Bugün bir gazetede

Transkript

Bugün bir gazetede
2 7 Te mm uz 2 01 4
Bugün bir gazetede “Dışlandık
/ Gül de Anladı” başlıklarıyla
yayımlanan haber, tümüyle gerçek dışıdır.
Sayın Cumhurbaşkanımız, haberde iddia edilen konulara ilişkin
düşüncelerini daha önce çeşitli
vesilelerle kamuoyuyla paylaşmış,
hiçbir zaman yeni bir parti kurma
düşüncesinde olmamıştır.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Cumhurbaşkanlığı
13 Temmuz tarihli yazımızda
sehven “Bayan Goalball Milli
Takımımız Finlandiya’da düzenlenen Dünya Şampiyonası’nda
3’üncü olmuştur yerine, 5’inci
olmuştur” yazılmıştır. Düzeltiriz.
Yavuz Kocaömer, Milliyet
2 4 Te mm uz
Bugün bir gazete tarafından, MİT’e
ait TIR’ların aranması hadisesiyle
ilgili olarak bir ifade tutanağından
hareketle yapılan ve “Talimatı
Erdoğan Vermiş” başlığıyla
yayımlanan haberde ileri sürülen
iddialar tümüyle gerçek dışıdır.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Başbakanlık
2 1 Te mmuz 2 01 4
27.03.2014 tarihli Sabah
Gazetesi’nin 20. sayfasında
“Paralel Yapının 72 Polis Müdürü”
başlıklı ve Abdurrahman Şimşek
imzalı yazıda müvekkilim olan
Kütahya Emniyet Müdürü Kadir
Akbıyık hakkında yer alan hususlara ilişkin olarak açıklama yapılması gerekli görülmüştür.
Tekzibe konu haber içeriğinde müvekkilim olan Kütahya
Emniyet Müdürü Kadir Akbıyık’ın
“Paralel Yapının 72 Polis Müdürü”
başlığı altındaki haberde kamuoyunda “Gülen cemaati” olarak
bilinen cemaatin üyesi olduğu
ve cemaatten ayrılmış bir üst
düzey yöneticinin vermiş olduğu
çok gizli istihbarat raporu ile
görevden alındığına ilişkin haber
yapılmıştır.
Müvekkilim 28 yıldır polis
teşkilatına gönül vermiş, polis
teşkilatının çeşitli kademelerinde
görev almış bir emniyet müdürüdür. Meslek hayatı boyunca birçok taltif almış, görevini layığı ile
sürdürmeyi kendisine ilke edinmiştir. Hakkında hiçbir soruşturma, mahkeme kararı vs. bir
karar olmadığı halde 17.02.2014
tarihinde 2 yıl 10 aydır yürütmekte olduğu Kütahya Emniyet
Müdürlüğü görevinden hiçbir
gerekçe göstermeksizin alınmış
ve merkeze çekilmiştir. Görevden
almaya ilişkin hukuki yollara
başvurmuştur. Hal böyle iken
söz konusu tarihte yayınlanan
haber gerçeği yansıtmamaktadır.
Müvekkilimin adı geçen cemaatle
herhangi bir ilgisi ve bağlantısı
yoktur. Bu sebeplerle söz konusu
haberi tekzip etmek gerekmiştir.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur.
İhtar eden Vekili
A. Gökhan Gökalp
ifadeleri yer almıştır. Söz konusu
madde, yönetim kurulu adaylarıyla değil, seçmenlerle ilgilidir.
Düzeltir, özür dileriz. Agos
16 Temmuz 2 0 14
Aydınlık Gazetesi’nin 10 Temmuz
2014 tarihli nüshasında yayınlanan “İsrail Jetlerinin Yakıtı
Tayyip’ten” “İki Gündür Gazze’yi
Bombalıyorlar” başlıklı haberde;
“İsrail’e giden jet yakıtın Mersin
ve Dörtyol Limanlarından gönderildiği, Yunan firmasına ait Malta
bayraklı “MARİNER A” isimli
tankerin 3 Haziran-9 Temmuz
günlerinde Hayfa ve Mersin arasında 7 sefer yaptığı” iddialarına
yer verilmektedir.
Bakanlığımız kayıtlarının
tetkiki neticesinde; habere konu
Malta Bayraklı “MARİNER A”
isimli geminin; 11 Mart 2014 ila 25
Haziran 2014 tarihleri arasında
İsrail’in Haifa Limanından Mersin
Akaryakıt Gümrük Müdürlüğü
denetimindeki antrepolara “motorin” cinsi eşya getirdiği, motorini boşaltmasını müteakip aynı
limana yükü olmaksızın, “boş”
Milliyet gazetesinin 11 Temmuz
2014 tarihli sayısında yayımlanan,
“Özel’e Soma Yumruğu” başlıklı
haberde Ak Parti Gümüşhane
Milletvekili Feramuz Üstün’ün
fotoğrafı yerine, teknik hata nedeniyle Ak Parti Bartın Milletvekili
Yılmaz Tunç’un fotoğrafı
kullanılmıştır.
Düzeltir, özür dileriz. Milliyet
14 Temmuz 20 14
13 Temmuz 2014 tarihinde bir
gazetede yayınlanan “Metrobüste
yoğunluğa karşı pahalı bilet” başlıklı habere ilişkin aşağıdaki açıklamayı dikkatinize sunarız.
Haberde yer alan “İETT’nin
metrobüsteki yoğunluğu azalt-
mak amacıyla günün yoğun
saatlerinde ücreti yükselteceği”
ifadeleri kesinlikle doğru değildir. İETT’nin, bu yönde herhangi
bir çalışması bulunmamaktadır.
Metrobüse, herhangi bir ücret
modeli getirilmesi gündemde
bulunmamaktadır.
Bilgilerinize sunar, iyi
çalışmalar dileriz.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi
12 Temmuz 20 14
Milliyet gazetesinin bugünkü
spor sayfasında, Galatasaray Spor
Kulübü Başkanı Ünal Aysal’la
ilgili yayınlanan haber gerçeği
yansıtmamaktadır.
Başkanımız Ünal Aysal, bugün;
Fatih Terim’in şikayeti üzerine
başlatılmış olan bir soruşturma
çerçevesinde, tanık olarak ve
sadece bilgisine başvurulmak
üzerine savcılığa davet edilmiş ve
bu davete icabet etmiştir.
Galatasaray Spor Kulübü
Başkanlık Makamı’nı yıpratmaya
yönelik olarak üretildiği çok açık
olan haberde, yukardaki açıklama
dışında yer alan bütün unsurlar,
maksatlı ve gerçek dışıdır.
Kamuoyuna saygıyla
duyurulur.
Galatasaray Spor Kulübü
Geçen haftaki sayımızda yer
alan “Tüm yönleriyle Yeni
Yönetmelik” başlıklı haberimizde,
eski yönetmelik ve yeni taslağın
kıyaslandığı tabloda, “Eski
yönetmelikte yönetim kurulu
adaylarının seçim çevresinde
ikamet etmesi şarttır” ve
“Yeni taslakta yönetim kurulu
adaylarının seçim çevresinde
6 ay ikamet etmesi şarttır”
10 Te mmu z 2 0 14
olarak gittiği tespit edilmiştir.
Halen Ataş Rafinerisi
İskelesinde bulunan gemi, en
son 9 Temmuz 2014 tarihinde,
Haifa Limanından aynı Gümrük
Müdürlüğü denetimindeki antrepoya “motorin” cinsi eşya getirmiştir. Dolayısıyla, haberde iddia
edildiğinin aksine, 3 Haziran-9
Temmuz tarihleri arasında söz
konusu gemi sadece 3 kez Ataş
Rafinerisi İskelesine gelmiştir.
Bahse konu geminin 11 Mart
2014 ila 25 Haziran 2014 tarihleri arasında yükü olmaksızın
limandan ayrıldığı hususu da göz
önüne alındığında, gemiye “JET
A-1” yakıtının yüklendiği iddiaları
da gerçeği yansıtmamaktadır.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı
6 Te mmu z 2 0 14
Cumhuriyet Gazetesi’nin 18 Mart
2014 tarihli nüshasında “Son
Parayla 6 Lüks Daire” başlıklı
bir haber yayınlanarak, habere
konu olayla hiçbir ilgisi olmayan
müvekkil Berat Albayrak’ın ve
Serhat Albayrak’ın ismi de habere
dahil edilmek suretiyle, müvekkil
açıkça karalanmaya çalışılmıştır.
Gazetenizin, yakın zamanda
yayınladığı benzer nitelikteki
haberlerde yer alan suçlamaların
devamı niteliğinde olan tekzibe
konu haber, yayın kuruluşunuzun
amacının haber vermek ve gazetecilik yapmak olmadığını açıkça
göstermiş; gazeteciliğin başkalarına kara çalmak için bir araç
olarak kullanıldığını, çamur at izi
kalsın mantığı ile haber yapıldığını gözler önüne sermiştir.
Müvekkilin haberle hiçbir
ilgisi olmadığı gibi, yine haberde
avukatı olduğu belirtilen Av.
Ömer Faruk Akbulut ile arasında
herhangi bir vekâlet ilişkisi de
bulunmamaktadır.
Müvekkil hakkında böyle gerçek dışı bağlantılar kurgulanarak, sanki hukuka aykırı birtakım işlemler yapılmaktaymış ve
müvekkil de bu işlemlerin tarafıymış gibi gösterilmeye çalışılması,
bir süreden beri yapılmakta olan
asılsız ve kötü niyetli haberlerin
devamından ibarettir.
Müvekkilin isminin çamur
at izi kalsın mantığıyla bu son
derece çirkin iftiralara malzeme yapılmasının, Cumhuriyet
Gazetesi tarafından devam ettirilmekte olan karalama kampanyasının haksız bir sonucu olarak
ortaya çıktığı açıktır.
Bu tarz haberler sürekli olarak
müvekkil Berat Albayrak tarafından yalanlanmasına rağmen,
ısrarla yeni hayali kurgular yaratarak müvekkilin bu kurgulara
dahil edilmeye çalışılması, gazetecilik dışı amaçları açıkça gözler
önüne sermektedir.
Önümüzdeki günlerde gerçekleşecek seçime yönelik olarak
paralel yapı odaklı yapıldığı anlaşılan ve yapılmaya da devam edilen bu karalama kampanyalarının
habercilikle ilgisinin olmadığı
son derece açıktır. Müvekkilin
şeref ve haysiyetinin zedelenmeye
çalışılması, değişik dönemlerde
rastladığımız ve defalarca kınadığımız dezenformasyon çabalarının bir ürünüdür.
Bu çarpık anlayış, sadece
Müvekkile ve gazeteciliğin etik
ilkelerine değil, aynı zamanda
gerçeklere ulaşma hakkına sahip
kamuoyuna da zarar vermektedir.
Bu nedenlerle; gerçek dışı,
asılsız ve kötüniyetli kalemlerce
hazırlanan söz konusu habere
karşı tüm yasal haklarımızı saklı
tutmakla birlikte, bu ve benzeri
yayınlar ile ilgili kişi ve kuruluşlara karşı hukuki zeminde sahip
olduğumuz hakların sonuna
kadar ve en etkin şekilde kullanılmaya devam edileceğini kamuoyuna saygıyla duyururuz.
Berat Albayrak
Serhat Albayrak
Vekili Avukat Fatih Savaş
4 Temmuz 2014 Tarihli Hürriyet
Gazetesi’inin 9’uncu sayfasında
yayınlanan “Valilikten Altınlar
İçin Soruşturma İzni Yok” başlıklı
haberde, Reza Zarrab’ın sahibi
olduğu Duru Döviz’le ilgili
ifadelerin birinde, sehven “Duru
Döviz” yerine “Duru Turizm”
ibaresi kullanılmıştır. Duru
Turizm’in haber konusuyla hiçbir
ilgisi yoktur.
Düzeltir, özer dileriz. Hürriyet
4 T e m m u z 201 4
Gazetemizin dünkü 1. sayfasında
3 çocuklu anneye 170 euro maaş
haberinin başlığı sehven “120
euro” olarak yazılmıştır. Doğrusu
170 euro olacaktır.
Düzeltir, özür dileriz. Sabah
3 T e m m u z 201 4
Sözcü Gazetesi’nin 02.03.2014
tarihli nüshasında ve gazeteye
ait internet sitesinde yer alan,
“Başbakan Erdoğan’dan Bilal’e
Masraftan Kaçınma Talimatı”
başlıklı, gerçekle alakası olmayan, iftira niteliğindeki yazı ile
Müvekkillerim TC Başbakan’ı
Recep Tayyip Erdoğan ve
Necmeddin Bilal Erdoğan’a ağır
ithamlarda bulunulmuş, gazetecilik ilkeleri, hukuk fütursuzca
çiğnenmiştir.
Yazı içeriğinde gerçekle alakası
olmayan beyanlarda bulunularak, müvekkillerim kamuoyunun
husumetine maruz bırakılmıştır.
Gazetede yer alan bu satırlar bir
durum ya da olay anlatımından
çok, müvekkillerimi zan altında
bırakmak maksadıyla kaleme
alınmıştır.
Özellikle ülke gündeminde
siyasi iktidara karşı yürütülen kirli savaşta her yolu meşru
sayan, yalan ve iftirada birbiri
ile yarışan sözde gazetelerin bu
iddiaları, yürüttükleri psikolojik
savaşın bir parçasıdır. Hukuk,
basın ahlakı ve vicdanın olmadığı bu iftiranın hedefi herkesçe
malumdur. Müvekkillerime karşı
yayınlanan bu kin ve nefret yazısının arka planındaki kirli düşünceleri ve hesapları kamuoyunun
takdirine bırakıyoruz.
Netice olarak bu hakaretlerin
gazeteniz vasıtasıyla kamuoyuna
duyurulması hukuka aykırıdır.
Bu yazı 5187 sayılı Basın Kanunu,
basın meslek ve ilkelerine aykırıdır. Adalet ve tarafsızlığa saygılı
olma, kişi ya da kuruluşlan aşağılayıcı yalan haber yapma veya
iftira niteliği taşıyan yayın yapmama, özel amaçlara hizmet eden
ve haksız rekabete yol açan yayın
yasağı ilkelerine uygun değildir.
Söz konusu hakaret içeren bu
yazı ile ilgili tüm yasal haklarımızı
hızlı, eksiksiz ve etkin bir şekilde
kullanacağımızı da dikkatlerinize
sunarız.
Kamuoyuna saygılarımızla
sunarız.
Recep Tayyip Erdoğan
Necmeddin Bilal Erdoğan
Vekili Av. Ahmet ÖZEL
2 T e m m u z 201 4
Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu’nun
Cumhurbaşkanı adayı olarak
gösterilmesinin arka planında
Aydın Doğan’ın bulunduğu
şeklinde gazetenizde (Milat)
yayınlanan haberler ve yapılan
yorumlar tamamen hayali olup,
gerçeği yansıtmamaktadır. Bu gibi
uydurma yayınlar sadece basın
mesleğine zarar verir.
Sayın İhsanoğlu bu haberlerin doğru olmadığını zamanında
açıklamıştı. Aydın Doğan Sayın
İhsanoğlu’nu tanımış olup kişiliğini ve mesleki meziyetlerini
takdir etmektedir. Ancak CHP
ve MHP tarafından aday gösterilmeden önce siyasetle hiçbir
ilgisi olmadığını beyan etmiş
olan Sayın İhsanoğlu’na, haberlerde vurgulandığı şekilde Aydın
Doğan tarafından yıllar öncesinde
Cumhurbaşkanlığı önerisinin
yapılmış olduğu iddiası tamamen
hayal mahsulüdür. Yayıncılıktan
başka bir amacı olmayan Aydın
Doğan’ı siyaset senaryolarının
içinde göstermek büyük bir yanlış
ve haksızlıktır.
Cumhurbaşkanlığı seçimi ile
ilgili haber ve yorumlarınızın bu
açıklama doğrultusunda düzeltilmesini rica ederim.
Aydın Doğan
Vekili Av. Erem Turgut Yücel
29 H a z ira n 201 4
1. Son günlerde bazı basın ve
yayın organlarında yayımlanan yazılarda ve programlarda;
TSK’ya mensup bazı personelin
gündemde olan bir yapılanma
ile ilişkili olduğu iddia edilerek TSK’yı hedef alan haber ve
yorumlara yer verilmektedir.
2. Anılan haber ve yorumlarla,
TSK içinde hiyerarşi ve disiplin
dışı oluşumların teşkilatlanabildiği imajının yaratılmak istendiği
üzüntü ile izlenmektedir.
3. Kamuoyu nezdinde TSK’nın
kurumsal kimliği ile mensupları
hakkında olumsuz algı yaratma
çabasını içeren iddia ve yorumların, hiçbir hukuki, insani ve vicdani dayanağı bulunmamaktadır.
4. İleri sürülen iddiaları araştırmak ve gerekli idari/adli işlemleri
yapabilmek için bugüne kadar
resmi istihbarat makamlarından
somut hukuki hiçbir bilgi ve belge
TSK’ya ulaşmamıştır.
5. Diğer taraftan, TSK’nın,
Anayasal ilkelere bağlı, yüce
Türk milletinin ve devletinin
hizmetinde, sadece yasalarla ve
Hükümet direktifleriyle kendisine
verilen görevleri yapan anayasal
bir kurum olduğu bilgisi birçok
defa kamuoyu ile paylaşılmıştır.
6. Her türlü yıkıcı, bölücü ve
yasa dışı kişi ve oluşumlardan
TSK’nın temizlenmesinin yasal bir
görev ve sorumluluk olduğuna
inanılmaktadır.
TSK bu konu üzerinde önemle
ve hassasiyetle durmuştur ve durmaya devam etmektedir.
Ancak somut bilgi ve belgeye
dayanmayan dedikodu mahiyetindeki maksatlı haber ve
yorumlar ile TSK’nın ve mensuplarının yıpratılmaması ve
ayrışmalara neden olunmaması
için ülkesini ve milletini seven,
ülkemizin birlik ve beraberliğine
sözde değil özde önem veren her
vatandaşımız tarafından azami
hassasiyet gösterilmesi gerekliliğine inanılmaktadır.
7. TSK’nın kurumsal kimliğini
ve personelini ilgilendiren her
türlü iddia, titizlikle araştırılmakla
birlikte somut bilgi ve belgeye
dayanmayan kişileri karalamaya
matuf haber ve yorum yapan ve
bunu kasıtlı olarak medyaya sızdıran kişiler hakkında da hukuki
yollara başvurulmuştur ve başvurulmaya devam edilecektir.
Yüce milletimize saygıyla
duyurulur.
Türk Silahlı Kuvvetleri
27 H a z ira n 201 4
04.03.2014 tarihli gazetenizin
(Cumhuriyet) “Öğrencilere İhbar
Baskısı” başlıklı haberinde, müvekkilim Necip Fazıl Kısakürek
Endüstri Meslek Lisesi Müdürü
Sayın Cemal Kılıç’ın, öğrencileri
odasına çağırarak öğretmenlerin,
Başbakan ve hükümet hakkında
yorum yapıp yapmadığını sorduğu; siyasi iktidara şirin gözükmek için kendisine vazife çıkardığı haberi yazılmıştır.
Müvekkilimin amacı, 03.03.2014
tarihinde bir vatandaş tarafından verilmiş dilekçe için gerekli
araştırmayı yapıp, okulunda müfredat dışı uygulamaların yapılıp yapılmadığını tespit etmekti.
Müvekkilim; meslektaşları,
öğrenci ve öğrenci velileri tarafından sevilen ve sayılan başarılı bir
okul müdürüdür. Müvekkilimin
asla meslektaşlarını fişleme gibi
bir amacı yoktur. Yasal bir idari
soruşturma yapabilmek için yaptığı ön incelemedir. Bu ön inceleme hakkı yasalardan kaynaklanmaktadır. Ön araştırma yapma
şekli ise pedogoji eğitimi almış
kimseler tarafından yapılan bir
uygulamadır.
Kamuoyuna saygıyla
duyurulur.
Cemal Kılıç
Vekili Av. Gizem Arı Gündoğdu
26 H a z ira n 201 4
Hürriyet Gazetesi Yazarı Yalçın
Doğan’ın bugünkü yazısında
yer alan, Eş Genel Başkanımız
Sayın Selahattin Demirtaş ile
Sayın Abdullah Öcalan arasında geçtiği iddia edilen diyaloğun tek kelimesi dahi gerçeği
yansıtmamaktadır.
Yanlış bilgiyle yazılan bu köşe
yazısındaki iddiaların dikkate
alınmaması gerektiğini kamuoyuna saygıyla duyururuz.
HDP Genel Merkezi
25 H a z ira n 201 4
03.04.2014 tarihinde “Majeste”
başlıklı yayında Gazeteci ve
Yazarlar Vakfı Başkanı Sayın
Mustafa Yeşil’in çifte vatandaşlık
kapsamında Türk vatandaşlığının
yanı sıra İngiliz vatandaşı olması
tahkir edici ve suçlayıcı bir dil ile
haber yapılmıştır.
Bilindiği üzere İngiltere mevzuatına göre bu ülkede beş yıl
ikamet eden kişiler yasal olarak
Düzeltmeler ve Açıklamalar
Ocak 2012–Ağustos 2014
2001’den beri süregelen Düzeltmeler ve Açıklamalar,
günlük gazetelere yapılan revizyonlar, geri çekmeler, kelime değiştirmeler, açıklamalar ve özürlerden
derlenen bir seçkiden oluşuyor. Bu yayın, tarif ve
tasnifteki sapmaların, karmaşık popüler sloganların,
yanlış ifade, tonlama, ima ve yanıltıcı maddeleme
örneklerinin ters kronolojik bir listesi.
Yayıncılık adabı gereği; bu yayına malzeme sağlayan, kendilerini veya başkalarını düzeltmeyi uygun
gören, kamu nezdinde özür dileyen veya açıklama
yapan ve böylece telafi arayan, ortaya çıkaran, tahsis eden, sözünü geri çeken veya değiştiren, aynı
zamanda da kabahat ve sorumluğu üstlenen, inkar
eden veya başkasına atfedenlere teşekkürler.
Yapılmakta ve yapılmış olan için özür dileme
çabasına, söyleneni geri alma, kastedileni bozmaya
yönelik berdevam teşebbüslere teşekkürler.
Herkesce bilineni yeniden adlandıran, yeniden
tasnif eden, saklayan, etkisiz hale getiren veya sorguya çekmeyi kendine vazife edinen (veya başkalarına bu vazifeyi yükleyen); karartmak, örtmek, akıl
karıştırmak için kurnaz benzetmeler bulan; belli
ekonomik çıkarlarla örtüşen siyasi yapılar doğrultusunda bilgi dağıtan, yapılanların sonuçlarını
ve olayların arkasındaki gizli yapıları reddetmek,
hafifletmek, üzerini örtmek, gölgelemek ve bunlara
mazeret bulmak için dili kullanmaya rıza gösteren
haber avcılarına, düzenleyicilerine ve denetçilerine
ayrı ayrı teşekkürler. Ayrıca, asıl niyetlerine bakmaksızın, dil sürçmeleriyle ve kullandıkları ifadelerle,
arada sırada ve parça parça bir şeyleri ifşa edenlere
de teşekkürler.
Düzeltmeler ve Açıklamalar, anlaşılma derdi olmayan, manşetsiz ve başlıksız bir gazete. Tekrarlanan
hataların da katkısıyla, belki de farkında olmayarak
aktarılanlar, daha açıklayıcı, tarihsel olarak daha
tanımlanabilir ve arzu edilenden daha az uzlaştırıcı
olabilir. Bu, hem avantajlı, hem de kaçınılmaz bir
durum.
Orijinal haberlere duyduğu şüpheyi, düzeltmelere, açıklamalara ve pişmanlıklara da duyan okuyucuya selamlarla.
Anita Di Bianco
Düzeltmeler ve Açıklamalar
Kaynak: Medya Tekzip Merkezi
Araştırma: Göksu Kunak ve Hazal Rüzgar
Grafik Tasarım: Okay Karadayılar
BAS ve collectorspace desteğiyle üretilmiştir.
İstanbul, 2014
b-a-s.info
collectorspace.org
Şekip Hardal’a teşekkürlerimizle.
meydana gelen yanlış bilgiyi
düzeltir okurlarımızdan özür
dileriz.
Yaşanan kafa karışıklığını
gidermek amacıyla açıklama
yapan İhsanoğlu, “Gerçek Twitter
ve Facebook hesabım yok.
Önümüzdeki günlerde açacağız.
Adıma açılan profillerle ilgili yasal
başvurulan yapacağız. Twitter
hesabını biz basına bildiririz”
dedi. Yeni Asya
2 0 H a z ira n 2 0 14
Gazetemizin dün “Kaldırımda
Can Pazarı” başlığıyla yayınladığı kaza haberinde O.B adıyla
yer alan şahsın aracın yolcusu
olduğu öğrenilmiştir, ölen şahsa
ait olduğu belirtilerek yayınlanan
fotoğrafın da O.B’ye ait olduğu
tespit edilmiştir.
Düzeltir özür dileriz. Bugün
18 H a z ira n 2 0 14
Bugün Habertürk Gazetesi’nde
Hisader ile alakalı bir haber
yayınlanmıştır. Bu haberde derneğimizle, amblemimizde bulunan kelime-i tevhid ifadesi ve
Hz. Muhammed (s.a.s)’in mührü
örnek gösterilerek IŞİD isimli
örgüt arasında bir bağ kurulmaya çalışılmıştır. Habere konu
olan ve içeriğinde “Lailahe illallah Muhammedur rasulullah”
bulunan amblem 1500 yıldır tüm
İslam dünyasında, Müslümanların
inancını özetleyen bir ifade olarak
kullanılmaktadır. Bu amblemde
ifade edilen manayı ve yazıyı
bilmemek haberi hazırlayanların
ve yayınlayanların cehaleti ile
açıklanabilir.
Haberi hazırlayanlar, internette
“Hz. Muhammed’in mührü” ifadesini aratmış olsalardı, derneğimizin ambleminde kullanılan figürün başka hangi kurum, dernek,
yayınevi vs. tarafından da kullanıldığını görebilirlerdi. Hisader’in
söz konusu örgüt ya da başka
herhangi bir örgüt ile ilişkisi
bulunmamaktadır. Hisader, kurulduğu günden bu yana uyuşturucu
ile mücadele etmeyi, bu doğrultuda gençlerin manevi bilinçlenmesini yükseltmeyi hedefleyen,
İslam dünyasındaki gelişmelere
bigane kalmayarak insani yardım
çalışmaları yürüten bir dernektir.
Çalışmalarımız hakkında daha
fazla bilgi almak isteyenler hisader.org adresini inceleyebilirler.
Volkan Sağlam
Hisader Başkanı
16 H a z ira n 2 0 14
İngiliz vatandaşlığına hak kazanabilmektedir. Müvekkilim ise
2003 ila 2009 yıllan arasında
Zaman Gazetesi’nin İngiltere
temsilcisi olarak görev yaptığı
esnada bu şartı yerine getirerek
söz konusu yasal düzenlemeden
yararlanmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti
Kanunlarına göre de çifte vatandaşlık kabul edilmektedir. Nitekim
gerek Bakanlar Kurulu’nda
gerekse TBMM’de çifte vatandaş
olarak birçok siyasetçi ve bürokrat yer almaktadır. Aynı şekilde
Sayın Başbakan da yurtdışında
yaşayan Türk vatandaşlarına
bulundukları ülkenin vatandaşlığını da edinerek çifte vatandaş
olmalarını telkin ve tavsiye etmiş,
kasım 2011 tarihli Almanya gezisinde de bunu dile getirmiştir.
Hal böyle iken çifte vatandaşlık
kapsamında İngiltere pasaportu
taşımayı suç unsuru ihtiva eden
bir olay gibi gösteren kişilik haklarına saldın taşıyan ve gazetecilik
etiğine aykırı haber içeriğini kabul
etmediğimizi, müvekkilin gazetecilik sıfatıyla bulunduğu ülkede
yasal düzenlemelerden yararlanarak herkes gibi çifte vatandaşlık
edindiğini, bunun için herhangi
bir kişi veya kurumu referans
göstermediğini kamuoyunun bilgisine saygıyla arz ederiz.
Gazeteci ve Yazarlar Vakfı
Başkanı Mustafa Yeşil
Vekili Av. Mehmet Yusuf Burak
Milliyet gazetesinin 24 Haziran
2014 tarihli sayısında yer alan
“Melih Gökçek’e Hacker Şoku”
başlıklı haberde, avukat Meltem
Banko için sehven “Gökçek’in
avukatı Meltem Banko ifadesi
kullanılmıştır.
Düzeltir, özür dileriz. Milliyet
2 1 H aziran 2 01 4
18.06.2014 tarihinde Zaman
Gazetesi’nde yer alan “2,5 Yıl
Sonra Yeni TÜBİTAK Raporuyla
Gözaltı” adlı haberdeki yanlış bilgilendirmelere dayanan hususlara
ilişkin olarak, kamuoyunun doğru
bilgilendirilmesini sağlamak
üzere, aşağıdaki açıklamaların
yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur.
Adı geçen haberde, “böcek
soruşturmasıyla” alakalı süreç
özetlendikten sonra “(Savcı)
Çetin’in talimatının ardından
TÜBİTAK’a atanan yeni ekip
tarafından apar topar bir böcek
raporu hazırlandı. Raporun savcılığa ulaşmasının ardından da operasyonlar başlatıldı” denilmektedir. Ancak TÜBİTAK- BİLGEM
Başkanlığındaki görev değişiminin ardından Kurumumuza, yeni
bir rapor yazılması için herhangi
bir talep gelmemiş ve böyle bir
rapor da yazılmamıştır.
Haberin merkezine oturtulan
ve başlığa taşınan “yeni TÜBİTAK
raporu” diye bir rapor hiç var
olmamış; Kurumumuzu yıpratmak ve kamuoyunu yönlendirmek için maksatlı bir şeklide
kaleme alındığını düşündüğümüz
haber, tamamen gerçek dışı bilgilerle oluşturulmuştur.
Bu duyuru, haberin kamuoyunda yanlış anlamalara sebebiyet vermesini önlemek adına
yayımlanmıştır.
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik
Araştırma Kurumu
17 Haziran 2014 Salı günü yayınladığımız “Lice’de Neler Oluyor?”
yazı dizisinin ikinci bölümünde,
Diyarbakır esnafına ait “Yol Kesip
Halkı Mağdur Ediyorlar” başlıklı
demeç, sehven Diyarbakır Valisi
Mustafa Cahit Kıraç’ın açıklamalarını kapsayan çerçeve içinde
yer almıştır. Düzeltir, özür dileriz.
Habertürk
19.06.2014 tarihinde “İhsanoğlu
Twitter’da” başlıklı haberimizde
Cumhurbaşkanlığı için Çatı Aday
olarak açıklanan Ekmeleddin
İhsanoğlu’nun twitter adresi olarak duyurduğumuz hesabın yanlış
olduğu ortaya çıktı.
İhsanoğlu’nun adaylığının
açıklanmasının ardından kısa
sürede onlarca twitter ve facebook hesabı açılmış ve kafa
karışıklığı yaşanmasına sebep
olmuştu.
Bu karışıklıktan dolayı
29.03.2014 tarihli Sabah
Gazetesi’nin Karadeniz-Doğu
Anadolu sayfasında (25. sayfa)
“TRT’de Kara Propaganda”
başlıklı yazı içeriğinde şahsımı hedef alan haksız ifadeler
bulunmaktadır.
Konu hakkında tekzibim şu
şekildedir: Devletimizin en önemli
kurumlarından olan Türkiye
Radyo Televizyon Kurumu’nda
TRT Trabzon Bölge müdürü olarak görev yapmaktayım. 28 yıllık
devlet memuru olarak bugüne
kadar devletimizin idari birimleri tarafından bana tevdi edilen
görevleri en iyi şekilde yerine
getirmeye çalıştım. İlgili yazıda
belirtilen, “yapı” ile bir ilgim
yoktur. İsnat edilen iddialar gerçek dışıdır. Görevimi hukuk ve
kanunlar çerçevesinde yapmaktayım. Bu sebeple aleyhime olan
ifadeleri kabul etmiyorum.
Kişilik haklarımı ağır şekilde
ihlal eden bu yazının şahsımı
karalamaya çalışan kişiler tarafından, sizlere iletildiğini düşünüyorum. Bütün bu nedenlerle söz
konusu yazıdaki haksız iddiaları
kabul etmiyorum. Gazetenizde iş
bu tekzip metninin yayınlanmasını talep ediyorum.
Hüseyin Kantar
TRT Trabzon Bölge Müdürü
Yeni Şafak Gazetesi’nin 16.02.2014
tarihli nüshasının 1. Sayfasında
“Paşanın TIR Pazarlığı” ve haberin
devamı niteliğinde 10. Sayfasında
“Ben Paşayım Sizi Kurtarırım!”
başlığı ile yayımlanan müvekkilimizin fotoğrafının da kullanıldığı haber, müvekkilimizin kişilik
haklarına saldırı mahiyetinde ve
tamamen asılsızdır.
Şöyle ki; Adana Jandarma
Bölge Komutanlığı ve Adana
Jandarma Bölge Komutanı olarak
müvekkilimizin 19.01.201 tarihinde Adana Ceyhan’da meydana gelen TIR arama olayıyla
ilgili yasal yetki ve görevi bulunmadığından, söz konusu olaya
müdahalesi olmamıştır. Bu husus
İçişleri Bakanlığı ve Jandarma
Genel Komutanlığı’nca başlatılan
ve tamamlanan soruşturma kapsamında da tespit edilmiş olup,
soruşturma kapsamında müvekkilimizin olayla görev ve yetkisi
olmaması sebebiyle bilgisine dahi
başvurulmamıştır. Ancak haberde
soruşturma raporunun tam aksi
yönde ithamlarda bulunulması
oldukça düşündürücüdür.
Kaldı ki; bir süredir gazetenizde Adana’da TIR arama olayı
adeta vatana ihanet, darbe, AKP
hükümetini itibarsızlaştırma
ve yıpratma amacıyla yapılan
bir operasyon gibi verilen ve
toplumda da müvekkilimizin
aleyhine darbeci, paralel yapı
adını verdiğiniz AKP hükümeti
karşıtı bir oluşumun içinde
hareket eden kişi algısı yaratmak
amacıyla, Türkiye Cumhuriyeti
Devletini ve Milletini bölünmeye
ve ayrıştırmaya yönelik, TSK
ve Genelkurmay Başkanlığını
karalamayı amaçlayan, gerçeği
yansıtmayan bu ve benzeri
haberlerin yapılması son derece
kaygı ve dehşet verici olup, haber
değeri dahi olmayan ve üstelik
gizlilik kararı ve yayın yasağı
olan bir soruşturmaya ilişkin bu
doğrultudaki asılsız iddialara
itibar edilmemesi gerektiğini
kamuoyuna saygı ile bildiririz.
Adana Jandarma
Bölge Komutanı
Tuğgeneral Hamza Celepoğlu
Vekili Av. Sönmez Ahi
14 H a z ira n 201 4
02.04.2014 tarihinde Takvim
Gazetesi’nde “Hakimden Gol”
başlığı ile yayınlanan yazıda ünlü
bir futbolcunun gece kulübünde
tanıştığı Damla Ç. ve Gülşah
Ö. isimlerindeki iki genç kızı
darp ettiği ve bunun üzerine
ünlü futbolucu hakkında “kasten yaralama” suçundan dava
açıldığı belirtilerek yazı içeriğinde iki genç kızın fotoğrafı
yayınlanmıştır.
Yazı içeriğinde kullanılan
fotoğraf müvekkilimin birkaç yıl
önce yurt dışında bir kız arkadaşı
ile birlikte çektirmiş olduğu
fotoğraf olup yazı içeriğinde bahsi
geçen genç kızlarla hiçbir ilgisi
bulunmamaktadır. Buna karşın
müvekkilime ait fotoğraf izinsiz
bir şekilde söz konusu haber
içerisinde yayınlanarak haberde
bahsi geçen kişilerin müvekkilim
olduğu izlenimi yaratılmaya
çalışılmıştır. Ayrıca, tekzibe konu
yazıya ve yayına müvekkilimin
fotoğrafının eklenmesi müvekkilin özel yaşamını ifşa eden
müvekkili itham eden, kişilik
haklarını zedeleyen, müvekkili
ailesi, iş hayatı ve sosyal çevresi
balonundan mağdur eden
niteliktedir.
Müvekkil hakkında yapılan bu
haberler, müvekkile yönelik iftira,
özel hayatin gizliliğine müdahale, özel hayatın gizliliğini ihlal,
müvekkilin itibarını zedeleme ve
müvekkilin özel hayatının 3. kişilere ifşası niteliğindedir.
Bu nedenle, müvekkil hakkında
hiçbir gerçekliği olmayan bu
haberlerde ileri sürülen iddiaların
tamamen asılsız ve gerçek dışı
olduğunu, yazı içeriği ile fotoğrafı yazıya eklenen müvekkilin
her hangi bir ilgisinin olmadığını
kamuoyuna saygıyla bildiririz.
Av. Özlem Güneri
Av. Esin Berker
13 H a z ira n 201 4
11 Haziran tarihli yazımda bazı
hatalar yer aldı: 3 aylık cari açık
11,5 milyar $, cari açık/milli gelir
oranı da yüzde 6.2 olacaktı.
Düzeltir, özür dilerim.
Mustafa Sönmez, Sözcü
Dünkü “Müzikle Değişen
Yaşamlar” yazımda ünlü keman
ustası, akademisyen, eğitimci,
besteci, sonsuz saygı duyduğum,
sevdiğim insan Cihat Aşkın, akıl
almaz bir biçimde Cihan Aşkın
olmuş! Hem sanatçıdan, hem siz
okurlardan özür dilerim.
Zeynep Oral, Cumhuriyet
Dün 24. sayfada yer alan emekli
Orgeneral Hurşit Tolon’un
“Benim sehven özgürlüğe kavuşmam, etrafımdaki yeşili, bulutları
görmem, ailemle kucaklaşmam,
arkamda bıraktığım yüzlerce
yurtsever ve TSK’nın seçkin
komutanlarını hatırlayıp içimin
burulmasına mani değildir” cümlesinde “sehven” kelimesi yanlışlıkla yer almıştır.
Doğrusu “şahsen” olacaktır.
Düzeltir, özür dileriz. Milliyet
11 H a z ira n 201 4
8 Haziran 2014 tarihli Zaman
gazetesinde yayımlanan
“Filistin’de İlk Türkçe Dersi”
başlıklı haberde Kimse Yok Mu
Kudüs Temsilcisi Harun Tokak ve
Temsilci Yardımcısı Eyüp Tok’un
unvanları sehven Ortadoğu
Koordinatörü ve yardımcısı şeklinde yazılmıştır.
Düzeltiriz. Zaman
1 0 H a z ira n 201 4
4 H a z ira n 201 4
A.S.T.’ın 50+1. Yıl Etkinliği ile ilgili
olan iki hafta önceki yazımda
kullandığım “yaşayan en eski özel
tiyatromuz” belirlemesi dil sürçmesidir. “Politik” sözcüğü yerine
“özel” sözcüğü kullanılmıştır.
Yaşayan en eski özel tiyatromuz
Kent Oyuncuları’dır.
Özür diler, düzeltirim.
Ayşegül Yüksel, Cumhuriyet
Habertürk Gazetesi’nde yer alan,
Caner Erkin ile aramızda geçtiği iddia edilen diyaloglara dair
haber, hayal mahsulü olmasının
ötesinde ahlaksızlıktır.
İnsanların özel hayatlarına,
ailevi ilişkilerine müdahale etme
odaklı ve kasıtlı kurgulanan; meslek etiği ve şereften yoksun olan
bu haberi yapan kişi ve habere
sayfalarında yer veren gazete
ile ilgili hukuki başvurularda
bulunulacaktır.
Kamuoyundan; ahlak dışı bu
habere itibar edilmemesini, bir
kez daha önemle rica ediyorum.
Aziz Yıldırım
Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı
9 H a z ira n 201 4
Dün yanlışlıkla “Allâhü min
sâbırîn!” yazmışım. Doğrusu tabii
ki “Allâhü meas sâbırîn!” olacak.
Özür dilerim.
Yağmur Atsız, Star
7 H a z ira n 201 4
Geçen haftaki yazımın spotunda sehven “Kültür ve Turizm
Bakanlığı’nın Altın Ayı ödüllü
yönetmen Semih Kaplanoğlu’nun
yeni filmi için yaptığı maddi yardım seçim şarkısına bağlanıyor”
cümlesi kullanılmıştır.
Doğrusu; “Medyada yer alan
bütün haberlerde Eren’in Çanakkale Geçilmez adlı filmine
1.750.000 TL destek çıkması sanatçının bir önceki seçimlerde iktidar
partisinin seçim şarkısını yapmış
olmasına bağlandı.” şeklindedir.
Düzeltir, özür dilerim.
Gülcan Tezcan, Star
6 H a z ira n 201 4
“Atatürk’ün soyadı kanunu çıkmadan önceki soyadı neydi?”
şeklindeki yanlış sorunun Atv’nin
“Kim milyoner olmak ister?” adlı
programında sorulduğunu yazmıştık dün. Meğer Kanal D’nin
“Bir milyon canlı para” adlı programında sorulmuş.
Düzeltir, özür dileriz.
Melih Aşık, Milliyet
5 H a z ira n 201 4
Gazetemizin 6. sayfasında önceki
gün yer alan “Alzheimer’a Türk
Formülü” başlıklı haberde,
Nobel İlaç Şirketi Başkanı Hasan
Ulusoy’un sözleri, sehven “50 milyon dolar da ithalat yaptık.” olarak yer almıştır. Doğrusu “Geçen
yıl yaklaşık 100 milyon dolarlık
satışı yurtdışına yaptık. 50 milyon
dolar da ihracat yaptık.” olacaktır.
Düzeltir, özür dileriz.
Habertürk
01.06.2014 tarihli Yurt Gazetesi
’nin 2. sayfasında sağ üst köşesinde yer alan, müvekkil Tarkan
Tevetoğlu’nun fotoğrafı ile birlikte yayınlanan “400 BİN LİRA
BORCU VAR!” başlıklı yazıdaki ifadeler tamamen asılsızdır, gerçekleri hiçbir biçimde
yansıtmamaktadır.
Haberde bahsi geçen, telif toplayan ve üyelerine dağıtan müzik
meslek birlikleri, MESAM, MSG,
MÜYAP, MÜYORBİR’in Sapanca’da yapılan toplantısında, Tarkan’ın ödenmemiş 400 bin türk
liralık telif borcu olduğu, bu borcun Açıkhava Tiyatrosu’nda kendi
şirketi HİTT Prodüksiyon’un
başka organizasyon şirketleriyle
ortak düzenlediği konserlerden
kaynaklandığı, konunun Tarkan’a
hatırlatılmasına karar verildiği
yönündeki ifadeler gerçeklerle
hiçbir şekilde örtüşmemektedir.
Sapanca’da gerçekleştirilen
dört meslek birliği (MSG, MESAM,
MÜYAP, MÜYORBİR) ortak
toplantısında böyle bir konu
gündemde yer almayıp, konu
hakkında herhangi bir görüşmede de bulunulmamıştır. Tarkan
Tevetoğlu’nun meslek birliklerine
herhangi bir telif borcu bulunmadığı gibi, gerek ortak olduğu HİTT
Production gerekse diğer organizasyon firmaları ile yaptığı konser
anlaşmalarının bildirimleri de birliklere düzenli olarak yapılmaktadır. HİTT Production ile MSG
arasında, gerçekleştirilen konser
organizasyonları için “Sürekli
Etkinlik Lisans Sözleşmesi”
mevcut olup, bildirimleri düzenli
alınmıştır; ancak hasılat hesaplamaları devam ettiğinden bugün
itibariyle ilgili şirket adına tahakkuk ettirilmiş herhangi bir borç
bulunmamaktadır.
Musiki Eser Sahipleri Grubu
Meslek Birliği (MSG), bu hususları açıkça kamuoyunun bilgisine
sunmak amacıyla Facebook ve
Twitter hesabı üzerinden kamuoyu duyurusu yayınlanmıştır;
aynı zamanda bu duyuru metnini
basın bülteni olarak medya kuruluşlarına ilettiği bilgisi alınmıştır.
Baştan sona asılsız, gerçeklerle
örtüşmeyen ve dayanaksız ifadelerden ibaret yazı, kamuoyunun
objektif gerçeklerle bilgilendirilmesi zarureti hasıl olmuştur.
Tarkan Tevetoğlu
Star ve Yeni Akit gazetelerinde
yayınlanan “Paralel Çete Yabancı
Silah Şirketlerine Hizmet Etmiş”
başlıklı iftiralarla dolu haberle
Camia’yı karalama kampanyası devam ettirilmektedir.
Muhafazakar olduğunu söyleyen
insanların bu kadar alçakça iftiralarını dehşetle takip ediyoruz.
Salih Kapusuz kaynak gösterilerek yapılan haber, başlığından
içeriğine baştan sona çelişki yalan
ve iftiralardan ibarettir.
Aylardır “cadı avı” için “nefret
havuzuna” malzeme doldurma
gayretinden öteye hiç bir mesnedi
olmayan iftiralar hakkında her
türlü hukuki hakkımızı kullanacağımızı kamuoyuna saygı ile
arzederiz.
Fethullah Gülen
Vekili Avukat Nurullah Albayrak
3 H a z ira n 201 4
Fransa’daki okurlarımız; salı
günkü yazımda “Ulusal Cephe
Partisi’nin” başkanı Marine Le
Pen’in babasının adının yalnızca
Jean değil, Jean-Marie olduğunu,
Avrupa Parlamentosu seçimi parti
sıralamasında, AB tanımlamasına
göre yazdığım “aşırı sol” kavramının içinde komünist partilerin de
olduğunu bildirdiler.
Özgen Acar, Cumhuriyet
Gazetemizin dünkü birinci
sayfasındaki Osmanlı Padişahı
Abdülhamit’in torunu Neslişah
Abdülkadir Osmanoğlu’nun ölüm
haberinde bir fotoğraf karışıklığı
yaşanmıştır. Neslişah Abdülkadir
Osmanoğlu’nun yerine, son sultan
Vahideddin ile son halife Abdülmecit Efendi’nin torunu olan ve
2012’de ölen Neslişah Osmanoğlu’nun fotoğrafı konmuştur.
Düzeltir, özür dileriz. Posta
30 M ayıs 201 4
Akşam gazetesinde Hakan Eyüpoğlu
imzalı asılsız haber ile ilgili kulübümüzün açıklaması şöyledir:
Akşam gazetesinin bugünkü
nüshasında yer alan, Başkanımız,
Yönetim Kurulumuz ile Teknik
Direktörümüz Slaven Bilic’in
İbrahim Toraman’ın affedilmesi
konusunda fikir ayrılığına düştüğü ve Bilic’in ısrarlar karşısında istifa resti çektiği şeklinde
yansıtılan haber, tüm unsurlarıyla
birlikte asılsızdır, gerçek dışıdır.
Başkanımız ve Teknik
Direktörümüz arasında haberde
konu edilen tarzda bir görüşme
olmamıştır.
Yönetim Kurulumuz ile Futbol
Şubesindeki profesyoneller arasında fikir ayrılığı bulunduğu
imasını taşıyan bu tür uydurma
haberler maksatlıdır ve belli bir
amaç güdülerek servis edildiği
aşikardır.
Beşiktaşımızı yeni sezon öncesi
karıştırmayı ve zayıflatmaya
amaçladığı düşüncesi uyandıran
bu tür haberlere, taraftarlarımızın
ve kamuoyunun itibar etmemesini önemle rica ederiz.
Saygılarımızla,
Beşiktaş JK
27 M ayıs 201 4
5.5.2014 tarihli gazetenizin (Yeni
Akit) Politika başlıklı 8. sayfasında yer alan “Tayinde Tek Şart
Gülen’e Hizmet” başlıklı haberde
bana yönelik iddialar doğru değildir. Ben gerek devlet memuriyetindeki kıdemim ve gerekse lisans
eğitimim sonucu, liyakatimle
bulunduğum makama atandım.
Bu atamada haksız hiçbir işlem
yapılmamış, kimse aracı kılınmamıştır. Son olarak, 2003 yılında
Anadolu Üniversitesi İşletme
Fakültesi Yönetim Ve Organizasyon Bölümü mezunuyum.
Hakkımla geldiğim son görevimi,
bu hükümet döneminde çıkartılan kıyafet serbestliği sayesinde
tesettürümle ifa etmekten gurur
duyuyorum. Hiçbir grupla benim
bir irtibatım yoktur.
Kamuoyuna saygı ile duyururum.
Saliha Kurt
2 5 M ayıs 2 01 4
Dünkü yazımda Başbakan
Tayyip Erdoğan’ın TOBB Başkanı
Hisarcıklıoğlu’ndan diğer siyasi
parti yöneticilerini Genel Kurul’a
çağırmamasını istediğini yazmıştım. TOBB Basın Danışmanı
Murat Oray böyle bir talebin söz
konusu olmadığını söyledi. Yanlış
anlamadan kaynaklanan bu kulis
bilgisini düzeltir, taraflar ve okurlarımızdan özür dilerim.
Murat Yetkin, Radikal
Sevgili Halil Ergün sunacakmış.
Tez canlılığımı anlayışla karşılayacağınızı ümit eder, huzurlarınızda kendi kendimi güzelce
tekzip ederim.
Arda Uskan, Takvim
11 Mayıs 20 14
2 3 M ayıs 2 01 4
Galiba “özel harekat polisi” yerine
“jandarma” yazmış olmamdan, bu
dikkatsizliğimden ötürü sorumluluğu üzerime alıp özür dilemek
ve düzeltmek daha insani, daha
yerinde bir hareket olacak.
Özür diler ve düzeltirim.
Melike Karakartal, Hürriyet
2 1 M ayıs 2 01 4
1- Görüntülerini yayınladığımız
kadınların faciada “ölen” madencilerin eşleri olduğunu hiçbir
yerde söylemedik. Bu iki kadın
sağ olan iki madencinin eşidir.
2- Sözkonusu medyada habere
eşlik eden fotoğraflarda başka iki
kadının fotoğrafı da yer almakta,
bunların görüntülerini yayınladığımız iki madenci eşine ait olduğu
ve bu iki kadının “Gezi eylemcileri” oldukları söylenmektedir.
Bu iddialar tamamen uydurmadır. Nitekim yukarıdaki haberde
fotoğrafları verilerek videodaki
kadınlar oldukları iddia edilen
kişiler ortaya çıkıp kimliklerini
açıkladılar ve olayla ilgileri olmadığını söylediler.
Manisa Eğitim Sen görevlisi
olan bu kadınların fotoğraflarının
Eğitim Sen internet sayfasından
alındığı ortaya çıktı. Eğitim Sen bu
konuda bir açıklama yaptı ve bu
iki kadın bu haberi yayınlayanlara
karşı yargı yoluna gitmiş durumda.
3- Bu tahrifatın ortaya çıkmasından sonra bazıları bizim
iki madenci eşinin isimlerini
açıklamamız talebinde bulundu.
Biz kamuoyu önünde konuşan
iki kadının görüntülerini aldık,
madenci eşi olduklarına ilişkin
kimliklerini teyid ettik. Gazeteci
olarak görevimizi yaptık. Bu kişilerin isimlerini kendi istekleri olmadıkça açıklamak bizim işimiz değil.
4- Mezarlıkta basına konuşan
iki kadın hiçbir kanıt olmadan
“madenci eşi” değil diye lanse
edilmiş, provokatörlükle suçlanmış ve özel hayatları ve güvenlikleri de tehlikeye atılacak şekilde
hedef gösterilmişlerdir.
5- Olayla hiçbir ilgisi olmayan
iki kadın, fotoğrafları bir sendika
sitesinden habersiz alınarak gerçek dışı bir senaryoya bulaştırılmış ve hedef haline getirilmiştir.
6- Muhabirimiz asılsız saldırıların hedefi olmuş, fotoğrafı ve
ismi internet sitelerinde kullanılmış ve hedef gösterilmiştir. Sosyal
medyada sayısız ve çeşitli hakarete maruz kalmıştır.
7- Soma’da hükümeti eleştiren,
çoğu madenci, onlarca kişi benzer
açıklamalar yapmışken, bunların bazılarıyla BBC’de konuşmasına rağmen, nasılsa ilginçtir, beş
kadın hedef alınmıştır.
8- BBC tarafsızlığı, dengeli
ve doğru haberciliği ilke edinmiş, buna büyük önem veren
92 yıllık bir yayın kuruluşudur.
