doğrusal olmayan kontrol sistemleri - TOK2013
Transkript
doğrusal olmayan kontrol sistemleri - TOK2013
Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya DOĞRUSAL OLMAYAN KONTROL SİSTEMLERİ 331 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya Birinci ve İkinci Dereceden Kayan Kipli Güdüm Yöntemi ile Havadan Havaya Füze Güdümü Uygulaması Muharrem Ulu1,2, Kemal Leblebicioğlu2 1 Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu, Savunma Sanayii Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü (TÜBİTAK-SAGE), ANKARA [email protected] 2 Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü Orta Doğu Teknik Üniversitesi, ANKARA [email protected] olabileceği gibi sistemi kontrol edecek eyleyici üzerinde tahribata yol açabilmektedir [7]. Bu istenmeyen durumu azaltabilmek için yüksek dereceden KKK yöntemi önerilmiştir [7][8][9][10]. Yüksek dereceden KKK yöntemlerinde amaç, eğer yöntem r. dereceden ise kayma yüzeyinin (r-1). türevine kadar tüm türevlerinin ve kayma yüzeyinin sıfıra eşit olmasını sağlamaktır. Özetçe Bu çalışmada, doğrusal olmayan kontrol yöntemlerinden olan kayan kipli kontrol (KKK) yönteminin, birinci ve ikinci dereceden KKK yöntemleri uygulanarak bir havadan havaya füze için güdüm kuralı türetilmiş ve iki yöntemin örnek füzehedef çarpışma senaryoları ile karşılaştırması yapılmıştır. Havadan havaya füzeler görevleri gereği öncelikli olarak yüksek manevra kabiliyetine sahip hava platformları olan savaş uçaklarını hedef aldığı için çarpışma başarımını sağlayabilmek adına hedeften çok daha çevik olmalıdır. Yöntemlerin başarımını değerlendirmek üzere yeterli çevikliğe sahip bir havadan havaya füze altı serbestlik dereceli olarak modellenmiştir. Modellenen füze için üç eksende dönü ve iki eksende ivme otopilotları tasarlanmış ve uygulanacak güdüm yöntemleri için doğrusal olmayan bir benzetim ortamı hazırlanmıştır. s s s ... s ( r 1) 0 Bu çalışmada yüksek dereceden kayan kipli kontrol yöntemlerinden ikinci dereceden bir yöntem olan “üstün burulma” (super twisting) algoritması kullanılacaktır. Birçok farklı alanda uygulanabilen bu yöntem dizel motor kontrolü [10], araç yol takibi [11] ve pnömatik yapay kas kontrolü [12] gibi farklı çalışmalarda uygulanmıştır. Bu bildiride öncelikle oransal-integral kayma yüzeyi kullanılarak birinci dereceden KKK yöntemi ile güdüm kuralı tanımlanacaktır. Ardından ikinci dereceden KKK yöntemlerinden üstün burulma algoritması kullanılarak bir güdüm kuralı elde edilecek ve bazı füze-hedef çarpışma senaryoları yardımıyla bu iki yöntem birbirleriyle karşılaştırılacaktır. 1. Giriş KKK yöntemi “Değişken Yapılı Kontrol” (Variable Structure Control (VSC)) olarak bilinen kontrolcü yapısının, kontrol işlemi sırasında değiştirilmesine dayanan kontrol teorisi içerisinde incelenmekte olup, sistemdeki bozucu ve belirsizliklere karşı gürbüz bir kontrol yöntemi olarak öne çıkmaktadır [1]. KKK yönteminde amaç, geri besleme üzerindeki kazancın sistemin durum veya durumlarına bağlanmış bir kurala göre farklı iki değer arasında değişerek sistemin ilgili durumlarının yörüngesinin, belirlenmiş olan kayma yüzeyine ulaşması ve bu yüzey üzerinde seyretmesini sağlamaktır [2]. Manevra yapan hedeflere karşı füzelerin güdümü için KKK yöntemi kullanılarak birçok çalışma yapılmıştır. Daha çok birinci dereceden KKK yönteminin kullanıldığı bu çalışmalarda kayma yüzeyi olarak “görüş hattı açısının” (line of sight (LOS) angle) zamana göre birinci türevi kullanılmıştır [3][4][5]. Füze güdümünde görüş hattı açısal hızını sıfırlamak hedefi vurmayı sağlamaktadır [6]. Dolayısıyla kayma yüzeyi olarak tercih edilmesi oldukça makul ve anlaşılırdır. Birinci dereceden KKK her ne kadar gürbüz olsa da kayma hareketi boyunca görülen ve yüksek frekanslı kontrol sinyali değişiminin sebep olduğu “çatırtı” (chattering) etkisi sebebiyle pratik anlamda istenmeyen bir durum doğurmaktadır. Bu yüksek frekanslı kontrol sinyali, sistemin yüksek frekans kiplerini tetikleyip kararsızlığa sebep 2. Angajman Geometrisi Y VT R VM X T , YT , ZT T aT M X M , YM , Z M aM X Şekil 1: Füze-hedef angajman geometrisi. Şekil 1’de belirtilen angajman geometrisinde yer alan değişkenlerin tanımları aşağıda belirtildiği gibidir. 332 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya 3.2. Yüksek Frekanslı Kontrol VM : füze hızı [m/s] Toplam kontrol işaretinin, tanımlanan sistem durumunun kayma yüzeyine yakınsamasını sağlayacak olan bileşeni yüksek frekanslı kontrol kısmıdır. Yakınsamanın garanti edilebilmesi için belirlenecek bir Lyapunov fonksiyonu ile yakınsama koşulunu sağlayacak yüksek frekanslı bileşenin bulunması gerekmektedir. Belirlenen Lyapunov fonksiyonu VT : hedef hızı [m/s] aM : füze ivmesi [m/s2] aT : hedef ivmesi [m/s2] M : füze hız vektörünün X ekseni ile yaptığı açı [rd] T : hedef hız vektörünün X ekseni ile yaptığı açı [rd] : hedef görüş hattı açısı [rd] R : füze ile hedef arasındaki mesafe [m] V (t ) 1 YT XT 2 olup s 0 için pozitif tanımlı bir fonksiyondur. Yakınsamanın sağlanabilmesi için fonksiyonun zamana göre türevinin negatif olması gerekir [2]. Yüksek frekanslı kontrol bileşeni için kullanılan yapı (10) ile gösterilmiştir. YM XM aM ,YF (1) kYF sgn( s ) (10) cos( M ) V ss 0 VY X VX Y V s (t ) k P (t ) k I (t ) (2) 2 R (t ) (t ) s 2 İleriki hesaplamalarda kullanılacak olan bazı açıların tanımlarına dair eşitlikler (1), (2), (3), (4) ve (5) ile gösterilmiştir. (t ) tan 1 aT (t ) cos T ( t ) a M (t ) cos M ( t ) 2 R ( t ) ( t ) aT cos( T ) ( aM , ES s kI kP (3) aM ,YF ) cos( M ) 2 R R R (t ) M (t ) M (t ) (t ) (4) T (t ) T (t ) (t ) (5) sk P R (t ) k T , MAX edilmiştir. Bu değer yaklaşık olarak 98 m s (6) kYF (11) 2 olduğu için kYF 100 alınmıştır. Sonuç olarak güdüm komutu s ( t ) k P (t ) k I (t ) (7) s ( t ) k P (t ) k I (t ) (8) a M (t ) 3.1. Eşdeğer Kontrol Kayma yüzeyinin belirlenmesiyle beraber sonraki aşamada kontrol kuralı bulunacak olup öncelikle kayma yüzeyinin zamana göre türevi olan (8) denklemi sıfıra eşitlenerek sistemi kayma yüzeyinde tutacak olan “eşdeğer kontrol” (equivalent control) bileşeni bulunur. Hedef ivmesinin bulunduğu terim eşdeğer kontrol hesaplanırken belirsizlik olarak kabul edilip dikkate alınmayacaktır. Yüksek frekanslı kontrol bileşeni bulunurken hesaba dahil edilerek belirsiz hedef ivmesine karşı güdümün gürbüzlüğü sağlanacaktır. (3) denklemi (8)’de yerine konulup, füze ivme komutu eşitliğin solunda bırakıldığında eşdeğer kontrol (9) olarak elde edilir. 0 0a hedef ivmesi değerinden büyük olduğu müddetçe kayma yüzeyine yakınsama sağlanacaktır. Senaryolar belirlenirken hedefin en fazla 10 “g” ivme ile manevra yapabildiği kabul 0 k P , R, aT , MAX 0 (11) denkleminde görüldüğü üzere kYF , belirlenen azami t ueq (t ) aM , ES k I (t ) k P 0, s 0 kYF aT , MAX Kayan kipli kontrolcü tasarlanırken ilk aşama kayma yüzeyinin belirlenmesidir. Bu uygulamada oransal-integral kayma yüzeyi (6) ile tanımlanmış ve kayma yüzeyinin kendisi ve zamana göre birinci türevi (7) ve (8) denklemleri ile verilmiştir. ( )d sgn( s ) aT , MAX s 0 kYF aT , MAX 3. Birinci Dereceden Kayan Kipli Güdüm s ( t ) k P (t ) k I YF 2 R(t ) (t ) R(t ) R(t ) k cos (t ) M P k I (t ) k P 2 R (t ) (t ) R R kP kYF sgn( s ) cos M (t ) olarak elde edilir. 4. İkinci Dereceden Kayan Kipli Güdüm KKK yönteminde derece, bir anlamda, kayma yüzeyinin zamana göre kaçıncı türevinde kontrol komutunun göründüğünü ifade etmektedir. İlk bakışta bu yöntemin belirtildiği gibi sadece bağıl derece farkının iki olduğu sistemlerde kullanılabileceği anlaşılsa da, derece farkının bir olduğu sistemlerde çatırtı etkisini azaltmak için geliştirilen üstün burulma algoritması ikinci dereceden bir kontrol yöntemi olarak öne çıkmaktadır [10]. Bağıl derecesi 1 olan bir sistem düşünülsün. Bu sistem için (9) 333 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya s u parametreler için (15) ile bulunan katsayılar ile başarılı bir güdüm yapılamamış ve füze için belirlenmiş asgari ve azami ivme değerleri arasında sürekli olarak değişen bir ivme komutu elde edilmiştir. [7] ile belirtildiği gibi önceden yapılmış analizlerle biriktirilen ve değerlerinin kullanılmasıyla belirlenen katsayıların çok büyük çıkabileceği görülmüştür. Dolayısıyla tek bir benzetim boyunca (15) koşullarını sağlayacak şekilde her zaman adımında değişen katsayılar bulmanın daha makul olacağı yaklaşımı ile yola çıkılarak benzetimler yapılmıştır. Fakat bu sefer de benzer şekilde güdüm için kabul edilebilir sonuçlar elde edilememiştir. 0 olmak üzere y1 s (t , x ) y1 y2 (12) y2 (.) (t , x )u (t ) sistemi kontrol edilmek isteniyor. Sistemin belirsiz parametreleri (13) eşitsizlikleri ile sabit pozitif sayılarla limitlenmiş olsun. Bu yaklaşımların dışına çıkılarak a , K ve katsayılarının eniyileme ile bulunması değerlendirilmiştir. Bu parametreleri belirlemek için zorlayıcı bir senaryo ve kullanılan eniyileme yöntemi olarak genetik algoritma tercih edilmiştir. (.) (13) 0 m (t , x ) M 5. Genetik Algoritma ile Eniyileme Bu durumda (12) ile tanımlanmış sistemde sonlu zamanda ikinci dereceden kayan kipli kontrolü sağlayacak ( s s 0 ) kontrol kuralı (14) ile tanımlanır [10]. u (t ) K y1 sign ( y1 ) u1 Genetik algoritma, genetik biliminin doğal seleksiyon, çaprazlama gibi seçime ve çeşitliliğe dayalı özelliklerinin örnek alınarak modellendiği ve yeni bireyler ya da yöntemdeki karşılığı ile optimal çözüm adayları oluşturarak en iyi çözüme ulaşılmaya çalışılan bir eniyileme yöntemidir. Bu yöntemde olası çözümler (bireyler) arasında çözüme daha yakın olanlar seçilerek (seleksiyon) bir sonraki çözüm adayı grubu (nesil) oluşturulur ve nesilden nesile daha iyi sonuca ulaşılmaya çalışılır. (14) u1 a.sign( y1 ) Belirtilen katsayıların tanımları ise (15) ile açıklanmıştır. a K 2 Çözüm aramak için gerekli olan maliyet fonksiyonu M ( x, t ) (18) eşitliğiyle tanımlanmıştır. m 4 M a m 3 M ( x, t ) w1k1m1 ( x, t ) w2 k 2 m2 ( x, t ) w3 k3 m3 ( x, t ) w4 k 4 m4 ( x , t ) (15) a 0 0.5 B.F . Güdüm problemi için (12) sistemi (16) ile tanımlanmıştır. Burada, y1 (t , x ) (t ) m1 , m2 , m3 , m4 : maliyet fonksiyonu parçaları y1 y2 (t ) (16) w1 , w2 , w3 , w4 : maliyet ağırlıklandırma sabitleri y2 (t ) (.) (t , x )u (t ) (3) eşitliğinin zamana göre türevi alındığında (17) elde edilir. 2 R (t ) 6R 2 R R 2 aM sin( M ) M R 3R aM cos( M ) aT cos( T ) R (18) aT sin( T ) T 2 B.F . : bariyer fonksiyonu füze-hedef çarpışma zamanı, m3 füze ivmesinin zaman göre integrali ve m4 kayma yüzeyi türevinin zaman göre integrali R olarak tanımlanmıştır. k n kazançları ile bu maliyet parçaları (.) + : maliyet ölçekleme sabitleri m1 kayma yüzeyi fonksiyonunun zamana göre integrali, m2 aT cos( T ) R k1 , k2 , k3 , k4 (17) tek bir değere ölçeklenmiş ve sonrasında wn ağırlıklandırma cos( M ) a M R kazançları ile maliyet parçalarının ana maliyet fonksiyonu üzerindeki baskınlıkları belirlenmiştir. Maliyet ağırlıklandırma katsayıları belirlenirken kayma yüzeyi türevinin zamana göre integral değerinin düşük olması öncelikli olduğu için diğer maliyet parçalarına göre daha çok ağırlıklandırılmıştır. Diğer değişkenlerin öncelik sıralaması ise kayma yüzeyinin zamana göre integrali, füze ivmesinin zamana göre integrali ve füzehedef çarpışma zamanıdır. Bu sıralama ve ağırlıklandırmalar (t , x ) ve terimleri füze-hedef çarpışma senaryolarına göre değişen terimlerdir. (13) ve (15) uyarınca farklı birçok senaryo için bu değerler kaydedilmiş belirsizliklerin azami değerleri için belirtilen sabit parametreler bulunmuştur. Fakat bu sabit 334 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya a : 30.5 , K : 292.66 , : 0.146 yapılan birçok benzetimin ve en iyileme süreçlerinin sonuçlarının detaylı irdelenmesi ile belirlenmiştir. İkinci aşamada eniyileme sürecinde çalıştırılacak ve aday çözümlerin manevra kabiliyetini test etmek için kullanılacak referans iki füze-hedef çarpışma senaryosu belirlenmiştir. Bu senaryo iki boyutlu uzayda ve yatay düzlemde tanımlanmış olup sonuçta elde edilecek parametrelerin dikey düzlemde de kullanılması amaçlanmıştır. Tanımlanan senaryoların angajman geometrisi Şekil 2 ve Şekil 3’de görüldüğü gibidir. olarak bulunmuştur. Bulunan bu parametre setleri her iki yöntem için de iki ve üç boyutta farklı angajman senaryoları için denenmiş ve hedefin başarıyla vurulduğu görülmüştür. 6. Birinci ve İkinci Dereceden Kayan Kipli Güdüm Yöntemlerinin Karşılaştırılması Bu kısımda Bölüm 3 ve 4’te anlatılan birinci ve ikinci dereceden kayan kipli güdüm yöntemlerinin bazı angajman senaryoları için başarımları incelenmiştir. Belirlenen senaryolar, daha çok yatay düzlemde manevra gerektirdikleri için benzetim sonucunda elde edilen füze yatay ivme komutu, yatay eksen kayma yüzeyi değeri ve kayma yüzeyinin zamana göre birinci türevinin değeri grafiklendirilmiştir. “PI” kayma yüzeyli birinci dereceden, üstün burulma algoritmalı “ÜB” ikinci dereceden kayan kipli güdüm sonuçları ve füze güdümü uygulamalarında genellikle kullanılan klasik “oransal navigasyon güdümü”, “ONG” (proportional navigation guidance) ile elde edilmiş sonuçları tek figürde çizilerek karşılaştırılmıştır. 6.1. Senaryo – 1 Şekil 2. Eniyileme süreci için belirlenmiş ilk senaryo İlk senaryoda yaklaşık 20000ft irtifada, füze yaklaşık 22.3 km mesafede 1.4 Mach hız ile hareket eden bir hedefe kuzeye göre 45o baş açısıyla ve 1 Mach hız ile atılıyor. Atış anında hedef füzeyi farkedip 8 g ivme ile dönerek sakınma manevrası yapmaya başlıyor ve bir yandan da dönüş manevrası sırasında hız kaybetmemek için baş aşağı vererek manevrasını sürdürüyor. Benzetim boyunca hedef hızının degişmediği kabul edilmiştir. Tablo 1. İlk senaryo için benzetim koşulları Senaryo(t0) X [km] Y [km] İrtifa [km] Hız [Mach] Baş Açısı [der] Hedef Manevra [g] Şekil 3. Eniyileme süreci için belirlenmiş ikinci senaryo Füze 0 0 6 1 45 Hedef 20 10 6 1.4 180 8 Eniyileme algoritması çalışırken karşılaşılan hedefin ıskalanması veya hedefin füze arayıcı başlığının görüş alanından çıkması durumunda aktif olacak şekilde ve ana maliyet fonksiyonunun değerini kayda değer şekilde arttırarak algoritmanın istenmeyen arama bölgelerinden uzak durmasını sağlayacak bir bariyer fonksiyonu tanımlanmıştır. Yukarıda belirtilen sabitlerin değerlerinin belirlenmesi ve bariyer fonksiyonun da tanımlanmasıyla ana maliyet fonksiyonu oluşturulmuş ve eniyileme süreci hem Bölüm 3’te anlatılan birinci dereceden yöntemin k P ve k I katsayılarının hem de Bölüm 4’te anlatılan ikinci dereceden güdüm yönteminin a , K ve katsayılarının belirlenmesi için başlatılmıştır. Sürecin sonunda elde edilen parametre değerleri, k P = 13.2 Şekil 4. İlk senaryo için çarpışma yörüngesi , k I = 0.01 ve 335 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya Bu senaryo sonucunda ilk 2 saniye içerisinde kayma yüzeyi değeri ‘0’ civarına getirilmiş olup PI kayma yüzeyi sonuçlarında çatırtı etkisi net olarak görülmektedir. Şekil 8 ve 9’da kayma yüzeyi değeri ve zamana göre birinci türevine yakından bakıldığında üstün burulma algoritması ile çatırtı etkisinin azaltılabildiği ve daha iyi bir kayan kipli kontrolün elde edildiği görülmektedir. Ayrıca klasik ONG güdüm sonucu ile kıyaslandığında, her iki kayan kipli güdüm yönteminin vuruş zamanı anlamında kısa bir süre de olsa kazanç sağladığı görülmektedir. Şekil 5. Füze yatay ivme komutu değişimi 6.2. Senaryo – 2 Bu senaryoda da yaklaşık 20000ft irtifada, füze yaklaşık 11.2 km mesafede 1 Mach hız ile hareket eden bir hedefe kuzeye göre 45o baş açısıyla ve 1 Mach hız ile atılıyor. Füze atış sırasında hedef kuzeye göre 250o baş açısıyla hareket etmekte olup Şekil 10’da görüldüğü üzere “yüksek nişan hattı sapma açısıyla” (high off-boresight angle) atılıyor. Tablo 2. İkinci senaryo için benzetim koşulları Senaryo(t0) X [km] Y [km] İrtifa [km] Hız [Mach] Baş Açısı [der] Hedef Manevra [g] Şekil 6. Yatay kanal kayma yüzeyi değerinin değişimi Füze 0 0 6 1 45 Hedef 10 5 6 1 250 3 Şekil 7. Yatay kanal kayma yüzeyi türevinin değişimi Şekil 8. Yakından yatay kanal kayma yüzeyi değişimi Şekil 10. İkinci senaryo için çarpışma yörüngesi Şekil 11. Füze yatay ivme komutu değişimi Şekil 9. Yakından yatay kanal kayma yüzeyi türevinin değişimi 336 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya tutularak başarılı bir çarpışmanın sağlanabileceği görülmektedir. Farklı füze-hedef senaryoları için belirlenen statik parametre kümesi ile güdüm problemini çözmek mümkün olsa da başarısını sınırlayabilmektedir. Bunun yerine, önerilen çözüm, farklı füze-hedef geometrileri için geçerli olan çok sayıda parametre kümesi arasında gerçek zamanlı interpolasyon yapılarak senaryo boyunca değişen parametre değerleri ile daha başarılı sonuçların elde edileceği değerlendirilmektedir. Teşekkür Şekil 12. Yatay kanal kayma yüzeyi değeri değişimi Sağladığı katkı ve kaynak desteği için TÜBİTAK SAGE’ye teşekkür ederiz. Kaynakça [1] C. Edwards, E.F. Colet ve L. Fridman, Advances in Variable Structure and Sliding Mode Control, Springer, 2006. [2] R.A. DeCarlo, S.H. Zak ve S.V. Drakunov, The Control Handbook, CRC Press, Cilt: 1, Bölüm: 11, s: 941-951 1999. [3] M. Innocenti, F. Pellegrini, F. Nasuti, “A VSS Guidance Law for Agile Missiles,” Proc. of the AIAA Guidance, Navigation, and Control Conference, New Orleans, Louisiana, U.S.A., Cilt: AIAA-1997-3473, s:179-188, 1997. [4] K. R. Babu, I.G. Sarma ve K.N. Swamy, “Switched Bias Proportional Navigation for Homing Guidance Against Highly Maneuvering Targets,” AIAA Journal of Guidance, Control, and Dynamics, Cilt: 17, No: 6, s:1357-1363,1994. [5] D. Zhou, C. Mu, Q. Ling ve W. Xu, “Optimal SlidingMode Guidance of a Homing-Missile,” Proc. of the 38th Conference on Decision and Control, Phoenix, Arizona, U.S.A., s:5131-5136, 1999. [6] N.F. Palumbo, R.A. Blauwkamp ve J.M. Lloyd, “Basic Principles of Homing Guidance,” Johns Hopkins APL Technical Digest, Cilt: 29, No: 1, 2010. [7] A. Levant, A. Pridor, R. Gitizadeth, I. Yaesh ve J.Z. Ben, “Aircraft Pitch Control Via Second Technique,” AIAA Journal of Guidance, Control, and Dynamics, Cilt: 23, No: 4, s:586-594, 2000. [8] A. Levant, “Sliding Order and Sliding Accuracy in Sliding Mode Control,” International Journal of Control, Cilt: 58, s: 1247-1263, 1993. [9] G. Bartolini, A. Ferrara, A. Levant ve E. Usai, “On Second Order Sliding Mode Controllers,” Variable Structure Systems, Sliding Mode and Nonlinear Control, Lecture Notes in Control and Information Sciences, Springer-Verlag, Cilt: 247, s: 329-350,1999. [10] M.K. Khan, K.B. Goh, S.K. Spurgeon, “Second Order Sliding Mode Control of a Diesel Engine,” Asian Journal of Control, Cilt: 5, No: 4, s:614-619, 2003. [11] H. Imine ve T. Madani, “Sliding Mode Control for Automated Lane Guidance of Heavy Vehicle,” International Journal of Robust and Nonlinear Control, Cilt: 23, s: 67-76, 2013. [12] M. Chettouh, R. Toumi ve M. Hamerlain, “High-Order Sliding Modes for a Robot Driven by Pneumatic Artificial Rubber Muscles,” Advanced Robotics, Cilt: 22, No: 6-7, s:689-704, 2008. Şekil 13. Yatay kanal kayma yüzeyi türevinin değişimi Şekil 14.Yakından yatay kanal kayma yüzeyi değişimi Şekil 15. Yakından yatay kanal kayma yüzeyi türevi değişimi Bu senaryo sonucunda da üstün burulma algoritması ile çatırtı etkisinin azaltılabildiği görülmüştür. Buna ek olarak ONG yöntemi ile vurulamayabilecek bir hedefin tasarlanan her iki kayan kipli güdüm yöntemi ile vurulabildiği görülmektedir. 7. Sonuçlar ve Gelecek Çalışmalar Çalışma kapsamında tasarlanan kayan kipli güdüm yöntemleri kullanılarak yapılan bilgisayar benzetimleri sonucunda, üstün burulma algoritmasının KKK yöntemlerinde görülen istenmeyen çatırtı etkisini oldukça azalttığı görülmektedir. Ayrıca tasarlanan birinci ve ikinci dereceden yöntem ile klasik oransal navigasyon güdümüne göre ilk senaryoda çarpışma zamanının azaltılabilmesinin yanısıra ikinci senaryoda bu yöntemle ıskalanabilecek hedeflerin füze görüş alanı içinde 337 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya GENELLEŞTİRİLMİŞ BİRBİRİNE BAĞLI BENZER SİSTEMLER: DAĞITILMIŞ ÇIKIŞ TAKİP KONTROLÜ Georgi Dimirovski1&2, Dilek Tüke11 1 Kontrol ve Otomasyon Mühendisliği Bölümü Doğuş Üniversitesi, İstanbul [email protected] 2 Inst. Of ASE, Inst. of ASE, Faculty of Electrical Eng. & Information Technologies, SS Cyril &Methodius University, MK-1000 Skopje, Rep. of Macedonia [email protected] Eğer öngördüğümüz sınırlar, gerçektekinden çok daha büyük olursa, kararlılığı garantilerken bu defada yüksek kontrol kazançlarından dolayı, denetleyicimiz ekonomik olmayacaktır. Büyük ölçekli sistemlere, boyutu bilinmeyen belirsizlikler [10] de ayrıntılı olarak incelenmiş, Ricatti yöntemiyle tasarlanan doğrusal olmayan denetleyici ile doğrusal zamanla değişen belirsiz geniş ölçekli sistemde kararlılık sağlanırken giriş kazancında ki belirsizlikler hesaba katılmamıştır. Çalışmamızda, benzerlikler taşıyan genelleştirilmiş bağlantılı sistemlerin dağıtılmış takip kontrolü, benzerlik ve doğrusal olmayan belirsizlik içeren tanımlayıcı modeller yardımıyla incelenmiştir. Her alt sistem, kendi içinde yapısal belirsizlikler içerebilmektedir. Dağıtılmış kontroller tasarlanmış ve yeni bir teori ispatlanmıştır. Bunu yaparken genelleştirilmiş tanımlayıcılar için Dai’nin [5] çalışması, dayanıklı takip için [15] ve bağlantılı sistemlerin benzerliği için [1] ve [4] çalışmaları referans olarak alınmıştır. Dayanıklı çıkış takip kontrolörleri, darbe etkilerinden etkilenmeden, referans sinyalini asimptotik olarak takip edebilmek üzerine tasarlanır. Bu denetleyiciler, benzerlik ihtiva ettiği için gerçeklemesi ve yok edilmiş denetleyiciler içinse tekrar üretilebilmesi oldukça kolay olmaktadır. Doğrusal olmayan sistemler için takip kontrol analizi ve tasarımı ve analizine de katkıda bulunmaktadır. Özetçe Bu çalışmada yapısında benzerlikler taşıyan genelleştirilmiş birbiriyle bağlantılı sistemlerin dağıtılmış takip kontrolü, doğrusal tanımlayıcı modeller yardımıyla incelenmiş ve çözülmüştür. Bağlantıların ve alt sistemlerin doğrusal olmadığı ve yapısal belirsizliklere sahip olduğu kabul edilmiştir. Tasarlanan dayanıklı kontrolörlerle, birbirine bağlı alt sistemlerden oluşan bu sistem referansı asimptotik olarak izler, ayrıca kontrol edilen sistemde darbe etkisi görülmez. Takip kontrolörlerin yapıları birbirlerine benzerlik gösterirler, bu sayede gerçeklemesi, yok edilmesi ve tekrar üretilmesi oldukça kolaydır. Bu çalışmanın sonucu, genelleştirilmiş sistemlerin benzerliği varsayımı üzerine kurulmuştur. 1. Giriş Genelleştirilmiş birbirine bağlı sistemler, belirsizlikler de içerebilen doğrusal veya doğrusal olmayan alt sistemlerden oluşmuştur. Bunu, geniş ölçekli sistemlerin özel bir durumu olarak kabul edebiliriz. Genelleştirilmiş bağlı sistemlerin benzerliği konusunda referans olabilecek çok fazla çalışma yoktur. Buna karşılık doğrusal olmayan ve simetrik sistemler ilgili çalışmalara [1], [2], [3] ve [4] referanslarını gösterebiliriz. Uygulama alanları ile ilgili [5], [6], [7] ve [8] referansları mevcuttur. Geniş ölçekli sistemler ve tasarım yöntemleri ile ilgili de ayrıntılı çalışmalar [6] vardır. Bu tip sistemlerin birçoğunda simetri ve tekrar mevcuttur. Birbirine bağlı benzer sistemler, dünyamızda doğal olarak meydana gelir ([6], [7], [8] ve [9]). Gerçek karmaşık sistemleri ve özelliklerini anlamak [1] açıklandığı gibi bize en iyi denetleyici tasarımında ve uygulamasında yol gösterecektir. Dağıtılmış denetleyici tasarımı hakkında birçok çalışmada belirsizlik içeren büyük ölçekli sistemlerin, modellerdeki belirsizliklerin [10], [11], [12], [13] ve [14] çalışmalarında belirtildiği gibi, sınırlı olduğu kabul edilmiştir. Denetleyicinin tasarımı, bu sınırlar üzerine inşa edilmiştir. Gerçek sistemlerde, belirsizliğin sınırlarını tahmin etmek oldukça zordur. Aynı şekilde geniş ölçekli sistemlerde alt sistemler arasında ki ilişki hakkında da ki bilgide sınırlıdır. Eğer, belirsizlik sınırları öngördüğümüz sınırları aşarsa, tasarladığımız kontrolörlün kararlılığını garanti edemeyiz. 2. Problemin Tanımı ve Formülasyonu Doğrusal olmayan bağlantılı sistemin modeli, bir başka ifade tarzı ile benzer yapılı genelleştirilmiş sistem betimleyicisini aşağıda ki gibi yazabiliriz. Ex&i = Axi + Bui + ∆Fi ( xi , t ) + ∆H i ( xi , t ) i = 1,2,..., n yi = Cxi (1) Denklem (1) de ki değişkenler: xi ∈ R n , ui ∈ R m , yi ∈ R k : i-ıncı durum, kontrol giriş ve çıkışı E , A ∈ R nxn , B ∈ R nxm , C ∈ R kxn :matrisleri sabit ve rank(E) < n ∆Fi ( xi , t ) :i- ıncı alt-sistemin yapısal belirsizliği x i = col ( x1 , x2 , L xi −1 , xi , L xn ) , 338 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya ∆H i ( xi , t ) : doğrusal olmayan bağlantılardaki belirsizliktir. Bu denkliğin anlamı alt-sistemler(1) ve referans modeller arasında belirli bir bağlantı olduğudur. Bu varsayımın ayrıntısı takip denetim tasarımı sırasında anlatılacaktır. Fiziksel nedenlerle ve genelleştirilmiş alt sistemin düzenli olduğunu kabul edersek, aşağıdaki bağıntıyı yazabiliriz. ∆Fi (0, t ) = 0, ∆H i (0, t ) = 0, i = 1, 2, L , n Varsayım 3: Doğrusal olmayan belirsizlikler, her alt sistemi giriş geçiş yolları ile etkiler. Bu varsayımımız, alt-sistem seviyesinde çözümün varlığını ve tekliğini anlamına gelmektedir. ∆Fi ( xi , t ) = B∆f i ( xi , t ) , ∆H i ( xi , t ) = B∆hi ( xi , t ) . Tanım 1: Genelleştirilmiş sistem betimleyici Varsayım 4: Aşağıdaki eşitsizlikleri gerçekleyen fonksiyonlar ρ i ( xi , ~ xi ) , η i ( xi , ~ xi ) ve devamlı fonksiyonların C(.), D(.) var olduğu. Ex&i = Axi + Bui i = 1,2, L , n yi = Cxi (2) Yukardaki denklem, denklem (1) ki i-ıncı alt-sistemin nominal(itibari) gösterimidir. (E,A,B,C) matrisleri ise uygulamalarda gerçeklenen halidir. Bu bildiride, denklem (1) de ki bağlantılı genelleştirilmiş sistem, alt-sistemlerinin hepsi aynı lineer gösterime (E,A,B,C,D) sahip olduğundan, benzer yapılara sahip olacaktır. Bu yapı [1] ve [4] de önerilen benzerlik yapısının uzantısıdır. Benzerlik mimarisinin özellikleri kullanılarak n dayanıklı denetleyici bir araya getirilerek sentezi yapılacaktır. Bu kontrol yapısı çözümü, darbe etkisine (bu etki sistemleri kararsız yapabilir) sahip herhangi bir kontrol sistemi olmadığını garanti etmektir, ve n çıkış asimptotik olarak referans sinyali wi(t) takip etmektedir. Çalışmamızda, standart izleme problemlerinde bilinen ~ xi (0) başlangıç durumu için n boyutlu sistemin model gösterimi, çözüm için genelleştirilmiş bağlantılı benzer sistem denetleyici tasarım problemimize uyarlanmıştır. ~ ~ x&i = A~ xi (3) ~~ wi = C xi ~ ~ A, C Sabit matrisler, wi referans sinyali, xi durum vektörüdür. C ( 0) = 0 ∆f i ( xi , t ) ≤ ρ i ( xi , ~ xi ) ≤ C[ E ( xi − G~ xi )] (4) D(0) = 0 ∆hi ( xi , t ) ≤ ηi ( xi , ~ xi ) ≤ D[ E ( xi − G~ xi )] (5) C(.) ve D(.) devamlı fonksiyonlarının varlığı varsayımı izleme denetimi için biraz daha özel bir karmaşıklığı gösterir. Bu varsayım, bu türde ki genelleştirilmiş sistemlerinin yanı sıra geniş ölçekli sistemlerinin analizi ve tasarımında da kullanılır. Varsayım 5: (E,A,B,C) kararlı ve darbe denetlenebilir sistem oluşturur. Darbe denetlenebilirlik, sistemin(1) asimptotik izleme kararlığı için gerekli koşuldur. V5 sayesinde, mxn K matrisi ve nxn tekil olmayan T, S matrisinin varlığının öngörebiliz. 0 A I 0 , T ( A + BK ) S = 1 TES = r 0 0 0 In−r (6) R=rank(E) ve A1 kararlıdır. Böylece Lyapunov denklemini kesin artı tanımlı r boyutlu her hangi bir Q matrisi için yazabiliriz. 3. Çıkış İzleme Denetleyicisi A1T P + PA1 = −Q Ele alınan bağlantılı sistem sınıfı için (1) ve referans model (3) için beş varsayım da bulunabiliriz. (7) P, kesin artı tanımlı çözümdür. Ayrıca, T ve S matrislerini T1, S1 rxn alt matrislerine ayırabiliriz. Varsayım 1: Referans durum uzay modelinin (3) bütün durum değişkenleri için sınırlıdır. ( ~ xi ≤ M bir başka deyişle kesin artı sayı M in var olduğu ) T T = 1 T2 Bu kararlı bir izleme denetimi olabilmesi için gerekli koşuldur. Teorem 1: Varsayım 1-Varsayım 4 göre, aşağıdaki dayanıklı kontrol çözümü vardır. Varsayım 2: Aşağıda ki denklemi sağlayacak G, L matrisinin varlığı. ui = u1i + ui2 + ui3 i = 1,2,L, N , ~ A B G EGA = ~ C 0 H C 339 S S −1 = 1 S2 (8) (9) Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya Ir 0 u1i = Kxi + ( H − KG ) ~ xi B T T1T PS1 ( x i − G~ xi ) ρ i ( xi , ~xi ) if − u = B T T1T PS1 ( x i − G~ xi ) 0 if 2 i B T T1T PS1 ( xi − G~ xi ) = 0 A1 0 0 I n − r zi (1) zi ( 2 ) Düzenlersek: z&i (1) = A1zi (1) + T1B[(ui2 + ∆f i ( xi , t )) + (ui3 + ∆hi ( xi , t ))] (15) BT T1T PS1( xi − G~ xi ) ≠ 0 0 = zi ( 2) + T2 B[(ui2 + ∆f i ( xi , t )) + (ui3 + ∆hi ( xi , t ))] (16) BT T1T PS1 ( xi − G~ xi ) = 0 Sistemde (13) ve referans sinyal sisteminin de (3) darbe etkisi yoktur. Buna göre xi = z i + G~ xi de darbe etkisi yoktur. (15) için kesin artı bir fonksiyon tanımlarsak (11) K,T1,S1,P1 denklem(6),(8) ve (7) de ki gibidir. a) z&i (1) z&i ( 2) = + TB[(ui2 + ∆f i ( xi , t )) + (ui3 + ∆hi ( xi , t ))] B T T1T PS1 ( x i − G~ xi ) ≠ 0 (10) BT T T PS ( x − G~ xi ) 1 i 1 − ηi ( xi , ~xi ) if ui3 = BT T1T PS1( xi − G~ xi ) 0 if 0 0 V ( zi (1) ) = ziT(1) Pzi (1) Kapalı çevrim sistemin u1 ve genelleştirilmiş sistemin (1) darbe etkisi yoktur. b) yi(t) çıkışı referans sinyali wi(t) asimptotik olarak izlemektedir. c) Kapalı çevrim sisteminin durum değişkenleri ve geneleştirilmiş sistem(1) her zaman sınırlıdır. (7), (9), (10) ve (14) kullanarak aşağıda ki denklemleri elde ederiz. V& ( zi (1) ) = ziT(1) ( A1T P + PA1 ) zi (1) + 2 ziT(1) PT1B[(ui2 + ∆f i ( xi , t )) + (ui3 + ∆hi ( xi , t ))] = − ziT(1) Qzi (1) + 2 ziT(1) PT1B[(ui2 + ∆f i ( xi , t )) + (ui3 + ∆hi ( xi , t ))] İspat: ~ = − ziT(1) Qzi (1) + 2( xi − G x i )T S1T PT1B[(ui2 + ∆f i ( xi , t )) Varsayım (3) göre, kapalı çevrim sistem (1) ve ui aşağıdaki gibi yazabiliriz. xi ) = 0 ise, Eğer BT T1T PS1( xi − G~ T T ~ ( xi − Gxi ) S1 PT1B[ui2 + ∆f i ( xi , t )] = 0 ; Ex&i = Axi + B[u1i + ui2 + ∆f i ( xi , t ) + ui3 + ∆hi ( xi , t )] xi + = ( A + BK ) xi + B[(H − KG ) ~ (ui2 + ∆f i ( xi , t )) + (ui3 + ∆hi ( xi , t ))] (12) değilse BT T1T PS1 ( xi − G~ xi ) ≠ 0 n yeni değişkeni aşağıda ki gibi tanımlarsak z = x − G~ x , i = 1,2, L , n , i i (17) + (ui3 + ∆hi ( xi , t ))] Denklem (10) kullanarak i ( xi − G~ xi )T S1T PT1B[ui2 + ∆f i ( xi , t )] ve Varsayım (2) ve (3) kullanarak aşağıdaki hata dinamiğini gösteren denklem setini türetebiliriz. Ez&i = ( A + BK ) zi + B[(ui2 + ∆f i ( xi , t )) + (ui3 + ∆hi ( xi , t ))] , i = 1,2, L , n . BT T1T PS1 ( xi − G~ xi ) = ( xi − G~ xi )T S1T PT1B[ − ρ i ( xi , ~xi ) + ∆f i ( xi , t )] T T ~ B T1 PS1 ( xi − Gxi ) (13) Denklem (8) kullanılarak, aşağıdaki dönüşümü yazılabilir. zi (1) (t ) Si −1 z i ( 2 ) (t ) = S z i = S z i , 2 = − BT T1T PS1 ( xi − G~ xi ) ρ i ( xi , ~ xi ) + ( xi − G~ xi )T S1T PT1B∆f i ( xi , t ) (14) ≤ − BT T1T PS1 ( xi − G~ xi ) ρ i ( xi , ~ xi ) + BT T1T PS1 ( xi − G~ xi ) ⋅ ∆f i ( xi , t ) Bu denklemi tekil olmayan aşağıda ki T matrisi ile soldan çarptığımızda ≤ − BT T1T PS1 ( xi − G~ xi ) ρ i ( xi , ~ xi ) + BT T1T PS1 ( xi − G~ xi ) ρ i ( xi , ~ xi ) =0 340 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya Ve sonunda aşağıda ki eşitsizliği yazabiliriz. 2( xi − G~ xi )T S1T PT1B[ui2 + ∆f i ( xi , t )] ≤ 0 . zi (1) (t ) =0 lim zi (t ) = lim S t → +∞ zi ( 2 ) (t ) ve (18) t → +∞ Denklem (11) kullanarak ve aynı sırayı izlersek de aşağıdaki eşitsizliğe (19) ulaşırız. 2( xi − G~ xi )T S1T PT1B[ui3 + ∆hi ( xi , t )] ≤ 0 . ~ lim [ yi (t ) − wi (t )] = lim [Cxi (t ) − C~ xi (t )] t → +∞ (19) Varsayım A1 ve Denklem (23), ~ x ve zi sınırları olduğu için ~ z = x − Gx , i = 1,2, L , n , x sınırlı olduğu kolayca i (20) E ( xi − Gx%i ) = T −1 u1i = Kxi + ( H − KG ) ~ xi 0 zi (1) −1 zi (1) =T . 