iki boyutlu sanat atölye

Transkript

iki boyutlu sanat atölye
GÜZEL SANATLAR VE SPOR LİSELERİ
İKİ BOYUTLU
SANAT ATÖLYE
11
YAZARLAR
KOMİSYON
DEVLET KİTAPLARI
BEŞİNCİ BASKI
……………………., 2014
MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI ...............................................................: 4922
YARDIMCI VE KAYNAK KİTAPLAR DİZİSİ .........................................................: 336
14.?.Y.0002.4045
Her hakkı saklıdır ve Millî Eğitim Bakanlığına aittir. Kitabın metin, soru ve şekilleri
kısmen de olsa hiçbir suretle alınıp yayımlanamaz.
Editör
: Prof. Aydın AYAN
Dil Uzmanı
: Güney ÖZKILIÇ
Program Geliştirme Uzmanı
: Fatma YILMAZ
Ölçme ve Değerlendirme Uzmanı
: İsmail ŞENER
Rehberlik Uzmanı
: Sedat DAĞ
Görsel Tasarım Uzmanı
: Özge KORKMAZ
ISBN 978-975-11-3439-4
Millî Eğitim Bakanlığı, Talim ve Terbiye Kurulunun 25.06.2010 gün ve 4239 sayılı yazısı ile
eğitim aracı olarak kabul edilmiş, Destek Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 28.03.2014 gün ve
1310094 sayılı yazısı ile beşinci defa 2.298 adet basılmıştır.
Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.
Bastığın yerleri toprak diyerek geçme, tanı:
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da bu cennet vatanı.
Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilâl!
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celâl?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helâl.
Hakkıdır Hakk’a tapan milletimin istiklâl.
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda!
Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Huda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.
Ruhumun senden İlâhî, şudur ancak emeli:
Değmesin mabedimin göğsüne nâmahrem eli.
Bu ezanlar -ki şehadetleri dinin temeliEbedî yurdumun üstünde benim inlemeli.
Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
Medeniyyet dediğin tek dişi kalmış canavar?
O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım,
Her cerîhamdan İlâhî, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruh-ı mücerret gibi yerden na’şım;
O zaman yükselerek arşa değer belki başım.
Arkadaş, yurduma alçakları uğratma sakın;
Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.
Doğacaktır sana va’dettiği günler Hakk’ın;
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın
Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl.
Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl;
Hakkıdır hür yaşamış bayrağımın hürriyyet;
Hakkıdır Hakk’a tapan milletimin istiklâl!
Mehmet Âkif Ersoy
GENÇLİĞE HİTABE
Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini,
ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en
kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek
isteyecek dâhilî ve hâricî bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti
müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın
vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerait, çok
namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve cumhuriyetine kastedecek
düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili
olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün
tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil
işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere,
memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet
içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini,
müstevlîlerin siyasî emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr u zaruret içinde
harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen,
Türk istiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret,
damarlarındaki asil kanda mevcuttur.
Mustafa Kemal Atatürk
İÇİNDEKİLER
1. ÖĞRENME ALANI: GÖRSEL SANATLAR
I. ÜNİTE: YÖRESEL SANATTAN EVRENSEL SANATA DOĞRU .......11
1. Yöresel Sanatların Özelliklerini Öğrenme ..............................................................11
2. Sanatın Evrensel Dilini Fark Etme .........................................................................16
II. ÜNİTE: GÖRSEL SANATLAR VE MÜZE ........................................18
1. Müzenin İşlevini Fark Etme ....................................................................................18
2. Görsel Sanatlarda Müzeciliğin Önemini Fark Etme ...............................................19
3. Türkiye’de ve Dünyada Müze ve Müzecilik Tarihi ..................................................20
2. ÖĞRENME ALANI: BİÇİMİ ALGILAMA VE OLUŞTURMA
I. ÜNİTE: RENKLİ OBJE ETÜDÜ .........................................................23
1. Renk Armoni Bilgisinin Obje Etüdünde Uygulama Alanları .....................................23
2. Rengin Biçiminde Hacim ve Doku Etkisi Tespit Etme .............................................26
3. Obje Mekân İlişkisi ..................................................................................................31
4. Resim Yüzeyinde Leke Dengesi .............................................................................34
II. ÜNİTE: DEFORMASYON ................................................................37
1. Deformasyonu Tanıma..............................................................................................37
2. Resim Sanatında Stili Tanımlama ...........................................................................42
3. Biçimde Deformasyonun Kompozisyona Katkısı ....................................................47
3. ÖĞRENME ALANI: SANATSAL DÜZENLEMEDE KURGU
I. ÜNİTE: ESER İNCELEME YÖNTEMİYLE KOMPOZİSYON
ARAŞTIRMALARI ...............................................................................51
1. Plastik Açıdan Eser İnceleme Yöntemleri ..............................................................51
2. Kompozisyon Öge ve İlkelerini Hatırlama ..............................................................53
3. Kompozisyon Çeşitlerini Saptama .........................................................................54
II. ÜNİTE: SANATSAL DÜZENLEMEDE RENK ..................................62
1. Resim Yüzeyinde Renk Uyumu .............................................................................62
2. Renk ve Leke Değerlerini Resim Yüzeyinde Düzenleme Kurallarına Uygun
Kullanma ....................................................................................................................69
4. ÖĞRENME ALANI: RENK BİLGİSİ
I. ÜNİTE: RENK VE HACİM .................................................................77
1. Işık Kaynağı ve Renk ..............................................................................................77
2. Doğadaki Nesnelerin Görünüş Özellikleri ...............................................................82
II. ÜNİTE: RENGİN PSİKOLOJİK İFADESİ ..........................................93
1. Renklerin Yan Yana Durumları ................................................................................93
2. Rengin Doğadaki Oluşumu ve Zenginliği ................................................................95
3. Renkteki Fiziki Değişim Özellikleri ...........................................................................97
4. Renk Titreşim ve Enerjisinin İnsan Ruhuna Etkisi ....................................................98
5. ÖĞRENME ALANI: RESİMDE KONU
I. ÜNİTE: PORTRE ...............................................................................103
1. Yüz Anatomisini Araştırma .......................................................................................103
2. Yüzün Farklı Cephelerden Görünüşü ......................................................................106
3. Yüzde Kişisel Özellikler ..........................................................................................110
4. Oto Portreyi Tanıma ................................................................................................113
II. ÜNİTE: RESİMDE ÇOKLU FİGÜR .................................................117
1. Resimde İnsan Figürünün Özellikleri .....................................................................117
2. Birden Fazla Figürün Bir Mekânda Leke Değerleri ile Resim
Yüzeyinde Kompoze Etme.........................................................................................124
III. ÜNİTE: RESİMDE NESNE FİGÜR MEKÂN İLİŞKİSİ ..........................129
1. Nesne ve Figürün Mekânda Görsel Algılaması ......................................................129
2. Resimde İlgi Merkezi .............................................................................................131
3. Plastik Sanatlarda Yer Değiştirme Prensibini Uygulama ........................................138
SÖZLÜK ................................................................................................................................ 140
KAYNAKÇA .............................................................................................................................144
İNTERNET ADRESLERİ .........................................................................................................145
KİTAPTA KULLANILAN SİMGELER VE ANLAMLARI
Dikkat Çekme
Öğrencilerin derse ilgi ve dikkatlerini çekmek için kullanılan vurgulayıcı
söz ve görsellerden oluşur.
Hazırlık Çalışması
Öğrencilerin önceden edindiği bilgileri kullanmasını araştırma, inceleme,
gözlem yapma, düşünme ve fikir yürütmesini sağlayacak çalışmalar bu bölümde yer alır.
Etkinlik
Öğ
ğrencilerin resim yapma,
yapma tartışma ve inceleme
in
Öğrencilerin
becerilerini geliştirmeye
yönelik kazanımlarını destekleyen sınıf içinde yapılacak uygulama çalışmaları
bu bölümde yer alır.
Kullanılacak Malzemeler
Öğrencilerin etkinliklerde kullanabileceği malzemelere yönelik açıklamalar bu bölümde yer alır.
İnceleme
Öğrencilerin bireysel veya grup olarak yapacağı inceleme, araştırma,
gözlem ve uygulamaları kapsayan uzun veya kısa süreli çalışmalar bu bölümde
yer alır.
Okuma Metni
Konuyu destekleyen bilgi, olay, anı, makale ve bilimsel çalışmaları kapsar..
sar
Bilgi Notu
Bilimsel nitelik taşıyan, konuyu desteklemeye yönelik bilgiler bu bölümde
yyer alır.
Ölçme ve Değerlendirme
Öğrencilerin verilen konularla ilgili bilgi ve becerilerinin ölçüldüğü, dönüt
sağlayan çalışmalar bu bölümde yer alır.
ÖĞRENME ALANI
GÖRSEL SANATLAR
1. ÜNİTE: YÖRESEL SANATTAN EVRENSEL SANATA
DOĞRU
2. ÜNİTE: GÖRSEL SANATLAR VE MÜZE
10
I. ÜNİTE: YÖRESEL SANATTAN EVRENSEL SANATA DOĞRU
1. Yöresel Sanatların Özelliklerini Öğrenme
2. Sanatın Evrensel Dilini Fark Etme
1. Yöresel Sanatların Özelliklerini Öğrenme
Hazırlık Çalışması
•
Yaşadığınız çevrede el sanatlarının uygulandığı atölyeleri araştırınız. Bu atölyelerde hangi el
sanatlarının yapıldığını inceleyiniz.Bulgularınızı arkadaşlarınızla paylaşınız.
Etkinlik
•
Yukarıda verilen görselleri inceleyiniz. Bu görsellerin hangi el sanatlarına ait olduğunu söyleyiniz.
11
Dikkat Çekme
İnsanlar beğenilme güdüsüyle süsü ve süslenmeyi sevmiş, bunun için daima yenilik peşinde koşmuştur. Giydiği ve kullandığı eşyaları dikerken bezemek ve süslemek amacından el
işlemeleri doğmuştur.
(Mustafa ARLI)
Köklü bir geçmişin ürünü olan ve çok zengin çeşitliliğe sahip Türk el sanatları, maddi kültür
varlılığımızın en değerli belgeleridir. İnsanlığın çağlar boyunca yaratıp ürettiği kültür varlıkları
gelişim ve değişim içinde sürekli olarak geleceğe aktarılır.
El sanatları, bütün halk sanatları gibi bir ulusun kültürel kişiliğinin en canlı ve anlamlı belgeleridir.
(Taciser ONUK)
Bilgi Notu
El Sanatları Nedir? Nasıl Gelişmiştir? Özellikleri Nelerdir?
El sanatları, insanoğluyla birlikte ortaya çıkmıştır. İnsanların ihtiyaçlarını karşılamak, örtünmek ve korunmak amacıyla ilk el sanatı örnekleri verilmiştir. Daha sonra gelişerek çevre şartlarına göre değişim gösteren el sanatları, ortaya çıktığı toplumun duygularını, sanatsal beğenilerini
ve kültürel özelliklerini yansıtır hâle gelerek “geleneksellik” özelliği kazanmıştır.
Geleneksel Türk el sanatları, Anadolu’nun binlerce yıllık tarihinden gelen çeşitli uygarlıkların kültür mirasıyla kendi öz değerlerini birleştirerek zengin bir mozaik oluşturmuştur.
Geleneksel Türk el sanatları; halıcılık, kilimcilik, cicim, zili, sumak, kumaş dokumacılığı,
yazmacılık, çinicilik, seramik-çömlek yapımcılığı, işlemecilik, oya yapımcılığı, deri işçiliği, müzik
aletleri yapımcılığı, taş işçiliği, bakırcılık, sepetçilik, semercilik, maden işçiliği, keçe yapımcılığı,
örmecilik, ahşap ve ağaç işçiliği, arabacılık vb. sıralanabilir.
Geleneksel el sanatlarımızdan dokumalarda hammadde olarak yün, tiftik, pamuk, kıl ve
ipek kullanılmaktadır. Eğirme veya başka yollarla üretilen iplik ya da birbirine değişik metotlarla
tutturulan elyafın bir bütün oluşturmasıyla elde edilen her cins kumaş, örgü, döşemelik, halı, kilim, zili, cicim, keçe, kolon vb. dokuma sanatı içinde yer almaktadır.
Dokumacılık, Anadolu’da çok eskiden beri yapılagelen, çoğu yörede geçim kaynağı olmuş
ve olmaya devam eden bir el sanatıdır.
El sanatlarımızın zarif örneklerinden oyalar; süslemek, süslenmek amacından başka taşıdıkları anlamlarla bir iletişim aracı olarak da kullanılmaktadır. Günümüzde Anadolu’da tığ, iğne,
mekik, firkete/filkete gibi araçlarla yapılan oyaların ya bordür ya da bir motif olarak tasarlanmış
olanları, yapımında kullanılan araca ve teknikniğine göre değişik adlar almaktadır. Bunlar; iğne,
tığ, mekik, firkete, koza, yün, mum, boncuk ve kumaş artığı olarak sıralanabilir.
Kastamonu, Konya, Elazığ, Bursa, Bitlis, Gaziantep, İzmir, Ankara, Bolu, Kahramanmaraş, Aydın, İçel, Tokat, Kütahya gibi şehirlerimizde daha
yoğun olarak yapılan oyalar, eski önemini kaybettiğinden varlığını çeyiz sandıklarında korumaktadır.
Geleneksel kıyafetlerle birlikte kullanılan
oyaların yanı sıra takılar da dikkat çekici aksesuarlardandır. Anadolu’da yaşamış tüm uygarlıklar, değerli veya yarı değerli taşlarla metali birlikte veya
ayrı işleyerek sanatsal nitelikli eserler üretmiştir.
Selçuklularla birlikte gelen değişik üslupların en
önemlisi Türkmen takılarıdır. Osmanlı İmparatorluğu döneminde ise imparatorluğun gelişimine paralel olarak mücevhercilik önem kazanmıştır.
12
Anadolu’da Tunç Çağında bakıra kalay
katılarak tuncun elde edilmesinden sonraki dönemlerde bakır, altın, gümüş gibi madenler de
dövme ve dökme tekniğiyle işlenmiştir. En çok
kullanılan maden olan bakır, kalaylanarak mutfak eşyalarında önemli bir yer tutar.
Maden işçiliğinde dövme, telkâri, kazıma
(kalemkâr), çekiç işi, kakma, savatlama gibi teknikler uygulanmaktadır. Bakırın yanı sıra pirinç,
altın, gümüş gibi metallerle yapılan el sanatları,
günümüzde üstün işçilik ve çeşitli tasarımlarla
yaşatılmaya çalışılmaktadır
Barınma gereğinden doğan mimari, bölgelerin coğrafi koşullarına göre biçimlenmiş,
çeşitlenmiştir. Buna bağlı olarak gelişen ahşap
işçiliği Anadolu’da Selçuklu döneminde gelişip
özgün bir niteliğe ulaşmıştır. Selçuklu ve Beylikler Döneminde mihrap, cami kapısı, dolap
kapağı gibi mimari ögeler üstün bir ahşap işçiliğiyle eser niteliği kazanmıştır.
Osmanlı Döneminde sadeleşen ahşap işçiliği; daha çok sehpa, kavukluk, yazı
takımı, çekmece, sandık, kaşık, taht, kayık,
rahle, Kur’an muhafazası gibi gündelik kullanım eşyaları ve pencere, dolap kapağı, kiriş,
konsol, tavan, mihrap, minber, sanduka gibi
mimari parçalarında uygulanmıştır.
Ağaç işçiliğinde daha çok ceviz, elma,
armut, sedir, abanoz ve gül ağacı kullanılmaktadır. Kakma, boyama, kündekâriz, kabartma, oyma, kafes, kaplama, yakma gibi
teknikler, günümüzde de Zonguldak, Bitlis,
Gaziantep, Bursa, İstanbul-Beykoz, Ordu gibi
illerde sürdürülmektedir.
Müzik aletleri yapımı ülkemizde eskiden beri devam etmektedir. Ağaçlardan, bitkilerden veya hayvanların deri, bağırsak, kıl,
kemik ve boynuzlarından yapılan bu aletler;
telli, yaylı, nefesli ve vurmalı çalgılar olarak
gruplandırılmaktadır.
Mimariye bağlı olarak gelişen diğer bir
sanat kolu olan çini, Anadolu’ya Selçuklularla
girmiştir. Sanat eserlerinde figür kullanmaktan
çekinmeyen Selçuklu sanatkârlar, özellikle hayvan tasvirlerinde çok başarılı olmuştur. 14. yüzyılda İznik, 15. yüzyılda Kütahya, 17. yüzyılda
Çanakkale’de başlayan seramik sanatı, özgün
renk, desen, form özellikleriyle Osmanlı sanatına yeni yorumlar getirmiştir. 14-19. yüzyıllar
arasında eser veren Türk çini ve seramik sanatı,
olağanüstü yaratıcı işçiliğiyle dünya çapında üne
kavuşmuştur.
13
Anadolu uygarlıklarının buluntularından elde edilen cam işçiliği örnekleri, camın tarihî gelişimine ışık tutmaktadır. Çeşitli model ve formlarda yapılan vitray, Selçuklular Döneminde gelişmiştir. İstanbul, fethedildikten sonra Osmanlı İmparatorluğu’nda cam sanatının merkezi olmuştur.
Çeşmibülbül ve Beykoz işi, bu dönemden günümüze ulaşabilen tekniklerden bazılarıdır.
İzmir’in Görece köyündeki ustalar, Anadolu’da camı işleyerek ilk kez nazar boncuğu üretmiştir. Anadolu’nun her tarafında temelinde nazar inancı olan cam boncukları görmek mümkündür. Canlıya veya nesneye yönelen bakışların nazarlık yoluyla başka bir nesneye yöneltilmesi
inancı yaygındır. Bu nedenle nazar boncuğu, canlının veya nesnenin görünen bir yerine takılır.
Geleneksel mimaride dış cephe ve iç mekân süslemesinde taş işçiliği de önemli bir yer
tutmaktadır. Kullanılan süsleme ögeleri; bitkisel, geometrik motifler ile yazı ve figürlerdir. Hayvansal figür azdır. İnsan figürlerine ise Selçuklu Dönemi eserlerinde rastlanmaktadır. Taş işçiliğinin
mimari dışında en çok kullanılan alanı olan mezar taşlarında oyma, kabartma, kazıma (profito)
gibi teknikler uygulanmaktadır.
Günümüzde işlevini hâlâ sürdüren sepetçilik, atalardan öğrenildiği gibi yine saz, söğüt ve
fındık dallarından örülerek yapılmaktadır. Sepetler; eşya, yiyecek vb. taşıma amacından başka
ev dekorasyonunda da kullanılmaktadır.
Hayvancılıkla uğraşan kırsal kesimlerde yaygın olarak kullanılan keçe, çul ve ağaçtan yapılan semer, kullanıldığı dönem boyunca geleneksel sanatların bir kolunu oluşturmuştur. Günümüzde başta endüstrileşme olmak üzere değişen yaşam şartları ve değer yargılarına bağlı olarak
semercilik kaybolmak üzeredir.
Bilgi Notu
Sanat ve Zanaat
Sanat ile zanaat aynı kökten türemiş olsa da farklı anlamlar için kullanılır. Fakat somut
olarak birbirine yakın göründüklerinden zaman zaman kavram karmaşası yaşanmakta ve aynı
anlamda kullanılmaktadır.
Avrupa’da 19. yüzyılın ikinci yarısına kadar seramikçilikten oymacılık ve dokumacılığa kadar her tür el işçiliği için kullanılan zanaat sözcüğü, Rönesans’la birlikte farklı bir boyut kazanmıştır. Bu döneme kadar güzel sanatlar dışında kalan tüm becerilere tek bir kategori altında
“zanaat” denmiş; ikinci derecede önem verilmiştir. Bu anlayışla bugün sanat olarak kabul edilen
maden işleri, ahşap oymacılığı gibi sanatlar dikkate değer nitelikte değildir. Aynı dönemde ülkemizde de durum Avrupa’dan farklı değildir. Türkiye’de sanat-zanaat ayrımı, ancak 19. yüzyılın sonlarına doğru, Batılı anlamda güzel sanatlar kavramının gelişmesiyle ortaya çıkmıştır.
Günümüzde çağdaş sanat anlayışı artık estetik özelliği olan her tür üretimi, endüstri tasarımı,
mimarlık, halıcılık, seramik, oymacılık vb. çok sayıda el beceri ve tasarımlarını da kapsamaktadır.
Sanat: Estetik, beceri ve yeteneği hayal gücüyle harmanlayıp ortaya bir eser koymak için
çaba harcamak; bu çabayı notaya, tuvale, taşa, kâğıda vb. aktarıp sonuçta bir eser meydana
getirmektir. Zanaat ise sözcük olarak aynı anlama gelmekle birlikte el becerisiyle herhangi bir
şeyi inşa veya tamir etmek için kullanılmaktadır. Zanaat, eğitimle olduğu gibi usta-çırak ilişkisiyle
de öğrenilir. Sanatı andıran estetik unsurlar olsa da sanatta olduğu gibi özel bir kabiliyet, yeni
duygular, değişik tat ve zevklerle farklı ufuk derinlikleri ortaya koymayı gerektirmez.
Zanaat, insanların maddeye dayanan gereksinimlerini karşılamak için yapılan, öğrenimle
birlikte deneyim, beceri ve ustalık gerektiren bir iştir.
Biçim verilen malzeme değiştikçe sanatın değişik adlara ayrılması da mümkündür. Ancak
sanatı çeşitlendirirken sadece malzeme yönüyle sınıflandırmak mümkün değildir. Malzemenin
yanı sıra, ifade ediş biçimi veya daha kapsamlı bir ifadeyle yaratıcılık, bu sınıflandırmada önemli
bir etkendir.
Sözgelimi, bir heykeltıraş da ağaca biçim verebilir, bir marangoz da... Fakat heykeltıraşın
ağaca biçim verişteki ifade tarzıyla marangozun biçimlendirmesi aynı değildir. Heykeltıraş, biçimlendirmesini alışılmışın dışında, yeni ve özgün bir biçimde yaparken marangoz ise alışılmış,
bilinen veya tekrar edilen bir biçimlendirme yapar.
14
Okuma Metni
Zanaatkâr ve Sanat
Ressam Bedri Rahmi Eyüboğlu, Anadolu gezilerinin birinde, yanlış hatırlamıyorsam Amasya`da karşılaştığı yazmacı ve bakır işlemecinin işçiliğine bakıp şöyle demiştir: “Senin yaptığına zanaat diyorlar,
İstanbul`dakilerin yaptıklarına da sanat. Senin yeteneğine bir baksalar
ne büyük bir sanatçı olduğunu anlayacaklar.”
Televizyon ve gazetelerin ilgisi, halkın özellikle de turistlerin yoğun ziyaretleriyle yaptıkları işin önemini kavramış olmalılar ki daha bir
keyifle vuruyorlar çekiçleri, oyma aletlerini ve baskı kalıplarını. Usta-çırak ilişkisi üzerine kurulu,
kendi içinde muhafazakâr ve koruyucu bir işlevi olan zanaatkârlık, aslında en önemli örgütlenme biçimlerinden biridir. Günümüzde pek çok esnaf ve meslek odası bulunuyorsa da “Onların
ancak kendi odalarına ve salonlarına faydaları dokunur.” diye sitemde bulunuyorlar. Aydın’dan,
Kütahya’dan, Eskişehir’den, Kilis’ten, Kastamonu’dan, Van’dan kalkıp da buralara kadar küçük
tezgahlarını da beraberlerinde getirip İstanbullulara hünerlerini sergilemekteler.
Bedri Rahmi, akademideki ilk yıllarından sonra temel bilgilerini Paris’te Andre Lhote
(Lot)’tan edinmesine karşın onun kübist ve konstrüktif (yapıcı) yaklaşımını benimsememiş, Dufy
(Dafi) ve Matisse (Matis)’i kendine daha yakın bulmuştur. Paris’ten döndükten sonra Anadolu ve
Trakya gezilerinde yaptığı resimlerle İstanbul görünümlerinde Dufy`nin renk ve çizgi anlayışının
etkileri görülür. Zamanla bu etkiden sıyrılan Bedri Rahmi, halk sanatını sağlam bir kaynak olarak
görmeye başlamıştır. Halk sanatından yola çıkarak yeni anlatım biçimleri aramış; minyatürlerden
de esinlenmiştir. Anadolu kilimlerinin geometrik, soyut biçimleri, çini, cicim, heybe, yazma ve
çorapların bezeme düzeni ve renk uyumlarını kaynak olarak kullanmış, motifin ağırlık kazandığı
süslemeci bir tutumla resimler yapmıştır. Ancak, yalnızca motifleri resme uygulamakla yetinmemiş, renk ve malzeme araştırmalarına da girmiştir. Çeşitli teknikleri deneyerek gravür, mozaik,
heykel ve seramik alanlarında birçok ürün vermiştir. Yine bir halk sanatı olan yazmacılığa da
yönelmiş, kumaş üstüne baskı çalışmalarını öğrencileriyle birlikte de yürütmüştür.
Erkan Doğanay, Milliyet gazetesi
Tophane, Bedri Rahmi Eyüboğlu
15
2. Sanatın Evrensel Dilini Fark Etme
Hazırlık Çalışması
•
Dünyanın yedi harikası olarak kabul edilen sanat eserlerini araştırınız. Bu eserlerin dünyanın
yedi harikası olarak kabul edilmesini sağlayan niteliklerini belirleyiniz. Bulgularınızı arkadaşlarınızla paylaşınız.
Etkinlik
Genç Georg Gisze’nin Portresi, Hans
Holbein (Holbeyn), Berlin Müzesi
Ayrıntı
Verilen görselde “Holbein halısı” olarak bilinen 15. yüzyıl Türk halısından ayrıntı görülmektedir. İnceleyiniz.
• Evrensel sanatın oluşmasında farklı kültürlerin etkisiyle ilgili düşüncelerinizi söyleyiniz.
• Bu eserin tüm dünyada tanınmasının temel sebeplerinin neler olabileceğini söyleyiniz.
,
Bilgi Notu
Ulus kavramı, ilkel toplumlardaki klandan başlayarak gelişen ve evrimleşen, aynı topraklar
üzerinde yaşayanları simgeler. Bu birlik, ortak tinsel ve maddesel değerler yaratarak her ulusun
kendine özgü değerlerini oluşturur.
Tarihsel gelişim süreci içinde bir arada ya da ayrı yerlerde yaşayan toplumlar, kendi yaşam
ve düşünce biçimlerine göre bir sanat ortaya çıkarır. Sanat, yapıldığı koşullarda toplumun dinsel,
kültürel, ekonomik ve politik yaşamıyla ilgili yönlerini ortaya koyar.
Sanat, yaşamda ve çalışmada her zaman güç kaynağı olmuştur. Toplumların sanatlarının
kaynağı, o toplumu oluşturan tüm halk yığınlarının ortaklaşa geliştirdiği folklorü, gelenek ve görenekleriyle yaşam biçimleridir.
İnsan, yaratıcı yönüyle sanatın biçimlenmesinde önemli bir varlıktır. Doğada var olanları
bulmak, olmayanları tasarlamak, çeşitli olanaklardan yararlanarak sağlanabilir. İnsanın kişiliğine
bağlı öznel güçler, insanın dışındaki nesnel değerler ve diğer insanların sanat yapıtına kattığı
değerler onun oluşmasında önemli rol oynar. Çağlar boyunca ortaya konan bilim, teknik ve sanat
ürünleri, bu güçlerin kullanılmasıyla ortaya konmuştur. Ancak bu oluşum için gerekli ortam, toplum tarafından hazırlanmıştır. Bunun sonucunda uluslararası yaşam gelişimleri için çeşitli ulusal,
özgün biçimleri ortaya çıkmıştır. Hiçbir ulusu tarihsel gelişim sürecinde salt kendine özgü yaşam
koşullarıyla değerlendirmek mümkün olamaz. Uluslararası ilişkiler, ulusal kültürlerin öz yapısını
değişime uğratmaktadır. Sanat, yaşamı yansıttığına göre yaşamın ulusal özgürlüğünü yansıtması ve halkların ulusal karakterlerinin değişimine uğramasıyla birlikte sanatın da değişime uğraması doğaldır. Bir sanatçı ortaya koyduğu yapıtta yaşadığı toplumun yaşamını ve sorunlarını, o
ulusun o günkü toplumsal gelişiminin özelliklerine dayanarak verir.
16
Sanatta ulusal özgürlük, önce içerikte belirir; sanatçı, halkla aynı yaşamı paylaştığı, onun
gibi hissettiği zaman ulusun genel karakterinin taşıyıcısı ve temsilcisi olabilir.
Uluslar arasında ekonomik, kültürel, siyasal ve ahlaki ilişkiler vardır. Sanatın toplumsal bir
ürün olduğu düşünülürse bu ilişkilerin insan ve toplum gibi sanatı da etkilediği onun değişimine
sebep olduğu anlaşılır. Bu etkileşim, farklı ulusların sanatçılarında ve sanatlarında da görülür.
Sanatçı ve toplum, beğendiği sanatçıların etkisinde kalır. Bu isteyerek veya istemeden gelişen
bir durumdur. Çünkü sanat, kendiliğinden hareket ve etki yaratan bir etkinliktir.
Sanat, başlangıçta halk yığınlarının ortaklaşa geliştirdiği, folklor biçiminde görülen bir olgudur. Her ulusun halk sanatı, o ulusun sanatçıları için kaynak olarak büyük önem taşır ancak
sanat, bireyi ilgilendirdiğine göre dünyanın her yerinde insan olgusu evrensel boyutlara yaklaşır.
Çünkü sanatın anlatım dili, her ulus ve insan için ortak özellikler gösterir. İnsanların yaşamları
birbirinden farklı olmasına karşın dünyasal yaşam biçimi birbirine az çok benzemektedir. Özünde
ulusal değer ve özelliklerin yer aldığı bir sanat yapıtı, diğer ulusların insanlarına da bir şeyler
vermektedir. Çünkü insan her yerde aynı şekilde yaşar ve hisseder. Örneğin: Yaşar Kemal’in
romanları, Türk toplumunun belli bir kesiminin bir zaman sürecindeki yaşamını anlattığı hâlde, bir
Fransız ya da Japon okura da kendi yaşamından kesitler gösterebilir. Balzac’ın romanlarındaki
insan tiplerine bugün kendi yaşadığımız çevrede de rastlamak mümkündür. Oysa sanatçı, kendi
toplumunun sadece belli bir dönemini anlatmaya çalışmıştır. O hâlde sanat, kendi ulusal özelliklerini taşıyabilir ancak bu onun diğer uluslar tarafından anlaşılmayacağı sonucunu getirmez. Tam
tersine kendi ulusal yaşam biçimi ve düşüncesi içinde bütün insanlığa ulaşarak evrensel olabilir.
Doğanın ve içinde yaşadığı sosyal gerçekliğin yorumlayıcısı olan sanatçı, yapıtlarında
kendi toplumunun özelliğini ve genel sanat anlayışını vurgular çünkü o toplumun bir parçasıdır.
Sanatçı, halktan aldığını halka geri verir, ulusal sanat anlayışı bu aşamada ortaya çıkar. Ancak
sanatçının işlediği konu ve temalar, ulusaldır; insanların o konuyla ilgili heyecan ve özlemleri
bütün insanlığa ait olduğu için evrensellik kazanmış olur. Sanatçı, kendi toplumunun kültürel
yapısını özümseyerek evrenselliği hedeflemelidir.
Ölçme ve Değerlendirme
Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri uygun sözcüklerle doldurunuz.
1) El sanatları, bütün halk sanatları gibi bir ulusun ……………… en canlı ve anlamlı belgeleridir.
2) Zanaat, insanların maddeye dayanan gereksinimlerini karşılamak için yapılan, öğrenimle birlikte deneyim ve …………………… gerektiren bir iştir.
3) Sanatçı kendi toplumunun kültürel yapısını …………………….. hedeflemelidir.
Aşağıdaki çoktan seçmeli soruları yanıtlayınız.
1) Aşağıdakilerden hangisi geleneksel Türk el sanatlarından biri değildir?
A) Halıcılık
B) Çömlekçilik
C) Bakırcılık
D) Dokumacılık
E) Heykel
2) Aşağıdaki illerden hangisi Anadolu’da camın ilk kez nazar boncuğu olarak üretildiği ildir?
A) İzmir
B) İstanbul
C) Adana
D) İzmit
E) Sinop
3) Aşağıdakilerden hangisi Anadolu’da yaşamış uygarlıkların geleneksel el sanatlarında en çok
kullandığı madendir?
A) Demir
B)Bakır
C) Altın
D) Gümüş
E) Kalay
Aşağıdaki soruları yanıtlayınız.
1) El sanatları nedir?
2) Sanat ve zanaat nedir? Karşılaştırınız.
3) Sanatın evrensel dili nedir? Açıklayınız.
17
II. ÜNİTE: GÖRSEL SANATLAR VE MÜZE
1. Müzenin İşlevini Fark Etme
2. Görsel Sanatlarda Müzeciliğin Önemini Fark Etme
3. Türkiye’de ve Dünyada Müze ve Müzecilik Tarihi
1. Müzenin İşlevini Fark Etme
Hazırlık Çalışması
•
•
Çevrenizdeki müzeler hakkında araştırma yapınız. Bu müzelerin çeşitlerini belirleyerek yazılı
ve görsel malzemelerle bir dosya hazırlayınız.
Çevrenizde bulunan uzmanlarla “görsel sanatlarda müzeler ve sanat galerileri” konulu röportaj yapınız. Çalışmanızı arkadaşlarınızla paylaşınız.
Bilgi Notu
21. yüzyılda müze, her ulusun kendi kültür, sanat değerlerini sergileme ve muhafaza etme
amacının çok ötesinde toplama, belgeleme (arşivleme) ve eğitim işlevleriyle de görevini sürdürür.
Müzeler; tarih öncesi ve tarih devirlerine ait bilim, kültür, din ve güzel sanatlarla ilgili yer üstünde,
yer altında ve su altındaki tüm taşınır ve taşınmaz belgeler olarak nitelenen kültür varlıklarını
saptayan, bilimsel metotlarla açığa çıkartan, inceleyen, değerlendiren, koruyan, tanıtan, sürekli
ve geçici olarak sergileyen, çalışmaların bilimsel sonuçlarını yayınlayan, halkın ve özellikle gençliğin kültür ve tabiat varlıkları konusundaki ilgisini ve sanat zevkini yükselten, dünya görüşünü
geliştirmede etkin bilim ve eğitim kurumlarıdır. Müzelerin bu işlevlerinin yanında görsel sanatlar
eğitimi içinde estetik duygunun, yaratıcılığın ve hayal gücünün gelişmesinde etkin rolleri de bulunmaktadır.
Etkinlik
•
•
•
•
•
İnceleme yaptığınız müzede;
Ne tür eserlerin bulunduğunu,
Bu eserlerin hangi döneme ait olduğunu,
En çok ilginizi çeken eserin hangisi olduğu belirleyiniz.
İlginizi çeken eser hakkında bir araştırma çalışması yapınız.
Müzedeki eserlerin, serbest ise fotoğrafını çekiniz, değilse eskizini çiziniz. Çalışmalarınızı
sınıf ortamında arkadaşlarınızla paylaşınız.
Prado Müzesi, Madrid
18
British (Biritiş) Müzesi, İngiltere
2. Görsel Sanatlarda Müzeciliğin Önemini Fark Etme
Hazırlık Çalışması
•
•
Müze ve galeri arasındaki farkların neler olduğunu araştırınız.
Görsel sanatlar eğitiminde müzenin önemini belirten makale örnekleri toplayınız.
