Aysberg 6 - Türkiye İç Denetim Enstitüsü
Transkript
Aysberg 6 - Türkiye İç Denetim Enstitüsü
BAHAR 2008 SAYI: 22 “Kurumsal Yönetim Güvencesi ‹çin ‹ç Denetim” Gürdo¤an Yurtsever Bankac›l›¤›m›zda ‹ç Kontrol Yeflil Kalem . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 30 Dr. Cüneyt Sezgin Kulüplerimizde Yönetim ve Denetim Perçin . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 40 IIA Uluslararas› ‹ç Denetim Fark›ndal›k Ay› Yak›n Plan . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 48 Tanol Türko¤lu ‹nternet Erifliminin Denetimi Parmak ‹zi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 50 Ali Kamil Uzun Meslek Örgütü Olmak Çizgi Ötesi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 52 Salim Kad›beflegil Sosyal Sorumlulu¤un Denetimi Nas›l Olacak? Mühür. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 54 Aysberg 6 Futbolda Kurumsal Yönetim ve Denetim 3 Merhaba ‹ ç Denetim dergimizin bu say›s›nda Aysberg bölümünde “Futbolda Kurumsal Yönetim ve Denetim” konusu ele al›nd›. Garanti Bankas› Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Cüneyt Sezgin moderatörlü¤ünde gerçeklefltirilen oturumda Gazeteci Atilla Gökçe, Futbol Ekonomisi Stratejik Araflt›rma Merkezi (FESAM) kurucular›ndan ve futbol endüstrisi üzerine çeflitli kitaplar› bulunan Garanti Bankas› Bölge Müdürü Tu¤rul Akflar, FESAM kurucular›ndan ve yine futbol endüstrisi üzerine çeflitli kitaplar› bulunan Doç.Dr. Kutlu Merih, FESAM uzmanlar›ndan Osman Kaya, Deloitte Türkiye Spor Endüstrisi Lideri Burç Seven, Bilgi Üniversitesi Ö¤retim Üyesi Dr. Aylin Seçkin, Türkiye ‹ç Denetim Enstitüsü (T‹DE) Kurucu Baflkan› Ali Kamil Uzun konuflmac› olarak yer ald›. Her biri alan›nda uzman sayg›n isimlerden oluflan kat›l›mc›lar›m›z›n Türkiye'de futbolda kurumsallaflman›n neresindeyiz? Nerelerde geliflmeye ihtiyaç var? Denetimin bu süreçte oynad›¤› rol üzerine görüfllerin belirtildi¤i toplant› metni futbolu farkl› bir aç›dan de¤erlendiriyor. Avrupa Futbol fiampiyonas› nedeniyle Futbol'un yine ön planda oldu¤u bu dönemde, Türk futbolu için son derece önemli olan kurumsallaflma ve denetim konular›n› ön plana ç›karan ve son derece önemli bilgilerin aktar›ld›¤› bu toplant›n›n, bu konudaki çabalara ve kamuoyu ilgisinin çekilmesine önemli bir katk› sa¤layaca¤›n› umuyoruz. Perçin bölümünde yine Aysberg konumuz ile paralel bir makaleye yer verildi. “Kulüplerimizde Yönetim ve Denetim” ad›ndaki makalede, futboldaki de¤iflim ve dönüflüm dönemine kulüplerimizin ne derece haz›r oldu¤u, sorunlar›n ve eksiklikliklerin nerelerde bulundu¤u, riskler ve kurumsal yönetim için yap›lmas› gerekenler hakk›nda son derece faydal› bilgilere yer verilmektedir. Ayraç bölümünde “Yeni Yönetim Kurulu” adl› makalede klasik yönetim kurullar›n›n evrimini tamamlad›¤› ve baflka bir ruhla yeniden do¤du¤u ekseninde ilginç bilgilere yer verilmekte, Parmak ‹zi bölümünde “‹nternet erifliminin denetimi” adl› makalede kurumsal biliflim kavram› çerçevesinde çal›flanlar›n internet eriflimlerinin denetimi ile ilgili faydal› bilgiler aktar›lmaktad›r. Mühür bölümünde “Sosyal Sorumlulu¤un denetimi nas›l olacak” konulu makalede ise son dönemlerin en popüler söylemlerinden sosyal sorumluluk kavram› ve bunun denetimi ile ilgili ilginç tespitlere yer verilmektedir. Çizgi Ötesi bölümünde “Meslek Örgütü Olmak” adl› makalede meslek örgütü olman›n ne oldu¤u, boyutlar›, ifllevselli¤i, koflullar›, kurallar›, ilkeleri ile meslek örgütü olmak, meslek adam› olmak deyimlerinin; denetim, soruflturma ve inceleme uzmanl›¤› mesle¤i ve meslek örgütleri için tafl›d›¤› farkl› anlamlar ile ilgili ilginç tespitlerde bulunulmufltur. Derginin di¤er bölümlerinde ise yine iç denetimle ilgili güncel geliflmelere ve faydal› olaca¤›, ilgiyle okunaca¤› düflünülen makale ve yaz›lara yer verildi. Bir sonraki say›m›zda görüflmek dile¤iyle... Yay›n Kurulu [email protected] ‹Ç DENET‹M / Bahar 2008 Yeflil Kalem bölümünde, “Bankac›l›¤›m›zda ‹ç Kontrol” ad›ndaki makalede, Türk bankac›l›¤›ndaki geleneksel iç kontrol uygulamalar›, son dönemde görülen geliflmeler ve yap›sal düzenlemeler, iç kontrol sisteminin temel unsurlar› ve iç kontrol sisteminin aktörleri ile ilgili faydal› bilgiler aktar›lmaktad›r. 4 Türkiye ‹ç Denetim Enstitüsü Derne¤i ‹çindekiler Aysberg . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .6 Futbolda Kurumsal Yönetim ve Denetim Yeflil Kalem . . . . . . . . . . . . . . . . . . .30 Gürdo¤an Yurtsever Bankac›l›¤›m›zda ‹ç Kontrol Perçin . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .40 Dr. Cüneyt Sezgin Kulüplerimizde Yönetim ve Denetim Ayraç . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .47 Ahmet Ery›lmaz Yeni Yönetim Kurulu Yak›n Plan . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .48 IIA Uluslararas› ‹ç Denetim Fark›ndal›k Ay› Parmak ‹zi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .50 Tanol Türko¤lu ‹nternet Erifliminin Denetimi Çizgi Ötesi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .52 Ali Kamil Uzun Meslek Örgütü Olmak Mühür . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .54 ADINA ‹MT‹YAZ SAH‹B‹ Ali Kamil UZUN Emekli Subayevleri Müflir Dervifl ‹brahim Sokak 1. Blok No: 6 D: 16 Esentepe / ‹stanbul SORUMLU YAZI ‹fiLER‹ MÜDÜRÜ Gürdo¤an YURTSEVER Emekli Subayevleri Müflir Dervifl ‹brahim Sokak 1. Blok No: 6 D: 16 Esentepe / ‹stanbul YAYIN KURULU Ali Kamil UZUN Cüneyt SEZG‹N Gürdo¤an YURTSEVER Günseli ÖZEN OCAKO⁄LU N. Burak ÜNLÜ Özlem AYKAÇ fienol TOYGAR Tanol TÜRKO⁄LU Z. Arzu P‹fiK‹NO⁄LU HAKEM KURULU Prof. Dr. Mustafa AYSAN Prof. Dr. Güler ARAS Prof. Dr. Nuran CÖMERT Prof. Dr. Cemal ‹B‹fi Dr. Cüneyt SEZG‹N Tanol TÜRKO⁄LU Gürdo¤an YURTSEVER KATKIDA BULUNANLAR Ahmet ERYILMAZ, Ali Kamil UZUN, Atilla GÖKÇE, Dr. Aylin SEÇK‹N, Burç SEVEN, Dr. Cüneyt SEZG‹N, Gürdo¤an YURTSEVER, Dr. Haluk Ferden GÜRSEL, Doç. Dr. Kutlu MER‹H, Prof. Dr. Nuran CÖMERT, Osman KAYA, Salim KADIBEfiEG‹L, fienol TOYGAR, Tanol TÜRKO⁄LU, Prof. Dr. Tu¤rul TÜFEKÇ‹O⁄LU, Tu¤rul AKfiAR, Uzay fiENER, Dr. Veysi SEV‹⁄, ‹LET‹fi‹M ADRES‹ Emekli Subayevleri Müflir Dervifl ‹brahim Sokak 1. Blok No: 6 D: 16 Esentepe / ‹stanbul Tel: 0 212 212 55 25 Faks: 0 212 212 55 26 E-posta: [email protected] http://www.tide.org.tr Y›ll›k Abone Bedeli: 40 YTL KDV dahildir. YAPIM Rota Yay›n Yap›m Tan›t›m Ticaret Ltd. fiti. Prof. N. Mazhar Ökten Sk. No: 1 Rota Binas› 34360 fiiflli-‹stanbul Tel: 0 212 224 01 44 Faks: 0 212 233 72 43 E-Posta: [email protected] http://www.rotaline.com YAYIN TÜRÜ Yayg›n Süreli Yay›n BASKI TAR‹H‹ Haziran 2008 BASKI ve C‹LT TOR Ofset San.ve Tic. Ltd. fiti. ‹mam Çeflme Cad. No: 26/2 Ayaza¤a fiiflli-‹stanbul Tel: (0212) 332 08 38 (Pbx) Faks: (0212) 332 08 39 E-Posta: [email protected] Türkiye ‹ç Denetim Enstitüsü Derne¤i taraf›ndan üç ayda bir yay›mlan›r. Yaz›lar›n fikri sorumlulu¤u yazarlar›na aittir. Salim Kad›beflegil Sosyal Sorumlulu¤un Denetimi Nas›l Olacak? ‹Ç DENET‹M / Bahar 2008 Yans›ma . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .56 Ortak Bilgi Havuzu (CBOK) 2006-Küresel Özeti II Günümüz ‹flletmelerinde Yolsuzluk Riski (The Institute of Internal Auditors Chairman’s Special Recognition Award) (The Institute of Internal Auditors Publication Contest Newsletter Category) (The Institute of Internal Auditors Membership Competition) (The Institute of Internal Auditors International Mastering Advocacy Program Award) Quiz . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .63 Pano . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .64 Summary . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .66 Dikkenar . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .67 6 AYSBERG “Futbolda Kurumsal Yönetim ve Denetim” ‹Ç DENET‹M / Bahar 2008 Dergimizin bu say›s›nda Aysberg bölümünde “Futbolda Kurumsal Yönetim ve Denetim” konusu ele al›nd›. Garanti Bankas› Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Cüneyt Sezgin moderatörlü¤ünde gerçeklefltirilen oturumda Gazeteci Atilla Gökçe, Futbol Ekonomisi Stratejik Araflt›rma Merkezi (FESAM) kurucular›ndan ve futbol endüstrisi üzerine çeflitli kitaplar› bulunan Garanti Bankas› Bölge Müdürü Tu¤rul Akflar, FESAM kurucular›ndan ve yine futbol endüstrisi üzerine çeflitli kitaplar› bulunan Doç.Dr. Kutlu Merih, FESAM uzmanlar›ndan Osman Kaya, Deloitte Türkiye Spor Endüstrisi Lideri Burç Seven, Bilgi Üniversitesi Ö¤retim Üyesi Dr. Aylin Seçkin, Türkiye ‹ç Denetim Enstitüsü (T‹DE) Kurucu Baflkan› Ali Kamil Uzun konuflmac› olarak yer ald›. Avrupa Futbol fiampiyonas› nedeniyle Futbol'un yine ön planda oldu¤u bu dönemde, Türk futbolu için son derece önemli olan kurumsallaflma ve denetim konular›n› ön plana ç›karan ve son derece önemli bilgilerin aktar›ld›¤› bu toplant›n›n, bu konudaki çabalara ve kamuoyu ilgisinin çekilmesine önemli bir katk› sa¤layaca¤›n› umuyoruz. Cüneyt Sezgin: ‹ç Denetim Dergisi’nin 22. Bahar say›s›n›n Aysberg Yuvarlak Masa toplant›s›nda konumuz Futbolda Kurumsal Yönetim ve Denetim. Konu bafll›klar›m›z› k›saca anlatmak gerekirse. Öncelikle, Türkiye'de futbolda kurumsallaflman›n neresindeyiz? Nerelerde geliflmeye ihtiyaç var? Birinci bafll›¤›m›z bu olacak. ‹kincisi: Bu bir iç denetim dergisi oldu¤u için takdir edersiniz ki kurumsal yönetimin de çok önemli bir parças› oldu¤u için- denetime özellikle vurgu yapaca¤›z. Denetim bu sürecin neresindedir? Denetim derken tabii iç ve d›fl denetim var, kamu denetimi var. Çok boyutlu bir konu. Bir de gelecekte kurumsallaflman›n daha iyiye gitmesi için nas›l bir yap›lanma, modeli öneriyoruz; bu nas›l yap›lanma derken yaln›zca kurum içini kastetmiyorum. Bu federasyon boyutu olabilir, kamunun gözetimi ve denetimi olabilir, dernekler olabilir, kanun yap›c›n›n yetki alan› dâhilindeki konular olabilir. Dolay›s›yla bu bafll›klar olacak. Dördüncü ve son turumuzu da, serbest söz hakk› olarak gündeme getirmek istedi¤iniz konular varsa onlara ay›raca¤›z. Bugün birbirinden de¤erli kat›l›mc›lar›m›z 7 var. Futbolda kurumsallaflman›n neresindeyiz ve neler yap›lmal›, nas›l geliflme sa¤lanmal›; bu süreçte denetim nas›l daha iyilefltirici rol oynayabilir, nas›l katk› sa¤layabilir bu konulara de¤inecekler. Futbolda kurumsallaflma ihtiyac›yla ilgi çok k›sa birkaç kelime etmek gerekirse bildi¤iniz gibi gerçekten geçmifl yüzy›l›n en önemli spor ve sosyal aktivitesi olan futbol, bu yüzy›lda da ayn› önemini koruyor. Giderek hepimizin gözlemledi¤i gibi futbol bir oyun olmaktan ç›k›p çok daha büyük bir sektör olmaya bafllad›. Ancak futbolun kendi do¤as›ndan gelen riskin ve ulaflt›¤› bu boyutlar›n paralelinde olmayan bir yönetsel yap›yla karfl› karfl›yay›z. Sadece Türkiye'de de¤il asl›nda Avrupa'da da bu de¤iflim dönemi tam olarak oturmad›¤›ndan bir tarafta sosyal ve sportif boyutu olan bir olayda, bir taraftan da ciddi rakamlar dönmekte. Ancak kulüplerin bunu idare etmekte zorland›¤›n› görüyoruz. Örne¤in son yap›lan bir çal›flmaya göre birinci ligde flirketleflmenin en yo¤un oldu¤u ‹ngiltere liginde futboldan para kazanabilen kulüp say›s› sadece befl. Di¤er kulüpler faaliyetlerinden zarar ediyor. Türkiye'ye bakt›¤›m›zda da gerçekten futboldan para kazan›l›yor mu? Yat›r›lan paralar›n bir geri dönüflü oluyor mu? Paralar olmas› gerekti¤i kadar iyi idare ediliyor mu? Bu konularda ciddi kuflkular›m›z var. Ama fut- bol sadece kulüpleri de¤il, çok genifl kitleleri etkileyen bir olgu ülkemizde. O nedenle çok ciddi, kendi içinde sektörel anlamda düzenlemelere ihtiyac› oldu¤u konusunda da mutab›k›z. Bugün yuvarlak masa toplant›s›nda da ele alaca¤›m›z konu asl›nda Türkiye odakl›. Ama tabii yurt d›fl›nda ne gibi ad›mlar at›labilir? Nas›l iyilefltirme sa¤lanabilir? Bunu da irdeleyece¤iz. Osman Bey, dilerseniz sizinle bafllayal›m. Osman Kaya: Öncelikle böyle bir toplant›ya davet etti¤iniz için çok teflekkür ediyorum. Masada bulunanlarla bu konuyu konuflmaktan haz duyaca¤›m. Dilerim konuflmalar›m yarar sa¤lar. Kurumsallaflma, ticari, ekonomik her türlü bafll›¤›n alt›nda yap›lan bütün çal›flmalarda bence insan unsurunu unutmadan, iyi düflünerek örgütlenmesini ve kurumsallaflmas› gerekti¤ini düflünüyorum. Kurumsallaflmada baflar› ve karl›l›¤›n yan› s›ra insan unsurunu hiçbir zaman göz ard› etmemiz gerekti¤ini vurgulamak istiyorum. ‹nsan unsuru dedi¤imiz zaman da insan›n geneline flamil, faydalananlar›n tümüne flamil, belirlenmifl bir insan odakl› ya da bir grup odakl› olmay›p tümüne flamil olarak düflünmesi gerekti¤ini kastediyorum. Ülkemizde kurumsallaflman›n Cumhuriyet döneminde birçok örnek olacak flekilde bir çok alanda oldu¤unu biliyoruz.Daha sonraki y›llarda özellikle özel sektör, devlet yap›s›ndan daha fazla kurumsallaflt› bana göre. Futbol ve benzeri e¤lence sektörü ise tamamen kâr odakl›, ihtiyaçlar do¤rultusunda ve o dönemin konjonktürel yap›s› içinde gerçekleflti. Futbol, di¤er spor dallar›nda oldu¤u gibi amatörce oynanabilir. Ancak son zamanlarda amatörlükle profesyonelli¤i çok kesin ay›racak belki art›k bir piramidal yap›y› ele almak laz›m. Bunu zaman zaman baz› ortamlarda de dile getiriyorlar. Piramidin en üstüne belki bir UEFA'y› düflündü¤ümüzde alt›na do¤ru da yararlananlar›, seyirciyi, temafla edenlerin tümünü düflündü¤ümüzde taraflar›n tümünü ilgilendirecek ve tümünün yarar›na olacak bir organizasyonun ge- Kurumsallaflmada baflar› ve karl›l›¤›n yan› s›ra insan unsurunu hiçbir zaman göz ard› etmemek gerekir. ‹Ç DENET‹M / Bahar 2008 AYSBERG 8 AYSBERG ‹Ç DENET‹M / Bahar 2008 Dr. Cüneyt Sezgin Garanti Bankas› Yönetim Kurulu Üyesi reklili¤ine inan›yorum. 2'ncisi ise futbola art›k sosyal branfllar›n; ekonominin, finansman›n dahil olmas›n›n dikkate al›nmas›n›n ve yönetim erkine sahip olan kiflilerin de, nas›l bir bankaya yönetici seçerken yöneticili¤in tüm kriterlerini dikkate al›yorsa art›k futbol kulüplerinin de bafl›na birini seçerken bu yöneticilik kapasitesinin dikkate almas› gerekti¤ini düflünüyorum. Yani burada üç unsuru dile getirmeye çal›flt›m. Birincisi: ‹nsan› odaktan ç›karmamak gerekti¤ine inan›yorum. Kurumsallaflmada mutlak suretle bilimsel yaklafl›m›n gerekli oldu¤una inan›yorum. Ama daha çok kurumsallaflma denildi¤i zaman da ülkemizde bütün spor kulüplerinin dernek statüsü ile yönetildi¤ini, bildi¤iniz gibi bütün ifllemlerin de dernek çat›s› alt›nda yürütüldü¤ünü, daha sonraki y›llarda halka aç›lmalarla iktisadi iflletmelerle desteklendi¤ini düflünüyoruz. Çünkü bütün çal›flmalar›n yasal çerçevede olmas› gerekiyor. Ekonomik aç›l›mlar oldukça futbol di¤er alanlarla içi içe, zaman zaman da çak›flmaya bafllad›ktan sonra dernekler yasas›n›n spor kulüplerinin yönetimine yetmedi¤ini görüyoruz. Dolay›s›yla bat›daki örneklerle karfl›laflt›rd›¤›m›zda fark›n flirketleflme oldu¤unu görüyoruz. Birçok ülkede kulüplerin flirketler taraf›ndan yönetildi¤ini, organizasyon yap›lar›n›n da bizim kulüp organizasyon yap›lar›ndan farkl› oldu¤unu görüyoruz. O bak›mdan ülkemizin genel yap›s›na uygun bir kurumsallaflma yap›s›n›n tercih edilmesi ile san›yorum bu saatten sonra yap›lacak fley yok denecektir, ama ben dernekler yasas›n›n futbolu da dikkate alan belki de futbola özgü bir dernekler yasas›n›n ç›kar›lmas› çözüm olabilir. Fakat dernekler yasas› itibariyle bakt›¤›m›zda dernekler içindeki örgütlenmede, e¤er fayda analizi yap›lm›yorsa, üretmek için de¤il de, olmak için, kiflisel menfaatlerin temini için geliniyorsa, yetkin kifliler taraf›ndan amatörce ve fakat profesyoneller taraf›ndan yönetilmesini sa¤layam›yorsak, futbolu baflka niyetlerin, baflka egosantrik düflüncelerinin ve hedeflerinin akarsuyuna kapt›r›r›z. Ve bugüne kadar oldu¤u gibi gider. Derneklerin, bir de tabii kurumsal yap›lar›n yafllar›na bakmak laz›m. Birkaç y›ll›¤›na bir kurumsal yap› oluflturabilirsiniz; amaç, hedef tayin edebilirsiniz, ama bugün ülkemizdeki kulüplerin 100 y›ll›k oldu¤unu, bundan 10 sene önce düflünülen planlanan bir modelin bugünlerde ifle yaramad›¤›n› görmek mümkün. Toparlamak gerekirse insan unsurunun oda¤›ndan ç›kmadan, dünyadaki geliflmeleri takip ederek onlar›n paralelli¤ini kaç›rmadan uyum sa¤layarak daha iyisini yapma becerisini gösterecek örgütlenmeye dikkat edilmesi gerekti¤ini söylemek isterim. Cüneyt Sezgin: Burç Bey, dilerseniz sizinle devam edelim. Yine Futbol aç›s›nda Türkiye'de kurumsallaflman›n neresindeyiz? Bu aç›dan görüfllerinizi alal›m. Burç Seven: Osman Bey'e kat›l›yorum ve bir anlamda da kald›¤› yerden devam etmek isterim. fiu anda Türkiye'de dernekler yasas›n›n bir noktada ihtiyaçlar› karfl›lamad›¤› bir gerçek. Cüneyt Bey, siz de girifl konuflman›zda bahsetmifltiniz; geçmiflte oyun olarak bafllayan futbolun ciddi bir endüstri oldu¤unun da göz ard› edilmemesi gerekiyor. Kulüpler flu anda dernekler yasas›na ba¤l› bir flekilde faaliyetlerini yürütüyor. Fakat geçmifl al›flkanl›klar futbolun hep bir oyun, bir spor olgusuna dayand›¤› için yönetim anlay›fllar› da bu flekilde devam ediyor. Kurumsallaflma anlam›nda bakt›¤›m›zda futbol kulüplerinde, mutlaka bir otoriteye, yönetmeli¤e ba¤l› olmas› gerekti¤ini düflünüyorum ben. fiu anda bakt›¤›m›zda Türkiye'de bir yönetmeli¤e ba¤l› sadece dört büyük kulübümüzün halka aç›k flirketleri var. Bu halka aç›k flirketler, evet Sermaye Piyasas› Kuruluna ba¤l› fakat kulübün toplam faaliyetleri aç›s›ndan bakt›¤›m›zda çok küçük bir k›sm›n› oluflturuyor. Befliktafl modelini hariç tutuyorum. Befliktafl çok daha kapsaml› biçimde halka aç›lm›fl durumda. Dolay›s›yla bakt›¤›m›zda burada iki fley olabilir: Bir tanesi yine Osman Bey'in dedi¤i gibi dernekler yasas›nda de¤ifliklik ya da flu anda Türkiye Futbol Federasyonu'nun uygulamaya çal›flt›¤› lisans kriterleri ön plana ç›k›yor. TFF bunu 9 AYSBERG Tu¤rul Akflar Garanti Bankas› Bölge Müdürü ya da vücudu disipline etme arac› olmaktan çok gerçek anlamda “ifl” olsun diye oynan›yor. Yani futbol bugün “ifl” olmufltur. Tam anlam›yla bir Show Business dönüflmüfltür. Endüstri olmufltur. Bugün, Avrupal› bu endüstrinin gereklerini yerine getirecek özellikleri kavram›fl, alg›lam›fl ve buna göre kendi futbol yap›lanmas›n›, baflta futbol otoritesi olarak bu süreci bafllatm›flt›r. Kulüplerde özellikle ‹ngiltere örne¤ini baz ald›¤›m›z zaman, kulüpler flirket fleklinde kurulmak zorundad›r. Bütün bunlar, futbolun pastadan pay almas›na, finansal olarak giderlerin karfl›lanmas›na yönelik gelirlerin yarat›lmas›n› amaçlanm›flt›r. Futbolun lokal bir organizasyondan küresel bir organizasyona do¤ru yönelmesi, futbol kulüplerinin gelirlerinin yüz milyon dolarlar› aflmas›, futbolun içsel dinamiklerinin de¤iflmesi, kendi içindeki dengesizlikleri dikkate ald›¤›m›zda, futbolun art›k kolay ve rahat yönetilebilir bir olgu olmad›¤›n› görüyoruz. Ben, futbolun yaln›z ülkemizde de¤il, yeryüzünde de çok önemli problemleri oldu¤unu düflünüyorum. Bu ayn› zamanda lokal anlamda baz› farkl›l›klar göstermekle birlikte futbolun kendi içindeki paradokslar zaten bu olumsuzluklar›n ve dengesizliklerin oluflmas›na yol aç›yor. Tabii burada futbolla iliflkili çok önemli kavramlar ve kurumlar da bir flekilde futbolun içine giriyor ki bunlar›n bafl›nda özellikle rekabetçi denge, futbolun kalitesi, reyting konusu gündeme geliyor. Daha do¤rusu endüstriyelleflmenin sa¤lad›¤› bu genifl aç›l›m, futbolda yeniden yap›lanmay› zorunlu hale getiriyor. Futbolda bu yeni yap›lanmadan kas›t, sadece futbol kulüplerinin yap›lanmas› olarak alg›lanmamal›. Futbolda yeniden yap›lanma bafltan afla¤›, baflta futbol otori- ‹Ç DENET‹M / Bahar 2008 dört y›ld›r pilot olarak uyguluyor. Fakat 20082009 sezonundan itibaren Turkcell süper ligdeki tüm tak›mlar›n ulusal ve uluslararas› müsabakalara kat›labilmesi için -tabii UEFA kriterleri Türkiyelefltirildi biraz- dernekler yasas›n›n de¤iflmesi, pek beklenen bir olay de¤il ama bu UEFA kriterleri kapsam›nda, kulüplerin önümüzdeki birkaç y›l içinde belki beklenen seviyede de¤il ama flu andan daha kurumsal bir seviyeye gelece¤ine inan›yorum aç›kças›. Cüneyt Sezgin: Tu¤rul Bey, sizinle devam edelim. Sizce, kurumsallaflman›n nerelerde gerçekleflmesi laz›m? Biraz onlardan bahsedersek veya nereye gidecek. Bu konuyu nas›l de¤erlendiriyorsunuz? Tu¤rul Akflar: Öncelikle bu toplant›dan sadece Türk futbolu ile ilgili de¤il, ayn› zamanda küresel futbola katk› sa¤layacak görüfllerin de ç›kmas›n› ümit ediyorum. Bu tür toplant›lar›n etki ve tepkisi beklenildi¤i kadar h›zl› olmayabiliyor. Bu ba¤lamda bu toplant› gibi her giriflimi suya at›lan bir tafl; buradan ç›kan fikirleri de etrafa yay›lan dalgalar olarak görüyorum. Zira Bunlar Türk futbolu için çok önemli. Bugün biz, Türk futbolunu ne yaz›k ki endüstrileflmeden nitelik ve nicelik anlam›nda gerekli pay› alamad›¤›n› düflünen bir yap›ya sahibiz. Özellikle 90'l› y›llar›n bafl›ndan itibaren, futbolun giderek ticarileflip ard›ndan endüstriyel bir karaktere bürünmesi futbol kulüplerini art›k sportif bir organizasyondan ekonomik bir organizasyona do¤ru yönlendirdi. Dolay›s›yla bugün ekonomik ayn› zamanda sportif bazl› organizasyonlara ben art›k eko-sport örgütlenmeler diyorum. Bunlar art›k geçmiflteki gibi sadece çok cüzi bir bütçeyle de¤il yüz milyonlar› aflan bütçelere ulaflm›fl durumdad›rlar. Çok önemli gelirler yarat›yorlar, ekonomiye çok önemli katk›lar› var. Günümüzde futbolun yeryüzünde yaratm›fl oldu¤u toplam gelir 225 milyar dolara ulafl›yor ki; bu çok önemli bir rakam. Üstelik bugün Türkiye'nin milli gelirinin 500 milyar dolara yaklaflt›¤›n› varsayarsak futbol sektörünün yeryüzünde yaratm›fl oldu¤u genel katma de¤erin büyüklü¤ü daha iyi ortaya ç›k›yor. Tabii futbol kulüplerinin giderek endüstriyel bir karaktere bürünmesi, futbol kulüplerinin yap›lanmamas›n›n ciddi ölçüde sorgulanmas›n› beraberinde getirdi. Çünkü konvansiyonel yap›yla, futbol kulüplerini art›k eski yöntemle yönetmek ve yönlendirmek mümkün de¤il. Bugün futbol konuflmac›lar›n da belirtti¤i gibi bofla geçen zaman› de¤erlendirme 10 AYSBERG ‹Ç DENET‹M / Bahar 2008 Doç. Dr. Kutlu Merih Fesam Akademik Koordinatörü tesinin yap›lanmas›ndan hareketle yukardan afla¤›ya do¤ru genel bir yap›lanmay› ifade ediyor. Otoriteden kast›m Futbol Federasyonudur. Bunun yap›lanmas› gerçek anlamda gerçeklefltirilemez, gereklerini ve amaçlar›n› yerine getirecek flekilde örgütlenemez ise bizim afla¤›da lokal anlamda spor ya da futbol kulüplerinin yeniden yap›lanmas›n› beklemek çok zor. Bugün futbol kulüplerinin parasallaflmas› ayn› zamanda çok önemli kulüpleri, çok önemli varl›klar haline getirmifltir. Kulüpler bugün sadece futbolcular› de¤il, ayn› zamanda parasal gelir elde ettikleri çok önemli bir taraftar tüketici toplulu¤una da sahiptirler. Bu anlamda bakt›¤›m›z zaman, kulüpler sadece kendi iç düzenlerini de¤il, varl›klar›n› da çok iyi yönetmek durumundalar. Bu varl›klar gündeme geldi¤inde do¤al olarak bu varl›klar› tehdit eden riskler de beraberinde geliyor. Çünkü futbolun kendi iç yap›s›nda; mücadeleci, yar›flmac› bir ruh var. Bu ruh bazen dengelerin bozulmas›na yol aç›yor bazen de bozulan dengeler bir flekilde dengeye geliyor. Bu aç›dan bakt›¤›m›zda varl›klar›n yönetimi, varl›klar›n korunmas› ve olas› risklere karfl› futbol kulüplerinin yönlendirilmesi ve yönetilmesi çok önemli hale geliyor. Toparlamak gerekirse hem futbol otoritesinin hem de futbol kulüplerimizin yap›s›na bakt›¤›m›zda; kulüp yönetimlerinde önemli zaafiyetlerin oldu¤unu görüyoruz. Kulüplerin ve futbolun bafl›ndaki yöneticilerin günümüzde bu yüz milyonluk bütçeleri yönetecek yetenekte, nitelikte ve kapasitede olmad›klar›n›; bu örgütsel yap›lanman›n endüstriyel dönüflüm dinamiklerini harekete geçirecek bir yap›da olmad›¤›n›; bugünkü yap›lanman›n ancak mevcut statükonun devam›n› sa¤layan ve günü kurtarmaya yönelik bir oluflum içinde oldu¤unu gözlemliyoruz. Mevcut futbol yap›lanmam›z›n Türk futbolunun rekabetçi yap›s›n› yukar›ya götürmekten uzak oldu¤unu, bu nedenle futbol pastas›n› büyütmek; Avrupa ve Dünya futbol pazar›ndan Türk futbolunun daha fazla pay almas›na olanak sa¤layacak bir yap›dan uzak oldu¤unu görüyorum. Bunlar›nda temeline bakt›¤›m›z zaman, konvansiyonel yönetim anlay›fl›n›n hala pederflahi biçimde uyguland›¤›n› görüyorum. Baflkandan bafllayan, özellikle paras› olan insanlar›n bu iflin bafl›na geçip belki de kulübü borçland›rarak kulübü vesayet alt›na al›p orada etkinliklerini ve egemenliklerini uzun y›llar devam ettirmeleri, Türk futbolunun gelifliminin önündeki en büyük engeldir. ‹kincisi: Rekabetçi denge aç›s›ndan bak›ld›¤›nda ‹stanbul futbolunun ayr›cal›kl› bir özelli¤i vard›r. Özellikle Üç Büyükler bugün Türk futbol yap›lanmas›n›n üst s›ralamas›nda yer al›p Üç Büyüklerle di¤er tak›mlar aras›nda haks›z bir rekabet ortam› yarat›lm›flt›r ve Türk futbolunun lokomotifi olarak görüldükleri için bu kulüplerin bu haks›z rekabeti devam ettirmelerini sa¤layacak her türlü yasal yönetsel yap›, mevcut siyasi iktidarlar taraf›ndan da devam ettirilmektedir. Tüm bu yönetsel hata ve yanl›fllar›n birikimli sonucu olarak da kulüplerin finansal ç›kmaza sürüklendiklerini ve buradan kendi olanaklar›yla ç›kamayacaklar›n› görüyoruz. Bunlara iliflkin alternatif çözüm önerilerimizi ilerleyen turlarda paylaflaca¤›z. Kutlu Merih: fiimdi benim bu konuya bak›fl aç›m, kendi mesle¤im ölçüsünde olacakt›r. Ben matematikçiyim. Matematikçiler iyi tan›mlanmam›fl kavramlarla pek samimiyet kuramaz. Kurumsallaflma dedi¤imizde bizim dillerimizde ne anlama geldi¤ini tan›mlamal›y›z. Ben mevcut yap›n›n iyi oldu¤unu düflünüyorum. Hatta hofl özellikleri oldu¤unu düflünüyorum ancak bir yap›n›n iyi olmas›, iyi kullan›ld›¤› ve yararlan›ld›¤› anlam›na gelmiyor. Futbolun benim için özel ve güzel bir taraf› var. Futbol, insanl›¤›n politikada yapamad›¤› bir fleyi, ekonomi alan›na tafl›d›. Ne yapt›? Futbol, ekonomiyi cumhuriyete çevirdi. Bütün futbol kulüpleri asl›nda birer kendi organlar›nca yönetilen bir cumhuriyettir. fiimdi onlar›n kurumsal yap›lar›na bakt›¤›m›zda, seçimle gelen bir divan mekanizmas› ve bir yönetim kurulu mekanizmas› etraf›nda futbol kulüplerinin organize olduklar›n› görüyoruz. Yani futbol dedi¤imiz zaman, s›rf bir 11 AYSBERG Osman Kaya Fesam Uzman› çal›flsa bütün organlar iflini yapsa burada futbolu baflka türlü konufluyor olurduk diye düflünüyorum. Osman Kaya: Burada bir zihniyet sorunu var, diyebiliriz o halde. Kutlu Merih: Var, evet ama bunu tam teflhis edemedik san›yorum. Aylin Seçkin: Ben bunu bir demokrasi sorunu olarak görüyorum. Kulüplerin yönetim biçimleri devlet mekanizmas›n›n kötü hastal›¤› olan “yumuflak bütçe k›s›tlar›”n›n tüm emarelerini gösteriyor. Yetkili ama sorumsuz yönetimler kulüp borçlar›n› kontrolsüz artt›rabiliyorlar. Kamu ‹ktisadi Teflekküllerinin kötü yönetim, rekabet koflullar›na uyum sa¤layamamaktan do¤an aç›klar› nas›l ki devlet bütçesine yük oluyorsa kulübü zarara u¤ratan yetkili ama sorumsuz yönetim anlay›fl› ayn› flekilde kulüplerin mali hareket kabiliyetini s›n›rl›yor. Foto¤raf› düzgün çekip teflhisi ona göre koyarsak çözüm üretmek de daha kolay olur. En üst düzey yöneticiler bile bütçenin detaylar›ndan haberdar de¤iller. Demek ki arada bir fleyler kay›tlara giremiyor. Bak›ld›¤›nda kilit özellikler bunlar. Ve kamunun tüm hastal›klar› neyse ayn›lar›n› futbol kulüplerinde de görüyoruz. Kulüp yönetimlerinde maaflla çal›flan profesyonel yönetici ve onun ekibi yok. Dolay›s›yla kurumsallaflma da yok. Kazan›lan büyük mebla¤lar, yöneticilerin tan›nm›fl olmas› futbol kulüplerinin kurumsallaflm›fl olmalar› anlam›na gelmiyor. Sonuç olarak bu kamu hastal›klar›n› kulüplerden ay›klamam›z laz›m geliyor Cüneyt Sezgin: Ben, kurumsallaflmada durumu o kadar kötü görmüyorum, niye derseniz? Kurumsallaflmadan ne anlad›¤›m›z da önemli. Üç ‹Ç DENET‹M / Bahar 2008 kelime her fleyi kaps›yormufl gibi konufluyoruz. Hâlbuki öyle de¤il. ‹ngiltere'de baflka, Fransa'da baflka, ‹spanya'da baflka. Niye? Çünkü kurumsal yap›lar› farkl›. Mesela ‹spanya'da kulüpler yay›n haklar›n› pazarlayabilirken, Türkiye'de bu yap›lam›yor. Demek ki baz› yap›sal farkl›l›klar var. Yap›sall›¤› çok net tan›mlamadan, onun sorunlar› hakk›nda fikir yürütmek de bana çok gerçekçi gelmiyor. Futbolun yap›s› insan haklar› ve hukuk sistemi ile çok uyumlu de¤il. Futbolun yani bizim flikâyet etmememizin çok temel bir sebebi var: Muhasebe sistemi iyi tan›mlanm›fl de¤il. Bir futbol muhasebesinden bahsetmek mümkün de¤il. Bu mümkün de¤ilse o halde iç denetim de mümkün de¤il. Neyle ve nas›l bir muhasebe sistemiyle karfl›lafl›yorlar ve bunu düzeltmek için neler yapmak gerekir? Bu bir parças›. Bir di¤eri ise insan kaynaklar›nda ve hukuk sisteminde bir tak›m zafiyetler var. Yani futbolun tarihi ve sosyolojik yap›lanmas›nda, ciddi tan›m ve hukuk zafiyetleri oldu¤u kanaatindeyim. Yani futbolun bugünkü yap›s›; insan haklar›na, futbolcunun haklar›na, profesyonelli¤e çok yatk›n de¤il gibi geliyor bana. En son Bosman olay›nda da bunu gördük. Bosman olay›na kadar her fley çok do¤alm›fl gibi, iflte transfer kurallar› vs. F‹FA taraf›ndan belirleniyordu. Ama sonradan gördük ki bu olay, o insanlar›n da çal›flma haklar›n› engelliyor bir flekilde. Demek ki futbolun hukukuna, futbolun muhasebesine, futbolun finans›na bir yaklafl›m yap›p önce bir tan›m getirip oradaki sorunlar› nas›l çözece¤imizi düflünmemiz gerekir diye düflünüyorum. Cüneyt Sezgin: Bizim yuvarlak masa toplant›m›zda flöyle bir ön kabulümüz yok, flu iyidir bu kötüdür diye. Hatta benim de sorum dikkat ederseniz Türkiye'de kurumsallaflman›n neresindeyiz? Geliflmeye ihtiyaç duyulan alanlar varsa bunlar nelerdir? O yüzden biraz tabii k›s›tlam›fl olduk konuyu. O yüzden kurumsallaflma aç›s›ndan bakt›¤›m›zda “mevcut yap› iyidir” derken kurumsallaflmada iyi oldu¤umuzu mu söylüyorsunuz? Kutlu Merih: Kurumsal yap› kavram›nda iyi bir yap› oldu¤unu düflünüyorum. Divan ve yönetim kurulu mekanizmas›n›n iyi düflünüldü¤ünü fakat yeteri kadar yararlan›lamad›¤›n›, bu organlar›n kendi misyonlar›na sahip ç›kmad›¤› kanaatindeyim. Divan kurullar›, sahip olduklar› iktidar›n yeteri kadar fark›nda de¤iller ve gere¤ini yapmad›klar›n› düflünüyorum. Bütün bunlar iyi 12 AYSBERG ‹Ç DENET‹M / Bahar 2008 Dr. Aylin Seçkin Bilgi Üniversitesi Ö¤retim Üyesi Büyüklere bakal›m. Üç Büyüklerden Befliktafl 105 y›ll›k bir kulüp, Galatasaray 103 y›ll›k, Fenerbahçe 101 y›ll›k. Demek ki kurumsallaflma olmasa bu kadar y›ld›r yaflay›p, kendi kendini yaflatan kulüplerden söz edemeyiz san›r›m. Bunlar›n devletten ald›¤› destek s›n›rl›d›r kanaatimce verdiklerinin yan›nda. Hatta bence tart›fl›lmas› gerekir. Üç Büyükler al›yor mu veriyor mu? Çünkü Üç Büyükler olmasa Türkiye ligindeki hiçbir tak›m para kazanamaz. As›l futbolu ayakta tutan dinamikler bunlar. Taraftar say›lar› onlarca milyondan oluflan. 