Şehre renk katanlar

Transkript

Şehre renk katanlar
MAGAZiNERA
İLKBAHAR 2016
Şehre Renk Katanlar
DERGİSİDİR
RÖPORTAJ:
MURAT KURUM
KORAY KAYA
AYIN KONUK MİMARI:
GÖKHAN AVCIOĞLU
GAYRİMENKUL SEKTÖR ve ALICI ANALİZLERİ
KENTSEL DÖNÜŞÜMDE DAVA TÜRLERİ
İYİ YAŞAMIN ANAHTARI: AHŞAP
HAYALET KENT: KAYAKÖY
AKILLI EVLER HAYAL DEĞİL
GÖZ ÖNÜNDE OLUN
Evinizi olabilecek en iyi fiyatla, en kısa sürede satmak için görünürlüğünüzü arttırmalısınız. ERA
Uluslararası Portföy Koleksiyonu, evinizin en görünür hale gelmesi için kullandığımız çok sayıda
araçtan sadece biri. ERA Gayrimenkul’le iletişime geçerek sektörün en başarılı profesyonelleriyle
işbirliği yapmakla kalmıyorsunuz, derin bilgi birikimine sahip, size hak ettiğiniz hizmeti sunma
konusunda en yetenekli uzmanlardan oluşan global bir ağa da ulaşıyorsunuz. Bİr ERA Profesyonelİ İle çalışmak, global bİr gayrİmenkul ağıyla çalışmaktır.
www.eraturkiye.com.tr
26
10
MAGAZİN ERA
İMtİYAZ Sahİbİ
ERA Türkiye, ERA Gayrimenkul Hizmetleri
A.Ş. adına
Can Ekşioğlu
YAYIN YÖNETMENİ
Evren Temizkalay
Grafik Tasarım
Zeynep Koç
YAYIN KURULU
Can Ekşioğlu, Mustafa Baygan,
Gürkan Akkuş, Ufuk Şevki, Kadir Tümen,
Bahar Ünal, Fulya Arslan, Elif Eren,
Evren Temizkalay
KatKIDA BULUNANLAR
Tansa Mermerci, Gökhan Avcıoğlu,
Murat Kurum, Gamze Cizreli, Ali Yüksel,
Murat Serdar Kısadere, Ebru Deniz
Karahan, Nahigan Arat, Mete Varas,
Kasım Zorlu, Kamil Özörnek, Evren Alım,
Çağdaş Ülgür
Abone ve Reklam Rezervasyon
Evren Temizkalay
[email protected]
Yönetİm Yerİ
Bağdat Cad. No: 240/A Göztepe Kadıköy - İstanbul
Telefon +90 216 386 1371
[email protected]
YAPIM
ERA Türkiye, İş Geliştirme Departmanı
BasKI VE CİLT
kendimatbaam.com
Ömerli Mah. Hadımköy İstanbul Cad.
No: 159 Arnavutköy / İstanbul
Tel: 0850 560 0 272
Yayın Türü 3 Aylık, süreli, yerel
Basım Yeri ve Tarihi İstanbul, NİSAN 2016
Yayınlanan ilanların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir.
38
2 ÖNSÖZ 3 EDİTO FRANCHISE İŞBİRLİĞİNDE KRİTİK NOKTALAR
4 İŞ DÜNYASI MASTER FRANCHISE OLMAK
6 İŞ DÜNYASI SEKTÖR 2016’YA HIZLI BAŞLADI
8 RÖPORTAJ MURAT KURUM
10 SATIŞ GAYRİMENKUL SATIŞINI HIZLANDIRIN
12 SEKTÖREL HABERLER
16 İŞ DÜNYASI GAYRİMENKUL ALICILARININ ANALİZLERİ
18 RÖPORTAJ KORAY KAYA
20 HUKUK KENTSEL DÖNÜŞÜMDE DAVA TÜRLERİ
24 İŞ DÜNYASI MİLENYUM SONRASI GAYRİMENKUL PAZARLAMA SEKTÖRÜ
26 SEKTÖREL ANALİZ KONUT AİDATLARI
28 SEKTÖREL HABERLER KENTSEL DÖNÜŞÜM KONGRESİ
LİDERLER ZİRVESİ
AĞAOĞLU PORTFÖYÜ
36 ETKİNLİK ERA IBC 2016
38 İŞ DÜNYASI CITYSCAPE TURKEY
40 EĞİTİM AKLIN EĞİTİMİ
KENDİNE ODAKLANMAK
46 SATIŞ SATIYORUM, SATTIM
48 MİMARİ HAYALET ŞEHİR - KAYAKÖY
52 SANAT HAYATA SANAT KATAN YOLCULUK: TANSA MERMERCİ EKŞİOĞLU
56 MİMARİ GÖKHAN AVCIOĞLU RÖPORTAJI
64 PROJELER
66 MİMARİ TÜRKİYE MİMARLIK YILLIĞI 2015
68 DEKORASYON EV DEKORASYONUNDA YAPILAN HATALAR
İYİ YAŞAMIN ANAHTARI: AHŞAP
DÜZENLİ EVLER
OFİSE DÖNÜŞEN EVLER
HAMİRA
80 SANAT SOKAKLARIN RENGİ: GRAFFİTİ
84 TEKNOLOJİ AKILLI EVLER HAYAL DEĞİL
86 ÇEVRE YOK OLMADAN SERGİSİ - İSTANBUL MODERN
BİR YERYÜZÜ DERNEĞİ PROJESİ: EKOKÖY
TERRARYUM
100 KURUMSAL HABERLER
Ö N S Ö Z
Merhaba,
Yeni başlangıçlar, hep heyecan vericidir. Bundan dört yıl önce ERA Gayrimenkul
Türkiye olarak faaliyete başladığımızda içimizde taşıdığımız heyecan ve enerji,
kısa sürede çok yol almamızı sağlayan en büyük güç oldu.
Geride bıraktığımız bu dört yıl içinde global ölçekte 40 yılı aşan ERA deneyim ve
uzmanlığının ışığında hızla gelişen portföyümüz, ERA ofis sahibi ve gayrimenkul
danışmanlarımızdan oluşan hizmet ağımız ve hizmet çeşitliliğimizle Türkiye’de
gayrimenkul danışmanlığına farklı ve yeni bir soluk getirdiğimize inanıyorum.
O günlerde hedefimizi ‘gayrimenkul sektörünün hizmet kalitesini ve sektörün
itibarını yükseltmek, sektördeki eğitimli profesyonellerin sayısını artırmak,
ERA’nın dünyadaki ve Avrupa’daki başarısını global bir marka olarak Türkiye’ye
gururla taşımak’ olarak belirlemiştik.
Bugün de ERA Türkiye olarak bizleri ve tüm paydaşlarımızı bu hedefe
yaklaştıracak yeni bir adımı paylaşmanın heyecanını yaşıyoruz.
ERA Türkiye olarak bundan böyle ERA’nın ülkemiz dahil, dünyanın dört bir yanında
gösterdiği profesyonellik ve uzmanlığı, üç aylık periyotta yayınlayacağımız
MagazinERA ile siz değerli dostlarımızla paylaşacağız.
Böylelikle gayrimenkul alanındaki global ve yerel birikimimizi, global ve yerel
bazda sektöre dair önemli gelişmeleri ve bunların yorumlarını, teknik ve hukuki
yenilikleri, sektörel analizleri, gayrimenkule dair güncel konuları, mesleki
ve kişisel gelişim önerilerini, gayrimenkul yatırımına ilişkin önemli noktaları
uzmanlarımızın kaleminden sizlere iletmeyi amaçlıyoruz.
Bu kapsamda siz değerli dostlarımızın önerileri ve katkıları da MagazinERA’yı
içerik olarak geliştirmemizde ve gayrimenkul danışmanlığı sektöründe bir
‘referans yayın’ haline getirmemizde yol gösterici olacaktır. MagazinERA’yı hep
birlikte sektörel bir iletişim platformu haline getirmeyi hedefliyor, MagazinERA
ile yaratacağımız etkileşimin, hepimiz için önemli bir ihtiyacı gidereceğine,
ufkun ötesini görmemize ve ERA Kazanç Zinciri içinde yepyeni kazançlara katkı
sağlayacağına inanıyoruz.
İlk günkü heyecanımız ve enerjimizle, MagazinERA olarak bir kez daha ‘merhaba’
diyoruz…
Sevgilerimizle
Can EKŞİOĞLU
Yönetim Kurulu Başkanı
ERA Gayrimenkul Türkiye
2 > MAGAZİNERA
E D İ T O
FRANCHISE İŞBİRLİĞİNDE KRİTİK NOKTALAR
‘Franchie’ kelimesinin kısa bir cümle ile açılımı, “tek başınıza yapmakta ve kurmakta
zorlanacağınız bir sistemi, bir bilen ile beraber daha kısa zamanda ve hızla
yapabilmek”. Gayrimenkul franchise sektörü ülkemizde ortalama 20 yıllık bir geçmişe
sahip. Bizim büyük eksiğimiz olan gayrimenkul franchise kurallarını düzenleyen
kanun, yine bu sektörün doğduğu ülke olan ABD’de 1950’de çıkmış. Onların yaklaşık
65 yıldır bir sistemleri var ve mutlaka birçok eksiklerini tamamlamışlardır. Dönelim
kendimize, aracılık işi yapan daha doğrusu yapmaya çalışan binlerce hatta onbinlerce
kişi ve maalesef yanlışları ile sektörümüzü “emlakçı” algısından kurtaramayan bir
yapımız var.
Bir elin parmağı kadar firma da çok az sayıda ofisleri ile bozuk düzene balans ayarı
yapmaya çalışıyor. Sektörümüzde dirsek çürüten birçok meslektaşımız ve bu işin
gerçek sihrini yakalayabilen ve sektöre girmek isteyen birçok müteşebbis gelecegin
franchise tarafında olduğunu görüp adım adım sisteme güç katıyorlar. Eğitim,
sektörümüzün çok önemli bir eksiği. Bunun farkını ve önemini bilen markalar
ve ofisler, geleceklerine güvenle bakacaklar. ERA Türkiye, teknoloji farkı ve
eğitimdeki vizyonu ile fark yaratmaya başladı. Microsoft işbirliği, ERA gayrimenkul
danışmanlarını ofise girmeden bütün işlerini mobil cihazlardan yürütebilmelerine
imkan sağlıyor. Gayrimenkul franchise sektörünün gerçekten çok güzel bir geleceği
var. Bu işe girmek isteyen adaylara gelecek planlarını çok iyi yapmaları ve vizyoner
markalarla buluşmalarını öneriyorum. Sektörü çok iyi incelemeliler, mukayeseleri
çok iyi yapmalılar. Bu konu beş yıllık önemli ve kısa sürede geri dönülemeyecek bir
beraberlik demektir. Özellikle sektör dışından gelen adayların, kendilerine gerçek
destek olacak marka ve yönetimlerle başlangıç yapmaları kısa sürede hedeflerine
ulaşabilmeleri bakımından çok önemli.
ERA Türkiye’nin çok önemli bir farkını, sektör dışından gelen franchise adaylarıyla
yaptığım sohbetlerde çok net bir şekilde görebiliyorum. Adaylarımıza biz her zaman,
bütün markalarla mutlaka görüşmeleri gerektiğini çok net bir şekilde anlatıyoruz.
Farklıyı daha net bir şekilde ortaya çıkarmak olası değil. Adaylarımız bu inceleme
sonucunda bugüne kadar pek şaşmayan bir yüksek oranla ERA’da karar kılıyorlarsa,
bu markamıza olan güvencimizin en büyük teminatıdır. Franchise adaylarının
marka kararı vermeden önce es geçmemeleri gereken en önemli bir diğer aşama
da, diğer franchise ofislerine yapacakları ziyarettir. Sistemin içinde yaşayan broker
ve gayrimenkul danışmanları en canlı örneklerdir. Söyleyecekleri çok şey vardır ve
dikkate alınmalıdır. Her global markanın, farklı ülkelerde aldığı sonuçlar birbirinden
çok farklıdır. Bu nedenle çok önemli bir konu da, o markayı ülkeye getiren kişi
veya kuruluşun vizyonerliğidir. En az beş yıl beraber olacağınız ve sonra memnun
olduğunuz sürece beraberliğinizi yenileyeceğiniz iş ortağınızın gelecek planları
nelerdir, ekonomik duruşu nasıldır, bunları lütfen çok iyi analiz edin. ERA Türkiye
yukarıda bahsettiğim bütün bu kritik kontrol noktalarından her seferinde başarıyla
geçmektedir. Gelecek vaat eden bu sektörde, lütfen yukarıda verdiğim ipuçlarından
hareketle sorgulayın ve ERA ile birlikte olun. 2016 sonundaki hedefimiz olan 60
ofisin içinde yer alın.
Saygılarımla,
Mustafa BAYGAN
Koordinatör
MAGAZİNERA < 3
İ Ş
D Ü N Y A S I
Gayrİmenkul Sektöründe
Master
Franchise
Olabİlmek
4 > MAGAZİNERA
G ü rkan A K K U Ş
F ranchise ve İ ş G eliştirme
D irektörü
Teknoloji başta olmak üzere
pek çok alanda fırsatların hızla
değiştiği ve geliştiği günümüz
gayrimenkul sektöründe, birçok
alanda girişimlerin, yeniliklerin
sürdürülebilir olması gerektiğine
inanıyoruz. Bu bağlamda,
gayrimenkul sektörünün bir
evrim sürecinde olduğunun
bilincinde olarak, her alandaki
yeniliklerimiz ve iş ortaklarımız
olan broker ve danışmanlarımızın
iş yaşamlarını kolaylaştıracak,
iş bağlantılarını güçlendirecek,
tanıtımlarını yapacak, teknolojiyi
kullanarak inovasyonel projelerle
katma değer yaratacak ciddi bir
sistem oluşturma sürecinin güzel
bir döneminde bulunuyoruz.
Atak yılı ilan ettiğimiz
2016’da, markamıza transferi
gerçekleştirilen yeni ekip
profesyonelleriyle birlikte
insan kaynakları, tanıtım ve
portföy tanıtımı yatırımlarının
yanı sıra, yeni iş birlikteliklerini
gerçekleştirdiğimiz ve tüm hızla
üstüne yenilerini ekleyerek
devam edeceğimiz bir yıl olacak.
Rekabet avantajı için yeni
kaynaklara ulaşımı kolaylaştırma,
aracısız dağıtım modeli, tedarik
zincirinin optimizasyonu, yeni
iş modellerinin üretilmesi, alt
segmentleri de hedefleyebilme ve
pazarı daha verimli kullanabilme
adına dijital pazarlamaya da giriş
yaptık.
Danışmanlarımızın iş yaşamlarını
kolaylaştıracak, zaman
yönetimlerini ve iş akışlarını
verime ulaştıracak; ofis, portföy
yönetimi, müşteri ilişkileri
yönetimi ve raporlama gibi
pek çok özelliğin bulunduğu
ERATech ürünümüzün yanı sıra,
Microsoft ve Findeks’le de devrim
niteliğindeki anlaşmalarımızı
imzaladık. Her iki kurumun
da gayrimenkul sektöründe
sağlanan ilk anlaşmalar olduğunu
belirtmek isterim.
Tüm bu girişimlerimizin artık
TV ekranlarında da dönmesi
üzerine yaptığımız büyük
yatırımlar sonucu, altyapısını
oluşturduğumuz bu sistemi
dört farklı versiyonda sunmuş
olduk. Reklam filmlerimiz
sadece TV ekranlarında değil,
diğer birçok verimli mecrada da
yayımlanıyor olacak. Çektiğimiz
dört farklı reklam versiyonumuz
içinde yer alan bir filmimiz ile
de gayrimenkul alım satımında
son kullanıcıya hitap etme
konusunda yine sektörde bir ilki
gerçekleştirmiş olduk.
Bundan sonraki süreçte,
yapacağımız ve başardığımız
girişimleri, yeni iş
birlikteliklerimizi, iş geliştirme
projelerimizi size yeni yayınımız
olan MagazinERA’dan siz değerli
gayrimenkul profesyonellerine
ulaştırıyor olacağız. Sektörün
referans yayını olma hedefiyle,
gayrimenkul sektörünün tüm
önemli oyuncularını bu çatı
altında birleştirmeyi ve beraber
başaracaklarımızı da yine
buradan lanse ediyor olacağız.
3 ayda bir yayımlanacak olan
dergimiz, daha şimdiden
sektörün en kapsamlı ve içerikli
ilk yayını olma özelliğini taşıyor.
İş veriminizin yüksek olacağı bir
sezon dilerim.
MAGAZİNERA < 5
İ Ş
D Ü N Y A S I
Sektör
2016’ya
hızlı
başladı
İnişli çıkışlı bir yıldan sonra
gayrimenkul sektörü 2016’ya hızlı
başladı. Yeni konut projeleri birbiri
ardına lansmana çıkarken, mevcut
konutların değerinde yılın ilk
aylarında büyük artış oldu.
6 > MAGAZİNERA
K amil Ö zörnek
H ürriyet E - B usiness D irektörü
Türkiye son yıllarda gayrimenkul
sektöründe büyük gelişmelere
imza attı. Konut sektörünün
yenilenme ihtiyacı, nüfus artışıyla
birlikte doğan yeni konut ihtiyacı,
artan göç, hızlanan kentsel
dönüşüm ve dev ulaşım projeleri
sektördeki ivmeyi yukarılara
çıkardı. Yabancılara konut
satışındaki düzenlemelerin de
etkisiyle 2015 yılında konut satış
rakamları artmaya devam etti.
Geçen yıl yüzde 10,6 artışla 1
milyon 289 bin 320’ye ulaşan
konut satış adedinde Cumhuriyet
tarihinin satış rekoru kırılmıştı.
Zorlu geçen bir yıla rağmen frene
basmayan
gayrimenkul
sektöründe 2016’yı da
yeni bir rekorla
kapatacağımızı
düşünüyoruz. Yılın ilk
çeyreğindeki verilere
baktığımızda sektörün 2016’ya
hızlı başladığını söyleyebiliriz.
İnşaat şirketleri yeni konut
projelerini ilk üç ayda birbiri
ardına satışa sundu. Bu süreçte
yaklaşık yirmi adet yeni proje
tanıtıldı. Gözlemlediğimiz
kadarıyla satış ofisleri de epey
hareketliydi.
Türkiye’de yılın ilk ayında 84 bin
556 konut satıldı. İpotekli konut
satışları 2016 Ocak ayında 26
bin 584 olarak gerçekleşti. Diğer
satış türleri sonucunda 57 bin
972 konut el değiştirdi. Konut
satışlarında 40 bin 077 konut ilk
defa satıldı.
Yabancıya satışta
büyük artış
Yabancılara yapılan konut
satışları bir önceki yılın aynı
ayına göre yüzde 13,4 artarak
bin 462 oldu. Yabancılara
yapılan konut satışlarında, Ocak
2016’da ilk sırayı 498 konut
satışı ile İstanbul aldı. İstanbul
ilini sırasıyla 315 konut satışı
ile Antalya, 129 konut satışı ile
Bursa, 84 konut satışı ile Yalova,
68 konut satışı ile Ankara ve
65 konut satışı ile Aydın izledi.
Ocak ayında Irak vatandaşları
Türkiye’den 308 konut satın aldı.
Irak’ı sırasıyla, 136 konut ile Suudi
Arabistan, 134 konut ile Kuveyt,
106 konut ile Rusya Federasyonu
ve 104 konut ile Afganistan izledi.
İstanbul’da metrekare
fiyatı 4 bin liraya yaklaştı
Hurriyetemlak.com Şubat 2016
Emlak Endeksi’ne göre Türkiye
genelinde satılık konutların
ortalama metrekare fiyatı son
bir yılda yüzde 11 oranında artış
göstererek, 2 bin 499 lirayı
buldu. Kiralık konutlarda ise artış
yüzde 11, ortalama metrekare
fiyatı 17 lira oldu. Ev sahiplerinin
yüzünü güldüren İstanbul’da
ise Şubat 2016 itibariyle
satılık konutların ortalama
metrekare fiyatı 3 bin 750 liraya
ulaştı. Mart ayına ait endeks
açıklandığında bu rakamın 4 bin
lira mertebesine çok yaklaşmış
olduğunu göreceğiz. İstanbul’da
son bir yıllık artış yüzde 16
oranında. Kiralık konutlarda ise
fiyatlar yüzde 8 artarak 21 lira
metrekare ortalamasına ulaştı.
Yıla yeniliklerle başladık
Hurriyetemlak.com’da
ilan arama ve listeleme alt
yapısındaki geliştirmelerle
birlikte, kullanıcılarımıza sunulan
ürünlere her geçen gün yenilerini
ekleyerek; hem ilan verenlerin
hem de gayrimenkul arayanların
işi kolaylaştırmaya devam
ettiriyoruz.
Hürriyet Emlak olarak, kurumsal
ve bireysel üyelerin satış sürecini
hızlandıracak yeni bir ürüne
imza attık. ‘Süper İlan’ ismini
verdiğimiz ürünle kurumsal ve
bireysel üyelerimiz alıcılara çok
daha rahat ulaşıyor. Semt bazlı
olarak uygulanan bu ilan seçeneği
kullanıcılara haftalık olarak
rezervasyonla sunuluyor. Aynı
semtte birden fazla gayrimenkul
ilanı ‘Süper İlan’ olarak yer
alamıyor. Öyle ki, kullanıcılar
herhangi bir semtte arama
yaptıklarında ilk sırada ve diğer
ilanların iki katı büyüklüğünde
olan bu ilan sabit bir şekilde,
dönüşümsüz olarak yer alıyor.
Reklam formatlarından üyelik
paketlerine kadar birçok alanda
profesyonel şekilde hizmet
vererek sektörde farklılaşıyoruz.
Hızlı gelişen teknoloji dünyasında
kullanıcılarına en özel ve kullanıcı
dostu hizmetleri vermek, onların
ihtiyaçlarına yönelik en uygun
çözümleri bulmak için hep daha
fazla çalışıyoruz. Öte yandan
Google Haritalar’da uzun süredir
beklenen Sokak Görünümü
(Street View) özelliği Türkiye’de
ilk kez emlak ilanlarında yayına
almıştık. Hurriyetemlak.com
ve Google işbirliğiyle başlayan
uygulamayla ev arama
sürecine yeni bir boyut getirdik.
Hurriyetemlak.com ve Google
işbirliğiyle yayına alınan yeni
özellik sayesinde artık kullanıcılar
Hurriyetemlak.com’da buldukları
evin bulunduğu sokağı tüm
ayrıntılarıyla görüntüleyebilecek.
2016’nın ilk aylarında bu özelliği
tüm Türkiye’ye açtık.
Tüm bunların dışında yeni mobil
sitemiz, mobil uygulamalar
içinde sunduğumuz yenilikler,
iyileştirdiğimiz temiz ilan
çalışmamız ve emlakçılarımız için
geliştirdiğimiz puan sistemizle
geliştirmelerimize devam
ediyoruz.
MAGAZİNERA < 7
R Ö P O R T A J
Gayrİmenkul 2016’da da
güvenlİ lİman
Türkiye’nin en güçlü şirketleri arasında yer alan Emlak Konut GYO Genel
Müdürü Murat Kurum, gayrimenkul sektörünü değerlendirdi. 2016 yılında
Türkiye ekonomisindeki büyümeyle birlikte gayrimenkul sektörünün de
gelişeceğinin altını çizen Kurum, Emlak Konut GYO’nın yeni projelerini anlattı.
Türkiye’nin en büyük
gayrimenkul yatırım ortaklığı
şirketi olarak faaliyetlerinizi
sürdürüyorsunuz. Emlak Konut
GYO ile ilgili bilgi verir misiniz?
Emlak Konut GYO olarak
hammaddemiz olan arsaları
geliştiriyoruz. Bu açıdan, öncelikli
başarı kriterimiz yaptığımız gelir
paylaşımı ihalelerin sonuçları
ve bu ihalelere sektördeki
oyuncuların göstermiş olduğu
ilgi. Emlak Konut GYO, halka
arzlarla büyüyen ve 3.8 milyar
liralık ödenmiş sermayesiyle
Türkiye’nin en güçlü şirketleri
arasında bulunuyor. 2003
yılından itibaren 12 yıllık dönemde
121 bin bağımsız bölümün
ihalesini gerçekleştirdik ve 2015
yılını da 950 milyon lira karla
kapattık. Geçen yıl 12 başarılı
ihale yaptık. Bunların satış
toplam değer 6 milyar dolara
yaklaştı, bu da yaklaşık 18 milyar
TL’ye karşılık geliyor.
Bundan sonraki hedefleriniz
neler?
2016 yılı için 1.5 milyon
metrekareyi bulan 11 bin bağımsız
bölüm satış hedefi ve 7.6 milyar
lira da ciro hedefi koyduk. Bu
8 > MAGAZİNERA
yıl kar beklentimiz yaklaşık 1.5
milyar TL seviyesinde. Şu an
elimizde değeri 4 milyar liraya
yaklaşan arsa portföyümüz
var. Bu yıl da arsa değeri olarak
baktığınızda 1.5-2 milyar liralık
arsayı ihale etmeyi planlıyoruz.
Birtakım yerlerimize başladık, bir
kısmı da ilan aşamasında. Bu yıl
yapmayı planladığımız Maltepe
ve Zeytinburnu gibi önemli
lokasyonlara sahip arsalarımız var.
Türkiye gayrimenkul
sektörünün dinamiklerini
değerlendirir misiniz?
Tüm sektörlerin etkilendiği
gibi gayrimenkul sektörünün
de küresel ve yurt içinde
yaşanan gelişmelerden
etkilendiğini söyleyebiliriz.
Ancak gayrimenkul
sektörünün, birbirinden
farklı ve aynı zamanda uzun
vadeli dinamiklere sahip
olması sebebiyle, farklı bir
trend çizdiğini düşünüyorum.
Bununla birlikte gayrimenkul,
vatandaşlarımız tarafından
2015 yılında da gözde yatırım
aracı olarak ilgi gördü ve en
güvenli liman olduğunu bir kez
daha kanıtladı. Tabii ki burada
belirleyici unsur, köklü ve aynı
zamanda kalitede ve işlerinde
yenilikçi, planlı, nitelikli projeler
geliştiren, doğru zamanda
doğru fiyatlandırmayla, marka
güvencesi şemsiyesi altında
projelerini tüketiciyle başarıyla
buluşturan inşaat firmaları oldu.
2016 yılı beklentilerinize ilişkin
neler söylersiniz?
Bizim 2016 yılından
beklentilerimiz yüksek. En
büyük etkenlerden biri olarak
karşımıza çıkan Türkiye
ekonomik büyümesi ve
tahmin edilen büyümenin
yukarı yönlü olması tüm
sektörlerdeki büyümelerin
seyrinde de belirleyici olacaktır.
Gayrimenkul sektörünün uzun
vadeli yurt içi dinamikleri,
sektörü her zaman canlı
tutmaya devam edecektir.
Bu dinamiklere ilave olarak
yurt dışı kaynaklı ilginin de
artarak devam edeceğini
tahmin ediyoruz. 2016 yılından
başlayarak ülkemizin çok çok
önemli projelerinin birer birer
tamamlanmaya başlayacağı
bir döneme giriyoruz. Üçüncü
köprünün tamamlanması ve
bağlantı yollarının bitirilmesi,
Avrasya Tüneli’nin, İzmit
Körfez Geçiş Köprüsü’nün
tamamlanması, sonrasında
da üçüncü havalimanında
yaşanacak ilerlemeler İstanbul
ve Türkiye’miz açısından inşaat
sektörü adına çok önemli
gelişmeler olacak. Artık Türkiye,
İstanbul ve İstanbul’da da
özellikle ‘Emlak Konut Projeleri’
uluslararası yatırımcıların
radarına girmiş durumda.
Emlak Konut her yeni projesiyle
yabancı konut alıcılarının yakın
takibinde. Bu hem bizler hem
yüklenicilerimiz hem de sektör
için sevindirici bir gelişme.
Emlak Konut olarak İstanbul’un
yanı sıra Ankara’da da proje
geliştiriyorsunuz...
Her koşulda geleneksel yatırım
aracı olma statüsünü koruyan
gayrimenkul sektörünün en
köklü markası olarak, İstanbul’da
olduğu gibi, Anadolu’da da yeni
projeler hayata geçirmeye devam
ediyoruz. İşe Ankara’yla başladık
ve bugüne kadar Konya, Denizli,
Nevşehir, Niğde ve Kocaeli’de
işler yaptık. Bu illerin sayısını
artırmayı planlıyoruz.
Sosyal konut üretimi önemli bir
konu. Bu konudaki çalışmalarınız
ve bundan sonraki projelerinizle
ilgili bilgi verir misiniz?
Hoşdere’de ve Kayabaşı’nda
tüm gelir gruplarına hitap eden
projeler yapıyoruz. Alt gelirden,
orta gelirden ve orta gelirin
üstünden herkese hitap eden
projeler yapmak istiyoruz. Ancak
bütün konutları alt gelir gruplarına
satamayacağımızdan, bütün gelir
gruplarına hitap eden projeler
üretiyoruz. Sosyal konut açısından
Anadolu Yakası’nda eksiklik var.
Avrupa yakasında Başakşehir,
Kayabaşı, Yenişehir bölgesi bu
ihtiyacı karşılıyor ama Anadolu
yakasında çok alternatif yok.
Emlak Konut GYO Genel Müdürü Murat Kurum
Son yıllarda ofis konusunda
artan bir ivme dikkat çekiyor.
Konut ve ofis trendleriyle neler
düşünüyorsunuz?
