Akdeniz Foku Mersin

Transkript

Akdeniz Foku Mersin
2
T.C.
Proje Sahibinin Adı
Orman ve Su ĠĢleri Bakanlığı
(Doğa Koruma ve Milli Parklar)
VII. Bölge Müdürlüğü-Mersin ġube Müdürlüğü
Adresi
Yeni Mah. 33191. Sok. No:31
Mezitli / MERSĠN
3
Telefon : 0 (324) 3570820
Telefon ve Faks Numaraları
Faks
: 0 (324) 3570823
Projenin Adı
Akdeniz Foku (Monachus monachus) Tür
Koruma Eylem Planı Hazırlanması Hizmet Alım
ĠĢi
Projenin Yeri
Mersin Ġli
Raporu Hazırlayan KuruluĢun Adı
Turunç Peyzaj Tasarım Planlama Uygulama
Proje ĠnĢaat Organizasyon ve DanıĢmanlık Hizm.
Ltd. ġti.
Plan Revizyonu: Mersin ġube Müdürlüğü
Adresi
Telefon ve Faks Numarası
GMK Bulvarı Onur ĠĢhanı 12/143
Kızılay Çankaya/ANKARA
Telefon : 0 (312)4183949
Faks
: 0 (312)4183949
26 / 12 / 2012
Rapor Sunum Tarihi
Plan Revizyon Tarihi: 16 – 17 Nisan 2014
ÖNSÖZ
Akdeniz foku (Monachus monachus) uluslararası
sözleĢmeler
ve ulusal mevzuatlarla koruma
altında olan bir türümüzdür.Yerelde yaĢayan
insanlar tarafından fok balığı olarak adlandırılan
Akdeniz fokunun, birçok ülkede korunması ve
neslini devam ettirmesi için farklı yöntemler
kullanılmaktadır. Kıyılarımızda Akdeniz Fokunun
doğal bir düĢmanı olmamasına rağmen neslinin
gittikçe azalmasının nedeni, sorumsuz ve plansız
insan faaliyetleridir.
Ülkemiz denizlerinde yaklaĢık 100 adet olduğu bilinen Akdeniz fokunun 50’ye yakın
bireyinin Mersin Ġli kıyılarımızda yaĢaması; Mersin ilimizin, temiz deniz kıyısına sahip
olduğunun göstergesidir.Uluslararası Doğal Hayatı ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği (IUCN)
Kırmızı Listesinde Kritik Derecede (CR) korunması gerekli türler arasında bulunan Akdeniz
Foku,yaĢam habitatında yapılan en küçük müdahalelerden olumsuz yönde etkilenmektedir.
Bu nedenle konusunda uzman akademisyenler, Kamu Kurum ve KuruluĢları ile sivil
toplum kuruluĢlarının yoğun çabasıyla oluĢturulan Akdeniz Foku Tür Koruma Eylem Planı,
Ülkemizde bu amaçla yapılan ilk plan olması açısından da önemlidir. Planda sunulan her bir
faaliyet ; geniĢ bir katılım ve mutabakatla hazırlanmıĢtır.
Akdeniz Foku Tür Koruma Eylem Planı hazırlanma sürecinde olduğu gibi, uygulama
aĢamasında da ilgili kurum ve kuruluĢların sağlayacağı katkı ve katılım; Akdeniz Foku’nun
kıyılarımızda uzun yıllar yaĢamasına imkan verilecek değerli bir adımdır.
Etem BOZ
VII. Bölge Müdürü
4
“AKDENĠZ FOKU (Monachus monachus) TÜR KORUMA EYLEM PLANI”
T.C. ORMAN VE SU ĠġLERĠ BAKANLIĞI (Doğa Koruma ve Milli Parklar)
VII. BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ MERSĠN ġUBE MÜDÜRLÜĞÜ
Etem BOZ
Bölge Müdürü
Yüksel ABĠDĠNOĞLU
Bölge Müdür Yardımcısı
Halil KORKMAZ
Mersin ġube Müdürü
Dr. AyĢe DÜRGEN
Veteriner Hekim
Orhan KARAKAYA
Biyolog
5
DOÇ. DR. MEHMET GÖKOĞLU
(Hidrobiyolog, Su Ürünleri Uzmanı/DALGIÇ-PROJE KOORDĠNATÖRÜ)
YRD. DOÇ. DR. MUSTAFA YAVUZ
(Biyolog (Memeli Hayvanlar ve Omurgalı Uzmanı))
Mustafa Süleyman KAÇAR
(Orman Yüksek Mühendisi-Planlama ve Yaban Hayatı Uzmanı)
DESTEK PERSONEL
Seda Yıldız
(Proje Yürütücüsü, Peyzaj Yüksek Mimarı)
Rabia Nurhan DÜNDAR
(Proje Yürütücüsü, Peyzaj Yüksek Mimarı)
Dolunay ERCAN
(Kamu Yönetimi-Proje Asistanı)
Atila ÖZTAN
(Su Ürünleri Teknikeri/Dalgıç-Proje Asistanı)
Hüseyin KARAGÖZ
(Peyzaj Mimarı)
Cahit GÜVEN
(Peyzaj Teknikeri)
6
7
ĠÇĠNDEKĠLER
8
9
10
EKLER
EK-1 HARĠTALAR:
EK1.1 (a), EK.1.1 (b), EK1.1 (c) Akdeniz Foku Gözlem Ġstasyonlarının
1/25.000 ölçekli Haritası
EK1.2 Akdeniz Foku YaĢam Alanlarını Gösterir 1/25.000 Ölçekli Haritası
EK-2: Mersin Ġli Akdeniz Foku YaĢam Alanlarını Gösterir 1/100.000 Ölçekli Haritası
EK-3: Mersin Ġli Akdeniz Foku Habitatlarının 1/500.000 Ölçekli Haritada Gösterilmesi
EK-4: FOTOĞRAFLAR Öncelikli Fotoğraflar
11
1. GĠRĠġ
Akdeniz foku (Monachus monachus), Dünya Doğayı Koruma Birliği (IUCN) tarafından
yayımlanan Kırmızı Listede soyu kritik derecede tehdit altında olan (CR) tür olarak
sınıflandırılmıĢtır. Tür, bu kritik durumundan dolayı ülkemizin de taraf olduğu
BarselonaSözleĢmesi’nin Eki olan Cenova Deklorasyonu, Akdeniz’in Kirlenmeye KarĢı
Korunması SözleĢmesi (BARSELONA) (Türler Dördüncü Protokolü), Avrupa’nın Yaban Hayatı
ve YaĢama Ortamlarını Koruma SözleĢmesi (BERN) ve Nesli Tehlikede Olan Yabani Bitki ve
Hayvan Türlerinin Uluslararası Ticaretine ĠliĢkin SözleĢme (CITES) ile koruma altına alınmıĢtır.
Ayrıca, 1380 Sayılı Su Ürünleri, 4915 Sayılı Kara Avcılığı ve 2872 Sayılı Çevre Kanunları ile
de ulusal düzeyde korunmaktadır.
Akdeniz fokunun ülkemizde korunması için yapılması gereken çalıĢmaların, planlamaların ve
alınması gereken önlemlerin; sadece bu türün değil, tüm kıyısal doğal varlığımızın korunması
ile sonuçlanacağı muhakkaktır. Dünyadaki nüfusunun yaklaĢık 450–500 birey olduğu tahmin
edilen Akdeniz Foku; bugün sadece Yunanistan, Türkiye, Moritanya ve Madeira Adaları'nda
yaĢamaktadır. Bir insan ömrü süresinde yok olma sınırına gelen ve doğal düĢmanı olmayan bu
nadir tür, tamamen plansız ve aĢırı insan faaliyetleri yüzünden gittikçe azalmaktadır (Veryeri
2006 ve Güçlüsoy 2004).
Kıyı alanlarının büyük bir hızla turizme açılması ve betonlaĢması sonucunda yaĢam alanlarının
giderek daralması veya yok olması, aĢırı balık avcılığı Akdeniz fokunun dünyadaki dağılım
alanlarının ve nüfusunun hızla azalma nedenlerinden baĢlıcalarıdır. Bunun sonucunda da
Akdeniz fokları, gerçek bir fok kolonisi özelliği göstererek birlikte yaĢamak yerine insan baskısı
nedeniyle çoğu zaman tek tek dolaĢmak ve yaĢamak zorunda kalmaktadır. Dünyada
birbirinden kopuk iki bölgede, doğu Atlantik kıyıları ve Akdeniz’de yaĢama savaĢı veren
Akdeniz foklarının büyük bölümü Ege Denizi’nde bulunmaktadır(Veryeri 2006, Ok 2006).Bu
gerçek, türün korunmasında en büyük rolü Ege Denizi üzerinden komĢu olan iki ülkenin,
Yunanistan ve Türkiye’nin üstlenmesini gerekli kılmaktadır. Ġstanbul Boğazı'nda bile 1950'li
yıllarda yaĢamını sürdürebilen Akdeniz foklarından birini görmek mümkün olmamakta ya da
günümüzde yaygın olarak bulunduğu Ege bölgesinde görmek artık aylarca zamanımızı
alabilmektedir. Kıyılarımızda yaklaĢık 100 bireyden oluĢan Akdeniz foku populasyonunun
varlığı, bu türün korunmasında Türkiye’ye çok önemli bir görev yüklemiĢtir.
Akdeniz fokları, Türkiye kıyılarında belli bölgelerde yoğunlaĢmaktadır. Marmara Denizi’nde
Marmara Adaları ile Kapıdağ Yarımadası’nın kuzey sahilleri, Ege'de;Gelibolu Yarımadası’nın
Ege kıyıları ile Behramkale arası, Yeni Foça’dan Datça’ya kadar olan sahil Ģeridi, Akdeniz'de
ise Datça ile Kemer, Alanya ile TaĢucu ve Hatay Samandağ ile Suriye sınırı arasında kalan
sahiller Akdeniz foklarının var olma mücadelesini sürdürdüğü bölgelerimizdendir.
12
Sahillerimizde Akdeniz foku ölümleri olduğu gibi yavrulamalar da gözlenmektedir.(Anonim
2005-2006, Öztürk 1998, Veryeri 2004 ve 2006, Ok 2006).
Mersin Ġli Akdeniz Foku Tür Koruma Eylem Planı kapsamında; Dünya Doğayı Koruma Birliği
(IUCN) tarafından yayımlanan Kırmızı Listede de soyu kritik derecede tehdit altında olan
Akdeniz foku (Monachus monachus) ve bu türün Mersin Ġli sınırlarında bulunan yaĢam
alanlarının korunmasına temel olacak araĢtırmalar yapılarak mevcut durum ortaya konulmuĢtur.
13
2. GENEL BĠLGĠLER
2.1 AKDENĠZ FOKU (MONACHUS MONACHUS)’UN BĠYOEKOLOJĠSĠ
2.1.1 Akdeniz Fokunun Bilimsel Sınıflandırma Ve Biyolojisi
Akdeniz fokları Monachus cinsi içinde yer almakta olup, Pinnipedia (yüzgeç ayaklılar)
alttakımına aittirler. Bu alttakım içerisinde yer alan Phacidae familyasının iki alt familyasından
Monachinae altfamilyasının Monachus cinsi içerisinde bulunmaktadır. (ġekil 2.1.1.1.)Bu
alttakımın günümüzde bilinen 34 türü bulunmakla birlikte bunlardan Karaib keĢiĢ fokunun
(Monachus tropicalis) 1952 yılından bu yana görülmemesi nedeniyle neslinin tükendiği kabul
edilmektedir (Banish and Gilmartin, 1987, Dailey 1988). Dünyada Ģu anda görülen 33
yüzgeçayaklıdan biri olan, ülkemiz kıyılarında da görülen Akdeniz foku (Monachus monachus)
dünya üzerinde nesli tehlike altında olan en önemli 12 deniz memelisinden biridir.
14
Kaynak: http://sadafag.org/akdeniz-foku
ġekil 2.1.1.1. Akdeniz Fokunun Sistematikteki Yeri
Akdeniz foku silindirik bir gövdeye sahip olup, 0,5 cm uzunlukta kısa kıllardan oluĢan bir postu
vardır. Bu postun altında ortalama 3-6 cm kalınlığında bir yağ tabakası yer alır. Bu kalın yağ
tabakası hayvanı dıĢarıdan gelebilecek mekanik ve fiziksel tehlikelere karĢı koruduğu gibi ısı
izolasyonunda da rol oynar. Bu sayede uzun süre çok soğuk havalarda ve soğuk sularda
kolaylıkla yüzebilir. Genellikle suda yüzerken görünen sadece kafasıdır. DiĢiler ve erkekler
arasında morfolojik olarak dıĢarıdan görülebilen bir farklılık (uzunluk, ağırlık ve Ģekil bakımından
belirgin olarak) yoktur. Ancak karakteristik olarak diĢi ve erkek arasında renk açısından farklar
mevcuttur. Erkek bireyler siyah-koyu kahve renkli olup, karın bölgesinde belirgin bir beyaz leke
vardır. Bu leke diĢilerde, açık kahve veya gri, boyun altından kuyruğa kadar uzanan açık renkli bir
banttır. Yavru ise yeni doğduğunda 80-90 cm uzunlukta ve 20 kg kadar bir ağırlıktadır. 1-1,5 cm
uzunlukta siyah uzun kıllardan oluĢan yumuĢak bir kürke sahiptir. Karın kesiminde beyaz lekenin
Ģekli diĢi ya da erkek olduğunu belirten iĢarettir. Kürk yavru iki aylık olduktan sonra kılların
dökülmesiyle yetiĢkin formunu almaya baĢlar (Dailey, 1988). Akdeniz foklarının yavrularının kürk
değiĢimi diĢilerde 64, erkeklerde ise 82 günlükken gerçekleĢir (Badosa et al. 2006). Bu kürk
değiĢimi, yaklaĢık on beĢ gün sürer. Yavrular 4-5 aylıkken sütten kesilir. Kolonideki diĢiler
birbirlerinin yavrularına bakabilmektedirler (Pastor and Aguilar 2003, Aguilar et al. 2007).
15
Fotoğraf 2.1.1.1. Mersin Ġl’inde Kıyıya VurmuĢ Genç DiĢi Birey (Mersin Ġl ġube Müdürlüğü ArĢiv)
16
Kaynak: Eduardo Saiz, 2000.
ġekil 2.1.1.2.Akdeniz Fokunun YaĢam Evrelerinde Genel Görünümleri
Bundan sonra yavrunun geliĢmesiyle birlikte eĢeysel olgunlaĢma, yaklaĢık 5-6 yıl sonrasında
ve ortalama olarak 4 yılda gerçekleĢir. Hamilelikleri ortalama 11 ay sürer. Yılın hemen hemen
her zamanı, yavru doğumu mevcuttur. Sadece bazı kolonilerde yaz ile kıĢ baĢı arasında bir
doğum sezonu görülür. Türkiye’de bu durum, ağustos ile kasım ayları arasında gözlenmiĢtir
(Gücü vd. 2004). Genellikle doğum, mayıs-kasım ayları arasında, daha sıklıkla da eylül-ekim
aylarında olmaktadır. Ġki doğum arasında ortalama 12-13 ay kadar bir süre geçer. Emzirme
yavrunun aksine bir talebi olmadığı sürece normalde 6 hafta veya 16-17 hafta kadar
sürmektedir. DiĢiler, 3-4 yaĢlarında cinsel olgunluğa eriĢmektedirler. Yavruların hayatta
kalma oranları oldukça düĢük olup ancak, %50’den azı ilk iki ayı çıkarabilmektedirler. Eylül
ve ocak ayları arasında doğan yavruların hayatta kalma oranı %29’dur. Bunun nedeni;
yüksek dalgalar, fırtınalar ve az da olsa soy içi üremedir. Buna karĢın yılın geri kalanında
doğan yavruların hayatta kalma oranı ise %70’tir (Gazo, et al. 2000). Ömür uzunluklarının
doğal ortamlarında 20 yıl kadar olduğu düĢünülmekle birlikte, kaptivde (esaret altında) 24 yıl
ve daha fazla yaĢayabilmektedirler. Oldukça iri olan bu deniz memelilerinin diĢileri yaklaĢık
300 kg, erkekleri 350-400 kg bazı bireyler 450 kg’dan da ağır olabilmektedir (Wilson ve
Reeder 2005).
