2009 - Kandil PDF İndir - Vitra Seramik Sanat Atölyesi

Transkript

2009 - Kandil PDF İndir - Vitra Seramik Sanat Atölyesi
Anadolu Koleksiyonu
1995 - 2009
VitrA Seramik Sanat Atölyesi
Dr. Nejat Eczac›bafl›'n›n "Sanat ve kültüre yap›lan her türlü yat›r›m, do€rudan
do€ruya toplumun sosyal varl›€›, ekonomisi, politikas› ve bütün benli€inin
geliflmesine yap›lm›fl bir katk›d›r." düflüncesi, yar›m as›r önce, VitrA Seramik
Sanat Atölyesi'nin temellerini att›...
1950'li y›llar›n sonlar›nda Ça€dafl Seramik Sanatç›lar› Derne€i'nin kurulufluna
öncülük eden Eczac›bafl›, Mumhane'de bulunan laboratuvar›n› seramik
sanatç›lar›n›n hizmetine sundu. Burada verilen meslek edindirme kurslar›
bir taraftan yetenekli gençleri serami€e kazand›r›rken, di€er taraftan da
Muhsin Demironat, Füreya Koral, Mediha Akarsu gibi isimlerin
yönlendirmesiyle serami€e ilgiyi özendiren yar›flmalar düzenleniyordu. Atilla
Galatal›'y› bize kazand›ran böyle bir yar›flma oldu.
‹stanbul Kartal'da, o zamanki ad›yla Dr. Nejat fi. Eczac›bafl› Seramik
Fabrikalar›'n›n el sanatlar› k›sm›, üç atölye halinde çal›flmaktayd›. Burhan
Toprak yönetiminde “Klasik Türk Çinicili€i Atölyesi”; Muhsin Demironat
yönetiminde “‹znik Tipi S›ralt› Dekor Atölyesi”; Alev Ebuziya, Alev ‹lkin, Ali
Teoman Germaner, Cande€er Furtun, Cevdet Altu€, Erdo€an Ersen, Melike
Abas›yan›k, Nasip ‹yem ve Tüzüm K›z›lcan gibi sanatç›lar›n çal›flmalar›n›
yapt›klar› “Modern Sanat Atölyesi”...
Daha sonraki y›llarda Kartal'da Dr. Nejat fi. Eczac›bafl› Seramik Fabrikalar›
A.fi. bünyesinde Belma ve Sadi Diren yönetimindeki “Hediye ve Sofra Seramikleri
Fabrikas›”nda çal›flan sanatç›lar, dönemin en nadide eserlerini ortaya koydu.
Eczac›bafl›'n›n seramik üretimi yapan fabrikalar›, her dönemde imkanlar›n›n
seramik sanatç›lar› taraf›ndan kullan›lmas›na izin verdi. 1997 y›l›nda, bugünkü
ad›yla “VitrA Seramik Sanat Atölyesi”, iflleyifl olarak eski Modern Sanat
Atölyesi'nin uzant›s› olmay› benimseyen bir anlay›flla, seramik sanatç›lar›na
kap›lar›n› açt›.
Seramik sanatç›lar›n›n atölye çal›flmalar›yla b›rakt›klar› izler "Kiflisel ‹zler"
sergisine hayat verdi. 1998'den bafllayarak gelenekselleflen "Kiflisel ‹zler" sergileri,
‹stanbul'un yan› s›ra Türkiye'nin çeflitli kentlerinde sergilendi...
Tarihi ve kültürel zenginliklerimizi seramikle yaflatmak amac›yla, 1995’ten
bu yana VitrA Anadolu Koleksiyonu’nu üretiyoruz. Anadolu ve Mezopotamya’da
yaflam›fl farkl› kültürleri yans›tan bir ürünü, her y›l yaln›zca 1000 adet ve
numaral› olarak haz›rl›yor, dostlar›m›zla paylafl›yoruz.