1903, 1905 ve 1907' den bu yana bugüne gelen bir yap› var. Kendi baflkanlar›n› seçen, kendi kendini finanse eden, insan yetifltiren, tesisleflen, gayrimenkul alan ve bir de art›k holding konumuna da gelmifller yani art›k dernekten ç›k›p asl›nda bir tak›m ifllere de girmifller. Bu alana bakt›¤›m›zda T.C.'den eski kurumlardan bahsediyoruz. Üstelik kendi kendini yaflatabilen kurumlardan bahsediyoruz. O anlamda bakt›¤›m›zda ben, haks›zl›k etmeyelim bir kurumsallaflma var, diye düflünüyorum. O yüzden sordum kurumsallaflman›n neresindeyiz? Kurumsallaflma var da, bu endüstriyel futbolun dinamiklerine uygun mu? Sizlerin de dile getirdi¤i gibi bütçelerin yüz milyarlarca dolarlarla ifade edildi¤i bir endüstride, onu ayakta tutacak dedi¤iniz gibi bilançolar›n gerçe¤i yans›tmas›ndan tutun da tek adam yönetimine kadar bu detaylar gerçekten bir kurumsallaflmay› bir yüz y›l sonras›na tafl›yacak bir örgüt yap›m›z var m›? Asl›nda soru iflareti burada. Bir taraftan yüz y›ll›k kulüpler ama oraya bir baflkan gelip o kulübün yüzy›ll›k söylemlerinden farkl› bir fleyler gelifltiriyor ve ona oradaki mekanizmalar müdahale edemiyor. Bir ta- raftan da yüzy›l› aflan kurumlarla karfl› karfl›yay›z ve bunu devlet gücüyle de¤il kendi gücüyle bunu yapabilmifl. Tu¤rul Akflar: Burada bir temel ayr›m yapmak laz›m. Do¤rudur! Bu camialar yüzy›l› aflm›flt›r ve hepsi bir kurumdur. Ancak bunlar›n varl›klar›n› sürdürebilmesi için ve saptad›¤›n›z gibi endüstriyel futbolun dinamiklerini uygun yap›lanma içinde gerekleri ve yap›lanmalar› devam ettirmeleri için kurumsallaflmalar› gerekiyor. Benim tespitim flu: Üç Büyükler vard›r. Ancak kurumsallaflamam›fllard›r. Kurum olmak farkl›; kurumsallaflmak farkl›d›r. Üç büyükler birer kurumdur; ancak endüstriyel dönüflümü sa¤layacak kurumsallaflmay› sa¤layamam›fllard›r. Cüneyt Sezgin: fiimdi burada bir ortak mutabakat oluflturabilir miyiz? Kurumlaflm›fllar ve kurumsal olman›n baz› koflullar›n› yerine getirmifller ama kurumsal yönetim ilkelerinde yeterli düzeyde olmad›klar› için, ki Türkiye'nin de bu konuda çok eksikleri var bunu yeterli saym›yorum. Bu yaln›z kulüplerle s›n›rl› de¤il. Önümüzdeki yüzy›la bu yap›lar› tafl›yacak, rekabetçi -özellikle Avrupa piyasalar›yla rekabet edecek- bir alt yap›n›n oluflturulmas›nda s›k›nt›lar var, dersek herkes, bu ortak paydada olur mu? Aylin Seçkin: Almanya'ya bak›ld›¤›nda onlar›n bizden daha geç kurulmufl kulüpleri var ama kurum ve kurumsallaflma aç›s›ndan bizden daha ilerdeler. Bu farklar› da görmeliyiz, yap›lanlar› küçümsemeyelim ama mukayese ederek bakmal›y›z. Cüneyt Sezgin: Ülkeler aras› farklar› göz önüne alal›m. Ancak Almanya'da da Türkiye'deki kulüpler kadar eski kulüpler mevcut. Ama dedi¤iniz do¤ru Almanya Türkiye fark› da var. fiimdi sözü Ali Kamil Bey'e verelim. Ali Kamil Uzun: Öncelikle bu toplant›da konumuma aç›kl›k getirmek istiyorum. Ben herhangi bir futbol kulübünde yöneticilik ya da denetçilik yapmad›m. Ancak bir taraftar olarak ilgim var. ‹zleyiciyim. Öte yandan, çeflitli dernek ve vak›flarda, sivil toplum kurulufllar›nda aktif görev alan biriyim. Sivil Toplumcu bir yönüm var. Bu nedenle de derneklerin ve vak›flar›n; kuruluflu, yöneticili¤i ve denetçili¤i gibi tecrübelerim bulunmakta. Futbol kulüpleri de dernek statüsünde varolan kurum ve kurulufllar oldu¤u için buradan yola ç›karak kulüplerimizin “kurumsallaflman›n neresinde” olduklar›n› de¤erlendirmek istiyorum. Türkiye de kulüpler dernekler kanununa tabi olup flirketlerdeki gibi muhasebe 13 AYSBERG Ali Kamil Uzun CPA, CFE Türkiye ‹ç Denetim Enstitüsü Kurucu Baflkan› art›yor. Kulüplerin varl›¤›n› spor için, oyun için bir araya gelen sporcu ve taraftarlar sa¤l›yor. Endüstriyel olarak varl›¤›n› sürdürmenin ise kurallar› farkl› olup, kurumsal yönetime burada ihtiyaç oldu¤unu söyleyebilirim. Cüneyt Sezgin: Bence flurada flunu atl›yor olabilir miyiz? Tüm kat›l›mc›lara soruyorum bunu. Biz hep sanki böyle ilk baflta bir e¤itim kurumu ve çok sosyal amaçlarla kurulmufl flimdi endüstrileflmeye geçmeye çal›flan bir yap›dan söz ediyoruz. Ama kurulduktan 50 y›l sonra futbol kulüpleri buna benzer çok önemli bir de¤iflimle karfl› karfl›ya kald›lar. O da nedir? Profesyonelleflme. Asl›nda bugün tart›flt›¤›m›z konular›n bir benzeri 1950'lerde var. Çok farkl› bir yönetim sistemini ve anlay›fl› gerektiren bir dönem yaflam›fllar. O yüzden ben yine ayn› fleyde ›srar edece¤im: Futbol kulüplerinin kurumsallaflmalar›n› o kadar da göz ard› etmemek laz›m. Önemli bir de¤iflim döneminde profesyonelleflmenin getirdi¤i sorunlar› aflm›fl, sonras›nda kendi içinde de baz› dönüflümler yaflayarak bugünlere gelmifller. fiimdi oturumumuza Atilla Bey ile devam edelim. Atilla Bey, sizce Türkiye futbolda kurumsallaflman›n neresinde? Atilla Gökçe: fiimdi ben futbolun ne kadar endüstriyelleflirse endüstriyelleflsin eninde sonunda masum bir oyun oldu¤una inan›yorum. Bu masumiyeti yok etmek için gölgelemek, perdelemek, kirletmek için bizler -saha kenar›nda oturanlar, antrenöründen bafllayarak herkeselinden gelen negatif katk›y› sa¤l›yor. Ben 44 y›ll›k bir gazeteci olarak flu gözlemlerimi söyleyebilirim: Cüneyt Bey'in söyledi¤i gibi 1951'de yasaya uygun olmad›¤› halde bir yönetmelikle profesyonel futbol, bir De Facto olarak, hayat›n ‹Ç DENET‹M / Bahar 2008 ve mali raporlama altyap›s›n› oluflturmak önem tafl›yor. Bu alan› üçüncü sektör olarak tan›mlayabiliriz. Yüzy›l› aflk›n geçmifli olan kulüplerimiz var. Bu bir anlamda kurumsall›k ve sürdürülebilirlik anlam›nda önemli bir birikimi ifade ediyor. Ancak endüstri koflullar›nda kurumsal yönetim ve sürdürülebilirlik konusunda ayn› de¤erlendirmeyi yapam›yorum. Futbol kulüpleri ayn› zamanda birer beden e¤itimi kurulufllar›d›r. Bu nedenle kulüplerimizde e¤itim kurulufllar› gibi gelenek, kültür yaratarak yetifltirdikleri ile köklü bir geçmifl yaratabiliyorlar. Öte yandan futbol kulüplerimizde, kurumsal yönetim ve endüstriyel rekabet aç›s›ndan sorunlar, eksiklikler oldu¤unu görüyoruz. Futbol endüstrisi dört büyük kulübün etraf›nda dönüyor. Bu nedenle büyük kulüplerimiz katma de¤er sa¤lamalar›n›n yan› s›ra di¤er kulüplerin baflar›ya ortak olmas› konusunda, tam rekabetin sa¤lanamad›¤›n› düflünüyorum. Kiflilere ba¤›ml› kulüp yönetimleri devam ediyor. Kulüp yönetiminde kurumsal yönetim ilkeleri esas al›nm›yor. Sponsorlara iliflkin düzenlemeler gerekli diye düflünüyorum. Bugün futbol ligleri ve turnuvalar çeflitli kurumlar›n adlar›yla an›l›yor. Büyük bir ticari rant söz konusu. Bunun rekabet aç›s›ndan sonuçlar›n› de¤erlendirmek laz›m. Öte yandan etik olarak da sonuçlar›n› de¤erlendirmek gerekir diye düflünüyorum. Her fleyden önce denetlenebilir olma, denetim, kamuyu ayd›nlatma, fleffafl›k gibi kurumsal yönetim ilkeleri aç›s›ndan futbol kulüplerimizi henüz yolun bafl›nda oldu¤unu düflünüyorum. Bu aflamada futbol endüstrisinin, kulüpleri ile birlikte kurumsal sürdürülebilirlik için, kurumsal yönetim ilkelerini irdelenmesi ve buna göre kurumsal olarak yönetilebilir, denetlenebilir bir yap›lanmay› hedeflemesi gere¤ine inanmas› gerekiyor. Sonuç olarak; futbolda kurumsallaflman›n bafl›nday›z. Kulüplerimizin gelenekleri, kültürleri ve yetifltirdikleri ile köklü bir kurumsal geçmifli var, bunu da futbolda bir e¤itim kurumu olarak ifllevlerine ba¤l›yorum. Ancak endüstri olarak kurumsal yönetimde daha yolun bafl›nda oldu¤umuzu düflünüyorum. Cüneyt Sezgin: Biraz daha açar m›s›n›z? Ali Kamil Uzun: Beden e¤itimi kurumu ifadesini kullan›rken lise gelene¤ini ifade etmiyorum. Kulüplerin misyonunda sportif bir e¤itim var. Gençler spor için, oyun için bir araya geliyorlar ve bunun için zihin ve bedenlerini e¤itiyorlar. Taraftarlar›n ilgisi ile de kulüplerin popülerli¤i 14 AYSBERG ‹Ç DENET‹M / Bahar 2008 Türkiye’de hiçbir spor kulübünde iç denetim yap›lm›yor. dayatt›¤› bir gerçek olarak, iyi ki de pratik olarak, profesyonellik Türk futboluna girmifl. Bu gün dünyada birçok spor dal›nda “A” harfini görürsünüz. Uluslararas› tan›mlamalarda amatörlü¤ü simgeler. Ama art›k amatörlük de¤il, liyakat söz konusu. Olimpiyatlar için bile. fiimdi 30 y›l önce bizim hiç hesaplamad›¤›m›z geliflmeler oldu. Tabii ekonominin uzmanlar›ndan ald›¤›m bilgilerle tereciye tere satmak durumunda olmayay›m, flimdi dünyada dolaflan paran›n 3 trilyon oldu¤u söyleniyor. fiimdi bu dolaflan paran›n, 300 milyar dolar› futbola harcan›yor. Kutlu Merih ile Tu¤rul Avflar'›n kitab›ndan ö¤rendi¤ime göre, bizim futbol piyasam›z 600 milyon dolarl›k bir de¤er üretiyor. 300 milyon dolarl›k bir de¤eri milli tak›m›m›z yarat›yor. Biz hala milli tak›m hocas›n›n maafl›n› tart›flma konusu yapabiliyoruz. Ben futbolun sektör haline gelmesine asla karfl› de¤ilim. K›br›s'ta üç üniversitede konferans verdim. Oradaki ö¤rencilere söyledim: Futbol dünyas›n›n içinde sizi de bekleyen roller var, haz›rlay›n kendinizi, diye. Çünkü futbolla ilgili görevlendirmeleri, iflte ekmek yiyecek insan say›s› katland›. Öte yandan yerli yerine oturmam›fl kirli bir rekabet kültürümüz var. Bak›n biz milli tak›m›n bayra¤› alt›nda birleflemiyoruz milli maçlarda. Bu benim tespitim. Çünkü üç büyük kulüp aras›ndaki çirkin, kirli ve gergin rekabet ülkeyi böldü. Bu arada uzlaflamad›¤›m›z birleflemedi¤imiz o kadar çok, hayat›n baflka alan› var ki bir de spor alan›nda bölünüyoruz. Oysa sadece spor alan›nda, bir prensesle Uzak Asyal› bir da¤ çoban› arkadafll›k yapabilir. Güney Kore'de bir zengin tan›yorum, Afrika'daki futbolcular›n omzundaki teri siliyor. Yani bizi birlefltiren, bir araya getiren masum bir cevher var ama biz onu kötü organize ediyoruz. fiayet mademki endüstriyelleflme var, spor kendini yönetemiyor, spor adamlar› iktidar savafl›n›n içinde sportif ilkeleri kurallar› kendi ç›karlar› için çi¤nemekte, medyay› da bu alanda araç olarak kullanmakta bir sak›nca görmediler. Etik konusunu bir yöneticiye söyledi¤im zaman, “Kardeflim, spor teknik bir konudur, eti¤in ne ifli var?” diyor. E¤er etik yoksa bizim spor alan›nda ne iflimiz var. O zaman ekonominin kurallar›yla sporu yönetmek gerekiyor. Kurumsallaflmalar›, ekonomistlerin belki 200 300 y›ld›r belki bin y›ld›r dizayn ettikleri gibi, denetledikleri gibi sonra be¤enmeyip yeni yeni kuramlar, kavramlar, kurallar gelifltirdikleri gibi dizayn etmek gerekir. Burada gözle görülür, hofl, sportif ruhunu kaybetmemifl adil bir spor organizasyonu için, adil derken yay›n haklar›n›n paylafl›m› da buna giriyor, yani benim dedi¤im hakem kararlar›yla ilgili de¤il. Bunu gerçeklefltirebilmek için pastay› elbirli¤iyle büyütmek, tad›n› aromalar›n› art›rmak, hacmini büyütmek, temiz tutmak, adil bir flekilde bölüflmek laz›m. Bunu kimlerle yapaca¤›z? Spor adamlar›yla yapamay›z ama bunu sponsorlarla yapabiliriz. Yani spora, sponsorluk gibi basit bir hay›rseverlik ifli olmayan ekonomik kurumlar, kendi a¤›rl›klar›n› koyarlar. Hofl ve güzel bir fley oldu 90'l› y›llarda. Devlet bütün erkinden, ekonomik yüklerinden -kimi yerde do¤ru, kimi yerde yanl›fl bir flekilde- soyunup kaçarken babal›¤›n› ve patronlu¤unu ötelemeye bafllad›. Kulüpleri özellefltirdi. fiimdi en az›ndan baz› federasyonlar kendi üretti¤i ekonomik de¤erlerle bir markalaflma yolunda ilerleyerek epey mesafe al›yor. fiimdi bu ekonominin enerjisini ve akl›n› spor alan›na tafl›mak gerek. Benim bütün umudum sponsorlarda ve ekonomistlerde. Onlar dayat›rlarsa etik kurallar çok daha iyi yerleflir. Karl Marks demifl ki: “Ey iflçiler! Birleflin.” Ben de diyorum ki: Sponsorlar birleflin! Sporu kurtarmak için birleflin ve dayat›n. Çünkü enerji ve motor sizde. Rekabetin kurallara uygun olmad›¤› takdirde ekonomi dünyas›nda kolay kolay sürdürülemeyece¤ini ben biliyorum. Mesela kendi aran›zda birlikler var. Ekonomik denetleme mekanizmalar› var. Ben o nedenle bu toplant›ya umutla geldim ve bunun denetlenmesi gerekti¤ini düflünüyorum. Yasalarda bir tak›m de¤ifliklikler öngörülür, medyay› alabilirsiniz yan›n›za. Medya da çok memnun de¤il bu durumdan. Yani kulüplerin ekonomik gerçekliklere, sorumluluklara, ilkelere göre yönetilmesi gerekir. Ayr›ca, flunu söyleyebilirim: Ben bütün sponsorlar›n anlaflma yapt›klar› zaman bu ifle katt›klar› bütçenin aç›klanmas›n› istiyorum bir gazeteci olarak. fiimdi sizden bu yard›m› alan federasyon, kulüp, teknik direktörler, yöneticiler bunun hesab›n› vermeliler; taraftarlara, bizlere… Zaten yak›nda taraftar diye bir kavram kalmayacak. Bu endüstrileflen ortamda; paydafllar, hisse senedi sahipleri, müflteriler olacak. Bu bir yozlaflma gibi de kabul 15 AYSBERG Burç Seven Deloitte Türkiye Spor Endüstrisi Lideri istiyoruz dedi. Benim de notlar›mdan bir tanesiydi mali raporlamalarda fleffafl›k. fiu anda fleffafl›k olarak ne görüyoruz? Evet, SPK'ya ba¤l› halka aç›k flirketler, teorik olarak mali tablolar›n› kamuoyuyla paylafl›yorlar. Ama spor kulüplerinin bilgileri, kamuoyuyla paylafl›lm›yor. Önemli olan, mali raporlar›n kalitesi ve fleffafl›¤›. Dünyada flu anda bütün otoritelerin kabul etti¤i e¤ilimler, uluslararas› finansal raporlama standartlar›. Bugün raporlama standartlar›ndan hiçbir flekilde ödün vermeyen Amerika Birleflik Devletleri bile Uluslararas› finansal raporlama standartlar›n› kabul etmifl durumda. Dolay›s›yla paylafl›lan mali tablolar›n da uluslararas› mali raporlama standartlar›na göre haz›rlanm›fl olmas› gerekiyor. Bakt›¤›n›z zaman kulüplerde mali raporlamaya iliflkin bir altyap›, bir kaynak ay›rma gibi yaklafl›m› yok. Bu nas›l olabilir? Bir regülasyon bir otorite taraf›ndan zorlanmas› mümkün olursa yap›l›yor. Biz dedi¤imiz gibi bunu halka aç›k flirketlerde görüyoruz. Biraz önce bahsettik UEFA kriterleri kapsam›nda TFF lisans kriterlerini getirdi. Bu kriterler kapsam›nda her alt›nc› ayda ve y›lsonunda kulüpler konsolide mali tablolar› ki SPK taraf›ndan yay›nlanan standartlara göre diye bir ibare var, uluslararas› finansal raporlama standartlar›nda mali tablolar›n› haz›rlay›p federasyona göndermekle yükümlüdür. Peki, federasyon bu bilgileri ald›ktan sonra kamuoyuyla paylaflacak m›? Buras› flu anda soru iflareti. Böyle bir yükümlük ve zorunluluklar› bulunmuyor. Evet, belki kulüpler belli standartlarda mali tablolar haz›rlamaya bafllayacaklar ki bunlar›n hepsi ba¤›ms›z d›fl denetlemeden geçecek mali tablolar olacak. Fakat yine bunun kamuoyunda paylafl›lma sürecinde belki s›k›nt›lar yaflamaya devam edecek. Özetlemek gerekirse, Türkiye'deki spor kulüpleri, denetim ‹Ç DENET‹M / Bahar 2008 edilebilir ancak yozlaflt›r›lmadan yap›l›rsa olmayan bir enerjiyi hayata tafl›mak olarak düzenlenebilir. Biz spor yazarlar› bu konuda çok cahil olduk. Baz› STK üyesi arkadafllar›n bana tercümeleri, Tu¤rul Bey ve Kutlu¤ Bey gibi de¤erli isimlerin yay›nlar› olmasa biz; top ön dire¤e mi gitti, iç mi vurdu, d›fl m› vurdu gibi futbol geyikleriyle halk› kand›rmaya devam edece¤iz. Bu taleplerin dikkate al›nmas›n› ümit ederim. Cüneyt Sezgin: Asl›nda bütün konuflmac›lar›m›z gibi siz de çok önemli noktalara de¤indiniz. Özellikle sporun içinde olman›z nedeniyle bizim de¤inmedi¤imiz birkaç konuya da de¤inmifl oldunuz, özellikle sponsorluk gibi… 2. turumuzla devam edersek burada, kurumsal yönetim, tabii iyi uygulamalar› aç›s›ndan, onu ileri götürecek bir kavram olarak, tek bafl›na de¤il ama önemli bir kavram olarak denetim bu sürecin neresinde? Denetim derken flunu vurgulamak isterim: Konuflmac›lar›m›z ister konuyu bütünsel olarak yani iç denetim, kamu paydafllar›, derneklerin, sponsorlar›n denetimi boyutuyla ele alabilir. ‹sterse sadece bir bölümüne odaklanabilir. fiimdi sözü Burç Bey'e veriyorum. Burç Seven: fiimdi denetim, sürecin neresinde? Asl›nda çok fazla bir yerinde de¤il. Bakt›¤›n›z zaman genel anlamda: ‹ç denetim, ba¤›ms›z d›fl denetim ve kamu denetimi fleklinde özetlediniz. fiu anda Türkiye'de futbol kulüpleri anlam›nda bakt›¤›m›zda, sadece halka aç›k flirketlerde regülâsyona tabi olarak bir d›fl denetim yürütülüyor. Bunun d›fl›nda kurumsallaflman›n olmazsa olmazlar›ndan biri olan iç denetim, Türkiye'de hiçbir spor kulübünde yer alm›yor. Bunun yan›nda kamu denetimi için de ayn› fleyi söyleyebiliriz. Herhangi bir kamu denetimi süreci de bu kulüplerde yürütülmüyor. Bu da ilk turda söyledi¤imiz gibi kurumsallaflman›n gelifliminde bir engel teflkil ediyor. fiimdi ba¤›ms›z d›fl denetim; evet, kulüplerin halka aç›k flirketleri de var ama kulüplerin yap›s›na bakt›¤›m›z zaman tabii ki sadece halka aç›k flirketlerden oluflmuyor. Bu kulüplerin en büyük faaliyetleri futbol fakat bunun yan›nda birçok amatör branfla sahipler; basketbol, voleybol, kürek vs… Ve bu amatör branfllarda hiçbir denetim faaliyeti yok. Ama bir o kadar da kulüp gelirlerinden bu amatör faaliyetlerin pay ald›¤›n› görüyoruz. Ben bu noktada ba¤›ms›z d›fl denetçi olarak kulüplerdeki muhasebesel aç›dan ve mali raporlama aç›s›ndan eksiklere de¤inmek istiyorum. Biraz önce Atilla Bey, sponsorlar›n katk›lar›n› ö¤renmek 16 AYSBERG ‹Ç DENET‹M / Bahar 2008 süreci anlam›nda Avrupa'daki -bu anlamda ismi öne ç›kan ülkelere oranla- oldukça geri kalm›fl durumda. Özellikle ‹ngiltere'deki spor kulüplerinin ço¤u flirketleflmifl durumda ve bu flirketler yasal denetim sürecinden geçmekteler. Türkiye'de de e¤er kulüpler flirketleflme uygulamas› olursa 2009 y›l›ndan itibaren geçerli olacak Türk Ticaret Kanunu ile birlikte bu flirketlerin yasal denetim zorunlulu¤u bafllayacak ve tüm flirketlerde oldu¤u gibi bu denetlenmifl mali tablolar› flirketleflen ya da kulüplerin flirketleflmifl bölümleri internet sitelerinde kamuoyuyla paylaflmak zorunda kalacak. Cüneyt Sezgin: Ben bu konuda bir iki katk›da bulunmak istiyorum. Konunun biraz aç›kl›¤a kavuflmas› aç›s›ndan. fiimdi bu UEFA kriterleri yerleflse bile biliyorsunuz konsolidasyon kavram› çok önemli. Dernek ve Afi iliflkisi var, muamma olarak. Afi'ler en üst standartlarda denetlense bile dernek taraf› dernekler kanuna göre denetlenece¤i için esas aysbergin alt taraf› denetlenmemifl olacak. Ve çeliflkili rakamlarla karfl› karfl›ya kalaca¤›z. O yüzden san›yorum bu UEFA kriterleri de benim gördü¤üm düzenlemelerle gündeme gelirse gerçek resmi veremeyece¤iz. Çünkü dernek A.fi iliflkisi çok karmafl›k. Her ülkede de ayn› de¤il. ‹kincisi de yine bildi¤im kadar›yla federasyonun yükümlülü¤ü yok. Bilgi verme aç›s›ndan ve zaten benim bildi¤im kadar›yla alt› yedi kulübe yeterlilik vermifller. Bu nedenle pekifltirme olursa afla¤› do¤ru de¤il yukar› do¤ru olmas› gerekir. Tabi teknik olarak kolay de¤il ama Afi'nin sahip oldu¤u flirketler de¤il ona sahip olan derne¤in de konsolide edilmesi do¤ru olacakt›r, diye düflünüyorum. Bu noktada da sözü Osman Bey'e b›rak›yorum. Osman Kaya: fiimdi müsaade ederseniz ben, denetim konusundan önce çat›dan bakmak istiyorum, birinci konuflmamda kaç›rd›¤›m hususlara da de¤inmek istiyorum. Futbolu dünya çap›nda yöneten F‹FA'ya bakt›¤›m›zda, yani F‹FA'n›n yap›lanmas›, seçimi, denetimi ve kurumsal yap›lanmas›na ve tüm yönetim kriterlerine bakt›¤›m›zda be¤enmemiz mümkün mü? UEFA için de ayn› fley geçerli. Kald› ki son zamanlarda Avrupa Birli¤i, UEFA'n›n gelece¤ini oluflturmak için UEFA ile yapt›klar› çal›flmalar›n› biliyoruz. Bu son ç›kan beyaz kitapta da yer ald›. Gerek bu çat›flma ve çal›flmalar›n içeri¤i gerekse öneriler demeti olan beyaz kitap hakk›nda Türkiye'de bu konu henüz tart›flma bafllat›lm›fl bile de¤il.AP ve AB bakanlar kurulu UEFA'ya kendisine çeki düzen vermesi hususunda uyar›rken, ülkelerin ortak yaflam›n› düzenleyen devasa müktesebata futbolun yönetimini UEFA'ya b›rakmayacak kadar müdahale etmiflken, ülkemizi ve futbolunu hiç ilgilendirmiyor mufl gibi ilgisiz davran›yoruz. Son genel kurulda bile UEFA'dan gelen kiflilere bir ekümen lider pozisyonunda yer verildi. Hak ediyorlar m›, bana göre hak etmiyorlar. Çünkü UEFA'daki seçimlerdeki geliflmeler ve seçim sonras› yap›lanmalar bizim federasyonlardan farkl› de¤il. fiimdi bu piramide tepeden afla¤› dikkatli bakmam›z laz›m. Avrupa Birli¤i sonunda kendi kriterlerini UEFA'ya dayatt› ve yapt›r›m› uygulayaca¤› sinyallerini verdi. Belli bir ölçüde mutabakat sa¤- 17 land›. Bunun örneklerini birkaç ülkede görüyoruz. Ancak özellikle Haluk Ulusoy döneminde özellikle UEFA kriterleri günü kurtarmak ve hofl gözükmek için görmezden gelindi. Halbuki T.F. Federasyonumuza bakt›¤›m›z zamanda federasyonumuzda yasayla yönetilen tek federasyon dünyada. Peki, yasalar yeterli mi? Meclisin son soruflturma raporu çal›flmalar›nda yeterli çal›flma yap›ld› m›? Hay›r. Oradaki yap›lanma buna müsait miydi? Bana göre yine hay›r. Rapor ne do¤urdu? Ne getirdi. Sadece meclistekilerin görevini yapm›fl insan duygusu hissetmelerini sa¤lad›.Bu çal›flmalar belki ilk defa bu kadar özen gösterilmesine ra¤men bence çok fazla bir fley do¤urmad›. Sonra da yine da¤›t›lan Kutlu Hocam›n da dedi¤i gibi son yasan›n da ciddi eksikliklerle dolu oldu¤unu düflünüyorum. Çok detaya girmeden son futbol federasyonundaki niyetin bütün bu sorunlar› çözece¤i hususunda umutluyum. Ancak bir iyi niyet görüyorum. Fakat meclisin kamuoyunu böylesine ilgilendiren bir unsura, futbola bak›fl aç›s› k›s›rd›. Onunla ilgili takdir ve elefltirilerimiz yine Kutlu Merih ve Tu¤rul Akflar'›n büyük eme¤iyle haz›rlanan Futbol Yönetimi yer al›yor, bu konuda neler yap›lmas› gerekti¤i konular›nda kendi görüfllerimiz de verilmektedir. Futbol yeteri kadar denetlenmiyor, neredeyse, mali aç›dan ve keyfiyetin öne ç›kmas› aç›s›ndan aile flirketlerine dönüfltü. Büyük kulüplerin milyonlarca taraftar› vard›r, ama onlardan kimse bahsetmez, seyredip gitsinler baflka bir beklentileri ve haklar› var m› yok mu akla bile getirilmez.. 20-23 bin delegesi olan bir kulübün son genel kuruluna bin kifli kat›l›yor, ibraya da san›r›m 200 ya da 300 kifli oy veriyor. Bu fludur: Kulüplerin gerçek sahibi d›fllanm›fl durumda. Dolay›s›yla denetim aç›s›ndan bakt›¤›m›zda zaman zaman umutlansak da futbolun içindekilerle futbolun sorunlar› çözülemez kanaatine ister istemez kap›l›yor insan. Peki, meclisin içinde çözülebilir mi? Bence do¤ru yaklaflmad›klar› yapm›fl olduklar› uzun çal›flmada belli oldu. Futbolla ilgili kifliler ça¤›r›ld› ama daha çok gazete manfletlerine ya da internette arama motoruna girildi¤inde bulunabilecek detaylara de¤inildi. Ama çok ciddi anlamda tart›fl›lmad›. Halk› böylesine harekete geçiren, son yüzy›l›n en önemli olgusu, yafll› kad›nlar›n bile dünya kupas›n› seyretti¤ini düflündü¤ünüzde en fazla ilgi çeken bu temaflan›n, böyle mi yönetilmesi gerekir? Profesyonel anlay›flta ve yönetimde yönetim iflin uzmanlar›na b›rak›l›r. Büyük flirketle- rin insan kaynaklar›na bakt›¤›m zaman nelerin uyguland›¤›n› görüp bunu kulüplerle karfl›laflt›rd›¤›mda onlar›n kurumsallaflmas› ve denetimini de son derece keyfi, basit ve zararl› görüyorum. Yani meclis raporundan flu ç›kmal›yd›: ‹nsan› ve toplumu etkileyen bu olgu bence toplumu çok iyi yönlendirmek için kullan›lmal›yd›. Bir sa¤l›k, e¤itim konusunda toplumun genel ruh sa¤l›¤› var ve futbolun genel katk›lar› var. Futbolun son zamanlardaki haliyle, reytinglerin düflmesiyle, kamuoyunda de¤er kaybetti¤ini düflünüyoruz. Bu geri dönüfllerin geri beslemelerin çok h›zl› olmad›¤›n› düflünecek olursak yanl›fllar›n; futbola, nitelik ve nicelik olarak geri döndü¤ünü düflünüyoruz. Birçok kulüp kalite belgesi ald› ancak gidip bak›n, ilerleyen y›llarda denetimlerini tamamlatt›rmam›fl ve hiçbiri onaylanmam›flt›r. Devam etmiyordur. Çünkü kalite çemberlerinde e¤er alt yap›daki zorunluluklar›, talimatlar›, kriterleri uygulasalar bugün Brezilya'da gerçekleflen devrim gerçeklefltirilir. Yani ne olur? Bak›n Brezilya'y› Brezilya yapan futboldur. Öyleyse biz de Avrupa'n›n Brezilyas› olabilirdik. Tam tersine birçok kulüpte gördü¤ümüz gibi yüz yirmi tane futbolcu al›nm›fl, üç tanesi sat›lm›fl, gerisi heba edilmifl… Böyle bir iflletme olabilir mi? Bence kurumsallaflma, özellikle halka arzdan sonra çok ciddi bir toz bulutu çökmüfltür. Bundan da yine aile flirketleri mant›¤› ile yöneten insanlar istifade etmifltir. Birazc›k daha hükümlerini sürdürmüfller kendi menfaatlerini daha fazla karfl›lar duruma gelmifller ve bu yanl›fl çat›, yanl›fl yap›lanmada yeniden yap›lanma diyoruz ki yeniden yap›lanma acaba bu silip sürüp yapmak m› yoksa yanl›fllar› düzeltmek mi? Neresine bakarsak yanl›fl dolu. O zaman biz rasyonel düflünecek olursak 100 y›ld›r ayakta durabilmifl kulüplerin mutlaka do¤rular› var. Yani tak›mlar›n büyük haf›zas› var. Geçmiflte yap›lan birçok do¤ru var. Geçmiflte yap›lan do¤rular› tafl›yacak olan iflin içerisindeki organlar var. Öyleyse biz kulüplerimizi derneklerle yöneteceksek gönüllü ve profesyonel olarak ay›rmal›y›z. Yani kulüplerin tamam›n› profesyonellerin yönetmesi laz›m. Ancak haf›zay› ve sürdürülebilir yap›s›n› ve karakterini o kulübün kuruluflundan itibaren oluflmufl olan, bireyde oldu¤u gibi flahsiyet yap›s›n›, karakter yap›s›n› da kulübün içinde daimi seçilmifl olanlar›n sürdürmesi laz›m. Baflkanl›k sistemi bütün STK'larda herkes seçilmek için elin kald›r›r seçilirler ama onlar bir fley yapmazlar veya biri bir ‹Ç DENET‹M / Bahar 2008 AYSBERG 18 AYSBERG ‹Ç DENET‹M / Bahar 2008 Atilla Gökçe Gazeteci fley yapar di¤erleri ona uyar, sonuçta en fazla çal›flan›n ve üretenin de¤il de öne ç›kan›n söz hakk› olur. Burada fleffafl›k da olmaz, kurumsallaflma da olmaz. Osmanl›'n›n bürokrasideki o hastal›¤› bizdeki devlet yap›s›ndan da siyasetten dolay› da futbolumuzu da pekâlâ bulaflm›flt›r. Örne¤in sponsorluk geçmiflte el açmalarla bafllam›fl ve bugün farkl› bir noktaya gelmifltir. O yüzden ben yap›lanman›n yani kalite standartlar›na, yeni ça¤dafl yönetim anlay›fl›na göre futbolun içine art›k d›flardan gerek sponsorlarla gerekse futbola bizim k›sa dar alanda paslaflmalar› konuflmuyoruz, futbol ad›na oturup toplumun en çok dikkatini çeken bu olgunun nas›l daha faydal› olabilece¤ini, küçük ve kuvvetli bir dürtüyle bir fleyler yapmaya çal›fl›yoruz. ‹flte yönetiflim bu noktada çok önemli. Baflkanlar yetersiz genel sekreterlerin ya da kötü performans gösteren birkaç yönetim kurulu üyesinin yönlendirdi¤i flekliyle hareket etmek yerine kolektif akl› ya da kulübün uzun süredir sürdürmekte oldu¤u o kolektif ak›l ve fluurla yönetmek yerine birden bak›yorsunuz, biri k›zm›fl, biri yazm›fl biri konuflmufl , biri di¤erinin konuflmas›n› yazm›fl, bu konuflmufl günü kurtarmak ad›na. Yani yüzy›ll›k kulüplere bu yönetim yak›flm›yor. Denetim aç›s›ndan bak›ld›¤› zamanda ben bir kulübün genel kurul üyesiyim, iki y›ld›r gitmiyorum, çünkü denetleme hakk›m› ve seçme hakk›m› hakk›yla kullanam›yorum. Mali ve di¤er bilgileri içeren birkaç yüz sayfal›k faaliyet raporu orada da¤›t›yorlar.. Ayr›ca gelirlerin gösterilmesi finans analizleri bilanço tekni¤i o tekniklerle buraya aktar›lm›fl bir y›¤›n rakam ve madde var. Toplant›ya ça¤›r›yorlar, konuflman›n bir faydas› yok. Bu flekliyle devletten destek halktan ise büyük sinerji alan kulüplerin bu kayna¤› ve gücü heba etti¤ini, oradan afla¤›ya do¤ruda buradan istifade edecek gençlere do¤ru yetersiz ve kötü fleyler aktard›¤›n› ve görevini yapmad›¤›n› düflünüyorum. Denetim bence sa¤l›kl› yap›lanma olduktan sonra önem arz eder. Bu noktadan sonra denetlesek ne olur. Ben o konuda biraz kötümserim. Cüneyt Sezgin: Atilla Bey siz bu konuda denetim aç›s›ndan görüfl bildirmek ister misiniz? Atilla Gökçe: Son derece