Akdeniz foklarının bir alanda varlığı o bölgenin habitat özelliklerinin henüz bozulmamıĢ
olduğunun, besin kaynakları olan canlıların varlığının ve sağlıklı olduğunun önemli
göstergesidir. Bu özelliğiyle M. monachus dengede ve temiz bir deniz ekosistemi için
gösterge bir tür olarak kabul edilebilir. Akdeniz fokunun doğal habitatı olan Akdeniz Havzası,
Karadeniz kıyıları ve Kuzeybatı Afrika kıyıları ile adaları iken, günümüzde bu tür sadece izole
gruplar halinde Kuzey Afrika’nın Fas, Moritanya kıyılarında ve en büyük popülasyon olacak
Ģekilde Ege Denizi’ndeki adalarda, Yunanistan ve Türkiye kıyılarında yaĢam mücadelesi
vermektedir (Öztürk, 1998, Ok 2006).
2.1.2. Akdeniz Fokunun Bazı Fizyolojik Özellikleri
Akdeniz fokunun genellikle sakin ve gözlerden uzak kıyı Ģeritlerindeki mağara ve kaya
çatlaklarında barındıkları bilinmektedir. Diğer taraftan, homoitermal metabolizması nedeniyle
vücut ısısını korumak zorunda olan tür, deniz içindeki yüzeysel kayalıklara veya sahildeki düz
kayalıklara uzanarak güneĢ ıĢınlarından yararlanma yoluna gitmektedir. Zira bu tip kayalık
alanlar denizdeki diğer biyotoplara göre daha sıcak olmalarının yanında, stratejik bir noktada
seçilecek bir kayalık dinlenme sırasında fokun kendisini daha iyi korumasında yardımcı
olabilmektedir. Karada, suda olduğuna göre daha hantal olan Akdeniz foku herhangi bir tehdit
durumunda suya en çabuk ulaĢabileceği yerlerde dinlenmeyi tercih etmektedir. Suda saatte
30-40 km’ye varan hızlarda hareket edebilen bucanlılar avlarını yakalamak için mükemmel bir
hareket kabiliyetine ve esnekliğe sahiptirler. Akciğer solunumu yapmaları nedeniyle sık sık su
yüzeyine çıkıp nefes tazelemek zorundadırlar.
17
Tek bir nefeste, su altında 10-15 dk kalabilmelerine rağmen, zorda kaldıklarında 20-30 dk.
kadar hareketsiz bir Ģekilde su altında kalabilirler. Bu durumda kalmıĢ ve su yüzeyine çıkmıĢ
bir fokun tekrar dalıĢ yapması için bir süre dinlenmesi gerektiği bilinmektedir. Karada
kalplerinin atıĢ sayısı 100 civarındayken, daldıklarında 10'a kadar düĢebilir. Suyun altında
yarı uyur vaziyette kalabilirler. Fizyolojik olarak uyumanın ve dalmanın genel görünüĢü
aynıdır. Fok bu iki durumda da burundaki kasları kasar ve burun giriĢi kapanır. Kalp atım hızı
azalır. Bunun neticesinde kan akımı yavaĢlar, fakat kalp ve beyin gibi hayati organlarda
yeterli dolaĢım vardır. Kandaki oksijen miktarı ortalama 15 dakika sonra azalır ve reseptörler
vasıtasıyla dönmesi veya uyanması gerektiğini hisseder. Uyanıp tekrar nefes alır.
Akdeniz fokları diğer yüzgeç ayaklılar ile karĢılaĢtırıldıklarında sığ derinliklere dalan
canlılardır. En derin dalıĢları 100-130 m arasındadır (Groombridge,1994).
Kıyılarda beslenen ve üreyen bir canlı olan fokların hem nocturnal (gececil), hem de gündüz
aktif olabildikleri bilinmektedir. KıĢ uykusuna yatmamakla birlikte kıĢ durgunluğu yaĢadıkları
bir gerçektir. Özellikle havaların soğumasıyla birlikte daha az avlandıkları ve hareketlerinin
yavaĢladığı gözlemlenmiĢtir.
2.1.3. Akdeniz Fokunun YaĢam Alanı
Dolanım alanları besin varlığına ve besinin bulunabilirliğine göre değiĢiklik göstermektedir.
Genellikle bol besin varlığında birkaç kilometre (km) karelik bir alanda aktivite gösterirken,
besin bulmakta zorlandığı durumlarda onlarca hatta yüzlerce km yol kat edebilirler. Genel
olarak bakıldığında foklar, iki tip kıyı alanında bulunurlar: adalar ve anakara kıyıları. Bu tip
kıyılar genellikle insanların ulaĢamadığı, sessiz, tenha, bozulmamıĢ alanlar olup, fokların
yerleĢmeyi tercih ettikleri alanlardır (Sergeant et al.,1978, Gücü et al. 2004). Akdeniz fokları
genel olarak büyük karasal avcıların olmadığı geniĢ, boĢ plajları kullanırlar. Bunun yanında
mağaraları da yavrulamak için kullanırlar (Goedicke 1981, Gilmartin and Forcada 2002, Ok
2006). Akdeniz fokları gerek uyumak, gerekse barınmak ve hatta doğum yapmak için,
gözlerden uzak ve ulaĢması zor olan mağaraları kullanırlar. Özellikle sualtı giriĢleri olan
mağaralar bu canlıların barınma ve üremeleri için daha fazla tercih ettikleri yerlerdir. Bu
sayede karasal avcılar, bu mağaralara giremez. Ancak mağaraların içyapıları değiĢtikçe
kullanım oranları da değiĢmektedir (González ve ark 1997). Çoğu bilim insanına göre mağara
kullanımı insan baskısına karĢı fokların bir reaksiyonu-adaptasyonu olarak görülebilir.
Günümüze kadar ki bulgular; sahillerin foklarca kullanımının Akdeniz ve yakın çevresinde 18.
yüzyıla kadar yaygın olduğunu göstermektedir (Allen, 1980).
Akdeniz foku, üzerinde yapılaĢma olmayan, insanların kolay ulaĢamadığı veya insan
faaliyetlerinden uzak, tercihen üreme ve/veya barınma iĢlevleri gören kıyı mağara ve
18
kovuklarına sahip; sessiz ve tenha kayalık sahilleri yaĢama alanı olarak seçmekte ve bu
alanların bozulmasından direkt olarak etkilenmektedir. Öte yandan bundan yola çıkarak
Akdeniz foklarının farklı yapıda sahilleri (örneğin kumsal kıyılar ve kıyı yerleĢim bölgeleri)
kullanmadığı sonucuna varılamaz. Akdeniz fokunun özellikle beslenmek için ıssız kayalık
sahillerin dıĢına çıkarak dolaĢım alanını geniĢlettiğini, kumluk, çakıllık kıyılar ve nehir
ağızlarına da uğradığı bilinmektedir. Akdeniz Foku aktif göç yapan (migrant) bir tür olmadığı
için belirli bir göç güzergâhı ve periyodundan bahsedilemez. Fok ancak, besin bulmak için
veya zorunlu yer değiĢtirme durumunda yaĢam alanını (territoryumunu) bırakarak, barınma
ve üreme alanlarından kilometrelerce uzaklara gidebilir.
2.1.4. Akdeniz Fokunun Besin Tercihleri
Ülkemizde fokların habitatları ve denizel ortamlarında birlikte yaĢadıkları organizmalar ile ilgili
ilk çalıĢma Okudan ve ark (2001) tarafından yapılmıĢ olup; özellikle Karaburun Adaları’nda
234 takson bulunmuĢtur. Daha sonra Salman ve ark (2001) tarafından Akdeniz foklarının
besinleri olan canlıların tespiti için yapılan çalıĢmada, Ege Denizi’nde ölü olarak bulunan iki
Akdeniz fokunun mide içeriği ve toplam 26 örnek ve beĢ türe ait parçaları analiz edilerek bu
alanda Türkiye için ilk çalıĢmalardan birini yapmıĢlardır. Sonuçlara göre, ağırlık olarak baskın
örnekler Cephalopoda filumuna ait olup bunun yanında, Porifera filumundan
(Sarcotragussp.), makrofitadan (Posidonia oceanica) tespit edilmiĢtir. Bu çalıĢmadaki
Akdeniz fokunun besini kafadan bacaklılardan, Eledone moschata ve Bathyploypus sponsalis
türleri ilk kayıt özelliğindedir.
Akdeniz fokuna ait türlerden; kendisi avlanabilecek hale gelen yetiĢkinler omurgasız
hayvanlardan (kabuklular, yengeçler, ahtapotlar vb) omurgalı hayvanlara kadar geniĢ bir
yelpazede beslenirler. Genel olarak, Akdeniz foku ahtapot türleri (Octopus spp.), deniz
kaplumbağası yavruları (Caretta caretta), vatoz türleri (Raja spp.), yılan balıkları (Anguilla
spp.), yengeçler (Pachygrapsus spp.), deniz salyangozları (Patella spp.), mercan balıkları
(Sparidae familyasından sarpa balığı Sarpa salpa, Sparus aurata, Dentex dentex), kupez
balığı (Boops boops), papağan balığı (Sparisoma cretense) ve mürekkep balığı (Sepia
officinalis) gibi canlılarla beslenmektedir (Sergeant et al. 1978, Margaritoulis et al. 1996,
Neves, 1998, Salman et at., 2001).
19
2.2 AKDENĠZ FOKUNUN DÜNYADAKĠ VE TÜRKĠYEDEKĠ DAĞILIMI- NÜFUSU
Akdeniz fokları genellikle 20 ve daha fazla bireylerden oluĢan küçük koloniler halinde
yaĢamaktadırlar. Bu koloniler 5-8’li gruplardan da oluĢabilmektedir. Ancak geçmiĢte bu
canlıların çok daha büyük koloniler oluĢturacak Ģekilde, büyük sahillerde yaĢadığı da
bilinmektedir (Mursaloğlu, 1988).Türün dağılımı bir zamanlar tüm Akdeniz, Karadeniz, Ege ve
Marmara Denizleri’nde görülürken, bugün fok nüfusu ufak gruplara bölünmüĢtür (Aguilar
1999). GeçmiĢte dağılımları Karadeniz ve Baltık Denizi’nden, Atlantik Okyanusu ve
Senegal’e ve Afrika’nın kuzeybatı kıyılarına kadar uzanmakta iken günümüzde en geniĢ
koloni Yunanistan ve Türkiye arasında bulunan Ege Denizi ve adalarındadır. Ancak oldukça
geniĢ bir alanda alt populasyon birimleri Ģeklinde yayılan bu populasyon bir bütünlük arz
etmemektedir. Yapılan çalıĢmalara göre; dünyada var olan tüm populasyonun %75’i Ege
Denizi’nde bulunmaktadır (IUCN, 1997). Ege kıyıları ve adaları, türün en yoğun bulunduğu
yerler iken, Kuzey Atlantik kolonilerinden geriye kalanlar Cap Blanc (Moritanya kıyıları)
Desertas Adaları’nda bulunmaktadır. Bu türün tüm dünyadaki populasyon büyüklüğünün 400450 birey kadar olduğu tahmin edilmektedir. Bunların 100 bireyinin Türkiye’de olduğu
düĢünülmektedir(Güçlüsoy 2004). Dünyadaki koloniler içinde gerçek bir koloni yapısına ve
dinamiklerine sahip tek koloni, bu Ģartlar için gerekli birey sayısına sahip olan Cap Blanc
(Moritanya kıyıları) kolonisidir. Bunların dıĢındaki koloniler, genel olarak 5-6 bireylik ufak
grupların esnek birlikteliklerinden oluĢmaktadır (UNEP/MAP 2005).
Genel olarak, Akdeniz foku populasyonunun orjininin Ege Denizi (Yunan adaları ve Türkiye
kıyıları) çıkıĢlı olduğu kabul edilmektedir (IUCN, 1997). Populasyonun dağılımı Kuzeybatı
Afrika’da bulunan Sporad Adaları ve Batıda Marmara Adaları ile güneyde Girit ve Lyon Denizi
ile Akdeniz kıyılarına kadar uzanmaktadır. Akdeniz havzasında ise batıda güney Akdeniz
kıyıları, Fas, Mısır boyunca Tunus ve Cezayir kıyılarıdır. Lübnan, Kıbrıs ve Türkiye’nin doğugüney orta bölgelerinde az sayıda birey olduğu da bilinmektedir.
Atlantik populasyonu ise oldukça düzensiz, uzak mesafelerle birbirinden ayrılmıĢ
populasyonlar halindedir. Bu izole populasyonlar, Desertas Adaları, Madeira Adası ve
güneyde Moritanya sahillerinde bulunur. Azor Adaları’ndan da kayıtlar mevcuttur (Sergeant et
al. 1978). Veryeri (2006)’ya göre, 1992 yılından sonra yapılan araĢtırmalar sonucunda elde
edilen veriler, Akdeniz foklarının Fransa, Ġspanya, Ġtalya ve Tunus ile Mısır, Ġsrail, Kanarya
Adaları, Kırım Yarımadası, Kıbrıs, Lübnan ve Suriye ana karalarında yok olduklarını
göstermektedir.
20
22
Kaynak: IUCN
ġekil 2.2.2. Akdeniz Foku (Monachus monachus) Popülasyonlarının Akdeniz ve Ege Denizinde ki Dağılımları
Tablo 2.3.1. Mersin Ġl Sınırları Ġçerisinde Akdeniz Fokunun Korunduğu Bölgeler
Sıra No
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
Ġlçesi
Anamur
Anamur
Anamur
Aydıncık
Aydıncık
Aydıncık
Bozyazı
Bozyazı
Gülnar
Silifke
Silifke
Statüsü
I.Derece Doğal Sit Alanı
I.Derece Doğal Sit Alanı
I.Derece Doğal Sit Alanı
I.Derece Doğal Sit Alanı
I.Derece Doğal Sit Alanı
I.Derece Doğal Sit Alanı
I.Derece Doğal Sit Alanı
I.Derece Doğal Sit Alanı
I.Derece Doğal Sit Alanı
I.Derece Doğal Sit Alanı
I.Derece Doğal Sit Alanı
Mevkii
Nasrettin Köyü
Karaağan Mevkii
Karladıran Mevkii
Sancak Burnu
Ġncekum Mevkii
Bozuklu Mevkii
Tekeli Beldesi
Tekeli Beldesi Keltepe
Büyükeceli Beldesi Akkuyu Mevkii
Akdere Beldesi Eğribük Mevkii
YeĢilovacık
Kaynak: www.mersin.turizm.gov.tr
Akdeniz fokunun 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamınca 1.
Derece doğal sit alanı olarak korunduğu 11 adet korunan alan dıĢında Silifke ilçesi sınırları
içerisinde I. Derece Arkeolojik ve Doğal Sit Alanı olarak ayrılmıĢ Güvercin Adası, Dana Adası
ve Boğsak Adası’nda da türün uygun yaĢama alanları bulunduğu tespit edilmiĢtir.
20/2/1984 Tarih ve 18318 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Avrupa’nın
Yaban Hayatı ve Yaşama Ortamlarını Koruma Sözleşmesi” (BERN SözleĢmesi) uyarınca
“Akdeniz Foku Yaşama ve Üreme Alanları” (Erdemli, Akkum, TaĢucu yakınlarında Nato
Ġskelesi civarı, Kızılliman, Melleç, Karladıran, Façaini Mağarası, Tisan Yarımadası, Dana Adası
kıyıları, BaĢparmak Adası) koruma altına alınmıĢtır.
12/6/1981 tarihli ve 17368 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Akdeniz’in
Kirlenmeye KarĢı Korunması SözleĢmesi” (Barcelona SözleĢmesi) uyarınca korumaya alınan
alanlar içerisinde de “nesli tehlike altında olan deniz kaplumbağaları ve Akdeniz fokunun
yaĢama ortamları” olarak belirtilen alanlar da koruma altına alınmıĢtır.
23/10/1988 tarihli ve 19968 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Akdeniz’de Özel Koruma
Alanlarının Korunmasına Ait Protokol” Gereği Ülkemizde “Özel Koruma Alanı” olarak beĢ alan
(1. Çanakkale – Gökçeada, 2. Ġzmir: Aliağa-Menemen arası ve Karaburun Yarımadası, 3.
Ġzmir: ÇeĢme, Aydın-KuĢadası arası, 4. Muğla: Bodrum Yarımadası, 5. Antalya: GazipaĢaTaĢucu) belirlenmiĢ olup, bu alanlarsöz konusu protokol gereği, Akdeniz foku yaĢama alanları
öncelikli özel koruma alanıolarak ilan edilmiĢtir.