0 zi (2) 0 basit doğrusal denetleyicidir. Zaman sonsuza giderken ki limitini aşağıda ki şekilde yazabiliriz. z (t ) lim E ( xi − G~ xi ) = lim T −1 i (1) t → +∞ t → +∞ 0 (21) lim zi (1) (t ) −1 t → = T +∞ =0 0 İkinci bileşen BT T T PS ( x − G~x ) T T 1 1 i i ρ (x , ~ ~ − i i xi ) B T1 PS1 ( xi − Gxi ) ≠ 0 2 T T ~ ui = B T PS ( x − Gx ) 1 1 i i 0 BT T1T PS1 ( xi − G~ xi ) = 0 ve üçüncü bileşeni de aşağıda ki gibi formüle edebiliriz. BT T1T PS1 ( xi − G~xi ) T T ηi ( xi , ~xi ) B T1 PS1 ( xi − G~ xi ) ≠ 0 − 3 ui = BT T1T PS1 ( xi − G~ xi ) T T 0 B T1 PS1 ( xi − G~ xi ) = 0 Denklem (16) yı tekrar yazarsak zi ( 2) (t ) = −T2 B[(ui2 + ∆f i ( xi , t )) + (ui3 + ∆hi ( xi , t ))] , Varsayım 4 kullanırsak: Görüldüğü gibi doğrusal olmayan denetleyicimiz mantık tabanlı anahtarlama içermektedir. Denetleyicimi sentezlediğimizde kontrol yapısına bu yapı taşınacaktır. zi ( 2) (t ) = − T2 B[(ui2 + ∆f i ( xi , t )) + (ui3 + ∆hi ( xi , t ))] ≤ T2 B ⋅ ui2 + ∆f i ( xi , t ) + ui3 + ∆hi ( xi , t ) Kontrol u1i , i=1,2,..,n aynı doğrusal yapıya sahipken, ui2 ve ui3 , aynı B, T1 , S1, G matrislerini ihtiva eder ve aynı benzerlik ≤ 2 T2 B ⋅ [ ρ i ( xi , ~ xi ) + ηi ( xi , ~ xi )] yapısına sahiptirler. Buradan bütün kontrol sinyalleri ui aynı benzerlikte olduğu sonucuna varabiliriz. Görüldüğü üzere, kontrol altyapısı bu şekilde gerçekleştirerek, bir bilgisayar kontrol algoritması şeklinde yazabiliriz. K , H , B , T1, S1, G kullanarak yok edilmiş kontrol sinyallerini ≤ 2 T2 B ⋅ {C[ E ( xi − G~ xi )] + D[ E ( xi − G~ xi )]} . C(.) ve D(.) devamlı fonksiyonlarlar olduğunu hatırlayarak, (21) denklemi kullanarak, lim zi ( 2) (t ) ≤ 2 T2 B ⋅ lim {C[ E ( xi − G~ xi )] + D[ E ( xi − G~ xi )]} t → +∞ t → +∞ t → +∞ = 2 T2 B ⋅ [C (0) + D(0)] = 0 lim zi ( 2) (t ) = 0 . t → +∞ tekrar oluşturabiliriz. Bu özellik, önerilen merkezi olmayan geri beslemeli kontrol yapısına dayanıklılık özelliği sağlayarak algoritmayı iyileştirir. Ayrıca, ui2 ve ui3 ile gerçekleştirilen mantık kontrollü anahtarlamalı[16],[17],[18],[19] kontrolle kontrolörümüz daha iyi sonuçlar verecektir = 2 T2 B ⋅ {C[ lim E ( xi − G~ xi )] + D[ lim E ( xi − G~ xi )]} t → +∞ i Birinci bileşen I ⋅ TES ⋅ S zi = T r 0 −1 i Açıklama : (9) da sentezlenen bütün denetleyiciler üç analitik bileşen çözümünden oluşmaktadır. Denklem (6) yı kullanırsak −1 i anlaşılır. Bu noktada ispatımız tamamlanmıştır. olduğu sonucuna varabiliriz. lim zi (1) (t ) = 0 t → +∞ t → +∞ V& ( zi (1) ) negatif tanımlı bir fonksiyon t → +∞ t → +∞ = lim [Cxi (t ) − CG~ xi (t )] = lim Czi (t ) = 0 . Q kesin artı tanımlı olduğu için, denklem (17),(18) ve (19) ve V& ( zi (1) ) ≤ 0 ,ve V& ( zi (1) ) = 0 olması için tek koşulun zi (1) = 0 olması gerektiğinden (23) (22) (14), (20) ve (22) denklemler aşağıdaki sonuca ulaştırır. 341 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya [14] M. Ikeda, D. D. Silijak, “Overlapping decentralized control with input, state and output inclusion.” Control Theory & Advanced Technology, vol. 2, pp. 155-172, 1986. [15] T. H. Hopp, W. E Schmitendorf., “Design of a linear controller for robust tracking and model following,” ASME J. of Dynamic Systems, Measurement & Control, vol. 11, no. 2, pp. 552-558, 1990. [16] D. Liberzon, Switching in Systems and Control. Birkhauser, Boston, MA, 2003. [17] L.-L. Li, J. Zhao, G.M. Dimirovski, “Robust H-inf control for a class of switched nonlinear systems with neutral uncertainties.” Trans. of the Institute of Measurement & Control, special issue on Switched Dynamical Systems, vol. 32, pp. 635-659, 2010. [18] M. Wang, J. Zhao, G.M. Dimirovski, “Dynamics of output feedback robust H-inf control of uncertain switched nonlinear systems.” Intl. J. of Control, Automation & Systems, vol. vol. 9, pp. 1-8, 2011. [19] R. Wang, J. Zhao, G.M. Dimirovski, G.-P.Liu, “Output feedback control for uncertain linear systems with faulty actuators based on a switching method.” Intl. J. of Robust & Nonlinear Control, vol. 19, pp. 1295-1312, 2009. 5. Sonuçlar Doğrusal benzer yapılardan oluşan, genelleştirilmiş sistem betimleyicisi modellenebilen, doğrusal olmayan bağlantılı sistemler için merkezi olmayan çıkış takip denetleyicisinin sentezi yapılarak, analitik çözümü elde edilmiştir. Elde edilen sonuçlar, birbirine benzerlik gösteren ve bağlı alt sistemler için olduğu halde, genelleştirilmiş bağlantılı sistemlere de uygulanabilir. Bu bildiri, genelleştirilmiş bağlantılı sistemlerin, tasarlanan dayanıklı dağıtık denetleyicilerinin de benzer yapılar içerdiğini göstermiştir. Genelleştirilmiş bağlantılı sistemlerin takip kontrolünün gerçekleyebilecek olan kontrolün yapısı ve sentezi oluşturularak, bağlantılardaki belirsizlikler basitleştirilmiştir. Kompleks sistemler, benzerlik ve simetri özellikleri ile incelenmiştir. Kaynakça [1] C. Bing, S. Zhang, “Decentralized robust stabilization via estimated state feedback for a class of nonlinear interconnected systems with similarity.” In: Preprints of the IFAC Symposium on Large Scales Systems LSS1998, Beijing, CN, July 4-6. The IFAC and Chinese Association of Automation, Beijing, CN, 1998. [2] J.W. Grizzle, S.I. Markus, “The structure of nonlinear control systems possessing symmetries.” IEEE Trans. on Automatic Control, vol. 29, pp. 248-256, 1984. [3] S.-Y. Zhang, “Structures of symmetry and similarity in complex systems.” Control Theory & Applications, vol. 11, no. 2, pp. 231-237, 1994. [4] G.H. Yang, S.-Y. Zhang, “Stabilizing controllers for uncertain symmetric composite systems.” Automatica, vol. 31, pp. 337-340, 1995. [5] L. Dai, Singular Control Systems, Springer-Verlag, Heidelberg Berlin, 1989. [6] D.D. Siljak, Decentralized Control of Complex Systems, Academic Press, Cambridge, MA, 1991. [7] D.D. Siljak, A.I. Zecevic, “Control of large-scale systems: Beyond decentralized feedback.” Annual Reviews in Control, vol. 29, pp. 169-179, 2005. [8] M. Ilic, J. Zaborszky, Dynamics and Control of Large Electric Power Systems. J. Wiley, New York, NY, 2000. [9] A.I. Zecevic, D.D. Siljak, Control of Complex Systems: Structural Constraints and Uncertainties. Springer, New York Dordrecht Heidelberg London, 2010. [10] Z. Gong, “Decentralized robust control of uncertain interconnected system with prescribed degree of exponential convergence”, IEEE Trans. on Automatic Control, vol. 40, pp. 704-707, 1995. [11] Z. Gong, C. Wen, D.P. Mital, “Decentralized robust controller design for a class of interconnected uncertain systems: with unknown bound of uncertainty.” IEEE Trans. on Automatic Control, vol. 41, pp. 850-854, 1996. [12] M Ikeda, D. D. Silijak, “Decentralized stabilization of linear time-varying systems.” IEEE Trans. on Automatic Control, vol. 25, pp. 106-107, 1980. [13] M. Ikeda, D. D. Siljak, D.E. White, “An inclusion principle for dynamic systems.” IEEE Trans. on Automatic Control, vol. 29, pp. 244-249, 1984. 342 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya Çapraz Tip DA Çevirici için Geri Adımlı Denetim Tekniği Sonrası Kayan Kipli Denetim Tasarımı Murat Şeker1, Erkan Zergeroğlu1 1 Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Gebze- Kocaeli {mseker; ezerger}@bilmuh.gyte.edu.tr anahtarlama operasyonları sebebiyle doğrusal olmayan sistemlerdir. DGM anahtarlamalı çapraz tip çeviricilerin denetleyici tasarımı için Oran-İntegral-Türev (ing: PIDProportion Integral Derivative) denetleyici tasarlamıştır [9]; Bu çalışmada yazarlar çıkış gerilimini ayarlamak için PID denetleyici kullanmışlardır. DA çapraz tip çeviriciye kayan kipli denetim (ing: Sliding Mode Controller) uygulaması [10] da yapılmış, bu çalışmada çapraz tip çeviricinin transformatör ikincil tarafının akım ve çıkış gerilim hatası kayma yüzeyi seçilerek denetleyici tasarlanmıştır. Dolaylı geri adımlı (ing: Indirect Backstepping) denetim yaklaşımı [11] önerilmiş, yazarlar çapraz tip çevirici transformatörünün ikincil tarafının referans değerine bağlı olarak, çeviricinin çıkış değerini ayarlayan denetleyici tasarımı yapılmıştır. Kayan kipli denetim bir doğrusal olmayan bir denetim yöntemi olup en önemli avantajı parametrik ve yük belirsizliklerine karşı kararlılığı büyük ölçüde garanti etmesidir. Dahası, tasarımında oldukça esneklik sağlaması ve diğer doğrusal olmayan denetim yöntemlerine göre uygulanabilirliğinin daha kolay ve kısa zaman içinde etkin sonuçlar alınabilmesidir. Bu avantajlarının aksine, endüstrinin bu denetleyiciye gereken ilgiyi göstermemişdir. Anahtarlama ile karakterize edilen DA çeviriciler doğal olarak değişken yapılıdır, bundan dolayı; bu elektronik devrelerin denetiminde kayan kipli denetim tekniğinin uygulanması çok uygundur. Geri adımlamalı denetim yöntemi; doğrusal olmayan sistemlerde yinelemeli ve sistematik denetim yöntemlerindendir. Bu denetim yönteminde ki yaklaşım; doğrusal olmayan sistemler için buna uygun geribeslemeli kontrolör tasarımı için gerekli aşamaları sistematik temelli olarak sunmasıdır. Bu çalışmada; DA çapraz tip çevirici denetimindeki yoğunlaşmamız çıkış gerilimi ile istenen çıkış gerilimi arasındaki izleme hatasını sıfıra yaklaştırmak yani çapraz tip çeviricinin çıkış gerilimini istediğimiz değere ulaşmasını sağlamaktır. İzleme hatasının dinamiğinde yer alan yardımcı ( ) fonksiyonu; izleme hatasına bağlı bir Oran-İntegralTürev fonksiyonu kullanılarak elde edildi. Geri adımlamalı kayan kipli denetleyici tasarlanarak yapılan bu çalışmada, kayma yüzeyi = − biçiminde seçildi ve anahtarlama fonksiyonu yardımıyla çıkış gerilimi denetimi sağlandı. Uygulanan geri adımlamalı kayan kipli denetim, Matlab paket programı kullanılarak benzetim çalışmaları yapılarak etkinliği gösterildi. Lyapunov ikinci teorem kullanılarak tasarlanan denetleyicinin kararlılık analizi yapıldı. Benzetim sonuçlarından önerdiğimiz denetim algoritmasının dayanıklılığı gösterildi. DA çapraz tip çeviriciler için uygun olduğu yapılan benzetim sonuçları ve Lyapunov kararlılık analizleri sonuçlarında görülmektedir. Özetçe Bu çalışmada; DA (Doğru Akım-ing: DC-Direct Current) Çapraz tip çeviricinin (ing: Flyback Type Converter) çıkış geriliminin ayarlanma problemi incelenmiştir. Geri adımlama tekniği (ing: Backstepping) sonrası kayan kipli denetim prensibi uygulanarak, çapraz tip çeviricinin denetimi için ifadeler elde edilmiştir. Tasarlanan denetim sisteminin performans ve uygulanabilirliği, değişik çıkış gerilimleri için yapılan benzetim çalışmaları ile desteklenmiştir. Benzetim sonuçlarından; kayma hareketi sıfıra yönlendiğinde parametre değişiklikleriyle başa çıkma konusunda yetenekliliği, belirsizliklerle rahatlıkla başa çıkabileceği görülmüş bu özellikler çapraz tip çeviricide geri adımlamalı kayan kipli denetim algoritmasının kullanımını daha elverişli olduğunu göstermiştir. 1. Giriş Birçok elektronik devrede bir seviyedeki DA (Doğru Akıming: DC-Direct Current) gerilimden bir başka seviyedeki DA gerilime gereksinim vardır. Çoğunlukla haberleşme ve bilgisayar sistemlerinde yüksek güç yoğunluklu, yüksek verimli ve sabit çalışma frekansı olan anahtarlamalı güç kaynakları tercih edilmektedir [1]. Bu gereksinim doğrusal DA çeviriciler kullanılarak giderilme yoluna gidilse de, ucuz maliyetlerine karşın ısınma sorunları nedeniyle pek fazlasıyla tercih edilmezler. Bu soruna en gerçekçi çözüm DA–DA anahtarlamalı kipli çeviriciler kullanmaktır. DA çeviricileri; basit yapıları ve ucuz maliyetlerinden dolayı güç elektroniğinin en çok kullanılan devreleridir. DA çeviriciler taşınabilir cihazlar da önemli yere sahiptir, en geniş uygulama alanları, elektronik sistemlerin güç kaynaklarıdır. DA çeviriciler son on yılda farklı modelleri ve bu modellere ait farklı analiz yaklaşımları yayınlandı [2,3]. Çoğu araştırmacı anahtarlamalı DA çeviricilerin denetimi üzerine yoğunlaşmışlardır [4-8]. Bu araştırmacıların uyguladıkları denetim metotları DGM (Darbe Genişlik Modülasyon-ing: PWM-Pulse Width Modulation) temelli yüksek frekanslı ve çalışma oranı denetimli olanlar en fazla tercih edilenlerdir. Genel olarak DA çeviriciler; izoleli (Çapraz Tip-ing: Flyback Type, Tam Köprü-ing: Full Bridge, vb.) ve izolesiz (Alçaltaning: Buck, Yükselten- ing: Boost, Alçaltan Yükselten-ing: Buck-Boost vb.) olmak üzere iki sınıfa ayırabiliriz. Çapraz tip DGM çeviriciler; çevirici kaynak gerilimi ile çıkış gerilimi bir transformatör yardımıyla izole edilmiştir, çoğunlukla cep telefonu şarj cihazları, bilgisayar güç kaynakları, xenon flash lambaları, lazerler ve fotokopi makinaları için yüksek gerilim üretimi vb. gibi alanlarda kullanılan doğrusal olmayan çeviricilerdir. Bu çeviricinin içsel doğrusal olmayan 343 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya Bu çalışmanın ilerleyen bölümleri; çapraz tip çeviricinin matematiksel modeli ve çalışma prensipleri bölüm 2 de, denetleyici tasarımı bölüm 3 de, sistemin denetleyici ile çalıştırılması ile elde edilen benzetim sonuçları bölüm 4 de ve son olarak bu çalışmanın sonuçları bölüm 5 de sunulacaktır. (1 − ) ⎡0 ⎤ 0 − − ⎥ ⎢ (1 − ) ⎥ ⎢ = ⎢0 0 ⎥ − ⎢ ⎥ (1 − ) 1 ⎢ ⎥ 0 − ⎣ ⎦ ̇ ̇ 2. Matematiksel Model ve Uygulama Prensipleri ̇ Çapraz tip çevirici, Buck- Boost tip çeviricinin transformatör ile izole edilmiş bir durumudur. Çeviricinin yapısı Şekil 1’ de verilmiştir. Burada da görüldüğü gibi Buck- Boost tip çeviricideki endüktansın yerini transformatör almıştır. Bu yapıda ‘E’ DA giriş kaynağı ile ‘S’ anahtarı transformatörün birincil sargısına seri bağlanmıştır. ‘D’ diyotu ve ‘RC’ çıkış devresi ‘S’ anahtarı kapalı konumda iken, anahtar açık konuma gelene kadar, transformatörün birincil sargısındaki akım doğrusal olarak artış gösterir. Anahtar açık konuma geldikten sonra transformatörde depolanan enerji ikinci sargı üzerinden, çevirme oranı kadar değişim göstererek, ‘D’ diyotunu iletime sokarak ‘RC’ devresine aktarılır. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, yük ile giriş geriliminin ters kutuplanmış olduğudur. ‘R’ yük direnci enerjisini anahtar kapalı konumda olduğu sürece enerjisini ‘C’ çıkış kapasitesinden, anahtar açık olduğu konumda ise, transformatörden alır[12]. ⎡ ⎢ +⎢ − ⎢ ⎣ 3. Geri Adımlı Kayan Kipli Denetleyici Tasarımı Bu bölümde, çapraz tip çevirici için geri adımlı kayan kipli denetleyici ifadesi elde edilecektir. DA çeviricilerde, çıkış gerilimi anahtarlama çalışma oranı ile orantılı olduğundan, denetim sistemi de öyle tasarlanmalı ki bu sistemin çalışma oranı değiştirilerek çıkış gerilimi istenen referans gerilimi izlemesi sağlanmasıdır. Çıkış gerilimi için izleme hata fonksiyonunu Çeviricinin durum değişkenleri; transformatörünün birincil sargısından akan giriş akım , transformatörün ikincil sargısından akan akım , kapasite uçlarındaki gerilimi olmak üzere, devrenin S anahtarlama elemanı ‘ ’ anahtar konum fonksiyonu ile ‘D’ diyot anahtarlama elemanı ise modellemeyi sadeleştirmek amacı ile (1 − ) fonksiyonu olarak modellenmiştir. Çapraz tip çeviricinin transformatör ve kondansatör dirençleri ihmal edilerek dinamik denklemleri [12]; (1 − ) ̇ =− + − − (1 − ) (1) ̇ = − − − (1 − ) 1 ̇ = − ̇= < ≤ + ( ) + ( ) ≤ < + = (4) 1 − 1 (5) izleme hatası dinamik ifadesi elde edildi. (5) dinamik ifadesinde = (1 − ) biçimindedir. Denetimimize yardımcı olacak ( ) fonksiyonuna bağlı ( ) geri adımlama yardımcı fonksiyonu, ≜ 1 − ( ) − (6) biçiminde tasarlayalım. (6) ifadesinde yer alan > 0 ve > 0 olmak üzere tasarım parametreleridir. Hata dinamiği terimi eklenip çıkarılıp, daha sonra (4) ifadesi (5) de kullanarak izleme hatası dinamik ifadesi; yazılabilir. Bu denklemlerdeki ise transformatör sarımları arasındaki ortak endüktansı ifade etmektedir. Sistemin ideal modeli; anahtarlama elemanı S nin anahtar konum fonksiyonu anahtarın bir peryodda ki çalışma oranı dönüşümü = olarak 0, − olarak tanımlayalım. (4) ifadesinde ( ) ∈ ℝ , sabit bir değerdir. Hata fonksiyonunun zamana göre türevi; ̇ = ̇ elde edilir. (3) ifadesinden ̇ fonksiyonunun eşiti yazılarak, Şekil 1: Çapraz tip çevirici yapısı[11]. 1, − 0 ⎤ ⎥ ⎥ ⎥ ⎦ sürekli durum yaklaşık modeli elde edilir. = = − (3) ̇= (2) 1 ( − )− 1 − − ( ) (7) elde edilir. Bu aşamada denetleyicimize uygun bir kayan yüzey seçerek denetleyicimizin istenen referans değerine ulaşmasını sağlamak olacaktır. Bunun için kayma yüzey fonksiyonumuzu = − biçiminde seçelim. Kayan kipli denetimin amacı durum değişkenlerini ( ) = 0 kayma ilişkisi kullanılarak ve → dönüşümler yapılıp (1) ifadesini dönüşümleri yerlerine yazılarak düzenlenirse, 344 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya çapraz tip çeviriciye, Şekil 2’ de verilen denetim devresi kullanılarak, benzetim çalışması Matlab/Simulink paket programında gerçekleştirildi. Benzetim sonucunda elde edilen yüzeyine zorlamak ve bu yüzeyde kalmasını sağlamaktır. Kayma yüzeyi fonksiyonunun zamana bağlı türevi, ̇= ̇− ̇ =− ̇ + (1 − ) ̇ + ̇+ (8) ̇≜ . bu ifadeden faydalanarak denetim sinyalimiz; 1 (1 − ) − − (1 − ) − ̇+ + + + (9) ( ) z3ref biçiminde tasarlanır. Denetim sinyal ifadesi (9), (8) ifadesinde kullanılarak, kayma yüzeyi dinamik ifadesini, ̇ =− ( ( )) − z3 Şekil 2: Denetleyici uygulama devresi. (10) olarak elde ederiz. (9) ve (10) ifadelerinde yer pozitif tanımlı denetim kazancı olup ( ( )) aşağıdaki gibi tanımlanmış standart işaret fonksiyonudur; +1ise ( ) > 0 ( ) ≝ 0ise ( ) = 0 −1ise ( ) < 0 çıkış gerimi, izleme hatası ve denetim işareti Şekil 3, 4 ve 5 de görülmektedir. (11) Cikis Gerilimi 6 Teorem 1: Kayan kipli denetleyici (9) ifadesinde önerildi. Denetleyici = − olarak önerilen kayma yüzeyi civarında sistemin kararlılığını sağlar. Çıkış Gerilimi [V] 5 Kanıt 1: Önerilen yargıyı kanıtlamak için ilk önce aşağıda verilen pozitif tanımlı fonksiyonumuzu tanımlayalım; = 1 2 + 1 2 + 4 3 2 1 0 1 2 0 = + 1.5 2 2.5 Zaman [s] 3 3.5 4 4.5 5 -3 x 10 = 5 ). Cikis Gerilimi 1 0 + − . . ( ) (13) Çıkış Gerilimi Hatası [V] bulunur. 1 1 Şekil 3: Çıkış gerilimi ( bu ifade de ( ) = ∫ ( ) eşitliği ile tanımlandı. (12) ifadesinde ilk önce zamana göre türevini alıp, daha sonra (7) ve (10) ifadelerinde ki dinamikleri kullanılarak; ̇ =− 0.5 (12) olmak üzere (13) ifadesi ̇ =− − | | (14) -1 -2 -3 -4 -5 haline dönüşür. (14) ifadesinden anlaşılacağı üzere asimptotik kararlılık elde edilir. 0 0.5 1 1.5 2 2.5 Zaman [s] Şekil 4: İzleme hatası ( 4. Geri Adımlamalı Kayan Kipli Denetim Benzetimi ve Sonuçlar Yukarıda bulunan (9) eşitliğindeki eşdeğer denetim ifadesi, Şekil 1’ de verilen devrede = 480 , = 20 , = 100 , = 250 , anahtarlama frekansı 50 kHz, giriş gerilimi E= 24V, = 5 ve = 100Ω parametreli 345 = 5 ). 3 3.5 4 4.5 5 x 10 -3 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya Çıkış geriliminin = 3.3 için denetleyici kazançları; = 60, = 5 ve = 2 değerlerine ayarlandı. 0.5 5. Sonuçlar 0 Bu çalışmada; DA çapraz tip çeviricinin geri adımlamalı denetleyici tasarımı yapılmıştır. Tasarlanan denetleyicinin başarısı yukarıda verilen benzetim sonuçlarında görülmektedir. Çıkış gerilimlerinde ki farklılıklara karşı sağladığı uyum, tasarlanan çeviricinin başarısıdır. -0.5 -1 0 0.5 1 1.5 2 2.5 Zaman [s] 3 3.5 4 4.5 5 -3 x 10 Kaynakça = 5 ). Şekil 5: Denetim sinyali ( [1] Chung H., Hui S.Y.R., Wang W.H.,"An Isolated Fully Soft-Switched Flyback Converter with Low Voltage Stress", Power Electronics Specialists Conference, 1997. PESC '97 Record., 28th Annual IEEE Volume 2, 22-27 June 1997 Page(s):1417–1423. [2] K. T. Ngo, “Altemate forms of the PWM switch models”,IEEE Trans on Aerospace and Electronic systems,vol.3S,no.4,pp.1283-1292,O ct. 1999. [3] Tymerski, V. Vorperian, Lee, and W. T-Baumann “Nonlinear modeling of the PWM switch,” IEEE Trans. an Paver Electronics, vol. 4, 110.2, 225-233, April 1989. [4] J. Mahdavi, A. Emadi and H. A.Toliyat “Application of state space averaging method to sliding mode control of PWM DCDC converters:’ Conf Record of the lEEE,vol.2, pp.820 -827, 1997. [5] F. H. Hsieh, N. Z. Yen and H. T. Juang, “An optimal controller design of buck DC-DC converter by regarding the uncertain load as stochastic noise,” Proc. of 2001 Chinese Automatic Control Conference,pp.605610,2001. [6] A. J. Forsyth, and S. V. Mollov, “Modeling and control of DC-DC converters,” Pro .of 1998 IEE Power Engineering JournaI,pp229-236,0ct 1998. [7] J. Mahdavi, A. Emaudi, M. D. Bellar and M. Ehsani, “Analysis of power electronic converters using the generalized state-space averaging approach,” IEEE Trans. on Circuits and Systems, vo1.44. no.8, pp. 767770, Aug 1997. [8] H. S. Ramirez, et al. “Adaptive input-output linearization for PWM regulation of DC-DC power converters,” Proc. of the American Control Conference, Washington, June 1995. [9] Kang G., Lee J.W., Yang S.H., Lim Y.C., “The Study on Flyback Converter Using Digital Controller” The International Conference on Electrical Engineering, July 6-10, 2008, OKINAWA, JAPAN. [10] Seker M., Zergeroglu E., “A New Sliding Mode Controller for the DC to DC Flyback Converter”, 2011 IEEE Conference on Automation Science and Engineering, pp. 720-724, August 24-27 2011, Trieste, Italy. Çıkış geriliminin = 5 için denetleyici kazançları; = 65, = 5 ve = 2değerlerine ayarlandı. Şekil 1 deki devre parametreleri aynı kalarak çıkış gerilimi referans değeri, = 3.3 için benzetim sonucunda elde edilen çıkış gerimi, izleme hatası ve denetim işareti Şekil 6, 7 ve 8 de sunuldu. Cikis Gerilimi 3.5 3 Çıkış Gerilimi [V] 2.5 2 1.5 1 0.5 0 0 0.005 0.01 0.015 0.02 0.025 0.03 0.035 0.04 0.045 0.05 Zaman [s] = 3.3 ). Şekil 6: Çıkış gerilimi ( Cikis Gerilimi 0.5 0 Çıkış Gerilm Hatası [V] -0.5 -1 -1.5 -2 -2.5 -3 -3.5 0 0.005 0.01 0.015 0.02 0.025 0.03 0.035 0.04 0.045 0.05 Zaman [s] = 3.3 ). Şekil 7: İzleme hatası ( 0.4 0.2 0 -0.2 -0.4 -0.6 -0.8 -1 0 0.005 0.01 0.015 0.02 0.025 0.03 0.035 0.04 0.045 0.05 Zaman [s] Şekil 8: Denetim sinyali ( = 3.3 ). 346 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya [11] Seker M., Zergeroglu E.,"Nonlinear Control of Flyback type DC to DC Converters: An Indirect Backstepping Approach", 2011 IEEE Multi-Conference on Systems and Control, PP.65-69, September 28-30, 2011, Denver, CO, USA. [12] Yıldız H. A., Sümer L. G., Gürleyen F., “Çapraz Tip DA-DA Çeviricinin Lagrangian Modellenmesi ve Kayma Kipli Kontrolü”, TOK 2009, İstanbul. 347 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya Çift Rotorlu Model Helikopterin Kayan Kipli Denetleyici ile Gerçek Zamanlı Denetimi Gürkan Kavuran1, Celaleddin Yeroğlu2 1 Mekatronik Mühendisliği Bölümü Fırat Üniversitesi, Elazığ [email protected] 2 Bilgisayar Mühendisliği Bölümü İnönü Üniversitesi, Malatya [email protected] gelmesi gerekmektedir. Doğrusal olmayan sistemlerin denetiminde, değişken yapılı denetim sistemlerinin kullanılması daha iyi sonuçlar doğurabilir. Değişken yapılı denetim sistemlerinden biri olan kayan kipli denetleyicide (KKD), bozuculara karşı sistemin dayanıklılığı artmakta ve parametre değişimlerinin etkisine rağmen sistemin kararlılığı devam etmektedir [6]. Bu nedenle kayan kipli denetleyici yapısını içeren çalışmalar ilgi çeken konular arasına girmiştir. Örneğin, Mondal ve Mahanta, çalışmalarında çift rotorlu helikopter modeli için ikinci mertebeden kayan kipli denetleyici tasarımı sunarken, Pratap yapay sinir ağ tabanlı kayan kipli denetleyiciyi bu modele uygulamışlardır [7,8]. Allouani ve arkadaşları bulanık mantık tabanlı kayan kipli denetleyici parametrelerini parçacık sürü optimizasyonu ile belirleyerek sistem denetimini sağlamışlardır [9]. Ayrıca kayan kipli denetleyicinin kullanıldığı diğer çalışmalar referans [10] ve [11] ‘de verilmiştir. Bu çalışmada ise iki serbestlik derecesine sahip çift rotorlu helikopter modelinin kararlılık problemi için kayan kipli denetleyici yapısı uygulanmış ve sistemin basamak cevabı incelenmiştir. Sistemin matematiksel modeline göre oluşturulmuş denetleyicinin referans girdiyi izleme ve bozucu etkiyi bastırma konusunda yüksek başarım sağladığı görülmüştür. Kullanılan anahtarlama fonksiyonu sayesinde çatırtı oluşumu azaltılmıştır. Benzetim ve gerçek zamanlı uygulama sonuçları birbirini destekler niteliktedir. Bu çalışmada, yapılan literatür araştırmalarındaki gerçek zamanlı uygulamalara göre daha iyi sonuçlar elde edilmiştir. Çalışmanın 2. Bölümünde sistemin dinamik modeli hakkında bilgi verilmiş, 3. Bölümde çalışmada kullanılan kayan kipli denetleyici tasarımı sunulmuştur. 4. Bölümde benzetim ve deneysel çalışmaları verilmiş, 5. Bölümde ise sonuçlar irdelenmiştir. Özetçe Bu çalışmada, laboratuar ortamında kullanılan çift rotorlu çokgirişli çok-çıkışlı helikopter modeli için dayanıklı denetleyici tiplerinden olan kayan kipli denetleyici tasarımı ele alınmıştır. Sistemin yatay ve düşey eksendeki hareketi tasarlanan denetleyici ile kontrol edilmiştir. Yapılan benzetim ve gerçek zamanlı uygulama çalışmalarında, sistemin doğası gereği var olan doğrusal olmayan belirsizliklerin ve sisteme etkiyen harici bozucuların etkin olarak üstesinden gelindiği görülmüştür. 1. Giriş Günümüzde, teknolojinin ve ihtiyacın artması ile birlikte hava araçlarıyla ilgili çalışmalar hız kazanmıştır. Özellikle dikey olarak kalkış ve iniş yapabilen döner rotorlu hava araçları popülerliğini korumaktadır. Bu tip araçların başında gelen helikopterler; havada askıda kalabilme, düşük hızla uçabilme ve yüksek manevra kabiliyeti gibi avantajlara sahiptirler. Farklı denetim algoritmaları geliştirmek için laboratuar ortamında kullanılan helikopter modelleri, dinamik olarak gerçeklerini birebir yansıtmasa da benzer özellikler taşımaktadır. Bu çalışmada, Feedback firması tarafından üretilen çift rotorlu çok-girişli çok-çıkışlı (ÇGÇÇ) helikopter modeli tercih edilmiştir [1]. İki serbestlik derecesine sahip sistemde, eğim ve sapma açılarının denetimi önem arz etmektedir. Yapılan literatür çalışmalarında, bu sistem için farklı denetleyici tasarımlarının oluşturulduğu görülmüştür. Ramalakshmi ve Manoharan, ÇGÇÇ helikopter modeli için oransal-integral-türev (PID) denetleyici tasarımı yaparken Juang ve arkadaşları ise bu denetleyiciye ek olarak genetik algoritma yapısını katmışlardır [2,3]. Tao ve arkadaşları optimal geribeslemeli denetleyici olan doğrusal kuadratik regülatör (LQR) yapısını, Martinez ve arkadaşları ise dayanıklı bir denetim sunan çok değişkenli doğrusal olmayan H denetleyici algoritmasını kullanmışlardır [4,5]. Helikopterin matematiksel modelinin ve davranışının doğrusal olmaması, serbestlik dereceleri arasındaki birleşikliğin yüksek olması ve sistem dinamiğinin hızlı olması nedeniyle tasarlanacak denetleyicinin bütün bu sorunların üstesinden 2. Sistemin Dinamik Modeli Bir helikopter, ana rotor ve kuyruk rotoru olmak üzere iki rotora sahiptir. Ana rotor, uzunlamasına, yanlamasına ve dikey gidiş için gerekli itkiyi sağlarken, kuyruk rotoru ise ana rotorun oluşturduğu tork etkisini dengelemeyi ve sapma hareketi yapmasını sağlar [12]. Sistemin yatay ve düşey eksendeki hareketini modelleyebilmek için bu iki rotora bağlı olan eğim ve sapma açılarından faydalanılmaktadır. 348 1 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya Denetleyicinin iyi bir şekilde tasarlanabilmesi için sistem dinamiğinin iyi anlaşılması ve modellenmesi gerekmektedir. Literatürde iki temel modelleme mevcuttur. Birincisi mekanik ve aerodinamik yasalar kullanılarak gerçekleştirilen birincil prensipler modellemesidir. Diğeri ise deneysel olarak helikopter üzerinden veri toplayarak yapılan sistem tanılama metodudur [13]. Birincil prensipler ile genelde doğrusal olmayan helikopter modelleri oluşturulurken, sistem tanılamada ise doğrusal ve düşük mertebeden modeller elde edilir [12]. Eğim ve sapma hareketinin benzetimi Bölüm 2.1 ve 2.2 ‘de ayrıntılı bir şekilde açıklanacaktır. Çalışmada kullanılan helikopter modeline ait mekanik yapı ise Şekil 1’de gösterilmiştir [1]. a1 2 M g 0.0326 sin( ) sin(2 )( D ) 2 1 I1 2 I1 I1 f ( x) k gy cos( )(a 2 b )( D ) 1 1 1 1 I 1 (5) 2.2. Sapma Hareketinin Benzetimi Bölüm 2.1 ‘de dikey hareket için yapılan çalışmalar yatay eksendeki hareketi tanımlamak için de kullanılmaktadır. Buna göre sapma hareketini ifade eden eşitlikler Denklem 6-8’de verilmiştir [1,8]. d D dt (6) B a b 1.75 D 2 2 2 2 2 2 1 ( D ) kc (a1 12 b1 1 ) I I I I 2 2 2 2 (7) D 2 T20 k 2 2 u T21 T21 (8) Sapma Hareketi için durum-uzay formu Denklem 9’da, belirsizlikleri ifade eden f ( x) fonksiyonu ise Denklem 10’da ifade edilmiştir. Şekil 1: Çift rotorlu ÇGÇÇ helikopter modeli 1 0 D 0 B1 I 2 2 0 0 2.1. Eğim Hareketinin Benzetimi Eğim hareketini ifade eden temel eşitlikler Denklem 1-3’de verilmiştir. Bu eşitlikler dikey hareket için kullanılan açısal momentumu oluşturan, yer çekimi, sürtünme kuvveti ve jiroskobik momentumun toplamıyla elde edilir [1,8]. d D dt a 2 b Mg sin( ) 1 1 1 1 I1 I1 I1 0.0326 2 2 D sin(2 )( D ) 2 I1 B k 1 ( D ) gy cos( )(a1 12 b1 1 )( D ) I1 I1 D1 T10 k 1 1 u T11 T11 a 1.75 f ( x ) 2 2 2 kc (a1 12 b1 1 ) I I 2 2 (10) (1) Burada sırasıyla ve eğim ve sapma açısı , ve açısal hız, 1 ve 2 ana ve kuyruk motorlarının moment ifadesi, u ve u ise motorlara uygulanan gerilim değeri veya kontrol işaretidir. Sisteme ait katsayılar Tablo 1’de verilmiştir [1]. (2) B1 B1 I1 I2 * b1 * b2 * a1 * a2 (3) Bu eşitlikler düzenlenip, durum-uzay formunda ifade edilirse, 1 0 0 0 D 0 B1 I1 b1 I1 0 u f ( x) 0 T10 T11 1 k1 T11 1 0 0 b2 I 2 0 u f ( x) (9) T20 T21 2 k2 T21 0 (4) 1 olur. Dikey hareket için sistemde oluşan belirsizlik veya doğrusalsızlığı ifade eden f ( x) fonksiyonu Denklem 5 ‘de verilmiştir. 349 2 Tablo 1: Sistem Parametreleri Parametreler Değerler Dikey eksen sürtünme kats. 6x10-3 Nms/rad Yatay eksen sürtünme kats. 1 x10-1Nms/rad Dikey rotorun atalet momenti 6.8x10-2 kg.m2 Yatay rotorun atalet momenti 2x10-2 kg.m2 Statik karakteristik parametre 0.0924 Statik karakteristik parametre 0.09 Statik karakteristik parametre 0.0135 Statik karakteristik parametre 0.02 Ana motor torku 1 k1 u T11 s T10 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya DS c1 DX1 DX d c2 DX 2 c3 DX 3 Tablo 1’in devamı k2 u T21 s T20 2 Kuyruk motor torku 2 * Ana motor kazancı 1.1 * Kuyruk motor kazancı 0.8 Ana motor payda değeri 1.2 s Ana motor payda değeri 1.1 s Kuyruk motoru payda değeri 1s Kuyruk motoru payda değeri 1s Jiroskobik moment katsayısı 0.05 Çapraz etki kazancı -0.2 Yerçekimi momenti 0.32 N.m k1 k2 T10 T11 T21 T20 * k gy * kc Mg olarak bulunur. Eşitlik 11 ve 15 yardımıyla, Eşitlik 16 elde edilir. c1 X 2 DX d c2 (1 X 2 2 X 3 f ( x)) DS c3 (3 X 3 Bu ) u 3. Kayan Kipli Denetleyici Tasarımı (11) DX 3 3 X 3 Bu , X 2 D durum vektörleri, u u D T B1 b D 2 2 f ( x)) c1D c2 ( I2 I2 1 (20) u c3 B T20 c K sgn ( c ( X X ) c X c X ) 3 2 d 1 1 d 2 2 3 3 T 21 , X 3 1 2 T T u ise sistem giriş vektörlerini temsil etmektedir. Katsayıları eğim ve sapma hareketi için B B b T sırasıyla, 1 1 , 2 1 , 3 10 ve 1 1 , I1 T11 I1 I2 olarak elde edilir. Bu çalışmada daha yumuşak bir anahtarlama sağlamak için signum fonksiyonu yerine, doyum fonksiyonunun sürekli zamanda türevlenmiş hali kullanılmıştır. Kullanılan fonksiyon yapısı Eşitlik 21’de verilmiştir. b2 T , 3 20 olarak alınmıştır. Sistem dinamiklerine I2 T21 ait hata ifadesi Eşitlik 12’de verilmiştir. 