Konutta, sosyal donatıları yeterli
ve site yaşantısına önem veren
projelerin hala önemli bir trend
olduğunu söylemek gerekli. Mimari
anlamda ise uzun senelerdir
dikey yapılaşmaya görmeye alışık
olduğumuz tarz yerini biraz daha
yatay mimariye bırakmış durumda.
Tabii bunda projelerin geliştirildiği
alanlardaki imar koşullarının
da önemli bir etkisi var. Ofis
konusunda ise şunları söylemek
isterim; Türk ekonomisi 10 yılı
aşkın bir süredir kuvvetli şekilde
büyüyor. Küçük ve orta boyutlu
şirketlerimiz kurumsallaşıyor ve
hatta holdingleşiyor. 10 seneyi
aşan bu istikrar ortamında
dünyanın önde gelen çok uluslu
şirketleri Türkiye’deki faaliyetlerini
genişletiyorlar ve bazıları
ülkemizi bölge üssü olarak seçmiş
durumda. Türk yatırımcısı ticari
gayrimenkule, en az konuta olduğu
kadar ilgili. Bu çerçevede gerek
İstanbul’da gerekse Ankara’da
olmak üzere A Plus sınıfında ofis
alanları üretiyoruz ve
üreteceğiz.
MAGAZİNERA < 9
S A T I Ş
Gayrİmenkul
satışını
hızlandırın!
Gayrimenkul danışmanları faaliyet gösterdikleri
şehirlerde belirli bölgelerde uzmanlaşmayı tercih
ediyor. Uzmanlaştığı bölgeyi mahalle mahalle,
sokak sokak takip ediyor, gayrimenkul taleplerine
ve gayrimenkul pazarına hâkim oluyorlar. Peki
hangi bilgilere sahip olmak, bir gayrimenkul
danışmanının gayrimenkul satışını hızlandırır?
10 > MAGAZİNERA
Söz konusu gayrimenkul ise
ev satın almak ya da kiralamak
isteyenlerin beklentilerini
en kısa sürede, en doğru
seçeneklerle karşılamanın ayrı
bir önemi var. Aynı zamanda
gayrimenkul alıcılarının farklı
sorularını yetkin bir şekilde
yanıtlayabilmek ikna ve satış
gücünü artırıyor. Gayrimenkul
satışını hızlandıracak anahtar
bilgiler, profesyoneller için
rehber niteliğinde…
1
Gelişmekte olan bölgeleri
takip edin
Şehirde prim yapacak bölgeleri
yakından takip edin. Bir bölgede
trafik şeritleri genişlemesi
o bölgede yeni yatırımların
olacağına dair önemli bir
işarettir. Bu tür gelişmeler
potansiyel yatırımcılar için
son derece cazip olabilir. Arsa
satışları hızlanan bölgelerde yeni
projeler, inşaatlar, okullar ve
alışveriş merkezleri yapılıyorsa
orada yeni bir yaşam alanının
temelleri atılıyordur. Alternatif
olarak belirlediğiniz bölgenin
belediyesini ziyaret etmekte
gecikmeyin. Ziyaretinizde yeni
yapılaşmalarla ilgili konuşabilir,
özellikle yeni markalı projelerle
ilgili kimlerle iletişime geçmeniz
gerektiğine dair destek
alabilirsiniz.
2
Kentsel dönüşümü
yakından izleyin
Genellikle anayollar üzerine
kurulan ve şehrin ana
arterlerine yakın konumdaki
kentsel dönüşüm bölgeleri
gün geçtikçe daha çok
değer kazanmaya başladı.
Müşterilerinizin bu bölgelerde
kârlı yatırımlar yapabileceğini
göz önünde bulundurarak, onları
yönlendirebilirsiniz.
3
Yerel fiyatlara hâkim olun
Bölgedeki ortalama
ev fiyatlarını öğrenerek,
potansiyel yatırımcılar
için uygun bir fiyat
belirleyebilirsiniz. Çevredeki
gayrimenkul fiyatlarını bilmeniz
taleple ilgili de size fikir
verecektir. Farklı fiyatları
karşılaştırarak hangi fiyatın
daha yüksek, hangisinin daha
“adil” olduğunu ölçebilirsiniz.
Gayrimenkul satın almak
isteyenler ağırlıklı olarak asgari
fiyata baktıkları için bu bilgi
çok değerli olabilir.
4
Bölgedeki okulları araştırın
Bölgenizde eğitimiyle
tavsiye edilen okullar hakkında
bilgi sahibi olun. Çünkü bu
okullara yakın yerler, ev satın
almak isteyen ailelerin ilk tercihi
olacaktır.
MAGAZİNERA < 11
SEKTÖREL HABERLER
Can Ekşİoğlu’ndan
Sektör Analİzİ
Geleneksel ‘SHARE Türkiye’
sohbetlerinin bu yılki
konuşmacıları arasında
yer alan ERA Türkiye
Yönetim Kurulu Başkanı Can
Ekşioğlu hem gayrimenkul
danışmanlık sektörünü
anlattı, hem de kişisel
düşünce ve deneyimlerini
paylaştı.
Kişisel gelişim ve networking amaçlı gerçekleşen
SHARE sohbetlerinin 6’ncısı 13 Şubat Cumartesi
günü gerçekleşti. Kontenjanı 100 kişi ile sınırlanan
etkinlikte konuşmacılar iş deneyimlerini paylaştılar.
Tüm gün süren ve dokuz konuşmacının yer aldığı
etkinlikte; ERA Gayrimenkul Türkiye Yönetim
Kurulu Başkanı Can Ekşioğlu da sektörel ve kişisel
paylaşımlara yönelik bir konuşma gerçekleştirdi.
Gayrimenkul danışmanlığı ve girişimcilik konusunda
tecrübelerini anlatan Ekşioğlu, ERA’nın hikayesini de
katılımcılar ile paylaştı.
‘SHARE Türkiye’ sohbetlerinde ERA’nın faaliyetlerini
ve gayrimenkul danışmalık sektörünü anlatan ERA
Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Can Ekşioğlu,
etkinlikte kişisel, samimi, gerçek duygu, düşünce ve
deneyimlerini paylaştı.
“Emlak Yasası’nı umutla bekliyoruz”
Ekşioğlu yaptığı konuşmada, Türkiye’de yıllık 150
milyar dolarlık bir gayrimenkul işlem hacminin söz
konusunu olduğunu ve bu paralelde 6 milyar dolarlık
bir hizmet bedel pazarı bulunduğunu söyledi.
Pazarın çok büyük olmasıyla birlikte, özellikle bu
12 > MAGAZİNERA
işi bir işletim sistemi ile yapmak isteyenler için çok
büyük fırsat olduğunu belirten Ekşioğlu, aynı zamanda
satışların yüzde 70’inin sahibinden satışlar olduğunu
belirtti.
Gayrimenkul danışmanlığı mesleğine standart
getirecek olan ‘Emlak Yasası’nı umutla beklediklerini
belirten Can Ekşioğlu, tasarının yasalaşırsa, ortalama
olarak yıllık 300 milyar dolara yakın gayrimenkul
satışının yapıldığı sektöre çeki düzen vereceğini
söyledi.
ERA Akademi hakkında bilgi de aktaran Ekşioğlu
şunları söyledi: “Girişimciler ERA Türkiye’de, sektörde
fark yaratması ve gayrimenkulün bütün türevlerini
çalışabilmesini sağlayacak bir eğitim sürecinden
geçiyor. Sonrasında konusunda uzman franchise
geliştirme departmanı tarafından yapılan iş planları
doğrultusunda işe ve bölgeye hakimiyet adına belli
süreçlere dahil olan girişimciler ayrıca sağlanan
gelişmiş teknolojik altyapıyı mobil olarak kullanabilme
şansına da sahipler.”
Etkinliğin diğer konuşmacıları arasında; DTZ
Pamir&Soyuer Yönetici Ortağı Firuz Soyuer, Extensa
Genel Müdürü Özlem Gökçe, HPP International
Architects Türkiye Direktörü Buğrahan Şirin, Ağaoğlu
Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Rahvalı,
Omurga Gayrimenkul Portföy Yönetimi Yönetim
Kurulu Başkanı Mehmet Erktin, Kolcuoğlu Demirkan
Koçaklı Ortağı Serhan Koçaklı, PwC Turkey Ortağı
Ersun Bayraktaroğlu ve Deniz Yatırım Başekonomisti
Özlem Derici de yer aldı.
SEKTÖREL HABERLER
İkİncİ El Konut Pazarı Büyüyor
ERA Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Can Ekşioğlu,
2016 yılında ikinci el gayrimenkul pazarında ciddi büyüme
beklediklerini söyledi.
ERA yöneticileri Türkiye’deki yatırımlarını,
hedeflerini ve sektörü anlatmak üzere gayrimenkul
basını ile bir araya geldi. ERA Gayrimenkul
Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Can Ekşioğlu ve
ERA Gayrimenkul Türkiye Koordinatörü Mustafa
Baygan’ın ev sahipliğinde düzenlenen toplantıda
özellikle ikinci el konut piyasasının geleceği
masaya yatırıldı. Türkiye’de toplam 1 milyon
250 bin gayrimenkul alım satım işlemi yapıldığını
söyleyen Can Ekşioğlu, bu işlemlerin 5 milyar
dolarlık gayrimenkul satış hacmine karşılık geldiğini
söyledi. Bu yıl ikinci el konutlara çok ciddi talep
beklendiğinin altını çizen Ekşioğlu “Birinci eldeki
konut arzı artarak devam ediyor ama ikinci ele
daha yüksek oranla artış var. Burada yabancıların
da payı var. Yabancıların payı giderek artıyor.
Potansiyel çok yüksek, yabancıya 15-20 bin konut
satışı Türkiye için önemli bir rakam değil. İngiliz,
Alman ve Ruslar’ın güneyde alımları devam ediyor.
2016’daki beklentiler, kurumsal yatırımcı girişi,
yabancıların ilgisi ikinci eli daha da popüler hale
getirecek” diye konuştu.
İran pazarı büyük potansiyel
Gayrimenkulün en çok kazandıran yatırım enstrümanı
olduğunun altını çizen ve Türkiye’de yılda 600 bin
konutun el değiştirdiğine dikkat çeken Mustafa
Baygan da 2016’da bu rakamın çok üzerine çıkılacağını
ifade etti. İran pazarının potansiyeline dikkat çeken
Baygan “İran da müthiş bir pazar Türkiye için, orayı
unutmamak gerekiyor. Daha önce Türkiye’den ev alan
İranlılar’ın iki yıl içinde tekrar alım yapması bekleniyor.
2 milyon turist geliyor İran’dan, önemli bir ülke olacak
Türkiye için. İranlılar’ın gayrimenkul yatırımı yapan
kitlesinin yüzde 40’ı konut alımı için gelecek. 2016’da
1.5 milyon konut satışını zorlayabiliriz. Çin’in beklendiği
kadar kötü sonuçlar vermemesi, seçim atmosferinin
geride kalması, Güneydoğu’daki acıların geride kalacak
olma beklentisi 2016’ının iyi bir olmasına neden
olacak” diye konuştu.
MAGAZİNERA < 13
SEKTÖREL HABERLER
Gözler Emlak Komİsyonculuğu
Yasası’nda
ERA Gayrimenkul Başkanı Can Ekşioğlu, gayrimenkul sektörüne
standart getirecek olan Emlak Komisyonculuğu Yasası’nın
çıkmasını umutla beklediklerini söyledi.
ERA’nın ikinci kez sponsor olduğu ‘2. Her Yönüyle
Kentsel Dönüşüm Kongresi’nde konuşan Can
Ekşioğlu, ‘Emlak Komisyonculuğu Yasası’nın
çıkmasıyla birlikte sektöre çekidüzen geleceğinin
altını çizdi. Ekşioğlu “Sektörümüzde uzun zamandır
beklenilen Emlak Komisyonculuğu Yasa Tasarısı’nın
bir an önce kabul edilmesini ve gayrimenkul
danışmanlığının artık bir meslek olarak algılanmasını
istiyoruz” dedi. Bu şekilde hak sahiplerinin haksızlığa
uğramalarının önüne geçmeyi amaçladıklarını
söyleyen Ekşioğlu “Sistemin eksiksiz işlemesi için
14 > MAGAZİNERA
yasanın bir an önce çıkması şart” dedi. Ekşioğlu,
kentsel dönüşümdeki aksaklıkların giderilmesinde
önemli rol oynayan gayrimenkul danışmanlığının
işlevsel hale gelmesi için gayrimenkul danışmanlığı
uzmanlığı sertifika programını başlattıklarını
hatırlattı. Üç senedir kentsel dönüşüm konusunda
danışmanlık ve aracılık hizmetlerinin yanı sıra beş
gün süren sektörel eğitim verdiklerinin altını çizen
Ekşioğlu, bu eğitimi alan danışmanların insanları
bilinçlendirdiğini, böylece haksızlıkların önüne
geçildiğini vurguladı.
ŞU HAYATTA HER ŞEY OLUR,
HüRRiYET EMLAK’TA
T TEKRAR EDEN iLAN
TA
LLAN OLMAZ!
Türkiye’nin emlak platformu hurriyetemlak.com’a gelin,
temiz ilanlarla tanışın, tekrar eden ilanlarla vedalaşın.
YENi UYGULAMAYI
HEMEN iNDiR
Türkiye
y ’nin Emlak Platformu
ye
İ Ş
D Ü N Y A S I
GAYRİMENKUL
Alıcılarının
Analİzİ
ERA Türkiye, ev satın alma kararının altındaki dinamikleri
araştırıyor. Gayrimenkul alıcılarının karar verme
mekanizmalarının analizi, doğru hedef kitleye ulaşmayı
kolaylaştırıyor.
U fuk Ş e v ki
ERA TÜRKİYE
GAYRİMENKUL DİREKTÖRÜ
[email protected]
Günümüzde pek çok inşaat
şirketi klasik yöntemlerle mevcut
ya da henüz bitmemiş olan
konutlarını satmaya çalışıyor.
Showroom satıcılığı dediğimiz,
kapıdan içeri giren müşteriye
elindeki gayrimenkulü satmakla
ilgili bir yöntem zaten her
zaman vardı. Ancak çok açık
ki bu yöntemle alternatifler
ve ek hizmetler sunulamıyor.
Dolayısıyla kapıdan geçen
müşteriye hitap edilip onlara
hizmet edemiyorlar. Proaktif
pazarlama yapılamıyor, sonuç
ve satış odaklı davranılamıyor.
İşte tüm bu nedenlerden dolayı,
inşaat projelerinin artık ağlara
ihtiyaçları var.
Alıcılar genelde 20 km çaplı
alanda gayrimenkul alırlar.
Bu mesafeyi Kadıköy-Pendik
arası olarak hayal edebilirsiniz.
16 > MAGAZİNERA
Bunların yüzde 50’sinden fazlası
zaten o bölgede yaşayan, diğer
yüzde 50 ise dışarıdan gelen
alıcılardır. Alıcıların yüzde 33’ü ilk
defa ev alırken, yüzde 66’sı ikinci
(ya da üçüncü) evini satın alırlar.
İlk defa ev alanların yüzde 75’i de
35 yaş altı alıcılardır.
Alıcıların araştırdıkları fiyatla
satın aldıkları fiyatın eşleşme
oranı yüzde 33’dür. Dolayısıyla
alıcının piyasaya çıktığı fiyatla
satın aldığı fiyatın eşleşmediğini
görüyoruz. Bu durumun iyi
analiz edilmesi ve profesyonel
bir danışman tarafından hizmet
alınması bu kısırdöngüyü
eritebilecek iki etken olarak ele
alabiliriz.
Ev alanlar ev araştırmalarını
yüzde 90’ı internet üzerinden,
yüzde 90’ı gayrimenkul
danışmanı üzerinden, yüzde
50’si tabeladan, yüzde 45’i de
açık kapı yöntemiyle ve yüzde
17’si ise inşaat şirketi üzerinden
yapıyorlar.
Alıcılar ortalama 12 hafta ev
arıyorlar, (bu zaman dilimi,
alıcının ev almaya karar verdiği
zamandan itibaren alım sürecinin
bitimine kadarki zaman). Satın
alma işlemini gerçekleştirenlerin
yüzde 40’ı internet, yüzde 33’ü
danışman ve yüzde 5’i inşaat
şirketi ve yüzde 1’i ise yazılı
medya ilanı aracılığı ile evlerine
sahip oluyorlar.
Alıcıların yüzde 66’sı evli, 40
yaş ortalamasına sahip.Alıcıların
yüzde 50’si ihtiyaçlarına cevap
verecek gayrimenkulü bulup
bulamayacakları konusunda
endişeli, yüzde 25 ise kredi, tapu
gibi yasal işlemlerden tedirgin
oluyor. İnternet üzerindeki
araştırmalarında en çok dikkat
ettikleri noktalar arasında
yüzde 80 oranla fotoğraf ve
gayrimenkul detay bilgileriyle
yüzde 40 oranla komşu
demografisi başı çekiyor.
Alıcılar yüzde 95 oranında sabit
faizli konut kredisi kullanıyor.
Ev satın alanların yüzde 33’ü ev
sahip olma arzusundan dolayı,
yine yüzde 33’ü ise daha büyük
bir eve sahip olmak istedikleri için
harekete geçiyorlar. Yüzde 33’ü
zamanlama doğru olduğu için
ev satın alırken ve sadece yüzde
20’si ise kredi faiz oranlarındaki
kolaylıklardan dolayı ev satın
almayı tercih ediyor.
Alıcıların sadece yüzde 15’i
başka seçeneği olmadığı için
ev alıyor, yüzde 9’u yatırım
amaçlı hareket ediyor. Yüzde
5’i ise mevcut oturdukları evi
satıp yeni ev alıyor. Alıcıların
yüzde 66’sı kaliteli semtten,
yüzde 50’si ise işyerine
ulaşılabilme uygunluğuna göre
ev alıyor. Yüzde 40 oranında
alıcı ise arkadaşlarına ve
ailesine ulaşılabilir bir lokasyon
alternatifine göre seçim yapıyor.
Yüzde 30 oranında etki gösteren
faktörlerden biri de bölgedeki
okullar. Alıcıların toplu taşıma
etkenine göre karar verme oranı
ise yüzde 10.
ERA Türkiye gayrimenkul
danışmanları, şirket altyapısının
ve olanaklarının kullanımı ile bu
gibi rakamlara sahip oldukları
için doğru hedef kitleye rahatça
ulaşabilmekte ve hedeflerini
bu istatistiki sonuçlara göre
belirleyebiliyor.
MAGAZİNERA < 17
R Ö P O R T A J
KİRACINIZI
‘KREDİ NOTU’
İLE tanıyabİlİrsİnİz!
Artık “Kiracım kiramı ödemiyor” devri sona eriyor. Kişinin geçmiş
kredi davranışları ve ödeme performansı üzerinden hesaplanan Findeks
Kredi Notu sayesinde kiracı adaylarının kirasını ödeyip ödemeyeceği
saniyeler içinde yorumlanabiliyor.
Kredi Kayıt Bürosu Stratejik Planlama ve Kurumsal İlişkiler Genel Müdür Yardımcısı Koray Kaya
18 > MAGAZİNERA
Ev sahiplerinin evlerini kiraya
verdiklerinde temel beklentisi
oradan düzenli bir kira geliri
elde etmek. Ancak günümüzde
bırakın kira almayı evinizden
çıkan kişi size daha fazla borç
dahi bırakabiliyor. Tüm bunları
geride bırakmak adına ERA
Gayrimenkul’ün Findeks ile yaptığı
işbirliği sayesinde artık ERA
şubeleri, kiracı adaylarının geçmiş
dönemdeki banka kredi ödeme
bilgilerinden hareketle, kirasını
ödeyip ödemeyeceği konusunda
ev sahiplerine güçlü bir tahmin
yöntemi sunuyor.
Ev sahiplerinin en büyük sorunu
olan nitelikli kiracı bulma
noktasında sektöre önemli bir yön
veren Findeks & Era işbirliğinin
ardından başlayan ‘Kredi Notu’na
göre kiracıyı tanıma dönemine
ilişkin sorularımızı yöneltmek
üzere Kredi Kayıt Bürosu Stratejik
Planlama ve Kurumsal İlişkiler
Genel Müdür Yardımcısı Koray
Kaya ile bir araya geldik.
Kredi notu ve gayrimenkul
sektöründeki önemi hakkında
bilgi alabilir miyiz?
Findeks Kredi Notu bireylerin
sahip olduğu tüm kredili ürünlerin
limit, borç, ödenme düzeni,
kullanım yoğunluğu ve yeni ürün
başvuruları gibi veriler üzerinden
hesaplanan, 1 ile 1900 arasında
değişen bir nottur. Burada 1
en riskli, 1900 ise en az riskli
kimselere işaret ediyor. Uzun
yıllardır bankaların kredilendirme
sürecinde referans aldıkları bu
nota göre karar verme süreci
artık gayrimenkul sektöründe de
hızla yayılıyor. Ev sahipleri kiracı
adaylarının ödeme alışkanlıklarına
bakarak kiralarını düzenli
ödeyip ödemeyeceği hakkında
tahminde bulunabiliyor. Bu bilgi
ile kiracılarını çok daha doğru
seçerken depozito miktarını,
hatta kira tutarını bile bu bilgilere
göre şekillendirebiliyor. Örneğin
kredibilitesi belli olmayan
bir kiracı adayına evini aylık
1000 TL’ye kiraya vereceğine
kredibilitesi yüksek bir kiracıya
900 TL’ye vermeyi çoğu ev sahibi
tercih eder. Kredi notu bunu
mümkün hale getiriyor.
Kredi Notu’nun hesaplanmasında
kullanılan bileşenler Risk
Raporu’nda detaylı olarak
görülebiliyor. Bu raporla ev sahibi
kişi, Findeks üzerinden web veya
mobil ortamdan yapacağı talep ile
saniyeler içerisinde kiracı adayının
kredibilite bilgilerine bilgilere
erişilebiliyor. Bu işlem için talep
anında Findeks kiracıdan SMS ile
bir onay alıyor. Onay verilmemesi
durumunda yasal olarak bu
verilere erişmek mümkün
olamıyor.
Kiracı adayının onayı ile alınan
risk raporunun içinde, adayın
halen aktif veya son beş yıl
içerisinde kapatılmış olan tüm
banka kredili ürünleri, kaç
bankadan kredi aldığı, limitlerinin
toplamı, ne kadar riski olduğu,
ödemelerini düzenli yapıp
yapmadığı gibi bilgiler ürün
bazında bu rapor üzerinden
görüntülenebiliyor. Raporun özeti
ise yine rapor içinde yer alan kredi
notu üzerinde yer alan risk renk
skalası ile anlaşılabiliyor.
Kredi notunu neler etkiliyor?
Kredi notunu oluşturan pek
çok unsur bulunuyor. Ancak bu
unsurların en önemlisi bireysel
kredi ve kredi kartı ödeme
alışkınlıkları. Notun yüzde 30’unu
oluşturan bu alandan yüksek puan
elde etmek için asgari ödeme
tutarlarının zamanında ödenmesi,
ödemelerin son ödeme tarihinden
geç yapılmaması gibi detaylar
önem taşıyor. Bir diğer unsuru ise
mevcut hesap ve borç durumu
oluşturuyor. Notun yüzde 25’ini
etkileyen bu alanda iyi ve kötü
kapanmış krediler, teminatlı veya
teminatsız mevcut borç bakiyeleri
ve limitler dikkate alınarak not
hesabına dahil ediliyor.
Sadece ödeme performansı ile
sınırlı olmayan kredi notunu
etkileyen unsurlardan biri de
yeni kredi açılışı. Notu yüzde 20
oranında etkileyen bu unsur için
henüz ödeme performansı belirli
olmamakla birlikte yakın zamanda
alınan krediler kişinin risklilik
oranını etkileyen bir önemli
bir detay. Son olarak, notun
kalan yüzde 15’lik kısmını kredi
kullanım yoğunluğu oluşturuyor.
Kredi kullanan ve düzenli ödeme
tarihçesine sahip olan bir kişinin
Findeks Kredi Notu, hiç kredi
kullanmayan ya da az kullanan bir
kişiye göre daha yüksek olabiliyor.
Peki, notu düşük olanlar ne
yapmalı?
Kredi notu artık hayatın her
noktasında karşımıza çıkabilir.
Bunun için özellikle notu düşük
olanlara Findeks Not Danışmanım
hizmetinden faydalanarak
notlarını bir an önce yükseltmeye
yönelik adımlar atmasını
öneriyoruz. Bu sayede kişiye
özel tavsiyeler almaları hatta bir
süre sonra Türkiye ortalamasının
da üstünde bir kredi notuna
ulaşmaları mümkün. Burada
sadece notu düşük olanların
değil notu yüksek olanların da bu
hizmetten yararlanması önemli.
Çünkü bilinçsizce alınan bir
finansal karar sonucu düşük bir
not ile karşılaşmak mümkün.
Kiracı seçiminde kredi
notunun çok önemli bir yeri
olduğu görüyoruz. Bu notun
gayrimenkul satış sürecine de
katkısı var mı?
Elbette. Gayrimenkul satış
işlemlerinin bir kısmı vadeli
olarak yapılıyor. Bu gibi
durumlarda alımı yapan kişinin
ileride bakiye borcunu ödeyip
ödeyemeyeceği kararını verirken
de kredi notu önemli bir araç.
1900
MAGAZİNERA < 19
G A Y R İ M E N K U L
H U K U K U
Kentsel
Dönüşümde
Dava
Türlerİ
20 > MAGAZİNERA
2012’de
yürürlüğe giren
6306 Sayılı Kanun,
kentsel dönüşüme
ilişkin bir devrim
niteliğinde
olsa da, yasal
enstrümanlardan
yoksun
olduğu için
beklenen etkiyi
sağlayamadı.
A v . A li Y ü ksel
G ayrimenkul H ukuku
E nstitüsü B aşkanı
İnşaat ve imar alanında tam bir
devrim niteliğindeki 6306 Sayılı
Kanun, 2012 yılında yürürlüğe girdi. Sadece 5-6 madde denebilecek bir kanunun hukuk hayatımıza böyle iddialı bir giriş yapması
tek başına yeterli olmayacaktı ve
nihayet öyle oldu.
Türkiye’nin tamamını kentsel dönüşüm alanı olarak gören bu kanunun birkaç maddesi Anayasa
Mahkemesi tarafından iptal edildi, çıkan yönetmelikler yenilendi.
Kanun devrim amacıyla çıksa da,
öne sürdüğü güçlü iddiayı ve hedefi gerçekleştirecek yasal enstrümanlardan yoksundu. Bu iptaller biraz daha elini kolunu bağladı.
Bu kanunun etki ettiği diğer kanunlar olan Kat Mülkiyeti Kanunu, İmar Kanunu, Medeni Kanun,
Borçlar Kanunu, Hukuk Muhakemeleri Kanunu, İdare Mahkemeleri Usulü Kanunu, KTV Kanunu,
Vergi Kanunu, Köy Kanunu, Mera Kanunu gibi yüz civarında kanundaki birçok hükümle çelişmesi
ya da kesişmesi yorum problemini
ortaya koydu.
Yorum, yasaların uygulanmasında her zaman önemli olmakla beraber, bir kanunun uygulanmasındaki yorum, doktrin denen
bilimsel görüşler, mahkemeler,
avukatlar ve yüksek mahkemelerin uygulamalarında ortaya çıkacak bir sonuçtur ve en az on yılda
net bir renk alabilmektedir.
Afet başlığı altında ele alınan konuların “hızlı” olması ise kaçınılmazdır. Bu şekilde çelişkilerin,
boşlukların yorumlanması, iptallerin nasıl doldurulacağı sorunu
“yavaşlatıcı” bir engeldir. Böyle olunca geçen dört yılda günün
her saatinde, her yerde çok konuşulan kentsel dönüşüm, idarenin
etkin olduğu gecekondu bölgeleri
ile hazine ve belediye arsalarının
yapılaşmasında etkin oldu ama, sıradan vatandaşın binalarının dönüşümünde uygulamada başarılı
sayılmaz.
Ne olmalı?
6306’nın tamamen iptal edilerek,
Kat Mülkiyeti Kanunu, İmar Kanunu, Medeni Kanun, Borçlar Kanunu, Hukuk Muhakemeleri Kanunu,
İdare Mahkemeleri Usulü Kanunu,
KTV Kanunu, Vergi Kanunu, Köy
Kanunu, Mera Kanunu, Belediye
Kanunu, Gecekondu Kanunu, Orman ve Tarım Alanları Kanunu gibi kanunların tamamının bütüncül
bir yaklaşımla ele alınarak yenilenmesi, kentsel dönüşüm ve yenileme hedeflerine uygun biçimde düzenlenmesi gerekir. Ortaya çıkan
kanun, bu kanunların tamamını
kapsayacak Gayrimenkul ve İmar
Kanunu da olabilir sadece kentsel
dönüşüm alanlarına uygulanacak
özel bir Kentsel Dönüşüm Kanunu
da... Zira artık güncel kavram afet
değil gayrimenkul üzerindeki varlıklar ve onların tasarımı, düzenlenmesidir.
MAGAZİNERA < 21
G A Y R İ M E N K U L
H U K U K U
Başarısız Bir Örnek:
Fikirtepe
Kentsel Dönüşüm Kanunu’ndan
önce başlayıp halen az yol kat etmiş problemler yumağı bir bölge
olan Fikirtepe’deki kentsel dönüşümün başarısızlığı her bölgeyi etkiliyor. Devlet-belediye, halk, aracılar-malikler, müteahhitler olarak
her kesimin problem yaşadığı bu
alan, halen karmaşanın adı olarak
anılmaya değer.
