimi
Türkiye’de kayıtlı araçların yüzde 41’lik
gibi önemli bir bölümü İstanbul plakalıdır.
İstanbul’un yoğun trafiğinde hergün yaşanan
“dur-kalk”ların sürücüleri bıktırması, otomatik araç satışlarını artırmıştır. Otomatik
araç, kullanım kolaylığı ve konfor anlamına
geldiği gibi ikinci elde satışı da çok kolaydır.
Ancak, özellikle eski teknolojiye sahip şanzıman
seçenekleri, düz vitese
oranla yüzde 20-25 oranında yüksek yakıt tüketimi demektir. Performans
ve yakıt tüketimi anlamında geçmişte yaşanan
kayıpların önüne, özellikle tiptronik, DSG gibi yeni
teknoloji ürünü otomatik
şanzıman seçenekleriyle
geçilerek oldukça başarılı sonuçlar sağlanmasına
rağmen trafiğin daha seyrek olduğu birçok Anadolu şehrinde, otomatik araç
bu nedenle tercih sebebi değildir. İstanbul
içinde bazı güzergahlar yoğun trafiğe maruz
kalmadığı için otomatik araç İstanbul için bile
zorunluluk arzetmeyebilir. Kısaca değindiğimiz bu hususları, şanzıman tercihinizde kendi koşullarınız açısından değerlendirmeniz,
ihtiyaç analizinizdeki önemli hususlar arasında yer almaktadır.
Araç segmenti büyüdükçe artan konfor
beklentilerinin etkisiyle
otomatik/tiptronik/speedtronik/multitronik araç
tercihleri
artmaktadır.
Hatta bazı markaların
özellikle arazi aracı seçeneklerinde ve markaların
amiral gemisi olarak nitelenen Mercedes S serisi, Audi A8, BMW 7 Serisi
gibi D segmentinde yer
alan seçeneklerde düz
vitesli versiyonlara rastlamak mümkün değildir.
Bütçenin
Belirlenmesi
Maddi boyuta gelindiğinde
ise farklı durumlarla karşılaşabilirsiniz. Bütçeniz, ihtiyacınızı
karşılayabilecek olan araç için
yeterli olmayabilir. Başka bir
deyişle, evdeki hesap çarşıya
her zaman uymayacaktır. 7-8
bin TL üzerindeki bütçe açıklarında, eğer aylık geliriniz buna
imkan veriyorsa, araç kredisi
kullanmanızda ve bunun için
internetteki finansal karşılaştırma modüllerine göz atmanızda
fayda var. Daha düşük rakamlar
için, bireysel kredi ile de açığınızı kapatabilirsiniz.
Özetlemek gerekirse, araç
alımı şu tercihler net olarak
ortaya konduktan sonra yapılmalıdır:
Araç segmenti, modeli
Kasa tipi (veya bagaj ihtiyacı)
l Fiyat aralığı
l Yakıt türü (km ihtiyacına bağlı)
l Şanzıman tipi
l
l
Analizinizi böyle bir sıralamayla yapmak zorunda değilsiniz. Hatta önceden belirli
noktaları netleştirebilir ve tecrübelerinize de dayanarak kararınızı oluşturabilirsiniz.
29
REHBER
İkinci el
otomobil
almanın püf
noktaları
- 2-
Yapılmaması Gerekenler
Biraz da yapılmaması gerekenlere değinmekte fayda olduğunu
düşünüyoruz;
Araç seçimi için mutlaka internetten ve özellikle kurumsal ikinci
el araç alım satım sitelerinden faydalanın.
l “Yeni modeli ağustosta çıkacak” tarzı haberlere, distribütör
tarafından yapılmış bir açıklama veya basın bülteni yoksa itibar
etmeyin.
l 15-20 farklı araç seçeneği arasında karar vermeye kalkmayın,
en çok üç veya dört model arasında seçim yapın.
l Çok ucuz ilanlara itibar etmeyin veya aracın önemli bir kusuru
nedeniyle ucuz olabileceğini aklınızdan çıkarmayın.
l “O araç çekmez, o motor o araca küçük” tarzı yorumlar kesinlikle yanlıştır. Uzun yıllar süren ar-ge çalışmalarının ardından
konusunda uzman birçok mühendisin çalışmalarıyla üretilen ve
sayısız teste tabi tutulan bu araçlarla ilgili olarak net bir şekilde
ifade edebileceğimiz tek nokta; hiçbir üreticinin çekiş gücü olmayan bir araç üretmeyeceğidir. Bu yorumun nedeni, geçmişte
30
doğru bir ihtiyaç analizi yapmadan araç satın alma kararını alan
bir kullanıcının, bu kararında düştüğü yanlıştan dolayı oluşan
memnuniyetsizliğini araca bağlamasıdır. Konuyu bir örnekle ele
alırsak; yüksek performanslı bir araçtan biraz daha düşük performanslı ve daha ekonomik bir motora geçen sürücülerin yaşadığı hayal kırıklığıdır ve araç kaynaklı değildir. Dahası, her aracın
performansı farklıdır.
İşin bu noktasında şunu hatırlatmamız gerekiyor: Profesyonel
yardım almanız ve kurumsal bir kanalı kullanmanız halinde, size
bu sorular yarı sohbet yarı anket tarzında sorulacaktır. Bu nedenle
doğru karar için, kurumsal güvene sahip bir ikinci el merkezine
mutlaka uğramanız sizin yararınıza olacaktır. Bu kısa yazıda size
vermeye çalıştığımız bilgilerin haricinde mutlaka vurgulanacak
noktalar çıkacaktır.
Bir sonraki yazımızda, doğru araç alım satım kararını verebilmek için ihtiyaç analizinden sonra göz önünde bulundurulması
gereken diğer önemli konulara ve hayati ipuçlarına değineceğiz.

Benzer belgeler

TEST - Slide HTML5

TEST - Slide HTML5 markanın çevreye duyarlı ve ekonomik motor seçeneklerinden olan iki adet HDi (1.4 HDi 70 HP, 1.6 HDi 90 HP) ve bir adet benzinli (1.4i 75 HP) motor bulunuyor. İlk etapta 5 vitesli düz şanzımanla sa...

Detaylı