YIL 2012, SaYI: 45 EKİM, KaSIM, aRaLIK

Transkript

YIL 2012, SaYI: 45 EKİM, KaSIM, aRaLIK
YIL 2012, Sayı: 45 EKİM, KASIM, ARALIK
MÜTEVELLİ HEYETİ
YURT MADENC‹L‹⁄‹N‹ GEL‹ŞT‹RME VAKFI,
Ad›na SAH‹B‹: Prof. Dr. GÜVEN ÖNAL,
SORUMLU MÜDÜR: Prof Dr. Işık Özpeker
YAYINA HAZIRLAYAN
Gerçek Kişiler
Ymgv Yayın Kurulu
Abdullah Mısırlıoğlu, Ali Erguvanlı, Ali Türkoğlu, Alp Gürkan,
YAYIN KOORDİNATÖRÜ
Atılgan Sökmen, Behçet Süleymanoğlu Cemil Ökten, Dündar
MAD.MÜH. DÜNDAR ERGUNALP
Ergünalp, Dündar Renda, Ekrem Yüce, Enver Erdoğan, Erdoğan
Telefonlar:
+90 212 246 2 081 +90 212 230 5 632
Faks: +90 212 247 5 111
Yüzer , Gülhan Özbayoğlu Günaydın Yirmibeşoğlu, Güngör Tuncer,
YAYIN KURULU
MAD.MÜH. DÜNDAR ERGUNALP
MAD. MÜH. HALDUN LÜTFULLAHOĞLU
DOÇ.DR. SAMİ DEMİRBİLEK
MAD.MÜH. MEHMET UTKAN
DOÇ.DR.İLGİN KURŞUN
www.ymgv.org.tr
[email protected]
Güven Önal, H.Nijat Gürsoy,
Halil İbrahim Kırşan, Halim Demirel Hayrettin Elmas, Işık Özpeker,
REKLAM SORUMLUSU
Gülseren Koçer
İ.Hakkı Arslan, İlhami Tezcan , İsmet Kasapoğlu, İsmet Sivrioğlu
E-POSTA
Lütfi Çallı, Mahir Vardar, Melih Turhan, Metin Balıbey, Mevlüt
[email protected]
Kemal, Murat Dedeman , Murat Turan Mustafa Sönmez, Necati
Ymgv Yönetim Kurulu
[email protected]
Kurmel, Nizamettin Çoban,
Başkan: Prof.Dr. Güven Önal
Başkan Yardımcısı: Prof.Dr. Işık Özpeker
Genel Sekreter: Murat Turan
Grafik Tasarım
Oktar Kızılsencer, Ömer Yenel, Özer Altay, Rıfat Kont, Sabri
Gamze Üstünlü
Karahan Sadrettin Alpan, Sami Demirbilek, Selahaddin Anaç,
www.gamzeustunlu.com
[email protected]
Selçuk Buyurgan,
Muhasip Üye: Selçuk Buyurgan
Selim Çiçek, Senai Saltoğlu, Taşkın Akdeniz Tolga Yalçın, Tony
Alp Gürkan (üye),
basılan matbaa
Caouki, Tuğrul Erkin, Yener Cander, Yüceer Göver, Zeki Doğan,
Prof. Dr. Erdoğan Yüzer (üye),
Zeki Yavuztürk
Dr. Nijat Gürsoy (üye),
Doç. Dr. Sami Demirbilek (üye),
YMGV
TRAKYA MADENCİLERİYLE BULUŞTU
40
DENİZ ENERJİSİNDE YENİ ÇALIŞMALAR
52
DÜNYA TÜRK MÜHENDİSLERİNİ
KONUŞUYOR
Yeni “Teşvik Kararnamesi”
Eğitim Semineri
Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı, madencilik
sektörüne yönelik olarak Haziran 2012’de yayınlanan yeni ‘Teşvik Kararnamesi ........................... 14
Altın Üretimini
100 tona çıkarmak mümkün
İSMET SİVRİOĞLU (üye)
Tüzel Kişiler
Altın Madencileri Derneği, Eti Bakır A.Ş. , Eti Maden, İTÜ Maden Fakültesi,
Denetim Kurulu
Dr. Dündar Renda,
Günaydin Yirmibeşoğlu,
Özer Altay
içindekiler
içindekiler
“Türk maden sektörünün ilk dergisi”
EKİM - KASIM - ARALIK 2012, Yıl 11 Sayı: 45 YAYIN Türü: YaygIn, Sürelİ
Maden İşleri Gn. Md., Maden Müh. Odası, MTA, TKİ, TTK, Tümmer,
Türkiye Maden İşçileri Sendikası , Türkiye Madenciler Derneği
Avrupa’nın en büyük altın madeni olan UşakKışladağ madenini işleten TÜPRAG Metal Madencilik A. Ş ................................................... 28
Devletin elinde metal madenİ kalmadı!
YURT MADENC‹L‹⁄‹N‹ GEL‹ŞT‹RME VAKFI POSTA ADRES‹ HARB‹YE, CUMHUR‹YET CADDES‹ 179/5 Ş‹ŞL‹ 34367 ‹STANBUL TÜRK‹YE
Telefonlar: +90 212 246 2 081 +90 212 230 5 632 Faks: +90 212 247 5 111 www.ymgv.org.tr [email protected]
Banka Hesap NumarALARI
VAKIFLAR BANKASI OSMANBEY ŞUBESI/İSTANBUL IBAN: TR 030.001.500.158.007.285.379.664
HALK BANKASI ELMADAĞ GIRISIMCI ŞUBESI/İSTANBUL IBAN: TR 84 0.001.200.975.100.016.003.041
REKLAM INDEX
Türkiye Maden İşçileri Sendikası Genel Başkanı Nurettin Akçul ile maden sektöründe yaşanan sorunlar, maden ve enerji politikaları,
özelleştirmeler, işçi-işveren ilişkileri, hakkında
konuştuk ............................................................ 36
makale: Dünya Maden Rezev SInIflandIr-
ma Sistemleri Ve Türkiyedeki GelişmeleR
ÇAYELİ BAKIR ......................................... .... 10
TÜRKİYE MADEN İŞÇİLERİ SENDİKASI .....39
IDC ............................................ ÖN KAPAK İÇİ
METEK ........................................................ 11
REMAS REDÜKTÖR MAKİNE A.Ş .............. 44
KESİCİ DIŞ TİCARET.................................. 16
ANTGROUP LTD. ŞTİ .................................. 45
ETİ BAKIR A.Ş. ........................................... 17
TÜPRAG MADENCİLİK ...............................50
SOMA GRUBU........................................... 23
STANDART LABORATUAR .................... 58
GÜLSOY MADENCİLİK ............................... 04
ÜNAL MÜHENDİSLİK ................................ 30
CİNER GROUP ......................................... 62
DAMA MÜHENDİSLİK ................................ 05
METEK........................................................ 34
ANAGOLD MADENCİLİK......................... 63
PENA MADEN ............................................ 08
AKSA MAGNET ...................................... 35
AYDIN LİNYİT............................................ 64
TÜFEKÇİOĞLU....................... ARKA KAPAK İÇİ
POZİTİF SONDAJ ....................................... 01
INCOLAB................................................... 02
ALS GLOBAL ............................................. 03
ENERJİDE YENİ ÇIKIŞ:
ŞEYL GAZI
Trabzon’da
Çevre ve Madencilik Sempozyumu
14–16
Kasım
2012
tarihleri
arasında
Trabzon’da gerçekleştirilen Çevre ve Madencilik Sempozyumu’nda .............................. 12
Bir başarı hikayesi de Kanada’dan
“Alderon Iron Ore Corporation” CEO’su Tayfun Eldem, Dünya çelik üretiminin neredeyse
yarısını gerçekleştiren Çin’in demir cevherine
olan ................................................................. 18
Dr. Abdülkerim Yörükoğlu / şükrü şafak .. 42
TÜRK MADENCİLERİ Hindistan’Da
makale: ÜÇ KUŞAKTIR SÜREGELEN BİR MA-
Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı 15– 29 Eylül tarihleri arasında Hindistan’a teknik gezi gerçekleştirdi ...................................................... 24
DEN ÖYKÜSÜ - SİVAS TALKI
MAPEK ....................................... ARKA KAPAK
18
22
haldun lütfullahoğlu .............................. 50
OKUNASI KİTAPLAR ............................................................. 54
Kapak: Nadir Mineraller, Platin ve Altın
Yatakları İçeren 10 km. Çapındaki Kondyor
Alkalin-Ultrabazik Masifi, Doğu Sibirya
BORSA ............................................................................ 56
ANDAÇ ............................................................................. 59
ENDÜSTRİYEL MİNERAL FİYATLARI .......................................... 60
SEKTÖRMADEN DERGİSİ YURT MADENCİLİĞİNİ GELİŞTİRME VAKFI TARAFINDAN 5680 SAYILI BASIN KANUNUN 9/2 MADDESİ GEREĞİNCE İSTANBUL VALİLİĞİNE BEYANNAME VERİLEREK AYNI KANUNUN 9.MADDESİNE GÖRE
TANZİM EDİLEN 04.04.2003 TARİHLİ İZİNLE ULUSAL GAYRİ SİYASİ VE YAYGIN SÜRELİ TÜRÜNDE 3 AYDA BİR YAYINLANMAKTADIR. SEKTÖRMADEN DERGİSİ ABONELERİNE DAĞITILMAKTADIR. DERGİYE GÖNDERİLEN YAZILAR VE
FOTOĞRAFLAR GERİ İADE EDİLMEZ. YAYINLANMASI İSE YAYIMCININ KARARINA BAĞLIDIR. YAYINLANAN YAZI VE FOTOĞRAFLARIN SORUMLULUĞU YAZARINA AİTTİR. KAYNAK GÖSTERİLEREK ALINTI YAPILABİLİR.
EKİM, KASIM, ARALIK 2012 9
ÖNSÖZ
Değerli Okuyucular,
Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı’nin 2012 yılındaki değişik faaliyetleri hakkında sizleri kısaca bilgilendirmek arzusundayım. 2012’de başlatılan Madencilik Ana Planı çalışmalarında, envanter safhası tamamlanmak üzere, bazı
şirketlerden gelecek bilgileri beklemekteyiz. Kömür Konseyi çalışmaları da
sürmektedir. Konseyde, başta kömür olmak üzere, ülkemizin madencilik
sorunları masaya yatırılıp, çözüm üretilmeye çalışılmaktadır. Vakıf’ın eğitici
nitelikteki meslek içi eğitim seminerleri, 2012 yılında da devam etmiş ve 250
civarında, teknik ve idari eleman, bu seminerlere katılmıştır.
Bu yılın en önemli etkinliklerinden biri olan “Maden Türkiye 2012” madencilik fuarı, Tüyap ile birlikte Beylikdüzü Tüyap Fuar merkezinde 29 Kasım – 2 Aralık tarihlerinde düzenlenmektedir. Bu yılki katılım, 8.500 m2
ile, bir önceki fuara göre büyük artış göstermiştir. 30 Kasım 2012 günü
saat 14:00’de “Dünya’da Hammadde İhtiyacı ve Türkiye’de, Dünya’da
Madenciliğin Geleceği” isimli bir açık oturum, fuar merkezinde, düzenlenmektedir. Tüm madencilerin katılımını ve fuar ziyaretlerini bekliyoruz.
Fuarda görüşmek dileği ile, yaklaşan yeni yılınızı içtenlikle kutluyor, bol üretimli ve başarı dolu olmasını diliyorum.
Saygılarımla
Prof. Dr. Güven Önal
Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı
Yönetim Kurulu Başkanı
ARALIK, 2012
EKİM, KASIM, ARALIK 2012 11
BAŞLIK BURAYA GELECEK
YURTTAN HABERLER
14–16 Kasım 2012 tarihleri
arasında Trabzon’da gerçekleştirilen Çevre ve Madencilik Sempozyumu’nda TOBB
Madencilik Başkanlar Konseyi Başkanı İsmet Kasapoğlu madencilik sektörüne
verdiği katkılar dolayısıyla
Çevre ve Şehircilik Bakanı
Erdoğan Bayraktar’a plaket
verdi.
desteği ve kolaylığı sağlamaya çalıştıklarını söyledi.
Trabzon’da Çevre ve Madencilik Sempozyumu
“Bilindiği gibi madencilik sektörü çevrenin en önemli aktörlerinden biridir. ÇED kararlarına baktığımızda
madencilik sektörü yüzde 55 ile birinci sıradadır. Tüm
sektörlerde olduğu gibi madencilik sektöründe de para
kazanmak, değer üretmek önemlidir” diyen Bakan Bayraktar, “Fakat çevreyi ve insanı korumak da ondan daha
önemlidir.” şeklinde konuştu.
1
4–16 Kasım 2012 tarihleri arasında Trabzon’da gerçekleştirilen Çevre ve Madencilik Sempozyumu’nda
sektörde karşılaşılan çevresel sorunlarla ilgili bilimsel
ve teknik gelişmeler tartışıldı. Sempozyumda yatırımcılar, kamu temsilcileri ile bir araya gelerek çözüm önerilerini ortaya koydular. Sempozyumda konuşan Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar
ise Bakanlık olarak madencilik sektörüne her türlü
Bakan Bayraktar sektörü ilgilendiren bir hatırlatmada da
bulunarak “kırma eleme tesisleri artık kapalı ortamlarda
yapılmalı. 1 Ocak 2013 tarihine kadar bu işlem bitirilmelidir. Buna uymayan müesseselere yaptırım uygulayacağız” dedi.
“ÇED belgesini mutlaka alın’
Trabzon’da yapılan sempozyuma Çevre ve Şehircilik
Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın yanı sıra Bakan Yardımcısı Maden Mühendisi Muhammed Balta, ÇED Genel
Müdürü Mustafa Satılmış ve Endüstriyel Yatırımlar
Daire Başkanı Oğuz Güner ile ÇED Genel Müdür Yardımcısı Çağatay Dikmen de katıldı. Sektör açısından
verimli geçen toplantılarda konuşan Endüstriyel Yatırımlar Daire Başkanı Oğuz Güner yaptığı Çevresel Etki
Değerlendirme (ÇED) Belgesi olmadan işletme, ithalat,
iş yeri açma gibi birçok iznin alınamadığını söyledi.
14 EKİM, KASIM, ARALIK 2012
Madenciliğin sektörler arasında en yüksek katma değer
ve istihdam oluşturma kapasitesine sahip bir sektör olduğunu belirten Bakan Bayraktar, “madencilik ülkelerin
kalkınmasında da çok önemli stratejik öneme sahiptir.
Gelişmiş sanayi ülkelerinin hemen hepsinde madencilik
sektörü ekonomik kalkınmayı başlatan öncü sektör görevini de yürütmektedir” dedi. Madenciliğin Gayrı Safi
Milli Hâsıla’daki payının ABD’de yüzde 4,2, Kanada’da
yüzde 7,5, Avustralya’da yüzde 8,7, ülkemizde ise yüzde
1,5 olduğuna dikkat çeken Bayraktar, “Bu durum, sahip olduğumuz yeraltı zenginlikleriyle kıyaslandığında
üretimimizin hiç de iç açıcı olmadığını görmekteyiz. Bu
nedenle maden kaynaklarımızın sürdürülebilir kalkınma
doğrultusunda değerlendirilmesinin önemi ortadadır”
şeklinde konuştu.
Madencilik sektöründe yatırımları teşvik etmek istediklerini söyleyen Güner yatırımcıların da çevre konusunda
duyarlı olmaları gerektiğini ifade etti. Çevre konusundaki en önemli izin belgesinin ‘Çevresel Etki Değerlendirme Belgesi’ olduğunu kaydeden Güner şunları söyledi:
“ÇED belgesi olmadan Maden Kanunu’na göre işletme
izni alamıyorsunuz, Orman Kanunu’na göre madenciye
arazi tahsisi yapılmıyor, Hazine Müsteşarlığı’na göre ithalat izni verilmiyor. Diğer kurallara göre ÇED olmadan
iş yeri açma izni, çevre izinleri verilmiyor. Dolayısıyla
madencilikte yatırımcılar açısından en önemli izin ÇED
belgesi. O nedenle madencilerin yol haritasını iyi çiz-
mesi gerekir.”
Siyanürle altın aranmadığını vurgulayan Güner, “Bizim amacımız madenciyi yasaklayarak korumak değil.
Çalışma ortamı sağlayarak korumak. Ama madenciler
de eski alışkanlıklarından, doğal kaynakları hor kullanmaktan vazgeçsin, çevreye saygılı olsun” dedi. “Biz,
madencilik işletmelerini kapatmaktan ya da ceza yazmaktan mutlu olmuyoruz” diyen Güner, “Madenciler de
kendi iç mekanizmasını çalıştırıp çevre koruma çıtasını
yükseltsin. Çevre olmadan kalkınma olmaz” şeklinde
konuştu.
EKİM, KASIM, ARALIK 2012 15
YURTTAN HABERLER
Pomza yeni yatırımlara hazırlanıyor
P
Dünyada altın paranın icat edildiği yer
olarak kabul edilen Manisa’nın Salihli İlçesi
yakınlarındaki Sart beldesinde 2500 yıl aradan
sonra tekrar altın çıkaran Pomza Madencilik,
açıklanan teşvik paketiyle yeni yatırımlara
hazırlanıyor.
omza Madencilik hazineleri ile ünlü kral Karun’un döneminde çalışılan altın madenini yeniden canlandırdı. Altın,
perlit, kuvars, pomza, silis, agrega, kil, ağır mineral konsantresi, hazır beton üretimiyle madencilik sektöründe Türkiye’nin
sayılı yerli üreticileri arasında yer alan firma, 6 milyon dolarlık
yatırım yapmayı hedefliyor. Cumaovası ve Sart bölgesinde
ürettiği endüstriyel hammaddelerin katma değerini arttırmak
için Eile ve Pomex markalarıyla yapı kimyasalları da üreten
firma, yeni teşvik paketiyle yatırım planlarını öne çekecek.
‘Teknolojiyi devamlı yeniliyoruz’
Yeni teşvik kanunu ile madencilik sektörünün 5. bölge teşviklerinden yararlanma hakkına kavuştuğunu söyleyen
Pomza Export Madencilik Sanayi ve Ticaret AŞ Yönetim
Kurulu İkinci Başkanı ve Murahhas Üye Hakan Ürün şunları
söylüyor:
“Yeni teşvik kanunu sayesinde yatırımlara hız verdik. Tesislerde yenileştirme ve verim arttırma projelerimiz var.
Bisiklete binmek gibi devamlı yatırım yapmak, teknolojiyi
yenilemek durumundayız. Sürekli yeni teknolojiler gelişiyor,
yeni makineler çıkıyor. Bunların yanında rutil, kuvars, altın,
perlit konularında 6 milyon dolarlık yatırım yapacağız. Yeni
teşvik kanunu ile de 3 yılda yapacağımızı belki 1 yılda yapacağız, teşvik hızlanmamızı sağlayacak. Bununla birlikte, biz
kuvars ihracatını yapamıyorduk. Belki kuvars ihracatı yapar
hale geleceğiz” .
Pomza Madencilik’te 200 kişinin çalıştığını hatırlatan Ürün,
ayrıca Neva Enerji ve Persan gibi iki şirketleri olduğunu dile
getirdi. Sektörde 40 yılı aşkın süredir faaliyet gösterdiklerini
ve Türkiye’de altın üreten ilk yerli firma olduklarını vurgula-
ÇBİ, kurumsal sorumlulukları ile dikkat çekiyor
Çayeli Bakır İşletmeleri (ÇBİ) iş güvenliğine ve çevreye duyarlılığıyla dikkat
çekiyor. Öncelikle çalışanlarının sağlığını, iş emniyetini ve çevreyi önemsediklerini belirten ÇBİ Genel Müdürü Iain
Anderson, kurumsal sorumluluklarının
kendilerini diğer maden işletmelerinden
ayıran en önemli özellikleri olduğunu
söyledi. 1992 yılında ilk yatırımlarına
başlayarak 1994 yılında bakır ve çinko
konsantre üretimine geçtiklerini ifade
eden Anderson, Kanada merkezli Inmet
Madencilik kuruluşu olan ÇBİ’de yılda
toplam 1.2 milyon ton cevher üretimi
yapılarak bütün üretimlerinin yurtdışına
ihraç edildiğini belirtti. Anderson bugüne kadar 15,3 milyon ton çinko ve bakır
cevheri çıkartıldığını açıkladı.
Çalışanlar bölgeden seçiliyor
Teknolojik bakımdan çok gelişmiş bir
16 EKİM, KASIM, ARALIK 2012
firma olduklarını ifade eden Anderson,
“Çalışanlarımızın yüzde 95’i bölgede
yaşayan insanlardan seçilmektedir. En
değerli varlığımız çalışanlarımızdır. Bu
yüzden işçi sağlığı ve iş güvenliği önceliğin ötesinde bizim için çekirdek bir
değerdir” dedi. İşletmede 100 müteahhit ile birlikte 596 kişinin çalıştığını ve
