Aysberg 6 - Türkiye İç Denetim Enstitüsü

Transkript

Aysberg 6 - Türkiye İç Denetim Enstitüsü
BAHAR 2008 SAYI: 22
“Kurumsal Yönetim Güvencesi ‹çin ‹ç Denetim”
Gürdo¤an Yurtsever
Bankac›l›¤›m›zda ‹ç Kontrol
Yeflil Kalem . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 30
Dr. Cüneyt Sezgin
Kulüplerimizde Yönetim ve Denetim
Perçin . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 40
IIA
Uluslararas› ‹ç Denetim Fark›ndal›k Ay›
Yak›n Plan . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 48
Tanol Türko¤lu
‹nternet Erifliminin Denetimi
Parmak ‹zi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 50
Ali Kamil Uzun
Meslek Örgütü Olmak
Çizgi Ötesi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 52
Salim Kad›beflegil
Sosyal Sorumlulu¤un Denetimi Nas›l Olacak?
Mühür. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 54
Aysberg 6
Futbolda Kurumsal
Yönetim ve Denetim
3
Merhaba
‹
ç Denetim dergimizin bu say›s›nda Aysberg bölümünde “Futbolda Kurumsal
Yönetim ve Denetim” konusu ele al›nd›.
Garanti Bankas› Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Cüneyt Sezgin moderatörlü¤ünde gerçeklefltirilen oturumda Gazeteci Atilla Gökçe, Futbol Ekonomisi Stratejik Araflt›rma Merkezi (FESAM) kurucular›ndan ve futbol endüstrisi üzerine çeflitli kitaplar› bulunan Garanti Bankas› Bölge Müdürü Tu¤rul Akflar, FESAM kurucular›ndan ve yine
futbol endüstrisi üzerine çeflitli kitaplar› bulunan Doç.Dr. Kutlu Merih, FESAM uzmanlar›ndan Osman Kaya, Deloitte Türkiye Spor Endüstrisi Lideri Burç Seven, Bilgi Üniversitesi Ö¤retim Üyesi Dr. Aylin Seçkin, Türkiye ‹ç Denetim Enstitüsü (T‹DE) Kurucu
Baflkan› Ali Kamil Uzun konuflmac› olarak yer ald›. Her biri alan›nda uzman sayg›n
isimlerden oluflan kat›l›mc›lar›m›z›n Türkiye'de futbolda kurumsallaflman›n neresindeyiz? Nerelerde geliflmeye ihtiyaç var? Denetimin bu süreçte oynad›¤› rol üzerine görüfllerin belirtildi¤i toplant› metni futbolu farkl› bir aç›dan de¤erlendiriyor. Avrupa Futbol fiampiyonas› nedeniyle Futbol'un yine ön planda oldu¤u bu dönemde, Türk futbolu için son derece önemli olan kurumsallaflma ve denetim konular›n› ön plana ç›karan ve son derece önemli bilgilerin aktar›ld›¤› bu toplant›n›n, bu konudaki çabalara ve kamuoyu ilgisinin çekilmesine önemli bir katk› sa¤layaca¤›n› umuyoruz.
Perçin bölümünde yine Aysberg konumuz ile paralel bir makaleye yer verildi. “Kulüplerimizde Yönetim ve Denetim” ad›ndaki makalede, futboldaki de¤iflim ve dönüflüm
dönemine kulüplerimizin ne derece haz›r oldu¤u, sorunlar›n ve eksiklikliklerin nerelerde bulundu¤u, riskler ve kurumsal yönetim için yap›lmas› gerekenler hakk›nda son
derece faydal› bilgilere yer verilmektedir.
Ayraç bölümünde “Yeni Yönetim Kurulu” adl› makalede klasik yönetim kurullar›n›n
evrimini tamamlad›¤› ve baflka bir ruhla yeniden do¤du¤u ekseninde ilginç bilgilere
yer verilmekte, Parmak ‹zi bölümünde “‹nternet erifliminin denetimi” adl› makalede
kurumsal biliflim kavram› çerçevesinde çal›flanlar›n internet eriflimlerinin denetimi ile
ilgili faydal› bilgiler aktar›lmaktad›r. Mühür bölümünde “Sosyal Sorumlulu¤un denetimi nas›l olacak” konulu makalede ise son dönemlerin en popüler söylemlerinden sosyal sorumluluk kavram› ve bunun denetimi ile ilgili ilginç tespitlere yer verilmektedir.
Çizgi Ötesi bölümünde “Meslek Örgütü Olmak” adl› makalede meslek örgütü olman›n ne oldu¤u, boyutlar›, ifllevselli¤i, koflullar›, kurallar›, ilkeleri ile meslek örgütü olmak, meslek adam› olmak deyimlerinin; denetim, soruflturma ve inceleme uzmanl›¤›
mesle¤i ve meslek örgütleri için tafl›d›¤› farkl› anlamlar ile ilgili ilginç tespitlerde bulunulmufltur.
Derginin di¤er bölümlerinde ise yine iç denetimle ilgili güncel geliflmelere ve faydal›
olaca¤›, ilgiyle okunaca¤› düflünülen makale ve yaz›lara yer verildi.
Bir sonraki say›m›zda görüflmek dile¤iyle...
Yay›n Kurulu
[email protected]
‹Ç DENET‹M / Bahar 2008
Yeflil Kalem bölümünde, “Bankac›l›¤›m›zda ‹ç Kontrol” ad›ndaki makalede, Türk bankac›l›¤›ndaki geleneksel iç kontrol uygulamalar›, son dönemde görülen geliflmeler ve
yap›sal düzenlemeler, iç kontrol sisteminin temel unsurlar› ve iç kontrol sisteminin aktörleri ile ilgili faydal› bilgiler aktar›lmaktad›r.
4
Türkiye ‹ç Denetim Enstitüsü Derne¤i
‹çindekiler
Aysberg . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .6
Futbolda Kurumsal Yönetim ve Denetim
Yeflil Kalem . . . . . . . . . . . . . . . . . . .30
Gürdo¤an Yurtsever
Bankac›l›¤›m›zda ‹ç Kontrol
Perçin . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .40
Dr. Cüneyt Sezgin
Kulüplerimizde Yönetim ve Denetim
Ayraç . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .47
Ahmet Ery›lmaz
Yeni Yönetim Kurulu
Yak›n Plan . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .48
IIA
Uluslararas› ‹ç Denetim Fark›ndal›k Ay›
Parmak ‹zi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .50
Tanol Türko¤lu
‹nternet Erifliminin Denetimi
Çizgi Ötesi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .52
Ali Kamil Uzun
Meslek Örgütü Olmak
Mühür . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .54
ADINA ‹MT‹YAZ SAH‹B‹
Ali Kamil UZUN
Emekli Subayevleri Müflir Dervifl ‹brahim Sokak
1. Blok No: 6 D: 16 Esentepe / ‹stanbul
SORUMLU YAZI ‹fiLER‹ MÜDÜRÜ
Gürdo¤an YURTSEVER
Emekli Subayevleri Müflir Dervifl ‹brahim Sokak
1. Blok No: 6 D: 16 Esentepe / ‹stanbul
YAYIN KURULU
Ali Kamil UZUN
Cüneyt SEZG‹N
Gürdo¤an YURTSEVER
Günseli ÖZEN OCAKO⁄LU
N. Burak ÜNLÜ
Özlem AYKAÇ
fienol TOYGAR
Tanol TÜRKO⁄LU
Z. Arzu P‹fiK‹NO⁄LU
HAKEM KURULU
Prof. Dr. Mustafa AYSAN
Prof. Dr. Güler ARAS
Prof. Dr. Nuran CÖMERT
Prof. Dr. Cemal ‹B‹fi
Dr. Cüneyt SEZG‹N
Tanol TÜRKO⁄LU
Gürdo¤an YURTSEVER
KATKIDA BULUNANLAR
Ahmet ERYILMAZ, Ali Kamil UZUN, Atilla GÖKÇE,
Dr. Aylin SEÇK‹N, Burç SEVEN, Dr. Cüneyt SEZG‹N,
Gürdo¤an YURTSEVER, Dr. Haluk Ferden GÜRSEL,
Doç. Dr. Kutlu MER‹H, Prof. Dr. Nuran CÖMERT,
Osman KAYA, Salim KADIBEfiEG‹L, fienol TOYGAR,
Tanol TÜRKO⁄LU, Prof. Dr. Tu¤rul TÜFEKÇ‹O⁄LU,
Tu¤rul AKfiAR, Uzay fiENER, Dr. Veysi SEV‹⁄,
‹LET‹fi‹M ADRES‹
Emekli Subayevleri Müflir Dervifl ‹brahim Sokak
1. Blok No: 6 D: 16 Esentepe / ‹stanbul
Tel: 0 212 212 55 25 Faks: 0 212 212 55 26
E-posta: [email protected]
http://www.tide.org.tr
Y›ll›k Abone Bedeli: 40 YTL KDV dahildir.
YAPIM
Rota Yay›n Yap›m Tan›t›m Ticaret Ltd. fiti.
Prof. N. Mazhar Ökten Sk. No: 1 Rota Binas› 34360
fiiflli-‹stanbul
Tel: 0 212 224 01 44 Faks: 0 212 233 72 43
E-Posta: [email protected]
http://www.rotaline.com
YAYIN TÜRÜ
Yayg›n Süreli Yay›n
BASKI TAR‹H‹
Haziran 2008
BASKI ve C‹LT
TOR Ofset San.ve Tic. Ltd. fiti.
‹mam Çeflme Cad. No: 26/2 Ayaza¤a
fiiflli-‹stanbul
Tel: (0212) 332 08 38 (Pbx)
Faks: (0212) 332 08 39
E-Posta: [email protected]
Türkiye ‹ç Denetim Enstitüsü Derne¤i taraf›ndan
üç ayda bir yay›mlan›r.
Yaz›lar›n fikri sorumlulu¤u yazarlar›na aittir.
Salim Kad›beflegil
Sosyal Sorumlulu¤un Denetimi Nas›l Olacak?
‹Ç DENET‹M / Bahar 2008
Yans›ma . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .56
Ortak Bilgi Havuzu (CBOK) 2006-Küresel Özeti II
Günümüz ‹flletmelerinde Yolsuzluk Riski
(The Institute of
Internal Auditors
Chairman’s Special
Recognition Award)
(The Institute of
Internal Auditors
Publication Contest
Newsletter Category)
(The Institute of
Internal Auditors
Membership
Competition)
(The Institute of
Internal Auditors
International
Mastering Advocacy
Program Award)
Quiz . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .63
Pano . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .64
Summary . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .66
Dikkenar . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .67
6
AYSBERG
“Futbolda Kurumsal
Yönetim ve Denetim”
‹Ç DENET‹M / Bahar 2008
Dergimizin bu say›s›nda Aysberg bölümünde
“Futbolda Kurumsal Yönetim ve Denetim” konusu ele al›nd›. Garanti Bankas› Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Cüneyt Sezgin moderatörlü¤ünde
gerçeklefltirilen oturumda Gazeteci Atilla Gökçe, Futbol Ekonomisi Stratejik Araflt›rma Merkezi (FESAM) kurucular›ndan ve futbol endüstrisi
üzerine çeflitli kitaplar› bulunan Garanti Bankas› Bölge Müdürü Tu¤rul Akflar, FESAM kurucular›ndan ve yine futbol endüstrisi üzerine çeflitli
kitaplar› bulunan Doç.Dr. Kutlu Merih, FESAM
uzmanlar›ndan Osman Kaya, Deloitte Türkiye
Spor Endüstrisi Lideri Burç Seven, Bilgi Üniversitesi Ö¤retim Üyesi Dr. Aylin Seçkin, Türkiye
‹ç Denetim Enstitüsü (T‹DE) Kurucu Baflkan› Ali
Kamil Uzun konuflmac› olarak yer ald›. Avrupa
Futbol fiampiyonas› nedeniyle Futbol'un yine
ön planda oldu¤u bu dönemde, Türk futbolu
için son derece önemli olan kurumsallaflma ve
denetim konular›n› ön plana ç›karan ve son derece önemli bilgilerin aktar›ld›¤› bu toplant›n›n,
bu konudaki çabalara ve kamuoyu ilgisinin çekilmesine önemli bir katk› sa¤layaca¤›n› umuyoruz.
Cüneyt Sezgin: ‹ç Denetim Dergisi’nin 22. Bahar say›s›n›n Aysberg Yuvarlak Masa toplant›s›nda konumuz Futbolda Kurumsal Yönetim ve
Denetim. Konu bafll›klar›m›z› k›saca anlatmak
gerekirse. Öncelikle, Türkiye'de futbolda kurumsallaflman›n neresindeyiz? Nerelerde geliflmeye ihtiyaç var? Birinci bafll›¤›m›z bu olacak.
‹kincisi: Bu bir iç denetim dergisi oldu¤u için takdir edersiniz ki kurumsal yönetimin de çok
önemli bir parças› oldu¤u için- denetime özellikle vurgu yapaca¤›z. Denetim bu sürecin neresindedir? Denetim derken tabii iç ve d›fl denetim var, kamu denetimi var. Çok boyutlu bir konu. Bir de gelecekte kurumsallaflman›n daha
iyiye gitmesi için nas›l bir yap›lanma, modeli
öneriyoruz; bu nas›l yap›lanma derken yaln›zca
kurum içini kastetmiyorum. Bu federasyon boyutu olabilir, kamunun gözetimi ve denetimi
olabilir, dernekler olabilir, kanun yap›c›n›n yetki alan› dâhilindeki konular olabilir. Dolay›s›yla bu bafll›klar olacak. Dördüncü ve son turumuzu da, serbest söz hakk› olarak gündeme getirmek istedi¤iniz konular varsa onlara ay›raca¤›z. Bugün birbirinden de¤erli kat›l›mc›lar›m›z
7
var. Futbolda kurumsallaflman›n neresindeyiz
ve neler yap›lmal›, nas›l geliflme sa¤lanmal›; bu
süreçte denetim nas›l daha iyilefltirici rol oynayabilir, nas›l katk› sa¤layabilir bu konulara de¤inecekler. Futbolda kurumsallaflma ihtiyac›yla ilgi çok k›sa birkaç kelime etmek gerekirse bildi¤iniz gibi gerçekten geçmifl yüzy›l›n en önemli
spor ve sosyal aktivitesi olan futbol, bu yüzy›lda
da ayn› önemini koruyor. Giderek hepimizin
gözlemledi¤i gibi futbol bir oyun olmaktan ç›k›p çok daha büyük bir sektör olmaya bafllad›.
Ancak futbolun kendi do¤as›ndan gelen riskin
ve ulaflt›¤› bu boyutlar›n paralelinde olmayan
bir yönetsel yap›yla karfl› karfl›yay›z. Sadece
Türkiye'de de¤il asl›nda Avrupa'da da bu de¤iflim dönemi tam olarak oturmad›¤›ndan bir tarafta sosyal ve sportif boyutu olan bir olayda, bir
taraftan da ciddi rakamlar dönmekte. Ancak kulüplerin bunu idare etmekte zorland›¤›n› görüyoruz. Örne¤in son yap›lan bir çal›flmaya göre
birinci ligde flirketleflmenin en yo¤un oldu¤u ‹ngiltere liginde futboldan para kazanabilen kulüp
say›s› sadece befl. Di¤er kulüpler faaliyetlerinden zarar ediyor. Türkiye'ye bakt›¤›m›zda da
gerçekten futboldan para kazan›l›yor mu? Yat›r›lan paralar›n bir geri dönüflü oluyor mu? Paralar olmas› gerekti¤i kadar iyi idare ediliyor mu?
Bu konularda ciddi kuflkular›m›z var. Ama fut-
bol sadece kulüpleri de¤il, çok genifl kitleleri etkileyen bir olgu ülkemizde. O nedenle çok ciddi, kendi içinde sektörel anlamda düzenlemelere ihtiyac› oldu¤u konusunda da mutab›k›z.
Bugün yuvarlak masa toplant›s›nda da ele alaca¤›m›z konu asl›nda Türkiye odakl›. Ama tabii
yurt d›fl›nda ne gibi ad›mlar at›labilir? Nas›l iyilefltirme sa¤lanabilir? Bunu da irdeleyece¤iz.
Osman Bey, dilerseniz sizinle bafllayal›m.
Osman Kaya: Öncelikle böyle bir toplant›ya davet etti¤iniz için çok teflekkür ediyorum. Masada bulunanlarla bu konuyu konuflmaktan haz
duyaca¤›m. Dilerim konuflmalar›m yarar sa¤lar.
Kurumsallaflma, ticari, ekonomik her türlü bafll›¤›n alt›nda yap›lan bütün çal›flmalarda bence
insan unsurunu unutmadan, iyi düflünerek örgütlenmesini ve kurumsallaflmas› gerekti¤ini
düflünüyorum. Kurumsallaflmada baflar› ve karl›l›¤›n yan› s›ra insan unsurunu hiçbir zaman
göz ard› etmemiz gerekti¤ini vurgulamak istiyorum. ‹nsan unsuru dedi¤imiz zaman da insan›n
geneline flamil, faydalananlar›n tümüne flamil,
belirlenmifl bir insan odakl› ya da bir grup odakl› olmay›p tümüne flamil olarak düflünmesi gerekti¤ini kastediyorum. Ülkemizde kurumsallaflman›n Cumhuriyet döneminde birçok örnek
olacak flekilde bir çok alanda oldu¤unu biliyoruz.Daha sonraki y›llarda özellikle özel sektör,
devlet yap›s›ndan daha fazla kurumsallaflt› bana
göre. Futbol ve benzeri e¤lence sektörü ise tamamen kâr odakl›, ihtiyaçlar do¤rultusunda ve
o dönemin konjonktürel yap›s› içinde gerçekleflti. Futbol, di¤er spor dallar›nda oldu¤u gibi
amatörce oynanabilir. Ancak son zamanlarda
amatörlükle profesyonelli¤i çok kesin ay›racak
belki art›k bir piramidal yap›y› ele almak laz›m.
Bunu zaman zaman baz› ortamlarda de dile getiriyorlar. Piramidin en üstüne belki bir UEFA'y›
düflündü¤ümüzde alt›na do¤ru da yararlananlar›, seyirciyi, temafla edenlerin tümünü düflündü¤ümüzde taraflar›n tümünü ilgilendirecek ve tümünün yarar›na olacak bir organizasyonun ge-
Kurumsallaflmada baflar›
ve karl›l›¤›n yan› s›ra
insan unsurunu hiçbir
zaman göz ard› etmemek
gerekir.
‹Ç DENET‹M / Bahar 2008
AYSBERG
8
AYSBERG
‹Ç DENET‹M / Bahar 2008
Dr. Cüneyt Sezgin
Garanti Bankas› Yönetim Kurulu Üyesi
reklili¤ine inan›yorum. 2'ncisi ise futbola art›k
sosyal branfllar›n; ekonominin, finansman›n dahil olmas›n›n dikkate al›nmas›n›n ve yönetim
erkine sahip olan kiflilerin de, nas›l bir bankaya
yönetici seçerken yöneticili¤in tüm kriterlerini
dikkate al›yorsa art›k futbol kulüplerinin de bafl›na birini seçerken bu yöneticilik kapasitesinin
dikkate almas› gerekti¤ini düflünüyorum. Yani
burada üç unsuru dile getirmeye çal›flt›m. Birincisi: ‹nsan› odaktan ç›karmamak gerekti¤ine
inan›yorum. Kurumsallaflmada mutlak suretle
bilimsel yaklafl›m›n gerekli oldu¤una inan›yorum. Ama daha çok kurumsallaflma denildi¤i
zaman da ülkemizde bütün spor kulüplerinin
dernek statüsü ile yönetildi¤ini, bildi¤iniz gibi
bütün ifllemlerin de dernek çat›s› alt›nda yürütüldü¤ünü, daha sonraki y›llarda halka aç›lmalarla iktisadi iflletmelerle desteklendi¤ini düflünüyoruz. Çünkü bütün çal›flmalar›n yasal çerçevede olmas› gerekiyor. Ekonomik aç›l›mlar oldukça futbol di¤er alanlarla içi içe, zaman zaman da çak›flmaya bafllad›ktan sonra dernekler
yasas›n›n spor kulüplerinin yönetimine yetmedi¤ini görüyoruz. Dolay›s›yla bat›daki örneklerle karfl›laflt›rd›¤›m›zda fark›n flirketleflme oldu¤unu görüyoruz. Birçok ülkede kulüplerin flirketler taraf›ndan yönetildi¤ini, organizasyon yap›lar›n›n da bizim kulüp organizasyon yap›lar›ndan farkl› oldu¤unu görüyoruz. O bak›mdan
ülkemizin genel yap›s›na uygun bir kurumsallaflma yap›s›n›n tercih edilmesi ile san›yorum
bu saatten sonra yap›lacak fley yok denecektir,
ama ben dernekler yasas›n›n futbolu da dikkate
alan belki de futbola özgü bir dernekler yasas›n›n ç›kar›lmas› çözüm olabilir. Fakat dernekler
yasas› itibariyle bakt›¤›m›zda dernekler içindeki
örgütlenmede, e¤er fayda analizi yap›lm›yorsa,
üretmek için de¤il de, olmak için, kiflisel menfaatlerin temini için geliniyorsa, yetkin kifliler
taraf›ndan amatörce ve fakat profesyoneller taraf›ndan yönetilmesini sa¤layam›yorsak, futbolu
baflka niyetlerin, baflka egosantrik düflüncelerinin ve hedeflerinin akarsuyuna kapt›r›r›z. Ve
bugüne kadar oldu¤u gibi gider. Derneklerin,
bir de tabii kurumsal yap›lar›n yafllar›na bakmak laz›m. Birkaç y›ll›¤›na bir kurumsal yap›
oluflturabilirsiniz; amaç, hedef tayin edebilirsiniz, ama bugün ülkemizdeki kulüplerin 100 y›ll›k oldu¤unu, bundan 10 sene önce düflünülen
planlanan bir modelin bugünlerde ifle yaramad›¤›n› görmek mümkün. Toparlamak gerekirse
insan unsurunun oda¤›ndan ç›kmadan, dünyadaki geliflmeleri takip ederek onlar›n paralelli¤ini kaç›rmadan uyum sa¤layarak daha iyisini
yapma becerisini gösterecek örgütlenmeye dikkat edilmesi gerekti¤ini söylemek isterim.
Cüneyt Sezgin: Burç Bey, dilerseniz sizinle devam edelim. Yine Futbol aç›s›nda Türkiye'de
kurumsallaflman›n neresindeyiz? Bu aç›dan görüfllerinizi alal›m.
Burç Seven: Osman Bey'e kat›l›yorum ve bir
anlamda da kald›¤› yerden devam etmek isterim. fiu anda Türkiye'de dernekler yasas›n›n bir
noktada ihtiyaçlar› karfl›lamad›¤› bir gerçek. Cüneyt Bey, siz de girifl konuflman›zda bahsetmifltiniz; geçmiflte oyun olarak bafllayan futbolun
ciddi bir endüstri oldu¤unun da göz ard› edilmemesi gerekiyor. Kulüpler flu anda dernekler
yasas›na ba¤l› bir flekilde faaliyetlerini yürütüyor. Fakat geçmifl al›flkanl›klar futbolun hep bir
oyun, bir spor olgusuna dayand›¤› için yönetim
anlay›fllar› da bu flekilde devam ediyor. Kurumsallaflma anlam›nda bakt›¤›m›zda futbol kulüplerinde, mutlaka bir otoriteye, yönetmeli¤e ba¤l› olmas› gerekti¤ini düflünüyorum ben. fiu anda
bakt›¤›m›zda Türkiye'de bir yönetmeli¤e ba¤l›
sadece dört büyük kulübümüzün halka aç›k flirketleri var. Bu halka aç›k flirketler, evet Sermaye
Piyasas› Kuruluna ba¤l› fakat kulübün toplam
faaliyetleri aç›s›ndan bakt›¤›m›zda çok küçük
bir k›sm›n› oluflturuyor. Befliktafl modelini hariç
tutuyorum. Befliktafl çok daha kapsaml› biçimde
halka aç›lm›fl durumda.
Dolay›s›yla bakt›¤›m›zda burada iki fley olabilir:
Bir tanesi yine Osman Bey'in dedi¤i gibi dernekler yasas›nda de¤ifliklik ya da flu anda Türkiye Futbol Federasyonu'nun uygulamaya çal›flt›¤› lisans kriterleri ön plana ç›k›yor. TFF bunu
9
AYSBERG
Tu¤rul Akflar
Garanti Bankas› Bölge Müdürü
ya da vücudu disipline etme arac› olmaktan çok
gerçek anlamda “ifl” olsun diye oynan›yor. Yani
futbol bugün “ifl” olmufltur. Tam anlam›yla bir
Show Business dönüflmüfltür. Endüstri olmufltur.
Bugün, Avrupal› bu endüstrinin gereklerini yerine getirecek özellikleri kavram›fl, alg›lam›fl ve
buna göre kendi futbol yap›lanmas›n›, baflta futbol otoritesi olarak bu süreci bafllatm›flt›r. Kulüplerde özellikle ‹ngiltere örne¤ini baz ald›¤›m›z zaman, kulüpler flirket fleklinde kurulmak
zorundad›r. Bütün bunlar, futbolun pastadan
pay almas›na, finansal olarak giderlerin karfl›lanmas›na yönelik gelirlerin yarat›lmas›n›
amaçlanm›flt›r. Futbolun lokal bir organizasyondan küresel bir organizasyona do¤ru yönelmesi,
futbol kulüplerinin gelirlerinin yüz milyon dolarlar› aflmas›, futbolun içsel dinamiklerinin de¤iflmesi, kendi içindeki dengesizlikleri dikkate
ald›¤›m›zda, futbolun art›k kolay ve rahat yönetilebilir bir olgu olmad›¤›n› görüyoruz. Ben, futbolun yaln›z ülkemizde de¤il, yeryüzünde de
çok önemli problemleri oldu¤unu düflünüyorum. Bu ayn› zamanda lokal anlamda baz› farkl›l›klar göstermekle birlikte futbolun kendi içindeki paradokslar zaten bu olumsuzluklar›n ve
dengesizliklerin oluflmas›na yol aç›yor. Tabii
burada futbolla iliflkili çok önemli kavramlar ve
kurumlar da bir flekilde futbolun içine giriyor ki
bunlar›n bafl›nda özellikle rekabetçi denge, futbolun kalitesi, reyting konusu gündeme geliyor.
Daha do¤rusu endüstriyelleflmenin sa¤lad›¤› bu
genifl aç›l›m, futbolda yeniden yap›lanmay› zorunlu hale getiriyor. Futbolda bu yeni yap›lanmadan kas›t, sadece futbol kulüplerinin yap›lanmas› olarak alg›lanmamal›. Futbolda yeniden yap›lanma bafltan afla¤›, baflta futbol otori-
‹Ç DENET‹M / Bahar 2008
dört y›ld›r pilot olarak uyguluyor. Fakat 20082009 sezonundan itibaren Turkcell süper ligdeki tüm tak›mlar›n ulusal ve uluslararas› müsabakalara kat›labilmesi için -tabii UEFA kriterleri
Türkiyelefltirildi biraz- dernekler yasas›n›n de¤iflmesi, pek beklenen bir olay de¤il ama bu
UEFA kriterleri kapsam›nda, kulüplerin önümüzdeki birkaç y›l içinde belki beklenen seviyede de¤il ama flu andan daha kurumsal bir seviyeye gelece¤ine inan›yorum aç›kças›.
Cüneyt Sezgin: Tu¤rul Bey, sizinle devam edelim. Sizce, kurumsallaflman›n nerelerde gerçekleflmesi laz›m? Biraz onlardan bahsedersek veya
nereye gidecek. Bu konuyu nas›l de¤erlendiriyorsunuz?
Tu¤rul Akflar: Öncelikle bu toplant›dan sadece
Türk futbolu ile ilgili de¤il, ayn› zamanda küresel futbola katk› sa¤layacak görüfllerin de ç›kmas›n› ümit ediyorum. Bu tür toplant›lar›n etki
ve tepkisi beklenildi¤i kadar h›zl› olmayabiliyor. Bu ba¤lamda bu toplant› gibi her giriflimi
suya at›lan bir tafl; buradan ç›kan fikirleri de etrafa yay›lan dalgalar olarak görüyorum. Zira
Bunlar Türk futbolu için çok önemli. Bugün biz,
Türk futbolunu ne yaz›k ki endüstrileflmeden nitelik ve nicelik anlam›nda gerekli pay› alamad›¤›n› düflünen bir yap›ya sahibiz. Özellikle 90'l›
y›llar›n bafl›ndan itibaren, futbolun giderek ticarileflip ard›ndan endüstriyel bir karaktere bürünmesi futbol kulüplerini art›k sportif bir organizasyondan ekonomik bir organizasyona do¤ru
yönlendirdi. Dolay›s›yla bugün ekonomik ayn›
zamanda sportif bazl› organizasyonlara ben art›k eko-sport örgütlenmeler diyorum. Bunlar art›k geçmiflteki gibi sadece çok cüzi bir bütçeyle
de¤il yüz milyonlar› aflan bütçelere ulaflm›fl durumdad›rlar. Çok önemli gelirler yarat›yorlar,
ekonomiye çok önemli katk›lar› var. Günümüzde futbolun yeryüzünde yaratm›fl oldu¤u toplam gelir 225 milyar dolara ulafl›yor ki; bu çok
önemli bir rakam. Üstelik bugün Türkiye'nin
milli gelirinin 500 milyar dolara yaklaflt›¤›n›
varsayarsak futbol sektörünün yeryüzünde yaratm›fl oldu¤u genel katma de¤erin büyüklü¤ü
daha iyi ortaya ç›k›yor. Tabii futbol kulüplerinin
giderek endüstriyel bir karaktere bürünmesi, futbol kulüplerinin yap›lanmamas›n›n ciddi ölçüde sorgulanmas›n› beraberinde getirdi. Çünkü
konvansiyonel yap›yla, futbol kulüplerini art›k
eski yöntemle yönetmek ve yönlendirmek
mümkün de¤il. Bugün futbol konuflmac›lar›n da
belirtti¤i gibi bofla geçen zaman› de¤erlendirme
10
AYSBERG
‹Ç DENET‹M / Bahar 2008
Doç. Dr. Kutlu Merih
Fesam Akademik Koordinatörü
tesinin yap›lanmas›ndan hareketle yukardan
afla¤›ya do¤ru genel bir yap›lanmay› ifade ediyor. Otoriteden kast›m Futbol Federasyonudur.
Bunun yap›lanmas› gerçek anlamda gerçeklefltirilemez, gereklerini ve amaçlar›n› yerine getirecek flekilde örgütlenemez ise bizim afla¤›da lokal anlamda spor ya da futbol kulüplerinin yeniden yap›lanmas›n› beklemek çok zor. Bugün
futbol kulüplerinin parasallaflmas› ayn› zamanda çok önemli kulüpleri, çok önemli varl›klar
haline getirmifltir. Kulüpler bugün sadece futbolcular› de¤il, ayn› zamanda parasal gelir elde
ettikleri çok önemli bir taraftar tüketici toplulu¤una da sahiptirler. Bu anlamda bakt›¤›m›z zaman, kulüpler sadece kendi iç düzenlerini de¤il, varl›klar›n› da çok iyi yönetmek durumundalar. Bu varl›klar gündeme geldi¤inde do¤al
olarak bu varl›klar› tehdit eden riskler de beraberinde geliyor. Çünkü futbolun kendi iç yap›s›nda; mücadeleci, yar›flmac› bir ruh var. Bu ruh
bazen dengelerin bozulmas›na yol aç›yor bazen
de bozulan dengeler bir flekilde dengeye geliyor. Bu aç›dan bakt›¤›m›zda varl›klar›n yönetimi, varl›klar›n korunmas› ve olas› risklere karfl›
futbol kulüplerinin yönlendirilmesi ve yönetilmesi çok önemli hale geliyor. Toparlamak gerekirse hem futbol otoritesinin hem de futbol kulüplerimizin yap›s›na bakt›¤›m›zda; kulüp yönetimlerinde önemli zaafiyetlerin oldu¤unu görüyoruz. Kulüplerin ve futbolun bafl›ndaki yöneticilerin günümüzde bu yüz milyonluk bütçeleri
yönetecek yetenekte, nitelikte ve kapasitede olmad›klar›n›; bu örgütsel yap›lanman›n endüstriyel dönüflüm dinamiklerini harekete geçirecek
bir yap›da olmad›¤›n›; bugünkü yap›lanman›n
ancak mevcut statükonun devam›n› sa¤layan ve
günü kurtarmaya yönelik bir oluflum içinde oldu¤unu gözlemliyoruz. Mevcut futbol yap›lanmam›z›n Türk futbolunun rekabetçi yap›s›n› yukar›ya götürmekten uzak oldu¤unu, bu nedenle
futbol pastas›n› büyütmek; Avrupa ve Dünya
futbol pazar›ndan Türk futbolunun daha fazla
pay almas›na olanak sa¤layacak bir yap›dan
uzak oldu¤unu görüyorum. Bunlar›nda temeline bakt›¤›m›z zaman, konvansiyonel yönetim
anlay›fl›n›n hala pederflahi biçimde uyguland›¤›n› görüyorum. Baflkandan bafllayan, özellikle
paras› olan insanlar›n bu iflin bafl›na geçip belki
de kulübü borçland›rarak kulübü vesayet alt›na
al›p orada etkinliklerini ve egemenliklerini uzun
y›llar devam ettirmeleri, Türk futbolunun gelifliminin önündeki en büyük engeldir. ‹kincisi: Rekabetçi denge aç›s›ndan bak›ld›¤›nda ‹stanbul
futbolunun ayr›cal›kl› bir özelli¤i vard›r. Özellikle Üç Büyükler bugün Türk futbol yap›lanmas›n›n üst s›ralamas›nda yer al›p Üç Büyüklerle
di¤er tak›mlar aras›nda haks›z bir rekabet ortam› yarat›lm›flt›r ve Türk futbolunun lokomotifi
olarak görüldükleri için bu kulüplerin bu haks›z
rekabeti devam ettirmelerini sa¤layacak her türlü yasal yönetsel yap›, mevcut siyasi iktidarlar
taraf›ndan da devam ettirilmektedir. Tüm bu yönetsel hata ve yanl›fllar›n birikimli sonucu olarak da kulüplerin finansal ç›kmaza sürüklendiklerini ve buradan kendi olanaklar›yla ç›kamayacaklar›n› görüyoruz. Bunlara iliflkin alternatif
çözüm önerilerimizi ilerleyen turlarda paylaflaca¤›z.
Kutlu Merih: fiimdi benim bu konuya bak›fl
aç›m, kendi mesle¤im ölçüsünde olacakt›r. Ben
matematikçiyim. Matematikçiler iyi tan›mlanmam›fl kavramlarla pek samimiyet kuramaz.
Kurumsallaflma dedi¤imizde bizim dillerimizde
ne anlama geldi¤ini tan›mlamal›y›z. Ben mevcut yap›n›n iyi oldu¤unu düflünüyorum. Hatta
hofl özellikleri oldu¤unu düflünüyorum ancak
bir yap›n›n iyi olmas›, iyi kullan›ld›¤› ve yararlan›ld›¤› anlam›na gelmiyor. Futbolun benim
için özel ve güzel bir taraf› var. Futbol, insanl›¤›n politikada yapamad›¤› bir fleyi, ekonomi
alan›na tafl›d›. Ne yapt›? Futbol, ekonomiyi
cumhuriyete çevirdi. Bütün futbol kulüpleri asl›nda birer kendi organlar›nca yönetilen bir
cumhuriyettir. fiimdi onlar›n kurumsal yap›lar›na bakt›¤›m›zda, seçimle gelen bir divan mekanizmas› ve bir yönetim kurulu mekanizmas› etraf›nda futbol kulüplerinin organize olduklar›n›
görüyoruz. Yani futbol dedi¤imiz zaman, s›rf bir
11
AYSBERG
Osman Kaya
Fesam Uzman›
çal›flsa bütün organlar iflini yapsa burada futbolu baflka türlü konufluyor olurduk diye düflünüyorum.
Osman Kaya: Burada bir zihniyet sorunu var,
diyebiliriz o halde.
Kutlu Merih: Var, evet ama bunu tam teflhis
edemedik san›yorum.
Aylin Seçkin: Ben bunu bir demokrasi sorunu
olarak görüyorum. Kulüplerin yönetim biçimleri devlet mekanizmas›n›n kötü hastal›¤› olan
“yumuflak bütçe k›s›tlar›”n›n tüm emarelerini
gösteriyor. Yetkili ama sorumsuz yönetimler kulüp borçlar›n› kontrolsüz artt›rabiliyorlar. Kamu
‹ktisadi Teflekküllerinin kötü yönetim, rekabet
koflullar›na uyum sa¤layamamaktan do¤an
aç›klar› nas›l ki devlet bütçesine yük oluyorsa
kulübü zarara u¤ratan yetkili ama sorumsuz yönetim anlay›fl› ayn› flekilde kulüplerin mali hareket kabiliyetini s›n›rl›yor. Foto¤raf› düzgün çekip teflhisi ona göre koyarsak çözüm üretmek de
daha kolay olur. En üst düzey yöneticiler bile
bütçenin detaylar›ndan haberdar de¤iller. Demek ki arada bir fleyler kay›tlara giremiyor. Bak›ld›¤›nda kilit özellikler bunlar. Ve kamunun
tüm hastal›klar› neyse ayn›lar›n› futbol kulüplerinde de görüyoruz. Kulüp yönetimlerinde
maaflla çal›flan profesyonel yönetici ve onun
ekibi yok. Dolay›s›yla kurumsallaflma da yok.
Kazan›lan büyük mebla¤lar, yöneticilerin tan›nm›fl olmas› futbol kulüplerinin kurumsallaflm›fl
olmalar› anlam›na gelmiyor. Sonuç olarak bu
kamu hastal›klar›n› kulüplerden ay›klamam›z
laz›m geliyor
Cüneyt Sezgin: Ben, kurumsallaflmada durumu
o kadar kötü görmüyorum, niye derseniz? Kurumsallaflmadan ne anlad›¤›m›z da önemli. Üç
‹Ç DENET‹M / Bahar 2008
kelime her fleyi kaps›yormufl gibi konufluyoruz.
Hâlbuki öyle de¤il. ‹ngiltere'de baflka, Fransa'da baflka, ‹spanya'da baflka. Niye? Çünkü kurumsal yap›lar› farkl›. Mesela ‹spanya'da kulüpler yay›n haklar›n› pazarlayabilirken, Türkiye'de
bu yap›lam›yor. Demek ki baz› yap›sal farkl›l›klar var. Yap›sall›¤› çok net tan›mlamadan, onun
sorunlar› hakk›nda fikir yürütmek de bana çok
gerçekçi gelmiyor.
Futbolun yap›s› insan haklar› ve hukuk sistemi
ile çok uyumlu de¤il. Futbolun yani bizim flikâyet etmememizin çok temel bir sebebi var: Muhasebe sistemi iyi tan›mlanm›fl de¤il. Bir futbol
muhasebesinden bahsetmek mümkün de¤il. Bu
mümkün de¤ilse o halde iç denetim de mümkün de¤il. Neyle ve nas›l bir muhasebe sistemiyle karfl›lafl›yorlar ve bunu düzeltmek için
neler yapmak gerekir? Bu bir parças›. Bir di¤eri
ise insan kaynaklar›nda ve hukuk sisteminde bir
tak›m zafiyetler var. Yani futbolun tarihi ve sosyolojik yap›lanmas›nda, ciddi tan›m ve hukuk
zafiyetleri oldu¤u kanaatindeyim. Yani futbolun
bugünkü yap›s›; insan haklar›na, futbolcunun
haklar›na, profesyonelli¤e çok yatk›n de¤il gibi
geliyor bana. En son Bosman olay›nda da bunu
gördük. Bosman olay›na kadar her fley çok do¤alm›fl gibi, iflte transfer kurallar› vs. F‹FA taraf›ndan belirleniyordu. Ama sonradan gördük ki
bu olay, o insanlar›n da çal›flma haklar›n› engelliyor bir flekilde. Demek ki futbolun hukukuna,
futbolun muhasebesine, futbolun finans›na bir
yaklafl›m yap›p önce bir tan›m getirip oradaki
sorunlar› nas›l çözece¤imizi düflünmemiz gerekir diye düflünüyorum.