Eczac›bafl› Yap› Grubu olarak, 50 y›ll›k VitrA markas›yla oluflturdu€umuz
de€erlerin ›fl›€›n›, gelecek nesillere tafl›yacak bir simge olmas› amac›yla,
Anadolu Koleksiyonu'nun 15. ve son parças› olarak, kandili seçtik...
2009 / Kandil
‹lkça€larda temel gereksinimlerini ›s› ve ›fl›ktan yararlanarak karfl›layabilece€ini
anlayan insan; yeme€ini piflirmifl, so€uk havalarda ›s›nm›fl, gecesini ayd›nlatm›fl...
Zamanla yeni teknikler gelifltirerek atefli yan›nda tafl›yabilece€ini anlam›fl,
dallara sar›lm›fl kumafllar› yakarak meflale yapm›fl. Tafllar› oyarak içinde yakt›€›
ya€›n ›fl›€›n› kullanmaya bafllamas›yla kandili oluflturmufl. Zamanla da piflmifl
toprak, bronz, gümüfl, alt›n ve camdan kandiller yap›p ayd›nlatma arac› olarak
kullanm›fl.
Kullan›m amac› ve yeri zaman içinde çeflitlilik gösteren kandiller, klasik
dönemde evlerde nifllerin içine, duvara veya tavana zincirlerle as›larak,
ayd›nlatma için kullan›lm›fl. Tap›naklarda, sokaklar›n ayd›nlat›lmas›nda,
madenlerde ve hamamlarda kullan›l›r hale gelmifl. Kült törenlerinde, sunaklarda
yak›lm›fl ve adak olarak sunulmufl.
Roma gelene€inde ise arkadafllar birbirlerine, üzerinde mutlu bir y›l dile€ini
ifade eden yaz›lar›n bulundu€u özel kandilleri yeni y›l hediyesi olarak vermifl.
Yine bu dönemlerde ölen kiflinin mezar›nda kandil yak›lmas›, kiflinin sa€l›€›nda
temsil etti€i düflüncenin yaflat›laca€›n› simgelemifl. M.S. 7. yüzy›lda, mumun
yayg›n olarak kullan›lmas›yla kandil kullan›m› azalm›fl. Günümüzde ise art›k
bir süs eflyas› olarak sat›n al›nan kandillerin ilk örnekleri, Anadolu Medeniyetleri
Müzesi'nde ve ‹stanbul Arkeoloji Müzesi'nde sergileniyor.
2008 / Baflhavuz - K›rkçeflme Su Yolu
Tarih boyunca tüm medeniyetler "su"yu, önemli ve de€erli bir kaynak olarak
gördü, korumak ve kullanmak için çeflitli yollar denedi. Günümüzde ise su,
do€al bir kaynak olmaktan ç›k›p, korunmas› gereken bir varl›k haline dönüfltü.
M.Ö. 658 y›l›nda kurulan ve dünyan›n en eski flehirlerinden biri olan ‹stanbul,
Roma ‹mparatorlu€u döneminde bilinen en eski su tesislerine kavuflmufltu.
Bizansl›lar›n Roma devrinden kalan su isalelerine fazla bir fley eklememesi
ve Osmanl› döneminde nüfusun giderek artmas› nedeniyle, mevcut tesisler
su ihtiyac›n› karfl›layamaz hale gelmiflti.
Fatih Sultan Mehmet'in tamir ettirerek kullan›lmas›n› sa€lad›€› tesisler yetersiz
kal›nca, Kanuni, ‹stanbul'un su sorununu çözmek için Mimar Sinan'›
görevlendirdi.
Mimar Sinan 1555'te bentleri, tünelleri, su yollar›, kemerleri, biriktirme ve
da€›tma yap›lar›yla uzunlu€u 50 km'yi aflan K›rkçeflme Su Tesisleri'nin yap›m›na
bafllad›. K›rkçeflme, Ka€›thane Deresi'nin Belgrad Ormanlar›'ndaki iki ayr›
kolunun sular›n› havuzlarda biriktiriyor ve bu tesisin en önemli eserlerinden
biri olan Baflhavuz'da birlefltirip E€rikap› mahzenine ulaflt›r›yordu. Oradan
kemerler arac›l›€›yla flehrin çeflitli semtlerindeki umumi çeflmelere ulaflan
su, tüm flehre da€›t›l›yordu.