Bilgi Notu
Görsel sanatlar eğitiminde müze ve galeriler en etkili ve verimli çalışma ortamlarıdır. Bir
sanat yapıtını geniş bir zaman dilimi içinde görmek, düşünmek ve onu farklı açılardan anlamak
için günlük yaşantımızda kullanılan mekânlar arasında yer alan müzeler, gerçek değerini bulacaktır. Müzelerin eğitim amaçları arasında, insanların yaşam biçimleriyle kültürler arası bir bağ
kurmalarını sağlamak da vardır. Çünkü müzeler, kültür ve sanat hazineleridir; bu hazineleri yani
kültürleri insanlara somut olarak sunar. Böylece insanların görerek, dokunarak, hissederek ve
uygulayarak öğrenme isteklerini canlı tutar ve kalıcı olmasını sağlar. Müze ziyaretlerini bir yaşam
biçimi hâline getirmek, iletişim ve öğrenmeyi bu mekânlarda yoğunlaştırmakla gerçekleşecektir.
Etkinlik
Bir sanat yapıtının ait olduğu dönemde yaşanan toplumsal ve tarihsel olaylarla ilgisini araştırınız. Bu araştırmada aşağıdaki sorulardan yararlanınız.
• İncelediğiniz sanat eseri ne zaman, nerede yapılmıştır?
• Eserde kullanılan malzeme ve teknikleri belirleyiniz.
• Bu eser hangi amaçla yapılmıştır?
• İncelediğiniz sanat eserinin yapıldığı dönemdeki değeriyle bugünkü aynı mıdır?
• Eserin sanatçısı ya da sanatçıları kimlerdir?
• Eser, yapıldığı zamanda gelişen tarihî olaylardan etkilenmiş midir?
• Bu sanat eserinin aktarmaya çalıştığı öykü ya da simgeler nelerdir?
• Araştırmanız sonucunda eser hakkındaki düşünceleriniz değişti mi? Nasıl?
• Bu sanat eserini daha iyi değerlendirebilmek için başka ne gibi sorular sorabilirsiniz?
Okuma Metni
Osman Hamdi Bey
1842’de İstanbul’da doğdu. 1860’da hukuk öğrenimi için gittiği
Paris’te o dönemin ünlü ressamlarının atölyelerinde çıraklık yaparak iyi
bir resim eğitimi de aldı.
1869’da Bağdat Yabancı İşler Müdürlüğüne atandı. 1871’de
İstanbul’a geri dönünce sarayda çalıştı. 1881’de Müze-i Hümayun
(İmparatorluk Müzesi)’a atandı. Bu göreviyle Türk müzeciliğinin parlak
dönemleri başlattı. 1883’te Güzel Sanatlar Akademisi Sanayi-i Nefise
Mekteb-i Alisi’ni ve İstanbul Arkeoloji Müzesi’ni kurdu ve müdürlüklerini
üstlendi. 1884’te o güne kadar hiç gündeme gelmemiş ve çokça kayıp
verilen bir zaafı, antik eserlerin yurt dışına çıkarılmasını yasaklayan
Asr-ı Atîka Nizamnâmesini çıkarttırarak yürürlüğe soktu.
Öz Portre, Osman Hamdi Bey
Osman Hamdi Bey, Nemrut Dağı, Lagina ve Sayda’da arkeolojik kazılar gerçekleştirdi.
Sayda’da yaptığı kazılarda bulduğu, arkeoloji dünyasının başyapıtlarından sayılan, aralarında
İskender lahitinin de bulunduğu birtakım antik eserler çıkardı. Burada bulunan eserler, bugün
Osman Hamdi Bey’in bulduğu birçok eser gibi temellerini kendisinin attığı İstanbul Arkeoloji
Müzesi’nde sergilenmektedir.
(www.hafif.org’tan alınarak komisyon tarafından düzenlenmiştir.)
19
3. Türkiye’de ve Dünyada Müze ve Müzecilik Tarihi
Hazırlık Çalışması
•
•
•
Çeşitli Türk ve dünya müzelerini araştırınız. Araştırma sonucunda elde ettiğiniz dokümanları
sınıf panosunda sergileyiniz. Görsel materyaller kullanarak arkadaşlarınza sunum yapınız.
Türkiye ve dünyada müze ve müzecilik tarihiyle ilgili kaynakları araştırınız. Bulgularınızı arkadaşlarınızla paylaşınız.
Müzedeki eserlerin kopya ve çoğaltımının hangi koşul ve amaçla yapılabileceğini araştırınız.
bulgularınızı arkadaşlarınızla paylaşınız.
Bilgi Notu
Arkeolojik kalıntılar incelendiğinde sanat eseri toplama içgüdüsünün çok eskilere dayandığı görülmektedir. Mezopotamya’da MÖ 9. yüzyılda Asur şehirlerinde sergiler düzenlendiği, MÖ
12. yüzyıla dayalı kaynaklardan anlaşılmaktadır. Daha sonraları Roma İmparatorluğu’nda zenginlerin başlattığı koleksiyonlar, Rönesans Döneminde de devam ettirilmiş, bu da müzeciliğin
temelini kuvvetlendirmiştir.
17. yüzyılda Avrupa’nın çeşitli kentlerinde açılmaya başlanan müzeler, tarihsel gelişimini günümüzün çağdaş müzelerine kadar sürdürmüştür. Dünyanın önemli müzeleri arasında
Londra’daki British Müzesi, Paris’teki Louvre (Luvr) Müzesi, Madrid’deki Prado Müzesi, Berlin
Müzesi, Rusya’daki Hermitage (Ermitaj) Müzesi, New (Niv) York Guggenheim (Gugenhaym) Müzesi vb. yer alır
Türkiye’deki müzecilik çalışmaları ise Topkapı Sarayı’nda bulunan kutsal emanetleri, savaş ganimetlerini, silah ve değerli eşyaları toplama ve sergileme düşüncesiyle oluşmuştur. Bu
eserlerin Aya İrini Kilisesi’nde sergilenmesi, ülkemizdeki ilk müzecilik girişimidir.
İskender Lahiti, Arkeoloji Müzesi, İstanbul
20
Türk ressamlarından Osman Hamdi Bey, 1882’de müze müdürü olarak göreve atandığında eski eserler tüzüğünü hazırlayarak yürürlüğe koymuştur. Aynı zamanda arkeolojik kazılarda
görev alan sanatçı, Türk müzeciliğinin gelişmesinde çok önemli çalışmalara imza atmıştır. İstanbul Arkeoloji Müzesi’nin kurulmasında, bu müzenin önemli eserleri arasında yer alan İskender
Lahiti’nin ülkemizde kalması ve onun etkin çalışmaları önemli bir etkendir.
Cumhuriyetin kuruluşundan sonra sosyoloji, kültür ve eğitim alanlarında gerçekleştirilen
yenilik ve gelişmeler toplumsal yapımızı hızla değiştirmiştir.
Atatürk’ün kültür ve sanata verdiği önem; tarih, arkeoloji ve müzecilikte temellerin oluşması
sağlamıştır. Birçok müzenin kurulması, yeniden düzenlenmesi, anıtların ve ören yerlerinin korunması, onarılması, Türk bilim adamlarınca kazıların yapılması, araştırma yapacak kurumların
oluşturulması, müze uzmanları ve arkeologların yetiştirilmesi Atatürk’ün sanat sevgisinin sonucudur. Müzeciliğin gelişmesinde onun millî kültüre, kültür varlıklarına, bunların araştırılmasına
verdiği önemin payı büyüktür.
Günümüzde pek çok konuda olduğu gibi müzecilik alanında da çeşitli atılımlar yapılmıştır.
Müzecilik bir bilim, teknik, eğitim ve kültür işidir.
Arkeoloji Müzesi, İstanbul
Louvre Müzesi, Paris
Etkinlik
•
Sanal ortamda dünyadan ve ülkemizden müzeleri ziyaret ediniz. Ülkemiz ve dünya müzeleri
S
arasındaki benzerlik ya da farklılıkları belirleyiniz. Bu müzelerde yer alan sanat eserlerini
inceleyiniz.
Ölçme ve Değerlendirme
Aşağıdaki soruları yanıtlayınız.
1) Müzelerin işlevleri nelerdir? Maddeleyiniz.
2) Müzecilik anlayışının nasıl ortaya çıktığını açıklayınız.
Aşağıdaki çoktan seçmeli soruları yanıtlayınız.
1) Aşağıdakilerden hangisi ilk müzecimizdir?
A) Ahmet Mithat
B) Osman Hamdi Bey
D)İbrahim Çallı
E) Ruhi Arel
C) H. Zekai Paşa
2) İskender Lahiti’nin sergilendiği müze aşağıdaki illerden hangisinde bulunbmaktadır?
A) İzmir
B) Bursa
C) İstanbul
D)Ankara
E) Gaziantep
Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri uygun sözcüklerle doldurunuz.
1) Arkeolojik kalıntılar incelendiğinde sanat eseri toplama içgüdüsünün çok …........….....…. dayandığı görülmektedir.
2) Görsel sanatlar eğitiminde …....................... en etkili ve verimli çalışma ortamlarıdır.
21
ÖĞRENME ALANI
BİÇİMİ ALGILAMA VE OLUŞTURMA
1. ÜNİTE: RENKLİ OBJE ETÜDÜ
2. ÜNİTE: DEFORMASYON
22
I. ÜNİTE: RENKLİ OBJE ETÜDÜ
1. Renk Armoni Bilgisinin Obje Etüdünde Uygulama Alanları
2. Rengin Biçiminde Hacim ve Doku Etkisini Tespit Etme
3. Obje-Mekân İlişkisi
4. Resim Yüzeyinde Leke Dengesi
1. Renk Armoni Bilgisinin Obje Etüdünde Uygulama Alanları
Hazırlık Çalışması
•
Farklı renkteki objelerin valörlerinde meydana gelen değişimin doğal ve yapay ışık altında
fotoğraflarını çekiniz. Çektiğiniz fotoğrafları dosyalayınız.
Dikkat Çekme
•
Gölgeler hiçbir zaman tümüyle ışıktan yoksun değildir.
•
J. Ronchetti
Ressam objeleri inceleyerek, onları etüt ederek usta olur; onları kopya ederek değil.
Nicolas Poussin
Etkinlik
•
•
•
Verilen görseli inceleyiniz.
Objelerin aydınlatılmasında hangi ışık kaynağı kullanılmış olabilir? Söyleyiniz.
Işıklandırmanın türünü söyleyiniz?
Kullanılan ışık renginin objelerin rengine olan etkisini görsel üzerinde göstererek açıklayınız.
23
Bilgi Notu
Bir rengin açıktan koyuya kadar uzanan değerlerine valör denir. Valör ışıkla ilgilidir. Rengin
ışığı arttıkça parlaklığı artar, renkler açılır, deformasyon oluşur. Rengin ışığı azaltılırsa parlaklık
kaybolur, renkler sönükleşir, orta ve koyu değerler oluşur. Renk valörlerinden bazıları aşağıda
verilmiştir.
Karmen Kırmızı
Kobalt Mavi
Permanent Limon Sarı
Vermilon Kırmızı
Kadmiyum Kırmızı
Prusya Mavi
Ultramarin Mavi
Koyu Sarı Kadmiyum
Açık Sarı Kadmiyum
Işık, doğayı algılamamızı sağlar. Nesnelerin biçim, renk ve dokularını ortaya çıkarır. Nesneleri algılamada ışığın türü çok önemlidir. Yumuşak, sert, zayıf ya da güçlü ışık nesnelerin
renklerinde farklı değerlerin (valör) oluşmasına yol açar. Valördeki bu değişimin sebebini anlayabilmek için iki ışık türünü de incelemek gerekir.
1. Doğrudan Işıklandırma
Işığı doğrudan kompozisyona ya da figüre yönlendirmektir. Bu ışıklandırma floresan ışığı
dışındaki bütün yapay ışıklandırmaları kapsar. Bir odada hazırlanan kompozisyona ya da figüre
küçük bir pencereden gelen doğal ışık da bu ışığın özelliklerini taşır. Doğrudan ışıklandırmanın
en belirgin özelliği, açık-koyu farklılığının yani zıtlıkların kolay algılanabilmesidir.
2. Yaygın Işıklandırma
Bulutlu bir havadaki gün ışığı ya da floresan lambanın ışığı ve şiddeti azaltılan yapay ışıklandırmalar bu türe girer. Yaygın ışıklandırmada nesnelere gelen ışık yumuşaktır, her noktada
aynı yoğunluktadır, sert zıtlıklar oluşmaz. Açık ve koyu değerler arasındaki geçişler yumuşaktır.
Atölye çalışmalarında bu ışıklandırmayla çok iyi sonuçlar alınabilir.
Etkinlik
•
•
•
•
•
Yapay ve doğal ışık altında
önceden fotoğrafını çekerek
dosyaladığınız farklı renklerdeki çalışmalarınızdan birer tane
seçiniz.
Fotoğraflara bakarak çizim yapınız.
Çizimlerinizi sulu boya veya
pastel boya tekniğini kullanarak
boyayınız.
Boyamanızı yaparken doğal
ve yapay ışığın obje renklerine
etkisini göz önünde bulundurunuz.
Bitirdiğiniz çalışmaları karşılaştırarak doğal ve yapay ışığın
obje renklerindeki valörü nasıl
etkilediğini açıklayınız.
Kullanılacak Malzemeler
24
pastel boya, sulu boya, 35x50 cm boyutunda fon kartonu veya sulu boya kâğıdı, resim kalemi, su kabı, fırçalar,
sünger, fiksatif
Etkinlik
Gümüş Tepsi,bardak,ekmek ve şarap
soğutma kovalı ölü doğa, Luiz Melendez, Prado Ulusal Müzesi,Madrid
Ayrıntı
•
•
•
Verilen görseli inceleyiniz.
Görselde hangi renk armonisinin kullanıldığını söyleyiniz.
Obje renklerinin birbirini etkilediği alanları göstererek açıklayınız.
Renkler birbirini etkilememiş olsaydı ortaya nasıl bir resim çıkardı? Düşüncelerinizi paylaşınız.
Etkinlik
•
•
•
•
•
Atölyenizde farklı renklerle boyanmış yapay objelerden oluşan bir kompozisyon düzenleyiniz.
Düzenlemeyi yaparken farklı renklerdeki objelerin renk yansımaları oluşturmasına dikkat
ediniz.
Doğal ve yapay ışıklı ortamlar hazırlayarak kompozisyonun çizimini yapınız.
Çizimlerinizi sulu boya tekniğiyle renklendiriniz.
Bitirdiğiniz çalışmaları karşılaştırarak farklı renk gruplarıyla boyanmış objeler doğal ve yapay
ışık altında yan yana getirildiğinde birbirleri üzerinde ne tür yansımalar oluştuğunu arkadaşlarınıza açıklayınız.
Kullanılacak Malzemeler
sulu boya, fırçalar, 35x50 cm boyutunda sulu boya
kâğıdı, su kabı, bez veya sünger
25
2. Rengin Biçiminde Hacim ve Doku Etkisini Tespit Etme
Hazırlık Çalışması
•
Resim sanatında yer alan öncü sanatçıların objede renk yorumlarına ait yazı ve görsellerini
araştırınız. Bulgularınızı dosyalayınız.
Dikkat Çekme
•
Atölyeye girdiğiniz zaman sessiz olunuz. Çünkü resim yapmak muhakeme ve zekâ işidir.
Mutlak sessizlik ve sükûnete ihtiyaç vardır.
Henri Matisse
Bilgi Notu
Rafaello SANZİO, Rönesans Döneminin
en iyi portre ressamları arasında yer alır. Kusursuz
formlar, denge, uyumlu oranlar, zarafet, gerçeklik
ve güzellik, bu dönemin resim sanatında aranılan
özelliklerindendir. Verilen görselde ellerin, kumaş
ile objelerin kusursuz gerçeklik ve güzellik arayışının bir sonucu olarak ortaya çıktığı, sanatçının,
nesnelerin dokularını ve hacimselliğini ışık etkisiyle oluşan renk valörleriyle ustaca ve mükemmel bir şekilde yansıttığı görülmektedir.
Papa Leox (Lioks) ve İki Kardinal (ayrıntı), Rafaello
Sanzio, Uffizi, Floransa
PARMİGİANİNO (Parmacianno), maniyerizm sanat akımının önemli sanatçılarındandır. Ustalık dönemi eserlerinde uzatılmış
insan figürleri, imkânsız uzunlukta boyunlar,
helezonik perspektif ve boyutların çeşitliliği,
o dönemin özelliğidir. Verilen görseldeki çizimleri enerji, hareket ve ışıkla doludur. Ten
dokusunda ve renginde kumaş, mekân ve
nesnelerin doku özelliğinin yansıtılmasında,
ışığın renk üzerindeki etkisiyle oluşan valörlerin kullanımı mükemmeldir.
Uzun Boyunlu Madonna ( ayrıntı), Parmigianino, Uffizi Sanat
Galerisi, Floransa
26
John CONSTABLE (Kanstıbıl), doğayla
bire bir gözleme dayalı yeni bir tür açık hava resmine öncülük eden romantizm akımının en büyük
manzara ressamlarından biridir. Eserlerinde renk
ve ışık-gölgenin dramatik kullanımıyla duygulara
hitap etmektedir. “Vazoda Çiçekler” adlı görselde
belli belirsiz bir mekânda yer alan bir vazodaki
çiçek ve dalların fona düşen gölgesiyle mekânda
ışık gölge oyunlarıyla yaratılan dramatik atmosfer, izleyicide karmaşık duygular ve heyecan
yaratmaktadır. Mekânın belirsiz derinliği, vazo
ve çiçeklerin çizgileri, dokuları, nesnelerin renk
valörleriyle oluşturulan hacimselliğini sanatçının
başarılı bir armoniyle yansıttığı görülmektedir.
CARAVAGGİO (Karavaciyo), Barok akımın en önemli sanatçılarındandır. Kompozisyonları bir tiyatro sahnesini canlandırır gibidir; figür
ve nesneleri ustalıklı bir kesintiyle vermiştir. Işık
ve gölge zıtlığı çok dramatiktir. Mekân ve nesnelerde sanki karanlık bir odada aniden yanan bir
mum ışığının etkisi görülür. “Emmaus (İmos)’ta
Akşam Yemeği” adlı eseri bu tarzın en başarılı örneklerinden biridir. Natürmortları bazen sembolik
anlamlar taşıyabilir. Sanatçının ten, kumaş ve
objelerin rengini ifade etmede, valör ve armoniyi
düzenlemede çok başarılı olduğu söylenebilir.
Vazoda Çiçekler, John Constable, Victoria Albert (Viktorya
Alber) Müzesi, Londra
ta Akşam Yemeği, Caravaggio, Ulusal Galeri, Londra
27
Jean Françoise MİLLET
(Mile), realizm sanat akımının en önemli temsilcilerinden biridir. Bu dönemde sanatçılar, sosyal gerçeklerle
ilgilenmiştir. İdeal ve estetik
olanın yerinde gerçeği görmek istemişlerdir. Gerçekçiler, sadece sanatta değil
toplumdaki yapaylığı da
sona erdirmek gerektiğini
savunmuştur. “Odun Kesenler” adlı görselde toplumun
sıradan insanlarının gündelik ve iş hayatlarındaki zorluğu ve acımasızlığı, ışık-renk
ilişkisiyle başarılı bir şekilde
anlatmıştır. Sanatçının oluşturduğu armoniyle odun parOdun Kesenler, Françoise Millet, Victoria Albert Müzesi, Londra
çalarının ve insan bedeninin
kütleselliği, mekân derinliği kumaşın insan bedenini ortaya çıkaran yumuşaklığı, toprakla ağacın
dokusu renk ve fırça vuruşlarındaki ustalıkta görülmektedir.
Georges SEURAT (Söra), puantilizm ve divizyonizm sanat akımlarını başlatmıştır. Resimlerinin konuları modern hayat ve mekânlardır. Eserleri ciddi hatta fazla katı görülebilir çünkü
gördüklerine ya da hissettiklerine göre değil, çalışılmış teorilere göre resim yapmıştır. Renk ve
optik karışım konusundaki en yeni tezleri uygulamıştır. Saf renkleri yan yana, nokta nokta boyayarak (puantilizm) bu renklerin seyircinin gözünde birleşip tek renk olacağını, ışığınki gibi bir
etki vereceğini düşünmüştür. Renk teorileri pratikte işe yaramaz çünkü pigmentler parlaklıklarını
kaybeder ve sonunda görülen tek şey gri renkli bir karışım olur.
La Grande Jatte (Gırant Cat) Adası’nda Bir Akşam Üstü, Georges Seurat, Metropolitan Sanat Müzesi, New York
28
Beş Şişeli Natürmort, Vincent Van GOGH, Galeri Belvedere,Viyana
Van GOGH (Goh)’un hemen fark edilen iç güdüsel, kendi kendine öğrenilmiş ve telaşlı
bir üslubu vardır. Boyayı doğrudan tüpten kullanmış, saban izleri gibi kalın tabakalar hâlinde
sürmüştür. Bir çocuğun çizimleri gibi keskin konturlar, kendi kendine hayat bulan canlı renkler kullanmıştır. Duygularını yansıtabilmek için renk ve biçimleri çarpıtmıştır. Görüntüleri olduğu
gibi yeniden üretmektense daha simgesel ve daha dışa vurumcu bir senteze yönelmiştir. Van
Gogh’un kıvrımlı fırça darbeleri, enerji ve duygusal yoğunlukla yüklüdür. Cansız nesnelere insan
kişiliği kazandırmayı başarmıştır. Böylece sarı iskemlesi Van Gogh’un bir sembolü ya da bir imgesi hâline gelmiştir.
Birinci elden gözlemin önemine tutkulu bir inanç duymuş, aynı zamanda renk sembolizmine de başvurmuştur. Özellikle sarı, resimlerinde öne çıkan renktir. Post empresyonizmin önemli
sanatçıları arasında yer alır. Verilen görsellerde Van Gogh’un bu heyecanla oluşturduğu armonileri, ışık ve renkleri kullanımıyla ortaya koyduğu mekân, doku ve hacimsel etkileri görülmektedir.
Van Gogh, Dört Ayçiçekli Ölü Doğa, Kroller-Müller Müzesi, Otterlo
29
CEZANNE (Sezan), resimlerinde, gözlemlediği şeye karşı belli bir sadakatle, verdiği
duygusal tepkiyi birleştirmiştir. Paleti genelde
toprak tonları, yeşil, kırmızı ve mavi renklerden
oluşur. Yavaş çalıştığından bazen meyveler çürümüş ve bunları alçıdan
kopyalarıyla değiştirmek
zorunda kalmıştır. Cezanne, resimleri için yeni
konular icat etmemiştir, onun yeniliği, görme
ve boyama tarzındadır.
Zencefil Kavanozu ve Patlıcanlı Ölü Doğa, Cezanne, Metropolitan Müzesi, New York
Aynı skalada yer alan sıcak ve soğuk renkleri büyük bir uyumla yan yana sürmüş ve buna
da modülasyon adını vermiştir. Bu, nesnelere hacim etkisi vermede yeni bir yöntemdir. Verilen
görselde de mekân, renk ve hacim etkilerinde bu özellik görülmektedir.
Juan GRİS (Gıris), kübizmin kurucuları arasında üçüncü sıradadır. Çoğunlukla natürmorda
odaklanmıştır. Geleneksel natürmort resimlerini ustaca yorumlamıştır. Natürmortları şık, özenli
ve ustalıkla yapılmış dekoratif resimlerdir. Koyu renklerin, özellikle siyah ve mavilerin hâkim olduğu paletini çok etkili biçimde kullanmıştır. Resim yüzeyinde figür ve nesneler, iki boyutlu olup
hacimsellikten uzaktır. Parçalanan biçimlerin uyumu, verilen görsellerden de anlaşılacağı gibi
renk, doku, biçim ilişkisiyle kompozisyon bütünlüğü içinde izlenebilmektedir.
MeyveTabağı, Bardak ve Limon, Juan Gris, Philips (Filips)
Koleksiyonu, Washington (Vaşingtın)
30
Pablo Picasso (Pikasso)’nun Portresi, Juan Gris, Chicago
Sanat Enstitüsü
3. Obje-Mekân İlişkisi
Dikkat Çekme
“...iki tane de uzun sopa var; çerçeveyi bunlara ister dikey ister yatay tutturabilirim kalın
tahta mandallarla… Böylece, deniz kıyısında olsun, çayırlarda ya da tarlalarda olsun, bunun aracılığıyla sanki pencereden bakarmış gibi bakabilirim herhangi bir görünüme…
Theo (Teo)’ya Mektuplar, Van Gogh
Hazırlık Çalışması
•
•
Yapay ve doğal objelerle farklı mekânlarda kompozisyonlar hazırlayarak fotoğraflarını çekiniz. Çektiğiniz fotoğrafları çalışmalarınızda kullanmak üzere dosyalayınız.
Armoni oluşturmada yapay ve doğal objelerin gösterebilecekleri farklılıkları sebepleriyle
araştırınız. Bulgularınızı arkadaşlarınızla paylaşınız.
Etkinlik
Ölü Doğa, Henri Fantin Latour (Latur)
•
•
•
•
•
Verilen görseli inceleyiniz.
Görselde kullanılılan renk armonisinin türünü söyleyiniz.
Görselde oluşturulan armoninin objelerin gerçek renklerine etkisini söyleyiniz.
Kompozisyonda kullanılan ışığın obje renklerine etkisini söyleyiniz.
Ressam, objeleri mekâna yerleştirirken hangi kurallara dikkat etmiş olabilir? Açıklayınız.
Obje-mekân ilişkisi göz önüne alındığında,ressamın yaptığı düzenleme hakkında neler söyleyebilirsiniz.
31
Bilgi Notu
Kompozisyonda
mekânın
renk, çizgi, gölge, ışık, perpektif
vb. ögelerle arasında işlevsel bir
bağ vardır. Bu ögelerin farklı sanat
akımlarına göre kullanım biçimlerinde değişimler olmuş, bu nedenle
mekânın resim sanatındaki işlevselliği de değişime uğramıştır.
Resimden söz edilirken kimse öncelikle mekânı dikkate almaz.
Resimsel mekânın ortaya çıkabilmesi için çizgi, renk, perspektif,
açık, orta, koyu leke değerleri gibi
kompozisyon öge ve ilkelerini uygun biçimde kullanarak mutlak
boşluğun görünür hâle getirilmesi
gerekir. Mekân, nesnelerin birbiriyle olan ilişkilerini düzenler. Mekânın
doğrudan resmi yapılamaz; o, kendisi dikkate alınarak resmedilmiş
nesneler aracılığıyla var olur.
19. yüzyılda fotoğraf makinesinin icadı; nesne, figür ve çevresinin resimsel yorumuna yepyeni bir
boyut kazandırmıştır. Betimlemeci
tavrın düzlem ve derinlik yanılsaması adına yaşadığı serüven, fotoğrafın bu değerleri kolayca tespit
etmesiyle anlamını kaybetmiştir.
Resim sanatında amaç ve yöntemler açısından yeni değerlendirme ve
düşünce açılımları ortaya çıkmıştır.
Sanata
bilimsel
açıdan
bakılarak yapılan gözlemlerde,
“perspektif”e dayalı “ölçülebilen ve
içinde var olunabilen mekân” kavramının Rönesans düşüncesine
ilişkin bir keşif olduğu bilinmektedir.
Konu üzerine yapılan araştırmalar,
mekân kavrama düzeylerinin farklılaşmasına yol açmış, düşünce ve
bilinç dünyasındaki gelişmelere koşut bir kapsam büyümesi olmuştur.
Örneğin Cezanne ile büyük ivme
kazanan modern resim düşüncesi,
izlenimcilerle başlayan yüzeysel
etkideki mekân algılamasını resim
düzlemindeki parçalama eğilimiyle
sonraki dönüşümlere hazırlamıştır
(Sağlam s.56-57 1995).
32
Gustave Geffroy’un Portresi, Paul Cezanne, Özel Koleksiyon
Provence (Pırovens)’ten Görünü (ayrıntı), Paul Cezanne, Ulusal Sanat
Galerisi, Washington
•
•
•
•
•
•
•
Verilen görselleri inceleyiniz.
Görsellerin hangi renk armonileri
kullanılarak yapıldığını söyleyiniz.
Atölyenizde doğal ve yapay objeleri kullanarak bir düzenleme yapınız. Daha önce dosyaladığınız
fotoğraflardan da faydalanabilirsiniz. Düzenlemeyi yaparken objemekân ilişkisini göz önünde bulundurunuz.
Düzenlemenin desenini çiziniz.
Çiziminizi sulu boya tekniğiyle,
sıcak renk armonisini kullanarak
renklendiriniz.
Çalışmanızı tamamladıktan sonra
doğal ve yapay objelerin armonilerini düzenlerken karşılaştığınız
güçlükleri anlatınız.
Aynı düzenlemeyi bu kez farklı
mekânlarda, farklı boyama teknikleriyle soğuk, zıt ve nüans renk arElma ve Bardaklı Ölü Doğa, Hoca Ali Rıza
monilerini kullanarak çalışınız.
Bitirdiğiniz çalışmaları yan yana
getirerek karşılaştırınız. Armoni oluşturma, obje-mekân ilişkisi ve boyama teknikleriyle ilgili
karşılaştığınız sorunları arkadaşlarınızla paylaşınız. Çözüm yolları üretiniz.
Şeftaliler ve Elmalar, Claude Monet (Mone) Chicago Sanat Enstitüsü
Kullanılacak Malzemeler
s
sulu
boya, sulu boya kâğıdı, kalem, su kabı, sünger,
fa
farklı
kalınlıkta fırçalar
33
4. Resim Yüzeyinde Leke Dengesi
Hazırlık Çalışması
•
Resim sanatı tarihinin öncü sanatçılarına ait taslak çalışmaları araştırarak çalışmalarınıza
örnek olabilecek görselleri dosyalayınız.
Etkinlik
Verilen görseller Cezanne’ın çalışmalarına altyapı
oluşturmak amacıyla hazırladığı sulu boyalarıdır.
Atölyenizde yapay ve doğal objeleri kullanarak bir
kompozisyon düzenleyiniz. Düzenlemeyi yaparken objemekân ilişkisini göz önünde bulundurunuz.
•
•
•
•
•
Daha önce araştırarak dosyaladığınız öncü sanatçılara ait taslakların bire bir kopyalarını da yapabilirsiniz.
Çiziminizi yaparken resim kalemi yerine fırça ya da
pastel boya kullanınız.
Seçeceğiniz bir armonideki renkleri, çizgi ve leke şeklinde kullanarak kompozisyonun kurgusunu (objeleri
ve içinde bulundukları mekânı) ortaya çıkarınız.
Aynı kompozisyonu farklı mekânlarda tasarlayarak
boyayınız.
Bitirdiğiniz çalışmalarda, resim yüzeyinde obje-mekân
ilişkisini renkli kurgularken karşılaştığınız güçlükleri arkadaşlarınızla paylaşınız ve çözüm yolları üretiniz.
Kullanılacak Malzemeler
sulu boya kâğıdı veya fon kartonu, sulu boya veya pastel
boya, fırçalar, su kabı,sünger
Bilgi Notu
Yağlı Boya Tekniği
Keten ve haşhaş yağı ile toz boyaların karışımıyla
yapılan boyalara yağlı boya denir. Bu karışımın içine katılan
diğer maddeler boyanın kalitesini belirlemektedir. Yağlı boyanın içinde örtücü olarak toz boya veya üstübeç, bağlayıcı
olarak bezir yağı, inceltici olarak terebentin ve ayrıca kurutucu maddeler bulunur. Rönesans’tan günümüze kadar en
çok uygulanan ve kabul gören teknik olan yağlı boya, uygulama sırasında kısmen hata kabul eden bir tekniktir. Gerekli yerler sonradan değiştirilebilir. Yapılan resimler, uzun
ömürlüdür, temizlik ve bakımı kolaydır.
Yağlı boyada aranan en önemli özelliklerden biri renklerin solmaması diğeri de üzerinin kabuk yapmadan kuruması ve kapatıcı olmasıdır. Yağlı boya tekniğinde iyi sonuç almak için resim
yapılacak yüzeyin iyi hazırlanmasına, kaliteli boya kullanılmasına, incelticilerin kaliteli olmasına,
boya paleti, resim sehpası ve fırçaların kullanışlı olmasına dikkat edilmelidir. Ayrıca çok sayıda
çalışma yapmak da tekniğin öğrenilmesi açısından önemlidir.
34
Okuma Metni
Jan Van Eyck (1380-1441)
Yağlı boya ile resim yapmayı Jan Van Eyck (Ayk)’ın
bulduğu söylenir fakat yağlı boyanın bu büyük ressamdan önce de kullanıldığını bilinmektedir. Ancak Jan Van
Eyck’ın bu tekniği mükemmelliğe ulaştırdığı söylenebilir.
Jan Van Eyck, Flemenk okulunun ilk dönem sanatçısıdır. 1422-1424 yılları arasında La Haye (Hey)’de
çalışmıştır. 1425’te Burgundy (Burgundi) Dükü’nün saray
ressamlığına getirilmiş, 1429’da Bruges (Bürüc)’e yerleşerek ve 1441’de bu kentte ölmüştür.
Jan Van Eyck genç bir ressamken tempera ile yaptığı ve üzerine yağ sürüp kuruması için güneşe bıraktığı
bir resmin boyalarının çatladığını üzülerek görmüştür.
Sanatçı, bundan sonra gölgede kuruyan bir yağ bulabilmek için araştırmalar yapmıştır. Pek çok deneyden
sonra bezir yağı ve “beyaz Bruges verniği” karışımından
oluşan bir madde bulmuştur. Sanatçı, bu karışıma boya
pigmentleri katmış, kalınlığı inceliği duyarlılıkla denetlenebilen, rötuş yapmaya olanak tanıyan, yavaş kuruyan
bir boya elde etmiştir.
Giovanni Arnolfini ve Giovanna Cenami’nin Evlenmesi, Jan Van Eyck,
Ulusal Galeri, Londra
Türbanlı Adam, Van Eyck, Ulusal Galeri, Londra
Van Eyck’ın resimleri, bir sanatçının teknik becerilerini sergilemektedir. Işığın nesneler üzerindeki hareketi,
büyük bir incelikle gösterilmiştir. Kumaşlar, çiçekler, yer döşemesi vb. en
ince ayrıntılarıyla verilmiştir. En başarılı portrelerinden birinde sanatçı, imzasının yanına Latince olarak “Yapabileceğimin en iyisi.” yazmıştır.
Jan Van Eyck ile dönemin diğer
Felemenk ustası Hugo Van Der Goes
(Gos) ve Rogier Van Der Weyden
(Veyden) Kuzey Rönesansı’nın yeni
gerçekçi görünüşünü yansıtan ressamlardır. Van Eyck’a göre “Kadınlar
ve erkekler, ağaçlar ve kuşlar gerçekte
görüldüğü gibi resimlenmelidir.” Ressamların gerçekçiliğe yönelmesiyle
Felemenk ve Hollanda okulunun büyük resim geleneği doğmuştur. Memling, Bouts (Bots), Bosch (Boş), Breughel (Bıroygel), Rubens, Van Dyck (Dik)
ve Rembrandt, bu iki okulun temsilcisi
büyük ressamlardandır.
Felemenk okulu, yalnızca kendi
coğrafyasıyla sınırlı kalmamış, kuzey
İtalya ve İspanya’daki Rönesans resmini de etkilemiştir. Hatta bazı yazarlar
Velanquez (Velaskez)’in de belirli Felemenk yapıtlarını incelediğini belirtmiştir. Bunların arasında Van Eyck’in bazı
yapıtları da vardır.
(www. vikipedia. org’tan alınarak komisyon tarafından düzenlenmiştir.)
35
Ölçme ve Değerlendirme
Aşağıdaki çoktan seçmeli soruları yanıtlayınız.
