Buluşma Dergisi, Sayı 32, 1,47 Mb
Transkript
Buluşma Dergisi, Sayı 32, 1,47 Mb
Alexander Ankel AllianzTürkiye CEO’su Sevgili okurlar, doğrultusunda Allianz Grup, Türkiye’yi yakından takip ediyor. Bizler de bu önem Öncelikle hepinize “Merhaba” demek istiyorum. Kısa bir süredir Türkiye’de olmama rağmen, güzel ülkenizde çalışmaktan mutluluk duyuyorum. Allianz Türkiye ailesine katılmak benim için gerçekten büyük bir gurur kaynağı. 70’in üzerinde ülkede 150 bini aşkın çalışanıyla faaliyet gösteren ve uluslararası deneyimini yerel pazarlara başarıyla uyarlayan Allianz Grup, Türkiye operasyonuna büyük önem veriyor. Türkiye’nin ekonomik gelişimi ve potansiyeli açısından değerlendirildiğinde, sigorta sektörü büyümeye son derece açık. Türkiye ayrıca genç ve dinamik bir nüfusa sahip. Tüm bu etkenler doğrultusunda, dünyanın güçlü ekonomileri arasına girmeye aday olan Türkiye’deki çalışmalarımıza büyük bir hızla ve heyecanla devam ediyoruz. Ayrıca yasal düzenlemeler ile sektörün temellerinin sağlamlaştırılması, sigorta sektörünün ivme kazanarak büyümesini sağlıyor. Biz de aynı zamanda kamuoyunu sigortanın önemi konusunda bilgilendirmek misyonuyla çalışmalarımızı sürdürüyor, sigorta bilincini artırmak amacıyla daha fazla kişiye ulaşmayı planlıyoruz. Riskler konusunda kamuoyunu bilgilendiriyor, “başıma bir şey gelmez” algısını yıkmak olan müşteri odaklı yaklaşımımızı geliştirmeyi sürdürüyoruz. Allianz olarak müşteri sadakati konusunda bu yıl da sektör ortalamasının üzerinde bir skor elde ettik ve en çok tavsiye edilen sigorta şirketi olduk. Bu ve benzeri örnekler, motivasyonumuzu daha da yükselterek, “ilk tercih edilen sigorta şirketi olmak” hedefimizi hızla yakalamamızı sağlayacaktır. Kalıcılık ve uzun vadede sürdürülebilirlik, sigorta sektöründeki en önemli konuların başında geliyor. Allianz Türkiye olarak güçlü finansal yapımız ve müşteri memnuniyetini merkeze alan yaklaşımımızla her zaman sigortalılarımızın yanında olacağız. için ‘dünyanın 1001 türlü hali’ne dikkat Yeni bir Buluşma’da görüşmek dileğiyle… çekiyoruz. Bu süreçte, birincil önceliğimiz Sevgilerimle, 3 Seyahat Rotam Bereket Denizi: Japonya Geleneklerin üstüne kurulmuş modernite ve gökdelenlerin gölgesindeki tapınakların ülkesi... Yazı: Bihter Sabanoğlu Altın Köşk, boydan boya altın kaplamalı dış cephesiyle durgun suların içinden bir Leviathan gibi yükselir. 4 Seyahat Rotam ukio Mishima, 14 Ocak 1925’te, Y nesillerdir samuray yetiştiren bir ailede dünyaya gelir. Babaerkil sistemin bütün semptomlarını barındıran, nevrotik bir babaannenin hüküm sürdüğü, devlet mensubu babanın yıllarca ortadan kaybolup geri geldiğinde oğlunu fazlaca efemine bularak “erkekleştirmeye” çalıştığı bu aile düzeni içerisinde, Mishima yazar olma isteğini gerçekleştirmeyi başarır. Romanlarında, hayatı boyunca pençesinde kıvrandığı, benliğinin en derinlerine kadar nüfuz etmiş homoseksüellik-heteroseksüellik, milliyetçilik-evrensellik, modernizmgelenekçilik gibi Derrida’nın ikili karşıtlıklarını, şiirsel güzellikte bir Japon dekoru içine yerleştirir. Son yıllarında kendini vücut geliştirme sporuna adayan Mishima ölümünü de bir sanat eseri olarak tasarlar. “Bereket Denizi” isimli dörtlemesini tamamlar tamamlamaz, bir Kasım günü, dört takipçisinin eşliğinde başarısızlıkla sonuçlanacağını bildiği teatral bir darbe denemesi yapar. Hemen ardından geleneksel Japon intihar ritüeli seppuku’yu uygulayarak kendini öldürür. Mishima, kırk beş yaşındadır. Alice’in Teknolojik Harikalar Diyarı Mishima’yı çıkaran toprakların Japonya olması tesadüf değildir. İkilemler her ülkede bulunmakla beraber, Japonya’nın her açıdan uçlara temas eden durumu ülkenin tüm şehirlerine yansımaktadır. Japonya’da seyahat etmek, Alice’in Teknolojik Harikalar Diyarı’ndan Shangri-La’nın dumanlı tepelerine, Fritz Lang’ın totaliter rejim distopyası Metropolis’ten Campanella’nın Güneş Ülkesi’ne sürüklenmek demektir. Tokyo, tarihten derin izler taşımasa da on üç milyon nüfusu, işlek limanı ve Japonya ekonomisini neredeyse tek başına ayakta tutan pazarıyla bu çelişkilerin odağındadır. Puslu bir iş günü saat yedide, cep telefonuyla konuşmanın yasak olduğu metroda simetrik biçimde yan yana dizilmiş, ofislerine varmaya çalışan kalabalık çıt çıkarmazken, aynı kalabalığın mensupları, iş çıkışı, seksenlerin şarkılarını söylemek üzere dönem kostümleri ve renkli peruklarıyla karaoke barlara gelir, içkinin dozunu kaçırıp masaları devirir, sokaklarda heykellere tırmanır, köşe başlarında bağıra çağıra politik görüşlerini haykırır. Televizyonu açtığınızda, sadomazoşist aksesuarlara bürünmüş “Hardgay” isimli bir aktörün, milletvekillerin mühim bir konuyu tartıştığı televizyon stüdyosuna elinde dinamitle baskın yaptığını görürsünüz. Tokyo’daki bu durum, genelde Asya halklarına atfedilen, Batı medeniyeti yetişkinlerinin anlam veremediği o çocuksu çılgınlığı fersah fersah aşar. Görsel Bir Şölen Kinkaku-Ji (Altın Köşk) Japon alfabesinin özünde simgelemeye dayanması, Japon kültürünün yeniliklere şaşırtıcı derecede açık olması ve ülkede hakim olan, sadece insanlarda değil kayalarda bile bir ruh olduğunu öne süren animist inanç, bizlere gülen otobüsler, hasta olmamıza üzüldüğünü pandomimvari mimiklerle belli eden doktorların süslediği hastane reklam panoları ve milyonlarca logo olarak geri döner. Mahalle berberinden kasap dükkânına her işyerinin bir logosunun bulunmasının yanı sıra, koskoca alışveriş merkezleri ve devlet binaları bile dış cephelerine çizilmiş bir çift gözle sizi seyreder, duruma göre sevinir ya da üzülürler. Örneğin Tokyo’nun merkezi Shibuya’da yaz indirimine giren dükkân gülerken, karşı caddedeki köpek hastanesinin gözünden yaş gelmektedir. Yol çalışması yapılan asfaltın önüne dikilmiş tabelada bir işçi, ellerini önünde kavuşturmuş, iç acıtan bir kibarlıkla başını eğerek sizden özür dilemektedir. Görsel bombardımana en uzun süreyle fakat en zevkle maruz kalınan yer herhalde Tokyo’nun elektronik ve bilgisayar oyunları merkezi Akihabara’dır. Reyonlar boyunca uzayıp giden raflarda çoğu insanın anımsamakta zorlanacağı Uzay Kobrası gibi çizgi filmlerin oyuncakları He-man kılıçlarına, 50’li yılların kült Japon plakları Karate Kid posterlerine karışır. Tapınaklarla Çevrili Kyoto Tokyo’nun bu hiperaktif, manik-depresif halini rahatlatmaya İmparatorluk Sarayı’nın pastoral bahçeleri bile yetmediğinde eski başkentlerden Kyoto’ya doğru yola çıkmak kaçınılmaz olur. Kyoto’nun merkezi Boston, Strasbourg tarzı tipik bir öğrenci kenti dinginliğindedir. Japonya’nın tarihi ve kültürel mirasını, şehrin etrafındaki ormanlara gizlenmiş binlerce tapınak çarpıcı biçimde yansıtır. Asya’nın en güzel sokağı olarak ün yapmış Shinbashi Dori’nin pastel tonları, yakıcı güneş altında parlayan Shinto tapınak çatılarının kırmızı renginde erirken, Kamo Nehri köprülerinin altından akan suların sesi, nehire sarkan ağaçlara bağlanmış, rüzgârda ayçiçeği tarlaları gibi dalgalanan adak kâğıtlarının hışırtılarına karışır. Özellikle Budist tapınakların sadeliği ibadet yerinin neyi temsil etmesi gerektiği sorusunu akla getirir. Japonya’daki tapınaklar maneviyatı yüksek tavanlar ve gösterişli süsleme5 Seyahat Rotam Bahçe ibadet yerinin en önemli öğesidir; o yapı, meditasyona izin verdiği, doğanın bir parçası olduğu