kelebeğin fırtınası retorik

Transkript

kelebeğin fırtınası retorik
marketing europe & anatolia
Tarih: Şubat - Mart 2014 Sayı: 27
retorik
Alo Fatih...
kelebeğin
fırtınası
Türkiye’yi
tanıtamama
kampanyası...
ız
s
ım
ğ
a
b i
m
Ta derg
İçindekiler
marketing
europe & anatolia
Sayı:27 Tarih:Şubat - Mart 2014
İmtiyaz Sahibi
Eksantrik Film Prodüksiyon Reklam ve
Yayıncılık Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti.
e-mail: [email protected]
P.K.: 112 34725 Kızıltoprak - İstanbul - Tr.
Genel Yayın Yönetmeni ve
Sorumlu Yazı İşler Müdürü
Elvin Ekşioğlu
e-mail: [email protected]
P.K.: 112 34725 Kızıltoprak - İstanbul - Tr.
Haber ve Fotoğraflar
Agency Europe & Anatolia
Katkıda Bulunanlar
Nurgül Eryıldır Günay
Ali Erdem Ekşioğlu
Seval Duban
Ekim Sölemez
Danışman
Abdullah Ekşioğlu
Kısa Kısa
04 - 07
Yeni Ürünler
10 - 11
Medya Dünyası
12 - 13
Röportaj
14 - 17
kelebeğin fırtanası
19
Röportaj
20 - 22
retorik
25
Kampanyalar
27 - 33
Gezi
34 - 40
reklam arası sinema
42
Kültür Sanat
44 - 45
İlan Rezervasyon
Ayşe Yılmaz
Yayın Türü
Süreli Yayın
Yönetim Yeri
Agency Europe & Anatolia
Feneryolu Mh. Fahri Açan Cad.
Deniz Ap. No: 21 /15
Kadıköy - İstanbul - Tr.
Tel: +90 555 233 24 41
e-mail: [email protected]
marketing europe & anatolia
Agency Europe & Anatolia tarafından
Süreli yayınlanan bir e-dergidir.
Bu yayının tüm hakları Eksantrik Film
Prodüksiyon Reklam ve Yayıncılık Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti. aittir. Tamamı ya
da bir bölümü yayıncısının izni olmaksızın
çoğaltılamaz ve yayınlanamaz.
Tüm ilanların sorumluluğu firmalara, makalelerdeki görüşler ve hukuki
sorumluluk yazarlara aittir.
Bu derginin yayınlanma sürecinde
hiçbir ağaç zarar görmemiştir.
mobil: http://m-mea.eksantrik.com
http://www.facebook.com/meadergi
Bir Ekşioğlu Medya Grup kuruluşudur.
marketing europe & anatolia / 1
Köşe
Elvin Ekşioğlu / [email protected]
( editörden)
Tam bağımsız olmak neden önemli?...
Bu dergiyi çıkardığımız günden bugüne tam bağımsız bir dergi çıkardığımızı, hiçbir,
gruba, partiye ya da cemaate hizmet etmediğimizi her fırsatta dile getiriyoruz. Bu
ısrarlı açıklamamız belki bazı okuyucularımız tarafından yersiz bir söylem olarak
değerlendirilmiş olabilir. Son günlerde ortaya çıkan ses kayıtları bizim bu iddiamızı
dile getirirken aslında ne kadar haklı olduğumuzu bir kez daha ortaya koydu.
Bağımsızlık neden bu kadar önemli. Çünkü, aksi olduğunda doğruları yazmak için bir
kez daha düşünmek, Ankara'dan ya da deniz aşırı ülkelerden icazet almak ve belki
de doğruları hiç söyleyemeden yalan yanlış bilgilerle dezenformasyon yapmak şart
olacaktı ki sektörel yayınlar da dahil olmak üzere birçok yayın malesef bu kıskaca
kendisini teslim etmiş durumdadır.
marketing europe & anatolia'nın hiç böyle bir kaygısı olmadı. Tek amacımız her ay
doğru haber ve yazılarla hazırlanmış tarafsız, bağımsız bir dergiyi okuyucumuzla
buluşturmak oldu. Bu çalışmalarımız sırasında bizi zora sokacak herhangi bir
ilişkinin içerisine girmemek için iki yılı aşkın süredir, tek kuruş gelir elde etmeden
çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Gönül isterdi ki bu dik duruşumuz, ilan verenler ve ilanları yönlendiren dostlarımız
tarafından da takdir edilsin ve dergimiz, en azından kendini geliştirebilecek bir ilan
gelirine kavuşabilsin. Belki bundan sonra dostlarımız ilanlarını bizimle paylaşıp
yaşamamıza ve gelişmemize katkı vermek için daha duyarlı davranabilirler.
Kalın sağlıcakla...
marketing europe & anatolia / 3
Kısa Kısa
alldesign’ın mottosu ”Aklın Gözüyle Görmek”...
BMW ana sponsorluğunda düzenlenen alldesign
2014 Uluslararası Tasarım Konferansları ve Yaratıcı Endüstriler fuarı,
tasarım dünyasına ışık
tutacak
alldesign’ın fuar alanında pek çok firma en yeni
tasarım ürünlerini sergileyecek: Ünlü tasarımcı
ve sanatçı Arik Levy, 21 Şubat’ta BMS Mobilya standında
12.00-13.30 saatleri arasında sevenlerine imza verecek
Allevents tarafından BMW ana sponsorluğunda, Arçelik,
Armaggan ve Işıklar Tuğla co-sponsorluğunda 21-22 Şubat 2014 tarihlerinde Hilton Kongre ve Sergi Merkezi’nde
düzenlenecek olan alldesign Uluslararası Tasarım Konferansları ve Yaratıcı Endüstriler Fuarı, tasarım dünyasını
üçüncü kez bir araya getirecek. Hayatımızın her alanına
yön veren tasarımın ele alınacağı alldesign 2014’ün kon-
ferans bölümünde kendi dalının uzmanları tasarıma bakış
açılarını ve dünyaca ödüllü işlerini izleyicilerle paylaşırken,
fuar alanında ise tasarımda öne çıkan firmalar en yeni
ürünlerini sergileyecek. Biletler Biletix’te.
alldesign 2014 pek çok önemli konuşmacıya ev sahipliği
yapacak.
Hilton Kongre ve Sergi Merkezi’nde 2000 metrekarelik
alanda gerçekleşecek olan alldesign 2014, tasarım konferansının yanı sıra Yaratıcı Endüstriler Fuarı’na da ev sahipliği yapacak. Odağında tasarım olan tüm firmaları aynı
çatı altında sektörle ve tasarım meraklılarıyla buluşturan
ve geçtiğimiz yıl çok sayıda katılımcı firmayı ve yaklaşık
6000 ziyaretçiyi ağırlayan Yaratıcı Endüstriler fuarı, bu yıl
da ziyaretçilerine farklı sektörlerden tasarım odaklı zengin
bir ürün yelpazesi sunacak.“Aklın gözüyle görmek” mottosuyla yola çıkan alldesign’ın ana amacı, tasarımın yarattığı farkların, pazarlama, markalaşma, ergonomi gibi birçok
alanda kullanımının irdelenmesi, günümüz ve geleceğin
tasarımcılarına farklı bir bakış açısı kazandırması.
Türkiye’nin Patent Şampiyonları Koç’tan Çıktı...
Türk Patent Enstitüsü’nün “2013 yılında En Çok Yerli
Patent Başvurusu Yapan Firmalar” sıralamasında Koç
Topluluğu’nun 4 şirketi ilk 10’da yer alarak büyük bir
başarıya imza attı. Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarına
büyük önem veren ve Türkiye’nin ilk ‘Fikri Haklar Stratejisini’ oluşturan Koç Topluluğu, geçen yıl toplam 400 patent başvurusu yaptı. Arçelik, 193 patent başvurusuyla
birinci sıraya yerleşirken, onu Ford Otosan, 80 başvuruyla
izledi. Listede 48 patent başvurusuyla altıncı sırayı Tofaş,
20 patent başvurusuyla 9’uncu sırayı ise Türk Traktör
aldı. Koç Holding CEO’su Turgay Durak, “Bu başarıda
Fikri Haklar Stratejimizin büyük rolü var. Amacımız
Topluluk şirketlerimizin fikri haklarını yönetebilmeleri, bu
çalışmalarını uluslararası standartlarda yapma yeteneğini
kazanmalarıydı. Bunu da gerçekleştirmiş olduklarını
görmekten büyük mutluluk duyuyoruz. Her zaman dile
getirdiğimiz gibi Ar-Ge faaliyetlerine ve yatırımlarına hem
şirketlerimizin rekabetçiliği hem de ülkemizin geleceği
adına çok önem veriyoruz ve uzun vadeli sürdürülebilir
büyüme stratejimizin hayati bir parçası olarak görüyoruz”
dedi.
4 / marketing europe & anatolia
Türk
Patent
Enstitüsü’nün
“2013
yılında En Çok Yerli Patent Başvurusu
Yapan
Firmalar”
sıralamasında
Koç
Topluluğu’nun 4 şirketi
ilk 10’da, diğer 3 şirketi
ise ilk 30’da yer aldı.
Koç Topluluğu şirketleri
2013 yılında toplam
400 patent başvurusu
yaptı. Bu sayı bir önceki yıl 310’du. Arçelik, 193 patent
başvurusuyla listenin birinci sırasında yer alırken, ikinciliği
80 patent başvurusuyla Ford Otosan aldı. Altıncı sırayı
48 patent başvurusuyla Tofaş, dokuzuncu sırada 20 patent başvurusuyla Türk Traktör yer aldı. Patent başvurusu
sıralamasına göre ilk 30 şirket arasında bulunan diğer Koç
Topluluğu şirketleri ise; Otokar (11), Arçelik- LG (16) ve
Tüpraş (26) oldu.
Kısa Kısa
2013 Anadolu hayat...
İnsana Saygılı
Firmalar Ödüllendirildi...
Anadolu Hayat Emeklilik A.Ş.
Genel Müdürü Mete Uğurlu, Şirketin 2013 yılı konsolide olmayan finansal sonuçlarına ilişkin
olarak yaptığı basın açıklamasında aşağıdaki tespit ve değerlendirmelerde bulundu: “2013
yılı ülkemizdeki ve dünyadaki siyasi/iktisadi gelişmelerin yakından takip edildiği bir yıl olmuştur. Bu dönemde, küresel
ekonomi, beklentilerden daha zayıf bir toparlanma eğilimi sergilemiş, özellikle yılın ikinci yarısında, artan enflasyon beklentilerine bağlı olarak gelişmekte olan ülkelerin para politikalarında sıkılaştırma eğilimine girilmiştir.
Ülkemizde 2013 yılı içinde, sigorta sektörünün işleyişi
ve gelişimine yönelik yasal düzenlemelere devam edilirken, hayat sigortalarında %25 ve hayat dışı sigortalarda
ise %22 prim artışı sağlanmıştır. Bireysel emeklilik sisteminde ise, %25 devlet katkısının olumlu etkisi ile katılımcı sayısı bir milyon kişi artarak 4.1 milyonu aşmıştır.
Kariyer.net 13. İnsana Saygı Ödülleri’nin sahipleri belli
oldu. İstanbul’da Kuveyt Türk Katılım Bankası ve DenizBank; Anadolu’da ise Desmer İletişim veSunExpress
firmaları2013’ünen çok istihdam yaratan şirketleri oldu.
En çok başvuru alan firmalar ise İstanbul’da Vatan Bilgisayar ve Yapı ve Kredi Bankası; Anadolu’da ise Rönesans Holding ve Vestel Elektronik şeklinde sıralandı.
LC Waikiki, adaylar tarafından 2013’ün en beğenilen
şirketi seçildi. En beğenilen iş ilanı ödülü ise Yapı ve
Kredi Bankası’nın oldu. İstanbul’da Kuveyt Türk Katılım
Bankası ve DenizBank; Anadolu’da ise Desmer İletişim
ve SunExpress firmalarıKariyer.net 13. İnsana Saygı
Ödülleri kapsamında 2013 yılının En Çok İstihdam Yaratan Şirketleri ödülüne layık görüldü
Amway 2013 satışı...
Avea 2013...
Amway’in 2013 satış rakamları açıklandı. Son yedi yıldır
istikrarlı bir büyüme gösteren
şirket, 2013 yılında 11,8 milyar
dolarlık rekor bir satış gerçekleştirdi. Şirket, 2014’te artan talebi karşılamak amacıyla bütün
dünyada 375 milyon dolarlık bir
üretim ve AR-GE yatırımı planlıyor. Genel merkezi ADA, Michigan’da bulunan Amway,
2013 yılında 11,8 milyar dolarlık global satış yaptığını
açıkladı. Şirketi tarafından verilen bilgilere göre 2012 yılındaki 11,3 milyar dolarlık satışın ardından 2013, şirketin arka arkaya büyüme kaydettiği yedinci yıl oldu. Amway, son 14 yılın 13’ünde satışlarda gösterdiği artışla
dikkat çekiyor.
Beslenme destek ürünleri, Amway’in ürün grubu satışları arasındaki liderliğini 2013’te de sürdürdü. 2013’te
lansmanı gerçekleştirilen yeni kilo kontrol ürünleri serisi
bodykey by NUTRIWAY™’in de gıda takviyesi grubunda
süregelen artışı önemli ölçüde desteklediği gözlemlendi.
Avea; “Akıllı ve Kârlı Büyüme”
stratejisiyle 2013 yılında gelirini
geçen yıla göre yüzde 10 artırarak 3.838 Milyon TL olarak gerçekleştirdi.
Toplam müşteri sayısını, son
çeyrekte 418 bin abone ile gerçekleştirdiği rekor net büyüme sonucunda 14,5 milyona çıkaran Avea, faturalı ve faturasız abone sayısını da
artırdı. Numara taşımada 2013’ün son çeyreğinde kazandığı 304 bin aboneyle, 7 çeyrektir kesintisiz sürdürdüğü liderliğini koruyan Avea, numara taşımada 2013
yıl toplamında ise; 916 bin net abone kazandı. Numara
taşımada rakiplere açık ara fark atıp, net taşımada tek
pozitifte olan operatör olarak pazarda yeni bir dönem
başlattıklarını vurgulayan Avea CEO’su Erkan Akdemir:
“Yürüttüğümüz ‘Akıllı Büyüme’ stratejimiz doğrultusunda yaptığımız yatırımlar, sunduğumuz teklifler ve teknoloji üreten bir şirket olma konusunda gösterdiğimiz
kararlılık ile elde ettiğimiz sonuçlar; hem bireysel hem
kurumsalda kesintisiz büyümemizi sağlayan bir ekosistem kurmamızda etkili oldu.“ dedi.
marketing europe & anatolia / 5
Kısa Kısa
Türkiye’de Google Glass
Emlak Uygulaması...
Mücevher ihracatı
2014’e artışla başladı...
Türkiye’de ilk
defa Google
G l a s s ’ a
özel
emlak
uygulaması
geliştirildi. Bütün işlemlerin
sesli komutlar ve parmak hareketleriyle dokunmatik olarak gerçekleştirildiği
Google Glassuygulamasında size en uygun evi artık
akıllı gözlüğünüzle bulmak mümkün. Geçtiğimiz yıl emlak sektörüne adım atan teknoloji odaklı yeni nesil seri
ilan sitesi Metrekare.com sektörün ilk Google Glass
uygulamasını geliştirdi. Tüm işlemlerin sesli komutlar,
hareket algılayıcılar ve dokunmatik alandaki parmak
hareketleriyle yönetildiği Google Glass için, tamamıyla
içeride geliştirilen uygulamada kullanıcılar o an
yakınlarında bulunan ve kriterlerine uygun olan satılık
ve kiralık evlerden hemen haberdar olup harita üzerinde
görüntüleyebiliyor, ilan detaylarını dinleyebiliyorlar.
Geride bıraktığımız yılı başarılı bir
performansla kapatan mücevher
sektörü 2014 yılınada yükseliş trendi ile adım attı. Mücevher İhracatçıları Birliği verilerine göre; sektörün
2014 yılı Ocak ayındaki ihracatı geçen yılın aynı dönemine oranla külçe altın hariç yüzde 26,63 artışla195
milyon346 bin dolara ulaştı. Bu dönemin ihracat artışı
ile dikkatleri üzerine çeken ülkesi ise; dünyada mücevherin merkezi olarak kabul edilen Belçika oldu. Türk
mücevher sektörünün Belçika’ya Ocak ayında yaptığı
ihracat,değerde yüzde 3,647, miktarda ise yüzde 7,040
oranında arttı. Mücevher İhracatçıları Birliği tarafından