1) Aşağıdaki ressamlardan hangisi Maniyerizm Dönemi sanatçısıdır ?
A) Rafaello
B) Parmigianino
C) John Constable
D) Millet
E) Seurat
2) “Kompozisyonları bir tiyatro sahnesini canlandırır gibidir, ışık-gölge zıtlığı çok dramatiktir. Sanki
karanlık bir odada aniden yanan bir mum ışığının figürler ve nesneler üzerindeki etkisi görülür.’’
Yukarıda resimlerinin özelliği anlatılan ressam aşağıdakilerden hangisidir ?
A) Leonardo
B) Rafaello
C) Caravaggio
D) Seurat
E) Rembrandt
3) Sarı renk, aşağıdaki ressamlardan hangisinin bir simgesi hâline gelmiştir ?
A) Cezanne
B) Van Gogh
C) Seurat
D) Millet
E) Courbet
4) Yağlı boya ile resim yapmanın onun tarafından bulunduğu söylenir, bu tekniği mükemmeliğe
ulaştıran ressam aşağıdakilerden hangisidir?
A) Jan van Eyck
D) Vincent Van Gogh
B) Leonardo Da Vinci
E) Rafaello
C) Caravaggio
Aşağıdaki ifadelerin sonuna doğruysa (D), yanlışsa (Y) yazınız.
1) Işık, renklerin valörlerini ortaya çıkarır, onları algılamamızı sağlar.
(
)
2) Doğrudan ışıklandırmanın en belirgin özelliği açık-koyu farklılığının yani zıtlıkların kolay algılanabilmesidir.
( )
3) Yaygın ışıklandırmada nesnelere gelen ışık yumuşaktır, her noktada aynıdır, sert zıtlıklar oluşmaz.
( )
4) Yaygın ışıklandırmada açık-koyu değerlerdeki geçiş serttir.
36
(
)
II. ÜNİTE: DEFORMASYON
1. Deformasyonu Tanıma
2. Resim Sanatında Stili Tanımlama
3. Biçimde Deformasyonun Kompozisyona Katkısı
1. Deformasyonu Tanıma
Hazırlık Çalışması
•
Çevrenizdeki organik veya inorganik maddelerin parçalanma, çürüme, küflenme, kırılma gibi
Ç
fiziksel ve kimyasal değişimlerini gözleyiniz. Bulgularınızla ilgili görselleri çalışmalarınızda
kullanmak üzere dosyalayınız.
Dikkat Çekme
•
Bence ressam, eşyayı olduğu gibi değil, hissettiği gibi resmedendir.
•
Resimde her şey geometriktir; koni, silindir ve küreye benzer.
Van Gogh
Paul Cezanne
Etkinlik
Jeanne Hebuterne (Hibürten)’in Portresi,
Modigliani, Özel Koleksiyon
•
•
Pauline Virginie (Polin Virjin)’in Portresi, Millet,
Boston Güzel Sanatlar Müzesi
Verilen görselleri inceleyiniz.
Görselleri karşılaştırarak dikkatinizi ilk çeken farklılığı söyleyiniz.
Bu farklılığın sebeplerini açıklayınız.
37
Bilgi Notu
Deformasyon
İzlenimcilik, realizme bir tepki olarak ortaya çıkması, çağdaş sanatların da
başlangıcı sayılır. Ressamlar için ışığın
ve rengin doğada ve nesneler üzerindeki
etkilerini resimlemek en büyük yenilik olmuştur. Ressamlar, yaklaşık on yıllık bir
sürede tekrara düşen izlenimciliğe tepki
olarak renk ve ışıkla ilgili bilimsel teoriler
etrafında doğayı taklit etmeyi bir kenara bırakarak düşündüklerini, hissettiklerini resmetmeye başlamışlardır. Seurat, Signac
(Sinyak), Van Gogh, Gauguin (Gogen).
Cezanne gibi sanatçılar resim sanatında
yeni anlayışların (fovizm, fütürizm, kübizm
vb.)doğmasına yol açmışlardır.
Dr Gachet’nin Portresi, Van Gogh, Orsay Müzesi
Paris
Cezanne, izlenimcilerden farklı olarak resmi bir
kurgu olarak düşünmüştür. Mantık, sağlamlık ve birlik,
onun için kompozisyonun ön koşulları, renk ve ton ise
alt ögeleridir. Resmin gerçeklerden, gerçeklerin de resimden ayrı şeyler olduğunu söylemiştir. Cezanne için
cisimler kopya edilmeye değer şeyler değildir. Ama resim
kurallarına uygun şekilde değiştirildikleri zaman kullanılmaya değer birer malzeme olurlar.
Cezanne’ın eserleri, onun resimsel sorunları ele
alış biçimini yansıtmaktadır. Doğanın koni, küre ve silindir
gibi temel geometrik biçimlere benzetilerek ele alınması
gerektiğini söylemiştir. Manzara ve natürmortlarında bu
düşüncesini uygumıştır. Bu yöntemle doğadaki nesne
ve figürler, sanatçının düşünce süzgecinden geçer; gereksiz ayrıntılardan sıyrılarak resim yüzeyinde yeniden
biçimlenir.
Böylece sanatçılar, doğayı yorumlamaya, figür ve
nesnelerin biçimlerinde (kompozisyona uygun fakat asıl
olanı koruyarak) farklılıklara ve bozulmalara yönelmiştir.
Resim sanatında deformasyon (biçim bozma) böyle başlamıştır. Deformasyonla ilgili
tanımlamalar özetle şöyle ifade edilebilir:
Sanat yapıtında yer alan doğal biçimlerin özelliklerini olduğundan fazla abartarak temel biçimlerini, özelliklerini ortadan
kaldırmadan yapılan yüzeysel veya hacimsel bozulmalara deformasyon (biçim bozma) denir.
Resim ve heykel sanatında model
olarak alınan nesnenin görüntü ve biçimini
yapılan yoruma uygun hâle getirmektir.
Sanat yapıtında yer alan betimlemeler, gönderme yaptıkları dış gerçekliğe
benzer olmakla birlikte biçimlerin doğada
rastlanmayacak şekilde değiştirilmesidir.
38
Saint Victoire (Sen Victor) Dağı, Cezanne, Courtauld Sanat
Enstitüsü, Londra
Pembe Bulutlar, Paul Signac, Louvre Müzesi, Paris
Deformasyon, doğaya ve nesnelere
farklı bir pencereden bakmaktır. Sanatçının,
somut olanı yani sanatın görünen yüzünü
değil, görünmeyeni, soyut olanı görmeye
çalışmasıdır. Sanatçının mantığını, hislerini, önsezilerini ve bilgisini kullanarak doğayı
yeniden düzenlemesidir. Böylece sanatçı,
soyut sanata doğru giden ilk adımı atmış
olur.
Farklı mekânlarda yapılan gözlemlerle ayırdına varılabilen ayrıntılar, kelebek
kanadındaki motifler, ağaç kabuğundaki
çatlaklar, çürümüş bitkiler, kırılan cam dokusu aslında doğanın birer soyut gerçeğidir.
Önemli olan bunları araştırmak, görmek ve
kompozisyona uygun hâle getirmektir.
Etkinlik
Verilen görselleri inceleyiniz.
•
•
•
•
•
•
Ağaç kabuğundaki çatlaklar, kelebek kanadındaki motifler, çürümüş
bitkiler gibi daha önce araştırarak
dosyaladığınız görsellerden birini
seçiniz.
Seçtiğiniz görselin kompozisyona
uygun bir bölümünü kadraja alınız.
Kadraja aldığınız görüntüyü serbest
düzenlemelerle (ekleme ve çıkarmalar, biçimleri abartma, renk, leke
düzeninde oynamalar vb.) çiziniz.
Çiziminizi guaj boya tekniğini kullanarak renklendiriniz.
Birden fazla yapacağınız çalışmalarda farklı boyama teknikleri kullanınız.
Bitirdiğiniz çalışmalarınızda deformasyonu nasıl düzenlediğinizi arkadaşlarınıza anlatınız.
Kullanılacak Malzemeler
35x50 cm boyutunda resim kâğıdı, guaj
boya, resim kalemi, fırçalar, su kabı, sünger ya da bez
39
Masa Üzerinde Tabaklar (ayrıntı), Henri Matisse,
Hermitage Müzesi, Rusya
Tabaklar ve Meyveler, Henri Matisse, Hermitage Müzesi,
Rusya
Patatesli Ölü Doğa, Van Gogh, Kroller-Müller Müzesi Almanya
•
•
•
•
Verilen görsellerde nesnelerin nasıl deformasyona uğratıldığını inceleyiniz.
Atölyenizde farklı biçim, renk ve büyüklükteki doğal ve yapay objelerle bir kompozisyon oluşturunuz.
Resim kâğıdına kompozisyonu çizerken kompozisyon kurgusuyla ilgili bilgilerinizi, mantığınızı, hislerinizi ve önsezinizi kullanarak deformasyon yapınız.
Çiziminizi guaj boya tekniğiyle boyayınız. Boyamanızı yaparken nesnelerin renklerine bağlı
kalmaksızın, tamamen de göz ardı etmeden serbestçe düzenleyiniz.
Bitirdiğiniz çalışmalarınızı dosyalayınız.
Kullanılacak Malzemeler
40
35x50 cm boyutunda resim kâğıdı, guaj boya, resim kalemi, fırçalar, su kabı, sünger ya da bez
Okuma Metni
Claude Monet (1840-1926)
Fransız ressam, önceleri 10-12 Fransız frangına sattığı kara kalem karikatürleriyle tanınmıştır. İlk çizgi derslerini, Jacques-Louis David
(Deyvit)’in öğrencisi olan Jacques-Francois Ochard (Oşar)’dan almıştır.
Bu dönemde tanıştığı Eugène Boudin (Boden), Monet’ye yağlı boya kullanmayı ve açık ortamlarda resim tekniğini öğretmiştir.
Louvre’u ziyaret etmek için Paris’e geldiğinde pek çok ressamın eski
ustaları taklit ettiğine tanık olan Monet, bir pencerenin yanına oturup gördüklerini resmetmektense gereçlerini yanına alıp dışarıda resim yapmayı
tercih etmiştir. Paris’te geçirdiği yıllarda Édouard Manet (Mane) gibi pek
çok empresyonist ressamla arkadaş olmuştur.
1862’de, Paris’te Charles Gleyre (Gıley)’in öğrencisiyken üniversitedeki geleneksel resim
anlayışı, Monet’de hayal kırıklığı yaratmıştır. Ressam, bu dönemde tanıştığı Pierre-Auguste Renoir (Renoa), Frederic Bazille (Bazil) ve Alfred Sisley ile tanışmıştır. Resimdeki yeni yaklaşımlarını paylaşarak ışığın açık havada yarattığı etkiyi, resme parçalanmış renkler ve seri fırça darbeleriyle aktarmışlardır. Bu anlayış daha sonraları empresyonizm olarak adlandırılmıştır.
Nilüferler, Monet, Marmatton Müzesi, Paris
Gün Doğumu, Claude Monet, Marmatton Müzesi, Paris
Monet, 1870-1871’de İngiltere’ye gitmiş, orada John Constable, Joseph Mallord ve William
Turner (Törnır)’ın resimleri üzerinde çalışmıştır. Bu ressamlar, renk kullanımında Monet’nin yenilikçi buluşlarına ilham kaynağı olmuşlardır.
Fransa’ya döndüğünde çocukluğunun geçtiği La Havre (Havr)’da bir manzarayı yansıtan
İzlenim: Gün Doğumu adlı tablosuyu yaparak 1874’te ilk izlenimci sergide yer almıştır. Sanat
eleştirmeni Louis Leroy (Liro), aşağılamak amacıyla resmin adından yola çıkarak empresyonizm
(izlenimcilik) terimini ilk kez ortaya atmıştır.
1874’te Manet, Degas (Döga), Renoir, Cezanne, Pissaro ve Sisley ile açtıkları sergi başarısız olunca ekonomik şartları kötüleşmiştir. Ancak Manet’in yardımıyla Argueille (Argul)’de kalmaya devam etmiş, bu dönemdeki resimleri hayatının başka hiçbir döneminde olmadığı kadar
koyulaşmış ve kasvetli bir hâl almıştır.
Monet, 1883-1908 yılları arasında, Akdeniz’i dolaşarak pek çok doğa resmi yapmıştır.
Önemli bir resim serisini Venedik’te yapmıştır. Ayrıca Londra’da Parlamento ve Charing Cross
(Çeyring Kıros) Köprüsü gibi iki önemli resim serisi hazırlamıştır.
1883’te ailesiyle Giverny’e yerleşen Monet, geri kalan ömrünün büyük kısmını buradaki
evinin bahçesini resmederek geçirmiştir. İlk önce “Saman Yığınları” serisini farklı yönlerden ve
günün farklı saatlerinde yapmış; sonra da “Zambaklar” serisini hazırlamıştır.
Monet, 1923’te katarakt sebebiyle iki kez ameliyat olmuştur. Katarakt olduğu süreçte yaptığı resimlerin genel olarak kırmızı tonlarda olduğunu görülmektedir. Bu, katarakt hastalarının
görüş biçiminin karakteristiğidir.
(www. vikipedia. org’tan alınarak komisyon tarafından düzenlenmiştir.)
41
2. Resim Sanatında Stili Tanımlama
Hazırlık Çalışması
•
•
Barok, realizm ve empresyonizm sanat akımlarının öncü ressamlarından birini seçiniz.
Bu sanatçıların önemli eserlerinden birer tanesinin birbirlerinden ayrılan teknik özelliklerini,
benzerlik ve farklılıklarını araştırınız. Bulgularınızı dosyalayınız.
Dikkat Çekme
•
‘‘Sanatçı için yaratma görüş ile başlar. Görmek, başlı başına yaratıcı bir olaydır ve gerçek bir
çaba gerektirir.’’
Henri Matisse
Etkinlik
•
•
Verilen görselleri inceleyiniz.
Bu tablolar, dünyanın en büyük müzelerinde özenle korunarak sergilenen resimlerdir.
Eserlerin hangi ressamlar tarafından yapıldığını söyleyiniz.
Bu sanat eserlerini özel kılan, binlerce ressam ve resim arasından ayırt etmemizi sağlayan
özelliklerin neler olabileceğini açıklayınız.
Bilgi Notu
Üslup (Stil):
Bir sanat yapıtını yaratırken üç aşama göze çarpar: Önce taklit ederek doğa, insan ve nesneler öğrenilir. Sonra edinilen izlenimler yani sezgiler somutlaştırılarak ifade edilir. Son aşamada
da ifade değerini artırmak için gerekirse gerçek ve biçimler değiştirilir.
42
Öz Portre, Oscar Kokoschka (Kokoşka), Von Der Heydt (Hadit)
Müzesi, Viyana
Bir sanat yapıtından, onu yaratan
sanatçının üslubunu anlamak mümkündür. Çünkü üslup, insan ruhunun derinliklerine yerleşmiş olan duyarlığı saklar.
Sanatçı yapıtında kendine özgü duyguları, nesnelerden edindiği izlenimlerle ifade etmeye çalışır. Her sanatçının
kendine özgü sanatsal (renk, çizgi,
kompozisyon vb.) duyuş, güç ve anlayışı vardır. İlgili araç ve gereci kullanım
metot ve yöntemlerine ilişkin bu güç ve
anlayış, sanatçının üslubunu ortaya çıkarır. Sanatsal anlamda üslubun karakterize edilmesinde özgünlük ve çaba ön
koşuldur. Üslupla ilgili olarak anlamda
bir kimlik kazanmanın yolunu özenti ve
taklidin dışında aramak gerekir.
Üslup, sanatçının içinde bulunduğu toplumsal koşullarla biçimlenir.
Toplumdaki teknik, kültürel ve politik
gelişmelerle çeşitli özellikler kazanır. Bu
bakımdan her dönemin kendine özgü
bir üslubu vardır. Yaşam biçimi ve dünya görüşüne göre de üslupta değişiklik
görülür. Üslup, o dönemin insanlarının
ortak zevk ve estetik anlayışlarıyla belirlenir. Böylece barok, klasik ya da romantik üsluplar oluşmuştur.
Yunan, Bizans, Fransız, İtalyan ya da Türk sanatları farklı üslup özellikleri göstermektedir.
Üslupları oluşturan ustalar; konu seçmekte, düşünce ve duygularını sergilemekte buluş
üstünlüğüne sahiptir. Sanatçıların üslupsal evrimleri aynı zamanda sanat okullarının üslupsal
evrimini oluşturmaktadır.
Üslubun ülkelere göre değişmesinde sanatçının kişiliğinin ve ülkülerinin
payı büyüktür. Çünkü sanat eseri, onun
üslubunu ortaya koyar. Üslup belirli bir
içeriğe uygun olmasına rağmen biçimin
yapısını oluşturan nitelikler gösterir. Yani
üslup içerikle belirlenmiş, ona yardımcı
olmasına rağmen içerikten farklı bir şeydir ve biçimin değişken niteliğini gösterir.
Sanat yapıtını oluşturan biçimsel ögelerin sistematik kurgusu üsluptur. Sanat
tarihinde belirli bir içeriğin sonucu olarak
ortaya çıkan bir üslubun başka bir içeriğe de cevap vermesinin sebebi budur.
Üslup, çok anlamlı ve çok boyutlu
bir terimdir. Bir sanatçının tek bir yapıtını olduğu gibi bütün yapıtlarını da ifade
eder. Hatta bir grup sanatçıyı ya da bir
dönemin tüm sanatçılarını da kapsayabilir. Bireysel üslup olduğu gibi bir grubun ve dönemin de üslubu olabilir. Bu
durum genel olan ile tek olan arasındaki Adele Bloch-Bauer (Buloh Boer)’in Portresi, Gustave Klimt, Özel
Koleksiyon
diyalektiğin bir sonucudur.
43
İnceleme
İlkbahar, Millet, Orsay Müzesi, Fransa
Bahar Dansı, Camile Corot (Koro), Louvre Müzesi, Paris
Malarei’den Görünü, Daubigny, Güzel Sanatlar Müzesi, Fransa
Görünü, Theodore Rousseau, Orsay Müzesi, Fransa
44
Üslup , bir grup sanatçıyı ya da bir dönemin tüm sanatçılarını kapsayabilir. Aşağıda realizm ve izlenimcilik arasında bir geçiş
dönemi sayılan Barbizon Okulunun üslubuyla ilgili açıklamalar verilmiştir. İnceleyiniz.
1830-1850 yılları arasında, Fransa’da
Fontainebleau (Fontenebulu) Ormanı kıyısındaki Barbizon köyüne yerleşen (Theodore
Rousseau) ya da söz konusu köyde dönem
dönem kalan manzara ve hayvan ressamları
topluluğuna Barbizon Okulu adı verilmiştir.
Akademik ve romantik anlayıştaki manzara resmini şatafatlı ve yapmacıklı tarih ya
da kahramanlık konularından uzaklaştırma
ve manzara resmi sanatını yenileme isteği,
19. yüzyıl burjuva sanatına karşı çıkan sanatçıları bir araya getirmiştir. Barbizon’daki
Ganne (Can) Baba’nın hanında uzun süre
kalan ve orada ateşli tartışmalara girişen bu
ressamların en tanınmışları Corot Daubigny
(Dobini), Millet, Diaz ve Dupre (Düpri)’dir.
Hatta bir ara bu han öylesine ilgi görmüştü
ki her ressam, orada bir süre kalmak zorunluluğunu duymuş, öncü sanat öğretileri
konusunda bilgi edinmek isteyenlerin oraya
uğramaları alışkanlık durumuna gelmişti.
Çağdaşları, Barbizon Okulu sanatçılarının
resim sanatına getirdiği derin değişiklikleri,
sonraki kuşaklara oranla daha iyi algıladılar.
Söz konusu ressamlar, özellikle doğanın incelenmesine açık yürekli yeni bir gözlem getirmeleri açısından önemlidir.
Çalışan köylülerin ya da hayvanların
canlandırıldığı, gerçek köy havası duyulan
resimlerindeki nesnellik eğilimi nedeniyle bu
ressamlar, Hollandalı ustaların izleyicileri sayılır. Açık yüreklilik ve dürüstlük özellikleriyle
dikkati çeken bu ressamların 19. yüzyılda
gerçekçi okul diye nitelenmeleri pek yerinde sayılmaz. Önce izlenimcilerin yarattığı
olayların daha sonra da kendilerine duyulan
hayranlığın gölgesinde kalmış ve önemleri
uzun süre anlaşılmamış olan bu ressamların ortaya koydukları akım, günümüzde daha
iyi değerlendirilmektedir. Gerçekten bu ressamların izlenimciliğin ilk belirtilerini taşıyan
yapıtları, doğanın doğrudan ve içtenlikle incelenmesine dayanan ilk açık hava resimleridir.
Görselleri incelediğinizde eserlerin
hangi özellikleriyle bir üslup benzerliği taşıdığınızı söyleyebilirsiniz? Açıklayınız.
Etkinlik
Selviler ve Başak Tarlası, Van Gogh, Metropolitan Müzesi,
New York
Zeytin Ağaçları, Van Gogh, Modern Sanatlar Müzesi,
New York
Vincent Van Gogh’un verilen görsellerini inceleyiniz.
“Bir sanat yapıtından, onu yaratan sanatçının üslubunu anlamak mümkündür. Çünkü üslup,
insan ruhunun derinliklerine yerleşmiş olan duyarlığı saklar. Sanatçı yapıtında, kendine özgü
duyguları, nesnelerden edindiği izlenimlerle ifade etmeye çalışır.’’
Bu tanımlamayı da göz önünde bulundurarak sanatçının resimlerinde üslubu oluşturan özellikleri açıklayınız.
•
Yıldızlı Gece, Van Gogh, Modern Sanatlar Müzesi, New York
45
Etkinlik
Holi Ailesi, Rembrandt, Louvre Müzesi, Paris
•
•
•
Sevres (Sevr) İstasyonu, Alfred Sisley, Özel Koleksiyon
Hazırlık çalışması için araştırarak dosyaladığınız barok, realizm, empresyonizm sanat akımlarında yer alan üç öncü ressamın önemli eserlerden birer tanesiyle ilgili sunum yapmak
üzere üç gönüllü belirleyiniz.
Sanatçıların öz geçmişini ve sanat tarihindeki konumunu, sanatçının en önemli sanat eserinin yapıldığı dönemi, üslubunu, teknik özelliklerini ve sergilendiği müzeyi anlatınız. Sunumunuzu sanatçı ve sanat eseriyle ilgili görsellerle destekleyiniz.
Sunumların sonunda hazırladığınız sorularla bir tartışma ortamı oluşturunuz.
Not: Her sunum 10 dk ile sınırlandırılmalıdır.
Fırtınalı Deniz, Gustave Courbet (Kurbe), Metropolitan Müzesi, New York
46
3. Biçimde Deformasyonun Kompozisyona Katkısı
Hazırlık Çalışması
•
Atölyenizde çalışmak üzere yırtılmış, kırılmış, küflenmiş doğal ve yapay formlara birer örnek
araştırınız. Bulduğunuz formların fotoğraflarını değişik açılardan çekerek dosyalayınız.
Etkinlik
Kadının Rüyası, Picasso, Guggenheim Müzesi, New York
•
•
•
Verilen görseli inceleyiniz.
Bu resimdeki deformasyonu görsel üzerinde göstererek anlatınız.
Sanatçının deformasyon yapmasının amacı ne olabilir?
Deformasyonun kompozisyona olan katkıları hakkında çıkarımlarda bulununuz.
47
Bilgi Notu
Plastik sanatlarda verilerini doğadan alan ve belirli
normların ya da biçimlerin bulunduğu kabul edilen görüntülerde biçimi abartarak sunma, doğal olanın görünüşünü
tümüyle yok etmeden değiştirme, biçim bozmaya deformasyon denir. Deformasyonda amaç, daha güçlü bir etki
yaratmak ve anlatım sağlamaktır. 20. yüzyılın modern
sanat akımları, biçim olanaklarını artırmak için kaynakları
doğa olsa bile deformasyonu bir araç olarak kullanmışlardır. Sanat akımları içinde dışa vurumculuk, sanatçılarda
ise Picasso, bu anlayışla güzel örnekler üretmiştir.
•
Mekanik, Fernand Leger, Philadelphia
Sanat Müzesi
•
•
•
•
•
Sanatçı, belirtmek istediği bir fikri, kompozisyon elemanlarını (çizgi, renk biçim, oran vb.) abartarak verebilir. Amaç kompozisyonun açık ve etkili olmasını
sağlamaktır (bakınız 2. resim).
Sanatçı, kompozisyonun etkisini artırmak için ritim ve
armonide abartıya gidebilir.
Kompozisyonda hareketin etkisini vermek için deformasyon yapabilir. Hareket form değişiklikleriyle belirtilir. Burada yapılacak abartılar etkiyi artırabilir.
Işık-gölge ile görmeyi etkilemek için deformasyon yapılabilir. Çok aydınlatılmış bir obje gölgede olandan
daha iri görünür.
Nesne veya figürlerin karakterlerini artırmak için deformasyon yapılabilir. Bir formun şeklini diğer şekillerden
ayırmak, daha canlı ve anlatıcı yapmak, kararsızlığı
belirlemek için kontur çizgileri abartılarak verilebilir.
Sanatçı yapıtına kişilik kazandırmak, nesnelerin kendisinde bulunan karakteristik anlamı artırmak için deformasyon yapabilir.
Estaque (Estak) Viyadüğü, Georges
Braque, Modern Sanatlar Müzesi, Paris
Başak Tarlası, Van Gogh, Van Gogh Müzesi, Amsterdam, Hollanda
48
Etkinlik
•
•
•
•
•
Verilen görselleri inceleyiniz.
Hazırlık çalışması için araştırarak
dosyaladığınız doğal ve yapay objelere ait fotoğraflardan (kırılma, yırtılma, çürüme vb.) birer tane seçiniz.
Fotoğrafların çizimini yapınız.
Yaptığınız çizimi guaj boya tekniğiyle
renklendiriniz.
Her çizimde farklı boyama tekniği
kullanınız.
Boyamanızı yaparken ilgiyi artırmak ve anlamı güçlendirmek istediğiniz yerlerde deformasyon yapınız.
35x50 cm boyutunda resim kâğıdı, guaj boya, resim
kalemi, fırçalar, su kabı, sünger ya da bez
Kullanılacak Malzemeler
Ölçme ve Değerlendirme
Aşağıdaki çoktan seçmeli soruları yanıtlayınız.
1) Doğanın koni, küre ve silindir gibi temel geometrik biçimlere benzetilerek ele alınmasını söyleyen ressam aşağıdakilerden hangisidir ?
A) Van Gogh
B) Cezanne
C) Seurat
D) Gauguin
E)Signac
2) Aşağıdaki ressamlardan hangisi çalışmalarında deformasyon yapmıştır ?
A) Leonardo Da Vinci
B) Velazquez
D) Picasso
E) Gustave Courbet
C) Remrandt
Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri uygun sözcüklerle doldurunuz.
1) Nesne veya figürlerin biçimsel özelliklerini olduğundan fazla abartarak meydana getirilen yüzeysel ve hacimsel bozulmalara ………...............….... denir.
2) Sanat yapıtını oluşturan ögelerin sistematik kurgusuna ………............… denir.
Aşağıdaki ifadelerin sonuna doğruysa (D), yanlışsa (Y) yazınız.
1) Üslubun gelişmesinde teknik, kültürel ve politik gelişmeler etkilidir.
2) Üslup bireysel olabileceği gibi bir grubu veya bir dönemi de kapsayabilir.
3) Üslubun oluşmasında özgünlük ve çabanın bir rolü yoktur.
4) Işık-gölge ile deformasyon yapılmaz.
5) Deformasyonun kompozisyona etkisi yoktur.
6) Küflenme, kırılma, yırtılma birer deformasyondur.
(
(
(
(
(
(
)
)
)
)
)
)
49
ÖĞRENME ALANI
SANATSAL DÜZENLEMEDE
KURGU
1. ÜNİTE: ESER İNCELEME YÖNTEMİ İLE KOMPOZİSYON
ARAŞTIRMALARI
2. ÜNİTE: SANATSAL DÜZENLEMEDE RENK
50
I. ÜNİTE: ESER İNCELEME YÖNTEMİ İLE KOMPOZİSYON
ARAŞTIRMALARI
1. Plastik Açıdan Eser İnceleme Yöntemleri
2. Kompozisyon Öge ve İlkelerini Hatırlama
3. Kompozisyon Çeşitlerini Saptama
1. Plastik Açıdan Eser İnceleme Yöntemleri
Hazırlık Çalışması
•
•
•
•
Sanat eseri inceleme yöntemlerini araştırınız.
Resimde kompozisyon öge ve ilkelerini görsel kaynaklardan yararlanarak örneklendiriniz.
Çevrenizde bulunan sanat eserlerinde kompozisyon çeşitlerini görsel materyaller kullanarak
sınıfta arkadaşlarınızla paylaşınız.
Okulunuzda uygulanabilecek bir alan üzerinde çeşitli kompozisyon denemeleri yapınız.
Bilgi Notu
1. Plastik Açıdan Eser İnceleme Yöntemleri
Sanat eseri inceleme dört ayrı aşamadan oluşur:
A- Betimleme
Eserin adı nedir?
İncelediğiniz eser hangi sanat formudur (resim, heykel, seramik vb.) ?
Eserin konusu nedir?
Eser hangi malzemeden yapılmıştır (taş, mermer, pişmiş toprak, tahta, cam, maden vb.) ?
Eser ne zaman yapılmıştır?
B- Çözümleme
Eser hareketli midir?
Eser dengeli duruyor mu (daha büyük, daha küçük, yakın ölçülerde) ?
Eserde vurgulanan bir nokta var mıdır? Varsa nedir?
Eser nasıl bir dokuya sahiptir (pürüzlü, sert, yumuşak, düz vb.) ?
C- Yorumlama
Eserde nasıl bir ifade var?
Sanatçının bu eserde ne söylemeye çalıştığını düşünüyorsunuz?
Sanatçı bu sanat eserini neden yaratmıştır?
Eserin ne anlama geldiğini düşünüyorsunuz?
Bu esere baktığınızda sizde ne gibi duygular uyandırıyor?
D- Yargı
Bu sanat eserinden hoşlanıyor musunuz? Niçin?
Bu eser sizce önemli midir? Neden?
Bunun önemli bir sanat eseri olduğunu düşünüyor musunuz? Niçin?
Bu eseri satın alıp evinize koymak ister miydiniz? Niçin?
Bu sanat yapıtı müzeye konacak iyi bir yapıt mıdır? Neden?
Bu esere yeni bir ad verseydiniz ne olurdu?
Bu eser sizin duygularınızı etkiledi mi? Neden?
51
İnceleme
SANAT ESERİ İNCELEME ÖRNEĞİ
1900’lerin Fenerbahçe’sine teknelerin demirlendiği koya, “Belvü Mevkii”nden belgesel bir
bakış Hoca Ali Rıza’dan. Çiçeklerin coşkusu, en ön plandaki ağacın yerdeki gölgesi ve ressamın
simge nesnelerinden sağ tarafta yer alan kayalardaki gölgeler, bir ilkbahar öğle vaktini düşündürtmektedir.
İstanbul İmparatorluğu’nun onu yoracak ve yıkacak karmaşa ve savaş döneminin birkaç yıl
öncesinden bir “doğa güzellemesi”, manzara sanatının Türk resim sanatındaki belki de en büyük
ustasının fırçasından. Açıklarda yandan çarklı bir Şirket-i Hayriye vapuru ve birkaç yelken açmış
kotra, şemsiyesiyle kendini güneşten koruyan şık bir hanımı taşıyan kıyıya yakın bir çifte kayık,
koy içinde birkaç yelkenli ve balıkçı sandalı...
Fener kulesi, fenerci evi ve soldaki iki pencereli küçük bina resimde yer alan insan yapısı
ögelerdir. Kulenin açıklarında küçük bir döküntü seçilebilmektedir. Ufuk çizgisiyle ağacın dikey
gövdesinin kesişme noktasının solunda Burgaz Ada, sağında Kınalı Ada seçilebilmekte; daha
sağda ise uzaklaşan vapurların birbirlerine karışan dumanları ve resmin beşte üçünü kaplayan
gökyüzünü süsleyen, olası bir bahar yağmurunu saklayan bulut kümeleri yer almaktadır.
En ön plandaki çiçeklerin renk cümbüşünden en uzaklardaki ayrıntılara, yüzyıl öncesinin o
bahar gününü imgelemimizde yaşatabilmemiz için tüm becerilerini göstermiş Üsküdarlı Ali Rıza
Hoca; doğal yeteneği, hiç durmayan kıvrak bileği ve hiçbir renk tonun keskin bakışlarıyla.
Haşim Nur Gürel, Eczacıbaşı Sanal Müze
Belvü Mevkii, Hoca Ali Rıza, Özel Koleksiyon
Etkinlik
•
•
•
52
Bir sanat eseri seçiniz.
Bu eserin yaratıldığı dönemde yaşanan önemli olaylar neler olabilir?
Yapıttaki nesneleri (ağaçlar, insanlar, hayvanlar, dağlar, nehirler vb.) sıralayınız.
Sanat yapıtında var olan sanatsal ögeleri inceleyerek tanımlayınız.
2. Kompozisyon Öge ve İlkelerini Hatırlama
Bilgi Notu
Tasarım ögeleri, iki ve üç boyutlu çalışmalarda kavramsal ögelerin yardımıyla algılanarak
ması anlam kazanır. İki boyutlu bir çalışmada ögelerin düzenlenmesi, organizasyonu, ilgili düzlemin uzunluğu ve genişliği üzerinde meydana gelir. Esas amaç; düzeni ve uyumu sağlamak,
görsel ilgi ve anlamı ifade etmektir. Bu yaratıcı süreç; çizim teknikleri, baskı, boya, fotoğraf ve
tüm iletişim araçlarıyla ifade kazanır.
Organizasyon Ögeleri
Görsel Ögeler
Kavramsal Ögeler
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Durum
Yöneliş (Konum)
Alan kuvvetleri
Mekân
Biçim
Ölçü
Renk
Doku
Kompozisyon İlkeleri
Görsel Tasarım Ögeleri
•
Tekrar
•
Uygunluk
•
Zıtlık
•
Koram
•
Egemenlik/odak
noktası
•
Denge
•
Birlik
•
•
•
•
•
•
•
Nokta
Çizgi
Düzlem
Hacim
Nokta
Çizgi
Renk
Doku
Boyut
Biçim
Yüzey
Etkinlik
•
Örnek olarak seçtiğiniz bir sanat eserinde uygulanan kompozisyon ilke ve ögelerini sanatçının nasıl kullandığını eser üzerinde inceleyerek arkadaşlarınızla tartışınız.
•
Temel geometrik formlardan yeni formlar üreterek bu formları yüzey üzerine kompozisyon
öge ve ilkelerine uygun olarak düzenleyiniz.
•
•
Temel geometrik formlardan yeni formlar üreterek bu formları üç boyutlu olarak bir zemin
üzerinde uygulayınız.
Oluşturduğunuz kompozisyonun lavi tekniğiyle lekesel eskizlerini üç farklı açıdan çalışınız.
•
Oluşturulan kompozisyonun üç ayrı açıdan, lavi tekniğiyle lekesel eskizlerini çalışınız.
53
3. Kompozisyon Çeşitlerini Saptama
Bilgi Notu
Kompozisyon Türleri
Dikey Kompozisyon: Bu tip kompozisyonlar daha çok bina ve yüksek ağaçların resimleri yapılırken kullanılır. Bu tür resimlerde, binaların kenar çizgileri yere doğru dik olarak
iner.