sürece anlam kazanır. lerde değil, doğanın içinde bulur. Bahçe ibadet yerinin en önemli öğesidir; o yapı, meditasyona izin verdiği, doğanın bir parçası olduğu sürece anlam kazanır. Dağlardan tapınak bahçesine inen suyun akışı değiştirilmez, Japonya doğasına aykırı bir öğe bahçede kendine yer bulamaz. Tüm bunlara rağmen sadeliğe ara verildiği zamanlar da olmuştur; etrafı ormanlarla çevrili tapınak Kinkaku-Ji, diğer adıyla “Altın Köşk”, boydan boya altın kaplamalı dış cephesiyle durgun suların içinden bir Leviathan gibi yükselir. Tapınağın inşası 14. yüzyıla dayanmakla beraber, tüm dünyanın ilgisini 1950 yılında 21 yaşındaki bir rahibin intihar girişiminde başrol oynadığında çekmiştir. Rahip, köşkü ateşe vererek alevlerinde kül olmayı amaçlar ve kendisi kazadan sağ çıkmasına rağmen tapınağın yerle bir olmasına sebebiyet verir. Bu büyüleciyi hikâyeyi yazının başında adı geçen Mishima ele alarak, Japon toplumunun ikilemlerini genç yaşta ölmeye karar veren Mizoguchi’nin karakteri üzerinden bir kez daha yansıtır: Köşkün güzelliğine saplantıyla âşık olan Mishima’nın kahramanı geleneklere olan bağlılığını ve nefretini, dine duyduğu özlemi ve tiksintiyi, kendi dürtülerinden gelen kirlenmişlik hissini ve pişmanlık halini kaldıramayarak Kinkaku-Ji’yi ateşe verir. Dağlar Arasına Kurulmuş Şehir Koya-san Budist felsefe ve yaşama şeklini iliklerine kadar hissetmek isteyenlerin asıl 6 gitmesi gereken yer ise 800 metre yükseklikte, dağlar arasına kurulmuş şehir Koya-san’dır. 88 tapınağı tek tek ziyaret etmeyi gerektiren Budist haç gezisinin başlangıç ve bitiş noktası olan bu masalımsı kentte rahiplerle aynı çatı altında uyumak, onların meditasyonlarına katılmak, günlük ritüellerine turistik kilişelere kurban olmadan eşlik etmek mümkündür. Dört tren değiştirdikten sonra baş döndürücü bir teleferikle varılan şehrin, kendisine Udon isimli şehriyeden modern Japon alfabesine kadar her türlü yeniliğin icadı isnat edilen biraz fantastik fakat Japonlar için son derece önemli tarihi figür Kobo Daishi’nin mozolesine de ev sahipliği yapmasından ötürü, yerel popülerliği son derece fazladır. Teleferik yükseklere tırmandıkça, aşağıda beliren her daim sisli tepeler, vadilere akan dumanlı nehirler, şelalelerden duyulan sağır edici gürültüler, animizm inancındaki doğaya gizlenmiş ruhların, hatta her daim korku faktörüne dayanan Japon kurgusal eserlerin kaynağını size fiziksel olarak gösterir. Uzun bir Japonya seyahatinden akılda kalan ise, Hiroshima atom bombası müzesinde tanık olunan canavarlıklarla Sony Center’da üç boyutlu gözlüklerle izlenen Dünya Kupası görüntülerinin birbirine karıştığı bir film karesi; klostrofobik Tokyo evleriyle, durmaksızın bahçelere ve onların ötesindeki sonsuzluğa açılan tapınak kapılarının içiçe geçtiği bir rüya anı ve tüm bunlardan doğan tarif edilemez bir histir. Yüzölçümü Başkent Para birimi Nüfusu : 377.815 kilometrekare : Tokyo : Yen : 128 milyon İklim : Muson bölgesi ile ılıman bölgenin birleştiği noktada yer alır. Genellikle dört mevsim de yaşanır. Takımadalar içinde dört ana ada vardır: Honşu, Hokkaido, Kyuşu ve Şikoku Geleneksel kıyafet: "Giysi" anlamına gelen kimono Japonya'ya özgü önemli öğelerden biridir. Yukata ise hem erkekler hem de bayanlar tarafından yaz aylarında giyilen ince, pamuklu kıyafetlerdir. Sağlığım Besin İntoleransı Nedir? İntolerans Testi Ne İşe Yarar? Siz seviyorsunuz ama bakalım metabolizmanız yediklerinizle anlaşabiliyor mu? Yazı: Dr. Murat Görgülü İç hastalıkları uzmanı Memorial Etiler Tıp Merkezi İ nsan beslemesini tanımlarsak; ağız yoluyla alınan besinlerin sindirim sistemi ile sindirilip parçalanması, hormonal sistemin etkisi ile uygun moleküller haline getirilmesi ve kalpdolaşım sistemi yardımıyla bu moleküllerin tüm dokulara gönderilerek onarıcı ve enerji verici olarak kullanılmasıdır. Yani sindirim, insan bedeninde sindirim sistemi dışında bir çok sistemi de etkilemektedir. İnsan sindirimine uygun olmayan besinler ya da uygun miktarda tüketilmeyen besinler de bu nedenle yalnızca sindirim sistemini değil, insan bedenindeki bir çok sistemi de etkilemektedir. besin sindirimine, katkı maddeleri içeren ve çok fazla işlem görmüş besinleri sindirmeye uygun değildir. Gene bazı masum gözüken besinlerin de fazla miktarda tüketilmesi intoleransa yol açabilir. Bu intolerans da gaz, şişkinlik, kabızlık, ishal gibi sindirim bozukluklarına; şeker çıkması, düşmesi, kilo verememe ya da az miktarda besin alındığı halde kilo alma gibi yakınmalarla metabolik bozukluklara; peyer plakları ve lenf kanallarını etkileyerek artmış solunum yolu enfeksiyonlarına; alerjik “Besin intoleransı gecikmeli olarak ortaya çıkmış bir besin alerjisidir” İnsan bedeninde son yıllarda yapılan araştırmalar göstermiştir ki, bağırsaklardaki besin içeriği, kalış süresi ve bağırsak bakterileri insan sağlığı üzerinde çok önemli roller oynamaktadır. Unutulmamalıdır ki, insan bağışıklık sisteminin önemli bir komponenti olan lenf kanalları ve bağışıklık hücresi üreticisi olan PEYER plakları bağırsaklar çevresindedir ve bağırsakların lenflerini süzmektedir. Bağırsaklardaki uygun olmayan besin içeriği ve bozulmuş bağırsak florası bu sistemde fonksiyon bozukluğuna neden olabilir. Bizim için çok lezzetli ve masum gözüken birçok besin aslında bizim daha sık hastalanmamıza neden olabilir. İnsan sindirim sistemi rafine rahatsızlıklara ve hatta artmış kanser riskine neden olabilir. Ayrıca besin intoleransı sonucu romatizmal hastalıklarda, egzema gibi cilt hastalıklarında, migrende ve ruhsal bozukluklarda da artış gözlenebilir. Besin İntoleransı Nedir? Basit olarak tanımlarsak; besin intoleransı gecikmeli olarak ortaya çıkmış bir besin alerjisidir ve özellikle sindirimin önemli bir parametresi olan bağırsak endotel hücreleri düzeyinden itibaren bu besinlere alerjik reaksiyonlar başlar, yani bu besinler daha bağırsağın içinde iyi sindirilemezler. Bu bağırsaktan emilim kusuru, bağırsak bakterilerinin oran ve cinslerinin değişmesine bağlı olarak gaz, şişkinlik, karın ağrısı, ishal, kabız vb. bozukluklara yol açar. Ayrıca iyi ve uygun sindirilmemiş besinlerin kana geçmesiyle metabolik ve alerjik bir takım rahatsızlıklar görülmeye başlar. Yukarıda anlattığımız olayların nedeni, uygun olmayan besinleri almamız ya da bazı besinleri aşırı miktarda tüketmemizdir. Normal besin alerjisinden en önemli farkı reaksiyonların ortaya çıkış süresidir. Besin intoleransı gelişmesi için o cins besinin bir süre tüketilmiş olması gerekir, böylece insan bedeni her sistemi ile bu besine karşı reaksiyon oluşturur. Ayrıca normal besin alerjisinden bir diğer önemli ayrımı bulguların hemen değil, bir süre sonra ortaya çıkmasıdır. Örneğin, öğlen yenilen kremalı bir pastaya bağlı intolerans bulguları (şişkinlik, yorgunluk, uyku hali gibi) akşam saatlerinde hatta gece saatlerine yakın bir zamanda ortaya çıkabilir. Ya da akşam yenilen şekerli ve unlu bir besine karşı oluşan reaksiyon, sabah şişkinlik ve karın ağrısı ile kalkmak olabilir. 