Cüneyt Sezgin: Bizim yuvarlak masa toplant›m›zda flöyle bir ön kabulümüz yok, flu iyidir bu
kötüdür diye. Hatta benim de sorum dikkat
ederseniz Türkiye'de kurumsallaflman›n neresindeyiz? Geliflmeye ihtiyaç duyulan alanlar
varsa bunlar nelerdir? O yüzden biraz tabii k›s›tlam›fl olduk konuyu. O yüzden kurumsallaflma aç›s›ndan bakt›¤›m›zda “mevcut yap› iyidir”
derken kurumsallaflmada iyi oldu¤umuzu mu
söylüyorsunuz?
Kutlu Merih: Kurumsal yap› kavram›nda iyi bir
yap› oldu¤unu düflünüyorum. Divan ve yönetim
kurulu mekanizmas›n›n iyi düflünüldü¤ünü fakat yeteri kadar yararlan›lamad›¤›n›, bu organlar›n kendi misyonlar›na sahip ç›kmad›¤› kanaatindeyim. Divan kurullar›, sahip olduklar› iktidar›n yeteri kadar fark›nda de¤iller ve gere¤ini
yapmad›klar›n› düflünüyorum. Bütün bunlar iyi
12
AYSBERG
‹Ç DENET‹M / Bahar 2008
Dr. Aylin Seçkin
Bilgi Üniversitesi Ö¤retim Üyesi
Büyüklere bakal›m. Üç Büyüklerden Befliktafl
105 y›ll›k bir kulüp, Galatasaray 103 y›ll›k, Fenerbahçe 101 y›ll›k. Demek ki kurumsallaflma
olmasa bu kadar y›ld›r yaflay›p, kendi kendini
yaflatan kulüplerden söz edemeyiz san›r›m.
Bunlar›n devletten ald›¤› destek s›n›rl›d›r kanaatimce verdiklerinin yan›nda. Hatta bence tart›fl›lmas› gerekir. Üç Büyükler al›yor mu veriyor
mu? Çünkü Üç Büyükler olmasa Türkiye ligindeki hiçbir tak›m para kazanamaz. As›l futbolu
ayakta tutan dinamikler bunlar. Taraftar say›lar›
onlarca milyondan oluflan. 1903, 1905 ve
1907' den bu yana bugüne gelen bir yap› var.
Kendi baflkanlar›n› seçen, kendi kendini finanse
eden, insan yetifltiren, tesisleflen, gayrimenkul
alan ve bir de art›k holding konumuna da gelmifller yani art›k dernekten ç›k›p asl›nda bir tak›m ifllere de girmifller. Bu alana bakt›¤›m›zda
T.C.'den eski kurumlardan bahsediyoruz. Üstelik kendi kendini yaflatabilen kurumlardan bahsediyoruz. O anlamda bakt›¤›m›zda ben, haks›zl›k etmeyelim bir kurumsallaflma var, diye
düflünüyorum. O yüzden sordum kurumsallaflman›n neresindeyiz? Kurumsallaflma var da, bu
endüstriyel futbolun dinamiklerine uygun mu?
Sizlerin de dile getirdi¤i gibi bütçelerin yüz milyarlarca dolarlarla ifade edildi¤i bir endüstride,
onu ayakta tutacak dedi¤iniz gibi bilançolar›n
gerçe¤i yans›tmas›ndan tutun da tek adam yönetimine kadar bu detaylar gerçekten bir kurumsallaflmay› bir yüz y›l sonras›na tafl›yacak
bir örgüt yap›m›z var m›? Asl›nda soru iflareti
burada. Bir taraftan yüz y›ll›k kulüpler ama oraya bir baflkan gelip o kulübün yüzy›ll›k söylemlerinden farkl› bir fleyler gelifltiriyor ve ona oradaki mekanizmalar müdahale edemiyor. Bir ta-
raftan da yüzy›l› aflan kurumlarla karfl› karfl›yay›z ve bunu devlet gücüyle de¤il kendi gücüyle
bunu yapabilmifl.
Tu¤rul Akflar: Burada bir temel ayr›m yapmak
laz›m. Do¤rudur! Bu camialar yüzy›l› aflm›flt›r
ve hepsi bir kurumdur. Ancak bunlar›n varl›klar›n› sürdürebilmesi için ve saptad›¤›n›z gibi endüstriyel futbolun dinamiklerini uygun yap›lanma içinde gerekleri ve yap›lanmalar› devam ettirmeleri için kurumsallaflmalar› gerekiyor. Benim tespitim flu: Üç Büyükler vard›r. Ancak kurumsallaflamam›fllard›r. Kurum olmak farkl›; kurumsallaflmak farkl›d›r. Üç büyükler birer kurumdur; ancak endüstriyel dönüflümü sa¤layacak kurumsallaflmay› sa¤layamam›fllard›r.
Cüneyt Sezgin: fiimdi burada bir ortak mutabakat oluflturabilir miyiz? Kurumlaflm›fllar ve kurumsal olman›n baz› koflullar›n› yerine getirmifller ama kurumsal yönetim ilkelerinde yeterli düzeyde olmad›klar› için, ki Türkiye'nin de bu konuda çok eksikleri var bunu yeterli saym›yorum. Bu yaln›z kulüplerle s›n›rl› de¤il. Önümüzdeki yüzy›la bu yap›lar› tafl›yacak, rekabetçi -özellikle Avrupa piyasalar›yla rekabet edecek- bir alt yap›n›n oluflturulmas›nda s›k›nt›lar
var, dersek herkes, bu ortak paydada olur mu?
Aylin Seçkin: Almanya'ya bak›ld›¤›nda onlar›n
bizden daha geç kurulmufl kulüpleri var ama
kurum ve kurumsallaflma aç›s›ndan bizden daha ilerdeler. Bu farklar› da görmeliyiz, yap›lanlar› küçümsemeyelim ama mukayese ederek
bakmal›y›z.
Cüneyt Sezgin: Ülkeler aras› farklar› göz önüne
alal›m. Ancak Almanya'da da Türkiye'deki kulüpler kadar eski kulüpler mevcut. Ama dedi¤iniz do¤ru Almanya Türkiye fark› da var. fiimdi
sözü Ali Kamil Bey'e verelim.
Ali Kamil Uzun: Öncelikle bu toplant›da konumuma aç›kl›k getirmek istiyorum. Ben herhangi
bir futbol kulübünde yöneticilik ya da denetçilik yapmad›m. Ancak bir taraftar olarak ilgim
var. ‹zleyiciyim. Öte yandan, çeflitli dernek ve
vak›flarda, sivil toplum kurulufllar›nda aktif görev alan biriyim. Sivil Toplumcu bir yönüm var.
Bu nedenle de derneklerin ve vak›flar›n; kuruluflu, yöneticili¤i ve denetçili¤i gibi tecrübelerim
bulunmakta. Futbol kulüpleri de dernek statüsünde varolan kurum ve kurulufllar oldu¤u için
buradan yola ç›karak kulüplerimizin “kurumsallaflman›n neresinde” olduklar›n› de¤erlendirmek istiyorum. Türkiye de kulüpler dernekler
kanununa tabi olup flirketlerdeki gibi muhasebe
13
AYSBERG
Ali Kamil Uzun CPA, CFE
Türkiye ‹ç Denetim Enstitüsü Kurucu Baflkan›
art›yor. Kulüplerin varl›¤›n› spor için, oyun için
bir araya gelen sporcu ve taraftarlar sa¤l›yor.
Endüstriyel olarak varl›¤›n› sürdürmenin ise kurallar› farkl› olup, kurumsal yönetime burada ihtiyaç oldu¤unu söyleyebilirim.
Cüneyt Sezgin: Bence flurada flunu atl›yor olabilir miyiz? Tüm kat›l›mc›lara soruyorum bunu.
Biz hep sanki böyle ilk baflta bir e¤itim kurumu
ve çok sosyal amaçlarla kurulmufl flimdi endüstrileflmeye geçmeye çal›flan bir yap›dan söz ediyoruz. Ama kurulduktan 50 y›l sonra futbol kulüpleri buna benzer çok önemli bir de¤iflimle
karfl› karfl›ya kald›lar. O da nedir? Profesyonelleflme. Asl›nda bugün tart›flt›¤›m›z konular›n bir
benzeri 1950'lerde var. Çok farkl› bir yönetim
sistemini ve anlay›fl› gerektiren bir dönem yaflam›fllar. O yüzden ben yine ayn› fleyde ›srar edece¤im: Futbol kulüplerinin kurumsallaflmalar›n›
o kadar da göz ard› etmemek laz›m. Önemli bir
de¤iflim döneminde profesyonelleflmenin getirdi¤i sorunlar› aflm›fl, sonras›nda kendi içinde de
baz› dönüflümler yaflayarak bugünlere gelmifller. fiimdi oturumumuza Atilla Bey ile devam
edelim. Atilla Bey, sizce Türkiye futbolda kurumsallaflman›n neresinde?
Atilla Gökçe: fiimdi ben futbolun ne kadar endüstriyelleflirse endüstriyelleflsin eninde sonunda masum bir oyun oldu¤una inan›yorum. Bu
masumiyeti yok etmek için gölgelemek, perdelemek, kirletmek için bizler -saha kenar›nda
oturanlar, antrenöründen bafllayarak herkeselinden gelen negatif katk›y› sa¤l›yor. Ben 44
y›ll›k bir gazeteci olarak flu gözlemlerimi söyleyebilirim: Cüneyt Bey'in söyledi¤i gibi 1951'de
yasaya uygun olmad›¤› halde bir yönetmelikle
profesyonel futbol, bir De Facto olarak, hayat›n
‹Ç DENET‹M / Bahar 2008
ve mali raporlama altyap›s›n› oluflturmak önem
tafl›yor. Bu alan› üçüncü sektör olarak tan›mlayabiliriz. Yüzy›l› aflk›n geçmifli olan kulüplerimiz var. Bu bir anlamda kurumsall›k ve sürdürülebilirlik anlam›nda önemli bir birikimi ifade
ediyor. Ancak endüstri koflullar›nda kurumsal
yönetim ve sürdürülebilirlik konusunda ayn› de¤erlendirmeyi yapam›yorum. Futbol kulüpleri
ayn› zamanda birer beden e¤itimi kurulufllar›d›r. Bu nedenle kulüplerimizde e¤itim kurulufllar› gibi gelenek, kültür yaratarak yetifltirdikleri
ile köklü bir geçmifl yaratabiliyorlar. Öte yandan futbol kulüplerimizde, kurumsal yönetim
ve endüstriyel rekabet aç›s›ndan sorunlar, eksiklikler oldu¤unu görüyoruz. Futbol endüstrisi
dört büyük kulübün etraf›nda dönüyor. Bu nedenle büyük kulüplerimiz katma de¤er sa¤lamalar›n›n yan› s›ra di¤er kulüplerin baflar›ya ortak olmas› konusunda, tam rekabetin sa¤lanamad›¤›n› düflünüyorum. Kiflilere ba¤›ml› kulüp
yönetimleri devam ediyor. Kulüp yönetiminde
kurumsal yönetim ilkeleri esas al›nm›yor. Sponsorlara iliflkin düzenlemeler gerekli diye düflünüyorum. Bugün futbol ligleri ve turnuvalar çeflitli kurumlar›n adlar›yla an›l›yor. Büyük bir ticari rant söz konusu. Bunun rekabet aç›s›ndan
sonuçlar›n› de¤erlendirmek laz›m. Öte yandan
etik olarak da sonuçlar›n› de¤erlendirmek gerekir diye düflünüyorum. Her fleyden önce denetlenebilir olma, denetim, kamuyu ayd›nlatma,
fleffafl›k gibi kurumsal yönetim ilkeleri aç›s›ndan futbol kulüplerimizi henüz yolun bafl›nda
oldu¤unu düflünüyorum. Bu aflamada futbol endüstrisinin, kulüpleri ile birlikte kurumsal sürdürülebilirlik için, kurumsal yönetim ilkelerini irdelenmesi ve buna göre kurumsal olarak yönetilebilir, denetlenebilir bir yap›lanmay› hedeflemesi gere¤ine inanmas› gerekiyor. Sonuç olarak; futbolda kurumsallaflman›n bafl›nday›z. Kulüplerimizin gelenekleri, kültürleri ve yetifltirdikleri ile köklü bir kurumsal geçmifli var, bunu
da futbolda bir e¤itim kurumu olarak ifllevlerine
ba¤l›yorum. Ancak endüstri olarak kurumsal
yönetimde daha yolun bafl›nda oldu¤umuzu
düflünüyorum.
Cüneyt Sezgin: Biraz daha açar m›s›n›z?
Ali Kamil Uzun: Beden e¤itimi kurumu ifadesini kullan›rken lise gelene¤ini ifade etmiyorum.
Kulüplerin misyonunda sportif bir e¤itim var.
Gençler spor için, oyun için bir araya geliyorlar
ve bunun için zihin ve bedenlerini e¤itiyorlar.
Taraftarlar›n ilgisi ile de kulüplerin popülerli¤i
14
AYSBERG
‹Ç DENET‹M / Bahar 2008
Türkiye’de hiçbir spor
kulübünde iç denetim
yap›lm›yor.
dayatt›¤› bir gerçek olarak, iyi ki de pratik olarak, profesyonellik Türk futboluna girmifl. Bu
gün dünyada birçok spor dal›nda “A” harfini
görürsünüz. Uluslararas› tan›mlamalarda amatörlü¤ü simgeler. Ama art›k amatörlük de¤il, liyakat söz konusu. Olimpiyatlar için bile. fiimdi
30 y›l önce bizim hiç hesaplamad›¤›m›z geliflmeler oldu. Tabii ekonominin uzmanlar›ndan
ald›¤›m bilgilerle tereciye tere satmak durumunda olmayay›m, flimdi dünyada dolaflan paran›n
3 trilyon oldu¤u söyleniyor. fiimdi bu dolaflan
paran›n, 300 milyar dolar› futbola harcan›yor.
Kutlu Merih ile Tu¤rul Avflar'›n kitab›ndan ö¤rendi¤ime göre, bizim futbol piyasam›z 600
milyon dolarl›k bir de¤er üretiyor. 300 milyon
dolarl›k bir de¤eri milli tak›m›m›z yarat›yor. Biz
hala milli tak›m hocas›n›n maafl›n› tart›flma konusu yapabiliyoruz. Ben futbolun sektör haline
gelmesine asla karfl› de¤ilim. K›br›s'ta üç üniversitede konferans verdim. Oradaki ö¤rencilere söyledim: Futbol dünyas›n›n içinde sizi de
bekleyen roller var, haz›rlay›n kendinizi, diye.
Çünkü futbolla ilgili görevlendirmeleri, iflte ekmek yiyecek insan say›s› katland›. Öte yandan
yerli yerine oturmam›fl kirli bir rekabet kültürümüz var. Bak›n biz milli tak›m›n bayra¤› alt›nda
birleflemiyoruz milli maçlarda. Bu benim tespitim. Çünkü üç büyük kulüp aras›ndaki çirkin,
kirli ve gergin rekabet ülkeyi böldü. Bu arada
uzlaflamad›¤›m›z birleflemedi¤imiz o kadar çok,
hayat›n baflka alan› var ki bir de spor alan›nda
bölünüyoruz. Oysa sadece spor alan›nda, bir
prensesle Uzak Asyal› bir da¤ çoban› arkadafll›k
yapabilir. Güney Kore'de bir zengin tan›yorum,
Afrika'daki futbolcular›n omzundaki teri siliyor.
Yani bizi birlefltiren, bir araya getiren masum
bir cevher var ama biz onu kötü organize ediyoruz. fiayet mademki endüstriyelleflme var,
spor kendini yönetemiyor, spor adamlar› iktidar
savafl›n›n içinde sportif ilkeleri kurallar› kendi
ç›karlar› için çi¤nemekte, medyay› da bu alanda araç olarak kullanmakta bir sak›nca görmediler. Etik konusunu bir yöneticiye söyledi¤im
zaman, “Kardeflim, spor teknik bir konudur, eti¤in ne ifli var?” diyor. E¤er etik yoksa bizim spor
alan›nda ne iflimiz var. O zaman ekonominin
kurallar›yla sporu yönetmek gerekiyor. Kurumsallaflmalar›, ekonomistlerin belki 200 300 y›ld›r belki bin y›ld›r dizayn ettikleri gibi, denetledikleri gibi sonra be¤enmeyip yeni yeni kuramlar, kavramlar, kurallar gelifltirdikleri gibi dizayn
etmek gerekir. Burada gözle görülür, hofl, sportif ruhunu kaybetmemifl adil bir spor organizasyonu için, adil derken yay›n haklar›n›n paylafl›m› da buna giriyor, yani benim dedi¤im hakem
kararlar›yla ilgili de¤il. Bunu gerçeklefltirebilmek için pastay› elbirli¤iyle büyütmek, tad›n›
aromalar›n› art›rmak, hacmini büyütmek, temiz
tutmak, adil bir flekilde bölüflmek laz›m. Bunu
kimlerle yapaca¤›z? Spor adamlar›yla yapamay›z ama bunu sponsorlarla yapabiliriz. Yani
spora, sponsorluk gibi basit bir hay›rseverlik ifli
olmayan ekonomik kurumlar, kendi a¤›rl›klar›n›
koyarlar. Hofl ve güzel bir fley oldu 90'l› y›llarda. Devlet bütün erkinden, ekonomik yüklerinden -kimi yerde do¤ru, kimi yerde yanl›fl bir flekilde- soyunup kaçarken babal›¤›n› ve patronlu¤unu ötelemeye bafllad›. Kulüpleri özellefltirdi.
fiimdi en az›ndan baz› federasyonlar kendi üretti¤i ekonomik de¤erlerle bir markalaflma yolunda ilerleyerek epey mesafe al›yor. fiimdi bu ekonominin enerjisini ve akl›n› spor alan›na tafl›mak gerek. Benim bütün umudum sponsorlarda
ve ekonomistlerde. Onlar dayat›rlarsa etik kurallar çok daha iyi yerleflir. Karl Marks demifl ki:
“Ey iflçiler! Birleflin.” Ben de diyorum ki: Sponsorlar birleflin! Sporu kurtarmak için birleflin ve
dayat›n. Çünkü enerji ve motor sizde. Rekabetin kurallara uygun olmad›¤› takdirde ekonomi
dünyas›nda kolay kolay sürdürülemeyece¤ini
ben biliyorum. Mesela kendi aran›zda birlikler
var. Ekonomik denetleme mekanizmalar› var.
Ben o nedenle bu toplant›ya umutla geldim ve
bunun denetlenmesi gerekti¤ini düflünüyorum.
Yasalarda bir tak›m de¤ifliklikler öngörülür,
medyay› alabilirsiniz yan›n›za. Medya da çok
memnun de¤il bu durumdan. Yani kulüplerin
ekonomik gerçekliklere, sorumluluklara, ilkelere göre yönetilmesi gerekir. Ayr›ca, flunu söyleyebilirim: Ben bütün sponsorlar›n anlaflma yapt›klar› zaman bu ifle katt›klar› bütçenin aç›klanmas›n› istiyorum bir gazeteci olarak. fiimdi sizden bu yard›m› alan federasyon, kulüp, teknik
direktörler, yöneticiler bunun hesab›n› vermeliler; taraftarlara, bizlere… Zaten yak›nda taraftar
diye bir kavram kalmayacak. Bu endüstrileflen
ortamda; paydafllar, hisse senedi sahipleri, müflteriler olacak. Bu bir yozlaflma gibi de kabul
15
AYSBERG
Burç Seven
Deloitte Türkiye Spor Endüstrisi Lideri
istiyoruz dedi. Benim de notlar›mdan bir tanesiydi mali raporlamalarda fleffafl›k. fiu anda fleffafl›k olarak ne görüyoruz? Evet, SPK'ya ba¤l›
halka aç›k flirketler, teorik olarak mali tablolar›n› kamuoyuyla paylafl›yorlar. Ama spor kulüplerinin bilgileri, kamuoyuyla paylafl›lm›yor.
Önemli olan, mali raporlar›n kalitesi ve fleffafl›¤›. Dünyada flu anda bütün otoritelerin kabul etti¤i e¤ilimler, uluslararas› finansal raporlama
standartlar›. Bugün raporlama standartlar›ndan
hiçbir flekilde ödün vermeyen Amerika Birleflik
Devletleri bile Uluslararas› finansal raporlama
standartlar›n› kabul etmifl durumda. Dolay›s›yla
paylafl›lan mali tablolar›n da uluslararas› mali
raporlama standartlar›na göre haz›rlanm›fl olmas› gerekiyor. Bakt›¤›n›z zaman kulüplerde
mali raporlamaya iliflkin bir altyap›, bir kaynak
ay›rma gibi yaklafl›m› yok. Bu nas›l olabilir? Bir
regülasyon bir otorite taraf›ndan zorlanmas›
mümkün olursa yap›l›yor. Biz dedi¤imiz gibi
bunu halka aç›k flirketlerde görüyoruz. Biraz
önce bahsettik UEFA kriterleri kapsam›nda TFF
lisans kriterlerini getirdi. Bu kriterler kapsam›nda her alt›nc› ayda ve y›lsonunda kulüpler konsolide mali tablolar› ki SPK taraf›ndan yay›nlanan standartlara göre diye bir ibare var, uluslararas› finansal raporlama standartlar›nda mali
tablolar›n› haz›rlay›p federasyona göndermekle
yükümlüdür. Peki, federasyon bu bilgileri ald›ktan sonra kamuoyuyla paylaflacak m›? Buras› flu
anda soru iflareti. Böyle bir yükümlük ve zorunluluklar› bulunmuyor. Evet, belki kulüpler belli
standartlarda mali tablolar haz›rlamaya bafllayacaklar ki bunlar›n hepsi ba¤›ms›z d›fl denetlemeden geçecek mali tablolar olacak. Fakat yine
bunun kamuoyunda paylafl›lma sürecinde belki
s›k›nt›lar yaflamaya devam edecek. Özetlemek
gerekirse, Türkiye'deki spor kulüpleri, denetim
‹Ç DENET‹M / Bahar 2008
edilebilir ancak yozlaflt›r›lmadan yap›l›rsa olmayan bir enerjiyi hayata tafl›mak olarak düzenlenebilir. Biz spor yazarlar› bu konuda çok cahil olduk. Baz› STK üyesi arkadafllar›n bana tercümeleri, Tu¤rul Bey ve Kutlu¤ Bey gibi de¤erli
isimlerin yay›nlar› olmasa biz; top ön dire¤e mi
gitti, iç mi vurdu, d›fl m› vurdu gibi futbol geyikleriyle halk› kand›rmaya devam edece¤iz. Bu
taleplerin dikkate al›nmas›n› ümit ederim.
Cüneyt Sezgin: Asl›nda bütün konuflmac›lar›m›z gibi siz de çok önemli noktalara de¤indiniz. Özellikle sporun içinde olman›z nedeniyle
bizim de¤inmedi¤imiz birkaç konuya da de¤inmifl oldunuz, özellikle sponsorluk gibi… 2. turumuzla devam edersek burada, kurumsal yönetim, tabii iyi uygulamalar› aç›s›ndan, onu ileri götürecek bir kavram olarak, tek bafl›na de¤il
ama önemli bir kavram olarak denetim bu sürecin neresinde? Denetim derken flunu vurgulamak isterim: Konuflmac›lar›m›z ister konuyu bütünsel olarak yani iç denetim, kamu paydafllar›,
derneklerin, sponsorlar›n denetimi boyutuyla
ele alabilir. ‹sterse sadece bir bölümüne odaklanabilir. fiimdi sözü Burç Bey'e veriyorum.
Burç Seven: fiimdi denetim, sürecin neresinde?
Asl›nda çok fazla bir yerinde de¤il. Bakt›¤›n›z
zaman genel anlamda: ‹ç denetim, ba¤›ms›z d›fl
denetim ve kamu denetimi fleklinde özetlediniz.
fiu anda Türkiye'de futbol kulüpleri anlam›nda
bakt›¤›m›zda, sadece halka aç›k flirketlerde regülâsyona tabi olarak bir d›fl denetim yürütülüyor. Bunun d›fl›nda kurumsallaflman›n olmazsa
olmazlar›ndan biri olan iç denetim, Türkiye'de
hiçbir spor kulübünde yer alm›yor. Bunun yan›nda kamu denetimi için de ayn› fleyi söyleyebiliriz. Herhangi bir kamu denetimi süreci de
bu kulüplerde yürütülmüyor. Bu da ilk turda
söyledi¤imiz gibi kurumsallaflman›n gelifliminde bir engel teflkil ediyor. fiimdi ba¤›ms›z d›fl
denetim; evet, kulüplerin halka aç›k flirketleri
de var ama kulüplerin yap›s›na bakt›¤›m›z zaman tabii ki sadece halka aç›k flirketlerden oluflmuyor. Bu kulüplerin en büyük faaliyetleri futbol fakat bunun yan›nda birçok amatör branfla
sahipler; basketbol, voleybol, kürek vs… Ve bu
amatör branfllarda hiçbir denetim faaliyeti yok.
Ama bir o kadar da kulüp gelirlerinden bu amatör faaliyetlerin pay ald›¤›n› görüyoruz. Ben bu
noktada ba¤›ms›z d›fl denetçi olarak kulüplerdeki muhasebesel aç›dan ve mali raporlama aç›s›ndan eksiklere de¤inmek istiyorum. Biraz önce Atilla Bey, sponsorlar›n katk›lar›n› ö¤renmek
16
AYSBERG
‹Ç DENET‹M / Bahar 2008
süreci anlam›nda Avrupa'daki -bu anlamda ismi
öne ç›kan ülkelere oranla- oldukça geri kalm›fl
durumda. Özellikle ‹ngiltere'deki spor kulüplerinin ço¤u flirketleflmifl durumda ve bu flirketler
yasal denetim sürecinden geçmekteler. Türkiye'de de e¤er kulüpler flirketleflme uygulamas›
olursa 2009 y›l›ndan itibaren geçerli olacak
Türk Ticaret Kanunu ile birlikte bu flirketlerin
yasal denetim zorunlulu¤u bafllayacak ve tüm
flirketlerde oldu¤u gibi bu denetlenmifl mali tablolar› flirketleflen ya da kulüplerin flirketleflmifl
bölümleri internet sitelerinde kamuoyuyla paylaflmak zorunda kalacak.
Cüneyt Sezgin: Ben bu konuda bir iki katk›da
bulunmak istiyorum. Konunun biraz aç›kl›¤a
kavuflmas› aç›s›ndan. fiimdi bu UEFA kriterleri
yerleflse bile biliyorsunuz konsolidasyon kavram› çok önemli. Dernek ve Afi iliflkisi var, muamma olarak. Afi'ler en üst standartlarda denetlense bile dernek taraf› dernekler kanuna göre
denetlenece¤i için esas aysbergin alt taraf› denetlenmemifl olacak. Ve çeliflkili rakamlarla karfl› karfl›ya kalaca¤›z. O yüzden san›yorum bu
UEFA kriterleri de benim gördü¤üm düzenlemelerle gündeme gelirse gerçek resmi veremeyece¤iz. Çünkü dernek A.fi iliflkisi çok karmafl›k. Her ülkede de ayn› de¤il. ‹kincisi de yine
bildi¤im kadar›yla federasyonun yükümlülü¤ü
yok. Bilgi verme aç›s›ndan ve zaten benim bildi¤im kadar›yla alt› yedi kulübe yeterlilik vermifller. Bu nedenle pekifltirme olursa afla¤› do¤ru de¤il yukar› do¤ru olmas› gerekir. Tabi teknik
olarak kolay de¤il ama Afi'nin sahip oldu¤u flirketler de¤il ona sahip olan derne¤in de konsolide edilmesi do¤ru olacakt›r, diye düflünüyorum.
Bu noktada da sözü Osman Bey'e b›rak›yorum.
Osman Kaya: fiimdi müsaade ederseniz ben,
denetim konusundan önce çat›dan bakmak istiyorum, birinci konuflmamda kaç›rd›¤›m hususlara da de¤inmek istiyorum. Futbolu dünya çap›nda yöneten F‹FA'ya bakt›¤›m›zda, yani
F‹FA'n›n yap›lanmas›, seçimi, denetimi ve kurumsal yap›lanmas›na ve tüm yönetim kriterlerine bakt›¤›m›zda be¤enmemiz mümkün mü?
UEFA için de ayn› fley geçerli. Kald› ki son zamanlarda Avrupa Birli¤i, UEFA'n›n gelece¤ini
oluflturmak için UEFA ile yapt›klar› çal›flmalar›n› biliyoruz. Bu son ç›kan beyaz kitapta da yer
ald›. Gerek bu çat›flma ve çal›flmalar›n içeri¤i
gerekse öneriler demeti olan beyaz kitap hakk›nda Türkiye'de bu konu henüz tart›flma bafllat›lm›fl bile de¤il.AP ve AB bakanlar kurulu UEFA'ya kendisine çeki düzen vermesi hususunda
uyar›rken, ülkelerin ortak yaflam›n› düzenleyen
devasa müktesebata futbolun yönetimini UEFA'ya b›rakmayacak kadar müdahale etmiflken,
ülkemizi ve futbolunu hiç ilgilendirmiyor mufl
gibi ilgisiz davran›yoruz. Son genel kurulda bile UEFA'dan gelen kiflilere bir ekümen lider pozisyonunda yer verildi. Hak ediyorlar m›, bana
göre hak etmiyorlar. Çünkü UEFA'daki seçimlerdeki geliflmeler ve seçim sonras› yap›lanmalar bizim federasyonlardan farkl› de¤il. fiimdi
bu piramide tepeden afla¤› dikkatli bakmam›z
laz›m. Avrupa Birli¤i sonunda kendi kriterlerini
UEFA'ya dayatt› ve yapt›r›m› uygulayaca¤› sinyallerini verdi. Belli bir ölçüde mutabakat sa¤-
17
land›. Bunun örneklerini birkaç ülkede görüyoruz. Ancak özellikle Haluk Ulusoy döneminde
özellikle UEFA kriterleri günü kurtarmak ve hofl
gözükmek için görmezden gelindi. Halbuki T.F.
Federasyonumuza bakt›¤›m›z zamanda federasyonumuzda yasayla yönetilen tek federasyon
dünyada. Peki, yasalar yeterli mi? Meclisin son
soruflturma raporu çal›flmalar›nda yeterli çal›flma yap›ld› m›? Hay›r. Oradaki yap›lanma buna
müsait miydi? Bana göre yine hay›r. Rapor ne
do¤urdu? Ne getirdi. Sadece meclistekilerin görevini yapm›fl insan duygusu hissetmelerini sa¤lad›.Bu çal›flmalar belki ilk defa bu kadar özen
gösterilmesine ra¤men bence çok fazla bir fley
do¤urmad›. Sonra da yine da¤›t›lan Kutlu Hocam›n da dedi¤i gibi son yasan›n da ciddi eksikliklerle dolu oldu¤unu düflünüyorum. Çok detaya girmeden son futbol federasyonundaki niyetin bütün bu sorunlar› çözece¤i hususunda
umutluyum. Ancak bir iyi niyet görüyorum. Fakat meclisin kamuoyunu böylesine ilgilendiren
bir unsura, futbola bak›fl aç›s› k›s›rd›. Onunla ilgili takdir ve elefltirilerimiz yine Kutlu Merih ve
Tu¤rul Akflar'›n büyük eme¤iyle haz›rlanan Futbol Yönetimi yer al›yor, bu konuda neler yap›lmas› gerekti¤i konular›nda kendi görüfllerimiz
de verilmektedir. Futbol yeteri kadar denetlenmiyor, neredeyse, mali aç›dan ve keyfiyetin öne
ç›kmas› aç›s›ndan aile flirketlerine dönüfltü. Büyük kulüplerin milyonlarca taraftar› vard›r, ama
onlardan kimse bahsetmez, seyredip gitsinler
baflka bir beklentileri ve haklar› var m› yok mu
akla bile getirilmez.. 20-23 bin delegesi olan bir
kulübün son genel kuruluna bin kifli kat›l›yor,
ibraya da san›r›m 200 ya da 300 kifli oy veriyor.
Bu fludur: Kulüplerin gerçek sahibi d›fllanm›fl
durumda. Dolay›s›yla denetim aç›s›ndan bakt›¤›m›zda zaman zaman umutlansak da futbolun
içindekilerle futbolun sorunlar› çözülemez kanaatine ister istemez kap›l›yor insan. Peki, meclisin içinde çözülebilir mi? Bence do¤ru yaklaflmad›klar› yapm›fl olduklar› uzun çal›flmada belli oldu. Futbolla ilgili kifliler ça¤›r›ld› ama daha
çok gazete manfletlerine ya da internette arama
motoruna girildi¤inde bulunabilecek detaylara
de¤inildi. Ama çok ciddi anlamda tart›fl›lmad›.
Halk› böylesine harekete geçiren, son yüzy›l›n
en önemli olgusu, yafll› kad›nlar›n bile dünya
kupas›n› seyretti¤ini düflündü¤ünüzde en fazla
ilgi çeken bu temaflan›n, böyle mi yönetilmesi
gerekir? Profesyonel anlay›flta ve yönetimde yönetim iflin uzmanlar›na b›rak›l›r. Büyük flirketle-
rin insan kaynaklar›na bakt›¤›m zaman nelerin
uyguland›¤›n› görüp bunu kulüplerle karfl›laflt›rd›¤›mda onlar›n kurumsallaflmas› ve denetimini
de son derece keyfi, basit ve zararl› görüyorum.
Yani meclis raporundan flu ç›kmal›yd›: ‹nsan› ve
toplumu etkileyen bu olgu bence toplumu çok
iyi yönlendirmek için kullan›lmal›yd›. Bir sa¤l›k,
e¤itim konusunda toplumun genel ruh sa¤l›¤›
var ve futbolun genel katk›lar› var. Futbolun son
zamanlardaki haliyle, reytinglerin düflmesiyle,
kamuoyunda de¤er kaybetti¤ini düflünüyoruz.
Bu geri dönüfllerin geri beslemelerin çok h›zl›
olmad›¤›n› düflünecek olursak yanl›fllar›n; futbola, nitelik ve nicelik olarak geri döndü¤ünü
düflünüyoruz. Birçok kulüp kalite belgesi ald›
ancak gidip bak›n, ilerleyen y›llarda denetimlerini tamamlatt›rmam›fl ve hiçbiri onaylanmam›flt›r. Devam etmiyordur. Çünkü kalite çemberlerinde e¤er alt yap›daki zorunluluklar›, talimatlar›, kriterleri uygulasalar bugün Brezilya'da
gerçekleflen devrim gerçeklefltirilir. Yani ne
olur? Bak›n Brezilya'y› Brezilya yapan futboldur. Öyleyse biz de Avrupa'n›n Brezilyas› olabilirdik. Tam tersine birçok kulüpte gördü¤ümüz gibi yüz yirmi tane futbolcu al›nm›fl, üç tanesi sat›lm›fl, gerisi heba edilmifl… Böyle bir iflletme olabilir mi? Bence kurumsallaflma, özellikle halka arzdan sonra çok ciddi bir toz bulutu çökmüfltür. Bundan da yine aile flirketleri
mant›¤› ile yöneten insanlar istifade etmifltir. Birazc›k daha hükümlerini sürdürmüfller kendi
menfaatlerini daha fazla karfl›lar duruma gelmifller ve bu yanl›fl çat›, yanl›fl yap›lanmada yeniden yap›lanma diyoruz ki yeniden yap›lanma
acaba bu silip sürüp yapmak m› yoksa yanl›fllar› düzeltmek mi? Neresine bakarsak yanl›fl dolu.
O zaman biz rasyonel düflünecek olursak 100
y›ld›r ayakta durabilmifl kulüplerin mutlaka
do¤rular› var. Yani tak›mlar›n büyük haf›zas›
var. Geçmiflte yap›lan birçok do¤ru var. Geçmiflte yap›lan do¤rular› tafl›yacak olan iflin içerisindeki organlar var. Öyleyse biz kulüplerimizi
derneklerle yöneteceksek gönüllü ve profesyonel olarak ay›rmal›y›z. Yani kulüplerin tamam›n› profesyonellerin yönetmesi laz›m. Ancak haf›zay› ve sürdürülebilir yap›s›n› ve karakterini o
kulübün kuruluflundan itibaren oluflmufl olan,
bireyde oldu¤u gibi flahsiyet yap›s›n›, karakter
yap›s›n› da kulübün içinde daimi seçilmifl olanlar›n sürdürmesi laz›m. Baflkanl›k sistemi bütün
STK'larda herkes seçilmek için elin kald›r›r seçilirler ama onlar bir fley yapmazlar veya biri bir
‹Ç DENET‹M / Bahar 2008
AYSBERG
18
AYSBERG
‹Ç DENET‹M / Bahar 2008
Atilla Gökçe
Gazeteci
fley yapar di¤erleri ona uyar, sonuçta en fazla
çal›flan›n ve üretenin de¤il de öne ç›kan›n söz
hakk› olur. Burada fleffafl›k da olmaz, kurumsallaflma da olmaz. Osmanl›'n›n bürokrasideki o
hastal›¤› bizdeki devlet yap›s›ndan da siyasetten
dolay› da futbolumuzu da pekâlâ bulaflm›flt›r.
Örne¤in sponsorluk geçmiflte el açmalarla bafllam›fl ve bugün farkl› bir noktaya gelmifltir. O
yüzden ben yap›lanman›n yani kalite standartlar›na, yeni ça¤dafl yönetim anlay›fl›na göre futbolun içine art›k d›flardan gerek sponsorlarla
gerekse futbola bizim k›sa dar alanda paslaflmalar› konuflmuyoruz, futbol ad›na oturup toplumun en çok dikkatini çeken bu olgunun nas›l
daha faydal› olabilece¤ini, küçük ve kuvvetli bir
dürtüyle bir fleyler yapmaya çal›fl›yoruz. ‹flte yönetiflim bu noktada çok önemli. Baflkanlar yetersiz genel sekreterlerin ya da kötü performans
gösteren birkaç yönetim kurulu üyesinin yönlendirdi¤i flekliyle hareket etmek yerine kolektif
akl› ya da kulübün uzun süredir sürdürmekte oldu¤u o kolektif ak›l ve fluurla yönetmek yerine
birden bak›yorsunuz, biri k›zm›fl, biri yazm›fl biri konuflmufl , biri di¤erinin konuflmas›n› yazm›fl, bu konuflmufl günü kurtarmak ad›na. Yani
yüzy›ll›k kulüplere bu yönetim yak›flm›yor. Denetim aç›s›ndan bak›ld›¤› zamanda ben bir kulübün genel kurul üyesiyim, iki y›ld›r gitmiyorum, çünkü denetleme hakk›m› ve seçme hakk›m› hakk›yla kullanam›yorum. Mali ve di¤er bilgileri içeren birkaç yüz sayfal›k faaliyet raporu
orada da¤›t›yorlar.. Ayr›ca gelirlerin gösterilmesi finans analizleri bilanço tekni¤i o tekniklerle
buraya aktar›lm›fl bir y›¤›n rakam ve madde var.