Dik çizgiler yükseklik hissi verir. Ağaç
gövdelerinin yere doğru dik inişi de aynı etkiyi bırakır.
Dikey kompozisyona ait fotoğraf görseli
Üçgen Kompozisyon: Tüm kompozisyon yöntemlerinin belki de en bilineni ve sık kullanılanıdır. Buna “klasik kompozisyon” da denir. Resmin
alt kısmına yerleştirilen bir üçgen, denge izlenimi
verir. Rafaello’nun “Madonna Tempi” eseri, bu
kompozisyona örnek olarak gösterilebilir.
Madonna Tempi, Rafaello, Pinakotek, Münih
Çapraz Kompozisyon: Resmin bir köşesinden diğerine uzanan çapraz çizgi, birçok
kompozisyonun temelini oluşturur. Bazen ana
çapraz çizgiye paralel ikinci bir çizgi de kullanılabilir ancak bu, asıl çizgiye göre daha az
belirgindir.
Çapraz kompozisyon, genellikle dinamik
hareketi akla getiren güçlü kurgusal bir yöntemdir. Rubens, “İsa’nın Çarmıha Kaldırılması” adlı eseri için çapraz kompozisyonu uygun
bulmuştur. Güçlü hareket, yukarı ve sola doğru
yönelmiştir. Buna karşılık küçük hareketler, dik
açılarla kesişmektedir.
54
İsa’nın Çarmıha Kaldırılması, Rubens, Katedral, Antwerp,
Belçika
Kademeli Kompozisyon: Bu tür
kompozisyonlarda yükseklikler aynı
değildir. Figürler dağınık yerleştirilmiştir. Bütün yüksekliklere hâkim,
yüksek bir nokta bulunur. Dikkat edilirse bu kompozisyonlardaki yükseklikler basamaklı bir merdiveni andırır.
Oranlar bakımından bu basamakların
gözü okşaması gerekir.
Poussin (Puzin)’in “St. Matthew (Matev) ile Manzara” adlı eseri
dağınık kompozisyona örnek gösterilebilir.
St. Matthew İle Manzara, Nicolas Poussin, Ulusal Müze, Berlin
Diyagonal Kompozisyon: Bu
tür kompozisyonlar eğri çizgilerden oluşur. Kompozisyonda
kullanılan eğri çizgiler, denge unsurudur.
Poussin’in “Mesih’in Gövdesi Üzerinde Ağıt’’ adlı resmindeki kişiler ahenkli bir grup
hâlinde birbirlerine sıkışmıştır.
Bu resimde kompozisyonun
sağındaki iki melek figürü, üst
ortadan gelen ağaç gövdesi ile
birbirini bütünleyen diyagonal bir
kompozisyon oluşturmaktadır.
Mesih’in Gövdesi Üzerinde Ağıt, Nicolas Poussin, Pinakotek, Münih
Yatay Kompozisyon: Bu kompozisyon türünde daima durgunluğu ifade
eden yatay çizgiler önemli bir rol oynamaktadır. Yatay çizgiler pek açık olurlarsa resmi sağdan, soldan çerçevenin
dışına kaçırır. Bunu önlemek için resmin ortasına doğru parçalanmalıdır.
Bu kompozisyona Monet’nin
“Sahilde Kayıklar” tablosu örnek verilebilir. Bu resimde kompozisyon, su ve
havadan ibarettir. Derinlik vermek için
dalga çizgileri arası kısaltılarak denize
bir yelkenli veya kayık, gökyüzüne birkaç bulut, kuşlar ve sahil ilave edilmiştir.
Sahilde Kayıklar, Monet, Özel Koleksiyon
55
Zıt-Eğri Kompozisyon: Bu
tür kompozisyonda karşılıklı
kullanılan çizgiler birbirini yok
eder. Aynı zamanda eşitlik
de sağlar. Burada herhangi
bir çizginin dominant olması
önemli değildir.
Bu kompozisyon türüne örnek olarak David’in
“Sokrat’ın Ölümü” eseri verilebilir.
Sokrat’ın Ölümü, Jacques Louis David, Metropolitan Müzesi, New York
Kavisli Kompozisyon: Bu kompozisyon türünde dikey sütunların çizgileri hariç kavisli, ritmik
çizgilerin dominantlığı açık olarak
görülür. Burada kompozisyon örgüsü, merkezden köşelere doğru
yönelen kavisli çizgilerle kurulmuştur. Vücutlar, başlar, kollar,
elbiseler, bütün hareketler kavisli
çizgilerden meydana gelmiştir.
El Greco (Gıreko)’ nun
“Bahçede Istırap” adlı tablosu bu
kompozisyona örnek olarak verilebilir.
Bahçede Istırap, El Greco, Toledo Sanat Müzesi
Helezonik Kompozisyon: Doğadan manzara resmi yaparken en
çok kullanılan kompozisyonlardan biridir. Bu kompozisyonlarda
manzarayı meydana getiren ana
çizgiler soldan ve sağdan çıkıyormuş gibi görünürken aynı zamanda genişleyerek dönüyormuş
izlenimi verir.
Bu kompozisyonda manzarayı meydana getiren ana çizgiler
perspektifte olduğu gibi sanki bir
kaçış noktasında birleşiyormuş
gibi görünür.
Narni köprüsü, Corot, Louvre Müzesi, Paris
56
Dengeli-Kareli Kompozisyon: Bu kompozisyon türünde karşıt köşegenler birbirine
benzer ve eşittir. Bu kompozisyonda geometrik buluşların benzerliğini fark etmek de
önemlidir. Bu tür resimler kuruluşu bakımından çok sağlam matematiksel bir uyumla
yapılmıştır. Bu kompozisyona Juan Gris
(Gıris)’in “Meyve Tabağı ve Gitar ” adlı eseri
örnek verilebilir.
Gitar ve Meyve Tabağı, Juan Gris
Şehit St. Matthew, Caravaggio, Roma, İtalya
Yıldız Kompozisyon: Bu tür kompozisyonlarda
figürler bir merkezde toplanır gibi görünür. Ancak
köşelere doğru da yayılmalar vardır. Barok sanatta bu tür kompozisyonlar hareketli konuları değerlendirme bakımından uygulanır. Caravaggio’nun
“Şehit St. Matthew” adlı eseri yıldız kompozisyona örnek verilebilir.
Etkinlik
Flatford (Fıletford) Mill, John Constable
•
Yukarıda verilen görselde kompozisyon ilke ve ögelerini gösteriniz. Kompozisyonun türünü
belirleyiniz.
57
Etkinlik
•
Küp, koni, piramit ve prizma gibi geometrik formlardan oluşan nesnelerle çeşitli kompozisyon
denemeleri yapınız. Çalışmalarınızı farklı resim teknikleri ile uygulayınız.
Etkinlik
Aşağıdaki görsellerden biri photoshop yöntemi kullanılarak farklılaştırılmıştır. Her iki görseli de plastik açıdan eser inceleme yöntemlerine göre inceleyerek soruları yanıtlayınız.
•
•
•
•
58
İki resim arasında 7 fark vardır. Bu farklar nelerdir? Belirlediğiniz farkları renkli bir kalemle
işaretleyiniz.
İki resimden biri sanat tarihine mal olmuş önemli bir ressamın eseridir. Orjinal olan eser
hangisidir?
Eser hangi dönem ve sanatçıya ait olabilir? Ders öğretmeninizden de yardım alarak tespit
ediniz.
Kompozisyon türlerini hatırlayarak eserde uygulanan kompozisyon türünü söyleyiniz.
Okuma Metni
Çağdaş ressamlardan Chagall (Şagal), teknik hesapları ve güçlükleri çözümlemek isteyen
bir espriyi yansıtmakla beraber, bir ruh temizliğini de bünyesinde korumayı bilmiştir. Ancak bu
taze ruh, onu gerçekliğin dar yollarına sürüklemez. Gerçeklik onu, yeryüzü ile gökyüzü arasında
çekim yasalarının etkisini duyurmadığı, bir ara mekân arayışına yönlendirir. Resmindeki desen,
dikey bir açı oluşturmaktan çok, kıvrımlı çizgiler üzerine kuruludur. Sanatsal grafolojide bu durum, sanatçının kendini şiirsel sezgilere bıraktığı özgür bir çalışma yöntemini düşündürür. Eğer
Chagall, daha az derinlikli bir sanatçı olsaydı birçok tehlike bekliyor olacaktı onu. Ama o, bu tür
tehlikelerden kendini uzak tutmasını biliyordu. Boşlukta gezinen insanların oluşturduğu mutlu bir
dünya yorumu, plastik değişmezlikler kuralının benimsendiği bu ortamda onun kompozisyonlarını, plan üzerinde kırılmış gibi gösterir. Yüzeyi yok sayar çünkü çocuk resminde olduğu gibi o
da, her şeyin kolayca ifade edilebileceği bir yerden, tuvalin altından bakar dünyaya. Düzenleyici
resim mantığına gelince figürlerle onların devinimleri arasındaki genişlik, hayvanları bir arada
sunan evcilleştirici yöntem, olağanüstü tekil bir yorumla, çok inandrıcı ve çekici bir değişime
yol açar. Renk ise onun resminde her zaman göz kamaştırıcı bir özellik taşır. Belli bir anlayışa
saplanan sanatçı açısından, Chagall’daki gibi yıldızlar arası fantezilerin peşinden gitmek yine de
tehlikeli bir yoldur.
Doğum Günü, Marc Chagall, Modern Sanatlar Müzesi, New York
Kübist fenomene, güncel sanat eğilimleri içerisinde en canlı gelişmeyi açığa vuran bu akıma geçmeden önce, modern sanatta önemli işlevler üstlenmiş ve bu işlevlerini bugün de sürdürmekte olan sanatçılar üzerinde biraz daha durmak gerekir.
“Fizik resim”den söz ederken, Derain (Döran)’ın, eğer deyim yerindeyse, bir orkestra şefi
kimliği taşıdığı söylenmelidir. Elbette bu fizik resim estetiği, sanatsal bir yapıt oluşturmak için
devinimsiz nesneleri, devinim içinde göstermek ister. Leonardo Da Vinci, Delacroix (Dölakrua),
Matisse ve genelde büyük kuramcılar tarafından üne kavuşturulan bu eğilim, kalp ile ruhu bağdaştırmakla kalmaz; görme, duyumsama ve yansıtma konusunda, mekânik yetilere ilişkin talepleri de karşılar.
59
Derain’in sanat üzerine öne sürdüğü görüşler, herhangi bir itiraza yol açmamıştır bugüne
kadar. Benimsenmiş ve sindirilmiştir bu görüşler ( Nerede ve nasıl, diye kendime bir takım sorular
yöneltmekten çekinmiyorum.). “Teknik, kendiliğinden bulunur.” diyor Derain. Resim yapma eylemi
ise katkısız bir fizik gevşemedir. Geçmiş dönemlerde yaşamış olan ressamların, yani primitiflerin
ve rönesans sanatçılarının, tablolarını, bir mekânikçi gibi oluşturduklarına bizi inandırır Derain.
Ancak şunu söyler: “O zamandan bu yana, sanatçı bilinci, malzemeye egemen olmayı bilmiştir.”
Bu düşündürücü yargı, bir dizi dolambaçlı yoldan geçerek, “Psychologie de L’art (Psikoloji dö
La)”ta, Andre Malraux (Melru)’ya kadar ulaşmıştır. Malraux’ya göre her şey, malzemeye egemen olan sanatçının tavrında kendini açığa vurur; bir fırça darbesiyle son noktada her şey belirginleşir. Primitif ressamlarda tanık olduğumuz bir açıklıkla desen çizmekte usta olan Rubens’e
bakmasaydım, ben de aynı görüşü paylaşmayacaktım. Belki de ben nesneleri, primitiflere özgü
bir açıklık içinde görmüyor olabilirim. Çünkü ne bir sanat eleştirmeniyim ne bir estetikçi ne de
edebiyatçı... Olsa olsa bir klasik resim okulu çırağıyım.
Kısaca söylemek gerekirse, mademki rastlantısal olarak tarih konusuna girmiş bulunuyorum, kimi zaman patetik vurgularla malzemeyi değerlendirme aşamasına ulaşmış ressamlar
grubunun başına Derain’i koyacağım: Onu, Dunoyer de Segonzac (Sigonza), Soutine (Sotin)
ve Rouault (Roul) izler. Ama bu, resim sanatının gelişim süreci içinde, tinselliğin dümen suyuna
göre rota değiştirmek alamına gelmemeli. Gerçek yalınlığın peşinde koşan günümüzün ikinci
sınıf ressamlarının özelliklerinden birine, malzemenin birliğine karşıt bir tutuma da dikkat çekiyor
değilim bu sözümle. Segonzac’ın paletindeki yoğun renklere, Soutine’in resimlerindeki gelişigüzel sürülmüş görünen kalın boya katmanlarına dikkat edilirse nesnenin yapısal bütünlüğünü
bozma yönünde bir eğilime tanık olunacağı açıktır. Kuşkusuz Van Gogh’u tanımadığını öne süren
Soutine’in bunu kendi deneyimleri sonucunda öğrenmiş olması şaşırtıcıdır. Sanatçının mesajı,
yapıtının içine kendiliğinden gelip yerleşmiş oluyordu böylece. Zaten hiç kimse birliğe ulaşıldığını kanıtlayan söylencesel olgudan kendini uzak tutamaz. Rouault’a gelince önceleri fırçasıyla
yaptığı, bugün ise paleti üzerindeki denemelerle geliştirdiği değişik arayışlar sonucunda ulaştığı,
Van Gogh’un deyimiyle “solgun çiçekler”i anımsatan, hüzün verici renk tonları ya da gerilimn
yaratıcı sert kırmızılar, gerçek nesneye karşı bir öfke boşalımını açığa vurur. Eğer hepimiz gibi
bu yazgıyla o da bir oyun içinde değilse bu gizemci tavrı, düşlemiş olduğu gökyüzünün fizik ötesi
duru görüntüsünü aşmak için peyzajın, duvarların ve zindanların gerçekliğini delmeye önünde
sonunda onu zorlayacaktı.
Bahçedeki Genç Kadın, Bonnard (Bona), Metropolitan Sanat Müzesi, New York
60
Rouault’un onu harekete iten çabasından sonra biz, Bonnard’yı yine de gürültüsüz ve sakin görüntüsüyle selamlayabiliyoruz. Onun kuşağından kimi ressamlara, kendisinden daha genç
olanlara, Bonnard’nın resimden konstrüksiyonu silerek hafif ve uçarı formlara bağlı kaldığının
söylentisini işittim. Bu okul söz konusu olduğunda, izlenimci resim için de aynı şeylerin söylendiğine zaman zaman tanık olmuşumdur. Başlıca temsilcilerinin ve onlara özgü arşitektüral yöntemlerin müzelere kadar ulaştığı göz önüne alınırsa, izlenimcilere ilişkin bu yargının biraz aceleye
getirilmiş olduğunu kabul etmek zorundayız. Bonnard’da Cezanne’a özgü resimsel değerlerin
bulunmaması, onu zamansız sınıflandırılmış biçimlerde karar kılmaktan alıkoymuştur. Onun yapıtı; izlenimci sanatın Bonnard üzerindeki etkisinin payını, gelecekte üstleneceği salt öze yönelik
soyutlamacılığı, hiçlik anlayışını ve iç dünyanın tek yorumlayıcısı olma yönünde gösterdiği çabayı doğrulamaya yönlendirmekle kalmıyor. Bizi, Verlain (Verlan)’ın dediği gibi kafasının içindeki iki
güzel göz taşıyan saf yürekli artizanlara özgü eğilimini göz ardı etmemeye de zorluyor; kompozisyon adına beğenilmeme riskini de üstleniyor bu resim. Van Gogh ve Gauguin’de gördüğümüz
renklere karşın, açık mor lekeler ve turuncularla getirdiği yenilik, Bonnard’da sabahın erken saatlerindeki gökyüzünün saf güzelliğini yansıtır. Her şey bize bunları düşündürür: Düzenleme, renk,
konumlandırma, kendine özgüdür; sürpriz etkisiyle bütünleşir tüm bunlar. Eğer resim bitmemiş
gibi görünüyorsa bu, özellikle amaçlanmış bir şeydir. Başka hiçbir uzlaşıma gerek göstermeyecek biçimde toparlanmıştır her şey. Van Gogh’da olduğu gibi müziğe göre biçimlendirilmiştir
kompozisyon ancak mimariye özgü elemanlar, bu kompozisyona koyulaştırılmış bir kaç nesne
görüntüsüyle sağlanan bir ağırlık da katar. Her şeyin mor renkli bir dayanakla tutturulduğu pencerenin diri etkisi, bu ağırlığı destekler.
(Andre Lhote, Çeviren: Kaya Özsezgin, Sanatta Değişmeyen Plastik Değerler, s. 165, 2000.)
Ölçme ve Değerlendirme
Aşağıdaki çoktan seçmeli soruları yanıtlayınız.
1) Aşağıdakilerden hangisi betimleme soruları içinde yer alır?
A) Sanatçı, bu sanat yapıtını neden yaratmıştır?
B) Bu eser sizce önemli midir? Neden?
C) Eser nasıl bir dokuya sahiptir?
D) Bu eserin adı nedir?
E) Eserde nasıl bir ifade var?
2) Aşağıdaki sanat terimlerinden hangisi kompozisyon ilkeleri içinde yer alır?
A) Hacim
B) Yön
C) Ritim
D) Denge
E) Aralık
3) Ayrı ayrı parçaları bir araya getirerek bir bütün oluşturma işlemine verilen ad aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Birlik
B) Kompozisyon
C) Tasar
D) Hacim
E) Denge
Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri uygun sözcüklerle tamamlayınız.
1) Plastik sanatlarda kullanılan ögelerin kompozisyon bakımından birbirini tartacak biçimde düzenlenmesine ……………….......... denir.
2) Sanat eserlerinde dış görünüş ya da forma ………………......... denir.
3) Bir sanat eserini ana çizgileriyle belirten ön çalışmaya …….............…. denir.
61
II. ÜNİTE: SANATSAL DÜZENLEMEDE RENK
1. Resim Yüzeyinde Renk Uyumu
2. Renk ve Leke Değerlerini Resim Yüzeyinde Düzenleme Kurallarına
Uygun Kullanma
1. Resim Yüzeyinde Renk Uyumu
Hazırlık Çalışması
•
•
•
Armoni nedir? Kaç çeşit armoni vardır? Araştırınız.
Renk uyumuyla ilgili bilgilerinizi hatırlayarak resim yüzeyinde uyum ya da uyumsuzluk kavramlarının anlaşılabilir olup olmadığını arkadaşlarınızla tartışınız.
Renklerin psikolojik özelliklerini araştırınız.
Bilgi Notu
Renkli bir uygulamada, aynı büyüklük ve şiddette iki karşıt renk yan yana geldiğinde, biçimde rahatsız edici bir ortam oluşur. Çünkü her ikisi de sürekli bir egemenlik savaşındadır. Bu
nedenle doğada olduğu gibi renklerden birini daha pasif, diğerini ise daha baskın duruma getirerek iki karşıt rengi, aracı bir renkle bağlamak gerekir.
Renklerin ilişkisindeki bu özellikler, değişik dengeleme sorunlarını dolayısıyla renk uyumu
kurallarını oluşturmuştur. Genel olarak üç renk kullanıldığı zaman birincisi renklilik bakımından
çok güçlü (katkısız), ikincisi hafiflemiş, üçüncüsü ise ancak fark edilebilecek derecede olmalıdır,
böylece üç güç hiyerarşisi gerçekleşir.
Birincisi yani renklilik yönünden en güçlü olan çok küçük, ikincisi orta, renklilik yönünden
çok hafif olan ise çok büyük olarak uygulanır. Büyük parçalardaki zayıf renklerin küçük parçalardaki güçlü renkleri tartıya almasıyla denge sağlanmış olur. Öyleyse renkli uygulamalarda, bir
renk büyük bir alanı kaplamamaktadır. Öteki renkler, birbirinin ve birinci rengin değerini artırarak
aralarında ilişki kurmaktadır.
Bir rengin renklilik gücü, içerisine az ya da çok başka bir rengin karıştırılmasıyla sağlanır.
Örneğin mavi ile sarı karıştırıldığında yeşil renk elde edilir. Bu durumdaki yeşilin renklilik gücü,
yabancı renk karıştırılmamış yeşilden daha zayıftır. Aynı kural öteki renkler için de geçerlidir. Elde
edilen renge çok az başka bir renk daha eklendiğinde renklilik gücü çok azalmış bir renk elde
edilir. Böyle bir renk, ne kadar büyük olursa olsun katıksız, son derece küçük bir karşıt renkle
dengelenebilir.
Renkte bu üç güç hiyerarşisinden yola çıkılarak sağlanan denge, renk uyumunun temel
koşuludur. İkinci koşul, rengin soğuk-sıcak değerlerinden kaynaklanır. Sıcak-soğuk ilişkilerini
gerçekleştirirken uygulanan yöntemlerde belirgin bir kişilik sağlanması gerekir.
Renklerin birbirine uyması ve gözde güzel bir etki bırakmasına renk uyumu denir. Renklerin değişik biçimlerde yan yana gelmesiyle farklı farklı armoniler oluşur. Bu düzenlemeler günlük
yaşamda da bulunur; yaşanılan mekânların boya rengini seçerken, giyinirken, bir dekor hazırlarken vb. genel olarak üç çeşit renk uyumu vardır:
Karşıt renklerle (kontrast armoni) gerçekleştirme.
Tek rengin çeşitleriyle (ton üzerine ton armonisi) gerçekleştirme.
Yakın renklerle (nüanslı armoni) gerçekleştirme.
Karşıt Renklerle Gerçekleştirme (Kontrast Armoni)
Karşıt renklerle yapılan uyumda, adından da anlaşılacağı gibi bağıran, gerilim yüklü bir
etki elde etmek istenir. Bu nedenle çalışmada karşıt renkler, bütün yüzeye dağılmış durumdadır
ve çalışmanın karşıtlık kişiliği ön plana çıkar. Denge sağlamak için uygulanan üç güç hiyerarşisi
doğal olarak burada da gereklidir.
62
Karşıt uyumda, renklerden birisi çoğunlukta bulunmak koşuluyla soğuk ve sıcak renklerin
tümü kullanılabilir. Sıcak ve soğuk renklerden biri de seçiebilir. Seçilen kümenin bütün renkleriyle
karşıt tek bir renk kullanılır.
Doğaçlama 6 (Afrikalı), Kandinsky (Kandinski),
Lenbachhaus (Lenbahos) Galeri, Münih
İç Mekân (Yemek Odam), Kandinsky, Lenbachhaus Galeri, Münih
Etkinlik
1. Sizce eserin adı ne olmalıydı?
2. Eserin konusu ne olabilir?
3. Eser hangi malzemeden yapılmıştır (taş, mermer, pişmiş toprak,
tahta, cam, maden ...)?
4. Eser hareketli midir?
5. Eser dengeli duruyor mu (daha
büyük, daha küçük, yakın ölçülerde)?
6. Eserde vurgulanan bir nokta var
mı? Varsa nedir?
7. Eserde nasıl bir ifade vardır?
8. Bu eserde sanatçının ne söylemeye çalıştığını düşünüyorsunuz?
9. Bu esere baktığınızda içinizde ne
gibi duygular uyanıyor?
10. Bu eser sizce önemli midir? Neden?
11. Bu eseri satın alıp evinize koymak
ister miydiniz?
12. Bu sanat eseri müzeye konacak
iyi bir yapıt mıdır?
13. Bu eser sizin duygularınızı etkiledi
mi? Neden?
At Binen Çift, Kandinsky, Lenbachhaus Galeri, Münih
63
Bilgi Notu
İki ana rengin karışımıyla ortaya çıkan ara renk,
karışıma katılmayan ana rengin tamamlayıcısı olur. Kırmızı için yeşil, mavi için turuncu, sarı içinse mor tamamlayıcı renk işlevi görür. Aynı zamanda birbirine karşıt olan
bu renkler birlikte kullanıldıklarında da denge oluşur.
Cezanne’ın resimlerinde ışık turuncu, gölge ise zıt
rengi olan mavidir. Renk çemberinde turuncudan maviye
kadar olan renkler kırmızı, yeşil ve sarı etkisiyle oluşur.
Gölge rengini oluştururken bu renklerden birinin etkisiyle oluşan soğuk rengi seçmek gerekir. Renk düzeninde
göze en yakın ve en ışıklı parça, en sağlam görünen
kırmızı ve turuncudur. En uzak ve ışıksız ise mavi renkle
gösterilir.
Anne ve Kızı, Paul Gauguin, Özel Koleksiyon
Etkinlik
•
Odanızın penceresinden görünen manzaranın siyah-beyaz fotoğrafını çekiniz ya da çektiğiniz fotoğrafın siyah-beyaz fotokopisini alınız. Bu manzarayı, yukarıdaki bilgi notunun ışığında, kâğıt üzerine guaj boya tekniğiyle uygulayınız.
Kullanılacak Malzemeler
64
re
resim kâğıdı, guaj boya, fırçalar, sünger veya bez
Bilgi Notu
Tek Rengin Çeşitleriyle Gerçekleştirme (Ton Üzerine Ton Armonisi)
Tek rengin çeşitleriyle yapılan uyumda, bir rengin çeşitleri ve öteki renklerle karışımından
elde edilen (siyah-beyaz kullanılarak elde edilen koyu-açık kesinlikle değil) çeşitleri çoğunluk
rengi olarak kullanılır. Yüzeyin en uygun yerinde çoğunluk renginin karşıtı uygulanır.
Etkinlik
Fransız ressam Jean Baptiste Camille Corot’ya ait verilen görselleri inceleyiniz. Soruları
sınıfta tartışarak yanıtlayınız.
Amalfi’de Kayalık, Corot, Hermitage Müzesi, Rusya
Constantine (Konstantin) Bazilikası’ndan Kolezyum Görüntüsü, Corot, Louvre Müzesi, Paris
65
1. Sizce eserin adı ne olmalıydı?
2. Eserin konusu ne olabilir?
3. Eser hangi malzemeden yapılmıştır (taş,
mermer, pişmiş toprak, tahta, cam, maden
...)?
4. Eser hareketli midir?
5. Eser dengeli duruyor mu (daha büyük,
daha küçük, yakın ölçülerde)?
6. Eserde vurgulanan bir nokta var mı? Varsa nedir?
7. Eserde nasıl bir ifade vardır?
8. Bu eserde sanatçının ne söylemeye çalıştığını düşünüyorsunuz?
9. Bu esere baktığınızda içinizde ne gibi duygular uyanıyor?
10. Bu eser sizce önemli midir? Neden?
11. Bu eseri satın alıp evinize koymak ister
miydiniz?
12. Bu sanat eseri müzeye konacak iyi bir yapıt mıdır?
13. Bu eser sizin duygularınızı etkiledi mi?
Neden?
Sibylle (Sibil), Corot, Metropolitan Müzesi, New York
Etkinlik
•
Ustaların resimlerinden sevdiğiniz bir resmin siyah-beyaz fotokopisini çekiniz. Bu fotokopiyi
sulu boya tekniğinde, seçtiğiniz herhangi bir rengin tonlarıyla çalışınız.
Kullanılacak Malzemeler
sulu boya, 35x50 cm boyutunda sulu boya kâğıdı,
kalem, su kabı, sünger, farklı kalınlıkta fırçalar
Bilgi Notu
Yakın Renklerle Gerçekleştirme (Nüanslı Armoni)
İki renk karıştırıldığında üçüncü bir renk elde edilir. Örneğin, kırmızı+mavi= mor olur. Karışımdaki renklerden birinin daha fazla kullanılması durumunda oluşan üçüncü renk, fazla kullanılana yakın olur. Değişik renkler kullanılmasına karşın yakın renklerle yapılan düzenlemeye yakın
renkler armonisi denir.
•
t
Etkinlik
İsviçreli ressam Felix Vallotton’a ait 67. sayfada verilen görselleri inceleyiniz. Soruları sınıfta tartışarak yanıtlayınız.
66
Kum Adaları, Vallotton
Poker Oyunu, Vallotton, Orsay Müzesi, Paris
1. Sizce eserlerin adları ne olmalıydı?
2. Eserlerin konuları ne olabilir?
3. Eserler hangi malzemeden yapılmıştır (taş, mermer, pişmiş toprak, tahta,
cam, maden ...)?
4. Eserler hareketli midir?
5. Eserler dengeli duruyor mu (daha büyük, daha küçük, yakın ölçülerde)?
6. Eserlerde vurgulanan bir nokta var
mı? Varsa nedir?
7. Eserlerde nasıl bir ifade vardır?
8. Bu eserlerde sanatçının ne söylemeye çalıştığını düşünüyorsunuz?
9. Bu eserlere baktığınızda içinizde ne
gibi duygular uyanıyor?
10. Bu eserler sizce önemli midir? Neden?
11. Bu eserleri satın alıp evinize koymak
ister miydiniz?
12. Bu sanat eserleri müzeye konacak iyi
bir yapıt mıdır?
13. Bu eser sizin duygularınızı etkiledi
mi? Neden?
Tuvalet Masasında Misia, Vallotton, Özel Koleksiyon
Etkinlik
•
Mandalina, portakal, havuç gibi sıcak renk tonlarındaki meyvelerle toprak testi benzeri bir
objeyi, kırmızı örtü üzerinde düzenleyerek bir ölü doğa kompozisyonu oluşturunuz. Kompozisyonu pastel boya tekniğiyle renklendiriniz.
Kullanılacak Malzemeler
35x50 cm boyutunda resim kâğıdı ya da fon kartonu, kalem, pastel boya, fiksatif
67
Bilgi Notu
Rengin Etkisi
Renkler; ısılarına, doygunluk, tür ve değerlerine göre değişen, sıcak-soğuk, aktif-pasif,
büyük-küçük, ağır-hafif gibi algı uyandırmalarının yanı sıra insanlarda sevinç, hüzün, sükûnet,
ciddiyet, asalet, heyecan ve daha pek çok his yaratmaktadır.
Renklerin insanlar üzerindeki etkileri öyle büyüktür ki tüm insanlık tarihi, rengin etkileme
gücünün siyasi, sosyal, dinî ya da pazarlamaya yönelik uygulamayla doludur.
Renklerin psişik etkisi, dış dünyadaki bazı belirli olaylarla objelerin birleştirilmesinden de
doğabilir. Bu açıdan bakıldığında yalnız objelerle değil, aynı zamanda diğer duyularla da bir bağlantı yaratılması mümkündür. Bu, daha çok kişinin duyarlık derecesine bağlıdır. İnsandaki değişik
duyular arasında ortak bir titreşim, yakın bir bağlantı vardır. Bu açıdan bakılırsa görme duyusunu
bütün duyularla ilişkilendirmek mümkündür.
Renklerin Diğer Duyular Üzerindeki Etkileri
Renklerin yarattığı etki, sadece görme duyusuyla ilişkili değil, beş duyuyu birden harekete
geçirecek niteliktedir. Belirli renk nüansları ve kombinasyonları, gürültü - sessizlik, hoş koku kötü koku, hafif - ağır, tatlı - acı, sıcak - soğuk, sert - yumuşak gibi algılamalara neden olabilir.
Bazı renklerin sert, iğneleyici bir görünüşü vardır. Bazıları düz, perdahlı, kadifemsi olabilir; okşayıcı bir his verir (Koyu deniz mavisi, krom oksidi yeşili ve robbia kırmızısı böyledir). Renklerin
sıcak - soğuk ayrımı da bu esasa dayanır. Bazı renkler yumuşak hissi verirken bazıları, (kobalt
mavi) daima sert bir görünüme sahiptir. Bazı renkler (limon sarısı ve yeşili) ekşimsi tat hissi yaratırken bazıları (özellikle pembe tonları) tatlı hissi uyandırır. Tat alma, koku duyusuyla birlikte iş
gördüğünden kirlenmiş renkler, kötü bir koku ve tat hissi uyandırabilir. Bu etkiler kullanıldığı yere
göre yani nesnenin ne olduğuna bağlı olarak değişim gösterir. Çikolata reklamındaki bir kahverengi ile ev içi mobilyaları ya da giyimdeki başka hisler uyandırır.
Bütün sanatlar dalları arasında sıkı bir bağ vardır. Bu bağ, özellikle müzik ile resim arasında kuvvetlidir. Renk eğitimi sürecinde ses ve müzik yoluyla renk bulma çalışması yapılması,
tasarımcının kendine özgü renkleri yansıtabilmesi için geçerli yolların başında gelmektedir. Newton (Nivtın), yedi temel rengi müzikteki yedi notaya bağlamıştır. Newton’ın renk kuramı, sonraki
bilimsel buluşlardan farklılık gösterse de renkler ve sesler arasında gördüğü ilişki Kandinsky
ve soyut sanatçıların 20. yüzyılda duyular arasındaki ilişkilerle ilgili sinestezi (duyum ikiliği) kuramlarını çağrıştırması açısından ilginçtir. Ses gibi bir enerji türü olan renklerle notalar arasında
bağlantı kurularak hastalar tedavi edilmiştir.
Okuma Metni
Daltonizm
İnsanda renklerin ayırt edilemediği, kırmızının yeşil, yeşilin kırmızı,
pembenin gri, grinin ise pembe görüldüğü, x kromozomuna bağlı çekinik
genlerle kontrol edilen kalıtsal bir hastalık.
TDK Bilim ve Sanat Terimleri Ana Sözlüğü
Renklerin çeşitleri, kırmızının maviden ayırt edilmesi, koyuluk ve
açıklık gibi hususlar, rengin dalga boyu ile belirlenir. Bazı kimseler kırmızı
ile yeşili, gri ile pembe renkleri birbirinden ayırt edemez.
John Dalton
İngiliz kimyagerlerden Dalton, birgün annesine gri renkte sandığı bir çorap hediye eder.
Annesi ise ona:
-Yaşlı bir kadın pembe bir çorap giymez, der.
Dalton çorabın rengini kardeşine sorar. O da gri olduğunu söyleyince çorabı komşulara
gösterir. Onlar da çorabın pembe olduğunu söyleyince Dalton ve kardeşinin renk körü olduğu
anlaşılır. Erkeklerde renk körlüğü kadınlara göre %10 daha fazladır.
(Saadettin ÇAĞLARCA, Renk ve Armoni Kuralları, s.13, 1993.)
68
2. Renk ve Leke Değerlerini Resim Yüzeyinde Düzenleme Kurallarına
Uygun
yg Kullanma
Hazırlık Çalışması
Şairin Esinlenmesi, Nicolas Poussin, Louvre Müzesi, Paris
Şairin Esinlenmesi ( lavi eskizi) Nicolas Poussin, Louvre Müzesi, Paris
•
Seçtiğiniz bir ustanın resimlerinden en az üç tanesini mürekkep ve fırçayla renk-desen gibi
özelliklere aldırmaksızın sadece mürekkep lekesinin açık-koyu-orta değerleriyle anlatınız.
Kompozisyon öge ve ilkelerinin rengi ve lekeyi nasıl etkileyebileceğini sınıfta tartışınız.
69
Dikkat Çekme
‘‘18. yüzyılın başında sanatçıların çoğu, bilginlerle aynı kanıdadır ve renk, geçici olarak desene üstün gelmiş gibi görünür. Artık hâkim olunabilir ve ölçülebilir olan renk, tabloda ya da sanat
yapıtında önceleri ona verilmeyen görevi yerine getirebilir: sınıflandırmak, ayırmak, aşamalandırmak, bakışı düzene sokmak. Ayrıca ve özellikle desenin tek başına göstermeyi başaramadığı
şeyi başarır. Canlı varlıklara renk hayat verir; resim yalnızca renktir. Çünkü ancak canlı varlıkların
resmi olabilir. Renk tenseldir! Ama önceki yüzyılda muhaliflerinin düşündüğünün aksine renk
tensel olduğu için artık daha gerçek görünmektedir.’’