heyecanla kat›l›yorum. Mesela divan toplant›lar›nda biraz kayg›l› üyeler masum meraklar›yla soruyorlar. Baflkan taraf›ndan azarlanarak yerlerine oturuyorlar. Osman Bey'in söyledi¤i gibi yap›sal yeniliklere herhalde çok bilimsel ve çok ça¤dafl hale getirmek laz›m. Denetleme bu iflin can damar›d›r. Ve bir kulüp denetlenebilirse o zaman büyüme baflar›s› anlafl›labilecek. fiimdi futbolla ilgili istatistiklere bak›yoruz ama rakamsal veriler dedikodunun ötesine geçmiyor. Tu¤rul Akflar: Federasyonun bu ekonomik ifllevini Kulüpler Birli¤ine mi verelim diyorsunuz? Atilla Gökçe: Bak›n yay›n haklar›n› Kulüpler Birli¤i yapar. Ama futbolcu örgütlenmesi de gelir ‹ngiltere de oldu¤u gibi gelip “Benim bu yay›n hakk› pazarlamas›ndan kazanc›m ne?” “Futbol ne zaman tatil olacak, buna bir karar verelim” diyecek. Yani meslek örgütü anlam›nda. Yoksa kiflisel futbol sorunlar›yla oraya girmek mühim de¤il. ‹flte ayn› flekilde hakemleri federasyon tayin eder, milli tak›m› yönetir ama bunun toplam bir marka oldu¤unu ve Türkiye için Avrupa'dan sadece ‹ngiltere olabilir ama bence dünyadan en güzel örnek NBA. Bak›n belki merakl› olanlar›n›z bilir: Bence dünya basketbolunun gelmifl geçmifl en iyi basketbolcusu Michael Jordan. Gelecek 50 y›l içinde bu böyle. Biliyor musunuz Jordan, kumar oynad›¤› için özel hayat›n› iyi yönetemedi¤i için sponsorlar›yla kaprisli iliflkiler kurdu¤u için maçlarda disiplin suçlar› iflledi¤i için basketbol dünyas›ndan iki y›l süreyle uzaklaflt›r›ld›. Sonra geri döndü. Çünkü M.Jordan oldu¤u için… Çünkü Tibetli rahipler de M. Jordan'›n sakatl›¤›n› fark ediyor. Bu hem sportif ruh hem de NBA gibi dev bir organizasyonun toplam kalitesini koruma tavr›. fiimdi NBA mesela en çok paras› olan kulüp, bütün gruplar›n en iyi basketçilerini toplayamaz m›? Burada amaç fludur: Toplam kalite. fiimdi en iyi savunma ribaundunu alan kifli George ona en çok kimin ihti- 19 yac› var? NBA de en çok savunma ribaunduna sahip tak›md›r. O seçme hakk› onundur. Dolay›s›yla paran›n çok iyi idare edildi¤i ama paran›n hükmetmedi¤i standartlar var. Cüneyt Sezgin: Teflekkürler Atilla Bey, ‹zninizle denetim k›sm›yla devam edelim ve sözü Ali Kamil Bey’e verelim. Ali Kamil Uzun: ‹ç Denetim benim uzman› oldu¤um konu. Kulüplerimizde iç denetim faaliyetinin olmad›¤›n› biliyoruz. D›fl denetim ise kulüplerin flirket k›s›mlar›nda yap›l›yor. K›saca futbolun kurumsal varl›klar› olan kulüplerimizde denetim çok s›n›rl› bir alan› kaps›yor. Öte yandan futbol endüstrisi kara para aklama, kay›t d›fl› ekonomi için denetlenmedi¤i takdirde uygun ortam ve imkanlar sa¤layabilir. Bu nedenle futbol endüstrisini denetime en çok ihtiyaç duyulan bir endüstri olarak de¤erlendirebiliriz. Futbol endüstrisine sponsorlar›ndan önemli kaynak girifli oluyor. Denetimsiz bir alan›n kurum ve kurulufllar›na sa¤lanan sponsorluk deste¤i, fleffaf, hesap verebilir, denetlenebilir bir sistem olmad›¤› takdirde itibar riski ile karfl› karfl›yad›r. Bu nedenle tüm sponsorlar›n bir araya gelerek oyunun kurallar›n› belirlemeleri, denetlenebilir, fleffaf bir yap›n›n oluflmas›n› hedeflemelerini gerekli görüyorum. Bu yaklafl›m ayn› zamanda kulüplerimizi denetlenebilir olmaya yönlendirecektir. Bu noktada kulüplerimizin dernek ve flirket yap›s› olmak üzere iki farkl› kurumsal yap›s› içinde denetimin etkisiz kalma riskini de dikkate almak gerekiyor. fiirket yap›s› için yasalaflt›¤› takdirde 2009'dan sonra yürürlü¤e girecek Türk Ticaret Kanunu bir düzenleme getiriyor. Yeni ticaret kanununda d›fl denetim ve kurumsal yönetim için flirketleri kapsayan önemli düzenlemeler var. Ancak dernek taraf› ne olacak? Her ne kadar dernekler mevzuat›nda da d›fl denetim ve iç denetim ile ilgili düzenlemeler olsa da uygulamas›na yönelik henüz yeterli bir birikim, tecrübe yok. Çünkü her fley kulüp baflkanlar›n etraf›nda dönüyor. Sorgu, sual olmadan ifllerin yürümesi isteniyor. Bu koflullarda kulüplerimizin denetimi nas›l sa¤lanacak? Bunun ilk flartlar›ndan biri, biraz önce ifade etti¤im gibi futbolu finanse eden kurum ve kurulufllar olan sponsorlar›n denetlenebilirli¤i sa¤lay›c› yaklafl›mlar›d›r. Sponsorluk sözleflmeleri, sponsorluk ilkeleri ile bu sa¤lanabilir. Bu yaklafl›m›n kulüpleri kurumsal yap›lar›n› denetlenebilir olmas›n› sa¤lama konusunda disipline edece¤i görüflündeyim. Aylin Seçkin: Yönetim mevzusunda ben federasyona ve devlet mekanizmas›na güveniyorum. Hukuki yap›daki eksiklikler giderilirse belki yönetimler daha fleffaf olabilir. Ben UEFA kriterlerinin bizim kulüplere tam anlam›yla uygulanaca¤›na inanm›yorum. Ayr›ca, borsaya aç›lman›n ileride çok da yayg›nlaflaca¤›n› düflünmüyorum. Hali haz›rda ‹ngilitere'de borsaya aç›lm›fl kulüplerin ortalama hisse senedi fiyatlar›n›n genel endeks ortalamas›n›n gerisinde kald›¤› görülüyor. Bizde de Befliktafl buna bir örnektir. Tabii bir de Galatasaray örne¤i var ki yat›r›mc›ya sa¤lad›¤› avantajlar ve da¤›t›lan çok yüksek kar paylar› yüzünden kulübe faydadan çok yük getirmifl. Dolay›s›yla, yak›n gelecekte kulüpler üzerinden mali piyasa ve borsadan kaynakl› bir denetim zor gözüküyor. O zaman finansal denetim devlet ve federasyon kanall› olmak durumunda. Ancak, federasyon inand›r›c› ve yapt›r›mlar›nda tutarl› olmak zorunda. Aksi takdirde UEFA kriterleri ya da benzeri yapt›r›mlar göstermelik olur ve kulüplerde gerçek yap›sal de¤iflikliklerin hayata geçmesini gecikir. Ancak, bugünkü mevzuat de¤iflirse her fley olabilir. Ben meclise ve spor camias›na güveniyorum. Daha iyi bir mali denetim ve fleffaf yönetim için futbol kulüplerinin piyasa ve kurallarla terbiye edilmesi gerekmektedir. Kutlu Merih: fiimdi bu toplant›ya gelinceye kadar düflünmedi¤im ve dikkatimden kaçan fleyler yavafl yavafl gözümün önüne gelmeye bafllad›. Kurumsal yap› ve kurumsallaflmadan bahsetti ama bunu tan›m› yap›lmad›. Ne olmal›yd›? Biz, nas›l olsun istiyoruz? Neden flikâyetçiyiz? Yani hastal›¤›n diagnosti¤ini yapmadan, MR-›n› çekmeden, çözüm öneriyormufluz gibi bir his var içimde. fiimdi futbolun kurumsal yap›s›nda ciddi sorunlar var. Yani kurumsal anlamda futbolun öyle tart›fl›labilir bir yap›s› yok. O da flöyle: Futbol profesyonel bir olay. Bu profesyonellerin yani futbolcular›n profesyonel bir meslek örgütleri yok Türkiye. fiimdi bu olmad›¤› zaman kurumsal yap›da ciddi bir boflluk var anlam›na geliyor. Futbolun ekonomisinden de bahsettik. Asimetrik inelastik ve irrasyonel bir yap› söz konusu. ‹rrasyonel bir fleyden bahsediyoruz. fiim- Bir kulüp denetlenebilirse o zaman büyüme baflar›s› anlafl›labilecek. ‹Ç DENET‹M / Bahar 2008 AYSBERG 20 ‹Ç DENET‹M / Bahar 2008 AYSBERG di flöyle söyleyeyim size, Bu masada Salvador Dali'den ya da Picasso'dan hofllanan var m›? Vard›r veya yoktur ama bu bir realite. Ama biz Picasso'dan, o göz orada durur mu diye tart›fl›yoruz. Hâlbuki o öyle. Kendi sürrealist yap›s› içinde bir etki yarat›yor. fiimdi biz bu irrasyonel ve sürrealist yap›y› sanki rasyonel ve realist bir yap›ym›fl gibi tart›fl›yoruz. Futbolu denetleyemezsiniz çünkü daha makul bir standard› yok ki. Muhasebesi tan›mlanmam›fl, insan iliflkileri tan›mlanmam›fl. fiimdi bir futbolcu ücretli midir, kapitalist midir? Çünkü futbolcunun bonservisi amortismana geçiyor. Biz futbolcuya ücretli emekçi gözüyle bak›yoruz. Oysa bonservisini kiralayan bir kapitalist futbolcu. UEFA diyor ki futbolcunun bonservisini amortismana aktif yaz›n. Amortize edin. Siz sözleflme süreci içinde amortize ediyorsunuz. Lisans alan bütün futbolcular, futbol muhasebesinde aktif say›l›yor. Bonservisleri ve bu, amortize ediliyor. Bu çok kar›fl›k mesajlar yarat›yor. Ve flimdi bu ne rasyonelleflmifl ne tart›fl›lm›fl ne de bunun kurumsal bir yap›s› oluflmufl. Cüneyt Sezgin: fiimdi Kutlu¤ Bey'in söyledikleri çok ilginç. Bu kurumsal yönetim olabilir mi? Neden olmas›n. Yasallaflma konusu mu¤lâk bir fley mi? fiimdi kurumsal yönetim ve kurumsallaflma zaten dünyada pek tan›m› olan bir fley de¤il. Bakt›¤›n›z zaman, ilkeleri say›labilir; fleffafl›k, hesap verebilirli¤i, bence bunlar›n futbolla uyuflmayan hiçbir taraf› yok. fieffaf olmak, hesap vermek, ben bunlar›n futbola uydu¤unu düflünüyorum ama her sektör ayn› m›d›r? Futbol, bankac›l›k, turizm çok farkl›l›klar› var. Futbol bugün dünyay› sarsan bir oyun. Bence hala flövalye ruhunun sportmenli¤in geçerli olmas› gereken bir alan. Bir taraftan da temafla. Ama bir taraftan da ortada giderek artan ciddi rakamlar var. Ve bu rakamlar›n ben, çok da basit asl›nda isterseniz rakamlaflt›r›lmas› yani futbolcuya ne kadar para ödenmifltir ne kadar gider yaz›lm›flt›r, sponsorlardan ne al›nm›flt›r? Onlar›n fleffaflaflt›r›lmas› son derece kolay yap›labilir bir fleyse denetlenmesi de kolay. Ama nedir? De¤iflen kavramlar var… UEFA kriterleri futbolcular› art›k bir varl›k olarak gören, onlar› bilançoya yans›tan iflte burada finansal etkileri var; örne¤in futbolcunun sakatlanmas› durumunda bir anda flirketin bilançosu etkilenecek. Futbolcu formundaysa tam tersine bonservis bedelinde art›fl olabilecek ama bilançoda art› olarak yans›yacak ama bir yandan Atilla Bey'in söyledikleri de do¤ru. Futbolcular- la ilgili sigorta primleri mesela UEFA kriterlerinde flöyle bir fley var. Futbolcu varl›k tablosu, onu alt›nda koflulun hemen bir tanesi de flu, borçlu olunamayacak yerler var. Bunlar›n en bafl›nda gelenlerden bir tanesi de sosyal güvenlik. Futbolcular ve çal›flanlar için kulübün borçlu olmamas› gerekiyor. Dolay›s›yla ben bakt›¤›mda kurumsallaflmay› özellikle tan›mlamam›za gerek yok ama ilkeler çerçevesinde bunlar›n futbola da çok uydu¤unu ve hatta çok da ihtiyaç oldu¤unu, bu ilkelerde samimi ve dürüst olursak bu ilkelerin rahatl›kla denetlenebilece¤ini rakamsallaflt›r›labilece¤ini, düflünüyorum. Problem nerede? Risk boyutu ve do¤as› çok farkl› olan bir sistemi var. Bildi¤imiz kal›plara oturtmak da zorlan›yoruz. Kat›l›yorum ama bugün hava tahminleri üzerine ifl yapan para kazanan flirketler var… Hava gibi tahmin edilemeyecek bir sektörden, ne olaca¤›na bakarak (çünkü havan›n kötü olmas› tar›m› ya da petrol fiyatlar›n› etkiliyor.) para kazan›yorlar. Ben bu aç›dan yap›lamayacak hiçbir fley olmad›¤›n› düflünüyorum. ‹rrasyonel ve asimetrik taraflar› var ancak kurumsal yönetim ilkeleri çerçevesinde de¤erlendirilmeyecek bir sektör de¤il diye düflünüyorum. Kutlu Merih: Kabul ediyorum ancak futbol rasyonel formlar› deforme eder yozlaflt›r›r…. Atilla Gökçe: fiimdi kulüplerin büyük ço¤unlu¤u kamu yarar›na dernek statüsünde. Dolay›s›yla denetlenme zorunlulu¤u en az›ndan kamu vicdan›n› tatmin etme bak›m›ndan gerekli. Yani K›z›lay neyse Fenerbahçe de o. fiimdi yeni yap›lanmada kamu yarar›na popüler bir alan oldu¤u için denetlemek daha çok gerekli. Ali Kamil Uzun: Ben tüm dernek ve vak›flar›n sivil toplumu dinamik k›lan kurulufllar olmas›, kamuoyu nezdinde varolan ve kulland›klar› toplumsal muhalefet güçleri nedeniyle kamuya aç›k, fleffaf ve denetlenebilir olmak zorunda olduklar›na inanan biriyim. Bu tür kurulufllar mutlaka denetlenebilir ve kurumsal yönetim yap›s›na sahip olmal›d›rlar. Atilla Gökçe: Denetlenmedi¤i takdirde, kötü niyetli örgütlerin ve isteklerin kontrolü alt›na geçiyorlar. Böyle bir risk var yani. Kutlu Merih: Biz konuflarak, flöyle yap›ls›n böyle yap›ls›n, federasyon flöyle olsun, kanun böyle olsun, deriz; çözeriz sorunlar›. Ama çözülmüyor. Çünkü sistem elastiki yap›s› nedeniyle hemen deforme hale getiriliyor. Bütün kurallar futbollafl›yor. Futbollafl›nca denetim kalm›yor. Futbolun yap›s› bu ama sürrealist. 21 AYSBERG de dünya 3'lü¤ü... Yap›lan 750 milyon dolarl›k transferlerin karfl›l›¤›nda da 50 milyon dolarl›k futbolcu sat›m›ndan gelir elde etmifliz...Bir baflka aç›dan bak›ld›¤›nda, Türk futbolunun harcayabilece¤i bir kayna¤›, yani paras› var. Nitekim alman Transfermarket sitesi de gösteriyor ki; Türkiye süper liginin bonservis bedelleri üzerinden de¤eri 700 milyon Euro. Yani Türk futbolunda para var. Asl›nda denetimsiz yap›, disiplinsiz yap›d›r. Disiplinsiz yap› ise kaynaklar›n› verimli kullanmayan yap›d›r. Denetimin olmad›¤› hiçbir yerde disiplinden söz edemeyiz. Bugün futbol irrasyonel bir olay olmakla beraber Deloitte'in raporlar›nda da görüyoruz ki, ‹ngiltere'de 3. lig tak›m›n›n bile bilançosu, nakit ak›fl›, gelir tablosu yay›nlanabiliyor. Ben böyle bir çal›flma yapmak istedim TFF'ye sadece kulüplerin y›ll›k ortalama seyirci say›lar›n› sordum, bana onu dahi bildirmediler. Niye bildirmiyorsunuz dedi¤imde, “bize zaten düzenli gelmiyor.” Çünkü arka tarafa bakt›¤›n›z zaman, bilette yaz›lan rakamlarla bildirilen rakamlar aras›nda ciddi farklar var. Vergi endiflesi var. Buna ra¤men disiplinin olmad›¤› yerde kaynaklar›n do¤ru kullan›lmad›¤› zaman y›ll›k 750 milyon dolar transfere para harc›yorsunuz ama karfl›l›¤›nda bir fley yok. Yine bak›yorsunuz: ‹ngiltere'de kulüpler y›ll›k 1,2 milyar dolar vergi ödüyorlar. Bizde de bugün vergi de yok. Var olanlara da istisna getiriliyor. Vergi gerçekte bir mali disiplin arac›d›r. E¤er ‹ngiliz kulüpleri bugün y›lda 3,5 milyar dolar gelir yarat›yor. Bunun 1,2 milyar›n›n da vergi verebiliyorsa bugün Türk futbolunun da vergi verecek durum var. Yani bugün Türk futbolunun paras› olmasayd› zaten 700 milyon euro bonservis bedelleri üzerinden piyasa de¤eri olmazd›. Teflvik, flike, rüflvet, fliddet gibi anti-futbol ö¤eleri futbolun ba¤›fl›kl›k sistemine ciddi zarar vermektedir. ‹flte bu konuda kurumsal yönetim ve denetim çok önemli hale gelmektedir. ‹Ç DENET‹M / Bahar 2008 Osman Kaya: Ben de derneklerin denetim mekanizmas›n›n bugünkü durumuna dikkat çekmek istiyorum.. Kutlu Bey de “ biz bunu yasayla yaz›l› olarak masa bafl›nda koyabiliriz ama sonunda yine deforme edilir” dedi. Ben Cüneyt Sezgin Beyin de ayn› konuda katk›s›n› bekliyorum. Bu toplant›dan derneklerdeki denetim sorununun halli konusunda umut ›fl›¤› ç›kabilir mi acaba? Merak ediyorum! Tu¤rul Akflar: Aylin Hocan›n üzerinde çok durdu¤u bir olay vard›r: Paydafll›k. Yani bizim bugün futbol örgütlenmemizde bütün iliflkiler paydafll›k iliflkisi temelinde de¤il yandafll›k iliflkisi temeli üzerine yükseliyor. Biz örgütlerde e¤er paydafll›k iliflkisini yandafll›k iliflkisi üzerine egemen k›larsak zaten bugün paydafl olan insanlar haklar›n› arayacaklar› için bugün hiç bir baflkan taraflara ya da futbolcuya ra¤men bir tak›m fleyleri yönetmesi mümkün olmayacakt›r. Bir baflka konuyu daha burada gündeme getirmek istiyorum...Bugün Türk futbolunun bir kanayan yaras› var. O da Sportif Afi'lerdir. Yanl›fl flirketleflme ve Halka arzlar yüzünden futbol kulüplerimiz büyük s›k›nt›lar içindedir. .. Bu kulüplerimizin yanl›fl flirket statüleri ve uygun olmayan halka arz modelleri nedeniyle Galatasaray, Fenerbahçe ve Trabzonspor finansal olanaklar› olmad›¤› halde ana sözleflme gere¤i nakit temettü ödemesi olarak, üçüncü kiflilere çok önemli temettüler ödemektedirler. Bugün finansal darbo¤azda olmas›na karfl›n bir kulübümüz, nakit temettü zorunlulu¤undan y›ll›k 30 milyon YTL 3. kiflilere temettü da¤›tmak durumunda kalabiliyor. fiimdi bugün Türk futbolunun lokomotifi olarak de¤erlendirdi¤imiz üç büyük tak›m›n 2' sinin yanl›fl halka arz› sürekli kulüp d›fl›na para transferini zorunlu k›l›yor. Siz y›lda bütün gelirlerinizi, giderleriniz olmad›¤› için temettü olarak da¤›t›yorsunuz ve uzun vadede aktifinizi eritiyorsunuz. Olmayan paray› temettü olarak da¤›tmak için kredi kullan›yorsunuz, ondan sonra Galatasaray gibi 10 y›lda 90 milyon dolar kur fark›, komisyon ve faiz ödüyorsunuz. Bu y›ll›k 9 milyon dolara tekabül ediyor ki, bu sürdürülebilir bir dinamik de¤ildir. Yanl›fll›k burada devam ediyor ve bunda da ›srar ediliyor. Yine bir baflka konu da... Türk futbol kaynaklar›n›n transferde ne kadar etkin kullan›ld›¤›na iliflkindir. 10 y›lda Türk futbolu transfere 750 milyon dolar para harcam›fl. Bu transferin yüzde 85'ini üç büyük kulüp gerçeklefltirmifl. 10 y›lda kazan›lan baflar› bir UEFA, bir süper, bir 22 ‹Ç DENET‹M / Bahar 2008 AYSBERG Parasal gelir bak›m›ndan bir baflka konu ise maç günü gelirleridir. Bu kapsamda Bakt›¤›n›z zaman Fenerbahçe stad›n›n koltuk bafl›na katma de¤eri Galatasaray'›n iki kat›, Befliktafl'›n üç kat›na yükseliyor. Bu bak›fl aç›s›yla bugün taraftar bir yandan tüketiciyken; kulüp aç›s›ndan da müflteri durumunda. Nitekim beni müflteri olarak gördü¤ü zaman bana sa¤lad›¤› servis ve hizmetin kalitesi de yükseliyor. Çünkü endüstriyel futbol asl›nda standartlar›n yükselmesi, kalitenin artmas› anlam›na geliyor. Ancak futbol h›zla parasallafl›p ticarileflmesi di¤er yandan da bu dönüflüm sürecinden nemalanmak isteyen futbol d›fl› ögelerin de ortaya ç›kmas›na yol aç›yor. Teflvik, flike, rüflvet, fliddet gibi anti-futbol ögeleri futbolun ba¤›fl›kl›k sistemine ciddi zarar veriyor. ‹flte bu konuda kurumsal yönetim ve yönetiflim, denetim çok önemli hale geliyor... Bu konuda ancak Avrupa çok ciddi yapt›r›mlar uygulayabiliyor. Mesela ‹talya'da Juventus Seri B'ye düflürülebiliyor, Fransa'da flampiyon olan Marsilya'n›n flampiyonlu¤u elinden al›nabiliyor. Milan gibi bir dünya devinin puanlar› silinebiliyor...Bizim böyle bir gücümüz var m›? Türk futbolunun patolojik problemleri de var. ‹lk önce bunu iyi tan›mam›z laz›m. Bizde flöyle bir mant›k var. Bugün Türk futbolunun Üç Büyükleri lig çat›s›n›n üstünde olmak zorunda! Oysa yap› böyle devam ederse, yani Türk futbolunu bunlar domine etmeye devam ederse ya da biz de bu gözlükle olaylara yaklaflmaya çal›fl›rsak, geri kalan 147 kulübü ne yapaca¤›z? Bu kulüpler aras›nda rekabeti nas›l sa¤layaca¤›z? Bu anlay›fl içinde oldu¤umuzda ve üç kulübü bir yana geri kalan 147 kulübü de bir yana koydu¤umuz zaman bizim bu haks›z rekabeti koruyan, oligarflik yap›dan kurtulmam›z mümkün olmayacakt›r. E¤er bu yap›n›n devam›na izin verirsek; futbolun kendi içsel dinamiklerinin de etkisiyle futbolun dayan›flmac› ve rekabetçi yap›s› çok büyük zarar görür. Bu dayan›flmac› lig içerisinde rakibiniz ne kadar güçlüyse, sizin futbol kaliteniz de o kadar yüksektir. Ve buna ba¤l› olarak ta reytingleriniz artar. Bugün Üç Büyüklerin bütçelerine bakt›¤›m›z zaman, Türk futbol pastas›n›n yüzde 45'ini kendi aralar›nda paylafl›yorlar, fakat yaratt›klar› katma de¤ere bakt›¤›m›z zaman ald›klar›ndan daha az›n› Türk futboluna veriyorlar. Bunlar 100'er y›ll›k kurum. Kurum kurumsallaflma, marka markalaflma noktas›na geliyorum. Kurum ve marka somut fleylerdir, ancak kurumsallaflma ve markalaflma soyut fleylerdir. Asl›nda somuttan soyuta gitmemiz laz›m. Bu soyut olan fleyler katma de¤er üretiyor. Biz kurumken kurumsallaflamazsak, kurumsal yönetimi egemen yap› haline getiremezsek, denetlenebilir olmazsak, fleffaf olmazsak, hesab›m›z› vermezsek, ondan sonra biz bir katma de¤er yaratamay›z ve marka olamay›z. Dünyan›n en büyük derbisi olarak gösterilen Fenerbahçe - Galatasaray derbisini dünyaya pazarlayamam›z›n da alt›nda bu gerçek yat›yor. Neden pazarlayamad›¤›m›z› oturup konuflmam›z laz›m. Çünkü dünyada bunu pazarlayabilmenin yolu güçlü ve rakabetçi bir lig yap›lanmas›ndan; marka olmaktan ve bunu satabilmekten geçiyor. Bizim bu konuda çok ciddi eksiklerimiz var. Ne olursa olsun, futbol ne kadar irras- 23 yonel bir yap› da olsa, paran›n oldu¤u her yerde denetim olur. Çünkü para ç›kar çat›flmas› demektir. Paran›n oldu¤u her yerde ç›kar çat›flmas› vard›r. O yüzden denetim mutlaka olmal›d›r. Ancak bu denetimin gerektirdi¤i yap›y› kurmak, bunu tesis etmek paydafll›k iliflkisinde bir yap› haline getirmek de Türk futbol otoritesinin yani Futbol Federasyonu'nun görevidir. Türkiye Futbol Federasyonu'na da yön verecek yeni bir yap›lanma laz›m. Futbol Federasyonu'nun yap›lanmas›, mevcut statükoyu devam ettirmeye yönelik görünüyor. Türk futbolunu dünyada bir yerlere getirebilecek bir yap›lanma olmad›¤› için Türk futbolu da Türk siyasetinin derin izlerini tafl›yor. Bir kere genel kurulunun yap›s›n›n bafltan de¤iflmesi laz›m. Bugün gerçekten yeni bir futbol yap›s› oluflturmak laz›m. Her fleyden önce futbolun idari ifllerini yürüten ayr› bir birim olmal›. Futbolun parasal ifllerini yürüten, bunlar› pazarlayan ayr› bir birim olmal›. Denetim mutlaka olmal›. Denetimin olmad›¤› yerde, verimlilik ve disiplin olmaz. Verimlilik ve disiplinin olmad›¤› yerde ise katma de¤er yaratamad›¤›m›z için ne futbolun katma de¤eri ne de kulübün de¤eri yükselmez. Cüneyt Sezgin: Burada Üç Büyükler konusuna de¤inmek istiyorum. Türkiye'de Üç Büyükler konusu kadar yanl›fl de¤erlendirilmifl bir konu yok. Çünkü katma de¤erden bahsediyorsak taraftar say›s›na bakal›m. ‹statistiklere göre kendisini taraftar olarak tan›mlayan insanlar›n yüzde 85-90'› Üç Büyükler'in taraftar›. Anadolu'da bile o flehrin tak›m›ndan çok Üç Büyükleri destekliyorlar. Üç Büyükler, o stada gitmezse o stad dolmuyor. Televizyonda reyting oranlar›na bakt›¤›m›z zaman Üç Büyüklerin maçlar› takip ediliyor. Üç Büyükler konusunda flöyle bir paradoksal iliflki görüyorum; bir tarafta çok fl›mart›lan, el üstünde tutulan, kay›r›lan kurumlar. Fakat bir taraftan da en fazla haks›zl›k yapt›¤›m›z kurumlar. Niye? Bu ifl, maddi imkânlarla ölçülseydi, Türkiye'nin en zengin kentlerinden bir tanesi Bursa. Neden her sene düflme tehlikesi yafl›yor? Neden her sene suçu bir tak›mla yapt›¤› maça yüklüyor? Niye Bursa gibi Türkiye'nin sanayileflmifl flehrinin rekabetçi bir tak›m› yok? Niye ‹zmir gibi Türkiye'nin üçüncü büyük ve zengin ilinin bir tane do¤ru düzgün tak›m› yok? Türkiye'nin en zengin kentlerinden Adana'dan veya Kocaeli'den neden bir tak›m ç›km›yor? Markalardan ve kurumlardan bahsettik ya, baz› fleyler kolay yarat›lm›yor. Üç Büyükler 100 y›l önce Üç Büyük de¤ildi. Zaman içerisinde buralara geldiler. Her ülkenin ancak belli say›da tak›m› tafl›yacak bir yap›s› vard›r. Bunun istisnalar› çok azd›r. Belki Almanya diyeceksiniz. ‹talya, ‹spanya hatta ‹ngiltere bile öyle. Çok rekabetçi bir lig gibi görünüyor ama asl›nda ‹ngiltere liginde, üç befl tane lokomotif kulüp var. Üç Büyükler her ne kadar pastadan büyük pay al›yorlarsa da di¤er kulüpleri bir ölçüde sübvanse ettiklerini düflünüyorum. Tabii ki di¤er kulüpler de lig olmas› aç›s›ndan varl›klar›yla ve rol almalar›yla da onlara katk› sa¤l›yorlar. O yüzden bu yap›y› daha da iyilefltirebilir miyiz ya da nas›l iyilefltirebiliriz diye bakal›m. Ama bu ifli, Üç Büyükler üzerinden çözece¤imize, biraz da Anadolu kulüpleri ne yapabilirler, ona bakal›m. Ni- ‹Ç DENET‹M / Bahar 2008 AYSBERG 24 ‹Ç DENET‹M / Bahar 2008 AYSBERG ye Anadolu Kulüpleri'nin bafl›na birisi gelip de sahiplenmek istemiyor? fiu efsane sizce do¤ru mudur? “Önümüzü keserler, Üç Büyüklerin önünde flampiyon olamay›z” Sivasspor bu sene flampiyon olamaz m›yd›? Trabzon nas›l flampiyon oldu? Trabzon zengin bir kent mi? Trabzon az nüfuslu Anadolu'nun vasat imkanlara sahip kentlerinden bir tanesidir. Trabzon dördüncü büyük olarak ad›n› koymufl, k›s›tl› imkanlarla bu noktaya gelmifl. Kurumsallaflma aç›s›ndan size kat›l›yorum. Üç Büyükleri derme çatma da olsa biliyoruz, acaba Anadolu kulüplerinin rakamlar› nedir? Bu rakamlar› bilenimiz, yöneticileri tan›yan›m›z; insanlar, hangi seçimlerle buralara geliyorlar, hangi finansal imkanlar› yönetiyorlar, finansal aç›klar›n› kapatmak için baflka yollara baflvuruyorlar m›? Buralara da el atmak gerekiyor. fieffaflaflmay› onlar aç›s›ndan da düflünmek laz›m. Üç Büyükler gözümüzün önünde olduklar› için elefltirelim ama bence Türkiye'nin di¤er kulüplerine bak›fl›n› da sorgulamam›z laz›m. Ma¤dur edebiyat›ndan çok, asl›nda çok zengin illerimizin neden rekabetçi bir yap› ortaya ç›kartamad›klar›na daha elefltirel bakmam›z laz›m. Üç Büyükleri ço¤altmaya çal›flal›m tabii ki ama bunu Üç Büyükler'den haks›z transferler yaparak de¤il de di¤er kulüpleri mobilize ederek yapal›m. ‹zmir gibi büyük bir kenti, nas›l mobilize ederiz? Biraz da böyle bakmam›zda fayda var, diye düflünüyorum. Tu¤rul Akflar: Milliyet'te Ercan Güven, 'Pastay› büyütmek, dilimi kal›nlaflt›r›r' diye bir cümle kurdu. Zidane, K›rklareli'ne gelmesini hiç kimsenin gündeme getirmemesini elefltiren bir yaz›yd›. Üç Büyükler tabii ki Türk futbolunun lokomotifi. Ama flöyle bir yanl›fl yap›lanma var. Türk futbolu bunlara bu rolü vermifl zaten. Ama bu rol verildikten sonra hakm›fl gibi, böyle devam etmifl y›llarca. Verdi¤iniz örneklerde do¤ruluk pay› mutlaka var. Ama ben olaya flöyle bak›yorum; pastay› paylaflmaya yönelik bir yap›lanma var. Pastay› büyütmeye yönelik bir yap› olmad›¤› için Üç Büyüklerde s›k›nt› böyle devam edip duruyor. Bunlar›n hep iyi olmas›n› bekliyoruz. “Sivasspor fiampiyonlar Ligi'ne gitseydi ne olacakt› ki, hiç olmazsa Fenerbahçe, Galatasaray gitsin. Onlar›n bütçesi var” gibi sakat bir mant›k yan›lg›s›na düflüyoruz ki, bu sakat anlay›fl, y›llar boyunca böyle devam etti¤i sürece Üç Büyüklere ba¤l›, Üç Büyüklere endeksli bu lig yap›lanmas› bitmeyecek. S›rf gerekçeleri bunlar, 100 y›l önce kuruldu diye. Cüneyt Sezgin: Ortada bir pasta var, ben kendi dilimimden keseyim, size verip sizinkini büyüteyim ama siz hiçbir fley büyütmeyin. Türk futboluna yat›r›m yapmay›n. Koskoca Bursa olarak do¤ru düzgün bir yönetim getirmeyin. Ama ben de size pastan›n yar›s›n› vereyim. Bu yaklafl›m pastay› büyütmez. Pastay› büyütmenin ben de taraf›nday›m. Ama pastay› büyütmek için birisi daha gelip evden biraz malzeme getirecek. Biraz çikolata getirecek, aflç› getirecek o zaman pasta büyür. Yoksa Üç Büyüklerden biraz t›rt›klarlar, t›rt›klad›lar da zaten. Yay›n haklar› vs. diye. Anadolu'yu kastetmiyorum, Ankara ve ‹zmir'de hala futbola yat›r›m yapam›yorsa bu herhalde Üç Büyükler'den kaynaklanm›yor. Üç Büyükler'in bir mükteseb hak edinimi yoktur, bunlar zaman içinde kazan›lm›flt›r. Üç Büyükler ne olursa olsun; kongresine giden insanlar var, iktidar varsa muhalefeti de var. Di¤er kulüplerde bunlar›n hiçbirisi yok. Amac›m üç büyükleri savunmak de¤il. Ancak, bir flekilde kendisini farkl›laflt›rm›fl, yat›r›m yapm›fl, kendisini büyüten kurumlar›n desteklenmesi gerekti¤ine inan›yorum. Yoksa, “siz orada biraz durun, arkadakilere de biraz pay aktar›n” yaklafl›m› do¤ru bir yaklafl›m de¤ildir. Bunu rekabet koflullar›n› iyilefltirecek flekilde yaparsak, pastay› büyütmek anlam›nda yaparsak, çok anlaml› buluyorum. fiu an Türkiye'de yap›lan tart›flmay› çok alaturka buluyorum. O yüzden önemsedim. Türkiye'deki tart›flma, Anadolu-‹stanbul tak›mlar› diye gidiyor. Bu bana flu endifleyi getiriyor: Genellikle az geliflmifl toplumlarda yap›lan ma¤duriyet edebiyat›, daha iyi yapan›n afla¤›ya çekildi¤i, daha az yapan›n desteklendi¤i bir ortam. Osman Kaya: Türkiye'ye baflar›l› baflkanlar gelmifltir. Bu baflkanlar uzun süre kalm›fllarsa, kalabilmifllerse süreç içerisinde baflar› da kendili¤inden gelmifltir. Befliktafl Süleyman Seba döneminde yokluktan dolay› altyap›ya zorunlu olarak yönelmifl, altyap› da o ruhla flampiyonluklar elde etmifl. Bence bir örnek yönetim modeli yok. Örgütlerde canl› birer organizmad›r, flartlara da uyum sa¤larlar. Bir yönetim ve örgütleme modelinin mutlak suretle, bunu Üç Büyüklerin yapacak hali yok, mutlak suretle piramidin üstündekilerin yani federasyonun önermesi laz›m. Hem ekonomik olarak, hem sosyal olarak bir modeli önermesi gerekiyor. Ne büyüklükte tas›n›z varsa gölden o kadar su al›rs›n›z. ‹zmir'in, Ankara'n›n, Bursa'n›n futbol- 25 dan olan beklentisi, maçlar› TV nas›l olsa veriyor fleklinde. Taraftar›n sahiplenmemesi ve bütün bunlar›n hepsi arz talep dengesini de oluflturuyor. Yepyeni bir yönetim modeli gelifltirilmesi gerekiyor ve bu yönetim modeli konusunda federasyona görev düflüyor. ‹deal bir ölçüt mü var ki flu ana yanl›fl diyoruz dedi¤imiz zaman, birilerinin bunun karfl›l›¤›nda örnek bir model ç›karmas› gerekiyor. Özellikle üniversitelere bu konuda büyük görev düflüyor. Üniversitelere Spor Akademileri ve spor ekonomisinin d›fl›nda, spor hukuku daha yeni girdi. Spor akademilerinde y›llarca beden e¤itimi ö¤retmeni yetifltirildi. Bir CEO var m› diye bakt›¤›n›z zaman da CEO nas›l olur, bak›yorsunuz bir bankan›n bafl›na yeni bir genel müdür geliyor bankan›n flekli de¤ifliyor. Bazen bir baflkan geliyor, deneme yan›lma yoluyla ö¤renen baflkanlar de¤il de geçmiflteki hatalardan ders ç›kartan baflkanlar. Belki aile flirketlerinin yeniden yap›land›r›l›p dünya ölçe¤inde rekabetçi bir oyuncu haline getirmeden örnek alabilir miyiz? Ona bakmak laz›m. Atilla Gökçe: Siyaset, spor cilveleflmesinin bir yan› da as›l Anadolu'da. Yani belediye kulüpleri gibi yapay kulüpler var; camias›z ve taraftars›z. Belki baz› kaynaklar›n baflka bir yere geçmesi için arac› olarak kullan›lan kulüpler, belli anlay›fllar için kurulmufl kulüpler, siyasetin kontrolündeki kulüpler… Cüneyt Sezgin: Son tur; nas›l bir yap›lanmam›z var? Aylin Seçkin: Hukuki yap› de¤iflecek. Bu öneri olarak gelir, tart›fl›l›r, kanunlafl›r ondan sonra da federasyondan afla¤›ya düzenleme olur diye düflünüyorum. Fakat burada bir lig var. Hem federasyon flu anki sistemiyle, hem de baz› kulüpler bundan memnun. Memnun oldu¤u sürece