“Şüpheli İşlem Bildirim Rehberi”nde sigortacılığa ilişkin şüpheli

Transkript

“Şüpheli İşlem Bildirim Rehberi”nde sigortacılığa ilişkin şüpheli
.kim - Aralık 2006
SAYI: 6
TÜRKİYE SİGORTA VE REASÜRANS ŞİRKETLERİ BİRLİĞİ YAYINIDIR
Sigortacılıkta
‘karapara’
aklanması
MASAK
tarafından
hazırlanan
“Şüpheli İşlem
Bildirim
Rehberi”nde
sigortacılığa
ilişkin şüpheli
işlemler de
sıralanıyor...
B A Ş K A N ’dan
Sevgili Meslektaşlarım,
Ç ok değil, sadece 6 yıl önce yeni bin yıla girerken, hayat sigortacılığı dahil iki milyar dolar büyüklüğünde
bir sektörü konuşuyorduk. Bugün ise, bireysel emeklilik ile birlikte, sekiz milyar dolarlık bir büyüklüğü
aştığımız 2 0 0 6 yılının son günlerini tamamlamaktayız. Bu nedenle satış büyümesi, ürün çeşitliliği ve
yaygınlaşma açısından önümüzdeki 2 0 0 7 ve sonrası yıllara olumsuz bakabilmek için bir sebep bulamıyorum.
A ncak ifa ettiğimiz bu değerli sosyal mesleğin operasyon sonuçları, yani şirketlerimize geri dönen verimi
itibarıyla aynı olumlu sözleri söyleyebilmemiz ve 2 0 0 7 den aynı umutlu beklentileri bu rahatlıkla
öngörebilmemiz mümkün mü?
Hayat dışı sigortacılığımızın ilk 9 aylık sonuçlarından yola çıkarak, son günlerini geçirm ekte olduğumuz
2 0 0 6 yılının, operasyon sonuçları açısından geçen yıldan dahi daha başarısız bir tablo çizeceğini söyleye­
bilmek zor değil. Genel gider payı yüklenmiş haliyle, teknik sonuçların zarar ifade edeceği anlaşılmakta.
Kasko sigortalarındaki zararımıza, bu sene de
devlet tarifesindeki yetersizliğinin sonucunda trafik sigortalarında oluşan zarar ilave edildiğinde, oto
sigortalarındaki zarar 3 0 0 milyon Y T L ’yi bulacak gibi.
O to dışı sigortalardaki teknik karın operasyon giderleri ile birlikte bu rakamın altında olacağını
sanıyoruz. Bu tablo, sektörümüz hayat dışı şirketlerinin, bu sene gerçek bir kazanç sağlamadıklarını,
hatta iş yapm ak için harcadıkları giderlerin bir kısmını ya özkaynaklarından ya da cironun anlık tortu
veriminden karşıladıklarını gösteriyor.
Zaten 4 milyar Y T L 'y e yakın özkaynak toplamının yıllık getiri oranı da
2 0 0 6 yılında yüzde 6 y ı geçm eyecek gibi gözüküyor. Umuyorum, son iki
yılın operasyon sonuçlannın ışığında, özellikle hayat dışı sektörümüz,
yeni yılda 2 0 0 6 ’daki olumsuz teknik sonuçların, şimdiden gelecek yılın
hesaplarını negatif olarak etkilediğini de dikkate alarak hiç vakit
geçirmeksizin gerekli tedbirleri alırlar ve çabaları gösterirler.
Ö te yandan, 2 0 0 6 yılında şirketlerimizin bu olumsuz teknik
rağm en, eski yıllara nazaran iş sonuçlarına daha çok önem
verdiklerini, bu sonuçların iyileştirilmesi için özellikle hasarın kontrolü
ve azaltılması amacıyla daha çok dikkat ve çaba harcadıklarını da
memnuniyetle tespit etmekteyiz. Bu am açla şirketler arası
mutabakatın ve bilgi alışverişinin
Birliğimiz kanalıyla ulaştığı seviye, gelecek adına
gerçekten çok umut vericidir. Birlik olarak 2 0 0 7
yılında, bu çalışmalarımızı şirketlerimize daha fazla veri
ve referans sağlayacak şekilde geliştireceğimizi
bilmenizi ve bu konudaki her türlü taleplerinizi bize
yönlendirmekten çekinmemenizi özellikle rica ederim.
Zor, am a sigortacılık adına yüzümüzü kızartmayan
bir yılı daha geride bırakıyoruz. Umuyorum
önümüzdeki yıl ve yıllar 2 0 0 6 y ı unutturacak kadar
verimli ve başarılı geçecektir.
Şahsım , Birlik Yönetim Kurulumuz ve çalışanlarımız
adına, sigortacılık mesleğine hizmet eden her kişi ve
kuruluşa başarılı ve mutlu bir yeni yıl dilerken, 2 0 0 7 ’nin
siz ve sevdiklerinize sağlık ve esenlik getirmesini
tem enni ediyorum.
Saygı ve sevgilerimle,
BİRLİKTEN HABERLER
O to m o tiv sektörü
te m s ilc ile riy le to p la n tı
Fotoğraflar Otoban Dergisi’nden alınmıştır.
irlik, ekim ayı içerisin­
d e O to m o tiv Yetkili
Satıcıları D e rn e ğ i'n in (OYDER) e v sa h ip liğ in d e "Sağlayıcı-Yetkili Satıcı ve Sigorta
Temsilcileri T o p la n tıs ın a ka ­
tıldı. TSRŞB Y önetim Kurulu
Başkan Yardım cısı M u ra t
Balcı, Y ön e tim Kurulu Üyesi
Ertan Fırat, G e n e l Sekreter
Erhan T u n ça y ve G e n e l
S ekreter Yardımcısı Erdinç
Y u rts e v e n 'in d e ka tıldığı
to p la n tıd a , OYDER'in yanı
sıra O to m o tiv Distribütörleri
D erneği (O D D ), O to m o tiv Sanayi D erneği
(OSD) v e Legal Danışmanlık tem silcileri d e
hazır b ulun d u.
Toplantıya katılan kurum temsilcileri ortak
çalışm alara d e v a m kararı alarak, rekabetin
yo ğu n , tüke ticin in ta le p k a r o lduğu bu d ö ­
2
n e m d e öncelikle güven ortam ının sa ğ la n m a ­
sı konusunda görüş birliğine vardı. Bu b a ğ la m ­
d a şe ffa f ve d en e tlen e bilir bir yapının oluştu­
rulması, bilgi alışverişinin hız kazanması a m a ­
cıyla oluşturulan kom iteye TSRŞB a d ın a G enel
Sekreter Erhan Tunçay seçildi. ■
SİGORTA ARAŞTIRMA VE İNCELEME Y AYIN LARI-8
Birlik, “Avrupa
Birliği’nde Sigorta
Aracıları” kitabını
yayınladı
Avrupa Birliği içerisinde sigorta ve reasürans
ürünlerinin dağıtımında sigorta ve reasürans
aracılarının önemli bir rolü bulunmaktadır. Bu
alandaki Avrupa Birliği mevzuatı sigorta
alanındaki tek pazarın düzgün işlemesinin
önünde engel oluşturan ve aracıların Avrupa
Birliği genelinde serbestçe faaliyet göster­
melerini engelleyen bazı sorunları ortadan
kaldırmayı hedeflemektedir. Tek sigorta
piyasası, sigorta aracılarının AT Antlaşması
hükümlerine uygun biçimde Avrupa Birliği
genelinde faaliyette bulunabildikleri,
serbestçe yerleşerek hizmet sunabildikleri bir
piyasadır. Avrupa Birliği içerisinde aracılar
sigorta ürünlerinin pazarlanması sürecinde
önemli role sahiptirler.
Bununla birlikte aracılar
S r i“
sigorta müşterilerinin
SS g y —
özel ihtiyaçlarının tespit
edilmesinde, çıkarlarının
korunmasında, kendiler­
ine tavsiyelerde bulunul­
masında kilit önem
taşımaktadırlar. Bu
nedenle, tek sigorta
piyasasının işleyişinde
aracılar temel bir unsur
teşkil etmektedirler,
• te » » "
Sektörümüzün AB
düzenlemelerine
uyumunu kolaylaştırmak ve müzakere
sürecine hazırlıklı olmasını temin etmek
amacıyla gerçekleştirilen çalışmalar
kapsamında Birlik Genel Sekreter
Yardımcısı Doç. Dr. Suna Oksay ve Avrupa
Birliği Uzmanı Berna Özşar tarafından,
“Avrupa Birliğinde Sigorta Aracıları" başlıklı
kitap hazırlanmıştır. Çalışmada sigorta
aracıları ve aracıların sigorta piyasasındaki
rolüne ilişkin genel bir çerçeve çizilmiş,
bunu takiben Avrupa Birliği nde sigorta
aracılığı faaliyetleri ile bu faaliyetleri
düzenleyen ve "Sigorta Aracıları Direktifi”
olarak da bilinen 2002/92/EC sayılı Avrupa
Parlamentosu ve Konsey Direktifi ana
noktalarıyla ele alınmıştır. Çalışmanın son
bölümünde ise 25 Avrupa Birliği üyesi
devlette sigorta aracılığı faaliyetlerini
düzenleyen kurallara ilişkin
bilgiler verilmiştir.
Birlik, CEA-TSRŞB Ortak
Konferansı kitabını
yayınladı
Birlik, 15-17 Haziran 2006 tarihlerinde Avrupa
Sigorta ve Reasürans Federasyonu’nun (CEA)
2006 yılı Genel Kurul Toplantılarına ev sahipliği
yaptı. Toplantılar kapsamında Birlik ve CEA
işbirliği ile “Sigorta Sektörü: Avrupa Toplumu ve
Ekonomisinin Karşı Karşıya Bulunduğu Sorunlara Çözüm Önerileri”
konulu bir konferans düzenlendi. Hazine Müsteşarlığı, Avrupa Komisyonu,
Avrupa Parlamentosu, IAIS ve Svviss Re’den üst düzey yöneticilerin sigorta
sektörünün karşılaştığı sorunlar, bu sorunların nasıl bir düzenleyici çerçeve
içerisinde çözülebileceği ve sektörün öncelikleri gibi konuları ele aldığı
konferansta yapılan sunumlar Birlik tarafından kitap haline getirildi. İngilizce
ve Türkçe olmak üzere iki dilde hazırlanan kitap gerek Avrupa gerekse
Türk sigorta çevrelerine iletildi.
Birlik, “15 Soruda Avrupa
Birliği ve Avrupa Birliği
Tek Sigorta
Piyasası” başlıklı bir
kitapçık yayınladı
Birlik, Türk sigorta sektörünün Avrupa Birliği tek
sigorta piyasasına uyum sürecinde, toplumda
sigortayla ilgili tüm tarafların, özellikle sigorta
şirketi çalışanlarının bilgilendirilmesi amacıyla
yürüttüğü çalışmalara devam ediyor. Bu
çalışmalar kapsamında Birlik Genel Sekreter Yardımcısı Doç. Dr. Suna
Oksay’ın editörlüğünde, Avrupa Birliği Uzmanı Berna Özşar tarafından
“ 15 Soruda Avrupa Birliği ve Avrupa Tek Sigorta Piyasası” başlıklı bir
kitapçık hazırlandı. Kitapçık, Avrupa Birliği ve Tek Sigorta Piyasası hakkında
en çok merak edilen konuları 15 soru başlığı altında mercek altına alıyor.
Kolaylıkla anlaşılabilir bir dilde hazırlanan kitapçık, müzakere sürecinin
etkinliğine ve uyum çalışmalarının başarılı biçimde gerçekleştirilmesine
katkı sağlamayı amaçlıyor.
Birlik, “Mortgage ve Mortgage Sigortaları”
kitabını yayınladı
Birlik, “Sigorta Araştırma ve İnceleme Yayınları”
dizisinin yedinci kitabı olan “Mortgage ve
Mortgage Sigortalarfm yayınladı. Birlik Genel
Sekreter Yardımcısı Doç. Dr. Suna OKSAY ve
Hukuk ve Mevzuat Uzmanı Av. Tolga
CEYLANTEPE tarafından hazırlanan çalışma,
mortgage sisteminin genel yapısını ve mortgage
sisteminde kullanılan Mortgage Insurance,
Mortgage Payment Protection Insurance,
Title Insurance gibi başlıca sigorta ürünlerini
inceliyor. Çalışmada, mortgage sigortalarına
ilişkin poliçe örneklen de okuyucuların
bilgisine sunuluyor.
MORTGAGE VE
MORTGAGE
SİGORTALARI
BİRLİKTEN HABERLER
Birlik, O E C D Sigorta ve
Ö z e l Emeklilik Komitesi
Toplantısı'nda katıldı
irlik, Ekonomik İşbirliği ve Gelişme Teşkil - J İ latı'nın (OECD) 14-15 Aralık 2006 tarihle­
rinde Paris'te 78ncisi düzenlenen OECD Sigorta
ve Özel Emeklilik Komitesi Toplantısı'na katıldı.
Birlikten iki tem silcinin katıldığı toplantının
g ün d em m a d de le ri arasında "Sigortacılığın
Serbestleştirilmesi", "Sigorta Sektöründe Finansal Eğitim" ve "Büyük Ö lçekli Afetlerin Finansal
Yönetim inde Uluslararası A ğ " başlıkları yer aldı.
Sigortacılığın Serbestleştirilmesi başlığı a l­
tınd a finansal hizm etler endüstrisinin küresel­
leşmesinin, düzenleyici ve d e n e tle yici stan­
d a rtla r arasındaki a rta n uyum un serbestleş­
m e için yeni fırsatlar sağladığı ve bu e ğilim le­
rin finansal hizm etler sektöründe gerekli o lm a ­
yan engellerin kaldırılmasını teşvik e ttiğ i belir­
tildi. Toplantıda, OECD Sigorta ve Özel Emek­
lilik Kom itesi'nin sigorta hizmetlerinin ve özel­
likle bireysel em eklilik fonları için ilave serbest­
leşme olanakları sağlanm asındaki rolünün a l­
tı çizildi. Bu başlık a ltın d a OECD ülkelerinde si­
g o rta sektörü için ilave serbestleşme im ka n la ­
rı ile finans sektöründeki eğilim ler o rta y a ko­
narak, bu eğilim lerin düzenlem e ve d e n e tle ­
OECD Toplantısı’nda Türk Delegasyonu’nun yanı sıra Birlik tem silcileri de hazır bulundu.
Soldan sağa: Sanem C andar (Hazine Uzmanı), Murat Kayacı (OECD), Berna Ö zşar (TSRŞB AB ve Uluslararası İlişkiler
Uzmanı), Selamet Yazıcı (OECD DT), Selm a Bilgin Özyol (TSRŞB Eğitim, Yayın, Projeler Uzmanı),
Gökhan Karasu (Hazine Uzmanı).
m e çe rçe vele ri üzerindeki etkileri tanım landı.
D aha liberal bir sigorta piyasasının rekabeti
arttırması, ürün se çeneğini ço ğa ltm a sı, sigor­
ta kapasitesini g üçlendirm esi gibi fayd a la rı ile
sınır - ötesi yatırım, sınır - ötesi hizm et karşılığı,
yerel düzenlem e gibi bu piyasanın önündeki
engeller açıklandı.
“Sigorta Sektöründe Finansal Eğitim” başlığı
altında OECD'ye üye ve üye o lm a yan ülkeler­
d e sigortacılık a la nın da eğitim in işaret ettiği so­
runlar, gerek bireyler gerekse sigorta ürünleri ve
sigorta dağıtım kanalları açısından ele alındı.
Ayrıca bireylerin risk ve sigorta bilinç, eğitim ve
kapasiteleri değerlendirilerek, tem el payd a şla ­
rın ve devletin bu konudaki rolü incelendi, si­
g orta eğitiminin ve risk bilincinin arttırılmasında
kullanılan program ve a ra ç la r tanım landı. Risk­
lerin değerlendirilmesi ve bireylerin sigorta te ­
m inatına olan ihtiyaçlarının karşılanmasında si­
g o rta ürünlerinin ve sigorta piyasalarının kar­
maşık yapısı üzerinde durularak, sigorta bilinci­
nin azlığının arkasında y a ta n bazı nedenler b e ­
lirtildi. Bu başlık a ltında ayrıca emeklilik konu­
sundaki finansal e ğitim e ilişkin taslak bir tavsiye
m e tne ve A lm an Sigorta Şirketleri Birliği'nin ko­
nuya ilişkin sunumuna d a yer verildi.
Büyük Ölçekli Afetlerin Finansal Yönetimin­
de Uluslararası Ağ başlığı a ltın d a ise 8 Eylül
2006 tarihinde Paris'te OECD Büyük Ölçekli
Afetlerin Finansal Y ön e tim in d e Uluslararası Ağ
Danışma Kurulu'nun gerçekleştirdiği açılış o tu ­
rum unda ele alınan başlıklar değerlendirildi.
Danışma Kurulu toplantısında; büyük ölçekli
risklerin doğası ve bu risklere ilişkin finansal zor­
luklar, gelişmiş ve gelişm ekte olan ekonom iler­
d e büyük ölçekli afe tle re ilişkin ayrım yapılması
gerekliliği, büyük ölçekli risklere karşı finansal
korumanın sağlanm asında sigorta endüstrisinin
ve finansal piyasaların değişen rolü, devletlerin
bu konudaki rollerinin iyi tanım lanm ası gereklili­
ği ve risk konusunda d a h a bilgili bir toplum un
inşasının zorunluluğu konuları tartışıldı. Toplantı­
d a a yrıca S igorta Birlikleri Federasyonu
(CEA)'nun "Kam u - Özel İşbirliği'nin Ö nemli Ro­
lü" başlıklı bir sunumu d a gerçekleştirildi. ■
5
BİRLİKTEN HABERLER
E ğitim s e m in e rle ri
d e v a m e d iy o r
irlik, eğitim seminerlerine ta m gaz d e ­
vam ediyor. Türk sigorta sektörünün Av­
rupa Birliği'ne uyumu ve sigorta mesleğinin g e ­
liştirilmesi am acıyla, 2005 yılı Mayıs ayında,
başlatılan eğitim seminerleri kapsam ında, 2
Kasım 2006'da Giresun Üniversitesi Tirebolu
Meslek Yüksekokulu, 3 Kasım 2006'da K arade­
niz Teknik Üniversitesi Vakfıkebir Meslek Yükse­
kokulu ve 22 Kasım'da d a H a c e tte p e Üniversi­
tesi Fen Fakültesi A ktüerya Bölümü ö ğre n cile ­
riyle buluşuldu,
Giresun ve Karadeniz Teknik Üniversiteleri'ndeki seminerler ü çer o tu ru m d a n oluştu. A çı­
lış konuşması Karadeniz Teknik Üniversitesi Vak­
fıkebir Meslek Yüksekokulu M üdür Yardımcısı
A bdurrahm an Korkmaz ta ra fın d a n yapılan se­
m inerde TSRŞB G enel Sekreter Yardımcısı Doç.
Dr. Suna Oksay, "Türk Sigorta Sektörünün Ku­
rumlan ve TSRŞB" başlıklı bir sunum gerçekleştir­
di. Doç. Dr. Oksay sunum unda, Hazine Müste­
şarlığı Sigortacılık G enel M üdürlüğü, Emeklilik
Gözetim Merkezi, D oğal A fe t Sigortaları Kuru­
mu (DASK), Trafik Sigortası Bilgi Merkezi (TRAMER), Karayolu Trafik G aranti Sigortası Fonu,
Tarım Sigortaları Havuz İşletmesi (TARSİM) gibi
0
TURK SİGORTA SEKTÖRÜNÜN YAPISI VE
mm
b i r l i ğ i t e k s i g o r t a p iy a s a s i
KONFERANSI
: ettepe
sektöre yön veren kurum ve oluşumlar hakkın­
d a bilgi verdi.
"Türk Sigorta Sektörünün Gelişimi ve D eğer­
lendirilmesi" konulu bir sunum gerçekleştiren
TSRŞB Eğitim, Yayınlar ve Projeler Uzmanı Sema
Bilgin Özyol ise, tarihte yapılan ilk sigorta anlaş­
m alarından, A v ru p a 'd a deniz ticaretinin geliş­
mesi ile a rtan sigortacılık faaliyetlerine, O sm an­
lI'd a bankacılık ve sigortacılık faa liyetlerinden,
C um huriyet'in kuruluşundan günüm üze kadar,
ekonom ik gelişmelere paralel olarak sektörün
g eçirdiği değişim lere değindi.
TSRŞB AB ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı Berna
Özşar d a "A vrupa Birliği ve Tek Sigorta Piyasası"
başlıklı sunum da öncelikle Avrupa Birliği'nin ta ­
rihçesi, genişlem e süreçleri, Avrupa Komisyonu,
Avrupa Parlamentosu, AB Bakanlar Konseyi,
Avrupa A d a le t Divanı, Sayıştay, Komiteler, Av­
rupa Merkez ve Yatırım Bankaları gibi AB ku­
rumlan, karar alm a ve müzakere süreçleri hak­
üniversitesi beytepe kam pu su , k salonu
kında bilgi verdi. Özşar d a h a sonra öğrencileri
AB Tek Sigorta Piyasası hakkında aydınlattı.
AKTÜERYA ÖĞRENCİLERİ İLE BULUŞULDU
Dört oturum dan oluşan ve açılış konuşması
Aktüerya Bilimleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ömer
Esensoy tarafından gerçekleştirilen H a ce tte p e
Üniversitesi'ndeki sem inerde d e , diğer iki semi­
nerden farklı olarak TSRŞB Mali ve Finansal Dü­
zenlem eler Uzmanı O nur A c a r d a "Avrupa Birliğ i'n d e Solvency Projesi" konulu bir sunum ger­
çekleştirdi. Yoğun ilgi gören seminere ö ğren ci­
lerin yanı sıra çeşitli üniversitelerden öğretim
üyeleri ve çeşitli kam u kuruluşlarının yetkilileri
d e dinleyici olarak katıldı. Seminerler öncesin­
d e, Birlik tarafından hazırlanan ve içerisinde se­
m inerde gerçekleştirilecek sunumların yer aldı­
ğı kitapçıklar, tüm katılımcı ö ğrencilere dağıtıl­
dı. Birlik tarafın da n düzenlenen eğitim seminer­
leri 2007 yılı içerisinde d e d e v a m e d e ce k. ■
BİZE GÖRE
2006 yılının değerlendirmesi
2006 yılında sektörümüzde yaşanan gelişmeleri
aşağıdaki başlıklarda özetleyebiliriz.
• 2006 yılında sigortacılık alanında yaşanan en
önemli gelişmelerden bir tanesi sektöre yabancı
sermaye girişindeki dikkate değer artıştır. Türk eko­
nomisinde yaşanan olumlu gelişmeler, AB uyum sü­
reci kapsamında gerçekleştirilen reformlar ve ülke­
mizin sahip olduğu genç nüfus yabancıların gö­
zünde Türkiye'yi yatırım yapılabilecek bir pazar ha­
line getirmiştir.
• 2006 yılı içerisinde sektöre olan yabancı ilgisi
artarak devam etmiştir. Başak Sigorta ve Başak
Emeklilik, Fransız Groupama International, İhlas Si­
gorta, Alman HDI International A.Ş., İsviçre Sigorta,
Alman Ergo Grup ve Şeker Sigorta A.Ş. de Ameri­
kan Liberty Mutual Group'a satılmış, bu satışlar son­
rasında adı geçen şirketlerin çoğunluk hisseleri ya­
bancı yatırımcılara geçmiştir.
• Tarım üreticilerinin tabiat olaylarından doğan
riskler nedeniyle uğradıkları zararların karşılanması
amacıyla kurulan Tarım Sigortaları Havuz İşletmesi
A.Ş. (Tarsim) 1 Haziran 2006 tarihi itibariyle poliçe
kesmeye başlamıştır. Çok çeşitli ürün türlerinin yetiş­
tirildiği ülkemizde yüzde 1 olan tarımda sigortalılık
oranı göz önüne alındığında böyle bir uygulama­
nın başlamış olması çok sevindiricidir.
• Sektörde 2006 yılında yaşanan diğer bir geliş­
me Trafik Sigortaları Bilgi Merkezi'nin (TRAMER) fa ­
aliyete geçmesiyle trafik sigortalarındaki sigorta­
lanma oranının yüzde 99'a çıkmasıdır. Karayolları
Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası­
nın yakından takibi için önemli bir araç olan bu sis­
temle sigorta şirketleri Zorunlu Trafik Sigortası poliçe­
leri ve hasarlarla ilgili bilgileri kolaylıkla takip edebil­
me imkanına kavuşmuşlardır.
• Enflasyonun ve faiz oranlarının düşmesi ile bir­
likte sigorta şirketlerinin mali karların azalması teknik
karın önemini bir kez daha ortaya çıkarmıştır. An­
cak yaşanan yoğun rekabet nedeniyle teknik kar­
ların arttırılamaması, hasar prim oranını hızla arttıra­
rak özellikle kasko sigortalarında önemli bir sorun
olarak karşımıza çıkmaktadır.
• Ekim ve Kasım aylarında tüm Türkiye'de yaşa­
nan sel felaketleri, küresel ısınma neticesinde ülke­
mizin sel riskine açık bir hale geldiğini açıkça gös­
termiştir. Ekim-Kasım 2006 dönemindeki sel felaket­
lerinden kaynaklanan tahmini hasar bedeli
67.359.678 YTL olarak belirtilmiştir. 2000-2005 yılları
arasında gerçekleşen sel hasarları nedeniyle öde­
nen tazminat miktarının ise yaklaşık 138.074.380 YTL
olduğu düşünülürse riskin büyüklüğü bir kez daha
gözler önüne serilmektedir.
2006
yılında Türk Sigorta Sektörüne yönelik ola­
rak birtakım kanuni düzenlemeler açısından da yo­
ğun geçmiştir.
• Türk Sigorta Sektöründeki düzenleme açısın­
dan var olan yasal boşluğun doldurulması ve sek­
törün sağlıklı bir yasaya kavuşması için yıllardır üze­
rinde çalışılan Sigortacılık Kanun Taslağı'nın TBMM
gündemine alınmış olması sektörümüz açısından
sevindirici gelişmedir.
• Sigorta ve reasürans şirketleri ile emeklilik şirket­
lerinin mevcut ve potansiyel riskleri nedeniyle olu­
şabilecek zararlarına karşı yeterli miktarda özsermaye bulundurmalarının sağlanması amacıyla çı­
kartılan "Sigorta ve Reasürans İle Emeklilik Şirketleri­
nin Sermaye Yeterliliklerinin Ölçülmesine ve Değer­
lendirilmesine İlişkin Yönetmelik" 23.03.2006 tarihin­
de yürürlüğe girmiştir.
• Önümüzdeki yıllarda özellikle AB'ye giriş süre­
cinde gerek prim üretimi, gerekse çeşitlilik olarak
oldukça önem kazanacak olan sorumluluk sigor­
taları alanında 2006 yılında yaşanan en önemli ge­
lişme 16 Mart 2006 tarih ve 26110 sayılı Resmî Gazete 'd e yayımlanan Mesleki Sorumluluk Sigortası Ge­
nel Şartları ve buna bağlı olarak verilmek üzere ha­
zırlanarak 21 Eylül 2006 tarih ve 26296 sayılı Resmi
Gazetede yayımlanan "Hekim Mesleki Sorumluluk
Sigortası Klozu"dur.
• Uzun süredir devam eden sosyal güvenlik re­
formu çalışmaları 2006 yılı ortalarında sonuçlanmış
ve Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanu­
nu 16.06.2006 tarih ve 26200 sayılı Resmi Gazete 'd e yayımlanmıştır. Kanunun yasalaşma sürecin­
de etkin bir rol üstlenilerek özellikle Genel Sağlık Sigortası'na ilişkin sektör görüşleri ilgili makamlara ile­
tilmiştir. Bu çerçevede, özel sağlık sigortası primi ve
BES katkı paylarının toplamının aylık asgari ücretin
%30'una kadar olan kısmı SSK prim matrahına da ­
hil edilmeyecektir. Söz konusu Kanun 1.1.2007 tari­
hinden itibaren yürürlüğe girecektir.
• Yeni Kurumlar Vergisi Kanunu 21 Haziran 2006
tarih ve 26205 sayılı Resmi G azete'de yayımlan­
mıştır. Kanunun "İndirilecek giderler" başlıklı 8 inci
maddesi sigorta teknik karşılıklarının kurum kazan­
cının tespitinde hasılattan indirimine, "Yurt içinde
kesilen vergilerin mahsubu" başlıklı 34 üncü m a d ­
desi ise hayat sigorta şirketlerinde matematik kar­
şılıkların yatırıma yönlendirilmesinden elde edilen
kazanç ve iratlar üzerinden yapılan kesintilerin ku­
rumlar vergisinden mahsubuna ilişkin düzenleme­
ler getirmektedir. Böylelikle sektörün uzun zaman­
dan beri üzerinde çalıştığı bir konu 2006 yılı içeri­
sinde çözümlenmiştir.
• Amacı, belli bir sigorta ilişkisine girmek isteyen
kişilerin, gerek sözleşmenin müzakeresi gerekse ku­
rulması sırasında sözleşmenin konusu, teminatları ve
diğer özellikleri hakkında oluşabilecek bilgi eksiklik­
lerinin giderilmesi ile sözleşmenin devamı sırasında
ortaya çıkabilecek ve sözleşmenin işleyişi ile ilgili
olarak sigorta ettireni, sigortalı veya lehdarı etkile­
yebilecek nitelikteki değişiklik ve gelişmelerden ha­
berdar edilebilmesini teminen sigortacı tarafından
yerine getirilmesi gereken görev ve yükümlülüklere
dair usul ve esasları düzenlemek olan Sigorta Söz­
leşmelerinde Bilgilendirmeye İlişkin Yönetmelik 28
Kasım 2006 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
2007 YILI İÇİN BEKLENTİLER
• 2006 yılında Birlik ve Hazine Müsteşarlığı Sigorta­
cılık Genel Müdürlüğü Mortgage uygulaması ile İl­
gili genel şart ve ürünler üzerinde çalışmıştır. Mort­
gage kanununun yasalaşması ile 2007 yılı içinde bu
ürünlerin devreye girmesi ile sigorta sektörü için ye­
ni bir pazar doğacaktır.
• Sorumluluk sigortalarının 2007 yılı içinde meslek
gruplarına yaygınlaşması ile bu alandaki talepler
artacak, tüketici bilinci geliştikçe bu alandaki prim
üretimi yükselecektir.
• Trafik Kanunundaki uygulamalardan sigorta
sektörünü en yakından ilgilendiren kaza tespit tuta­
nağı konusunda öncelikle İstanbul'dan başlayarak
Türkiye'ye yayılacak yeni uygulama içinde Birlik ak­
tif rol üstlenecektir. Maddi hasarlı kazalarda polis ve
jandarmanın müdahalesi olmadan yeni düzenle­
meler konusunda Birlik olarak düzenleyici sorumlu­
luğumuz olacaktır. Bu konudaki çalışmalar sürdürü­
lecektir.
• Gelir İdaresi Başkanlığı yetkilileri ile BSMV ve di­
ğer vergi sorunlarının çözümü konusunda büyük
oranda m utabakata varılmış, bunların yapıla­
cak yasal değişikliklerde yer alması beklenmek­
tedir.
0• Rekabet Kurumu ile 2006 yılında başlayan
Türk Sigorta Sektörü Grup Muafiyet konusunda­
ki görüşmeler olumlu geçmiş, Ocak 2007 sonu­
na kadar bu konuda taslak mevzuatın kamu­
oyu görüşüne açılması kararlaştırılmıştır.
AB Sigorta Sektörü Grup Muafiyeti direktifi d oğ ­
rultusunda hazırlanacak bu çalışma sektörümüz
açısından önemlidir.
• Bir diğer önemli husus Ocak 2007 tarihinde
yürürlüğe girecek Rekabet Kurumu tarafından ha­
zırlanan Otomotiv tebliğidir. Bu tebliğ ile otom otiv
sektöründe yedek parça ve servis konusunda re­
kabeti artırıcı olumlu etkisi olacak ve sigorta sektö­
rünün kasko branşındaki en büyük sıkıntısı olan bu
2 alanda iyileştirme sağlanması mümkün olacak­
tır. Bu konular ile ilgili taraflar ile görüşmeler sür­
mektedir.
• Tüm bu gelişmeler ve yenilikler sigorta sektörü­
nün 2007 yılı ve sonrasında yoğun bir tem po bekle­
diğini, yeni gelişmelere ve onlara hazırlık yapılması
konusunda ipucu vermektedir. Bugüne kadar her
zaman enflasyonun üzerinde % 100 reel büyüyen
sigorta sektörünün bu gelişmeler ile daha hızlı büyü­
yeceğine ve daha fazla bireye ulaşacağına ve si­
gortacılık oranının artacağına inanıyorum.
• Son 2 yıldır sigortacılıkta kanuni düzenlemeler­
de yapılan olumlu değişiklikler, ekonominin daha is­
tikrarlı hale gelmesi ve Türk Sigorta Sektörünün bü­
yümeye yönelik önemli potansiyeli yabancı yatı­
rımcıların ilgisini çekmeye devam edecektir. ■
AVRUPA BİRLİĞİ VE SİGORTA
2 0 0 6 İlerleme Raporu
değerlendirmesi
Avrupa Birliği Komisyonu’nun Türkiye için
hazırladığı 200 6 yılı İlerleme Raporu 8 Kasım
2 006 tarihinde yayınlandı. Raporda ülkemiz
veya Türk sigorta sektörü için sürpriz olarak
nitelendirilebilecek bir ifade yer almıyor.
Doç. Dr. Suna OKSAY
TSRŞB G e n e l Sekreter Yardımcısı
vru p a K om isyonu'nun, a d a y ülkelerin
K o p e n h a g K riterlerl'ne ve A vrupa Bir­
liği m ü kte se b a tın a u y u m d a ka yde ttikle ri g e ­
lişmeleri her yıl düzenli o la ra k d e ğ e rle n d ird ik ­
leri İlerlem e Raporları 1998 yılından bu y a n a
hazırlanıyor. Raporlar, a d a y ülkelerle m üza­
kerelerin yürütülm esi v e y a a da ylık sürecine
yeni e klenen ülkeler ko nusunda karar alın­
ması için A vru pa K onseyi'ne d a y a n a k oluştu­
ruyor. İlk İlerlem e Raporları, O rta ve D oğu A v­
ru p a 'd a k i a d a y ülkeler, Kıbrıs Rum Kesimi ve
Türkiye ile ilgili o la ra k hazırlandı. Bu ta rih te n
itib a ren ra p o rla r ta m üyelik g erçekle şe ne
k a d a r her yıl düzenli o la ra k hazırlanm aya
d e v a m ediyor.
Bu yıl Türkiye için 9uncusu hazırlanan İlerle­
m e R a p o ru 'n d a AB-Türkiye ilişkileri, siyasi d i­
y a lo g ve siyasi kriterlere uyum , dem okrasi ve
hukukun üstünlüğü, insan hakları ve azınlıkla­
rın korunm ası, b ö lge se l konular ve uluslara­
rası yüküm lülükler, e ko n o m ik kriterlere uyum ,
K o p e n h a g Kriterleri te m e lin d e d e ğ e rle n d ir­
m eler ve m ü k te s e b a t başlıklarına u yu m d a
ka y d e d ile n g elişm eler kapsam lı bir şekilde
ele alınıyor.
R a p ord a ülkemiz v e y a sigorta sektörü için
10
b e k le n m e d ik sürpriz bir ifa d e yer almıyor. Ra­
p o rd a ö n e çıkan başlıklar şunlar:
KIBRIS SORUNU
Bilindiği gib i Türkiye, A vru pa Birliği ve Türki­
ye arasındaki O rtaklık Anlaşm ası'nı, A B 'ye 1
Mayıs 2004 ta rih in d e üyelikleri g erçekle şe n
10 yeni ülkeyi için e a la c a k şekilde g enişleten
Ek P ro to ko l'u Temmuz 2005'te imzalamış ve
bun u ta k ib e n üyelik m üzakerelerinin ilk a ş a ­
masını oluşturan ta ra m a süreci başlamıştı.
İlerlem e R a p o ru 'n d a ö n e m le v u rg u la n a n
n o k ta la rd a n biri, Türkiye'nin Ek P ro to ko l'u
ta m o la ra k u y g u la m a d ığ ı ve lim anlarını Kıb­
rıs Rum Kesimi bayraklı g e m ile re a ç m a m a y ı
sürd ürdü ğ ü yo lu n d a k i tespitler oldu. Aynı d u ­
rum un h a v a ulaşım ında d a söz konusu o ld u ­
ğun u b e lirte n A vru pa Birliği, bu d urum un
m alların serbest dolaşımı ve G üm rük Birliği
anlaşm asının ihlali a n la m ın a g e ld iğ in i ve Tür­
kiye 'n in yasal yüküm lülüklerini yerine g e tir­
m e d iğ in i ö n e m le vurguluyor.
Türk yetkililerin KKTC üzerindeki izolasyon­
lar ka ld ırılm a d a n Ek P rotokol’ün u y g u la n m a ­
y a c a ğ ın ı b irç o k kez dile g e tirm e le rin e karşın
A vru pa Kom isyonu Türkiye'ye Aralık 2 0 0 6 'd a
d ü z e n le n e c e k Zirve Toplantısı'na k a d a r bir
ek süre verm iş d u ru m d a . Bu d urum AB iç in d e
Fransa, A vusturya, H o lla n da , Kıbrıs Rum Kesi­
mi ve Y unanistan gibi çe vre lerin baskısına
ra ğ m e n A vru p a K om isyonu'nun Türkiye için
bir h a re ke t sahası y a ra tm a ç a b a la rın ın sonu­
cu. Zira A vrupa Kom isyonu, se çim le re g id e n
bir hüküm etin Kıbrıs ko nu su nd a a d ım a ta m a ­
y a c a ğ ın ın b ilin cin d e.
Aralık a yın d a ki d e v le t v e h ü k ü m e t başkanları zirvesine kadar, h e m d e izolasyonla­
rın kaldırılm adığı bir o rta m d a , Türkiye'nin li­
m a n ve h a v a sahalarını Kıbrıs Rum K esim i'ne
a ç a c a ğ ın ı b e kle m e k p e k g e rç e k ç i bir y a k la ­
şım d e ğ il. Peki bu d u ru m d a AB-Türkiye ilişkile­
ri nasıl bir seyir izler, A ra lık 'ta g e rç e k te n bizi
b e k le y e n bir tre n ka za sın d a n söz e tm e k
m üm kün mü?