2 e X Xd S S X2 Burada 0 olmak şartıyla küçük bir değerdir. Literatürde kullanılan farklı anahtarlama fonksiyonları Şekil 2’de görülmektedir. X 3 durum değişkenlerini, X d ise T hedeflenen denge noktasını temsil etmektedir. Kayma yüzeyi S aşağıdaki gibi tanımlanmıştır. S cT e (13) cT c1 c2 eşitlikte e e1 e2 (21) (12) Burada X X1 Bu (18) B1 b D 1 1 f ( x)) c1D c2 ( I1 I1 1 (19) u c3 B T10 c3 1 K d sgn(c1 ( X 1 X d ) c2 X 2 c3 X 3 ) T 11 DX1 X 2 T 1 c1 X 2 DX d c2 (1 X 2 2 X 3 f ( x)) c3 B c33 X 3 K d sgn( S ) Eşitlik 18’den yola çıkılarak eğim ve sapma hareketi için denetim sinyalleri sırasıyla, Bölüm 2’de ele alınan sistem modelini basitleştirmek için verilen ifadeler aşağıdaki şekilde yazılabilir. (17) şeklinde ifade edilir. Burada K d pozitif tanımlı bir sayı, sgn ise signum fonksiyonudur. Eşitlik 16 ve 17 kullanılarak, denetim sinyali u aşağıdaki gibi bulunur. * Boyutsuz büyüklükler. Burada X1 (16) Gao erişim kuralına göre kayma yüzeyinin türevi, DS Kd sgn(S ) DX 2 1 X 2 2 X 2 f ( x) (15) c3 ve hata vektörü e3 olarak verilir. Buna göre kayma yüzeyi T yeniden düzenlenirse, S c1e1 c2e2 c3e3 Şekil 2: Anahtarlama fonksiyonları (14) Denetlenen sistemin blok şeması ise Şekil 3’te verilmiştir. Burada d (t ) harici bozucu, denetim sinyalini (gerilim) ve DA motor torkunu doğrudan etkilemektedir. elde edilir. Burada e1 X1 X d , e2 X 2 , e3 X 3 ’tür. Kayma yüzeyinin zamana göre türevi alınırsa, 350 3 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya Eğim Açısı Cevabı 0.7 Eğim Açısı (rad) 0.6 Şekil 3: Denetlenen sistemin blok şeması. 4. Benzetim ve Deneysel Çalışmalar 0.5 0.4 0.3 0.2 0.1 Bu bölümde, tasarlanan denetleyicinin başarımı, hem benzetim hem de deneysel sonuçlar kıyaslanarak incelenmiştir. Laboratuar ortamında kullanılan deney seti, iki adet DA motoru, enkoder ve sürücü kartından oluşmaktadır. Temel MATLAB Simulink modülleri, algılayıcı (enkoder) bilgisinin okunması ve denetim sinyalinin gönderilmesinde kullanılmıştır. Ayrıca benzetim çalışmasında da sistem modeli ve denetleyici yapısı Simulink ortamında oluşturulmuştur. Benzetimde ve uygulamada örnekleme frekansı 1KHz olarak seçilmiş, sistemin durağan olduğu kabul edilmiştir. Eğim ve sapma açılarının başlangıç değerleri (0), (0) 0,0 , arzu edilen son değerleri ise 0 0 10 20 30 40 Zaman (s) (sn) (b) Şekil 4: Bozucu etkinin olmadığı durum için eğim açısı cevabı (a) Benzetim (b) Gerçek Zamanlı Uygulama Şekil 5-a ve 5-b’ de sırasıyla, değişken basamak girdileri için eğim açısı cevabının benzetim ve uygulama sonuçları gösterilmiştir. d (t ),d (t ) 0.5,0.5 radyan olarak alınmıştır. Eğim Açısı Cevabı Kayan kipli denetleyiciye ait parametreler eğim ve sapma hareketi için sırasıyla Kd , Kd 3,2 , , 0.5,0.8 0.6 Eğim Açısı (rad) ve c T 5 0.5 0.01 , c T 4 0.1 0.2 olarak denemeyanılma yoluyla seçilmiştir. Ayrıca uygulamada algılayıcı gürültüsünü bastırmak için geri besleme hattında alçak geçiren süzgeç kullanılmıştır. Birinci mertebeden alçak geçiren 1 ’dir. süzgece ait transfer fonksiyonu H ( s) 1 0.05s Sayısal benzetimde ve uygulamada, yukarıdaki ölçütler altında eğim ve sapma hareketi için üç durum incelenmiştir. Bunlar, bozucunun dahil olmadığı durum için, değişken basamak girdileri için ve bozucu etkili durum için açısal konum cevabıdır. Şekil 4-a ve 4-b’ de sırasıyla, dikey eksendeki konum değişiminin benzetim ve uygulama sonuçları verilmiştir. 0.3 0.2 0 0 10 20 Zaman (s) (sn) 30 40 30 40 (a) Eğim Açısı Cevabı 0.7 0.6 0.6 0.5 Eğim Açısı (rad) Eğim Açısı (rad) 0.4 0.1 Eğim Açısı Cevabı 0.4 0.3 0.2 0.5 0.4 0.3 0.2 0.1 0.1 0 0 0.5 10 20 Zaman (s) (sn) 30 0 0 40 10 20 Zaman (s) (sn) (b) (a) Şekil 5: Değişken basamak girdileri için eğim açısı cevabı (a) Benzetim (b) Gerçek Zamanlı Uygulama 351 4 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya Şekil 6-a ve 6-b’ de ise sırasıyla, bozucu etkinin olduğu durum için eğim açısı cevabının benzetim ve uygulama sonuçları verilmiştir. 0.6 Sapma Açısı (rad) Eğim Açısı Cevabı 0.6 Eğim Açısı (rad) Sapma Açısı Cevabı 0.7 0.5 0.4 0.5 0.4 0.3 0.2 0.1 0.3 0 0 0.2 10 0.1 0 0 20 Zaman (s) (sn) 30 40 (b) 10 20 Zaman (s) (sn) 30 Şekil 7: Bozucu etkinin olmadığı durum için sapma açısı cevabı (a) Benzetim (b) Gerçek Zamanlı Uygulama 40 (a) Şekil 8-a ve 8-b’ de ise sırasıyla, değişken basamak girdileri için sapma açısı cevabının benzetim ve uygulama sonuçları verilmiştir. Eğim Açısı Cevabı 0.7 0.5 Sapma Açısı Cevabı 0.5 0.4 0.4 0.3 Sapma Açısı (rad) Eğim Açısı (rad) 0.6 0.2 0.1 0 0 10 20 Zaman (s) (sn) 30 40 0.3 0.2 0.1 (b) Şekil 6: Bozucu etkinin olduğu durum için eğim açısı cevabı (a) Benzetim (b) Gerçek Zamanlı Uygulama 0 0 10 20 Zaman (s) (sn) 30 40 30 40 (a) Şekil 7-a ve 7-b’ de sırasıyla, bozucu etkinin olmadığı durum için sapma açısı cevabının benzetim ve uygulama sonuçları verilmiştir. Sapma Açısı Cevabı Sapma Açısı (rad) 0.4 Sapma Açısı (rad) 0.6 0.5 0.4 0.3 0.2 0.1 0.3 0.2 0 0 0.1 0 0 Sapma Açısı Cevabı 0.5 10 20 Zaman (s) (sn) (b) 10 20 Zaman (s) (sn) 30 40 Şekil 8: Değişken basamak girdileri için sapma açısı cevabı (a) Benzetim (b) Gerçek Zamanlı Uygulama (a) 352 5 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya Şekil 9-a ve 9-b’ de ise sırasıyla, bozucu etkinin olduğu durum için sapma açısı cevabının benzetim ve uygulama sonuçları verilmiştir. denetleyici başarımının, kesir dereceli diferansiyel ifadeler ve farklı optimizasyon teknikleriyle iyileştirilmesi ileride yapılması hedeflenen çalışmalar içerisindedir. Sapma Açısı Cevabı Kaynakça Sapma Açısı (rad) 0.6 [1] TRMS 33–949S User Manual, Feedback Instruments Ltd., East Sussex, U.K., 2006. [2] A.P.S. Ramalakshmi ve P.S. Manoharan, “Non-linear modeling and PID control of twin rotor MIMO system,” Advanced Communication Control and Computing Technologies (ICACCCT), 2012 IEEE International Conference on , s:366,369, 2012. [3] J. G. Juang, M. T. Huang ve W. K. Liu, “PID control using presearched genetic algorithms for a mimo system,” IEEE Transactions on Systems, Man, and Cybernetics-Part C: Applications and Reviews, Cilt: 38, (5), s:716–727, 2008. [4] C. W. Tao, J. S. Taur ve Y. C. Chen, “Design of a parallel distributed fuzzy LQR controller for the twin rotor multi-inputmulti-output system,” Fuzzy Sets and Systems, Cilt:161, s:2081–2103, 2010. [5] M. L. Martinez, C. Vivas ve M. G. Ortega, “A multivariable nonlinear h infinity controller for a laboratory helicopter,” in Proceedings of IEEE Conference on European Control, s: 4065-4070, 2005. [6] J.J.E. Slotine, W. Li, Applied Nonlinear Control, Prentice-Hall , New York, 1991. [7] S. Mondal ve C. Mahanta, “Second order sliding mode controller for twin rotor MIMO system,” India Conference (INDICON), 2011 Annual IEEE, s:1-5, 2011. [8] B. Pratap, “Neuro sliding mode controller for twin rotor control system,” Engineering and Systems (SCES), 2012 Students Conference on , s:1-5, 2012. [9] F. Allouani, D. Boukhetala ve F. Boudjema, “Particle swarm optimization based fuzzy sliding mode controller for the Twin Rotor MIMO system,” Electrotechnical Conference (MELECON), 2012 16th IEEE Mediterranean , s:1063,1066, 2012. [10] C. W. Tao, J. S. Taur, Y. H. Chang, and C. W. Chang, “A novel fuzzysliding and fuzzy-integral-sliding controller for the twin rotor multi-input multi- output system” IEEE Transactions on Fuzzy Systems, Cilt: 18, (5), s:893–905, 2010. [11] L. Huang, “An approach for robust control of a twin-rotor multiple input multiple output system,” Robotics and Automation (ICRA), 2011 IEEE International Conference on , s:4423,4428, 2011. [12] S. Franko, “İnsansız Helikopterin Model Öngörülü Kontrolü”, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul, 2010. [13] B. Metler, Identification modeling and characteristics of miniature rotorcraft, Springer-Verlag, New York, 2003. 0.5 0.4 0.3 0.2 0.1 0 0 10 20 Zaman (s) (sn) 30 40 30 40 (a) Sapma Açısı Cevabı 0.7 Sapma Açısı (rad) 0.6 0.5 0.4 0.3 0.2 0.1 0 0 10 20 Zaman (s) (sn) (b) Şekil 9: Bozucu etkinin olduğu durum için sapma açısı cevabı (a) Benzetim (b) Gerçek Zamanlı Uygulama Şekil 6 ve 9’da verilen grafiklerde, bozucunun genliği, sistemin giriş değerinin 4 katı olup t=20-22 saniyeleri arasında uygulanmaya devam etmiştir. 5. Sonuçlar Bu çalışmada laboratuar ortamında kullanılan çift rotorlu sistemin yatay ve düşey eksendeki konum değişimleri için, doğrusal olmayan kayan kipli denetleyici tasarımı ele alınmıştır. Tasarlanan denetleyicinin başarımı sırasıyla, bozucunun dahil olmadığı durum için, değişken basamak girdileri için ve bozucu etkili durum için yapılan benzetim ve uygulama çalışmaları kıyaslanarak test edilmiş, elde edilen sonuçlar grafikler aracılığıyla sunulmuştur. Gerek benzetim gerekse deneysel çalışma sonuçlarına bakıldığında, mevcut denetleyicinin referans girdiyi izleme ve bozucu etkiyi bastırma konusunda yüksek başarım sağladığı görülmüştür. Sistem belirsizliklerine, doğrusalsızlıklarına ve bozucu etkilere karşı dayanıklı bir denetim sağlayan kayan kipli 353 6 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya MĐNĐMUM FAZLI OLMAYAN SĐSTEMLER ĐÇĐN DĐNAMĐK KAYMA KĐPLĐ KONTROL Ömer Güvenç Karaoğlan1, Fuat Gürleyen2 1,2 Kontrol ve Otomasyon Mühendisliği Bölümü Đstanbul Teknik Üniversitesi [email protected], [email protected] filter) tespit açısının değişimini ve dolayısıyla da güdümleme kuralını ideal şekilde hesaplamak mümkündür [6]. Klasik güdümleme ve kontrol prensibinde, zaman sabiti büyük olan güdümleme kısmı dış döngüde yer alırken, güdüm kısmında belirlenen referans ivme değeri, iç döngüde bulunan kontrol döngüsü tarafından referans değer olarak kullanılır. Klasik yaklaşımdaki güdüm ve kontrol kısımlarının ayrı döngülerde hazırlanmasına nazaran entegre güdüm ve kontrol yaklaşımı sistemi bütün olarak ele aldığından dolayı daha etkindir [7-9]. Klasik oransal güdümleme (PNG-proportional navigation guidance) hedefe ulaşmayı sağlamak için N sabit katsayı, Vc füze ve hedef arasındaki bağıl hız, λ ise tespit açısı Özetçe Bu çalışmada minimum fazlı olmayan sistemler için dinamik kayma yüzeyli kontrolörler ve bunların uçuş dinamiklerine uygulanması incelenecektir. Minimum fazlı olmayan sistemlerin kontrolü konusunda literatürde kararlı tersini alma (stable inversion), kararlı sistem merkezi (stable system center), çıkış regülatörü tasarımı, izlenecek referans işaretleri sınırlamak, çıkışı tekrar tanımlayarak yaklaşık model üzerinden kontrol gibi yöntemler kullanılmaktadır. Bu çalışmada kullanılacak dinamik kayma kipli kontrolör, sistem durum uzayı eşitlikleri üzerinden tekil olmayan dönüşüm uygulamak ve bu sayede elde edilecek kararlı ve kararsız sıfır dinamikleri (zero dynamics) ifade eden kısımların ayrılarak bu model üzerinden istenilen sistem dinamiklerine (özdeğer, özvektör) atama yapılacak şekilde tasarım yapılması düşüncesine dayanmaktadır. (LOS- line of sight) olmak üzere a L = NVc λ& kuralını kullanarak λ& = 0 ’ı sağlamaya çalışır. Amaç, tespit açısının zamana göre değişimini sıfır yaparak hedefe çarpmayı garanti etmektir. Gerçek durumlar için çoğunlukla geçerli olmasa da hedef ivmesi sıfırsa ve sistemde faz gecikmesi yoksa PNG kuralı optimal sonucu garanti eder [6]. Hedef ivmesini göz önüne alan geliştirilmiş PNG yapıları da mevcuttur. Ayrıca ZEM (zero effort miss) değerini sıfırlamak, Şekil1’de gösterildiği gibi bağıl hızın tespit açısına dik bileşeni 1. Giriş Genel olarak söylemek gerekirse, nedensel minimum fazlı olmayan sistemler (causal nonminimum phase systems) için tam izleme (exact tracking) sağlamak bozucular ve belirsizlikler olmasa dahi imkansız görünmektedir [1]. Kararlı sistem merkezi yaklaşımında amaç minimum fazlı olmayan sistem için çıkış izleme (output tracking) hatasını sıfırlayacak gürbüz (robust) bir kontrolör tasarlamaktır. Bu yaklaşım temelde Gopalswamy ve Hedrick [2] tarafından ortaya atılmış, Shtessel ve arkadaşları tarafından da geliştirilerek boost ve buck-boost güç dönüştürücülerine uygulanmıştır [3]. Güdümlü füzeler için güdümleme ve kontrolör tasarımları yapılırken çoğunlukla füze ve hedefle ilgili tüm bilgilerin elde olduğu kabul edilir, fakat gerçekte eldeki bilgiler sınırlıdır ve çoğunlukla gürültülü ölçümlerden elde edilir. Bu işaretlerin türevlerini almak ayrı bir problem oluşturacağı için farklı yaklaşımlar kullanılmalıdır [4-6]. Radar kontrollü taktik füzelerde füzenin aktif, yarı aktif veya pasif olmasına göre yapısında küçük değişiklikler olmasına rağmen esas olarak güdümlü füze üzerinde bulunan tarayıcı (seeker) sayesinde hedeften yansıyan dalgaları toplar. Bu sayede hedefle olan arasındaki mesafenin yatay eylemsizlik ekseniyle yaptığı açı olan tespit açısını (LOS-line of sight angle), aralarındaki bağıl mesafe bilgisini ve üzerinde bulunan Doppler radarıyla da aralarındaki bağıl hızı hesaplayabilir. Üzerinde bulunan oransal cayro (rate gyro) vasıtasıyla kendi açısal hızını ve ivme-ölçerler vasıtasıyla da kendi ivmesini ölçer. Diğer değerler ancak kestirilebilir. Gerçekte geçerli olmasa da gerekli tüm değerlerin düzgün olarak ölçümü sağlandığında üç-durumlu Kalman filtresi kullanarak (three-state Kalman Vλ olmak üzere Vλ = 0 , Vλ − c0 R = 0 gibi algoritmaların sonlu zamanda çarpmayı garanti edeceği değişik çalışmalarda gösterilmiştir [7-11]. Kayma kipli kontrol entegre güdüm ve kontrol yaklaşımını uygulamak için çok uygundur. Kayma kipli kontrolde amaç s=0 kayma yüzeyine ulaşmak ve bu yüzeyden ayrılmamak olduğu için, güdümleme için kullanılan kriteri kayma yüzeylerinden biri olarak belirlemek güdümleme kısmının başarımı için yeterli olacaktır. Çarpmanın sonlu zamanda gerçekleşeceğinin garanti edilmesi temel kriteri yanında çarpma zamanı ve hedefe dik bir açıyla temas etmenin daha fazla etki göstereceği düşüncesiyle çarpma açısı da kontrol edilebilir. Eylemsizlik ekseni uzayda sabit ve Newton’un hareket kanunlarının geçerli olduğu referans eksen sistemidir. Kısa menzilli taktik füzeler için, dünya merkezli referans eksen sistemi eylemsizlik ekseni olarak kabul edilebilecekken, uzun menzile sahip balistik füzeler için dünyanın dönüşünden dolayı bu kabul yapılamaz [12]. Bu iki eksen sistemine ek olarak füzenin kendi eksenleri üzerine (body axis frame) ve bağıl rüzgara göre tanımlı (wind axis frame) eksen takımları da füzenin hareketi ve konumunu ifade etmek için sıkça kullanılır [13]. Minimum fazlı olmayan sistemlerin kontrolüyle ilgili birçok çalışma yapılmış olmasına rağmen halen gelişmeye açık bir alan olarak karşımıza çıkmaktadır. Sistemin minimum fazlı olmaması lineerleştirici geribesleme (feedback linearization), uygulanması çoğunlukla kayma kipli kontrol olan değişken 354 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya Kuyruk kontrollü füzelerde elde edilen model minimum fazlı olmadığı için kuyruk kontrolü yerine kanatçık (canard) kontrolü de kullanılmaktadır. Kanatçık kontrolünde oransal güdümleme daha kolay uygulanabilirken, kuyruk kontrollü tasarımın gerçeklenmesi mekanik açıdan daha kolaydır [23]. Kanatçık kontrolünde kontrol yüzeyinin hareketi kuyruk kontrolündeki durumun aksine yüzey hareketiyle aynı yönde olacağından füzenin ilk ivmelenmesi de istenen yönde oluşur, bu şekilde oluşturulan model de minimum fazlıdır. Fakat kanatçık kontrolünde hücum açısı yüksek değerlere ulaştığında aerodinamik olarak kanatçık kontrolü doyuma girecektir. Bu sebeple ancak kısa menzilli havadan havaya füzelerde (örn AIM-9 sidewinder) kanatçık kontrolü tercih edilmektedir. Kanatçık kontrolünün manevra kabiliyetinden faydalanmak için kuyruk ve kanatçık kontrolü aynı füze üzerinde uygulanabilir, bu durumda kanatçık kontrolü hızlı manevra ve büyük ivme değişimlerine ihtiyaç duyulan füzehedef arası hareketin son aşamasında devreye girer. Söz konusu kontrol prensibi iki farklı kontrol elemanı kullanıldığı için ‘ikili-kontrol’ (dual-control) olarak isimlendirilir. Füze ateşleme anından itibaren güdümleme kuralı gereğince hedefe doğru yaklaşır, hedefle aralarındaki mesafe azaldıkça tespit açısının (LOS) değişimi de büyük olacaktır. Özellikle son aşama olan ‘end-game’ safhasında füze ile hedef birbirine çok yakın olduğundan füzenin sağlaması gereken ivme çok büyük olabilir. Füzenin hareketini sağlayan itki kuvvetinin bu noktada yeterli ivmeyi sağlayamayacağı düşüncesinden hareketle ana itki sisteminin yanında genellikle füzenin burun kısmına yanal olarak itki sağlayacak yardımcı elemanlar eklenir (Reaction jetler). Özellikle yüksek irtifalı hava savunma füzeleri başta olmak üzere (Patriot, S-400, Arrow, FD-2000 vb.) bazı füzelerde, hedefle temas hava yoğunluğunun düşük olduğu yüksekliklerde gerçekleşeceği için yeterli ivmeyi sağlayacak olan jet motorunun ihtiyaç duyacağı hava, sıkıştırılmış halde füze üzerinde depolanmış olabilir. Bu şekilde farklı iki itki sağlayıcı sisteme sahip olan füzeler için de ‘ikili-kontrol’ ismi kullanılmaktadır. Füzeler manevra tiplerine göre STT (skid to turn) ve BTT (bank to turn) olmak üzere ikiye ayrılır. Bizim inceleyeceğimiz STT füzeler, belirli bir yöne ilerlerken sadece yunuslama (pitching) ve sapma (yawing) hareketlerini yapar, dönme hareketi (rolling) kullanılmadığı için boylamsal ve yanal düzlemler için ayrı ayrı analiz yapmak mümkündür. BTT sistemlerde ise füze dönerek ilerler, bu yöntem füzenin manevra kabiliyetini artırdığı için ek itkili (divert thrust) tasarımlarda ve uçaklarda tercih edilmektedir. Yolcu uçaklarında, dönme hareketi yapılırken yolcuların merkezkaç kuvveti etkisinden etkilenmemeleri için sapma dümeni (rudder) vasıtasıyla hareketin tersi yönde bir sapma oluşturulur. Bu sayede uçak dönerken yolcular savrulmaz. Füze dinamik denklemleri ifade edilirken hareketin sadece dikey (x-z) ekseninde sınırlı olduğu kabulü yapılacaktır. Elimizdeki modelin STT bir füzeye ait olduğunu kabul edersek Şekil2’nin de yardımıyla (1-4)’teki denklemler elde edilir. yapılı kontrol (variable structure control) ve uyarlamalı geriadımlama (adaptive backstepping) gibi etkili kontrol algoritmaların uygulanmasına büyük kısıtlamalar getirmektedir. Vt γt λ at VR Vλ R am Vm λ γm Eylemsizlik ekseni Şekil 1: Güdümleme şeması γ m , γ t → füze ve hedefin uçuş rotası açılarını (flight path angle), Vm , a m ,Vt , at → füze ve hedefin hız ve ivmelerini ve λ → tespit açısını (LOS-line of sight angle) ifade eder. Çalışma [14] minimum fazlı olmayan sistemin çözümü için izlenmesi sağlanacak referanslar için sınırlama getirmektedir. Söz konusu çalışmada izleme problemi birinci dereceden kısmi diferansiyel denkleme indirgenmiş ama bu diferansiyel denklemin nasıl çözüleceğine yer verilmemiştir. [15]’te belirli yörünge etrafında izleme yapılabilecek yavaş değişen sınırlı sayıdaki referans tipleri konu edilmiştir. [16]’da nonlineer dinamik tersini alma (NDI-nonlinear dynamic inversion) kullanılarak tam izleme sağlanmıştır, fakat bu ve NDI yöntemi kullanılan bazı çalışmalarda nedensel olmayan (non-causal) referanslar kullanılmıştır. Nedensel olmamak şu anki durumdan gelecek zamandaki durumları öngörme zorunluluğunu doğurmaktadır. Bu nedenle referans giriş işareti bir dış sistem (exosystem) tarafından oluşturulan önceden belirli bir fonksiyon olarak düşünülmüştür. [1]’de kararlı sistem merkezi metodu (stable system center), ters dinamikler için ideal iç dinamikler (ideal internal dynamics) olarak tanımlanan sınırlı iç dinamikler ve sınırlı kontrol işaretler çözümünü elde etmek için kullanılmıştır, bu yaklaşımda çıkış izleme problemi durum izleme problemine dönüşmüştür. Kayma kipli kontrol ve ideal iç dinamikler çalışma [2]’de konu edilmiştir. Minimum fazlı olmayan sistemlerin bazılarında çıkış tekrar tanımlanmış ve elde edilen minimum fazlı sistemlerin kontrolü küçük hatalarla sağlanmıştır. Dikey iniş ve kalkış yapabilen uçaklar (VTOLvertical take-off and landing) (örn. Harrier jet) için bazı kontrol yaklaşımları uygulanmıştır [17,18]. Ayrıca [19]’da kararsız sistem sıfırı sağ yarı düzlemde orijinden çok ileride olan kısmen minimum fazlı olmayan (slightly nonminimum phase) modeller için kontrolör tasarımı yapılmıştır. [20-22] çalışmalarında dual kontrol olarak adlandırılan füzede itkiyi sağlayan ana kaynağın yanında özellikle uçuşun son aşamalarında seri ivmelenme gereksinimine cevap verebilecek yardımcı elemanların kullanımı incelenmiştir. 1 V& = [T cos(α ) − D] − g sin γ m 1 g γ& = [ L + T sin(α )] − cos γ mV V θ& = q α& = θ& − γ& 2. Güdümlü Füze Dinamikleri Güdümlü füze üzerinde etkiyen kuvvetler üç aerodinamik kuvvet ve itki kuvvetinden oluşturur. Güdümlü füzeler manevra yapabilmek için kaldırma (lift) ve yanal kuvvetleri (side-force) kullanırlar. 355 (1) (2) (3) (4) Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya L kayma yüzeyi vardır ve kayma bu yüzeylerin kesişiminde oluşur. Standart kayma kipli kontrolde, süreksiz kontrol işareti T ui+ ( x) si ( x) > 0 ui = ui− ( x) si ( x) < 0 θ V α (7) olarak verilir. s ( x ) = Cx kayma yüzeyidir. Kayma yüzeyi γ üzerinde s ( x) = 0 olur. xI r. dereceden kayma kipinde ise mgcos(γ) D s = s& = &s& = .....s r −1 = 0 sağlanır. Kayma kipli kontrolde eşleşme şartı sağlanıyorsa (bozucu ve kontrol işaretinin aynı eşitlikte yer alması-matching condition) kontrolör bozuculara karşı değişmezdir. Fakat kayma kipli kontrolde kayma yüzeyine ulaşmanın garanti edilmesi için bilinmeyen bozucuların üst sınırının bilinmesi gerekir. Minimum fazlı olmayan sistemlerin iç dinamikleri kararsız olduğu için klasik kayma kipli kontrol yaklaşımının başarılı olamayacağı literatürde gösterilmiştir. Seçilen kontrol işareti, giriş çıkış ilişkisinde sistemi kontrol ediyor görünse dahi iç dinamikler kararsız olursa, başarılı bir kontrol sağlanamaz. Teorem : mg mgsin(γ) Şekil 2: Kanatçık (canard) kontrollü füze modeli Füzelerde ağırlık merkezinin yanında basınç merkezi (center of pressure) olarak adlandırılan aerodinamik kuvvetin etki ettiği nokta olarak kabul edilen sabit bir nokta vardır. Bu yerin uçaklar için kanatlarda olacağı kabul edilebilir. Oluşan aerodinamik kuvvetler sonucunda güdümlü füzenin denge noktasının kararlılığının sağlanması kontrol açısından çok önemlidir. Güdümlü füzede bir çalışma noktası (5)’teki gibi ifade edilebilir. α& Zα 1 α Z δ q& = M 0 q + M δ α δ −1 (6)’da verilen sistem için eğer col ( D) ∈ R[ B(CB) C ] col= sütun (column) , R=range sağlanırsa kayma kipli kontrol bozuculara karşı değişmez (invariant) olur [24]. Kayma kipli kontrolde süreksiz kontrol işareti uygulandığı için çatırdama oluşur. Bu problemin önüne geçmek için yüksek dereceden kayma kipli kontrol (high order sliding mode control) yaklaşımının kullanımı gün geçtikçe artmaktadır. Fakat çatırdamayı ortadan kaldırmasına rağmen yüksek mertebeden kayma kipli kontrol uygulandığında sistem, modellenmemiş hızlı değişen dinamiklere karşı duyarlı hale gelecektir [7]. Bu sebepten ötürü bu çalışmada yüksek mertebeden kayma kipli kontrol kullanılmayacak ve süreksizliği önlemek için ‘signum’ fonksiyonu yerine yaygın olarak tercih edilen sürekli ‘doyum’ (saturation) fonksiyonu kullanılacaktır. 3.1 Kontrol edilebilirlik kanonik biçim (canonical controllability form) [25] (5) Sistemin Hurwitz olması için özdeğerlerinin sol yarı düzlemde olması gerekir. Zα katsayısı her zaman negatiftir. Z δ ve M δ katsayıları ise kontrol yüzeyine bağlı olarak değişir (kanatçık ve kuyruk kontrolü gibi), dolayısıyla kararlılık şartının sağlanması için M α değerinin negatif olması gerekir. Bu şart fiziksel olarak, kontrol yüzeyi hareketi sonucu oluşacak kuvvetin moment etkisiyle aerodinamik kuvvetin oluşturacağı momentin farklı yönlerde olmasına karşılık gelir. Eğer ağırlık merkezi, basınç merkezi noktasının gerisinde kalırsa sistem kararsız olur. Hava araçları mutlaka bu şartı sağlayacak şekilde tasarlanır. Fakat yüksek manevra kabiliyetini artırmak için savaş uçakları kararsız olarak tasarlanabilir. x& = Ax + Bu + F ( x, t ) x ∈ Rn , u ∈ Rm , y = Gx 3. Kayma Kipli Kontrol (8) F ( x, t ) = F1 ( x) + F2 (t ) Değişken yapılı kontrol konusunda modern olarak adlandırılabilecek çalışmalar Emelyanov (1964), Utkin (1971) ve Itkis (1976)’e dayanmaktadır. Kayma kipli kontrol incelemesi için (6)’daki gibi bir sistemi ele alalım. vektör değerli nonlineer fonksiyon Durum uzayı eşitlikleri verilen minimum fazlı olmayan sistem için blok kanonik bir dönüşüm yapılırsa. z1 M 1 = x z 2 M 2 (9) x ∈ Rn , u ∈ Rm z&1 = A11 z1 + A12 z 2 + f1 (t ) (10) h ∈ R l bozuculara ve zamanla değişen parametrelere karşılık z& 2 = A21 z1 + A22 z 2 + ∆A( z1 , z 2 ) + f 2 (t ) + b2 u (11) y = G1 z1 + G2 z 2 (12) x& = f ( x , t ) + Bu (t ) + Dh ( x , t ) (6) gelir. Kayma kipli kontrol; kayma yüzeyinin seçilmesi, bu yüzeye sonlu zamanda ulaşmayı sağlayacak kontrol kuralının hesaplanması ve bu yüzey üzerinde kalınması esasına dayanır. n durum ve m girişi olan bir sistemde (n-m). dereceden m tane z1 ∈ R 356 n−1 , z 2 ∈ R , b2 ≠ 0 olur. 1 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya M M = 1 M 2 alındığında sıfır dinamikler elde edilmiş olur. Sıfır dinamikleri karasız olan sistemlere minimum fazlı olmayan (nonminimum phase) sistem denir. 3.3 Dinamik kayma manifoldu tasarımı (13) tekil olmayan lineer dönüşüm matrisi 0 A A MB = , b2 ≠ 0, MAM −1 = 11 12 b2 A21 A22 (14) f (t ) −1 MF = 1 , GM = [G1 G2 ] dir. ∆ ( , ) ( ) A z z + f t 1 2 2 (15) x& = Ax + B(( I + ∆B2 ( x, t ))u + f 2 ( x, t )) + F . f1 ( x, t ) y = Cx sistemini [ CB ≠ 0 ve , R n de bir basis ve B⊥ B ≡ [0]( n−m ) xm CB = I mxm olmak üzere (22)’i tekrar ξ eşli alt-uzay, z 0 ∈ R n−2m eşli olmayan alt-uzayın kararlı durum-vektörü manifoldu, z1 ∈ R de kararsız manifoldu olmak üzere dönüşüm uygulanırsa, yeni sistem m z&0 = A00 z 0 + A01 z1 + A02ξ + f 01 (., t ) (23a) z&1 = A11 z1 + A12ξ + f11 (., t ) (23b) ξ& = A20 z0 + A21 z1 + A22ξ + f 2 (., t ) + ( I + ∆B2 (.))u (23c) i = 0,1, 2, ....., r − 2 e y = −ξ + y R (t ) (17) (23d) şeklinde olur öyle ki sınırlı z1 , ξ girişleri ve Hurwitz olmayan ise sistemin bağıl derecesi r’dir denir. Tanım: Normal biçim (normal form) A11 matrisi için z 0 BIBS (bounded input bounded state) kararlıdır. Ayrıca det( A11 ) ≠ 0 ve A11 , A12 parçası tam x& = f ( x) + g ( x)u u ∈ R , y ∈ R , x ∈ R 1 n [ z0 , z1 , ξ ] = Mx şeklinde dönüştürelim. Lie türevi (Lie derivative) göstermek üzere 1 T öyle ki f1 ( x, t ) , B matrisine göre eşli olmayan (unmatched) zamanın fonksiyonu belirsizlik olsun. (22)’nin bağıl derecesi [1,1,….,1] olmak üzere (bağıl derece 1 olmadığı durumlar için ([2])) (16) Lg Lrf−1h( x) ≠ 0 ] space) B, B⊥ ≡ R rank<n ise sütunların tamamı lineer bağımsız ve dolayısıyla da sistem tam kontrol edilebilir değildir. 3.2 Sıfır Dinamikler (Zero Dynamics) Lineer sistemlerde giriş-çıkış lineerleştirmesi yapıldığında sistem bağıl derecesi r (çıkış ve girişin aynı eşitlikte elde edilmesi için çıkışın türevinin alınma sayısı) sistem derecesi n’den küçük olduğunda sistemin çıkıştan gözlenemeyen (n-r) durumu olduğu bulunur. Bu tanım nonlineer sistemler için çıkış değeri sıfır kabul edilerek yapılır ve sistemin sıfır dinamikleri olarak adlandırılır. Tanım: Bağıl derece Lg Lif h( x) = 0 A ∈ R nxn ,B ∈ R nxm , C ∈ R mxn alalım. F = B⊥T olan herhangi bir matris öyle ki sütun- R (range P = (b, Ab,.........An−1b) rank’ının n olması gerekir. Eğer ∂h ( x) f ( x) ∂x ele matrisler, ∆B2 ( x, t ), f 2 ( x, t ) eşli (matched) çarpım ve toplam şeklinde giren bozucular. (A,B) matris çifti kontrol edilebilir ise kayma kipi denkleminde özdeğerleri belirlemek mümkündür. Tam kontrol edilebilirlik için kontrol edilebilirlik matrisi L f h( x ) = (22a,b) 1 y = h (x ) kontrol edilebilir kabulü yapılarak e y → 0 sağlanır ve aynı (18a,b) zamanda z1 dinamikleri kararlı yapılır. şeklinde tek giriş-tek çıkışlı sistemi ele alalım Yukarıdaki gibi derecesi r olan bir sistem için z=T(x) şeklinde bir difemorfik dönüşüm (diffeomorphism) sayesinde girişçıkış lineerleştirici dönüşüm her zaman vardır [26,27]. Teorem: Minimum fazlı olmayan (23) sisteminde i) det( A11 ) ≠ 0, ve A11 , A12 tam kontrol edilebilir. η& = φ (η , ς ) (19) ς& = A0ς + B0 β 0−1 (η , ς )[u − α 0 (η , ς )] (20) y = C0ς A12 y r (t ) + f11 (., t ) teriminin davranışı θ (21) dış sistem tarafından modellenebileceği şartıyla (nedensel olmayan ve bir dış sistem tarafından oluşturulan ve belirli fonksiyonlarla ifade edilen referans işaretlerle ilgili [14]) iii) kayma kipi z = [η ς ] , η ∈ R n−r ii) , ξ ∈ R ve ( A0 , B0 , C0 ) kanonik formda uygun matrisler (ayrıntı gösterim ve tasarım için [26]) T T T r ∂η g ( x) = 0 olacak şekilde η seçilir [28]. ∂x e y → 0 oldukça, ∫ k ∫ belirli sayı (k ) olmak üzere = 0 şeklinde bir ∫ s = z1 + Pk e y + ( Pk −1e y + ( Pk − 2 e y + .. + ( P0 e y ) dτ ) dτ ) dτ = 0 (24) dinamik yüzeyli kayma manifoldunda oluşur ve aşağıda verilen şartlar sağlanır. Z=T(x) şeklinde difemorfik dönüşüm sayesinde çıkıştan gözlenemeyen (n-r) boyutlu iç dinamik ve çıkış tarafından gözlenebilen r boyutlu dinamikler birbirinden ayrılır. Đç dinamik eşitliklerinde a) η& = φ (η ,0) e (yk + 1) + c k Ie (yk ) + ... + c1 Ie& y + c0 e y = 0 (25) ‘c’ katsayıları, izleme hatasını asimptotik kararlı hale getirecek dinamik (özdeğer) ataması tasarımından bulunur. 357 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya b) −1 P0 = −c0 A11 Pk fırlatılması anında sorun yaratabilir. Referans giriş olarak ise işareti ve değeri zamanla değişen sabit sayılar kullanılmıştır. Tüm şartları sağlayan M matrisi −2 −1 + c1 A11 P1 = −[c0 A11 ]Pk .. . 0 − 47.2 1 M = 47.2 1 0 − 1271.85 0 − 340 −k −1 Pk −1 = −[c0 A11 + ... + ck −1 A11 ]Pk Pk = −k −[c0 A11 −1 + ... + ck −1 A11 −1 + A11 + ck I ] A12 olmaktadır. (26) Đspat:[29] Kayma manifolduna ulaşmayı sağlayacak kontrol işareti u = ksat (s ) (27) şeklinde seçilebilir. 4. Benzetim Çalışmaları (28a, b, c) mV 2 = ma L olduğundan, R V (çizgisel hız)= w (açısal hız) x r (yarıçap), o halde aL ⊥ V , F = a V V = 2 = − N dir. R V V aL (34) b2 = −17000 (35) (36) (37) c0 = 4, c1 = 24, c2 = 24, c3 = 16 seçilerek özdeğer ataması yapılır. Şekil4’te elde edilen kontrol işareti görülmektedir. Kontrol işaretinin ilk andaki yüksek değerlerinden korunmak için bazı uçuş kontrolü çalışmalarında ‘gecikmeli’ (latch) olarak çalışan; geçici tepkinin etkisinden korunmak için belirli zaman sonra kontrol işaretinin sisteme uygulanması esasına dayanan yaklaşımlar yapılmıştır. Uçuş sistemlerinde hesaplanan kontrol işaretini elde edecek şekilde sürücüler vasıtasıyla kontrol yüzeylerinin ayarlanması (arıza durumları da dahil) kontrol ataması (control allocator) modülü vasıtasıyla yapılır. Başlı başına bir çalışma konusu olmakla beraber basitçe söylemek gerekirse, vc kontrol kuralından bulunan görünür kontrol (virtual control) kuralı (kuvvet ve moment) ve u gerçek kontrol işareti olmak üzere aralarındaki ilişki (38)’deki gibi bir fonksiyonla gösterilebilir. Şekil1’deki gösterim dikkate alınarak ve γ& = 0 1.824 − 47.2 MAM −1 = 0 47.2 2.07 37.71 − 1309.564 − 53.33 n&1 − 47.2 0 1.824 + y & = 47.2 2.07 n2 0 y& = −1271.85n1 − 340 y − 17000u Göz önüne aldığımız güdümlü füze kuyruk kontrollü, haç biçiminde (cruciform) ‘+’ tipinde kuyruk yapılı ve dönme açısal değer=0o ve dönme açısal hızı=0, füzenin dönme (roll) hareketi yapmaması için dönme kontrolü (roll stabilized) uygulanmaktadır. Sistemdeki son durum denklemi otomatik pilot gecikmesidir (autopilot lag). Belirli bir çalışma noktasında lineer boylamsal dinamik denklemleri (28)’de verilmiştir [3031]. x&1 = −3.33x1 + x2 − 0.89 x3 x& 2 = −248x1 − 662 x3 x&3 = 50u − 50 x3 (33) (29) vc (t ) = g (u (t )) (38) 20 15 a F = q + N ve y = a N olduğundan mV V y = Zα .V .α + Z δ .V .