maden ömrünün 2019 yılına kadar olduğunu dile getiren Anderson, işletmedeki
operasyonların yerin 600 metre derinine
indiğini ve bu derinlikte çalışan işçilerin her türlü emniyeti için prosedürlerin
bulunduğunu kaydetti. İş kazalarının
Türkiye madencilik sektörü ile kıyaslandığında 30 kat daha az olduğunu vurgulayan Anderson, emniyet kemeri eğitim
programı ve araç devrilme simülatörü
uygulamaları yapıldığını, kişisel koruyucu ekipman kullanımında da oldukça
duyarlı davrandıklarını ifade etti.
ÇBİ’nin, çevre sağlığının korunması için
mümkün olan en güvenli yöntemlerle
çalışmayı prensip edindiğini kaydeden
Anderson, işletmenin Türk çevre mevzuatına tam uyum sağladığını belirtti.
Anderson, ÇBİ’nin Kanada Madenciler
Birliği’nin kabul ettiği ‘Sürdürülebilir
Madenciliğe Doğru’ standartlarına da
uyum gösterdiğini ifade etti. Çevresel
İzleme Programı ile çevresel etkiyi yöneterek raporlandırdıklarını dile getiren Anderson, “2007 yılından bu yana
enerji, su ve yakıt tasarrufu ile elde ettiğimiz kazanç, 2011 yılı için 6 milyon
liradır” dedi. Ayrıca çevresel projelere
destek sağladıklarını dile getiren Anderson, sadece kendi çevreleri için değil,
tüm bölgenin çevresel sorunlarının çözümü için çaba sarfettiklerini kaydetti.. Kurumsal sosyal sorumluluk açısından
belli standartlara sahip olduklarını açıklayan Anderson, en önemli konulardan
birinin toplumla aktif diyalog sağlamak
olduğunu ifade etti. Toplumun uzun vadeli sosyo-ekonomik kalkınmasına yönelik sıkıntı ve beklentilerin aktif olarak
tespit edilerek, desteklemeye yönelik faaliyetler gerçekleştirdiklerini ifade eden
Anderson, “Ayrıca bizim için en önemli
konu, gerçekleştirdiğimiz operasyonların çevresel ve toplumsal etkileridir. Bu
gibi sorunların etkin olarak yönetilmesi, şikâyetlerin çözülmesi bizler için en
önemli kurumsal sosyal sorumluluklarımızdandır” şeklinde konuştu. Anderson
ayrıca toplumun gelişmesi için bağış,
eğitim ve sağlık konularında da toplumun kapasitesini geliştirmeye yönelik
olarak, gelir olanaklarını ve sosyo-ekonomik kalkınmalarını artıracak çalışmalar gerçekleştirdiklerini de söyledi.
yan Ürün bakın ne diyor:
“Lidya İmparatorluğu’nun başkenti olan Manisa’nın Salihli İlçesi’ndeki Sart’ta ocağımız var. Lidya Kralı Cresus’un
(Karun) başkentinde çalıştırdığı altın madenini yaklaşık 2
bin 500 sene sonra ilk biz çalıştırdık. Tarihte ilk altın paranın basıldığı yer olan Sart’ta o dönem o kadar çok altın
çıkarılmıştır ki, altın gümüşten on bir kez ucuz hale gelmiş.
Şu an bizim çalıştırdığımız onun altın madeni. Burası büyük bir yatak. Ruhsat alanımız 12 bin hektar. Primer ve seconder denilen yataklar var. Biz ikincil yatakta çalışıyoruz.
2001’den beri ikincil yataktan altın üretimini yapıyoruz .”
“Pomza Madencilik olarak ilk altın ve ilk titanyum konsantresini üreten yerli firmayız. Ağır metal tesisi olarak zirkon
üretimi üzerine de çalışıyoruz” diyen Hakan Ürün, “İzmir’in
Menderes İlçesi’nde pomza üretimi yapıyoruz. 10 ana başlıkta 100’ü aşkın yapı kimyasalı üretiyoruz. İyi bir Ar-Ge birimimiz var” şeklinde konuşuyor. İnağzı kömür sahasında
yeni arama çalışmaları
Z
onguldak-Bağlık-İnağzı kömür sahasının işletme
hakkını alan Soma Kömür İşletmeleri elde edilen
sondaj verilerinin beklentilerini karşılayacak düzeyde olmadığını belirterek yeni çalışmalar başlattıklarını açıkladı.
Soma Kömür İşletmeleri A.Ş’nin T.T. K tarafından açılan
ihalede rödovans karşılığı işletme hakkını aldığı Bağlık –
İnağzı kömür sahasında bugün itibarı ile yaklaşık 1600 m
desandri çalışması yapıldığı kaydedildi.
Soma Kömür İşletmeleri A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı
Alp Gürkan tarafından yapılan açıklamada bugüne kadar
elde edilen sondaj verilerinin yetersiz olduğu gerekçesiyle geçici olarak desandri çalışmalarına ara verildiği belirtildi. Açıklamada, bölgede, damarların durumu ve hakiki rezervin tespiti için yeni bir sondaj programı ile sahanın deniz kısmını da içeren
detaylı bir jeofizik çalışması başlatılacağı ve sözkonusu çalışmaların bitirilmesinden
sonra galerilerin açılmasına devam edileceği ifade edildi.
EKİM, KASIM, ARALIK 2012 17
DÜNYADAN HABERLER
Deniz Enerjisi
D
enizlerdeki su hareketlerinden enerji elde etme fikrinin öncüsü olan
Dr. P.Fraenkel’in 1970’lerde Nil
nehrine yerleştirdiği türbin bugünkülerin
yanında oyuncak gibi kalıyor. 1994’de
İskoçya’da Loch Linnhe’de dalgalardan enerji toplayan, 2003’de Lynmouth,
Devon’da denizin gelgit hareketinden
enerji toplayan konsept türbinleri başarılı olan Dr. Fraenkel’in MCT (Marine
Current Turbines) firması, nihayet 2008
de K.İrlanda’da Strangford körfezine 1.2
MW gücünde ulusal şebekeye enerji sağlayan bugüne kadarki en büyük türbini
kurdu. Kabaca deniz altına yerleştirilmiş,
16m kanatları olan bir rüzgâr türbinine
benzeyen SeaGen (deniz jeneratörü) o
kadar başarılı oldu ki, Mart 2012’de Siemens CMT firmasının tamamını satınaldı.
Bir çeşit prototip olan türbin muntazam
Glencore – Xstrata evliliğinde
T
ürkçede durumu özetleyen çok uygun bir atasözü var; “boynuz kulağı geçer”. Başlangıçta metal
ticaretiyle sınırlı faaliyetlerde bulunan İsviçre kökenli
Glencore 1993’de kuruldu. Bugün Glencore’un %33,65
hissesine sahip olduğu Xstrata, 2002 yılına kadar Südelektra Holding adıyla Glencore’un maden sektöründeki
bir yan kuruluşu olarak faaliyet gösteriyordu. 2008 de
Brezilya’lı Vale, Xstrata için 90 milyar USD teklif ettiğinde Glencore’un bu kadar yüksek miktarda Xstrata hissesine sahip olması anlaşmayı önleyen başlıca faktördü.
2011’de Londra ve Hong Kong borsalarında halka arza
giden Glencore için biçilen değer ise 59,2 milyar USD
oldu. Bu yılın Şubat ayında Glencore’un her bir Xstarata hissesine karşılık 2,8 Glencore hissesi teklif etmesi
konuya yakın olanları şaşırtmadı. Ama Şubat ayından
beri Xstrata hisselerinin %12’sini toplayarak satışı bloke
edebilecek güce ulaşan Qatar Holding, sonbaharda her
bir hissesine karşılık 3,2 Glencore hissesi talep edince
anlaşma bir başka bahara kalmış gibi gözüküyor. Diğer
taraftan, gerçekleştiği takdirde dünyanın en büyük maden şirketini yaratacak olan Glencore ile Xstrata birleşmesine Avrupa Rekabet Kurumu da hala onay vermedi.
Farklı bir konsept geliştiren OWEL’in
(Offshore Wave Energy Limited) türbini
ise dalgaları içine alan bir boru ya da havalandırma kanalını andırıyor ve bir çeşit
kompresör gibi çalışıyor. Türbin, dalgaların sıkıştırdığı havayla dönüyor. Bu
sistem daha emekleme aşamasında olmasına rağmen firma türbinlerin %30 randımanla çalışacağını ve 25 yıllık ömürleri olacağını öngörüyor. Darısı Boğaz’ın
akıntılarından da enerji elde edilebileceğini hayal eden mühendislerin başına.
Bir başarı hikayesi de
Kanada’dan
“Alderon Iron Ore Corporation” CEOsu Tayfun Eldem,
Dünya çelik üretiminin neredeyse yarısını gerçekleştiren Çin’in demir cevherine olan doymak bilmez iştahının (2010 yılında 618 milyon ton) Avustralya ve Brezilya’daki bilinen devasa demir madenlerinin yanı sıra nispeten küçük madenler için de fırsatlar doğurduğunu
ifade ediyor.
Firma Kanada’nın Labrador bölgesinde olan Kami projesini 2009’da devraldıktan sonra 57.300m sondaj
yaparak 490 milyon ton %30 tenörlü kaynak tespit ettiğini, akabinde de Çin’in en büyük çelik üreticisi Hebei
Iron and Steel’in hem finansal destek sağladığı, hem de üretilecek demir konsantresinin %60’ını (4,8 milyon
ton) satın alma garantisi verdiğini açıkladı. Eldem’e göre gravite ve manyetik yöntemler kullanılarak %83
randımanla elde edilecek %65’lik konsantre, %4,5 silis ve %0,6 mangan da içerecek. Avustralya cevherlerinin yüksek alümina (%1,36–1,42 arası) ve fosfor (230–720 ppm) içeriğine karşılık Kami cevherinde bu
değerlerin sadece 0,2 ve 40ppm olması da projeyi cazip kılan faktörlerden.
20 EKİM, KASIM, ARALIK 2012
son durum
olarak günde 20MWh enerji üretiyor ve
%60’lık kapasite faktörü rüzgar türbinlerinin iki misli. Bu prototipten öğrenilenler sayesinde şimdiden 20 m kanatlarıyla
2MW gücündeki SeaGen2 tasarlandı ve
2013 de testlere tabi tutulacak.
Gümüşün son marifeti
1990
’lı yıllarda fotoğrafın dijitalleşmesiyle
başlayıp, merkez bankalarının
gümüş stoklarını ellerinden çıkarmasına varan
süreçte dibe vuran gümüşün şansı dönüyor.
Gündelik yaşantımızda giderek daha fazla kullanımıyla karşılaşıyoruz; evlerde çamaşır makinelerinde, buzdolaplarında bakterilere karşı gü-
müş kullanılıyor, ayak mantarına karşı gümüşlü
çoraplar tavsiye ediliyor. Son olarak BioCote
Ltd. şirketi ürettiği gümüş bazlı katkı maddelerinin virüslere karşı da etkili olduğunu açıkladı.
24 saatli testlerde H1N1 Domuz Gribi virüsünü
%99,9 oranında yok eden gümüş katkılı maddenin sıvı ya da toz olarak boya, kumaş, kâğıt
gibi pek çok malzemeye uygulanması mümkün.
Bakterilere ve virüslere karşı hazırlanan katkıların
formülasyonları farklı ama ikisinde de etken
madde gümüş. Imperial College Biomedikal Mühendisliği Enstitüsünden Prof. T. Cass’a göre
bu uygulamalarda kullanılan gümüş nano parçacıklarından yayılan gümüş iyonlarının bakteri
hücrelerindeki proteinlerin şeklini bozarak gelişmelerini durdurduğuna dair bolca kanıt var, fakat
gümüşün virüsleri yok etmedeki mekanizması henüz anlaşılamadı.
EKİM, KASIM, ARALIK 2012 21
DÜNYADAN HABERLER
Güney Afrika’da grev
dalgası büyüyor
G
Metal Hırsızlığı
2007
yılından beri metal fiyatları arttıkça metal hırsızları da gemi
azıya aldılar. Başta bakır olmak üzere, kurşun,
alüminyum, çelik hırsızlığının İngiliz ekonomisine yılda 700 milyon Sterlin zarara yol açtığı
tahmin ediliyor. Veriler adeta inanılmaz; Polise
göre 2010–2011 yıllarındaki hırsızlık olaylarının
%20si (80.000 ile 100.000 arası) metal hırsızlığı,
Demiryolları kablo hırsızlığı geçen yıl 35.000 seferde aksaklığa sebep oldu ve 16 milyon Sterlin
zarara yol açtı. Kiliselerden 2.500 hırsızlık ihbarı alındı ve 3.4 milyon Sterlin değerinde kurşun
levha çalındı, Temmuz 2012’de Southampton’da
kablo çalmaya çalışan hırsızlar 16.000 telefon
abonesini devre dışı bıraktı, Gatwick Havaalanı
enerji hatlarından kablo hırsızlığına karşı jeneratör kullanmaya başladı. Kablo çalmaya çalışan
13 hırsız ise elektrik çarpmasından öldü.
Konuyu inceleyen detektiflerin bulguları da çarpıcı; hırdavatçıdan alacağınız pille çalışan bir el
aletiyle 70 mm kalınlığında kabloyu rahatlıkla
kesmek, ya da herhangi bir kilisenin çatısındaki
2m2 büyüklüğündeki (değeri 40 Sterlin) kurşun
kaplamayı yaklaşık bir dakikada sökmek mümkün. Önlem önerilerinin bazıları da ilginç; cezalara metal fiyatlarına bağlı eskalasyon uygulamak, demiryolu iletişiminde kablosuz teknoloji
kullanmak, yer altı kablo hatlarının kapaklarına
alarm takmak, kablo kesmeyi zorlaştırmak için
mangan çelik veya seramik ile kaplamak, ya da
kesilince renk değiştiren veya kötü koku yayan
“akıllı” kaplamalar kullanmak, GPS takip sistemi kullanmak gibi.
22 EKİM, KASIM, ARALIK 2012
eçen sayımızda anlaşmaya varıldığını yazdığımız Güney Afrika’daki Lonmin’e ait Marikana madeninde 4.000 işçi 19 Ekim’de tekrar
işi bıraktı. Ekim ayında 12.000 kişiyi işten çıkardığını duyuran Amplats (Anglo American Platinum), 9 Kasım’da madenlerde güvenli çalışmayı
sağlayacak sayıda çalışan kalmadığını açıkladı ve
işe dönmeleri halinde herkese 516 USD teklif etti.
Anglo Gold Ashanti firması da bu yıl grevlerin 7,5
ton altın üretimi kaybına sebep olduğunu ve 2012
için planlanan 200 milyon Dolarlık yatırımdan vazgeçtiklerini ilan etti.Gold Fields Ltd., KDC East
madeninde çalışan 12.500 kişiden 8.100’ünün kanunsuz grev yaptıkları için işten çıkarıldığını, 23
günlük grev sonunda sendikayla varılan anlaşmaya
göre işçilerin çoğunun 6 Kasım’da işbaşı yaptığını açıkladı.Harmony Gold Mining Company’nin
Kusasalethu altın madeninde 3 hafta grev yapan
5.400 işçi de Ekim ayı sonunda işbaşı yapmıştı.
Etkilenenler sadece altın, platin madenleri değil.
IFL (International Ferro Metals), Eylül ayındaki
grevleri takiben kapanan Anglo Platinum’a ait UG2
krom tesisinden Ekim sonu itibarıyla hala konsantre teslimatı yapılmadığını duyurdu. Devletin
enerji kurumu Eskom önümüzdeki 5 yıl boyunca
elektriğe %16 zam yapılacağını şimdiden duyurdu.
Türkiye açısından bakılırsa, bu olayların yaratacağı
güvensizlik krom alıcılarının Türkiye’ye yönelmesini de sağlayabilir.
10. Kalkınma Planı Madencilik Özel
İhtisas Komisyonu Toplandı
Madencilik Politikaları Özel İhtisas Komisyonu toplantısı 14 Kasım 2012 tarihinde Ankara
Sheraton Oteli Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi. MTA’nın koordinatörlüğünde yapılan
ve Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı Başkanı Prof. Dr. Güven Önal’ın da katılımcılar arasında yer aldığı toplantıda alt komisyonlar hazırladıkları raporları sundular.
Alt komisyon raporlarında mevcut durum, dünya
ve Türkiye sektördeki gelişmelerin ve değişimlerin analizi, sorunlar ve çözüm önerileri, politikalar, stratejiler ve hedeflerin yer aldıkları görüldü.
tarafından yürütülmektedir. Komisyon çalışmaları, Devlet Planlama Teşkilatı’ndan Anıl Altunay,
Baki Kaya ve Tülay Yıldırım tarafından koordine
edilmektedir.
Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı Başkanı
Prof. Dr.Güven Önal komisyonda yaptığı konuşmada, madenciliğin gelişmesinin ruhsat verme
aşamasında ciddi arama projesi, işletme izni
aşamasında ciddi işletme projesi, zenginleştirme
tesisi için ciddi tesis projesi yapılması ve izinlerin
buna göre verilmesi ile mümkün olacağını belirtti.
Önal ayrıca bu projelerin uzman akredite kuruluşlar tarafından yapılması gerektiğini de vurguladı.
10.Kalkınma Planı Madencilik Özel İhtisas
Komisyonu Alt Komisyonları ve Başkanları ise
şöyle:
Kalkınma Planı Madencilik Özel İhtisas Komisyonu Başkanlığı MTA Genel Müdür Yardımcısı
Dr. Abdülkerim Yörükoğlu, Başkan Yardımcılığı
Dr A. Vedat Oygür, raportörlük ise Ergun Yiğit
Kıymetli Metaller: Muhterem Köse
Metalik Madenler: Sabri Karahan
Doğaltaş: Metin Balıbey
Endüstriyel Hammaddeler: Mesut Şahiner
Enerji Hammaddeleri: Nejat Tamzok
Arama Politikaları: Mustafa Kırıkoğlu
Madencilikte Kurumsal Yapı, Mevzuat ve Çevre:
Selahattin Erdoğan
Dış Ticaret, Lojistik, Altyapı, Vergi ve Teşvik:
Mehmet Yunus Şahin
29. Pittsburgh Kömür Kongresi Yapıldı
29. Pittsburgh Kömür Kongresi, 15–18 Ekim 2012 tarihlerinde, ABD’nin Pittsburgh kentinde düzenlendi. Kongrede, 19’u Türkiye’den olmak üzere 302 bildiri sunuldu. Türkiye, ABD, Çin, Avustralya,
Rusya ve Almanya’dan sonra, gerek bildiri sayısı, gerekse, katılımcı açısından, 6. sırada yer aldı.
Vakıf başkanımız Prof. Dr. Güven Önal dışında, TKİ, MTA ve üniversitelerimizden katılımların bulunduğu Kongre başarı ile sonuçlandı.
EKİM, KASIM, ARALIK 2012 23
YMGV’DEN HABERLER
Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfından EĞİTİM SEMİNERİ
“Maden, Çevre, Orman Mevzuatında Yenilikler ve Uygulamalar
Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı, eğitim programları çerçevesinde “Maden, Çevre, Orman Mevzuatında
Yenilikler ve Uygulamalar” konulu bir eğitim semineri düzenledi. Seminer 22-23 Kasım 2012 tarihleri arasında, Ankara’nın Yenimahalle İlçesi’ndeki T.K.İ Genel Müdürlüğü Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi.
S
eminerin
ilk
gününde Çevre
ve
Şehircilik
Bakanlığı
ÇED
Genel
Müdürü
Mustafa Satılmış,
“Çevre ve Maden
İlişkileri” başlıklı
bir sunum yaptı.
Çevre ve Şehircilik
B a k a n l ı ğ ı
Endüstriyel
Yatırımlar ÇED Daire Başkanı M. Oğuz Güner
“Madencilik ve ÇED İlişkileri” başlığıyla mevzuat
hakkında bilgi verdi. Güner, “Madencilik ve ÇED