Mahkeme Kararları
Anayasa Mahkemesi, Danıştay
ve İdare Mahkemeleri ile Hukuk
mahkemelerinin birçok kararı
var. Bu kararların bazıları kentsel dönüşüme dair riskli alan kararlarını iptal etti, bazıları kamulaştırma işlemlerini, bazıları
22 > MAGAZİNERA
ise apartman ve sitelerde dönüşümü durdurdu. Ama bir yargı uygulaması birliği yok, çeşitli
ve farklı farklı kararlar var. Hatta bazı hakimler diğerlerinin tersine yorumlar yapmakta. Bunlar kentsel dönüşümün önündeki
engeller. Yasal düzenleme yeniden ele alınırsa bu konulardaki aksaklık ve eksiklerin düzenlemesi yapılarak sistem hataları
giderilebilir.
2/3 ün aldığı karardan
mağdur olanların hakları:
2/3 ün aldığı karardan mağdur
olan azınlık ne yapacak? Bu kesimin dava hakkı var ve bu haklarını gerek bakanlığa gerekse diğer
maliklere karşı kullanmaları ve zararlarını tazmin etmeleri mümkün
REIDIN Gayrimenkul Bilgi Servisleri
ile Piyasa Trendlerini Yakından Takip Edin!
İ Ş
D Ü N Y A S I
MİLENYUM SONRASI
GAYRİMENKUL
PAZARLAMA
SEKTÖRÜ
Toplumun değişen demografik yapısı,
yeni konut tipleri, yeni finansman
modelleri gibi pek çok etken,
gayrimenkul pazarlama sektörünü
zirveye taşıyor. Sektörün yükselişi
gayrimenkul danışmanlığını cazip
hale getiriyor.
24 > MAGAZİNERA
K adir T ü men
ERA TÜRKİYE
FRANCHİSE SATIŞ DİREKTÖRÜ
[email protected]
Geçmişten günümüze
gayrimenkul pazarlama
sektörü, gelişim gösteren
inşaat sektörüyle birlikte
bambaşka bir hal almaya
başladı. Özellikle 2000 sonrası,
ülkemizin demografik yapısındaki
değişikliklere paralel ekonomik
gelişim, kentleşme ve buna
benzer birçok etkenle birlikte
yeni konut tipleri ihtiyacı
ortaya çıktı. Ayrıca gayrimenkul
yatırımı; dolar, borsa, altın gibi
yatırım araçlarına nazaran
yine bu yıllarda çok daha fazla
kazanç sağlayan, güvenilir
bir yatırım aracı haline geldi.
2000’li yılların öncesinde, bir
gayrimenkulün geri dönüş süresi
25 yılın üzerinde iken 2000’li
yıllardan itibaren bu oran 20 yılın
altına düşmeye başladı. Ayrıca
evlilik oranlarının düşmesine
paralel boşanma oranlarının
artması, üniversite sayılarının
artması ve hane halkı sayısının
azalması ile birlikte, Türkiye’nin
daha önce görmediği düşük
metrekareli evler yani 1+0’lar,
1+1 ler üretilmeye başlandı.
Doğal olarak değişen konut
tiplerinin hızla pazarlanması
sektörün gelişimi için çok
önemli bir hale geldi. Tabii,
yeni finansman modelleriyle
birlikte bu konutların daha kolay
alınabilir olması, ayrıca iyi bir
yatırım aracı haline gelmesi
satışları kolaylaştırarak artırdı
ve sektörün sürekli büyümesini
sağladı. Yine 2000’li yılların
başında yaşanan ekonomik kriz
sonrası özellikle nitelikli bir hale
gelen gayrimenkul sektörünün
tek eksiği olan ‘Nitelikli
Gayrimenkul Pazarlama’
konusu da gündeme gelerek bu
dönemde açığa çıkan nitelikli
iş gücü tarafından ‘Kurumsal
Gayrimenkul Ofisleri’nin
sayıları hızla arttı. Özellikle açığa
çıkan üst düzey yöneticiler,
bankacılar, sigortacılar kısacası
farklı sektörlerde çalışsa da
hep kendi işlerini yapmak
istemiş, ancak belki de ne
yeterli sermayeye ne de yeterli
cesarete sahip olan kişiler
hızla gayrimenkul pazarlama
sektörüne girmeye başladılar.
Geçmişteki gayrimenkul
pazarlama sektörünün algısı
da hızla değişerek, bu sektöre
olan güven artmaya başladı
bu sayede. Tabii bu gelişimde
özellikle tüm dünyada başarılı
iş modellerine sahip olan
franchise firmaları başı çekti
ve halen de çekmeye devam
ediyor. Nitekim bu sistemlerin
kültüründe yıllardan beri tecrübe
edinilen metotlar, niteliği yüksek
kişilerle buluştuğu zaman
başarısı yüksek ofisler oluşmaya
başladı. Ayrıca yine geçmişten
günümüze gayrimenkul
dendiği zaman akla gelen ilk
çalışma alanı konut iken artık
günümüzde, ticari gayrimenkul,
endüstriyel gayrimenkul,
proje pazarlama gibi uzmanlık
isteyen gayrimenkul alanları
var. Bu nitelikli alanların,
nitelikli bilgilerle pazarlanma
gereksinimi ise nitelikli iş
gücüne ve buna paralel olarak
kurumsal gayrimenkul franchise
firmalarına olan ihtiyacı artırıyor.
Artık günümüzde her bir
gayrimenkul profesyonelinin
bir uzmanlık bölgesi ile birlikte
uzman olduğu branş var…
Ekonominin en önemli
dinamiklerinden olan
gayrimenkul sektörü önümüzdeki
yıllarda da gelişimine hızla devam
edecek. Nitekim bu sektör ev
dekorasyonu, mobilya, beyaz
eşya gibi sektörlerinde en önemli
tetikleyicisi. Yeni kent projeleri,
üçüncü Boğaz köprüsü, yeni
hava alanları, yeni üniversitelerle
birlikte belediyelerin arazi
arzları sonrası yeni yaşam
alanları oluşmaya devam
edecek. Bizler de yatırımcıları,
nitelikli bilgilerle yönlendirerek
doğru tercih yapmalarını
sağlamaya devam edeceğiz.
Amacımız bir gayrimenkul
danışmanı yaratmaktan
ziyade bir ‘Yatırım Danışmanı’
yaratmak ve ERA Türkiye
olarak tüm işletim sistemimizi
de buna göre kurguluyoruz. Bu
sayede her birisi profesyonel
hayatlarında veya kendi işlerinde
kazanabileceklerinden daha
fazla kazanç sağlayabilecek hale
gelen bir ekip ile büyüyoruz.
Yüzyılın sektörü gayrimenkul
pazarlama sektörü yüzyılın işi de
‘Gayrimenkul Danışmanlığı’. Siz
de bu işle tanışmak için
HEMEN ERA…
MAGAZİNERA < 25
A N A L İ Z
Avrupa Yakası
Konut Aİdatlarında
Rekortmen
26 > MAGAZİNERA
REIDIN tarafından gerçekleştirilen Konut Projeleri Aidat
Değerleri araştırmasıyla il, ilçe ve proje bazındaki
lokasyonların aidat ortalamaları analizi yayınlandı.
Konut Projeleri Aidat
Değerlendirmeleri
araştırmasına göre İstanbul,
Ankara ve İzmir’de oturumun
başladığı konut projelerinde,
metrekare bazında en yüksek
aidat değerine sahip konut
projesi 18.83 TL/m2 ile İstanbul
Avrupa Yakası’nda iken,
metrekare bazında en düşük
aidat değerine sahip konut
projesi ise ortalama 0.20 TL/
m2 ile Ankara’da bulunuyor.
Araştırma sonuçları,
İstanbul’un iki yakası arasında
da değer farklılıkları olduğunu
gösteriyor. İstanbul’un
ilçelerinde metrekare bazında
ortalama aidat değerlerine
bakıldığında, Silivri 1.00 TL/m2
ile en düşük değere sahipken,
Şişli ise 6.43 TL/m2 ile en
yüksek aidat ortalamasına
sahip ilçe konumunda yer
alıyor. Özellikle Boğaz aksında
bulunan ilçelerde, rayiç
değerlerde olduğu gibi aidat
değerleri de çeperlere oranla
yüksek çıktı.
Araştırma, aidat değerlerinin
lokasyona, sosyo-ekonomik
seviyeye, konut fiyatlarına
bağlı olarak değişkenlik
gösterdiğini ortaya koyuyor.
REIDIN Türkiye Veri
Araştırma Müdürü Hilal
Erdoğan Şumnu’nun da
dikkat çektiği üzere analizde,
aidat değerlerinin en yüksek
olduğu Şişli, Beşiktaş ve
Sarıyer ilçelerinin, aynı
zamanda REIDIN SED (Sosyo
Ekonomik Derecelendirme)
sınıflandırmasında da A+
seviyesinde olan ilçeler olduğu
görülüyor.
Geçen yılın aidat değerleri
analiziyle bu yılınki
karşılaştırıldığında aidat
değişim oranları bazı
ilçelerde pozitif yönde bir
eğilim göstererek arttığı,
bazılarında ise negatif
yönde bir eğilim göstererek
azaldığı dikkat çekiyor.
Şimdi, bu değişimin sebebi
olarak inşaatı yıl içerisinde
tamamlanmış yeni projelerin
etkisi veya bazı projelerde
ilk aidat fiyatlarının
revize edilmesinin
gösterilebileceğine dikkat
çekiyor. Şişli, Bakırköy
gibi konut satış metrekare
birim fiyatları yüksek olan
ilçelerde aidat metrekare
birim fiyatları da artış
gösterirken, yeni konut
sayısının yüksek olduğu
lokasyonlardan Kadıköy
ise azalış gösteren ilçeler
arasında yer alıyor.
MAGAZİNERA < 27
S E K T Ö R E L
H A B E R L E R
3. HER YÖNÜYLE KENTSEL DÖNÜŞÜM KONGRESİ
SONUÇ BİLDİRGESİ
ERA Türkiye’nin platin sponsor olduğu ‘3. Her Yönüyle Kentsel
Dönüşüm Kongresi’ ‘Sürdürülebilir Şehirler ve Binalar’ başlığı altında
25 Şubat’ta Marriott Hotel Şişli’de Management Plus Danışmanlık ve
Eğitim tarafından düzenlendi. Kongreye, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı
ve İMKON (İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu) büyük destek verdi.
Kentsel dönüşümde hak
sahibi olan kişilere kredi
kullandırmak üzere Çevre
ve Şehircilik Bakanlığı
ile protokol imzalayan
ilk banka olduğundan bu
yana projeye desteğini
sürdüren ve Bakanlık
onaylı kredilerde sektör
lideri konumunda olan İş
Bankası’nın platin sponsor
olarak destek verdiği
kongrenin diğer platin
sponsorları ise Türkiye’nin
önde gelen gayrimenkul
geliştirici ve üreticileri
arasında bulunan Nef,
Avrupa Konutları,
Piyalepaşa Gayrimenkul.
Kongrenin ana sponsorları
ise Gayrimenkul Hukuku
Enstitüsü, Competenza,
BİTÜDER, Yeniköy Enerji,
Vartaş, Gad Foundation
ve DYO. Kongrenin medya
sponsoru Star Gazetesi,
28 > MAGAZİNERA
televizyon yayın sponsoru
24 TV, sektörel internet
sponsoru Hürriyetemlak.
com, sektörel bilgi sponsoru
Reidin.com ve Zingat,
sektörel dergi sponsoru
Gayrimenkul Türkiye,
sektörel iletişim sponsorları
ise Emlakdream.
com, Emlakweb tv ve
Emlaktasondakika.com
oldu. Ayrıca kongreye
Türkiye Değerleme
Uzmanları Birliği de çok
büyük destek verdi.
Kongrede yetkin
katılımcılarının
ortaya koyduğu ortak
değerlendirme, 2012
yılından bugüne kentsel
dönüşüm sürecinin zor da
olsa ilerleme kaydettiği ve
2016 yılında ivme kazanarak
daha da gelişeceği yönünde
oldu.
Aktarımlar:
Açılış Konuşmaları
■ Kentsel dönüşümün özel
sektör ve devlet işbirliği ile
yapılmasının, müteahhitlik
yasasının acil çıkarılmasının,
odanın kurulmasının ve
müteahhitlik sektörünün
kentsel dönüşüm
sürecinde geliştirilmesinin,
ayrıca müteahhitlik
sektörünün sanayi kolunda
görülmesinin gerektiği
■ Kentsel dönüşüm
yasasının, imar ve yapı
denetim kanunlarıyla
birleştirilmesinin ve
görev tanımı, denetim,
yetki ve sorumlulukların
belirlenmesinin önemi
■ Kentsel dönüşümün
siyaset üstü milli bir
mücadele olduğu ve
topyekûn bu süreci
geliştirmemiz ve
hızlandırmamız gerektiği
■ İller Bankası’nın
Türkiye’nin itici gücü
olduğu ve belediyelerin
İller Bankası’nın
kaynaklarından
faydalanmasının kentsel
dönüşümü hızlandıracağı
■ İller Bankası’nın kentsel
dönüşüm sürecinin en önemli
oyuncularından biri olduğu
■ Siyasi iradenin kentsel
dönüşüme desteğinin tam
olduğu ve 2016 yılından
itibaren desteğin daha da
artacağı
■ 2023 yılına kadar
6-7 milyon konutun
yenileneceği
■ 2016 yılında kentsel
dönüşümün hız kesmeden
ilerleyeceği
■ Sürdürülebilir ve
yaşanabilir şehirler
yaratmanın temel hedef
olduğu
MAGAZİNERA < 29
S E K T Ö R E L
H A B E R L E R
Kongrede yetkin
katılımcılarının
ortaya koyduğu ortak
değerlendirme, 2012 yılından
bugüne kentsel dönüşüm
sürecinin zor da olsa
ilerleme kaydettiği ve 2016
yılında ivme kazanarak daha
da gelişeceği yönünde oldu.
30 > MAGAZİNERA
■ Kültürel yapımıza uygun
yaşam alanları geliştirmeyi ve
dikey değil yatay yapılaşmanın
teşvik edildiği bir kentsel
dönüşüm sürecine ihtiyaç
duyulduğu konuşuldu.
1. Ana Oturum
■ Şehirlerde yaşanan sorunların
tümünün ortak sorunlar olduğu
■ Ada bazında kentsel dönüşüm
ihtiyacının her geçen gün arttığı
■ Anadolu’daki şehirlerin
kentsel dönüşüm sürecine girdiği
fakat sürecin hızlanması için
halkın desteğinin artırılması
gerektiği
■ Halkın hakkından fazlasını
istememesi için belediyelerin
halkı bilinçlendirmesi gerektiği
■ Kentsel dönüşüm sürecinde
halkla iletişim, ikna ve
müzakereye daha fazla önem
verilmesi gerektiği
■ Şehirlerde kentsel stratejiye
dönük proje geliştirme
çalışmalarının hızla ilerlediği
■ Belediyelerin projelerini
yabancı yatırımcılara anlatmak
için MIPIM 2016’ya katılacakları
■ Kentsel dönüşüm sürecinde
Maliye Bakanlığı ile Çevre
ve Şehircilik Bakanlığı’nın
entegrasyonun sağlanması
gerektiği
■ Belediyelerin kentsel dönüşüm
doğrultusunda sürdürülebilir
şehirler yaratmak için gerekli
çabayı göstermelerinin önemi
■ Şehirlerde kentsel dönüşüm
sürecinin liderliğini ve oyun
kuruculuğunu belediyelerin
yapması gerektiği konuşuldu.
2. Ana Oturum
■ Hükümetin kentsel dönüşümle
ilgili iradesini kararlı bir şekilde
kullandığı
S E K T Ö R E L
H A B E R L E R
■ Kentsel dönüşümün bir rant
değil uzun vadeli ve kararlılık
gerektiren bir süreç olduğu
■ Kentsel dönüşüm sürecinde
yıkımlar yapılırken gerekli
önlemlerin halk sağlığı açısından
alınması gerektiği
■ Kentsel dönüşümün 40 milyon
kişiyi yakından ilgilendiren bir
olgu olduğu ve toplumun bu
konuya inandırılmasının ve sevk
edilmesinin çok önemli olduğu
■ Kentsel dönüşüm
sürecinde belediyeleri farklı
uygulamalardan arındırarak
bir uygulama bütünlüğünün
sağlanması gerektiği
■ Bütünsel olarak şehir
planlama sürecini ilerletmemiz
gerektiği
■ Üreticilerin üzerine düşen
görevi üstlendiklerini fakat
halkın da kentsel dönüşümü
sahiplenmesi gerektiği
■ Kentsel dönüşümün sadece
ekonomik bir dönüşüm değil ayrıca
sosyolojik bir dönüşüm olduğu
■ Kentsel dönüşüm sürecinin
gelişmesinde Çevre ve
Şehircilik Bakanlığı’nın yanında
belediyelere de çok büyük
görevler düştüğü
■ Ülkemizde kentsel dönüşümle
birlikte sürdürülebilir şehirler
yaratıldığında küresel rekabet
liginde çok üst sıralara
tırmanmanın mümkün olduğu
konuşuldu.
3. Ana Oturum
■ En kısa zamanda gayrimenkul
mahkemelerinin kurulması
ve kentsel dönüşümle ilgili
kararların bu mahkemeler
tarafından alınması gerektiği
■ Birbiriyle çelişkili mahkeme
kararlarının olmaması gerektiği
■ Kentsel dönüşüm sürecinde
binalarda karbon salımının
azaltılması ve enerji verimliğinin
yükseltilmesi için çalışmalar
yapılması ve yasaya eklenmesi
gerektiği
■ Sürdürülebilir şehirler
32 > MAGAZİNERA
yaratmanın gelecek nesillere
bırakabileceğimiz en önemli
misyon olduğu
■ Çocuklarımızı sağlıklı
yetiştirebilmemiz için
sürdürülebilir şehirler ve binalar
yaratmamız gerektiği
■ Sürdürülebilir şehirler
ve binalar yaratmak için
estetik ve mimari anlayışımızı
geliştirmemiz gerektiği
■ Gayrimenkul danışmanlarının
kentsel dönüşüm sürecinde çok
önemli roller almaya başlayacağı
■ Gayrimenkul danışmanlığı
sektörünün yasasının çıkması
gerektiği
■ Binalarda sürdürülebilirliği
sağlamak için su izolasyonunun
mutlaka yapılması gerektiği
■ Su izolasyonu olmayan
binaların korozyon etkisiyle
depremde öncelikle yıkılacağı
■ Kentsel dönüşüm yasasının
içine enerji verimliliği ve su
izolasyonu tanımlarının mutlaka
koyulması gerektiği
SONUÇ
4. Ana Oturum
■ Şehirlerin marka değerinin
artırılması için gerekli çalışmaların
hızlandırılmasının önemi
■ Kentsel dönüşümün
finansmanının değil gayrimenkul
finansmanını konuşmamız gerektiği
■ Riskli binaların dışında
riskli alanlarda da bankaların
öneminin çok büyük olduğu
■ Kentsel dönüşüm kredilerinin
artmasının süreci hızlandıracağı
■ Menkulleştirme yapılarak
yabancı sermayenin çekilmesi
gerektiği
■ Kamusal kaynaklarla kentsel
dönüşümün yapılması için havuz
oluşturulması gerektiği
■ Tapu ve kadastro kayıtlarının
dijitalleştirilmesinin gerektiği
■ Bilginin doğru tutulup
gayrimenkul finansmanına
dönüşmesinin sağlanması
■ Yasaları çıkarırken
yönetmeliklerinde revize
edilmesi gerektiği konuşuldu.
‘3. Her Yönüyle Kentsel Dönüşüm Kongresi’ sonucunda
yukarıdaki aktarımlar doğrultusunda kentsel dönüşümün
2012 yılından bugüne kadar geliştiği, kentsel dönüşümü
ülkemizde geliştirmek için gerekli mücadeleyi topyekûn
vermemiz gerektiği, şehirlerin ve binaların sürdürülebilir
hale gelmesinin ve marka şehirler geliştirmenin kalkınmanın
en önemli göstergesi olacağı, kentsel dönüşümün rantsal
dönüşüm olmadığı, bu anlamda tüm taraflara çok önemli
görevler düştüğü, hükümetin bu konuya ilişkin kararlı
tutumunun devam edeceği, 2023 yılına kadar 6 milyon
konutun dönüştürüleceği, belediyelerin kentsel dönüşümün
en önemli oyuncusu olduğu, gerek İller Bankası’nın gerekse
bankaların belediyelerin kentsel dönüşüm projelerine
kaynak aktarma da veya kredi verme de gerekli rolü
üstlenmek istemeleri, kentsel dönüşümün sosyolojik
boyutları daha fazla dikkate alınarak halkla ilişkilerin bu
anlamda geliştirilmesi gerektiği, sağlık, ikna ve müzakere
boyutlarına daha fazla önem verilmesi gerekliliği
konuşmacılar tarafından ortaya konmuştur.
S E K T Ö R E L
H A B E R L E R
‘5. GAYRİMENKULDE
LİDERLER ZİRVESİ’ ÖNEMLİ
KONUŞMACILARIN KATILIMIYLA
İSTANBUL’DA GERÇEKLEŞECEK
Management Plus Danışmanlık Eğitim tarafından her yıl organize
edilen ‘5. Gayrimenkulde Liderler Zirvesi’ bu yıl ERA Türkiye
sponsorluğunda 28 Nisan Perşembe günü Marriott Hotel Şişli’de
gerçekleşecek. Ana teması ‘Gayrimenkulde Finansman Modelleri
ve Alternatifleri’ olan zirve 3 ana oturumdan oluşacak.
1. Ana Oturum: Düzenleyici kurumların gayrimenkul
finansmanına genel bakışı
2. Ana Oturum: Gayrimenkul finansmanının önemi ve sektöre
olan katkıları
3. Ana Oturum: Gayrimenkul finansmanında alternatiflerin
tüketiciye yansımaları nasıl olmalıdır?
Zirvede, ERA Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Can Ekşioğlu konut
finansmanı hakkında bir konuşma yapacak.
34 > MAGAZİNERA
Ağaoğlu portföylerİnİn Avrupa
ve Asya/Pasİfİk satışları
ERA Türkİye’ye emanet
ERA Gayrimenkul’un Türkiye ve KKTC temsilcisi ERA Turkiye,
Türkiye’nin yaşam mimarı Ağaoğlu gayrimenkullerinin
satışına yönelik önemli bir işbirliğine imza attı. Tüm Ağaoğlu
gayrimenkullerinin Avrupa ve Asya/Pasifik satış hakları,
ERA Türkiye’nin oldu. Anlaşmayla birlikte Agaoğlu’nun
gayrimenkullerinin bu bölgelerdeki satışlarını ERA Türkiye yapacak.
ERA Türkiye ekibi Orlando/Florida’da yapılan ERA Kongresi’ne
katılım göstererek, ERA ülke temsilcilerine, Ağaoğlu/ERA Türkiye
işbirliğine ilişkin bilgiler paylaştı. ERA Türkiye, Ağaoğlu’nun sahip
olduğu gayrimenkullerin satış ve kiralamasina 2016 Nisan ayı
itibariyle başladi.
E T K İ N L İ K
ERA
yerlİ ve yabancı
gayrİmenkul danışmanlarını
dev organİzasyonda
buluşturuyor
ERA Türkiye; alanında uzman
isimlerle yerli ve yabancı Broker ve
Gayrimenkul danışmanlarını bir araya
getirecek dev bir organizasyona
imza atıyor. Broker ve Gayrimenkul
Danışmanları, 12-14 Nisan tarihlerinde
Kıbrıs’ta gerçekleşecek olan ‘ERA IBC
Türkiye 2016’da buluşacak. Konferans,
eğitim, pek çok sosyal etkinlik ve
ödüllerin yer aldığı organizasyona,
ünlü CEO’ların ve başarılı sporcuların
danışmanı, dünyanın en çok izlenen
motivasyon konuşmacısı Aaron
Sansoni de katılarak mükemmel satışın
sırlarını anlatacak.
36 > MAGAZİNERA
ERA, bugüne kadar
gerçekleştirdiği eğitim,
seminer, konferans ve
etkinlik faaliyetlerinin hepsini
bünyesinde barındıran yerli
yabancı tüm gayrimenkul
danışmanları ve broker’ları
bir araya getirecek büyük bir
organizasyona ev sahipliği
yapmaya hazırlanıyor. 12-14
Nisan tarihlerinde KKTC’de
gerçekleşecek olan ‘ERA IBC
Türkiye 2016’da gayrimenkul
danışmanlık sektörü her
yönüyle masaya yatırılacak.
International Business
Conference (IBC) Türkiye,
3 gün boyunca KKTC’de
Kaya Artemis Otel’de
gerçekleşecek. Düzenlenecek
organizasyonun konferans
alanında uzman ve birbirinden
değerli konuşmacılar bilgi ve
deneyimlerini paylaşacak.
Konuşmacılar arasında ERA
Avrupa Başkanı Başkanı
Francois Gagnon, Cosmomia
Kurucusu Arcan Okan Kurşun,
Vesram Türkiye Başkanı Hakan
Eren, Tiyatro Oyuncusu ve
Müzisyen Taylan Erler ve
basketbol antrenörü Çetin
Yılmaz yer alacak.
Ünlülerin danışmanı Sansoni
ile motivasyon...
Konferansın en dikkat çeken
isimleri arasında ise ünlü
CEO’ların ve başarılı sporcuların
danışmanı, dünyanın en çok
izlenen motivasyon konuşmacısı
Aaron Sansoni de yer alıyor.
Mükemmel satışın sırlarını
anlatacak olan satış uzmanı
Aaron Sansoni, bugüne kadar
verdiği eğitim ve seminerlerle 14
ülkede 100’ü aşkın sektörden 2
milyon insana ulaşmış durumda
bulunuyor.
Gayrimenkul danışmanlığı
sektörünün avantajlarının
gözler önüne serileceği ve 1.5
saat sürecek eğitimde broker
ve gayrimenkul danışmanlarına
mükemmel satışın ve
motivasyonun inceliklerini
anlatacak.
‘IBC Türkiye 2016’da, ‘2015 Yılı
ERA Ödüllendirme Sonuçları’ da
açıklanacak. Ödüller düzenlenen
gecede başarı sıralamasına
göre ödül sahipleri ile
buluşacak. Eğitimlerin yanı sıra
paylaşımların, yeni network’lerin
bir arada olacağı organizasyonda
ödül gecesine Grup 1900 de renk
katacak.
MAGAZİNERA < 37
İ Ş
D Ü N Y A S I
Cityscape
Turkey’İ
5 bİnİn üzerİnde kİşİ zİyaret ettİ
38 > MAGAZİNERA
Gayrimenkul sektörünün küresel çapta
en geniş kapsamlı organizasyonlarından
Cityscape, İstanbul’daki ilk fuarında
şov yaptı. Cityscape Turkey’i 3 günde
5 binin üzerinde kişi ziyaret etti.
Cityscape Grup Direktörü
Molman, “Türkiye’de ilk
etkinliğimiz olmasına rağmen,
beklentilerin üzerinde katılım
sağlandı. Cityscape Turkey
büyüyerek yoluna devam
edecek” dedi.
ISTexpo Genel Müdürü İsmail
Sezen, “Kurumsal yatırımcılar da,
bireysel konut alıcıları da, proje
sahipleri de Cityscape Turkey’den
son derece mutlu ayrılıyor. Bu
başarının neticesinde gelecek
yıl çok daha geniş katılımlı bir
Cityscape Turkey organizasyonu
için şimdiden hazırlıklara
başladık” diye konuştu.
Türkiye gayrimenkul sektörü,
tarihinde ilk uluslararası fuar
organizasyonunu büyük başarıyla
tamamladı. Dünya çapında
öncü gayrimenkul fuarlarından
olan Cityscape, Birleşik Arap
Emirlikleri (Dubai, Abu Dabi),
Mısır, Katar, Güney Kore, Kuveyt
ve Suudi Arabistan’dan sonra
İstanbul’a taşıdığı etkinlik yoğun
ilgi gördü. İlk iki gün binlerce
kişinin ziyaret ettiği Cityscape
Turkey’e 3’üncü günün sonunda
birçok ülkeden 5 binin üzerinde
kişi katıldı.
Cityscape Turkey, son gününde
kurumsal ve bireysel yabancı
yatırımcıların yanında, yerli konut
alıcılarının akınına uğradı. 12’si
uluslararası firmalara ait toplam
67 stantta onlarca projeyi bir
arada görme imkanı bulan konut
alıcıları, birçok firmanın sadece
fuara özel indirimlerinden de
yararlandı.
Molman: “CItyscape Turkey
büyüyerek yoluna devam
edecektir”
Cityscape Grup Direktörü
Molman, “Türkiye’de ilk
etkinliğimiz olmasına rağmen,
beklentilerin üzerinde katılım
sağlandı” dedi. Molman,
“Cityscape olarak, 14 yılda
onlarca gayrimenkul fuarı
düzenledik. Cityscape Turkey,
ilk etkinlikte büyük bir başarıya
imza attı. Çok etkili ve başarılı
bir organizasyon oldu. Cityscape
Turkey büyüyerek yoluna devam
edecektir” diye konuştu.