Soma faciasıyla ilgili yayınımızda
hükümeti eleştirenler kadar
savunanlara, muhalifler kadar
hükümet yetkililerinin görüş ve
açıklamalarına yer vermeye çalıştık. Provokasyonla suçlandığımız
günden bir gün önce AKP Genel
Başkan Yardımcısı ve Hükümet
Sözcüsü Hüseyin Çelik’le ayrıntılı
bir mülakat yayınladık.
Eleştirilere her zaman açığız
fakat yalan ve tahrifatı kabullenmemiz mümkün değil.
BBC Türkçe
1 4 M ayıs 2 01 4
11 Mayıs 2014 tarihinde Bekir
Salim ve Nuri Şahinoğlu’nun
köşesinde, “Muamma” bölümünde sorulan sorunun cevabını
bilenlere kitap hediye edileceği
bilgisi, yanlışlıkla gazete baskısında yer almıştır. İnternet
yayınında durum düzeltilmiştir.
Muamma köşesi için bir ödül söz
konusu değildir. Zaman
1 2 M ayıs 2 01 4
Dünkü köşe yazımda, “Kim
Milyoner Olmak İster’in sunuculuğunu bundan böyle Zafer
Ergin üstlenecekmiş. Zafer Ergin
‘bir süreliğine mi’ yoksa ‘bundan
böyle mi’ göreve getirildi” demiştim. Ve dün gece izledim ki Ergin
sadece “konuk sunucusuymuş”!
Hatta daha sonraki programı
Hürriyet Gazetesi’nde dün
yayınlanan “Namusları Kirlendi,
Komutanlar İstifa Etmeli” başlıklı
haberde, CHP Tokat Milletvekili
Orhan Düzgün’ün fotoğrafı
yerine, aynı isimli Kayseri Valisi
Orhan Düzgün’ün fotoğrafı
kullanılmıştır. Düzeltir, özür dileriz. Hürriyet
9 Mayıs 20 14
Bugün Habertürk Gazetesi’nde
yer alan “Takasla Kartal Olcan”
başlıklı haber tamamen asılsız ve
hayal ürünüdür.
Haberde bahsedildiği gibi
Trabzonspor Kulübü yönetimi ile
herhangi bir görüşme olmamış,
adı geçen futbolcuların takası da
kesinlikle konuşulmamıştır. Spor
Toto Süper Lig’in 33. haftasında,
Elazığspor ile oynayacağımız
kritik maç öncesi futbolcularımız
hakkında çıkan transfer haberleri düşündürücüdür. Sezonun
en kritik dönemine girdiğimiz bu
süreçte, futbolcularımızla ilgili
herhangi bir transfer görüşmesi
yapmak gündemimizde değildir.
Kamuoyundan bu tür haberlere
itibar etmemelerini rica ediyoruz.
Beşiktaş JK
Taraf Gazetesi’nde ve “www.
taraf.com.tr” isimli internet
sitesinde 11.02.2014 tarihinde,
yayınlanan “Porno Lobisi Yandaş
Mahalleden” başlıklı haberde,
müvekkil şirketlerin Digitürk’ü
almak için sırada olduğu belirtilerek, müvekkiller porno lobisi
olarak adlandırılan ne olduğu
belirsiz bir gruba dahil edilmeye
çalışılmıştır.
Ayrıca “Sabah-ATV’nin
yeni patronları”nın isteği olarak belirtilen bu durumun son
derece asılsız ve gerçek dışı bir
bilgi olduğu, Turkuvaz Medya
Grubu’nun ortaklık yapısının
değişmemiş olması ile sabittir.
Basit bir araştırmayla saniyeler
içerisinde öğrenebilecek bu bilginin dahi çarpıtılması, haberin ne
kadar gerçek dışı olduğunu açıkça
ortaya koymaktadır. Müvekkil
şirketler el değiştirmiş olmadıkları gibi herhangi bir şekilde
Digitürk’e talip de değildir.
Porno Lobisi benzetmesi
altında saçma sapan illiyetler
kurarak müvekkil şirketlerin
kötülenmeye çalışılması, yapılan
haberin ne denli kasıtlı, kurguya
dayalı ve gerçek dışı olduğunu
ayrıca ortaya çıkarmaktadır.
Müvekkil Şirketlerin ticari itibarlarının ve marka değerlerinin
farklı farklı yollarla zedelenmeye
çalışılması, değişik dönemlerde
rastladığımız ve defalarca kınadığımız, dezanformasyon çabalarının bir ürünüdür. Bu çarpık anlayış, sadece müvekkil şirketlere ve
gazeteciliğin etik ilkelere değil,
aynı zamanda gerçeklere ulaşma
hakkına sahip kamuoyuna da
zarar vermektedir.
Bu nedenle, yasal tüm haklarımız saklı kalmak üzere, tekzibe
konu haberde yer alan gerçek dışı
bilgi ve açıklamaları; gazeteciliğin etik değerlerine yakışmayan
bu haberi yapan kişileri ve neyin
tarafı olduğu belli olmayan gazetenizi bu haberden dolayı kınıyor;
gerçeklikle ilgisi olmayan haberinize karşı cevabımızı kamuoyuna
saygıyla sunuyoruz.
Turkuvaz Gazete Dergi Basım
A.Ş., Turkuvaz Aktif Televizyon
Prodüksiyon A.Ş.
Vekili Avukat Fatih Savaş
Gazeteniz Sol’da 11.02.2014
tarihinde 8. sayfada “Failler
Türkiye’nin Himayesinde” başlığı
ile yazılan ve gazete içerisinde
detaylandırılan haberler müvekkil
İHH-İnsani Yardım Vakfı’na yönelik, asılsız ve dayanaksız ifadeler
ve iftiralar içermektedir.
Yazı içeriklerinde bulunan,
birbirinden bağımsız vakalar bir
araya getirilerek kamuoyunda
müvekkil vakıf aleyhine bir algı
yaratma çalışması içine girilmiştir. Bahse konu haberin İHH’nın
itibarsızlaştırılmasına hizmet
ettiği, İHH’nın saygınlığını hedef
aldığı, faaliyetlerinin kesilmesini isteyen ve kaos ortamından
menfaat elde eden bazı çevrelerin
karalama kampanyalarının bir
ürünü olduğu açıktır.
Son günlerde, belirli merkezler tarafından İHH İnsani Yardım
Vakfı’nın çeşitli illegal kurum
ve örgütlerle ilişkisi olduğuna
dair dezenformasyon içeren
asılsız ve mesnetsiz paylaşımlar yapılmakta, Gazeteniz SOL
da bu konuda başı çekmektedir.
Dünyanın 136 ülkesinde insani
yardım faaliyetleri yürüten
müvekkil İHH-İnsani Yardım
Vakfı’nın bazı ülkelerin ya da toplulukların politikaları ile uyuşmayan icraatlarda bulunması
olağan karşılanmaktadır. Çünkü
müvekkil vakıf dünyanın, kaos
ve savaşların olduğu, felaketlerin
yaşandığı hemen her bölgesinde
faaliyet yürütmektedir. Müvekkil
vakıf, Suriye’de yaşanan insanlık dramınında da yüklendiği
misyonun gereklerini tüm ulusal
ve uluslararası mevzuata uygun
olarak yerine getirmektedir.
Herhangi bir somut bilgiye ve
belgeye dayanmaksızın, kamuoyunu kasten yanlış bilgilendirmek suretiyle, müvekkil vakfı ve
faaliyetlerini karalama amaçlı,
yayıncılık etiğiyle bağdaşmayacak
şekilde yapılan haberde yer alan
ifade ve ithamların doğru olmadığını, hukuki tüm haklarımızı
saklı tutarak, kamuoyuna saygıyla
duyururuz.
İHH-İnsan Hak ve Hürriyetleri
İnsani Yardım Vakfı
Vekili Av. Uğur Yıldırım
7 Mayıs 2 0 14
Dün, yani 06.05.2014 tarihli
yazımda Memet Ali Alabora’nın
Londra’da yaptığı konuşmaya
ait olduğu yanılgısına düştüğüm
cümlelerin sahibi Alabora değil,
gazeteci Mustafa Yalçıner imiş.
Haberi değerlendirirken yaptığım bu hata, Mustafa Yalçıner’i
eleştirmem gerekirken Memet Ali
Alabora hakkında sert ifadeler
kullanmama neden oldu.
Aceleciliğim ve belli ki önyargılarım yüzünden sebep olduğum
yanlıştan dolayı hem Memet Ali
Alabora’dan, hem de okurlarımdan özür diliyorum.
Nihal Bengisu, Habertürk
30.12.2013 tarihli Akşam Gazetesi
nin l-14.’ncü sayfalarında yer
alan “Derin Operasyonun Özel
Teşkilatı” başlıklı yazılarda, son
dönemde İstanbul Cumhuriyet
Başsavcılığı nezdinde yürütülen
“Rüşvet ve Yolsuzluk” soruşturmalarında, şahsımın ve diğer
ismi geçen Cumhuriyet Başsavcı
Vekillerinin, tahkikatı yönlendirdiğimiz, soruşturmada yer alan
gizli bilgileri basın yayın organlarına sızdırdığımız ve Cumhuriyet
Savcısı Muammer Akkaş tarafından yapılan basın açıklamalarını hazırladığımız yönünde
gerçek dışı bilgilere yer verildiği
görülmüştür.
Bahse konu soruşturmada
görev alan Cumhuriyet Savcısı
Muammer Akkaş’ın TMK 10.
Madde’yle yetkili bulunduğu ve
sorumlu Cumhuriyet Başsavcısı
Vekili’nin Oktay Erdoğan
olduğu, şahsımın ise adı geçen
Cumhuriyet Savcısıyla hiçbir
irtibatının bulunmadığı bilindiği halde, kamuoyunu gerçek
dışı bilgilendirmeye yönelik bu
şekilde iftira içeren iddialara yer
verilmesini, şahsımı yıpratmaya
ve bir kısım odaklara hedef göstermeye yönelik olduğu açıkça
anlaşılmaktadır.
Bahse konu soruşturmadan
basında yer alınca haberim oldu,
ayrıca Cumhuriyet Savcısı tarafından bildiri dağıtılmasını da
yine basından öğrenmiş bulunmaktayım. Kamuoyunda soruşturmalar üzerinden tartışmaların
yürütüldüğü bu dönemde gerçek
dışı iddialar üzerinden şahsımın
bu tartışmalar içerisine çekilmeye çalışıldığı gözlenmektedir. Hakkında hiçbir bilgi sahibi
olmadığım soruşturmalarla
ilgili bilgileri basına sızdırdığım
ve İstanbul Cumhuriyet Savcısı
Muammer AKKAŞ’ın hazırladığı basın bildirisinin tarafımca
hazırlandığı yönündeki iddia ve
isnatlar uydurma, yalan, iftira ve
tamamen hayal mahsulüdür. Bu
iddiaların asıl amacının şahsımı
karalamak ve kamuoyunda küçük
düşürmeye matuf olduğu açıkça
görülmektedir. Bu asılsız iddiaları
kaleme alan kişilerin kendi hedeflerine ulaşmak ve kamuoyunu bu
suretle yönlendirmek için bundan
sonra da her türlü iftira ve yalan
haberi yayınlamaktan çekinmeyeceğini ortaya koymaktadır.
Cumhuriyet Başsavcı Vekili
Ercan Şafak’ın fotoğrafı yerine
başka bir Cumhuriyet Savcısının
fotoğrafının yayınlanması dahi
haberin, iftiraya yönelik tutarsız,
gerçek bilgiye dayanmadığını
ve maksatlı olduğunu açıkça
göstermektedir.
Bu itibarla; 30.12.2013 tarihli
Akşam Gazetesinde hakkımda
yayımlanan iddialar tümüyle
iftira, gerçek dışı ve hayal mahsülüdür. Yürütmüş olduğum görevim boyunca hukuk kurallarına
sımsıkı bağlı kalan adalet görevini
layıkıyla yerine getiren biri olarak,
bu görevi yerine getirirken şahsım hakkında haksız ve hukuka
aykırı iddia ve ithamların gerçekleri yansıtmadığını belirtir, gerçek
durumu kamuoyunun bilgisine
sunarım.
Zekeriya Öz
İstanbul Cumhuriyet Başsavcı
Vekili
Taraf Gazetesi’nde 13.03.2014
tarihinde Acun Ilıcalı hakkında
yayınlanan “Yandaş yapımcıya
para yağdı” başlıklı haber tamamı
ile asılsızdır.
13.03.2014 tarihli Taraf Gazetesi’nin 5. sayfasında “Yandaş
Yapımcıya Para Yağdı” başlığı
altında gerçek ile hiçbir ilgisi
bulunmayan bir haber hazırlanarak kamuoyuna aktarılmıştır.
Anılan haberde özetle: “TMSF
tarafından Ciner Grubuna satışı
yapılan Show Tv’nin borcu diye
gösterilen paraların aslında kimlere dağıtıldığının ortaya çıktığı,
aslında 20-30 milyon dolar alacağı olan Acun llıcalıya tam 102
milyon lira ödendiği, onunda bu
para ile Tv8’i satın aldığı” iddia
edilmiştir. Sözde Haber; alenen
“yandaş yapımcı” ibaresi kullanılmak suretiyle müvekkilimizi
hükümet yandaşı olmakla itham
ederek, bu sayede haksız kazanç
elde ettiği ve devletin kaynağının
müvekkilimize aktarıldığı gibi bir
karalama üzerine kurulmuştur.
Müvekkilimiz Acun ILICALI,
muhabir olarak başladığı mesleğinde her zaman dürüstlüğü,
çalışkanlığı ve yardımseverliği ile
tanınmış ve bugüne kadar elde
ettiği başarılara hep bu çalışkanlığı ve dürüstlüğü sayesinde
ulaşmıştır. Bugüne kadar alın
teri ile kazanmadığı bir tek kuruş
geliri olamamıştır. Hiçbir zaman
hiçbir kimse ile herhangi bir çıkar
ilişkisi içerisinde olmamıştır.
Acun Ilıcalı’nın Show Tv’ye yaptığı programlar ve bu programlar
karşılığında hak kazandığı alacakları açık olarak her iki tarafın
ticari kayıtlarında gözükmektedir. Müvekkilim iki yıl boyunca
bu alacaklarını tahsil edemediği
halde herhangi bir hukuki takibe
geçmemiş ve Show Tv’nin durumunun düzelmesini beklemiştir.
Show Tv’nin satışından sonrada
yine anılan kuruluş ile borçlarının
tasfiyesi konusunda bir protokol yapmış ve alacaklarını işbu
protokol gereği anılan televizyon
kuruluşundan taksitler halinde
almaya devam etmektedir.
Görüldüğü üzere müvekkilimizin TMSF veya başkaca bir kurum
ile herhangi bir borç-alacak ilişkisi bulunmamaktadır ve TMSF
tarafından müvekkilimize hiçbir
zaman 102 milyon lira ödeme
yapılmamıştır.
Haberde müvekkilimiz, hakkı
olmayan kazanç elde eden birisi
gibi gösterilmeye çalışılmış ve
dolayısı ile müvekkilimizi kamuoyu önünde itibarsızlaştırmaya
yönelik haksız ve hukuka aykırı
tamamen husumet içerikli bir
yayın yapılmıştır.
Bu nedenle, veriliş şekli ile
baştan sona müvekkilimizin kişilik haklarına saldırı teşkil eden
mezkur haberin, meydana getirdiği haksız ve olumsuz intibaın
bertaraf edilmesi ve konu hakkında kamuoyunun doğru bilgilendirilmesini sağlamak amacıyla
hiçbir gerçekliği bulunmayan işbu
haberi düzeltilir, bu asılsız haberler ile müvekkilimizi karalamaya
çalışanlar hakkında tüm hukuki
ve cezai başvuru haklarımızı kullanacağımızı kamuoyuna saygı ile
duyuruyoruz.
Acun Ilıcalı
Vekili Av. Zehra Esen Şahin
Geçen haftaki yazımda Cunda
Adası teknik bir hata ile Junda olarak yazılmış. Düzeltir, özür dilerim.
Evin İlyasoğlu, Cumhuriyet
5 M ayıs 201 4
Türkiye Gazetesi’nin 05.04.2014
tarihli nüshasında Yıldıray
Oğur imzasıyla ve “En Kuvvetli
Turbun Büyüğü Adayı...” başlığıyla
yayınlanan köşe yazısında
şahsım ile alakalı derleme bilgiler
verilerek gerçek olup olmadığı
belli olmayan bir ses kaydında
bahsedilen kişi olduğum iddiasına
yer verilmiştir.
Her ne kadar yazıda benim bu
iddiayı reddettiğim belirtilmişse
de yazıda öz ve biçim dengesi
gözetilmemek suretiyle benim
gerçek olup olmadığı belli olmayan ses kaydında bahsi geçen kişi
olduğum algısı oluşturulmuştur.
Şahsımın, Enver Altaylı’nın,
köşe yazısında ima edildiği üzere
gerçekliği şüpheli ses kaydındaki
“Özbek” kod adlı kişi olmadığımı
tüm saygılarımla kamuoyuna
duyururum.
Enver Altaylı
Bazı basın yayın organlarında; 30
Nisan 2014 tarihinde gerçekleştirilen MGK toplantısında ele alınan kararlardan birisinin de, TSK
içinde yer aldığı iddia edilen paralel yapılanmaya yönelik tedbirlerle ilgili olduğu ve bu kapsamda
söz konusu yapılanmayı esas alan
bir araştırma başlatıldığı, bunun
sonucunda Yüksek Disiplin
Kurulu ve 2014 yılı Ağustos ayındaki YAŞ toplantısında bazı personelin TSK’dan ihraç edileceğine
yönelik haberler yer almıştır.
Ağustos ayı olağan YAŞ toplantısına yönelik çalışmalar,
kurumsal hafıza ve teamüller
çerçevesinde ve normal seyrinde
sürdürülmektedir.
Söz konusu haberler gerçek
dışıdır.
Türk Silahlı Kuvvetleri
1 M ayıs 201 4
Neye dayanarak, nasıl yanlış
yazdığımın artık hiç önemi yok.
Cezaevindeki esirlerin, medyada
yanlış haber çıktığında nasıl üzüldüklerini en iyi ben bilirim. Silivri
Cezaevi’nde yatan emekli tümgeneral Abdülkadir Eryılmaz’dan
özür diliyorum. “Seminere katıldığı halde ona dokunmadılar”
diye yazdım. Oysa Eryılmaz da
onur madalyası alanlardan; 18 yıla
mahkum edildi!
Kendisinden ve okuyuculardan
özür dilerim.
Soner Yalçın, Sözcü
29 Nisa n 201 4
Sabah ve Takvim gazetelerinde
yer alan haber ve yorumlar gerçeği yansıtmamaktadır.
Haberde sözü edilen arazi halihazırda kamuya açık resmi tapu
kadastro kayıtlarında ve mera
sicil kayıt defterinde “Kadastro
Harici Taşlık Alan” olarak tanımlanmış kayıtlı alanlardır. Tapu
ve Kadastro Müdürlüğü’ne 2009
yılından 2014 yılına kadar her yıl
yaptığımız resmi müracaatlarımızda bu sahaların “Kadastro
Harici Taşlık Alan” olarak kayıtlı
olduğu, mera sicil defterine göre
de mera veya maliye hazinesi
olmadığı açıkca bildirilmiştir. Bu
duruma rağmen Eskişehir Valiliği
İl Gıda Tarım ve Hayvancılık
Müdürlüğü tarafından 13.03.2014
tarihinde şirketimizin Kaymaz
İşletmesi’nin Karakaya köyü bölgesinde bulunan açık ocak faaliyeti durdurulmuştur.
Gazete haberlerinde durdurma
işlemine ilişkin o tarihli raporlar
kasıtlı olarak yeni bir işlem veya
rapor gibi sunulmuştur. Bir kere
daha vurgulamak isteriz ki, şirketimiz ve grup şirketlerimiz her
türlü yasal mevzuata hassasiyetle
uymaktadır.
Bunun dışındaki karalama maksatlı yayınlara itibar edilmemelidir.
Koza Altın
28 Nisa n 201 4
Çarşamba günkü yazımın son
bölümünde, ABD’den Yıldırım’a
destek için gelen Fenerbahçelilerle ilgili bölüm hatalı yayınlandı.
Özür dileyerek düzeltiyorum:
Doğrusu, “FENERBAHÇE U.S.A.
DERNEĞİ yöneticileri dün
Anıtkabir’deydi... Aziz Başkanlarına bağlılıklarını, yapılan
haksızlıkları dile getirmek için
ATA’nın huzuruna çıktılar. Ankara
Fenerbahçeliler Derneği yöneticileri ile birlikte...” olacaktı.
Nahit Duru, Yurt
26 Nisa n 201 4
22.04.2014 tarihinde “Darbeci
Sisi’ye Paralel Destek” başlıklı
manşet haberinizde (Akşam)
gerçekle hiçbir ilgisi olmayan ve
herhangi bir belgeye dayanmayan
beyanlar yer almaktadır. Haberde
yer alan açıklamalarda paralel
yapının bazı okulları ifadesi kullanılarak bu okullarda görev yapan
Batılı öğretim elemanlarının
Mursi’yi devirme planının içinde
yer aldığı iddiaları ifade edilmiştir.
Bu açıklamaların hakikatle uzaktan yakından hiçbir ilgisi yoktur. Ayrıca gazetenizin manşete
taşıdığı bu asılsız iddialar hiçbir
belgeye dayanmamaktadır.
Mısır’daki Türk okulunda
görev yapan öğretmen ve idarecilerin en önemli vasfı siyasetten
uzak bir duruş ortaya koymalarıdır. Türk okullarında her görüşten
veli yer almaktadır. Farklı görüşlere sahip velilerimizin çocukları
ülkedeki gerginliğe rağmen barış
içerisinde eğitim-öğretim çalışmalarından istifade etmektedirler.
Okulumuz öğretmen ve yöneticilerinin ne Mübarek döneminde ne
de Mursi döneminde hiçbir siyasi
çalışmaları olmamıştır. Prensip
olarak siyasete ve yönetime
odaklanmamışlardır. 3 Temmuz
sonrası ve günümüzde de mevcut
yönetim ve General Sisi ile gizli
veya açıktan hiçbir görüşmeleri
olmamıştır. Yine yönetimden de
gizli veya açık hiçbir teşekkür söz
konusu değildir.
Yazınızda yer alan bilgiler
herhangi bir belge ve bulguya
dayanmayan hayal mahsulü,
yalan bilgilerdir. Haberde yer alan
bilgilerin doğruluğu veya yanlışlığı konusunda bizimle temasa
geçilmemiş ve bizden hiçbir bilgi
istenmemiştir. Mısır’daki Türk
Okulları bağımsız ve tarafsız bir
politika izlemektedir. Mevcut
yönetimin herhangi bir özel
desteği ve teşviki söz konusu
değildir. Siyasete uzak bakış açımızdan dolayı Mısır’daki hiçbir
kesimi destekleme ya da onlara
yakınlaşma vuku bulmamıştır.
Mısır’daki cumhurbaşkanlığı
seçimleri hususunda da taraf
olma ya da bir kesimi destekleme
gündemimizde değildir. Mısır
Eğitim Bakanlığı ve yetkilileriyle ilişkilerimiz ilgili mevzuat
ve yönetmelikler çerçevesinde
devam etektedir.
Buna benzer iddialar A Haber
TV’de 24.03.2014 tarihli Ergün
Diler ve Bekir Hazar’ın ortaklaşa gerçekleştirdiği “YAZ-BOZ”
programında yer almış ve aşağıda
yer alan bir yazıyla bu yanlış ve
mesnetsiz ifadelerin düzeltilmesi
kendilerinden talep edilmiştir.
Mısır’daki Türk Okulları
25 Nisa n 201 4
27 Eylül 2013 tarihli Milliyet
Gazetesi’nin Cadde ekinde Ersin
Süzer tarafından yazılan ve şahsım hakkında iftira niteliği taşıyan
“Eğlencede Skandal” başlıklı
asılsız haber kişilik haklarımı ihlal
etmekte ve hukuka aykırı olarak
hakaret içermektedir.
Ersin Süzer yazısında da belirttiği üzere daha önce benim de
işverenim olan Eksen Group bünyesindeki Sortie adlı gece kulübünde çalışmış olup; söz konusu
şirketten ayrılmam üzere Erol
Kaynar’ın talebi üzerine bu asılsız
haberi yazmış ve kişilik haklarıma
hukuka aykırı olarak tecavüz
etmiştir.
Bu haber, kişilik haklarıma
zarar vermekte asılsız yalan
haberdir. Haberi yazan Ersin
Süzer hakkında hukuki yollara
başvuracağımı kamuoyunun bilmesini isterim.
Betül Bovya
22 Nisa n 201 4
Gazeteciliği “nefret tetikçiliği” zanneden bir kısım yayın
organlarında “Paralel Suikast ve
Çeçenistan’da Okullar Karşılığında Cinayetler Zona’ya Yıkıldı”
başlığı ile verilen haberde ortaya
atılan iddialar, insafın, vicdanın ve ahlakın iflas ettiğini
göstermektedir.
Suikast, cinayet, şantaj, kirli
ittifak iddialarının hiçbir hukuki
ve ahlaki değerlendirmeye tabi
tutulmaksızın hüküm gibi sunulması ve kendileri tarafından belirlenen faillerin infazının istenmesi,
ne ahlak ilkeleri ne de hukuk
ilkeleri ile kabul edilemez.
Dünya’nın hiçbir ülkesinde
olmadığı gibi, Çeçenistan’da da
Türk okulu açılması için alçakça
bir anlaşma içerisinde olunmamıştır. İddia edildiği gibi
Çeçenistan’da Türk okulu ya da
benzeri bir kuruluş bulunmamaktadır. İnsaf ve vicdan sahibi
hiçkimsenin kabul edemeyeceği
bu iftiranın dile getirilebilmesi
gelinen seviyesizliği göstermesi
açısından anlamlıdır.
Hayatının her döneminde
insanlara sağduyu, sevgi, sükûnet, birbirini anlama, temkin
ve teyakkuz çağrısı yapan, bir
insanı öldürmenin bütün insanlığı
öldürmek düsturunu şiar edinen müvekkilim sayın Fethullah
Gülen’in ve sevenlerinin, suikast,
cinayet, kirli anlaşma, paralel
örgüt, çete gibi söylemlerle anılması en masum ifadesiyle hezeyan ve insafsızlıktır.
Haksız ve insafsız bir iftiradan
ibaret olan bu iddialar kesinlikle
doğru değildir. Masum insanları
hedef gösteren, kin ve düşmanlığı körükleyen bu iddia sahipleri hakkında gerekli yasal süreç
başlatılacaktır.
Kamuoyuna saygı ile
duyurulur.
Fethullah Gülen Vekili
Av. Nurullah Albayrak
Dün, CBC’yi kaynak göstererek
girdiğimiz Jose Feliciano’nun
vefat haberinde bir yanlışlık
yapmışız. Pek çok haber sitesinin
Jose Feliciano’ları karıştırdığı o
saatlerde, biz de aynı yanılgıya
düşerek biraz aceleci davrandık.
Bazı yabancı haber kaynaklarının
düştüğü “isim benzerliği” hatasını,
ilerleyen saatlerde tekrar kontrol
etmeden gazeteyi bastığımız
için özür, 78 yaşında hayatını
kaybeden ünlü salsacı Jose Luis
“Cheo” Feliciano’ya “rahmet”
ve Rain şarkısıyla ünlü Jose
Feliciano’ya da uzun ömürler
diliyoruz. Taraf
1 9 Nisan 2 01 4
Vatan gazetesinin 18 Nisan
2014 Cuma günkü sayısının 18.
sayfasında Başbakan Yardımcısı
Beşir Atalay’a atfen tırnak
içinde “Siz Bu Çalışmanın Katili
Misiniz?” başlığı ile verilen
haberde gerçek dışı ifadelere yer
verilmiştir.
Perşembe günü Meclis Ak
Parti Grup Yönetim Kurulu,
Parlamento ile ilişkilerden sorumlu olan Başbakan
Yardımcısı Beşir Atalay’ın da katılımı ile kapalı toplantısını gerçekleştirmiş ve Ak Parti grubunun
kendi iç konularını ele almıştır.
Vatan gazetesindeki haberde
kaynak belirtilmeden, MİT’e
Meclis denetimi getiren önergeye
karşı çıkan Ak Parti kurmaylarına
Başbakan Yardımcısı Atalay’ın
tırnak içinde “Siz bu çalışmanın katili misiniz?” dediği ileri
sürülmüştür.
Haberdeki ifadeler tamamen
gerçek dışı ve yalandır. Kaynağı
belirsiz, üçüncü elden hatalı ve
yanlış aktarımlara dayalı haberlere itibar edilmemesi gerekir.
T.C. Başbakan Yardımcılığı
Basın Müşavirliği
16 Nisa n 20 14
Gazetenizin (Sözcü) 13 Nisan 2014
tarihli nüshasının 1. sayfasında,
“İçişleri Bakanı’nın Kendi Polisine
Güveni Kalmamış!” üst başlığıyla
“Polis gecesine 20 Korumayla
Gitti” başlığıyla verilen haber,
tamamen gerçeğe aykırı, kasıtlı
yazılmış, yalan ve iftiradır.
Tüm hukuki haklar saklı kalmak üzere, kamuoyunun doğru
bilgilendirilmesi amacıyla 5187
sayılı Basın Kanunu’nun 14.
Maddesi gereğince tekzibin gazetenizin çıkacak ilk nüshasında yer
aldığı sayfa ve sütunlarda aynı
puntolarla ve aynı şekilde yayınlanmasını rica ederim.
Fatih Dursun
İçişleri Bakanlığı Basın ve
Halkla İlişkiler Müşaviri
Taraf Gazetesi’nin bugün manşetten verdiği “Kendi Kuşuna Vergi
Kondurmuyor” başlıklı haberde
yer alan unsurlar hiçbir şekilde
gerçeği yansıtmayan asılsız
iddialardır.
Taraf Gazetesi bu haberi ilk
olarak 24 Haziran 2013 tarihinde gündeme taşımış ve
Bakanlığımızca da aynı tarihte
sert bir şekilde yalanlanmıştır.
Gazetenin yalanlanmış bu
haberi farklı kurgularla ve ısrarla
tekrar tekrar gündeme taşıması
da ayrıca manidardır.
​Kamuoyuna saygıyla
duyurulur.
Maliye Bakanlığı
8 Nisa n 20 14
1 8 Nisa n 2 01 4
Milliyet Gazetesi’nin 19.02.2014
tarihli nüshasında kaleme alınan
“Başörtüsü Senin Yolsuzluğunu
Örtmez” başlıklı gerçekle alakası
olmayan, iftira niteliğindeki yazı
ile Müvekkilime ağır ithamlarda
bulunulmuş, gazetecilik ilkeleri,
hukuk fütursuzca çiğnenmiştir.
Yazı içerisinde gerçekle
alakası olmayan beyanlarda
bulunularak, müvekkilim
kamuoyunun husumetine maruz
bırakılmıştır. Gazetede yer alan
bu satırlar bir durum ya da olay
anlatımından çok, müvekkili zan
altında bırakmak maksadıyla
kaleme alınmıştır. Özellikle
ülke gündeminde siyasi iktidara
karşı yürütülen kirli savaşta
her yolu meşru sayan, yalan
ve iftirada birbiri ile yarışan
sözde gazetelerin ve sorumsuz
siyasetçilerin bu iddiaları,
yürüttükleri psikolojik savaşın bir
parçasıdır.
Hukuk, basın ahlakı ve vicdanın olmadığı bu pis iftiranın hedefi herkesçe malumdur.
Müvekkilime karşı yayınlanan
bu kin ve nefret yazısının arka
planındaki kirli düşünceleri ve
hesapları kamuoyunun takdirine
bırakıyoruz. Netice olarak bu
hakaretlerin gazeteniz vasıtasıyla
kamuoyuna duyurulması hukuka
aykırıdır.
Geçen Cumartesi çıkan yazımda
17 Aralık yolsuzluk soruşturması
çerçevesinde hazırlanan ilk iddianameyi anlatırken, birinci dalgada
gözaltına alınan Fatih Belediye
Başkanı Mustafa Demir’den “şüpheli” olarak söz etmiştim.
Demir’in avukatı Ramazan
Dinç arayarak, hazırlanan iddianamede Demir hakkında takipsizlik kararı verildiğini bildirdi.
Düzeltir, Mustafa Demir’den
özür dilerim.
Sedat Ergin, Hürriyet
7 Nisa n 20 14
Gazeteniz Habertürk’ün
16.01.2014 tarihli Magazin ekinin
5. sayfasında ve internet sitesinde
‘Nuri Altuntaş’ imzalı “Kaçamak
Yapamadılar” manşetli haberi
gerçek dışıdır.
Haberde; müvekkilin 15.01.2014
günü arkadaşları ile beraber
Coridor adlı işletmede 3 kadınla
eğlendiğini, mekanın terk etmek
isteyen kızların “İçeride 12 Dev
Adam var, her gördüğü kızı öpüyor” şeklinde beyanda bulunduğunu, müvekkil ile Kerem
Tunçeri’nin kaçamak yapmaya
çalıştıklarını iddia edilmiştir.
Ayrıca Semih Erden, Kerem Tunçeri ve ismi verilmeyen kadınların
haberde fotoğrafı yayınlanmıştır. Olay günü müvekkilin izin
dışı bir durum yaşanması hele ki
müvekkilin sosyal statüsü düşünüldüğünde imkansızdır.
Söz konusu gerçek dışı haber,
ticari kaygı güden sansasyonel
haber niteliğinde olup, kamuoyunu bilgilendirme amacından çok kişisel çıkarlara hizmet
etmektedir. Yapılan haberlerin
amacı işletmeyi karalamak ve
milli takımda ve kulüp takımında
üst düzey görev yapan müvekkilin ve arkadaşlarının sportif ve
ailevi hayatlarına zarar vermek,
açılmış veya açılacak davalarda
bu haberleri aleyhe olacak şekilde
kullanmaktır.
Müvekkilin şeref ve haysiyetini
zedeleyici, kişilik haklarına saldırı
niteliği taşıyan gerçek dışı haber
Habertürk tarafından yapılmıştır.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Semih Erden
Vekili Av. Dursun Küçük
5 Nisa n 2 0 14
1 Nisan 2014 tarihli gazetenin
Yorum sayfasında yer alan “O
Balkonda Kim Niye Yoktu?” başlıklı yazıda yer alan “Yarım yamalak da olsa imanımız” cümlesi
geneli de içerecek şüphe ithafına
açık bir anlama gelebileceğinden
“Bizim imanımız” şeklinde yer
almalıydı.
Düzeltiriz. Zaman
4 Nisa n 2 0 14
Gazetemizin ve Cumartesi ekimizin dünkü sayısında eski Belediye
Başkanı Lütfi Kırdar’ın fotoğrafının yerine, ünlü sanatçı Nurettin
Selçuk’un fotoğrafı sehven
yayınlanmıştır.
Düzeltir, okurlarımızdan özür
dileriz. Hürriyet
Seçim izlenimi yazdığım iki ilde,
Şanlıurfa ve Sivas’ta yarışın başa
baş geçeceğini belirterek okuyucularımı yanılttığım için alenen
özür diliyorum.
Ahmet Turan Alkan, Zaman
2 7 Mart 2 0 14
Gazetemizin 27 Mart 2014 tarihli
yazılı nüshasında paralel yapının
emniyet müdürleri arasında adı
geçen eski Bolu Emniyet Müdürü
Sabri Durmuşlar listede sehven
yer almıştır.
Yapılan bu hatadan dolayı
Durmuşlar ve okurlarımızdan
özür dileriz. Sabah
2 0 Mart 2 0 14
Okuyucularımdan özür diliyorum.
Zira dünkü yazımda, Fethullah
Gülen’in, Berkin Elvan için taziye
ilanı verdiğini ama Burak Can için
bunu yapmadığını yazdım.
Çok mahçubum. Zira Fethullah
Gülen, Burak Can ve ölen polis
Ahmet Küçükdağ için 13 Mart
tarihinde taziye ilanı vermiş.
Benim gözümden kaçan ve
okuyucularıma yanlış bilgi vermeme sebep olan bu hata için
özür diliyorum.
Süleyman Karakulluk, Milat
Etyen Mahçupyan’ın dünkü yazısının spotu, önceki günlerden
kalma başka bir yazarın spotu ile
karışmıştır. Yazardan ve okurlardan özür dileriz. Zaman
Bu yazı 5187 sayılı Basın
Kanunu, basın meslek ve
ilkelerine aykırıdır. Adalet ve
tarafsızlığı saygılı olma, kişi ya
da kuruluşları aşağılayıcı yalan
haber yapma veya iftira niteliği
taşıyan yayın yapmama, özel
amaçlara hizmet eden ve haksız
rekabete yol açan yayın yasağı
ilkelerine uygun değildir.
Söz konusu hakaret içeren bu
yazı ile ilgili tüm yasal haklarımızı
hızlı, eksiksiz ve etkin bir şekilde
kullanacağımızı da dikkatlerinize
sunarız.
Kamuoyuna saygılarımızla
sunarız.
Recep Tayyip Erdoğan
Vekili Av. Ahmet Özel
günü olup, belirtilen mekana
gitmiş ne var ki iddia edildiği
gibi bir harekette bulunmamıştır.
Fotoğraflarda yer alan kadınlardan biri Ceren Arıkan olup,
Semih Erden’in arkadaşıdır ve
bu şekilde kendisi veya yanındaki diğer kadınlar bir beyanda
bulunmamıştır.
Kaldı ki bu beyan bir gazetede
2 dev adam, bir gazetede 12 dev
adam şeklinde geçmiştir. Ayrıca
arkadaş olan kişilerin birbirine bu
şekilde hitapları (gazete manşeti
verir gibi sansasyonel) hayatın olağan akışına aykırı olduğu
gibi, yanında kadın arkadaşları
bulunan kişinin başka kadınları
öpmeye çalışması gibi mantık
Gazetemizin 18.03.2014 tarihli
nüshasının 12’nci sayfasında yer
alan “Paralel Müşahit Oyunu”
başlıklı haberde kullanılan fotoğraf karesi, 2011’de yapılan genel
seçimlerde çekilen bir fotoğraf
olup arşivimizden temin edilerek
temsili olarak kullanılmıştır.
Fotoğrafın üzerine temsili
fotoğraf olduğu notunun düşülmesi unutulmuştur.
Görseldeki kişinin haberin içeriğiyle ilgisi bulunmamaktadır.
Kullanılan fotoğrafta kişi, 2011
Genel Seçimlerinde Üsküdar
Buhraniye Mahallesi 2182 No’lu
sandıkta Sandık Kurulu Başkanı
olarak görev yapan Halil İbrahim
Karakaş’tır.
Sayın Karakaş’ın haberin içeriğiyle bir ilgisi bulunmamaktadır.
Temsili fotoğraf kullanımının
mağduriyete yol açmaması için
bu bilgilendirmenin yapılmasına
gerek duyulmuştur.
Okuyucularımıza saygıyla
duyurulur. Yeni Şafak
19 Mart 2 0 14
Sabah Gazetesi’nin 10.02.2014
tarihli nüshasının 1. sayfasındaki “Paralel Yapının Köstebek
Murakıbı” başlıklı yazısı ile 9.
sayfasındaki “Köstebek Murakıp”
başlıklı haber ve yazı içeriği ile
müvekkile “Gülen’in Halkbank
için görevlendirdiği köstebek”,
“Gülen örgütünün yönetimdeki
paralel yapının elemanı olduğu
ortaya çıkan” şeklinde ve yine
14.02.2014 tarihli nüshasının 8.
sayfasındaki “BDDK’dan Köstebek
Önlemi” başlıklı haber ve içeriği
ile müvekkile “Paralel yapının
Halkbank içinde görevlendirdiği murakıp”, “Gülen örgütünün
yönetimdeki paralel yapının elemanı olduğu ortaya çıkan” şeklinde ithamlarda bulunulmuştur.
Bununla birlikte müvekkil
Osman Zeki Canıtez, İstanbul
Cumhuriyet Başsavcılığı
Kaçakçılık ve Narkotik Suçlar
Bürosu tarafından yürütülen soruşturma dosyası kapsamında Ceza Muhakemesi
Kanunu m.64/2 uyarınca düzenlenen 25.12.2013 tarihli “Bilirkişi
Görevlendirme Tutanağı” ile bilirkişi olarak görevlendirilmiştir.
Müvekkil, Başsavcılık tarafından yapılmış olan söz konusu
görevlendirme kapsamında
rapor düzenlemiş ve işbu raporu
Savcılığa teslim etmiştir.
Bu bağlamda müvekkil, bizzat
Başsavcılık tarafından yapılan
atama ile kamusal görevini yasal
mevzuata uygun olarak yerine
getirmiştir.
Sabah gazetesinin 10.02.2014
ve 14.02.2014 tarihinde yayımlanan nüshalarının belirilen
sayfalarındaki yazıları, müvekkilin aleyhine yanlış/olumsuz bir
kamuoyu oluşturulmaya yönelik
olarak ve müvekkili hedef gösterme amacıyla yayımlanmıştır.
Hiçbir hukuki dayanağı
olmamasına ve gerçeğe aykırı
bulunmasına rağmen müvekkilin aleyhine olarak yayımlanan
söz konusu haber ile müvekkilin
şerefi ve şahsi itibarı zedelenmiş,
kişilik hakları saldırıya uğramıştır.
Müvekkilin aleyhine gerçekleştirilen tüm bu hukuka aykırı
davranışlarla ilgili olarak hukuki
ve cezai yollara da ayrıca başvurulacaktır. Kamuoyunun bilgisine
saygıyla sunulur.
Osman Zeki Canıtez
Vekili Selda Saç
18 M art 201 4
Sabah ve Takvim gazetelerinin 18 Mart 2014 tarihinde SPK
üst kurulunu da rencide edecek
şekilde yer verdiği haber 20022003 yıllarına aittir.
Bu konu örtbas edilmemiş
aksine yargıya intikal ettirilmiştir.
Mahkeme tarafından herhangi bir suç oluşmadığı belirtilerek verilen beraat kararı,
yargıtay tarafından da onanarak
kesinleşmiştir.
Kamuoyunun gündeminde
olan güncel yolsuzluk haberleri
yerine, onbir yıl önceye giderek
yalan yanlış haber yapmak bir
çaresizlik örneğidir.
Sabah ve Takvim gazetelerini
çıkaranlar sürekli ve sistemli bir
şekilde, masum, suçsuz insanlara,
kurumlara suç isnad etmeye çalışacağına kendileri ile ilgili güncel
ve çok ciddi ithamlara cevap
vermelidirler.
Yargı, herkes için en iyi
aklanma yoludur.
Sabah ve Takvim gazetelerini
kınıyorum.
Akın İpek
ve maddeler halinde detaylandırılan tedbirlerin bahse konu MGK
kararının eki olduğu bilgisi tamamen gerçeğe aykırıdır.
Söz konusu köşe yazınızdaki
bilgilerin yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde düzeltilmesini,
ayrıca bu açıklamanın 5187 sayılı
Basın Kanunu’nun 14’üncü maddesi uyarınca aynı sayfada, aynı
başlık altında yayımlanmasını
kanuni haklarımız saklı kalmak
suretiyle rica olunur.
Milli Güvenlik Kurulu Genel
Sekreterliği Basın ve Halkla İlişkiler
Dairesi Başkanlığı
1 5 M art 201 4
Dünkü gazetemizin ll’inci sayfasında yer alan Tekirdağ’la ilgili
analizde, 29 Mart 2009’daki yerel
seçim sonuçları sehven yayınlanmıştır. Düzeltir, okuyucularımızdan özür dileriz. Zaman
1 4 M art 201 4
13.03.2014 tarihinde Sabah
Gazetesi’nin sürmanşetinde
“CHP’li Yavaş’tan ‘Sokağa İnin’
Çağrısı - Seçim Otobüsü Eylemci
Taşıdı” ve eki olarak yayınlanan
Sabah Ankara gazetesinde manşetten verilen “CHP’li Yavaş’tan
‘Sokağa İnin’ çağrısı - Seçim
Otobüsü Eylemci taşıdı” ve haberin ayrıntılarının verildiği aynı
gazetenin üçüncü sayfasında
“CHP Büyükşehir Belediye Başkan
Adayı Mansur Yavaş, seçim
otobüsleriyle Kızılay’a eylemci
taşıdı”, “CHP Büyükşehir Belediye
Başkanı Mansur Yavaş’ın seçim
otobüslerinden Eryaman’da halk
sokağa inmeye çağrıldı”, “Ayrıca
Mansur Yavaş’ın seçim otobüslerinin Güvenpark’a eylemci
taşıdığı iddia edildi” haberleri
gerçek değildir. Mansur Yavaş’ın
Ankara Büyükşehir Belediye
Başkanlığı’na aday olması ve
30.03.2014 tarihinde yapılan yerel
seçimlerde kamuoyu yoklamalarında önde olması nedeniyle,
üretilmiş haberlerdir.
Bu haberlerle, 30.03.2014
tarihinde Ankara’nın geleceği
için oy kullanacak seçmenlerin,
özgür iradeleri haksız ve çirkin biçimde manipüle edilmeye
çalışılmaktadır.
Haber, Ankara seçmeninin
Mansur Yavaş hakkında gerçek
dışı intibalara sahip olmasını
sağlamaya yönelik, propaganda
amaçlıdır.
Mansur Yavaş, 14 yaşında bir
çocuk iken öldürülen Berkin
Elvan için yapılan protesto gösterilerine katılma yönünde bir
çağrıda bulunmamıştır.
Mansur Yavaş, ülkemizi yasa
boğan, herkesi derinden etkileyen
ve üzen, herkesin ortak bir dille
kınadığı ve tekrarının olmamasını
dilediği Berkin Elvan’ın öldürülmesini protesto eden kişileri
seçim otobüsü ile Kızılay’a ya da
başka bir yere taşımamıştır.
Bu vesile ile bir kez daha,
müvekkil Mansur Yavaş’ın Berkin
Elvan’ın öldürülmesini şiddete
kınadığını, başta ailesi olmak
üzere tüm Türkiye’nin acısını
paylaştığını, sabır ve Berkin
Elvan’a Allah’tan rahmet dilediğini bildiririz.
Saygılarımızla.
Mansur Yavaş
Vekili Av. Haluk Bayram
Milliyet gazetesinin 13.03.2014
tarihli nüshasının on sekizinci
sayfasında yer alan Ali İsmail
Korkmaz’ın annesinin olduğu
fotoğrafa sehven Berkin Elvan’ın
annesi yazılmıştır. Milliyet
1 2 M art 201 4
Dünkü Hürriyet Gazetesi’nin
5’inci sayfasında verilen Milli
Piyango’nun “10 Numara” çekilişi sonuçları sehven “2 talihliye
532’şer bin lira” olarak duyurulmuştur. Doğrusu “İkinci kez devretti” olacaktır. Düzeltir, okurlarımızdan özür dileriz. Hürriyet
11 Mart 2014 tarihinde Sabah
ve Takvim Gazetelerinde
Üniversitemiz ile ilgili yayınlanmış olan yalan haber üzerine
kamuoyunu aydınlatmak için
açıklama yapma gereği ortaya
çıkmıştır.
İpek Üniversitesi Yerleşkesi
kendi tapulu arazisi üzerine
kuruludur ve tüm yasal izinlere
sahiptir. Üniversitemizin bitişiğinde bulunan Hazine’ye ait 39
dönümlük arazi, yapılaşmaya
uygun olmadığı için ağaçlandırma ve rekreasyon alanı olarak
ayrılmış bir alan olup, Maliye
Bakanlığı tarafından sadece
ağaçlandırma ve rekreasyon
alanı olarak kullanma şartı ile
Üniversitemize bedeli karşılığında
tahsis edilmiştir.
Söz konusu tahsis Maliye
Bakanlığı Müsteşarlığı’nın oluru
ve Başbakanlık onayı ile gerçekleşmiş olup tüm mevzuata hassasiyetle uyulmuştur.
Üniversitemizin Ağaçlandırma
ve Rekreasyon alanı olarak kullanacağı arazinin tahsis izinleri ile
ilgili olarak, Emniyet İstihbarat
Teşkilatımız, Tapu Kadastro
Müdürlüğümüz veya başka bir
kurum ile resmi ve standart mevzuatlar dışında hiçbir ilişkisi veya
bağlantısı yoktur.
Sabah ve Takvim gazetelerinde
yer alan haberler tamamen hayal
mahsulü ve gerçek dışıdır.
Bu yalan haberle ilgili olarak
17 M art 201 4
17 Şubat 2014 tarihli gazetenizde (Taraf) yer alan “MGK
Planı Devrede” başlıklı Mehmet
Baransu’ya ait köşe yazısında, 25
Ağustos 2004 tarihli MGK’nda
imzalanan “Türkiye’de Nurculuk
ve Fethullah Gülen’i Bitirme
Planı” olduğuna dair kamuoyunu
yanlış yönlendirmeye sebebiyet
veren hususlar yer almıştır.
Kamuoyunun doğru bilgilendirilmesini sağlamak amacıyla aşağıdaki açıklamanın yapılmasına
ihtiyaç duyulmuştur.
25 Ağustos 2004 tarihli ve 481
sayılı MGK kararı tek sayfalık bir
metin olup, bu kararın ekinde
herhangi bir tedbir veya eylem
planı mevcut değildir.
Gazetenizde “Türkiye’de
Nurculuk ve Fethullah Gülen’i
Bitirme Planı” olarak gösterilen
17.03.2014 tarihinde müvekkilim Necmeddin Bilal Erdoğan hakkında
yapılan haber tamamen asılsızdır, yalandır ve hiçbir şekilde gerçeği
yansıtmamaktadır.
Müvekkilim Necmeddin Bilal Erdoğan gazetelerde iddia edildiği
gibi hiçbir yerden hiçbir zaman herhangi bir daire almamıştır.
Daire aldığı iddia edilen avukat ile herhangi bir vekalet ya da özel
bir ilişkisi de bulunmamaktadır.
Hal böyle iken söz konusu bu gerçek dışı yayınlar ile müvekkilim
Necmeddin Bilal Erdoğan’a karşı ağır bir hakarette bulunulmuş hayal
mahsulü iddialarla kamuoyu önünde zorda bırakılmaya çalışılmış,
soyut ifadelerle müvekkilim kamuoyunun husumetine maruz bırakılmaya çalışılmıştır.
İsmi geçen gazetelerdeki bu satırlar bir durum yada olay anlatımından çok, çamur atmak maksadıyla kaleme alınmıştır.
Gerçek dışı bu iddialarla ilgili olarak suç duyurusunda bulunulmuş,
muhatap gazetelere tekzip gönderilmiş ve tazminat davası açılmıştır.
Bu aşamadan sonra da tüm yasal haklarımızı hızlı, eksiksiz ve etkin
bir şekilde kullanacağız.
Kamuoyuna saygıyla arz olunur.
Avukat Ahmet Özel
tüm yasal haklarımız kullanılacaktır. Kamuoyuna arz ederiz.
İpek Üniversitesi Mütevelli
Heyeti Başkanı H. Akın İpek
8 M art 2 01 4
Banka ve yöneticileri hakkında
itibar ve prestij düşürücü haksız bir tasarrufta bulunduğum
belirtilen metni özetleyerek
aktarıyorum:
- Bankamızın adı geçen firmadan hiçbir zaman 137 milyon
dolar alacağı olmadığı gibi, anılan
firmaya yapılan icra takibinde 137
milyon dolar alacak bildirilmemiş,
ayrıca ayına gayrimenkulün kredi
kullanımında teminat gösterilmesi de söz konusu olmamıştır.
- Haberde teminat olarak
verildiği belirtilen gayrimenkulün tapu kaydı incelendiğinde de
görüleceği üzere, hiçbir zaman
banka lehine ipotek edilmediği
ve kredinin anılan gayrimenkul
teminat alınarak kullandırıldığı iddiasının doğru olmadığı
ve tamamının müflis firmaya ait
olmayıp yüzlerce hissedarı bulunduğu da görülecektir.
- Banka, haberde adı geçen
gayrimenkule maliki olmadığı için
satamayacağı gibi gayrımenkulü
aldığı söylenen firmanın bankayla
hiçbir ilgisi bulunmamaktadır.
- Banka alacağını hukuki
çerçevede diğer 56 adet alacaklı
ile birlikte iflas masasına kaydettirmiş ve sonrasındaki bütün
işlemleri de mevzuata, bankacılık
ilke ve teamüllerine uygun olarak
gerçekleştirmiştir.
altında “Eskişehir’deki Gezi
Parkı protestolarında öldürülen
Ali İsmail Korkmaz’ın dövülme
görüntülerinin silindiği ve kamera
kaydetmesin diye otelin elektrik
şalterini indiren Beşik Otel’in
sahibinin emniyet istihbarat
elemanı olduğu anlaşıldı” şeklinde
haber yayınlanmıştır.