Ulusal Biyolojik ÇeĢitlilik Stratejisi ve Eylem Planı (UBÇSEP 2007)’na göre; Akdeniz foku
(Monachus monachus) Ege ve Akdeniz’de yaĢayan ve dünyada nesli
tehlike altında 12 türden biridir. Yüzgeçayaklıların Akdeniz’deki tek temsilcisi ve Dünya Doğayı
Koruma Birliği (IUCN) tarafından soyu kritik derecede tehlike altında olarak sınıflandırılan
Akdeniz foku (Monachus monachus) kıyılarımızda parçalı ancak geniĢ bir dağılım
24
göstermektedir. YaklaĢık 100 bireylik bir popülasyona sahip olduğu tahmin edilen tür ile ilgili,
1994 ve 2002 yılları arasında 17 yavrulama ve 22 ölü fok kaydı elde edilmiĢtir.
Diğer taraftan, Türkiye kıyıları boyunca çok farklı jeolojik yapılara sahip olan ve birçok balık
türünü ve diğer deniz canlılarını barındıran binlerce deniz mağarası bulunmaktadır. Bu
mağaraların bazıları Akdeniz fokunun barınma ve üreme alanı olarak tanımlanmıĢtır. Sualtı
AraĢtırmaları Derneği – Akdeniz Foku AraĢtırma Grubu (SAD-AFAG) tarafından günümüze
kadar bu türün kullanabildiği 51 mağara Karadeniz kıyılarında, 39 mağara ise Ege ve Batı
Akdeniz kıyılarında tespit edilmiĢtir.
UBÇSEP (2007)’nında da belirtildiği üzere; Akdeniz foku, Türkiye’nin taraf olduğu “Akdeniz’in
Kirlenmeye KarĢı Korunması SözleĢmesi” (Barcelona SözleĢmesi), Avrupa’nın Yaban Hayatı
ve YaĢama Ortamlarını Koruma SözleĢmesi (BERN) ve Nesli Tehlikede Olan Yabani Bitki ve
Hayvan Türlerinin Uluslararası Ticaretine ĠliĢkin SözleĢme (CITES) kapsamında korunması
gerekli türler listesindedir. Ayrıca, 1380 Sayılı Su Ürünleri ve 2872 Sayılı Çevre Kanunu ile de
ulusal düzeyde koruma altına alınmıĢtır.
1988 yılında Avrupa Konseyi tarafından Akdeniz Foku’nun yaĢadığı bütün alanları kapsayan
bir eylem planı hazırlanmıĢ ve Türkiye tarafından da kabul edilmiĢtir. 1991 yılında Avrupa
Konseyi Bern SözleĢmesi Komitesi ile Çevre ve Orman Bakanlığının birlikte düzenlediği
“Akdeniz Foku’nun Korunması Hakkında Uluslararası Toplantı” sırasında alınan kararlar
çerçevesinde, “Ulusal Strateji” belirlenmiĢtir. Ulusal Strateji, Türkiye çapında ulusal bir
iĢbirliğini öngörmektedir. Buna göre, ulusal yetkililer ile uzmanlarca belirlenen ve uygulanması
gereken bir strateji olup, araĢtırma, koruma ve eğitim adı altında 3 ana baĢlıktan oluĢmuĢtur.
Bakanlığın koordinatörlüğünde bütün ilgi gruplarının yer aldığı ulusal bir komite kurulmuĢtur.
Ulusal Fok Komitesi kararıyla, Ulusal Stratejinin uygulama çalıĢmaları çerçevesinde Foça ve
Bodrum/Yalıkavak’ta pilot projeler yürütülmüĢtür. Bu projelerle Akdeniz fokunu tehdit eden
faktörler belirlenmiĢ ve koruma çalıĢmalarının etkinliği artırılmıĢtır. Bu proje çalıĢmaları
sırasında Bodrum ÇavuĢadasında önemli bir fok mağarasını da içeren bir fok habitatının petrol
kirliliğine maruz kaldığı görülmüĢ ve mülga Çevre ve Orman Bakanlığının maddi desteğiyle
Sualtı AraĢtırmaları Derneği ile birlikte temizlenerek fokların yuvalarına geri dönmeleri
sağlanmıĢtır. Yapılan bu temizlik faaliyeti Bakanlık tarafından belgesel bir film haline
dönüĢtürülmüĢ ve bu belgesel film Ulusal ve Uluslararası platformda eğitim ve tanıtım
çalıĢmalarında kullanılmıĢtır. Orman ve Su ĠĢleri Bakanlığı koordinasyonunda Ulusal Fok
Komitesi toplantıları düzenlenmekte olup, bu güne kadar Türkiye genelinde 17 alan, önemli fok
alanı olarak belirlenmiĢtir.
25
Bu alanlarda çalıĢmalar (eğitim, bilgilendirme, su ürünleri avcılığı ile ilgili sirkülerler vasıtası ile
düzenleme, turizm aktivitelerine sınırlama vb ) sürdürülmektedir.
Cenova Deklarasyonu’nun (Ġmza Tarihi ve Yeri: 16 ġubat 1976, Barselona Yürürlüğe GiriĢ
Tarihi: 12 ġubat 1978; Türkiye’nin Ġmza Tarihi: 16/2/1976 Onay ġekli: Bakanlar Kurulu Kararı
Bakanlar Kurulu Kararı Tarih No: 7/12/1980- 8/2067 Resmi Gazete Tarih Sayı: 12 Haziran
1981- 17368) 17. Maddesinde Yer Alan “Akdeniz’e Has Nesli Tehlikede Olan Deniz
Türlerinin” YaĢama ve Beslenme Ortamı Olan Kıyısal Alanlar içerisinde Akdeniz Foku
yaĢama alanı olan TaĢucu sahilleri de yer almaktadır.
26
27
2.3.1 Akdeniz Fokunun Proje Kapsamında Belirlenen Mersin İl Sınırları İçerisinde
Potansiyel Olarak Kullandığı Yaşam Alanları;
Mersin il sınırları içerisinde yaĢayan Akdeniz foku için hazırlanmakta olan bu eylem planı
kapsamında; 8-10 Aralık 2012 tarihleri arasında türün kullandığı alanların tespiti amacıyla arazi
çalıĢmaları yapılmıĢtır. Arazi çalıĢması öncesinde kapsamlı literatür taramaları yapılmıĢ, Sivil
Toplum KuruluĢları (SAD-AFAG Bölge Temsilcisi), balıkçılar, bölge halkı, balıkçı kooperatifleri,
yöre esnafı, turizmciler, iĢletmeciler, daha önce fok ile karĢılaĢmıĢ kiĢiler, bölgede fok
çalıĢmalarında bizzat bulunmuĢ yöreyi iyi bilen tekne sahibi kaptanlar, ODTÜ Deniz Bilimleri
Enstitüsü ile ön görüĢmeler gerçekleĢtirilmiĢtir. Yapılan bu görüĢmelerdenve arazi
çalıĢmalarından elde edilen bilgiler EK1.1 (a), EK1.1 (b) ve EK1.1 (c) haritalara iĢlenmiĢtir.
Buna göre fokların sıklıkla görüldüğü alanlar ġekil 2.3.2.’de verilmiĢtir. Diğer taraftan, yapılan
çalıĢmalar neticesinde tespit edilen istasyonların koordinatları, özellikleri ve genel görünümleri
aĢağıda verilmiĢtir.
Proje Kapsamında Yapılan ÇalıĢmalarda Tespit Edilen Akdeniz Foku
(Monachus monachus) Gözlem Ġstasyonları
Tablo 2.3.2.
Nokta Koordinatları
Sıra
No
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
Lokalite
Adı
Boğsak
Adası
ġahin
Kayası
(Bozburun)
Eğribük
Plajı
Güvercin
AdasıBarbaros
Koyu
SalvataĢı
Koyu
Foca
(Fokini)
Mağarası
Küçük Ġnler
Dana
Adası
Mavikent
Yazlık
Konutları
Tisanönü
(Köselelik
Ġlçe
UTM ED 50 Z-36-6°
Biyotop
Özelliği
Açıklamalar
X
Y
Silifke
574176
4013914
Ada
Silifke
573261
4012744
Kayalık
Silifke
572342
4011124
Plaj olarak
kullanılıyor
Silifke
572172
4010631
Kayalık
Silifke
570045
4009257
Avlanma
bölgesi
Silifke
568753
4008523
Mağara
Silifke
568457
4008387
Ġn
Silifke
569748
4006117
Kayalık,
Mağara
Silifke
566179
4006519
Sahilkumsal
Foklar için uygun değil
Silifke
564021
4004849
Kayalıklaryar
Dinlenme alanı olabilir
Fokların
dolanım
beslenme alanı
Fokların
uygun
ve
dinlenmesine
Foklar pek kullanmıyor.
Ancak atılan balık ağlarına
geliyorlar
Fokların zaman
geldiği bir yer
zaman
Küçük inler de mevcut,
beslenmek için uygun
Dana Adasının kuzeyinde
10 m derinliği var. Foklar
için uygun yaĢama ortamı
Fokların
dinlenmesine
uygun
Fokların önemli barınma ve
beslenme alanı
28
mevkii)
11
12
13
EĢek Adası
KöpüktaĢı
Koyu
Büyük
Mağara
YeĢilovacık
Kaklık
Deliği
Silifke
563766
4004552
Küçük
kumsal
562737
4003334
Küçük koy
Bölgede tatil köyü var
562691
4001792
Kayalık-yar
Fokların görüldüğü yer
Yavrulama için uygun yerler
Silifke
561118
3999470
Kayalıkküçük
mağara
Silifke
560754
4000002
Mağara
Fokların
kullandığı
yaĢama alanı
Fokların kullandığı bir yaĢama
alanı
Silifke
559233
4003516
Kaklık yarığı
Soğuksu
Aydıncık
536412
4000787
Mağara
Bozuklu
Mevkii
Bozyazı
503181
3994716
Mağara
Muz
bahçesinin altı
Kızıl Liman
ve Mayıs
Burnu
Bozyazı
503371
3994670
Mağara
Bozyazı
509393
3995321
Mağara
Yarık
Bozyazı
509094
3994955
Kayalık
Mağaranın
batısı
Bozyazı
508642
3994122
Kayalık
Mağara
Bozyazı
506205
3993861
Mağara
17
Lalezarkuyu
Bozyazı
499568
3994835
Mağara
18
Yedidelik
mağarası
Anamur
476258
3987573
Mağara
14
15
Ġnsan faaliyeti var. Olta
avcıları ve dalgıçlar görüldü
16
bir
Foklarının
Üreme
ve
barınmasına uygun
Fokların kullanabileceği bir
habitat. Daha önce foto-kapan
kurulmuĢ.
Foklar için uygun bir mağara
olduğu tespit edildi.
Ergin foklar için küçük ancak
yavrular için uygun olduğu
tespit edildi.
Foklar için uygun olmayan bir
kaya yarığı
Foklar için uygun Ģartlar
taĢımıyor bu bölgede avlanmak
için ağ da atılmıyor
Ġçerisinde küçük bir kumsalın
olduğu uygun yaĢama ortamı
Mağaranın bir bölümü göçmüĢ
ancak batı kısmında fokların
kullanabileceği
uygun
yer
bulunuyor.
Foklarının
üreme
ve
barınmasına uygun
* Yapılan arazi çalışmaları sırasında hava koşulları nedeniyle 2 lokalitede (14 ve 18. lokaliteler) dalış yapılamamış ve
bu nedenle harita üzerine işaretlenmemiştir. Ancak yöre halkı, balıkçılar ve kurumlarla görüşmeler neticesinde Tablo
2.3.2.’deki lokaliteler belirlenmiştir.
29
30
* Yapılan arazi çalıĢmaları sırasında hava koĢulları nedeniyle 2 lokalitede (14 ve 18. lokaliteler) dalıĢ yapılamamıĢ ve bu nedenle harita üzerine
iĢaretlenmemiĢtir.
ġekil 2.3.2. Mersin Ġlinde Önemli Kıyı Alanlarında YapılmıĢ Olan Arazi ÇalıĢması Sırasında Kontrol Edilen Noktalar
2.4 AKDENĠZ FOKUNUN KORUNMASINA YÖNELĠK YAPILAN BAZI ÇALIġMALAR
VE TÜRÜ TEHDĠT EDEN FAKTÖRLER-SORUNLAR ĠLE ÇÖZÜM ÖNERĠLERĠ
Ġnsanların Akdeniz foku ile iliĢkisi tarihsel olarak 15. yy kadar uzanmaktadır. 15. ve 16.
Yüzyıllarda Fas ve Cezayir’de fok av partileri düzenlendiği, fokların mağaralarında
ateĢli silahlarla katledildiği bilinmektedir. Diğer taraftan, balık ağlarına verdikleri zarar
nedeni ile balıkçılar ile aralarında bir rekabet olup, balıkçılar tarafından kasıtlı olarak
da öldürülebilmektedirler (Groombridge,1994). GeliĢenekolojik-çevresel yaklaĢımlar
neticesinde 19. yy. ortalarından itibaren bu türün de önemli bir değer olduğu ve
korunması gerektiğinin farkına varılmıĢtır.
Akdeniz fokları populasyon büyüklükleri hızla azalan canlıların baĢında gelmektedir.
Populasyonun azalmasını hızlandıran en büyük etken 20. Yüzyılın baĢlarından itibaren
özellikle derileri için öldürülmeleri olmuĢtur (Roland, 1973, Gilmartin, 1987, Mace, and
Balmford, 2000). Literatüre göre; 1966 yılında Akdeniz Havzası’nda 20-30 küçük
koloni oluĢturacak kadar sayıları azalmıĢtır. Son yıllarda, balıkçılarla olan rekabetleri
ve bunun sonucunda fokların insanlarca rahatsız edilmeleri, uzaklaĢtırılmaları veya
öldürülmeleri nedeni ile sayıları daha da azalmıĢtır. Akdeniz fokları insanların sebep
olduğu faktörlere karĢı çok hassastır ve sayıları günümüzde ancak 300-500 kadar
kalmıĢtır. Akdeniz foku korunması gereken dünyanın en nadir deniz memelisidir
(IUCN, 1990).
Akdeniz foku, IUCN (Uluslarası Doğa Koruma Birliği) tarafından 1949 da yapılan ilk
toplantıda, “Neslinin Korunması Ġçin Acil Önlem Alınması Gereken” 14 memeli
türünden biri olarak listelenmiĢtir. Bu tür ayrıca Nesli Tehlike Altında Bulunan Türlerin
Uluslararası Ticareti Konvansiyonu (CITES) listelerinde Ek I’ kategorisinde almaktadır.
(IUCN, 1990). AĢağıda türün zamana göre değiĢen IUCN Statüsü durumları
listelenmiĢtir.
IUCN Statüsü:
•
•
1960-1994 yılları arasında: Nesli tehlike altında olan tür (EN)
1996-2012 yılları arasında: Nesli kritik derecede tehlike altında tür (CR)
Görüldüğü gibi populasyonun durumu her geçen yıl daha kötüye gitmekte ve hızla yok
olma eĢiğine doğru gelinmektedir.
31
Dünyada aktüel bir tür olan ve kamuoyunun dikkatini çeken Akdeniz fokları ile ilgili çok
sayıda çalıĢmalar yapılmıĢ ve yapılmaktadır. Bunlardan en çok göze çarpanlardan biri
Dendrinos ve ark (2000) tarafından Güney Kıbrıs’ta Akdeniz foklarının varlığını
belirlemek amacıyla fokların yaĢayabileceği öngörülen on sekiz mağara incelenmesi
sonucunda iki mağaranın foklar tarafından kullanıldığı belirlenmiĢtir. Böylece Güney
Kıbrıs’ta Akdeniz foklarının tükenmediği ortaya konmuĢtur.
Daha sonra, Pastor ve ark (2004) tarafından yapılmıĢ çalıĢmada; Moritanya’da
yaĢayan Akdeniz foku kolonisinin genetik çeĢitliliğini belirlemek amacıyla 52 bireyden
alınan örnekler 42 mikrosatalit lokusu bakımından incelenmiĢ, sonuçlar koloninin
genetik çeĢitliliğinin azaldığını ve genetik verimliliğinin düĢük olduğunu göstermiĢtir.
Sonuçlara göre, düĢük yoğunluklu ve genetik çeĢitliliği düĢük bir populasyon olan
Moritanya Akdeniz foku populasyonunun tükenme riskinin yüksek olabileceği
vurgulanmıĢtır.
Adamantopoulou ve ark (2009) tarafından, fokların Yunanistan’da Sporades Kimolos
ve Karpathos Adalarında bulundukları belirtilmiĢtir. Genellikle açık plajları tercih
etmelerine karĢın, son yıllarda insan etkisi nedeniyle su altından birden fazla giriĢi olan
ve içerisinde kuru alanların bulunduğu mağaralara çekildikleri vurgulanmıĢtır. Türü
tehdit eden faktörler habitat kaybı ve parçalanması, kasten öldürülme ve balık ağlarına
takılarak ölme olarak belirtilmiĢtir.