de¤iflir gibi durmuyor. Bir statüko var. Onu nas›l de¤ifltirece¤iz? Ekonomi biliminin bu konuda birtak›m önerileri var. Coase Teoremine göre gruplar birbirleriyle müzakere ederek ortak bir yol bulurlar. Yani mutlaka taraflar› ikna edecek maddi çözümler vard›r. Bunlar bir müzakere çerçevesinde yap›l›rsa flimdiki dengeden daha avantajl› bir durum söz konusu olabilir. Ancak bu bu tart›flman›n makul bir çerçeveye oturtulmas› laz›m. Bak›ld›¤›nda büyük hukuki davalarda taraflar›n ikna edebilece¤i imkanlar olabiliyorsa futbolda da mümkün. Çünkü bu da hukuki bir fley. Statüko da de¤iflecek. De¤iflebilecek bir optimal düzen, taraflar› memnun edebilecek bir hukuki yap›lanma mutlaka bulunacakt›r. Ondan sonra benim bir baflka önerim Anadolu kulüplerini canland›rmakla ilgili. Bir bölgenin önde gelen firmalar›na yerel kulüpleri desteklemeleri karfl›l›¤›nda baz› vergi avantajlar›, yat›r›m teflvikleri gibi avantajlar tan›nabilir. Vestel Manisaspor ortakl›¤›na ben çok ümitlenmifltim. Bir ekonomist olarak olaya ilgi duydum. Fakat devam etmedi. Vestel baflar›s›zl›¤› görünce çekildi ve marka imaj›n›n baflar›s›zl›kla hat›rlanmas›n› istemedi. Bir firman›n “Bu kulübe ben deste¤imi gösterece¤im, birkaç sene baflar›s›z olur, sonra baflar› gelir” diye düflünerek spor endüstrisine yat›r›m yapmas› için ne gereklidir bunu düflünmek laz›m. Kurumsal olarak böyle bir tercih yapmalar› desteklenmelidir. Vestel örne¤inin yine de umut verici bir bafllang›ç oldu¤unu ve bunun devam›n›n gelece¤ine inan›yorum. Vestel bunu baflaramad› ancak baflka firmalar baflaracak. Mesela Kayseri Belediyesi yerine Boydak Holding neden bir futbol kulübüne talip olmad›? Do¤u'da bir tar›m firmas› bir kulübe ismini vererek ad›n› gelifltirebilir. Buralar›n alternatifleri de tart›fl›lmal›. Belki oradaki lokal sermayeyle ortak seminerler verilerek onlardaki ilgi yoklanabilir. Bu yat›r›mlar bu flekilde geliflebilir. Amerika'da yap›lan bir uygulama var bu da denenebilir. Anadolu kulüplerinin ürünlerinin ortak ma¤azalarda sat›lmas› mümkün olabilir mi? Buna Üç Büyükler de ortak olabilirler. Kendi ma¤azam›zda böyle bir stand açmaya e¤ilimliyiz diyebilirler. Bu tip ortakl›klar gelifltirilemez mi? Anadolu kulüpleri ile yak›nl›k sempati gelifltirilebilir. Federasyon, ve Anadolu kulüpleri yerel firma ve endüstrilerle ortaklafla “Bütün bir y›l bütün stadlar dolsun” tarz› bir proje gelifltirebilir. Anadolu'daki genç nesil belki bundan etkilenerek kendi flehir tak›m›na ilgi duyabilir. Tak›m›n› flehir stad›nda seyretmek için Fenerbahçe'nin, Galatasaray'›n ya da Befliktafl'›n oralara gelmesini beklemeyebilir. Böyle güzellikler ortaya ç›kar›labilir. Paylaflmak ve teflvik mekanizmalar› gelifltirilmelidir. Ali Kamil Uzun: ‹rrasyonel olmas›na, kurumsal yönetim ad›na çok ciddi s›k›nt›lar› bulunmas›na karfl›n futbol endüstrisinin gelece¤i için olumlu düflünüyorum. De¤iflim ve geliflim için mevcut durumu bir f›rsat olarak görüyorum. Bu toplant›m›z› gelece¤e dair bir umut olarak de¤erlendiriyorum. Bu bak›mdan dergimizin düzenledi¤i bu toplant›ya gösterilen ilgi için kat›l›mc›lara teflekkür ediyorum. ‹Ç DENET‹M / Bahar 2008 AYSBERG 26 ‹Ç DENET‹M / Bahar 2008 AYSBERG Çözüm gelifltirilmesi gereken alanlar› s›ras›yla ele al›p görüfl ve önerilerimi paylaflmak istiyorum. Önce futbol endüstrisinin pazar›, piyasas› olarak kabul edece¤imiz alan olan lig ile ilgili düzenlemelere de¤inmek istiyorum. Piyasan›n, pazar›n kurallar›n› kim koyacak ? Futbol kulüplerinin yar›flt›¤› pazar olan liglerin marka de¤erinin yarat›lmas›, gelifltirilmesi, ürünlerin pazarlanmas›n›n yönetilmesi, rekabetin düzenlenmesi kim taraf›ndan yap›lacak ? Bu alanda sponsorlara ifl düflüyor. Bu alan›n yönetimi, düzenlenmesi için sponsor kurulufllardan yararlan›lmal›d›r. Federasyonu ise oyunun kurallar›n› koyan düzenleyici kurum olarak düflünüyorum. Öte yandan iflin oyuncular› var. Yani futbolcular, teknik adamlar. Bu alan›nda düzenlenmesi gerekiyor. Sendika, vb mesleki teflekkül ile haklar›n korunmas› sa¤lanmal›. Kulüpler ile ilgili ise yasal düzenlemelerin gözden geçirilmesi gerekiyor. Kulüpleri dernek ve vak›flar kanununa tabi düzenlemeler içinden ay›r›p “kulüpler kanunu” olarak özelliklerine uyan bir yasal düzenleme yap›lmal›d›r. Bu konuda TBMM'ne, siyasetçiye rol ve sorumluluk düflüyor. ‹flin bir de e¤itim boyutu var. Hem temel ö¤retimde hem de üniversitede. Aylin Hoca spor ekonomisi konusunda bir giriflim bafllatm›fl. Asl›nda böyle bir endüstrinin kurumsal yönetimi için gerekli olan e¤itim konular›n›n gerek üniversitelerde, gerek temel ö¤retimde oluflturulmas› gerekir. Bunun teflvik ediliyor olmas› laz›m. Bu çok önemli. Türkiye'de çeflitli sosyal sorumluluk projeleri yap›l›yor. Anadolu futbolunun desteklenmesi bir sosyal sorumluluk projesi olarak ele al›nmas› gerekir. ‹fl dünyam›z›n önde gelen kurumlar› taraf›ndan desteklenmesi gerekti¤ine inan›yorum. Bu yaklafl›m rekabetin daha sa¤l›kl› geliflmesine imkan sa¤layacakt›r. Büyük kulüplerimiz gerekli deste¤i sa¤layabiliyorlar, anadolu kulüplerinin ise deste¤e ihtiyac› var. Sosyal sorumlulu¤un bir gere¤i olarak de¤erlendirilmelidir. Son olarak ise, birey olarak bizim katk›m›z ne olabilir diye düflünüyorum. Bir sivil toplumcu olarak yaklafl›m›m› flu flekilde ifade edebilirim. “Müslüman mal›n›n zekât›n› verir, sivil toplumcu akl›n›n zekât›n› verir.” Ben böyle düflünen biri olarak akl›m›n erdi¤i ifl olan denetim birikimimle katk› sa¤layabilirim. Bu amaçla çeflitli dernek ve vak›flar›n denetim kurullar›nda görev alarak tecrübe ve birikimlerimi paylaflarak akl›m›n ve eme¤imin zekât›n› vermeye çal›fl›yorum. ‹lgi sahibi bireyler olarak futbolda ku- rumsal yönetim ve denetim konusunda futbol endüstrisinin kurum ve kurulufllar›nda imkanlar›m›z ölçüsünde inisiyatifler alarak örnek giriflimler bafllat›lmas›n›n katk› sa¤layaca¤›na inan›yorum. Atilla Gökçe: Bu toplant›da bulunmaktan onur duyuyorum. Üstüne düflündü¤üm birçok konuda daha net fikirler edinme f›rsat› buldum. Ali Kamil Bey'in dile getirdi¤i sivil toplum modelini Alvin Toffler dile getirmiflti. Gelecekte demokrasiler otokrasiye dönüflecek diye. Yani sivil toplumlar›n uluslararas› boyutlar› Fifa, UEFA gibi insan haklar› dernekleri gibi, uluslararas› ticaret örgütleri gibi onlar›n hayatlar›na renk ve flekil verece¤ini düflünüyor. Bu örgütlenme modeli de Türkiye'de sivil hayat›n haz›rlanmas› bak›m›ndan önemli. Osman Kaya: De¤iflik cephelerden bakabilmeyi, hatta t›kand›¤›m noktalarda aflabilmeyi ö¤rendim. As›l olan fley baflkan olsam kulübü parasal olarak bana ba¤›ml› olmaktan kurtar›rd›m. Demokratik, fleffaf ve denetlenebilir yapard›m. Derneklerin yetmedi¤i yerlerde de inisiyatifi ve etik de¤erleri kullan›rd›m. Yasalar›n bofllu¤unu bulmak yerine yetmeyenlerin yerine yeni dolgu ve yöntemler bulurdum. Bugün için dernekler, dernek olarak yönetildikleri zaman mal varl›klar› derneklerin üzerinde. Bana göre dernekleri yetersiz kifliler yönetiyor. Dernekleri yönetirken de futbolu da flirketi de yönetmeye çal›fl›yorlar. Hiçbirisini beceremiyorlar. Derne¤i yönetmeye soyunacak olsayd›m, di¤erlerini yönetecek insanlarla uzlafl›rd›m ve onlar›n profesyonelce yönetilmesini isterdim. Özellikle de futbolu kültür olarak görüyoruz. Futbol saha içerisinde belki basitçe oynanan bir oyun ama futbolun yönetilmesi o kadar basit de¤il. Futbol yönetimi görüyoruz ki halkla iliflkiler, dernekçilik, sermaye piyasas› yönetimi vs gibi hem bilimi hem disiplini gerektiriyor. Bunlar›n hepsini biliyorum diye ortaya ç›k›p ahkâm kesmezdim. Oluflturdu¤um ekibi, nas›l ki kaleci, orta saha, defans, sa¤ aç›k vs. gibi tak›m kuruyorsam ayn› mant›k içerisinde, ama ahlaki olarak en iyilerini gücüm yetti¤i kadar seçmeyi denerdim. Orada herhangi bir sübjektif de¤eri ve kriteri iflletmezdim. Dernek 20 milyon taraftar› olan bir kulübün çok basit yönetilmesini hazmedemezdim. Bir merkezi dernek ve bütüne yay›lm›fl olarak da örnek bir dernek modeli gelifltirirdim. Genel kurul yap›s›n› oralardan gelecek delegelerden oluflturur ve bunlar›n tamam›n› aktive ederdim. Taraftar›m›, 27 seyircimi, delegemi ay›rt eder bunlarla çok iyi iletiflim kurard›m. Onlar içerisinden kulübe derne¤e yarar› olacaklar›n tümünü kabul edecek bir komisyon olufltururdum. O komisyon sürekli yeni önerilere aç›k yeni projelere aç›k olmas› gerekir. Bugün uluslararas› düzeyde yönetilen baz› dernekler var. Projeleri yöneten ve mal varl›¤›na sahip vak›flar› var bunlar›n. Anadolu'da Kayseri Befliktafll›lar Derne¤i'nden birisi benim bir projem var dedi¤inde bu projenin de¤erlendirilip onun da katk›s›yla bu projenin de¤erlendirilmesine ceval verecek bir organizasyon yapard›m. Böylece Befliktafl'› ya da Fenerbahçe'yi oradaki her seyirciye ulaflmas›n› sa¤lard›m. Onlar›n da ayn› flekilde bu kanal› iletiflim ve kaynak kanal›n› aç›k tutard›m. Onlar› da sürekli tak›mlar›n› desteklemeleri konusunda teflvik ederdim. Böylece sinerji akar, bilgi akar ve bu kadar bilgili insan aras›ndan en iyi yöneticileri seçerdim. Bunun yap›labilmesi için de e¤itime önem verirdim. Derneklerin yeniden organize edilmesi laz›m. Dernekleri ihtisaslar›na göre ay›rmak laz›m. Dernekler Müdürlü¤ü'ne gidiyoruz. Hepsi ayn› benzer tüzüklerle yürütülüyor. Tüzükleri aflt›¤›n›z zaman da yasalar devreye giriyor. O zaman derneklerin ihtisaslaflt›r›lmas› konusunda bir yasan›n haz›rlanmas› gerekiyor. Yani futbol kulüpleri ile ilgili derne¤in nas›l olmas›, nas›l yönetilmesi ile ilgili kolektif bir ak›m›n oluflmas›, ihtiyaca binayen de o yasa köflelerinin al›nmas› gerekiyor. ‹kincisi oluflturulan dernek modelinin di¤er illere transferini mutlaka sa¤lamak laz›m. Bir de kulüplerin y›llarca edinmifl olduklar› mal varl›klar›n› kötü yöneticilerin ulaflamayaca¤›, heder edemeyece¤i özellikle sabit varl›klar›n› koruma alt›na al›rd›m. Denetleme konusunda da derneklerle yönetim aras›nda, çünkü yönetim de¤iflken, taraftar seyirci sabit ama aradaki o eski akil olanlar› yani divan kurullar›n› son derece aktif hale getirirdim. Divan kurullar›nda al›nan kararlar tavsiye kararlar›d›r diyoruz, divan kurulu yap›lar›n›n metin olarak yaz›lm›fl olsa dahi uygulama konusunda baflkanlar›n güdümünde olmas› gerçekten üzüntü verici. O yüzden bence paydafll›kla yandafll›k konusunun üstünde defalarca durmak laz›m. Paydafll›kla yandafll›¤› ay›rt edemeyen insanlar› delege bile yapmamak laz›m. Futbol kulüpleri ortak bir platform içerisinde olduklar› için futbol kültürünün yarat›lmas› konusunda da müflterek hareket etmeleri gerekiyor. Bunu ister federasyon sa¤las›n, ister kulüpler bir araya gelsin mutlak suretle futbol kültürünün yarat›lmas› laz›m. Futbol kültürün içerinde her fley var. Yönetim modelleri de var, e¤itimi de var, hayalar›n› tutan bir futbolcunun seyirci taraf›ndan mahkemeye verilip cezaland›r›lmas›na kadar bunun hukuki süreç ve uzant›lar› da var. Geliflen zihinsel ve geliflen iletiflimin varl›¤› bile kulüp organizasyonlar›n› yeniden ele almay› gerektirir. Çünkü iletiflim o kadar sürat kazanm›flt›r ki cep telefonlar›ndan futbol maçlar› verilecek. Yeni iletiflim teknolojileri için de bunu düflünmek laz›m. Yeteri kadar bilimin ve üniversitelere sokulmas› ve futbolun d›fl›ndan olan kiflilerin de mümkün mertebe bu kat›laflm›fl örgütlenmenin içerisine nüfus edilmesi laz›m. Yap›lanman›n da silip süpürüp ye- ‹Ç DENET‹M / Bahar 2008 AYSBERG 28 ‹Ç DENET‹M / Bahar 2008 AYSBERG niden meydana getirmek yerine aksayan taraflar› düzelterek ama kararl› bir flekilde yap›lmas› gerekti¤ine inan›yorum. Burç Seven: Kurumsallaflma ve denetim kavramlar›n›n tam anlam›yla yerleflmesi için bir defa kal›plaflm›fl bak›fl aç›s›n›n mutlaka de¤ifltirilmesi gerekiyor. Bunun de¤iflmesi için de bir otorite bask›s›n›n gereklili¤ine inan›yorum. fiu anda kulüpler üzerinde herhangi bir otorite bask›s› bulunmuyor. Bunun için iki fley yap›labilir. Bir tanesi dernekler yasas›nda bir de¤ifliklik. Ali Kamil Bey kulüpler yasas› diye bir öneriyle geldi olabilir. Belki bu kulüpler yasas› bir otoriteye ba¤lanabilir. Nas›l enerji piyasas› oyuncular›nda bir EPDK otoritesi, sermaye piyasas› oyuncular›nda SPK otoritesi, bankac›l›kta BDDK gibi otoriteler var, spor kulüpleri de bir otoriteye ba¤lanabilir diye düflünüyorum. Bir zorlama ve bask›n›n gereklili¤i kesin. ‹kinci bir yöntem de kulüplerin tamamen flirketleflmesi olabilir. fiirketleflti¤i zaman bu 2009'da gelecek olan TTK ile bir otorite bask›s›na girmifl olacaklar. TTK da zaten mali raporlama anlam›nda Türkiye finansal raporlama standartlar›n› uygulat›yor. Bunlar eflittir uluslararas› standartlar. Dolay›s›yla bir fleffafl›k sa¤lanm›fl olacak. UEFA kriterlerinin bir ad›m oldu¤unu düflünüyorum. Bugüne kadar uygulanmayan bir fley. Belli bir noktaya kadar kulüpleri disiplin alt›na alacak diye düflünüyorum. Fakat konsolidasyon zorunlulu¤u getirmesi tabii üzerinde biraz daha çal›fl›lmas› gerekti¤ini gösteriyor. Burada holding durumunda olan kurum kulüp. Bunun alt›nda baz› Afi'ler var. Bunlardan halka aç›k olanlar SPK'ya göre mali tablo haz›rl›yor. Halka aç›k olmayanlar, vergi mevzuat›na göre, holding pozisyonunda olan kulüp dernekler yasas›na göre haz›rl›yor. Bu grubun içerisindeki kurumlardan bir k›sm›n›n mali y›l sonu 31 Aral›k, bir k›sm›n›n 31 May›s bunlar› nas›l konsolide edeceksiniz? Bunun için bir altyap› çal›flmas› gerekiyor. Yap›lamaz de¤il, tabii ki yap›l›r ancak bugünden yar›na olabilecek bir fley de¤il. Bu tarz eksikleri beraberinde getirse de bir ad›m oldu¤unu düflünüyorum. Çok da karamsar de¤ilim. Daha da ileriye gidece¤ini ve geliflece¤ini düflünüyorum. Fakat daha çok yol kat etmemiz gerekiyor. Türk futbolunun orta vadede belli bir seviyeye gelece¤ine inan›yorum. Tu¤rul Akflar: Özet olarak yapacak çok fley var. Bir kere hiç karamsar de¤ilim önümüz aç›k, sahip oldu¤umuz yetenek havuzu, nüfusumuz, krizlere al›flk›n yap›m›z en zor dönemlerde mutlaka bir çözüm yolu bulmak gibi k›vrak zekaya sahip olmam›z ulusça da bizi bu tür sorunlar›n üzerine ç›karacak gibi görünüyor. Ben yap›lmas› gerekenleri 2 bafll›k alt›nda topluyorum. 1: Makro anlamda yap›lmas› gerekenler, ben biraz daha makro anlamda bak›yorum. 2: Mikro anlamda yap›lmas› gerekenler var. Makro anlamada yap›lmas› gerekenler Yasal ve yönetsel, iktisadi, mali yönde de yap›lmas› gereken fleyler. Örne¤in Türk Futbol yap›s›na iliflkin kafamda baz› fleyler var. Bunlarla iliflkili ben TFF'nin asl›nda daha fazla dan›flmanl›k almas› gerekti¤ini düflünüyorum. Bunlar sadece palyatif çözüm önerile- 29 ri olarak da al›nmamal›, uzun vadeli stratejik planlar yap›lmal›. Bu yap›lanmayla ilgili Cüneyt Bey'in de çok katk›lar› vard›r. Attilla a¤abeyin de bu konudaki bir makalesini Ocak 2008'te ç›kan “Futbol Yönetimi” isimli kitab›m›za da ald›k... O genel yap›lanma burada var. Ayr› bir futbol otoritesine federasyon d›fl›nda yap›lanmas›na UEFA ve F‹FA izin vermez. O yüzden buna çok uygun bir yap›lanmay› biz futbol üst kurulu oluflturarak federasyonun da iliflki içinde oldu¤u UEFA ve F‹FA'ya ba¤l› bir yap›lanmay› bu kitapta önerdik. Dörtlü bir yap› var. Dedik ki k›saca idari iflleri biri yaps›n, iktisadi ve mali iflleri biri yaps›n kulüpler birli¤inin ‹ngiltere'deki gibi bir yap›s› olsun, futbol liglerini organize etsin ama hukuksal bir yap› olsun. Bir de ayr›ca sosyal güvenlik kurulu gibi futbolcular›n, teknik adamlar›n gelecek güvencesi problemleri var. Bunlar› düzenleyen, kuvvetler ayr›l›¤› ilkesine dayanan dört bacakl› bir yap›lanma önerdik. Genel anlamda yap›lacak çok fley var. Bence bugünkü yap›lanman›n ters düz edilmesi laz›m, bu da radikal çözüm. Mikro anlamda gerçekten kurumsal yönetim ve yönetiflimin kulüp yap›lar›nda egemen hale getirilmesi gerekiyor. Avrupa kulüplerinin iyi analiz edilmesi laz›m. Son zamanlarda biz bunu çevirip www.Fesam.org'a koyduk. Asl›nda Fesam'da bugüne kadar yüzün üzerinde makale yay›nlad›k. 13 çok de¤erli uzman var. White Paper adl›, Avrupa'da yay›nlanm›fl bir kitap var, bunu çevirdik. Bu Türk Futbolu için mutlaka yak›ndan okunmas› gereken bir kitap ama hiç ilgi görmedi. Çok enteresand›r, Avrupa futbolunun biz tam tersi bir yönde gidiyoruz. Bu çok önemli. Bu nedenle kurumsal yap›n›n ve yönetimin egemen hale getirilmesi laz›m. Bunlar› getirirken asl›nda futbolun kalitesini art›racak, rekabeti yükseltecek, gelir da¤›l›m›n› dengeli hale getirecek, bunlar› yaparken de teflvik, rüflvet, fliddet , flike gibi futbol d›fl› ö¤eleri, futbolda uzaklaflt›racak bir yap›y›, mikro ve makro düzeyde egemen hale getirmek laz›m. Bunlar› da yaparken ibra denetiminin, iç ve d›fl denetimin zorunlu hale getirilmesi gerekir. Dernekleflme statüsünde devam edilecekse ibra müessesinin do¤ru çal›flt›r›lmas› laz›m. Yandafll›k yerine paydafll›k iliflkilerinin egemen hale getirilmesi laz›m. Varl›k ve risk yönetiminin mutlaka futbol kulüplerinde bugün geliflen endüstriyelleflen dönem içerisinde egemen hale getirilmesi laz›m. Bugün çok genel olarak bakt›¤›m›zda Avrupa futbol kulüpleri özellikle örnek model Manchester United 3 fleye önem veriyor. Bunlar; 1. Varl›k ve risk yönetimi. Bu kulüpler futbolcusunu ve taraftar›n› en önemli varl›k olarak görüyor ve bunlar›n karfl›laflaca¤› olas› riskleri yönetiyor. 2. ‹liflki yönetimini çok iyi kuruyorlar. Futbolcu, teknik adam, kulüp taraftar bunlar›n bütün olumsuz örneklerini Galatasaray örne¤inde yaflad›k. Befliktafl'ta Delbosque olay›nda yaflad›k. Tribünü yönetemiyorsunuz, futbolcuyu yönetemiyorsunuz, y›ld›zlar› yönetemiyorsunuz, iliflki yönetimi iyi olmad›¤› zaman baflar› gelmiyor. 3. En önemlisi performans yönetimi. Yani getirdiniz paray› harcad›n›z, Fenerbahçe gibi her fleyiniz tamam ama sonuç ortada: Performans yok çünkü bunu yetkinlikte, yeterlilikte, nitelikte; yöneticiniz yok, stratejik dan›flman›n›z yok, her fleyiniz var, paran›z› bofla harc›yorsunuz. Yani bence UEFA kriterleri 2009 y›l›nda da çok uygulanmayacak. Kutlu Merih: Öncelikle teflekkür ediyorum çok keyifli bir toplant› oldu. Zaten bu kat›l›mc›larla bir araya gelmek ve onlar› dinlemek her zaman keyifli olur. Bu toplant›n›n futbola çok rafine çok üstün katk›lar› oldu¤unu düflünüyorum. Baflta söyledi¤im bir fleyi tekrarlamak istiyorum. Deloitte'in bu konudaki deneyimi bizim için çok önemli. Tu¤rul Bey'in burada de¤indi¤i önemli noktalar var; kontrol, dönem farkl›l›klar› vb. O nedenle Deloitte'ten çok fley bekliyoruz ve özellikle birinci el gözlemlerini aktarmalar›n› bekliyoruz Bu nedenle bunu bir flekilde kamuoyuyla paylafl›rsa sanki futbola daha çok katk›da bulunuruz gibi geldi bana. fiimdi ciddi sorunlar›m›z var: Düflünce üretmek baflka satmak baflka bir fley. Ben düflünceyi satamad›¤›m›z kanaatindeyim yani futbol için faydal›, olumlu fleyler düflünüyoruz. Ama bunlar› yap›sal de¤iflmeyi gerçeklefltirecek iradelere aktarmak konusunda sorunlar›m›z var. O sorunlar›m›z› çözmekte her türlü yard›ma, deste¤e ihtiyac›m›z var. O iradenin de duyarl› olmas› gerekti¤i kanaatindeyim. O duyarl›l›¤› sa¤layacak taktikler gelifltirmemiz gerekiyor, sadece futbolu yeniden yap›land›rman›n düflüncesini de¤il o düflünceyi satman›n stratejisini de gelifltirmemizde yarar var diye düflünüyorum. Cüneyt Sezgin: Futbolun pek çok sorunu var. Bu çok esnemeye müsait bir konuydu. Konumuz Futbolda Kurumsal Yönetim ve Denetimdi. Ancak kat›l›mc›lar›nda baflar›s›yla belli bir daire çerçevesinde tutabildik bunu. Tüm kat›l›mc›lara teflekkür ediyor,futbolumuz için sa¤l›kl› bir gelece¤e aç›l›mda katk›s› olmas›n› diliyoruz. ‹Ç DENET‹M / Bahar 2008 AYSBERG 30 YEfi‹L KALEM Bankac›l›¤›m›zda ‹ç Kontrol ‹Ç DENET‹M / Bahar 2008 Gürdo¤an Yurtsever 1) Girifl 1980 ve özellikle de 1990’l› y›llardan sonra gerek uluslararas›, gerekse de banka baz›nda yaflanan krizler, problemler ve kay›plar, bankac›l›k sektörünü genel olarak olumsuz biçimde etkilemifl, önemli maddi kay›p, zarar ve iflaslara neden olmufltur. Özellikle iflas veya büyük zararlara yol açan baz› bankalardaki problemlerin en temel nedenlerinden birisinin banka yönetimi veya yetkilileri taraf›ndan ölçüsüz biçimde risk al›nmas› ve al›nan bu risklerin kontrol edilebilmesini mümkün k›lacak iç kontrol mekanizmalar›n›n oluflturulmam›fl olmas› veya oluflturulan mekanizmalardaki büyük aksakl›klar oldu¤u görülmüfltür. Bu konuda dünya üzerinde bilinen en önemli örnek, Barings Bank’›n iflas etmesine yol açan süreçtir. Bu iflas dünya genelinde tüm finansal kurulufllar›n risk yönetimi ve iç kontrol sistemlerini yeniden yap›land›rmalar›n›n gereklili¤ine yönelik önemli bir kendine gelme ça¤r›s› olmufl, tüm dünyada bu konuda önemli bir hareketlenme bafllam›flt›r. Banka zararlar›na yol açan problemler analiz edildi¤inde, etkin bir iç kontrol sisteminin olmas›yla bu gibi zararlar›n önlenebilece¤i sonucu ortaya ç›km›flt›r. Bu flekilde oluflturulan ve iflletilen ‹ç kontrol sistemi bankay› zarara u¤ratabilecek problemlerin zaman›nda farkedilmesine ve böylece olas› zararlar›n önlenmesine imkan vermektedir. Bu problemlerin yan›s›ra dünyada belirtilen dönemde yaflanan ve gittikçe h›zlanan küreselleflmeye ba¤l› olarak finansal piyasalar›n serbestleflmesi, risk hacminin giderek artmas›, karmafl›k ürünlerin ortaya ç›kmas›, piyasalar›n iç içe geçmesi, belirsiz piyasa koflullar›n›n oluflmas›, yasal yapt›r›mlar›n bask›s›, geliflmifl ülkelerdeki kar marjlar›n›n daralmas›yla geliflmekte olan piyasalara yat›r›m yapan uluslararas› sermayenin yapt›klar› yat›r›mlar›n geri dönüflünü güvence alt›na almak amac›yla tüm dünyada daha s›k› kurallar empoze etme e¤ilimleri de bankac›l›ktaki risk yönetimi ve iç kontrol sistemlerinin oluflturulmas› sürecini h›zland›r›c› etki de bulunmufltur. Bu süreçte, bankac›l›kta özellikle risk yönetimi sistemlerinin kurulmas› ve gelifltirilmesi yönünde standartlar ve kurallar oluflturma çabas› gündeme gelmifltir. Bu dönemde risk yönetimi ile birlikte en fazla önemi artan konulardan birisi de iç kontrol kavram› olmufltur. Bir çok uluslararas›, bölgesel ve 31 ulusal kurulufl bu yönde önemli ve yo¤un bir çal›flma içine girmifller, çeflitli standartlar gelifltirmifller ve kurallar oluflturmufllard›r. Türk bankac›l›¤›n›n da yukar›da belirtilen geliflmelerden etkilenmemesi günümüz bankac›l›¤› kapsam›nda mümkün olmam›flt›r. Özellikle son dönemde Türk bankac›l›¤›nda da iç kontrol sistemlerinin oluflturulmas› yönünde önemli yasal ve yap›sal düzenlemelere gidilmifltir. 2) Bankac›l›¤›m›z›n Geleneksel Yap›s› ‹çinde ‹ç Kontrol Uygulamalar› Asl›nda herhangi bir ifllevin olufltu¤u yerde bir kontrol faaliyetinin bulundu¤undan da bahsetmek mümkündür. Bu nedenle bankac›l›¤›m›z›n geleneksel yap›s› içinde de iç kontrollere yönelik bir çok uygulaman›n eskiden beri varoldu¤unu belirtmeliyiz. Fakat bu kontrol uygulamalar›n›n bir sistemati¤inin bulunmad›¤›n› ve birbirlerinden ba¤›ms›z uygulamalar olarak gelifltirildi¤ini de belirtmek gerekmektedir. Uygulamalar bankadan bankaya de¤iflmekle birlikte Kredi Kontrol/Takip Bölümü, Muhasebe ve Mali Kontrol Bölümü, Kredi ve Risk ‹zleme Daire Baflkanl›¤›, ‹stahbarat ve Kredi De¤erlendirme Daire Baflkanl›¤›, Finansal Kontrol ve Planlama gibi organlar› faaliyet bazl› kontrol noktalar› olarak görmek mümkündür. Örne¤in Kredi Kontrol/Takip Bölümleri bankan›n kulland›rm›fl oldu¤u kurumsal ve ticari kredilerin kredi tebli¤lerine uygun olarak kulland›r›l›p kulland›r›lmad›klar›, öngörülen teminatlar›n al›n›p al›nmad›¤›, al›nan teminatlar›n kanuni flekil flartlar›na uygun olup olmad›¤›, kredilerin öngörülen vadelerinde kapat›l›p kapat›lmad›¤› gibi çok de¤iflik aç›lardan iç kontrol fonksiyonlar›n› görmektedirler. Bu fonksiyon yine bankalar›n yapm›fl olduklar› düzenlemelere göre genel merkezden yap›labildi¤i gibi, flubelerde fiili kontrol çal›flmalar› yap›lmas›n› da içermektedir.1 Yine ifllemin özelli¤ine göre örne¤in mevduat ifllemlerinin öngörülen düzenlemelere uygunlu¤u bireysel bankac›l›k veya mevduat birimi taraf›ndan kontrol edilmekteyse de bu ifllemlerin yukar›da belirtildi¤i gibi bankan›n bütününü kapsad›¤›n› ve bir sistemati¤inin oldu¤unu söylemek mümkün de¤ildir. Kontrol uygulamalar› yöneticilere, kurumlara göre çok büyük farkl›l›klar göstermifl ve s›kl›kla de¤ifltirilmifltir. Bu organlarda tüm faaliyetlerin ifllemler gerçekleflti¤i aflamada kontrol edilmesine yönelik sistematik bir yaklafl›m söz konusu de¤ildir. Kontrol faaliyetlerinin kapsam›, prensipleri, nas›l ve hangi yöntemlerle yerine getirilece¤i gibi son derece önemli hususlarda bir belirginlik söz konusu de¤ildir. Ülkemizde yak›n geçmiflte yaflanan banka krizleri de dünyadaki örneklere benzer flekilde ortaya ç›km›flt›r. Ka¤›t üzerinde pek çok denetimden geçen bankalar bir iki günde iflas noktas›na gelmifl, devlet taraf›ndan bunlar›n yönetimlerine el konulmufltur. Bu olaylar› takiben en çok üzerinde durulan konu denetimlerin yetersiz ve etkisiz bulunmas› olmufltur. Ekonomide faaliyet gösteren di¤er iflletmelere oranla daha kurumsallaflm›fl oldu¤u düflünülen banka iflletmelerinin içinin boflalt›lmas›ndan ve kaynaklar›n›n amaç d›fl› kullanmas›ndan v.b. hususlardan her nedense sorumluluk sahibi kimsenin haberi olmam›flt›r. Bilindi¤i üzere bankalar hem d›fl denetime hem iç denetime tabi olan kurumlard›r. Böyle olmakla birlikte önemli ölçüde riski bulunan bankalar için ba¤›ms›z denetçiler olumlu/flartl› raporlar vermifller, banka murak›plar› gerçek riskleri görmemifller, müfettifller yeterince ba¤›ms›z olmad›klar› sebeple risk temelli erken uyar› sistemine uygun etkili raporlamalar yapamam›fllard›r. Bugün gelinen noktada yaflanan bu olaylar›n temel nedenleri 5 grupta toplanmaktad›r.2 • Bu bankalarda güçlü bir kontrol kültürü oluflturulamam›fl ve bu konuda yönetimlerin önderlik yapmam›fl olmas›, • Baz› banka faaliyetlerindeki risklerin yeterince de¤erlendirilememifl olmas›, • Banka da görevlerin ayr›m›, do¤rulama, mutabakat, performans de¤erlendirme gibi anahtar iç kontrol unsurlar›n›n bulunmamas› veya kesintiye u¤ram›fl olmas›, • Yönetim kademeleri aras›ndaki bilgi ak›fl›n›n, özellikle afla¤›dan yukar›ya do¤ru olan bilgi ak›fl›n›n yetersiz olmas›, • Denetim programlar›n›n yetersiz olmas› veya etkili olmamas› ve di¤er yönetsel gözetim faaliyetlerinin yetersiz kalmas›. Bu dönemde bankalar›n iç denetimi büyük oranda Teftifl Kurullar›na ba¤l› Müfettifller taraf›ndan yerine getirilmekteydi. Banka iç kontrol sisteminin etkinlik ve yeterlili¤inin de¤erlendirilmesinde, sa¤l›kl› oluflturulmas› ve iflletilmesinde çok önemli rolü olmas› gereken iç denetim düzenleme ve uygulamalar›na bak›ld›¤›nda bu dönemde; • Denetim ve Gözetim Otoritesince iç denetime iliflkin yap›lan düzenlemelerin yeterli ve kapsaml› olmamas›, • Teftifl Kurullar›n›n icraya ba¤l› olarak faaliyet göstermesi, 1 Gürdo¤an Yurtsever, Türk Bankac›l›¤›nda ‹ç Denetim ve Risk Yönetimi Sistemlerine ‹liflkin Yeni Yaklafl›mlar - Bir Uygulama Örne¤i: Tekstil Bankas› A.fi. (Tekstilbank), ‹.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Bas›lmam›fl Yüksek Lisans Tezi), ‹stanbul, 2002, s.98-99 2 Özgür Çat›kkafl, Bankalarda ‹ç Kontrol Sistemi ve ‹ç Denetim Fonksiyonunun Etkilili¤i, Marmara Üniversitesi Bankac›l›k ve Sigortac›l›k Enstitüsü Bankac›l›k Anabilim Dal›, (Bas›lmam›fl Doktora Tezi), ‹stanbul, 2005, s.235 ‹Ç DENET‹M / Bahar 2008 YEfi‹L KALEM 32 ‹Ç DENET‹M / Bahar 2008 YEfi‹L KALEM • ‹fllemlerin denetlenmesinin çok gecikmeli olarak yap›lmas› gibi sorunlar sözkonusudur. Gerçekten de 4389 say›l› Bankalar Kanunu’ndan önceki bankac›l›k kanun ve düzenlemelerinde yaln›zca yeteri kadar müfettifl istihdam› zorunlulu¤uyla ilgili genel bir düzenlemeye yer verilmifl, fakat bu faaliyetten beklenen amaç ve bu amaca yönelik gerekli olan kurallara yer verilmemifltir. Bu durum bankalar aras›nda farkl› iç denetim uygulamalar›na neden olmufl, iç denetim genellikle hata bulmaya ve cezaland›rmaya odaklanm›fl, bankan›n iç kontrol ve risk yönetim sistemlerinin gelifltirilmesi yönünde olmas› gereken katk›y› vermekten uzak kalm›flt›r. Bu dönemdeki denetim uygulamalar› genellikle bir y›l veya daha uzun aral›klarla gerçeklefltirilmifl, ifllemlerin uzun bir süre sonra denetlenmesi nedeniyle güncelli¤ini yitiren tespitler, zarar ya da operasyonel risklerin boyutlar›n›n önemli oranda büyümesine neden olmufltur. Yine denetim birimleri aç›s›ndan bu dönemdeki önemli problemlerden birisi de icraya ba¤l› olarak faaliyet göstermeleridir. Bu dönemde Teftifl Kurullar› genellikle Banka Genel Müdürü’ne ba¤l› olarak faaliyet göstermifl olup, bu durum iç denetim faaliyetlerinin etkin ve ba¤›ms›z olarak yürütülmesinin önündeki en büyük engellerin bafl›nda gelmifltir. 