Türkiye'yi c id d i bir krizin, belki d e ya ptırım ­
ların b e kle d iğ i kesin; a n c a k yine d e bu kriz
v e y a yaptırım ların d ozu n un A vru p a Birliği t a ­
ra fın d a n iyi a y a rla n a c a ğ ı v e iplerin, ilişkileri
geri d ö n ü lm e y e c e k bir h ale g e tire c e k k a d a r
g e rilm e y e c e ğ i öngörülebilir.
SİVİL-ASKER İLİŞKİLERİ
Bilindiği g ib i A vru p a Birliği'nin Türkiye'ye
yönelik en ö ne m li eleştirilerinden birini d e sivil-asker ilişkileri oluşturuyor. İlerlem e R aporu 'n d a slvil-asker ilişkilerinde bazı ilerlem eler
k a y d e d ild iğ i, ö rn e ğ in sivillerin askeri m a h k e ­
m e le rd e ya rg ıla n m a sın ın ö n ü n e g e ç ild iğ i
belirtiliyor. A n c a k silahlı kuvvetlerin üst düzey
m ensuplarının Kıbrıs, laiklik, G ü n e y d o ğ u soru­
nu g ib i iç ve dış p o litika ko nularında görüş
bildirdikleri ve b öylelikle siyasi etkilerini sürdür­
dükleri ifa d e ediliyor. Bu n e d e n le d e sivil-asker ilişkilerini AB u yg u la m a la rıyla uyum laştırm a d a s a ğ la n a n ilerlem enin sınırlı o ld u ğ u n u n
11
AVRUPA BİRLİĞİ VE SİGORTA
altı çiziliyor. Bu ifa d e le rd e n d e anlaşıldığı g i­
bi A vru p a Birliği, Türkiye'de askerin ro lü n d e n
rahatsızlık duyuyor. Askeri yetkililerin s a d e c e
askeri, savun m a ve güve n lik konularına y ö ­
nelik a ç ık la m a la r yapm ası g e re ktiğ i, b u n u n
d a ya lnızca hüküm etin yetkisi a ltın d a y a p ıla ­
b ile c e ğ i ö n e m le ifa d e ediliyor.
TÜRK CEZA KANUNU 301. MADDE
Son d ö n e m d e Türkiye g ü n d e m in i en ç o k
m eşgul e d e n ko n u la rd a n biri d e Türk C eza
K a n u n u 'n u n 301. M a d d e s i'n e d a y a n a ra k
O rh a n Pam uk, Elif Şafak ve Hrant Dink a le y ­
hine a ç ıla n d a v a la r oldu. 301. M a d d e , Türk­
lüğü, cu m h u riye ti, TBMM'yi a le n e n a şa ğ ıla ­
y a n kişilerin 6 a y ila 3 yıla k a d a r hapis c e z a ­
sıyla cezalandırılm asını; Türkiye C u m h uriye ti
h üküm etini, d e vle tin yargı organlarını, askeri
12
ve ya e m n iy e t teşkilatını a le n e n aşağ ıla yan
kişilerin ise 6 a y ila 2 yıla k a d a r hapis cezasıy­
la cezalandırılm asını ö ng ö rü yor. M a d d e n in
yanlış kullanılm asına karşın kendi iç in d e bir
güve n cesi d e bulunuyor. Son fıkra da eleştiri
a m a c ıy la ya p ıla n d ü şü n ce açıklam alarının
suç o lu ştu rm a y a c a ğ ı belirtiliyor. Buna karşın,
u y g u la m a d a d urum farklı. 301. M a d d e 'y e
d a y a n a ra k a çıla n d a v a sayısında gözle g ö ­
rülür bir artış bulunuyor.
İşte bu n e d e n le , İlerlem e R a p o ru 'n d a y a r­
gı a la n ın d a Türkiye'nin y a p tığ ı d ü ze n le m e le ­
re ve yargı m ensuplarının eğitilm esine ra ğ ­
m en, özellikle 301. M a d d e n in ş id d e t iç e rm e ­
yen fikirlerin ifadesini kısıtlam aya yönelik kul­
lanılm asından şikâyet e d iliyo r ve 301. M a d ­
den in AB standartlarının ya kalan m a sı açısın­
d a n değiştirilm esi g e re k tiğ i belirtiliyor.
KÜLTÜREL HAKLAR-DOĞU VE
GÜNEYDOĞU’DAKİ DURUM
İlerlem e R a p o ru 'n d a ayrıntılı o la ra k e le
a lın a n bir d iğ e r konu d a kültürel h a kla r ile
D o ğ u v e G ü n e y d o ğ u A n a d o lu B ö lg e le ri'n d e k i durum .
R a p o rd a kültürel h a kla r ç e rç e v e s in d e iki
ye re l ra d y o ka n a lın a K ürtçe yayın izni v e ril­
d iğ i belirtilirken, bu ya yın la ra u y g u la n a n sü­
re kısıtlam aları eleştiriliyor. Bununla birlikte
a n a d ille ri Türkçe o lm a y a n ç o c u k la rın Türk
e ğ itim sistemi içerisinde a n a d ille rin i ö ğ re n e m e d ikle ri ko nu su nd a d a eleştiriler getiriliyor.
D o ğ u ve G ü n e y d o ğ u B ö lg e si'n e ilişkin
o la ra k y a p ıla n d e ğ e rle n d irm e le r ise o ld u k ­
ç a kapsam lı. R a p o rd a te rö r e y le m le rin d e n
d o ğ a n zararların tazm ini ko n u su n d a ile rle ­
m e k a y d e d ilm e s in d e n ö v g ü y le söz ediliyor,
PKK te rö rü n d e n bah se dilirke n "AB te rö r ö r­
g ü tle ri listesinde yer a la n PKK" vurgusu y a p ı­
lıyor. Bu ifa d e , A vru p a K om isyo nu 'n u n Türki­
y e 'n in h assa siye tle rin i d ik k a te a ld ığ ın ın
ö n e m li bir göstergesi o la ra k g ö ze ça rp ıyo r.
Buna karşın R a p o r'u n ilgili b ö lü m ü n d e
G ü n e y d o ğ u 'd a k i e ko n o m ik d u ru m u n g e n e l
g ö rü n ü m ü n d e k i olum suzlukların sü rd ü ğ ü , so­
runun ç ö z ü m ü n e yö ne lik kapsam lı bir p la n
g e liştirilm e d iğ i ve seçim yasasındaki y ü zd e
1 0 'lu k b a ra jın b üyü k siyasi p a rtile r dışındaki
p a rtile rin P a rla m e n to 'd a tem silini zorlaştırdı­
ğı ifa d e ediliyor.
SİGORTA SEKTÖRÜNE YÖNELİK
DEĞERLENDİRMELER
R a p o rd a sektörel a la n la rd a k a y d e d ile n
g e liş m e le re "Üyelik Y üküm lülüklerini Yerine
G e tirm e K ab iliyeti" başlığı a ltın d a ka psa m lı
b iç im d e yer veriliyor.
S igorta se ktö rü n d e ki g e lişm e le re g e ç tiğ i­
miz yıl o ld u ğ u g ib i farklı başlıklar a ltın d a d e ­
ğ in ild iğ i g ö ze çarpıyor,
R a p o rd a "R e k a b e t Politikası" (Başlık 8 )
başlığı a ltın d a sig o rta se ktö rü n e a tıfta b u lu ­
n ulurken, se ktöre ilişkin kapsam lı d e ğ e rle n ­
d irm e le rin "F inansal H izm etle r" (Başlık 9)
başlığı a ltın d a ya pıld ığı görülüyor.
"R e k a b e t P o litik a s ın a ilişkin 8 in ci başlık
a ltın d a "S igortacılık, te le k o m ü n ik a s y o n ve
p o sta hizm etleri a la n la rın d a sektöre özel
b lo k m u a fiy e tle re ilişkin yasal d ü z e n le m e le ­
rin g e re kliliğ in e " a tıfta bulunuluyor.
S igorta sektörüne ilişkin gelişm e le rin k a p ­
samlı o la ra k e le alındığı başlık ise "Finansal
H izm etler". Bu başlık a ltın d a sektörüm üze
ilişkin o la ra k y a p ıla n d e ğ e rle n d irm e le r şun­
lar:
• S igortacılık ve bireysel em eklilik a la n la rın ­
d a ilerlem e kaydedilm iştir.
• S igorta, reasürans ve bireysel em eklilik şir­
ketleri için yeni bir yü küm lülük karşılam a
ye te rliliğ i (so lve n cy) sistemi ka b u l edilm iş­
tir. Bu sistem AB S o lve n cy I ç e rç e v e s i ile
benzerlik g ö s te rm e k te , aynı z a m a n d a d e ­
v a m e tm e k te o la n S o lve n cy II ç a lış m a la ­
rından d a e sinlenm ektedir.
• M e v c u t Sigorta M u ra k a b e K anunu g ü n c e l
o lm a yıp p e k ç o k h üküm leri m a h k e m e k a ­
rarıyla ip ta l edilmiştir.
• T ü rkiye 'd e sigorta g ru p la rı, ko nso lid e sigor­
ta m uhasebesi ve reasüransa ilişkin özel
k a n u n la r b u lu n m a m a k ta d ır. Reasürans fa ­
a liye tleri hâliha zırd a hayat-dışı sig o rta o la ­
rak d ü ze n le n m e kte d ir. Hayat-dışı sigorta
m e vzu a tın a ilişkin o la ra k Türkiye'nin müş­
te re k sigorta (c o -in s u ra n c e ), kredi s ig o rta ­
sı (c re d it in su ra n ce ), hukuksal ko ru m a si­
gortası (le g a l e xp e n se in su ra n ce ) v e turist
sigortaları (tourist a ssistance) ko n u la rın d a
d ü ze n le m e le ri yoktur.
• H azine M üsteşarlığı s ig o rta v e bireysel
em eklilik sektörlerini d ü z e n le m e k te v e d e ­
n e tle m e kte d ir. Hazine Müsteşarlığı b ü n y e ­
sinde fa a liy e t g ö ste re n S igortacılık G en e l
M ü d ü rlü ğ ü d ü ze n le y ic i fa a liy e tle rd e n ve
u za kta n d e n e tim d e n sorum ludur. Sigorta
D e n e tle m e Kurulu ise y e rin d e d e n e tim fa ­
aliye tleri yü rü tm e kte d ir. Bu kurum ların y a p ­
tırım ka p a site le ri, bağımsızlıkları ve a ra la ­
rındaki işbirliği y e te rin c e gelişm em iştir.
• G elişm eler o lm asına karşın, sig o rta a la n ın ­
d a m ü k te s e b a ta u yum sınırlı ka lm a ktad ır.
Ö zellikle sig o rta sektörü v e m e n kul kıym et
p iy a s a la rın d a d e n e tle m e kapasitesi y e te ­
rin ce gelişm em iştir. ■
AVRUPA BİRLİĞİ VE SİGORTA
Avrupa Birliği
2007-2009
Mali Yardımları
Berna ÖZŞAR
TSRŞB AB ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı
ralık 1999 Helsinki Zirvesi'nde Türki­
y e 'n in A vrupa Birliği adaylığının o n a y ­
lanmasını ta kib e n A vrupa Birliği ta ra fın d a n
Türkiye'ye ya pıla n m ali yardım lar "katılım ö n ­
cesi" ç e rç e v e y e alınmıştır. A vrupa Komisyonu
M art 2001'de m ali yardım lara ilişkin olarak bir
ç e rç e v e yö ne tm e lik kabul etmiş ve böylelikle
Türkiye'ye y a p ıla c a k olan tüm mali yardım lar
tek bir b ü tç e kalem i a ltında toplanmıştır.
Katılım öncesi yardım lar (instrum ent for p re ­
accession) ve MEDA çe rçe ve sin d e g eçm işte
kullandırılmış ve halen kullandırılm akta olan
yardım ların üzerine inşa edilen Finansal Ç er­
ç e v e (M ulti-A nnual Ind ica tive Financial Fra­
m ew ork), A vrupa Birliği'nin Türkiye için hazırla­
dığı katılım öncesi stratejiyi destekler nitelik t a ­
şımaktadır. Finansal Ç e rçe ve üç te m e l a m a ­
c a ulaşılması konusunda Türkiye'ye destek
sağlanm asını ö n g ö rm e k te d ir. Bu a m a ç la r
şunlardır:
• K op e n h a g politik kriterlerine ta m
anlam ıyla uyum sağlanm ası,
• Topluluk m üktesebatının kabulü ve
uygulanm ası,
• AB-Türkiye Sivil Toplum D iyalogunun
desteklenm esi.
Hibe şeklindeki m ali yardımlar, sektörel pek
ç o k p ro g ra m ve proje yoluyla kam u kurum ve
kuruluşlarının AB m evzuatına uyumlarını ko­
laylaştırm akta, idari yapılarını g ü ç le n d ire c e k
teknik destek ve d on a nım sa ğ la m a kta ; aynı
z a m a n d a sivil to p lu m kuruluşları, yerel y ö n e ­
timler, KOBİ'ler, üniversiteler ve d iğ e r to p lu m -
14
Avrupa Birliği’nin
2 0 0 7 -2 0 0 9 döneminde
Türkiye için
öngördüğü finansal
paketin çerçevesi belli
oldu. Türkiye’nin
kullanımına açılacak
olan paket yaklaşık 1,6
milyar Euro’luk bir
büyüklüğe sahip.
sal kesimlerin A vrupa Birliği'ne uyum unu ko­
laylaştırmaktadır.
Projelerin yö n e tim i 2002 yılında A vru p a Kom is y o n u 'n u n Brüksel m e rk e z in d e n Türki­
y e 'd e k i A vru pa Komisyonu Türkiye D elegasy o n u 'n a devredilm iş, Eylül 2 00 3 'ten itib a re n
ise d iğ e r a d a y ülkelerdeki gib i Türk kurum larına aktarılmıştır.
2002-2006 yılları arasında Türkiye'nin kulla­
nımına ayrılan hibe şeklindeki m ali ya rd ım la ­
rın tutarı 1,3 m ilyar Euro civa rın d a olmuştur.
A vru p a Birliği'nin 2007-2009 d ö n e m in d e
Türkiye için ö n g ö rd ü ğ ü finansal p a ke tin ç e r­
çevesi d e belli olmuştur. Türkiye'nin kullanımı­
na a ç ıla c a k olan p a k e t yaklaşık 1,6 m ilyar Euro'luk bir b üyüklüğe sahiptir.
Bu p a k e t "kurumsal ya p ıla n d ırm a ", "sınırötesi işbirliği", "b ö lg ese l ka lkınm a", "insan
kaynaklarının geliştirilmesi" ve "kırsal kalkın-
daki alanların ç o ğ u ö n c e d e n A vrupa Birliği
ta ra fın d a n Türkiye'nin kullanımına a çıla n MEDA Programı (1996-2001) ve Katılım Ö ncesi
Yardım lar (2002-2006) ile AB fon la rın da n y a ­
rarlanmıştır. Bu ç e rç e v e d e özellikle insan h a k­
ları başlığı a ltın d a sivil to p lu m , polis ve ja n d a r­
Bileşen I: KURUMSAL YAPILANDIRMA
m a ile yargıya yönelik projeler ile Topluluk
Kurumsal ya p ıla n d ırm a bileşeni kapsam ın­
m ü ktesebatına uyum başlı­
ğı a ltında ve rg id e n tarım a,
enerjiden İstatistiğe, ulaşım­
d a n vize politikalarına pek
TOPLAM
BİLEŞEN
2007
2008
2009
ço k alanı kapsayan projeler
248.7
1. Kurumsal Yapılandırma
252.3
231.9
723.9
h a y a ta geçirilmiştir.
8.842
24.807
II. Sınır-ötesl İşbirliği
6.567
9.398
Bu ç e rç e v e d e sig o rta
sektörü d e ihm al edilm em iş
524.1
182.7
III. Bölgesel Kalkınma
173.8
167.6
ve A vrupa Birliği ta ra fın d a n
54.4
IV. İnsan Kaynaklarının Geliştirilmesi
50.2
57.0
161.6
Sigortacılık G enel M üdürlü159.2
V. Kırsal Kalkınma
20.7
85.5
53.0
ğ ü 'n ü n ye n id e n ya p ıla n d ı­
TOPLAM
1,602.607
497.367
538.742
566.498
rılması a m a c ıy la bir eşleştir­
' Rakamlar Milyon Euro cinsirıdendir.
m e projesi kapsa m ın da kum a " o lm ak üzere beş farklı bileşenden m e y­
d a n a gelm ektedir. Bu beş bileşen a ltın d a kul­
landırılması p la n la n a n yardım ların d ö kü m ü
şöyledir:
Türkiye için 2007-2009 Finansal Çerçevesi*
AVRUPA BİRLİĞİ VE SİGORTA
rumun kullanımına 3,1 m ilyon Euro tahsis e dil­
miştir. Projenin gerçekleştirilmesi, AB mükteseb a tın a uyum lu yeni bir Sigorta K anunu'nun
kabulüne bağlanmıştır. Yeni kanunun yürürlü­
ğ e girm em esi n ed e niyle proje için ayrılan
b ü tç e n in tüm ü A B 'ye geri dönmüştür. Sektö­
rümüzün farklı projeler geliştirerek AB mali kay­
naklarından yararlanm asının ö nündeki en b ü ­
yük engel d e budur.
2007-2009 d ö n e m in d e ise kurumsal ya p ı­
la n dırm a ka p sa m ın d a A vru p a Birliği Türki­
y e 'y e yukarıda d a sözü edilen ü ç te m e l baş­
lık altında kaynak aktaracaktır. K o p e n h a g
politik kriterlerine uyum ka psa m ın da reform ­
la rd a n e tkilenen kurum ların desteklenm esi
(özellikle yargı, kanunların yürürlüğe konması
ve kam u yönetim i ala nın da ki kurumların) ve
sivil to p lu m kuruluşlarının gelişmesinin teşvikine
yönelik projelere ö nce lik verilmesi p la n la n ­
maktadır. Topluluk m üktesebatının ka bu lü ve
uygulanm ası ka psa m ın da ise öncelik; tarım ,
ç e vre , a d a le t, özgürlük ve güvenlik ile G üm ­
rük Birliği anlaşm asından ka yn a kla n a n yü­
kümlülüklere verilm ektedir.
Bu önceliklerin yanı sıra yerleşm e ve hizmet
sunumu serbestîsi ile b a n k a dışı finansal sektö­
rün d e n e tim standartlarına ilişkin kurumsal y a ­
pılanm a desteği verilmesi d e m üm kün o la b i­
lecektir.
Son olarak AB-Türkiye arasında sivil toplum
d iy a lo g u n u n g ü çle n d irilm e s i ç e rç e v e s in d e
m e d y a , gençlik, a k a d e m ik kurumlar, yerel ku­
rumlar, mesleki örgütler, sosyal ta ra fla r ve
STK'lar arasında işbirliğini g ü çle n d irici çalışm a­
lar fo n la n a c a k , Türkiye'nin Topluluk p ro g ra m ­
ları ve ajanslarına katılımı desteklenecektir.
A vru p a Birliği ta ra fın d a n
verilecek bu desteklerin b a ­
şarıya ulaşıp ulaşm adığı her
yıl yayınlanan İlerleme Raporla rı'n d a değerlendirilecektir.
BİLEŞEN II: BÖLGESEL VE
SINIR-ÖTESİ İŞBİRLİĞİ
A vru pa Birliği ta ra fın d a n
"Bölgesel ve Sınır-Ötesi İşbirli­
ğ i" bileşeni a ltın d a Türkiye'nin
kullanım ına a ç ıla c a k o la n
16
fon la r m e v c u t ve g elece kteki AB üyesi sınır
komşularıyla sınır-ötesi işbirliğinin geliştirilmesi
a m a c ın a yöneliktir. Bu ç e rç e v e d e A vrupa Bir­
liği ta ra fın d a n Türkiye-Bulgaristan ve TürkiyeYunanistan arasında sınır-ötesi işbirliğinin geliş­
tirilmesine yönelik o la rak sağlanan katkılar sü­
recektir.
Bu ç e rç e v e d e sınır bölgelerin ekonom ik
potansiyelinin arttırılması için küçük ça plı a lt­
yapı çalışm alarına (çe vre , ulaşım, turizm vb.),
ekonom ik ve ya çevresel p la n la m a için teknik
yard ım a ve sınır-ötesi sosyal ve kültürel b a ğ la ­
rın kuvvetlendirilm esi çalışm alarına ö nce lik
verilmesi ve projelerin bu d o ğ ru ltu d a seçilm e­
si p lanlanm aktadır,
BİLEŞEN III: BÖLGESEL KALKINMA
"Bölgesel Kalkınm a" bileşeni a ltında Türki­
ye 'n in kullanım ına a ç ıla c a k fonların ise çe vre ,
ulaşım, bölge se l re ka b e tçilik ve KOBİ'lerin
desteklenm esi a la nlarındaki projeleri teşvik
e d e r nitelikte olması beklenm ektedir.
AB m ü ktese b atın a u yum da Türkiye'yi en
ç o k zo rla y a c a k m ü kte se b a t başlıklarından
o lan ve 70 m ilyar Euro tu ta rın d a bir uyum m a ­
liyeti getirm esi b eklen e n çe vre a la nın da özel­
likle su ted a riki, atık suların tem izlenm esi ve
atık yö ne tim i alanlarındaki projelerin; ulaşım
a la n ın d a Türkiye'yi A B 'ye b a ğ la y a c a k TransA vrupa ağının geliştirilmesi, dem iryolu a lty a p ı­
larının m odernizasyonu, denizyolu ulaşımı ve
benzer projelerin; bölgesel re ka be tçilik a la ­
nında ise KOBİ'lerin fa a liy e t gösterdiği iş a la n ­
larının geliştirilmesi, üretim ve hizmet sektörle­
rinde istihdam ın kalitesinin arttırılması gibi p ro ­
jelerin desteklenm esi planlanm aktadır.
Sınır ötesi işbirliği
Kurumsal
Geliştirme
10%
10%
BİLEŞEN IV: İNSAN
KAYNAKLARININ GELİŞTİRİLMESİ
"İnsan Kaynaklarının Geliştirilmesi" bileşeni
a ltın d a A vrupa Birliği'nin öncelikleri istihdam a
katılım oranının arttırılması, özellikle kadınların
iş h a y a tın a katılımlarının teşviki, e ğitim in ka lite ­
sinin artırımı, m üfredatın geliştirilmesi, d e z a ­
vanta jlı grupların sosyal h a y a ta katılımının
sağlanm ası ve sosyal hizmetlerin geliştirilmesi­
dir. Bu a m a ç doğ ru ltu sun d a "İnsan K aynakla­
rının Geliştirilmesi için O perasyonel P rogram "
geliştirilecek ve bu p ro g ra m Türk yetkili kurum ­
lan ta ra fın d a n yürütülecektir.
O perasyonel Program , eğitim ve mesleki
e ğitim yoluyla insan kaynaklarının geliştirilmesi
ve kişilerin istihdam piyasasına kazandırılması,
sürekli eğitim , istihdam a la n ın d a yardım lar,
kendi işini kurm ak isteyen kişilere yönelik ya r­
dım lar ve yeni istihdam alanlarının yaratılm ası
konusunda kişilere destek sunm a şeklinde yü ­
rütülecektir. Bunun yanı sıra e ğitim , istihdam ,
sosyal katılım ve mesleki e ğitim sistem ve y a ­
pılarının desteklenm esi, e ğitim hizmetleri ve
sosyal hizm et sunum unun m odernizasyonu,
insan kaynaklarının geliştirilmesi konusunda
fa a liy e t gösteren STK'ların desteklenm esi fa ­
aliyetleri yürütülecektir.
BİLEŞEN V: KIRSAL KALKINMA
"Kırsal Kalkınma" bileşeni a ltın d a ya p ıla c a k
AB yardımları tek bir Bölgesel Kalkınma Prog­
ramı çe rçe ve sin d e yürütülecektir. Bu ç e rç e ­
v e d e iki te m e l ö nce lik belirlenmiştir. Bunlar­
d a n ilki tarım sektörünün A B 'ye uyum unun
sağlanması ve AB O rtak Tarım Politikası, gıda
güvenliği, veterinerlik ve bitki sağlığı ile ç e v re ­
sel stan d artlara ilişkin Topluluk m üktesebatının
kabul edilm esine katkı sağlanmasıdır. Diğer
öncelik ise kırsal bölge le rin sürdürülebilir kal­
kınmasının hızlandırılmasının teşvik edilmesidir.
Beşinci bileşenin u yg u la m a d ön e m in in ilk üç
yılı olan 2007, 2008 ve 2009 yıllarında fo n la m a
d a h a düşük o la c a k , bu o ran ta k ip e d e n yıllar­
d a artacaktır. Mali ya rd ım la r çe rçe vesin d e
çiftçiler, g ıd a ürünleri işleme ve p aza rla m a şir­
ketleri, ko o p e ra tifle r ve üretici birlikleri gibi
g e rç e k ve tüzel kişiler fo n la rd a n y a ra rla n a b i­
lecektir. ■
17
AVRUPA BİRLİĞİ VE SİGORTA
Avrupa
ABD ve Türkiye
Bancassurance
Av. Tolga CEYLANTEPE
TSRŞB Hukuk ve M evzuat Uzmanı
ü n y a d a sigorta piyasasındaki d ö n ü ­
şüm, dağıtım kanallarını d a d o ğ ru d a n
etkilem ektedir, Bu ç e rç e v e d e tüketicilerin si­
g o rta ürünlerini alırken kullandıkları yö n te m le r
d e g id e re k gelişm ekte ve çeşitlenm ektedir.
Dağıtım kanalları, d o ğ ru d a n dağıtım ve d o ­
laylı dağıtım olarak iki a n a gru pta ele alınm ak­
tadır. D oğrudan dağıtım ; sigorta şirketlerinin
kendi bünyelerindeki dağıtım unsurlarının kul­
lanılması suretiyle, dolaylı dağıtım ise şirket dı­
şındaki d iğ er dağıtım kanallarının kullanılması
suretiyle sigorta ürünlerinin pazarlanmasıdır.
G eleneksel dolaylı dağıtım kanalları arasın­
d a a c e n te le r ve brokerler sayılabilir. Diğer t a ­
ra ftan , b a n k a sigortacılığı (b a nca ssu ra nce ),
elektronik sigortacılık (e-insurance) ve te le fo n
sigortacılığı gibi a lte rn a tif dağıtım kanallarının
kullanılarak sigorta ürünlerinin pazarlanm ası
d a g id e re k artm aktadır.
DAĞITIM KANALI OLARAK
BANCASSURANCE
B ancassurance, kısaca sigorta ürünlerinin
b a n k a la r kanalıyla dağıtım ı olarak ta n ım la ­
nabilir. Bu ç e rç e v e d e , ilk b a n ca ssuran ce ör­
nekleri 1970'lerde Fransa'da görülm üş, bu uy­
gulam anın a lte rn a tif bir dağıtım kanalı olarak
kabulü ve yaygınlaşması ise 1980'lerin o rta la ­
rında gerçekleşm iştir .1
Bancassurance, ö nce le ri h a y a t sigortası
ürünleri için kullanılmış, d a h a sonraları bu d a ­
ğıtım kanalının kullanımı d iğ e r ürünlere doğru
genişlemiştir. Bununla birlikte h a y a t sigortası
ürünlerinin b a n ka la r aracılığı ile dağıtım ı h a ­
len h a y a t dışı sigorta ürünlerine g öre d a h a
yaygındır.
Bugün ban ca ssuran ce u ygu la m a la rı için 3
farklı m o d el söz konusudur. B unlardan ilki,
b a n ka ve sigorta şirketlerinin arasında bir e n ­
tegrasyonun, a n a şirket-bağlı şirket ilişkisinin
varlığıdır. İkinci m o d e l, b a n ka ve sigorta şir­
ketleri arasında kurulan jo in t v e n tu re 'la r a ra ­
cılığıyla bu faa liyetin yürütülmesidir. Üçüncü
m o d e l ise bankaların, s a d e c e sigorta şirketle­
rinin ürünlerini pazarlam asına yönelik bir or­
taklığın kurulmasıdır.
AVRUPA’DA BANCASSURANCE
Yukarıda kısaca d e ğ in ild iğ i üzere ilk b a n ­
cassurance uygulam aları A vru pa ülkelerinde
görülmüştür, Bugün bu ü lkelerde, bancassu­
ra n c e ya nın da posta ve te le fo n gibi a lte rn a ­
tif dağıtım kanallarının kullanımı o ld u k ç a y a y ­
gındır.
A vrupa ülkelerinde b a n ca ssu ra n ce için kul­
lanılan ortak bir m o d e l m e v c u t o lm a yıp farklı
ülkelerde farklı m o d eller ön p la n a çıkm a kta-
’ Bazı kaynaklarda 1960’larda İngiltere’de gerçekleştirilen bazı uygulamaların bu alanın öncüleri olduğuna yer verilmekte ise de genel olarak Fransa'daki
uygulamalar ilk bancassurance örnekleri olarak kabul edilmektedir.
18
Belgium 2000
Netherlands 2000
Finland 2002
Bancassurance 32 %
Traditional 58 %
Direct 10 %
Bancassurance 45%
Traditional 55%
Direct 0%
Bancassurance
Traditional 30%
Direct 14%
Norway 2003
UK 2002
Bancassurance 50%
Traditional 50%
Direct 0%
Bancassurance 18%
Traditional 73%
Direct 9%
Germany 2003
Bancassurance 23%
Traditional 72%
Direct 5%
France 2003
Bancassurance 61%
Traditional 33%
Direct 6%
Greece 2004
Bancassurance 15%
Traditional 85%
Direct 0%
Portugal 2002
Bancassurance 80%
Traditional 17%
Direct 3%
Spain 2002
Italy 2002
Bancassurance 77%
Traditional 20%
Direct 3%
Bancassurance 56%
Traditional 35%
Direct 9%
Kaynak: Focus, Analysis o f Bancassurance and
its status around the world, 2005.
dır. Ö rneğin; Fransa ve B e lçika 'd a b a n ka ve
sigorta şirketleri arasında a n a şirket-bağlı şir­
ket ilişkisi, İtalya ve P ortekiz'de jo in t ve ntu re
kurulması, A lm a n y a 'd a ise bankaların sa d e ­
c e sigorta ürünlerinin pazarlanm asına aracılık
etm esine yönelik bir u yg u la m a yaygındır.
Yukarıda yer a la n ve A v ru p a 'd a dağıtım
kanallarının ülkelere g ö re dağılımını gösteren
şekildeki veriler in c e le n d iğ in d e , b a n ka ve si­
g o rta şirketleri arasındaki işbirliğinin türü ile
b a n ca ssu ra n ce 'ın yaygın kullanımı arasında
yakın bir ilişki o ld u ğ u görülm ektedir.
Bu ç e rç e v e d e , bu dağıtım kanalının p a z a ­
ra hakim o ld u ğ u ülkelerde, b a n ka ve sigorta
şirketleri arasında a n a şirket-bağlı şirket ilişkisi
ve y a kurulmuş jo in t-v e n tu re 'la r söz konusu
iken, d iğ e r ülkelerde, bankaların rolü s a d e c e
aracılık ile sınırlıdır.
A v ru p a 'd a k i b a n c a s s u ra n c e u y g u la m a la ­
rı, A vru p a Birliği m evzuatı açısından d e ğ e r­
AVRUPA BİRLİĞİ VE SİGORTA
le n dirild iğ in de , bu a la n d a k i m e vzu a t e n g e l­
lerinin g id e re k azaldığı g örülm ekte d ir. N ite­
kim İkinci Bankacılık Direktifi 2 ile (89/646/EEC)
üye ü lkelerde b a n c a s s u ra n c e 'ın gelişm esi­
nin önü açılmıştır.
ABD’DE BANCASSURANCE
ABD'de, a cen teler başta olm ak üzere g ele­
neksel dağıtım kanallarının kullanımı A vrupa'ya
göre d a h a yaygın olup bancassurance, posta,
telefon ve internet gibi alternatif dağıtım kanal­
larının kullanımı ise o ld u kça sınırlıdır.
ABD'nin b a n ca ssu ra n ce konusunda Avru­
p a 'n ın gerisinde kalm asına ilişkin sebeplerin
başında, Finansal M odernizasyona ilişkin bir
K anun'un (Financial M odernization A c t o f
19993 ) yQrü r|Qğe girmesi ö ncesinde, ilgili m e v ­
zuatın b a n k a ve sigorta şirketleri arasındaki
ilişkiyi sınırlayıcı bir takım düzenlem eler ihtiva
etm esi g e lm e k te d ir .4 Nitekim, ABIA (A m e rica n
Bankers Insurance A ssociation) ta ra fın d a n
ya pıla n çalışm alar, söz konusu kanunun yürür­
lüğe girmesini ta k ib e n bankaların sigortaya
ilişkin faa liyetle rin i g id ere k artırdıklarını o rta ya
koym aktadır. Bununla birlikte sigorta satışları
dolayısıyla e ld e ettikleri gelir, halen b a n k a la -
2 Second Council Directive 89/646/EEC of 15 December 1989 on the coordination of laws, regulations and administrative provisions relating to the taking up
and pursuit of the business of credit institutions and amending Directive 77/780/EEC.
3 ilgili Kanun bazı kaynaklarda "Gramm-Leach-Bliley Act" olarak da geçmektedir.
4 Glass-Steagall Act.
rın to p la m gelirleri için d e ço k önem li bir yere
sahip değildir. ABIA ta ra fın d a n ya pıla n çalış­
m a sigorta bağlantılı gelirlerin, b ankaların
to p la m gelirleri için d e % 0.5'lik bir p a y a sahip
old uğ u nu gösterm ektedir.
Aşağıda yer alan ve A B D 'd e dağıtım ka­
nallarının dağılımını gösteren şekilden 5 d e g ö ­
rüldüğü üzere a lte rn a tif d ağ ıtım kanallarının
A B D 'de sahip oldukları to p la m p a y son d e re ­
c e sınırlıdır.
11%
3%
64 %
□ D ire c t & E x c lu s iv e
n.
/w\
\
1
46%
«
l
Aşağıda yer a la n şeklin incelenm esinden,
ülkem izde prim gelirlerinin %64'ünün a c e n te ­
ler, %19'unun sigorta şirketlerinin kendi b ü n y e ­
lerindeki unsurları kullanarak yaptıkları satışlar,
% 12'sinin b a n ka la r ve %5'inin brokerler ta ra ­
fından sağlandığı görülm ektedir.
/
'
0 In d e p e n d e n t A g e n t
□ B ro k e r
Kaynak: Sigorta Denetleme Kurulu'nun Türkiye'de Sigorta ve Bireysel Emeklilik
Faaliyetleri Flakkındaki 2005 Yılı Raporu.
D A II O th e r
W
Kaynak: Hoyt, R.E., Dumm R.E., Carson, J.M., An Examination of the Role of
Insurance Producers and Compensation in the Insurance Industry
(based on data from Best’s Key Rating Guide (2004).
Bütün bu veriler, ABD p aza rın da b a n ka si­
gortacılığı için halen c id d i bir potansiyel o ld u ­
ğunu gösterm ekte ise d e, AIA (A m e rica n In­
surance Association) önüm üzdeki d ö n e m d e
d e ç o ğ u sigorta ürünü için a c e n te le r başta
o lm ak üzere klasik dağıtım kanallarının kulla­
nılm aya d e v a m e d e c e ğ in i ö n g ö rm e kted ir.
Bunun nedenlerinin başında, tü k e tic i te rc ih le ­
ri ve m e v c u t alışkanlıklar gelm ektedir.
TÜRKİYE’DEKİ DURUM
Ülkemizde, dağıtım kanallarının çe şitle n m e ­
sine ve a lte rn a tif d ağıtım kanallarının g iderek
d a h a fazla telaffuz edilm esine karşın, a c e n te ­
ler halen en önem li d ağ ıtım kanalı o la rak yer­
lerini korum aktadır.
2006 yılı itibarıyla, ülkem izde to p la m a c e n ­
te sayısı 13.182 olup bu a c e n te le r iç in d e sa­
d e c e h a y a t dışı branşlarda fa a liy e t göste re n ­
lerin oranı %74, s a d e c e h a y a t branşında fa a li­
y e t gösterenlerin oranı %7 ve her iki branşta
fa a liy e t gösteren a c e n te le rin oranı % 19'dur.6
Brokerler d e zam an iç in d e kendilerine d a ğ ı­
tım kanalları için d e bir yer edinmişlerdir.
Bu ç e rç e v e d e , ülkem izde bancassurance 'ın bir dağıtım kanalı olarak kullanımı halen
Avrupa ülkelerinin gerisindedir.
Ülkemizde, b a n k a ve sigorta şirketleri a ra ­
sındaki yakın ilişkilerin varlığı d a dikkate alındı­
ğında, bu dağıtım kanalı önüm üzdeki d ö ­
n e m d e gelişm e potansiyeline sahip o lduğu
söylenebilir.
DEĞERLENDİRME
Dağıtım kanallarının kullanımı ve çeşitliliği
ülkeden ülkeye c id d i farklılıklar g öste rm e kte ­
dir. Yukarıda A vrupa, ABD ve Türkiye örnekleri
kısaca değerlendirilm iştir. Bu ka psa m d a ö n ü ­
m üzdeki d ö n e m d e özellikle ABD ve Türkiye
açısından b a n ca ssu ra n ce 'ın gelişme potansi­
yeline sahip o ld u ğ u görülm ektedir. A vrupa ül­
kelerinde ise bu d ağ ıtım kanalı hali hazırda
yaygın olarak kullanılm aktadır.
D iğer ta ra fta n , b a n c a s s u ra n c e 'ın yaygın
kullanımı ile ilgili ülke m evzuatı ve ilgili ülke­
deki b a n k a -s ig o rta şirketi ilişkisi arasında d o ğ ­
ru d an bir ilişki m e vcu ttu r. Buna ek o la rak tü ­
ketici te rcih leri ve tü ke ticile rin alışkanlıkları
d a bu d a ğ ıtım kanalının gelişm esinde b elirle­
yici o lm a ktad ır. Bu itib a rla , tüke ticilerin b a n ­
ka la ra o la n g ü v e n i, b a n k a personelinin ilgili
sigorta ürünlerine ilişkin bilgi düzeyi, satış son­
rası hizm et yaklaşım ı g ib i fa ktö rle r d e bu d a ­
ğıtım kanalının gelişebilm esi için son d e re c e
önem lidir. ■
s2003 yılı verileri.
1 Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği tarafından Eylül 2006 itibarıyla verilen rakamlardır.