7 Sağlığım Çok lezzetli ve masum gözüken birçok besin aslında bizim daha sık hastalanmamıza neden olabilir. İntolerans (York) Testi Ne Amaçla Ve Nasıl Yapılır? Tüm yukarıda anlattığımız olaylar sonucunda insan bedeni yapısına uygun olmayan besinler için antikor dediğimiz savunma parçacıkları üretir. Bu parçacıklar, aldığımız uygun olmayan besinlerin protein yapısındaki bölümlerini bedene yabancı bir doku ya da dışarıdan saldırı için gelmiş bir mikroorganizma olarak algılar ve bu parçalara yapışarak bir reaksiyon oluşturur. Bu reaksiyonlarda alerjik hastalıklar ve sindirim hastalıkları başta olmak üzere bir çok rahatsızlığı başlatır. York Testi, Özel ELİSA metodu ile kandaki intolerans olan besinlere karşı gelişmiş antikorların hangileri olduğunu tespit ederek kişinin ne tür besinler tüketmemesi gerektiği hakkında bilgi verir, dokunan besinleri ve gruplarını bildirir. York Testi’nin değerlendirilmesi de özel bir incelik ve tecrübe gerektirdiğinden, testi yaptıran kişilerin sonuçları bir doktor ya da diyetisyen ile değerlendirip bu doğrultuda bir beslenme programı oluşturması gereklidir. Allianz ile Dinamik Sağlık Sigortası Sağlığınızı bol teminat ve uygun fiyata güvence altına alabileceğiniz bir ürün; Dinamik Sağlık Sigortası. Yatarak Tedavi Limitsiz; Geniş anlaşmalı kurum ağımız çerçevesinde sağlık harcamalarınızı sizin adınıza herhangi bir limit olmadan %100 oranında öder. Üstelik yatarak tedavi teminatı ameliyat, ortalama günlük, yoğun bakım teminatlarının yanı sıra yatarak tedavi gerektirmeyen Kemoterapi – Radyoterapi – Dializ, küçük cerrahi teminatlarını da içerir. Limitsiz Doğum Teminatı da var; Başvurduktan 18 ay sonra başlayan hamileliklerde, 54 yaşına kadar 8 doğum teminatına limitsiz olarak sahip olabilirsiniz. Allianz poliçesiyle hayata merhaba diyen bebeklerimize, ömür boyu yenileme güvencesi olanağı sunarak “Ailemize hoşgeldin” diyoruz. Çocuklar da Sigortalanabilir; 6-17 yaş arası çocuklar da ebeveynler olmaksızın tek başlarına sigortalanabilir. Buna ek olarak kardeşler 25 yaşına kadar bir arada sigortalanabilir. Poliçeye ilk giriş yaşı 6 ile 44 arasındadır. Üstelik aile poliçesi yaptırmak isteyen sigortalılarımıza %10’a varan indirimler, anlaşmalı sağlık kurumlarında poliçenizin teminatı dışında kalan durumlarda indirimler, anlaşmalı spor merkezleri, güzellik merkezleri, optik mağazaları, diş klinikleri gibi kurumlarda %50’ye varan indirimler ve daha birçok teminatlardan faydalanabilirsiniz. Hobim Tepelere ilk kar düştüğünde... Kar sporları, snowboard ve kayak hakkında genel bilgiler, ipuçları ve Türkiye’deki kayak merkezleri Yazı: Günhan Pikdöken 010’un bunaltıcı sıcağının yerini aniden montlara ve uzun kollulara bırakmasıyla birlikte hepimizin içindeki kar adamı Yeti de yavaş yavaş kıpırdanmaya başladı. Küresel ısınma söylemlerine rağmen, iyimser bir tahminle, geçen seneki kar kıtlığının yeniden yaşanmayacağını varsayarsak, kelimenin tam anlamıyla “kara doymak” için önümüzde sadece birkaç ay var. Eskimiş/demode kar donanımlarımızı yenilemek ve her zamanki mağrur edamızdan bir şey kaybetmeden pistlerdeki yerimizi almak için sanırız yeterli bir zaman bu. İstanbul ve Ankara kış turizmi açısından Türkiye’nin en şanslı 2 büyükşehirleri çünkü Türkiye’nin en gelişmiş kayak merkezlerine sahip Kartalkaya ve Uludağ her ikisine de karayolu ile makul sürelerde ulaşabilecek mesafede bulunuyor. Ülkemizde kış sporları denince akla iki spor dalı geliyor: Kayak ve Snowboard. Kayak ve Alp Disiplini artık neredeyse birbirinin yerine kullanılan kavramlar olsa da, kayak aslında Alp Disiplini ve Kuzey Disiplini’ni içeren bir spor türü; aynı zamanda bu disiplinleri icra etmeye yarayan aracın ismi. İniş, Super G, Büyük Slalom, Slalom ve Kombine olarak beş farklı dala ayrılan Alp Disiplini’nde refleks ve sürat ön planda iken, Kayaklı Koşu, Kayakla Atlama, Biatlon ve Kuzey Kombine’den oluşan Kuzey Disiplini dayanıklılık ve gücü esas almakta. Kim Demiş Kış Sporları Tehlikeli Diye? Satranç kadar olmasa da, kayak ve snowboard, yeni ve bakımlı donanım kullanıldığı, hız limitlerine uyulduğu ve en önemlisi deneyimli hocalardan ders alınarak öğrenildiği takdirde, yaygın inanışın aksine güvenle icra edilebilen spor dalları arasında. İki spor türü için de aşağı yukarı aynı koruma ekipmanı Beyaz bir hayal dünyasının ortasında yapılan, dünyanın en zevkli sporu 9 Hobim önerilse de, kask, demir korumalı bileklik, sırt koruması ve kalça ve baldıra gelen darbeleri engelleyebilen koruyucu padler, düşme anında snowboard’un ayağınıza sıkıca olması nedeniyle özellikle snowboard’çulara tavsiye ediliyor. Kayak veya snowboard öğrenmenin bisiklet öğrenmekten pek bir farkı yok denebilir. Hepsinin ortak noktası olan düşme korkusu, en az bir kere ve tam gün alınması gereken dersler sonrasında yerini özgüven ve adrenalin bağımlılığına bırakıyor. Bu sporlara küçük yaşlarda başlamak kişiye avantaj sağlamakla birlikte, herhangi bir sakatlığınız ya da efor harcamayla ilgili sağlık probleminiz olmadığı sürece kayak ve snowboard her yaşta kolaylıkla öğrenilebilir. Binlerce sene tahta parçaları ve ağaç kabuklarından yapılan kayak, teknolojideki gelişmeler sonucu günümüzde poliüretan, fiberglas ve titanyum benzeri maddeler kullanılarak üretilmekte. Yumuşak ve hafif yapısı sayesinde düşük hızlarda dengeli kaymanıza ve kolay adım atmanıza imkân veren bir kayak tipi olan “easy carver” yeni başlayanlara tavsiye ediliyor. Orta ve üst seviyedekilere hitap eden “allround carver” tipi kayaklar yüksek hızlarda dönüş imkânı vermekte iken, “race carver” profesyonel ya da çok iyi amatör kayakçılar tarafından tercih edilen bir model. Kolay kontrol edilebilmesi ve rahat dönüş imkanı sağlaması nedeniyle yumuşak ayakkabılar yeni başlayanların mecburi tercihi olsa da ustalık arttıkça ayakkabılarda kullanılan malzemenin sertliği de o oranda artıyor. 10 Kayak Tekniği Kayak tekniğinden kısaca bahsetmek gerekirse, denge kaybettirecek ani hareketlerden ve dönüş çabalarından kaçınmak, vücudu fazla gevşetmeden esnek tutmak, dengeli ve kontrollü olmak, hız konusundaki sağduyumuza arada sırada kulak vermek ve sıcak şarabı fazla kaçırmamak kayağa yeni başlayanların altın kuralları arasında olmalı. Snowboard’da da olduğu gibi, kayaklarınızdan gelen tuhaf sürtünme sesi etrafınızdaki beyaz hayal dünyası ile birleşince, insan kendini hiçliğin ortasında dünyanın en zevkli sporunu yaparken buluyor, ancak bu da her daim temkinli olma zorunluluğunu beraberinde getiriyor. Bu nedenle, bu sporu icra ederken diğer kayakçıların güvenliğini en az kendinizinki kadar düşünmek ve piste sorumluluk hissi ile çıkmak çok önemli. Asi Çocuk Snowboard Snowboard kayaktan çok daha yeni bir spor dalı. Hikayesine gelince; bundan 40 sene önce ancak kayağın icadından yaklaşık 5.000 sene sonra, Sherman Poppen isimli bir Amerikalı, iki kayağı birbirine enlemesine monte ederek, kızına bugün snowboard olarak anılan oyuncağı hediye eder. Mühendis kökenli Sherman Poppen, aynı yaratıcılığı ne yazık ki isim bulmakta sergileyemeyecek, “surf(sörf)” ve “snow(kar)” kelimelerinden esinlenerek bu icadına “Snurfer” ismini koyacaktır. Kabul görene kadar uzun süre “deli tahtası” olarak anılan ve ancak Jake Burton ve Tom Sims gibi kayak gurularının elinde bugünkü halini alan snowboard, özgür ve cool kavramları ile eşdeğer anlama sahip olmasından mı bilinmez, icra edenlerini emsal spor meraklıları arasında farklı bir yere konumlar. Karları kazıması ve pistlerde bombeler oluşturması nedeniyle kayakçıların pek sevmediği snowboard