δ α& = q + 10 0 -5 olarak bulunur. Bu sebeple çıkış olarak seçilen ‘ivme’ büyüklüğü y = a N = −1271.85 x1 − 340 x3 5 ivme (30) -10 -15 (31) 0 5 10 15 20 25 30 35 40 35 40 zaman Şekil 3: Sistem çıkışı:ivme olarak yazılabilir. Giriş-çıkış transfer fonksiyonu (32)’deki gibi olur. 0.5 0.4 (32) 0.3 kontrol isareti-u a − 339.98 ( s 2 − 2228) H ( s) = L = u (0.02 s + 1) ( s 2 + 3.33s + 248) Transfer fonksiyonu +47.2 de bulunan sıfır nedeniyle minimum fazlı değildir. Sıfırın orijine uzaklığı nedeniyle hızlı sönümleneceği düşünülerek kısmen minimum fazlı olmayan (slightly nonminimum phase) olarak isimlendirilir [17]. Şekil3’teki sistem çıkışından da görüldüğü üzere otopilot tarafından uygulanan kontrol işareti ilk olarak ters yönde bir ivmelenmeye neden olmaktadır. Bu durum füzenin 0.2 0.1 0 -0.1 -0.2 -0.3 -0.4 -0.5 0 5 10 15 20 25 zaman Şekil 4: Kontrol Đşareti 358 30 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya Guidance, Navigation and Control Conf. and Exhibit, Providence, Rhode Island, s:1-15, 2004. [12] G. M. Siouris, Missile Guidance and Control Systems Springer- Verlag New York Inc. 2004. [13] J. H. Blakelock, Automatic Control of Aircraft and Missiles John Wiley &Sons Inc. 1991. [14] A. Isidori ve C.I. Brynes, “Output Regulation of Nonlinear Systems”, IEEE Trans. on Autom. Cont.,Vol:35, No:2, s:131-140, 1990. [15] A. Isidori ve C.H. Moog, On the nonlinear Equivalent of the Notion of the Transmission Zeros (kitap bölümü), Modeling and Adaptive Control Springer Verlag Berlin 1991. [16]S. Devasia, D. Chen ve B. Paden, “Nonlinear Inversionbased Output Tracking”, IEEE Trans. on Autom. Cont., Cilt:41, No:7, 1996 [17] J. Hauser, S.Sastry ve G. Meyer, “Nonlinear Control Design for Slightly Non-minimum Phase Systems: Application to V/STOL Aircraft”, Automatica, Cilt:28, No:4, s:665-679, 1992. [18] P. Martin, S. Devasia ve B.E. Paden, “A Different Look at Output Tracking: Control of VTOL aircraft”, Automatica, Cilt:32, s:101-107, 1996. [19]C.J. Tomlin ve S.S. Sastry, “Bounded Tracking for Nonminimum Phase Nonlinear Systems with Fast Zero Dynamics”, International Journal of Control, Cilt:68, No:4, s:819-848, 1997. [20] F.-K. Yeh, “Adaptive-sliding-mode guidance law design for missiles with thrust vector control and divert control system”, IET Control Theory and Applications, Cilt:6, No:4, s:552-559, 2012. [21] H. Yan ve H. Ji, “Integrated guidance and control for dual-control missiles based on small-gain theorem”, Automatica, 48 s:2686-2692, 2012. [22] D. Zhou ve C. Shao, “Dynamics and autopilot design for endoatmospheric interceptors with dual control systems”, Aerospace Science and Technology, Cilt:13, s:291-300, 2009. [23] S. Gutman, “Superiority of Canards in Homing Missiles”, IEEE Trans.on Aerospace and Electronic Systems, Cilt:39, No:3, s:740-746, 2003. [24] A.S. Zinober, Determininstic Control of Uncertain Systems, Peter Peregrinus Ltd. London, 1998 [25] V. I. Utkin, Sliding Modes in Control and Optimization, Springer-Verlag Berlin Heidelberg, 1992. [26] A. Isidori, Nonlinear Control Systems, Springer Verlag London 2.baskı,1995. [27] J.A. Farrell ve M. M. Polycarpou, Adaptive Approximation Based Control Unifying Neural, Fuzzy and Traditional Adaptive Approximation Approaches, John Wiley&Sons Inc., 2006. [28] S. Sastry, Nonlinear Systems Analysis, Stability and Control, Springer-Verlag New York, Inc. , 1999. [29] I.A. Shkolnikov ve Y.B. Shtessel, “Aircraft Nonminimum Phase Control in Dynamic Sliding Manifolds”, AIAA Journal of Guidance, Control and Dynamics, Cilt:24, No:3, s:566572, 2001. [30]B.Friedland, Control System Design An Introduction to State-space methods, Mineola NY. Dover Publications INC, 2005 [31] T.Shima ve O.M. Golan, “End-game guidance laws for dual-control missiles”, Proc. IMechE Cilt: 219 Part G: J. Aerospace Engineering, s:157-170, 2005. 5. Sonuçlar Bu çalışmada minimum fazlı olmayan sistemlerin kontrolü konu edilmiştir. Literatürdeki çalışmaların çoğunda giriş işaretine göre çarpımsal lineer (affine linear) olan x& = f ( x) + g ( x)u biçiminde nonlineer modeller ele alınmıştır. Daha farklı yapıdaki lineer ve nonlineer minimum fazlı olmayan sistemlerin kontrolü konusunda çalışma yapılmasına ihtiyaç vardır. Çatırdama probleminin önüne geçildiği ve bozucuların üst sınırlarının bilindiği durumlarda kayma kipli kontrol hızlı ve kararlı kontrolör tasarımı imkanı tanımaktadır. Sonuçlar uçuş kontrolü açısından değerlendirilirse, minimum fazlı olmayan kuyruk kontrollü füzelerin ilk hareketinin istenen yönün aksi yönünde gerçekleşiyor olması bir problemdir. Literatürde çıkışı farklı şekilde tanımlayıp ivme değerine geçmek için dışa bir kontrol döngüsü daha eklenmesi yaklaşımı bazı çalışmalarda kullanılmıştır. Kuyruk kontrolü yerine kanatçık kontrolünün tercih edilmesi de kısa menzilli füzeler için ayrı bir seçenek oluşturmaktadır. Kaynakça [1] I.A. Shkolnikov ve Y.B. Shtessel, “Tracking in a Class of Nonminimum-phase Systems with Nonlinear Internal Dynamics via Sliding Mode Control Using Method of System Center”, Automatica, Cilt:38,s:837-842,2002. [2] S. Gopalswamy ve J. Karl Hedrick, “Tracking Nonlinear Non-minimum Phase Systems using Sliding Control”, International Journal of Control, Cilt:57, No:5, s:1141-1158, 1993. [3] Y.B. Shtessel, A.S.I. Zinober ve I.A. Shkolnikov, “Sliding Mode Control of Boost and Buck-boost Power Converters using the Dynamic Sliding Manifold”, International Journal of Robust and Nonlinear Control,Cilt:13, s:1285-1298, 2003 [4] A.Levant, “Robust Exact Differentiation via Sliding Mode Technique”, Automatica, Cilt:34, No:3, s:379-384, 1998. [5] Y.Xia, Z.Zhu ve M.Fu, “Back-stepping Sliding Mode Control for Missile Systems Based on an Extended State Observer”, IET Control Theory and Applications, Cilt:5, No:1, s:93-102, 2011 [6] I.A. Shkolnikov, Y.B. Shtessel, P. Zarchan ve D.P. Lianos, “Sliding Mode Observers versus Kalman Filter in the Homing Loop”, The Annual AIAA/BMDO Technology Conference, 10th Williamsburg Virginia, s:1-8, 2001. [7] Y. B. Shtessel, I. A. Shkolnikov ve A. Levant, “Guidance and Control of Missile Interceptor using Second-order Sliding Mode”, IEEE Trans. on Aerospace and Electronic Systems, Cilt:45 No:1, s:110-124, 2007. [8] Y. B. Shtessel ve C. H. Tournes, “Integrated Higher-order Sliding Mode Guidance and Autopilot for Dual-control Missiles”, Journal of Guidance, Control, and Dynamics, Cilt: 32, No:1, s:79-94, 2009. [9] M. Idan, T. Shima, ve O. M. Golan, “Integrated Sliding Mode Autopilot-Guidance for Dual Control Missiles”, Journal of Guidance, Control, and Dynamics, Cilt: 30 No:4, s:1081-1089, 2007. [10] Y. B. Shtessel, I. A. Shkolnikov ve A. Levant, “Smooth Second-order Sliding-modes: Missile Guidance Application”, Automatica, Cilt:43, No:8, s:1470-1476, 2007. [11] M. Sharma ve N.D. Richards, “Adaptive, Integrated Guidance and Control for Missile Interceptors”, AIAA 359 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya Kayan Kipli Kontrol Algoritmalarında Kontrol İşaretindeki Salınımın Azaltılarak Performansın Arttırılması 1 1,2 Murat FURAT, 2İlyas EKER Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü Çukurova Üniversitesi [email protected] [email protected] oldukça önemlidir. Çatırdama (chattering) olarak adlandırılan kontrol işareti üzerindeki bu istenmeyen büyüklükteki salınım, geleneksel kayan kipli kontrol algoritmalarının en önemli sorunudur. Bu konuda detaylı incelemeler literatürde mevcuttur [6]. Çatırdamayı ortadan kaldırmak ya da salınımı makul büyüklüğe indirmek amacıyla literatürde birçok çözüm önerilmiştir. Bunlar arasında anahtarlama kontrol sinyalinde signum fonksiyonu yerine sigmoid [7], tanjant hiperbolik [8]-[9], doyma fonksiyonları [10] sabit kazançlarla beraber kullanılmıştır. Kazancın yüksek olması sistemin hızını arttırırken salınımın büyüklüğünü de arttırmaktadır. Diğer yandan salınımın azaltılması için kazancın küçük tutulması, sistemi yavaşlatmaktadır. Bu nedenle anahtarlama sinyalindeki sabit kazanç, sistemin performansı ile salınım büyüklüğü arasında ikilem yaratmaktadır [13]. Bu sorunu aşmak için salınıma neden olan belirsizliklerin yarattığı hataya bağlı olarak değişen yaklaşımlar literatürde önerilmiştir [11]-[14]. Alternatif olarak, geleneksel kayan kipli kontrolün iyi özelliklerini koruyarak önerilen yüksek dereceli kayan kipli kontrol algoritmaları da aşırı salınım sorununun çözülmesinde önerilen farklı yaklaşımlardandır [15]-[18]. Gerçek sistemlere yönelik kontrolcü tasarımlarında çözüm algoritmasının kolaylığı büyük önem arz etmektedir. Kolay çözüm yöntemi, geleneksel kayan kipli kontrol algoritmaların bir özelliğidir. Geleneksel algoritmalar model tabanlı olmasına karşın, yüksek dereceli olan algoritmalar modelden bağımsız olarak kontrol işareti üretmektedir. Ancak modele dayalı olarak geliştirilen ikinci derece kayan kipli kontrol algoritması da vardır [19]. Bunların yanında, yapay sinir ağları, bulanık mantık, genetik algoritma gibi yöntemler, kayan kipli kontrol algoritmasıyla bütünleştirilmiş çalışmalar da mevcuttur [20]. Bu çalışmada, sabit kazançlı anahtarlama yerine hata ve referans değeri kullanılarak değişken bir kazanç tanjant hiperbolik fonksiyonu ile birlikte kullanılarak önerilmiştir. Böylece sistem üzerindeki belirsizlikler ve bozuculardan dolayı oluşan hata miktarına bağlı bir anahtarlama sinyali üretilmesi ve erişim performansının arttırılması amaçlanmıştır. Bu amaçla, öncelikle kayan kipli kontrol için temel bilgiler ile literatürde mevcut üç farklı kayma fonksiyonuna sahip algoritmada verilen kayma fonksiyonları ve anahtarlama kontrol sinyalleri verilmiştir. Ardından önerilen anahtarlama kontrol sinyali anlatılmıştır. Deneysel çalışma için gerçek bir elektromekanik sistem kullanılmıştır. Çalışma noktasına göre yaklaşık modellenen sistem üzerinde üç farklı referans değerinde uygulama yapılmış ve elde edilen sonuçlar karşılaştırmalı olarak verilmiştir. Son kısımda elde edilen sonuçlara ilişkin ayrıntılı değerlendirme yer almaktadır. Özetçe Bu çalışmada geleneksel kayan kipli kontrol algoritmalarının önemli sorunu olan kontrol işaretindeki yüksek frekanslı aşırı salınımın azaltılması ve kapalı çevirim sistem performansının arttırılması amacıyla yeni bir yaklaşım önerilmiştir. Literatürdeki çalışmalarda, salınımın büyüklüğünü etkileyen önemli faktörlerden biri olan signum fonksiyonu (doğrusal olmayan) yerine yumuşak fonksiyonlar (doğrusal olan) kullanılmıştır. Bu fonksiyonlarla beraber kullanılan sabit kazançtan dolayı kontrol işaretindeki salınım, zaman zaman gerçek sistemler için tehlikeli değerlere ulaşabilmektedir. Düşük kazanç ise sistemin yavaşlamasına sebep olmaktadır. Bu nedenle, mevcut sabit kazanç yerine hata ve referans değerine bağlı değişken kazançlı bir yaklaşım önerilmiştir. Elde edilen yeni kontrol işareti bir elektromekanik sisteme uygulanmış ve literatürdeki çalışmalar ile grafiksel ve istatistiksel olarak karşılaştırılmıştır. 1. Giriş Kayan kipli kontrol ilk olarak Rus literatüründe ortaya atılmış ve daha sonra uluslar arası literatürde geniş yer bulmuştur [1][4]. Gerek modelleme hatalarından ve dış bozuculardan kaynaklanan belirsizliklere karşı gösterdiği dayanıklılık gerekse çözüm yönteminin kolaylığı nedeniyle doğrusal ve doğrusal olmayan gerçek sistemlere uygulama konusunda birçok başarılı çalışma yapılmıştır. Bunlar arasında robot kollar, motor sürücüleri, AC/DC dönüştürücüleri, rüzgâr enerjisi sistemleri, DC/DC dönüştürücüleri, kimyasal süreçler ve birçok elektriksel ve elektromekanik sistemler sayılabilir [5]. Kayan kipli kontrol algoritmasındaki amaç, belirlenmiş bir yüzeye sistemin durum yörüngesini yaklaştırmak ve daha sonra bu yörünge üzerinde kalması sağlamaktır [5]. Durum yörüngesinin erişimini sağlamak için anahtarlama kontrol sinyali, orada kalmasını sağlamak için eşdeğer kontrol sinyali kullanılır. Kapalı devre sistemin kontrol işareti bu iki kontrol sinyalinin toplamından oluşur [1]. Erişim tamamlandığında ya da belirsizliklerin mevcut olmadığı durumlarda anahtarlama kontrol sinyalinin sıfıra yaklaşması beklenir [5]. Ancak gerçek sistemlerde belirsizlikler sürekli mevcut olduğundan anahtarlama sinyalinin de değişik büyüklüklerde kontrol işaretine katkısı her zaman mevcuttur. Bu durumdan dolayı kontrol işaretinde oluşan yüksek frekanslı aşırı salınım gerçek sistemler için tehlikeli boyutlara ulaşabilmektedir ve en aza indirilmesi sağlıklı bir kontrol işareti üretmek açısından 360 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya Gecikme zamanlı birinci derece kararlı sistemler için PI-PD tipi kayma fonksiyonu kullanılarak bir kayan kipli kontrol algoritması önerilmiştir [8]. Bu kayma fonksiyonu ile kapalı çevrimde daha iyi performans ve daha kısa süreli kayma evresi elde etmek amaçlanmıştır. Önerilen dört parametreli kayma fonksiyonu: 2. Kayan Kipli Kontrol Geleneksel kayan kipli kontrol tasarımı ilk olarak bir kayma fonksiyonunun tanımlanması ile başlar. Literatürde, hata, hatanın türevi ve diğer sistem değişkenlerinin kullanıldığı çeşitli kayma fonksiyonları önerilmiştir [1], [7]-[10]. İlk olarak aşağıdaki denklemde verilen kayma fonksiyonu önerilmiştir: (t ) d (t) k1e(t) k 2 e( ) d k3 y (t) k 4 y (t) t n 1 (4) 0 e(t) (1) (1) denkleminde verilen geleneksel kayma fonksiyonu ile elde edilen erişim evresinde performansın iyileştirilmesi ve sonrasında daha doğru kontrol sinyalinin üretilmesi amacıyla integral ile genişletilmiş kayma fonksiyonu önerilmiştir [9]: dt Burada, n kontrol edilecek sistemin derecesini, e(t) ise hatayı göstermektedir. Hata, referans değerinden çıkış değerinin çıkarılması ile elde edilir, e(t) r (t) y (t) . İkinci derece bir sistem için kayma fonksiyonu şu şekilde elde edilir: (t ) e(t) e(t) (t) (2) Kayan kipli kontrol, erişme ve kayma evresi olarak adlandırılan iki temel evreden oluşur [5]. Erişme evresi, sistem durumlarının kayma fonksiyonu ile belirlenen kayma yüzeyine ulaşması evresidir. Erişme evresi için aşağıdaki denklemde verilen koşulun sağlanması gerekmektedir: (t ) (t ) 0 dt d n 1 e(t) ki e( )d t (5) 0 2.2. Anahtarlama Sinyalinin Seçimi Kayma yüzeyinde erişme evresinin karakteristiğini anahtarlama sinyali belirler. Bu çalışmada ele alınacak algoritmalarda verilen anahtarlama sinyalleri aşağıdaki gibidir. Sabit değişimli anahtarlama sinyali [1]: (3) Kayma evresi ise (t ) 0 ve (t ) 0 sağlandığı andır. Kayma evresi gerçekleştiğinde hata sıfıra ulaşır. Şekil 1’de erişim ve kayma evreleri gösterilmiştir. ua (t) k sgn( (t)) (6) Tanjant hiperbolik fonksiyonlu anahtarlama sinyali [8]-[9]: ua (t) k tanh (t) / (7) Burada k sabit kazanç, ise kayma yüzeyi etrafında bulunan sınır katmanının kalınlığıdır. 2.3. Önerilen Anahtarlama Sinyali Erişme evresinde etkili olan anahtarlama kontrol sinyalinin yüksek kazançlı olması, sistemin referans değerine ulaşmasını hızlandırmakla beraber belirsizliklerin oluşturduğu hatayı karşılamak için ürettiği kontrol sinyalinin büyüklüğü de gereğinden fazla arttırmaktadır [8]. Dolayısıyla, erişme evresinde yüksek kazançlı ancak kayma evresinde değişken kazançlı bir anahtarlama sinyali, geleneksel kayan kipli kontrol algoritmalarının gerçek sistemlere uygulanabilirliğini arttıracaktır. Bu nedenle hata ve referans değerine bağlı olarak kazancı değişen yeni bir anahtarlama kontrol sinyali bu çalışmada önerilmiştir: Şekil 1: Kayma yüzeyinde erişme ve kayma evreleri. 2.1. Kayma Fonksiyonun Belirlenmesi Literatürdeki kayan kipli çalışmaların ilkinde kayma fonksiyonu (1) denkleminde verildiği gibi tanımlanmıştır [1]. Kayma fonksiyonunun birinci türevinin sıfıra eşitlenmesi ile çözümünden eşdeğer kontrol sinyali elde edilir [8]-[10]. Eşdeğer kontrol sinyali kayma fonksiyonunun birinci türevinde görüldüğü için geleneksel kayan kipli kontrol algoritmaları birinci derece kayan kipli kontrol olarak da adlandırılır. Yüksek dereceli olarak adlandırılan algoritmalarda ise kontrol sinyalinin görüldüğü kayma fonksiyonunun türevinin derecesi ile belirlenir. Bu çalışmada ele alınan diğer çalışmalardaki kayma fonksiyonları aşağıda verilmiştir: ua (t) ka r (t) 2 e(t) tanh k (t) s e(t) (8) Burada k a 0 , k s 0 , 0 , r (t) 0 . Önerilen anahtarlama kontrol sinyalinde; k a en yüksek anahtarlama sinyalinin büyüklüğünün sınırlandırılması için kullanılan pozitif katsayıdır ve sistem üzerindeki belirsizlikleri karşılayacak yeterli 361 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya büyüklükte anahtarlama sinyalinin üretilmesi için kullanılır, ks kayma yüzeyi etrafındaki sınır A , B ve C pozitif sistem parametrelerini bulmak için motora 5,20 Volt uygulanmış ve 1200 dev/dk mil hızı, 4,48 Volt takojeneratör çıkış voltajı elde edilmiştir. Gecikme zamanlı birinci derece modelleme yöntemi [21] kullanılarak A 292, 6 , B 1970 ve C 1694, 6 yaklaşık değerleri bulunmuştur. kalınlığının sınırlandırılması için kullanılan pozitif katsayıdır, , hata değerinin sıfıra gitmesi durumunda tanh fonksiyonu içinde sıfıra bölünme durumuna karşı seçilen çok küçük bir değerdir, 3.2. Deney Sonuçları r (t) terimi referans değerinde yapılacak değişikliklerde anahtarlama sinyaline üstel bir katkı sağlar, 2 Kapalı çevirim kontrol için referans voltajı 4,48 Volt kullanılmıştır. Böylece 1200 dev/dk mil hızı çalışma noktası olarak hedeflenmiştir. Bulunan sistem parametreleri dışında, algoritmalardaki parametreler seçilirken sürekli hata bulunmaması ve hedef mil hızında aşma olmaması gibi durumlar göz önünde bulundurulmuş; mili en kısa sürede hedef hıza ulaştıran ve kontrol işaretinde en az salınıma sebep olan değerler seçilmiştir. Ayrıca seçilen parametreler ile 900 dev/dk ve 1500 dev/dk hızlar için 3,39 Volt 5,52 Volt referans voltajları kapalı çevrim sisteme uygulanmıştır. Önerilen anahtarlama kontrol sinyalindeki parametre değerleri e(t) terimi ise başlangıçta yüksek anahtarlama sinyalinin oluşması sağlayan büyük bir değere sahiptir ve sistemin erişim hızını arttırır. Daha sonra, sistemin çıkışı referans değerine yaklaştıkça anahtarlama sinyalinin azalmasını sağlar ve referans değerine ulaşan çıkışı etkileyen bir belirsizlik durumunda gerekli büyüklükteki anahtarlama sinyalinin oluşturulmasında rol oynayarak anahtarlama sinyalinin sıfıra düşmesini engeller. ka 0, 95 , k s 0, 01 ve 10 yaklaşık %5’i) r (t) e(t) 2 3. Deneysel Çalışma td s 1 Bu denklemde K td s 1 s 1 C s As B 2 (9) K kazancı, t d gecikme zamanını, sistemin zaman sabitini A , B ve C pozitif sistem parametrelerini etmektedir. Yukarıdaki denklem düzenlenip zaman düzlemine çevrildiğinde: y (t ) Ay (t ) By(t ) Cu(t ) Başlangıçta ile elde edilen kazanç maksimum kontrol 1 seçilmesi uygun olacaktır. 900, 1200 ve 1500 dev/dk hızlar için önce literatürde verilen üç farklı kayan kipli kontrol algoritması deneysel sistem üzerinde uygulanmış sonra da önerilen anahtarlama sinyali kullanılarak uygulama yapılmıştır. Önerilen anahtarlama sinyali ile elde edilen erişim zamanındaki kısalma, kayma fonksiyonlarının sıfıra ulaşması süresinden anlaşılmaktadır. Şekil 2’de çalışma noktasındaki kayma fonksiyonlarının sıfıra yaklaşımları gösterilmiştir. Şekil 3’de signum fonksiyonundan kaynaklanan sabit değişimli anahtarlama sinyali [1] yerine önerilen anahtarlama sinyali ile başlangıçta yüksek kazançlı ve sonrasında sıfıra yakın büyüklükte olan bir anahtarlama sinyali elde edilerek erişim süresi azaltılmış ve istenmeyen salınım gerçek sistemler için tehlike oluşturmayacak uygun büyüklüğe düşürülmüştür. Diğer algoritmalarda da [8]-[9] benzer şekilde başlangıçta orijinaline göre daha yüksek büyüklükte başlayan önerilen anahtarlama sinyali, kapalı çevrim sistemin erişim performansını önemli ölçüde arttırarak motor hızını istenen değere ulaşmasını hızlandırmıştır. Şekil 4’te elde edilen hız grafikleri karşılaştırmalı olarak verilmiştir. Şekil 4 incelendiğinde, hedef hızlara erişimde önerilen anahtarlama sinyalinin daha yüksek performans sağladığı, erişim süresini azalttığı görülmektedir. Kapalı çevrim deneysel çalışmalar için üzerinde birçok sensor olan bir mil ile birbirine bağlı DC motor ve geri besleme için kullanılacak takojeneratörden oluşan elektromekanik sistem kullanılmıştır. Burada DC motor ile mil hızı kontrol edilecektir. Kayan kipli kontrol algoritmalarında kullanılacak ikinci derece model aşağıda verilmiştir: Ke (hata değişiminin seçilmiştir. işaretinden yüksek bir değer alacağından k a 3.1. Deneysel Sistemin Modellenmesi G (s) olarak 3 (10) elde edilir. Burada u (t) kontrol işaretini, y (t) ise çıkışı temsil etmektedir. Şekil 2: Orijinal ve önerilen anahtarlama kontrol sinyalleri ile kayma fonksiyonundaki değişim. 362 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya Şekil 3: Orijinal ve önerilen anahtarlama kontrol sinyallerinin farklı hızlardaki değişimi. Şekil 4: Orijinal ve önerilen anahtarlama kontrol sinyalleri ile elde edilen motor hızları. 363 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya Önerilen anahtarlama kontrol sinyalinin sistemin performansı üzerindeki etkisi istatistiksel olarak da incelenmiştir. Tüm deneyler 5 sn süre ile 5 ms örnekleme zamanı kullanılarak yapılmış ve elde edilen verilerden istatistiksel performans indeksleri hesaplanmıştır. Kontrol işaretinin performansının incelenmesi amacıyla toplam değişim, TD (Total Variance) ve ISCI (Integral Squared Control Input) kullanılmıştır. Integral Time-Absolute Error: ITAE= t e(t ) dt (15) Integral Time-Squared Error: 2 ITSE= te (t ) dt (16) TD= u (i 1) u (i ) (11) Tablo 2a: Hata tabanlı performans indeksleri. i 1 u ISCI= 2 (t ) dt Algoritma (12) Tablo 1’de orijinal ve önerilen kontrol işaretlerinden elde edilen performans istatistikleri verilmiştir. Deneyler sonucunda elde edilen istatistikler incelendiğinde kontrol işaretinde aşırı salınımın görüldüğü [1]’de toplam değişimin düştüğü önemli derecede düştüğü, tanjant hiperbolik fonksiyonunun kullanıldığı [8]’de de iyileşme sağlandığı görülmektedir. [9]’da toplam değişim artmış gibi görünse de anahtarlama sinyalinin değişiminde azalma Şekil 3’te görülmektedir. Dolayısıyla toplam değişimdeki artış eşdeğer sinyalden kaynaklanmaktadır. Bildirinin sayfa kısıtlaması nedeniyle sonuçlara ilişkin diğer grafikler verilmemiştir. Bununla beraber önerilen anahtarlama sinyali ile ISCI değerinin düştüğü görülmektedir. Böylece harcanan enerji de düşmüştür. Utkin, 1977 [1] İ. Kaya, 2007 [8] Eker ve Akınal, 2008 [9] Utkin, 1977 [1] İ. Kaya, 2007 [8] İ. Eker, 2008 [9] Hız 900 1200 1500 900 1200 1500 900 1200 1500 Algoritma Toplam Değişim ISCI Orijinal Önerilen Orijinal Önerilen 910,32 161,94 97,60 84,50 900,25 156,92 152,21 138,96 912,45 213,92 214,35 202,88 48,87 15,39 83,83 80,45 47,75 30,79 139,09 136,78 60,14 66,46 204,68 201,31 38,68 147,05 85,00 84,02 36,79 122,46 141,53 140,11 43,25 156,79 207,48 206,93 Utkin, 1977 [1] İ. Kaya, 2007 [8] Eker ve Akınal, 2008 [9] 2 900 1200 1500 900 1200 1500 900 1200 1500 ITAE ITSE Orijinal Önerilen Orijinal Önerilen 0,391 0,188 0,055 0,014 0,421 0,195 0,102 0,029 0,467 0,266 0,194 0,062 0,153 0,141 0,028 0,035 0,144 0,131 0,056 0,037 0,177 0,187 0,102 0,068 0,261 0,305 0,020 0,020 0,148 0,161 0,035 0,027 0,455 0,216 0,084 0,059 Bu çalışmada, geleneksel kayan kipli kontrol algoritmalarının önemli bir sorunu olan kontrol işaretindeki aşırı salınım ve bunun kapalı çevirimde gerçek sistemlerin performansı üzerindeki olumsuz etkisini azaltacak yeni bir anahtarlama sinyali önerilmiştir. Önerilen anahtarlama sinyali, bilinen sistem parametrelerinden hesaplandığından ayarlanmasındaki kolaylığın yanında literatürde önerilen çeşitli kayma fonksiyonlarıyla beraber gerçek bir sistem üzerinde başarıyla uygulanmıştır. Elde edilen sonuçlara göre aşağıdaki değerlendirmeler yapılmıştır: (13) Integral Squared Error: ISE= e (t ) dt Hız 4. Değerlendirme ve Sonuç Integral Absolute Error: e(t ) dt IAE ISE Önerilen Orijinal Önerilen 0,249 0,865 0,416 0,355 1,694 0,889 0,509 2,997 1,589 0,394 0,658 0,712 0,401 1,279 0,991 0,565 2,114 1,694 0,292 0,514 0,421 0,341 1,041 0,882 0,496 1,812 1,569 Tablo 2 incelendiğinde, çalışma noktası 1200 dev/dk seçilmesine rağmen, önerilen anahtarlama sinyalinin daha düşük ve yüksek hızlarda da hatayı karşılamaktaki başarıyı arttırdığı görülmektedir. Ayrıca, önerilen anahtarlama kontrol sinyalinin belirsizliklerden kaynaklanan hataları karşılama başarısını ölçmek için literatürde sıklıkla kullanılan hata tabanlı performans indeksleri ile ölçümler yapılmıştır. Aşağıda literatürdeki isimleriyle denklemleri verilen hata tabanlı performans indekslerinin sonuçları Tablo 2’de verilmiştir. IAE= 900 1200 1500 900 1200 1500 900 1200 1500 Orijinal 0,457 0,629 0,849 0,373 0,472 0,620 0,301 0,370 0,628 Tablo 2b: Hata tabanlı performans indeksleri (devamı). Tablo 1: Kontrol işaretinin performans indeksleri. Algoritma Hız (14) 364 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya [7] O. Camacho, C. Smith ve W. Moreno, “Development of Internal Model Sliding Mode Controller,” Industrial & Engineering Chemical Research, Cilt: 42, s: 568-573, 2003. [8] İ. Kaya, “Sliding-Mode Control of Stable Processes,” Industrial & Engineering Chemical Research, Cilt: 46, s: 571-578, 2007. [9] İ. Eker ve Ş. A. Akınal, “Sliding Mode Control with Integral Augmented Sliding Surface: Design and Experimental Application to an Electromechanical System,” Electrical Engineering, Cilt: 90, s: 189-197, 2008. [10] İ. Eker, “Sliding Mode Control with PID Sliding Surface and Experimantal Application to an Electromechanical Plant,” ISA Transactions, Cilt: 45, No: 1, s: 109-118, 2006. [11] G. Monsees ve J. M. A. Scherpen, “Adaptive Switching Gain for a Discrete-time Sliding Mode Controller,” International Journal of Control, Cilt: 75, No: 4, s: 242251, 2002. [12] F. Plestan, Y. Shtessel, V. Bregeault ve A. Poznyak, “New Methodologies for Adaptive Sliding Mode Control,” International Journal of Control, Cilt: 83, No: 9, s: 1907-1919, 2010. [13] C. J. Fallaha, M. Saad, H. Y. Kanaan ve K. Al-Haddad, “Sliding Mode Robot Control with Exponential Reaching Law,” IEEE Transactions on Industrial Electronics, Cilt: 58, No: 2, s: 600-610, 2011. [14] T. Yoshimura, “Adaptive Sliding Mode Control for a Class of Uncertain Discrete-time Systems Using Multirate Output Measurement,” International Journal of Systems Science, Cilt: 43, No: 2, s: 211-219, 2012. [15] A. Levant, “Higher-order Sliding Modes, Differentiation and Output Feedback Control,” International Journal of Control, Cilt: 76, No: 9/10, s: 875-892, 2003. [16] G. Bartolini, A. Pisano, E. Punta ve E. Usai, “A Survey of Applications of Second-order Sliding Mode Control to Mechanical Systems,” International Journal of Control, Cilt: 76, No: 9/10, s: 924-941, 2003. [17] A. Cavallo ve C. Natale, “Higher-order Sliding Mode Control of Mechanical Systems: Theory and Experiments,” Control Engineering Practice, Cilt: 12, s: 1139-1149, 2004. [18] A. Levant, “Principles of 2-Sliding Mode Design,” Automatica, Cilt: 43, s: 576-586, 2007. [19] İ. Eker, “Second-order Sliding Mode Control with Experimental Application,” ISA Transactions, Cilt: 49, 394-405, 2010. [20] X. Yu ve O. Kaynak, “Sliding-mode Control with Soft Computing: A Survey,” IEEE Transactions on Industrial Electronics, Cilt: 56, No: 9, s: 3275-3285, 2009. [21] M. Furat, ve İ. Eker, “Computer-Aided Experimental Modeling of a Real System Using Graphical Analysis of a Step Response Data,” Computer Applications in Engineering Education, DOI: 10.1002/cae.20482. Uluslar arası literatürde ilk olarak teorisi verilen kayan kipli kontrol algoritmasında anahtarlama kontrol sinyalinde signum fonksiyonu yer almaktadır [1]. Sabit kazanç içeren bu anahtarlama sinyali kontrol işaretinde aşırı salıma neden olmaktadır. Önerilen değişken kazançlı anahtarlama sinyali ile bu sorun ortadan kaldırılmış, erişim tamamlandığında kontrol işaretindeki salınım makul seviyelere indirilmiştir. Signum fonksiyonunun olumsuz etkisini azaltmak amacıyla tanjant hiperbolik fonsiyonu gibi daha yumuşak fonksiyonlar sabit kazançla beraber kullanılmıştır [8]-[9]. Sabit kazançlı anahtarlama sinyallerinde kazanç yüksek tutulduğunda erişim performansı artarken salınımın büyüklüğü de artmakta, düşük kazançta ise salınım azalırken performans düşmektedir. Bu ikilemi oluşturan sabit kazanç yerine hata ve referans değerine bağlı değişken kazanç önerilmiştir. Hatanın büyüklüğü ile orantılı oluşan anahtarlama sinyali kapalı çevirimde sistemin erişim performansını arttırırken salınımın da makul seviyede tutulmasını sağlamıştır. Önerilen anahtarlama kontrol sinyali sonucu elde edilen hataya bağlı performans indeksleri yeni anahtarlama sinyalinin çıkışın referans değerinde tutulmasında daha büyük etkisi olduğunu göstermiştir. Dolayısıyla gerçek sistemlerde mevcut belirsizlikleri karşılamakta hem çalışma noktasında hem de farklı referans değerlerinde önerilen anahtarlama kontrol sinyali ile daha iyi sonuçlar elde edilmiştir. Sonuç olarak, önerilen anahtarlama kontrol sinyali ile geleneksel kayan kipli kontrol algoritmalarında, gerçek bir sistem üzerinde daha yüksek performans elde edilmiştir. Kaynakça [1] V. I. Utkin, “Variable Structure Systems with Sliding Modes,” IEEE Transactions on Automatic Control, Cilt: AC-22, s: 212-222, 1977. [2] R. A. Decarlo, S. H. Zak ve G. P. Matthews, “Variable Structure Control of Nonlinear Multivariable Systems: A Tutorial,” Proceedings of the IEEE, Cilt: 76, No: 3, s: 212-232, 1988. [3] O. Kaynak, K. Erbatur ve M. Ertuğrul, “The Fusion of Computationally Intelligent Methodologies and Sliding Mode Control: A Survey,” IEEE Transactions on Industrial Electronics, Cilt: 48, No:1, s: 4-17, 2001. [4] X. Yu, B. Wang ve X. Li, “Computer Controlled Variable Structure Systems: The State-of-the-Art,” IEEE Transactions on Industrial Informatics, Cilt: 8, No: 2, s: 197-205, 2012. [5] E. Köse, K. Abacı ve S. Aksoy, “Kayma Kipli Kontrolde Farklı Erişim Alt Yaklaşımlarının Analizleri”, 6th International Advanced Technologies Symposium (IATS’11), Elazığ, Türkiye, s. 87-90, 2011. [6] A. Levant, “Chattering Analysis,” IEEE Transactions on Automatic Control, Cilt: 55, No: 6, s: 1380-1389, 2010. 365 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya İki Serbestlik Dereceli Helikopter Sisteminin Ters Model Tabanlı Kontrolü Zafer ÖCAL1, Zafer BİNGÜL2 1 Anadolu Isuzu Otomotiv San. Tic A.Ş., Kocaeli [email protected] 2 Mekatronik Mühendisliği Bölümü Kocaeli Üniversitesi, Kocaeli [email protected] modelindeki belirsizliklere ve harici bozuculara karşı kullanılmıştır. [7] kaynağında bulanık model ters çevirme yöntemi açıklanmıştır. Söz konusu kaynakta sunulan metot sistem için seçilmiş girişi, doğrusal olmayan model durum gözlemcisinin çıkışına göre tekrar yapılandıran, ileri yönlü bir bulanık modelden oluşmaktadır. Bulanık model, sistem cevabına göre, genetik algoritma yardımı ile iyileştirilmiştir. Bu çalışmada, yazarın yüksek lisans tez çalışmasında yer alan, sistemin doğrusal olmayan Newton modeli terslenerek kullanılmıştır. Sistem mekaniği dışındaki, fırçasız doğru akım motoru (FDA) ve pervane kuvvetleri; çeşitli ölçümler sonucunda elde edilen verilerin eğri uydurma yöntemi ile polinomlara dönüştürülmesi ile elde edilmiştir. Özetçe Bu çalışmada, iki serbestlik dereceli helikopter sisteminin (İSHS) doğrusal olmayan ters dinamik model tabanlı kontrolü yapılmıştır. Sistemin yunuslama açısı oransal-integral-türevsel (proportional-Integral-Derivative) (PID) kontrol ve ileri beslemeli ters model kontrolü, sapma açısı ise PID kontrolör kullanılarak sağlanmıştır. Yunuslama açısının kontrolünde, tek başına PID kontrol veya ileri beslemeli ters model kontrol kullanılmasına kıyasla, birlikte kullanıldığı kontrol yapısı, sistemin doğrusal olmayan yapısına rağmen oldukça iyi sonuçlar vermiştir. 