Uygulamaları” başlığıyla verdiği ikinci seminerde ise
konuyla ilgili uygulamalardan örnekler verdi. İşyeri
Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmelikte
yapılan değişiklikler hakkında da bilgi veren Güner,
müteşebbislerin arama ve üretim aşamalarında dikkat
etmesi gereken hususlara açıklık getirdi.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, ÇED, İzin ve Lisans
Dairesi Başkanı Ahmet Malkoç ise “Madencilik
Projelerinde İzin ve Lisans Uygulamaları” başlığıyla
yaptığı sunumda hem konu hakkındaki mevzuatla ilgili
bilgi verirken, hem de pratik uygulamalardan örnekler
gösterdi. Malkoç, grafiklerle desteklediği sunumda
konuyla ilgili mevzuatta yapılan değişikliklerin önceki
mevzuata göre getirdiği avantajları da sıralayarak anlattı.
2. Gün devam eden seminerin açılış konuşmasını
Maden İşleri Genel Müdürü(MİGEM) Mehmet Hamdi
Yıldırım yaptı. Yıldırım, konuşmasında mevzuatla ilgili
genel görüşler hakkında bilgiler verdi. MİGEM Maden
İşleri Koordinasyon ve Dış İlişkiler Dairesi Başkanı
Mehmet Tombul, “Maden Mevzuatındaki Yenilikler
ve Uygulamadaki Sorunlar” başlıklı bir seminer
verirken, Ekonomi Bakanlığı Teşvik Uygulama ve
Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü’nden Harun Ceren
“Madencilikte Teşvik Uygulamaları” hakkında konuştu.
Orman ve Su İşleri Bakanlığı İzin ve İrtifak Dairesi
Başkanı İzzettin Yurtoğlu ise “Madencilik ve Orman
Mevzuatı” başlığıyla bir seminer verdi.
Ymgv Trakya Madencileriyle Buluştu
Y
urt Madenciliğini Geliştirme Vakfı Trakya Geliştirme
Komitesi’nce
düzenlenen, Trakya madencilerinin sorunlarının görüşüldüğü
toplantı, 24 kasım 2012 tarihinde,
Tekirdağ’da gerçekleştirildi. Toplantıya, TKİ Genel Müdürü Mustafa Aktaş, Genel Müdür Yardımcısı Muammer Bulut, Pazarlama
ve Satış Dairesi Başkanı Süleyman Karakoç, Yurt Madenciliğini
Geliştirme Vakfı Başkanı Prof.
24 EKİM, KASIM, ARALIK 2012
Dr. Güven Önal, Vakıf Trakya Geliştirme Komitesi Başkanı Kani
Alp ve Trakya Madenciler Derneği Başkanı Cahit Sağlam ile İl
Başkanı Ahmet Kambur, Trakya
Madencilerini temsilen Bekir Kiremitçi, İrfan Pullukçu, Erkan
Pullukçu, Cengiz Uysal, Mithat
Kumyol, Oktay Alemdar ve Cüneyt Pullukçu katılmışlardır.
Toplantıda kısa, orta ve uzun vadeli sorunlar tartışılmış ve çözüm-
ler üretilmiştir. Özellikle, TKİ’nin
de katılacağı bir A.Ş. kurularak,
Trakya’da Buhar Üretim Tesisleri ve Termik Santral yatırımlarının
yapılması konusunda prensip olarak görüş birliğine varılmıştır.
TÜRK MADENCİLERİ HİNDİSTAN’DA
Türk Madencileri Hindistan’da
Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı 15– 29 Eylül tarihleri arasında
Hindistan’a teknik gezi gerçekleştirdi. Geziye katılanlar maden işletmelerinden Rajpura-Dariba mines (Zn), Malanjkhand Copper Project, Bhetland Coal
Washery ile Chromite Ore Beneficiation Plant’ı ziyaret etti. Gezi heyeti, yetkililerden işletmelerle ilgili bilgiler aldı.
26 EKİM, KASIM, ARALIK 2012
Hindistan Zinc Ltd. Çinko
ve Kurşun Madeni Gezisi
(17 Eylül Pazartesi-Udaipur):
Hindistan Zinc Ltd. SK Mines’a ait
olan sahadan yılda 2 milyon ton cevher çıkarılıyor. Sahanın açık ocak
üretim metodu ile çalışmasında sona
gelindiği için yeraltı üretim metoduna geçiş projelendirilmiş bulunuyor.
Yer altı metodunda da Kuyu sistemi
ile çalışma öngörülmektedir. Sahanın
20 yıllık rezerv ömrünün kaldığı dikkate alınırsa sahadaki toplam rezervin ortalama 40 milyon ton civarında
olduğu söylenebilir.
Maden üretim bölgesine geziye izin
verilmemiş olup yalnızca Cevher
Hazırlama Tesisleri ziyaret edilebil-
di. Tesisle ilgili izlenimler ve edinilen
bilgiler şu şekildedir:
Tesisin % 65’i Vedenta’nın, % 35’i
devlete ait. Her vardiyada 1-2 mühendis, 6 işçi, 10 tekniker çalışıyor.
24 saat içerisinde 3 vardiya halinde
çalışıldığı belirtildi. Tesisi ait ekipmanlar ve tasarım, Finlandiyalı Outokumpu tarafından yapılmış.
EKİM, KASIM, ARALIK 2012 27
TÜRK MADENCİLERİ HİNDİSTAN’DA
Ham cevherin %2-3’ü kurşun ve
%3’ü ise çinko olarak verilmiş olup,
tenördeki kazanım oranı % 85 olarak
belirtildi. Yılda 2 milyon ton üretim
yapıldığı düşünülürse bunun yaklaşık 34 bin tonu kurşun ve 51 bin tonu
da çinko olarak kazanılıyor.
Tesise cevher iki paralel devreden
beslenmektedir. İri taneli ham cevher
birincil, ikincil ve tersiyer kırıcılarla
20 mm altına indirgenerek 4 siloya
besleme yapılıyor. Öğütme devresinde çubuklu ve bilyalı değirmenler
kullanılmakta olup cevherin %80’i
burada -75 µm altına indirgeniyor.
Buradan da hidrosiklona besleme yapılıyor. Hidrosiklon alt akımından çıkanlar tekrar öğütmeye, üst akımdan
çıkanlar da flotasyona gönderiliyor.
Flotasyon işlemleri doğal pH’da yapılmakta olup, öncelikle kurşun konsantresi alınıyor. Bastırıcı olarak sodyum siyanür (NaCN) kullanılıyor.
NaCN, kurşunu kazanmak için piriti
bastırmakta kullanıldığı belirtiliyor.
ZnSO4 ise çinkoyu bastırmaktadır.
Kurşun devresinin atığı Zn tankına gönderilmekte olup, canlandırıcı
olarak burada CuSO4 kullanılıyor.
Çinko devresinin atığı da thickener
ardından atık barajına gönderiliyor.
Çinko devresinde toplayıcı olarak
SPX kullanılıyor.
Thickener alt akımından çıkan üründe %60 nem mevcutken, 7 ton/saat
kapasitedeki Larox Filtreler yardımıyla bu nem %9’a indirgeniyor.
Ayrıca kavurma fırını, sülfirik asit
tesisi ve elektroliz devresi de tesiste
mevcut olup, buralarla ilgili çeşitli
bilgiler alındı.
Zn konsantresi siloda depolanarak
fırın ünitesine gönderiliyor. Fırın
alanı 123 m2 olarak verildi. Kavurma kapasitesi 40 ton/saat olup, besleme kontrolleri otomatik yapılıyor.
Kavurma işlemi ile çinko minerali
28 EKİM, KASIM, ARALIK 2012
oksitlenerek ZnO’ya dönüştürülüyor.
Sülfürik asit tesisinde Zn, H2SO4 ile
liç edildiği kaydedildi. Sonrasındaki
saflaştırma safhasında Kobalt, Kadmium, Nikel çözeltiden ayrıştırılıyor.
Nihai olarak da Zn elektroliz devresinde katotlara toplanarak otomatik
sıyırma işlemine tabi tutuluyor. Burada 210.000 ton/yıl Zn katot üretimi
yapılıyor.
Cevher Hazırlama Tesisinin ziyeretinin ardından aynı şirkete ait AR-GE
tesisleri de ziyaret edildi.
Malanjkhand Bakır Madeni
Gezisi (18 Eylül Salı-Raipur):
1982’de kurulmuş olan madende
açık işletme metodu kullanıldığı öğrenildi. Cevherin oldukça derinde
kalması ve emniyet şartlarının da
dikkate alınması ile yer altı üretimine dönük proje çalışmaları ise devam
ediyor. Maden hissesininin % 99,5’i
devlete, % 0,5’i ise özel sektöre ait.
4800 işçinin çalıştığı madende ayrıca
480 yönetici düzeyinde memur bulunuyor. Yıllık üretimleri yaklaşık 2
milyon ton olup, kalan rezervle birlikte 30 yıl daha çalışılacağı kaydedildi.Kalan rezervin yaklaşık 60 milyon ton olduğu tahmin ediliyor.
Açık ocaktaki basamak genişlikleri
ortalama 6m, basamak yükseklikleri
12 m ve ortalama genel şev açısı da
37 ile 42 derece arasında. Cevherin
yan kayacı granit ve kuarzit’dan oluşuyor. Ocak içerisinde biriken suyun
atılması için çekiş gücü yüksek pompalar kullanıldığı ifade edildi.
Tesise ait bir de zenginleştirme tesisi bulunuyor. Tesisin 70 ton/saat
kapasite ile çalıştığı bilgisi verildi.
Zenginleştirme Tesisi’nde çeneli ve
konik kırıcılar bulunmakta olup, diğer öğütme devrelerinin ardından
cevherin % 60’ı -70 µm altına indirgenmektedir.
Bhelatand
TATA
Steel Kömür Madeni Gezisi
(21 Eylül Cuma-Kalkota):
Yıllık 1-1,5 milyon ton üretim yapılan yer altı madeninde Oda-Topuk
Metodu kullanılıyor. Bazı yerlerde
ise kısmen klasik uzun ayak metodunun kullanıldığı ifade edildi. 50 yıllık
rezervin kaldığı belirtilirken toplam
rezervin en az 60 milyon ton civarında olduğu hesaplanmış. Kömür
kalınlığı ortalama 0,5-2 m arasındadır. Kömür derinliği ise yaklaşık 200300 m civarındadır.
İlgililer Hindistan kömürünün daha
çok Afrika kömürlerine benzerlik
gösterdiğini, bu yüzden de termik
santral amaçlı olarak -20 mm altı kömürlerin kullanıldığını belirtiyorlar.
Lavvar tesislerinde zenginleştirilen
kömürün 6500 kcal’ye ulaştığı, %
28-32 oranında kül içerdiği, tesisin
yıkama kapasitesinin ise 200 ton/saat
olduğu kaydedildi. İnce tanelerde
sentetik kollektör(daha önceleri gazyağı kullanılıyormuş), iri tanelerde
ise susuzlandırma yöntemi kullanılıyor.
Sukinda TATA Steel Ltd.
Krom Madeni Gezisi (22 Eylül
Cumartesi-Bhubaneshwar):
Hindistan’ın genelinde bir çok maden ocağı bulunan TATA grubunun
kurucusu, Jamshetji Tata’dır. Geçmişi 1868’lere kadar uzanan şirkette, madencilik ilk olarak 1907’de
başlamış. Çalışılan madenler krom,
manganez, dolomit ve kömür.Şirketin gezdiğimiz mevcut ocağı, krom
üretiminde dünyada 6. sırada yer alıyor. Grubun cirosu, 83,3 milyar US$
olup, çelik üretiminin bundaki payı
26,1 milyar US$ civarındadır.
ISO 9001 belgesini Asya kıtasında ilk
alan (1994 yılında) şirket TATA’dır.
SA-8000 Sosyal Sorumluluk Belgesini de 2004 yılında alan şirket,
bu konuda da Asya’da ilktir. Ayrıca
şirketin 2007 yılında da ülkemizden
alınmış bir “İncelemeli Patent”i bulunuyor.
1949’da keşfedilen Krom madeninde 1960’ta üretime başlanmış. 1991
yılında ise zenginleştirme tesisleri
kurulmuştur.
Krom üzerinde 6 milyon m3 civarında örtü bulunmaktadır. Yıllık üretim ortalama 1,4 milyon tondur. Bu
üretimin 500 bin tonu % 50 kromit
içeriyor. Kalan 900 bin ton ise düşük
tenörlüdür. Yıllık % 38lik parça cevher üretimi ise yaklaşık 100 bin ton
civarındadır.
Krom cevheri, lateritik-limonitik bir
yapıdadır. 2020’ye kadar tesisin açık
ocaktan çalıştırılması planlanıyor.
Cevher arasında az da olsa cobalt
ve nikel de bulunuyor. Açık ocaktaki basamak genişliği ortalama 12
m, basamak yüksekliği 10 m olup,
genel şev açısı ise %35 civarındadır.
Şu an itibariyle açık ocak olarak 95
m derinliğe inilmiş bulunuyor. 110 m
derinlikten sonra yer altı üretiminin
planlanlandığı ifade edildi.
Madenin cevher kısmında sert silis
oranı yüksek olduğu için tesiste önce
elle ayıklama yapılıyor. Tesise ait
ekipmanlar ile tasarımın Finlandiyalı Outokumpu tarafından yapıldığı
öğrenildi. Tesiste -220 mm altı ham
cevher besleniyor. +75 mm üstü Çeneli kırıcıda, -75+25 mm arası konik
kırıcıda kırıldıktan sonra öğütme
devresindeki yüksek frekanslı eleklerde +1 mm üstüne kadar ayırma
işlemi yapılmakta olup, -1 mm altı da
hidrosiklona gönderiliyor. İnce malzeme için susuzlandırma filtrelerde
yapılmakta olup, iri atık malzemeler
sarsıntılı kurutma masalarında susuzlandırılıyor. Tesisteki kazanım oranı
ise ortalama % 80 civarındadır.
EKİM, KASIM, ARALIK 2012 29
TÜPRAG METAL MADENCİLİK A.Ş.
2011
yılında
İzmirEfemçukuru’nda da üretime başladınız değil mi?
Yaklaşık 150 milyon dolarlık yatırımla Efemçukuru’nda üretime geçtik. Altın Madenimiz tesiste bulunan
bütün birimleriyle birlikte toplam 73
hektarlık bir alan üzerine kuruludur.
2006 yılında ÇED olumlu belgesi
aldık. Ardından 2008 yılında inşaat çalışmalarını başlattık. 2011 yılı
Haziran ayında da üretime geçtik.
YEREL VE BÖLGESEL
ANLAMDA EKONOMİYE
KATKIMIZ ARTARAK
DEVAM EDECEK...
Altın Üretimini
100 tona çıkarmak mümkün
Avrupa’nın en büyük altın madeni olan Uşak-Kışladağ madenini işleten TÜPRAG Metal Madencilik A. Ş, İzmirEfemçukuru’nda da iddialı. Dergimizin sorularını cevaplayan Şirket Müdürü Mehmet Yılmaz, Efemçukuru
işletmesiyle ilgili yeni gelişmeler hakkında bilgi verdi.
neler söylemek istersiniz?
TÜRKİYE’DE ÖZELLİKLE AL- söyleyebiliriz. .
TIN MADENCİLİĞİ’NE İLGİ Altın rezervlerimiz tam anlamıyla Şirketimiz, metalik maden aramaları
ve işletmeciliği yapmak üzere
HER GEÇEN GÜN ARTIYOR... belirlenebildi mi?
Ülkemizde altın madenciliği yeni
bir sektör. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?
Türkiye’de madenciliğe ve özellikle
altın madenciliğine ilgi giderek artıyor. Son dönemde altın üretimi yapan
işletme sayısı artmıştır. Bu bağlamda
ekonomiye sağlanan katkı da yadsınamaz ölçüde büyümüştür. Daha önceleri
üretimin yapılmadığı ülkemizde 2001
yılında başlayan altın üretim serüveni
son olarak 2011 yılında 24.4 ton altına ulaşmıştır. Altın rezervleri dikkate
alındığında üretimin yetersiz olduğunu
30 EKİM, KASIM, ARALIK 2012
Türkiye’de tahmini olarak 6 bin 500
ton altın potansiyeli vardır. Şu anda
sadece 700 tonluk altının yeri tespit
edilebildi. Türkiye son 16 yılda 120
milyar dolar değerinde dışarından altın aldı. Yılda ortalama 7 milyar dolar
değerinde altın ithal ediyoruz. Şu anda
Türkiye’deki altın üretimi ise yıllık
24 ton. Bu rakamın 100 tona çıkması
mümkün. Türkiye altın ürettikçe zenginleşecek. Biz son 10 yılda 82 ton altın üretebildik. Bu rakam ülkemiz için
yeterli değil.
TÜPRAG’ın kuruluşu hakkında
1986’da kurulmuştur. Avrupa’nın
en büyük altın madeni olan UşakKışladağ Altın Madenine sahip olan
şirketimiz 2011 yılında ürettiği 8,8 ton
altın ile ulusal ve bölgesel anlamda
ekonomiye ciddi katkılar sağladı.
280 milyon dolarlık yatırım yapılan
Kışladağ Altın Madenimizde 2006
yılından beri üretim yapıyoruz ve son
5 yılda yaklaşık 40 ton altın ürettik.
Üretilen altının tamamını iç piyasaya
sunuyoruz. Bunun anlamı bugünün
fiyatlarıyla yaklaşık 4 milyar Türk
Lirası.
TÜPRAG’ın Türk ekonomisine
katkısı hakkında ne diyeceksiniz?
Firmamız,
Gelir
İdaresi
Başkanlığı’nca her yıl hazırlanan,
Türkiye’nin en fazla kurumlar vergisi
veren ilk 100 firması arasında 23’ncü
sırada yer alıyor. ISO-500 büyük sanayi kuruluşu listesinde ise 82’nci sırada yer alıyoruz. Ayrıca Ege Bölgesi
Sanayi Odası’nın yaptığı araştırmalar
sonucunda oluşturduğu listede Ege
Bölgesi’nin 6’ncı büyük sanayi kuruluşu ünvanını kazandık. Yine EBSO
tarafından hazırlanan bir başka listede
ise geçen yıl en çok yatırım yapan firma ünvanını almış olmanın haklı gururunu yaşıyoruz.
Şirketinizin personel politikası nedir?
Şirketimizin personel ve satın alma
ihtiyaçlarını mümkün olduğunda
madenlerimizin
bulunduğu
alanların yakın çevresinden temin
ediyoruz.
Tüprag,
Efemçukuru
Altın Madeni’nde yerel, bölgesel
ve ulusal düzeyde iş imkânları
sağlıyor. İhtiyaç duyulan istihdam
ve üretim hizmetlerini yörenin yakın
çevresinden karşıladığımız için, bu
etki en çok yerel ve bölgesel ölçekte
hissediliyor. Tüprag, Efemçukuru
Altın Madeni’nde 173'ü yerel halktan
olmak üzere toplam 379 kişiye iş
imkânı sağlıyor. Ayrıca yaklaşık 400
kişiyi bulan taşeron firma personelinin
de yarıya yakınını yerel istihdam
oluşturuyor.
Ayrıca yöre ve bölge insanları dolaylı
ve doğrudan iş imkânlarından yararlanıyor. Daha avantajlı konumda olmalarını sağlamak amacıyla çalışanları, iş öncesi kapasite arttırma ve işçi
geliştirme stratejilerini de içeren bir
eğitim programına tabi tutmakta ve
uygulamaktayız.
MADENLERİMİZİN İŞLETİLMESİ SÜRECİNDE
UYGULANACAK ÇEVRE
POLİTİKASININ ESASINI
MADENİN ÇIKARTILACAĞI YERDE ÇEVRE İLE
DOST OLARAK MADEN
ÜRETİMİNİ SÜRDÜRMEK OLUŞTURMAKTADIR.
Efemçukuru’nda çevre Sağlığı
açısından alınan önlemler hakkında bilgi verebilir misiniz?
İzmir Valiliği tarafından Efemçukuru
Altın Madeni için İzleme Denetleme
Komisyonu kuruldu. Bu komisyon
2006’dan beri düzenli olarak maden
sahasından toprak, su numuneleri,
ayrıca hava kalitesi için ölçüm
istasyonu ölçüm değerleri alınarak
üretimden kaynaklanan bir etki
olup olmadığını denetlemektedir.
Bunlarla birlikte maden işletme sahası
etrafında ve içinde bulunan 21 adet
gözlem kuyusundan düzenli olarak
su numuneleri alınıp, yeraltı suyunun
kalitesinden bir değişim olup olmadığı
da kontrol edilmektedir.
Maden sahasında ofislerden gelen evsel atık sular da sahada kurulan paket
arıtma tesisinde arıtıldıktan sonra su
tutma havuzuna verilmekte ve düzenli
olarak analize gönderilmektedir.
Maden sahasında Hava Kalitesi Kont-
EKİM, KASIM, ARALIK 2012 31
rol Yönetmeliğinde belirtilen toz ölçümü anlık, günlük ve aylık olarak
