Balkanlar`da Ramazan`a cokulu balangç

Transkript

Balkanlar`da Ramazan`a cokulu balangç
SAYFA 01
SIYAH MAVI KIRMIZI SARI
ISSN-2146-085X
İz. PİM. PP 104
600 YILLIK TAR H N AZ Z HATIRASINA
22 HAZ RAN 2015 PAZARTES - Y›l: 7 Say›: 326
www.balkangunlugu.com
Balkanlar’da Ramazan’a
co kulu ba lang ç
BOSNA HERSEK'teki
Müslümanlar, Saraybosna,
Mostar, Travnik, Zenitsa,
Tuzla ve Banya Luka gibi
ehirlerdeki camilerde
ramazan n ilk teravih
namaz n k ld . Üsküplüler,
ilk teravih namaz için
ehirdeki tarihi camileri
tercih etti. S rbistan'da da
ramazan n ilk teravih
namaz , ba kent
Belgrad'daki tek cami
konumundaki Bayrakl
Cami'nin yan s ra mescitlerde ve Pre evo Vadisi ile
Sancak bölgesindeki camilerde k l nd . Kosova'da da
ilk teravih heyecan ya and . Ba ta ba kent Pri tine
ve Prizren olmak üzere
vatanda lar bulunduklar
bölgelerdeki camilere ak n
etti. H rvatistan' n ba kenti
Zagreb'deki tek cami
konumundaki Zagreb
Camisi de teravih namaz n
k lmak için camiye gelen
vatanda larla doldu.
Balkanlar' n en küçük ülkesi Karada 'da da ramazan n ilk teravih namaz ba kent Podgoritsa'n n yan
s ra Biyelo Polye, Rojaye,
Ulçin ve Bar gibi ehirlerdeki camilerde k l nd .
Arnavutluk'taki
Müslümanlar da ramazan n ilk teravih namaz için
camilere ak n etti. 3’te
Ramazan ayının
ba lamasıyla birlikte
Balkan ülkelerinde
ya ayan Müslümanlar
ilk oruçlarına kalktılar,
ilk teravih namazlarını
kılmak için camilere
akın ettiler
Ferhadiye’de 22 y l
sonra teravih sevinci
Bereket Konvoyu
Balkanlar’a
11. kez ula tı
BAYRAMPAŞA Belediyesi
tarafından "Kardeşlik Sınır
Tanımaz" sloganıyla organize
edilen "Bereket Konvoyu", bu
yıl ilk iftarını Hırvatistan'ın
başkenti Zagreb'de verdi.
Zagreb Camisi'nde verilen iftara, Zagreb Büyükşehir Belediye
Başkanı Milan Bandiç,
Türkiye'nin Zagreb Büyükelçisi
Ahmet Tuta, Zagreb Müftüsü
Aziz Hasanoviç ve çok sayıda
vatandaş katıldı.
Büyükelçi Tuta, ramazan ayının
tüm dünyaya barış, kardeşlik
ve huzur getirmesi temennisinde bulundu. 5’te
ATALARIMIZIN
KAYBOLAN
RAMAZAN ADETLER
Ata ATUN
Sayfa 4’te
Y BLRZ
Süheyl ÇOBANO LU
Sayfa 3’te
Gazeteniz
THY uçaklar›nda
ÜCRETS‹Z
Türkçe e itime
Kosova’da
rekor ba vuru
KOSOVA'da Türk dilinde e itimin verildii ilkokul ve lise kay tlar na son 15 y l n
en büyük ö renci ba vurusu yap ld . 1951
y l nda bu yana resmi olarak ilkokul
düzeyinden üniversite düzeyine kadar
Türk dilinde e itimin verildi i Kosova'da,
özellikle 1999 y l sava sonras Türkçe
e itimde her geçen y l ö renci ba vuru
say s nda dü ü ya an yordu. Özellikle
Türk dilinin resmi dil oldu u Prizren'de
devlete ait 7 ilkokul ve 4 lise de Türkçe
e itim verilmekte. 4’te
te Tsipras'ın
yeni rakibi
BALKANLARDA pek çok ülkede Türk
İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı
Başkanlığı (TİKA) tarafından yenilenen
camilerde Ramazan heyecanı bir başka
yaşandı. Bosna Hersek Banya Luka’da
Ferhadiye ve Makedonya Manastır’da
ibadete açılan İshakiye camilerinde yıllar
sonra teravih namazı kılındı. Bosna
Hersek’in kuzeyindeki Banya Luka kentinde, 7 Mayıs 1993 tarihinde Sırplar tarafından temeline dinamit yerleştirilerek
yıkılan ve Türk İşbirliği ve Koordinasyon
Ajansı Başkanlığı (TİKA) tarafından yarım
kalan inşaatı tamamlanarak yeniden ibadete açılan Ferhadiye Camisi'nde 22 yıl
sonra teravih namazı kılındı. 3’te
YUNANİSTAN'da Panhelenik Sosyalist Hareket'in
(PASOK) yeni başkanı Fofi Gennimata oldu.
www.haber7.com’a göre; PASOK'un Atina'da
gerçekleştirilen 10. Kongresi'nde eski PASOK lideri Evangelos Venizelos'un göreve devam etmek
istemediğini açıklamasının ardından yapılan başkanlık seçiminde oyların yüzde 56'sını alan Fofi
Gennimata, PASOK başkanlığına seçildi.
PASOK'un kurucusu Andreas Papandreu'nun
yakın arkadaşlarından eski bakan Yorgos
Gennimatas'ın kızı olan Fofi Gennimata, 1964
yılında Atina'da doğdu. Atina Üniversitesi'nin
Siyasi Bilimler Fakültesi'ni bitiren Gennimata,
PASOK hükümetleri döneminde çeşitli
bakanlıklarda görev yaptı. 5’te
SAYFA 02
2 Kent ve Markalar SIYAH MAVI KIRMIZI SARI
22 Haziran 2015
Pazartesi
Editör: Suzan ERNOYAN
KOSBİ ihracatı ve
istihdamı katlayacak
Türkiye’nin 1300 hektarlık alanı ile en büyük organize sanayi bölgeleri arasında
yer alan, bünyesinde 25 bine yakın kişiye istihdam sağlayan ve yıllık 5 milyar
dolara yakın dış ticaret hacmine sahip olan Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi
(KOSBİ), Ege’nin 100 büyük firmasından 11’ini sınırları içerisinde barındırıyor…
bölgede istihdam edildiğini söyledi. Bölgenin altyapı eksikliklerinin
giderilmesi için yoğun bir çalışma
içinde olduklarını, firmaların
katma değerli ürünler üretmesi,
yeni yatırımlarla büyümesi için
her türlü kolaylıkları sağladıklarını dile getiren Porsuk,
“Bölgemizdeki yetki sorununun
çözümü ile birlikte yarım kalan
tüm alt ve üst yapı faaliyetlerimizi
tamamlamak için yola koyulduk.
Sanayicimiz ilk önce ucuz ve kaliteli elektrik ve doğalgaz enerjisine
kavuştu. Merkezi Atık Su Arıtma
Tesisimiz devreye girdi. Bölge
içinden geçen Nif Çayı’nın ıslah
çalışmaları sürüyor. Bölgemizin
Ulusal Demiryolu Hattına bağlanması ve Yükleme – Boşaltma
İstasyonunun kurulması, OSB içinden geçen İzmir – Ankara
Karayolu üzerindeki kavşakların
kesintisiz trafiğe olanak verecek
şekilde seviyeli kavşak haline getirilmesi gibi acil projeler hayata
geçiriliyor. Altyapı yatırımlarının
kısa sürede tamamlanması ile bölgemiz yatırımcılar için daha cazip
hale gelecek” dedi.
ÇEVRE İLE BARIŞIK
ÇAĞDAŞ OSB
T
ürkiye’nin 1300 hektarlık
alanı ile en büyük organize
sanayi bölgeleri arasında yer
alan, bünyesinde 25 bine yakın
kişiye istihdam sağlayan ve yıllık
5 milyar dolara yakın dış ticaret
hacmine sahip olan Kemalpaşa
Organize Sanayi Bölgesi (KOSBİ)
yeni yatırımlarla ihracat ve istihdamını katlayarak ülkeye daha
çok katma değer kazandırmayı
hedefliyor. Dünyanın dev firmalarına ev sahipliği yapan bölge, dış
ticaret fazlası verirken, bölgenin
imar planlarının da kesinleşmesi
ile bundan sonrada yatırımcıların
ilgi odağı olmayı sürdürecek.
YATIRIMCILAR İÇİN
CAZİP
Bölgelerinin limana yakınlığı,
İzmir Ankara Karayolu üzerinde
yer alması nedeniyle 1970’li yıllarda kentin en önemli sanayi akslarından biri haline geldiğini ifade
eden KOSBİ Yönetim Kurulu
Başkanı Kamil Porsuk, şu anda
bölgede 483 firmanın faaliyet gösterdiğini ve 25 bine yakın kişinin
Kuzey sınırından geçen İzmirİstanbul Otoyolunun tamamlanması ve lojistik köyün bitirilmesi
ile çok önemli avantajlara kavuşulacağını ve bu sayede istihdam ve
ihracatın katlanacağını anlatan
Porsuk, bölgelerinde ağırlıklı olarak makina imalat, otomotiv yan
sanayi, gıda, kimya, elektrik –
elektronik, yapı malzemeleri, plastik ve ambalaj sanayi alanlarında
faaliyet gösteren firmaların yer
aldığını açıkladı. Porsuk, çevre
duyarlılığına sahip olduklarını ve
bu konuda birçok projeyi hayata
geçirdiklerini belirterek, hedeflerin
çevre ile barışık çağdaş bir OSB
yaratmak olduğunu sözlerine
ekledi.
Devler arasında
11 firma yer alIyor
EBSO taraf ndan aç klanan Ege’nin
100 büyük sanayi kurulu u listesinde
KOSB üyesi 11 firman n yer ald n
bundan da büyük mutluluk duyduklar n belirten Porsuk, bölgelerindeki firmalar n üretimlerini ve ihracatlar n
art rmalar için projeler ürettiklerini
kaydetti. Türkiye’nin ekonomik hedef-
lerine ula mas n n ancak üretimle
mümkün olaca bilincinde olduklar n
üretimde d a ba ml l
azaltmam z
ve yerli üretime destek olmak gerektiinin alt n çizen Porsuk, zmir’de ya an lan te vik adaletsizli inin de giderilmesini beklediklerini vurgulad .
Güne Enerjisi Santrali
faaliyette
Bu projemiz kapsam nda 8 dönümlük
arazi üzerine 500 kWp gücünde Güne
Enerjisine Dayal Elektrik Üretim
Santrali (GES) kurduk. Projemiz
Organize Sanayi Bölgemizin
Yenilenebilir Enerji Kullan m na yöne-
lik ilk yat r m oldu. Organize Sanayi
Bölgemizde yenilenebilir enerji kullan m n n özendirilmesi ve bu yönde sinerji
yarat lmas hedeflenen santralde üretilecek enerji ile Merkezi At k Su Ar tma
tesisimizin enerji maliyeti dü ecek.
Nitelikli i gücü açı ını
kapatacaklar
zmir Kalk nma Ajans ’n n ( ZKA) deste iyle, s n rlar içinde yer alan Mopak
Endüstri Meslek Lisesi’nin teknik donan m n ba tan a a yenileyeceklerini
dile getiren Porsuk, Bu projeyle ihtiyaç
duyduklar nitelikli ara elemanlar n
yeti tirilmesini sa larken, i hayat na
haz r olarak okuldan mezun olacak
ö rencilerin de i yerlerinde kolayl kla
i bulabilece ini vurgulad . Bili im,
Elektrik – Elektronik, Kimya, Makine,
Matbaa ve Metal Teknolojileri olmak
üzere 6 farkl alan ndaki bölümlere
toplam 759 bin 442.-TL tutar nda makine, cihaz ve e itim materyalleri al naca n ifade eden Porsuk, “Proje bütçesinin yüzde 10 oran ndaki e finansman bölgemizce, 683 bin 442 TL’si ise
ZKA taraf ndan kar lanacak. Biz haz rlad m z bu projeyle bölgemizdeki bu
lisedeki cihazlar sanayi ile uyumlu hale
getirece iz. Bu sayede günün artlar na uygun donan ml ara eleman yeti irken sanayicide istedi i nitelikte eleman bulabilecek. Bölgemizde böyle bir
proje ilk kez hayata geçecek” dedi.
SAYFA 03
SIYAH MAVI KIRMIZI SARI
Balkan Haberleri 3
22 Haziran 2015
Pazartesi
Balkanlar’ n Ramazan beklentisi
Ramazan’ huzurla ya amak
SARAYBOSNA - BALKAN GÜNLÜ Ü
R
amazan ayının başlamasıyla birlikte
Balkan ülkelerinde yaşayan
Müslümanlar ilk oruçlarına kalktılar,
ilk teravih namazlarını kılmak için camilere
akın ettiler. Bosna Hersek'teki Müslümanlar,
başkent Saraybosna başta olmak üzere
Mostar, Travnik, Zenitsa, Tuzla ve Banya
Luka gibi şehirlerdeki camilerde ramazanın
ilk teravih namazını kıldı. Çok sayıda
Saraybosnalı, teravih namazını kılmak için
şehir merkezindeki tarihi Gazi Hüsrevbey
Camisi'ne akın etti. Cami içinde yer bulamayan cemaatin bir kısmı, namazlarını
dışarıdan kılmak zorunda kaldı.
www.memleket.com.tr sitesinin Anadolu
Ajansi’na dayandırarak verdiği habere göre;
Makedonyalı Müslümanlar da ramazanın
ilk teravih namazı için camileri doldurdu.
Üsküplüler, ilk teravih namazı için şehirdeki tarihi camileri tercih ederken, şehirdeki
merkez camilerinden Mustafa Paşa Camisi,
vatandaşların en çok tercih ettiği cami oldu.
Sırbistan'da da ramazanın ilk teravih namazı, başkent Belgrad'daki tek cami konumundaki Bayraklı Cami'nin yanı sıra mescitlerde
ve Arnavut nüfusun yoğun olduğu Preşevo
Vadisi ile Boşnak nüfusun yoğun yaşadığı
Sancak bölgesindeki camilerde kılındı.
Nüfusunun büyük çoğunluğunu
Müslümanların oluşturduğu Kosova'da da
ilk teravih heyecanı yaşandı. Başta başkent
Priştine ve Prizren olmak üzere vatandaşlar
bulundukları bölgelerdeki camilere akın
etti. Hırvatistan'ın başkenti Zagreb'deki tek
cami konumundaki Zagreb Camisi de teravih namazını kılmak için camiye gelen
vatandaşlarla doldu. Balkanlar'ın en küçük
ülkesi Karadağ'da da ramazanın ilk teravih
namazı başkent Podgoritsa'nın yanı sıra
Boşnak ve Arnavut nüfusun yoğun yaşadığı
Biyelo Polye, Rojaye, Ulçin ve Bar gibi
şehirlerdeki camilerde kılındı.
Arnavutluk'taki Müslümanlar da ramazanın ilk teravih namazı için camilere akın
etti. Başkent Tiran'daki tek cami olan tarihi
Ethem Bey Camisi, teravih namazı için
camiye akın eden Müslümanlarla doldu.
S rplar n bombalad Ferhadiye’de
22 y l sonra teravih namaz sevinci
BANYA LUKA
BALKAN GÜNLÜ Ü
B
alkanlarda pek çok ülkede Türk İşbirliği ve
Koordinasyon Ajansı
Başkanlığı (TİKA) tarafından
yenilenen camilerde Ramazan
heyecanı bir başka yaşandı.
Bosna Hersek Banya Luka’da
Ferhadiye ve Makedonya
Manastır’da ibadete açılan
İshakiye camilerinde yıllar
sonra ilk teravih namazı kılındı. Bosna Hersek’in kuzeyindeki Banya Luka kentinde, 7
Mayıs 1993 tarihinde Sırplar
tarafından temeline dinamit
yerleştirilerek yıkılan ve Türk
İşbirliği ve Koordinasyon
Ajansı Başkanlığı (TİKA) tarafından yarım kalan inşaatı
tamamlanarak yeniden ibadete açılan Ferhadiye Camisi'nde
22 yıl sonra teravih namazı
kılındı. Bosna'daki savaşta
temellerine kadar yıkılan, taşları Vrbas Nehri'ne atılan, arazisi bir süre park alanı ve şehir
çöplüğü olarak kullanılan,
Bosna direnişinin sembollerinden biri konumundaki
Ferhadiye Camisi'nin yarım
kalan inşaatı, TİKA tarafından
tamamlanmıştı. Osmanlı'nın
Bosna Sancak Beyi Ferhat Paşa
tarafından 1579 yılında yaptırılan ve ülkedeki en önemli
Osmanlı eserlerinden biri olan
Ferhadiye Camisi'nin yıkıldığı
7 Mayıs, Bosna Hersek İslam
Birliği (Diyanet İşleri) tarafından "Camiler Günü" olarak
ilan edilmişti. Öte yandan
Makedonya'nın Manastır şehrindeki Osmanlı eseri İshakiye
Camisi'nde de TİKA tarafından yapılan restorasyonun
tamamlanmasının ardından
ilk teravih namazı kılındı.
ürkiye Cumhuriyeti'nin
9. Cumhurba kan , siyaset hayat m z n
“BABASI” Süleyman
Demirel, yeri doldurulamayacak bir bo luk b rakarak ebediyete intikal etti. Ömrünü ülkemizin kalk nmas na adayan,
Adalet Partisi ve Do ru Yol
Partisi’nin Genel Ba kan ,
Ba bakan, 9.Cumhurba kan
Süleyman Demirel’in Isparta’da
“ÇOBAN SÜLÜ” ad yla ba layan
ya am mücadelesi, “BARAJLAR
KRALI” ve “MUHTE EM
SÜLEYMAN ” olarak devam etti.
Türkiye’nin yasakl y llar nda “B R
B LEN” di. Türkiye’nin “BABA”s
olarak olarak hayata gözlerini yumdu.
Kendisine Allah’tan rahmet, yak nlar na ve Türk Milleti’ne ba sa l
dilerim.