“CItyscape Turkey gelecek yıl
daha da büyüyecek”
Cityscape’i Türkiye’ye taşıyan
ISTexpo Genel Müdürü
İsmail Sezen, fuarla ilgili tüm
paydaşların yüzünün güldüğünü
vurgulayarak şöyle konuştu:
“İlgi duydukları projelerle ilgili
yüzlerce görüşme gerçekleştiren
ve projeleri yerinde görme
şansı yakalayan yerli ve yabancı
yatırımcılar mutlu. Projelerini
en doğru hedefle buluşturma
şansı yakalayan gayrimenkul
geliştiricileri mutlu. Fuarda
onlarca projeyi bir arada görme
şansı yakalayan ve Cityscape
Turkey’e özel indirimlerden
faydalanan bireysel konut alıcıları
da mutlu. Sonuç olarak herkes
Cityscape Turkey’den kazançlı
ayrılıyor. Bu başarının neticesinde,
gelecek yıl çok daha geniş bir
Cityscape Turkey organizasyonu
için hazırlıklarımıza şimdiden
başladık.”
MAGAZİNERA < 39
İ Ş
D Ü N Y A S I
Aklın
Eğİtİmİ
40 > MAGAZİNERA
A zerşin S A R A Ç
E ğitim ve G elişim Y öneticisi
Doğru eğitim,
gayrimenkul
profesyonellerini
kariyerlerinin her
aşamasında özgüvenli
durmaya hazırlayan,
mesleğe dair tüm
soru işaretlerine
cevap veren eğitimdir.
ERA Türkiye Eğitim
ve Gelişim Bölümü
bu doğrultuda,
Franchise sahiplerine
pek çok farklı konuyu
içinde barındıran
bir eğitim takvimi
hazırladı.
Uzun yıllardan beri kurumsal
firma çalışanlarına Satış,
İletişim, Çatışma Yönetimi,
Kurum Kültürü, Takım Olma,
Kişisel Gelişim gibi pek çok farklı
uzmanlık konularında temel ve
yetkinlik bazlı eğitimler veren,
bununla beraber kurumsal
firmalara performans ve yönetim
koçluğu yapmaya devam eden
bir eğitmen ve danışman olarak
sizlerle hem çalışanların eğitime
yaklaşımları, hem de eğitimin
çalışana katkısından bahsederek
tanışmak isterim.
Hep aynı sabaha uyandığınızı
hissettiğiniz günler olur
bazen ya da sanki bir çukurda
debeleniyormuş, hep aynı
şeyleri yapıyormuşsunuz
gibi gelir kimi zaman… Hiç
düşündünüz mü “Acaba neden
böyle hissediyorum?”, “Ne
zaman bitecek?”, “Hayatıma
yeni ne katarsam bu “aynılık”
tan kurtulabilirim?” diye… İşte
biz, gayrimenkul sektöründe
kendine bu soruları sormuş,
bir dönem kendini sorgulamış
kişilerle çalışıyoruz. Bu
kişiler “Nereden başlamalı,
nasıl işe girişmeli, atılacak
doğru adımlar neler” gibi
pek çok sorular sorduklarını
söylüyorlar ofislerini kurma
aşamasındayken. Peki, ya
kurmakla iş bitiyor mu? Aslına
bakarsanız, her şey bundan
sonra başlıyor.
Bir gayrimenkul girişimcisi
olduğunuzda ilk bilmek istediğiniz
şey, nereden başlamanız
gerektiği oluyor. Sektöre yeni
girmiş bir girişimci bebek
adımları atarsa, sağlam basmaya
ve önüne çıkan tüm engelleri
sorunsuz aşmaya başlıyor
zamanla. İlk adımlarınızdan
itibaren yanınızda ve size destek
olması için de doğru bir marka
ile sektöre giriş yapmış olmanız
önem taşıyor elbette.
Peki, doğru marka ne demek?
Bu sorunun cevabı ele avuca
sığmayan bir çocuk gibidir
aslında. Nereye isterseniz oraya
çekebilirsiniz, beklentilerinizle
ilgilidir çünkü. Bununla beraber
gerek zihinsel, gerekse duygusal
anlamda sizi alıcı-satıcı karşında
özgüvenli durmaya hazırlayan,
kafanızdaki soru işaretlerine
cevap veren en temel doğru,
eğitimdir.
ERA Türkiye Eğitim ve Gelişim
Bölümü olarak, Franchise
sahiplerimize pek çok farklı
konuyu içinde barındıran bir
eğitim takvimi hazırladık.
Yıllık olarak hazırlanan eğitim
takvimimizde, yeni ofis sahibi
olmuş broker’larımız, yeni
gayrimenkul danışmanlarımız
veya deneyimli kadrolarımız
(ofis asistanı/ofis yöneticisi)
dahil olmak üzere her kademe
için temel eğitimlere ve yetkinlik
MAGAZİNERA < 41
K İ Ş İ S E L
G E L İ Ş İ M
“Ofis Asistanı ve
Ofis Yöneticisi”
adıyla gerçekleşen
eğitim
programımızla
yine gayrimenkul
sektöründe
yapılmayanı yapmış
ve ölçemediğimizi
yönetemeyeceğimizin bilincinde
bir bakış açısıyla
kurguladığımız
eğitim içeriğimizle
ofis içi
kadrolarımızı
eğitmeye başlamış
durumdayız.
eğitimlerine yer verdik. Burada
amacımız bir gayrimenkul ofisi
için en önemli unsurlardan birisi
olan Recruiting (gayrimenkul
danışmanının ofise katılması)
sürecinde ofislerimize
destek olmak, gayrimenkul
danışmanlarımızın kariyer
planlamalarını yaparken Genel
Merkez olarak onlarla birlikte
olduğumuzu göstermektir.
Gayrimenkul sektörüne adım atan
her gayrimenkul danışmanı ve
broker’larımızın başlangıç eğitimi
olan KariyERA ile sektörde bir ilki
başlattık. Sektörün en kapsamlı
başlangıç eğitim sürecine dahil
olan gayrimenkul danışmanı
ve broker’larımız, yoğun bir
gayrimenkul satış eğitiminden
geçtikten sonra hiç vakit
42 > MAGAZİNERA
kaybetmeden sahada çalışmaya
başlıyorlar. Teknolojinin ve kültür
bilincinin, o markayı temsil eden
kişilerin zihinlerinde oturmasının
müşteriye de yansıyacağının
bilincinde olduğumuzdan, satış
eğitiminden iki hafta sonra
ERA Kültürü, Teknoloji, Sosyal
Medya kullanımı eğitimi için
gayrimenkul danışmanlarıyla bir
kez daha bir araya geliyoruz.
Yaşayarak öğrenmeye verdiğimiz
önem ve yetişkin bireylerde
de uygulamayla öğrenilenlerin
pekiştirileceğini bildiğimizden
KariyERA eğitimimizin son iki
gününü tamamen uygulama
ve bireysel koçluk şeklinde
tasarladık. Bu planlamayla, tüm
gayrimenkul danışmanlarımızı
FSBO (Sahibinden Satılık) Mülk
Sahipleri’nden telefonda randevu
alabilen bireyler haline getirmeyi
amaçlıyoruz.
Elbette broker’larımıza yönelik
modüller halinde kendilerini
davet ettiğimiz Başarılı
Broker Programı’mız mevcut.
Bu program üç modülden
oluşuyor ve markayı temsil
edecek geleceğin broker’larını
yetiştirmeyi hedefliyoruz.
Birinci modül olan “Yeni Broker
Eğitimi”nde, Franchise’ını
yeni almış olan bir broker’ın
girişimcilik, ERA kültürü ve
ofis yönetimini algılaması gibi
konuları kapsayan oryantasyon
sürecinin yanı sıra, recruiting’e
giriş, teknoloji gibi konular
anlatılıyor. İkinci modül olan
“ERA Coaching”de ofislerinde
ortaklık yaptıkları gayrimenkul
danışmanlarına 12 hafta
boyunca nasıl koçluk-liderlik
yapabileceklerini öğretiyoruz.
Üçüncü modül yani “Recruiting
Koçluğu ve Retention” ile
ofisin büyümesine katkı
sağlayacak yeni gayrimenkul
danışmanlarını kazanma ve
elde tutmaya yönelik yeni
taktikleri anlatıyoruz . Bununla
beraber de broker’larımıza
birebir “Recruiting Koçluğu
Yapabilme” yeteneği
kazandırıyoruz.
Bahsetmiş olduğum eğitimler
gayrimenkul danışmanları
ve broker’ları için başlangıç
niteliğinde olan temel atma
eğitimleri. Bunların yanı sıra bir
gayrimenkul ofisinin yapıtaşı
niteliğinde olan ofis asistanı/
ofis müdürü kadrolarımız için de
fark yaratan bir eğitim programı
tasarlamamız gerekiyordu. “Ofis
Asistanı ve Ofis Yöneticisi”
adıyla gerçekleşen eğitim
programımızla yine gayrimenkul
sektöründe yapılmayanı
yapmış ve ölçemediğimizi
yönetemeyeceğimizin bilincinde
bir bakış açısıyla kurguladığımız
eğitim içeriğimizle ofis içi
kadrolarımızı eğitmeye başlamış
durumdayız. Ne mi yapıyoruz?
Her eğitim öncesi katılımcı gruba
telefonda müşteriye verdikleri
hizmetin kalitesini ERA markası
standartlarında verdiklerini
ölçümleyebilmek amacıyla gizli
müşteri araması gerçekleştiriyor
ve bireysel karnelerini
çıkarıyoruz. Bu karneler eğitim
sonrası aylık olarak düzenli gizli
müşteri aramalarıyla yenileniyor
ve personelin bağlı bulunduğu
ofisin broker’ına da raporlanıyor.
Böylece performans sistemi
çerçevesinde belirlenmiş bir
kriter olarak çalışan performansı
ve eğitimin ne kadarının
davranışa dönüştüğü de takip
edilebiliyor.
Amaç fark yaratmaksa
bunun sadece sınıf içi
eğitimler vermekle mümkün
olamayacağını, sektörel bazda
bu işi yapan herkesle iletişim
halinde olmamız gerektiğinin
bilincindeyiz. Bu bilinçten
hareketle her ayın son Salı
günü tüm sektör çalışanlarına
yönelik düzenlediğimiz ücretsiz
workshop etkinliklerimiz oluyor.
Workshop’larımızda pek çok farklı
konuya değinmeyi hedefliyoruz.
Kimi zaman bir gayrimenkul
danışmanının sahada çok işine
yarayabilecek satış odaklı bakış
açısına sahip profesyonel bir
eğitimci kişiyi, kimi zaman
medyadan tanıdığımız ve
bizleri hem güldürecek, hem
düşündürecek bir programcıyı,
kimi zaman da broker’lar ve /
veya gayrimenkul ofisleri için
büyük değer arz eden recruiting
konusunu işliyoruz. Ve bazen
de talepleri değerlendiriyoruz.
Katılımın yoğun olacağı ve
bize taleple gelen konuları
değerlendiriyoruz.
ERA Türkiye Eğitim ve
Gelişim Yöneticisi olarak,
kişisel farkındalığın bireysel
gelişimin önemli bir parçası
olduğunu düşündüğümden
kişisel gelişim eğitimlerimiz de
yıllık takvimimizde konusunda
uzman ve profesyonel
eğitmenlerle yerini almış
durumda. Liderlik ve Değişim,
Başarılı Ağ ve Çevre Oluşturma,
Topluluk Önünde Konuşma
ve Sunum Teknikleri, Zaman
Yönetimi ve Önceliklendirme,
İçsel Motivasyon ve Farkındalık,
Takım Olma-Ekip Motivasyonu
bu eğitimlerden bazı başlıklar…
Tüm bunların üstünde ve
ötesinde dikkatinizi çekmek
istediğim bir detay daha var!
Mühim olan çok sayıda ve
çeşitlilikte eğitim başlığını
oluşturmanın ötesinde birlikte
çalıştığımız girişimci kişileri yani
ortaklarımızı ileriye taşıyacak
eğitim ihtiyaçlarını doğru tespit
edebilmekte, bununla beraber
eğitim sonrası da alınmış olan bu
eğitimlerin takibini yapabilmekte.
Albert Einstein’ın da söylediği
gibi “Eğitim, gerçeklerin
öğretilmesi değil, düşünmek için
aklın eğitilmesidir.” Bu bakış
açısından hareketle gelecekteki
eğitimlerimizde sizlerle de
görüşmek üzere.
E Ğ İ T İ M
Kendİne
odaklanmak
BERAL FİŞEKÇİ
İ letişim ve Y aşam D anışmanı
E ğitmen
Farklı alanlarda çalışıyoruz,
farklı kültürlerimiz, farklı yaşam
tarzlarımız, farklı inançlarımız
var. Ancak hepimiz çok temel
ortak bir noktada buluşuyoruz.
Hepimiz başarmak istiyoruz.
Başarılı olmak, kendimizce
kurduğumuz hayatın içinde
daha mutlu, daha iyi hissetmek
istiyoruz. Karşılaşabileceğimiz
zorlukların üstesinden kolayca
gelebilmeyi istiyoruz.
Kısacası biz, hayat bize neşe ve
kolaylıkla gelsin istiyoruz.
İstiyoruz, istiyoruz da her şey
istediğimiz gibi mi gidiyor? Hedef
belirleyebiliyor muyuz?
Hedeflerimize kolaylıkla
ulaşabiliyor muyuz?
Aslına bakarsanız bugünün
şartlarını ve bugünün insan
yapısını düşününce rekabetin,
teknolojinin bu denli arttığı ve
duygusal iletişimin bu denli
azaldığı bu dünya düzeni içinde
her şeyin sistematik bir şekilde
çalıştığını söylemek hayalcilik
olur.
Bu durumda akla gelen en yapıcı
soruyu soralım.
“Kendim ve çevrem için, en
yüksek potansiyelimi açığa
çıkarmak ve potansiyelimi
değerlendirebilmek için içinde
bulunduğum şartları nasıl
44 > MAGAZİNERA
olduğu haliyle görebilir ve neyi
nasıl değiştirebilir ve nasıl
yönetebilirim?
Altın harflerle yazıyorum ki, en
iyi başlangıç noktası, KENDİNİZE
ODAKLANMANIZ.
Carnegie Teknoloji Enstitüsü’nde
10.000 kişiye ait veriler analiz
edilerek, başarının %15’inin
yapılan işle ilgili bilgi ve beceri
geliştirme çalışmalarına,
%85’inin de kişilik faktörlerine,
insanlarla başarılı ilişkiler
kurmaya bağlı olduğu görülmüş.
Bu muazzam bir oran bana göre.
Çünkü biliyorum ki, her insanın
içinde keşfedilmeyi bekleyen
büyük bir içsel teknoloji var.
Bu teknolojiyi fark etmek ve
kullanmayı öğrenmek hayatı
kolaylaştıran, başarıyı arttıran
olağanüstü bir anahtar.
Başkalarına, şartların getirdiği
olumsuzluklara, rekabet
hızının yarattığı korkulara
odaklanmak yerine kendinize
odaklanarak; kendinizin de bir
marka olduğunu hatırlayarak
artılarınızı, eksilerinizi,
fırsatlarınızı ve tehditlerinizi
görebilirsiniz. Öncelikli bakış
açılarınızı, karar verme
mekanizmalarınızı, yorumlama,
öğrenme yeteneklerinizi, iletişim
gücünüzü, problem çözme, süreç
ve sonuç odaklı yanlarınızı,
sezgilerinizi, öz disiplin yapınızı,
yaratıcılığınızı, esnekliğinizi,
katılıklarınızı fark edebilir ve
yeniden yorumlayarak söz
edilen %85’lik alanı verimli hale
dönüştürebilirsiniz.
Son yıllarda uluslararası
markaların Türkiye’ye gelmesiyle
gayrimenkul sektöründeki
büyük değişimin sizler de
farkındasınızdır. Rekabet
burada da gittikçe kızışırken
fark yaratmaya kendinizden
başlamak size çıta atlatacaktır.
Çünkü siz değişirseniz içinizde
bulunduğunuz ortam, siz
değişirseniz hayatınız pozitif
anlamda değişecektir.
Mc Donald’s kurucusu Ray
Kroc’un bu konuyla ilgili çok
sevdiğim sözünü paylaşayım
sizinle. “Benim rakiplerle
savaşma yöntemim pozitif bir
yaklaşım içermektedir. Kendi
güçlü yanlarınıza vurgu yapın,
kaliteyi, hizmeti, temizliği ve
değeri vurgulayın böylece
rakipleriniz size yetişmek için
kendini paralayacaktır.”
Bütün bunları
değerlendirdiğimizde kendinize
odaklanmanın yaratacağı gücü
fark edebiliyor musunuz?
Sevgiler.
MAGAZİNERA < 45
S A T I Ş
Satıyorum,
Sattım
46 > MAGAZİNERA
Evinizi satma kararı aldınız. Satış öncesi hangi hazırlıkları yapmalısınız?
FAydalı ipuçlarıyla servet harcamadan büyük farklılıklar yaratabilir, evinizin
değerini artırarak satışını kolaylaştırabilirsiniz.
Evinize alıcı gözüyle bakın
Eviniz için satılık ilanı
vermeden önce ilk adımınız
kendinizi potansiyel alıcıların
yerine koymak… Tıpkı bir
alıcı gibi evinizi dıştan içe
gezin ve inceleyin. Siz olsanız
hangi detaylara bakardınız?
Dilerseniz yorumlarınıza
güvendiğiniz bir yakınınızdan
görüş alabilirsiniz. Bu kısa turla
kendinize bir ‘yapılacak işler
listesi’ çıkarın.
Listeniz hazır. Şimdi sıra
önceliklerinizi belirlemekte.
Öncelikli işleri çıkarmak hem
listenizi sadeleştirecek hem de
bütçenizi doğru planlamanıza
yardımcı olacaktır.
Evinizin dış görünümü, alıcıların
ilk izlenimini etkileyeceği için
işe dış özelliklerden başlayın.
Bahçeniz varsa çiçekler
ektirmek ya da bir apartman
dairesiyse temiz görünmesine,
balkonlarında fazla ve eski
eşyaların bulunmamasına dikkat
etmek yeterli.
Evinizin giriş kapısında çöp
kovası, eski eşyalar bulunmamalı.
Şık bir paspas bile alıcının
izlenimini olumlu etkiyecektir. Ev
içerisinde duvarları temizletmek,
hatta evin duvarlarını açık bir
renkle boyatmak iyi olacaktır.
Evinizi mümkün olduğunca hoş
ve sıcak göstermeye çalışın.
Unutmayın, insanlar ev alırken
önce duygularıyla karar verir.
Son olarak kapı ve pencere
kulplarını, mutfak dolaplarının
rahat açılır kapanır olduğunu
kontrol edin.
Satılık ev ilanı vermeye
hazırsanız…
Evinizi satış için hazır hale
getirdikten sonra eviniz için
detaylı bir ilan hazırlayın.
ERA Türkiye’nin internet
sitesinden evinizin bulunduğu
bölgedeki gayrimenkul
danışmanlarına ulaşabilirsiniz.
Böylece profesyonel bir ilgi ve
satış stratejisi gerektiren bu
alanda evinizin satışını hızla
gerçekleştirebilirsiniz.
Emlak arayanların en çok
kullandığı mecra internet. Satılık
ev ilanınızın fotoğraflarının
alıcılarda oluşturmak istediğiniz
izlenimi vermesine dikkat
edin. Ev ilanınızda tüm bilgileri
detaylı vermeye özen gösterin:
Oda ve banyo sayısı, metrekare
ölçüleri, evin bulunduğu bölge,
bina yaşı, lokasyon ve ulaşım
avantajları gibi…
MAGAZİNERA < 47
M İ M A R İ
48 > MAGAZİNERA
HAYALET ŞEHİR:
KAYAKÖY
Kayaköy, dar sokakları, kiliseleri, şapelleri, meydan
kahveleri, taş evleri ve beş bin yıllık tarihiyle geçmişe
dair büyülü bir masal anlatıyor.
MAGAZİNERA < 49
M İ M A R İ
Fethiye’den Ölüdeniz’e giderken
Hisarönü yönünde Karymlassos
tabelasını takip edip orman
eşliğinde beş kilometre
ilerlediğinizde sizi dik bir
yamacı boydan boya kuşatan
taş evleriyle Kayaköy karşılıyor.
Sessizliğine aldanmayın, burada
görkemli bir tarih yatıyor. Bazı
kaynaklara göre 11. yüzyılda,
bazılarına göre ise 14. yüzyılda
Rumlar, Likya uygarlığına ait
Karmylassos antik kentinin
kalıntıları üzerine kuruyorlar ve
Levissi olarak adlandırıyorlar
burayı. Evliya Çelebi’nin
‘Seyahatname’sinde de bahsi
geçen Kayaköy, yörenin ticaret
merkezlerinden biri olarak 20.
yüzyılın başlarına kadar zengin
bir yaşam sürmüş. Gemiler,
Ölüdeniz’deki kiliselere ulaşmak
için Kayaköy’deki limana
yanaşırlarmış. 1912 yılında
6500 kişilik nüfusa ulaşan
Kayaköy, kilisesi, hastanesi,
eczanesi, okulları, zanaat
50 > MAGAZİNERA
FOTOĞRAF: Uğur Altınarık
Kayaköy’de
Sanat Var
atölyeleriyle sosyal olarak da
oldukça renkli bir yerleşim
konumundaymış. Osmanlı
döneminde çevredeki beş Türk
köyüyle bir arada, belediye
statüsüyle yönetilen Kayaköy’ün
ahengi 1922 yılında imzalanan
mübadele anlaşmasıyla
bozulmuş. Kayaköy’ün Rum
ahalisi Yunanistan’a göç
ederken Batı Trakya Türkleri
bölgeye yerleştirilmiş. Ancak o
zamana kadar tarımla uğraşan
Türkler, alıştıkları düzeni tekrar
kuramayınca başka yerlere göç
etmişler. Böylece Kayaköy ıssız,
sahipsiz kalmış. Kayaköy’ün
benzersiz dokusunu oluşturan
taş evler, şapeller, atölyeler terk
edilmişliğe direnememiş ve yıllar
içinde harabeye dönüşmüşler.
Tüm badirelere rağmen Kayaköy
güzelliğiyle göz kamaştırıyor,
ihtişamıyla nefes kesiyor.
1988 yılından itibaren Mimarlar
Odası’nın yürüttüğü kampanya,
Kayaköy’e görkemli geçmişine
yaraşır bir gelecek verme
yönünde atılan en önemli
adım. Bu kampanya sayesinde
Kayaköy, bugün üçüncü derece
kentsel ve arkeolojik SİT alanı
konumunda. UNESCO tarafından
‘Dünya Dostluk ve Barış Köyü’
ilan edilen Kayaköy ‘deki
sivil mimari örneği 736 yapı
ile manastır ve şapellerinde
aralarında bulunduğu binalar
‘anıtsal yapı’ olarak tescil
edildi. Kapsamlı ve nitelikli
bir restorasyon projesiyle
Kayaköy, sadece Türkiye’nin
değil dünyanın zamana direnen
hazinelerinden biri olabilir.
Kayaköy’ün girişinde gezginleri
17. yüzyıldan kalma Eski Çeşme
karşılıyor. Aşağı mahalledeki
Panaghia Pyrgiotissa Kilisesi ve
yukarı mahalledeki Taksiyarhis
Kilisesi, Kayaköy’ün en çok
ziyaretçi çeken yapıları.
Panaghia Pyrgiotissa Kilisesi’nde
İsa ve havarilerinin fresklerinin
büyük bölümü bugüne dek
korunmuş. Orijinal ahşap kapı
kanatları, Fethiye Müzesi’nde
sergileniyor. Taksiharyis
Kilisesi’nde ise yüksek duvarlarla
çevrili avlunun siyah-beyaz çakıl
taşlı döşemeleri görmeye değer.
Taze kekik kokuları eşliğinde
dik ve taşlardan oluşan şapel
yolunu tamamlayıp zirveye
vardığınızda bir tarafınız köyün
sakin manzarasıyla diğer
tarafınız da uçsuz bucaksız
deniz manzarasıyla çevriliyor.
İnişten sonra yorgunluğunuzu
meydan kahvelerinde ev yapımı
soğuk bir ayranla ya da yöreden
toplanan mis kokulu adaçayıyla
atabilirsiniz.
Kayaköy’den Ölüdeniz
istikametinde çamlık bir yoldan
altı kilometrelik yolculukla
varılabilen Gemile Koyu
manzarasıyla nadir bulunur
güzellikte bir seyirlik. Koya
giderken yol üzerindeki Afkula
Manastırı, denizin kenarından
duvar gibi yükselen dik bir
Kayaköy’e hayat veren en
önemli oluşumlardan biri
Kayaköy Sanat Kampı.
Haftalık dönemler şeklinde
düzenlenen sanat kampı,
üretken bir tatil arayanlar
için harika bir alternatif.
Kahvaltıdan önce yapılan
yoga ile güne huzurla
başlayıp, kahvaltıdan sonra
fotoğraf, ritim, seramik,
resim, ebru, salsa ve drama
gibi atölyelere katılabilir;
doğa yürüyüşleri, bisiklet ve
tekne turlar yapabilirsiniz.
Taş oda ya da çadırda
kalabileceğiniz kamp için
önceden rezervasyon
yapmanız yeterli.
www.sanatkampi.com
yamaçta Ayios Elefterios
adındaki bir keşiş tarafından
kurulmuş. Denizden 400 metre
yükseklikteki manastıra, açık
havada tırmanırsanız Rodos
Adası’nı bile görmeniz mümkün.
Doğal bir liman olan Gemile
Koyu, uzun uzun soluklanmak
ve fotoğraf çekmek için doğa
meraklılarını bekliyor.
2004’te ünlü İngiliz yazar
Louis de Bernières’in ‘Birds
without Wings/Kanatsız Kuşlar’
isimli romanında kurgusal
Eskibahçe yerleşimi aslında
Kayaköy’ü anlatıyor. 2014’te
Russel Crowe’un yönettiği ve
başrolünde oynadığı ‘The Water
Diviner/Son Umut’ filminin bazı
karelerine sahne olan Kayaköy,
giderek daha çok insanı
kendisine çekiyor. Her geçen
yıl daha fazla gezgini ağırlıyor.
Kayaköy’ü sevenlerin tek dileği
bu masalsı hayalet şehrin kitle
turizmine malzeme olmadan, asil
geçmişine yakışır şekilde tekrar
hayata karışması…
MAGAZİNERA < 51
S A N A T
TANSA MERMERCİ
EKŞİOĞLU
52 > MAGAZİNERA
FOTOĞRAF: Hande Gündoğan
HAYATA SANAT KATAN YOLCULUK:
Tansa Mermerci Ekşioğlu, yönetici ortağı olduğu SPOT Projects ile Türkiye
güncel sanatındaki önemli bir boşluğu dolduruyor. SPOT Projects, güncel sanatı
yakından tanımak isteyenlere zengin bir program sunarken genç sanatçılar
için üretim platformu oluşturuyor. ERA Türkiye yönetim kurulu üyeliğini de
sürdüren Ekşioğlu, kişisel merakını profesyonel hayata nasıl taşıdığını anlattı.
Tansa Hanım, öncelikle
vakit ayırıp sorularımızı
yanıtladığınız için teşekkür
ederiz. Bize biraz kendinizden
bahseder misiniz?
1997’de Brown Üniversitesi’nden
mezun oldum. Lisans eğitimimi
Uluslararası İlişkiler ve Ekonomi
bölümlerinde tamamladım.
Mezun olduktan hemen sonra
‘faux bijoux’ ile ilgilenmeye
başladım, ve TEDY A.Ş.’yi
kurdum. 2005’te ilk oğlum
doğana kadar oldukça aktif bir
şekilde, iyi bir ekiple, mücevherat
tasarladık, fuarlara katıldık ve
satışlar yaptık. 2000 yılında Akfil
Holding’te üstlendiğim Yönetim
Kurulu Üyeliği ve Gayrimenkul
Geliştirme görevlerimden dolayı
mücevherat atölyesini Akfil’e
taşıdım. Bir taraftan aktif olarak
Akfil’in gayrimenkulleri üstünde
çalışmalar gerçekleştiriyor,
diğer taraftan mücevherat
işini götürüyordum. Tüm bu
süreçte evim için irili ufaklı sanat
eserleri, objeleri alıyordum.
2006-2007’de güncel sanatla
tanışana kadar oryantal, klasik
ve modern Türk sanatı eser ve
objelerine meraklıydım. 2007
senesinde sanata olan merakım
güncel sanata yoğunlaştı.
Bu yoğunlaşma, 2011 yılının
Mayıs ayında, kendi kulvarında
Türkiye’de bir ilk olan, güncel
sanat seminerleri, etkinlikleri
ve üretim platformu SPOT
Projects’in kurucu ortağı ve ortak
yöneticisi olmama vesile oldu.
Üniversitede ekonomi
okuduktan sonra, bu sektöre
yönelmeniz nasıl oldu? Bize
öykünüzü anlatır mısınız?
Ekonomi ve Uluslararası İlişkiler
eğitimi almış olmam bana
düşünebilme, çözümleyebilme
kabiliyetimi ve sistematiğini
öğretti. Edindiğim sistematik
yapıya göre güncel sanata olan
merakımı giderebilmek için
güncel sanat tarihçesi okumam
gerekti. Açıkçası, bu merakımın
beni güncel sanat dünyası içinde
çalışmaya yönlendireceğini
planlamamıştım. Öğrendikçe
etkilendim, etkilendikçe etkileşim
içine girdim ve bu süreç keyif
aldığım, kendimi geliştirdiğim,
ifade edebildiğim bir yolculuk
haline geldi.