Daha sonra Mo (2011) tarafından yapılan çalıĢmada; Ġtalya’da yaklaĢık 20 yıl önce
tükendiği belirtilen Akdeniz foklarının 1998-2010 yıllarında gözlem kayıtları ile orta-batı
ve kuzey-batı Ġtalya kıyılarında varlığı ortaya konulmuĢtur. Diğer taraftan, bu verilerin
fokların Ġtalya’da ürediklerini kanıtlamadığı ve komĢu ülkelerde yaĢayan bireylerin
bölgeden transit geçmeleri veya beslenme ve benzeri faaliyetleri için bölgeyi
kullanmaları olasılığı da belirtilmiĢtir.
Son olarak, Scheinin ve ark (2011) tarafından, son bireyin 1958 yılında gözlendiği ve
Ġsrail populasyonun tükendiği iddiaları çürütülmüĢ, 2009 ve 2010 yıllarında Akdeniz
fokunun Ġsrail kıyılarında tekrar gözlendiği fotoğraf ve video kayıtları ile belgelenmiĢtir.
Ülkemizde ise; Akdeniz foklarıyla ilgili ilk ciddi akademik çalıĢmalar Dede (1994)
tarafından “Akdeniz Foku (Monachus monachus, Hermann 1779)’nun Foça
Bölgesi’ndeki Dağılımı” adlı çalıĢma ile yapılmıĢtır.Sonra “Karaburun Yarımadası’nda
Globalizasyon ve Akdeniz foku (Monachus monachus)” konulu yüksek lisans tezinde
Veryeri (2004), insan faaliyetlerinin çevre üzerinde her zaman dinamik bir etkisinin,
32
sürekli değiĢime neden olduğunu ve bu değiĢimin de genel olarak doğal alanları,
habitatları olumsuz olarak etkilediğini belirtmiĢtir. Her bir türün ekosistem içerisinde
belirli bir rolünün olduğunu ve denizel ekosistemlerde yürütülen projelerin de gösterdiği
gibi milyonlarca yıldır yaĢamıĢ olan bir türün yok olmasının, ekosistemde dramatik bir
boĢluk yaratacağına dikkat çekmiĢtir.
Özellikle 2004 ve 2007 yılları arasında GÜCÜ ve ekibinin Akdeniz foklarının
gözlenmesi, populasyon durumları ve bulunurluklarıyla ilgili makaleleri “Monachus
Guardian” dergisinde yer almıĢ, 1995-1999 yılları arasında Mersin ve Kıbrıs kıyılarında
fokların korunmasıyla ilgili WWF destekli projeler yapılarak ulusal ve uluslararası
kamuoyunun dikkati yeniden foklar üzerine çekilmiĢtir.
Daha sonra Ok (2006) “Akdeniz Foku’nun (Monachus monachus, Hermann 1779)
Kuzeydoğu Akdeniz’deki GeçmiĢi, Bugünkü Durumu ve Geleceği- Metnin Aslı
Ġngilizce” isimli yüksek lisans tezinde Kuzeydoğu Akdeniz’de yaĢayan Akdeniz
foklarının statüsü ve dağılımını araĢtırmıĢtır. Bu çalıĢma süresince Kilikya baseninde
bulunan tüm Akdeniz foku mağaraları, özellikle üreme amacıyla kullanılanlar, kontrol
ve takip edilmiĢtir. ÇalıĢma süresi boyunca biri ölü bulunan toplam 7 yavru tespit
edilmiĢtir. Yapılan gözlemler, doğumun geçmiĢ çalıĢmalarda Kilikya kıyıları için rapor
edilen 39 mağaraya ek olarak 2 yeni mağarada daha gerçekleĢtiğini göstermiĢtir.
AraĢtırmacıya göre; üreme mağaralarının sayısındaki artıĢ türün üreme alanlarının 5
yıl içerisinde geniĢlediğini göstermekte ve Kilikya kolonisinin 2005 yılı itibariyle 30
bireyden oluĢtuğu tahmin edilmektedir. Ayrıca, araĢtırıcı tarafından Ġskenderun
Körfezi’nde türün populasyon statüsü ve tür için uygun habitatların var olup olmadığı
da araĢtırılmıĢtır. Buna göre; 7’si Akdeniz foku için uygun olmak üzere toplam 30
mağara bulunmuĢtur.
Veryeri (2006) doktora tezinde Karaburun Yarımadası’nda bulduğu üç üreme
mağarası ve 15 barınma mağarası ve kovukların fokların tercihlerini etkilediğini
söylemektedir. Buna göre; fokların en fazla gözlendiği alanlar, bu üreme ve barınma
amaçlı kullandıkları mağaraların, kovukların çevresidir ve bu alanlar besin kalite ve
kantitesi açısından uygun olan alanlardır (Mursaloğlu 1964). Bu tez çalıĢmasında,
Akdeniz fokunun habitatı olan Karaburun Yarımadası kıyılarında, habitat makro
biyolojik çeĢitliliklerinin belirlenmesi ve canlı topluluklarının dağılım gösterdiği yaĢam
alanlarının sınıflandırılması amaçlanmıĢtır. ÇalıĢmanın yürütüldüğü bölge, denizel
ekosistemin, jeomorfolojik açıdan “kıyısal alan” olarak belirlenen bölgesidir. Alan
çalıĢmaları canlı türlerinin büyük bir kısmının yer aldığı, ıĢığın en etkin olduğu, denizel
ekosistemin ekolojik bölümlerinden bentik bölgeye ait supralittoral, mediolittoral,
infralittoral ve pelajiğe ait epipelajik zonlarına (kıyıya yakın dip bölgesi ve karadaki
33
nemli bölgeler) denk düĢen bölümlerinde yoğunlaĢtırılmıĢtır. Sonuçta Karaburun
Yarımadası’nın kuzey, kuzey-doğu kıyılarında denizel makro flora ve faunaya dahil
Phycophyta, Spermatophyta, Porifera, Cnidaria, Annelida, Echiurida, Mollusca,
Arthropoda, Echinodermataya, ait türler tespit edilmiĢ ve bunların dağılım gösterdiği 11
farklı biyotop tipi belirlenmiĢtir.
Proje ekibimizden Doç. Dr. Mehmet GÖKOĞLU tarafından oluĢturulmuĢ bir çalıĢma
grubunca Antalya Körfezi’nde de kapsamlı bir çalıĢma yapılmıĢtır. Buna göre; Akdeniz
fokunun Antalya Körfezi’nde Side ile Gelidonya Burnu arasındaki varlığını araĢtırmıĢ
ve on noktada türün yaĢadığını tespit etmiĢlerdir. AraĢtırmacılar çalıĢmaları sırasında
rastladıkları 1-2 yaĢında olduğunu tahmin ettikleri fokun görüntülenmesinden üç gün
sonra öldürülmesinin, türün ne derece büyük bir tehdit altında olduğunun kanıtı
olduğunu ifade etmektedirler (Acar ve ark 2008). Bu genç diĢi bireyin su altında
çekilmiĢ videolarından elde edilmiĢ fotoğrafları aĢağıda verilmiĢtir.
Fotoğraf 2.4.1. Genç Bireyin DalıĢ Sırasında, Dalgıç Ekibini Yakından Ġzlemesi
34
35
Fotoğraf 2.4.2. DalıĢ Sırasında Kameranın Çok Yakınına Kadar Çekinmeden Gelen Genç Bir Birey
36
Kaynak: Doç. Dr. Mehmet GÖKOĞLU.
Fotoğraf 2.4.3. Balıkçılar Tarafından, Ġçerisine Ekmek Konulup Bırakılan Sepeti
Yoklamak Ġçin Gelen Genç Birey
37
Kaynak: Doç. Dr. Mehmet GÖKOĞLU.
Fotoğraf 2.4.4. DalıĢ Ekibinden UzaklaĢıp Giden, Orta Suda Hızla Ġlerleyen Genç Birey
Son olarak, Gücü ve ark (2009) Antalya Olympos-Beydağları Milli Parkı sınırları içerisinde yer
alan kıyılardaki falezler ve kayalıklarda ve yakın adacıklarda 39 adet mağarayı araĢtırmıĢlardır.
Bu mağaralardan 8 tanesine toplam 11 fotokapan yerleĢtirmiĢler ve bu mağaralardan da
üçünde 2 yetiĢkin 2 genç bireyin fotoğrafla kimlik tespitini yapmıĢlardır. Bu çalıĢmalarda
araĢtırmacılarAntalya Olympos-Beydağları Milli Parkı insan etkisinden uzakta olmasından
dolayı özellikle üreme faaliyeti için uygun olduğunu ve Üçadalar, Olympos ve Adrasan’ın çok
sıkı korunması gerektiğini belirtmiĢlerdir.
Orman ve Su ĠĢleri Bakanlığı(Doğa Koruma ve Milli Parklar) VII. Bölge Müdürlüğü Mersin ġube
Müdürlüğü, Mersin Ġl sınırları içerisinde bulunan Akdeniz foklarının korunması ve
geliĢtirilmesine yönelik tür koruma eylem planı hazırlanması için bu proje gerçekleĢtirilmiĢtir.
 Projenin Gerekçesi
Akdeniz foku (Monachus monachus), Dünya Doğayı Koruma Birliği (IUCN) tarafından
yayımlanan Kırmızı Listede de soyu kritik derecede tehdit altında olan tür olarak
sınıflandırılmıĢtır. Ekosistem içerisinde, her canlının belirgin bir yeri ve yerine getirdiği görevi
vardır. Akdeniz foku, Ege ve Akdeniz kıyı ekosistemlerinin temsilcisi konumundadır. Kıyı
sularında avlanan; dinlenmek, üremek ve yavrusunu büyütmek için karaya bağımlı olan bu
deniz memelisi, kıyılarımızda besin halkasının son halkasını oluĢturmaktadır. Akdeniz foku ve
benzeri geliĢmiĢ etçil canlılar (Örneğin; Su samuru) yaĢadıkları ortamın sağlık göstergesidir.
Doğal ortama zarar veren faktörlerden ve ekosistemdeki değiĢikliklerden ilk önce ve en ileri
düzeyde bu canlılar etkilenmektedir.
Tür, kritik durumundan dolayı ülkemizin de taraf olduğu Akdeniz’in Kirlenmeye KarĢı
Korunması SözleĢmesi (BARSELONA) (Türler Dördüncü Protokolü), Avrupa’nın Yaban Hayatı
ve YaĢama Ortamlarını Koruma SözleĢmesi(BERN) (Ek II) ve Nesli Tehlikede Olan Yabani
Bitki ve Hayvan Türlerinin Uluslararası Ticaretine ĠliĢkin SözleĢme (CITES) ile koruma altına
alınmıĢtır. Ayrıca, 1380 Sayılı Su Ürünleri, 4915 Sayılı Kara Avcılığı ve 2872 Sayılı Çevre
Kanunu ile de ulusal düzeyde korunmaktadır.
Mersin Ġli kıyıları, Akdeniz fokları açısından Türkiye kıyılarındaki önemli yaĢam alanlarını
barındırmaktadır. Proje alanında izleme çalıĢmaları, 1994 yılından bu yana çeĢitli ilgi grupları
tarafından gerçekleĢtirilmiĢtir. Ancak, Ġlin tüm kıyılarını kapsayacak, tüm birey ve yaĢam
envanterini ortaya çıkaracak, eğitim ve bilinçlendirmenin destekleneceği bilinçlendirme
çalıĢmalarını tamamlayacak etkinlikler alan bazında irdelendiğinde eksik kalındığı tespit
edilmiĢ olup; bu projenin hazırlanmasına gereksinim duyulmuĢtur.
Proje kapsamında; Mersin Ġli sınırlarında türün yaĢadığı mağara ve birey sayıları belirlenmiĢ,
türü ve yaĢam alanlarını tehdit eden faktörler ortaya konulmuĢ ve tehdit unsurlarının ortadan
kaldırılmasına yönelik tedbirler belirlenmiĢtir, bu türün neslinin devamı için gerekli çalıĢmalar
yapılmıĢtır. Ayrıca, halkı bilinçlendirmek için eğitimler planlamıĢ ve bu eğitimlerde kullanılan
materyaller türün tanınması ve korunmasında faydalı olacak bilgileri içerecek Ģekillerde
oluĢturulmuĢtur.
Akdeniz Foku Tür Koruma Eylem Planı Projesi kapsamında; gerek uluslararası
yükümlülüklerimiz, gerekse ulusal mevzuatımızdan kaynaklanan sorumluluklarımız gereği;
Biyolojik zenginliğimiz ve değerimiz olan Akdeniz fokunun (Monachus monachus) korunması,
neslinin devamını tehdit eden faktörler ve bu faktörlerin engellenmesi için yapılması gereken
çalıĢmaları belirlemek üzere Mersin Ġli’nde Tür Koruma Eylem Planı T.C. Orman ve Su ĠĢleri
Bakanlığı (Doğa Koruma ve Milli Parklar) VII. Bölge Müdürlüğü Mersin ġube Müdürlüğü
tarafından hazırlattırılmıĢtır.
 Projenin Temel Hedefleri
Projenin temel hedefi; Akdeniz foku (Monachus monachus)’nun yaĢam alanlarının
korunmasını ve uzun vadede neslinin devamını sağlamak için yapılacak çalıĢmalara rehberlik
edecek bir tür koruma eylem planı hazırlamaktır.
Türkiye çevrenin korunması ve iyileĢtirilmesi çabalarında geliĢmekte olan ülkeler arasında ön
38
planda yer almaktadır. Çevre Kanunu’nu 1983 yılında yürürlüğe sokan Türkiye’de, 1991 yılında
da Çevre Bakanlığı’nın kurulması ile daha etkili çalıĢmalar yapılması sağlanmıĢtır. Ekolojik
zenginliklerini korumayı ve gelecek nesillere aktarmayı baĢarabilecek olan ülkeler önümüzdeki
yüzyıla daha güvenle adım atacaklardır. Bir dünya mirası olan Akdeniz foku (Monachus
monachus), ülkemiz de dahil olmak üzere birkaç ülkenin kıyılarında yaĢam mücadelesi
vermektedir. Bir canlının soyunun tükenmesi, söz konusu türün son bireylerinin de
yeryüzünden silinmesi anlamındadır. Bir canlının soyunun tükenmesi türün kaybolduğu ülke ve
tüm dünya için “doğal bir mirasın bir daha geri gelmemek üzere yok olmasıdır, geri dönüĢümü
mümkün olmayan bir kayıptır.
Bu nedenle proje kapsamında yapılan tüm çalıĢmalar; uluslararası düzeyde, Akdeniz’in
Kirlenmeye KarĢı Korunması SözleĢmesi (BARSELONA) (Türler Dördüncü Protokolü),
Avrupa’nın Yaban Hayatı ve YaĢama Ortamlarını Koruma SözleĢmesi(BERN) ve Nesli
Tehlikede Olan Yabani Bitki ve Hayvan Türlerinin Uluslararası Ticaretine ĠliĢkin SözleĢme
(CITES); ulusal düzeyde ise, 1380 Sayılı Su Ürünleri, 4915 Sayılı Kara Avcılığı ve 2872 Sayılı
Çevre Kanunu kapsamında gerçekleĢtirilecektir.
 Projede Uygulanan Metot
Projeye baĢlamadan önce konuyla ilgili gerekli literatür çalıĢmaları yapılmıĢtır. Bölgede
bulunan balıkçı, esnaf, dalgıç, sivil toplum kuruluĢları, kooperatif, dernek ve konuyla ilgili
bilimsel çalıĢmalara yardımcı olmuĢ kaptanlarla görüĢmeler yapılmıĢtır. Yine Mersin Ġli’nde
bulunan ve konuyla ilgili kamu, kurum ve kuruluĢlarıyla görüĢülmüĢtür. Bu görüĢmelerden ve
arazi çalıĢmalarında fokların bulunabileceği mağara ve kovuklar EK1.1 (a), EK1.1 (b) ve EK1.1
(c)harita üzerine iĢaretlenmiĢtir. Önceden belirlenen program dahilinde Akdeniz foklarının en
çok bulanabileceği iki bölgede tekne ile araĢtırmalar yürütülmüĢtür. Bu bölgeler Boğsak Köyü –
YeĢilovacık ve Bozyazı – Kızıl Liman hatlarıdır. Tekne sahipleri bu bölgeleri çok iyi bilen ve
fokları daha önce bölgede gören ve foklarla ilgili çalıĢmalara katılan balıkçılardan seçilmiĢtir.