3) Bankac›l›¤›m›zda ‹ç Kontrol Alan›ndaki Geliflmeler ve Yap›sal Düzenlemeler Risk yönetimi ve iç kontrol konusunda dünyada görülen geliflmelerden bankac›l›¤›m›z›n etkilenmemesi günümüz bankac›l›¤› kapsam›nda mümkün olmam›flt›r. Özellikle son dönemde Türk bankac›l›¤›nda da iç denetim ve risk yönetimi sistemlerinin oluflturulmas› yönünde önemli yasal ve yap›sal düzenlemelere gidilmifltir. Fakat bu konuda ülkemizde yaflanan geliflmeleri her ne kadar etkilense de dünyadaki örneklerinde oldu¤u gibi uluslararas› krizlerin veya yaflanan münferit banka krizlerinin/zararlar›n›n de¤il, enflasyonla mücadele program›n›n ortaya ç›kard›¤›n› söylemek gerekmektedir.3 1990’l› y›llar›n sonlar›ndan Türk bankac›l›k sektörü için gerçekten zor koflullar söz konusudur. Bu dönemde reel faiz oranlar›nda görülen de¤iflimler, devam eden kamu aç›klar›, kamu bankalar›n›n büyük tutarlara varan görev zararlar›, makro ekonomik istikrars›zl›k, yüksek kredi riski ve özellikle 3 de kronikleflmifl enflasyon bankalar›n aktif-pasif yap›lar›n› çok olumsuz etkilemifl ve bankac›l›k gelirlerinin yerini arbitraj gelirleri alm›flt›r. Enflasyonla mücadele program›, Hazine’nin borçlanma gereksiniminin ve ödemek zorunda kald›¤› faizlerin h›zla düflmesine yol açm›fl ve bankalar, çok daha fazla kredi vermeye yönelmek durumunda kalm›fllard›r. Do¤al olarak bu krediler Hazine’ye kredi vermek kadar risksiz olmam›flt›r. Bu nedenle art›k risklerin çok daha iyi de¤erlendirilmesi, yönetilmesi ve iç kontrolün gelifltirilmesinin gereklili¤ini ortaya ç›karan ortam›n olufltu¤undan bahsetmek gerekmektedir. Bu dönemde bankac›l›¤›m›z›n karfl› karfl›ya bulundu¤u yap›sal zay›fl›klar içinde; yetersiz iç kontrol, risk yönetimi ve kurumsal yönetiflim ile saydaml›k eksikli¤i’nin önemli bir pay› oldu¤unu belirtmek gerekmektedir. Yan›s›ra, BIS düzenlemeleri, IMF ile yap›lan anlaflmalar, AB’ye kat›l›m çabalar›, küreselleflmenin gerekleri ve yabanc› sermaye ihtiyac› gibi d›fl faktörler yan›nda giderek artan belirsizlik, yüksek politik risk, yetersiz sermaye ve gelirlerdeki yüksek volatilite gibi iç faktörler de Türk mali sisteminde iç kontrol ve risk yönetimi sistemlerinin kurulmas›n› zorunlu k›lm›flt›r.4 Kas›m 2000 ve fiubat 2001 krizleri bankac›l›k risklerininin neredeyse tamam›n›n gözlendi¤i krizler olmufltur. Bankac›l›kta iç kontrol ve risk yönetiminin önemini ortaya koyan geliflmeler bankalarda yap›sal de¤iflikliklere gidilmesini zorunlu hale getirmifl, tüm dünyada bankalar kontrol fonksiyonlar›n› yeniden yap›land›rmaya yönelmifller ve ba¤›ms›z iç kontrol ve risk yönetim sistemlerini oluflturup, gelifltirmeye bafllam›fllard›r. Ülkemize bak›ld›¤›nda bu uygulamalar›n kendili¤inden çok yavafl biçimde geliflti¤i, yasal otorite taraf›ndan getirilen düzenlemelerin beklenildi¤i görülmektedir.5 1990’l› y›llar›n sonunda Türkiye’de bankac›l›k alan›ndaki yasal ve kurumsal düzenlemelerin de¤iflen koflullara ve uluslararas› standartlardaki geliflmelere uyumu konusunda önemli ad›mlar at›lm›flt›r. Bu çerçevede, 23 Haziran 1999 tarihli resmi gazetede yay›mlanarak yürürlü¤e giren 4389 say›l› Bankalar Kanunu önemli bir dönüm noktas›d›r. 4389 say›l› bankalar kanunun incelenmesinden de anlafl›laca¤› üzere, bu kanuna geçisin temel hedefinin Basel prensipleriyle Yurtsever, a.g.e., s.113 Cüneyt Sezgin, Türkiye’nin Geliflmekte Olan Piyasalarda Rekabet Gücü Aç›s›ndan Risk Yönetimi, ‹ç Denetim Dergisi, Sonbahar 2001, Say›: 1, s.25 5 Yurtsever, a.g.e., s.113 4 33 uyumu sa¤lamak oldu¤u görülmektedir.6 Söz konusu kanun ile getirilen düzenlemelerin en önemlilerinden birisi de kanunun 9/4. maddesinde yer alm›flt›r. Bu maddede “Bankalar, ifllemleri nedeniyle karfl›laflt›klar› risklerin izlenmesi ve kontrolünü sa¤lamak amac›yla faaliyetlerinin kapsam› ve yap›s›yla uyumlu, esaslar› ve usulleri Kurumca ç›kar›lacak yönetmelikle belirlenecek etkin bir iç denetim sistemi ve risk kontrol ve yönetim sistemi kurmakla” yükümlü tutulmufllard›r.7 Bankalar Kanunundaki bu düzenlemeye dayanarak Bankac›l›k Düzenleme Denetleme Kurumu (BDDK) taraf›ndan haz›rlanan “Bankalar›n ‹ç Denetim ve Risk Yönetimi Sistemleri Hakk›nda Yönetmelik” 08 fiubat 2001 tarih 24312 say›l› resmi gazetede yay›mlanarak yay›m› tarihinde yürürlü¤e girmifltir. Yönetmeli¤in yay›mlanma amac› “Bu yönetmelik, bankalar›n, karfl›laflt›klar› risklerin izlenmesini ve kontrolünü sa¤lamak üzere kuracaklar› iç denetim sistemleri ile risk yönetim sistemlerine iliflkin esas ve usulleri belirlemeyi amaçlamaktad›r” olarak belirtilmifltir. Bankalar, bünyelerinde, faaliyetlerinin kapsam› ve yap›s›yla uyumlu, de¤iflen koflullara cevap verebilecek nitelik, yeterlilik ve etkinlikte, yönetmelik hükümlerine uygun iç denetim ve risk yönetim sistemi kurmak, idame ettirmek ve gelifltirmek zorundad›rlar. Bu yönetmelik 2006 y›l›nda yürürlükten kald›r›lmas›na ra¤men Türk bankac›l›¤›nda iç kontrol, iç denetim ve risk yönetimi sistemlerinin oluflturulmas› aç›s›ndan önemli bir dönüm noktas› olmufltur. 01 Kas›m 2005 tarihinde yürürlü¤e giren 5411 say›l› Bankac›l›k Kanunu’nun ‹ç Sistemler konu bafll›¤› alt›ndaki ikinci bölümün 29-32. maddelerinde bankalar taraf›ndan oluflturulmas› gereken iç sistemler (iç kontrol, iç denetim ve risk yönetimi sistemleri) hakk›nda çeflitli yükümlülükler düzenlenmifl, 29. madde de “Bankalar, maruz kald›klar› risklerin izlenmesi, kontrolünün sa¤lanmas›, faaliyetlerinin kapsam› ve yap›s›yla uyumlu ve de¤iflen koflullara uygun, tüm flube ve konsolidasyona tâbi ortakl›klar›n› kapsayan yeterli ve etkin bir iç kontrol, risk yönetimi ve iç denetim sistemi kurmak ve iflletmekle yükümlüdürler. ‹ç kontrol, risk yönetimi ve iç denetim sistemlerinin kurulufluna, iflleyifline, yeterlili¤ine, oluflturulacak birimlere, icra edilecek faaliyetlere, üst yönetimin görev ve sorumluluklar› ile Kuruma yap›lacak raporlamala6 ra iliflkin usûl ve esaslar Kurulca belirlenir.” ifadesine yer verilmifltir. Bankac›l›k Kanunu’nun geçici 1.maddesinde ise öngörülen düzenlemelerin bir y›l içerisinde yürürlü¤e konulmas› zorunlulu¤u belirtilmifltir.8 Kanun’un 30. maddesinde ise bankalar›n kurmak zorunda olduklar› ‹ç kontrol sistemine iliflkin temel hususlara yer verilmifltir. Buna göre “Bankalar, iç kontrol sistemi kapsam›nda, faaliyetlerinin mevzuata, iç düzenlemelerine ve bankac›l›k teamüllerine uygun olarak yürütülmesini, muhasebe ve raporlama sisteminin bütünlü¤ünü, güvenilirli¤ini ve bilgilerin zaman›nda elde edilebilirli¤ini her seviyedeki personeli taraf›ndan uyulacak ve uygulanacak sürekli kontrol faaliyetleri ile sa¤lamak, görevlerin fonksiyonel ayr›mlar›n›, yetki ve sorumluluklar›n paylafl›m›n›, fon ödemelerini, banka ifllemlerinin mutabakat›n›, varl›klar›n korunmas›n› ve yükümlülüklerin kontrol alt›nda tutulmas›n› temin etmek, maruz kal›nan her türlü riskin tan›nmas›, de¤erlendirilmesi ve yönetimi için gerekli alt yap›y› haz›rlamak ve yeterli iletiflim a¤›n› oluflturmak zorundad›r. ‹ç kontrol faaliyetleri yönetim kuruluna ba¤l› olarak çal›flacak iç kontrol birimi ve personeli taraf›ndan yürütülür.” 5411 say›l› kanun da Bankalar›n kurmak zorunda olduklar› iç kontrol, iç denetim ve risk yönetim sistemlerine iliflkin bir önceki kanuna göre daha detayl› hükümlere yer verilmifl, bu sistemleri kapsar bir flekilde iç sistemler ifadesi kullan›lm›fl, 30.maddenin son f›kras›nda belirtilen iç kontrol faaliyetlerinin yönetim kuruluna ba¤l› olarak çal›flacak iç kontrol birimi ve personeli taraf›ndan yürütülmesi ifadesi ilk defa bir kanun maddesi olarak düzenlenmifltir. Bankac›l›k Kanunu’nda belirtilen düzenlemelere yönelik BDDK taraf›ndan, 01 Kas›m 2006 tarihinde 23 adet yönetmelik yay›mlanm›flt›r. Bu yönetmeliklerden birisi de yukar›da belirtilen hükümler ile 23/3 ve 24.maddelere dayan›larak ç›kar›lm›fl olan “Bankalar›n ‹ç Sistemleri Hakk›nda Yönetmelik”tir. Bu yönetmeli¤in 1.maddesinde yönetmeli¤in amaç ve kapsam›n›n “Bankalar›n kuracaklar› iç kontrol, iç denetim ve risk yönetim sistemlerine ve bunlar›n iflleyifline iliflkin usul ve esaslar› düzenlemek” oldu¤u belirtilmifltir. Yönetmelik tasla¤›na iliflkin genel gerekçede; “Tasla¤›n haz›rlanmas›nda 08/02/2001 tarih ve Zekai Özgün, Bankac›l›kta Risk Kavram› ve Denetim, Marmara Üniversitesi Bankac›l›k ve Sigortac›l›k Enstitüsü Bankac›l›k Bölümü, (Bas›lmam›fl Yüksek Lisans Tezi), ‹stanbul, 2001, s.106 4389 say›l› Bankalar Kanunu, Türkiye Bankalar Birli¤i, ‹stanbul, Ocak 2000 8 5411 say›l› Bankac›l›k Kanunu, Türkiye Bankalar Birli¤i, ‹stanbul, Kas›m 2005 7 ‹Ç DENET‹M / Bahar 2008 YEfi‹L KALEM 34 ‹Ç DENET‹M / Bahar 2008 YEfi‹L KALEM 24312 say›l› Resmi Gazete’de yay›mlanan Bankalar›n ‹ç Denetim ve Risk Yönetimi Sistemleri Hakk›nda Yönetmelik Hükümlerinden yararlan›lmakla birlikte Kanunun iç denetim, iç kontrol ve risk yönetimi sistemlerine getirdi¤i yeni unsurlar ile bu unsurlar çerçevesinde uluslararas› standartlar ve ülke uygulamalar›n›n dikkate al›narak yeniden tasarland›¤›” belirtilmifltir. Bu yönetmelik ile “Bankalar›n ‹ç Denetim ve Risk Yönetim Sistemleri Hakk›nda Yönetmelik” yürürlükten kald›r›lm›flt›r. Bankalar›n ‹ç Sistemleri Hakk›nda BDDK Yönetmeli¤i’nde yer alan iç kontrol ile ilgili düzenlemelere genel olarak bak›ld›¤›nda;9 • Bankalar, maruz kald›klar› risklerin izlenmesi ve kontrolünün sa¤lanmas› amac›yla, faaliyetlerinin kapsam› ve yap›s›yla uyumlu ve de¤iflen koflullara uygun, tüm flube ve birimleri ile Kanuna istinaden yürürlü¤e konulan düzenlemelere göre konsolidasyona tâbi tutulan ortakl›klar›n› kapsayan, bu Yönetmelikte öngörülen usul ve esaslar çerçevesinde yeterli ve etkin iç sistemler kurmak ve iflletmekle yükümlüdürler. • ‹ç sistemler kapsam›ndaki iç kontrol, iç denetim ve risk yönetimi birimleri banka organizasyon yap›s› içerisinde yönetim kuruluna ba¤l› olarak kurulur. • ‹ç sistemlerin, yönetmelikte belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde oluflturulmas›, etkin, yeterli ve uygun bir flekilde iflletilmesi, muhasebe ve finansal raporlama sisteminden sa¤lanan bilgilerin güvence alt›na al›nmas›, banka içindeki yetki ve sorumluluklar›n belirlenmesi nihai olarak yönetim kurulunun sorumlulu¤undad›r. • Yönetim kurulu iç sistemler kapsam›ndaki görev ve sorumluluklar›n› k›smen veya tamamen iç sistemler sorumlusuna devredebilir. Görev ve sorumluluklar› iç sistemler kapsam›nda yer alan birimler baz›nda ayr›flt›r›lmak kayd›yla, birden fazla iç sistemler sorumlusu da belirlenebilir. • Yönetmelik hükümlerine ayk›r› olmamak kayd›yla bankalar, kendi faaliyetlerinin kapsam›n› ve yap›sal özelliklerini de dikkate alarak iç sistemlerinin organizasyon yap›s›na ve iflleyifline iliflkin usul ve esaslar› belirler. • ‹ç Sistemler Yönetmeli¤i’nde üst yönetimin sorumluluklar› bafll›¤› alt›nda yönetim kurulunun, denetim komitesinin ve üst düzey yönetimin görev ve sorumluluklar› ayr› ayr› ve detayl› olarak belirtilmifltir. • Yönetim kurulu denetim ve gözetim faaliyetlerinin yerine getirilmesinde kendisine yard›mc› ol- 9 Bankac›l›k Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), Bankalar›n ‹ç Sistemleri Hakk›nda Yönetmelik, 01/11/2006 tarih ve 26333 say›l› Resmi Gazete 35 mak üzere üyeleri aras›ndan seçece¤i icrai görevi bulunmayan asgari iki üyesini banka denetim komitesi üyeleri olarak görevlendirir. ‹ç Sistemler Yönetmeli¤i’nde denetim komitesi üyelerinin nitelikleri ile ilgili çok detayl› hükümler bulunmaktad›r. • Denetim komitesi, yönetim kurulu ad›na bankan›n iç sistemlerinin etkinli¤ini ve yeterlili¤ini, bu sistemler ile muhasebe ve raporlama sistemlerinin Kanun ve ilgili düzenlemeler çerçevesinde iflleyiflini ve üretilen bilgilerin bütünlü¤ünü gözetmek, ba¤›ms›z denetim kurulufllar› ile derecelendirme, de¤erleme ve destek hizmeti kurulufllar›n›n yönetim kurulu taraf›ndan seçilmesinde gerekli ön de¤erlendirmeleri yapmak, yönetim kurulu taraf›ndan seçilen ve sözleflme imzalanan bu kurulufllar›n faaliyetlerini düzenli olarak izlemek, Kanuna istinaden yürürlü¤e giren düzenlemeler uyar›nca konsolidasyona tâbi ortakl›klar›n iç denetim faaliyetlerinin konsolide olarak sürdürülmesini ve eflgüdümünü sa¤lamakla görevli ve sorumludur. • ‹ç kontrol sisteminin amac›, bankan›n varl›klar›n›n korunmas›n›, faaliyetlerin etkin ve verimli bir flekilde Kanuna ve ilgili di¤er mevzuata, banka içi politika ve kurallara ve bankac›l›k teamüllerine uygun olarak yürütülmesini, muhasebe ve finansal raporlama sisteminin güvenilirli¤ini, bütünlü¤ünü ve bilgilerin zaman›nda elde edilebilirli¤ini sa¤lamakt›r. • ‹ç kontrol sisteminden beklenen amac›n sa¤lanabilmesi için; Banka bünyesinde ifllevsel görev ayr›m›n›n tesis edilmesi ve sorumluluklar›n paylaflt›r›lmas›, Muhasebe ve finansal raporlama sisteminin, bilgi sisteminin ve banka içi iletiflim kanallar›n›n etkin çal›flacak flekilde tesis edilmesi, Acil ve beklenmedik durum plan› haz›rlanmas›, ‹ç kontrol faaliyetlerinin oluflturulmas›, Bankan›n ifl süreçleri üzerinde kontrollerin ve ifl ad›mlar›n›n gösterildi¤i ifl ak›m flemalar›n›n oluflturulmas› zorunludur. ‹ç kontrol sistemi, bankan›n yurt içi ve yurt d›fl› flubeleri ile genel müdürlük birimlerini, konsolidasyona tabi ortakl›klar›n› ve tüm faaliyetlerini kapsayacak flekilde yap›land›r›l›r. • ‹ç kontrol faaliyetleri asgari olarak, Faaliyetlerin icras›na yönelik ifllemlerin kontrolü, ‹letiflim kanallar› ile bilgi sistemlerinin ve finansal raporlama sisteminin kontrolü ve uyum kontrollerini kapsar. • ‹ç kontrol faaliyetleri, bankan›n günlük tüm faaliyetlerinin bir parças›n› oluflturur. ‹ç kontrole iliflkin yaz›l› politika ve uygulama usullerinin, önce faaliyeti gerçeklefltiren personel taraf›ndan sonra iç kontrol personeli taraf›ndan icra edilecek bir yaklafl›mla gelifltirilmesi sa¤lan›r ve bankan›n tüm personeli gerçeklefltirdikleri faaliyetlere iliflkin gelifltirilen iç kontrol faaliyetlerine dair politika ve uygulama usulleri hakk›nda bilgilendirilir. • ‹ç kontrol sistemi ile iç kontrol faaliyetleri ve bunlar›n nas›l icra edilece¤i, bankan›n gerçeklefltirdi¤i tüm faaliyetlerin nitelikleri dikkate al›narak, iç kontrol birimi taraf›ndan ilgili birimlerin üst düzey yöneticileri ile birlikte tasarlan›r. • ‹ç kontrol biriminde bir yönetici ile bankan›n ölçe¤i, faaliyetlerinin niteli¤i ve karmafl›kl›¤›na göre yeterli say›da ve mesleki uzmanl›¤a sahip iç kontrol personeli görev yapar. ‹ç kontrol birimi fiziken banka genel müdürlü¤ünde yer al›r. Türkiyede flube açarak faaliyet gösteren yurt d›fl›nda kurulu bankalarda iç kontrol birimi, merkez flubede tesis edilir. • ‹ç kontrol birimine ba¤l› iç kontrol personeli görevlerini, operasyonel faaliyetlerin gerçeklefltirildi¤i birim veya flubelerde ve genel müdürlükte yürütürler. Bankalar, flube faaliyetlerinin banka toplam ifllem hacmi içerisindeki pay›, tafl›d›klar› operasyonel riskleri, bankan›n toplam risk profili içerisindeki etkisi, personel say›s› ve günlük faaliyetlerin merkezden kontrol edilebilme imkanlar› gibi hususlar› da dikkate alarak baz› flubelerde sürekli iç kontrol personeli bulundurulabilir. ‹ç kontrol personeli, iç kontrol faaliyetleri d›fl›nda bir faaliyette bulunamazlar. ‹ç kontrol personeli, bankan›n tüm faaliyetlerinin güvenli bir biçimde icra edilmesini izlemek, incelemek ve kontrol etmek amac›yla ilgili birimlerden raporlamaya dayal› bilgi talebinde bulunurlar, çeflitli kontrol dokümanlar› ve araçlar› üzerinden genel veya özel gözlemlere ve izlemeye dayal› kontrol ya da inceleme yaparlar, tespitlerini raporlara ba¤larlar veya uyar› mesajlar› haz›rlayarak ilgili birimlere tebli¤ ederler. ‹ç kontrol personeline, izledikleri, inceledikleri ve kontrol ettikleri hususlara iliflkin olarak banka personelinden ilave aç›klama isteme ve bunlar›n fikirlerine baflvurma yetkileri verilir. 08 fiubat 2001 tarihli Bankalar›n ‹ç Denetim ve Risk Yönetimi Sistemleri Hakk›nda Yönetmelik özellikle karmafl›k oldu¤u, uygulay›c›lar›n yorum yapmas›n› gerektiren, yanl›fl yorumlara imkan tan›yan aç›k ve net olmayan hükümleri bulundu¤u, görev tan›mlar›n›n net olmad›¤›, dilinin sade olmad›¤› fleklinde bir çok elefltiriye u¤ram›flt›. Özellikle iç kontrol ve iç denetim fonksiyon ve rolleri aras›ndaki farklar çok ayr›k ve net de¤ildi. Bu durumun bankalar aras›nda zaman zaman farkl› ve hatal› uygulamalar›n ortaya ç›kmas›na neden oldu¤unu ifade etmek gerekmektedir. ‹ç sistemler ‹Ç DENET‹M / Bahar 2008 YEfi‹L KALEM 36 ‹Ç DENET‹M / Bahar 2008 YEfi‹L KALEM yönetmeli¤i incelendi¤inde ise belirtilen yönde olumlu olarak de¤erlendirilebilecek düzenlemelere yer verildi¤i, görev alanlar›n›n daha net çizgilerle ayr›lmaya çal›fl›ld›¤›, iç kontrol sistemi ile iç denetim sistemi aras›ndaki ayr›m›n netlefltirildi¤i, iç kontrol faaliyetlerinin çerçevesinin daha belirgin oldu¤u, sorumluluklar›n daha aç›k ve net bir flekilde tan›mland›¤›, bankalar›n kendi yap›lar›na uygun sistemleri oluflturmas›na imkan tan›d›¤›, esnek oldu¤u, eski yönetmeli¤in yay›mlanmas›ndan sonra yaflanan geliflmelerin, tecrübelerin bu yeni yönetmeli¤e yans›d›¤› aç›kça görülebilmektedir.10 Genel olarak de¤erlendirildi¤inde 01/11/2006 tarihli ‹ç Sistemler Yönetmeli¤i önceki yönetmeli¤e göre uluslararas› standart ve uygulamalara uyum aç›s›ndan ileri bir düzenleme olmakla birlikte, yine de yorum yap›lmas›n› gerektiren, hatal› yoruma neden olabilecek, yeterli aç›kl›kta olmayan baz› hükümlerinin oldu¤unu belirtmek gerekmektedir. 4) Banka ‹ç Kontrol Sisteminin Temel Unsurlar› Gerek uluslararas› standartlar, gerekse de BDDK’n›n iç sistemler yönetmeli¤i ile getirilen düzenlemeler dikkate al›nd›¤›nda bankalarda olmas› gerekli iç kontrol sisteminin temel unsurlar›n› afla¤›daki flekilde özetlemek mümkün olacakt›r. • Banka yönetim kurulu, denetim komitesi ve üst düzey yönetiminin gözetim faaliyetlerinin bulunmas›, • Tüm çal›flanlar› kapsayan kurum içi kontrol kültürünün oluflturulmas›, • Muhasebe ve finansal raporlama sisteminin, bilgi sisteminin ve banka içi iletiflim kanallar›n›n etkin çal›flacak flekilde oluflturulmas›, • Bankan›n karfl› karfl›ya oldu¤u risklerin tan›nmas›, ölçülmesi ve de¤erlendirilmesi, • Banka bünyesinde ifllevsel ve fonksiyonel görev ayr›mlar›n›n oluflturulmas› ve sorumluluklar›n paylaflt›r›lmas›, • Acil ve beklenmedik durum plan› haz›rlanmas›, • Asgari olarak faaliyetlerin icras›na yönelik operasyonel ifllemlerin kontrolü, iletiflim kanallar› ile bilgi sistemlerinin ve finansal raporlama sisteminin kontrolü ve uyum kontrollerini kapsayan iç kontrol faaliyetlerinin bankan›n günlük tüm faaliyetlerinin bir parças› fleklinde oluflturulmas› ve yürütülmesi, kontrol faaliyetleri içinde; üst düzey incelemeler, farkl› birim ve bölümlere iliflkin uygun kon10 trol faaliyetleri, fiziki kontroller, belirlenen asgari ve azami limitlere uygunlu¤un kontrolü ve uygun olmayanlar›n takibi, yetki ve onay sistemi ile do¤rulama ve mutabakat sisteminin oluflturulmas›, • ‹zleme ve denetim faaliyetleri ile iç kontrol sistemindeki hatalar›n düzeltilmesi sürecinin etkin bir flekilde oluflturulmas›. Bu unsurlar›n birbirleriyle iliflkili oldu¤unu gözden uzak tutmamak gerekmektedir. ‹ç kontrol sisteminin, bankan›n yurt içi ve yurt d›fl› flubeleri ile genel müdürlük birimlerini, konsolidasyona tabi ortakl›klar›n› ve tüm faaliyetlerini kapsayacak flekilde yap›land›r›lmas› gereklidir. Banka amaçlar›n›n gerçeklefltirilmesi ve faaliyetlerinin sürdürülebilmesi için iç kontrol sistemi büyük önem arz etmektedir. ‹ç kontrol sistemi içerisinde her seviyedeki personelin sorumlulu¤u vard›r, iç kontrol faaliyetleri günlük tüm faaliyetlerin bir parças›d›r, bu faaliyetlerin ilk noktas› faaliyeti gerçeklefltiren personeldir ve önemli olan tüm ifllemlerin yap›ld›¤› süreç içerisinde sürekli kontrol edilmesidir. Ancak bu flekilde etkin ve kendi kendine iflleyen bir iç kontrol sisteminden bahsetmek mümkün olacakt›r.11 Banka amaçlar›n›n gerçeklefltirilmesi ve faaliyetlerinin güvenli bir flekilde sürdürülebilmesi için iç kontrol sistemi önem arz etmektedir. Etkin bir iç kontrol sistemi banka yönetiminin en önemli unsurudur. 5) Banka ‹ç Kontrol Sisteminin Aktörleri Banka iç kontrol sisteminin temel aktörlerini ve sorumluluklar›n› k›saca afla¤›daki flekilde belirtmek mümkün olacakt›r. 5.1. Yönetim Kurulu Banka bünyesinde uygun ve etkin bir iç kontrol sisteminin kurulmas› ve sürdürülmesinden nihai olarak Yönetim Kurulu sorumludur. ‹ç kontrol sistemi içinde önemli politika ve stratejilerin onaylanmas›, periyodik olarak takip edilmesi, kurum içi kontrol kültürünün oluflturulmas›, bankan›n tafl›d›¤› temel risklerin bilinmesi, bu risklere iliflkin asgari ve azami limit belirlenmesi, üst düzey yönetimce bu risklerin tespit edilmesi, ölçülmesi, yönetilmesi ve kontrol edilmesine yönelik önlemlerin al›nmas› ve üst düzey yönetimin iç kontrol sisteminin ifllerli¤ini izlemesini sa¤lamak yönetim kurulunda olan temel sorumluluklard›r. 5.2. ‹ç Sistemler Sorumlusu/Sorumlular› Gürdo¤an Yurtsever, Bankalar›n ‹ç Sistemleri Hakk›nda BDDK Yönetmeli¤i ‹le ‹lgili Bir De¤erlendirme, Active Bankac›l›k ve Finans Dergisi, May›s-Haziran 2007, Say› No: 52, s. 82 Gürdo¤an Yurtsever, Bankac›l›¤›m›zda ‹ç Kontrol’ün Artan Önemi, Dünya Gazetesi, 18/04/2007_ http://www.dunyagazetesi.com.tr/news_display.asp?upsale_id=308716&dept_id=1041 11 37 ‹ç Sistemler Yönetmeli¤i’ne göre yönetim kurulu iç sistemler kapsam›ndaki görev ve sorumluluklar›n› k›smen veya tamamen iç sistemler sorumlusuna devredebilir. Görev ve sorumluluklar› iç sistemler kapsam›nda yer alan birimler baz›nda ayr›flt›r›lmak kayd›yla, birden fazla iç sistemler sorumlusu da belirlenebilir. ‹ç sistemler sorumlulu¤u görevi ancak icrai görevi bulunmayan yönetim kurulu üyelerinden birine veya bu nitelikteki yönetim kurulu üyelerinden oluflan komitelere ya da denetim komitesine verilebilir. Bankada ‹ç Sistemler Sorumlusu’nun belirlenmesi ve yönetim kurulunun iç sistemlere iliflkin görev ve sorumluluklar›n›n baz›lar›n›n kendisine devredilmesi durumunda belirtilen iç sistemler sorumlusunun; ba¤l› birimlerin yöneticilerinin seçim ve görevden al›nmas›na karar vermek, görev yetki ve sorumluluklar›n› belirlemek, personelin çal›flma usul ve esaslar›n› onaylamak, gerekli kaynaklar› tahsis etmek, murak›p ve ba¤›ms›z denetçilerce tespit edilen eksikliklere yönelik gerekli iç kontrol ve iç denetim uygulamalar›n› gelifltirilmesini yönlendirmek gibi temel görev ve sorumluluklar› olacakt›r. Belirtilen faaliyetler için ayr›ca Yönetim Kurulu kararlar› al›nmas›na ihtiyaç kalmayacak, faaliyetler do¤rudan iç sistemler sorumlusu taraf›ndan yerine getirilebilecektir. Yani iç sistemler sorumlusu asl›nda Yönetim Kurulu’na ait olan yetkileri kullanacakt›r. Bu devir yönetim kurulunun iç sistemler kapsam›ndaki baz› görev ve sorumluluklar›n›n devri fleklinde olabilece¤i gibi, tüm görev ve sorumluluklar›n›n devredilmesi fleklinde de olabilir. Fakat tüm görev ve sorumluluklar›n devredilmeyerek, stratejlerin ve politikalar›n belirlenmesi gibi temel sorumluluklar›n do¤rudan Yönetim Kurulu’nun sorumlulu¤unda olmas›, di¤er sorumluluklar›n›n devredilmesi seçene¤inin uygulanmas› daha uygun olabilecektir. 5.3. Denetim Komitesi Gerek Bankac›l›k Kanunu ve gerekse de ‹ç Sistemler Yönetmeli¤i’ne göre Yönetim Kurulu denetim ve gözetim faaliyetlerinin yerine getirilmesinde kendisine yard›mc› olmak üzere üyeleri aras›ndan seçece¤i icrai görevi bulunmayan asgari iki üyesini banka denetim komitesi üyeleri olarak görevlendirmek zorundad›r. Denetim komitesi, yöne- ‹Ç DENET‹M / Bahar 2008 YEfi‹L KALEM 38 ‹Ç DENET‹M / Bahar 2008 YEfi‹L KALEM tim kurulu ad›na bankan›n iç kontrol, risk yönetimi ve iç denetim sistemlerinin etkinli¤ini ve yeterlili¤ini, bu sistemler ile muhasebe ve raporlama sistemlerinin bu Kanun ve ilgili düzenlemeler çerçevesinde iflleyiflini ve üretilen bilgilerin bütünlü¤ünü gözetmek, ba¤›ms›z denetim kurulufllar›n›n yönetim kurulu taraf›ndan seçilmesinde gerekli ön de¤erlendirmeleri yapmak, yönetim kurulu taraf›ndan seçilen ba¤›ms›z denetim kurulufllar›n›n faaliyetlerini düzenli olarak izlemek, bu Kanun kapsam›nda ana ortakl›k niteli¤indeki kurulufllarda, konsolide denetime tâbi kurulufllar›n iç denetim ifllevlerinin konsolide olarak sürdürülmesini ve eflgüdümünü sa¤lamakla görevli ve sorumludur. Bu kapsamda Denetim Komitesi’nin bankadaki iç kontrol sisteminin etkin ve yeterli olmas› aç›s›ndan son derece önemli sorumluluklar› bulunmaktad›r. 5.4. Üst Düzey Yönetim Banka üst düzey yönetiminin iç kontrol sistemi bak›m›ndan, yönetim kurulu taraf›ndan onaylanan politika ve stratejilerin yürütülmesi, bankan›n karfl› karfl›ya oldu¤u önemli riskler konusunda yönetim kuruluna zaman›nda ve güvenilir raporlama yap›lmas›, de¤iflen koflullara göre gerekli düzenleyici tedbirlerin al›nmas›, bankan›n tafl›d›¤› risklerin tespit edilmesi, ölçülmesi, izlenmesi ve kontrol edilmesi için gerekli yöntemlerin gelifltirilmesi, sorumlu olduklar› birimlerde yetki ve sorumluluklar›n aç›k olarak belirlenmesi ve sürdürülmesi, eksiklik ve hatalar›n çözümlenmesi, al›nmas› gerekli görülen önlemler ile ilgili iç sistemler sorumlusuna raporlama yap›lmas› gibi önemli sorumluluklar› bulunmaktad›r. 5.5. Tüm Personel ‹ç kontrol, farkl› sorumluluklar tafl›makla birlikte tüm banka personelinin içinde yer ald›¤›, sadece beli bir zamana iliflkin bir politika ya da uygula- 39 ma de¤il, bankan›n her seviyesinde süreklilik gösteren bir faaliyettir. ‹ç kontrolün ilk noktas› faaliyeti gerçeklefltiren personeldir ve bu kapsamda en önemli husus ifllemlerin gerçeklefltirildi¤i anda yap›lan kontrollerdir. Kontrollerin ifllemlerin yap›ld›¤› süreçte ve ayn› anda gerçeklefltirilmesi büyük önem tafl›maktad›r. Ancak bu flekilde etkin ve kendi kendine iflleyen bir iç kontrol sisteminden bahsetmek mümkün olacakt›r. Tüm banka personeli iç kontrol ifllevine do¤rudan ya da dolayl› olarak katk›da bulunacak bir bilgi üretmektedir. Tüm çal›flanlar›n kendi sorumluluklar›n› yerine getirmesi ve görevleri dolay›s›yla karfl›laflt›klar› problemleri kurum içi kanallar arac›l›¤›yla üst yönetime aktarmalar› etkin bir iç kontrol yap›s›n›n oluflturulmas›nda kritik önemdedir. Bunun en iyi flekilde sa¤lanmas› için görev ve yetkilerin yaz›l› olarak tan›mlanmas› ve ilgili personele ulaflt›r›lmas› gerekmektedir. Banka içindeki tüm personelin iç kontrolün önemini anlamas› ve aktif olarak bu sürece kat›lmas› esast›r. 5.6. ‹ç Kontrol Birimi ve ‹ç Kontrol Personeli Bankac›l›k Kanunu’na göre ‹ç kontrol faaliyetleri yönetim kuruluna ba¤l› olarak çal›flacak iç kontrol birimi ve personeli taraf›ndan yürütülür. ‹ç Sistemler Yönetmeli¤i’ne göre de ‹ç kontrol sistemi ile iç kontrol faaliyetleri ve bunlar›n nas›l icra edilece¤i, bankan›n gerçeklefltirdi¤i tüm faaliyetlerin nitelikleri dikkate al›narak, iç kontrol birimi taraf›ndan ilgili birimlerin üst düzey yöneticileri ile birlikte tasarlan›r. ‹ç kontrol biriminde bir yönetici ile yeterli say›da ve mesleki uzmanl›¤a sahip iç kontrol personeli görev yapar. ‹ç kontrol personeli, iç kontrol faaliyetleri d›fl›nda bir faaliyette bulunamazlar. ‹ç kontrol personeli görevlerini, operasyonel faaliyetlerin gerçeklefltirildi¤i birim veya flubelerde ve genel müdürlükte yürütürler. ‹ç kontrol sisteminin bankalar›m›zda etkin oluflturulabilmesi ve iflletilebilmesi bak›m›ndan, iç kontrol birimi ve personelinin faaliyetlerinin büyük önemi bulunmaktad›r. Bu birimin faaliyetlerinin banka iç kontrol sisteminin etkin ve kendi kendine ifller hale getirilmesine yönelik tasarlanmas› son derece önemlidir. 5.7. ‹ç Denetim Birimi ve ‹ç Denetçiler Gerek Basel dokümanlar›nda, gerek ‹ç Sistemler Yönetmeli¤i’nde ve gerekse de Uluslararas› ‹ç Denetçiler Enstitüsü’nün iç denetim tan›m›nda belirtildi¤i üzere bir bankada iç denetim biriminin ilk ve en önemli fonsiyonu bankadaki iç kontrol ve risk yönetim sistemlerinin etkinlik ve ye- terlili¤inin de¤erlendirilmesidir. ‹ç kontrol sisteminin ba¤›ms›z ve uygun e¤itime sahip denetçilerce etkin ve kapsaml› denetiminin yap›lmas› gerekmektedir. Bu denetimler banka iç kontrol sisteminin önemli bir parças›d›r ve sistemdeki eksikliklerin giderilerek, çok daha sa¤l›kl› ve etkin bir iç kontrol sisteminin oluflturulmas› ve iflletilmesi için büyük öneme sahiptir. 