1. Giriş 2. İSHS Doğrusal olmayan sistemlerde, doğrusalsızlıkların ters çevrilerek (Dynamic Inversion [1]) yapıldığı kontrol iyi bilinen ve sıklıkla kullanılan bir metottur. Bu metodun temel avantajı, kontrol edilecek sistemin doğrusal olmayan dinamiklerini doğrusal eş değerlerine çevirerek doğrusal kontrol tekniklerinin kullanılmasına olanak sağlamasıdır. Bu yöntem giriş (referans) sinyallerine karşılık gelen çıkış sinyalinin doğrudan hesaplanmasıyla, bu sinyallerin kontrolör tarafından bulunma ihtiyacını ortadan kaldırır [2]. Ancak, ters çevrilmiş matematik model elde edebilmek için çoğunlukla doğrudan bir yöntem yoktur. Kullanışlı bir ters model elde edebilmek için çeşitli kabuller ve yaklaşımlar yapılmalıdır [3]. Ters model kullanılarak elde edilmiş kontrolör tasarımı için literatürde birçok örnek vardır. Örneğin, [3] kaynağında ters model kontrolörü, PD (proportional derivative) kontrolör ile birlikte kullanılarak sistemin bir serbestlik dereceli (1SD) kontrolü sağlamıştır. Burada ters model oluşturma hatalarını telafi etmek için, sistemin geri besleme kontrolüne yapay sinir ağları düzenleyicisi eklenmiştir. [4] kaynağında ters model kontrolörü, PID kontrolör ile birlikte kullanılarak 1SD sistem kontrolü sağlanmıştır. Aynı kaynakta PID parametreleri, parçacık sürü optimizasyonu (PSO) kullanılarak elde edilmiştir. [5] kaynağında YAMAHA R-50 insansız hava aracının basitleştirilmiş modeli kullanılarak, ters çevrilmiş dinamik model kontrolü, irtifa ve yönelim kontrolünde kullanılmıştır. [6] kaynağında sistem ileri beslemeli ters model kontrolü, doğrusal geri beslemeli kontrol ve geri besleme doğrusallaştırması ile birlikte kullanılarak sistemin kontrolü sağlanmıştır. Burada geri beslemeli kontrolör, sistem Şekil 1’de görülebileceği gibi deney düzeneği, bir metal çubuğun her iki ucuna birbirine dik yerleştirilmiş iki özdeş FDA motoru ve motorlar tarafından döndürülen iki farklı pervaneden oluşmaktadır. Şekil 1: İki serbestlik dereceli helikopter sistemi Metal çubuk, pervanelerin dönmesiyle oluşan kuvvetler yardımıyla dönme noktasında yatay ve dikey düzlemde hareket edebilmektedir. Bunların yanında, sistem sarkaç gibi düşünülebilecek bir karşı denge yükü içermektedir. Bu yük 366 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya sağlandığı için verilmemiştir. sabit durumda sistemin açısal momentini dengelemek için kullanılmıştır. Sistemde kontrolör olarak, iki ayrı donanımsal enkoder desteği, yüksek çalışma hızı ve Matlab/Simulink ile birlikte çalışabilmesi özellikleri olan Texas Instruments firmasının TMS320F28335 dijital sinyal kontrolörü (DSC) kullanılmıştır. Şekil 2’de sistemin elektronik bileşenleri görülmektedir. Burada yunuslama ve sapma açısını okumak için iki adet π/2000 rad hassasiyetli enkoder kullanıldı. Motor sürücüsü olarak iki adet Hobbyking Blueseries 30A FDA motor sürücüsü kullanıldı. Motor sürücülerinin kontrol sinyallerine daha hızlı cevap verebilmesi için, sürücülerin motor hızı güncelleme periyodu 20ms’den 2,5ms’ye düşürülmüştür. Sensörsüz sürme esnasında görece düşük hızlarda dönebilmesi için 750KV’lik Aeolian FDA motoru seçildi. Sistemin mevcut durumunu bilgisayara iletmesi için bir seri port kullanıldı. Pozisyon sıfırlama, başlatma ve durdurma işlemleri için de üç ayrı butondan kullanıldı. bu çalışmada yatay dinamiklere 400 350 Motor Hızı (rad/s) 300 250 200 150 100 50 0 0 2 4 6 Sürme sinyali (%) 8 10 Şekil 3: Sürme sinyali dm ile motor hızı ωm değişimi 1.5 Kuvvet (N) 1 Şekil 2: Bileşenler blok diyagramı (-1.4d + 35d m + 139) , 0 , ω m (d m ) = sign(d m ) d m ≥ 0,2 d m < 0,2 0 -0.5 Ölçülen Değerler Bu çalışmada İSHS’nin yunuslama açısı kontrolü ileri beslemeli ters model kontrolü ile sağlandığı için öncelikli olarak ters çevrilecek sistem modeli verilmiştir Motor modeli için yapılan ölçümler Şekil 3’te verilmiştir. Farklı sürme sinyali aralıklarında uydurulmuş polinomlar denklem (1)’deki gibi elde edilmiştir. 2 m 0.5 3.Drc. Polinom -1 -500 0 Açısal Hız (rad/s) Şekil 4: Açısal pervane hızı, itme kuvvet ilişkisi Tablo 1: İSHS Sabitleri Parametre dm,t (%PWM) Fm (N) g (m/s2) Jv (kg/m2) ltm (m) lmm (m) lcl (m) lcb (m) mcl (kg) mmm (kg) mtm (kg) mtb (kg) mmb (kg) τg (Nm) τm (Nm) τt (Nm) τv,fr (Nm) θv (rad) θh (rad) ωm (rad/s) (1) Şekil 4’te pervane hızına göre aerodinamik kuvvetin değimini gösteren grafik yer almaktadır. Bu grafikten elde edilen hız ve kuvvet ilişkisini tanımlayan polinom denklem (2)’deki gibi elde edilmiştir. Şekil 3’te gözlenen başlangıçtaki ani hız değişimi FDA motorların sensörsüz sürücüler yardımı ile sürülmesinden kaynaklanmaktadır. (7.9e - 4ωm3 − 0.136ωm2 + 97ω − 570)e - 5, ωm ≥ 140 Fm (ωm ) = (4.5e - 4ωm3 + 0.045ωm2 + 56ω − 315)e - 5, ωm ≤ −140 (2) 0, farklı Dikey dinamiklerinin Newton modeli, denklem (3) – (9) arasında verilmiştir. Bu denklemler [8] kaynağındaki denklemler referans alınarak türetilmiştir. Denklemlerde kullanılan değişkenlerin fiziksel anlamları Tablo 1’de yer almaktadır. İSHS yatay kontrolü tek başına PID kontrol ile 367 Fiziksel Anlamı Motor Sürme Sinyali Ana motor aerodinamik kuvveti Yerçekimi ivmesi Dikey kol atalet momenti Kuyruk kolu uzunluğu Ana kol uzunluğu Karşı denge yük eklem aralığı Karşı denge kol uzunluğu Karşı denge kolu kütlesi Ana motor kütlesi Kuyruk motor kütlesi Ana kol kütlesi Kuyruk kolu kütlesi Yerçekimi torku Ana kol torku Kuyruk Kolu torku Dikey eklem sürtünme torku ISHS yunuslama açısı ISHS rota açısı Ana motor hızı 500 yer Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya θ&&v = τv 4.1. Yunuslama Açısının Ters Model Açık Döngü Kontrolü (3) Jv τ g = g (( A − B )cos(θ v ) − C sin (θ v )) (4) τ m = Fm (ω m )lmm (5) τ v = τ m + τ g − τ v , fr (6) m A = tb + mtm ltm 2 (7) m B = mb + mmm lmm 2 lcb C = mcb + mcl lcl 2 Ters model öncelikli olarak İSHS doğrusal olmayan modeli üzerinde doğrulandı ardından gerçek sistem üzerinde uygulanarak sonuçlar incelendi. Şekil 6’da açık döngü kontrol yapısı görülmektedir. Şekil 7’de ise gerçek ISHS uygulanmış periyodik basamak referans sinyallerine İSHS’nin cevabı görülmektedir. (8) Şekil 6: Ters model açık döngü kontrol blok diyagramı (9) Sistemin cevabında görülen referans değerine oturmama durumu FDA motorunun sensörsüz bir sürücü ile sürülmesinden kaynaklanmaktadır. ISHS’nin kapalı döngü kontrolünde doğrusal olmayan bu etki de kontrol edilmeye çalışıldı. 3. Ters Çevrilmiş Sistem Modeli Şekil 5’de de görüldüğü gibi elde edilen ters sistem modeli giriş olarak referans açıyı dengeleyecek kuvveti üretecek pervane hızının sürme sinyalini çıkış olarak vermektedir. -0.3 Yunuslama açısı(rad) -0.35 Şekil 5: Doğrusal olamayan ters model kontrol blok diyagramı Fm (ωm ) = θ&&v J v − g (( A − B )cos(θ v ) − C sin (θ v )) + τ v , fr lmm 5.4 × 10 -5 ω m2 + 0.013ω m − 2.83 , ω m ≥ 150 d m (ω m ) = sign(ω m ) , ω m < 150 0.0026ω m -0.45 -0.5 -0.55 -0.6 -0.65 0 (10) 20 40 60 Zaman(s) 80 100 Şekil 7: Açık döngü periyodik basamak cevabı Denklem (10) bir önceki bölümde verilen İSHS dinamik modelinin ters çevrilmesi ile elde edilmiştir. Ters pervane kuvveti ve ters motor modeli bir önceki bölümde yapılan ölçümlerden yararlanılarak yine eğri uydurma yöntemi ile polinoma dönüştürülmüştür. Denklem (11)’de ihtiyaç duyulan kuvvet için gerekli pervane hızı ve denklem (12)’de ise bu hız için gerekli sürme sinyalinin çıkarılışı verilmiştir. 371Fm3 − 977 Fm2 + 1060Fm + 21 , Fm ≥ 0,05 ωm (Fm ) = 1541Fm3 + 2475Fm2 + 1656Fm − 23, Fm < −0,05 0 , farklı -0.4 4.2. Yunuslama Açısının Ters Model İleri Beslemeli PID Kontrolü Şekil 7’de görülebileceği gibi, istenilen açısal giriş için gerekli motor hızı hesaplanıp sisteme verilse bile İSHS’nin istenilen konuma gelmesi oldukça zaman alır. Bu süreyi kısaltmak ve bozucu etkilerden kaynaklanan hataları azaltmak için sisteme Şekil 8’deki gibi bir PID kontrolör eklendi. Böylelikle 20 saniyeyi bulan oturma zamanı 2 saniye seviyelerine indi ve 0.075 rad seviyelerinde olan aşma ise 0.04 rad seviyelerine geriledi. Burada PID kat sayıları belirlenirken deneysel çalışmalar yapıldı ve sonuçta kullanılan bu katsayılar Tablo 2’de verilmiştir. (11) (12) 4. İSHS’nin 2SD Kontrolü İSHS’nin kontrolü için öncelikli olarak ters çevrilmiş model ileri belemeli 1SD açık döngü cevabı incelendi ardından, 1SD ters model ileri beslemeli ve PID kontrol birlikte sisteme uygulandı ve son olarak da 2SD kontrol için yatay eksen kontrolüne de bir PID kontrolör eklendi. Şekil 8: Ters model ileri beslemeli PID kapalı döngü kontrol blok diyagramı 368 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya açısındaki ani konum değişimi yunuslama açısında bir aşma olarak ortaya çıkar. Benzer şekilde Şekil 12’de 40. ve 80. saniyeler incelenirse yunuslama açısındaki aşmanın sapma açısı yönelimi ile yakından ilişkili olduğu gözlenebilir. -0.3 Yunuslama açısı(rad) -0.35 -0.4 -0.45 -0.5 -0.55 -0.6 -0.65 0 20 40 60 Zaman(s) 80 100 Şekil 9: 1SD ters model ileri beslemeli PID periyodik basamak cevabı Şekil 10: 2SD kontrol yapısı 4.3. 2SD Kontrolü H ( s) = İSHS’nin yunuslama açısı kontrolü sağlandıktan sonra yatay eksen kontrolü için PID denetleyicisi kullanıldı. Yatay eksende motorun yön değiştirme hızı dikkate alınarak kontrol sinyali (13)’te yer alan kesme frekansı 0.625Hz olan düşük geçiren filtreden (DGF) geçirilmiştir. Bu filtre sayesinde daha pürüzsüz bir kontrol sinyali elde edilmiştir. Kontrol için kullanılan katsayılar Tablo 2’de verilmiştir. Şekil 10’da verilen kontrol yapısına İSHS’nin gerçek zamanlı cevabı Şekil 12, 13 ve 14’te verilmiştir. Burada iki eksenin birbiri üzerindeki bozucu etkileri Şekil 12 ve Şekil 13’te açıkça görülebilmektedir. Örneğin Şekil 13’ün 76. saniyesinde sapma 1000 Durdur C28x3x [Dikey] GPIOx Durdur GPIO DI NOT GPIOx swi GPIO DI SIFIRLA BUT ONU pi/2000 GPIOx [Basla] Out1 C28x3x qposcnt (13) Şekil 11’de kontrolörün DSC’nin içine yüklenen C kodu üreten Simulink modeli verilmiştir. Modelde örnekleme zamanı 0.001 saniye kullanılmıştır. Ancak bilgisayara aktarma esnasında bu kadar yüksek bir çözünürlüğe ihtiyaç olmadığı için örnekleme zamanı 0.05 olarak seçilmiştir. Modelde denklem (13)’te verilen DGF’nin ayrık zamanlı karşılığı yer almaktadır. Pervaneler hareketsiz ve yunuslama açısı sabit konuma geldiğinde pozisyonunu sıfırlamak için bir buton kullanıldı. C280x/C28x3x C28x3x 10 s + 10 Basla GPIO DI Baslat eQEP Dikey Eksen Basla/Dur 1/z Err Repeating Sequence Stair T arget Preferences HIZ (Genlik) Ana Motor Dikey_PID [Ref] Ref [Yatay] 2048 Out Genlik(%) T ers M odel C280x/C28x3x qposcnt pi/2048 [Basla] eQEP Yatay Eksen Err 0.00995 Out HIZ (Genlik) z-0.99 Sine Wave Discrete T ransfer Fcn Yatay_PID [RefYatay] Kuyruk Motoru [Dikey] C280x/C28x3x ZOH [RefDikey] single [Yatay] Data SCI XMT [RefYatay] Şekil 11: DSC'ye yüklenen kontrolörün Simulink modeli 369 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya Yunuslama (rad) 5. Sonuçlar İSHS’nin yunuslama açısı cevapları incelendiğinde, basamak ve basamak olmayan girişler için oldukça iyi bir kontrol sağlandığı gözlenebilir. Sapma açısı kontrolündeki başarım ise yunuslama açısı kadar iyi değildir. Bu farkın oluşmasındaki en büyük sebep, yunuslama açısının doğrusallaştırılarak kontrol edilmesine karşın, sapma açısının tüm doğrusalsızlıkları ile kontrol edilmeye çalışılmasıdır. Bu çalışmada, doğrusalsızlıkların ters çevirilerek kontrol algoritması içine yerleştirilmesinin kontrolör başarımı üzerindeki etkisi görülmüştür. Bunun yanında, açılar arası çapraz etkileşimin etkisi de gözlenerek, ileriki çalışmalar için kontrol algoritmasının içinde yer almasının gerekliliği anlaşılmıştır. 0.5 0 -0.5 0 20 40 60 80 100 60 80 100 Sapma (rad) Zaman(s) 0.5 0 -0.5 0 20 40 Zaman(s) Şekil 12: 2SD ters model ileri beslemeli PID sinüs referans cevabı Kaynakça Tablo 2: PID katsayıları Sapma açısı (rad) Yunuslama Açısı PID Katsayıları Kp Ki Kd 1 1,5 9 Sapma Açısı PID Katsayıları Kp Ki Kd 4 3 15 0.5 0 -0.5 20 Yunuslama (rad) [1] J.J.E.Slotine, W.Li, Applied Nonlinear Control, Prentice Hall, 1991. [2] J.V.R. Prasad, A. Lipp, “Synthesis of a Helicopter Nonlinear Controller Using Approximate Inversion”, International Journal on Mathematical and Computer Modeling, Vol. 18, No. 3/4, pp. 89–100, 1993. [3] S. F. Toha and M. O. Tokhi, “Inverse model based control for a twin rotor system” Cybernetic Intelligent Systems (CIS), 2010 IEEE 9th International Conference, pp. 1-5, 2010. [4] A. Rahideh, H. Shaheed, and A. Bajodah, “Adaptive nonlinear model inversion control of a twin rotor multiinput multi-output system using artificial intelligence” Control Applications, 2007 CCA 2007. IEEE International Conference, vol. 221, pp. 898-903, 2007. [5] Z. Shuo and Z. Jihong, "Adaptive Compensated Dynamic Inversion Control for a Helicopter with Approximate Mathematical Model", International Conference on Computational Intelligence for Modelling, Control and Automation, Sydney, Australia, 2006, pp. 208-208. [6] Yue Bai, Xun Gong, ZhiCheng Hou, Yantao Tian “Stability Control of Quad-Rotor Based on Explicit Model Following with Inverse Model Feedforward Method” International Conference on Mechatronics and Automation, pp. 2189-2194, 2011. [7] Varkonyi-Koczy, A.R., Almos, A., Kovacshazy, T. “Genetic algorithms in fuzzy model inversion” IEEE International Fuzzy Systems Conference Proceedings, pp. 1421-1426 vol.3, 1999 [8] Feedback Co., Twin Rotor MIMO System 33-007-4M5 Advanced Teaching Manual 1, 1998. 40 60 80 100 120 Zaman(s) 140 160 40 60 80 100 120 Zaman(s) 140 160 0.4 0.2 0 -0.2 -0.4 20 Yunuslama (rad) Sapma Açısı(rad) Şekil 13: 2SD ters model ileri beslemeli PID merdiven referans cevabı 0 -0.2 -0.4 100 105 110 115 120 Zaman(s) 0.4 0.3 0.2 0.1 0 100 105 110 115 120 Zaman(s) 125 125 130 130 135 135 Şekil 14: Yakınlaştırılmış 2SD ters model ileri beslemeli PID merdiven referans cevabı 370 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya Doğrusal Olmayan Sistemler İçin Durum Değişkenlerine Bağlı Kayan Sektör Kontrol Tasarımı Burak Eren Birinci1, Metin Uymaz Salamcı2 1 TÜBİTAK SAGE, Ankara [email protected] 2 Makine Mühendisliği Bölümü Gazi Üniversitesi, Ankara [email protected] getirilir. Tasarlanan sektörün sistemin dinamik davranışını karşılayacak biçimde yapılandırılması gerekir. Tek girişli doğrusal sistemler için KSK tasarım yöntemi sistematik bir şekilde tanımlanmıştır [5]. Burada önce doğrusal sistem için doğrusal bir kayma yüzeyi tasarlanmakta ve ardından yüzey etrafında yine doğrusal olan sektörler tanımlanmaktadır. Daha sonra, sistemi sektör içerine yönlendirecek ve sektör içerisinde kalmasını sağlayacak kontrol girişi belirlenmektedir [5]. Doğrusal olmayan sistemler için ise farklı kayan sektör tasarım yaklaşımları geliştirilmiştir. Bunlardan biri diferansiyel Riccati denkleminin çözümü yardımı ile zamanla değişen KSK tasarımıdır [6]. Yöntem, diferansiyel Riccati denkleminin çözümünden elde edilen zamanla değişen optimum değerlerinin kayma yüzeyi ve kayan sektör parametrelerinin belirlenmesine dayanmaktadır. Daha sonra sistem yörüngelerini kayan sektör içerisinde yönlendiren kontrolcü belirlenmektedir. Diğer bir yaklaşım ise durum değişkenlerine bağlı KSK tasarımıdır [7]. Bu yöntemde Riccati denkleminin durum değişkenlerine bağlı çözümü kullanılarak sektör tasarlanmaktadır. Ancak, daha önceki çalışmalarda yüzey eğimlerinde meydana gelen değişimin değişken yapılı kontrolcü üzerindeki etkisi ihmal edilmiştir. Bu çalışmada doğrusal olmayan sistemler için Durum Değişkenlerine Bağlı Riccati Denkleminin (DDBRD) çözümü kullanılarak kayma sektörü ve KSK kuralı tasarlanmıştır. Yöntem doğrusal olmayan sistemin her bir zaman aralığında dondurulup durum değişkenlerine bağlı olarak değerlendirilmesine dayanır [9]. Elde edilen doğrusal sistemler için DDBRD kullanılarak kayma sektörü tasarımı yapılır. Tasarlanan ardışık sektörler birleştirildiğinde doğrusal olmayan sistem için zamanla değişen kayma sektörü elde edilir. Her bir zaman aralığında yüzey eğimlerindeki değişimi de göz önüne alarak tasarlanan KSK kuralı yardımı ile sistem tasarlanan kararlı sektör içerisine yönlendirilir ve kararlı hale getirilir [11]. Çalışmanın ikinci bölümde, doğrusal sistemler için Kayma Sektörü Tasarım Yöntemi gözden geçirilmektedir. Üçüncü bölümde, doğrusal olmayan sistemler için bu çalışmada önerilen KSK tasarım yöntemi irdelenmektedir. Çalışmanın temelini oluşturan teorem (Teorem 2) ve ispatı burada sunulmaktadır. Dördüncü bölümde, önerilen yöntem esnek bağlantıya sahip robot manipülatör modeline uygulanmakta ve Özetçe Bu çalışmada doğrusal olmayan sistemler için durum değişkenlerine bağlı doğrusal olmayan kayan sektör ve sistemi sektör içerisinde tutan kontrolcü tasarımı önerilmiştir. Sistem her bir zaman aralığında durum değişkenleri kullanılarak doğrusal sistem gibi ele alınmış, durum değişkenlerine bağlı Riccati denklemi çözülmek suretiyle bu zaman dilimi için geçerli olan kayma yüzeyi oluşturulmuştur. Elde edilen kayma yüzeyi etrafında sistemin dinamik davranışına uygun durum değişkenlerine bağlı kayma sektörü tasarlanmıştır. Böylelikle doğrusal olmayan sistem için kullanılabilecek durum değişkenlerine bağlı doğrusal olmayan kayma sektörü elde edilmiştir. Tasarlanan değişken yapılı kontrolcü ile sistem yörüngeleri oluşturulan kayma sektörünün içine doğru zorlanarak doğrusal olmayan sistem kararlı hale getirilmiştir. Önerilen yöntemin, esnek bağlantıya sahip robot manipülatör sistemine uygulanarak geçerliliği benzetimlerle gösterilmiştir. 1. Giriş Parametre belirsizlikleri ve bozucu etkenlere karşı sağladığı gürbüzlük özelliği nedeniyle Kayan Kipli Kontrol (KKK) yöntemi üzerinde yoğun olarak çalışmalar yapılmaktadır. Sağladığı avantajların yanında kontrol süresince, özellikle anahtarlama aşamasında, sistemin kararlılığını sağlamak için sürekli yön değiştiren yüksek frekanslı bir sinyal üretmesi sebebi ile “çatırtı” denilen istenmeyen bir durum ortaya çıkmaktadır. Çatırtı, kontrol sinyalini üretecek eyleyici ile ilgili uygulama zorluklarını ortaya çıkarmakta; aynı zamanda kontrol edilen sistemde yorulma ve sistemin ömründe kısalmaya sebep olmaktadır. Çatırtının azaltılması ya da giderilmesi için farklı yaklaşımlar önerilmiştir. Bunlardan bazıları çatırtıya sebep olan işaret fonksiyonu yerine farklı fonksiyonlar kullanılması [2], yüksek mertebeden kayan kipli kontrol yöntemi [3,4] ve Kayan Sektör Kontrol (KSK) yöntemidir [5]. KSK yönteminde kayan kipli kontrol metodundan farklı olarak kayma yüzeyi yerine kararlı bir kayma sektörü kullanılır. Öncelikle bir kayma yüzeyi tasarlanır. Daha sonra bu kayma yüzeyini kapsayan (içine alan) kararlı bir sektör tanımlanır. Sistem yörüngeleri tasarlanacak değişken yapılı kontrolcü ile bu sektör içerisine yönlendirilerek kararlı hale 371 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya kullanılan kontrol yöntemlerinin aksine kayma sektörüne dayalı değişken yapılı kontrol girişi, sadece sistem kayma sektörünün dışında ise uygulanır. Buna “tembel kontrol” (ing. lazy control) adı verilir. Çünkü değişken yapılı kontrol girişi sistem sektör içerisindeyken sıfırdır [5]. Kayma sektörünün sınırlarında meydana gelebilecek çatırtı oluşumunu azaltmak için kayma sektörü, iç sektör ve dış sektör alt gruplarının toplamı olarak tanımlanabilir[5]. benzetim sonuçları verilmektedir. Son bölümde ise, varılan sonuçlar aktarılmaktadır. 2. Doğrusal Sistemler için Kayma Sektörü Tasarımı Doğrusal, zamanla değişmeyen, tek girişli sürekli bir sistemin dinamik davranışı aşağıdaki gibi elde edilebilir. (1) (10) Burada ve olup sırası ile durum ve giriş vektörleridir. ve ise uygun boyutlarda sabit matrisler olup çifti kontrol edilebilirdir. Sistemin P-normu aşağıdaki gibi tanımlansın. (11) Burada , sayıdır. (2) Burada olup pozitif tanımlı simetrik bir matristir. Pnorm’un karesi Lyapunov fonksiyonu olarak kabul edilirse; eşitsizliğini sağlayan pozitif sabit bir 3. Doğrusal Olmayan Sistemler için KSK Tasarımı (3) 3.1. Problemin Tanımı Eğer (1) denkleminde verilen sistem karesel kararlı ise pozitif tanımlı simetrik bir matrisi ve pozitif yarı tanımlı simetrik bir matrisi vardır. Doğrusal olmayan, zamanla değişen ve tek girişli bir sistemi ele alınsın. Furuta ve Pan’ın kayma yüzeyi tasarımı Young ve Özgüner’in [10] önerdiği kayma yüzeyi tasarımına benzerdir. Tasarlanan kayma yüzeyi etrafında oluşturulacak kayma sektörü tasarımı Teorem 1’de verilmiştir. (12) Burada ve olup sırası ile durum ve giriş vektörleridirler. ve ise uygun boyutlarda matrislerdir ve ikilisi her bir durum değişken ve zaman için noktasal kontrol edilebilirdir. Burada belirsizliği de aşağıdaki gibi tanımlansın. Teorem 1 [5]: Aşağıdaki gibi kayma sektörü tanımlansın. (4) Burada doğrusal fonksiyonu kayma yüzeyini ifade etmektedir. ise karesel fonksiyonunun kareköküdür ve kayma sektörünün sınırlarını belirlemektedir. (13) 3.2. Kayma Sektörü Tasarımı (5) Doğrusal olmayan sistemler için durum değişkenlerine bağlı doğrusal sektör kullanarak kayan sektör tasarımı, kontrol edilecek sistemin her bir zaman aralığı için durum değişkenlerine bağlı olarak değerlendirilerek ardışık doğrusal sistemlerin elde edilmesi esasına dayanır. Elde edilen her bir doğrusal sistem için kayma sektörü tasarımı yapılır. Tasarlanan ardışık sektörler birleştirildiği zaman doğrusal olmayan sistem için eğimi zamanla değişen kayma sektörü elde edilir. Bu sistem için her bir zaman aralığında Teorem 1’de belirtilen kayma sektörü tasarımı sistemin bulunduğu zamandaki durum değişkenlerine bağlı olarak yapılır [11] . (6) Burada (7) (8) Burada, pozitif tanımlı simetrik bir matris, ise pozitif yarı tanımlı simetrik bir matristir. şartını sağlayacak pozitif bir sabiti için şeklinde seçilebilir. pozitif tanımlı simetrik matrisi ise cebirsel Riccati denkleminin çözümünden elde edilir. (9) (14) İspat: Teoremin ispatı [5] numaralı kaynakta verilmiştir. Teorem 1’e göre kayma sektörü tasarlanan bir doğrusal olduğu zaman, yani sistem sistem için yörüngelerinin hareketi kayma sektörünün içinde iken, (1) denklemindeki sistemin P-normu herhangi bir kontrol etkisi olmadan düşer. Böylece sistem kayma sektörünün dışından içine doğru değişken yapılı kontrol kuralı yardımı ile hareket eder ve sektörün içinde iken P-norm azalışını sağlamak için kontrol girişine gerek kalmaz. Doğrusal sistemlerde genellikle (15) (16) Burada, matrisi aşağıdaki durum değişkenlerine bağlı cebirsel Riccati denkleminin her bir zaman aralığında çözümünden elde edilir. (17) 372 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya Burada pozitif tanımlı bir matristir. Yukarıdaki Riccati denkleminin farklı zamanlarda durum değişkenlerine bağlı çözümünden elde edilen matrisi kullanılarak tasarlanan zamanla değişen sektör aşağıdaki gibi olacaktır. Sistem sektör dışında iken, yani olur. Bu durumda sırası ile aşağıdaki eşitsizlikleri sağlar. olduğunda ve (18) Lyapunov fonksiyonu aşağıdaki gibi tanımlanırsa; Uygulanacak değişken yapılı kontrol fonksiyonun türevi aşağıdaki şartı sağlar. ile Lyapunov (19) 3.3. Kayan Sektör Kontrol Tasarımı Bu bölümde, durum değişkenlerine bağlı kayan sektöre doğrusal olmayan sistemi yönlendirecek kontrol girişi tasarımı ele alınmaktadır. Çalışmadaki temel katkı Teorem 2 ile verilen kontrol girişinin belirlenmesidir. Teorem 2: Pozitif sabitler ve için ve eşitlikleri kullanılarak (10) ve (11) denklemlerinde belirtildiği gibi tasarlanan iç ve dış sektörleri ile tanımlanan kayma sektörü için aşağıdaki gibi bir kontrolcü tanımlansın. Yukarıdaki eşitsizliğe göre doğrusal fonksiyon ’in mutlak değeri azalacaktır. Yeterince büyük bir için ’in azalma oranı, ’in mutlak değerinin azalma oranından daha yavaş ise sistem iç sektörün içine doğru hareket eder. (20) Yeterince büyük bir değeri için sistem kayan sektörün dışından iç sektörün içine doğru hareket edecektir. Bu durumda aşağıdaki eşitsizliğe göre seçilir. (21) pozitif bir sayıdır ve aşağıdaki eşitsizliğe göre Burada seçilir. (22) parçalı fonksiyonu ise aşağıdaki şekilde ifade edilebilir. (23) Pozitif sabiti ise aşağıdaki eşitsizliği sağlamaktadır. (24) İspat: Lyapunov tanımlansın. fonksiyonu (3) denklemindeki gibi 373 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya Sistem iç sektörün içinde olduğunda aşağıdaki eşitsizliği şağlar. Burada kolun toplam kütlesi , yerçekimi ivmesi , ağırlık merkezinin uzunluğu , kolun atalet momenti , yay sabiti , motor rotorunun eylemsizlik momenti , kontrol girişi (motor torku), kolun açısal konumu ve motor milinin açısal konumu ile ifade edilmektedir. Benzetim için sistem parametreleri aşağıdaki gibi seçilmiştir. iken yani olur. Bu durumda , , , , Doğrusal olmayan sistem denklemleri, durum bağımlı katsayı matrisleri formunda yazılırsa; (28) (29) Sistem kayma sektörünün dışına doğru hareket ederse (20) denkleminde belirtilen kontrol girişi sistemi iç sektörün içine doğru hareket ettirir. Bu sırada P-norm değeri düşmeye devam eder. Böylece sistem kayma sektörünün dışından iç sektörün içine doğru hareket ettirilirken, Lyapunov fonksiyonu durum uzayında azalmaya devam eder. Bu da sistemin kuadratik kararlı olmasını sağlar. □ (30) başlangıç değerleri ve bozucu girişi için saniye boyunca saniye zaman aralığı ile kontrol edilmiştir. Kontrolcü parametreleri aşağıdaki gibi seçilmiştir. Sistem Teorem 3: Pozitif sabitler ve için ve eşitlikleri kullanılarak (10) ve (11) denklemlerinde belirtildiği gibi iç ve dış sektörleri tanımlansın. Tanımlana kayma sektörü için aşağıdaki gibi bir kontrolcü tanımlansın. , (25) Burada seçilir. , (21) ve (22) numaralı denklemler kullanılarak Kontrolcü katsayıları ise (21) ve (24) denklemlerine göre aşağıdaki gibi belirlenmiştir. İspat: Teoremin ispatı [11] numaralı kaynakta verilmiştir. ,k 4. Esnek Bağlantıya Sahip Robot Manipülatör Uygulaması Kontrolcü ile sınırlandırılmıştır. Şekil 2 ve Şekil 3’de önerilen kayan sektör kontrolcünün sisteme uygulanması sonucunda elde edilen zaman cevabı verilmektedir. Görüldüğü üzere, belirsizlik ve/veya bozucu etkilere rağmen, doğrusal olmayan sistemin kararlılığı sağlanmaktadır. Bu çalışmada geliştirilen değişken yapılı kontrol yöntemi, doğrusal olmayan bir yapıya sahip esnek bağlantılı robot manipülatöre uygulanmaktadır. x 1(derece) 40 20 0 -20 0 1 2 3 4 5 zaman(s) 6 7 8 9 10 0 1 2 3 4 5 zaman(s) 6 7 8 9 10 x 2(derece/s) 20 Şekil 1: Esnek bağlantıya sahip robot manipülatör [8]. Sistemin hareket denklemleri aşağıda verilmiştir [8]. 0 -20 -40 (26) Şekil 2: Kolun açısal konumu ve açısal hızı (27) 374 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya Şekil 4’de ise, uygulanan kontrol girişi görülmektedir. KKK girişinde karşılaşılan yüksek frekanslı kontrol sinyali yerine, çok daha düzgün kontrol sinyali elde edilmektedir. Böylelikle, kontrol sinyalini üretebilecek eyleyicinin pratikte kullanılabilmesi mümkün olmaktadır. Ayrıca, çatırtı yüzünden karşılaşılan diğer dezavantajlar da ortadan kaldırılmaktadır. 5. Sonuçlar Bu çalışmada doğrusal olmayan sistemler için yeni bir KSK yöntemi önerilmiştir. Yöntem DDBRD kullanılmasına dayanmaktadır. Tasarlanan değişken yapılı kontrolcü yapı olarak durum geri besleme kontrole benzer davranış gösterir. Ancak bu yaklaşımda sistemin sektör içerisindeki kararlı davranışından faydalanılarak iç sektörde kontrol girişi yapılmamaktadır. Durum değişkenlerine bağlı olarak tasarlanan kayma sektörü ve değişken yapılı kontrolcü kullanımının kontrol sinyalindeki çatırtıyı azalttığı ve daha az kontrol uygulanarak enerji tasarrufu sağladığı görülmüştür. x 3(derece) 40 20 0 -20 0 1 2 3 4 5 zaman(s) 6 7 8 9 Kaynakça 10 [1] V. Utkin, Sliding Modes in Control and Optimization. SpringerVerlag, London, U.K., 1992. [2] C. Edwards, and S. Spurgeon, Sliding Mode Control: Theory and Applications. Taylor and Francis, London, U.K., 1998. [3] G. Bartolini, A. Pisano, E. Punta, and E. Usai, “A Survey of Applications of Second-Order Sliding Mode Control to Mechanical Systems,” Int. J. Control, Vol. 76, 9/10, pp. 875– 892, 2003. [4] A. Levant, “Higher-Order Sliding Modes, Differentiation and Output-Feedback Control”, Int. J. Control, Vol.76, pp. 924-941, 2003. [5] K. Furuta, and Y. Pan, “Sliding Sectors for VS Controller,” Automatica, Vol. 36, 2, pp. 211–228, 2000. [6] Y. Pan, K.D. Kumar, G. Liu and K. Furuta, “Design of Variable Structure Control System with Nonlinear Time-Varying Sliding Sector,” IEEE Transactions on Automatic Control, Vol. 54, 8, pp.1981-1985, 2009. [7] S. Suzuki, K. Furuta, and Y. Pan, “State-Dependent SlidingSector VS-Control and Application to Swing-Up Control of Pendulum”, Proc. of the 42th IEEE Conference on Decision and Control, Hawaii USA, 251-256, 2003. [8] J.J.E. Slotine, W. Li, “Applied Nonlinear Control”, Prentice Hall, New Jersey, 242-244, 276-307, 1991. [9] C.P. Mracek, and J.R. Cloutier, “Control Designs for the Nonlinear Benchmark Problem via the State-Dependent Riccati Equation Method,” International Journal of Robust Nonlinear Control, Vol. 8, pp.401–433, 1998. [10] K. Young, and U. Ozguner, “Sliding-Mode Design for Robust Linear Optimal Control,” Automatica, vol. 33, no. 7, pp. 1313– 1323, 1997. [11] S. Ozcan, M.U. Salamci and B.E. Birinci, “State Dependent Sliding Sectors for Nonlinear Systems with Nonlinear Sliding Surfaces” ACC 2013, 17-19 June 2013, Washington, USA. x 4(derece/s) 40 20 0 -20 0 1 2 3 4 5 zaman(s) 6 7 8 9 10 Şekil 3: Motor mili açısal konumu ve açısal hızı 150 100 u(Nm) 50 0 -50 -100 -150 0 1 2 3 4 5 zaman(s) 6 7 8 9 10 Şekil 4: Kontrol girişi Şekil 5, doğrusal olmayan sistem için tasarlanan kayan sektörleri (dış ve iç sektörleri) ve sistem yörüngesinin sektör içine doğru olduğunu göstermektedir. 600 Sistem davranışı Dış sektör İç sektör 400 Genlik 200 0 -200 -400 -600 0 1 2 3 4 5 zaman(s) 6 7 8 9 10 Şekil 5: Sistemin kayma yüzeyi ve kayma sektörü fonksiyonlarının değişimi 375 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya Kayan Kipli Denetim Yönteminin Üç Eksenli Bir Hareket Benzetimcisine Uygulanması Galip Serdar TOMBUL ve Bülent ÖZKAN Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu, Savunma Sanayii Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü (TÜBİTAK SAGE), ANKARA {serdar.tombul, bulent.ozkan}@tubitak.gov.tr sıralamasıdır. Bir başka deyişle, benzetimcinin sağlayacağı açısal dönüş hareketlerinin hangi düzlemden başlayıp hangi düzlemde sona ereceğidir. Hava uygulamaları için geliştirilen kardanlı hareket benzetimcilerinde, ele alınan mühimmatın seyir esnasındaki açısal hareketlerini gerçekleyecek şekilde yandönme (İng. yaw), yunuslama (İng. pitch) ve yuvarlanma (İng. roll) hareketlerinin öncelik-sonralık sırasına göre kardan yapıları tasarlanmaktadır. Pek çok uygulamada “uçuş hareket benzetimcileri (İng. flight motion simulators)” olarak da adlandırılan bu tip benzetimciler, mühimmatın üç düzlemdeki açısal hareketlerinin yanı sıra hareketli hedefin yanca (İng. azimuth) ve yükseliş (İng. elevation) eksenlerindeki açısal hareketlerini de yerine getirecek kabiliyette beş eksenli bir yapıda da geliştirilebilmektedir. Genel bir yaklaşım olarak, beş eksenli bir örneği Şekil ’de verilen yatay kardan konfigürasyonlu hareket benzetimcileri yunuslama, yandönme ve yuvarlanma dönüş sırasına sahipken, bir örneği Şekil 2’de sunulan dikey konfigürasyonlu benzetimciler yandönme, yunuslama ve yuvarlanma dönüş sırasına sahiptir. Diğer taraftan, bahsedilen iki dönüş sırasından birine göre hesaplanan kinematik ve dinamik değişkenler, uygun koordinat dönüşümleri kullanılarak diğer konfigürasyonun değişkenleri cinsinden de elde edilebilmektedir [1]. Hareket benzetimcisi tasarımında göz önüne alınması gereken hususların başında eyletim şekli gelmektedir. Dönüş serbestisini sağlayan kardan yapısından bağımsız olarak test kaleminin hep en içteki kardana bağlandığı benzetimcilerde, test kalemi kütlesinin fazla ve yüksek açısal hız ve ivme gereksiniminden kaynaklanan eyletim torku ihtiyacının büyük olduğu durumlarda hidrolik eyletim yaklaşımı tercih edilmektedir. Buna bağlı olarak uygun hidrolik eyletici ve denetim elemanları (valfleri) seçimi de bu süreçteki müteakip adımları oluşturmaktadır. Öte yandan, hantal ve yüksek maliyetli oluşları, hidrolik eyletim sistemlerinin yerini zaman içerisinde elektromekanik alternatiflerine bırakmasına neden olmuştur. Ancak, denetim kolaylığı, düşük hacim ve temiz işletim ortamı sağlama gibi üstünlüklerine karşın ısınma sorunundan dolayı uzun süre yüksek tork sağlayamamaları elektromekanik tip eyleticilerin temel zayıflığı olarak ortaya çıkmaktadır. Yine de, diğer kardanlarında hidrolik eyleticiler kullanılsa dahi, görece daha düşük eylemsizlik momentine sahip en içteki kardanın (test kaleminin bağlandığı kardanın) eyletiminde elektromekanik eyleticiler (doğru veya alternatif akım elektrik motorları) tercih edilmektedir [1]. İlgili literatür incelendiğinde, kardanlı hareket benzetimcilerin denetiminde çoğunlukla oransal ve tümlevsel (PI) tipi denetim kuralının uygulandığı görülmektedir. Bahis konusu denetim modellerinde kardan dinamiklerinin birbirinden bağımsız olarak ele alındığı ve aralarındaki Özetçe Önceden belirlenmiş bir amacı gerçekleştirmek amacıyla tasarlanan mekatronik sistemlerin fiziksel dünyadaki uygulamalarından önce istenen başarım gereksinimlerini yerine getirdiklerini doğrulamak amacıyla geliştirilen hareket benzetimcileri, birden fazla işletim senaryosunun gerçek sistemle yapılacak testlere nazaran çok daha düşük maliyetle denenmesini sağlamaktadır. Otomotivden savunma sanayiine kadar sivil ve askerî pek çok uygulamada yaygın bir kullanım alanı bulan hareket benzetimcileri, özellikle hava mühimmatlarının açısal hareketlerinin benzetimini yapmak amacıyla sıklıkla tercih edilmektedir. Gerçekleştirebildikleri açısal hareket sayısı kadar dönüş eksenine sahip olan kardanlardan oluşan bu tip benzetimciler, kardan eksenlerinin ardışık dönüş sırasına göre yatay veya dikey konfigürasyona sahip olmaktadır. Bu çalışmada, yatay konfigürasyonlu üç eksenli bir hareket benzetimcisi için geliştirilen kayan kipli bir denetim sistemi uygulaması ele alınmaktadır. Bahsedilen denetim sistemi, uygun şekilde oluşturulmuş modeller kullanılarak gerçekleştirilen bilgisayar benzetimleri ile denenmiştir. 