AraĢtırmalar boyunca önceden belirlenen koordinatlara göre teknelerle kıyıya çok yakın seyir
yapılmıĢ ve kıyısal alan gözlenmiĢtir. Kıyıda görülen bütün mağara ve kovuklara scuba ve
serbest dalıĢ yapılarak girilmeye çalıĢılmıĢtır. ÇalıĢmalarda suyla bağlantısı olmayan karasal
mağara ve kovuklar da kontrol edilmiĢtir. AraĢtırmalarda 2 adet scuba dalıĢ takımından
39
yararlanılmıĢ ayrıca karasal ve sualtı mağara ve kovukların kontrollerinde 2 adet sualtı feneri
kullanılmıĢtır. Mağaraların fotoğraf çekimlerinde Canon G 12 marka fotoğraf makinesi ve
Housing’den (su geçirmez kılıf) yararlanılmıĢtır. ÇalıĢmalar sırasında fokların girebileceği
bütün mağaraların GPS ile koordinatları alınmıĢ ve mağaraların foklar açısından durumu
ayrıca kaydedilmiĢtir.
40
Fotoğraf 2.4.5. Orman ve Su ĠĢleri VII. Bölge Müdürlüğü Mersin Ġli ġube Müdürü Halil
KORKMAZ Ġle Makamında Yapılan GörüĢme
41
Fotoğraf 2.4.6. Bölgede Balıkçılık Yapan ve GeçmiĢ Dönemlerde Fok ÇalıĢmalarınaKatılmıĢ
Tecrübeli Bir Kaptan Olan Bekir BAKIR Ġle Yapılan GörüĢme
Fotoğraf 2.4.7. DalıĢ Sonrası Karasal Alanda Yapılan Ġncelemelerden Bir Görünüm
42
Fotoğraf 2.4.8. Scuba DalıĢı Sırasında Üstünden ve Su Altından Görünüm (1)
Fotoğraf 2.4.9. Scuba DalıĢı Sırasında Üstünden ve Su Altından Görünüm (2)
Tablo 2.4.1 Proje Kapsamında Yapılan ÇalıĢmalarda Tespit Edilen Akdeniz Foku (Monachus
monachus) Gözlem Ġstasyonları
ĠSTASYON ADI
ĠLÇE ADI
YER - MEVKĠĠ
1 Nolu Ġstasyon;
Silifke Ġlçesi
Boğsak Adası
AKD
ENĠ
3 Nolu Ġstasyon;
Silifke Ġlçesi
Eğribük Plajı
Z
4 Nolu Ġstasyon;
Silifke Ġlçesi
Güvercin Adası-Barbaros Koyu
FOK 43
5 Nolu Ġstasyon;
Silifke Ġlçesi
SalvataĢı Koyu
LAR
6 Nolu Ġstasyon;
Silifke Ġlçesi
Foçini (Fokini) Mağarası
I VE
7 Nolu Ġstasyon;
Silifke Ġlçesi
Küçük Ġnler
YAġ
8 Nolu Ġstasyon;
Silifke Ġlçesi
Dana Adası
AM
9 Nolu Ġstasyon;
Silifke Ġlçesi
Mavikent Yazlık Konutları Sahili
A
10 Nolu Ġstasyon;
Silifke Ġlçesi
Tisanönü- Köselelik Mevkii
ALA
11 Nolu Ġstasyon;
Silifke Ġlçesi
EĢek Adası
NLA
12 Nolu Ġstasyon;
Silifke Ġlçesi
KöpüktaĢı Koyu
RI
13 Nolu Ġstasyon;
Silifke Ġlçesi
Büyük Mağara-YeĢilovacık Kaklıkdeliği
(KA
14 Nolu Ġstasyon;
Aydıncık Ġlçesi
Soğuksu Mevkii
RAD
15 Nolu Ġstasyon;
Bozyazı Ġlçesi
Bozuklu Mevkii-Muz Bahçesialtı
A
16 Nolu Ġstasyon;
Bozyazı Ġlçesi
Kızıl Liman-Mayıs Burnu-Mağara Batısı
VE
17 Nolu Ġstasyon;
Bozyazı Ġlçesi
Lalezarkuyu
DEN
18 Nolu Ġstasyon;
Anamur Ġlçesi
Yedidelik Mağarası
ĠZD
E) ĠLE ĠLGĠLĠ ALAN KULLANICILARI, KULLANICILARIN ALANA BAĞIMLILIKLARI,
KARġILIKLI FAYDA-ZARAR
ĠLĠġKĠLERĠ
2.5. AKDENĠZ FOKLARI VE YAġAMA ALANLARI (KARADA VE DENĠZDE) ĠLE ĠLGĠLĠ
ALAN KULLANICILARI, KULLANICILARIN ALANA BAĞIMLILIKLARI, KARġILIKLI
FAYDA-ZARAR ĠLĠġKĠLERĠ
2 Nolu Ġstasyon;
Silifke Ġlçesi
ġahin Kayası-Bozburun
Akdeniz fokları ve kullandıkları habitatlarla ilgili olarak göze çarpan en önemli ilgi grupları ve
paydaĢlar ile bunların alanla olan iliĢkileri, alandan olumlu/olumsuz etkilenmeleri ve
beklentilerini içeren ilgi grupları analizi tablosu aĢağıda verilmiĢtir. Buna göre Akdeniz fokları
ile doğrudan ya da dolaylı olarak 12 adet kamu kurumu, bir adet sivil toplum kuruluĢu, 5 adet
akademik kurum ile yerel halk ve yazlık konut sakinlerinden oluĢan ilgi grupları bulunmaktadır.
Bu ilgi gruplarından balıkçılar ve balık üretme çiftlikleri türün bireyleri ile aynı bölgeyi
kullanmakta olan alan kullanıcıları olup, geçim kaynakları açısından alana bağımlıdırlar.
Tablo 2.5.1. Akdeniz Foku Ġlgi Grupları Analiz Tablosu
Alana Olumlu/
Olumsuz Etkisi
Alandan Olumlu/
Olumsuz Etkisi
Alandan
Beklentileri
Sahanın
doğal
kaynaklarının
korunması
Ġlgi grubu (PaydaĢ) Adı
Alanla ve Tür Ġle ĠliĢkisi
Mersin Valiliği
Ġlin mülki idaresinden ve yasaların
uygulanmasından sorumlu
Sahanın korunmasında
katkı sağlar
Ġlçe Kaymakamlıkları
(Silifke, Bozyazı, Aydıncık
ve Anamur)
Alanın
korunması
sorumlu
olduğu ilçenin tanıtımına katkı
sağlar
Sahanın
kaynaklarının
korunması
doğal
Ġlçelerin mülki idaresinden sorumlu
Alanın korunmasında kuruma katkı
sağlar
Belediye
sınırlar
içinde
yerlerde altyapıdan sorumlu
Sahanın korunmasında
katkı sağlar
Sahanın
korunması
tanıtımına katkısı yapar
Sahanın
kaynaklarının
korunması
doğal
Ġlçe ve Belde Belediyeleri
Sahanın
kaynaklarının
korunması
doğal
kalan
kuruma
idareye
Sahanın
korunması
tanıtımına katkı yapar
ilin
ilçe
Adana Tabiat Varlıklarını
Koruma Bölge Komisyonu
ve Adana Kültür
Varlıklarını Koruma Bölge
Kurulu Müdürlüğü
Bölgedeki doğal ve arkeolojik sit
alanlarından sorumlu
Sahanın korunması asli görevleri
arasındadır
Alanın korunması kurumsal idari
iĢlevini yerine getirmiĢ olur
Orman ve Su ĠĢleri Mersin
ġube Müdürlüğü
Türün korunmasından sorumlu
Sahanın daha iyi korunması ve
yönetilmesi
Türün yeterince korunması
Ġlçe Orman ĠĢletme
Müdürlükleri
Kıyı kenar çizgisine kadar yer alan
ormanların
iĢletilmesinden
ve
korunmasından sorumlu.
Sahanın korunmasında en önemli
desteği sağlar
Ġleride yapılabilecek yönetim
planı
faaliyetleri
ormancılık
faaliyetlerini kısıtlayabilir
Ġlçe Gıda Tarım ve
Hayvancılık Müdürlükleri
Bölgedeki su ürünleri faaliyetlerinden
sorumlu
Balıkçılıkla ilgili düzenlemeler ve
kontrolü türün korunmasına katkı
sağlar
Sahanın kontrolü iĢ yüklerini
arttırabilir
Bölgedeki
yapılaĢmalardan
kontrolünden sorumlu
YasadıĢı yapılaĢmanın kontrolü ve
engellenmesi tehditleri azaltır
Bölgenin
kontrolü
zorlaĢtırabilir.
Çevre ve ġehircilik Ġl
Müdürlüğü
ve
iĢlerini
44
Sahanın
doğal
kaynaklarının
korunması
Sahanın
doğal
kaynaklarının
korunması
ve iĢletilmesi
Sahanın
doğal
kaynaklarının
sürdürülebilir iĢletilmesi
ve korunması
Kıyıların korunması
Ġlgi grubu (PaydaĢ) Adı
Alanla ve Tür Ġle ĠliĢkisi
Alana Olumlu/
Olumsuz Etkisi
Sahil GüvenlikKomutanlığı
Türün
habitatlarındaki
balıkçılık
faaliyetlerin
kontrolü
ve
denetlenmesi
Türün korunmasını v e üzerindeki
tehditleri ortadan kaldırabilir
Sahanın
bulunan
sorumlu
Sahanın korunmasında en önemli
güvenlik gücü
Ġlçe Jandarma
Komutanlıkları
içinde
ve
bitiĢiğinde
köylerde
güvenlikten
Karayolları Bölge
Müdürlüğü
Bölgedeki mevcut karayollarının
bakım onarımı ve yeni yollarında
inĢasından sorumlu
Ġl Kültür ve Turizm
Müdürlüğü
Bölgedeki
sorumlu
Milli Eğitim ve Halk Eğitim
Ġlçe Müdürlükleri
Balıkçılar Kooperatifleri
(TaĢucu ve Bozyazı vb.)
Balık Üretme Çiftlikleri
turizmin
geliĢmesinden
Kıyı Ģeridine yakın açılacak
karayolları gerek taĢıt trafiği,
gerekse
geliĢecek
insan
faaliyetlerini teĢvik edeceği için
alan ve türe olumsuz etkileri
olacaktır
Kültür ve turizm yatırımlarını ve
teĢviklerini türün ve habitatının
korunmasını göz önüne alarak
yapabilir.
Türün tanıtımına ve koruma
hizmetlerine yardımcı olabilir.
Bölgedeki yerel halkın eğitiminden
sorumlu
Türün ve habitatların korunmasına
katkı sağlayabilir
Türün
habitatlarında
kaynaklarını sağlamak
geçim
Tür ile aralarındaki balık avlama
rekabet türü olumsuz etkiler
Türün yaĢama ve beslenme alanı
olarak kullandığı bölgelerde balık
üretiyorlar.
Bölgede
yaĢayan
Akdeniz
foklarının çiftlikteki balıklara zarar
verdiği iddia edilebilir
Türün ve habitatın korunmasına
yönelik veriler elde edilebilir
Mersin Üniversitesi
Alanda bilimsel araĢtırmalar yapmak
ODTÜ Deniz Bilimleri
Enstitüsü
Bölgede
bilimsel
araĢtırmalar
yapıyor ve lisansüstü düzeyinde
eğitim verebilmektedir.
Türün ve habitatın korunmasına
yönelik veriler ederler
Alandan Olumlu/
Olumsuz Etkisi
Alandan
Beklentileri
-
Denizde
asayiĢinin
sağlanması
yasalara
uygun
balıkçılık
faaliyetlerinin yapılması
asli
Sahada
yasadıĢı
45
faaliyetlerin olmaması
Bölgenin
koruma
altına
alınması yatırım programlarını
engelleyebilir
Bölgenin ekonomisi ve
turizminin geliĢmesi için
yeni yolların yapılması
Sahanın
korunması
görevlerini aksatabilir
Bölgedeki kültür
turizmin geliĢmesi
-
Eğitim faaliyetlerine
verebilir
destek
Türün korunduğu habitatların
ava
yasak
olması geçim
kaynaklarını azaltır
Üretilen balıkların türün bireyleri
tarafından tüketilmesi iĢletmeyi
zarara uğratabilir
-
ve
Bölgenin
doğal
ve
kültürel
kaynaklarının
korunması
Bölgeden
geçimlerini
sağlayacak
Ģekilde
faydalanmaları
Bölgede ürettikleri çiftlik
balıklarından en yüksek
verimi elde etmek.
Doğal
kaynakların
korunması
Doğal
korunması
kaynakların
Ġlgi grubu (PaydaĢ) Adı
Alanla ve Tür Ġle ĠliĢkisi
SAD-AFAG (Su Altı
AraĢtırmaları Derneği)
Bölgede önceki yıllarda su altı
dalıĢları ve araĢtırmaları yapılmıĢtır.
Yazlık Site Sakinleri
Yerel Halk
Bölgede yaz mevsiminde tatil için
denizi ve kıyı Ģeridini çeĢitli
etkinliklerle
kullanmak,
kısmen
atıklarını denize boĢaltmak
Arazi mülkiyeti, karasal ve denizel
alanlardan
faydalanmak,
inĢaat
yapmak vb.
Alana Olumlu/
Olumsuz Etkisi
Türün ve habitatın korunmasında
destek verebilecek en önemli Sivil
Toplum KuruluĢlarından birisi
Alandan Olumlu/
Olumsuz Etkisi
-
Alandan
Beklentileri
Sahanın
doğal
kaynaklarının
korunması
kurumlara
Türün ve alanın korunması yaz
etkinliklerini sınırlayabilir
Kıyılardan ve denizden
yaz dönemi süresince
faydalanmak
46
Bilinçlendirilmeleri ve eğitilmeleri
durumunda türün korunmasına
yardımcı olabilirler
Türün ve alanın korunması için
yapılacak düzenlemeler, alanın
kullanım imkanlarını daraltabilir.
Alandan, hem kaynak
hem de yüzey alanı
anlamında faydalanmak
Türün korunmasında
yardımcı olabilirler
2.6.
AKDENĠZ FOKUNUN YAġAM BÖLGELERĠNDE KARġI KARġIYA
OLDUĞU TEHDĠTLER, DÜZEYLERĠ VE DĠĞER KISITLAYICI
FAKTÖRLER
GeçmiĢte, fokların sayısının azalmasının ana nedeni derileri için avlanmaları olmuĢtur.
Son yıllarda ise balıkçılar tarafından öldürülmeleri, mağaralarda dalgıçlarca rahatsız
edilmeleri en önemli tehdit unsurlarındandır. Dahası, açık sahiller yerine mağaralarda
yavrularını dünyaya getirmek zorunda olmaları, yavrularda ölüm oranlarını arttıran
önemli bir neden olmuĢtur (Reijnders et al., 1993). Akdeniz fokları rahatsız edilmelere
karĢı çok duyarlıdır. Özellikle hamile diĢilerin insanlar tarafından rahatsız edilmeleri,
düĢüklere bile neden olabilir. Ayrıca, uzun bir süt verme-emzirme ve yavru bakımı
periyodu olması nedeniyle bu dönemde rahatsız edilmesi de anne-yavru iliĢkisinde
kötü sonuçlar doğurabilmektedir. Anne-yavru iliĢkisi çok hassastır ve özellikle ilk 3-4
hafta içinde rahatsız edilen bir anne yavruyu kolayca terk edebilir. Zira Veryeri (2006)
tarafından, “Karaburun Yarımadası, Aslanburnu mevkii’nde sualtında bir tesadüf
sonucu bulunan henüz geliĢmemiĢ, bir ay erken olacak Ģekilde, 2003 yılı, Temmuz
ayında suda dünyaya getirilen fok yavrusu büyük bir ihtimalle stres sonucu diĢi
hayvanın düĢük yapmasıdır” Ģeklinde ifade edilmiĢtir. Yine Veryeri (2006)’ne göre; bu
bölgeler insan baskısının yaz aylarında çok üst düzeylerde olduğu alanlardır.