5.8. Ba¤›ms›z Denetim ve Ba¤›ms›z Denetçiler Ba¤›ms›z denetçiler bankan›n kendi personeli ve iç kontrol sisteminin bir parças› olmamakla birlikte gerek denetim komitesi ve üst düzey yönetimle yap›lan toplant›lar gerek iç kontrollerin iyilefltirilmesine yönelik yapt›klar› tavsiyeleri arac›l›¤›yla iç kontrolün niteli¤inin art›r›lmas›nda önemli bir etkiye sahiptir. Ba¤›ms›z denetçilerin iç kontrol sisteminin güvenirlili¤i konusunda bilgi sahibi olmas› ve ba¤›ms›z denetim çal›flmalar›n›n planlamas›nda dikkate almas› gerekmektedir. Ba¤›ms›z denetçilerin iç kontrol sistemindeki eksiklik ve zay›fl›klara yönelik tespitlerinin banka Üst Düzey Yönetim, Denetim Komitesi ve Yönetim Kurulu taraf›ndan üzerinde önemle durulmas› ve gerekli önlemlerin al›nmas›, sistemin sa¤l›kl› ifllemesi için önemli bir etki de bulunacakt›r. 5.9. Banka Gözetim ve Denetim Otoriteleri Banka yönetim kurulu etkin iç kontrol sisteminden nihai olarak sorumlu olmakla birlikte, gözetim ve denetim otoritelerinin görevi her bankan›n iç kontrol sistemini de¤erlendirmektir. Gözetim ve denetim otoritesinin yerinde denetim uygulayarak banka iç kontrol sistemini de¤erlendirmesi, ifllemlerini test etmesi mümkün olabilece¤i gibi, ba¤›ms›z denetçiler arac›l›¤›yla uzaktan kontrol yapmas›, ba¤›ms›z denetçilerin faaliyetlerine, ifllem testlerine ve incelenmelerine yönelik gerekli yasal düzenlemeler yaparak, ba¤›ms›z denetçileri bankan›n iç kontrol sistemini de¤erlendirilmesine yönelik yönlendirmesi de mümkündür ve uygulanabilir bir yöntemdir. Banka gözetim ve denetim otoritesinin yürürlü¤e koydu¤u düzenleyici tedbirlerde zaman içinde görülecek eksiklikleri yeni düzenlemeler ile gidermesi, denetimlerde banka iç kontrol sisteminin yeterlilik ve etkinli¤ine yönelik tespitleri ve bunlar›n ivedilikle giderilmesini istemesi, gerekti¤i durumlarda yapt›r›mlara baflvurmas›, banka iç kontrol sisteminin etkin iflletilmesi bak›m›ndan çok önemli olacakt›r. Gürdo¤an YURTSEVER, CFE, SMMM Tekstil Bankası A.fi. ‹ç Kontrol Merkezi ve Uyum Baflkanı Kaynak: Makale, Gürdo¤an YURTSEVER’in Türkiye Bankalar Birli¤i taraf›ndan Nisan 2008’de 256 Yay›n No’su ile yay›mlanan “Bankac›l›¤›m›zda ‹ç Kontrol” adl› kitab›ndan ‹Ç DENET‹M / Bahar 2008 YEfi‹L KALEM 40 PERÇ‹N Kulüplerimizde Yönetim ve Denetim Dr. Cüneyt Sezgin ‹Ç DENET‹M / Bahar 2008 De¤iflim ve Dönüflüm Dönemi: Futbol ortaya ilk ç›k›fl›ndan bu yana çok önemli de¤iflim ve dönüflüm dönemleri yaflad›. Bir taraftan dünya üzerinde giderek daha genifl kitlelere yay›lan ve popülerli¤i artan futbol, bir yandan da ilk ç›k›fl›ndaki amatör yap›s›ndan profesyonelli¤e geçerek önemli bir dönüflüm yaflad›. Yap›sal anlamda ikinci önemli dönüflüm ise a¤›rl›kl› olarak son 15 y›lda yaflanan flirketleflme ve endüstrileflme olgusu oldu. Tüm bu geliflmeler dünya ile entegre olan Türk futbolunda da etkisini hissettirmektedir. Art›k futbol kulüplerinin art›k yaln›zca sportif anlamda iyi yönetilen kurumlar halinde örgütlenmesi ve yönetilmesi kesinlikle yeterli olmamaktad›r. Kulüplerimiz kendi içlerinde; dernek-anonim flirket iliflkilerinin karmafl›kl›¤›, giderek birer holding yap›s›na bürünmeleri, çok farkl› ürünlerle çok farkl› mecralarda faaliyet göstermeleri, iletiflim, hukuk, finans-muhasebe, genel yönetim gibi konularda giderek karmafl›klaflan yap›lar› itibariyle tam bir yönetim bilimi s›nav› vermektedir. Dünyada da oldu¤u gibi, bugün önde gelen kulüplerimizin yaratt›¤› ifl hacmi, bilanço büyüklükleri, yat›r›m bütçesi, borsadaki piyasa de¤erleri ve benzeri verilerine bakt›¤›m›zda karfl›m›za ç›kan tutarlar›n çoktan orta büyüklükteki firmalar boyutuna geldi¤ini rahatl›kla görebiliriz. Bu kulüplerimizin ve/veya flirketleflen yap›lar›n›n piyasa de¤erleri üretim sektöründe olan ve yüksek katma de¤er yaratt›¤›na inan›lan ‹MKB'ye kote yüzlerce flirketin üzerine ç›km›flt›r. Öte yandan kulüplerin flirketleflmesi ve halka aç›lmalar› sonucunda, hesap vermekle yükümlü olduklar› yerlerin say›s› ve kapsam› radikal bir flekilde de¤iflmifl olup, finansal aç›dan baflar›l› olmak kadar, yat›r›mc›lara ve kamuya hesap vermek de bir zorunluluk halini almaktad›r. Kulüplerimizin hem dernek, hem de flirket statüleri itibariyle, olabildi¤ince kamuya aç›k olmalar› ve paydafllar›n›n ç›karlar›n› kollayan politi- kalar izleme yükümlülükleri, buna göre örgütlenip yönetilmelerini zorunlu hale getirmektedir. Kulüplerimiz Yeni Dönemin ‹htiyaçlar›n› Karfl›lamaya Haz›r m›? Sorunlar ve Eksiklikler Nerede? Yukar›da an›lan faktörleri ve içinden geçti¤imiz dönüflüm döneminin özellikleri dikkate al›nd›¤›nda; kulüplerimiz giderek karmafl›klaflan ve boyutlar› büyüyen bu yap›lar› yönetecek flekilde 41 PERÇ‹N mektedirler. Bu halleriyle bu kulüplerimiz görünüflte uluslararas› normalara daha uygun iflleyen bir yap› sergilemektedir. Ancak, yukar›da an›lan bu yap›lar daha çok görsel boyutta ve yüzeysel kalmakta, ça¤dafl ve sa¤l›kl› yap›larda ifllemesi gereken mekanizmalar iflletilememekte ya da iflletilmemektedir. Seçimlerle genel kurulda yönetimlerin de¤iflmesi, baflkan adaylar›n›n buralarda hesap vermesi elbette do¤ru ve arzulan›r bir uygulamad›r. Ancak, genellikle bu seçimler öncesinde baflkan adaylar›, yönetim ekipleri ve programlar hakk›nda yeterince bilgi sahibi olunmas›n› haz›rlayacak ortamlar oluflmamakta, ciddi bir bilgi karmaflas› ve kirlenmesi yaflanmakta, geçmiflten gelen iliflkiler çerçevesinde blok oy kullan›mlar› gözlenmekte, delegenin hür ve bilinçli iradesi ço¤u kez sand›¤a yans›mamaktad›r. Esas sorun ise yönetimler seçildikten sonra yaflanmaktad›r. Herkes futbol sahas› içindeki se- ‹Ç DENET‹M / Bahar 2008 örgütlendiklerini, bu süreci baflar›yla yönetecek yetkinliklere ve donan›ma (idari ve teknik) sahip olduklar›n›, konuyla ilgili eksikliklerini saptay›p giderecek aray›fllar içine girdiklerini söylemek mümkün de¤ildir. Üç Büyükler ve bir ölçüde Trabzonspor d›fl›ndaki kulüplerimizin yönetim kadrolar›, mali yap›lar› kamuoyu aç›s›ndan bilinmezliklerle doludur. Bunda kamuoyu ilgi ve takibinin az olmas› kadar, bu kulüplerimizin yönetimlerin dar kadrolar elinde kalmas› ve yeterince sorgulanmamas›n›n da rolü vard›r. Üç büyük kulübümüz ise uzun bir geçmifle dayanan yap›lar› ile genifl taraftar ve sempatizan deste¤ine sahiptir. Seçimlerle de¤iflen yönetimler belirli hedeflerle kendi camialar› önüne ç›kmakta ve burada performansla ilgili hesap vermekte, camialar ile ilgili sorunlar daha genifl bir kitle önünde tart›fl›lmaktad›r. Örgütsel anlamda ise daha çeflitlendirilmifl ve uzmanlaflm›fl yap›lar kurmufl görün- 42 ‹Ç DENET‹M / Bahar 2008 PERÇ‹N zonluk, hatta bir maçl›k performansla ilgilenmekte, art›k ciddi birer flirket haline gelmifl olan kulüplerin saha d›fl› performans› (özellikle de mali boyutu), çok küçük bir kitle taraf›ndan izlenmekte, bu ilgilenenlerin de yeterli bilgiyi edinmesini sa¤layacak ortamlar yarat›lmamaktad›r. Sorunlar sadece mali boyutla da s›n›rl› kalmamaktad›r. Kulüplerin gelece¤ine saha d›fl› performanstan çok daha fazla etki edecek olan; gelece¤e dönük uzun vadeli projeler, sponsorluk anlaflmalar›, yasal taahhütler, gayr›menkul al›m/sat›mlar› gibi konularda verilen kararlar, al›nan riskler ve bunlarla ilgili olarak yürütülen süreçler yaln›zca birkaç kifli taraf›ndan yürütülmekte ve baflka taraflarca neredeyse hiç sorgulanmamaktad›r. ‹flin ilginç taraf›, süreç boyunca takip edilmeyen bu konular sonradan yönetimler de¤iflse de çeflitli nedenlerle sorgulama d›fl› b›rak›lmakta, böylece hatalar›n›n fark›na varan, bunlardan ö¤renen ve tekrarlamamas› için önlem alan kurumlar yarat›lamamaktad›r. ‹yi niyetle yap›lan hatalar› sorgulayan bir sistem olmad›¤› gibi, kötü niyetle yap›lan ve kulübü zarara u¤ratabilecek giriflimleri önleyecek ve bunlarla ilgili olarak hesap soracak mekanizmalar da yeterince iyi ve sa¤l›kl› bir flekilde kurulmam›flt›r. Kulüplerin tabi oldu¤u Dernekler Kanunu ve buna paralel olarak haz›rlanan kulüp tüzükleri birtak›m önlemler getirmifltir elbette. Denetleme Kurulu ve Divan Kurulu bunlar aras›nda en ön plana ç›kanlard›r. Ama bu kurullar›n, konular›nda deneyimli ve bilgili üyelerden oluflmakla birlikte, kuruluflta tasarlanan amaçlara uygulamada hizmet edecek flekilde görev yapamad›klar› görülmektedir. Esasen mevcut yap›lar› ile de arzulanan sonuçlar› almak mümkün de¤ildir. Bu kurullar, yap›lar› itibariyle, tam zamanl› çal›flmayan üst yap›lard›r. Kulübün tüm iflleyiflini, al›nan kararlar› ve yap›lan uygulamalar› detayl› ve yak›ndan takip etme flanslar› yoktur. Bilgiye ulaflmalar› ve düzeltici yönde yetki kullanmalar›nda sorunlar vard›r. Baflka bir denetim arac› olarak de¤erlendirebilece¤imiz ba¤›ms›z denetim ise a¤›rl›kl› olarak flirket hesaplar›n› belirli formatlar ve normlar çerçevesinde denetlemekle s›n›rl› kalmaktad›r. Yukar›da an›lan bir çok risk denetim alanlar›n›n d›fl›nda kalmaktad›r. Neticede, kulüpler içinde bu karmafl›k ve giderek büyüyen yap›dan do¤an riskleri takip eden, denetleyen, sorgulayan ve gerekti¤inde de bu konudaki performans› ile ilgili hesap veren kurumsallaflm›fl yap›lar mevcut de¤ildir. Sa¤l›kl› ve Güvenli Yönetim Rastlant›lara Kalmakta: Tüm bu anlatt›klar›m›z nas›l bir sonuç do¤urmaktad›r? E¤er ifl bafl›na gelen yönetim her alanda baflar›l› oluyor ve do¤ru kararlar› veriyorsa önemli bir sorun yok gibi görünmektedir. Ama e¤er yönetim yanl›fl kararlar veriyor ve kulübü zarara u¤rat›yorsa genel kurullar d›fl›nda (ki bunlar›n etkin bir flekilde çal›flamad›¤›n› irdelemifltik) bunu etkin bir flekilde sorgulama ve daha önemlisi müdahale etme imkan› son derece s›n›rl› kalmaktad›r. Bir de daha da karmafl›k bir durumu düflünelim. Diyelim ki, görünüflte sahada baflar›l› sonuçlar alan, taraftar›n sevdi¤i bir yönetim bilerek veya bilmeyerek ilerideki dönemde kulübün mali yap›s›n› zaafa u¤ratabilecek ya da bafl›na önemli hukuki sorunlar yaratabilecek kararlar almaktad›r. Bu geliflmeleri kim, nas›l, hangi bilgi ve belgelerle saptayacak ve zaman›nda ilgili yerlere uyar› görevini yapacakt›r? Görünen o ki, ifller büyük ölçüde flansa kalmakta ve mevcut yap›da kulüplerimizin bafl›na her zaman do¤ru kararlar alan ve do¤ru uygulamalar› yapan yönetimlerin gelmesini dilemekten baflka yap›lacak fazla birfley bulunmamaktad›r. Uzun Vadede Ayakta Kalmak ve De¤er Yaratmak ‹çin Nas›l Bir Kulüp Yönetimi? Elbette hiçbir ciddi kurum iflini flansa b›rakamaz. Kurumlar kendi geleceklerine sahip ç›kmal›, önce kendi hissedarlar›, sonras›nda da di¤er paydafllar ad›na; kimli¤inin, itibar›n›n ve topyekun de¤erinin korunmas› için gerekli önlemleri almal›d›r. Bugün dünyada önce çeflitli ekonomik krizler, sonras›nda da flirket krizlerinden ortaya ç›kan en önemli geliflme, baz› yap›sal yönetim de¤iflikliklerin benimsenmesi fleklinde olmufltur. fiirketler uzun vadede varl›klar›n› korumak ve de¤erlerini yükseltmek ad›na önce kendi çal›flma ilkelerini belirlemifl ve bunlar›n canl› tutulmas› için belirli kurum, süreç ve araçlar› oluflturmufltur. Kendi kendisini sorgulayan ve denetleyen yap›lar yarat›lm›flt›r. Risklerin net bir flekilde belirlendi¤i ve bunlarla ilgili politikalar›n aç›k bir flekilde tan›mland›¤› bir yönetim tarz› oluflturulmufltur. Bunlar aç›kl›k, fleffafl›k ve hesap verebilirlik ilkeleri çerçevesinde gerçeklefltirilmifl, 43 PERÇ‹N Uyum/‹tibar Riski ve Yönetimi: Kulüpler herfleyden çok taraftarlar›n gönlündeki sevgi ve sayg›ya dayanan kurumlard›r. Tamam›yla gönüllü bir birliktelik olan kulüp-taraftar iliflkisinde k›sa vadede k›r›lganl›k az ise de uzun vadede taraftarlar›n bünyede tutulmas› ve art›r›lmas› sözü edilen sevgi-sayg› iliflkisinin zedelenmemesine ba¤l›d›r ve vade uzad›kça k›r›lganl›k artar. Bu aç›dan bak›ld›¤›nda kulüplerin itibarlar›n›n üzerine titremesi gerekir. Kulübü temsil etti¤ine inan›lan de¤erlere ters davran›fllar, söylemler, aç›klamalar ve kampanyalar itibar aç›s›ndan önemli risklerdir. Kulübün ad›n›n ahlaki olmayan kifli, kurulufl ve eylemlerle birlikte an›lmas› uzun vadeli etkiler yaratacak riskler bar›nd›rmaktad›r. Bunun yan›nda, yürürlükteki düzenlemelere ve hukuk kurallar›na ayk›r› eylemler ve bunun sonucunda gelebilecek yapt›r›mlar (ki biz bunlar› uyum-compliance riski olarak adland›r›yoruz) özellikle önem arzetmektedir. Öte yandan uluslararas› arenadaki flampiyonalara kat›l›m› da engelleme tehlikesi olan hatal› uygulamalar kulübün gelece¤ini son derece ters etkileme olas›l›¤›na sahiptir. Hal böyle iken kulüplerimizde bu konulardaki riskleri gözeten yap›lanmalar›n mevcut olmad›¤›n› görmekteyiz. Yöneticilerin bazen kulüp ilke ve e¤ilimlerinden tamam›yla uzak kalabilen görüfllerini beyan etmesine veya eylemlerde bulunmas›na ve bunun sonucunda kulübün gerek ilgili düzenleyici otoriteler, gerek kendi taraftar kitleleri, gerekse de genel kamuoyu nezdinde itibar kaybetmesinin önüne geçecek uyar› ve dan›flmanl›k mekanizmalar› kurulmal› ve iflletilmelidir. Hukuki dan›flmanl›¤› tam zamanl› yapan, hukuki olmayan ifllere girilmesine, hukuki metinlerin yanl›fl ba¤›tlanmas›na müdahale edecek yap›lar kulüplerimizce oluflturulmal›d›r. ‹ç Denetim Zaafiyeti, Kuvvetler Ayr›l›¤› ‹lkesi ve Divan Kurullar›n›n Yeni Rolü: Kulüplerimizde ciddi bir iç denetim zaafiyeti sözkonusudur. Genel Kurul taraf›ndan seçilen Denetleme Kurulu ve Divan Kurulu yap›lar› itibariyle kulüplerin iflleyiflini denetlemekte eksik kalmaktad›r. Denetleme Kurulu neredeyse tamam›yla mali konulara odaklanm›fl görünmektedir. Ancak burada bile sorunlar yaflanmaktad›r. Zaman zaman kulüplerin mali verileri ile ilgili olarak denetleme kurullar›n›n sundu¤u rakamlardan çok farkl› rakamlar serbestçe telaffuz edilmekte, iflin daha da ilginç taraf›, bunlar yayg›n bir inan›fl haline gelebilmekte, ba¤›ms›z denetim taraf›ndan da denetlenen veriler bile tart›flma konusu olabilmektedir. Bunlar hiçbir ciddi flirketin yaflamamas› gereken olaylard›r. Öte yandan bambaflka amaçlarla kurulan ve çok önemli ifllevler üstlenebilecek divan kurullar› da y›llar içerisinde güç kazanmak bir yana baz› konulardaki denetim yetkilerini bile kaybetmifl, müdahil olabilecekleri konular›n say›s› son derece s›n›rl› hale gelmifl ve etkinliklerini kaybetmifltir. Kulüplerimizde kuvvetler ayr›l›¤› ilkesi önemli hasar görmüfltür. Kuvvetler ayr›l›¤› ilkesi, bir taraftan seçime gelmifl yürütmenin kendi uygun gördü¤ü aksiyonlar› kurallara uygun oldu¤u sü- ‹Ç DENET‹M / Bahar 2008 kurumsal yönetim bir hayat felsefesi olarak benimsenmifltir. Giderek yayg›nlaflmakta olan bu yaklafl›mlar›n belki de en önemli ve ilgili oldu¤u kurumlar aras›nda futbol kulüpleri de yer almaktad›r. Futbol kulüpleri son dönemde flirketlefltikleri ve halka aç›ld›klar› için hesap vermek zorunda olduklar› bir hissedar grubuna sahiptir. Bunun ötesinde, bu hissedar grubunun ço¤unluk pay›n› temsil eden dernek (kulüp) genifl bir genel kurul taban›na (kongre üyeleri) sahiptir ve bu kitleye karfl› da sorumluluk sözkonusudur. Futbol kulüpleri sözkonusu oldu¤unda tan›m bununla da s›n›rl› kalmamaktad›r. ‹flbafl›na gelen yönetimler (flirket içi geliflmeleri de¤ilse bile), kulübün sportif performans›n›, ald›¤› dereceleri yak›ndan takip eden her kesimden milyonlarca kifliyi temsil ettikleri iddias›yla (ki bu iddia genel kabul gören ve hakl› gerekçeleri olan bir iddiad›r) icraat yapmaktad›r. Kararlar› flu veya bu flekilde genifl kitleleri ilgilendirmektedir. Kulüpler, hukuki ve mali boyutlar› yan› s›ra, ülkeyi çeflitli platformlarda temsil ettikleri için kamunun denetim alan›na da girmektedirler. Bir baflka deyiflle, uzun vadeli kal›c›l›k ve de¤er yaratma ad›na kulüplerimizin; gelip giden yönetimlerle de¤iflmeyen bir tak›m refleksleri oluflturmaya, belli bafll› baz› kurumsal yap›lar› kurmaya, icray› daha yak›ndan denetlemeye ve yönlendirmeye dönük süreçleri oluflturmaya ihtiyac› vard›r. Tüm bunlar kulüplerimizde baz› yeni yap›lar›n oluflturulmas›na ihtiyaç yaratmaktad›r. 44 ‹Ç DENET‹M / Bahar 2008 PERÇ‹N rece serbestçe almas›n›, bir taraftan da kurallara uygun olmayan aksiyonlarda baflka bir gücün zaman›nda ve yerinde devreye girmesini sa¤lar. Yani yürütmeyi ve yönetimi engellemez ama yanl›fl eylem ve uygulamalar› önler. Çok de¤iflik branfllarda faaliyet gösteren kulüpler; itibar riski, mevzuat riski, suiistimal riski, operasyonel riskler gibi birçok riskle karfl› karfl›ya kalmaktad›r. Her gün çok say›da imza at›lmakta, s›kça kulübün gelece¤ini ipotek alt›na alacak eylem ve anlaflmalara girilmekte, karfl› taraflara sözler verilmekte, çeflitli taraflarla parasal iliflkilere girilmektedir. Kulüplerimiz son dönemde flirketleflme ve kurumsallaflma e¤ilimi çerçevesinde baz› yönetici kadrolar atam›fllard›r. Ancak, bunlar› denetleyecek bir ekip kurmam›fllard›r. Kulüplerimizde kuvvetler ayr›l›¤› ilkesinin uygulanmas› için; yönetime ba¤l› olmayan, uzman kiflilerden oluflmufl, tam zamanl› ve yerinde çal›flan, yetkilendirilmifl iç denetim ekiplerinin kurulmas› önemli bir ihtiyaç haline gelmifltir. Bu ekipler kulübün günlük ve uzun vadeli faaliyetlerinin; ulusal (ve gerekti¤inde uluslararas›) mevzuat ve yasalara uygun, kulüp ilke ve de¤erlerine uygun, ayn› zamanda mali aç›dan da hem k›sa hem de orta vadeli sonuçlar› dikkate alarak yetkin ve sa¤l›kl› flekilde iflletilip iflletilmedi¤ini denetlemelidir. Böyle bir yap›n›n kurulma ihtiyac› aç›kt›r. Ancak, bu yap›n›n nereye ba¤lanaca¤› tart›fl›lmas› gereken bir konudur. Çünkü böyle bir yap› kulüplerde icran›n ta kendisi olan yönetim kuruluna rapor ederse ba¤›ms›zl›¤› ciddi bir flekilde halel görebilir. Do¤rudan raporlayaca¤›, özlük haklar›n› veren icradan ba¤›ms›z bir yap›ya ihtiyaç vard›r. Bir olas›l›k genel kurullarda denetimden sorumlu ve yönetim kurulundan ayr› olarak ba¤›ms›z yönetim kurulu üyelerinin seçilmesi ve bunlar›n genel kurullarda yönetim kurulundan ayr› olarak hesap vermesi formülüdür. Ancak bu yöntemin ifllerli¤i mevcut seçim sisteminin yarataca¤› komplikasyonlar dolay›s›yla s›n›rl› görünmektedir. ‹kinci yöntem ise bu görevi divan kurullar›na vermektir. Bu görev hem divan kurullar›n›n do¤as›na uymakta, hem de divan kurullar›n›n seçim süreci zaten yerleflmifl oldu¤undan yeni bir süreç yarat›lmadan konu çözümlenmifl olmaktad›r. ‹ç denetim ekipleri bulgular›n› elbette önce yönetimle paylaflmal›, ancak çözüm sa¤lanamas› halinde rücu edilecek bir platform bu- lunmal›d›r. Divan kurullar› bu rolü gayet iyi bir flekilde yerine getirebilir. Elbette bunun için divan kurullar›n›n görev tan›mlar› ve yetkilerinde gerekli tadilat yap›lmal›d›r. Kurumsal Yönetim: Kulüpler ‹çinde Yap›lacaklar: Yaz›m›z›n bu bölümüne kadar dile getirilen görüfller, öneriler (örne¤in iç denetim sistemlerinin güçlendirilmesi, kuvvetler ayr›l›¤› ilkesinin hayata geçirilmesi, risk yönetiminin kurumsallflat›r›lmas›) büyük ölçüde kurumsal yönetim ilkesinin bir parças›d›r. Bunlar›n da ötesinde her kulübün; kurumsal yönetim konusundaki ilke, öncelik ve yaklafl›mlar›n› içeren bir kurumsal yönetim manifestosu yay›nlamas› ve belirlenen bir yol haritas› çerçevesinde aksiyonlar almas› yerinde olacakt›r. Kulüplerimizde bu konuda liderli¤i üstlenecek bir kurumsal yönetim komitesi kurulmas›, etik ilkelerin belirlenerek herkesin bu konuda bilgilendirlmesi de büyük önem tafl›maktad›r. Kamuya mal olmufl bu kurumlar›m›z için fleffafl›¤›n önemini ne kadar vurgulasak yeridir. Kulüplerimiz özellikle halka aç›ld›klar›ndan bu yana birçok verileri SPK ve IMKB standartlar› dolay›s› ile halka aç›klan›yor. Ama bunlar›n ne ka- 45 PERÇ‹N Federasyon ve Kulüplerimizce Yap›lmas› Gerekenler: 2008-2009 sezonundan itibaren Süper Lig ve 2. Lig A Grubunda uygulamaya konmas› beklenen UEFA kriterleri mali raporlama stndartlar›, mali yönetim ve fleffafl›kta önemli de¤iflimler getirmeye adayd›r. Ancak, her zaman oldu¤u gibi, yasal düzenleme ve örgütlenmeler önemli birer ön kofluldur. Esas olan uygulamad›r. Federasyonun UEFA taraf›ndan yetkilendirilmifl (ayn› zamanda, denetlenen) lisans verici olarak kulüplerimize yön gösterici olmas› laz›md›r. Bu nedenle, düzenlemede yer alan mali raporlama standartlar›na ek olarak, bu ya- z›n›n konusunu oluflturan risk yönetimi, iç denetim ve kurumsal yönetim konular›n›n izdüflümünü oluflturmak üzere federasyonda da bir yap›lanmaya gidilmesi yerinde olacakt›r. Aksi taktirde, çabalar›n büyük ölçüde bir mali raporlama egzersizine dönüflmesi ve arzulanan yap›sal de¤iflimin ›skalanarak hedeflenen faydan›n sa¤lanamamas› riski mevcuttur. Öte yandan kulüplerimizde bu kriterlerin en önemli bölümünü oluflturan mali kriterler ve bunlara dönük raporlaman›n yükünü çekecek olan mali kontrol ekiplerinin nicelik ve nitelik aç›s›ndan güçlendirilmesi gerekir. Yönetim kurullar›nda bu konulardan sorumlu yönetim kurulu üyelerinin de belirlenmesi sahiplik ve liderlik aç›s›ndan büyük faydalar sa¤layacakt›r. Yaln›z Kendi Evimizin Önünü Süpürmek Yetmez: Kurumsal yönetim aç›s›ndan dile getirilmesi gereken bir baflka önemli konu da bir kurumun kendi iç yap›s›n› düzeltmesinin asla yeterli olmad›¤›d›r. Kulüpler sadece kendi durumlar›n› de¤il, içinde bulunduklar› rekabet ortam›n› da iyilefltirmek ve sa¤l›kl› hale getirmek için çal›flmal›d›r. Elbette bunu ilgili ulusal ve uluslararas› otoritelerin deste¤i ve yön göstermesi ile yapmal›d›rlar. Bu aç›dan bak›ld›¤›nda Türkiye'de rekabetin yanl›fl bir düzlem içinde seyretti¤ini görmekteyiz. Rekabette daha çok karfl› taraf› zay›f düflürme stratejisi izlenmektedir. Halbuki amaç topyekun kaliteyi art›rmak olmal›d›r. Aksi taktirde zay›f bir ligden kuvvetli flampiyonlar ç›kmas›n› ve bugün rekabetin as›l arenas› olan Avrupa ve dünya piyasalar›nda baflar›l› olacak tak›mlar yarat›lmas›n› beklemek hayalden öteye gitmeyecektir. Zaten UEFA'n›n yeni yaklafl›m›n› da böyle de¤erlendirmek gerekiyor. UEFA yeni düzenlemeleri ile basit bir fair-play anlay›fl› getirmiyor, rekabetin ancak güçlü rakipler taraf›ndan yap›labilece¤i görüflünden hareketle, sa¤l›kl› sonuçlar›n elde edilece¤i bir rekabet ortam›n›n oluflturulmas›n› hedefliyor. Türkiye Futbol Federasyonlar›na bu konularda büyük görev düflmektedir. ‹lkelerini samimi olarak bu konularda geliflme ve iyilefltirmeye odakland›rm›fl federasyon yönetimlerine ihtiyaç vard›r. Ayr›ca, federasyonlar›n yönetim kurullar› ve profesyonel kadrolar›n›n bu konularda yol gösterecek ve çal›flmalar yapacak ölçüde uzman, donan›ml› ve yetkin kadrolardan oluflmal›d›r. Nihayet, siyaset futbolun içindeki güç mücade- ‹Ç DENET‹M / Bahar 2008 dar bilindi¤i ayr› bir tart›flma konusu. Zaten böyle oldu¤u için de transfer rakamlar›, borç rakamlar› gibi herkesin ilgisini çeken konularda ortada birçok rakam uçuflurken bunlar›n tutarl›l›¤› hiç sorgulanm›yor. Bugün itibariyle böylesine kamuya malolmufl kurumlar›n bilgilerinin böylesine tart›flma konusu olmas› üzerinde ciddiyetle düflünülmesi gereken bir konudur. Bunun da ötesinde, fleffafl›k sadece mali konularla s›n›rl› olmamal›, kamuya bilgi verme (disclosure) konusunda uluslararas› standartlarla uyumlu uygulamalar benimsenmelidir. 46 PERÇ‹N lesinden elini bir an önce ve sonsuza dek çekmelidir. Yasa koyucular çabalar›n› geliflme yönündeki yasalar›n ç›kart›lmas›na, denetim konusunda (vergi denetimi dahil) standartlar›n iyilefltirilmesine, tesis yap›m›na ve yeni nesillerin sa¤l›kl› bir flekilde sisteme entegre edilmesinin yollar›n›n açmaya yönlendirmelidir. Bunun d›fl›ndaki her giriflim, futbolun kendi içinde kurabilece¤i uyumu engellemekte, rekabet ortam›n› bozmakta ve bu yaz› içinde sayd›¤›m›z tüm geliflmeleri sabote edici bir mahiyet arzederek futbolumuzun gelece¤i için büyük bir risk oluflturmaktad›r ‹Ç DENET‹M / Bahar 2008 Sonuç ve Genel De¤erlendirme: Kabul etmek gerekir ki futbol, Türkiye için çok önemli bir sosyal olay. Daha da ötesinde futbol ve tarftarl›k olgusu, kimlik envanterimizde bafll›ca bafll›klardan birisi haline gelmifl durumda (Türkiye'de milyonlar›n kendilerini tan›mlarken kulland›¤› önde gelen birkaç ifadeden bir tanesi de tutulan tak›md›r). Buna paralel olarak futbolumuz; son y›llarda ayr›lan bütçelerin büyümesi, daha iyi yabanc› antrenör ve oyuncular›n gelmesi, geçmiflten beri var olan ilginin daha da canland›r›lmas› gibi nedenlerle belirli aflamalar kaydetti. Peki, futbolda uluslararas› rekabette bugüne kadar elde edilen sonuçlar ülkenin futbola ilgisi, yap›lan harcama ve yat›r›mlar ile uyumlu mudur ? Bu soruya olumlu cevap vermek oldukça güç. Uluslararas› rekabette elde edilen sonuçlar toplumun ilgisine, ayr›lan ulusal kaynaklara paralellik arzetmiyor. Futbolumuzda baz› fleylerin yolunda gitmedi¤i aç›kça ortada. Acaba bunun nedeni nedir? Türkiye, uluslaras› rekabet ortam›na uyum sa¤lama konusunda çözüm için yabanc› s›n›rlamas› gibi yüzeysel konulara tak›l›p kalm›fl görün- mektedir. Art›k baflar›l› ve rekabetçi bir kulüp oluflturman›n, kal›c› baflar›lar yaratman›n yolunun yaln›zca iyi bir teknik direktör, iyi bir kadro, iyi transferlerden geçmedi¤ini fark›na varmal›y›z. Gereken özelefltiriyi yapmal› ve kendimize çeki-düzen vermeliyiz. Neticede uluslararas› rekabet koflullar› önemli bir de¤iflim sürecine çoktan girmifltir. Tek bir nedene ba¤lamak do¤ru olmamakla birlikte, bu yaz›n›n konusunu oluflturan kurumsal yönetim ve denetim alanlar›nda gereken ad›mlar kararl›, cesur ve ciddi bir flekilde at›lmad›¤› taktirde Türk futbolunun rekabet gücünde iyileflme beklemek do¤ru olmayacakt›r. Arada baflar›lar elde edilse bile bunlar geçici olacak, arkas›ndan uzun süreli tahribat dönemleri gelecektir. Al›nacak önlemler, anl›k, gelip-geçici baflar›lar› de¤il, uzun vadede sa¤l›kl› bir rekabet ortam›n›n oluflturulmas›n› hedeflemelidir. Kendi içinde sa¤l›kl› kurumlar ve sa¤l›kl› bir rekabet ortam› oluflturamayan hiçbir sektör ve ülke sa¤l›kl› sonuçlar elde edemez, güçlü kurumlar yaratamaz. Elbette futbol da bunun istisnas› de¤ildir. Tüm bu nedenlerle kulüplerimizin kendi yönetimlerine böyle bir bak›fl aç›s›yla yeniden bakmas›n›n zaman› çoktan gelmifltir. Kulüplerimizin bu çabalar› yetkin ve donan›ml› federasyonlar taraf›ndan yönlendirilerek içtenlikle desteklenmeli, iyi uygulamalarla kötü uygulamalar aras›ndaki fark aç›kça ortaya konmal›, ilgili devlet organlar› kamu ad›na denetim görevini adil ve fleffaf bir flekilde yerine getirmeli, iktidar›, muhalefeti ve belediyeleri ile tüm siyasi yap›lar ise bu ortam›n tamam›yla d›fl›nda kalmaya özen göstermelidir. Dr. Cüneyt Sezgin Garanti Bankas› Yönetim Kurulu Üyesi 47 AYRAÇ Yeni Yönetim Kurulu Organizasyon modelleri konusu bir yönetim bilimi klasi¤idir. Orada keflfedilecek çok fazla fley kald›¤›n› sanm›yorum. Belki, hangi dönemin sosyal de¤erlerinin yönetime nas›l yans›d›¤›yla ilgili sosyologlara malzeme ç›kar. S›f›r hiyerarfli gibi magazinsel modelleri hiç saym›yorum, onlar› kongrelerde ilginç bir konuflma konusu olsun diye icat ediyorlar herhâlde. Tüm zamanla- r›n de¤iflmez bir gerçe¤ini de konumun d›fl›nda tutuyorum: Her sosyal grup, liderini yarat›r ve oradaki iliflki a¤›, asl›nda kendi organizasyon modelleridir. Benim ilgimi çeken flu: Sadece üst yönetimler yeniden kavramlaflt›r›l›rsa bütünü kapsayan bir etki alan› yarat›labilir mi? Hadi, çok daha konvansiyonel soray›m: Ticaret Kanunu’nun yönetim kurulu sistemi bir hukukçu mitosu mudur? ‹tiraf edelim ki asl›nda öyledir. Kim bilir, istenen bir yap› olman›n d›fl›nda belki özgün üye seçme teamülleri yarat›lm›flt›r! Bu toplumun insanlar›n›n okudu¤unu varsayd›¤›m için bildi¤iniz fleyleri saymayal›m. fiimdi bu yaz›n›n arka plan›ndaki tezi söylemenin tam s›ras›: Klasik yönetim kurullar› evrimini tamamlad›. Baflka bir ruhla yeniden do¤uyor. Onlar›n erken yaflam formu, icra kurullar›yd›. fiimdi karfl›m›zda geliflmemifl bir bedenin içinde yafll› bir ruh var. Henüz çok fazla yeni anlay›flta yönetim kurulu üyesi görmüyorum. “Murahhas” veya “executive”lerin rolü hâlâ geleneksel olarak fazla “cool”. Birkaç yerde gerçekten farkl› örneklerini gördüm. Mesela yeni nesil bir yönetim kurulu üyesinin yar› tan›ms›z misyonu, kurumu verimlilik aç›s›ndan yeniden yap›land›rmak. Her tür “outsourcing”den kilit pozisyondaki yöneticilerin performans›na kadar kar›fl›yor. Ola¤anüstü dönem hükûmetlerinin özel yetkili devlet bakanlar› gibi. Her zaman flunu görmüflümdür: Ayr›nt› ve sürekli uygulama, zihinsel dumur yarat›yor. Tan›d›¤›m birçok üst düzey fonksiyon yöneticisinin hâli, Jaguar’la s›k›fl›k trafikte beklemek gibi. Amaçlar› d›fl›nda ziyan oluyorlar. Geçmiflte ayn› fleyi bir profesörden duymufltum; “Ders vermekten bilime vaktim kalm›yor” demiflti. Bir sistemde, her ihtiyaca karfl›l›k gelen, çeflitlilik gösteren mekanizmalar laz›m. Kör noktalar olursa, o amaca ait olmayan parçalar ya at›l kal›yor ya da çok y›pran›yor. Yeni yönetim kurulu üyeleri iki fleyi baflarmal›: Hem kendi aralar›nda birlikte var olmal›lar, hem de kendi bafllar›na çal›flmal›lar. Onlar, bir bak›ma nesillerinin ilk örne¤i: Uzman pratisyenler. Yöntem ifllerse organizasyon kuramlar›na yama yapmam›z gerekebilir. Ahmet Ery›lmaz, AE E¤itim Dan›flmanl›k kurucusudur. ‹Ç DENET‹M / Bahar 2008 Ahmet Ery›lmaz 48 YAKIN PLAN Uluslararas› ‹ç Denetim Fark›ndal›k Ay› Ali Kamil Uzun ‹Ç DENET‹M / Bahar 2008 Küresel, ulusal geliflmeler ve düzenlemeler, ülkemizde iç denetim mesle¤inin önemini her geçen gün artt›rmaktad›r. Yap›lan düzenlemelerle finans ve reel sektör flirketleri, kamu kurum ve kurulufllar›nda iç denetimin yasal bir gereklilik haline geldi¤i ve buna ba¤l› olarak flirket ve kurum yönetiminde sorumluluklar›n artt›¤› bir dönem bafllam›flt›r. Yasal gerekliliklerin yan› s›ra küresel rekabet içinde büyüme ve kurumsal yönetim kalitesinin sürdürülebilirli¤i iç denetim faaliyetine ve konusunda yetkin iç denetim profesyonellerine ihtiyaç yaratmaktad›r. ‹çinde bulundu¤umuz May›s ay› Uluslararas› ‹ç Denetçiler Enstitüsü (IIA) taraf›ndan tüm dünyada “Uluslararas› ‹ç Denetim Fark›ndal›k Ay›” olarak ilan edilmifltir. Önemi her geçen gün artan iç denetim hak- k›nda ifl dünyas› ve toplumda fark›ndal›¤›n yarat›lmas› için meslek hakk›nda konuflmak ve iç denetimin kurumsal yönetim, iç kontrol ve risk yönetimindeki önemli rolünden