sporunda, özellikle yeni başlayanlar için, en dikkat edilmesi gereken konu ekipman seçimidir. Çene ile burun arasındaki mesafeye denk gelen board tipleri çok amaçlı olmaları nedeniyle en çok rağbet görenlerden. Daha kısa board’lar manevra yapma kabiliyetini arttırdıkları için freestyle, half-pipe ve snowpark gibi stillerde tercih edilirken, daha uzun olanları yüksek sürat kabiliyetleri ve stabiliteleri nedeniyle dağ iniş ve “carving” meraklıları tarafından kullanılmakta. Ayakkabı ve board uyumu da en az board’un kendisi kadar önemli olup, board üzerinde kısa kalan ayakkabı snowboard’a dönüş için yeterli baskıyı yapamamanıza, board’dan dışarı taşan ayakkabı ise kara takılıp düşmenize Hobim neden olacaktır. Bu kadar farklı bileşenin bir arada bulunması, sizi uygun ekipmanı satın almanız doğrultusunda yönlendirebilecek birinin varlığını zorunlu kılmakta. Snowboard Yaparken Dikkat Edilmesi Gerekenler: Snowboard yaparken en önemli kural, ön bacağı hafifçe kırmak suretiyle ağırlığı her zaman öne vermek ve arka bacağı dik tutmak. Hangisi ön, hangisi arka bacak diye merak edenler için basit bir test bulunuyor. Biri sizi arkanızdan sertçe ittiğinde hangi bacağınızı öne atıyorsanız, snowboard’da da o bacağın önde olması uygun olacaktır. Snowboard ülkemizde yeni yeni gelişen bir spor olduğundan hakkında çok fazla şehir efsanesi ve kulaktan dolma bilgi var. Bunlardan biri de board’u belden yukarınızı kullanarak döndürmeniz gerektiği yönündeki inanış. Tamamen yanlış kabul edilen bu uygulamanın doğrusu ayaklarınızı otomobil pedalı olarak kullanmak ve esas yapmanız gereken ise dönerken elinizle dizlerinizi tutarak bu alışkanlıktan bir an önce kurtulmak. Diğer bir şehir efsanesi de kayakla haşır neşir olanların kolaylıkla snowboard yapabileceği yönünde. Tamamen farklı bir denge ve pozisyonda kaymak söz konusu olduğundan, snowboard meraklısı kayakçıların gövde değil omuz doğrultusunda icra edilen bir spora geçmesi hiç de kolay olmayacaktır. için gelenlerin tercihi ve son Palandöken’deki pistlerin uzunluğu, dönemdeki iyileştirmelerle birlikte Sarıkamış’ın kar kalitesi ve bunların her (tesis görevlileri nadiren pistleri ikisine de sahip Kartalkaya’nın daha da ezmeyi unutsa da) Avrupa’daki gelişmesi ile birlikte, kayak ve snow- değinmişken, bu sporları muadillerini aratmıyor. Her iki tesiste board kalitesinden ziyade partileri, yapabileceğiniz merkezlerden kısaca de snowpark, tam teşekküllü donanım konserleri ve gece hayatı ile anılan bir bahsetmekte fayda var. Kayak ve kiralama merkezi, kabul edilebilir mekân haline gelmekte. Ancak, yine de snowboard konusunda en gelişmiş sayıda telesiyej ve teleski mevcut olup, kar keyfi ve gece hayatını birlikte tesisler Kartalkaya ve Uludağ’da yer snowboard-kayakçı ayrımı yapmadan yaşamak isteyenler için Uludağ, alıyor. Kartalkaya, eğlenceden ziyade her yaştan kış sporu meraklısına Türkiye’nin hâlen en popüler kış turizmi sadece kayak ve snowboard yapmak hizmet veriliyor. Uludağ ise, merkezi. Kar Tutkunları İçin Gidilecek Yerler Ülkemizdeki popüler kış sporlarına 11 Evim Yılbaşı Partinizi Planlarken... Yeni yılı evinize davet etmek sanıldığı kadar zahmetli değil. Küçük ipuçlarlarıyla günbegün 31 Aralık'a... Evinizde verdiğiniz partiler tematik oldukları zaman çok daha neşeli olabiliyorlar Yazı: Fulya Ulusoy Fotoğraflar: Cenk Sönmezsoy Bu konuyla ilgili yazılar hep şöyle başlamaz mı?: “Yeni bir yıl daha geliyor. Bu yılbaşında ne yapacağınıza karar verdiniz mi?” Evet, karar verdiniz mi? Vermediyseniz acele edin, çünkü yılbaşını dışarıda geçirmek istiyorsanız bir an önce rezervasyon yaptırmak zorundasınız. Yok, “evde bir parti planlıyoruz…” diyenlerdenseniz, iş yükünüz oldukça ağır. Ev partileri son yıllarda çok moda olsa da hakkını verenlerin sayısı oldukça az. Siz siz olun, parti kararını aldıktan hemen sonra kendinize bir “YAPILACAKLAR” listesi oluşturun ve adım adım listenizi izleyerek hareket edin. Başlangıçta biraz sıkıcı gelse de o önemli gün gelip çattığında kendinizle gurur duyacaksınız. Üç Hafta Önce 1. Davetli listesini oluşturun. Davetlilerin kimler olacağını belirlemek parti planındaki ilk adım. Neden? Çünkü çoğu hazırlığı kimleri davet ettiğinize ba12 karak planlayacaksınız: Tema, müzik, oturma planı, davet şekli, hediyeler, ikramlar… Davet listesini oluşturun ve birkaç defa üzerinden geçin, gözden kaçırdığınız kişileri ekleyip gelmeyeceğine veya partiyi tatsız kılacağına inandığınız kişileri liste dışı bırakın. 2. Bir tema bulun. Partiler tematik oldukları zaman çok daha neşeli olabiliyorlar. Temanızı renklerle ve ikramlarınızla oluşturabileceğiniz gibi müzik ve dekorasyonla da tamamlayabilirsiniz. Temanızı bulduktan sonra, uygun müzik ile ikram seçimlerini ve de dekorasyon malzemelerini araştırıp bulmaya başlayabilirsiniz. 3. Davetiyelerinizi gönderin. Artık davetiye konusu eskiden olduğundan çok daha kolay halledilebiliyor. E-posta da en kolay davet yöntemi, ama davetlilerinize tek tek telefon açmak tabii çok daha hoş bir davranış olur. Davete mutlaka bir onay almalısınız ki ikram ve oturma planlarınız da rahatça şekillenebilsin. 4. Menüyü oluşturun. İster kendiniz hazırlayacak olun ister dışardan hizmet alın, birkaç hafta öncesinden menü oluşturmak işinizi çok kolaylaştıracak. Böylece gerekli malzemeleri alabilecek ve aklınıza gelen bazı değişiklikleri yapabileceksiniz. Menüyle birlikte bir de alışveriş listesi yapmayı ihmal etmeyin. 5. Yardım çağırın. Sık sık gittiğiniz Café’deki garson da olabilir bu, bir catering şirketinden de yardım alabilirsiniz. Özellikle kalabalık bir parti düşünüyorsanız, hem servis hem de temizlik için mutlaka yardıma başvurun. İki Hafta Önce 1. Çatal bıçağınızı, gümüşlerinizi, kristallerinizi, porselenlerinizi temizleyin, parlatın. Yemek örtülerinizi, peçetelerinizi yıkayın, kolalayın. Eksiklerinizi tamamlayın. 2. Müziğinizi ayarlayın, bir Playlist oluşturmak sizi çok rahatlatacaktır. 3. Alışverişlerinize başlayın. Bozulmayacak malzemeler alınıp dondurulabilecek ikramlar şimdiden hazırlanmaya başlanabilir. Evim Bir Hafta Önce 1. Evinizi güzelce, dip bucak temizleyin veya temizletin. Banyonuzun, mutfağınızın son dokunuşlarını gerçekleştirin. 2. Mobilyalarınızı parti için uygun olacak şekilde ayarlayın. Böylece hem konukların rahatça bir noktadan diğerine akmasını sağlayacaksınız hem de eşyalarınıza zarar gelmesini önleyebileceksiniz. Kalabalıkta kırılıp dökülecek kıymetli eşyalarınızı ortadan kaldırın ki tatsız bir sürprizle karşılaşmayın. Işıkları hoş bir hava sağlayacak şekilde organize edin, bol bol mum serpiştirin. 3. Servis tabaklarınızı kontrol edin. Daha fazlasına ihtiyacınız olabilir. 4. Barınızı organize edin ve stoklayın. Eğer “herkes ne içiyorsa onu getirsin” sizin tarzınız değilse, her dört kişiye üç şişe şarap gibi bir planlama yapabilirsiniz. Tabii arkadaşlarınızı en iyi siz tanıyorsunuz. Üç Gün Önce 1. Komşularınıza partiniz olacağını haber verin, özellikle de parti kalabalık ve gürültülü olacaksa. Hatta belki bazılarını davet bile edebilirsiniz. 2. Dekorasyona başlayabilirsiniz. Detaylar son gün. 3. Etrafta, özellikle banyoda konuklarınızın görmesini istemediğiniz şeyler varsa ortadan kaldırmak iyi olacaktır. 