açıklanan 2014 yılı Ocak ayı verilerine göre; Türkiye’nin
külçe altın hariç mücevher ihracatı değer bazında geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 26,63artarak 195
milyon 346 bin dolara ulaştı.Miktar bazında ise sektörün
ihracatı yüzde 17,83 artışla 233 bin 393 kilogram oldu.
Nestlé, 2013 yılı finansal
sonuçlarını açıkladı...
TeknoSA
2014 hedefleri...
Dünyanın lider beslenme,
sağlık ve iyi yaşam şirketi
Nestlé, 2013 yılı küresel finansal sonuçlarını açıkladı.
Açıklanan sonuçlara göre,
Nestlé geçtiğimiz yıla göre
cirosunu %2.7 oranında artırarak 92,2 milyar İsviçre
Frankı satışa ulaştı, organik
büyüme %4.6, reel iç büyümesi % 3.1 olarak gerçekleşti.
Nestlé CEO’su Paul Bulcke 2013 yılı sonuçlarıyla ilgili
yaptığı değerlendirmede şu görüşlere yer verdi: “2013
yılında makro çerçevede büyüme, gelişmiş ülkelerde en
alt düzeyde, gelişen pazarlarda ise daha önce gördüğümüz seviyelerin altında yumuşak bir büyüme seyri izledi. Nestlé olarak bu duruma, marka desteğini artırarak,
inovasyonları hızlandırarak ve fiyatlandırmalarımızın tüketici ihtiyaçlarını dikkate alacak şekilde gerçekleşmesini sağlayarak yanıt verdik”.
Türkiye teknoloji perakendeciliği sektörünün lideriTeknoSA, 2013 yılını başarılı finansal sonuçlar ile kapattı,
2014 yılında yeni hedeflere odaklandı.
Sabancı Holding Perakende ve Sigorta Grup Başkanı
Haluk Dinçer, TeknoSA’nın 2014 yılında dijitalleşmenin
sağladığı olanaklarla bütün kanalların entegre
çalışmasına imkan veren çoklu kanal stratejisine
odaklanacağının altını çizdi. Dinçer, bu çerçevede,
hem mağazalaşma yatırımlarına hız vereceklerini hem
de online kanalda büyüyeceklerini belirtti ve yapılacak
yatırım tutarının 60 milyon TL olacağını açıkladı.
6 / marketing europe & anatolia
Kısa Kısa
Türk yapımı ilk uçak koltuğu uçuşa hazır...
Türk Hava Yolları, Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. ve Assan Hanil ortaklığında kurulan Turkish Seats Industries
(TSI), tasarımı Türk mühendisler tarafından yapılan ilk
yerli uçak koltuğunu üretti.
Türk Hava Yolları, büyük bir girişimle Türk Sivil Havacılık
tarihinde bir ilke daha imza attı. Türkiye Cumhuriyeti’nin
kuruluşunun 100. Yılı; 2023 vizyonu doğrultusunda
açıklanan ‘yüzde yüz Türk uçağı üretimi’ hedefi
kapsamında, Türk Hava Yolları, Türk Hava Yolları Teknik
A.Ş. ve Kibar Holding’in Güney Koreli Hanil E-HWA ile
mevcut işbirliğinin bir iştiraki olan Assan Hanil ortaklığında
5 milyon dolarlık bir yatırımla kurulan Uçak Koltuk Üretimi
Sanayii ve Ticaret A.Ş. (Turkish Seats Industries – TSI),
ilk yerli tasarım uçak koltuğunu üretti.
Türk Hava Yolları’nın ev sahipliğinde, Atatürk Havalimanı
2. Hangar’da gerçekleşen, TSI tasarımı uçak koltuklarının
ilk kez monte edildiği Boeing B737-800 tipi uçağın tanıtım
toplantısına, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türk Hava
Yolları Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu, Türk Hava
Yolları Genel Müdürü Doç. Dr. Temel Kotil, TSI Yönetim
Kurulu Başkanı Doç. Dr. İsmail Demir, TSI Genel Müdürü
Fahri Bayır, Hanil E-HWA Yönetim Kurulu Başkanı Dr.
Yang Seok RYU, Kibar Holding Yönetim Kurulu Başkanı
Ali Kibar ve Assan Hanil Genel Müdürü Okan Gedik katıldı.
İlk yerli uçak koltuklarının tanıtım toplantısında konuşan
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Koltuk deyip geçmeyin.
Çok ciddi sertifikasyon isteyen bir emektir. Bu çok önemli
bir adım. Kendi uçağımızın üretimi için bir yerden başlamak
gerekiyor” dedi.
Türkiye’nin Su Ayak İzi...
Türkiye’yi 2009 yılında ‘su ayak izi’ kavramıyla tanıştıran
Unilever Türkiye’nin lider markalarından OMO ve uluslararası doğa koruma kuruluşu WWF-Türkiye, “Türkiye’nin
Su Ayak İzi”ni çıkarmak için el ele verdi.
T.C. Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın desteğiyle hayata
geçen proje kapsamında hazırlanan raporla; ülkemizin
toplam su ayak izinin yanı sıra doğrudan ve dolaylı su
kullanımı, sektörlerin su ayak izi ve suyun ekonomi içerisindeki rolü de ortaya konuldu.
Unilever Operasyonlardan Sorumlu Dünya Başkanı Harish Manwani, “Unilever olarak, yaptığımız işlerde her
zaman geniş kapsamlı, sürdürülebilir ve sorumlu büyümeye göre düşünür ve hareket ederiz. Bugün lansmanını yaptığımız Türkiye Su Ayakizi Raporu’nun sadece
bir başlangıç olduğu unutulmamalı. Bu noktadan daha
da ileriye giderek, su yönetimi ve sürdürülebilir yaşamın önemi konusunda farkındalığı artırmaya devam
etmeliyiz. Bugün burada, özel sektörün, hükümetin ve
STK’larının böylesine yakın temas içinde çalışması bir
tesadüf değil.” Unilever Türkiye Ev ve Kişisel Bakım Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı ve Yönetim Ku-
rulu Üyesi Şükrü Dinçer, “WWF-Türkiye ile çalışmalarımız,
Sudaki Ayak İzim Projesiyle, bireysel ölçekteki su ayak
izi hesaplamasından; daha makro ölçekteki Türkiye’nin
su ayak izi hesaplamasına doğru geliştirdik. Projemizle,
Türkiye’nin su ayak izi kavramını, su yönetimine entegre
etmesine destek veriyoruz.” diye konuştu. WWF-Türkiye
Genel Müdürü Tolga Baştak da “Türkiye’nin Su Ayak İzi
Raporu’nun sonuçları, su kaynaklarının çok yönlü doğasını anlamamızı sağlayarak yaşam kaynağımızı yönetmenin
yeni yollarını bulmamıza destek olacaktır. ” dedi.
marketing europe & anatolia / 7
Yeni Ürünler
Yeni Sony Action Cam...
kalitesi sunuyor.Canlı İzleme Uzaktan Kumandası ile beşe
kadar video kamera uzaktan kontrol edilebiliyor ve PlayMemories Home™ düzenleme yazılımı ile birden fazla video
kameradan gelen görüntüler birleştirilebiliyor.
Sony’nin giyilebilir Full HD video kamerası, yollarda, tepelerde, karda veya suda adrenalinin zirveye çıktığı eğlence
için yapıldı. İnce tasarımı hava ve su direncini düşürürken
su sıçrama korumalı gövdesi yağmurların bataklığa dönüştürdüğü bisiklet patikalarında su geçirmez kılıfa ihtiyaç duymayacağınız anlamına geliyor. Action Cam’ın şık yeni beyaz
gövdesi kavurucu sıcaklarda kurak kumullarda kum kayağı
yaparken bile güneş ışınlarını yansıtıyor.
NFC, Xperia ve diğer uyumlu akıllı telefon ve tabletler ile
tek dokunuşta zahmetsiz bağlantı kurulmasına imkan veriyor. Görüntüleri bellek kartları veya bağlantı kablolarıyla
uğraşmaya gerek kalmaksızın kolayca paylaşmak için kablosuz olarak mobil cihazınıza aktarıyorsunuz. Tek dokunuşSony’nin CES 2014’te tanıttığı splashproof (su sıçrama ta bağlantı aynı zamanda akıllı telefonunuza PlayMemories
korumalı) yeni giyilebilir video kamera Action Cam HDR- Mobile™uygulamasın kurduysanız, video kamera açılarını
AS100V, 50 Mbps’de XAVC S formatında Full HD görüntü doğrudan cep telefonunuzun ekranından hızlıca kontrol etmenize izin veriyor.
Samsung Galaxy NotePRO -TabPRO...
Samsung Electronics, en
güncel teknolojiyle donatılan
ve mobil deneyimde mükemmeliyeti amaçlayan Galaxy
NotePRO ve TabPRO tablet
serilerini, CES 2014 Tüketici
Elektroniği Fuarı’nda kullanıcılarla buluşturdu. 12,2 inç’lik
Galaxy NotePRO ile birlikte,
12,2, 10,1 ve 8,4 inç seçenekleriyle gelen yeni TabPRO ailesi, tablet segmentinin
yeteneklerini farklı bir boyuta
taşıyor.
Samsung Electronics BT ve Mobil Departmanı CEO ve Başkanı JK Shin, yeni nesil tablet serisi ile ilgili olarak; “Galaxy
NotePRO ile TabPRO serilerinin pazara sunulması aynı zamanda, Samsung’un tablet pazarındaki liderliğini gerçek anlamda ortaya koyacağı bir yılın başlangıcı niteliğindedir. Bu
yeni seri, sınıfının en iyi içerik tüketim ve üretim olanaklarını
sunarken aynı zamanda şaşırtıcı görüntüleme deneyimini
10 / marketing europe & anatolia
de Samsung’un farklı tasarım perspektifi ile birlikte sunuyor.
Samsung Galaxy NotePRO ve TabPRO serisi ile müşterilerimize yetenekli ve kullanıcı dostu ürünler sunma hedefimizi
de bir adım ileriye taşıyoruz” dedi.
Galaxy NotePRO ve TabPRO serisi, olağanüstü ekran görselliğinin yanı sıra, birinci sınıf tasarım ve güçlü performansı
da tek bir cihazda topluyor. Kullanıcıların tüm ihtiyaçlarına
karşılık verecek şekilde dizayn edilen Samsung Galaxy NotePRO ve TabPRO, WQXGA ekranı güçlü içerikle birleştirerek, üstün bir mobil çözüme imza atıyor.
12,2 inç’lik görsel deneyimin tadını çıkarın
Büyük ekran severleri 12,2 inç’lik boyutuyla karşılayan Samsung Galaxy NotePRO ve TabPRO serisi, 4 milyonun üzerinde piksel sayısı ve olağanüstü çözünürlüğüyle, beklentilerin
ötesinde bir ekran deneyiminin kapılarını aralıyor. Dünyanın
ilk 12,2 inç WQXGA Widescreen (16:10) ekranını kullanıcılara sunan seri, şaşırtıcı Full HD video performansıyla da benzersiz bir deneyim yaratıyor. Yeni tablet serisi, sektöre liderlik
edecek ekran özelliklerinin yanı sıra, mobiliteyi de ön planda
tutarak, oldukça hafif ve ince bir çerçeveyle tasarlandı.
Yeni Ürünler
EasyPad T8Q...
Quad Core işlemci, sekiz çekirdekli GPU, Android 4.2 işletim
sistemi, 1 GB bellek, 8 GB depolama alanı, 1024x 768 IPS
ekran, 0,3 MP ön kamera, 2 MP arka kamera özellikleriyle
7.9 inçlik EasyPad T8Q beklentileri karşılıyor.
Dört çekirdekli işlemcisi, sekiz çekirdekli grafik kartı ve hassas
dokunmatik ekranı ile tüm uygulamalara hızlıca erişilebiliyor.
Çift kamerası ile görüntülü konuşma yapılabiliyor,fotoğraf ve
video çekilebiliyor aynı zamanda birkaç dokunuşla paylaşılabiliyor.
Yalnızca 7 mm inceliğe sahip, şık ve sade tasarımıyla hayatı kolaylaştırmak için tasarlanan EasyPad T8Q, tek elle
kolaylıkla tutulabiliyor. 320 gr ağırlığındaki hafif gövdesi ve
dar çerçeve yapısıyla ise tasarım ve fonksiyonellik bir arada
sunuluyor.
EasyPad T8Q, 7,9 inç IPS ekranıyla kusursuz bir netlik sunuyor. IPS ekranı sayesinde, dik açıdan bakmak gibi bir zorunluluk bulunmuyor, bakış açısı 179 dereceye kadar değiştirilebiliyor.
EasyPad T8Q da bulunan Mikro USB/OTG/Şarj Girişi sayesinde tek bir yuvadan bilgisayar ile senkronize edilebiliyor,
OTG desteği sayesinde klavye, mouse veya USB bellek
bağlanabiliyor
ve aynı yuvadan şarj edilebiliyor. Bunun
yanı sıra Mikro
HDMI bağlantısı
ile hem yüksek
çözünürlüklü
görüntü hem de
ses tek bir kablo
ile zahmetsizce
aktarılabiliyor.
Wi-Fi
özelliği ile her ortamda en hızlı ağlara erişip her an bağlantıda
kalınabiliyor. 5 saate varan pil süresi ile sosyal hesaplar ve
e-postalar kontrol edilebilir. İstenilen uygulamalar indirilebillir. Yüksek ses kalitesinde istenilen ortamda müzik dinlenebilir, oyun oynayabilir, film izlenebilir.
Gümüş renge sahip EasyPad T8Q, 499 TL fiyatla teknoloji marketlerde satışa sunuluyor. Ürünle ilgili detaylı bilgiye
www.exper.com.tr ‘den ulaşılabilir.
Toshiba’dan HD 4K Notebook...
Toshiba Amerika Bilgi Sistemleri’ne bağlı Toshiba Dijital
Ürünler Birimi bugün dünyanın ilk Ultra HD 4K ekrana sahip notebook’larını CES 2014’te duyurdu. Tecra W50 mobil
iş istasyonu (workstation) mühendisler ve 3D tasarımcılar
için, Satellite® P50t ise profesyonel fotoğrafçılar, grafik
tasarımcılar ve 4K film tutkunları için ideal. Her iki notebook
modeli 2014’ün ortasında Türkiye de satışa sunulacak
Toshiba Amerika Bilgi Sistemleri, Dijital Ürünler Birimi pazarlamadan ve mühendislikten sorumlu Başkan Yardımcısı
Carl Pinto yaptığı açıklamada; “Ultra HD teknolojisinin
liderlerinden biri olarak, 4K televizyondaki ustalığımızı, Full
HD’nin sağladığı çözünürlüğün dört katına sahip, daha
yumuşak görüntüler ve parmak ısırtan detaylar sağlayan
ekranı sunarak daha da ileriye taşıyoruz. Uzun yıllara
dayanan deneyimimizi ve mühendislik kaynaklarımızı Ultra
HD 4K teknolojisini üst segment notebook’larımıza taşımak
için kullandık, böylece hem tüketim hem de iş amaçlı
kullanıcılar içerik yaratırken ve tüketirken artık yeni nesil
teknolojiden faydalanabilecekler.” dedi.
marketing europe & anatolia / 11
Medya Dünyası
Görev değişiklikleri...
Yazılı Basında Görev Değişiklikleri
Bugün gazetesi köşe yazarı Vedat Bilgin gazeteden ayrıldı.
Zaman gazetesi karikatüristi Osman Turhan gazete ile yollarını ayırdı.
Milliyet gazetesi fotoğraf servisi şefi Yurttaş Tümer gazete ile
yollarını ayırdı.
Baydu Can, milliyet gazetesi yazı işleri müdürlüğü görevinden
ayrıldı.
Star gazetesi köşe yazarı Berat Özipek’ in gazete ile yolları
ayrıldı.
Gökhan Bacık, Bugün gazetesi yazar dahil oldu.
Radikal gazetesi eki Radikal İki’ nin ekler yayın yönetmeni
Tuğrul Eryılmaz, yazı işlerinde görev yapan Elif Ekinci ve müzik yazarı Naim Dilmener görevlerinden ayrıldı.
Deniz Ülke Arıboğan Türkiye gazetesi ile yollarını ayırdı.
Mirgün Cabas Milliyet gazetesi yazarlık görevinden ayrıldı.
Geçtiğimiz haftalarda Bugün gazetesinden ayrılan Ahmet Taşgetiren Star gazetesi köşe yazarlığı görevine başladı.
Yeni Şafak gazetesi köşe yazarı Osman Özsoy yazılarına son