Bahse konu kişinin emniyet
istihbarat elemanı olarak çalıştığı iddiası asılsızdır. Emniyet
teşkilatı gerçek dışı haberlerle
kötülenmektedir.
Emniyet Genel Müdürlüğü
Gazetemizin dünkü nüshasında,
TÜRGEV’in Genel Müdürü Salih
Koç yerine sehven Ümraniye
Belediye Başkanı Hasan
Can’ın fotoğrafı kullanılmıştır.
Taraflardan ve okuyucularımızdan özür dileriz. Sözcü
Gazeteniz Sol’da 04.08.2013
tarihinde ana sayfadan “İHH’ya
Gizli El Kaide Soruşturması”
başlığı ile yazılan ve gazete
içerisinde detaylandırılan;
Gazeteye ait internet sitesinde
http://haber.sol.org.tr/devletve
-siyaset/ihhya-gizli-elkaidesorusturmasi-haberi-77500
linki altında yayınlanan ve
gazetede ayrıca “İtibarı İHH’ya
Emanet Etmek” başlığı ile
yazılan ve http://haber.sol.org.
tr/yazarlar/alper-birdal/itibariihhya-emanet-etmek-77485
linki altında yayınlanan haberler,
müvekkil İHH-İnsani Yardım
Vakfı ve Vakıf Başkanı Bülent
“Küresel Kriz Niye Aşılamıyor?” başlığıyla dün yayımlanan yazıda bir yanlışlık sonucu farklı bir grafik kullanılmıştır. Doğru grafik aşağıdadır. Düzeltir, özür dileriz.
Erinç Yeldan, Cumhuriyet
anlamıyla bir yalan haberdir.
Müvekkil vakıf ve başkanı
Bülent YILDIRIM, yürütülen
bütün faaliyetlerde olduğu gibi,
Suriye’de yaşanan insanlık dramında da yüklendiği misyonun
gereklerini tüm ulusal ve uluslararası mevzuata uygun olarak
yerine getirmektedir.
Bu noktada, Suriye’ye yapılan
yardımlara ilişkin yapılan yanlı
ve yalan haberlerin kaynağı,
Suriye’deki zalimliği sürdürme
peşinde olan ve kaos ortamından
beslenen güçlerin uydurmalarıdır.
Gazetenin araştırma ve kamuoyunu doğru bilgilendirerek
aydınlatma sorumluluğu vardır.
Hiçbir somut belge ya da
bilgiye dayanmaksızın, yalan
haberden alıntılanarak, müvekkil İHH-İnsani Yardım Vakfı’nın
yaptığı çalışmaları karalama
amaçlı, yayıncılık etiğiyle bağdaşmayacak şekilde yapılan “İHH’ya
Gizli El Kaide Soruşturması” ve
“İtibarı İHH’ya Emanet Etmek”
başlıklı haberlerde yer alan ifade
ve ithamların doğru olmadığını,
hukuki tüm haklarımızı saklı
tutarak, kamuoyuna saygıyla
duyururuz.
İHH-İnsan Hak Ve Hürriyetleri
İnsani Yardım Vakfı
Vekilleri
Av. Uğur Yıldırım
Av. Burak Turan
3 Mart 2 0 14
Sorumlu Müdürü olduğunuz Sabah Gazetesi’nin 13.03.2014
tarihli sayısının … sayfasında müvekkilimin sahibi bulunduğu
FEM Dersaneleri’nin logosuna yer verilmiştir.
Haber metni içerisinde Bayburt’ta bulunan bir öğrenci yurdunda başbakana hakaret edildiği şeklinde bir haber yer verilmiş, haber görseli içerisinde, üç kişinin fotoğrafı yayınlanmıştır.
Söz konusu fotoğrafın arka kısmında FEM Dersaneleri’nin
ticari markası yer almaktadır.
Haber ile görsel arasında hiçbir bağlantı yoktur.
Haber metni içerisinde hiçbir şekilde müvekkil kurumun adının geçmemesine rağmen, kullanılan resim ile sanki söz konusu
olayın müvekkile ait dersanede geçtiği ima edilmektedir.
Müvekkil şirketin ticari markası ile faaliyet gösteren yüzlerce eğitim kurumu bulunmaktadır.
Bu kurumlarda da binlerce kişi öğrenim görmektedir.
Müvekkilim kurum ülkemizin değerlerine son derece bağlı
ve sorumlu bir eğitim politikası gütmektedir.
Gündelik kısır politik çatışmalar hiçbir zaman kurum idareci
ve öğretmenleri tarafından öğrencilere aktarılmaz.
Son günlerde başta Sabah Gazetesi olmak üzere, gazeteniz
ile aynı paralelde yayın yapan başka yayın kuruluşları müvekkilim kurumu itibarsızlaştırmak için bir çok gerçek dışı habere
imza atmaktadırlar.
Bu haberde aynı minvalde kaleme alınmış olup, zaten haber
içeriği ile müvekkil kurumun ilgisi olamamasına rağmen, haber
görselinde FEM Dersaneleri markasına yer verilmek sureti ile
müvekkilimin töhmet altında bırakılmak istendiği aşikardır.
Habere konu olayın gerçekliği şüpheli olmakla beraber,
haberin müvekkil kurumla hiçbir ilişkisi bulunmamaktadır.
Keşideci Vekili Av. Uğur Çiftçibaşı
- Konu daha öncede (yazım
hatasını düzeltmedim) adli ve
idari mercilere yapılan şikâyetler çerçevesinde incelenmiş
olup herhangi bir usulsüzlüğe
rastlanmamıştır.
Çiğdem Toker, Cumhuriyet
5 M art 2 01 4
4 Mart 2014 tarihinde Aile-Sağlık
sayfasında yayımlanan “Aileyi
Tehdit Eden Mut’ayı İstihbarat
Örgütleri Silah Olarak Kullanıyor”
başlıklı haberde “Mut’a denilen uygulama, Şia mezhebinin Zeydiyye ekolü tarafından
genellikle İran merkezli olarak
belli bir ücret karşılığında yapılan
geçici süreli bir birliktelik olarak
biliniyor.” şeklinde sehven “Rafizi”
yerine “Zeydiyye” yazılmıştır.
Zeydiyye, Şia’da mut’aya karşı
çıkan ve mesafeli duran bir ekoldür. Düzeltir özür dileriz. Zaman
4 M art 2 01 4
Milliyet Gazetesi’nin 22.09.2013
tarihli nüshasının yirmi birinci
sayfasında “Eskişehir’de Öldürülen Korkmaz Dosyasından Çıkan
Şok Bilgi: Oteldeki Şalteri İndiren
İstihbarat Elemanı Çıktı” başlığı
YILDIRIM’a yönelik, asılsız ve
dayanıksız ifadeler ve iftiralar
içermektedir.
Yazı içeriklerinde bulunan,
Bülent YILDIRIM hakkında,
El Kaide örgütüne destek verdiği için soruşturma başlatılmış
olduğu iddiasının, hiç bir dayanağı yoktur, ve aslında, dayanağının olmadığı yazı içeriğinde de
belirtilmiştir.
Habertürk Gazetesi’nde, 15.06.
2012 tarihinde yapılan aynı içerikli haber, dayanak olarak gösterilmiş ve sanki yeni bir bilgiymiş
gibi kamuoyuna sunulmuştur.
Halbuki bu haber hakkında, İstanbul 2. Asliye Ceza
Mahkemesi 2012/246 D. iş nolu
dosyası üzerinden tekzip kararı
alınmış ve bu karar gereğince
gazetenin 26.09.2012 tarihli nüshasında cevap ve düzeltme metni
yayınlanmıştır.
Ayrıca bu haberin yazarı Hilal
Aktürk hakkında tarafımızca
yapılan suç duyurusu neticesinde, İstanbul 2. Asliye Ceza
Mahkemesi, bu şahsın müvekkillere karşı “basın yoluyla hakaret
suçu işlediği”nden bahisle cezalandırılmasına karar vermiş ve bu
karar kesinleşmiştir.
Dolayısıyla müvekkiller
hakkında herhangi bir soruşturma açılmış değildir, bu tam
Gazetemizin 1 Mart 2014
Cumartesi günkü sayısının 16.
sayfasında eski İstanbul Barosu
Başkanı avukat Orhan Adli
Apaydın’ın anılmasıyla ilgili
haberde yanlışlıkla ağabeyi avukat Burhan Apaydın’ın fotoğrafı
kullanılmıştır. Okurlarımızdan
özür dileriz. Cumhuriyet
Dün bu sayfada “Eğitimde Kadrolaşma Ve Yağmaya Özgürlük” başlığıyla yayımlanan haberde “dershane yasası”nın Resmi Gazete’de
yayımlandığı yazılmıştır. Doğrusu,
yasanın Meclis Genel Kurulu’nda
kabul edilmiş olmasıdır.
Yasa henüz Cumhurbaşkanı
tarafından onaylanmamış ve
Resmi Gazete’de yayımlanmamıştır. Hata için okurlarımızdan
özür dileriz. Sol
ve işbu haberin müvekkilimizin
kişilik haklarına vermiş olduğu
zarara binaen sorumlular hakkında yasal takibat yapılacağını kamuoyuna saygılarımızla
bildiririz.
Cevap ve Düzeltme Hakkını
Talep Eden Vahdettin Sakallı
Vekilleri
Av. Emrah Sancar
Av. Veysel Emre Gelibolu
Sabah Gazetesi’nin 28 Şubat 2014
tarihli nüshasında yayımlanan
Finansbank mali tablosu haberinde, bankanın verdiği kredi
miktarı sehven 43 milyon olarak
yazılmıştır, doğrusu “42 milyar
910 milyon TL” olacaktır. Düzeltir,
özür dileriz. Sabah
2 8 Ş ubat 201 4
Dünkü yazımda Mart ayı yerine
yanlışlıkla Kasım ayı girilmiş.
Düzeltir, özür dilerim.
Abdurrahman Dilipak, Yeni Akit
Akşam Gazetesi’nin 23.01.2014
tarihli nüshasının 1. sayfasında
“O Komutandan Skandal Emir
MİT’çilere Kelepçe Takın”, 12.
sayfa “İstihbaratla Jandarmayı
Karşı Karşıya Getiren Emri
Komutan Verdi MİT’çilere
Kelepçe” başlığıyla yayımlanan,
müvekkilimizin fotoğrafının da
kullanıldığı haber gerçeğe aykırı
ve müvekkilimizin kişilik haklarına saldırı mahiyetindedir.
Şöyle ki; Adana Jandarma
Bölge Komutanlığı veAdana
Jandarma Bölge Komutanı olarak
müvekkilimizin 19.01.2014 tarihinde Adana Ceyhan’da meydana
gelen TIR arama olayıyla ilgili
yasal yetki ve görevi bulunmadığından, bu olaya herhangi bir
müdahalesi olmadığı gibi haberde
yansıtıldığı haliyle olayda herhangi bir emir ve talimatı da
olmamıştır.
Bu husus İçişleri Bakanlığı ve
Jandarma Genel Komutanlığı’nca
başlatılan ve tamamlanan soruşturma kapsamında da tespit edil-
1 Mart 2 0 14
Müvekkilimiz ve dahi Adana Valilik Makamı Özel Kalem Müdürü
Vahdettin Sakallı hakkında gazetenizin (Hürriyet) ve gazetenize bağlı
internet sitenizin 13.11.2013 tarihli
yayınında yayımında yer alan
müvekkilimizin bazı yerel medya
sahipleri ve gazetecilerin özel
hayatlarına ilişkin görüntü içeriklerini kasetlediği içerikli yazınızda,
suç isnat edici, gerçeklikle alakası
olmayan ve iftira niteliği taşıyan
bir haber sözkonusudur.
Müvekkilimiz, şerefiyle devam
ettirdiği mesleğinde hiçbir surette
böylesine iğrenç ve ahlakdışı
fiiliyatların içerisine girmemiş,
her daim hukuksuzluğun önünde
engel olmuştur.
Kaldı ki size açıklama yapan
ve TBMM’de bu konuda ifade
verdiğini iddia eden Yüksel
Evsen isimli şahsın da Meclis
Komisyonu’nda hiç ifade vermediğini ve müvekkilimize atmış
olduğu iftiraya sizleri de ortak
ettiğini bilmeniz gerekmektedir.
Hatt-ı zatında Adana’da yerel
yayın yapan Ekspress Gazetesi
de birebir aynı haberi 16.09.2013
tarihinde yayınlamış ve buna
istinaden kendilerine yönelik olarak Adana 3. Sulh Ceza
Mahkemesi’nden düzeltme-tekzip metni yaymlatılması kararı
alınmıştır.
Basın-ahlak kuralları gereği
daha önce haber yapılıp yalanlanmış bir haberi yayınlayarak
müvekkilimizin kişilik haklarına
verdiğiniz zarardan da mesuliyetiniz bulunmaktadır, işbu beyanımıza neticeten anılan haberde yer
alan iddia ve isnatların tamamı
gerçekdışı olup, yapılan habere
Dünkü yazımda Mikail
Albay olarak yazılan
kişi, eski MİT müsteşar
yardımcılarından Mikdat
Alpay olacaktır. Düzeltirim.
Hikmet Çetinkaya,
Cumhuriyet
miş olup, soruşturma kapsamında
müvekkilimizin olayda görev ve
yetkisi olmaması sebebiyle bilgisine dahi başvurulmamıştır.
Böylesine asılsız iddiaların
muhatabı olmak bile müvekkilimizi son derece rahatsız etmektedir. Son zamanlarda “çamur at
izi kalsın” zihniyeti ile yapılan ve
yapılmaya devam olunan yanlı,
haber değeri dahi olmayan bu
doğrultudaki asılsız iddialara itibar edilmemesi gerektiğini kamuoyuna saygı ile bildiririz.
Adana Jandarma Bölge Komutanı
Tuğgeneral Hamza Celepoğlu
Vekili Av. Sönmez Ahi
Dünkü yazıda İstanbul
Cumhuriyet Başsavcısı Hadi
Salihoğlu’nun ismini yanlış yazdım, düzeltir özür dilerim.
Mahmut Övür, Sabah
2 7 Ş ubat 201 4
1. 27 Şubat 2014 tarihli bazı basın
yayın organlarında “Abiler Askeri
Liselere Giriş Sorularını Dağıttı”
ve “Askeri Casusluk” başlıkları altındaki haberlerde Askerî
Liselere Giriş Sınavlarına ait
soruların sınav öncesi öğrencilere verildiği iddialarına yer
verilmiştir.
2. Genelkurmay Başkanlığı ile
ÖSYM arasında 2002 tarihinden
itibaren her yıl yapılan protokol
gereği; Askerî Okulların tamamına yönelik olarak sınavlar
ÖSYM tarafından merkezi olarak
yapılmaktadır.
Genelkurmay Başkanlığı bu
sürece yönelik olarak, soruların hazırlanmasına, soruların
içeriğine, soru kitapçıklarının
basılmasına ve imtihan günü
sınavların yapılmasına müdahil
olmamaktadır.
3. ÖSYM tarafından değerlendirilen sınav sonuçları ÖSYM
tarafından açıklanmakta, kazananların listesi (asil ve yedek liste
olarak) gönderilmekte ve Türk
Silahlı Kuvvetleri bu safhadan
itibaren devreye girerek kazanan kişilere mülakat ve spor testi
uygulamaktadır.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur.
Genelkurmay Başkanlığı
24.07.2013 tarihli Sabah gazetesinin manşetinden “Türkiye’nin
En Pahalı Hayaleti” başlığıyla
verilen ve Günaydın ekinde ise
“Yok Böyle Otomobil” ve “Roll
Royce’ları İkiledi” başlıklarıyla
devam eden yazı içeriği itibarıyla gerçek dışı/yalan veriler
ihtiva etmekte, şahsa özel bilgileri yayınlamak suretiyle özel
hayatın gizliliğini ihlal etmekte
ve bu suretle de müvekkilimin
kişilik haklarına saldırı mahiyeti
taşımaktadır.
Müvekkilim Rıza Sarraf (Reza
Zarrab) Rolls Royce Ghost model
bir otomobil satın almamıştır.
Almadığı araç ve vergileri için
yazı içeriğinde belirtildiği üzere
milyon liralar ödememiştir.
Aracı geçici plakayla kullanacağı ve 15 gün sonra teslim
alacağı doğrultusundaki bilgiler de yine diğerleri gibi gerçeği
yansıtmamaktadır.
Gazetenin magazin yazarının
bir “asparagas” tadında hazırladığı
bu yalan haberi manşete taşıyan
ve sahibi olduğu aracın plakasını
yayınlamak suretiyle özel hayatın
gizliliğini ihlal eden Sabah gazetesi sorumlularına da bu basın
ayıbına katkıda bulunmayı hiç
yakıştıramadığımızı belirtmeyi
kendimize görev addediyoruz.
Hukuki ve cezai tüm yasal yollara başvuru haklarımızı saklı tutmakla birlikte basın kanununun
ilgili maddeleri çerçevesinde işbu
tekzip metninin aynen yayınlanmasını talep ediyorum.
Rıza Sarraf (Reza Zarrab)
Vekili Avukat Ayten Hiçyılmaz
1. 27 Şubat 2014 tarihli bir gazetede; Devlet erkânının kullandığı kriptolu cep telefonlarına ait anahtarların
Genelkurmay Başkanlığına bağlı
MUBİLDESKOM Elektronik
Anahtar Üretim Merkezi’nde
insan müdahalesi olmadan elektronik ortamda üretildiği iddiası
yer almıştır.
2. Devlet erkânı tarafından
kullanılan; kriptosu, kripto anahtarları, yazılımı ve cihazın üretimi
tamamen TÜBİTAK tarafından
yapılan “Kriptolu Cep Telefonları”
ile Türk Silahlı Kuvvetlerinin hiç
bir ilişkisi bulunmamaktadır.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur.
Genelkurmay Başkanlığı
1- Wushu esnekliği, estetikliği ve
sağlığa faydalarıyla bilinen; dünyada yaklaşık 160 ülkede federasyonu ve sporcuları bulunan,
Türkiye’de ise yaklaşık 50 bin
lisanslı sporcusu bulunan Çin
kökenli 5 bin yıllık bir savunma
ve dövüş sanatıdır.
2- 19.12.2013 tarihli Milliyet
Gazetesi’nin 29. sayfasında “7
Rolex’e Altın Madalya” başlığı
altında Türkiye Wushu Federasyonu’nun haklarını ihlal eden içerikte gerçek dışı yayın yapmıştır.
3- Elif Akyüz 2010 Avrupa
Wushu Şampiyonasında Avrupa
Wushu Şampiyonu olmuş, 06-15
Ekim 2011 tarihleri arasında
Ankara’da yapılan 11. Dünya
Wushu Şampiyonası’nda zoru
ve bir ilki başararak, büyüklerde Kuzey Mızrağı’nda Dünya
Wushu Şampiyonu olmuş, yine
18-24 Eylül 2012 Çin Macau’da
yapılan Dünya Gençler Wushu
Şampiyonası’nda Kuzey Stili
İnce Kılıç da Dünya Şampiyonu
olmuştur. Tüm şampiyonluklarında İstiklal Marşımız
okunmuştur.
4- 22 Eylül-01 Ekim 2013’te 3.
İslam Dayanışma Oyunları’nda
Kuzey Stili İnce Kılıç’ta birinci olup
şampiyon olmuş, yine 2013’te
zirve yarışından kopmamıştır.
28 Ekim-06 Kasım 2013 tarihlerinde Malezya’da yapılan 12.
Dünya Wushu Şampiyonası’nda
Büyükler Kuzey Mızrağı’nda 0,03
farkla bu kez yine zirvede Dünya
ikincisi olmuştur.
Herkes şunu iyi bilmektedir ki
gerek Elif Akyüz, gerekse dünya
şampiyonluğunu elde eden diğer
milli sporcularımız başarılarını
gayretli çalışmaları sonucu bileğinin hakkıyla elde edip, yalnız
Türkiye’nin değil, dünyanın en
teknik, en başarılı sporcularından
olduklarını kanıtlamışlardır.
5- Bu şampiyonluklar
Çin merkezli Dünya Wushu
Federasyonu’nun Uluslararası
uzman hakem kurulları tarafından takip edilip, kayıt altına alınıp, tescillenmiş; hak edilip, elde
edilen bu şampiyonluklara hiçbir
itiraz vuku bulmamıştır, bilakis
ikinci ve üçüncü olan rakipleri
tarafından da teknikleri övülerek
takdir edilmiştir.
6- Bazı art niyetli kişilerin
Türkiye Wushu Federasyonu’nu
hedef alarak, Türk milletinin
yetiştirdiği Dünya Şampiyonu
milli sporcularımızın başarılarını
karalamaya yönelik açıkça suç
mayetinde olup asılsız, maksatlı
ve çirkin iftiralardır. Maalesef
buna basın alet edilmiştir.
Milletimize mal olmuş Dünya
Şampiyonlarımıza karşı ileri sürülen bu çirkin itamlar karşısında
gereken cezai ve hukuki müracatlar derhal yapılacaktır, sanal
gündem oluşturmaya çalışan
bu kişilere itibar edilmeyeceği
kanaatiyle gerçekleri kamuoyuna
saygılarımızla duyuruyoruz.
Türkiye Wushu Federasyonu
Yetkilileri
Av. Altan Balantekin
Av. Taha Balantekin
Av. Ahmet Rasim Balantekin
25 Ş ubat 201 4
Pazar günkü “Müzelerdeki
Mucize” başlıklı yazımız üzerine
TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy
aradı ve bir düzeltme yaptı: “200’e
yakın ören yeri ve müzenin işletmesini yapan TÜRSAB, devlete
yılda 150 milyon TL değil, 150
milyon dolar ödüyor.”
Mahmut Övür, Sabah
24 Ş ubat 201 4
Gazetemizin 16 Şubat 2014
tarihli 6. sayfasında yayımlanan “Heyelan Bölgesinde TOKİ
Yıkımı” başlıklı haberle ilgili olarak TOKİ bir düzeltme metni
gönderdi.
Haberde Sol muhabirlerinin
yıkım alanında görüştüğü kişilerin söylediklerine yer verilmiş ve
“bölgenin heyelan bölgesi olduğu
bilindiği halde TOKİ tarafından
inşaat yapıldığının öne sürüldüğü” ifade edilmişti.
TOKİ yolladığı düzeltmede
“Haberde iddia edildiği üzere
Başbakanlık Toplu Konut
İdaresi Başkanlığı’nca (TOKİ)
Kağıthane’de devam eden bir
inşaat projesi bulunmamaktadır.
Kamuoyunun önyargılı ve gerçek dışı bilgilerle yanlış düşüncelere sevk edilmesinin doğru
olmadığını düşünmekteyiz.
Spekülatif amaçlı, kurumu
yıpratmayı hedefleyen haberlere itibar edilmemesi hususu
kamuoyuna saygıyla duyurulur”
ifadeleri yer aldı. Riskli alanda
gerçekleştirilen inşaat faaliyetlerinin TOKİ’ye değil, İstanbul
Büyükşehir Belediyesi’ne ait
olduğu öğrenildi. Sol
22 Ş ubat 201 4
Basında yer alan, eski TÜBİTAK
yöneticisi Dr. Hasan Palaz’ın
iddialarıyla ilgili olarak kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi
amacıyla TÜBİTAK Başkanlığı’nca
bir açıklama yapılmasına ihtiyaç
duyulmuştur.
Öncelik belirtmek isteriz ki, Dr.
Hasan Palaz’ın açıklamalarının
gerçeklerle hiçbir ilgisi yoktur.
Kendisinin görev değişikliğinin
anılan iddialarla ilgisi olmayıp,
değişiklik kararı tamamen idari
bir tasarruftur.
Dünkü 12. sayfamızda
yer alan “Gizli Kapıdan
Kaçtılar” başlıklı haberimizde eski MİT Müsteşar
Yardımcısı Afet Güneş’in
yerine sehven İsrailli politikacı Tzipi Livni’nin fotoğrafı kullanılmıştır. Düzeltir,
özür dileriz. TÜRKİYE
Cumhuriyet Başsavcılığımızca (TMK 10 maddesi ile yetkili) Kudüs
ordusu (Selam - Tevdit) terör örgütü şüphesi ile üyelerine yönelik
olarak yürütülmekte olan 2011/762 sayılı soruşturma 08.04.2011
tarihinde başlanılmış olup, soruşturma dosyası 2012 Ağustos ayında
tarafıma tevdii edilmiş ve 2014 Ocak ayı içerisinde de Cumhuriyet
Başsavcılığı tarafından duruşma savcısı olarak görevlendirilmem
nedeniyle dosya benden alınmış olup halen bende bulunmamaktadır.
Bu soruşturma kapsamında adı geçen örgütle irtibatlı olduğu düşünülen sınırlı sayıda şüpheliler hakkında alınan mahkeme kararları
doğrultusunda iletişim tespiti kararları uygulanmıştır.
24.02.14 tarihli Yeni Şafak ve Star gazetelerinde yapılan haberlerde özetle; gazeteci, siyasetçi, yazar, TSK temsilcileri ve iş adamlarının da aralarında bulunduğu 7 binden fazla kişinin 3 yıl boyunca
bu dosya kapsamında dinlendiği belirtilmiştir. Söz konusu gazete
haberlerinde geçtiği şekilde bu dosya kapsamında binlerce siyasetçi, yazar, TSK temsilcileri ve iş adamlarının dinlenmesi ya da takibi
kesinlikle yapılmamıştır. Söz konusu soruşturma kapsamında benzer
soruşturma dosyalarında olduğu gibi makul sayıda şüpheli hakkında
iletişim tespiti tedbiri ile ilgili mahkemelerden alınarak uygulanmıştır.
Söz konusu haberlerde maksatlı şekilde soruşturma yapılan
örgütle ve birbirleriyle hiç bir şekilde irtibatı kurulamayacak kişilerin
terör örgütü kapsamında telefonlarının dinlenilmiş gibi gösterilerek
kamu oyunun yanıltılmaya çalışıldığı görülmektedir. Yapılan maksatlı
haberlerden dolayı şahsım tarafından açıklama yapma ihtiyacı doğmuştur. Kamuoyuna saygıyla duyrulur.
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Adem Özcan
Dr. Hasan Palaz, vekâleten
yürütmekte olduğu TÜBİTAK
Başkan Yardımcılığı görevinden 30.12.2013 tarihinde alınmış,
Bilişim ve Bilgi Güvenliği İleri
Teknolojiler Araştırma Merkezi
(BİLGEM) Başkanlığı görevi
ise TÜBİTAK Bilim Kurulu’nun
01.02.2014 tarihli ve 227 sayılı
kararıyla sona erdirilmiştir.
Kurumumuza, Dr. Hasan
Palaz’ın açıklamalarında iddia
edildiği gibi anılan raporun değiştirilmesine yönelik herhangi bir
talep gelmemiş olup bu iddialar
asılsızdır.
Ayrıca kendisi de bugüne kadar
öne sürdüğü iddialarla ilgili olarak yönetime herhangi bir şikâyette bulunmamıştır.
Bütün bunların yürütülen soruşturmanın ciddiyetini
zedelemeye yönelik olduğu
düşünülmektedir.
Basında yer alan söz konusu
haberdeki gerçek dışı bilgilerle
yanlış bir algı oluşturulmak
istendiği açıktır. Her türlü hukuki
hakkımız saklı kalmak kaydıyla
Kamuoyunun bilgisine saygılarımızla sunarız.
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik
Araştırma Kurumu (TÜBİTAK)
Başkanlığı
2 1 Ş ubat 2 01 4
12.10.2013 tarihli Cumhuriyet
gazetesinin 1. sayfasında “Andımız
Dayağı” başlıklı ve Oya Uğral
imzalı haber yazısında hakkımda
şeref ve haysiyetimi zedeleyici,
düşünce ve basın özgürlüğü sınırlarını aşan ifadeler kullanılmıştır.
Baştarafı 1. sayfada Gazete
haberi ile ilgili olarak aşağıdaki
açıklamanın yapılması zarureti
doğmuştur.
Mezkur gazetedeki haberde
“Ayvalık’taki Mecit Ataklı
İlkokulu’nda andımızı okuyan 4
öğrencinin müdür yardımcısının
küfürlü hakaretlerine uğradıkları… okulun bahçesinde andımızı
okumak isteyen bir grup 8. sınıf
öğrencisinin müdür yardımcısı
tarafından ‘Ne gürültü yapıyorsunuz lan, eşek oğlu eşekler...’ denilerek engellendiği” yazılıdır.
Haberde iddia edildiği şekilde
Müdür Yardımcısı şahsım olarak andımızı okuyan öğrencilere
yahut diğer öğrencilere karşı hiçbir küfürlü hakaretim olmamıştır.
Öğrencilere “Ne gürültü yapıyorsunuz lan, eşek oğlu eşekler...”
şeklinde sözler sarf etmem söz
konusu bile değildir.
Haberde doğruluk payı yoktur.
Yayımlanan haber şahsımı zan
altında bırakmakta, şeref ve haysiyetimi ihlal etmektedir.
Haberde iddia edildiği şekilde
bir olay gerçekleşmiş değildir.
İhtar eden Hasan Çelik
1 9 Şubat 2 01 4
Pazartesi günü yazmış olduğum
yazıda YDS düzenlemesini YÖK
üzerinden tartışmıştım. Özür dileyerek ÖSYM olarak düzeltiyorum.
Fatma Barbarosoğlu, Yeni Şafak
17 Şubat 20 14
Kıbrıs temsilcimiz Sefa Karahasan’ın imzası, dün yayımladığımız “Ankara Ziyareti Ay Sonu”
başlıklı habere sehven konulmuştur. Düzeltir, Karahasan ve okurlarımızdan özür dileriz. Milliyet
15 Şubat 20 14
21.10.2013 tarihli Sözcü Gazetesi
’nde yayımlanan “AKP’li Bürokratlar Kumara Yatırım Yaptı” başlıklı haber gerçek dışıdır.
Haberde, bir milletvekilinin
yazılı soru önergesine verilen
cevaplar çarpıtılarak Gençlik ve
Spor Bakanı Suat Kılıç döneminde
bayi sayısında büyük bir artış
yaşandığı iddia edilerek kamuoyu
yanıltılmaya çalışılmıştır.
2008 yılında çıkarılan 5738
sayılı Kanun, illegal bahis oyunlarının denetim altına alınması ve
kontrolü için hazırlanmıştır.
Bu amaçla da 6 bin sabit, bin
mobil ve en fazla 10 tane de elektronik bayi verilebileceği hüküm
altına almıştır.
2008 yılından 2011 yılı sonuna
kadar 4 bin 803 sabit bayi, 937
mobil bayi ve 6 sanal bayi kura ile
hak sahiplerine verilmiştir.
31 Aralık 2012’de ise 5 bin 65
sabit bayi, 951 mobil bayi, 6 sanal
bayi faaliyetlerini sürdürmüştür.
Ekim 2013 tarihi itibarıyla 4 bin
868 sabit, 995 mobil ve 6 sanal
olmak üzere toplam 5 bin 869
bayi faaliyettedir.
Bu veriler 2013 yılı başından
bu yana 153 adet bayi eksildiğini
ortaya koymaktadır.
Spor Toto Teşkilat Başkanlığı
en son 21.03.2012 tarihinde bayilik için kur’a çekimi yapmış, o
tarih sonrasında kimseye bayilik
verilmemiştir.
Spor Toto Teşkilat
Başkanlığının ilgili yönetmeliğinin 16. maddesinde bayilik ruhsatı
verilecek gerçek kişilerde aranacak şartlar arasında meslek grubu
veya statüsü yer almamaktadır.
Ercan YAVUZ
Gençlik ve Spor Bakanı Avukatı
Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri V.
Yazarımız Özgen Acar’ın dünkü
Kavşak köşesindeki “Yeni
Cami’nin 650 Yılı” başlığı “Yeni
Cami’nin 350 Yılı” olacaktır.
Cumhuriyet
14 Şubat 20 14
Bir kısım yazılı ve görsel medyada
uzun zamandır en temel hukuk ve
ahlak ilkeleri hiçe sayılarak yayınlar yapılmakta, yalan ve iftira hiç
olmadığı kadar fütursuzca
kullanılmaktadır.
Bu yayınların habercilik gaye-
siyle değil, psikolojik harekât,
kara propaganda ve dezenformasyon amacıyla yapıldığı kamuoyunun malumudur.
Yalan ve iftiradan medet uman
bu odaklar tarafından, müvekkilimin “Başbakan’ın ölmesi için
beddua edin emri verdiği” şeklinde ahlaksızca bir iddia ortaya
atılmıştır.
Hukuku hiçe sayan bu kişiler
ahlak ilkelerini de altüst ederek
insanları karalamaktan ne yazık
ki çekinmemektedirler.
Çirkin, densiz, seviyesiz bir iftiradan ibaret olan bu iddia kesinlikle doğru değildir.
Olayları çarpıtma hıyanetini
irtikâb eden, kara ruhlu, kara
düşünceli, kara vicdanlı, kara
kalemli bu insanlar, iftiralarına
yenisini ekleyerek “Başbakan’ın
ölmesi için beddua emri verildi”
diyebilmiştir.
Bu alçakça iddiaya bir de
bununla ilgili kayıtlar var denilerek kılıf uydurmaya çalışmak insafsızlık, vicdansızlık ve
ahlaksızlıktır.
Ayrıca son günlerde ölme,
öldürme ve suikast ifadeleri sıkça
dillendirilmeye başlanmıştır.
Toplumsal ayrışmanın yaşandığı, kin ve nefretin körüklenmeye
çalışıldığı içinde bulunduğumuz
günlerde bu tarz söylemlerden
kaçınılmalı ve ülkemizi kaosa
sürükleme niyetinde olan karanlık odaklara fırsat verecek eylemlerden uzak durulmalıdır.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur.
Fethullah Gülen
Vekili Nurullah Albayrak
Sabah ve Takvim gazetelerinde
Koza Altın İşletmeleri ve Akın
İpek ile ilgili çıkan haber yalan
ve iftiradır. Koza Altın İşletmeleri
tarafından eski adı Mastra yeni
adı Demirkaynak köyünde herhangi bir mezarın taşınması söz
konusu değildir.
Demirkaynak köyü, köy muhtarlığı ve ihtiyar heyeti, 2007
yılında eski köy mezarlığının yeni
köy mezarlığına taşınması için
karar almıştır.
Alınan bu karar köy karar defterine işlenmiştir.
Eski köy mezarlığı, mezar
sahipleri yakınları tarafından dini
vecibeleri de yerine getirilerek
yeni köy mezarlığına taşınmıştır.
İşletmemizin mezarlık taşıma
ile ilgili hiçbir faaliyeti olmamıştır.
Koza Altın İşletmeleri
13 Şubat 2 0 14
Taraf gazetesinde dün 10. sayfada yayımlanan “Erdoğan: Evet,
Fas’tan Aradım” başlığı ile yayımlanması gereken haber yanlışlıkla
“Erdoğan: Evet, Altaylı’yı Aradım”
başlığı ile çıkmıştır. Düzeltir, özür
dileriz. Taraf
Gazetemizin 12.02.2014 tarihli
dünkü yayınında 11. sayfada yer alan
haberde “Emevilik nedir?” başlıklı
bölümde, “Hz. Hasan’ın oğlu Hz.
Hüseyin” ifadesi sehven yer almıştır.
Bu ifade tamamen yanlış olup
bilindiği üzere Hz. Hasan ve Hz.
Hüseyin kardeştir.
Her ikisi de Ehlibeyt olan Hz.
Hasan ve Hz. Hüseyin, İslam Peygamberi Hz. Muhammed’in öz
torunudur.
Hz.Hasan ve Hz. Hüseyin’in
babaları dördüncü halife Hz.
Ali ile Hz. Fatma’nın (Hz.
Muhammed’in kızı) oğullarıdır.
Yazı işlerindeki yoğunluktan kaynaklanan bu vahim
hata nedeniyle okurlarımızdan
özür dileriz. Yurt
Gazetemizde 6 Şubat 2014 tarihinde çıkan “SGK’dan Star’a
Yalanlama” haberinin içeriğinde
İstanbul Çevre Yönetimi Sanayi
ve Ticaret AŞ (İSTAÇ) onaylı bir
firmayla anlaşarak imha ettirdiği
ifade edilmiştir. İSTAÇ’ın görevleri
arasında bir firmaya onay verme
ya da onu yetkilendirme görevi
bulunmuyor. Düzeltiriz. Zaman
Geçen haftaki yazımın sonunda
yer alan “. . . Türkçe’ye nasıl kaydıklarına doğrusu akıl erdiremiyor” cümlesinin doğrusu şöyledir:
“. . . Türkçe’ye nasıl kıydıklarına doğrusu akıl erdiremiyor”.
Düzeltir, özür dilerim.
Beşir Ayvazoğlu, Zaman
10 Ş ubat 201 4
8 Şubat Cumartesi günü yayınlanan “Kadın Coşarsa” başlıklı
yazımda Meclis Başkan Vekili
MHP’li Meral Akşener sehven
CHP’li yazılmıştır. Düzeltir,
özür dileriz.
Hasan Pulur, Milliyet
Gazetenizin (Hürriyet) 22/12/2013
tarihli baskısında “Zarrab’dan
Şok İfade: Benden 1 Milyon Dolar
İstediler” başlığı altında şahsımla
ilgili olarak yayınlanan haberleriniz gerçek dışıdır.
Söz konusu haber kişilik haklarıma ve mesleki itibarıma ağır
saldırı mahiyetini taşımaktan
başka; 13. sayfada yer alan “O
AVUKAT TMSF’DE ÇIKTI” başlıklı bölüm, bünyesinde yıllardır
onur ve şerefle çalışmış olduğum
TMSF’nin kamuoyu nezdindeki
itibarını da zedeleyen bir haber
olmuştur.
Haberde, Reza Zarrab isimli
kişiyle Yeni Şafak Gazetesi’ndeki
bir haber metnini getirdiğim ve
ekonomi yazarı olduğum gerçek dışı bir şekilde lanse edilmiş;
müteakiben, söz konusu paranın
verilmemesi halinde haberinYeni
Şafak Gazetesi’nde yayınlanacağının söylendiği bölümlerde ismim
kullanılmış bilahare, bugüne
kadar kamu alacaklarının tahsili konusunda gerçekleştirmiş
olduğu operasyonlarla kamuoyunun takdir ve saygısını kazanmış
olan TMSF en küçük bir araştırma gereği dahi duyulmaksızın
böyle bir habere dahil edilmekten
çekinilmemiştir.
Şahsıma ve çalışmış olduğum
kurumu hedef alan haberleriniz
hakkında her türlü yasal dava ve
şikayet haklarımı saklı tutmak
kaydıyla; Reza Zarrab isimli kişiyi
hiçbir zaman ve hiçbir yerde
görmediğimi ve tanımadığımı;
hiçbir gazetede hiçbir konuda
yazarlık yapmadığımı ve yazı
yazmadığımı; habere konu
olan olay ve olaylar örgüsüyle
uzak yakın en küçük bir ilgimin
bulunmadığını beyan ederim.
Düzeltme talep eden keşideci
Halil Koca
7 Ş ubat 201 4
Milat Gazetesi’nin 06.11.2013
tarihli nüshasında Sn. Halil Mert
tarafından kaleme alınan “Neden
Sarıgül?” başlıklı yazıda yer alan
ifadeler gerçek dışıdır.
Müvekkillerin kişilik haklarına açık saldırı teşkil etmektedir,
işbu haber aynı zamanda haksız,
mesnetsiz, basın ilke ve ahlakına
aykırıdır.
Söz konusu haberle
Müvekkillere ağır hakaret edilmekte, Müvekkiller kamuoyuna
hedef gösterilmekte, kamuoyu
Müvekkiller aleyhine alenen kin
ve düşmanlığı tahrik edilmektedir.
Söz konusu yazıda; “Gezi Parkı
eylemlerini AKPARTİ ve R. T.
ERDOĞAN karşıtlığının merkezinde tutun hep.
Kimler vardı karşıda.
ABD ve CIA, MOSSAD ve İsrail
başta olmak üzere, İngiltere,
Almanya ki DHKPC, DEV-YOL,
T.İ.K.K.O. vb. taşeronları tam
kadro, İran ve Zeynebiye Vakfı,
Anti-Emperyalist Müslümanlar,
TÜSİAD, Koç Grubu ki
MİGROS’tan yiyecekler geldi.
Divan Otel karargâh ve hastane
olarak hazırlandı.” şeklindeki
ifadesi Müvekkiller bakımından
tamamen gerçek dışıdır, hiçbir
somut, hiçbir resmi dayanağı yoktur, iftiradır.
Benzer husurlarla ilgili olarak
yapmış olduğumuz çok sayıda
tekzip taleplerimizi Mahkemelerce kabul edilmiştir. Buna
rağmen ısrarla bu yönde haber
yapılması iyi niyetli değildir.
Defeatle söylediğimizi bir kez
daha söylüyoruz.
Müvekkiller ve Koç Grubu tüm
işlerinde hukukun içinde faaliyet
göstermiş ve her zaman demokrasinin yanında yer almışlar,
hiçbir dönemde hiçbir hükümete
karşı anılan davranışların içinde
olmamışlardır.
Bu ülke için var olmayı, ülke
için çalışmayı, ülke için gayret
göstermeyi ve ülke ile birlikte
demokrasi içinde var olmayı var
oluş sebebi sayan Müvekkilleri ve
Koç Grubunu anlaşılmaz şekilde
bu tip asılsız isnatlarla ilişkilendirilmesi gayretini de şiddetle
reddediyoruz.
Yazıda bahsi geçen MİGROS
adlı şirket uzun yıllar önce Koç
Grubu tarafından satılmıştır.
Hatta duyduğumuz kadarıyla
şirketi satın alanlar da başkalarına satmıştır.
Sonuçta Müvekkillerle
MİGROS’un bir ilgi ve alakası
olmadığı resmi Ticaret Sicili
kayıtlarıyla da sabittir.
Gezi Parkı olayları sırasında
Divan Oteli’nde bulundu denilen
malzemeler ise Divan Oteli’nde
değil Divan Oteli binası ile Asker
Ocağı Caddesi arasında olan
ve İSPARK tarafından işletilen
Harbiye Zemin Altı Otoparkı’nda
bulunmuştur.
Nitekim bu hususta İSPARK
tarafından 11.07.2013 tarihinde
basın açıklamasında bulunulmuş
ve bu açıklamada anılan otoparkın kendileri tarafından işletildiğini, Gezi Parkı olayları süresince göstericiler tarafından işgal
edildiğini, polisin bu işgale son
verdiğini ve polisin Müvekkiller
tarafından da aynı hususta basın
açıklaması yapmıştır.
Bütün bunlara rağmen ve
hadisenin kamuoyunca bilinen
şartları ortada iken, Müvekkillere
yapılan ve hiçbir gerçekliği
bulunmayan bu isnatlar aynı
zamanda Türk Ceza Kanunu bakımından da suç teşkil iddialarla
Müvekkilin kişilik haklarına saldırıda bulunulmuş, hakaret edilmiş, hedef gösterilmiş, kamuoyu
Müvekkilim aleyhine alenen kin
ve düşmanlığa tahrik edilmiştir.
Koç Holding A.Ş.
Divan Turizm İşletmeleri A.Ş.
Vekili Av. Uğur Çapkın
Sabah gazetesi için işadamlarının verdiği “100’er milyon dolar”,
dünkü sütunumuzda yanlışlıkla
“100 milyar dolar” olarak yayınlandı. Çalık’ın Sabah için ödediği
1,1 milyar dolar da yanlışlıkla “1,1
milyon dolar” olarak dizilmiş.
Düzeltir özür dileriz.
Melih Aşık, Milliyet
6 Ş ubat 201 4
Akit Gazetesi’nin 17.01.2014
tarihli nüshasının 9. sayfasında
“İşin Öz’ü: Akşamdan Yenilen
Hurmalar, Geceleyin Mideyi
Tırmalar!” başlığıyla yapılan
haberde şahsım hakkında gerçek dışı bilgi ve beyanlara yer
verilmiştir.
Yukarıda belirtilen haber içeriğinde yer alan iddia ve ithamlar
tamamı gerçek dışıdır ve yaptığım görevi itibarsızlaştırmaya
yöneliktir. Haberde geçen olaylar
kesinlikle vuku bulmamıştır.
Çine’de görev yaptığım doğrudur ancak görev yaptığım
süre içerisinde bahsedildiği gibi
bir olaya karışmadım ve hakkımda hiç bir şekilde soruşturma
açılmamıştır.
Keza bu haber 05.10.2008
tarihli Aydınlık dergisinde haberleştirilmiş ve tarafımca Beşiktaş 3.
Noterliği’nce ihtarname çekilerek
tekzip edilmiştir.
Özgeçmişim hakkında gazetecilere herhangi bir bilgi
verilmemiştir.
Tamamen gazeteciler tarafından tek yanlı haberleştirilerek
yapılmıştır.
Kandıra’ya gittiğim Louai
Sakka ile CIA ajanlarını görüştürdüğüm şeklinde yapılan haber
kesinlikle yalan bir haberdir.
Kandıra’ya kesinlikle gitmedim,
Louai Sakka ile kimseyi görüştürmedim, kendisiyle cezaevinde
görüşmedim, CIA ajanlarıyla da
görüştürmedim.
Yürütmüş olduğum görevim
boyunca hukuk kurallarına sımsıkı bağlı kalan ve adalet görevini
layıkıyla yerine getiren, hiçbir
zaman makam ve mevkii ayrımı
yapmayan biri olarak, bu görevi
yerine getirirken şahsım hakkında
haksız iddia ve ithamların gerçekleri yansıtmadığını belirtir, gerçek
durumu kamuoyunun bilgisine
sunarım.
Zekeriya Öz
Cumhuriyet Başsavcı Vekili
“Dershaneler, Fişlemeler Bahane,
Amaç Yeşil Darbe!” başlıklı
yazımda sözünü ettiğim aileden
Cahit Nakıboğlu ile görüştük.
Şahsen, Zaman aboneliği
dışında Fethullah Gülen grubuyla
ilgisi olmadığını dile getirdi.
Cahit Nakıboğlu, Fethullah
Gülen ile sadece tedavi için gittiği
ABD’de görüştüğünü, Gülen’in
doktor tavsiye ettiğini, örgütsel ve ticari bir münasebetleri olmadığını söyledi.
Mehtap Yılmaz, Akit
4 Ş ubat 201 4
Gazetenizin (Sabah) 25 Ekim 2013 tarihinde 1. ve 5. sayfalarda yer alan “ODTÜ
15 Bin Ağaç Kesmiş” ve “Uydu Görüntüleri
İddiayı Belgeledi” başlıklı haberler gerçekleri
yansıtmamaktadır.
Kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi
amacıyla aşağıdaki düzeltmelerin yapılması
gerekli görülmüştür.
Haberde yer alan 2013 yılında çekilmiş fotoğraflar, ağaçlar arasında kalan
konuk evlerini, alışveriş merkezini, Kongre
Merkezini, otopark, tenis kortları ve teknokent bölgelerini göstererek sanki bu yapılar için ağaç kesilmiş gibi izlenim yaratmayı
hedeflemektedir.
Ekli fotoğraflardan açıkça görüldüğü
gibi, konukevleri, alışveriş merkezi, Kongre
Merkezi, otopark, tenis kortlarının inşa edildiği 1960’lı ve 1970’li yıllarda kullanılan alan
tümüyle boş ve ağaçsız bir arazidir.
Aynı şekilde, inşaatına 1990’lı yıllarda
başlanan ve Gazetenizin Ankara ekinde 5.
sayfada yer alan haberde sözü edilen binaların yapıldığı alan olan Teknokent Bölgesi
de; ekteki 2000 ve 2013 no’lu fotoğraflarda
da görüleceği gibi orman sınırları dışındadır.
1958-1960 yılları arasında üniversitenin
gelişim alanı olarak ayrılmış olan bu alan
gerek taban suyu gerekse de toprak niteliği
anlamında kavak dikimine uygun olduğu
için “kavaklık” olarak tahsis edilmiştir.
Dikilen kavaklar 1980’li yılların sonunda
kesim dolgunluğuna ve çağına geldiği için
kesilmiş ve elde edilen gelir üniversitemiz
bütçesine aktarılmıştır.
Kesilen kavakların sökülmeyen köklerinden çıkan ve sadece yakacak olarak
değerlendirilebilecek niteliksiz genç nesil
ise günümüze kadar gelmiştir.
Bugün bir bilim ve yüksek eğitim kurumu
olarak uluslararası saygınlığını kabul ettirmiş olan ODTÜ, 1961 yılında başlattığı
ağaçlandırma faaliyeti ile bozkırdan yeşil bir
yerleşke yaratmış ve Ankara’ya 30 kilometrekarelik orman kazandırmıştır.
ODTÜ, doğal çevreye sahip çıkması ve
yarattığı yeşil alanlar nedeniyle 1995 yılında
uluslararası Aga Khan “Çevre Koruma ve
Geliştirme Ödülü”ne ve 2003 yılında da
“TEMA Vakfı Ödülü”ne layık görülmüştür.
Ankara’nın en büyük yeşil alanını yaratan, kentin mikro-klimasını değiştiren bu
ormanla hava kirliliğinin azalmasına çok
büyük katkı sağlayan bir kurumun ağaç
katliamı yaptığı şeklindeki haber mesnetsiz
ve yanıltıcıdır.
Kamuoyunun bilgisine sunulur.
Orta Doğu Teknik Üniversitesi Rektörlüğü
V. Av. Neşide Öncül
Dünkü yazımın başlığı yanlışlıkla “Döviz Kredisi İle Nasıl Başa
Çıkacağız?” olarak çıkmıştır.
Doğrusu ‘’Döviz Krizi İle Nasıl
Başa Çıkacağız?” olacaktı. Düzeltir,
özür dileriz.
Yaman Törüner, Milliyet
Türkiye Gazetesi’nde 16 Ekim
2013 tarihinde yayınlanan, Cenk
Eser tarafından yazılmış olan,
“Artistler SGK’lı Olacak” başlıklı
yazı, gerçekleri yansıtmayan,
yanlış bilgilendirme içerir bir yazı
olup, müvekkil şirketi karalayıcı
niteliktedir.
Kamuoyunun doğru yönde bilgilendirilmesi ve tarafımıza isnat
edilen asılsız olaya dair gerçeklerin aktarılabilmesi amacıyla aşağıdaki açıklamaların yapılmasına
ihtiyaç duyulmuştur:
-İlgili yazıda fotoğrafı da kullanılan Özlem Türkad’ın, şirketimiz tarafından yapımı üstlenilen
“Seksenler” isimli, TRT 1 kanalında
yayınlanan TV dizisinde oyuncu
olarak rol aldığı kısmı doğru olup
haberin geri kalan içeriği tamamen gerçeklere aykırıdır.
-Yazıda, oyuncunun canlandırdığı Rukiye karakterine değinilerek, “Her lafının başı SGK ama
ona sigorta yapılmamış” şeklinde
iğneleyici cümlelerle yazılan
bu asılsız haberde, dizinin ana
karakterlerinden olan ve başrol
oyuncusu sıfatı ile oyunculuk
sanatını icra etmekte olan Özlem
Türkad’ın sigortasız çalıştırıldığı
iddia edilmiştir.
-Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yayınlanan 2013/11 sayılı
genelgenin 1.3. sayılı maddesi,
“Sanatçı, düşünür ve yazarlar”
başlıklı kısmında “Yapımcı şirket
adına kendi hususiyetini vermek
suretiyle bir eser (ürün) üreten,
çalışma zamanı ve yeri yapımcı
şirketin emir ve talimatı dışında
bulunup mesleğini icra eden
senarist, özgün müzik yapımcısı,
diyalog yazarı ve başrol oyuncusu gibi kişiler, bireysel olarak
yaptıkları bu işlerden dolayı serbest meslek faaliyeti yürütmesi
nedeniyle doğan serbest meslek
kazancı olan ve bu kapsamda serbest meslek makbuzu veya fatura
düzenleyerek çalışanların yapım
şirketi ile arasındaki ilişki istisna
(eser) sözleşmesi kapsamında
sayılarak 4. maddenin birinci
fıkrasının (b) bendi kapsamında
sigortalılık olarak değerlendirilecektir.” denilmektedir.
-Buna göre başrol oyuncularımızdan olan Özlem Türkad ile
müvekkil şirket arasında, genelgede düzenlendiği üzere istisna
(eser) sözleşmesi yapılmıştır
ve ödemeleri kendisine serbest
meslek makbuzu mukabilinde
yapılmaktadır.