21
KAPAK KONUSU
Karaparanın
Aklanması ve Terörizmin
Finansmanıyla
,
M ü ca d e le : f r \ ' '
Doç. Dr. Suna OKSAY
TSRŞB G enel Sekreter Yardımcısı
a ra p a ra , yasadışı fa a liye tle r sonucu
e ld e edilen p a ra , m al ve ya d e ğ e rle r
o larak, karaparanın aklanm ası ise, yasadışı
fa a liy e tle rd e n e ld e edilen gelire meşru g ö rü ­
nüm kazandırarak kullanılabilir hale g e tirm e k
a m a c ıy la , kasıtlı olarak kara pa ra n ın ka yn a ğ ı­
nın gizlenmesi olarak tanım lanm aktadır. D ün­
y a d a k i karaparanın yarısı uyuştu ru cud a n d i­
ğ e r yarısı ise organize suçlar ve terörizm den
e ld e edilm ektedir. D ü n yad a her yıl 1 trilyon
ABD d o la rın d a n fazla karaparanın aklandığı
ta h m in edilm ektedir. A kla nm a sürecinin karaparanın kazanıldığı ülke ile sınırlı kalm adığı
d ikka te alınarak, karaparanın aklanm asının
ulusal b o y u tta a lın a ca k önlem lerle e n g e lle n ­
mesi ile yetinilm em iş ve uluslararası b o y u tta
girişimlerde bulunulmuştur.
ULUSLARARASI GİRİŞİMLER
Küreselleşmenin ve dolayısıyla ülkeler a ra ­
sındaki serm aye hareketlerinin hızla arttığı g ü ­
nüm üzde, ka ra p a ra ile ulusal devletle rin tek
başına m ü c a d e le etmesi yeterli o la m a m a k ta
ve uluslararası a la n d a ülkeler arasında sıkı bir
işbirliğine ih tiya ç duyulm aktadır. Bu itibarla,
Birleşmiş Milletler, OECD, A vrupa Konseyi ve
A vrupa Birliği bünyesinde ka ra pa ra n ın a k la n ­
masıyla m ü c a d e le y e ilişkin ülkeler arasında iş­
birliği öngörülm üş ve o rta k stan d artlar belir­
lenm eye çalışılmıştır.
1- Birleşmiş Milletler’in Girişimleri
Viyana Konvansiyonu
20 Aralık 1988 ta rih in d e V iy a n a 'd a im zala­
nan 1988 tarihli Uyuşturucu ve Psikotrop M a d ­
delerin Kaçakçılığına Karşı Birleşmiş Milletler
Sözleşmesi, uyuşturucu m a d d e kaçakçılığı
başta o lm ak üzere, yasa dışı eylem ler yoluyla
e ld e edilen kara paranın aklanm ası hakkında
bir dizi düzenlem e getirmiştir.
K a ra p a ra a k la m a y la m ü c a d e le ö n le m le ­
rini d e içe re n Sınıraşan Ö rg ü tlü S uçlara Karşı
Birleşmiş M illetler Sözleşmesi (P a le rm o Kon­
va nsiyon u ), K a ra p a ra A k la m a y a Karşı Poli­
tik Bildirge ve Eylem Planı ile K a ra p a ra A k la ­
m a y a Karşı Küresel P rogram (GPML), ko nu ­
ya ilişkin BM b ü n ye sin d e y a p ıla n d iğ e r çalış­
malardır.
Terörizmin Finansmanının Önlenmesine
Dair Uluslararası Sözleşme
Ayrıca, terörizmin finansm anının e n g e lle n ­
mesi ve faillerinin kovuşturulması ve ce z a la n ­
dırılmasına yönelik etkili önlem lerin oluşturul­
ması a m a cıyla d e vle tle r arasında uluslararası
işbirliğinin geliştirilm esine yö ne lik o la rak 10
O c a k 2000 tarihli Terörizmin Finansmanının
Ö nlenm esine Dair Uluslararası Sözleşme imza­
lanmıştır.
2- Avrupa Konseyi’nin Girişimleri
1980 tarihli Avrupa Konseyi Tavsiye Kararı
Kara paranın aklanm asının önlenm esine iliş­
kin uluslararası d ü ze yd e atılan ilk adım , 27 Ha­
ziran 1980 ta rih in d e , A vrupa Konseyi'ne üye
d e v le tle rd e kara paranın aklanmasının ö n le n ­
mesi a m a c ıy la kabul edilen 80 nolu Tavsiye
Kararıdır. Söz konusu Tavsiye Kararı ile kara p a ­
ranın b a n k a la r aracılığıyla aklanmasının ö n ­
lenmesi için bankacılık sistemine ilişkin ö n le m ­
ler getirilmiştir.
1990 tarihli Avrupa Konseyi Sözleşmesi
(Strazburg Konvansiyonu)
Suç oluşturan e yle m le rd en e ld e edilen g e ­
lirlerin aklanm ası, araştırılması, zaptedilm esi ve
m üsadere edilm esine ilişkin olarak im zalanan
8 Kasım 1990 tarihli A vrupa Konseyi Sözleşme­
s in d e , kara p aranın aklanmasının önlenm esi
konusunda geniş bir ç e rç e v e öngörülm üş ve
her türlü suç oluşturan e yle m d e n (uyuşturucu
m a d d e kaçakçılığı, silah kaçakçılığı, terör,
a d a m ka çırm a ) e ld e e dilen gelirin araştırılma­
sı, takibi ve zaptıyla ilgili uluslararası işbirliği
am açlanm ıştır.
2005 TARİHLİ TERÖRİZMİN FİNANSMANI VE
SUÇTAN ELDE EDİLEN GELİRLERİN
AKLANMASI, ARANMASI, ELKONMASI VE
MÜSADERESİ HAKKINDA AVRUPA
KONSEYİ SÖZLEŞMESİ
K a ra p a ra n ın a kla nm a sıyla m ü c a d e le d e
ö n g ö rü le n işbirliğinin a rd ın d a n , 2 0 0 1 ta rih in ­
d e n sonra hızlanan terörizm le m ü c a d e le sü­
re c in d e , terörizm in finansm anının ö nlenm esi
ve te rö rizm d e n e ld e e d ile n gelirlerin m ü sa ­
deresin e ilişkin o la ra k ülkeler ara sın d a İşbirliği
ö n g ö re n Sözleşme 16 Mayıs 2005 ta rih in d e
imzalanmıştır.
3- Avrupa Birliği’nin Girişimleri
A vru pa Birliği d e karaparanın aklanm ası ve
terörizm in finansm anıyla m ü c a d e le y e ilişkin
özellikle Mali Eylem G örev G ü cü ta ra fın d a n
oluşturulan standartları d ikka te a la rak yasal
d üze n le m eler yapmıştır.
Karaparanın Aklanması ve Terörizmin
Finansmanının Önlenmesine İlişkin AB Direktifleri
• Mali Sistemin Kara Paranın Aklanması Amacıyla
Kullanılmasının Önlenmesine İlişkin 10 Haziran
1991 tarih ve 91/308/EEC sayılı Direktif (mülga)
• 91/308/EEC sayılı Direktifte Değişiklik
Yapılmasına İlişkin 4 Aralık 2001 tarih ve
2001/97/EC sayılı Direktif (mülga)
• Mali Sistemin Aklama ve Terörizmin Finansmanı
Amacıyla Kullanılmasının Önlenmesine İlişkin 26
Ekim 2005 tarih ve 2005/60/EC sayılı Direktif
• 2005/60/EC sayılı Direktifin Uygulanmasına
İlişkin 1 Ağustos 2006 tarih ve 2006/70/EC
sayılı Direktif
23
KAPAK KONUSU
■
—
—
91/308/EEC sayılı Direktif
A vrupa Birliği'nin konuyla ilgili ilk direktifi,
Mali Sistemin Kara Paranın Aklanm ası A m a ­
cıyla Kullanılmasının Ö nlenm esi Hakkındaki 10
Haziran 1991 tarih ve 91/308/EEC sayılı direk­
tiftir. Tem elinde FATF'nin 40 Tavsiyesi te m e l alı­
narak hazırlanmıştır. Direktifte ka ra p a ra a kla ­
m a suçu, kimlik tespiti, kayıtların saklanması
ve şüpheli işlem bildirim ine ilişkin d üzenlem e­
lere yer verilmiştir.
2001/97/EC sayılı Direktif
Özellikle ö ncü l suçlar ve yüküm lü grupları
açısından 91/308/EEC sayılı direktifin kapsa­
mının genişletilmesi a m a c ıy la , 91/308/EEC sa­
yılı Direktifte Değişiklik Yapılmasına İlişkin 4 A ra ­
lık 2001 tarih ve 2001/97/EC sayılı Direktif ka­
bul edilmiştir. B öylece, uyuşturucu kaçakçılığı­
nın yanı sıra tüm organize suçlar ve ka ç a k ç ı­
lıktan e ld e edilen gelirlerin aklanm asıyla m ü­
c a d e le amaçlanm ıştır.
2005/60/EC sayılı Direktif
K arapara a k la m a d a k i yöntem lerin değiş­
mesi ve gelişen uluslararası stan d artlar dikka ­
te alınarak, Mali Sistemin A kla m a ve Teröriz­
min Finansmanı A m a cıyla Kullanılmasının Ö n­
lenm esine İlişkin 26 Ekim 2005 ta rih ve
2005/60/EC sayılı Direktif kabul edilmiştir. Di­
rektifle, 91/308/EEC ve 2001/97/EC sayılı direk­
tifler yürürlükten kaldırmış, FATF ta ra fın d a n y a ­
yınlanan Tavsiye Kararları 2003 yılında revize
edilmiş haliyle benim senm iş ve a kla m a suçu­
nun yanı sıra terörizmin finansm anı d a direktif
kapsam ına alınmıştır. Direktif, mali sektör ile
avukatlar, noterler, m uhasebeciler, em lakçılar
gibi mali sektör dışı meslekler ile bed e li 15 bin
Euro'yu g e ç e n ve peşin o la rak ö d e n e n her
türlü m al ve hizm et alimim kapsam aktadır.
2006/70/EC sayılı Direktif
2005/60/EC sayılı D ire ktifin uygulanm asına
ilişkin o la ra k 1 A ğustos 2006 ta rih ve
2006/70/EC sayılı Direktif yayınlanmıştır. Politik
'
olarak teh likeye m aruz kişinin ve basitleştirilmiş
kimlik tespiti prosedürleri için teknik kriterlerin
tanımı ve za m a n za m an ve ya son d e re c e sı­
nırlı şekilde ya p ıla n finansal eylem lere ilişkin is­
tisnalarla ilgili u yg u la m a tedbirleri bu direktifin
konusunu oluşturm aktadır.
4- OECD’nin Girişimleri
K arapara a k la m a y a ilişkin bir d iğ er önem li
uluslararası girişim ise 1989 yılında G-7 ülkeleri
ta ra fın d a n OECD bünyesinde kurulan Mali
Eylem G örev G ü c ü 'd ü r (FATF). Kuruluş, özellik­
le 11 Eylül 2001 saldırılarından bu ya n a teröriz­
min finansm anıyla d a m ü c a d e le etm ektedir.
Mali Eylem Görev Gücü
(Financial Action Task Force - FATF)
Mali Eylem G örev G ü cü (FATF), 1989 yılında
ABD, J a p o n y a , A lm a n ya , Fransa, İngiltere,
İtalya ve K a n a d a 'd a n oluşan G-7 ülkeleri t a ­
rafından, b aşta uyuşturucu m a d d e gelirleri­
nin s a d e c e bir ülkenin m ü c a d e le etm esi ile
ö n le n e m e y e c e k b o y u tta olan ve fonksiyonu
gereğ i g lo b a l seviyede ce re ya n e d e n a k la ­
m a tehlikesine karşı ç o k taraflı m ü c a d e le
esaslarını belirlem ek, bu esasları organize e t­
m ek, bu k o n u d a stan d artlar geliştirmek ve ül­
keler arasında İşbirliğini tesis e tm ek a m a c ı ile
OECD b ünyesinde kurulmuştur .1 FATF'in baş­
kanlığını, her yıl bir ülke yürütm ektedir.
Bugün g eline n durum itibariyle FATF'in üç
te m e l a m a c ı şudur :2
FATF Üyesi Ülkeler ve
Kuruluşlar
ABD, Alm anya, Arjantin, Avustralya, Avusturya,
Belçika, Brezilya, Danimarka, Finlandiya,
Fransa, Güney Afrika, Hollanda, Hong-Kong,
İngiltere, İrlanda, İspanya, İsveç, İsviçre, İtalya,
İzlanda, Japonya, Kanada, Lüksemburg,
Meksika, Norveç, Portekiz, Rusya Federasyonu,
Singapur, Türkiye, Yeni Zelanda, Yunanistan ve
Avrupa Komisyonu ile Körfez İşbirliği Konseyi
Oktay Üstün, Mali Eylem Görev Gücü’nün Yeni Kırk Tavsiye Kararı Neler Getiriyor, Bankacılar Dergisi, No 47, TBB, 2003, s. 16
2A.g.e., s. 17
1. Karaparanın aklanm ası ve terörizmin fi­
nansmanının önlenm esine yönelik politikaların
tüm d ü n ya ya yayılması ve uluslararası işbirliği­
nin geliştirilmesi
2. Tavsiyelerin gereklerine uyum konusunda
üye ülke u ygulam alarındaki gelişimin ve etkin­
liğin izlenmesi
3. K arapara a kla m a tipoloji ve trendlerinin
izlenerek duyurulması
24 Eylül 1991 tarih ind e üye olarak katılan
Türkiye ile birlikte, FATF'nin 31 ülke ve 2 b ö lg e ­
sel kuruluş o lm ak üzere to p la m 33 üyesi bulun­
m aktadır.
a) FATF Genel Kurulu ve Çalışma Grupları3
Kuruluşun en üst karar a lm a organı olan
G enel Kurul'da, ka ra p a ra a k la m a eğilim leri­
nin analizi ve bun la ra karşı a lın a c a k önlemler,
bu önlem lerin üye ülkelerce u ygulanıp uygu­
lanm adığının den e tlen m e si, işbirliği y a p m a ­
yan ülke ve b ölgelerin belirlenmesi ve b u n la ­
ra karşı a lın a ca k ted b irle r ele alınm aktadır.
G enel Kurul yılda ü ç kez top lanm aktadır.
FATF belli ko nu la rd a çalışm a grupları d a
oluşturm aktadır. Bu g ru p la rd a n Terörizmin Fi­
nansmanı Çalışm a G rubu, terörizmin finans­
m anı konusunda geliştirilen 9 Özel Tavsiye ile
açıklayıcı n otla r ve u yg u la m a rehberleri çıkar­
m ak ve bu k o n u d a alınması gereken yeni ö n ­
lemleri belirlem ek üzere çalışm alar y a p m a k ­
tadır. K arapara a kla m a ve terörizmin finans­
manı konusunda tipolojiler geliştirmek üzere
ise Tipoloji Çalışm a G rubu kurulmuştur.
AML/CFT Değerlendirm eleri ve Uygulam a
Çalışma G rubu ise, ülkelere yönelik yürütülen
3ncü tur karşılıklı değerlendirm e sürecini belirle­
mek, uygulam ak, koordinasyonu sağlam ak,
değerlendirm elerde karşılaşılan sorunları belirle­
mek, değerlendirm ecilere yönelik eğitim p ro g ­
ramları organize etm ek üzere çalışmaktadır.
40 TAVSİYE KARARI
1. Yasal Sistemler (Tavsiye 1-3)
- karapara a kla m a suçunun tanımı
- te d b ir koym a ve m üsadere
2. Karapara Aklam a ve Terörizmin Finansmanının Önlenmesi İçin Finansal ve
Finansal Olmayan Kuruluşlar ile Meslek Gruplarınca Alınacak Tedbirler (Tavsiye 4-25)
- avukatlar, noterler, m uhasebeciler gibi meslek grupları d a dahil olm ak üzere müşteri
takibi, kimlik tesbiti, kayıt tu tm a ve şüpheli işlem bildirimi
- mali kuruluşlarca bu konuda iç kontrol sistemleri geliştirilmesi ve personel eğitim
program ları düzenlenm esi
- tavsiyelerle kısmen ve ya ta m a m e n uyumsuz ülkelere d air tedbirler
- idari ve cezai m üeyyideler
3. Karapara Aklam a ve Terörün Finansmanıyla M ücadele Sistemi İçin Gerekli
Olan Kurumsal Tedbirler ve Diğer Önlemler (Tavsiye 26-34)
- ulusal bir mali istihbarat birimi kurulması, yetkileri ve kaynakları
- incelem e, soruşturma ve m ahkum iyet
- dondurulan, el konulan ve m üsadere edilen mal varlıkları
- tüzel kişiliklerin şeffaflığı
4. Uluslararası İşbirliği (Tavsiye 35-40)
- yetkili m a ka m la r arasında işbirliği, karşılıklı yasal yardım laşm a ve suçluların iadesi
- onaylanm ası ve uygulanm ası beklenen uluslararası Konvansiyonlar
3 http://www.masak.gov. tr/tr/kpua. htm#C
KAPAK KONUSU
Ayrıca, FATF bünyesinde, m ali hizm et sektö­
ründe çalışan ulusal ve uluslararası temsilcileri
ve d iğ e r ilgilileri yılda iki kez bir a ra y a getiren
Finansal Hizmetler Forumu d a oluşturulmuştur.
b) FATF Tavsiye Kararları ve Metodolojisi
FATF, yukarıda sayılan uluslararası girişimler­
d e n hareketle ilk olarak 1990 yılında uyuşturu­
c u suçlarından e ld e edilen kara p aran ın a k­
lanmasını ö n le m e d e hukuk sisteminin geliştiril­
mesi, mali sistemin güçlendirilm esi ve uluslara­
rası işbirliğinin artırılması a m a c ıy la "40 Tavsiye
Kararı" yayınlamıştır. Tavsiye Kararları kara p a-
Terörün finansmanı
ile mücadeleye
ilişkin 9 özel tavsiye
1- Birleşmiş Milletler belgelerinin
onaylanm ası ve yürürlüğe konması
2- Terörizmin, terörist eylemlerin ve
terör örgütlerinin finansmanının suç
haline getirilmesi
3- Terörist malvarlıklarının dondurulm ası
ve müsaderesi
4- Terörizmle ilgili şüpheli işlemlerin
bildirimi
5- Uluslararası işbirliği
6- A lternatif havale yöntem lerine
ilişkin düzenlem eler
7- Elektronik transfere ilişkin
düzenlem eler
8- Kar a m acı g ütm eyen kuruluşlarla ilgili
düzenlem eler
9- Kuryeler aracılığıyla p a ra nakline
ilişkin düzenlem eler
ra a k la m a yöntem lerindeki değişim ler üzerine
1996 ve 2003 yıllarında revize edilmiştir.
FATF, 11 Eylül saldırıları ve d ü n y a ç a p ın d a
a rta n terör nedeniyle 40 Tavsiye K ararı'na ek
o la rak 20 0 1 yılında terörizmin finansm anı ile
m ü c a d e le konusunda "8 Özel Tavsiye" yayın­
lamıştır. 2004 yılında b un la ra bir özel tavsiye
26
d a h a eklenerek, özel tavsiyelerin sayısı 9 'a
çıkmıştır.
FATF 2004 yılında, etkili bir ka ra p a ra a kla m a
ve terörizmin finansm anıyla m ü c a d e le sistemi
(AML/CFT) için gerekli şartları ve her bir FATF
Tavsiyesi için te m e l kriterleri gösteren "K ara­
p a ra A kla m a ve Terörizmin Finansmanıyla
M ü c a d e le S tandartlarına Uyumun D eğerlen­
dirilmesine İlişkin M e to d o lo ji" oluşturmuştur.
Ayrıca FATF, kendisine üye o lm a ya n ülkeleri
d e ğ e rle n d irm e k üzere, belirlediği 40 Tavsiye
ile uyum lu 25 Kriter yayınlamıştır. Bu kriterlere
d a y a n a ra k her yıl "İşbirliği Y ap m a ya n Ülke ve
Bölgeler" listesi yayınlam aktadır. 2001 yılında
23 ülke ve b ö lg e bu listede yer alırken, Ekim
FATF 21 no’lu
Tavsiye Kararı
Finansal kuruluşlar, FATF tavsiyelerini
uygu la m a yan ya d a eksik uygulayan
ülkelerin vatandaşları, şirketleri ve
finansal kuruluşları ile girecekleri iş
ilişkilerine ve işlemlere özel dikkat
göstermelidir. Bu işlemlerin görünürde
hukuki ve ekonom ik a m a cı yoksa
işlemlerin esası ve a m a cı araştırılmalı ve
bulgular yetkili m a ka m la ra yardım cı
ola bilece k şekilde yazılı ka yda
geçirilmelidir. Bir ülke, FATF tavsiyelerine
u ym a m a ya ya d a ye te rin ce uyum
gösterm em eye d e v a m ederse, ülkeler
buna karşı uygun tedbirleri almalıdır.
2006 itibarıyla listede h içb ir ülke yer a lm a ­
maktadır. Mali kuruluşların FATF'in 2 lin ç i Tavsi­
yesi d o ğ ru ltu sun d a, söz konusu listede yer
a la n ülkelerle girecekleri iş ilişkilerine ve işlem­
lere özel d ikka t gösterm eleri istenmiştir. Söz
konusu 2 lin ç i Tavsiye, 40 Tavsiye ve 9 Özel
Tavsiye'ye uym adığı s a p ta n a n FATF üyeleri
için d e u yg u la n a n bir yaptırım m addesidir.
c) FATF Karşılıklı Değerlendirme Süreci
K arapara a k la m a ve terörizm in finansm a­
nıyla m ü c a d e le d e te m e l unsur, ülkelerin sis­
tem lerinin FATF ta ra fın d a n belirlenen uluslara­
rası sta n d a rtla ra uyum unun periyodik o la rak
izlenmesi ve değerlendirilm esidir. FATF üyesi ül­
keler, a k la m a suçu ve terörizmin finansm anıy­
la m ü c a d e le konusunda alm aları gereken
önlem leri içeren 40 Tavsiye Kararı ile 9 Özel
Tavsiye Kararını ve M etodolojiyi uygulayıp uy­
g u la m a d ıkla rı yö n ü n d e n d e ğ e rle n d irm e y e
alınm aktadır.
FATF ülkeyi her bir Tavsiyeye g öre d e ğ e rle n ­
dirir. Her bir Tavsiye için d ö rt olası uyum d e re ­
celendirm esi m evcuttur: uyum lu, büyük ö lç ü ­
d e uyum lu, kısmen uyum lu ve uyumsuz. Bir
Tavsiye u yg u la n a m a z olarak d a d e ğ e rle n d iri­
lebilir.
FATF, ülke ra p o ru n d a belirtilen eksiklikleri iki
türlü ta k ip e de b ilm e kted ir:
1- İki yılda bir yapılan güncelleştirme (Bien­
nial Update): D eğerlendirilen ülke, Karşılıklı De­
ğ erle n d irm e Süreci sonrasında raporun yayın­
lanm asından sonra 2 2 a y için d e , ra p o rd a kıs­
m en uyum lu ya d a uyumsuz o ld u ğ u belirtilen
tavsiyelerle ilgili eksikliklerinin giderilm esi için
önlem ler a la rak bunları FATF'e bildirm ektedir.
D aha sonra, ka yde d ile n ilerlem eler iki yılda bir
FATF'e sunulmaktadır.
2- Geliştirilmiş Takip (Enhanced Follow Up): 1
n o 'lu k a ra p a ra a kla m an ın suç haline g e tiril­
mesi, 5 n o 'lu müşterinin tanınm ası prensibi,
10 n o 'lu kayıtların saklanm ası ve 13 n o 'lu
şüpheli işlem bildirim ine ilişkin Tavsiyeler v e y a
2 n o 'lu terörizm in finansm anının suç h aline
getirilm esi ve 4 n o 'lu terörizm in finansm anı
ko nu su nd a şüpheli işlem bildirim i ya pılm asına
ilişkin Özel Tavsiyelerin, kısmen uyum lu ya d a
uyumsuz o ld u ğ u sa p ta n d ığ ın d a ve G en e l
Kurul'un geliştirilmiş ta k ib e karar verm esi h a ­
linde u yg u la n m a kta d ır. D e ğ e rle n d irm e ra p o ­
ru G e n e l K urul'da kabul e d ild ik te n 24 a y son­
ra ülke, G e n e l Kurul'a gelişm elerle ilgili ra p o r
su n m a kta , d a h a sonraki gelişm elere ilişkin ra ­
p o rla r ise izleyen G en e l K urullar'd a sunul­
m aktadır. Ülke, ra p o rd a belirtilen eksikliklerin
giderilm esi için gerekil adım ları a tm a zsa , ka ­
d e m e li o la ra k yaptırım m addesi olan 2 1 inci
Tavsiye uygu la n ab ilm ekte , tavsiyelere uyum
sağlayın caya ka da r ülkenin FATF üyeliği askıya
alınabilm ekte ve sonrasında üyeliği sona erdirilebilmektedir.
DÜNYADA SİGORTA SEKTÖRÜNDE
KARAPARA AKLAMA
Finans sektörünün bir parçası olan sigorta ve
reasürans şirketleri vasıtasıyla d a ka ra pa ra aklanabilm ektedir. Bu nedenle, d ü n y a d a karap arayla m ü ca d e le konusunda yapılan düzen­
lem elerde sigorta sektörü d e d ikkate alınm ak­
tadır. Yukarıda değindiğim iz FATF Tavsiye Kararları'nın d a birçoğu sigorta sektörünü ilgilendir­
mektedir. Ayrıca, Uluslararası Sigorta D enetçi­
leri Birliği (IAIS) de, spesifik olarak sigorta sektö­
ründe karapara aklam ayla m ü c a d e le için alı­
nab ile ce k önlem ler üzerinde durm aktadır.
1- FATF Düzenlemeleri
Mali Eylem G örev G ü c ü 'n ü n (FATF) k a ra p a ­
ra a kla m a ve terörizmin finansm anıyla m ü c a ­
d e le için oluşturduğu Tavsiye Kararları ve M e­
todolojisi sigorta sektörü için d e geçerlidir.
Özellikle, karaparanın aklanm asına ilişkin 4-6,
8-11, 13-15, 17, 21-23, 25, 29-32 ve 40 no'lu
Tavsiyeler ile terörizmin finansm anına ilişkin 4
ve 5 n o'lu Özel Tavsiyeler sigorta sektörünü il­
gilendirm ektedir.
2- IAIS Düzenlemeleri
1994 yılında, sigorta den e tçile ri arasındaki iş­
birliğini geliştirmek ve uluslararası düzeyde si­
g orta d enetim standartlarını oluşturm ak üzere
kurulan Uluslararası Sigorta D enetçileri Birliği'nin (IAIS), aralarında ülkem izden Sigorta De­
netlem e Kurulu'nun ve gözlem ci statüsüyle Bir-
ICP 28: Karapara aklama ve
terörizmin finansmanı ile
mücadele (AML/CFT)
Denetim otoritesi, sigorta şirketlerinden ve
aracılardan, özellikle de hayat sigortası ürünleri
veya yatırıma yönlendirilen diğer ürünler sunan
sigorta şirketlerinden ve aracılardan, karapara
aklama ve terörizmin finansmanı faaliyetlerini
engellemek, tespit etmek ve raporlam ak için,
Mali Eylem Görev G ücü’nün (FATF)
Tavsiyelerine uygun şekilde etkin önlemler
almalarını talep eder.
KAPAK KONUSU
liğimiz'in d e bulunduğu 180 üye ve 100 göz­
lemcisi bulunm aktadır, IAIS, etkin bir sigorta d e ­
netimi için gerekli olan İlkeleri d e belirlemiştir.
a) 28 no’lu IAIS Sigortacılık Temel İlkesi
IAIS ta ra fın d a n belirlenmiş olan 28 a d e t si­
g o rta te m e l ilkesinin sonuncusu ka ra p a ra a k­
la m a ve terörizm in finansm anı ile m ü c a d e le ­
ye ilişkindir. IAIS, 28 n o 'lu ilkede, ka ra p a ra a k­
la m a ve terörizm in finansm anıyla m ü c a d e le ­
d e FATF'in belirlediği kurallara g öre h areke t
edilmesini istemektedir.
b) 5 no’lu IAIS Rehber Kitabı: Kara Para A k­
lam a ve Terörizmin Finansmanı ile M ücadele­
ye İlişkin Rehber Kitap (Ekim 2004)
Finans sektörünün bir parçası olan sigorta şir­
ketleri, bilerek ve ya bilm eyerek kara p ara ak­
lam a ve ya terörizmin finansm anına yardım cı
olabilir. Bu n ed e nle sigorta şirketlerinin bu ko­
nuda sıkı önlem ler almaları beklenm ektedir.
R ehberde, sigorta şirketlerinde kara p a ra
a kla m a ve terörizmin finansm anı riski ile ilgili
g en e l bir a çık la m a ya p ılm a kta ve bunun
hangi yollarla gerçekleştirilebileceği belirtil­
mektedir. Bu k o n u d a alınması gereken ö n ­
lem ler şu şekilde sıralanm aktadır:
- Müşteriler, sahipler ve lehtarlar hakkında
kimlik tespiti yapılması
- Yüksek riskli müşteriler için d a h a ileri düzey­
d e tedbirlerin alınması
- Son 5 yıla a it kimlik tespiti verilerini d e iç e ­
ren tüm kayıtların tutulması
- G örünürde ekonom ik ve ya yasal a m a cı
b u lu n m a ya n , karmaşık, olağandışı büyük iş­
lemlerin v e ya olağandışı işlem türlerinin yakın­
d a n izlenmesi
- Şüpheli işlemlerin ra p or edilmesi
- Kara p a ra a kla m a ve terörizmin fin an sm a ­
nı faa liyetleri ile m ü c a d e le e tm e k için e ğ itim ­
ler b aşta o lm a k üzere dahili p ro g ra m la r ile iç
kontrol ve d e n e tim fonksiyonları geliştirilmesi
TÜRKİYE’DE KARAPARANIN AKLAMA VE
TERÖRİZMİN FİNANSMANI İLE MÜCADELE:
OECD üyesi o lan Türkiye, OECD bünyesin­
d e kurulan Mali Eylem G örev G ü c ü 'n e (FATF),
kuruluşundan 2 yıl sonra, 1991 yılında üye o l­
28
muş ve tavsiye kararlarına uymayı ta a h h ü t e t­
miştir. Bu ç e rç e v e d e , gerekli yasal d üze n le ­
m eleri y a p m a k ta o ld u kça g e cike n Türkiye,
ka ra p a ra y la m ü ca d e le n in a n c a k uluslararası
işbirliğiyle sürdürülebilmesi n e d e n iyle g erek
FATF gerekse d iğ e r uluslararası kuruluşların
eleştirilerine h e d e f olmuştur. Sonuç o la rak, ka­
ra p a ra a kla m a suçu ile m ü c a d e le için g e re k ­
li yasal düzenlem eler ilk olarak Kasım 1996 ta ­
rihinde çıkarılan "4208 sayılı K araparanın Ak-
Karaparanın Aklanmasının
Önlenmesine Dair 4208 Sayılı
Kanunun Uygulanmasına İlişkin
Yönetmelik Uyarınca
Yükümlü Grupları
1. Bankalar
2. Özel finans kurumlan
3. Bankalar dışında asli faaliyeti kredi kartı ihraç
etm ek olan kurumlar
4 . Ödünç para verme işleri hakkındaki mevzuat
kapsamındaki ikrazatçılar, finansman ve
faktoring şirketleri
5. 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu
kapsamındaki sigorta ve reasürans şirketleri
6. İstanbul Menkul Kıymetler Borsası Takas ve
Saklama Bankası A.Ş.
7. Sermaye piyasası aracı kurumlan ve portföy
yönetim şirketleri
8. Yatırım fonu yöneticileri
9. Yatırım ortaklıkları
10. Kıymetli madenler borsası aracı kuruluşları
11. Kıymetli maden, taş veya mücevherlerin
alım satımını yapanlar
12. Kambiyo mevzuatında belirtilen yetkili
müesseseler
13. Posta İşletmesi Genel Müdürlüğü dahil
her türlü posta ve kargo şirketleri
14. Finansal kiralama şirketleri
15. Ticaret amacıyla gayrimenkul alım-satımı ile
uğraşanlar veya aracılık edenler
16. Talih oyunları salon işletmeciliği yapanlar
17. İş makineleri dahil her türlü deniz, hava ve
kara nakil vasıtalarının alım-satımı ile
uğraşanlar
18. Tarihi eser, antika, sanat eseri
koleksiyoncuları ve alım-satımı ile
uğraşanlar veya müzayedeciliğini yapanlar
19. Spor kulüpleri
20. Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü
21. Türkiye Jokey Kulübü
22. Tapu Sicil Müdürlükleri
23. Noterler
lanmasının Ö nlenm esine Dair Kanun" ve d a ­
ha sonra Ekim 2006 ta rih in d e çıkarılan "5549
sayılı Suç Gelirlerinin Aklanm asının Önlenmesi
Hakkında Kanun" ile yapılmıştır.
Yasal düzenlem elerde, karaparanın aklan­
ması konusunda yükümlüler, kimlik tespiti, işlem­
lerin muhafazası, şüpheli işlem bildirimi, cezalar,
el koym a ve MASAK'ın kuruluşuna ilişkin hüküm ­
lere yer verilmiştir. 5549 sayılı Kanun'un yayım ­
landığı ekim ayından itibaren 6 ay içinde ilgili
yönetmeliklerin de çıkarılması gerekm ektedir.
1- Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK)
1996 yılında 4208 sayılı K a n u n 'la kurulan ve
d o ğ ru d a n M aliye B aka m 'na bağlı olarak ça lı­
şan Mali Suçları Araştırm a Kurulu (MASAK), kara p a ra a kla m a suçunun araştırılması ve in c e ­
lenmesi ile görevlendirilm iş ve Ş ubat 1997'de
g ö re ve başlamıştır.
Kurulun a m a cı, a kla m a suçunun önlenmesi
ve tespitine yönelik o la rak politika oluşturul­
ması ve düzenlem e yapılm asına katkıda b u ­
lunm ak, hızlı ve güvenilir bir şekilde bilgi to p la ­
m ak ve analiz e tm ek, araştırm a ve in ce lem e
y a p m a k , e ld e e dilen bilgi ve sonuçları ilgili
m a ka m la ra iletmektir.
MASAK, ülkelerde k a ra p a ra a kla m a suçu­
na ilişkin bilgilerin top la n m a sı, analizi ve ilgili
yerlere iletilmesi ile görevli m ali istihbarat bi­
rimlerinin (FIU) 1995 yılında oluşturduğu "Egm o n t G ru b u "n a 1998 yılında üye olmuştur.
FATF'in üyelerin Tavsiye K ararları'na uyum u­
nu d e ğ e rle n d irm e k üzere ya ptığ ı in ce lem eler
çe rçe ve sin d e , ülkemiz d e 2006 yılında FATF
3üncü Karşılıklı D e ğ e rle n d irm e si'n e ta b i tu tu l­
maktadır. D e ğ erlen d irm e le rd e , Türkiye'nin 40
Tavsiye Kararı, 9 Özel Tavsiye ve AML/CFT Metod o lo jisi'ne uyum u İncelenm ektedir. D eğer­
lendirm e süreci ülkem izde MASAK başkanlığı
ve koordinasyonu a ltın d a yürütülm ektedir.
Türkiye Karşılıklı D eğerlendirm e Süreci ç e r­
çe vesind e , MASAK ta ra fın d a n , a ralarında Birliğimiz'in d e b u lu n d u ğ u kurum ve kuruluşlar­
d a n ta le p edilen bilgiler d oğrultusunda c e ­
vaplandırılan S ualnam e FATF'e gönderilmiştir.
D aha sonra, FATF d e ğ e rle n d irm e heyeti, Türki­
ye ziyareti çe rçe ve sin d e , MASAK başta olm ak
üzere a ra la rın d a Birliğimizin d e b u lun d uğ u ku­
rum ve kuruluşlar ile görüşmüştür. Tüm bu ç a ­
lışmaların a rd ın d a n , Türkiye Karşılıklı D eğerlen­
dirm e R a p oru 'n u n hazırlanarak, 2007 yılında
FATF G enel K urulu'nda görüşülmesi b eklen ­
mektedir.
2- Mali Suçlarla M ücadele
Koordinasyon Kurulu
5549 sayılı K a n u n 'd a , 4208 sayılı K a n u n 'd a
d a yer a la n Mali Suçlarla M ü c a d e le Koordi­
nasyon K urulu'na yer verilmiştir. Kurulun a m a ­
cı, suç gelirlerinin aklanmasının önlenm esine
ilişkin kanun taslakları ile Bakanlar Kurulu ka ra ­
rıyla yürürlüğe g ire ce k yönetm elik taslaklarını
d e ğ e rle n d irm e k ve u yg u la m a yla ilgili kurum
ve kuruluşlar arasında koordinasyonu sa ğla ­
m aktadır. Koordinasyon Kurulu yılda en az iki
d e fa to p la n a ca ktır.
Koordinasyon Kurulu üyeleri arasında Hazi­
ne Müsteşarlığı Sigortacılık G enel M üd ürü'n ü n
yanı sıra, M aliye Bakanlığı Müsteşarı, MASAK
Başkanı, M aliye Teftiş Kurulu Başkanı, M aliye
29
KAPAK KONUSU
..........................................
Hesap Uzmanları Kurulu Başkanı, Gelir İdaresi
Başkanı, İçişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı,
A d a le t Bakanlığı Kanunlar G enel M üdürü, Dı­
şişleri Bakanlığı Ekonomik İşler G en e l M üdürü,
Hazine Kontrolörleri Kurulu Başkanı, Hazine
Müsteşarlığı Banka ve K am biyo G en e l M ü d ü ­
rü, G üm rük Müsteşarlığı Teftiş Kurulu Başkanı,
G üm rük Müsteşarlığı G üm rükler G enel M ü d ü ­
rü, BDDK Başkan Yardımcısı, SPK Başkan Yar­
dımcısı ve Merkez Bankası Başkan Yardımcısı
bulunm aktadır.