Tarihçi Peçuylu ‹brahim'in "büyük hay›r ifllerinden biri" olarak nitelendirdi€i
K›rkçeflme, ‹stanbul'un Osmanl›lar›n eline geçmesinden sonra yap›lan en
kapsaml› su tesisidir ve krokisi halen Topkap› Saray›'n›n III. Ahmet
Kütüphanesi'ndedir.
2007 / Kubad Abad Saray Çinileri
Bilgiye ve sanata çok de€er veren Selçuklu Sultanlar›, ününü duydu€u bilgin
ve sanatç›lar› uzak ülkelerden davet edip, onlar› en güzel flekilde a€›rlamaya
önem vermifl, dolay›s›yla do€u ile bat›y› birbirine yaklaflt›rarak yeni bir kültür
ortam› yaratm›flt›. Selçuklu saray› birçok felsefe, bilim ve edebiyat ustas›n›
destekledi, Mo€ol istilas›ndan kaç›p kendilerine s›€›nan Bizansl›, ‹ranl›, Orta
Asyal›, Kafkasyal›, Ermeni, Gürcü, Çinli gibi etnik kökeni farkl› nice sanatç›ya
kap›lar›n› açarak, birçok eser yaratmalar›n› sa€lad›.
Anamas Da€lar›'n›n eteklerinde, Beyflehir Gölü'nün güneybat› k›y›s›ndaki
cennet bölgede, küçük bir alüvyon ovas›n›n göle do€ru ç›kan kayal›k tepesinde
yer alan Kubad Abad Saray›, bugünkü Türkiye'nin temellerini atan, do€u ile
bat›y› birbirine yaklaflt›rarak yeni bir kültür yaratan Selçuklular›n büyük sultan›
Alaaddin Keykubad taraf›ndan yapt›r›ld›.
Selçuklu sanat›nda yaln›zca saraylarda kullan›lan ve mimariye renk katan
zengin figürlü çinilere Kubad Abad'da da rastland›. Bu çiniler Selçuklu
sanat›n›n esteti€ini ve dinamizmini oluflturuyordu.
O€uzlar›n K›n›k boyundan gelen Selçuklular; mimari aç›dan ça€›n›n çok
ötesinde bir devlet olarak tarihe isimlerini kaz›makla kalm›yor, yaratt›klar›
çinilerle de Selçuklu yaflam biçimini, din, dil, ›rk ayr›m› yapmadan de€iflik
kültürlerin sentezinden oluflturduklar› hoflgörülü dünyay›, bize bir fleyler
anlatmak istercesine gözler önüne seriyor.
Tarih öncesinden bugüne, do€ayla giriflti€i mücadelede, kendini say›s›z araçla
donatt› insano€lu ve hiç y›lmad›... Zekâs› ve yetene€iyle yaratt› bu araçlar›,
kimi zaman da korkular›yla...
2006 / Medusa
Her zaman taflla, sopayla, okla, barutla ya da bilek gücüyle de€il, bazen de
t›ls›mla, iksirle, muskayla karfl› koydu kötülüklere, felaketlere...
‹flte Medusa da bunlardan biri. Bu y›lan saçl› kad›n, eski ça€larda, kötülüklerden,
felaketlerden korunmak için çare arayan insano€lunun medet umdu€u bir
imge oldu.
Mitolojiye göre Medusa, ola€anüstü gücü, kendisine bakan› bir anda tafla
çeviren gözleriyle "yaflam, ölüm ve yeniden do€uflu” simgeliyordu. Antik
Ça€'da dönemin büyük yap›lar› ile özel mekânlar›, kötülük ve felaketlerden
korunmak için Medusa bafl› formunda heykellerle, kabartmalarla süslendi.