Oyuncu Özlem Türkad, başrol
oyuncusuna haiz olan bir kişi
olarak vergi mükellefi olduğu
için kendisi SGK mevzuatı
yönünden 5510 sayılı Kanunun
4. Maddesinin 1. Fıkrasının
b bendinde belirtilen (4/1-b)
sigortalısıdır.
-Hukuki ve teknik açıdan
yanlış bilgilendirme ile haksız ve
mesnetsiz yorumları barındırır
yazınız, şirketimize zarar verici ve
hukuka aykırı niteliktedir.
Aynı zamanda kamuoyunu
yanıltıcı nitelik taşıyan ilgili yazının içeriğinin asılsız olduğunu
bildirir ve yayınlanmış olduğu
gazete, internet vesair her türlü
mecradaki haberi tekzip ederiz.
Konu ile ilgili olarak gerekli
hukukî prosedür tarafımızca
ayrıca işletileceğini bildirir, kamuoyuna saygıyla duyururuz.
Av. Aslı Akdağ
Dünkü gazetede yer alan “İmamlar Firarda” haberinde Sabancı
Holding Yönetim Kurulu Üyesi
Sevil Sabancı’nın adı geçmektedir.
Haberdeki konuyla ilgisi olmayan
ve sehven yapılan bu yanlışlık için
Sayın Sevil Sabancı ve okurlarımızdan özür dileriz. Sabah
03.02.2014 tarihinde Başbakan
Erdoğan’ın Atatürk Havaalanı’nda
düzenlediği basın toplantısında,
Sayın Başbakan’a yönelttiğim
MİT’in Reza Zarrab ve birkaç
bakanla olan ilişkileri hakkında
hazırladığı ve Başbakan’a sunduğu iddia edilen raporla ilgili
haberin ilk olarak T24 internet
sitesinde yayınlandığını öğrenmiş
bulunuyorum.
Basın toplantısında yanlışlıkla
haberin Taraf’ta yayımlandığını
ifade ettim.
Söz konusu ifademi düzeltir
Taraf gazetesinden özür dilerim.
Derviş Genç, Zaman
3 Ş ubat 2 01 4
Milat Gazetesi’nde 2 Ocak 2014
tarihinde 5. sayfada İsa Tatlıcan
tarafından yazılan köşe yazısında
şahsım hakkında ortaya atılan
iddialar hilafı hakikattir.
Uzun yıllar gazetecilik ve eğitim işleriyle iştigal ettim.
Kendi arzumla Zaman Gazetesi’nin Pakistan ve Afganistan temsilciliği görevlerinde bulundum.
Cemaat kurmak gibi bir faaliyetim olmadı.
Hiç kimsenin yerine geçmek,
lider olmak gibi bir niyetim hiçbir
zaman olmadı.
Halit Esendir
1 Şubat 2 01 4
22 Ocak tarihli Zaman Gazetesi’
nin 13. sayfasında yer alan “AB
Yetkilileri Karşısında Dile Getiremediklerini Gurbetçilere Söyledi”
başlıklı haberde TÜMSİAD için
sehven “MÜSİAD’ın Avrupa’daki
uzantısı olan” nitelemesi yapılmıştır. TÜMSİAD, MÜSİAD’dan
bağımsız, müstakil bir işadamları
derneğidir.
Düzeltir; doğabilecek yanlış
anlaşılmalardan dolayı özür
dileriz. Zaman
Sabah Gazetesi’nin 18.10.2013
tarihli nüshasında “Karargah
Bütün Avrupa’ya Yayılmış” ve
19.10.2013 tarihli nüshasında
“PKK’nın Gözetiminde” başlıklı,
Abdurrahman Şimşek ve İbrahim
Evrim Ayral tarafından kaleme
alınan haberlerde müvekkilin
yasadışı bir örgütle ilişkili olduğu
yönünde kişilik haklarını ihlal
eden gerçekdışı ibarelere yer
verilmiştir.
Müvekkil Anıt Baba’nın ne söz
konusu haberde iddia olunan
örgütle, ne de bir başka yasadışı
örgütle ilişkisi yoktur, olmamıştır.
Uzun yıllar yöneticiliğini ve bir
süre de Genel Başkan Yardımcılığı
görevini yürüttüğü Sosyalist
Demokrasi Partisi’nin üyeliği
dışında herhangi bir siyasi kimliği
yoktur.
Tekzibe konu haberde kendisi
ile ilişkide olduğu iddia edilen kişilerin isimlerini dahi yine
tekzibe konu haberden öğrenmiş
bulunmaktadır.
Haberde iddia edilenin aksine
kendisi Rusya’da yaşamamaktadır. Halihazırda bir insan hakları
kuruluşunun projelerinde uzman
hukukçu olarak çalışmakta ve
hukuk alanında kitap ve makaleler hazırlamaktadır.
Müvekkilim; kamuoyu tarafından yakından bilinen Uğur
Kaymaz, Hrant Dink, Önder
Babat, Festus Okey davaları gibi
birçok insan hakkı ihlali vakalarına ilişkin sayısız davada aktif
görev üstlenen bir avukat ve sol
kamuoyunda tanınan muhalif,
sosyalist bir aydın olduğu için
bir takım art niyetli çevrelerce
karalanmak ve hedef gösterilmek
istendiğini düşünmektedir.
Sonuç olarak, yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde söz konusu
ihlalin sona erdirilmesi ve kamuoyunun doğru bilgilendirilmesini
sağlamak üzere, 5187 sayılı Basın
Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca işbu tekzip metninin hiçbir
düzeltme ve ekleme yapılmadan
aynı sayfada, aynı yerde, aynı
puntolarla, sair yasal haklarımızı
saklı tutarak, talep ederiz.
Anıt Baba
Vekili Av. Fahriye Belgün Baba
Dünkü “Gençler...” başlıklı
yazımda Argo filmi, her nasıl
olmuşsa Arog’a dönüşmüş, tatlı
bir komiklik kazanmış ama
düzeltir, özür dilerim.
Haşmet Babaoğlu, Sabah
30 Ocak 20 14
Milliyet Gazetesi’nin 23.01.2014
tarihli nüshasının 30’uncu sayfasında yer alan “Yeni Sistem Kafa
Karıştırdı” başlıklı haberde, “Sizce
Bakan Avcı’nın açıkladığı bu sistem Türkiye’de uygulanabilir mi?”
sorusuna İstanbul Kemerburgaz
Üniversitesi Rektörü Prof.
Dr. Yıldırım Üçtuğ’un verdiği
“Dünyada üniversitelerine ve
siyasetçilerine güvenilemeyen tek
ülkenin Türkiye olduğunu düşünmüyorum.” şeklindeki cevabı,
sehven “Dünyada üniversitelerine
ve siyasetçilerine güvenilmeyen
tek ülkenin Türkiye’dir.” şeklinde
yayımlanmıştır. Milliyet
Kastedilmek istenen Bağış ve
Şahin’in AB’nin benzer toplantılarına katılmış olmasıdır.
Düzeltiriz. Zaman
2 8 O cak 2 0 14
Bugün (28.01.2014) bir gazetede
(Sol) yer alan “Otomatik Tren
Yolsuzluğu” başlıklı haberle ilgili
aşağıdaki açıklamanın yapılması
gerekli görülmüştür.
1- TCDD çeken çekilen araçlarını modernize ederken, bu
araçların bakım ve kontrolünü de
modern sistemlerle yapmak için
otomatik muayene istasyonları
dönemini başlatmıştır.
2- Otomatik muayene istasyonu tanımı statik ve dinamik muayene istasyonlarını
kapsamaktadır.
3- İhaleye çıkılan 3 adet statik
muayene istasyonu hizmete açılmış olup bu istasyonlar iddiaların
aksine TCDD araçlarına hizmet
vermektedir.
4- Yine ihaleye çıkılan 3 adet
dinamik muayene istasyonunun
birisi hizmete verilme aşamasında
olup, ikisi yapım aşamasındadır.
5- Ankara’daki dinamik muayene istasyonu büyük ve özgün
kent içi raylı sistem projesi olan
Başkentray projesiyle birlikte
yapılacaktır.
6- İhaleler Kamu İhale Kurumu
kanunu ve ilgili mevzuata göre
yapılmıştır. Tren etiketi sistemi
ihalesi de aynı mevzuata tabidir.
7- Gazetede iddia edildiği gibi
ihalelerin gizli tutulması söz
konusu değildir.
8- İhalelere hangi firmaların
gireceğine TCDD karar vermemekte, yeterliği olan her istekli
ihaleye girebilmektedir.
9- İş yapım sürecinde hak edişi
ölçüsünde firmalara ödeme yapılmış, herhangi bir fazla ödeme
yapılmamıştır.
10- Nasıl ihale yapılacağı,
yaklaşık bedel tespiti, ayrılan
ödeneğin nasıl kullanılacağı
mevzuatla tanımlı olup, ayrılan
ödenekle iş yapım kıyaslaması
yaparak aradaki farktan yolsuzluk
çıkarmanın kabul edilir bir yanı
bulunmamaktadır.
11- Muayene istasyonu yerine
boş bina açıldı iddiası da diğer
iddialar gibi gerçek dışıdır.
12- Söz konusu haberin
“Operasyonlar Engellenmişti”
başlıklı kutusunda yer alan, bazı
firmaların gizli anlaşma yoluna
gittikleri iddiası da diğer iddialar
gibi asılsızdır.
Kamuoyuna saygıyla
duyurulur.
Devlet Demiryolları
Genel Müdürlüğü
23 Ocak Perşembe günkü yazımda
Sağlık Bakanımız Mehmet Müezzinoğlu’nun ismini yanlışlıkla Ziya
Müezzinoğlu olarak yazmışım.
Sayın Bakan’dan özür diliyorum.
Fuat Uğur, Türkiye
2 7 O cak 2 0 14
29 Ocak 20 14
Bir gazetenin (Taraf) 27.01.2014
tarihli nüshasında yayımlanan
haberde, bir Kalkınma ve Yatırım
Bankası’nın borçlanma aracı
ihracı ile ilgili olarak “SPK’nın göz
yumması sonucu, tahvil ihraçları
yoluyla boyutlarının çok üzerinde borçlanmalara gittiği” ifade
edilmektedir.
Haberde adı geçen Banka da
dahil olmak üzere tüm ihraççıların Kurulumuza yaptıkları sermaye piyasası araçlarının ihracına yönelik başvuruları Sermaye
Piyasası Kanunu ve yürülükteki mevzuata uygun olarak
sonuçlandırılmaktadır.
Ayrıca, finansal kuruluşların
Kurulumuza yaptıkları
borçlanma araçlarının
ihracına yönelik başvurularda
sermaye piyasası mevzuatına
ek olarak, bu kuruluşların
gözetim ve denetimini yürüten
kurumlardan Kurulumuzca
görüş talep edilmekte ve ihraç
başvuruları ilgili kurumların
uygun görüşünün de alınması ile
sonuçlandırılmaktadır.
Dolayısıyla gazetede yer alan
haber gerçeği yansıtmamaktadır.
Kamuoyuna saygıyla
duyurulur.
Sermaye Piyasası Kurulu
Zaman Pazar’da yayınlanan
‘’Kimse Kusura Bakmasın Hepsi
Yalan” başlıklı haberimizde, AB
Büyükelçileri’nin rutin olarak
düzenlediği etkinliğe, davetli olarak katılan Gazeteciler ve Yazarlar
Vakfı Başkanı Mustafa Yeşil’in
sunum yaptığı belirtiliyordu.
Ayrıca bu toplantılara Bakanlar
Egemen Bağış ve Fatma Şahin’in
de katıldığı ifade edilmişti.
Haberde sehven Bakanlar Mustafa Yeşil’in sunum yaptığı toplantıya katılmış gibi anlaşılmıştır.
25.01.2014 tarihli Sabah Gazetesi’nin 9’uncu sayfasında yer
alan haberde Mimar Gökhan
Avcıoğlu’nun adı sehven Doğan
Avcıoğlu olarak yazılmıştır.
Düzeltir, özür dileriz. Sabah
2 5 O cak 2 0 14
30.11.2013 tarihli Bugün Gazetesi’nde yayımlanan “Yeniçeriler
Kazan Kaldırdı” başlıklı haberiniz
gerçekleri yansıtmamaktadır.
Bu tekzip metni ile söz konusu
haberinizde yer alan yanlışlıkları
düzeltme gereği duymaktayız.
Müvekkilimiz Duka Filmcilik
ve Sinemacılık Tic. Ltd. Şti. çok
sayıda dizi film, sinema filmi,
belgesel gibi yapımcılık işini
üstlenen ve sektöründe tanınmış
bir firmadır.
Yapımcılığı üstlendiği filmlerden biri de TRT’de Nisan 2013
tarihinden bu yana yayınlanan
ve en son 18. bölümü gösterilen
“Osmanlı Tokadı” adlı TV dizidir.
Müvekkil Şirketin, “Osmanlı
Tokadı” adlı TV dizisinden dolayı
oyuncuları dahil herhangi bir
üçüncü şahsa borcu yoktur.
Özellikle oyuncularının ücretleri taraflar arasındaki sözleşme
şartlarına uygun olarak zamanında ve eksiksiz ödenmektedir.
Haberde adı geçen oyuncuların
Müvekkil Şirketten vadesi gelmiş
herhangi bir alacağı olmadığı
gibi, haberde geçen ‘on bölümdür
ücretlerini alamadıkları” şeklindeki iddia da tamamıyla hayal
mahsulü olup, gerçek dışıdır.
Ayrıca yine haberiniz nedeniyle ifade etmek zorundayız ki
Müvekkil Şirket borç ve taahhütlerini günü gününe yerine getiren
ve bu konudaki hassasiyeti ile
tanınan bir yapımcıdır.
Ülkemizin saygın bir basın
kuruluşu olarak, haber yapma
ve bilgilendirme özgürlüğünüzü
kullanırken, bunun getirdiği ciddi
sorumluluğunuzun, aynı zamanda
yayımladığınız haberin içeriğinin
doğrulanmasını da gerektirdiğine
inanmaktayız.
Bu nedenle, Müvekkil şirket
hakkında kamuoyunda oluşan
yanlış intibaın ve gerçeğe aykırı
haberin düzeltilmesi amacıyla
işbu “Düzeltme Yazısının” yayınlanması gerekmektedir.
Saygı ile kamuoyunun bilgisine
sunulur.
Duka Filmcilik Ve
Sinemacılık Tic.Ltd.Şti.
Vekili Av. Fatih M. Küçükbay
Dünkü yazımda Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan’a atfen
geçen 11 yılda yapılan karayolu
uzunluğunu sehven 6 bin km
olarak yazmışım. Doğrusu 17
bin km olacaktır.
Düzeltir, özür dilerim.
Sedat Ergin, Hürriyet
2 4 Ocak 201 4
Bugünkü yazıma okurlarımızdan
“Özür” dileyerek başlıyorum.
Sözcü’nün dünkü manşetinde
“Cumhuriyet” kelimesi yanlışlıkla
“Cuhmuriyet” diye yazılmış ve bu
dizgi hatası ne yazık ki gözlerden
kaçmıştı…
Kasıt olmayan, dikkatsizlik
sonucu olan maddi bir hataydı
bu… Başlıkta “m” ve “h” harfleri
yer değiştirmişti.
Hata olmasına hataydı ama
facia da değildi…
Fakat… “Öküz altında buzağı
arayan” hasım çevreler, bunu
fırsat bilip internette hemen yaygaraya başladılar:
“Bunlar nasıl cumhuriyetçi?
Cumhuriyet kelimesini bile
yanlış yazdılar!” gibi sözlerle akılları sıra bizi karaladılar!
İnsaf edin mübarekler!
“Cumhuriyet” kelimesini dizgi
hatası sonucu “Cuhmuriyet” diye
yazmakla “cumhuriyet karşıtı” mı
olunur?
Bu ne sakat bir mantık, bu ne
çarpık bir zihniyettir?
Cumhuriyet, erdemdir,
fazilettir.
Cumhuriyet ahlâka dayanan
bir yönetim şeklidir.
Cumhuriyet ilkeleri beyindedir,
kalptedir, davranıştadır.
İstenmeden meydana gelen
“hata” için okurlarımızdan, tekrar
özür diliyor, fırsatçı çevrelere
de “Bizim cumhuriyetçiliğimizi
sorgulamak, sizin haddiniz değil!”
diyoruz.
Rahmi Turan, Sözcü
haberinizde, yine tırnak içinde
Atalay’ın “Beğenin ya da
beğenmeyin Öcalan Kürtlerin
lideri” dediği iddia edilmiştir.
Sayın Beşir Atalay, tamamı
kayıt altına alınan konuşmasında hiç kimse için “lider” ifadesi
kullanmamış, konuşmasında
“müzakere” gibi bir sözcük yer
almamıştır.
İsimsiz kaynaklara dayandırdığınız haberinizin tamamı,
Sayın Başbakan Yardımcısı Beşir
Atalay’a atfedilen gerçek dışı ifadeler içermektedir.
T.C. Başbakan Yardımcılığı
(Sn. Beşir Atalay)
Basın Müşavirliği
1 3 Ocak 201 4
Koza Altın İşletmeleri “sıfır deşarj”
yöntemiyle çalışmaktadır.
Bu, maden sahası dışına hiçbir
atık bırakmamak demektir.
Maden sahası ve çevresinde
hava, su ve toprak ölçümleri
düzenli denetimlerle yapılmaktadır.
Valilik tarafından oluşturulan
ilgili tüm bakanlık temsilcilerinin
katılımıyla oluşan komisyon
tarafından faaliyete başladığımız
2009’dan beri her ay yapılan
denetimlerin sonucu da Koza
Altın İşletmeleri’nin “sıfır
deşarj” ile çalıştığını açıkça teyit
etmektedir.
Son günlerde bazı basın yayın organlarında ve internet
sitelerinde üniversitemiz Su Ürünleri Fakültesi Öğretim
Üyesi Prof. Dr. Davut TURAN ve araştırma ekibi tarafından dünya bilim literatürüne kazandırılmış olan üç yeni
sazan türünün isimlendirilmesi ile ilgili olarak “Recep
Tayyip Erdoğan Üniversitesi’nin Sazanları” isimli haberler
yer almıştır.
Bu konuda gerçeklerin doğru bir şekilde açıklanması ve yanlış anlaşılmaların önlenmesi için aşağıda
yer alan bilgilerin kamuoyu ile paylaşılmasına ihtiyaç
duyulmuştur:
“Üniversitemiz Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Davut TURAN ve araştırma ekibi tarafından
Fırat Nehri’nde bu güne kadar dünya bilim literatürüne
girmemiş olan üç yeni sazan türü keşfedilmiştir.
Daha önce de 18 yeni türü dünya faunasına kazandırmış olan Prof. Dr. Davut Turan bu yeni türleri isimlendirirken birisine annesi Emine Turan dolayısıyla “emineae”,
diğerine araştırmanın radyografik çekimlerine destek
vermiş olan Rize Devlet Hastanesi Hastane Yöneticisi
Opr. Dr. Hasan Basri Velioğlu dolayısıyla “velioglui”, bir
diğerine de arazi çalışmalarına beraber gittiği Recep
Buyurucu dolayısıyla “recepi” ismini vermiştir.
İlim dünyasında yeni bulunan türlere isim verme geleneği var olan bir durumdur.
Kaldı ki araştırmacı isimlendirmeyi hangi gerekçelerle
yapmış olduğunu makalede belirtmiştir.
Bu araştırma indeksler tarafından taranan Zootaxa
3754 (2): 1001-116 (www.mapress.com/zootaxa) isimli
bilimsel bir dergide yayınlanmıştır.
Prof. Dr. Davut TURAN’ın, dünya bilim literatürüne
kazandırmış olduğu türleri isimlendirirken vefa örneği
göstermesi ve dünya faunasına üç yeni tür kazandırmış
olması dolayısıyla takdir edilmesi gerekirken, ilmi bir
çalışmanın bazı basın yayın organlarında çarpıtarak farklı
şekillerde haber yapılması yadırganmıştır.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Rektörlüğü
2 3 Ocak 201 4
Bugün bazı basın ve yayın organlarında “Başbakanın makam
odasında bulunan cihazdan çıkan
sinyallerin, hemen karşıdaki
Yargıtay’a konulan yansıtıcıyla
uzağa aktarıldığı belirlendi” ve
“Başbakan Erdoğan’ın makam
odasından çıktığı iddia edilen dinleme cihazının sinyallerini yansıtan bir aparatın Başbakanlık’ın
hemen karşısındaki Yargıtay
binasının çatısında bulunduğu
öne sürüldü” şeklinde haberler
yayınlanmıştır.
Aydınlık Gazetesi’nin 29.12.2012
ve Yurt Gazetesi’nin 30.12.2012
tarihli baskılarında da aynı
mahiyette haberlerin yer aldığı
kamuoyunun malumudur.
Bu yayınlar üzerine kurumumuzca o gün tarihi itibariyle
Başbakanlık Müsteşarlığı ve
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı
ile gerekli yazışmalar yapılmış,
cevaben bu konuda herhangi bir
bilgi ve soruşturmanın olmadığı
tarafımıza bildirilmiştir.
Benzer mahiyet arz eden ve
ikinci kez yayınlanan bu haberler
üzerine yine ilgili kurumlara
gerekli bilgilerin temini adına
yazılar yazılmış olup, kurumumuz
yasal olmayan bu tür eylemler
karşısında ilgili makamlara her
türlü hukuki ve fiili yardımda
bulunmaya hazırdır.
Somut bilgi ve belgelerin tarafımıza intikali halinde de gereğine
tevessül edileceği bilinmelidir.
Kamuoyuna saygıyla
duyurulur.
Yargıtay Birinci Başkanlığı
18 Ocak 201 4
Gazetenizin (Cumhuriyet)
15/01/2014 tarihli sayısının 7.
sayfasında yer alan haberle
ilgili olarak kamuoyunun
ve okuyucularınızın doğru
bilgilendirilmesi açısından
aşağıdaki açıklama zarureti
doğmuştur.
Başbakan Yardımcısı Sayın
Beşir Atalay’ın 14 Ocak 2014,
Salı günü J.W. Marriott Hotel’de
6. Büyükelçiler Konferansı’nda
basına kapalı olarak yaptığı
konuşmasına ilişkin gazetenizde
yer alan “Atalay: Öcalan Kürtlerin
Lideri” başlığı altında verdiğiniz
bedeli tahsil edilerek Turkuvaz
Grubuna devir ve teslimi
yapılmıştır.
Bu kapsamda ATV-Sabah Ticari
ve İktisadi Bütünlüğü içerisinde
yer alan Sabah Gazetesi ve ATV
Televizyonu’nun da dahil olduğu
mal, hak ve varlıkların mülkiyeti
de Turkuvaz Radyo Televizyon
Gazetecilik ve Yayıncılık AŞ’ye
geçmiş olup, bu aşamadan sonra
söz konusu varlıklarla Fonun bir
ilgisi kalmamıştır.
Turkuvaz Grubu’nun bahse
konu medya varlığını üçüncü
şahıslara satışı kurumumuzun
görev ve yetki alanına girmediğinden izin alınması veya onay
vermesi söz konusu değildir.
Haberde “Zirve Holding’in
alacaklılarının Zirve Holding’in
iflasını istemeleri durumunda,
bu kuruluşların yeniden TMSF’ye
devredileceği” ifadesi yanlıştır.
Fon’a devredilen bankalarla
ilişkili olmayan hiçbir şirketin
TMSF’ye devri söz konusu olamaz.
Ayrıca haberde geçen “Zirve
Holding’e yapılan ATV Sabah
satışını Rekabet Kurulu’ndan
önce TMSF’nin onayladığı, bu
onayı sağlam olmayan ve yeni
kurulmuş bu şirkete neden
verdiği” yorumu da kurumun
görev ve yetkileri araştırılmadan
yapılmıştır.
TMSF, ihalesi gerçekleştirilip,
devri yapılan menkul ve gayri-
Türkiye’deki çevre maden
mevzuatı Avrupa ile aynıdır.
Koza Altın İşletmeleri’nin
çevre performansı da Avrupa
Madencileri Birliği tarafından
dünya madenciliğine örnek
gösterilmektedir.
Enerji Bakanlığımızın Mastra
Madencilik İşletmeleri’nin faaliyetlerini durdurma gibi bir kararı
da bulunmamaktadır.
Koza Altın İşletmeleri
Geçen Cuma günkü yazının başlangıcında bir şaşkınlık yanlışı olmuş.
Doğrusu, “İslam kültüründe
Tanrı’nın adlarından biri olan
‘Hak’ sözcüğü” olacaktı; düzeltir,
özür dilerim.
Mümtaz Soysal, Cumhuriyet
11 Ocak 201 4
İhale, RTÜK ve Rekabet Kurulu’
ndan alınan izinler akabinde Fon
Kurulu tarafından onaylanmış
ve 22 Nisan 2008 tarihinde ihale
menkuller üzerinde herhangi bir
tasarruf hakkına sahip olmadığı
için haberde bahsedilen onay
makamı değildir.
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu
11 Ocak 201 4
Sayın Muhatap, 26 Haziran 2013
tarihli gazetenizin (Sözcü) 12.
sayfasında yer alan “AKP Zaman’ı
Taşıdı” başlıklı haber gerçeği
yansıtmamaktadır.
Şöyle ki, Zaman Ankara
Bürosu, haberinizden yaklaşık 10
gün önce bütün birimleriyle yeni
binasına taşınmıştır.
Bina içi donamında tamamıyla
yenilendiği için taşınırken eski
binadan eşya götürmemiştir.
Eski binada bırakılan masa,
sandalye ve dolaplardan oluşan
kullanılabilir eşyalar ise yardım
kuruluşlarına bağışlanmıştır.
Haberinize konu taşıma işini
söz konusu yardım kuruluşlarına
kendileri yapmaktadır.
Dolayısıyla, haberdeki ifadeler
ve çekilen görüntülerin Zaman
Gazetesi ile hiçbir bir ilgisinin
olmadığı açıktır.
Zaman Gazetesi yaptığı taşıma
işi için nakliye şirketleri ile çalışmış olup bunların bedellerini de
faturalar karşılığında ödemiştir.
En hafif tabiriyle yanlış anlama
ve yorumlara yol açan, gerçeği
yansıtmayan haberinizin gazeteciliğin temel ilkeleri ışığında
düzeltilmesi için açıklamamızın
Basın Kanunu’nun ilgili maddeleri
uyarına gazetinizde yayınlanmasını talep ediyoruz.
İhtar Eden Vekili
Av. Ali Odabaşı
1 0 Ocak 2 01 4
Hürriyet gazetesinde “Herkes, Her
Zaman Kandırılamaz” (31.12.2013)
başlığıyla Yalçın Bayer’in köşesinde yayınlanan yazıda yer
alan iddialara ilişkin aşağıdaki
açıklamanın yapılması gereği
duyulmuştur:
Çalık Grubu’nun Halkbank’tan
170 milyon Amerikan Doları tutarında usulsüz kredi kullandığı
yönünde haberler asılsız olup, bu
haberlere dayalı yorumlar kamuoyunu yanıltıcı niteliktedir.
Çalık Grubu bugüne kadar
Halkbank’tan temin edilen kredilerle ilgili tüm yükümlülüklerini
eksiksiz olarak yerine getirmiştir
ve belirtilen miktarda herhangi
bir yeni kredi kullanımı da söz
konusu değildir.
Grubumuzun şu ana kadar
temin etmiş olduğu tüm krediler,
bankacılık sektörü ile ilgili tüm
yasal düzenlemelere ve bankacılık
teamüllerine uygun şekilde sağlanmış ve ilgili kredi sözleşmeleri
çerçevesinde tüm yükümlülüklerimiz ifa edilmiştir.
Tüm yasal haklarımız saklı
kalmak kaydı ile Çalık Grubu’na
yönelik gerçekdışı ve hayal ürünü
iddiaları kesin bir dille yalanlıyoruz.
Kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi amacıyla açıklamamıza yer
verilmesini önemle rica ederiz.
(Bu konuyu –Sabah-ATV satışı,
Çalık ve Halkbank ilişkileri– CHP
Konya Milletvekili Atilla Kart
uzun bir basın toplantısı yaparak
gündeme getirmişti.
Ayrıca Cengiz Grubu’nun, Yasin
El Kadı’nın Türkiye’ye gelişi ve
geçirdiği kaza çerçevesinde gelişen olayları Ali Ağaoğlu ile ilgili
ilişkilerine değinmişti.)
Çalık Holding A.Ş.
Dünkü yazımızın sonunda Genelkurmay Askeri Savcılık kararında Başçavuş Vehbi Göçmen’e
atfedilen “böyle bir şeyin olamayacağı, teröristlerin bombalandığı” şeklindeki sözleri yanlışlıkla
“teröristlerin bombalanmadığı”
şeklinde yazılmıştır.
Düzeltir, özür dilerim.
Sedat Ergin, Hürriyet
9 O cak 2 01 4
Zaman’da dün sayfa 8’de yer alan
“Akit, İki Yıllık Fotoğrafı Çarpıttı”
başlıklı haberdeki bilgiler için
https://www.facebook.com/akitgazetem adresindeki haber ve
fotoğraf esas alınmıştır.
Söz konusu haber, basılı Akit
gazetesinde değil, Akit Gazetesi
okurları adına açılan yaklaşık
193 bin takipçisi olan facebook.
com/akitgazetem adresinde
yayınlanmıştır.
30 Haziran 2012 tarihinde Akit
Gazetesi’nin resmi web sitesinde,
“Akit Gazetesi’nin sosyal paylaşım
sitesi Facebook’taki adresi şöyle:
www.facebook.com/akitgazetem.
Bu sayfa, facebook üyelerine
günlük olarak yenilenen içeriğiyle
en doğru haberleri ulaştırmayı
planlıyor.” cümleleriyle bu siteye
referans verilmiştir.
Yanlış anlamaya sebebiyet
veren bu durumu vuzuha kavuşturur, düzeltiriz. Zaman
8 O cak 2 01 4
Dünkü sayımızda, “Gülen’in
Mektubuna Cemaatlerden Tepki”
başlığı ile yer alan haberin spotunda geçen “Gülen’in düşünceleri füruattır” ifadesi Aziz Mahmut
Hüdayi Vakfı Yönetim Kurulu
Başkanı Ahmet Hamdi Topbaş’a
ait gibi anlaşılmıştır.
Söz konusu ifadenin Sayın
Topbaş’a ait olmadığını belirterek,
kendisinden ve okuyucularımızdan özür diliyoruz. Yeni Akit
6 Ocak 2 01 4
Bir gazetenin (Milliyet) bugünkü
nüshasında 1.ve 21. sayfalarda
duyurulan “Havaalanına Mali
Polis Baskını” başlıklı haber
kesinlikle yalandır, yanlıştır, eksik
bilgilerle mücehhezdir.
Haberi yazan muhabir daha
önce de defalarca gümrüklerle
ilgili yanlış haberlere imza atmıştır
ve hepsi de tekzip edilmiştir.
Bilinmesini isteriz ki kesinlikle
17 Aralık 2013’te başlayan operasyonla alakalı olarak Gümrük
ve Ticaret Bakanlığı’na bağlı ne
Atatürk Havaalanı Kargo Gümrük
Müdürlüğü’ne ne de başka bir
birimimize polis veya savcılık
baskını söz konusu değildir.
Soruşturmayı yapan savcılık
makamı Bakanlığımızdan soruşturma kapsamındaki 17 firmanın ithalat ve ihracat işlemlerine
ilişkin evrakların kopyasını talep
etmiştir.
Bakanlık makamı da talep edilen belgeleri savcılık makamına
Gümrük memurlarımız nezaretinde iletmiştir.
Kaldı ki bakanlık müfettişlerimizin konuyla ilgili yaptığı
soruşturma dosyası ve neticesi de
konuyu soruşturan savcılık makamına aylar öncesinden iletilmiştir.
Yapılan haber söz konusu
soruşturmaya gümrük teşkilatını
da dahil etme çabasından başka
bir şey değildir.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı
4 Ocak 20 14
Hürriyet Gazetesi’nde dün yayınlanan “TIR’da MİT’in Adamı Var
mı” başlıklı haberde yer alan “MİT
Tweet’i” ara başlıklı bölümde
MİT Müsteşarı Hakan Fidan’a ait
olarak gözüken Twitter hesabından yazılan bazı cümleler
yer aldı. MİT Müsteşarlığı, daha
önce yaptığı bir açıklama ile
Fidan’ın Twitter hesabı bulunmadığım duyurmuştu. Düzeltir, özür
dileriz. Hürriyet
3 Ocak 20 14
Gazetenizin (Yeni Şafak)
02.01.2014 tarihli sayısında ve
ayrıca aynı tarihli internet sayfanızda, “Ağlayarak İstifa Ettim”
başlıklı haberde, üniversitemiz
yöneticileri hakkında kamuoyunu
yanlış bilgilendirecek, husumet
doğuracak, aleyhte kamuoyu
oluşturacak şekilde; gerçeklerle taban tabana zıt bir içerik
taşımaktadır.
Söz konusu haberde yer alan
hususların hiçbiri somut olay,
bilgi ve delillere dayandırılmadığı gibi, basın mensuplarıyla görüşmekten kaçınmayan
ve her zaman basına açık olan
Rektörlüğümüzden, önceden
haberin doğruluğunu kanıtlayacak şekilde bilgi talebinde
bulunulmamıştır.
Söz konusu iftiranın kamuoyunu yanıltmaya, mevcut
konjonktürden yararlanarak
Üniversitemizi karalamaya ve
bazı çirkinlikleri örtmeye yönelik
olduğunu düşünmekteyiz.
Görevi devraldığımız Ağustos
2008’den bu yana, bir üniversiteye yakışır şekilde her kesimi
kucaklayan, tüm kurumlarla
işbirliği içinde çalışan bir yönetim
anlayışı sergilenmiştir.
Hiç kimseye pozitif ya da negatif yönde ayrımcılık uygulanmadığı gibi, baskı ve talimatlarla da
hiç kimse mağdur edilmemiştir.
Yönetim anlayışımız; ilgili
mevzuat ve hukukun çizdiği
görev, yetki ve sorumluluklar çerçevesinde; çalışma barışı ve huzurunu tesis etmek; Üniversitemizi
her alanda daha ileri düzeye taşımak, Türkiye’nin sayılı üniversiteleri arasında yer almasını sağlamak olmuştur.
Nitekim bugün itibariyle her
alanda gösterilen yüksek başarılar
bunun en somut kanıtıdır.
Kamuoyunda hayırlı hizmetleri
ile bilinen İlim Yayma Cemiyeti
ve yine yayın hayatına başladığı
günden bugüne doğru habercilikle ülkemize hizmet eden Yeni
Şafak gazetesinin bu tür çirkin bir
iftiraya alet edilmeye çalışılmasını
da esefle kınıyoruz.
Tüm zorluklara rağmen
ülkemize ve milletimize hayırlı
hizmet etmeyi şiar edinmiş olan
Üniversitemizin, ürettiği güzellikleri engelleme çabası içinde
olan bazı kesimlerce hedef haline
getirilmeye çalışılması, sağduyu
sahibi kamuoyunu derinden
üzmektedir.
Üniversitemizin beş yıl içerisinde göstermiş olduğu
başarılı çalışmalar; Sayın
Cumhurbaşkanımız ve Sayın
Başbakanımız başta olmak üzere
devlet erkanı ve kamuoyunun
takdirlerini kazanmıştır.
Bu başarılı çalışmaların temelinde Sayın Başbakanımızın Dicle
Üniversitemize verdiği desteklerin bilincinde olan Üniversitemiz,
şükran duyguları ile çalışmalarına aynı aşk ve şevkle devam
edecektir.
Prof. Dr. Ayşegül Jale Saraç
Dicle Üniversitesi Rektörü
2 Ocak 20 14
Bugün Yeni Şafak gazetesinde şirketimiz Koza Altın İşletmeleri ve
Akın İpek ile ilgili çıkan haber çok
önemlidir.
Bu haberi vicdan sahibi olan
tüm kamuoyunun dikkatle okuması gerekir.
Son dönemde sadece işini
yapan, görevini yerine getiren
masum kurum ve insanlara karşı
uygulanan iftira ve karalamalara
tarihi bir örnektir.
Aynı üslupla kendilerine cevap
verecek değiliz fakat gerçekleri
açıklamak mecburiyeti vardır.
Şirketimiz bir madencilik şirketidir, altın ticareti yapmaz, bugüne
kadar hiç yapmamıştır.
Şirketimizin tüm üretimi,
Borsa İstanbul Kıymetli Madenler
Piyasası’nda resmi olarak satılmaktadır, bu satışın dışında hiçbir
satışı yoktur.
Rıza Sarraf veya şirketleri ile,
altın ticareti ile uzaktan yakından
veya dolaylı olarak ne kurumsal
ne de bireysel hiçbir ilgi ve alakamız da yoktur.
Kendisini tanımayız.
Şirketimiz kendi öz risk sermayesi ile çalışan ve aramalardan
başlayarak madencilik yapan bir
kuruluştur ve tüm yasal mevzuata
hassasiyetle uyar.
Sondajlarla rezervi belirlenmemiş ruhsat sahalarının kayda
değer bir kıymeti yoktur.
Bununla birlikte Türkiye Cumhuriyeti tarihinde rezervi yabancı
şirketler tarafından sondajlarla
belirlenmiş, devlet eli ile satılmış
tek altın madeni vardır, bu da
Yenişafak gazetesinin bahsettiği
Artvin Cerrattepe Madeni’dir.
Şirketimiz bu ihaleye de
girmemiştir.
Kamuoyuna saygılarımızla.
Koza Altın İşletmeleri
30 Aralık 2013 tarihli yazımda,
“Hata yapan, hataya bulaşan her
kimse, ana yürüyüşü bozmasına
izin vermeden ayıklanmalı”cümlesindeki bir bölüm, “ayıklanmamalı” olarak çıkmıştır. Doğrusu,
“ayıklanmalı” olacaktır. Düzeltir,
özür dilerim.
Okan Müderrisoğlu, Sabah
2 8 Aralık 2 0 13
olarak söylenmiş bir söz olduğunu tahmin ediyoruz. Zira, hem
sayın Sancak’tan gazetemize
böyle bir bilgi gelmemiştir, hem
de gazetemizin yönetim kurulu
toplantılarına katılabilmesi mümkün değildir.
Dolayısıyla, yayımlanan bu
haber vesilesiyle Cumhuriyet
gazetesinin yayıncılık ilke ve
politikaları üzerinde kuşku
yaratılmak istenmesi nafile bir
çabadır. Gerçekle hiçbir ilgisi
olmadığı gibi böyle bir olasılık da
bulunmamaktadır.
Cumhuriyet Gazetesi
Yönetim Kurulu
nedeniyle Ankara eski Emniyet
Müdürü Orhan Özdemir’in fotoğrafı kullanılmıştır.
Düzeltir, özür dileriz. Milliyet
21 A ralık 201 3
Reza Zarrab’ın, yolsuzluk soruşturmasında adı geçen bir bakana
rüşvet vererek görevden alınmasını sağladığı iddia edilen Emniyet
Müdür Yardımcısı Orhan İnce’yle
ilgili, 21 Aralık’ta Sözcü’de yayımlanan “Yansıyanlar Olayın Yüzde
10’u Bile Değil” başlıklı haberimizde
kullandığımız fotoğraf, İnce’ye
değil Kahramanmaraş Emniyet
Müdürü Metin Aşık’a aittir. Teknik
aksaklıktan dolayı hem Aşık hem
de İnce’den özür dileriz. Sözcü
Sabah Gazetesi’nin Sabah’la
Günaydın ekinin 04.08.2013
tarihli 1. sayfada “Patronlar
Ayvalık’ta” ve 2. sayfasında “40
Yıllık Bina Yıkılacak”alt başlıklı
yazıda Müvekkil M. Rahmi Koç
hakkında tamamen gerçek dışı bir
haber yayınlanmış, Müvekkil hiçbir ilgi ve alakasının bulunmadığı
konuda, kamuoyu nezdinde zan
altında bırakılmak istenmiştir.
Şöyle ki; söz konusu yazıda
Ayvalık devlet hastanesinin
bulunduğu yerin Rahmi Koç tarafından satın alındığı, binanın yıkılacağı ve buraya Koç’ların otelinin
yapımına başlanacağı şeklinde
haber yapılmıştır.
Müvekkil M. Rahmi Koç’un
söz konusu hastane arsasını satın aldığı haberi gerçeği
yansıtmamaktadır.
Kolaylıkla teyidi yapılacak
hususun başkaca yansımalara da
sebebiyet verecek şekilde haber
yapılması Müvekkilin kişilik haldarını zedelemiştir.
Diğer yasal haklarımız saklıdır.
Değerli kamuoyu ile paylaşır;
yukarıda belirtilen bu sebeplerle,
5187 sayılı Basın Kanunu’nun 14.
maddesine tamamen sadık kalınarak işbu tekzip metninin hiçbir
düzeltme ve ekleme yapılmadan,
aynı sayfada, aynı yerde, aynı
puntolarla işbu ihtarnamenin
Muhatap tarafından tebellüğünden itibaren en geç üç gün içerisinde yayınlanmasını ihtar ederiz.
M. Rahmi Koç
Vekili Av. Uğur Çapkın
Milliyet Gazetesi’nin 17.09.2013
tarihli nüshasının 13’üncü sayfasında “İstihbarat Zirvesinde
İlginç Buluşma” başlığı altında
Emniyet İstihbarat Dairesi
Başkanlığı’nın Özel Kalem
Müdürlüğü’ne Muhittin Zenit’in
atandığı iddia edilmektedir. Polis
ABD’nin, devam eden yolsuzluk
operasyonuyla hiçbir şekilde ilgisi
yoktur. ABD ve Türkiye arasındaki
dostluk ve işbirliği iki ülke için de
hayati öneme sahiptir. Hiç kimse
ABD-Türkiye ilişkilerini asılsız
iddialarla tehlikeye atmamalıdır.
Böyle bir toplantı yapılmadığı
memuru Muhittin Zenit İstihbarat
Dairesi Başkanlığı’nda göreve
başladığı 2007 yılından bugüne
kadar hiçbir dönemde Emniyet
İstihbarat Dairesi Başkanlığı Özel
Kalemi’nde görev yapmamıştır.
Haber asılsızdır.
Emniyet Genel Müdürlüğü
Hukuk Müşaviri Av. Hakan Özdöl
gibi, haberlerde ortaya atılan
iddiaların tümü tamamen yalan
ve iftiradır.
ABD Büyükelçisi Ricciardone
Dünkü yazımızın en son cümlesinde istifa eden Çevre Bakanı
Erdoğan Bayraktar’dan aktarılan “Soruşturma dosyasında var
olan ve onaylanan imar planlarının büyük bir bölümü Sayın
Başbakanın onayıyla yapıldı”
şeklindeki ifadenin en sonundaki bölümün doğrusu “Sayın
Başbakanın talimatıyla yapıldı.”
olacaktır.
Düzeltir, özür dileriz.
Sedat Ergin, Hürriyet
2 4 A ralık 201 3
Türkiye’den ithalatının toplam
ithalat içindeki payı yüzde 3 değil,
yüzde 0,3 olacaktır.
Güngör Uras, Milliyet
Geçen Cumartesi günü “Konya
Çölüne Santral Kurmak’’ başlıklı yazdığım yazıda bir hata var.
Santralın soğutulması için gerekli
su miktarı saniyede 88 bin litre,
yani 88 metreküp olarak hesaplanıyor. Ben yanlışlıkla 88 bin ton
yazdığımı fark ettim.
Yanlışı düzeltir, özür dilerim.
Yalçın Doğan, Hürriyet
1 4 A ralık 201 3
13 Aralık 2013 Cuma günü
yayımlanan “Özel Sağlık Meslek
Liselerine Devlet Teşviki 4 Yılda
Çöktü” haberinde geçen “Ayrıca
önümüzdeki yıldan itibaren
mezun olanların hemşire değil
hemşire yardımcısı olabilecekleri
açıklandı.” ifadesi yanlıştır.
Doğrusu “Bakanlık, 2014’ten
itibaren bu okullara kayıt olanların mezun olunca hemşire
olamayacağını açıkladı.” şeklinde
olacaktır. Zaman
11 A ralık 201 2
10.12.2014 tarihinde gazetemizin
19. sayfasında “Haklarınıza Sahip
Çıkın” başlığıyla yayımlanan
haberde, teknik bir hata sonucu
CHP Ankara Milletvekili Levent
Gök’ün fotoğrafı yerine CHP
Mersin Milletvekili İsa Gök’ün
fotoğrafı kullanılmıştır.
Düzeltir, özür dileriz. Milliyet
Gazetemizin 7 Aralık 2013 tarihli
Cumartesi ekinde “Kansızlığı
Hafife Almayın” başlıklı haberde
kullanılan fotoğraf temsilî olup,
bu fotoğrafın haberde görüşü
alınan doktor ile bir ilgisi
bulunmamaktadır.
Muhtemel yanlış anlaşılmalardan dolayı özür dileriz. Zaman
28 Aralık 2013 tarihli Cumhuriyet
Gazetesi’nde “Operasyonu
Bozdağ Durdurdu Savı”ve Taraf
Gazetesi’nde “Emniyet’e Gidip
Operasyonu Durdurmuş” başlıkları ile yayınlanan haberler külliyen yalan ve gerçek dışıdır.
Bu bir iddia değil şahsıma
dönük bir iftiradır.
Başbakan Yardımcısı
Bekir Bozdağ
2 7 Aralık 2 0 13
Hürriyet gazetesinin bugünkü
(27/12/2013) nüshasının 1. sayfasında yer alan “Cumhuriyet’in
Yönetimine Girebilirim” başlıklı
yazıyla ilgili yanlış anlamaları
önlemek için aşağıdaki bilgilerin
kamuoyuna duyurulması gerekli
görülmüştür.
Cumhuriyet gazetesinin imtiyaz sahibi Cumhuriyet Vakfı’dır.
Cumhuriyet gazetesinin yayın
ilke ve politikalarını belirlemek
ve denetlemek hak ve yetkisine sahip olan tek kurum da
Cumhuriyet Vakfı’dır. Cumhuriyet
Vakfında hiçbir kişi ya da kurumun hissesi yoktur ve olamaz.
Cumhuriyet gazetesini Yeni Gün
Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık
A.Ş yayımlamaktadır. Yayımcı şirketin yönetim imtiyazlı hisselerinin tamamı Cumhuriyet Vakfı’na
aittir. Yayımcı şirketin hisselerinin %55’i de yine vakfın yönetim
imtiyazına sahip olduğu Yeni Gün
Holding A.Ş.’nindir. Böylelikle,
Cumhuriyet Vakfı, Cumhuriyet
gazetesini yayımlayan şirket
üzerinde hem tek başına yönetim
imtiyazını elinde bulundur-
makta, hem de doğrudan ve
dolaylı olarak hisselerin %70’ini
kontrol etmektedir.
Bugün itibariyle, yayımcı şirketin Cumhuriyet Vakfı ve Yeni Gün
Holding A.Ş. dışında 18 hissedarı
daha bulunmaktadır. Bu 18 hissedardan 17’si gazetemiz çalışan
ve yazarları olup hisselerinin
toplamı yaklaşık %25 oranındadır. Diğer bir hissedar ise %4,8
oranında hisseye sahip olan “T
Medya Yatırım Sanayi ve Ticaret
A.Ş.” dir. T Medya Yatırım Sanayi
ve Ticaret A.Ş.’nin Çukurova grubunun borçları nedeniyle TMSF
yönetim ve denetimine geçmesinin ardından, geçtiğimiz haftalarda tüm malvarlığı ile birlikte
sayın Ethem Sancak’a devredildiği basından öğrenilmiştir.
Hürriyet gazetesindeki
haberde, sayın Ethem Sancak’a
atfen; “Artık Cumhuriyet gazetesinin yönetimine girebilirim”,
“Cumhuriyet gazetesine, yönetim
kurulu toplantılarına katılmak
istediğimi bildirdim” şeklinde ifadeler de yer almıştır.
Bu ifadeler eğer sayın Sancak’a
ait ise, bulunulan ortamda espri
Dünkü yazım üzerine Merkez Bankası Protokol Müdürü ve Basın
Sözcüsü Yücel Yazar “3 Aralık
2012 tarihinde gönderilen bankamız düzeltmelerinin bankamız
görüşleriymiş gibi yayınlanmış
olduğundan duyduğumuz üzüntüyü bildiririz.” şeklinde bir açıklama yapmış bulunmaktadır.
Yaman Törüner, MİLLİYET
Gazetemizde 21 Aralık Pazar günü
yayınlanan “Zarrab’tan Şok İfade:
Benden 1 Milyon Dolar İstediler”
haberinde Reza Zarrab ifadesinde öyle söylediği için “Avukat
Halil Koca” yazılmıştır. İstanbul
Barosu’na kayıtlarında Halil Koca
sorgulandığında, adres olarak
“TMSF” görüldüğünden habere bu
bilgi de eklendi. Ancak, Zarrab’ın
ifadesinde ismini eksik söylediği
avukatın, “Halil İbrahim Koca”
olduğu belirtliyor. Hürriyet’e dün
açıklama gönderen Av. Halil Koca,
“Yeni Şafak gazetesiyle ilgim yok.
Reza Zarrab’ı hiçbir zaman ve
hiçbir yerde görmedim, tanımıyorum.” dedi. Hürriyet
2 3 A ralık 201 3
Milliyet gazetesinin dün yayımlanan 22 Aralık 2013 tarihli nüshasında Zonguldak Alaplı Emniyet
Müdür Yardımcısı Orhan İnce’nin
fotoğrafı yerine teknik bir hata
1 9 A ralık 201 3
16 Aralık 2013 günkü nüshamızda, “Köpekten Kaçarken Trene
Çarptı” başlıklı haberimizde, kaza
yapan Gökhan Demir’in fotoğrafı yerine yanlışlıkla, olayla ilgisi
bulunmayan Düzgün Taşkın’ın
fotoğrafı yayımlanmıştır.
Düzeltir, özür dileriz. Hürriyet
1 8 A ralık 201 3
TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen İçişleri Bakanlığı bütçesine
ilişkin haberde, bazı belgeleri
İçişleri Bakanı’na getiren tuğgeneral rütbesindeki subay için
“sehven” emir subayı olduğu ve
evrak alışverişini yaptığına yönelik ifadeler yer almıştır.
Fotoğrafta görülen tuğgeneral, “İçeriye bir tümgeneral ve bir
tuğgeneral alındı. Genel Kurul
salonundaki komisyon sıralarında
oturan kişilerin isimleri belli ve
sınırlı. Alt rütbedeki görevlilerimiz içeri giremeyince bakanın
ihtiyaç duyduğu bilgi ve belgeleri
kuliste bekleyen görevlilerden
alıp vermek bana düştü. Posta’ ya
da bu konuda sorumlu olma gibi
bir durum söz konusu değildir.”
ifadelerini kullanmıştır.
Düzeltir, özür dileriz. Milliyet
1 7 A ralık 201 3
Önceki günkü “New York’ta
Türk Malı Ara ki Bulasın” başlıklı yazımda ABD dış ticaret
rakamlarına göre, 2012 yılında
01.09.2013 tarihinde Cüneyt
ARCAYÜREK tarafından
Cumhuriyet Gazetesi’ndeki
köşesinde “Ne Zaman ‘Tatmin’
Olur?” başlıklı köşe yazısı
içeriğinde, müvekkilime karşı
saygı ve edep sınırlarını aşan
cümlelerle vücut mahremiyetine
saldırılmış, ağır bir hakarette
bulunulmuştur. Yazar köşesinde
düşünce açıklamak yerine sayın
müvekkilimize karşı edep ve
terbiye sınırlarını aşan cümlelerle
hakaret etmiştir. Kamuoyu
tarafından zihin dünyası iyi
bilinen ve her fırsatı sayın
başbakan ve çevresine saldırma
fırsatına çeviren yazar, hakaret
içeren yazısında basın meslek
ilkeleriyle bağdaşmayacak şekilde
müvekkilim hanımefendiyi hedef
almış, eleştiri sınırlarını aşarak
hakaret etmiştir.
Söz konusu ifadeler
müvekkilimi inciten ve toplum
önünde müvekkilimi küçük
düşürmeye çalışan ifadelerdir.