verdi.
Posta gazetesi yeni haber müdürü Timur Soykan oldu, okur
temsilciliği görevine Cem Kerpiççiler, dış haberler müdürlüğü
görevine ise Arda Tuna getirildi.
Aslı Perker, Fuat Keyman ve Ayşegül Sönmez Milliyet gazetesi köşe yazarlığı görevlerinden ayrıldılar.
Erdal Şimşek, Akşam gazetesi Ankara bürosunda muhabir
olarak göreve başladı.
Köşe yazarı Mine Şenocaklı Vatan gazetesi ile yollarını ayırdı.
Takvim gazetesi Ankara Bürosu kapatıldı. Bunun beraberinde Ankara temsilcisi
Mehmet Çetingüleç, haber müdürü Mutlu Çölgeçen ve muhabir Hüsniye Oral’ ın
gazete ile yolları ayrıldı.
Refik Erduran, Nur Batur ve Meliha Okur
Sabah gazetesindeki yazılarına son verdiler.
Tayfun Devecioğlu, Mutlu Dergi Grubu’
nda bulunan Fortune dergisinin genel
müdürü oldu.
Sabah gazetesi yazı işleri müdürü Barış Soydan, yazı işleri müdür yardımcısı Esin Sungur, sayfa sekreterleri Dilcu
Aygün ve Türkan Toygarışık, haber merkezinden Ali Balcı, Nurdeniz Erken, Bülent Ergün, Dilek Kantoğlu, Neslihan Tunç, Fırat Karadeniz, Melis Çalapkulu, Ayşe
Ferhangil, foto muhabirleri Cenk Ertekin ve Tijen Burultay, havalimanı muhabiri Serdar Canıpek, fotoğraf servisinden Erhan
Doğan, spor servisinden Galip Öztürk ve Fehmi Özgüler, istihbarat servisinden İsmail Umut Arabacı, redaktör Eren Kayar
ve karikatürist Hale Pekcan’ın görevlerine son verildi.
Radikal gazetesi Yüce Zerey’i yazar kadrosuna kattı.
Radikal gazetesi görsel yönetmeni Sertaç Bala, Hürriyet gazetesinde görev yapmaya başladı. Radikal gazetesi görsel
yönetmeni ise Aytekin Yılmaz oldu.
Bünyamin Aygün, Milliyet gazetesi fotoğraf servisi müdürlüğüne atandı.
Hürriyet eklerin görsel yönetmenliğini yürüten Sertaç Bala,
Hürriyet gazetesi ekonomi bölümü görsel yönetmenliğine geçti. Hürriyet eklerin görsel yönetmenliğini ise Serhat Gürpınar
yapıyor.
Birgün gazetesi ekonomi müdürü Gülşah Karadağ görevinden
ayrıldı. Kendisinin yerine ekonomi editörü Burak Öz getirildi.
Hürriyet gazetesi satın alma görevini yürüten Nikifor Bilak’ın
gazete ile yolları ayrıldı.
İlhan Taşcı Cumhuriyet gazetesinden ayrıldı.
Vatan gazetesi köşe yazarı Kadir Çetinçalı’nın gazete ile ilişiği
kesildi.
12 / marketing europe & anatolia
Görsel Basında Görev Değişiklikleri
Habertürk TV Genel Yayın Koordinatörü Abdullah Kılıç, Show
TV dizilerden sorumlu genel müdür yardımcısı oldu.
Nasuhi Güngör TRT Türk, TRT Haber ve TRT Spor haber dairesi başkanlığı görevine getirildi.
Göktan Bedük, NTV haber merkezinde göreve başladı.
Bloomberg HT’ nin ekran yüzlerinden biri olan İpek Kaplan görevinden ayrıldı.
Erhan Çelik, Habertürk TV genel yayın yönetmeni oldu. Show
TV hafta içi ana haber spikerliği görevini ise Ece Üner üstlendi.
Habertürk TV genel yayın koordinatörü Abdullah Kılıç, Show
TV’ ye Araştırma Geliştirme ve Planlama Sorumlusu Genel
Müdür Yardımcısı olarak atandı.
Fox TV’nin yeni program müdürü Şebnem Aşkın görevine başladı.
Sunucu Ece Üner’in Show TV Ana Haber’e geçmesinin ardından Habertürk TV Ana Haber koltuğuna Veyis Ateş geçti.
Sports TV’de spiker olarak görev yapan Cihan Eldem kanal ile
yollarını ayırdı.
Fox TV yayın koordinatörü Lütfiye Pekcan’ın kanal ile yolları
ayrıldı.
Kısa bir süre önce TV 8’den ayrılan Yavuz Oymak Flash TV’de
muhabir olarak göreve başladı.
Kanal 24’ün dış haberler müdürü ve moderatörü Gökhan Gökçe ile kameraman İlker Özkap’ın kanalla yolları ayrıldı.
Habertürk TV’nin haber koordinatörü Oğuz Usluer görevinden
ayrıldı, yerine Suat Toktaş getirildi. Rengin Gültekin ise Habertürk TV’ye haber müdürü olarak geçiş yaptı.
TRT Avaz program müdürü İbrahim Gürkan
ve Sedat Kadı görevlerinden alındı. Program
müdürlüğü görevine Taner Gürbüz, teknik
müdürlüğüne Şükrü Şahin, yayın planlamaya
Vedat Akcan, koordinatör yardımcılığına Murat Akkoç ve mali idari müdürlüğüne ise Cevdet Karakaş getirildi.
TRT Haber Dairesi Başkan Yardımcılığı görevine Serhat Akça ve Tarık Akyıldız, TRT
haber koordinatörlüğü görevine Yaşar Köteli,
spor koordinatörlüğü görevine ise Abdurrahman Başpınar getirildi.
Haftada dört gün CNN Türk ekranlarında yayınlanan Karşı Gündem programının sunucularından Akif Beki programdan ayrıldı.
Tülay Şubatlı, NTV’de editör olarak göreve
başladı.
Habertürk muhabiri Ezgi Evcil ve Show TV sabah haberleri
editörü Nil Deniz Yaman’ın görevlerine son verildi.
Elektronik Basında Görev Değişiklikleri
CNN Türk’ ün görsel danışmanı Bahadır İşler, cnnturk.com’ da
köşe yazılarına başladı.
Medya Dünyasından Diğer Haberler
SkyTürk 360 kanalının ismi ve logosu değişti. Kanalın yeni
ismi 360 TV oldu.
Çarşamba akşamları Kanal D ekranlarında yayınlanan Çalıkuşu dizisinin yayın saati 21.45 olarak değişti.
Star TV’ de daha önceleri 18.30’ da başlayan Ana Haber Bülteni’ nin yayın saati 19.00 olarak değiştirildi.
Yapımcısı Gani Müjde olan Pis Yedili dizisi bundan böyle Pazartesi akşamları yayınlanacak.
TRT’de yayınlanan “Gönül Hırsızı” dizisi bundan böyle Cuma
günleri 22.30’da yayınlanacak.
Kanal D’nin başrollerini Mete Horozoğlu ve Aslı Enver’ in oynadığı Kayıp dizisi pazartesi akşamları artık 21.30’da ekranlarda olacak.
Benim Hala Umudum Var dizisi yeni kanalıyla her Perşembe
saat 20.30’da Fox TV ekranlarında.
Medya Dünyası
marketing europe & anatolia / 13
Bir kahvenin 40
Röportaj
0 yıl hatırı vardır...
Vedat Bayrak
Delano Turizm
Genel Müdür
Yıllar önce Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne
üyelik tartışmalarının yapıldığı dönemde sektörlerin,
kurumların ve daha sonraki aşamada da
şirketlerin ve bireylerin
Avrupa Birliği’ne uyumları incelenmiş,
Türk Turizm Sektörünün çoktan
bu uyumu sağladığı fark edilmiş idi.
Röportaj Nurgül Eryıldır GÜNAY
- İş hayatı geçmişinizden kısaca bahseder misiniz?
Darüşşafaka Lisesi’nden sonra Boğaziçi Üniversitesi’nde geçirdiğim 6 yılda,
İdari Bilimler Fakültesi’nde hem iş idaresi lisans derecemi ve hem de finans
lisans üstü derecemi aldım.
Bu yıllarda Koç Topluluğu ile başlayan 26 yıllık iş hayatımın 22 güzel yılı
Setur’un üst düzey yöneticiliği ile geçti.
Bu dönem bana Setur markası altında
seyahat acentası, duty free ve marinalarda birçok projeyi başlatma ve tamamlama imkanı yarattı. 8 yıldan beri
arkadaşlarımla beraber keyifli bir çalışma ortamı yarattığım Delano şirketimde
de etkinlik yönü güçlü bir turizm acenta
faaliyeti, duty free ve lüks tüketime ait
birçok markanın Türkiye distribütörlüğünü yapmaktayım.
- Türkiye’deki event hizmetleri anlayışını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Yıllar önce Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne
üyelik tartışmalarının yapıldığı dönemde sektörlerin, kurumların ve daha
sonraki aşamada da şirketlerin ve bireylerin Avrupa Birliği’ne uyumları in-
celenmiş, Türk Turizm Sektörünün çoktan bu uyumu sağladığı fark edilmişti.
Türkiye’de birçok turizm şirketinin yurt
dışına taşıdığı markaları ile event ve organizasyonlarda büyük başarılara imza
attığını görmekteydik.
Son yıllarda bu dinamik gelişimin en
önemli ayağı olarak Türkiye’deki event
hizmetleri tüm dünya markalarının talep ettiği, kullandığı bir hizmet olarak
karşımıza çıkıyor. Bence bu gelişmenin en önemli sebebi event şirketlerinin
teknoloji kullanımında, insan kaynakları
yönetiminde, problem çözme tekniklerinde, teknik ve dekor yatırımlarındaki
cömertçe davranmaları ve bu gelişime
inanmaları.
Event hizmetlerinin bu denli gelişiminde diğer önemli bir neden de kurumsal
pazarın her geçen gün şekillenen talebi
ve bu hizmetlere ayırdığı bütçelerin artması.
74 milyon insanın yaşadığı ülkemizde
genç nüfusun yapısını da düşündüğümüzde özellikle uluslararası markaların
event hizmetlerinin başarılı hizmetlerini
çok iyi kullandığını görüyoruz.
marketing europe & anatolia /15
Röportaj
- İletişim ve Event hizmetlerinin müşterileriniz tarafından doğru algılandığını düşünüyor musunuz?
Müşteriler her projede öncelikle iletişim şirketlerinden aldıkları çalışmaları
kurumsal kimlikleriyle birlikte event şirketlerine verdikleri brief de kullansa da,
pratikte event şirketlerinden konunun
tümü hakkında bir çalışma beklediklerinin, event şirketinin sunumunda buna
odaklı olduklarını birçok projede yaşamış biriyim.
Her müşteri kendisi için çok farklı ve
daha önce hiç yapılmamış bir etkinlik
istiyor.
- Proje planlaması ve hazırlık süreçlerinde sizi en çok zorlayan unsurlar
nelerdir?
Her müşteri kendisi için çok farklı, her
sene tekrarlanan toplantılarında bile
daha önce hiç yapılmamış bir etkinlik
beklentisi içinde. Bu da event şirketlerinin çok daha yaratıcı, mekan kullanımında değişik öneriler ve tabii ki yeni
teknolojilerin kullanımını gerektiriyor.
İçinde bulunduğumuz bilgi çağı bütün
şirketlerin ve markaların hayatlarında
bir ivme ve kişiselleştirme isteği yarattı.
Artık kitle için üretilmiş ürün ve hizmet
16 / marketing europe & anatolia
İstanbul gibi
büyük bir şehrin
1000 -1500 kişinin üzerinde
çok az mekanın
hizmet veriyor
olması gerçekten büyük
bir tehdit.
modelleri işlemez hale geldi. Her firmanın kendi kurum kültürüne, yapısına ve
hızına uygun hizmet almak istediği bir
dönemi yaşıyoruz.
Proje planlamasında karşılaştığımız
en önemli sorun ülkemizde özellikle
İstanbul’da yeni mekan arzının çok sınırlı olması. İstanbul gibi büyük bir şehrin 1000 -1500 kişinin üzerinde çok az
mekanın hizmet veriyor olması gerçekten büyük bir tehdit.
- Uzun yıllar aynı zamanda turizm
sektöründe de hizmet vermenizin sizin için artıları nelerdir?
Uzun yıllar turizm sektöründe hizmet
vermenin en önemli katkısının turizm
sektöründe oluşturmuş olduğum çok
değerli network olduğuna inanıyorum.
Bugün sektörde tüm sivil toplum kuruluşlarının başkanlarına ve turizm yatırımcı grupların yönetim kurullarına,
patronları dahil tüm yönetim kadrolarına, sektördeki değerli yönetici arkadaşlarıma her zaman kolaylıkla ulaşma imkanımın en büyük sermayem
olduğuna inanıyorum.
- İnsan kaynaklarındaki eleman
sağladığınız kaynaklar nelerdir?
Tüm önemli markaların pazarlama
bölümlerindeki insan kaynaklarının bu
Röportaj
event hizmetlerini kendi şirketlerine en
başarılı şekilde dönmesi için yapılandırdığını, donanımlı bir departman kurmaya özen gösterdiğini söyleyebilirim.
- Çalışma hayatınızda yaşadığınız en
ilginç olay nedir?
Anılardaki önemli bir olay olarak 2005
yılında Johannesburg’da ICC (Dünya
Ticaret Odası’nın) Uluslararası Genel
Bugün bile birçok projede
birlikte olduğum bu kişilerle
kilometrelerce uzakta bir yerde
sıcak bir karşılama ve kahve
ikramını hatırladığını görüyor,
memnun oluyorum.
Kurul Toplantısı’nda Türkiye bir sonraki kongrenin İstanbul’da olması ve
Türkiye’nin başkanlığa gelmesi imkanı
vardı. Bu nedenle TOBB ve İBB başta
olmak üzere tüm sivil toplum kuruluşlarının yoğun bir şekilde katıldığı bu
toplantıyı organize eden firma olarak
başta Rıfat Hisarcıklıoğlu ve KadirTopbaş ve değerli delegasyonu ağırlamak
görevini üstlenmiştik.
Bizler daha önceden gidip tüm hazırlıkları, fuar stantlarını, sunum ve tüm organizasyonu yapmış, Dubai üzerinden
gelen Türk delegasyonu beklemeye
başlamış idik.
Delegasyon uçaktan indiğinde ilk ziyareti çok merak ettikleri kongre merkezine gelip çalışmaları incelemek
olmuş idi. Yapılan izahatlardan sonra
Arçelik’in o tarihte büyük bir innovasyonu olan kahve makinası ile gruba yaptığımız ikram ‘bir fincan kahvenin 40 yıl
hatırı vardır’ sözüne güzel bir hatırlatma oldu.
Bugün bile birçok projede birlikte olduğum bu kişilerle kilometrelerce uzakta
bir yerde sıcak bir karşılama ve kahve
ikramını hatırladığını görüyor, memnun oluyorum.
marketing europe & anatolia / 17
Köşe
Nurgül Eryıldır Günay / [email protected]
( kelebeğin
fırtınası)
Türkiye’yi tanıtamama kampanyası...
17 Aralık tarihinden beri hükümette görevdeki bakanlarlarla ilgili
yolsuzluk iddiaları, ayakkabı kutuları içindeki milyon dolarlar
ve yargıyı ve emniyeti ele geçirdiği iddia edilen paralel devlet
söylemleri Türkiye gündemine bomba gibi düştü.
Bütün ülke bu sorunlarla çalkalanırken karşımıza birdenbire
Türkiye'nin tanıtımı meselesi çıktı. Kültür ve Turizm Bakanlığı
bu yıl Türkiye'nin tanıtımı için kapalı bir ihale yaptı. Tanıtım işini
Amerika'da yaşayan, Hollywood filmleri için hazırladığı afiş
tasarımlarıyla tanıdığımız grafiker Emrah Yücel'e verdi. İşin
bütçesi 50 milyon dolar!
Şimdi gelelim kampanya detaylarına.
Emral Yücel kampanya tanıtım filminde güzel bir noktaya
değinmiş. Her ülkenin simgeleri var Türkiye'nin yok diyor.
Mesela Fransa aşk, Amerika özgürlük demek. Türkiye için de
böyle bir kavram, simge yaratmamız gerekiyor diye yola çıkmış.
