ellemodatrend

Transkript

ellemodatrend
Yeşil ipek gömlek, sarı
pantolon, beyaz deri
çanta, çiçekli fular, hepsi
RALPH LAUREN
COLLECTION, fiyatları
belli değil.
CANSU DERE’YLE
MARAKEŞ’TE
“İSTEDİĞİM
HAYATI
YAŞIYORUM”
Cansu Dere’yle Marakeş’e gittik. O diyarlarda, yani havalimanında, sokakta
herkes kendisini tanıyor, onunla konuşmak istiyor... İstanbul’dan uzakta, bize de
gerçek Cansu Dere’yi tanıma fırsatı doğdu. Gözüktüğü kadar mesafeli mi? Gülmeyi
sevmiyor mu? Neden hiç açıklama yapmıyor, suskun kalıyor? Hiç aşk mektubu
yazdı mı? RÖPORTAJ: MUAMMER BRAV YAZI: SUZAN YURDACAN FOTOĞRAFLAR: EMRE
DOĞRU STYLING: MELİS AĞAZAT
Çiçek desenli elbise,
pembe incili kolye, ikisi
de RALPH LAUREN
COLLECTION, fiyatları
belli değil.
ELLEMODATREND
C
ansu Dere’yle buluşmamızın bir Marakeş, bir de İstanbul ayağı var. ELLE ekibiyle 8 Mart’ta Fas’a uçan
güzel oyuncu, belki yabancı
bir yerde, yabancı bir ülke ve
şehirde rahat edeceğini, kimsenin peşine düşmeyeceğini,
kendisine soru sormayacağını
düşünüyordu, ancak daha havalimanına indiğinde bu konuda çok yanıldığını fark etti: Onu görüp tanıyanlar
peşinden “Sila, Sila” diye sesleniyordu. (“Sıla” ve “Ezel”
şöhreti buraya kadar ulaşmış, her dizi buradaki izleyicisiyle buluşmuş.) Cansu Dere, Faslılar için sadece çok beğendikleri, dizilerini heyecanla izledikleri bir oyuncuydu.
Tam da onun gönlündeki durum: Kimse onun özel hayatıyla ilgilenmiyor, bununla ilgili sorular sormuyor, hayatında birilerinin olup olmadığını, bir şeylere üzülüp üzülmediğini, mutlu olup olmadığını merak etmiyor; Cansu’yu
söylüyor (bu arada, Dere’nin senaryo okumaktan çok hoşlandığını da belirtelim!) Filmdeki Zeynep “İlişkisini başka
insanlar yüzünden bitirmiş ve kaçmak için büyük şehirden küçük kasabaya gelmiş bir kadın. Kaçan, sorunlarıyla
yüzleşmeyen bir karakter”. Acaba böyle bir kadını canlandırmak kendisini zorladı mı? Oyunculukta içgüdülerine çok inandığını, bazen bunun bile yeterli olduğunu söylüyor. Hemen bir iş sırrını daha paylaşıyor: Sinema filmi
için “kapalı devre”, yani şehir dışında çalışmayı, tüm ekiple birlikte olmayı çok seviyor. O böyle konuşunca, hepimizin tanıdığını sandığı o soğuk ve mesafeli Cansu Dere
bir efsaneden ibaret oluyor. Hep birlikte yanılıyor olabilir
miyiz? Bu kendisine gelecek iş tekliflerine olumsuz yansımıyor mu, örneğin bir yönetmenin Cansu’ya yapacak bir
rol önerisini engellemiyor mudur? Güzel (ve bizim Marakeş’te tanıdığımız, gördüğümüz ve sizlerle de bu sayfalarda paylaştığımız güler yüzlü) Cansu Dere “Hiç öyle kaygılarım yok. Bir yönetmenin ‘bu kız soğuk’ diye bana uygun bir rolü teklif etmekten vazgeçeceğini düşünmüyorum” diyor. Muammer Brav onunla tanıştığında bu “ta-
“SEMPATİK MİYİM, BİLMİYORUM.
BABAM DA BENİ ZAMAN ZAMAN ‘ASIK SURATLI KIZIM’
DİYE SEVERDİ. YANİ BU SÖYLENENLER
TAMAMEN UYDURULMUŞ ŞEYLER DEĞİL.
GALİBA KÜÇÜK YAŞTAN BERİ KENDİMİ KORUMAKLA
İLGİLİ, BAZI DUVARLARIM VAR”
her iki dizisinde canlandırdığı karakterlerinin ismiyle seviyorlardı. Uzun lafın kısası, Marakeş günlerimiz böyle
geçti: Gündüz fotoğraf çekimleri, akşamları otelin terasında keyifli sohbetlerle (gerçi bazı televizyon programları veya gazeteler onun aynı tarihlerde İstanbul’un bilmem hangi mekanında sevgilisiyle görüldüğünü söylese de, o ELLE Dergisi’yle birlikte Marakeş’te “eğlenerek çalışıyordu”).