Günümüze dek ulaflan en güzel ifllenmifl ve korunmufl Medusa figürlerinden
birisi, Didim'de Apollon Tap›na€›'n›n bahçesinde bulunuyor. Bilinen
Medusa bafllar›n›n en etkileyicileri ise ‹stanbul Yerebatan Sarn›c›'ndad›r.
Medusa bafllar› karanl›k sular›n içinde, uçsuz bucaks›z bir orman› hat›rlatan
sütunlarla bezeli sarn›c›n en dibinde yer alan iki sütunun alt›ndad›r.
Yüzy›llard›r Yerebatan Sarn›c›'nda ahenkle damlayan sular›n içinde kalan
Medusa, hiç yorulmadan o eflsiz gücüyle, sarn›c›n yar› karanl›k, gizemli
atmosferinde dolaflanlara yaflam›, ölümü ve do€an›n sonsuz döngüsünü
an›msat›yor.
2005 / Elmal› Sikkeleri
Tam 1.900 parçadan oluflan ve bugün Ankara Anadolu Medeniyetleri
Müzesi'nde sergilenen Elmal› Hazinesi, Akdeniz bölgesindeki flehir devletlerinin
bast›€› gümüfl sikkeleri içeriyor.
Hazinenin en önemli yan› ise Yunanl›lar›n Persleri yendi€i bir savafl›n an›s›na
ç›kar›lan "dekadrahmi"leri bar›nd›rmas›. Elmal› Definesi'nin bulundu€u 1984
y›l›na kadar, dünya üzerinde bilinen dekadrahmi say›s› yaln›zca 13 iken, Elmal›
Definesi'nde bunlardan tam 14 tane bulunuyordu.
Çeflitli dönemlerin en önemli tarihi olaylar› ve kiflileri sikkelerin üzerindeki
kabartmalarda boy gösteriyor. Uzun ve kanl› savafllar, ard›ndan gelen bar›fl
antlaflmalar›, ad›-san› hiç duyulmam›fl flehir devletleri, devirlerinin bugün
art›k yitip gitmifl en gösteriflli heykelleri, yap›lar›, hatta bugün art›k yaflamayan
baz› canl› türleri, bitkiler, hayvanlar, sikkelerle günümüze ulafl›yor.
Sikkelerin çeflitlili€i, üzerlerindeki tasvirler, bu topraklarda egemenlik kuran
devletlerin ekonomik ve siyasal geliflimine ›fl›k tutuyor. Sikke yap›m›nda
kullan›lan madenler ve teknikler ise dönemin üretim teknolojisindeki
de€iflimleri anlat›yor.
2004 / Oyuncak Araba
Zaman›m›zdan 9500 y›l önce Anadolu'da, Çatalhöyük'te ilk tar›m toplumunu
kuran Hititler, ekip biçtikleri ürünleri yüzy›llar boyunca k›zak ve taht›revan
gibi araçlarla tafl›d›lar.
Günümüzden tam 5000 y›l önce ilk kez Mezopotamya'da, bir çömlekçi
çark›nda, killi topra€a biçim vermek için dönmeye bafllayan tekerlek, yaln›zca
serami€in geliflimini sa€lamakla kalmad›, ayn› zamanda ulafl›m› h›zland›rarak
dünyan›n kaderini de€iflirdi.
Belgeler, ilk tekerlekli arabalar›n M.Ö. 3500 y›llar›nda Sümer çiftçiler taraf›ndan,
ürün tafl›mada kullan›ld›€›n› gösteriyor. M.Ö. 3. biny›l›n bafllar›nda tunç
alafl›m›n›n günlük yaflamda yayg›n biçimde kullan›lmaya bafllanmas› ve
tekerle€in tafl›ma araçlar›na tak›lmas›, araban›n ilk atalar›n› yaratt›.
Hititli araba ustas›n›n müflterisi için haz›rlad›€› bir ka€n›n›n maketi veya
çocu€u için yapt›€› sevimli bir oyuncak olabilecek bu araba, M.Ö. 3. biny›lda
Anadolu'daki tafl›ma araçlar›n›n yap›m tekni€i ve görünümü konusunda
tarihçilere ›fl›k tutuyor.