T
6 G TT 7 GELD
40 y l a k n siyasi hayat nda "alt kez
gitti i ba bakanl a yedi kez gelen"
Demirel, hayat n siyasete adayan,
hizmet sevdal s , büyük Türkiye’nin
mimar ve iyi bir devlet adam yd .
Olaylarla dolu ya am nda “Su leri
Müdürü, Barajlar Kral , Çoban Sülü,
Bir Bilen ve Baba” gibi birçok lakapla da an ld .
Siyasi ya am na 1962 y l nda Adalet
Partisi Genel dare Kurulu üyeli i ile
ba lad . Y llar içinde hay rla yadedilen birçok hizmete imza att . 28
Kas m 1964 tarihinde Adalet
Partisi’nin genel ba kan seçilmesinin
ard ndan, 1965 tarihleri aras nda
görev yapan koalisyon hükümetinde
meclis d ndan Ba bakan Yard mc s
olarak görev ald . Aktif bir siyasi
ya am olan ve Adalet Partisi’nin
ba nda olan Süleyman Demirel, 10
Ekim 1965’te yap lan genel seçimlerde yüzde 52 oy alarak tek ba na iktidar oldu. Ayn zamanda Isparta
Milletvekili olarak da parlamentoya
girdi ve Türkiye’nin 12’nci ba bakan
olarak hükümetini kurdu. 68 ö renci
olaylar yla ba layan sanc l dönem,
70’li y llarda sa -sol çat mas olarak
an lan anar i ve terör sürecine
dönü mü tü. 1974 K br s
Harekât ndan sonra ABD’nin ambargosuyla sars lan ekonomi ve dünyadaki petrol fiyatlar n n h zl art yla
ülkemizde hayli s k nt l bir döneme
Y
BLRZ
[email protected]
Süheyl ÇOBANO LU
yol açm t . O buhranl günlerde
sorumluluk üslenerek hükümet kurmu ve f rt nal günlerde ülkeyi kaptans z b rakmam t . Soner Yalç n’ n
deyi iyle; “Anadolu’nun bir köyünde
do an Çoban Sülü’nün, devletin tepesine kadar gelip ülkeyi y llarca yönetmesi, cumhuriyetin faziletidir…
Cumhuriyetin yüceli ini, laikli i,
Mustafa Kemal devrimlerini, ça da l anlam ve sevmi ti Demirel…
Bu gün her görü ten insan n yüre inin yanmas ondand r…”
“Çoban Sülü” lakab tak lmas ndan
hiç al nmam , gurur duydu unu söylemi ti. Sevecen, babacan, anlay l ,
ho görülü, olgun bir devlet adam
a rl yla herkesimden sayg ve
sevgi gördü. Eylem yapan gençlere,
hitaben “yollar yürümekle a lmaz”
diyerek ho görü gösterdi. Siyasetin
zirvelerinde olmas na ra men Güniz
Sokak’taki mütevaz evinde ya ad ,
lüks ve atafat merakl s olmad .
Farkl l klara sayg l ki ili iyle, kurduu koalisyon hükümetlerinde kar t
görü lerin dahi ülke menfaatleri için
i birli i yapabilece ini gösterdi.
Mahkemelerde yarg land , dört ay
hapis yatt , 5 y l siyaset yapmas
yasakland , ama ba kalar gibi senelerce ma dur edebiyat yla duygu istismar yapmad .
12 Mart ve 12 Eylül gibi askeri
müdahalelerde ma dur olmas na ra men hiçbir ekilde milletinin ordusunu hedef yapmad . Milliydi, vatanseverdi. Türklü e, Atatürk’e,
Cumhuriyet’e, halk n de erlerine ve
etti i yemine sayg l , iyi bir devlet
adam yd . Sadece ülkesine hizmet
etmeyi, halk n refah n artt rmay
dü ünmü , f rt nal bir dönemin unutulmaz lideri olarak kendisine muhaliflerin gönlünde bile sayg uyand rm t . Sen rahat uyu Say n
Cumhurba kan m, mekan n cennet
olsun, Allah gani-gani rahmet eylesin.
Türk Milleti sizi ve hizmetlerinizi asla
unutmayacakt r...
Kom u ayr l rsa
Türkiye etkilenir mi?
Bulgaristan tel
örgüyü uzat yor
AT NA
BALKAN GÜNLÜ Ü
slam Birli i kavgası
Ramazan dinlemedi
ÜSKÜP
BALKAN GÜNLÜ Ü
M
akedonya'da geçtiğimiz
aylarda yaşanan İslam
Birliği krizi, mübarek
Ramazan ayı başlamasına rağmen halen devam ediyor.
www.yenibalkan.com’a göre;
İslam Birliği Başkanı Süleyman
Recepi, Ramazan mesajında
görevden aldığı Üsküp Müftüsü
İbrahim Şabani ve beraberindekileri eleştirirken, İbrahim
Şabani'yi destekleyen Üsküp
cami imamları ise İslam Birliği
Başkanı Süleyman Recepi'i eleştiriyor. Mustafa Camii'nde
Üsküp camilerinin bazı imamları, düzenledikleri basın toplantısında Süleyman Recepi'den
halen özür beklediklerini söyledi. Üsküp Müftülüğü
İmamlarından Bayram Guri,
okuduğu bildiride, İslam Birliği
Başkanı Süleyman Recepi'yi
suçladı. Üsküp'ün yeni Müftüsü
Recep Yusufi'nin meşru olmadığını söyleyen Guri, yeni müftünün 260 Meclis üyesinden sadece 20 üyeyle seçildiğini de vurguladı. İmam Bayram Guri,
sekiz yıldır imamlık yaptığı
fakat bir gün bile sigortalı
olmadığını söyleyerek, Üsküp
Müftülüğü imamlarından çoğunun bu sorunla karşılaştığını
belirtti. Guri ayrıca Süleyman
Recepi'nin bu sorunu halledeceğine dair yıllarca vaadler verdiğini fakat yerine getirmediğini
de ifade etti.
Y
ED RNER
BALKAN GÜNLÜ Ü
B
ulgaristan İçişleri
Bakan Yardımcısı Filip
Gunev ve beraberindeki heyet Kapıkule Sınır
Kapısı'nı ziyaret etti. Trakya
Gümrük ve Ticaret Bölge
Müdürü Müslüm Yalçın tarafından karşılanan Bulgar
heyete kaçak geçişlerin
önlenmesi konusunda alınan
tedbir ve uygulamalar anlatıldı. www.haber7.com’un
haberine göre; Yalçın, gurbetçi sezonunda hareketli bir
trafiğin yakın zamanda baş-
layacağını anımsatarak,
"Türk ve Bulgar gümrük personelinin çalışma ve dinlenme saatleri arasında koordine sağlanmalı, tır işlemlerinin gecikmemesi adına yeterli pasaport polisinin görevlendirilmesi gerekmektedir"
diye konuştu. Bulgaristan
İçişleri Bakan Yardımcısı
Gunev de sınırlarına yasa
dışı göçü önlemek için çektikleri 30 kilometrelik tel
örgünün geçişleri azalttığını
ifade ederek, "Kapitan
Andreevo-Lesovo sınır şeridine 60 kilometrelik tel örgü
daha çekeceğiz" dedi..
unanistan’ın Euro
Bölgesi’nden ayrılmasının
Türkiye`ye olası etkisi tartışılıyor. Aylardır süren
Yunanistan ile kreditörler arasındaki müzakerelerde umut
ışığı gözükmüyor. Ülke ay
sonuna kadar Avrupa ve
IMF'den acilen ihtiyaç duyduğu
kaynağı alamaz ve iflas ederse,
içerde ödemelerini yapabilmek
için Euro'dan çıkmak zorunda
kalacak. www.milliyet.com.tr’ye
göre: Sınır komşusu olmalarına
karşın Yunanistan ile Türkiye
arasındaki ticaret hacmi çok
yüksek değil. İki ülke 2014'te
sadece 5,6 milyar dolarlık ticaret
hacmi yakalayabilmişti. Bu
dönemde Türkiye, Yunanistan'a
1,4 milyar dolarlık ihracat
yaparken, bu tutar toplam ihracatının sadece yüzde 0,9'unu
oluşturmuştu. Avrupa Birliği'ne
yapılan ihracattan Yunanistan'ın
aldığı pay ise yüzde 2 seviyesindeydi. İthalatta ise Yunanistan'ın
payı ihracata kıyasla az da olsa
daha fazla. 2014'te
Yunanistan'dan 4,2 milyar
dolarlık ithalat yapılmış ve bu
tutar toplam ithalatın yüzde
1,7'sine denk gelmişti. Bu tablo
Yunanistan'ın Euro'dan ayrılması durumunda ekonomisinde
yaşanabilecek yeni bir daralmanın, Türkiye'yi ticaret alanında
fazla etkilemeyeceğine işaret
ediyor.
BANKACILIK
SEKTÖRÜ
Yunanistan'ın Euro'dan çıkışı
senaryosu, Güneydoğu Avrupa
ülkelerinde özellikle bankacılık
çevrelerini endişelendiriyor.
2000'li yılların başlarından itibaren bölgede finans alanında söz
sahibi olma stratejisiyle yola
çıkan Yunanistan; Makedonya,
Sırbistan, Romanya ve Moldova
gibi ülkelerdeki bankacılık faaliyetlerini hızla artırmıştı. Bu strateji kapsamında Yunan bankası
National Bank of Greece,
Türkiye'de de Finansbank'ın
çoğunluk hissedarı olmuştu.
Ancak bankacılık çevrelerinde
genel kanı Finansbank'ın risk
altında olmadığı yönünde.
SAYFA 04
SIYAH MAVI KIRMIZI SARI
4 Kosova Haberleri
içindi. Lakin her üç sofradaki
yemekler de ayn olurdu. Orta
halli ailelerde de yedi ak am
kom ulara iftar verilirdi.
Ramazanda evsizler, kimsesizler
ve yoksullar unutulmaz, onlar n
da iftar ve sahur yemekleri
davulcular ve bekçiler eliyle
zengin konaklardan gönderilirdi.
Hatta ramazan ba lamadan dileyen zenginlerin konaklar numaralan r, s ras gelen iftar n sahurunu
haz rlay p bekçi veya davulcu vas tas yla yoksullara gönderirdi.
Ramazan n sahavetinden hayvanlar
da nasipsiz kalmaz, iftar ve sahur
art klar ndan ba ka, özel olarak kendileri için haz rlanan yiyeceklerden
nasiplenirlerdi. Ramazan’da halk,
e ine-dostuna iftar vermeyi büyük
bir ibadet kabul eder, misafir a rlamak için ç rp n l rd . Ramazan
boyunca iftar vakitlerinde kap lar
aç k tutulurdu. Böylece yolda kalan
ve ihtiyac olan herkes istedi i eve
girer iftar sofras na dahil olurdu.
Bunun için tan d k olmaya gerek
yoktu ve iftar için gelenin kim olduu da asla sorulmazd . Osmanl ’dan
gelen ho bir âdet de Zimem defteridir. Bakkal, manav, kasap gibi
esnaflar n tuttu u borç defteri.
Ramazanda zengin biri bakkala gelir
ve zenginli i ölçüsünde “ lk 20 ki inin borcunu hesapla” der ve bu
ah slar n borcunu öderdi. Bazen de
tek bir ah s taraf ndan bu borç defteri kapat l rd . Böylece fakirler
borçlar ndan kurtar l rd . Burada bir
ba ka letâfet daha vard ki, o da ne
borçlu borcunu kimin ödedi ini
bilir, ne de ödeyen kimin borcunu
ödedi ini bilirdi. Böylece ne zenginde gurur, ne fakirde minnet olurdu.
Büyük bir incelik gerçekten.
Osmanl ’da Ramazan- erifin yakla mas ndan dolay gerek ekmek,
gerekse e ya fiyatlar n n inip ç kmamas konusunda devlet taraf ndan
sabit fiyatlar belirleniyor ve belgelerde kayda geçiyordu. Bu ç kan
fiyat belgelerine narh defteri deniliyordu. Bu fiyat belgelerini mahalle
imamlar n n bakkallara iletmeleri
emrediliyordu. Bu ekilde Ramazan
ay ndan özellikle g da maddelerinin
fiyatlar dü ük tutulmas ve fakir
ailelerin de Ramazan’da rahat al
veri yapmas sa lan rd . Teknolojik
geli meler ve sosyolojik de i im bu
güzel adetlerin birço unu unutturmu , bir k sm n da -toplum olarak
yozla t m zdan- biz unutmay tercih etmi iz maalesef…
ATALARIMIZIN
KAYBOLAN
RAMAZAN ADETLER
[email protected]
Prof.Dr. Ata ATUN
n Bir Ay n Sultan ” Rahmet
ay Ramazan ho geldi. Oruç
tutabilenlerin orucunu Allah
kabul etsin. Atalar m z n tabiri ile
sahur vaktinin bitti i an, beyaz ipliin siyah iplikten ay rt edilebildi i
and r. Di er bir tan mlama ile de
sahur, sabaha kar do u ufkunda
tan yeri boyunca geni leyerek yay lan da n k ve enlemesine bir ayd nl n gözle görülebildi i an olan
msak vaktinde bitiyor. Tarih kitaplar m kar t rarak eski Ramazan
adetlerini derlemeye çal t m.
Atalar m z n nas l rafine birer insan
olduklar n , dinlerine ba l , mükemmel gelenek ve görenekleri oldu unu görüyoruz biraz ara t r nca…
O
AZ Y YEN
MELEK OLUR
Güzel bir Ramazan adeti olarak “Az
yiyen melek olur, çok yiyen helak
olur”, “Az yiyen her gün yer, çok
yiyen bir gün yer” gibi vurgulu sözler, hat sanatç lar na yazd r l p
yemek odalar na as l rd . ftar sofralar nda bunu görenler yemede ölçüyü kaç rmaz, doymadan sofradan
kalkmay bilir ve Peygamber
Efendimizin (sav) sünnetini de yerine getirmi olurdu. Osmanl ’n n en
güzel âdetlerinden biri de Ak am
Ezan okununca ad “iftariye” olan
hurma ve zemzeme ilaveten çörek,
ho af, komposto ve reçel gibi hafif
yiyeceklerle orucun aç lmas yd .
Oruç iftariye ile aç ld ktan sonra
ak am namaz k l n r daha sonra da
as l yemek fasl ba lard . Böylece
ak ama kadar bo duran mide birden t ka basa doldurulmam olurdu.
Osmanl ’da fakirlerin gözdesi, zengin konaklar idi. steyen istedi i
vakit hiç bir davet beklemeden,
be endi i bir kona n kap s n çal p,
“ ftara Allah misafiri!” diyebilirdi
ve bu asla o dönemde yad rganmazd . Çünkü bu tür davetsiz misafirler
için de ayr ayr sofralar haz rlan rd .
Evlerde iftar için 3 ayr sofra kurulurdu. Birincisi evin beyi ve misafirleri, ikincisi evin han m ve misafirleri, üçüncüsü ise evin u aklar ,
misafirleri ve davetsiz misafirler
22 Haziran 2015
Pazartesi
Kosova'da Türkçe
e itime rekor ba vuru
Kosova'da Türk dilinde eğitimin verildiği ilkokul ve lise
kayıtlarına son 15 yılın en büyük öğrenci başvurusu yapıldı
PR ZREN - BALKAN GÜNLÜ Ü
K
osova'da Türk dilinde eğitimin verildiği
ilkokul ve lise kayıtlarına son 15 yılın en
büyük öğrenci başvurusu yapıldı. Türk
dilinin resmi dil olduğu Prizren'de devlete ait 7
ilkokul ve 4 lise de Türkçe eğitim verilmekte.
www.haberler.com’a göre; 2015 ila 2016 eğitim
dönemi için başlayan kayıt başvurularında,
Prizren'in Con Buzuku Lisesi'ne bu yıl geçtiğimiz yıllara oranla öğrenci sayısının arttığını söyleyen Con Buzuku Lisesi eğitim sorumlusu Akif
Koro, kayıt başvurularının ilk günü 50'ye yakın
Türk öğrencinin kaydolduğunu söyledi.
Kayıtların pazartesi gününe kadar devam edeceğini vurgulayan Koro, bu yıl Türk dilinde eğitim görmek isteyen öğrencilerin rekor sayıda
olduğunu söyledi. Türk eğitimci Sunay Kabaş'ta
Türkçe eğitime her geçen yıl ilginin artığını söyledi. Kosova'da Türk öğrencinin en kabarık
sayıda olduğu Çiryazi Kardeşler İlköğretim
Okulu Müdür Yardımcısı Erol Kala'da, kayıtların yeni başlamasına rağmen bu yıl önceki yıllara oranla rekor sayıda Türk öğrencinin ilkokula
kaydını yaptığını belirtti.
Mehmetçik’ten Prizren’de iftar çad r
PR ZREN - BALKAN GÜNLÜ Ü
M
ehmetçik Kosova’da gönülleri fethetmeye devam ediyor. Kosova Türk
Temsil Heyeti Başkanlığı Prizren’in
Sinan Paşa Cami önünde Akdere kıyısında
iftar çadırı açacak. KFOR çerçevesinde görev
yapan Kosova Türk Temsil Heyeti bu yıl da
Ramazan ayı münasebetiyle Kosovalılarla içi
içe olmaya devam ediyor. Her Cuma 250’nin
üzerinde kişiye iftar verilecek. www.kosovahaber.net’e göre; geçen sene Mehmetçik’in
verdiği iftarlarda Prizrenli ve Prizren’i ziyaret
eden bazı turistler aynı sofrayı paylaşarak
büyüleyici bir atmosferde açık havada uzun
uzun sohbet etme fırsatı bulmuştu.
Kosoval Gazilerin
Özel Mahkeme isyan
PR T NE
BALKAN GÜNLÜ Ü
K
osova Kurtuluş Ordusu (UÇK)
gazileri, Kosova’ya yönelik
Uluslararası Savaş Suçları Özel
Mahkemesi’nin kurulmasına bir kez
daha karşı çıktı. www.haberer.com’a
göre Priştine'nin ana meydanında toplanan yüzlerce Kosovalı gazi, Kosova
Meclisi'nden, Özel Mahkeme'nin
kurulmasına onay vermemesini talep
etti. Arnavut bayrakları ile geçtiğimiz
günlerde Avrupa Birliği'nin (AB)
Kosova'daki Hukuk Misyonu Eulex
hâkimleri tarafından mahkum edilen
UÇK komutanlarının fotoğraflarını
taşıyan Kosovalı gaziler ile yakınları
protesto gösterisi düzenledi.