Buraya kadar herşey güzel. Sonrasında da bu stratejileri için
"Turkey Home of..." sloganını bulmuşlar. Ben bu sloganın
tek başına bir slogan olmadığı için akılda kalıcı olmadığını
düşünüyorum. "Home of coffee", "Home of Pamukkale",
"Home of Nuh'un Gemisi" gibi çok fazla açılımı örnek olarak
hazırlamışlar. Çok karmaşık. Emrah Yücel bu slogan için
Bu kadar büyük bütçeli bir işin ihalesi başka şirket davet
şöyle bir açıklama yapıyor: "Evet biz 'Home of' diye bir slogan
edilmeden tek bir şirkete verilince de kıyamet koptu. 17 Aralık
seçtik. Türkiye'ye ait bir slogan bulalım ki bir ayağı sabit olsun,
olaylarından sonra hükümetten istifa eden AKP'nin eski Kültür
bir ayağı da bizim çeşitliliğimiz olan birçok şeye dokunsun.
ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ile yine eski bakanlardan
Bunun için de baklavası, Orhan Pamuk'u, dini de tarihi de
Bahattin Yücel, Emrah Yücel’in 50 milyon dolarlık 2014 yılı
var. Galatasaray'ı da var. Aklınıza gelen her şey. Amaç bu
tanıtım ihalesini, Twitter hesaplarından yazışarak sert bir şekilde topraklarda 36 farklı kültürün yaşadığını vurgulamak. Diyoruz
eleştirdiler. Ertuğrul Günay, Twitter adresinden “Dönemimde
ki 'Turkey home of' konseptini halkın ve insanların katılımına
tanıtım ihalesi, tam şeffaflıkla, bakanlık yetkilileri, turizm
açmamız lazım. İnsanlar kendileri için 'Türkiye neyin evidir'
kuruluşları ve akademisyenlerin katılımıyla yapıldı. Hiç tek
sorusuna yanıt verebilecek.
firma olmadı, şeffaf bir süreçte en az dört-beş firma alıyordu.
Kimi diyecek ki Drogba, kimi diyecek ki 'sevgi.' Kimi diyecek ki
Komisyonlar da bugünden çok düşüktü” şeklinde eleştiride
Sezen Aksu ya da Hidayet. Kimi Fenerbahçe, kimi şu parti, kimi
bulundu. Bahattin Yücel de cevap olarak "“Dünyada altıncı
bu parti."
sırada yer alan Türkiye için bu kampanya çok amatörce. Bu
İyi de biz bu kampanyayı yabancılar Türkiye hakkında fikir
yöntemle Türkiye’nin tanıtımının performansı olmayan bir
sahibi olsunlar diye yapmıyor muyuz? Kampanya Türkiye'nin
şirkete verilmesi suçtur. Eskiden yarışma jürisinde, TÜRSAB,
Türklere tanıtımı mı? Ne saçma bir açıklama bu böyle.
konaklama sektörü ve Reklamcılar Derneği yer alır, birlikte karar
verilirdi. Şimdi oldu bittiye getirilmiş. Tanıtma ihalesinin kapalı
Bir de bütün bunların dışında "Turkey Home of..." Kampanya
kapılar ardında, yarışma yapılmaksızın verilmesinde bu şirket
görselleri Emrah Yücel'in 2010 yılı Türkiye Turizm afişeri ve yine
sahibinin eski bir bakanla yakınlığı etkili oldu mu? " şeklinde
kendisinin hazırladığı İzmir Expo 2012 broşüründeki görsellerle
açıklamalarda bulundu.
nerdeyse aynı olduğunu görmek beni biraz şaşırttı. 2014 yılı
Türkiye tanıtımı için dev bütçeli bir iş için eski görselleri ısıtıp
Emral Yücel birçoğumuzun gururla takip ettiği, ödüllü bir
ısıtıp önümüze getirmek, bu iş için hiç çaba gösterilmediği,
grafiker. Birçoğumuz diyorum, çünkü hakkında küçük bir
yeni bir fikir üretilmediği anlamına gelir. Umarım kampanya
araştırma yapınca tamamen karşıt görüşte olan çok çarpıcı
tanıtımında bize sundukları sadece geçici tasarımlardır. Şubat
açıklamalara rastladım. Beyza'nın Kadınları filminin yönetmeni
ortasındaki lansmanda çok farklı, çarpıcı tasarımlar görmeyi
Mustafa Altıoklar filmin afişini yaptırdığı Emrah Yücel için "boş
ümit ediyorum.
teneke" ibaresini kullanıyor. Nedenine gelince; Beyza'nın
Kadınları filmi için Kore'de bulundukları sırada yanına gelen
Hollywood yıldızı Jullian Moore'un tanıtım filmlerinde
bir Koreli "siz ne yapıyorsunuz" diyerek Spartan filminin afişini
kullanılması ise bence son derece yanlış bir seçim. Bütün
gösteriyor. İki filmin afişinin neredeyse aynı olduğunu gören
filmlerinde soğuk ve bunalımlı kadın tiplemesiyle ortaya çıkan
Mustafa Altıoklar çok sinirleniyor ve bütün afişleri kaldırtıyor.
bir yıldızın, turist olarak Türkiye'ye gelmesi ve güzel anılarla
Bu olaydan bahsederken " Emrah Yücel denen boş teneke bizi
ayrılması senaryosu Türk kamuoyunda hiç sıcak karşılanmadı.
rezil etti" ifadelerini kullanıyor. Daha sonra Güneşi Gördüm film
Yarışma programlarına bile dünyaca ünlü starları konuk
afişi ile Bruce Willis'in başrolünde oynadığı Güneşin Gözyaşları ettiğimiz bir dönemde koskoca Türkiye tanıtımı filmine
film afişinin benzerliğini de ortaya koyuyor. Oray Eğin de Emrah Jullian Moore'un seçilmesi sadece Emrah Yücel'i mutlu etti
Yücel için "Hollywood filmleri için tasarladığı afişler hep deneme sanıyorum:)
afişi, hiç biri final afişi olamamış ve resmen kullanılmamış" diyor.
İddialar çok ciddi!
Not: Bu sayıdaki yazım sevgili eşim Yener Günay için. İyi ki
doğdun canım. Birlikte güzel yıllara ve yaşlara..
marketing europe & anatolia / 19
Röportaj
ZOW İstanbul 201
Aykut Engin
ZOW Türkiye Müdürü
Türkiye, zengin Ortadoğu pazarları,
gelişmiş Batı Avrupa ve her geçen gün daha da
fazla büyüyen Doğu Avrupa arasında olduğundan
ve Asya ile Avrupa arasında geçiş
noktasında bulunduğundan birçok
konuda olduğu gibi mobilya
endüstrisinde de oldukça
gelişmiş bir pazar.
Röportaj Elvin Ekşioğlu
- Türkiye mobilya sektörü hakkında
bilgi verir misiniz? Sektör son birkaç
yılda nasıl bir gelişme gösterdi?
Türkiye, zengin Ortadoğu pazarları,
gelişmiş Batı Avrupa ve her geçen gün
daha da fazla büyüyen Doğu Avrupa
arasında olduğundan ve Asya ile Avrupa arasında geçiş noktasında bulunduğundan birçok konuda olduğu gibi mobilya endüstrisinde de oldukça gelişmiş
bir pazar. Türkiye’de mobilya pazarı
daha çok orman ürünlerinin yoğun olduğu bölgelerde gelişim göstermiştir.
Mobilya üretimi toplam istihdamdaki
paylarına göre daha çok İstanbul, Ankara, Bursa, Kayseri, İzmir ve Adana şehirlerinde yoğunlaşmış durumda. Tabi
buralardaki yoğunlaşmayı ham maddeye yakınlık, vasıflı işçilik ve tüketimin
bir sonucu olarak yorumlamak mümkün
olabiliyor. Mobilya sektörü Türkiye’de
özellikle son 10 yıla baktığımızda hızla
gelişim gösterdi. 10 yıl önce 350 milyon dolar olan mobilya ihracatı 2013
yılı itibariyle 2 milyar dolara ulaştı. Aynı
zamanda sektör 2013 yılında mobilya
ihracatçısı ülkeler arasında 6 basamak
20 / marketing europe & anatolia
birden yükselerek, 21. sıradan 15. sıraya 6 basamak birdenyükseldi.2013 yılında Türkiye mobilya pazarı üretim ve
ihracat sıralaması 15 iken, ithalat sıralaması 28 olarak belirlendi. Bu gelişmeler gösteriyor ki Türkiye mobilya sektörü, 2023 için konulan ilk 5 hedefine
doğru emin adımlarla ilerliyor. Dünyada
mobilya üretim pazarı 2013 yılı itibariyle
437 Milyar dolar değere ulaştı.Türkiye
2013 yılında 5.603 milyon dolar üretim
değeriyle dünyadan %1.3 pay aldı.
- Türkiye’nin mobilya sektöründe
dünyadaki yeri nedir?
Dünyada mobilya üretim pazarı 2013
yılı itibariyle 437 Milyar dolar değere
ulaştı. Türkiye dünyadan 5.603 milyon
dolar üretim değeriyle %1.3, 1.638 milyon dolar ihracat değeriyle %1.3, 680
ithalat değeriyle %0.6, 4.645 tüketim
değeriyle %1.1 pay aldı.
- Sektörün büyüme hızı hakkında bilgi verebilir misiniz?
Sektör son senelerde özellikle ihracatta
%15 gibi bir büyüme hızına sahip. Ülke
ekonomisinin bile üzerinde büyüyen
sektörün geçen yılın aynı dönemine
14...
Röportaj
oranla %14 gibi bir oranda azalan ithalatı bulunmakta. Dolayısıyla cari açık
vermeyen nadir sektörler arasındadır.
- Bu yıl 6. sı gerçekleşecek ZOW
2014 Fuarı hakkında bilgi verebilir
misiniz?
Dünya’da Almanya ve Rusya gibi ekonomiye ve mobilya sektörüne yön veren ülkelerde gerçekleştirilen Uluslararası Mobilya Yan Sanayi ve İç Mimari
Tedarik Fuarı ZOW, 2008 yılından bu
yana İstanbul’da Doğu ve Batıyı bir
araya getiriyor. Özellikle Türk üreticiler
için yurt dışına açılma ve markalaşma
yolunda çok önemli bir kapı olan ZOW
2014, sektör ile ilgili son gelişmelerin
de takip edilip gerekli iş bağlantılarının
ofiste buluşulmuşçasına rahat gerçekleştirileceği bir platform. Yurt içi ve yurt
dışından binlerce mimar, iç mimar ve
tasarımcıyı buluşturan ZOW İstanbul,
bu yıl 20 -23 Mart tarihleri arasında
İstanbul Fuar Merkezi’nde 9. ve 10.salonlarda gerçekleşecek. ZOW İstanbul
Essentials Seminerleri ile de sektörün
nabzını tutuyor ve tüm dünyadan alanının uzmanları kendi deneyimlerini
ziyaretçilerle paylaşıyor. ZOW Essentials, fuar gibi kendi alanında ilerliyor.
22 / marketing europe & anatolia
Yurt içi ve yurt dışından
binlerce mimar, iç mimar ve
tasarımcıyı buluşturan ZOW
İstanbul, bu yıl 20 -23 Mart
tarihleri arasında İstanbul
Fuar Merkezi’nde 9. ve
10.salonlarda gerçekleşecek.
ZOW Essentials ile fuarı ziyaret edenlere ve eğitim almak isteyenlere inovatif
bir takım ürün ve hizmetlerle ilgili eğitim seminerleri veriyoruz. Bu çalışmamızla ayrıca sektörle üniversiteleri bir
araya getirmeye çalışıyoruz. Her sene
kendi alanında dünyanın en iyisini getiriyoruz. Açılış yılında Karim Rashid’i
getirdik. Sonrasında bizim üretici ve
mimarlarımızın,Amerikalı
mimariyle
ilgili bilgi almasını istedik.Bu amaçla
da geçtiğimiz yıl Dror Benshetrit’i getirdik. Konsept Projeler ile birlikte organize edeceğimiz Essentials Seminer
Programları’nın bu seneki ana konuşmacısı ise İtalyan tasarımcı ve mimar
Massimo Iosa Ghini olacak. Iosa Ghini
30 yıllık kariyeri olan ve başta dünyanın en çok bilinen ve en prestijli tasarım
ödüllerinden Red Dot Tasarım Ödülü
olmak üzere birçok ödüle sahip bir isim.
Kendisi Ferrari gibi dünyanın en bilinen
markalarının store ve showroomlarını
tasarlıyor. Aynı zamanda mobilya parçaları da tasarlıyor ki asıl güzelliğin
ayrıntıda saklı olduğu düşünülürse tasarımın en ince detaylarına hakim olduğunu söyleyebiliriz.
Köşe
Abdullah Ekşioğlu / [email protected]
( retorik)
Alo Fatih...
Son günlerde enteresan bir rant kavgasına şahitlik
ediyoruz. Bir tarafta ileri demokrasi vaatleriyle iktidara
gelip, teokratik bir devlet hayaliyle demokrasiyi askıya
aldığını adım adım gözleyip kanaat getirdiğimiz AKP ve
onun lideri Recep Tayyip Erdoğan. Diğer tarafta, teokratik
dünya düzeni hayali satıp kesesini doldurmaya çalıştığına
kanaat ettiğimiz Fetullah Gülen cemaati nam-ı diğer
"Hizmet" Hareketi.
girdiniz gibi, direktifler görünene göre gayri ahlaki ve anti
demokratik bir uygulama ve makamının gücüne dayanıp
karşısındakini azarlamayı kendisine hak gören bir uslupta
hedefini buluyor.
Hal böyle olup her iki taraf da etik değerleri bir yana
bırakıp bel altından vurmaya başlayınca ortalık panayır
yeri gibi oldu. Bir yandan hükumet gücü kullanarak
yapılan tasfiyeler, diğer yandan havada uçuşan ses ve
görüntü kasetleri, yolsuzluk iddiaları, karşılıklı suçlamalar,
beddualar, tabanla tavanın arasını açmaya yönelik
beyanlar, karşı tarafı nankörlükle suçlarken, hükumet
gücünü kullanarak dini bir cemaatin kadrolaşma ve
semirmesine nasıl destek olduklarına dair başbakanın
itirafları. Eee ne de olsa "merdi kıpti şecaat arzederken
sirkatin söyler." sözü boşuna söylenmemiş.
Olayın en masum ismi belki de bu yazının da başlığında
adı geçen Fatih Saraç. Anlaşıldığına göre kendisi direk
başbakandan bir görev almış. Gazetecilik birikimi ya da
geçmişi olmayan, talimatları yerine getirmeye çalışan,
kurumsal yapılanma ve yöneticilik vasıflarından bihaber
bir garip. Ama ondan gelen talimatları uygulayan Fatih
Altaylı ve TV yöneticileri için durum biraz daha farklı.
Onlar bu mesleğin içerisinden gelen kişiler olarak, yapılan
baskının yöntemi ve etiğini sorgulamadan işgal ettikleri
makamı kamuoyunu yanlış yönlendirmek için kötüye
kullanmakta herhangi bir sakınca görmüyorlar. Nedeni
ister gelirlerini devam ettirme kaygısı olsun, isterse
meydanı başkalarına bırakma endişesi, göründüğü
kadarıyla bu omurgasız duruşu mazur gösterecek haklı
bir neden bulmak mümkün değil.
Tüm bunlar yaşanırken bir de "Alo Fatih" hattı ortaya çıktı
ki içler acısı. Görünene göre bir başbakan, bir medya
patronunu tehdit edip, kendi adamını yönetim kurulu
başkan yardımcısı olarak bu gruba yerleştirmiş. Medya
grubunun yayınlarını direk olarak kendisi denetleyip
bu kişiyi telefonla arayarak yönlendiriyor. Eli kolu bağlı
gazete ve televizyon yöneticileri de bu kanaldan gelen
direktifler doğrultusunda yayın yapıyorlar.
İşin daha vahimi bu yönlendirmeler, sadece yayın
ilkeleri açısından ilkesel bazda ya da yayın politikasının
genel çerçevesi hakkında değil. Başbakan işi gücü
bırakmış, yarı zamanlı başbakan tam zamanlı gazete
ve televizyon genel yayın yönetmeni olarak kendisine
yeni bir çalışma takvimi oluşturmuş, televizyonda canlı
yayında ne gösterileceğinden, gazetenin 24. sayfasında
hangi haberin çıkacağına kadar herşeyi tek tek ve bizzat
kendisi takip edip yönlendiriyor. Hal böyle olunca, muhalif