4. Palto, ceket vs. için bir oda belirleyin ve buradan kıymetli eşyalarınızı kaldırın. Odanın iyice aydınlanması için de yüksek voltlu bir ampul takın. Ayrıca kalabalık yapacak her şeyden kurtulun ki herkes aradığını hemen bulabilsin. 5. Buzluğunuza bol bol buz stoklamayı unutmayın. 6. Alışverişinizi tamamlayın! Bir Gün Önce 1. Çiçeklerinizi alıp düzenleyin. 2. Eğer yemekleri siz yapıyorsanız, bir gün önce pişirilebilecek her şeyi pişirin ve ertesi gün için hazırlanması gerekenleri hazırlayın. Catering şirketi ile çalışıyorsanız, son konuşmalarınızı yapın ve saatler konusunda anlaşın. 3. Masanızı düzenleyin (en yakın görüntüyü yakalamak için akşam saatlerini seçin). 4. Evinizin son temizliğini yapın, şöyle bir dolaşarak eksikleri tamamlayın. Parti Günü 1. Pişirilecek ne varsa bir an önce aradan çıkarın. 2. Kendinize vakit ayırın. Banyo, giyim, makyaj, belki kuaför… En önemli konuğun siz olduğunu unutmayın. 3. Yiyecekleri masaya yerleştirin. 4. Müziği başlatın. 5. Mumlarınızı yakın. 6. Elinize içkinizi alıp ilk konuklarınızı karşılamaya hazırlanın. 7. Her şeyden önce, gülümseyin. Mutlu yıllar… Sizin ve Ailenizin Huzurlu Bir Hayat Sürebilmesi İçin... Allianz, özellikle büyük şehirlerde karşılaşabileceğiniz birçok riske karşı hem sizi hem de ailenizin tüm fertlerini maddi zararlara karşı güvence altına almak için Kişisel Güvence Sigortası’nı geliştirdi. Kişisel Güvence Sigortası hem sizi hem de ailenizin tüm fertlerini, gasp, kapkaç ve yankesicilik olaylarında başınıza gelebilecek maddi zararlara karşı koruyor. Kişisel Güvence Sigortası ile sadece kapkaç değil, evinizin dışında karşılaşabileceğiniz daha birçok riske karşı da güvence altındasınız. Başınıza bir kaza geldi, kolunuzu kırdınız, Kişisel Güvence Sigortası ile içiniz rahat. Kişisel Güvence Sigortası ile sizin ve birlikte yaşadığınız aile fertlerinizin, üçüncü şahıslara ve mallarına verebilecekleri zararları da bu poliçemizle teminat altına alıyoruz. Evinizin balkonundan bir saksı düşüp komşularınıza, yoldan geçenlere veya park halindeki bir araca zarar verdi, Kişisel Güvence Sigortası’nı hemen yanınızda bulacaksınız. 13 Röportaj Hande Altaylı: “Hayatın günlük telaşları içinde sigortalı olmak güven hissi veriyor.” Fotoğraflar: Zeynel Abidin Ağgül Ağustos ayında Time dergisinin kapak konusu olan yazar Jonathan Franzen her gün bilgisayarından başka hiçbir şey olmayan bomboş ofisinde sabah 7’de yazmaya başladığını ve akşama kadar da aralıksız devam ettiğini söylemiş. Sizin için yazma süreci nasıl ilerliyor? Benimki maalesef karmakarışık. Bazı dönemleri tek bir kelime yazamadan geçiriyorum, bazı dönemlerde ise yirmi dört saat boyunca kafamda başka hiçbir şey olmuyor. Jonathan Franzen gibi disiplinli insanları çok kıskanıyorum, çünkü ilham diye bir şey olmadığını, aslolanın çalışmak olduğunu biliyorum. karar verir. Bir yazarı sevdiğim zaman onun yazdıkları bana ayrı ayrı kitaplar gibi değil de tek bir metin gibi gelir. Bilecik ya da Tokyo fark etmiyor, her yerdeki hayatı merak ediyorum ve bir parçası olmak istiyorum. Edremit doğumlusunuz ve İstanbul’a Galatasaray Lisesi’ni kazanınca gelmişsiniz. Arada tekrar şehir hayatından uzaklaşmak, küçük bir yere taşınmak, doğayla iç içe yaşamak gibi bir isteğiniz oluyor mu? Doğum günü, yıl dönümü, yılbaşı gibi özel günleri kutlamaktan keyif alır mısınız? Bu günleri yurt içi veya yurt dışında tatil kaçamakları yapmak için bir bahane olarak mı görürsünüz, yoksa evde dostlarınızla geçirmeyi mi tercih edersiniz? Özel günlerin hepsinden nefret ederim. Günler öncesinden içimi bir sıkıntı kaplar. Doğum günümü unutan arkadaşlarıma asla alınmam, hatta içimi ferahlattıklarını söyleyebilirim, çünkü ben bütün doğum günlerini unuturum. Bana kalsa bugünler hiç yokmuş gibi davranmayı tercih ederim ama her zaman olmuyor işte. Sebepsiz partilere ve sebepsiz seyahatlere bayılırım. İlk kitabınız “Aşka Şeytan Karışır” ve ardından üç sene sonra çıkardığınız “Maraz” çok okundular ve çok sevildiler. Kafanızda konusu şekillenen yeni bir kitap projesi var mı? Bu aralar çokça konuşulan “Gıda Intoleransı Testi” üzerinde biz de dergimizde bir makale yayınlayacağız. Bu test sizin hiç ilginizi çekti mi veya yaptıran ve sonuçlarından memnun kalan tanıdıklarınız oldu mu? Siz sağlığınız ve formunuzu korumak için nasıl bir yöntem izliyorsunuz? Bir kaç proje var. Hepsine aynı anda başladım ve hangisinin ilerleyeceğini görmeyi merakla bekliyorum. Yerli ve yabancı takip ettiğiniz yazarlar kimler? Sizde büyük etki bırakmış, dönüp dönüp okuduğunuz bir başucu kitabınız var mı? Türklerden Sabahattin Ali, İhsan Oktay Anar ve Murat Uyurkulak’ı sayabilim. Fante, Fowles, Kosinski, Saramago, Tolstoy... Aslında başka bir sürü sevdiğim yazar var ama bunların yeri ayrı. En sevdiğiniz yazarların dünyanın en iyi yazarları olması gerekmiyor. Bazen kimsenin umurunda olmayan biri çıkıp kalbinizi kazanabiliyor. Herkes kendi kütüphanesinin müdürüdür ve en kıymetli raflarına hangi kitapları koyacağına kendisi 14 Herkesin içinden bazen böyle şeyler gelir, ama ben kolaylıkla uyum sağlayabilen biriyim. Sanırım bu, yatılı okulun kazandırdığı bir özellik. Bulunduğum yerin bir parçası olabiliyorum. En tuhaf insanlar ya da en tuhaf yerlerde bile yabancılık hissetmiyorum. Neredeysem oralıyım ve gittiğim bütün kentlerde en azından bir süre yaşamak istiyorum. Bir arkadaşım yaptırdı ve faydasını gördü. Anladığım kadarıyla insanların bu konuda epey bir sıkıntıları var. Doğrusunu isterseniz, ben pek ilgilenmedim çünkü teneke bile yesem dokunmaz bana. Sağlığım için yaptığım en önemli şey sağlık takıntısından uzak durmak. Kuzey Egeli olduğum için zaten sebze ve otlarla aram iyi. “Giritli’nin geçtiği yerde ot bitmez” derler ya, benim durumum da öyle işte. Spor yapmayı seviyorum ve hayatımın bir parçası haline getirdim. Ama asla ve asla tofu-brokoli insanı Röportaj olmayacağım, sigara içenleri kovalamayacağım ve arkadaşlarımla birlikteyken kadehlerimi saymayacağım. Kızınız ile ilgili hayaller kuruyor musunuz? Ebeveynlerin genelde yaptığı gibi eğitimi, mesleği ile ilgili düşleriniz var mı? Ya da isteyip de gerçekleştiremediğiniz şeyleri onun yapmasını gizliden gizliye dilediğiniz oluyor mu? Çocukları ebeveynlerinden ve onların hayallerinden korumak gerektiğine inanıyorum. Bazen kendimi onunla ilgili hayaller kurarken yakalıyorum ve bence bu ayıplanacak bir şey. Onun hayalleri gerçek olsun, önemli olan bu. Hayallerinin peşine düşebilecek kadar cesur, aldığı kararların bedellerini ödeyebilecek kadar güçlü olmasını dilerim. Herkesin çocuğu için dilerim bunu. Çoğu insan için sigorta yaptırmak huzurlu bir hayat için öncelik. Örneğin Allianz, geleceğiniz için tam ve kesintisiz güvence sunan çeşitli Hayat Sigortaları sunuyor. “Maraz”ın tanıtım metninde de dediği gibi, “Bazen hayatın sigortası atar; ışıklar söner ve her yer karanlığa gömülür.” Siz beklenmedik durumlara karşı sigortayı gerekli bir önlem olarak görüyor musunuz? Mutlaka gerekli, hele de bizimki gibi inişli çıkışlı bir ülkede. Sonuçta içgüdüsel olarak hepimiz güvende olmak istiyoruz. Sigorta yaptırınca kendinizi bir tik atmış gibi hissediyorsunuz. Siz de Twitter, Facebook gibi sosyal medya ağlarının takipçilerindensiniz. Artık politikacılardan büyük şirketlere kadar herkes bu sitelerin öneminin farkında. Reklamcılıktan gelen biri olarak günümüz