Eylemciler protesto gösterisinde, Özel
Mahkeme'nin kurulması ile
Kosova'nın egemenliğinin ihlal edilmek istendiğine dikkat çekti. "UÇK"
sloganları atan protestocular, yabancı
misyonların Kosova konusunda adaletsiz davrandıklarına dikkat çekti.
Protestoya katılan Sadri Hajdari, kısa
adıyla Özel Mahkeme olarak tanımlanan Savaş Suçları Özel
Mahkemesi'nin Kosova'da değil, katliamlara imza atan Sırbistan'da kurulması gerektiği görüşünü savundu.
Rahim Dani ise, Özel Mahkeme'nin
UÇK'nın özgürlük savaşını, savaş
suçu olarak göstermeye çalışacağı
şüphesinin giderek arttığına dikkat
çekerken, Besarta Lushtaku,
Avrupa'nın UÇK komutanlarının
mahkûm edilmesi karşısında sessiz
kalmasının kabul edilemeyeceğini
belirtti. Kosova Meclisi'nin Özel
Mahkeme'nin kurulmasına onay vermesi durumunda Kosovalı gazilerin
tekrar protesto gösterisi düzenleyecekleri kaydedildi. Yağmurlu havada
düzenlenen protesto gösterisi olaysız
sona erdi.
Do ru Yol’dan tasavvuf konseri
PR T NE - BALKAN GÜNLÜ Ü
K
osova'da 11 ayın sultanı
Ramazan ayının başlaması ile
birlikte kültürel faaliyetlerde de
artış gözleniyor.
www.sondakika.com’un haberine göre;
Kosovalı Türklerin en köklü derneklerinden olan Doğru Yol Türk Kültür ve
Sanat Derneği Tasavvuf Müziği Kolu ile
Kosova'da faal olan Yunus Emre Türk
Kültür Merkezi ortaklaşa Tasavvuf
müziği konseri düzenledi. Prizren'deki
Kültür Evi salonunda düzenlenen konsere Kosova Kamu Yönetimi Bakanı
Mahir Yağcılar, Kosova Türk Temsil
Heyeti Başkanı Kurmay Almay Ömer
Faruk Demircioğlu, KDTP Milletvekili
Fikrim Damka yanı sıra çok sayıda Türk
subayı ile Kosova halkı katıldı. Tasavvuf
Müziği Kolu Başkanı Başkim Çabrat
yönetiminde gerçekleşen Tasavvuf
müziği konserinde ilahiler okundu
zikirler çekildi. Konser öncesi DHA
mikrofonuna konuşan Doğru Yol Türk
Kültür ve Sanat Derneği Başkanı Bülent
Emrüş, derneğin geleneksel olarak yer
yıl düzenlediği konsere Kosova halkının
yoğun ilgi gösterdiğini söyledi.
SAYFA 05
SIYAH MAVI KIRMIZI SARI
5 Balkan Haberleri
GOST VAR
lber YAK
akedonya'n n can damar , ad na a tlar ark lar
yaz lan, Gostivar kent merkezine yakla k 7
kilometre. uzakl kta bulunan arda ' n eteklerinde yer alan Vrutok köyünde, Kaya'dan f k r p o
bereketli Vardar Ovas ’na hayat veren
Vardar Nehri’nin kayna n n ba nda yer alan, güleryüzlü, çal kan, kültürlü ve misafirperver insanlar n ya ad ,
günde 5 vakit camilerinin minarelerinden ezan seslerinin
yank land kent Gostivar....
Benim, Makedonya'da do um kayd m n yap ld kent
Gostivar. Osmanl hâkimiyeti
zaman nda, Gostivar'a Anadolu'dan getirilen binlerce seçkin
Türk aileleri yerle tirilmi tir. Osmanl Dönemi’nde
Kosova Vilayeti’nin Prizren Sanca na ba l olan bu
kent, Osmanl '' Tahrir Defterleri'' nde Yukar Nahiye
ismiyle yaz lm t r. Anadolu'dan getirilen Türkler,
Rapti te, A a ve Yukar Banitsa, Zdunye, Debre e,
Pirgos, Dobridolu, Forino, Çegrane, Turçan ve Çayle
köylerine yerle tirilmi lerdir. Gostivar, 1467-68 y llar
Tahrir Defteri’nde ''KOZ VAR'' yani ( Ceviz'i var ) olarak yaz lm t r. Y ld r m Beyaz d'tan sonra kültürel aç dan çok geli en Gostivar'da, 2 Kütüphane, 5 Cami, 2
Tekke, 7 Han, 1 Hamam ve 1 Saat Kulesi in a edilmi tir.
Kentte günümüzde bile bu eserleri görmek mümkündür.
1566 y l nda in a edilen me hur Saat Kulesi, Saatl Cami
ve Cami bahçesinde bulunan Osmanl mezarlar görülmesi gereken yerlerin ba nda gelmektedir..
M
22 Haziran 2015
Pazartesi
S rplar Srebrenitsa için
Rusya'n n kap s n çal yor
S rbistan ve Bosna S rp Cumhuriyeti, Srebrenitsa soyk r m n n 20. y ldönümünde Birle mi Milletler Güvenlik Konseyi'nde aleyhlerine herhangi bir
karar al nmamas için giri imlere ba lad . S rplar Rusya'ya bu tarz giri imleri engellemesi, al nacak herhangi bir karar ise veto etmesini önerdi
BELGRAD
BALKAN GÜNLÜ Ü
S
ırbistan, Srebrenitsa katliamı ile
ilgili BM'de herhangi bir karar
çıkmaması, çıkan kararı ise veto
etmesi için Rusya'nın kapısını çaldı.
Katliamın 20. yıldönümü nedeniyle
BM'de Sırplar aleyhine herhangi bir
karar alınmaması için girişimler başladı. Sırbistan Cumhurbaşkanı
Tomislav Nikoliç'in Rusya'ya BM'de
bu çerçevede bir karar alınmaması,
alınacak kararın ise veto edilmesi
için öneri götürdüğü belirtiliyor.
www.dunyabulteni.net sitesinde
yazan habere göre: Bosna Sırp
Cumhuriyeti Başkanı Milorad Dodik
VARDAR NEHR ’N
SEYRE DALMAK
Gostivar'a ne zaman gitsem kent park nda bulunan
banklara oturup gürül gürül ak p giden Vardar nehrini seyre dalar m. te
böyle bir seyir an nda u dizeler döküldü
dudaklar mdan ....
'' Vardar' n dili yok ki ... Konu am yor ...
Yüzy llard r gece gündüz bir eyler ta yor .
Pislikleri, Dü leri, Köksüz kütükleri, Yazg lar ,
mparatorluklar ,
Hayalleri, Sevdalar , Umutlar , Ayr l k gözya lar n getiriyor, sürüklüyor. Hepsini ö ütüyor ...
Hoyratça ve Ac mas zca ...''
Dostlar, Gostivar'a geldi inizde o me hur
kebaplar n , kuru fasulyesini ve Kaymaçina tatl s n
yemeden ayr lmay n. Benim bu kentte akrabalar m ikamet etmektedir. Hat r say l r çok say da dostlar m var.
Bu vesileyle Gostivar halk na
selamlar m , sevgilerimi ve sayg lar m gönderiyorum. 28
Ekim 1912 y l nda 522 y l süren Osmanl hâkimiyetinin
ard ndan Anadolu'ya gerçekle en göçlerin ard ndan kente
Arnavut ço unluk hâkim olmu tur. Belediye Ba kan
Say n Nevzat Beyta Arnavut as ll karde imizdir.
Kendisine ve Belediye Meclisine ba ar lar diliyorum.
PASOK’a kad n lider
AT NA - BALKAN GÜNLÜ⁄Ü
Y
unanistan'da Panhelenik Sosyalist
Hareket'in (PASOK) yeni başkanı Fofi
Gennimata oldu. www.haber7.com’a göre;
PASOK'un Atina'da gerçekleştirilen 10.
Kongresi'nde eski PASOK lideri Evangelos
Venizelos'un göreve devam etmek istemediğini
açıklamasının ardından yapılan başkanlık seçiminde oyların yüzde 56'sını alan Fofi
Gennimata, PASOK başkanlığına seçildi. Üç kişinin aday olduğu seçimlerde ülke genelinde
büyük kent ve kasabalarda kurulan sandıklarda
16 yaşını dolduran tüm vatandaşlara oy kullan-
ma hakkı tanındı. Yapılan açıklamada, 50 binden
fazla kişinin sandığa gittiği belirtildi. PASOK'un
kurucusu Andreas Papandreu'nun yakın arkadaşlarından eski bakan Yorgos Gennimatas'ın
kızı olan Fofi Gennimata, 1964 yılında Atina'da
doğdu. Atina Üniversitesi'nin Siyasi Bilimler
Fakültesi'ni bitiren Gennimata, PASOK hükümetleri döneminde çeşitli bakanlıklarda görev
yaptı. Andreas Papandreu liderliğinde 1974'te
kurulan PASOK, 1981'de yüzde 48,1'lik oy oranıyla iktidara geldi. Andreas Papandreu'nun
1996'da siyasetten çekilmesinin ardından 5 kez
başkan değiştiren PASOK, 2015'teki erken seçimlerde yüzde 4,6 oy alarak 13 milletvekili çıkardı.
Balkanlar’ın en istikrarsız
ülkeleri Kosova ve Makedonya
PR T NE - BALKAN GÜNLÜ⁄Ü
G
lobal Peace Index 2015
tarafından yapılan araştırmaya göre Kosova ve
Makedonya Balkanlar’da en
istikrarsız ülkeleri teşkil ediyorlar. Toplam 162 ülke arasında
Kosova en güvenli ülke olarak
69. sırada bulunuyor. www.kosovahaber.net’ten alınan bilgiye
göre; Kosova’dan daha önde yer
alan Arnavutluk 52., Makedonya
ise 71. sırada bulunuyor. Diğer
yandan Balkanlar’da en güvenli
ülkeler olarak 27. sırada
Hırvatistan ve 46. sırada bulunan
Sırbistan gösteriliyor. Avrupa
kıtasının en istikrarsız ülkeleri
olarak bu araştırmaya göre, bir
yıldan fazla aralarındaki gerginlik nedeniyle Rusya ve Ukrayna
gösteriliyor.
"Bereket Konvoyu" H rvatistan'da
ZAGREB
BALKAN GÜNLÜ⁄Ü
İ
stanbul'un Bayrampaşa
Belediyesi tarafından
"Kardeşlik Sınır Tanımaz"
sloganıyla bu yıl 11. kez
düzenlenen "Bereket
Konvoyu", ilk iftarını
Hırvatistan'ın başkenti
Zagreb'de verdi. www.haberler.com’a göre; Zagreb
Camisi'nde verilen iftara,
Zagreb Büyükşehir Belediye
Başkanı Milan Bandiç,
Türkiye'nin Zagreb
Büyükelçisi Ahmet Tuta,
Zagreb Müftüsü Aziz
Hasanoviç ve çok sayıda
vatandaş katıldı. Büyükelçi
Tuta, burada yaptığı konuşmada, ramazan ayının tüm dünyaya barış, kardeşlik ve huzur
getirmesi temennisinde bulunarak, Suriye ve Somali başta
olmak üzere birçok ülkede,
insanların açlık ve yoksulluk
yaşadığını anımsattı. Zagreb
Müftüsü Hasanoviç de
"Bereket Konvoyu"nu bir kez
daha Zagreb'de ağırlamaktan
duydukları memnuniyeti dile
getirerek, bu tür organizasyonların hoşgörüyü, bir arada
yaşama geleneğini ve sevgiyi
arttırdığına işaret etti. Zagreb
Büyükşehir Belediye Başkanı
Bandiç ise gelecek yıl toplu
iftarı kentin en büyük meydanlarından Ban Yelaçiç'te
düzenleme sözü verdi. Binin
üzerinde vatandaşın katıldığı
iftarın ardından, ilahiler okundu ve sema gösterisi yapıldı.
Sivil toplum kuruluşlarının da
desteğiyle bu yıl 11. kez yola
çıkan "Bereket Konvoyu" 9
ülkenin 22 şehrinde iftar verecek. "Bereket Konvoyu"
Hırvatistan'ın ardından Bosna
Hersek, Bulgaristan,
Makedonya, Sırbistan,
Karadağ, Yunanistan, Kosova
ve Arnavutluk'ta iftar ve kültür programları gerçekleştirecek. 60 bin kilometre yol kat
etmesi beklenen konvoyda 4
tır, 2 otobüs, 4 minibüs, bir
jeneratör aracı ve bir canlı
yayın aracı bulunuyor.
ise Rusya Dışişleri Bakanı Sergey
Lavrov ile yapacağı görüşmede
Srebrenitsa ile ilgili herhangi bir
karar alınmaması için talepte bulunacağını açıkladı. Dodik, Lavrov ile
bugün Rusya'nın St. Petersburg şehrinde görüşecek. Sırbistan Dışişleri
Bakanı Ivica Dacic de Sırp Başbakan
Aleksandar Vuciç'in bugün Norveç
dönüşü Rusya nezdinde bazı girişimlerde bulunacağını söyledi.
Dacic, Rusya'nın bu konuda kendilerine yardımcı olacağını umduklarını kaydetti. Srebrenitsa katliamının
soykırım olduğuna dair çok sayıda
uluslararası mahkeme kararı olmasına rağmen Sırplar bunu inkar ediyor. Katliamda 7 binden fazla
Boşnak erkek katledilmişti.
SAYFA 06
SIYAH MAVI KIRMIZI SARI
6 Ara t rma
22 Haziran 2015
Pazartesi
Geçmişten günümüze 4
Makedonya siyasi tarihi
Durmadan çağlayan bir ırmak gibidir Makedonya. Topraklarında bitmeyen hâkimiyet mücadelesi ülkede birçok
iz bırakmıştır. Yeni kurulan bir devlet olmasına rağmen Makedonya’nın tarihi çok çok eskilere dayanır
J
. Broz Tito, 1936'da Paris'te
enternasyonal tugayların
İspanya'ya geçişini organize
etti. Bu çalışmalarından dolayı
Yugoslavya Komünist Partisi
genel sekreterliğine getirildi.
Faaliyetlerinden dolayı sürekli
tutuklandığı için yurtdışına çıkıyordu. Bu göreve getirilmesi ile
tekrar Yugoslavya'ya döndü
(1937). Bu sırada II. Dünya Savaşı
çıktı. Çevresindeki kişilere görev
verirken ve iş yaptırırken, sık sık
"Tİ-TO, Tİ-TO" (Sen bunu, Sen
Bunu... yap!) dediği için arkadaşları kendisine esas ismi olan Josip
Broz'un yanına Tito lakabını eklediler. Her yerde bu lakapla meşhur oldu. J. Broz Tito, Yugoslav
Komünist Partisinin başına geçtikten sonra işgalci kuvvetlere karşı
mücadele verdi. Užice'de bir kurtuluş savaşı komitesi kurdu.
“Partizan”lar olarak adlandırılan
Tito önderliğindeki direniş hareketi öncelikle ülkeyi düşman işgalinden kurtarmayı hedeflemekte
ardından da Komünist Parti liderliğinde bir yönetim kurmayı
amaçlıyordu. Tito, savaşı kazanmaları halinde Yugoslavya’da
yaşayan tüm halklara temsil hakkı
verileceğini vaat ediyordu ve bu
durum da halk arasında Tito’ya
olan desteği artırıyordu. II. Dünya
Savaşı başlarında Yugoslavya’nın
izlediği tarafsızlık politikası uzun
süreli olamadı. Hükümet 1941 yılının Mart ayında Alman baskısına
boyun eğmesi üzerine, askeri bir
darbe ile
Pavle’nin
naipliğine
son verilerek
genç kralın
yönetimi ele
geçirmesi
sağlandı. 6
Nisan
1941’de
Hitler
Belgrad’ı
Nazlı DERVENT
bombalamaya başladı. Aynı yılın 17
Nisanında Yugoslav Ordusu teslim oldu. Kral, İngiltere’nin başkenti Londra’ya geçti. Yugoslavya
toprakları birkaç parçaya bölündü.
Yugoslavya ordusundan arda
kalan bazı birlikler, bozgundan
hemen sonra Albay Draža
Mihajlović’in önderliğinde Četnikler olarak bilinen çeteleri kurdular.
Karadağ’da kukla yönetiminin ilanıyla birlikte yerel ayaklanmalar
başladı. İşgale karşı başka direniş
odağı da Josip Broz Tito yönetimindeki Partizanlar Eylül 1941’de
Užice kentini ele geçirdikten sonra
Sırbistan ve Bosna’nın bazı yörelerini içine alan bir Sovyet
Cumhuriyeti oluşturdular. Četnikler’in amacı “Büyük Sırbistan”ı
kurmaktı. Federal bir cumhuriyet
programı ile ortaya çıkan
Partizanlar ise, direnişi bütün
ülkeye yayacak bir stratejiyi öngörüyordu. Bu nedenle Četnikler ve
Partizanlar arasında sert ve kanlı
çatışmalar kaçınılmaz hal alıyor-
du. Nazi Almanya’sının Rusya'ya
(SSCB) saldırması üzerine, Tito,
Yugoslavya halkını birlik, beraberlik, kardeşlik ve bağımsızlık çağrısı yapan bir bildiriyle ayaklandırdı. Ayaklanmanın hızla yayılması
sonucu Yugoslavya yarısı bağımsızlığa kavuştu. Tito ve kendisine
bağlı Partizanlar grubu bir anda
Yugoslavya'da herkes tarafından
tanındı. Almanların yoğun baskılarına rağmen, Partizan grubunun
hareket ve fikirleri benimsendi.
Tito hareket ve kabiliyetleri yüksek, vatanları için gözlerini kırpmadan canlarını verebilecek işçilerden meydana gelen, gerilla
tugayları kurdu. Partizanlar,
İtalyan, Alman, Ustaša ve Çentik
birliklerinin Mart 1942’de giriştiği
harekâttan sonra Bosna’nın kuzeybatı kesimini üs edindi. Tito’nun
Kasım 1942’de topladığı
Yugoslavya Anti Faşist Ulusal
Kurtuluş Konseyi direniş hareketinin bütün Yugoslav halklarını birleştirecek bir siyasal programa
kavuşmasını sağladı.