Toplant›ya ça¤›r›yorlar, konuflman›n bir faydas›
yok. Bu flekliyle devletten destek halktan ise büyük sinerji alan kulüplerin bu kayna¤› ve gücü
heba etti¤ini, oradan afla¤›ya do¤ruda buradan
istifade edecek gençlere do¤ru yetersiz ve kötü
fleyler aktard›¤›n› ve görevini yapmad›¤›n› düflünüyorum. Denetim bence sa¤l›kl› yap›lanma olduktan sonra önem arz eder. Bu noktadan sonra denetlesek ne olur. Ben o konuda biraz kötümserim.
Cüneyt Sezgin: Atilla Bey siz bu konuda denetim aç›s›ndan görüfl bildirmek ister misiniz?
Atilla Gökçe: Son derece heyecanla kat›l›yorum. Mesela divan toplant›lar›nda biraz kayg›l›
üyeler masum meraklar›yla soruyorlar. Baflkan
taraf›ndan azarlanarak yerlerine oturuyorlar.
Osman Bey'in söyledi¤i gibi yap›sal yeniliklere
herhalde çok bilimsel ve çok ça¤dafl hale getirmek laz›m. Denetleme bu iflin can damar›d›r.
Ve bir kulüp denetlenebilirse o zaman büyüme
baflar›s› anlafl›labilecek. fiimdi futbolla ilgili istatistiklere bak›yoruz ama rakamsal veriler dedikodunun ötesine geçmiyor.
Tu¤rul Akflar: Federasyonun bu ekonomik ifllevini Kulüpler Birli¤ine mi verelim diyorsunuz?
Atilla Gökçe: Bak›n yay›n haklar›n› Kulüpler Birli¤i yapar. Ama futbolcu örgütlenmesi de gelir
‹ngiltere de oldu¤u gibi gelip “Benim bu yay›n
hakk› pazarlamas›ndan kazanc›m ne?” “Futbol
ne zaman tatil olacak, buna bir karar verelim”
diyecek. Yani meslek örgütü anlam›nda. Yoksa
kiflisel futbol sorunlar›yla oraya girmek mühim
de¤il. ‹flte ayn› flekilde hakemleri federasyon tayin eder, milli tak›m› yönetir ama bunun toplam
bir marka oldu¤unu ve Türkiye için Avrupa'dan
sadece ‹ngiltere olabilir ama bence dünyadan en
güzel örnek NBA. Bak›n belki merakl› olanlar›n›z bilir: Bence dünya basketbolunun gelmifl
geçmifl en iyi basketbolcusu Michael Jordan.
Gelecek 50 y›l içinde bu böyle. Biliyor musunuz
Jordan, kumar oynad›¤› için özel hayat›n› iyi yönetemedi¤i için sponsorlar›yla kaprisli iliflkiler
kurdu¤u için maçlarda disiplin suçlar› iflledi¤i
için basketbol dünyas›ndan iki y›l süreyle uzaklaflt›r›ld›. Sonra geri döndü. Çünkü M.Jordan oldu¤u için… Çünkü Tibetli rahipler de M. Jordan'›n sakatl›¤›n› fark ediyor. Bu hem sportif ruh
hem de NBA gibi dev bir organizasyonun toplam kalitesini koruma tavr›. fiimdi NBA mesela
en çok paras› olan kulüp, bütün gruplar›n en iyi
basketçilerini toplayamaz m›? Burada amaç fludur: Toplam kalite. fiimdi en iyi savunma ribaundunu alan kifli George ona en çok kimin ihti-
19
yac› var? NBA de en çok savunma ribaunduna
sahip tak›md›r. O seçme hakk› onundur. Dolay›s›yla paran›n çok iyi idare edildi¤i ama paran›n
hükmetmedi¤i standartlar var.
Cüneyt Sezgin: Teflekkürler Atilla Bey, ‹zninizle
denetim k›sm›yla devam edelim ve sözü Ali Kamil Bey’e verelim.
Ali Kamil Uzun: ‹ç Denetim benim uzman› oldu¤um konu. Kulüplerimizde iç denetim faaliyetinin olmad›¤›n› biliyoruz. D›fl denetim ise
kulüplerin flirket k›s›mlar›nda yap›l›yor. K›saca
futbolun kurumsal varl›klar› olan kulüplerimizde denetim çok s›n›rl› bir alan› kaps›yor. Öte
yandan futbol endüstrisi kara para aklama, kay›t
d›fl› ekonomi için denetlenmedi¤i takdirde uygun ortam ve imkanlar sa¤layabilir. Bu nedenle
futbol endüstrisini denetime en çok ihtiyaç duyulan bir endüstri olarak de¤erlendirebiliriz.
Futbol endüstrisine sponsorlar›ndan önemli
kaynak girifli oluyor. Denetimsiz bir alan›n kurum ve kurulufllar›na sa¤lanan sponsorluk deste¤i, fleffaf, hesap verebilir, denetlenebilir bir
sistem olmad›¤› takdirde itibar riski ile karfl› karfl›yad›r. Bu nedenle tüm sponsorlar›n bir araya
gelerek oyunun kurallar›n› belirlemeleri, denetlenebilir, fleffaf bir yap›n›n oluflmas›n› hedeflemelerini gerekli görüyorum. Bu yaklafl›m ayn›
zamanda kulüplerimizi denetlenebilir olmaya
yönlendirecektir. Bu noktada kulüplerimizin
dernek ve flirket yap›s› olmak üzere iki farkl› kurumsal yap›s› içinde denetimin etkisiz kalma riskini de dikkate almak gerekiyor. fiirket yap›s›
için yasalaflt›¤› takdirde 2009'dan sonra yürürlü¤e girecek Türk Ticaret Kanunu bir düzenleme getiriyor. Yeni ticaret kanununda d›fl denetim ve kurumsal yönetim için flirketleri kapsayan önemli düzenlemeler var. Ancak dernek taraf› ne olacak? Her ne kadar dernekler mevzuat›nda da d›fl denetim ve iç denetim ile ilgili düzenlemeler olsa da uygulamas›na yönelik henüz yeterli bir birikim, tecrübe yok. Çünkü her
fley kulüp baflkanlar›n etraf›nda dönüyor. Sorgu,
sual olmadan ifllerin yürümesi isteniyor. Bu koflullarda kulüplerimizin denetimi nas›l sa¤lanacak? Bunun ilk flartlar›ndan biri, biraz önce ifade etti¤im gibi futbolu finanse eden kurum ve
kurulufllar olan sponsorlar›n denetlenebilirli¤i
sa¤lay›c› yaklafl›mlar›d›r. Sponsorluk sözleflmeleri, sponsorluk ilkeleri ile bu sa¤lanabilir. Bu
yaklafl›m›n kulüpleri kurumsal yap›lar›n› denetlenebilir olmas›n› sa¤lama konusunda disipline
edece¤i görüflündeyim.
Aylin Seçkin: Yönetim mevzusunda ben federasyona ve devlet mekanizmas›na güveniyorum. Hukuki yap›daki eksiklikler giderilirse belki yönetimler daha fleffaf olabilir. Ben UEFA kriterlerinin bizim kulüplere tam anlam›yla uygulanaca¤›na inanm›yorum. Ayr›ca, borsaya aç›lman›n ileride çok da yayg›nlaflaca¤›n› düflünmüyorum. Hali haz›rda ‹ngilitere'de borsaya
aç›lm›fl kulüplerin ortalama hisse senedi fiyatlar›n›n genel endeks ortalamas›n›n gerisinde kald›¤› görülüyor. Bizde de Befliktafl buna bir örnektir. Tabii bir de Galatasaray örne¤i var ki yat›r›mc›ya sa¤lad›¤› avantajlar ve da¤›t›lan çok
yüksek kar paylar› yüzünden kulübe faydadan
çok yük getirmifl. Dolay›s›yla, yak›n gelecekte
kulüpler üzerinden mali piyasa ve borsadan
kaynakl› bir denetim zor gözüküyor. O zaman
finansal denetim devlet ve federasyon kanall›
olmak durumunda. Ancak, federasyon inand›r›c› ve yapt›r›mlar›nda tutarl› olmak zorunda. Aksi takdirde UEFA kriterleri ya da benzeri yapt›r›mlar göstermelik olur ve kulüplerde gerçek yap›sal de¤iflikliklerin hayata geçmesini gecikir.
Ancak, bugünkü mevzuat de¤iflirse her fley olabilir. Ben meclise ve spor camias›na güveniyorum. Daha iyi bir mali denetim ve fleffaf yönetim için futbol kulüplerinin piyasa ve kurallarla
terbiye edilmesi gerekmektedir.
Kutlu Merih: fiimdi bu toplant›ya gelinceye kadar düflünmedi¤im ve dikkatimden kaçan fleyler
yavafl yavafl gözümün önüne gelmeye bafllad›.
Kurumsal yap› ve kurumsallaflmadan bahsetti
ama bunu tan›m› yap›lmad›. Ne olmal›yd›? Biz,
nas›l olsun istiyoruz? Neden flikâyetçiyiz? Yani
hastal›¤›n diagnosti¤ini yapmadan, MR-›n› çekmeden, çözüm öneriyormufluz gibi bir his var
içimde. fiimdi futbolun kurumsal yap›s›nda ciddi sorunlar var. Yani kurumsal anlamda futbolun öyle tart›fl›labilir bir yap›s› yok. O da flöyle:
Futbol profesyonel bir olay. Bu profesyonellerin
yani futbolcular›n profesyonel bir meslek örgütleri yok Türkiye. fiimdi bu olmad›¤› zaman kurumsal yap›da ciddi bir boflluk var anlam›na geliyor. Futbolun ekonomisinden de bahsettik.
Asimetrik inelastik ve irrasyonel bir yap› söz konusu. ‹rrasyonel bir fleyden bahsediyoruz. fiim-
Bir kulüp denetlenebilirse
o zaman büyüme baflar›s›
anlafl›labilecek.
‹Ç DENET‹M / Bahar 2008
AYSBERG
20
‹Ç DENET‹M / Bahar 2008
AYSBERG
di flöyle söyleyeyim size, Bu masada Salvador
Dali'den ya da Picasso'dan hofllanan var m›?
Vard›r veya yoktur ama bu bir realite. Ama biz
Picasso'dan, o göz orada durur mu diye tart›fl›yoruz. Hâlbuki o öyle. Kendi sürrealist yap›s›
içinde bir etki yarat›yor. fiimdi biz bu irrasyonel
ve sürrealist yap›y› sanki rasyonel ve realist bir
yap›ym›fl gibi tart›fl›yoruz. Futbolu denetleyemezsiniz çünkü daha makul bir standard› yok
ki. Muhasebesi tan›mlanmam›fl, insan iliflkileri
tan›mlanmam›fl. fiimdi bir futbolcu ücretli midir, kapitalist midir? Çünkü futbolcunun bonservisi amortismana geçiyor. Biz futbolcuya ücretli emekçi gözüyle bak›yoruz. Oysa bonservisini
kiralayan bir kapitalist futbolcu. UEFA diyor ki
futbolcunun bonservisini amortismana aktif yaz›n. Amortize edin. Siz sözleflme süreci içinde
amortize ediyorsunuz. Lisans alan bütün futbolcular, futbol muhasebesinde aktif say›l›yor.
Bonservisleri ve bu, amortize ediliyor. Bu çok
kar›fl›k mesajlar yarat›yor. Ve flimdi bu ne rasyonelleflmifl ne tart›fl›lm›fl ne de bunun kurumsal
bir yap›s› oluflmufl.
Cüneyt Sezgin: fiimdi Kutlu¤ Bey'in söyledikleri
çok ilginç. Bu kurumsal yönetim olabilir mi? Neden olmas›n. Yasallaflma konusu mu¤lâk bir fley
mi? fiimdi kurumsal yönetim ve kurumsallaflma
zaten dünyada pek tan›m› olan bir fley de¤il.
Bakt›¤›n›z zaman, ilkeleri say›labilir; fleffafl›k,
hesap verebilirli¤i, bence bunlar›n futbolla uyuflmayan hiçbir taraf› yok. fieffaf olmak, hesap vermek, ben bunlar›n futbola uydu¤unu düflünüyorum ama her sektör ayn› m›d›r? Futbol, bankac›l›k, turizm çok farkl›l›klar› var. Futbol bugün
dünyay› sarsan bir oyun. Bence hala flövalye ruhunun sportmenli¤in geçerli olmas› gereken bir
alan. Bir taraftan da temafla. Ama bir taraftan da
ortada giderek artan ciddi rakamlar var. Ve bu
rakamlar›n ben, çok da basit asl›nda isterseniz
rakamlaflt›r›lmas› yani futbolcuya ne kadar para
ödenmifltir ne kadar gider yaz›lm›flt›r, sponsorlardan ne al›nm›flt›r? Onlar›n fleffaflaflt›r›lmas›
son derece kolay yap›labilir bir fleyse denetlenmesi de kolay. Ama nedir? De¤iflen kavramlar
var… UEFA kriterleri futbolcular› art›k bir varl›k
olarak gören, onlar› bilançoya yans›tan iflte burada finansal etkileri var; örne¤in futbolcunun
sakatlanmas› durumunda bir anda flirketin bilançosu etkilenecek. Futbolcu formundaysa tam
tersine bonservis bedelinde art›fl olabilecek ama
bilançoda art› olarak yans›yacak ama bir yandan
Atilla Bey'in söyledikleri de do¤ru. Futbolcular-
la ilgili sigorta primleri mesela UEFA kriterlerinde flöyle bir fley var. Futbolcu varl›k tablosu, onu
alt›nda koflulun hemen bir tanesi de flu, borçlu
olunamayacak yerler var. Bunlar›n en bafl›nda
gelenlerden bir tanesi de sosyal güvenlik. Futbolcular ve çal›flanlar için kulübün borçlu olmamas› gerekiyor. Dolay›s›yla ben bakt›¤›mda kurumsallaflmay› özellikle tan›mlamam›za gerek
yok ama ilkeler çerçevesinde bunlar›n futbola
da çok uydu¤unu ve hatta çok da ihtiyaç oldu¤unu, bu ilkelerde samimi ve dürüst olursak bu
ilkelerin rahatl›kla denetlenebilece¤ini rakamsallaflt›r›labilece¤ini, düflünüyorum. Problem nerede? Risk boyutu ve do¤as› çok farkl› olan bir
sistemi var. Bildi¤imiz kal›plara oturtmak da zorlan›yoruz. Kat›l›yorum ama bugün hava tahminleri üzerine ifl yapan para kazanan flirketler
var… Hava gibi tahmin edilemeyecek bir sektörden, ne olaca¤›na bakarak (çünkü havan›n kötü
olmas› tar›m› ya da petrol fiyatlar›n› etkiliyor.)
para kazan›yorlar. Ben bu aç›dan yap›lamayacak hiçbir fley olmad›¤›n› düflünüyorum. ‹rrasyonel ve asimetrik taraflar› var ancak kurumsal yönetim ilkeleri çerçevesinde de¤erlendirilmeyecek bir sektör de¤il diye düflünüyorum.
Kutlu Merih: Kabul ediyorum ancak futbol rasyonel formlar› deforme eder yozlaflt›r›r….
Atilla Gökçe: fiimdi kulüplerin büyük ço¤unlu¤u kamu yarar›na dernek statüsünde. Dolay›s›yla denetlenme zorunlulu¤u en az›ndan kamu
vicdan›n› tatmin etme bak›m›ndan gerekli. Yani
K›z›lay neyse Fenerbahçe de o. fiimdi yeni yap›lanmada kamu yarar›na popüler bir alan oldu¤u
için denetlemek daha çok gerekli.
Ali Kamil Uzun: Ben tüm dernek ve vak›flar›n
sivil toplumu dinamik k›lan kurulufllar olmas›,
kamuoyu nezdinde varolan ve kulland›klar›
toplumsal muhalefet güçleri nedeniyle kamuya
aç›k, fleffaf ve denetlenebilir olmak zorunda olduklar›na inanan biriyim. Bu tür kurulufllar mutlaka denetlenebilir ve kurumsal yönetim yap›s›na sahip olmal›d›rlar.
Atilla Gökçe: Denetlenmedi¤i takdirde, kötü niyetli örgütlerin ve isteklerin kontrolü alt›na geçiyorlar. Böyle bir risk var yani.
Kutlu Merih: Biz konuflarak, flöyle yap›ls›n böyle yap›ls›n, federasyon flöyle olsun, kanun böyle olsun, deriz; çözeriz sorunlar›. Ama çözülmüyor. Çünkü sistem elastiki yap›s› nedeniyle
hemen deforme hale getiriliyor. Bütün kurallar
futbollafl›yor. Futbollafl›nca denetim kalm›yor.
Futbolun yap›s› bu ama sürrealist.
21
AYSBERG
de dünya 3'lü¤ü... Yap›lan 750 milyon dolarl›k
transferlerin karfl›l›¤›nda da 50 milyon dolarl›k
futbolcu sat›m›ndan gelir elde etmifliz...Bir baflka aç›dan bak›ld›¤›nda, Türk futbolunun harcayabilece¤i bir kayna¤›, yani paras› var. Nitekim
alman Transfermarket sitesi de gösteriyor ki;
Türkiye süper liginin bonservis bedelleri üzerinden de¤eri 700 milyon Euro. Yani Türk futbolunda para var. Asl›nda denetimsiz yap›, disiplinsiz yap›d›r. Disiplinsiz yap› ise kaynaklar›n›
verimli kullanmayan yap›d›r. Denetimin olmad›¤› hiçbir yerde disiplinden söz edemeyiz. Bugün futbol irrasyonel bir olay olmakla beraber
Deloitte'in raporlar›nda da görüyoruz ki, ‹ngiltere'de 3. lig tak›m›n›n bile bilançosu, nakit ak›fl›, gelir tablosu yay›nlanabiliyor. Ben böyle bir
çal›flma yapmak istedim TFF'ye sadece kulüplerin y›ll›k ortalama seyirci say›lar›n› sordum, bana onu dahi bildirmediler. Niye bildirmiyorsunuz dedi¤imde, “bize zaten düzenli gelmiyor.”
Çünkü arka tarafa bakt›¤›n›z zaman, bilette yaz›lan rakamlarla bildirilen rakamlar aras›nda
ciddi farklar var. Vergi endiflesi var. Buna ra¤men disiplinin olmad›¤› yerde kaynaklar›n do¤ru kullan›lmad›¤› zaman y›ll›k 750 milyon dolar
transfere para harc›yorsunuz ama karfl›l›¤›nda
bir fley yok. Yine bak›yorsunuz: ‹ngiltere'de kulüpler y›ll›k 1,2 milyar dolar vergi ödüyorlar.
Bizde de bugün vergi de yok. Var olanlara da istisna getiriliyor. Vergi gerçekte bir mali disiplin
arac›d›r. E¤er ‹ngiliz kulüpleri bugün y›lda 3,5
milyar dolar gelir yarat›yor. Bunun 1,2 milyar›n›n da vergi verebiliyorsa bugün Türk futbolunun da vergi verecek durum var. Yani bugün
Türk futbolunun paras› olmasayd› zaten 700
milyon euro bonservis bedelleri üzerinden piyasa de¤eri olmazd›.
Teflvik, flike, rüflvet,
fliddet gibi anti-futbol
ö¤eleri futbolun
ba¤›fl›kl›k sistemine ciddi
zarar vermektedir. ‹flte
bu konuda kurumsal
yönetim ve denetim çok
önemli hale gelmektedir.
‹Ç DENET‹M / Bahar 2008
Osman Kaya: Ben de derneklerin denetim mekanizmas›n›n bugünkü durumuna dikkat çekmek istiyorum.. Kutlu Bey de “ biz bunu yasayla yaz›l› olarak masa bafl›nda koyabiliriz ama
sonunda yine deforme edilir” dedi. Ben Cüneyt
Sezgin Beyin de ayn› konuda katk›s›n› bekliyorum. Bu toplant›dan derneklerdeki denetim sorununun halli konusunda umut ›fl›¤› ç›kabilir mi
acaba? Merak ediyorum!
Tu¤rul Akflar: Aylin Hocan›n üzerinde çok durdu¤u bir olay vard›r: Paydafll›k. Yani bizim bugün futbol örgütlenmemizde bütün iliflkiler paydafll›k iliflkisi temelinde de¤il yandafll›k iliflkisi
temeli üzerine yükseliyor. Biz örgütlerde e¤er
paydafll›k iliflkisini yandafll›k iliflkisi üzerine
egemen k›larsak zaten bugün paydafl olan insanlar haklar›n› arayacaklar› için bugün hiç bir
baflkan taraflara ya da futbolcuya ra¤men bir tak›m fleyleri yönetmesi mümkün olmayacakt›r.
Bir baflka konuyu daha burada gündeme getirmek istiyorum...Bugün Türk futbolunun bir kanayan yaras› var. O da Sportif Afi'lerdir. Yanl›fl
flirketleflme ve Halka arzlar yüzünden futbol kulüplerimiz büyük s›k›nt›lar içindedir. .. Bu kulüplerimizin yanl›fl flirket statüleri ve uygun olmayan halka arz modelleri nedeniyle Galatasaray, Fenerbahçe ve Trabzonspor finansal olanaklar› olmad›¤› halde ana sözleflme gere¤i nakit temettü ödemesi olarak, üçüncü kiflilere çok
önemli temettüler ödemektedirler. Bugün finansal darbo¤azda olmas›na karfl›n bir kulübümüz,
nakit temettü zorunlulu¤undan y›ll›k 30 milyon
YTL 3. kiflilere temettü da¤›tmak durumunda
kalabiliyor. fiimdi bugün Türk futbolunun lokomotifi olarak de¤erlendirdi¤imiz üç büyük tak›m›n 2' sinin yanl›fl halka arz› sürekli kulüp d›fl›na para transferini zorunlu k›l›yor. Siz y›lda bütün gelirlerinizi, giderleriniz olmad›¤› için temettü olarak da¤›t›yorsunuz ve uzun vadede
aktifinizi eritiyorsunuz. Olmayan paray› temettü
olarak da¤›tmak için kredi kullan›yorsunuz, ondan sonra Galatasaray gibi 10 y›lda 90 milyon
dolar kur fark›, komisyon ve faiz ödüyorsunuz.
Bu y›ll›k 9 milyon dolara tekabül ediyor ki, bu
sürdürülebilir bir dinamik de¤ildir. Yanl›fll›k burada devam ediyor ve bunda da ›srar ediliyor.
Yine bir baflka konu da... Türk futbol kaynaklar›n›n transferde ne kadar etkin kullan›ld›¤›na
iliflkindir. 10 y›lda Türk futbolu transfere 750
milyon dolar para harcam›fl. Bu transferin yüzde 85'ini üç büyük kulüp gerçeklefltirmifl. 10
y›lda kazan›lan baflar› bir UEFA, bir süper, bir
22
‹Ç DENET‹M / Bahar 2008
AYSBERG
Parasal gelir bak›m›ndan bir baflka konu ise
maç günü gelirleridir. Bu kapsamda Bakt›¤›n›z
zaman Fenerbahçe stad›n›n koltuk bafl›na katma de¤eri Galatasaray'›n iki kat›, Befliktafl'›n üç
kat›na yükseliyor. Bu bak›fl aç›s›yla bugün taraftar bir yandan tüketiciyken; kulüp aç›s›ndan da
müflteri durumunda. Nitekim beni müflteri olarak gördü¤ü zaman bana sa¤lad›¤› servis ve hizmetin kalitesi de yükseliyor. Çünkü endüstriyel
futbol asl›nda standartlar›n yükselmesi, kalitenin artmas› anlam›na geliyor. Ancak futbol h›zla parasallafl›p ticarileflmesi di¤er yandan da bu
dönüflüm sürecinden nemalanmak isteyen futbol d›fl› ögelerin de ortaya ç›kmas›na yol aç›yor.
Teflvik, flike, rüflvet, fliddet gibi anti-futbol ögeleri futbolun ba¤›fl›kl›k sistemine ciddi zarar veriyor. ‹flte bu konuda kurumsal yönetim ve yönetiflim, denetim çok önemli hale geliyor... Bu
konuda ancak Avrupa çok ciddi yapt›r›mlar uygulayabiliyor. Mesela ‹talya'da Juventus Seri
B'ye düflürülebiliyor, Fransa'da flampiyon olan
Marsilya'n›n flampiyonlu¤u elinden al›nabiliyor. Milan gibi bir dünya devinin puanlar› silinebiliyor...Bizim böyle bir gücümüz var m›?
Türk futbolunun patolojik problemleri de var.
‹lk önce bunu iyi tan›mam›z laz›m. Bizde flöyle
bir mant›k var. Bugün Türk futbolunun Üç Büyükleri lig çat›s›n›n üstünde olmak zorunda!
Oysa yap› böyle devam ederse, yani Türk futbolunu bunlar domine etmeye devam ederse ya
da biz de bu gözlükle olaylara yaklaflmaya çal›fl›rsak, geri kalan 147 kulübü ne yapaca¤›z? Bu
kulüpler aras›nda rekabeti nas›l sa¤layaca¤›z?
Bu anlay›fl içinde oldu¤umuzda ve üç kulübü
bir yana geri kalan 147 kulübü de bir yana koydu¤umuz zaman bizim bu haks›z rekabeti koruyan, oligarflik yap›dan kurtulmam›z mümkün
olmayacakt›r. E¤er bu yap›n›n devam›na izin
verirsek; futbolun kendi içsel dinamiklerinin de
etkisiyle futbolun dayan›flmac› ve rekabetçi yap›s› çok büyük zarar görür. Bu dayan›flmac› lig
içerisinde rakibiniz ne kadar güçlüyse, sizin futbol kaliteniz de o kadar yüksektir. Ve buna ba¤l› olarak ta reytingleriniz artar. Bugün Üç Büyüklerin bütçelerine bakt›¤›m›z zaman, Türk
futbol pastas›n›n yüzde 45'ini kendi aralar›nda
paylafl›yorlar, fakat yaratt›klar› katma de¤ere
bakt›¤›m›z zaman ald›klar›ndan daha az›n› Türk
futboluna veriyorlar. Bunlar 100'er y›ll›k kurum.
Kurum kurumsallaflma, marka markalaflma noktas›na geliyorum. Kurum ve marka somut fleylerdir, ancak kurumsallaflma ve markalaflma soyut fleylerdir. Asl›nda somuttan soyuta gitmemiz
laz›m. Bu soyut olan fleyler katma de¤er üretiyor. Biz kurumken kurumsallaflamazsak, kurumsal yönetimi egemen yap› haline getiremezsek, denetlenebilir olmazsak, fleffaf olmazsak,
hesab›m›z› vermezsek, ondan sonra biz bir katma de¤er yaratamay›z ve marka olamay›z. Dünyan›n en büyük derbisi olarak gösterilen Fenerbahçe - Galatasaray derbisini dünyaya pazarlayamam›z›n da alt›nda bu gerçek yat›yor. Neden
pazarlayamad›¤›m›z› oturup konuflmam›z laz›m. Çünkü dünyada bunu pazarlayabilmenin
yolu güçlü ve rakabetçi bir lig yap›lanmas›ndan; marka olmaktan ve bunu satabilmekten
geçiyor. Bizim bu konuda çok ciddi eksiklerimiz var. Ne olursa olsun, futbol ne kadar irras-
23
yonel bir yap› da olsa, paran›n oldu¤u her yerde denetim olur. Çünkü para ç›kar çat›flmas› demektir. Paran›n oldu¤u her yerde ç›kar çat›flmas› vard›r. O yüzden denetim mutlaka olmal›d›r.
Ancak bu denetimin gerektirdi¤i yap›y› kurmak,
bunu tesis etmek paydafll›k iliflkisinde bir yap›
haline getirmek de Türk futbol otoritesinin yani
Futbol Federasyonu'nun görevidir. Türkiye Futbol Federasyonu'na da yön verecek yeni bir yap›lanma laz›m. Futbol Federasyonu'nun yap›lanmas›, mevcut statükoyu devam ettirmeye yönelik görünüyor. Türk futbolunu dünyada bir
yerlere getirebilecek bir yap›lanma olmad›¤›
için Türk futbolu da Türk siyasetinin derin izlerini tafl›yor. Bir kere genel kurulunun yap›s›n›n
bafltan de¤iflmesi laz›m. Bugün gerçekten yeni
bir futbol yap›s› oluflturmak laz›m. Her fleyden
önce futbolun idari ifllerini yürüten ayr› bir birim olmal›. Futbolun parasal ifllerini yürüten,
bunlar› pazarlayan ayr› bir birim olmal›. Denetim mutlaka olmal›. Denetimin olmad›¤› yerde,
verimlilik ve disiplin olmaz. Verimlilik ve disiplinin olmad›¤› yerde ise katma de¤er yaratamad›¤›m›z için ne futbolun katma de¤eri ne de kulübün de¤eri yükselmez.
Cüneyt Sezgin: Burada Üç Büyükler konusuna
de¤inmek istiyorum. Türkiye'de Üç Büyükler
konusu kadar yanl›fl de¤erlendirilmifl bir konu
yok. Çünkü katma de¤erden bahsediyorsak taraftar say›s›na bakal›m. ‹statistiklere göre kendisini taraftar olarak tan›mlayan insanlar›n yüzde
85-90'› Üç Büyükler'in taraftar›. Anadolu'da bile o flehrin tak›m›ndan çok Üç Büyükleri destekliyorlar. Üç Büyükler, o stada gitmezse o stad
dolmuyor. Televizyonda reyting oranlar›na bakt›¤›m›z zaman Üç Büyüklerin maçlar› takip ediliyor. Üç Büyükler konusunda flöyle bir paradoksal iliflki görüyorum; bir tarafta çok fl›mart›lan, el üstünde tutulan, kay›r›lan kurumlar. Fakat bir taraftan da en fazla haks›zl›k yapt›¤›m›z
kurumlar. Niye? Bu ifl, maddi imkânlarla ölçülseydi, Türkiye'nin en zengin kentlerinden bir tanesi Bursa. Neden her sene düflme tehlikesi yafl›yor? Neden her sene suçu bir tak›mla yapt›¤›
maça yüklüyor? Niye Bursa gibi Türkiye'nin sanayileflmifl flehrinin rekabetçi bir tak›m› yok? Niye ‹zmir gibi Türkiye'nin üçüncü büyük ve zengin ilinin bir tane do¤ru düzgün tak›m› yok?
Türkiye'nin en zengin kentlerinden Adana'dan
veya Kocaeli'den neden bir tak›m ç›km›yor?
Markalardan ve kurumlardan bahsettik ya, baz›
fleyler kolay yarat›lm›yor. Üç Büyükler 100 y›l
önce Üç Büyük de¤ildi. Zaman içerisinde buralara geldiler. Her ülkenin ancak belli say›da tak›m› tafl›yacak bir yap›s› vard›r. Bunun istisnalar› çok azd›r. Belki Almanya diyeceksiniz. ‹talya,
‹spanya hatta ‹ngiltere bile öyle. Çok rekabetçi
bir lig gibi görünüyor ama asl›nda ‹ngiltere liginde, üç befl tane lokomotif kulüp var. Üç Büyükler her ne kadar pastadan büyük pay al›yorlarsa da di¤er kulüpleri bir ölçüde sübvanse ettiklerini düflünüyorum. Tabii ki di¤er kulüpler
de lig olmas› aç›s›ndan varl›klar›yla ve rol almalar›yla da onlara katk› sa¤l›yorlar. O yüzden bu
yap›y› daha da iyilefltirebilir miyiz ya da nas›l
iyilefltirebiliriz diye bakal›m. Ama bu ifli, Üç Büyükler üzerinden çözece¤imize, biraz da Anadolu kulüpleri ne yapabilirler, ona bakal›m. Ni-
‹Ç DENET‹M / Bahar 2008
AYSBERG
24
‹Ç DENET‹M / Bahar 2008
AYSBERG
ye Anadolu Kulüpleri'nin bafl›na birisi gelip de
sahiplenmek istemiyor? fiu efsane sizce do¤ru
mudur? “Önümüzü keserler, Üç Büyüklerin
önünde flampiyon olamay›z” Sivasspor bu sene
flampiyon olamaz m›yd›? Trabzon nas›l flampiyon oldu? Trabzon zengin bir kent mi? Trabzon
az nüfuslu Anadolu'nun vasat imkanlara sahip
kentlerinden bir tanesidir. Trabzon dördüncü
büyük olarak ad›n› koymufl, k›s›tl› imkanlarla
bu noktaya gelmifl. Kurumsallaflma aç›s›ndan size kat›l›yorum. Üç Büyükleri derme çatma da
olsa biliyoruz, acaba Anadolu kulüplerinin rakamlar› nedir? Bu rakamlar› bilenimiz, yöneticileri tan›yan›m›z; insanlar, hangi seçimlerle buralara geliyorlar, hangi finansal imkanlar› yönetiyorlar, finansal aç›klar›n› kapatmak için baflka
yollara baflvuruyorlar m›? Buralara da el atmak
gerekiyor. fieffaflaflmay› onlar aç›s›ndan da düflünmek laz›m. Üç Büyükler gözümüzün önünde olduklar› için elefltirelim ama bence Türkiye'nin di¤er kulüplerine bak›fl›n› da sorgulamam›z laz›m. Ma¤dur edebiyat›ndan çok, asl›nda
çok zengin illerimizin neden rekabetçi bir yap›
ortaya ç›kartamad›klar›na daha elefltirel bakmam›z laz›m. Üç Büyükleri ço¤altmaya çal›flal›m
tabii ki ama bunu Üç Büyükler'den haks›z
transferler yaparak de¤il de di¤er kulüpleri mobilize ederek yapal›m. ‹zmir gibi büyük bir kenti, nas›l mobilize ederiz? Biraz da böyle bakmam›zda fayda var, diye düflünüyorum.
Tu¤rul Akflar: Milliyet'te Ercan Güven, 'Pastay›
büyütmek, dilimi kal›nlaflt›r›r' diye bir cümle
kurdu. Zidane, K›rklareli'ne gelmesini hiç kimsenin gündeme getirmemesini elefltiren bir yaz›yd›. Üç Büyükler tabii ki Türk futbolunun lokomotifi. Ama flöyle bir yanl›fl yap›lanma var.
Türk futbolu bunlara bu rolü vermifl zaten. Ama
bu rol verildikten sonra hakm›fl gibi, böyle devam etmifl y›llarca. Verdi¤iniz örneklerde do¤ruluk pay› mutlaka var. Ama ben olaya flöyle
bak›yorum; pastay› paylaflmaya yönelik bir yap›lanma var. Pastay› büyütmeye yönelik bir yap› olmad›¤› için Üç Büyüklerde s›k›nt› böyle devam edip duruyor. Bunlar›n hep iyi olmas›n›
bekliyoruz. “Sivasspor fiampiyonlar Ligi'ne gitseydi ne olacakt› ki, hiç olmazsa Fenerbahçe,
Galatasaray gitsin. Onlar›n bütçesi var” gibi sakat bir mant›k yan›lg›s›na düflüyoruz ki, bu sakat anlay›fl, y›llar boyunca böyle devam etti¤i
sürece Üç Büyüklere ba¤l›, Üç Büyüklere endeksli bu lig yap›lanmas› bitmeyecek. S›rf gerekçeleri bunlar, 100 y›l önce kuruldu diye.
Cüneyt Sezgin: Ortada bir pasta var, ben kendi
dilimimden keseyim, size verip sizinkini büyüteyim ama siz hiçbir fley büyütmeyin. Türk futboluna yat›r›m yapmay›n. Koskoca Bursa olarak
do¤ru düzgün bir yönetim getirmeyin. Ama ben
de size pastan›n yar›s›n› vereyim. Bu yaklafl›m
pastay› büyütmez. Pastay› büyütmenin ben de
taraf›nday›m. Ama pastay› büyütmek için birisi
daha gelip evden biraz malzeme getirecek. Biraz çikolata getirecek, aflç› getirecek o zaman
pasta büyür. Yoksa Üç Büyüklerden biraz t›rt›klarlar, t›rt›klad›lar da zaten. Yay›n haklar› vs. diye. Anadolu'yu kastetmiyorum, Ankara ve ‹zmir'de hala futbola yat›r›m yapam›yorsa bu herhalde Üç Büyükler'den kaynaklanm›yor. Üç
Büyükler'in bir mükteseb hak edinimi yoktur,
bunlar zaman içinde kazan›lm›flt›r. Üç Büyükler
ne olursa olsun; kongresine giden insanlar var,
iktidar varsa muhalefeti de var. Di¤er kulüplerde bunlar›n hiçbirisi yok. Amac›m üç büyükleri
savunmak de¤il. Ancak, bir flekilde kendisini
farkl›laflt›rm›fl, yat›r›m yapm›fl, kendisini büyüten kurumlar›n desteklenmesi gerekti¤ine inan›yorum. Yoksa, “siz orada biraz durun, arkadakilere de biraz pay aktar›n” yaklafl›m› do¤ru bir
yaklafl›m de¤ildir. Bunu rekabet koflullar›n› iyilefltirecek flekilde yaparsak, pastay› büyütmek
anlam›nda yaparsak, çok anlaml› buluyorum.
fiu an Türkiye'de yap›lan tart›flmay› çok alaturka buluyorum. O yüzden önemsedim. Türkiye'deki tart›flma, Anadolu-‹stanbul tak›mlar› diye gidiyor. Bu bana flu endifleyi getiriyor: Genellikle az geliflmifl toplumlarda yap›lan ma¤duriyet edebiyat›, daha iyi yapan›n afla¤›ya çekildi¤i, daha az yapan›n desteklendi¤i bir ortam.
Osman Kaya: Türkiye'ye baflar›l› baflkanlar gelmifltir. Bu baflkanlar uzun süre kalm›fllarsa, kalabilmifllerse süreç içerisinde baflar› da kendili¤inden gelmifltir. Befliktafl Süleyman Seba döneminde yokluktan dolay› altyap›ya zorunlu olarak yönelmifl, altyap› da o ruhla flampiyonluklar
elde etmifl. Bence bir örnek yönetim modeli
yok. Örgütlerde canl› birer organizmad›r, flartlara da uyum sa¤larlar. Bir yönetim ve örgütleme
modelinin mutlak suretle, bunu Üç Büyüklerin
yapacak hali yok, mutlak suretle piramidin üstündekilerin yani federasyonun önermesi laz›m.
Hem ekonomik olarak, hem sosyal olarak bir
modeli önermesi gerekiyor.
Ne büyüklükte tas›n›z varsa gölden o kadar su
al›rs›n›z. ‹zmir'in, Ankara'n›n, Bursa'n›n futbol-
25
dan olan beklentisi, maçlar› TV nas›l olsa veriyor fleklinde. Taraftar›n sahiplenmemesi ve bütün bunlar›n hepsi arz talep dengesini de oluflturuyor. Yepyeni bir yönetim modeli gelifltirilmesi gerekiyor ve bu yönetim modeli konusunda federasyona görev düflüyor. ‹deal bir ölçüt
mü var ki flu ana yanl›fl diyoruz dedi¤imiz zaman, birilerinin bunun karfl›l›¤›nda örnek bir
model ç›karmas› gerekiyor. Özellikle üniversitelere bu konuda büyük görev düflüyor. Üniversitelere Spor Akademileri ve spor ekonomisinin
d›fl›nda, spor hukuku daha yeni girdi. Spor akademilerinde y›llarca beden e¤itimi ö¤retmeni
yetifltirildi. Bir CEO var m› diye bakt›¤›n›z zaman da CEO nas›l olur, bak›yorsunuz bir bankan›n bafl›na yeni bir genel müdür geliyor bankan›n flekli de¤ifliyor. Bazen bir baflkan geliyor,
deneme yan›lma yoluyla ö¤renen baflkanlar de¤il de geçmiflteki hatalardan ders ç›kartan baflkanlar. Belki aile flirketlerinin yeniden yap›land›r›l›p dünya ölçe¤inde rekabetçi bir oyuncu
haline getirmeden örnek alabilir miyiz? Ona
bakmak laz›m.