SPOT Projects’in kurucu
ortaklarından biri olmam ise
kişisel yolculuğumun organik bir
uzantısı niteliğindedir. Benim
güncel sanatı öğrenmek istediğim
senelerde, Türkiye’de, üniversite,
müze, kurum ve inisiyatiflerde,
kısa dönemli hızlandırılmış
veya tematik eğitim imkanı
sağlayan programlar yoktu.
Saha gezileriyle desteklenen
özel dersler alarak iki yıllık
bir eğitim sürecinden geçtim.
2011 yılında SPOT Projects’i
ortaklarım Sanat Yöneticisi Laura
Carderera ve Küratör Zeynep Öz
ile kurmamız, öncelikle güncel
sanat seminerleri ve sonrasında
üretimindeki boşlukları
doldurmak adına önemli bir
girişimin başlangıcıydı.
Güncel sanat dendiği
zaman akılda soru işareti
canlanabiliyor. Peki, en yalın
haliyle ifade edecek olursak,
güncel sanat nedir?
Haklısınız, güncel sanat içerik
ve biçim açısından ilk bakışta
anlaşılamaz bir olgu -duygu
veya düşünce kargaşası
yaratabilir. 1945’ ten başlayarak
günümüze uzanan bir yelpaze.
Bir akım diğerine el vermiş
veya reaksiyon göstermiş. İster
istemez birbirlerinin üstüne inşa
edilmişler. İlk bakışta kendini ele
vermeyen ve birçok mecrada
hayat bulan sanat işleri mutlaka
anlatım ve okuma ister. En yalın
haliyle anlamak istersek, bir
güncel sanat işi ne gördüğünüz,
nasıl gördüğünüz ve nasıl
yorumladığınızdır. İlk ikisi kişisin
kendisi ile alakalıdır. Üçüncü
için ise bulunduğunuz zaman,
mekan çerçevesinde incelenmesi
ve profesyonel birinden anlatım
alınmasını gerekecektir.
SPOT Projects’in amacı ve
hedefi nedir? Hangi kitleye
hitap ediyor, bize bu konuda
bilgi verir misiniz?
SPOT, samimi, dinamik ve
interaktif sanat seminerleri,
üyelik platformu ve üretim
desteği sunan bir diyalog ağı.
Güncel sanat konusunda nokta
atışı bilgi merkezi.
Türkiye’nin hızla gelişen,
büyüyen, güncel sanat ortamında
güncel sanatla yeni tanışan,
merak eden ya da koleksiyoner
veya sanat destekçisi olmak
MAGAZİNERA < 53
S A N A T
isteyen kişiler için bu konuda
derinlemesine bilgi edinmek
için fırsatlar oldukça kısıtlı.
Ayrıca, yeni yetişen sanatçılar
için bağımsız üretim ve
sponsorluk fırsatları oldukça
az olmakla birlikte, sanatçılar
çoğunlukla büyük sergilere
ve uluslararası fonlara bağlı
kalıyor. SPOT bu eksiklikleri
elinden geldiğince doldurmak için
kuruldu. SPOT yarattığı yenilikçi
bilgilendirme modeliyle yerel
sanatı destekleyen bir platform
oluşturmanın yanı sıra bağımsız
sanatçı projelerini destekleyen
bir fonlama modeli geliştirdi.
SPOT Pojects, 7’den 70’e herkese
hitap ediyor. Henüz kurulma
aşamasında olan SPOT.TER Kids
ile 7-13 yaş aralığında gençlere
disiplinler arası atölyeler ve
geziler programlamaktayız.
SPOT.TER, SPOT’un üyelik
platformu, üyelerine yılda 20,
dönemde 10 özel etkinlik sunarak
katılımcısına sanat çevresiyle
etkileşime geçmesine, diyaloğa
girmesine aracılık ediyor.
Üyelik ayrıca birçok avantajı
beraberinde getiriyor. Üyeler
yurt içi ve yurt dışı fuarlara
ayrıcalıklı giriş hakkı kazanıyor,
SPOT seminerleri için belli
indirimlerden yararlanabiliyorlar.
SPOT Projects gündüz ve
akşam seminerlerine başta
kendini geliştirmek isteyenler,
sanatseverler, sonra
koleksiyonerler, koleksiyoner
54 > MAGAZİNERA
olmak isteyenler ve öğrenciler
katılıyor. İş’te SPOT, kurum ve
kuruluş çalışanlarına güncel
sanat seminerleri ve saha gezileri
düzenliyor. SPOT Üretim Fonu,
genç sanatçılara üretim desteği
veriyor. Hemen hemen her yaş
ve meşgaleden gelen, öğrenmeye
açık olan, sanata ilgi duyan
kişilere hitap eden bir oluşum
SPOT Projects.
İlkbahar SPOT Projects
dönemi 16 Şubat’ta başladı.
Yeni döneminizde üyeleriniz,
katılımcılarınız için neler
yapıyorsunuz?
SPOT Projects İlkbahar
döneminde, her dönem açtığımız
‘Güncel Sanata Giriş’ kurlarının
yanı sıra birbirinden keyifli
içerikte seminer programları
yürütmeye başladık. İlk defa
geçtiğimiz sonbahar döneminde
açtığımız ve oldukça popüler
olan ‘Sinemanın Gizli Dili’,
sinema okuması seminerlerimize,
program yürütücümüz Ela Başak
Atakan ile devam ediyoruz.
Osman Erden ile geçmişten
bugüne sanat tarihini kapsayan
‘Klasisizm ’den Günümüze’
kurunu bu dönem tekrar açtık.
Ayrıca, sanatçı Yasemin Özcan
ve Sanatçı/Eğitmen Sena Başöz
ile ‘Sanat ve Şifa’ seminer dizisini
ilk defa yürütüyoruz. Sanatın
şifaya, şifanın sanata etkileri ve
etkileşimlerini irdeleyeceğimiz
bu 5 haftalık kur, SPOT için özel
olarak kurgulanıp ilk defa 24
Mart’ta sunulmaya başladı.
Üyelik platformumuz Spot.
ter’da bu İlkbahar döneminde
sanatçı stüdyosu gezilerinden
koleksiyoner evi ziyaretlerine,
küratörüyle sergi gezilerinden
önde gelen kişilerle/sanat
kurum/kuruluşlarıyla birlikte
gerçekleştirilen konuşmalara
nitelikli, nicelikli etkinlikler
kurguladık. İş’te SPOT ile kurum
ve kuruluşlarda seminerler
ve etkinlikler sunmaya devam
ediyoruz.
Bu sene hasat zamanı. SPOT
üretim fonu desteği ile başlatılan
Domates Biber Patlıcan
festivalinin üçüncüsünü 21-26
Nisan 2016 tarihleri arasından
gerçekleştiriyoruz. 29 Mart
günü Domates Biber Patlıcan
festivalimiz için bir tanıtım ve
destek gecesi düzenliyoruz. 2126 Nisan 2016 tarihleri arasında
ise izleyicileri görsel ve işitsel
bir şölen bekliyor. Yeni üretim
sanat işlerinin yanı sıra yayın,
tiyatro, film ve performansları
içeren festival birçok mekanda
gösterilecek.
Türkiye’nin sanat sahnesi için
neler söylemek istersiniz?
Türk Güncel Sanatı’nın bugünkü
geldiği noktayı kavrayabilmek
için yurt içi ve yurt dışında
sanatçılarımızın davet
edildikleri sergilere, işlerini
satın alan müzelere, temsil
edildikleri galerilere bakmakta
fayda var. Bu temsiliyet gün
geçtikçe artıyor, fakat olağan
bir durum haline gelmesi için
daha zamana ihtiyacımız var.
İstanbul Bienali’nin bugün
geldiği noktada dünyanın
sayılı bienallerinin arasında
gösteriliyor olması, İstanbul
Modern, Borusan Contemporary,
Arter, Sakıp Sabancı Müzesi
gibi müzelerin kurulması, Salt
Beyoğlu, Salt Galata, Salt
Ulus gibi kurumların oluşması,
İstanbul’da gerçekleştirilen
Contemporary İstanbul ve
ArtInternational fuarlarının
yurt içi ve yurt dışından aldığı
ilginin katlanarak artması, yurt
içi ve yurt dışı müzayedelerinde
Türk Güncel Sanatı’nın
değerlenmesi, galerilerin sayıca
çoğalmış olması, nitelikli işler
sergilemeleri, sanatçılarını yurt
içi ve yurt dışındaki fuarlarda
en iyi şekilde temsil etmeleri ve
yurt dışından sergi, eğitim ve/
ya ‘rezidanslar’ için davet alan
sanatçıların çoğalması gelişimin
göstergeleri. SPOT Projects’in
var olması da bu gelişimin bir
sonucu.
SPOT Projects’in yanı sıra,
ERA Türkiye’nin de yönetim
kurulunda yer alıyorsunuz.
İş hayatınızdaki yoğun
temponuzun ailenize yansıması
nasıl?
Oğullarımın ve eşimin temposu
da çok yoğun olduğundan
hafta içi ve hafta sonları
birbirimizle kaliteli vakit
geçirmeye özen gösteriyoruz.
Sahilde bisiklete binmekten
ormanda yürüyüşe, müze/
galeri gezilerinden aile
ziyaretlerine, birlikte ders
çalışmaktan aktiviteler
yapmaya çok renkli ve keyifli
zaman geçirme imkanımız
oluyor.
Ev alırken nelere dikkat
edersiniz?
Evin üstünde kanuni veya
vergisel mani olmamasına,
kolayca ulaşılabilir olmasına,
merkezi ama sessiz bir bölgede
olmasına, bütçeme uygun
olmasına, bütçem karşılığından
maksimum metrekare olmasına,
bu metrekarenin dağılımının
aile ve yaşam şeklime uygun
ve pratik olmasına, binanın
deprem bölgesinde olmamasına
ve depreme karşı dayanıklı
olduğuna, tesisat sisteminin
ve elektrik düzeninin eski
olmamasına, komşularımın
kim olduğuna ve gayrimenkul
danışmanı ile çalışmaya dikkat
ederim.
Evinizde en çok değer
verdiğiniz sanat
eserleri hangisidir/Ev
dekorasyonunuzda sanatın
önemi nedir?
Evimizde sanat eserleri
devamlı değişir. Her biri
benim için ayrı ayrı değerlidir.
Sanat bir dekorasyon objesi
olmamalıdır. Yani halımızın
desenine ya da koltuğumuzun
rengine uyuyor diye sanat
almamalıyız. Gerçekten
beğendiğimiz bir sanat eserini
duvarımıza asmalı ya da
yerleştirmeliyiz. Evimiz bizim
karakterimizin yansımasıdır.
Evin sıcak ve samimi bir ortam
olması sanatın katkısıyla
mümkün olur.
Gayrimenkul yatırım
danışmanlığı şirketlerinin
gayrimenkul yatırımlarındaki
rolü ve önemini
değerlendirebilir misiniz?
Gayrimenkul yatırımı
günümüzde büyük önem
taşımakta. Bu bağlamda
gayrimenkul danışmanlığı
şirketlerinin üstüne
büyük görevler düşüyor.
Yatırım yapmak konusunda
danışmanlık almak alıcı ve
satıcının hak ve hukuklarını
bilmeleri ve hata yapmamaları
açısından büyük önem taşır.
Gayrimenkul danışmanlığı
şirketleri sayesinde emlak
piyasası kurumsallaşıyor. Belli
kanun düzenlemelerinin ve
kriterlerin piyasaya oturması
hem alıcıyı, hem de satıcıyı
koruyacak önlemlerin alınması
ve uygulanmasını şart koşuyor.
Gayrimenkul danışmanı satıcı
yeni yetişen
sanatçılar için
bağımsız üretim
ve sponsorluk
fırsatları
oldukça
az olmakla
birlikte,
sanatçılar
çoğunlukla
büyük sergilere
ve uluslararası
fonlara bağlı
kalıyor. SPOT
bu eksiklikleri
elinden
geldiğince
doldurmak için
kuruldu.
ve alıcı arasında yapılan
işlemin kanuni birer bir şahidi
oluyor. Yatırımın durum
tespitinin yapılması ileride
çıkacak problemlere karşı
alıcıyı korur.
Bu keyifli söyleşinin sonuna
gelmişken okurlarımıza neler
söylemek istersiniz?
Küçük yaşlardan itibaren
çocukları kalıplara
sokmadan, istedikleri şekilde
yaratıcılıklarını ortaya
koymalarına imkan sağlamak,
okul içinde ve dışında sanat,
tasarım, mimari konularında
farkındalık yaratmak, gelenek,
görenek ve genel kültür
derslerini okul programına
entegre etmek gerekiyor.
Kısaca sanatı takdir edebilmek
için yaş bazında aktiviteler,
etkinlikler yaratmak gerekiyor.
Ne kadar erken o kadar iyi
tabii ki...
Seminer programları, üyelik
etkinlikleri ve Domates
Biber Patlıcan için bizi web
sitemizden www.spot-projects.
com izleyebilir veya info@
spot-projects.com dan bize her
zaman ulaşabilirsiniz.
MAGAZİNERA < 55
M İ M A R İ
TOPLUMU DÖNÜŞTÜREN
MİMARİNİN
İZİNDE
MAGAZİNERA < 57
M İ M A R İ
Kurucusu olduĞu GAD BÜNYESİNDE dünyanın dört bir yanında projelere imza atan
mimar Gökhan Avcıoğlu, deneyimini ve bilgi birikimini gelecek nesillere aktarmak
üzere Mimarlık ve Yerleşme Kültürünü Geliştirme Araştırma Değerleme Eğitim Vakfı
(GADEV) adlı bir vakıf kurdu. Avcıoğlu’yla toplumsal mimariyi ve vakfını konuştuk.
Mimarlığın tanımını, sizin
perspektifinizden almak istesek
neler söylerdiniz?
Mimarlıkta hareket noktamız,
ana malzememiz, düşündüğümüz
esasen insandır. Bir insanın özel
hayatı, mahrem hayatı, günlük
aktivitelerini yürüttüğü alanların
tanzimidir. Aynı zamanda toplum
içerisindeki yeri ve o toplumu
oluşturan ortaya çıkan mekanlar
silsilesidir. Biz aslında bir arzuyu
mekanlaştırıyoruz. Bu bir bina da
olabilir, binaların birleşiminden
sokak da olabilir, sokakların
birleşiminden bir sokak ve
sonrasında bir köy, bir kasaba
ve sonrasında büyük bir şehre
doğru gidiyor. Burada asıl önemli
olan nasıl bir yaşam kültürü
yarattığımızdır. Çünkü mimari
hatıralar üretiyor.
Kentsel dönüşüm mimarinin
neresinde duruyor?
Kentsel dönüşümde sanayi
üretimi bir genellemeden
bahsedemeyiz! Kentsel
dönüşümde dikkat etmemiz
gereken en önemli noktalardan
biri de varlığı korumak,
çevreyi korumak, eski eserleri
58 > MAGAZİNERA
korumak kadar hatıralarımızı
koruyup koruyamadığımızı
sorgulayabiliyor olmaktır.
Gayrimenkul piyasasında sadece
sanayi üretiminin dönüşümü gibi
kavramdan bahsedemeyiz, çünkü
gayrimenkul sektörünün yan
etkileri çok hassas noktalardır.
Bu hassas noktaların bazıları
yararlı ancak kimileri de şehrin
temel öğelerini çok olumsuz
etkileyen faktörlerdir.
20. yüzyılda Türkiye, köklü
tarihine rağmen güzel kentler
yaratamadı ve mevcut kentleri iyi
değerlendiremedi. Önümüzdeki
25 yılda ise, birkaç ileri görüşlü
iş insanının ya da bir grubun
başlatacağı yeni kentlerle
karşılaşmayı umuyoruz. Kendi
kendine yetebilen, coğrafyasına
ve doğasına saygılı, güzel alanlar
üzerine kurulmuş yeni yaşam
alanları olacak bu projeler.
Projelerinizi tasarlarken
toplumsal mimari adına ne gibi
önerileriniz oluyor?
Bizimle proje yapanlarla
uzlaştığımız temel faktörlerden
biri, bütçeyi karşılayanların
haricinde tüm çevrede ve şehirde
yaşayanları da düşünerek
hareket ediyor oluşumuzdur.
Eğer bunları düşünerek hareket
edersek çok önemli ve değerli
bir ortak payda çıkarmış
oluyoruz. Daha iyi, daha akıllı,
sabah yatağımızdan daha iyi
uyandıracak, akşam ise şehrin
bütün unsurlarını içimizde
hissetmiş bir biçimde evimize
dönebileceğimiz bir şehirden söz
ediyoruz.
Peki, bu formüller varken
ve bilinirken neden
uygulanamıyor?
Çünkü bunu sadece mimarlar
olarak değil, şehirde yaşayan
tüm bireyler olarak düşünmemiz
gerekir. Mimari, sadece
mimarlara bırakılacak bir
şey değil, hepimizin üzerinde
düşünmesi gereken bir konu.
Mimar sadece teknik olarak bazı
yönlerini ve uygulanabilecek
olan şeyleri bilebilir ve bu konuda
yönlendirme yapabilir. Toplumun
pratikle estetik arasında
sıkışmışlığı var. Kısa zamanlı ve
ihtiyaca yönelik yapılan içine
girip sığınacağımız, bir süre
sonra yıkıp yeniden yapacağımız
binalar üretiliyor. Bu kısa zamanlı
yapılaşmaya ‘junk’ mimarlık
denir.
İsviçre’nin bir köyüne de gitsek,
en gelişmiş kenti Zürih’e gitsek
birbirine benzer bir mimari doku
görürüz. Türkiye neden böyle
bir bütünlüğe sahip olamadı?
Mimari, toplumun kültürel
davranışlarına göre de şekillenir.
Biz güney ve doğu çizgisindeki bir
Akdeniz kültürüyüz. O nedenle
kuzeyin ve batının mimarisi bu
topraklarda olmayacak, çünkü
insan karakterleri de çok farklı.
Kenti içine daha dönük, daha
bireysel ve bu yönde eğitilmiş
ve yönlendirilmiş bireyler yaşar.
Bu topraklarda yaşayanlar
ise daha paylaşımcıyızdır.
Mekandan manzaraya kadar her
şeyi paylaşmayı severiz. Bütün
bu olumlu unsurlara rağmen
henüz meydan, sokak gibi
ortak alanları tekrar yaratma
çoğaltma konusunda da büyük
sıkıntılarımız var. Üstelik bu
ortak alanlar tiyatro mekanları,
spor alanları bile bu toplumlarda
yaratılmıştı. Kısacası bu paylaşım
değerlerinin insan ilişkilerinde
MAGAZİNERA < 59
M İ M A R İ
‘ArchItect EngIneer’ gibi terimler
çıkmaya başladı. Geliştirici ve mimar
kesinlikle beraber hareket etmesi
gereken bir ikili. Müteahhit daha sonra
onlar adına işi yüklenen kişi olarak
fazla abartılmış ve görevlendirilmiş
bir meslek günümüzde.
60 > MAGAZİNERA
olduğu gibi mimaride de olması
gerekirdi. Bir de bunların üstüne
işleklikte sokağa taşan masaların
kaldırılması, meydanların
insanlara kapatılması, kalabalık
durulmasından rahatsız olunması
gibi çok sayıda olay bu coğrafya
insanını ikilemde bırakıyor.
Önerdiğiniz bir yapı/şehir
düzeni nedir?
Yapılar yükseldikçe zemin katlar
daha geçirgen bir hale gelmelidir
ki işleyiş de daha kolaylaşsın.
Zemin kendini ne kadar çok
yayaya bırakırsa, toprağın altı ne
kadar çok ulaşımı kolaylaştırma
adına kullanılırsa yaya özellikli
alanlarımız da o kadar artar.
Örneğin Nişantaşı yaya hareketli
bir yer ve bu yüzden bir özelliği
var ve sevebiliyoruz. Ancak bir
Maslak gibi semtlerde bunun tam
tersini görüyoruz.
Bir diğer neden ise deneme
yapılmaması olabilir, daha çok
deneme yapmak lazım. Sırf
bu yüzden daha büyük ölçekli
projelere girmeye başladık. Bu
konuda şehir planlamacılara
da büyük görevler düştüğüne
inanıyoruz. Yasakçı politika
arsa üzerinde de devam ediyor.
Ancak birleştikçe daha çok
hak kazanabilecek bir metoda
geçilebilir.
Yeni kurmuş olduğunuz vakıf
hakkında bilgi alabilir miyiz?
Vakfımızın amacı mimarlık
ve yerleşme kültürünü
artırıcı projeler ve oluşumlar
geliştirmek. Tamamen kendi
birikimlerimizle kurduk. Değişik
konuları ele alıyoruz dönemsel
olarak. Örneğin Dünya Kadın
Mimarlar ve Girişimciler seçimi
yaptık Londra’da. Önümüzdeki
günlerde de 40 yaş altı genç
yaratıcı mimarlar seçimi
yapıyor olacağız. Türkiye’de de
gayrimenkul ödülleri vermek,
bunu da Bankalar Caddesi’ndeki
birçok binanın yaratıcısı, ilk özel
girişimci ve geliştiricisi olan
Mösyö Kamondo adına yapmak
istiyoruz. Mösyö Kamondo
aynı zamanda Paris’te benim
halen ders verdiğim ve ilişkide
olduğumuz ilk ve tek özel
mimarlık okulunun kurucusu.
Bu ödüllerin asıl önemi, 150
yıllık tarihten sonra sektörün
müteahhitler tarafından
farklılaştırılmasına değinmektir.
ERA da bu anlamda önemli bir
kuruluş. Ana amacı ise inşaat
taahhüdünden gelmeyen
geliştiricileri cesaretlendirmek.
Daha estetik, daha çevreci,
daha mimari değerleri ön
plana çıkarmak. Bizim yapmak
istediğimiz değer kazandırmak.
Evİn kurgusu bİr kültürdür
ancak bunu yapabİlen
mİmarİ ustalar
mübadeleler sırasında İşİ
bİr sonrakİ nesle
öğretemeden gİttİ
Oturma odaları, salonları, yemek pişirme odası, yemek
odaları, ön hazırlık odası, ev çalışanlarının kaldığı yerler,
yatak odaları, evin genel atmosferi, büyüklüğü ile evin
kurgusu bir kültürdür. Bu lezzeti bugün niye bulamıyoruz
derseniz size alışılagelmedik bir cevap vermek durumunda
kalırım. Bunları yapabilen sanatkar mimari ustalar
mübadeleler sırasında gittiler. Üstelik bir sonraki nesle işi
öğretemeden. Keşke geri gelseler diyorum zaman zaman
içimden. Bugünkü eğitim sistemi ise bunu yanlış yerlerde
aramaya çalışmaktadır.
MAGAZİNERA < 61
M İ M A R İ
Çünkü günümüzde gayrimenkul
geliştiricisi ya da yaratıcısı
dendiğinde ilk akla gelenlerin
farklı olması gerekirdi. Bizler
başka bir boyutta mimarlık
benimsiyoruz. Bize göre geliştirici
olmak da bir tür mimarlık, fikri
ve ışığı görmek, tespit etmek
değerli bir iş. Mimarlar geliştirici
eğitimi almıyorlar, geliştiriciler
de mimarlık eğitimi almıyorlar.
Bunu melez yapabiliyor olmak
gerekir diye düşünüyorum artık.
Bu yüzden ‘Architect Engineer’
gibi terimler çıkmaya başladı.
Geliştirici ve mimar kesinlikle
beraber hareket etmesi gereken
bir ikili. Müteahhit daha sonra
onlar adına işi yüklenen kişi
olarak fazla abartılmış ve
görevlendirilmiş bir meslek
günümüzde.
ERA gibi bir kurumun da öne
çıkıyor olması önemli bir
tamamlayıcı unsur bizler için, bir
denge. Aksi takdirde çok şey el
yordamıyla oluyor, metodik ya
da analitik olamıyor. Müteahhitlik
cepteki parayla olmamalı çünkü
bu bir milli servet ve onun
toplumsal değerlendirilmesidir,
yaratılmasıdır. Sadece yurt içi
değil dışarıda da Paris içinde
bakmaktayız. Londra’da bu
konuda Öğrenci Apart Oda
-Service Apartment- projelerimiz
devam ediyor. Vakıf olarak
Edirne ve İstanbul’da da yaptık
ve beş şehir daha var aynı
uygulama için. Tüm bunlar vakfa
gelir amacıyla yaptığımız ve
ilgilendiğimiz konular. Bu müthiş
tarih içinde farklı fikirlerle eğitimle
gelen kalkındırma projelerini
hayata geçirmek istiyoruz. Çin
gibi potansiyel bölgelerin bu
topraklardan etkileneceğini
düşünüyoruz. Bir örnek gerekirse,
Gaziantep Nizip’teki Zeugma
müthiş bir antik kent, mozaik
işini öğretmek adına okullar
kurularak değerlendirilebilir.
Bölge halkı da kalkınır ve kimse
ayrışmak, sürtüşmek zorunda da
62 > MAGAZİNERA
Mİmarlık
doğa İle
paralel
İlerlerse
huzur
ve verİm
yaratır!
kalmaz. Kahramanmaraş’ta da
bir benzeri bulundu. Bu yerler
değerlendirilmeli.
Gökdelenler şehri New York’ta
halka açık yeşil alan oranı
%14’ken, Londra’da bu oran
%38. İstanbul’da ise %1.5.
Konu hakkında neler söylemek
istersiniz?
Cultura, tarım demektir.
Agricultura, kültür demek
onu yapmayı bilmek demek.
Tarımdan da çok koptuk, o
yüzden bazı şeylere yeniden
başlamak lazım. Toprak verimli
ama işlenmeli. Bu yüzden biz
çatıları bahçe yapıyoruz artık.
Çatıları kullanmamız lazım, ortak
alan kullanımlı olmalılar. Kuru
sadece yeşil değil, bir şeyle
yetiştirmek için rekreasyon ve
sosyalleşmek için.
Özellikle de Kadıköy’de
evler yenileniyor, daha
yüksek binalarla sokaklar
kararıyor, bahçeler
otopark oluyor ve ağaçlar
kesiliyor. Konu hakkında
ne düşünüyorsunuz?
Kadıköylüler şikayet
ediyorlar ama bir
araya gelip ortak karar
çıkaramıyorlar. Hesap
yapıyorlar ve yanlış yerlere
takılıyorlar. Yer kavgasına
ve metrekare savaşlarına
boğuluyorlar. Önemli
olan konu metrekare
değil, metreküp. Kendi
aralarında uzlaşamadıkları
için elbette ağaçlar da
arada gidiyor. Kısacası
yeşilin kaybının en önemli
nedeni metrekare savaşları
diyebiliriz.
Superlokalite diye
bir kavram üstünde
çalışıyorum. Dünyanın
çok değişik yerlerinde
büyük ya da küçük
ölçekli yerleşimlerinde
önemine rastladığımız ve
dördüncü boyut dediğimiz
bir kavram var. Yer altı
taşlarından, yer altı
sularından, o bölgenin
özelliklerinden, atmosferle
olan ilişkisinden, hava
rutubetinden, ışığı,
güneşin neresinden doğup
neresinden battığı, güneşin
vuruş açısı, alttaki kaya
çeşidi, taş çeşidi, o kayanın
içindeki minerallerin
yoğunluğu gibi pek çok
faktör bulunmaktadır.
Sabahları bizleri daha
keyifli uyandıran, şehir
yaşamını daha keyifli
hale getirenler de bu
unsurlardır. Huzur
yerlerinin aksine
cinayetlerin hiç eksik
olmadığı bölgeler de var.
Bazı şehirler mutlu. Mutlu
olan şehirlerin mimarisi
iyi ama mimarisi iyi olan
şehirlerde de elbette
mimariyi geliştirmek daha
mümkün. Otuz bin yıllık
İstanbul’da da dördüncü
boyut mimarinin etkilerini
sezinlemek mümkün.
Ege, Akdeniz gibi suyun
etkisiyle büyülü olan
yerlerde de aynısı söz
konusu.
P R O J E L E R
Çeşme’de ‘Cennet Bahçesİ’
New York Times’ın 2016’da dünyada gidilmesi gereken
52 lokasyon listesinde yer alan Çeşme’de hayat bulan Jardin Eden satışa çıktı.
Çeşme’de Pana Yapı tarafından
hayata geçirilen Jardin Eden
görücüye çıktı. Proje Güney Fransa
ile Ege mimarisinin birleşimiyle
tasarlanan birbirinden farklı
görünümde 118 villası ve sunduğu
yaşam tarzıyla dikkat çekiyor.
Pana Yapı’nın uzun zamandır
beklenen konsept projesi, yalnızca
Çeşme’nin değil, bölgenin de en
özel projelerinden biri olarak
tanımlanıyor. Satışa açılan ilk
etabının yüzde 25’inin ön talep
yoluyla sahibini bulduğu Jardin
Eden’e yoğun ilgi de devam ediyor.
Az katlı, yatay
yaşam konsepti
Her biri birbirinden farklı 118 villa
64 > MAGAZİNERA
ve toplam 3 ayrı konakta 40
rezidanstan oluşan ve toplam
124 dönüm arsa üzerinde hayata
geçirilen Jardin Eden, az katlı
yatay yaşam tarzını yansıtan
konseptiyle Ege’de eşsiz bir
yaşamın kapılarını aralıyor. Her
villanın ve her sokağın denize
baktığı Jardin Eden, ferah
meydanları, lavanta çiçekleri
arasındaki keyifli yürüyüş yolları,
ıhlamur kokuları arasındaki
bisiklet parkurları, küp taşlı
yolları, taş duvarları, kemerleri,
seyir terasları, huzur vadeden
kameriyeleri, zeytin atölyesi ve
isteğe bağlı olarak işlenebilen
bahçe alanlarıyla, hayalleri
gerçeğe çeviriyor.