TÜRK SİGORTA SEKTÖRÜ VE
KARAPARA AKLAMA
5549 sayılı K an u n'a göre, sigortacılık a lanın­
d a fa a liy e t gösterenler yüküm lü grupları a ra ­
sında sayılm akta olup, kimlik tespiti ve şüphe­
li işlem bildirimi ya pm ala rı, ta ra f oldukları ve ya
aracılık ettikleri işlemlerden B akanlık'ça belir­
le n e c e k tutarı aşanları MASAK'a bildirm eleri,
yüküm lülüklerine ve işlemlerine ilişkin her türlü
o rta m d a k i belgeleri düze n le m e tarih ind e n,
d e fte r ve kayıtları son kayıt ta rih in d e n , kimlik
tespitine ilişkin belgelen ise son işlem tarihin­
d e n itibaren 8 yıl süreyle m u h a fa za etm eleri
ta le p edilm ektedir. Eski K a n u n 'd a ve y ö n e t­
m eliklerde öngörülen 5 yıllık sürenin 8 yıla çı­
kartıldığı dikkat çekm ektedir. Ayrıca, 5549 sa­
yılı K anun'la, çalışanlara eğitim program ı uy­
g u la m a zorunluluğu yine ikincil m e vzu a ta bı­
rakılmıştır. M e vcu t yö ne tm e likle rd e , bu zorun­
luluk ilk a ş a m a d a b a n ka la ra getirilmiş olu p, si­
g o rta şirketleri için b öyle bir zorunluluk b ulun ­
m am aktadır.
1- Sigorta Sektöründe Şüpheli
İşlem Bildirimi
Sigorta ve reasürans şirketleri, şüpheli işlem­
leri bildirm ek zorunda olan yüküm lüler arasın­
d a bulunm aktadır. MASAK ta ra fın d a n , 2006
yılında, a k la m a suçunun ve terörün fin an sm a ­
nının önlenm esine yönelik bilincin geliştirilmesi
ve şüpheli işlem bildirim kapasitesinin g ü ç le n ­
dirilmesi için "Şüpheli İşlem Bildirim Rehberi"
hazırlanmıştır. Söz konusu yayın, Birliğimizce
M ASAK'tan tem in edilerek tü m şirketlere d a ­
ğıtılmıştır. Söz konusu re h b e rd e , sigorta sektö­
rüne ilişkin olası şüpheli işlemler şu şekilde sıra­
lanm aktadır:
- Müşterinin kendi kişisel h esabından başka bir
hesaba ç e k keşide e d e re k a ç ık ç a ilgisiz ol­
d uğ u anlaşılan ü ç ü n c ü bir ta ra f a dına sigor­
ta poliçesi satın alm ayı önerm esi ve ya sigor­
ta tazm inatının söz konusu tarafın hesabına
transfer edilmesi ya d a edilmesinin ta le p
edilmesi ya d a a ç ık ç a ilgisiz o ld uğ u anlaşı­
lan ü çü n cü ta ra f a d ın a le h d a r değişikliği ta ­
lep edilmesi
- Müşterinin h a y a t sigortası ya d a emeklilik si­
gortası poliçesinin primlerini yüksek m iktarda
nakit olarak ödem esi
- Küçük miktarlı ve düzenli ö d e m e y e dayalı
p o liçe ye sahip olan müşterinin a n id e n peşin
ö d e m e ile önem li ö lç ü d e büyük p o liçe satın
a lm a teklifinde bulunm ası
- Müşterinin m akul bir n e d e n i olmaksızın ve
özellikle d e önem li o ra n d a m a d d i ka yba yol
a ç a c a k şekilde p o liçe n in va de sin d en ö n c e
geri ödenm esini istemesi ya d a ö de m e n in
ü çü n cü bir kişi lehine yapılmasını ta le p e t­
mesi
- Tek primli sigorta sözleşmesinde ö de m e n in
riskli bir ülkede yerleşik bir b a n ka hesabın­
d a n yapılm ası, elektronik transfer ya d a d ö ­
viz önerilmesi
- Müşterinin yaşı ve sağlık durum u ile uyumlu
o lm a ya n emeklilik planı ve ya h a y a t sigorta­
sı sözleşmesi için ya d a müşterinin bilinen işi
ile ilgisi o lm a ya n bir riski sigorta e ttirm ek için
başvuruda bulunm ası
- Müşterinin başka şirketlerden d e p oliçeleri­
nin o ld u ğ u n u söylemesi ya d a bunun tespit
edilmesi ve bu d urum un müşterinin mali p ro ­
fili ile uyumsuzluk gösterm esi
- Yüksek miktarlı te k primli p o liç e ile düzenli
geri ö d e m e le r ta le p edilm esi ve bu ta le b in
müşterinin g e n e l d urum u ve b e ya n edilen
düzenli gelirle bağdaştırılam am ası
2- Sigorta Sektöründe Kimlik Tespiti
Şu an yürürlükte bulunan "K araparanın Ak­
lanmasının Ö nlenm esine Dair 4208 Sayılı Kanu­
nun Uygulanmasına İlişkin Y önetm elik" uyarın­
c a , karaparanın aklanm asıyla m üca de le nin
yürütülm esinde belirli yüküm lülükler getirilen
gruplar arasında yer a la n sigorta ve reasürans
şirketleri ile bunların Türkiye'deki şube, a c e n te ,
tem silci ve ticari vekilleri ile benzeri bağlı birim ­
lerinin, kimlik tespiti işlemlerini belirtilen y ö n te m ­
lere göre yapm aları gerekm ektedir.
2.7.1997 tarih ve 23037 sayılı Resmi G azete 'd e ya yım la na n söz konusu Y önetm eliğin 4.
m a d d e s in d e , 2 milyar TL (2 bin YTL) v e ya m u­
adili dövizi aşan sig ortalam a işlem lerinde kim ­
lik tespiti zorunlu tutulmuştur.
31.12.1997 tarih ve 23217 sayılı Resmi G azete 'd e yayım lanan 4208 Sayılı K anun'un Uygu­
lanm asına İlişkin Yönetm elikte Değişiklik Yapıl­
ması Hakkında Yönetm eliğin değişik 4. m a d ­
desinde ise; "Yükümlüler ve bunların Türki­
ye'deki şube, a c e n te , temsilci ve ticari vekilleri
ile benzeri bağlı birimleri; kiralık kasa hizmetleri
ile ta ra f oldukları veya aracılık ettikleri to p la m
tutarı 2 milyar Türk Lirası veya m uadili dövizi
aşan her türlü alım-satım, havale, ö d e m e , sak­
lam a, takas, tra m p a , b orç alm a, b o rç verm e,
borcun nakli, a la ca ğ ın temliki, kiralam a, kiraya
verm e, sigortalam a, m e vd u a t, kar-zarara katıl­
m a hesabı veya cari hesap a çtırm a ve bu he­
sa plardan p ara çe km e veya yatırm a, m e v d u ­
a t hesabı niteliğindeki m e v d u a t sertifikaları
karşılığında ö d e m e yapılması, çe k ve senet
tahsili, repo ve serm aye piyasası işlemleri ile
benzeri işlemlerde, bu işlemleri y a p m a d a n ö n ­
c e müşterilerinin ve konuya ta ra f olanların kim­
liklerini tespit e tm ek ve usulü dairesinde son iş­
lem tarihini takip e de n takvim yılı başından iti­
baren beş yıl süre ile m uhafaza e tm ek zorun­
dadırlar." hükmü yer a lm a kta olup, sigortala­
m a işlemlerinde kimlik tespiti için 2 milyar TL (2
bin YTL) limit d e va m ettirilmiştir.
A n ca k, 4208 Sayılı Kanunun Uygulanm asına
İlişkin söz konusu Y önetm eliğin 4üncü m a d d e ­
sinin 1.2.2000 tarih ve 23951 sayılı Resmi G azete 'd e 2000/65 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile
y a yım la n a n Y ön e tm elik değişikliğinin lin ç i
m addesi ile değişen şeklinde; "Yüküm lüler ve
bunların Türkiye'deki şube, a c e n te , tem silci ve
tica ri vekilleri ile benzeri bağlı birimleri; ta ra f
oldukları ve ya aracılık ettikleri to p la m tutarı 2
m ilyar Türk Lirası ve ya m uadili dövizi aşan her
türlü alım-satım, h a va le , ö d e m e , saklam a, ta ­
kas, tra m p a , b o rç a lm a , b o rç ve rm e , b orcun
nakli, a la c a ğ ın tem liki, kiralam a, kiraya ver­
m e, m e v d u a t, kar-zarara katılm a ve ya cari
h esaplardan p a ra ç e k m e v e y a yatırm a, çe k
ve senet tahsili ve serm aye piyasası işlemleri
ile benzeri işlemlerde, bu işlemleri y a p m a d a n
ö n c e müşterilerinin ve a dların a h areke t e d e n ­
lerin kimliklerini tespit e tm e k ve usulü dairesin­
d e son işlem tarihini ta kip e d e n takvim yılı b a ­
şından itibaren beş yıl süre ile m u h afa za e t­
m ek zorundadırlar. S igortalam a, finansal kira­
la m a ve kiralık kasa hizmetleri ile m e v d u a t he ­
sabı, kar-zarara katılm a hesabı, cari hesap,
re p o ve ya benzeri hesap a ç m a işlemleri y a ­
p ılm a d a n ö n c e herha n gi bir parasal sınır ol­
maksızın kimlik tespiti yapılır." d e n ilm e kte olup,
tu ta r sınırı olmaksızın kimlik tespiti y a p ıla c a k iş­
lemlerin kapsam ı genişletilerek sig o rtala m a iş­
lemleri d e d iğ e r bazı işlemlerle birlikte bu k a p ­
sam a alınmış ve h erha n gi bir parasal sınır ol­
maksızın her bir sig o rta la m a işlem inde m üşte­
rilerin ve a dlarına h a re ke t e de nlerin kimlikleri­
ni tespit e tm ek ve son işlem tarihini ta kip e d e n
takvim yılı başından itib a ren beş yıl süre ile
m u h afa za e tm e k zorunlu tutulmuştur. 5549 sa­
yılı K a n u n 'd a ise, kimlik tespitine ilişkin b e lg e le ­
rin m u h afa za süresi 8 yıla çıkarılmıştır.
Diğer ta ra fta n , 8.7.2003 ta rih ve 25162 sa­
yılı Resmi G a z e te 'd e y a y ım la n a n Mail Suçlar­
la M ü c a d e le K oordinasyon Kurulu K ararı'yla
ise, kimlik te sp it zo ru nlu lu ğ un a ilişkin o la rak
b elirlenen 2 m ilyar TL (2 bin YTL) sınırının 12
m ilyar TL'ye (12 bin YTL) yükseltilm esine karar
verilmiştir. ■
HAZİNE MÜSTESARLIGI SİGORTACILIK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
#%
fiil TBMM Komisyonları
gündeminde bulunan
Kanunu Tasarısı'nın
getirdiği temel hususlar
e v c u t Sigorta M urakabe Kanunu'nu
belli bir ölçüde değiştirerek, ülkemizdeki
sigortacılık düzenlemelerinin uluslararası uygula­
malara ve sektörün gelişen yapısına uygun hale
getirilmesi ile sigorta şirketlerince halkımıza daha
iyi ve etkin hizmet verilmesi amacıyla hazırlanan
Sigortacılık Kanunu Tasarısı, 25 Mayıs 2006 tarihin­
de Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sunulmuştur.
Tasarı, Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi
ve Teknoloji Komisyonu esas komisyon olmak
üzere, A d a le t Komisyonu, Plan ve Bütçe Komis­
yonu ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu'na sevk
edilmiştir. Söz konusu Tasarının hazırlanmasında
m evcut yasada değişiklik yapan 539 sayılı Ka­
nun Hükmünde Kararname'nin yasal dayanağı­
nın iptal edilmiş olması ile Avrupa Birliği'ne uyum
süreci önemli bir etken olmuştur.
Tasarı, bir çerçeve kanun niteliğindedir. Ö nce­
likle ana kurallar belirlenmiş ve detaylar ikincil
mevzuata bırakılmıştır. Bu şekilde, yasal düzenle­
melerin sektörün dinamik yapısına gecikm eden
ayak uydurmasına imkan sağlanmıştır. Ayrıca, bu
yolla, AB mevzuatındaki olası değişikliklerin mev­
zuata yansıtılabilmesi de daha kolay olacaktır.
Tasarı ile, bir yandan varolan düzenlemeler
güncelleştirilirken bir yandan da sigortacılık sek­
törüne yeni açılımlar getirilmiştir. Tahkim sistemi,
a cen te ve eksperlere ilişkin yeni örgütlenmeler,
G üvence Hesabı ve Sigortacılık Eğitim Merkezi,
bu açılımların başında gelmektedir.
TAHKİM SİSTEMİ
Sigorta ettirenler veya sigorta sözleşmesinden
m enfaat sağlayan kişiler ile riski üstlenen taraf
arasındaki uyuşmazlıklar adli yargı mekanizm ala­
rıyla çözümlenmektedir. Ancak sigortacılık a la ­
nında ihtisas mahkemelerinin olmaması, yargı
32
sürecinin uzun zaman alması ve masraflı olması,
sigortalıların mağduriyetine neden olm akta ve
zararın telafisi uzun zaman aldığından, sigortanın
var olm a am acına aykırılık teşkil etmektedir. Bu
durum, sigortacılık sektörüne olan güveni sarsan
bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır.
Tasarıyla getirilmek istenilen tahkim sistemi ile,
sigorta ettiren veya sigorta sözleşmesinden m en­
fa a t sağlayan kişiler ile riski üstlenen taraf arasın­
d a sigorta sözleşmesinden doğ a n tüm uyuşmaz­
lıkların çözümü am açlanm aktadır. Bu b ağ la m ­
d a, uluslararası uygulam alarda var olan "Om­
budsman Sistemi"nin işleyişi esas alınmış, ülkemiz­
deki hukuk sistemi ile paralellik sağlanmasını teminen Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nda
yer alan tahkim sisteminin tem el esas ve usulleri
çerçevesinde sistem şekillendirilmiştir.
Öncelikle, uluslararası uygulam alar ile riski üst­
lenen taraf açısından kararların belirli bir miktara
kadar bağlayıcı olması dikkate alınarak, Tahkim
Komisyonu, Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketle­
ri Birliği çatısı altında teşkilatlandırılmıştır. Tahkim
sisteminin işleyişe kavuşması ve uygulam a alanı
bulması, sigortalıların sistemin tarafsızlığına olan
güveninin sağlanması ile mümkün olabilecektir.
Bu a m açla, sigorta hakemliği müessesesi tasar­
lanmış ve belirli niteliklere sahip kişilerin, Komisy o n 'a başvurarak listeye kaydolmaları temin
edilmiştir. Uyuşmazlığın çözüm üne ilişkin Komisy o n 'a yapılacak başvuruda, belirli usul ve esas­
lar çerçevesinde, Komisyon'ca listeden bir ha­
kem a ta n a ca k ve uyuşmazlık tam am en tarafsız
olan hakem tarafından çözülecektir.
Tahkim Komisyonu'nun işlevinin gerçek an ­
lam da uyuşmazlıkların çözümü olmasından ha­
reketle, Tahkim Komisyonu'na başvuru için ön­
celikle ilgili sigorta şirketine ya d a riski üstlenen
tarafa başvurulması ve kişinin talebinin kısmen ya
d a tam am en olumsuz sonuçlandığının belgelen­
miş olması şartı aranmaktadır. Sistemin gereksiz
kullanımından kaçınılması am acıyla, başvuruda
bulunacak sigorta ettirenler veya sigorta sözleş­
mesinden m enfaat sağlayan kişilerden Hazine
Müsteşarlığı'nca belirlenecek oranda cüzi bir üc­
ret alınması tasarlanmıştır.
Riski üstlenen tarafla uyuşmazlığa düşen kişinin
Tahkim Komisyonu'na başvurusu, öncelikle ra­
portörler tarafından incelenecek, uyuşmazlık ko­
nusu eksik bilgilendirme, evrakların eksikliği, v.b.
gibi konulardan kaynaklanıyorsa raportörlerin ris­
ki üstlenen tarafla iletişimi ile sonuçlandırılacaktır.
Ancak raportörler tarafından sonuçlandırılamayan başvurular Sigorta Hakemine iletilecektir.
Uyuşmazlıkların çözümü için hakemlerin karar
verme süresi dört ay ile sınırlandırılmıştır,
Riski üstlenen taraflar açısından sisteme katılım
tam am en gönüllülük esasına dayanmaktadır.
Uluslararası uygulam alar ve mahkemelerin iş yü­
kü dikkate alınarak, hakemin verdiği kararın b e ­
lirli bir miktara kadar her iki taraf için de kesin ol­
ması, bu miktarın üstü için Hukuk Usulü Muhake­
meleri Kanunu çerçevesinde temyiz yoluna başvurulabilmesi ilkesi benimsenmiştir.
ACENTE VE EKSPERLERE İLİŞKİN YENİ
ÖRGÜTLENMELER
A centeler ve eksperler, sigortacılık sektörünün
vazgeçilmez aktörleridir. Sektördeki önemleri ne­
deniyle, bu mesleklerin kurumsallaşması, ahlaki
değerlerinin belirlenmesi, ruhsatlandırma ve ka­
yıt prosedürlerine ilişkin gerekli işlemlerin yürütül­
mesi son derece önemlidir. Tasarı ile bu ihtiyaçlar
göz önünde bulundurularak a ce n te ve eksperler
için Türkiye O dalar ve Borsalar Birliği bünyesinde
bir örgütlenme öngörülmüştür. A ncak, bu örgüt­
lenm ede, hem acenteler hem de eksperlerin
kendi karar alm a mekanizmalarının korunması
için gerekli düzenlemeler yapılmıştır.
GÜVENCE HESABI
Sigortalıların d ah a etkin bir şekilde korunabilmesini tem inen G aranti Hesabı'nın kapsamı g e ­
nişletilmiş ve G üvence Hesabı oluşturulması ön­
görülmüştür. Garanti Hesabı'ndan farklı olarak,
G üvence Hesabı ile tasarıya, Sigorta Murakabe
Kanunu'na, Karayolları Trafik Kanunu ile Karayo­
lu Taşıma Kanunu'na göre zorunlu kılınan sigorta­
lardan d o ğ a n tazm inatların karşılanabilmesi
amaçlanmıştır, Bu şekilde, sigortaların zorunlu
hale getirilmiş olması nedeniyle duyulan güvenin
zedelenmemesi için, herhangi bir zarar görülm e­
si durum unda ortaya çıkan zararın belirli kurallar
dahilinde karşılanabilmesi amaçlanmıştır,
SİGORTACILIK EĞİTİM MERKEZİ
Günümüz eğitim sisteminde, Türkiye'de sigor­
tacılığın akadem ik anlam da ayrı bir uzmanlık d a ­
lı olarak gelişmesi oldukça yenidir, Bu nedenle, si­
gortacılık alanında halihazırda Hazine Müsteşar­
lığıma, gerek üniversitelerden gerekse özel sektör
ve kamu sektöründen yoğun bir eğitim talebi
gelmektedir. Bu taleplerin daha sistematik bir bi­
çim de karşılanabilmesi ve Türkiye'de sigortacılı­
ğın ayrı bir uzmanlık alanı olarak benimsenmesi,
Sigortacılık Eğitim Merkezi'nin kurulması ile m üm ­
kün olabilecektir. Ayrıca, yurt dışından, özellikle
Türk Cumhuriyetlerinden gelen sigortacılıkla ilgili
eğitim taleplerinin tek bir elden ve devlet kana­
lıyla karşılanması sağlanacaktır. Bu şekilde aktüerlik sınavları gibi sigortacılıkla ilgili özellik taşıyan
işler için gereken sınavlar tek elden ve tarafsız bir
biçim de yapılabilecektir.
TASARI SİGORTA VE REASÜRANS
ŞİRKETLERİNE NE GETİRİYOR?
Sigorta ve reasürans şirketlerinin kuruluşunda
ön izin kaldırılmış ve minimum sermaye 5 milyon
YTL olarak belirlenmiştir. Bununla birlikte, mini­
mum sermayeye ilave olarak branş bazında ila­
ve sermaye konulması öngörülmüştür.
Şirketlerden ilk 3 yıl için "İşletme Planı" hazırlan­
ması istenilmiş ve şirket kurucuları için "güvenilir ki­
şi" olm a şartı getirilmiştir. Tasarıda ruhsat talebinin
Hazine Müsteşarlığınca reddi belirli kurallara
bağlanırken ayrıca, Yükümlülük Karşılama Yeter­
liliği Uygulaması ve "minimum garanti fonu" dü­
zenlemesine gidilmiştir.
Diğer ta ra fta n , Avrupa Birliği uygulam alarına
uygun şekilde yeni teknik karşılıklar düzenlenir­
ken teknik karşılıkları karşılayacak b içim de ye­
terli aktifin varlığı zorunlu kılınmıştır. Ayrıca, şirket­
lere iç d enetim sistemi kurulması zorunluluğu
getirilmiş ve mali bünye zaafiyeti sayılan haller
somutlaştırılmıştır. Bir diğer yenilik ise ilke olarak
tüm tarifelerde ki serbestlik ile g ere ktiğ in d e
g e n e l şartları belirlem e yetkisinin şirketlere
bırakabilm esidir. ■
MEVZUAT - SORUNLAR - YARGI KARARLARI
İnşaat sigortalarında
sigorta bedeli ve
uygulamasında
sorunlar, öneri
Zihni METEZADE
TSRŞB Yönetim Kurulu Müşaviri
GİRİŞ:
İnşaat sigortalarında sigorta b e d e li, sigorta
d eğ e ri arasındaki ilişki ve bunun hasar ö d e ­
m elerine yansım asından d o ğ a n sorunlar, söz
konusu sigorta g en e l şartlarının ye n id e n d ü ­
zenlenm esine ih tiy a ç g öste rm e kted ir. Bazı
Yargıtay kararlarından d a a nlaşılacağı üzere,
bir kısım sigorta şirketlerinin, m üteahhitlerin
yaptığı ih a le d e tenzilatlarını d ikka te a la rak ve
bu miktarları keşif b e d e lle rin d e n düşerek si­
g o rta b edelini saptadıkları ve bu hususu zara­
rın hesaplanm asında d ikka te aldıkları anlaşıl­
m a kta; a n c a k bu durum , Y a rg ıta y'ca kabul
edilm em ektedir. Diğer y a n d a n , bu kararlar­
d a , eksik sigorta id d ialarına n e d e n olan h e ­
nüz ya pılm aya n inşaat işlerinin te k a b ü l e d e ­
c e ğ i d eğerin, sözleşmedeki sigorta b e d e lin e
eklenmesinin kabul e d ile m e y e c e ğ in e d e ğ in i­
lirken, rizikonun oluştuğu ta rih e ka d a r yapılan
hak edişlere göre sigorta b ed e lin in artırılması
ve sig o rtala n an m e n fa a tin riziko ta rih in d e
oluştuğu to p la m d eğ e rin sigorta b e d e li İle iliş­
kisine bakılarak, eksik sigorta o lu p olm a dığ ı­
nın tespiti gerektiği belirtilm ektedir.
Nitekim Yargıtay'ın Özel Daire 5.4.2002 gün
ve 2001 / I 0433 esas, 2002/3147 karar sayılı içtih a tın d a "D a va , inşaat sigortasından kay­
n a k la n m a kta olu p, d a v a c ı, d a v a dışı İller
Bankası ta ra fın d a n (130,000.000.000)TL keşif
b e d e li üzerinden ihaleye çıkarılan O b a Bel­
desi içm e suyu inşaatının ya pım işini yüzde
68.86 ihale indirimi ile (46.982.000.000)TL üze-
34
Poliçede gösterilen sigorta
bedelini teşkil eden
değerlerde bir artış husule
geldiği takdirde sigorta
ettiren bu artışa haberdar
olduğunda en geç 5 gün
içinde ve herhalde hasarın
vukuundan önce keyfiyeti
yazılı olarak sigortacıya
bildirmekle yükümlüdür.
rinden üstlenmiş ve bu b e d e l üzerinden d a ­
valı şirkete sigorta ettirmiştir. Sigorta hukukun­
d a g e rçe k zararın giderim i esas old uğ u gibi
p o liç e g e n e l şartlarının (Tazminat Hesabı)
başlıklı lö in c i m a d d e s in d e d e ta zm in a t tutarı­
nın sigortalı kıym etlerin h asardan bir gün ö n ­
ceki durum a getirilm esi için ödenm esi g e re ­
ken b e d e l o ld u ğ u belirtilmiştir.
Ayrıca ihale indirimi d e yüklenicinin kârın­
d a n yaptığı bir fed a karlık olu p, b öyle bir si­
g o rta ilişkisinde g e rç e k zararın h e sa p la n m a ­
sında nazara alınam az. M a h ke m e ce , bu hu­
sus gözd e n kaçırılarak ihale tenzilatı düşül­
m ek suretiyle ta z m in a t hesabı yapılan bilirkişi
ra p o ru n a itibar e dilerek yazılı şekilde hüküm
tesisi d oğ ru olm am ış, hükm ün bu ned e nle
d a v a c ı yararına bozulması gerekmiştir.
İNŞAATIN TAMAMLANMASI HALİNDE
Davalı yö n ü n d e n ya p ıla n tem yiz in ce le m e ­
sine g elin ce ; d iğ e r adı (m e n fa a t değerinin a l­
tın d a sig o rta ) o la n eksik sig o rta kavram ı
TTK'nun 1288lnci m a d d e sin d e düzenlenm iş
o lu p, sigorta sözleşmesi ile kararlaştırılan sigor­
ta b ed elinin sigorta kuvertürüne alınan sigor­
talı m al ve ya b un a ilişkin m e n fa a tin taşıdığı
d e ğ e rin a ltın d a olmasını ifa d e e d e r ve d a v a
konusu o la y d a o ld uğ u gibi kısmi zıya h alind e
u y g u la m a imkanı bulur.
İnşaatın ta m a m la n m a sı h a lin d e u la şa ca ğ ı
nihai d e ğ e r d e sigorta d e ğ e ri o la ra k kabul
e d ile m e z. P oliçe G e n e l Şartlarının 15/1-1
m a d d e s in d e sigortacının tazm in sorum lulu­
ğ u n u n sigortalı d eğ e rle rin h a sa rd a n bir ö n ­
ce ki d u ru m a getirilm esi için g e re ke n b e d e l­
d e n ib a re t o ld u ğ u ö n g ö rü ld ü ğ ü n d e n , m a h ­
k e m e c e bilirkişilerden inşaatın rizikodan bir
g ü n ö n c e ki verili d e ğ e rin in , başka bir deyişle
d a v a c ın ın ya ptığı inşaatın 02.12.1997 ta rih in ­
d eki to p la m d e ğ e rin in ne o ld u ğ u hususunda
ek ra p o r alınm ak ve b u n a n aza ra n eksik si­
g o rta n ın b u lu n u p b ulu n m a d ığ ı s a p ta n a ra k
n etice sin e g ö re bir karar v e rm e k g e re k ti­
ğ im e hükmedilmiştir.
K ararda, ihale indiriminin g e rç e k zararın h e ­
saplanm asında nazara a lın m a ya ca ğ ı, ihale
tenzilatı düşülm ek suretiyle ta zm in a t hesabı­
nın y a p ılm a ya ca ğ ı a ç ık ç a belirtilmiştir.
Y argıtay'ın Özel Daire 8.5.2001 gün ve
2001/1895-4095 sayılı bir başka kararında d a,
inşaat sigortalarında eksik sigortanın oluşumu
ile ilgili olarak
"Som ut uyuşmazlığa g e lin c e dava lıya si­
g o rta ettirilen, d a v a c ı ta a h h ü d ü n d e k i Bartın
Balıkçı Limanı inşaatında fırtınaya bağlı hasa­
rın kısmi old uğ u çekişmesizdir. 25.12.1996 tarih ­
li ve üç yıl süreli inşaat Ali Risks Sigorta Poliçesi'nin b a şla n g ıçta (205) m ilyar lira olan sigorta
bed e li 17,11.1998 tarihli zeyilnam e ile (271)
milyar liraya yükseltilmiş bulunm aktadır. Ö te
y a n d a n , d a v a c ı yü k le n ic i ile d a v a dışı
DHL.Gen. M üdürlüğü arasında im zalanan, in­
şa at sözleşmesinin 23/2nci m addesi ile de
yüklenicinin her g e ç ic i hak edişle ö d e n e n
to p la m m e b la ğ üzerinden her türlü fiya t fark­
ları dahil sigorta ya p tırm a zorunluluğu ö n g ö ­
rülmüş olup, rizikonun oluştuğu 19.2.1999 ta ri­
hine ka d a r ya pıla n hak ediş ö d e m e toplam ı
ise (255.396.848.00) liradır, B öylece, d a v a c ı
MEVZUAT - SORUNLAR - YARGI KARARLARI
yüklenici, anılan sözleşme m addesi ile yüküm ­
lendiği edim ini yerine getirmiş ve sigorta b e ­
delini eylem li hak ediş ödem leri ile uyum lu
hale getirmiştir. Davalı ise, inşaatın to p la m
d eğ erinin Bayındırlık Bakanlığı'nın 1999 yılı b i­
rim fiyatlarına g öre yaklaşık ( 10 ) ka t arttığı ve
b u n d a n dolayı eksik sigorta koşullarının g e r­
çekleştiğini savunmuştur.
ZARARIN GİDERİMİ
M a h k e m e c e , inşaatın ta m a m la n m a s ı h a ­
lin d e, u la ş a c a ğ ı nihai d e ğ e rin sigorta d e ğ e ­
ri o la ra k ka b u l e d ile m e y e c e ğ i, sigorta h uku ­
k u n d a g e rç e k zararın g id erim in in esas o ld u ­
ğu henüz y a p ılm a y a n inşaat işlerinin te k a b ü l
e d e c e ğ i d e ğ e rin sigorta b e d e lin e e k le n m e ­
sinin b e k le n e m e y e c e ğ i y ö n ü n d e ki g e re k ç e ­
si y e rin d e ise d e , eksik sigorta koşullarının
va rlığ ın a te m e l oluşturan veri ve d e ğ e rlikle r
araştırılıp s a p ta n m a d a n bu sa vu n m a re d ­
dedilm iştir.
Kısmi hasar oluştuğu uyuşmazlık dışı o ld u ğ u ­
na ve Poliçe G enel Şartları'nın 15/1-1 m a d ­
desi hükm ü ile sigortacının tazm in sorumlulu­
ğunun, sigortalı değerlerin h asardan bir gün
önceki durum a getirilmesi için g ereken b e ­
d e ld e n ib a re t o ld uğ u nu n kararlaştırılmış ol­
masına göre m a h ke m e ce , inşaat ve sigorta
uzmanı bilirkişilerden inşaatın rizikodan bir gün
ö nce ki verili değerinin, d iğ e r bir deyişle d a v a ­
cının y a p tığ ı inşaatın g e ld iğ i düzeyin
18.2.1999 tarihindeki to p la m d eğ e rin in ne ol­
d u ğ u ö ğ re n ile re k g e rç e k le ş e n (197.331.
013.830) liralık hasar b ed e lin in eksik sigorta
hükümlerini işletmeyi gerektirip g e re ktirm e d i­
ğini, yani sig ortalanan m e n fa a tin riziko ta ri­
hinde oluştuğu to p la m d e ğ e rin sigorta b e d e ­
li (271) m ilyar liranın üzerinde o lu p olm adığı
belirlendikten sonra eksik sigorta savunm ası­
nın karşılanması gerekirken, d eğ in ile n yöne
açıklık g e tirilm e d e n bu savunm anın re d di
d oğ ru görülm em iştir." denilmiştir.
Yukarıdaki ka ra rd a, davalı şirketin inşaatın
to p la m değ e rin in Bayındırlık Bakanlığının birim
fiyatlarına g öre yaklaşık 10 kat arttığı ve b u n ­
d a n dolayı eksik sigorta koşullarının oluştuğu
iddiası kabul görm em iş, d ava cının zeyilnam e
ile b aşlan g ıçta ki sigorta bedelini eylem li hak
ediş ö de m e le ri ile uyumlu hale getirm esi ve
bu sigorta b e d e li ile sigortalanan m e n fa a tin
riziko ta rih in d e oluştuğu to p la m d e ğ e r ile ilişki­
sinde eksik sigorta olup olm adığının s a p ta n ­
ması üzerinde durulmuştur.
KAMU İHALE SÖZLEŞMELERİ KANUNU
Diğer y a n d a n , Kamu ihale sözleşmeleri Kan u n u 'n a g öre ya pıla n her türlü yapım işinin
yürütülm esinde u y g u la n a c a k genel esasları
s a p ta ya n Yapım İşleri G enel Ş artnam esi'nde
ise, sigortaya esas a lın a ca k bedellerin, işin
kendisi için (varsa fiya t farkları dahil) hak ediş
tutarları, her türlü a ra ç , m alzem e, ikrazat, iş ve
hizm et m akineleri, taşıtlar, tesisler ve benzeri
için piyasa rayiçlerine göre hesa p la na n b e ­
deller o ld u ğ u belirtilmiştir. Ö d e n e n to p la m
hak ediş tah a kkuk tutarının (fiya t farkları d a ­
hil) p o liç e d e k i sigorta b edelini aşması v e /v e ­
ya p o liç e d e öng ö rü len sigorta bitiş tarihinin
süre uzatımı ve ya cezalı çalışm a sebebiyle
aşılması h allerin de zeyilnam e ile sigorta b e d e ­
linin artırılması v e /v e y a sigorta süresinin uzatıl­
ması zorunlu tutulmuştur.
Şirketlerle sigorta y a p tırm a k isteyenler a ra ­
sındaki g örü şm e le rd e , rizikonun d o ğ d u ğ u sı­
ra d a sigorta konusu inşaatın, inşa edilm iş kıs­
mının ulaştığı d e ğ e ri karşılayacak o ra n d a si­
g o rta p oliçesinin, dolayısıyla sigorta b e d e li­
nin yeterli o la c a ğ ı görüşü ileri sürülm eye baş­
lanmıştır.
İnşaat sigortalarında sigorta b ed elinin ne
olması g erektiğ i ve sigorta d eğ e ri ile b a ğ la n ­
tısı konusunda sorunların giderilm esi için kanı­
m ızca, g e n e l şartların bu ko nu d aki H in c i
m a d de sin e açıklık getirilmesi; ayrıca bu m a d ­
denin son fıkrasında yer ala n, eksik sigorta ih­
tilafına d a n e d e n olan hüküm de değişiklik y a ­
pılması zarureti hasıl olmuştur. Görüşlerimiz
aşağıdaki başlıklarda sunulmuştur.
İnşaat Sigortalarında Sigorta
Bedeli ve Primin Ayarlanması:
Bilindiği üzere sigorta hukukunda sigorta
b e d e li, istisnai haller dışında sigorta sözleşme­
sinin ta ra fla rın ca kararlaştırılan ve rizikonun
gerçekleşm esi d urum un d a sigortacının ö d e ­
mesi gereken azam i m eblağdır. Sigorta d e ğ e ­
ri ise, sigorta edilen m e n fa a ti gösteren bir
kavramdır.
M al sigortalarında, sigortacı, sigorta bed e li
d a h a yüksek olsa bile sigortalıya uğradığı g e r­
ç e k zararı ö d e m e kle yüküm lüdür. İnşaat sigor­
talarının lö in ci m a d d e sin d e d e ta z m in a t mik­
tarının, sigorta bedelini aşm a m a k kaydıyla
tespit e d ile c e ğ i belirtilmiştir.
İnşaat sigortaları ile sigorta konusu d e ğ e rle ­
rin inşaat sahasında b u lun d uğ u sürede ö n c e ­
d e n bilinm eyen ve ani bir se be p le zıya ve h a ­
sara uğram ası te m in a t altına alınm aktadır. İn­
şa yerinin seçimi ve inşaat m alzem elerinin g e ­
tirilmesi ile başlayan in şaatta, inşaatın başlan ­
g ıç d eğ e ri sıfır ve ya getirilen inşaat m a lze m e ­
leri ka d a r o lm a kta; inşaat ilerledikçe d e ğ e r
a rta ra k nihai d e ğ e re ulaşılmaktadır. İnşaat si­
g o rta genel şartlarının bu ko nu d aki H in c i
m a d de sin e göre
“Sigorta bedeli
a) İnşaat konusu m alzem e ve işlerin (var ise
güm rük, vergi, resim ve h arçla r ile nakliye ve
işçilik masrafları dahil) d e ğ e ri ile
b) Ayrıca sigorta yapılmış ise inşaatın yapıl­
ması için kullanılan m akine, a le t ve te ç h iz a t
ve g e ç ic i inşaat barakaları ve yardım cı y a p ı­
lar cari piyasa d e ğ e rin d e n a şağ ıda ola m az"
şeklindedir.
İnşaat sigortaları u yg u la m a sın d a sigorta
b e d e li, inşaatın ulaşacağı nihai b e d e l olarak
kabul edilm ektedir. Özellikle reasürörler açısın­
d a n d a u yg u la m a böyledir. Ne va r ki, yukarı­
d a belirtilen H in c i m a d d e n in a n la m ın d a bu
yoktur ve ya açık değildir,
Aksi ta kd ird e , sigorta b ed e lin in inşaatın ilk
g ü n ü n d e n itibaren, bitim ine ka d a r hem en
h em en her gün zeyilnam e ile sigorta b e d e li­
nin artırılması g e re ke ce ğ i; bu durum un reasü­
rans treteleri uygulam asında d a zorluklar d o ­
ğ u ra c a ğ ı açıktır.
MEVZUAT - SORUNLAR - YARGI KARARLARI
Sigorta b e d e lin e ilişkin prim uygulam asında
inşaat süresi için d e sigorta değ e rin de ki artış
d ikka te a lınm akta , u ygu la n a n prim, nihai b it­
miş d e ğ e re uygulanm ası gereken primin yarı­
sı olm aktadır. 0 ila 100 arasındaki m a te m a tik ­
sel o rtalam anın 50 o ld u ğ u düşünülerek, prim ­
d e aynı kural u yg u la n m a kta , nihai d e ğ e r pri­
minin yarısı alınm aktadır.
İnşaat sigortaları g e n e l şartlarının H in c i
m addesinin ikinci fıkrasına g öre sigorta b e d e ­
lini teşkil e d e n d e ğ e rle rd e bir artış husule g e l­
diği ta k d ird e , sigorta ettiren bu artışa m uttali
o ld u ğ u n d a en g e ç 5 gün için d e ve hasarın
vukuu n da n ö n c e durum u sigortacıya yazılı
olarak bildirm ekle yüküm lüdür.
Artışlarla ilgili ve üzerinde durulması g e re ­
ken bir başka konu, aynı m a d d e n in son fıkra­
sı hükmüdür. Bu hükm e göre:
"Sigorta b e d e lin in % 20'sini g e ç m e y e n d e ­
ğ e r artışları sigortalı sayılır. % 2 0 'yi g e ç e n d e ­
ğ e r artışlarının sigortalı sayılabilm esi için si­
g orta cın ın yazılı m u v a fa k a ti şarttır. % 2 0 'yi
g e ç e n d e ğ e r artışlarının sigortacı ta ra fın d a n
kabul e dilm em esi h a lin d e bu sig o rtaya ilk
tehlike sigortası hüküm leri uygulanır. Sigorta
b e d e lin d e k i artışla orantılı o la rak prim a y a r­
laması yapılır."