Atilla Gökçe: Siyaset, spor cilveleflmesinin bir
yan› da as›l Anadolu'da. Yani belediye kulüpleri gibi yapay kulüpler var; camias›z ve taraftars›z. Belki baz› kaynaklar›n baflka bir yere geçmesi için arac› olarak kullan›lan kulüpler, belli
anlay›fllar için kurulmufl kulüpler, siyasetin kontrolündeki kulüpler…
Cüneyt Sezgin: Son tur; nas›l bir yap›lanmam›z
var?
Aylin Seçkin: Hukuki yap› de¤iflecek. Bu öneri
olarak gelir, tart›fl›l›r, kanunlafl›r ondan sonra da
federasyondan afla¤›ya düzenleme olur diye düflünüyorum. Fakat burada bir lig var. Hem federasyon flu anki sistemiyle, hem de baz› kulüpler
bundan memnun. Memnun oldu¤u sürece de¤iflir gibi durmuyor. Bir statüko var. Onu nas›l de¤ifltirece¤iz? Ekonomi biliminin bu konuda birtak›m önerileri var. Coase Teoremine göre gruplar birbirleriyle müzakere ederek ortak bir yol
bulurlar. Yani mutlaka taraflar› ikna edecek
maddi çözümler vard›r. Bunlar bir müzakere
çerçevesinde yap›l›rsa flimdiki dengeden daha
avantajl› bir durum söz konusu olabilir. Ancak
bu bu tart›flman›n makul bir çerçeveye oturtulmas› laz›m. Bak›ld›¤›nda büyük hukuki davalarda taraflar›n ikna edebilece¤i imkanlar olabiliyorsa futbolda da mümkün. Çünkü bu da hukuki bir fley. Statüko da de¤iflecek. De¤iflebilecek
bir optimal düzen, taraflar› memnun edebilecek
bir hukuki yap›lanma mutlaka bulunacakt›r.
Ondan sonra benim bir baflka önerim Anadolu
kulüplerini canland›rmakla ilgili. Bir bölgenin
önde gelen firmalar›na yerel kulüpleri desteklemeleri karfl›l›¤›nda baz› vergi avantajlar›, yat›r›m teflvikleri gibi avantajlar tan›nabilir. Vestel
Manisaspor ortakl›¤›na ben çok ümitlenmifltim.
Bir ekonomist olarak olaya ilgi duydum. Fakat
devam etmedi. Vestel baflar›s›zl›¤› görünce çekildi ve marka imaj›n›n baflar›s›zl›kla hat›rlanmas›n› istemedi. Bir firman›n “Bu kulübe ben
deste¤imi gösterece¤im, birkaç sene baflar›s›z
olur, sonra baflar› gelir” diye düflünerek spor endüstrisine yat›r›m yapmas› için ne gereklidir bunu düflünmek laz›m. Kurumsal olarak böyle bir
tercih yapmalar› desteklenmelidir. Vestel örne¤inin yine de umut verici bir bafllang›ç oldu¤unu ve bunun devam›n›n gelece¤ine inan›yorum.
Vestel bunu baflaramad› ancak baflka firmalar
baflaracak. Mesela Kayseri Belediyesi yerine
Boydak Holding neden bir futbol kulübüne talip
olmad›? Do¤u'da bir tar›m firmas› bir kulübe ismini vererek ad›n› gelifltirebilir. Buralar›n alternatifleri de tart›fl›lmal›. Belki oradaki lokal sermayeyle ortak seminerler verilerek onlardaki ilgi yoklanabilir. Bu yat›r›mlar bu flekilde geliflebilir. Amerika'da yap›lan bir uygulama var bu
da denenebilir. Anadolu kulüplerinin ürünlerinin ortak ma¤azalarda sat›lmas› mümkün olabilir mi? Buna Üç Büyükler de ortak olabilirler.
Kendi ma¤azam›zda böyle bir stand açmaya
e¤ilimliyiz diyebilirler. Bu tip ortakl›klar gelifltirilemez mi? Anadolu kulüpleri ile yak›nl›k sempati gelifltirilebilir. Federasyon, ve Anadolu kulüpleri yerel firma ve endüstrilerle ortaklafla
“Bütün bir y›l bütün stadlar dolsun” tarz› bir
proje gelifltirebilir. Anadolu'daki genç nesil belki bundan etkilenerek kendi flehir tak›m›na ilgi
duyabilir. Tak›m›n› flehir stad›nda seyretmek
için Fenerbahçe'nin, Galatasaray'›n ya da Befliktafl'›n oralara gelmesini beklemeyebilir. Böyle güzellikler ortaya ç›kar›labilir. Paylaflmak ve
teflvik mekanizmalar› gelifltirilmelidir.
Ali Kamil Uzun: ‹rrasyonel olmas›na, kurumsal
yönetim ad›na çok ciddi s›k›nt›lar› bulunmas›na
karfl›n futbol endüstrisinin gelece¤i için olumlu
düflünüyorum. De¤iflim ve geliflim için mevcut
durumu bir f›rsat olarak görüyorum. Bu toplant›m›z› gelece¤e dair bir umut olarak de¤erlendiriyorum. Bu bak›mdan dergimizin düzenledi¤i
bu toplant›ya gösterilen ilgi için kat›l›mc›lara teflekkür ediyorum.
‹Ç DENET‹M / Bahar 2008
AYSBERG
26
‹Ç DENET‹M / Bahar 2008
AYSBERG
Çözüm gelifltirilmesi gereken alanlar› s›ras›yla
ele al›p görüfl ve önerilerimi paylaflmak istiyorum. Önce futbol endüstrisinin pazar›, piyasas›
olarak kabul edece¤imiz alan olan lig ile ilgili
düzenlemelere de¤inmek istiyorum. Piyasan›n,
pazar›n kurallar›n› kim koyacak ? Futbol kulüplerinin yar›flt›¤› pazar olan liglerin marka de¤erinin yarat›lmas›, gelifltirilmesi, ürünlerin pazarlanmas›n›n yönetilmesi, rekabetin düzenlenmesi kim taraf›ndan yap›lacak ? Bu alanda sponsorlara ifl düflüyor. Bu alan›n yönetimi, düzenlenmesi için sponsor kurulufllardan yararlan›lmal›d›r. Federasyonu ise oyunun kurallar›n› koyan düzenleyici kurum olarak düflünüyorum.
Öte yandan iflin oyuncular› var. Yani futbolcular, teknik adamlar. Bu alan›nda düzenlenmesi
gerekiyor. Sendika, vb mesleki teflekkül ile haklar›n korunmas› sa¤lanmal›. Kulüpler ile ilgili
ise yasal düzenlemelerin gözden geçirilmesi gerekiyor. Kulüpleri dernek ve vak›flar kanununa
tabi düzenlemeler içinden ay›r›p “kulüpler kanunu” olarak özelliklerine uyan bir yasal düzenleme yap›lmal›d›r. Bu konuda TBMM'ne, siyasetçiye rol ve sorumluluk düflüyor. ‹flin bir de
e¤itim boyutu var. Hem temel ö¤retimde hem
de üniversitede. Aylin Hoca spor ekonomisi konusunda bir giriflim bafllatm›fl. Asl›nda böyle bir
endüstrinin kurumsal yönetimi için gerekli olan
e¤itim konular›n›n gerek üniversitelerde, gerek
temel ö¤retimde oluflturulmas› gerekir. Bunun
teflvik ediliyor olmas› laz›m. Bu çok önemli.
Türkiye'de çeflitli sosyal sorumluluk projeleri
yap›l›yor. Anadolu futbolunun desteklenmesi
bir sosyal sorumluluk projesi olarak ele al›nmas› gerekir. ‹fl dünyam›z›n önde gelen kurumlar›
taraf›ndan desteklenmesi gerekti¤ine inan›yorum. Bu yaklafl›m rekabetin daha sa¤l›kl› geliflmesine imkan sa¤layacakt›r. Büyük kulüplerimiz gerekli deste¤i sa¤layabiliyorlar, anadolu
kulüplerinin ise deste¤e ihtiyac› var. Sosyal sorumlulu¤un bir gere¤i olarak de¤erlendirilmelidir. Son olarak ise, birey olarak bizim katk›m›z
ne olabilir diye düflünüyorum. Bir sivil toplumcu olarak yaklafl›m›m› flu flekilde ifade edebilirim. “Müslüman mal›n›n zekât›n› verir, sivil toplumcu akl›n›n zekât›n› verir.” Ben böyle düflünen biri olarak akl›m›n erdi¤i ifl olan denetim
birikimimle katk› sa¤layabilirim. Bu amaçla çeflitli dernek ve vak›flar›n denetim kurullar›nda
görev alarak tecrübe ve birikimlerimi paylaflarak akl›m›n ve eme¤imin zekât›n› vermeye çal›fl›yorum. ‹lgi sahibi bireyler olarak futbolda ku-
rumsal yönetim ve denetim konusunda futbol
endüstrisinin kurum ve kurulufllar›nda imkanlar›m›z ölçüsünde inisiyatifler alarak örnek giriflimler bafllat›lmas›n›n katk› sa¤layaca¤›na inan›yorum.
Atilla Gökçe: Bu toplant›da bulunmaktan onur
duyuyorum. Üstüne düflündü¤üm birçok konuda daha net fikirler edinme f›rsat› buldum. Ali
Kamil Bey'in dile getirdi¤i sivil toplum modelini Alvin Toffler dile getirmiflti. Gelecekte demokrasiler otokrasiye dönüflecek diye. Yani sivil
toplumlar›n uluslararas› boyutlar› Fifa, UEFA gibi insan haklar› dernekleri gibi, uluslararas› ticaret örgütleri gibi onlar›n hayatlar›na renk ve
flekil verece¤ini düflünüyor. Bu örgütlenme modeli de Türkiye'de sivil hayat›n haz›rlanmas› bak›m›ndan önemli.
Osman Kaya: De¤iflik cephelerden bakabilmeyi, hatta t›kand›¤›m noktalarda aflabilmeyi ö¤rendim. As›l olan fley baflkan olsam kulübü parasal olarak bana ba¤›ml› olmaktan kurtar›rd›m.
Demokratik, fleffaf ve denetlenebilir yapard›m.
Derneklerin yetmedi¤i yerlerde de inisiyatifi ve
etik de¤erleri kullan›rd›m. Yasalar›n bofllu¤unu
bulmak yerine yetmeyenlerin yerine yeni dolgu
ve yöntemler bulurdum. Bugün için dernekler,
dernek olarak yönetildikleri zaman mal varl›klar› derneklerin üzerinde. Bana göre dernekleri
yetersiz kifliler yönetiyor. Dernekleri yönetirken
de futbolu da flirketi de yönetmeye çal›fl›yorlar.
Hiçbirisini beceremiyorlar. Derne¤i yönetmeye
soyunacak olsayd›m, di¤erlerini yönetecek insanlarla uzlafl›rd›m ve onlar›n profesyonelce yönetilmesini isterdim. Özellikle de futbolu kültür
olarak görüyoruz. Futbol saha içerisinde belki
basitçe oynanan bir oyun ama futbolun yönetilmesi o kadar basit de¤il. Futbol yönetimi görüyoruz ki halkla iliflkiler, dernekçilik, sermaye piyasas› yönetimi vs gibi hem bilimi hem disiplini
gerektiriyor. Bunlar›n hepsini biliyorum diye ortaya ç›k›p ahkâm kesmezdim. Oluflturdu¤um
ekibi, nas›l ki kaleci, orta saha, defans, sa¤ aç›k
vs. gibi tak›m kuruyorsam ayn› mant›k içerisinde, ama ahlaki olarak en iyilerini gücüm yetti¤i
kadar seçmeyi denerdim. Orada herhangi bir
sübjektif de¤eri ve kriteri iflletmezdim. Dernek
20 milyon taraftar› olan bir kulübün çok basit
yönetilmesini hazmedemezdim. Bir merkezi
dernek ve bütüne yay›lm›fl olarak da örnek bir
dernek modeli gelifltirirdim. Genel kurul yap›s›n› oralardan gelecek delegelerden oluflturur ve
bunlar›n tamam›n› aktive ederdim. Taraftar›m›,
27
seyircimi, delegemi ay›rt eder bunlarla çok iyi
iletiflim kurard›m. Onlar içerisinden kulübe derne¤e yarar› olacaklar›n tümünü kabul edecek
bir komisyon olufltururdum. O komisyon sürekli yeni önerilere aç›k yeni projelere aç›k olmas›
gerekir. Bugün uluslararas› düzeyde yönetilen
baz› dernekler var. Projeleri yöneten ve mal
varl›¤›na sahip vak›flar› var bunlar›n. Anadolu'da Kayseri Befliktafll›lar Derne¤i'nden birisi
benim bir projem var dedi¤inde bu projenin de¤erlendirilip onun da katk›s›yla bu projenin de¤erlendirilmesine ceval verecek bir organizasyon yapard›m. Böylece Befliktafl'› ya da Fenerbahçe'yi oradaki her seyirciye ulaflmas›n› sa¤lard›m. Onlar›n da ayn› flekilde bu kanal› iletiflim ve kaynak kanal›n› aç›k tutard›m. Onlar› da
sürekli tak›mlar›n› desteklemeleri konusunda
teflvik ederdim. Böylece sinerji akar, bilgi akar
ve bu kadar bilgili insan aras›ndan en iyi yöneticileri seçerdim. Bunun yap›labilmesi için de
e¤itime önem verirdim.
Derneklerin yeniden organize edilmesi laz›m.
Dernekleri ihtisaslar›na göre ay›rmak laz›m.
Dernekler Müdürlü¤ü'ne gidiyoruz. Hepsi ayn›
benzer tüzüklerle yürütülüyor. Tüzükleri aflt›¤›n›z zaman da yasalar devreye giriyor. O zaman
derneklerin ihtisaslaflt›r›lmas› konusunda bir yasan›n haz›rlanmas› gerekiyor. Yani futbol kulüpleri ile ilgili derne¤in nas›l olmas›, nas›l yönetilmesi ile ilgili kolektif bir ak›m›n oluflmas›, ihtiyaca binayen de o yasa köflelerinin al›nmas› gerekiyor. ‹kincisi oluflturulan dernek modelinin
di¤er illere transferini mutlaka sa¤lamak laz›m.
Bir de kulüplerin y›llarca edinmifl olduklar› mal
varl›klar›n› kötü yöneticilerin ulaflamayaca¤›,
heder edemeyece¤i özellikle sabit varl›klar›n›
koruma alt›na al›rd›m. Denetleme konusunda
da derneklerle yönetim aras›nda, çünkü yönetim de¤iflken, taraftar seyirci sabit ama aradaki o
eski akil olanlar› yani divan kurullar›n› son derece aktif hale getirirdim. Divan kurullar›nda
al›nan kararlar tavsiye kararlar›d›r diyoruz, divan kurulu yap›lar›n›n metin olarak yaz›lm›fl olsa dahi uygulama konusunda baflkanlar›n güdümünde olmas› gerçekten üzüntü verici. O yüzden bence paydafll›kla yandafll›k konusunun üstünde defalarca durmak laz›m. Paydafll›kla yandafll›¤› ay›rt edemeyen insanlar› delege bile
yapmamak laz›m. Futbol kulüpleri ortak bir
platform içerisinde olduklar› için futbol kültürünün yarat›lmas› konusunda da müflterek hareket
etmeleri gerekiyor. Bunu ister federasyon sa¤las›n, ister kulüpler bir araya gelsin mutlak suretle futbol kültürünün yarat›lmas› laz›m. Futbol
kültürün içerinde her fley var. Yönetim modelleri de var, e¤itimi de var, hayalar›n› tutan bir futbolcunun seyirci taraf›ndan mahkemeye verilip
cezaland›r›lmas›na kadar bunun hukuki süreç
ve uzant›lar› da var. Geliflen zihinsel ve geliflen
iletiflimin varl›¤› bile kulüp organizasyonlar›n›
yeniden ele almay› gerektirir. Çünkü iletiflim o
kadar sürat kazanm›flt›r ki cep telefonlar›ndan
futbol maçlar› verilecek. Yeni iletiflim teknolojileri için de bunu düflünmek laz›m. Yeteri kadar
bilimin ve üniversitelere sokulmas› ve futbolun
d›fl›ndan olan kiflilerin de mümkün mertebe bu
kat›laflm›fl örgütlenmenin içerisine nüfus edilmesi laz›m. Yap›lanman›n da silip süpürüp ye-
‹Ç DENET‹M / Bahar 2008
AYSBERG
28
‹Ç DENET‹M / Bahar 2008
AYSBERG
niden meydana getirmek yerine aksayan taraflar› düzelterek ama kararl› bir flekilde yap›lmas›
gerekti¤ine inan›yorum.
Burç Seven: Kurumsallaflma ve denetim kavramlar›n›n tam anlam›yla yerleflmesi için bir defa kal›plaflm›fl bak›fl aç›s›n›n mutlaka de¤ifltirilmesi gerekiyor. Bunun de¤iflmesi için de bir
otorite bask›s›n›n gereklili¤ine inan›yorum. fiu
anda kulüpler üzerinde herhangi bir otorite bask›s› bulunmuyor. Bunun için iki fley yap›labilir.
Bir tanesi dernekler yasas›nda bir de¤ifliklik. Ali
Kamil Bey kulüpler yasas› diye bir öneriyle geldi olabilir. Belki bu kulüpler yasas› bir otoriteye
ba¤lanabilir. Nas›l enerji piyasas› oyuncular›nda bir EPDK otoritesi, sermaye piyasas› oyuncular›nda SPK otoritesi, bankac›l›kta BDDK gibi
otoriteler var, spor kulüpleri de bir otoriteye
ba¤lanabilir diye düflünüyorum. Bir zorlama ve
bask›n›n gereklili¤i kesin. ‹kinci bir yöntem de
kulüplerin tamamen flirketleflmesi olabilir. fiirketleflti¤i zaman bu 2009'da gelecek olan TTK
ile bir otorite bask›s›na girmifl olacaklar. TTK da
zaten mali raporlama anlam›nda Türkiye finansal raporlama standartlar›n› uygulat›yor. Bunlar
eflittir uluslararas› standartlar. Dolay›s›yla bir
fleffafl›k sa¤lanm›fl olacak. UEFA kriterlerinin bir
ad›m oldu¤unu düflünüyorum. Bugüne kadar
uygulanmayan bir fley. Belli bir noktaya kadar
kulüpleri disiplin alt›na alacak diye düflünüyorum. Fakat konsolidasyon zorunlulu¤u getirmesi tabii üzerinde biraz daha çal›fl›lmas› gerekti¤ini gösteriyor. Burada holding durumunda
olan kurum kulüp. Bunun alt›nda baz› Afi'ler
var. Bunlardan halka aç›k olanlar SPK'ya göre
mali tablo haz›rl›yor. Halka aç›k olmayanlar,
vergi mevzuat›na göre, holding pozisyonunda
olan kulüp dernekler yasas›na göre haz›rl›yor.
Bu grubun içerisindeki kurumlardan bir k›sm›n›n mali y›l sonu 31 Aral›k, bir k›sm›n›n 31 May›s bunlar› nas›l konsolide edeceksiniz? Bunun
için bir altyap› çal›flmas› gerekiyor. Yap›lamaz
de¤il, tabii ki yap›l›r ancak bugünden yar›na
olabilecek bir fley de¤il. Bu tarz eksikleri beraberinde getirse de bir ad›m oldu¤unu düflünüyorum. Çok da karamsar de¤ilim. Daha da ileriye gidece¤ini ve geliflece¤ini düflünüyorum. Fakat daha çok yol kat etmemiz gerekiyor. Türk
futbolunun orta vadede belli bir seviyeye gelece¤ine inan›yorum.
Tu¤rul Akflar: Özet olarak yapacak çok fley var.
Bir kere hiç karamsar de¤ilim önümüz aç›k, sahip oldu¤umuz yetenek havuzu, nüfusumuz,
krizlere al›flk›n yap›m›z en zor dönemlerde mutlaka bir çözüm yolu bulmak gibi k›vrak zekaya
sahip olmam›z ulusça da bizi bu tür sorunlar›n
üzerine ç›karacak gibi görünüyor. Ben yap›lmas› gerekenleri 2 bafll›k alt›nda topluyorum.
1: Makro anlamda yap›lmas› gerekenler, ben biraz daha makro anlamda bak›yorum. 2: Mikro
anlamda yap›lmas› gerekenler var. Makro anlamada yap›lmas› gerekenler Yasal ve yönetsel, iktisadi, mali yönde de yap›lmas› gereken fleyler.
Örne¤in Türk Futbol yap›s›na iliflkin kafamda baz› fleyler var. Bunlarla iliflkili ben TFF'nin asl›nda
daha fazla dan›flmanl›k almas› gerekti¤ini düflünüyorum. Bunlar sadece palyatif çözüm önerile-
29
ri olarak da al›nmamal›, uzun vadeli stratejik
planlar yap›lmal›. Bu yap›lanmayla ilgili Cüneyt
Bey'in de çok katk›lar› vard›r. Attilla a¤abeyin de
bu konudaki bir makalesini Ocak 2008'te ç›kan
“Futbol Yönetimi” isimli kitab›m›za da ald›k... O
genel yap›lanma burada var. Ayr› bir futbol otoritesine federasyon d›fl›nda yap›lanmas›na UEFA
ve F‹FA izin vermez. O yüzden buna çok uygun
bir yap›lanmay› biz futbol üst kurulu oluflturarak
federasyonun da iliflki içinde oldu¤u UEFA ve
F‹FA'ya ba¤l› bir yap›lanmay› bu kitapta önerdik.
Dörtlü bir yap› var. Dedik ki k›saca idari iflleri biri yaps›n, iktisadi ve mali iflleri biri yaps›n kulüpler birli¤inin ‹ngiltere'deki gibi bir yap›s› olsun,
futbol liglerini organize etsin ama hukuksal bir
yap› olsun. Bir de ayr›ca sosyal güvenlik kurulu
gibi futbolcular›n, teknik adamlar›n gelecek güvencesi problemleri var. Bunlar› düzenleyen,
kuvvetler ayr›l›¤› ilkesine dayanan dört bacakl›
bir yap›lanma önerdik. Genel anlamda yap›lacak
çok fley var. Bence bugünkü yap›lanman›n ters
düz edilmesi laz›m, bu da radikal çözüm. Mikro
anlamda gerçekten kurumsal yönetim ve yönetiflimin kulüp yap›lar›nda egemen hale getirilmesi
gerekiyor. Avrupa kulüplerinin iyi analiz edilmesi laz›m. Son zamanlarda biz bunu çevirip
www.Fesam.org'a koyduk. Asl›nda Fesam'da bugüne kadar yüzün üzerinde makale yay›nlad›k.
13 çok de¤erli uzman var. White Paper adl›, Avrupa'da yay›nlanm›fl bir kitap var, bunu çevirdik.
Bu Türk Futbolu için mutlaka yak›ndan okunmas› gereken bir kitap ama hiç ilgi görmedi. Çok enteresand›r, Avrupa futbolunun biz tam tersi bir
yönde gidiyoruz. Bu çok önemli. Bu nedenle kurumsal yap›n›n ve yönetimin egemen hale getirilmesi laz›m. Bunlar› getirirken asl›nda futbolun
kalitesini art›racak, rekabeti yükseltecek, gelir da¤›l›m›n› dengeli hale getirecek, bunlar› yaparken
de teflvik, rüflvet, fliddet , flike gibi futbol d›fl› ö¤eleri, futbolda uzaklaflt›racak bir yap›y›, mikro ve
makro düzeyde egemen hale getirmek laz›m.
Bunlar› da yaparken ibra denetiminin, iç ve d›fl
denetimin zorunlu hale getirilmesi gerekir. Dernekleflme statüsünde devam edilecekse ibra müessesinin do¤ru çal›flt›r›lmas› laz›m. Yandafll›k
yerine paydafll›k iliflkilerinin egemen hale getirilmesi laz›m. Varl›k ve risk yönetiminin mutlaka
futbol kulüplerinde bugün geliflen endüstriyelleflen dönem içerisinde egemen hale getirilmesi
laz›m. Bugün çok genel olarak bakt›¤›m›zda Avrupa futbol kulüpleri özellikle örnek model
Manchester United 3 fleye önem veriyor.
Bunlar;
1. Varl›k ve risk yönetimi. Bu kulüpler futbolcusunu ve taraftar›n› en önemli varl›k olarak görüyor ve bunlar›n karfl›laflaca¤› olas› riskleri yönetiyor.
2. ‹liflki yönetimini çok iyi kuruyorlar. Futbolcu, teknik adam, kulüp taraftar bunlar›n bütün
olumsuz örneklerini Galatasaray örne¤inde yaflad›k. Befliktafl'ta Delbosque olay›nda yaflad›k.
Tribünü yönetemiyorsunuz, futbolcuyu yönetemiyorsunuz, y›ld›zlar› yönetemiyorsunuz, iliflki
yönetimi iyi olmad›¤› zaman baflar› gelmiyor.
3. En önemlisi performans yönetimi. Yani getirdiniz paray› harcad›n›z, Fenerbahçe gibi her fleyiniz tamam ama sonuç ortada: Performans yok
çünkü bunu yetkinlikte, yeterlilikte, nitelikte;
yöneticiniz yok, stratejik dan›flman›n›z yok, her
fleyiniz var, paran›z› bofla harc›yorsunuz. Yani
bence UEFA kriterleri 2009 y›l›nda da çok uygulanmayacak.
Kutlu Merih: Öncelikle teflekkür ediyorum çok
keyifli bir toplant› oldu. Zaten bu kat›l›mc›larla
bir araya gelmek ve onlar› dinlemek her zaman
keyifli olur. Bu toplant›n›n futbola çok rafine çok
üstün katk›lar› oldu¤unu düflünüyorum. Baflta
söyledi¤im bir fleyi tekrarlamak istiyorum.
Deloitte'in bu konudaki deneyimi bizim için çok
önemli. Tu¤rul Bey'in burada de¤indi¤i önemli
noktalar var; kontrol, dönem farkl›l›klar› vb. O
nedenle Deloitte'ten çok fley bekliyoruz ve özellikle birinci el gözlemlerini aktarmalar›n› bekliyoruz Bu nedenle bunu bir flekilde kamuoyuyla
paylafl›rsa sanki futbola daha çok katk›da bulunuruz gibi geldi bana. fiimdi ciddi sorunlar›m›z
var: Düflünce üretmek baflka satmak baflka bir
fley. Ben düflünceyi satamad›¤›m›z kanaatindeyim yani futbol için faydal›, olumlu fleyler düflünüyoruz. Ama bunlar› yap›sal de¤iflmeyi gerçeklefltirecek iradelere aktarmak konusunda sorunlar›m›z var. O sorunlar›m›z› çözmekte her türlü
yard›ma, deste¤e ihtiyac›m›z var. O iradenin de
duyarl› olmas› gerekti¤i kanaatindeyim. O duyarl›l›¤› sa¤layacak taktikler gelifltirmemiz gerekiyor,
sadece futbolu yeniden yap›land›rman›n düflüncesini de¤il o düflünceyi satman›n stratejisini de
gelifltirmemizde yarar var diye düflünüyorum.
Cüneyt Sezgin: Futbolun pek çok sorunu var. Bu
çok esnemeye müsait bir konuydu. Konumuz
Futbolda Kurumsal Yönetim ve Denetimdi. Ancak kat›l›mc›lar›nda baflar›s›yla belli bir daire çerçevesinde tutabildik bunu. Tüm kat›l›mc›lara teflekkür ediyor,futbolumuz için sa¤l›kl› bir gelece¤e aç›l›mda katk›s› olmas›n› diliyoruz.
‹Ç DENET‹M / Bahar 2008
AYSBERG
30
YEfi‹L KALEM
Bankac›l›¤›m›zda
‹ç Kontrol
‹Ç DENET‹M / Bahar 2008
Gürdo¤an Yurtsever
1) Girifl
1980 ve özellikle de 1990’l› y›llardan sonra gerek
uluslararas›, gerekse de banka baz›nda yaflanan
krizler, problemler ve kay›plar, bankac›l›k sektörünü genel olarak olumsuz biçimde etkilemifl,
önemli maddi kay›p, zarar ve iflaslara neden olmufltur. Özellikle iflas veya büyük zararlara yol
açan baz› bankalardaki problemlerin en temel nedenlerinden birisinin banka yönetimi veya yetkilileri taraf›ndan ölçüsüz biçimde risk al›nmas› ve
al›nan bu risklerin kontrol edilebilmesini mümkün
k›lacak iç kontrol mekanizmalar›n›n oluflturulmam›fl olmas› veya oluflturulan mekanizmalardaki
büyük aksakl›klar oldu¤u görülmüfltür. Bu konuda
dünya üzerinde bilinen en önemli örnek, Barings
Bank’›n iflas etmesine yol açan süreçtir. Bu iflas
dünya genelinde tüm finansal kurulufllar›n risk yönetimi ve iç kontrol sistemlerini yeniden yap›land›rmalar›n›n gereklili¤ine yönelik önemli bir kendine gelme ça¤r›s› olmufl, tüm dünyada bu konuda önemli bir hareketlenme bafllam›flt›r. Banka zararlar›na yol açan problemler analiz edildi¤inde,
etkin bir iç kontrol sisteminin olmas›yla bu gibi
zararlar›n önlenebilece¤i sonucu ortaya ç›km›flt›r.
Bu flekilde oluflturulan ve iflletilen ‹ç kontrol sistemi bankay› zarara u¤ratabilecek problemlerin zaman›nda farkedilmesine ve böylece olas› zararlar›n önlenmesine imkan vermektedir.
Bu problemlerin yan›s›ra dünyada belirtilen dönemde yaflanan ve gittikçe h›zlanan küreselleflmeye ba¤l› olarak finansal piyasalar›n serbestleflmesi,
risk hacminin giderek artmas›, karmafl›k ürünlerin
ortaya ç›kmas›, piyasalar›n iç içe geçmesi, belirsiz
piyasa koflullar›n›n oluflmas›, yasal yapt›r›mlar›n
bask›s›, geliflmifl ülkelerdeki kar marjlar›n›n daralmas›yla geliflmekte olan piyasalara yat›r›m yapan
uluslararas› sermayenin yapt›klar› yat›r›mlar›n geri dönüflünü güvence alt›na almak amac›yla tüm
dünyada daha s›k› kurallar empoze etme e¤ilimleri de bankac›l›ktaki risk yönetimi ve iç kontrol sistemlerinin oluflturulmas› sürecini h›zland›r›c› etki
de bulunmufltur.
Bu süreçte, bankac›l›kta özellikle risk yönetimi
sistemlerinin kurulmas› ve gelifltirilmesi yönünde
standartlar ve kurallar oluflturma çabas› gündeme
gelmifltir. Bu dönemde risk yönetimi ile birlikte en
fazla önemi artan konulardan birisi de iç kontrol
kavram› olmufltur. Bir çok uluslararas›, bölgesel ve
31
ulusal kurulufl bu yönde önemli ve yo¤un bir çal›flma içine girmifller, çeflitli standartlar gelifltirmifller ve kurallar oluflturmufllard›r.
Türk bankac›l›¤›n›n da yukar›da belirtilen geliflmelerden etkilenmemesi günümüz bankac›l›¤›
kapsam›nda mümkün olmam›flt›r. Özellikle son
dönemde Türk bankac›l›¤›nda da iç kontrol sistemlerinin oluflturulmas› yönünde önemli yasal ve
yap›sal düzenlemelere gidilmifltir.
2) Bankac›l›¤›m›z›n Geleneksel Yap›s› ‹çinde ‹ç
Kontrol Uygulamalar›
Asl›nda herhangi bir ifllevin olufltu¤u yerde bir
kontrol faaliyetinin bulundu¤undan da bahsetmek
mümkündür. Bu nedenle bankac›l›¤›m›z›n geleneksel yap›s› içinde de iç kontrollere yönelik bir
çok uygulaman›n eskiden beri varoldu¤unu belirtmeliyiz. Fakat bu kontrol uygulamalar›n›n bir sistemati¤inin bulunmad›¤›n› ve birbirlerinden ba¤›ms›z uygulamalar olarak gelifltirildi¤ini de belirtmek gerekmektedir.
Uygulamalar bankadan bankaya de¤iflmekle birlikte Kredi Kontrol/Takip Bölümü, Muhasebe ve
Mali Kontrol Bölümü, Kredi ve Risk ‹zleme Daire
Baflkanl›¤›, ‹stahbarat ve Kredi De¤erlendirme
Daire Baflkanl›¤›, Finansal Kontrol ve Planlama gibi organlar› faaliyet bazl› kontrol noktalar› olarak
görmek mümkündür. Örne¤in Kredi Kontrol/Takip Bölümleri bankan›n kulland›rm›fl oldu¤u kurumsal ve ticari kredilerin kredi tebli¤lerine uygun
olarak kulland›r›l›p kulland›r›lmad›klar›, öngörülen teminatlar›n al›n›p al›nmad›¤›, al›nan teminatlar›n kanuni flekil flartlar›na uygun olup olmad›¤›,
kredilerin öngörülen vadelerinde kapat›l›p kapat›lmad›¤› gibi çok de¤iflik aç›lardan iç kontrol
fonksiyonlar›n› görmektedirler. Bu fonksiyon yine
bankalar›n yapm›fl olduklar› düzenlemelere göre
genel merkezden yap›labildi¤i gibi, flubelerde fiili
kontrol çal›flmalar› yap›lmas›n› da içermektedir.1
Yine ifllemin özelli¤ine göre örne¤in mevduat ifllemlerinin öngörülen düzenlemelere uygunlu¤u
bireysel bankac›l›k veya mevduat birimi taraf›ndan kontrol edilmekteyse de bu ifllemlerin yukar›da belirtildi¤i gibi bankan›n bütününü kapsad›¤›n›
ve bir sistemati¤inin oldu¤unu söylemek mümkün
de¤ildir.
Kontrol uygulamalar› yöneticilere, kurumlara göre
çok büyük farkl›l›klar göstermifl ve s›kl›kla de¤ifltirilmifltir. Bu organlarda tüm faaliyetlerin ifllemler
gerçekleflti¤i aflamada kontrol edilmesine yönelik
sistematik bir yaklafl›m söz konusu de¤ildir.
Kontrol faaliyetlerinin kapsam›, prensipleri, nas›l
ve hangi yöntemlerle yerine getirilece¤i gibi son
derece önemli hususlarda bir belirginlik söz konusu de¤ildir.
Ülkemizde yak›n geçmiflte yaflanan banka krizleri
de dünyadaki örneklere benzer flekilde ortaya ç›km›flt›r. Ka¤›t üzerinde pek çok denetimden geçen
bankalar bir iki günde iflas noktas›na gelmifl, devlet taraf›ndan bunlar›n yönetimlerine el konulmufltur. Bu olaylar› takiben en çok üzerinde durulan konu denetimlerin yetersiz ve etkisiz bulunmas› olmufltur. Ekonomide faaliyet gösteren di¤er
iflletmelere oranla daha kurumsallaflm›fl oldu¤u
düflünülen banka iflletmelerinin içinin boflalt›lmas›ndan ve kaynaklar›n›n amaç d›fl› kullanmas›ndan v.b. hususlardan her nedense sorumluluk sahibi kimsenin haberi olmam›flt›r. Bilindi¤i üzere
bankalar hem d›fl denetime hem iç denetime tabi
olan kurumlard›r. Böyle olmakla birlikte önemli
ölçüde riski bulunan bankalar için ba¤›ms›z denetçiler olumlu/flartl› raporlar vermifller, banka
murak›plar› gerçek riskleri görmemifller, müfettifller yeterince ba¤›ms›z olmad›klar› sebeple risk temelli erken uyar› sistemine uygun etkili raporlamalar yapamam›fllard›r. Bugün gelinen noktada
yaflanan bu olaylar›n temel nedenleri 5 grupta
toplanmaktad›r.2
• Bu bankalarda güçlü bir kontrol kültürü oluflturulamam›fl ve bu konuda yönetimlerin önderlik
yapmam›fl olmas›,
• Baz› banka faaliyetlerindeki risklerin yeterince
de¤erlendirilememifl olmas›,
• Banka da görevlerin ayr›m›, do¤rulama, mutabakat, performans de¤erlendirme gibi anahtar iç
kontrol unsurlar›n›n bulunmamas› veya kesintiye
u¤ram›fl olmas›,
• Yönetim kademeleri aras›ndaki bilgi ak›fl›n›n,
özellikle afla¤›dan yukar›ya do¤ru olan bilgi ak›fl›n›n yetersiz olmas›,
• Denetim programlar›n›n yetersiz olmas› veya etkili olmamas› ve di¤er yönetsel gözetim faaliyetlerinin yetersiz kalmas›.
Bu dönemde bankalar›n iç denetimi büyük oranda Teftifl Kurullar›na ba¤l› Müfettifller taraf›ndan
yerine getirilmekteydi. Banka iç kontrol sisteminin
etkinlik ve yeterlili¤inin de¤erlendirilmesinde,
sa¤l›kl› oluflturulmas› ve iflletilmesinde çok önemli rolü olmas› gereken iç denetim düzenleme ve
uygulamalar›na bak›ld›¤›nda bu dönemde;
• Denetim ve Gözetim Otoritesince iç denetime
iliflkin yap›lan düzenlemelerin yeterli ve kapsaml›
olmamas›,
• Teftifl Kurullar›n›n icraya ba¤l› olarak faaliyet
göstermesi,
1
Gürdo¤an Yurtsever, Türk Bankac›l›¤›nda ‹ç Denetim ve Risk Yönetimi Sistemlerine ‹liflkin Yeni Yaklafl›mlar - Bir Uygulama
Örne¤i: Tekstil Bankas› A.fi. (Tekstilbank), ‹.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Bas›lmam›fl Yüksek Lisans Tezi), ‹stanbul, 2002, s.98-99
2
Özgür Çat›kkafl, Bankalarda ‹ç Kontrol Sistemi ve ‹ç Denetim Fonksiyonunun Etkilili¤i, Marmara Üniversitesi Bankac›l›k ve
Sigortac›l›k Enstitüsü Bankac›l›k Anabilim Dal›, (Bas›lmam›fl Doktora Tezi), ‹stanbul, 2005, s.235
‹Ç DENET‹M / Bahar 2008
YEfi‹L KALEM
32
‹Ç DENET‹M / Bahar 2008
YEfi‹L KALEM
• ‹fllemlerin denetlenmesinin çok gecikmeli olarak yap›lmas› gibi sorunlar sözkonusudur.
Gerçekten de 4389 say›l› Bankalar Kanunu’ndan
önceki bankac›l›k kanun ve düzenlemelerinde
yaln›zca yeteri kadar müfettifl istihdam› zorunlulu¤uyla ilgili genel bir düzenlemeye yer verilmifl,
fakat bu faaliyetten beklenen amaç ve bu amaca
yönelik gerekli olan kurallara yer verilmemifltir.
Bu durum bankalar aras›nda farkl› iç denetim uygulamalar›na neden olmufl, iç denetim genellikle hata bulmaya ve cezaland›rmaya odaklanm›fl,
bankan›n iç kontrol ve risk yönetim sistemlerinin
gelifltirilmesi yönünde olmas› gereken katk›y›
vermekten uzak kalm›flt›r. Bu dönemdeki denetim uygulamalar› genellikle bir y›l veya daha
uzun aral›klarla gerçeklefltirilmifl, ifllemlerin
uzun bir süre sonra denetlenmesi nedeniyle güncelli¤ini yitiren tespitler, zarar ya da operasyonel
risklerin boyutlar›n›n önemli oranda büyümesine
neden olmufltur. Yine denetim birimleri aç›s›ndan bu dönemdeki önemli problemlerden birisi
de icraya ba¤l› olarak faaliyet göstermeleridir. Bu
dönemde Teftifl Kurullar› genellikle Banka Genel
Müdürü’ne ba¤l› olarak faaliyet göstermifl olup,
bu durum iç denetim faaliyetlerinin etkin ve ba¤›ms›z olarak yürütülmesinin önündeki en büyük
engellerin bafl›nda gelmifltir.