Tüm bu özellikleriyle Jardin
Eden, tarihi, kültürü, mimarisi ve
doğal güzellikleriyle, Bordeaux,
Abu Dabi, Barcelona, Sydney gibi
dünyaca ünlü destinasyonlarla
yarışan, zengin mutfağı ve başta
zeytin olmak üzere bölgede
yetişen ürünlerden olağanüstü
lezzetleriyle dünyada kendinden
övgüyle söz ettiren Çeşme ile de
bütünleşmiş durumda…
Tüm bunların yanı sıra Jardin
Eden’de yaşamı kolaylaştıracak,
teknolojiyi doğallıkla
bütünleştiren ayrıntılar da
dikkat çekiyor. Jardin Eden’de
zengin sosyal donatılar, hamam,
fitness, sauna, özel havuzlar ve
çocuk havuzlarının yanı sıra;
akıllı ev sistemi, yerden ısıtma
sistemi. arıtma su sistemi, USB
prizler, güvenlik hizmetleri
dahilinde 24 saat özel güvenlik
ve housekeeping hizmetleri de
yer alıyor.
Projeye 800 metre uzaklıkta
özellikle tertemiz denizi
ve yumuşak kumsalıyla ev
sahiplerinin kullanımına açık bir
plajı da bulunan ‘Çeşme Jardin
Eden’, ayrıca termal özellikleriyle
Türkiye’nin ve dünyanın en özel
plajlarından biri olan Ilıca Plajı’na
da ve Alaçatı merkeze 6 km
mesafede bulunuyor.
www.panayapi.com / 444 80 11
Temİz hava, yeşİl çevre ve
konforun adresİ
Dağ Mühendislik’in Emlak Konut GYO güvencesiyle inşa ettiği, temiz havası ve geniş
yeşil alanlarıyla dikkat çeken projesi Tual Adalar, Kartal’da yükseliyor. Yüzde 30’u
ön talepte satılan projede daire fiyatları ise 342 bin TL’den başlıyor.
Kurulduğu 1992 yılından bu yana
değerli lokasyonlarda yaptığı
yatırımlarla dikkat çeken Dağ
Mühendislik’in, Emlak Konut
güvencesiyle Kartal Yakacık’ta
inşa ettiği ‘Tual Adalar’ projesinin
lansmanı Emlak Konut GYO
Genel Müdürü Murat Kurum ve
Dağ Mühendislik Yönetim Kurulu
Başkan Yardımcısı Doğan Dağ’ın
ev sahipliğinde gerçekleştirildi.
Toplantıda yaptığı konuşmada
bugüne kadar yaklaşık 2 milyon
metrekare inşaata ve 8 bin
konutu başarıyla tamamladıklarını
hatırlatan Dağ, Tual Adalar’ın
İstanbul pazarındaki projelerinden
biri olduğunu ve bu projeleri
Türkiye’nin en büyük gayrimenkul
yatırım ortaklığı şirketi Emlak
Konut ile birlikte hayata
geçirdiklerini söyledi.
Üç kule ve üç az katlı blok olmak
üzere toplam 6 blokta 471
konuttan meydana gelen ‘Tual
Adalar’ın yüzde 85’i yeşil alanlara
ayrılmış durumda. Projede
1+1’ler 75 ila 76 metrekare,
2+1’ler 116 ila 133 metrekare,
3+1’ler 159 ila 177 metrekare,
4+1’ler ise 185 metrekare
olarak tasarlandı. Alt katlardan
itibaren deniz manzarasına
hakim olan ‘Tual Adalar’da her
daireye 4 ila 12 metrekarelik
depo alanı ayrıldı. Otopark
alanlarında elektrikli araçlar için
şarj ünitelerine yer verildi.
Tual Adalar bünyesinde ister
yüzde 3 peşinatla ister 30 ay
vade farksız taksit seçenekleri
bulunuyor. 2017 yılı sonunda teslim
edilmesi planlanan Tual Adalar’dan
daire almak isteyen yatırımcılar
için fiyatlar ise 342 bin TL’den
başlıyor. Projenin m2 fiyatları ise 4
bin 400 TL civarında.
“Kartal’a yapılan yatırım
her zaman kazandırır”
Gelişme potansiyeli çok
yüksek olan Kartal bölgesinin
yakın zamanda İstanbul’un
hatta Marmara Bölgesi’nin en
önemli merkezleri arasında
yerini alacağını ifade eden
Doğan Dağ, bu bölgeye
yapılan yatırımın her zaman
kazandıracağının altını çizdi.
İstanbul’da toplam 2.2 milyar
liralık yatırıma imza atan Dağ
Mühendislik’in Tual Adalar’ın
yanı sıra iki projesi daha
bulunuyor. Bunlardan biri bin
konut, 260 ticari alan barındıran
Bahçekent Flora. Bir diğer
proje ise Başakşehir’de yine
Emlak Konut GYO güvencesiyle
konumlandırılan Tual Bahçekent
projesi. Tual Bahçekent
bünyesinde konut, hastane,
özel kültür alanı, özel ilköğretim
okulu, park, sosyal tesis ve
dükkanlar yer alacak.
MAGAZİNERA < 65
M İ M A R İ
Türkİye
Mİmarlık
Yıllığı
2015
Arkitera Mimarlık Merkezi tarafından
geliştirilen Türkiye Mimarlık Yıllı
2015 için seçilen projeler belli oldu.
66 > MAGAZİNERA
Arkitera Mimarlık Merkezi’nin
geliştirdiği Türkiye Mimarlık
Yıllığı projesi, Türkiye’de yerli
veya yabancı tasarımcılar
tarafından son bir yılda üretilen
mimari çevreyi, yapı bazında
tartışmaya açmayı, sergilemeyi
ve arşivlemeyi amaçlıyor. Bu
sene 3 Mart’ta Burak Altınışık,
Arzu Erdem, Kurtul Erkmen,
Nevzat Oğuz Özer ve Haluk
Zelef’ten oluşan seçici kurul
tarafından değerlendirilen 122
proje arasından 39 adedi yıllığa
girmeye uygun bulundu.
Mimarlık Yıllığı 2015’e seçilen
projelerin büyük bir bölümünü
ticari yapılar ve konut
oluşturuyor. Geçen yıllarda
ve güncel mimari üretimde de
olduğu gibi yıllığa giren projelerin
büyük bir çoğunluğu (22’si)
İstanbul’da yer alıyor. Diğer illere
göre dağılımda, yine benzer bir
biçimde Ankara, İzmir 3’er ve
Kocaeli 2 proje ile İstanbul’u
izliyor. Bu yıl ilk defa, Tunceli’den
bir proje yıllığa girmeye hak
kazandı.
Türkiye Mimarlık Yıllığı 2015’te
Yer Almaya Hak Kazanan
Projeler (Alfabetik Sırayla)
1. 40iz (CM Mimarlık)
2. ABMikroNaNo AR-GE Binası
(Bütüner Mimarlık)
3. Akçakoca Bey Mescidi
(KOOP + GOA)
4. Alantur Otel Havuz ve
Rekreasyon Alanı (CM
Mimarlık)
5. Alibeyköy Anadolu Lisesi
(Uygur Mimarlık)
6. AND (HPP International,
Turkey)
7. Argos Evi / Cevizli Ev (Argos
Yapı)
8. Ataşehir Şerifali Konutları
(BBMD Bingöl Barka Mimarlık
ve Danışmanlık)
9. ATÖLYE İstanbul
(Atölye Labs)
10. Barbaros Evi (Onurcan Çakır
Mimarlık)
11. Bilgi Üniversitesi Kozyatağı
Merkezi İç Mekan Projesi
(Salon)
12. Borochemie - Esalco Ofisi
(Jeyan Ülkü Mimarlık)
13. BZJ Tekstil Fabrika ve Ofis
Binası (StudioKA)
14. Cumhuriyet Caddesi Kentsel
Tasarım Projesi 1. Kısım 1.
Etap Kiosk Yapısı ve Park
(PDG Mimarlar)
15. D Cafe Personel Kafeteryası
(MuuM)
16. DURAK ovacık (Plankton
Project)
17. Erginoğlu Çalışlar Mimarlık
Ofisi (Erginoğlu Çalışlar
Mimarlık)
18. Erimtan Arkeoloji ve Sanat
Müzesi (Ayşen Savaş ve
Onur Yüncü)
19. Ford Otosan Sancaktepe ArGe Merkezi (TeCe Mimarlık)
20.Gebze Teknik Üniversitesi
Mimarlık Bölümü (Ayla
Ayyıldız Potur + Kutlu
Sevinç Kayıhan + Cahide
Aydın İpekçi + Göksun
Akyürek Altürk + Ümit Ceren
Bayazitoğlu + Nurşah Serter
+ Buket Metin)
21. Greyder Ayakkabı Fabrikası
(Çırakoğlu Mimarlık)
22. İLBANK A.Ş. İstanbul Bölge
Müdürlüğü Yeni İdare Binası
(Öncüoğlu+ACP)
23. İzmir Ekonomi Üniversitesi
Yabancı Diller
Yüksekokulu (Gudjon
Thor Erlendsson + Michael
Edward Young +
Özlem Akın)
24.Kartal Haftasonu Evi
(Tamirci Architects)
25. Kılıçözü Deresi Rekreasyon
Alanı Peyzaj Projesi (DDS
Dalokay Tasarım Stüdyosu)
26. Konteyner Park (Mercan)
(Atölye Labs)
27. Lexpera (1+1 Mimarlık
Stüdyosu)
28.Maslak No.1 Ofis Yapısı
(Emre Arolat Architects)
29. Mehmet ve Ayşe Sungar Evi
(Erginoğlu Çalışlar Mimarlık)
30. Menar 65 (Yüksel Öztürk
Mimarlık Bürosu)
31. Naz City Hotel Taksim
(Metex Design Group)
32. Nestortaköy Konut
Yerleşkesi (Kreatif Mimarlık)
33. Orta Doğu Teknik
Üniversitesi Lisansüstü
Öğrencileri Konukevi Projesi
(Uygur Mimarlık)
34. Protel Yönetim Binası (HS
Mimarlık)
35. Samsun Avdan Geri
Dönüşüm Müzesi (UrbAr
Kentleşme ve Mimarlık)
36. SineBU Sinema Salonu
(Halükar Mimarlık)
37. SIO Automotive Yeni Üretim
Tesisi ve İdari Binası (BBMD
Bingöl Barka Mimarlık ve
Danışmanlık)
38. St. Regis İstanbul Hotel
(Emre Arolat Architects)
39. V Factory İhracat
Departmanı (Zemberek
Tasarım)
www.arkitera.com
facebook.com/MIMARLIKYILLIGI
twitter.com/mimarlikyilligi
MAGAZİNERA < 67
D E K O R A S Y O N
Ev Dekorasyonunda
SIK
YAPILAN
Hatalar
Ev dekorasyonu hem zevkli hem de zor bir iş. Zevkinize göre dekore ettiğiniz,
şık bir yaşam alanı yaratmak isterken farkında olmadan hata yapabilirsiniz.
Kaotik bir görüntüyü engellemek için yanlışları ve doğruları öğrenin.
68 > MAGAZİNERA
Evinizi dekore ederken
dekorasyon dergilerine mi
güveniyorsunuz? Dikkat edin,
eviniz mobilya dükkanı gibi
görünebilir! Çok fazla eşya
odanızı kalabalık gösterirken
yanlış perde seçimi evinizin
havasını kötü gösterebilir. İşte,
ev dekorasyonunda kaçınmanız
gereken hatalar...
Aydınlatma sistemini planlayın
Yanlış aydınlatma sistemi
odanızdaki havayı etkiler ve
odanızın sönük görünmesine
sebep olabilir. Nasıl ki
evinizdeki mobilya düzeni için
bir plan yapıyorsanız, odanızı
daha aydınlık gösterebilecek
aydınlatma sistemi için de plan
yapın.
Çok aksesuar odanızı
dağınık gösterir
Odanızda çok sayıda dekorasyon
eşyasının olması odanızı dağınık
gösterir. Bu durum odanızda
gerçekten öne çıkmasını
istediğiniz parçanın kaybolup
gitmesine neden olur. Diğer
yandan bu durum eşyaların
temizlenmesini de zorlaştırır. Bu
sebeple aksesuar seçerken daha
seçici olun ve odanıza en çok
yakışacak objeleri almaya dikkat
edin.
Evinizi sanat galerisi
gibi yapmayın!
Sanat galerilerinde duvarda tek
renk kullanmanın belli bir amacı
vardır; duvardaki sanat eserlerini
ön plana çıkarmak. Ancak yaşam
alanınızda tek renk evinizi soğuk
gösterebilir. Bunun yerine
duvarınızda birbirini tamamlayan
sıcak renkler kullanabilirsiniz.
Duvarlarınızda farklı renkler
denemekten korkmayın!
Tabloları göz
hizanıza asın
Evinizin duvarlarına seçtiğiniz
tablolar sizin zevkinize dair
ipuçları verir. Ancak tablo
seçiminde ilk dikkat etmeniz
gereken, seçtiğiniz tablonun
odanızda uygun yükselikte
olmasıdır. Tablonuzu göz
hizanıza denk gelecek bir şekilde
asmaya dikkat edin.
Eviniz dekorasyon
dergilerinden fırlamış
gibi olmasın!
Dekorasyon dergilerinin sıkı
bir takipçisi olabilirsiniz ancak
bu dergilerde her gördüğünüz
dekorasyon önerisi eviniz için
uygun olmayabilir. Unutmayın,
dergide gördüğünüz her detayı
odanıza uygulamak evinizi
mobilya dükkanı gibi gösterebilir!
Mümkün olduğunca evinizin
tarzına uygun parçaları seçin.
Böylece eviniz daha doğal ve
stilinize uygun olacaktır.
Odanıza uygun
çerçeve alın
Araştırmalara göre aileniz ve
sevdiklerinizin fotoğraflarının
odanızda bulunması sizi daha
sakin ve huzurlu yapıyor.
Ancak bu fotoğraflarınızı uygun
bir çerçeveye koymalısınız.
Çerçevelerinizi odanızın tarz
ve stiline uygun olarak seçin.
Odanızın dekorundan farklı olan
çerçeveler kötü bir görüntü
oluşturur.
Eşya ve objeler arasındaki
orantıyı dikkate alın
Odanız iç açıcı değilse ya da
çok kalabalık gözüküyorsa,
odanızda bir orantısızlık olabilir.
Odanızdaki çok uzun ya da kısa,
çok büyük ya da küçük eşya ve
objeler kötü bir görüntüye sebep
olabilir. Evinizi dekore ederken
eşyalar ve objeler arasındaki
orantıyı dikkate alın.
Odanıza bir göz atın ve
eşyalarınızı nerelere
saklayabileceğinizi hesaplayın.
Duvara yaptıracağınızı bir dolap
ya da yatağınızın altındaki
çekmeceli dolap sorununuzu
çözebilir.
Yanlış perde seçimi
evinizi kötü gösterir
Perdelerin odanızdaki tüm
havayı değiştirebileceğini
biliyor musunuz? Pencerenizin
boyutuna ve odanızın stiline
göre perde seçin. Farklı perdeleri
deneyin ve evinize en çok
yakışanı bulun.
Dolaplarınızı depolama
için kullanın
Evin en büyük problemlerinden
biri de depolama eksikliğidir.
MAGAZİNERA < 69
Y A P I
/
D E K O R A S Y O N
İyi yaşamın anahtarı
ahşap
70 > MAGAZİNERA
İçinde yaşadığımız
mekanların
doğallığına ilişkin
farkındalığın
artması, ahşap
yapı teknikleri
üzerine yapılan
yatırım ve
inovasyonları
hızlandırıyor.
YAZI: Murat Serdar
KISADERE
TeknoWood Genel Müdürü
Bugün karşımıza çıkan ahşap
yapı teknikleri alternatifleri, artık
arama motorlarında karşımıza
çıkan görüntülerin çok ötesinde.
Ağacın bir yapı malzemesi olarak
teknik ve görsel üstünlükleri
pek çok tasarımcı tarafından
kabul görüyor. Bu da ahşap yapı
malzemelerindeki yenilikleri
beraberinde getiriyor. Kuzey
Amerika’da Wood Innovation
and Design Centre tarafından
yapımı desteklenen 29.5 metre
uzunluğundaki tasarım bu yönde
gelişimlere güzel bir örnek.
Ahşap tasarımlarla ilgili Türkçe
yazılarda, yıllardan bu yana
ahşap yapıların avantajlarına
dair başlıklara rastlıyorum. Bu
yazıların tamamının derinliğine
bir bilinçle yazıldığı konusunda
endişelerim oluyor. Başlıklarda
‘Doğal’ ve ‘Sağlık’ kelimeleri
başı çekiyor. Genelde ahşabın
avantajları arasında doğal
ve sağlıklı olduğu yazılsa da
nedenleri açıklanmıyor. “Ağaç
doğaldır, doğal olduğuna göre
sağlıklıdır” çıkarımıyla atılıyor
başlıklar. Artık bu iki kelime
ticari sloganların hepsinde var ve
etkileyici olduğu düşünülüyor…
Ben yine de ahşap mekanların
sağlığa faydasından kısaca
söz edeceğim. Ağaçlarla
ilgili, ilkokulda başlayan
“Karbondioksit alır, oksijen
verir’’ öğretilerini hepimiz
hatırlarız. Belki ağacın kesilip
işlendikten sonra, ev, eşya gibi
malzeme olarak kullanımıyla
bu özelliğin devam ettiğini
hatırlatmakta fayda var.
Diğer taraftan rakamlara ve
detaylara fazla girmeden sadece
1 metreküp ahşabın 900 kg’a
kadar karbondioksit absorbe
edebildiğini ekleyerek ağaç
fizyolojisi tarafını kapatacağım.
Sağlık tarafında bizzat içinde
olduğum ve hissettiğim,
ayrıca okuduğum literatürle
de doğrulanan birkaç konuya
değineceğim. Araştırma
sonuçlarına göre ahşap
mekanlarda yaşamak
İngilizcedeki popüler tanımla
“Well-Being”i destekliyor. Yani
iyi Hissettiriyor. Ahşap evlerde
yaşayanların daha huzurlu
ve mutlu insanlar olduğu
belirtiliyor. Yapılan çalışmalar
ahşap malzemelerin nem ve
akustik açısından keyifli bir
yaşam çevresi oluşturduğunu
gösteriyor. Bunun yanı sıra,
ahşap mekanlar azaltılmış
stres düzeylerine olumlu
yönde katkıda bulunuyor. Yine
çalışmalar özellikle yapılarda
en yoğun olarak kullanılan çam
ağacında bulunan terebentinin
bağışıklık sistemi üzerinde pozitif
bir etkiye sahip olabileceğini
göstermekiyor.
Ahşap çevre koşullarına ve
sıcaklığa bağlı olarak nem
emebilir. Farklı ağaç türlerinden
MAGAZİNERA < 71
Y A P I
/
D E K O R A S Y O N
özellikle ladin gibi yumuşak
ahşaplar evlerin iç mekan
iklimini geliştirir. Çam ağaçları
emilim ve nem sürümünde en
iyi yeteneklere sahip olması
nedeniyle evdeki nem dengesini
olumlu olarak etkiler. Çam, inşaat
ve yaşam açısından başka ilginç
özelliklere de sahip. Çam yağları
ve birleşimleri havaya bakteri ve
küf tarafından yayımlanan zehirli
bileşiklerin yaratılmasını azaltır
ve anti-bakteriyel özelliklere
sahiptir.
Aynı araştırma raporu ahşap
okul binalarında eğitim gören
çocukların, daha az stresli, az
çatışmalı bir yaşam sürdüklerini
ve konsantrasyonlarını daha
72 > MAGAZİNERA
kolay sağladıklarını gösteriyor.
Araştırma Finlandiya’daki
okullardan birinde, sınıflardan biri
tamamen ahşapla inşa edilerek
karşılaştırmalı olarak yapılmış.
Ayrıca ahşap mekanlarda
yaşamın kan basıncı ve nabız
üzerinde sakinleştirici bir etkisi
olduğu gözlemlenmiş. Yine
bir yaşlı evinde yapılan bir
çalışmada, ahşap ile yaşamın
yaşlılarda toplumsal yaşam
üzerinde olumlu bir etkiye
sahip olduğu belirlenmiş. Özetle
araştırma, ahşabın stres azaltıcı
etkisini raporluyor.
Başlangıçta ahşabın uçucu
organik bileşiklerinin
-talaşlarının- imalat ve kereste
işleme sırasında bir risk faktörü
olduğu düşünülmüş. Ancak
daha sonra onların bile insanlar
üzerinde olumlu etkilere yol
açtığı izlenmiş.
Yapısal malzeme
olarak ahşap
Yapı malzemesi olarak ahşaba
baktığımızda ters yönlü
laminasyon üzerinde yapılan
araştırma ve deneyimler
sonrasında bugünün yapı
tekniğinde kullanılan iki ana
ürün çıkmış ortaya. Bunlardan
ilki Glulam BSH -Yapısal Ahşap
Kirişler-, diğeri ise CLT -Yapısal
Ahşap Plakalar-.
Glulam üretim teknolojisi ile
ahşap üst üste ters yönlerde
lamine edilerek yeni bir malzeme
hazırlanmış. Post-Beam (Dikey
ve Yatay Taşıyıcılar) olarak
adlandırılan elemanların
boyut limiti olmadan, taşıyıcı
özelliklerinin artarak oluşması,
beton ve demir kompozit
zorunluluğunu kaldırmış
ortadan. Üstelik daha dayanıklı,
betonarme kirişlerden daha
avantajlı olarak uzunluğuna
dahi esneyebilen, dolayısıyla
deprem güçlerini yutarak
yıkılmayı önleyen, daha hafif,
daha da önemlisi sağlıklı,
zehirsiz bir malzeme çıkmış
ortaya. Devamında glulam
kirişlerin kurtlanmaya, haşere
ataklarına karşı korunması,
yangına daha dayanıklı olması
özellikler kazandırılması
zor olmamış. Glulam kirişler
bugün kesit ve boy olarak
taşınabilecek maksimum
boyutlarda üretilebiliyor.
CLT -Yapısal Ahşap Plakalarise laminasyonun yatay
olarak büyütülmesiyle yine
taşınabilecek azami boyutlarda
üretilebiliyor. Uygulanacak
güçlere bağlı olarak 3, 5 ve 7 kat
laminasyonla 34 cm kalınlıkta,
24x3 m ölçülerde seri olarak
üretilebiliyor.
Yapısal malzemelerin fiziksel
özelliklerinin ölçülmesinin
ardından başta Kuzey Amerika,
Almanya, Avusturya, İsviçre
gibi ülkeler fırsatı kaçırmadılar.
Malzemeyi tasarımcıların
önüne koydular. Bugün binlerce
tasarımcı bir yarış halinde
Glulam ve CLT ile harikalar
yaratıyorlar.
Biz ne yapıyoruz?
TeknoWood olarak bizim
yolculuğumuz 2000 yılında
özellikle yaşadığımız korkunç
depremin ardından tüm bu
gelişmeleri yakından takip ederek
başladı. Kanada’dan başladık,
İsviçre, Avusturya’daki üretim,
tasarım ve inşaatları yerlerinde
inceledik.
Glulam işlemede dünya lideri
olan İsviçre Krusi bantlarından
birini 2011 yılında atölyemize
taşıdık. Glulam ile prizmatik
kütük ev üretimiyle başladık
işe. Avusturya’dan Binderholz
ile tedarik anlaşmalarımızı
yaptık. Şantiyede güçlü, kaliteli
ve hızlı olmanın bilinci ile Hilti,
Festool, Rhotoblaas şirketleri
ile yaptığımız anlaşmalarla
teknolojinin en iyisi ekipmanları
dahil ettik yatırımımıza.
Kadrolarımızı kurarak hem
ustalık hem güvenlik tarafında
eğittik. Ahşabın dış etkenlere
karşı korunması ve görsel
değer katılması yönünde yine
Avusturya şirketi olan Adler
Lacke ile yaptığımız anlaşmayla
yapılarımızı renklendiriyoruz.
Deprem bölgesinde çalışmamızın
farkındalığıyla özellikle temel
ankrajlama ve birleşme
bağlantıları üzerine Mimar
Boran Ekinci ve ekibi ile çağdaş
tasarımlar hazırladık, yeni
tasarım ve uygulamaların
deneyimlerini ve imalatlarını
tamamladık.
Bugün kütük ev ve CLT tasarım,
yapı oluşturma, şantiye ve
montaj tarafında eksiksiz,
mükemmel bir takıma ve
birikime sahibiz. Ancak, her gün
yenilenmeyi ihmal etmiyoruz.
Hazır tasarımlarımızın yanı sıra
müşterilerimizin yaşam tarz
ve anlayışlarına uygun butik
projelerin hayata geçirilmesinde
müşterilerimizin telepleri ile
iyi bir iş ortağı olarak yaşam
mekanları için toplam çözüm
üzerinde çalışıyoruz.
MAGAZİNERA < 73
D E K O R A S Y O N
Evİm
Düzenlİ
Evİm
74 > MAGAZİNERA
Evinizde hiç kullanmadığınız ancak
atmaya da kıyamadığınız eşyalar
dağ gibi mi oldu? Artık evinizdeki
dağınıklığı kontrol edemiyor musunuz?
O zaman hemen harekete geçin! İşte,
evinizi düzenlemenin kolay yolları…
Yapacaklarınızı listeleyin
Evinizi düzenlemek için işe
yapacaklarınızı organize ederek
başlayabilirsiniz. Yapacaklarınızı
önem sırasına göre listeleyin.
Eğer kendinizi çok iyi
hissetmiyorsanız basit şeylerle
işe başlayabilirsiniz.
Hedef belirleyin
Bir günde kaç iş yapabilirsiniz?
Yapabileceğiniz işleri günlük,
haftalık ve aylık olarak belirleyin
ve hedef kartları oluşturun.
“Bugün mutfağı temizle”,
“Kitaplık düzenlenecek” gibi
kartlar hem hatırlatıcı olacak hem
de motivasyon sağlayacaktır.
Her hedef sonrası kendinizi
ödüllendirmeyi unutmayın!
Ev işini oyuna
dönüştürün!
Evinizi organize etme işini
“Atma ve tutma” oyununa
dönüştürebilirsiniz. “Hangi
eşyalarımı, neden atmalıyım?”
sorusuna verdiğiniz cevapları
listeleyin ve atılacakları
“Atma” listenize ekleyin. İşinize
yaramayan, hiç kullanmadığınız
eşyalarınızı, lekeli ya da
yırtık kıyafetlerinizi atarak
işe başlayın. Kullanmadığınız
eşyalarınızı atmak yerine
derneklere ya da ihtiyacı olan
kişilere de bağışlayabilirsiniz.
Atmayı göze alamadığınız
eşyalarınızı ise “Tutma” listenize
yazın ve neden saklamak
istediğinizi açıklayarak, bundan
sonrasında bu eşyayı nasıl daha
işlevsel kullanabileceğinizi
düşünün!
Depolamayı kullanın
Evinizi düzenlerken dolap,
çekmece ya da sepetlerden
yararlanabilirsiniz. Dağınıklığa
sebep olan eşyaları bu
alanlara koyarak dağınıklığı
engelleyebilirsiniz.
Fatura kutunuz olsun
Faturalar, evraklar gibi birçok
kağıt evi dağınık gösterir. Bir
fatura klasörü oluşturarak
evinizin daha derli toplu
görünmesini sağlayabilirsiniz.
Mutfak ve banyoya daha
fazla zaman ayırın
Evinizi düzenlerken mutfak
ve banyonuzu unutmayın! Bu
mekanları düzenleyerek, alan
verimliliğini artırabilirsiniz.
Mutfakta ve banyoda her
gün kullandığınız eşyaları
dolabınızın en ön kısmını koyun.
Sık kullanmadıklarınızı ise arka
taraflar koymayı tercih edin.
Özellikle ecza dolabınızda yer
alan son kullanma tarihi geçen
ilaçları, uygun bir şekilde ortadan
kaldırın.
MAGAZİNERA < 75
D E K O R A S Y O N
Ofİse
dönüşen
evler
76 > MAGAZİNERA
Home ofis çalışma tarzı gitgide daha yaygın hale geliyor. Evden çalışarak
başarıya ulaşmanın en önemli şartı, çalışma ortamını organize etmek ve
disiplinli olmak. Home ofisinizi doğru bir şekilde düzenleyerek hem yerden
hem de zamandan tasarruf sağlayabilirsiniz.
Sabah erken kalkmayı
sevmeyenlerin, trafikte takılıp
sıkılanların, uzun toplantılardan
bunalanların ya da güneşi
gördüğünde çimenlere yayılıp
çalışmanın hayalini kuranların
tercih ettiği home ofis çalışma
konsepti artık hayatımızda daha
çok yer buluyor. Peki, evin hem
iş hem de yaşam alanı olarak
konumlandığı bu yeni nesil
sistemde çalışmak sanıldığı kadar
kolay mı? İşte, 10 adımda home
ofisi düzenlemenin yolları…
Kağıtlarınızı hizaya
getirin!
Eğer eğer evden çalışıyorsanız,
odanızdaki kağıtlar çok kolay bir
şekilde birikir ve kontrol altına
almazsanız odanızın darmadağın
olması kaçınılmaz olur. Bunun
önüne geçebilmek için şu üç
şeyi mottonuz haline getirin; işe
yaramayanı parçala-at, dosyaları
klasörle ve hemen harekete geç!