Akdeniz foklarının popülasyon büyüklüğünün giderek azalmasına neden olan faktörleri
aĢağıdaki ana baĢlıklar altında incelemek mümkündür:
2.6.1. Habitat Kaybı
Bilindiği gibi, ıssız koylar, sakin sahiller ve kıyılar Akdeniz foklarının doğal yaĢam
alanlarıdır. Maalesef her geçen gün ülkemizde bu tip alanların sayısı ve yüz ölçümü
hızla azalmaktadır. Yazlık konutların yapımı, yol yapımı, turistik alanların artması,
iskele yapımı habitat kaybını hızlandırmakta ve fokların tercih ettikleri sessiz alanları
terk etmelerine neden olmaktadır. Bir zamanlar Akdeniz’in tamamında görülebilen bu
türün bireyleri insan nüfusunun artıĢıyla beraber doğal habitatlarını kaybetmeye
baĢlamıĢlardır (Israels 1992). Ġnsan faaliyetlerinin olduğu alanlardan uzak alanlarda
yaĢayan Akdeniz fokları barınma, beslenme ve üremek amacıyla bu sessiz koy ve
kıyılara muhtaçtırlar.
Mersin – Antalya karayolu sahil boyunca inĢa edilmiĢtir. Yol inĢası sırasında çıkan
hafriyatın bir kısmı deniz kıyısına dökülmekte veya düĢmektedir. Yol inĢaatının sahil
boyunca sürdürülmesi hafriyat probleminin yanı sıra bölgede insan aktivitesinin de
artmasına, sahilde gürültü, ıĢık gibi olumsuz etkiler yaratmaktadır. Mersin kıyısal
alanında bazı santraller ve fabrikaların yapılacağı haberleri de güncel konulardan olup
47
bu gibi yapıların silüet etkilerinin yanında çevreye ne gibi bir olumsuzlar yaratacağı
bilinmemektedir. Diğer yandan deniz taĢıtlarının (yatlar, feribotlar, sürat tekneleri)
sayısı gün geçtikçe artmaktadır. Artan taĢıt sayısı yeni iskele ve liman ihtiyacı
doğurmaktadır. Yine turizm amacıyla tesisler denize çok yakın olarak yapılmaktadır.
Söz konusu tesisler yine deniz içerisine kadar kendi iskelelerini inĢa etmektedirler.
Mersin ili içerisinde kalan sahillerin turistik bir yapıya sahip olması nedeniyle kıyı Ģeridi
yazlık otel, motel ve tatil siteleri gibi yoğun olarak ikinci konutlar tarafından iĢgal
edilmiĢtir. Özellikle Mersin-Silifke arasında kıyı alanı betonlaĢtığından kıyının ekolojik
karakteri kaybolmakta ve pek çok organizmanın üreme alanı olan bölgeler yok
olmaktadır.
Bu çerçevede Mersin ili kıyısal denizel alanlarda Akdeniz fokuna etki edebilecek
habitat kayıplarıyla ilgili değerlendirilmesinde;
Erdemli Ġlçesi Narlıkuyu Bölgesi Akkum mevkiinde kıyı tarafına yapılması planlanan
turizm tesisi yapılaĢmalarının önlenmesi gerekmektedir.
Silifke Ġlçesi Dana Adası Bölgesi Kargıcak Boğazı mevkii yol güzergahındaki mevcut
orman yolu geniĢletme çalıĢmalarının yapılmıĢ olduğu görülmüĢ ve sonrasında
oluĢabilecek tehdit unsurlarının belirlenerek engellenmesine yönelik tetbirler alınması
gerekmektedir.
Akdeniz foku ve diğer deniz canlılarının balık çiftliklerine muhtemel saldırılarına karĢı
koruyucu ağların takılması özendirilmeli ve balık çiftliklerinde karasal bölgede kıyı
tesisi yapılmaması gerekmektedir.
Silifke Ġlçesi YeĢilovacık Limanı Bölgesinin en önemli 5 üreme mağarasından biri
YeĢilovacık Limanı inĢa sahasına 400 metre mesafede yer almaktadır.Söz konusu
faaliyetin dava sürecine intikal etmesinden dolayı dava sürecinin sonuçlanması
durumunda ayrıca değerlendirilmeye alınması gerekmektedir.
Akkuyu Nükleer Enerji Santrali inĢaat dönemindeki deniz trafiği ve iĢletme döneminde
soğutma suyu nedeniyle özellikle BeĢparmak adası mevkiinde yer alan üreme
mağarası ve çevresine tehdit oluĢturacağı için tedbirlerin alınması gerekmektedir.
Ek-3 de sunulan haritada belirtilmiĢ fok yaĢama alanlarının yakınında yapılacak ve
yapılması planlanan faaliyetler için oluĢabilecek gürültünün tespit edilerek türü
olumsuz etkileyecek desibel değerine bağlı mesafenin belirlenmesi, ayrıca; gürültüsü
olmayan diğer faaliyetlerden kaynaklanacak unsurların da türü tehdit etmesinin
değerlendirilebilmesi için bilimsel görüĢler doğrultusunda akdeniz fokuna olabilecek
etkilerin giderilmesi konusunda ilgili üniversitelerden bilimsel raporlar alınması
gerekmektedir.
48
Akdeniz foku yaĢama alanlarında yapılacak her türlü faaliyetler için bilimsel rapor
hazırlanması gerekmektedir. Söz konusu Bilimsel Rapor: Ġlgili bölgede ve türe özgü en
az 5 yıl konusunda bilimsel çalıĢmalar yapmıĢ ve o konuda hakemli bilimsel yayını
olan en az doktora düzeyinde en az iki uzman tarafından hazırlanması gerekmektedir.
Aydıncık Ġlçesi Yelkenkaya Mevkiinde akdeniz foku üreme mağarasının, yapılması
planlanan yat limanı sahasına yaklaĢık 2 km mesafededir.
Bozyazı Ġlçesi Tekmen Kızıl Liman Bölgesi Mevkiinde 4 (dört) adet akdeniz fokunun
üreme mağarasını aktif olarak kullandığı bilinmektedir. Bu mağaraların önü su ürünleri
tebliğine göre sportif dahil her türlü balıkçılık faaliyetine kapalıdır. Ayrıca; bu alan Bern
SözleĢmesi kapsamındaki zümrüt ağı (emerald network) kapsamı içerisindedir.
Mersin – Antalya karayolu sahil boyunca inĢa edilmiĢtir. Yol inĢası sırasında çıkan
hafriyatın bir kısmı deniz kıyısına dökülmekte veya düĢmektedir.
Mevcut akdeniz fokunun yaĢam alanlarının korunması ve muhafaza edilmesi
gerekmektedir.
2.6.2. Kasıtlı veya Kazara Öldürülmeleri
Kasıtlı veya kazara ölümler geçmiĢte tehdit unsuruyken günümüzde güncel bir tehdit
olarak değerlendirilmemektedir.Ayrıca yakın zamanda kasıtlı ölümlere de
rastlanmamıĢtır.Ancak; kazara ölümlerin takip edilemiyor olması türü tehdit
edebilmektedir.
2.6.3.
Ġnsan Aktivitesi ve Gürültü Yoğunluğu
Kıyısal alanlarımızda ulaĢılamayan bölge kalmamıĢtır. ÇalıĢmalarımız sırasında en
sarp bölgelerde dahi insanların zıpkın ve olta ile avlandığı öğrenilmiĢtir. Yaz
mevsiminde de deniz araçlarıyla tatilciler ve turistler en ıssız bölgelere götürülmekte ve
denize girilmektedir. Söz konusu bölgeler fokların beslendiği, dinlenmek üzere karaya
çıktığı ve yavrusunu gizlediği alanlardır. AraĢtırmalarımız sırasında balıkçılar, yurt
dıĢından gelen bazı araĢtırıcıların fok yuvalarının bulunduğu bölgede kamp
kurduklarını, fokların fotoğraf ve video kayıtlarını çektiklerini bildirmiĢlerdir.
Turizm alanlarında yoğun bir Ģekilde su sporu yapılmaktadır. Su sporları; paraĢüt, jet
ski ve su kayağı gibi hız yapan teknelerle yapılmaktadır. Söz konusu teknelerle
49
fokların yaĢam sahalarında yapılan aktiviteler, bu teknelerin silueti, sesi fokları rahatsız
etmekte ve çarpılma riskleri de bulunmaktadır (Turizm faaliyetlerinin yoğun olduğu
bölgelerde).
Günü birlik gezi teknelerinin deniz içerisinde ve denizel kıyı alanlarında oluĢturduğu
gürültü kirliliği de Akdeniz fokunun yaĢam ortamlarından uzaklaĢmasına neden
olabilecek bir tehdit unsurudur.
2.7.
AKDENİZ FOKLARI İÇİN KURUMLAR ARASI ORTAKLIKLAR, BİRBİRİNE
KARġIT KURUMLAR/PAYDAġLAR; ALANLA ĠLGĠLĠ ORTAK HEDEFLER
DOĞRULTUSUNDA BĠRLĠKTE HAREKET ETME MEKANĠZMA ÖNERĠLERĠ
Akdeniz foklarının tür olarak korunmasından birinci derecede Orman ve Su ĠĢleri VII.
Bölge Müdürlüğü’ne bağlı Ġl ġube Müdürlüğü, alanın korunmasından ise Kültür ve
Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü sorumludur. Öncelikle bu iki kurum
arasında kurulacak ortaklık yanında diğer ilgi grupları ile de iĢbirliği sağlanabilir ve
sağlanmalıdır. Ancak bu iĢbirliği, alanı kullanan bazı paydaĢların alandan beklentilerini
de göz ardı etmeden koruma-kullanma dengesi içerinde tesis edilebilir. Özellikle türün
yaĢama alanlarında geçim kaynaklarını sağlayan balıkçılar ve balık üretme çiftlikleri ile
tür arasındaki rekabetin ortadan kaldırılması veya en aza indirilebilmesi için adı geçen
alan kullanıcıları/paydaĢların geçim kaynaklarının azalmasının kendilerine getireceği
külfetin telafi edilmesi ile mümkün olabilecektir.
Tür ve türün yaĢadığı habitatlarla ilgili çok sayıda ilgi grubu ve alan kullanıcılarının
olması, bölgede devlet kurumlarının yetki ve sorumlulukları ile yatırım programlarının
bir koordinasyon içerisinde gerçekleĢtirilmesini de zorunlu kılmaktadır. Bu amaçla;
ulusal
yasalarımızca
korunmalarının
yanında,
imzaladığımız
uluslararası
sözleĢmelerin getirdiği yükümlülükler gereğince, Akdeniz foku için bölgesel bir
komisyonun oluĢturulması, hazırlanacak ve bütçesi belirlenecek bir yönetim planı
kapsamında korunması ve geliĢtirilmesi sağlanmalıdır. Bu itibarla Mersin Valiliği
baĢkanlığında kurulacak bir komisyon tarafından kurumlar arası iĢbirliği ve birlikte
hareket etme olanakları da elde edilecektir. Türün ve yaĢama alanlarının korunması
için hazırlanacak yönetim planı, Orman ve Su ĠĢleri Mersin ġube Müdürlüğü
yürütücülüğünde gerekli personelin yeterli donanımla kuĢatılmasından sonra hayata
geçirilmelidir.
50
3.
MERSĠN ĠLĠ AKDENĠZ FOKU TÜR KORUMA EYLEM PLANI
Mersin il sınırları içerisinde yaĢayan Akdeniz fokları hakkında, gerek daha önce
yapılmıĢ çalıĢmalar ve literatür taramaları, gerekse arazide fiilen yapılan çalıĢmalar
sonucunda, türün korunmasına yönelik programlar ve stratejik amaçlar doğrultusunda
öngörülen faaliyetlerin gerçekleĢtirileceği uygulama planını içeren eylem planı
hazırlanmıĢtır.
Akdeniz fokları, tür olarak gerek 4915 Sayılı Kara Avcılığı ve bu yasaya dayanılarak
çıkartılan Merkez Av komisyonu Kararı’nca, gerekse uluslararası sözleĢmeler
kapsamınca koruma altında bulunmakta ise de; Mersin il sınırları içinde yaĢadığı
habitatların büyük bir bölümü, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yasası
kapsamınca Doğal Sit Alanı olarak ayrılmıĢ olmasına rağmen, alanın sahip olduğu
statüsü türün korunması için yeterli bulunmamaktadır. Ancak bu Eylem Planı’nda
mevcut durumun tespiti ve değerlendirilmesinden baĢka türün korunması ve mevcut
durumunun geliĢtirilmesi için stratejik amaçlar ortaya konmuĢ ve bu amaçlara
ulaĢabilmek için uygulanması gereken faaliyetler belirlenmiĢtir. Belirlenen bu
faaliyetlerin hayata geçirilmesini sağlayacak personel ve bütçe kurumun tasarrufuna
bırakılmıĢtır.
Eylem Planı kapsamında öngörülen programlar ve uygulama planı Ģöyledir;
 Programlar
 Uygulama Planı
3.1. PROGRAMLAR
Türün korunması için tür ve yaĢadığı habitatlar yanında ilgi gruplarını da kapsayan dört
program ön görülmüĢtür. Bunlar; Envanter ÇalıĢmaları, Koruma Faaliyetleri, Eğitim
ve Bilinçlendirme ile Ġzleme programlarıdır.
3.1.1. Envanter ÇalıĢmaları Programı
Akdeniz fokunun tür olarak korunması için öncelikle hangi habitatlarda kaç bireyin
yaĢadığı, koloniyi oluĢturan bireylerin eĢey durumları ve yavru sayısının da bilinmesine
ihtiyaç vardır. Dolayısıyla envanter çalıĢmaları yalnızca türün değil, türün yaĢadığı
habitatları ve popülasyon büyüklüğünün belirlenmesini de içermektedir.
51
a. Mağara Envanteri
Mersin il sınırları içinde yaĢayan Akdeniz foklarının barındığı, yavruladığı ve
yavrularını sakladığı mağaraların sayısı, yeri ve özellikleri belirlenerek topografya ve
uydu görüntülerini içeren verilerin saklı kalmak kaydıyla haritalara iĢlenmesi, türün
yerinde korunması için yapılması gereken öncelikli çalıĢmalardan birisini teĢkil
etmektedir.
Stratejik Amaç:
Türün bölgede kullandığı mağaraları ve mağaralar üzerindeki tehditleri belirlemek.
Öncelikli Faaliyetler:
1. Mağaraları aktif olarak kullanıldığının tespiti için fotokapan yerleĢtirilmesi suretiyle
envanter yapılması, Mağarada fok aktivitesi olması durumunda dinlenme, üreme
olması durumunda üreme mağarası olarak adlandırılması,
2. Belirlenen mağaralar üzerinde tehdit oluĢturan veya oluĢturabilecek faktörlerin tespit
edilmesidir.
b. Populasyon Envanteri
Bölgede varlığı bilinen Akdeniz foklarının korunabilmesi için öncelikle yaĢayan birey
sayısı ile populasyonu oluĢturan eĢey ve yavru sayısının bilinmesi gerekmektedir.
Stratejik Amaç:
Populasyon dinamiklerini ve geliĢim seyrini ortaya koymak için bölgede yaĢayan
Akdeniz foklarının birey sayısı, bireylerin eĢey durumu ve doğum oranının sağlıklı takip
edilebilmesi.
Öncelikli Faaliyetler:
1.
Mağara envanteri faaliyetlerinde elde edilen çıktılardan birey sayısı, eĢey
durumu ve doğum oranlarının belirlemek,
2.
Akdeniz fokunun yaĢam alanlarındaki belirli bölgelerde gözleme dayalı verilerin
kayıt altına alınması ve mevcutta iĢlevsel olan sisteme entegre edilmesi,
52
3.1.2. Koruma Programı
Sucul bir deniz memelisi olan ancak hem suda hem de karada yaĢayan Akdeniz
foklarının korunması, türün var olan mevcut bireylerinin korunması yanında yaĢamsal
döngülerini gerçekleĢtirdiği habitatların da korunmasını gerekli kılmaktadır. Bu
bağlamda populasyonu oluĢturan bireyler kadar içinde yaĢadığı habitatların da
korunması öncelik taĢımaktadır.
53
Koruma faaliyetlerinin sürdürülebilir bir Ģekilde yürütülmesi için Yerel Akdeniz Foku
Komitesinin oluĢturulması sağlanmalıdır.
Balık Çiftliklerine akdeniz foku ve diğer deniz canlılarının balık çiftliklerine muhtemel
saldırılarına karĢı koruyucu ağların takılması özendirilmeli ve karasal bölgede kıyı
tesisi yapılmaması gerekmektedir.
a)
Habitat koruma
Türün gerek halihazırda kullandığı, gerekse kullanma ihtimali yüksek olan mağara,
uygun kayalıklar ve küçük kıyı kumsalları, artan nüfus yoğunluğu ve buna bağlı olarak
turizm, yazlık konut inĢaatı ve yerleĢmeler sonrası insan faaliyetleri, yeni yol inĢaatları
vb. gibi tehditlere karĢı koruma tedbirleri alınarak türün yaĢamını sürdürmesi
sağlanmalıdır.