lider neden TV'de konuşuyor ya da o haberi neden
Başbakan açısından durum tam anlamıyla skandal ama
bir de işin medya yöneticileri boyutu var ki orası daha
vahim.
Tabii ki bu sonuç yıllar yılı eğitimli kadroları tasfiye edip,
niteliksiz kişilere prim veren medya patronlarının ayıbı.
Peki bu olaylar yaşanırken ne oluyor, "başbakan istifa
mı ediyor?" Hayır o halkından oy istemeye her geçen
gün daha da saldırganlaşarak, Kabataş, Gezi ve diğer
olaylarda yalanlarda ısrar ederek devam ediyor. Peki
medya yöneticileri, onlar da koltuklarını ısıtıp telgraf teli
gibi kendilerine geleni aktarmaya devam ediyorlar.
Burada herhalde en büyük görev halka düşüyor.
Bu gazeteleri almamak, bu TV'leri izlememek ve bu
başbakana oy vermemek halkın elinde. Umarım halk
elindeki bu gücü doğru kullanır.
marketing europe & anatolia / 25
Kampanyalar
Şanş öpücüğü...
Lipton Güneşi Beklerken dizisinin starları Kerem Bürsin (Kerem) ve Hande Doğandemir’in (Zeynep) rol aldığı bir reklam
filmiyle tanıtılıyor. Yıla büyük bir kampanya ile başlayan Lipton, gençlere yönelik konumlandırdığı Lipton Bardak Poşet
Çay’ın yeni kampanyasıyla birbirinden değerli 444 hediye
kazanma şansı sunuyor.
Reklam Filmi Künyesi
Reklamın başlığı: Şans Öpücüğü
Reklamveren: Unilever Lipton
Reklamveren yetkilisi: Toloy Tanrıdağlı,Nihan Kayı,
Mert Yantaç
Reklam ajansı: Alametifarika
Radyo Produktor: Işıl Ege , Tunay Vural
Yönetmen: Umur Turagay
DOP: Yon Thomas
Müzik aranjman : JHOuse
Müzik : Happy Together
Yaratıcı yönetmen: Kenan Ünsal, Emrah Karpuzcu
Yaratıcı grup: Can Bilginer, Arkın Kahyaoğlu,
Ülkünur Arslan, Hüseyin Sandık, Seden Padır, Nilüfer Acar.
Stratejik planlama: Başar Sarıkaya, Serra Akyel
Ajans prodüktörü: Berkay Tahmaz, Teğin Polat
Yapım şirketi: PtoT Film
Medya ajansı: Mindshare
Medya planlamacı: Gaye Ersöz, Özlem Ciragoz,
Tuğçe İyisan, Kerem Gürel
Kullanılan mecralar: TV & Dijital
marketing europe & anatolia / 27
Kampanyalar
Garanti Bonus...
Garanti Bonus, 2014’ü nurtopu gibi bir reklam kampanyasıyla karşılıyor. Aileye odaklanan kampanyanın ilk filminde,
ünlü oyuncu Şahin Irmak, masraflar yüzünden kendini bebek sahibi olmaya hazır hissetmeyen bir babayı canlandırıyor. Bonus’uyla dünyaya gelen bebek, başta Irmak olmak
üzere, tüm aileyi mutluluğa boğuyor. Kampanya kapsamında, televizyon, radyo, basın, açık hava, sinema ve internet
mecraları kullanılıyor. Alametifarika’nın hazırladığı reklam
filminin yönetmenliğini, Hakan Algül üstleniyor.
Doğumhanede geçen filmde, baba Şahin Irmak, bebeğin
masraflarını düşünerek birdenbire panikliyor ve doğumu
engellemeye çalışıyor. Bu esnada bebek, kafasında Bonus peruğuyla, göz kırparak dünyaya geliyor. Bebeklerinin
Bonus’uyla geldiğini gören anneyle baba da Bonuskafa’ya
dönüşüyor. Film, ailenin bebeği mutlulukla kucağına aldığı
sahneyle son buluyor.
Reklam Filmi Künyesi
Reklamveren: Garanti Ödeme Sistemleri
Reklamveren Yetkilileri: Suzan Hatem, Esra Acar
Taşkapılı, Pelin Önal, Öykü Eren Yenitaşlı
Reklam Ajansı: Alametifarika
Yaratıcı Yönetmen: Emrah Karpuzcu, Kenan Ünsal
Reklam Yazarı: Can Bilginer, Güldeniz Şeşen
Sanat Yönetmeni: Ceylan Usman
Grafiker: Nilüfer Acar
Marka Direktör: Dilek Sezen
Ajans Prodüktörü: Berna Bulat, Sertuğ Alptekin
Strateji Ekibi: Başar Sarıkaya, Serra Akyel
Yapım Şirketi: 25 Film
Yönetmen: Hakan Algül
Müzik: Jingle House
Post Prodüksiyon: Filimişleri
Benim Bir Dostum Var...
lara karşı bir kampanya başlatmak.
“Benim bir dostum var’’ adlı iki dakikalık spot filmde birçok
ünlü sanatçı gönüllü olarak yer aldı. BGKO Duyarlı Yaşam
Derneği ilk olarak 2012 yılında düzenlediği “Yunuslara Özgürlük için 50 Sanatçıdan Islak İmza” kampanyası ile yunus
parklarının perde arkasını duyurmuş, Kaş’ta açılan yunus
parkının kapanmasında ve kamuoyu tepkisi yaratılmasında
büyük rol oynamıştı.
Filmde yer alan gönüllü sanatçılar Alican Yücesoy, Aslı Tandoğan, Bennu Yıldırımlar, Binnur Kaya, Ceyda Düvenci, Demet Evgar, Kenen Ece, Levent Üzümcü, Mert Fırat, Özge
Özder, Özgün, Özgür Çevik, Selim Bayraktar, Selin Demiratar, Serkan Altunorak ve Yasemin Allen.
Özge Özder, Aslı Tandoğan ve Ayça Varlıer öncülüğünde kurulan ve birçok ünlü sanatçının da üyesi olduğu Bana Göz
Kulak Ol Duyarlı Yaşam Derneği (BGKO), hayvan esaretine “dur” demek için ilk farkındalık filmini çekti. Amaç yunus
parklarına ve gösteri hayvanlarının kullanıldığı tüm oluşum28 / marketing europe & anatolia
Reklam Filmi Künyesi
Yapım: BGKO ve PToT film ortak yapımı
Yapımcı: Işıl Ege
Yönetmen: Canbert Yergüz
Müzik: Barış Manisa
Metin Uyarlama: Özge Özder
Filmin Orijinal Yapımı: Oceanic Preservation Society
Kampanyalar
Damla Cam Damacana...
Doğanın saflığını; Sapanca, Uludağ, Köyceğiz ve Elazığ’da
bulunan, Türkiye’nin dört yanındaki el değmemiş doğal su
kaynaklarından taşıyarak sunan Damla Doğal Kaynak Suyu,
şimdi 8 litre cam damacana ambalajıyla tüketicilerle buluşuyor.
Filmde, radyo dünyasının en sevilen DJ’lerinden Bay J’nin,
“Damla şimdi cam damacanada” gibi, söylenmesi zor bir
cümleyi bir türlü okuyamadığını gülümseyerek görüyoruz.
Sonunda cam damacana söylemenin aslında ne kadar kolay olduğunu öğrendiğimiz filmlerle Bay J, reklam kuşağının
en doğal performansını sergiliyor.
Reklam Filmi Künyesi
Reklamveren: Coca-Cola Şirketi
Marka: Damla
Reklam Ajansı: CONCEPT
Kreatif Direktör: Kerem Özkut
Yaratıcı Ekip: Sedat Dündar, Umut Dizdar, Serkan Gültekin,
Fulya Gülel
Marka Grup Direktörü: Arda Görgün
Marka Direktörü: Yasin Özhan
Marka Yöneticisi: Zeynep Kahvecioğlu
Stratejik Planlama Direktörü: Hakan Demir
Stratejik Planlama: Pamir Gündüz
Ajans Prodüktörü: Levent Köstepen, Mert Turan
Prodüksiyon Şirketi: Jaguar
Yönetmen: Emre Akay
Müzik: Rahman Altın
Medya Ajansı: Carat
Kullanılan Mecralar: Televizyon, Outdoor, Digital
Kepek şampuanı; inanmıyorlar!...
Türkiye’nin ilk kepek şampuanı Clear, kadınlara özel
geliştirdiği yeni serisi “Bitkisel Sentez”i ünlü oyuncu Burak
Özçivit’in yer aldığı yeni reklam filmiyle tanıtıyor. Özçivit,
reklamda Clear kadınının güzelliğiyle baştan çıkıyor.
Türkiye’nin ilk kepek şampuanı Clear, marka çalışmaları
için iki yıldır ünlü oyuncu Burak Özçivit ile çalışıyor. Global
marka çalışmalarını Maria Sharapova, Nicole Scherzinger, Heidi Klum ve Christiano Ronaldo gibi ünlü yıldızlarla
gerçekleştiren Clear’ın kadınlara özel tasarladığı Bitkisel
Sentez serisini anlattığı reklam filminde, Burak Özçivit’e
2009 Miss Turkey birincisi Ebru Şam eşlik ediyor. Çekimleri
Orion stüdyolarında ve Sultanahmet’te iki günde tamamlanan reklam filmini İzlandalı ünlü yönetmen Thor yönetti.
Reklam Filmi Künyesi
Reklamın başlığı: Clear Bitkisel Sentez
Reklamveren: Unilever Clear
Reklamveren Yetkilileri: Zeynep Kutlay Özcan, Şükrü
Dinçer, Yasemin Özaydınlı, Handem Çelenkler
Reklam Ajansı: LOWE İSTANBUL
Yaratıcı Yönetmen: Can Faga
Yaratıcı Ekip: Özkan Kusay, Asil Yıldız
Stratejik Planlama: Yusuf Muslubaş, Kayansel Kaya,
Mert Tuncer
Marka Ekibi: Şerife Kırımlı, Sedef Türkmen, Aslı Haymana
Ajans prodüktörleri: Tuğrul Karadeniz, Ahmet Uygun
Yapım Şirketi: Depo Film
Yönetmen : Thor
Müzik: Jingle House
Post Prodüksiyon: İmaj
Medya ajansı: Mindshare
Kullanılan mecralar: TV & Dijital
marketing europe & anatolia / 29
Kampanyalar
Her piliç Erpiliç değildir...
sona eren reklam filmi ileErpiliç, kuru yolum teknolojisi ve
tüketiciye sağladığı faydalarla ‘Her piliç Erpiliç değildir’ marka sloganı bir kez daha kendini doğrulamış oluyor.
Reklam Filmi Künyesi
Reklamveren: Erpiliç
Reklamveren Temsilcisi: Ömer Temel
Reklam Ajansı: Teşkilat
Kreatif Direktör: Sinan Alaeddinoğlu
Kreatif Grup: Efe Gültekin, Necmi Banista, Yeliz Civelek,
Berkay Tanır
Müşteri İlişkileri: Lale Akyar, Bilge Boztarla
Yönetmen: Umut Aral
Yapım Şirketi: Atlantik Film
Görüntü Yönetmeni: Uğur İçbak
Post Prodüksiyon: İmaj Online
Erpiliç’in laboratuvarlarını açtığı reklam filminde, kuru yolum Müzik: Zara
teknolojisi ve tüketiciye sağladığı faydalar gıda mühendisleri Fotoğraf: Serdar Tanyeli
tarafından anlatılıyor.
Pr Ajansı: Avantgarde İletişim Danışmanlığı
Ünlü sanatçı Zara’nın rol aldığı reklam filmi iştah açan lezzet görüntüleri ve ilk reklam filminde çok beğenilen müziği
ile dikkat çekiyor. Zara’nın ‘Helal olsun Erpiliç’e’ sözüyle
Oyun Tadında...
Fanta yeni reklam filmiyle, her yaştan oyun severi, daha fazla oyun oynamaya davet ediyor.
Bu kapsamda Fanta, hem dijital hem de sokak oyunlarını
sahiplenerek, çocukların ve gençlerin eğlence dünyasında,
onların yanındaki duruşunu, Hayrettin’in rol aldığı yeni reklam filmiyle, eğlenceli bir dille yansıtıyor.
Hayrettin’i, parkta çocuklarla saklambaç oynarken gördüğümüz reklam filminde; çocuklar, ne olursa olsun ellerinden
Fanta’yı düşüremedikleri için, Hayrettin her nereye saklanırsa saklansın, yanında Fanta içen bir çocuğa denk geliyor.
Bu sebeple de, hangi oyun arkadaşının yanından kaçarsa
kaçsın, sonunda yakalanmaktan kurtulamıyor.
Reklam Filmi Künyesi
Reklamveren: The Coca-Cola Company
Marka: Fanta
Reklam Ajansı: Ogilvy & Mather
Executive Kreatif Direktör : Tolga Büyükdoğanay
Yaratıcı Grup Başkanı: Erkan Kaya, İlker Dağlı
Reklam Yazarı: Melik Atalay, Erşan Develier
Art Direktör: Gökhan Buluk, Burcu Günister
30 / marketing europe & anatolia
Müşteri Ekibi: Banu Payzun, Şebnem Yaldızlı
Ajans Prodüktörü: Fulya Akay, Begüm Özkul
Stratejik Planlama: Zeynep Karahan
Prodüksiyon Şirketi: Kala Film
Yönetmen: Hakan Yonat
Müzik: Jingle House
Medya Ajansı: Carat
Mecralar: TV, Sinema, İnternet
Kampanyalar
Ben ne bileyim, Yandexmiyim?...
beğenilen hizmetlerinden biri olan Haritalar kapsamındaki
panoramik görüntüleri konu alan reklam filminin çekimlerini
Mardin’de yerel halkın katılımıyla gerçekleştirdi.
Yandex, reklam çekimlerini tarihi ve kültürel dokusuyla ön
plana çıkan ilimiz Mardin’de gerçekleştirdi.
Mardin’deki reklam çekimleri renkli görüntülere sahne oldu
Yandex, yerelleşmeye verdiği önem doğrultusunda
Türkiye’ye özel olarak geliştirdiği servisleriyle dikkat çekiyor. Yerelleşmeyi iletişim tonuna da yansıtan Yandex, en
Reklam Filmi Künyesi
Reklam Ajansı: Alametifarika
Reklamveren: Yandex.Türkiye Pazarlama Müdürü
Çağdaş Önen
Film müziği: Nilinişleri
Vokal: Cenk Durmazel
Yaratıcı Ekip: Emrah Karpuzcu, Kenan Ünsal,
Arkın Kahyaoğlu, Can Bilginer, Ülkünur Arslan,
Hüseyin Sandık, Seden Padır, Nilüfer Acar.
Strateji: Başar Sarıkaya, Serra Akyel.
Ajans Prodüktörü: Sertuğ Alptekin, Berkay Tahmaz,
Teğin Polat.
Yapım Şirketi : 25 Film.
Prodüksiyon Şirketi: Filimişleri
Yönetmen: Ali Taner Baltacı
Prodüktör: Koray Şahin, Cengizhan Fidan
DOP: Özgür Eken
Nerede Lezzet, Orada Maret...
Türkiye şarküteri pazarının köklü markası Maret, yeni reklam filmi için sokağa çıktı. Gecenin bir yarısında önünde
kuyruk oluşmuş sucuk ekmek arabasının görüntüsüyle başlayan reklam filmi, kumrucuda devam ediyor. Ertesi gün de
süren lezzet yolculuğu, akşam vakti mütevazı bir pidecide
son buluyor.
Türkiye’nin vazgeçilmez sucuklarının üreticisi Maret’in “Nerede lezzet, orada Maret” sloganı ile 2012 Production tarafından hazırlanan reklam filminin yönetmenlik koltuğuna ise
Özer Feyzioğlu oturuyor.
Reklam Filmi Künyesi
Reklamveren: TAT Gıda / Ahmet Tekin Özdener,
Banu Pekkoç, Burcu Özbakır Tül, Tuba Pilavcı
Reklam Ajansı: Medina Turgul DDB
Yaratıcı Yönetmen: Gökhan Erol
Yaratıcı Grup Başkanı: Ayşe Aydın
Yaratıcı Ekip: Mehmet Güney, Necmi Mutlu, Gizem Hız
Genel Müdür Yardımcısı: Yiğit Kariş
Müşteri Direktörü: Selika Özcan
Müşteri Temsilcisi: Nazlı Tüzüner
Ajans Prodüktörü: Gülengül Arlıel, Nedret Gürlek
Prodüksiyon Şirketi: 2012
Prodüktör: Ezel Domaniç
Yönetmen: Özer Feyzioğlu
Post Prodüksiyon: Sinefekt
Medya Ajansı: Mindshare
marketing europe & anatolia / 31
Kampanyalar
Jacobs’dan Millicano...
Yüksek kaliteli kahve çekirdeklerinden üretilmiş çeşitleriyle
kahve tutkunlarının tercihi olan Jacobs’un yepyeni buluşu
Millicano* raflarda, reklam filmi ise televizyondaki yerini aldı.
‘Quizas’, ‘Perhaps’ ya da ‘Senden, benden, bizden’ olarak
bildiğimiz o meşhur şarkının eşlik ettiği reklam filminde, butik
bir cafenin sahibi, yepyeni bir kahve deneyimi sunan Jacobs
Millicano’yu denerken, eşsiz çekirdek kahve kokusunu takip
eden müşteriler içeriye girer.
Reklam Filmi Künyesi
Reklamın başlığı: JacobsMonarchMillicano
Reklamveren: Mondelez International - Jacobs
Reklamveren yetkilisi: Tamer Karabay, Sena Karadurmuş,
Cansu Aydoğmuş
Reklam ajansı: BİG-Birleşik İletişim Grubu
CCO: Güngör Türkömer
Yaratıcı yönetmen: Kemal Hayit
Yaratıcı grup: Ömer Harmankaya, Anıl Darınç