Michel Pastoureau (Pestoru)
Okuma Metni
Işık-gölge, iyi düzenlendiği zaman etki açısından tabloya çok şey kazandırır. Onun için
özellikle romantik sanatçılar, ışık-gölge oyunlarına çok yer vermiştir. Bütün büyük üstatlar, klerobiskürü daima incelemiş ve kompozisyonlarında uygulamıştır.
Rubens şöyle anlatır:
“Venedik’te bulunduğum zaman şu metotla çalıştım: Bir tabloda olağanüstü bir ışık-gölge
etkisi (efekt) görünce hemen bir resim kâğıdı üzerine tablonun bütün koyuluk derecelerini boyardım. Işık etkisi için kâğıdın beyaz kısımlarını boş bırakırdım. Bu işi yaparken ne konuya ne de
desene önem vermezdim. Bu, tablonun aynı lekelerini verirdi. Bu inceleme bana bir tablo alanında ışığın kapladığı yerin ¼ oranında olduğunu gösterdi.”
İkinci derecedeki ışıklar, büyük esas ışığın dışında bırakılmıştı. Tablonun ¾’ü mümkün olduğu kadar koyu tutulmuştu. Ve geriye kalan yarım kısmı da dömitenlere bırakılmıştı. İşte büyük
üstatları böyle incelemek lazımdır. Eğer bir kompozisyonda iki ışık kaynağı varsa birbirine eşit
olmamasına dikkat ederek daima denge kanunları incelenmelidir. Işık-gölge etkileri kalem, lavi
ve valörleriyle incelenir.
Rembrandt, gölgenin esrarengiz oyunlarıyla çok güzel şiir ve rüya âlemleri meydana getiren
bir sanatçı olmuştur. Leonardo da kler-obiskür üzerinde derin incelemeler yapmıştır. “sfumato”da
figürleri çok güzel bir hava içinde gösterir. Figür ve modellerine ışık-gölge ile çok tatlı hacimler
vermiştir. Şahıslar esrarengiz bir atmosfer içinde yıkanır.
(Amatörler, üstatlardan kopyalar yapmalıdır. Bu sırada önce büyük ışık-gölgelerin dağılımını sonra çizgi ve fonksiyonlarını en sonra da rengi incelemelidir.).
Bir ressam,
• Işık planlarını istediği gibi düzenleyerek seyircinin dikkatini istediği noktaya çekebilir, etkiyi
artırabilir.
• Aralarında güzel bir orantı bulmakta güçlük çektiği bir sürü küçük detayı büyük ışık-gölge
parçaları içine alarak aradığı orantı güzelliğini sadece bu gölge ve ışık lekeleri arasında sağlamaya çalışıp ve işini kolaylaştırabilir.
• Tabloyu daha sadeleştirebilir.
• Resimde derinliği sağlamayı başarır.
(Amatörler, ton kalitesini aramalıdır. Armoni, tonların birliğiyle elde edilir. Saf ve sönük
renkli kâğıtları yan yana, üst üste koyarak göze hoş gelen armoniler kurulmalıdır. Bu yolla apstre
bir tablonun renk kompozisyonuna gidilmelidir.)
Ton araştırmalarında dikkate alınacak konu; siyah, beyaz ve gri tonlarının dengeli bir şekilde kullanılmasıdır.
(Sadettin ÇAĞLARCA, Renk ve Armoni Kuralları, s. 117-118,1993)
Dikkat Çekme
‘‘Güneşi sarı bir beneğe çeviren ressamlar var; bir de sarı bir beneği güneşe çevirdikleri
için sanat ve yeteneklerine şükreden diğerleri.’’
Pablo Picasso
70
Etkinlik
•
Fransız ressam Claude Lorrain (Loren)’e ait görselleri inceleyerek soruları yanıtlayınız.
A)
Monte Mario (Maryo)’nun Güneyinden Tiber’e Bakış, Claude Lorrain, British Müzesi, İngiltere
• Görseli kompozisyon ögelerine göre inceleyip bulgularınızı yazınız.
........................................................................................................................................................
........................................................................................................................................................
........................................................................................................................................................
........................................................................................................................................................
........................................................................................................................................................
........................................................................................................................................................
• Görseli kompozisyon ilkelerine göre inceleyip bulgularınızı yazınız.
........................................................................................................................................................
........................................................................................................................................................
........................................................................................................................................................
........................................................................................................................................................
........................................................................................................................................................
........................................................................................................................................................
• Görseli yapmış olduğunuz mürekkep çalışmalarıyla karşılaştırıp bulgularınızı yazınız.
........................................................................................................................................................
........................................................................................................................................................
........................................................................................................................................................
........................................................................................................................................................
........................................................................................................................................................
........................................................................................................................................................
71
B)
Campagna (Kampanya) Görünüsü, Claude Lorrain, British Müzesi, Londra
• Görseli kompozisyon ögelerine göre inceleyip bulgularınızı yazınız.
........................................................................................................................................................
........................................................................................................................................................
........................................................................................................................................................
........................................................................................................................................................
........................................................................................................................................................
........................................................................................................................................................
• Görseli kompozisyon ilkelerine göre inceleyip bulgularınızı yazınız.
........................................................................................................................................................
........................................................................................................................................................
........................................................................................................................................................
........................................................................................................................................................
........................................................................................................................................................
........................................................................................................................................................
• Görseli yapmış olduğunuz mürekkep çalışmalarıyla karşılaştırıp bulgularınızı yazınız.
........................................................................................................................................................
........................................................................................................................................................
........................................................................................................................................................
........................................................................................................................................................
........................................................................................................................................................
........................................................................................................................................................
72
C)
Meşe Ağacından Bir Çalışma, Claude Lorrain, British Müzesi, Londra
• Görseli kompozisyon ögelerine göre inceleyip bulgularınızı yazınız.
........................................................................................................................................................
........................................................................................................................................................
........................................................................................................................................................
• Görseli kompozisyon ilkelerine göre inceleyip bulgularınızı yazınız.
........................................................................................................................................................
........................................................................................................................................................
........................................................................................................................................................
• Görseli yapmış olduğunuz mürekkep çalışmalarıyla karşılaştırıp bulgularınızı yazınız.
........................................................................................................................................................
........................................................................................................................................................
........................................................................................................................................................
73
Bilgi Notu
Hava (Renk) Perspektifi
Hava ya da renk perspektifi denen derinlik etkisi, atmosfer katmanlarının renkler ve biçimler üzerinde oluşturduğu yoğunluk nedeniyle yakınların net, uzakların ise daha silik görünmesine
neden olmasıdır.
Hava perspektifi, özellikle derinliği çok olan manzara resimlerinde çok etkili bir şekilde
anlatılır. Hava perspektifi çalışırken renklerin özelliklerini, renk tekniklerini, tonlama tekniklerini,
atmosfer şartlarını, günün saatlerini, güneşin konumunu, mevsimleri, iklimleri hatta yer kürenin
hangi bölgesinde bulunduğunu bilmek gerekir. Güneşli, aydınlık bir havanın hâkim olduğu bir
manzara resmi yaparken canlı sıcak renkler kullanılır; bulutlu, sisli bir havanın egemen olduğu
bir manzara resmi yaparken de gri ve soluk renkler kullanılır.
Yöntem:
• Hava perspektifi çalışırken yakındaki nesneler, uzak olanlara göre daha büyük boyutta ve
daha canlı renkler kullanılarak çalışılır. Nesneler, gözden uzaklaştıkça boyutlar küçülür ve
renkler soluklaşır. Ayrıca her rengin renk değerlerinden farklı ton değerleri oluşur.
• Renklerin bu ton değerleri, derinlik etkisi vermede kullanılır. Bütün bu ton ve renk geçişlerini
resme aktarabilmek için göze en yakın nesnelerden başlayarak önden arkaya doğru, peş
peşe oluşan görüntü planları üç bölüme indirilmelidir.
• Birinci bölümde yani net görünen kısımlarda canlı, sıcak renkler ya da koyu tonlar kullanılmalıdır.
• İkinci bölüm yani daha az net görünen kısımlar soğuk renklerle oluşturulmalıdır.
• Üçüncü bölümde sönük renkler, gri ve tonları kullanılmalıdır.
• Bu plan doğrultusunda yapılan çalışmalarda derinlik etkisi oluşacaktır.
(cygm.meb.gov.tr)
Etkinlik
•
Aşağıda verilen terimleri bulmaca üzerinde dikey veya yatay yönlerde bulunuz.
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
ışık
gölge
uyum
kurgu
düzenleme
leke
değer
kompozisyon
armoni
ahenk
renk
teknik
malzeme
taslak
valör
resim
denge
kontrast
ton uyumu
nüans
74
I
N
B
D
Ü
Z
E
N
L
E
M
E
Ü
A
D
L
K
E
N
A
Ş
T
O
N
U
Y
U
M
U
Ğ
R
J
Z
S
E
N
U
E
Ü
S
I
C
Ğ
O
K
O
M
P
O
Z
İ
S
Y
O
N
M
R
R
A
M
K
T
L
Ö
K
O
N
T
R
A
S
T
Ö
H
G
İ
G
T
N
A
T
E
K
F
G
R
Ü
M
Z
U
T
Ğ
E
N
E
Ç
U
Y
S
L
A
K
L
V
Ö
O
İ
N
C
Y
Y
A
R
M
O
N
İ
V
V
Z
S
N
Ş
Y
L
K
V
İ
B
U
V
H
T
L
Y
Ş
Y
A
Ü
E
L
İ
Ş
Z
G
Ş
Ş
Ç
N
M
Ö
E
R
E
S
İ
M
L
Ş
M
A
K
İ
E
E
T
M
E
U
Ğ
Ç
N
F
K
K
P
S
Ö
İ
E
K
C
D
E
Ğ
E
R
V
R
E
N
K
G
E
J
U
A
R
P
Ğ
Ölçme ve Değerlendirme
Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri uygun sözcüklerle tamamlayınız.
1. Renklerin birbirine uyması ve gözde güzel bir etki bırakmasına .......................... denir.
2. Renklerin değişik biçimlerde yan yana gelmesi ile farklı farklı .......................... oluşur.
3. Herhangi bir rengin tonlarıyla yapılan ahenge .......................... denir.
4. Renk çemberindeki iki ya da üç komşu rengin karışımından kurulan uyuma ...................denir.
5. Birbirine zıt renklerle ya da sıcak-soğuk renklerle kurulan armoniye .............................. denir.
6. Derinlik etkisi atmosfer katmanlarının renkler ve biçimler üzerinde oluşturduğu yoğunluk nedeniyle uzakların daha silik, yakınların ise daha net görünmesine ..................................... denir.
Aşağıdaki ifadelerin sonuna doğruysa (D), yanlışsa (Y) yazınız.
1. Uzakların daha silik, yakınların ise daha net görünmesine neden olan perspektife hava perspektifi denir.
( )
2. Derinliği çok olan manzara resimlerinde hava perspektifi çok iyi anlatılamaz.
( )
3. Hava perspektifi çalışılırken renklerin özelliklerini, tekniklerini, tonlama tekniklerini, atmosfer
şartlarını, günün saatlerini, güneşin konumunu bilmek gereklidir.
( )
4. Güneşli, aydınlık bir havanın hâkim olduğu manzara resmi yaparken canlı, sıcak renkler kullanılmaz.
( )
5. Hava perspektifi çalışırken resimde yakın nesneler, uzak olanlara göre daha büyük boyutta ve
daha canlı renkte görünür.
( )
6. Hava perspektifinde rengin gerçek değerleriyle ton değerleri önemli bir yer tutar.
( )
Aşağıdaki çoktan seçmeli soruyu yanıtlayınız.
1. Aşağıdaki görsellerden hangilerinde hava-renk perspektifi yoktur ?
A) A-B
B) C-D
C) E-A
A
D
Havuz, Cezanne, Hermitage Müzesi,
Rusya
Beklenti, Klimt, Avusturya Uygulamalı Sanatlar Müzesi
E) D-A
C
B
Laken’da Çiftlik, Rubens, Kraliyet
Koleksiyonu, İngiltere
D) E-B
Kırmızılı Armoni, Matisse, Hermitage
Müzesi, Rusya
E
Barge Haulers on the Volga, Repin, Rusya Müzesi, St. Petersburg
75
ÖĞRENME ALANI
RENK BİLGİSİ
1. ÜNİTE: RENK VE HACİM
2. ÜNİTE: RENGİN PSİKOLOJİK İFADESİ
76
I. ÜNİTE: RENK VE HACİM
1. Işık Kaynağı ve Renk
2. Doğadaki Nesnelerin Görünüş Özellikleri
1. Işık Kaynağı ve Renk
Hazırlık Çalışması
•
•
•
•
•
Evinizde fotoğraf çekimi için uygun bir ortam hazırlayınız.
Doğal veya yapay, renkli bir nesne alınız.
Işığı farklı yönlerden (önden, yandan, üstten arkadan, aşağıdan vb.) almasını sağlayarak
nesnenin fotoğraflarını çekiniz.
Aynı nesnenin güçlü, orta ve zayıf ışıkta fotoğraflarını çekiniz.
Çektiğiniz fotoğrafları çalışmalarınızda kullanmak üzere dosyalayınız.
Etkinlik
Öz Portre, Rembrandt, Londra
•
•
Verilen görselde ışığın miktarını ve yönünü söyleyiniz.
Işığın yönü ve miktarının renkli yüzeyler üzerinde ne tür farklılıklar yarattığını ve bu farklılığın
kompozisyona yaptığı etkiyi görsel üzerinden açıklayınız.
77
Bilgi Notu
İki tür ışık kaynağı vardır:
1. Doğal ışık kaynakları (güneş, ay ışığı)
2. Yapay ışık kaynakları (elektrik, gaz lambası, mum ışığı vb.)
Nesnelerin düz, kıvrımlı, küresel, içbükey, dokulu, ya da başka bir biçimde olup olmadığını ışık ortaya çıkarır. Nesnelerin tüm fiziksel özelliklerini, boyutlarını ve diğer nesnelere oranını
da göz önüne seren de ışıktır. Renkler, gün ışığında (doğal ışıkta) kendi değerinde görünür, bu
görünüm yanıltıcı değildir. Sanatçılar, bu yüzden çoğunlukla gün ışında çalışmayı tercih ederler.
Yapay ışık, nesnelerin renginde farklılık meydana getirir. Örnek olarak gece sarı ışık yayan bir
elektrik direğinin altındaki mavi bir arabanın rengi uzaktan yeşil algılanır.
Bütün cisimler aydınlatıldıkları zaman üç ana ışık rengini alır: Koyu mavi, kırmızı ve yeşil.
Bazı cisimler aldıkları tüm ışığı yansıtırken bazıları da tümünü emer. Çoğu cisim ışığın bir bölümünü emer, gerisini yansıtır. Fizik kuralına göre “Saydam olmayan tüm cisimler, aydınlatıldığında
aldığı ışığın tümünü ya da bir bölümünü yansıtır.”
Işığın yansıma ve emilme biçimi, cismin rengini belirler. Görseldeki beyaz alanlar, ışıksızlığı gösterir.
Cisimlerin neden görünen renkte olup da başka renklerde görülmediğinin sırrını çözememiştir. Domates neden kırmızıdır? Bilinen şey, bir domates aydınlatıldığında tüm renkleri emdiği
hâlde yalnızca kırmızı ssışık ışınlarını yansıttığıdır. Bunun sonucunda da domates kırmızı görünür.
Eğer aydınlatılan yüzey siyahsa çarpan üç ana ışık rengi tümüyle emilir. Bu da cismi ışıksız
yani karanlık bırakır, bu nedenle cisim ışıksız görünür.
Işık renkleri, karşılaştıkları cisimleri boyar. Üç ana ışık rengi, ikişer ikişer birleştiğinde daha
açık, daha ışıklı diğer üç renk ortaya çıkar. Sarı ışık rengini elde etmek için kırmızı ışık rengi, yeşil
ışık rengine eklenip karıştırılmalıdır. Böylece sarı ışık ortaya çıkar.
İkincil pigment rengi olan yeşil rengi elde edebilmek için siyan mavisi ile sarı karıştırılır.
Mavi boya, ışığın kırmızı rengini; sarı boya ise ışığın mavi rengini emer. Her ikisinin de yansıttığı
tek renk yeşildir.
Doğadaki cisimlerin göze gerçek görünüşleri ışık değişimlerine
bağlıdır. Her cismin kendine özgü
temel bir rengi vardır. Buna lokal ton
denir. Temel renk, cisme vuran ışığın özelliğine göre değişir. Örneğin,
havanın mavi rengi, öğle vaktinin
kuvvetli sarı ışığı altında atlas renginde, akşamın kırmızı güneşi altında eflatun veya mor olur.
78
Pigmentlerin cisme renk vermesi
Işığın cisme renk vermesi
Işığın renkli yüzeylere etkisinde ışık kaynağı ile nesne arasındaki mesafe ve ışığın yönünün rolü büyüktür. Nesne, ışık kaynağına yakınsa rengin ışıklılık miktarı artacağından daha parlak, açık değerler ile kuvvetli kontrastlar ve deformasyon oluşur. Işık kaynağı nesneye uzaksa,
ışık yetersizliğinden renkler sönükleşir, orta ve koyu değerlerde görünerek kimliğini kaybeder,
kontrastlık azalır.
Işık nesnelerin üstünden, altından, yanından, önünden ve arkasından gelebilir. Işıkla ilgili
bütün bu yönlerin her biri, nesnelerin biçimini farklı bir şekilde ortaya çıkarır. Nesneleri modle
etmedeki başarı, ışığın yönüyle yakından ilgilidir. En çok kullanılan ışık yönleri:
Önden Işıklandırma
Işık nesnelere önden geldiği için gölgeler arkada kalır. Çok az hacim ve derinlik duygusu
oluşur. Nesneler renkleriyle algılanır.
Yanal Önden Işıklandırma
Işık kaynağı, nesnelerin önünde ve 45 derecelik bir açıyla gelirse nesneye mükemmel bir
hacim ve derinlik kazandırır. Nesnelerin formunu, rengini, görünüşünü ortaya çıkarmada en çok
kullanılan ışık türüdür.
Etkinlik
Çömlekli Ölü Doğa, Zurbaran, Prado Müzesi, Madrid
•
•
•
•
•
Verilen görseldeki ışığı inceleyiniz.
Atölyenizde farklı renk ve biçimlerdeki doğal veya yapay objelerle bir kompozisyon düzenleyiniz.
Kompozisyonu önden 45 derecelik açıyla ışıklandırınız (Çektiğiniz fotoğraflardan da faydalanabilirsiniz.).
Kompozisyonu çiziniz.
Çiziminizi yağlı boya tekniğini kullanarak boyayınız.
Boyamanızı yaparken objelerin hacim, renk ve doku özellikleriyle ışığın yönünü ortaya çıkarmaya özen gösteriniz.
Kullanılacak Malzemeler
35x50 cm boyutlatında yağlı boya kartonu, yağlı boya, farklı kalınlıkta fırçalar, palet, terebentin,
boyayı inceltmek için farklı yağlar, fırça temizlemek için bez, içine terebentin ve yağları koymak
için küçük kavanozlar
79
Bilgi Notu
Üstten Işıklandırma
Işık üstten geldiği için nesnelerin gölgeleri uzun olur. Bu, hacim duygusunu artırırken nesne
biçimlerinin görünüşündeki netlik azalır.
Etkinlik
•
•
•
Verilen görselleri inceleyiniz.
Atölyenizde daha önce hazırladığınız kompozisyonu üstten ışıklandırınız.
Çiziminizi yapınız, sulu boya tekniğini kullanarak boyayınız.
Boyamanızı yaparken objelerin renk, doku ve hacim özellikleriyle ışığın yönünü ortaya çıkarmaya özen gösteriniz.
Kullanılacak Malzemeler
35x50 cm sulu boya kâğıdı, sulu boya, resim kalemi, fırçalar, su kabı, sünger
Bilgi Notu
Yandan Işıklandırma
Işık nesneye bir yandan gelir diğer yan gölgede kalır. Hacim ve derinliği düşen gölgeler
ortaya çıkarır. Bu pek kullanılmayan bir ışık türüdür.
Etkinlik
•
•
•
Verilen görseldeki ışığı inceleyiniz.
Atölyenizde daha önce hazırladığınız kompozisyonu yandan
ışıklandırınız.
Çiziminizi yapınız, pastel boya tekniğini kullanarak boyayınız.
Boyamanızı yaparken objelerin renk, doku ve hacim özellikleriyle ışığın yönünü ortaya çıkarmaya özen gösteriniz.
Kullanılacak Malzemeler
35x50 fon kartonu, pastel boya, resim kalemi, fiksatif
80
Bilgi Notu
Aşağıdan Işıklandırma
Nesnelere ışık aşağıdan geldiği için uzun gölgeler yaratır, fantastik ve gerçeküstü hacimler
oluşur.
Nesnelerin doku ve renklerinin algılanmasında ışığın miktarı (güçlü, orta ve zayıf ışık) da
çok önemlidir. Bu ışıklandırmaların her biri, modle edilen objenin değişik karaktere bürünmesine
neden olur ve her biri resmi yapana farklı olanaklar sağlar. Zayıf ışıkta yansıma olmayacağı için
nesne üzerinde karanlık ve içi görülmez gölgeler oluşur. Güçlü ışık ve yansımalar, parlaklık yaratarak deformasyona neden olur ve hacim duygusunu azaltır.
Arkadan Işıklandırma
Işık; nesnelere arkadan gelir, görülmesi gerekli planlar arkada kalır, nesnenin dış hatlarında ışık hüzmeleri görülür, arkadan gelen ışık hacmi azaltır, derinliğe pek etki etmez.
Hasat, Caravaggio, Özel Koleksiyon
•
•
•
Verilen görseldeki ışığı inceleyiniz.
Atölyenizde daha önce hazırladığınız kompozisyonu arkadan ışıklandırınız.
Çiziminizi yapınız, pastel boya tekniğini kullanarak boyayınız.
Boyamanızı yaparken objelerin renk, doku ve hacim özellikleriyle ışığın yönünü ortaya çıkarmaya özen gösteriniz.
Kullanılacak Malzemeler
35x50 cm sulu boya kâğıdı, sulu boya, resim kalemi, fırçalar, su kabı, sünger
81
2. Doğadaki Nesnelerin Görünüş Özellikleri
Hazırlık Çalışması
•
Doğal ve yapay nesneleri, insan sağlığına ve çevre dokusuna verdiği zararlar açısından karşılaştırınız. Bulgularınızı arkadaşlarınızla paylaşınız.
Bilgi Notu
Doğadaki Nesnelerin Görünüş Özellikleri ve Görünüşün Lekesel İfadesi
Çevremizde her gün pek çok doğal nesneyle karşılaşır veya onları kullanırız. Ağaçlar, çiçekler, sebze ve meyveler, taşlar, toprak, otlar vb. doğada hazır olarak bulunur.
Doğal nesnelerin bazılarıyla ilgili olarak verilen görseller incelendiğinde hepsinin biçim,
renk ve dokularının farklı olduğu görülür. Bu farklılık, ressamların üsluplarına göre nesnelerin
renk, biçim ve dokularının lekesel yorumlarında da görülmektedir.
Doğal nesnelerin gövde yapılarına gelen ışığın oluşturduğu açık-koyu zıtlığı sert değildir. Işık yansımasıyla gövde yapısında bir deformasyon görülmez. Açıktan koyuya yumuşak bir
geçişin olduğu gözlenir. Biçim, renk ve dokularının lekesel ifadesinde modülasyon yaparken bu
durumun göz önünde bulundurulması gerekir.
Kilim, Masa ve Meyve Sepetli Ölü Doğa (ayrıntı), William Duffield
82
Süsenler, Van Gogh, J. Paul Getty Müzesi, Malibu, ABD
Kavun ve Armutlar (ayrıntı), Luiz Melendez, Güzel Sanatlar Müzesi, Boston
83
Bilgi Notu
Yapay Nesnelerin Görünüş Özellikleri ve
Görünüşün Lekesel İfadesi
Yapay nesneler, insanın doğadaki hammaddeleri kullanarak amaç ve işlevselliğe göre
şekillendirip doku ve renk vermesiyle oluşur. Cam
eşyalar (bardak, sürahi, ampul, şişe vb.) ,metal
eşyalar (bardak, güğüm, sürahi, kova, vb.) ahşap
(masa, sandalye vb.) ve topraktan yapılmış eşyalar (seramik vb.) insan eliyle şekillendirilerek yapılmış yapay nesnelerdir.
Deforme plastik şişe
Kadehli Ölü Doğa (ayrıntı), Van Gogh, Van Gogh Müzesi,
Amsterdam
Plastik ve cam eşyalar; şeffaf yapılı, bazen
renkli olarak üretilen bazen etrafında yer alan eşyaların rengini yansıtarak ortaya çıkan nesnelerdir. Plastik ve cam eşyaların gövdesinde, çevresindeki renk ve ışığın etkisiyle kuvvetli açık-koyu
kontrastlığı ve parlak ışık yansımaları oluşabilir.
Bu yansımalar, bazen nesnelerin biçimsel görünüşünde deformasyon oluşturabilir. Plastik anlatımda, plastik ve cam özelliğinin renklerle lekesel
ifadesi de sanatçıların üslup anlayışlarına göre
farklılık gösterir. Plastik eşyaların resmi yapılırken
bu özelliklerin bilinmesi ve iyi gözlem yapılması,
çalışmanın başarısı açısından önemlidir.
Sarımsak ve Bardaklı Ölü Doğa, Chardin
84
Bilgi Notu
Metal Nesneler
Çelik, bakır, alüminyum vb. metaller kullanılarak yapılan nesnelerin gövde yapıları genellikle parlak ve pürüzsüzdür. Eskidikçe gövde yapısında doku oluşur, parlaklığı azalır, matlaşır ve
deforme olur. Boyalı olmayan metal ve parlak eşyalar çevresinde bulunan her şeyin rengini yansıtır. Gövde yapısında ışık etkisiyle oluşan açık-koyu zıtlığı serttir, ışık yansımaları deformasyona
yol açabilir. Plastik anlatımda metal etkisi vermek, sanatçıların üsluplarına göre farklılık gösterir.
Boyama sırasında metal eşyaların bu özelliğini bilmek, iyi gözlem yapmak çalışmanın başarısını
artıracaktır.
85
Bilgi Notu
Seramik Nesneler
Seramik nesneler, toprak gibi doğal hammaddelerin insan eliyle şekillendirilip boyanmasıyla oluşur. Amaca göre farklı biçimlerde olabilirler. Işık etkisi, gövde yapılarında açık-koyu zıtlığı
yaratmaz. Açıktan koyuya geçiş yumuşaktır, ışık yansımasıyla gövde yapısında bir deformasyon
gözlenmez. Renk, doku ve biçim özelliklerinin plastik anlatımı, sanatçıların üsluplarına göre farklılık gösterebilir.
Seville (Sevil) Su Satıcısı (ayrıntı), Diego Velazquez, Wellington (Velingtın) Müzesi, Londra
86
Etkinlik
•
•
•
•
•
Verilen görseli inceleyiniz.
Atölyenizde camdan yapılmış bir nesneyle kompozisyon düzenleyiniz.
Kompozisyonun çizimini yapınız.
Çiziminizi yağlı boya tekniğini kullanarak boyayınız.
Boyamanızı yaparken renk lekeleriyle cam özelliğinin ifade edilmesine dikkat ediniz.
Işık etkisiyle cam eşyanın gövdesinde oluşan açık-koyu zıtlığını, çevresindeki eşyaların
renklerinin cam rengine olan etkilerini göz önünde bulundurunuz.
Kullanılacak Malzemeler
35x50 cm yağlı boya kâğıdı, farklı renklerde yağlı boyalar, farklı kalınlıkta fırçalar, terebentin,
inceltici yağlar, gode, yağlı boya kâğıdını üzerine yapıştırmak için resim altlığı, kâğıt bant, fırça
temizleme bezi
87
Etkinlik
Toprak Kâse ve Şişeler (ayrıntı), Van Gogh, Van Gogh Müzesi, Amsterdam
•
•
•
•
•
Verilen görseli inceleyiniz.
Atölyenizde seramikten bir nesneyle kompozisyon düzenleyiniz.
Kompozisyonu çiziniz.
Çiziminizi yağlı boya tekniğini kullanarak boyayınız.
Boyamanızı yaparken renk lekeleriyle seramik özelliğinin ifade edilmesine dikkat ediniz.
Işık etkisiyle seramik eşyanın gövdesinde oluşan açık-orta-koyu değerleri, çevresindeki eşyaların renklerinin seramik rengine olan etkilerini göz önünde bulundurunuz.
Kullanılacak Malzemeler
35x50 cm yağlı boya kâğıdı, farklı renklerde yağlı boyalar, farklı kalınlıkta fırçalar, terebentin, inceltici yağlar, gode, yağlı boya kâğıdını üzerine yapıştırmak için resim altlığı, kâğıt bant, fırça, temizleme bezi.
88
Etkinlik
Kavun ve Armutlar (ayrıntı), Luiz Melendez, Güzel Sanatlar Müzesi, Boston
•
•
•
•
Verilen görseli inceleyiniz.
Atölyenizde doğal nesnelerle bir kompozisyon düzenleyiniz.
Kompozisyonu çiziniz.
Çiziminizi yağlı boya tekniğini kullanarak boyayınız.
Boyamanızı yaparken renk lekelerini açık-orta-koyu tonlarda kullanarak yumuşak bir geçiş
elde etmeye dikkat ediniz
Kullanılacak Malzemeler
35x50 cm yağlı boya kâğıdı, farklı renklerde yağlı boyalar, farklı kalınlıkta fırçalar, terebentin,
inceltici yağlar, gode, yağlı boya kâğıdını üzerine yapıştırmak için resim altlığı, kâğıt bant, fırça
temizleme bezi
89
Nane Şişeli Ölü Doğa (ayrıntı), Cezanne, Ulusal Galeri, Washington
•
•
•
•
Verilen görseli inceleyiniz.
Atölyenizde doğal ve yapay nesnelerle bir kompozisyon düzenleyiniz.
Kompozisyonu çiziniz.
Çiziminizi yağlı boya tekniğini kullanarak boyayınız.
Boyamanızı yaparken renk lekelerini nesnelerin görünüş özelliklerini ortaya çıkaracak biçimde kullanınız.
Kullanılacak Malzemeler
35x50 cm yağlı boya kâğıdı, farklı renklerde yağlı boyalar, farklı kalınlıkta fırçalar, terebentin,
inceltici yağlar, gode, yağlı boya kâğıdını üzerine yapıştırmak için resim altlığı, kâğıt bant, fırça
temizleme bezi
90
Okuma Metni
Pablo Picasso (1881-1973)
Picasso, İspanya’da doğdu. Babası ressam ve
resim öğretmeniydi. Küçük yaşta resim yapmaya babası tarafından yönlendirildi. Resim yeteneği kısa sürede
keşfedildi. 1895’te Barcelona Güzel Sanatlar Okulu’na
girdi. 1901’den itibaren annesinin soyadı olan Picasso’yu
kullanmaya başladı. Desenleri İspanya’da çıkan Juventut
(Huventut) adlı dergide yayımlandı.
Picasso, ilk dönem yapıtlarında sıradan insanların,
palyaçoların, akrobatların resimlerini yaptı. Büyük kentlerdeki yaşam kadar sirk yaşamı da ilgisini çekiyordu. Ne
var ki tablolarında bu yaşamın hüzünlü yanını yansıttı.
Sanatçının bu dönemi “Mavi Dönem” olarak tanımlanır.
Picasso, “Pembe Dönem”de verdiği eserlerde soğuk renklerin aksine neşeli portakal ve pembe renkleri
kullanmıştır. Bunun muhtemel nedeni ise o dönemde arkadaş olduğu Fernande Olivier (Olivye) ile olan ilişkisiydi. Bu dönemde de akrobatlar ve palyaçoları eserlerinde
kullandı. Bu dönemde, Mavi Dönemin aksine Fransız etkisindeydi.
Münzevi, Picasso, Lincoln (Linkoln) Üniversitesi, ABD
Pablo Picasso
Pablo Picasso, Akrobat ve Genç Herlequin (Herlekuin)
Lincoln Üniversitesi, ABD
91
Picasso, Georges Braque ile kübizmin temellerini atmıştı. 1907’den 1914’e kadar kübist
olarak adlandırılan tarzda tablolar yaptı. Kübist tabloların genel özelliği, geometrik şekillerin kullanılmasıdır. Resmedilen nesneler, geometrik formlar oluşturacak şekilde basitleştirilmiş yahut
geometrik şekillere bölünmüştür. Kübizmin bir diğer özelliği de uzaydaki üç boyutlu bir cismi, iki
boyutlu yüzeye aktarma çabasıdır. Bu amaçla Picasso, şekilleri yanal yüzeylerine bölüştürüp her
birini iki boyutlu yüzeyde göstermeye çalışır. Bu nedenle portrelerindeki insanların hem profili
hem de önden görünüşü görülür. Ayrıca mitolojiden de esinlenmiştir.
Picasso, tanınan en üretken sanatçıdır. Resim, baskı, kitap resmi, heykel ve seramik alanında eserler vermiştir.
Bir genelevdeki beş hayat kadınını gösteren ve kübizm akımının en önemli örneklerinden
biri olarak görülen ünlü eseri Avignon (Avinyon)lu Kadınlar’ı, Fransa’da 1907’de yapmıştır.
En tanınmış eseri, Alman ordularının Guernica (Guernika) kasabasını bombalamasını
anlatan “Guernica” adlı eseridir. Resim 1937’de yapılmıştır. Bu resim, Madrid’de Reina Sofía
Müzesi’nde bulunmaktadır. Picasso, bir sergisinde kendisine, “Bu resmi siz mi yaptınız?” diye
soran bir Alman generaline, “Hayır, siz yaptınız!” yanıtını vermiştir. Bu resim, Picasso’nun
Guernica’nın bombalanmasına ve savaşa duyduğu güçlü nefreti anlatmaktadır. Resimdeki insan
ve hayvan figürleri acı, hüzün ve savaşın şiddetini nefretle yansıtmaktadır.
(www. vikipedia.org’tan alınarak komisyon tarafından düzenlenmiştir.)
Ölçme ve Değerlendirme
Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri uygun sözcüklerle tamamlayınız.
1) Nesnelerin görünüş özelliklerini ortaya çıkaran ……..........…….tır.
2) Cisimler aydınlatıldıklarında ışığın bir bölümünü ...........…………, bir bölümünü …....………. .
3) Her cismin kendine özgü rengine …………...………. denir.
4) Bir cismin aydınlatılan yüzeyi siyah ise gelen üç ana ışık rengi tümüyle …..............……….. .
Aşağıdaki çoktan seçmeli soruları yanıtlayınız.
1) Aşağıdakilerden hangisinde üç ana ışık rengi verilmiştir?
A) Turuncu-sarı-mavi
B)Turuncu-kırmızı-yeşil
D) Yeşil-mavi-sarı
E) Sarı-mor-yeşil
C) Kırmızı-mavi-yeşil
2) Nesnelere gelen ışık, uzun gölgeler yaratır; fantastik ve gerçeküstü hacimler oluşturur. Bu
ışıklandırma türü aşağıdakilerden hangisidir?