Yugoslavya’daki Partizan direnişini sona erdirmek isteyen Almanlar
1942–1943 yılının kışında toptan
imhayı hedef alan bir harekât
daha düzenlediler. Öncelikle
Çetnikleri saf dışı ederek konumlarını sağlamlaştıran Partizan kuvvetleri, ardından Alman kuşatmasını yararak Karadağ’ın Durmitor
bölgesini geçtiler. 1943 yılının
Mayıs ayında bu bölgeye yönelik
ikinci Alman kuşatma harekâtı da
boşa çıktı. Üstün Alman birlikleri
ile şiddetli çarpışmalardan sonra
Partizan kuvvetleri Bosna’nın orta
kesimine ulaştı. Bu zafer,
Yugoslavya’nın bağımsızlık mücadelesinde bir dönüm noktasıdır.
Mayıs 1944’te Tito’nun oluşturduğu karargâhına yönelik son Alman
saldırısını da atlatan Partizanlar,
sonraki aylarda işgal kuvvetlerini
Sırbistan’a doğru geriletmeye başladı. Aynı sıralarda Alman ordularını izleyen Sovyet Kızıl Ordusu
Romanya ve Bulgaristan sınırlarına dayanmış bulunuyordu.
Partizan Kuvvetleri ile Sovyet
Birliklerinin ortak harekâtı ile
Ekim 1944 yılında Belgrad ele
geçirildi. Yugoslavya toprakları
Partizanların denetimine girerken,
son kalan Çetnik kalıntıları da
temizlendi.
YUGOSLAVYA
SOSYALİST FEDERAL
CUMHURİYETİ
İkinci Yugoslavya, 1945’te Nazilere
karşı yürütülen çetin bir bağımsızlık mücadelesinin sonucunda
kuruldu. Yugoslavya Federal Halk
Cumhuriyeti’nin kuruluşu
Makedonya’nın kaderinde önemli
bir dönüşüm teşkil eder. Zira Tito
ve Yugoslavya Komünist Partisi
daha evvel Vardar Makedonyası
olarak tanımlanan bölgenin
Makedonya ismi ile kurulmasını
sağladı (1944). Bu sayede hem
Yunanistan ile Bulgaristan’ın bölgedeki iddiaları çürütülecek hem
de bu bölge halkı Makedon ismi
ile farklı bir etnik kesim gibi yansıtılacaktı. Bu hamleden kısa süre
sonra ismini Makedonya Sosyalist
Cumhuriyeti olarak değiştiren
bölge etkisini daha da fazla hissettirmeye başladı.11 Tito’nun düşüncelerinden biri de tesis ettiği
Vardar Makedonyası ile daha
evvel Yunanistan’a bırakılan Ege
Makedonyası’nı birleştirmek idi.
Bu manada 11 Ekim 1945’te
Üsküp’te yaptığı bir konuşmada
bu durumu açıkça ifade etmekten
geri durmamıştır.12 Tüm bu karmaşa içerisinde Kasım 1945 tarihinde seçimlere gidildi.
Komünistlerin önderliğindeki
Tito'nun partisi olan Halk Cephesi
seçimlerden galip çıkınca seçimlerden sonra 2 Aralık 1945’te
Yugoslavya Federal Demokratik
Cumhuriyetinin kurulduğu ilan
edildi ve ülkedeki monarşi (krallık) yönetimine son verildi.
Hükümet Başkanı olan Tito öncelikle savaş esnasında muhalifi olan
Draza Mihajleviç'i 1946 yılında
idam ettirdi ve ardından Ocak
1946’da federal bir cumhuriyet
yapısını öngören yeni bir anayasayı yürürlüğe koydu.13 1946'da
Yugoslavya Federal Halk
Cumhuriyeti 1963 yılında
Yugoslavya Sosyalist Federal
Cumhuriyeti olarak değişti.
Yugoslavya’nın Federasyonu altı
Cumhuriyet’ten oluşuyordu. Bu
Cumhuriyetler Slovenya,
Hırvatistan, Sırbistan, Makedonya,
Bosna Hersek, Karadağ’dır. Daha
sonra 74 Anayasası ile bu cumhuriyetlere iki özerk bölge getirildi.
Bu özerk bölgeler ise Kosova ve
Voyvadina’dır. 1944 yılında Tito'
nun isteği ve Yugoslavya
Komünist Partisi'nin kararıyla
Yugoslavya Federasyonu'na dâhil
olmak üzere bir Makedonya
Cumhuriyeti kuruldu14 Çok uluslu Yugoslavya Sosyalist Federal
Cumhuriyetinde, altı cumhuriyetten birisi olan Makedonya
Sosyalist Cumhuriyeti'ni oluşturan
halk olarak Makedonlar, Sırplar,
Hırvatlar, Slovenler, Karadağlılar
Ortodokslar) ve sekiz etnik gruptan (Türkler, Bulgarlar, Arnavutlar,
Macarlar, Çekler, Romenler,
Ukraynalılar ve Çingeneler) meydana gelmiştir. Yugoslavya’da rejime karşı örgütlü ve yaygın direnişin ilk örnekleri 1968 yılından itibaren yaşanmaya başladı. Sırp
kökenli İstihbarat Teşkilatı Başkanı
Aleksandr Rankoviç’in görevden
alınmasıyla kısmen özgür bir ortama kavuşan öğrenci ve aydınlar,
ülke çapında gerek milliyetçibağımsızlıkçı, gerekse eleştirel sosyalist yaklaşımları ortaya koydukları yoğun bir tartışma zemini
hazırlandı. Kosova ve Doğu
Makedonya’daki Arnavutların
hareketliliği 1968 yılında Kosova
İsyanı ile sonuçlandı.16 Kosova
İsyanı’yla başlayan süreçte
Hırvatistan’da meydana gelen
olaylar, Bosna-Hersek’te
“Müslüman Cumhuriyet”in
kurulması için yapılan çalışmalar,
Arnavut-Makedon gerginliğinin
ortaya çıkması, 1974 yılında yapılan Anayasa değişikliği ile Kosova
ve Voyvodina’ya özerkliğin verilmesi, Tito’nun, savunma ve dış
politika işlerinin dışındaki, işleri 6
cumhuriyete bırakması
Yugoslavya’da durumun eskisi
ve Müslümanlar ile birlikte "kurucu halk" anlamında ulus sayıldılar.15 Tito döneminde Yugoslavya;
Bosna-Hersek, Sırbistan,
Hırvatistan, Slovenya, Karadağ ve
Makedonya’dan oluşan altı cumhuriyetten, Sırplar, Boşnaklar,
Hırvatlar, Slovenler ve
Makedonların oluşturduğu beş
milletten, üç farklı inançtan
(Müslümanlar, Katolikler ve
gibi gitmeyeceği, hatta dağılma
sürecinin ilk sinyallerinin ortaya
çıktığı izlenimini uyandırmıştı.
Yugoslavya’da siyasî, ekonomik
ve sosyal sorunlar yaşandığı sırada Josip Broz Tito 4 Mayıs 1980’de
hayatını kaybetti. Tito’nun ölümü
hem Yugoslavya’da, hem de
Dünya’da büyük yankı uyandırdı.
Josip Broz Tito’nun ölümü ile toplumları ya da milliyetleri bir arada
tutan bağ kaybolmuştur. Tito’nun
kişiliğinde bütünlüğü koruyabilen
Yugoslavya’da, O’nun ölümünden
sora etnik huzursuzluklar ve milliyetçilik hareketleri yavaş yavaş ön
plana çıkmaya başlamıştı.17
Federe devletler Tito ölümünden
sonra Başkan’ın kim olacağı konusunda anlaşmazlıklar yaşadı.
Sırbistan, Büyük Sırbistan hayaliyle Federasyona hâkim olmak istedi. Miloseviç, sırp milliyetçiliği ile
yayılma gayesi güttü ve ayrılmak
isteyen Slovenya’ya, Hırvatistan’a,
Bosna Hersek’e savaş açtı.
Bağımsızlık uzun yıllar süren
kanlı ve insani olmayan savaşlardan sonra ardı ardına geldi.
DEVAM EDECEK...
SAYFA 07
SIYAH MAVI KIRMIZI SARI
Yerel Yönetimler 7
22 Haziran 2015
Pazartesi
Zafer Mahallesi Bursa’n n
yeni cazibe merkezi oluyor
Başkan Altepe, Zafer Mahallesi’nde yer alan Kosova
Üsküp Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği’nde
Arnavut asıllı vatandaşlarla bir araya geldi
BURSA - BALKAN GÜNLÜ⁄Ü
B
üyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe,
belediye binası, dev Zafer Parkı ve diğer yatırımlarla birlikte hızlı bir dönüşüme girecek
olan Zafer Mahallesi’nin çok yakında Bursa’nın en
önemli cazibe merkezlerinden birisi haline geleceğini söyledi. Başkan Altepe, Zafer Mahallesi’nde
yer alan Kosova Üsküp Türkleri Kültür ve
Dayanışma Derneği’nde Arnavut asıllı vatandaşlarla bir araya geldi. Türkiye ve Balkan ülkeleri arasındaki ilişkiler ile Bursa ve Zafer Mahallesi’nde
yaşanacak dönüşüme ilişkin bilgilerin paylaşıldığı
toplantıya, Büyükşehir Belediye Başkanı Recep
Altepe’nin yanı sıra AK Parti Bursa Milletvekili
Önder Matlı ve Bursaspor Başkanı Recep Bölükbaşı
da katıldı. Altepe, geleneksel yöntemlerle oluşturulmuş Zafer Mahallesi’nin çok yakında dönüşüme
gireceğini açıkladı. Başkan Altepe, diğer yatırımlarla birlikte kentsel dönüşüm çalışmalarının hız
kazanacağını ve bölgenin Bursa’nın en önemli cazibe merkezlerinden biri haline geleceğini söyledi.
Balkanların dost havası Gültepe’de esti
H.MERKEZ - BALKAN GÜNLÜ Ü
K
onak Belediyesi ile Gültepe
Makedonya Göçmeleri Kültür ve
Dayanışma Derneği işbirliğinde bu
yıl 11’incisi düzenlenen Gültepe Rumeli
Şenliği renkli görüntülere sahne oldu.
Geleneksel hale gelen şenlikte Balkanların
dost ve kardeşlik rüzgârları esti. Gültepe
Turgut Reis İlköğretim Okulu’nun bahçesinde kurulan şenlik alanı İzmir’de yaşayan
Balkan ve Rumeli göçmenlerince hınca hınç
doldurulurken, şenliğe katılanlar Balkan ve
Rumeli ezgileri eşliğinde bol bol dans etti.
Türkülerin hep bir ağızdan söylendiği gecede Gültepe Üsküp Folklör ekibi sergiledikleri performansla seyircilerden büyük alkış
aldı. Gültepe Rumeli Şenliği’nde İzmir’in
tanınmış Balkan müzik grubu Sakoband da
sahne aldı. Şenlik alanını dolduran kalabalığı coşturan grubun ardından Balkan
sanatçılardan Adrijana Alaçki ile Nelite
Rekof Sevdalinka Grubu eşliğinde çıktıkları sahnede birbirinden güzel şarkıları dile
getirdi. Unutulmaz bir müzik ziyafetinin
yaşandığı 11. Gültepe Rumeli Şenliği’nin
davetlileri arasında Makedonya’dan gelen
konuklar da vardı. İzmir Gültepe
Makedonya Göçmenleri Kültür ve
Dayanışma Derneği’nin davetiyle İzmir’e
gelen Rosoman Belediye Başkanı ve
Demirkapı, Mogila, Novaci Belediye Meclis
üyeleri şenlik öncesi Konak Belediye
Başkanı Sema Pekdaş’ı ziyaret etti.
K rcaalili Ba kan’dan
zmir’e kom u ziyareti
H.MERKEZ
BALKAN GÜNLÜ Ü
K
ırcaali Belediye
Başkanı Hasan Aziz
ile Bulgaristan Hak
ve Özgürlükler Hareketi
(HÖH) Partisi milletvekillerinden oluşan bir heyet,
İzmir Büyükşehir Belediye
Başkanı Aziz Kocaoğlu’na
nezaket ziyaretinde bulundu. Samimi bir havada
gerçekleşen ziyarette İzmir
Büyükşehir Belediyesi’nin
yatırım ve projeleri ile ilgili bilgi alışverişinde bulunuldu. İzmir’in kardeş
kenti Kırcaali heyetinde
HÖH milletvekilleri Şaban
Ali Ahmet, Ayhan Etem ve
Çetin Kazak da yer aldı.
Makedonya dönü ü Belediye
Ba kanı Kayalı'ya ziyaret
AYDIN - BALKAN GÜNLÜ Ü
K
uşadası Kaymakamlığı,
Kuşadası İlçe Milli Eğitim
Müdürlüğü, Kuşadası
Belediyesi ve Kuşadası
Yardımlaşma Derneği’nin desteği ile Hasan Fatma Önal
Anadolu Lisesi tarafından yürütülen “Anadolu’dan Balkanlara
Ritmik Adımlar” projesi kapsamında Makedonya'ya giderek
Uluslararası Halk Oyunları
Festivali'ne katılan ve Balkan
ülkelerini gezen öğrenciler
Kuşadası'na döndü. Festivalin
ardından Kuşadası İlçe Milli
Eğitim Müdürü Şerafettin Yapıcı
ve Hasan Fatma Önal Anadolu
Lisesi Beden Eğitimi Öğretmeni
Seyhan Cavit, Kuşadası Belediye
Başkanı Özer Kayalı'yı makamında ziyaret etti. Başkan
Kayalı, Belediye olarak gençliğe
ve kültürel faaliyetlere destek
vermeye hazır olduklarını belirterek "Anadolu'dan Balkanlar'a
Ritmik Adımlar Projesi ile
Kuşadası'nı Balkanlar'da temsil
eden ve festivalden başarı ile
dönen ekibimizi tebrik
ediyorum" dedi.
ilindi i gibi, vergi yarg s nda dava aç lmas durumunda davan n kaybedilmesi
sonucunda vergi dairesi taraf ndan
(2) nolu ihbarname düzenlenmektedir. (2) nolu ihbarname üzerinde
aç lan davan n yarg a amas , dava
konusu yap lan vergi ve cezan n
türü, matrah , kat veya oran ve
miktar belirtilmektedir. Sonuçta
da mahkeme karar na göre hesaplanan
vergi ve ceza ve ayr ca gecikme faizi
ihbarname üstünde ayr ayr gösterilmektedir. Bu (2) nolu ihbarnameye
göre kaybedilen dava üzerinde ödenecek vergi, ceza ve gecikme faizlerinin
30 gün içerisinde ödenmesi zorunludur. Ancak teminat gösterilmesi
halinde herhangi bir icrai takibat
yap lmamakla birlikte vergi dairesi
en son yarg karar gelmeden borcu
yoktur belgesi vermez. Dolay s yla
mükellef her ay belli makamlara
borcu yoktur belgesi sunmas gerekiyor ise bu durumda amme borcunun
Dan tay karar gelmeden banka
teminat mektubuna ba lanmas veya
ödenmesi gerekecektir. Son yarg
karar na göre davan n kazan lmas
halinde yat r lan paralar vergi dairesinden geri al nacakt r.
B
GEC KME ZAMMI
(2) nolu ihbarnamede yer alan tutarlar n 30 gün içerisinde ödenmemi
durumunda daha sonra ödeme emri
düzenlenir. Düzenlenen ödeme emri
ile amme alaca (2) nolu ihbarnamedeki tutar kadar ayr ca gecikme
zamm ile beraber 7 gün içerisinde
ödenmesi mükellefe tebli edilir.
Görüldü ü gibi, vergi yarg s nda dava
aç lmas ve bu davan n kaybedilmesi
durumunda s ras ile önce (2) nolu
ihbarname ve 30 gün vade verilir. Bu
süre içerisinde ödeme yap lmad
takdirde ise, arkadan ödeme emri
düzenlenerek davac mükellefe tebli
edilir. Buna ra men de ödeme yap lmad takdirde söz konusu kamu alaca icra memuru marifeti ile zorla
tahsili yoluna gidilir. Mükellefin
VERG PTAL
DAVASI VE
TEM Z KÂ IDI
Nazlı Gaye ALPASLAN
vergi yarg s nda kaybetti i davas ile
ilgili vergi mahkemesi karar n duruma göre Dan tay’da temyiz etmesi
halinde veya bölge idare mahkemesine itiraz yoluyla ta mas durumunda
gelen sonuca göre yarg lama süreci
tamamlan r. Ancak, yukar da belirtildi i gibi vergi mahkemesi karar na
göre davan n mükellef aç s ndan kaybedilmesi halinde düzenlenen (2)
nolu ihbarname ve akabinde ödeme
emrine göre mükellefin borç kay tlar na ilgili vergi ve cezalar borç olarak
gözükür. Bu durumda da mahkeme
karar n n sonucuna göre hareket edilecek ihalelere kat lma ile ilgili borcu
yoktur ka d borç ödenmedi i takdirde veya yap land r lmad takdirde
temiz ka d al namaz. Hatta bu a amada mükellefin banka hesaplar na ehaciz riski de söz konusu olabilecektir. Burada önemli olan husus udur:
mükellefin vergi dairesine yukar daki
a amalara göre herhangi bir borcu
yoktur ka d alabilmesi için mutlak
surette amme alaca n n tümünün
yat r lmas gerekecektir. aksi takdirde
mükellefe “borcu yoktur belgesi”
verilmez. Mükellefin kamu ihalelerine kat labilmesi için borcu yoktur
ka d n almas da gerekece inden
dolay borcun tümü ile ödenmesi veya
ko ullar uygun ise 6183 say l yasan n 48. maddesine göre borcun yap land r lmas ihaleye kat lmak için
yeterli olur. Sonuç olarak, vergi yarg s nda davan n kaybedilmesi halinde
ödenecek mali külfetler dikkate al nd nda taahhüt sektöründe faaliyet
gösteren gerçek ve tüzel ki ilerin
vergi dairesinden borçsuzluk ka d
için yukar da anlat lan durumlara dikkate etmelerinde yarar bulunmaktad r.