yapılmakta, elde edilen veriler ilgili
kurumlar ve bölge insanı ile paylaşılmaktadır. Madende çalışanların ve yakın civarda yaşayan yöre halkının toza
maruz kalmaması için maden ulaşım
yolu başta olmak üzere temel yollar
asfaltlanmıştır.
TÜPRAG’ın tarımsal projeleri
olduğunu biliyoruz. Bu konuda
neler söylemek istersiniz?
Tüprag A.Ş. olarak yarattığımız yüksek istihdam ve katma değer ile yetinmeyip, bulunduğumuz bölgeye daha
fazla katkı yapabileceğimiz sosyal
projeler geliştiriyoruz. Bu projelerden biri de ülkemizde gelişen modern
tarımsal üretimde, bölge halkına örnek teşkil edecek olan, Tüprag Tarım
Şirketinin hayata geçirilmesidir. Bu
tarımsal faaliyetler 400 dönüm sofralık bağ, 80 dönüm şaraplık bağ ve
170 dönüm zeytinlik alan olmak üzere
toplam 650 dönüm üzerinde gerçekleşmektedir. Bu faaliyetlerle ilgili 18
personel istihdam edilmektedir. Önümüzdeki süreçte 50 dönüm yeni şaraplık bağ kurulmasını da planlıyoruz.
Zeytinliğimizde rehabilite çalışmaları
yapılmış olup mevcut ağaçlarımız ıslah edilirken 1200 adet yeni fidan dikimini gerçekleştirdik.
BİZİM İÇİN DEĞİŞİLMEZ
OLAN TEK ŞEY :
“ ÖNCE İNSAN....”
Efemçukuru Köyünde gerçekleştirdiğiniz sosyal projeler neler
peki?
Sosyal sorumluluk projelerine çok
önem veriyoruz. Tüprag olarak, bölgede bir çok alanda ve noktada sosyal
sorumluluk projelerini hayata geçirdik. Efemçukuru Altın madeni sosyal sorumluluk projesi kapsamında,
32 EKİM, KASIM, ARALIK 2012
2005 yılından bu yana Efemçukuru
Köyü’nde yaşayan 5 genç kızın eğitim sorumluluğunu üstlendik. “Kardelenler” adının alan bu projemiz ilk
meyvelerini vermiştir.
Tüprag’ın okula gidebilmeleri için
özel servis kaldırdığı, tüm eğitim
masraflarını üstlendiği ve özel dershaneyede gönderdiği Efemçukuru
Köyü’nün ilk kardelenleri olan genç
kızlar, kariyer sahibi olurken şimdi
onları diğer kızlarımız takip etmektedir. Ayrıca öncü bu kız öğrenciler
sayesinde halihazırda beş kız öğren-
ci Menderes Lisesinde eğitimlerine
devam ediyorlar. Bunlar bizler için
onur ve gurur kaynağıdır. Tüprag ailesi olma yolunda attığımız adımların
meyvelerini topluyor olmak bizlere
büyük sevinç yaşatıyor.
Tüprag Metal Madencilik A.Ş. olarak
öncelikli hedefimiz, çevre ve insan
yaşamına saygı göstererek, dünyadaki
teknolojileri kullanarak üretime, istihdama ve ekonomiye her gecen gün
daha fazla katkı sağlamak olmuş ve
olmaya devam edecektir.
ÇEVREMİZDEKİ MİNERALLER
8
12
5
14
10
11
10
DDD
VVD
1
5
3
14
9
13
2
5
logical
US Geo
5
1
2
0
5
10
15
9
6
5
20 KILOMETER
2
1
12
11
12
7
13
9
1
2
8
6
7
7
8
3
4
6
10
DAVE'S PLACE
4
14
ROCDOC
11
15
4
4
7
4
S
3
6
3
8
Survey
6
11
12
9
1
13
10
11
9
12
2
8
7
1.Deodorant
Alüminyum ve petrokimya ürünleri.
2.Diş Macunu
Florit, barit ve kalsit, stronsiyum, tüpünde petrokimya
ürünleri ve ya alüminyum.
3.Bardak
Sodyum feldspat, silis kumu, soda külü, dolomit.
4.Yüzey Temizleyiciler: Silis kumu, dolomit, kalsit.
5.Makyaj Malzemeleri
Bentonit ve smektit killeri, mika, talk, kalker ve petrokimya ürünleri.
6.Su Tesisatları
Bakır, kurşun, petrokimya ürünleri.
7.Halı
Kalker, barit, selenyum ve petrokimya ürünleri.
8.Duş Perdesi
Petrokimya ürünleri.
9.Saksı
Kil ve kaolin, mangan, demir ve titan oksitler.
10.Pudra
Talk ve mika.
11.Kepek Şampuanı
Katran, lityum killeri, selenyum, çinko, şişesi petrokimya
ürünleri.
12.Ayna
Silis kumu, feldspat ve petrokimya ürünleri.
13.Evye Bataryası
Demir, nikel, krom.
14.Fayans: Kil, potasyum ve sodyum feldspat, volastonit, talk, kaolin, pegmatit, kalsit, silis kumu.
15.Klozet: Kil, kaolin, silis kumu, bakır, çinko, petrokimya ürünleri ve borlar.
5
1.Bilgisayar
Altın, gümüş, silis kumu, nikel, alüminyum, çinko, kurşun,
demir, nadir toprak elementleri, petrokimya ürünleri ve 30
tane daha mineral.
2.Kurşun Kalem
Grafit ve killer.
3.Telefon
Bakır, altın, petrokimya ürünleri
4.Kitap
Kalsit, kil, talk
5.Kalem
Kalsit, mika, petrokimya ürünleri, kil, silis kumu, talk
6.Film
Petrokimya ürünleri ve gümüş
7.Kamera
Silis kumu, çinko, bakır, alüminyum ve petrokimya ürünleri
8.İskemle
Alüminyum ve petro kimya ürünleri
9.Televizyon
Alüminyum, bakır, demir, nikel, silis kumu, nadir toprak
elementleri, stronsiyum.
10.Müzik Seti
Altın, demir, nikel, beril ve petrokimya ürünleri
11.Disk
Alüminyum ve petrokimya ürünleri
12.Metal Dolap
Demir, nikel, bakır, çinko.
13.Halı
Alüminyum ve petrokimya ürünleri
14.Metal
Kalker, barit, selenyum ve petrokimya ürünleri
15.Duvar Paneli
Alçı taşı, kil, kalsit, perlit, vermikülit, mika.
1.Radyo
Alüminyum, bakir, altın, demir ve petro-kimya ürünleri.
2.Tost Makinası
Bakır, demir, nikel, mika, krom, petrokimya ürünleri
3.Elektrik Kablosu
Bakır, alüminyum, petro-kimya ürünleri
4.Mikrodalga Fırın
Bakır, altın, demir, nikel ye silis kumu.
5.Fırın
Alüminyum, bakir, demir, nikel ve silis kumu.
6.Buzdolabı
Alüminyum, bakir, demir, nikel, çinko, petrokimya
ürünleri
7.Sofra Tuzu
Halit, silvit, iyodin.
8.Tabak
Kil, potasyum ve sodyum feldspat, volastonik, talk,
kaolin, pegmatit, kalsit, silis kumu.
9.Çatal-Bıçak
Demir, nikel, gümüş, krom.
10.Duvar Saati
Nikel, silis kumu ye petrokimya
11.Paslanmaz Çelik Evye
Nikel ve demir.
12.Not Tahtası
Killer, tebeşir taşı
13.Magnet
Kobalt, samaryum, neobidyum, baryum, stronsiyum.
14.Bulaşıklık
Demir, krom, nikel ye petrokimya ürünleri
3
1.Tuğla
Kil, silis kumu, grafit.
2.Beton
Alci taşı, demir, kireç taşı, killer, marl silisi kumu
3.Bisiklet
Demir nikel, petrokimya ürünleri
4.Kapı Kulpu
Tunc (bakir, çinko)
5.Çatı Kaplaması
Petrokimya ürünleri , killer
6.Posta Kutusu
Tunç (balm, çinko)
7.Kapı Camı
Silis kumu, feldspat, soda külü kömür, tuz
8.El Aletleri
Demir, nikel.
9.Kaykay
Alüminyum, kalsit, mika, nikel, petrokimya ürünleri silis
kumu, kil, talk
10.0tomobil
Aliminyum, demir, çinko, kurşun, mika, nikel, barit, kalsit,
killer, silis kumu, petrokimya ürünleri
11.Boya
Titanyum, kalsit, barit, kükürt
12.Elektrik Tesisatı
Volfram, molibden, alüminyum, silis kumu, bakır, çinko.
By Judy Weathers, John Galloway and Dave Frank / 2001
TÜRKİYE MADEN İŞÇİLERİ SENDİKASI
Devletin elinde metal madenİ kalmadı!
temsilciliklerle ülkenin her yanına dağılmış, kapsama
alanı içine almış bir teşkilat yapımız vardır. Üye sayısı
itibariyle işkolumuzdaki en büyük/örgütlü sendikayız.
Dünyada uzun bir süredir reel ekonomiden kopukluk
yaşanıyor. Reel ekonomi yerini finansa bıraktı. Siz bir
sendikacı olarak, bu realitenin işçi ve işveren ilişkilerine nasıl yansıdığını düşünüyorsunuz?
Bütün dünyada etkileri süren 2008 krizi bildiğimiz gibi
bir finans kriziydi. Bu kriz finans sektörünün üretimden
kopuk, aşırı ve karşılıksız şişmesinin ve dolayısıyla
karşılıksız değerlenmenin, borçlanmanın çökmesi sonucu oluştu. Finans sektörlerinden başlayan bu kriz
süreç içinde üretim sektörlerine de yansıdı.
Dünyada 1990’lı yıllardan itibaren finansın yükselişine,
reel sektörlerin gerilemesine, küreselleşme ve liberalleşmenin dünya finansal sistemini biraz da kumarhaneye dönüştürmesine tanık olduk. Bu süreç tabii ki bir
süre sonra tıkandı ve krize yol açtı. Köpükler, karşılıksızlar bir anlamda atıldı ve sistem yeniden kendini
toparlamaya çalışıyor. Reel sektörlerden kopuş, üretimden kopuş, haliyle istihdamı, çalışanları (emeği),
emek örgütlerini de olumsuz etkiliyor. Çünkü göreli olarak üretim, emek önemsizleşmeye, değersizleşmeye
başlıyor.
Türkiye Maden İşçileri Sendikası Genel Başkanı Nurettin Akçul ile maden sektöründe yaşanan sorunlar, maden ve enerji politikaları, özelleştirmeler, işçi-işveren ilişkileri, hakkında
konuştuk. Dergimizin sorularını cevaplayan Akçul, Türkiye ve dünyada sendikacılığın karşı
karşıya kaldığı sorunlarla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Röportaj: Ece Şahin
Sayın Nurettin Akçul, Türkiye Maden İşçileri
Sendikası’nın 14–15 Mayıs 2011 tarihlerinde gerçekleştirilen 9. Olağan Genel Kurulunda genel başkan
olarak seçildiniz. Sendika ile ilk tanışmanız ve sendikal hareketlerdeki çalışmalarınız nasıl başladı?
1973’te TKİ Orta Anadolu Linyitleri İşletmesi’nde işe
başladım. 1976’da şube seçimlerinde aday oldum ve
şube başkan vekilliğine seçildim. 1989’dan 2007’ye
kadar şube başkanlığı yaptım. 2007 yılında Genel Teş-
38 EKİM, KASIM, ARALIK 2012
kilatlandırma Sekreterliği’ne getirilmemle genel merkezdeki görev sürecimiz başlamış oldu. 2011’de gerçekleştirilen 9. Olağan Genel Kurulu’nda ise tek aday
olarak girdiğim seçimde genel başkan olarak seçildim.
1958 yılında Türkiye Maden İşçi Sendikaları Federasyonu olarak kurulan sendikamız, 1983 yılında, federatif
tipten, milli tipe geçildikten sonra Türkiye Maden İşçileri
Sendikası adını almıştır. Sendikamız Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) üyesidir.13 şube ve
Ülkemizde son yirmi yılda İSO’nun araştırmalarında
şirketlerin faaliyet dışı alanlardaki gelirlerine
bakıldığı zaman asıl karları bu faaliyet alanlarının
dışında yaptıklarını görmekteyiz. Bu durum haliyle
ekonomide paradan para kazanma gibi basit biçimde
betimleyebileceğimiz bir ekonomi-para politikasının
varlığını göstermektedir. Daha önemlisi, son yıllarda
ülkemiz, dış kaynağı çekmek ve ekonomiye ucuz ithalat desteği sağlamak için düşük kur, yüksek faiz politikası izlemektedir. Tabii ki bu süreç, ülkedeki üretim
sektörlerini, istihdamı, çalışanları ve çalışanların hak
ve çıkarlarını olumsuz etkilemiştir ve etkilemeye devam etmektedir.
İşçi sağlığı ve iş güvenliği bakımından maden sektörü ne durumda?
Madencilik sektörü iş riski yüksek bir sektördür. Emek
yoğun niteliği ile iş riskinin yüksekliği birleşince iş
sağlığı ve güvenliği açısından çok riskli bir sektördür.
Özellikle yeraltı maden işletmeleri açısından göçükler,
su baskınları ve grizu patlamaları toplu ölümlere ve
yaralanmalara yol açabilmektedir. Bütün dünyada
madencilik işkolu, iş kazaları ve meslek hastalıkları
açısından en riskli işkollarının başında gelmektedir.
Ülkemizin iş sağlığı ve güvenliği tablosu, iş kazalarında
Avrupa’da birincilik, dünyada üçüncülükle zaten
kötüdür.
Madencilik işkolu ve özellikle kömür madenciliğinde
tablo çok daha kötüdür. Kömür madenciliğinde 100 bin
çalışan başına ölümlü maden kazalarında ülkemiz dünyada birinci durumdadır. Sendika olarak tezimiz şudur:
Sendikal örgütlenme, iş sağlığı ve güvenliği açısından
özellikle maden ocaklarında yerinde ve sürekli denetim işlevi görür. Yani, bir ocakta sendikal örgütlenme
varsa, sendika ocağın en ücra yerine kadar temsilcileri
ve üyeleriyle yerinde ve sürekli denetim organı işlevi
görür. Fenni nezaretçi de güvenle görev yapar.
Toplu ölümlü iş kazalarının yaşandığı işletmeler
genelde sendikal örgütlülüğün olmadığı ve çoğu zaman
da taşeron tarafından işletilen ocaklardır. Sendika giren
yere daha az kaza, meslek hastalığı girer, sağlıklı ve
güvenli iş ortamı olur. Maden işletmecileri çoğu zaman
sendikalaşmaya, yanlış bilgiler, önyargılar veya kötü
deneyimler nedeniyle sıcak yaklaşmıyorlar. Halbuki
işyerinde sendika sadece işçilerin ekonomik, sosyal çıkarlarını geliştirmekle kalmamakta, işverene yardımcı
bir denetim, disiplin ve verimliliği sağlama organı-işlevi
de görüyor.
Sendikalı işyerlerinde iş kazaları minimumdur. İş barışı
ve huzuru vardır. İş barış ve huzurunun olduğu yerde
verimlilik vardır. Madencilik işkolundaki işverenlerimizin bu unsurları göz ardı etmemesi gerekir. Örgütlü olduğumuz yerlerde yapıcı bir diyalog ile sorunları
çözmeye çalışan bir sendikayız. İşyerinde iş barış ve
huzuru önceliğimizdir. Biz, işverenlerimize bunları anlatıyor ve sendikal örgütlenmenin önünü tıkamamalarını istiyoruz.
Uluslararası sendikal hareketler arasındaki ilişkileriniz nasıl seyrediyor?
Küreselleşme sürecinde, artık işçilerin ve onların tem-
EKİM, KASIM, ARALIK 2012 39
silcileri olan işçi sendikalarının karşısında, ulusal bazda şirketler değil, çok uluslu büyük sermaye grupları
var. Bu nedenle uluslararası düzeyde sendikal dayanışma, işbirliği çok önemli. Sendika olarak uluslararası
düzeydeki örgütlenme ve dayanışmaya büyük önem
veriyoruz.
Haziran 2012’de, üyesi bulunduğumuz Uluslararası
Kimya Enerji ve Maden İşçileri Federasyonu ICEM,
Uluslararası Metal İşçileri Federasyonu, IMF ve Uluslararası Deri İşçileri Federasyonu kendilerini feshederek
IndustriAll Küresel Sendikası’nda birleştiler. Böylece 50
milyondan fazla üyesi bulunan güçlü ve mücadeleci bir
küresel işçi örgütü ortaya çıkmış oldu. Mayıs 2012’de
de Avrupa federasyonları birleşerek 7 milyon Avrupa
işçisini temsil eden IndustriAll Avrupa Sendikası’nı kurdular. Sendikamız her iki uluslararası federasyonun da
üyesidir. IndustriAll Yönetim Kurulu’nda başkan yardımcısı olarak Türk-İş ve Tes-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu asil üye olarak, ben de yedek üye olarak
yer alıyorum. 19 Türk sendikası IndustriAll Küresel
Sendikası’na üyedir.
Madencilik sektörü özellikle son yıllarda küreselleşme rüzgârından ve özelleştirme hareketlerinden çok
fazla etkilendi. Bu durum sendikanızı nasıl etkiliyor?
Küreselleşmeden ve küreselleşmenin kırıcı rekabetinden etkilenmeyen ülke olmadığı gibi, ülkemizde de
etkilenmeyen sektör yok gibi. Kırıcı rekabet haliyle
ücretleri, çalışma koşullarını ve sendikal örgütlenmeyi
olumsuz etkiliyor. Bu rekabet, onaylayamayacağımız
bir sosyal dampingi ortaya çıkarmaktadır. Öte yandan
döviz ve faiz politikaları da ithalatı teşvik etmektedir,
bu da yerli üretim sektörlerini ve bu sektörlerdeki istihdamı, istihdam niteliğini olumsuz etkiliyor. Madencilik
sektöründe de bu etki hissedilmektedir. Özellikle kömür sektöründe, kömür ithalatında bu durum hissedilmektedir.
Özelleştirmeler sonucunda devletin elinde metal maden
kalmadı. Bor madenleri ve bir kısım linyit sahaları kaldı.
Özelleştirmeler ve kapatmalar binlerce işçimizi işsiz
bıraktı. Şimdi, TKİ’nin elindeki linyit sahaları da termik
santrallerle birlikte özelleştirme sürecine sokuldu.
Bu süreç, kamudaki örgütlülüğümüz açısından bizi
olumsuz etkiledi. Binlerce üye kaybettik.
40 EKİM, KASIM, ARALIK 2012
Devlet eliyle işletilmesi zorunlu olan stratejik nitelikli
bor madenlerinde de özel sektöre kapı açan bir yasal
düzenleme ise Meclis sürecinde. Biz özel sektöre karşı
değiliz. Özelleştirmeye ve özelleştirmenin ülkemizdeki
biçimine karşıyız. Verimli ve karlı olanlar özelleştiriliyor,
hem de hurda fiyatına. Mevzuatın koruyucu niteliği yok.
Özelleştirmenin ardından işçiler kapı dışarı ediliyor.
Böyle bir özelleştirmeye karşı çıkmak meşru görevimiz
ve hakkımız. Yoksa biz işkolumuzda özel sektörün gelişmesi, genel olarak işkolumuzda istihdam artması için
en az işverenler kadar çaba sarf ediyoruz. Bunu işverenlerimiz yakından bilirler. Bugün sendikamız ağırlıklı
olarak özel sektörde örgütlüdür. Kamu sektöründeki örgütlülüğümüz özel sektöre göre daha tali kalmaktadır.
Kütahya Seyitömer’de bir miting yapıldı ve bu mitinge katıldınız. Seyitömer Termik Santrallerinin ve
EÜAŞ’ın özelleştirilmesine “hayır” mitinginden edindiğiniz izlenimler neler oldu?
Kütahya’da Tes-İş sendikası ile “Seyitömer Linyit İşletmesi ve Termik Santralı’nın Özelleştirilmesine Hayır!”
mitingi gerçekleştirdik. Bu miting için, Kütahya’daki hemen bütün sendikaların, meslek, esnaf ve ticaret odalarının, siyasi parti teşkilatlarının desteğini aldık. Bu
konuda ortak deklarasyonlar yayınladık. Kütahya’da
daha önce yapılan özelleştirmeler sonrasında, istihdam azalmış, ücretler gerilemiş, giren para azalmış
ve Kütahya göç vermeye başlamıştır. Bu nedenle
Kütahya’da teşkilatlar bu özelleştirmeye bizlerle birlikte karşı çıktılar. Mitingimiz, meşru, demokratik kitlesel