3) Bankac›l›¤›m›zda ‹ç Kontrol Alan›ndaki Geliflmeler ve Yap›sal Düzenlemeler
Risk yönetimi ve iç kontrol konusunda dünyada
görülen geliflmelerden bankac›l›¤›m›z›n etkilenmemesi günümüz bankac›l›¤› kapsam›nda mümkün olmam›flt›r. Özellikle son dönemde Türk bankac›l›¤›nda da iç denetim ve risk yönetimi sistemlerinin oluflturulmas› yönünde önemli yasal ve yap›sal düzenlemelere gidilmifltir. Fakat bu konuda
ülkemizde yaflanan geliflmeleri her ne kadar etkilense de dünyadaki örneklerinde oldu¤u gibi uluslararas› krizlerin veya yaflanan münferit banka
krizlerinin/zararlar›n›n de¤il, enflasyonla mücadele program›n›n ortaya ç›kard›¤›n› söylemek gerekmektedir.3
1990’l› y›llar›n sonlar›ndan Türk bankac›l›k sektörü için gerçekten zor koflullar söz konusudur. Bu
dönemde reel faiz oranlar›nda görülen de¤iflimler,
devam eden kamu aç›klar›, kamu bankalar›n›n
büyük tutarlara varan görev zararlar›, makro ekonomik istikrars›zl›k, yüksek kredi riski ve özellikle
3
de kronikleflmifl enflasyon bankalar›n aktif-pasif
yap›lar›n› çok olumsuz etkilemifl ve bankac›l›k
gelirlerinin yerini arbitraj gelirleri alm›flt›r. Enflasyonla mücadele program›, Hazine’nin borçlanma gereksiniminin ve ödemek zorunda kald›¤› faizlerin h›zla düflmesine yol açm›fl ve bankalar, çok daha fazla kredi vermeye yönelmek durumunda kalm›fllard›r. Do¤al olarak bu krediler
Hazine’ye kredi vermek kadar risksiz olmam›flt›r.
Bu nedenle art›k risklerin çok daha iyi de¤erlendirilmesi, yönetilmesi ve iç kontrolün gelifltirilmesinin gereklili¤ini ortaya ç›karan ortam›n
olufltu¤undan bahsetmek gerekmektedir. Bu dönemde bankac›l›¤›m›z›n karfl› karfl›ya bulundu¤u
yap›sal zay›fl›klar içinde; yetersiz iç kontrol, risk
yönetimi ve kurumsal yönetiflim ile saydaml›k
eksikli¤i’nin önemli bir pay› oldu¤unu belirtmek
gerekmektedir. Yan›s›ra, BIS düzenlemeleri, IMF
ile yap›lan anlaflmalar, AB’ye kat›l›m çabalar›,
küreselleflmenin gerekleri ve yabanc› sermaye
ihtiyac› gibi d›fl faktörler yan›nda giderek artan
belirsizlik, yüksek politik risk, yetersiz sermaye
ve gelirlerdeki yüksek volatilite gibi iç faktörler
de Türk mali sisteminde iç kontrol ve risk yönetimi sistemlerinin kurulmas›n› zorunlu k›lm›flt›r.4
Kas›m 2000 ve fiubat 2001 krizleri bankac›l›k
risklerininin neredeyse tamam›n›n gözlendi¤i
krizler olmufltur.
Bankac›l›kta iç kontrol ve risk yönetiminin önemini ortaya koyan geliflmeler bankalarda yap›sal
de¤iflikliklere gidilmesini zorunlu hale getirmifl,
tüm dünyada bankalar kontrol fonksiyonlar›n›
yeniden yap›land›rmaya yönelmifller ve ba¤›ms›z
iç kontrol ve risk yönetim sistemlerini oluflturup,
gelifltirmeye bafllam›fllard›r. Ülkemize bak›ld›¤›nda bu uygulamalar›n kendili¤inden çok yavafl
biçimde geliflti¤i, yasal otorite taraf›ndan getirilen düzenlemelerin beklenildi¤i görülmektedir.5
1990’l› y›llar›n sonunda Türkiye’de bankac›l›k
alan›ndaki yasal ve kurumsal düzenlemelerin
de¤iflen koflullara ve uluslararas› standartlardaki
geliflmelere uyumu konusunda önemli ad›mlar
at›lm›flt›r. Bu çerçevede, 23 Haziran 1999 tarihli
resmi gazetede yay›mlanarak yürürlü¤e giren
4389 say›l› Bankalar Kanunu önemli bir dönüm
noktas›d›r. 4389 say›l› bankalar kanunun
incelenmesinden de anlafl›laca¤› üzere, bu kanuna geçisin temel hedefinin Basel prensipleriyle
Yurtsever, a.g.e., s.113
Cüneyt Sezgin, Türkiye’nin Geliflmekte Olan Piyasalarda Rekabet Gücü Aç›s›ndan Risk Yönetimi, ‹ç Denetim Dergisi,
Sonbahar 2001, Say›: 1, s.25
5
Yurtsever, a.g.e., s.113
4
33
uyumu sa¤lamak oldu¤u görülmektedir.6 Söz konusu kanun ile getirilen düzenlemelerin en
önemlilerinden birisi de kanunun 9/4. maddesinde yer alm›flt›r. Bu maddede “Bankalar, ifllemleri
nedeniyle karfl›laflt›klar› risklerin izlenmesi ve
kontrolünü sa¤lamak amac›yla faaliyetlerinin kapsam› ve yap›s›yla uyumlu, esaslar› ve usulleri Kurumca ç›kar›lacak yönetmelikle belirlenecek etkin
bir iç denetim sistemi ve risk kontrol ve yönetim
sistemi kurmakla” yükümlü tutulmufllard›r.7
Bankalar Kanunundaki bu düzenlemeye dayanarak Bankac›l›k Düzenleme Denetleme Kurumu
(BDDK) taraf›ndan haz›rlanan “Bankalar›n ‹ç Denetim ve Risk Yönetimi Sistemleri Hakk›nda Yönetmelik” 08 fiubat 2001 tarih 24312 say›l› resmi
gazetede yay›mlanarak yay›m› tarihinde yürürlü¤e
girmifltir. Yönetmeli¤in yay›mlanma amac› “Bu
yönetmelik, bankalar›n, karfl›laflt›klar› risklerin izlenmesini ve kontrolünü sa¤lamak üzere kuracaklar› iç denetim sistemleri ile risk yönetim sistemlerine iliflkin esas ve usulleri belirlemeyi amaçlamaktad›r” olarak belirtilmifltir. Bankalar, bünyelerinde, faaliyetlerinin kapsam› ve yap›s›yla uyumlu, de¤iflen koflullara cevap verebilecek nitelik,
yeterlilik ve etkinlikte, yönetmelik hükümlerine
uygun iç denetim ve risk yönetim sistemi kurmak,
idame ettirmek ve gelifltirmek zorundad›rlar. Bu
yönetmelik 2006 y›l›nda yürürlükten kald›r›lmas›na ra¤men Türk bankac›l›¤›nda iç kontrol, iç denetim ve risk yönetimi sistemlerinin oluflturulmas›
aç›s›ndan önemli bir dönüm noktas› olmufltur.
01 Kas›m 2005 tarihinde yürürlü¤e giren 5411 say›l› Bankac›l›k Kanunu’nun ‹ç Sistemler konu bafll›¤› alt›ndaki ikinci bölümün 29-32. maddelerinde
bankalar taraf›ndan oluflturulmas› gereken iç sistemler (iç kontrol, iç denetim ve risk yönetimi sistemleri) hakk›nda çeflitli yükümlülükler düzenlenmifl, 29. madde de “Bankalar, maruz kald›klar›
risklerin izlenmesi, kontrolünün sa¤lanmas›, faaliyetlerinin kapsam› ve yap›s›yla uyumlu ve de¤iflen
koflullara uygun, tüm flube ve konsolidasyona tâbi
ortakl›klar›n› kapsayan yeterli ve etkin bir iç
kontrol, risk yönetimi ve iç denetim sistemi kurmak ve iflletmekle yükümlüdürler. ‹ç kontrol, risk
yönetimi ve iç denetim sistemlerinin kurulufluna,
iflleyifline, yeterlili¤ine, oluflturulacak birimlere,
icra edilecek faaliyetlere, üst yönetimin görev ve
sorumluluklar› ile Kuruma yap›lacak raporlamala6
ra iliflkin usûl ve esaslar Kurulca belirlenir.” ifadesine yer verilmifltir. Bankac›l›k Kanunu’nun geçici
1.maddesinde ise öngörülen düzenlemelerin bir
y›l içerisinde yürürlü¤e konulmas› zorunlulu¤u
belirtilmifltir.8
Kanun’un 30. maddesinde ise bankalar›n kurmak
zorunda olduklar› ‹ç kontrol sistemine iliflkin temel hususlara yer verilmifltir. Buna göre “Bankalar, iç kontrol sistemi kapsam›nda, faaliyetlerinin
mevzuata, iç düzenlemelerine ve bankac›l›k teamüllerine uygun olarak yürütülmesini, muhasebe
ve raporlama sisteminin bütünlü¤ünü, güvenilirli¤ini ve bilgilerin zaman›nda elde edilebilirli¤ini
her seviyedeki personeli taraf›ndan uyulacak ve
uygulanacak sürekli kontrol faaliyetleri ile sa¤lamak, görevlerin fonksiyonel ayr›mlar›n›, yetki ve
sorumluluklar›n paylafl›m›n›, fon ödemelerini,
banka ifllemlerinin mutabakat›n›, varl›klar›n korunmas›n› ve yükümlülüklerin kontrol alt›nda tutulmas›n› temin etmek, maruz kal›nan her türlü
riskin tan›nmas›, de¤erlendirilmesi ve yönetimi
için gerekli alt yap›y› haz›rlamak ve yeterli iletiflim
a¤›n› oluflturmak zorundad›r. ‹ç kontrol faaliyetleri yönetim kuruluna ba¤l› olarak çal›flacak iç
kontrol birimi ve personeli taraf›ndan yürütülür.”
5411 say›l› kanun da Bankalar›n kurmak zorunda
olduklar› iç kontrol, iç denetim ve risk yönetim
sistemlerine iliflkin bir önceki kanuna göre daha
detayl› hükümlere yer verilmifl, bu sistemleri kapsar bir flekilde iç sistemler ifadesi kullan›lm›fl,
30.maddenin son f›kras›nda belirtilen iç kontrol
faaliyetlerinin yönetim kuruluna ba¤l› olarak çal›flacak iç kontrol birimi ve personeli taraf›ndan yürütülmesi ifadesi ilk defa bir kanun maddesi olarak
düzenlenmifltir.
Bankac›l›k Kanunu’nda belirtilen düzenlemelere
yönelik BDDK taraf›ndan, 01 Kas›m 2006 tarihinde 23 adet yönetmelik yay›mlanm›flt›r. Bu yönetmeliklerden birisi de yukar›da belirtilen hükümler
ile 23/3 ve 24.maddelere dayan›larak ç›kar›lm›fl
olan “Bankalar›n ‹ç Sistemleri Hakk›nda Yönetmelik”tir. Bu yönetmeli¤in 1.maddesinde yönetmeli¤in amaç ve kapsam›n›n “Bankalar›n kuracaklar›
iç kontrol, iç denetim ve risk yönetim sistemlerine
ve bunlar›n iflleyifline iliflkin usul ve esaslar› düzenlemek” oldu¤u belirtilmifltir.
Yönetmelik tasla¤›na iliflkin genel gerekçede;
“Tasla¤›n haz›rlanmas›nda 08/02/2001 tarih ve
Zekai Özgün, Bankac›l›kta Risk Kavram› ve Denetim, Marmara Üniversitesi Bankac›l›k ve Sigortac›l›k Enstitüsü Bankac›l›k
Bölümü, (Bas›lmam›fl Yüksek Lisans Tezi), ‹stanbul, 2001, s.106
4389 say›l› Bankalar Kanunu, Türkiye Bankalar Birli¤i, ‹stanbul, Ocak 2000
8
5411 say›l› Bankac›l›k Kanunu, Türkiye Bankalar Birli¤i, ‹stanbul, Kas›m 2005
7
‹Ç DENET‹M / Bahar 2008
YEfi‹L KALEM
34
‹Ç DENET‹M / Bahar 2008
YEfi‹L KALEM
24312 say›l› Resmi Gazete’de yay›mlanan Bankalar›n ‹ç Denetim ve Risk Yönetimi Sistemleri Hakk›nda Yönetmelik Hükümlerinden yararlan›lmakla
birlikte Kanunun iç denetim, iç kontrol ve risk yönetimi sistemlerine getirdi¤i yeni unsurlar ile bu unsurlar çerçevesinde uluslararas› standartlar ve ülke
uygulamalar›n›n dikkate al›narak yeniden tasarland›¤›” belirtilmifltir. Bu yönetmelik ile “Bankalar›n ‹ç
Denetim ve Risk Yönetim Sistemleri Hakk›nda Yönetmelik” yürürlükten kald›r›lm›flt›r.
Bankalar›n ‹ç Sistemleri Hakk›nda BDDK Yönetmeli¤i’nde yer alan iç kontrol ile ilgili düzenlemelere
genel olarak bak›ld›¤›nda;9
• Bankalar, maruz kald›klar› risklerin izlenmesi ve
kontrolünün sa¤lanmas› amac›yla, faaliyetlerinin
kapsam› ve yap›s›yla uyumlu ve de¤iflen koflullara
uygun, tüm flube ve birimleri ile Kanuna istinaden
yürürlü¤e konulan düzenlemelere göre konsolidasyona tâbi tutulan ortakl›klar›n› kapsayan, bu Yönetmelikte öngörülen usul ve esaslar çerçevesinde yeterli ve etkin iç sistemler kurmak ve iflletmekle yükümlüdürler.
• ‹ç sistemler kapsam›ndaki iç kontrol, iç denetim
ve risk yönetimi birimleri banka organizasyon yap›s› içerisinde yönetim kuruluna ba¤l› olarak kurulur.
• ‹ç sistemlerin, yönetmelikte belirlenen usul ve
esaslar çerçevesinde oluflturulmas›, etkin, yeterli
ve uygun bir flekilde iflletilmesi, muhasebe ve finansal raporlama sisteminden sa¤lanan bilgilerin
güvence alt›na al›nmas›, banka içindeki yetki ve
sorumluluklar›n belirlenmesi nihai olarak yönetim
kurulunun sorumlulu¤undad›r.
• Yönetim kurulu iç sistemler kapsam›ndaki görev
ve sorumluluklar›n› k›smen veya tamamen iç sistemler sorumlusuna devredebilir. Görev ve sorumluluklar› iç sistemler kapsam›nda yer alan birimler baz›nda ayr›flt›r›lmak kayd›yla, birden fazla
iç sistemler sorumlusu da belirlenebilir.
• Yönetmelik hükümlerine ayk›r› olmamak kayd›yla bankalar, kendi faaliyetlerinin kapsam›n› ve
yap›sal özelliklerini de dikkate alarak iç sistemlerinin organizasyon yap›s›na ve iflleyifline iliflkin
usul ve esaslar› belirler.
• ‹ç Sistemler Yönetmeli¤i’nde üst yönetimin sorumluluklar› bafll›¤› alt›nda yönetim kurulunun,
denetim komitesinin ve üst düzey yönetimin görev ve sorumluluklar› ayr› ayr› ve detayl› olarak
belirtilmifltir.
• Yönetim kurulu denetim ve gözetim faaliyetlerinin yerine getirilmesinde kendisine yard›mc› ol-
9
Bankac›l›k Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), Bankalar›n ‹ç Sistemleri Hakk›nda Yönetmelik, 01/11/2006 tarih ve
26333 say›l› Resmi Gazete
35
mak üzere üyeleri aras›ndan seçece¤i icrai görevi
bulunmayan asgari iki üyesini banka denetim komitesi üyeleri olarak görevlendirir. ‹ç Sistemler Yönetmeli¤i’nde denetim komitesi üyelerinin nitelikleri ile ilgili çok detayl› hükümler bulunmaktad›r.
• Denetim komitesi, yönetim kurulu ad›na bankan›n iç sistemlerinin etkinli¤ini ve yeterlili¤ini, bu
sistemler ile muhasebe ve raporlama sistemlerinin
Kanun ve ilgili düzenlemeler çerçevesinde iflleyiflini ve üretilen bilgilerin bütünlü¤ünü gözetmek,
ba¤›ms›z denetim kurulufllar› ile derecelendirme,
de¤erleme ve destek hizmeti kurulufllar›n›n yönetim kurulu taraf›ndan seçilmesinde gerekli ön de¤erlendirmeleri yapmak, yönetim kurulu taraf›ndan seçilen ve sözleflme imzalanan bu kurulufllar›n faaliyetlerini düzenli olarak izlemek, Kanuna
istinaden yürürlü¤e giren düzenlemeler uyar›nca
konsolidasyona tâbi ortakl›klar›n iç denetim faaliyetlerinin konsolide olarak sürdürülmesini ve eflgüdümünü sa¤lamakla görevli ve sorumludur.
• ‹ç kontrol sisteminin amac›, bankan›n varl›klar›n›n korunmas›n›, faaliyetlerin etkin ve verimli bir
flekilde Kanuna ve ilgili di¤er mevzuata, banka içi
politika ve kurallara ve bankac›l›k teamüllerine
uygun olarak yürütülmesini, muhasebe ve finansal
raporlama sisteminin güvenilirli¤ini, bütünlü¤ünü
ve bilgilerin zaman›nda elde edilebilirli¤ini sa¤lamakt›r.
• ‹ç kontrol sisteminden beklenen amac›n sa¤lanabilmesi için; Banka bünyesinde ifllevsel görev
ayr›m›n›n tesis edilmesi ve sorumluluklar›n paylaflt›r›lmas›, Muhasebe ve finansal raporlama sisteminin, bilgi sisteminin ve banka içi iletiflim kanallar›n›n etkin çal›flacak flekilde tesis edilmesi, Acil
ve beklenmedik durum plan› haz›rlanmas›, ‹ç
kontrol faaliyetlerinin oluflturulmas›, Bankan›n ifl
süreçleri üzerinde kontrollerin ve ifl ad›mlar›n›n
gösterildi¤i ifl ak›m flemalar›n›n oluflturulmas› zorunludur. ‹ç kontrol sistemi, bankan›n yurt içi ve
yurt d›fl› flubeleri ile genel müdürlük birimlerini,
konsolidasyona tabi ortakl›klar›n› ve tüm faaliyetlerini kapsayacak flekilde yap›land›r›l›r.
• ‹ç kontrol faaliyetleri asgari olarak, Faaliyetlerin
icras›na yönelik ifllemlerin kontrolü, ‹letiflim kanallar› ile bilgi sistemlerinin ve finansal raporlama
sisteminin kontrolü ve uyum kontrollerini kapsar.
• ‹ç kontrol faaliyetleri, bankan›n günlük tüm faaliyetlerinin bir parças›n› oluflturur. ‹ç kontrole
iliflkin yaz›l› politika ve uygulama usullerinin, önce faaliyeti gerçeklefltiren personel taraf›ndan sonra iç kontrol personeli taraf›ndan icra edilecek bir
yaklafl›mla gelifltirilmesi sa¤lan›r ve bankan›n tüm
personeli gerçeklefltirdikleri faaliyetlere iliflkin gelifltirilen iç kontrol faaliyetlerine dair politika ve
uygulama usulleri hakk›nda bilgilendirilir.
• ‹ç kontrol sistemi ile iç kontrol faaliyetleri ve
bunlar›n nas›l icra edilece¤i, bankan›n gerçeklefltirdi¤i tüm faaliyetlerin nitelikleri dikkate al›narak,
iç kontrol birimi taraf›ndan ilgili birimlerin üst düzey yöneticileri ile birlikte tasarlan›r.
• ‹ç kontrol biriminde bir yönetici ile bankan›n ölçe¤i, faaliyetlerinin niteli¤i ve karmafl›kl›¤›na göre
yeterli say›da ve mesleki uzmanl›¤a sahip iç kontrol personeli görev yapar. ‹ç kontrol birimi fiziken
banka genel müdürlü¤ünde yer al›r. Türkiyede flube açarak faaliyet gösteren yurt d›fl›nda kurulu
bankalarda iç kontrol birimi, merkez flubede tesis
edilir.
• ‹ç kontrol birimine ba¤l› iç kontrol personeli görevlerini, operasyonel faaliyetlerin gerçeklefltirildi¤i birim veya flubelerde ve genel müdürlükte yürütürler. Bankalar, flube faaliyetlerinin banka toplam ifllem hacmi içerisindeki pay›, tafl›d›klar› operasyonel riskleri, bankan›n toplam risk profili içerisindeki etkisi, personel say›s› ve günlük faaliyetlerin merkezden kontrol edilebilme imkanlar› gibi
hususlar› da dikkate alarak baz› flubelerde sürekli
iç kontrol personeli bulundurulabilir. ‹ç kontrol
personeli, iç kontrol faaliyetleri d›fl›nda bir faaliyette bulunamazlar. ‹ç kontrol personeli, bankan›n tüm faaliyetlerinin güvenli bir biçimde icra
edilmesini izlemek, incelemek ve kontrol etmek
amac›yla ilgili birimlerden raporlamaya dayal› bilgi talebinde bulunurlar, çeflitli kontrol dokümanlar› ve araçlar› üzerinden genel veya özel gözlemlere ve izlemeye dayal› kontrol ya da inceleme yaparlar, tespitlerini raporlara ba¤larlar veya uyar›
mesajlar› haz›rlayarak ilgili birimlere tebli¤ ederler. ‹ç kontrol personeline, izledikleri, inceledikleri ve kontrol ettikleri hususlara iliflkin olarak banka personelinden ilave aç›klama isteme ve bunlar›n fikirlerine baflvurma yetkileri verilir.
08 fiubat 2001 tarihli Bankalar›n ‹ç Denetim ve
Risk Yönetimi Sistemleri Hakk›nda Yönetmelik
özellikle karmafl›k oldu¤u, uygulay›c›lar›n yorum
yapmas›n› gerektiren, yanl›fl yorumlara imkan tan›yan aç›k ve net olmayan hükümleri bulundu¤u,
görev tan›mlar›n›n net olmad›¤›, dilinin sade olmad›¤› fleklinde bir çok elefltiriye u¤ram›flt›. Özellikle iç kontrol ve iç denetim fonksiyon ve rolleri
aras›ndaki farklar çok ayr›k ve net de¤ildi. Bu durumun bankalar aras›nda zaman zaman farkl› ve
hatal› uygulamalar›n ortaya ç›kmas›na neden oldu¤unu ifade etmek gerekmektedir. ‹ç sistemler
‹Ç DENET‹M / Bahar 2008
YEfi‹L KALEM
36
‹Ç DENET‹M / Bahar 2008
YEfi‹L KALEM
yönetmeli¤i incelendi¤inde ise belirtilen yönde
olumlu olarak de¤erlendirilebilecek düzenlemelere yer verildi¤i, görev alanlar›n›n daha net çizgilerle ayr›lmaya çal›fl›ld›¤›, iç kontrol sistemi ile iç
denetim sistemi aras›ndaki ayr›m›n netlefltirildi¤i,
iç kontrol faaliyetlerinin çerçevesinin daha belirgin oldu¤u, sorumluluklar›n daha aç›k ve net bir
flekilde tan›mland›¤›, bankalar›n kendi yap›lar›na
uygun sistemleri oluflturmas›na imkan tan›d›¤›, esnek oldu¤u, eski yönetmeli¤in yay›mlanmas›ndan
sonra yaflanan geliflmelerin, tecrübelerin bu yeni
yönetmeli¤e yans›d›¤› aç›kça görülebilmektedir.10
Genel olarak de¤erlendirildi¤inde 01/11/2006 tarihli ‹ç Sistemler Yönetmeli¤i önceki yönetmeli¤e
göre uluslararas› standart ve uygulamalara uyum
aç›s›ndan ileri bir düzenleme olmakla birlikte, yine de yorum yap›lmas›n› gerektiren, hatal› yoruma neden olabilecek, yeterli aç›kl›kta olmayan
baz› hükümlerinin oldu¤unu belirtmek gerekmektedir.
4) Banka ‹ç Kontrol Sisteminin Temel Unsurlar›
Gerek uluslararas› standartlar, gerekse de
BDDK’n›n iç sistemler yönetmeli¤i ile getirilen
düzenlemeler dikkate al›nd›¤›nda bankalarda olmas› gerekli iç kontrol sisteminin temel unsurlar›n› afla¤›daki flekilde özetlemek mümkün olacakt›r.
• Banka yönetim kurulu, denetim komitesi ve üst
düzey yönetiminin gözetim faaliyetlerinin bulunmas›,
• Tüm çal›flanlar› kapsayan kurum içi kontrol kültürünün oluflturulmas›,
• Muhasebe ve finansal raporlama sisteminin, bilgi sisteminin ve banka içi iletiflim kanallar›n›n etkin çal›flacak flekilde oluflturulmas›,
• Bankan›n karfl› karfl›ya oldu¤u risklerin tan›nmas›, ölçülmesi ve de¤erlendirilmesi,
• Banka bünyesinde ifllevsel ve fonksiyonel görev
ayr›mlar›n›n oluflturulmas› ve sorumluluklar›n
paylaflt›r›lmas›,
• Acil ve beklenmedik durum plan› haz›rlanmas›,
• Asgari olarak faaliyetlerin icras›na yönelik operasyonel ifllemlerin kontrolü, iletiflim kanallar› ile
bilgi sistemlerinin ve finansal raporlama sisteminin
kontrolü ve uyum kontrollerini kapsayan iç kontrol faaliyetlerinin bankan›n günlük tüm faaliyetlerinin bir parças› fleklinde oluflturulmas› ve yürütülmesi, kontrol faaliyetleri içinde; üst düzey incelemeler, farkl› birim ve bölümlere iliflkin uygun kon10
trol faaliyetleri, fiziki kontroller, belirlenen asgari
ve azami limitlere uygunlu¤un kontrolü ve uygun
olmayanlar›n takibi, yetki ve onay sistemi ile do¤rulama ve mutabakat sisteminin oluflturulmas›,
• ‹zleme ve denetim faaliyetleri ile iç kontrol sistemindeki hatalar›n düzeltilmesi sürecinin etkin
bir flekilde oluflturulmas›.
Bu unsurlar›n birbirleriyle iliflkili oldu¤unu gözden uzak tutmamak gerekmektedir. ‹ç kontrol sisteminin, bankan›n yurt içi ve yurt d›fl› flubeleri ile
genel müdürlük birimlerini, konsolidasyona tabi
ortakl›klar›n› ve tüm faaliyetlerini kapsayacak flekilde yap›land›r›lmas› gereklidir.
Banka amaçlar›n›n gerçeklefltirilmesi ve faaliyetlerinin sürdürülebilmesi için iç kontrol sistemi büyük önem arz etmektedir. ‹ç kontrol sistemi içerisinde her seviyedeki personelin sorumlulu¤u vard›r, iç kontrol faaliyetleri günlük tüm faaliyetlerin
bir parças›d›r, bu faaliyetlerin ilk noktas› faaliyeti
gerçeklefltiren personeldir ve önemli olan tüm ifllemlerin yap›ld›¤› süreç içerisinde sürekli kontrol
edilmesidir. Ancak bu flekilde etkin ve kendi kendine iflleyen bir iç kontrol sisteminden bahsetmek
mümkün olacakt›r.11
Banka amaçlar›n›n gerçeklefltirilmesi ve faaliyetlerinin güvenli bir flekilde sürdürülebilmesi için iç
kontrol sistemi önem arz etmektedir. Etkin bir iç
kontrol sistemi banka yönetiminin en önemli unsurudur.
5) Banka ‹ç Kontrol Sisteminin Aktörleri
Banka iç kontrol sisteminin temel aktörlerini ve
sorumluluklar›n› k›saca afla¤›daki flekilde belirtmek mümkün olacakt›r.
5.1. Yönetim Kurulu
Banka bünyesinde uygun ve etkin bir iç kontrol
sisteminin kurulmas› ve sürdürülmesinden nihai
olarak Yönetim Kurulu sorumludur. ‹ç kontrol sistemi içinde önemli politika ve stratejilerin onaylanmas›, periyodik olarak takip edilmesi, kurum
içi kontrol kültürünün oluflturulmas›, bankan›n tafl›d›¤› temel risklerin bilinmesi, bu risklere iliflkin
asgari ve azami limit belirlenmesi, üst düzey yönetimce bu risklerin tespit edilmesi, ölçülmesi, yönetilmesi ve kontrol edilmesine yönelik önlemlerin al›nmas› ve üst düzey yönetimin iç kontrol sisteminin ifllerli¤ini izlemesini sa¤lamak yönetim
kurulunda olan temel sorumluluklard›r.
5.2. ‹ç Sistemler Sorumlusu/Sorumlular›
Gürdo¤an Yurtsever, Bankalar›n ‹ç Sistemleri Hakk›nda BDDK Yönetmeli¤i ‹le ‹lgili Bir De¤erlendirme, Active Bankac›l›k
ve Finans Dergisi, May›s-Haziran 2007, Say› No: 52, s. 82
Gürdo¤an Yurtsever, Bankac›l›¤›m›zda ‹ç Kontrol’ün Artan Önemi, Dünya Gazetesi, 18/04/2007_
http://www.dunyagazetesi.com.tr/news_display.asp?upsale_id=308716&dept_id=1041
11
37
‹ç Sistemler Yönetmeli¤i’ne göre yönetim kurulu
iç sistemler kapsam›ndaki görev ve sorumluluklar›n› k›smen veya tamamen iç sistemler sorumlusuna devredebilir. Görev ve sorumluluklar› iç sistemler kapsam›nda yer alan birimler baz›nda ayr›flt›r›lmak kayd›yla, birden fazla iç sistemler sorumlusu da belirlenebilir. ‹ç sistemler sorumlulu¤u görevi ancak icrai görevi bulunmayan yönetim
kurulu üyelerinden birine veya bu nitelikteki yönetim kurulu üyelerinden oluflan komitelere ya da
denetim komitesine verilebilir. Bankada ‹ç Sistemler Sorumlusu’nun belirlenmesi ve yönetim kurulunun iç sistemlere iliflkin görev ve sorumluluklar›n›n baz›lar›n›n kendisine devredilmesi durumunda belirtilen iç sistemler sorumlusunun; ba¤l›
birimlerin yöneticilerinin seçim ve görevden al›nmas›na karar vermek, görev yetki ve sorumluluklar›n› belirlemek, personelin çal›flma usul ve esaslar›n› onaylamak, gerekli kaynaklar› tahsis etmek,
murak›p ve ba¤›ms›z denetçilerce tespit edilen eksikliklere yönelik gerekli iç kontrol ve iç denetim
uygulamalar›n› gelifltirilmesini yönlendirmek gibi
temel görev ve sorumluluklar› olacakt›r. Belirtilen
faaliyetler için ayr›ca Yönetim Kurulu kararlar›
al›nmas›na ihtiyaç kalmayacak, faaliyetler do¤rudan iç sistemler sorumlusu taraf›ndan yerine getirilebilecektir. Yani iç sistemler sorumlusu asl›nda
Yönetim Kurulu’na ait olan yetkileri kullanacakt›r.
Bu devir yönetim kurulunun iç sistemler kapsam›ndaki baz› görev ve sorumluluklar›n›n devri
fleklinde olabilece¤i gibi, tüm görev ve sorumluluklar›n›n devredilmesi fleklinde de olabilir. Fakat
tüm görev ve sorumluluklar›n devredilmeyerek,
stratejlerin ve politikalar›n belirlenmesi gibi temel
sorumluluklar›n do¤rudan Yönetim Kurulu’nun
sorumlulu¤unda olmas›, di¤er sorumluluklar›n›n
devredilmesi seçene¤inin uygulanmas› daha uygun olabilecektir.
5.3. Denetim Komitesi
Gerek Bankac›l›k Kanunu ve gerekse de ‹ç Sistemler Yönetmeli¤i’ne göre Yönetim Kurulu denetim
ve gözetim faaliyetlerinin yerine getirilmesinde
kendisine yard›mc› olmak üzere üyeleri aras›ndan
seçece¤i icrai görevi bulunmayan asgari iki üyesini banka denetim komitesi üyeleri olarak görevlendirmek zorundad›r. Denetim komitesi, yöne-
‹Ç DENET‹M / Bahar 2008
YEfi‹L KALEM
38
‹Ç DENET‹M / Bahar 2008
YEfi‹L KALEM
tim kurulu ad›na bankan›n iç kontrol, risk yönetimi ve iç denetim sistemlerinin etkinli¤ini ve yeterlili¤ini, bu sistemler ile muhasebe ve raporlama sistemlerinin bu Kanun ve ilgili düzenlemeler
çerçevesinde iflleyiflini ve üretilen bilgilerin bütünlü¤ünü gözetmek, ba¤›ms›z denetim kurulufllar›n›n yönetim kurulu taraf›ndan seçilmesinde
gerekli ön de¤erlendirmeleri yapmak, yönetim
kurulu taraf›ndan seçilen ba¤›ms›z denetim kurulufllar›n›n faaliyetlerini düzenli olarak izlemek,
bu Kanun kapsam›nda ana ortakl›k niteli¤indeki
kurulufllarda, konsolide denetime tâbi kurulufllar›n iç denetim ifllevlerinin konsolide olarak sürdürülmesini ve eflgüdümünü sa¤lamakla görevli ve
sorumludur. Bu kapsamda Denetim Komitesi’nin
bankadaki iç kontrol sisteminin etkin ve yeterli
olmas› aç›s›ndan son derece önemli sorumluluklar› bulunmaktad›r.
5.4. Üst Düzey Yönetim
Banka üst düzey yönetiminin iç kontrol sistemi
bak›m›ndan, yönetim kurulu taraf›ndan onaylanan politika ve stratejilerin yürütülmesi, bankan›n karfl› karfl›ya oldu¤u önemli riskler konusunda yönetim kuruluna zaman›nda ve güvenilir raporlama yap›lmas›, de¤iflen koflullara göre gerekli düzenleyici tedbirlerin al›nmas›, bankan›n tafl›d›¤› risklerin tespit edilmesi, ölçülmesi, izlenmesi ve kontrol edilmesi için gerekli yöntemlerin
gelifltirilmesi, sorumlu olduklar› birimlerde yetki
ve sorumluluklar›n aç›k olarak belirlenmesi ve
sürdürülmesi, eksiklik ve hatalar›n çözümlenmesi, al›nmas› gerekli görülen önlemler ile ilgili iç
sistemler sorumlusuna raporlama yap›lmas› gibi
önemli sorumluluklar› bulunmaktad›r.
5.5. Tüm Personel
‹ç kontrol, farkl› sorumluluklar tafl›makla birlikte
tüm banka personelinin içinde yer ald›¤›, sadece
beli bir zamana iliflkin bir politika ya da uygula-
39
ma de¤il, bankan›n her seviyesinde süreklilik
gösteren bir faaliyettir. ‹ç kontrolün ilk noktas›
faaliyeti gerçeklefltiren personeldir ve bu kapsamda en önemli husus ifllemlerin gerçeklefltirildi¤i anda yap›lan kontrollerdir. Kontrollerin ifllemlerin yap›ld›¤› süreçte ve ayn› anda gerçeklefltirilmesi büyük önem tafl›maktad›r. Ancak bu
flekilde etkin ve kendi kendine iflleyen bir iç kontrol sisteminden bahsetmek mümkün olacakt›r.
Tüm banka personeli iç kontrol ifllevine do¤rudan ya da dolayl› olarak katk›da bulunacak bir
bilgi üretmektedir. Tüm çal›flanlar›n kendi sorumluluklar›n› yerine getirmesi ve görevleri dolay›s›yla karfl›laflt›klar› problemleri kurum içi kanallar arac›l›¤›yla üst yönetime aktarmalar› etkin
bir iç kontrol yap›s›n›n oluflturulmas›nda kritik
önemdedir. Bunun en iyi flekilde sa¤lanmas› için
görev ve yetkilerin yaz›l› olarak tan›mlanmas› ve
ilgili personele ulaflt›r›lmas› gerekmektedir. Banka içindeki tüm personelin iç kontrolün önemini
anlamas› ve aktif olarak bu sürece kat›lmas›
esast›r.
5.6. ‹ç Kontrol Birimi ve ‹ç Kontrol Personeli
Bankac›l›k Kanunu’na göre ‹ç kontrol faaliyetleri
yönetim kuruluna ba¤l› olarak çal›flacak iç kontrol birimi ve personeli taraf›ndan yürütülür. ‹ç
Sistemler Yönetmeli¤i’ne göre de ‹ç kontrol sistemi ile iç kontrol faaliyetleri ve bunlar›n nas›l icra edilece¤i, bankan›n gerçeklefltirdi¤i tüm faaliyetlerin nitelikleri dikkate al›narak, iç kontrol birimi taraf›ndan ilgili birimlerin üst düzey yöneticileri ile birlikte tasarlan›r. ‹ç kontrol biriminde
bir yönetici ile yeterli say›da ve mesleki uzmanl›¤a sahip iç kontrol personeli görev yapar. ‹ç
kontrol personeli, iç kontrol faaliyetleri d›fl›nda
bir faaliyette bulunamazlar. ‹ç kontrol personeli
görevlerini, operasyonel faaliyetlerin gerçeklefltirildi¤i birim veya flubelerde ve genel müdürlükte yürütürler. ‹ç kontrol sisteminin bankalar›m›zda etkin oluflturulabilmesi ve iflletilebilmesi bak›m›ndan, iç kontrol birimi ve personelinin faaliyetlerinin büyük önemi bulunmaktad›r. Bu birimin faaliyetlerinin banka iç kontrol sisteminin
etkin ve kendi kendine ifller hale getirilmesine
yönelik tasarlanmas› son derece önemlidir.
5.7. ‹ç Denetim Birimi ve ‹ç Denetçiler
Gerek Basel dokümanlar›nda, gerek ‹ç Sistemler
Yönetmeli¤i’nde ve gerekse de Uluslararas› ‹ç
Denetçiler Enstitüsü’nün iç denetim tan›m›nda
belirtildi¤i üzere bir bankada iç denetim biriminin ilk ve en önemli fonsiyonu bankadaki iç kontrol ve risk yönetim sistemlerinin etkinlik ve ye-
terlili¤inin de¤erlendirilmesidir. ‹ç kontrol sisteminin ba¤›ms›z ve uygun e¤itime sahip denetçilerce etkin ve kapsaml› denetiminin yap›lmas›
gerekmektedir. Bu denetimler banka iç kontrol
sisteminin önemli bir parças›d›r ve sistemdeki
eksikliklerin giderilerek, çok daha sa¤l›kl› ve etkin bir iç kontrol sisteminin oluflturulmas› ve iflletilmesi için büyük öneme sahiptir.
5.8. Ba¤›ms›z Denetim ve Ba¤›ms›z Denetçiler
Ba¤›ms›z denetçiler bankan›n kendi personeli ve
iç kontrol sisteminin bir parças› olmamakla birlikte gerek denetim komitesi ve üst düzey yönetimle yap›lan toplant›lar gerek iç kontrollerin iyilefltirilmesine yönelik yapt›klar› tavsiyeleri arac›l›¤›yla iç kontrolün niteli¤inin art›r›lmas›nda
önemli bir etkiye sahiptir. Ba¤›ms›z denetçilerin
iç kontrol sisteminin güvenirlili¤i konusunda bilgi sahibi olmas› ve ba¤›ms›z denetim çal›flmalar›n›n planlamas›nda dikkate almas› gerekmektedir.