SAYFA 08
SIYAH MAVI KIRMIZI SARI
8 Balkan Haberleri
22 Haziran 2015
Pazartesi
zzet KARASU
[email protected]
Balkanlardan gülümseten anlar...
ISLAK YER
Makedonya'nın Jirovviça köyünden
olan Faruk Aga, Manisa'da dolmuş
floförlü¤ü yapt›¤›ndan çok ilginç olaylara
da flahit olmaktad›r. Bir k›fl günü dolmuflu t›ka basa doludur. Ya¤mur hafiften ya¤maya bafllam›flt›r. Bir bayan
yolcu arkadan seslenir.
“fioför bey; " Islak yerde durur
musun"
Faruk Aga bakar her yer ›slak, fren
yapar durur.
Kad›n, floför Faruk'a döner;
“fioför bey sana burda dur demedim”
“Mori kadin er yer ›slak nerda durayim?
“Az ilerdeki apartman›n önünü hortumla y›kayan sar› kazakl› bir teyze var
ya, onun önünde dur dedim sana!"
Faruk Aga iyice sinirlenir;
“Te isteysan dulmiflla apartimanin içina
giriim. Tüvbe Tüvbe.
VER B‹ URALET
Ramazan ay›nda Manisa'da tüm kahveler sahura kadar aç›kt›r. Gece saat
02.00 olmufltur. Kahve'de 5-6 kifli ya
var ya yok. Kahveci Hasan birazdan
kahve kapanacak ya, müflterilere jest
olsun diye küçük demli¤e yeni çay demler.
“Taze çay yaptim içen var mi diye
sorar? Bir köfle de gazete okuyan Mizo
Aga hariç, kahvedekiler " ‹çeriz "
demifller. Mizo Aga bak›yor herkes çay
içiyor, Hasan'a sorar;
“(H)Asan, taza çayin var mi?
“Var var olmaz mi? (H)em da yeni
demlad›m”
“Ha eyi Asan›m. Sen ver urdan bana
bi Uralet u zaman"
Gece yar›s› saat 02.00'de Kahveci
Hasan'›n Mizo Aga'ya dediklerini
elim›zda ulmayan nedanlardan dolay›
yazamayimm
‹DDAA
Arnavut Aziz usta akflam vakti, o¤luna
seslenir:
“Te g›zancik getir bakaym gaztanin
sipor sayfesini bi iddiya koponi yapalim.
“Ben uynamai bilmiyim ki buba?”
“Eee..madam ki bilmiys›n süle bakaim
bu elimdaki karne kim›nd›r?
Heps› 0,1, 2!
CÜMLE KAPISI
Pomak Metin emmi evinin girifl kap›s›n›
de¤ifltirmek ister. Uygun fiyatla yeni bir
çelik kap› al›r ve kap›n›n üstüne bir kaç
fley yazd›r›r. Kar›s› sorar; ““More adam,
ayde kapi çuk güzal anladik ta, üstundaki yazilar ne oliiy?
“Mori bu kapinin adi " CÜMLE KAP‹S‹
" o yüzden bell› ulsin diya, ustüne bi
fleylar yazdirdum mori!
ABTTF yeni
yönetimini seçti
Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu
(ABTTF) 19. Olağan Genel Kurulu’nu
Almanya’nın Gießen şehrinde gerçekleştirdi.
Cümle kap›s›: Eskiden yer evlerine verilen girifl kap›s›.
OTOBÜS B‹LET‹
Bir Boflnak otobüse binecek ama, bileti
yok. Biletler ise bir sonraki durakta
sat›l›yormufl. fioföre demifl ki:
“Ben flind› otobosa binsam, bi sunraki
durakte in›p bileti alsam ulur mi?
fioför de fazla bileti olan vard›r düflüncesiyle “Yolculara sor belki onlarda bilet
vard›r " der. Bizim Boflnak dönmüfl yolculara “More ben flindi otobüsa binsam.
Bi sunraki durakte in›p bilet›m› alsam,
tekrar otobüsa binsam ulur mi? Ne
deys›n›z?
S‹ND‹RELLA
Makedonya'n›n Vidufle köyünden
Cemal Mico(*) ve ye¤eni Erkan k›z
çocuklar› hakk›nda sohbete dalm›fllar.
K›z çocuklar›n› nas›l büyüttüklerini
böbürlenerek birbirlerine
anlatmaktad›rlar. Erkan;
“Cemal Mico, ben›m kizçelar küçükken
pek bi fla yimiylerd›. Analari " Sindira
Sindira " yedir›p ne zahmatlarla büyutti
unlari. Maflallee flind› ikisi da buyudi, "
S‹ND‹RELLA " gibi oldilar.
Cemal Mico ye¤eninin alt›nda m› kal›r?
“More Erkan, ben›m k›zçelere de anasi
er gün “ Sindira Sindira ” greyfirt yediriyy.
Allah nazarden saklasin, ikis› da " S‹ND‹
GREYF‹RT " gib› oldilar...
(*)M‹CO: Amca
G EßEN - BALKAN GÜNLÜ Ü
A
vrupa Batı Trakya Türk
Federasyonu (ABTTF) 19.
Olağan Genel Kurulu’nu gerçekleştirdi. Almanya’nın Gießen şehrinde ABTTF üyesi 21 dernekten 178 delegenin katılımıyla gerçekleştirilen genel
kurulda ABTTF Yönetim, Denetim ve
Disiplin Kurullarının yeni üyeleri
seçimle belirlendi. Genel kurulda seçilen ABTTF 19. Dönem Yönetim Kurulu
gerçekleştireceği ilk toplantıda görev
dağılımını yapacak. ABTTF Başkanı
Halit Habipoğlu, Yunanistan’da eğitim
ve dini özgürlükler alanında olumsuz
gelişmeler yaşandığını söyledi, eğitim
alanında çıkarılan yeni yasa ile özerk
yapıya büyük bir darbe indirildiğini
kaydetti. Ülkede Radikal Sol İttifak
(SYRIZA)’ın iktidara gelmeden önce
pek çok söz verdiğini belirten
Habipoğlu, aşırı sağcı ANEL ile koalisyon hükümeti kuran SYRIZA’nın verdiği sözleri maalesef yerine getirmediğini
kaydetti. Azınlık sorunlarının çözümü
konusunda Yunanistan’ı ikna edemediklerini söyleyen Habipoğlu,
Federasyon’un Dostluk, Eşitlik, Barış
(DEB) Partisi ve Batı Trakya Azınlığı
Yüksek Tahsillliler Derneği (BTAYTD)
ile birlikte Mayıs sonunda Batı Trakya
Türkleri açısından tarihi nitelikteli bir
etkinliğe imza attığını söyledi. FUEN
Yunan’ın soyda lara yeni
oyunu kayıt ile kura mı?
GÜMÜLC NE
BALKAN GÜNLÜ Ü
G
ümülcine Celal Bayar Azınlık
Ortaokulu ve İskeçe Azınlık
Ortaokulu’na kayıtlar kura ile
belirlenecek. Gündem gazetesinin
haberine göre Gümülcine ve İskeçe
azınlık ortaokullarına kayıt yaptıran
öğrenci sayısının belirlenen rakamın
üzerinde olması halinde öğrenciler
okula kura ile alınacak. Resmi makamlardan elde edilmiş kesin bir bilgi
olmamasına karşın gazetenin öğrenci
velilerinden aldığı bu bilgi azınlık fertleri tarafından endişeyle karşılanmakla
birlikte eğitim özerkliğine başka bir müdahele olarak yorumlandı. Batı Trakya Türk
Azınlığı Danışma Kurulu bir açıklama
yayınlayarak bu tip uygulamaların azınlık
eğitimine vurulmaya çalışılan darbelerden
bir tanesi olduğunu belirtti. Avrupa Batı
H
alkbank Makedonya, Çayır'daki
şubesinin yeni mekânının açılışını gerçekleştirdi.Yağmura rağmen yüksek katılımla gerçekleşen açılış
törenine, T.C. Üsküp Büyükelçisi Ömür
Şölendil, Çayır Belediye Başkanı İzet
Meciti, Anayasa Mahkemesi Üyesi Salih
Murat, TİKA Üsküp Koordinatörü
Teoman Tiryaki, Halkbank Makedonya
Genel Müdürü Necdet Palakçı ve bankanın yöneticileri, çok sayıda işadamı
ve diğer davetliler katıldı. www.yenibalkan.com’a göre; T.C. Üsküp
Büyükelçisi Ömür Şölendil, iki kardeş
ülke arasındaki ticari ilişkilerin gelişmesinde Halkbank'ın büyük emeği olduğunu vurguladı. Büyükelçi Şölendil,
"Ekonomik ve ticari durumun düzelmesi, daha da gelişmesi ve iki ülke arasındaki ekonomik ve ilişkilerin daha sağlıklı bir şekilde artarak sürmesi,
Makedonya'nın da iç barışına, huzuru-
na ve barış içinde bir arada yaşama
durumuna olumlu katkı yapacaktır" ifadelerini kullandı. Halkbank'ın
Kavadartsi'de açtığı şubeyle toplam
şube sayısını 33'e yükselttiğini kaydeden Halkbank Makedonya Genel
Müdürü Necdet Palakçı, 4 yıldır bulundukları pazarda sürekli büyüdüklerini
belirtti. Palakçı, "Misyonumuz,
Makedonya'nın bankası olmak. Bu
uğurda emin adımlarla ilerliyoruz. En
önemli gücümüz ise insan kaynaklarımız. Bu vesileyle sizlere sadece
Makedonya'da değil, bölgenin de güçlü
bankası olma noktasındaki bir sevincimizi paylaşmak istiyorum. Geçen hafta
itibariyle tüm prosedürleri tamamlamamızla birlikte, Halkbank Sırbistan'daki
Çaçanska Banka'nın alımını tamamlamış bulunmaktadır" dedi. 4 yıldır bankacılık sektöründe faaliyet gösteren
Halkbank Makedonya, bu süre zarfında
şube sayısı 21'den 33'e, ATM sayısını
40'tan 85'e ve personel sayısını 210'dan
412'ye çıkardı.
Trakya Türk Federasyonu da şu
açıklamada bulundu: “Gümülcine
ve İskeçe azınlık ortaokul ve liselerine kurayla öğrenci kaydı yapılması özerk yapıdaki azınlık eğitimine yapılan bir darbedir. Okulun
yeterlilik kapasitesinden fazla
öğrenci kaydı olması halinde
kurayla öğrenci kaydı uygulaması
gitmesi çözüm olamaz. Bu yöndeki uygulama çocuklarımızın azınlık sisteminden koparak devlet
okul sistemine geçmesiyle sonuçlanmaktadır. Önemli olan azınlık
okul sisteminin güçlendirilmesidir.
Bu noktada da en önemli taleplerden biri
olan yeni azınlık ortaokulu açılması talebinin kabul edilmesi gerekmektedir.”
mtiyaz Sahibi lhan akiro lu
Halkbank, Makedonya’daki
33. ubesini Kavadartsi’de açt
ÜSKÜP - BALKAN GÜNLÜ Ü
2015 Kongresini düzenlediklerini söyleyen Habip Oğlu, FUEN Kongresi’nin
Batı Trakya’da gerçekleşmesi ile diğer
azınlıkların Batı Trakya Türk
Azınlığı’nın sorunlarını yerinde gördüklerini söyledi, kendi basınlarında
bunu dile getirdiklerini kaydetti.
Yunanistan’da kongrenin engellenmeye
çalışıldığını belirten Habip Oğlu, Altın
Şafak Partisi’nin Yunan Meclisi’nde bu
konuda bir soru önergesi sunduğunu
kaydetti. Federasyon’un azimle çalıştığını belirten Habip Oğlu, Brüksel’de bir
büroya sahip olduklarını ve uluslararası düzeyde pek çok STK ile işbirliği içerisinde olduklarını söyledi.
TEMS LC L KLER
Ku adası’nda Uluslararası
Girit sempozyumu yapılacak
AYDIN
BALKAN GÜNLÜ Ü
K
uşadası Belediyesi ile
Giritliler Kültür Dostluk
ve Yardımlaşma Derneği
işbirliğinde uluslararası bir sempozyum düzenlenecek.
Türkiye’de Giritliler konusunu
ele alan ilk akademik etkinlik
olması anlamında özel bir öneme
sahip olan 3 günlük sempozyuma
Türkiye, Yunanistan ve
Fransa’dan akademisyenler katılacak. “Geçmişten Günümüze Girit:
Tarih, Toplum, Kültür” başlığını
taşıyan uluslararası sempozyum
16-18 Ekim tarihleri arasında
Kuşadası’nda gerçekleşecek.
Türkiye’de yaşayan Giritlilerin ve
Girit kültürünün belleklerde
yaşayan izlerini kayıt altına
almak, Ege’de toplumsal yaşamın
ve Egeli kimliğinin bir parçası
olan Girit kültürünün değerini
ortaya koymak ve Türkiye ile
Yunanistan arasında Girit konusunda akademik anlamda var
olan işbirliğini toplumsal alana
taşımak amacı ile düzenlenen
sempozyumda Girit tarihi, Girit’e
ve Girit’ten göçler, Adada toplumsal yaşam ve cemaatler arası ilişkiler, Girit halk kültürü, edebiyatı,
mutfağı, müziği ve biyografileri
ele alınacak.
ANKARA Ahmet ÇOLAK
SAMSUN Ak n ÜNER
BURSA Hüseyin TOY
MU LA Mehmet TOKGÖZ
MAN SA Ersin AKBA
ANTALYA Kenan KURTE
STANBUL Faruk AZEM
DEN ZL Fahrettin KOYUNCU
DI TEMS LC L KLER
ARNAVUTLUK Sokol BRAHAJ
BULGARİSTAN İsmet TOPALOĞLU
SOFYA DR. Sunay YILMAZ
KOSOVA Orhan EMİNCİK
ROMANYA Erkan ERUYSAL
YUNANİSTAN Varol HALİLOĞLU
BOSNA-HERSEK Murat ÖZKAYA
KKTC Mehmet ALDEMİR
YAYIN KURULU
KORAY BAfiOL
İSMET TOPALOĞLU
NAZ‹F MANDACI
SOKOL BRAHAJ
BALKAN DEVLEN
AYŞE KARADAN
ŞARIK CİBO
ATA ATUN
İLBER ŞİYAK
MAL LER
KUTLU KARAN
B LG LEM
KEMAL B ÇER
YAYINTÜRÜ: ULUSLARARASI HAFTALIK SÜRELİ YAYIN
YÖNETİM YERİ: Rafetpaşa Mah. 5179 / 1 sokak.
No: 7 / 4 Bornova/İZMİR
TEL: 0 535 776 01 61
BAS KI TARİHİ: 22 Haziran 2015
BASKI: STAR MEDYA YAYINCILIK A.fi.
ADRES: Gaziemir Tren İstasyonu Karşısı Eski Betontaş
Tesisleri İçi GAZİEMİR/İZMİR TEL: 0 232 251 76 32
[email protected]
Köşe yazılarının sorumluluğu yazarına aittir. Yıllık abone bedeli
500 TL olup ulusal ve uluslararas› aboneler için posta ücreti ilave olunur.
SAYFA 09
Ara t rma 9
22 Haziran 2015
Pazartesi
aramam z gerekti ini dü ünüyorum. Özgür olabilmek, rahat dü ünebilmek, bir de dostlu un gerçekli i var olu udur. Bir eyleri yemeden, içmeden öncesinde kimle ya
da kimlerle yedi imizi, içece imizi
dü ünmeliyiz. Öyle ki yan nda,
çevresinde hiçbir arkada olmaks z n yemek yemenin sadece bir
kurda ya da aslana ait oldu u biliyoruz. Bir insan n gerçek mutlulu u,
içinden geldi i gibi ya ar ve de inan r.
Bundan dolay d r ki mutlu olmak için
insanlar n maddiyata ihtiyac yoktur.
Mutluluk nedir bilir misiniz?
nsano lunun o an ki ruh mutlulu udur.
O insan n iç ho nutlu udur. Mutluluk
insanlar n kendi ak llar n iyi kullanmalar ndan, bunun da erdemli olmalar ndan geçmektedir. Mutluluk sonradan
ö renilen bir eyin oldu unu bilmemiz
gerekir. Biz insanlar mutlulu u ya da
mutsuzlu u küçükken ö renmeye ba l yoruz. Mutluluk biz insanlar tamamen
ki isel tercihleri do rultusunda elde ettiimiz yahut elde edebilece imiz o anki
ruh halidir. Bizlerin sa l yerinde olsa,
geçimimizi sa layaca m z kadar belirli bir gelirimiz var ise hepimizin mutlu
olma ans vard r. O yüzden mutlu
olmak için kimselere ihtiyac m z yoktur. Mutlulu un en güzel tan m udur
ki en etkileyici duygulardan
biridir. efkatin ve de sevginin içerisinde ya anan en güzel duygulardan bir
tanesidir mutluluk. undan emin olunuz
ki fazla paraya sahip olmak, daha farkl
güzel, iyi bir hayat ya amak ve de
mutlu olmak manas na gelmemektedir.
TERC HLER M ZDE
SAKLI OLAN
DUYGU: MUTLULUK
Mehmet KIZILKAYA
utluluk, biz insanlar n tercih
edebilece i büyük farkl l klar n
sonuçlar ndand r. Hepimizin
tercih etti i bir durumdur. Mutlu olmak,
mutlulu u getirmek biz insanlar n elinde olan bir duygu ya da bir durumdur.
Tabi bunun yan nda da ayn ekilde
mutsuzluk da. Bizlerin tercih etti i mutluluk gibi mutsuzluk da bir tercih edilme durumudur. Tabi mutlulu u tercih
etmemiz daha çok güzel farkl l klar n
ortaya ç kmas yla olu ur. Bizler mutlulu u ya da mutsuzlu u tercih etmek,
hayata bak aç m z n nas l oldu u, barda n hangi taraf ndan bakt m z fazlas yla önemli k lmaktad r. Biz insanlar
mutlu olmak için neler yapar z? Mutlu
olmak için nelere sahip olmam z gerekiyor? Bizlerin mutlu olmas için param z çok olmas m gerekir? Acaba bizlerin paras çok oldu mu mutlulu u
yakalayabilir miyiz? Ya da o para bizlerin mutlulu unu ço altabilir mi?
nsano lu denen varl k kendi mutluluun resmini ço u kez öyle çizmi tir.