1. Giriş Geliştirilen mekatronik sistemlerin gerçek ortam koşullarındaki davranış özelliklerini saha testlerinden önce belirlemek amacıyla kullanılan hareketli benzetimciler, sistemin fiziksel öntürü (prototipi) zayi edilmeksizin çok sayıda işletim senaryosunun benzetiminin yapılmasına olanak sağlamaktadır. Özellikle askerî uygulamalar söz konusu olduğunda, birim maliyeti oldukça yüksek olan füze ve akıllı bomba gibi mühimmattan çok kısıtlı sayıda (bir veya iki adet) öntür kullanılarak olası bütün işletim koşullarını hayata geçirebilmesi dolayısıyla maliyet etkin bir çözüm de sunan hareket benzetimcileri, ele alınan test kalemi ve uygulama koşullarına bağlı olarak farklı konfigürasyonlarda tasarlanmaktadır. Örneğin, tekerlekli bir aracın farklı yol koşullarındaki başarım özelliklerini incelemek amacıyla geliştirilen hareket benzetimcisi dönel eksenlerin yanı sıra doğrusal serbestlik derecesine (veya derecelerine) de sahip olabilecekken, havada yol alan bir askerî sistemin benzetimcisinin yalnızca açısal hareketlerin benzetimini yapması yeterlidir. Bu kapsamda, göz önüne alınan test kaleminin (mühimmatın) üç boyutlu uzaydaki hareket profiline göre üç, iki ve hatta tek eksenli açısal hareket benzetimcileri tasarlanmaktadır [1]. Birden çok dönüş serbestisine sahip hareket benzetimcileri için kararlaştırılması gereken ilk husus dönüş 376 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya jiroskopik etkileşimin pek fazla hesaba katılmadığı göze çarpmaktadır. Bilhassa bant genişliği gereksiniminin yüksek olduğu uygulamalarda PI tipi klasik denetim kuralının yetersiz kaldığı ve hesapta olmayan durağan durum hatalarının ortaya çıktığı kaydedilmiştir. İncelenen tasarımların bazılarında, denetim sistemi başarımını ve eşdeğer sönüm oranını artırmak üzere, PI işlemine ilgili eksendeki açısal hızın da eklendiği ve böylelikle jiroskopik etkilerin olabildiğince ortadan kaldırılmaya çalışıldığı anlaşılmaktadır [1]. Bu çalışmada, kardanları yunuslama, yandönme ve yuvarlanma dönüş sırasına göre konumlandırılmış yatay konfigürasyonlu üç eksenli bir hareket benzetimcinin dinamik modeli çıkarılarak, en içteki yuvarlanma kardanına bağlı olduğu varsayılan bir test kalemine önceden belirlenen bir hareket profiline göre sağlanacak açısal hareketleri oluşturacak bir denetim sistemi tasarlanmıştır. Bahsedilen denetim sistemi birden fazla değişkenli kayan kipli bir denetim yapısı olup, elde edilen algoritma; modellemede göz önüne alınan parametreler için uygun sayısal değerler atanarak MATLAB ortamında gerçekleştirilen bilgisayar benzetimleri yardımıyla doğrulanmaya çalışılmıştır. Örnek benzetimlerden ulaşılan sonuçlar, çalışmanın sonunda sunulmuştur. 2. Sistemin Tanıtımı Çalışma kapsamında ele alınan yatay konfigürasyonlu üç eksenli hareket benzetimcisinin şematik görüntüsü Şekil 3’te verilmektedir. Sırasıyla dış, orta ve iç kardanlardan oluşan benzetimcide, test kalemi iç kardana bağlanmaktadır. Dış Kardan Orta Kardan B , To u 2(e)= u 2(o) A İç Kardan , Ti u 1(o) C , Tm u 3(o)= u 3(m) Şekil 3: Üç eksenli hareket benzetimcisi şematik gösterimi. Sırasıyla yunuslama, yandönme ve yuvarlanma eksenlerindeki açısal hareketleri sağlayan dış, orta ve iç kardanlara ait olan büyüklükler “o”, “m” ve “i” harfleri ile gösterilmek üzere, j=o, m ve i ve k=1, 2 ve 3 için sembolü; “j” kardanına yapışık olduğu varsayılan eksen takımının (j. (k ) eksen takımının) k. eksenini temsil eden birim vektör u j olarak tanımlanararak, Şekil 3’teki gösterimde A, B ve C harfleri kardan rulmanlarının temsilî dönüş noktalarını, θ, ψ ve φ sembolleri yunuslama, yandönme ve yuvarlanma açılarını ve To , Tm ve Ti ibareleri de kardanlara uygulanan denetim torku vektörlerini belirtmektedir. Burada “e” üst indisi ise yeryüzüne yapışık olduğu varsayılan eksen takımına karşılık gelmektedir. Şekil 1: Beş eksenli yatay konfigürasyonlu hareket benzetimcisi [1]. 3. Hareket Benzetimcisi Dinamik Modeli Şematik görüntüsü Şekil 3’te gösterilen üç eksenli hareket benzetimcini denetlemek amacıyla kardanlara uygulanan eyletim torkları, simetrik yapıda oldukları kabul edilen kardanların eylemsizlik momenti ile ilgili dönüşleri destekleyen yataklardaki viskoz sürtünme momentlerini yenmeye çalışmaktadır. Buradan, göz önüne alınan hareket benzetimcisinin üç dönüş eksenindeki hareketini ifade eden diferansiyel denklemler, Newton-Euler eşitlikleri yardımıyla aşağıdaki gibi çıkarılabilir: + B o θ + B oθ θ 2 + B oθψ θ ψ M oθ θ + M oψ ψ − J i 23 cos(ψ ) ψ φ − B i sin (ψ ) φ = To + B m ψ + B mθ θ 2 + J i123 cos(ψ )θ φ M mθ θ + M mψ ψ − J i13 cos(φ )sin (φ ) ψ φ = Tm + B i φ + B iθ θ 2 − J i 23 cos(φ )sin (φ ) ψ 2 J i1 sin (ψ )θ + J i1 φ =T + B θ ψ iθψ Şekil 2: Üç eksenli dikey konfigürasyonlu hareket benzetimcisi [1]. 377 i (1) (2) (3) Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya 𝑥̇ [1] = 𝐴(𝑥0 )𝑥 [1] (𝑡) + 𝐵(𝑥0 )𝑢[1] (𝑡) Burada, J i12 = J i1 − J i 2 , J i13 = J i1 − J i3 ve J i 23 = J i 2 − J i3 olmak üzere, 𝑥̇ [2] = 𝐴 �𝑥 [1] (𝑡)� 𝑥 [2] (𝑡) + 𝐵 �𝑥 [1] (𝑡)� 𝑢[2] (𝑡) M oθ = J e 2 + J m1 sin 2 (ψ ) + J m 2 cos 2 (ψ ) [ ] + J i 2 cos 2 (φ ) + J i3 sin 2 (φ ) cos(ψ ) M oψ = J i 23 cos(ψ ) cos(φ )sin (φ ) ⋮ 𝑥̇ [𝑖] = 𝐴 �𝑥 [𝑖−1] (𝑡)� 𝑥 [𝑖] (𝑡) + 𝐵 �𝑥 [𝑖−1] (𝑡)� 𝑢[𝑖] (𝑡) B oθ = − J i 23 cos 2 (ψ )sin (ψ ) cos(φ )sin (φ ) B oθψ = [J i3 − J i 2 + 2 (J m1 − J m 2 )]cos(ψ )sin (ψ ) Burada, M mθ = J 23 cos(ψ ) cos(φ )sin (φ ) M mψ = J m3 + J i 2 sin (φ ) + J i3 cos (φ ) 2 𝑥 [𝑖] (𝑡0 ) = 𝑥0 ∈ ℝ6 � ∀𝑖 ≥1 𝑢[𝑖] (𝑡0 ) = 𝑢0 ∈ ℝ3 2 [ { ] } B mθ = (J m1 − J m 2 )sin(φ ) + J i 2 cos2 (φ ) + J i3 sin2 (φ ) − J i1 sin(ψ ) cos(ψ ) B iθ = J i 23 cos (ψ ) cos(φ )sin (φ ) [ ]} B iθψ = J i1 + J i 23 sin 2 (φ ) − cos 2 (φ ) cos(ψ ) tanımları kullanılmış olup, j=o, m ve i ve k=1, 2 ve 3 ara değişkenleri yardımıyla bu ifadelerde yer alan Jjk ve Bj parametreleri, j. kardanın sırasıyla u (k ) eksenine göre 𝐵(𝑥) = � j eylemsizlik momenti bileşeni ve rulmanlarındaki viskoz sürtünme katsayısını belirtmektedir. Hareket benzetimcisinin bölüm 3’te çıkarılan dinamik modeli, durum uzayı değişkenleri (4) 𝑥̇ = 𝐴�𝑥(𝑡)�𝑥(𝑡) + 𝐵�𝑥(𝑡)�𝑢(𝑡). (5) 𝑥̇ 𝕆 � 1� = � 𝐴21 𝑥̇ 2 (8) 𝕀 𝑥1 𝕆 �� � + � �𝑢 𝐴22 𝑥2 𝐵2 (9) Burada, 𝕆 ve 𝕀 sırasıyla uygun boyutlarda 0 matrisi ve birim matrisini göstermektedir. x1 ∈ ℝn−m ve x2 ∈ ℝm olacak şekilde alt sistemler için durum değişkenleri vektörlerini belirtmektedir. n ve m ise durum değişkenleri ile uygulanan kontrol değişkeni sayılarını göstermektedir ve denklem (7)’deki değerlere sahiptir. Kontrolcü tasarımında kullanılmak üzere alt sistemler ayrı denklemler şeklinde yaklaşım yönteminde gösterildiği gibi yazılırsa; olarak seçilirse, en genel haliyle durum uzayı formunda aşağıdaki şekilde yazılabilir. 𝐴�𝑥(𝑡)� ∈ ℝ6×6 , 𝕆 � 𝐵2 şeklinde kontrol terimi içeren ve içermeyen olmak üzere iki alt sistem şeklinde yazılabilmelidir. Denklem (4) ile verilen durum değişkenleri seçildiğinde hareket benzetimcisine ait hareket denklemleri kanonik formda iki alt sistem halinde aşağıdaki gibi yazılabilir. 4. Hareket Benzetimcisi Denetim Sistemi 𝑇 [𝑥1 , 𝑥2 , 𝑥3 , 𝑥4 , 𝑥5 , 𝑥6 ]𝑇 = �𝜃, 𝜓, 𝜙, 𝜃̇ , 𝜓̇, 𝜙̇� (7) olarak her bir iterasyonda başlangıç değerleri sabit tutulmuştur. Kayan kipli denetim tasarımı için denklem (6)’daki son eşitliği göz önüne alalım. Sistem her 𝑥 ve 𝑢 değerleri için kontrol edilebilir olmalı ve kontrol matrisi 𝐵(𝑥), kanonik formda yani, 2 { (6) ⋮ 𝐵�𝑥(𝑡)� ∈ ℝ6×3 [𝑖] [𝑖] 𝑥̇1 = 𝑥2 Burada kontrol sinyali 𝑢(𝑡) = [𝑇𝑜 𝑇𝑚 𝑇𝑖 ]𝑇 olarak ele alınmıştır. Denklem (5)’te verilen hareket benzetim sistemi için bir kayan kipli denetim tasarımı önerilmiştir. Doğrusal olmayan bir karakteristiğe sahip olan bu denklemler için kayan kipli denetim tasarımı, doğrusal sistemler için denetim tasarımı ile kıyaslandığında, özellikle kayma yüzeyinin ve parametrelerinin seçimi göz önüne alındığında, çok daha karmaşık bir yapıya sahiptir. Bu çalışmada, yaklaşımlı bir algoritma kullanılarak doğrusal olmayan sistemler için doğrusal denetim yöntemi kullanılarak denetim tasarımı önerilmektedir. Bu yöntem ilk olarak Banks ve McCaffrey [2] tarafından doğrusal olmayan sistemlerin çözümü için ortaya atılmış ve kontrol sistemi tasarımı, doğrusal olmayan sistemlerin çözümü gibi çeşitli uygulamalarda kullanılmıştır [2-4]. [𝑖] [𝑖] [𝑖] 𝑥̇ 2 = 𝐴11 �𝑥 [𝑖−1] �𝑥1 + 𝐴22 �𝑥 [𝑖−1] �𝑥2 + 𝐵2 �𝑥 [𝑖−1] �𝑢[𝑖] (10) elde edilir. Hareket benzetimcisinin bir referans sinyali takip ederek füze hareketlerini yerde benzetmesi istendiğinden aşağıdaki şekilde bir hata fonksiyonu tanımlayabiliriz. [𝑖] 𝑒 [𝑖] (𝑡) = 𝑥1 (𝑡) − 𝑥𝑑 (𝑡) (11) Burada 𝑥𝑑 (𝑡) , istenen hareketi temsil etmektedir. Referans takibinin gerçekleşebilmesi hata fonksiyonunun sıfır yapılması ile gerçekleştirilebileceğinden kayma yüzeyi fonksiyonu da hata değişkenine bağlı olarak aşağıdaki şekilde yazılabilir. σ[i] (t) = λe[i](t) − ė [i] (t) Yaklaşım tekniği, doğrusal olmayan problemlerin çözümünün, doğrusal zamanla değişen sistemlerin çözümüne indirgeyerek işlemleri kolaylaştırmaktadır. Denklem (5) ile verilen doğrusal olmayan sistem ele alındığında doğrusal yaklaşımlar aşağıdaki şekilde birbirini izleyen sistemler şeklinde yazılabilir [4]. (12) Burada, λ kayma yüzeyinin eğimidir ve yaklaşık olarak sistemin örnekleme zamanının beşte biri olarak seçilebilir [5]. Sistemin kayma yüzeyi üzerinde hareket etmesi ve sürekli yüzey üzerinde kalması için σ[i] (t) = 0 eşitliğinin sağlanması 378 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya gerekmektedir. Ancak bu eşitlik tek başına yeterli değildir. Lyapunov kararlılığının sağlanabilmesi için aşağıdaki şekilde bir bağıntı kullanılmalıdır. Açı [derece] 𝜎 [𝑖] (𝑡) > 0 ⇒ 𝜎̇ [𝑖] (𝑡) < 0 � ⟺ 𝜎 [𝑖] 𝜎̇ [𝑖] < 0 𝜎 [𝑖] (𝑡) < 0 ⇒ 𝜎̇ [𝑖] (𝑡) > 0 5 (13) Bu bağıntı literatürde yaklaşabilme koşulu olarak adlandırılmaktadır. Verilen koşul kayma yüzeyine doğru asimptotik bir yaklaşım sağlamaktadır. Sonlu zamanlı yaklaşım için daha güçlü bir koşul olarak, 𝜎 [𝑖] 𝜎̇ [𝑖] < −𝜅�𝜎 [𝑖] � -5 𝜅�𝜎 [𝑖] � 𝜎 [𝑖] 4 6 8 10 12 Şekil 4: Emir sinyali = −𝜅 𝑠𝑖𝑔𝑛(𝜎 [𝑖] ) [𝑖−1] −1 � 2 (14) Emir sinyali, 1000 örnek/saniye olacak şekilde oluşturulmuştur. Ayrıca, basamak sinyalleri en yüksek hız değeri olarak 30 derece/saniye olacak şekilde eğimli bir şekilde düzenlenerek hazırlanmıştır. Sinüs sinyalleri basamak sinyali ile aynı genlikte 1Hz frekansında oluşturulmuştur. Bu sinyalin gerçek füze hareketi ile bir bağlantısı olmayıp tamamen test amacıyla oluşturulan bir emir sinyalidir. (15) elde edilir. Denklem (12)’nin zamana göre birinci türevi alınıp denklem (15)’te yerine konursa, kontrol terimi aşağıdaki şekilde elde edilir. 𝑢𝑒𝑞 = − �𝐵2 0 Zaman [saniye] kullanılabilir. Burada, κ > 0 olarak seçilen bir parametredir ve yeteri kadar büyük seçilmesi ile kararlılık garanti edilmiş olur [5]. Denklem (14) yeniden yazılırsa, 𝜎̇ [𝑖] = − 0 [𝑖−1] [𝑖] [𝑖] [𝑖−1] [𝑖] �𝐴21 𝑥1 + 𝜆𝑥2 + 𝐴22 𝑥2 − 𝜆𝑥̇ 𝑑 − 𝑥̈ 𝑑 + 𝜅 𝑠𝑖𝑔𝑛(𝜎 [𝑖] ) � Diferansiyel denklem çözümleri MATLAB ortamında birinci dereceden Euler diferansiyel çözüm yöntemi ile sabit zaman adımlı olarak çözülmüştür. Zaman adımı, emir sinyali örnekleme zamanı ile aynı olacak şekilde 0.001 saniye olarak alınmıştır. (16) λ, ψ ve α değerleri herbir kardan için ayrı ayrı seçilmiş ve Tablo 1’de verilmiştir. [𝑖−1] Sadeleştirme amacıyla 𝐴𝑖𝑗 �𝑥 [𝑖−1] (𝑡)� = 𝐴𝑖𝑗 kullanılmıştır. Farklı bir yaklaşımla kayma yüzeyi fonksiyonunun üssel ifadesi kullanılarak sistemin kayma yüzeyine ulaşırken yavaşlaması ve çatırtı olarak bilinen fenomenin bir miktar azaltılması sağlanabilir [6]. 𝛼 𝜎̇ [𝑖] = −𝜓 ∙ �𝜎 [𝑖] � ∙ 𝑠𝑖𝑔𝑛(𝜎 [𝑖] ) Tablo 1: Denetim yöntemi tasarım parametreleri 𝜆 200 180 150 Dış Kardan Orta Kardan İç Kardan (17) Burada κ değeri ψ|σ|α ile değiştirilmiştir. ψ pozitif bir sayı, α ∈ (0,1) şeklinde bir reel sayıdır. 𝜓 20 16 12 𝛼 0.93 Kardanlara ait eylemsizlik momentleri ve rulmanlı yataklarındaki viskoz sürtünme katsayılarına ait sayısal bilgiler Tablo 1’de verilmiştir. 5. Bilgisayar Benzetimleri Bölüm (3)’te doğrusal olmayan dinamik modeli çıkarılan hareket benzetimcisi için bölüm (4)’te yaklaşımlı bir kayan kipli denetim tasarımı yapılmıştır. Bu bölümde sistemin belirlenen bir emir sinyalini takip etmesi için tasarlanan denetçinin bilgisayar benzetimleri ile gerçeklemesi yapılacaktır. İç kardan Tablo 2: Kardanların eylemsizlik momenti ve rulmanlarındaki viskoz sürtünme katsayısı değerleri Dış Kardan Orta Kardan İç, orta ve dış kardan için ortak bir emir takibi olduğu farzedilmiş ve farklı basamak emirleri ile sinüs emirlerinin birleşimi olarak Şekil 4'teki gibi bir sinyal oluşturulmuştur. 379 𝐽𝑖1 𝐽𝑖2 = 𝐽𝑖3 𝐵𝑖 𝐽𝑚1 𝐽𝑚2 = 𝐽𝑚3 𝐵𝑚 𝐽𝑜1 𝐽𝑜2 = 𝐽𝑜3 𝐵𝑜 2.7 𝑘𝑔 ∙ 𝑚^2 1.35 𝑘𝑔 ∙ 𝑚^2 0.1 𝑁𝑚𝑠/𝑟𝑎𝑑 34 𝑘𝑔 ∙ 𝑚^2 17 𝑘𝑔 ∙ 𝑚^2 0.5 𝑁𝑚𝑠/𝑟𝑎𝑑 271 𝑘𝑔 ∙ 𝑚^2 135.5 𝑘𝑔 ∙ 𝑚^2 1 𝑁𝑚𝑠/𝑟𝑎𝑑 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya Tablo 1 ve Tablo 2’de verilen değerler kullanılarak benzetimler yapılmış ve bulunan denetim sinyalleri doğrusal olmayan sisteme uygulanmıştır. Birinci yaklaşımda, yani doğrusal zamanla değişmeyen durum ve denetim matrisi ile tasarlanan denetim sinyali doğrusal olmayan sisteme uygulandığında, sistemin kontrol edilemediği Şekil 5’te görülmektedir. Emir Cevap θ 5 0 100 -5 Emir θ Cevap 0 2 4 6 Zaman [s] 8 10 12 0 2 4 6 Zaman [s] 8 10 12 0 2 4 6 Zaman [s] 8 10 12 50 5 0 2 4 6 8 Zaman [s] 10 12 ψ 0 0 100 -5 0 5 -200 Emir Cevap -300 0 2 4 6 8 Zaman [s] 10 12 φ ψ -100 0 150 -5 Emir Cevap φ 100 Şekil 6: Üçüncü yaklaşım sonucunda bulunan denetim sinyalinin doğrusal olmayan sisteme uygulandığındaki sistem cevabı 50 0 0 2 4 6 8 Zaman [s] 10 12 Üçüncü yaklaşım sonucunda hesaplanan denetim sinyali ile doğrusal olmayan sistemin kontrol edilebildiği görülmektedir. Emir takibini daha da iyileştirmek için ψ parametresinin değerini arttırabiliriz. Ancak bu aşımlı bir sistem cevabı ve yüksek tork değerleri ortaya çıkarabilir. Tablo 1’de verilen değerler kullanıldığında sistem aşımsız ve birinci mertebeden sistem cevabına benzer şekilde bir karakteristik göstermektedir. Dış kardana ait θ açısının ilk basamak emri için cevabı yakınlaştırılmış olarak Şekil 7’de verilmiştir. Şekil 5: Doğrusal Zamanla Değişmeyen Sistem Kullanılarak Tasarlanan Denetçi kullanıldığında Doğrusal Olmayan Sistemin Cevabı Görüldüğü üzere ilk yaklaşım olan, doğrusal zamanla değişmeyen sistem sonucunda oluşturulan denetçi, doğrusal olmayan sisteme uygulandığında kararsız bir karakteristik göstermektedir. Benzetimler sonucunda üçüncü iterasyondan elde edilen denetim sinyalinin yakınsadığı görülmüş ve doğrusal olmayan sisteme uygulanmıştır. Doğrusal olmayan sistemin cevabı Şekil 6’da verilmiştir. 380 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya 6. Tartışma ve Sonuç 5 Bu çalışmada, üç eksenli bir hareket benzetimcisinin doğrusal olmayan hareket denklemleri çıkarılmış ve doğrusal olmayan bu denklemler için bir kayan kipli denetim yöntemi uygulanmıştır. 4 θ 3 Önerilen yöntemde, doğrusal olmayan sistem yaklaşımlı bir şekilde doğrusal zamanla değişen alt sistemlere dönüştürülmüş ve her bir doğrusal zamanla değişen sistem için sabit kayma yüzeyi kullanarak doğrusal bir kayan kipli denetim tasarımı yapılmıştır. Birkaç yaklaşım adımından sonra doğrusal zamanla değişen sistemin cevabı, doğrusal olmayan sistemin cevabına yaklaşmaktadır. Bu yöntemle tasarlanan denetçi, hareket benzetimcisinin doğrusal olmayan hareket denklemlerine uygulandığında üçüncü yaklaşımdan sonra tam olarak kontrol edilebildiği gösterilmiştir. Yaklaşım adım sayısı istenen emir sinyaline ve tasarım parametrelerine bağlı olarak değişkenlik gösterebilmektedir. Bölüm 5’te verilen tasarım parametreleri ve emir sinyaline bağlı olarak üç yaklaşım yeterli olmuştur. 2 Emir 1 Cevap 0 2 2.1 2.2 2.3 Zaman [s] 2.4 2.5 Şekil 7: Dış kardanın basamak giriş emrine cevabı Doğrusal olmayan sisteme uygulanan denetim sinyalleri Şekil 8’de verilmiştir. 1000 Doğrusal olmayan sistemlerin denetçi tasarımında karşılaşılan zorluklar gözönüne alındığında, kullanılan yöntemin en büyük avantajı, doğrusal olmayan sistemler için denetçi tasarımının doğrusal sistemler için denetçi tasarımına indirgenmesidir. Böylece, karmaşık sistemler için bile denetçi tasarımı gerçekleştirilmiş olmaktadır. Hâlihazırda, pratikte uygulanması çok hızlı çalışan sistemler için zor olsa da daha düşük hızlı sistemler için kullanılmasında hiçbir problem oluşmayacaktır. Yazarlar, yöntemi gerçek sistemler üzerinde uygulayabilmek için de çalışmalarda bulunmaktadırlar. T [Nm] 500 o 0 -500 -1000 0 2 4 6 8 Zaman [s] 10 12 7. Kaynakça 0 [1] Özkan, B., Akmeşe, A. ve Uçar, A., "Evaluation of the Different Configurations of Infrared-type Gimbaled Cameras in the Sense of Blur", SPIE Defense, Security, and Sensing-Infrared Imaging Systems: Design, Analysis, Modeling, and Testing XX Conference, Orlando, Florida, ABD, 13-17 Nisan 2009. m T [Nm] 100 -100 0 2 4 6 8 Zaman [s] 10 12 [2] Banks S. P. ve McCaffrey, D., Lie algebras, structure of nonlinear systems and chaotic motion. International Journal of Bifurcation and Chaos, 8(7):1437–1462, 1998. T [Nm] i 20 10 [3] Tombul, G.S. ve Banks S. P., Nonlinear optimal control of rotating flexible shaft in active magnetic bearings. Science China Technological Sciences, 54: 1084–1094, 2011. 0 -10 -20 0 2 4 6 8 Zaman [s] 10 [4] Tombul, G.S., Banks S. P. ve Akturk, N., Sliding mode control for a class of nonaffine nonlinear systems. Nonlinear Analysis: Theory, Methods and Applications, 71(12):e1589 – e1597, 2009. 12 Şekil 8: Doğrusal olmayan sisteme uygulanan denetim sinyali [5] Slotin, J.E., Li, W., Applied Nonlinear Control, Prentice-Hall Inc.,1991. Denetim sinyali olarak tork değerleri ele alınmıştır. Bu tork değerlerinin hesabında rulmanlardaki viskoz sürtünme değerleri, jiroskopik etkiler ve emir sinyalinin hız değeri etkili olmaktadır. Ayrıca denetim sinyali parametresi 𝜓 büyüdükçe sistemin hızı artmakta; bununla birlikte de tork gereksinimleri yükselmektedir. [6] Bandyopadhyay, B., Deepak, F., Kim, K., Sliding Mode Control Using Novel Sliding Surfaces, SpringerVerlag,2009. 381 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya Aktif Manyetik Yataklı Elastik Rotor Sisteminde Doğrusal Olmayan PI Tipi Denetleyici Uygulaması: Deneysel Sonuçlar Beytullah Okur1,2, Erkan Zergeroğlu3, Sinan Başaran4, Selim Sivrioğlu4 1 Elektronik Mühendisliği Bölümü Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Gebze-Kocaeli [email protected] 2 Mekatronik Mühendisliği Bölümü Yıldız Teknik Üniversitesi, İstanbul [email protected] 3 Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Gebze-Kocaeli [email protected] 4 Makine Mühendisliği Bölümü Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Gebze-Kocaeli {sbasaran,s.sivrioglu}@gyte.edu.tr elde etmek için hassas ölçüm yapabilecek sensörlere, yüksek verimli kontrol ve güç elektroniği ekipmanlarına ve uygun kontrol algoritmalarına ihtiyaç duyulmaktadır. Ayrıca üretim aşamasında da her uygulamaya yönelik ayrı bir planlama, tasarım ve uygulama süreci gerekmektedir. En basit manyetik yatak formu tek eksende bir çift karşılıklı konumlanmış elektromıknatıstan oluşmaktadır. Her iki mıknatıs tarafından oluşturulan ve rotora uygulanan çekme kuvveti; bobinlerden geçen akımların kareleri ile doğru orantılı ve mıknatıslarla rotor arasındaki boşluğun karesi ile de ters orantılıdır [1]. Birçok uygulamada; yatak bobinleri üzerine bias akımı denen sabit bir akım uygulanmaktadır. Pratikte bu bias akımının rotorun kendi ağırlığını karşıladığı kabul edilir. Rotor üzerine etkiyecek bir kuvvetin oluşmaması istendiğinde kontrol işareti sıfır olur ve birbirine ters konumlanmış her iki mıknatıstan da aynı akım geçer. İstenen kuvveti oluşturabilmek için mıknatıslardan birindeki akım kontrol işareti ile orantılı şekilde azaltılmaktadır ve diğer mıknatıstaki akım aynı miktarda artırılmaktadır. Bu sayede tek bir kontrol akımıyla her iki mıknatıstan da akan akım kontrol edilmekte ve kontrol işaretiyle doğrusal orantılı bir net kuvvet oluşmaktadır ve sistemin doğrusallaştırılmasını sağlamaktadır [2]. Fakat bias akımı sistemi kararsız hale getirmektedir. Manyetik kuvvetler, doğaları gereği, doğrusal olmayan denklemlerle ifade edilmelerine karşın, AMY’lar yataklar içerisindeki çalışma aralığının kısıtlanmış olması sebebiyle ve bias akımı yardımıyla doğrusallaştırılmaktadırlar. Ayrıca doğrusallaştırma aşamasında denge noktasında rotorun hızı sıfır kabul edilmektedir[2]. Fakat denge noktası karasız bir denge noktası olduğu için ancak aktif denetim altında dengede kalabilmektedir ve sürekli titremektedir. Bu durum doğrusal modelde bir takım sapmalara sebep olmaktadır ve denetleyici performansını düşürmektedir. AMY’lar üretim aşamasından kaynaklı bir takım parametrik belirsizlere de sahiptirler[3]. Örneğin elektromıknatıslardaki sarımların çalışma koşullarına Özetçe Karşılıklı konumlanmış elektromıknatıslarla oluşturulan aktif manyetik yataklar, konvensiyonel yataklara göre bir çok avantaj sunmaktadır. Örneğin, doğru denetleyici yöntemleri ile kullanıldıklarında rotorları elastik modlarının ortaya çıkacağı hızlara kadar çıkarabilmektedirler. Manyetik kuvvetlerin doğası gereği manyetik yataklar doğrusal olmayan denklemlerle ifade edilebilirler ve bazı parametrik belirsizliklere sahiptirler. Bu çalışmada amaç; aktif manyetik yataklı elastik rotor sisteminin doğrusal olmayan PI tipi bir denetleyici altındaki davranışının incelenmesidir. Çalışma kapsamında bu tip sistemler için yeni bir denetleyici yöntemi önerilmiş, kararlılık analizi yapılmış ve performans analizi için deneysel sonuçlar verilmiştir. 1. Giriş Aktif manyetik yataklar (AMY); bir rotor elemanını konum geri beslemesi ile aktif denetim altında yataklamaya yarayan; karşılıklı konumlanmış ve ortak çalışan elektromıknatıs setleridir. Aktif manyetik yatakların en bilinir özellikleri herhangi bir temas olmaksızın konum ve hareket denetimine imkân tanımalarıdır. Ayrıca manyetik yatakların geleneksel yataklara göre birçok pratik avantajı da bulunmaktadır. Bunlar; düşük devir kayıpları, yüksek dönüş hızı, sürtünme kaybı olmaması, yağlamaya ve periyodik bakıma gereksinim duymayışı, çok yüksek ve çok düşük sıcaklıklarda çalışma imkânı, vakum ortamında çalışma imkanı ve çok uzun çalışma ömrü olarak sıralanabilir[1]. Bu özellikleri AMY’lara endüstriyel, tıbbi ve bilimsel uygulamalarda birçok avantajlar ve fırsatlar sunmaktadır. Ticari uygulama alanları olarak termonükleer pompalar; volan enerji depolama sistemleri; türbin makineleri ve santrifirüjler sayılabilir. Fakat bununla beraber AMY’lardan iyi bir verim 382 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya göre endüktansları ve iç dirençleri belirli aralıklarda değişebilmektedir. Yada elekromıknatıslarla rotor arasındaki etkin kesit alanı tam olarak belirleyebilmek çok zordur. Yukarıda sıralanan avantajlar ve kısıtlar göz önüne alındığında AMY’ların uygulamadaki faydalarının yanında zorlukları da olduğu görülmektedir. Bu durumda modeldeki sapmalara ve parametre belirsizliklerine dayanıklı bir denetleyici yönteminin seçilmesinin AMY’ların sunduğu avantajları elde etmede kilit rol oynadığı aşikardır. Makalenin ilerleyen bölümleri şu şekilde düzenlenmiştir. Üzerinde çalışılan sistemin modellenmesi ve bu modelin uygun bir forma getirilmesi 2. Bölümde verilmiştir. 3. Bölümde problem tanımlanmış ve probleme uygun denetleyici formülasyonu verilmişir. Ayrıca denetleyicinin kararlılık analizide bu bölümde verilmiştir. 4. Bölümde deneysel sistemle ilgili bazı teknik bilgiler verilmiş, 5. Bölüm deney sonuçlarına ayrılmıştır. Son olarak elde edilen sonuçlar 6. Bölümde tartışılmıştır. modellenecektir. Denetleyici rotorun elastikiyetine kısmi olarak dayanıklı olacak şekilde tasarlanacaktır. Şekil 1: AMY - rijit rotor sisteminin şematik gösterimi. Şekil 1’deki rijit rotor manyetik yatak sistemini düşünelim. Modelleme rotorun kütle merkezinin x ve y eksenleri yönündeki öteleme ve bu eksenler etrafındaki Өx ile Өy saat akrebinin tersi yönündeki küçük dönme hareketlerine göre yapılmaktadır. Rotor kütlesi m, rotorun x ve y eksenleri etrafındaki dönmelerine tekabül eden atalet momentleri Ir ile gösterilmektedir. Ayrıca jiroskopik etkilerin ihmal edildiği ve ağırlık kuvveti mg’nin manyetik yataklardan geçen bias akımı tarafından karşılandığı düşünülmektedir. Sistemin hareket denklemi Newton kanununa göre tüm atalet kuvvetlerini ve momentlerini dengeleyen yatak kuvvet ve momentlerini hesaba katarak aşağıdaki şekilde yazılabilir[4]. 2. AMY-Rijit Rotor Sisteminin Modellenmesi Bir elektromıknatıs tarafından oluşturulan elektromanyetik çekme kuvveti N 0 A i 2 F 2 (1) 2 4 g şeklinde yazılabilir[3]. Bu ifadede N manyetik yatağın statorundaki sarımların sarım sayısını, A stator ile rotor arasındaki manyetik akının oluştuğu etkin yüzey alanını, i bobinlerden geçen akımları, µ0 manyetik geçirgenlik katsayısını, g elektromıknatıslarla cisim arasındaki nominal boşluğu göstermektedir. Manyetik kuvvet bobinlerden akan akımın karesiyle doğru; elektromıknatısla cisim arasındaki mesafenin karesiyle ters orantılıdır. (1)’den de görülmektedir ki manyetik kuvvet ifadesi doğrusal olmayan bir modele sahiptir. Aktif manyetik yatakları kontrol etmek için doğrusal kontrolcüler kullanılmak istendiğinde manyetik kuvvet ifadesinin doğrusallaştırılması bir bias akımı yardımıyla kolaylıkla yapılabilmektedir. Stator kutupları ile rotor arasındaki mesafenin çok küçük olması çalışma aralığını sınırlandığı için denge noktasındaki hızında sıfır olduğu kabülü ile manyetik kuvvetin doğrusal ifadesi şu şekilde gösterilebilir[3]. F ki i k x x m x g f fx f rx I r y L fb f fx Lrb f rx m y g f fy f ry I r y L fb f fy Lrb f ry mz f z Burada xg rotorun kütle merkezinin x ekseni doğrultusundaki yer değiştirmesini, yg rotorun kütle merkezinin y ekseni doğrultusundaki yer değiştirmesini göstermektedir. Ayrıca ffx ön manyetik yatağın x ekseni doğrultusundaki kontrol kuvvetini ve frx arka manyetik yatağın x doğrultusundaki kontrol kuvvetini göstermektedir. Benzer şekilde y doğrultusundaki ön ve arka yataklarda oluşturulan kontrol kuvvetleri ffy ve fry olarak gösterilmiştir. fz rotora eksenel olarak (z ekseni–rotorun yatay ekseni) etkiyen kuvveti göstermektedir. Lfb ön manyetik yatak ile kütle merkezi arasındaki mesafeyi, Lrb arka manyetik yatak ile kütle merkezi arasındaki mesafeyi göstermektedir. Bu değerler Şekil 3’de gösterilmektedir. Esas olarak her bir elektromıknatısta çekme kuvveti oluşturulmaktadır. Fakat kontrol dizaynı için oluşturulan modellemelerde her bir yöne tekabül eden net bir kuvvet olduğu düşünülmektedir. Ayrıca modelleme rotorun kütle merkezine göre yapılmış olmasına rağmen kontrol sırasında rotorun AMYlar içerisindeki kısımlarının pozisyonlarının kontrol edilmesi gerektiğinden dolayı sistem durumları olarak bu noktalar alınmıştır. Bu noktalar ile sistem durumları arasındaki bağıntı geometrik olarak elde edilebilir[4],[5]. Bu açıklamalar ışığında, (2) numaralı denklemle verilmiş olan doğrusallaştırılmış kuvvet ifadesinin (4) numaralı denklem takımıyla verilen sistem modelinde uygun şekilde yerlerine yazılması ve geometrik çözüm ile rotor kütle merkezinin kuvvetletrin uygulandığı noktalar ile değiştirilmesiyle (2) Burada ki kuvvet-akım katsayısını, kx kuvvet-yer değiştirme katsayısını göstermektedir. Bu katsayılar şu şekilde hesaplanabilir. N 0 AI 0 2 ki 2 x0 2 N 0 AI 0 2 kx (4) (3) 3 x0 Burada; I0 bias akımını ve x0 stator ile rotor arasındaki nominal boşluğu göstermektedir. Elastik rotorun modellenmesinde sonlu elemanlar yöntemi (FEM) tarzı bilgisayarla modelleme gerektiren yöntemler kullanılmaktadır. Bu çalışmada rotorun rijit olduğu kabulü ile serbest cisim diagramı üzerinden hareket denklemleri yazılarak 383 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya sistemimizin modeli aşağıdaki gibi matris formunda elde edilebilir. Mq Kq u 1 Mr Mr N u 2 (5) Burada sistemin pozisyon vektörü q(t) vektörü u(t) şu şekilde tanımlanmıştır. Buradaki N (M , K , qd , qd , qd , q, q) şekilde tanımlanmıştır. ve sistem girişi N q [x f xr yf yr z] u i fx irx i fy iry iz T T (6) d N N Nd (7) N ( x) x (15) (16) Burada ( ) pozitif tanımlı ve artmayan bir sınırlandırma fonksiyonudur ve x vektörü şu şekilde tanımlanmıştır. x e r T (8) (17) (14) ile gösterilen açık çevrim dinamiğinde hatayı sıfıra götürecek kontrolcü işareti bir sonraki bölümde verilecek kararlılık analizi yardımı ile şu şekilde tasarlanabilir[6]. (9) u kr kn 2 r Ki rdt tanh(e) e t e) Kq u (14) ve şu şekilde üstten sınırlandırılabildiği gösterilebilir[6]. Burada α pozitif, sabit kontrol kazancıdır. Sistemin hata dinamiğini elde etmek için (8)’in zamana göre türevini alıp her iki tarafınıda M ile çarparsak ve daha sonra (5)’te verilen sistem modelini bu denklemde yerine yazarsak aşağıdaki açık çevrim filtrelenmiş hata dinamiğini elde edebiliriz. Mr M ( qd (13) Burada N , N yardımcı sinyalinin gerçek değeri ile istenilen durumlarla yazılan değeri arasındaki farkı göstermektedir ve şu şekilde tanımlanmıştır, t 0 , q qd 1 Mr Mr N N d u 2 Analiz sırasında qd(t) ve zamana göre ilk iki türevinin her zaman sınırlı olduğu kabul edilmiştir. Denetleyici tasarımı için iki adet yardımcı hata daha tanımlıyoruz. Bunlar filtrelenmiş hata sinyali[7] r (t ) 5 ve onun integrali olarak şu şekilde tanımlanmışlardır. r ( )d (12) Bu noktada şu varsayımı kolaylıkla yapabiliriz. qd sinyali sınırlı ve ikinci dereceden türevi alınabildiği için Nd sinyalininde en azından birinci türevi vardır ayrıca kendisi ve türevi sınırlıdır. Tasarımın bu aşamasında yeni tanımladığımız Nd sinyalini açık çevrim dinamiğimize ekleyip çıkarıyoruz ve yeni dinamiği aşağıdaki formda yazıyoruz. Tasarlayacağımız denetleyicinin amacı sistemin pozisyonunun bilinen bir referans sinyali qd (t ) 5 ’yi takip etmesidir. Ayrıca sistem modelinde parametrik belirsizlikler olduğu göz önünde bulundurulmuştur. Bu sebeple hem sistemdeki parametrik belirsizliklerle baş edebilen hemde sistem model bilgisine ihtiyaç duymayan bir denetleyici geliştirilecektir[6]. Bu amaçla denetleyicinin performansını takip edebilmek adına hata sinyalini şu şekilde tanımlıyoruz. (t ) 1 Mr M (qd e) Kq 2 Nd N q q 3. Denetleyici Tasarımı ve Kararlılık Analizi r (t ) e e yardımcı değişkeni şu Tasarımın bu aşamasında yeni tanımlanıdığımız yardımcı değişken N’nin istenilen sistem durumları ile yazılmış hali olan Nd’yi şu şekilde tanımlıyoruz. xfb rotorun ön manyetik yataktaki x ekseni konumu, xrb rotorun arka manyetik yataktaki x ekseni konumu, yfb rotorun ön manyetik yataktaki y ekseni konumu, yrb rotorun arka manyetik yataktaki y ekseni konumu, z rotorun eksenel manyetik yatak içindeki z ekseni konumunu göstermektedir. ifx ön manyetik yatak x ekseni kontrol girişi, irx arka manyetik yatak x ekseni kontrol girişi, ify ön manyetik yatak y ekseni kontrol girişi, iry arka manyetik yatak y ekseni kontrol girişini ve iz eksenel yatak kontrol girişini göstermektedir. M ve K matrisleri Ek’de verilmiştir. e (t ) qd (t ) q (t ) (11) 0 (18) Bu kontrol girişini (14)’de verilen açık çevrim filtrelenmiş hata dinamiğine uygularsak kapalı çevrim hata dinamiğimizi şu şekilde elde ederiz. 