Günlük yayın yapan bir gazetede
avam bir ağızla kaleme alınan
bu ifadeler kesinlikle düşünce
açıklama özgürlüğü kapsamında
değerlendirilemez. Bir kişiye
karşı duyulan öfke ve nefretin
dışavurumunda kullanılan bu
bayağı kelimeler tam manasıyla
hakarettir. Netice olarak bu
hakaretlerin gazeteniz vasıtasıyla
kamuoyuna duyurulması hukuka
aykırıdır. Bu köşe yazısı 5187
sayılı Basın Kanunu, basın meslek
ve ilkelerine aykırıdır. Adalet ve
tarafsızlığa saygılı olma, kişi ya
da kuruluşları aşağılayıcı yalan
haber yapma veya iftira niteliği
taşıyan yayın yapmama, özel
amaçlara hizmet eden ve haksız
rekabete yol açan yayın yasağı
ilkelerine uygun değildir. Söz
konusu hakaret içeren bu köşe
yazısı, ilgili tüm yasal haklarımızı
hızlı, eksiksiz ve etkin bir şekilde
kullanacağımızı da dikkatlerinize
sunarız.
Kamuoyuna saygıyla arz olunur.
Emine Erdoğan
Vekili Av. Ahmet Özel
1 0 Aralık 2 01 3
Geçen gün yazımda konu ettiğim
Hudeybiye Anlaşması’nda Sayın
Gülen’in kimi kastettiğine yönelik
herkul.org sitesi editörü Osman
Şimşek bir yazı kaleme aldı.
Fethullah Gülen’in Hudeybiye’yi örnek gösterirken kastedilen tarafın hükümet olmadığının
altını çizdi.
Yalnızca benim için değil kapalı
kapılar ardında durumun böyle
olduğunu düşünen ya da ima
edenler için de önemli olduğu için
bu düzeltmeyi duyurmak istedim.
Cüneyt Özdemir, Radikal
9 A ralık 2 01 3
Dün yazarımız Ege Cansen’in
köşesinde hata sonucu bir önceki
yazısı yer almıştır.
Okurlarımız ve Ege Cansen’den
özür dileriz. Hürriyet
7 Aralık 2 01 3
Zaman’ın 4 Aralık 2013 Çarşamba
günkü nüshasında, Başbakan’ın
grup toplantısında açıkladığı
başkan adaylarından Yücel
Barakazi’nin unvanı, sehven
Kamu Diplomasisi Koordinatörü
olarak yazılmıştır.
Doğrusu; Kamu Diplomasisi
Koordinatörlüğü uzmanı olacaktır. Düzeltiriz. Zaman
6 Aralık 2 01 3
2012 Londra Olimpiyatları 1500
metrede birinci olarak Türkiye’ye
olimpiyatlarda atletizm alanında
ilk altın madalyayı kazandıran
ve biyolojik pasaportundaki
kan değerleri sebebiyle Türkiye
Atletizm Federasyonu Disiplin
Kurulu’na sevk edilen Aslı
Çakır Alptekin hakkında henüz
herhangi bir bilirkişi raporu
açıklanmamıştır.
Türkiye Atletizm Federasyonu
Disiplin Kurulu, Aslı Çakır Alptekin hakkında vereceği karar için
değerlendirme aşamasındadır.
Olimpiyat şampiyonu Alptekin
hakkında verilecek karar,
ivedi bir şekilde kamuoyuyla
paylaşılacaktır.
Türkiye Atletizm Federasyonu
Gazetenizin 4.8.2013 tarihli nüshasının 12. sayfasında yayınlanan
“Ali Rıza Kuğu’ya Uzatma” başlıklı
haberinde, müvekkilimin isminin “Uludere’de vur emrini veren
komutan” olarak anılması gerçeklere aykırıdır.
Müvekkilimin rütbe ve makam
itibarıyla böyle bir yetkisi
bulunmamaktadır.
Hiçbir somut bilgi ve
araştırmaya dayanmayan ve basın
ahlak ilkeleri ile bağdaşmayan
haberlerle, müvekkilimin belli
çevrelere hedef gösterilmesi ve
kamuoyunun asılsız şekilde yanlış
yönlendirilmesi, masumiyet
karinesinin ihlal edilmesi doğru
değildir.
Müvekkilimin uğradığı manevi
zararlar konusunda tüm talep ve
başvuru haklarımız saklı kalmak
kaydıyla işbu düzeltme ve cevap
yazısını yüce Türk milletinin
bilgilerine saygıyla sunarız.
Tuğgenral Ali Rıza Kuğu
Vekili Av. Umut Kemal Yıldırır
nezdinde küçük düşürmek
maksadıyla yapılmış, tarafsız
ve gerçek habercilik ilkeleriyle
de bağdaşmayan bir nitelik arz
etmektedir.
Müvekkilimizin Düzce Üniversitesi’nden aldığı ücret tamamen
hukuka uygun olup iddia edildiği
üzere hukuka aykırı bir durum
söz konusu değildir.
Yine müvekkilimizin akrabası
olduğu iddia edilen Dr. İbrahim
Şentürk ile herhangi bir akrabalık
bağı bulunmamaktadır.
Bu şahsın ataması yasal şartlar
çerçevesinde ve müvekkilimizin
Müsteşarlık görevine atanmasından önce gerçekleştirilmiş bir
atama olup torpil yapıldığı ya da
kişisel harcama için yapılmış bir
atama olduğu iddiası tamamen
iftira niteliği taşıyan gerçek dışı
bir haberdir.
Yukarıda açıkça belirtildiği
üzere yazınız içeriğinin tamamen
gerçeklere aykırı olduğunu,
yazının gerek başlık gerek
içerik ve gerek ise kamuoyuna
sunuluş biçimi nazara alındığında
başlığından da açıkça anlaşılacağı
üzere Müvekkilimizin şahsını
hedef alan, tahkir ve tezyit edici
nitelikte bir yazı olması nedeniyle
5187 Sayılı Basın Kanunu’nun
14’üncü maddesi gereğince işbu
cevap ve düzeltme hakkının
yayının yer aldığı sayfa ve
sütunlarda, aynı puntoda ve aynı
şekilde ve gazetenizin internet
sitesi ile bütün baskılarında
yayınlanmasını vekaleten ih-
tar ederiz.
Av. Muhsin Özyar
3 Aralık 20 13
Gazetemizin 3. sayfasında 25
Kasım 2013 Pazartesi günü yer
alan, “Kamhi’den Komşuya Kaçak
Depo Davası” başlıklı haberde,
Şinasi Kerim Kamhi yerine
sehven E-Data Yönetim Kurulu
Başkanı Veli Tan Kirtiş’in fotoğrafı
kullanılmıştır.
Düzeltir, özür dileriz. Sabah
28 Kasım 20 1 3
Gazetemizde 25 Kasım tarihinde yayımlanan “Deniz Palas
Satılmıyor” haberinde, binanın
Doğan Tekeli tarafından restore edildiği yazılmıştır. İstanbul
Kültür Sanat Vakfi’ndan (İKSV)
aldığımız bilgiye göre; Deniz
Palas’ta Doğan Tekeli’nin danışmanlığında ve Burhan Satıcı’nın
koordinasyonunda yürütülen
yenileme çalışmaları, Süreyya
Saruhan ve Ayşe Karademir
önderliğinde, Saruhan Mimarlık
tarafından gerçekleştirilmiştir.
Cumhuriyet
Gazetemizde dün yayımlanan
Tuncel Kurtiz’i anma toplantısıyla
ilgili haberin başlığında sanatçının ismi Tuncay Kurtiz olarak
yazılmıştır. Düzeltir, okurlarımızdan ve Kurtiz ailesinden özür
dileriz. Cumhuriyet
Gazetenizin (Hürriyet) 28.08.2013
tarihli Magazin Kelebek
Bölümünde Gökhan Kimsesizcan
imzasıyla yayınlanan “Parayı
Motosiklete Yatırdı” başlıklı
haberde yer alan Formula 1 pisti
iletme hakkı ihalesini Sinan
Akıman’ın kazandığı ve pistin
Sinan Akıman tarafından işletildiği haberi gerçek dışıdır.
Sözkonusu haberde, Sinan
Akıman’ın geçtiğimiz yıl Formula
1 pisti işletme hakkı ihalesini
en yüksek teklifle kazandığına
yönelik ve devamında Akıman’ın
Kurtköy’deki pisti sadece
Formula 1 değil, dünyanın önde
gelen motosiklet ve araba yarışlarına açmayı planladıklarını söylediğine dair bilgi ve açıklamalar
gerçekleri yansıtmamaktadır.
Bu şahsın Formula 1 pisti ile
hiçbir ilişkisi bulunmamaktadır.
Zira, İstanbul Park Formula 1
pistini işletme hakkı Eylül Tarım
Oto Kiralama ve Pazarlama Ltd.
Şti. tarafına aittir ve pistin işletmesi Eylül Tarım Oto Kiralama
ve Pazarlama Ltd. Şti. tarafından
yapılmaktadır. Bu husus yaklaşık bir yıl boyunca tüm basın ve
yayın organlarında yer almıştır ve
kamuoyu tarafından da detaylıca
bilinmektedir.
Bu gerçeğe aykırı haber
İstanbul Park Formula 1 pistine
oldukça yüksek miktarda yatırımlar yapmış ve yapmaya da
devam eden müvekkilimiz Eylül
Tarım Oto Kiralama ve Pazarlama
Ltd. Şti.’ni hem maddi hem de
manevi yönden büyük bir kayba
uğratmaktadır.
Sonuç olarak 5817 sayılı Basın
Kanunu’nun 14. maddesine istinaden kamuoyuna tamamen yanlış
yansıtılan sözkonusu bilgilerin
yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde düzeltilerek, bu açıklamaların aynı sayfada aynı başlık
altında yayınlanmasını kanundan
doğan tüm haklarımız saklı kalmak vekaleten talep ederiz.
Eylül Tarım Oto Kiralama ve
Pazarlama Ltd. Şti.
Vekilleri Av. Nuri Önem
Av. Cumhur Kaynak
2 1 K asım 201 3
Cumhuriyet Gazetesi ile www.
cumhuriyet.com.tr isimli internet
sayfasının 01.09.2013 tarihli nüshalarında, yazarları Cüneyt Arcayürek imzalı, “Ne Zaman Tatmin
Olur?” başlıklı köşe yazısında:
“. . . 30 Ağustos resepsiyonu at
gözlüğüne benzer türban. İki kaş,
iki göz, bir burun ve ağzı açık. Bir
de eli. İlla ki baştan aşağı örtülü
başkumandan (Cumhurbaşkanı)
eşi Hayrünnisa Hanım’ın elini
sıkarken, önünde baştan aşağı
kapalı siyahlar giymiş, şişmanlıktan adeta yuvarlanarak
yürüyen eşi Emine Hanım; John
Kerry ile bir zamanlar dostu olan
Obama’nın açıklamalarına aklı
takılı [. . .] maaşlara açıklanan
yıllık zammı işitince düş kırıklığına uğrayan memurlar gibiydi.’’
denmiştir.
Kamuoyunun malumları
olduğu üzere, 30 Ağustos Zafer
Bayramı kutlamaları çerçevesinde sayın Cumhurbaşkanımız
Çankaya köşkünden davet vermiş
ve kutlamaları kabul etmiş olup,
bu çerçevede sayın Başbakanımız
ve eşide davete katılmışlardır.
Bu kutlamalardaki görüntüyü,
hukuka aykırı bir üslupla eleştirmek amacıyla kaleme alınan
ihtara konu yazının, yukarıda
alıntılanan bölümünde müvekkilimin kıyafeti için ‘’at gözlüğüne
benzer türban’’ benzetmesi yapılarak, müvekkilimin inancı, inancı
gereği kullandığı kıyafeti aşağılanmış, bu yolla da kişilik hakları
ihlal edilmiş ve kendilerine hakaret edilmiştir.
Hiçbir hukuk kuralı ve insanlık anlayışının asla kabul edemeyeceği bu haksız ve hukuksuz
beyanı şiddetle reddediyoruz.
İfade şekli ile müvekkile izafe
edilmeye çalışılan sıfatlar, hem
Cumhurbaşkanlığı makamının manevi şahsiyetine hakaret, hem de müvekkilim sayın
Hayrünnisa Gül’ün kişilik haklarına ağır saldırı teşkil etmekte
olup bu sebeple yayın kuruluşu
ile yazı sahibinin hukuki ve cezai
sorumluluğunu gerektirdiği
tartışmasızdır.
Anılan ifadeleri kınıyor, konunun yasal zeminde hassasiyetle
takip edilceğini kamuoyunun bilgisine saygı ile sunuyoruz.
Tekzip isteyen
Hayrünnisa Gül
Vekili Av. Ömer Küçüközcan
20 K asım 201 3
Prof. Dr. Sami Selçuk, önceki gün
gazetemizde yer alan söyleşide bir
yanlış anlaşılmaya neden olmamak için bir düzeltme yaptı.
Sami Selçuk, kapsamlı bir
affın çerçevesini çizmenin siyasal
organın yetkisinde olduğunu
belirterek, “Affın hangi suçları
içerdiğini, hangi suçları dışladığını o organlar belirler. Bu hukukçunun işi değildir. Örnek olarak
terör suçlarını dışlayabilir’’ değerlendirmesini yaptı. Cumhuriyet
27 Kasım 20 13
“Üniversiteye Bol Sınavlı Geçiş”
başlıklı 17 Kasım tarihli haberimize ilişkin gazetemize bir tekzip
gönderen ÖSYM, haberde yanlış
algılara neden olabilecek ifadelerin yer aldığını iddia etti.
ÖSYM, üniversiteye giriş sistemi değişikliğine ilişkin haberde
belirtildiği şekilde kurumsal
veya diğer bazı kamu kurumları
ile ortak herhangi bir çalışma
ve planlama bulunmadığını
bildirdi. Sol
5 Aralık 2 01 3
Ankara 5. Sulh Ceza Mahkemesinin 2013/1063 değişik iş sayılı
dosyası gereği tekzip metninin
yayınlanmasıdır.
“Evrensel.net” adlı internet
haber sayfanızda 29.09.2013
tarihinde yer alan Tamer Arda
Şahin tarafından hazırlanan ve
tamamen gerçeklere aykırı olan
“Yolsuzluk Tosun’u...” “Sağlık
Bakanlığı Müsteşarı Tosun’dan
Vurgun” başlıkları ile sunulan
yazı, gerek başlıkları ve gerekse
de içeriği ve kamuoyuna sunuluş
şekli itibariyle müvekkilimiz T.C.
Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Nihat
Tosun’un şahsını doğrudan hedef
alan, kişilik haklarına saldırı niteliği taşıyan, özellikle tahkir ve tezyif edici, yalan ve maksatlı
bir yazıdır.
İşbu cevap ve düzeltmeye konu
yazının tamamı iftira ve tahkiri
amaç edinmiş olup gerçeklere
aykırıdır.
Zira yazının “Yolsuzluk
Tosun’u” ve “Sağlık Bakanlığı
Müsteşarı Tosun’dan Vurgun”
başlıkları bile başlı başına hiçbir
yazılı belge yada hukuki delile
dayanmaksızın müvekkilimizi
tahkir ve tezyif etmek, kamuoyu
2 3 K asım 2 0 13
Geçen haftaki Olimpiyatlar ile
ilgili yazımda İstanbul’un adaylığı
için “Olimpiyat tarihinde 5 defa
aday olup 5 defa kaybeden başka
bir kent yoktur.” demiştim. Sevgili
dostum Yiğiter Uluğ hatırlattı
Detroit kenti bu rekoru kırmış.
Tam 7 kez aday olmuş (1944-1972
arası) ve hiç kazanamamış ve de
sonunda vazgeçmiş.
Ahmet Güvener, Cumhuriyet
15 Kasım 2013 tarihinde gazetemizde yayınlanan “Cumhuriyet
Tarihinin En Büyük İkinci Cezası”
başlıklı haberde “Böylece aralarında Milangaz, Aygaz, Mogaz,
İpragaz, Total gibi büyük dağıtım
şirketlerinin de olduğu 16 şirketin
depolarının lisansları iptal edildi.”
cümlesinde adı geçen Total şirketinin lisansı iptal edilmemiştir.
Hürriyet
24 Kasım 20 1 3
Geçen haftaki yazıda Bahçeşehir
Üniversitesi’nin sahibi olarak
Enver Yücel yerine rahmetli İhlas
Holding Yönetim Kurulu Başkanı
Enver Ören’in adı yer almıştır.
Fikret Eser, Sabah
Sosyal medyada ve bazı yayın organlarında
Gazetemiz Bugün’ü hedef alan haksız ve kasıtlı
yayınlar sebebi ile kamuoyuna açıklama yapma
mecburiyeti doğmuştur.
Bugüne kadarki yayınlarımıza ve çizgimize
bakılırsa bilinir ve biliniz ki; yayın grubumuz,
içinde bulunduğu basın etik kuralları dışına asla
çıkmamıştır.
Özellikle sosyal medya üzerinden kim oldukları bilinen kişiler ve artık kuruluş amaçları
çoğunluk tarafından malum internet sitelerinde, Sayın Fatma Şahin Hanımefendi’nin
Sayın Başbakanımız’la “ATO” salonundaki
aday tanıtım törenine ilişkin kullanılan fotoğrafa farklı bir anlam yüklenmesi tek kelime ile
ahlaksızlıktır.
Tüm televizyon kanallarından canlı yayınlanan bir törenin, devletin Anadolu Ajansı’ndan
servis edilen bir karesinin farklı amaçla kullanıldığını düşünmek “hastalıklı bir ruh hali”nin
yansımasıdır.
Sayın Fatma Şahin hem Medya Grubumuz
hem de halk nezdinde son derece saygın ve
başarılı bir Bakan ve örnek bir Hanımefendi’dir.
Tabii bir tören fotoğrafını, bu şekilde çarpıtarak kampanya yürütenler “dost” gibi gözüküp
Medya Grubumuz’a saldırma kisvesi altında,
“hastalıklı ruh halleri” üzerinden hem Sayın
Başbakanımız’a hem de muhterem Bakanımız’a
hakaret etmekte ve “fitne ateşine” benzin dökmeye çalışmaktadırlar.
Gerçekler gün gibi ortadayken, grubumuza
yöneltilen örgütlü, çarpıtma ve saldırı kabul
edilemez, bu basın özgürlüğüne de aykırıdır.
Bununla beraber, mizanpajın gereği olarak
tercih edilen Anadolu Ajansı resminde maksadı
aşma ve muhatapları nezdinde bir kırılma söz
konusu ise, tamamen masumane bir kullanım
söz konusu olmasına rağmen, kendilerinden
özür dileriz...
***
Bu vesile ile, Medya Grubu olarak hükümetimize ve destekleyenlere bir dost çağrısında
bulunma mecburiyeti de hasıl oldu: Sizi her
alkışlamayan muhalifiniz değil, eleştiren herkes
de düşmanınız değildir.
Hak arayan herkese “fitneci” demek sorunları çözmez, büyütür.
Şiddete, hakarete varmayan hak arama
demokrasilerde en tabii haktır ve meşrudur,
arayanlar da mazlum ve masumdurlar.
Hiçbir medya kuruluşunun Meclis’ten
üstünlük iddiası yok, fakat halkı ve Meclis’i
bilgilendirme görevleri vardır.
Medya mensupları da milletvekilleri gibi
halka karşı sorumludurlar.
Doğru ve özgür medya halkın doğru bilgilendirilmesi ve oyunu bilerek kullanması için
şarttır. Bu hak anayasaldır, elinden alınamaz.
Her Zaman her şeyin altında başka manalar
aranmaz, bazen her şey göründüğü gibidir.
Yanlış olabilir, hata da olabilir ama her şeyde
kasıt aramak art niyettir.
Vehmi hakikate dönüştüren hayaldir, bu
insanı yiyip bitirir.
Ülkede her karar verdiğiniz yüzde yüz gerçekleşmeyebilir, bazen yüzde seksen bazen
de yetmiş gerçekleşebilir. Bu bir kavga veya
gurur vesilesi olamaz.
Unutmamak gerek ki, medeni insanlar için
galebe çalmak ikna iledir. Zorla, cebren, baskı
ile yaptırım uygulanmaz.
Devlet idaresinde kişiye göre uygulama ve
keyfilik olmaz, devlet kurumları vatandaşına
karşı silah olarak kullanılamaz.
Aslında medyada ve sosyal mecralarda
seviyesizce didişenlere verilecek en güzel
cevap sükûttur fakat onların arkasında bu
işleri planlayanlara, Celalettin Harzemşah’ın
sözleri ile şöyle cevap veririz:
“Biz işimize bakar, işimizi tam yaparız,
netice Allah’tandır. (cc)”
İpek Medya Grubu
Gazetenizin (Cumhuriyet) 17
Kasım 2013 tarihli nüshasında
yer alan “Yolcular Kobay Oldu”
başlıklı haber incelenmiş, konuyla
ilgili aşağıdaki açıklamanın yapılması gerekli görülmüştür.
1- Marmaray’ın “apar topar
açıldığı”, “yolcuların kobay olarak kullanıldığı” iddiaları gerçek
dışıdır.
Bir demiryolu altyapı yatırımının hizmete açılması için tamamlanması gereken süreçler bellidir.
İnşa eden yüklenici firma
güvenlik raporu verdikten,
Müşavir firma kontrol ettikten,
her teknik işin gerek inşa süresince gerek tamamlandıktan
sonra üniversitelerce raporlamaları yapıldıktan, yapılan işler
Bakanlık teknik uzmanlarınca
kontrol edilerek kabulü yapıldıktan ve nihayet Uluslararası
Sertifika Kuruluşu TÜV-SÜD
Rail’den güvenlikli olarak İŞLETİLEBİLİRLİK raporu alındıktan sonra Marmaray işletmeye
açılmıştır.
2- Gazetenizin “uzman” kimliğiyle görüşüne başvurduğu
mühendis Rıza Behçet Akcan
2008 yılında Marmaray inşaatından ayrılmıştır. Söz konusu şahsın
Marmaray inşaatında çalıştığı
ve ayrıldığı dönemde henüz
Marmaray’ın elektromekanik
sistemlerinin inşası söz konusu
değildir.
2008 yılında ayrılan bir ve sonrasındaki iş süreçleri hakkında
yeterince bilgisi bulunmayan bir
kişinin görüşlerini “gerçek” kabul
etmek, başından beri Marmaray’a
çalışan her branştan yüzlerce
mühendise ve uzman personele
de haksızlıktır.
3- Marmaray “güvenli olarak
işletilebilirlik” sertifikası aldıktan
sonra işletmeye açılmıştır.
Bu sertifikayı verebilecek
uluslararası yetkinlikte kuruluşlar
sınırlıdır.
Gazetenizin görüşüne başvurduğu adı geçen şahıs dahil, adı
geçen şahsın iddialarını dile getiren kişilerin/kuruluşların uluslar
arası sertifika verme yetkileri var
da TCDD yahut Bakanlık bunları
görmezden mi gelmiştir?
Özetle, Marmaray hakkında bu
bağlamda yapılan eleştiriler ve
dile getirilen iddialar ucuz tatminden ve ciddiye alınmayacak dedikodudan ileri gitmemektedir.
4- Marmaray’da şu aktif
olarak çalışan 5 tren setinde;
her trende 50 adet olmak üzere
toplam 250 adet acil durum fren
kolu; yine her trende 50’şer tane
olmak üzere 250 adet acil durum
kapı açma kolu; 5 istasyonun
her birinin peronlarında 8 adet
olmak üzere toplam 40 adet acil
durum butonu; toplamda 540
adet acil durum mekanizması
bulunmaktadır.
Bu sayı hatta işletilen tren
sayısına göre, her trende 100 adet
olmak üzere artmaktadır.
5- 30 Ekim’de 2 defa, 2
Kasım’da 4 defa, 3 Kasımda 2
defa, toplam 8 kez trenlerde acil
durum fren kolu çekilmiş; ayrıca
29 Ekim’de Üsküdar’da 1 kez, 30
Ekimde Üsküdar ve Yenikapı’da
birer kez, 31 Ekim’de Ayrılık
Çeşmesi’nde 1 kez, 2 Kasım’da
Yenikapı’da 1 kez, 3 Kasım’da
Yenikapı’da bir kez olmak üzere
peronlarda da toplam 6 kez acil
durum butonlarına basılmıştır.
Toplamda acil bir durum olmadan, fren kolunun çekilmesi ve
butona basılması nedeniyle 14 kez
kısa süreli tren durması yaşanmıştır. Bu durumdan “komik” bir
sonuç çıkarmak ve bunu gazetenizin “görüş olarak” dile getirmesi
de uzmanlık işi olmalıdır.
6- Görüşüne başvurduğunuz İnşaat Mühendisleri Odası
İstanbul Şube Başkanı’nın
“Marmaray testlerinin dizel çekicilerle yapıldığı” iddiası bütünüyle
yalandır, dizel çekicilerle test
yapılmamıştır.
ağabeyimden özür dilerim.
Engin Ardıç, SABAH
2 7 E ylül 201 3
Gazetemizin 20 Kasım tarihli manşetinde kullanılan fotoğrafta ismi geçen Mustafa Yıldızdoğan’dan, ‘’O kişi
ben değilim’’ açıklaması geldi. Düzeltir, özür dileriz. GÜNEŞ
7- Banliyö hatlarının iyileştirilmesi tamamlandığında, banliyö
üç hatta çıkacak, üçüncü hat
hızlı tren ve yük taşımacılığında
kullanılacak, pik saatler haricinde
yolcu trenleri de Marmaray’dan
geçecek, saat 24-05 arasında
yük trenleri de Marmaray’ı
kullanacaktır.
Dolayısıyla görüşüne başvurduğunuz Prof. Semih
Tezcan’ın iddiaları da gerçeği
yansıtmamaktadır.
Marmaray konusunda her
türlü bilgi paylaşımına açık olduğumuzu bildirir, çalışmalarınızda
başarılar dileriz.
Türkiye Cumhuriyeti
Devlet Demiryolları
Birinci bölümde belirtildiği
Arlington Ulusal Mezarlığı Dallas
’ta değil, Amerika’nın Virginia
eyaletine bağlı Arlington’dadır.
Mezarlık, başkent Washington
D.C.’nin merkezine 4 dakikalık
mesafededir. Düzeltiriz. SABAH
1 8 K asım 2 01 3
Dünkü yazıda adı geçen Adem ve
Havva Oteli, Almanya’da değil
Antalya Belek’tedir. Düzeltir,
okurlardan özür dileriz.
Necati Doğru, Sözcü
Yazarımız Sevra Baklacı’nın
dünkü köşe yazısında, çocuk felci
hastalığı, yazı metninde doğru
kullanılmasına karşın başlıkta
hatalı olarak çiçek hastalığı olarak yazılmıştır.
Düzeltir, özür dileriz. Sol
Gazetenizin (Yurt) 07/10/2013
tarihli nüshasının (1) ve (11)’inci
sayfaları ile internet gazetenizin 07/10/2013 tarihli haberinde “Ermenistan Sınırı Gizlice
Satılıyor” başlıklı haberinizin
başlığı ve içeriğinde belirtilen
yorumlar gerçekleri yansıtmamakta olup, 5187 sayılı Basın
Kanunu’nun 14. maddesi ve
5651 sayılı İnternet Ortamında
Yayınların Düzeltilmesi ve Bu
Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla
Mücadele Edilmesi Hakkında
Kanunun 9. maddesi uyarınca,
ekli “Cevap ve Düzeltme’’ metnimizi gazetenizin ve internet sayfanızın aynı sayfasında ve sitesinde
yayınlanması, gerçekler hilafına
yapılan haberlerin, kamuoyunun doğru haberi kaynağından
edinme hakkı gereği yayınlanmasını, aksi taktirde yasal yollara
başvurulacağı hususunu bilgilerinize rica ederiz.
Mehmet Halis Bilden
Tarım İşletmeleri Genel
Müdürlüğü, Genel Müdür
1 5 Kasım 2 01 3
Bugün, Zaman Gazetesi’nde
“Eğitime Büyük Darbe”,
Samanyolu Haber Kanalı’nda
“Eğitimde Sıkı Yönetim Dönemi”,
başlıklı haberlerin içine, Millî
Eğitim Bakanlığı’nın mevzuat
çalışmaları ile ilgili, kamuoyunu yanlış yönlendirecek
yalan unsurların monte edildiği
görülmektedir.
Sosyal medyada ise bu yalan
haber unsurları ekseninde,
“Eğitime Darbe Planı” başlığı
ile sistematik bir kampanya
yürütülmektedir.
Millî Eğitim Bakanlığı
Türkiye’nin eğitim politikalarında sağlıklı adımlar atılması
ve eğitim sisteminin sorunlarının giderilmesi amacıyla ilgili
kanun, genelge ve yönetmeliklerde bazı değişiklikler yapılmasına ilişkin çalışmalarını kendi
yetki ve sorumlulukları çerçevesinde, demokratik hukuk devletinin gereklerine ve bakanlığın
kurumsal kültürüne uygun olarak
yürütmektedir.
Bakanlığımız, 2010-2014
Millî Eğitim Bakanlığı Stratejik
Planı’nda da kamuoyuna açıklandığı üzere dershanelerin özel
okullara dönüşmesini kolaylaştıracak bazı teşvikleri öngören bir
yasa önerisi hazırlığı içindedir.
Ancak bu hazırlıklar esnasında
en çok riayet edilen husus, başta
dershane çalışanları, öğrenciler ve
veliler olmak üzere hiç kimsenin
mağdur edilmemesi, Türkiye’de
özel sektörün eğitim alanında
daha etkin bir biçimde yer alması
ve okul dışı alternatif programlar
uygulayan kurumlara bağımlılığın
ortadan kaldırılmasıdır.
Bu kapsamda, “haberde” ileri
sürüldüğü gibi dershanelere para
cezası uygulamak, sıkıyönetim
uygulamaları getirmek, yazı-reklam-broşür yayınlayan dershanelere maddî yaptırım getirmek gibi
alenen yalan ve ilgili kamuoyunu
kışkırtıcı ifadeler taslak metinde
kesinlikle bulunmamaktadır.
Tam aksine Bakanlığımızca
yapılan ve yakında ayrıntıları
paylaşılacak olan çalışmalarda,
dershanelerin özel okula dönüştürülmesi için birçok alternatif ve
teşvikler öngörülmektedir.
Bu “haber”lerde yer alan bir
diğer yalan da, söz konusu yasal
düzenlemelerin TBMM’de olağan
yasalaşma süreçlerinin dışına
çıkılarak yapılacağı iddiasıdır.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
T.C. Millî Eğitim Bakanlığı
Basın ve Halkla İlişkiler
Müşavirliği
alan ithal rakamlarına gerçekdışı
biçimde ‘’bin’’ ilavesi yapılmıştır.
Böylece belgedeki ithal miktarları bin katı olarak kamuoyuna
sunulmuştur.
Belgede biber gazı ile, vahşi
hayvanlara bir anestetik veya ilaç
içeren şırınga ayrı ayrı sayıldığı
halde, gazın, yırtıcı hayvanlara
karşı kullanılan silahlar tanımlaması içerisinde olduğu yanlış
biçimde ileri sürülmüştür.
Ayrıca kullanılan başlık ile,
devletin bir kurumu olan emniyet
teşkilatını siyasi partilerle özdeşleştirmek yanlış isnattır.
Emniyet teşkilatı gerçekdışı
yazılarla kötülenmemelidir.
Basın özgürlüğü kimseye yanıltıcı nitelikte haber yapma hakkını
vermez.
Hakan Özdöl,
Emniyet Genel Müdürü adına
1. Hukuk Müşaviri
1. Sınıf Emniyet Müdürü
2 4 E kim 2 0 13
Dünkü yazımın bir yerinde er
Utku Kalı’nın Reyhanlı katliamı
ile ilişkisi olduğu savıyla tutuklandığını yazmışım. Doğrusu böyle bir
savla değil, katliama ilişkin devletin
önceden bilgi sahibi olduğunu
gösteren askeri istihbarat bilgilerini
sızdırmakla suçlandığı ve tutuklandığıdır. Düzeltir, özür dilerim.
Hikmet Çetinkaya, CUMHURİYET
Taraf Gazetesi’nin “Vergide
Abidik Gubidik İşler” manşetiyle
Bugün (24 Haziran 2013)
yayınlanan sayısında Maliye
Bakanlığı’nın Kanal A’ya 135,6
milyon lira vergi borcu çıkardığı
ve daha sonra bu borcun bakanlık
tarafından 5.8 milyon liraya
düşürüldüğü anlatılıyor. “Melih
Gökçek ile adı anılan Kanal A’nın
borcu da 135,6’dan 5,8 milyon
liraya düştü” deniliyor.
Bu haber yalan ve çarpıtmanın
da ötesinde maksatlı bir iftiradır.
Hiçbir gerçekliği, tutarlılığı ve
inandırıcılığı bulunmamaktadır.
Çünkü:
1) Kanal A’nın sahibi
Elektromed değil, KTV Yay. Rek.
San. Tic A.Ş.’dir.
2) Maliye Bakanlığı Kanal A’ya
vergi cezası kesmediği için vergi
indirimi de yapmamıştır.
3) Taraf’ın optik çarpıtma
yaparak Kanal A’nın yaptığı
yayınlardan duyduğu rahatsızlığı
bu şekilde dile getirme ihtiyacı
duyduğu anlaşılmaktadır.
4) Kanal A’nın Melih
Gökçek ile hiçbir yakınlığı
bulunmamaktadır. Hatta ille
de bir yakınlık izafe edilecekse
Melih Gökçek’e Taraf’ın daha
yakın olduğunu söylemek de
mümkündür. Melih Gökçek, Kanal
A’da 10 yıldır belediyenin halkı
ilgilendiren haberleri dışında
siyasi propaganda amaçlı olarak
yer almamıştır. Ama Kanal A böyle
bir polemiğe girmeyecektir.
5) Eğer dürüst yayıncı ise Taraf’a
kendisini mali yönden destekleyenlerin durumunu araştırmasını
ve yayınlayabiliyorsa yayınlamasını ısrarla tavsiye ederiz.
Taraf Gazetesi ve kamuoyuna
saygıyla duyurulur. Kanal A
2 4 E ylül 201 3
Müezzinin içki içilmedi diye
açıklaması zaten yok. Gazeteler o
başlık altında verdiler.
Orada bir camiye bu güne
kadar olmadık şekilde ayakkabılar ile giriliyor, orada içki içiliyor,
afedersiniz torbalara idrar boşaltılıp oralara konuluyor.
Olaylar sırasında camide gayri
meşru şeyler yaşandı.
Müezzinin görevine ilişkin kısımlarla ilgili soruşturma sürüyor.
Soruşturmanın selameti bakımın-
Gazetemizin dünkü sayısında
teknik bir hatadan dolayı
Nijerya’daki Oguta Gölü yerine
İsviçre’deki Leman Gölü’nün
fotoğrafı yayımlanmıştır. MİLLİYET
12 Kasım 20 1 3
Pazar günü bu köşede çıkan
yazımda, nasıl becerdiysem “nötrino” diyeceğime “nötron” demişim. Düzeltir, okuyucularımdan
özür dilerim.
İsmet Berkan, Hürriyet
11 Kasım 20 1 3
9 Kasım 20 13
Cumhuriyet Gazetesi’nin 06.07.2013
tarihli nüshasının 5’inci sayfasında “AKP İktidarında Yarım Milyon Tonun Üzerinde Gaz Sıkıldı”,
“Yırtıcı Hayvan Silahı!” başlıkları
kullanılmış, aynı nüshanın birinci
sayfasında da”AKP 596 Bin Ton
Gaz Sıktı” başlığı yer almıştır.
Yazı metninde emniyet teşkilatı
ile irtibatlandırılan tüm bilgiler
asılsızdır. Kurmaca bir yazı haber
biçiminde kamuoyuna intikal
ettirilmiştir.
Haberde atıf yapılan soru önergesine cevap verilen belgede yer
19 Eylül 2013 tarihli Günaydın
ekindeki “Alternatif Rotalar”
başlıklı haberde Ihlara Vadisi’nin
Nevşehir’de olduğu yazılmış.
Okurlarımız ve Aksaray Turizm
Müdürlüğü yetkilileri arayıp Ihlara
Bu taslak içinde de benzer
özellikleri zikrettik.
Enerji Bakanlığı’nın doğalgazda, yerli kömür gibi bir sübvansiyonu söz konusu değildir.
Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığımız’ın böyle bir tasarısı yoktur. Ancak, ileride böyle
bir şey istemesi halinde herhangi
bir çapraz sübvansiyona yol
açmaksızın yani tarifeler arasında herhangi çapraz bir sübvansiyona yol açmaksızın ilgili
bakanlığın teklifi ile bu tür şeyler
değerlendirilebilecek.
Ama bunu bir beklenti haline
sokmak doğru değil.
Taner Yıldız, HaberTürk
02 A ğustos 201 3
Eskişehir Cumhuriyet Başsavcısı
Orhan Çetingül, dövülerek
öldürülen Ali İsmail Korkmaz’ın
organlarını Adli Tıp’a göndermek
için “kutu” yaptırdıklarını doğrularken, bunun nedenini “Parçalar
özel kavanozlara konuldu. Yolda
başına bir iş gelmemesi için
ahşap kutu yaptırdık, onun içine
koyduk.” diye açıkladı. Korkmaz
cinayetinin kendileri için “namus
borcu” olduğunu ve çözeceklerini
savunan Çetingül, “Medyadaki ilk
görüntüler Ali İsmail’in dövüldüğü görüntüler değil. Yanlış bir
adamı gözaltına almayı, tutuklamayı istemiyoruz. Kamuoyu
hassas, biz de hassasız. Susmak
çok zor, ama susmak zorundayız.”
değerlendirmesini yaptı.
Eskişehir Başsavcılığı, dünkü
Cumhuriyet’te yer alan “Ali’nin
organları için sanayide kutu”
manşetimiz üzerine “. . . cesetten
alınan materyal parçalarının usulüne uygun alınmayarak ve bilimsel çalışmaya elverişli olmayan
şekilde ilgili Adli Tıp Kurumu’na
gönderildiği ileri sürülmüş ise de”
bunun doğru olmadığı şeklinde
düzeltme gönderdi. Düzeltmeye
konu ifadeler ise haberimizde yer
almıyordu. Bu nedenle aradığımız
Eskişehir Cumhuriyet Başsavcısı
Orhan Çetingül, hem Ali İsmail
Korkmaz’ın organları için sanayide neden kutu yaptırıldığına,
hem de soruşturmada gelinen
aşamaya ilişkin sorularımızı
yanıtladı.
Başsavcı Çetingül, Ali İsmail
Korkmaz’ın Adli Tıp’a gönderilmek üzere alınan doku ve kan
örnekleri için kutu yaptırıldığını
doğrularken, “Kaportacıda galvaniz değil ahşap bir kutu” yaptırıldığını söyledi. Faturada “galvaniz
kutu” yazıldığını söylememiz üze-
Yüksel Evsen MHP’nin Sarıçam aday adayı isim yapmaya çalışıyor. Zaten daha önceden yerel gazetelerde bu haber
yayınlandı. Biz de tekzip yayınlattık onlara dava açtık. Şu an bu haber hakkında dava açılmış durumda zaten davalık olan aynı metni Taraf gazetesi kopyala
yapıştır yapmış. Haberde anlatılanların bir mantığı var mı haber
tamamen deli saçması bir haber.
Kaset dolabı değil buzdolabı.
Bir kere benim odamda karşımda bir tane dolap var o da buzdolabı… Onun içinde de üst düzey bir yetkili geldiği zaman
ağırlamak için ikramlar var. Öyle kaset dolabım falan yok benim. Öyle gayriahlaki şeylerin bir devlet dairesinde olması mümkün mü?
Hakkımdaki suç duyurusu başka bir meseleden.
O suç duyurusu daha önce olan bir mektup meselesi ile ilgili.
Adana Valiliği Özel Kalem Müdürü Vahdettin Sakallı
14 Kasım 20 1 3
Sabah’ın 05/11/2013 tarihli haberinin başlığı: “Tarihin En Eski Uyarı
Levhası Anadolu’da”. Okuyalım:
“Dünyanın en eski uyarı levhası
Çatalhöyük’te bulundu.
Araştırmalara göre yaklaşık 9
bin yıl önceye ait olduğu tespit
edilen uyarı işaretinde lav püskürtmekte olan bir yanardağ ve
bir de yerleşim yeri resmedilmiş.’’
Oysa konuyla ilgilenenler bilir
ki o levha bulunalı 20 yıl oldu.
Şimdi olansa sadece şu:
Kaliforniya Üniversitesi’nden
bir grup bilim adamı üzerinde
yaptıkları testlerle levhanın 9
bin yıl öncesine ait olduğunu
onaylamışlar.
Düzeltir, özür dileriz.
İbrahim Altay,
Okur Temsilcisi, SABAH
biçildiği iddia edilmektedir. Anılan
tarihte yapılan değerleme yaklaşık 600 milyon TL civarındadır.
Bu tutar da o günün dolar kuru
dikkate alındığında 400 milyon
dolar civarında bir rakama tekabül etmektedir. Satış tarihi itibariyle yapılan değer tespiti brüt
402 milyon dolardır. Brüt kavramının kullanılmasının sebebi ise
kamuoyunun da yakından bildiği
üzere Show TV’nin personel maaşını dahi ödeyemeyecek şekilde
ciddi bir borç yükü altında olması
sebebiyledir. Bir gazetecinin
dolar ile TL arasındaki farkı ayırt
edememesi ancak kötü niyet ve
kasıtla izah edilebilir.
Aynı gazete daha önce de
ısrarla “Diğer Ortaklarla Sorun
Çıktı” şeklinde haberlere yer
vererek kamuoyunda yanlış bir
algı oluşturmaya çalıştığı basın
camiasının da malumudur. Hakim
ortak olarak Çukurova Grubu
rızaen satışı yapan taraftır. Aksoy
Grubu adına Aks TV’deki hisseler
zaten TMSF adına tescilli olduğu
için diğer büyük hissedar olarak TMSF de bu satışa muvafakat etmiştir. Sembolik değerdeki
küçük hissedarların da muvafakatı alındığına göre hangi ortaklar
dava açacak ya da hangi ortaklar bu satıştan zarar görmüştür,
kamuoyu merak etmektedir.
Halkın sesi olmak ve menfaatlerini korumak iddiasıyla yola çıkan
bir gazetenin amme alacaklarının
tahsili noktasında kurumumuzun
yapmış olduğu çabayı baltalamaya
çalışması, bir kısım batık bankacıların menfaatlerini koruma
çabası içinde olduğu izlenimini
doğurmaktadır. Kurumumuz, her
türlü bilgiyi gerek basın açıklamaları ile gerekse başkanımız
Sayın Şakir Ercan Gül’ün katıldığı
televizyon programlarında açık ve
şeffaf biçimde ortaya koymasına
rağmen ısrarla çarpıtma, yalan ve
kasıtlı haber yapan bu gazete ve
muhabiri hakkında yasal haklarımızı elbette kullanacağız. Gazete
ve muhabiri hakkında mesleki etik
ilkeleriyle bağdaşmayan bu haberlerinden dolayı Türkiye Gazeteciler
Cemiyeti’ne, Medya Etik Konseyi’ne
ve Basın İlan Kurumu’na gerekli
şikayet yapılacaktır.
TMSF (Tasarruf Mevduatları
Sigorta Fonu)
17 E kim 2 0 13
Geçen gün “Gravity” (Yerçekimi)
filmiyle ilgili yazımın sonunda
gerçekte sağ salim dönmeyi
“başaramayanlar” arasında Apollo
13’ü de katmıştım.
Hataydı, özür dilerim.
13 mürettebatı bütün aksiliklere
rağmen zorlu bir kurtarma operasyonuyla dünyaya dönebilmişti.
Haşmet Babaoğlu, SABAH
5 E kim 2 0 13
Irak’ın kuzeyinden Türkiye’ye
yönelik terör saldırısını önlemek
amacıyla sınır ötesi operasyon için
hükümete verilen yetkinin bir yıl
uzatılmasını içeren Başbakanlık
tezkeresine ilişkin gazetemizin
dünkü sayısında yer alan haberde
editoryal hata sonucu sehven “Yücel
Kayaoğlu” imzası kullanılmıştır.
Düzeltir, özür dileriz. MİLLİYET
2 E kim 2 0 13
Yanlış hatırlamışım, “Duvarların
Ötesi” filminde Fikret Hakan değil
Tanju Gürsu oynamıştı...
Düzeltir, sevgili Tanju
dan idare, tedbirler alıp uygular.
Sözünden mütevalit bir değerlendirme yapılmış değildir.
Farklı yerde görevlendirilmesi
cezalandırma değil.
Başbakan Yardımcısı
Bekir Bozdağ
Vadisi’nin Aksaray ili sınırlarında
olduğunu belirttiler. Gerçekten de
öyle. Haber Esquire dergisinden
alınmış ve aynen yayımlanmış.
Düzeltir, özür dileriz.
İbrahim Altay,
Okur Temsilcisi, SABAH
2 3 E ylül 201 3
21 E ylül 201 3
Alıcı ve satıcı arasında hiçbir
belirsizlik ve tereddüt olmamasına ve bu yönde çeşitli açıklamalar yapılmasına rağmen Taraf
gazetesinde Hüseyin Özay imzasıyla, kamu alacağının tahsilini
engellemeye ve kurumumuz hakkında yanlış bir algı oluşturmaya
yönelik yalan ve çarpıtma haber
yapılmaya devam edilmektedir.
Taraf gazetesinde 20 Eylül 2013
tarihinde çıkan “600 Milyonluk
Show TV, 400 Milyona Nasıl
Satıldı” haberi, para birimi dahi
belirtilmeden sözü edilen gazetenin daha önceki haberlerinde
olduğu gibi belli bir amaca yönelik mesnetsiz ve kasıtlı olarak
yazılmış yalan bir haberdir.
Söz konusu gazetenin haberi
doğruları yansıtmadığı gibi, ciddi
maddi hatalarla da doludur. 2009
yılında yapılan protokolde Show
TV’ye 600 milyon dolar değer
17 Eylül tarihli gazetemizde, Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda
yaşanan tartışmalara ilişkin
olarak, “Anayasa Uzlaşma’da
Bölücülük Kavgası” başlıklı bir
haber yayımlanmıştır. Haberde,
CHP Milletvekili ve Anayasa
Uzlaşma Komisyonu Rıza
Türmen’in ismi kullanılarak, toplantıda bazı fotoğrafların tartışma
yarattığı belirtilmiştir. Söz konusu
haberle birlikte gazetemizde,
Diyarbakır Ergani’de eğitim gören
bir grup çocuğun fotoğrafı sehven
yayımlanmıştır.
Düzeltir, özür dileriz. MİLLİYET
1 7 E ylül 201 3
Elektrik Piyasası Kanunu çıkartmıştık. Şimdi de Doğalgaz
Piyasası Kanunu’nun taslağını
hazırladık.
rine Çetingül, şu açıklamayı yaptı:
“Faturada her ne kadar öyle
yazılmış olsa da kutu ahşap.
Ondaki maksat da şudur, parçalar
özel cam kavonazlara konulup,
özel sıvıyla, solüsyonla kapağı
kapatılır. Bunu bir koliyle göndermeniz gerekir. Bu koliyi biz
özel olarak orada (kaportacı)
yaptırıyoruz. Alınan parçalar
kutuya doldurulup gönderilmedi.
Yolda başına bir iş gelmemesi için
ahşap kutu yaptırdık, onun içine
koyduk. Nüans bu. Biz bunu daha
önce 100 defa, 1000 defa yaptık.
Bu da aynı. Farklı bir şey değil.
Daha önce yapıldığı gibi. Alınan
numunelerin konulduğu kavanozun kırılmaması için koruma
maksatlı.”
Eskişehir Başsavcısı Orhan
Çetingül, “Keşke bizi arayıp böyle
bir iddia var. Ne diyorsunuz diye
sorsaydınız. Ali İsmail’in yakını,
seveni olsam haberi okuduğumda
çok rahatsız olurdum.” diye sitem
etti. “Haberi yazarken ben de
rahatsız oldum. Fatura elimizde
duruyorken, sayın savcının Ankara
Adli Tıp Grup Başkanlığı’na gönderdiği yazısı varken, o yazıda
kan ve doku örnekleri galvaniz
kutuyla gönderildiğine ilişkin savcının imzalı yazısı duruyorken, bu
olay doğru mu diye sorgulamak
altında değil, Yerebatan Sarnıcı’
nın dibindeymiş (isteyene programa ilaveten Mısır Çarşısı’nda
kovalamaca da var.)
Düzeltir ve büyük yazar,
eşsiz yaratıcı, değerli üstad Dan
Brown’dan özür dilerim. Bundan
sonraki macerada da futbolcu
Dante’yi Arslantepe cehennemine
bekleriz.
Engin Ardıç, SABAH
18 Nisa n 20 13
olabilir mi?” sözlerimiz üzerine
Başsavcı Çetingül, “Hiç kimseye
işini öğretmek durumunda değilim. Ama aramanızı beklerdim.”
karşılığını verdi.
Soruşturma dosyasındaki
ifadelerin yayımlanmasından
duyduğu rahatsızlığı dile getiren Başsavcı Orhan Çetingül,
“Kafa karıştırılıyor. Hedef yanlış
yere yönlendiriliyor. Medyada
ilk ‘Ali İsmail Korkmaz’ın dövüldüğü görüntüler’ diye görüntüler
yayımlandı. Onlar Ali İsmail’in
dövüldüğü görüntüler değil. O
görüntüye göre yola çıksaydık
yanlış kişiler tutuklanmış olacaktı. Bu bizim namus borcumuz. Biz bu olayı çözeceğiz. Ama
mağduriyet yaşatmak da istemiyoruz. Yanlış bir adamı gözaltına
almayı, tutuklamayı istemiyoruz.
Kamuoyu hassas, biz de hassasız.
Bizim gösterdiğimiz hassasiyeti
siz de gösteriniz. Susmak çok zor,
ama susmak zorundayız.” diye
konuştu. CUMHURİYET
1 Ağustos 2 01 3
Kurul 1. Dairesi’nin takdirinde
bulunan atama işlemlerine
Bakanlığımızın müdahalesi söz
konusu değildir.
Adalet Bakanı’nın sözü edilen
dairenin toplantılarına katılma,
kararlarına karşı itiraz etme hak
ve yetkisi de bulunmamaktadır.
Habere konu edilen ilgili kararname döneminde içinde Mersin
Adliyesi’nden hakim ve savcıların
da bulunduğu yaklaşık 2000 yargı
mensubu HSYK 1. Dairesi tarafından önceki tarihlerde ilan edilen
ilkeler doğrultusunda yeni görev
yerlerine atanmıştır.
Ayrıca, habere konu edilen
soruşturmayı yürüten savcılar ile soruşturma sürecindeki
tutuklama ve tahliye gibi kararları veren tüm hâkimler hâlen
Mersin Adliyesi’ndeki görevleri
başındadır.
Habere konu edilen ve
tümüyle hayal mahsulü olan
iddia ve değerlendirmeler,
medyanın kamuoyunu doğru
bilgilendirme yükümlülüğüyle
bağdaştırılamamıştır.
T.C. Adalet Bakanlığı Basın
ve Halkla İlişkiler Müşavirliği
2 2 Te mm uz 2 01 3
Cumartesi günü yayınlanan
yazımızda “İstiklal de Neymiş” ve
“Çuvallama” başlıklı yazılar birbirine karışmıştır. Düzeltir, okurlarımızdan özür dileriz.
Işık Kansu, CUMHURİYET
11 T e mm uz 2 01 3
Düzeltme: “Ilımlı İslam’dan Askeri
Vesayete Türk Modeli” başlıklı
son yazımda, “Darbe salt Mursi’ye
değil, Müslüman Kardeşler’e ve
Müslüman Kardeşler’in sponsorluğunu yapan tüm kesimlere
yapılmış oldu” şeklinde olması
gereken cümledeki ilgili ifadeler, “Müslüman Demokratlar” ve
“Müslüman Demokratların sponsorluğunu yapan tüm kesimler”
olarak çıkmıştır.
Düzeltir, özür dilerim.
Nilgün Cerrahoğlu, CUMHURİYET
Sayın Bakan’ın ikisi yüksek
lisansta olmak üzere dört çocuğu
eğitim görmektedir. Sayın
Davutoğlu, bugüne kadar hiçbir çocuğu için hiçbir dönemde
hiçbir şekilde eğitim yardımı ya
da burs talep etmemiş, böyle bir
başvuruda bulunmamıştır. Bu tür
etik konularda son derece hassas
olan Sayın Bakan’ı yıpratmaya
yönelik bu tür çarpıtma ve yalan
haberler her şeyden önce basın
ahlakına aykırıdır. Bu yayınlarla
ilgili hukuki haklar sonuna kadar
kullanılacaktır.
Dışişleri Bakanlığı
2 7 M ayıs 2 01 3
“Cehennem” romanını bitirdim.