Ba¤›ms›z denetçilerin iç kontrol sistemindeki eksiklik ve zay›fl›klara yönelik tespitlerinin banka
Üst Düzey Yönetim, Denetim Komitesi ve Yönetim Kurulu taraf›ndan üzerinde önemle durulmas› ve gerekli önlemlerin al›nmas›, sistemin sa¤l›kl› ifllemesi için önemli bir etki de bulunacakt›r.
5.9. Banka Gözetim ve Denetim Otoriteleri
Banka yönetim kurulu etkin iç kontrol sisteminden nihai olarak sorumlu olmakla birlikte, gözetim ve denetim otoritelerinin görevi her bankan›n iç kontrol sistemini de¤erlendirmektir. Gözetim ve denetim otoritesinin yerinde denetim uygulayarak banka iç kontrol sistemini de¤erlendirmesi, ifllemlerini test etmesi mümkün olabilece¤i gibi, ba¤›ms›z denetçiler arac›l›¤›yla uzaktan kontrol yapmas›, ba¤›ms›z denetçilerin faaliyetlerine, ifllem testlerine ve incelenmelerine yönelik gerekli yasal düzenlemeler yaparak, ba¤›ms›z denetçileri bankan›n iç kontrol sistemini
de¤erlendirilmesine yönelik yönlendirmesi de
mümkündür ve uygulanabilir bir yöntemdir.
Banka gözetim ve denetim otoritesinin yürürlü¤e
koydu¤u düzenleyici tedbirlerde zaman içinde
görülecek eksiklikleri yeni düzenlemeler ile gidermesi, denetimlerde banka iç kontrol sisteminin yeterlilik ve etkinli¤ine yönelik tespitleri ve
bunlar›n ivedilikle giderilmesini istemesi, gerekti¤i durumlarda yapt›r›mlara baflvurmas›, banka
iç kontrol sisteminin etkin iflletilmesi bak›m›ndan çok önemli olacakt›r.
Gürdo¤an YURTSEVER, CFE, SMMM
Tekstil Bankası A.fi.
‹ç Kontrol Merkezi ve Uyum Baflkanı
Kaynak: Makale, Gürdo¤an YURTSEVER’in Türkiye Bankalar
Birli¤i taraf›ndan Nisan 2008’de 256 Yay›n No’su ile
yay›mlanan “Bankac›l›¤›m›zda ‹ç Kontrol” adl› kitab›ndan
‹Ç DENET‹M / Bahar 2008
YEfi‹L KALEM
40
PERÇ‹N
Kulüplerimizde Yönetim
ve Denetim
Dr. Cüneyt Sezgin
‹Ç DENET‹M / Bahar 2008
De¤iflim ve Dönüflüm Dönemi:
Futbol ortaya ilk ç›k›fl›ndan bu yana çok önemli de¤iflim ve dönüflüm dönemleri yaflad›. Bir taraftan dünya üzerinde giderek daha genifl kitlelere yay›lan ve popülerli¤i artan futbol, bir yandan da ilk ç›k›fl›ndaki amatör yap›s›ndan profesyonelli¤e geçerek önemli bir dönüflüm yaflad›.
Yap›sal anlamda ikinci önemli dönüflüm ise
a¤›rl›kl› olarak son 15 y›lda yaflanan flirketleflme
ve endüstrileflme olgusu oldu.
Tüm bu geliflmeler dünya ile entegre olan Türk
futbolunda da etkisini hissettirmektedir. Art›k
futbol kulüplerinin art›k yaln›zca sportif anlamda iyi yönetilen kurumlar halinde örgütlenmesi
ve yönetilmesi kesinlikle yeterli olmamaktad›r.
Kulüplerimiz kendi içlerinde; dernek-anonim
flirket iliflkilerinin karmafl›kl›¤›, giderek birer
holding yap›s›na bürünmeleri, çok farkl› ürünlerle çok farkl› mecralarda faaliyet göstermeleri,
iletiflim, hukuk, finans-muhasebe, genel yönetim gibi konularda giderek karmafl›klaflan yap›lar› itibariyle tam bir yönetim bilimi s›nav› vermektedir.
Dünyada da oldu¤u gibi, bugün önde gelen kulüplerimizin yaratt›¤› ifl hacmi, bilanço büyüklükleri, yat›r›m bütçesi, borsadaki piyasa de¤erleri ve benzeri verilerine bakt›¤›m›zda karfl›m›za
ç›kan tutarlar›n çoktan orta büyüklükteki firmalar boyutuna geldi¤ini rahatl›kla görebiliriz. Bu
kulüplerimizin ve/veya flirketleflen yap›lar›n›n
piyasa de¤erleri üretim sektöründe olan ve yüksek katma de¤er yaratt›¤›na inan›lan ‹MKB'ye
kote yüzlerce flirketin üzerine ç›km›flt›r.
Öte yandan kulüplerin flirketleflmesi ve halka
aç›lmalar› sonucunda, hesap vermekle yükümlü olduklar› yerlerin say›s› ve kapsam› radikal
bir flekilde de¤iflmifl olup, finansal aç›dan baflar›l› olmak kadar, yat›r›mc›lara ve kamuya hesap
vermek de bir zorunluluk halini almaktad›r.
Kulüplerimizin hem dernek, hem de flirket statüleri itibariyle, olabildi¤ince kamuya aç›k olmalar› ve paydafllar›n›n ç›karlar›n› kollayan politi-
kalar izleme yükümlülükleri, buna göre örgütlenip yönetilmelerini zorunlu hale getirmektedir.
Kulüplerimiz Yeni Dönemin
‹htiyaçlar›n› Karfl›lamaya Haz›r m›?
Sorunlar ve Eksiklikler Nerede?
Yukar›da an›lan faktörleri ve içinden geçti¤imiz
dönüflüm döneminin özellikleri dikkate al›nd›¤›nda; kulüplerimiz giderek karmafl›klaflan ve
boyutlar› büyüyen bu yap›lar› yönetecek flekilde
41
PERÇ‹N
mektedirler. Bu halleriyle bu kulüplerimiz görünüflte uluslararas› normalara daha uygun iflleyen bir yap› sergilemektedir. Ancak, yukar›da
an›lan bu yap›lar daha çok görsel boyutta ve yüzeysel kalmakta, ça¤dafl ve sa¤l›kl› yap›larda ifllemesi gereken mekanizmalar iflletilememekte
ya da iflletilmemektedir. Seçimlerle genel kurulda yönetimlerin de¤iflmesi, baflkan adaylar›n›n
buralarda hesap vermesi elbette do¤ru ve arzulan›r bir uygulamad›r. Ancak, genellikle bu seçimler öncesinde baflkan adaylar›, yönetim
ekipleri ve programlar hakk›nda yeterince bilgi
sahibi olunmas›n› haz›rlayacak ortamlar oluflmamakta, ciddi bir bilgi karmaflas› ve kirlenmesi yaflanmakta, geçmiflten gelen iliflkiler çerçevesinde blok oy kullan›mlar› gözlenmekte, delegenin hür ve bilinçli iradesi ço¤u kez sand›¤a
yans›mamaktad›r.
Esas sorun ise yönetimler seçildikten sonra yaflanmaktad›r. Herkes futbol sahas› içindeki se-
‹Ç DENET‹M / Bahar 2008
örgütlendiklerini, bu süreci baflar›yla yönetecek
yetkinliklere ve donan›ma (idari ve teknik) sahip
olduklar›n›, konuyla ilgili eksikliklerini saptay›p
giderecek aray›fllar içine girdiklerini söylemek
mümkün de¤ildir.
Üç Büyükler ve bir ölçüde Trabzonspor d›fl›ndaki kulüplerimizin yönetim kadrolar›, mali yap›lar› kamuoyu aç›s›ndan bilinmezliklerle doludur. Bunda kamuoyu ilgi ve takibinin az olmas›
kadar, bu kulüplerimizin yönetimlerin dar kadrolar elinde kalmas› ve yeterince sorgulanmamas›n›n da rolü vard›r. Üç büyük kulübümüz
ise uzun bir geçmifle dayanan yap›lar› ile genifl
taraftar ve sempatizan deste¤ine sahiptir. Seçimlerle de¤iflen yönetimler belirli hedeflerle
kendi camialar› önüne ç›kmakta ve burada performansla ilgili hesap vermekte, camialar ile ilgili sorunlar daha genifl bir kitle önünde tart›fl›lmaktad›r. Örgütsel anlamda ise daha çeflitlendirilmifl ve uzmanlaflm›fl yap›lar kurmufl görün-
42
‹Ç DENET‹M / Bahar 2008
PERÇ‹N
zonluk, hatta bir maçl›k performansla ilgilenmekte, art›k ciddi birer flirket haline gelmifl olan
kulüplerin saha d›fl› performans› (özellikle de
mali boyutu), çok küçük bir kitle taraf›ndan izlenmekte, bu ilgilenenlerin de yeterli bilgiyi
edinmesini sa¤layacak ortamlar yarat›lmamaktad›r. Sorunlar sadece mali boyutla da s›n›rl›
kalmamaktad›r. Kulüplerin gelece¤ine saha d›fl›
performanstan çok daha fazla etki edecek olan;
gelece¤e dönük uzun vadeli projeler, sponsorluk anlaflmalar›, yasal taahhütler, gayr›menkul
al›m/sat›mlar› gibi konularda verilen kararlar,
al›nan riskler ve bunlarla ilgili olarak yürütülen
süreçler yaln›zca birkaç kifli taraf›ndan yürütülmekte ve baflka taraflarca neredeyse hiç sorgulanmamaktad›r.
‹flin ilginç taraf›, süreç boyunca takip edilmeyen
bu konular sonradan yönetimler de¤iflse de çeflitli nedenlerle sorgulama d›fl› b›rak›lmakta,
böylece hatalar›n›n fark›na varan, bunlardan
ö¤renen ve tekrarlamamas› için önlem alan kurumlar yarat›lamamaktad›r. ‹yi niyetle yap›lan
hatalar› sorgulayan bir sistem olmad›¤› gibi, kötü niyetle yap›lan ve kulübü zarara u¤ratabilecek giriflimleri önleyecek ve bunlarla ilgili olarak hesap soracak mekanizmalar da yeterince
iyi ve sa¤l›kl› bir flekilde kurulmam›flt›r.
Kulüplerin tabi oldu¤u Dernekler Kanunu ve
buna paralel olarak haz›rlanan kulüp tüzükleri
birtak›m önlemler getirmifltir elbette. Denetleme Kurulu ve Divan Kurulu bunlar aras›nda en
ön plana ç›kanlard›r. Ama bu kurullar›n, konular›nda deneyimli ve bilgili üyelerden oluflmakla birlikte, kuruluflta tasarlanan amaçlara uygulamada hizmet edecek flekilde görev yapamad›klar› görülmektedir. Esasen mevcut yap›lar› ile
de arzulanan sonuçlar› almak mümkün de¤ildir.
Bu kurullar, yap›lar› itibariyle, tam zamanl› çal›flmayan üst yap›lard›r. Kulübün tüm iflleyiflini,
al›nan kararlar› ve yap›lan uygulamalar› detayl›
ve yak›ndan takip etme flanslar› yoktur. Bilgiye
ulaflmalar› ve düzeltici yönde yetki kullanmalar›nda sorunlar vard›r. Baflka bir denetim arac›
olarak de¤erlendirebilece¤imiz ba¤›ms›z denetim ise a¤›rl›kl› olarak flirket hesaplar›n› belirli
formatlar ve normlar çerçevesinde denetlemekle s›n›rl› kalmaktad›r. Yukar›da an›lan bir çok
risk denetim alanlar›n›n d›fl›nda kalmaktad›r.
Neticede, kulüpler içinde bu karmafl›k ve giderek büyüyen yap›dan do¤an riskleri takip eden,
denetleyen, sorgulayan ve gerekti¤inde de bu
konudaki performans› ile ilgili hesap veren
kurumsallaflm›fl yap›lar mevcut de¤ildir.
Sa¤l›kl› ve Güvenli Yönetim
Rastlant›lara Kalmakta:
Tüm bu anlatt›klar›m›z nas›l bir sonuç do¤urmaktad›r? E¤er ifl bafl›na gelen yönetim her
alanda baflar›l› oluyor ve do¤ru kararlar› veriyorsa önemli bir sorun yok gibi görünmektedir.
Ama e¤er yönetim yanl›fl kararlar veriyor ve kulübü zarara u¤rat›yorsa genel kurullar d›fl›nda
(ki bunlar›n etkin bir flekilde çal›flamad›¤›n› irdelemifltik) bunu etkin bir flekilde sorgulama ve
daha önemlisi müdahale etme imkan› son derece s›n›rl› kalmaktad›r. Bir de daha da karmafl›k
bir durumu düflünelim. Diyelim ki, görünüflte
sahada baflar›l› sonuçlar alan, taraftar›n sevdi¤i
bir yönetim bilerek veya bilmeyerek ilerideki
dönemde kulübün mali yap›s›n› zaafa u¤ratabilecek ya da bafl›na önemli hukuki sorunlar yaratabilecek kararlar almaktad›r. Bu geliflmeleri
kim, nas›l, hangi bilgi ve belgelerle saptayacak
ve zaman›nda ilgili yerlere uyar› görevini yapacakt›r? Görünen o ki, ifller büyük ölçüde flansa
kalmakta ve mevcut yap›da kulüplerimizin bafl›na her zaman do¤ru kararlar alan ve do¤ru uygulamalar› yapan yönetimlerin gelmesini dilemekten baflka yap›lacak fazla birfley bulunmamaktad›r.
Uzun Vadede Ayakta Kalmak ve
De¤er Yaratmak ‹çin Nas›l Bir Kulüp
Yönetimi?
Elbette hiçbir ciddi kurum iflini flansa b›rakamaz. Kurumlar kendi geleceklerine sahip ç›kmal›, önce kendi hissedarlar›, sonras›nda da di¤er paydafllar ad›na; kimli¤inin, itibar›n›n ve
topyekun de¤erinin korunmas› için gerekli önlemleri almal›d›r.
Bugün dünyada önce çeflitli ekonomik krizler,
sonras›nda da flirket krizlerinden ortaya ç›kan
en önemli geliflme, baz› yap›sal yönetim de¤iflikliklerin benimsenmesi fleklinde olmufltur. fiirketler uzun vadede varl›klar›n› korumak ve de¤erlerini yükseltmek ad›na önce kendi çal›flma
ilkelerini belirlemifl ve bunlar›n canl› tutulmas›
için belirli kurum, süreç ve araçlar› oluflturmufltur. Kendi kendisini sorgulayan ve denetleyen
yap›lar yarat›lm›flt›r. Risklerin net bir flekilde belirlendi¤i ve bunlarla ilgili politikalar›n aç›k bir
flekilde tan›mland›¤› bir yönetim tarz› oluflturulmufltur. Bunlar aç›kl›k, fleffafl›k ve hesap verebilirlik ilkeleri çerçevesinde gerçeklefltirilmifl,
43
PERÇ‹N
Uyum/‹tibar Riski ve Yönetimi:
Kulüpler herfleyden çok taraftarlar›n gönlündeki
sevgi ve sayg›ya dayanan kurumlard›r. Tamam›yla gönüllü bir birliktelik olan kulüp-taraftar
iliflkisinde k›sa vadede k›r›lganl›k az ise de uzun
vadede taraftarlar›n bünyede tutulmas› ve art›r›lmas› sözü edilen sevgi-sayg› iliflkisinin zedelenmemesine ba¤l›d›r ve vade uzad›kça k›r›lganl›k artar.
Bu aç›dan bak›ld›¤›nda kulüplerin itibarlar›n›n
üzerine titremesi gerekir. Kulübü temsil etti¤ine
inan›lan de¤erlere ters davran›fllar, söylemler,
aç›klamalar ve kampanyalar itibar aç›s›ndan
önemli risklerdir. Kulübün ad›n›n ahlaki olmayan kifli, kurulufl ve eylemlerle birlikte an›lmas›
uzun vadeli etkiler yaratacak riskler bar›nd›rmaktad›r. Bunun yan›nda, yürürlükteki düzenlemelere ve hukuk kurallar›na ayk›r› eylemler
ve bunun sonucunda gelebilecek yapt›r›mlar (ki
biz bunlar› uyum-compliance riski olarak adland›r›yoruz) özellikle önem arzetmektedir. Öte
yandan uluslararas› arenadaki flampiyonalara
kat›l›m› da engelleme tehlikesi olan hatal› uygulamalar kulübün gelece¤ini son derece ters etkileme olas›l›¤›na sahiptir.
Hal böyle iken kulüplerimizde bu konulardaki
riskleri gözeten yap›lanmalar›n mevcut olmad›¤›n› görmekteyiz. Yöneticilerin bazen kulüp ilke ve e¤ilimlerinden tamam›yla uzak kalabilen
görüfllerini beyan etmesine veya eylemlerde bulunmas›na ve bunun sonucunda kulübün gerek
ilgili düzenleyici otoriteler, gerek kendi taraftar
kitleleri, gerekse de genel kamuoyu nezdinde
itibar kaybetmesinin önüne geçecek uyar› ve
dan›flmanl›k mekanizmalar› kurulmal› ve iflletilmelidir. Hukuki dan›flmanl›¤› tam zamanl› yapan, hukuki olmayan ifllere girilmesine, hukuki
metinlerin yanl›fl ba¤›tlanmas›na müdahale
edecek yap›lar kulüplerimizce oluflturulmal›d›r.
‹ç Denetim Zaafiyeti, Kuvvetler
Ayr›l›¤› ‹lkesi ve Divan Kurullar›n›n
Yeni Rolü:
Kulüplerimizde ciddi bir iç denetim zaafiyeti
sözkonusudur. Genel Kurul taraf›ndan seçilen
Denetleme Kurulu ve Divan Kurulu yap›lar› itibariyle kulüplerin iflleyiflini denetlemekte eksik
kalmaktad›r.
Denetleme Kurulu neredeyse tamam›yla mali
konulara odaklanm›fl görünmektedir. Ancak burada bile sorunlar yaflanmaktad›r. Zaman zaman kulüplerin mali verileri ile ilgili olarak denetleme kurullar›n›n sundu¤u rakamlardan çok
farkl› rakamlar serbestçe telaffuz edilmekte, iflin
daha da ilginç taraf›, bunlar yayg›n bir inan›fl
haline gelebilmekte, ba¤›ms›z denetim taraf›ndan da denetlenen veriler bile tart›flma konusu
olabilmektedir. Bunlar hiçbir ciddi flirketin yaflamamas› gereken olaylard›r.
Öte yandan bambaflka amaçlarla kurulan ve
çok önemli ifllevler üstlenebilecek divan kurullar› da y›llar içerisinde güç kazanmak bir yana
baz› konulardaki denetim yetkilerini bile kaybetmifl, müdahil olabilecekleri konular›n say›s›
son derece s›n›rl› hale gelmifl ve etkinliklerini
kaybetmifltir.
Kulüplerimizde kuvvetler ayr›l›¤› ilkesi önemli
hasar görmüfltür. Kuvvetler ayr›l›¤› ilkesi, bir taraftan seçime gelmifl yürütmenin kendi uygun
gördü¤ü aksiyonlar› kurallara uygun oldu¤u sü-
‹Ç DENET‹M / Bahar 2008
kurumsal yönetim bir hayat felsefesi olarak benimsenmifltir.
Giderek yayg›nlaflmakta olan bu yaklafl›mlar›n
belki de en önemli ve ilgili oldu¤u kurumlar
aras›nda futbol kulüpleri de yer almaktad›r. Futbol kulüpleri son dönemde flirketlefltikleri ve
halka aç›ld›klar› için hesap vermek zorunda olduklar› bir hissedar grubuna sahiptir. Bunun
ötesinde, bu hissedar grubunun ço¤unluk pay›n› temsil eden dernek (kulüp) genifl bir genel kurul taban›na (kongre üyeleri) sahiptir ve bu kitleye karfl› da sorumluluk sözkonusudur. Futbol
kulüpleri sözkonusu oldu¤unda tan›m bununla
da s›n›rl› kalmamaktad›r. ‹flbafl›na gelen yönetimler (flirket içi geliflmeleri de¤ilse bile), kulübün sportif performans›n›, ald›¤› dereceleri yak›ndan takip eden her kesimden milyonlarca kifliyi temsil ettikleri iddias›yla (ki bu iddia genel
kabul gören ve hakl› gerekçeleri olan bir iddiad›r) icraat yapmaktad›r. Kararlar› flu veya bu flekilde genifl kitleleri ilgilendirmektedir. Kulüpler,
hukuki ve mali boyutlar› yan› s›ra, ülkeyi çeflitli
platformlarda temsil ettikleri için kamunun denetim alan›na da girmektedirler.
Bir baflka deyiflle, uzun vadeli kal›c›l›k ve de¤er
yaratma ad›na kulüplerimizin; gelip giden yönetimlerle de¤iflmeyen bir tak›m refleksleri oluflturmaya, belli bafll› baz› kurumsal yap›lar› kurmaya, icray› daha yak›ndan denetlemeye ve
yönlendirmeye dönük süreçleri oluflturmaya ihtiyac› vard›r. Tüm bunlar kulüplerimizde baz›
yeni yap›lar›n oluflturulmas›na ihtiyaç yaratmaktad›r.
44
‹Ç DENET‹M / Bahar 2008
PERÇ‹N
rece serbestçe almas›n›, bir taraftan da kurallara
uygun olmayan aksiyonlarda baflka bir gücün
zaman›nda ve yerinde devreye girmesini sa¤lar.
Yani yürütmeyi ve yönetimi engellemez ama
yanl›fl eylem ve uygulamalar› önler.
Çok de¤iflik branfllarda faaliyet gösteren kulüpler; itibar riski, mevzuat riski, suiistimal riski,
operasyonel riskler gibi birçok riskle karfl› karfl›ya kalmaktad›r. Her gün çok say›da imza at›lmakta, s›kça kulübün gelece¤ini ipotek alt›na
alacak eylem ve anlaflmalara girilmekte, karfl›
taraflara sözler verilmekte, çeflitli taraflarla parasal iliflkilere girilmektedir. Kulüplerimiz son
dönemde flirketleflme ve kurumsallaflma e¤ilimi
çerçevesinde baz› yönetici kadrolar atam›fllard›r. Ancak, bunlar› denetleyecek bir ekip kurmam›fllard›r. Kulüplerimizde kuvvetler ayr›l›¤›
ilkesinin uygulanmas› için; yönetime ba¤l› olmayan, uzman kiflilerden oluflmufl, tam zamanl› ve yerinde çal›flan, yetkilendirilmifl iç denetim
ekiplerinin kurulmas› önemli bir ihtiyaç haline
gelmifltir.
Bu ekipler kulübün günlük ve uzun vadeli faaliyetlerinin; ulusal (ve gerekti¤inde uluslararas›)
mevzuat ve yasalara uygun, kulüp ilke ve de¤erlerine uygun, ayn› zamanda mali aç›dan da
hem k›sa hem de orta vadeli sonuçlar› dikkate
alarak yetkin ve sa¤l›kl› flekilde iflletilip iflletilmedi¤ini denetlemelidir.
Böyle bir yap›n›n kurulma ihtiyac› aç›kt›r. Ancak, bu yap›n›n nereye ba¤lanaca¤› tart›fl›lmas›
gereken bir konudur. Çünkü böyle bir yap› kulüplerde icran›n ta kendisi olan yönetim kuruluna rapor ederse ba¤›ms›zl›¤› ciddi bir flekilde
halel görebilir. Do¤rudan raporlayaca¤›, özlük
haklar›n› veren icradan ba¤›ms›z bir yap›ya ihtiyaç vard›r.
Bir olas›l›k genel kurullarda denetimden sorumlu ve yönetim kurulundan ayr› olarak ba¤›ms›z
yönetim kurulu üyelerinin seçilmesi ve bunlar›n
genel kurullarda yönetim kurulundan ayr› olarak hesap vermesi formülüdür. Ancak bu yöntemin ifllerli¤i mevcut seçim sisteminin yarataca¤›
komplikasyonlar dolay›s›yla s›n›rl› görünmektedir. ‹kinci yöntem ise bu görevi divan kurullar›na vermektir. Bu görev hem divan kurullar›n›n
do¤as›na uymakta, hem de divan kurullar›n›n
seçim süreci zaten yerleflmifl oldu¤undan yeni
bir süreç yarat›lmadan konu çözümlenmifl olmaktad›r. ‹ç denetim ekipleri bulgular›n› elbette
önce yönetimle paylaflmal›, ancak çözüm sa¤lanamas› halinde rücu edilecek bir platform bu-
lunmal›d›r. Divan kurullar› bu rolü gayet iyi bir
flekilde yerine getirebilir. Elbette bunun için divan kurullar›n›n görev tan›mlar› ve yetkilerinde
gerekli tadilat yap›lmal›d›r.
Kurumsal Yönetim:
Kulüpler ‹çinde Yap›lacaklar: Yaz›m›z›n bu bölümüne kadar dile getirilen görüfller, öneriler (örne¤in iç denetim sistemlerinin güçlendirilmesi,
kuvvetler ayr›l›¤› ilkesinin hayata geçirilmesi,
risk yönetiminin kurumsallflat›r›lmas›) büyük ölçüde kurumsal yönetim ilkesinin bir parças›d›r.
Bunlar›n da ötesinde her kulübün; kurumsal yönetim konusundaki ilke, öncelik ve yaklafl›mlar›n› içeren bir kurumsal yönetim manifestosu
yay›nlamas› ve belirlenen bir yol haritas› çerçevesinde aksiyonlar almas› yerinde olacakt›r.
Kulüplerimizde bu konuda liderli¤i üstlenecek
bir kurumsal yönetim komitesi kurulmas›, etik
ilkelerin belirlenerek herkesin bu konuda bilgilendirlmesi de büyük önem tafl›maktad›r.
Kamuya mal olmufl bu kurumlar›m›z için fleffafl›¤›n önemini ne kadar vurgulasak yeridir. Kulüplerimiz özellikle halka aç›ld›klar›ndan bu yana birçok verileri SPK ve IMKB standartlar› dolay›s› ile halka aç›klan›yor. Ama bunlar›n ne ka-
45
PERÇ‹N
Federasyon ve Kulüplerimizce Yap›lmas› Gerekenler: 2008-2009 sezonundan itibaren Süper
Lig ve 2. Lig A Grubunda uygulamaya konmas›
beklenen UEFA kriterleri mali raporlama
stndartlar›, mali yönetim ve fleffafl›kta önemli
de¤iflimler getirmeye adayd›r. Ancak, her zaman oldu¤u gibi, yasal düzenleme ve örgütlenmeler önemli birer ön kofluldur. Esas olan uygulamad›r. Federasyonun UEFA taraf›ndan yetkilendirilmifl (ayn› zamanda, denetlenen) lisans
verici olarak kulüplerimize yön gösterici olmas›
laz›md›r. Bu nedenle, düzenlemede yer alan
mali raporlama standartlar›na ek olarak, bu ya-
z›n›n konusunu oluflturan risk yönetimi, iç denetim ve kurumsal yönetim konular›n›n izdüflümünü oluflturmak üzere federasyonda da bir yap›lanmaya gidilmesi yerinde olacakt›r. Aksi taktirde, çabalar›n büyük ölçüde bir mali raporlama egzersizine dönüflmesi ve arzulanan yap›sal
de¤iflimin ›skalanarak hedeflenen faydan›n sa¤lanamamas› riski mevcuttur.
Öte yandan kulüplerimizde bu kriterlerin en
önemli bölümünü oluflturan mali kriterler ve
bunlara dönük raporlaman›n yükünü çekecek
olan mali kontrol ekiplerinin nicelik ve nitelik
aç›s›ndan güçlendirilmesi gerekir. Yönetim
kurullar›nda bu konulardan sorumlu yönetim
kurulu üyelerinin de belirlenmesi sahiplik ve liderlik aç›s›ndan büyük faydalar sa¤layacakt›r.
Yaln›z Kendi Evimizin Önünü Süpürmek Yetmez: Kurumsal yönetim aç›s›ndan dile getirilmesi gereken bir baflka önemli konu da bir kurumun kendi iç yap›s›n› düzeltmesinin asla yeterli olmad›¤›d›r. Kulüpler sadece kendi durumlar›n› de¤il, içinde bulunduklar› rekabet ortam›n› da iyilefltirmek ve sa¤l›kl› hale getirmek için
çal›flmal›d›r. Elbette bunu ilgili ulusal ve uluslararas› otoritelerin deste¤i ve yön göstermesi ile
yapmal›d›rlar.
Bu aç›dan bak›ld›¤›nda Türkiye'de rekabetin
yanl›fl bir düzlem içinde seyretti¤ini görmekteyiz. Rekabette daha çok karfl› taraf› zay›f düflürme stratejisi izlenmektedir. Halbuki amaç topyekun kaliteyi art›rmak olmal›d›r. Aksi taktirde
zay›f bir ligden kuvvetli flampiyonlar ç›kmas›n›
ve bugün rekabetin as›l arenas› olan Avrupa ve
dünya piyasalar›nda baflar›l› olacak tak›mlar yarat›lmas›n› beklemek hayalden öteye gitmeyecektir. Zaten UEFA'n›n yeni yaklafl›m›n› da böyle de¤erlendirmek gerekiyor. UEFA yeni düzenlemeleri ile basit bir fair-play anlay›fl› getirmiyor, rekabetin ancak güçlü rakipler taraf›ndan
yap›labilece¤i görüflünden hareketle, sa¤l›kl›
sonuçlar›n elde edilece¤i bir rekabet ortam›n›n
oluflturulmas›n› hedefliyor.
Türkiye Futbol Federasyonlar›na bu konularda
büyük görev düflmektedir. ‹lkelerini samimi olarak bu konularda geliflme ve iyilefltirmeye odakland›rm›fl federasyon yönetimlerine ihtiyaç vard›r. Ayr›ca, federasyonlar›n yönetim kurullar› ve
profesyonel kadrolar›n›n bu konularda yol gösterecek ve çal›flmalar yapacak ölçüde uzman,
donan›ml› ve yetkin kadrolardan oluflmal›d›r.
Nihayet, siyaset futbolun içindeki güç mücade-
‹Ç DENET‹M / Bahar 2008
dar bilindi¤i ayr› bir tart›flma konusu. Zaten
böyle oldu¤u için de transfer rakamlar›, borç rakamlar› gibi herkesin ilgisini çeken konularda
ortada birçok rakam uçuflurken bunlar›n tutarl›l›¤› hiç sorgulanm›yor. Bugün itibariyle böylesine kamuya malolmufl kurumlar›n bilgilerinin
böylesine tart›flma konusu olmas› üzerinde ciddiyetle düflünülmesi gereken bir konudur. Bunun da ötesinde, fleffafl›k sadece mali konularla
s›n›rl› olmamal›, kamuya bilgi verme (disclosure) konusunda uluslararas› standartlarla uyumlu
uygulamalar benimsenmelidir.
46
PERÇ‹N
lesinden elini bir an önce ve sonsuza dek çekmelidir. Yasa koyucular çabalar›n› geliflme yönündeki yasalar›n ç›kart›lmas›na, denetim konusunda (vergi denetimi dahil) standartlar›n iyilefltirilmesine, tesis yap›m›na ve yeni nesillerin
sa¤l›kl› bir flekilde sisteme entegre edilmesinin
yollar›n›n açmaya yönlendirmelidir. Bunun d›fl›ndaki her giriflim, futbolun kendi içinde kurabilece¤i uyumu engellemekte, rekabet ortam›n›
bozmakta ve bu yaz› içinde sayd›¤›m›z tüm geliflmeleri sabote edici bir mahiyet arzederek futbolumuzun gelece¤i için büyük bir risk oluflturmaktad›r
‹Ç DENET‹M / Bahar 2008
Sonuç ve Genel De¤erlendirme:
Kabul etmek gerekir ki futbol, Türkiye için çok
önemli bir sosyal olay. Daha da ötesinde futbol
ve tarftarl›k olgusu, kimlik envanterimizde bafll›ca bafll›klardan birisi haline gelmifl durumda
(Türkiye'de milyonlar›n kendilerini tan›mlarken
kulland›¤› önde gelen birkaç ifadeden bir tanesi de tutulan tak›md›r). Buna paralel olarak futbolumuz; son y›llarda ayr›lan bütçelerin büyümesi, daha iyi yabanc› antrenör ve oyuncular›n
gelmesi, geçmiflten beri var olan ilginin daha da
canland›r›lmas› gibi nedenlerle belirli aflamalar
kaydetti. Peki, futbolda uluslararas› rekabette
bugüne kadar elde edilen sonuçlar ülkenin futbola ilgisi, yap›lan harcama ve yat›r›mlar ile
uyumlu mudur ? Bu soruya olumlu cevap vermek oldukça güç. Uluslararas› rekabette elde
edilen sonuçlar toplumun ilgisine, ayr›lan ulusal kaynaklara paralellik arzetmiyor. Futbolumuzda baz› fleylerin yolunda gitmedi¤i aç›kça
ortada. Acaba bunun nedeni nedir?
Türkiye, uluslaras› rekabet ortam›na uyum sa¤lama konusunda çözüm için yabanc› s›n›rlamas› gibi yüzeysel konulara tak›l›p kalm›fl görün-
mektedir. Art›k baflar›l› ve rekabetçi bir kulüp
oluflturman›n, kal›c› baflar›lar yaratman›n yolunun yaln›zca iyi bir teknik direktör, iyi bir kadro, iyi transferlerden geçmedi¤ini fark›na varmal›y›z. Gereken özelefltiriyi yapmal› ve kendimize çeki-düzen vermeliyiz. Neticede uluslararas› rekabet koflullar› önemli bir de¤iflim sürecine çoktan girmifltir.
Tek bir nedene ba¤lamak do¤ru olmamakla birlikte, bu yaz›n›n konusunu oluflturan kurumsal
yönetim ve denetim alanlar›nda gereken ad›mlar kararl›, cesur ve ciddi bir flekilde at›lmad›¤›
taktirde Türk futbolunun rekabet gücünde
iyileflme beklemek do¤ru olmayacakt›r. Arada
baflar›lar elde edilse bile bunlar geçici olacak,
arkas›ndan uzun süreli tahribat dönemleri gelecektir. Al›nacak önlemler, anl›k, gelip-geçici
baflar›lar› de¤il, uzun vadede sa¤l›kl› bir rekabet
ortam›n›n oluflturulmas›n› hedeflemelidir.
Kendi içinde sa¤l›kl› kurumlar ve sa¤l›kl› bir rekabet ortam› oluflturamayan hiçbir sektör ve ülke sa¤l›kl› sonuçlar elde edemez, güçlü kurumlar yaratamaz. Elbette futbol da bunun istisnas›
de¤ildir. Tüm bu nedenlerle kulüplerimizin
kendi yönetimlerine böyle bir bak›fl aç›s›yla yeniden bakmas›n›n zaman› çoktan gelmifltir. Kulüplerimizin bu çabalar› yetkin ve donan›ml› federasyonlar taraf›ndan yönlendirilerek içtenlikle desteklenmeli, iyi uygulamalarla kötü uygulamalar aras›ndaki fark aç›kça ortaya konmal›, ilgili devlet organlar› kamu ad›na denetim görevini adil ve fleffaf bir flekilde yerine getirmeli, iktidar›, muhalefeti ve belediyeleri ile tüm siyasi
yap›lar ise bu ortam›n tamam›yla d›fl›nda kalmaya özen göstermelidir.
Dr. Cüneyt Sezgin
Garanti Bankas› Yönetim Kurulu Üyesi
47
AYRAÇ
Yeni Yönetim Kurulu
Organizasyon modelleri konusu bir yönetim bilimi klasi¤idir. Orada keflfedilecek çok fazla fley
kald›¤›n› sanm›yorum. Belki, hangi dönemin
sosyal de¤erlerinin yönetime nas›l yans›d›¤›yla
ilgili sosyologlara malzeme ç›kar. S›f›r hiyerarfli
gibi magazinsel modelleri hiç saym›yorum, onlar› kongrelerde ilginç bir konuflma konusu olsun diye icat ediyorlar herhâlde. Tüm zamanla-
r›n de¤iflmez bir gerçe¤ini de konumun d›fl›nda
tutuyorum: Her sosyal grup, liderini yarat›r ve
oradaki iliflki a¤›, asl›nda kendi organizasyon
modelleridir.
Benim ilgimi çeken flu: Sadece üst yönetimler
yeniden kavramlaflt›r›l›rsa bütünü kapsayan bir
etki alan› yarat›labilir mi? Hadi, çok daha konvansiyonel soray›m: Ticaret Kanunu’nun yönetim kurulu sistemi bir hukukçu mitosu mudur?
‹tiraf edelim ki asl›nda öyledir. Kim bilir, istenen
bir yap› olman›n d›fl›nda belki özgün üye seçme
teamülleri yarat›lm›flt›r! Bu toplumun insanlar›n›n okudu¤unu varsayd›¤›m için bildi¤iniz fleyleri saymayal›m.
fiimdi bu yaz›n›n arka plan›ndaki tezi söylemenin tam s›ras›: Klasik yönetim kurullar› evrimini
tamamlad›. Baflka bir ruhla yeniden do¤uyor.
Onlar›n erken yaflam formu, icra kurullar›yd›.
fiimdi karfl›m›zda geliflmemifl bir bedenin içinde
yafll› bir ruh var. Henüz çok fazla yeni anlay›flta yönetim kurulu üyesi görmüyorum. “Murahhas” veya “executive”lerin rolü hâlâ geleneksel
olarak fazla “cool”. Birkaç yerde gerçekten farkl› örneklerini gördüm. Mesela yeni nesil bir yönetim kurulu üyesinin yar› tan›ms›z misyonu,
kurumu verimlilik aç›s›ndan yeniden yap›land›rmak.
Her tür “outsourcing”den kilit pozisyondaki yöneticilerin performans›na kadar kar›fl›yor. Ola¤anüstü dönem hükûmetlerinin özel yetkili devlet bakanlar› gibi.
Her zaman flunu görmüflümdür: Ayr›nt› ve sürekli uygulama, zihinsel dumur yarat›yor. Tan›d›¤›m birçok üst düzey fonksiyon yöneticisinin
hâli, Jaguar’la s›k›fl›k trafikte beklemek gibi.
Amaçlar› d›fl›nda ziyan oluyorlar. Geçmiflte ayn› fleyi bir profesörden duymufltum; “Ders vermekten bilime vaktim kalm›yor” demiflti. Bir sistemde, her ihtiyaca karfl›l›k gelen, çeflitlilik gösteren mekanizmalar laz›m. Kör noktalar olursa,
o amaca ait olmayan parçalar ya at›l kal›yor ya
da çok y›pran›yor.
Yeni yönetim kurulu üyeleri iki fleyi baflarmal›:
Hem kendi aralar›nda birlikte var olmal›lar,
hem de kendi bafllar›na çal›flmal›lar.
Onlar, bir bak›ma nesillerinin ilk örne¤i: Uzman pratisyenler. Yöntem ifllerse organizasyon
kuramlar›na yama yapmam›z gerekebilir.
Ahmet Ery›lmaz, AE E¤itim Dan›flmanl›k kurucusudur.
‹Ç DENET‹M / Bahar 2008
Ahmet Ery›lmaz
48
YAKIN PLAN
Uluslararas› ‹ç Denetim
Fark›ndal›k Ay›
Ali Kamil Uzun
‹Ç DENET‹M / Bahar 2008
Küresel, ulusal geliflmeler ve düzenlemeler, ülkemizde iç denetim mesle¤inin önemini her geçen
gün artt›rmaktad›r. Yap›lan düzenlemelerle finans
ve reel sektör flirketleri, kamu kurum ve kurulufllar›nda iç denetimin yasal bir gereklilik haline geldi¤i ve buna ba¤l› olarak flirket ve kurum yönetiminde sorumluluklar›n artt›¤› bir dönem
bafllam›flt›r. Yasal gerekliliklerin yan› s›ra
küresel rekabet içinde büyüme ve kurumsal yönetim kalitesinin sürdürülebilirli¤i iç denetim faaliyetine ve konusunda yetkin iç
denetim profesyonellerine ihtiyaç yaratmaktad›r.