1 Mr Mr N N d kr kn 2 r 2 (10) t Ki rdt tanh(e) e Bazı matematiksel işlemlerden sonra r(t) sinyali için geliştirdiğimiz açık çevrim dinamiği, kontrolcü tasarım ve analiz aşamasında işlemleri kolaylaştıracak şekilde, şu formda yazılabilir. 0 384 (19) Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya 3.1. Kararlılık analizi e, e, r (t )dt L olduğu söylenebilir. Bu durumda (17) ile tanımlanan x ve (18) ile tanımlanan u’da sınırlıdır diyebiliriz. Ayrıca (19) incelendiğinde r L olduğu ve kapalı çevrim hata sistemindeki tüm sinyallerin sınırlı olduğu kolayca görülebilir. Bunlarla beraber (26)’nın yapısı kullanılarak r ve e’nin ikinci normlarınında sınırlı olduğunu gösterebiliriz (r , e L2 ). Böylece yukrıdaki bilgiler yardımıyla ve Barbalat Lemma [8]’nın direkt olarak uygulanması ile filtrelenmiş hata sinyali r’nin ve r’ nin (8)’de verilen tanımına göre e, e ’ın asimtotik olarak azalan bir zarf altında, önceden belirlenebilen sıfır civarında bir bölgeye yakınsayacağını gösterebiliriz. Yukarıdaki denetleyici tasarımı ve kararlılık analizinden açık bir şekilde görülmektedir ki (18) ile verilen deneteleyici sinyali tüm denetleyici kazançları uygun şekilde seçildiğinde (19)’daki kapalı çevrim hata dinamiğindeki tüm sinyallerin snırlılı kalmasını sağlamakta, ayrıca hatayı asimtotik bir şekilde sıfır yakın bir değere götürmekte ve sistemin kararlılığını garanti etmektedir. Sistemin kapalı çevrim kararlılık analizi Lyapunav tarzı yaklaşımlar kullanılarak yapılmıştır. Analizimize negatif olmayan bir fonksiyon tanımlayarak başlayabiliriz. V Burada z (t ) 5 1 1 1 Mr 2 e2 z Ki 2 2 2 2 (20) şu şekilde tanımlanmıştır. z r ( ) N d ( ) tanh(e( )) d t 0 (21) Buradaki yardımcı sabit ve kontrol kazancı ’nın uygun şekilde seçilmesiyle z ’nin sıfır ile alttan sınırlı olduğu kolaylıkla ispatlanabilir[6]. (20)’nin türevini alıp (8), (19)’u uygun yerlerde yerlerine koyup birbirini götüren terimleri iptal ettiğimizde türev fonksiyonumuzu aşağıdaki formda elde etmiş oluruz. V kr kn 2 r 2 e2 rN 4. Deney Sisteminin Tanıtılması (22) Bu çalışmada kullanılan deney düzeneği Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü Robotik Laboratuarında kurulu bulunmaktadır. Deney düzeneğinin fotoğrafı Şekil 2 ‘de görülmektedir. Deney düzeneğinde 1 adet elastik rotor, 2 adet radyal AMY, 1 adet eksenel AMY, 1 adet alternatif akım motoru bulunmaktadır. AMY’ların ve alternatif akım motorunun titreşimsiz çalışabilmeleri için demir döküm bir kaideye monte edilmişlerdir. Çevre birimleri olarak güç kaynağı, manyetik yatak akım sürücüleri, sensör ve kontrol devreleri ve frekans ayarlı alternatif akım motoru sürücüsü bulunmaktadır. Ayrıca rotorun hızını ölçebilmek için laboratuarımızda rotora bir enkoder ilave edilmiştir. Sensör çıkışlarını okuyabilmek için ve tasarlanan kontrolcüleri sisteme uygulayabilmek için dSpace 1104 veri giriş çıkış arabirimi kullanılmıştır. Rotorun modellemesinde de kullanılan fiziksel boyutları Şekil 3’de görülmektedir. Rotorun kütlesi 4,8 kg’dır. (16)’da verilen eşitsizlik yardımıyla fonksiyonumuzun türevi şu şekilde üstten sınırlandırılabilir. V min(kr , ) x r ( x) x kn 2 ( x)r 2 2 2 Yukarıdaki eşitsizliğin sağ tarafına x çıkarırsak eşitsizlik şu formu alır. V min(kr , ) x 2 x 4kn terimini ekleyip 2 4k n 2 x kn 2 ( x) r 2 r ( x) x 4kn Bu eşitsizliğin kn r x 2 ikinci 2 kn satırı (23) dikkatlice (24) incelendiğinde ifadesinin karesi olduğu görülebilir. Bu kare ifadenin başında eksi işareti bulunduğu için fonksiyonumuzun türevinin üst sınırını şu şekilde genişletebiliriz. 1 2 V min(kr , ) (25) x 4 kn Son olarak k n kazancı yukarıdaki eşitsizlikte parantez içini pozitif yapacak şekilde seçildiğinde türevimiz şu şekilde üstten sınırlandırılabilir. V x 2 , 0 Şekil 2: AMY elastik rotor deney düzeneği (26) 5. Deneysel Sonuçlar (20) ve (26)’nın işaretleri (V 0,V 0) beraber yorumlandığında V’nin sınırlı bir fonksiyon olduğu açıkça görülmektedir (V L ). V’nin yapısından dolayı içinde barındırdığı tüm fonksiyonlarında sınırlı olduğunu söyleyebiliriz (r , e, z, L ). r ve ’nin tanımından Kontrol kazançları Tablo 1’de verilmiştir. Deney sonucunda başarılı şekilde levitasyon sağlanmış ve dönüş deneylerinde 4200 devir/dakika hızın üstüne çıkılmıştır. 385 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya 4 4 2 2 0 0 -2 -2 -4 -4 -6 0 1 2 Zaman [s] -6 0 3 Levitasyon deneyi ve dönüş deneyi sonuçları aşağıdaki grafiklerde verilmiştir. Grafiklerde dikkat edilmesi gereken husus, ölçümler başladıktan yaklaşık 0.5 saniye sonra deney sistemine enerji verilmiş olmasıdır. 6 4 4 2 2 0 0 Kr Ki α β -2 -2 0.04 0.08 0.12 0.1 0.25 55 50 10 5 25 20 30 20 20 40 80 60 50 55 90 -4 -4 ön yatak x ekseni konumu -6 0 1 2 Zaman [s] -6 0 3 0.15 0.15 -0.05 -0.1 -0.15 -0.2 0 4 0.05 0 -0.05 -0.1 2 0 -0.2 0 3 Arka yatak x ekseni konumu 0 -2 -0.05 -0.15 1 2 Zaman [s] -4 1 2 Zaman [s] 3 -0.1 0 1 2 Zaman [s] -6 0 3 Ön Radyal AMY yörüngesi Arka yatak y ekseni konumu 0.15 0.15 0.01 0.01 0.1 0.1 0.005 0.005 -0.05 -0.1 -0.15 -0.2 0 0.05 0 -0.05 -0.1 y ekseni [mm] 0.015 y ekseni [mm] 0.015 Yerdeğiştirme [mm] 0.2 0 3 Arka Radyal AMY yörüngesi 0.2 0.05 1 2 Zaman [s] Şekil 8: Leviyasyon deneyinde eksenel yatak rotor konumu ve kontrol akımı Şekil 4: Leviyasyon deneyinde ön yatak rotor konumları Yerdeğiştirme [mm] 0.05 Akım [A] 0 6 0.1 Yerdeğiştirme [mm] Yerdeğiştirme [mm] Yerdeğiştirme [mm] 0.1 3 Eksenel AMY Kontrol Akımı Eksenel AMY z ekseni konumu 0.1 0.05 1 2 Zaman [s] Şekil 7: Leviyasyon deneyinde arka yatak kontrol akımları ön yatak y ekseni konumu 0.2 3 Arka AMY y ekseni Kontrol Akımı 6 Akım [A] Akım [A] Arka AMY x ekseni Kontrol Akımı Tablo1: Deney sırasında kullanılan Kazançlar 0.2 1 2 Zaman [s] Şekil 6: Leviyasyon deneyinde ön yatak kontrol akımları Şekil 3: Rotorun ölçüleri Ön yatak x ekseni Ön yatak y ekseni Arka yatak x ekseni Ayka yatak y ekseni Eksenel yatak Ön AMY y ekseni Kontrol Akımı 6 Akım [A] Akım [A] Ön AMY x ekseni Kontrol Akımı 6 0 -0.005 0 -0.005 -0.01 -0.01 -0.015 -0.015 -0.15 1 2 Zaman [s] 3 -0.2 0 1 2 Zaman [s] 3 -0.01 0 x ekseni [mm] 0.01 -0.01 0 x ekseni [mm] 0.01 Şekil 9: Rotor 70 Hz hızla dönerken rotorun radyal yataklardaki yörüngesi Şekil 5: Leviyasyon deneyinde arka yatak rotor konumları 386 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya 3 x 10 Eksenel AMY yörüngesi -3 6. Değerlendirme Bu çalışmada Aktif manyetik yataklı elastik rotor sistemleri için yeni bir doğrusal olmayan PI tipi denetleyici önerilmiştir. Performans analizi için deneysel sonuçlar sunulmıştur. [5] numaralı çalışmadaki sonuçlarla karşılaştırıldığında bu tip bir denetleyicinin standart PID denetleyiciye göre daha başarılı sonuçlar verdiği görülebilir . Eksenel konum [mm] 2 1 0 -1 -2 -3 0 0.01 0.02 0.03 0.04 0.05 0.06 Zaman [s] 0.07 0.08 0.09 7. Kaynakça 0.1 [1] Şekil 10: Rotor 70 Hz hızla dönerken rotorun eksenel yatak içindeki yerdeğiştirmesi Ön AMY y ekseni Kontrol Akımı 6 6 4 4 2 2 Akım [A] Akım [A] Ön AMY x ekseni Kontrol Akımı 0 -2 -4 -4 0.05 Zaman [s] [3] [4] 0 -2 -6 0 [2] [5] -6 0 0.1 0.05 Zaman [s] 0.1 [6] Şekil 11: Rotor 70 Hz hızla dönerken ön yatak kontrol akımları Arka AMY x ekseni Kontrol Akımı [7] Arka AMY y ekseni Kontrol Akımı 6 6 4 4 2 2 Akım [A] Akım [A] [8] 0 -2 -4 -4 -6 0 -6 0 0.1 8. Ek: Model Matrisleri 0 -2 0.05 Zaman [s] 0.05 Zaman [s] I mlr2 2 k fi l f lr I ml f lr 2 kri l f lr M 0 0 0 0.1 Şekil 12:Rotor 70 Hz hızla dönerken arka yatak kontrol akımları Eksenel AMY Kontrol akımı 6 4 Akım [A] 2 0 k fx k fi 0 K 0 0 0 -2 -4 -6 0 0.01 0.02 0.03 0.04 C. R. Knospe, “Active magnetic bearings for machining applications,” Control Engineering Practice, vol. 15, no. 3, pp. 307–313, Mar. 2007. A. Chiba, T. Fukao, O. Ichikawa, M. Osahima, M. Takemoto, and D. G. Dorrell, Magnetic Bearings and Bearingless Drives. Burlington: Elsevier, 2005. G. Schweitzer, “Active Magnetic Bearings - Chances and Limitations,” in 6th International IFToMM Conferences on Rotor Dynamics, 2002, pp. 1–14. S. Sivrioglu, “Adaptive backstepping for switching control active magnetic bearing system with vibrating base,” IET Control Theory Appl., vol. 1, no. 4, pp. 1054–1059, 2007. B. Okur, E. Zergeroğlu, S. Başaran, and S. Sivrioğlu, “5 Eksenli Elastik Rotor Aktif Manyetik Yatak Sisteminde PID Tipi Denetleyici Uygulaması : Deneysel Sonuçlar,” in Otomatik Kontrol Türk Milli Komitesi 2011 Ulusal Toplantısı, 2011. J. Kuvulmaz and E. Zergeroglu, “A new high-gain continuous controller scheme for a class of uncertain nonlinear systems,” in 2007 46th IEEE Conference on Decision and Control, 2007, pp. 2218–2222. J.-J. E. Slotine and W. Li, Applied Nonlinear Control. New Jersey: , 1991. H. K. Khalil, Nonlinear Systems, 3rd ed. New Jersey: Pearson Education, 2000. 0.05 0.06 Zaman [s] 0.07 0.08 0.09 0.1 Şekil 13: Rotor 70 Hz hızla dönerken Eksenel yatak kontrol akımı 387 I ml f lr k fi l f lr I ml 2f k ri l f lr 2 0 0 krx kri 0 0 k fx k fi 0 0 0 krx kri 0 0 0 0 0 0 k fi l f lr 0 0 0 I mlr2 0 0 0 2 I ml f lr kri l f lr 0 0 0 0 0 k xz kiz 2 I ml f lr k fi l f lr I ml 2f 2 k ri l f lr 0 2 2 0 0 0 0 m kiz Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya Hareket Denetimi Uygulamalarında Kullanılan Sayısal Filtrelerin FPGA ile Gerçekleştirilmesi Ulaş Yaman1, Barış R. Mutlu2, Melik Dölen3, A. Buğra Koku4 1,3,4 Makina Mühendisliği Bölümü Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Ankara 1 [email protected] [email protected] 4 [email protected] 3 2 Makina Mühendisliği Bölümü Minnesota Üniversitesi, ABD [email protected] İyelikleri (Intellectual Property, IP)] aracılığıyla yapmaya başlamışlardır. FPGA üzerine gömülmüş işlemci IP'lerinin birkaç yönden başarılı oldukları kanıtlanmış olmasına rağmen, yeniden yapılandırılabilir bir paralel işlemci biriminin gerçek potansiyeli kullanılmamıştır. FPGA üzerinde kontrolcü uygulaması çoğu kez çeşitli faktörlerin (örneğin, kaynak kullanımı, yürütme hızı, geliştirme çabaları gibi) arasında dengeler gerektirir. Yüksek başarımlı kontrolcüler elde etmek için, bazı araştırmacılar [1,9-12] kontrolcülerini doğrudan sayısal devrelerle gerçekleştirmektedirler. Bu şekilde bir çalışmayı gerçekleştirebilmek için düşük seviyeli (mantık düzeyinde) bir donanım tanımla dili (Hardware Description Language, HDL) kullanılması gerekir ve bu kapsamda ortaya çıkan tasarım süreci oldukça uzundur. Literatür genel olarak incelendiğinde FPGA’ların donanımsal yeteneklerinden yararlanan etkin çözümlerin fazlalığı ortaya çıkmaktadır. Bu çözümler, endüstride kullanılan herhangi bir kontrol uygulamasının gereksinimlerini kolaylıkla giderebilecek genel IP’lere doğru yönelecektir. Bu nedenle, bu çalışmanın temel amacı sayısal filtrelerin gerçekleştirilmesine odaklanmak ve benzer sistemlerin FPGA’lar üzerinde rahatlıkla uygulanabilirliklerini sağlamak için geliştirme modülleri (IP’ler) oluşturmaktır. Makalenin akışı şu şekildedir. Kısa bir giriş bölümünden sonra sayısal filtreler ve FPGA uygulamaları sonraki bölümde tartışılmıştır. Çalışmada dört farklı uygulama yöntemi sunulmuştur. Makalenin üçüncü bölümünde örnek bir uygulama (ters sarkaç) sunularak yöntemlerin başarımı karşılaştırmalı olarak değerlendirilmiştir. Dördüncü bölümde ise FPGA ile yapılan döngü içerisinde donanım benzetimi sonuçları verilmiştir. Makalenin son bölümünde çalışmanın ana hatları özetlenerek makale sonlandırılmıştır. Özetçe Alan Programlanabilir Kapı Dizileri (Field Programmable Gate Array, FPGA) CNC takım tezgahları, robotik, gelişmiş otomasyon, havacılık ve otomotiv sistemleri de dahil olmak üzere özel gerçek zamanlı denetim uygulamaları için uygun alternatiflerdir. Bu makalede, FPGA ile gerçekleştirilen hareket denetimi uygulamalarında kullanılan sayısal filtreler için yeni FPGA gerçekleştirme yöntemleri sunulmaktadır. Sayısal filtrelerin FPGA uygulamaları için önerilen yöntemler basamaklı denetim mimarisi üzerinde gerçekleştirilmektedir. Bu uygulama bir Altera Cyclone II FPGA yongası üzerinde uygulanmıştır. Ayrıca, ortaya çıkan sistemlerin denetimci performansları MATLAB ortamında doğrusal olmayan bir sistemin (ters sarkaç) gerçek zamansız Döngü İ çerisinde Donanım Benzetimi (Hardware in the Loop Simulation, HILS) ile incelenmiştir. 1. Giriş Yonga üretim teknolojisindeki son gelişmelerle birlikte, FPGA’lar etkili paralel işlem yapabilme yetenekleri, donanım tasarımındaki esneklikleri ve güvenirlikleri ile geleneksel işlemcilere [örneğin mikro-işlemciler, mikro-denetleyiciler ve Sayısal İşaret İ şlemcileri (Digital Signal Processor, DSP)] önemli birer alternatif haline gelmişlerdir. Son yıllarda, FPGA kontrol mühendisliği alanında pek çok araştırmacının ilgisini çekmiştir [1,2]. Birçok çalışmada, gömülü kontrolcü tasarımlarının gerçekleştirilme alternatifleri ve FPGA’lar üzerindeki farklı denetim topolojilerinin uygulamaları sunulmaktadır. Bu alanda yapılan çalışmaların genel bir değerlendirmesi Mutlu ve Dölen [3] tarafından yapılmıştır. Geleneksel olarak, FPGA genellikle DSP ve çevre birimleri arasında bir arayüz (örneğin duyucu arayüzleri / veri dönüştürücüler) olarak kabul edilmektedir [4-6]. DSP’ler kontrol işlemleri için gerekli olan hızlı (kayan noktalı sayılar kullanarak) hesaplama ve esnek programlama yetenekleri ile ön plana çıkmaktadırlar. FPGA’ların yetenekleri ve kaynakları zamanla arttıkça, birçok araştırmacı [2,7,8] çeşitli kontrol topolojileri için gerekli olan hesaplamaları FPGA’lar üzerine gömdükleri işlemciler [mikro-işlemci veya DSP Düşünce 2. Sayısal Filtreler ve FPGA ile Gerçekleştirilmeleri Sayısal filtreler genellikle girdi olarak verilen işaretin spektral içeriğini değiştirmek veya düzenlemek amacıyla 388 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya uygulanmaktadır. Sonsuz dürtü tepkili filtreleri (Infinite Impulse Response, IIR) şu şekilde tanımlayabiliriz. Bellek Arayüz Modülü sys_clock enable reset 18 32 n m y(k) = ∑ a i y(k − i) + ∑ b j x(k − j) i=1 Saat Üreteci (1) SRAM sram_addr sram_data Ana Modül filter_parameters j=0 Genel Filtre Modülü 128 Bu denklemde k zaman endeksini, y(k) k zamanında filtrenin çıkışını, x(k) filtrenin girişini, ai ve bj ise filtrenin sabit katsayılarını belirtmektedir. Farklı özelliklere sahip olan alçak geçiren, yüksek geçiren, bant durduran ve bant geçiren filtreler bu katsayıların ayarlanmasıyla gerçekleştirilebilmektedir. Denklem (1) ayrıca geleneksel kontrol teorisinin kurallarını (P, PI, PD ve PID gibi) da gerçekleştirmek için kullanılabilir. Örneğin bir PID kontrolcüsünün sabit katsayılı fark denklemi (Constant Coefficient Difference Equation, CCDE) aşağıdaki gibi ifade edilebilir. y(k) = y(k-1) + b0 x(k ) + b1 x(k − 1) + b2 x(k − 2) filter_clk 32 x Filter Controller Unit m´ 32-bit registers n´ 32-bit registers add_enable D x 32 32 xn ym-1 D 32 32-bit register 32 MUL mul_res custom multiplication module 32 D mul_enable mux_sel p R R Register Control Bus K y R D adder R ym 32 D R ym mux (2) Şekil 1: Genel Filtre Modülünün Devre Şeması Burada y kontrolcü tarafından üretilen düzeltme işaretini, x ise takip hatasını (referans girdi ve ölçülen çıktı arasındaki fark) belirtmektedir. Sonuç olarak DSP’lerin çoğunluğu (1) numaralı denklemi gerçekleştirmek için özel aritmetik mantık birimlerine sahiptirler. DSP’lerdeki gibi FPGA’lar için genel IIR filtre modülleri oluşturularak sayısal filtrelerle birlikte belirli kontrol topolojilerinin gerçekleştirilmesi sağlanabilir. Bu makalede sayısal filtrelerin FPGA’lar üzerinde gerçekleştirilebilmesi için iki farklı yöntem önerilmiştir. İlk yöntem özel bir çarpanla genel bir filtre modülünün geliştirilmesidir. İkinci yöntemde ise FPGA üzerine gömülmüş bir işlemci (Nios II, Power PC ve MicroBlaze gibi) kullanılmıştır. Takip eden alt bölümlerde bu yöntemler ayrıntılı biçimde açıklanmıştır. IMU özellikle giriş ve çıkışları tamsayılarla ifade edilebilen sistemler için uygundur. Ünite filtre kazançlarının tamsayı aritmetiği uygulayan sistem durumlarıyla çarpımına odaklanmaktadır. Bu durumu değerlendirmek için y = ⎣ax⎦ işlemini ele alalım. Denklemde a (∈ ℜ) bir çarpılanı, x ve y ( ∈ Z) çarpanı ve sonucu ifade etmektedir. ⎣⎦ ise taban fonksiyonunun temsilidir. Bu işlemde kesirli bir sayı olan a’yı iki farklı tamsayının (Na, Da) oranı olarak ifade edebiliriz: y ≅ Nax/Da. Böylelikle belirtilen işlem tamsayıların çarpımına ve bölümüne indirgenmiştir. Sonuç olarak en kötü durumda IMU tanımlanan fonksiyonu iki aritmetik işlem neticesinde gerçekleştirmektedir. Yapılan bu yaklaştırmanın doğruluğu direkt olarak Na ve Nd için ayrılmış olan bitlerin sayısına bağlıdır. İleri uygulamalarda, FPU istenen aritmetik hassasiyetini elde etmek için gereklidir. Bu birimin tasarımı Usselmann [15] tarafından geliştirilen açık bir IP’ye dayanmaktadır. Tasarımın ayrıntıları ve genel filtre modülü ile alakalı olan HDL kodları [13]’te tartışılmıştır. 2.1. Yöntem I: Genel Filtre Modülü Bu çalışmada dikkate alınan genel filtre modülü Mutlu ve Dölen [3] tarafından önerilen matris çarpım modülüne benzemektedir. Şekil 1’de bu filtre modülünün devre şeması gösterilmiştir. Önceden belirlenmesi gereken iki parametre bulunmaktadır: n (sistemin derecesi veya geçmiş çıktıların sayısı) ve m (geçmiş girdilerin sayısı veya girişlerin derecesi). Bu topolojide, 32-bit yazmaçlar (m ve n toplamı kadar) yardımı ile girdilerin ve çıktıların önceki değerleri geçici bir biçimde saklanmaktadır. Filtrenin katsayıları (ai, bj) ise bellekte (RAM ya da SRAM) depolanmaktadır. Bu nedenle filtre modülü donanım maliyetini azaltmak amacıyla özel bir çarpan ve toplayıcı kullanarak denklem (1)’i sıralı bir şekilde hesaplamaktadır. Dikkat edilmesi gereken diğer bir önemli nokta ise yüksek örnekleme frekansı gerektiren uygulamalarda FPGA’da denklem (1)’in paralel şekilde çalıştırılması sağlanabilir. Paralel çalışmayı sağlamak için özel çarpan üniteleri kullanılarak Şekil 1’de gösterilen çoğullayıcı / çoğullama-çözücü ünitelerinden sistemin arındırılması gerekmektedir. Ancak, Usenmez’in [14] çalışmasında da belirttiği gibi böyle bir yaklaşım gereğinden fazla FPGA kaynaklarının (mantık elemanları, çarpanlar) kullanılmasına yol açmakta ve filtrelerin derecesi büyüdüğü için pratik olmamaktadır. Filtreler uygulamaya göre iki farklı çarpan (ve toplayıcı) kullanabilmektedirler: i) tamsayı çarpma/bölme ünitesi [Integer Multiplication/division Unit, (IMU)]; ii) kayan noktalı çarpma/bölme ünitesi [Floating-point Multiplication/division Unit, (FPU)]. 2.2. Yöntem II: Genel İşlemci Yumuşak-çekirdekli işlemciler ile tasarım yaklaşımı bir önceki alt bölümde sunulan yöntemden (fiziksel bağlantılı yaklaşım) oldukça farklıdır. Fiziksel bağlantılı yaklaşımda belirli bir fonksiyonu yerine getirecek sayısal devreler HDL (ya da şematik tasarım araçları) ile tasarlanmış ve modüller arasında olan bağlantılar (veri yolları, saat işaretleri, açmakapama ve sıfırlama işaretleri, vb.) tasarımcı tarafından tanımlanmış ve gerçekleştirilmiştir. Öte yandan yumuşakçekirdekli işlemcilerin FPGA’lar üzerindeki uygulamaları ise üretici firmalar tarafından sunulan tasarım araçlarıyla gerçekleştirilmektedir. Kullanıcılar kendi uygulamaları için gerekli olacak yardımcı üniteleri (bellek yönetim ünitesi, seri haberleşme üniteleri, genel giriş-çıkışlar, vb.) seçerek işlemciyi hazırlayabilmektedirler. Yardımcı ünitelerle birlikte gömülü işlemcinin devre sentezi yapıldıktan sonra C/C++ gibi yüksek seviyeli diller kullanılarak işlemci üzerinde farklı algoritmalar geliştirilebilmektedir. Sonuç olarak, bu yöntemde geliştirilen yazılım çapraz bir şekilde derlenerek yumuşakçekirdekli işlemci üzerinde koşmaya hazır hale getirilmektedir. 389 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya Çalışmada Altera firmasının FPGA’ları için geliştirilmiş olan NIOS II işlemci [16] kullanılmıştır. İşlemci, Quartus II yazılımının programlanabilen yonga üzerinde sistem oluşturma aracı kullanılarak oluşturulur. Bu araç kullanılırken işlemcinin özellikleri ve yardımcı olarak SRAM ve seri haberleşme denetim birimleri de seçilir. İşlemci için iki farklı yapı dikkate alınmıştır. Birisinde kayan noktalı aritmetik işlem yeteneği olan bir işlem ünitesi kullanılırken diğerinde bu ünitenin kayan noktalı işlemler yapma becerisi bulunmamaktadır. Bu yöntemde dikkat edilmesi gereken diğer bir nokta ise FPGA kaynak kullanımlarının algoritmanın ayrıntılarına bağlı olmamasıdır. Kaynak kullanımı seçilen işlemci özelliklerine ve yardımcı ünitelere bağlıdır. Ancak, işlemin gerçekleşme süreci doğal olarak yazılan algoritmaya bağlıdır. İdeal Tork Modülatörü X*(z) + _ mL x cos(θ ) + (I + mL2 )θ+ mgL sin(θ ) = 0 (4) X(z) Kontrolcü (Altera DE1) x θ tr Motor Sürücüsü t θx(s) Konum Çözücüsü A B I Konum Kodlayıcı r Konum Çözücüsü Dördün Sayıcı A B I Konum Kodlayıcı Sistem Benzetimi (PC) 4. Döngü İçerisinde Donanım Benzetimi Şekil 3’te gösterildiği gibi, kontrolcü ikinci bölümde anlatılan yöntemlerle Altera DE1 FPGA değerlendirme kartı [17] (Cyclone II - EP2C20F484C7 yonga ile) üzerinde gerçekleştirilmiştir. Bu yapıda, FPGA ile üretilen düzeltilmiş tork girdileri MATLAB ortamında çalışan gerçek zamansız HILS’ye gönderilmektedir. Benzetim sırasında sistemin dinamik modeli (3-4) kullanılarak hesaplanan yeni durumlar RS-232 haberleşme protokolü ile FPGA’ya geri gönderilmektedir. Önerilen yöntemler kullanılarak yapılan benzetimlerin sonuçlarından birisi Şekil 4’te gösterilmiştir. Benzetimler gerçekleştirilirken başlangıç koşulları olarak x0 = 0 m ve θ0 = 0.05 rad alınmıştır. Birinci yöntem kullanılırken basamaklı kontrol sistemi için iki adet genel filtre modülüne ihtiyaç duyulmuştur. Öte yandan, ikinci yöntemde FPGA üzerine gömülü geleneksel bir mikro-işlemci kullanıldığı için kontrolcülerin sayısının ve derecelerinin hiçbir önemi yoktur. Şekil 4’ten çıkarıldığı gibi, basamaklı kontrol sistem ters sarkacı dik konumda tutmayı başarmıştır ve bu esnada arabanın konumu da belirli bir aralıkta kalmıştır. Diğer yöntemlerle yapılan benzetimler sonucunda da benzer sonuçlar alındığı için sadece IMU kullanan Yöntem I’in sonucu Şekil 4’te verilmiştir. Yöntemlerin başarımlarının aynı olmasının en temel nedeni gerçekleştirme aşamalarının farklı olmasına rağmen topolojilerinin aynı olmasıdır. Quartus II yazılımının yonga planlama aracı kullanılarak önerilen dört yöntemin sentezlenen sayısal devrelerinin taban haritaları alınmıştır. Şekil 5-8’de gösterilen bu haritalardan kullanılan kaynakların yoğunluğu gözlemlenebilmektedir. Şekil 5 ve Şekil 6 (Yöntem I) karşılaştırıldığında, IMU ile gerçekleştirilen fiziksel bağlantılı kontrolcünün FPU kullanılan uygulamaya oranla daha az FPGA kaynakları kullandığı görülmektedir. Benzer bir durum ikinci yöntemde (Şekil 7 ve Şekil 8) de ortaya çıkmaktadır. Kayan noktalı aritmetik yeteneği olmayan yaklaşım beklenildiği gibi daha az kaynak kullanmaktadır. Önerilen yöntemlerin kaynak ve zaman kullanımları Tablo 1’de özetlenmiştir. Tablo incelendiğinde, iki yöntemin de yakın sayıda mantık elemanı kullandığı görülmektedir. Ancak, birinci yöntem için gereken gömülü çarpanların sayısı ikinci Zamanlı Kayış AC Servo Motor wx(s) kontrolü PD ile yapılmakta ve iç çevrimde ise sarkaç kolunun açısal konum düzenlemesi PID ile sağlanmaktadır. Kontrolcülerin genel amacının sarkaç kolunu dik tutmak olduğu için sistem dinamiğini tanımlayan doğrusal olmayan denklemler (3-4) bu çalışma noktasında (θ* = 0) lineer hale getirilmiştir. Kontrolcü tasarımı [13]’te ayrıntılı bir şekilde açıklanmıştır. Döner Kodlayıcı Araba θ(s) Ters Sarkaç Sistemi Şekil 3: Basamaklı kontrol sistemi x Pinyon FPGA (Kontrolcü) Tork Kapasite Eğrisi 1 Dördün Sayıcı θ 2L Τ*(s) PID Kontrolcü θ(z) Denklemlerde M arabanın m [kg] ise sarkaç kolunun kütlesini, I [kgm2] sarkaç kolunun kütlesel atalet momentini, 2L [m] kol uzunluğunu, b [Nms] eşdeğer viskoz sönümlemeyi, τ düzeltilmiş girdiyi (motor torku), r [m] pinyonun sargı adımı yarıçapını ve η ise genel aktarım verimliğini ifade etmektedir. Kontrol sisteminin blok diyagramı Şekil 3’te sunulmuştur. Basamaklı kontrol sisteminde dış çevrim ile arabanın konum m,I Gi(z) _ D/A Çevirici Servo-motor & Sürücü Örnek uygulama olarak kontrol literatüründe sıklıkla ele alınan ters sarkaç kullanılmıştır [3]. Şekil 2’de görüldüğü gibi araba bir zamanlı kayış aracılığıyla AC servo-motor ile sürülmektedir. Bu düzenekte kullanılan motor sürücüsü tork modunda çalışmaktadır ve dolayısıyla motor-sürücü ikilisinin bir ideal tork modülatörü olduğu varsayılmaktadır. Kontrolcünün üretmiş olduğu ilgili tork değerleri bir 16-bit sayısal-analog (D/A) çevirici üzerinden gönderilmektedir. Sarkacın açısal konumu ve arabanın konumu iki tane döner kodlayıcı (Her bir kodlayıcı kanalından bir çevrimde 10,000 vurum üretebilmektedirler.) aracılığıyla sisteme geri beslenmektedir. Kullanılan tüm duyucuların çıktılarının ve FPGA’nın çıkışının tamsayılarla ifade edilmesinden ötürü sistemi bir “nicemlenmiş giriş/çıkış sistemi” olarak tanımlayabiliriz [3]. Ters sarkaç sistemi lineer olmayan bir sistemdir. Bu sistemin hareket denklemleri şu şekilde ifade edilebilir: (3) Go(z) PD Kontrolcü 3. Örnek Uygulama η (M+m) x + bx + mLθcos(θ ) - mLθ 2sin(θ )= τ r + Döner Kodlayıcı r Şekil 2: Sarkaç sürüş sistemi genel modeli 390 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya Bölge II Bölge I Bölge I Bölge II Şekil 4: Yöntemlerin HILS sonuçları Arkaplan Seçim Vurgulama Blok Sınırı Bağlantı Rota Deste Bölge II LAB Mantık Elemanı Bellek Pin Grubu DSP Mantık Elemanı Bellek Pin Grubu DSP Yerel Bağlantı Global Bağlantı Pin Portlar Farklı Pin Çifti Bağlantıları Bölge Atamaları Yazmaçlar Kullanıcı Tanımlı Kilitli Bölgeler Otomatik Kilitli Bölgeler Düşük Güç Yüksek Hız Yapay Giriş-Çıkış Şekil 7: FPU kullanılmayan Yöntem II’in FPGA kaynak kullanımı Bölge I Bölge I Bölge II Bölge I Bölge II Arkaplan Seçim Vurgulama Blok Sınırı Bağlantı Rota Deste LAB Mantık Elemanı Bellek Pin Grubu DSP Mantık Elemanı Bellek Pin Grubu DSP Yerel Bağlantı Global Bağlantı Pin Portlar Farklı Pin Çifti Bağlantıları Bölge I Bölge Atamaları Yazmaçlar Kullanıcı Tanımlı Kilitli Bölgeler Otomatik Kilitli Bölgeler Düşük Güç Yüksek Hız Yapay Giriş-Çıkış Şekil 5: IMU kullanılan Yöntem I’in FPGA kaynak kullanımı Bölge II Arkaplan Seçim Vurgulama Blok Sınırı Bağlantı Rota Deste LAB Mantık Elemanı Bellek Pin Grubu DSP Mantık Elemanı Bellek Pin Grubu DSP Yerel Bağlantı Global Bağlantı Pin Portlar Farklı Pin Çifti Bağlantıları Bölge Atamaları Yazmaçlar Kullanıcı Tanımlı Kilitli Bölgeler Otomatik Kilitli Bölgeler Düşük Güç Yüksek Hız Yapay Giriş-Çıkış Bölge II Şekil 8: FPU kullanılan Yöntem II’in FPGA kaynak kullanımı Bölge I Tablo 1: Önerilen yöntemlerin Altera Cyclone II FPGA yongası üzerindeki kaynak kullanımları ve yürütme hızları Gömülü Çarpanlar Toplam Saat Döngüsü En Yüksek Frekans [kHz] Pin Grubu DSP Yerel Bağlantı Global Bağlantı Pin Portlar Farklı Pin Çifti Bağlantıları Toplam Mantık Elemanı LAB Mantık Elemanı Bellek Pin Grubu DSP Mantık Elemanı Bellek I TS 27% 15% 4×4 3000 I KN 60% 27% 20×4 625 II TS 24% 8% 400 125 II KN 54% 21% 3270 15.3 Yöntem Bölge II Arkaplan Seçim Vurgulama Blok Sınırı Bağlantı Rota Deste Hesaplama Yöntemi Bölge I Bölge Atamaları Yazmaçlar Kullanıcı Tanımlı Kilitli Bölgeler Otomatik Kilitli Bölgeler Düşük Güç Yüksek Hız Yapay Giriş-Çıkış Şekil 6: FPU kullanılan Yöntem I’in FPGA kaynak kullanımı yöntem için gerekenlerin neredeyse iki katıdır. Bunun temel nedeni Şekil 3’te yer alan kontrolcülerin gerçekleştirilebilmesi için iki adet genel filtre modülünün kullanılmasıdır. Öte yandan, yumuşak-çekirdekli işlemcinin kullanıldığı tasarımda dört gömülü çarpan bulunmaktadır ve bu da birinci yönteme oranla büyük bir avantaj olarak öne çıkmaktadır. Çarpan ünitelerinin sebep olduğu aşırı kaynak kullanımı, bazı *kısaltmalar: TS: Tamsayı, KN: Kayan Nokta araştırmacıların başvuru çizelgesi kullanımı [18] ve doğal işaretli sayıların [19, 20] kullanılmasıyla birlikte azaltılmaya çalışılmaktadır. 