Yanılmışım: İnsanlığı yok edecek
mikrop bombası Ayasofya’nın
Bazı günlerde okuduğunuz ile
yazdığınız yazı farklı olsa da dikkatinizden kaçar. Bu hata sonrasında da ortaya saçma sapan bir
yazı çıkar. Dünkü yazımızda da
maalesef öyle oldu. PTT şubesi
yerine sehven PKK şubesi yazılmış. Amacımız PTT şubesine yeni
bir memur atanmasını sağlayarak
uzayan kuyrukların önüne geçmekti. Bu önemli hata nedeniyle
siz okurlarımızdan özür dileriz.
Sabah Güney
1 Nisa n 20 13
Milliyet gazetesi yazarı Nagehan
Alçı’nın “Dindarların Yeniden
Havaslaşması” başlıklı yazısında
İslam medeniyetinin yüksek standartlarının önemine ve estetik
algısına vurgu yapmak amacıyla
kullandığı “havass” kelimesine
yüklediği olumlu anlam, Türk Dil
Kurumu’nun “kendilerini halktan
ayrı ve üstün sayan kendilerinde
bir tür ayrıcalık gören kimseler” açıklamasındaki olumsuzlukla örtüşmüyor. Yazarın bilgisi
olmadan, düzeltme servisinin
TDK kaynaklı açıklaması yerinde
olmamış. Yazarın makalesi, TDK
açıklamasıyla tersi bir algıya
neden olmaktadır.
Yazarımızdan ve okurlarımızdan özür dileriz.
Belma Akçura,
Okur Temsilcisi, MiLLiYET
31 Mart 20 13
Dünkü Hürriyet’te yayınlanan
“ABD’de Türkiye İle Ticarete
Karşı Ermeni-Rum İttifakı: Çar
Harekâtı” başlıklı haberde Aram
Hamparyan’ın yerine yanlışlıkla
eski ABD diplomatı Matthew
Bryza’nın fotoğrafı kullanılmıştır.
Düzeltir, özür dileriz HÜRRIYET
26 Mart 20 13
Cuma günkü yazımda Adnan
Menderes’in başbakanlık süresini 10 yıl yerine 10 ay yazmışım. Ayrıca Jülyen takviminin
Gregorian takviminin yerine geçtiği hatalarını düzeltirim…
Özgen Acar, CUMHURIYET
21 Şubat 20 13
16 Şubat 2013 tarihli Milliyet gazetesinin 22. sayfasında, “Celasin Ve 3
Komutan Serbest, 3’ü Tutuklandı”
başlığıyla yayımlanan haberde,
soruşturma kapsamında tutuklanan emekli Tuğamiral İsmail
Ruhsar Sümer’in adı sehven, serbest bırakılan emekli Tuğgeneral
İzzettin Gürdal olarak verilmiştir.
Düzeltir, özür dileriz. MİLLİYET
16 Şubat 20 13
MHP Genel Başkanı Devlet
Bahçeli’nin, partisinin
Kızılcahamam’da düzenlenen il
başkanları toplantısının kapanışında yaptığı basın toplantısında, ‘TBMM Anayasa Uzlaşma
Komisyonu’nun dağılmaması için
üzerlerine ne düşüyorsa yapacaklarını’ ifade ettiği sözleri, Milliyet
gazetesinde, 15 Şubat 2013 günü,
sehven “Anayasa Komisyonu’nu
Dağıtırız” başlığı ile girmiştir.
Düzeltir özür dileriz. MİLLİYET
30 Aralık 20 12
Düzeltme ve özür: Gazetemizde
dün yer alan “Cinler Yangın
Çıkarmaz” haberinde Dokuz
Eylül Üniversitesi Dekanı Prof.
Ömer Dumlu’nun yerine yanlışlıkla Dumlupınar Üniversitesi
İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof.
Bilal Kemikli’nin fotoğrafı kullanıldı. Düzeltir, Dumlu, Kemikli ve
okuyucularımızdan özür dileriz.
Yeni Şafak
Doğrusu, “Paneli Prof. Dr. Ünsal
Yavuz yönetti” olacaktır. Düzeltir,
özür dileriz. CUMHURİYET
Kamuoyuna saygılarımızla arz ederiz.
Fethullah Gülen
Vekili Avukat Orhan Erdemli
26 Aralık 2012 tarihli Sözcü
Gazetesi, “Cemaat mi Dinledi?”
manşetiyle ve manşetin altına
Muhterem Fethullah Gülen’in
sözde karikatürü konularak
yayınlanmıştır. Bu sunuluş biçimi
ve haber içeriğinde kullanılan ifadelerle; toplum yanlış yönlendirilerek, müvekkilimizin Muhterem
Başbakanımızı dinlettiği yönünde
kamuoyu algısı oluşturulmaya
çalışılmıştır.
Masum insanlara karşı iftira
niteliğindeki bu tür yayınlar, hiçbir demokratik, hukuk devletinde
basın özgürlüğü çerçevesinde
değerlendirilemez.
Bu iddiaların, kaoslardan
beslenen bazı odaklar tarafından
hazırlandığı ve belli stratejiler
çerçevesinde kullanıldığı sağduyulu kamuoyunun malumudur.
Her aklı selim insan tarafından
kabul edileceği üzere; ülkemiz
üzerinde kara bulutlar gibi dolaşan bu mihraklar, uzun yıllardır
devletimiz ile milletimizi karşı
karşıya getirmek, birbirinden
koparmak için onlarca-yüzlerce
senaryo hazırlamışlardır. Bu
yetmemiş, insanlarımızı da birbirine düşürüp, kardeşi kardeşe
kırdırma planları yapmışlardır.
Bu şer projeler hiç ara vermemiş, ülkemizin manevi dinamikleri aleyhinde linç kampanyaları
yürütmüşlerdir. Memur, esnaf, iş
adamı, sanatçı… kamusal ve özel
her alanda devletine ve milletine en iyi şekilde hizmet etmeye
çalışan manevi değerlere sahip
vatandaşlarımızı kara propagandaların hedeflerine koymuşlardır.
Şimdi de “parti ile cemaat
arasında savaş” projesini sahneye koyarak, Başbakanımızı
dinleten kişinin Fethullah Gülen
olduğu yönünde insafsızca iftirada bulunmuşlardır. Amaçları
ise devlet-millet olarak birliğimizi, dirliğimizi, gücümüzü zaafa
uğratmaktır. Ama devletimiz
de çok güçlüdür, milletimiz de.
İnanıyoruz ki; aziz milletimiz,
amacı belli olan bu iddialara
hiçbir şekilde itibar etmeyecek, devlet organları da en kısa
sürede failleri tespit edecektir.
Müvekkilimiz de bir an önce olayların vuzuha kavuşturulmasını
arzulamaktadır.
Bu olay vesilesiyle kamuoyuna
şu hususları tekraren arz etmek
isteriz: Muhterem Fethullah
Gülen kişisel meselelerle değil;
ulvi değerlerle, yüce mefkürelerle
meşguldür. Onun bütün hayatı
ve eserleri incelendiğinde hep
müspet hareket görülür; hiçbir
zaman menfiliğe rastlanmaz.
Bütün uğraşı Allah (c.c.) rızasına ulaşma yolunda; ilim, iman,
irfan ve marifetle, milletimizin öz
değerlerine bağlı, insanlığa yararlı
nesiller yetiştirilmesi olmuştur.
Her zaman birlik ve beraberliğe, diyaloğa, toplumsal barışa,
yaşama değil yaşatma idealine
önem vermiştir. Ömrü boyunca
sevgi demiş, saygı demiş, kardeşlik demiş; insanların ihtilaf, kin ve
nefret gibi duygu ve hareketlerden sakınmalarını istemiştir.
Bunun içindir ki eserlerinde;
insanların hatalarını arama, gizli
hallerini araştırma, dili gıybetle,
iftirayla kirletme gibi bütün menfiliklerin çirkin günahlar olduğunu, insanların bu tür kötülüklerden sakınması gerektiğini
vurgulamıştır. Kendisi de ne geçmişte ne de şimdi; hiçbir zaman
insanların açıklarını aramamıştır.
Sayın Fethullah Gülen,
inançlarına ve yasalara aykırı
meşruiyet dışına çıkan hiçbir
hareketi icra etmeyeceği gibi,
desteklemesi, yanında yer alması,
onaylaması da mümkün değildir. Müvekkilimizin fikri, zikri,
üslubu, hareket tarzı arz ettiğimiz
üzere hep müspet hareket esasına
dayanmaktadır.
2 4 A ralık 201 2
Prof. Dr. Orhan Kural: 20 Aralık’ta,
Hürriyet’te Donald Trump ile ilgili
haberi okuyunca şaşkına döndüm.
Hürriyet’in bu yanlışı yayınlaması
bir bilimadamı olarak beni çok
üzdü. Bildiğiniz gibi Brezilya’nın
başkenti Rio de Janeiro değil yepyeni ve özel tasarlanmış bir şehir
olan Brasilia’dır.
Ali Eser: Size bugün (17 Aralık)
“Süperspor” 40. sayfada okuduğum bir haberde yapılmış, bana
göre ciddi bir hatayı hatırlatmak
BİK, yasayla verilen bu görevi
yerine getirmezse; toplum basın
ahlak esaslarını hiçe sayarak
yayın yapan sorumsuz gazetecilik örnekleri karşısında savunmasız kalacaktır. Temennimiz,
köklü bir geçmişe sahip Türkiye
medyasının, “bağımsız, sektörün
içinden ve yasal dayanağı olmayan’ bir özdenetim mekanizması”
kurmasıdır.
İlk cümledeki itirazı gerçekten
anlayamadım; BİK’ten Hürriyet’e
gönderilmiş bir yazıyla ilgili
olarak yine kendilerine görüş
sormam niye gerekli olsun? Zaten
resmi yazıdan alıntı yaparak
görüşlerini aktardım. Eksik de bilgilendirmedim; yasa maddesine
değinmiştim yazımda. Galiba bu
gözden kaçmış.
Berfo Anne ölmedi, yaşıyor. Oğlu Cemil’i aramaya devam ediyor.
Berfo Ana bir direniş simgesi. Kayıpların bulunma mücadelesinin
simgesi. Kaybeden suçluların ise korkulu düşü. Berfo Ana mücadeleye devam ediyor. Yapılacak tek şey var oğlu Cemil Kırbayır’ı
bulmak. Berfo Anne’nin Cemil’inin bulunmasına katkıda bulunacak
herkes bu mücadeleye davetlidir.
isterim. Sayın Derviş Eroğlu için
“Başbakan” sıfatı kullanılmıştı
fotoğraf altında. Daha dikkatli
olunması gerekli. KKTC’nin dünyadaki yalnızlığı düşünülürse!
Faruk Bildirici
Okur Temsilcisi, Hürriyet
“Basın İlan Yeni RTÜK mü?”
başlıklı yazımda Basın İlan
Kurumu’nun, Hürriyet’in de
aralarında bulunduğu 11 gazete
ile ilgili olarak “içerik denetimi” süreci başlattığını ve “ilan
kesme” tehdidinde bulunduğunu
yazmıştım.
Basın İlan Kurumu’ndan (BİK)
özetle şu yanıt geldi: “Bu yazının
tarafı olmamıza rağmen kurumumuz aranarak bilgi talep edilmemiş, kamuoyu eksik bilgilendirilmiştir. BİK teşkiline dair 195 sayılı
kanunun 49. maddesinde Basın
Ahlak Esasları yer almaktadır.
Bu esaslar, güncel gelişmelere
göre 18 Kasım 1994 tarihinde 129
numaralı Genel Kurul kararıyla
yeniden düzenlenmiştir.
BİK, 1961 yılından bu yana
Türkiye’de basın ahlak esaslarıyla
ilgili inceleme yapma ve müeyyide uygulama yetkisi bulunan
tek kurumdur. Yargı yolunun da
açık olduğu basın ahlak esaslarıyla ilgili uygulamalarımız,
sokaktaki vatandaştan üst düzey
devlet görevlilerine kadar herkesin başvurusuna açıktır. Türkiye
ve dünyadaki gazetecilik meslek
etik kuralları ile evrensel hukukun ilkeleri gözetilerek, titizlikle yürütülen uygulama sayesinde bugüne kadar birçok kişi,
kurum ve kuruluşun mağduriyeti
giderilmiştir.
Haklarında suçlamalarda bulunulan birçok yayın ve gazeteci
de haklılığını kanıtlama imkânı
bulmuştur. BİK’e Türkiye genelinden yapılan başvuruların içeriği
incelendiğinde, Kurumumuzun
önemli bir kamu görevini yerine
getirdiği daha iyi anlaşılacaktır.
Dikkat çekmek istediğim
meseleyi tekrarlayayım; kuruluş yasasında asli görevi, “Resmi
ilanların mevkutelerde yayınlanmasında aracı olmak” biçiminde
tanımlanan bir kuruluşun gazetelere “içerik denetimi” yapmasının yanlış olacağına inanıyorum.
Neden? Para musluğunu elinde
tutan ve yönetimini siyasi iktidarın belirlediği bir kuruluş, basın
etiği (ya da basın ahlakı) konusunda karar verirse resmi ilanlar
silah haline gelebilir. O zaman
da Demokrat Parti dönemindeki
“besleme basın” tartışmalarına
geri döneriz. Basın İlan’ın içeriği
boş bir yasa maddesini işler hale
getirme çabasına itirazımın temel
nedeni bu.
Faruk Bildirici, Hürriyet
23 A ralık 201 2
Nuh Yazarımız Yalçın Doğanın
dün sehven yayınlanan
yazısı daha önce yayınlanmış
yazısıdır. Yazarımızın 22 Aralıkta
yayınlanması gereken yazısını
bugün yayınlıyoruz. Bu hata
için yazarımızdan ve değerli
okuyucularımızdan özür dileriz.
HÜRRİYET
18.05.2012 tarihli gazetenizin
11. sayfasında “Polis Komalık
Etti, Sonra Raporu Yırttı” başlıklı haberde, Emniyet Teşkilatı
ile ilgili asılsız iddialara yer
verilmiştir.
Konunun özeti aşağıda
belirtilmiştir:
15.05.2012 günü 13.40 sıralarında K.O.A. isimli şahsın PTT
görevlisi T.Y isimli şahsa hakaret
ve tehdit etmesi üzerine, orada
bulunanlar 155 Polis İmdat hattını arayarak, olayı bildirmiştir.
Görevliler tarafından Şahıslar İlçe
Polis Merkezi Amirliğine intikal
ettirilmiştir.
Şüpheli K.O.A., İlçe Polis
Merkez Amirliği’nde de agresif
hareketlerde bulunarak, kendisine
zarar vermesi üzerine, görevliler
tarafından engellenerek Korgan
Devlet Hastanesine götürülmüştür. Muayenesinde sinir krizi
geçirdiği gerekçesiyle müşahede
altına alınmış, aynı gün saat:
23.00 sıralarında hayati tehlike
kaydıyla Fatsa Devlet Hastanesine
sevk edilmiştir. Bir gün müşahede
altında kaldıktan sonra taburcu
edilmiştir.
Bahse konu haberde, Doktorun
yazdığı raporu gören Polis
Memuru S.K.’nın raporu yırttığı
yazılmış ise de, raporun gerçekte
polis memurunun kendisine ait
rapor olduğu, şüphelinin raporu
olmadığı, haber içeriğinde yer
alan tutanaktan da anlaşılmaktadır. Şüphelinin üç gün müşahede
altında kaldığı ve Polis tarafından
dövüldüğü iddiaları da asılsızdır.
Haber, görevini yapan Polis
Teşkilatı’nı rencide etmekte
aynca kamuoyunda polisle ilgili
yanlış imaj yaratmasına sebep
olmaktadır. Ülkesi ve Milletiyle
Bölünmez Bütünlüğünün, Milli
Güvenliğin, Kamu Düzeninin,
Genel Asayişin en sağlam
temellerinden biri olan Emniyet
Teşkilatı, kendisine yapılmış bu
haksız ve mesnetsiz iddialardan
etkilenmeden, hukukun
üstünlüğüne bağlı kalarak
Anayasa ve Yasalarda kendisine
verilmiş görev ve sorumluluklan
en iyi şekilde yapacak,
vatandaşlarımızın kendisine
tevcih ettiği güven ve saygınlığı
daha da yükseltecektir.
Bu açıklamanın kanuni haklarımız saklı kalmak kaydıyla 5187
Sayılı Basın Kanunu’nun 14. maddesine istinaden gazetenizde aynı
sayfada, aynı sütunlarda, aynı
puntolarla ve aynı şekilde yayınlanmasını rica ederim.
Salih Yüce
Vali a.
Vali Yardımcısı
1 2 A ralık 201 2
8.12.2012 tarihli yazımızdan sonra,
okurlarımızdan Mehmet Aytek’ten
gelen bilgiyi aktarıyorum:
Okurumuz, Leyla Zana’nın 6
Kasım 1991’de, “yaşasın Kürt halkı”
demediğini, Türkçe yemin ettikten
sonra Kürtçe, “ben bu yemini Türk
ve Kürt halklarının kardeşliği için
ettim” dediğini belirtti.
Hasan Pulur, Milliyet
22 A ralık 201 2
Dün bu köşede “İhtifalden birkaç
not” başlığıyla yayınlanan yazı
“Halil Uslu”ya aittir. Düzeltir, özür
dileriz. Yeni Akit
1 7 A ralık 201 2
14 Aralık 2012 tarihli gazetenizin
(Sözcü) 13. Sahifesinde “Asrın
Davasına Asrın Cezasını istiyorlar”
başlığı alanda yine “50 yıl hapis
istenen sanıklar” denilerek, ben
de dahil olmak üzere, örgüt
üyeliğinden yargılanan sanıkların
isimleri yayınlanmıştır. Türk
Ceza Kanunu’nun 314/2 maddesi,
Örgüt Üyeliği başlığı alanda (suç
sabit görüldüğü takdirde) 5-10 yıl
hapis cezasını ön görmektedir.
Yine 3713 sayılı Terörle Mücadele
Kanunu’nun 5. Maddesi ise yarı
oranında arttırılır demektedir.
Haberinizdeki “50 yıl” şeklindeki
ifadenin sehven kullanıldığı
kanısındayım.
Ergenekon Davası 2. İddianame’nin tutuksuz sanığı
Mahir Akkar
1 6 A ralık 201 2
29 Aralık 20 12
Gazetemizde dün yer alan
“İnönü’nün 39. Ölüm Yıldönümü
Nedeniyle Başkent Üniversitesi’nde Panel Düzenlendi/Biz
Kaybettik, Suçluyuz” başlıklı
haberimizde, İnönü Vakfı’nca
düzenlenen ve gazetemiz yazarı
Bekir Coşkun’un da katıldığı
paneli yanlışlıkla Prof. Dr. Hilmi
Yavuz’un yönettiği yazılmıştır.
1 3 A ralık 201 2
Dünkü yazıda yer alan Tel Zaeter
Kampı sadece Ez-Zateri kampı
olacaktır.
Mustafa Özcan, Milli Gazete
10.12.2013 tarihinde gazetemizin
19. sayfasında “Haklarınıza Sahip
Çıkın” başlığıyla yayımlanan
haberde, teknik bir hata sonucu
CHP Ankara Milletvekili Levent
Gök’ün fotoğrafı yerine CHP
Mersin Milletvekili İsa Gök’ün
fotoğrafı kullanılmıştır.
Düzeltir, özür dileriz. Milliyet
Sanayi Bakanlığı’ndaki bayrak
konusundaki başlığında “Tamir
Edilmeyen Makara” yazısının
başlığındaki “makarna” çıkmış,
düzeltir, özür dileriz.
Yalçın Bayer, Hürriyet Ankara
11 A ralık 201 2
Dünkü yazımda ANAP’ın kuruluşunda partiye yardım etmek
isteyen işadamının adını yazmamışım. Bütün bilgiler var, adı yok!
Ahmet Özal’ın anlattığı hikayeye
göre, Turgut Özal’a yardım çekini
yollayan işadamı Vehbi Koç.
Sina Koloğlu, Milliyet
Dün gazetemizde ‘Politikankara’
sayfamızda BDP Diyarbakır
milletvekili Altan Tan’la yapılan
röportajın başlığı “Tan: Meclis’teki
Ucube Yıkılsın” yerine “Tan:
Meclis’teki Ucube Yakılsın” diye
çıkmıştır. Düzeltir, özür dileriz.
habertürk
1 5 A ralık 201 2
Önceki yazımda Alaska nüfusu
722 bin olmalıydı, düzeltir özür
dilerim.
Özgür Keşaplı Didrickson, Sol
Birlik parkı davası da temyiz
edildi. BÜYÜKŞEHİR Belediyesi,
önceki gün gazetemizde Mimarlar
Odası’nca yapılan açıklamalara
ilişkin şu düzeltmeyi gönderdi.
“TMMOB Mimarlar Odası’nın
saygıyla, can kulağıyla dinlesek, güven duysak, önyargıları
bıraksak, işlerinin ne denli yorucu
olduğunu kavrasak, sinirlenmelerine, bağırıp çağırmalarına aldırmasak, bizim için nasıl çırpındıklarını, nasıl çalıştıklarını görsek,
haklarını teslim edeceğiz de...
Zaten mayamızda vardı, sağ
olsun bugünün iktidarları sayesinde mizah kapasitesi tavan
yapan bir toplum olduk. Bu
alanda yaratıcılığımız öyle güçlü
ki, hiçbir ülke elimize su dökemez!” cumhuriyet
2 8 K asım 2 0 12
Bazı yayın organlarında “Sucukların parasını Başkan Özhaseki’nin
cebinden ödediği” şeklinde haberler yer almıştır. Kayseri 3. İcra
Dairesi’nin 2012/5640 sayılı dosyası ile 20 bin 63 lira, Kayseri 8. İcra
Dairesi’nin 2012/7523 Esas dosyası ile 38 bin 896 lira, 2012/7524
Esas dosyası ile 18 bin 481 lira olmak üzere toplam 77 bin 440 lira
Kemal Kılıçdaroğlu tarafından yatırılmıştır. Bu tazminat paralarından
20 bin 63 liralık olanı çekilerek dağıtılan sucukların peşinatı olarak
verilmiştir. Yani Başkan Özhaseki’nin dağıttığı sucukların parası,
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ödediği tazminatlarla
karşılanmıştır.
Kayseri Büyükşehir Belediyesi
Ankara 15. İdare Mahkemesi’nin
Birlik parkı’na ilişkin açtıkları
iptal davasında, mahkemenin
iptal karı 01.01.2012 tarihinde
idaremize tebliğ edilmiş olup,
09.10.2012 tarihinde yürütmenin durdurulması talepli olarak
mahkeme kararı temyiz edilmiştir. Bu tür açıklamalar ve haberler
kamuoyunda kurumsal kimliğimiz ile ilgili yanlış kanaatler
oluşturmaktadır. Yukarıda belirtildiği üzere Atatürk Orman Çiftliği
ve Birlik Parkı’na ilişkin olarak
idaremiz aleyhine açılan davalarda temyize gidilmediği iddiası
asılsızdır.” habertürk
Torosyan’ın kitabı bağlamında, bu hafta üç yazı yazmıştım:
(1) Tartışmanın geniş çerçevesi;
(2) Tartışmanın dar çerçevesi; (3) Bir metnin iç kritiği ne
demektir.
Kırk yılda bir, bir karışıklık olmuş; ikinci yazı, yani “dar
çerçeve” dün çıktı; asıl giriş, yani
“geniş çerçeve” ise bugün yayınlanıyor. Üçünün doğru sırayla
okunması bakımından bunu
belirtmek ihtiyacını duyuyor ve
okuyuculardan özür diliyorum.
Halil Berktay, Taraf
4 Aralık 20 1 2
9 A ralık 2 01 2
Gazetemizin 4 Aralık 2013 tarihli
sayısının arka sayfasında yer alan
“Espresso Makineleri Tehlike
Saçıyor” haberinde sehven
Nespresso Pixie isimli makinenin
görseli kullanılmıştır.
Habere kaynak olan araştırmada, söz konusu makinenin insan sağlığı açısından risk
taşıdığına dair bir bulgu yer
almamaktadır.
Yanlış algılamaya neden olabilecek bu hata nedeniyle okuyucularımızdan ve firmadan özür
dileriz. Milliyet
8 A ralık 2 01 2
“Aydın’ın Kadın Efesi” başlıklı
haber ve fotoğrafta, Belediye
Başkanı Aydın Çerçioğlu’nu aynı
gün hem CHP Kadın Kolları
hem de Kent Konseyi Kadın
Meclisi’nin ziyaret etmesi nedeniyle karışıklık meydana gelmiştir.
Kullanılan fotoğraf Kent Konseyi
Kadın Meclisi’nin ziyaretine aittir.
Düzeltir, özür dileriz. DHA
“Kadıköy Meydanı’ndaki Atatürk
anıtı kaldırılacak yerine bina
yapılacak” iddiaları gerçeği
yansıtmamaktadır.
1/5000 Ölçekli Haydarpaşa
Garı İle Kadıköy Meydanı ve
Çevresi Koruma Amaçlı Nazım
İmar Planı’nda açıkça görüleceği üzere Kadıköy Rıhtım
Meydanı’ndaki Atatürk Anıtı’nın
da içinde yer aldığı alan, Fuar,
Panayır ve Festival Alanı lejantında kalmaktadır.
Plan notlarında söz konusu
alanda değil bina bodrum dahi
yapılamayacağı, sadece etkinlik
zamanlarında kullanılmak üzere
geçici ve takılıp sökülebilen hafif
malzemeden üniteler yapılabileceği açıkça belirtilmektedir.
Böylelikle “Atatürk anıtı yıkılacak, yerine bina yapılacak” iddiasının gerçek dışı olduğu ortadadır.
Kamuoyuna saygıyla
duyurulur.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi
06 Aralık 2 01 2
DÜNYA Gazetesi ile birlikte
dağıtılan 27 Kasım 2012 tarihli
Endüstriyel Buhar ekinde, Duyar
Vana haberinin ilk satırında,
firmanın ismi sehven “Vira Valf”
olarak yazılmıştır. Düzeltir, özür
dileriz. dünya
3 Aralık 2012 tarihli DÜNYA
Gazetesinin 2. sayfasında yer
alan “BOTAŞ’a Alman-Fransız
Modeli Önerisi” başlık haberin
ara başlığında “TANAP” ifadesi
sehven “TAP” şeklinde yazılmıştır.
Düzeltir, özür dileriz. dünya
Pazar günkü yazımda üzümüyle
meşhur, 4000 bin yıllık geçmişi
olan Ankara’nın Kalecik ilçesine
“köy” diyerek Kaleciklileri fena
halde üzmüşüm. Bu yanlışımı
düzeltmek ve gönül almak için
ilk fırsatta Kalecik ilçesini ziyaret
edeceğim.
Gila Benmayor, Hürriyet
3 Aralık 20 1 2
Gazetenizin (Habertürk) 05.08.2012
tarihli nüshasının 15. sayfasında
yayınlanan “İKİ ÖNEMLİ UZATMA”
başlıklı haberinde, müvekkilimin
isminin “Uludere’de vur emrini
veren komutan” olarak anılması
gerçeklere aykırıdır. Hiçbir somut
bilgi ve araştırmaya dayanmayan
ve basın ahlak ilkeleri ile bağdaşmayan haberlerle, müvekkilimin
belli çevrelere hedef gösterilmesi
ve kamuoyunun asılsız şekilde
yanlış yönlendirilmesi, masumiyet karinesinin ihlal edilmesi
doğru değildir.
Müvekkilimin uğradığı manevi
zararlar konusunda tüm talep ve
başvuru haklarımız saklı kalmak
kaydıyla işbu cevap metnini ulusumuzun bilgilerine saygıyla sunarız.
Tuğgeneral Ali Rıza Kuğu
Vekili Av. Umut Kemal Yıldırır
Yazarımız Serdar Kızık’ın “Mizah
Dünyamız!” başlıklı dünkü yazısının 5 ve 6. paragrafları teknik
nedenlerden dolayı hatalı çıkmıştır. Yazarımız ve okurlarımızdan
özür dileriz. Doğrusu aşağıdaki
gibi olacaktır:
“Oysa, yönetenleri sevgiyle,
Ulusal bir gazetede bugün yayınlanan ve internet sitelerinden
satışı yapıldığı “500 bin liraya
mezar” satışı yapıldığı iddia
edilmektedir.
Mezarlıkların tahsisi ve ücret
tarifesi İstanbul Büyükşehir
Belediyesi Meclis kararı ile
yapılmaktadır.
Mezar yerlerinin üçüncü kişilere satılması noter kanalı ile devredilmesi söz konusu değildir.
Yönetmeliğin 7. maddesinin
(b) bendi; “Mezar yeri tahsisleri;
ölen kimsenin sırasıyla eşi, oğlukızı, ana-babası, kardeşi gibi en
yakın mirasçılarına yapılır ve
ilgili kişiye Mezar Yeri Kullanma
Belgesi verilir. Cenazenin gömülü
olduğu mezar yerini, ortak varislerden(çocuklar, kardeşler gibi),
satın almak için müracaat eden
ilk varise tarifedeki ücret tahsil
edilerek Mezar Yeri Kullanma
Belgesi verilir.” hükmü gereğince
tahsisi gerçekleştirilmekte, mezar
yerinin varisleri dışında 3. bir
şahsa tahsisinin mümkün olmadığı açıkça belirtilmektedir.
Büyükşehir Belediye Meclisi
tarafından onaylanarak yürürlülüğe giren fiyat tarifesine göre
kurumumuza bağlı mezarlıkların
fiyatları açıkça belirtilmiş olup,
2012 yılı ücret tarifesine göre
Zincirlikuyu Mezarlığında; 1 kişilik dolu mezar yeri ücreti (cenaze
anında) 5,000 TL, Dolu yanı boş
mezar yeri ücreti: 9,000 TL, 1 kişilik boş mezar yeri ücreti: 18,000
TL olarak uygulanmaktadır.
Müdürlüğümüzce Ücret Tarifesinde belirtilen ücretler dışında
herhangi bir ücret talep edilmemekte, Büyükşehir Belediyemizin
resmi internet sitesi olan
www.ibb.gov.tr adresinde
Müdürlüğümüze ait yönetmelik
ve ücret tarifesi bulunuyor.
İnternet sitelerinde ve gazetelerde çıkan mezarlık ücretleri
tamamen hayal mahsulü olup,
mezar yeri tahsislerinin 3. bir
şahsa devredilemeyeceği mezar
yerinin kamu alanı olduğundan
ticari bir meta olarak değerlendirilerek alınıp satılamaz.
Mezar yeri tahsisi için düzenlenen kullanma belgesi tapu
yerine geçmez. Mezarlıklar sadece
tahsis amaçlıdır. Cenaze defin
ücretleri İstanbul Büyükşehir
Belediyesi tarafından ücretsiz
yapılmaktadır. Mezar yeri alıp
sattığını iddia edenler vatandaşı
dolandırarak mağdur duruma
düşürmektedirler.
Bu iddialarla ilgili daha önce
de Cumhuriyet Savcılıklarına suç
duyurusunda bulunulmuştur.
Kamuoyuna saygı ile
duyururuz.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi
2 7 K asım 201 2
26.11.2012 tarihinde ulusal basında
yer alan bir gazetenin (Sözcü)
köşe yazısında, Çevre ve Şehircilik
Bakanımız Sayın Erdoğan
Bayraktar’ın TBMM Plan ve Bütçe
Komisyonunda bir milletvekilinin sorduğu soruya istinaden
verdiği cevaba atıfla, suçlayıcı
ifadelere yer verilmiştir. Herhangi
bir doğru bilgiye dayanmayan bu
suçlayıcı ifadeler, tümüyle kişilik
haklarına saldırının bir örneği
olarak görünmektedir.
Çevre ve Şehircilik Bakanı
Erdoğan Bayraktar tarafından,
başkanlığı döneminde TOKİ’den
ihale alan bir şirketin yolsuzluk
yaptığı iddiasına ilişkin, “Burada
dolandırıcılık, hırsızlık var. Bu
benim zaafımdır, bir idareci olarak orada yapılan yanlışlığı görebilmeliydik. Göremedik, bizim
gözümüzden kaçtı.” denmişti.
Sayın Bakanımızın bu olayla
ilgili olarak, söylediği sözlerden,
yolsuzluğun fark edilir edilmez
soruşturma konusu edildiği ve
yargıya intikal ettirildiği açıkça
anlaşılmaktadır. Bu süreç, bizzat
Sayın BAYRAKTAR tarafından
başlatılmış ve kamu hakları
korunmuştur.
İlgili yazıda ise “Arsızlığın
ikinci ayağında; KC Grup’un
(Tahir Erbarlas’ın eski şirketi)
TOKİ’yi 60 milyon lira dolandırdığı doğrudur. Bu yolsuzluğu Meclis’te Sayıştay raporlarına dayanarak dile getiren
İstanbul Milletvekili Aykut
Erdoğdu (CHP) Bey haklıdır.
Benim zaafım.” demek zorunda
kalan Şehircilik Bakanı Erdoğan
Bayraktar bulunuyor. Bakan, iddia
etmişti. Yolsuzluk yapmadım.
Yaptırmadım. Hakkımda bırakınız davayı, soruşturma varsa bile
istifa ederim demişti. Hem yolsuzluk ortaya çıktı. Hem soruşturma belgelendi. Bakan istifa
etmedi. Adını da değiştirmedi.
Kentsel dönüşümden pay alan
konut şirketlerinin sahiplerinin
toplantısına katılıp KDV oranının nasıl düşeceğini konuşuyor...”
denilmektedir.
O dönemde, TOKİ’nin 60 milyon TL civarında zarara uğratıldığını söyleyen Sayın Bayraktar,
TOKİ tarafından söz konusu firma
ve kişilerin mahkemeye verildiğini, TOKİ hakkında açılmış davalar ve TOKİ’nin de açtığı birçok
davanın bulunduğunu ama şahıslar hakkında yolsuzluktan veya
başka sebeplerden açılan dava
olmadığını belirtmektedir. Ayrıca,
kendisi hakkında bırakınız davayı,
soruşturma varsa dahi istifaya
hazır olduğunu ifade etmektedir.
TOKİ’de 35 bin civarında ihale
yapıldığını da belirten Sayın
Bayraktar, yapılan hesaplarla
faiziyle birlikte 55-60 milyon
lira TOKİ’nin zarara uğratılması
olayını tespit ettiklerini; TOKİ’nin
zararını garanti altına alacak bir
mekanizma geliştirdiklerini ve
TOKİ’nin 55 milyon lira alacağını
kesinleştirdiklerini, bu paranın
12 milyon lirasının TOKİ tarafından tahsil edildiğini belirtmişti.
Ayrıca, Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer döneminde, Devlet
Denetleme Kurulu’nun TOKİ’ye
geldiğini, 3,5 ay inceleme yaptığını, gerek teftiş kurulları gerekse
savcılığın, herhangi bir suç unsuru
olmadığını belirlediğini söylemişti.
Böyle bir açık yürekliliğinin
karşılığının suçlama biçiminde
ortaya çıkması ise söz konusu
gazetenin ve yazarın nasıl bir
yanlışlığın içinde olduğunu apaçık göstermektedir. İlgili gazete ve
köşe yazarı hakkında dava açma
hakkımızın mahfuz olduğu, iddia
1 9 K asım 201 2
edilenlerin gerçeklerle hiçbir alakasının olmadığı değerli kamuoyumuza saygıyla duyurulur.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı
Müşavirliği
sayısında ajans kaynaklı olarak yayınlanan “MKP operasyon
13 tutuklama” başlıklı haberde,
DHF İzmir temsilcisi, yalnışlıkia
MKP/HKO üyesi olarak geçmiştir. Haberde yer alan yalnışlıktan
dolayı özür dileriz. EVRENSEL
26 K asım 201 2
“Öğretmenevlerinde dansözlü
yılbaşı kutlaması olur mu?” başlıklı polemikte işletmeci Tarkan
Ahmet’in söylediği “Yapılan
zorbalıktır” sözleri sehven
Eğitim-Bir-Sen Genel Sekreteri
Ahmet Özer’in adıyla yer almıştır.
Düzeltir, özür dileriz. Habertürk
Demokratik Haklar Federasyonuna (DHF) geçtiğimiz hafta
Ankara, Dersim, İzmir, İstanbul,
Adana, Mersin, Sivas, Kayseri,
Zonguldak, Antalya, İsparta,
Çanakkale, Uşak ve Diyarbakır’da
yapılan operasyonda birçok kişi
tutuklandı. Gazetemizin dünkü
1 8 K asım 201 2
Çevre haberlerinin alanı oldukça
geniştir ve ben sualtı konusunda
da uzmanlaşmaya çalışıyorum.
Sayın Ediz Hun biyoloji alanında
önemli bir isimdir. Bu eleştirisini
dikkate alacağımı, kendimi eğiteceğimi bilmesini isterim, ayrıca
okurlarımızdan özür dilerim.
Gökhan Karakaş, Milliyet
Gazetemizin 04 Kasım 2012
tarihli nüshasının 19. sayfasında
“Orhaneli Suya Battı” başlığıyla
verilen haberde 10 dakika süren
yağmurun ilçeyi batağa çevirdiği, 2011 yılında yapılan yağmur
suyu isale hattının da yağışa
dayanmadığı ifade edilmiştir.
Ancak daha sonra yapılan inceleme sonucunda haberin abartılı
olduğu belirlenmiştir. 2 Kasım’da
meydana gelen yoğun yağıştan
sonra ilçede sadece iki noktadaki
mazgallarda “yaprak ve poşetlerin
kapaması sebebiyle” su birikintileri yaşanmıştır. Belediyenin
ilgili birimlerinin müdahalesiyle
bu iki bölgede tıkanan noktalar
5 dakika içinde açılmış ve hayat
normale dönmüştür. Yapılan isale
hattı daha önce ilçede sık yaşanan su baskınlarını da ortadan
kaldırmıştır. Abartılı bir şekilde
elimize geçen ve bu şekilde yayınlanan haberi düzeltir, özür dileriz.
TÜRKİYE
22 K asım 201 2
Hertaraf’ta önceki gün Ali Tarakçı
imzasıyla yayımlanan “Muharrem
Ayı ve Kutlama” başlıklı yazıda
Gürsel Tekin’den CHP Genel
Başkanı olarak söz edilmiştir.
Düzeltir, okurlarımızdan özür
dileriz. Taraf
Gazetemizin 21 Kasım 2012
Çarşamba günkü sayısının 1.
sayfasında yer alan “Merkez
Bankası Faiz Koridorunu Daralttı”
başlıklı haberin üst baslığında
bilgisayar sistemindeki bir
aksaklık nedeniyle “Ing Bank
Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı
John T. Mccarthy’den Türkiye
Ekonomisine Övgü” başlığı yanlışlıkla yer almıştır. Üst başlığın
Merkez Bankası Başkanı Erdem
Basçı ile ilgili olması gerekiyordu.
Düzeltir, yanlışlıktan dolayı ilgililerden özür dileriz. HÜRSES
21 K asım 201 2
Gazetemizin 15 Kasım 2012
tarihli sayısının 14. sayfasındaki
“MEDULA Açık Verdi” başlıklı
haberde, cinsiyet değiştirme
ameliyat ları ile ilgili olarak
“penis nakli” ifadesi kullanılmıştır. Doğrusu “nakil” değil “yeniden
yapma” anlamına gelen “penis
rekonstrüksüyonu” olacaktır.
Doğru açıklama “Kadından erkeğe
cinsiyet değişim ameliyatları sırasında yapılan penis rekonstrüksiyonu ameliyatları SGK kapsamı
dışında olup ameliyatların hasta
tarafından ödenmesi gereklidir”
ifadesini içerecektir. cumhuriyet
Geçen hafta bu sayfada yayınlanan Hyundai ix35 modelinin 52
bin liralık fiyatı teknik bir arızadan dolayı Euro olarak yazılmıştır. Düzeltir, özür dileriz. Sözcü
1 5 K asım 201 2
Bir önceki yazımda bir mitolojik
bilgi hatası yaptığımın sonradan
farkına vardım. Gücünün saçlarında olduğu mitolojik kahraman
Herkül değil, Samson’dur.
Süleyman Seyfi Öğün, Yeni Şafak
1 4 K asım 201 2
1. 14 Kasım 2012 tarihli bir
gazetede; “TSK’dan din dersine onay... Genelkurmay, askeri
liselere seçmeli Kuran-ı Kerim,
Hz.Peygamberin Hayatı ve Temel
Dini bilgiler Dersine onay verdi.
MEB kararı ile onurlu yaşam ve
inisiyatif sahibi olma konularının
işlendiği temel değerler dersi kaldırıldı” şeklinde ifadeler içeren bir
haber yayınlanmıştır.
Bu kapsamda; kamuoyunun
doğru bilgilendirmek ve oluşabilecek yanlış algılamaların önüne
geçmek maksadıyla, konu ile
ilgili açıklama yapılması ihtiyacı
duyulmuştur.
2. 1739 sayılı Milli Eğitim Temel
Kanunu’nun 58’inci maddesindeki “MEB veya diğer bakanlıklar tarafından açılacak okullar
(Askeri Liseler dâhil) ile özel
okulların derecelerinin tayini,
MEB’e aittir. Askeri eğitim kurumlarının dereceleri MSB ile birlikte
tespit edilir.” hükmü gereği Askeri
Liseler (Astsubay Meslek Yüksek
Okulları dahil) eğitim ve öğretim
faaliyetlerini MEB müfredatına
tabi olarak yürütmektedir.
3. 6287 sayılı Kanunla,
“Ortaokul ve liselerde, Kur’an-ı
Kerim ve Hz. Peygamberin Hayatı,
isteğe bağlı seçmeli ders olarak
okutulur.” hükmü getirilmiştir.
4. Milli Eğitim Bakanlığı
(MEB) Talim ve Terbiye Kurulu
Başkanlığının 14 Ağustos 2012
tarihli ve 124 sayılı kararıyla,
“Kuran-ı Kerim, Hz. Peygamberin
Hayatı ve Temel Dini Bilgiler”
dersleri liselerin 2’nci grup seçmeli dersler listesine eklenmiştir.
5. TSK Ortaöğretim Okulları
Yönetmeliği’ne göre; “MEB’e bağlı
Anadolu liselerinin fen bilimleri
alanına denk program” uygulamakta olan TSK Ortaöğretim
Okullarında da, bahse konu
düzenlemelerin yapılabilmesi
maksadıyla;
a. 6287 sayılı Kanun ve Talim
ve Terbiye Kurulu Başkanlığının
Kararında belirtilen seçmeli dersler, diğer seçmeli derslerle birlikte
TSK Ortaöğretim Okullarının
Haftalık Ders Çizelgesine dahil
edilmiştir.
b. Bu kapsamda hazırlanan haftalık ders çizelgeleri;
TSK Ortaöğretim Okulları
Yönetmeliğinin 21’inci maddesi
gereği onaylanmak üzere MEB’e
gönderilmiş ve MEB Talim ve
Terbiye Kurulunun 183 sayılı
kararıyla 5 Ekim 2012 tarihinde
onaylanmıştır.
c. TSK Ortaöğretim Okulları
idarelerince; TSK Ortaöğretim
Okulları Sınıf Geçme ve Sınav
Yönetmeliğinin 5’inci maddesi
gereği, öğrencilerin ilgi ve isteklerinin tespiti için seçmeli derslerin
tamamı öğrencilerin seçimine
sunulmuş ve öğrencilerin seçmeli
ders konusundaki tercihlerini
belirtir dilekçeleri alınmış ve eğitim-öğretime başlanmıştır.
ç. Haberde kaldırıldığı iddia edilen “Temel Değerler Dersi” Işıklar
Askeri Hava Lisesi öğrencileri
tarafından tercih edilmiş ve 9’uncu
sınıfta haftada bir ders saati olacak
şekilde öğretime açılmıştır.
6. Sonuç olarak; TSK
Orta Dereceli Askeri Okullarında; eğitim ve öğretim
programlarımızın hazırlanması,
programların denkliğinin
sağlanması, onaylanması ve
bilimsel denetimi konularında
MEB kriterlerine uygun hareket
edilmektedir. Bütün eğitim
sistemi yürürlükteki mevzuata
uygun olarak düzenlenmiştir.
Türk Silahlı Kuvvetleri
1 2 Kasım 2 01 2
Dünkü 1. sayfamızda, Başbakan
Tayyip Erdoğan’ın; “Apo da Dağa
Güvenmiyor” şeklindeki sözleri,
“Güveniyor” şeklinde çıkmıştır...
Başlıktaki bu tashihten dolayı
özür diliyoruz. Yeni Akit
11 K asım 2 01 2
Çarşamba günü çıkan yazımda
Doha’da 4 Kasım’da başlayan
Suriye muhalefeti toplantısını
sehven 8 Kasım’da başlayacak
şeklinde ifade etmişim. Hatadan
dolayı özür diler, beni uyaran
okurlarıma teşekkür ederim.
Selman Maltaş, Milat
Sol Gazetesi’nin 03.11.2012 tarihli
nüshasının 7. sayfasında yer
alan; “Meğer Lösemi Tedavisi
Ücretsizmiş!” başlıklı haberde;
“LÖSEV: Bilgimiz Yok” alt başlığı
altında: “Sağlık Bakanı’nın açıklaması üzerine ulaştığımız Lösemili
Çocuklar Vakfı (LÖSEV) Halkla
İlişkiler yetkilisi Macide Tokbaş
ise, kendilerinde Türkiye’de çocuk
ve yetişkinlerin lösemi tedavilerinin tamamen devlet tarafından
karşılandığı yönünde bir bilgi
bulunmadığını ifade etti.” deni-
lerek Sol Gazetesi’ne tarafımızca
verilmiş bir beyanat varmış gibi
haber yapıldığı görülmüştür.
Sol Gazetesi’ne konuya ilişkin
verilmiş herhangi bir beyanıtımız olmadığını, bu haberi tekzip
ettiğimizi kamuoyunun bilgisine
saygı ile sunarız.
Lösemili Çocuklar Vakfı
1 0 kasım 2 01 2
Terör örgütü yandaşlarının 9
Ekim 2012’de Diyarbakır Şehitlik Lisesi’ni yakmaya çalışması
Türkiye gündeminin ilk sırasına
yerleşmişti. Bazı öğretmen ve
öğrenciler saldırıda yaralanmıştı. Olaydan birkaç gün sonra,
bir haber kaynağım, saldında
yaralanan bir öğretmenin KCK
davasının sanığı olduğunu, terör
örgütüne eleman yetiştirmekle
suçlandığını anlattı. Bunun üzerine konuya dayanak teşkil eden
Şanlıurfa KCK iddianamesine
ulaştım. Suçlanan kişiyle ilgili
haberi hazırlarken ismini Y. K.
olarak kodladım. Haberi hazırlarken görüşlerine başvurmak üzere
suçlanan öğretmene ulaşmaya
çalıştım. Ancak kendisiyle bir
türlü iletişim kuramadım. Haberin gazetede yayınlanmasının
ardından bir gazete, iddianamedeki suçlanan kişinin aynı şahıs
olmadığını belirterek, öğretmenin
ismini açıkça yazdı. Daha sonra
gazeteyi ve beni yalan haber
yazmakla suçladı. Bunun üzerine
yaptığımız araştırmada Y.K. isimli
şahsın öğretmen olmadığını, KCK
davasıyla bağlantılı Y.K. isimli
başka bir şahıs olduğunu öğrendim. Aslında haberimizle ilgili bize
suçlama yapan gazete öğretmenin ismini açıkça yazmakla hedef
haline getirmiştir. Yapılan haber
sebebiyle mağdur olan ve konuyla
ilgisi bulunmayan Şehitlik Lisesi
öğretmeni Yusuf Karataş’tan ve
Zaman okurlarından özür dilerim.
Orhan Karanfil,
Muhabir, ZAMAN
5 Kasım 20 12
Dünkü sayımızda Kamuran
Özgen’in yazısı sehven Remzi
Özdemir klişesi altında çıkmıştır.
Okuyucularımızdan ve yazarlarımızdan özür dileriz. Yeniçağ
Dün yayınlanan “Atatürk Niçin
Büyüktü?” başlıklı yazımda, dönemin İçişleri Bakanlarından Şükrü
Kaya’nın adı, sehven “Başbakan”
olarak geçmiştir.
Düzeltir, özür dilerim.
Uğur Dündar, sözcü
Taraf’ın dünkü manşetinde Hz.
Zeyneb’i tanımlarken, kaynak
olarak kullandığımız Telegraph
gazetesinin metnine sadık kalalım dedik, din tarihi bilgimizin
eksikliğinin kurbanı olduk. Hz.
Zeyneb’in Peygamber’in torunu
ve Hz. Ali’nin kızı olduğunu artık
biliyoruz. Affola… TARAF
15 Ağustos 2012 tarihli gazetenizin
bir ve 13’üncü sayfalarında yer
alan: “Polisler Mesaide” başlığı ile
devamında “Ağrı’da özel tim 21
yaşındaki gencin kafasına sıktı,
basını yerde ezip kör etti” biçimindeki yazı ve aynı mahiyetteki diğer ibareler gerçek dışıdır.
Yalan temelli bir kurmaca, haber
biçiminde kamuoyuna intikal
ettirilmiştir. En başta, gazetenizde
kurgularla anlatılan olay; polis
bölgesinde değildir ve Emniyet
Teşkilatı personeli olaya müdahil değildir. Polislerin, görevli
olmadıktan ve bulunmadıkları
yerde “mesai” yapmaları imkansızdır. Asgari özen yükümlülüğün yerine getirilmediği ilkelerin
gözardı edildiği yazılarla Emniyet
Teşkilatı kötülenmemelidir.
Herkesin hukuka ve mesleğine
saygılı olması önemlidir.
Hakan Özdöl
1. Hukuk Müşaviri
1. Sınıf Emniyet Müdürü
3 Kasım 20 12
Dün Sol’da yayınlanan birinci
sayfa yazımızda ABD seçim bütçesinin bazı ülkelerin milli gelirine
eşit olduğu söylenmiştir. Doğrusu
bu ülkelerin devlet bütçeleridir.
Düzeltir, özür dileriz. Sol
2 K asım 2 0 12
Gazetemizin dünkü polemik sayfasında Prof. Dr. Mehmet Altan’ın
“Cumhuriyetçiler Asker Yanlısıdır”
başlıklı görüşü sehven ağabeyi
Ahmet Altan’ın ismiyle yayınlanmıştır. Düzeltir, özür dileriz.
Habertürk
1 K asım 2 0 12
İçişleri Bakanı İdris Naim
Şahin’in danışmanı beni arıyor, Ankara’daki yürüyüş izni ile
ilgili olarak, CHP Genel Başkan
Yardımcısı Umut Oran’a söylediği sözü düzeltiyor. Bakan Şahin,
Oran’a, “yürüyüşle ilgili olarak
hukuk neyi gerektiriyorsa, onu
yaparız” demiş, yoksa izin filan
söz konusu değil.
Bu düzeltmeyi Bakan adına
yazıyorum, ama aklıma takılıyor.
Hukuk, yürüyüşün engellenmesini mi öngörüyor?
Ben burada “düzeltme hakkına saygının” gereğini yerine
getiriyorum.
Yalçın Doğan, Hürriyet
2 7 E kim 2 0 12
Engin Kratzer’in dünkü yazısında
çiftlerde şampiyon olan takımın
para ödülü sehven 675 bin TL
yerine 675 milyon olarak yazılmıştır. Düzeltir, özür dileriz. Hürriyet
19 E kim 2 0 12
Gazetemizin dünkü sayısında yer
alan haberde CHP Sözcüsü Haluk
Koca atfen tırnak içinde verilen
cümle, harf düşmesi sonucu yanlış anlaşılabilecek bir biçim almıştır. Doğrusu “Sayın Bahçeli’yi
biraz bunalmış olarak görüyoruz.”
olacaktır. Düzeltiriz. YURT
Antep H Tipi Cezaevi’nde açlık
grevine başlayan on kişi arasında
bulunan Mülazım Momyak’ın
soyadını yanlış yazmışız. Böylesi
isim listelerini bize gönderen
arkadaşlar, mümkün olduğunca
okunabilir yazarlarsa seviniriz.
Duyuru: “Gümüşhane E Tipi
Cezaevi’nde açlık grevine başladıklarına dair haber yapılan Hacı Aslan, Medeni Durak,
Adem Yıldız, Yaşar Alat ve Vahit
Aslanhan’ın PKK’lilerle hiçbir alakası yoktur” deniliyor.
Hayırseverlerin yaptığı okullara ise yapılan protokoller çerçevesinde hayırseverlerin önerdiği
isimler verilmiştir.