medyasındaki etkileri hakkında ne düşünüyorsunuz? Çok önemliler çünkü yeni dünya düzeninin temsilcisi niteliğindeler. Artık değişimin yüzyıllarla değil yıllarla ölçüldüğü bir zamanda yaşıyoruz ve ucundan tutmadığımız zaman çağın dışına itilmemiz an meselesi. Henüz taşlar tam olarak yerine oturmadı ama Digital divide’ın emekli dünyalılar kısmında yerimizi almak istemiyorsak sanal alemi kolaçan etmemiz gerekiyor. Ürkütücü bir değişim ve yenilenme hali var ve bazen ayak uydurmak çok yorucu oluyor. Herkes kendi kütüphanesinin müdürüdür ve en kıymetli raflarına hangi kitapları koyacağına kendisi karar verir. Birbiri ardına çıkan Kindle, iPad gibi yenilikleri takip ediyor musunuz? Bunların basılı malzemenin yerini alacağını düşünüyor musunuz? Son olarak, ileride yaşamayı düşlediğiniz hayatı bize biraz tarif edebilir misiniz? Bilmiyorum çünkü olmaz dediğimiz pek çok şeyin olduğunu gördük. Herkes bildiğine tanıdığına tutunmak istiyor ve aslında muhafazakârlık dediğimiz şey tam olarak bu bence. Mesela bazıları roman öldü diyor çünkü akıllarındaki şey 18. ya da 19. Yüzyıl romanı. Aslında ölen şey onların kafasındaki roman tanımı. Artık yeni bir zaman, yeni bir dünya ve yeni bir roman var. Tamamen anlaşılabilir bir şekilde, alıştıkları tanımdan vazgeçmek istemiyorlar ama Amerikalılar’ın şarap yapabildiğini kabul ettiğimiz gibi bunları da kabul etmek zorundayız. Sen sev ya da sevme bir şeyler değişiyor. Son günlerde beni en mutlu eden şey kitaplarımın yabancı dillere çevrilmesi ve dünyanın çeşitli yerlerindeki edebiyat festivallerinden davet almak. Bunun artmasını isterim, daha çok ülkede kitaplarım basılsın, yazar-çizer dostlarım olsun, bilmediğim alfabelerde kendi cümlelerimi göreyim isterim. Daha iyi yazmak, yazdıklarımla daha mutlu olmak. Bunların hiçbiri olmazsa da mutlu ve sağlıklı bir aileye sahip olmak yeter de artar bile zaten. Hayatın çok büyütülecek bir şey olduğunu düşünmüyorum. Sigortalar attığında şalteri kaldıracak gücümüz olması kâfi. 15 Gurme Türk kahvesi, yapanın yeteneği ölçüsünde lezzetli olur. Kahve Molası Bir fincan kahvenin ne çok bahanesi var... Yazı: Zeynep Uzun F al bakmak, kitap okumak, uyanmak, çalışmak, çalışamamak, mola vermek, yemek öncesi, yemek sonrası... Bir fincan kahvenin ne çok bahanesi vardır. Şimdilerde sayıları gittikçe artan “kahve kafeler” sayesinde çeşit çeşit kahveler içerek uzun vakitler geçirebildiğimiz farklı alanlara sahip olduk. Espresso, french press, frapuccino, americano, dondurmalı latte vb. kahvenin değişik tadlarda şekilden şekile girdiği renkli içeceklerimiz ve yeni alışkanlıklarımız var artık. Sokaklarda ellerimizde kahve bardaklarıyla dolaşabiliyor; sinema salonlarında filmin ilk yarısını mısır patlağı ve frigo ile geçiriyorsak, ikinci yarısını kahveye ayırıyoruz. Kısacası farklı hazırlama, pişirme ve sunum teknikleriyle birbirinden ayrışan kahve, kokusu ve lezzetiyle her zaman cezbedici ve onunla yapılan her şey 16 daha keyifli. En iyisi bir kahve alalım yanımıza ve günlük hayatımızda daha fazla yer tutmaya başlayan bu içeceğin tarihine ve özelliklerine bir göz atalım. Kökeni, türleri, yetişme alanları 1699’da Antoine de Gaillard tarafından tercüme edilen, Mekke’li Abu-Bek isimli bilgenin “Kahvenin Bahçesi” isimli yazılarında kahvenin ilk kez Arabistanlı bir çoban tarafından bulunduğu söylenir (M.S. 575). Khaldi adındaki bu çoban bir çalıya ait kırmızı meyveleri yiyen hayvanlarının daha hareketli olduklarını görmüş, kendisi de bu meyveyi denemiş ve verdiği his hoşuna gidince de diğerlerine haber vermiştir. Keşişlerce “şeytan meyvesi” adı verilen bu bitki daha sonra uyanık tutucu özelliğinden dolayı duaya ve ibadete yardımcı bir aracı olarak da görülür. Bir başka efsaneye göre ise Ömer isimli bir Arap genci çölde ölmek üzereyken arkadaşının sunduğu bir bitkiyi yemiş ve böylece hayatta kalmayı başarmıştır. Yakın kasaba Moka’da zamanla dini bir inanç haline gelen bu söylence kahve bitkisinin Moka adını almasına neden olmuştur. Kahve bitkisiyle yapılan ilk içecek bir tür şaraptır. Kahve, bal ve su karışımı ile elde edilmiştir. Arapça “kahva” şarap anlamına gelmektedir. İslamın etkisiyle alkole karşı yaygınlaştırılan bir içecek olmuştur. “Kahve bitkisinin yetişme ortamı özgün tadını belirler.” Kahve bitkisi “Rubiaceae” ailesinin bir cinsidir. Kahve ağacının belli başlı üç türünü biliyoruz: Gurme Robusta (Coffea canephora): %2 oranında kafein içerir. Suda eritilerek hazırlanan kahve yapımında kullanılan bu tür seçkin kahve satıcılarında pek bulunmaz, daha çok karışımlar şeklinde süpermarketlerde satılır. Arabika (Coffea arabica): Yavaş büyüme özelliğinden dolayı daha lezzetli ve tatlı bir aromaya sahiptir. Yeşilimsi sarı renkteki oval Arabica çekirdeklerinden üretilen kahve, Robusta’ya göre daha az kafein içerir. Liberika (Coffea liberica): Türü robustaya benzerlik göstermekle birlikte %1 oranında kafein içerir. Kötü iklim koşullarına dayanıklıdır. Kahve satılan yerlerden bu türleri ayrı ayrı alabileceğiniz gibi karışık oranlarda (blend) alıp yeni tatlar da yaratabilirsiniz. Örneğin, Orta Amerika’nın asiditesi yüksek kahvesi ile Endonezya’nın yumuşak kahve karışımı veya İtalya’nın koyu kavrulmuş kahvesi değişik bir tat oluşturabilir. Eğer gerçekten iyi bir kahve içicisiyseniz, satın alacağınız kahvenin ne zaman kavrulduğunu ve ne zaman çekildiğini öğrenmelisiniz. Örneğin, üzerinde “roast” yazan hazır paketlerin kavurma derecesi, lezzetlerin korunmuş olması açısından en iyisidir. Kahve bitkisinin yetişme ortamı özgün tadını belirler. Hatta aynı türün aynı ülkede değişik rakım, yağış miktarı, toprak cinsi, işleniş metodlarına maruz kalması bile farklı tat karakterlerinin ortaya çıkmasına neden olur. Farklı çeşit ve karışımlarda satın aldığımız kahve aslında yukarıda bahsettiğimiz üç ana familyadan gelmektedir. Kahvenin anavatanı kimi kaynaklara göre Afrika ve Arabistan, kimi kaynaklara göreyse Etiyopya’nın Kaffa bölgesidir. Kahvenin bizim topraklarımıza girmesi ise Kanuni Sultan Süleyman dönemine denk gelir. 1543 yılında Yemen valiliği yapan Özdemir Paşa orada içtiği ve beğendiği kahveyi İstanbul’a getirdi. Kahve kısa zamanda saray mutfağında yerini aldı. Saraydan konaklara ardından da evlere giren kahve, İstanbul halkının kısa sürede tutkunu olduğu bir lezzet haline geldi. Çiğ kahve çekirdekleri tavalarda kavrulup, dibeklerde dövüldükten sonra cezvelerde pişiriliyordu. İstanbul’a gelen Venedikli tacirler, çok sevdikleri bu içeceği Venedik’e taşıdılar. Böylece Avrupalılar da kahveyle ilk kez 1615’te tanışmış oldu. Önceleri limonata satıcıları tarafından sokaklarda satılan kahve, İtalya’nın 1645’te açılan ilk kahvehanesinde yerini aldı. Kahve nasıl öğütülmelidir? Kahve çekirdeklerinin tane yüzeyleri ne kadar küçükse kahve o kadar fazla ekstrakte olur. Bu da kahvenize daha sert, acımsı bir tat kazandırır. Bunun aksine iri tanelerden elde edilecek bir ekstrakt kahvenize daha yumuşak, zayıf bir tat verir. Kahve çeşidine göre seçilmesi gereken granül büyüklüklerinden bazıları şunlardır; Büyük granül: French Press kahve için Orta granül: Filtre kahve ve damlatma ile pişirilen kahve için Çok ince granül: Espresso kahve için Toz granül: Türk kahvesi için Kahve pişirme yöntemleri Damlatma: Bu yöntem kaynamaya yakın