2003 / fiifa Tableti
Tarih öncesi ça€lardan günümüze, insano€lu var gücüyle hayata tutunmaya
çal›fl›yor. Her koflula ra€men varl›€›n› sürdürme içgüdüsü, bilinmeyene karfl›
duydu€u büyük korkuya galip geliyor. Hastal›klarla, do€al felaketlerle
savaflabilmek, att›€› her ad›mda onu bekleyen tehlikelere karfl› koyabilmek
için büyük bir mücadele veriyor.
Bugün, bu savaflta onu destekleyen say›s›z araç var elinde... Yeryüzünün en
ak›ll› yarat›€› insano€lu, do€aya ve çevreye hükmediyor. Oysa uygarl›k
serüveninin ilk döneminde, dua etmekten, tanr›lara yakarmaktan baflka bir
ifl gelmiyordu elinden... Bazen flifal› bitkilerden, bazen de kabartma resimler
ve yaz›larla bezedi€i sihirli flifa tabletlerinden medet umuyordu.
2002 / Kadefl Anlaflmas›
Yeryüzünün bilinen en eski yerleflim yerleri olan Anadolu ve Mezopotamya'y›
yeterince tan›mak için, belki de Nuh Peygamber'in yolculu€una kadar uzanmak
gerekiyor. Tarih boyunca say›s›z uygarl›€›n kap›lar›n› açm›fl, bereketli
topraklar›nda farkl› kültürleri konuk etmifl, insanl›k tarihinin en önemli
dönüflümlerine tan›k olmufl bir co€rafya buras›...
Bu topraklar, kucak açt›€› irili ufakl› say›s›z devletin do€ufluna ve y›k›l›fl›na
tan›kl›k ederken, uygarl›€›n en temel basamaklar›na da flekil verdi. Tarihin
bilinen en eski yaz›l› kaynaklar› gibi, ilk uluslararas› bar›fl antlaflmas› da burada
hayat buldu.
M.Ö.1269'da, iki süper devlet olan Hitit ve M›s›r Krall›klar› aras›nda imzalanan
Kadefl Antlaflmas›, tarihin ilk uluslararas› bar›fl antlaflmas›yd› ve Hitit Kral›
III. Hattuflili ile M›s›r Firavunu II .Ramses'in mühürlerini tafl›yordu.
Antlaflmadan bugüne, her iki tarafta da birer metin kald› .Bunlardan biri
Ankara yak›nlar›nda Bo€azköy'de, Hitit uygarl›€›n›n baflkenti Hattufla'da
yap›lan kaz›larda bulundu. Asl› gümüfl tablet olan metin, kil tablet üzerine
kopyalanm›flt›r.
Bugün ‹stanbul Arkeoloji Müzesi'nde sergilenen parça, M›s›rl›lar›n haz›rlad›€›
antlaflma metninin Akadça çevirisidir. Hititlerin haz›rlad›€› metin de, gümüfl
tablet üzerine çivi yaz›s›yla, t›pk› di€eri gibi dönemin diplomatik dili olan
Akadça yaz›lm›flt›r.
2001 / Çingene’nin Gözleri, Zeugma
M.Ö. 300 y›llar›nda Büyük ‹skender'e ba€l› Babil Satrap› Seleucus I Nicator
taraf›ndan kurulan antik Zeugma kenti, Gaziantep'in Nizip ilçesinin 10 km
do€usunda, F›rat Irma€›'n›n iki yakas›ndaki Seleuceia ve Apamea adl› iki
flehirden olufluyordu.
Yunancada "köprü" anlam›na gelen Zeugma, Orta Anadolu ile Mezopotamya'y›
yüzy›llar boyu birbirine ba€lad›. O dönemlerin önemli süsleme
sanatlar›ndan “taban mozai€i”nin en güzel örneklerinden biri,
F›rat k›y›s›ndaki bir villada bulunan "Çingene k›z›" mozai€iydi .Çingene k›z›n›n
anlaml› bak›fllar›, bu mozai€i Zeugma'n›n en dikkat çeken parças› haline
getirmiflti. Bu eser, belki de o zamanlar yaflanm›fl büyük bir aflk›n mozai€e
yans›mas›yd›.