Müşteri ilişkileri grubu: Aslı Eti, Ceyda Erol, Deniz Hanaylı
Stratejik planlama: Aslı Eti, Nilay Akhan
Ajans prodüktörü: Tuğba Özkan
Molfix’li Mert imza gününde...
Molfix, “Türkiye’nin en çok sıvı tüketen bebeği Mert”in hikayesini anlattığı reklam kampanyasına yeni bir reklam filmi
ile devam ediyor. Reklam filminde Mert hayranlarıyla imza
günüde buluşuyor.
Molfix’in “En emici bebek bezi” iddiasını sürdürdüğü kampanyanın yeni reklam filmi yayında. Türkiye’nin en çok sıvı
tüketen bebeği Mert hayran kitlesi ile bir araya geliyor.
İlk iki filmde kendini ispatlayan Molfix’li Mert’in hayran kitlesi
arasında anneler de bulunuyor.
Reklam Filmi Künyesi
Reklamveren: Hayat Kimya – Molfix
Reklamveren Temsilcisi: Melek Soklangıç Dinçer,
Gülsen Serin, Aysun Nayır, Özden Özden
Reklam Ajansı: Vietnam
Yaratıcı Yönetmen: Gürkan Günaydın
Yaratıcı Grup: Rıza Çankaya, Umut Kısa, Erdem Güngör
Müşteri İlişkileri: Melike Karamehmetoğlu
Ajans Prodüktörü: Begüm Baran
Yönetmen: Özer Feyzioğlu
Görüntü Yönetmeni: Tolga Kutlar
Yapım Şirketi: 2012
32 / marketing europe & anatolia
Yapımcı: Ezel Domaniç
Post Prodüksiyon Şirketi: Sinefekt
Sanat Yönetmeni: Burak Yerlikaya
Fotoğraf: Volkan Hiçyılmaz
Dublaj Sanatçısı: Bekir Kaya
Kampanyalar
Atlayıp Gitsem...
Pegasus, seyahate farklı bir bakış getiren ve seyahat alışkanlıklarını değiştiren”Atlayıp Gitsem” kampanyasını hayata
geçiriyor.
Pegasus bu kapsamda hazırlanan 2 reklam filmiyle “Atlayıp
Gitsem” diye içinden geçiren herkesin, kendinden bir parça bulmasını hedefleniyor. Reklam filmlerinin ilki; üç kişilik
bir ailenin yerinde kebap yemek için günü birlikGaziantep’e
gitmelerini,Gaziantepli kebapçının gözünden aktarırken
ikinci film; genç bir çalışanın doğum gününü kutlamak için
Paris’e gidişini, patronunun ağzından anlatıyor.
Reklam Filmi Künyesi
Reklamveren: Pegasus
Reklamveren Temsilcisi: Onur Dedeköylü, Sibel Yaman
Kavuklu, Elif Yalt Başeski, Elif Tan
Reklam Ajansı: Rafineri
Yaratıcı Yönetmen: Ufuk Uslu
Yaratıcı Grup Lideri: Tuğçe Setenay Özcan Yıldırım
Yaratıcı Grup: Melih Edis, Cihan Eryılmaz, Yusuf Kayhan,
Tuğkan Cabbar, Fırat Eren
Stratejik Planlama: Canan Pehlivanoğlu, Can Çalışkan
Marka Takımı: Seda Çaykara, Erbek Onur, Çağla İshak
Ajans Prodüktörü: Kerem İlbeyli
Yönetmen: Eralp Vardar
Yapım Şirketi: Böcek Yapım
Medya Ajansı:Vizeum
Dijital & Sosyal Medya Ajansı: Rafineri
E-mail Marketing: Euro Message
Dijital Medya Planlama: Vizeum/Aegis Media
Mobil Pazarlama: Aerodeon
Muratbey Burgu peynir...
“Peynire zeka kattık, MuratbeyBurgu’yu yaptık” sloganının
işlendiği reklam kampanyası Genna İstanbul tarafından
hazırlandı. Reklam filmi, ineklerin bize sadece mucizevi
sütlerini sunduklarını, buna karşın peynir yapmanın insan
zekasının ürünü olduğunu mizahi bir dille anlatıyor. Bu bağlamda, üstün lezzeti ve benzersiz formuyla MuratbeyBurgu’nuninovatif yönü vurgulanıyor.
Reklam Filmi Künyesi
Reklamveren: Muratbey
Ürün:Muratbey Burgu
Reklam Ajansı: Genna İstanbul
Yaratıcı Yönetmen: Serdar Şendilmen
Sanat Yönetmeni: Burak Akıncıoğlu
Yaratıcı Ekip: Alptuğ Batı, Kenan Kaya, Betül Yıldırım,
Nihan Şahin
Stratejik Planlama: Yunus Baran
Müşteri İlişkileri: Arzu Yaraş
Medya Ajansı:Speed Medya
Prodüksiyon Şirketi: Terra Film House
Yönetmen: Hakan Yakıcı
Görüntü Yönetmenleri: Murat Altınparmak, AviKarpick
marketing europe & anatolia / 33
Günle
Gezi
erden Valensiya...
Yapış yapış sıcak bir havada Valensiya’ ya giriş yaptık
kiralık arabamızla. Navigasyon cihazı sayesinde
kolaylıkla otelimizi bulduk. Arabayı parkedip
çantaları sürükleyerek lobiye girdik, l
obide bizi son derece bakımlı ve
güzel bir resepsiyonist karşıladı.
Fotoğraflar ve yazı Seval Duban / [email protected]
Yapış yapış sıcak bir havada Valensiya’ ya giriş yaptık kiralık arabamızla.
Navigasyon cihazı sayesinde kolaylıkla
otelimizi bulduk. Arabayı parkedip çantaları sürükleyerek lobiye girdik, lobide
bizi son derece bakımlı ve güzel bir
resepsiyonist karşıladı. Gerekli bilgileri
verdikten sonra odaya çıkardı. Odaya girer girmez küçük bir şok dalgası
geldi. Çünkü oda İkea kataloğunda ki
odaların aynısıydı. Her şey İkea, kendimi Ümraniye’ de gibi hissettim :)
Eşyalarımızı yerleştirdikten sonra kısa
bir şehir turu yapalım dedik. Yalnız
hava o kadar sıcak ki insanın içi bayılıyor. Tipik lodos, yapış yapış bir hava.
Havadan mıdır sudan mıdır bilmiyorum fakat o gün çok aylaklık yapasım
geldi. O yüzden fotoğraf makinası da
dahil hiç bir şey almadan dışarı çıktım.
Sokaklarda aylak aylak dolaşarak El
Carmen (Tarihi Eski Şehir)’ e doğru
yol aldık. Valencia’ nın daracık ara
sokaklarında dolandık. Bu ara sokaklar Cihangir’ in arka sokaklarını hiç
aratmıyor. Akdeniz kanından mıdır
geninden midir, nedir bilmiyorum ama
insan kendini evinde gibi hissediyor bu
sokaklarda dolanırken. Plaza de la Reina, Plaza del Ayuntamiento, Plaza de
la Virgin vs. meydanlarını gezdik elimizi kolumuzu sallayarak. Sonrasında
da hafif hafif yağan yağmurun altında
yürüyüp güzel bir restaurant’ a oturduk.
Burası yüksek masa ve sandalyeleriyle bir barı andırıyordu. Çok eski bir
mekanmış burası fakat şu an ismini
hatırlamıyorum. Mekanın duvarları
eski matadorların fotoğrafları, gazete
küpürleri ve boğa güreşi gösterilerinin
afişleri ile donatılmıştı. Paelle, ahapot
ile birlikte bol buzlu sangriaları içtikten
sonra tekrar dışarı çıktık. Havanın kararmasıyla birlikte canlanan meydanlar
insan sesleri ve müzikle çınlıyordu.
Biz de Plaza de la Reina meydandaki
merdivenlere oturup insanlara karıştık.
Saat ilerleyip de uyku bastırınca otele
gidip güzelcene uyuduk.
Ertesi gün keşfe çıktık.
Valensiya özerk bölgesinin başkenti
ve kendi ismini tasiyan ilin de merkezi.
Valensiya, Romalılar tarafından kurulmuş ve birçok farklı kültüre ev sahipliği
yapmış. Bölgeye, Romalılar, Vizigotlar,
Berberiler, Endülüs Arapları ve Aragonlar göç ederek şehri ekonomik ve
kültürel olarak zenginleştirmişler.
Sokağa çıkıp, elimizde harita, meydana doğru giderken ilk önce Mercado
De Colon ile karşılaştık. Rengarenk
çiçeklerin süslediği eski alış veriş merkezi çok şık görünüyordu. Çiçekler.....
dünyanın nadide güzellikleri :)
Sabahın serinliğinde aheste aheste
eski şehire doğru yol aldık.
Kahvaltımızı etmek için Plaza del
Ayuntamiento’ ya gitmeye karar
marketing europe & anatolia / 35
Gezi
verdik. Giderken de yol üzerinde ki
tarihi mekanları pas geçmedik. İlk
olarak Museo Del Patriarca’ ya girdik.
Sabah erken saat olduğu için içerisi
bomboştu. Görevli bizi içeri sokup
gitti. Biz de etrafı dolanıp kurcaladık.
Dışarı çıkmak bir hayli zor oldu çünkü
görevli kardeş bizi içeriye kilitleyip öyle
gitmiş. Kapıyı epey bir yumrukladıktan
sonra çok şükür ki birileri bizi duydu ve
kapıyı açtı.
Sağ salim dışarı çıktıktan sonra Plaza
del Ayuntamiento’ ya vardık.
Bu meydan, Belediye binasına, Museu
d’Història de València (Valencia Tarih
Müzesi) ve Correos y Telegrafos
(Postane) binalarını barındırıyor bünyesinde. Meydanın diğer ucunda ise
Valensiya tren istasyonu ve kocaman
bir arena var.
Ara sokaklardan dolanarak modern
mimarisiyle ünlü egzotik alışveriş merkezi, tarihi eski pazar ve market olan
Mercado Central’ e vardık.
Bu kocaman markette yiyecek üzerine
her şeyi bulmak mümkün. Hepsi taze
ve lezzetli. Biz de karışık meyva salatası alıp azıcık enerji depoladık.
Pazarın hemen arka sokağında ise
36 / marketing europe & anatolia
Dışarı çıkmak bir hayli zor
oldu çünkü görevli kardeş bizi
içeriye kilitleyip öyle gitmiş.
Kapıyı epey bir yumrukladıktan sonra çok şükür ki birileri
bizi duydu ve kapıyı açtı.
Mağribiler döneminde cami olarak
kullanılan St. Juan kilisesi (Iglesia de
Los Santos Juanes) var.
Onun karşı sokağında ise geç Gotik
tarzıyla inşâ edilen görkemli La Lonja
(İpek Pazarı) var. Sarmal kolonlarıyla
ünlü bu bina Pere Compte tarafından
yapılmış ve bugün sergilerin büyük
çoğunluğu burada yapılıyor.
La Lonja’ yı da dolaştıktan sonra
Valensiya (La Seu) Katedrali’ ne geldi
sıra. Tabii buraya kadar bir sürü güzel
mimari eserin önünden geçtik. Bölgede Romalılar, Vizigotlar, Berberiler, Endülüs Arapları ve Aragonlar yaşadığı
için haliyle bir çok mimari eser olmuş.
Gotik, barok, Fas ve Roma dönemi
mimarilerinin bir karışımı olan göz alıcı
Valensiya (La Seu) Katedrali için, Hz.
İsa’nın son akşam yemeğini yediği kutsal kâsenin muhafaza edildiği mekân
olduğu söylenmekte. Tarihi resimler,
dini duvar kabartmaları ve heykellerle
bezeli büyüleyici bir iç dekorasyona
sahip katedral bünyesinde; bir hazine
odası, Kutsal Kâse Şapeli ve bir de
tarihi dini belge ve objelerin sergilendiği müze bölümü bulunuyor.
Gezi
zi doldurup iman gücüyle tırmandık
kuleye. Yolda karşılaştığımız insanlar nerelerinden nefes alacaklarını
şaşırmış durumdaydı. Yalnız, bu
eziyete değer doğrusu. Kilisenin çan
kulesi Miguelet’in tepesinden, panoramik Valensiya manzarası mükemmel
görünüyor.
Valensiya (La Seu) Katedralini gezdikten sonra şehirde gezilmesi gereken
tarihi yerler listesini bitirmiş olduk.
O kadar yürüyüş ve tırmanışın ardından bir yerlere oturup bir şeyler
atıştırmaya karar verdik.
Bu sefer tarihi eski pazarın arkasında
ki minik büfeleri tercih ettik. Adamlar
dışarı 5 -6 tane masa koymuşlar. Bir
sürü deniz ürünü ve meze var. İstedi-
Bir çok hristiyan tarihçi Hz.İsa’nın Son
Yemek’te şarap servis etmek için kullandığı Kutsal Kase‘nin bu Katedral’de
bulunduğunu işaret ediyor. Valencia
Katedrali’nde bulunan bu kadehin
kökeni 1.yy’a kadar gidiyor ve çoğu
Papa’nın da resmi kadehi olmuşluğu
var. Hatta Papa XVI.Benedict tarafından da kullanılmıştı. Kadehin 1436
yılında Aragonlu V.Alfonso tarafından
getirildiği söyleniyor.
Katedral’in inşaası ise 13.yy’ın sonlarına dayanıyor; fakat, bu tip heybetli,
sanat eseri niteliğindeki mimarilerin
yapımı uzun yıllar aldığı için mimari
kendi içinde farklılıklar gösterebiliyor. Örneğin bu Katedral’in üç kapısı
vardır ve her biri farklı bir akımdan
esinlenerek yapılmış. Ana kapı Puerta de los Hierros barok, Puerta de
los Apóstoles gotik, Puerta del Palau
romanesktir.
Kilisenin içi gerçekten muhteşem. Çok
etkileyici. İnsanı alıp başka dünyalara
götürüyor gezerken. Kilisenin bir de
çan kulesi var. Yüzlerce merdiven
tırmanmak gerekiyor çıkmak için.
Bahçedeki çeşmeden su şişelerimi-
Yüzlerce merdiven tırmanmak
gerekiyor çıkmak için.
Bahçedeki çeşmeden su
şişelerimizi doldurup iman
gücüyle tırmandık kuleye.
ğinizi seçiyorsunuz ve onları sizin için
pişiriyorlar. İnanılmaz lezzetli şeyler.
Meşhur Valensiya suyunun tadına da
burada baktık. Valensiya suyu, portakal suyu ve yerel şampanya Cava’nın
karıştırılmasıyla elde edilen hoş bir
içecek. Yediğim en güzel yemeklerden
biriydi diyebilirim :) Yemek sonrası
tekrar meydanlarda dolanıp kahvemizi içtik ve sonra yorgun argın otele
döndük.
marketing europe & anatolia /37
Gezi
na göre kesin artaksiyon vardır diye
heyecan yapıp fotoğraf makinamı
hazırladım. Dedim, şimdi muhteşem
görüntüler yakalayacağım. Fakat hiçbir
şey olmadı ve biz rezil olduk. Meğerse
adam bizim için koşuyormuş. Böğürtlenler lemurlar içinmiş :) Onların yiyeceğini yediğimiz için kıyamet kopmuş.
Demek ki bu kadar doğal ortam çok da
iyi değilmiş.
Park içerisinde bir de minik bir açık
Böğürtlenler lemurlar içinmiş :)
Lemurların yiyeceğini
yediğimiz için kıyamet
kopmuş :)
Demek ki bu kadar doğal ortam çok da iyi değilmiş.
Bir sonra ki gün Valensiya’ nın ünlü
hayvanat bahçesi Bioparc’ a gittik.
Şehrin içinden geçen Turia Nehri yoğun yağışlarda taşıp şehre zarar verdiği için nehrin yolu değiştirilmiş. Kalan
boş alana da park inşa edilmiş. Yalnız
park öyle böyle değil. Geniş yürüyüş
alanları, çocuk parkları, bioparc, spor
sahaları, konser alanı ve bilim ve sanat
şehri de var içerisinde.
bağırış çağırış koşmaya başladı tabii
2008 yılında açılan park, 10 hektarlık
İspanyolca konuştuğu için hiçbir şey
bir arazi üzerine kurulmuş ve Afrika,
anlamadık. Bu kadar çok bağırdığıGüneydoğu Asya ve tropik habitatların oluşturulduğu birçok ayrı bölüme
ayrılmış.
Parkın en büyük özelliği koruma kafeslerinin veya rahatsız edici tel örgülerin olmaması. Hayvanları çok güzel
bir şekilde izole etmişler. Zoo Immerse
deniyormuş bu sisteme. Gezinirken
sanki doğal ortamda geziyormuş gibi
hissediyorsunuz.
Park o kadar doğal ki, insan kendini
ormanda geziyor sanıyor. Biz de gezinirken gözümüze nefis böğürtlenler
çarptı. Hemen yaklaşıp homur homur
yemeğe başladık. İri iri ve son derece
lezzetli böğürtlenler. O sırada bir tane
güvenlik görevlisi koştura koştura
38 / marketing europe & anatolia