bahsetmek için mükemmel bir f›rsatt›r. Hepimizin iç denetimin de¤eri ve kurumsal yönetim içindeki önemini ifl dünyam›za ve topluma anlatmakta bir rolü bulunmaktad›r. Bu amaçla: fiirket ve kurumlar›n›z da iç denetim yöneticileri olarak, flirket ve kurum çal›flanlar› ile birlikte yaratt›¤›n›z de¤erlerin anlat›lmas›, yönetim kurulu ve üst düzey yöneticilerinize iç denetimin kurumsal yönetim kalitesi için güvence sa¤layan rolünün ifade edilmesi, iç denetim mesle¤inin önde gelen isimlerinin konuflma yapmalar› için flirketinize, kurumunuza davet edilme- Denis Bergevin, IIA – Uluslararası ‹ç Denetçiler Enstitüsü Avrupa Bölge Müdürü 49 YAKIN PLAN Ali Kibar, TÜSiAD fiirket ‹flleri Komisyonu Baflkanı Ülkemizde bu konuda çeflitli etkinlikler yap›lm›flt›r. TÜS‹AD ‹ç Denetim Çal›flma Grubu, Kurumsal Yönetim ve ‹ç Denetim konulu seminer düzenleyerek haz›rlam›fl oldu¤u “Yönetim Kurullar›nda ‹ç Denetim Hakk›nda Sorulmas› Gereken 12 Soru” rehberini tan›tm›flt›r. ‹stanbul Üniversitesi ‹flletme Fakültesi ‹flletme Kulübü, Marmara Üniversitesi Denetim Kulübü ile iç denetim üzerine paylafl›m toplant›lar› yap›lm›flt›r. Dünya Gazetesi’nde iç denetim üzerine makale yay›nlanm›fl, Türkiye’nin ilk denetim portal› olan “Denetimnet” may›s ay› boyunca bilgilendirici yay›nlar gerçeklefltirmifltir. IIA ve di¤er ülke enstitüleri de may›s ay› boyunca çeflitli etkinlikler düzenlemifllerdir. Uluslararas› ‹ç Denetim Fark›ndal›k Ay› tüm meslektafllar›m›za kutlu olsun. ‹Ç DENET‹M / Bahar 2008 si, flirket ve kurum müflterileri ve tedarikçilerinin iç denetim hakk›nda bilgilendirilmesi ve benzeri etkinlikler ve faaliyetlerle mesle¤imizin de¤eri ve rolünün anlat›lmas› için çeflitli f›rsatlar yarat›labilir. “Uluslararas› ‹ç Denetim Fark›ndal›k Ay›”nda meslek adamlar› olarak birlikte çal›flarak mesle¤imiz için fark ve fark›ndal›k yaratal›m. 50 PARMAK ‹Z‹ ‹nternet erifliminin denetimi Tanol Türko¤lu Kurumsal biliflim ile kiflisel bilgisayar kullan›m› standardlar› ço¤unlukla ayn›ym›fl gibi de¤erlendirilir. Örne¤in popüler iflletim sisteminin yeni bir versiyonu ç›kar; organizasyondaki “hi-tech” bir kaç kifli bunlar› “korsan” bir flekilde bilgisayarlar›na yükler, günlerce kendilerine de bilgi ifllem departman›na da kan kustururlar; ancak yine de organizasyondaki herkese de o yeni versiyonun kurulmas›n› ister; bunu yapmayan bilgi ifllem birimini hafiften elefltirirler... O bir iki kifli belki tolere edilebilir ama farkl› fiziksel lokasyonlarda çal›flmakta olan yüzlerce hatta binlerce personelden oluflan bir organizasyon için bu tür yenilikleri gerçeklefltirmek bafll› bafl›na bir operasyondur; çok ciddi planlanmas› ve icra edilmesi gerekir. Neden? Çünkü kurumsal biliflim; ne yaz›k ki bilgisayar oyunlar›nda “Game Over” oldu¤unda bafla dönülüp yeniden bafllan›ld›¤› gibi bir dünya de¤ildir: Çal›flan bilgisayar çal›flmamaya bafllad›¤›nda kaybedilen zaman› geri getirmek söz konusu olamaz! Benzer flekilde kurumsal biliflim söz konusu oldu¤unda internet eriflimi de evdeki ADSL üzerinden gerçeklefltirilen kiflisel internet erifliminden çok farkl›d›r. Kurumlarda internet eriflimi belli politikalar çerçevesinde gerçeklefltirilmeli; güvenlik olgusuna azami önem verilmelidir. ‹Ç DENET‹M / Bahar 2008 Nas›l ki “verinin bofl disk üzerinde yay›lma özelli¤i” varsa (dün 20 Gb diskinizn %80’ini dolduran verileriniz yeni alaca¤›n›z 80 Gb diskin de %80lik k›sm›n› k›sa sürede kaplayacakt›r), el alt›nda bulunan internet erifliminin de çal›flanlar› bafltan ç›karma ve onlar› “ifl ile ilgili olmayan” yerlerde zaman harcamaya meyletme özelli¤i vard›r. lenmifl olan segmentler bu eriflim kademeleri ile irtibatland›r›lmal›d›r. Temel olarak internet eriflimi dört kademeye ayr›labilir: 1. Sadece eposta trafi¤i 2. Birinci kademe + ifl ile ilgili web siteleri 3. ‹kinci kademe + belirlenmifl medya siteleri 4. Birinci kademe + s›n›rs›z web site eriflimi Eposta trafi¤i bugün art›k de facto bir standard olmufl durumdad›r. Bir personelin flirket içinde kullanmak üzere bir eposta adresi varsa, bu kiflinin internet eposta trafi¤ine de (iki yönlü olarak) sahip olmas› ifl gere¤i de bir zorunluluktur. Ancak burada bile suistimale aç›k bir durum söz konusudur. O da eposta üzerinde dolaflan ve ifl ile ilgili olmayan gereksiz epostalar (zincir epostalar›, f›kra/karikatür epostalar›, görsel malzeme içeren epostalar, vb). Burada en az›ndan tedbir olarak; virüse karfl› filtrelemeler ile eposta ile gelen ek dökümanlar›n büyüklükleriyle ilgili bir üst s›n›r getirilebilir. ‹kinci kademeyi oluflturan “ifl ile ilgili web siteleri” kavram› tart›flmal› bir olgudur. Hangi web sitesinin ifl ile ilgili oldu¤una kim karar verecek? Hele bir de üçüncü kademedeki medya siteleri de iflin içine girdi¤inde sorun daha da büyümektedir. Çünkü örne¤in pazarlama departmanlar› hakl› olarak popüler medya sitelerine girip, günlük haberleri ö¤renmek istemektedirler ama ne yaz›k ki ayn› web sitelerinde Paris Hilton ile ilgili haberlerden tutun da bir gün önce oynanan futbol maçlar›n›n gol görüntüleri de yer almaktad›r. Öncelikle yap›lmas› gereken, organizasyon yap›s›yla parallellik arz edecek flekilde tüm kullan›c›lar› segmentlere ay›rmakt›r. Ayr›ca ikinci bir boyut olarak, 24 saatlik zaman dilimi de dikkate al›nmal›d›r. Organizasyonda bilgisayar eriflimi olan tüm personel, görev tan›m›na, ünvan›na göre bu matris üzerine oturtulabilmeli ve internet eriflimi buna göre haz›rlanmal›d›r. Ne yaz›k ki burada da s›n›r› çizmek zorlaflmaktad›r. Öyle anlafl›l›yor ki bugünün herkes taraf›ndan bilinen bir kaç gazetesi, ifl ile ilgili tüm haberleri içermektedir ve bu haberler ne yaz›k ki baflka gazete ya da medya organlar›nda yer almamaktad›r(!) O nedenle her ne kadar popüler olmayan medya sitelerine eriflim verilse bile o birkaç siteye eriflim olmad›¤› sürece “ifl ile ilgili haberler” ne yaz›k ki hep “kaç›r›lm›fl olacakt›r”... Öte yandan internet eriflimi de kademelere ayr›lmal› ve yukar›da birinci boyut olarak belir- Bu tür kademeli eriflim standardizasyonu getirmek ve çal›flanlar› segmentlere ay›rmak, piyasa- 51 PARMAK ‹Z‹ daki yayg›n yaz›l›mlar sayesinde gerçeklefltirilebilmektedir. Ayr›ca bu tür yaz›l›mlar sayesinde herhangi bir günün herhangi bir saatinde hangi kullan›c› hangi sitelerde dolaflm›fl, kaç dakika sitelerde kalm›fl gibi kay›tlar bile tutulabilmektedir. biliflim çerçevesinde kurumun personelinin kullan›m›na vermifl oldu¤u bilgisayarlar ifl amaçl› kullan›m için tahsis edilmifl olmas›d›r. Bu eposta kullan›m›ndan web eriflimine kadar tüm biliflim amaçlar›n› kapsamaktad›r. T›pk› otuz sene önce daktilo, telefon kullan›m›nda oldu¤u gibi. ‹kinci boyut burada devreye girmektedir. O da standard mesai saatleri içinde uygulanacak eriflim standardlar› ile mesai saati d›fl›nda uygulanacak standardlar›n ayr› olmayabilece¤ini de¤erlendirip, eriflim politikas›n› buna göre esnetebilmektir. Bugün internet eriflimi için uygulanan ücretlendirme istisnalar d›fl›nda ço¤unlukla sabit bir ücrettir. Yani hat üzerinden geçen verinin büyüklü¤ü ücretlendirmeyi etkilememektedir; çünkü sabit ücret belli bir maksimum üst seviyeye göre belirlenmektedir. Ancak elbette ki bu kurallar çal›flandan yana belli bir seviyeye dek esnetilmektedir. Gerek bu esnemenin s›n›r›n› belirlemek gerekse de yanl›fl anlamalar› ortadan kald›rmak için kurumsal yönetiflim çerçevesinde öncelikle kurumun belli bir politikas›n›n olmas› ve bu politikay› tüm personeline duyurmufl olmas› kaç›n›lmaz bir ön kofluldur. Bu çerçevede mesai saatlerinde kapal› olan kimi web sitelerinin mesai saatlerinden sonra aç›lmas›, yine görev tan›m› ve ifl ünvan›na ba¤l› olacak flekilde, söz konusu olabilir. Unutulmamas› gereken temel nokta, kurumsal ‹ç denetim aç›s›ndan da öncelikle yap›lm›fl olmas›ndan emin olunmas› gereken fley kurumun bu konularla ilgili politikalar›n› özetleyen bir yönetmeli¤e sahip olmas› ve bunu tüm personele duyurmufl olmas›d›r. Ancak bundan sonrad›r ki ilgili yönetmelik baz al›narak denetim yap›labilir ya da gerekli görülen durumlarda kay›tlar incelenebilir. Böyle bir yönetmelik ya da kurum politikas›n› yay›nlamadan denetimsel bir faaliyet göstermek yasama sürecini by-pass edip yarg› sürecini icra etmekle efl olaca¤›ndan, keyfili¤i de beraberinde getirecektir. Tanol Türko¤lu, fiekerbank T.A.fi.’de Bilgi Teknolojileri’nden Sorumlu Genel Müdür Yard›mc›s›’d›r. [email protected] ‹Ç DENET‹M / Bahar 2008 Örne¤in 10 Mbps eriflim kapasitesine sahip olan bir kurum, gün içinde 1 Mbpslik bir trafik olufltursa da 10 Mbpslik bir trafik olufltursa da ayn› ücreti ödemektedir. Ayr›ca 10 Mbps’in üstüne ç›kmaya çal›flsa da üst limiti geçemeyece¤inden sistem buna izin vermez. (Kurum aç›s›ndan bak›ld›¤›nda, internet hatlar›, telefon hatlar›ndan daha sa¤l›kl› bir ücretlendirmeye sahiptir; çünkü örne¤in uluslararas› kullan›ma aç›k bir hattan diledi¤iniz kadar konuflma yaparak faturay› diledi¤iniz kadar fliflirebilirsiniz). Bu sayede personel eposta kutular›n›n da internet eriflim kay›tlar›n›n da gerekti¤i durumlarda incelemeye tabi tutulabilece¤ini bilmeli ve kendilerine sunulan imkanlar› bu çerçevede kullanmal›d›r. 52 Ç‹ZG‹ ÖTES‹ Meslek örgütü olmak Ali Kamil Uzun Türk Dil Kurumu'nun güncel Türkçe sözlü¤ünde meslek; belli bir e¤itim ile kazan›lan sistemli bilgi ve becerilere dayal›, insanlara yararl› mal üretmek, hizmet vermek ve karfl›l›¤›nda para kazanmak için yap›lan, kurallar› belirlenmifl ifl olarak tan›mlanmaktad›r. Tan›m›na bak›ld›¤›nda bir u¤rafl›n, bir faaliyetin, bir meslek olarak kabul görmesi; diploma, lisans, ruhsat, sertifika gibi bir ehliyet ile uygulama standartlar› ve etik kurallar›n›n bulunmas›n› gerektirmektedir. Ehliyetin belgelenmesi ve kurallar›n belirlenmesi ise; e¤itim, geliflim ve uyum disiplinin sa¤lanmas› için organize olma ihtiyac›n› do¤urmaktad›r. Tan›m› esas alarak yapt›¤›m›z bu tespitler, bir ifli meslek yapan üç boyut bulundu¤unu göstermektedir. Belge, uygulama standartlar› ve etik kurallar› ile mesleki örgütünün bulunmas› bir ifle mesleki de¤er kazand›rmaktad›r. Bu tespitimizi somut olarak aç›klamak gerekirse; iflimiz olan iç denetim, uluslararas› iç denetçi sertifikas›, uluslararas› uygulama standartlar›, etik kurallar› ve uluslararas› ve ulusal mesleki örgütleri ile meslek olarak kabul görmüfltür. Söz konusu üç boyutun birlikte varl›¤›, bir ifle mesleki de¤er kazand›rmaktad›r. Mesle¤in küresel ve ulusal düzeyde yayg›n kabul görmesi, gelece¤inin yönetilmesi ise meslek örgütünün ifllevselli¤ini gerektirmektedir. ‹Ç DENET‹M / Bahar 2008 Meslek örgütünün ifllevselli¤i, meslek örgütü olman›n koflullar› nelerdir? Meslek örgütleri; mesle¤in anlafl›lmas›, meslektafllar›n tan›nmas›, takdir edilmesi, gelecekte de ifade bulmas› ve sayg› görmesi için çal›flmalar yapmal›d›r. Bu amaçla, vizyon, misyon ve stratejileri ile mesle¤in gelece¤ini tasarlamal› böylece meslekte mükemmelli¤in merkezi olmal›d›rlar. Bu beklentilerin karfl›lanmas› meslek örgütünün ifllevselli¤ini gösterir. Meslekte mükemmelli¤in merkezi olman›n kurallar› nelerdir? Meslek örgütleri, mesle¤inin eri, erbab› olan di¤er bir ifadeyle iflinin uzman›, ustas›, üstad› say›lan deneyimi ve dinamizmi olan, etik ilkelere ba¤l› meslek adamlar› ile yönetilmelidir. Çünkü, ilkeleri ve de¤erleri, özverili ve gönüllü adanm›fll›¤›, yetkinlikleri ve vizyonu, de¤er yaratan hizmetleri ve yetifltirdikleri ile her meslek adam› kendi alan›nda örnek gösterilen, izlenen bir liderdir. Meslek örgütü olman›n kurumsal yönetim ilkeleri nelerdir? Meslek örgütleri hukuki bir çerçevesi ve ekonomik yap›s› olan kar amaçs›z örgütler olup yaratt›¤› katma de¤eri tekrar mesle¤in ve meslektafllar›n geliflimine harcayan bu anlamda sosyal fayda yaratan kurumlard›r. Bu kurumsal örgütlerin yönetim organlar› zaman›n›, bilgi ve deneyim birikimlerini, becerilerini özverili ve gönüllü adanm›fll›kla paylaflacak, de¤er yaratacak meslek adamlar›ndan oluflmal›d›r. Meslek örgütüne liderlik edecek olanlar, kiflisel ç›kar gözetmeksizin, karfl›l›ks›z hizmet vermeyi ilke edinmifl, katk›lar›n› bir tür “akl›n›n zekat›n› vermek”(birikimlerinin zekat›) gibi düflünenler olmal›d›r. Meslek örgütünün kurumsal sürdürülebilirli¤inin güvencesi olan fleffaf ve hesap verilebilir kurumsal yap›, hukukun ve mesle¤in gereklerinin yerine getirilmesine azami dikkat ve özen gösteren, kurald›fl› eylemlere bilerek ve isteyerek taraf olmayan bir yönetim anlay›fl› bulunmal›d›r. Meslek örgütünün yönetim organlar›nda hizmet, süreli olmal›, yönetici insan kayna¤› yenilenmelidir. Yönetim organlar› oluflturulurken ç›kar çat›flmalar›na f›rsat verilmemelidir. Örgütsel kaynaklar mesleki ç›karlar gözetilerek kullan›lmal›d›r. Mesleki örgütlenme, kat›l›mc›, sorgulayan, irdeleyen, çok sesli, farkl›l›klar›n birlikteli¤inden sinerji yaratan, ba¤›ms›z davranabilen bireylerden oluflmal›d›r. Örgütlenmenin sinerjisi meslek için kullan›lmal›d›r. Kifli ve kliklere ba¤›ml› olmadan, yöneticili¤in bir meslek haline dönüflmedi¤i, hizmet bayra¤›n›n el de¤ifltirdi¤i, kat›l›mc›, meslek için hizmetin esas al›nd›¤› bir yönetim anlay›fl›na, yaklafl›m›na sahip olmak “meslek örgütü” olmakt›r. Yukar›da aç›klad›¤›m›z ilkelerde “meslek örgütü” olmak; birbirinden farkl› kurumlar›n temsilcileri olan meslek adamlar›n› buluflturarak “biz bilinci”ni oluflturmakt›r. Birlikte paylafl›m ve kat›l›m arzusunu hareket geçirmektir. “vizyon gücü” nün ifade edilmesidir. Farkl›l›klar›n zenginli¤ini, birlikteli¤in sinerjisi ile örgütsel güce dönüfltüren “eylem gücü” dür. Mesle¤in kurumsal kimli¤inin ifadesi olan “meslek örgütü” meslek ile ilgili toplumsal fark›ndal›¤›n “Yarat›c› gücü” dür. Meslek örgütü olman›n ifade edilen bu gücü; ilkeleri ve de¤erleri, özverili ve gönüllü adanm›fll›¤›, 53 yetkinlikleri ve vizyonu, de¤er yaratan hizmetleri ve yetifltirdikleri ile her biri kendi alan›nda örnek gösterilen, izlenen bir lider olarak kabul etti¤imiz meslek adamlar›n›n varl›¤› ile ifllevsellik kazanabilir. Meslek adamlar›, meslek örgütlerinin güç kayna¤› olan kurumsal de¤erleridir. Entelektüel sermayesidir. Örgütsel kültürün dinamikleridir. Dürüst ve fleffaf bir toplumun, demokratik ve kalk›nm›fl bir ülkenin sayg›n yurttafllar› olmak için meslek adamlar›n›n birer de¤er olarak fark›nda olmal›y›z. Bu fark›ndal›¤›n olmad›¤› topluluklar›n bir de¤er olarak varl›¤› söz konusu olmaz. Bu nedenle toplumumuzda meslek adaml›¤›na olan duyarl›l›¤›n ve fark›ndal›¤›n yarat›lmas› bir yurttafll›k sorumlulu¤u olarak görülmelidir. Buraya kadar yapt›¤›m›z aç›klamalardan kendi meslek örgütümüz için bir de¤erlendirme yapmak gerekirse, kuruluflundan bugüne kadar geçen sürede örgütümüzde bu de¤erler geçerli olmufltur. T‹DE giderek büyüyen ve üye say›s› her geçen gün artan bir meslek örgütüdür. 13 senelik kurumsal geçmifli dikkate al›nd›¤›nda genç bir mesleki örgüt olarak kabul edilebilir. Kurum kültürümüzün ve de¤erlerimizin sürdürülebilir olmas› çok önemlidir. Yeni üyelerimizin bu ilkeleri ve davran›fl kurallar›n› çok iyi anlamalar›n›n sa¤lanmas› yönetimin sorumlulu¤udur. Standartlarda, bir iflletmedeki iç denetçinin etik savunucusu olmas›n›n önemi ve gereklili¤inden bahsederken bunu kendi örgütümüzde uygulaman›n önemi ve gereklili¤i de çok aç›kt›r. Bu anlay›fl benzer mesleki örgütler için de ayn› öneme sahiptir. Mesleki göreviniz denetlemek, soruflturma inceleme yapmak ise ele verir talk›n› durumuna düflmemek gerekir. Genel kurullar, yönetim toplant›lar›, biçimsel di¤er toplant›lar, iletiflim yöntemleri kurum anlay›fl›n›n etik mesajlar›n verildi¤i en önemli ortamlard›r, f›rsatlard›r. Bu ortamlarda mesle¤e ve örgüte sahip ç›kmak her meslek adam›n›n en önemli görevidir. Bir ömür boyu yaflam biçimimiz olacak bu ilke ve de¤erler ile yaflamak kendimizi gönülden mesle¤e adamak ile mümkündür. Böylesi bir ömre bedel adanm›fll›k ise gönlünde meslek sevgisi ile olur. Gönlünüzde meslek sevgisinin hiç bitmemesi dile¤iyle... Ali Kamil Uzun CPA, CFE Türkiye ‹ç Denetim Enstitüsü Kurucu Baflkan› [email protected] ‹Ç DENET‹M / Bahar 2008 Ç‹ZG‹ ÖTES‹ 54 MÜHÜR Sosyal Sorumlulu¤un denetimi nas›l olacak? Salim Kad›beflegil ‹Ç DENET‹M / Bahar 2008 ‹fl dünyas›n›n en “in” konular›ndan birisi, herhâlde “sosyal sorumluluk”. Nerede bafllay›p nerede bitti¤ini bilmedi¤imiz bu kavram›n da “içini boflaltmaya” bafllad›¤›m›z görünüyor. Okul ve hastane yapt›rmak, kütüphane oluflturmak, kitap toplamak, gelir düzeyi düflük ailelerin çocuklar›n› okutmak, tar›m alanlar›nda modern üretim teknikleri konusunda bilinci art›rmak, sporla ilgili alanlar› desteklemek, fiziksel engellilerin topluma kazand›r›lmalar› ve üretime kat›lmalar›n› teflvik edici faaliyetlerde bulunmak ve daha sayabilece¤imiz yüzlerce örne¤i sosyal sorumluluklar flemsiyesi alt›nda toplayabiliriz. Ama kavramsal olarak bakt›¤›m›zda, bunlar ger- 55 çekten “sosyal sorumluluk mu”? Ya da markalar›m›z› “aklamak” için kulland›¤›m›z bir tür deterjan m›? Veya ticari beklentilerimizi rekabetin rüzgârlar› içinde farkl› bir yönden estirerek finansal getiriler sa¤lama niyetinde oldu¤umuz çal›flmalar m›? Yap›lan araflt›rmalar gösteriyor ki tüketiciler, ürün ve hizmet seçiminde sosyal sorumluluklar›n› yerine getiren flirketlerin markalar›n› öncelikle tercih ediyor. Yani, burada bir “pazarlama dinami¤i” olufluyor. Daha etkin sosyal sorumluluk yap, tüketicinin tercihi ol! Nobel ödüllü iktisatç› Milton Friedman, 1973 y›l›nda ifl dünyas›n›n sosyal sorumlulu¤unu “ifl yapmak ve para kazanmak” olarak tan›mlam›flt›! O günlerden bu yana, köprünün alt›ndan çok sular akt›. Görüldü ki sürdürülebilir gelecek güvencesi olmadan “para” kazan›lm›yor. 2000’li y›llara gelindi¤inde, yat›r›mc›lar›n beklentilerini sadece finansal raporlar karfl›lamaz oldu. Toplumun dinamikleri Friedman’›n söyleminden sonra oldukça de¤iflmiflti. Sokaktaki vatandafl bile çevresine bakt›¤›nda, flirketlerin üretip satman›n d›fl›ndaki performans› ile ilgilenir olmufltu. Ürün ve hizmetleri için para ödedi¤i flirketlerin sosyal ve ekolojik çevre performans›, kanaatlerinin oluflumunda üst s›ralara yükselmiflti. Toplum ve flirketler aras›ndaki “güven”, zaten Enron ile y›k›lm›fl ve yerine bir fley konulamam›flt›. Acaba sosyal sorumluluk bu bofllu¤u doldurabilir miydi? ‹fl dünyas›, yat›r›mc›lardan gelen talebi de dikkate alarak 2000’li y›llardan bu yana üçlü raporlama yap›yor. Yani, bir yandan finansal raporlama ile ifl sonuçlar›n› aç›klarken di¤er yandan sosyal sorumluluklar› ve ekolojik çevre ile uyumlu hareketlerini raporluyor. Gerçekten de ifl dünyas›n›n bu raporlama sistemati¤ine geçifli, sosyal alanda bir hareketlili¤e neden oldu. ‹rili ufakl› yüzlerce flirket, bir anda kendini sosyal projelerin içinde buldu. Sivil toplum kurulufllar›n›n y›ld›z› parlamaya bafllad›. Sosyal alandaki projeler ile katma de¤eri yüksek ifller ortaya konmaya bafllad›. Ekolojik çevre bilinci yükseldi. “Karbon ayak izleri” bafll›¤› ile bir kavram gündemimize girdi. Örne¤in, dünyan›n en büyük perakende zincirlerinden Wall-Mart, 2008 y›l›ndan itibaren raflar›nda duracak ürünlerin etiketlerinde, üretim s›ras›nda ne kadar karbon emisyonuna neden olundu¤unun yaz›lmas›n› bir zorunluluk olarak aç›klad›. Ama... fiirketlerin bu performans›n›, en az finansal performanslar›nda oldu¤u gibi “kim” denetliyor? Bu performans›n tan›mlanm›fl uluslararas› standartlarda oldu¤unu kim belgeliyor? Yoksa, bunlar, hâlâ “keyfe keder” ifllerin gündeminde yer almal› m›? Günümüzde, baflta Global Reporting Initiative olmak üzere, ifl dünyas›n›n sosyal ve ekolojik çevre alan›ndaki performans›n›n nas›l olmas› gerekti¤ine iliflkin gelifltirilmifl standartlar var. Ülkemizde de bu konuda oldukça yo¤un çal›flmalar gündemde duruyor. fiirketlerin organizasyonlar›nda “sosyal sorumluluk” ad› alt›nda ba¤›ms›z bölümler aç›l›yor. Hatta bir ad›m daha ileri gidildi¤inde, uluslararas› flirket organizasyonlar›nda “sürdürülebilirlik” bölümlerinin varl›¤›n› görüyoruz. Sosyal sorumluluk, flirketler belli bir büyüklü¤e ve olgunlu¤a ulaflt›ktan sonra yap›lan bir anlay›fl de¤ildir. fiirketler, kurulduklar› ilk günden itibaren çal›flanlar›na, yat›r›mc›lar›na, tüketicilere ve genel olarak topluma karfl› sorumludur! En az›ndan toplumun beklentisi budur! Aksine davrananlar› fliddetle cezaland›rmakta, hatta ifl dünyas› haritas›ndan silebilmektedir. Günümüzde, onlarca marka için sürdürülmekte olan “boykotlar›n” alt›nda yatan temel neden, flirketlerin “sorumsuzluklar›na” karfl› bir baflkald›r›d›r! Global Reporting Initiative Baflkan› ve kurumsal yönetim dünyas›na King I ve King II ad› ile tan›mlanm›fl raporlara ad›n› veren H. Mervyn King, sosyal sorumlulu¤u “Paran›z› nas›l kazand›¤›n›zd›r” fleklinde tan›ml›yor. Bir yandan sosyal projeler için kaynak ay›r›p di¤er yandan SSK prim sahtekârl›¤› yapmak, vergi kaç›rmak, tar›m alanlar›na çevreyi olumsuz etkileyecek iflletmeler kurmak, çocuk iflçi çal›flt›rmak, do¤al kaynaklara zarar vermek sosyal sorumluluk anlay›fl› ile özünde çeliflen yaklafl›mlar olarak tan›mlan›yor. fiirketler, kendi gelecek güvenceleri için sosyal sorumluluk anlay›fl›n› ifl modellerinin içinde tan›mlamal›d›r. Yani flirketler, üretimden tüketime kadar zincirin her halkas›nda “sosyal sorumlu” davranmak durumundad›r. Sosyal ve ekolojik çevreye yönelik performans›n da daha yaflanabilir bir dünya için en az mali tablolar kadar denetlenmesi gerekmez mi? Salim Kad›beflegil Stratejik ‹letiflim Dan›flman› ORSA Stratejik ‹letiflim Dan›flmanl›¤› ‹Ç DENET‹M / Bahar 2008 MÜHÜR 56 YANSIMA Ortak Bilgi Havuzu-CBOK (Common Body Of Knowledge) 2006-Küresel Özeti II ‹ç Denetçi Yetkinlik/Uzmanl›k ve Bilgi Alanlar› Yetkinlikler Yetkinlikler, zaman yönetimi ve sunum becerileri gibi genel geçerli bireysel becerilerden iç denetim birimini kurum içinde temsil etme yetene¤i gibi iç denetçilere özgü özel yetenek ve özelliklere kadar oldukça çeflitlidir. ‹ç denetçilerin iç denetim birimi içinde çeflitli farkl› hiyerarflik kademelerde tatmin edici bir performans gösterebilmek için farkl› yetkinliklere de sahip olmalar› gerekir. Ankete kat›lanlara yol göstermek için, anket formunda yetkinlikler “belili görevleri yapmak için ihtiyaç duyulan beceriler” olarak tan›mlanm›flt›r. Yetkinliklerin önemi özellikle vurgulanm›flt›r, çünkü bunlar IIA’n›n Etik Kurallar›nda dört ana ilkeden biridir. Bu ilkeye göre, “iç denetçiler iç denetim hizmetlerinin yürütülmesinde gerekli olan bilgi, beceriler ve deneyimi uygulad›klar›nda ve gösterdiklerinde” yeterli yetkinli¤e sahiptirler demektir. Tablo 2-4’te gösterildi¤i gibi, iç denetim yöneticileri, iç denetim birimini kurum içinde temsil etme kabiliyetini en önemli yetkinlikleri olarak s›n›flam›fllard›r. Bu s›ralama, Standartlara uyumlu ve tutarl›d›r. Standart 2000’e (‹ç Denetim Faaliyetinin Yönetimi) göre, iç denetim yöneticisi “iç denetim birimini, kuruma de¤er katmas›n› sa¤layacak flekilde etkili ve etkin bir tarzda yönetmelidir”. ‹ç denetim yöneticileri, denetim personelinden denetim müdürüne kadar iç denetim birimi örgütlenmesi içindeki di¤er hiyerarflik kademeler sistemati¤inde, analitik olma ve iletiflim kurma yeteneklerini en önemli yetkinlikler olarak görmekte- Tablo 2-4* Kadro Düzeylerine Göre En Önemli Alt› Yetkinlik S›ralamalar› ‹Ç DENET‹M / Bahar 2008 Yetkinlikler ‹ç denetim faaliyetini ve birimini kurum içinde temsil etme yetene¤i Analitik yetkinlikler (bir sorunu analiz etme ve çözümleme yetene¤i) ‹letiflim Kavramsal düflünme ‹htilâf ve çat›flmalar› çözümleme Elefltirel düflünme Fikirler, standartlar ve mevzuatta meslekî de¤iflikliklere ve de¤iflime ayak uydurma yetene¤i Sunum becerileri Sorunlar› tan›mlama ve çözümleme Proje planlama ve yönetimi Zaman yönetimi Personeli e¤itme ve gelifltirme Yazma becerileri Denetim Personeli K›demli / fief Denetçi Denetim Müdürü ‹DY 1 1 1 5 2 2 1 5 5 4 2 5 4 6 3 6 4 3 6 6 3 4 3 2 *1 = Asgari düzeyde önemliden 5 = Çok önemliye 57 YANSIMA dirler. ‹ç denetim yöneticilerinin verdi¤i cevaplara göre, kiflinin hiyerarflik kademelerde sorumluluklar› ve statüsü yükseldikçe sorunu tan›mlama yetene¤inin de önemi azalmaktad›r. Bilgi Alanlar› Bu bölüm, iç denetçilerin iç denetim faaliyeti içindeki hiyerarflik kademelerinde üstlendikleri görevleri tatmin edici bir flekilde ifa edebilmeleri için hangi bilgi alanlar›n›n önemli oldu¤unu belirlemek amac›yla 19 farkl› konu ve alan› içermektedir. Tablo 2-6’da gösterildi¤i gibi, uygulamac›lardan, kurumlar› içindeki mevcut kademe ve kadrolar›nda ifllerini yapabilmek için bu 19 bilgi alan›n›n tafl›d›¤› önem düzeyini, 1’den (Asgari Düzeyde Önemli) 5’e (Çok Önemli) kadar de¤iflen bir öl- çekte s›ralamalar› ve göstermeleri istenmifltir. Uygulamac›lar›n verdikleri yan›tlar, denetimin en önemli bilgi alan› oldu¤unu ve onu etik konusunun izledi¤ini göstermektedir. Tüm kat›l›mc›lar için ilk befl içinde yer alan tek di¤er bilgi alan›, kat›l›mc›lar›n kendi endüstri ve sektörlerindeki teknik bilgileridir. Denetim personeli ile k›demli personel/flef denetçi seviyesinde olanlar aras›nda yap›lan k›yaslamalara göre çok önemli ve belirgin farklar yoktur. ‹ç denetim birimi içinde daha üst seviyelerde, iç denetim standartlar› ve kurumsal iflletme riski yönetimi bilgisinin önem düzeyi çok artmaktad›r. Kat›l›mc›lar, tüm hiyerarflik kademelerde ve kadro düzeylerinde bilgi alanlar›nda genel bir tutarl›l›k göstermifllerdir. Tablo 2-5* Denetim Personelinden Denetim Müdürüne Kadro Kademeleri ve Düzeylerine Göre En Önemli Yetkinlikler S›ralamalar› ‹ç Denetim Yöneticisi (‹DY) ve Uygulamac› Kat›l›mc›lar ‹ç denetim faaliyetini ve birimini kurum içinde temsil etme yetene¤i Analitik yetkinlikler (bir sorunu analiz etme ve çözümleme yetene¤i) De¤iflim yönetimi ‹letiflim ‹htilâf ve çat›flmalar› çözümleme Elefltirel düflünme Kavramsal düflünme Yabanc› dil becerileri Fikirler, standartlar ve mevzuatta meslekî de¤iflikliklere ve de¤iflime ayak uydurma yetene¤i Örgütleme becerileri Sunum becerileri Sorunlar› tan›mlama ve çözümleme Proje planlama ve yönet. Rapor haz›rlama Zaman yönetimi Personeli e¤itme ve gelifltirme becerileri Karmafl›k bilgi sistemlerini anlama becerisi Yazma becerileri Denetim Personeli K›demli Personel/ fiefler Denetim Müdürü ‹DY Uygulamac› ‹DY Uygulamac› ‹DY Uygulamac› 14 11 16 10 7 7 1 2 1 2 5 2 17 2 15 1 18 2 15 1 15 1 16 1 15 9 / 10 12 9 4 9 5 10 13 5 6 18 5 13/14 17 5 6 18 9 14 18 5 6 18 7 12 / 13 9 14 6 15 9 12 9 / 10 12 / 13 10 15 11 12 8 10 11 12 / 13 4 3 3 3 12 3 16 8 6 14 8 7 8 7 6 13 7 8 3 13 16 12 / 13 8 10 18 17 11 16 2 14 11 3 16 4 13/14 4 17 4 17 11 17 4 *Ortalama, 1 = Asgari düzeyde önemli ile 5 = Çok önemli aras›nda cevap ortalamas›d›r. ‹Ç DENET‹M / Bahar 2008 Yetkinlikler 58 YANSIMA Tablo 2-6 Bilgi Alanlar›n›n ‹fli Yapmak ‹çin Önem Düzeyleri Ortalamalara Göre Uygulamac› Cevaplar› Bilgi Alanlar› Muhasebe Denetim ‹fl hukuk ve genel idare hukuku ‹fl idaresi Meslekî standartlarda de¤ifliklikler Kurumsal iflletme riski yönetimi Etik Finans Suiistimallere karfl› uyan›kl›k Yönetiflim ‹nsan kaynaklar› yönetimi ‹ç denetim standartlar› Bilgi teknolojileri Yönetim muhasebesi Pazarlama Organizasyon (kurum) kültürü Örgütlenme sistemleri Strateji ve ifl politikalar› Kendi sektörünüzde teknik bilgi Di¤erleri 4,00 4,32 3,89 3,70 3,68 3,80 4,27 3,78 3,90 3,85 3,21 3,72 3,81 3,50 2,71 3,81 3,67 3,71 3,96 ‹ç Denetim Faaliyetinin Yeni Ortaya Ç›kan ve Geliflen Rolleri Denetim Türlerinde Vurgu De¤iflimi ‹Ç DENET‹M / Bahar 2008 Bu bölüm, gelecek üç y›l içinde iç denetim biriminin yapaca¤› denetimlerin genel türlerine yönelik talepte olmas› beklenen de¤ifliklikler üzerinde odaklanmaktad›r. IIA’n›n 1999 raporunda (Gelece¤e Yönelik Bir Vizyon: ‹ç Denetim ‹çin Meslekî Uygulama Çerçevesi) verilen iç denetim tan›m›, risk yönetimi, yönetiflim ve kontroller alanlar›nda güvence hizmetlerinin ve dan›flmanl›k görevlerinin önemini kabul etmektedir. ‹fl kapsam›ndaki bu genifllemeyle, iç denetim faaliyetlerinin bu üç alanda denetimler yapmalar› beklenmektedir. Ya- Denetim Personeli 3,71 4,61 3,68 3,53 3,68 3,71 4,26 3,64 3,91 3,77 3,15 4,24 3,79 3,27 2,64 3,82 3,78 3,60 3,96 K›demli / fief Denetçi 3,77 4,66 3,70 3,60 3,64 3,74 4,18 3,68 3,93 3,80 3,23 4,19 3,84 3,30 2,60 3,79 3,76 3,61 3,92 Denetim Müdürü 3,83 4,68 3,68 3,75 3,71 3,85 4,21 3,70 4,00 3,95 3,44 4,19 3,85 3,35 2,70 3,91 3,75 3,73 3,97 k›n gelecekte gerekecek personel say›s›n›, gereken personel yetkinlikleri ve uzmanl›klar›n› ve gereken becerileri tahmin edebilmek ve de¤erlendirebilmek için, iç denetim biriminin hizmetlerine yönelik talepte olabilecek de¤ifliklikleri ve de¤iflim e¤ilimlerini kestirmek gerekmektedir. Iç denetim biriminin kendi kurumunun risk olgunlu¤u profillerinde ve hissedar ve paydafllar›n isteklerindeki olas› de¤iflimleri de de¤erlendirmesi gerekir. Tablo 2-7, iç denetim biriminin yapt›¤› genel denetim türlerinin gelecek üç y›l içinde artaca¤›, azalaca¤› veya ayn› düzeyde kalaca¤› yönünde alg›lamalar hakk›nda sorulan soruya tüm kat›l›mc›lar›n