391 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya [3] B.R. Mutlu ve M. Dolen, “Novel Implementation of State-Space Controllers using Field Programmable Gate Arrays,” Proc. of the Int’l Symp. on Power Electronics, Electrical Drives, Automation, and Motion (SPEEDAM), s:1436-1441, 2010. [4] X. Dong, W. Tianmiao, W. Hongxing ve L. Jingmeng, “A new dual-core Permanent Magnet Synchronous Motor Servo System,” 4th IEEE Conference on Industrial Electronics and Applications, s:715-720, 2009. [5] I. Birou ve M. Imecs, “Real-time robot drive control with PM-synchronous motors using a DSP-based computer system,” Proceedings of the Third International Power Electronics and Motion Control Conference, Cilt: 3, s:1290-1295, 2000. [6] S. Jung ve S.S. Kim, “Hardware Implementation of a Real-Time Neural Network Controller With a DSP and an FPGA for Nonlinear Systems,” IEEE Transactions on Industrial Electronics, Cilt: 54, No: 1, s:265-271, 2007. [7] F.L. Ni, M.H. Jin, Z.W. Xie, S.C. Shi, Y.C. Liu, H. Liu ve G. Hirzinger, “A Highly Integrated Joint Servo System Based on FPGA with Nios II Processor,” Proceedings of the 2006 IEEE International Conference on Mechatronics and Automation, s:973-978, 2006. [8] Y. Li, S. Zhuang ve L. Zhang, “Development of an FPGA-Based Servo Controller for PMSM Drives,” IEEE International Conference on Automation and Logistics, Cilt: 18, No: 21, s:1398-1403, 2007. [9] Y.F. Chan, M. Moallem ve W. Wang, “Efficient implementation of PID control algorithm using FPGA technology,” 43rd IEEE Conference on Decision and Control, Cilt: 5, s:4885-4890, 2004. [10] Y.D. Tao, H. Lin, Y. Hu, X. Zhang ve Z. Wang, “Efficient implementation of CNC Position Controller using FPGA,” 6th IEEE International Conference on Industrial Informatics, s:1177-1182, 2008. [11] J. Lanping, Z. Runjing ve L. Zhian, “Realization of position tracking system based on FPGA,” 7th International Conference on Signal Processing, Cilt: 3, s:2588-2591, 2004. [12] F.J. Lin ve Y.C. Hung, “FPGA-based Elman Neural Network Control System for Linear Ultrasonic Motor,” IEEE Transactions on Ultrasonics, Ferroelectrics and Frequency, Cilt: 56, No: 1, s:101-113, 2009. [13] B.R. Mutlu, Real-time Motion Control using Field Programmable Gate Arrays, Yüksek Lisans Tezi, ODTÜ, 2010. [14] S. Usenmez, R.A. Dilan, M. Dolen ve A.B. Koku, “Realtime Hardware in the Loop Simulation of Electrical Machine Systems using FPGAs,” Proc. of the 12th Int’l Conf. on Electrical Machines and Systems, 2009. [15] R. Usselmann, Open Floating Point Unit Manual, www.opencores.org, 2000. [16] NIOS II Processor Reference Handbook, Altera Co., 2009. [17] Altera DE1 FPGA Development and Education Board User Manual, Altera Co., v1.1, 2006. [18] M.I.A. Abdalla, “Treatment the Effects of Studio Wall Resonance and Coincidence Phenomena for Recording Noisy Speech Via FPGA Digital Filter,” Journal of Telecommunications, Cilt: 2, s:42-48, 2010. [19] M. Yamada ve A. Nishihara, “Design of FIR Digital Filters with CSD Coefficients Having Power-of-Two DC Gain and Their FPGA Implementation for Minimum Critical Path,” IEICE TRANSACTIONS on Fundamentals Toplam saat döngüleri dikkate alındığında optimize edilmiş modüler filtre tasarımlarından dolayı birinci yöntemin büyük bir avantajı söz konusudur. Bu avantajın ortaya çıkmasının nedenlerinden birisi kullanılan gömülü çarpanların fazlalığıdır. Birinci yöntemde gömülü çarpan sayısı diğer yönteme göre iki katı olmasına rağmen oldukça hızlıdır. Birinci yöntem için gerekli olan toplam saat döngüsü filtredeki toplam çarpım işlemi sayısına bağlı olarak belirlenebilir. Önerilen yöntemlerin benzetim sonuçları, kaynak kullanımları ve zaman başarımları genel olarak incelendiğinde hepsinin FPGA’lar üzerinde sayısal filtre gerçekleştirilmesi için uygun olduğu görülmektedir. Ancak, tasarım karmaşık (filtre sayısı ve sistem derecesi) hale geldikçe birinci yöntemin kaynak kullanımı, genel filtre modülü gereksinimin artmasından dolayı, önemli ölçüde artmaktadır. Öte yandan ikinci yöntemde gerçekleşme zamanı algoritmanın karışıklığının artmasından dolayı artmaktadır. Özetlemek gerekirse birinci yöntem gerçekleşme hızının önemli olduğu kontrol uygulamaları için daha uygunken, ikinci yöntem (kayan noktalı aritmetik yeteneğine sahip olan) ise algoritmanın karışık olduğu ve proje geliştirme sürecinin kısıtlı bir zamanda yapılması gerektiğinde ön plana çıkmaktadır. 5. Sonuçlar Sayısal hareket kontrol uygulamalarında, kontrolcüler genellikle sayısal filtreleme algoritmaları tarafından gerçekleştirilmektedir ve mikro-işlemciler, mikrodenetleyiciler, DSP, FPGA ve ASIC gibi farklı işlemciler üzerinde uygulanabilmektedir. Bu makalede, genel sonsuz IIR filtrelerin FPGA uygulamaları için iki farklı yöntem (fiziksel bağlantılı yöntemi kapsayan ve NIOS II işlemcisi kullanan) sunulmuştur. Örnek uygulama için ise doğrusal olmayan bir sistemin (ters sarkaç) basamaklı denetimi kullanılmıştır. Önerilen tekniklerin performansları gerçek zamanlı olmayan bir HILS aracılığıyla incelenmiştir. Ayrıca, her iki teknik için kaynak kullanımı ve yürütme hızı da ayrıntılı olarak değerlendirilmiştir. İki yöntem arasındaki göreceli karşılaştırmalar, geleneksel denetim topolojilerinin FPGA’lar (sınırlı kaynaklara sahip yongalarla bile) üzerinde rahatlıkla gerçekleştirilebileceğini göstermektedir. Özel tamsayı çarpan birimi kullanan genel filtre ünitesinin kaynak kullanımı ve yürütme hızı açısından oldukça verimli olduğu görülmektedir. Bu ünite, seri arayüz modülü ve SRAM denetleyici modülü gibi açık kaynak IP’ler ile gerçeklenebilir. Teşekkür Bu çalışma, TÜBİTAK’ın 108E048 kodlu projesi kapsamında yapılmıştır. Makalenin yazarları sağladığı finansal destekten ötürü TÜBİTAK’a teşekkür ederler. Kaynakça [1] J.U. Cho, Q.N. Le ve J.W. Jeon, “An FPGA-Based Multiple-Axis Motion Control Chip,” IEEE Transactions on Industrial Electronics, Cilt: 56, No: 3, s:856-870, 2009. [2] Y.S. Kung, R.F. Fung ve T.Y. Tai, “Realization of a Motion Control IC for X-Y Table Based on Novel FPGA Technology,” IEEE Trans. on Industrial Electronics, Cilt: 56, No: 1, s:43-53, 2009. 392 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya of Electronics, Communications and Computer Sciences, Cilt: E84-A, No: 9, s:1997-2003, 2001. [20] K.S. Yeung ve S.C. Chan, “Multiplier-less FIR digital filters using programmable sum-of-power-of-two (SOPOT) coefficients,” IEEE International Conference Proceedings on Field-Programmable Technology (FPT), s:78- 84, 2002. 393 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya Düzenli (Regüler) Biçimde Uzay Aracı Yönelme Dinamiği ve İntegral Kayma Kipli Salt Manyetik Yönelme Kontrolü Ahmet Sofyalı1, Elbrus Caferov2 Uzay Mühendisliği Bölümü İstanbul Teknik Üniversitesi, İstanbul 1 [email protected] Uçak Mühendisliği Bölümü İstanbul Teknik Üniversitesi, İstanbul 2 [email protected] mekanik momentum değişimi aygıtlarından çok daha elverişlidir. 1961 yılından beri, manyetik eyleyicilerden yardımcı eyleyiciler olarak yararlanılmaktadır. Salt manyetik yönelme kontrolü üzerine ilk çalışmalardan biri 1989 yılında yayımlanmıştır [1]. Bu çalışmada, doğrusal kuadratik bir regülatör önerilmiştir. 1996 tarihli bir doktora tezinde, alçak irtifalı Dünya yörüngesindeki bir küçük uydunun yönelmesinin, sadece birbirine dik olarak yerleştirilmiş üç manyetik eyleyici kullanılarak kontrolü için, aralarında kayma kipli kontrolör de bulunan birçok doğrusal ve doğrusal olmayan kontrol yasası önerilmiştir [2]. Kayma kipi yaklaşımını kullanarak salt manyetik yönelme kontrolü problemini ele alan diğer iki çalışma [3] ve [4] no’lu kaynaklardır. 2012 tarihli bir yayında bu probleme, doğrusal olmayan bir kayma manifoldu ile birlikte kullanılan ikinci mertebeden bir kayma kipli kontrolör ile çözüm getirilmiştir [5]. [2]’de önerilen kayma kipli kontrolör sürekli bir erişme yasasına sahiptir, ki bu bozuculara karşı koyma özelliğinin yitirilmesine neden olmuştur. Bu sorunu gidermek amacıyla [6] no’lu kaynakta, kayma vektörünün signumunun bir kazanç ile çarpılmasına eşit olan klasik süreksiz erişme yasası ile [2]’deki sürekli yasanın bir birleşimi olarak kabul edilebilecek bir erişme yasası tasarlanmış ve asimptotik kararlılığı kuramsal olarak gösterilmiştir. Denge durumundan oldukça sapmış başlangıç durumları için ve çevresel bozucu torklar etkisinde dahi, tasarlanan kontrol yasasının durumları dengeye taşıdığı benzetimlerle ortaya konmuştur. [7] no’lu çalışmada ise, [6]’da önerilen kontrol yasasına, geçici rejim başarımını artırmak amacıyla, kayma vektörünün türevini geri besleyen bir terim eklenmiştir. Bu çalışmada, öncelikle sistem durum uzayında ifade edilmiştir. Yapılan incelemede, kontrole göre kaymış (control-affine) olan sistemin “eşleşik olmayan (unmatched)” zorlayıcılar (bozucular) etkisinde olduğu belirlenmiştir. Tasarım için tercih edilen yöntem, salt manyetik kontrol problemine ilk kez bu çalışmada uygulanmış olan integral kayma kipli kontroldür. Bu yöntem, bir kontrol sisteminin bozucu etkisinde olsa dahi, bozucu etkisinde olmadığı haldeki başarımına kontrol sürecinin en başından itibaren kayıpsız şekilde sahip olabilmesini mümkün kılan bir yaklaşım sunmaktadır. İlk öne sürüldüğünde, uygulanabilmesi için ele alınan sisteme etki eden zorlayıcıların “eşleşik (matched)” Özetçe Bu çalışmada, küçük uyduların yönelmesinin salt manyetik eyleme ve integral kayma kipi yaklaşımı ile kontrolü ele alınmıştır. Doğrusal olmayan uzay aracı modeli kullanılarak, PD-benzeri bir nominal manyetik kontrol yasasına dayalı bir integral kayma kipli manyetik kontrol sistemi tasarlanmıştır. Doğrusal olmayan uzay aracı yönelme dinamiği durum uzayında ifade edilmiş, ardından düzenli (regular) biçimde yazılmıştır. Sisteme etki eden çevresel bozucuların eşleşik olmayan belirsizlikler (zorlayıcılar) olarak ele alınması gerektiği belirlenmiştir. Literatürdeki, bu özel hale özgü tasarım yaklaşımları izlenerek, integral kayma kipli kontrol yasası tasarlanmış ve gerçekçi benzetimler ile sınanmıştır. Sonuçlar, integral kayma kipli kontrolörün nominal kontrolöre göre daha iyi bir daimi hal başarımına sahip olduğunu göstermiştir. 1. Giriş 1980’li yılların başından itibaren, küçük uydular uzay görevlerinde giderek daha çok tercih edilir olmuştur. Boyut, kütle ve güç bakımından kısıtlı olmalarından dolayı, bu platformların yönelmelerinin kontrolünde, geleneksel eyleyicilerden daha küçük, daha hafif ve daha az güç tüketen eyleyicilere ihtiyaç duyulmaktadır. Bunun sonucu olarak, küçük uyduların yönelme kontrolü problemi ilgi uyandıran bir çalışma konusu haline gelmiş ve bugüne dek literatürde bu probleme birçok çözüm önerilmiştir. Bunlardan biri, “salt manyetik yönelme kontrolü” yöntemidir. Bu yöntem ile, yönelme üç eksende sadece elektromanyetik eyleme ile kontrol edilmektedir. Manyetik eyleyiciler, düşük kütleli elektromanyetik sarım ya da çubuklar olarak ve küçük hacimlere rahatlıkla sığabilecek şekilde imal edilir. Normal görev kipinde düşük enerji tüketimine sahip olan bu eyleyiciler, göreceli olarak düşük yönelme doğruluğu gerektiren uzay görevleri için oldukça uygundur. Mekanik olmayan yapısı sayesinde, zamanla aşınma sorunundan muaftır. Bunun yanında, kontrol edilen akım işareti ile doğru orantılı bir çıkışa sahip olduğundan, kayma kipli kontrol gibi anahtarlama mantığına dayalı kontrol yöntemlerinin uygulamalarında kullanılmaya, 394 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya olması şart koşulmuş olsa da [8], son yıllarda, eşleşik olmayan zorlayıcılara sahip sistemler için integral kayma kipli kontrol yönteminin uygulanmasını sağlayan yaklaşımlar geliştirilmiştir [9-11]. [9]’da, varsayımı yapılan nominal bir kontrolör içeren yeni bir doğrusal olmayan integral kayma manifoldu sunulmuştur. [10]’da ise, kayma manifoldunun durum vektörüne göre Jakobiyan matrisinin, eşleşik olmayan zorlayıcıların etkisini şiddetlendirmeyecek şekilde nasıl seçilmesi gerektiği ortaya konmuştur. [11]’de gösterildiğine göre, uygun bir kayma manifoldu tanımlaması ve kayma kipinin sağlanması ile, eşleşik bozuculara tamamıyla karşı koyulması ve eşleşik olmayan bozucuların şiddetlendirilmemesi mümkündür; böylelikle sisteme etki eden bozucu terimlerin etkisi asgari kılınmış olmaktadır. Bu çalışmada, [10] ile [11]’de ortaya konan yaklaşım, [8] ile [12] no’lu kaynakların ışığında saptanan, ele alınan sistemin “düzenli (regular) biçimde” olma özelliğine uygun şekilde kullanılmıştır. Düzenli biçimde olma, sistemin n-m boyutlu, kontrol etkisinde olmayan ve m boyutlu, kontrol etkisinde olan iki bloğa ayrılmış şekilde durum uzayında ifade edilebilmesidir. Burada n sistemin mertebesi ve m kontrol girişi sayısıdır. Bozucu etkisinde bulunulmayan halde sistemi kontrol etmek üzere çalışmada seçilen nominal kontrolör, [13] ve [14]’te kullanılmış olan salt manyetik bir PD-benzeri kontrolördür. PD-benzeri kontrolör, oransal olarak kuvaterniyon vektörünü ve türevsel olarak bağıl açısal hız vektörünü negatif olarak geri beslemektedir. Bağıl açısal hız vektörü, kuvaterniyon vektörünün zaman türevine eşit olmadığından dolayı, bu kontrol yasası PD yerine PD-benzeri olarak adlandırılmaktadır. Bahsi geçen vektörler ikinci bölümde tanımlanacaktır. Bildirinin ikinci bölümünde, uzay aracının yönelme hareketini betimleyen kinematik ve dinamik denklemler sunulmuş, çevresel bozucuların sisteme nasıl dahil edildiği üzerinde durulmuş, ardından salt manyetik yolla kontrol edilen doğrusal olmayan sistem durum uzayında ifade edilmiş ve düzenli biçimde yazılarak “eksik eylenme (underactuation)”, “düzenli (regular) biçimde olma” ve “belirsizliklerin (zorlayıcıların) eşleşik olmaması (unmatched)” açılarından çözümlenmiştir. Üçüncü bölümde, PD-benzeri bir nominal manyetik kontrol yasasına dayalı bir integral kayma kipli manyetik kontrol yasası tasarlanmıştır. Tasarlanan kontrolör ile gerçekleştirilen benzetimlerde kullanılan modele ve tasarım parametrelerine ait değerlerle başlangıç koşulları ve karşılaştırmalı benzetim sonuçları dördüncü bölümde sunulmuştur. Bildirinin son bölümünde, sonuçlar özetlenmiş ve yorumlanmıştır. q (2) Burada, q 3x1 boyutlu kuvaterniyon vektörü ve q4 skalar kuvaterniyon bileşenidir. B’nin A’ya göre açısal konumlanmasını betimleyen ve Euler parametrelerinden elde edilen Euler açıları şunlardır: yörüngeye teğet doğrultu etrafındaki yuvarlanma açısı , yörünge düzlemine dik doğrultu etrafındaki yunuslama açısı , Dünya merkezine yönelmiş doğrultu etrafındaki sapma açısı . 3x1'lik ve B N uydunun asal gövde eksen takımının, sırası ile, yörünge eksen takımına göre (bağıl) ve Dünya merkezli eylemsiz eksen takımı N’ye (bkz. Şekil 1) göre (mutlak) açısal hız vektörüdür. Köşegen eylemsizlik matrisi I, asal eylemsizlik momentleri olan I1, I2, I3’ü içerir [15]. T ise, çevresel bozucu tork bileşenleri ile kontrol torkunun toplamı olan, uyduya etki eden net dış torktur. Şekil 1: A, B ve N referans eksen takımları, [15]’ten uyarlanmıştır. 2.2. Çevresel Bozucu Torku Modelleri Kütle-çekim gradyanı torku, [15]’te verilen Tkç 3n2 a3 Ia3 formülü kullanılarak her hesaplanabilmektedir. Burada, 2 q q q q 1 3 2 4 a3 2 q2 q3 q4 q1 2 2 1 2 q1 q2 2. Uzay Aracı Yönelme Dinamiği 2.1. Yönelme Hareketi Denklemleri Dairesel yörüngedeki, katı (rijit) bir uzay aracının dönme hareketi üç dinamik (1) ve üç kinematik (2) denklem ile ifade edilir. Bu denklemler, Şekil 1’de gösterilen asal gövde eksen takımı B’nin yörünge eksen takımı A’ya göre açısal konumlanmasını tanımlayan Euler parametrelerinin (kuvaterniyonların) ve açısal hızların fonksiyonudur. I B N B N I B N T 1 1 q4 q ve q4 q 2 2 (3) benzetim adımında (4) n ise uydunun Dünya etrafındaki açısal hızıdır. Aerodinamik sürükleme ve Güneş radyasyonu basıncı kaynaklı bozucu torklar, gerçeğe uygun matematiksel modelleri aracılığıyla benzetim ortamına aktarılmıştır. (1) 395 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya 2.3. Durum Uzayı Tanımlamaları ki burada Uzay aracının yönelmesine ait durum vektörü x q B / A q4 T 0 B x , t B3 x , t B2 x , t (5) şeklinde (7x1)’lik bir vektör olarak tanımlıdır. Çalışmada, “Dünya’ya yöneltme (Earth pointing)” problemine çözüm aranmaktadır, dolayısıyla denge haline B ve A birbiriyle 0 d x, t 0 I 1Td x , t B A q q42 q12 q22 q32 q42 sıfıra, dolayısıyla q 1 uyarınca dördüncü elemanı bire ve son üç elemanı sıfıra eşit olacak şekilde seçilmiştir. (2)’deki dinamik denklem bu tanıma uygun olarak yeniden yazılırsa, B A I 1 B / A na2 I B / A na2 2.4. Sistem Çözümlemesi (6) Kontrol matrisinin rankının 2’ye eşit olması, sistemin “eksik eylenen (underactuated)” olduğunu göstermektedir. Uzay aracı yörüngesinde ilerlerken, gövde eksen takımına göre eksik eylenen doğrultu daimi olarak değişmektedir. Bu değişimin periyodiklik taşıması, salt manyetik eyleme ile yönelmenin üç eksende kontrol edilebilmesi için bir mühendislik çözümü sağlamaktadır. İntegral kayma kipli kontrol yönteminin uygulanabilmesi için, ele alınan sistemin kontrole göre kaymış olması ve zamandan bağımsız, fakat konuma bağımlı kontrol matrisinin rankının tam olması gerekmektedir [8]. Manyetik yönelme kontrolü probleminde kontrol matrisi hem konuma hem de zamana bağımlıdır, bu da sisteme “ani olarak eksik eylenme (instantaneous underactuation)” özelliği kazandırmaktadır. Denebilir ki, “eksik eylenme” ile “ani olarak eksik eylenme” arasındaki kuramsal fark, kontrol matrisinin rankı tam olmamasına rağmen integral kayma kipli kontrol yönteminin ele alınan probleme uygulanmasını sağlamaktadır. elde edilir. Hem dış bozucu torku vektörü (7) hem de manyetik kontrol torku vektörü Tmk Tmk x , t M x , t B x , t (8) B x, t u x B x , t B x, t 2 açık olarak zamana bağlı olduğundan dolayı, ele alınan salt manyetik yönelme kontrolü sistemi doğrusal olmadığı gibi, otonom da değildir. Kapalı çevrim dinamik sistem x f x b x, t u x d x, t BT x , t B x , t (9) B x, t şeklinde yazılacak olursa, doğrusal olmayan vektörel sistem fonksiyonu 1 B/ A B/ A q4 q 2 1 B/ A f x q 2 1 B / A B / A I na2 (q , q4 ) I na2 (q , q4 ) ... ... 3n 2 I 1 a (q , q ) Ia (q , q ) n a (q , q ) B / A 3 4 3 4 2 4 (14) 2 matrisinin tersi olmadığından dolayı, (15)’teki eşitliği sağlayan bir x , t bulunmamaktadır. d x, t b x, t x, t (10) (15) Bu nedenle, “eşleşiklik koşulu (matching condition)” sağlanmamaktadır [8]. Bu, sisteme giren bozucuların eşleşik olmadığına işaret etmektedir. Benzetim denemelerinde, (14)’teki matrisin indüklenmiş 2-normunun 1’e eşit olduğu saptanmıştır. Öyleyse, kontrol matrisinin son üç satırında yer alan bu matris, soldan çarpıldığı kontrol vektörünün büyüklüğünü etkilememekte, sadece doğrultusunu değiştirmektedir. Eksik eylenen ve belirsizlikleri eşleşik olmayan kapalı çevrim dinamik sistemin “düzenli biçimde” olduğu gösterilebilir. Bunun için sistem iki bloğa ayrılır [8]. n-m=4 satırlı ilk bloğa ait durum vektörü açık olarak zamana bağlı olan kontrol matrisi [16] 01x 3 0 1x 3 , 01x 3 b x, t 01x 3 I 1 BT x , t B x , t 2 B x , t (13) olarak tanımlanabilir. n a2 B / A I 1T Td Td x , t B2 x , t B1 x , t (12) 0 tanımı söz konusudur, ve açık olarak zamana bağlı vektörel dış bozucu fonksiyonu çakıştığında erişilir. Bu halde, q ve sıfır vektöre eşit olur. Durum vektörü, sistem dengedeyken, ilk üç elemanı T B3 x , t 0 B1 x , t (11) x1 q1 396 q2 q3 q4 q T T q4 , (16) Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya Yukarıda belirtildiği gibi, bu yöntemde s x t0 s x0 s0 0 geçerlidir ve s vektörü t t0 için m=3 satırlı ikinci bloğa ait durum vektörü ise x2 1B / A 2B / A T 3B / A B / A T (17) sıfıra eşit kalmaya zorlanmaktadır. Buradaki g vektörü, geleneksel kayma kipi yönteminde tanımlanan kayma manifolduna eşittir. z vektörü ise integral terimidir ve t t0 şeklinde tanımlıdır. Sonuç olarak, düzenli biçimde yazılmış manyetik kontrol sistemi şöyledir: için geçerli olan s x 0 eşitliğinden çıkarılan x1 f1 x1 , x2 x2 f1 x1 , x2 b2 x1 , x2 , t u x d 2 x1 , x2 , t b2 x , t I 1 BT x , t B x , t B x, t 2 d 2 x , t I 1Td x , t (18) z x g x g x x Gx x x (24) G x f x b x , t u0 x (19) denkleminin her iki tarafının integrallenmesi sonucunda z x g x t0 (20) t G x f x b x , u0 x d (25) t0 elde edilir. Burada G x mxn, dolayısıyla ele alınan 3. Manyetik İntegral Kayma Kipli Kontrolör problem için 3x7 boyutlu Jakobiyan matristir ve genel halde durum vektörüne bağlı olduğu kabul edilse de, g ’nin 3.1. İntegral Kayma Kipli Kontrol tanımına göre sabit bir matris de olabilir [10,11,12]. Önceki bölümde gösterildiği gibi, ele alınan salt manyetik yönelme kontrolü sistemi düzenli biçimdedir. [12] demektedir ki, düzenli biçimdeki sistemler için, aranan en uygun g vektörü, durum vektörüne doğrusal olarak bağımlıdır, yani İntegral kayma kipli kontrol yöntemi, geleneksel kayma kipli kontrol yönteminde bulunan erişme kipini ortadan kaldırmak amacıyla geliştirilmiştir [17]. Sistem durumlarının kayma kipine girmeden önce içinde bulunduğu erişme kipinde, kayma kipinde geçerli olan dış ve parametrik bozuculara karşı dayanıklı olma durumu geçerli değildir. İntegral kayma kipli kontrol yöntemi, sistemin kapalı çevrim yanıtının başlangıcından itibaren kayma kipini geçerli kılarak, bu dayanıklılık özelliğini bütün sürece yayar. Buna karşılık olarak ise, geleneksel kayma kipindeki hareketi betimleyen denklemin mertebesi sistem ile kontrol girişi mertebelerinin farkına, yani n-m’ye eşitken, integral kayma kipindeki hareketin denkleminin mertebesi sistemin mertebesine eşittir [8]. Kontrol işareti ikiye ayrılır: u x u0 x u1 x g x Gx şeklindedir. Yine [12]’ye göre, sabit G matrisi de şu şekilde tanımlıdır: G 0m x ( nm) Nm xm . (27) N matrisinin rankı tam, yani m=3’e eşit olmalıdır. (27) göstermektedir ki, G matrisinin düzenli biçimdeki sistemin ilk bloğuna karşılık gelen mx(n-m) bloğu sıfır olarak tanımlanmıştır. Böylelikle, kontrol etkisinin bulunmadığı ilk bloğa giren ve bu nedenle eşleşik olmayan olarak adlandırılan bozucuların etkisinin şiddetlendirilmesi önlenmektedir. (18)’de görüldüğü gibi, ele alınan problemde söz konusu bloğa giren bozucu bulunmamaktadır, dolayısıyla G matrisinin ilk n-m adet sütünu sıfırdan farklı elemanlar içerse dahi eşleşik olmayan belirsizliklerin etkisinin şiddetlendirilmesi söz konusu olmayacaktır. Bu çıkarım, optimal olduğu [18]’de [19]’a atıf yapılarak kanıtlanmış olan aşağıdaki g seçiminin yapılmasını mümkün kılmıştır: (21) Burada, u0 x bozucu etkisinde olmayan sistemi istenen şekilde kontrol etmek üzere tasarlanmış kontrol yasasıdır ve “ideal” [8], “nominal” [10] veya “yüksek seviyeli (high level)” [11,12] kontrolör olarak adlandırılmaktadır. u1 x ise, bozucuya karşı koyarak sistemi kayma kipinde tutmakla yükümlü süreksiz bir kontrol yasasıdır [8,10,11,12]. İntegral kayma kipli kontrol yönteminin uygulanabilmesi için, bozucu vektörünün t t0 için sınırlandırılmış (bounded) olduğu kabul edilir: di x, t d j ; i 5,6,7 ve j 1, 2,3 (26) g B / A Kq q (22) (28) Burada, Sabit d1 , d 2 , d 3 sınır değerleri benzetim denemeleriyle kq Kq 0 0 belirlenebilir ve u1 x kontrolörünün kazancı o değer dikkate alınarak seçilir [8,10,11,12]. m=3 boyutlu kayma manifoldu şu şekilde tanımlanır: s x g x z x (23) 397 0 kq 0 0 0 ; kq 0 kq (29) Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya getirmeyi amaçlamaktadır. Bu problemde, sistemin başlangıçtaki durumu denge durumundan oldukça uzaktadır, dolayısıyla doğrusal olmayan yönelme dinamiği ve kinematiği kullanılmış ve benzetimlerde uydu (36)’da belirtilen tepetaklak durumdan denge durumuna taşınmıştır. köşegenlerinde kayma manifoldu tasarım parametresi k q ’yu içeren katsayı matrisidir. Buradan kq G0 0 0 0 0 1 0 0 kq 0 0 0 1 0 0 kq 0 0 (30) 0 1 elde edilir. t t0 180 0 T 0 B / A t t 0/sn 0/sn 0/sn T İntegral kayma kipli kontrol yöntemi, aşağıdaki nominal kontrol yasası kullanılarak uygulanmıştır: u0 K P q K D B / A Burada, T (36) Başlangıç bağıl açısal hızları (37)’de görüldüğü gibi sıfırdır, yani uzay aracı başlangıçta durağan haldedir. 3.2. Kontrol Yasası kP K P 0 0 0 kP 0 Denge durumu, (38) ve (39) ile ifade edilmiştir. (31) 0 0 ; k P 0 k P K P q K D B / A K ss sign s 0 T (38) kq 2,5 103 rad sn olarak belirlenmiştir. parametreleri (39) Sürekli (40) kontrol terimi tasarım kP 5,65 106 Nm , kD 7,6 103 Nmsn (41) (32) ve kayma koşulu tasarım parametresi kss 2, 5 107 Nm (42) olarak alınmıştır. k ss ’nin değeri, benzetim denemelerinde elde edilen d1 1,413 107 Nm , d2 2, 228 107 Nm , d3 1,172 107 Nm değerlerinden yüksek olacak şekilde (33) seçilmiştir. Bilindiği gibi, u x ve d x , t sisteme ayrı noktalarda girmektedir; kontrol işareti ek olarak kontrol BT x , t B x , t matrisinde yer alan farklı terim olan matrisi 2 B x, t ile çarpılarak sisteme etki etmektedir. Bu matrisin 2-normu tüm benzetim süreci boyunca 1’e eşit olduğundan dolayı k ss ve d değerlerinin doğrudan karşılaştırılabilir olduğu sonucuna varılmıştır. İntegral kayma kipli kontrolör ile PD-benzeri kontrolörü karşılaştırabilmek için, Euler (yönelme) açıları ve (bağıl) açısal hızlara ait, 15 yörünge periyodu boyunca elde edilmiş olan zaman yanıtları, sırasıyla Şekil 2-3 ve 4-5’te karşılaştırılmaya sunulmuştur. I1 2, 904 kgm2 (34) I 3 1, 275 kgm2 Uydunun yörüngesindeki açısal hızı n ve yörünge periyodu T (35)’te verilmiştir. T 5,98 103 sn 99, 6 dak 0 Benzetim denemeleri sonucunda, kayma manifoldu tasarım parametresi için en uygun değer Benzetimlerde kullanılan model Danimarka’nın Oersted adlı uydusuna aittir ve uyduya ait bilgiler [2]’den alınmıştır. Model aşağıdaki üç asal eylemsizlik momenti ile tanımlanmaktadır. n 6, 02 102 der sn denge 0 T 4. Benzetim Sonuçları I 2 3, 428 kgm2 T B / A denge 0/sn 0/sn 0/sn kss 0 0 Burada, K ss 0 kss 0 ; kss 0 ’dır. Öyleyse, integral 0 0 kss kayma kipli manyetik yönelme kontrol sisteminin kontrol vektörü, (21)’den aşağıdaki gibi yazılabilir: u x u0 x u1 x ve kD 0 0 K D 0 k D 0 ; k D 0 ’dır. PD-benzeri olarak 0 0 k D adlandırılan bu kontrol yasası, salt manyetik yönelme kontrolü probleminin çözümünde [13] ve [14]’te kullanılmıştır. Kullanılan süreksiz kontrol yasası şöyledir: u1 K ss sign s (37) 0 (35) Çalışma, yönelme kontrolü probleminin özel bir hali olan “yönelme edinimi (attitude acquisition)” problemine çözüm 398 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya Şekil 2: PD-benzeri kontrolör ile elde edilen Euler açılarına ait zaman yanıtları. Şekil 5: İntegral kayma kipli kontrolör ile elde edilen (bağıl) açısal hızlara ait zaman yanıtları. Yukarıdaki şekillerden, geçici rejim başarımları açısından iki kontrolör arasında belirgin bir fark olmadığı görülmektedir. Daimi rejim başarımlarının karşılaştırılabilmesini mümkün kılmak için, Euler açılarının ±5° aralığındaki değişimleri Şekil 6-8’de verilmiştir. Şekil 3: İntegral kayma kipli kontrolör ile elde edilen Euler açılarına ait zaman yanıtları. Şekil 6: Her iki kontrolör ile elde edilen yuvarlanma açısına ait zaman yanıtları. Şekil 4: PD-benzeri kontrolör ile elde edilen (bağıl) açısal hızlara ait zaman yanıtları. 399 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya frekanslı bir şekilde değiştirilebilen elektrik akımı ile sürülmektedir. Şekil 7: Her iki kontrolör ile elde edilen yunuslama açısına ait zaman yanıtları. Şekil 9: Kayma vektörünün normuna ait zaman yanıtı. Şekil 8: Her iki kontrolör ile elde edilen sapma açısına ait zaman yanıtları. Şekil 10: PD-benzeri kontrolörün ürettiği manyetik momentlere ait zaman yanıtları. Bu şekillerdeki grafikler göstermektedir ki, integral etki üç yönelme açısını da daimi halde denge değerleri olan sıfır civarında tutarak hatayı azaltmıştır. Kullanılan uydu modeli kütle-çekimsel olarak özellikle yuvarlanma ve yunuslama hareketleri açısından kararlıdır, bu nedenle integral kayma kipli kontrolör etkisini belirgin olarak sapma hareketinin hatasını azaltmada göstermiştir. Bunun karşılığında açısal hız yanıtlarında, süreksiz kontrol etkisinden kaynaklı olarak yüksek frekanslı ve düşük genlikli salınımlar baş göstermiştir (bkz. Şekil 5). İntegral kayma kipli kontrol ile, (23)’te tanımlanmış olan kayma vektörü özellikle daimi halde sıfır civarında tutulabilmiştir (bkz. Şekil 9). PD-benzeri ve integral kayma kipli kontrol yasaları, sırasıyla (31) ve (33)’te verilmiştir. Şekil 10 ve 11, bu yasaların ürettiği manyetik kontrol momentlerini göstermektedir. Şekil 11’deki moment bileşenleri, (32)’deki süreksiz kontrol teriminden kaynaklanan çatırtıya sahiptir. Çatırtı ele alınan problem açısından sorun oluşturmamaktadır, çünkü manyetik eyleyiciler, uygun bir devre tasarımıyla yönü yüksek Şekil 11: İntegral kayma kipli kontrolörün ürettiği manyetik momentlere ait zaman yanıtları. 400 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya 5. Sonuçlar Çalışmada tasarlanan integral kayma kipli kontrolör, beklendiği gibi, nominal kontrolör olarak seçilen PD-benzeri kontrolörün çevresel bozucular etkisindeki daimi hal davranışını iyileştirmiştir. Yönelme açılarına ve açısal hızlara ait grafiklerden görüldüğü gibi, integral kayma kipli kontrolör, bozucuların bu değişkenler üzerindeki daimi hal etkisinin genliğini düşürememiş, sadece salınımları yatay eksen civarına taşıyarak ortalama daimi hal hatasını azaltmıştır. Süreksiz kontrol teriminin bozuculara tamamıyla BT x , t B x , t karşı koyamamasının nedeni, matrisinin bir 2 B x, t [10] [11] [12] döndürme matrisi karakterinde olup, her benzetim adımında kapalı çevrim sistem tarafından üretilen kontrol vektörünün doğrultusunu değiştirmesidir. Bu sırada vektörün boyu değişmemekte, fakat dış bozucu vektörüne karşı koymak üzere üretilen kontrol vektörünün bu beklenen etkisi, doğrultusunun değişmesi dolayısıyla azalmaktadır. Çalışmanın devamında, başka nominal kontrolörler kullanılarak, integral kayma kipli kontrol yaklaşımının daimi hal başarımı incelenecektir. Bir sonraki adım ise, model belirsizliği hesaba katılarak problemin yeniden ele alınması olacaktır. [13] [14] 6. Kaynakça [15] [1] K.L. Musser ve L.E. Ward, “Autonomous Spacecraft Attitude Control Using Magnetic Torquing Only,” Proc. of Flight Mechanics and Estimation Theory Symposium, NASA, s:23-38, 1989. [2] R. Wisniewski, “Satellite Attitude Control Using Only Electromagnetic Actuation,” Doktora Tezi, Dept. Control Eng., Aalborg Univ., Aalborg, 1996. [3] P. Wang, Y.B. Shtessel ve Y. Wang, “Satellite Attitude Control Using Only Magnetorquers,” Proc. of AIAA Guidance, Navigation, and Control Conference, Boston, s:1490-1498, 1998. [4] H. Bolandi ve B.G. Vaghei, “Stable SupervisoryAdaptive Controller for Spinning Satellite Using Only Magnetorquers,” IEEE Trans. on Aerospace and Electronic Systems, Cilt: 45, No: 1, s:192-208, 2009. [5] S. Janardhanan, M.u. Nabi ve P.M. Tiwari, “Attitude Control of Magnetic Actuated Spacecraft Using SuperTwisting Algorithm with Nonlinear Sliding Surface,” Proc. of 12th IEEE Workshop on Variable Structure Systems (VSS’12), Mumbai, s:46-51, 2012. [6] A. Sofyalı ve E.M. Jafarov, “Purely Magnetic Spacecraft Attitude Control by Using Classical and Modified Sliding Mode Algorithms,” Proc. of 12th IEEE Workshop on Variable Structure Systems (VSS’12), Mumbai, s:117-123, 2012. [7] A. Sofyalı ve E.M. Jafarov, “Salt Manyetik Eyleme ve Kayma Kipi Yaklaşımı ile Uzay Aracı Yönelme Kontrolü,” Otomatik Kontrol Türk Milli Komitesi 2012 Ulusal Toplantısı (TOK’12), Niğde, s:138-143, 2012. [8] V.I. Utkin, J. Guldner ve J. Shi, Sliding Mode Control in Electromechanical Systems, CRC Press, 2009. [9] W.-J. Cao ve J.-X. Xu, “Nonlinear Integral-Type Sliding Surface for Both Matched and Unmatched Uncertain [16] [17] [18] [19] 401 Systems,” IEEE Trans. on Automatic Control, Cilt: 49, No: 8, s:1355-1360, 2004. F. Castanos ve L. Fridman, “Analysis and Design of Integral Sliding Manifolds for Systems With Unmatched Perturbations,” IEEE Trans. on Automatic Control, Cilt: 51, No: 5, s:853-858, 2006. M. Rubagotti, A. Estrada, F. Castanos, A. Ferrara ve L. Fridman, “Integral Sliding Mode Control for Nonlinear Systems With Matched and Unmatched Perturbations,” IEEE Trans. on Automatic Control, Cilt: 56, No: 11, s:2699-2704, 2011. M. Rubagotti, A. Estrada, F. Castanos, A. Ferrara ve L. Fridman, “Optimal Disturbance Rejection via Integral Sliding Mode Control for Uncertain Systems in Regular Form,” Proc. of 11th IEEE Workshop on Variable Structure Systems (VSS’10), Mexico City, s:78-82, 2010. M. Chen, S.J. Zhang, F.H. Liu ve Y.C. Zhang, “Combined Attitude Control of Small Satellite Using One Flywheel and Magnetic Torquers,” Proc. of 2nd International Symposium on Systems and Control in Aerospace and Astronautics (ISSCAA’08), s:1-6, 2008. A. Sofyalı ve E.M. Jafarov, “Three-Axis Attitude Control of a Small Satellite by Magnetic PD-like Controller Integrated with Passive Pitch Bias Momentum Method,” Proc. of 5th International Conference on Recent Advances in Space Technologies (RAST’11), İstanbul, s:307-311, 2011. B. Wie, Space Vehicle Dynamics and Control, AIAA Education Series, 1998. A. Calloni, A. Corti, A.M. Zanchettin ve M. Lovera, “Robust Attitude Control of Spacecraft with Magnetic Actuators,” Proc. of 2012 American Control Conference, Montreal, s:750-755, 2012. V. Utkin ve J. Shi, “Integral Sliding Mode in Systems Operating Under Uncertainty Conditions,” Proc. of 35th IEEE Conference on Decision and Control, Kobe, s:4591-4596, 1996. S.R. Vadali, “Variable-Structure Control of Spacecraft Large-Angle Maneuvers,” J. Guidance, Control, and Dynamics, Cilt: 9, No: 2, s:235-239, 1986. V.I. Utkin, Sliding Modes in Control Optimization, Springer-Verlag, Berlin, 1992.