hava gösteri yeri var. Orada da kuşlarla gösteri yapıyorlar. Bu yırtıcı kuşları
yakından görmek, büyüleyici.
Parkın içini çok güzel tasarlamışlar.
Gezinmek çok keyifli ve dinlendirici.
Yalnız bu sessizliği bozan enteresan
bir hırıltı ve ses vardı. Çiftleşen dev
kaplumbağalar. Etraftaki insanlara
aldırmadan çiftleşen çift. Her seferinde
biraz daha öne ilerleyerek. Yürüyüşleri
gibi bu iş de çok yavaş. Biz parktan
çıkarken bile devam ediyordu:)
Parktaki yaklaşık olarak 4000 tane
hayvan varmış. Balıklar buna dahil mi
bilmiyorum.
Merkit hayvanlarına bayıldım. Madagascar filmi geldi aklıma.
I like to move it, move it :)
Uzun bir süre parkı dolaşıp yorulduktan sonra otele gittik. Valensiya’ da
2 gece kalmayı planlamıştık fakat 1
Gezi
gece daha kalmaya karar verdik. Fakat
otelde yer olmadığı için lobide ki yardım sever hanımdan bize yeni bir yer
ayarlamasını rica ettik. Sonra da eşyalarımızı alıp yeni otele transfer olduk.
Bu sefer ki odamız minikti ama hoş bir
tarzı vardı. Bir apartmanın 3 – 4 katını
otele çevirmişler. Sokak arasında şirin
bir yer. Biraz dinlenip üzerimizi değiştirdikten sonra yemek için tekrar dışarı
çıktık. Plaza de la Reina’ da müzik
eşliğinde yemek yiyip sangria içtik. Yaz
akşamları ve İspanya. Çok hoş.
Son günümüzü de Bilim & Sanat
Şehrine ayırdık. Bu devasa binalar da
Turia dere yatağına inşa edilmiş.
Bilim ve Sanat şehrinde bir birinden
güzel yapılar var. İlki The Príncipe Felipe Science Museum. Bu 21. yy, bilim
müzesi, hayatla bağlantılı, bilimde ve
teknolojide yapabileceğiniz herşeyi,
didaktik, interaktif ve eğlenceli şekilde
öğrenmeniz için tasarlanmış.
Müzenin içinde aklınıza gelebilecek
herşey var. Gökyüzü, astroloji, spor,
Valensiya Futbol takımının tarihi, çizgi
roman kahramanları, deniz ve denizcilik, elektrik, kaşifler ve keşfettikleri,
genetik yapımız, hastalıklar, ekoloji,
ağaçlar, uzay mekikleri vs.
The Príncipe Felipe Science
Museum. Bu 21. yy, bilim
müzesi, hayatla bağlantılı,
bilimde ve teknolojide yapabileceğiniz herşeyi, didaktik,
interaktif ve eğlenceli şekilde
öğrenmeniz için tasarlanmış.
Foucault sarkacı bile vardı. (Foucault
sarkacı, adını Fransız fizikçi Léon
Foucault’dan alan, ilk defa deneysel
olarak Dünya’nın kendi ekseni çevresinde döndüğünü kanıtlayan sarkaç
düzeneği.)
Bu müzeyi tam anlamıyla gezmek
için 1 tam gün gerekiyor bence. bizim
çok fazla vaktimiz olmadığı için biraz
hızlandırılmış tur yaptık.
Diğer bina, L’Umbracle; Valensiya’ya
özgü çiçek ve bitkilerden oluşan büyük
bir yürüyüş bahçesi, aynı zamanda
modern ressam ve heykeltıraşların
eserleriyle bezenmiş bir açık hava
galerisi.
Kompleks içerisinde The Valencia
Towers, şehrin en prestijli etkinlik merkezlerinden biri olan L’Àgora ve opera
binası El Palau de les Arts Reina Sofia
bulunuyor. Bizim gittiğimiz zaman her
hangi bir etkinlik olmadığı için izleme
şansımız olmadı.
Yuvarlak, göz şeklindeki kubbesiyle
oldukça dikkat çeken gökyüzü gözlem evi L’Hemisfèric de bu kompleks
içinde. L’Hemisfèric, aynı zamanda
hem lazer gösteri merkezi hem de
şehrin en görkemli Imax sinemasının
ev sahibi.
Sona sakladığımız yere geldi sıra;
marketing europe & anatolia / 39
Gezi
L’Oceanogràfic.L’Oceanografic, Félix
Candela tarafında inşa edilmiş olan su
zambağı şeklinde bir yapı.
Avrupa’nın en büyük açık hava okyanus akvaryumu olan L’Oceanogràfic’te,
42 milyon litre su içerisinde 500 farklı
türde 45.000 su canlısı yaşıyormuş.
Sualtında birçok farklı katmana bölünmüş olarak sergilenen dev akvaryum
içerisinde; Akdeniz, Kızıl Deniz, Kutup
Denizi ve Tropik Deniz ekosistemleri
oluşturulmuş.
Her bölümde o ekosisteme ait canlılar
yaşıyor. L’Oceanogràfic içerisinde; köpekbalıklarıyla gece uykusu, yunuslarla yüzme kursu, penguenleri besleme
saati gibi renkli ve eğlenceli aktivitelere de katılabiliyorsunuz.
Su delisi olan ben bu parkı gezerken
resmen mest oldum. Tipim aynen
böyleydi :)
Çevre kirliliğine de hoş bir gönderme
yapılmış. Öğleden sonra bu muhteşem
kompleksten çıkıp biraz da denize girmek için Al Saler dedikleri plaja gittik.
40 / marketing europe & anatolia
İnternette okuduğumda ben de oluşan
imaj muhteşemdi fakat gidince tam bir
hayal kırıklığı oldu. Valensiya’nın 12
km güneyinde Albufera Gölü’ne yakın
bir mevkide yer alan mavi bayraklı bu
plaj Valensiya Bölgesi’nin en güzel kumuna ve en temiz denizine sahipmiş.
Mavi bayrak kriterlerini sorgulamak
lazım. Son derece pis tuvaletleri ve
duşları olan bu plaj beni denizden soğuttu resmen. Orada vakit kaybetmektense Valensiya’ nin meşhur porselen
fabrikasına gitmeye karar verdim. Tomtom’ a (benim için o, Özgür :)) gerekli
koordinatları girdim. Enteresan yerlerden geçip fabrikaya yaklaşınca arbayı
uygun bir yere park ettim. Sonra da
terkedilmiş görünen fabrikaya gittim.
Tavernes Blanques banliyösünde bulunan Lladró Porselen Fabrikası’nda,
porselen yapımını görebilir ve bu işin
ustası olan sanatçılarla tanışarak onları tasarım yaparken izleme olanağına
sahip olabilirsiniz diye okumuştum
internetten. Fabrika binasının hemen
yanında bulunan Lladró Müzesi; bu
prestijli şirketi kuran ve ilk tasarımlarını
yapan Lladró kardeşlerin büyüdüğü
evin restore edilmesiyle kurulmuş.
Fakat ben gittiğimde fabrika yaz tatilindeymiş. Yazın 3 ay kapalı oluyormuş
fabrika. Fakat orada çalışan memur
beni görünce kırmadı ve müzeyi açıp
beni içeri davet etti. Hiç üşenmeden
bütün aydınlatmaları açtı ve gezmem
için müsade etti. Tek ricası fotoğraf
çekmememdi. Minnetle bakıp, kabul
ettim. Boşa gelmiş olmayacaktım.
Müzeyi gezerken dibim düştü desem
yeridir. Lladró kardeşlere hayranlık
duydum, müthiş bir sabır ve beceri.
Merak edenler için web siteleri
http://www.highporcelain.com/. O kadar ince ayrıntılar var ki, insanı hayrete
düşürüyor. Büyük bir hayranlıkla müzeyi gezdikten sonra memura teşekkür
ederip çıktım. Sonra da yeni yerler
keşfetmek için yola devam :)
Sinema
Ali Erdem Ekşioğlu
2014 akademi ödülleri...
The Wolf of Wall Street
Kolay kazanılan paranın kokusunu alan çarpık bir
borsacının kendinden daha çarpık hikayesi, ne kadar
inişli çıkışlı sürükleyici bir hikaye olsa da tekrarlı 2 saatlik
"party hard" görüntüleri bir yerden sonra sıkıcı olabiliyor.
Filmin o kadar oscar adaylığına rağmen hiç alamaması
bile büyük bir ihtimal olarak görülebilir nasılsa Akedeminin
garezlileri Martin Scorsese ve Leonardo di Caprio yu
kadrosunda bulundurmakta. Prodüksüyonuna önem
verilmiş sıkı bir kadroya sahip olmasına rağmen çok
daha iyi işlenebilirdi. Buna rağmen 5 dalda Oscar'a aday
durumda.
American Hustle
Başka bir katakulli filmi olan Düzenbaz ancak hayal
edebileceğimiz bir kadroya sahip olup inişli çıkışlı bir
hikaye. Uç noktalarda karakterler ve büyük hayatları konu
alan dram 10 dalda Akedemi ödüllerine aday en az birkaç
tane de hak ediyor.
Captain Phillips
Modern korsanlığı beyaz ekrana sürükleyici hikayesi ve
Tom Hanks'in müthiş oyunculuğuyla beyaz perde çok
güzel yansıtan film 2009 da gemisi Somali'li korsanlar
tarafından saldırıya uğrayan Richard Phillips'in hikayesini
anlatıyor. Bu muhteşem uyarlama 6 dalda Oscara aday
olup bu senenin güçlü katılımcılarından.
42 / marketing europe & anatolia
( reklam
arası
sinema)
Aşağıda bu senenin adayları ve benim sübjektif
tahminlerim;
En İyi Film
The Wolf of Wall Street
American Hustle
Nebraska
Captain Phillips
Philomena
Dallas Buyers Club
12 Years a Slave
Gravity
Her
En İyi Erkek Oyuncu
Christian Bale -American Hustle
Bruce Dern -Nebraska
Leonardo DiCaprio -The Wolf of Wall Street (Lütfen
Akademi)
Chiwetel Ejiofor -12 Years a Slave
Matthew McConaughey -Dallas Buyers Club
En iyi Kadın Oyuncu
Amy Adams -American Hustle
Cate Blanchett -Blue Jasmine
Sandra Bullock -Gravity
Judi Dench -Philomena
Meryl Streep -August: Osage County
a
d
n
ı
ş
a
y
20
Kültür - Sanat
Antik kentler...
Yaşar Yılmaz’ın, YEM Yayın’dan yeni çıkan kitapları
Türkiye’nin Antik Kentleri ve Ancient Cities of Turkey’de,
Anadolu’da ve Trakya’da bulunan 118 antik kent tanıtılıyor.
Türkçe ve İngilizce iki ayrı kitap olarak hazırlanan rehberde yer alan antik kentler, yerli-yabancı tarih ve arkeoloji
meraklılarına kısa, öz ama doyurucu metinler, özgün fotoğraflar, güncel karayolları haritaları ve yol tarifleri eşliğinde sunuluyor.
“Marmara” bölgesi ile başlayan kitaplarda Ege bölgesi
“Ege”, “İç Ege”, Güneybatı Ege”; Akdeniz bölgesi “Batı Akdeniz”, “Orta Akdeniz”, “Doğu Akdeniz” olarak üçer bölüme
ayrılırken, “İç Anadolu-Batı Karadeniz” sekizinci bölgeyi
oluşturuyor.Günümüzde su kaynaklarının hızla tükendiğini düşünürsek, geleceğimiz için bu kentlerin bize öğreteceği çok şey olduğunu görürüz. Ephesos’ta, Perge’de,
Phaselis’te hamamların ısınma teknikleri, kanalizasyonun
gelişmişliği gözden kaçırılmamalıdır.”
Kitaplara tüm seçkin kitabevlerinden, YEM Kitabevi’nin
Beşiktaş ve Fulya’daki mağazalarından ve www.yemkitabevi.com internet adresinden ulaşılabilir.
Gölgekapan...
İngiltere’nin en prestijli
ödülü Blue Peter sahibi yazar Ali Sparkes imzalı Gölgekapan serisinin beşinci ve
son kitabı “Kayıp Dünyanın
Sırrı”, Caretta Yayıncılığın
gençlere özel markası Karumbe imzasıyla, yine heyecan dolu yepyeni bir macerayla okurlarıyla buluştu.
Özel
yeteneği
sayesinde şekil değiştirip bir
Gölgekapan’a dönüştüğü
gün, Dax Jones’un hayatı bir daha eskisi gibi olmadı.
Yalnızca kendi gibi özel yetenekli çocukların okuduğu bir
okula getirildi. Burada macerayı, özgürlüğü ve eğlenceyi
iç içe yaşıyor, her özel yetenekli çocuk gibi o da yeteneği
konusunda kendini geliştiriyordu. Dax bir Gölgekapan
olabiliyor, arkadaşları gizli dünyalardan haberler alabiliyor, nesneleri hareket ettirebiliyor, görünmez olabiliyor
ya da hastalıkları iyileştirebiliyorlardı.
44 / marketing europe & anatolia
Latif Demir’ci sergisi..
İnci Deri, tüketicilerini daha
yakından tanımak, satış, pazarlama, mağazacılık, eğitim ve iletişim çalışmalarını
geliştirmek amacıyla algı ve
konumlandırma araştırması gerçekleştirdi. Araştırma
sonuçları ise usta karikatür
sanatçısı Latif Demirci tarafından yorumlandı.
2013 Ocak ayında açıklanan araştırma çerçevesinde tüketicilerin bakış açısını ve beklentilerini ortaya çıkaran sonuçlar elde edildi.
Araştırma, Eylül 2013’te Türkiye Araştırmacılar Derneği
tarafından düzenlenen Baykuş Ödülleri’nde İç görülü
Baykuş ödülünü aldı.
Latif Demirci, araştırma sonuçlarını mizah ile yorumlayarak tüketici davranışlarını kendi çizgisi ile ölümsüzleştirdi. Toplam 13 karikatürden oluşan eser, Ocak 2014
itibarıyla İnci mağazalarının vitrinlerinde sergilenecek.
Kültür - Sanat
Faber Castell, Müze etkinliği...
Dünyaca ünlü yazım ve boyama gereçleri üreticisi FaberCastell desteği ile önemli müzelerde gerçekleşen özel
atölye çalışmalarında, çocuklar farklı tasarımlar yapma
ve önemli eserleri inceleme fırsatı yakalıyorlar. Atölyeler,
Rahmi M. Koç Müzesi, Pera Müzesi, İstanbul Oyuncak
Müzesi ve Çengelhan Rahmi M. Koç Müzesi’nde düzenleniyor.
Etkinlik: ‘Mutfak Atölyesi; Ratatouille’
Yer: Fenerbahçe Vapuru
Tarih: 22 Şubat Cumartesi
Saat: 13:00 – 14:30
Yaş: 8 - 12 Yaş Arası
Etkinlik detayı: Çocuklar, bu hafta sonu minik fare Ramy
ile kendilerini eğlenceli bir mutfakta bulacaklar ve pizzanın
zengin tarihini günümüze birlikte aktaracaklar. Yapacakları
birbirinden lezzetli pizzalarla ünlü pizza ustası Raffaela’yla
yarışacaklar. Bakalım kazanan kim olacak?
Rahmi M. Koç Müzesi’ndeki “Mutfak Atölyesi; Ratatouille”
adlı atölyeye katılım için biletler www.biletix.com üzerinden temin edilebilir.
Doğa’ya Dokun...
“Doğaya Dokun!” temasıyla yola çıkan 9. Dağ Filmleri Festivali kapsamında, usta fotoğraf sanatçısı Ersin Alok, 1
Mart Cumartesi günü sanatseverlerle buluşacak. Alok’unPusula Sanat Galerisi’nde düzenleyeceği “Gala Bataklığı”
fotoğraf sergisinde, Hazar Denizi kıyısında ortaya çıkarılan prehistorik çağa ait kaya üstü resimler yer alacak.
Dünya’nın saygın eski dönem tarih fotoğrafçılarından biri
olan Ersin Alok, Prehistorik dönem ve sanat tarihi üzerine
önemli çalışmalar gerçekleştirdi. Alok, bu çalışmalardan
biri olan 9. Dağ Filmleri Festivali kapsamında düzenleyeceği “Gala Bataklığı” sergisinde sanatsever ve doğaseverlerle buluşmaya hazırlanıyor.
Hazar Denizi kıyısında yer alan Gala Bataklığında yaşayan bu yerleşik toplumların kayalar üzerine yaptığı figürler
suların yükselmesiyle kimi zaman altta kalıyor ,kimi zaman
su yüzüne çıkıyor. 2013 yılında Ersin Alok ve ekibi tarafından yapılan araştırma gezisinde elde edilen son bulgularla
birlikte gün yüzüne çıkan kaya üstü resimleri, Gala Bataklığı Sergisi’nde izleyicisini bekliyor.
marketing europe & anatolia / 45