bir uyarıydı. Diliyorum ki, bu mesajı alması gerekenler
almışlardır.
Umuyorum ve diliyorum ki, linyit sahalarının termik
santraller ile birlikte özelleştirilmesi kararından vazgeçerler. TKİ’nin zaten rödevanslarla altı boşalmıştır,
bu özelleştirmeler ise TKİ’nin altını tamamen boşaltır.
Devletin bir ulusal kömür ve enerji politikası oluşturması ve uygulamasının, dahası yerli kaynaklara dayalı
bir enerji politikası oluşturmasının araçları tamamen
elinden gitmiş olacaktır. Biz, özel sektörün bakir, halihazırda TKİ’in işletmediği kömür sahalarını işletmesi
gerektiği görüşündeyiz. Bu konuda devlet yerli enerji
üretimi için yerli kaynak kömüre teşvik de uygulamalıdır. Ama, halihazırda TKİ’nin işlettiği ve karlı nitelikteki
işletme sahalarının özelleştirilmesine karşıyız.
İTÜ MADEN FAKÜLTESİ MADEN MÜHENDİSLİĞİ
DÜNYA
TÜRK MÜHENDİSLERİNİ KONUŞUYOR
Papua Yeni Gine’ de denizin 1600 metre altında bulunan zengin altın maden
yataklarını kazacak makinelerin kesici kafalarının tasarımı, İstanbul Teknik
Üniversitesi (İTÜ) Maden Fakültesi’nde
görevli Akademisyenlerce gerçekleştirildi.
Uluslararası Nautilius Minerals şirketi tarafından
Papua Yeni Gine açıklarında Bismark Denizi’nin
1600 metre altında Solwara 1 projesi kapsamında
gerçekleştirilecek, insansız cevher üretiminin (altın,
gümüş, bakır) detaylarını öğrenmek için İTÜ Maden
Mühendisliği Bölümü’nde Prof. Dr. Nuh Bilgin Başkanlığında, Prof. Dr. Hanifi Çopur ve Doç. Dr. Cemal
Balcı’dan oluşan ekip ile bir araya geldik.
Röportaj: Gülay Özgür
B
u projeyi hayata geçiren şirket
hakkında ve dünyada büyük bir
ses getiren projeyi kısaca anlatır
mısınız?
Nautilius Minerals, denizaltı maden
yataklarının araştırılması ve işletilmesi
için kurulmuş uluslar arası bir şirkettir. Solwara 1 projesi çerçevesinde
Papua Yeni Gine civarında Bismark
Denizi’nin 1600 metre altında ortalama % 7.2 Cu, 5.0 g/t Au, 23 g//t Ag,
% 0.4 Zn tenörlü çok zengin maden
yatakları bulunmuştur. Şirket burada
yılda 1.2–1.8 milyon ton üretim yapmak için, çok yoğun bir şekilde çalışmalar yapmaktadır. Kesici kafa üzerine dizilmiş keskilerden oluşan robot
makineler, deniz tabanındaki madeni
kazacak ve vakum sistemi yardımıyla
42 EKİM, KASIM, ARALIK 2012
maden deniz üstündeki gemiye pompalanacaktır.
Çok yüksek basınç altında ve insansız
kullanılacak bu makinelerin kesici
kafalarının tasarım parametrelerinin ve
üretim kapasitelerinin belirlenmesi İTÜ
Maden Fakültesi Laboratuarlarında
yapılan deneyler sonucu elde edildi.
1600 metre deniz altından alınan cevher örnekleri İTÜ’ye getirildi ve değişik deneylere tabi tutularak sonuçlar
değerlendirildi ve rapor firmaya teslim
edildi.
Nautilius Minerals Şirketinin sizinle
iletişim kurma aşaması nasıl oldu?
Dünyanın ilk derin deniz altı madenciliği olacak bu çalışmadaki en büyük
risklerden biri, 160 Bar hiberbarik ba-
sınç altında uzaktan kumandalı deniz
altı maden makinalarının, kesici kafanın tasarımının nasıl olması gerektiği
ve kazıcı makinenin performansının
belirlenmesidir. Bu derinlikte insanların çalışması mümkün değildir.
Bu soruna çözüm bulmak için Nautilius Minerals şirketi, dünyanın değişik
araştırma merkezlerinde çalışmalar
yaptırmıştır. İlk çalışmada Colorado
School of Mines’ da denizaltında alınan numuneler atmosferik şartlarda
kesme deneylerine tabi tutulmuştur.
İkinci çalışmada deniz dibinden alınan numuneler Hollanda’da Deltares
araştırma merkezinde değişik basınçlar altında deneylere tabi tutulmuş ve
mekanik davranışlarının nasıl değiştiği gözlenmiştir. Üçüncü çalışma ise
Fransa’ da Ifremer Denizaltı Araştırma
Merkezi’nde, Bismark Denizinden alınan
cevher numuneleri yüksek basınçlar altında kesme deneylerine tabi tutulmuştur.
Projenin bir sonraki aşamasında yapılan
çalışmaların nasıl genelleştirilebileceği
ve laboratuvar deneylerinin ne kadar gerçekci olabileceği gündeme gelmiştir. Bu
aşamada sondaj sonuçlarının değerlendirilmesi ve alınan numunelerin testi, laboratuvar delme ve kesme deneyleriyle birlikte yorumunun yapılması için Colorado
School of Mines’dan Levent Özdemir’in
tavsiyesiyle bizimle iletişime geçtiler.
Laboratuvarlarınız bahsetmiş olduğunuz teknolojiye ve ekipmana sahip
miydi yoksa Nautilius Minerals Şirketi
size ihtiyacını ilettikten sonra mı geliştirdiniz?
Bölümümüz, sadece Türkiye’de değil,
dünyada da en nitelikli kadroya ve laboratuar imkânlarına sahiptir. Yapılan iki ayrı
proje ile 160 bar basınçta çalışacak kesici
robotların kesme kafalarının modellenmesi için gerekli ekipmanlara zaten sahiptik. Laboratuarımız küçük boyutlu, tam
boyutlu delme ve kesme deneylerinin yapılması konusunda tüm ekipmanların bir
arada bulunduğu, dünyanın en gelişmiş
tek laboratuarıdır.
Bu projenin dışında yurtdışı ile olan
bağlantılarınızdan bahseder misiniz?
İTÜ Maden Fakültesi olarak, bu yıl bir
değerlendirme kuruluşu olan Amerikan
ABET Kurumu tarafından en iyi bölüm
seçilmiştir. Yerli ve yabancı kurumlarla
işbirliği içindeyiz. Yakın zamanda
Atina Teknik Üniversitesi’ne tasarlamış
olduğumuz bir laboratuar kesme deney
setini sattık.
Yurtdışı ile yapılan antlaşmalarda getirisi
en yüksek olan proje Nautilius Minerals
ile yapılan bu projedir.
EKİM, KASIM, ARALIK 2012 43
TEKNOLOJİNİN NİMETLERİ
Mad. Yük. Müh. Dündar Ergunalp
Bu yazı dizisinde madencilerin gündelik hayatlarını kolaylaştıran, çoğu son 10 yılda ortaya çıkan yeniliklere yer
vereceğiz. Seçim yaparken 3 ana kriter göz önünde bulundurulacak; yeniliğin faydalı olması, verimliliği arttırması
ve pratikte kullanılıyor olması. Amacımız Dünya literatürünü takip etme imkânı olmayan meslektaşlarımızı arama,
üretim, zenginleştirme, nakliye, iş güvenliği, çevre düzenlemesi konularında daha verimli, daha güvenli, daha sorumlu
çalışmalarını sağlayacak araçlardan haberdar etmek. Konuların detayları verilen kaynaklarda bulunabilir.
AVİRİS
Seyyar Delici
Normal uyduların bir geçişte birkaç spektral band (elektromanyetik dalga spektrumunun bir kısmı)
ölçebilmesine karşın Aviris 0.400
ile 2.500nm arasında 224 spektral
band ölçebilen bir spektrometre.
İlk örneği 1997’de yörüngeye fırlatılan (Lewis Hyperspectral Imager, HIS, NASA) bu uzaydan algılayıcı sistem sayesinde özellikle
ormanla kaplı olmayan arazilerin
kayaç haritaları yapılabiliyor, yüzeydeki bitki ve mineraller tanımlanabiliyor. (kaynak: Red Mountains, Berger et al, 2003)
CMAC SPLH delicisi patlatma deliklerinden elmaslı sondaja kadar
her türlü deliği açabilen ve küçük
ebatlardaki yapısıyla dar yerlere
girmekte zorlanmayan bir makine.
Patentli yerleştirme sistemi sayesinde de istenen pozisyona çok
kısa sürede ayarlanabiliyor. (kaynak: www.cmac-thyssen.com)
Seyyar Delici
Paleostres
Haritaları
Infinitem
Infinitem
Baz metal aramaları için geliştirilen bu jeofizik metodu yeraltındaki
elektromanyetik dalgaların ölçümünde kullanılıyor. Sistem kükürtlü metal yataklarını 1 km derine
kadar tespit edebiliyor. (kaynak:
www.legroupemisa.com)
44 EKİM, KASIM, ARALIK 2012
Bir altın damarı bulmak kolay
iş değil. Son yıllarda özellikle
Avustralya’daki araştırmalar bu
yataklaşmaların çoğunun ana fay
hatları boyunca sismik hareketlilik
gösteren tali faylarla bağlantılı olduğunu gösterdi. Yerkabuğunun
paleostres durumunu modelleyen
yazılımlar sayesinde artık bu tip
yataklaşmaların yerini tahmin etmek mümkün. (kaynak: Udec modelling, Ridley, 1990)
Çevrimiçi
Ruhsatlandırma
Quebec Doğal Kaynaklar Bakanlığı web sitesi üzerinden çevrimiçi
ruhsat kesmeye olanak sağlayan
bir program geliştirdi ve kullanmaya başladı. (kaynak: www.mrnf.
gouv.qc.ca/mines)
Taşınabilir Spektrometre
Taşınabilir
Spektrometre
Polimer vantüp
Madenlerde havalandırma neredeyse yüz yıldır branda bezi
vantüpler ile yapılageldi. Polimer
kullanılması sürtünme kayıplarını
ve delinmeleri azaltıp verimliliği arttırdığı gibi, plakalar halinde
taşınıp kullanım yerinde istenen
ebatta imal edilebildiğinden uygulaması son derece pratik.(kaynak:
www.mecanicad.ca)
Titreşimsiz
Tabanca Sapı
Delici tabanca gibi aletlerle çalışanların ellerinde Karpal Tüneli rahatsızlığı, beyaz parmak
oluşumu gibi rahatsızlıklara sık
rastlanır. Titreşim önleme cihazı tabancanın sapına takılıyor ve
zararlı titreşimleri %60 azaltıyor.
(kaynak:www.legroupemisa.com)
Yol Treni
RFID
Yol Treni
Rfıd
Spektrometre adı farklı dalga boyları kullanarak pek çok maddeyi
ölçebilen cihazlar için kullanılıyor.
Elektromanyetik spektrumun kısa
dalga kızıl ötesini kullanarak çalışan yeni bir spektrometre bakır,
altın, uranyum gibi minerallerin
göstergesi sayılan kil ve mika minerallerini tespit etmede kullanılıyor. Cihaz insan gözünden daha
hassas ve bir seferde bir dizi minerali tayin ediyor. (kaynak: www.
pimausa.com)
Bu etiketler barkodların yerini alacağa benziyor. Barkodlardan farklı olarak, optik tarayıcıya gerek
kalmadan, üzerine iliştirildiği malzeme hakkındaki bilgiyi, boya ya
da kar gibi ince tabakalar içinden
dahi radyo dalgalarıyla iletebiliyor.
Böylelikle cevherler üretim noktasında etiketlenip tesise girene kadar takip edilebiliyor.İşletmeci de
gerçek zamanlı olarak üretimini
takip edebiliyor.(kaynak: www.kroll.fr)
Boşluk Ölçümü
Rock Mesha
Yeraltından alınan üretim ya da
pasa miktarlarını tam olarak bilmek bazen çok önemli olabilir.
Optech tarafından geliştirilen, yer
altı şartlarına oldukça dayanıklı
boşluk monitörü (CMS) optik bir
telemetri kullanarak galerilerin 3
boyutlu geometrisini tespit edebiliyor. (kaynak: www.geomon.it)
İsmi patentli bu yeraltı makinesi
sayesinde galeri duvarlarına tel
döşemek için manuel iş gücüne
ihtiyaç kalmıyor. Operatör bütün
işlemleri kabininden yönetiyor. Bu
şekilde teli standart uygulamalara
göre % 30 hızlı ve güvenli uygulamak mümkün.(kaynak: www.
rockaustralia.com.au)
Sputnik
Sputnik
Alt katlara cevher aktarmada
kullanılan fereler bazen tıkanır.
Sputnik patlayıcı taşıyan bir çeşit balon.Tıkanan oluğun altından salınır ve tıkanmanın olduğu
noktaya varınca patlatılarak fereyi
açar.(kaynak:www.plastiquesgplus.com)
Magnelink
Yeraltında haberleşme hayati
önem taşıyabilir. Magnelink, kayaların içinden, manyetik dalgalar vasıtasıyla, karşılıklı ses veya
mesaj yollamayı mümkün kılan
bir çeşit acil haberleşme sistemi.
(kaynak:www.lockheedmartin.
com)
Madenlerden tesislere cevher
nakli bazen ciddi bir maliyet unsurudur. Bunu azaltmak için firmalar
300 tondan fazla yük taşıyabilen
çift motorlu yol trenleri kullanmaya başladı (Smith MK4 Hydrapede Dolly). Bu araçlar nispeten
ufak yapılarıyla mevcut altyapıda
rahatlıkla dolaşabiliyor.(kaynak:
www.smithson.au)
Geotube
Jeotüp arıtma tesislerinde susuzlaştırma amacıyla kullanılan
boru şeklinde bir çeşit polipropilen
torba. 5 m den 100 m’ye kadar
olabilen bu torbalara sürekli veya
aralıklarla atık malzeme pompalanıyor. Çöktürücü kullanmaya gerek kalmadan da katı malzemeyi
içerde hapsedip, suyu torbanın
gözeneklerinden dışarı tahliye
edebilen bu sistem bir çeşit filtre.
(kaynak: http://greenlinkpartners.
com)
EKİM, KASIM, ARALIK 2012 45
MAKALE
Dr. Abdülkerim Yörükoğlu MTA Genel Müdür Yardımcısı
Şükrü Şafak MTA Maden Yüksek Mühendisi
Dünya Maden Rezev SInIflandIrma Sistemleri Ve Türkiyedeki Gelişmeler
Maden yataklarının kaynak ve rezervleri ile kalitesinin belirlenmesi için, maden yatağı hakkında
yeterli bilgilerin elde edilmesi gerekmektedir. Dünyada halen farklı isim ve tanımlamalarla çok sayıda
rezerv ve kaynak sınıflandırmaları kullanılmaktadır. Uluslararası ticaretin ve madencilik yatırımlarının
artması sebebiyle uluslararası kabul edilebilir bir rezerv/kaynak sınıflandırma sistemi oluşturma ihtiyacı
doğmuştur.
Dünya’da madencilik sektöründeki
önemli bazı standartları şu şekilde
sıralayabiliriz:
JORC Kodu: Cevher rezervi raporlamada terminoloji, tanım ve sınıflandırmaya yönelik standartlar ilk kez
Avustralya’da 1989 yılında bir yönetmeliğe bağlanmıştır. JORC Code
adıyla anılan bu yönetmelik zamanla
geliştirilmiş ve diğer ülkelere de örnek
olmuştur. 1994 yılında ABD, Avustralya, Birleşik Krallık, Güney Afrika
ve Kanada standartlarını uyumlaştırma çalışmalarına başlamıştır. JORC
kodu kamusal raporlamalar için minimum standartları getirerek, listeleme işleminin yapılacağı borsalarda
maden arama sonuçlarının, maden
kaynakları ve rezervlerinin kamusal
raporlamasını sağlamaktadır.
NI43 – 101 Kodu: Maden kaynakları
ve rezervlerine ilişkin tahminler, veriler ve somut ölçümler çerçevesinde
hazırlanan rapor mineral kaynağının
fiziksel karakteri, yoğunluğu, kazı ve
sondaj çalışmaları sonrasındaki muhtemel, ölçülmüş ve ispatlanmış sonuçları uzman mühendis-yetkin kişi
tarafından sınırlandırıldığı andan itibaren NI43-101 halini almaktadır. Bu
haliyle Kanada, Avustralya ve Güney
Afrika borsalarında listelenme imkanına kavuşmaktadır.
48 EKİM, KASIM, ARALIK 2012
SAMREC Kodu: Güney Afrika Maden Kaynakları Komitesi tarafından
hazırlanan ve Güney Afrika Madencilik ve Metalurji Enstitüsü (SAIMM) tarfından himaye edilen SAMREC Kodu
şeffaflık, önemlilik, yetkinlik kriterlerini
içermesi gerekiyor.
SAMVAL Kodu: SAMVAL (Güney
Afrika Maden Varlıklarını Değerleme
Raporu), SAMREC Kodu ile birlikte
uygulanan bir değerleme raporu olup,
Güney Afrika Madencilik ve Metalurji
Komisyonu tarafından maden değerlendirmelerini yapabilmek amacıyla
kurulmuştur.
CRIRSCO: Ülkelerin ya da ülke gruplarının mineral raporlama standartlarını üreten ve bunun yönetiminden
sorumlu olan Ulusal Raporlama kurulları temsilcilerinden oluşur. Halen
ABD (SME), Avustralya (JORC),
Birleşik Krallık (Ulusal Kurul) ve
Batı Avrupa (IGI ve EFG), G. Afrika
(SAMREC), Kanada (CIM) ile Şili
(Ulusal Kurul) CRIRSCO’ da temsil
edilmektedir. Bu ülkelerin deneyimlerini yaygınlaştırmak amacıyla, raporlama yönetmeliklerini esas alan
bir uluslararası raporlama şablonu
geliştirmiştir. Başta Rusya ve Çin olmak üzere diğer bazı ülkeler de ulusal standartlarını CRIRSCO kalıbı ile
uyumlaştırma çalışmalarını sürdür-
mektedir.
Birleşmiş Milletler Rezerv/Kaynak
Sınıflandırma Sistemi
Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik
Komisyonu Rezerv Sınıflandırma
Sistemi ile ilgili olarak 1992 yılında
çalışma başlatmış ve en son 2009
yılında Birleşmiş Milletler Avrupa
Ekonomik Komisyonu tarafından
hazırlanan “Fosil Enerji ve Maden
Rezerv ve Kaynakları için Birleşmiş
Milletler Çerçeve Sınıflandırma Sistemi” 39 Nolu Birleşmiş Milletler
yayını ile güncellenmiştir. Birleşmiş
Milletler Sınıflandırma Sisteminin
başlıca amacı; uluslararası iletişimi
artırarak
rezerv/kaynak
varlığı
hakkında kapsamlı bilgilenme ve
maden yataklarına güvenli yatırım
yapılmasına sağlamaya yöneliktir.
BM Sınıflandırma Sistemi üç ana
eksen etrafında oluşturulmuş
olup;
E ekseni: Sosyo- ekonomik uygulanabilirlik,
F
Ekseni:fizibilite
çalışması,G
Ekseni:jeoljik
bilgi
eksenlerini temsil eder. Her üç eksende ok yönünde artarak projenin ticari
anlamda gerçekleşebileceği sonucuna ulaşmaktadır.
TÜRKİYE’DEKİ GELİŞMELER
Türkiye’de rezerv sınıflandırma si-
stemi ile ilgili en kapsamlı çalışma
MTA Genel Müdürlüğü tarafından
yapılmıştır. Bu kapsamda ilk çalışma
1976 yılında 158 No’lu MTA yayını
ile ilgili tüm kişi ve kuruluşlara
duyurulmuştur.
MTA
Genel
Müdürlüğü yeni bilgi ve gelişmelerin
ışığı altında 158 No’lu yayını gözden
geçirerek, çeşitli ek ve değişiklikler
yaparak ülkemiz için standart bir
sınıflandırma ve terminoloji belirleyerek 188 No’lu MTA yayınını
1983 yılında yayınlamıştır. Bu sistem daha sonra Türk Standartları
Enstitüsü tarafından kabul edilerek
5959 No’lu “Maden Yataklarının
Rezerv Miktarı ve Tenör Değerleri