Çok para olsun, evlilik olsun, arabam
olsun, sevgilim olsun ya da evimin
olmas denilmektedir. Baz bedeller
ödeyerek ya da büyük bir mücadele
vererek, çaba sarf ederek mutlu olur
insan. Mutlulu u belki de ba na konacak olan bir talih ku u gibi görür; tabi
burada unu da söyler ki ans m varsa
mutlu olurum yoksa da mutsuz olurum.
Bizlerin mutluluk anlay nedir?
Eksikliklerimiz tamamland zaman ki
ruh hali gibi midir, yoksa ba m za
gelecek ya da gelebilecek güzel bir
eyin tan mlanmas m d r?
Para mutlulu u getirmez. Paran n mutlulukla hiçbir ili kisi yoktur. 80’li y llarda Japonya, Amerika ve de ngiltere de
yap lan bir ara t rma da, aile gelirlerinin
artmas yla mutluluk seviyelerinin hiçbir
ekilde artmad ortaya ç km t r. Para
bir nokta da mutluluk getirir. O’da
udur ki geçinecek kadar bir geliri olana
mutluluk getirmektedir. Bunun üzerine
fazlaca ç k ld m mutlulu u bitirir. Tabi
bunun yan nda öyle bir ey de ilave
edebiliriz ki geçinemeyecek kadar geliri
olmayanlar da mutlulu u bulamaz.
Özellikle yurt d nda ans oyunlar ndan
ikramiyeler kazananlar üzerinde yap lan
ara t rmalarda, bu insanlar n mutluluk
oranlar neredeyse bir seneyi geçmiyormu . Yunanistan ülkesinin eski uygarl klar ndan olan Antik Yunan’da ahlakl
olman n ve de erdemli bir hayat n tan m na mutluluk denilmektedir. nsano lu
ya am n n tek bir amac vard r ki o da
mutluluktur. Bizler hayat m z boyunca
sürekli olarak harcamakta oldu umuz
bütün çabalar m z mutlu olmam z içindir. Mutlulukta öyle bir eydir ki ancak
ve ancak kusursuz bir karakterimizin
olmas ve büyük bir erdeme sahip
olmam zla yakalayabiliriz. nsano lu
ancak hayatlar n n tümünü soylu bir
ekilde ya arsa mutlu olabilir. nsano lu
ruhun, fiziksel arzular n ve de derinliklerden gelen ak llar yla mutlulu u yakalayabilirler. Yükseli e geçen bedenlerin,
zihinlerin ve de ruhlar n üçlemesiyle
fakl bir mutluluk anlay ortaya ç kmaktad r. Mutluluk, biz insanlar n tercih
ettikleri farkl l klar n aras nda unlar
M
SIYAH MAVI KIRMIZI SARI
Zulmün 26. y l nda 2
Bulgaristan Türkleri
1989 yılı Bulgaristan'daki Türkler için acı ve ayrılığın tarihi olarak kayda geçti.
Bulgaristan'da 1984 yılından itibaren Türk azınlığa asimile politikası uygulayan
Jivkov yönetimindeki komünist rejim amacına ulaşamayınca 1989 yılında
zorunlu göçe karar verdi. Asimilasyona direnen Türklerin toplama kamplarında
zulme maruz bırakıldığı 1989 yılı Jivkov rejiminin de sonunu getirdi
GERİ DÖNÜŞ
Son yıllarda ise ülkeye dönüşler artmış durumda.
Emekliye ayrılan yüzlerce aile, evlerine geri dönüyor. Ancak dönenlerin çoğu Türkiye’de doğan
değil, ufak yaşlarda evlerini terk etmek zorunda
kalanlardan oluşuyor. Hasan Aziz, “Evet, 2015
yılında Türkiye’den Kırcaali’ye dönen kişiler var.
Ama buna da dikkat etmemiz lazım. Kırcaali’ye
dönen insanlar, göç ederken 25, 30 yaşlarında olan
ve Türkiye’ye giden kişiler geri dönüyor. Ama
Türkiye’ye 0-7-10 yaşlarında giden, orada eğitimini
alan, şu anda Türkiye’de yetişen ve çalışan kişilerden, ben dönen bilmiyorum” ifadelerini kullandı.
EFKAT VE SEVG
nsano lu kendi yüreklerinde, kendi
beyinlerinde, kendi gözlerinde, kendi
dillerinde efkati ve de sevgiyi ne
zaman büyütürse bilin ki o zaman mutlulu u yakalam olur. Unutmay n z ki
mutluluklar m z paras z olan, masrafs z
olan eylerle elde ediliyor. Yüre imizin
en güzel sevgi ve efkati üzerine in a
edecek hayatlar m z n olmas için param z n olmas ya da zengin olu umuza
gerek yoktur. Sadece efkati ve de sevgiyi yüre imizde büyütüp çevremize,
toplumlar m za ve de bütün insanl a
aktarmal y z. Mutluluk asl nda bizim
zihnimizin belirledi i bir
durumdur. Kendimiz hayata nas l bakt m z , kendi zihinlerimizi nas l terbiye
etti imizi, bizlerin bak aç lar yla birlikte mutlu olup olmayaca m z belirlemi oluruz. Sizler kendinizi en rahat, en
konforlu, en modern, en harika bir binan n en yüksekteki kat nda, bütün teknolojileri kendi içerisinde bar nd ran bir
daire de ya ad n z dü ünün. Mutlu
de ilseniz o dairenin hiçbir önemi kalmayacakt r. Tek bir önemi kal r ki o’da
udur; e er ki sizler o binada zihinsel
olan bir uyumu yakalayamazsan z arayaca n z tek eyin, o kadar yükseklikten atlamak için sadece ve sadece bir
pencere olacakt r. Ba lar ndan yeterince
s k nt lar n geçti i her insan bilir ki mutluluk için hiçbir zaman ne para, ne mal,
ne mülk, e zenginlik, ne an, ne de öhret sahibi olmakt r. Mutluluk hepimizin
içerisinde bulundu u durumlar nas l
alg lad m zd r. O an ya ad klar m zdan kendi iç dünyam za neleri aktard m z n sonucudur. Bizler her gün ya ad m z farkl deneyimlerden kendi iç
dünyam za neleri nas l ne derece aktarmay tercih etti imizdir. Unutmay n!
Mutluluk, bizlerin tercihlerinde sakl
oldu u güzel ve de farkl bir duygudur.
TÜRKİYE’DEN GERİ DÖNENLER
B
ulgaristan'dan 1989 yılında yaşanan göçün
ardından geride terk edilmiş köyler ve evler
kaldı. Çoğu yıkılmış haldeki köy evleri, hane
sakinlerinin dönüşünü bekliyor. Ancak 1989'dan
sonra da ekonomik sıkıntılar sebebiyle devam eden
göçten geri dönenlerin sayısı oldukça az.
Bulgaristan Türklerinin en yoğun yaşadığı üç ana
bölge Kırcaali, Deliorman ve Dobruca. 1989 yaz
aylarında 350 bin vatandaş Türkiye’ye göç etti.
Daha sonraki yıllarda göç, ekonomik nedenlerle
Batı Avrupa’ya da devam etti. Şimdilerde
Rodoplarda onlarca köy ıssız kaldı.
Zaman içinde daha da ıssızlaşan bu bölgelerin
başında ise Kırcaali geliyor. İlde 1989 göçü sonrası
11 köy tamamen terk edildi. 30 köyün toplam nüfusu ise 300 bile değil. Ostrovets, Adaköy’de de
durum farksız. 1989 göçü öncesinde ailelerin yaşadığı 215 haneden bugün geriye 80'i kalmış durumda. Evlerin yarısı, tamamen yıkılmış ve yok olmaya
yüz tutmuş. İstatistiklerin arkasında binlerce insanın hikâyesi ve dramı saklı. Mestan Adalı,
Bulgaristanlı soydaşların duygularını şöyle özetliyor: “Hasretlik, gurbetlik, milletimizin canına tak
dedi. Onun için de ben, şu canım, garip milletime
adanan şiiri yazdım: yıllardır yüzün gülmedi benim
canım, garip milletim ayrılık da sana, hasretlik de
sana, gurbetlik de sana, yetmezmiş gibi, dede yadigârı bu topraklardan kovulmak da sana. Neyin
yoktu ki, hepsini aldılar. Adını, dilini, dinini, alamadıkları- bir gözyaşımız ve unutulmaz Belene’miz!”
Geride kalan köylerde büyük göçün izlerini görmek
mümkün. Zira Bulgaristan'da yaşanan dram her
hanede tüm çıplaklığıyla halen duruyor. Rodop
köyleri de 1989 olaylarının tanıkları. Yıkılmaya, yok
olmaya yüz tutmuş, sahiplerini bekleyen pencereler
adeta göçün sessiz tanıkları oldu. Bir zamanlar
okul, kültür evi, işletmeler ve büyük tarım kooperatifinin bulunduğu
Adaköy'de bugün nüfus
yok denecek kadar az.
Zira ekonomik zorluklar
geri dönüşün önündeki
en büyük engellerden
biri olarak halen duruyor. 1989 göçü sadece
insanlar için değil,
Bulgar ekonomisi için
de, sarsıntılarla dolu bir
yıl oldu. Merkez sistemden serbest, liberal piyasa ekonomisine geçen
ülkede birçok işletme
kapatıldı. Adaköy etrafında ve 89’a kadar 300
kişiye iş sağlayan tuğla
ve kiremit fabrikası
kapatıldı. Burada şimdi
işsizlik yüzde 50’yi geçiyor. Avrupa Birliği üyesi
Bulgaristan’da, benzer
köy manzaraları olağan
bir hal almış durumda.
Kırsal kesimlerin kalkındırılması, köylüye ve
çiftçiye tarım fonlarından yardım çalışmalarına rağmen çözüm
mekanizmalarına rağmen, sorunların çözümleri halen çok uzak.
Bulgaristan’da yaşanan
acı göçün ardından ekonomik sıkıntılarla boğuşan insanlar soluğu batı
Avrupa’da aldı.
Arkalarında evlatlarından ayrı, yaşlı anne ve babalar kaldı. Tüm ailesini yurt dışına gönderen 70
yaşındaki Cemile Şerif de onlardan biri.
Şerif, şunları söyledi: “Tek başımayım. Adım
Cemile Ahmet Şerif. 70 yaşındayım. Kızlarım
Belçika’da, Türkiye’de. Torunlarım var, damadım
var. Torunumun Ağustos’un 15’inde düğünü var,
Bursa’ya gidiyor, Bursa’ya düğüne buyur edin.”
Evinde yalnız yaşadığını kaydeden Cemile Şerif,
gönlünü televizyonla eğlendirdiğini kaydetti. Şerif,
“Okuyerim, yaterim ve hayli bir sonra yüreğim
geçeri. 15 senedir yalnızım. Her akşam telefon ediyorlar, senede bir kez geliyorlar. Kışın ben gidiyorum 4,5 ay onların yanına. Burada tutumuyorlar
beni yalnız olduğum için” diye konuştu. Cemile
Şerif, bizlere yaşamını anlatırken telefonu çalıyor.
Arayan yaşlı annenin Belçika'daki kızı. Belçika’dan
kızıyla konuşuyor: “Napeeri (ne yapıyor) gelinim,
damadım, ikiz çocukların napeeri… nene desene
kızım, ne istersin neneden.. Nenesi kızımın!”
Kızıyla konuştuktan sonra eski günleri anlatmaya
devam ediyor Cemile Şerif: “O zaman eşim vardı,
iki ihtiyarım vardı, kalabalıktık, şimdi tek başıma
kaldım. Uçtular gittiler, kuşlar gibi, şimdi bekliyoruz gelinler diye. Burada komşularım var, onlar
geliyor, akşam olunca burada çeşmenin yanına toplanırız. 5, 6 karı sohbet ederiz, vakit geçiririz.”
Günlerin nasıl geçtiğini anlatırken komşuları geliyor Cemile teyzenin. Aralarında sohbete başlıyorlar:
“Ooo, burada bu arada hepimiz yalnız başımıza
yaşıyoruz. Beş, altı karı var hepimizin eşleri yok.
Türkiye’de çocukları, kimisi Belçika’da ihtiyarlar
hep burada yalnız duruyorlar. Allah başımıza yazmış, yok çaresi ne yapalım!” Cemile teyze köyde
bol olan zamanını genellikle bahçesinde geçiriyor.
Yazın ziyaretine gelecek kızları ve torunları için
sebze yetiştiriyor. Onlara vermek için şişe ve kavanozlara erzaklar hazırlıyor. Geri kalan zamanı ise
bekleyişle geçiyor.
KIRCAALİ’DE KÖYLERİN
YARISI BOŞ KALDI
Bulgaristan'da asimilasyon ve baskı politikalarından en fazla etkilenen bölgelerden biri Kırcaali
oldu. Kırcaali'de yaşayan Türkler, evlerini, yurtlarını
terk etti. Ancak göç 1989'da yaşananlarla sınırlı kalmadı. Sonrasında da devam etti. Bazı ilçelerinde
işsizliğin yüzde 30, köylerde ise yüzde 60’ı geçtiği
ilde, ekonomik nedenlerden dolayı genç nüfus Batı
Avrupa’ya çalışmaya gitti. Güney Bulgaristan’ın en
güzel kentlerinden biri Kırcaali. Burada insanların,
ister Bulgar, ister Türk, ana kaygısı geçim ve gelecek
derdiyle ilgili. Modern bir şehir olan Kırcaali, aynı
zamanda halk arasında “ Türklerin başkenti” olarak
da biliniyor. 2007 yılında gerçekleşen Avrupa Birliği
üyeliğinin ardından meydana gelen ekonomi kaynaklı göç bölgenin kaderini belirledi.
Nüfusun ne kadarının bölgeden göç ettiğin ise
kesin olarak bilinmiyor. Kırcaali Belediye Başkanı
Hasan Aziz, göçle birlikte bazı köylerin yarı yarıya
boşaldığını söylüyor. Kırcaali Belediye Başkanı
Hasan Aziz, konuyla ilgili olarak şunları söyledi:
“Bu göç Kırcaali’yi çok etkiledi. Bir yandan
Kırcaali’de nüfus oranı ve Türk-Bulgar dengesini
tamamen değiştirdi. Köylerden, kasabalardan göç
edenlerin çoğu yüksek tahsilli insanlar, doktorlar.
Onlar da Kırcaali’den göç etti. Kırcaali’de büyük
boşluklar oluştu. Bazı köyle yarı yarıya boşaldı.
Aynı zamanda bunu söylemek lazım, Kırcaali’de
her bir ailede illa ki Türkiye’ye göç eden bir kişi
vardır. Tabi 1989 yılında sonra Türkiye’den sonra,
Batı Avrupa’ya da başladılar göç etmeye. Ama siz
sorsanız ki, sizi aile burada mıydı, her bir aileden
bir kişi Türkiye’deydi.”
Orhan Ada Türkiye'de çalışıp emekli olduktan
sonra Bulgaristan'a geri dönenlerden. İzmir'deki
çalışma hayatının ardından büyüdüğü Adaköy’e
gelen ada mahallede bir bakkal açmış. Ada, şunları
söyledi: “Biz de Türkiye’ye göç edenlerden biriyiz.
Orada 10-15 sene çalıştık, emekli olduk. Emekli
hakkını kazandıktan sora buraya döndük, iki kızım
var. Onlar orada. Birisi Çorlu’da, birisi İzmir’de.
Burası bizim vatanımız, biz burada büyüdük, burada yetiştik. Eskiden tütün işinde çalışıyorduk, şimdi
gelince bu dükkânı açtık, geçiniyoruz işte burada.”
1989 yılında Türkiye'nin yolunu tutan binlerce kişi,
doğup, büyüdükleri yerden uzaklaştığı gibi, demografik dengeleri de değiştirdi. 1989’da ilk demokrasi
kıvılcımları Kırcaali ilindeki Cebel ve köylerde çıktı.
Türkler kendi hak ve özgürlüklerinin iade edilmesi
için ayaklandı. Günümüzde ise Kırcaali, açılan sınırların, elde edilen serbest dolaşım hakkı ve iki ülke
arasında olumlu gelişmelerin örneklendiği somut
bir yer haline geldi.
23 YILDA 3 MİLYON
BULGAR GÖÇ ETTİ
7 milyon 200 bin nüfusa sahip Bulgaristan’da son
23 yılda 3 milyona yakın kişi ülkeyi terk etti.
Yurtdışında yaşayan veya çalışan Bulgarların sayısı
2 milyon 200 bin olarak gösterilse de, sivil toplum
örgütlerinin araştırmaları bu sayının 3 milyona
yakın olduğunu ortaya koyuyor. Bulgar yatırımlar
ajansı verilerine göre, Bulgaristan’da daimi çalışanların sayısı 2 milyon 200 bin, yurtdışında çalışan
Bulgar vatandaşlarının sayısı ise 2,5 milyon. Asgari
ücretin 180 Euro olduğu ülkede 2014 verilerine göre
işsizlik yüzde 11,2 düzeyinde. Bu rakamlar Avrupa
Birliği ülkelerine yönelik işgücü göçünün en temel
nedeni. Bulgaristan 25 yıl önce liberal piyasa ekonomisine geçti. Devlet yapıları özel ellere geçti. Fakat
beklenilen ekonomik refah bir türlü yaşanmadı.
Bunun sonucunda vatandaşlar çareyi Batı
Avrupa’ya iş göçünde buldu. Bulgar vatandaşlarının çalışmak ve yaşamak için en çok tercih ettiği
ülkeler Türkiye, ABD, Yunanistan ve İspanya.