Benzer belgeler

mea_022-024

mea_022-024 Katkıda Bulunanlar Nurgül Eryıldır Günay Ali Erdem Ekşioğlu Seval Duban Ekim Sölemez Danışman Abdullah Ekşioğlu

Detaylı

Seviyorsan iş sonsuz tatil gibidir

Seviyorsan iş sonsuz tatil gibidir Katkıda Bulunanlar Nurgül Eryıldır Günay Ali Erdem Ekşioğlu Seval Duban Ekim Sölemez Danışman Abdullah Ekşioğlu

Detaylı

kelebeğin fırtınası retorik

kelebeğin fırtınası retorik Katkıda Bulunanlar Nurgül Eryıldır Günay Ali Erdem Ekşioğlu Seval Duban Ekim Sölemez Danışman Abdullah Ekşioğlu

Detaylı

kelebeğin fırtınası retorik

kelebeğin fırtınası retorik Katkıda Bulunanlar Nurgül Eryıldır Günay Ali Erdem Ekşioğlu Seval Duban Ekim Sölemez Danışman Abdullah Ekşioğlu

Detaylı

İndir

İndir P.K.: 112 34725 Kızıltoprak - İstanbul - Tr. Genel Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazı İşler Müdürü Elvin Ekşioğlu e-mail: [email protected] P.K.: 112 34725 Kızıltoprak - İstanbul - Tr. Haber ve Foto...

Detaylı

kelebeğin fırtınası retorik

kelebeğin fırtınası retorik Katkıda Bulunanlar Nurgül Eryıldır Günay Ali Erdem Ekşioğlu Seval Duban Ekim Sölemez Danışman Abdullah Ekşioğlu

Detaylı