Haberde belirtilenin aksine,
Atatürk İlköğretim Okulu’nun adı
TOKİ tarafından yapılan 32 derslikli yeni bir okula verilmiştir.
Dolayısıyla, gerçek dışı iddialarla Atatürk’ün isminin okullardan silinmeye çalışıldığını iddia
edenleri kınıyoruz.
Kamuoyuna saygıyla
duyurulur.
Milli Eğitim Bakanlığı Basın ve
Halkla İlişkiler Müşavirliği
17 E kim 201 2
15 Ekim tarihinde yayınlanan
Sigorta ekinin 20’nci sayfasında
yer alan Zurich Sigorta haber
spotunda, şirketin bu yılın ilk
yarısında “yüzde 165” büyüdüğü
yönündeki ifade sehven kullanılmıştır. Bu ifadeyi “yüzde 16” olarak düzeltir, özür dileriz. Dünya
Ünlü yapımcı Arif Keskiner’in iki
filmin finaline dair anlattıklarını
sizlerle paylaştığım yazıda hata
yapmışım. Daha doğrusu hafızası Keskiner’i, Keskiner de beni
yanıltmış.
Merhum Zeki Ökten’in yönettiği, başrolünde Genco Erkal’ın
oynadığı “Faize Hücum” filmi
yerine “Çıplak Vatandaş” yazmışım. Fark edince internette gerekli
düzeltmeyi yaptım, ama gazete
çoktan basılmıştı.
“Yönetmen filmde ne demek
istedi?” yazımı gazeteden takip
edenler için de gerekli düzeltmeyi
yapmak istedim.
Bu vesileyle bir şeye de dikkat
çekmek isterim.
Her insan hata yapabilir, önemli olan özür dilemeyi bilmektir.
49’uncu Altın Portakal’dan
sonra birçok köşe yazarı
“Güzelliğin On Par’ Etmez” filminin adını ısrarla “Güzelliğin
On Para Etmez” diye yazdı. Eser
sahibi bilhassa “Derin Düşün-ce”
koydu filminin adını.
Sanki aynı kapıya çıkıyormuş
gibi “Derin Düşünce” yaptılar onu.
Şu ana kadar yaptıkları yanlış
için “Pardon” diyen çıkmadı.
Ha bire başkalarına çuvaldız
batıranlar, nedense iğnenin ucunu
kendine değdiremiyor.
Çünkü yürek istiyor.
Ali Eyüboğlu, Milliyet
13 E kim 201 2
Özgür Gündem
18 E kim 2 0 12
17.10.2012 tarihli Sözcü Gazetesi’ndeki “Ey Vefa Nerdesin” başlıklı manşet haberle ilgili aşağıdaki açıklamanın yapılmasına
gerek görülmüştür.
Haberde; “Okuldan Atatürk’ün
adını sildiler. Erdoğan’ın annesinin adını verdiler. Atatürk ve
Cumhuriyet’e dair ne varsa unutturmaya çalıştıkları bir kez daha
ortaya çıktı.” şeklinde asılsız ve
gerçekdışı iddialara yer verilmiştir.
Bilindiği gibi, 23 Ekim ve 9
Kasım 2011 depremleri sebebiyle
66 okulumuz ağır hasarlı olduğundan yıkılmıştır. Bu okullarımız
devletimizin ve hayırseverlerin
kaynaklarıyla tekrar yapılmıştır.
Tarihe mal olmuş kişilerden ve
şehitlerden adını alan okullarımızın isimleri devletimiz tarafından yapılan yeni okullara aynen
aktarılmıştır.
Gazetenizin http://www.taraf.
com.tr/ adresindeki internet
sitesinde ve basılı olarak yayınlanan, manşetten verilen 22.07.2012
tarihli “İşkenceci Polis Teröre
Bakacak”, “Emniyet’e İşkenceden
Mahkûm Müdür Atandı” başlıklı
haberlerde ve Ahmet Altan’ın
“İşkence” başlıklı köşe yazısında;
manşetten verilen 23 Temmuz
2012 tarihli “Kadınlar Terör Şefî’ni
Anlatıyor”, “Bizzat İşkence Yaptı,
Teşhis Ettik” ve “Üzerimdeki O
İğrenç Ağırlık İşini Bitirdiğinde...”
başlıklı haberlerde; 24.07.2012
tarihli “AİHM’den İki Mahkumiyet
Aldı”, “Skandal Atama Meclis’e
Taşmıyor”, “Tecavüzü Kanıtlayan
Travma Raporu” başlıklı
haberlerde ve Ahmet Altan’ın
“İşkence, Siti Ana ve Medya”,
Murat Belge’nin “Değiştirirken
Değişmek” ve Akın Özçer’in
“Atamalar ve Vesayet Rejimi”
başlıklı köşe yazısında; 25.07.2012
tarihli “Bana İşkence Yapanlardan
Biri Sedat Selim Ay’dı”, “Askıdan
İndirdiler, Sonra...” ve “Hükümet
Sessizliğe Gömüldü” başlıklı
haberlerde; 26.07.2012 tarihli
“İşkencecilerin En Kibarı”,
“Kibar, Entelektüel ve İşkenceci”,
“Hasan Ocak’ı Da Onlar
Almıştı”, “İstiklal’de ‘İşkenceci
Ay İstifa’ Sesleri” ve “O Atama
Geri Çekilmeli” başlıklı haberlerde ve Ahmet Altan’ın “Edep
Ya Hu...” başlıklı köşe yazısında;
27.07.2012 tarihli “Duyduğumda
Yüreğim Sızladı”, “Sedat Selim
Ay’ın Timi Altay’a Bağlıydı”
ve “TİM 3: İşkencesi” başlıklı
haberde ve Tuncer Köseoğlu’nun
“Hayırlı Evlatlar” başlıklı köşe
yazısında; 28.07.2012 tarihli
“İşkence ve Tecavüz Emniyet
Altında”, “Sıra Sana Gelecek Dedi
ve Geldi”, “Meme Uçlarımdan
Elektrik Verildi”, “Terfiye Tepki:
Yanlış Yapan Ayıklanmalı” ve
“İşkence de Yapar Kariyer de”
başlıklı haberlerde; 29.07.2012
tarihli “Ay’ın Zulmü Halkı
Paniğe Sevk Eder”, “Komisyona
Polis Şefi İçin Toplantı Çağrısı”,
“İşkence Faksı Görülmedi”,
“Tuvalet Kanlı Sutyenlerle
Doluydu” ve “İşkencecim
Terfi Etti” başlıklı haberlerde;
30.07.2012 tarihli “Ay’ın Timi
Boynunu Kırıp Öldürdü” başlıklı haberde; 31.07.2012 tarihli
“Ceza Eksik, Beraat Yanlıştı”,
“Devletten Profesörlere İşkence
Kıskacı” ve “CHP Terfiyi Mercek
Altına Aldı” başlıklı haberlerde;
01.08.2012 tarihli “Kocamı
Planlayarak Öldürdüler”, “Bu
da Benim İşkence Raporum”,
“Bunlar Önce İşkence Sonra
Masaj Yapan İnsanlar”, “Burası
Devletin Karakutusudur”, “Atama
Geri Çekilebilir” ve “İşte Sedat
Selim Ay’la Hatırası Olanlar”
başlıklı haberlerde: 02.08.2012
tarihli “Müslümanlar Ay’a
Karşı”, “Mahkeme Ceza Verdi,
AİHM İşkenceden Mahkum
Etti, Hükümete Göre Sicili
Temiz”, “İnsanlık Suçu Terfîyle
Ödüllendirildi” “Zamanaşımı
Dördüncü Paketle Kalkacak” ve
“Bir Tecavüz Vakası Daha” başlıklı
haberlerde; iftira niteliğindeki
iddialar ve suçlamalar adeta
kanıtlanmış gerçeklermiş gibi
kaleme alınmış, müvekkile karşı
iftira ve hakaret suçuna konu
olacak, kişilik haklarına saldırı
niteliğindeki yayınlar ile İstanbul
Terörle Mücadeleden Sorumlu
Emniyet Müdür Yardımcılığı
görevine atanan müvekkilim
Sedat Selim Ay’ın şahsi ve mesleki onur ve saygınlığı incitilmiş,
“işkenceci polis” propagandası
yapılarak ismi ve hakkında verilen atama kararı karalanmaya
çalışılmıştır. Demokrasimiz
yönünden yaşamsal öneme sahip
olduğuna inandığımız gazeteciliğin temel ilkesi olan tarafsız yayın
yapma ilkesi, objektif sınırların
dışına çıkılarak ihlal edilmiştir.
1994-2012 yılları arasında
MLKP (Marksist Leninist
Komünist Partisi) silahlı terör
örgütü tarafından sadece
İstanbul’da kamu ve parti binası,
iş yeri ve polis merkezlerine 105
bombalama ve 7 silahlı saldırı,
ekip otosuna 14 silahlı saldırı, 4
kez işyerive parti işgali, 3 soygun
ve gasp, 9 oto ve iş yeri kundaklama ve 2 adam öldürme terör
eylemleri gerçekleştirilmiştir.
Müvekkilim Sedat Selim Ay, 1996
ve 1997 yıllarında İstanbul’da
komiser olarak görev yapmakta
iken; MLKP silahlı terör örgütünün gerçekleştirdiği roketli,
bombalı ve ağır makineli silahlarla Sultanbeyli Kaymakamlığı,
İlçe Emniyet Müdürlükleri ve bazı
siyasi parti binalarına yönelik
saldırıları ile sivil vatandaşlara
ve Emniyet Teşkilatı personeline
yönelik infaz eylemleri sonrası
başlatılan operasyonlara katılmış ve çok sayıda terör örgütü
mensubunu silahları ve bombaları ile birlikte ele geçirilmesinde görev almıştır. 22.02.1997
tarihinde gerçekleştirilen operasyonda Asiye Güzel (Zeybek)
ile birlikte 18 MLKP üyesi yakalanmıştır. Asiye Güzel (Zeybek),
MLKP terör örgütü İstanbul il
sorumlusu Serdar Güzel ile evli
olup, 24 ay hapis cezası ile aranmakta iken, yakalandığı sırada
Duygu Senem sahte kimliği ile ele
geçirilmiş ve sorgulandığı sırada
terör örgütü içerisindeki aktif
tüm faaliyetlerini itiraf etmiştir. Asiye Güzel (Zeybey)’ten ayrı
olarak İstanbul 4 Nolu DGM’nin
06.03.1997 tarihli kararı ile Arif
Çelebi, Hasan Ozan, Erdoğan Ber,
Gönül Karagöz, Mukaddes Çelik,
Bayram Namaz, Süleyman Yeter,
Zabit İltimur, Necati Abay, Sedat
Şenoğlu ve Sultan Arıkan tutuklanarak Gebze Özel Tip Cezaevine
gönderilmişlerdir. Asiye Güzel
(Zeybek), gözaltına alındığı ilk
gün olan 23.02.1997 tarihinde
kendi el yazısı ile kaleme aldığı
3 sayfalık beyanı ve 02.03.2012
tarihli 9 sayfadan oluşan polis
ifadesinde MLKP örgütü adına
yaptığı eylem ve faaliyetlerinin
ve aynı örgütün merkez komitesi
mensupları hakkında bildiklerini
beyan ederek, itirafçı sanık olmuş,
savcılık ifadesinde itirafçılar için
çıkartılan kanundan yararlanmak
istediğini, Sorgu Hâkimliği’ndeki
ifadesinde de ayrıntılı bir şekilde
pişman olduğunu ve pişmanlık
yasasından yararlanmak istediğini beyan etmiş, tutuklanmasını takiben de örgüte yönelik
itiraflarda bulunduğundan can
güvenliği için gereken önlemlerin alınmasını yine kendi el
yazısıyla yazılı olarak talep etmiş
ve bu nedenle bulunduğu Metris
Cezaevi’nden itirafçı sanıkların
bulunduğu Kırklareli E Tipi Kapalı
Cezaevine gönderilmiştir. Ancak
Asiye Güzel (Zeybek), tutuklanmasından 9 ay sonra örgütün
tehditleri sonucu itirafçılıktan
vazgeçmek zorunda kalarak
Gebze Cezaevine örgütün koğuşuna gitmek zorunda kalmıştır.
08.10.1997 tarihinde DGM’de
çıkarıldığı ilk duruşmada örgütün
tehdidi nedeni ile gözaltında verdiği ifadeyi reddetmiş ve gözaltı
sırasında kendisine işkence yapıldığını iddia etmiştir. Asiye Güzel
(Zeybek) ile aynı nezarethanede
gözaltı sürecini geçiren Semra
Polat Duyar, DGM Cumhuriyet
Başsavcılığına hitaben kendi el
yazısıyla kaleme aldığı beyanında,
Asiye Güzel (Zeybek)’in herhangi
bir işkence ve tecavüz olayına
maruz kalmadığını, kendisini
sık sık ziyarete gelen eşi Serdar
Güzel’in ailesi ve İnsan Hakları
Derneği avukatlarının eşinden
gelen “hem Gebze Cezaevi’ne gitsin, özeleştiri versin, yaptığı hatanın telafisi için polis bana tecavüz etti desin” şeklinde açıklama
yapmasını istediğini iletmeleri ve
örgütün üzerindeki baskıyı arttırması nedeni ile ifadesini değiştirmek zorunda kaldığını beyan
etmiştir. Yine başka bir operasyonda gözaltına alman ve MLKP
itirafçısı olan örgüt üyelerinden
Ahmet Haşim Baran ve Asiye
Güzel (Zeybek) ile aynı nezarethanede bulunan Sadettin Alkan’ın
(DHKP-C Yöneticisi itirafçı) DGM
Cumhuriyet Başsavcılığı’na hitaben kendi el yazılan ile kaleme
aldıkları beyanlarında da örgütün
baskısı ve örgütün polisi kamuoyu nezdinde yıpratma politikası
nedeni ile işkence ve tecavüz
iddialarında bulunulduğunu ikrar
etmişlerdir.
Başbakanlık İnsan Hakları
Başkanlığı’nın 29.07.2002 tarih
ve 556 sayılı yazısı ile beraber İçişleri Bakanlığı Emniyet
Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu
Başkanlığı’nın 19/07/2002 tarih
ve 3561/02 sayılı inceleme raporunda; iddianın herhangi bir
mesnede dayanmadığı, gözaltına alındığından itibaren hiçbir
doktor raporunda darp-cebir
asarına rastlanmadığı Asiye Güzel
(Zeybek)’in yakalanmasını takiben itirafçı olduğu ve mensubu
olduğu MLKP örgütü ve örgüt
mensupları hakkında açıklamalarda bulunmasını müteakip,
itirafçılılığı seçmesi nedeni ile
örgüt içi infazla cezalandırılmaktan korktuğu ve örgütün baskı ve
yönlendirmesi sonucu söz konusu
iddia da bulunduğu, gözaltında
cinsel tecavüze uğradığını iddia
edenlerin hemen hemen tamamının iddiaları ile ilgili jinekolojik
muayeneyi kabul etmedikleri,
tecavüze uğramadıkları halde
kamu görevlileri hakkında kasıtlı
olarak bu iddialarda bulunulduğu
ve bezeri sonuçlara varılmıştır.
Tecavüz iddiası ile ilgili Fatih
Cumhuriyet Başsavcılığınca
17/10/2000 tarih ve 1999/2078
Hazırlık dosyasından müşteki
Asiye Güzel (Zeybek)’in fiziksel bir travmaya ve bir tecavüz
olayına maruz kaldığını gösterir
tıbbi verilerin mevcut olmadığı
ve tanık olarak ifadesi alınan
Muhabbet Kurt’un bu konudaki
beyanları ile müştekinin iddiaları
arasında çelişki bulunduğu, bu
nedenlerle müştekinin iddiasının
samimi ve inandırıcı bulunmadığı gerekçesi ile takipsizlik kararı
verilmiştir. Buraya kadar açıklanan tüm deliller soruşturma ve
mahkeme dosyalarında mevcut olmasına rağmen, iddiaların
doğru olup olmadığı araştırılmaksızın, sadece iddia sahiplerinin
beyanları ile yetinilerek haber ve
köşe yazılannda müvekkilimin
işkenceci polis olarak nitelendirilmesi açıkça hukuka ve basın meslek ilkelerine ayları olduğu gibi
müvekkilimin kişiliğine ve kötü
niyetli olarak yapılmış bir saldırıdır. Bu ağır suçlama yapılmadan
önce kendine ve mesleğe saygı
duyan bir gazetecinin ve defalarca düşünmesi ve kesin delillere
dayanması, kişilerin temel haklarının ihlal edilmemesi açısından
zaruri olmasına rağmen görmezden gelinmiştir.
Asiye Güzel (Zeybek)’in başvurusu üzerine Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesi (Başvuru
N071908/01) tarafından yapılan inceleme sonucunda; “Her
ne kadar başvuran şokta olması
sebebi ile ne savcıya ne hâkime
ne de kendisini muayene eden
doktora gözaltında yaşadıklarını anlatabildiğini ifade etse
de, konuyla ilgili olarak yetkili
makamlara bilgi vermek için yaklaşık dokuz ay beklemesi
ilginç bir durum arz etmektedir.
. . . başvuranın 6 Mart 1997 tarihinde tutuklu olarak yargılanmasına karar verilmiş ve başvuran
cezaevinde görevli sağlık yetkililerine iddiaları ile ilgili olarak
herhangi bir bilgi vermemiş, 8
Ekim 1997 (ilk duruşmaya çıkarıldığı gün) tarihinden önce başka
bir doktor tarafından muayene
edilme talebinde bulunmamıştır.
. . . Ayrıca AİHM, her türlü makul
şüpheciliğinde ötesinde başvuranın yaşadığını iddia ettiği kötü
muameleler nedeni ile AİHS’nin
3. maddesinin ‘ihlal getiren
AİHM, başvuran tarafından talep
edilen maddi tazminatın reddedilmesinin uygun’ olacağının
kanaatindedir.” şeklinde karar
vermiştir. AİHM, Asiye Güzel
(Zeybek)’in işkence ve tacavüz
iddialarını yerinde bulmamış ve
başvuruyu esastan reddetmiştir. Yazılan haberlerde ve köşe
yazılarında özellikle vurgulanan AİHM kararı, iddia edilenin aksine Türkiye Cumhuriyeti
Devleti’nin lehinedir. Türkiye
Cumhuriyeti Devleti işkenceden
cezalandırılmamıştır. Temel hakları güvence altına alan Avrupa
İnsan Hakları Sözleşmesi’ne göre
yargılama yapan ve uluslar arası
ve sıklıkla demokrasinin vurgulandığı buna karşın kendi içinde
tezat oluşturan yazılar ile müvekkil aleyhine karalama kampanyası başlatılmış, köşe yazarları
tarafından adeta mahkeme kurulmuş ve “ben tarafım, yargılananın
kimliğine bakarım” mantığı ile
müvekkilime hüküm giydirilerek
“işkenceci polis(!)” ilan edilmiştir.
Haberleri okuyanların zihninde,
yazılanlar gerçekmiş gibi bir
düşünce yaratılmak istenmiştir.
Müvekkilimin kişiliğine yapılan
bu haksız saldırı ile evrensel tüm
hukuk kuralları çiğnenmiştir.
Müvekkilimin suçlu itham edilmesini gerektirecek hakkında ne
bir idari ve ne de adli karar vardır.
Bu nedenlerle haberdeki iftira
ve aşağılamaların, müvekkilimin
kişilik haklarına, mesleki şeref ve
haysiyetine ağır saldın teşkil eden
yayınların, basın/ifade özgürlüğü
ve eleştiri kapsamında değerlendirilmesi hukuken mümkün
değildir. Müvekkilimin ve aldığı
kritik görevler nedeniyle onun
nezdinde İçişleri Bakanlığı’nın ve
Emniyet Teşkilatı’nın manevi şahsiyetinin, taraflı, asılsız, suçlayıcı
yayınlarla rencide edilmesinden
ötürü Kamuoyunu bilgilendirme
ve gerçeği öğrenme hakla adına
işbu cevap ve düzeltme metninin
yayınlanması kaçınılmaz olmuştur. Tüm bu karalama kampanyasına karşın, müvekkilimin kamu
vicdanına olan inancı tamdır.
Müvekkilim daha önce olduğu
gibi bundan sonra da azimle
ve cansiperane kamuya hizmet
etmeye devam edecektir.
Kamuoyunun bilgisine saygı ile
sunulur. 06.08.2012
Sedat Selim Ay
vekili Avukat Orhun Türkoğlu
12 Ekim 20 12
Cuma günü arka sayfada yayımlanan “Özgürlük Anıtı” haberinin bazı
yerlerinde geçen 225 rakamı 125
olacaktı. Düzeltiriz. cumhuriyet
üst mahkeme olan Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesi’nin tarafsızlığı tartışmasızdır. Ayrıca kararın içeriğinden görüleceği üzere
AİHM, “Tecavüzü Kanıtlayan
Travma Raporu” başlığıyla haber
yapılan, İstanbul Tıp Fakültesi
Psikiyatri Anabilim Dalı Bölüm
Başkanlığı’nca düzenlenen ve
altında Prof. Dr. Şahika Yüksel’in
de imzası bulunan tarihi belirsiz sağlık raporunun da makul
şüpheciliğin ötesinde olmadığı
kanaatine varmıştır. Buna rağmen
cevap ve düzeltme konusu yapılan yazılarda, AİHM karan, kasıtlı
olarak çarpıtılarak, sistemli bir
şekilde işkence ve insan hakları
ihlali yapıldığı imajı yaratılarak ulusal ve uluslar arası sivil
toplum kuruluşları, siyasiler ve
kamuoyu etki altına alınmaya
çalışılmış, gerek yurt içinde
gerek yurtdışında Türkiye’yi
görmek istedikleri gibi göstermek için azami gayret sarfedilmiştir. Müvekkilimin şahsında
Emniyet Teşkilatı da yıpratılmaya ve güvensizlik ortamı
yaratılmaya çalışılmıştır. Diğer
taraftan, İstanbul İl Emniyet
Müdürlüğü’nce 14.03.1996 yılında
ve 22.02.1997 tarihinde MLKP
terör örgütü merkez ve komite
yöneticilerine yönelik gerçekleştirilen operasyonlar sonrası
müvekkilimin işkence ve tecavüz
olaylarına karıştığına dair tek bir
delil bile bulunmamasına rağmen,
tutuklu terör örgütü üyelerinin
iftiraları nedeni ile müvekkilim ile
birlikte diğer emniyet mensupları
hakkında TCK’nın 243. maddesine muhalefetten dolayı açılan 2
kamu davasında; tecziye ve cezanın ertelenmesine dair kararlar
verilmişse de Yargıtay Başkanlığı
bu kararları yasaya aykırı bulmuş ve bozmuştur. Yerel mahkemece yapılan yargılama sırasında
zamanaşımı dolduğundan dosyanın işlemden kaldırılmasına karar
verilmiş ve söz konusu kararlar
kesinleşmemiştir.
Avrupa İnsan Hakları Sözleş-mesi’nin adil yargılanma
hakkını düzenleyen 6. maddesine
göre; “Bir suç ile itham edilen herkes, suçluluğu yasal olarak sabit
oluncaya kadar suçsuz sayılır”.
“Hakkında hüküm kesinleşinceye
kadar herkes masumdur” ilkesi
evrensel bir hukuk kuralıdır. Hakkında hüküm kesinleşmeden hiç
kimse hakkında kesin hüküm varmış gibi yayın yapılması yasaktır.
Müvekkilim hakkında kesinleşmiş
bir mahkûmiyet hükmü bulunmadığı halde müvekkilimi suçlu
gibi kamuoyuna sunan, hedef
gösteren, haysiyet ve şerefine
dokunan ağır ithamlar ile hukuka
ve gerçeğe aykırı haber yapılmıştır. Gazetenizde ardı ardına ağır
ithamlar ile hukuka ve gerçeğe
aykırı haber yapılmıştır. Gazetenizde ardı ardına yayınlanan
Düzeltme-1: Sincan Kadın
Cezaevi’nde açlık grevine giren
kişilerden birinin adı yanlış yazılmış.
Gülistan İnan açlık grevinde değil;
Yağmur Keskin açlık grevinde.
Düzeltme-2: Ömer Yıldırım’ın
Tekirdağ 1 nolu F Tipi Cezaevi’nde
olduğunu yazmışım. Oysa Ömer
Yıldırım, yeni açılan Tekirdağ
1 nolu T Tipi Cezaevi’nde.
Arkadaşlarına önemle duyurulur...
Hüseyin Akyol, Özgür Gündem
Ankara’ya bağlı Çayırhan, lağvedilen belde belediyeler arasında yer alırken, Esenboğa
ve Hasanoğlan’ın bugün değil
2007’de kapatıldığını hatırlatırız.
Yalçın Bayer, Hürriyet
11 Ekim 20 12
Dünkü yazımızda Çerkezköy’den
koparılıp ilçe yapılan Kapaklı
beldesi AKP’li değil, DSP’lidir.
Aynı şekilde buraya bağlanacak
Karaağaç beldesinin belediye başkanı AKP’li değil, MHP’lidir.
Düzeltir, özür dileriz.
Yalçın BAYER, Hürriyet
9 Ekim 20 12
8 Ekim 2012 tarihli Sözcü gazetesinde, “Bakanın Helikopterine
PKK Füzesi” başlığıyla verilen
haberde; Ramazan Bayramı Arefe
günü, İçişleri Bakanı Sayın İdris
Naim Şahin’in içinde bulunduğu
helikoptere Hakkari Şemdinli’de
bölücü terör örgütü mensupları
tarafından füze atıldığı, ancak
isabet etmediği şeklinde bilgiler
yer almıştır.
Sayın Bakan ve beraberindeki
heyetin Hakkari iline intikali 18
Ağustos 2012 Cumartesi (Arefe)
günü karayoluyla gerçekleşmiş,
19 Ağustos 2012 günü (Bayramın
1. günü) ise Hakkari-Şemdinli
(Derecik) ve Van güzergahında
havayolu ile intikal yapılmıştır.
Söz konusu haberde geçen
iddialar gerçek dışı olup, Sayın
Bakanımızın içinde bulunduğu
helikoptere yönelik herhangi bir
saldırı meydana gelmemiştir.
Van ve Hakkari illerine yapılan ziyaret planlandığı şekilde
gerçekleştirilmiştir.
İçişleri Bakanlığı
5 Ekim 20 12
Bir okurumuz İ.Ü. Çapa Tıp Fakültesi Onkoloji Enstitüsü’ne MRG
cihazının alınması için gönüllü
olabilecek birisine ihtiyaç duyulduğunu anlattı ve “MR ihalesine
çıkıp neden Onkoloji’ye MR alınmıyor?” dedi.
Eşinin hastalığını, dolayısıyla
bu görüşünü ileten okurumuzun söylediklerini “Çapa’nın Tıp
Fakuralığı” (30 Eylül) başlığı ile
verdik, ancak imzayı da sehven
Doç. Dr. Merdan Fayda olarak
kullandık. “Çapa Onkoloji’ye bir
MR lazım!” denseydi, hocamızı da
güç durumda bırakmazdık.
Düzeltir, özür dileriz.
Yalçın Bayer, Hürriyet
2 9 E Y L Ü L 2 0 12
Sabah Gazetesi’nde 27 Eylül
tarihinde yayınlanan “Vergi Artışı
İçki Tüketimini düşürür” başlıklı
haberde Mey İçki Pazarlama
Direktörü Levent Kömür’ün
“Diageo dünyanın en önemli
içki markalarından birine sahip
olmaktan dolayı memnun”
açıklaması sehven “Son yapılan
vergi artışlarından memnunuz”
şeklinde yayınlanmıştır. Düzeltir,
özür dileriz. sabah
2 7 E ylül 2 0 12
27 Eylül 2012 tarihli gazetenizde
(Yeni Şafak); “THY yüzde 30
özelleştirilecek” başlıklı, Cahit
Saraçoğlu imzasıyla yayımlanan;
Türk Hava Yolları A.O. (THY)’nın
özelleştirme sürecine ve stratejisine yönelik olarak %30 oranında
blok satış veya ikincil halka arz
yapılacağı yönünde, kamuoyunu
yanlış yönlendirmeye sebebiyet
veren bir haber yayımlanmıştır.
THY’deki kamu payının özelleştirilmesine ilişkin gerekli açıklamalar İdaremiz tarafından ilgili
mevzuat çerçevesinde yapılmaktadır. Bu aşamada, THY hisselerinin özelleştirilmesi ile ilgili
olarak belirlenmiş bir zamanlama ve özelleştirme stratejisi
bulunmamaktadır.
Ahmet Aksu
Özelleştirme İdaresi Başkan V.
1. 27 Eylül 2012 tarihli bir gazetede (Taraf); ABD Genelkurmay
Başkanı Orgeneral Martin E.
DEMPSEY’in, geçtiğimiz hafta
gerçekleşen Türkiye ziyareti
esnasında, Genelkurmay Başkanı
Orgeneral Necdet ÖZEL’e “Terörle
Mücadele için bu soba borusu
halinden çıkın.” “Terörle mücadeleye yönelik Emniyet, Genelkurmay, MİT ve Dışişleri arasında
koordinasyon eksikliğinden
kaynaklı istihbarat hataları var.”
şeklinde ifadelerde bulunduğu
iddia edilmektedir.
2. Misafir ülke Genelkurmay
Başkanlarının, ziyaretleri sırasında,
ev sahibi ülkedeki muhataplarının kendi güvenlik meseleleri ile
ilgili eleştirilerde bulunması söz
konusu değildir. Bahse konu iddia
tamamen gerçek dışıdır.
3. Ayrıca, Başbakanlığın
Genelgesi ile terörle mücadelede
istihbarat desteği kapsamında
Genelkurmay Başkanlığı, İçişleri
Bakanlığı, Jandarma Genel
Komutanlığı, MİT Müsteşarlığı
ve Emniyet Genel Müdürlüğü
ve ast birimleri arasında çok
yakın ve koordineli bir işbirliği
tesis edilmiştir. Bu kapsamda,
kurumlar arasında düzenli
aralıklarla koordinasyon
toplantıları yapılmakta, bilgi
paylaşımı aksaksız olarak
yürütülmektedir.
Genel Kurmay Başkanlığı
21 E ylül 201 2
2 5 E ylül 201 2
20 E ylül 201 2
Haliç Üniversitesi ile ilgili gazetemizde dün yer alan bir haberde,
TÜRSAB Başkanı Başaran
Ulusoy’un adı, isim benzerliğinden ötürü sehven yer almıştır.
Kendisinden ve okurlarımızdan
özür dileriz. habertürk
Dünkü yazımda Albert
Camus’nün “Veba” adlı romanı
yanlışlıkla Andre Gide’in romanı
gibi yazılmış. Bu yanlışlıktan
dolayı özür dilerim.
Ertuğrul Özkök, Hürriyet
2 4 E ylül 201 2
Bugün bazı gazetelerde yer alan
“LPG’si kalitesiz çıkan iki büyük
markanın lisansının iptal edileceği”ne yönelik haberlerle ilgili
aşağıdaki açıklamanın yapılması
gereği doğmuştur.
Kurumumuz tarafından
Türkiye çapında tüm dağıtım
şirketlerine yönelik yapılan
denetimlerde LPG numuneleri
alınmış, bu numunelerin laboratuarlardaki analizlerinde bazı
şirketlerin ürünlerinin teknik
düzenlemelerde belirtilen standartlara uygun olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Konu Kurulumuz tarafından
tüm boyutları ile değerlendirilecek ve gerekli soruşturma sonucunda şirketlere yaptırım uygulanıp uygulanmayacağı konusu da
ancak bu süreç sonucunda karara
bağlanacaktır.
Konuyla ilgili idari işlemler
tamamlanıp karara bağlanmadan, tüketiciler nezdinde şüphe
uyandıracak şekilde “LPG dağıtım
şirketlerinin kalitesiz mal sattığı
ve bu nedenle lisanslarının iptal
edileceği” şeklindeki değerlendirmeler gerçeği yansıtmamaktadır.”
Enerji Piyasası
Düzenleme Kurulu
Gazetemizde Balyoz davasına
ilişkin dün yayımlanan “66
Sanık Aranıyor” başlıklı haberde,
Kurmay Albay Aykar Tekin’in
fotoğrafı yerine sehven İçişleri
Bakanlığı Müsteşarı Seyfullah
Hacıüftüoğlu’nun fotoğrafı kullanılmıştır. Yine aynı haberde
Kurmay Albay Mehmet Aygün’ün
fotoğrafı yerine de Titanic
Otelleri’nin sahibi Mehmet
Aygün’ün fotoğrafı yer almıstır.
Düzeltir, özür dileriz. Milliyet
2 2 E ylül 201 2
Biz şiiri Turan Güneş’in yazdığını
söyledik, oysa şiir Bedri Rahmi
Eyüboğlu’nundur ve hedefte
Turan Güneş vardır.
Hasan Pulur, Milliyet
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Taner Yıldız’ın Sinop nükleer
santral ihalesi ile ilgili önceki
gün yaptığı açıklamada, “Bu ayın
sonunda bir ülke yarıştan kopmuş olacak” şeklindeki sözleri
sehven, “Sinop’ta karar bu ay
sonunda belli olacak” şeklinde
yayınlanmıştır. Düzeltir özür dileriz. DÜNYA
1330. sayımızdaki “İklim
Değişiklikleri Uygarlıkları Yok
Edebiliyor” başlıklı yazıdaki
haritada Güneydoğu Asya’daki
imparatorluk yanlışlıkla “Kimmer
lmparatorluğu”olarak yazılmıştır.
Oysa Khmer İmparatorluğu olacaktı. Bu imparatorluk 802 yılında
kurulup, 1431 yılında yıkılmıştır.
Şu andaki Laos, Tayland, Vietnam,
Myanmarve Malezya ülkelerinin
topraklarında egemenlik kurmuştur. CUMHURİYET
vurdu” şeklinde bir ifade yer
almıştır.
Patlama sırasında Paralimpik
Oyunlar sebebiyle Londra’da
bulunan Gençlik ve Spor Bakanımız Sayın Suat Kılıç, Bakanlık
çalışanlarına, Bakanlık binamızın GATA’ya olan yakınlığını da
dikkate alarak şehit aileleriyle
yakından ilgilenmeleri talimatını vermiştir. Bu talimat üzerine
Bakanlık çalışanlarından oluşturulan bir ekip GATA önünde
bekleyen ailelerle tek tek ilgilenmiş ve istekler değerlendirilerek
kumanya hazırlığı da yapılmış,
yapılan hazırlıklar tedarikleri
sağlayan Türk Kızılayı’na teslim
edilmiştir.
Bakanlık çalışanlarımızın iyi
niyetle gerçekleştirdiği bu faaliyetin art niyetli bir tutumla istismar
edilmesi, karalamaya yönelik özel
bir çabanın neticesidir.
Türkiye’nin en hassas konusu
olan şehitlerimizle ilgili bu tarz
haberlerin büyük bir özen ve
dikkatle hazırlanması beklenirken konuyla ilgili Bakanlığımızın
veya sözkonusu çabayı ortaya
koyan ekiplerin görüşü bile
alınmamıştır.
Gençlik ve Spor Bakanlığı
1 6 E ylül 201 2
15.09.2012 tarihinde yayınlanan “Bulyonlu ‘Etsiz Çigköfte’ye
Dikkat!” haberinde geçen “Tatlıses
Çiğköfte Yetkilileri ürünlerinde
lezzet için ‘Helal’ sertifikalı et
bulyon kullandıklarını ifade ediyor.” cümlesinde sehven yanlışlık
yapıldığını belirtiriz. Doğru bilgi
şöyledir: “Tatlıses yetkilileri ürünlerinde ‘hiçbir’ şekilde bulyon kullanmadıklarını, ürünlerinin helal
sertifikalı oluğunu ifade ediyor.”
Zaman
1 9 E ylül 201 2
1 5 E ylül 201 2
1. 19 Eylül 2012 tarihli Yeni Şafak
gazetesinde çıkan haberde;
“ABD yönetimi, Türk Silahlı
Kuvvetlerine PKK’ya karşı mücadelede 24 saat istihbarat verme
karşılığında tuzak gibi iki ağır
şart koştu: Türkiye, Afganistan’da
Taliban’la mücadele etsin. Beşşar
Essed sonrası Suriye’de El Kaide
Örgütü’nün etkinlik kazanmasının önüne geçmek için devreye
girsin.” ifadeleri yer almıştır.
2. Ziyaret esnasında, ABD
Genelkurmay Başkanı tarafından
böyle bir teklifte bulunulmamıştır.
Haber gerçek dışıdır.
Genelkurmay Başkanlığı
Dünkü yazımdaki “ademe
mahkûm etmek” ifadesinde
yokluk anlamına gelen “adem”
sözcüğünün üstünde bunu farklı
bir anlama çeken bir inceltme
işareti çıkmıştır. Bu dizgi hatasını
düzeltiyorum.
Sedat Ergin, Hürriyet
1 8 E ylül 201 2
1 4 E ylül 201 2
Geçen sayıdaki “500. yıla selam
olsun” başlıklı orta sayfanın
1. sayfa spotunda dizgi hatası
sonucu ilk Ermenice kitabın
yayımlanış tarihi 1412 olarak
çıkmıştır. Doğrusu 1512 olacaktır.
Düzeltir, özür dileriz. Agos
1 3 E ylül 201 2
Dün “Arap Baharı kışa döndü”
diyenleri eleştirdiğim yazımda,
TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in
de benzer bir ifadesini örnek
vermiştim. Bugün Çiçek aradı
ve kendi sözlerinin Arap demokrasileriyle ilgili değil bambaşka
bir bağlamda sarf edildiğini, ”kış”
sözüyle kast ettiğinin Suriye’de
halka yapılan zulüm ve ölümler
olduğunu söyledi. Memnuniyetle
düzeltiyorum.
Aslı Aydıntaşbaş, Milliyet
12 Eylül 2012 Çarşamba günü 6.
sayfamızda yayınlanan “Çiftlik
Balığı Hem İhracatta Hem
Sofrada Yükselişe Geçti” başlıklı
haberde tesis sayısı olarak belirtilen 371 bin 523 rakamı, tesis sayısı
değil balık çiftliklerindeki toplam üretim kapasitesidir. Türkiye
genelindeki toplam su ürünleri
yetiştiricilik tesisi sayısı 2 bin
44’tür. Düzeltir, özür dileriz. DÜNYA
1 7 E ylül 201 2
1 0 E ylül 201 2
Sultangazi’deki polis merkezine
yönelik intihar saldırısından
sonra “canlı bomba” diye aranan
9 isimden Elif Sultan Kalsın (25)
ve Harran Aydın (21), İstanbul
Valisi ve Emniyet Müdürü hakkında suç duyurusunda bulununca Milliyet haberi “O İsimler
Dava Açtı” başlığı ile verdi.
Neslin Dalyan adlı okurumuz
uyarıyor: “Haberinizin içeriği
doğru ancak başlıkta belirttiğiniz
gibi ‘O İsimler Dava Açtı’ ifadesi
doğru değil. Bir vatandaş olarak
suç duyurusunda bulunabilirsiniz.
İdari ya da hukuk mahkemelerinde şahıs olarak dava açabilirsiniz. Ama şahıs olarak ceza davası
açamazsınız. Kaldı ki ortada
açılmış bir dava yok, suç duyurusu var.”
Derya Sazak, Milliyet
Cumartesi günü yayımlanan
“Tampon Bölge Silivri’de” yazısında, mahkeme salonunda gördüğüm Ümraniye sanıklarını sıralarken Deniz Yıldırım yerine Ufuk
Yıldırım yazdım. Deniz Yıldırım
ve Ufuk Akkaya aynı kurumda
çalışan iki gazeteci; hatta Ulusal
Kanal’da o kadar çok yan yana
gördük ki; “ikisi bir arada” yerleşti
algımıza. Demek ki bilinçaltım
Ümraniye davasıyla ayrılmalarını
kabullenemedi. Ufuk Akkaya ile
Deniz Yıldırım’dan “Ufuk Yıldırım”
biçiminde karma bir tek kişi meydana getirdi!
Selcan Taşçı, Yeniçağ
Milliyet gazetesinin 10 Eylül
2012 tarihli 18. sayfasında “GATA
Önünde Acı Bekleyiş Sürüyor”
başlığı ile verilen haberde “evlatlarının kimliklerinin belirlenmesi
için yürütülen çalışmaların bir
an önce tamamlanmasını bekleyen acılı ailelere Gençlik ve Spor
Bakanlığı tarafından şekerpare
yapılması gündeme damgasını
Bugün bir gazetede (Bugün)
“Doktorlar Hasta İyileşirse Para
Alacak” başlığı ile yer alan haberdeki “Doktorların performans
için gereksiz ameliyatlar yaptığı,
bundan böyle hastaların iyileşme
sürelerine göre ücretlerinin
değerlendireceği” yönündeki iddialar üzerine kamuoyunun doğru
bilgilendirilmesi adına aşağıdaki
açıklamanın yapılmasına gerek
görülmüştür:
Geri ödeme sisteminde
geliştirme faaliyetleri kurulduğu günden beri sürekli olarak
yapılmaktadır. Bu faaliyetlere
bağlı olarak da hasta memnuniyeti ve verimlilikte artışlar olduğu
izlenmektedir. Bu çalışmaları
dikkate almadan hekimlere “para
için hastalara gerekmeden ameliyatlar yapıyorlar” ithamında
bulunmak büyük bir haksızlıktır.
Hekimler yaptıkları işlemleri ve
düzenledikleri reçeteleri tıbbi bilgileri ve vicdani kanaatleri çerçevesinde düzenler. Hekimlerimizin
gelişen ve değişen tıbbi bilgiler
çerçevesinde mesleki gelişimlerini sürdürmelerini önemsiyoruz
ve bundan sonraki süreçte de bu
konudaki çalışmalarımız devam
edecektir.
Dünyanın gelişmiş pek çok
ülkesinde olduğu gibi Ülkemizde
de uzman hekimler aylık gelirlerinin bir kısmını aktif çalışmalarına
dayalı olarak almaktadırlar. Aylık
gelirleri içinde yaklaşık yarısını
oluşturan bu ücret sabit ödemeler dışında ortalama 3 bin 300 TL
civarındadır.
Doktorlarımızın aktif çalışmalarına bağlı olarak belirlenen
Performans ödemesinin tamamen
hastanın iyileşmesine bağlı olarak
ödenmesi söz konusu olamaz.
Zira her hastanın tedavisi ve
beklenen iyileşme sonuçları birbirinden farklıdır. Hali hazırdaki
ödeme modelleri içinde de sadece
yapılan iş değil bu işin yapılması
sırasındaki hasta memnuniyeti,
hastanenin toplam verimliliği ve
kalitesi gibi birçok çarpan devreye girmektedir.
Doktorların daha fazla para
kazanmak adına apandisit, sezaryen gibi ameliyatları gereksiz
yere yaptığı iddiaları daha önce
de gündeme getirilmiş ancak bu
iddiaların yanlış olduğu yapılan
çalışmalarla ortaya konulmuştu.
Öncelikle performans uygulanan
hastanelerde sezaryen ameliyatından elde edilebilecek puan 150;
doğum işleminden elde edilebilecek puan ilk doğumlar için 350,
sonraki doğumlar için 250’dir.
Yani sezaryenden elde edilen
puan normal doğumdan daha
azdır ve ekonomik olarak doktor
açısından daha cazip değildir.
Apandisit ameliyatlarının
gereksiz yapıldığı yönündeki
iddialarla ilgili olarak cerrahlardan oluşan araştırmacı grubu, 42
hastaneden 3 bin 437 apandisit
ameliyatının patoloji sonuçlarını
değerlendirmiştir. Çalışma sonucu
akut apandisit olma durumu
yönünden Dünya literatürü ile
uyumlu olduğu tespit edilmiştir.
Bu uyumluluk düzeyi, çalışmanın yapıldığı dönemde, çalışma
grupları içinde; performans sistemi uygulanan devlet hastanelerinde yüzde 86,5, uygulanmayan
Üniversite hastanelerinde yüzde
81,5 ve özel hastanelerde yüzde
79,2 oranında çıkmıştır.
Dolayısıyla apandisit ve sezaryen ameliyatları sayıları ile ilgili
zaman zaman gündeme getirilen
bu tür iddialar kanıta dayanmayan, gerçeklerden uzak ve performans sistemiyle ilgisi olamayacak
iddialardır.
Sağlık Bakanlığı
Dünkü sayımızda yayımlanan “İlim
Yayma Cemiyeti Soğuk Savaş’ın
Merkezi” başlıklı haberimizde
yanlış bilgilere yer verilmiştir.
İlim Yayma Cemiyeti’nin kuruluş
tarihini 1951, Saadet Partisi eski
Genel Başkanı Recai Kutan’ın
başkanı olduğu derneği “Malatya
Komünizmle Mücadele Derneği”
olarak düzeltir ve özür dileriz. yurt
7 E ylül 2 01 2
Bazen nedeninin nereden kaynaklandığını bilemediğimiz “akıl
tutulması” her şeyin önüne geçiyor. Salıyı çarşambaya bağlayan
gece Ediz Bahtiyaroğlu’nun aramızdan vakitsizce ayrılığı herkes gibi bizi de üzdü. Çarşamba,
rutin izin günümdü. Sabah 09.00
civarı çalan telefonum acı haberi
bildirdi. Arayan Spor Servisi
editörlerimizdendi. Sevgili Aykut
(Kocaman) Hoca’yla çok eskilere
dayanan dostluğumu ve Aykut
Hoca’nın, “rahmetli” Ediz üzerindeki emeklerini bildiği için, “Ağbi”
dedi, “Hocayı bir arayıp görüşlerini alsan, habere koyarız.”
İşte “akıl tutulması” da tam bu
aşamada devreye girmiş, servisteki editör arkadaşımız Aykut
Kocaman’la Ediz arasındaki
geçmişe istinaden iki sezon önce
oynanan ve 3-5 biten BucasporFenerbahçe maçı sonrası dillendirilen bazı iddiaları haberin
sonuna eklemiş. Aslında temel
niyet, geçmişteki bu iddiaların
haksızlık içerdiğiydi ama ne yazık
ki cümleler derdini tam anlatamamış ve yine ne yazık ki gazetede
çıkan haliyle, tam bir “Vurkaç”
gibi olmuş. Bu durumda söz
konusu ifadeler de haklı olarak
başta Fenerbahçeli futbolseverler
olmak üzere, sağduyulu herkesin
(özellikle medyada etik kaygısı
olanların) tepkisine yol açtı.
Bir kez daha başa dönerek; Ediz’
den, ailesinden, yıllara dayanan dostluğuma istinaden Aykut
Kocaman’dan ve haber dolayısıyla kırdığımız, üzdüğümüz herkesten tek tek özür diliyorum.
Uğur Vardan, Radikal
Gazetemizin dünkü sayısında
yayımlanan “Doğan’dan Hacettepe’ye Teşekkür Ziyareti” ve “Yenimahalle Yüzmede de Engelleri
Bir Bir Aştı” başlıklı haberlerin
metinleri teknik bir hata sonucu
karışmıştır. Düzeltir, özür dileriz.
Milliyet
6 Eylül 20 12
Bugünkü Sabah ve Takvim gazetelerinde yayımlanan, “Sayın
Cumhurbaşkanımız ve ailesinin
kullandığı Cumhurbaşkanlığı
Konutu’nun çelik zırhla kaplanacağı, duvarların roket ve kurşun
geçirmez olacağı” şeklindeki
haberler, tamamıyla asılsızdır.
Cumhurbaşkanlığı
Kenan Başaran’ın Radikal
Futbol’da dün yayımlanan yazısının başlığı yanlışlıkla “Son Söz
Aziz Yıldırım” olarak çıkmıştır.
Doğrusu “Tek Tribün, Tek Taraftar,
Tek Ses” olacaktır. radikal
4 Eylül 20 12
Antakya halkı ve oluşturulan
platformun barış gününde halkların kardeşliği; dillerin, inançların,
kültürlerin bir arada yaşaması ve
dostluğu mesajları vermiş; savaş
mağduru masum sığınmacılara
karşı her hangi bir düşmanlık
gütmemiştir. Bunun değil ileri
sürülmesi, düşünülmesi bile söz
konusu değildir. Ancak kamplar
ve kiralanan bir takım yerlerde
halkın kendi gözlemlerine dayalı
silahlı kişilerin faaliyet yürütmesi,
halkın can güvenliğini tehdit
etmesi ve Antakya’nın savaş alanına çevrilmesi açısından itiraz
konusu olmuştur.
Gazetenizin Antakya’da olup
bitenleri ve halkın kaygılarını
paylaşan bizlerin çalışma ve
söylemlerini doğru, düzelterek
yayımlamasını, basın ahlakı ve
halkın doğruyu bilme hakkı açısından yerine getirilmesini rica
ederim.
Levent Tüzel
İstanbul Bağımsız Milletvekili
Bakanlık bünyesinde sosyal
medya sitelerine müdahale
edilmesine yönelik herhangi
bir çalışma yapılmamaktadır. Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme Bakanlığı tarafından
sosyal medya sitelerine herhangi
bir şekilde “sansür” uygulanması
söz konusu olamaz.
Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme Bakanlığı
3 1 Ağustos 2 0 12
Yeni Şafak Gazetesi’nin 2 Eylül
2012 Pazar günü nüshasında,
1. sayfada “O Adam İş Başında”
ve 12. sayfada “Nefret Tezgahı
Meydana İndi” başlığıyla verilen haber içeriğinde, gerçek dışı,
doğru olmayan bilgiler verilerek
kamuoyunun doğru haber alma
hakkını, basın meslek ilke ve
ahlakı ihlal edilmiştir.
Söz konusu haberde; “Ulusalcı
gruplar Baas rejimine destek
yürüyüşü yaptı. Binlerce kişinin
katıldığı gösteride sığınmacılar
hedef alındı. . . .” “Mihraç Ural’ın
altı aydır bölgede yürüttüğü
çalışmalar ilk kez isimsiz yürüyüşle eyleme dönüştü.” “Suriyeli
sığınmacılara karşı terörist halkı
istemiyoruz seslerinin yükseldiği yürüyüşte, BDP Milletvekili
Levent Tüzel’de Şam yönetimini
destekleyen bir konuşma yaptı”
şeklinde ifadeler kullanılarak
Hatay’da 1 Eylül Dünya Barış
günü nedeniyle yapılan yürüyüş
ve basın açıklaması çarpıtılmıştır.
Hatay/Antakya halkının
Suriye’de yaşanan ve şehirde
etkilerinin çok açık hissedildiği
savaşın son bulması, Türkiye’nin
bu türden senaryoların alet
olmaması için 2 aydır faaliyet
yürüten “Suriye’de Emperyalist
Müdahaleye Hayır” platformu
söz konusu açıklamayı düzenlemiştir. Bu platformun ve oluşturan grupların, haberde adı geçen
“acilciler” isimli grupla alakası
yoktur. Eski genel başkanlığını
yaptığım Emek Partisi ve ÖDP,
Halkevleri gibi siyasal parti ve
yapılar, sendikalar, meslek örgütleri ve kent halkının oluşturduğu
platformun barış günü vesilesiyle
yaptığı yürüyüş ve açıklamada,
Baas rejimine destek olmaktan
öte Suriye’ye müdahale eden ve
içişlerine karışan emperyalist
güçlere ve AKP Hükümetine karşı
uyarı mesajları ve çağrılar ifade
edilmiştir. Adı geçen Mihraç Ural
isimli kişiyle bütün bu örgüt ve
çevrelerin çalışmasını örtüştürmek, Antakya’nın emek, demokrasi ve barış güçlerine haksızlık
ve çarpıtılmadır.
Açıklama sırasında Suriye’de
savaştan kaçan sığınmacılar
hedef alınmamış aksine halkı
tedirgin eden, “kendi evindeymiş”
gibi rahat hareket eden Özgür
Suriye Ordusu militanları olan
cihad savaşçıları hedef alınmış,
bunların Antakya’da olmaması
istenmiştir. Valinin bunların can
güvenliğini değil Antakya halkının can güvenliğini dert etmesi,
kampların bu bölgeden kaldırılması, sıfır noktasına gelmiş sınır
ticaretinin yoksullaşan halkın
sorunları, tedirginlik içinde
yaşayan halkın endişeleri dile
getirilmiştir.
BDP Milletvekili değil İstanbul
Bağımsız Milletvekili olarak ben
ve diğer konuşmacılarda, Şam
Yönetimi’ni destekleyecek konuşmalar değil; AKP hükümetinin
ülke içinde ve dışında sürdürdüğü
savaş politikalarını eleştiren ifadeler yer almıştır. Ancak haberde
bunlara yer verilmeyip, gazete
hükümetin göstermek istediği gibi
bir “habercilik” yapmıştır.