‹çinde bulundu¤umuz May›s
ay› Uluslararas› ‹ç Denetçiler
Enstitüsü (IIA) taraf›ndan tüm dünyada “Uluslararas› ‹ç Denetim Fark›ndal›k Ay›” olarak ilan edilmifltir.
Önemi her geçen gün artan iç denetim hak-
k›nda ifl dünyas› ve toplumda fark›ndal›¤›n yarat›lmas› için meslek hakk›nda konuflmak ve iç denetimin kurumsal yönetim, iç kontrol ve risk yönetimindeki önemli rolünden bahsetmek için mükemmel bir f›rsatt›r.
Hepimizin iç denetimin de¤eri ve kurumsal yönetim içindeki önemini ifl dünyam›za ve topluma anlatmakta bir rolü bulunmaktad›r.
Bu amaçla: fiirket ve kurumlar›n›z
da iç denetim yöneticileri olarak,
flirket ve kurum çal›flanlar› ile
birlikte yaratt›¤›n›z de¤erlerin anlat›lmas›, yönetim
kurulu ve üst düzey yöneticilerinize iç denetimin kurumsal yönetim kalitesi için güvence sa¤layan rolünün ifade edilmesi, iç denetim mesle¤inin önde gelen isimlerinin konuflma yapmalar› için flirketinize, kurumunuza davet edilme-
Denis Bergevin, IIA – Uluslararası ‹ç Denetçiler Enstitüsü Avrupa Bölge Müdürü
49
YAKIN PLAN
Ali Kibar, TÜSiAD fiirket ‹flleri Komisyonu Baflkanı
Ülkemizde bu konuda çeflitli etkinlikler yap›lm›flt›r. TÜS‹AD ‹ç Denetim Çal›flma Grubu, Kurumsal
Yönetim ve ‹ç Denetim konulu seminer düzenleyerek haz›rlam›fl oldu¤u “Yönetim Kurullar›nda ‹ç
Denetim Hakk›nda Sorulmas› Gereken 12 Soru”
rehberini tan›tm›flt›r. ‹stanbul Üniversitesi ‹flletme
Fakültesi ‹flletme Kulübü, Marmara Üniversitesi
Denetim Kulübü ile iç denetim üzerine paylafl›m
toplant›lar› yap›lm›flt›r. Dünya Gazetesi’nde iç denetim üzerine makale yay›nlanm›fl, Türkiye’nin ilk
denetim portal› olan “Denetimnet” may›s ay› boyunca bilgilendirici yay›nlar gerçeklefltirmifltir.
IIA ve di¤er ülke enstitüleri de may›s ay› boyunca
çeflitli etkinlikler düzenlemifllerdir.
Uluslararas› ‹ç Denetim Fark›ndal›k Ay› tüm
meslektafllar›m›za kutlu olsun.
‹Ç DENET‹M / Bahar 2008
si, flirket ve kurum müflterileri ve tedarikçilerinin
iç denetim hakk›nda bilgilendirilmesi ve benzeri
etkinlikler ve faaliyetlerle mesle¤imizin de¤eri
ve rolünün anlat›lmas› için çeflitli f›rsatlar yarat›labilir.
“Uluslararas› ‹ç Denetim Fark›ndal›k Ay›”nda
meslek adamlar› olarak birlikte çal›flarak mesle¤imiz için fark ve fark›ndal›k yaratal›m.
50
PARMAK ‹Z‹
‹nternet erifliminin denetimi
Tanol Türko¤lu
Kurumsal biliflim ile kiflisel bilgisayar kullan›m›
standardlar› ço¤unlukla ayn›ym›fl gibi de¤erlendirilir. Örne¤in popüler iflletim sisteminin yeni
bir versiyonu ç›kar; organizasyondaki “hi-tech”
bir kaç kifli bunlar› “korsan” bir flekilde bilgisayarlar›na yükler, günlerce kendilerine de bilgi
ifllem departman›na da kan kustururlar; ancak
yine de organizasyondaki herkese de o yeni
versiyonun kurulmas›n› ister; bunu yapmayan
bilgi ifllem birimini hafiften elefltirirler...
O bir iki kifli belki tolere edilebilir ama farkl› fiziksel lokasyonlarda çal›flmakta olan yüzlerce
hatta binlerce personelden oluflan bir organizasyon için bu tür yenilikleri gerçeklefltirmek
bafll› bafl›na bir operasyondur; çok ciddi planlanmas› ve icra edilmesi gerekir. Neden? Çünkü
kurumsal biliflim; ne yaz›k ki bilgisayar oyunlar›nda “Game Over” oldu¤unda bafla dönülüp
yeniden bafllan›ld›¤› gibi bir dünya de¤ildir: Çal›flan bilgisayar çal›flmamaya bafllad›¤›nda kaybedilen zaman› geri getirmek söz konusu olamaz!
Benzer flekilde kurumsal biliflim söz konusu oldu¤unda internet eriflimi de evdeki ADSL üzerinden gerçeklefltirilen kiflisel internet erifliminden çok farkl›d›r. Kurumlarda internet eriflimi
belli politikalar çerçevesinde gerçeklefltirilmeli;
güvenlik olgusuna azami önem verilmelidir.
‹Ç DENET‹M / Bahar 2008
Nas›l ki “verinin bofl disk üzerinde yay›lma
özelli¤i” varsa (dün 20 Gb diskinizn %80’ini
dolduran verileriniz yeni alaca¤›n›z 80 Gb diskin de %80lik k›sm›n› k›sa sürede kaplayacakt›r), el alt›nda bulunan internet erifliminin de çal›flanlar› bafltan ç›karma ve onlar› “ifl ile ilgili olmayan” yerlerde zaman harcamaya meyletme
özelli¤i vard›r.
lenmifl olan segmentler bu eriflim kademeleri ile
irtibatland›r›lmal›d›r. Temel olarak internet eriflimi dört kademeye ayr›labilir:
1. Sadece eposta trafi¤i
2. Birinci kademe + ifl ile ilgili web siteleri
3. ‹kinci kademe + belirlenmifl medya siteleri
4. Birinci kademe + s›n›rs›z web site eriflimi
Eposta trafi¤i bugün art›k de facto bir standard
olmufl durumdad›r. Bir personelin flirket içinde
kullanmak üzere bir eposta adresi varsa, bu kiflinin internet eposta trafi¤ine de (iki yönlü olarak) sahip olmas› ifl gere¤i de bir zorunluluktur.
Ancak burada bile suistimale aç›k bir durum
söz konusudur. O da eposta üzerinde dolaflan
ve ifl ile ilgili olmayan gereksiz epostalar (zincir
epostalar›, f›kra/karikatür epostalar›, görsel malzeme içeren epostalar, vb).
Burada en az›ndan tedbir olarak; virüse karfl› filtrelemeler ile eposta ile gelen ek dökümanlar›n
büyüklükleriyle ilgili bir üst s›n›r getirilebilir.
‹kinci kademeyi oluflturan “ifl ile ilgili web siteleri” kavram› tart›flmal› bir olgudur. Hangi web
sitesinin ifl ile ilgili oldu¤una kim karar verecek?
Hele bir de üçüncü kademedeki medya siteleri
de iflin içine girdi¤inde sorun daha da büyümektedir. Çünkü örne¤in pazarlama departmanlar› hakl› olarak popüler medya sitelerine
girip, günlük haberleri ö¤renmek istemektedirler ama ne yaz›k ki ayn› web sitelerinde Paris
Hilton ile ilgili haberlerden tutun da bir gün önce oynanan futbol maçlar›n›n gol görüntüleri de
yer almaktad›r.
Öncelikle yap›lmas› gereken, organizasyon yap›s›yla parallellik arz edecek flekilde tüm kullan›c›lar› segmentlere ay›rmakt›r. Ayr›ca ikinci bir
boyut olarak, 24 saatlik zaman dilimi de dikkate al›nmal›d›r. Organizasyonda bilgisayar eriflimi olan tüm personel, görev tan›m›na, ünvan›na göre bu matris üzerine oturtulabilmeli ve internet eriflimi buna göre haz›rlanmal›d›r.
Ne yaz›k ki burada da s›n›r› çizmek zorlaflmaktad›r. Öyle anlafl›l›yor ki bugünün herkes taraf›ndan bilinen bir kaç gazetesi, ifl ile ilgili tüm
haberleri içermektedir ve bu haberler ne yaz›k
ki baflka gazete ya da medya organlar›nda yer
almamaktad›r(!) O nedenle her ne kadar popüler olmayan medya sitelerine eriflim verilse bile
o birkaç siteye eriflim olmad›¤› sürece “ifl ile ilgili haberler” ne yaz›k ki hep “kaç›r›lm›fl olacakt›r”...
Öte yandan internet eriflimi de kademelere ayr›lmal› ve yukar›da birinci boyut olarak belir-
Bu tür kademeli eriflim standardizasyonu getirmek ve çal›flanlar› segmentlere ay›rmak, piyasa-
51
PARMAK ‹Z‹
daki yayg›n yaz›l›mlar sayesinde gerçeklefltirilebilmektedir. Ayr›ca bu tür yaz›l›mlar sayesinde
herhangi bir günün herhangi bir saatinde hangi
kullan›c› hangi sitelerde dolaflm›fl, kaç dakika
sitelerde kalm›fl gibi kay›tlar bile tutulabilmektedir.
biliflim çerçevesinde kurumun personelinin kullan›m›na vermifl oldu¤u bilgisayarlar ifl amaçl›
kullan›m için tahsis edilmifl olmas›d›r. Bu eposta kullan›m›ndan web eriflimine kadar tüm biliflim amaçlar›n› kapsamaktad›r. T›pk› otuz sene
önce daktilo, telefon kullan›m›nda oldu¤u gibi.
‹kinci boyut burada devreye girmektedir. O da
standard mesai saatleri içinde uygulanacak eriflim standardlar› ile mesai saati d›fl›nda uygulanacak standardlar›n ayr› olmayabilece¤ini de¤erlendirip, eriflim politikas›n› buna göre esnetebilmektir. Bugün internet eriflimi için uygulanan ücretlendirme istisnalar d›fl›nda ço¤unlukla
sabit bir ücrettir. Yani hat üzerinden geçen verinin büyüklü¤ü ücretlendirmeyi etkilememektedir; çünkü sabit ücret belli bir maksimum üst seviyeye göre belirlenmektedir.
Ancak elbette ki bu kurallar çal›flandan yana
belli bir seviyeye dek esnetilmektedir. Gerek bu
esnemenin s›n›r›n› belirlemek gerekse de yanl›fl
anlamalar› ortadan kald›rmak için kurumsal yönetiflim çerçevesinde öncelikle kurumun belli
bir politikas›n›n olmas› ve bu politikay› tüm personeline duyurmufl olmas› kaç›n›lmaz bir ön
kofluldur.
Bu çerçevede mesai saatlerinde kapal› olan kimi web sitelerinin mesai saatlerinden sonra
aç›lmas›, yine görev tan›m› ve ifl ünvan›na ba¤l› olacak flekilde, söz konusu olabilir.
Unutulmamas› gereken temel nokta, kurumsal
‹ç denetim aç›s›ndan da öncelikle yap›lm›fl olmas›ndan emin olunmas› gereken fley kurumun
bu konularla ilgili politikalar›n› özetleyen bir
yönetmeli¤e sahip olmas› ve bunu tüm personele duyurmufl olmas›d›r. Ancak bundan sonrad›r
ki ilgili yönetmelik baz al›narak denetim yap›labilir ya da gerekli görülen durumlarda kay›tlar
incelenebilir. Böyle bir yönetmelik ya da kurum
politikas›n› yay›nlamadan denetimsel bir faaliyet göstermek yasama sürecini by-pass edip yarg› sürecini icra etmekle efl olaca¤›ndan, keyfili¤i de beraberinde getirecektir.
Tanol Türko¤lu,
fiekerbank T.A.fi.’de Bilgi Teknolojileri’nden
Sorumlu Genel Müdür Yard›mc›s›’d›r.
[email protected]
‹Ç DENET‹M / Bahar 2008
Örne¤in 10 Mbps eriflim kapasitesine sahip olan
bir kurum, gün içinde 1 Mbpslik bir trafik olufltursa da 10 Mbpslik bir trafik olufltursa da ayn›
ücreti ödemektedir. Ayr›ca 10 Mbps’in üstüne
ç›kmaya çal›flsa da üst limiti geçemeyece¤inden
sistem buna izin vermez. (Kurum aç›s›ndan bak›ld›¤›nda, internet hatlar›, telefon hatlar›ndan
daha sa¤l›kl› bir ücretlendirmeye sahiptir; çünkü örne¤in uluslararas› kullan›ma aç›k bir hattan diledi¤iniz kadar konuflma yaparak faturay›
diledi¤iniz kadar fliflirebilirsiniz).
Bu sayede personel eposta kutular›n›n da internet eriflim kay›tlar›n›n da gerekti¤i durumlarda
incelemeye tabi tutulabilece¤ini bilmeli ve kendilerine sunulan imkanlar› bu çerçevede kullanmal›d›r.
52
Ç‹ZG‹ ÖTES‹
Meslek örgütü olmak
Ali Kamil Uzun
Türk Dil Kurumu'nun güncel Türkçe sözlü¤ünde
meslek; belli bir e¤itim ile kazan›lan sistemli bilgi
ve becerilere dayal›, insanlara yararl› mal üretmek, hizmet vermek ve karfl›l›¤›nda para kazanmak için yap›lan, kurallar› belirlenmifl ifl olarak
tan›mlanmaktad›r. Tan›m›na bak›ld›¤›nda bir u¤rafl›n, bir faaliyetin, bir meslek olarak kabul görmesi; diploma, lisans, ruhsat, sertifika gibi bir ehliyet ile uygulama standartlar› ve etik kurallar›n›n
bulunmas›n› gerektirmektedir. Ehliyetin belgelenmesi ve kurallar›n belirlenmesi ise; e¤itim, geliflim
ve uyum disiplinin sa¤lanmas› için organize olma
ihtiyac›n› do¤urmaktad›r. Tan›m› esas alarak yapt›¤›m›z bu tespitler, bir ifli meslek yapan üç boyut
bulundu¤unu göstermektedir. Belge, uygulama
standartlar› ve etik kurallar› ile mesleki örgütünün
bulunmas› bir ifle mesleki de¤er kazand›rmaktad›r. Bu tespitimizi somut olarak aç›klamak gerekirse; iflimiz olan iç denetim, uluslararas› iç denetçi sertifikas›, uluslararas› uygulama standartlar›, etik kurallar› ve uluslararas› ve ulusal mesleki
örgütleri ile meslek olarak kabul görmüfltür. Söz
konusu üç boyutun birlikte varl›¤›, bir ifle mesleki
de¤er kazand›rmaktad›r. Mesle¤in küresel ve ulusal düzeyde yayg›n kabul görmesi, gelece¤inin
yönetilmesi ise meslek örgütünün ifllevselli¤ini
gerektirmektedir.
‹Ç DENET‹M / Bahar 2008
Meslek örgütünün ifllevselli¤i, meslek örgütü olman›n koflullar› nelerdir?
Meslek örgütleri; mesle¤in anlafl›lmas›, meslektafllar›n tan›nmas›, takdir edilmesi, gelecekte de
ifade bulmas› ve sayg› görmesi için çal›flmalar
yapmal›d›r. Bu amaçla, vizyon, misyon ve stratejileri ile mesle¤in gelece¤ini tasarlamal› böylece
meslekte mükemmelli¤in merkezi olmal›d›rlar.
Bu beklentilerin karfl›lanmas› meslek örgütünün
ifllevselli¤ini gösterir.
Meslekte mükemmelli¤in merkezi olman›n
kurallar› nelerdir?
Meslek örgütleri, mesle¤inin eri, erbab› olan di¤er
bir ifadeyle iflinin uzman›, ustas›, üstad› say›lan
deneyimi ve dinamizmi olan, etik ilkelere ba¤l›
meslek adamlar› ile yönetilmelidir. Çünkü, ilkeleri ve de¤erleri, özverili ve gönüllü adanm›fll›¤›,
yetkinlikleri ve vizyonu, de¤er yaratan hizmetleri
ve yetifltirdikleri ile her meslek adam› kendi alan›nda örnek gösterilen, izlenen bir liderdir.
Meslek örgütü olman›n kurumsal yönetim
ilkeleri nelerdir?
Meslek örgütleri hukuki bir çerçevesi ve ekonomik yap›s› olan kar amaçs›z örgütler olup yaratt›¤› katma de¤eri tekrar mesle¤in ve meslektafllar›n
geliflimine harcayan bu anlamda sosyal fayda yaratan kurumlard›r. Bu kurumsal örgütlerin yönetim organlar› zaman›n›, bilgi ve deneyim birikimlerini, becerilerini özverili ve gönüllü adanm›fll›kla paylaflacak, de¤er yaratacak meslek adamlar›ndan oluflmal›d›r. Meslek örgütüne liderlik edecek olanlar, kiflisel ç›kar gözetmeksizin, karfl›l›ks›z hizmet vermeyi ilke edinmifl, katk›lar›n› bir tür
“akl›n›n zekat›n› vermek”(birikimlerinin zekat›)
gibi düflünenler olmal›d›r.
Meslek örgütünün kurumsal sürdürülebilirli¤inin
güvencesi olan fleffaf ve hesap verilebilir kurumsal yap›, hukukun ve mesle¤in gereklerinin yerine getirilmesine azami dikkat ve özen gösteren,
kurald›fl› eylemlere bilerek ve isteyerek taraf olmayan bir yönetim anlay›fl› bulunmal›d›r.
Meslek örgütünün yönetim organlar›nda hizmet,
süreli olmal›, yönetici insan kayna¤› yenilenmelidir. Yönetim organlar› oluflturulurken ç›kar çat›flmalar›na f›rsat verilmemelidir. Örgütsel kaynaklar mesleki ç›karlar gözetilerek kullan›lmal›d›r.
Mesleki örgütlenme, kat›l›mc›, sorgulayan, irdeleyen, çok sesli, farkl›l›klar›n birlikteli¤inden sinerji yaratan, ba¤›ms›z davranabilen bireylerden
oluflmal›d›r. Örgütlenmenin sinerjisi meslek için
kullan›lmal›d›r.
Kifli ve kliklere ba¤›ml› olmadan, yöneticili¤in bir
meslek haline dönüflmedi¤i, hizmet bayra¤›n›n el
de¤ifltirdi¤i, kat›l›mc›, meslek için hizmetin esas
al›nd›¤› bir yönetim anlay›fl›na, yaklafl›m›na sahip
olmak “meslek örgütü” olmakt›r.
Yukar›da aç›klad›¤›m›z ilkelerde “meslek örgütü”
olmak; birbirinden farkl› kurumlar›n temsilcileri
olan meslek adamlar›n› buluflturarak “biz bilinci”ni oluflturmakt›r. Birlikte paylafl›m ve kat›l›m
arzusunu hareket geçirmektir. “vizyon gücü” nün
ifade edilmesidir. Farkl›l›klar›n zenginli¤ini, birlikteli¤in sinerjisi ile örgütsel güce dönüfltüren
“eylem gücü” dür. Mesle¤in kurumsal kimli¤inin
ifadesi olan “meslek örgütü” meslek ile ilgili toplumsal fark›ndal›¤›n “Yarat›c› gücü” dür.
Meslek örgütü olman›n ifade edilen bu gücü; ilkeleri ve de¤erleri, özverili ve gönüllü adanm›fll›¤›,
53
yetkinlikleri ve vizyonu, de¤er yaratan hizmetleri
ve yetifltirdikleri ile her biri kendi alan›nda örnek
gösterilen, izlenen bir lider olarak kabul etti¤imiz
meslek adamlar›n›n varl›¤› ile ifllevsellik kazanabilir. Meslek adamlar›, meslek örgütlerinin güç kayna¤› olan kurumsal de¤erleridir. Entelektüel sermayesidir. Örgütsel kültürün dinamikleridir.
Dürüst ve fleffaf bir toplumun, demokratik ve kalk›nm›fl bir ülkenin sayg›n yurttafllar› olmak için
meslek adamlar›n›n birer de¤er olarak fark›nda olmal›y›z. Bu fark›ndal›¤›n olmad›¤› topluluklar›n
bir de¤er olarak varl›¤› söz konusu olmaz.
Bu nedenle toplumumuzda meslek adaml›¤›na
olan duyarl›l›¤›n ve fark›ndal›¤›n yarat›lmas› bir
yurttafll›k sorumlulu¤u olarak görülmelidir.
Buraya kadar yapt›¤›m›z aç›klamalardan kendi
meslek örgütümüz için bir de¤erlendirme yapmak
gerekirse, kuruluflundan bugüne kadar geçen sürede örgütümüzde bu de¤erler geçerli olmufltur.
T‹DE giderek büyüyen ve üye say›s› her geçen
gün artan bir meslek örgütüdür. 13 senelik kurumsal geçmifli dikkate al›nd›¤›nda genç bir mesleki örgüt olarak kabul edilebilir. Kurum kültürümüzün ve de¤erlerimizin sürdürülebilir olmas›
çok önemlidir. Yeni üyelerimizin bu ilkeleri ve
davran›fl kurallar›n› çok iyi anlamalar›n›n sa¤lanmas› yönetimin sorumlulu¤udur. Standartlarda,
bir iflletmedeki iç denetçinin etik savunucusu olmas›n›n önemi ve gereklili¤inden bahsederken
bunu kendi örgütümüzde uygulaman›n önemi ve
gereklili¤i de çok aç›kt›r. Bu anlay›fl benzer mesleki örgütler için de ayn› öneme sahiptir. Mesleki
göreviniz denetlemek, soruflturma inceleme yapmak ise ele verir talk›n› durumuna düflmemek gerekir. Genel kurullar, yönetim toplant›lar›, biçimsel di¤er toplant›lar, iletiflim yöntemleri kurum anlay›fl›n›n etik mesajlar›n verildi¤i en önemli ortamlard›r, f›rsatlard›r. Bu ortamlarda mesle¤e ve
örgüte sahip ç›kmak her meslek adam›n›n en
önemli görevidir.
Bir ömür boyu yaflam biçimimiz olacak bu ilke ve
de¤erler ile yaflamak kendimizi gönülden mesle¤e adamak ile mümkündür. Böylesi bir ömre bedel adanm›fll›k ise gönlünde meslek sevgisi ile
olur.
Gönlünüzde meslek sevgisinin hiç bitmemesi dile¤iyle...
Ali Kamil Uzun CPA, CFE
Türkiye ‹ç Denetim Enstitüsü Kurucu Baflkan›
[email protected]
‹Ç DENET‹M / Bahar 2008
Ç‹ZG‹ ÖTES‹
54
MÜHÜR
Sosyal Sorumlulu¤un
denetimi nas›l olacak?
Salim Kad›beflegil
‹Ç DENET‹M / Bahar 2008
‹fl dünyas›n›n en “in” konular›ndan birisi, herhâlde “sosyal sorumluluk”. Nerede bafllay›p nerede bitti¤ini bilmedi¤imiz bu kavram›n da “içini boflaltmaya” bafllad›¤›m›z görünüyor. Okul
ve hastane yapt›rmak, kütüphane oluflturmak,
kitap toplamak, gelir düzeyi düflük ailelerin çocuklar›n› okutmak, tar›m alanlar›nda modern
üretim teknikleri konusunda bilinci art›rmak,
sporla ilgili alanlar› desteklemek, fiziksel engellilerin topluma kazand›r›lmalar› ve üretime kat›lmalar›n› teflvik edici faaliyetlerde bulunmak
ve daha sayabilece¤imiz yüzlerce örne¤i sosyal
sorumluluklar flemsiyesi alt›nda toplayabiliriz.
Ama kavramsal olarak bakt›¤›m›zda, bunlar ger-
55
çekten “sosyal sorumluluk mu”? Ya da markalar›m›z› “aklamak” için kulland›¤›m›z bir tür deterjan m›? Veya ticari beklentilerimizi rekabetin
rüzgârlar› içinde farkl› bir yönden estirerek finansal getiriler sa¤lama niyetinde oldu¤umuz
çal›flmalar m›?
Yap›lan araflt›rmalar gösteriyor ki tüketiciler,
ürün ve hizmet seçiminde sosyal sorumluluklar›n› yerine getiren flirketlerin markalar›n› öncelikle tercih ediyor. Yani, burada bir “pazarlama
dinami¤i” olufluyor. Daha etkin sosyal sorumluluk yap, tüketicinin tercihi ol!
Nobel ödüllü iktisatç› Milton Friedman, 1973
y›l›nda ifl dünyas›n›n sosyal sorumlulu¤unu “ifl
yapmak ve para kazanmak” olarak tan›mlam›flt›! O günlerden bu yana, köprünün alt›ndan çok
sular akt›. Görüldü ki sürdürülebilir gelecek güvencesi olmadan “para” kazan›lm›yor.
2000’li y›llara gelindi¤inde, yat›r›mc›lar›n beklentilerini sadece finansal raporlar karfl›lamaz
oldu. Toplumun dinamikleri Friedman’›n söyleminden sonra oldukça de¤iflmiflti. Sokaktaki vatandafl bile çevresine bakt›¤›nda, flirketlerin üretip satman›n d›fl›ndaki performans› ile ilgilenir
olmufltu. Ürün ve hizmetleri için para ödedi¤i
flirketlerin sosyal ve ekolojik çevre performans›,
kanaatlerinin oluflumunda üst s›ralara yükselmiflti. Toplum ve flirketler aras›ndaki “güven”,
zaten Enron ile y›k›lm›fl ve yerine bir fley konulamam›flt›. Acaba sosyal sorumluluk bu bofllu¤u
doldurabilir miydi?
‹fl dünyas›, yat›r›mc›lardan gelen talebi de dikkate alarak 2000’li y›llardan bu yana üçlü raporlama yap›yor. Yani, bir yandan finansal raporlama ile ifl sonuçlar›n› aç›klarken di¤er yandan sosyal sorumluluklar› ve ekolojik çevre ile
uyumlu hareketlerini raporluyor. Gerçekten de
ifl dünyas›n›n bu raporlama sistemati¤ine geçifli,
sosyal alanda bir hareketlili¤e neden oldu. ‹rili
ufakl› yüzlerce flirket, bir anda kendini sosyal
projelerin içinde buldu. Sivil toplum kurulufllar›n›n y›ld›z› parlamaya bafllad›. Sosyal alandaki
projeler ile katma de¤eri yüksek ifller ortaya
konmaya bafllad›. Ekolojik çevre bilinci yükseldi. “Karbon ayak izleri” bafll›¤› ile bir kavram
gündemimize girdi. Örne¤in, dünyan›n en büyük perakende zincirlerinden Wall-Mart, 2008
y›l›ndan itibaren raflar›nda duracak ürünlerin
etiketlerinde, üretim s›ras›nda ne kadar karbon
emisyonuna neden olundu¤unun yaz›lmas›n›
bir zorunluluk olarak aç›klad›.
Ama...
fiirketlerin bu performans›n›, en az finansal performanslar›nda oldu¤u gibi “kim” denetliyor?
Bu performans›n tan›mlanm›fl uluslararas› standartlarda oldu¤unu kim belgeliyor? Yoksa, bunlar, hâlâ “keyfe keder” ifllerin gündeminde yer
almal› m›?
Günümüzde, baflta Global Reporting Initiative
olmak üzere, ifl dünyas›n›n sosyal ve ekolojik
çevre alan›ndaki performans›n›n nas›l olmas›
gerekti¤ine iliflkin gelifltirilmifl standartlar var.
Ülkemizde de bu konuda oldukça yo¤un çal›flmalar gündemde duruyor. fiirketlerin organizasyonlar›nda “sosyal sorumluluk” ad› alt›nda ba¤›ms›z bölümler aç›l›yor. Hatta bir ad›m daha
ileri gidildi¤inde, uluslararas› flirket organizasyonlar›nda “sürdürülebilirlik” bölümlerinin varl›¤›n› görüyoruz.
Sosyal sorumluluk, flirketler belli bir büyüklü¤e
ve olgunlu¤a ulaflt›ktan sonra yap›lan bir anlay›fl de¤ildir. fiirketler, kurulduklar› ilk günden
itibaren çal›flanlar›na, yat›r›mc›lar›na, tüketicilere ve genel olarak topluma karfl› sorumludur!
En az›ndan toplumun beklentisi budur! Aksine
davrananlar› fliddetle cezaland›rmakta, hatta ifl
dünyas› haritas›ndan silebilmektedir. Günümüzde, onlarca marka için sürdürülmekte olan
“boykotlar›n” alt›nda yatan temel neden, flirketlerin “sorumsuzluklar›na” karfl› bir baflkald›r›d›r!
Global Reporting Initiative Baflkan› ve kurumsal
yönetim dünyas›na King I ve King II ad› ile tan›mlanm›fl raporlara ad›n› veren H. Mervyn
King, sosyal sorumlulu¤u “Paran›z› nas›l kazand›¤›n›zd›r” fleklinde tan›ml›yor. Bir yandan sosyal projeler için kaynak ay›r›p di¤er yandan SSK
prim sahtekârl›¤› yapmak, vergi kaç›rmak, tar›m
alanlar›na çevreyi olumsuz etkileyecek iflletmeler kurmak, çocuk iflçi çal›flt›rmak, do¤al kaynaklara zarar vermek sosyal sorumluluk anlay›fl› ile özünde çeliflen yaklafl›mlar olarak tan›mlan›yor.
fiirketler, kendi gelecek güvenceleri için sosyal
sorumluluk anlay›fl›n› ifl modellerinin içinde tan›mlamal›d›r. Yani flirketler, üretimden tüketime
kadar zincirin her halkas›nda “sosyal sorumlu”
davranmak durumundad›r.
Sosyal ve ekolojik çevreye yönelik performans›n da daha yaflanabilir bir dünya için en az mali tablolar kadar denetlenmesi gerekmez mi?
Salim Kad›beflegil
Stratejik ‹letiflim Dan›flman›
ORSA Stratejik ‹letiflim Dan›flmanl›¤›
‹Ç DENET‹M / Bahar 2008
MÜHÜR
56
YANSIMA
Ortak Bilgi Havuzu-CBOK
(Common Body Of Knowledge)
2006-Küresel Özeti II
‹ç Denetçi Yetkinlik/Uzmanl›k ve
Bilgi Alanlar›
Yetkinlikler
Yetkinlikler, zaman yönetimi ve sunum becerileri
gibi genel geçerli bireysel becerilerden iç denetim
birimini kurum içinde temsil etme yetene¤i gibi iç
denetçilere özgü özel yetenek ve özelliklere kadar
oldukça çeflitlidir. ‹ç denetçilerin iç denetim birimi içinde çeflitli farkl› hiyerarflik kademelerde tatmin edici bir performans gösterebilmek için farkl›
yetkinliklere de sahip olmalar› gerekir. Ankete kat›lanlara yol göstermek için, anket formunda yetkinlikler “belili görevleri yapmak için ihtiyaç duyulan beceriler” olarak tan›mlanm›flt›r. Yetkinliklerin önemi özellikle vurgulanm›flt›r, çünkü bunlar
IIA’n›n Etik Kurallar›nda dört ana ilkeden biridir.
Bu ilkeye göre, “iç denetçiler iç denetim hizmetlerinin yürütülmesinde gerekli olan bilgi, beceriler
ve deneyimi uygulad›klar›nda ve gösterdiklerinde” yeterli yetkinli¤e sahiptirler demektir.
Tablo 2-4’te gösterildi¤i gibi, iç denetim yöneticileri, iç denetim birimini kurum içinde temsil
etme kabiliyetini en önemli yetkinlikleri olarak s›n›flam›fllard›r. Bu s›ralama, Standartlara uyumlu
ve tutarl›d›r. Standart 2000’e (‹ç Denetim Faaliyetinin Yönetimi) göre, iç denetim yöneticisi “iç denetim birimini, kuruma de¤er katmas›n› sa¤layacak flekilde etkili ve etkin bir tarzda yönetmelidir”.
‹ç denetim yöneticileri, denetim personelinden
denetim müdürüne kadar iç denetim birimi örgütlenmesi içindeki di¤er hiyerarflik kademeler sistemati¤inde, analitik olma ve iletiflim kurma yeteneklerini en önemli yetkinlikler olarak görmekte-
Tablo 2-4*
Kadro Düzeylerine Göre En Önemli Alt› Yetkinlik S›ralamalar›
‹Ç DENET‹M / Bahar 2008
Yetkinlikler
‹ç denetim faaliyetini ve birimini
kurum içinde temsil etme yetene¤i
Analitik yetkinlikler (bir sorunu
analiz etme ve çözümleme yetene¤i)
‹letiflim
Kavramsal düflünme
‹htilâf ve çat›flmalar› çözümleme
Elefltirel düflünme
Fikirler, standartlar ve mevzuatta
meslekî de¤iflikliklere ve de¤iflime
ayak uydurma yetene¤i
Sunum becerileri
Sorunlar› tan›mlama ve çözümleme
Proje planlama ve yönetimi
Zaman yönetimi
Personeli e¤itme ve gelifltirme
Yazma becerileri
Denetim
Personeli
K›demli / fief
Denetçi
Denetim
Müdürü
‹DY
1
1
1
5
2
2
1
5
5
4
2
5
4
6
3
6
4
3
6
6
3
4
3
2
*1 = Asgari düzeyde önemliden 5 = Çok önemliye
57
YANSIMA
dirler. ‹ç denetim yöneticilerinin verdi¤i cevaplara
göre, kiflinin hiyerarflik kademelerde sorumluluklar› ve statüsü yükseldikçe sorunu tan›mlama yetene¤inin de önemi azalmaktad›r.
Bilgi Alanlar›
Bu bölüm, iç denetçilerin iç denetim faaliyeti içindeki hiyerarflik kademelerinde üstlendikleri görevleri tatmin edici bir flekilde ifa edebilmeleri için
hangi bilgi alanlar›n›n önemli oldu¤unu belirlemek amac›yla 19 farkl› konu ve alan› içermektedir. Tablo 2-6’da gösterildi¤i gibi, uygulamac›lardan, kurumlar› içindeki mevcut kademe ve kadrolar›nda ifllerini yapabilmek için bu 19 bilgi alan›n›n tafl›d›¤› önem düzeyini, 1’den (Asgari Düzeyde Önemli) 5’e (Çok Önemli) kadar de¤iflen bir öl-
çekte s›ralamalar› ve göstermeleri istenmifltir. Uygulamac›lar›n verdikleri yan›tlar, denetimin en
önemli bilgi alan› oldu¤unu ve onu etik konusunun izledi¤ini göstermektedir. Tüm kat›l›mc›lar
için ilk befl içinde yer alan tek di¤er bilgi alan›, kat›l›mc›lar›n kendi endüstri ve sektörlerindeki teknik bilgileridir.
Denetim personeli ile k›demli personel/flef denetçi seviyesinde olanlar aras›nda yap›lan k›yaslamalara göre çok önemli ve belirgin farklar yoktur. ‹ç
denetim birimi içinde daha üst seviyelerde, iç denetim standartlar› ve kurumsal iflletme riski yönetimi bilgisinin önem düzeyi çok artmaktad›r. Kat›l›mc›lar, tüm hiyerarflik kademelerde ve kadro düzeylerinde bilgi alanlar›nda genel bir tutarl›l›k göstermifllerdir.
Tablo 2-5*
Denetim Personelinden Denetim Müdürüne Kadro Kademeleri ve Düzeylerine Göre
En Önemli Yetkinlikler S›ralamalar› ‹ç Denetim Yöneticisi (‹DY) ve Uygulamac› Kat›l›mc›lar
‹ç denetim faaliyetini ve
birimini kurum içinde
temsil etme yetene¤i
Analitik yetkinlikler
(bir sorunu analiz etme
ve çözümleme yetene¤i)
De¤iflim yönetimi
‹letiflim
‹htilâf ve çat›flmalar›
çözümleme
Elefltirel düflünme
Kavramsal düflünme
Yabanc› dil becerileri
Fikirler, standartlar ve
mevzuatta meslekî
de¤iflikliklere ve de¤iflime
ayak uydurma yetene¤i
Örgütleme becerileri
Sunum becerileri
Sorunlar› tan›mlama
ve çözümleme
Proje planlama ve yönet.
Rapor haz›rlama
Zaman yönetimi
Personeli e¤itme ve
gelifltirme becerileri
Karmafl›k bilgi sistemlerini
anlama becerisi
Yazma becerileri
Denetim Personeli
K›demli Personel/ fiefler
Denetim Müdürü
‹DY
Uygulamac›
‹DY
Uygulamac›
‹DY
Uygulamac›
14
11
16
10
7
7
1
2
1
2
5
2
17
2
15
1
18
2
15
1
15
1
16
1
15
9 / 10
12
9
4
9
5
10
13
5
6
18
5
13/14
17
5
6
18
9
14
18
5
6
18
7
12 / 13
9
14
6
15
9
12
9 / 10
12 / 13
10
15
11
12
8
10
11
12 / 13
4
3
3
3
12
3
16
8
6
14
8
7
8
7
6
13
7
8
3
13
16
12 / 13
8
10
18
17
11
16
2
14
11
3
16
4
13/14
4
17
4
17
11
17
4
*Ortalama, 1 = Asgari düzeyde önemli ile 5 = Çok önemli aras›nda cevap ortalamas›d›r.
‹Ç DENET‹M / Bahar 2008
Yetkinlikler
58
YANSIMA
Tablo 2-6
Bilgi Alanlar›n›n ‹fli Yapmak ‹çin Önem Düzeyleri Ortalamalara Göre Uygulamac› Cevaplar›
Bilgi Alanlar›
Muhasebe
Denetim
‹fl hukuk ve genel idare hukuku
‹fl idaresi
Meslekî standartlarda de¤ifliklikler
Kurumsal iflletme riski yönetimi
Etik
Finans
Suiistimallere karfl› uyan›kl›k
Yönetiflim
‹nsan kaynaklar› yönetimi
‹ç denetim standartlar›
Bilgi teknolojileri
Yönetim muhasebesi
Pazarlama
Organizasyon (kurum) kültürü
Örgütlenme sistemleri
Strateji ve ifl politikalar›
Kendi sektörünüzde teknik bilgi
Di¤erleri
4,00
4,32
3,89
3,70
3,68
3,80
4,27
3,78
3,90
3,85
3,21
3,72
3,81
3,50
2,71
3,81
3,67
3,71
3,96
‹ç Denetim Faaliyetinin Yeni Ortaya
Ǜkan ve Geliflen Rolleri
Denetim Türlerinde Vurgu De¤iflimi
‹Ç DENET‹M / Bahar 2008
Bu bölüm, gelecek üç y›l içinde iç denetim biriminin yapaca¤› denetimlerin genel türlerine yönelik
talepte olmas› beklenen de¤ifliklikler üzerinde
odaklanmaktad›r. IIA’n›n 1999 raporunda (Gelece¤e Yönelik Bir Vizyon: ‹ç Denetim ‹çin Meslekî
Uygulama Çerçevesi) verilen iç denetim tan›m›,
risk yönetimi, yönetiflim ve kontroller alanlar›nda
güvence hizmetlerinin ve dan›flmanl›k görevlerinin önemini kabul etmektedir. ‹fl kapsam›ndaki bu
genifllemeyle, iç denetim faaliyetlerinin bu üç
alanda denetimler yapmalar› beklenmektedir. Ya-
Denetim
Personeli
3,71
4,61
3,68
3,53
3,68
3,71
4,26
3,64
3,91
3,77
3,15
4,24
3,79
3,27
2,64
3,82
3,78
3,60
3,96
K›demli / fief
Denetçi
3,77
4,66
3,70
3,60
3,64
3,74
4,18
3,68
3,93
3,80
3,23
4,19
3,84
3,30
2,60
3,79
3,76
3,61
3,92
Denetim
Müdürü
3,83
4,68
3,68
3,75
3,71
3,85
4,21
3,70
4,00
3,95
3,44
4,19
3,85
3,35
2,70
3,91
3,75
3,73
3,97
k›n gelecekte gerekecek personel say›s›n›, gereken
personel yetkinlikleri ve uzmanl›klar›n› ve gereken becerileri tahmin edebilmek ve de¤erlendirebilmek için, iç denetim biriminin hizmetlerine yönelik talepte olabilecek de¤ifliklikleri ve de¤iflim
e¤ilimlerini kestirmek gerekmektedir. Iç denetim
biriminin kendi kurumunun risk olgunlu¤u profillerinde ve hissedar ve paydafllar›n isteklerindeki
olas› de¤iflimleri de de¤erlendirmesi gerekir. Tablo 2-7, iç denetim biriminin yapt›¤› genel denetim
türlerinin gelecek üç y›l içinde artaca¤›, azalaca¤›
veya ayn› düzeyde kalaca¤› yönünde alg›lamalar
hakk›nda sorulan soruya tüm kat›l›mc›lar›n verdikleri cevaplar› ve ifade ettikleri fikirleri göstermektedir.