Renk ve kodlarla
arşivleyin
Home ofiste iyi bir dosyalama
sistemi fonksiyonel bir ofis
alanının göstergesidir. Home
ofisinizdeki kağıtları düzenlemek
için beş renk kodlu kategori
sistemi oluşturabilirsiniz. Kendi
ihtiyaçlarınıza göre her klasörü
etiketleyin. Renkli arşivleme
sistemi odanıza hoş bir hava da
katacaktır.
Postalarınızı düzenleyin
İş ve ev posta kutunuzu ayırın.
İşinizle ilgili faturalarınızı iş
posta kutunuzda toplayın.
Ailenizle ilgili postaların ise ev
posta kutusunda yer alması
işinizi kolaylaştıracaktır. Bu
posta kutusundaki faturaları
ve evrakları yine iş ve ev
olarak klasörleyin. İlk hafta
klasörleme işlemi biraz fazla
vaktinizi alırken birkaç hafta
sonra bu işinizi birkaç dakika
da yapabilecek duruma
geleceksiniz.
Home ofisinizde yazıcıya
yer açın
Home ofisinizde yazıcınız için
mutlaka bir yer ayarlayın.
Böylece istediğiniz dosya ya
da fatura çıktılarınıza kolay bir
şekilde ulaşabilirsiniz.
Depolama ofisinizi
kurtarır
Kaplar, çekmeceler ya da
sepetler ofisinizde dağınıklık
yaratan tüm eşyaları saklamak
için güzel bir çözüm sunar.
Ofisinizi dağınık gösteren bu
eşyaların ortadan kalkması,
çalışma alanını daha fonksiyonel
kullanmanızı sağlayacaktır.
Dosyalarınızı etiketleyin
Eğer dosyalarınızı etiketlerseniz,
aradığınızda hızlı bir şekilde
bulabilirsiniz. Bu etiketlemeyi
de belli bir sistem çerçevesinde
ve dosya aradığınızda kolayca
ulaşabileceğiniz şekilde yapmaya
dikkat edin.
Kalem nerede? Peki zarf,
damga pulu?..
Ofisinizi kategorilere ayırarak
organize edin. Bunu yapmak,
ofisinizi daha işlevsel hale
getirecektir. Mesela damga puluna
ihtiyaç duyduğunuzda hangi
çekmecede olduğunu bilmelisiniz.
MAGAZİNERA < 77
D E K O R A S Y O N
DOĞA ARTIK HAYATINIZIN İÇİNDE:
HAMİRA
El yapımı, otantik ve sürdürülebilir…
Bunlar Hamira’yı tanımlayan anahtar sözcükler.
Ramis Alım tarafından kurulan
Hamira’nın yüzde yüz doğal
ahşaptan, elde üretilen
mobilyaları net tasarım dilleriyle
dikkat çekiyor. Antalya’daki
Evren Tasarım Atölyesi’nde
üretilen Hamira mobilyalarında
ve markanın mimari proje
uygulamalarında çoğunlukla
geri dönüşüm ahşap malzemeler
ve bunların yanında sadece
eski endüstriyel keresteler
kullanılıyor.
Hamira ürünleri tasarlanırken
plakalar özenle seçiliyor, elle
temizleniyor, raf üniteleri,
masa, oturma elemanları gibi
benzersiz, kendi karakteri olan
mimari öğeler haline getiriliyor.
Bu tasarımlar özel mülklerde,
ofislerde veya restoranlarda,
otellerde bulundukları alanları
zenginleştiriyor.
78 > MAGAZİNERA
sağlığını tehdit eden tüm yarı
mamullere karşı alternatifsiz
bir alternatif olarak görerek
geri dönüşümlü veya
endüstriyel ağaçtan mamul
keresteler kullanıyor.
Amaçları küçük bir konseptte
dahi çevre duyarlılığı, geri
Tamamen doğal Hamira
tasarımlarında, üretimin tüm
aşamalarında doğallıktan asla
ödün verilmiyor. Boya, vernik
gibi kimyasal içerikli maddeler
kullanılmıyor. Günümüzde
en sık kullanılan mobilya
malzemeleri olan sunta, mdf ve
bunların laminasyonlu türleri
ile parkelam gibi ürünlerin
insan sağlığına olan zararları
biliniyor. Bu yarı mamullerin
yapımında kullanılan
maddelerin içerdiği formaldehit
Dünya Sağlık Örgütü tarafından
kanserojen olarak tanımlanıyor.
Hayatımızın her alanında
karşımıza çıkan bu kimyasalları
her nefeste soluyor oluşumuz
endişe verici.
Hamira, ise tamamen
doğallıktan yana. Dünyada
yenilenebilir tek yapı
malzemesi olan ahşabı, insan
dönüşüm, yenilenebilir kaynak
ve fonksiyonelliği ortaya
koymak olan Hamira markasının
standart ürünlerin internet
sitelerinden ulaşmak mümkün.
Bununla beraber Hamira, proje
bazlı çizimler ve üretimler de
yapıyor.
MAGAZİNERA < 79
S O K A K
S A N A T I
Sokakların Rengİ:
Graffİtİ
Sokak sanatının en popüler hali
graffiti, şehir hayatının olmazsa
olmaZı. Mesaj kaygılı ya da değil,
legal ya da illegal…
80 > MAGAZİNERA
Graffitinin geçmişinin antik çağa
dek uzandığı düşünülüyor. Antik
Mısır, Yunan medeniyetlerinden
ve Roma İmparatorluğu’ndan
kalma arkeolojik buluntularda
graffiti benzeri duvar
resimlerinin örnekleri görülüyor.
Roma’daki ve Pompeii’deki
yeraltı mezarlarında graffiti
benzeri yazıları ve figüratif
çizimleri görmek mümkün.
Modern graffitinin ilk örneklerine
ise Antik Yunan medeniyetinde,
Efes’te rastlanıyor. Antik graffiti,
aşk ilanı , politik söylemler,
sosyal mesajlar içeriyormuş. Yani
o zamanlarda dahi graffitinin
bugünkü haline yakın olduğunu
söylemek mümkün.
Modern çağlarda graffiti
Modern graffitinin ortaya
çıkışı konusunda ise üç farklı
görüş var. Bunlardan birincisi,
graffitinin New York’ta hip hop
kültürüyle bağlantılı olarak
geliştiğini öne sürüyor. Buna
göre graffiti 1970’lerde New
York metrosunda doğdu. New
York’ta ortaya çıkan modern
graffitinin başlangıcı postacılık
yapan Taki 183 lakaplı YunanAmerikan Demitrius adlı bir
gence dayandırılıyor. Uluslararası
üne sahip ilk Afro-Amerikan
sanatçı olan Jean-Michel
Basquiat’ın ismi de New York’un
graffitiyle olan tanışıklığında
sık sık geçiyor. İkinci görüş ise
graffitinin New York’ta değil
de Philadelphia’da doğduğunu
savunuyor. Cornbread imzalı
Darryl McCray’in graffitinin
babası olduğuna ve 1967’den
itibaren bu sanatın ilk örneklerini
Philadelphia sokaklarında
verdiğini düşünenlerin sayısı
da azımsanmayacak kadar
çok. Üçüncü görüş ise İkinci
Dünya Savaşı’nın ardından
Almanya’yı ikiye ayıran Berlin
Duvarı’ndaki politik yazılar ve
resimlerle modern graffitinin
doğduğu yönünde. Her nerede
doğmuş olursa olsun, graffiti
tüm dünyaya yayıldı. İnsanların
kendilerini sanat yoluyla ifade
etmelerinin en önemi aracı oldu.
Şehirlerin gri duvarlarına renk
kattı. Her zaman müzikle bir
aradaydı; kimi zaman hip hopla,
kimi zaman punkla bir arada
anıldı. Politik ve asi yönünü asla
kaybetmedi ve bu yüzden hala
pek çok şehirde illegal bir eylem.
Gerilla sanatın kahramanı:
Banksy
Graffitiyi popüler kültürün
bir parçası haline getiren en
önemli isimlerden biri de ünlü
İngiliz sanatçı Banksy. Stensil
tekniğiyle çalışan Banksy, Londra
sokaklarında başladığı graffiti
macerasını farklı ülkelere de
taşıdı. Estetik yanı ağıt basan
MAGAZİNERA < 81
S O K A K
S A N A T I
protest tarzıyla tüm dünyanın
ilgisini çeken Banksy’nin kimliği
yıllar geçmesine rağmen hala
gizli. Savaş karşıtı, insan ve
hayvan hakları savunucusu,
çevreci, tüketim düşmanı Banksy,
ironik zekası, hayal gücü, çarpıcı
kara mizah anlayışıyla ciddi bir
hayran kitlesi edindi. Böylece çok
daha fazla insanın graffitiye ilgi
duymasını sağladı.
Kanvasa dönüşen şehirler
Bazı şehirler var ki graffitiyle
güzelleşiyor. Sokak
sanatçılarının yuvası haline
geliyor, çizimler ve yazılarla
rengarenk bir yüz kazanıyor…
Berlin graffiti denildiğinde ilk
akla gelen şehirlerden. Şehri
bir zamanlar ikiye ayıran Berlin
Duvarı, sokak sanatçıları için
her anlamda eşsiz bir tuval
olmuş. Şimdi duvardan geriye
kalan East Side Gallery’de tarihe
kazınan o dönemin izlerini
capcanlı görmek mümkün.
82 > MAGAZİNERA
Şehrin geri kalanının da
sokak sanatıyla arası çok iyi.
Kreuzberg ve Mitte, graffitinin
en iyi örneklerinin görülebileceği
iki semt. Sokak sanatlarının
Latin Amerika’daki başkenti
Buenos Aires, özellikle 2001’deki
ekonomik krizden sonra daha
da renklendi. Sokaklardan
altgeçitlere, her yerde graffiti
sanatından örnekler var.
Arjantinli sanatçı Martin
Ron’un yanı sıra uluslararası
üne sahip sokak sanatçılarının
da imzalarını Buenos Aires
sokaklarında görmek mümkün.
Brezilya’da yasal mevzuatıyla
sokak sanatına özgür bir ortam
sağlayan ülkelerden. Belki de
bu sayede Sao Paulo, yerel ve
uluslararası çok sayıda sanatçının
kendilerini graffitiyle ifade ettiği
bir merkeze dönüştü. Şehrin
sokaklarını renkler kuşatıyor,
en iyi graffiti örnekleri ise Vila
Madalena’da görülüyor.
Londra sokakları sanatı sahnesi
başta Banksy olmak üzere, çok
sayıda başarılı sanatçıya yuva
oldu. 2008’den bu yana özellikle
Leake Street’teki graffitiler
Londra’ya renk kattı. Brick
Lane, Shoreditch ve Brixton,
Londra’nın renkli sokak sanatları
sahnesinin izinin sürülebileceği
diğer yerler.
Graffitinin doğum yerlerinden
biri olarak kabul gören New
York sokak sanatıyla 1960’ların
sonunda tanıştı. Önce metro
renklendi, ardından şehrin
beton duvarları… Şimdi
tarihe karışsa da, Queens
semtindeki 5 Pointz isimli
bina Amerika’nın ve dünyanın
en ünlü sokak sanatçıları
tarafından renklendirildi. 5 Pointz
hatıralarda kalsa da Bushwick,
Hunts Point, Chelsea ve elbette
Harlem New York’un en iyi
graffitilerinin görülebileceği
yerler.
İstanbul’un sokak
sanatıyla imtihanı
Türkiye’de graffitinin evrimi,
hip hop kültürünün gelişimiyle
paralellik gösteriyor.
Hareketlilik Turbo imzalı
Tunç Dinçer gibi sanatçıların
öncülüğünde 1990’larda
başlasa da, graffiti esas olarak
2000’lerin başında bilinmeye
ve yayılmaya başladı.
Taksim’in arka sokakları
graffitinin İstanbul’daki
üssü olsa da Karaköy’ün
popülerleşmesiyle birlikte
sokak sanatının ekseni oraya
kaydı. Bugün ise, İstanbul’da
sokak sanatı denildiğinde
akla gelen ilk semtlerden
biri Yeldeğirmeni. Kadıköy
Belediyesi’nin desteklemesiyle
Yeldeğirmeni, bir mural
festivaline de ev sahipliği
yapan, binaların yerli ve
uluslararası sanatçıların duvar
resimleriyle süslendiği bir
semte dönüştü.
hayrioglu.com.tr
Bizi biz yapan özellikler
› Ücretsiz ekspertiz hizmeti,
› Eşyalarınızın taşınmadan önce sigortalanması,
› Kişiye özel, tek kullanımlık geri dönüşümlü kolileme sistemi,
› Yağmurlu havalarda eşyalarınızı koruyan tente sistemi,
› Mutfak setleriniz için gazete yerine beyaz ve hijyenik kağıt uygulaması,
› Kıyafetlerinizin kırışmadan taşınması için portatif gardırop uygulaması,
› Katlı giysileriniz için tek kullanımlık poşet uygulaması.
Hayrioğlu, ailenizin birey sayısı kadar fidan dikmektedir.
T E K N O L O J İ
AKILLI EVLER
HAYAL DEĞİL
84 > MAGAZİNERA
Yakın gelecekte çoğumuz bir zamanlar benzerini ancak bilimkurgu
filmlerinde gördüğümüz akıllı evlerde yaşayacağız. Fibaro, güvenliği, enerji
tasarrufunu ve konforu en üst seviyeye ulaştıran akıllı evler için
teknolojik çözümler üretiyor. Fibaro’nun çığır açan ürün ve servislerini
Fibaro Türkiye Genel Müdürü Teoman Küpeli’yle konuştuk.
Fibaro’yu bize biraz tanıtabilir
misiniz?
Fibaro, 2010 yılında kurulan
Polonya merkezli bir firma.
Türkiye’deki faaliyetimize ise
2012 yılında başladık. Bu zaman
zarfı içerisinde ürün yelpazemiz
gelişti. Şu an akıllı ev sektöründe
en geniş ürün yelpazesine sahip
firmayız ve ürünlerimiz dünyada
100’ü aşkın ülkede satılmakta.
Fibaro, akıllı ev sistemlerini tüm
dünyada kabul gören Z-Wave
protokolüyle kablosuz bir şekilde
kullanıcılarına sunuyor. Bizi
sektörde lider yapan en önemli
özelliklerimiz ise ürünlerimizin
yüksek kalitesi, ödüllü tasarımları
ve sistemin çok kolay kurulur ve
kullanılır olması.
Fibaro’nun sunduğu akıllı
ev sistemlerinden bahseder
misiniz?
Biz kullanıcılara güvenlik,
tasarruf ve konfor sağlayan
kablosuz akıllı ev sistemleri
sunuyoruz. Öncelikle
vurgulamak gereken konu,
kablo çekme söz konusu
olmadığı için, sunduğumuz
sistemlerin kurulumu kırma
dökme gerektirmiyor; içinde
yaşanan bir eve, ofise veya
mağazaya çok hızlı ve kolay bir
şekilde kurulabiliyor. Ayrıca,
kullanılması çok kolay olan bu
sistemler, sınırsız işlevsellikleri
ile kullanıcılara çok büyük
faydalar sağlamalarıyla beraber,
maliyetleri de son derece
ekonomik. Hayatı kolaylaştırmak,
güvenli kılmak veya tasarruf
sağlamak için sistemimiz
üzerinde oluşturulabilen
senaryolar için tek sınır insanın
hayal gücü. Örneğin yazın iş
dönüşü serin bir eve girmek için
“Dış sıcaklık 25o’nin üzerindeyse
ve ben eve 3 km yaklaşmışsam
klimayı aç” senaryosu ile
sistemimiz internetten aldığı
anlık sıcaklık bilgisiyle, sizin
akıllı telefon veya tabletinizin
sağladığı GPS konumunu takip
ederek klimayı gerektiğinde
çalıştırıyor. Yani bu basit bir
uzaktan kumanda sistemi değil,
gerçek anlamda yapay zeka
kullanan, sizin düşündüğünüz
gibi düşünen ve bilgiye ulaşarak
yaptığı değerlendirme sonucunda
karar verip, aksiyon alan bir
sistem. Başka bir örnek, yazılacak
bir güvenlik senaryosuyla gece
vakti pencereden hırsız girmesi
durumunda, bunu algılayan
sensörden gelen bilgiyle anında
o odanın ışığını açarak hırsızı
caydırmak. Evin boş olmadığı
izlenimini verecek ek sesli ve
görsel efektler oluşturulabilir.
Caymayıp hızla bir şey alıp
gitmesi durumunda bile
kameranın ışık açıkken çektiği net
fotoğrafın anında size e-posta
ile yollanması sayesinde hırsızın
yakalanmasını sağlamak işten
bile değil.
Akıllı bir evde neler yapabiliriz
Fibaro ürünleriyle?
Bir evdeki bütün sistemler;
ısıtma, soğutma, aydınlatma,
perde, panjur, tente, garaj
kapısı, elektrikli cihazlar,
görüntülü diyafon, TV, müzik
sistemi, multimedya cihazlar,
vb. aklınıza gelen her şey Fibaro
sistemine dahil edilerek akıllı
telefonunuzdan kontrol edilebilir
hale geliyor. Ayrıca hareket
sensörü, kapı/pencere sensörü,
su basması, duman, sarsıntı gibi
sensörler ile hırsızlık, su kaçağı,
yangın, deprem gibi tehlikeleri
tespit ederek önlem alabiliyor
sistem. Deprem durumunda
doğalgaz vanasının kapatılması
gibi. Bizim evimiz de tabii ki
akıllı, bu anlattıklarıma ek
olarak, örneğin bu evde bahçe
sulaması, aydınlatması hatta
havuzun aydınlatması bile Fibaro
sistemi ile kontrol ediliyor, bahçe
kapıdaki zili çaldığında, nerede
olursak olalım, telefonumuzdan
kapıda kimin olduğunu
görebiliyoruz.
Akıllı ev konusunda en çok
hangi özellikler tercih ediliyor?
En çok güvenlik ve tasarruf
ağırlıklı sistemler isteniyor,
konfor da çoğu zaman bunlarla
beraber geliyor. Hangi amaçla
olursa olsun, bir eve akıllı ev
sistemi kurulduğunda, sistemin
zaten çok büyük olmayan
maliyetinin önemli kısmı ana
kontrolör olduğu için kullanıcı
istediği ek özellikleri ek modüller
ve sensörler ile istediği zaman
sistemine ekleyebiliyor.
Kablosuz akıllı ev sistemleri
sağlığa zararlı mı?
Dünyada şu an 400 firma
kablosuz Z-Wave protokolünü
kullanıyor, çünkü diğer kablosuz
sistemlerin aksine Z-Wave sağlık
açısından tehlike arz etmiyor.
Size bir cep telefonu ile örnek
verebilirim. Bir cep telefonun
elektromanyetik yayımına göre
bir Z-Wave modülün yayımı
4000’de 1. Yani her an yanımızda
taşıdığımız cep telefonlarımız çok
daha zararlı.
Fibaro olarak dünyada ve
Türkiye’deki konumunuz
hakkında bilgi verir misiniz?
2016 yılı nasıl geçiyor?
Fibaro, yeni teknoloji kablosuz
akıllı ev sistemi sağlayan firmalar
arasında hem inovasyon, hem
de ürün yelpazesi açısından
dünya lideri. Akıllı evi oluşturan
donanımları, yani kontrolörü, ona
bağlanan cihazları ve sensörleri
ve bilgisayar, cep telefonu, tablet
uygulamaları gibi yazılımları
kalite, estetik, işlevsellik,
kullanım kolaylığı ve fiyatperformans oranı yönlerinden
zirvede. 2016 bizim için gayet iyi
geçiyor, Türkiye akıllı ev pazarı
yıllardır beklenen ivmelenmenin
belirtilerini gösteriyor ve akıllı
ev sistemlerine olan ilgi -hem
inşaat firmalarından, hem son
kullanıcılardan- hızla artıyor.
Türkiye’nin konut ve ofis yapımı
konusunda sayılı büyük inşaat
firmaları Fibaro’yu akıllı ev
partneri olarak seçmiş durumda
ve işbirliği yaptığımız firmaların
sayısı hızla artıyor. Ayrıca şu
an itibarıyla Türkiye genelinde
yaklaşık 50 bayimiz var ve bayi
ağımız da hızla genişliyor.
MAGAZİNERA < 85
86 > MAGAZİNERA
ÇEVRE
“Yok Olmadan” Sergisi - İstanbul Modern
Yeryüzü Derneği PROJESİ: EKOKÖY
TERRARYUM İLE DOĞA EVİNİZDE
MAGAZİNERA < 87
Ç E V R E
/
88 > MAGAZİNERA
S A N A T
YOK
OLMADAN
İstanbul Modern, ‘Yok Olmadan:
Doğa ve Sürdürülebilirlik Üzerine
Bir Sergi’ ile doğa ve ekolojiyi
konu alırken sürdürülebilirlik
kavramına da değinen sanatçıları
bir araya getiriyor. Dünyanın farklı
köşelerinden yirmi sanatçı ve sanat
grubunun, doğa algımıza dair farklı
bakış açıları ve ekosistemle ilişkimize
dair yeni farkındalıklar öneren
çalışmalarına yer veren sergi 5
Haziran’a kadar sürüyor.
Eczacıbaşı Topluluğu ve
Şekerbank sponsorluğunda,
TAV Havalimanları Holding’in
katkılarıyla gerçekleşen
‘Yok Olmadan’ sergisinin
küratörlüğünü İstanbul
Modern’den Çelenk Bafra ve
Paolo Colombo yapıyor. Sergide
Roger Ackling, Bas Jan Ader,
Alper Aydın, Bingyi, Jasmin
Blasco ve Pico Studio, Charles
Dellschau, Elmas Deniz, Mark
Dion, Hamish Fulton, Rodney
Graham, Lars Jan, Mario
Merz, Maro Michalakakos, Joni
Mitchell, Yoko Ono, Camila
Rocha, Canan Tolon, ikonoTV,
Francesco Garnier Valletti
ve Pae White tarafından
hazırlanan resim, çizim,
heykel, yerleştirme, fotoğraf
ve hareketli görüntüler yer
alıyor. Bafra ve Colombo’nun
“Doğaya özlemin, yaşanabilir
bir dünyanın ve sürdürülebilir
bir ekolojik dengeye duyulan
arzunun tezahürü” olarak
nitelendirdiği sergi, insanın doğa
ve ekosistemle kurduğu ilişkiyi
sanat yoluyla pekiştirmeyi
MAGAZİNERA < 89
Ç E V R E
/
S A N A T
ve sürdürülebilirlik kavramına
sanat aracılığıyla bakarak çözüm
odaklı yeni bakış açıları getirmeyi
hedefliyor.
19. yüzyıldan günümüze farklı
dönemlerden sanatçıların
doğayı nasıl algıladıklarını ve
sürdürülebilirlik kavramıyla
ilişkilerini yansıtan çalışmalarda,
insanın bitki ve hayvanlar başta
olmak üzere tüm ekosistem ile
etkileşimine dair yorumlara ve
yenilikçi önerilere yer veriliyor.
Sergideki yapıtlardan bazıları
büyük ekolojik meseleleri
çözmenin olanaksızlığına işaret
ediyor, bazılarıysa ekosistemin
korunmasına ve insan türünün
onunla uyum içinde varlığını
sürdürebilmesine yönelik
öneriler içeriyor. Sergide doğayı
kavramsallaştırarak ele alan
sanatçılar, konu ve malzemelerini
90 > MAGAZİNERA
doğadan seçiyor, hatta doğanın
bizzat kendisini sanatsal üretim
tekniği olarak kullanıyor.
‘Yok Olmadan’ sergisi başlığını
Kanadalı ozan-şarkıcı ve
sanatçı Joni Mitchell’ın
1970’de yayınladığı ‘Big Yellow
Taxi’ (Kocaman Sarı Taksi)
adlı şarkının nakaratından
alıyor. Parçanın nakaratında
doğanın kıymetinin “Yok
Olmadan” anlaşılmadığı
vurgulanırken, sergide de
doğanın insan hayatındaki
vazgeçilmezliği ve çok geç
olmadan yapılabileceklere dair
işaretler var. Farklı versiyonlarla
karşımıza çıkmaya devam eden
bu popüler parça yayınlandığı
dönemde, dünyayı etkileyen
radikal değişiklikler karşısında
hızla bilinçlenen bir kuşağın
ekolojik duyarlılığını temsil
etmişti. Sergi küratörlerine
göre dünya çapında ekolojik
farkındalık ve sürdürülebilirlik
konusuna getirdikleri incelikli
yorumlarla meseleyi kültürel ve
toplumsal bir kırılma noktasına
taşıyan sanatçılar özel bir ilgiyi
hak ediyor; bu nedenle ‘Yok
Olmadan’ı Joni Mitchell’ın da
dahil olduğu ve çevre konusunda
toplumsal bilincin gelişmesine
katkıda bulunan ‘68 kuşağına ve
günümüzde çevresel sorunlara
yeni bakış açıları kazandıran tüm
sanatçılara adıyorlar.
büyüteçle yakıp işlemek üzere
kullanmıştı.
SERGİDE YER ALAN
ÇALIŞMALAR
• Serginin en genç sanatçısı
Alper Aydın, Türkiye’nin çeşitli
bölgelerindeki topladıklarıyla
inşa ettiği ‘Taş Kütüphanesi’ ile
İstanbul Modern’de yer alıyor.
• Britanyalı Roger Ackling,
1960’ların sonundaki ölümüne
dek hiç karbon ayak izi
bırakmamış bir sanatçı olarak iz
bıraktı. Ackling, tek mecrası olan
güneş ışığını tahta artıklarını
• Bas Jan Ader’ın 1971 tarihli
yapıtı ‘Broken Fall (Organic)/
Hızı Kesilmiş Düşüş (Organik)’
videosu yerçekimi kuvvetini bir
mecra olarak kullanıyor. Yapıt,
doğanın güçleri karşısında
insanın ne kadar kifayetsiz
olduğunu, sanatçının gücü
tükenene dek bir ağaç dalına asılı
duruşuna ve sonunda çamurlu
ırmağa düşüşüne dair bir çekimle
gözler önüne seriyor.
• Çinli sanatçı ve araştırmacı
Bingyi, sergideki heybetli
‘Yok Olmadan’ sergisi başlığını Kanadalı ozan-şarkıcı ve
sanatçı Joni Mitchell’ın 1970’de yayınladığı ‘Big Yellow
Taxi’ (Kocaman Sarı Taksi) adlı şarkının nakaratından
alıyor. Parçanın nakaratında doğanın kıymetinin “Yok
Olmadan” anlaşılmadığı vurgulanırken, sergide de
doğanın insan hayatındaki vazgeçilmezliği ve çok geç
olmadan yapılabileceklere dair işaretler var.
parşömen resminin başlığında
da ifade edildiği üzere kıyamet
kavramına eğiliyor ve afetler
üzerine çalışıyor. Yapıt,
sanatçının 2008 tarihli Siçuan
deprem ve selinden etkilenmiş
alanlarda yaşadığı, incelikle
süzülmüş deneyimlerin sanatsal
alanda ifadesi.
• Jasmin Blasco’nun Los
Angeleslı sanatçı ekibi Pico
Studio ile birlikte hazırladığı ‘First
Human Born in Space/Uzayda
Doğmuş İlk İnsan’ sekiz kısa
bölümden oluşan, uzayda doğan
ilk insanın tahmini yaşamını
ve Dünya’ya gelişinden önceki
eğitimini, arzularını ve umutlarını
anlatan bir yapıt.
tükenişine ve küresel ısınmaya,
bilhassa da kutuplardaki buz
tabakalarında yaşanan şiddetli
erimeye gönderme yapıyor.
• Doğayı ve zamanın akışını süreç
ve deneyim üzerinden ele alan
Hamish Fulton, sanatının “zaman
öğesini, ömrün zamanını güneş,
ay ve yıldızlara göre” idrak ettiğini
söylüyor. Doğayı yürüyüşleriyle
belgeleyen ve tecrübe eden
sanatçı, mevcut koşullara dair yeni
yorumlar önermek üzere, doğayla
ilişkili nesne ve malzemeleri
toplanmaya, muhafaza etmeye,
kategorilere ayırmaya ve hatırda
tutmaya odaklanıyor.
• Sergideki en eski tarihli yapıt,
İtalya’nın Piedmont bölgesinde
yetişen tüm meyveleri yerel
bir fidanlık için kayıt altına
almış, az bilinen Torinolu 19.
yüzyıl zanaatkarı Francesco
Garnier Valletti’ye ait. Garnier
Valletti’nin modellerini çıkardığı
meyvelerin çoğu günümüzde
yetiştirilmiyor, mevcut
olanlarsa artık yalnızca tohum
bankalarında bulunabiliyor.
• Rodney Graham imzalı,
halüsinasyon etkisi yaratan
büyük ağaç fotoğrafları kapsamlı
bir belgeleme ve temsil revizyonu
öne sürüyor. Meşe ağaçları
ve dalları bize doğanın görsel
temsilinin sürekli yeniden
üretildiğini ve çoğaltıldığını
anımsatmak üzere hem mekânda
hem de izleyicilerinin zihninde
asılı duruyor.
• Lars Jan imzalı ‘Holoscenes’
bir akvaryum içinde kimi günlük
faaliyetleri gerçekleştiren çeşitli
oyuncuları tepeden gösteren, üç
kanallı bir video yerleştirmesi.