sıcaklıktaki suyun orta kalınlıkta çekilmiş kahve tanelerinin üzerine bir filtre yardımıyla damlatılmasıdır. Buna filtre kahve adı verilir. Filtreye her 160 ml su için iki tatlı kaşığı kahve doldurduktan sonra çalıştırılan makinada ısınan su yavaşca kahve üzerinden akmaya başlar. Bu işlemde iki tip filtre kullanılabilir. Bir kullanımlık kâğıt filtre ya da kalıcı, plastik veya metal filtre. Kâğıt filtrelerin sıcak su etkisiyle kahveden bazı esansları emmesi nedeniyle metal veya plastik filtreler daha fazla tercih edilir. Presleme: Fransız yöntemi olup yaylı bir süzgecin bir sap ile -30 +5300C’ye dayanıklı, borosilikat silindirik bir kap içindeki hareketi sonucu gerçekleştirilir. Bu tarz kahve yapılırken su önce ısıtılır. Biraz soğuttuktan sonra cam pres kabının içine boşaltılır. Kabın kahve koymadan önce ısıtılması camın sıcaklığı emmesine engel olur. Ölçü bir tas kahve için iki tatlı kaşığı kahvedir. Pres için kullanılacak kahve iri çekilmiş olmalıdır. Yaklaşık 4 dakika sonra pres kolu bastırılarak kahvenin cam kabın altına inmesi ve süzülmesi sağlanır. Kahve ve su arasında esans yağlarını emecek bir filtre olmadığından oldukça doğal lezzette bir kahve elde edilir. Espresso: İtalyan “cafe espresso” için kullandığımız terimdir. Latincede “expresere” sıkıştırılmış demektir. İngilizcede yazılımı “expresso” olup “hızlı” anlamına gelir. İtalyancada “x” harfi bulunmadığı için “ espresso” olarak yaygınlaşmıştır. Espresso, sıcak su ile çok hızlı bir şekilde ince kahve tanelerinin ekstraksiyonu yöntemiyle elde edilen sert kahve türü olarak tanımlanmaktadır. Gerçek italyan espresso kahve yoğun şurup tadındadır ve üzeri bir kaymak tabakasıyla taçlanır. Bir kerede 50gr.’dan fazla kahve kullanılmaması gerekir çünkü ideal olan suyun bir an evvel derine inmesi ve dipte uzun bir süre geçirmesidir. Türk kahvesi hazırlama yöntemi ise kahvenin su kaynarken mümkün olduğunca yavaş biçimde kaynatılması esasına dayanır. Bir tatlı kaşığı çok ince çekilmiş kahve bir fincan soğuk suya ilave edilip cezvede ısıtılır. Kabarıp kahve su içine alınınca oluşan köpük fincana dökülür. Sonra ısıtılmaya devam edilir ve ikinci kabarmadan sonra kalan kahve fincana boşaltılır. Köpüklü bir kahvede sert tadı hissetmek gerekir. Türk kahvesi, yapanın yeteneği ölçüsünde lezzetli olur. Telvesiyle içilen tek kahve özelliği taşıyan vakur Türk kahvesi geleceğe ilişkin birkaç kelam etmenin, derin! sohbetlerin ve kız isteme merasiminin vazgeçilmezi olarak yeri doldurulamaz niteliktedir. 17 Şirket Haberleri BES : Emeklilik döneminiz için yapabileceğiniz en kârlı yatırım aracı Müşteri odaklı hizmet anlayışımızla sektörde sadakat liderliğini üstlenmekte ve Türk halkının “İlk Tercihi” olmak sloganıyla çalışmalarımızı devam ettirmekteyiz. A llianz olarak daima uzun vadeli hedeflere yönelmekteyiz. Önümüzdeki dönemde de teknik disipline odaklanmayı, satış kanallarımıza verdiğimiz desteği sürdürmeyi ve pazar payımızı arttırarak sektörde daha üst sıralarda yer almayı hedeflemekteyiz. Bireysel Emeklilik Sisteminin yürürlüğe girdiği 2003 yılından bu yana gün geçtikçe sistemin bilinirliliği arttı ve halkın bireysel emeklilik sistemine olan güveni sağlamlaştı. Emeklilik ürünlerine karşı duyarlı olan kadınlarımız da ekonomik yeterliliğe sahip oldukları anda Bireysel Emeklilik Sistemi’ne dahil olmaya önem verdiklerini gösterdiler. Bireysel emeklilik yatırım fonlarının 18 müşteri beklenti ve ihtiyaçları doğrultusunda çeşitlendirilmesi ve sistemin ülkemiz çapında yaygınlaştırılması sistemde büyümeyi destekleyecek önemli bir ihtiyaçtır. Bireysel Emeklilik Sisteminin en önemli ayaklarından birini oluşturan kurumsal sözleşmelerde vesting konusundaki soru işaretlerinin ortadan kaldırılması önemli bir adım olmuştur. İşveren destekli ve kurum katkılı sözleşmeler ile katılımın arttırılması hedelenmektedir. Yarının belirsizlik perdesini aralamanın en akılcı yolu, Bireysel Emeklilik Sistemi Bireysel emeklilik sistemine yapılan katkılar kişilerin elde ettikleri gelirin %10’u ve yıllık asgari brüt ücret tutarı ile sınırlandırılmak suretiyle vergiden indirilmekte ve bu tutarı yatırma aşamasında diğer tasarruf araçları ile önemli bir fark yaratmaktadır. Ancak şu anda sistemde katılımcıların yalnızca %33’ü sunulan bu avantajdan faydalanabilmektedirler. Hazine ve emeklilik şirketlerinin oluşturduğu komisyon tarafından düzenlenen bireysel emeklilik üyelerinin vergi avantajı için ayrı bir hesap oluşturulmasına ve vergi avantajından gelen paraların oluşturulacak ikinci hesapta değerlenmesine ilişkin çalışma Maliye Bakanlığı’na sunulmuştur. Vergi avantajı dahilinde oluşan birikimlerin hak edilmesi için katılımcının 5 yıl boyunca sistemde kalma şartı aranacaktır. Şirket Haberleri “Markalı Kaskolar” ile Araçlara Eksiksiz Güvence Allianz, otomotiv şirketleri ile yaptığı anlaşmalar ile araçlara geniş kapsamlı bir kasko hizmeti sunuyor: F iat, Renault, Ford, Volkswagen, Nissan ve Hyundai markalı araçlara özel yapılan kaskolar, her türlü hasar onarımının aracın kendi yetkili servisi çatısı altında, orijinal parça kullanılarak ve uzman teknisyenler tarafından yapılmasına imkân veriyor. Böylelikle Markalı Kaskolar, araçların 2. el değerinin korunmasına da katkı sağlıyor. Markalı Kaskoların sigortalılara sunduğu avantajlar: Markalı Kasko sahiplerine, kendi yetkili servislerinde öncelikli hizmet veriliyor. Markalı Kasko poliçesi, içeriğindeki Kasko Sigortası, Ferdi Kaza Sigortası, İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortası, Hukuksal Koruma Sigortası ve Kasko Yardım Paketi Hizmeti’yle her türlü risklerin teminat altına alındığı komple bir paket olarak sunuluyor. Kasko poliçesinin geçerlilik süresi boyunca cam kırılmalarında bir defaya mahsus olmak üzere, orijinal parça kullanılarak ve hasarsızlık indirimi bozulmaksızın değişim imkânı tanınıyor. Aracın trafikte seyredemez derecede hasar görmesi ve hasarının, yetkili servise teslimini takip eden 24 saat içerisinde giderilememesi durumunda, sigortalıya tamir süresince ikame araç veriliyor. Araç anahtarının kaybı durumunda 1.000.TL’ye kadar olan anahtarların ücretsiz olarak yenilemesi yapılıyor. Deprem, sel ve su baskını, grevi, lokavt, kötü niyetli hareketler, halk hareketleri ve terör teminatları da muafiyetsiz olarak poliçede teminat altına alınıyor. Markalı Kaskolarda, trafiğe ilk çıkış tarihinden itibaren 1 yıllık süre içerisinde, araçta meydana gelebilecek ciddi hasarlar ya da çalınma durumunda, poliçe sahibine 0 km araç veya aracının peşin anahtar teslim bedeli ile ödeme yapılıyor. Uygulama çerçevesinde, Markalı Kasko anlaşması olan yetkili servislerde hasarın tamamı ödeniyor. 