Hesaplama Metodları” adlı standartta yayınlanmıştır. Mc Kalvey
diagramının geliştirilmiş bir şekli olan
MTA rezerv sınıflandırma sisteminde yatay eksen “Varlığının Belirlilik
Derecesi”ni (jeolojik boyut), düşey
eksen ise “İşletilebilirlik Derecesi”ni
(ekonomik boyut) göstermektedir.
Türkiye’de 2011 yılında çıkan son
maden kanunu ve buna bağlı olarak
olarak çıkarılan yeni yönetmeliklerde,
Maden İşleri Genel Müdürlüğü’ne verilecek olan proje ve raporlarda daha
bilimsel ve yapılan faaliyetler sonucunda belirlenmiş olan rezerv hesaplanarak somut olarak varlığı tespit
edilmiş olmak zorundadır.
Bu kodların ortak özellikleri:
Açıklık: Haritalar ve örnek yerleri koordinatlı olmalıdır. Numuneler kim tarafından, hangi yöntemle, ne zaman
ve hangi analizinin yapıldığı belirtilmelidir. Karotların ve örneklerin şahitleri arşivde saklanmalı gerektiğinde
geri dönülebilmelidir.
Nesnellik, Somutluk: Yapılan bütün
işlere raporlarda yer verilmiş ve arama aşamaları için gerekli işler tanımlanan şekilde yapılmalıdır.
Uzmanlık: Projeler uzman kişiler tarafından hazırlanmalı ve yönetilmelidir.
MTA Genel Müdürlüğü Dünya’daki
gelişmelere paralel olarak Rezerv/
Ortak Sınıflamadaki Tahmin Güvenilirliği Dereceleri
Jeolojik Güvenilirlik
Fizibilite Güvenilirliği
Tahmin Güvenilirliği
3-4 Beklenen
3 Beklenen
Mümkün
2 Gösterilen
2 Gösterilen
Muhtemel
1 Ölçülen
2 Gösterilen
Muhtemel
1 Ölçülen
1 Ölçülen
Görünür
Kaynak sınıflama sistemini “Birleşmiş Milletler Rezerv Çerçeve
Sınıflama Sistemi”ne uyarlamıştır.
Bu kapsamda yürüttüğü arama
araştırma faaliyetlerini raporlamakta ve sektörün hizmetine sunmaktadır. Bu bilgi ve faaliyetlerden bazılarını şu şekilde sıralayabiliriz;
»» Maden analiz ve teknoloji
laboratuvarları akredite edilmiştir.
Kimyasal analiz, Mineroljik analiz,
Doğal taş analizleri.
»» 1/25.000 ölçekli Türkiye jeoloji
haritaları tamamlanarak yerbilimlerindeki bütün kamu, özel kurum ve
kuruluşların kullanımına sunulmuştur.
»» MTA bünyesinde Karot Bilgi
Bankası kurulmuş. İlk etapta MTA
projelerinde yapılan sondajlara
ilişkin karotların arşivlenmesine
devam edilmektedir. Daha sonraki
aşamada ülkemizde yapılan tüm
sondaj karotlarının arşivlenmesine
yönelik çalışmalar sürdürülerek
ve yakın gelecekte “Ulusal Karot
Bilgi Bankası” olarak işlevini
sürdürmesi sağlanacaktır.
»» Türkiye Jeokimya Haritasının
tamamlanması için çalışmalar devam etmektedir. Türkiye Jeokimya
veri tabanı 2015’e kadar tamamlanması hedeflenmektedir.
Maden aramacılığı riskli ve bir o
kadar da maliyetlidir. Bu nedenle
maden arama faaliyetlerinde riskin
en aza indirilmesi amacıyla MTA
arama faaliyetlerine temel olacak
alt yapı bilgilerini üretmektedir. Bu
bilgiler değişik ölçeklerde hazırlanmış jeolojik ve jeofizik haritalar,
MTA derleme arşivinde yer alan
MTA raporları, Jeokimyasal anomali haritaları vb. bilgilerdir. Ayrıca
bulunmuş bir maden varlığının
teknolojik testleri yapılarak ekonomik değeri ilgili çalışmalar MTA
laboratuvarlarında yapılmaktadır.
Bu kapsamda günümüze kadar
Türkiye madencilik sektörüne
katkı sunan MTA’nın uluslararası
standartlarda rapor hazırlama konusunda öncü ve güvenilir kuruluş
olarak yeralmaktadır.Ülkemizde irili
ufaklı çok sayıda maden şirketinin
yanında, son yıllarda ülkemize
uluslararası firmaların gelmesiyle
madencilik ciddi bir gelişme göstermektedir.
Özetlemek gerekirse;
»» Madencilik sektörünün rezerv
birikimlerinin somut verilere
dayalı resmi bir değer unsuru
olarak kabul edilebilmesi için
JORC, SAMREC, NI43-101
standartlarındaki raporlama
uygulamalarının ülkemize adaptasyonunun sağlanması önem arz
etmektedir.
»» Uluslararası raporlama
tekniklerini Ülkemiz maden arama
faaliyetleri sonucu üretilen bilgi ve
verileri uyumlu hale getirebilmek
için bir yapılanma oluşturulması
gereklidir. Bu yeni yapılanma
kamu ve özel sektöründe yer
alacağı bir sistem olmalı ve Ülkemiz için raporlama standartlarını
belirlemeli ve yayınlamalıdır.
EKİM, KASIM, ARALIK 2012 49
FİRMA TANITIM
MineRP ile
DAMA Mühendislik A.Ş, ülke madenciliğine, maden arama ve işletme konusunda uluslararası standartlarda tam
bağımsız hizmet vermek üzere 2005 yılında kuruldu. Çalışmalarında JORC ve KANADA NI 43 101 standartlarını
uygulayan DAMA, bankalar, borsalar ve yatırımcılar tarafından kabul gören hizmetleri, gerektiğinde yerli ve yabancı
seçkin uzmanlarla birlikte çalışarak üretmektedir. Uzmanlık alanları metalik madenler ve kömür olan DAMA’nın faaliyet ve hizmet alanları şöyledir: Kıymetli metaller başta olmak üzere, bakır-kurşun-çinko, krom, demir ve diğer metalik madenler konusunda her safhada arama, kaynak/işletilebilir rezerv tahmini; teknolojik çalışmaları planlama,
akım şeması geliştirme ve malzeme balansı yapma; ön-rapor (scoping), ön-fizibilite, fizibilite çalışmaları; açık ve
kapalı ocak maden işletme planlaması ve optimizasyon çalışmaları ile tesis temel ve detay mühendislik hizmetleri,
montaj yönetimi ve devreye alma (EPCM).Doğal olarak saha potansiyeli belirleme ve maden işletme ve arama sahalarına değer biçme yoluyla satın alma faaliyetlerine destek verme de DAMA’nın yetkin olduğu alanlar arasındadır.
DAMA MÜHENDİSLİK
DAİMA YENİ HEDEFLER
Sürekli olarak yeni hedefler belirleyerek
kendini yenileyen DAMA, cevher hazırlama konusunda uzman kadrosu ile ‘TESİS ‘Fonksiyonel Performans Artırımı’
konusunda yeni bir program başlattı. Bu
çalışma kapsamında, tesiste akış miktarı ve ürün tane boyu ölçümleri yapılarak
öncelikle mevcut durum belirlenerek aynı
anda beslenen cevher üzerinde yapılan
karakterizasyon ve kinetik deneyler ile
cevherin durumu tespit ediliyor. Tesis ve
cevher bilgisi, ‘Simülasyon-Modelleme’
ve ‘Fonksiyonel Performans Artırımı’ yöntemi ile birleştirilerek, tesisin iyileştirmesi
için çalışmalar yapılıyor. Bu çalışmalar,
DAMA jeologları arazi çalışmasında
bir sürece yayılarak tesis izleniyor. Önerilen mühendislik çözümünün en yüksek performansı sağlaması hedefleniyor. Bu çalışma döngüsü, tesis istenilen
koşula gelene dek sürüyor.
DAMA MÜHENDİSLERİ YURTDIŞINDA
DAMA, bugüne kadar Türkiye’deki yerli ve yabancı şirketler dışında çevre ülkeler ile Orta Asya ve Afrika’da
uluslararası standartlarda mühendislik hizmetleri sundu. Kıymetli metallerin aranması, yatırım safhasına getirilmesi, tasarımı ve işletmeye alınması konusundaki referansları ile DAMA tartışmasız bir üstünlüğe sahiptir. Çalışanlarının altın arama ve işletmeciliği konusundaki deneyimleri 20 yılı aşkındır. DAMA Mühendislik, 30 yıldan
fazla yurtiçi ve yurtdışı deneyimi olan uzmanların yanına mesleki kariyerlerine DAMA bünyesinde başlayarak
geçen yıllar içerisinde uzmanlaşan genç ve dinamik jeoloji ve maden mühendisleri ekleyerek, 14 teknik ve 8 idari
personeli ile konularında seçkin yerli ve uluslararası iş ortakları ile Türkiye, Balkanlar, Kafkaslar, Orta Asya ve
Afrika›da mühendislik hizmetleri veriyor. Alanında uzun deneyimi olan uluslararası şirketlerle geniş bir alanda
rekabet etmektedir.
Bilgi için www.dama-engineering.com veya [email protected]
50 EKİM, KASIM, ARALIK 2012
MineRP
1997 yılında Graphic Mining
Solutions International (GMSI)
adıyla Johannesburg, Güney Afrika Cumhuriyeti’nde
kurulmuştur. Kurulduğu günden bugüne kadar farklı
transformasyonlardan sonra şirket bugünkü adını almıştır. MineRP, madencilik danışmanlık hizmetlerinin
ve teknoloji çözümlerinin küresel boyutta geliştiricisi ve
sağlayıcısı olarak hizmetlerine devam etmektedir.
MineRP, madencilik hizmetlerindeki küresel ayak
izini geliştirerek sekizinci uluslararası ofisini(MineRP
Eurasia) İstanbul’da açmıştır. Türkiye öncelikli olmak
üzere, Balkanlar,Türki Cumhuriyetler ve Orta Doğu ülkeleri kapsamında sektörde katma değer yaratmak, doğal kaynakları sürdürülebilir, güvenilir, çevreye sorumlu
ve uyumlu, ekonomik bir şekilde kazanmaya yönelik
profesyonel madencilik hizmetleri sunmayı ve sunulan
bu maden mühendisliği hizmetlerini, hem madencilik
piyasasına yeni giren yatırımcılara hem de kapsamlı
teknik ve proje desteğine ihtiyaç duyan irili ufaklı madencilik şirketlerinin gereksinimlerine yönelik olarak geliştirmeyi hedeflemektedir.
MineRP’nin büyüme stratejisi her zaman müşteri
odaklı olarak geliştirilmiştir ve en büyük amacı verdiği
hizmetler ve sunduğu çözümler ile müşterilerinin daha
iyi madencilik yapabilmelerini sağlamaktır. Bu hizmetleri ve çözümleri en etkili ve başarılı şekilde müşterilerine
ulaştırabilmek adına MineRP dünyada, özellikle madencilik sektörünün gelişmiş ve gelişmekte olduğu bölgelerde ofislerini açmaya devam etmektedir. MineRP,
beş ayrı kıtada bulununan dokuz ofisi ile tüm dünyada
madencilik sektörünün önde gelen şirketleri dahil olmak üzere madencilik şirketlerinin danışmanlık tercihi
ve teknolojik çözüm tedarikçisi olmayı sürdürmektedir.
MineRP’nin müşteri portföyünde halihazırda tüm dünyada madencilik endüstrisine yön veren büyük madencilik grupları da yerlerini almış bulunmaktadır.
Bu durumun gerçekliği MineRP’yi maden sorunlarını çözmek üzere maden profesyonellerinden olu-
şan, madencilik
odaklı, amaca
yönelik bir şirket oluşumuna
yönlendirmiştir.
MineRP
Dünya’nın önde
gelen entegre
maden tasarım,
planlama ve takvimlendirme yazılımlarına ayrıca yeni ve
aktif tüm maden operasyonlarının kontrolünü sağlayan
teknolojik çözümlere sahip olmakla beraber bünyesindeki uzman maden danışmanlarıyla birlikte uluslararası
boyutta madencilik yazılım üreticisi ve madencilik danışmanlık şirketi olarak hizmetlerine devam etmektedir.
MineRP bugüne kadar uluslarası madencilik endüstrisinde birçok büyük ve orta ölçekte madencilik
projesinde verdiği teknik danışmanlık hizmetiyle müşterilerinin güvenini kazanmıştır. Yeraltı ve yerüstü maden tasarımları, maden üretim programları, teknik ve
ekonomik analizler, operasyon bütçelendirme, maden
arama programları, uluslarası kodlarda “Competent
Person Report, Pre-/Bankable Feasibility Studies vb”
teknik rapor ve detaylı mühendislik çalışmaları, vermiş
olduğu danışmanlık hizmetlerinden bazılarıdır. Teknik
madencilik danışmanlığının yanı sıra amaca yönelik
geliştirilmiş ve geliştirilmeye devam edilen, geniş bir
çerçevede, madencilik uygulama ve yazılımlarına da
sahiptir. MineRP kendi bünyesi dışında ayrıca özel ihtisas konularına odaklanmış uluslarası birçok firma ile de
stratejik ortaklık çerçevesinde, verdiği hizmetlerin kapsamını genişletmiştir.
MineRP müşterilerine her zaman için en uygun ve
en iyi danışmanlık hizmetini sağlamayı hedeflemiştir.
Bu hedef doğrultusunda bünyesinde ar-ge çalışmalarına da ayrıca önem vermekte ve küresel boyutta maden
teknoloji üreticisi ve teknik danışmanlık firması olma
özelliğini sürdürmektedir.
EKİM, KASIM, ARALIK 2012 51
MineRP
Ufkunuzu Siz Çizin
DAMA MÜHENDİSLİK
MAKALE
Haldun Lütfullahoğlu Maden Yük. Müh.
ÜÇ KUŞAKTIR SÜREGELEN BİR MADEN ÖYKÜSÜ - SİVAS TALKI
Talk, insanın doğumundan itibaren yakın ilişkide olduğu bir madendir. Kozmetikten, gıdaya boyadan
ilaç sanayiine kadar yoğun bir kullanım alanına sahiptir. Dolgu malzemesi olarak kullanımı ise termal
şoklara karşı gösterdiği mukavemet nedeni iledir.
T
alk, etimolojik anlamda Arapça “Talg” sözcüğünden gelir. Yunancada ise “Steatos=Suet” olarak
bilinir. Çok yumuşak olması (Mohs sertlik skalasına
göre sertliği “1”’dir.), dokunulduğunda yağsı bir his
vermesi ile karakterize edilir. Teorik kimyasal formülü Mg3 SiO4 (OH)2 ve özgül ağırlığı 2,58–2,83
değerindedir.
Jenesis olarak, ultramafik ve mafik kayaçların Serpentinizasyonu sonucu ile dolomitik kayaçların Si ve
Mg içeren mağmatik hidrotermal sular tarafından rejyonal metaformizma sonucu altere olması ile oluşur.
Bu iki Jenesis sonucu ticari talk rezervleri Türkiye’de
ve dünyanın bazı ülkelerinde oluşmuştur.
SİVAS TALK OCAKLARI
MTA kayıtlarına göre Türkiye’de başka benzeri olmayan bu talk sahaları Sivas’ın Hafik ilçesindedir.
1970 yılında Dede Cemal Gülsoy tarafından başlatılan talk üretimini, daha sonra oğlu Nail Gülsoy
devraldı. Mevcut ocak faaliyetleri günümüzde torun ,
(yani üçüncü kuşak) Ediz Gülsoy tarafından başarılı
bir biçimde sürdürülmektedir. Halen yıllık 10.000 ton
üretim kapasitesine sahip olan ocaktan, 1970 yılından
günümüze kadar yaklaşık 100.000 ton üretim yapıldığı tahmin edilmektedir.
Türkiye’nin çok önemli endüstriyel hammadde firmalarına öğütülmek üzere ocaktan triyaj yapılarak
satılmaktadır. Aşağıdaki değerler satılan bu firmalardan birinin ticari bazda yaptığı analizdir.
Ruhsat alanının jeolojisi ve cevherleşmeye ilişkin
özellikleri bakımından hidrotermal yataklanma özelliği göstermekte olup, cevher damarlar şeklinde bu-
52 EKİM, KASIM, ARALIK 2012
lunmaktadır. Cevher kırmızı renkli kumtaşı, konglomera ve killi seriler içerisinde görülmektedir. Eosen
sonrası tektonizma sonucunda ortaya çıkan çatlaklara
giren silikatça zengin suların yan–kayacı altere etmesi sonucu talk oluşmuştur.
ÜRETİMİ
Açık ocak faaliyetleri sonucunda, emek yoğun bir
triyaj yöntemi ile olmaktadır. Talk hammaddesi kırmızı çamur ve konglomeralardan yıkama marifeti ile
temizlendikten sonra, çekiçlerle işçi grupları tarafından tekrar bir arkeolog titizliği ile kırmızı çamurları
arındırıldıktan sonra dökme (Bulk) olarak kamyonlara yüklenmektedir.
Kaynaklar
Indüstrial Minerals Their Uses –A Handbook and Formulary –Peter a. Ciullo
A Global Geoolgy –Pw. Harben, M.Kuzvart
Firma sahibi, Ediz Gülsoy ve Mad ve Jeoloji Y.Müh.
Sami Öncü tarafından verilen bilgiler.
d50
:3,19
%SiO2
57,19
d97
:19,9
%MgO
30,19
<2 Mikron
:27,89
%Fe2O3
0,25
100 %
:36
%Cao
0,05
Ry
:92,5
%NiO
0,2
L
:96,92
%CuO
0,2
a
:0,37
b
:2,33
Sivas Talkı tipik endüstriyel kullanım analizi
MAKALE
Dündar Ergunalp Maden Yük. Müh.
ŞEYL GAZI
Türkiye’de son zamanlarda telaffuz edilmeye başlanmasına rağmen ilk Şeyl gazı 1821’de Fredonia, New
York’ta açılan bir kuyuda bulunmuş. Bizim medyada çıkan haberlere bakılırsa bu konuda epey kafa
karışıklığı var, hatta şeyl gazını bitümlü şistlerle karıştıranlar da var...
Ş
eyl gazı, ısıyla ya da daha
seyrek olarak bakteriyel faaliyetler sonucu Şeyl (killi şist)
içindeki organik maddelerden oluşuyor. Dolayısıyla da ekonomik
miktarlarda gaz içeren şeyl’lerin
organik madde içerikleri oldukça
zengin; % 0,5 ile % 25 arası. Şeyl
kırılgan ancak dayanıklı bir kayaç.
Konvansiyonel doğal gaz üretimi
yapılan gözenekli kayaçların aksine şeyl göreceli olarak geçirimsiz sayılır. Üretim metodu doğal
gazın ve petrolünkinden farklıdır.
Şeyl tabakasında binlerce metrelik yatay sondajlar
açılıyor ve buralara yüksek basınçla su, kum ve
kimyasallar uygulayarak kayaçta
çatlaklar oluşturuluyor. Üzerinden
basınç kalkan gaz
da bu çatlaklardan kendine yol
bularak kuyudan
çıkıyor. Bu açıdan
bakınca
üretim
metodu kömüre
54 EKİM, KASIM, ARALIK 2012
bağlı metan gazı üretimine benziyor (www.gnb.ca/naturalgas)
Geçen yüzyılın sonlarında yatay sondaj açma, hidrolik kayaç
çatlatma ve sismik görüntüleme
teknolojilerindeki ilerlemeler sayesinde şeyl’den gaz üretimi bugün
kolay gözükse de henüz cevap
bekleyen sorular mevcut. Kuyulardan havaya metan kaçağı, yer
altı suyunun metan ya da sondaj
çamuruyla kirlenme olasılığı insanları endişelendiriyor. Bu sorunların bir kısmı idari tedbirlerle,
yönetmeliklerle kontrol edilebilir,
bir kısmı da petrol, doğal gaz üretimi uygulamalarından öğrendiklerimizle aşılabilir gözükse de bazı
konulardaki bilgi eksiğimizi hemen kapatmamız mümkün değil.
Örneğin, yer altı sularındaki doğal
metan miktarını bilmediğimizden
ne kadar kirliliğe tolere edebileceğimiz henüz araştırılmayı bekleyen bir konu. (www.thegwpf.org).