A) Önden ışıklandırma
D) Aşağıdan ışıklandırma
92
B) Yandan ışıklandırma
E) Arkadan ışıklandırma
C) Üstten ışıklandırma
II. ÜNİTE: RENGİN PSİKOLOJİK İFADESİ
1. Renklerin Yan Yana Durumları
2. Rengin Doğadaki Oluşumu ve Zenginliği
3. Renkteki Fiziki Değişim Özellikleri
4. Renk Titreşim ve Enerjisinin İnsan Ruhuna Etkisi
1. Renklerin Yan Yana Durumları
Hazırlık Çalışması
•
Farklı renk ve tonlarda (açık ve koyu kırmızı gibi) el işi kâğıtları alınız. İki el işi kâğıdını yan
yana getirerek oluşan renk farklılıklarını gözlemleyiniz. Bu deneyi farklı renklerle tekrarlayınız. Gözlemlerinizin sonuçlarını arkadaşlarınızla paylaşınız.
Etkinlik
•
Verilen renkleri inceleyiniz.
Bu iki soğuk rengin birbirini nasıl etkilediğini söyleyiniz.
Bilgi Notu
Yan yana konulan çeşitli renkler, birbirini etkiledikleri için olduklarından farklı görünür. Örneğin; biri koyu, diğeri açık gri iki kâğıt yan yana konulduğu zaman açık renkte olanın koyu renkliye bitişik kısmı, uzakta kalan yerlerden açık görünür. Koyu gri kâğıdın, açık gri olana bitişik kısmı
diğer kısımlardan daha koyu görünür.
Her renk, daima yanında bulunan bir rengin tamamlayıcı (komplementer) rengiyle renklenir ve ona benzer. Örneğin, sarı ile mavi yan yana geldiği zaman sarı, yanındaki mavinin tamamlayıcısı olan turuncuya benzer. Sarının yanındaki mavi renk de sarının tamamlayıcısı ve mavi
ile kırmızının birleşiminden meydana gelen mora benzer. Bir başka deyişle her renk, yanındaki
renkten diğer renklere doğru gider.
Sarının yanındaki kırmızı daha mor, sarı da yeşilce bir sarı gibi görünür. Bu olay empresyonist (izlenimci) ressamların başlıca esas teorilerini oluşturmuştur.
Bir renk, bir başka rengin yanına konulduğunda o rengin tamamlayıcısı tarafından hafifçe
boyanır. Bir sıcak rengin tamamlayıcısı soğuk olduğu zaman bu iki renk mutlaka kromatik dairede
karşı karşıya bulunur.Tersi de böyledir.Bu iki rengin kuvvetini azaltmak veya çoğaltmak kolaydır.
Bu renkleri birbirlerine yaklaştırmak, yan yana getirmek suretiyle onları canlılıklarının en yüksek
noktasına vardırarak aydınlatabiliriz veya sıcak renk yanına soğuk renk konulmak suretiyle soğuklaştırılır.Örneğin kırmızı ve yeşil renkler yan yana getirildikleri zaman yeşil daha mavimtırak
görünür.Çünkü kırmızı,mavi-yeşil ışınları gönderir; dolayısıyla kırmızı daha fazla ışıklanmış olur.
93
Kırmızı ve mor renkler yan yana getirildikleri zaman mor daha mavimtırak görülür ve koyuluğu azalır.Yan yana konulan renklerin değişimi, birleşim çizgilerinden itibaren uzaklara doğru
zayıflaşır.
Kromatik dairede zıt olan karşılıklı iki renk, birbirinden uzak oldukları oranda birbirlerinin
etkisini büyütürler zaten kromatik daireden tamamlayıcı renkler birbirlerinden mümkün olduğu
kadar uzak bulunurlar ve boya etkilerini değiştirmezler.Çok parlak ve koyu görünürler.
Yan yana konulmuş iki sıcak renk birbirlerini karşılıklı olarak soğuklaştırırlar.Çünkü her biri
diğerinin soğuk olan tamamlayıcısının etkisinde kalır ve yine her ikisi de kendi soğuk kısmında
bulunan tamamlayıcılar ile karşılıklı olarak birbirlerini etkiler. Göz retinasında kaynaşma ve karıştırma olur. Örneğin turuncu daha çok sarımtırak görünür, kırmızı maviden ışık alır ve lacivertleşir.
Daha ergüvan kırmızı görünür.
İki soğuk renk yan yana konulsa, zıtları ile karşılıklı olarak birbirlerini etkileyerek sıcaklaştırır. Yani sıcak kısımda olan tamamlayıcıları birbirini etkiler. Örneğin; mavimtırak yeşil ve ultramer
mavisi karşılaştırıldığında yeşil sarıdan alır. Ultramer de mordan alır. Çünkü morun tamamlayıcısı sarı, yeşilin zıttı da kırmızıdır. Renkler kromatik daire üzerinde birbirinden belirli aralık ve belirli
şartlar içinde ayrıldığında tamamlayıcıları tarafından etkilenir. Özet olarak yan yana konulan iki
renk, görünüşlerini değiştirerek niteliğini kaybeder.
Etkinlik
•
•
•
•
Atölyenizde 25x35 cm boyutlarında resim kâğıtları hazırlayınız.
A
Resim kâğıdını ikiye bölünüz, sulu boyayı kullanarak bir tarafını kırmızı, diğer tarafını turuncu
ile boyayınız.
Kullandığınız sıcak renklerin birbirini nasıl etkilediğini gözlemleyiniz. Gözlemlerinizi paylaşınız.
Aynı işlemi soğuk, zıt, yakın vb. renkleri kullanarak tekrarlayınız.Yan yana sürülen boya renklerinin birbirini nasıl etkilediğini arkadaşlarınıza anlatınız.
Etkinlik
Verilen görseli inceleyiniz.
•
•
•
•
•
Atölyenizde doğal nesnelerle bir natürmort
düzenleyiniz.
Kompozisyonu çiziniz.
Çiziminizi yağlı boya
tekniğiyle zıt renkleri
kullanarak boyayınız.
Boyamanızı yaparken
renk lekelerini kullanarak yumuşak geçişlerle modülasyonu
gerçekleştiriniz.
Zıt renklerin birbirine
etkilerini uygulamanıza yansıtınız.
Testili ve Meyveli Ölü Doğa (ayrıntı), Cezanne, Orsay Müzesi, Paris
Kullanılacak Malzemeler
35x50 cm yağlı boya kâğıdı, farklı renklerde yağlı boyalar, farklı kalınlıkta fırçalar, terebentin,
inceltici yağlar, gode, yağlı boya kâğıdını üzerine yapıştırmak için resim altlığı, kâğıt bant, fırça,
temizleme bezi
94
2.Rengin Doğadaki Oluşumu ve Zenginliği
2.
Hazırlık Çalışması
•
Çevrenizdeki cisimlerin gün içinde renklerinin görünüşünde meydana gelen değişimleri ve bu
değişime etkisi olan faktörleri gözleyiniz. Gözlemlerinizin sonuçlarını arkadaşlarınızla paylaşınız.
Dikkat Çekme
•
Doğada yer alan her nesneyi rengiyle hatırlarız. Domatesin kırmızı, biberin yeşil, patlıcanın
mor, ayçiçeğinin sarı olduğunu biliriz. Günlük hayatımızın ayrılmaz parçası olan bu doğal
nesneleri niçin bu renklerde algıladığımızı hiç düşündünüz mü?
Etkinlik
•
Verilen görselleri inceleyiniz.
Görsellerin yaklaşık olarak günün hangi saatlerine ait olduğunu, renklerdeki farklılıkları ve bu
farklılıkların sebeplerini söyleyiniz.
Bilgi Notu
Doğal ışık olarak kabul edilen güneş ışığını, Isaac Newton 1676’da üçgen bir prizma kullanarak ışınlarına ayırmayı başarmıştı. Bu ışınlar veya renkler insan gözünün algılayabildiği ve algılayamadığı dalga boylarına sahipti. Prizmadan kırılan bu ışınlar, karşıdaki ekran üzerinde mor,
mavi, yeşil, sarı, turuncu ve kırmızı sırasıyla yer alıyordu. Bu sıralama fiziksel olarak bakıldığında
en kısa dalga boylarından başlıyor, kırmızıya doğru dalga boyları büyüyordu.
Bugün, foton adlı ışın parçacıklarının oluşturduğu ve bir kısmı gözle, renkli olarak algılanabilen ışınların gerçekte renkli olmadığı bilinmektedir. Göz, sinirler ve beyin iletişiminde belli dalga
boyu ve titreşimdeki ışınları renk olarak algılamaktadır.
Doğadaki her madde fiziksel ve kimyasal yapısı gereği üzerine düşen doğal ve yapay ışığın bir bölümünü yansıtır. Karanlıkta renklerin görünmemesi maddelerin yansıtabilecekleri ışıktan yoksun olmalarındandır. Buradan hareketle, siyah görülen bir maddenin üzerine düşen tüm
ışınları emdiği, beyaz görülen bir maddenin de üzerine düşen tüm ışınları yansıttığı söylenebilir.
Bir yüzeyin gri olması ise beyaz ışığın tümünü biraz yansıtıp biraz emmesindendir.
95
Işık ışınları elektromanyetik enerji dalgaları hâlinde yayılan parçacıklardır. İnsan gözü bu
elektromanyetik enerjilerden 400-700 m arasında dalga boyuna sahip olanları algılayabilir. Prizmadan kırılan ışık ışınları farklı dalga boylarına sahiptir. Prizma renk dizisindeki ışınların dalga
boyları da büyükten küçüğe şöyle sıralanır:
kırmızı: 800-650 m, turuncu: 640-590 m, sarı: 580-550 m, yeşil: 530-490 m, mavi: 480-460 m,
lacivert: 450-440 m, mor: 430-390 m.
Bu yedi renk, müzik notaları gibi farklı titreşimlerde aralık oluşturur. Eflatun, diğer renklerden farklı olarak kimyasal boya karışımlarıyla elde edilir ve prizma renk dizisinde yer almaz.
Çünkü karışarak bu rengi oluşturan kırmızı ve mor, prizma dizisinin iki baştaki renkleridir. Gözün
algılayabildiği bu renklerin dışında mordan önce başlayan ve kırmızıdan sonra devam eden ancak gelişen teknoloji sayesinde yardımcı aygıtlarla algılanabilen, fotoğrafçılıkta, tıpta, kimyada
birçok bilim dalında kendilerinden yararlanılan ışık dizileri bulunur. Bunlar, mor ötesi (ultraviyole)
ve kırmızı altı (infrared) ışınlarıdır.
Doğadaki maddeler, üzerlerine düşen ışığın hangi bölümünü yansıtabiliyorsa o bölümün
rengine sahip olur. Örneğin içinde yer yer yeşil ve turuncu olan bir limon, prizma renk dizisinde
600-520 m arasındaki dalga boylarındaki ışığı yansıtıp diğerlerini emer. Göz, yansıyan bu ışınları
sinirler kanalıyla beyne iletir, limonun rengini; içinde yeşil ve turuncu olan bir sarı biçiminde algılar.
Doğal ışık kaynağı olan güneşin ışığı, günün çok erken ve geç saatlerinde gözle görülür
derecede değişimler gösterir. Bunun nedeni ise dünyanın çevresini saran atmosferdeki su buharının dev bir prizma görevi yaparak atmosfere değişen açılarla giren güneş ışınlarının bir bölümünün emilmesine bir bölümünün yansımasına neden olmasıdır. Bu değişik ortamlarda maddelerin
renkleri de değişir. Çünkü gerçek renklerinde görünmeleri için üzerlerine düşmesi gereken ışınların bir kısmı eksilmiş olabilir. Bu değişim, yapay ışıkta daha da belirginleşir. Örneğin bir lambanın
önüne kırmızı ve yeşil filtreler konursa ışıksızlık (renksizlik) oluşur. Çünkü kırmızı filtre, kırmızı
dışındaki tüm renkleri emer ve sadece kırmızı ışınların geçmesini sağlar. Yeşil filtrenin geçirebileceği ışın ise sadece yeşildir. Oysa kendisine gelen ışın, içinde hiç yeşil olmayan kırmızıdır.
Doğal olarak geçirebileceği ışın kalmadığından ışıksızlığı karanlığı oluşturur. Bu rengin çıkartma
(eksiltme) metodu ile elde edilişidir. Yalnızca kırmızı ışın, bulunduğu odada tüm maddeler yalnız
kırmızı ışınları aldığı için renk değişimine uğrayacak içinde kırmızı olmayan renkler; karanlık,
siyah olarak görülecektir.
Maddeler üzerlerine düşen ışığın yansıttıkları dilim ile renklenir. Kuramsal olarak gerçek
renk, güneş ışığının atmosfere dik olarak girdiği zaman yansıyan renktir. Buradan da anlaşılacağı üzere cisimlerin rengi ışık emiliminden gelir. Yapılan fiziksel araştırmalar ışığın madde içindeki
elektronlar tarafından emildiğini göstermektedir.
Doğadaki bütün maddelerin rengi organik, inorganik ve fiziksel kökenlidir. Tekstil boyalarının çoğu organiktir ve hayvan ve bitkilerden elde edilir. Seramik, emaye, cam, ve taşlara renk
veren maddelerin ise hemen hepsi inorganik maddelerdir. Soyut renklere gelince bunlar ışığın
dağılma, yansıma ve kırılma gibi fiziksel efektleriyle elde edilen renklerdir. Gerçekte renkli bir
madde yoktur. Örneğin; gökyüzü ve gün batımı renkleri, birçok böcek kanadı ve kuş tüylerinin
parlak mavi, yeşil ve mor renkleri ışığın fiziksel efektlerine göre değişir.
Cisim renklerinin değişiyormuş gibi görünmesi başlıca iki olayın etkisine bağlıdır:
1. Işık değişiklikleri
2. Uzaklık ve yakınlık
Çevremize baktığımızda havanın mavi, ağacın yeşil olduğunu, bunların ne zaman olursa
olsun, hangi ışık şartları içinde bulunursa bulunsun, kendi renklerini kaybetmeyeceklerini bilinir.
Gerçekten cisimler renklerini muhafaza eder fakat lokal renkleri, atmosferin yani havanın değişikliğine uyarak gözümüze değişir gibi görünür. Cisimlerin atmosferin içinde yer aldığı düşünülürse
o cismin rengi, üzerine düşen sıcak ve soğuk ışınların etkisi altına girer.
Bir cisim uzaklaştıkça göz ile uzaklaşan cisim arasındaki hava tabakası çoğalır. Hava tabakaları arasında kalan cisim, sanki mavi bir perdenin arkasındaymış gibi görünür.Beyaz renk
uzaklaştıkça mavileşir, kırmızı renk ise mor görünür.
96
3. Renkteki Fiziki Değişim Özellikleri
Bilgi Notu
Ana renkler; sarı, kırmızı, mavi ikişer ikişer karıştırılırsa turuncu, yeşil ve mor yani ara renkler oluşur. Ana renklerle ara renkler kendi aralarında ikişer ikişer karıştırılırsa üçüncü dereceden
ara renkler oluşur. Bu renklere siyah, beyaz ve griler katarak sarıların, kırmızıların, mavilerin aile
serisi meydana getirilir. Bu suretle birbirine uygun düşecek pek çok değişik ton elde edilir. Renklerin karışımını ana prensiplere bağlamak kolaydır. Kırmızı, kahverengi yeşil, mavi ve mor renk
ailesi ile nötr renklerin tonlarını bulmak kolaydır. Bunun için kromatik daire üzerinde renklerin yeri
iyi bilimelidir. Karıştırılarak sonsuz sayıda renk elde edilebilir.
Üç ana renk (kırmızı, mavi ve sarı) karıştırılırsa akromatizm denilen bir renksizlik ortaya
çıkar. Bu üç ana renkten biri karışımda fazla olursa nötr renksizlik o renge benzer ve bu metot
yardımıyla kırmızı, mavi ve sarının pek çok tonu elde edilebilir.
Kırmızı ile sarı boyanın karışımı turuncuyu, kırmızı ile mavinin karışımı mor rengi verir. Sarı
ile mavi boyaların karışımı yeşili verir. Fakat hangi kırmızıyı hangi sarı veya maviyle kullanmak
gerektiği bilinmelidir. Özellikle aralarında kolayca birleşip ve istenen sonucu verebilecek boyalar
seçilmelidir. Alüminyumlu boyalar, kobalt kadmiyum ve nikelli boya renklerle birleşir. Krom ve
demirli olanlar kullanışı en zor olanlardır. Toprak ve mineralli boya renkleri güzel etkilere sahiptir,
ışığa dayanıklıdır.
Kromatik daireye göre yeşil mor, sağ ve solundaki komşu renklerle mavi, sağ ve solundaki
komşu renklerle karıştırılmalıdır. Karışım, renklerin kuvvetini ve rengini korur. Tek başına kullanılan boya rengi, azami boya haddine sahiptir. Eğer iki renk karıştırılıp saf bir boya etkisi elde
edilirse onu söndürmek, şiddetini azaltmak gerekir. Kırmızı, sağındaki turuncu tonla karıştırıldığı
zaman istenen saf, kuvvetli ton elde edilir. Fakat bu ton, çok canlı olacağından ona zıt renginden
biraz katarak söndürmek gerekir. Bir rengi veya birleşik renkleri söndürmek için zıt renklerinden
faydalanmak gereklidir. Bu şekilde elde edileler, siyah eklenerek elde edilen tonlardan daha güzeldir.
Beyaz boya; renkleri aydınlatmaya, açmaya yarar. Siyah, bütün renk ışınları etkilerinin
yokluğudur. Bütün ışık demetlerinin doymuş hâlidir. Işığın olmadığı yerde siyah hâkimdir, o hâlde
siyah renk değildir. Bundan dolayı siyah ve beyaza nötr denilmiştir. Beyaz ve siyahın karışımından meydana gelen renkler de tarafsız renklerdir. Siyah yanında bulunan bütün renklerin şiddetini artırır, daha canlı görünmelerini sağlar. Karıştırıldığı renkleri koyulaştırır ve yok eder; bütün
renkleri donuklaştırır. Karışımlarda dozu dikkatlice ayarlanmalıdır.
Etkinlik
•
•
•
•
•
•
•
•
Çalışmanızda kullanmak üzere bol miktarda yağlı boya kâğıdı alınız.
Önce yağlı boyanızın içindeki ana renkleri ikişer ikişer karıştırarak ara renkleri elde ediniz.
Ara renkleri kendi aralarında ikişerli karıştırarak yeni renkler elde ediniz.
Kullandığınız ana ve ara renkleri birer kez beyazla açarak yeni tonlar elde ediniz.
Aynı işlemi siyah ve gri kullanarak tekrarlayınız.
Boyamalarınızı yaparken renkleri istediğiniz miktar ve oranlarda karıştırarak kişisel renkler
elde edebilirsiniz.
Atölyenizdeki objelerle serbest düzenlemeler yaparak elde ettiğiniz renklerle boyayınız.
Boyamanızı yaparken en fazla iki rengi karıştırarak armoni oluşturunuz.
Kullanılacak Malzemeler
yağlı boya kâğıtları, farklı renklerde yağlı boyalar, farklı kalınlıkta fırçalar, terebentin, inceltici
yağlar, gode, yağlı boya kâğıdını üzerine yapıştırmak için resim altlığı,kâğıt bant, fırça temizleme
bezi
97
4. Renk Titreşim ve Enerjisinin İnsan Ruhuna Etkisi
Hazırlık Çalışması
•
•
Yaşadığınız çevrede, cadde ve sokaklarda en çok karşılaştığınız renkleri ve bu renklerin
nerelerde kullanıldığını araştırınız. Bulgularınızı arkadaşlarınızla paylaşınız.
İnsan yüzünde oluşan korku, sevinç, heyecan gibi farklı durumları içeren fotoğraflar çekiniz.
Fotoğrafları çalışmalarınızda kullanmak üzere dosyalayınız.
Etkinlik
Korku,Edvard Munch (Munç), Oslo Müzesi
•
•
•
Çığlık, Edvard Munch, Oslo Müzesi
Verilen görselleri inceleyiniz.
Görsellerin sizde bıraktığı etkiyi söyleyiniz.
Bu etkileri uyandıran plastik anlatım unsurlarının neler olduğunu görsel üzerinde göstererek
açıklayınız.
Bilgi Notu
Herkes kendi zevkine, yaşına, kültürüne göre bir beğeniyle renk tercihi yapar. Küçükken
allı morlu giyinen bir hanım, yaşlanınca bu bana yakışmaz diye daha az renkli, koyu değerli, doymuşluğu fazla renklere tercihini kaydırır.Buna karşılık köylerde yaşlı hanımların giysilerinde yine
canlı renkler bulunur. Kimse kimseyi “Renkler ve zevkler tartışılmaz.” diye kınamaz. Beyaz, bazı
ülkelerde matem rengidir. Bazı ülkelerin matem rengi ise siyahtır. Bu da kültürle ilgilidir.
Renklerin insanlar üzerinde farklı psikolojik etkileri vardır. Farklı ruh hâllerindeki insanlar
başka başka renklerden hoşlanır. Gençlerin ve bazı etnik grupların parlak renklerden ve kuvvetli renk zıtlıklarından hoşlanması bu konuda verilebilecek önemli bir örnektir. Buna karşılık olgun
insanlar ve gelişmiş memleketlerde yaşayanlar, grilerle doyurulmuş renklerden hoşlanabilir, pastel renkleri sevebilirler.
98
Renk ışıktır, renkli ışığın enerjisindeki canlılık ruhsal etkiye ve ruhsal algılamalara dönüşür.
Nitekim tatma duyuları acıya, tatlıya, ekşiye; işitme duyuları hoşa giden ve gitmeyen seslere dönüşür. Renkler tahrik eder, sakinleştirir, iştah açar ya da kapatır. Renkler; sıcaklık, yakınlaşma ya
da soğukluk, çekimserlik duygusu yaratır. Bunlar renklerin dinamiğidir. Bu yüzden sabah kalkınca
giyilecek elbise seçiminde kumaş, desen ve modelinin yanında rengi de rol oynar.
Sıcak Renkler
Renk çemberindeki kırmızı bölgesinde (kırmızı, turuncu, sarı) sıcak renkler yoğundur. Bunlar, aktif ve tahrik edici renklerdir. Sıcak renkler, kan basıncını artırır ve insanı cesaretlendirir.
Çevreyle ilgilenmeye ve samimiyet hissi duymaya yönlendirir. Bu etkilerin oluşması, düşünme
olgusu dışında, göz ve beyin arasında gerçekleşir. İnsanlar kırmızı ışık altında fazla kalırsa riske
atılma, bahse girme ve kumar oynama eğilimini de artırabilir. Bu nedenle kırmızı neon ışıkları Las
Vegas’ta fazlaca kullanılır. Sıcak renkler genellikle hareketliliğin, canlılığın ve eğlencenin olduğu
yerlerde kullanılır.
Soğuk Renkler
Renk çemberinin mavi-yeşil bölgesindeki renkler soğuk renklerdir. Soğuk renkler, pasif
ve sukûnet vericidir. İçe kapanıklığa sevk edicidir. Soğuk renkler, tansiyon düşürücü etki yapar.
Genelde sakinlik gerektiren hacimlerde kullanılır. Sıcak ve soğuk renklerin etkilerinde bunların
açıklık ve koyuluğunun da rolü vardır. Açık renkler; daha aktif, koyu renkler daha pasif etki yapar.
Soğuk renkler, güneş alan bir odada olumlu etki yaparken almayan odalarda olumsuz etki gösterir.
KIRMIZI
GRİ
Yumuşak huyluluğu kibarlığı ve dişiliği simgeler. Sukûnet veren ve gerginliği azaltan bir renktir. Pembe, hapishanelerde mahkûmların sakinleştirilmesi için
eşya rengi olarak, şekerlemelerde, yatak odalarında, sabun ve deterjanlarda çok
kullanılan bir renktir.
Gri, bulanıklığı ve kirliliği çağrıştırır. Yanında yer aldığı renklerin daha iyi
algılanmasını sağlar. Olgunluk, rahatlık telkin eder. Ofis eşyalarında, mutfak ve
banyolarda kullanılan bir renktir.
TURUNCU
Sıcağı, yangını, yasakları, ölüm tehlikelerini hatırlatan; aşkı, ihtirası, canlılığı
ve mücadeleyi simgeleyen kırmızı, renklerin en çekici ve güçlü olanıdır. Metabolizmayı harekete geçiren, kan basıncını artıran, iştah açan, eylemi tahrik ve teşvik
eden bir renktir. Canlılık ve huzursuzluk doğurur. Araç trafiğinde geçişi durdurucu
ve uyarıcı levhalarda, zehirli ilaç etiketlerinde, sıcak su ve sıcak hava tesisatının
işaretlenmesinde, gece kulübü gibi eğlence yerlerinin aydınlatılmasında gizli ve
acil olan yazıların damgalanmasında da kırmızı renk kullanılır.
PEMBE
Renklerin Fiziksel ve Ruhsal Etkileri
Turuncu; güneşi, alevi, tehlikeli işleri, direnç ve iktidarı simgeler. Hareket ve
canlılık doğuran, yaşama şevkini ve toplumsal ilişkileri artıran bir renktir. Tehlike
belirten levhalarda, iş makinelerinin renginde turuncu kullanılır. Çocuk ve gençlerin eşya ve giysilerinde, ameliyat sonrası istirahat edilen odalarda, lokantalarda,
duvar, eşya ve ışık rengi olarak kullanılır
99
SARI
MAVİ
Kahverengi; doğallığı, alçak gönüllülüğü, rahatlığı ve memnunluğu simgeler.
Renklerin dengelenmesinde kullanılır. Açık kahverengi, samimiyet hissi doğurur;
koyu kahverengi, araya mesafe koyar. Giysilerde, pastalarda en çok kullanılan
renktir.
SİYAH
Mor; gücü, lüksü, duygusallığı ve ihtirası simgeler. Açık değerleri, gerginliği
azaltır ve romantik duygular oluşturur. Koyu değerleri; hüzün verir, içe kapanıklığı
simgeler. Geniş yüzeyler hâlinde kullanılırsa korku ve pişmanlık oluşturur. Eğlence
yerlerinde ve giysilerde canlandırıcı bir renk olarak mor ve değerleri kullanılır.
Siyah; resmiyet, matem, korku, ölüm ve üzüntünün simgesidir. Ciddiyet ve
resmiyet telkin eder. Yanında yer alan renkleri ortaya çıkarır. Modası geçmeyen bir
renktir.Giysilerde, ev eşyalarında, mutfak ve banyolarda siyah kullanılır.
BEYAZ
Mavi; suyu, gökyüzünü ve erkekliği simgeler. Kırmızıdan sonra en güçlü
ikinci renktir. Düşünme ve karar verme yeteniğini artırır. Stresi azaltır ve tansiyonu
düşürür. Mavi renkli taşların kan akışını yavaşlattığına inanılır bu yüzden nazar
boncukları mavidir. Tesisatlarda, haritalarda, verimliliği artırmak için üretim yerlerinde, banyolarda, fazla güneş alan odalarda mavi renk kullanılır.
MOR
Yeşil, doğanın yaygın rengi olarak tazelik ve sukûnetin simgesidir. Aynı zamanda verimliliği ve doğurganlılığı da simgeler. Gözün en duyarlı olduğu renktir.
Dinlendirir, huzur verir ve ümit vericidir. İnsan, en çok yeşil rengin değerlerini ayırt
edebilmektedir. Trafikte, yangın çıkış levhalarında, ameliyathane giysilerinde, hastane duvarlarında, güneşe bakan odalarda açık değerler hâlinde yeşil renk kullanılır.
KAHVERENGİ
YEŞİL
Sarı, simgesel olarak güneş ışığını hatırlatır ve önemli noktalar için uyarıcı
rol oynar. Renklerin en ışıklısı olduğu için uzaktan en kolay görülebilendir. Dikkati
toplamaya yardımcı olur. Metabolizmayı hızlandırır, fikir ve zekayı açar. Kapalı
havalarda ışıktaki sarılığın eksikliği, insanları sıkar ve tembelleştirir. Parlak güneş
ışığı ise canlılık doğurur. Bulaşıcı hastalıkları belirten levhalarda sarı renk yer alır.
Metrolarda peron kenarlarındaki son yaklaşım çizgisinin rengi sarıdır. Trafik ışıklarında, yeşil ile kırmızının değişiminde dikkat çekmek amacıyla sarı kullanılır.
Beyaz; saflığın, temizliğin, barışın ve tarafsızlığın simgesidir. Yüzeylerdeki
dalgalanmaları, dokularda ayrıntıları en iyi gösteren renktir. Gelinlik, önlük, örtü,
bayrak, ve mutfak eşyalarında sıkça kullanılan renk beyazdır.
100
Etkinlik
•
•
•
•
•
Daha önce dosyaladığınız; insan yüzünde oluşan korku, sevinç, heyecan gibi farklı durumları
içeren fotoğraflardan bir tanesini seçiniz.
Fotoğrafın desenini çiziniz.
Çiziminizi yağlı boya tekniğini kullanarak boyayınız.
Boyamanızı yaparken portrede anlatmaya çalıştığınız duyguya uygun renkleri seçerek kullanmaya özen gösteriniz.
Aynı çalışmayı farklı duyguları anlatmak için tekrarlayınız.
Kullanılacak Malzemeler
35x50 cm yağlı boya kâğıdı, farklı renklerde yağlı boyalar, farklı kalınlıkta fırçalar, terebentin,
inceltici yağlar, gode, yağlı boya kâğıdını üzerine yapıştırmak için resim altlığı, kâğıt bant, fırça
temizleme bezi
Ölçme ve Değerlendirme
Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri uygun sözcüklerle tamamlayınız.
1) Bir renk, başka bir rengin yanına konulduğunda o rengin …………….....… tarafından hafifçe
boyanır.
2) Gerçek renk, güneş ışığının atmosfere ….................… olarak geldiği zaman yansıyan renktir.
3) Doğadaki bütün maddelerin rengi, ………....….., ……....………. ve ……….....…….kökenlidir.
Aşağıdaki ifadelerin sonuna doğruysa (D), yanlışsa (Y) yazınız.
1) Sıcak bir renk yanına bir soğuk renk konularak soğuklaştırılır.
2) Yan yana gelen iki sıcak renk birbirini karşılıklı olarak soğuklaştırır.
3) Yan yana gelen iki soğuk renk, zıtları ile karşılıklı olarak birbirini sıcaklaştırır.
4) Beyaz, üzerine düşen tüm ışınları emer.
5) Siyah, yanında bulunan renklerin şiddetini artırır.
6) Beyaz boya; renkleri aydınlatmaya, açmaya yarar.
(
(
(
(
(
(
)
)
)
)
)
)
Aşağıdaki çoktan seçmeli soruları yanıtlayınız.
1) Işığın prizmadan geçerek kırılmasıyla oluşan yedi rengin sıralaması, aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak verilmiştir?
A) Kırmızı, mavi, yeşil, sarı, mor, turuncu, lacivert
B) Kırmızı, turuncu, sarı, mavi, yeşil, lacivert, mor
C) Kırmızı, mavi, yeşil, turuncu, sarı, lacivert, mor
D) Yeşil, mavi, mor, lacivert, sarı, turuncu, kırmızı
E) Yeşil, mor, mavi, lacivert, kırmızı, sarı, turuncu
2) İnsan gözü elektromanyetik ışınların belli aralıkta dalga boyuna sahip olanların renklerini algılar. Aşağıdakilerden hangisi insan gözünün algıladığı aralıktır?
A) 600-750 m
D) 400-675 m
B) 450-420 m
E) 375-700m
C) 400-700 m
101
ÖĞRENME ALANI
RESİMDE KONU
1. ÜNİTE: PORTRE
2. ÜNİTE: RESİMDE ÇOKLU FİGÜR
3. RESİMDE NESNE, FİGÜR, MEKÂN İLİŞKİSİ
102
I. ÜNİTE: PORTRE
1. Yüz Anatomisini Araştırma
2. Yüzün Farklı Cephelerden Görünüşü
3. Yüzde Kişisel Özellikler
4. Oto Portreyi Tanıma
1. Yüz Anatomisini Araştırma
Hazırlık Çalışması
•
İnsan başının kemik ve kas yapısını gösteren görsel örnekleri toplayarak dosyalayınız.
Dikkat Çekme
•
Bir portrede oluşan tüm girinti ve çıkıntılara derinin altında bulunan kemik ve kasların sebep
olduğunu biliyor musunuz?
Bilgi Notu
Tıp bilimi ile ressamlar arasında her zaman yakın bir ilişki olmuştur, ikisi de insan bedeninin bilgisine ulaşmaya çalışmıştır.
Ressamlar, insan anatomisine eserlerinin gücünü, ifadesini artırmak ve derinleştirmek için
ihtiyaç duymaktadır.
İnsan bedeninin araştırılmasına yönelik ilk çalışmalar, MÖ 2’de yapılmıştır. Bu dönemden
Rönesans’a kadar başka bir araştırmanın izine rastlanamamıştır. Leonardo da Vinci, insan bedeni anatomisi üstüne kapsamlı çalışmalar yapmıştır. Bu çalışmalar, günümüzde de anatomik
araştırmanın temel kuralları arasında yer almaktadır.
Aşağıda Leonardo da Vinci’nin insan başının kemik yapısıyla ilgili yaptığı incelemelerden
iki örnek verilmiştir.
103
İnsan Başının Kemik Yapısı
•
•
•
•
•
•
•
İnsan başında bulunan kemik ve kaslar yüzeydeki şekli belirler.
Her bir yüz mimiği, küçüklü büyüklü kemik ve kasların kombinasyonuyla oluşur. Kafatası;
alın, art kafa kemiği, yan kafa kemiği, şakak, kalbur kemikleri ve temel kemiklerden oluşur.
Yüzde bulunan kemikler ise elmacık kemiği, burun kemikleri, alt ve üst çene kemikleridir.
Elmacık kemikleri göz boşluğunun hemen altında ve üst çene kemiğinin üstünde dışarıya
doğru çıkıktır. Elmacık kemiği, arkaya doğru uzanarak elmacık kemerini oluşturur. Bütün bu
yüzeyin et ve deri ile kaplı olması yağ miktarının kalınlığına göre bu kemiğinin algılanmasını
etkiler. Zayıf bir yüzde, elmacık kemiğinin biçim ve büyüklüğü rahatlıkla algılanabilir.
Burun kemikleri, birbirine eş iki parçadan oluşur. Yüzün tam ortasında birleşerek burun kemerini oluşturur. Bu kemiklerin altındaki bölüm, kıkırdaktan meydana gelir. Kıkırdak doku,
burnun hareketini kolaylaştırır. Bu kemik ve kıkırdak yapı, burnun biçimini belirler.
Üst çene kemiği, at nalına benzetilebilir. Alt kısmında dişler yer alır. Üst çene kemiği kafatasına bağlı olduğu için kendi başına hareket edemez.
Alt çene kemiği, bağımsız hareket eden tek parçadır. Bu kemiğe bağlı kaslar yardımıyla
hareket sağlanır.
Etkinlik
•
•
104
İnsan başının kemik yapısına ait bilgilerin yer aldığı yukarıdaki metni okuyunuz.
Metinde adı geçen kemikleri yukarıda verilen görseller üzerinde bulunuz.
Yüzünüze dokunarak bu kemiklerin yerlerini ve biçimlerini tarif ediniz. Bulgularınızı arkadaşlarınızla paylaşınız.
Bilgi Notu
İnsan Başının Kas Yapısı
•
•
Baştaki kaslar iki gruba ayrılır:
Çiğneme kasları ve mimik kasları.
Çiğneme kasları, çiğneme hareketini gerçekleştirir. Bunlar, şakak kasları ve çiğnetici kaslardır.
Yüz ifadesini kontrol eden mimik kasları, yüzün hareketini kontrol ederek üzüntü, ağrı, gülme
vb. eylemler nedeniyle oluşan kırışıklıkları yaratır. Bunlar alın, göz ve dudak çevresi kasları,
gözün iç kenarından üst dudağa inen ve üst dudağı yukarı doğru kaldıran, ağız kenarından
yanağa doğru ilerleyen üfletici kaslar, dudakların yanında bulunan güldürücü kaslar, ağız
kenarından çene altına inen çene ucu kası, elmacık kemiğinin üstündeki ve kaştaki kaslardır.