Stratejik Amaç:
Akdeniz foklarının habitat olarak kullandığı yaĢama alanlarının karĢı karĢıya
bulunduğu tehditleri ortadan kaldırmak veya en aza indirmek.
Öncelikli Faaliyetler:
1. Türün kullandığı habitatlar hakkında diğer alan kullanıcılarının bilgilendirilmesi,
2. Karasal habitatlar (Mağara, kayalık, in, yarık ve küçük kıyı-kumsallar)’ın yakın
çevresine bölgenin korunmasına yönelik uyarıcı ve bilgilendirici levhaların asılması,
3. Habitatlara yönelik tehditlerin ortadan kaldırılmasına yönelik yasal düzenlemelerin
(Genelge, Teblig vb.) yapılmasının sağlanması,
4. Silifke Ġlçesi, Akkum mevkiinde bulunan fok üreme mağarasının Adana-Mersin
bölgesi 1/100000 ölçekli Çevre Düzeni Planı üzerinde Turizm Tesisi Alanı içerisinde
yer aldığından mağaranın korunmasına yönelik tedbirlerin alınması,
5. Koruma tedbirlerinin alınması ve uygulanmasında paydaĢ kamu kurum ve
kuruluĢları ile iĢbirliği yapılması,
6. Balık üretme çiftliklerinde kafeslerin çevresine dıĢ koruma ağının yapılmasının
sağlanması,
8. Kurulması planlanan Aydıncık Yat Limanına yaklaĢık 2 km mesafede yer alan
akdeniz foku üreme mağarasına olası etkilerin önlenmesine amacıyla yat güzergahının
belirlenmesi çalıĢmalarının yapılması,
54
b)
Türün Korunması
Türün korunması, populasyonu oluĢturan bireylerin yaĢadığı habitatlarda doğrudan,
etkin kontrol ve denetimlerle olabileceği gibi türü tehdit eden unsurların ortadan
kaldırılmasıyla veya en aza indirgenmesiyle de mümkün olabilecektir. Bu amaçla türün
korunmasında, alanı kullanan diğer ilgi gruplarının eğitim ve bilinçlendirilmesi yanında
onlarla iĢbirliği yapılması, yasal ve yönetsel çerçevenin oluĢturulması ve tür ile aynı
alanı kullanan paydaĢların türden doğan olumsuz etkilenmelerinin asgariye indirilmesi
gerekmektedir.
Stratejik Amaç:
Türü oluĢturan bireylerin yerinde korunarak sağlıklı bireyler olarak popülasyonun
devamını sağlamalarını gerçekleĢtirmek.
Öncelikli Faaliyetler:
1. Hasta, yaralı ve ölü fokların bulunması ve görülmesi halinde ilgili kurumlara haber
vermek için iletiĢim ağının kurulması,
2. Akdeniz Foku Koruma Alanlarına denizel sportif faaliyetlerinin seyirle ve sürat ilgili
düzenlemelerinin belirlenmesi,
3. Akdeniz fokunun yaralanması, hastalık vb. gibi acil durumlarda ilk müdahalede
bulunulması için kurumlardaki görevli veteriner hekimlerin eğitim faaliyetine
katılmasının sağlanması,
3.1.3. Eğitim ve Bilinçlendirme Programı
Bölgede yaĢayan insanların Akdeniz fokları hakkında yeterince bilgi sahibi olduğu
söylenemez. Yerel halkın tür hakkında bilgileri ancak gördükleri ya da görenlerin
anlattıkları ile sınırlıdır. Oysa türün gerek ülkemiz gerekse bölgemiz biyolojik çeĢitliliği
açısından ne kadar önemli olduğu, türün besin zinciri içerisindeki yeri ve türün
varlığının bölge turizmi için de önemli olduğunun bilinmesi, türün korunmasını daha da
kolaylaĢtırabilecektir. Bu amaçla çevrede yaĢayan insanların ve aynı alanı kullanan
paydaĢların bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi, türü tehdit eden faktörlerin ortadan
kaldırılmasının ya da etkisinin en aza indirilmesini sağlayacaktır.
Stratejik Amaç:
Türü ilgi grupları ve paydaĢlara daha iyi tanıtarak üzerindeki baskıların ortadan
kaldırılmasını ve tehditlerin asgariye indirilmesini sağlamak.
Öncelikli Faaliyetler:
1. Yerel halkın ve öğrencilerin eğitilmesi ve bilinçlendirilmesi için toplantı ve sunum
yapılması, broĢür, afiĢ, poster asılması ve dağıtılması,
2. Balıkçıların ve balık çiftliklerinde görevlilerin bilinçlendirilmesi için eğitim
faaliyetlerinin yapılması,
3. Diğer ilgi grupları ve paydaĢların türün özellikle ekolojisi (alan kullanımı, dolanım
alanları vb.) ve türle ilgili yapılan çalıĢmalar hakkında bilgilendirilmesi ve haberdar
edilmesi,
3.1.4. Ġzleme Programı
Akdeniz foklarının bölgedeki populasyonun nasıl bir geliĢme gösterdiği, habitatlarda
değiĢim olup olmadığının izlenmesi.
Stratejik Amaç:
Bölgede yaĢayan Akdeniz foklarının gerek populasyon durumu, gerekse bireylerin
içinde yaĢadığı habitatlardaki değiĢim ile koruma tedbirlerinin etkilerini takip etmek ve
ortaya koymak.
Öncelikli Faaliyetler:
1. Akdeniz foku doğum ve ölüm oranlarındaki değiĢimin izlenmesi,
2. YaĢam habitatları üzerindeki tehditlerin izlenmesi, etkilerinin ortaya konulması ve
kayıt altına alınması,
3. Doğan yavruların izlenmesi ve hayatta kalma oranının ortaya konulması,
55
3.2. UYGULAMA PLANI
Uygulama planı program bölümünde verilen stratejik amaçlara ulaĢılabilmesini
sağlayacak faaliyetleri, faaliyetlerin kimin sorumluluğunda ve ne zaman, kimin iĢ birliği
ile uygulanacağını ve öncelik sıralamasını belirtmektedir.
Öncelik Göstergesi: AĢağıda verilen üç aĢamalı öncelik sistemi öngörülmüĢtür.
Öncelik 1: Faaliyetlerin amaçlarına ulaĢmasındaki en önemli öncelik sırasıdır.
Öncelik 2: Stratejik amaçların gerçekleĢtirilmesindeki istenen ikinci derecedeki
önceliktir.
Öncelik 3: Amaçların gerçekleĢtirilmesinde istenen ancak asli olmayan eylem öncelik
sırasıdır.
Uygulama zaman çizelgesi: Faaliyetlerin ne zaman hangi yıllarda yerine getirileceğini
belirtir.
Sorumluluğun belirlenmesi: Bu uygulamalar için sorumlu kurumları belirtir.
ĠĢbirliği yapılacak kurumlar: Bazı faaliyetlerin diğer kurum ve kuruluĢlarla yapılması
mümkündür. Burada iĢbirliği yapılması gereken kurumlar belirtilmektedir.
.
56
Tablo 3.2.1. Uygulama Planı
PROGRAM 1. ENVANTER ÇALIġMALARI
1.1. MAĞARA ENVANTERĠ
57
Stratejik Amaç:Türün bölgede kullandığı mağaraları ve mağaralar üzerindeki tehditleri belirlemek.
Faaliyetler
1. Mağaraları aktif olarak kullanıldığının tespiti
için fotokapan yerleĢtirilmesi suretiyle envanter
yapılması, Mağarada fok aktivitesi olması
durumunda dinlenme, üreme olması durumunda
üreme mağarası olarak adlandırılması,
2. Belirlenen
mağaralar
üzerinde
tehdit
oluĢturan veya oluĢturabilecek faktörlerin tespit
edilmesidir.
Uygulama zamanı (2014-2018)
1.yıl
2.yıl
3.yıl
4.yıl
5.yıl
ĠĢbirliği yapılacak kurum ve
kiĢiler
Öncelik
Sorumlu kurum
1
Orman ve Su ĠĢleri Bakanlığı
VII. Bölge Mersin ġube
Müdürlüğü
X
SAD-AFAG, ODTÜ Deniz
Bilimleri Estitüsü,
1
Orman ve Su ĠĢleri Bakanlığı
VII. Bölge Mersin ġube
Müdürlüğü
X
SAD-AFAG ve ODTÜ Deniz
Bilimleri Enstitüsü
1.2. POPULASYON ENVANTERĠ
Stratejik Amaç: Populasyon dinamiklerini ve geliĢim seyrini ortaya koymak için bölgede yaĢayan Akdeniz foklarının birey sayısı, bireylerin eĢey durumu ve doğum
oranının sağlıklı takip edilebilmesi.
1. Mağara envanteri faaliyetlerinde elde edilen
Orman ve Su ĠĢleri Bakanlığı
VII. Bölge Mersin ġube
çıktılardan birey sayısı, eĢey durumu ve doğum
SAD-AFAG ve ODTÜ Deniz
2
X
Müdürlüğü
Bilimleri Enstitüsü
oranlarının belirlemek,
2. Akdeniz fokunun yaĢam alanlarındaki belirli
bölgelerde gözleme dayalı verilerin kayıt altına
alınması ve mevcutta iĢlevsel olan sisteme
entegre edilmesi,
3
Orman ve Su ĠĢleri Bakanlığı
VII. Bölge Mersin ġube
Müdürlüğü
X
X
X
X
X
SAD-AFAG
(Afbika Ağından Elde Edilen
Veriler Kullanılacaktır)
PROGRAM 2. KORUMA ÇALIġMALARI
58
a. HABĠTAT KORUMA:
Stratejik Amaç: Akdeniz foklarınınhabitat olarak kullandığı yaĢama alanlarının karĢı karĢıya bulunduğu tehditleri ortadan kaldırmak veya en aza indirmek.
Uygulama Zamanı
ĠĢbirliği Yapılacak Kurum Ve
(2014-2018)
Faaliyetler
Öncelik
Sorumlu Kurum
KiĢiler
1.yıl
2.yıl
3.yıl
4.yıl
5.yıl
SAD-AFAG ve ODTÜ Deniz
Orman ve Su ĠĢleri Bakanlığı
1. Türün kullandığı habitatlar hakkında diğer
1
Bilimleri Enstitüsü Halk Eğitim
VII. Bölge Mersin ġube
X
X
X
X
X
alan kullanıcılarının bilgilendirilmesi,
ve Milli Eğitim Müdürlüğü, Sahil
Müdürlüğü
Güvenlik Komutanlığı, STK
2. Karasal habitatlar (Mağara, kayalık, in, yarık
Çevre ve ġehircilik Ġl Müdürlüğü,
Orman ve Su ĠĢleri Bakanlığı
ve küçük kıyı-kumsallar)’ın yakın çevresine
SAD-AFAG ve ODTÜ Deniz
1
VII. Bölge Mersin ġube
X
X
bölgenin korunmasına yönelik uyarıcı ve
Bilimleri Enstitüsü, Belediyeler,
Müdürlüğü
bilgilendirici levhaların asılması,
Kaymakamlıklar
Orman ve Su ĠĢleri Bakanlığı,
SAD-AFAG ve ODTÜ Deniz
Bilimleri Enstitüsü, Gıda Tarım
3. Habitatlara yönelik tehditlerin ortadan
Orman ve Su ĠĢleri Bakanlığı
ve Hayvancılık Bakanlığı, Çevre
kaldırılmasına yönelik yasal düzenlemelerin
1
VII. Bölge Mersin ġube
X
X
ve ġehircilik Bakanlığı, Kültür ve
Müdürlüğü
Turizm Bakanlığı, UlaĢtırma,
(Genelge, Tebliğ vb.) yapılmasının sağlanması,
Denizcilik
ve
HaberleĢme
Bakanlığı,
Sahil
Güvenlik
Komutanlığı, TÜDAV,
4. Silifke Ġlçesi, Akkum mevkiinde bulunan fok
Orman ve Su ĠĢleri Bakanlığı,
Orman ve Su ĠĢleri Bakanlığı
üreme mağarasının Adana-Mersin bölgesi
SAD-AFAG ve ODTÜ Deniz
1
VII. Bölge Mersin ġube
X
X
1/100000 ölçekli Çevre Düzeni Planı üzerinde
Bilimleri Enstitüsü, Çevre ve
Müdürlüğü
Turizm Tesisi Alanı içerisinde yer aldığından
ġehircilik Bakanlığı, Kültür ve
mağaranın korunmasına yönelik tedbirlerin
alınması,
5. Koruma
tedbirlerinin
alınması
ve
uygulanmasında paydaĢ kamu kurum ve
kuruluĢları ile iĢbirliği yapılması,
6. Balık
üretme
çiftliklerinde
kafeslerin
çevresine dıĢ koruma ağının yapılmasının
sağlanması,
7. Akdeniz foku üreme, yaĢam ve etkilenme
alanlarında ve yakınlarında yapılacak veya
yapılması planlanan faaliyetler için oluĢabilecek
gürültünün tespit edilerek türü olumsuz
etkileyecek desibel değerine bağlı mesafenin
belirlenmesi,
ayrıca;
gürültüsü
olmayan
faaliyetlerden Akdeniz fokuna yönelik tehdidinin
değerlendirilebilmesi
amacıyla
bilimsel
raporların alınmasının sağlanması,
8. Kurulması planlanan Aydıncık Yat Limanına
yaklaĢık 2 km mesafede yer alan Akdeniz foku
üreme mağarasına olası etkilerin önlenmesine
amacıyla
yat
güzergâhının
belirlenmesi
çalıĢmalarının yapılması,
Turizm Bakanlığı,
1
3
Orman ve Su
VII. Bölge
Müdürlüğü
Orman ve Su
VII. Bölge
Müdürlüğü
ĠĢleri Bakanlığı
Mersin ġube
X
X
X
X
X
Tüm PaydaĢlar
ĠĢleri Bakanlığı
Mersin ġube
X
X
X
X
X
Gıda Tarım ve Hayvancılık
Bakanlığı,
Sahil
Güvenlik
59
Komutanlığı
X
X
X
Çevre ve ġehircilik Ġl Müdürlüğü,
1
Orman ve Su ĠĢleri Bakanlığı
VII. Bölge Mersin ġube
Müdürlüğü
X
X
1
Orman ve Su ĠĢleri Bakanlığı
VII. Bölge Mersin ġube
Müdürlüğü
X
X
SAD-AFAG
Denizcilik
Bakanlığı
ve
UlaĢtırma,
HaberleĢme
b. TÜRÜN KORUNMASI:
Strateji: Türü oluĢturan bireylerin yerinde korunarak sağlıklı bireyler olarak popülasyonun devamını sağlamalarını gerçekleĢtirmek.
1. Hasta, yaralı ve ölü fokların bulunması ve
görülmesi halinde ilgili kurumlara haber vermek
için iletiĢim ağının kurulması,
2. Akdeniz Foku Koruma Alanlarına denizel
sportif faaliyetlerinin seyirle ve süratla ilgili
düzenlemelerinin belirlenmesi,
3. Akdeniz fokunun yaralanması, hastalık vb.
1
Orman ve Su ĠĢleri Bakanlığı
VII. Bölge Mersin ġube
Müdürlüğü
X
X
1
Orman ve Su ĠĢleri Bakanlığı
VII. Bölge Mersin ġube
Müdürlüğü
X
X
1
Orman ve Su ĠĢleri Bakanlığı
X
X
X
X
Çevre ve ġehircilik Bakanlığı,
Sahil Güvenlik Komutanlığı,
Gıda Tarım ve Hayvancılık
Bakanlığı,
UlaĢtırma,
Denizcilik
HaberleĢme Bakanlığı
X
SAD-AFAG,
ODTÜ
ve
Deniz
gibi
acil
durumlarda
ilk
müdahalede
bulunulması için kurumlardaki görevli veteriner
hekimlerin eğitim faaliyetine katılmasının
sağlanması
VII. Bölge
Müdürlüğü
Mersin
ġube
Bilimleri Enstitüsü
60
PROGRAM 3. EĞĠTĠM VE BĠLĠNÇLENDĠRME ÇALIġMALARI
Stratejik Amaç: Türü ilgi grupları ve paydaĢlara daha iyi tanıtarak üzerindeki baskıların ortadan kaldırılmasını ve tehditlerin asgariye indirilmesini sağlamak.