19 Şirket Haberleri Her Eve Lazım: Konut Sigortası Müşteri odaklı hizmet anlayışıyla sektörde sadakat liderliğini üstleniyor ve finansal gücüyle, olası bir hasar sonrasında ödeme süreçlerini minimuma indiriyor. ünyanın en büyük sigorta şirketi olan Allianz, konut sigortası yaptırmak isteyenlere, evlerini tehdit eden risklere karşı, tamamen kendi ihtiyaçlarına ve bütçelerine göre şekillendirilebildikleri ürünler sunuyor. D Tüm Ev Sigortası’nın teminatlarında, konut poliçelerinde genel olarak sağlanan yangın, hırsızlık, sel, dahili su teminatlarının yanı sıra, izolasyondan kaynaklı hasarlar, elektrik hasarları, evde bulunan kişiler için ferdi kaza, hukuksal koruma ve 7/24 hizmet veren asistans hizmetleri bulunuyor. Ayrıca sigortalıların ihtiyaçlarına göre deprem, cam kırılması hasarlarını ya da fırtına sonucu uydu anteni ve klima cihazı gibi dış ünitelerde oluşabilecek zararlar da kapsam dahilinde tutuluyor. Üstelik, Allianz Tüm Ev Sigortası’nı ilk kez yaptıranlara % 10, hasarsız poliçe yenilemelerinde ise % 30’a varan indirim imkânı bulunuyor. Konut sigortası yaptırırken dikkat edilmesi gereken konular: Tüketiciler konut sigortası yaptırırken öncelikle fiyattan çok poliçenin kapsamına dikkat etmeli. Sigortalı, poliçenin kapsamını kendi ihtiyaçlarına göre belirlemeli ve mutlaka teminatları incelemelidir. Evinizi sigorta ettirirken, sigortacılıkta kullanılan ‘bina değeri’ terimi, evinizin tamamıyla yeniden inşası halinde oluşacak maliyeti kasteder. Yapı tipine göre bu maliyetler yaklaşık olarak hesaplanmıştır. Bina maliyetini beyan ederken bu hususu göz önünde bulundurmak gereklidir. Konut sigortası alırken arsanın değeri düşünülerek sigorta yaptırılmamalı, olası risklere karşı doğru teminatları seçme yoluna gidilmelidir. ‘3. şahıs mali mesuliyet’ teminatının poliçede olup olmadığına ve limit tutarına dikkat edilmelidir. Tüketicilere önerimiz, yazlık evlerinin ve kışlık evlerinin sigortalarını yaptırırken poliçe kapsamlarının ihtiyaçlarına yönelik olmasına dikkat etmeleridir. Daimi ikamet olmayan konutlarda olası hasarlara daha geç müdahale edilmesi ihtimalinden dolayı hasarın büyümesi söz konusu olabilir. Teminatlar dışında dikkat edilmesi gereken diğer bir konu ise poliçenin enflasyona karşı endeksli olup olmadığıdır. 20 Şirket Haberleri Her Şey Çocuklarımız İçin: Eğitim Sigortaları E ğitim Sigortaları, çocuğun eğitim masraflarını karşılayan bireyin vefat, maluliyet, tehlikeli hastalıklar gibi beklenmedik risklere maruz kalması durumunda çocuğun eğitimini sürdürebilmesi amacıyla gerekli olan tazminatı ödeyen sigorta ürünleridir. Eğitim sigortalarını çocuğun eğitim masraflarını güvence altına almayı amaçlayan her anne/baba yaptırabilir. Allianz Hayat ve Emeklilik A.Ş bünyesinde müşterilerimizin eğitim sigortası ihtiyaçlarına cevap verecek iki farklı ürün bulunmaktadır: “Best Life” ve “Büyüyen Çocuk”. Büyüyen Çocuk sigortası, sigorta süresi içerisinde sigorta ettiren ebeveynin vefatı halinde sigortalı çocuğa maaş ödemesi sağlayan, sigorta süresi sonunda ise kâr paylı birikimler üzerinden toplu ödeme veya maaş seçeneği sunan uzun süreli bir sigortadır. Bu sigortadan 0-17 yaş arası çocuklar yararlanabilir ve sigorta süresi en az 10 yıl olarak belirlenebilir. Sigorta en geç sigortalı çocuk 25 yaşına gelene kadar devam eder. gelebilecek risklere karşı uzun süreli maddi güvence sağlar. Bu sigorta kapsamında sigortalının sigorta süresi içinde vefatı halinde poliçede belirtilen lehdarlara vefat tazminatı veya poliçe süresi sonuna kadar maaş ödemesi yapılır. Best Life Sigortası, vefat ana teminatının yanında, tam ve daimi maluliyet ek teminatı vererek, poliçe süresi boyunca sigortalının başına Eğitim sigortaları, en değerli varlıklarımız çocuklarımızın eğitim ve öğretim hayatlarının çeşitli riskler Neden Eğitim Sigortası Yapılması Gerekiyor? nedeniyle yarım kalmasını ya da kesintiye uğramasını engelleyerek öğrenim görmekte oldukları eğitim kurumlarında aynı şartlar ile eğitimlerini sürdürmelerine olanak sağlayan temel güvencelerden biridir. Ayrıca bu sigortayı aracımızı ve evimizi sigortalarken ödediğimiz primlere göre çok daha ekonomik primlerle yaptırmak mümkündür. Allianz Risk Mühendisleri Sizin Hizmetinizde! Artık evinizdeki riskleri değerlendirmek çocuk oyuncağı: www.allianzrisk.com A llianz Riziko Kontrol ve Yönetim Departmanı tarafından geçtiğimiz yıl hayata geçirilen www.allianzrisk.com sitesi uzman risk mühendislerinin bilgi birikimini ve deneyimini bir araya getiriyor. Siteye eklenen son modül “Ev Risklerinizi Değerlendirin” de tüm tüketicileri evlerindeki olası risklere dair bilgilendiriyor. Ev Risklerinizi Değerlendirin modülünde 18 soruluk bir test yer alıyor. Testte evin içinde gaz, duman ya da ısı algılama dedektörlerinin, yangın merdiveninin, balkon korkuluğunun bulunması, priz ve kabloların güvenliği, sigara içilmesi gibi kriterler değerlendiriliyor ve Risk Değerlendirme Raporu yayınlanıyor. Raporda Risk Analiz Tablosu ile öncelik verilmesi gereken risk dereceleri ve öneriler yer alıyor. Rapordaki Risk matrisinde 3 ayrı risk alanı bulunuyor. Kırmızı Alan acil olarak iyileştirilmesi gereken yüksek öncelikli kritik riskleri; Sarı Alan iyileştirmeye açık olan orta öncelikli riskleri; Mavi Alan uzun zaman periyodunda tehlike yaratabilecek hafif riskleri temsil ediyor. Testi yapanlar, arzu ederlerse Risk Değerlendirme Raporu’nunu bilgisayarına indirebiliyor, çıkış alabiliyor. 21 Eğlence Soldan sağa 1. Milletin egemenliği kendi elinde tuttuğu ve bunu belirli süreler için seçtiği milletvekilleri aracılığıyla kullandığı yönetim biçimi 2. Kraliçe... Çingene çocuğu... Utanma, utanç duyma 3. Sevgiliye kavuşma... Devletin öngördüğü yöntemlere uygun olarak yapılan 4. Bataklık... Ciltli kitapların sol cilt kapağında bulunan ve okunmakta olan yeri belli eden, ucu üçgenimsi katlanabilir parça 5. Açık saman rengi... Iridyumun simgesi 6. Köpek... Köpek ve ineklere yedirilmek için un ve kepekle hazırlanan yiyecek... Faransa’da ve Avrupa’da yayılmış olan yapı, mobilya, giyim usulü 7. Herhangi bir işte, bir yarışta, birbirini geçmeye çalışan, aynı şeyi elde etmeye uğraşan kimse... Deniz veya göl suları ile çevrilmiş küçük kara parçası... Kurçatovyumun simgesi 8. Ad veya numara çekilerek oynanan şans oyunlarının genel adı... Kök, sap ve yaprak şeklinde farklılaşmamış bir bitkinin yaşama ve büyüme organı 9. İngiliz sömürgelerinde ve başka bazı ülkelerde para birimi... Koyun, köpek, at vb. hayvanların veya insanların derisinde asalak olarak yaşayan, bulaşıcı hastalıklara sebep olan böceklerin genel adı 10. Uzun ve yorucu, özenli çalışma... Havadaki yüksek ısı 11. Elde bulunan her şey... Kazanç amacıyla yürütülen alım satım etkinliği 12. Mecazen üstün, çok iyi... Telefonların bağlı olduğu merkez 22 Yukarıdan aşağıya 1. Elmas, yakut vb. değerli taşlar, mücevher... Istek, heves 2. Fiyatı yüksek olmayan, pahası az... Baş bodoslamasından omurgaya kadar uzanan, cıvadra donanımına desteklik etmek amacıyla konulan ekleme 3. Işitilmiş, duyulmuş olan... şiddetli ishal ve kusmalarla kendini gösteren, çok bulaşıcı, salgın ve öldürücü bir hastalık 4. Bir nota... Kayıp olan şey 5. Bebekleri kaldırdığı söylenen bir cins akbaba 6. Motorlu taşıtlarda direksiyon ile tekerlek arasındaki bağlantıyı sağlayan demir çubuk... Lübnan plaka işareti... Atmosferin alt tabakalarındaki küçük su taneleri veya buhardan oluşan bulutların çok alçalarak yeryüzüne kadar inmesiyle oluşan duman 7. Iplik... Kuzu sesi... Bundan başka 8. Yalnız bir yanından ana karaya bağlı, öbür yanları denizle çevrili kara parçası... Yaşam, hayat 9. Amaç, gaye, maksat... Eski dilde su... Gençliği ve körpeliği kalmamış 10. Paçasız, kasıklara oturacak biçimde dikilmiş külot... Tekerlek 11. Pamuktan düz dokuma, kaput bezi... Tantalın simgesi 12. Paçavra hastalığı... Pastacı, terzi vb. nin kullandığı dişli, küçük demir çark