2000 / Ana Tanr›ça Heykelci€i
Tarihte, Akdeniz çevresinde, Asya'da ve kuzey ülkelerinde birçok kültür ve
uygarl›kta çeflitli isimlerle an›lan bir Ana Tanr›ça ile karfl›laflmak mümkündür.
Anadolu'da yap›lan kaz›lar, Ana Tanr›ça figürünün M.Ö. 6500 - 7000'lere
kadar dayand›€›n› ortaya ç›kartt›. Anal›€›, üremeyi, diflili€i, hayat›n
sürmesini ve dolay›s›yla bereketi simgeleyen Tanr›ça, ayakta, oturmufl ya
da uzanm›fl olarak betimlenirdi; genifl kalçal›, iri gö€üslü ve genellikle
ç›plakt›.
VitrA Seramik Sanat Atölyesi, Anadolu'nun çokkültürlülü€üne ve zengin
geçmifline ba€l› olarak de€iflik formlarda hayat bulan Ana Tanr›ça figürü
aras›ndan, M.Ö. 5700 - 3600 y›llar› aras›nda kutsal anne temas›n› insanl›€a
aktaran Hac›lar Ana Tanr›ças›'n›, 2000 y›l›n›n modeli olarak seçti.
Anneli€in öneminin vurguland›€› Anadolu topraklar›nda, ayn› de€erlerin
yeni milenyumda da devam etti€ini, bir kez daha ve farkl› bir yöntemle
aktard›..
1999 / Çift Bafll› Ördek
Anadolu'da ilk büyük uygarl›€› kuran Hititlerde sanat›n daha çok dinsel
bir nitelik tafl›d›€› görülür. Gerek dinsel inan›fl gere€i, gerek do€ayla
olan bütünsellikten ötürü, Hitit sanat›nda hayvan figürlerine s›kça
rastlan›r. Bunun önemli örneklerinden baz›lar›, dinsel törenlerde
kullan›lan kufl, bo€a, antilop ve çift bafll› ördek biçimindeki içki kaplar›d›r.
Geç Hitit döneminde yap›lm›fl, kad›n-erkek aras›ndaki eflitli€i ve adaleti
simgeleyen "Çift Bafll› Ördek" figürü, yüklendi€i anlam› bugünün
Anadolu'suna aktarabilmesi için, VitrA Seramik Sanat Atölyesi'nin 1999'daki
konu€u oldu ve Hitit de€erlerini günümüze aktard›.
1998 / Keçi Ryton
Anadolu'da yaflayan en eski uygarl›klardan biri olan Hititler, b›rakt›klar›
kültürel mirasla topraklar›m›z› zenginlefltirdi. Kültürel füzyonun
merkezinde yaflayan uygarl›k, Anadolu'nun mozai€inden olsa gerek,
her toplulu€un Tanr›s›n› benimsedi, çokseslili€in merkezi oldu.
Hititlerde Tanr›lar tamamen insanlar gibi düflünülmüfltü. Buna göre Tanr›lar
insanlara ait duygular› yaflayabilmekte, hatta ac›kmakta, susamakta ve
hastalanmaktayd›. Dolay›s›yla, dini törenlerde de€erli madenler gibi yiyecek
ve içecek de hediye olarak sunulurdu. Libasyon ad› verilen
içecek sunma töreni, hayvan biçimindeki kaplarla yap›l›rd›. Keçi Ryton bu
amaç için kullan›lan dini araçlardan biriydi.
VitrA Seramik Sanat Atölyesi, Hititlerin bu ritüelini Keçi Ryton'un
rekreasyonuyla hat›rlat›yor, Anadolu kültür miras›n›n 2500 y›l sonra
yaflamas›na destek oluyor.
Anadolu'da tarih öncesi ça€lardan beri süregelen Ana Tanr›ça ö€esinin
devam› niteli€indeki Tanr›ça Kibele, Frigya dönemine ait heykel ve
kabartmalarda en çok görülen figürdür.