Bulgaristan’da önce 1989 zorunlu göç dalgasıyla,
daha sonra da ekonomik nedenlerle Türkiye'ye göç
edenlerin sayısı 500 bini bulmuş durumda. 1 Ocak
2014 tarihinde serbest çalışma hakkına kavuşan
Bulgarlar, çalışmak için özellikle Londra’yı tercih
ediyor. AB'nin, 2007 yılında Bulgaristan’la imzaladığı üyelik antlaşması gereği Bulgaristan vatandaşları,
1 Ocak 2014 tarihinden itibaren ab ülkelerinde serbest çalışma imkânına kavuştu. Ancak bu karar birliğin bazı üyeleri arasında, aşırı işçi akımı ve yeni
göç dalgası endişelerine yol açtı. Beklenilen yoğunluk yaşanmadı, AB’nin eski üyelerinin “sert tedbir”
politikası da yumuşadı. Çalışmak için ABD,
Yunanistan ve ispanya'ya gidenlerin sayısı 1 milyon
düzeyinde. ABD’de 300 bin, Yunanistan’da 350 bin,
İspanya’da 250 bin Bulgaristan vatandaşı bulunuyor. Yunanistan’da çalışan Bulgarlar, Arnavutlardan
sonra bu ülkede geçimini sağlayan ikinci en büyük
yabancı grup. Yunanistan, Bulgar vatandaşları için
çalışma izni istemiyor. Sadece Girit adasında 30 binden fazla Bulgar çalışıyor. Yunanistan’da daimi
yaşayanların sayısı 200 bin olsa da, mevsimlik tarım
işleri döneminde orada çalışan Bulgarlar 350 bini
buluyor. Bunlar sadece resmi kayıtlara geçen
rakamlar. Yunan basınına göre, ülkedeki Bulgar
çalışanların sayısı 500 bine yakın. İspanya'da ise
kayıtlı olmayanlarla beraber sayısı 250 bini bulan
Bulgar işçileri, özellikle hizmet ve tarım sektöründe
çalışıyor. İspanya’daki kriz sonrası Bulgaristan'a
geri dönenlerin birçoğu, sosyal yardım veya emeklilik hakkını kazanmış durumda. Son dönemde
İngiltere de Bulgarlar için cazip bir iş piyasasına
dönüştü. Bulgaristan, kalifiye işgücünün yurtdışına
çıktığı ülkeler sıralamasında balkanlarda ikinci sırada yer alıyor. Bir araştırmaya göre, Bulgaristan’dan
en fazla yönetici ve mühendisin göç ettiği tespit
edildi. UNESCO tarafından yaptırılan bir araştırmaya göre de geçen yıl 6 bin genç eğitim için yurtdışına gitti. Eğitim için de en çok tercih edilen ülkeler
İngiltere, Almanya ve Amerika Birleşik Devletleri.
Araştırmaya göre, gençlerin yüzde 30’unun yurtdışına göç etmek istediği tespit edildi. Gençlerin yurtdışına gitmedeki en büyük sebeplerinin ise yüksek
maaş ve iyi çalışma şartları olduğu belirtildi.
www.dunyabulteni.net’ten alınmı tır.
DEVAM EDECEK...
SAYFA 10
Balkan Haberleri 10
22 Haziran 2015
Pazartesi
KAL TE
BA ARI
L KS
Kemal YAMANKARADEN Z
az kavramlar var ki, büyük sermaye
küçük sermaye demeden herkesin
hayat na girip olumlu ya da olumsuz
etkiler b rak yor. te o kavramlardan birini
de ülkeler ve kurumlar her zaman gündemlerinden ç karmamal . “Maliyetleri gözden
geçirmek”…
Mesle im gere i her gün çok say da firma
ile temas halindeyim. Hemen hemen her
sektörden mü terimiz var ve her sektörün
durumunu yak ndan takip etmek zorunday m. Acaba her i letme süreç iyile tirme ve
maliyetleri gözden geçirme konusunda
gere ini yap yor mu? Son ekonomik krizde
tüm sektörler a r yara almas na ra men
her i letme ayn oranda yara ald diyemem.
Yaralar daha küçük ya da yüzeysel olan
firmalar n ortak noktalar na bak yorum,
üretimden sat a sevkiyattan pazarlamaya
süreçlerini tan mlayan ve her biri farkl
sektörlerde olsa da belgenin ötesinde bir
kalite bilincini içine sindiren firmalar
olduklar n görüyorum.
B
TALEP DARALMASI
Genel anlamda talep daralmas ve tüketim
azalmas tüm sektör kurulu lar n n faaliyetlerini ele alarak kapsaml bir gözden geçirmeye yönlendirdi. Ben kalite kavram
içinde özellikle sürekli ö renme ve geli me
ile ilgili konular çok önemsiyorum. Dünya
ticaretinin geldi i noktada art k tüketici
kral ve ileti im araçlar n n geli mesi ile
tüketici herhangi bir ihtiyac n , dünyan n
herhangi bir ülkesinden temin edebiliyor.
Bu denge içinde firman n “tüketilmek” için
fark yaratmak yani sürekli ö renme ve
geli me içinde olmas bir zorunluluk haline
geldi. Ö rendiklerini de uygulamak gerekli
tabii. Bu noktada da marka kadar Ar-Ge ve
karde kavram patent ile farkl l ortaya
koyan tasar mlar devreye giriyor. Fark
olu turmak için ö renmek art. Ama ö renilenleri geli tirip yeni ve farkl bir ey
üretmek ancak Ar-Ge ile mümkün. Ö renmek de ö renilenleri hayata geçirmek de
nispeten pahal i ler. Ama bilinçli Ar–Ge
kendi masraf n ç kartan hatta kar sa layan
Ar–Ge’dir. Nas l sorusunun tek kelimelik
bir cevab var: Yenilik ve Patent. Ar-Ge
çal malar , sonucunda yeni farkl ürünler
geli tirilebiliyor ve patente dönü üyorsa
karl l k sa lar. Patent üretilen yenilik için
bir çe it tekel hakk sa lar. 20 y l boyunca
o ürün veya o ürün üzerindeki farkl teknolojinin tek kullan m hakk sizdedir. Bu da
tek sat c n n siz oldu unuz anlam na gelir.
Tabii tek ba na bu da de il patent, marka
ve endüstriyel tasar m korumas n n getirisi.
“Lisans Hakk ” dedi imiz bu belgelerin
kullan m hakk da benzer üretimler yapan
i letmelere verilerek gelir sa lanabilir.
IBM bu yolla 4-5 Milyar dolar gelir sa l yor. Philips’in y ll k toplam gelirinin yüzde
15 – 17’sini lisans gelirleri olu turuyor.
Kendi uzmanl k alan mdan bakarak sizlere
kalite anlay n n bir i letmeyi nas l farkl
olmaya götürdü ünü ve üretilen fark n
nas l gelire dönü tü ünü k saca aktarmaya
çal t m. Kabul etmek gerekir ki; Rekabet,
günümüz ekonomi dünyas n n en önemli
sava alan d r. Bu sava alan nda sadece
üretti iniz ürün ya da hizmetin kalitesinin
de il, tüm yönetimsel ve operasyonel
birimlerinizin bir bütün olarak kalitesinin
sizi ba ar ya götürece i aç kt r.
Türk ve Yunan
mutfaklar yar t
7'si Kaş'ın kardeş şehri Yunanistan'ın Meis Adası'ndan
olmak üzere 25 yarışmacının katıldığı etkinliği, Kaş
Belediye Başkanı Halil Kocaer, Meis Belediye
Başkanvekili Yorgo Samsakos ve çok sayıda davetli izledi
ANTALYA - BALKAN GÜNLÜ Ü
A
ntalya'nın Kaş İlçesi'nde, Kaş
Belediyesi tarafından düzenlenen Likya- Kaş Kültür ve Sanat
Festivali kapsamında yapılan Kaşlı ve
Meisli Aileler Yarışıyor etkinliği, Kaş
Orman Çay Bahçesi'nde gerçekleştirildi.
7'si Kaş'ın kardeş şehri Yunanistan'ın
Meis Adası'ndan olmak üzere 25 yarışmacının katıldığı etkinliği, Kaş Belediye
Başkanı Halil Kocaer, Meis Belediye
Başkanvekili Yorgo Samsakos ve çok
sayıda davetli izledi. Jürinin değerlendirmesinin ardından zeytinyağlılarda
birinciliği Kaş'tan tavuklu yaprak sarması ile Serpil Demirci, ikinciliği yaprak
sarması ile Fatma Poyraz, üçüncülüğü
de Tombik adlı yemekle Nilüfer Tünay
aldı. www.tourexpi.com’a göre: ana
yemeklerde birinciliği Kaş'tan düğün et
yemeği ile Yeşim Örs, ikinciliği Meis'ten
fırında makarna ile Yorgos Xpısanos,
üçüncülüğü keşkek yemeği ile Fatma
Poyraz kazandı. Tatlılarda birinciliği un
helvası ile Meis'ten Stamatia Aklavyoti,
ikinciliği ekmek tatlısı ile Çağla Yenier,
H.MERKEZ
BALKAN GÜNLÜ Ü
ge ve dünya mutfaklarından
seçilen en özel lezzetleriyle
birlikte Akdeniz’in eşsiz
damak tadını bir araya getiren
Karaferya Gurme Restaurant,
Alaçatı’daki mekânıyla tatilcilere
BABALAR GÜNÜNÜN
ARDINDAN…
www.ergundur.com
Hepsi Hikaye...
Ergün DUR
er ne kadar Anneler Günü kadar ön
planda olmasa da, hat rlan rken acaba u
hafta m yd denip hat rlanmak da biraz
zorlan lsa da BABA bir insan n hayat nda o
güne s d r lamayacak öneme sahiptir.
Hayattaki iki ki iden biridir sonuçta. Ama hep
hayattan göçüp gidince de er biliriz ya. Ke ke
hayatta iken bilebilsek. nsano lu i te..
0 ya nda
Baba: Ne kadar da güzel. imdi bu küçücük
ey benim k z m m ? Gözleri de bana ne kadar
çok benziyor.
K z : Bu gözlerini benden hiç ay rmayan adam
babam olsa gerek.
H
5 ya nda
Baba: Prensesim benim, güzel k z m. Söyle
bakal m baban sana ne als n?
K z : En çok babam seviyorum. Babam, niye
annemle uyuyor? Hep benimle uyusun, ba kas n sevmesin.
10 ya nda
Baba: Gittikçe yaramaz oluyor, kime çekti bu
k z?
K z : Ben babama a m. Büyüyünce babam
gibi erkekle evlenece im. Babam bu ay harçl m artt r r m ?
üçüncülüğü tahinli katmer ile Meis'ten
Ste Mathia elde etti. Yarışmada birincilere yarım altın, ikinci ve üçüncülere de
çeyrek altın hediye edildi. Meis
Belediye Başkan Yardımcısı Aynadıothe
Mıyaha, "Bir arada olmaktan, birlikte
yarışmaktan çok mutluyuz. Bu yemekler, bizim aynı kültürü paylaştığımızı,
bir aile olduğumuzu ortaya koyuyor.
Bu ortak kültür bugün çok güzel bir
buluşma sağladı" dedi. Kaş Belediye
Başkanı Halil Kocaer de "Bugün
Akdeniz'in lezzetleriyle masalar süslendi. Türk ve Yunan dostluğunun devamı
için bu etkinliklerin devam etmesini
diliyoruz. Yaşasın Türk, Yunan dostluğu, yaşasın Kaş, Meis dostluğu. Mutfak
kültürümüz devam etsin. Önümüzdeki
yıllarda da bunu gelecek kuşaklara
taşıyalım" diye konuştu.
15 ya nda
Baba: Ne kadar da çabuk büyüdü. Eve de gittikçe geç kalmaya ba lad , bu gidi le ba na
kötü bir ey gelecek. San r m daha sert konu mal y m.
K z : Babam yüzünden arkada lar mla istediim kadar vakit geçiremiyorum. Bana bask
uygulamas ndan nefret ediyorum. Ne zaman
özgür olaca m?
20 ya nda
Baba: Art k sözümü dinlemiyor. Benden giderek uzakla yor. Kendi paras n da kazanmaya
ba lad ya, bana ihtiyac kalmad tabii. Uzun
zamand r tatl bir-iki laf geçmedi aram zda
zaten. Evi de sürekli erkekler ar yor. Galiba
k z m elden gidiyor.
K z : Her dedi ime al n yor, beni bir türlü anlam yor. Hele geçen gün giydi im mini ete e
kar mas na ne demeli? Evden ayr l p, kendi
hayat m kurmal y m. Çocuk muamelesi görmekten b kt m art k!
25 ya nda
Baba: Bir gün bunun olaca n biliyordum. te
evleniyor. Zaten aram z eskisi gibi de ildi.
imdi bir de kocas var. Prensesim beni terkediyor.
K z : Böyle bir günde bile o mutsuz ifadeyi
tak nmas n n ne lüzumu var ki? Biliyorum, onu
bir türlü içine sindiremedi. Bu yüzden yap yor.
Kendi hayalindeki damat de il ya! Sanki birlikte ya ayacak olan o.
Çe me Kraliyet ailesini a rlad
FULYA OMAÇ - ÇE ME
E
dinburgh Dükü Prens Philip,
Galler Prensi Charles Philip ve
York Dükü Prens’in yönetiminde
olduğu dünyanın en eski yat kulübü
olan Royal Thames Yacht Club,
Londra’dan başladıkları yolculuklarını
Çeşme Marina’da noktaladı.
Çanakkale Savaşları’nın 100. yılı anma
etkinlikleri kapsamında Londra’dan
yola çıkan Royal Thames Yacht Club
(RTYC) üyeleri 50-60 kişilik yatçı
misafir grubu ile ‘Ege Seyir’ program-
Alaçat ’da Selanik esintili
lezzet dura : Karaferya
E
SIYAH MAVI KIRMIZI SARI
birinci sınıf bir servis garanti ediyor. Selanik’te Türklerin yaşadığı,
bilinen bir Türk kasabası olan
Karaferya’nın adını taşıyan restoran, Selanik esintileri ile güzel
bahçesinde misafirlerini eşsiz bir
lezzet yolculuğuna çıkarıyor.
Son yıllarda Türkiye ve İzmir’in
gözde tatil yerlerinden birisi haline gelen Alaçatı’da farklı konsepti
ve menüsüyle hizmet veren
Karaferya Gurme Restauran
Yeditepe Üniversitesi Gastronomi
bölümünden mezunu Mert
Yoncacılar ile ağabeyi İç Mimar
Hüseyin Yoncacılar işletiyor. 29
yaşındaki genç girişimci Mert
Yoncacılar, dünyanın dört bir
yanındaki mutfaklarda edindiği
tecrübesini kendi mekânında
misafirlerine sunduklarını söyledi. Bugüne kadar dünyaca ünlü
şeflerle çalıştığını ve dünya mutfaklarının birçoğuna hâkim olduğunu anlatan Yoncacılar,
Akdeniz’in zeytinyağlı yemeklerin yanı sıra et yemeklerinde de
iddialı olduklarını belirtti.
larını gerçekleştirdi. Çanakkale’den
başlayan ve Kabatepe, Bozcaada,
Ayvalık, Bademli ile devam eden yolculukları Çeşme’de sonlandı.
AKALTAN’DAN
KATILIM PLAKETİ
Çeşme Marina’da demir atan RTYC
üyeleri, Çeşme Marina Genel Müdürü
Can Akaltan ve ekibi tarafından ağırlandı. Kendileri için hazırlanmış olan
kokteylde keyifli zaman geçirdikleri
gözlenen RTYC üyeleri Çeşme
Marina’yı çok beğendiklerini ve tekrar
gelmek istediklerini belirttiler. Ayrıca
Akaltan tarafından RTYC üyelerine ve
bu seyre vesile olan Catoni Deniz
İşleri’nin yöneticisi ve aynı zamanda
RTYC üyesi olan Jonathan Beard’e
katılım plaketleri takdim edildi. 1775
yılında İngiltere’de kurulmuş olan
RTYC, dünyanın en eski yatçılık kulübü olarak bilinmekte. Günümüzde
kulübün yönetiminde Edinburgh
Dükü Prens Philip, Galler Prensi
Charles Philip ve York Dükü Prens
Andrew bulunuyor.
AOSB’ de 25. yıl co kusu
H.MERKEZ
BALKAN GÜNLÜ Ü
T
ürkiye’ nin en önemli
üretim ve istihdam
merkezlerinden biri
olan İzmir’ in gözbebeği
İzmir Atatürk Organize
Sanayi Bölgesi’nin (İAOSB)
faaliyete geçişinin 25. yılı,
İAOSB Loca Restaurant’ da
düzenlenen gece ile kutlandı.
Siyaset ve iş dünyasından
birçok ismin eşleriyle birlikte
katıldığı gecede “Uğur Yalçın
Orkestrası” sahne aldı.
İAOSB Yönetim Kurulu
Başkanı Hilmi Uğurtaş;
1975‘li yılların başında böyle
bir bölgeyi hayal etmenin
bile mümkün olamayacağını
söyledi. Bataklık bir arazide
böyle bir bölgenin hayalini
kuran ve buranın kurulma
kararını alan herkesin eli
öpülür diyen Uğurtaş;
Bölgenin kurulması ve
bugünlere gelmesinde katkıları olan EBSO Meclis ve
Yönetim Kurulu Başkanları,
Meclis üyeleri ve emek veren
30 ya nda
Baba: Çok az görü üyoruz. Daha s k bir araya
gelsek ne iyi olur. Hem torunlar m da özlüyorum. Kendi arkada çevrelerinden f rsat bulup
da bize gelemiyorlar ki...
K z : Babamlar da çok ihmal ediyorum galiba.
Yine telefonda çok üzgün geldi sesi. Hafta sonu
onlara sürpriz yapmak en iyisi.
40 ya nda
Baba: K z m, benim entelektüel düzeyimi
yeterli bulmuyor. Ona göre ça n gerisinde
dü ünüyormu um. Oysa küçükken derslerine
hep ben yard m ederdim. Anlayamad bütün
problemleri bana sorard . imdi beni be enmiyor. Bir daha onunla asla politik tart malara
girmeyece im.
K z : Babam giderek daha da çocuk gibi davran yor. Sürekli bir eylerden yak n yor. Gerçi
son zamanlarda sa l da iyi de il ama. Ya ona
bir ey olursa? Zaten hiçbir zaman diledi i gibi
bir evlat da olamad m.
45 ya nda
Baba: K z m n mutlu bir yuvas olmas ne
güzel. Gözüm arkada gitmeyece im. Her eyi
kendi ba ard . Onunla gurur duyuyorum.
K z : Babam için çok endi eleniyorum. Onu
kaybetmeye haz r de ilim. laçlar n da hep
ihmal ediyor zaten. Allah' m onu benden alma!
50 ya nda
Baba: Dünyada mutlu kal k z m!