Bu h ükü m d e ki, yüzde 20'yi g e ç e n d e ğ e r
artışlarının sigortalı sayılabilm esi için sig o rta ­
cının yazılı m u v a fa k a ti şarttır" ibaresi, sigorta
b e d e li ile sigorta d e ğ e ri arasındaki yüzde
2 0 'y e k a d a r o la n fa rk la rd a , bu farkın sig o rta ­
lının m ü ktese p hakkı o ld u ğ u ; dolayısıyla eksik
sigorta u ygu la m a sına g id ile m e y e c e ğ i şeklin­
d e y o ru m la n m a k ta ; m u v a fa k a t e d ilm e ye n
yüzde 2 0 'yi aşkın d e ğ e r artışlarında prim
ayarlam asının y a p ıla c a ğ ı sigorta b ed e lin in
h an g i b e d e l o ld u ğ u tartışm aya yol a ç m a k ­
tadır.
Yorum farklılıkları, sigorta bedelinin ço k yük­
sek o ld uğ u bu sig o rtala rd a reasürans açısın­
d a n d a giderilm esi g ereke n bir husus o lm a k­
tadır.
Bu n ed e nlerle, inşaat sigorta gen e l şartla­
rındaki sigorta b e d e li tanım ının, ülkemiz ve
d ün ya uygulam asına g öre ye nide n düzen­
lenmesini ve m a d d e n in son fıkrasındaki sigor­
ta b ed e lin in yüzde 2 0 'sini g e ç m e y e n d e ğ e r
38
artışları ile ilgili hüküm deki nizalı durum un g i­
derilmesini tem in en , m a d d e n in aşağıdaki şe­
kilde değiştirilmesinin uygun o la ca ğ ı m ü ta la a
edilm ektedir.
“Sigorta Bedeli ve Primin Ayarlanması
M a d d e 11: P oliçede gösterilen sigorta b e ­
delinin nihai proje b ed e lin e eşit olması esastır.
Buna g ö re sigorta bedeli;
a) İnşaat konusu m alzem e ve işlerde (var
ise güm rük, vergi, resim ve h arçlar ile nakliye
ve işçilik masrafları dahil):
a .l. İhale konusu işler için her yıl (varsa ke­
şif artışları ile b e ra b e r) ilgili cari yıl fiyatları ile
oluşturulan ihale b e d e lin d e n ,
a .2. İhale konusu o lm a yan işler için nihai b i­
tiş d e ğ e rin d e n ,
b) Ayrıca sigorta yapılmış İse inşaatın y a p ıl­
ması için kullanılan m akine, a le t ve te ç h iz a t
ve g e ç ic i inşaat barakaları ve yardım cı y a p ı­
lar ca ri piyasa d e ğ e rin d e n ,
aşağı olam az.
P oliçed e gösterilen sigorta b ed e lin i teşkil
e d e n d e ğ e rle rd e bir artış husule g e ld iğ i ta k ­
d ird e sigorta ettiren bu artışa h a b e rd a r o ld u ­
ğ u n d a en g e ç 5 gün için d e ve h e rh a ld e h a ­
sarın vu ku u n d a n ö n c e keyfiyeti yazılı o la rak
sig o rtacıya bildirm ekle yüküm lüdür.
D eğer artışının sigortacı ta ra fın d a n kabul
edilm em esi h alinde, bu sigortaya ilk tehlike si­
gortası uygulanır.
Sigorta b ed e lin d e ki artışla orantılı o la rak
prim ayarlam ası yapılır"
Böyle bir değişiklik, d a h a ö nceleri Tarife uy­
gulam ası sırasında, inşa halindeki yapıların
yangın sigortasında u ygu la n an m e vzu ata d a
uygun d üşecek, bir a n la m d a sigortacılığın ve
m evzuatının uygulam ası o la ca ktır görüşün­
deyiz.
Şöyle ki; Yangın Sigorta Tarife ve Talimatı'nın 1.4.1988 tarihi itibariyle uygulandığı d ö ­
n e m d e , Tarifenin 12nci m addesi ile "İnşa h a ­
lindeki yapıların s ig o rta s ın a ilişkin hususlar d ü ­
zenlenmiştir.
Söz konusu m a d d e hükm üne g öre inşa h a ­
lindeki yapıların yangın sigortası, aşağıdaki
hüküm ler dairesinde yapılacaktır.
“
1 .........
-
2- Bu sigortanın p oliçelerine aşağıdaki klozlar dere olunur.
a) Sigortacının işbu p o liçe tah tınd a ki mesu­
liyeti hiçbir zam an yapının inşa edilmiş olan
kısmı ile inşaat yerinde bulunan m alzem enin
ya n g ınd a n bir gün evvelki kıymetini geçm ez.
b ) ............
3- Poliçe, yapının inşaatın sonunda iktisap
e d e c e ğ i, kıym et üzerinden ve inşaat m ü d d e ­
tinin tam am ı için düzenlenir.
4- Bu sigortalara tatb ik e dilecek fiyat, süresi:
a) Bir yıldan az o la n .........
b) Bir yıl o la n ........
c) Bir yıldan fazla o la n .........
Bu hallerde p o liç e y e aşağıdaki kloz d e rce dilir. Sigortalı işbu p o liç e ile sigorta mevzuu in­
şaatı, intihaen iktisap e d e c e ğ i sigorta değeri
üzerinden ve inşaatın d e va m ı m ü d d e tin c e si­
g o rta ettirm eyi ta a h h ü t e ttiğ in d e n , p o liçe ye
ta rife fiyatının yarısı ta tb ik edilmiştir. Şayet ileri­
d e sigorta b e d e l ve ya m ü d d e tin in kifayetsiz
v e y a fazla o ld uğ u te b e yyü n ederse, sigortalı
d e rh a l sigortacıya m ü ra c a a tla gerekli a ya rla ­
manın yapılmasını ta le p e tm e kle m ükelleftir."
Görülüyor ki; inşaat sigortası genel şartları 1lin ­
çi maddesinde benzeri şekilde yapılacak deği­
şiklik, bu sigorta uygulamasına uygun düşecektir.
Genel Şartlardaki “Tarife Komite”si
ibareleri:
İnşaat Sigortaları Poliçeleri G enel Şartları'nın yürürlük tarihi, 1 O c a k 1976 olup, fiy a t t a ­
rife sisteminin uygulandığı d ö n e m d e hazırlan­
mıştır. Bu d ö n e m d e fiya tla r Tarife K om itesi'nce
tespit e dilm e kte o ld u ğ u n d a n , G enel Şartlar'ın
M a d d e 4, M a d d e 6 /b , 6/3, m a d d e 7/b-2 ve
m ü te a kip , m a d d e 8 gibi hüküm lerinde, prim
ile ilgili işlemlerde Yetkili Tarife Kom itesi'nin y a ­
p a c a ğ ı tespitlere atıf yapılm aktadır. Tarife serbestisinin kabulü ile Tarife Kom iteleri kalkmıştır.
Bu ibare yerine ilgili m a d d e le rd e "ta ra fla rc a
tespit edilir" ifadesinin kullanılması gerekli g ö ­
rülmektedir.
Montaj Sigortaları Genel Şartları:
Bu genel şartlar d a ço k eski olu p, yürürlük
tarihi bilinm em ektedir. İnşaat Sigortaları G enel
Şartları ile ilgili o la rak yukarıda değinilen hu­
suslar M o n ta j Sigortaları G enel Şartları için de
geçerlidir.
Sonuç olarak; Yukarıda arz edilen ve g erek­
tiğ in d e , her iki G enel Şartlar m ad de le rin in in­
celenm esi ile o rta ya ç ıka ca k d iğ er n e d e n le r­
le, söz konusu G enel Şartların ye niden revize
edilmesi ve ö ncelikle sigorta b edeli konusuna
açıklık getirilmesi, sorunların hallinde yardım cı
o la c a k ve yargıya d a ışık tutacaktır. ■
EĞİTİM
• •
Dumlupınar Üniversitesi
Sigortacılık ve Risk Yönetimi
Sema BİLGİN ÖZYOL
TSRŞB Eğitim, Yayın ve Projeler Uzmanı
ütahya Dumlupınar Üniversitesi Uygula­
malı Bilimler Yüksekokulu (UBY), 20062007 eğitim-öğretim dönem inde öğrenci alarak
faaliyetlerine başlayan genç bir okul. Okul, dün­
ya d a ve Türkiye'de yaşanan ekonomik gelişme­
ler ile paralel olarak, insan gücü kaynağının nite­
liklerinin de değişmesi ve bu anlam da ortaya çı­
kan ihtiyaca katkıda bulunabilmek am acıyla ö ğ ­
rencilerini yetiştiriyor. Öğrencilerin, alacakları eği­
tim ve öğretim ile, dünyadaki ve ülkesindeki geliş­
meleri kavramış, araştırmacı, sorgulayan, bilimsel
yenilikleri uygulayabilen, vizyon sahibi bireyler
olarak mezun olmaları için ç a b a gösteriliyor.
Dumlupınar Üniversitesi UBY'de şu a nda, Ban­
kacılık ve Finans, Muhasebe, Sigortacılık ve Risk
Yönetimi olmak üzere üç bölüm bulunuyor. Bö­
lümlerin öğrenci sayıları, puanları ve tercih ö n ce ­
likleri ise aşağıdaki tab lo d a yer alıyor:
Yüksekokul'un eğitim-öğretim kadrosu, her biri
kendi dallarında uzman olan iki profesör, iki d o ­
çent, yirmibir yardımcı doçent, üç okutman, b ö ­
lüm sorumlusu olan iki araştırma görevlisinden olu­
şuyor. Okul bünyesindeki yedi öğretim üyesi, konu­
larıyla ilgili olarak yurtdışında yüksek lisans ve dok­
tora çalışmalarında bulunmuş akademisyenler.
SEKTÖRÜN GELİŞİMİ EĞİTİME YANSIDI
Dumlupınar Üniversitesi UBY bünyesinde Sigor­
tacılık ve Risk Yönetimi Bölümü'nün açılmasını te-
BÖLÜM
BANKACILIK VE FİNANS
MUHASEBE
SİGORTACILIK VE RİSK YÖN.
40
KIZ
ERKEK
TOPLAM
TABAN PUAN
24
17
24
17
24
17
41
41
41
EA-1 313.426
EA-1 332.426
EA-1 310.455
Dumlupınar Üniversitesi
Uygulamalı Bilimler
Yüksekokulu Sigortacılık
ve Risk Yönetimi Bölümü,
Türkiye’de bu alanda
4 yıllık eğitim veren sayılı
okullardan. 2 0 0 6 -2 0 0 7
yılında öğrenci almaya
başlayan bölüm,
sektördeki gelişmelere
paralel olarak artan ve
çeşitlenen insan gücü
ihtiyacına cevap
verebilmeyi hedefliyor.
tikleyen etkenler arasında; sigortacılık sektörünün
oldukça ilerlemesi, uluslararası alanlara yayılması,
Türkiye'nin de bu alanda gelişmeleri yakalamak
ve rekabet edebilecek düzeye gelmek zorunda
olması yer alıyor. Son dön e m d e Türkiye'de birbiri­
ni izleyen büyük şiddette depremlerin olması ile si­
gortaya olan duyarlılığın artması, özel sigorta ve
bireysel emeklilik gibi çözümlerin gündem e gel­
mesi, Avrupa Birliği ile bütünleşme sürecinde çıka­
rılan uyum yasalarının risk yönetimi, sigortacılık ve
sosyal güvenlik konularındaki yansımalarının da
büyük önem kazanması bağlam ında Üniversite,
sigorta sektörünün sağlıklı bir ya­
pıya kavuşturulmasında ye­
İLK 5 TERCİH İLE
terli bilgi birikimine sahip ve
GELEN %
donanımlı uzman elemanlar
%25
yetiştirmeyi hedefliyor.
%100
Dum lupınar
Üniversitesi
%25
UBY, Sigortacılık ve Risk Yöne­
timi Böiümü'nün eğitim-öğretim ilkeleri aşağıda sı­
ralanan beş başlık altında toplanıyor;
• Uygulamanın içinde olarak üniversite sanayi
işbirliği kavramını gerçekleştirmek ve geliştirmek:
Bu ilkenin uygulanabilmesi için öğrenciler dört yıllık
dönem içerisinde 60 günlük staj ve dördüncü sını­
fın son dönem inde de iş başında eğitim alacaklar.
• Teorik yeterliliğin oluşturulması: Öğrencilerin
sigortacılık ve risk yönetimi konularında alt yapısı,
sigorta işletmeciliği, finans m atem atiği, bilgisayar­
lı sigorta uygulamaları, risk analizi ve sigorta, re­
asürans, aktüerya m atem atiği, sigorta hukuku, si­
gorta muhasebesi gibi derslerle sağlanacak.
• Ekonomiye ve ülke sorunlarına duyarlılık ka­
zandırılması: Söz konusu duyarlılık, hukuk, yönetim-organizasyon, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi,
Türk Dili gibi derslerle sağlanacak.
• Yabancı dil becerisi ve dış dünyayı algılama
yeterliliği kazandırma: Zorunlu yabancı dil dersi ilk
yıl tem el İngilizce, sonraki sınıflarda da ticari ve
mesleki İngilizce dersleri ile destekleniyor. Bu da
derslerin üçte birinin İngilizce olmasını sağlıyor.
•
Seçmeli dersler ile değişik uzanımlar kazan­
dırmak: Uluslararası Finansal Piyasalar, Pazarlama
Yönetimi, Örgütsel Davranış, Portföy Yönetimi, Kıy­
metli Evrak Hukuku, Mali Tablolar Analizi gibi ders­
ler ile bu ilkenin gerçekleşmesi amaçlanıyor.
Bölümden mezun olabilmek için; öğrencilerin
toplam sekiz dönem de sorumlu oldukları tüm
dersleri alıp, okulun bağlantı kuracağı sektör kuru­
luşlarındaki stajlarını başarı ile tam am lam aları ve
Dumlupınar Üniversitesi'nin belirlediği asgari me­
zuniyet koşullarını sağlamaları gerekiyor.
ÖĞRENCİLERİN GEREKSİNİMLERİ KARŞILANIYOR
Dumlupınar Üniversitesi UBY, öğrencilerinin eği­
tim hayatlarını en rahat şekilde geçirebilmeleri
amacıyla, birçok olanak sunuyor. Bu olanaklar­
dan bazıları ise şöyle:
Bilgisayar Laboratuarı: Okul bünyesinde bulu­
nan laboratuarda yirmi a d e t bilgisayar bulunu­
yor. "Bilgisayar" ile ilgili derslerde öğrenciler bu la­
boratuardan faydalandıkları gibi, burada bulu­
nan projeksiyon cihazı ile uygulamaları perdede
de izleyebiliyorlar. Ayrıca derslerin ve laboratuarın
boş olduğu zam anlarda internet bağlantısı öğ­
rencilerin hizmetine sunuluyor.
Kütüphane: İşletme bölümü binası altında bu­
lunan Merkez Kütüphanesi'nin sunduğu imkanlar­
dan tüm öğrenciler faydalanabiliyor,
Sosyal, kültürel imkanlar ve faaliyetler: Öğrenci­
lerin her türlü gıda ve kantin ihtiyaçlarını karşıla­
mak üzere sunulmuş 450 kişilik bir kantin bulunu­
yor. Ayrıca Sağlık, Spor ve Kültür Daire Başkanlığı'nın tüm aktiviteleri öğrencilerin hizmetlerine su­
nuluyor. Öğrencilerin katılımıyla, Klasik Türk Müziği
ve Türk Halk Müziği koroları ile halk oyunları ve
folklor ekibi çeşitli dönem lerde etkinlikler düzenli­
yor. Öğrenciler Bedesten sosyal tesisindeki banka,
postane, kafeterya, isteğe bağlı lokantalar, ber­
ber, kuaför, kitap satış mağazası..vb her türlü sos­
yal imkandan yararlanabiliyorlar. ■
Üniversitenin (www.dumiupinar.edu.tr) adresli internet sitesinden ayrıntılı
bilgi edinmek mümkün. Ayrıca aşağıda isimleri ve e-posta adresleri yer
alan görevlilerden de gerekli bilgiler alınabilir.
Arş.Gör Emin ZEYTİNOĞLU ■Muhasebe Bölümü,Sigortacılık ve Risk
Yönetimi Bölümü: [email protected]
Arş.Gör Yasemin Deniz KOÇ - Bankacılık ve Finans Bölümü:
[email protected]
EĞİTİM
Gaziantep M YO
öğrencilerini Dünya Bankası
desteğiyle yetiştiriyor
aziantep Üniversitesi bün­
yesinde bulunan Gazian­
tep Meslek Yüksekokulu (GMYO),
1975 yılında Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı olarak kuruldu. 1981 yı­
lında ODTÜ Gaziantep Mühendislik
Fakültesi'ne bağlanan okul, 1987
yılında ise Gaziantep Üniversitesi'ne bağlandı.
Teknik Programlar Bölümü, İkti­
sadi ve İdari Programlar Bölümü ve
Sağlık Programları Bölümü olmak
üzere üç bölüm den oluşan okul,
yirmi bir program da eğitime d e ­
vam ediyor. Okul bünyesindeki on
program ise Dünya Bankası Projesi
çerçevesinde kuruldu. GMYO Teknik Programlar
Bölümü; Bilgisayar Teknolojisi ve Programlama, Biyomedikal Cihaz Teknolojisi, Elektrik, Endüstriyel
Elektronik, Endüstriyel Kalıpçılık, İklimlendirme ve
Soğutma, İnşaat, Makine, Matbaacılık, Mekatronik, Mobilya ve Dekorasyon, Otomotiv, Radyo-TV
Yayımcılığı, Tekstil ve Uygulamalı Takı Teknolojisi
Programlarından m eydana geliyor.
İktisadi ve İdari Programlar Bölümü'nde ise Aş­
çılık, Bankacılık ve Sigortacılık, Büro Yönetimi ve
Sekreterlik, İşletme ve Muhasebe Programları bu­
lunuyor. İktisadi ve İdari Programlar Bölümü bün­
yesinde Dış Ticaret ile Pazarlama Programlarının
açılması içinse çalışmalar devam ediyor. Sağlık
Programları Bölüm ü'nde d e Çocuk Gelişimi Program ı'nda ikinci öğretim de eğitim verilirken, Hay­
van Yetiştiriciliği ve Sağlığı Programı bulunmasına
karşın henüz eğitim e başlamadı.
Atatürk İlke ve İnkılaplarına bağlı, ülke ve dün­
ya gerçeklerine göre öğrenci yetiştirmeyi kendi­
42
ne hedef edinmiştir GMYO, sanayi ve endüstri ile
yakın işbirliği olm adan yetişecek elemanların, ül­
kenin kalkınmasına katkıda bulunam ayacağı dü­
şüncesini savunuyor. Okul bu sebeple, sanayi ve
endüstri ile her türlü işbirliğine giderek yüksek kali­
te d e elem an yetiştirilmesi yönünde çalışmalarını
sürdürüyor.
BANKACILIK VE SİGORTACILIK PROGRAMI
1999 yılında İktisadi ve İdari Programlar Bölüm ü'ne bağlı olarak açılan Bankacılık ve Sigorta­
cılık programı, 2000-2001 öğretim yılında 30 ö ğ ­
renci ile öğrenime başladı. Bölüm 21 inci yüzyılda
küreselleşen ve rekabet seviyesi artan finansal pi­
yasaların ihtiyaç duyduğu üretken, analitik düşüce yapısına, güçlü teorik alt yapıya ve uygula­
m aya yönelik bilgi donanımına sahip nitelikli ara
elem an yetiştirmeyi amaçlıyor.
Bankacılık ve Sigortacılık Programı alanlarında
uzman ve mesleki tecrübeye sahip 3 öğretim g ö ­
revlisi ve gerektiğinde 3 öğretim üyesi, 87 öğretim
görevlisi, 2 okutman, 6 uzmandan oluşan diğer
program hocalarının desteği ile Birinci Öğretim ve
40 kişilik kontenjanı ile eğitim hizmeti veriyor.
GMYO bünyesinde Dünya Bankası tarafından fi­
nanse edilen atölye, laboratuar ve model ofisler,
özelliklerine göre 20 ile 30 öğrencinin uygulama
yapabileceği alet, araç gereç ve cihazlara sahip
bulunuyor. Dinamik bir yaklaşımla hazırlanan Ban­
kacılık ve Sigortacılık Programı'nda teorinin pratik
bilgi ile desteklenmesine önem veriliyor. İlk yılda
matematik, ekonomi, işletme, bilgisayar, muhase­
be, hukuk, bankacılık ve sigortacılık alanlarında
temel bilgiler verilirken, ikinci yılda öğrenciler ban­
kacılık ve sigortacılıkla ilgili banka ve sigorta işlem­
leri, para ve banka, müşteri ilişkileri, dış ticaret iş­
lemleri, pazarlama, sermaye piyasası işlemleri, si­
gorta m atem atiği, hasar işlemleri, kredilendirme
süreci ve teknikleri, istatistik, finansal yönetim, risk
yönetimi, banka muhasebesi, sigortacılık muhase­
besi, ticaret hukuku, mali tablolar analizi, Türk ver­
gi sistemi, sigorta m atem atiği, sigortacılık hukuku
gibi derslerle meslek derslerine yöneliyor. Prog­
ramda eğitim gören öğrenciler, öğrenci-idare iş­
birliği ile yürütülen birinci ve ikinci sınıfta, 30'ar iş
günü olmak üzere 60 işgünü zorunlu yaz staj uygu­
laması ile teorik ve teknik bilgilerini iş hayatında uy­
gulam a imkanı buluyorlar.
Programı başarı ile bitirenlere ön lisans diplo­
ması ile birlikte Bankacılık ve Sigortacılık elemanı
unvanı veriliyor. Mezun öğrenciler başta banka
ve sigorta şirketlerinin genel müdürlük, bölge mü­
dürlüğü ve şubelerinde, işletmelerin finansman
departm anlarında yada sigorta acentesi, sigorta
eksperi, bireysel emeklilik aracısı olarak çalışabil­
me olanağına sahip bulunuyorlar. Bunun yanı sıra
bölüm den mezun olan öğrenciler 2547 Sayılı Yük­
sek Öğretim Mevzuatı dikey geçiş esasları uyarın­
c a dört yıllık bölümlere geçiş yapabiliyorlar. ■
SİGORTA İSTATİSTİKLERİ
________________________________________________
H ayat dışı branşlarda faaliyet
gösteren şirketlerin 2 0 0 5 ve
2 0 0 6 yıllarının ilk yarısına ait
M a li tablolarının
rsı lastı rı ması
r .m ergimizin bu sayısının istatistikler bölüI S İ m ünün konusunu, h a y a t dışı branşlar­
|
Erdinç YURTSEVEN
TSRŞB G enel Sekreter Yardımcısı
I- BİLANÇO
d a fa a liy e t gösteren şirketlerimizin 2005 yılının
ilk yarısı ile 2006 yılının aynı d ö n e m in e a it mali
tablolarının karşılaştırılması oluşturacaktır.
İlk ö n c e b ila n ç o , d a h a sonra ise gelir ta b lo ­
su kalem leri irdelenecektir.
1- Aktif
2006-2
Cari Varlıklar
5.625.282.987
Nakit Ve Nakit Benzeri Varlıklar
Finansal Varlıklar İle Riski
Sigortalılara Ait Finansal Yatırımlar
Esas Faaliyetlerden Alacaklar
İlişkili Taraflardan Alacaklar
Diğer Alacaklar
1.348.363.068
Gelecek Aylara Ait Giderler
Diğer Cari Varlıklar
Cari Olmayan Varlıklar
Esas Faaliyetlerden Alacaklar
İlişkili Taraflardan Alacaklar
Diğer Alacaklar
Finansal Varlıklar
Maddi Varlıklar
Maddi Olmayan Varlıklar
Gelecek Yıllara Ait Giderler
Diğer Cari Olmayan Varlıklar
AKTİF TOPLAMI
44
1.689.264.042
2.465.642.931
5.695.778
39.273.989
42.034.252
35.008.927
2.579.172.162
3.504.266
1.232.641
1.439.093
2.116.188.394
2005-2
Aktifteki
Payı (%)
68,6
16,4
4.553.426.457
67,7
706.748.770
10,5
23,5
90,8
20,6
30,1
1.777.415.233
26,4
29,4
-5,0
24,4
0,1
0,4
0,2
-8,9
46,9
151,4
-7,8
18,5
648,4
Aktifteki
Payı (%)
0,1
0,5
0,5
0,4
31,4
0,0
0,0
0,0
20.513.469
454.995
25,8
5,3
0,3
0,0
4.318.623
8.204.455.149
0,1
100,0
431.520.682
1.981.585.265
6.254.065
26.731.807
16.720.919
37.970.397
2.177.335.737
468.234
Fark
404.354
0,6
32,3
0,0
0,0
1.010.088
1.717.710.635
428.126.382
0,0
25,5
6,4
19.313.598
315.141
0,3
0,0
0,8
6,2
44,4
9.987.305
6.730.762.194
0,1
100,0
-56,8
21,9
204,8
42,5
23,2
H a y a t Dışı b ra n şla rd a fa a liy e t g ö ste re n si­
g o rta şirketlerinin a k tif to p la m ı g e ç e n yılın
aynı d ö n e m in e g ö re yaklaşık yü zd e 2 2 o ra ­
n ın d a b ir artış g ö s te re re k 8.204 m ilyo n
YTL'ye ulaşmıştır. Cari varlıklar yü zd e 23,5
o ra n ın d a a rta rke n ca ri o lm a y a n v a rlık la rd a ­
ki artış yü zde 18,5 o la ra k gerçekleşm iştir. Her
iki g ru b u n d a a k tif içerisindeki p a y ın d a k a y ­
d a d e ğ e r bir değişiklik olmamıştır.
C ari va rlıkla rd aki artışın te m e l b e lirle y ic ile ­
ri, n a k it ve n a kit benzeri varlıklar ka le m i ile
esas fa a liy e tle rd e n a la c a k la r k a le m le rin d e ­
ki artışlar olmuştur. Bu k a le m le rd e y a ş a n a n
artışlar sırasıyla, b a n k a la r a lt hesabı ile sigor­
tacılık fa a liy e tle rin d e n a la c a k la r a lt hesa­
b ın d a m e y d a n a g e le n a rtışlarda n k a y n a k ­
lanmıştır. S igortacılık fa a liy e tle rin d e n a la ­
c a k la r k a le m in d e prim ü re tim in d e ya ş a n a n
yü zde 23'lük artışa p a ra le l bir yükselm e k a y­
d e d ild iğ i g ö rü lm e kte d ir. Bu k a le m le rd e artış
yaşanırken, fin an sa l v a rlıkla rd a yü zde 5'lik
bir a za lm a m e y d a n a gelm iş ve finansal v a r­
lıkların a k tif içerisindeki p a y ın d a d a 6 p u a n ­
lık bir düşüş olmuştur. Bu d ö n e m d e sektörün
yatırım te rc ih in d e fin a n sa l va rlıkla rd a n n akit
ve n a kit benzeri va rlıkla ra bir y ö n e lm e söz
2- Pasif
Kısa Vadeli Yükümlülükler
Finansal Borçlar
Esas Faaliyetlerden Borçlar
2006-2
Pasifteki
Payı (%)
2005-2
Pasifteki
Payı (%)
4.019.239.644
49,0
3.377.607.270
50,2
19,0
2.555.989
0,0
7.904.779
0,1
-67,7
522.601.572
7,8
19,2
Fark
622.736.574
7,6
İlişkili Taraflardan Borçlar
44.564.443
0,5
32.419.696
0,5
37,5
Diğer Borçlar
54.472.215
0,7
29.948.259
0,4
81,9
3.174.760.008
38,7
2.644.847.522
39,3
20,0
Ödenecek Vergi Vb. Yüküm.
Sigortacılık Teknik Karşılıkları
69.996.807
0,9
82.250.144
1,2
-14,9
Diğer Risklere İlişkin Karşılıklar
13.521.772
0,2
25.200.267
0,4
-46,3
Gelecek Aylara Ait Gelirler
33.979.622
0,4
25.966.709
0,4
30,9
2.652.213
0,0
6.468.323
0,1
-59,0
454.115.470
5,5
209.766.270
3,1
116,5
364.837
0,0
457.145
0,0
-20,2
0
0,0
624.814
0,0
-100,0
20.000
0,0
46.023
0,0
-56,5
Diğer Kısa Vadeli Yükümlülükler
Uzun Vadeli Yükümlülükler
Finansal Borçlar
Esas Faaliyetlerden Borçlar
İlişkili Taraflara Borçlar
Diğer Borçlar
Sigortacılık Teknik Karşılıkları
Diğer Risklere İlişkin Karşılıklar
Gelecek Yıllara Ait Gelirler
320.839
0,0
292.384
0,0
9,7
391.774.816
4,8
164.010.591
2,4
138,9
58.859.290
0,7
37.557.783
0,6
56,7
0
0,0
124.011
0,0
-100,0
1.790.090
0,0
6.653.520
0,1
-73,1
Özsermaye
3.731.100.035
45,5
3.143.388.653
46,7
18,7
Ödenmiş Sermaye
2.341.446.330
28,5
2.216.566.621
32,9
5,6
Sermaye Yedekleri
18.018.480
0,2
501.161.831
7,4
-96,4
1.580.434.391
19,3
842.564.124
12,5
87,6
Diğer Uzun Vadeli Yükümlülükler
Kar Yedekleri
Geçmiş Yıllar Karları
Geçmiş Yıllar Zararları(-)
Dönem Net Karı
PASİF TOPLAMI
78.063.839
1,0
122.080.940
1,8
-36,1
-414.948.387
-5,1
-645.239.106
-9,6
-35,7
128.085.383
1,6
106.254.244
1,6
20,5
100,0
6.730.762.194
100,0
21,9
8.204.455.149
................................. .
SİGORTA İSTATİSTİKLERİ
konusudur.
C ari o lm a y a n va rlıkla rd aki artışın b ü yü k
b ö lü m ü bu g ru b u n yüzde 82'sini oluşturan
fin a n sa l varlıklar hesabının a lt ka lem ini oluş­
tu ra n iştirakler h esa b ın d aki yü zde 2 9'luk a r­
tıştan k a y n a k la n m a k ta d ır. B ila n ço n u n p a si­
fin d e ye r a la n finansal varlık d e ğ e rle m e le ri
h e s a b ın d a y a şa n a n artış göz ö n ü n e a lın d ı­
ğ ın d a , iştiraklerdeki artışın bir b ö lü m ü n ü n iş­
tira k d e ğ e rle m e le rin d e n ka yna kla n m ış o l­
d u ğ u düşü n ülm ekte d ir.
B ila n ç o n u n pasif ta ra fın ın k o m p o zisyo ­
n u n d a d a k a y d a d e ğ e r bir değişiklik y a ş a n ­
mamıştır. Ö zka yn a kla r her iki d ö n e m so n u n ­
d a d a a k tif to p la m ın ın yaklaşık yarısını oluş­
tu rm a k ta d ır. Kısa v a d e li yü küm lülükler ve
ö z k a y n a k la rd a yü zde 19 o ra n ın d a artışlar
ka ydedilm iştir.
Kısa v a d e li yüküm lülükler içe risind e , sig o r­
ta cılık te k n ik karşılıklarında yü zde 2 0 'lik bir
artış m e y d a n a gelmiştir. Sigortacılık te kn ik
karşılıkları içerisindeki en fazla artışın y a ş a n ­
dığı a lt k a le m yü zde 38 ile m u a lla k hasar ve
ta z m in a t karşılıkları olmuştur.
Ö z k a y n a k la rd a k i artış, kar y e d e kle ri h e sa ­
bının içe risin d e yer a la n fin an sa l varlık d e ­
ğ e rle m e le rin d e y a şa n a n 719 m ilyon YTL'lik
artışla açıklan a bilir. Kar y e d e kle ri hesabının
yü zde 5 3'ü n ü oluşturan fin an sa l varlık d e ­
ğ e rle m e le ri a lt ka le m i, a k tifte k i iştirakler h e ­
sa b ın d a yer a la n kıym etler ile sa tılm a ya h a ­
zır fin a n s a l va rlıkla rın d e ğ e rle m e s in d e n
m e y d a n a g e lm e kte d ir.
Ö de n m iş se rm a ye d e ki yü zd e 3 3 'lük a rtı­
şın te m e l belirle yicileri, se rm a ye y e d e k le ri­
nin bu ka le m e ilavesi ile ö d e n m iş s e rm a y e ­
nin bir p arçası o la n se rm a ye düzeltm esi
olum lu fa rkla rın d a y a ş a n a n azalıştır.
2006 yılının ilk yarısı itib a riy le , e nfla syo n
düze ltm e le rin in ö z k a y n a k la ra p o zitif etkisi
200 m ilyon YTL o lu p bu tu ta r to p la m özkaynakların yü zde 5 'in e karşılık g e lm e kte d ir.
2005 yılının ilk yarısında d ü z e ltm e farkları özkayna kla rın yü zde 1 0 'u n u o lu ş tu rm a k ta idi.
2006 yılının ilk yarısında sektör 128 m ilyon
YTL'lik n e t kar e ld e etm iş o lu p bu tu ta r g e ­
ç e n yılın aynı d ö n e m in e kıyasla yü zd e 2 1 'lik
bir artışı ifa d e e tm e kte d ir. 2006 yılının ilk y a ­
rısında ulaşılan tekn ik kar 42 m ilyon 825 bin
813 YTL, m ali kar 118 m ilyon 953 bin 346 YTL
o lu p b rü t kar 161 m ilyon 779 bin 159 YTL'dir.
Bu karın 33 m ilyon 693 bin 776 YTL'si vergi
II- KÂR/ZARAR HESABI
1- Teknik Sonuçlar
TEKNİK KAR
YAZILAN PRİMLER
Yangın
DASK
Nakliyat
Kaza
Mühendislik
Tarım
Sağlık
Seyahat Sağlık
Hukuksal Koruma
Ferdi Kaza
Kredi
KMA Mali Soruml.
TOPLAM
Trafik
Kasko
46
Fark(%)
2006-2
2005-2
Fark%
2006-2
676.045.865
107.123.081
162.826.794
561.807.013
20,3
65.518.853
0
138.002.796
1.127.854.000
163.234.397
-
18,0
25,3
20,6
5.773.453
32.962.141
25.649.090
0
36.209.402
32.684.893
514.367.265
2.858.564
12.169.721
29.996.231
426.657.037
9,0
20,6
-102.956.679
17.152.901
-2.521.175
-11.471.662
-45.703.783
11.019.443
-116.676
-15.140.652
-9,0
125,3
55,7
2.060,8
-24,2
0
10.370.574
-
384.077
17,3
140.767.949
4.333.080
785.502.512
105.853.606
1.487.963
33,0
191,2
7.628.831
42.951.307
0
4.040.908
33.821.470
88,8
27,0
4.048.522.550
656.632.949
3.221.896.566
19,6
25,7
282.860
48.865.706
98.927.768
-110,1
-125,7
-56,7
687.104.357
1.262.709.364
607.633.617
13,1
28,8
37.940.209
-55.524.456
-188,2
980.106.576
1.412.961.692
196.881.133
-28.553
-12.567.682
42.825.813
-33.467.348
-106.376.976
155,4
-
-
91,6
karşılığı o la ra k a yrıld ıkta n sonra 128 m ilyon
85 bin 383 YTL'lik n e t b ila n ç o karına ulaşıl­
mıştır.
Bu veriler ışığında, h a y a t dışı b ra n şla rd a
çalışan şirketlerin e ld e ettikleri n e t d ö n e m
karının a k tif v a rlık la r içe risin d e k i p a y ın a
b aktığ ım ızd a ise a k tif karlılığın her iki d ö n e m
için d e h e m e n h e m e n aynı d ü z e y d e o ld u ­
ğu g ö rü lm e kte d ir. 2005 yılı altı aylık d ö n e m ­
d e yü zde 1.57 o la ra k g e rçe kle şe n a k tif ka r­
lılık oranı 2006 yılının aynı d ö n e m in d e yü zde
1.56 o la ra k gerçekleşm iştir.
N et d ö n e m karının ö zka yn a kla ra b ö lü n ­
m esiyle e ld e e d ile n ö zkayn a k karlılığında
d a b e n ze r bir d u ru m g ö zle n m e kte d ir. 2005
yılı altı ilk aylık d ö n e m d e yüzde 3.38 o la ra k
g e rç e k le şe n ö zka y n a k karlılığı oranı 2006 yı­
lının aynı d ö n e m in d e yü zde 3.43 olmuştur.
E le m a nte r b ra n ş la rd a fa a liy e t g öste re n
şirketler ta ra fın d a n yazılan p rim le rd e bir ö n ­
ce ki yılın aynı d ö n e m in e g ö re yü zde 26'lık
bir artış ka yd e d ilm iş ve prim ü retim tuta rı
4.048 m ilyon YTL'ye ulaşmıştır. A n c a k , prim
ü re tim in d e ki bu o lu m lu g elişm e ye ra ğ m e n
sektörün te kn ik karı yü zd e 61 o ra n ın d a bir
azalışla 90 m ilyon YTL'den 35 m ilyon YTL'ye
gerilem iştir. Teknik karlılık d a yü zde 2 ,8 'd e n
yü zd e 0 ,9 'a düşmüştür.
Sektör prim üretim inin yü zde 3 5 'ini o lu ştu ­
ran kaza branşındaki artış g e n e l prim artışı­
n a p a ra le l bir seyir izleyerek yü zde 25 o la ra k
gerçekleşm iştir. Bu b ra nşta , g e ç e n yıl 45 m il­
yo n YTL o la n tekn ik zarar yü zde 125'lik bir
artışla 103 m ilyon YTL'ye yükselmiştir. Kaza
branşı prim üretim inin yü zde 90'ı kasko a lt
b ra n şın d a n e ld e e d ilm e kte d ir. K a sko 'd a k i
prim ü re tim in d e yü zde 29'luk bir artış g e r­
çekleşm iş olm asına ra ğ m e n g e ç e n yıl o ld u ­
ğ u g ib i bu yıl d a tekn ik zarar m e y d a n a g e l­
miş o lu p bu zarar yü zde 91 'lik bir artışla 106
m ilyon YTL'ye ulaşmıştır.