Uygulama Zamanı
ĠĢbirliği Yapılacak Kurum ve
(2014-2018)
Faaliyetler
Öncelik
Sorumlu Kurum
KiĢiler
1.yıl
2.yıl
3.yıl
4.yıl
5.yıl
1. Yerel halkın ve öğrencilerin eğitilmesi ve
SAD-AFAG ve ODTÜ Deniz
Orman ve Su ĠĢleri Bakanlığı
bilinçlendirilmesi için toplantı ve sunum
Bilimleri Enstitüsü Halk Eğitim
3
VII. Bölge Mersin ġube
X
X
X
X
X
yapılması, broĢür, afiĢ, poster asılması ve
ve Milli Eğitim Müdürlüğü, Sahil
Müdürlüğü
dağıtılması,
Güvenlik Komutanlığı, STK
2. Balıkçıların ve balık çiftliklerinde görevlilerin
SAD-AFAG ve ODTÜ Deniz
bilinçlendirilmesi için eğitim faaliyetlerinin
Bilimleri Enstitüsü Halk Eğitim
Orman ve Su ĠĢleri Bakanlığı
yapılması
ve Milli Eğitim Müdürlüğü, Sahil
3
VII. Bölge Mersin ġube
X
X
X
X
X
Güvenlik Komutanlığı, Gıda
Müdürlüğü
Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı,
STK
3. Diğer ilgi grupları ve paydaĢların türün
Orman ve Su ĠĢleri Bakanlığı
SAD-AFAG ve ODTÜ Deniz
özellikle ekolojisi (alan kullanımı, dolanım
3
VII. Bölge Mersin ġube
X
X
X
X
X
Bilimleri Enstitüsü Halk Eğitim
alanları vb.) ve türle ilgili yapılan çalıĢmalar
Müdürlüğü
ve Milli Eğitim Müdürlüğü,
hakkında bilgilendirilmesi ve haberdar edilmesi,
PROGRAM 4. ĠZLEME PROGRAMI
Stratejik Amaç: Bölgede yaĢayan Akdeniz foklarının gerek populasyon durumu, gerekse bireylerin içinde yaĢadığı habitatlardaki değiĢim ile koruma tedbirlerinin
etkilerini takip etmek ve ortaya koymak.
Öncelik
Faaliyetler
Sorumlu Kurum
1.yıl
1. Akdeniz foku doğum ve ölüm oranlarındaki
değiĢimin izlenmesi,
2
2. YaĢam habitatları üzerindeki tehditlerin
izlenmesi, etkilerinin ortaya konulması ve kayıt
altına alınması,
2
3. Doğan yavruların izlenmesi ve
kalma oranının ortaya konulması,
2
hayatta
Orman ve Su
Bakanlığı VII.
Mersin
Müdürlüğü
Orman ve Su
Bakanlığı VII.
Mersin
Müdürlüğü
Orman ve Su
Bakanlığı VII.
Mersin
Müdürlüğü
Uygulama Zamanı
(2014-2018)
2.yıl 3.yıl 4.yıl
5.yıl
ĠĢleri
Bölge
ġube
X
X
X
X
X
ĠĢleri
Bölge
ġube
X
X
X
X
X
X
X
ĠĢleri
Bölge
ġube
ĠĢbirliği Yapılacak Kurum ve
61
KiĢiler
ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü,
ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü,
SAD-AFAG
ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü,
X
X
X
AKDENĠZ FOKU (Monachus monachus)
TÜR KORUMA EYLEM PLANI
62
4
KAYNAKLAR
KAYNAKLAR
 Acar, B.B., Çolak, H., Gürer, N., Balcı, B.A. and Gökoğlu, M. 2008. Effects of
Tourism and Fisheries on Monk Seal (Monachus monachus, Hermann 1779)
Populations at Antalya. Eastern Mediterranean University, Famagusta Turkish
Republic of Northern Cyprus. 1-8.
 Aguilar, A. 1999. Status of Mediterranean monk seal populations. In: Aloès (ed.).
RAC-SPA, United Nations Environment Program (UNEP)., Tunisia.
 Aguilar, A., Cappozzo, L. H., Gazo, M., Pastor, T., Forcada, J. and Grau, E. 2007.
Lactation and mother-pup behaviour in the mediterranean monk seal Monachus
monachus: an unusual pattern for a Phocid. Journal of Marine Biology Association
of the United Kingdom 87: 93-99.
 Allen, J.A., 1980, History of American Pinnipeds: A Monograph of the Walruses,
Sealions, Sea bears and Seals of North America, Department of the Interior, US
Geological Survey of the Territories, Miscelanious Publications, No:12, 8vol, 1-785
pp.
 Anonim, 2011. 2010 Yılı Mersin Ġl Çevre Durum Raporu. Çevre ve Orman Bakanlığı
Mersin Ġl Çevre ve Orman Müdürlüğü. Mersin, 1-263.
 Badosa, E., Pastor, T., Gazo, M. and Aguilar, A. 2006. Moult in the Mediterranean
monk seal from Cap Blanc, western Sahara. African Zoology 41(2): 183-192.
 Banish, L.D., W.G. Gilmartin, 1987, Preliminary Investigation: Hematology and
serum Chemistry of the Young Hawaiian Monk Seal, Monachus schauinslandi,
Southwest fisheries center Administrative, H-87, 10:13 pg.
 Dailey, M. D., R.V., Santangelo, W.G. Gilmartin, 1988, A caprological Survey of
helminth parasites of the Hawaiin Monk Seal from the NW Hawaiian Islands, Marine
Mammal Science, 4(2): 125-131.
 Dailey, M. D., R.V., Santangelo, W.G. Gilmartin, 1988, A caprological Survey of
helminth parasites of the Hawaiin Monk Seal from the NW Hawaiian Islands, Marine
Mammal Science, 4(2): 125-131.
 Dede, A. 1994. Akdeniz Foku (Monachus monachus Hermann 1779)’nun Foça
Bölgesi’ndeki Dağılımı. Ġstanbul Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Yüksek Lisans
Tezi. Ġstanbul. 1-33.
63
 Dendrinos P. and A. Demetropoulos. 2000. The Mediterranean monk seal in
Cyprus. Monachus Science III, Monachus Guardian 3 (2): November 2000.
 Gazo, M., Aparicio, F., Cedenilla, M. A., Layna, J. F. and Gonzalez, L. M. 2000. Pup
survival in the Mediterranean monk seal (Monachus monachus) colony at Cabo
Blanco Peninsula (Western Sahara-Mauritania). Marine Mammal Science 16(1):
158-168.
64
 Gilmartin, W. G. and Forcada, J. 2002. Monk seals Monachus monachus, M.
tropicalis, and M. schauinslandi. In: W. F. Perrin, B. Wursig and J. G. M. Thewissen
(eds),Encyclopedia of Marine Mammals, pp. 756-759. Academic Press, San Diego,
California, USA.
 Gilmartin, W.G., 1987, Hawaiian Monk Seal die-off Response Plan, A workshop
Report., Southwest Fisheries center Administrative Report, h-87-19, 6pp.
 Goedicke, T. R. 1981. Life expectancy of Monk Seal colonies in Greece. Biological
Conservation 20:173-181.
 Gonzalez, L. M. Aguilar, A., Lopez-Jurado, L. F. and Grau, E. 1997. Status and
Distribution of the Mediterranean Monk Seal Monachus monachus on the Cabo
Blanco Peninsula (Western Sahara-Mauritania) in 1993-1994. Biological
Conservation 80: 225-233.
 Goodman-Lowe, G.D.,1998, Diet of the Hawaiian monk Seal (M. schauinslandi)
from the NW Hawaiian islands during 1991 to 1994, Marine Biology, 132:535-546.
 Groombridge, B. 1994, IUCN Red List of Threatened Animals. IUCN, Gland,
Switzerland.
 Gucu A.C., F. Erkan and H. Örek. 1997. Conservation of the Mediterranean Monk
Seal in Turkey: Mersin and North Cyprus Project, WWF, TR0015-3, 1996-1997
Final Report.
 Gucu A.C., F. Erkan and H. Örek. 1998. Conservation of the Mediterranean Monk
Seal in Turkey: Mersin and Cilician Basin Project, WWF, TR0015-3, 1997-1998
Final Report.
 Gucu A.C., F. Erkan and H. Örek. 1999. Conservation of the Mediterranean Monk
Seal in Turkey: Mersin and Cilician Basin Project, WWF, TR0015-3, 1998-1999
Final Report.
 Gucu A.C., G. Gucu and H. Örek. 2004. Habitat use and preliminary demographic
evaluation of the critically endangered Mediterranean monk seal (Monachus
monachus) in the Cilician Basin (Eastern Mediterranean). Biological Conservation
16 (3): 417-431.
 Gucu A.C., H. Örek and A. E. Kideys. 1995. Conservation of the Mediterranean
monk seal project. WWF Mersin North Cyprus project. Preliminary Survey report.
22-27 August 1995.
 Gucu, A. C., Sakinan, S., Ok, M. 2009. Occurrence of the critically endangered
Mediterranean Monk Seal, Monachus monachus, at Olympos-Beydaglan National
Park, Turkey. Zoology in the Middle East 46: 3-8.
 Güçlüsoy, H., Kiraç, C. O., Veryeri, N. O. and Savas, Y. 2004. Status of the
Mediterranean monk seal, Monachus monachus (Hermann, 1779) in the coastal
waters of Turkey. E. U. Journal of Fisheries and Aquatic Sciences 21: 201-210.
 IUCN 1997, IUCN Red List of Threatened Animals. IUCN, Gland, Switzerland.
 IUCN Conservation Monitoring Centre. 1986, 1966 IUCN Red List of Threatened
Animals.IUCN, Gland, Switzerland and Cambridge, UK.
 IUCN. 1990. IUCN Red List of Threatened Animals. IUCN, Gland, Switzerland and
Cambridge, UK.
 IUCN/UNEP. 1988. The Mediterranean Monk Seal. In: Reinjders, P.J.H., de
Visscher, M.N., Ries, E., (Eds.), IUCN, Gland, Switzerland: 1-59.
 Mace, G.M. and Balmford, A. 2000, Patterns and processes in contemporary
mammalian extinction. In: A. Entwhistle and N. Dunstone (eds) Priorities for the
Conservation of Mammalian Diversity. Has the Panda had its day?, pp. 27-52.
Cambridge University Press, Cambridge.
 Margaritoulis, D., Karavellas, D. and Irvine, C. 1996. Predation of adult loggerheads
by Mediterranean monk seals. In: J. A. Keinath, D. E. Barnard, J. A. Musick and B.
A. Bell (eds), Proceedings of the Fifteenth Annual Symposium on Sea Turtle
Biology and Conservation, pp. 193-196. NOAA Technical Memorandum NMFS-
65
SEFSC-387.
 Mo, G. 2011. Mediterranean Monk Seal (Monachus monachus) Sightings in Italy
(1998-2010) and Implications for Conservation. Aquatic Mammals, 37, 236-240.
 Mursaloğlu, B., 1988, How to Save the Monk Seal, Commun. Fac. Sci. Univ. Ankara
Series C., Vol. 6, s.227-233.
 Neves, H. C. 1998. Preliminary findings on the feeding behaviour and general
ecology strategy of the Mediterranean monk seal Monachus monachus (Pinnipedia:
Monachinae) on the Desertas Islands. Bol. Mus. Mun. Funchal Sup. 5: 263-271.
 Ok, M. 2006. Past, Present Status And Future Of The Mediterranean Monk Seal
(Monachus monachus, Hermann 1779) In The Northeastern Mediterranean. Marine
Biology and Fisheries Middle East Technical University Graduate School of Marine
Sciences. Master of Science. Mersin. 1-114.
 Okudan, E.ġ., B. Dural, V. Aysel ve F. Aysel., 2001, Karaburun Adaları’nın (Ege
Denizi, ĠZMĠR) Deniz Florası, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Fen Edebiyat
Fakültesi, Biyoloji bölümü, Çanakkale, Ulusal Ege Adaları Toplantısı, Gökçeada.
 Öztürk, B. 1998. Past, Present and Future of the Mediterranean Monk Seal
Monachus monachus (Hermann, 1779) in the Black Sea. Proceedings of the first
International Symposium on the Marine Mammals of the Black Sea. Istanbul,
Turkey. p. 96-102.
 Pastor, T. and Aguilar, A. 2003. Reproductive cycle of the female Mediterranean
monk seal in the western Sahara. Marine Mammal Science 19: 318-330.
 Pastor, T., Garza, J. C., Allen, P., Amos, W. & Aguilar, A. 2004. Low Genetic
Variability in the Highly Endangered Mediterranean Monk Seal. Journal of heredity,
95, 291-300.
 Ronald, K., 1973, Seals, IUCN Publications New Series, Supplementary Paper
No:39, Proceedings of a Workshop held 18-19 August 1972 at University of Guelph,
176pp.
 Salman, A., Bilecenoglu, M. and Güçlüsoy, H. 2001. Stomach contents of two
Mediterranean monk seals (Monachus monachus) from the Aegean Sea,
Turkey. Journal of the Marine Biology Association, UK 81: 719-720.
66
 Scheinin, A., Goffman, O., Elasar, M., Perelberg, A. & Kerem, D. 2011.
Mediterranean Monk Seal (Monachus monachus) Resighted Along the Israeli
Coastline After More than Half a Century. Aquatic Mammals, 37, 241-242.
 Sergeant, D. E., Ronald, K., Boulva, J. and Berkes, F. 1978. The recent status
ofMonachus monachus, the Mediterranean monk seal. Biological Conservation 14:
259-287.
 Türk Deniz AraĢtırmaları Vakfı, Akdeniz Ve Ege Denizi’nde Akdeniz Fokunu
Korumak Ġçin Ulusal Eylem Planı, Ġstanbul
 United Nations Environment Programme. 2005. Evaluation of the Mediterranean
monk seal status. United Nations Environment Programme Mediterranean Action
Plan. Regional Activity Center for Specially Protected Areas (RAC/SPA)., Tunis,
Tunisia.
 Veryeri, N. 2006. Ġzmir Körfezi, Karaburun Yarımadası’nda Akdeniz Foku
((Monachus monachus ( Hermann, 1779)) Habitat Biyolojik ÇeĢitlilik Analizi.
Hacettepe Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Doktora Tezi, Ankara, 1-150.
 Veryeri, N. O., 2004, Karaburun Yarımadası Özelinde Akdeniz foku (Monachus
monachus) ve KüreselleĢme, Ege Üniversitesi, Çevre sorunları uygulama ve
AraĢtırma Merkezi, Yüksek Lisans Tezi, Ġzmir.
 Wilson D.E., Reeder M.D. 2005. Mammal Species of the World. Johns Hopkins
University Press, Baltimore.
67
AKDENĠZ FOKU (Monachus monachus)
TÜR KORUMA EYLEM PLANI
5
EKLER
68
EK-1
EK1.1 (a) - EK1.1 (b) - EK1.1 (c):
Akdeniz Foku Gözlem Ġstasyonlarının 1/25.000 ölçekli
Haritası ve CD
EK1.2:Akdeniz Foku YaĢam Alanlarını Gösterir 1/25.000
Ölçekli Harita CD
69
70
EK1.1 (a)
71
EK1.1 (b)
72
EK1.1 (c)
73
EK-2
Mersin Ġli
Akdeniz Foku YaĢam Alanlarını Gösterir
1/100.000
Ölçekli Harita CD
74
EK-3
Mersin Ġli
Akdeniz Foku Habitatlarının
1/500.000 Ölçekli Haritada Gösterilmesi ve CD
75
76
EK-4
Öncelikli Fotoğraflar
Prof. Dr. Ali ERDOĞAN’a Ait Fotoğraflar
77
Doç Dr. Mehmet GÖKOĞLU’na Ait Fotoğraflar
78
Yrd.Doç. Dr. Mustafa YAVUZ’a Ait Fotoğraflar
79
80
81
82
Süleyman KAÇAR’a Ait Fotoğraflar
83
Turunç Peyzaj Ltd. ġti.’ne Ait Fotoğraflar
84
85

Benzer belgeler

FOÇA ve AKDENİZ FOKU Foça Özel Çevre Koruma Bölgesi`nde

FOÇA ve AKDENİZ FOKU Foça Özel Çevre Koruma Bölgesi`nde Akdeniz fokunun ülkemizde korunması için yapılması gereken çalıĢmaların, planlamaların ve alınması gereken önlemlerin; sadece bu türün değil, tüm kıyısal doğal varlığımızın korunması ile sonuçlanac...

Detaylı