Ço€almay›, diflili€i, dolay›s›yla bereketi simgeleyen Tanr›ça Kibele,
do€an›n, insanlar›n hatta Tanr›lar›n anas› olarak nitelendirildi. Daha
sonraki uygarl›klar› da büyük ölçüde etkileyen Kibele inanc›, farkl› Tanr› ve
Tanr›çalarda yeniden hayat buldu. Anadolu'nun sembolü olan Kibele
kabartmalar›, 1997 y›l›nda VitrA Seramik Seramik Atölyesi'nin Kibele'nin
anavatan›na hediyesi oldu.
1997 / Kibele Kabartmas›
‹lkça€›n ünlü kentlerinden Efes, korunakl› liman› ve ‹ran'daki
Susa'dan bafllayan Kral Yolu'nun denize ulaflt›€› nokta olmas› nedeniyle,
döneminin en önemli flehirlerinden birisiydi. Kesin kurulufl tarihi
bilinmemekle birlikte, efsaneye göre M.Ö. 11. yüzy›lda savaflç› Amazon
kad›nlar› taraf›ndan kuruldu€u söylenir.
Ça€›n›n kitaplar›na bile konu olan kentin günümüzdeki ünü, dünyan›n yedi
harikas›ndan biri say›lan Artemis Tap›na€›'na ev sahipli€i yapmas›ndan
kaynaklan›r. Tanr›ça Artemis'e adanan ilk tap›nak M.Ö. 800 y›llar›nda infla
edilmifltir. Kökleri Anadolu'nun Ana Tanr›ça gelene€ine dayanan Artemis,
belinden omuzlar›na kadar birçok gö€üsle resmedildi€i gibi, verimlilik,
bereket ve do€urganl›k Tanr›ças›yd›.
Artemis Efeslilerin kutsal ana figürünü temsil ediyordu, do€aya hakimiyetin
ve her türlü uygarl›€›n koruyucu simgesiydi. Alt›n “Efes Kad›n›” heykelcikleri,
ana ve kad›n sembolü kullan›m›n›n yo€un oldu€u bölgede
geleneksel bir figür oldu, farkl› yüzy›llarda ve farkl› uygarl›klar›n
egemenli€inde dahi önemini korudu.
VitrA Seramik Sanat Atölyesi 1996 y›l›nda, köklü geçmiflinden güç alarak,
bu figürün do€du€u topraklarda tekrar canlanmas›n› sa€lad›.
1996 / Efes Kad›n›
1995 / Malatya Arslan›
Anadolu'da soyu tükenen bir hayvan olmas›na ra€men, Anadolu
medeniyetlerinin heykel ve kabartmalar›n› süsleyen bafll›ca figürlerden
biri asland›r. Anadolu'nun ilk medeniyeti olan Hititlerde, aslan, gücü sembolize
ediyordu. Dolay›s›yla, birçok Hitit flehrinin girifl kap›lar›nda aslan figürleri
kullan›lm›flt›. Bu önemli Hitit flehirlerinden birisi de Malatya yak›nlar›nda
bulunan ve bir dönem Hitit baflkenti olan Aslantepe'dir.
Aslantepe M.Ö. 5000 ile M.S. 712 y›llar› aras›nda çeflitli medeniyetlerin ve
imparatorluklar›n egemenli€inde yaflad›. Dünyan›n en eski
saray›n›n M.Ö. 3350 y›l›nda yap›lm›fl olmas›, bu flehri özel k›lan temel özelli€idir.
Aslantepe'nin girifl kap›s›nda kullan›lan aslan heykeli, as›rlarca flehrin
koruyucusu oldu ve günümüzdeki ismi için de ilham verdi.
Anadolu uygarl›klar›n›n bu kutsal figürü, yaklafl›k 5000 sene sonra, VitrA
Seramik Sanat Atölyesi'nde Anadolu Koleksiyonu'nun ilk parças› olarak
modern ellerde yeniden hayat buldu.

Benzer belgeler