Sektör prim ü re tim in e kaza b ra n şın d a n
sonra en fazla katkıyı s a ğ la y a n branş KMA
m a li sorum luluk branşıdır. Bu b ra nşta ki prim
artışı g e n e l prim artışının a ltın d a yü zd e 20
o la ra k gerçekleşm iştir. Branşın a n a liz in d e
branşın yü zd e 8 8 'ini oluşturan tra fik branşı
s o n u çla rın a b a k m a k gerekir. Trafik, ta rım ­
d a n sonra en az prim artışının g e rç e k le ş tiğ i
branş olm uştur. G e ç e n yılın aynı d ö n e m in ­
d e tra fik te 38 m ilyon YTL'lik bir te kn ik kar e l­
d e e dilm işken bu yıl 33 m ilyon YTL'lik bir te k -
3,50%
3,00%
2,50%
2,00%
1,50%
1,00%
0,50%
Aktif Karlılığı
■ Ö zkaynak
Karlılığı
0,00%
2006-2
SİGORTA İSTATİSTİKLERİ
nik zarar oluşmuştur.
G ö rü le c e ğ i üzere, sektör prim üretim inin
yarısını oluşturan tra fik v e k a s k o 'd a teknik
so n u ç la r 2006 yılının ilk yarısında o ld u k ç a
kötü bir seyir izlemiştir. Branşlar to p la m d a
140 m ilyon YTL'lik za ra rla sonuçlanm ış ve
sektörün to p la m sonuçlarını etkilemiştir. Bu
iki b ra n şta tekn ik so nu çla rın iyileştirilmesi g e ­
nel o la ra k sektörün te kn ik sonuçlarının iyileş­
mesi a n la m ın a d a g e le c e k tir. Her iki branş­
ta d a , hasar m a liye tle rin in azaltılm asına ve
a lına n prim lerin riskle uyum lu o la ra k a y a r­
la n m asın a ih tiy a ç vardır. Trafik bra nşın da
Hazine Müsteşarlığı ta ra fın d a n b e lirle n e n bir
ta rife u y g u la m a s ı o ld u ğ u n d a n p rim le rin
a ya rla n m a sı ko n u su n d a şirketlerin a k tif bir
rol üstlenm esi söz konusu değildir.
Teknik o la ra k en iyi so n u cu ve re n branş
yü zde 155'lik kar artışıyla ya n g ın olmuştur.
M ühendislik branşının te kn ik karı yü zde 55
a rta rk e n , n a k liy a t b ra n şın d a yü zde 9 'lu k bir
tekn ik kar azalışı olm uştur.
Teknik kar 161 m ilyon 779 bin 159 YTL'lik
b rü t karın yü zde 2 6 ,5 'ini o luşturm aktadır.
Kom isyon g id e rle ri, p e rso n e le ilişkin g id e r­
ler, y ö n e tim g id e rle ri, a ra ştırm a ve geliştir­
m e g id erleri, p a z a rla m a ve satış g id erleri ve
reasürans kom isyonlarının İzlendiği fa a liy e t
g id e rle ri d e te kn ik s o n u ç la r içerisinde yer a l­
m a ktadır. Bu g id e rle r 2005 yılının ilk yarısında
621 m ilyon YTL iken 2 0 0 6 'd a 623 m ilyon YTL
o la ra k gerçekleşm iştir.
Teknik karlılık verileri in c e le n d iğ in d e ise,
tekn ik karlılığın g e ç e n yılın aynı d ö n e m in e
g ö re g e rile d iğ i g örü le ce ktir.
2005
yılının ilk altı aylık d ö n e m in d e %3 c i­
v a rın d a o la n tekn iik karlılık 2006'nın ilk d ö ­
n e m in d e % 1'e gerilem iştir. 2005 ilk d ö n e m ­
d e kaza, ta rım v e sağlık branşlarının te kn ik
karlılıkları n e g a tif so n u ç verirken, 2006 yılı ilk
altı aylık d ö n e m d e b u n la ra kredi ve KMA
m ali skorum luluk branşları eklenmiştir. S ektö­
rün te kn ik karlılığının olumsuz y ö n d e geliş­
m e sin d e en fa zla sigorta p oliçesinin ü re tild i­
ği sağlık, kaza v e tra fik branşlarındaki d üşü ­
şün etkisinin o ld u ğ u açıktır. Zonunlu bir sigor­
ta o la n Trafik sig o rtasın da prim lerin te m in a t­
ların a ltın d a bir artış gösterm esi, a ra ç sayı­
sındaki artış v e Tram er'in etkisi ile tra fik sigor­
tası y a p tırm a o ra n ın d a k i artış sonu cu h a sa r­
ların d a artm ası n e tic e s in d e tekn ik karlılık
%7 d ü z e y in d e n n e g a tif so n u ca dönm üştür.
331 m ilyon 963 bin 990 YTL'lik yatırım g e lir­
lerine karşılık 141 m ilyon 809 bin 126 YTL y a ­
tırım g id e rle ri ile 71 m ilyon 201 bin 518 YTL'lik
d iğ e r fa a liy e tle rd e n k a y n a k la n a n g id e rle r
2006 yılının ilk yarısında 118 m ilyon 953 bin
946 YTL m a li kar e ld e edilm e sin e n e d e n o l­
muştur. Bu tu ta r g e ç e n yılın aynı d ö n e m in e
g ö re y ü zd e 51'lik bir artışı ifa d e e tm e k te d ir.
Her iki d ö n e m için d e yatırım gelirleri iç e ri­
sinde en ö n e m li ka le m finansal ya tırım la r­
T e k n ik K a rlılık
80,00% -|
en nn%
I i ... ..... .. _..
_
n nn%
■ _
_
ll
—
■
a
_
KMA
Mali
Toplam
on nn
Yangın DASK Nakliyat
■
Kaza
Mühen
dişlik
Tarım
Sağlık
Seyahat Hukuk
Sağlık Koruma
Ferdi
Kaza
Kredi
2006-2
9,69%
5,39% 20,24% -7,29%
8,71%
-7,71% -2,23% 13,44% 62,69% 30,51% -0,66% -1,60%
1,06%
2005-2
4,57%
0,00% 26,24% -4,05%
6,75%
-0,39% -3,55%
38,97% 31,95% 19,01% 7,44%
3,07%
0,00%
2- Mali Sonuçlar
Yatırım Gelirleri
Finansal Yatırımlardan Elde Edilen Gelirler
Finansal Yatırımların Nakde Çevr. Elde Edilen Karlar
Finansal Yatırımların Değerlemesi
Kambiyo Karları
İştiraklerden Gelirler
233.131.171
96.826.357
24.219.141
42,4
38,6
50.888.495
25.839.229
30.967.777
2.000
68.077,6
99,2
73,8
42,4
62,2
28,3
1.335.563
2.465.647
2,6
209,9
40,5
27,1
33.398.517
1.419.344
56.634.719
140.434
30.018.262
26.119.859
521.020
18.031.462
492.090
844.319
71.983.755
304
-
71.201.518
72.790.514
1.272.663
-
329.629
0
25.586
113.538
-
33,6
38,9
264,7
52,1
3.479.216
407.371
329.324
172.262
110.537.521
7.640.810
Zorunlu Deprem Sigortası Hesabı (+/-)
Enflasyon Düzeltmesi Hesabı (+/-)
Ertelenmiş Vergi Varlığı Hesabı (+/-)
d a n e ld e e d ile n gelirler olm uştur. K a m b iyo
karları ile iştiraklerden e ld e e d ile n g e lirle rd e ­
ki artışlar d ik k a t ç e k ic i d ü ze yd e d ir. 2 0 0 5 'te
y a tırım la rd a n e ld e e d ile n gelirlerin 57 m ilyon
YTL'si te k n ik b ö lü m e aktarılırken 2 0 0 6 'd a bu
tu ta r y ü z d e 27'lik bir artışla 72 m ilyo n YTL'ye
ulaşmıştır.
Y ukarıda ta b lo y a b a k ıld ığ ın d a d ik k a t ç e ­
ken bir b aşka n o k ta d a , m ali s o n u ç la ra k a t­
kısı ç o k az olm asına ra ğ m e n tü re v ü rü n le r­
d e n e ld e e d ile n gelirlerdir. Bu a ra ç la rın m a ­
li p iy a s a la rd a k i kullanım ının artm ası v e d a h a
iyi tanınır h a le g e lm e le ri özellikle risk y ö n e ti­
331.963.990
134.184.719
16.074.585
31.094.167
94.241.630
65.118
141.809.126
1.300.542
Hayat Dışı Teknik Böl. Aktarılan Yatırım Gelirleri (-)
Türev Ürünler Sonucunda Oluşan Zararlar (-)
Kambiyo Zararları (-)
Amortisman Giderleri (-)
Diğer Yatırım Giderleri (-)
Önceki Yıl Gelir Ve Karları
Önceki Yıl Gider Ve Zararları(-)
Net Dönem Karı Veya Zararı
Fark(%)
6.930.969
707.999
189.745
Yatırımlar Değer Azalışları (-)
Yatırımların Nakte Çevr.Oluşan Zararlar (-)
Ertelenmiş Vergi Yükümlülüğü Gideri (-)
Diğer Gelir Ve Karlar
Diğer Gider Ve Zararlar (-)
2005-2
47.111.505
1.363.552
Bağlı Ortak. Ve Müşterek Yönetime Tabi Teşeb. Gel.
Arazi, Arsa İle Binalardan Elde Edilen Gelirler
Türev Ürünlerden Elde Edilen Gelirler
Diğer Yatırımlar
Hayat Teknik Bölümünden Aktarılan Yatırım Gel.
Yatırım Giderleri
Yatırım Yönetim Giderleri (-)
Diğer Faaliyetlerden Gelir &Giderler(+/-)
Karşılıklar Hesabı (+/-)
Reeskont Hesabı (+/-)
2006*2
21.425.806
18.860.865
57.713
2.673
118.953.346
43.969.815
48.248.820
2.528.903
5.375.066
17.087
132.433
0
9.641.846
-
14.404.975
1.025.573
2.754
78.623.835
99,8
11,3
44,9
5,9
61,9
50,9
150,3
93,9
100,0
80,7
-
122,2
30,9
94,4
3,0
51,3
m ine katkı sa ğ la y a c a k tır.
Zorunlu d e p re m sigortası h e s a b ın d a y a ş a ­
n an yü zde 9 4 'lü k azalış, S igorta ve Reasü­
rans Şirketlerinin Kuruluş ve Ç alışm a Esasları
Y ö n e tm e liğ i'n in D e p re m H asar Karşılığı
(DHK) ayrılm asına ilişkin esasları d ü ze n le ye n
2 6 'n cı m a d d e s in d e 06.09.2005 ta rih in d e y a ­
pılan d eğ işiklikten k a y n a k la n m a k ta d ır. Yapı­
lan d ü z e n le m e s o n u c u n d a , şirketler d a h a
az DHK ayırır d u ru m a gelm işlerdir,
2006'nın ilk yarısında m a li kar 161 m ilyon
779 bin 159 YTL'lik b rü t karın yü zde 73,5'ini
o lu ştu rm akta dır. ■
İNCELEME - ARAŞTIRMA
ve
genel sigortacılık
sektörüne getirdikleri
Kaan AKSEL / Müdür
Pricevvaterhouse Coopers
Solvency II - Yeni yönetim
rejim ine duyulan ihtiyaç
A v ru p a 'd a k i p e k ç o k o to rite ta ra fın d a n
u y g u la m a d a b u lu n a n S olven cy i rejim inin
kurallarının, s a d e c e bir h e s a p la m a y a d a ­
yalı o lm a s ın d a n d o la yı ve riske karşı ye te rli
d u y a rlık ta ö lç ü m e o la n a k görülm üştür. Bu­
nun y a n ın d a bu h e s a p la m a se rm a ye y e te r­
liliğinin düşük bir seviyesine ka lib re edilm iş
o ld u ğ u n d a n p e k ç o k resmi d e n e tim o to rite ­
si b üyü k sigorta şirketlerinin sözkonusu h e ­
s a p la m a la rın g ö s te rd iğ i se rm a ye m iktarının
en az iki katı k a d a r se rm a ye b u lu n d u rm a la ­
rının d a h a d o ğ ru o la c a ğ ın ı ifa d e e tm işle r­
dir. Ö rn e ğ in , H o lla n d a 'd a k i ç o ğ u sig o rta şir­
keti S olven cy I se rm a ye ye te rliliğ i fo rm ü lü n e
g o re h e s a p la n a n se rm a ye m iktarının ü ç v e ­
ya d ö rt katı k a d a r se rm a ye b u lu n d u rm a k ­
tadır. S olven cy II ç e rç e v e s i, A v ru p a Birliği
içerisindeki sig o rta v e reasürans şirketlerinin
d e n e tim in d e d a h a ş e ffa f bir risk bazlı ser­
m a y e d e n e tim ç e rç e v e s in in kullanım ını
d e v re y e sokarak ileriye d ö n ü k ç o k ö n e m li
bir gelişm eyi ifa d e e tm e k te d ir.
Solvency II: 3 Prensip Yaklaşımı Temel Konular
PRENSİP I
PRENSİP II
PRENSİP III
KANTITATIF
KURALLAR
RESMİ DENETİM
AÇIKLAMA
KURALLARI
Teknik provizyonlar
Yatırım yönetimi
kuralları ve Aktif/pasif
yönetimi
Sermaye kuralları
50
İç kontroller ve tutarlı
risk yönetimi
Resmi inceleme
sonucu müdahale
Açıklamalar
•Şıklık
•İleriye dönük
•Risk ile ilişkili
Solvency II - Önemli taraflar
AB Komisyonu
İstişare
Çağrısında
bulunur
— A v r u p a S ig o r ta v e E m e k lilik F o n la rı
K o m ite s i (E IO P C )
rO
Avrupa Sigorta ve Emeklilik Fonları Denetim
Otoriteleri Komitesi (CEIOPS)
][
İstişare
Süreci
CEA
Avrupa
Sigortacılık Birliği
it
][
'Group
Consultatif'
CRO Forum
Profesyonel
Aktüeryenler Birliği
Önemli sigorta
şirketlerinin risk
yöneticileri
][
AvrupalI
Sigorta
Şirketler
*QIS: Kantitatif etki çalışm aları
Bu ç e rç e v e y a ln ızca se rm a ye ile ilişkili ko ­
nuları d e ğ il aynı z a m a n d a ayrılan tekn ik
karşılıkların ye te rliliğ i ve yatırım y a p ıla b ile ­
c e k varlık g ru p la rı h a kkın d a kuralları iç e r­
m e kted ir. A ş a ğ ıd a , p e k ç o k a k tü e ry a l k o n u ­
ları k a p s a y a n kısa b ilg ile r ye r a lm a kta d ır.
Solvency II - G en el Bakış
Yeni Solvency II sisteminin tem el
özellikleri:
Prensip 1: S erm a ye ye te rliliğ in i b e lirle ye n
fin an sa l k a yn a kla rın h esa p la nm a sı kuralları,
Prensip 2: Resmi d e n e tim ve g ö z e tim sü­
re c in d e k i in c e le m e le r sonrası içsel risklerin
v e ko ntro lle rin d e ğ e rle n d irilm e si n e tic e s in ­
d e o lu ş a b ile c e k ek se rm a ye gereksinim inin
b elirle n m e si ve
Prensip 3: Risk ve se rm a ye seviyeleri k o ­
n u su n d a ya tırım cı ve p iy a s a la ra y a p ıla c a k
fin an sa l a ç ık la m a la r,
•
Denetim açısından üç prensip yaklaşı­
mı. Bu yaklaşım b a n k a la r için geliştirilen ser­
m a y e g ereksinim i Basel ll'n in yapısına ç o k
b e n z e m e k te d ir, k a n tita tif (ra ka m sa l) s e rm a ­
ye gereksinim i h e s a p la m a la rı (Prensip I),
resmi d e n e tim süreci (Prensip II) v e fin an sa l
a ç ık la m a şartları (Prensip III)
• Prensip l’in altında değişik serm aye y e ­
terliliği seviyeleri. Prensip I s e rm a y e gereksi­
nim i için iki se viye d e n olu şm akta d ır, m in i­
m u m se rm a ye yeterlilik seviyesi (M in im u m
C a p ita l R e q u ire m e n t, MCR) v e d a h a y ü k­
sek bir se rm a ye seviyesini ifa d e e d e n te m e l
s e rm a y e yeterlilik seviyesi (S o lve n cy C a p ita l
R e q u ire m e n t, SCR). Bu ikinci s e rm a y e y e te r­
lilik d üze yi sigorta şirketine özel riske duyarlı
bir fo rm ü l şe klinde o la b ilir ki b u fo rm ü l sigor­
ta şirketlerinin kısmi v e y a tü m ü y le içsel m o ­
d e lle r kullanım ını d e ste k le y ic i şe kilde ku ru la ­
caktır.
• İçsel m odellerin kullanımı. İçsel m o d e l­
lerin tanınm ası ve resmi d e n e tim o to rite sin in
b u m o d e lle re o la n g ü v e n in in sa ğlan m a sı
so n u ç o la ra k m o d e lle rin nasıl k u lla n ıla c a ğ ı­
n a b a ğ lı o la caktır. D e n e tim o to rite si m u h te -
51
İNCELEME - ARAŞTIRMA
m e le n m o d e lle rin g ö s te rd iğ i risk p a ra m e tre ­
leri ile risk y ö n e tim i ko n u su n d a m o d e lle rin
nasıl kullanıldığını in c e le y e c e k tir. Bu in c e le ­
m e e s n a s ın d a u y g u n m o d e l d e n e ti­
m i/o n a y la m a s ın ın (v a lid a tio n ) ya pılıp y a p ıl­
m a d ığ ın a , iç ko n tro l m e ka n izm a sın d a risk
bazlı in c e le m e le rin in nasıl ya p ıld ığ ın a , sigor­
ta şirketinin ye te rli se rm a ye b u lu n d u ru p b u ­
lu n d u rm a d ığ ın ın d e ğ e rle n d irm e s in e ve bu
d e ğ e rle n d irm e n in ilgili risklerle d o ğ ru şekil­
d e ilişkilendirilmiş o lm a sına bakılacaktır.
• Yönetişim ve iç kontroller üzerine artan
yönelim (Prensip II). Bu ö n e m li risklerin b e lir­
lenm esini, iş kuralları d o kü m a n la rın ın m e v ­
c u d iy e tin i ve a ç ık ra p o rla m a stan d artların ın
kullanılıyor olm asını v e sorum lulukların t a ­
nım lanm ış olm asını gerektirir. İng ilte re v e y a
H o lla n d a 'd a u y g u la n d ığ ı üzere, üst y ö n e ­
tim v e y ö n e tim kurulunun şirket y ö n e tim in e
etkin katılımı b un la rın gerçekleştirilm esi a ç ı­
sından ç o k ö ne m lidir.
• Finansal sektörler ve sınırlar arasında
d a h a fazla tutarlılığı a m a ç la y a n bir d e n e ­
tim m ekanizm ası. Yeni se rm a ye ye terliliği
prensiplerinin g ru p se viyesinde ve lie r bir tü ­
zel kişilik ta n ım la m a sı için nasıl u y g u la n a c a ­
ğı ko n u su n d a ta rtış m a la r d e v a m e tm e k te ­
dir. Bunun y a n ın d a sigortacılık u y g u la m a la ­
rının ta b ia tı g e re ğ i v e d e y a p ıla n işin b o y u t­
larının ç o k b ü yü k o lm a m a s ın d a n ö tü rü , d a ­
h a az sofistike yaklaşım ların u fa k s ig o rta şir­
ketleri ta ra fın d a n kullanılm asına m ü s a a d e
e dilm esi ih tiya cı o rta y a çıkmıştır.
•
M uhasebe uygulam aları ile uygunluk.
Finansal v e resmi d e n e tim se l ra p o rla m a n ın
sig o rta şirketlerinin üzerinde y a ra ttığ ı "u y ­
m aları g e re k e n kurallar" b ü tü n ü n ü n a rta n
yü küm lülüklerini en a za in d ire b ilm e k için
resmi d e n e tim raporlam asının, Uluslararası
R a p o rla m a S tandartları "UFRS" ile u yum lu
h a le g e tirilm e s i a m a c ı g ü d ü lm e k te d ir.
UFRS'nin h a y a ta g e çirilm e sin d e m u h te m e l
g e c ik m e le rin S olven cy ll'n ln istenen z a m a n
p la n ın a g ö re gerçekleştirilm esini e n g e lle y e ­
b ile c e ğ i g ö rü lm e kte d ir.
S o lve n cy ll'n in arkasındaki p o litik süreç
v e u y g u la m a za m a n tab lo su . S o lve n c y II,
A v ru p a K om isyonu ta ra fın d a n şekillendirilen
bir ç e rç e v e d ir. Esasen resmi A v ru p a Birliği
b ü n ye sin d e ki d e n e tim o to rite le rin in riski d a ­
h a hassas şekilde d e ğ e rle n d irm e le rin i s a ğ ­
la m a sın a u yg u n a ra ç ve d e n e tim k a b iliy e ti­
ne o la n a k ta n ıy a ra k , bir sigorta şirketinin
"g e n e l se rm a y e ye te rliliğ in i" d a h a d o ğ ru
d e ğ e rle n d irm e y i a m a ç la m a k ta d ır.
S olvency II Direktifleri çe rçevesinin v e d a ­
ha sonra ya yım la n a n u y g u la m a a ç ık la m a la ­
rının teknik d eta yla rı A vrupa Sigorta v e Emek-
Zaman Çizelgesi
2005
2006
3 aşamalı AB
Komisyonu İstişare
çağrısı
2007
2008
Çevre Direktifin
Yayınlanması
2009
Tümüyle Uygulama
Başlangıcı
Test Uygulaması?
Başka QIS?
2010
lilik Fonları D enetim O toriteleri Komitesi ("CEIOPS")' ta ra fın d a n yönlendirilm ektedir. En son
kararın AT Bakanlar Kurulu ta ra fın d a n CEIOPS
ve AT ko m isyonundan görüş alınm asından ve
a şa ğ ıd a a çıkla n a n A v ru p a 'd a fa a liy e t gös­
teren sigortacılık ile ilgili m e rcilere danışılm a­
sından sonra verilmesi m uhtem eldir.
• C o m ite E u ro p e a n des A ssuran ce s
(CEA), A vru p a sigortacılık endüstrisini tem sil
e d e r v e İngiliz S ig o rta cıla r Birliğini d e içerir.
• A vrupalI A ktü e r G ro u p e C o n su lta tif, tü m
A v ru p a ü lke le rin d e fa a liy e t g ö ste re n A ktü e r
m eslek m ensuplarını tem sil eder.
• A vru p a M u h a se b e Uzmanları F ederasyo­
nu (FEE)2, m u h a s e b e uzm anlığı meslek m e n ­
suplarını tem sil e d e r (p ra tik u y g u la m a d a bu
ö rg ü tü n g erçekle ştirile n ta rtışm a la ra katılımı
o ld u k ç a sınırlı o la ra k gerçekleştirm iştir).
Bu ö rg ütle rin y a n ın d a , CRO foru m u ("C h i­
e f Risk O fficers Forum ") g ib i tem sil ettikleri ö r­
g ü tü n görüşlerini ifa d e e d e n ve bu ç e rç e ­
v e d e fa a liy e tle rd e b u lu n a n g ru p la r d a
m e vcu ttu r. Değişik ülkesel p iya sa la r ç e rç e ­
vesinde, ülkesel görüşlerini d ile g e tirm e k ve
konu h akkın da ke n d i ü lkelerindeki bilgi ve
birikimi a rttıra b ilm e k için g ru p la r kurulmuştur.
Ö rn e ğ in , B ritanya K raliyet Hâzinesi S olvency
II a k tü e rle rin d e n oluşan y u va rla k m asa çalış­
m a g ru b u n u kurmuştur. H o lla n d a ise " A c tu ­
a r i e l G e n o o ts c h a p " ism ind e ke n d i Sol­
v e n c y II a ktü e rya l ça lışm a g ru b u n a sahiptir.
B rüksel'de fa a iliy e t g ö s te re n A vru p a Poli­
tik a A raştırm aları 3 M erkezi (CEPS) 2003 se­
n e s in d e S ig o rta c ılık D e n e tim i v e Resmi
M evzuatı k o n u su n d a ç a lış m a la r yürütm esi
a m a c ıy la bir ça lışm a g ru b u kurmuştur. Bu
g ru p Ekim ayı içe risin d e S o lve n cy II hakkın­
d a o ld u k ç a ka psa m lı bir ra p o r hazırlamıştır.
Bu ra p o r S o lve n cy II ko n u su n d a d e ste kle yi­
ci bir yaklaşım s e rg ile m e k te d ir v e ö n e m li çı­
karımları şunlardır;
• S igorta şirketlerinin varlık v e yü kü m lü lü k­
lerinin d a h a tu ta rlı bir şekilde d e ğ e rle n d iril­
mesi ih tiya cı,
• Her bir sigorta şirketi ve tü m endüstri nezd in d e karşı karşıya kalınan risklerle ilgili o la rak
veri top la n m a sı, m odellerine ve yö ne tim i ko ­
nusunda iyileştirm elere d uyu la n ihtiyaçlar,
• D e n e tim o to rite le ri için m in im um se rm a ­
ye ye te rliliğ i seviyelerinin b elirle n m e sine v e
h a n g i ş a rtla rd a resmi d e n e tim m ü d a h a le le ­
rinin g erçekle ştirilm e sin e yö ne lik a çık kriter­
lere d u y u la n ih tiy a ç ,
• Uluslararası S igorta D e n e tim O to rite le ri
Birliği (IAIS4) ta ra fın d a n sigorta ve reasürans
şirketlerinin kullanım ına u ygu n yeni bir resmi
ç e rç e v e n in geliştirilm esine d u y u la n ih tiy a ç .
Yukarıdaki a ç ık la m a la rd a n d a a nlaşıla ­
c a ğ ı üzere, h e rh a n g i bir şekilde S olven cy II
ç e rç e v e s in in ş e k ille n d irilm e s in d e g ö re v
a la n v e y a ta r a f o la n kuruluş ve ö rg ü tle rin
sayısı o ld u k ç a fazladır. S igortacılık endüstrisi
için ye n i bir sistem g eliştirm enin ç o k c id d i
bir uğraş o la c a ğ ı açıktır. Bu yeni sistemin
h e d e fle n e n a m a ç la n sağlam ası v e p ra tik
o la ra k farklı ü lke lerde ki farklı yeterlilik v e
ürün çe şitliliği se rg ile yen p iy a s a la rd a fa a li­
y e t g ö s te re n sig o rta şirketlerine u y g u la n ­
ması en ö n e m li zorluk o la ra k o rta y a ç ık a ­
caktır. Ö zellikle, Prensip H'nin u y g u la n m a s ın ­
d a ve farklı d e n e tim o to rite le ri ta ra fın d a n
s ig o rta şirketlerinin tuta rlı bir yeknesaklıkla
d e ğ e rle n d irilm e le rin in sağlanm ası S olven cy
ll'n in başarısı a çısın d a n ç o k ö n e m lid ir
Kom isyon ta ra fın d a n ü zerind e çalışılan
ta k v im in ö n e m li tarihleri;
Ç e rç e v e Direktifinin taslak teklifinin 2006
sonbaharında yayımlanması beklenm ektedir.
Ç e rç e v e D irektifin Temmuz 2 0 0 7 'd e y a ­
yım lanm ası b e k le n m e k te d ir.
S olvency ll'nin hukuksal o la rak 2010 sene­
sinde u y g u la n m a y a başlam ası m uhtem eldir.
Bu ta k v im in sig o rta şirketlerinin g e le c e k ­
te ki ça lışm a koşullarına ve resmi ra p o rla m a
p re n sip le rin e b ö y le b ü yü k değişiklikler g e ti­
re c e k bir sistem in h a y a ta g eçirilm esi için o l­
d u k ç a zorlu v e sıkışık o ld u ğ u açıktır. A yrıca,
g e ç iş d ö n e m in d e h a n g i özel şartların sigor­
ta şirketleri için g e ç e rli o la c a ğ ın ın b e lirle n ­
mesi için d e o ld u k ç a erkendir.
Ç e rç e v e n in ta sla k teklifinin hazırlığında
fa y d a la n m a k a m a c ıy la iki ta n e K a n tita tif
' Komitenin İngilizce orijinal ismi 1Committee of European Insurance and Occupational Pensions Supervisors' şeklindedir.
! Federasyonun Fransızca orjinal ismi *Federation des ExpertsComptables Europees'.
3 Centre for European Policy Studies. CEPS Brüksel menşeli bir düşünce ve araştırma kuruluşudur.
* IAIS. International Association of Insurance Supervisors.
53
İNCELEME - ARAŞTIRMA
Etki Çalışması (QIS )5 o rg a n iz e edilmiştir. İlk
ça lışm a , QIS I, ç e rç e v e s in d e zorunlu rezerv­
lerin h e s a p la m a kurallarını e le almış ve Sol­
v e n c y II a ltın d a k i rezerv h e s a p la m a la rın d a
kullanılm ası m u h te m e l bir risk m arjları y a k la ­
şımını (risk m argins a p p ro a c h ) h e s a p la m a
sonuçlarını m e v c u t b ila n ç o la rd a taşın a n re­
zervler ile karşılaştırmıştır. QIS II çalışm ası ise
d a h a ç o k Yeterli S erm a ye Şartının (SCR) h e ­
saplanm ası ve tekn ik rezervlerin d e ğ e rle n ­
dirilm e sind e risk m arjları ya kla şım larına (bu
y a kla şım la rd a n konu o la n iki tan e si kayıp
yüzdelik dilim i ve se rm a ye m a liy e ti oranı
yaklaşım larıdır )6 yö n e lik te stle r ü zerind e y o ­
ğunlaşmıştır. QIS II çalışm ası Tem m uz 2006 iti­
barı ile sonlandırılmıştır.
Avrupa içerisinde önem li tüm sigorta şirket­
lerinin bu çalışm aya katıldığı belirlenmiş, he­
m en hem en tüm büyük sigorta şirketleri Sol­
ve n c y II çerçevesinin yapısının şekillenmesinde
bu şeklide katkıda bulunm ayı v e /v e y a sonuç­
ları kendi verileri ile karşılaştırmayı istemişlerdir.
QIS II çalışm asının so nu çla rı d a h a e v v e l­
d e n Ekim 2006 itibarı ile y a y ım la n a c a ğ ı d u ­
yurulm uş o lm a k la b e ra b e r b u yazı ka le m e
alınırken d a h a yayım lanm am ıştır.
S olven cy II: Yalnızca a ktü e rle ri ilg ile n d ire n
bir konu değildir.
S olven cy II s ig o rta şirketleri ta ra fın d a n
se rm a y e ile risk a ra sın d aki ilişkinin e n te g re
bir şekilde e le alınm asını d e s te kle m e kte d ir.
Bu ya ln ızca a ktü e rle rin ilgilenm esini g e re k ti­
ren konu o lm a sın d a n o ld u k ç a uzaktır. D o ­
ğ a ld ır kİ a ktü e rle r özellikle S o lve n cy ll'n in
(Prensip l'in a ltın d a k i) k a n tita tif h e s a p la m a
a d ım la rın d a en ö n e m li katkıyı s a ğ la y a n t a ­
ra f o la ca kla rd ır.
Fakat, sig o rta şirke tle rin d eki farklı y e te rli­
likteki ç a lışa n la r ve b irim lerin (risk y ö n e tim i,
finans, iç d e n e tim , reasürans v e sig o rta p o ­
liç e yazım v e satış birim leri g ib i) katılımını
g e re k tirm e kte d ir. İş kuralları v e strateji d o k ü ­
m anları süreçlerin içerisine e n te g re e d ilm e li
v e bu kuralların e tkin likle ri/u yg u n lu kla rı izlen ebilm elidir. Bunların y a n ın d a , üst d ü ze y y ö ­
n e tim v e y ö n e tim kurulunun rolü v e kurum ­
sal y ö n e tim sta n d a rtla rı ko n u su n d a ö n e m i
6QIS kısaltmasının İngilizce'deki karşılığı •Quantitative Impact Study" olacaktır.
54
g id e re k a rta n bir yö n e lim söz konusudur.
Prensip l’in çerçevesind e gündem de
tartışılan konular
Şu a n d a tartışılan konuları şu şekilde özetliyebiliriz:
a ) Risk m arjının (isk o n to la m a oranı) h e ­
s a p la m a m e to d u
b) Risklerin d a ğ ıtılm a s ın d a n (risk diversific a tio n ) d o ğ a n se rm a ye azaltım ı
c ) İçsel m o d e lle rin kullanım ı
Risk m arjının h esa p la n m a sı
En ö nem li tartışm a la rd a n biri teknik proviz­
yonların hesa p la nm a sı konu su nd a ya şa n ­
m aktadır. Endüstri teknik provizyon h e sa p la ­
malarını piyasa u yg u la m a la rın a yakın bir d e ­
ğ e re d a y a n d ırm a y a çalışm aktadır, ki bu y a k­
laşım g e n e l o la ra k UFRS ikinci faz çalışm ala­
rında önerilen taslaklar ile d e uyum ludur.
Rezervlerin iskontolanm ış en iyi ta h m in i bir
risk marjı e k le n e re k h esa p la nm a sı g erekir ki
bu m e b la ğ ilgili yü küm lülüklerin ü ç ü n c ü bir
ta r a fa transferi için gereklidir.
Bu yaklaşım UFRS ikinci faz ça lışm a la rın d a
o rta y a çıka n fikirlerle örtüşm ektedir.
Avrupa Komisyonu yakın bir tarihte risk m ar­
jının hesaplanm asına yönelik yayım lanan Solve n cy II Ç erçevesinin Düzeltilmiş İstişare m e t­
ninde iki yaklaşım önerm ektedir; yüzdelik dilim
yaklaşımı ve serm ayenin m aliyet oranı yaklaşı­
mı ki bunlar ileride h a y a ta geçirilecek m e to d lar olarak şu an için kabul edilmektedir.
İlk b a ş la n g ıç ta yüzdelik dilim yaklaşımı A v­
ru p a Komisyonu ta ra fın d a n tavsiye edilen bir
yaklaşımdır. Bu fikri ben im se ye n Avustralya g i­
bi ülkelerdeki resmi d e n e tim otoriteleri ta ra ­
fınd a n d a uygulanmıştır. Diğer ta ra fta n ise,
yüzdelik dilim yaklaşımını kritize e d e n o to rite ­
ler, seçilen yü zde 75'lik kritik dilim d eğ erinin
h e rh a n g i bir istatistiksel çalışm a sonucu belir­
le n m e d iğ in i b e lirtm e kte d irle r. Risk marjının
belirlenm esinde kullanılan kritik g ü ve n aralığı
de ğ e rin in yü zde 70 v e y a yüzde 80 olarak d e ­
ğil d e niye yü zde 75 o la ra k seçilmiş o ld u ğ u
sorgulanm aktadır. Bunun dışında önem li d e ­
ğişkenlerin d eğ e rle nd irilm e si, örn eğ in yü küm ­
lülüklerin değişim i (volatilitesi) o ld u k ç a k o m p ­
leks olabilir v e a ktü e rye l ya rg ıya bağım lı ola-
Metodoloji
Metod
Yüzdelik Dilim Yaklaşımı
İskontolanmış gelecekte
yapılacak ödemelerin yüzde
75'i eksi en iyi beklenen
tahmini değer
Uygulanan ülke/bölge
Test edilen
Avustralya
QIS 1, QIS II
bilir. Değişik stokastik yö ntem lerin kullanılması
s o n u c u n d a ulaşılan yüzde 75 dilim e te k a b ü l
e d e n d e ğ e r farklı şekilde o rta y a çıkabilir. Ayrıca, bu yaklaşımı yüküm lülüklerin h e sa p la nması uzun süren (lo n g ta il )7 zarar belirle m e süre ç le rin d e (asbest ve benzeri d iğ e r ç e v re kirliliğl y a ra ta n ürünlerin verdiği zararlar karşılığ ın d a o rta y a çıkan sigorta yüküm lülüklerin
tahsisinde) nasıl u y g u la n a c a ğ ı h alen netlik
kazanm am ıştır .8
Bu zorlukların farkına v a ra n CEIOPS, sigortacılık endüstrisinin d e teşviki ile a lte rn a tif
m e to d o la n S erm a ye M a liye ti M e to d u n a
QIS II ç e rç e v e s in d e bakmıştır. Bu yaklaşım
h e m h a y a t h e m d e h a y a t dışı sig o rta yükü m lü lü kle rin e İs v iç re 'd e QIS II sırasında uygulanm ıştır, aynı z a m a n d a CEA v e CRO Forum u ta ra fın d a n d a d e s te k le n m e k te o lu p ,
b u ku ru m la r bu m e to d u n yüzdelik d ilim m e to d u ile karşılaştırıldığında e k o n o m ik v e piyasa u y g u la m a la rın a d a h a yakın s o n u ç la r
v e rd iğ i g ö rü şü n d e d ir. Risk marjı te o rik bir alıcı (ya tırım cı) ta ra fın d a n e d in ile n s ig o rta yükü m lülüklerinin sonlandırılm ası (ileriki v a d e d e ö d e n e b ilm e s i) için g erekli o la n se rm a ye n in ileriye d ö n ü k p ro je ksiyo n u n a d a y a n dırılacaktır. Bu m a rjin a l SCR se rm a ye m ik ta rını v e ya tırım cı ta ra fın d a n ilgili s e rm a ye n in
ileriye d ö n ü k o la ra k e ld e tutulm ası sü re cind e kazanılm ası b e k le n e n getiriyi iç e rm e k te dir. (G e tirin in ne d e ğ e rd e o la c a ğ ın ı resmi
d e n e tim o to rite le rin in belirlem esi b e k le n m e k te d ir.)
S e rm a ye m a liy e ti m e to d u d e ğ e rle n d irm e le ri, ç o ğ u n lu k la dış fa k tö rle r ta ra fın d a n
b e lirle n e n resmi zorunlu se rm a ye m ikta rın -
Sermayenin maliyeti yaklaşımı
Mevcut yükümlülüklerin
gelecekte yerine getirilebilmesi
(soniandırıiabilmesi) için gerekli
(marjinal resmi) sermayenin
maliyeti
İsviçre
QIS1
d a k i ve ka b u l e d ile n getiri o ra n ın d a k i d e ğ işim lerde n e tkile n e ce ktir. Dolayısıyla teo rik
o la ra k , bu m e to d u n d e ğ e rle n d irm e le ri yüzd e lik dilim m e to d u n a n a za ra n p iya sa u ygu la m a la rın a d a h a uyum lu ve UFRS ikinci fazı
ile d a h a ko la y karşılaştırılabilirdir. V oia tilid e ki
artışın etkilerinin d e ğ e rle n d irm e le re yansıltılması g ib i yargısal k a b u lle re o la n h e s a p la m a bağım lılığını d a a za lta ca ktır. F a kat ilerid e o lu ş a c a k kayıpların en iyi ta h m in in in b e lirle n m e s in d e o rta y a ç ık a n belirsizliklerin
yansıtılması b a ş ta o lm a k üzere, SCR serm aye m iktarının ü ç ü n c ü bir ta ra fın yü küm lülükIcri üstlenm esi için ka b u l e d e c e ğ i ö d e m e
m iktarının m antıklı bir ta h m in i olm ası g ib i kon ular h a le n tekn ik o la ra k bazı zorluklar arz
e tm e kte d ir,
Risk dağıtımının yarattığı
serm aye azaltım ı9
G e n e l sigortacılık a ktü e rle ri riskd a ğ ıtım
p re n s ip le rin i, h a sa r y ü k ü m lü lü k le rin in risk
m arjı ta h m in in d e g id e re k d a h a fa zla kullanm a y a başlamıştır.