Bunlardan bazıları derinin hemen altında, bazıları da diğer kaslarla iç içe geçmiş durumdadır.
Sözü edilen bu kaslar, çift olarak bulunur.
Etkinlik
•
•
•
İİnsan başının kas yapısına ait verilen bilgilerden hareketle tarif edilen kasları yukarıdaki görsel üzerinde bulmaya çalışınız.
Yüzünüze dokunarak bu kasların yerlerini bulmaya çalışınız.
Kemik ve kas yapısının öğrenilmesinde yapacağınız çalışmaların sanat eğitiminize ne gibi
katkıları olabileceğini söyleyiniz.
Etkinlik
•
•
Biyoloji laboratuvarınızda insan başının kemik ve kas yapısını gösteren dokümanlardan çizimler yapınız.
Atölyenizde canlı modelden baş anatomisiyle ilgili farklı açılardan çizimler yapınız.
Kullanılacak Malzemeler
35x50 cm boyutunda resim kâğıdı, resim kalemi
105
2. Yüzün Farklı Cephelerden Görünüşü
Hazırlık Çalışması
•
Farklı cephelerden yapılmış renkli portre örnekleri toplayarak dosyalayınız.
Dikkat Çekme
•
Gördüğünüz her şeyin karikatürünü yani özgün özelliklerini yakalamalısınız.
Jean Auguste Domnigue Ingres (Engr)
Bilgi Notu
Fransız sanatçı İngres’ın
portre ve figür çizimi üzerine verdiği bilgiler; bir öğrencisinin dersİ
lerde tuttuğu, yakınları tarafından sonradan bulunan notlarda yer almaktadır. Günümüzde de
İngres’ın önerileri geçerliliğini korumaktadır.
• İyi bir sanatçı modelin düşüncelerine nüfuz etmelidir.
• Modelinizin benzersizliğini, eşsizliğini yakalayınız.
• Modelin en tipik (karakteristik} duruş pozunu araştırınız.
• Vücut, başın hareketlerini izlememelidir.
• Resme başlamadan önce ona dikkatle, derinlemesine bakıp onu tanıyınız.
• Dünyada birbirine tam olarak benzeyen iki kişi bulamazsınız. Bu nedenle her kişinin bireysel
farklarını gösteriniz.
• Modelin karakteri, yüzündeki belirgin özellikleri ve kişiliği, ön çalışmada yakalanmalıdır.
• Çalışmakta olan bir sanatçı, resmini bitirene kadar daima uyanık bir gözlemci, tüm ayrıntılara
önem veren bir kişi olmalıdır.
• Sırası geldiğinde gözleri çiziniz. Göz çizimini işin sonuna bırakmayınız.
• Çizimi tamamlamayı beklemeden bir yandan da resminizi boyamaya başlayınız.
• Karanlık alanlara da biraz hayat verin.
• Gözlerin ilk yakaladığı renk, beyaz değildir; orta tonlar, koyu gölgelerdir.
• Detaylar çok göz alır, onları biraz örtmek gerekir.
• Gölgelerin, orta tonların ve ışıklı alanların sınırlarına, nerede başlayıp nerede bittiğine dikkat
ediniz.
• Resmin havasını bozabileceği için çok fazla yeri vurgulamaktan kaçınınız.
• Kadın portreleri olabildiğince ışıklı ve aydınlık olmayı gerektirir.
• Figüre canlılık kazandırınız.
• Sürekli olarak gözlemleyiniz, ilişki kurunuz ve kıyaslayınız.
Etkinlik
•
Okuduğunuz metinden hareketle İngres’ın önerilerinin neden -sonuç ilişkisini tartışınız
Bilgi Notu
Portre belli kişi veya kişilerin sanat malzemeleriyle (heykel malzemesi, boya, grafik ya da
desen] yapılan resmidir.
İnsanın önemli sorunlarından biri de geleceğe kalmak, kendisini ardından gelenlere bırakmak olmuştur. Bu da kişilerin portrelerini yaptırma ihtiyacını doğurmuş buna resmî gereksinmeler
de eklenmiştir. Krallar, yöneticiler, iktidar sahipleri vb. portrelerini yaptırarak varlıklarını sonsuzlaştırmayı amaçlamışlardır. Rönesans Dönemi, portrenin kaynağını oluşturur.
Eski Mısır ve Uzak Doğu sanatlarında da portrecilik görülmektedir. Fakat buna Rönesans’ın
aydınlanma ve gerçeği arama çabası eklenmiştir.
106
Portre çalışmalarında insan başının konstrüksiyonuna önem vermek gerekir. Müzelere giderek buralarda sergilenen resimleri incelemek, usta ressamların portre sorununu nasıl çözmeye
çalıştıklarını görmek ve bu resimlerden kopya çalışmaları yapmak önemlidir.
Etkinlik
Charles Godefroy (Godiffo)’un Portresi, Chardin, Louvre Müzesi, Paris
•
•
•
Kardinalin Portresi, El Greco,
Metropolitan Müzesi, New York
Yukarıda sanat tarihinin bazı dönemlerinden portre örnekleri verilmiştir.
Portrelerde yer alan kişilerin karakter ve kimlikleriyle ilgili düşüncelerinizi söyleyiniz.
İfade ve karakterlerin anlatılmasında sanatçının çabalarıyla ilgili neler söyleyebilirsiniz?
Bu portrelerin önemli olmalarının sebebi, portresi yapılan kişiye benzemeleri mi, yoksa taşıdıkları sanatsal değer midir? Niçin?
Kadın Portresi, Velasquez, Berlin Resim Galerisi, Almanya
Bayan Bermúsezné Képmása (Bermüsizni Kipmeza),
Goya, Szepmuveseti (Sepmuvezeti) Müzesi, Budapeşte
107
Etkinlik
Flütlü Çocuk, Frans Hals, Berlin Resim Galerisi, Almanya
•
•
•
Sanat tarihinin farklı dönemlerinden portre örnekleri verilmiştir.
Modellerin duruş açıları ve bu açılara bağlı olarak yüzlerde oluşan anatomi değişimlerini
inceleyerek düşüncelerinizi söyleyiniz.
Açık ve koyu alanların portrelerin ifadelerine katkısıyla ilgili düşüncelerinizi söyleyiniz.
Yüzlerde oluşturulan girinti ve çıkıntıları renk kullanımı açısından inceleyerek bulgularınızı
söyleyiniz. Verilen görselleri İngres’ın öğrencilerine önerileri bölümündeki bilgilerle karşılaştırarak çıkarımlarda bulununuz.
Öz Portre, Rembrandt, Münih, Almanya
108
Pipolu Adam, Gustave Courbet, Büyük Montpellier
(Monpilye) Müzesi
Papa X. İnnocent (İnosınt), Doria Galeri, Roma
Etkinlik
•
•
Atölyenizde canlı modelden portre çalışmaları yapınız.
Modelin yüzünü farklı konumlandırarak çalışma sayısını artırınız.
Kullanılacak Malzemeler
35x50 cm yağlı boya kâğıdı, farklı renklerde yağlı
boyalar, farklı kalınlıkta fırçalar, terebentin, inceltici yağlar, gode, yağlı boya kâğıdını üzerine yapıştırmak için resim altlığı, kâğıt bant, fırça temizleme bezi
Etkinlik
•
•
•
Yukarıda verilen yüzün farklı açılardan görsellerini inceleyiniz.
Açı farklılığının yüz anatomisinde oluşturduğu farklılıklar nelerdir?
Atölyenizde canlı modelle farklı açılardan portre çalışmaları yapınız.
Kullanılacak Malzemeler
50x70 cm resim kâğıdı, resim kalemi
109
3. Yüzde Kişisel Özellikler
Hazırlık Çalışması
•
Ailenizden
ve çevrenizden farklı yüz karakterlerine sahip kişilerin fotoğraflarını çekerek inceA
leyiniz. Fotoğraflara bakarak karakterler arasındaki fiziksel özellikleri ayırt ediniz.
Dikkat Çekme
•
Her yaş grubunun kişisel özelliklerini ve tipik olan duruş biçimlerini araştırınız ve inceleyiniz.
Jean Auguste Domnigue İngres
Etkinlik
Altı Hizmetkârın Portresi, William Hogart, Tate Galeri, Londra
•
•
•
•
•
110
Yukarıda verilen görseli inceleyiniz.
Resimde yer alan kişilerin karakterleriyle ilgili düşüncelerinizi söyleyiniz.
Kişilerin yaşını tahmin ediniz.
Kişilerin yaşlarıyla fiziki görünümleri arasındaki ilişkiyle ilgili düşüncelerinizi söyleyiniz.
William Hogart, karakterlerin yaş farklarını nasıl ifade etmiştir?
Çocuk, kadın, erkek ve yaşlı yüzlerinin fiziki özelliklerinin renkle nasıl ifade edildiğiyle ilgili
düşüncelerinizi söyleyiniz.
Bilgi Notu
Yeni doğmuş bir çocuğun gözleri ve kafatası buruna, ağza ve çeneye oranla daha büyüktür; çene kemikleri ile dişler oluştuktan sonra yüz uzar ve alın daha ileri çıkar. Gözler iridir, burun
küçük ve yukarı kalkıktır, çene kemikleri gelişmemiştir. Yüz, yandan kareye yakın bir görünümdedir.
Kadınlarda erkeklere oranla yüz, biraz daha küçük, gözler daha büyük, kaşlar ise yüksek
ve kavislidir. Burun ve ağız daha küçüktür, çene yuvarlaktır. Kadın yüzü; yumuşak hatlardan ve
yuvarlak biçimlerden oluşur. Erkek yüzü daha keskin ve köşelidir. İleri yaşlarda yüzdeki yağ oranı
azalır, deri kırışır ve yüzün biçimi tamamıyla kemik yapısı tarafından belirlenir. Saçlar azalır, kemikli geniş bir alın görüntüsü oluşur. Şakaklardaki kemik yapısı daha belirginleşir, damarlar görünmeye başlar. Göz çukuru ve genel olarak gözün kendisi daha çok çöker ve gözün üstündeki
kemikler belirginleşir. Göz çevrelerinde torbalar ve kırışıklıklar oluşur. Yanaklar sarktıkça elmacık
kemikleri iyice belirgin hâle gelir. Burun kemeri belirginleşir, dudaklar incelir. Çene ve boyunda
sarkmalar meydana gelir. Sözü edilen tüm bu özellikler, kişiden kişiye değişiklik gösterir.
Etkinlik
Rembrandt’ın Babası, Rembrandt, Özel Koleksiyon
111
Kız Portresi, Rubens
Eldivenli Genç Adam, Frans Hals, Hermitage Müzesi, Rusya
111. sayfadaki bilgi notunu okuyunuz.
• 111 ve 112. sayfalarda verilen görsellerle bilgileri karşılaştırarak düşüncelerinizi söyleyiniz.
• Portre çalışmalarında, bu bilgileri kullanmanın çalışmalarınıza etkisiyle ilgili düşüncelerinizi söyleyiniz.
• Atölyenizde farklı modellerden portre
çalışmaları yapınız.
Kullanılacak Malzemeler
35x50 cm yağlı boya kâğıdı, farklı renklerde yağlı boyalar, farklı kalınlıkta fırçalar, terebentin, inceltici yağlar, gode, yağlı
boya kâğıdını üzerine yapıştırmak için
resim altlığı, kâğıt bant, fırça temizleme
bezi
Mme Récamier (Rekamiye)’nin Portresi (ayrıntı), David,
Louvre Müzesi, Paris
112
4. Oto Portreyi Tanıma
Hazırlık Çalışması
•
Sanat tarihinden öz portre örnekleri araştırarak dosyalayınız.
Dikkat Çekme
•
Ö
Öz portrenin ilk örneklerinin Rembrandt ve Leonardo da Vinci’nin kendi yüz ifadelerini desen
olarak çizmeleriyle başladığını biliyor musunuz?
Bilgi Notu
•
Öz portre, sanatçının kendi yüzünü resimlemesidir. Özellikle Rönesans Döneminde Rembrandt ve Leonardo da Vinci’nin kendi yüz ifadelerini desen olarak çizmeleri bir anlamda oto
portre resminin ilk örneklerini oluşturmaktadır. Ressamların kendi yüz ifadelerini, ruh hâllerini
iki boyutlu yüzey üzerine yansıtmaları aynı zamanda bir resim geleneğidir. Günümüzde de
birçok ressam öz portrelerini yaparak bu geleneği devam ettirmektedir.
Etkinlik
Arkadaşı ile Kendisi, Rafaello, Louvre Müzesi, Paris
113
114
Öz Portre, Rubens, Viyana Müzesi, Avusturya
Öz Portre, Rembrandt, Viyana Müzesi, Avusturya
Öz Portre, Van Gogh, Rijks Müzesi, Hollanda
Öz Portre ( Mavi Dönem), Picasso
Öz Portre Velasquez, Uffizi Galerisi, İtalya
Öz Portre, Da Vinci, Torino, İtalya
113, 114, 115. sayfalarda sanat tarihinin bazı dönemlerinden önemli sanatçıların öz portre çalışmaları verilmiştir. İnceleyiniz.
•
•
•
•
•
Portrelerdeki kişilerin ruh hâlleriyle ilgili düşüncelerinizi söyleyiniz.
Kişilerin karakterleriyle ilgili fikir yürütünüz.
Sizce ressamların kendi portrelerini yapma
sebebi neler olabilir?
Ressamların genel olarak birçoğu yaşamının
son dönemlerinde daha çok öz portre yapmıştır. Bunun sebebi sizce ne olabilir?
Öz portre yapmak, bir resim geleneği mi, yoksa ressamın kişisel bir tercihi midir? Niçin?
Öz Portre, Davit Pushkin (Puşkin), Moskova Güzel
Sanatlar Müzesi, Rusya
Etkinlik
•
Atölyenizde aynaya bakarak renkli öz portre çalışması yapınız.
Kullanılacak Malzemeler
35x50 cm yağlı boya kâğıdı, farklı renklerde yağlı boyalar, farklı kalınlıkta fırçalar, terebentin,
inceltici yağlar, gode, yağlı boya kâğıdını üzerine yapıştırmak için resim altlığı, kâğıt bant, fırça
temizleme bezi
115
Ölçme ve Değerlendirme
Aşağıdaki çoktan seçmeli soruları yanıtlayınız.
1. İnsan başının kemik ve kas yapısıyla ilgili bilgilerden aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) Alt çene kemiği bağımsız hareket eden tek parçadır.
B) Yüzde başlıca şu kemikler bulunur: elmacık kemiği, burun kemikleri, alt ve üst çene kemikleri.
C) Yüzde bulunan kasların her birinden iki adet bulunur.
D) Yüzdeki kaslar mimik kaslarından oluşur.
E) Burun kemiği iki parçadan oluşur.
2. Öz portre ile ilgili aşağıda verilen bilgilerden hangisi doğrudur?
A) Sanatçının kendi yüzünü resimlemesidir.
B) Sanat tarihindeki bütün ressamlar öz portrelerini yapmışlardır.
C) Baş, boy ve grup portresi gibi çeşitleri vardır.
D) Öz portrede en önemli unsur benzetme kaygısıdır.
E) Yüzün farklı açılardan resmedilmesi anlamına gelir.
3. Aşağıdaki dönemlerden hangisinde ilk öz portre örnekleri verilmiştir?
A) İzlenimcilik
B) Kübizm
C) Barok Dönem
D)Rönesans
E) Maniyerizm
Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri uygun sözcüklerle tamamlayınız.
1) ............................, belli kişi veya kişilerin sanat malzemeleriyle (heykel malzemesi, boya, grafik ya da desen) yapılan resmidir.
2) ........................ sanatçının kendi yüzünü resimlemesidir.
Aşağıdaki ifadelerin sonuna doğruysa (D), yanlışsa (Y) yazınız.
1) Yeni doğan bir bebeğin gözleri ve kafatası; burun, ağız ve çeneye oranla daha küçüktür. ( )
2) Kadınlarda erkeklere oranla yüz biraz daha küçük, gözler daha büyük, kaşlar ise yüksek ve
kavislidir.
( )
3) İnsan başında, çiğneme ve mimik kasları olmak üzere iki grup kas vardır.
( )
4) İnsan bedeniyle ilgili ilk araştırmalar MÖ 2 yılında başlamıştır.
( )
116
II. ÜNİTE: RESİMDE ÇOKLU FİGÜR
1. Resimde İnsan Figürünün Özellikleri
2. Birden Fazla Figürü Bir Mekânda Leke Değerleri İle Resim Yüzeyinde
Kompoze Etme
1. Resimde İnsan Figürünün Özellikleri
Hazırlık Çalışması
•
Biyoloji öğretmeninizin yardımıyla insan anatomisiyle ilgili bilgi ve görseller toplayarak dosyalayınız.
Dikkat Çekme
•
İyi bir ressamın resmedeceği iki temel konu vardır: İnsan bedeni ve ruhunun amacı. Birincisi
kolaydır ancak ikincisi zordur. Çünkü bunu uzuvların duruş ve hareketiyle tasvir etmek zorundadır.
Leonardo da Vinci
Bilgi Notu
Anatomik Yapı
İnsan bedenini hareket ettiren sistemin, mekanik güçle oluşmasının ötesinde gerçekten bunun
ne anlama geldiğini sorgulamak önemlidir.
Bedenin yüzeyine etki eden kemik ve kasların bedende nasıl yer aldığı ve işlevlerinin ne olduğu bilgisi ressam için önemlidir. Anatomi bilgisine
sahip olmak, formun doğru olarak ifade edilmesini
sağlar.
İnsan bedeninin ilk teşhiri, MÖ 2’de Erasistratus ve Herophilus tarafından ortaya konulmuştur.
Bundan sonra, bedenin işleyişine dair başka bir
araştırmaya rastlanmamıştır. Orta Çağ inancının insan bedeninin incelenmesine yönelik yasaklarının
yerini İtalyan Rönesansı’yla bedenin, kusursuzluğun bir yansıması olduğu ve bu güzelliğin yüceltilmesi düşüncesi almıştır. Her anlamda aydınlanma
çağı olan Rönesans’ta birçok sanatçı anatomik
araştırmalar yapmıştır. Bunlardan en önemlisi kuşkusuz Leonardo da Vinci’dir. İnsan bedeni anatomisi üstüne kapsamlı çalışmaları, çağının ilerisinde
hatta günümüzde bile anatominin temel kuralları
arasında yer almaktadır.
Bedenin oranları da tarihte araştırma konusu olmuştur. En eski orantı kuralları Mısır medeniyetine aittir. Antik Yunan’da beden, yedi buçuk kafa olarak formüle edilmiştir.
Leonardo da Vinci ile aynı dönemde yaşayan Alman sanatçı Albrecht Dürer, beden oranıyla ilgili iki ciltlik bir kitap hazırlamıştır.
117
İnsan Bedeninin Kemik Yapısı
İnsan bedeninde birbirinden ayrı, iki yüzden
fazla kemik vardır. Her bir kemik, belirli bir işlevi
yerine getirir ve çevresindeki diğer kemik, kas ve
organlarla bir sistem içendedir. İskeletin asıl işlevi,
destek sağlamak ve bedeni korumaktır. Kaslar için
kaldıraç işlevi gören belirli kemikler menteşe şeklinde tutturulmuştur. Böylece kasların işlevlerini verimli
biçimde yerine getirmesi ve rahatça hareket etmesini sağlar. Kasık bölgesinde bulunan uyluk kemiği bunun en iyi örneğidir. Bu kemik; ayakta durma,
yürüme vb. eylemlerin oluşumunu sağlar. Kafatası;
beyni, göğüs kafesi; kalp, karaciğer ve akciğerler
gibi organların korunmasını sağlar. Kaburga, yay
gibi kavisli bir dizi kemikten oluşur. Kaburga kemikleri; sırtta omurgaya, önde de göğüs kemiğine bağlanır.
Leğen kemiği üst bedeni alt bedenden ayırır. Bu bölgede bulunan kemikler kas ve sinir hareketi için bir kavşak görevi yapar. Aynı zamanda
gövdeye destek vererek geniş bir hareket çeşitliliği sağlar.
Bazı kemikler küçüktür ve sıkı sıkı kümelenmiştir, bu durum darbe kuvvetini azaltarak
hareketin çeşitliliğini arttırır. El ve Ayak kemikleri
buna örnek verilebilir.
Kol kemiği, kolun üst bölümündeki tek kemiktir. Omuzdan başlayarak dirsekte biter. Köprücük kemiği, kürek kemiği ve kol kemiği birbirine eklemlerle bağlıdır. Kolun veya omzun hareketinde bu kemikler birlikte hareket eder. Köprücük kemiği, göğüs kemiğine eklemlerle bağlıdır; kürek
kemiği ise köprücük kemiğine bir eklemle bağlıdır. Kol kemiği de kürek kemiğine bir eklemle bağlıdır. Ön kol ise iç ve dış kemiklerden oluşur. Bu kemikler birlikte hareket eder. Ön kol kemikleri
birbirine paralel konumdadır, elin döndürülmesiyle kemikler de çapraz hâle gelir.
118
Kas, deri ve yağ kitlesinin altında bulunan kemikler, vücudun bazı bölgelerinde belirgin bir
şekilde hissedilir. Bedenin bu noktaları, figür çalışmalarında anahtar niteliği taşır.
Bedendeki en karmaşık ve uzun kemik dizisi omurilikte yer alır. Omurga aksisi, birinci
omur, yedi boyun omuru, on iki göğüs omuru, kuyruk sokumu kemiği ve koksiksten meydana
gelir. Omurga ve kafatası beden boyunca dolanan sinir sisteminin idare merkezini oluşturarak
birlikte çalışır.
Vücudumuzda en uzun ve
hacimli kemik uyluk kemiğidir.
Ucundaki topuz gibi yuvarlak parçayla leğen kemiğine bağlıdır. Bir
tarafa yüklendiğimizde vücudun
yükü onun üstüne biner. Silindir
biçiminde hafif eğimli uzanarak
diz kapağıyla birleştiği yerde genişler, dizin iki yanında oluşan çıkıntıları meydana getirir. Bacağın
alt bölgesinde bulunan kaval ve
baldır kemikleriyle birleşir.
Etkinlik
•
•
İnsan bedeninin kemik yapısıyla ilgili verilen bilgilerden hareketle yukarıdaki görseller üzerinde bu kemiklerin yerlerini bulunuz.
Bu kemiklerin vücudunuzun nerelerinde bulunduğunu dokunarak bulunuz ve biçimlerini tarif
ediniz.
119
Etkinlik
Öğrenci Çalışması, St. Petersburg, Rusya
•
•
•
•
İnsan bedeninin kemik yapısıyla ilgili bilgileri göz önünde bulundurarak üstte verilen görseli
inceleyiniz.
Kemik yapısının yüzeye olan etkisiyle ilgili düşüncelerinizi söyleyiniz.
İskelet yapısının öğrenilmesinin figür bilginize katkısıyla ilgili düşüncelerinizi söyleyiniz.
İskelet yapısıyla ilgili çizimler yapınız.
Bilgi Notu
İnsan Bedeninin Kas Yapısı
Kaslar; kemikten kemiğe, kemikten kasa ya da kastan kasa bağlı olabilir. Kasların ana işlevi insan bedenini hareket ettirmektir. Kas ve kas hücrelerinin tek mümkün hareketi kasılmadır.
Hareket kasılma sonrası oluşur. Bir kas, yerine getirilecek görev için gerekli olan güce tepki verir.
Bir kas, hareket yaratmak için neredeyse boyutunun yarısı kadar kasılabilir. Bu kasılma her zaman daha oynak (eklenti) bir noktadan, sabit bir noktaya doğru hareketle sonuçlanır. Kas; gövde
ve daha sert, sabit bir bölüm olan tendondan ( kas lifi) oluşur.
Kasların görünüşü kadar üslendiği görev de çizim için önemlidir. Belirli bir kastan ya da
işlevin gerektirdiği kuvvete bağlı olarak kemiklere göre tendonun şekli ve bağlantı biçimi farklılık
gösterir. Daha fazla kuvvet gerektiğinde tendon, yassı-tendon diye adlandırılan düz geniş bir şekil alır. İnsan bedeninde bulunan kasların hepsini bir resim öğrencisinin bilmesine gerek yoktur.
Daha çok yüzeydeki formu etkileyen kaslar incelenmelidir.
120
Sırttaki kaslar omurga boyunca omurgayı sararak uzanır. Bu kasların asıl görevi kaldırma gövdenin çevrilmesi ve gövdeyi dik düzgün
tutmaktır. Omurganın her iki tarafında yüzeyden görünebilir.
Göğüste iki ana kas yer alır (pektoralis minör, pektoralis majör).
Bu iki kas köprücük ve göğüs kemiğine bağlıdır. Bu kasların asıl görevi, kolu bedene doğru getirmek ve direnç uygulandığında esnemesini
sağlamaktır. Kol kemiğine eklemlenmesi kolun hareket kabiliyetini genişletir. Eklemlendiği bölüm kıvrımlıdır. Kol kaldırıldığında kıvrımlı olan
bu bağ çözülerek daha çok uzatılmasını sağlar
Göğüs kasları, kürek kemiğindeki kaslara ve üçüncü, dördüncü ve beşinci kaburgalara
bağlıdır. Kolun uzatılması ve omzun öne doğru itilmesini arttırmada göğüs kaslarının önemli bir
rolü vardır. Üst gövdenin yanı boyunca kaburgaları takip eden kaslar (serratus anterior) uzanır.
Bunlar üstteki dokuz kaburgaya bağlıdır ve kürek kemiğinin içine doğru girinti yapmıştır. Bu kısa
kaslar itme, yumruklama gibi eylemleri
sağlar.
Üst kolda üç ana kas (deltoid,
pazı ve triceps) vardır. Bu kaslar, kaldırma ve çekme gibi eylemleri yapar. Üst
koldaki üç ana kastan her birinin farklı
işlevleri vardır. Birincisi kolun bükülmesini, ikincisi uzanmasını, üçüncüsü de
kolun kaldırılmasını sağlar. Alt kolda ise
elin kavrayışını kontrol eden kaslar vardır. Bu kasların ele uzanan uzun tendoları vardır. Kaslar, alt kolun üst bölgelerinde toplanmıştır.
121
Karında sekizli kutucuk (rektus) denilen kaslar yer alır. Bunlar gövdeyi bacağa
doğru çeker, ikişerli şeritler hâlinde leğen
kemiğine kadar uzanır. Bu şeritler arasında dikine bir çizgi oluşur. Bu çizginin her iki
tarafında bulunan kaslar, gövdeyi çevirme
ve öne doğru bükme işlevi görür. Bu kaslar
karnın her iki tarafında katmanlar oluşturur.
Göğüs kafesiyle alt karnın üst çıkıntısını birbirine bağlar.
Kalça kasları en geniş ve bedendeki
en güçlü kaslardır. Yürümek, koşmak, inmek, çıkmak gibi hareketleri gerçekleştirir.
Üst bacakta iki ana kas (guadriceps
ve hamstrings) bulunur. İlk kas, üç parçadan
oluşur, bacağın ön tarafı boyunca uzanır ve
bacağı kaldırmak, döndürmek gibi işlevleri
vardır. Üç parçadan oluşan ikinci kas ise
birlikte hareket ederek alt bacağı bedene
doğru çeker. Bunlar, bacak yüzeyinde kalçayla diz arkasında uzanan güçlü kablolar
gibi görünür.
Bacağın ön kısmında emniyet kemeri gibi çapraz uzanan bir başka kas daha vardır. Dizi
bükme ve uylukları döndürme gibi işlevleri vardır. Alt bacakta, deri altı boyunca bacağın önünde
ve arkasında uzanan kaslar yer alır. Bu kaslar, bedenin dengesinin korunmasında ve öne doğru
ilerlerken güç vererek ayağın hareketini desteklemekle görevlidir. Bu kaslar, topuk kemiğine güçlü bir tendonla bağlanır.
122
Etkinlik
•
•
•
•
İnsan bedeninin kas yapısıyla ilgili bilgileri kullanarak verilen görseller üzerinde bu kasların
yerlerini söyleyiniz.
Biyoloji laboratuvarında bulunan insan anatomisi maketi üzerinde ders öğretmeninizle birlikte inceleme yapınız. Bulgularınızı arkadaşlarınızla paylaşınız.
Kas yapısının öğrenilmesinin figür bilginize katkısı neler olabilir?
Kas yapısıyla ilgili çizimler yapınız.
Kullanılacak Malzemeler
resim kalemi, resim kâğıdı
123
2. Birden Fazla Figürü Bir Mekânda Leke Değerleri ile Resim Yüzeyinde
Kompoze Etme
Hazırlık Çalışması
•
•
•
Sanat tarihinden tek ve çok figürlü kompozisyon örnekleri araştırarak dosyalayınız.
Farklı iç ve dış mekânlardan kalabalık figür eskizleri çiziniz.
Canlı modelden yapılmış yağlı boya görsellerine örnekler toplayarak dosyalayınız.
Dikkat Çekme
•
Resim yüzeyinde birden fazla figürün birbiriyle ilişkisinden önce tek figürün kendi içinde ve
mekânla olan ilişkisi sorgulanmalıdır.
İnceleme
Tek Figürlü Kompozisyon
Öğrenci çalışması, St. Petersburg, Rusya
Öğrenci çalışması, St. Petersburg, Rusya
Etkinlik
•
•
•
•
124
Verilen görselleri inceleyiniz.
Poz seçiminin kompozisyona katkısıyla ilgili düşüncelerinizi söyleyiniz.
Açık, orta, koyu alanların birbirine oranını ve bu oranın nasıl oluşturulduğunu söyleyiniz.
Görselleri hacimlendirme açısından inceleyerek düşüncelerinizi söyleyiniz.
Vurgunun nerede ve nasıl yapıldığını söyleyiniz. Bulgularınızı arkadaşlarınızla paylaşınız.
İnceleme
Çok Figürlü Kompozisyon
Öğrenci çalışması, St. Petersburg, Rusya
Etkinlik
Yukarıda birden fazla figürün bir arada resmedilmesine örnek bir görsel verilmiştir. İnceleyiniz.
• Figürlerden bir tanesinin çıkarılması, kompozisyonu nasıl değiştirebilir?
• Figürler arasındaki ilişki hangi ögelerle sağlanmıştır.
• Figürlerin kapladığı alan ile boş bırakılan alan arasında nasıl bir oran ilişkisi vardır?
• Açık, orta, koyu alanların birbirine oranları hakkındaki düşüncelerinizi söyleyiniz.
• Figür sayısının artmasının kompozisyon kurgusuna katkısı neler olabilir?
• Tek figürle oluşturulan kompozisyondan farkı nelerdir? Bulgularınızı arkadaşlarınızla paylaşınız.
125
Etkinlik
•
Bir figürün yürüme, koşma gibi bir eyleminde gözlemlediğiniz hareketleri çiziniz.
Kullanılacak Malzemeler
resim kâğıdı, kurşun kalem
Etkinlik
•
Atölyenizde canlı modellerle tek ve iki figürlü kompozisyonlar oluşturarak yağlı boya tekniğinde çalışınız.
Kullanılacak Malzemeler
50x70 cm boyutunda yağlı boya kâğıdı, farklı renklerde yağlı boyalar, farklı kalınlıkta fırçalar,
terebentin, inceltici yağlar, gode, yağlı boya kâğıdını üzerine yapıştırmak için resim altlığı, kâğıt
bant, fırça temizleme bezi
İnceleme
Birden Fazla Figürün Açık Koyu Dengesini Oluşturma
Yüz Lonca Üyesi, Rembrandt, Rijks Müzesi, Amsterdam
126
Etkinlik
Çocuk ve Kadın, Rembrandt
•
•
•
•
•
Çoban ve Melekler ile Kutsal Aile, Raffaello
Verilen görselleri inceleyiniz.
Kompozisyonlardaki açık, orta, koyu alanların birbirine oranlarını söyleyiniz.
Figürlerin kapladığı alan ile boş bırakılan alanların birbirine oranlarını söyleyiniz.
Vurgunun nerede ve nasıl yapıldığını söyleyiniz.
Ressamların, oluşturacakları kompozisyonun ön çalışmasını yapma nedenlerini ve bu hazırlığın asıl çalışmaya katkısının neler olabileceğini söyleyiniz. Bulgularınızı arkadaşlarınızla
paylaşınız.
İç ve dış mekânlardan lavi tekniğinde kalabalık figür çalışmaları yapınız.
Bilgi Notu
•
•
•
•
•
•
Figürlü kompozisyon çalışmalarında aşağıdaki öneriler, göz önünde bulundurulmalıdır.
Canlı modelden yağlı boya çalışması yaparken modelin hareketinin kompozisyona katkısı
düşünülerek durağanlıktan kurtarılmalı, harekette oluşacak tekrarlardan kaçınılmalıdır.
Açık ve koyu alanların birbirine oranı hesaplanmalı, ışığın bu orana etkisi düşünülmelidir.
Kompozisyonda boş ve dolu alanların yerleri, birbirine oranları, figür veya figürlerin resim
alanınde kaplayacağı yer ve etrafında oluşması gereken boşluklar hesaplanmalıdır.
Kompozisyonda vurgunun nerede ve nasıl yapılacağına karar verilmelidir.
Işığın her yüzeyi aynı şiddette aydınlatmayacağı düşünülerek ışığın rengi nasıl etkileyeceği
hesaplanmalı ve kullanılacak renklerin tonları bu doğrultuda hazırlanmalıdır.
Yansıyan ışığın hacimlendirmeye katkısının önemli olduğu unutulmamalıdır.
127
•
•
•
•
•
•
Kalabalık kompozisyonlarda açık-koyu dengesi, figürlerin yerlerinin birbirleriyle ve mekânla
ilişkilerini doğru yansıtılabilmek için ön çalışma yapılmalıdır.
Ön çalışmalarda, ayrıntıdan çok figürlerin genel hareketleri, birbiriyle ve mekânla ilişkileri
geniş lekelerle ifade edilmelidir.
Sulu boya, lavi vb. nin teknik olanakları düşünülürse Ön çalışmalarda bu teknikler tercih
edilebilir.
İlk yağlı boya çalışmalarda çok renk yerine bir rengin açık-koyu ton değerleri elde edilerek
çalışılmalıdır.
Boya, ince katmanlar hâlinde üst üste sürülerek hacimlendirme sağlanmalı, boya katmanları
koyu alanlara göre açık alanlara daha fazla sürülmelidir.
Sanat tarihinden konuyla ilgili görsel örnekleri araştırılmalı, benzer sorunların nasıl çözümlendiği incelenmelidir.
Etkinlik
•
Bilgi notunda verilen önerilerle ilgili düşüncelerinizi söyleyiniz.
Ölçme ve Değerlendirme
Aşağıdaki çoktan seçmeli soruları yanıtlayınız.
1. Aşağıda verilen anatomi araştırmalarıyla ilgili bilgilerden hangisi yanlıştır?
A) Anatomi bilgisi formun doğru olarak ifade edilmesini sağlar.
B) Anatomiyle ilgili ilk araştırmalar, MÖ 2’de yapılmıştır.
C) Anatomi araştırmalarına en çok önem veren sanatçılardan biri de Lenardo da Vinci’dir.
D) Sanattaki anatomi araştırmaları bir anlamda tıp bilimine öncülük etmiştir.
E) Sanat tarihinde ilk anatomi araştırmalarını Albrecht Dürer yapmıştır.
2. Aşağıda verilen insan bedeninin kemik ve kas yapısıyla ilgili bilgilerden hangisi yanlıştır?
A) Leğen kemiği alt bedenle üst bedeni birbirinden ayırır.