verdikleri cevaplar› ve ifade ettikleri fikirleri göstermektedir. Tablo 2-7 Yap›lan Denetimlerin Türlerinde Beklenen ve Tahmin Edilen De¤ifliklikler Yüzde Birimleriyle Tüm Kat›l›mc›lar Etkinlik Mali süreçlerin gözden geçirilmesi Risk yönetimi Yönetiflim Mevzuata uyum ‹flletme denetimi Artacak 43,5 79,5 63,2 46,9 46,2 Azalacak 14,5 2,3 4,0 11,7 14,7 Ayn› Kalacak 41,9 18,2 32,8 41,4 39,1 Toplam Yüzde 100 100 100 100 100 59 YANSIMA Kurumlar›n Faaliyetleri ‹çinde ‹ç Denetim Birimlerinin Yeni Ortaya Ç›kan veya Geliflen Rolleri Bir kurum içinde yap›lan çeflitli faaliyet türleri içinde iç denetim faaliyetlerinin flu anda hangi rolleri oynad›klar›n› ve gelecekte hangi rolleri oynayacaklar›n› anlamak ve kavramak amac›yla, kat›l›mc›lara, pek çok kurumun yürüttü¤ü faaliyet ve fonksiyonlar› içeren bir liste da¤›t›lm›flt›r. Kat›l›mc›lardan kendi iç denetim faaliyetlerinin flu anda bu faaliyetler içinde bir rolü bulunup bulunmad›¤›n›, iç denetim faaliyetlerinin gelecek üç y›l içinde bir rol üstlenme olas›l›¤›n›n bulunup bulunmad›¤›n› ya da iç denetim faaliyetlerinin bir rol üstlenme olas›l›¤›n›n bulunup bulunmad›¤›n› belirtmeleri istenmifltir. Bu rol, iç denetim faaliyetinin ifl kapsam›n›n bir parças› olarak tan›mlanm›flt›r. Bu liste, iç denetim literatüründe yap›lan bir taraman›n ve CBOK 2006 pilot çal›flmas›n›n sonuçlar›ndan derlenmifltir. Tablo 2-8’de tüm cevaplar›n bir genel görünümü gösterilmektedir. Tablo 2-8 ‹ç Denetim Faaliyetinin Yeni Ortaya Ç›kan veya Geliflen Rolleri Yüzde Birimleriyle Toplam Cevaplar Strateji belirlemek ve performans ölçümleri (örn., dengeli sonuç kartlar›) Referansa göre k›yaslama Kurumsal yönetiflim Kurumsal sosyal sorumluluk Kurum personelinin e¤itim ve ö¤retimini gelifltirme (örn., iç kontroller, risk yönetimi, mevzuat hüküm ve koflullar›) Felaket kurtarma haz›rl›klar› Maddi ve kan›tlarla ilgili sorunlar Geliflmekte olan pazarlar Çevresel sürdürülebilirlik Yönetici ücretlendirme sistemleri Suiistimalleri önlemek / bulmak Küreselleflme Fikri mülkiyet haklar› ve bilgi de¤erlendirmesi IT (bilgi teknolojileri) yönetimi de¤erlendirmesi Bilgi yönetim sistemleri gelifltirme ve gözden geçirme Birleflme ve devralmalar Proje yönetimi Denetim komitesine e¤itim verme Mevzuata uyum de¤erlendirmesi ve izlemesi Risk yönetimi Stratejik çerçeveler fiu anda bir rolü var Gelecek 3 y›l içindebir rol üstlenme olas›l›¤› var Bir rol üstlenme olas›l›¤› yok Uygulanabilir Toplam de¤il 23,1 35,2 30,1 11,5 100 28,6 52,2 23,6 35,7 31,1 31,6 26,0 11,3 33,8 9,8 5,1 11,0 100 100 100 46,6 34,4 15,3 3,7 100 34,0 26,1 29,0 10,9 100 39,8 23,9 23,5 12,8 100 11,5 14,0 22,5 24,7 39,5 39,9 26,4 21,4 100 100 16,0 17,7 45,4 20,9 100 69,0 22,9 5,7 2,5 100 15,3 21,1 35,2 28,4 100 19,2 28,4 35,1 17,3 100 46,1 32,2 16,8 4,9 100 26,1 38,0 26,9 8,9 100 18,4 39,8 23,7 27,6 30,8 25,1 27,1 7,6 100 100 31,2 34,4 21,7 12,7 100 64,0 23,0 9,2 3,8 100 66,6 27,0 25,5 36,8 5,6 27,7 2,3 8,5 100 100 ‹Ç DENET‹M / Bahar 2008 Roller 60 YANSIMA ‹Ç DENET‹M / Bahar 2008 Özet ‹ç denetçiler, kurumlar›na karfl› görev ve sorumluluklar›n› yerine getirmek istiyorlarsa, IIA’n›n Uluslararas› ‹ç Denetim Standartlar› Meslekî Uygulama Çerçevesine uyumlar› flartt›r. Kat›l›mc›lar, kurumlar›n›n Standartlara genelde uydu¤una samimiyetle ve kuvvetle inanmaktad›rlar. Standartlar›n kullan›lmamas›n›n sebepleri de, Standartlar›n kuruma de¤er katmad›¤›, yeterli iç denetim birimi personelinin bulunmad›¤› ve Standartlara uyman›n çok vakit ald›¤› yönündeki yönetim alg›lamalar› gibi kurumsal özniteliklerle ba¤lant›l›d›r. ‹ç denetim faaliyetleri, Standartlara uymak için azamî çaba göstermelidirler. Standart 1300, dünya çap›nda pek çok kurumun Standartlara tam uymas›n›n önünde bir barikat gibi gözükmektedir. Bu standarda uyman›n daha az maliyetli yollar›na yönelik önerilerle desteklenen ek yol gösterici çabalar, daha fazla say›da üyenin Standartlara tam olarak uymas›n› sa¤layabilecektir. CBOK 2006 veritaban›, bir kurumun risklerini yönetmesine ve karfl›s›na ç›kan f›rsatlardan istifade etmesine yard›mc› olan bir katma de¤erli faaliyet olarak iç denetimin giderek geliflen ve artan rolü hakk›nda bilgiler vermektedir. ‹ç denetim mesle¤i, kurumlar için zengin bir kaynakt›r, çünkü iç denetim birimi yönetimin iç kontrol çerçevesinin yeterlili¤ini ve etkinli¤ini izler ve kurumsal yönetiflim, risk de¤erlendirmesi, mali sistemler, iflletme sistemleri ve IT (bilgi teknolojisi) sistemlerinin bütünlü¤ü ve sa¤laml›¤›na katk›da bulunur. CBOK 2006 veritaban›, etkin bir iç denetim biriminin özniteliklerini; iç denetçi becerileri, yetkinlikleri ve bilgi düzeyi; iç denetim araç ve teknikleri ve iç denetim faaliyetinin yeni ortaya ç›kan ve geliflen rol ve görevlerini tan›mlar ve gösterir. Bu veritaban›, iç denetçinin hangi kaynaklar› ve hizmetleri sunabilece¤i hakk›nda ve iç denetim profesyonellerinin hangi bilgi ve becerilere ihtiyaç duyduklar› hakk›nda ifl dünyas›n› bilgilendirmek için kullan›labilir. Bu veritaban›, küresel iç denetim uygulamalar›ndaki geliflme ve evrimi kavramak ve izlemek için sürekli güncellenecektir. Gelecekteki araflt›rma ve çal›flmalar da bu taban çizgisi temeline dayanacak ve böylece, karfl›laflt›rma, analiz ve e¤ilim belirleme olanaklar› sa¤lanm›fl olacakt›r. Uzay fiener, CIA, SMMM UBS Menkul De¤erler A.fi. ‹ç Denetim Müdürü fienol Toygar, CIA, CISA, CFE T‹DE Yönetim Kurulu Baflkan› 61 YANSIMA Günümüz ‹flletmelerinde Yolsuzluk Riski Prof. Dr. Nuran Cömert n›n hiç de abart›l› olmad›¤›n› anlatan Profesör Cömert günümüzde sermayenin küreselleflmesi nedeniyle yolsuzlu¤un da onu izleyerek uluslararas› sorun haline geldi¤ini belirtti. Son 30-40 y›lda iflletmecilik alan›nda yaflanan flirket skandallar›n›n, toplumun her kesimini ilgilendirmesi ve böylece dikkatin nedenlere odaklanmas› ve dolay›s›yla denetimin etkisizli¤inin sorgulanmas› sonucunu do¤urdu¤unu, bunun da iflletmelerde hileli finansal raporlaman›n boyutlar›n›n ortaya konulmas›n› sa¤lad›¤›n› aç›klayan Profesör Cömert Enron skandal›n› takiben bir tepki yasas› olarak 2002’de ç›kar›lan Sarbanes-Oxley yasas›n›n ça¤dafl yolsuzluk inceleme disiplinin gelifltirilmesi çabalar›n› tetikleyen bir hareket noktas› oldu¤unu ,önceleri denetimin özellikle iç denetimin fonksiyonu olarak alg›lanan yolsuzluk incelemesinin günümüzde ayr› bir mesleki disiplin haline gelerek meslek mensuplar›n›n nitelikleri ve görevlerini düzenleyen formel bir çerçevede kabul görmeye bafllad›¤›n› söyledi. Panele konuflmac› olarak kat›lan Dr. Veysi Sevi¤, yolsuzlu¤un nas›l bir toplumsal sorun oldu¤unu aç›klayarak kurumsal düzeyde yolsuzlu¤un alg›lan›fl›na iliflkin olarak Osmanl› Devletinden çarp›c› örnekler vererek konunun önemini aç›klad›. Avrupa’da üniversitede ilk yolsuzluk inceleme dersini vermifl olan Dr. Haluk Ferden Gürsel, Yir- ‹Ç DENET‹M / Bahar 2008 Muhasebe Ö¤retim Üyeleri Bilim ve Dayan›flma Vakf› (MÖDAV), ‹stanbul fiubesi 21 nisan da istanbul ticaret odas› ile birlikte günümüz iflletmelerinde yolsuzluk riski konulu bir panel düzenledi. Oturum baflkanl›¤›n› MÖDAV Baflkan› Prof. Dr. Tu¤rul Tüfekçio¤lu’nun, aç›l›fl konuflmas›n› MÖDAV ‹stanbul fiubesi Baflkan› Prof. Dr. Nuran Cömert 'in yapt›¤› panelde ‹TO ICC temsilcisi Dr. Veysi Sevi¤ ve Dünyaca ünlü yolsuzluk inceleme ve soruflturma uzman› Dr. Haluk Ferden Gürsel ‘iflletmelerde yolsuzluklar› önleme soruflturma ve sorgulamada dünyadaki geliflmeleri, ça¤dafl yaklafl›mlar›’ yorumlad›lar. Profesör Cömert, aç›l›fl konuflmas›nda, Türkiye’de 1988 y›l›ndan beri denetim ve muhasebecilik mesle¤inde önemli de¤iflim ve geliflimler yafland›¤›n› ve özellikle düzenleyici otoritelerin hem küresel boyuttaki ticari ekonomik ve teknolojik geliflmelerin zorlay›c› etkisiyle de¤iflime ayak uydurmak, hem de toplumun beklentilerine cevap verebilmek için, her iki meslek ile ilgili önemli düzenlemelere gidildi¤ini vurgulad›. Prof. Cömert, dünyadaki geliflmelere bak›ld›¤›nda ülkemizin daha yolun bafl›nda oldu¤unu ve yasal düzenlemelerin ötesinde yap›lmas› gereken incelikli çal›flmalar bulundu¤unu ilave etti. Ekonomik geliflmeyle do¤ru orant›l› bir flekilde art›fl gösteren yolsuzlu¤un ç›k›fl tarihini Adem ile Havva’ya kadar dayand›rma- 62 ‹Ç DENET‹M / Bahar 2008 YANSIMA minci yüzy›l›n bafllar›nda yolsuzluklar›n önlenmesine iliflkin olarak denetçilerin sorumlulu¤una b›rak›lan fark›ndal›k, önleme, tespit ve incelemelerin yirmi birinci yüzy›lda yolsuzluk profilinin de¤iflmesi nedeniyle bu alanda uzmanlaflmay› gerektiren bir mesleki oluflumu gerekli k›ld›¤›n› aç›klad›. Yolsuzluk inceleme uzmanl›¤›n›n denetimden ayr› bir meslek olarak tan›nmas› görüflünün öncülerinden olan Dr. Gürsel’in aç›klamalar›na göre muhasebe konusunda uzmanl›k yolsuzlukla mücadelede tek bafl›na yeterli olamamaktad›r. Yolsuzlukla mücadele soruflturma ve inceleme uzmanlar›, iflletmenin varl›klar›n›n korunmas›, bu varl›klara iliflkin tehditlerin-suiistimal, h›rs›zl›k, sahtecilik, rüflvet, hileli raporlama gibi-tan›mlanmas›, bu tehditlerin gerçekleflme olas›l›¤›n›n belirlenmesi, zararlar›n etkisinin saptanmas› ve yolsuzlu¤un önlenmesi konusunda görev yapan profesyoneller olarak iflletmelerde görev almaktad›rlar. Yolsuzluk inceleme uzmanlar›, yolsuzlu¤un belirtilerinin ortaya ç›kmas› ve flüpheli ve ihbar durumlar›nda yap›lan tahkikat› da yürütebilmektedirler. Yap›lan çal›flmalara bak›ld›¤›nda, iyi bir iç kontrol sistemi ve denetim mekanizmalar›n›n yolsuzluklar› önlemede etkili olabildi¤i düflünülmekle beraber bunlar›n yolsuzluktan tamamen korunmay› sa¤layamayaca¤› sonucuna var›lmaktad›r. En etkin iç kontrol sistemi bile sistemi çal›flt›ranlar›n dürüstlü¤ünden etkilenir. Bu nedenle insan›n oldu¤u her yerde yolsuzluk riski her zaman vard›r. ‹nsan›n beyninde bir düflünce halinde bulunan yolsuzluk fikri ortam›n uygun olmas›, f›rsatlar›n ortaya ç›kmas› ve di¤er baz› koflullar›n bir araya gelmesi ile eyleme dönüflebilir. 40 y›ldan fazla süredir yolsuzluk incelemesi alan›nda çal›flmalarda bulunan ve k›ta Avrupa’s›nda çeflitli ülkelerde çok say›da yolsuzluk inceleme örgütünün kurucu baflkanl›klar›n› yapm›fl olan Dr. Gürsel, fiirketlerde en büyük yolsuzlu¤u en güvendiklerimizin yapt›¤›n› söyledi. Özellikle küçük iflletmelerde, kifliler birbirlerini yak›ndan tan›d›¤›ndan, daha cok güvendi¤inden ve dolay›s›yla daha az kontrol edildi¤inden, oransal olarak daha çok yolsuzluk yap›ld›¤›n›, asl›nda, suiistimal ve sahtekarl›ktan korunma maliyetlerinin yolsuzluk ile kaybedilecek degerler ve itibar kayb›ndan çok daha düflük oldu¤unu ifade eden Dr. Gürsel yolsuzlu¤u önlemede h›rs›z gibi düflünmek gerekti¤ini ve özgün suç duyurum (ihbar ya da ‘whistleblowing’) mekanizmalar›n›n suçlar›n ifllenmeden önce veya hemen bafllad›ktan sonra yönetimin bilgisi dahiline girmesinde çok yararl› oldu¤unu ancak bu kiflileri koruyacak düzenlemelerin gelifltirilmesinin de önemli oldu¤unu aç›klad›. Yap›lan baz› araflt›rmalardan çarp›c› sonuçlar aktaran Dr. Gürsel iflletmelerde flirket sahipleri veya en üst düzey yönetim kademesinde çal›flanlar›n di¤er çal›flanlara oranla 13 kat daha fazla yolsuzluk yapt›klar›n›, iflletmelerdeki yolsuzluklar›n %30‘unun muhasebe bölümünde çal›flanlar›n yolsuzluklar› (hile) oldu¤unu belirtti. Dr. Gürsel’e göre kardan prim alma ve kendini baflar›l› gösterme kayg›s› tafl›yan üst düzey yöneticiler daha çok hileli finansal raporlama fleklinde yolsuzluk yap›yorlar. ABD’de yolsuzluk yapanlar›n cinayet suçundan daha a¤›r cezalara çarpt›r›ld›¤›n› belirten Dr. Gürsel Türkiye de 2003 y›l›nda yap›lan bir araflt›rmada üst düzey yöneticilerin kendi iflletmelerinde hiç yolsuzluk yap›lmad›¤›na iliflkin sonuçlar›n 2007 de yap›lan di¤er bir araflt›rmada biraz daha de¤iflmifl oldu¤unu, buna göre flirketlerin %36’s›n›n geçen 24 ay içinde bir yolsuzluk yaflad›klar›n› kabul etti¤ini söyledi. Bunun Türkiye'de bir yolsuzlu¤un fark›ndal›¤›n›n geliflmesi anlam›n› tafl›d›g›n›, bu alanda isletme kültürünün de¤iflmekte oldu¤unu ortaya ç›kard›¤›n› ifade etti. Dr. Gürsel’in aç›klamalar›na göre, çal›flmalar›n sonuçlar›nda Türkiye’de en çok alg›lanan yolsuzluk tiplerinin rüflvet ve haks›z kazanç oldu¤unun alg›lan›lmas›na karfl›n, ayn› incelemede yer alan flirketlerin sadece yüzde 6’s› geçen 24 ay içerisinde bir rüflvet olay› yaflad›klar›n› ifade ediyorlar. Türkiye’de yolsuzluk ortalama olarak her seferinde 3.9 milyon dolar kayba yol aç›yor. Buna flirketin itibar kayb›, çal›flanlardaki moral bozuklu¤u, ifl iliflkilerindeki partnerlerden görülen so¤uk muamele gibi etkenlerin parasal ifadesi dahil de¤il. Türkiye’de olay bafl›na yolsuzluktaki bu kay›p miktar›, çal›flman›n yap›ld›¤› dünya genelindeki 2.4 milyondan yüzde 63 daha fazla. Küresel olarak yolsuzlu¤a adi kar›flanlar›n yüzde 50’si için ceza mahkemelerine suç duyurusu yap›lmas›na karfl›n, Türkiye genelinde, flirketlerin sadece yüzde 20’si ceza kovuflturmas› yoluna gidiyorlar. Türkiye'de flirketlerin yolsuzluk suçundan aç›lan ceza davalar›na inanc›n›n az olmas›n›n bir nedeninin gerekli yasal düzenlemelere ihtiyaç duyulmas› oldu¤u seklinde yorumlan›yor. Türkiye’de yolsuzluk nedeniyle iflten ç›karma oran› ise yüzde 32, ihtarda bulunma yüzde 5. fiirketlerin yüzde 37’si ise hiçbir fley yapm›yor. Çarp›c› bir sonuç ise flirketlerin yüzde 59’unun yolsuzluk nedeni ile kaybolan fonlar›n›n hiçbir k›sm›n› geriye alamad›klar›. Panele kat›lanlara yolsuzluk uzman› olmak için ne yap›lmas› gerekti¤i konusunda bilgiler de aktaran Gürsel kat›l›mc›lara gercek CFE s›nav sorular›ndan örnekler ve cevaplar›n› vererek sunuflunu tamamlad›. Kat›l›mc›lara 4 ders saatlik sürekli mesleki e¤itim puan› iceren sertifikalari verilerek Türkiye’de bu alanda ilk mesleki e¤itim de belgelendirilmifl oldu. Prof. Dr. Nuran CÖMERT Marmara Üniversitesi ‹.‹.B.F., ‹flletme Bölümü 63 QU‹Z CPE Quiz 1- ‹ç denetçinin yetkinlik/uzmanl›k ve bilgi alanlar› ile ilgili olarak a) İç denetçilerin iç denetim birimi içinde çeşitli farklı hiyerarşik kademelerde tatmin edici bir performans gösterebilmek için farklı yetkinliklere de sahip olmaları gerekir. b) “İç denetçiler iç denetim hizmetlerinin yürütülmesinde gerekli olan bilgi, beceriler ve deneyimi uyguladıklarında ve gösterdiklerinde” bu yeterli yetkinliğe sahip oldukları anlamına gelmez. c) İç denetim yöneticileri, denetim personelinden denetim müdürüne kadar iç denetim birimi örgütlenmesi içindeki diğer hiyerarşik kademeler sistematiğinde, analitik olma ve iletişim kurma yeteneklerini önemli yetkinlikler olarak görmemektedirler. d) Denetim personeli ile kıdemli personel/şef denetçi seviyesinde olanlar arasında yapılan kıyaslamalara göre çok önemli ve belirgin farklar vardır. 2- ‹ç denetçiler, kurumlar›na karfl› görev ve sorumluluklar›n› yerine getirmek istiyorlarsa, IIA'n›n Uluslararas› ‹ç Denetim Standartlar› Meslekî Uygulama Çerçevesine uyumlar› flartt›r. Buna iliflkin CBOK çal›flma sonuçlar›na iliflkin afla¤›dakilerden hangisi yanl›flt›r? a)Katılımcılar, kurumlarının Standartlara genelde uyduğuna samimiyetle ve kuvvetle inanmaktadırlar. b) Standartların kullanılmamasının sebepleri de, Standartların kuruma değer katmadığı, yeterli iç denetim birimi personelinin bulunmadığı ve Standartlara uymanın çok vakit aldığı yönündeki yönetim algılamaları gibi kurumsal özniteliklerle bağlantılıdır. c) İç denetim faaliyetleri, Standartlara uymak için azamî çaba göstermelidirler. d) Standart 1300, dünya çapında pek çok kurumun Standartlara tam uymasının önünde bir barikat değildir. 3- “Kulüplerimizde Yönetim ve Denetim” isimli makaleye göre: a) Denetleme Kurulu sadece mali konulara bakmamaktadır. b) Genel Kurul tarafından seçilen Denetleme Kurulu ve Divan Kurulu yapıları itibariyle kulüplerin işleyişini denetlemekte eksik kalmaktadır. c) Kulüplerimizde kuvvetler ayrılığı ilkesi iyi bir şekilde işlemektedir. d) Kulüplerimiz son dönemde şirketleşme ve kurumsallaşma eğilimi çerçevesinde bazı yönetici kadrolar atamışlar ve bunları denetleyecek ekipleride kurmuşlardır. 4- “Kulüplerimizde Yönetim ve Denetim” isimli makaleye göre: Tek bir nedene ba¤lamak do¤ru olmamakla birlikte, bu yaz›n›n konusunu oluflturan kurumsal yönetim ve denetim alanlar›nda gereken ad›mlar kararl›, cesur ve ciddi bir flekilde at›lmad›¤› taktirde Türk futbolunun rekabet gücünde iyileflme beklemek do¤ru olmayacakt›r. Arada baflar›lar elde edilse bile bunlar geçici olacak, arkas›ndan uzun süreli tahribat dönemleri gelecektir. Al›nacak önlemler, anl›k, gelip-geçici baflar›lar› de¤il, uzun vadede sa¤l›kl› bir rekabet ortam›n›n oluflturulmas›n› hedeflemelidir. a) Doğru b) Yanlış 5- “‹nternet Erifliminin Denetimi” isimli makaleye göre: a) Kurumsal bilişim söz konusu olduğunda internet erişimi de evdeki ADSL üzerinden gerçekleştirilen kişisel internet erişiminden çok farklı değildir. b) Kurumlarda internet erişimi belli politikalar çerçevesinde gerçekleştirilmeli; güvenlik olgusuna azami önem verilmelidir. Öncelikle yapılması gereken, organizasyon yapısından bağımsız olarak tüm kullanıcıları segmentlere ayırmaktır. c) Temel olarak internet erişimi dört kademeye ayrılabilir: 1. Sadece eposta trafiği 2. Birinci kademe + iş ile ilgili web siteleri 3. İkinci kademe + belirlenmiş medya siteleri 4. Birinci kademe + sınırsız web site erişimi. d) İç denetimin öncelikle yapması gereken şey kurumun bu konularla ilgili politikalarını özetleyen bir yönetmeliği hazırlaması ve bunu tüm personele duyurmuş olmasıdır. 6- “Sosyal Sorumlulu¤un Denetimi Nas›l Olacak?” isimli makaleye göre, Sosyal sorumluluk, flirketler ancak belli bir büyüklü¤e ve olgunlu¤a ulaflt›ktan sonra kazan›lan bir anlay›flt›r. fiirketler, kurulduklar›ndan sonra belirli bir büyüklü¤e ulaflt›klar›nda çal›flanlar›na, yat›r›mc›lar›na, tüketicilere ve genel olarak topluma karfl› sorumludur! En az›ndan toplumun beklentisi budur! Aksine davrananlar› fliddetle cezaland›rmakta, hatta ifl dünyas› haritas›ndan silebilmektedir. a) Doğru b) Yanlış 7- “Bankac›l›¤›m›zda ‹ç Kontrol” isimli makaleye göre, a) İç sistemler kapsamındaki iç kontrol, iç denetim ve risk yönetimi birimleri banka organizasyon yapısı içerisinde genel müdüre bağlı olarak kurulur. b) Yönetim kurulu iç sistemler kapsamındaki görev ve sorumluluklarını hiçbir şekilde iç sistemler sorumlusuna devredemez. c) İç Sistemler Yönetmeliği'nde üst yönetimin sorumlulukları başlığı altında yönetim kurulunun, denetim komitesinin ve üst düzey yönetimin görev ve sorumlulukları birlikte özet olarak belirtilmiştir. d) İç kontrol faaliyetleri asgari olarak, faaliyetlerin icrasına yönelik işlemlerin kontrolü, iletişim kanalları ile bilgi sistemlerinin ve finansal raporlama sisteminin kontrolü ve uyum kontrollerini kapsar. 8- “Günümüz ‹flletmelerinde Yolsuzluk Riski” isimli makaleye göre, a) Yolsuzluk inceleme uzmanları, yolsuzluğun belirtilerinin ortaya çıkması ve şüpheli ve ihbar durumlarında yapılan tahkikatı yürütememektedirler. b) En etkin iç kontrol sistemi, onu çalıştıranların dürüstlüğünden etkilenmez. c) Özellikle küçük işletmelerde, kişiler birbirlerini yakından tanıdığından, daha cok güvendiğinden ve dolayısıyla daha az kontrol edildiğinden, oransal olarak daha çok yolsuzluk yapılmaktadır. d) Aslında, suiistimal ve sahtekarlıktan korunma maliyetlerinin yolsuzluk ile kaybedilecek degerler ve itibar kaybından daha fazla olduğu belirlenmiştir. Bu uygulamayla CIA unvan›na sahip olan iç denetçiler, 1 y›l için 12 krediyi aflmamak kayd›yla CPE kredisi kazanma flans›na sahip olacaklard›r. Bu çerçevede, derginin her say›s›nda verilen sorular›n en az %75’ini do¤ru cevapland›ranlar 3 CPE kredisine hak kazanacaklard›r. Sorular›n yan›tlar›n› isminiz, e-mail adresiniz ve üyelik numaran›zla birlikte [email protected] adresine ya da 0212 212 55 26 numaral› faksa gönderebilirsiniz. ‹Ç DENET‹M / Bahar 2008 “Ortak Bilgi Havuzu (Common Body Of KnowledgeCBOK) 2006 - Küresel Özeti” isimli makaleye göre afla¤›daki 2 soruya uygun cevab› belirtin. 64 PANO T‹DE Kurucu Baflkan› Ali Kamil Uzun “Y›l›n ‹flletmecisi” Türkiye ‹ç Denetim Enstitüsü Kurucu Baflkan› Ali Kamil Uzun, Dünya Gazetesi ve ‹stanbul Üniversitesi ‹flletme Fakültesi taraf›ndan verilen "2007 Y›l›n ‹flletmecileri Ödülü"ne lay›k görüldü. Uzun’a ödülü, ‹.Ü. Avc›lar Kampüsü ‹flletme Fakültesi Oditoryumu’nda, 2 Nisan 2008 günü düzenlenen törende verildi. Deloitte Türkiye Yönetim Kurulu Dan›flman›, Türkiye ‹ç Denetim Enstitüsü’nün kurucusu Ali Kamil Uzun, ‹.Ü. ‹flletme Fakültesi ve Dünya Gazetesi iflbirli¤i ile her y›l verilen “2007 Y›l›n ‹flletmecileri Ödülü”ne lay›k görüldü. ‹ç denetim konusunda 28 y›ll›k uygulama ve yöneticilik deneyimine sahip Ali Kamil Uzun, ödülünü 2 Nisan 2008 Çarflamba günü, 1977 y›l›nda mezun oldu¤u ‹.Ü. ‹flletme Fakültesi’nin Avc›lar kampüsünde düzenlenen törende ald›. ‹ç denetim, bilgi sistemleri denetimi, toplam kalite yönetimi, insan kaynaklar›, e¤itim ve iletiflim konular›nda finans ve çeflitli endüstri kurulufllar›nda üst düzey yöneticilik yapan Ali Kamil Uzun, Türkiye ‹ç Denetim Enstitüsü’nün kurucusu olarak Türkiye’de iç denetim ile ilgili mesleki örgütlenmenin sa¤lanmas›nda öncü çal›flmalarda bulundu. Yeminli Mali Müflavir ve CFE (Certified Fraud Examiner) ünvanlar›na sahip olan Ali Kamil Uzun, ödül töreninde yapt›¤› konuflmada Türkiye’de “Y›l›n ‹flletmecisi” ödülünü alan ilk iç denetçiden biri olman›n kendisi için çok anlaml› oldu¤unu belirtti. ‹flletmeli bir meslek adam› olarak; ilkeleri ve de¤erleri, özverili ve gönüllü adanm›fll›¤›, yetkinlikleri ve vizyonu, de¤er yaratan hizmetleri ve yetifltirdikleri ile her meslek adam›n›n kendi alan›nda örnek gösterilen, izlenen bir lider olabilece¤ini ifade eden Ali Kamil Uzun “Dürüst ve fleffaf bir toplumun, demokratik ve kalk›nm›fl bir ülkenin sayg›n yurttafllar› olmak istiyorlarsa bu yaklafl›m› kendilerine düstur edinmelerin, ö¤ütlüyorum” sözleriyle genç iflletmecilere seslendi. ‹Ç DENET‹M / Bahar 2008 Türkiye’nin ‹lk Denetim Portal›na Alt›n Örümcek Ödülü Denetim alan›nda üst düzey yöneticileri bilgilendiren Denetimnet adl› internet sitesi (www.denetimnet.net), Doruknet taraf›ndan gerçeklefltirilen Alt›n Örümcek Web Ödülleri Organizasyonu’nda ödül ald›. Türkiye’nin ilk ve tek denetim portal› olan ve ifl dünyas› taraf›ndan büyük ilgi gören Denetimnet, Profesyonel Servisler dal›nda ikincili¤e lay›k görüldü. Türkiye’de önemi giderek artan denetim konusunda, bilgilendirme ve bu alandaki güvenilir, güncel bilgi paylafl›m› için tek adres olan Denetimnet, 2002 y›l›ndan bu yana Doruknet taraf›ndan düzenli olarak gerçeklefltirilen Alt›n Örümcek Web Ödülleri Organizasyonu’nda ödül ald›. Özellikle kurumsal yönetim, iç denetim, d›fl denetim ve Uluslararas› Raporlama Standartlar› (URFS) hakk›nda detayl› bilgiler sunan Denetimnet, halk oylamas› sonuçlar›n› göz önüne alan uzman jüri üyeleri taraf›ndan Profesyonel Servisler dal›nda ikincili¤e lay›k görüldü. 65 PANO TÜS‹AD, Kurumsal Yönetim ve ‹ç Denetim Semineriyle Fark Yaratt› TÜS‹AD, 29 May›s 2008 tarihinde ‹stanbul Ceylan InterContinental Otel’de “Kurumsal Yönetim ve ‹ç Denetim” bafll›kl› bir rehber tan›t›m› ve seminer düzenledi.TÜS‹AD fiirket ‹flleri Komisyonu Baflkan› Ali Kibar, TÜS‹AD ‹ç Denetim Alt Çal›flma Grubu Baflkan› Ali Kamil Uzun, IIA - Uluslararas› ‹ç Denetçiler Enstitüsü Avrupa Bölge Müdürü Denis Bergevin ve T‹DE - Türkiye ‹ç Denetim Enstitüsü Baflkan› fienol Toygar konuflmac› olarak kat›l›rken Sabanc› Holding Denetim Daire Baflkan› Fuat Öksüz Ali Kamil Uzun'un baflkanl›¤›nda yönetilen “Yönetim Kurullar› Taraf›ndan ‹ç Denetim Nas›l Etkili Kullan›l›r?” konulu seminerde kat›l›mc›lar› bilgilendirdi. TÜS‹AD ‹ç Denetim Alt Çal›flma Grubu taraf›ndan haz›rlanan “Yönetim Kurullar›n›n ‹ç Denetim Hakk›nda Sormas› Gereken 12 Soru” isimli rehberin tan›t›m› ve sunumu bafllayan seminerin aç›l›fl konuflmas›n› TÜS‹AD fiirket ‹flleri Komisyonu Baflkan› yapt›. May›s ay›n›n Uluslararas› ‹ç Denetim Fark›ndal›k Ay› olmas› sebebiyle düzenlenen seminerin seminerin “Küresel ve Ulusal Geliflmeler çerçevesinde ‹ç Denetimin Gelece¤i” bafll›kl› oturumunda Uluslararas› ‹ç Denetim Enstitüsü Avrupa Bölge Müdürü ile Türkiye ‹ç Denetim Enstitüsü Baflkan› konuyla ilgili görüfllerini aktard›. “Yönetim Kurullar› taraf›ndan ‹ç Denetim Nas›l Etkili Kullan›l›r?” bafll›kl› son oturumda ise flirket temsilcilerimiz bu alandaki deneyimlerini üyelerle paylaflt›. IIA (Uluslararas› ‹ç Denetçiler Enstitüsü) taraf›ndan düzenlenen ve mesle¤in önümüzdeki 5 y›ll›k küresel stratejilerinin belirlenmesine yönelik çal›flmalar›n yap›ld›¤› “Global Council 2008” bu y›l Costa Rica'da 20-23 Nisan tarihleri aras›nda gerçeklefltirildi. Bu y›lki toplant›lara 61 Ülkenin Enstitülerini temsilen 101 meslek örgütü lideri ve IIA çal›flanlar›ndan ise 18 kifli kat›ld›. Türkiye delegasyonunda ise T‹DE baflkan› fienol Toygar ve Genel Sekreter Ebru Al›fl›k Y›ld›r›m yer ald›. T‹DE Baflkan› fienol Toygar, bir panelde konuflmac› olarak yer ald› ve Türkiye'nin alm›fl oldu¤u IMAP 2007 ödülüne yönelik bir sunum yapt›. ‹Ç DENET‹M / Bahar 2008 IIA Global Council 2008 Costa Rica’da gerçeklefltirildi 66 SUMMARY English Summary The subject taken up in the Iceberg Section in this issue of our magazine is “Corporate Governance and Auditing in Football”. In the session during which Dr. Cüneyt Sezgin, member of the board of directors of Garanti Bank, acted as the moderator, the speakers were Atilla Gökçe, journalist Tu¤rul Akflar, regional manager at Garanti Bank and a founder of Strategic Research Center for the Football Industry ("FESAM") and author of various books on the football industry, Associate Professor Kutlu Merih, another FESAM founder and author of several books on the football industry, Osman Kaya, an expert working at FESAM, Burç Seven, leader of Deloitte Turkey Sports Industry, Dr. Aylin Seçkin, a faculty member at Bilgi University, and Ali Kamil Uzun, founder president of Internal Auditing Institute in Turkey (T‹DE). The participants, each of whom is an esteemed specialist in his/her field, make an assessment from different points of view on issues such as “Where do we stand in Turkey on the institutionalization of football?” and “On which topics do we need development?” The minutes of meeting where opinions were put forth on the role assumed by auditing in these processes evaluate football from a different perspective. We hope that, during these days when football has come to the top of our agenda thanks to the European Football Championship, this session where significant information was exchanged to underscore the highly important issues for Turkish football, namely, institutionalization and auditing will contribute to draw attention to the efforts spent on such matters and help formulation of the public opinion. ‹Ç DENET‹M / Bahar 2008 In the Rivet section, space was given to an article running in parallel with the subject cited in Iceberg. In that article headlined “Management and Auditing in Our Clubs” much beneficent information is given on the degree of preparedness towards ongoing change and transformation in football, where problems and shortcomings lie, and required actions to be taken for risks and corporate management. In the Parenthesis section, the article “The New Board of Directors” asserts that the classic board of directors concept has completed its evolution and is now reborn with a new spirit. In the Fingerprint section, the article “Supervision of the Internet Access” provides useful information on the supervision of the Internet access of employees working within the frame of corporate informatics. In the Seal section, the article “How Social Responsibility is to be Supervised” puts forth interesting ideas on the social responsibility concept, one of the most popular discussion items of recent times, and its supervision. In the Green Pen section, the article “Internal Control in the Turkish Banking System” discusses implementation of traditional internal control in the Turkish banking sector, recent developments and structural organizations, basic features of the internal control system, operators of internal controls, and supplies other useful information on the subject. In Beyond Line section, the article “To Become a Professional Association” covers the topics of what “becoming a professional association” means, its functions, requirements, rules and principles. The article also discussed the definition of becoming a professional association and becoming a professional, and the different meanings this terms convey for the profession of audit and inspection and examiners and professional associations. In other sections of the magazine, you will find articles and editorials on current developments on internal auditing and other topics that we hope will be useful and read with interest. 67 D‹KKENAR Dünya Toparlakt›r... Ali Kamil Uzun / [email protected] [email protected] www.tide.org.tr