Şeyl gaz üretimini perspektife
oturtmak için İngiltere’de Cuadrilla Resources’un yürüttüğü, büyük
ses getiren projeye bakmakta
fayda var (Drilling through the
spin, Materials
World,
Aralık
2011). Geçen
yıl firmanın İngiltere,
West
Lancashire’de
1.300 km2’ lik
gaz arama ruhsatında
5,66
trilyon m3 potansiyel
gaz
kaynağı bulunduğunu açıklaması
İngiltere’de yılın en sansasyonel
haberi oldu. Bu miktar İngiltere’nin
bilinen doğal gaz rezervlerinden
10 kat fazla, üstelik British Geological Survey’in tahminlerine göre
İngiltere’de150 milyar m3 şeyl gazı
var. Birkaç sondaja dayalı, şeyl
tabakasını tamamını ortalama bir
içerik değeriyle çarparak yapılan
bu tahmin “görünür rezerv” olarak nitelenemez. Ancak, % 20’sinin elde edilebileceği varsayılsa
dahi bu yatak Kuzey Denizi’nde
Norveç’in doğal gaz rezervinin %
60’nı oluşturan Troll gaz sahasına
eşdeğer. Firma buradan elde edilecek gazın İngiltere’nin 56 senelik gaz ihtiyacını karşılayacağını,
30 yıl boyunca yerel idarelere 150
milyon Euro, devlete ise 6–7 milyar Euro vergi geliri sağlayacağını
ifade ediyor. Öte yandan firma yılda ortalama 70.000 Euro kazandıracak 5.600 yeni iş imkânı yaratılacağını da açıkladı. Böylece, zor
zamanlar geçirmekte olan ülkede
medya konuya can simidi gibi sarıldı, aynı 1970 ve 1980’lerde Kuzey Denizi petrolü bulunduğunda
olduğu gibi.
Şeyl gaz kuyularının hızla verimini kaybettiği biliniyor. Tipik olarak
iki yılda %40 verim kaybı normal
sayılıyor. Firma bunun üstesinden
gelmek için her 2.5km2 de 6 – 8
sondaj açmayı planlıyor, bu da yılda her biri 13 milyon Euroya mal
olacak 50 adet kuyu açmak demek. Bu da pratik bir sorun çünkü ideal olarak bu tarz bir çalışma
için gereken sondaj makinesi en
az 2.000 HP gücünde olmalı, oysa
Batı Avrupa’da bu güçte bir düzineden fazla sondaj makinesi yok.
Sorun makine bulmakla da sınırlı değil. Firma her bir kuyuda 13.000m3 (1.000 sondaja,
12.000’de çatlatma işlemine) su
kullanacağını tahmin ediyor. Bu
miktarın 1/3 kadarı yüzeye geri
dönecek. Firma çatlatma amacıyla %99,75’i su ve kumdan oluşan
bir karışım kullanacak. Kalan %
0,25’in içeriği, sürtünme azaltıcı
poliakrilamid, suyu arıtmaya yarayan bir çeşit biosid ve karışımın
çatlaklardan nüfuz edebilmesine
yardımcı olmak için seyreltik hidroklorik asit. Bunların yeraltı suyuna sızmasını önlemek için kuyu ile
akifer arasına 3 muhafaza borusu
betonlanacak, yüzeyde olabilecek
taşkınlara karşı da kuyu çevresine
geçirimsiz membran kaplanacak.
Sonuçta İngiltere için yapılan tahminlerde şeyl gazının üretim maliyetinin doğal gaza kıyasla dört
misli, LNG’nin ise iki misli olması
en büyük dezavantaj olarak gözüküyor. Şeyl gazının avantajlı tarafı
karbondioksit içeriğinin LNG’den
çok daha az olması. Ayrıca eşit
enerji eldesinde karşılaştırılırsa,
gaz türbinlerinde kullanılacak şeyl
gazının kömüre göre %15–20
daha yüksek verimle yanması (All
out of gas, Materials World, Aralık
2011).
Cuadrilla her bir üretim istasyonundan yatay uzunlukları 10 km
varacak 8–10 adet kuyu açmayı
planlıyor. Her ne kadar bu havzada gaz taşıyan şeylin 1.000 m
kalınlığında yatay tabakalar oluşturduğu bilinse de nispeten dar ve
tektoniğe uğradığı da biliniyor, dolayısıyla gaza ulaşmak karmaşık
çok yönlü sondajlar gerektirecek
gibi. Firma kayacın taşıdığı gazı
yüzeyden algılama metodlarıyla
tespit edeceğine güveniyor.
EKİM, KASIM, ARALIK 2012 55
OKUNASI KİTAPLAR
The Tincal Trail, A History of Borax ,
N.J. Travis ve E. J. Cocks
Mines in the Spinifex, The Story of
Mount Isa Mines, G. Blainey
Travis ve Cocks tarafından yazılan kitapta, insanoğlunun tarihinde borun yeri, kimya biliminin gelişimi ve nihayetinde bor madenleri ve kimyasallarının bugünün Dünyasında ne kadar önemli bir
sanayi haline gelişi anlatılıyor. Bor kullanımı bin
yıldır neredeyse tamamen altın gümüş rafinasyonu
gibi metalurjik işlemlerle sınırlı kaldı. Bu dönemde bor ticareti egzotik baharatlarınkinden farklı değildi. Avrupa’lıların çoğu yakın zamana kadar bor
nedir bilmezken, ABD’de çocuk bezi yıkamaktan,
karınca, karafatma ilaçlamasına kadar farklı gündelik kullanımları sözkonusuydu. Türkiye için ise
bor 1960’ların başında Türk Boraks Ltd. şirketinin
Kırka’daki muazzam tinkal yataklarını bulmasıyla kamuoyunun dikkatini çekti. 1984 yılında RTZ
Borax Ltd. kaynaklarından faydalanılarak yazılmış
olan kitabın ”Türkiye’de boraks peşinde” başlıklı
son bölümü sadece madencilerin değil yakın tarihimizle ilgilenen okuyucuların da ilgisini çekecektir. Bu bölümde Kurtuluş Savaşı döneminde
madenlerde yaşanan dramatik olaylara geniş yer
verildiğini de belirtmeliyiz. Söz konusu bölümde
yazarlar 1865’de şirketin Susurluk, Sultançayır ve
Aziziye’deki pandermit (Bandırma’nın eski adı
Panderma’ya ithafen buradan elde edilen bor mineraline verilen ad) yataklarını faaliyete geçirmesinden neredeyse yüzyıl sonra Kırka bor ruhsatlarının
iptaline kadar geçen süreci anlatıyorlar.
Yine 100 yılı aşkın bir sürecin anlatıldığı, G. Blainey tarafından kaleme alınan kitap müthiş etkileyici olup, adeta bir maden belgeseli kıvamındadır.
Dünyanın en büyük kurşun çinko madeni sayılabilecek Mt. İsa’nın hikâyesi pek çok yönden öğretici.19. yüzyıl başlarında düzinelerce jeologun
yoğun bakır aramaları sürdürdüğü bölgede tüm
ümitlerin tükendiği anda, son bir sondajın bulduğu bakır cevherleşmesi ile gülen şans, düşük
tenörlü ama büyük tonajlı maden yataklarının
çalıştırılabilmesine olanak sağlayan teknolojilerin geliştirilmesi, demiryolları, limanlar yaparak
madenleri teşvik eden bir hükümet, bütün bunlar
Mt. İsa’yı yaratan faktörler. Ancak 1927’de John
L. Urquhart’ın madeni devralması en önemli faktör olarak görülüyor. İzmir doğumlu bu zatın babası Anadolu’dan ABD’ye meyan kökü ihraç eden
bir İskoç. Kitaptan anlaşıldığına göre eğitimine
İzmir’de başlayıp, 1897’de Ediburgh üniversitesinde kimya okuyan J.L.’in en büyük sermayesi
Türkçeye ilaveten yarım düzine daha dil konuşabilmesi. Kitabın bu bölümlerinde gene İzmir doğumlu, flotasyonun babası Prof. Gaudin’i anmadan
geçmek mümkün değil. Daha 25 yaşında Bakü’de
petrol makineleri satmaya başlayan Urquhart 10
yıl gibi kısa bir sürede sahip olduğu Urallar’dan
Sibirya’ya kadar 12 kurşun, bakır, altın ve kömür
madeniyle sadece Rusya’nın değil Avrupa’nın da
en büyük maden şirketlerinden biri olan RussoAsiatic Consolidated’i yaratıyor. 1917de Bolşevik
devrimiyle sahip olduğu bütün yatırımları kaybeden Urquhart’ın 1927’de Mt.Isa’yı ele geçirmesi
maden için de büyük şans, çünkü etrafındaki uzmanlar o zamana kadar Avustralya’nın gördüğü en
kalifiye madenciler.
The Story of Cyprus Mines
Corporation, David Lavender
1911 yılında, Columbia üniversitesi mezunu maden arayıcısı C. Godfrey Gunther kütüphanede randevulaştığı kız arkadaşını beklerken raflarda tozlanmış bir kitap dikkatini çeker. Rastgele açtığı ilk
sayfada karşısına Orta Doğu’da Roma imparatorluğu döneminde çalıştırılmış eski bakır madenleri
ile ilgili bilgiler içeren bölüm çıkar. Kitapta okuduklarından çok etkilenen Gunther araştırmasına
Sina yarımadasından başlamaya karar verir, ancak
seyahati finanse edecek gücü yoktur. Finansman
desteği Mudd ve Wiseman adlı iki madenciden gelir. 1912 yılında bölgeye gelen Gunther Sina yarımadasında kayda değer bir maden bulamaz, ama
Kıbrıs’ta şansı bir kere daha yardım eder. Ormancıların verdiği bilgilere dayanarak Lefke yakınlarında milyonlarca tonluk cüruf yığınlarını keşfeder ve
porfir bakır yatakları hakkındaki bilgisi sayesinde,
bugünde bilinen ve 1974 Kıbrıs olaylarına kadar
çalıştırılan bakır madenlerini ortaya çıkarır. Sonrasında Gunther’in aramacı ruhu onu Türkiye’ye
sürükler. Hatta Türkiye’ye o kadar odaklanmıştır
ki, Kıbrıs’taki sağ kolu Adil beyden Türkçe dersi
almaktadır. Hedefi Ergani bakır madenleridir fakat
ağır kış şartlarından dolayı Maraş’tan ileri gidemez. Diğer taraftan yaklaşan 1. Dünya savaşında
Osmanlı İmparatorluğu Almanya tarafındadır ve
bir Amerikan vatandaşı olarak Gunther Ergani hayallerinden vazgeçmek zorunda kalır. Kitap Kıbrıs
bakır madeni etrafında gelişen hikâyeyi 1955 yılına kadar taşırken, pek çok detayın yanında adadaki
Türk ve Rum toplumları arasındaki sorunlu ilişkileri de aktarıyor.
Osmanlı döneminde Keban-Ergani
yöresinde madencilik,
(1775–1850), Fahrettin Tızlak
Fahrettin Tızlak’ın kitabı, C. Godfrey Gunther’in
yarım kalan Ergani macerasına devam etmek için
uygun bir seçim, ancak bu eser diğerlerinden farklı
olarak tamamen belgesel bir çalışma ve müthiş öğretici. Kitabın içindekiler bu ülkede madenle uğraşan herkesi ilgilendirecek nitelikte. Giriş kısmında
“Tarihi temeller” başlığı altında ilk ve ortaçağlarda Keban Ergani madenleri, Osmanlılardan önce
Türklerde madencilik anlatılmakta. Birinci bölümde Osmanlı’da madenlerin önemi, hukuki durumu,
yönetim ve işletilmesi ele alınmış. İkinci bölüm
Maadin-i Hümayun Emaneti’nin kuruluşu, idari
ve askeri statüsü, Emin’in statüsü, görevleri, yetkileri, çalışan idari ve asayiş görevlileri anlatıyor.
Üretime ayrılan üçüncü bölümde havalandırmadan
tahkimata kadar kullanılan teknikler, cevherlerin
işlenmesi, teknik elemanlar, ürünler, üretim miktarları, üretimi arttırma çabaları gibi detaylar yer
almakta. Dördüncü bölüm üretimin vergilendirilmesi, ürünlerin devlet adına satın alınması, dağıtım
düzeni ve nakliyesini içeriyor. Beşinci bölüm iaşe
ve ikmale ayrılmış; alt başlıklar “cevherlerin işlenmesi için yakıt temini”, “kütük temini”, “Maadin-i
Hümayun’a nakdi yükümlülüğü olan yerler” ve
“madencilerin günlük ihtiyaçlarının temini”. Altıncı ve son bölüm hukuki durumu özetlemekte; madencilerin muafiyeti, Maadin-i Hümayun’a bağlı
kazalar ahalisinin muafiyeti, madenci ücretleri ve
izinleri. Bütün madencilerin bu titiz ve kapsamlı
araştırmasından dolayı yazara müteşekkir olacağından eminim.
Hazırlayan: Mad. Yük. Müh. Dündar Ergunalp
56 EKİM, KASIM, ARALIK 2012
EKİM, KASIM, ARALIK 2012 57
BAŞLIK BURAYA GELECEK
LONDRA METAL BORSASI
ALTIN 1 YILLIK
GOLD PRICE - $/oz
BAKIR 1 YILLIK
COPPER PRICE - $ / t
FEROKROM 1 YILLIK
FERRO CHROME PRICE - $ / t
58 EKİM, KASIM, ARALIK 2012
ALÜMİNYUM 1 YILLIK
ALUMINUM PRICE - $/t
ÇİNKO 1 YILLIK
ZINC PRICE - $ / t
GÜMÜŞ 1 YILLIK
SILVER PRICE - $ / oz
KOBALT 1 YILLIK
COBALT PRICE - $ / t
MOLİBDEN 1 YILLIK
MOLYBDENUM PRICE - $ / t
TERMAL KÖMÜR 1 YILLIK
THERMAL COAL PRICE - $ / st
KURŞUN 1 YILLIK
LEAD PRICE - $ / t
PLATİN 1 YILLIK
PLATINUM PRICE - $ / t
TOZ DEMİR 1 YILLIK
IRON ORE FINES PRICE - $ / t
EKİM, KASIM, ARALIK 2012 59
ANDAÇ
ETKİNLİK
ZAMAN
YER
Maden Türkiye 2012, http://www.madenturkiyefuari.com/
29 Kasım - 2 Aralık 2012
Beylikdüzü, İstanbul
Annual International Conference on Geological & Earth Sciences
GEOS 2012, www.geoearth.org
3–4 Aralık 2012
Singapur
2nd International Conference in Geometallurgy - GEOMET 2012
www.geomet2012.com
05 Aralık 2012
Santiago, Şili
Türkiye VIII. Uluslararası Mermer ve Doğal Taş Kongresi
http://www.maden.org.tr/genel/bizden
13–15 Aralık 2012
Afyonkarahisar
Filtered, paste and thickened tailings, www.patersoncooke.com
15–18 Ocak 2013
Colorado, ABD
Open cut mine planning and operational excellence conference, www.opencutminingasia.com
28–31 Ocak 2013
Singapor
Mine planning and operational excellence conference,
www.marcusevans-conferences-paneuropean.com
31 Ocak–1 Şubat 2013
Ankara
Asia Mining Congress’12
http://www.terrapinn.com/conference/asia-mining/index.stm
12-15 Mart 2013
Marina Bay Sands,
Singapur
23. Uluslararası Madencilik Kongresi ve Sergisi Antalya
http://www.imcet.org.tr/
16–19 Nisan 2013
Antalya
Money mining seminar, www.whittleconsulting.com.au
29–30 Nisan 2013
Toronto, Kanada
Annual coal processing exhibition and conference,
www.coalprepshow.com
29 Nisan–2 Mayıs2013
Lexington, ABD
Miningworld Russia 2013
www.miningworld-russia-primexpo.ru
14–16 Mayıs 2013
Moskova, Rusya
Minex 2013 Madencilik Doğalkaynaklar ve Teknolojileri Fuarı
http://minex.izfas.com.tr/
23–24 Mayıs 2013
İzmir
ALTA Nickel-cobalt-copper, Uranium and gold
www.altamet.com.au
25 Mayıs–1 Haziran
2013
Perth, Avustralya
XV BALKAN MINERAL PROCESSING CONGRESS
http://bmpc2013.com/
12-16 Haziran 2013
Bulgaristan
Minerals for life, www.minersoc.org
17–19 Haziran2013
Edinburgh, UK
Computational Modelling, www.min-eng.com
18–19 Haziran 2013
FAlmouth, UK,
Physical separation, www.min-eng.com
20–21 Haziran2013
Falmouth, UK
EKİM, KASIM, ARALIK 2012 61
ENDÜSTRİYEL MİNERAL FİYATLARI
ENDÜSTRİYEL MİNERAL FİYATLARI
MİNERAL
TİP/KALİTE
ÖZELLİKLER
FİYAT
MİNERAL
TİP/KALİTE
ÖZELLİKLER
FİYAT
ALUMİNA
Kalsine
öğütülmüş, %98.5-99.5 Al2O3, dökme, fob ABD
750-850 $/t
İLMENİT
Konsantre
asgari %54 TiO2, dökme, fob Avustralya
250-350 $/t
ANTİMUAN
Tipik
%99,5 Sb2O3, 5 tonluk lotlar,cif Antwerp
10.100-10.300 $/t
İYODİN
Kristal
asgari %99,5 varilde, spot
65-85 $/kg
Sondajlık
OCMA/API, 1,5 tonluk “Big-bag”lerde, fob Türkiye
150-155 $/t
DEMİR OKSİT
Kızıl tip 130
% 90 Fe2O3, torbalı, fob Çin
1434-1637$/t
Boyalık
Çin menşeli, parça, cif Meksika körfezi
235-290 $/t
KAOLİN
Kağıt kaplama
1 no, Georgia tesiste
161-209 $/t
Kimyasal Kalite
Çin menşeli, cif Meksika körfezi
161-180 $/t
KYANİT
Ham
%54-56 Al2O3, ABD fabrikada teslim
224-320 $/t
Refrakter
Çin menşeli, 0-25mm, 85 Al2O3/1,8 Fe2O3,Fob Xingang
350-450 $/t
Konsantre
%56,5-57,5 LiOH, Çin menşeli, torbalı, Avrupa’da teslim
6-6,6 $/kg
Aşındırıcı
Çin menşeli, fob Zhanjiang
320-350 $/t
Spodumen
%5 Li2O, cif Avrupa
440-490 $/t
Kedi Kumu
1-5mm , dökme, Avrupa limanı
42-60 €/t
Sinter
parça, %90 MgO, fob Çin
350-400 $/t
Ocma/Döküm
ham, kurutulmuş,dökme, Fob Milos
60-80 €/t
Ham
% 3,5 SiO2, fob Yunanistan
65-75 $/t
Kolemanit
40–42 B2O3, Ögütülmüş, torbalı, Fob Arjantin,
630-690 $/t
Ergitilmiş
%96 MgO, parça, fob Çin
790-860 $/t
Uleksit
%46–48 B2O3, Fob Lima
650-710 $/t
MİKA
Öğütülmüş
Hint menşeli, yaş, cif Avrupa
600-908 $/t
Borik Asit
Fob Buenos Aires
1078-1136 $/t
OLİVİN
Refrakter
dökme, ABD tesiste
75-150 $/t
3 mikron
fob ABD
170-185 $/t
PERLİT
Ham
kırılmış, dökme, fob Türkiye
80-85 $/t
1 mikron
stearat kaplı, fob ABD
270-400 $/t
Cerium oksit
asgari %99, fob Çin
19-21 $/kg
Konsantre
asgari %96 Sr2SO4, fob İskenderun
90-100 $/t
Europium oksit
asgari %99, fob Çin
2020-2320 $/t
Kimyasal
%46 Cr2O3 , Dökme, fob G.Afrika
320-340 $/t
Neodimiyum oksit
asgari %99, fob Çin
100-110 $/t
Refrakter
%46 Cr2O3 dökme, fob G.Afrika
425-500 $/t
RUTİL
Konsantre
asgari % 95, fob Avustralya
2500-2800 $/t
Metalürjik
%40 konsantre, fob G.Afrika
160-190 $/t
SİLİS KUMU
Cam
konteynerde, ABD tesiste
20-26 $/t
Kalsine
filtrasyon kalitesi, ABD tesiste
575–640 $/t
Sentetik
ağır ve hafif, fob Çin
220-240 $/t
Ham
- 10mm dökme, fob Güllük
22-23 $/t
Doğal
fob Wyoming
210-230 $/t
Flote
- 150 mikron, torbalı, fob Güllük
53-55 $/t
TİTAN DİOKSİT Pigment
cif kuzey Avrupa
3260-3250 €/t
Asit
Çin menşeli, yaş, fob Çin
420–440 $/t
VERMİKÜLİT
Konsantre
G.Afrika menşeli, dökme, Antwerp teslimi
400-850 $/t
Metalürjik
Çin menşeli, asgari %85 CaF2, cif Rotterdam
355–375 $/t
VOLASTONİT
Asiküler
-200meş, ABD tesiste
210-240 $/t
Amorf
toz, %80-85 C, Avrupa’da teslim
600-800 $/t
Seramik
dökme, fob G. Afrika
2300-2650 $/t
Kristal
%85-87 C,100-80 meş, cif Avrupa limanı
900-1150 $/t
Mikronize
% 99,5, -4 mikron, c&f Asya,
2750-2800 $/t
BARİT
BOKSİT
BENTONİT
BORLAR
KALSİT
SELESTİT
KROMİT
DİATOMİT
Na-FELSPAT
FLORİT
GRAFİT
LİTYUM
MANYEZİT
NADİR
TOPRAK
MİNERALLERİ
SODA KÜLÜ
ZİRKON
Kaynak: Industrial Minerals Dergisi
62 EKİM, KASIM, ARALIK 2012
EKİM, KASIM, ARALIK 2012 63
BAŞLIK BURAYA GELECEK
BAŞLIK BURAYA GELECEK