QIS II ç e rç e v e s in d e te st e d ile n , s ta n d a rt
m o d e lin içe risind e ku llanılan S erm a ye yeterllliği marjının ta h m in d e risk d ağ ıtım ın ın e tkişi yansıtılm aktadır.
D iğer ta ra fta n ö rn e ğ in h a y a t ve h a y a tdışı sigortacılık hizm etleri sunan iki sig o rta şirketi a ra sın d a o rta y a ç ık a c a k risk d ağ ıtım ının ya ra ttığ ı se rm a ye d ü şü m ü n ü n nasıl Solv e n e y II ç e rç e v e s in e y a n sıtıla ca ğ ı h a le n
tartışılm aktadır. Bu tartışm an ın a n a te m a la rın d a n biri b ö y le iki farklı h izm e t sunan sigorta şirketleri g ru b u n d a resmi s e rm a y e n in
g ru p içe risind e bir sig o rta şirke tin d e n d iğ e ri-
7Kayıp yüzdelik dilimi yaklaşımı için ~Percentile Approach" ve sermaye maliyeti oranı yaklaşımı için is e "Cost-of-capital Approach " terimleri İngilizce metinlerde kullanılmaktadır.
1 Yazılan sigorta poliçesinin konu riskin gerçekleşmesi halinde oratya çıkan yükümlülüğünün ödemesinin çok uzun sürmesi.
’ Diğer hayat dışı sigorta poliçelerinde karşılaşılan zarar yükümlülük hesabından farklı olarak - örneğin araç hasarı aktüeryen tablolarında olduğu gibi - ortaya çıkan yükümlülük
ödemesi ve ödemenin yapıldığı yılı gösteren ve üçgenler Ctriagles") diye adlandırılan aktüeryen hesaplamaların yapılması zor veya imkansız olabilir.
İNCELEME - ARAŞTIRMA
ne kaydırılm asına m ü s a a d e edilm esidir. (Ö r­
n e ğ in , h a y a t-d ış ın d a fazla resmi se rm a ye
birikimi söz konusu ise b u n u n h a y a t s ig o rta ­
sına kaydırılm ası g ib i.)
Prensip ll’nin uygulam asına
yönelik sorunlar
Sigorta şirketleri için SCR'ın h e s a p la n m a ­
sında S o lve n cy II ç e rç e v e s in d e s ta n d a rt
m o d e l için ö n g ö rü le n fo rm ü l kullanılabilir. Di­
ğ e r bir a lte rn a tif ise içsel bir m o d e lin kullanı­
mıdır. Böyle bir içsel e ko n o m ik m o d e lin kulla­
nımı S olvency II ta ra fın d a n teşvik e d ilm e k te ­
dir. Temel o la ra k b ö y le bir içsel m o d e lin si­
g o rta şirketine özel risklerin (sp e cific risks)
d a h a iyi yansıtılmasını s a ğ la y a c a ğ ı düşünül­
m ektedir. S ta n d a rt m o d e l ile h e sa p la n a n
SCR m iktarına g ö re içsel m o d e lin kullanımı
ile h e s a p la n a n SCR m iktarı d a h a az v e y a
ç o k olabilir. D a h a az se rm a ye miktarı a n c a k
resmi d e n e tim o toritesi bu se rm a ye ye te rlili­
ği ö lç ü m m o d e lin e (seviyesine) karşın g ü v e n
d u y u y o r ve o naylıyorsa ka b u l g örece ktir.
A v r u p a 'd a fa a liy e t g ö s te re n h e r bir
ö n e m li sig o rta şirketi, ke n d i içsel e ko n o m ik
m o d e lin i kurm ası ko n u s u n d a teşvik e d il­
m e kte d ir. Bütün A vrupalI resmi d e n e tim o to ­
riteleri b u m o d e lle ri d e n e tle m e le ri sırasında
aynı ku ra lla r ç e rç e v e s in d e d e ğ e rle n d irm e ­
le rd e bulunm alıdır.
D e n e tim le r esnasında e ğ e r d e n e tim o to ­
ritesi şirketlerin süreçleri ile ilgili bir za fiy e ti
g özlem lerse, m ü d a h a le edebilir. Bir m u h te ­
m el yaklaşım , resmi o to rite n in g e re kli ser­
m a y e m iktarını arttırm ası olabilir. Prensip II
ç e rç e v e s in d e ilgili sigorta şirketi için b u lu n ­
durulm ası şart koşulan b u ekstra se rm a y e
m iktarının, şirketin süreç ve ko n tro lle rin d e
o rta y a ç ık a b ile c e k risklerden d o la y ı b u lu n ­
durulm ası gerekir.
Bu d a sigorta şirketleri için tutarlı ve g ü v e ­
nilir risk y ö n e tim in in g id e re k a rta n ö n e m in in
altını çizm ektedir. İyi risk y ö n e tim i u y g u la m a ­
la rın d a n ö tü rü bulundurulm ası zorunlu ser­
m a y e m ikta rın d a bir azaltım söz konusu o la ­
caktır. Bu s e b e p te n ötürü A v ru p a 'd a k i sigor­
tacılık d e n e tim in d e n sorum lu tü m resmi d e ­
n e tim o to rite le ri yeknesak kurallar ç e rç e v e ­
sinde Prensip II a ltın d a e le a lınan d e n e tim le ­
ri g e rçe kle ştirm e li ve sigorta şirketlerinin in­
c e le m e le rin d e n sonra g e rçe kle ştire ce k le ri
m ü d a h a le le ri e le alm alıdırlar. Prensip II a ltın ­
d a d o ğ a b ile c e k ek se rm a ye ihtiyaçlarının
belirlenm esi ko n u su n d a p e k ç o k soru hali
hazırda m e v c u t o lu p , tü m bu sorulara tu ta r­
lı bir ç e rç e v e d e c e v a p o la c a k tutarlı d e n e ­
tim in c e le m e le rin in v e m u h te m e l resmi m ü ­
d a h a le le rin h a n g i k u ra lla r ç e rç e v e s in d e
g e rç e k le ştirile ce ğ i netlik kazanmamıştır.
Uluslararası gelişm eler ve beklentiler
A vru p a K om isyonu tü m A vru p a S ig orta cı­
lık endüstrisinde rezerv hesaplarının d e ğ e r­
le n d irilm e sin d e , varlık yatırım kuralları ve
resmi s e rm a y e h e s a p la rın d a d a h a fazla
u yum h e d e fle m e k te d ir.
AT ile g e rçe kle ştirile n u yum çalışm alarının
ç e rç e v e s in d e , ülke m izd eki sig o rta şirketleri­
nin d e S olven cy II k o n u su n d a b ilg ile n m e le ­
rinin, S olven cy II ç e rç e v e s in in ke nd i şirketle­
rine m u h te m e l etkileri ko n u su n d a ça lışm a ­
la rın d a b ü yü k fa y d a s a ğ la y a c a ğ ı açıktır.
UFRS ile u yum , İn g ilte re 'd e g erçekle ştirile n
ICAS ç e rç e v e s in d e y a p ıla n ça lışm a la r (Bri­
ta n y a 'd a konuşlanm ış sig o rta şirketlerinin
şim d id e n senelik o la ra k se rm a ye gereksi­
nim lerini farklı y ö n te m le rle d e ğ e rle n d irilm e ­
sini g etirm iştir), A vustu ra lya d e n e tim o to rite ­
si ta ra fın d a n u y g u la n a n rezervlerin b e lirle n ­
m esine yö n e lik m o d e l v e İs v iç re 'd e kullanı­
lan se rm a ye testi (se rm a ye m a liye ti oranı
yaklaşım ına d a y a n a n ) uluslararası a la n d a
S olven cy II ç e rç e v e s in in içe riğ i ile bir şekilde
örtüşen gelişm elerdir.
Yakın z a m a n d a AT b ü n ye sin d e ki sigorta
şirketlerinin fa a liy e tle rin i değiştirm esi m u h te ­
m el S olven cy II v e UFRS sta n d a rtla rın ın d o ğ ­
ru d a n v e y a d o la y lı etkile rin in g ö rü le b ile c e ­
ği a la n la r ise şöyle ö ze tle n e b ilir:
• Rezervlerin en iyi (b e k le n e n ) ta h m in i
y a n ın d a risk m arjı h e s a p la m a la rın ın kullanı­
mı,
• A k tü e ra l h e s a p la m a la rd a k i ça lışm a ve
varsayım larının a çıkla n m a sı zorunlulukları,
• İçsel m o d e lle rin ku llanım ına yö n e lik yol
g ö s te ric i kılavuzlar v e kurallar,
• Ü ç ü n cü ta ra fla r ta ra fın d a n g e rç e k le ş ti­
rilen reasüransın s e rm a y e h e sa b ın a d a h il
edilm iş,
• Yeni s e rm a y e gereksinim i h e sa p la rın a
sa ğlan m a sı b e k le n e n uyum .
Bu konuların p e k ç o ğ u h a le n istişare a ş a ­
m a sınd a o lu p ta m a n la m ıyla so n u çla n d ırıl­
m am ış o lm a k la b e ra b e r, a ş a ğ ıd a b e lirtile n
in te rn e t sayfalarının ta k ip edilm esi so n u cu
g e lişm e le r h a kkın d a sürekli bilgi alınabilir.
S olven cy ll'n u n ileriye d ö n ü k etkileri k o n u ­
su n d a d eğişik sigortacılık o to rite le ri ta ra fın ­
d a n y a p ıla n yakın tarihli d e ğ e rle n d irm e le r­
d e , b u sürecin so n u n d a m u h te m e l se rm a y e
g ere ksin im in d e ki artışa p a ra le l o la ra k sek­
tö rd e şirket birleşm e ve a lım la rın d a belirli bir
artışın y a ş a n a c a ğ ı beklentisidir.
Bu n o k ta d a Solvency li'nin g e tird iğ i en
ö nem li fa rkla rd a n biri, farklı ürün ve c o ğ ra fi
b ö lg e le rd e sigortacılık hizmetleri sunan şirket­
lerin te k bir ürün ve b ö lg e d e hizm et sunan şir­
ketlere g ö re riski d a h a fazla d a ğ ıta c a ğ ı ç ık a ­
rım ından yo la çıkarak d a h a az serm aye b u ­
lundurm aları ihtiyacının o rta y a çıkacağıdır.
Bu m a n tık ta n y o la çıka ra k S olven cy II
ç e rç e v e s in in s e ktö rd e c id d i bir şirketler a ra ­
sı birleşm e d a lg a sı y a ra ta c a ğ ı ö ng ö rü leb ilir.
Bu n o k ta d a se ktö re giriş b ariyerle rin in y ü k­
sek olm ası, şirketlerin a n c a k yüksek s e rm a ­
ye cinsi ya tırım lar y a p tık ta n ç o k sonra karlı
d u ru m a g e le b ilm e s i v e re k a b e tç i o rta m ın
p e k ç o k ürün v e p iy a s a d a m e v c u t o lm a ­
m a sın d a n ö tü rü , b e k le n e n sig o rta şirketleri
birleşm eleri b a n ka cılık e nd üstrisinde y a ş a ­
n a n b e n ze r g elişm e le r k a d a r hızlı o lm a y a ­
c a ğ ı söylem i d e başka o to rite le r ta ra fın d a n
ifa d e e d ilm e k te d ir.
Daha fazla bilgi edinilebilecek internet linkleri;
PricewaterhouseCoopers'm Solvency II konusundaki yayınladı­
ğı makale ve çalışmalar
http://www.pwc.com/extweb/pwcpublications.nsf/docid/34 756f9d21a3302a852571ea0046f093
Avrupa Komisyonu
www. eu ropa. eu. int/comm/internal_market/insurance/solvency_en.htm
CEA
www.cea.assur.org
lAIS
www.iaisweb.org
IAA
www.actuaries.org/members/en/documents/papers/Global_Framework_lnsurer_Solvency_Assessmentmembers.pdf
Groupe Consultatif
www.gcactuaries.org/solvency. html
57
GARANTİ SİGORTA HESABI'NDAN
Faizli dönem başladı
Kadir KÜÇÜK
G aranti Sigorta Hesabı M üdürü
aranti Sigortası Hesabı, Karayolları Tra­
fik K anunu'nun 108/c m a d de si gereği
zorunlu mali sorumluluk sigortasını y a p a n si­
gortacının mali b ün ye zafiyeti ned e niyle sü­
rekli olarak b ütün branşlarda ruhsatlarının ip­
ta l edilmesi ya d a iflası h a lin d e sigortacının
ö d e m e k le yüküm lü o ld u ğ u m a d d i ve b e d e n ­
sel zararları, G aran ti Sigortası Hesabı Yönetm eliği'nin 8 inci m addesinin (e) b e n d in e göre
te m in a t tutarları ile sınırlı o la rak ö d e m e kte yd i.
23 Eylül 2006 tarih, 26298 sayılı Resmi G azete 'd e ya yım lanarak yürürlüğe giren Karayolu
Trafik G a ra n ti Sigortası Hesabı Y ön e tm eliğ i'n d e değişiklik yapılm asını ö n g ö re n Y ö n e t­
m eliğin 2nci m a d d e si ile; Karayolları Trafik
K a n u n u 'n u n 108/c m a d d e s in e g ö re m ali
b ü n y e zafiyeti n e d e n iyle sürekli o la ra k b ütü n
b ra nşla rd a ruhsatlarının ip ta l edilm esi ya d a
iflası h a lin d e sigortacının ö d e m e k le yüküm lü
o ld u ğ u m a d d i ve b e d e n se l zararlar dışında,
bu zararlara ilişkin yasal ö lç ü le rd e ödenm iş
v e y a hüküm altına alınmış faiz ve y a rg ıla m a
giderlerinin d e H e s a p 'ta n ö d e n m e si karar­
laştırılmıştır,
Diğer ta ra fta n , aynı Y ön etm eliğin G e çici
1inci m addesi ile; 02 Ekim 2006 tarih ind e n ö n ­
c e , yukarıda belirtilen ta z m in a t ve m a d d i za­
rarların rücu e dildiği sigortalıların ödem iş ol­
dukları tuta rla r ile Hesap ta ra fın d a n bu sigor­
talılara yapılan ö d e m e le r arasındaki farkın, si­
gortalıların bir yıl için d e H e sa p 'a b a şvu rm a la ­
rı ve bu ö de m e le ri yaptıklarına d a ir belgeleri
ibraz etm eleri h alind e ve s a d e c e bu fark ile sı­
nırlı kalm ak şartıyla Hesap ta ra fın d a n sigorta­
lılara ödenm esi uygun görülmüştür,
BİR YILLIK BAŞVURU SÜRESİ
Y önetm elik 23 Eylül 2006 ta rih in d e ya yım la ­
narak yürürlüğe girdiği h a ld e , sigortalıların rü­
58
cu yoluyla ödem iş oldukları tazm inatlar için
süre 2 Ekim 2006 tarihine ka d a r uzatılmış ve bu
tarih te n g e çe rli o lm a k üzere bir yıllık bir başvu­
ru süresi tanınmıştır.
A naparası, Y ön etm eliğin yayım tarihinden
ö n c e ödenm iş ta zm in a tla r için faiz ve m asraf
talepleri, Y ön etm eliğin G e ç ic i lin ç i m addesi
gereği 2 Ekim 2006 tarih ind e n itibaren bir yıllık
süre g e ç tik te n sonra zam anaşım ına uğramış
sayılacak ve Hesap ta ra fın d a n karşılanm aya­
caktır.
23 Eylül 2006 tarihli Yönetm elik değişikliğin­
d e n ö n c e Hesap ale yhin e açılmış d a v a la rd a
verilen hüküm g e re ğ i faiz, avukatlık ücreti ve
diğ er m a h ke m e m asrafları Hesap ta ra fın d a n
karşılanm akta idi.
A n c a k H esap, K arayolları Trafik K anu­
n u'n u n 108/c m a d d e sin e göre ö d e m e kle yü ­
kümlü o ld u ğ u b ed e nse l ve m a d d i ta zm in a t­
ları Y önetm eliğin 8 /e m addesi g ereği s a d e c e
ta zm in a t tutarı ile sınırlı olarak ö d e m e k te idi,
23 Eylül 2006 ta rih in d e itibaren Hesap, Kara­
yolları Trafik K an u nu 'n u n 108/c m addesi g e ­
reği ö de m e si g e re ke n tazm inatları a yne n
kendi a le yhin e açılmış d a v a la rd a o ld u ğ u gibi
tüm faiz ve ferileriyle birlikte ö d e m e kle sorum­
lu tutulmuştur.
Ö d e n e c e k faiz ve m asraflar 23 Eylül 2006
tarihli Y ön e tm elikte "ö d em ekle yüküm lü o ld u ­
ğu m a d d i ve b ed e n se l zararlar dışında, bu
zararlara ilişkin yasal ö lçü le rd e ödenm iş ve ya
hüküm altına alınmış faiz ve ya rgılam a g id e r­
leri" şeklinde yazılm ak suretiyle ö d e n e c e k faiz
ve masrafların çe rçe ve si belirlenmiştir
FAİZLERE YASAL ÇERÇEVE
Bu ç e rç e v e ile, ö nce likle ö d e n e c e k faizle­
rin yasanın b elirlediği faizler ölçüsünde olması
istenmiştir. Yasanın belirlediği faizlerin üzerinde
belirlenen faizlerden Hesap sorumlu o lm a y a ­
caktır, Yine aynı ç e rç e v e içerisinde hüküm a l­
tına alınmış faiz v e m asraflar kastedilmiştir. Bu­
ra d a hüküm altına a lm a k ta n kastedilen faiz
ve masrafların bir m a h ke m e kararıyla belirlen­
miş olmasıdır. A n c a k tarafların serbest ira d e le ­
riyle rıza gösterdikleri yasal ö lç ü le rd e belirlen­
miş v e belgelendirilm iş faiz ve m asraflar d a bu
ka p s a m d a kabul edilm ektedir.
Ö rneğin bir sigorta şirketinin m ali b ün ye za­
fiyeti v e ya iflas n ed e niyle zorunlu mali sorum­
luluk sigortası ka psa m ın da o la n tazm inatları
karşılayam aması h alind e , zarar görenlerin si­
gortalılara rücu etm esi m üm kündür. Sigortalı,
ya p ıla n rücunun ihtar v e y a ta k ip safhasında
b o rc a itiraz e tm e yip , zarar g ören in ta le p e tti­
ği ta zm in a t tutarını kabul e tm e k suretiyle ken­
disine ödeyebilir. Bu d u ru m d a ö d e n e n tazm i­
n a t tutarı ve bu tu ta r üzerinden hesaplanmış
faiz ve m asraflar yasal ö lçü sınırları için d e kal­
ması h alind e , ö d e n e n bu tazm inatın b e lg e ­
lendirilm ek koşulu ile Hesap ta ra fın d a n karşı­
lanması m üm kün olacaktır.
Faiz ve masrafların öde n m e sine ilişkin yapıl­
mış olan bu Y önetm elik değişikliği, b u n d a n
b ö y le sigorta sorunları n e d e n iyle m a ğ d u r
o lan kişilerin m a ğ du riye tle rin i m a d d i a çıd a n
d a olsa önem li ö lç ü d e o rta d a n kaldıracak,
to p lu m huzuru ve sigorta güveninin artm asın­
d a önem li bir rol oyna ya caktır. ■
59
TRAMER’DEN
Sektör üretim
verilerinde artış
Mehm et UST
TRAMER M üdürü
rafik Sigortası Bilgi Merkezi-TRAMER v e ­
ri ta b a n ın a sigorta şirketleri ta ra fın d a n
transfer edilen p oliçe bilgilerine bağlı olarak,
2006 yılı Eylül sonu itibariyle 7 milyon 386 bin
142 a d e t poliçenin tanzim edildiği ve karşılı­
ğ ın d a sektörün 942.398 bin YTL prim geliri e ld e
e ttiğ i tespit edilmiştir. G e çe n yılın aynı d ö n e ­
m in d e ise 6 milyon 791 bin 367 a d e t p oliçen in
tanzim edilerek 825.484 bin YTL prim geliri e ld e
e dildiği görülm ektedir,
Beş aylık d ö n e m d e g e ç e n yıla göre p oliçe
a d e d in d e yüzde 8.76, prim üretim inde ise yüz­
d e 14.16 oranında artış gerçekleşmiştir. Poliçe
üretiminin tarife basam aklarına göre oransal
dağılımını gösteren aşağıdaki grafiklerde d e
g ö rü le ce ğ i gibi, sektörde sağlanan üretim artı­
şının yanı sıra riske uygun fiya tlan d ırm a konu­
sundaki olumlu gelişme d e d e v a m etm ektedir.
O cak-E ylül 2005 d ö n e m in d e üretilen poli­
çelerin yüzde 14'ü prim artırımına ta b i tu tu l­
muş (Tarife b asa m a k kodu 1, 2 ve 3 olan poli­
çeler), yüzde 42'si başlan g ıç seviyesi olan indirimsiz-artırımsız ta rife d e n düzenlenm iş (Tarife
b asa m a k kodu 4 olan poliçeler), yüzde 44'ü
ise indirim kullanmıştır (Tarife b asa m a k kodu
5,6 ve 7 olan poliçeler). 2006 yılının aynı za­
m an dilimi aralığında üretilen poliçelerin yüz­
d e 17'sinin prim artırımına konu o ld u ğ u , yüz­
d e 32'sinin b aşlangıç seviyesi olan indirimsizartırımsız ta rife d e n d üze nlendiği ve indirim
a la n p o liçe oranının yüzde 51 o ld u ğ u görül­
mektedir.
Grafik 2 'd e ise, Eylül 2006 itibariyle a ra ç tü ­
rü bazında a ra ç a de tle ri ve Trafik Sigortası si­
gortasızlık oranları gösterilmiştir. Tüm a ra ç tür­
leri g en e lin de sigortasızlık oranı yüzde 18.11
olup, en yüksek sigortasızlık oranlarının sırasıyla
traktör, m otosiklet ve özel a m a çlı taşıt a ra ç
gruplarında gerçekleştiği görülm ektedir.
2006
Eylül sonu itibariyle a ra ç türü bazında
m e b d e in d e n , yani b a şla n g ıçta n iptal edilen
p o liç e a d e tle rin in dağılım ı in c e le n d iğ in d e
(Bkz Tablo-2), bu d ö n e m d e üretilen 7 milyon
864 bin 826 a d e t p oliçen in , yüzde 6.09'unun
m e b d e in d e n iptal (p o liç e başlangıç tarihin-
Tablo 1: 2005-2006 Yılı Ocak-Eylül Dönemi Trafik Poliçe Adedi ve Prim Üretimi Karşılaştırması (bin YTL)
2005
Tarife
Basamak
Kodu
1
60
Poliçe Adedi
2006
Prim Üretimi *
472.381
71.325
Poliçe Adedi
Fark
Prim Üretimi *
Poliçe
Adedi
451.951
70.441
-20.430
Artış
Yüzdesi
Prim
Üretimi *
-4,32
-884 ;
Artış
Yüzdesi
-1,24
2
178.426
24.729
314.530
47.531
136.104
76.28
22.802
92,21 !
3
289.632
41.718
461.247;
68.305
171.615
59,25
26.587
63,73
4
2.878.406
____
350.071
2.372.385
289.909
-506.021
-17.58
-60.162
-17,19
5
752.9571
91.977
1.532.191
197.152
779.234
103.49
105.175
114,35
6
265.036
33.330
662.223
81.972
397.187
149,86
48.642
145,94
187.088
-362.914
-18.57
-25.246
-11,89
7
1.954.529
212.334
1.591.615
SE K T ÖR T OP L AMI :
6.791.367!
825.4841
7.386 1421
i
942 3981
594.7751
1
8,761
116.9141
1
14,16
Grafik 1: 2005 ve 2006 Yılları Ocak-Eylül Dönemi Poliçe Adedinin Tarife Basamak Kodu Bazında Dağılımı
2006
Sürprimli
/-B asam ak
/
17%
İndirimli
Basamak
51%
— ---- /
Normal Tarife
32%
d en itibaren ilk 45 gün içinde) edildiği görül­
mektedir. A ra ç türleri içerisinde en yüksek ip­
ta l oranları ise otobüs, römork, d iğ er a ra ç la r
ve taksi türlerinde gerçekleşmiştir.
Bu a ra ç türlerinde gerçekleşen m e b d e in ­
d en ip tal oranları sırasıyla yüzde 12.50, yüzde
12,29, yüzde 11.44 ve yüzde 10,96 olarak he ­
saplanmıştır.
Son olarak, Trafik Sigortası Bilgi Merkezi-TRAMER veri ta b a n ın a sigorta şirketleri tarafın da n
transfer edilen Kasko Sigortası p o liçe bilgileri­
ne bağlı olarak, 2006 yıiı eylül sonu itibariyle 2
milyon 254 bin 321 a d e t p oliçen in tanzim edil­
diği ve bu d ö n e m d e yürürlükte olan 3 milyon
Grafik 2: Araç Türü Bazında Sigortasızlık Oranı Dağılımı1 (Eylül 2006)
7000000-
66.41%
62.98%
70%
600000051.59%
60%
5000000^
50%
4000000
40%
3000000
30%
2000000
1000000
Sigortasızlık Oranı
'Araç Sayısı: Ağustos ayında TUIK tarafından yayınlanan araç sayısıdır.
Otomobıl(OI): Otomobil ve Taksi araç gruplarının toplamını ifade etmektedir.
0tobüs(04): Otobüsf 15-25 Koltuk) ve Otobüs(26 ve Üstü Koltuk) araç gruplarının toplamını ifade etmektedir.
Kamyon(07): Kamyon, Is Makinesi, Römork, Tanker, Çekici ve Diğer Araçlar'a ait toplamı ifade etmektedir.
TRAMER’DEN
T ablo 2: Trafik Sigortası Poliçe Adetleri ve Mebdeinden İptal Oranı (2006 Eylül Sonu itibariyle)
Poliçe
Adedi1
Araç Türü
01- OTOMOBİL
02- TAKSİ
03- MİNİBÜS
04- OTOBÜS (15-25 Koltuk)
05- OTOBÜS (26+ Koltuk)
06- KAMYONET
07- KAMYON
08091011-
Mebdeinden
İptal Adedi
Net Poliçe
adedi
Mebdeinden
İptal Oranı
4.771.413
61.068
257.644
287.604
4.483.809
54.377
237.357
83.349
45.015
1.234.845
8.531
5.629
85.525
32.957
1.214
6,03%
10,96%
7,87%
10,24%
6.691
20.287
411.435
25.165
319.220
4.467
İŞ MAKİNESİ
TRAKTÖR
RÖMORK
MOTOSİKLET
1 2 -TANKER
13- ÇEKİCİ
14- ÖZEL AMAÇLI TAŞIT
20- DİĞER ARAÇLAR
Genel Toplam
74.818
39.386
1.149.320
378.478
14.120
1.134
4.447
349
541
7.864.826
478.684
6,93%
8,01%
4,82%
2,85%
12,29%
23.951
310.114
9.106
549
565.039
11.725
54.174
15.539
4.728
12,50%
3.918
550.919
10.591
49.727
15.190
4.187
2,50%
9,67%
8,21%
2,25%
11,44%
7.386.142
6,09%
' Poliçe adedi, cari poliçe adedini vermekte olup, mebdeinden iptal edilen poliçe adetlerini de içermektedir.
42 bin 758 p o liç e bulun d uğ u görülm ektedir.
(Bkz Tablo-3) A n c a k Tablo 3 'te de g örü le ce ğ i
gibi sektörde kaşkolü a ra ç oranının halen iste­
nen seviyelere ulaşm adığı söylenebilir. A ra ç
türleri g e n e lin d e sigortasızlık, oranı yüzde 74.54
olup, en yüksek sigortasızlık oranının yüzde
99.47 ile m otosiklet a ra ç türünde, en düşük si­
gortasızlık oranının ise yüzde 60.06 ile ka m yo ­
n et a ra ç türünde gerçekleştiği g örülm ekte d ir
SEKTÖR HASAR VERİLERİ
Trafik Sigortası Bilgi Merkezi-TRAMER'e trans­
fer e dilen hasar verilerine bağlı olarak tespit
e dilen H/P oranları aşağıda yer alm aktadır.
Sektör genelinde 2003 yılı sonunda 470.939
bin YTL prim üretimi elde edilmiş olup, ilgili poli-
T ablo 3: Kasko Sigortası Poliçe Adetleri ve sigortasızlık Oranı Dağılımı (2006 Eylül Sonu İtibariyle)
Yürürlükte olan poliçelere ait veriler
Araç Türü
0 1 -OTOMOBİL
Poliçe
Adedi
Poliçe
Adedi
Hasar Dosya
Adedi
Hasarlı Araç
Adedi
Hasarlı Araç
Oranı
Tesçilli Araç
Oranı
1.409.840
1.913.477
485.687
370.270
19,35
6.039.374
31,68
68,32
0 3 -MİNİBÜS (8-14 Koltuk)
64.670
85.968
21.919
17.133
19,93
351.412
24,46
75,54
0 4 -OTOBÜS
40.214
53.786
14.960
11.277
20,97
172.092
31,25
68,75
06- KAMYONET
488.916
651.603
152.323
120.053
18,42
1.631.529
39,94
60,06
07- KAMYON
198.972
267.431
42.884
35.805
13,39
703.904
37,99
62,01
0 9 -TRAKTÖR
43.319
59.971
1.387
1.117
1,86
1.276.847
4,70
95,30
7.423
9.258
1.362
1.147
12,39
1.741.431
0,53
99,47
3,81
96,19
11-MOTOSİKLET VE
YÜK MOTOSİKLETİ
14-ÖZEL AMAÇLI TAŞIT
GENEL TOPLAM
967
1.264
219
188
14,87
33.201
2.254.321
3.042.758
720.741
556.990
18,31
11.949.790
' Poliçe Adedi: Toplam poliçe adedidir (Cari yıl kümülatif). Yürürlükteki Poliçe Adedi: 30/09/2006 tarihi itibariyle yürürlükte olan poliçeleri ifade etmektedir.
Hasar Dosya Adedi: 30/09/2006 tarihi itibariyle yürürlükte olan poliçelere ait toplam hasar dosya adedini ifade etmektedir. Hasarlı Araç Adedi: 30/09/2006
tarihi itibariyle yürürlükte olan poliçeler içerisinde, hasarı bulunan araç (poliçe) adedini ifade etmektedir. Hasarlı Araç Oranı: Yürürlükte olan poliçelere ait
veriler kullanılarak, (Hasarlı Araç Adedi/ Poliçe Adedi)* 100 şeklinde hesaplanmaktadır. Tescilli Araç Adedi: Ağustos ayında TUIK tarafından yayınlanan
tescilli araç sayısıdır. Kaşkolü Araç Oranı: (Yürürlükteki Poliçe A dedi/A raç Adedi)* 100 seklinde hesaplanmaktadır. Kaskosuz Araç Oranı: ((Araç Adedi Yürürlükteki Poliçe Adedi) /A ra ç Adedi)* 100 seklinde hesaplanmaktadır. Otomobil(OI): Otomobil ve Taksi araç gruplarının toplamını ifade etmektedir.
0tobüs(04): Otobüs( 15-25 Koltuk) ve Otobüs(26 ve Üstü Koltuk) araç gruplarının toplamını ifade etmektedir. Kamyon(07): Kamyon, İş Makinesi, Römork,
Tanker, Çekici ve Diğer Araçlar'a ait toplamı ifade etmektedir.
62
Tablo 4: Underwriting Yılı Bazında Trafik Branşı Poliçe Üretimi ve Ödenen Birikimli Hasar Tutarları1 (2006 Eylül Ayı İtibariyle)
Yıl
Pokçe PfTn Üretmi
2003
604.03«
1.046.043
2008
tk Yrf
MUALLAK
470.430
2004
2005
H a u r Durumu
»4.040
|
%
15.338
ÖDENEN
82.223
MUALLAK
24.445
ÖDENEN
135.£45
MUALLAK
41.242
ÖDENEN
185.474
MUALLAK
113.814
ÖDENEN
102.445
OD
47.148
20.72
313.480
76.54
41 £41
20.83
474.148
Oçüncu Yıl
57.024
H□ B
345 074
41.243
84.43
374.414
105 542
70.41
534 800
74,44
142.442
23.41
70.77
£44.402
2 ,81
' Poliçe tarihi bazında değerlendirme yapıtmış olup, poliçe başlangıç yılı içinde gerçekleştirilen hasarlar 1. yıl sütununda belirtilmiştir. Poliçe başlangıç yılını takip eden
yıllarda ödemesi gerçekleşen hasarlar ise 2. yıl, 3. yıl...yıl sütunlarında gösterilmiştir. 2. yıl sütununda 1. yıl ve 2. yıl içinde yapılan ödemeler toplanarak yansıtılmıştır.
(1. yıldan sonraki rakamlar kümülatiftir.) Ödeme rakamlarında hasar tazminat tutarları, ekspertiz ve dosya diğer masraf ödemeleri dikkate alınmıştır.
çeler için 2006 yılı eylül sonu itibariyle to p la m
374.616 bin YTL hasar ödem esi gerçekleştirilerek
yüzde 92.56 hasar/prim oranı elde edilmiştir.
2004 yılı poliçe bilgileri değerlendirildiğinde ise;
804.006 bin YTL prim üretimine karşın 2006 yılı ey­
lül sonu itibariyle to p la m 534.800 bin YTL hasar
ödem esi gerçekleştirilerek yüzde 79.64 h a ­
sar/prim oranı elde edilmiştir. 2005 yılında üreti­
len poliçeler için ise 2006 yılı eylül sonu itibariyle
e lde edilen hasar/prim oranı yüzde 70.77'dir.
Hasar/prim oranı verisine, a ra ç yoğunluğu
en yüksek olan on il için ince len d iğ in de (Bkz.
Tablo 5), en yüksek hasar/prim oranının yüzde
113.23 ile İstanbul'da olduğu, İstanbul'da sigor­
tasızlık oranının o ld u kça düşük olmasına karşın,
ilk on il g enelinde sigortasızlık oranlarının sektör
genelinin üzerinde seyrettiği görülmektedir.
İl a ra ç yo ğu n lu ğu n un az o lduğu illerdeki h a ­
sar/prim oranın yüksek olması sektör genelini
etkileyen bir sonuç çıkarm am asına karşın a ra ç
yo ğu nluğunun fazla ve hasar/prim oranının
yüksek o ld uğ u büyük iller sektör sonuçlarını di­
rekt etkilem ektedir. Ö rneğin İstanbul, A nkara,
İzmir, Kocaeli gibi illerin hasar göstergeleri, nor­
m al tarife fiyatları üzerinden sürprim uygulan­
ması gerektiğini o rta y a koym aktadır. Daha d a
Tablo 5: Araç Yoğunluğu En Yüksek Olan İllerdeki
Hasar/Prim Oranı ve Sigortasızlık Oranı Dağılımı
(Eylül 2006 sonu itibariyle)
Tabjo 6: İl Bazında Hasar/Prim Oranı En Düşük
On İl ve Sigortasızlık Oranı Dağılımı
(Eylül 2006 sonu itibariyle)
İl Adı
Araç
Sayısı
Hasar/Prim
Sigortasızlık
Oranı %
Oranı (Giderler Hariç)5
İSTANBUL
2.377,743
1.80
113,23
ANKARA
1.059.978
4,03
98,68
786.222
16,02
80,06
İZMİR
ANTALYA
540.567
23,53
72,79
BURSA
432.306
15,38
86,70
Hasar/Prim Oranı %
Sigortasızlık Oranı
(Giderler Hariç)
TUNCELİ
19,95
31,71
KARAMAN
38,78
39,09
SİNOP
19,71
39,13
ÇANAKKALE
32,55
40,40
KIRKLARELİ
31,68
43,71
31,65
44,41
İl Adı
KONYA
370.079
28,72
54,22
İSPARTA
ADANA
349.640
24,85
75,16
KİLİS
41,97
47,27
MANİSA
317.320
39,26
58,14
KIRIKKALE
24,29
47,43
64,30
BARTIN
13,77
47,57
İÇEL
296.579
23,44
BALIKESİR
249.539
32,38
52,70
MUĞLA
22,22
48,31
18.11
92.56
SEKTOR GENELİ
18,117
92.56
' Poliçe başlama tarihi bazında değerlendirme yapılmış olup, 2003 yılı başlangıçlı poliçelere Eylül 2006 sonu itibariyle gerçekleştirilen toplam tazminat
rakamları dikkate alınmıştır. 2 TUİK Ağustos araç verisi baz alınmıştır. 3TUİK Ağustos araç verisi baz alınmıştır.
63
DASK’TAN
Doğal afet sigortaları
kurumundan son haberler...
✓ Yenilenmiş w e b sitesi 27 Eylül'de
kullanıma açıldı..
D o ğ al A fe t Sigortaları K urum u'na a it
w w w .dask.gov.tr sitesi tasarım ve içerik açısın­
d a n yenilenmiş ve 27 Eylül 2006'da kullanıma
açılmıştır.
Sitenin tasarım açısından yenilenmesi ile bir­
likte içerik olarak d a değişiklikler yapılmış ve
yenilenen site ile sigortalılara ve tüm bireylere
d a h a fazla bilgi ve hizmet sunulması a m a ç la n ­
mıştır.
Sitenin yeni yapısında;
• "Etkileşimli D eprem Haritası" eklenerek,
deprem lerin Türkiye Haritası üzerinde, Kandilli
Rasathanesi verileriyle eşzamanlı İzlenebilmesi
sağlanmıştır.
• "Dask Bilgi Merkezi" başlığı altında "İstatis­
tikler" bölüm ü eklenmiştir. Bu bölüm İçerisinde
Zorunlu Deprem Sigortası'na a it genel istatistiki
bilgiler bulunm aktadır. Ay, yıl ve şirket bazında
p o liç e üretim adetleri, dep re m le r bazında a çı­
lan hasar dosya adetleri ve ö d e n e n tazm inat
miktarları gibi güncel bilgi­
lere ulaşılabilm ekte ve bilgiler gün ce l takip
edilebilm ektedir.