K z : Seni çok özleyece im ve arayaca m
babac m. imdi ben kime dan aca m, kim
yard m edecek bana? Ne olur gitti in yerde çok
mutlu ol. Ve hep yan mda oldu unu hissettir,
ne bileyim ben, arada s rada i aretler yolla
mesela. Ah babac m! Sensiz nas l ya ayacam?
herkese teşekkür etti.
Bölgenin geçmiş dönem
yönetimlerinde görev alan
Başkan ve Üyelere de gönülden teşekkürü borç biliriz
diyen Uğurtaş, ebediyete
intikal eden yöneticileri ise
rahmet ve saygıyla andı.
Uğurtaş, Yönetim Kurulu ile
birlikte hep Bölgeyi daha
ileri götürebilmenin gayreti
içinde olduklarını ifade etti.
Karşıyaka ve İzmir’ in gelişiminde mihenk noktasının
İAOSB olduğunu vurgulayan Uğurtaş, bugün gelinen
noktada Türkiye’nin en gelişmiş en modern OSB’lerinden
biri olmanın gururunu yaşadıklarını söyledi.
55 ya nda
Kad n: Gideli, seni daha iyi anl yorum babac m. Ke ke seni hiç üzmeseydim demeyeceim, çünkü "ke ke"lerin hiçbir eyi de i tiremeyece ini biliyorum. Yine de beni duyuyorsan, lütfen seni üzdü üm her gün için çok ama
çok pi man oldu umu bil olur mu? Binlerce
gözüyle, bo luktaki adam uzan r, dü sel bir
incelikten onu kendi gecesine al r...
Seni çok özlüyorum, dertle ece im, dan acam kimsem kalmad baba... Seni kaybettikten
birkaç ay sonra bir o lum oldu. Sana olan sevgimi o luma verdim. Onda seni ya yorum,
rahat uyu babac m.
SAYFA 11
SIYAH MAVI KIRMIZI SARI
Araflt›rma 11
22 Haziran 2015
Pazartesi
Balkanlar’da Ramazan ve
en çok sorulan 11 soru
Şu günlerde Ramazan ayının ilk yarısında bulunmaktayız. Çok kültürlü bir
toplumda yaşıyoruz, Ramazan ayı dolayısıyla Müslüman âlemi, Müslüman
olmayan vatandaşlar tarafınca oruç ve ramazanla ilgili çok sayıda soru ile
karşı karşıya kalmaktadırlar. İşte en sık sorulan sorulardan birkaç tanesi
Ş
afaktan önce, mutfaktan ilk sahur
kokularını bekliyorum. Annem
sahuru hazırlıyor. Sıradışı tatlı
duygu dolu bir koku hissedilmektedir.
Bu sadece yeme kokusu değil, şu
mübarek saatlerde Allah’ın mağfiret
ve rahmet için bekleyen tüm ruhların
kokusu söz konusu. Ramazan geldi,
oruç ayı, Müslüman âleminin en
büyük bayramı kapımıza dayandı.
Balkon3 sıkça sorulan sorulara cevap
vererek, Müslüman olmayan vatandaşlara oruç ibadetinin özünü anlatmaya çalışacaktır. Devamlı sorulan
sorular şunlardan oluşmaktadır:
1-Neden oruç tutulmaktadır?
Ramazan ayında oruç tutmak İslam’ın
beş şartından birini oluşturmaktadır.
Bunu en anlaşılabilir şekilde şöyle
açıklayabiliriz. Mecazi anlamda oruç
“mecburi yoksulluk” anlamına gelmektedir. İslam dininde bu ayda yiyecek, içecek ve bedensel zevkleri reddederek insanlar arasında eşitliğin kurulması amaçlanmaktadır. Peygamber
efendimiz Resulullah (SAV) bir hadisinde buyuruyor ki: “Ramazan geldiğinde rahmet (veya “cennet”) kapıları
açılır, cehennem kapıları kapanır ve
şeytanlar bağlanır. Ramazan ayı içerisinde bin aydan daha hayırlı gece
bulunmaktadır”. Böylece Ramazanın
faydalarını ve değerlerini bilerek inananların iyi işler yapmalarını teşvik
etmektedir.
2-Oruç tutarken suda mı içilmiyor? Ya kahve! Sigara da mı
yasak, ya sakız çiğnemek?
Evet, ne su içilebilir, ne de kahve, sigara tiryakileri de oruçluyken sigaradan
vazgeçmek zorundadırlar. Kelimenin
tam anlamıyla bir damla suyun bile
tüketilmesi caiz değildir. Oruç şafak
vaktinden gün batımına kadar devam
etmektedir. Örneğin bu yıl oruç, yaklaşık 17 saat sürmektedir. İftarda yemeğin abartılmamasına dikkat edilmektedir. Genelde daha az ancak daha sık
yenilmesi tavsiye edilmektedir. İftarı
yedikten sonra tabii ki çay veya kahve
gelmektedir, herkes kendi arzusuna
göre. Yaz aylarında iftar ve sahur arasında beş saatlik çok kısa bir zaman
olduğu için, sahuru rahatça yiyebilmek için yiyeceklere dikkat edilmesi
gerekmektedir.
3-Oruç tutmak zor mudur?
Çeşitli etnik topluluğa ait
vatandaşların oluşturduğu
karışık bir toplumda yaşıyoruz, Ramazan ayında diğerlerini yerken görmek zor mudur?
Bu soruya cevap vermek çok zor. Oruç
aracılığıyla kendi insanlığı koruması
gerekmektedir, ayrıca hayvan içgüdüleri ve tutkuların köleliğinden ruhunu
temizlemesi gerekmektedir. Kısacası
içgüdülerini kontrol etmesi gerekmektedir. Bu kolay mı, kendiniz karar
verin. Diğerlerini Ramazan ayında
yemek yerken görmek zor mu diye
sorarsanız, bana göre değil, çünkü
oruca niyet ettiğin andan itibaren,
yemek yemeyi aklından bile geçirmiyorsunuz.
4-Gece sahura kalkıyorsunuz,
yatmadan önce karnınızı
doyursanız olmaz mı, ayrıca
sahurda neler yenilmektedir?
Evet, sahur gece saatlerinde yenilmektedir. Sahur bol yemekli olmamalıdır,
önemli olan yiyecekleriniz konusunda
akıllı seçimler yapılması gerekmektedir, midenin ağır gıdalarla dolmamasına dikkat edilmesi lazım. Hızlı ve son
derece besleyici bir sahur sofrası için
mütevazi bir örnek: Kepekli ekmek,
taze peynir, muz, hurma, badem, su,
yoğurt, yumurta, meyve ve ev yapımı
bal. Ertesi günü daha kolay geçirebilmeniz için kahve, çay, tuzlu ve kızarmış yiyeceklerin tüketilmemesi gerekmektedir! Bir hadisi şerifte şöyle buyrulmaktadır. “ Sahur yemeğinde bereket vardır, bir yudum su bile olsa
bırakmayın. Sahur yapanlara, Allah ve
melekler salavat getirir.” Buna göre
Allah Celle celaluhu ve melekleri salavat getirmektedir. Salavat ile sahur
yapanlara merhametini, yaptıkları
sahurdan memnuniyetini ve övgülerini iletmektedir.
5-İftarda neler yenilmektedir,
ayrıca misafirler geliyor mu?
İftarda her şey yenilmektedir, hiçbir
sınırlama yoktur. Misafirler tabii ki her
zaman buyurabilirler. Konuklara iftar
vermek iftarın değerini artırmaktadır.
Peygamberimiz buyuruyor ki: “Bir
oruçluya iftar veren kimseye, o oruçlunun sevabı kadar sevap verilir. Ancak
o oruçlunun sevabından da bir şey
eksilmez.” İftara başlanmadan önce ise
mutlaka şu dua okunulmaktadır:
Allah’ın adıyla, Allah’ım senin için
oruç tuttuk ve senin rızkınla iftar ediyoruz, bizlerden kabul et, gerçekten
sen duyan(işiten) ve bilensin.
6-Oruç kuralları her yerde aynı
mı ve tüm Müslümanlar aynı
şekilde mi oruç tutuyorlar?
Elbette evet, Ramazan orucu, İslam’ın
şartlarından biri ve her Müslüman’ın
görevi, kurallar her yerde aynı ve
değişmez.
-Makul
-sağlıklı
-yolculuk yapmayan
– Her ay belli günlerdeki özürleri başlamamış hanımlar..
9-Kimler oruç tutmaz?
-Hastalar
-Yolcular
– Çok yaşlanmış ihtiyarlar ( oruç tutmadıkları her gün için fakir bir insanı
doyurmaları gerekiyor)
-Durumu kötü olan ve sağlıklarına
kavuşmaları beklenmeyen hastaların
da yaşlı durumuna düşmektedirler.
-Hamile ve bebek emziren hanımlar.
7-Neden her yıl farklı günlerde
oruç tutulmaktadır?
10-Ramazan ayında yoksullara
yardım edilir mi ve nasıl?
Hicri takvimi esas kabul edildiği için
Ramazan ayı her yıl 10 gün geri gelmektedir.
Evet yardım edilir. Sadaka-i fıtr her
Müslüman’ın yükümlüğündedir ve
yoksullara dikkat çekmek için
İslam’da yerini almıştır. Her
Müslüman ramazanın sonunda (ortalama 3 kg) bölgede var olan yiyeceklerden ayırarak yoksullarla paylaşması
gerekmektedir. Böylece söz konusu
yoksul insanların bir ay oruç tuttuktan
8-Kim oruç tutmalı?
-Müslüman
-Yetişkin
sonra varlıklı olanlarla birlikte, bayram günlerini mutlu geçirmeleri amaçlanmaktadır.
11-Normal bir hayata
dönmekte sorunlar yaşanıyor
mu, ya da çoğu insan bir ayı
“telafi” etmek için yeme ve
içmede abartıyorlar mı?
Normal hayata dönmekte herhangi bir
sorunla karşılaşmıyorsunuz. Çünkü
gerektiği kadar yemeye başlıyorsunuz.
Hiçbir şeyin telafisi gerekmiyor, iftar
ve sahur arasında zaten her şey yenilmektedir. Ancak, Bayramdaki baklavalarla abartmamanız gerekiyor. Tabii ki
bu kural normal şartlarda da geçerli,
sadece Ramazan sonrası değil.
balkon3web sitesinden alınmı tır
SAYFA 12
600 YILLIK TAR H N AZ Z HATIRASINA
SIYAH MAVI KIRMIZI SARI
FENERBAHÇE’YE
ATARLI HOCA!
[email protected]
Suzan ERNOYAN
on birkaç hafta içinde Fenerbahçe için kimlerin ad geçmedi ki, Joahim Löw, Conte,
Spaletti ba ta olmak üzere. Ancak bunlar n
üzeri çizildi ve Yunan ekibi Olimpiakos’u ampiyon yapt ktan sonra rotas n Fenerbahçe’ye çeviren Vitor Pereira ile iki y ll na anla l verdi. Bir
sonraki kongrede aday olaca n aç klayan Ali
Koç’un Portekizli hocan n transferinde büyük
ölçüde pay sahibi oldu u söyleniyor. Ne diyelim
hay rl s olsun da, öncelikle bu sezonu aramayal m
yeter… Ali Koç, belki birkaç ay, belki de bir y l
sonra yap lacak ola anüstü kongre nedeniyle imdiden kollar s vam ve ekibini haz rlamaya ba lam görünüyor. Tan yal m bakal m 46 ya ndaki
Vitor Pereira’y ; Öncelikle antrenman hastas olarak biliniyor. Antrenman yapmay sevmeyen futbolcular yand …
S
22 Haziran 2015 Pazartesi
www.balkangunlugu.com
Teletovic, Bosna’da
SPOR ELÇ S oldu
SARAYBOSNA - BALKAN GÜNLÜ Ü
N
BA’de Brooklyn Nets’te forma giyen Bosnalı
basketbolcu Mirza Teletovic, Bosna Hersek’te bu
yıl 5’incisi düzenlenen Genç Spor Oyunları’nın
elçisi oldu. Güneydoğu Avrupa bölgesinde düzenlenen
en büyük amatör spor etkinliklerinden birisi olan Genç
Spor Oyunları’nın, Bosna Hersek’te düzenlemesinin 5.
yılı dolayısıyla başkent Saraybosna’da etkinlik düzenlendi. www.bosnahersek.ba’ya göre; törene katılan ve
NBA’de Brooklyn Nets’te forma giyen Boşnak basketbolcu Mirza Teletovic, bu oyunların elçisi ilan edildi.
Törene ayrıca, Manchester City takımında top koşturan
Edin Dzeko, Roma’da oynayan Miralem Pjanic ve
Stuttgartlı Vedad Ibisevic de katıldı. Teletovic, Genç
Spor Oyunları’nın elçisi olmaktan büyük gurur duyduğunu belirterek, kariyeri boyunca Bosna Hersek’in başarılı sporcularını kendisine örnek aldığını belirtti.
Teletovic, “Hasan Salihamidzic gibi büyük sporcuları
hep örnek olarak görmüştüm. Gençlerle kaynaşmak ve
gençlerin hep yanında olmanın ne demek olduğunu
ben onlardan öğrendim. İyin insan olmak ve yanındakileri anlamak çok önemlidir” diye konuştu.
ASLA TAV Z VERMEZ
Ki ilik olarak ise asla taviz vermez ve kendi bildiini yapan bir teknik adam olarak antrenman manya oldu u biliniyor. Futbolcunun çal malardaki
fiziksel performans üzerine tak m kurmas ho uma gitti. Bu demek oluyor ki, kadrolu sanatç lara
forma yok… Yani y ld z, m ld z de il, çal ana
forma verecek anlam ta yor. Her eyden önce
çok h rsl ve agresif olan, buna bir de disiplin
eklenince çok ki iyle papaz olaca na kal b m
basar m. Çünkü oyuncuyu kenara ald klar n da elkol hareketi yap p, sonras n da özür dileyip bir
sonraki maçta yine ilk on bir de oynamas n art k
göremeyece iz bilesiniz… Bu yüzden ba kan ve
dizginleri eline alan futbolcularla sorun ya ayabilir
benden söylemesi. Porto’yu çal t rd dönem de
2 sezon üst üste tak m n ampiyon olmas sevindirici tabi. Oliympiakos’u da ampiyon yapt , ama
futbolcularla sorun ya ama gelene i burada da
devam etmi . Haaa bir de ba kanla problemleri
olmu . Daha önceki çal t rd tak mlar da futbolcular taraf ndan fazla sevilmezmi . Futbolculuk
geçmi i de hiç parlak olmam . Teknik adaml k
kariyeri nas l umut verecek?
Her maçta hakemler ile tart maya girmesi de
çabas tabi… Kariyerine alt yap tak mlar nda ba layan Pereira, futbolla yatar futbolla kalkarm .
Ak l hocas ise Bayern Münih’in teknik direktörü
Pep Guardiola’ym , sürekli fikir al veri inde
bulunurmu . Buraya kadar tamam da, bence en
büyük handikab kendisinde liderlik özelli inin
olmay derim. Oyuncularla ili kileri zay f olan
Pereira, özellikle Türkiye maceras nda bu eksikliini gidermeli. Türk futbolcusu, yabanc lara benzemez, duygusal ve çocuk ruhludurlar. Son
dönem de al t m z Fenerbahçe hocalar ndan
farkl bir karakter oldu u a ikar görünüyor.
Pereira için Fenerbahçe büyük bir s nav. Art k
Mourinho mu olacak, yoksa Be ikta ’taki
Carvalhal gibi mi olacak? Türk hocalara verilen
1,5 milyon Euro’ya kar n, Pereira’ya verilen 2,5
milyon Euro’yu kim hak edecek ya ay p hep birlikte görece iz tabi.
Makedon stoper
BERISHA
Bursaspor’da
BURSA - BALKAN GÜNLÜ Ü
M
akedonyalı savunma oyuncusu
Sedat Berisha kendisini 3 yıllığına
Bursasporlu yapan imzayı gerçekleştirilen törenle attı. Bursaspor Futbol
Şube Sorumlusu Necmettin Kocaman,
Makedon oyuncunun genç yaşına rağmen
tecrübeli bir futbolcu olduğunu belirtti.
www.yenibalkan.com’a göre; Kocaman sözlerini şöyle sürdürdü; “Yeni bir transfer için
karşınızdayız. Bugün kendisini
Bursasporlu yapacak imzayı atıyoruz. 25
yaşında olmasına rağmen Şampiyonlar Ligi
ve Avrupa Ligi tecrübesine sahip genç bir
oyuncu. 5 sezonda toplam 113 maç oynamış
olması maç deneyimin yüksek olduğunu
gösteriyor. Sedat, Makedonya’da şampiyonluk yaşamış bir oyuncu olarak eminim ki
Bursaspor’da yabancılık hissetmeyecektir.
Kendisine ve kulübümüze hayırlı uğurlu
olsun.” Makedonyalı defans oyuncusu
Sedat Berisha da kendisine her zaman destek olan ailesi ve arkadaşlarına teşekkür
etti. 23 Eylül 1989 doğumlu olan ve profesyonel futbol kariyerine Sloga
Jugomagnat'ta başlayan Berişa, 2008-2010
yılları arasında burada forma giydi. 20102013 yılları arasında Şkendiya için ter
döken Berişa, 2014'te Metalurg'da bir sezon
geçirdikten sonra geçtiğimiz sezonu yine
Şkendiya'da geçirmişti.

Benzer belgeler

Balkanlar`ın kırmızı çizgileri Tiran`da çizildi

Balkanlar`ın kırmızı çizgileri Tiran`da çizildi Ekim 1965’te yap lan genel seçimlerde yüzde 52 oy alarak tek ba na iktidar oldu. Ayn zamanda Isparta Milletvekili olarak da parlamentoya girdi ve Türkiye’nin 12’nci ba bakan olarak hükümetini kurdu...

Detaylı

"Rumelisiad" destei - Balkan Günlüğü Gazetesi

"Rumelisiad" destei - Balkan Günlüğü Gazetesi meclis d ndan Ba bakan Yard mc s olarak görev ald . Aktif bir siyasi ya am olan ve Adalet Partisi’nin ba nda olan Süleyman Demirel, 10 Ekim 1965’te yap lan genel seçimlerde yüzde 52 oy alarak tek b...

Detaylı