Tablo 2-7
Yap›lan Denetimlerin Türlerinde Beklenen ve Tahmin Edilen De¤ifliklikler Yüzde Birimleriyle Tüm Kat›l›mc›lar
Etkinlik
Mali süreçlerin gözden geçirilmesi
Risk yönetimi
Yönetiflim
Mevzuata uyum
‹flletme denetimi
Artacak
43,5
79,5
63,2
46,9
46,2
Azalacak
14,5
2,3
4,0
11,7
14,7
Ayn› Kalacak
41,9
18,2
32,8
41,4
39,1
Toplam Yüzde
100
100
100
100
100
59
YANSIMA
Kurumlar›n Faaliyetleri ‹çinde
‹ç Denetim Birimlerinin Yeni Ortaya
Ǜkan veya Geliflen Rolleri
Bir kurum içinde yap›lan çeflitli faaliyet türleri
içinde iç denetim faaliyetlerinin flu anda hangi rolleri oynad›klar›n› ve gelecekte hangi rolleri oynayacaklar›n› anlamak ve kavramak amac›yla, kat›l›mc›lara, pek çok kurumun yürüttü¤ü faaliyet ve
fonksiyonlar› içeren bir liste da¤›t›lm›flt›r. Kat›l›mc›lardan kendi iç denetim faaliyetlerinin flu anda
bu faaliyetler içinde bir rolü bulunup bulunmad›¤›n›, iç denetim faaliyetlerinin gelecek üç y›l içinde bir rol üstlenme olas›l›¤›n›n bulunup bulunmad›¤›n› ya da iç denetim faaliyetlerinin bir rol üstlenme olas›l›¤›n›n bulunup bulunmad›¤›n› belirtmeleri istenmifltir. Bu rol, iç denetim faaliyetinin ifl
kapsam›n›n bir parças› olarak tan›mlanm›flt›r. Bu
liste, iç denetim literatüründe yap›lan bir taraman›n ve CBOK 2006 pilot çal›flmas›n›n sonuçlar›ndan derlenmifltir. Tablo 2-8’de tüm cevaplar›n bir
genel görünümü gösterilmektedir.
Tablo 2-8
‹ç Denetim Faaliyetinin Yeni Ortaya Ç›kan veya Geliflen Rolleri Yüzde Birimleriyle Toplam Cevaplar
Strateji belirlemek ve
performans ölçümleri
(örn., dengeli sonuç kartlar›)
Referansa göre k›yaslama
Kurumsal yönetiflim
Kurumsal sosyal sorumluluk
Kurum personelinin
e¤itim ve ö¤retimini
gelifltirme (örn., iç
kontroller, risk yönetimi,
mevzuat hüküm ve koflullar›)
Felaket kurtarma haz›rl›klar›
Maddi ve kan›tlarla
ilgili sorunlar
Geliflmekte olan pazarlar
Çevresel sürdürülebilirlik
Yönetici ücretlendirme
sistemleri
Suiistimalleri önlemek /
bulmak
Küreselleflme
Fikri mülkiyet haklar›
ve bilgi de¤erlendirmesi
IT (bilgi teknolojileri)
yönetimi de¤erlendirmesi
Bilgi yönetim sistemleri
gelifltirme ve gözden geçirme
Birleflme ve devralmalar
Proje yönetimi
Denetim komitesine
e¤itim verme
Mevzuata uyum
de¤erlendirmesi ve izlemesi
Risk yönetimi
Stratejik çerçeveler
fiu anda
bir rolü var
Gelecek 3 y›l
içindebir rol
üstlenme
olas›l›¤› var
Bir rol
üstlenme
olas›l›¤›
yok
Uygulanabilir Toplam
de¤il
23,1
35,2
30,1
11,5
100
28,6
52,2
23,6
35,7
31,1
31,6
26,0
11,3
33,8
9,8
5,1
11,0
100
100
100
46,6
34,4
15,3
3,7
100
34,0
26,1
29,0
10,9
100
39,8
23,9
23,5
12,8
100
11,5
14,0
22,5
24,7
39,5
39,9
26,4
21,4
100
100
16,0
17,7
45,4
20,9
100
69,0
22,9
5,7
2,5
100
15,3
21,1
35,2
28,4
100
19,2
28,4
35,1
17,3
100
46,1
32,2
16,8
4,9
100
26,1
38,0
26,9
8,9
100
18,4
39,8
23,7
27,6
30,8
25,1
27,1
7,6
100
100
31,2
34,4
21,7
12,7
100
64,0
23,0
9,2
3,8
100
66,6
27,0
25,5
36,8
5,6
27,7
2,3
8,5
100
100
‹Ç DENET‹M / Bahar 2008
Roller
60
YANSIMA
‹Ç DENET‹M / Bahar 2008
Özet
‹ç denetçiler, kurumlar›na karfl› görev ve sorumluluklar›n› yerine getirmek istiyorlarsa, IIA’n›n Uluslararas› ‹ç Denetim Standartlar› Meslekî Uygulama Çerçevesine uyumlar› flartt›r. Kat›l›mc›lar, kurumlar›n›n Standartlara genelde uydu¤una samimiyetle ve kuvvetle inanmaktad›rlar. Standartlar›n
kullan›lmamas›n›n sebepleri de, Standartlar›n kuruma de¤er katmad›¤›, yeterli iç denetim birimi
personelinin bulunmad›¤› ve Standartlara uyman›n çok vakit ald›¤› yönündeki yönetim alg›lamalar› gibi kurumsal özniteliklerle ba¤lant›l›d›r. ‹ç
denetim faaliyetleri, Standartlara uymak için azamî çaba göstermelidirler. Standart 1300, dünya
çap›nda pek çok kurumun Standartlara tam uymas›n›n önünde bir barikat gibi gözükmektedir. Bu
standarda uyman›n daha az maliyetli yollar›na yönelik önerilerle desteklenen ek yol gösterici çabalar, daha fazla say›da üyenin Standartlara tam olarak uymas›n› sa¤layabilecektir.
CBOK 2006 veritaban›, bir kurumun risklerini yönetmesine ve karfl›s›na ç›kan f›rsatlardan istifade
etmesine yard›mc› olan bir katma de¤erli faaliyet
olarak iç denetimin giderek geliflen ve artan rolü
hakk›nda bilgiler vermektedir. ‹ç denetim mesle¤i,
kurumlar için zengin bir kaynakt›r, çünkü iç denetim birimi yönetimin iç kontrol çerçevesinin yeterlili¤ini ve etkinli¤ini izler ve kurumsal yönetiflim,
risk de¤erlendirmesi, mali sistemler, iflletme sistemleri ve IT (bilgi teknolojisi) sistemlerinin bütünlü¤ü ve sa¤laml›¤›na katk›da bulunur. CBOK
2006 veritaban›, etkin bir iç denetim biriminin özniteliklerini; iç denetçi becerileri, yetkinlikleri ve
bilgi düzeyi; iç denetim araç ve teknikleri ve iç denetim faaliyetinin yeni ortaya ç›kan ve geliflen rol
ve görevlerini tan›mlar ve gösterir. Bu veritaban›,
iç denetçinin hangi kaynaklar› ve hizmetleri sunabilece¤i hakk›nda ve iç denetim profesyonellerinin hangi bilgi ve becerilere ihtiyaç duyduklar›
hakk›nda ifl dünyas›n› bilgilendirmek için kullan›labilir. Bu veritaban›, küresel iç denetim uygulamalar›ndaki geliflme ve evrimi kavramak ve izlemek için sürekli güncellenecektir. Gelecekteki
araflt›rma ve çal›flmalar da bu taban çizgisi temeline dayanacak ve böylece, karfl›laflt›rma, analiz
ve e¤ilim belirleme olanaklar› sa¤lanm›fl olacakt›r.
Uzay fiener, CIA, SMMM
UBS Menkul De¤erler A.fi. ‹ç Denetim Müdürü
fienol Toygar, CIA, CISA, CFE
T‹DE Yönetim Kurulu Baflkan›
61
YANSIMA
Günümüz ‹flletmelerinde
Yolsuzluk Riski
Prof. Dr. Nuran Cömert
n›n hiç de abart›l› olmad›¤›n› anlatan Profesör Cömert günümüzde sermayenin küreselleflmesi nedeniyle yolsuzlu¤un da onu izleyerek uluslararas›
sorun haline geldi¤ini belirtti. Son 30-40 y›lda iflletmecilik alan›nda yaflanan flirket skandallar›n›n,
toplumun her kesimini ilgilendirmesi ve böylece
dikkatin nedenlere odaklanmas› ve dolay›s›yla denetimin etkisizli¤inin sorgulanmas› sonucunu do¤urdu¤unu, bunun da iflletmelerde hileli finansal
raporlaman›n boyutlar›n›n ortaya konulmas›n›
sa¤lad›¤›n› aç›klayan Profesör Cömert Enron skandal›n› takiben bir tepki yasas› olarak 2002’de ç›kar›lan Sarbanes-Oxley yasas›n›n ça¤dafl yolsuzluk
inceleme disiplinin gelifltirilmesi çabalar›n› tetikleyen bir hareket noktas› oldu¤unu ,önceleri denetimin özellikle iç denetimin fonksiyonu olarak alg›lanan yolsuzluk incelemesinin günümüzde ayr›
bir mesleki disiplin haline gelerek meslek mensuplar›n›n nitelikleri ve görevlerini düzenleyen
formel bir çerçevede kabul görmeye bafllad›¤›n›
söyledi.
Panele konuflmac› olarak kat›lan Dr. Veysi Sevi¤,
yolsuzlu¤un nas›l bir toplumsal sorun oldu¤unu
aç›klayarak kurumsal düzeyde yolsuzlu¤un alg›lan›fl›na iliflkin olarak Osmanl› Devletinden çarp›c›
örnekler vererek konunun önemini aç›klad›.
Avrupa’da üniversitede ilk yolsuzluk inceleme
dersini vermifl olan Dr. Haluk Ferden Gürsel, Yir-
‹Ç DENET‹M / Bahar 2008
Muhasebe Ö¤retim Üyeleri Bilim ve Dayan›flma
Vakf› (MÖDAV), ‹stanbul fiubesi 21 nisan da istanbul ticaret odas› ile birlikte günümüz iflletmelerinde yolsuzluk riski konulu bir panel düzenledi.
Oturum baflkanl›¤›n› MÖDAV Baflkan› Prof. Dr.
Tu¤rul Tüfekçio¤lu’nun, aç›l›fl konuflmas›n› MÖDAV ‹stanbul fiubesi Baflkan› Prof. Dr. Nuran Cömert 'in yapt›¤› panelde ‹TO ICC temsilcisi Dr.
Veysi Sevi¤ ve Dünyaca ünlü yolsuzluk inceleme
ve soruflturma uzman› Dr. Haluk Ferden Gürsel
‘iflletmelerde yolsuzluklar› önleme soruflturma ve
sorgulamada dünyadaki geliflmeleri, ça¤dafl yaklafl›mlar›’ yorumlad›lar.
Profesör Cömert, aç›l›fl konuflmas›nda, Türkiye’de
1988 y›l›ndan beri denetim ve muhasebecilik
mesle¤inde önemli de¤iflim ve geliflimler yafland›¤›n› ve özellikle düzenleyici otoritelerin hem küresel boyuttaki ticari ekonomik ve teknolojik geliflmelerin zorlay›c› etkisiyle de¤iflime ayak uydurmak, hem de toplumun beklentilerine cevap verebilmek için, her iki meslek ile ilgili önemli düzenlemelere gidildi¤ini vurgulad›. Prof. Cömert, dünyadaki geliflmelere bak›ld›¤›nda ülkemizin daha
yolun bafl›nda oldu¤unu ve yasal düzenlemelerin
ötesinde yap›lmas› gereken incelikli çal›flmalar
bulundu¤unu ilave etti. Ekonomik geliflmeyle do¤ru orant›l› bir flekilde art›fl gösteren yolsuzlu¤un ç›k›fl tarihini Adem ile Havva’ya kadar dayand›rma-
62
‹Ç DENET‹M / Bahar 2008
YANSIMA
minci yüzy›l›n bafllar›nda yolsuzluklar›n önlenmesine iliflkin olarak denetçilerin sorumlulu¤una b›rak›lan fark›ndal›k, önleme, tespit ve incelemelerin yirmi birinci yüzy›lda yolsuzluk profilinin de¤iflmesi nedeniyle bu alanda uzmanlaflmay› gerektiren bir mesleki oluflumu gerekli k›ld›¤›n› aç›klad›. Yolsuzluk inceleme uzmanl›¤›n›n denetimden
ayr› bir meslek olarak tan›nmas› görüflünün öncülerinden olan Dr. Gürsel’in aç›klamalar›na göre
muhasebe konusunda uzmanl›k yolsuzlukla mücadelede tek bafl›na yeterli olamamaktad›r. Yolsuzlukla mücadele soruflturma ve inceleme uzmanlar›, iflletmenin varl›klar›n›n korunmas›, bu
varl›klara iliflkin tehditlerin-suiistimal, h›rs›zl›k,
sahtecilik, rüflvet, hileli raporlama gibi-tan›mlanmas›, bu tehditlerin gerçekleflme olas›l›¤›n›n belirlenmesi, zararlar›n etkisinin saptanmas› ve yolsuzlu¤un önlenmesi konusunda görev yapan profesyoneller olarak iflletmelerde görev almaktad›rlar.
Yolsuzluk inceleme uzmanlar›, yolsuzlu¤un belirtilerinin ortaya ç›kmas› ve flüpheli ve ihbar durumlar›nda yap›lan tahkikat› da yürütebilmektedirler.
Yap›lan çal›flmalara bak›ld›¤›nda, iyi bir iç kontrol
sistemi ve denetim mekanizmalar›n›n yolsuzluklar› önlemede etkili olabildi¤i düflünülmekle beraber bunlar›n yolsuzluktan tamamen korunmay›
sa¤layamayaca¤› sonucuna var›lmaktad›r. En etkin
iç kontrol sistemi bile sistemi çal›flt›ranlar›n dürüstlü¤ünden etkilenir. Bu nedenle insan›n oldu¤u her
yerde yolsuzluk riski her zaman vard›r. ‹nsan›n
beyninde bir düflünce halinde bulunan yolsuzluk
fikri ortam›n uygun olmas›, f›rsatlar›n ortaya ç›kmas› ve di¤er baz› koflullar›n bir araya gelmesi ile
eyleme dönüflebilir.
40 y›ldan fazla süredir yolsuzluk incelemesi alan›nda çal›flmalarda bulunan ve k›ta Avrupa’s›nda
çeflitli ülkelerde çok say›da yolsuzluk inceleme örgütünün kurucu baflkanl›klar›n› yapm›fl olan Dr.
Gürsel, fiirketlerde en büyük yolsuzlu¤u en güvendiklerimizin yapt›¤›n› söyledi. Özellikle küçük iflletmelerde, kifliler birbirlerini yak›ndan tan›d›¤›ndan, daha cok güvendi¤inden ve dolay›s›yla daha
az kontrol edildi¤inden, oransal olarak daha çok
yolsuzluk yap›ld›¤›n›, asl›nda, suiistimal ve sahtekarl›ktan korunma maliyetlerinin yolsuzluk ile
kaybedilecek degerler ve itibar kayb›ndan çok daha düflük oldu¤unu ifade eden Dr. Gürsel yolsuzlu¤u önlemede h›rs›z gibi düflünmek gerekti¤ini ve
özgün suç duyurum (ihbar ya da ‘whistleblowing’)
mekanizmalar›n›n suçlar›n ifllenmeden önce veya
hemen bafllad›ktan sonra yönetimin bilgisi dahiline girmesinde çok yararl› oldu¤unu ancak bu kiflileri koruyacak düzenlemelerin gelifltirilmesinin de
önemli oldu¤unu aç›klad›. Yap›lan baz› araflt›rmalardan çarp›c› sonuçlar aktaran Dr. Gürsel iflletmelerde flirket sahipleri veya en üst düzey yönetim
kademesinde çal›flanlar›n di¤er çal›flanlara oranla
13 kat daha fazla yolsuzluk yapt›klar›n›, iflletmelerdeki yolsuzluklar›n %30‘unun muhasebe bölümünde çal›flanlar›n yolsuzluklar› (hile) oldu¤unu
belirtti. Dr. Gürsel’e göre kardan prim alma ve
kendini baflar›l› gösterme kayg›s› tafl›yan üst düzey
yöneticiler daha çok hileli finansal raporlama fleklinde yolsuzluk yap›yorlar. ABD’de yolsuzluk yapanlar›n cinayet suçundan daha a¤›r cezalara
çarpt›r›ld›¤›n› belirten Dr. Gürsel Türkiye de 2003
y›l›nda yap›lan bir araflt›rmada üst düzey yöneticilerin kendi iflletmelerinde hiç yolsuzluk yap›lmad›¤›na iliflkin sonuçlar›n 2007 de yap›lan di¤er bir
araflt›rmada biraz daha de¤iflmifl oldu¤unu, buna
göre flirketlerin %36’s›n›n geçen 24 ay içinde bir
yolsuzluk yaflad›klar›n› kabul etti¤ini söyledi. Bunun Türkiye'de bir yolsuzlu¤un fark›ndal›¤›n›n geliflmesi anlam›n› tafl›d›g›n›, bu alanda isletme kültürünün de¤iflmekte oldu¤unu ortaya ç›kard›¤›n›
ifade etti. Dr. Gürsel’in aç›klamalar›na göre, çal›flmalar›n sonuçlar›nda Türkiye’de en çok alg›lanan
yolsuzluk tiplerinin rüflvet ve haks›z kazanç oldu¤unun alg›lan›lmas›na karfl›n, ayn› incelemede yer
alan flirketlerin sadece yüzde 6’s› geçen 24 ay içerisinde bir rüflvet olay› yaflad›klar›n› ifade ediyorlar. Türkiye’de yolsuzluk ortalama olarak her seferinde 3.9 milyon dolar kayba yol aç›yor. Buna flirketin itibar kayb›, çal›flanlardaki moral bozuklu¤u,
ifl iliflkilerindeki partnerlerden görülen so¤uk muamele gibi etkenlerin parasal ifadesi dahil de¤il.
Türkiye’de olay bafl›na yolsuzluktaki bu kay›p
miktar›, çal›flman›n yap›ld›¤› dünya genelindeki
2.4 milyondan yüzde 63 daha fazla. Küresel olarak yolsuzlu¤a adi kar›flanlar›n yüzde 50’si için ceza mahkemelerine suç duyurusu yap›lmas›na karfl›n, Türkiye genelinde, flirketlerin sadece yüzde
20’si ceza kovuflturmas› yoluna gidiyorlar. Türkiye'de flirketlerin yolsuzluk suçundan aç›lan ceza
davalar›na inanc›n›n az olmas›n›n bir nedeninin
gerekli yasal düzenlemelere ihtiyaç duyulmas› oldu¤u seklinde yorumlan›yor. Türkiye’de yolsuzluk
nedeniyle iflten ç›karma oran› ise yüzde 32, ihtarda bulunma yüzde 5. fiirketlerin yüzde 37’si ise
hiçbir fley yapm›yor. Çarp›c› bir sonuç ise flirketlerin yüzde 59’unun yolsuzluk nedeni ile kaybolan
fonlar›n›n hiçbir k›sm›n› geriye alamad›klar›.
Panele kat›lanlara yolsuzluk uzman› olmak için ne
yap›lmas› gerekti¤i konusunda bilgiler de aktaran
Gürsel kat›l›mc›lara gercek CFE s›nav sorular›ndan
örnekler ve cevaplar›n› vererek sunuflunu tamamlad›. Kat›l›mc›lara 4 ders saatlik sürekli mesleki
e¤itim puan› iceren sertifikalari verilerek Türkiye’de bu alanda ilk mesleki e¤itim de belgelendirilmifl oldu.
Prof. Dr. Nuran CÖMERT
Marmara Üniversitesi ‹.‹.B.F., ‹flletme Bölümü
63
QU‹Z
CPE Quiz
1- ‹ç denetçinin yetkinlik/uzmanl›k ve bilgi alanlar› ile
ilgili olarak
a) İç denetçilerin iç denetim birimi içinde çeşitli farklı hiyerarşik kademelerde tatmin edici bir performans gösterebilmek için farklı yetkinliklere de sahip olmaları gerekir.
b) “İç denetçiler iç denetim hizmetlerinin yürütülmesinde
gerekli olan bilgi, beceriler ve deneyimi uyguladıklarında
ve gösterdiklerinde” bu yeterli yetkinliğe sahip oldukları
anlamına gelmez.
c) İç denetim yöneticileri, denetim personelinden denetim
müdürüne kadar iç denetim birimi örgütlenmesi içindeki
diğer hiyerarşik kademeler sistematiğinde, analitik olma ve
iletişim kurma yeteneklerini önemli yetkinlikler olarak görmemektedirler.
d) Denetim personeli ile kıdemli personel/şef denetçi seviyesinde olanlar arasında yapılan kıyaslamalara göre çok
önemli ve belirgin farklar vardır.
2- ‹ç denetçiler, kurumlar›na karfl› görev ve sorumluluklar›n› yerine getirmek istiyorlarsa, IIA'n›n Uluslararas› ‹ç
Denetim Standartlar› Meslekî Uygulama Çerçevesine
uyumlar› flartt›r. Buna iliflkin CBOK çal›flma sonuçlar›na
iliflkin afla¤›dakilerden hangisi yanl›flt›r?
a)Katılımcılar, kurumlarının Standartlara genelde uyduğuna
samimiyetle ve kuvvetle inanmaktadırlar.
b) Standartların kullanılmamasının sebepleri de, Standartların kuruma değer katmadığı, yeterli iç denetim birimi personelinin bulunmadığı ve Standartlara uymanın çok vakit
aldığı yönündeki yönetim algılamaları gibi kurumsal özniteliklerle bağlantılıdır.
c) İç denetim faaliyetleri, Standartlara uymak için azamî çaba göstermelidirler.
d) Standart 1300, dünya çapında pek çok kurumun Standartlara tam uymasının önünde bir barikat değildir.
3- “Kulüplerimizde Yönetim ve Denetim” isimli makaleye
göre:
a) Denetleme Kurulu sadece mali konulara bakmamaktadır.
b) Genel Kurul tarafından seçilen Denetleme Kurulu ve Divan Kurulu yapıları itibariyle kulüplerin işleyişini denetlemekte eksik kalmaktadır.
c) Kulüplerimizde kuvvetler ayrılığı ilkesi iyi bir şekilde işlemektedir.
d) Kulüplerimiz son dönemde şirketleşme ve kurumsallaşma eğilimi çerçevesinde bazı yönetici kadrolar atamışlar ve
bunları denetleyecek ekipleride kurmuşlardır.
4- “Kulüplerimizde Yönetim ve Denetim” isimli makaleye
göre: Tek bir nedene ba¤lamak do¤ru olmamakla birlikte,
bu yaz›n›n konusunu oluflturan kurumsal yönetim ve denetim alanlar›nda gereken ad›mlar kararl›, cesur ve ciddi
bir flekilde at›lmad›¤› taktirde Türk futbolunun rekabet
gücünde iyileflme beklemek do¤ru olmayacakt›r. Arada
baflar›lar elde edilse bile bunlar geçici olacak, arkas›ndan
uzun süreli tahribat dönemleri gelecektir. Al›nacak önlemler, anl›k, gelip-geçici baflar›lar› de¤il, uzun vadede sa¤l›kl›
bir rekabet ortam›n›n oluflturulmas›n› hedeflemelidir.
a) Doğru b) Yanlış
5- “‹nternet Erifliminin Denetimi” isimli makaleye göre:
a) Kurumsal bilişim söz konusu olduğunda internet erişimi
de evdeki ADSL üzerinden gerçekleştirilen kişisel internet
erişiminden çok farklı değildir.
b) Kurumlarda internet erişimi belli politikalar çerçevesinde gerçekleştirilmeli; güvenlik olgusuna azami önem verilmelidir. Öncelikle yapılması gereken, organizasyon yapısından bağımsız olarak tüm kullanıcıları segmentlere
ayırmaktır.
c) Temel olarak internet erişimi dört kademeye ayrılabilir:
1. Sadece eposta trafiği 2. Birinci kademe + iş ile ilgili
web siteleri 3. İkinci kademe + belirlenmiş medya siteleri
4.
Birinci kademe + sınırsız web site erişimi.
d) İç denetimin öncelikle yapması gereken şey kurumun
bu konularla ilgili politikalarını özetleyen bir yönetmeliği
hazırlaması ve bunu tüm personele duyurmuş olmasıdır.
6- “Sosyal Sorumlulu¤un Denetimi Nas›l Olacak?” isimli
makaleye göre, Sosyal sorumluluk, flirketler ancak belli
bir büyüklü¤e ve olgunlu¤a ulaflt›ktan sonra kazan›lan bir
anlay›flt›r. fiirketler, kurulduklar›ndan sonra belirli bir
büyüklü¤e ulaflt›klar›nda çal›flanlar›na, yat›r›mc›lar›na,
tüketicilere ve genel olarak topluma karfl› sorumludur! En
az›ndan toplumun beklentisi budur! Aksine davrananlar›
fliddetle cezaland›rmakta, hatta ifl dünyas› haritas›ndan
silebilmektedir.
a) Doğru b) Yanlış
7- “Bankac›l›¤›m›zda ‹ç Kontrol” isimli makaleye göre,
a) İç sistemler kapsamındaki iç kontrol, iç denetim ve risk
yönetimi birimleri banka organizasyon yapısı içerisinde
genel müdüre bağlı olarak kurulur.
b) Yönetim kurulu iç sistemler kapsamındaki görev ve sorumluluklarını hiçbir şekilde iç sistemler sorumlusuna devredemez.
c) İç Sistemler Yönetmeliği'nde üst yönetimin sorumlulukları başlığı altında yönetim kurulunun, denetim komitesinin ve üst düzey yönetimin görev ve sorumlulukları birlikte özet olarak belirtilmiştir.
d) İç kontrol faaliyetleri asgari olarak, faaliyetlerin icrasına
yönelik işlemlerin kontrolü, iletişim kanalları ile bilgi sistemlerinin ve finansal raporlama sisteminin kontrolü ve
uyum kontrollerini kapsar.
8- “Günümüz ‹flletmelerinde Yolsuzluk Riski” isimli makaleye göre,
a) Yolsuzluk inceleme uzmanları, yolsuzluğun belirtilerinin
ortaya çıkması ve şüpheli ve ihbar durumlarında yapılan
tahkikatı yürütememektedirler.
b) En etkin iç kontrol sistemi, onu çalıştıranların dürüstlüğünden etkilenmez.
c) Özellikle küçük işletmelerde, kişiler birbirlerini yakından tanıdığından, daha cok güvendiğinden ve dolayısıyla
daha az kontrol edildiğinden, oransal olarak daha çok yolsuzluk yapılmaktadır.
d) Aslında, suiistimal ve sahtekarlıktan korunma maliyetlerinin yolsuzluk ile kaybedilecek degerler ve itibar kaybından daha fazla olduğu belirlenmiştir.
Bu uygulamayla CIA unvan›na sahip olan iç denetçiler, 1 y›l için 12 krediyi aflmamak kayd›yla CPE kredisi kazanma flans›na
sahip olacaklard›r. Bu çerçevede, derginin her say›s›nda verilen sorular›n en az %75’ini do¤ru cevapland›ranlar 3 CPE kredisine
hak kazanacaklard›r. Sorular›n yan›tlar›n› isminiz, e-mail adresiniz ve üyelik numaran›zla birlikte [email protected] adresine ya da
0212 212 55 26 numaral› faksa gönderebilirsiniz.
‹Ç DENET‹M / Bahar 2008
“Ortak Bilgi Havuzu (Common Body Of KnowledgeCBOK) 2006 - Küresel Özeti” isimli makaleye göre afla¤›daki 2 soruya uygun cevab› belirtin.
64
PANO
T‹DE Kurucu Baflkan› Ali Kamil
Uzun “Y›l›n ‹flletmecisi”
Türkiye ‹ç Denetim Enstitüsü Kurucu Baflkan›
Ali Kamil Uzun, Dünya Gazetesi ve ‹stanbul
Üniversitesi ‹flletme Fakültesi taraf›ndan verilen "2007 Y›l›n ‹flletmecileri Ödülü"ne lay›k
görüldü. Uzun’a ödülü, ‹.Ü. Avc›lar Kampüsü
‹flletme Fakültesi Oditoryumu’nda, 2 Nisan
2008 günü düzenlenen törende verildi.
Deloitte Türkiye Yönetim Kurulu Dan›flman›,
Türkiye ‹ç Denetim Enstitüsü’nün kurucusu Ali
Kamil Uzun, ‹.Ü. ‹flletme Fakültesi ve Dünya
Gazetesi iflbirli¤i ile her y›l verilen “2007 Y›l›n
‹flletmecileri Ödülü”ne lay›k görüldü. ‹ç denetim konusunda 28 y›ll›k uygulama ve yöneticilik deneyimine sahip Ali Kamil Uzun,
ödülünü 2 Nisan 2008 Çarflamba günü, 1977
y›l›nda mezun oldu¤u ‹.Ü. ‹flletme Fakültesi’nin Avc›lar kampüsünde düzenlenen törende ald›.
‹ç denetim, bilgi sistemleri denetimi, toplam
kalite yönetimi, insan kaynaklar›, e¤itim ve
iletiflim konular›nda finans ve çeflitli endüstri
kurulufllar›nda üst düzey yöneticilik yapan
Ali Kamil Uzun, Türkiye ‹ç Denetim Enstitüsü’nün kurucusu olarak Türkiye’de iç denetim ile ilgili mesleki örgütlenmenin sa¤lanmas›nda öncü çal›flmalarda bulundu.
Yeminli Mali Müflavir ve CFE (Certified Fraud
Examiner) ünvanlar›na sahip olan Ali Kamil
Uzun, ödül töreninde yapt›¤› konuflmada
Türkiye’de “Y›l›n ‹flletmecisi” ödülünü alan
ilk iç denetçiden biri olman›n kendisi için
çok anlaml› oldu¤unu belirtti. ‹flletmeli bir
meslek adam› olarak; ilkeleri ve de¤erleri, özverili ve gönüllü adanm›fll›¤›, yetkinlikleri ve
vizyonu, de¤er yaratan hizmetleri ve yetifltirdikleri ile her meslek adam›n›n kendi alan›nda örnek gösterilen, izlenen bir lider olabilece¤ini ifade eden Ali Kamil Uzun “Dürüst ve
fleffaf bir toplumun, demokratik ve kalk›nm›fl
bir ülkenin sayg›n yurttafllar› olmak istiyorlarsa bu yaklafl›m› kendilerine düstur edinmelerin, ö¤ütlüyorum” sözleriyle genç iflletmecilere seslendi.
‹Ç DENET‹M / Bahar 2008
Türkiye’nin ‹lk Denetim Portal›na
Alt›n Örümcek Ödülü
Denetim alan›nda üst düzey yöneticileri bilgilendiren Denetimnet adl› internet sitesi
(www.denetimnet.net), Doruknet taraf›ndan
gerçeklefltirilen Alt›n Örümcek Web Ödülleri
Organizasyonu’nda ödül ald›. Türkiye’nin ilk
ve tek denetim portal› olan ve ifl dünyas› taraf›ndan büyük ilgi gören Denetimnet, Profesyonel Servisler dal›nda ikincili¤e lay›k görüldü.
Türkiye’de önemi giderek artan denetim konusunda, bilgilendirme ve bu alandaki güvenilir, güncel bilgi paylafl›m› için tek adres olan
Denetimnet, 2002 y›l›ndan bu yana Doruknet taraf›ndan düzenli olarak gerçeklefltirilen
Alt›n Örümcek Web Ödülleri Organizasyonu’nda ödül ald›. Özellikle kurumsal yönetim, iç denetim, d›fl denetim ve Uluslararas›
Raporlama Standartlar› (URFS) hakk›nda detayl› bilgiler sunan Denetimnet, halk oylamas› sonuçlar›n› göz önüne alan uzman jüri
üyeleri taraf›ndan Profesyonel Servisler dal›nda ikincili¤e lay›k görüldü.
65
PANO
TÜS‹AD, Kurumsal Yönetim ve
‹ç Denetim Semineriyle Fark Yaratt›
TÜS‹AD, 29 May›s 2008 tarihinde ‹stanbul
Ceylan InterContinental Otel’de “Kurumsal Yönetim ve ‹ç Denetim” bafll›kl› bir rehber tan›t›m› ve seminer düzenledi.TÜS‹AD fiirket ‹flleri
Komisyonu Baflkan› Ali Kibar, TÜS‹AD ‹ç Denetim Alt Çal›flma Grubu Baflkan› Ali Kamil
Uzun, IIA - Uluslararas› ‹ç Denetçiler Enstitüsü
Avrupa Bölge Müdürü Denis Bergevin ve T‹DE
- Türkiye ‹ç Denetim Enstitüsü Baflkan› fienol
Toygar konuflmac› olarak kat›l›rken Sabanc›
Holding Denetim Daire Baflkan› Fuat Öksüz Ali
Kamil Uzun'un baflkanl›¤›nda yönetilen “Yönetim Kurullar› Taraf›ndan ‹ç Denetim Nas›l Etkili
Kullan›l›r?” konulu seminerde kat›l›mc›lar› bilgilendirdi.
TÜS‹AD ‹ç Denetim Alt
Çal›flma Grubu taraf›ndan haz›rlanan “Yönetim Kurullar›n›n ‹ç Denetim Hakk›nda Sormas› Gereken 12 Soru”
isimli rehberin tan›t›m›
ve sunumu bafllayan
seminerin aç›l›fl konuflmas›n› TÜS‹AD fiirket
‹flleri Komisyonu Baflkan› yapt›.
May›s ay›n›n Uluslararas› ‹ç Denetim Fark›ndal›k Ay› olmas› sebebiyle düzenlenen seminerin seminerin “Küresel ve Ulusal
Geliflmeler çerçevesinde
‹ç Denetimin Gelece¤i”
bafll›kl› oturumunda Uluslararas› ‹ç Denetim Enstitüsü Avrupa Bölge Müdürü ile Türkiye ‹ç Denetim
Enstitüsü Baflkan› konuyla
ilgili görüfllerini aktard›.
“Yönetim Kurullar› taraf›ndan ‹ç Denetim Nas›l
Etkili Kullan›l›r?” bafll›kl›
son oturumda ise flirket
temsilcilerimiz bu alandaki deneyimlerini üyelerle
paylaflt›.
IIA (Uluslararas› ‹ç Denetçiler Enstitüsü) taraf›ndan düzenlenen ve mesle¤in önümüzdeki
5 y›ll›k küresel stratejilerinin belirlenmesine
yönelik çal›flmalar›n yap›ld›¤› “Global Council 2008” bu y›l Costa Rica'da 20-23 Nisan
tarihleri aras›nda gerçeklefltirildi. Bu y›lki toplant›lara 61 Ülkenin Enstitülerini temsilen
101 meslek örgütü lideri ve IIA çal›flanlar›ndan ise 18 kifli kat›ld›. Türkiye delegasyonunda ise T‹DE baflkan› fienol Toygar ve Genel
Sekreter Ebru Al›fl›k Y›ld›r›m yer ald›. T‹DE
Baflkan› fienol Toygar, bir panelde konuflmac› olarak yer ald› ve Türkiye'nin alm›fl oldu¤u
IMAP 2007 ödülüne yönelik bir sunum yapt›.
‹Ç DENET‹M / Bahar 2008
IIA Global Council 2008 Costa Rica’da
gerçeklefltirildi
66
SUMMARY
English Summary
The subject taken up in the Iceberg Section in this
issue of our magazine is “Corporate Governance
and Auditing in Football”. In the session during
which Dr. Cüneyt Sezgin, member of the board of
directors of Garanti Bank, acted as the moderator,
the speakers were Atilla Gökçe, journalist Tu¤rul
Akflar, regional manager at Garanti Bank and a
founder of Strategic Research Center for the Football
Industry ("FESAM") and author of various books on
the football industry, Associate Professor Kutlu
Merih, another FESAM founder and author of
several books on the football industry, Osman Kaya,
an expert working at FESAM, Burç Seven, leader of
Deloitte Turkey Sports Industry, Dr. Aylin Seçkin, a
faculty member at Bilgi University, and Ali Kamil
Uzun, founder president of Internal Auditing
Institute in Turkey (T‹DE). The participants, each of
whom is an esteemed specialist in his/her field,
make an assessment from different points of view on
issues such as “Where do we stand in Turkey on the
institutionalization of football?” and “On which
topics do we need development?” The minutes of
meeting where opinions were put forth on the role
assumed by auditing in these processes evaluate
football from a different perspective. We hope that,
during these days when football has come to the top
of our agenda thanks to the European Football
Championship, this session where significant
information was exchanged to underscore the
highly important issues for Turkish football, namely,
institutionalization and auditing will contribute to
draw attention to the efforts spent on such matters
and help formulation of the public opinion.
‹Ç DENET‹M / Bahar 2008
In the Rivet section, space was given to an article
running in parallel with the subject cited in Iceberg.
In that article headlined “Management and Auditing
in Our Clubs” much beneficent information is given
on the degree of preparedness towards ongoing
change and transformation in football, where
problems and shortcomings lie, and required
actions to be taken for risks and corporate
management.
In the Parenthesis section, the article “The New
Board of Directors” asserts that the classic board of
directors concept has completed its evolution and is
now reborn with a new spirit. In the Fingerprint
section, the article “Supervision of the Internet
Access” provides useful information on the
supervision of the Internet access of employees
working within the frame of corporate informatics.
In the Seal section, the article “How Social
Responsibility is to be Supervised” puts forth
interesting ideas on the social responsibility
concept, one of the most popular discussion items of
recent times, and its supervision.
In the Green Pen section, the article “Internal
Control in the Turkish Banking System” discusses
implementation of traditional internal control in the
Turkish banking sector, recent developments and
structural organizations, basic features of the internal
control system, operators of internal controls, and
supplies other useful information on the subject.
In Beyond Line section, the article “To Become a
Professional Association” covers the topics of what
“becoming a professional association” means, its
functions, requirements, rules and principles. The
article also discussed the definition of becoming a
professional association and becoming a
professional, and the different meanings this terms
convey for the profession of audit and inspection
and examiners and professional associations.
In other sections of the magazine, you will find
articles and editorials on current developments on
internal auditing and other topics that we hope will
be useful and read with interest.
67
D‹KKENAR
Dünya Toparlakt›r...
Ali Kamil Uzun / [email protected]
[email protected]
www.tide.org.tr

Benzer belgeler