Güzel şeyler bir anda biter, 11 Mart tarihinde dönüş vaktiydi. Sonrasında, Cansu Dere’yle yakın bir zamanda tanışıp arkadaş olan, dergimizin sinema sayfasını yazan Muammer Brav devreye girdi. Hemen ertesi gün Cihangir’de
buluşup röportaj yaptılar.
CANSU DERE NE ANLATTI?
Sinemayı çok seven iki insan bir araya gelince ne olur? Tabii ki sinema konuşulur: 23 Mart’ta vizyona giren “El Yazısı”nda Zeynep karakterini canlandıran Cansu Dere, senaryoyu çok beğendiği için bu rolü hemen kabul ettiğini
riflere” zıt bir kadını görünce epey şaşırdığını itiraf ediyor.
Cansu “Senin söylediğin gibi sempatik miyim, bilmiyorum. Herhalde sevdiğim ve kendimi iyi hissettiğim insanlarla birlikteyken öyleyim. Babam da beni zaman zaman
‘Asık suratlı kızım’ diye severdi. Yani bu söylenenler tamamen uydurulmuş şeyler değil. Galiba küçük yaştan beri kendimi korumakla ilgili, bazı duvarlarım var. Bunlar,
insanlar beni görmesin diye değil, kendimi korumak için
var. Ancak bunun böyle bilinmesiyle ilgili bir sıkındım yok.
Kendimi kanıtlamak için, ne kadar tatlı olduğumu kanıtlamak için bir çabam yok. Nasıl hissediyorsam öyle davranıyorum” diyor.
BİR AÇIKLAMA YAPMAK YA DA YAPMAMAK
Özellikle son haftalarda ondan bir ses çıkmasa da, çok eskide kalan ve biten ilişkisi yüzünden ismi sık sık yazıldı,
ne düşündüğü, nasıl hissettiği merak edildi, basında kendi isteği dışında bolca yer aldı. Muammer Brav “Bu kadar
162
ELLE
Açık mavi tuvalet, açık
mavi el çantası, mavi
ayakkabı, hepsi RALPH
LAUREN COLLECTION,
fiyatları belli değil.
ELLEMODATREND
“KİME NE AÇIKLAYACAĞIM Kİ! AÇIKLAMAK,
GAZETELERE/HERKESE AÇIKLAMAKSA, O İNSANLAR
BENİM HAYATIMDA YOK Kİ... BİR ŞEY AÇIKLAYACAKSAM
BUNU BİREBİR KARŞIMDAKİ İNSANA; HAYATIMDAKİ
İNSANLARA YAPARIM”
suskun kalmak iyi fikir mi? Hani bazen ‘Yeter artık, ben de
bir şeyler açıklayayım da kurtulayım bu durumdan’ diye
düşünmüyor musun?” diye sorduğunda Cansu Dere “Yok,
kime ne açıklayacağım ki! Açıklamak, gazetelere/herkese
açıklamaksa, o insanlar benim hayatımda yok ki... Bir şey
açıklayacaksam bunu birebir karşımdaki insana; hayatımdaki insanlara yaparım. Onun dışında birisine, üçüncü kişilere açıklamalar yapacak bir insan değilim. Özelimi anlatmak bana çok saçma, hatta ayıp geliyor. Biliyorum, magazin basınını çok mutlu edemiyorum” diyor gülerek. Sohbet ilerlerken aslında bir güven problemi olduğunu da saklamıyor. Ancak bunun sadece şöhretin getirdiği bir sonuç
olmadığını da vurguluyor. “Rahat konuştuğum, özelimi
paylaştığım çok az insan var ve bunun böyle olmasını istiyorum. Annemin veya babamın bile bana sormadığı soruları, ilk defa gördüğüm insanların bana sormasından rahatsız oluyorum. Çünkü ben de onlara bunu yapmam” diye altını çiziyor. En istemediği, en korktuğu şöhret yüzünden şımarmak. Bunca zaman şımarmadıysa bunun bir
ihtimal dahi olmadığından eminiz.
SON ZAMANLARDA NASIL HİSSEDİYOR?
Bugüne kadar hiç pişman olduğu, hayal kırıklığı yaşadığı
bir şey oldu mu? “Bir tek ‘Ezel’deki rolümü reddetseydim
çok üzülürdüm. Onun dışında yaşadığım her şey tahmin
ettiğim gibi oldu” diyor. Gerçekçi bir kadın. “Gerçekçi miyim? Çok emin değilim, bazen çok saçmaladığım zamanlar da oluyor” diyor yüksek sesle gülerek. Peki Cansu Dere’yi neler mutlu ediyor? “İşte bu çok zor bir soru, bunu
bir cevaplayabilsem... Aslında biri benim için cevaplarsa
daha kolay olur, çünkü bunun cevabını bilmiyorum. Ancak şu anda hayatımda keyifli olduğum bir dönemdeyim.