B) İnsan bedeninde birbirinden ayrı üç yüz kemik bulunur.
C) İnsan bedeninde bulunan en uzun kemik dizisi omurilikte bulunur.
D) Hareket kasların kasılmasıyla oluşur.
E) Kalça kasları bedendeki en geniş kaslardan biridir.
3. Aşağıdakilerden hangisi figürlü bir kompozisyon oluşturmada önemli değildir?
A) Modele poz verdirirken harekette oluşacak tekrarlardan kaçınılmalıdır.
B) Kompozisyonun geometrik kurgusu yapılmalıdır.
C) Figürün kaplayacağı alan ile boş bırakılan alanın oranı hesaplanmalıdır.
D) Figürün kaplayacağı alan diğer alana göre daha fazla olmalıdır.
E) Vurgunun yapılacağı bölge, daha ışıklı olmalıdır.
128
III. ÜNİTE: RESİMDE NESNE-FİGÜR-MEKÂN İLİŞKİSİ
1. Nesne ve Figürün Mekânda Görsel Algılanması
2. Resimde İlgi Merkezi
3. Plastik Sanatlarda Yer Değiştirme Prensibini Uygulama
1. Nesne ve Figürün Mekânda Görsel Algılanması
Hazırlık Çalışması
•
•
Usta ressamlardan, figür ve objelerin bir mekân içinde resmedildiği görsel örnekleri araştırarak dosyalayınız.
Farklı iç ve dış mekânların fotoğraflarını çekiniz.
Dikkat Çekme
•
Doğada var olan düzenin bir sanat eserinde de var olabileceğini düşündünüz mü?
Etkinlik
Öğrenci çalışması, St. Petersburg, Rusya
129
Etkinlik
Figürün bir mekân içinde farklı objelerle birlikte resmedildiği 129. sayfadaki görseli inceleyiniz.
• Kompozisyon nasıl bir geometrik alt yapı üzerine inşa edilmiştir?
• Açık, orta, koyu alanların yerlerini ve birbirine oranlarını söyleyiniz.
• Dolu ve boş alanların yerlerini ve bunların birbirine oranlarını söyleyiniz.
• Kompozisyonda hareket ve vurgunun nasıl sağlandığını söyleyiniz.
• Modelin hareketinin kompozisyona katkısı nedir?
• Seçilen biçimlerin neler olduğunu, bunların birbirine olan büyüklük farklarını söyleyiniz.
• Seçilen objelerden bir tanesinin çıkarılması, kompozisyonda nasıl bir değişime sebep olur?
• Objelerin birbiriyle, mekânla ve figürle olan mesafe ilişkileri hangi ögelerle ve nasıl sağlanmıştır?
• Mekân içinde kuracağınız figürlü bir kompozisyonda nelere dikkat etmeniz gerektiğini söyleyiniz.
Bilgi Notu
•
•
•
•
•
•
•
•
Seçilen resim yüzeyinde bütünü anlatan sınırlar baştan belirlenmelidir.
Dikeyler, yataylar ve diyagonaller resim alanının iskeletini oluşturur. Tüm obje ve figürler bu
iskelet üzerinde şekillenir. Figür ve objeler; üst üste, yan yana, ileri-geri, sanatçının sezgilerine göre oluşturduğu bölümleme ve parçalanmalara göre yerleştirilir.
Seçilen biçimlerin zıtlıkları, kompozisyonda sınırsız güzellik etkileri yaratabilir.
Mekân içinde obje ve figürlerle oluşturulan kompozisyonlarda biçimler arası mesafeler istenen etkiye göre planlanmalıdır.
Resmin ögelerinin (çizgi, renk, valör vb.) seçilen alanda birbiriyle denge oluşturmaları önemlidir. Örneğin, seçilen koyu renkli bir objenin ağırlığına karşılık farklı biçimde açık renkli başka
bir objeyle denge oluşturulabilir. Seçilen biçimlerin birbiriyle oluşturduğu zıtlıklar da bir denge
yaratır.
Resim alanında hareket, yönleri seçilen biçimler ve açık, koyu alanlarla sağlanır. Biçimlerin
önem derecesi hareketin yönünü belirler.
Sanatçı, önceden karar verdiği yön çizgileriyle izleyicinin bakışını kontrol altına alabilir. İzleyicinin gözü, yüzeydeki biçimler arasındaki mesafe ilişkilerini bu sayede kavrar. İzleyici,
seçilen alanda sanatçının çizdiği yön çizgileriyle gezinir.
Seçilen biçimlerin üç boyut yanılsamaları mesafeleri belirleyebileceği gibi renk değerleri de
mesafe etkisi oluşturabilir.
Etkinlik
•
•
•
Doğada her şey bir bütünlük içinde yer alır. Bu bütünlük yakınlık ve zıtlıkların uyumuyla vardır. Kış, kar, soğuk, mavi gibi yakınlıklar, kış-yaz, mavi-sarı, dikey-yatay düz-eğri gibi zıtlıklar
buna örnek verilebilir.
Resim alanının düzenlenmesiyle doğadaki bu denge arasında nasıl bir ilişki kurulabilir?
Düşüncelerinizi söyleyiniz.
Daha önce çektiğiniz iç ve dış mekân fotoğraflarını bu bilgilerleri göz önünde bulundurarak
inceleyiniz. Bulgularınızı arkadaşlarınızla paylaşınız.
Etkinlik
•
•
•
•
130
Atölyenizde üçerli gruplara ayrılınız.
Yukarıdaki bilgi notundan hareketle gruplar arasında mekân içinde canlı model ve objelerden
oluşan birer kompozisyon hazırlamak için iş bölümü yapınız.
Hazırlanan kompozisyonların diğer gruplar tarafından değerlendirilmesini isteyiniz.
Değerlendirmelerin sonuçları tartışarak oluşturulan kompozisyonların olumlu ve olumsuz
yönlerini belirleyiniz.
2. Resimde İlgi Merkezi
Hazırlık Çalışması
•
İzlediğiniz bir sinema filminde başrol oyuncusu ile diğer oyuncuların izleyiciye görünme sıklıklarını karşılaştırınız.
Dikkat Çekme
•
Tüm sanat dallarındaki eserlerde bir ilgi merkezi olduğunu biliyor musunuz?
Etkinlik
Emile Zola’nın Portresi, Edouard Manet, Orsay Müzesi, Fransa
131
Beklenmedik Dönüş, Ilya Repin, Tretyakov Galeri, Rusya
Bahar, Edvard Munch, Ulusal Galeri, Norveç
132
Ağır Yaralı, Vasily Vereshchagin (Verehyakin)
133
Sabah, Boris Kustodiyev, Rusya Müzesi, St. Petersburg
Jairus (Yayru)’nun Kızını Yetiştirme, İlya Repin, Rusya Müzesi, St. Petersburg
134
Etkinlik
•
•
•
•
•
•
131, 132, 133,134. sayfalarda verilen görselleri inceleyiniz.
Resimlerin temalarını söyleyiniz.
Seçilen biçimlerin temaya katkıları neler olabilir?
Obje ve figürlerin ilk algıları ve algılanma sırasıyla ilgili düşüncelerinizi söyleyiniz.
Bu izleme sırasının ne şekilde oluşturulduğunu söyleyiniz.
Rengin, açık- koyu değerlerinin, seçilen biçimlerin, obje ve figürlerin izlenme sırasına katkısı
ilgili neler olabilir?
Görsellerdeki ilgi merkezlerini söyleyiniz. Bulgularınızı arkadaşlarınızla paylaşınız.
Bilgi Notu
•
•
•
•
Resim yüzeyinde ilgi merkezi, en baştan ve akıllıca planlanmalıdır.
İlgi merkezi, resim yüzeyinin kenarlarında olmamalıdır.
İşık, renk, çizgi, açık-koyu gibi resim ögeleri ilgi merkezinin algılanmasında önemlidir. Örneğin, vurgunun yapıldığı herhangi bir biçim, diğer alanlara göre daha şiddetli bir ışıkla aydınlatılabilir.
Bir şeklin sınırı ve yönü, gözü bir pozisyondan diğerine kaydırır. Renk, doku, çizgi, biçim,
açık-koyu gibi ögelerin arasındaki farklar ve bağlar gözün bu hareketinin sebebini oluşturur.
Etkinlik
Paula Rego
•
•
•
Atölyenizde canlı model ve objelerden oluşan bir kompozisyon hazırlayınız.
Yukarıdaki verilen bilgilerden hareketle yağlı boya tekniğinde uygulama yapınız.
Tamamladığınız çalışma üzerinde ilgi merkezlerini nasıl oluşturduğunuzu arkadaşlarınızla
p
paylaşınız.
35x50 cm yağlı boya kâğıdı, farklı renklerde yağlı
Kullanılacak Malzemeler
boyalar, farklı kalınlıkta fırçalar, terebentin, inceltici yağlar, gode, yağlı boya kâğıdını üzerine yapıştırmak için resim altlığı, kâğıt bant, fırça temizleme bezi
135
OkumaMetni
Edvard Munch (1863-1944)
Norveç’in kültürel ve siyasal yaşamına büyük katkıları olan Dr. Christian ve Laura Cathrine’in
oğlu olan Munch, 1863’te Löten’de doğdu.
Annesi 1868’de verem hastalığından hayatını kaybetti. Ardından 1877’de kız kardeşi
Sophie’yi de aynı hastalıktan kaybeden Munch, çocukluk ve gençlik yıllarında yaşadığı ölüm
korkusundan hayatı boyunca kurtulamadı.
1885’te ağır eleştiriler alan kız kardeşi Inger’in portresini, 1886’da ise daha ağır eleştiriler
alan “Hasta Çocuk” adlı çalışmasını sergiledi.
Her iki tabloda, kız kardeşi Sophie’nin hayat mücadelesini anlatan resim, hem üslubu hem
de olayın dramatik yapısı nedeniyle eleştirilmişti.
Bu resimler yarım bırakılmış gibi fırça lekeleri ve akıtmalarla oluşturmuştu. Eleştirilen bu
üslup, Munch tarafından konunun dramatik etkisini arttırabilmek amacıyla özellikle kullanılıyordu
ve yarım kalan bir hayatı simgeliyordu. Munch hayatı boyunca bu stili hiç terk etmedi.
Hasta Çocuk, Edvard Munch, Ulusal Galeri, Norveç
136
Daha çocuk yaşlarda resme yatkın olduğu anlaşılan Munch resim eğitimi görmedi. 1879’da
başladığı mühendislik eğitimini 1880’de bırakarak ressam olmaya karar verdi. Oslo’da akademiye girdi ve resimleri 1883’te “Oslo Sonbahar Sergisi”nde ilk olarak sergilendi. Henüz 23 yaşındayken Oslo’da 110 eserden oluşan ilk kişisel sergisini açtı.1889’da devlet bursuyla, Paris’teki
Leon Donnat (Dona)’nın sanat okuluna girdi.
1892’de Berlinli Sanatçılar Birliği’nden aldığı davetle Almanya’da 45 yapıtını sergiledi.
1908’de yaşadığı ruhsal bunalımla Berlin’deki ilk sergisi arasında geçen 16 yıl, Munch’un sanat
yaşamındaki en önemli dönemdi. Bu dönemde yaşadığı yoğun ve tutkulu duygularının acısını ve
bunaltılarını çizgisel bir üslupla işledi.
Melankoli, Edvard Munch, Rasmus Meyer Koleksiyonu, Norveç
Ünlü resmi olan “Çığlık” (1893) modern insanın ruhsal acılarının simgesi hâline geldi. Bu
eseri, kullanılan renkler ve deformasyonun bir ifade aracı olarak yoğun şekilde kullanıldığı ilk
modern başyapıt olma özelliğini kazandı.
1909’da sinirsel depresyon nedeniyle kliniğe yatırılan Munch, sonunda Oslo yakınlarındaki
Fjod (Fiyod)’a yerleşti.
1930’da gözlerindeki bir hastalık nedeniyle çalışmaları yavaşladı. Fakat hem Jugendstil
(Yugınşitil) sanatçıları hem de ekspresyonistler tarafından bir usta kabul edilen Munch, sürrealistler tarafından da onurlandırılarak sergilerine alındı.
“Doğanın büyük çığlığı”na duyarlı oluşu ve en büyük acı ifadelerini kullanması Munch’un
ateşli bir aşkla aydınlanan bir tür karanlığı işlemesine engel olmadı ve 1944’te Norveç Ekely
(İkıliy)’de hayatını kaybetti.
Önemli eserleri arasında “Hasta Çocuk” (1886), “Ölüm Odası” (1892), “Ölüm Döşeği”
(1895), “Ölü Anne”(1899), “Çığlık” (1893), “Temel” (1896), “Erkek ve Kadın” (1898), “Öpücük”
(1897), “Hayat Dansı” (1897-99) sayılabilir.
(www. vikipedia. org’tan alınarak komisyon tarafından düzenlenmiştir.)
137
3. Plastik Sanatlarda Yer Değiştirme Prensibini Uygulama
Hazırlık Çalışması
•
Farklı iç ve dış mekânların fotoğraflarını çekerek dosyalayınız.
Dikkat Çekme
•
Sanatçı, sanat eserini oluşturma sürecinin başlangıcından, sonuçlandırma aşamasına kadar
figür ve objelerin yer, biçim ve renklerini değiştirme hakkına sahiptir.
Bilgi Notu
•
•
•
•
•
•
Yer Değiştirme (Transposition)
Sanatçı, çalışma sırasında oluşan yüzeyi bozup yeniden düzenleme hakkına sahiptir.
Seçilen objeleri sınırlı bir alanda organize etmek kompozisyonun gereğine uygun yer değiştirmeler yapmak önemlidir.
Resim yüzeyinde; ilaveler, çıkarmalar, kısaltmalar, uzatmalar, yer değiştirmeler, deformasyonlar, alanların bölünmesi, mesafelerin ayarlanması çalışma sürecinde yapılabilir. Örneğin,
figür ve objelerle oluşturulan bir kompozisyonda amaca yönelik olarak herhangi bir biçim
çıkarılabilir, yeri değiştirilebilir veya uzatılıp kısaltılabilir.
Konuyu sanatsal düşünceyle tasarlamak, ona değer katmak, biçimleri seçmek, seçileni iyi ve
etkili kullanmak, sanatçının sezgi ve bilgisiyle mümkündür.
Çizgi, renk, biçim, açık-koyu gibi öge ve ilkeler, her ne kadar en baştan hesaplansa da çalışma sürecinde sanatçının bilgi ve sezgisiyle yeniden düzenlenebilir.
Aşağıda Leonardo Da Vinci’nin “Mona Lisa” tablosunun x ray cihazıyla çekilmiş röntgen görüntüsünde figürün son hâlinden farklı tasarlandığı, çalışma sürecinde birçok biçim ve renk
değişimine uğradığı görülmektedir.
Mona Lisa adlı tablosunun x ray görüntüsü
138
Mona Lisa, Leonardo Da Vinci, Louvre Müzesi, Paris
Etkinlik
•
•
•
•
•
•
•
•
Atölyenizde canlı model ve objelerden oluşan bir kompozisyon oluşturunuz.
Figürün; objeler ve mekânla ilişkisinin gelişi güzel yerleşmesine izin veriniz.
Düşünmeden oluşturduğunuz kompozisyonun karşısına geçerek yapılması gereken ekleme,
çıkarma ve yer değiştirmeleri arkadaşlarınızın önerileri doğrultusunda tartışarak yeniden düzenleyiniz.
Yeniden düzenlenen kompozisyonu yağlı boya tekniğinde çalışınız.
Çalışma sırasında da resim yüzeyinde birtakım yer değiştirmeler yapınız.
Var olan biçimlerde uzatma, kısaltma, küçültme, büyütme, yerlerini değiştirme ve renginin
açık-koyu değerlerinde birtakım değişiklikler yapınız.
Tamamlanan çalışmaları arkadaşlarınızla değerlendiriniz.
Yaptığınız yer değiştirmelerin nedenlerini arkadaşlarınızla tartışarak çıkarımlarda bulununuz.
Ölçme ve Değerlendirme
Aşağıdaki çoktan seçmeli soruları yanıtlayınız.
1. Resimde ilgi merkezinin oluşturulmasıyla ilgili aşağıdaki bilgilerden hangisi yanlıştır?
A) İlgi merkezi resim yüzeyinin kenarlarında olmamalıdır.
B) İlgi merkezi; ışık, renk, biçim, çizgi, açık-koyu gibi ögelerle oluşturulur.
C) Her resimde bir ilgi merkezi olmalıdır.
D) İlgi merkezi, sadece biçim zıtlıklarıyla oluşturulabilir.
E) İlgi merkezi, temanın ifadesini güçlendirir.
2) Aşağıdaki bilgilerden hangisi figürlü bir kompozisyon için söylenemez?
A) İlgi merkezinin oluşturulmasında renk ve biçim zıtlıkları kullanılmalıdır.
B) Yüzeyde oluşturulan zıtlıklar, sınırsız güzellik etkileri yaratabilir.
C) Kompozisyonda kullanılan koyu değerler, ağırlık etkisi yaratır.
D) Tek figürlü kompozisyonlarda mekân olmaz.
E) Hacimlendirmede yansıyan ışıklar, formun üç boyutlu algılanmasında etkilidir.
3. Aşağıdaki görsellerden hangisinde ilgi merkezi yanlış işaretlenmiştir.
A)
B)
D)
E)
C)
139
SÖZLÜK
A
açık-koyu:
Resimde belirtilecekk önemli
ö
li yerlerin koyu-açık lekeler zıtlığı içinde
anlatımı. Işık-gölge de aynı anlamda kullanılır.
algı:
İdrak etme eylemi. Duyular yoluyla elde edilen bilgi.
altın oran (altın kesit): Plastik sanatlarda geçerliliği olan bir ölçü oranıdır. Bir doğru parçası
iki parçaya bölündüğünde küçük parçanın büyük parçaya oranı, büyük
parçanın tüm parçalara eşit olmasıdır. A:B= B:(A+B) gibi.
akım:
Sanatta, siyasette, düşünce hayatında ortaya çıkan yeni bir görüş,
yöntem, hareket, cereyan, tarz.
arkeoloji:
Tarih öncesi ve eski çağlardan kalma eserleri tarih ve sanat bakımından
inceleyen bilim, kazı bilimi.
armoni (uyum):
Bir yapıtta parçaların birbiriyle ve yapıtın tümüyle olan uygunluğu.
B
betimleme:
biçim:
Söz, yazı veya çizgiyi kullanarak tasarlama.
1. Dış görünüş, şekil. 2. Yakışık alan uygun şekil. 3. Sanat ve edebiyat
eserlerinde dış görünüş, form. 4. Tarz.
Ç
çizgi:
1. Çizilerek veya çeşitli yollarla oluşmuş iz, çizi, hat. 2. Bir yüzey sanatı
ögesi olarak uzunluğuna oranla kalınlığı çok az olan bir şerit anlamını
taşır.
D
deformasyon:
degrade:
değer:
denge:
dingin:
diyagonal:
düzlem:
m ve heykelde model olarak alınan nesnelerin görüntü
Biçim bozma, resim
biçimini, yapılan yoruma uygun hâle getirme.
Geçiş. Bir rengin koyudan açığa doğru geçişi.
Bir tablonun genel renk ahengi. Tablodaki bir rengin öteki renklere kıyasla değeri, açıklığı, koyuluğu, canlılığı, soğukluğu.
1. Bir nesnenin veya bir insanın devrilmeden durma hâli. 2. Plastik sanatlarda kullanılan ögelerin kompozisyon bakımından birbirini tartacak
biçimde düzenlenmeleri.
Durgun, kımıldamayan.
Köşegen, köşe birleştirici.
Üzerinde girinti, çıkıntı ve seviye farkı olmayan düz yüzey.
E
eboş:
eskiz:
140
ta
1. Taslak hâline gelen bir tablonun
ilk düşünülmüş hâli. 2. Kaba,
geliştirilmemiş iş.
Bir proje, tasarım ya da sanat yapıtını son hâliyle ortaya koymadan önce
yapılan ön hazırlık.
F
figür:
figüratif:
fiksatif:
form:
fresk:
füzen:
Resim ve heykel sanatlarında
biçimi.
anatlarında varlıkların
v
Resim ve heykel sanatlarında doğayı ve nesneleri somut biçim olarak
gösteren eser.
Füzen ya da pastel boya ile yapılmış resimlerde kullanılan boya koruyucu, sabitleştirici bir tür kimyasal bileşim.
Biçim, kütle. Bir şeyin şekli. Resim sanatında biçim, bir tablonun tümünün yapı bakımından kuruluşunu ifade eder.
1. Yaş duvar sıvası üzerine kireç suyunda eritilmiş madenî boyalarla
resim yapma yöntemi. 2. Bu yöntemle yapılmış duvar resmi.
1. Resim çizerken kullanılan, taflan çubuklarından yapılan kalem, kömür
kalem. 2. Kömür kalemle yapılmış resim.
H
hiyeroglif:
Eski Mısırlıların kullandığı yazı türü. Betimlenen bir resim ile anlatılmak
istenen bir kelimenin gösterildiği yazı, resim yazı.
İ
ikona:
illüstrasyon:
1. İkon. 2. Hristiyanlarda
anlarda İsa
İİsa, Meryem veya ermişlerin tahta üzerine
mumlu ve yumurtalı boyalarla yapılmış dinî içerikli resimlerine verilen
ad.
Kitap resmi, kitap içindeki bir yazıyı açıklayan ya da süsleyen resim.
K
kadraj:
kolaj:
kompozisyon:
kontrast:
kroki:
kromatik:
Her tür resimsel düzenin çerçeve sınırlarının belirlenmesi işlemi.
Kumaş, tahta gibi malzemelerle kâğıt veya kartona yapıştırılarak yapılan resim veya kompozisyon.
Ayrı ayrı parçaları bir araya getirerek bir bütün oluşturma biçimi ve işi.
1. Karşıt, aykırı, zıt. 2. Karşıtlık, aykırılık, zıtlık.
Bir konu veya nesnenin başlıca özelliklerini yansıtacak biçimde hazırlanmış taslağı.
1. Renklerle ilgili, renksel. 2. Sanat yapıtında renkli anlamında niteleyici
olarak kullanılır.
L
lavi:
leke:
Tek renk sulu boya veya çini mürekkebi ile yapılan lekesel, baskın açıkkoyu karşıtlığına dayalı etkili bir resim tekniğidir.
1. Bir yüzeyde türlü sebepler dolayısıyla oluşan ton değişikliği. 2. Parlak
ya da açık tondaki bir yüzeyde görülen karanlık ya da koyu bölüm.
141
M
minyatür:
mitoloji:
modle:
modülasyon:
mozaik:
müze:
1. Çoğunlukla eski el yazması kitaplarda görülen ışık, gölge ve hacim
duygusu yansıtılmayan küçük, renkli resim sanatı. 2. Bu biçimde yapılmış küçük resim.
1. Mitleri, doğuşlarını, anlamlarını yorumlayan, inceleyen bilim. 2. Bir
ulusa, bir dine, özellikle Yunan ve Latin uygarlığına ait mitlerin, efsanelerin bütünü.
Üç boyutlu nesneleri, iki boyutlu bir yüzey üzerinde göstermek amacıyla ışık ve gölge ile açık veya koyu kullanarak nesnelerin üzerindeki
kabarıklık ve girintileri resmetme tekniği.
Resim sanatında renkle hacimlendirme.
Türlü renklerde, küçük küp biçiminde, mermer, taş veya pişmiş toprak
parçalarının yan yana getirilmesiyle yapılan resim ve bezeme işi.
Sanat ve bilim eserlerinin veya sanat ve bilime yarayan nesnelerin saklandığı, halka gösterilmek için sergilendiği yer veya yapı.
N
natürmort:
nokta:
Konusu cansız varlıklar ve nesneler olan resim. Ölü doğa.
1. Çok küçük boyutlarda işaret, benek. 2. Hiçbir boyutu olmayan işaret.
3. Merkezî dengeye sahip bir yüzey düzenleme ögesi.
O
obje:
oran :
orantı:
Nesne.
Büyüklük, nicelik, derece bakımından iki şey arasında veya parçayla
bütün arasında bulunan bağıntı, nispet.
Bir şeyi oluşturan parçaların kendi aralarında ve parçalarla bütün arasında bulunan uygunluk, oran, tenasüp.
P
patetik:
perspektif:
pigment:
plan:
primitif sanat:
puantilizm:
142
Dokunaklı, etkili.
1. Eşya ve nesnelerin uzaktan görünüşü. 2. Nesneleri bir yüzey üzerine
görüldükleri gibi çizme sanatı.
Canlı bir organizmanın oluşturduğu, ona özel bir renk veren kimyasal
madde.
Resimde tablonun düzleminde paralel, düşey yüzeylerin her biri. Resimde gösterilen çeşitli nesneler arasında uzaklıklarına bağlı olarak
meydana gelen boyut farkı.
İlkel kavimlerin sanatı.
Noktacılık.
R
renk:
resim sanatı:
Cisimler tarafından
n yansıtılan ıışığın gözde oluşturduğu duyum.
Düz bir yüzey üzerinde çizgi ve renklerle doğadan bir parçayı ya da
sanatçının iç dünyası ile tasarımlarını betimleme sanatı.
S
sanat:
sanat tarihi:
soyut sanat:
stil:
strüktür:
1. Bir duygunun, tasarımın veya güzelliğin anlatımında kullanılan yöntemlerin tamamı veya bu anlatım sonucunda ortaya çıkan üstün yaratıcılık.
2. Belli bir uygarlığın veya topluluğun anlayış ve zevk ölçülerine uygun
olarak yaratılmış anlatım.
Sanatın doğuşundan günümüze kadar dünyada var olan tüm sanatçı
ve sanat yapıtlarının en genel analizlerini yapan bilim dalı.
1. Non figüratif sanat, Osmanlıca mücerret sanat. 2. Doğa görüntülerine bağlı olmayan sanat anlayışı.
1. Sanatçının eserlerindeki müşterek anlatım ve biçimlendirme tarzı.
Yapı.
T
tasarım:
taslak:
ton:
transparan:
1.Tasarımlamak işi veya tasarımlanan biçim, tasavvur. 2. Tasar çizim,
dizayn. 3. Daha önce algılanmış olan bir nesne veya olayın bilinçte
sonradan ortaya çıkan kopyası.
Bir şeyi, bir sanat veya edebiyat eserini ancak ana çizgileriyle, türlü
bölümleriyle belirten ön çalışma, eskiz.
Bir rengin koyuluk veya açıklık derecesi.
Şeffaf, altını gösteren.
Ü
üslup:
1. Oluş, deyiş veya yapış biçimi, tarz. 2. Bir sanatçıya, bir çağa veya bir
ülkeye özgü teknik, renk, biçimlendirme ve söyleyiş özelliği, biçem.
V
valör:
vitray:
Bir rengin en koyusundan en açığına kadar olan ton dereceleri.
Birbirine bağlı kurşun bölmelere yerleştirilmiş renkli cam parçalarından
oluşan, saydam, pencere süslemesi veya resim.
143
KAYNAKÇA
ATALAYER, Faruk, Temel Sanat Ögeleri, Anadolu Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi Yayınları, Eskişehir, 1994.
ARTUT, Kazım, Sanat Eğitimi Kavramları ve Yöntemleri, Anı Yayıncılık, Ankara, 2002.
BALCI, Yusuf Baytekin; Dr. SAY, Nuran, Temel Sanat Eğitimi, Ya-pa Yayınları, İstanbul, 2003.
BİGALI, Şeref, Resim Sanatı,Türkiye İş Bankası, Kültür Yayınları, İstanbul, 1999.
ÇELLEK ,Tülay, Temel Sanat Ders Notları, İstanbul, 2003.
CUMMİNG, Robert, Görsel Rehberler ve Sanat, İnkılap Kitabevi, Ankara, 2008.
ÇAĞLARCA, Sadettin, Resim-Heykel, İnkılap Yayınevi, Ankara, 1999.
ÇAĞLARCA, Sadettin, Renk ve Armoni Kuralları, İnkılap Yayınevi, Ankara, 1993.
ERİNÇ, Sıtkı M., Resmin Eleştirisi Üzerine, Hil Yayınları, İstanbul, 1995.
ERSOY, Ayla, Sanat Kavramlarına Giriş, Yorum Sanat Yayıncılık, İstanbul, 2002.
GAMBRİCH, E. H., Sanatın Öyküsü, Remzi Kitabevi, Singapur, 1997.
GÖKAYDIN, Nevide, Temel Sanat Eğitimi, Millî Eğitim Bakanlığı Yayınları, Ankara, 2002.
GÜNGÖR, İ. Hulusi, Temel Tasar, Esen Ofset Matbaacılık, İstanbul, 2005.
FREEMANTLE, Jonathan, Anatomi, Alfa Basım-Yayım-Dağıtım Ltd. Şti.İstanbul, 2008.
HOGARTH, Burne, Sanatsal Anatomi, Engin Yayıncılık, İstanbul, 1999.
Hacettepe Üniversitesi G. S. F. 4. Ulusal Sanat Sempozyumu, Kültürün Gelişmesinde Sanatın
Öncülüğü, Güzel Sanatlar Fakültesi Yayınları, Ankara, 1994.
Hacettepe Üniversitesi G. S. F. Sanat Yazıları II, Güzel Sanatlar Fakültesi Yayınları, Ankara,
1987.
IŞINGÖR, Mümtaz; ETİ, Erol; ASLIER, Mustafa, Resim-1, MEB Yayınları, Ankara, 1986.
İ. Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Anatomi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyeleri, Anatomi Atlası, Birol
Basın Yay. Dağ. ve Tic., 1996-1997.
JOSE, M. Parramon, Işık ve Gölge, Remzi Kitabevi, İstanbul, 1998.
KANDİNSKY, Vasily, Sanatta Zihinsellik Üstüne, Yapı Kredi Yayınları, Çev.: TURAN, Tevfik,
İstanbul, 1993.
KILIÇKAN, Hüseyin, Resim Bilgisi, Fil Yayınevi, İstanbul, 1999.
KILIÇKAN, Hüseyin, Renk ve Armoni Kuralları, İnkılap Yayınları, Ankara, 1993.
KILIÇKAN, Hüseyin, Resim Bilgisi, Taç Yayınevi, İstanbul, 1996.
KILIÇKAN, Hüseyin, Resim-İş, İnkılap Kitabevi, İstanbul, 2002.
KILIÇKAN, Hüseyin, Resim-İş, İnkılap Kitabevi, İstanbul, 2003.
KIRIŞOĞLU, Olcay Tekin, Sanatta Eğitim, TED Yayınları, Ankara, 1991.
Millî Eğitim Bakanlığı, Resim İş Öğretmenliği Kılavuzu, İlköğretim 1-5, İstanbul, 1998.
Nokta- Çizgi Modülü, METGE, Ankara, 2002.
ÖZSOY, Vedat, Görsel Sanatlar Eğitimi Resim-İş Eğitiminin Tarihsel ve Düşünsel Temelleri,
Gündüz Eğitim ve Yayınları, Ankara, 2003.
144
ÖZSOY, Vedat, Yöntem ve Teknikleriyle Görsel Sanatlar Eğitiminde Uygulamalar, Görsel
Sanatlar Eğitimi Derneği Yayınları, 4. Cilt, Ankara, 2006.
PARAMON, Jose M., Resimde Renk ve Uygulanışı, Remzi Kitabevi, İstanbul, 1995.
PEKMEZCİ, Prof. Hasan, A.G.S. Liseleri İçin Desen Ders Kitabı, MEB Yayınları, Ankara, 2003.
Renk Modülü, METGE, Ankara, 2000.
SAN, İnci, Sanat ve Eğitim, Ütopya Yayınları, Ankara, 2003.
SİMBLET, Sarah, Anatomy For The Artist, Adorling Kindersleybook Yayınları, 2001.
SİMBLET, Sarah, The Drawing Book, Adorling Kindersleybook Yayınları, 2001.
SÖZEN, Metin; TANYELİ, Uğur, Sanat Kavram ve Terimleri Sözlüğü, Remzi Kitabevi, İstanbul,
1992.
SÖZEN, Metin; TANYELİ, Uğur, Sanat Kavram ve Terimleri Sözlüğü, Remzi Kitabevi, İstanbul,
1986.
SÜDOR, Gülseren, Aynanın Gerçeği, Çağ Pazarlama AŞ, İstanbul, 2000.
TEPECiK, Adnan, Desen, YA-PA Yayınları, Ankara, 2003.
TURANİ, Adnan, Sanat Terimleri Sözlüğü, Remzi Kitabevi, İstanbul, 1998.
TURANİ, Adnan, Sanat Terimleri Sözlüğü, Remzi Kitabevi, İstanbul, 1993.
Türk ve Dünya Ressamları Ansiklopedisi, Cilt 1-2, Nesa Basın-Yayın, İstanbul, 2004.
VAN GOGH, Vincent, Theo’ya Mektuplar, Çev.: KÜR, Pınar, Yapı Kredi Yay., İstanbul, 1996.
YILMAZ, Meliha, Görsel Sanatlar Eğitiminde Uygulamalar, Gündüz Eğitimi ve Yayıncılık, Ankara,
2009.
İNTERNET ADRESLERİ
www.eczacıbasısanalmuzesi.org
www.istanbulsanateviunluressamlar.net
www. görselsanatlar.org
http://cygm.meb.gov.tr
http://www.nga.gov
http://www.sanalmuze.org
http://www.tdk.gov.tr
http://www.upload.wikimedia.org
http://www.wikipedia.org
Chardin: www.dl.ket.org
Raphaello: www.fas.history.rutgers.org
Parmigiannino: www.facult.evansville.edu
Caravaggio: www.malaspino.org
Seurat: www.solidaarchive.org
Van Gogh: www.artst.org
Van Gogh: dl.ket.org
Cezanne: met.museum.org
Gris: facweb.cs.depacl.edu
Henri Fantin La Tour: met.museum.org,
www.kameraarkasi.org
Françoise Millet: mfa.org
Cezanne: afaweb.org
Van Gogh: commons.wikimedia.org
Signac: impressionism.art.org
Leonardo: uga.edu Millet, jeanmillet.org
Rousseau: commons.wikimedia.org
Daubigny: Ardor.net
Corot: commons.wikimedia.org
Courbet: seigneur.org
Rembrandt: gameo.org
Sisley: dl.ket.org
Picasso: artquotes.net
Picasso: Pablo-Ruiz-Picasso.net
Braque: a-r-t-asso.org
Leger: tate.org.uk
Picasso: mcs.csueastbay.edu
Monet: commons.wikimedia.org
Modigliani: royalacademy.org.uk
Cezanne: commons.wikimedia.org
145

Benzer belgeler

RGB LED Controller

RGB LED Controller armut, sedir, abanoz ve gül ağacı kullanılmaktadır. Kakma, boyama, kündekâriz, kabartma, oyma, kafes, kaplama, yakma gibi teknikler, günümüzde de Zonguldak, Bitlis, Gaziantep, Bursa, İstanbul-Beyko...

Detaylı

eğitimi - Министерство за образование и наука

eğitimi - Министерство за образование и наука maden işleri, ahşap oymacılığı gibi sanatlar dikkate değer nitelikte değildir. Aynı dönemde ülkemizde de durum Avrupa’dan farklı değildir. Türkiye’de sanat-zanaat ayrımı, ancak 19. yüzyılın sonları...

Detaylı

Farklı Kültürlerde Renklerin Anlamları

Farklı Kültürlerde Renklerin Anlamları El sanatları, insanoğluyla birlikte ortaya çıkmıştır. İnsanların ihtiyaçlarını karşılamak, örtünmek ve korunmak amacıyla ilk el sanatı örnekleri verilmiştir. Daha sonra gelişerek çevre şartlarına g...

Detaylı