Akvaryumdaki suların birden
akın edip çekilmesi ve yeniden
taşması kapalı tank alanlarındaki
bir dizi olay koreografisinin
de önünü açıyor. 2011’den beri
süregiden bu canlı performans
• 20. yüzyıl başlarında, uzay
kolonilerinden oluşan parlak bir
gelecek tasavvur eden Charles
A. A. Dellschau’nun umut dolu
suluboyalarında gezegenler arası
yolculuk arzusuyla, devre özgü
keşiflerden beslenen bir hikaye
anlatılıyor.
• Elmas Deniz, Güney
Kafkasya’nın olağanüstü
doğasındaki insansız bir hava
aracına ait buluntu görüntülere
sanatsal müdahalede bulunuyor.
• Mark Dion’un bir araya getirdiği
19. yüzyıl ve 20. yüzyıl başlarına
ait yaklaşık yüz adet kutup
ayısı baskısı, hayvan türlerinin
MAGAZİNERA < 91
Ç E V R E
/
S A N A T
serisi, iklim değişikliği ile doğal
afet meselelerini ve günlük
yaşantılarımız üzerindeki
etkilerini ele alıyor.
• 1960 ve 1970’lerdeki Arte
Povera hareketinin başlıca
figürlerinden Mario Merz sergide
doğa kavramını, Fibonacci
dizisiyle sürekli büyüyen, kuvvetli
ve bereketli bir güç olarak keşfe
çıkan büyük bir spiral masayla
yer alıyor.
• Serginin de ana görseli olan,
Maro Michalakakos imzalı,
boynu bacağına dolanmış
‘İsimsiz’ flamingo, kendi kendimizi
uğrattığımız yıkımın bir metaforu.
Mara Michalakakos’un sergide
yer alan suluboya resimleri,
üslubuyla 19. yüzyıldaki bilimsel
kuş tasvirlerini çağrıştırıyor.
• Sergiye adını veren müzik
92 > MAGAZİNERA
parçası ‘Big Yellow Taxi’nin de
sahibi sanatçı Joni Mitchell,
‘Yok Olmadan’da yakın tarihli
bir çalışmasıyla, koreograf Jean
Grand-Maître ve Alberta Bale
Topluluğu’yla ortaklaşa hazırlanan
The Fiddle and the Drum (2007)
balesiyle yer alıyor. Mitchell’ın
dairesel fotoğraflarıyla döşenmiş,
boş bir sahnede geçen bale, her
biri sanatçının bir şarkısına karşılık
gelen bölümlere ayrılmış; bazıları
ekolojik felaketlerin önemli bir
nedeni olan savaşı, bazıları da
insan ilişkilerini konu alıyor. Yapıt,
‘Big Yellow Taxi’ koreografisiyle
sona eriyor.
• Camila Rocha’nın projesi
müzenin fuaye kısmını ortak
deneyime açık yeni bir ortama
dönüştürüyor. Memleketi
Brezilya’nın zengin görselliğinden
ve doğa felsefesinden esinlenen
sanatçı canlı, yapay ve özel
üretim bitkiler, sesler, yansıma
yüzeyler ve hatta bir salıncak
içeren bambaşka bir “sefa” alemi
yarattı. ‘Sefatoryum’ kişisel
ifadeler, birlikte düşünme ve
sohbete açık, konuksever bir
platform da sunuyor.
• Canan Tolon, 1980’lerden bu
yana taze çimen ve paslanmış
yüzeyler gibi çeşitli organik
malzeme kullanarak “işlenmiş
peyzajlar” yaratıyor. Sergide
sanatçının on yıllardır “soluk alıp
veren” ve değişim geçiren erken
tarihli iki yapıtı yer alıyor.
• Pae White sergi için,
bir neon yapıt dizisi olan
“<L3U~.>C≈K¥◊CH∆RMS‡”
projesini mevsimsel duygudurum
bozukluğunu telafi edecek bir
tür ışık terapisi halinde yeniden
uyarladı. Tünel benzeri bir ortam
içinde bulunan, alana özgü bu
yerleştirme, galerinin iki ana
kapısından birine uzanan bir kanal
görevi görüyor.
• Sergi kapsamında dijital yayın
platformu ikonoTV ile özel işbirliği
yapıldı. Böylece, ikonoTV’nin
hazırladığı ‘Art Speaks Out/Sanat
Sözünü Sakınmıyor’ başlıklı doğa
ve ekoloji temalı uluslararası
video seçkisi ön programın
başladığı 23 Aralık’tan itibaren
sergi salonunda gösterilmeye
başladı. Türkiye’den Ahmet
Albayrak, Kerem Ozan
Bayraktar, Begüm Yamanlar
ve Müge Yıldız’ın da arasında
bulunduğu toplam 57 uluslararası
sanatçıya yer veren programda,
küresel ısınma, kentleşme, karbon
salınımı, yeşil alanların tahrip
edilmesi, çölleşme gibi çevre
sorunları; video sanatı, sessiz
belgeseller ve deneysel filmlerle
ele alınıyor.
Ç E V R E
EKOKÖYDE
YAŞAMAK
Bir köyde yaşamakla, bir
şehirde yaşamak arasında
ne kadar fark var? Her
ikisinde de yaşamış olanlar
için kolay bir soru bu. Ama
gözlerini şehirde açan
ve şehir heyhulasından
usananlar için zor ve insanı
merakta bırakan bir soru.
Aytaç Tolga Timur
İLLÜSTRASYON: ÇAĞDAŞ ÜLGÜR
94 > MAGAZİNERA
Yetmişli yıllarda başlayan ve
“taşı toprağı altın” şarkılarıyla
sloganlaşan, kentli olmayı öven,
yücelten, hepimizin bildiği
anlayış, 2013 senesinde her dört
kişiden üçünün şehirde yaşadığı
bir tablo oluşturdu. Nüfuslarını
çeşitli gerekçelerle hala köylerde
tutup, gerçekte şehirlerde
yaşayanları da sayarsak,
köylerin hızla boşaldığını tespit
edebiliriz. Hedef belli; şehirlerde
yaşayanların oranını yüzde 98
yapmak.
Bu popüler film oynayadursun,
artık yeni köylüler ortaya
çıkmaya başlıyor. Bu köylülerin
başına ister yeni ister neo ön
ekini koyun. Kurdukları köylerin
adının başına da eko ön ekini…
Neoköylülerin ekoköyleri.
Hem neoköylülük, hem de ekoköy
kavramları, cazip kavramlar.
Çünkü daha en baştan şehir ve
şehirliliği bilerek/isteyerek geride
bıraktıklarını bize anlatıyorlar.
Hem de şehir hayatının mecbur
kıldığı bütün suniliği reddederek.
Ekoköyler bildiğimiz köylere
benzemiyor. İlkin kendiliğinden ya
da rastgele oluşturulmuyorlar. Bir
projenin, bir kurgunun ardından
hayata geçiyorlar. İkincisi ince
ince kararlaştırılmış birtakım
kuralları var. Ekoköyde yaşamak
isteyen bütün bireyler, bu ortak
kararları gönüllü olarak kabul
ediyorlar. Çünkü bu kuralları çok
uzun konuşmaların ardından, diğer
deneyimleri inceleyerek ve belirli
deneme sürelerinin süzgecinden
geçirip kabul ediyorlar. Muhtarların
değil, bütün yaşayanların
yönetimde söz hakkının olduğu
yerleşimler bunlar.
Ekoköylerin yaşam pratiklerine
dair oluşturduğu kurallar köyden
köye çok çeşitlilik gösterse de,
“ekoloji” kavramından kısaltarak
aldıkları “eko” ön eki, bu köylerin
ortak noktası. Bu da demek
oluyor ki “ana akım” hiçbir öğe
buralara giremez. Organik tarım,
ekoköylerde tarımsal faaliyetlerin
gözbebeği. Permakültür ilkeleri
bu köylerde yeşeriyor, semiriyor
ve özenle uygulanıyor. Takas
ve paylaşım ekonomisi başat
alışveriş ilkeleri. Mimari, yerel/
doğal dokuyla uyumlu ve insani
ölçekte. Yaşam boyu öğrenme
ilkesi her alanda temel eğitim
paradigması. Kapıları bütün
dünyadan gelen kısa ya da uzun
süreli misafirlere açık. Gezegenin
her köşesindeki benzer
ekoköylerle ağ kurmuş. Sürekli
onlarla iletişim ve etkileşim
halinde. Bir yakın komşu gibi
gidiliyor, geliniyor ve en önemlisi
üretilen her alandan bilgi, izin
alınmaksızın kullanılıyor. Öyle
bir ağ ki, bir ekököyde yaşama
geçirilen herhangi bir deneyim,
alkışlarla karşılanıyor. Herkesin
başarı hanesine yazılıyor. Ne
patent enstitülerinin ne de hakim
ve avukatların yorulmasına
ihtiyaç duyulmuyor. Sanat ve
yaratıcılık, ekoköy sakinlerinin
izledikleri değil, katıldıkları
ve ürettikleri birer etkinlik.
Kişisel farklılıklar özendiriliyor
ve yaratıcı birer etkinliğe
dönüştürülüyor. Ekoköylerde
şenlikli toplumlar kuruluyor.
Kapılarına “geleceğe hoşgeldiniz”
gibi cesur yazılar işleniyor.
Okuduklarınız çok mu gerçeküstü
ya da ütopik? Neden gerçeği
öğrenmek için bir ekoköyü
ziyaret etmiyorsunuz.?
MAGAZİNERA < 95
Ç E V R E
DOĞA
EVİNİZDE
96 > ERAMAG
Teraryumlar son günlerde sık sık karşımıza çıkar oldu.
Ben bu küçük sevimli ormanlara ‘bitki kutusu’ demeyi
tercih ediyorum. Teraryum nedir, nasıl yapılır merak
ediyorsanız okumaya devam edin. Ece Turgut Peyzaj Mimarı
Teraryum (Terrarium)
Latince bir kelime. Terra
(toprak) ve Aquarium
kelimelerinin
birleşmesinden
oluşuyor.
Teraryumlar aslında
dünyadaki bazı
ekosistemleri taklit
etmek amacıyla
doğmuş.Normal
şartlarda evde bakılması
mümkün olmayan tropik
bitkilerin yaşatılmasına
imkân tanır. Yani bir bakıma
teraryum sayesinde doğadaki
bitki ortamı evlere taşınabilir.
Birkaç özel malzemeyle kendi
teraryumunuzu kolaylıkla
yapabilirsiniz.
Teraryum nasıl yapılır?
Öncelikle teraryum yapacağımız
kabımızı belirliyoruz. Bu
cam mağazalarında satılan
özel üretilmiş fanuslardan
olabilir ya da eskiden elinizde
kalmış akvaryumunuzu
değerlendirebilirsiniz. Hatta cam
kapaklı şekerlikler, büyük boy
kavanozlar da bu iş için uygun.
Yalnız seçeceğiniz kavanozun
yeterince derin, geniş bir kap
olması önemli. Kabımız güzelce
yıkanmış ve kurulanmış olmalı.
Şimdi bir ekosistem oluşturmak
için sırayla katmanlarımızı
yerleştireceğiz. İlk olarak
kavanozun en altına bir miktar
çakıl taşı yerleştiriyoruz.
Camımızın çatlamaması için
dikkatli olmalıyız. Mümkün
olduğunca taşları dökmeden,
yavaş yavaş yerleştiriyoruz.
Çakıl taşlarının en altta olmasının
birçok nedeni var. Sadece
görsellik açısından değil, çakıl
taşları aynı zamanda tabanda
biriken suyun neme çevrilmesine
de yardımcı olacak. Toprak için
bir temel oluşturacak ve kök
çürümesini engelleyecek.Yani
drenaj işlevi görecek.
Filtre kısmına geldik. Bunu
birkaç şekilde sağlayabilirsiniz.
‘Sphagnum’ yani turba
kullanabilirsiniz. Turba, besleyici
özelliği olmayan bir çeşit
yosundur ve yüzde 100 doğal
bir malzemedir. Bunu su tutma
özelliğinden dolayı kullanacağız.
Suyu yavaşça ve düzenli bir
şekilde bitkiye verecek. Turbayı
bahçe malzemeleri satan bir
yerden temin edebilirsiniz. Yoksa
çok önemli değil. Onun yerine
doğal elyaf kullanabilirsiniz.
Bir sonraki katmanımız aktif
karbon. Aslında bildiğimiz kömür
kırıntısı. Akvaryumculardan
satın alabileceğiniz gibi kendiniz
de kömür parçalarını toz
haline getirmeden ama iyice
un ufak ederek kullanmayı
deneyebilirsiniz. Aktif karbon
teraryumunuzun havasını
temizleyecek, toprağın daha
taze kalmasına yardımcı olacak.
Bakteri ve küf oluşumunu
engelleyerek uzun ömürlü
olmasını sağlayacak.
MAGAZİNERA < 97
Ç E V R E
PÜF NOKTALARI
Son katmanımız, torf.
Bitkilerinizin beslenebilmeleri
için yeteri miktarda bitki toprağı
ekleyin. Mümkünse koyacağınız
bitkinin saksısına bakarak
onun yüksekliğiyle benzer bir
yükseklik için çalışın. Ne kadar
koyacağınız size ve kavanozunun
büyüklüğüne bağlı bir durum,
ayrıca nasıl bir tasarım yapmak
istediğinizle de alakalı olarak
yeterli miktarda koyabilirsiniz.
Şimdi bitkilerimizi dikelim. Minik
çukurcuklar açarak yerleştirelim.
Dikme işlemini yaparken
bitki köklerine olabildiğince
nazik davranmaya çalışın ki
zedelenmesinler. Bunu yaparken
uzun cımbız kullanabilirsiniz.
Eğer cımbız bulamadıysanız
çatal, bıçak, kaşık veya basit bir
çubuk da kullanabilirsiniz.
Bitki seçeneğiniz oldukça fazla.
Dikkat edilmesi gereken unsur,
seçtiğiniz bitkilerin nemli ortamı
sevmesi ve fazla büyümeyen
türden olması. Nemli alanlarda
görülen yosunlar, eğrelti otları ve
küçük otlar kullanarak hem doğru
tür seçmiş hem de doğa efektini
vermiş olursunuz. Örneğin bazı
bitkileri toprağın üzerine dahi
bırakmanız yeterlidir. Nemli
ortamda hemen minik kökler
salarlar.
Kapalı teraryumlarda kaktüs
98 > MAGAZİNERA
ve sukulent beslemek doğru
değil. Bu bitkiler için bu kadar
fazla nem oldukça zararlı.
Kapalı ortamda çabuk ölürler.
Bunları büyük havalandırmalı
teraryumlarda yaşatmayı
deneyebilirsiniz. Ya da ağzı
açık geniş fanuslar kullanın.
Dekoratif amaçlı farklı
renklerde ve büyüklüklerde
renkli taşlar kullanabilirsiniz.
Çam ağacı kabuğu, cüruf,
doğadan bulduğunuz dal
parçaları iyi birer dekor
olabilir. Minik figürler ve
heykellerle süslemek de
teraryumunuzu daha da
sevimli bir hale getirir.
Son olarak teraryumunuza
can suyunu veriyoruz. Bunun
için fısfıslı bir şişe ile suyu
eşit miktarda her noktaya
dağıtabilirsiniz, tıpkı yağmur gibi.
TERRARIUM BAKIMI
Teraryumda en önemli
nokta bitkinizi iyi tanımak.
Nemi seven ancak çok su
aldığı zaman çürüyebilecek
bitkileriniz için sulama çok
önemli. Cam kap içinde
bulunmaları nedeniyle zaten
oldukça nemli bir ortama
sahipler. Bu yüzden çok fazla
sulamaya ihtiyaç duymazlar.
Hatta fazla sulama yarardan
çok, bitki köklerinin çürümesine
neden olur. Sulama zamanının
doğru olup olmadığını
anlamak için çakıl taşlarınızı
gözlemleyebilirsiniz.
Bir diğer önemli unsur ise
teraryumunuzun doğrudan
güneş almaması. Teraryuma
aydınlık ve ısıtıcılardan uzak
bir ortam sağlanmalı. Cam ışığı
yansıtacağı için direkt güneş
ışığına maruz kalan bitkiler
yanabilir. Çok gölgede kalmak
da teraryumlara iyi gelmez.
Teraryumnuzun camı yosun
tuttuysa, muhtemelen direkt
güneş ışığına maruz kalmıştır.
Daha gölge bir yere alabilirsiniz.
Ayrıca teraryumların içindeki
nemi koruyabilmesi için fazla
sıcak ortamlardan da uzak
tutmalısınız. Kaloriferlerin
yakınlarında, pencere önlerinde
yanıp kavrulabilirler.
Teraryum bakımıyla ilgili diğer
yapmanız gereken şeyler
çürüyen, kuruyan yaprakları
temizlemek ve camın tozunu
almak. Temizlerken su dışında
herhangi bir sıvı kullanmayın.
Bitkiler, çok fazla büyüdüğünde
veya yaprakları çürüdüğünde
budama yapın.
İşte, teraryumumuz bitti. Artık
sizin de masanızın üzerinde minik
bir bitki kutunuz var. Güle güle
kullanın.
• Tasarımımızı küçük bir
delikten ve çoğu zaman
tek elle yapmak zorunda
kaldığımız için plan yapmak
çok önemli. Katman kalınlıkları
iyi ayarlanmalı, bitki kökleri
açıkta kalmayacak şekilde
dikim yapılmalı.
• Çalışmamızı arkadan öne
doğru tamamlamalıyız. Arka
tarafta daha yüksek fon veya
tepe efekti verecek bir çalışma
yapılabilir. En son ön kısıma
dikim yapılmalıdır.
• Malzemeleri mümkün
olduğunca tek tek
yerleştirmeliyiz. Malzemeleri
dökmek için küçük kürekler ya
da külah haline getirdiğimiz
kağıtlar kullanabiliriz. Minik
tırmık, çubuk, ucu düz ve geniş
aletler ile toprak düzeltilip
sıkıştırma yapılabilir.
• Sulamaya dikkat edilmeli.
Küçük fısfıs kullanılabilir.
Sulama sonrası çubuğa
dolanmış pamuk ya da
bez parçalarıyla cam
temizlenebilir.
• Çalışmayı yaparken ara ara
fanusu çevirip bakmalıyız. Her
yerden eşit dağılış katmanlar
daha hoş gözükmesini sağlar.
K U R U M S A L
H A B E R L E R
ERA TÜRKİYE, 2016’YI
ATAK YILI İLAN ETTİ
ERA Türkiye, atak yılı ilan ettiği 2016’da insan kaynakları, tanıtım
ve portföy yatırımlarının yanı sıra yeni işbirlikleriyle de büyüyor.
En son beş profesyonelin transferini yapan ERA, büyüme ivmesini
yıl sonunda ikiye katlamayı hedefliyor. Yeniliklere açık oluşu ve
öncü duruşuyla dikkat çeken ERA Türkiye son olarak Türkiye’nin
yenilikçi bir özel bankasının gayrimenkul portföyüne yönelik
önemli bir işbirliğine imza attı. ERA Türkiye, bankanın bünyesinde
yer alan ihtiyaç fazlası konut ve gayrimenkullerin satış haklarını
aldı. ERA Türkiye bu şekilde hem kendi portföyünü genişletti, hem
de yatırımcıya sunduğu hizmet yelpazesini çeşitlendirmiş oldu.
ERA Türkiye, rekabet avantajı için yeni kaynaklara ulaşımı
kolaylaştırma, aracısız dağıtım modeli, tedarik zincirinin
optimizasyonu, yeni iş modelleri üretilmesi, alt segmentleri de
hedefleyebilme ve pazarı daha verimli kullanabilmek adına ‘Dijital
Pazarlama’ya da giriş yaptı. Büyüme hedefleri doğrultusunda
yatırımlarını aralıksız sürdüren ERA Türkiye, hikayesini duyurmak
ve kendisini daha somut ifade edebilmek adına dört ayrı reklam
filmine imza attı.
ERA Türkiye’nin insan kaynakları yatırımlarına da hız verdi.
Eğitim ve Gelişim Yöneticisi Azerşin Saraç, İş Geliştirme Uzmanı
Evren Temizkalay, Franchise Geliştirme Yöneticisi Kaan Özrodop,
Franchise Satış Uzmanı Şule Türkoğlu ve Franchise Geliştirme
Destek Uzmanı Sevda Erdem ERA ailesine katıldı.
100 > MAGAZİNERA
YENİ NESİL BROKER’LAR
ERA İLE YETİŞİYOR
ERA Türkiye sektördeki ihtiyaca yönelik ‘Başarılı Broker Programı’
ile yeni nesil broker’lar yetiştiriyor. ERA Türkiye’den franchise
alan ve gayrimenkul sektörüne adım atan tüm broker’lar üç modül
halinde sunulan ‘Başarılı Broker Programı’ndan geçiyor. ERA
Türkiye Koordinatörü Mustafa Baygan, ERA eğitimlerinin önemine
değinerek “Bir broker bölgesindeki işlemleri tapudan, kiralamaları
da bir takip sistemi ile izleyerek, adetsel istatistikleri, ofisin
işlemleri ile mukayese ederek, bulunduğu noktayı izleyebilmeli ve
hedeflerini net olarak koyabilmelidir.” diye konuştu. Baygan, ERA’nın
gayrimenkul sektöründe kaliteli, eğitimli ve profesyonel kadroların
yetiştirilmesi amacıyla kurslar da açtığını hatırlattı. ERA Türkiye
Eğitim ve Gelişim Yöneticisi Azerşin Saraç ise programda her
modül sonrası broker’ların ERA Türkiye Eğitim Bölümü tarafından
izlendiğini ve gelişimleri doğrultusunda bir sonraki modüle davet
edildiğini ifade etti. Saraç “Burada ulaşmak istediğimiz hedef
‘Yeni Broker Eğitimi’ ile ilk farkındalığı kazandırdıktan sonra,
ikinci modül olan ‘ERA Coaching’ ile ofislerinde ortaklık yaptıkları
gayrimenkul danışmanlarına 12 hafta boyunca nasıl koçluk-liderlik
yapabileceklerini öğretmek ve üçüncü modül yani ‘Recruiting
Koçluğu ve Retention’ ile ofisin büyümesine katkı sağlayacak yeni
gayrimenkul danışmanlarını kazanma ve elde tutmaya yönelik yeni
taktikleri anlatmaktır.” dedi.
K U R U M S A L
H A B E R L E R
ERA teknolojİk
İşbİrlİklerİne İmza attı
Yeni işbirlikleriyle de sektöründe farklılık yaratmaya devam eden
ERA Türkiye, kurum içinde web sitesinin ön yüzünün yenilenmesi,
müşteri ilişkileri programı, danışmanlar için mobil uygulama gibi
yenilikleri hayata geçirdi. Öte yandan altyapı ve teknoloji alanında
gerçekleştirdiği atılımlarla da dikkat çeken ERA Türkiye, Microsoft
ve Findeks’le devrim niteliğinde anlaşmalara imza attı. ERA’nın
Microsoft’la imzaladığı işbirliğiyle bundan böyle ERA gayrimenkul
danışmanları ofise gitmeden tüm işlerini mobil cihazlardan
yürütebilecek. Sektörde bir ilk olan Findeks işbirliği ile ise ilk defa
kiracı ve alıcının kredi notları satım ve kiralamayı gerçekleştiren
tarafla paylaşılacak.
Dünyanın En Çok
Kazandıran Sektörü
ERA Gayrimenkul Türkiye, büyüme ve yeniden yapılanma
stratejisine paralel olarak verdiği ücretsiz seminerlerle gayrimenkul
danışmanlığının avantajlarını anlatmaya devam ediyor. Avrupa’nın
en yüksek gayrimenkul ofisi tutundurma oranlı markası ERA
Gayrimenkul, ‘dünyanın en çok kazandıran sektöründe bERAber
başarmak’ sloganıyla kendi işinin patronu olmak isteyenlerle
buluştu.
Girişimci adaylarına yönelik İstanbul’da düzenlenen ücretsiz
franchise seminerleri Ocak ayı içinde WOW Otel Airport, Dedeman
Otel Bostancı ve Dedeman Otel Gayrettepe’de gerçekleşti. Toplamda
88 kişinin katıldığı seminerde ERA Türkiye Satış Direktörü Kadir
Tümen gayrimenkul danışmanlık sektörüne dair bilgiler verdi.
Sektörün avantajlarının gözler önüne serildiği
seminerlerde, gayrimenkul danışmanlığının
neden en çok kazandıran iş alanlarından biri
olduğu konusu da masaya yatırıldı, girişimci
adaylarının bu sektörde neden yatırım
yapmaları gerektiği anlatıldı.
ERA Türkİye’nİn Yenİ İsmİ
ERA, Türkiye’deki büyümesine insan kaynaklarına yaptığı
yatırımlarla devam ediyor. ERA, son olarak gayrimenkul franchise
sektörünün deneyimli ismi Ufuk Şevki’yi ailesine kattı. Bundan
böyle ERA Türkiye Gayrimenkul Direktörü olarak görev yapacak
olan Şevki’nin, yeni iş fırsatları, kurumsal satış, projeler, devirler,
ticari gayrimenkuller ve uluslararası satış konularında uzmanlığı
bulunuyor. 2004 yılından bu yana gayrimenkul sektöründe
faaliyette bulunan Şevki, üç uluslararası markada merkez ofis, ofis
sahipliği, danışman ve eğitimci pozisyonlarında görev yaptı.
MAGAZİNERA < 101
E R A
T Ü R K İ Y E
OFİS
O F İ S L E R İ
İL
ERA MEKSA İSTANBUL ERA PASHA İSTANBUL ERA TETİKLER İSTANBUL ERA ARTİKA İSTANBUL ERA LOTUS İSTANBUL ERA PATİKA YALOVA ERA KOÇ İSTANBUL ERA KAYA İSTANBUL ERA RDG İSTANBUL ERA DİA İZMİR ERA ARCA İZMİR ERA AMİRAL BURSA ERA ENBİR KOCAELİ ERA FİNAL İZMİR ERA NORM İSTANBUL ERA SES İZMİR ERA SAPPHİRE İSTANBUL ERA PLUS KUŞADASI ERA KALE ÇANAKKALE ERA BAŞARI ANKARA ERA UNİVERSAL AYDIN ERA CADDE İSTANBUL ERA MAKSİMUM ANTALYA ERA HOME ANKARA ERA H&B KIBRIS ERA FİL İSTANBUL ERA UNİVERSAL 2 MUĞLA
ERA ARTI
İSTANBUL ERA KOZA
ANTALYA ERA ADRES İSTANBUL ERA ÇELİK
BURSA 104 > MAGAZİNERA
BÖLGE
BROKER
GSM
TELEFON
FAX
FENERYOLU BEYOĞLU PENDİK BOSTANCI ERENKÖY YALOVA/ MERKEZ SULTANGAZİ
KURTKÖY ATAŞEHİR BAYRAKLI KARŞIYAKA NİLÜFER GEBZE BALÇOVA KARTAL ÜMRANİYE MERKEZ ÇANKAYA DİDİM MANAVGAT
ÇANKAYA GİRNE
GÖZTEPE
BODRUM
KOZYATAĞI
MURATPAŞA
Küçükyalı
ORHANGAZİ MERT KALECİ MELİK RUPEN MIHÇIYAN
YAVUZ SELİM TETİKLER UĞUR KARAMAN HAKAN ÖZAYDIN AHMET AKYAZ HÜSEYİN KARAKOÇ ARZU FİL RECEP KAYA DEVRİM ÜNAL SAYGIN HALİL BAKİ CANER ATACA GÜNEL GENÇLER ERKAN GENÇLER
ENSAR KATI EROL ERSOY ŞENOL KRAL SERKAN SONBAHAR HASAN SELİMOĞLU GÖKHAN KORAŞ TOLGA AKÇIL ALİ SACİT AĞIR MEHMET ERÇİN SANDALCI TUNCER TAVLAŞOĞLU MELİH DEMİRCİOĞLU MURAT ATAY
ALİ AVCI
HÜSEYİN GÜNEŞ
HASAN AYDIN
HÜSEYİN GÜNAL MEHMET DİNAR AHMET ÜNAL
EMRE ÖZSOYLAR HÜSEYİN SADEGHİ
ÇİĞDEM KEMALLER UFUK İSMAİL ŞEVKİ SEVİNÇ DÜVENCİ-ŞENOL GÜVENCİ
DİCLE ÇOŞKUN GÜLER-
UĞUR ÇOŞKUN GÜLER- ÜLKÜ ERTEKİN
ONUR TÜZEMEN- ERTUĞRUL-PEKER-
CÜNEYT GÜNDÜZ
SELAHATTİN ÇELİK
5302871143
5303247519
5424340878
5322953303
5334848544
5322304793
5545841441
5078515505
5322504160
5334914704
5333637766
5322631977
5325968257
5333214462
5322063149
5323480263
532 244 60 76
5078386068
5324360213
5422956727
5061534323
5324467399
5337341549
5322309890
5323652326
5447941111
5369620641
5324032776
5335117705
5057992004
5328275522
5322709443
5338644150
5338690309
5332324820
5324476020-5326131535
5323168869-53229667845549857818
5396769663-5320545362
5326502000
2163560066
2122535519
2163971311
2163727888
2165650383
2268139000
2125944242
2164828444
2165482111
2325433535
2325020454
2242426400
2626441661
2322780108
2164880500
2165401946
2862177362
3122170808
2568115678
2163723030
2427423344
3124410372
216 4071372 2568115678
2163612020
2163560067
2122535519
2163971311
2163727866
2164784837
2268139001
2125944245
5325211126
2167021665
2165482113
2325433535
2325020455
2242426465
2626441662
2322785154
2164880500
2155401945
2862177362
3122170808
2568115678
2163845454
2427423340
3124394545
2568115678

Benzer belgeler