İnsanlar her zaman çok mutlu değildir. Bazen mutsuz olursun, işler yolunda gitmez... Bazen de iyi gider. Hayatta inişler ve çıkışlar vardır. Şu anı soruyorsan, mutluyum. Sebebinin bir kısmı özel. Ve ilk defa, çok yoğun bir çalışma temposunun ardından, kendime vakit ayırabildiğim bir dönemdeyim. Bunun için şükretmenin önemli olduğunu düşünüyorum” diye şu anki durumunu tarif ediyor.
AŞK MEKTUBU
Sohbetin sonunda “El Yazısı”yla ilgili bir detayı açıklıyor:
Filmin hikayesinde, insanların söyleyemediklerini yazmakla, aşk mektupları yazmakla ilgili bölümler var. Yazıp
da bazen alıcısına verdikleri, bazen de ulaştıramadıkları
aşk mektupları; muhtemelen hepimizin yazdığı mektuplar... Cansu Dere hiç aşk mektubu yazdı mı? “Yazdım. Ama
benimki de çok eskiydi” diyor gülerek.
CANSU DERE “BEN BUNA DEĞERİM” DEDİ
ELLE: Beyonce, Jennifer Lopez, Laetitia
Casta ve Eva Longoria gibi pek çok ünlü
kadının kampanya yüzü olduğu L’Oréal
Paris için Türkiye’den ilk defa siz
seçildiniz
CANSU DERE: Bu benim için çok
heyecan verici bir proje... L’Oréal Paris,
Türkiye’de bu kadar kapsamlı bir
kampanyayı ilk defa yapıyor ve benimle
çalışmayı istemeleri beni çok mutlu
ediyor. L’Oréal Paris’in dünyadaki
duruşu ve yaptığı reklam filmleri belli.
L’Oréal Paris kadını özgüvenli, cesur ve
kendini her zaman yenileyen güçlü bir
ELLE
162
kadın... Dünyada ve Türkiye’de sloganı
“Biz Buna Değeriz”. L’Oréal Paris’e ait,
tanıttığım üç ürün de bu değerleri
savunuyor, her kadının bir yıldız
olduğunu söylüyor.
ELLE: Bu proje kapsamında neler
yapacaksınız?
C.D.: İlk önce fotoğraf çekimleri yaptık,
ardından üç reklam filmi çektik. “Revitalift
10” yaşlanma karşıtı seri, Excellence saç
boyası “Nostaljık Kahveler” koleksiyonu
ve “Elseve Komple Onarıcı 5” saç bakım
serisi… Bu arada, bu kampanya için ilk
defa saç rengimi değiştirdim; şu an
Excellence 6.35 çikolata kahve. Çok
sıcak bir renk oldu. Bir reklam projesinde
yer almak gerçekten çok ince bir çizgi,
savunduğun şeylerin arkasında durmak
lazım. Ben L’Oréal Paris’in reklamında
yer almadan önce ürünleri denedim ve
kullanmaya da devam ediyorum. Bu
yüzden rahatlıkla arkasında duruyorum.
ELLE: L’Oréal Paris, Cannes Film
Festivali’nin resmi sponsordur. Cansu
Dere’yi festivalin kırmızı halısında
görecek miyiz?
C.D.: Galiba göreceksiniz. Şu anda
bununla ilgili tarihler konuşuluyor.
Mint yeşil triko, toz
pembe hırka, çiçekli etek,
mavi hasır ayakkabı,
hasır çanta, hepsi RALPH
LAUREN COLLECTION,
fiyatları belli değil.
Beyaz boncuk püsküllü
elbise, toz pembe
boncuklu fular, dore deri
ayakkabı, hepsi RALPH
LAUREN COLLECTION,
fiyatları belli değil.
Mavi çizgili beyaz
pantolon ceket takım,
beyaz gömlek, açık mavi
topuklu ayakkabı, hasır
çanta, hepsi RALPH
LAUREN COLLECTION,
fiyatları belli değil.
Tozpembe ipek gömlek,
açık mavi hırka, yeşil
pantolon, pembe hasır
ayakkabı, hepsi RALPH
LAUREN COLLECTION,
fiyatları belli değil.
Sırt dekolteli beyaz
elbise, RALPH LAUREN
COLLECTION, fiyatı belli
değil.
Saç ve makyaj: Jerry
Stolwijk
Moda editörü asistanı:
Yasemin Dizdar
Fotoğrafçı asistanı:
Mustafa Çetin
Retouch: Mey Kermen
La Mamounia ve Riad
Abracadabra’ya
teşekkürler.