Benzer belgeler

Avustralya`da Madencilik ve Metal Kazanımı (Mining and Metal

Avustralya`da Madencilik ve Metal Kazanımı (Mining and Metal Laval Üniversitesi Maden-Metalurji Mühendisliği Bölümünde doktorasını sürdürmekte olan Yüksek Maden Mühendisi Ahmet Deniz Baş, madencilik ve cevher hazırlama konusunda söz sahibi ülkelerin başında ...

Detaylı

Türkiye`den Haberler - Sektörmaden Dergisi | Anasayfa

Türkiye`den Haberler - Sektörmaden Dergisi | Anasayfa Lütfi Çallı, Mahir Vardar, Melih Turhan, Metin Balıbey, Mevlüt

Detaylı

madencilik madenciliğimiz

madencilik madenciliğimiz madencilik işletmelerini kapatmaktan ya da ceza yazmaktan mutlu olmuyoruz” diyen Güner, “Madenciler de kendi iç mekanizmasını çalıştırıp çevre koruma çıtasını yükseltsin. Çevre olmadan kalkınma olm...

Detaylı

Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı tarafından Güney Amerika ülke

Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı tarafından Güney Amerika ülke Lütfi Çallı, Mahir Vardar, Melih Turhan, Metin Balıbey, Mevlüt

Detaylı

eti soda a.ş türkiye`de bir ilk trona üzerinde çözelti madenciliği eti

eti soda a.ş türkiye`de bir ilk trona üzerinde çözelti madenciliği eti OKUNASI KİTAPLAR ............................................................. 54 Kapak: Nadir Mineraller, Platin ve Altın Yatakları İçeren 10 km. Çapındaki Kondyor Alkalin-Ultrabazik Masifi, Doğu ...

Detaylı

YIL 2012, SaYI - Sektörmaden Dergisi | Anasayfa

YIL 2012, SaYI - Sektörmaden Dergisi | Anasayfa Abdullah Mısırlıoğlu, Ali Erguvanlı, Ali Türkoğlu, Alp Gürkan, Atılgan Sökmen, Behçet Süleymanoğlu Cemil Ökten, Dündar Ergünalp, Dündar Renda, Ekrem Yüce, Enver Erdoğan, Erdoğan Yüzer , Gülhan Özba...

Detaylı

Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı Gençlik Komitesi Katılımcılar ne

Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı Gençlik Komitesi Katılımcılar ne Güven Önal, H.Nijat Gürsoy, Halil İbrahim Kırşan, Halim Demirel Hayrettin Elmas, Işık Özpeker,

Detaylı