• "Zorunlu Deprem Sigortası Bilinmesi G ere­
kenler" başlığı altında, sigortalıların tüm iletişim
kaynakları aracılığıyla Kuruma yöneltmiş ol­
dukları sorular biraraya getirilerek bir havuz
oluşturulmuştur.
• A fe t Acil M ü d a h a le Planı çalışmalarına
başlandı
Bilindiği üzere D oğal A fe t Sigortaları Kurum u'nun en önem li görevi, bir d ep re m hasarı
oluştuğunda hasar bildirimlerinin hızla to p la n ­
ması, hasar tespit görevlilerinin tayin edilmesi
ve hasar tespit görevlileri tarafın da n hazırla­
nan raporlar doğrultusunda hak sahiplerine
ö d e n e c e k tazm inat tutarlarının belirlenip, taz­
m inatların hak sa hiplerine en kısa sürede
ödenm esinin sağlar tabili ı ıtridir,
Bu kapsam da D oğal A fe t Sigortaları Kurum u'nun olası bir d e p re m so nucunda kendisin­
d en beklenilen görevi herhangi bir gecikm e
ve ya aksam aya m a h al ve rm e ­
den, planlı ve sistematik bir yapı
içerisinde yerine getirebilmesi için,
A fet Acil M ü d ah a le Planı çalışma­
larının geliştirilmesine ihtiyaç du­
yulmuş ve planın detaylandırılması konusunda çalışm alara
başlanılmıştır. Çalışmalar İTÜ'den
Prof. Dr, M ikdat Kadıoğlu ve yine
İTÜ Ö ğretim Üyelerinden oluşan
ekibin önderliğinde Kurum İda­
recisi olan G aranti Sigorta ta ra ­
fından yürütülmektedir,
I
'la m e l' adı verilen özel bir taraksı bölüm bulun­
maktadır. Kuşlar beslenm ek için ke p çe ye b e n ­
zeyen gagalarını suyun içinde ç a p a gibi hare­
ket ettirip d ip ça m u ru n a sokar ve g a g a içine
aldığı çam urlu suyu dili yardım ıyla dışarı p o m ­
palarken g a g a kenarlarındaki taraksı dokuya
takılan küçük karidesleri, d iğ er kabuklu canlıla­
rı ve algleri yerler.(küçük fo to ğ ra fta besin kay­
nağı olan alglerin- Spirulina- büyütülmüş hali
görülm ektedir) Kuşlar saniyede 20 g a g a dolu­
su suyu süzebilirler.
Flamingo 125-145 c m lik boyu ile ülkemizde
g örülebilecek en uzun boylu kuştur. Uzun b a ­
c a k ve ayaklarıyla bu kuş ka n a t çırparken
boynunu öne ve ayaklarını arkaya uzatır ve bu
haliyle uzaktan u ç a n bir sopaya benzetilebilir.
Flamingolar h a v a la n m a d a n ö n c e gerekli hıza
ulaşmak için koşarlar ta m bu sırada aslında
ta m anlam ıyla su üzerinde koşm akta oldukları­
nı görürsünüz bu izlem eye değer, olağanüstü,
masalsı bir görüntüdür.
Flam ingolar yassı ve geniş bir yapıdaki p er­
d e ayakları sayesinde yumuşak ça m u r üzerin­
d e b a tm a d a n ve kolaylıkla yürüyebilirler, diğer
ta ra fta n bu ayaklar kuşun suyu itebilmesi için
geniş bir yüzey alanı sağlam aktadır, bu saye­
d e kuşlar tıpkı kuğular gibi su üzerinde d e ra­
h a tç a yüzebilirler.
Uzun baca kla rı ve boynu sayesinde d iğ er
kuşların ulaşam ayacakları a la n la rd a beslene­
rek besin re ka be tin de n korunurlar.Flamingoların sesi uzaktan tıpkı kaz sürüsüne benzer; göz­
lerinizi kapadığınızda uzakta büyük bir kaz sü­
rüsü o ld u ğ u yanılgısına düşebilirsiniz.
Flam ingolar te h d it altında bir tür olm am ası­
na ra ğ m e n ürem e alanlarının kirletilmesine ve
kurutulmasına bağlı olarak dolaylı ve gelişen
te h d it a ltın d a bulunm aktadır. Avrupa Birliği d e
bu kuşların yaşadığı alanların korunması gerek­
tiğini bildirmiştir. Tüm diğer canlılarda o lduğu
gibi bu güzel kuşların d a g e le ce ğ i insanoğlu­
nun elinde.
i aflBpgj
s
m .—-«*»
İ n/
i
‘
Flamingoların A n a d o lu 'd a k i başlıca üreme
krater bulunur. Yuvaya genellikle 1 nadiren 2
bölgeleri ise Seyfe ve Tuz Gölleri ile İzmir Kuş yum urta bırakırlar. Kuluçka dönem i erkek ve
Cennetidir. Uzunluğu 80-100 kilom etre, ka p la ­ dişi kuş arasında paylaşılır ve 28-32 gün sürer.
dığı alan ise 90 bin ile 120 bin hektar arasında
Yavrular aynı d ö n e m d e yum u rtad a n çıkar ve
olan Tuz Gölü, fla m ingolar için ço k önem li bir
çıktıktan 4 gün sonra yuvalarının hem en yakı­
yaşam alanı oluşturm aktadır.G öl, Türkiye'nin
nında bir sürü (kreş) oluştururlar. Yavrular y u va ­
en büyük flam ingo kolonisinin kuluçka alanını
d a n çıktıklarında gag a la rı yetişkinler gibi ke p ­
d a oluşturmaktadır. G eçm iş yıllarda yapılan
ç e şeklinde d eğ il düz, tüylerinin rengi ise p e m ­
araştırm alarda ve gölün h a v a d a n çekilen fo ­
b e değil gridir. G e n ç kuşlar zam an içinde yeni
toğraflarından, b ö lg e d e 10 bin çiftte n fazla
tüyler çıkardıkça ö n c e beyazlaşır sonra p e m ­
flam ingonun bulunduğu ve kuluçkaya yattığı
beleşm eye başlarlar. Yavruların yetişkin g a g a ­
belirlenmiştir.
sına kavuşması 6 h a fta alır, 78 gün sonra u ç u ­
Flamingolar tuzlu göllerde to p lu hallerde yu­ şa hazır hale gelirler.
valanırlar. Üreme d ö n e m le rin d e çevresel etki­
Peki flam ingoları bu tuzlu ve alkali göllere,
lere karşı hassastırlar, bir rahatsızlık duyarlarsa
lagün ve d e lta la ra çe ken nedir? C evabı ta h ­
tüm koloni yuvalarını terkedebilir. Sığ sularda
min edebilirsiniz, flam ingoların beslendikleri ve
ç a m u rd a n yapılan bir konik te p e c ik üzerine
aynı za m a n d a tüylerini renklendiren p ig m e n t­
yumurtalarını bırakırlar. Bu yu va la r uzaktan göleri edindikleri besinler, bu tip sulak a la nla rd a
rülebilse d e insanların ve d iğ e r
yaşam aktadır. Kuş parklarında ise
hayvanların son d e re c e yum uşak
’ I J - ■. renk alm aları için h a vu çta n yararolan ç a m u rd a b a tm a d a n bu yu" **
• m / l a n ı l m a k t a d ı r . Flamingonun g a g a v alara yaklaşması olanaksızdır. Bu
• ¿ 'ı İ p
sında, minik eklem bacaklıları ve
konik höyüğün tepesinde yum ur"¿¿V
“v k ” l
mavi-yeşil algleri (bir tür yosun) sutanın sığabileceği büyüklükte bir
' . *.¿1 d a n süzerek ayırm aya ya ra yan ve
Bu güzel kuş koloniler halinde yaşar. Avrupa
dağılım haritasında görülen m avi b ölge le r kış­
lam a alanlarını, sarı alanlar ise ürem e b ö lg e le ­
rini göstermektedir. A v ru p a 'd a başlıca ürem e
bölgeleri C a m a rg ue (Fransa) ve Laguna de
Fuente d e Piedra (İspanya) dır. Küçük guruplar
Hanedanların Kuşu
Yazı ve Fotoğraflar:
a tin c e d e alev anlam ına gelen fla m e nc o sözcüğünden türetilen 'F lam ingo'
ismi kimi zam an kırmızıya ç a la n , koyu p e m b e
toniarındaki cazip renkleri, turna ve balıkçıllard a n uzun b a c a k ve boyunlarıyla dikkat ç e ke n ,
gösterişli, zarif bir kuşa aittir. Kimileri küllerinden
yenide n d o ğ a n mitolojik zümrüd-ü a nka kuşunun aslında volkanik krater göllerinde d e yaşayan fla m in g o olduğunu savunurlar. Bu nitelikle­
ri yüzünden flam ingolar yıllar boyu değişik ül­
kelerdeki h a n e d a n la r tarafın da n saray b ah çe le rin d e beslenen bir başka h a n e d a n kuşu
n
g ö z d e kuşlardandır.
Büyük F la m in g olar
Mustafa GÜMÜŞALEV
(Phoenicopterus ruber) dün ya üzerinde güney
Avrupa, güney batı Asya, d o ğ u , batı ve kuzey
Afrika ile orta A m e rika 'd a bulunurlar. Avrup a 'd a to p la m 35bin ç ift fla m in g o bulunduğu
ve bunun 14- 18bin çiftinin Türkiye'de yaşadığı
tahm in edilm ektedir,
^ I
. *)
Doğal afet endişelerine karşın
Ç in'de prim gelirleri ikiye katlanıyor
ızla b ü yü ye n Çin sigortacılık p iya sa ­
sındaki uluslararası ilgi, sektörün 2 0 1 0
yılında prim gelirlerini iki katına çıkarm ası h e ­
d e fin e y a rd ım cı oluyor. A n c a k ö nem li risk b il­
gilerine ulaşılması konusundaki endişeler artış
gösteriyor.
Çin Sigortacılık D üzenlem e Kom isyonu, yıl­
lık prim gelirlerinin 2010 yılında 125 m ilyar d o ­
lara u la şaca ğ ın ı ta h m in ediyor. Komisyon a y ­
rıca g e le c e k ü ç sene süresince ülkedeki si­
g o rta sektörünün m o d ernize edilm esine iliş­
kin planlarını d a açıkladı. Çin piyasasındaki
gelişm enin şaşırtıcı hızı, ülkenin g ü ç lü küresel
bir e ko n o m iye d ön ü şüm ün ü n d iğ e r bir kanıtı
o la ra k o rta y a çıkıyor. A n c a k d ün kü Insuran­
c e D a y 'd e d e bildirildiği gib i Çin tayfu n lar,
d e p re m le r ve sel te h like le rin d e n k a y n a k la ­
n a n b üyük d o ğ a l a fe t riskleri ile karşı karşıya
ve sigorta piyasasındaki hızlı b ü yü m e n in bil­
ginin ulaşılabilirliği ile ta m a m la n m a d ığ ı g ö rü l­
m ektedir.
(K aynak: Insurance D ay, 17 Ekim 2006)
75
MMI
DIŞ BASINDAN
.
Hong Kong'da hayat
sigortacılığı etkisi primleri arttırdı
■ ■ V o ng Kong Sigorta Komisyonu üyesi
İ M İ C le m e n t C heung tarafından a çıkla­
nan resmi rakam lara göre, Hong Kong sigorta
piyasasındaki to p la m primler, g e çe n yıl yüzde
13 artarak 17.6 Milyar Dolara ulaştı. Hayat si­
gortası prim lerindeki 2004 yılına göre yüzde
19'luk artış h a y a t dışı primlerdeki yüzde 1.4'lük
hafif bir azalış ile d engelendi. 2004 yılındaki
yüzde 21 'lik azalışın üzerine, prim oranlarındaki
74
indirimin prim gelirlerinde yüzde 2 0 'lik ilave bir
düşüş ile sonuçlanm asından sonra işçi tazm i­
natı işindeki rekabet, hayat-dışı prim lerdeki d ü ­
şüşün sorumlusu olarak gösterildi. Hayat-dışı iş­
lerde sigortaya kabul işlemlerinden sağlanan
kâr yüzde 12 artış göstererek 2004 yılındaki 2.2
Milyar Hong Kong Dolarından 2.5 Milyar Hong
Kong Dolarına yükseldi. ■
(K aynak: Evandale, 2 Ekim 2006)
Kredi ve
kefalet sigortası
piyasasında büyüme
AIG, Arap Körfezi
ülkelerinde Takaful
teminatı sunuyor
■ V f l luslaıutası tic a re tte k i hızlı
yükseliş hem gelişm ekte
o la n p iy a s a la rd a hem d e
O E C D 'ye üye 30 ülke arasında
kredi ve k e fa le t sigortacılığı
a la n la rın d a b ü y ü m e fırsatları
yaratıyor. Swiss Re'nin son Sigma
çalışm asına g ö re kredi ve
k e fa le t sigortaları; ta a h h ü tle ri
g üçlen d iriyo r, istikrarlı risk yö n e tim i
sig o rta cıla r için başarının
a na h ta rın ı e lin d e bulunduruyor.
K efa le t sigortası b o rçlu n u n
sözleşm eden d o ğ a n , yasal ve ya
d ü ze n le yici yü küm lülüğ ü nü yerine
g etirm e m esi h a lin d e lehtarların
zararlarını tazm in e d e rke n , kredi
sigortası m üşterilerin m al ve
hizm etlerin b e d e lle rin i
ö d e m e m e le ri h a lin d e şirketlerin
zararlarını tazm in ediyor. ■
(K aynak: Insu ra n ce Day,
16 Ekim 2006)
ew York merkezli AIG, Enaya biriIk J
mi aracılığıyla A rap Körfezi ülke­
lerindeki müşterilere şirketin şeriata uy­
gun ilk sigorta tem inatı olan Takaful'u
sunmayı planlıyor. Enaya Bölgesel Baş­
kan Yardımcısı olan A bdallah Kubursi Re­
uters'e yaptığı a çıklam ada şirketin m o ­
torlu taşıt, mal ve sağlık sigortası branşla­
rında Takaful tem inatı sunacağını söyle­
di. A bd a lla h Kubursi "Bölgedeki İslami finansın ve sigortacılığın hızlı yükselişi ile
Şeriat'a uygun ürünler için bir ihtiyaç
d o ğ d u ." dedi. Kubursi, Takaful piyasası­
nın yılda yüzde 20 seviyelerinde b ü yü d ü ­
ğünü ve gelirlerin ço k yakında m e vcu t 2
milyar d olardan 6 kat d a h a a rta b ile c e ­
ğini sözlerine ekledi. AIG O rta do ğ u, Ak­
deniz ve Kuzey Afrika (Bölgesi) Başkanı
Charles Bouloux d a Reuters'e, A lG 'nin
Takaful tekliflerini Avrupa ve Birleşik Dev­
letler gibi Asya'nın diğer kısımlarına d a
genişletmeyi düşündüğünü söyledi.B
(Kaynak: Evandale, 2 Ekim 2006)
OECD Türkiye
Raporu'nu
yayınladı
E V 5 1 Ekim'de yayınlanan
U S i son Türkiye raporunda
makroekonomik istikrar ve ku­
rumsal reformlar sonucu sağ­
lanan yüksek GSYİH artışına
değinilerek, AB üyelik süreci­
nin bu artışta önemli etkisi ol­
duğu belirtildi.
OECD Genel Sekreteri A n­
gel Gurria, Türkiye'nin önemli
bir ekonomik başarı sağladığı­
nı ve önünde d ah a sürdürüle­
bilir ve güçlü bir büyüm e iv­
mesi yakalam ak için tarihi bir
fırsat bulunduğunu söyledi.
Gurria, reformların başarıyla
sürdürülmesi durum unda Türki­
ye'nin AB'nin lefuhınu kalkı
sağlayacak a d a y ülke izleni­
mini pekiştireceğini sözlerine
ekledi. Raporda, d ah a kap­
samlı bir reform programının
uygulanmasının m e vcu t bü­
yümeyi düzenli kılacağı ve AB
ile katılım müzakerelerini ko­
laylaştıracağı belirtiliyor. Ra­
porda ayrıca; d ah a sağlam
bütçe politikalarının uygulan­
masının istihdam, sosyal gü­
venlik, kurumsal yapı ve eğitim
gibi alanlarda gelişme sağlan­
ması İçin önemli olduğu, enf­
lasyonun kontrol altına alın­
ması ve kayıtlı ekonomi koşul­
larının iyileştirilmesi gerekliliği
vurgulanıyor. ■
Rapora şu adresten
ulaşmak mümkün:
h ftp ://w w w .oecd. o rg /d a ta o
e cd/50/53/37529636.pdf
(Kaynak: İKV e-bülten,
24-31 Ekim 2006)
İstanbul 2 0 1 0 yılı
"Avrupa Kültür Başkenti"
■ ¡¡¡■ I vrupa Birliği Konseyi, İstanbul'un 2010 yılında "Avf a n rupa Kültür Başkenti" olmasını onayladı.
2010 Avrupa Kültür Başkenti Projesi kapsam ında AB dı­
şı şehirler sınıfında Ukrayna'nın başkenti Kiev ile yarışan İs­
tanbul, g e ç e n Nisan a yın d a Brüksel'de yapılan jüri to p ­
lantısında, Avrupa Parlamentosu, AB Komisyonu ve AB
Konseyi'nin ikişer, Bölgeler Komitesi'nin bir temsilcisinden
oluşan 7 kişilik Seçici Kurul tarafın da n seçilmişti. Projenin
gerçekleşmesi için gereken AB Konseyi'nin onayının alın­
masıyla İstanbul 2010 yılında Avrupa Kültür Başkenti ol­
m aya hak kazandı. ■
CEA, Avrupalı politika yapıcılara
lobi faaliyetlerinde bulunuyor
vrupa Sigorta ve Reasürans Federasyonu (CEA),
H U
yeni politika taslağının hazırlanmasında özellikle
Avrupa Komisyonu'nun Solvency II projesine dikkat çe k e ­
rek sigorta endüstrisinin ekonom ik büyüm eye olan katkısı­
nın dikkate alınması gerektiğini Avrupa Parlam entosu'na
bildirdi. CEA, Avrupa Parlam entosu'na gönderdiği raporaa: "Eğer sigorta ve reasürans endüstrisi ekonom ik büyü­
me ve istihdama en üst seviyede katkıda bulunuyorsa,
politika yapıcılar d a eylemlerinin sigortacılığın kapsamının
genişlemesine, etkinliğinin gelişmesine ve sigorta endüst­
rinin rekabet edebilirliğinin artmasına destek o ld uğ u nd a n
emin olm ak zorundadırlar." yorum unda bulundu. ■
(Kaynak: Evandale, 6 Ekim 2006)
73
DIŞ BASINDAN
Küresel sigorta piyasasında
en büyük pay Avrupa'nın
D
ondra Uluslararası Finansal Hizmetler
(IFSL) tarafından yayınlanan yeni bir ra­
pora göre Avrupa, ABD'yi geride bırakarak 2005
yılında küresel sigorta primlerinden en büyük p a ­
yı elde etti. Avrupa'daki finansal piyasaların bü­
yüklüğünü Birleşik Devletler üzerinden karşılaştır­
mak için bir takım göstergelerin kullanıldığı ra­
porda, Avrupa'nın küresel sigorta primlerindeki
(hayat ve hayat dışı sigortacılık dâhil, deniz sigor­
tası hariç) payının yüzde 38, Birleşik Devletler'in
payının yüzde 33 ve dünyanın geri kalan kesimi­
nin payının da yüzde 29 olduğu belirtiliyor.
IFSL'nin analizine göre küresel sigorta pazarın­
da Avrupa'nın payı 1997 yılında Birleşik Devlet­
ler'in gerisinde kalmış ve sadece 2004 yılında Av­
rupa, Birleşik Devletler'i geçmişti. Avrupa, 2005 yı­
lını da Birleşik Devletler'in üretmiş olduğu 1143
milyar dolar prime karşılık 1288 milyar dolar prim
üretimi ile kapattı. Rapor, uluslararası deniz sigor­
tası piyasasını ayrı olarak inceliyor ve geçen yıl
Birleşik Devletler'in 1.9 milyar dolar primine karşın
Avrupa'nın 10.3 milyar dolar prim ile piyasaya
hâkim olmayı sürdürdüğünü, ilk tahminlerin kü­
çük bir azalma göstermesine karşın tahminler
güncellendiğinde bunun kapanmasının beklen­
diğini belirtiyor. Birleşik Devletler küresel deniz
sigortası primlerinde g eçen yıl yüzde 15'lik bir ar­
tış kaydetti. ■
"Finans Piyasası Eğilimleri - Avrupa Karşısında
Birleşik Devletler 2006" raporuna www.ifsl.org.uk
adresinden ulaşılabilir.
(Kaynak: Evandale, 4 Ekim 2006)
Türkiye-AB Risk Analizleri
Raporu yayınlandı
ünya Ekonomik Forumu, Avrupa Birli- Avrupa’nın karşı karşıya kalacağı riski azaltaği'nin karşı karşıya kaldığı risklerle,
bileceğine, Avrupa'nın yaşlanm akta olan
Türkiye'nin bu risklerin azaltılmasındaki muhnüfusunun yarattığı sosyal sigorta ve emeklitem el katkılarına ilişkin bir rapor yayınladı,
lik fonlarının mali yük riskinin azaltılmasında
Dünya Ekonomik Forumu adına Küresel Risk Türkiye'nin y a p a b ile ce ğ i katkılara ve TürkiAğı tarafından hazırlanan rapor; Türkiye ile
ye'nin 50 yıllık NATO üyeliğinin sağladığı deAvrupa Birliği arasındaki ilişkilerde üç faktöneyimle Avrupa'nın ö nd e gelen güvenlik
rün etkili olduğuna dikkat çekerek, bunları,
sağlayıcısı ülkelerden biri olabileceğine de
"tarihsel deneyim ve bellek"; "kısa vadeli çıdikkat çekiliyor. ■
kar algılam aları" ve "uzun dönem li stratejik
Türkiye - AB Risk Analizleri Raporu'na
seçenekler" olarak sıralıyor. Rapor, küresel
aşağıdaki adresten ulaşmak mümkün:
risklerin A vrupa'ya olası etkilerini ve Türkihttp://w w w .w eforum .org/pdf/C S I/Europ
ye'nin bu risklerin etkisini azaltm adaki p ota [email protected]
siyel rolünü ele alıyor. R apor'da, Türkiye'nin (Kaynak: www.abhaber.com ,
özellikle görüşmeleri süren enerji projeleriyle
13.112006)
72
samını genişletme ve çeşitlendirmeyi, tazminat
ödemelerinin en kısa sürede yapılmasını, tarım si­
gortalarını ülke genelinde geliştirme ve yaygınlaş­
tırmayı hedefleyen bir sistem kurmaktadır. Sigorta
yaptırmayan çiftçiler 2090 sayılı kanundan da ya­
rarlanamayacaklardır.
HEDEFE ADIM ADIM ...
Kuruluş, yapılanma ve tanıtım yılı olduğu için
2006 yılından önemli bir beklenti olmadığı halde 1
Haziran'da başlayan Devlet Destekli Tarım Sigor­
taları (DDTS) sisteminin ilk 6 ayında elde ettiğimiz
sonuçlar oldukça umut vericidir.
DDTS'nin başlamış olduğu haziran ayı ve sonra­
sı; bitkisel ürünlerde sigortalanma sezonunun ne­
redeyse bittiği, hasat sezonunun başladığı, sigor­
talanabilecek ürün sayısının kısıtlı olduğu bir d ö ­
nem olmasına rağmen; kasım sonu itibariyle g e ­
çen 6 ay içinde 55 ilde, 219 ilçede ve 1057 köyde
olmak üzere toplam 11 bin 449 a d e t poliçe dü­
zenlenmiş ve karşılığında yaklaşık 3.7 milyon YTL
prim tahakkuk etmiştir. Bu prim karşılığında da 115
bin 429 dekar alanda yaklaşık 150 milyon YTL tu­
tarında tarımsal varlık ve toplam 6 bin 212 a d e t
süt sığırı sigortalanmış bulunmaktadır. 2007 yılında
ise, üretim sezonunun başından itibaren sistemin
hazır olması, meyvelerde don teminatının da
kapsama alınmasının beklenmesi ve sürdürülen
tanıtım toplantıları nedeniyle sigortalanma oran­
larında ciddi bir artış olacağı ve 200 milyon YTL
prim geliri elde edileceği öngörülmektedir.
HASARLARIN DURUMU
Hasarlara bakıldığında ise, haziran ayından ka­
sım ayı sonuna kadar bitkisel ürün sigortalarında
toplam 476 a d e t hasar ihbarı alınmış; hepsinin ha­
sar tespiti yapılmış ve yaklaşık 582 bin YTL olarak
belirlenen tazminat tutarlarının ödemesine baş­
lanmıştır. Hayvan hayat sigortalarında ise toplam
46 a d e t hasar ihbarı alınmış olup; toplam 28 bin
976 YTL hasar ödemesi yapılmıştır.
TARSİM tarafından farklı illerde tanıtım toplantı­
ları düzenlenmeye devam edilmektedir. DDTS'nin
tanıtılmasını ve yaygınlaştırılmasını hedefleyen ta ­
nıtım toplantıları, Türk çiftçisinin ve tarım sektörü­
nün kalkınması, ülke ekonomisine uzun va de d e
büyük katkı sağlayabilmesi am acıyla gerçekleştirilmektedir. 17 bölgede, tüm illerin Tarım il ve İlçe
Müdürlüklerinin, Tarım Kredi Kooperatiflerinin, T.C.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği'nin ve sigorta şirketleri­
nin katılımıyla gerçekleşmekte olan toplantılar dı­
şında da TARSİM ve DDTS'yi tanıtmak için çalış­
malar devam etmektedir.
DDTS hem yeni bir uygulama olması hem de
nüfusumuzun çok büyük bir bölümünü ilgilendir­
mesi nedeniyle medyanın ilgi alanı içindedir. TAR­
SİM, bu ilgiden azami şekilde yararlanmakta, rad­
yo ve TV'lerde programlara katılmakta, gazete
röportajları vermektedir.
Ayrıca tarım fuarlarına da katılarak Türkiye'nin
çeşitli yerlerinden, fuarları ziyaret eden çiftçilere,
DDTS konusunda, uzman ekipler tarafından bilgi
verilmektedir. Diğer yandan, kanun TKB'yi de ta ­
nıtım ile görevlendirdiğinden, TARSİM'in bölgesel
toplantılarına katılan Bakanlık il ve ilçe teşkilatları,
gerekli materyaller ile donatıldıktan sonra kendi
yörelerinde çiftçi bilgilendirme toplantıları düzen­
lemektedirler. Sigorta şirketleri ve acenteler de
üzerlerine düşeni yapmaktadırlar, köy köy, kasa­
ba kasaba gezip sigortayı anlatmaktadırlar. Bek­
lenti, sistemi iyi öğrenip çiftçileri doğru bilgilendir­
meleri yönündedir. Havuz uygulaması ile birlikte
hedefler açısından beklentiler; çiftçi kayıt sistemi­
ne kayıtlı 2.7 milyon çiftçiden ilk eta p ta yüzde
10'luk bölümüne ulaşmak, bu çerçevede 2005 yı­
lında yaklaşık 50 milyon YTL olan toplam tarım si­
gorta primini önümüzdeki yıllarda 5-6 kat arttırabilmektir. TARSİM'in yakın zamandaki projeleri içe­
risinde önemli konular yer alm akta, Meteoroloji
Genel Müdürlüğü ile işbirliğinden, Tapu Kadastro
Genel Müdürlüğü ile entegrasyona, coğrafi bilgi
sistemi kurulmasından prim ve hasar simülasyon
araçları kullanımına varan çok çeşitli projeler üre­
tilmesi planlanmaktadır. Uzun va d e d e penetrasyonun çok yüksek oranlara çıkarılması ile prim se­
viyelerinin aşağıya çekilmesi ve devlet desteği ol­
m adan da sistemin ayakları üzerinde durması he­
deflenmektedir.
Tarım sigortalarındaki yeni uygulamalar; bir
yandan çiftçiye kendi riskini yönetm e ve beklen­
medik kayıplarını telafi etm e imkanı sağlaması, di­
ğer yandan devlet bütçesi üzerindeki sürpriz yük­
leri azaltması açısından tarım sektöründe bir dev­
rim olarak kabul edilmektedir. Sigortacılığa ise ye­
ni bir soluk getireceğine inanılmakta, bu sayede
dah a önce sigorta ile hiç tanışmamış kesimlere
ulaşılacağı ve top lu m d a sigortalanma bilincinin
artacağı öngörülmektedir. ■
TARSİM’den
Tarım Sigortaları
Havuzu'nun kuruluş nedeni
Bülent BORA
TARSİM Genel Müdürü
arım sektörü, gerek insanın yaşamını demMm vam ettirebilmesi için gerekli olan tem el
besin maddeleriyle doğrudan ilişkili olması, g e ­
rekse nüfusun belirli bir kısmını içinde barındırıp is­
tihdam olanağı yarattığı için ülke ekonomileri
açısından da oldukça önemli bir yere sahiptir.
Ülkemizde de pek çok iklim tipinin görülmesi,
önemli toprak ve ürün çeşitliliğine sahip olması
nedeniyle tarım önemli bir sektördür. Tarım sektö­
rünün potansiyeli gıda güvenliğini temin am acı­
nın yanında, sanayi sektörüne sağladığı girdilerle
de ülke kalkınmasının kilit sektörü konumundadır,
Türkiye dünyanın toprak açısından büyük ülke­
lerinden biridir. Tarla ürünleri ve m eyve üretimi bit­
kisel üretimin yaklaşık dörtte üçünü kapsamakta;
tarla ürünleri içerisinde b uğday ilk sırada yer al­
maktadır. Türkiye'de hayvancılık üretiminin to p ­
lam tarım üretimi içindeki payı yüzde 25 civarın­
dadır. Son yıllarda hızla artan seracılık, sebze ve
süs bitkileri başta olmak üzere, özellikle Anamur,
Alanya ve Gazipaşa'da muz üretimini de arttır­
maktadır. Diğer taraftan b ah çe kültürleri arasın­
da kiraz, bodur tip elma ve nar plantasyonlarının
sayısı d a hızla artmaktadır.
Ülkemizde özel mülkiyete dayalı küçük aile iş­
letmelerinin hakim olduğu bir tarımsal yapı m ev­
cuttur. Bu nedenle, işletmelerin çoğunluğunda
girdi kullanımı ve teknolojik uygulam alar m aale­
sef yetersizdir.
HASARLARIN ÖNLENEBİLMESİ
Ayrıca arazilerin dağınık ve küçük parçalı oluşu
tarımsal planlamayı zorlaştırmakta olduğu gibi,
bu alanların miras yolu ile d ah a d a küçültülmesi
sorunu dah a da arttırmaktadır, Bu gibi risklere
bağlı olarak verim ve fiyatlardaki istikrarsızlık, üre­
70
ticinin gelirinde de dalgalanm alara neden ol­
maktadır. Bu nedenle; gelişmiş ülkelerde tarım
sektörünü koruyucu ve yaşam standardını yüksel­
tici önlemler alınmaktadır.
Türkiye'de de tarımsal ve hayvansal üretimi
tehdit eden risk ve belirsizlikler sonucu m eydana
gelecek hasarların önlenebilmesi için en etkili sis­
tem TARIM SİGORTASI'dır.
Türkiye'de tarım sigortaları uygulamasına 1957
yılında başlanmış, dolu ve hayvan sigortası uygu­
lamaları ile günümüze kadar gelinmiştir.
Ancak; tarım ürünleri sigortacılığının yaklaşık 50
yıllık bir geçmişi olmasına rağmen Türkiye'de ta ­
rım alanlarının ancak yüzde 1'inin sigortalı olması
yeterince gelişememenin önemli bir göstergesi­
dir. Çiftlik Hayvanları Sigortaları uygulama sonuç­
larına bakıldığında da m evcut hayvan varlığının
yanında sigortalanma oranının çok düşük oldu­
ğu görülmektedir.
Son yıllarda tarım sigortalarında da sağlanan
reel büyümeye karşın, sigorta sektörü son 50 yılda
diğer branşlarda gösterdiği büyüm eyi tarım
branşında gösterememiştir. İstenilen seviyeye ula­
şamamanın sebepleri şunlardır:
• Çiftçilerin ekonomik durumlarının iyi olm am a­
sı nedeniyle prim öde m e güçlüğü
• Sigorta şirketlerinin verdikleri teminatların ye­
tersizliği
• Uygulamalardaki farklılıklar ve istikrarın olm a­
ması nedeniyle sigorta şirketlerine duyulan gü­
vensizlik
• Kadercilik olgusunun yanında, 5254 ve 2090
sayılı yasalar nedeniyle çiftçilerin, "devlet nasılsa
öder" yaklaşımı
Tarım Sigortaları Havuzu'nun kurulması ile tüm
bu engeller ciddi oranda ortadan kaldırılmıştır.
Kanun bir yandan çiftçinin ödeyeceği sigorta pri­
mine devlet desteği verilebilmesini sağlarken, di­
ğer yandan sigortacılık uygulamalarını ve hasar
tespitlerini yeknesak hale getirmeyi, tem inat kap-
B ö lg e le r b a z ın d a ö r n e k ille r
BÖLGELER VE İLLER
‘TOPLAM
KONUT
SİGORTALI
KONUT
PENETRASYON
ORANLARI %
MARMARA BÖLGE
YALOVA
İSTANBUL
4.143.473
64.227
2.714.462
1.132.923
27,34
24.553
38,23
28,97
TEKİRDAĞ
KOCAELİ
SAKARYA
ÇANAKKALE
178.113
281.663
125.109
90.302
512.158
2.318.262
BURSA
EGE BÖLGE
MUĞLA
İZMİR
BALIKESİR
DENİZLİ
AYDIN
MANİSA
AFYON KARAHİSAR
KÜTAHYA
AKDENİZ BÖLGE
ANTALYA
İÇEL
KAYSERİ
KONYA
TÜRKİYE GENEL
20.353
90.024
443.854
155.696
912.585
272.600
187.334
54.406
187.627
219.408
243.854
44.773
26.804
137.210
123.450
1.663.126
365.097
352.147
17.617
ADANA
HATAY
OSMANİYE
KAHRAMANMARAŞ
İÇ ANADOLU
ANKARA
ESKİŞEHİR
786.473
58.640
76.395
37.072
375.351
218.635
68.586
133.354
2.227.055
902.900
166.174
218.896
375.915
12.988.663
1
69.213.288
1
3.491.153
7.555.213
29,63
22,54
3.769.559
1.935.522
17,58
19,15
34,94
9.037.839
42.721.371
4.987.073
18.896.555
5.601.036
3.612.790
4.145.771
2.567.658
17,00
20,41
10,99
12,84
9,04
12,33
11.155
205.039
66.804
48.110
41.475
19.815
4.861
6.911
444.188
275.704
40.126
31.609
41.454
2.510.197
Risk
derecesi
98.998.793
2.260.394
32,92
27,12
20,56
22,98
62.655
31.852
PRİM
18,30
1.459.725
900.285
14.751.332
4.556.942
13,66
11,05
9,06
2.065.296
3.425.639
1.943.539
7,09
5,18
19,95
30,54
462.779
631.753
17.503.063
8.908.042
24,15
14,44
2.781.308
1.396.219
11,03
19,33
1.643.038
195.016.291
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
2
2
2
3
2
1
1
1
4
2
3
4
100 m2
için prim
100,2
100,2
73,55
100,2
100,2
100,2
100,2
100,2
100,2
100,2
100,2
100,2
100,2
73,55
73,55
73,55
44,03
73,55
100,2
100,2
100,2
32,55
73,55
44,03
32,55
' K o n u l sayıları İçin DİE 2000 yılı sayımları esas alınmıştır.
Risk derecesi; Deprem riskinin büyüklüğüne bağlı olarak 1= en yüksek r is k li bölgeden başlayıp 5 ‘e kadar devam etmektedir.
Bölgeler Bazında Üretim
Risk Bölgesi Bazında Üretim
5.Derece
0 ,8 %
1.Derece
49,3%
4.Derece
15,5%
Marmara
44,8%
6 ,6 %
3.Derece
8,7%
2.Derece
25,8%
DASKTAN
B ö lg e v e İlle r e G ö r e S ig o r t a lılık O r a n la n , Ö r n e k P r im T u t a r la r ı
BÖLGELER VE İLLER
*TOPLAM
KONUT
SİGORTALI
KONUT
PENETRASYON
ORANLARI%
MARMARA BÖLGE
EGE BÖLGE
AKDENİZ BÖLGE
4.143.473
2.318.262
1.663.126
1.132.923
443.854
27,34
205.039
61.527
12,33
10,06
54.721
167.945
7,37
DOĞU ANADOLU BÖLGE
GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGE
KARADENİZ BÖLGE
İÇ ANADOLU
TÜRKİYE GENEL
68
611.788
742.865
1.282.095
2.227.055
12.988.663
444.188
2.510.197
19,15
13,10
19,95
19,33
PRİM
98.998.793
42.721.371
14.751.332
5.528.370
3.407.099
12.106.263
17.503.063
195.016.291
ZORUNLU DEPREM SİGORTASINDA GÜNCEL RAKAMLAR...
A y la r B a z ın d a P o liç e A d e t v e P r im le r i
AYLAR
2005 ADET
OCAK
ŞUBAT
MART
NİSAN
126.265
159.188
339.528
198.316
364.880
277.506
224.788
181.239
162.931
178.901
278.979
244.520
198.006
168.570
173.494
180.253
196.466
154.815
235.296
2.417.176
180.973
131.204
11.839.991
13.624.598
10.345.106
15.515.898
14.831.011
11.073.982
2.088.696
159.085.150
166.910.083
MAYIS
HAZİRAN
TEMMUZ
AĞUSTOS
EYLÜL
EKİM (25/10/2006)
KASIM
ARALIK
TOPLAM
2006 ADET
2005 PRİM YTL
2006 PRİM YTL
8.678.305
10.498.332
10.235.568
15.359.995
22.183.945
18.055.382
29.712.519
22.607.761
19.593.672
15.887.672
149.754
14.379.309
11.765.896
10.653.674
11.544.714
13.467.270
14.140.632
2006 ADET
ARTIŞ ORANI %
18,6
24,6
7,5
0,5
8,8
9,3
3,5
-3,0
0,4
* Ekim Ayı Üretim i Henüz sonuçlanm adığı için rakam lar 30.09.2006 itib a ri ile alınmıştır.
67

Benzer belgeler