1 Eylül’de Antakya’da yapılan yürüyüş ve basın açıklaması
“izinsiz” olmayıp; yasal olması
için izin alınmasına gerek olmayan bu etkinlik emniyetin bilgisi
dahilinde gerçekleşmiştir. Birkaç
gencin, Esad ve Hz. Ali posteri
taşıması bu etkinliğin Baas
Rejimi’ne destek amacıyla yapıldığı sonucu çıkartmayacaktır.
Ankara’ya götürdü” cümlesi
su şekilde tashih edilmiştir:
“Suriye’de 11 Lübnanlının kaçırılmasından 3 gün sonra Hatay’a
özel bir uçak indi. Ankara-Hatay
arasında 2-3 kez özel uçak trafiği
yaşandı. MİT görevlileri uçaktakilere havaalanında yeni kimlik
düzenledi. Bunların Lübnanlı
rehineler olduğu söyleniyor.”
Düzeltir, Ediboğlu ve okurlardan özür dilerim.
Fehim Taştekin, radikal
Gazetemizin 21 Ağustos 2012
tarihli sayısında “BDP’li Başkan
Öldü” başlıklı haberde vefat
eden Diyarbakır merkez Özekli
Belde Belediyesi BDP’li Başkanı
Ramazan Karacadağ’ın eski
İçişleri Bakanı ve AKP Genel
Başkan Yardımcısı Abdülkadir
Aksu’nun akrabası olduğu bilgisine yer verilmişti. Konuyla ilgili
bilgi veren Aksu, Karacadağ’ın
akrabası olmadığını belirtti.
Cumhuriyet
2 3 A ğustos 201 2
17 Ağustos tarihli “Bursa’da
Ramazan hâlleri” yazımızda,
Bursa’daki altı adet Osmanlı
Padişahını sayarken, Fatih Sultan
Mehmed’in babası 2. Murad
Han’ın ismini sehven, “2. Bayezid”
olarak yazmışız. Müdakkik ağabeyimiz Mehmed Soslu’nun ikazıyla
bu hatayı düzeltir, özür dileriz.
Osman Zengin, Yeni Asya
17 A ğustos 201 2
“Üniversitelerde YÖK İnkılabı:
Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi
Dersi Kalkıyor” başlıklı haberin Yükseköğretim Kurulu
Başkanı Sayın Prof. Dr. Gökhan
Çetinsaya’nın beyanına atıfta
bulunularak hazırlandığı algısı
ortaya çıkmaktadır. Ne var ki
Sayın Çetinsaya’nın haberi hazırlayan muhabire ya da başka bir
gazeteciye böylesi bir açıklaması olmamıştır. Yükseköğretim
Kurulu, yükseköğretimin yeniden
yapılandırılması kapsamında üniversitelerimizin eğitim-öğretim,
araştırma ve toplumsal hizmet
fonksiyonlarının iyileştirilmesi
noktasında reform çalışmalarını
sürdürmektedir.
T.C. Yükseköğretim Kurulu
3 0 Ağustos 2 0 12
Aydın’da faaliyet gösteren Jantsa
şirketinin hisselerinin İstanbul
Menkul Kıymetler Borsası’nda
(İMKB) işlem görmeye başlamasıyla ilgili dün yayınlanan haberimizde İMKB Başkanı İbrahim
Turhan’ın adı yanlışlıkla “Hüseyin
Turhan” olarak yer almıştır.
Düzeltir, özür dileriz. Yeni Asır
Dünkü yazımızda Başbakan
Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın bir
gazetedeki beyanlarını esas alarak
bazı değerlendirmelerde bulunmuştum. Sayın Bozdağ’ın danışmanı aradı ve gazetede yer alan
beyanların kendilerine ait olmadığını ve bir düzeltme gönderildiğini söyledi.
Orhan Karataş, Ortadoğu
2 9 Ağustos 2 0 12
21 Ağustos tarihli Radikal gazetesinde “Düzce’nin Ana kraliçeleri”
başlığıyla yayımlanan haberde
Düzce Üniversitesi’nin başlattığı
projeyle Yığılca ilçesinde kadınların arıcılık öğrenerek gelir
sağladığı anlatılıyordu. Ancak
haberde kullanılan “Kovanda
düzen kraliçe arıdan sorulur.
İktidar ve güç kraliçe arıdadır.
Kraliçe arının gücü DAGEM’e de
ilham olur. Hedef, evlerin kraliçeleri ile kovanların kraliçeleri
arasında güçbirliği sağlamaktır.
Çünkü yörede kadına şiddet ve
ensest olayları çok yüksektir”
cümlesinde “aile içi evlilik” yerine
yanlışlıkla “ensest” kelimesi kullanılmıştır. Düzeltir, özür dileriz.
Radikal
2 8 Ağustos 2 0 12
Bir gazetedeki (Habertürk) haberin başlığında yer alan ve şahsıma atfedilen “Saldırı Elimizi
Güçlendirdi” şeklindeki ifade
tarafımdan kesinlikle kullanılmamış ve bu anlamı ima edecek bir
cümle dahi sarf edilmemiştir.
Başbakan Yardımcısı
Bekir Bozdağ
Dün “Hatay’ın Korkusu Peşaver
Olmak” başlıklı yazımda
CHP Milletvekili Mehmet Ali
Ediboğlu’na atfen yer verdiğim
“Üç ay önce Libya’dan Hatay
havaalanına özel bir uçak indi.
İçinden Libyalılar çıktı. MİT
görevlileri hepsine havaalanında yeni kimlikler düzenleyip
Fazıl Say’la ilgili yazımda dalgınlıkla bir hata yapmışım. Fazıl
Say’ın ilk hocasının Şefik Fenmen
olduğunu yazmışım. Şefik
Fenmen başarılı bir diplomat.
Say’ın hocası rahmetli Mithat
Fenmen’dir.
Ertuğrul Özkök, Hürriyet
14 A ğustos 201 2
Gazetemizin dünkü sayısının 14.
sayfasında yer alan, Laodikya
antik kentindeki bronz sikkelerin ortaya çıkarıldığı bilgisini
veren haberde, sikkeler için “1500
yıl öncesine ait” ifadesi yerine,
yanlışlıkla “500 yıl öncesine ait”
ifadesi yer almıştır. Söz konusu
teknik hatadan dolayı okuyucularımızdan özür dileriz. cumhuriyet
9 A ğustos 201 2
GAZETENİZİN (Sabah) 05.03.2012
günlü nüshasında birinci sayfada fotoğraflı ve ÖZEL HABER
işaretli olarak “FİRARİ GENERAL
DALAN’IN YANINDA” başlığı ile verilen haber gerçek
dışıdır. Müvekkilim Bedrettin
Dalan ile ilgili olarak gazetenizde “Tümgeneral Mustafa
Bakıcı’nın halen Almanya’da
bulunan müvekkilimiz Bedrettin
Dalan ile birlikte olduğu bilgisine
ulaşıldığı ve Dalan ve Bakıcı’yı
birlikte gören bir gurbetçinin
bir süre önce emniyete yaptığı
ihbarla bu durumun doğrulandığı şeklinde” verilen haber
UYDURULMUŞ YALAN HABER
NİTELİĞİNDEDİR. Müvekkilimiz
Bedrettin Dalan Tümgeneral
Bakıcı’yı tanımamaktadır. Ayrıca
tanımadığı, yüzünü bir kez bile
görmediği bir kişinin yanında
olması gibi bir durum gerçek
olamaz. Bu uydurma haberi
“iddia edilmektedir” diye bir
cümlenin arkasına saklamak, bu
yalan haberi yapan ve yayanları SORUMLULUKTAN kurtaramaz. BU DÜZMECE HABERİ
DÜZELTİR, GERÇEK DIŞI
BİLGİLERE DAYANDIĞINI VE
DOĞRU TEK BÎR YÖNÜ BİLE
BULUNMADIĞINI BİLDİRİRİZ.
Bedrettin Dalan
Vekilleri
Av. Celaf Ülgen
Av. Deniz Seren
8 A ğustos 201 2
Milliyet gazetesinde yer alan
“Kılıçdaroğlu ile Ordu Arasında
Soğuk Rüzgar” ve “Özel Paşa ile
Selamı Kesti” başlıklı haber gerçeği yansıtmamaktadır.
CHP Genel Başkanı Kemal
Kılıçdaroğlu ile Genel Kurmay
Başkanı Sayın Necdet Özel
arasındaki ilişki Türkiye
Cumhuriyeti’nin gelenek görenek
ve devlet adabına uygun bir ilişki
olarak devam etmektedir.
Halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkı çerçevesinde
kamuoyunun bilgisine sunarız.
CHP Genel Başkan
İletişim Koordinatörlüğü
7 A ğustos 201 2
4 Ağustos tarihli yazımda Şener
Eruygur, Fevzi Türkeri ve Hurşit
Tolon’dan Balyoz davası kapsamında bulunan isimler olarak
söz ettim. Oysa Şener Eruygur
ve Hurşit Tolon Ergenekon’dan
yargılanıyor. Fevzi Türkeri de, 28
Şubat soruşturmasından dolayı
tutuklandı. İster Balyoz, ister
Ergenekon, ister 28 Şubat... Ya
da İnternet andıcı veya İrtica ile
Mücadele Eylem Planı... Her biri
askerin siyasete müdahalesinin
belgeleri.
Nazlı Ilıcak, Sabah
4 A ğustos 201 2
“Erzurum’da Ramazan hâlleri - 3”
başlıklı yazımızda Erzurum müftüsü Yakup Hocamızın soyadını
sehven “Korkmaz” olarak yazmışız. Hocamızın soyadı “Arslan”
olacaktı. Düzeltir, özür dileriz.
Osman Zengin, Yeni Asya
31 T e m m u z 201 2
Dünkü yazımda bir dikkatsizlik sonucu olarak Halit Meşal’in
Hizbullah lideri olduğunu yazmışım. Bu hatamı sabah fark
edebildim. Meşal, Hamas lideridir.
Önce benim, sonra yazıişlerinin
dikkatinden kaçan bu hata için
sizlerden özür dilerim.
Bu vesileyle bana “cahil” suçlaması yapanlara, ağaçlara takılmak
yerine ormana bakmalarını öneririm. Bu konuya yine döneceğim.
Mehmet Y. Yılmaz, Hürriyet
30 T e m m u z 201 2
Danıştay Başkanı Hüseyin
Karakullukçu hakkındaki haberde
“hayali ihracat” suçlaması nedeniyle adı geçen tutuklu işadamı
Barboros Hayrettin Aksoy’un
fotoğrafı soruşturma dosyasındaki bir başka şüpheliyle karışmıştır. Düzeltiriz. Milliyet
29 T emmu z 201 2
Geçen hafta Türkiye’nin Ödüllü
Kırmızı Şarapları listesinde 84
puanla benim Umay Çeviker Bey ile
tadımında 8’inci sırayı alan şarap
2009 Doluca Kav Öküzgözü değil,
2009 Doluca Tuğra Öküzgözü
olacaktır. Düzeltir, özür dileriz.
Vedat Milor, Milliyet
28 T emmu z 201 2
17 Temmuz tarihinde yayımlanan
“Gül’ün Rektör Tercihleri” başlıklı
yazımda Gazi Üniversitesi’ndeki
rektör adaylarından Prof. Derviş
Yılmaz’ı “MHP çizgisinde” bir
akademisyen olarak nitelendirmiştim. Prof. Yılmaz, telefonla
arayarak bu çizgide nitelendirilemeyeceğini, ancak kendisine “milliyetçi-muhafazakâr” denmesine
bir itirazı olmayacağını söyledi.
Sedat Ergin, Hürriyet
Bir gazetenin (Sabah) 27/07/2012
tarihli “Asker Eşi Öğretmene
Tayin Şoku” başlıklı haberi için
aşağıdaki açıklamanın yapılmasına gerek duyulmuştur.
Haberin içeriğinde, Türk Silahlı
Kuvvetleri personelinden eşleri
öğretmen olanların yer değiştirmelerinde uygulanacak usullere
ilişkin Milli Eğitim Bakanlığı ile
Genelkurmay Başkanlığı arasında
yapılan protokolün Milli Eğitim
Bakanlığı tarafından iptal edildiği
belirtilmektedir.
Eşleri Türk Silahlı Kuvvetleri
personeli olan öğretmenlerimizin yer değiştirmelerinde
gerekli kolaylığın sağlanabilmesi bakımından Bakanlığımız
ile Genelkurmay Başkanlığı
arasında yapılan protokol iptal
edilmemiştir.
Ayrıca, Sayın Bakanımız Ömer
DİNÇER görevi devraldıktan
sonra tüm kamu kurum ve kuruluşlarına hitaben bir yazı göndererek 652 sayılı Milli Eğitim
Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Hükmünde
Kararnamenin 37 nci maddesi
gereği, derslerin Eylül ayında
başlayacağı göz önünde bulundurularak, eğitim ve öğretimin
aksatılmaması için öğretmenlerin
eş durumu atamalarının Ağustos
ayında yapılacağı belirtilerek,
diğer kamu kurum ve kuruluşlarındaki personelinin yer değiştirmelerinin eş zamanlı olarak
Ağustos ayı içinde tamamlanması
gerektiği vurgulanmıştır. Bu yazının sonucunda diğer kamu kurum
ve kuruluşlarıyla birlik sağlanarak eş durumu atamaları Ağustos
ayında yapılacaktır. Asker eşi
olan öğretmenler de bu kapsamda yer değişikliği talebinde
bulunabilecektir.
Gerçeği yansıtmayan söz
konusu haberin bilgi eksikliğinden kaynaklandığı ve öğretmenlerimiz ile Türk Silahlı
Kuvvetleri personelinin yanlış
bilgilendirilmesine yol açtığı
değerlendirilmektedir.
Milli Eğitim Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği
26 T e m m u z 201 2
Pazartesi günü yazdığım
“Sultan’ın Samisi” başlıklı yazım
üzerine. NTV Tarih dergisi yayın
yönetmeni Gürsel Göncü iki
önemli düzeltme yaptı:
- Şehzadebaşı değil. Şehzade Camii...
- “Selâtin” için gereken şartlar arasında “şehzadeler” yok.
Şehzade cami yaptırmıyor, babalarının (padişahın) onlar adına
yaptırdıkları camiler var.
Bu arada NTV Tarih’in temmuz kapağının konusu “Dünden
Bugüne İslam Mabetleri: Ruhu
Çalınan Camiler”. Kaçırmıştım,
mutlaka alacağım.
Mehveş Evin, Milliyet
25 T emmu z 201 2
Mor Çatı 22 yıldır kadına yönelik şiddet alanında gönüllülük esasına dayalı olarak kadın
dayanışmasıyla çalışan bağımsız
bir kadın örgütüdür. Daha önce
iletişime geçtiğiniz gönüllümüz
Avukat Çiğdem Hacısoftaoğlu’nun
da belirttiği gibi kadına yönelik şiddetle mücadele devletin
yükümlülüğüdür.
Buna rağmen Mor Çatı’nın
kadınlarla dayanışması sürmekte
ve devletin sorumluluk alması
gereken birçok alanda kadınların
destek ihtiyacı da Mor Çatı’nın
gönüllü gücü ile karşılanmaktadır.
Bu noktada Radikal Gazetesi’nin Mor Çatı’nın değil devletin
sorumluluklarını hatırlatması
gerekirken, üstelik de doğru
olmayan bir biçimde haber yaptığını gördük. Bu haber her şeyden
önce hali hazırda Mor Çatı’dan
destek alan, İstanbul Barosu’ndan
bir gün içerisinde avukat desteğine ulaşmış bir kadının hiçbir yerden avukatı olmadığını beyan ederek gerçek dışı bir haber yapmıştır.
Üstelik de Av. Hacısoftaoğlu’nun kadının zaten destek
aldığı beyanı yanlış yansıtılmış,
sanki haberin etkisiyle Mor Çatı
“konuyla ilgilenecek” gibi ifade
edilmiştir.
Böyle bir habercilik her şeyden önce kadının ve Mor Çatı’da
onunla dayanışma içinde olan
kadınların can güvenliğini tehdit
etmekte, dayanışma merkezini
hedef olarak göstermektedir. Bu
haber nedeniyle mail ve telefon
yoluyla Mor Çatı’nın merkezi
taciz edilmektedir. Kadına yönelik şiddet gibi hassas bir alanda,
üstelik de F.’nin can güvenliği
tehlikesi sürerken böyle bir haber
yapmak bu mücadeleye katkısı
olmak bir yana mücadeleyi geriye
götürmektedir.
Mor Çatı Kadın Sığınma Vakfı
2 4 Temm uz 2 01 2
Gazetemizde Cumartesi günü
yayımlanan “Zafer Kazanan Padişah
Camisi” başlıklı haberde, İstanbul
Beşiktaş Müftülüğü resmi web
adresi www.besiktas muftulugu.
gov.tr’de yer alan bilgiye dayanılarak, Yıldız Hamidiye Camisi’nin
İtalyan mimar Sarkis Balyan tarafından yapıldığı yazılmıştır. Sarkis
Balyan, İtalyan değil Ermeni’dir.
Düzeltir, özür dileriz. Hürriyet
2 2 Temm uz 2 01 2
Kim bilir kaç zaman önceydi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la
sohbet ediyorduk. Kürt meselesine gelince konu, köy isimlerinin
Türkçeleşmesinden söz edilecek
oldu, Başbakan hemen “Yahu ben
de saçma buluyorum. Benim köyümün adı da Podolya, herkes de öyle
söyler, kimse Güneysu demez, niye
değiştirilir bu isimler ki” demişti.
Dün bu köşede çıkan
yazıda Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan’ın köyünün Rumca isminin Podolya olduğunu yazdım,
doğrusu Potomya olacaktı, düzeltir özür dilerim.
İsmet Berkan, Hürriyet
21 Temmuz 2 0 12
Odatv yazarı Gürbüz Evren’in
ismi dünkü Taraf’ın birinci
sayfasında yanlışlıkla Ergenekon
sanıkları arasında gösterilmiştir.
Düzeltir, Gürbüz Evren’den ve
okuyucularımızdan özür dileriz.
Taraf
19 Temmu z 2 0 12
Yeni Borçlar Kanunu’nun
aileleri dağıtacağını yazdığım
ve çeşitli örnekler verdiğim
son yazımda avukatım Rezzan
Aydınoğlu’nun “Eşitlik sağlandı”
dediğini yazmıştım. Aydınoğlu
bir düzeltme yollamış. Şöyle
diyor: “Fatih’cim; Lafı nerenden
anladığını bilmiyorum. Geç
kaldım ama sanırım yine de
açıklamam iyi olur.
Borçlar Kanunu’ndaki ilgili
madde için ben
1- Eski yasada adam eşine kefil
olacaksa hâkimin izni gerekiyordu. Bu maddenin kalkmış
olmasının iyi olduğunu söylemiştim. Kadını kocasına karşı koruyan bir anlayıştan kurtulduk.
2- Yeni yasadaki eşin kefaleti
halinde diğer eşin onayı ise
edinilmiş mal kapsamındadır.
Zira 2002’den sonra eşlerin her
birinin edindiği mal, edinilmiş
mal kapsamında olduğundan
eşlerin edinilen tüm mallarda
eşit hakları bulunmaktadır. Yasa
bu edinilmiş mallarda her iki eşi
de korumakta olup doğal olarak
diğer eşin onayının alınmasını
madde koymuştur.
3- Tatilini kesip gelmeyen,
“Kocamın işinin ne olduğunu
ben nereden bileyim” diyen
kadınların (bu erkek de olabilir)
boşanma halinde edinilmiş mal
kapsamında yapacakları kavgayı
da şimdiden görebiliyorum.
4- Bu maddenin önemi
evlilik sürdüğü süreçte değil
evliliğin ölüm veya boşanma ile
sonuçlandığı durumlarda önemidir.
Medeni Kanun’un eşlerin edinilmiş
mal seçimiyle ilgilidir.
5- Kocalarına çok
güveniyorlarsa ve eşlerinin
işleriyle uğraşmamak, boşanma
veya ölüm halinde ortada kalmak
istiyorlarsa kolayı var, notere
gidip mal ayrılığı rejimini seçerler
ve kefalet durumunda onaylamak
işleminden kurtulurlar.
Sevgiler
Rezzan Aydınoğlu”
Rezzan’ın söylediklerinden
anladığım şudur. Bu yasa kadını
korumak için koyulmuş gibi
görünmekle beraber, sonuçta
kadının aleyhinedir.
Fatih Altaylı, Habertürk
Sivil Havacılık Genel Müdürü
(SHGM) Bilal Ekşi’nin ne yapmaya çalıştığını açık ve net ifade
ediyorum, anlamış değilim. Azıcık
hak, hukuk bilen, bahsi geçen
hava ambulans ihalesinde nelerin
döndüğünü, neden bir yıl geciktiğini, ikincilerin nasıl birinci
olduğunu, sadece yaşananlara
bakarak görür. Kelime oyunlarıyla
tekzip yayınlatmaya çalışacağınıza, aynı gayreti kuruma çekidüzen vermeye harcasanız daha iyi
olur. Zira SHGM’den giden yazıyla
ikinciler nasıl birinci yapıldıysa,
benim yazdıklarım çerçevesinde
hem de milim şaşmadan, ihale
yeniden birincilere döndü. Hem
de mahkeme ve Kamu İhale
Kurumu kararıyla. Şimdi yaklaşık 6 aydır, benim bu yazımı
tekzip etmenin amacı ne olabilir?
Kaç defa uğraştılarsa ben de işi
adli makamlara taşıyıp tekzibi
yayınlamadım. Ama tekziplerle
vukuatlar düzelmez. Bilal Ekşi‘ye
net iki sorum var. Hava ambulans
ihalesinde ikinciler nasıl birinci
oldu? İhale neden bir yıl gecikti?
Bu ihalede her şey yanlış olmasına rağmen, ben yazdıklarımla
yanlışların düzeltilmesine vesile
oldum. Ve anladım ki, memleketimizde doğruyu yazmak, doğru iş
değilmiş...
Güntay Şimşek, habertürk
yerine getirilmesi durumunda
verilebilecek olup, havacılıkla
ilgili veya ilgisiz tüm yetkilerin
verilmesinde temel unsurun mevzuatta belirtilen gerekliliklerin
yerine getirilmesi olduğu açıktır.
Buradan anlaşılacağı üzere, Genel
Müdürlüğümüz anılan ihalenin tarafı olmadığı gibi, sadece
17.03.2011 tarihli yazı ile istenilen bilgileri Sağlık Bakanlığına
iletmiştir. Bu nedenle Genel
Müdürlüğümüze yöneltilen iddialar haksız ve yersiz olup anılan
yazıda Genel Müdürlüğümüze
atfedilen suçlamaların hiçbiri
doğru değildir ve bunların
tümünü reddederek tekzip
ediyoruz.
Bilal Ekşi
Sivil Havacılık Genel Müdürü
9 T emmu z 201 2
CHP Mersin Milletvekili İsa Gök
yaptığı açıklamada, önceki gün
toplanan partisinin Parti Meclisi
Toplantısı’na katıldığı ve çalışma
raporuna koyduğu muhalefet şerhini de toplantıda yaptığı konuşmada belirttiğini bildirdi.
İsa Gök’ün toplantıya katılmadığı ve muhalefet şerhini gönderdiği biçimindeki haberimizi
düzeltir, özür dileriz. Cumhuriyet
Dün “Ramazanın Paketi 4 Milyarı
Bulacak” başlıklı haberimizin
tablosunda Migros’un Ziyafet
Paketi’nin fiyatı 41,95 TL olması
gerekirken 141,95 olarak yer
almıştır. Düzeltir, özür dileriz.
Habertürk
12 Te mmu z 2 0 12
3 Temmuz 2012 tarihli gazetemizin matbaa baskısında ve
internet sayfasında “Sünnet
Yasağı Sünneti Merdiven Altına
Taşır” başlıklı haberde Köln
Eyalet Mahkemesi’nin sünnet
etmeyi “adam yaralama suçu”
sayan kararına ilişkin görüşü
aktarılan sayın Dr. Hikmet Ulus
sehven “karara konu olan doktor”
şeklinde yer almıştır. Sayın Dr.
Hikmet Ulus hiç bir tarihte söz
konusu davaya konu olmamıştır.
Düzeltir, özür dileriz. Zaman
Sözcü Gazetesi’nin 05.07.2012
tarihli sayısındaki “Doğuş’ta
Öğretim Üyesi Kıyımı Yapıldı”
başlıklı haberde aktarılan bilgiler ve rakamlar gerçeği yansıtmamaktadır. Tarafımıza hiçbir
söz hakkı tanınmadan yapılan
haberde kullanılan “öğretim üyesi
kıyımı” ifadesi ise yıpratıcı, yanlış
imaj oluşturucu ve kamuoyunu
yanıltır niteliktedir. Son günlerde
özellikle internet aracılığıyla
yaratılan bilgi kirliliği ile üniversitemizde toplu işten çıkarma
yaşandığı öne sürülmekte, bilgiler yanlış, yanlı ve çarpıtılarak
aktarılmaktadır. Kurumumuzun
15 yıldır koruduğu bilimsel ve
akademik kalite, bundan sonra
da önceliğimiz olmaya devam
edecektir.
Doğuş Üniversitesi Rektörlüğü
11 Te mmu z 2 0 12
Çarşamba günkü yazıda, Türkiye
’nin 9 yıllık “milli geliri” (2011 dolar
değeriyle) 6700 dolar çıkmıştır. Doğrusu 5770 dolardır. Buna
göre “milli gelir” ile “milli harcama” farkı yüzde 5 dolayındadır.
Dolayısıyla 9 yıllık ortalama “milli
harcama” oranı kabaca %10,2’dir.
Ege Cansen, Hürriyet
Sayın Cumhurbaşkanımızın sağlığı ile ilgili olarak bugünkü Yurt Gazetesi’nde yer alan iddialar, bütünüyle gerçek dışıdır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur. Cumhurbaşkanlığı
Gazetenizde (Sabah) 03.03.2012
tarihinde Safure CANTÜRK imzası
ile yazılan haber gerçekleri yansıtmamaktadır. Sağlık Bakanlığı
alt birimi ulan Ulusal Organ Nakil
Koordinasyon Merkezi’ne (UKM)
3 Şubat 2012 tarihinde vefat eden
hastamızla beraber iki taraflı kol
nakli bekleyen M.S adlı hastamızın nakil planlanan uzuvlarının
bilgileri gönderilmiştir. Ayrıca
UKM tarafından organ ve doku
bağışının Üniversitemize bildirilmesini takiben aynı kurum
tarafından hasta bilgilerinin tekrar istenmesi üzerine, daha önce
Genelkurmay Başkanlığı’nın resmi sitesinden
konuyla ilgili yapılan açıklama şöyle:
1. Bazı basın ve yayın organlarında Askerî
Okullara ilginin azaldığı ve müracaatların düştüğüne dair haber ve yorumlar yer almıştır.
2. Askerî Okullara müracaatlar çeşitli
17.03.2011 tarih ve 9760 sayılı
yazı ile Genel Müdürlüğümüze
28.02.2011 tarihinde yapılmış 3
adet turbojet çok motorlu ambulans uçak hizmet alımı işi ihalesi
ile ilgili olarak idari şartnamede
ihaleye katılım için Ticari Hava
Taşıma İşletmeleri Yönetmeliği
çerçevesinde alınmış Hava Taksi
İşletme Ruhsatı istendiği, anılan
ihaleye teklif veren 7 adet istekliye/işletmeye ait sundukları hava
taksi işletme ruhsatlarının Genel
Müdürlüğümüzce değerlendirilerek; ihale tarihi olan 28.02.2011
itibariyle geçerli olup olmadığı,
geçerli ise hangi tarihe kadar
geçerli olduğu, 28.02.2011 tarihi
itibariyle askıya alınmış ruhsat
olup olmadığı, bir işletme ruhsatının askıya alınmış olması
durumunda 28.02.2011 tarihi itibariyle geçersiz ruhsat anlamına
gelip gelmediği, JAR OPS 1 ve
JAR OPS 3’ün ne anlama geldiği,
sunulan ruhsatların hangilerinin JAR OPS 1 ve JAR OPS 3’e
sahip olduğu hususlarında gerekli
incelemelerin yapılarak sonucunun Bakanlıklarına bildirilmesi
istenilmiştir. Bunun üzerine,
Genel Müdürlüğümüz kayıtlarında mevcut bilgi ve belgeler ile
meri mevzuat kapsamında yapılan inceleme sonucunda Genel
Müdürlüğümüzden istenilen belgeler 22.03.2011 tarih ve 527/3657
sayılı yazı ile Sağlık Bakanlığına
bildirilmiştir. Anılan cevabi
yazıda ihaleye katılan işletmelerin tamamının işletme ruhsatlarının geçerli durumda olduğu
bildirilmiş olup, iddia edildiği
üzere “Hayır yok” gibi bir ifade
kullanılmadığı gibi, meri mevzuatlar kapsamında sadece sorulan soruların cevapları net bir
şekilde ifade edilmiştir. Bununla
birlikte Genel Müdürlüğümüze
sorulan sorulara “uçak gelince
o lisans da doğal olarak verilir”
şeklinde cevap verilmesi gerektiği yönündeki iddia da gerçeğe
aykırıdır. Olmayan bir yetkinin, uçak gelince “doğal olarak
verilmesi” kesinlikle söz konusu
olamaz. Yine meri mevzuat kapsamında talep edilen/edilebilecek yetkiler ancak gerekliliklerin
24 H a z ira n 201 2
4 temmuz
13 Te mmu z 2 0 12
15.02.2012 tarihli Habertürk
gazetesi’nde yayınlanan “Kamu
İhalelerine Ne Karıştırılır?” başlıklı yazıda, Sağlık Bakanlığı ile
Genel Müdürlüğümüz arasında
ihale kapmaca oyunu oynandığına, ihaleye fesat karıştırılmasının bir ucunda Genel
Müdürlüğümüzün bulunduğuna ilişkin asılsız suçlamalarda
bulunulmakta olup, bu mesnetsiz iddialar hiçbir şekilde gerçeği yansıtmamaktadır. Genel
Müdürlüğümüze atfedilen suçlamaların her birini reddediyoruz. Sağlık Bakanlığı tarafından
yapılmadan yanlı ve müvekkili
kamuoyu önünde küçük düşüren,
söylediği ve yaptığı farklı imajını
yaratmaya çalışan, tamamı yalan
haber niteliğinde olan bir haber
yapılmıştır. Habere konu olayın
aslı aşağıdaki gibidir.
Müvekkil Fazıl Say’ın
Türkiye’de bulunduğu zamanlarda oturmakta olduğu ev,
İstinye’de gayet mütevazı ve
eski 120 m2 bir apartman dairesidir. Ayrıca, bu eve de haber
tarihinden yaklaşık 10 ay önce,
Nişantaşı’ndaki evinin tadilatta
olması nedeniyle taşınmıştır.
Kirasının 5.000 USD olduğu
hususu da tamamen gerçek dışıdır. Dolayısıyla, İstinye’de oturması ile son yaşadıklan nedeniyle Japonya’ya yerleşme niyeti
arasında bir bağlantı bulunmamaktadır. Tüm bu açıklanan
hususlar müvekkilin tamamen
özel yaşantısı ve özel tercihleridir. Bu nedenle başka bir ülkeye
yerleşme kararıyla ilgisi olmayan, haber niteliği bulunmayan,
sadece müvekkili toplum önünde
küçük düşürme amacı taşıyan
yalan bilgilerdir.
Kamuoyuna saygıyla
duyurulur.
Fazıl Say Vekili
İlhan Selçuk’u kaybedeli iki yıl
olmuş. Acıları ertelemişiz. Dünkü
yazımızda birinci yılı olarak
belirtmişiz, düzeltir, özür dileriz.
Hasan Pulur, Milliyet
23 H a z ira n 201 2
Gazeteniz Yurt’ta 16.06.2012
tarihinde, baş sayfadan ve
gazete içinde “İHH’ya El Kaide
Soruşturması” başlığı ile verilen,
müvekkil İHH-İnsani Yardım
Vakfı ve vakıf başkanı Bülent
Yıldırım hakkındaki asılsız ifade
ve ithamlara ilişkin cevap ve
düzeltme metnimizdir;
etkenlere bağlı olarak yıllara göre değişiklik
gösterebilmektedir.
3. Son iki yıl mukayeseli olarak yukarıdaki
çizelgede sunulmuştur.
Genelkurmay Başkanlığı
UKM’ye gönderilen hasta bilgileri ile beraber iki taraflı önkol
nakli bekleyen O.K adlı hastanın
bilgileri de eklenerek toplam üç
hastanın bilgisi gönderilmiştir. UKM herhangi bir organ ve
doku bağışında hangi kurumun
hangi hastasına ve hangi organ
ve dokuları alarak nakil edeceği bilgisini bu işlemi yapacak
cerrahi ekibe bildirilmektedir. Bu
hastada da UKM hangi dokuların
alınacağının ve alıcı olarak kimin
seçileceğinin bilgisine sahip olup
tüm işlemler bu plana uyularak
gerçekleştirilmektedir.
Hacettepe Üniversitesi
Rektörlüğü
Bugün (dün) (Yurt’ta) yayınlanan
“TRT Kimin Malı” başlıklı yazınızda, derneğimizin ismi haksız /asılsız olarak kullanılmıştır.
Türkiye Deniz Feneri Derneği’nin
konu ve yazıda ismi gecen
kurumlarla ilgisinin bulunmadığı 9 Nisan 2012 tarihli Ankara
Cumhuriyet Başsavcılığının takipsizlik kararı ile sabittir.
Gerekli düzeltmenin yapılmasını, bundan sonraki yazılarınızda
da konuya ilgili hassasiyetin gösterilmesini talep ediyoruz.
Selma Topkara
Medya İlişikleri Sorumlusu
25 ha z ira n 201 2
01.05.2012 Tarihli gazetenizin (Habertürk) 1. sayfasında
yayınlanan “TOKYOLU DEĞİL
İSTİNYELİ” başlıklı müvekkilin
kamuoyu önünde itibannı sarsıcı,
gerçeğe aykın ve yanıltıcı yayın
nedeniyle aşağıdaki bilgilerin
kamuoyuna iletilmesi gereği
doğmuştur.
Haberde “soruşturulması ve
öğrenilmesi gazetecilik olanaklan
içinde bulunan haberler, soruşturulmaksızın ve doğruluğuna
emin olmaksızın yayınlanamaz”
şeklindeki basın meslek ilkesine
aykın olarak her türlü iletişim bilgisi belli olan müvekkilden, haber
yapılması aşamasında hiçbir şey
sorulmamış, gerekli araştırma
Tekzibe konu haber içeriğinde,
müvekkil Bülent Yıldırım hakkında, başkanı olduğu İHH-İnsan
Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım
Vakfı vasıtasıyla El Kaide’ye
para aktardığı iddiasıyla gizli bir
soruşturma yürütüldüğü haber
yapılmıştır. Kaynağı açıklanamayan bu asılsız haberi yayınlayan
gazete, müvekkil Bülent Yıldırım
ve İHH-İnsani Yardım Vakfı’nın
kişilik haklarına saldırmış ve
müvekkiller adına kamuoyu nezdinde onarılması güç güvensizlikler yaşanmasına neden olmuştur.
Gazetenin bu haberi herhangi
bir kaynaktan doğrulanmadan,
hiçbir somut belge veya bilgiye
dayandırmadan baş sayfadan atıf
yaparak yayınlaması, gazetenin
basın etiği ve habercilik ilkelerine
ilişkin anlayışını ortaya koymaktadır. Evrensel insan hakları
hukuku ve ulusal hukukumuz
önünde yaşanan gelişmeler ve
hazırlanan raporlar ile İsrail’in
Mavi Marmara saldırısı ve Gazze
ablukasındaki haksızlığının defaatle ortaya çıkması, müvekkil
vakfa ve vakıf başkanına yönelik
bir takım iftiraların medyada yer
alması sonucunu doğurmuştur.
Bahse konu haber; “Soruşturma
son derece büyük bir adilikle
yürütülüyor, hatta soruşturma
numarası bile verilmedi” şeklindeki bilgiden yoksun ifadelerle
Yurt Gazetesi’nin İsrail’in Mavi
Marmara saldırısı nedeniyle
hukuki anlamda köşeye sıkışmış
durumundan kurtulabilmek için
uyguladığı dezenformasyon çalışmalarının bir parçası olduğunu
gözler önüne sermiştir. YURT
1 9 H a z ira n 201 2
Gazetenizin (Taraf) 03 Haziran
2012 tarihli nüshasının 1. sayfasında büyük başlık ve puntolarla
ve yine haberin devamı olarak 13.
sayfasında büyük başlık ve puntolarla “Müfettiş Yolunu Şaşırmış,
Müfettiş Teknik Takibe Takıldı”
başlıklı haber ile müvekkilim
Vedat Ali TEKTAŞ hakkında asılsız
habere yer verilmiştir.
Şöyle ki; Müvekkil tarafından
için ilgililerden ve okuyucularımızdan özür dileriz. BUGÜN
2 2 M ayıs 201 2
8 H a z ira n 2 0 12
Dünkü gazetemizde sehven “SP
Lideri Kurtulmuş” ifadesi yer
almıştır. Doğrusu “HAS Parti
Lideri Kurtulmuş” olacaktır.
Düzeltir, özür dileriz. HaberTürk
Yurt gazetesinin çıkışında ilan
ettiği yayın ilkeleri gereği okuyucularımıza karşı sorumluluğumuzu yerine getirmek amacıyla
bu düzeltmeyi kendi kararımızla
yayımlamayı bir görev olarak
değerlendirdik. Haberimizde,
kamu çalışanları sendikalarıyla
toplu sözleşme görüşmelerini
sürdüren ve hükümet adına
birinci ve ikinci yıl için yüzde 3,5
ücret artışı öneren Naci Ağbal’ın
görevi ve kişisel yaşamıyla ilgili
bazı ayrıntılara yer verilmiştir.
Haberde, Ağbal’ın kolunda 225
bin dolarlık saat olduğu, müsteşarlık maaşının yanı sıra YÖK
Genel Kurulu ve Ahmet Yesevi
Üniversitesi Mütevelli Heyet
Üyeliklerinden de ücret aldığı
belirtilmiştir.
Yaptığımız araştırmada haberimizde yer alan bu unsurların
doğru olmadığı ve haber kaynağımızın bizi yanılttığı anlaşılmıştır.
Sorumlu gazetecilik anlayışımızın bir gereği olarak bu konuyu
kamuoyu ile paylaşmayı gerekli
gördük.
Düzeltir, okurlarımızdan, Naci
Ağbal’dan ve yakınlarından özür
dileriz. Yurt
7 H a z ira n 2 0 12
Dünkü sayfamızda bir yanlışlık sonucu Adalar Müzesi’nin 10
Haziran Pazar günü halk pikniği
düzenleyeceği duyurulmuştur.
Pikniğin medya mensupları için
düzenleneceğini belirtir özür dileriz. Habertürk
6 H a z ira n 2 0 12
“örgüt yöneticiliği ve adil yargılamayı etkilemek” suçlarından
hakkında kamu davası açılan,
haberde adı geçen avukata en
ufak bir bilgi sızdırılmamıştır.
Haberde belirtildiği şekilde anılan
avukata “Savcıyı sustururuz diye
para isteyenler var” şeklinde bir
ifade kullanılmamıştır.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2010 yılı olağan denetimi nedeniyle Cumhuriyet
Başsavcıvekilliğinin işlemlerini
teftiş ederken, haberde adı geçen
Cumhuriyet Savcısı tarafından
Kayseri Şeker Fabrikası ile ilgili
bir soruşturma olduğu müvekkille bildirilmiş olmasına rağmen
müvekkil tarafından bu dosya
ile ilgili herhangi bir inceleme
yapılmamıştır.
Haberde adı geçen avukat,
müvekkilin yaptığı görev nedeniyle Şeker Fabrikası ile ilgili bir
soruşturma olup olmadığı konusunda müvekkilden bilgi sormuş,
kendisine bu konuda bilgi verilemeyeceği ve bilgi verilmesinin suç
olacağı iletilmiştir. Ayrıca iddianameden de anlaşılacağı üzere soruşturma seyrinde devam etmiştir.
Haberde belirtilen, Deniz
Feneri soruşturmasını yürüten
Cumhuriyet Savcıları ile ilgili
soruşturma esnasında müvekkil,
teknik takip bürosunda herhangi
bir inceleme yapmamıştır.
Kaldı ki Şeker Fabrikası ile ilgili
soruşturmaya ilişkin teknik takip
ve telefon dinlemelerine ilişkin
kayıtlar, belirtilen teknik takip
bürosunda bulunmamaktadır.
Ayrıca dosyayı incelemek üzere
haberde adı geçen Cumhuriyet
Savcısı ile de herhangi bir
görüşme yapılmamıştır.
Haberde adı geçen
Cumhuriyet Savcısı hakkında
Müvekkil tarafından icra edilen
olağan denetim sonunda “Hâl
Kâğıdı” düzenlenmiş ve not verilmek suretiyle çalışmaları değerlendirilmiştir. Cumhuriyet Savcısı
tarafından hakkındaki değerlendirmeye itiraz edilmiş ve itirazı
Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından verilen notun yerinde olduğu
gerekçesiyle reddedilmiştir.
Saygılarımızla,
Vedat Ali Tektaş
Vekili Av. Süleyman Çetin
1 4 H a ziran 2 01 2
Gazetemizin 2. sayfasında dün
yayınlanan “Devlet Sussun
Kadınlar Konuşsun” başlıklı haberimizde 17 Haziran’da Ankara’da
yapılacak kadın mitingine
MAZLUMDER’in de katılacağı bilgisi yer almıştır. MAZLUMDER bu
mitinge katılmayacaktır. Düzeltir
özür dileriz. EVRENSEL
1 2 H a ziran 2 01 2
Taraf.com.tr isimli sitesinde
http://www.taraf.com.tr/haber/
saglikta-rusvet-var.html uzantılı
adresinde “Sağlıkta Rüşvet Var”
başlıklı yazı yayınlanmıştır. Bu
yazı Bloomberg Businessweek
Türkiye dergisinin 11-17 Mart 2012
tarihli sayısının 56-60 sayfaları
arasında “Doktoru da Rüşvet
Yiyor Sağlık Bakanlığı’ndaki
Bürokratı da” başlığıyla yayınlanan röportaj dikkate alınarak
yazılmıştır.
Müvekkil İshak Alaton vermiş olduğu röportajda Sağlık
Bakanlığı’nda rüşvet alındığına
ya da verildiğine ilişkin herhangi bir beyanda bulunmamıştır. Müvekkil, sadece kuruculuğunu yapmış olduğu ve
Yönetim Kurulunda bulunduğu
Açık Toplum Vakfı ve TESEV’in
çalışmaları ve açık-şeffaf toplum
yaratma amaçlarından bahsederken, rüşvetin olumsuzluklarına
değinmiştir. Bunun dışında rüşvet
konusunda başka bir açıklamada
bulunmamıştır.
Dünkü yazımda, bir “ipad kazası”
sonucunda Ahmet Mümtaz
Taylan’ın ismini yanlış yazmışım.
Düzeltir, özür dilerim.
Mehveş Evin, Milliyet
2 1 M ayıs 201 2
5 Mayıs’ta çıkan fotoğraflı bir
haberde, Yargıtay Başkanlığı’ndan
emekliye ayrılan A. Nazım
Kaynak’ın “eşyalarının sekiz
valize zor sığdığı” belirtiliyordu.
Yargıtay’dan, haberde kullanılan
fotoğraftaki eşyaların Kaynak’a
ait olmadığı, o valizlerde,
“HSYK’nın atadığı hakim ve savcılara ait sicil dosyalarının taşındığı” düzeltmesi geldi. Kaynak’ın
eşyalarını, haberin çıktığı gün
taşıdığı, kitaplarını ise doğum yeri
Afşin’deki Adliye Kütüphanesi’ne
bağışladığı da verilen ek bilgiler.
Hürriyet
16 M ayıs 201 2
03/02/2012 tarihli Sabah gazetesi’nin “. . . Ozan Çelik’in İzmir’deki
Çelikler Hurdacılık’in sahibi
olduğu” haberi gerçeğe aykırı
olup, çelikler Hurdacılık olarak bilinen Çelikler Melal Tic. ve
Sanayi Ltd. Şti. ile Ozan Çelik’in
şirket ortaklığı, yönetimi ve temsilciliği ile alakası olmayıp, araştırma yapılmadan verilen haber
habercilik ilke ve kurallarına
aykırıdır.” Sabah
15 M ayıs 201 2
8 Mayıs’ta Fransa Cumhurbaşkanlığı seçimi kazanan François
Hollande hakkında “Kendinden
önce Sarkozy’ye karşı seçimi
yitiren dört çocuğunun annesi.
2 H a z ira n 2 0 12
Dün 41. sayfamızda yayınlanan
“Ekinci’den İnce Mesaj” başlıklı
haberimizde, Şike Soruşturması
ile ilgili davaya bakan hakim
Mehmet Ekici’nin yerine, İstanbul
Cumhuriyet Savcısı Mehmet Akif
Ekinci’nin resmi kullanılmıştır.
Durumu bildirir, yanlışlık için
özür dileriz. Sabah
29 yıllık ‘arkadaşı’ Segolene
Royal’dan ayrıldıktan sonra gazeteci Valerie Trierveiler ile onay
gören evlilik yaptı” diye yazmışım. Oysa onunla da evlenmedi. Çünkü “evlilik” onlara göre
“burjuva işi”. . . Şimdi Hollande’ın
Royal’ı Fransa parlamentosu
başkanlığına hazırladığını da bu
arada belirtelim.
11 Mayıs’ta İzmir’de ilkokul
Öğretmenim Canide Erkan’ın
soyadını dikkatsizlik sonucu Erkal
yazmışım. Düzeltir, özür dilerim.
Özgen Acar, Cumhuriyet
14 M ayıs 201 2
Müvekkil İshak Alaton tarafından verilen beyanat ve röportajda
Sağlık Bakanlığını, doktorları veya
başka kişi ve kurumları hedef alacak şekilde rüşvet alındığına ya
da verildiğine ilişkin bir açıklama
yapılmamış olduğundan, kamuoyuna tamamen yanlış yansıtılan
söz konusu ifadelerin yukarıdaki
açıklamalar çerçevesinde düzeltilmesi zarureti doğmuştur.
Düzeltme Talep Eden
İshak Alaton
Vekilleri Av. J. Işıl Bağatur,
Av. Nazan Şenol Dokudan,
Av. Sinem Çelik Ergül
11 Haziran 20 12
Dünkü gazetemizin 1’inci sayfasında “Sibel Can’ın 160 Bin Liralık
Konser Ücreti” ile ilgili haberde
sehven “MHP’li Finike Belediyesi”
ifadesi kullanılmıştır. AK Partili
belediyenin kararına MHP’li meclis üyeleri karşı çıkmıştır. Hata
eleştiriyor. Bu tür davaları haberleştirirken insanların para için
iftira atacağını da gözönüne
almanız gerekir. Adı üstünde bir
masöz iddia ediyor. Ya bu masöz
ünlü oyuncudan para sızdırmak
istiyorsa? Ya bu bir iftiraysa ne
olacak?
Okurlarımız haklı. John Doe
ya da Jane Doe gerçek kimlikleri belirlenemeyen cesetler ya
da mahkeme kararlarıyla gizli
tutulan kişiler için kullanılan
takma isimlerdir. 1659 yılında
İngiltere’de rastlanan John Doe ve
Richard Roe isimlerinin kullanılışına ABD hukuk tarihi içinde sıkça
rastlanıldığı gibi John Doe, John
Doe’yu Karşılamak adlı filme de
konu oldu. Milliyet Dış haberlerin
1 H a z ira n 2 0 12
Ümitköy Makiş Manolya Sitesi
çevresinde yağış nedeniyle
su baskınının yaşandığna
ilişkin gazetemizde önceki gün
yayımlanan haberde Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanı
Binali Yıldırım’ın sözkonusu
sitenin sakinlerinden olduğu
belirtilmiştir. Bakan Yıldırım,
haberde adı geçen sitede ikamet
etmemektedir. Düzeltir, özür
dileriz. Milliyet
3 1 Mayıs 2 0 12
Salı günkü K. Irak’la yapılan enerji anlaşmalarına ilişkin
yazımda, Kerkük-Yumurtalık
boru hattı yerine, yanlışlıkla
Bakü-Ceyhan boru hattı yazmışım. Bu ciddi yanlışlık nedeniyle
tüm okurlarımdan özür dilerim.
Erdal Sağlam, Hürriyet
ABD’li oyuncu ve şarkıcı John
Travolta hakkında bir masör
tarafından açılan cinsel saldırı
davası Milliyet’te “Benimle birlikte olmaya çalıştı” diye verildi.
9 Mayıs 2012 tarihli haber özetle
şöyle: Hollywood efsanelerinden
Travolta’nın masaj için tuttuğu
John Doe ünlü aktör hakkında
“cinsel saldırı” suçlamasıyla 3.5
milyon liralık dava açtı, Dünyaca
ünlü oyuncu John Travolta, bir
erkeğe cinsel saldırı ile suçlanıyor. John Doe adında bir masör
ünlü oyuncuya, cinsel saldırı ve
tacizden dava açarak, 2 milyon
dolar (3,5 milyon TL) tazminat
talep etti. İddiaya göre, Travolta
masörü bir internet ilanından buldu. Masöre saati 200
dolara (355 TL) masaj yaptıran
Travolta’nın Beverly Hills Otel’de
16 Ocak’ta gerçekleşen olayda,
masaj sırasında Doe ile seks
yapmaya çalıştığı öne sürüldü.
İddiaları reddeden Travolta, o
tarihlerde California’da bile olmadığını söyledi.”
Şehnaz Özdenel adlı okurumuz bilgilendiriyor: Biliyorum
ki Amerika’da dava konusu olan
bazı olaylarda adı geçen kişilerin
gerçek isimleri kullanılmayacaksa
kadınlara Jane Doe, erkeklere ise
John Doe kod ismi verilmektedir.
Ancak Milliyet’in haberi verirken
“John Doe adında bir masör...”
diyerek bunu gerçek isim sanması okuru yanlış bilgilendirmek
değilse nedir? diye soruyor. Deniz
Balkay adlı okurumuz da Milliyet
gazetesinin bu ismin sahte olduğuna hiç vurgu yapmamasından
anlıyorum ki, masözün gerçek
isminin “John Doe” olduğunu
düşünüyor olmalı.
İsmini vermeyen bir oturumuz da söz konusu haberdeki
taciz ayrıntılarına yer verilmesini
bunu bilmediğini düşünmüyoruz.
Ancak okurlara bunun gerçekte
bir takma isim olduğunu hatırlatmalıydı. Düzeltir özür dileriz.
Derya Sazak, Milliyet
1 2 M AY I S 201 2
Gazetenizin (Sabah) 22.11.2011
tarihli 27. sayfasında, internet
ortamında Alper Sancar imzasıyla
“Olaylı Müdüre İhraç” manşetiyle ve “Uyuşturucu şebekesiyle bağlantı iddiası ile müfettiş soruşturması başlatıldığı”
haberi gerçekdışı haberdir. Sayın
Deniz Baykal’ın Van İli ziyareti
sırasında meydana gelen olaylar nedeniyle İçişleri Bakanlığı
Yüksek Disiplin Kurulunun açmış
olduğu soruşturma sonucunda,
14.10.2010 tarihinde “Uyarma”
cezası verilmiş, karar kesinleşmiştir. Şükrü Rafet Mert halen
Emniyet Müdürlüğü Strateji
Geliştirme Daire Başkanlığında
Emniyet Müdürü olarak görev
yapmaktadır. Görevden ihracı söz
konusu değildir. Ayrıca “uyuşturucu şebekesiyle bağlantı iddiası
ile müfettiş soruşturması başlatıldığı” haberi ile müvekkilimin
adının uyuşturucu kaçakçılığına karışmış olduğu ve halen
bu konuda soruşturma yapıldığı
iddia edilmekte ise de, müvekkilin, hiç ilgisi olmadığı halde
adının karıştırılmaya çalışıldığı
başka bir soruşturma dolayısıyla
Van Cumhuriyet Başsavcılığının
2010/1128 Soruşturma, 2011/354
Karar nolu 08.08.2011 tarihli
“kovuşturmaya yer olmadığına
dair kararı” ile aklanmıştır.
Müvekkilimin şeref, haysiyetini zedeleyici ve kişilik haklarına
saldırı niteliği taşıyan gerçekdışı
haber yapılmıştır. Kamuoyuna
saygı ile duyurulur.
Şükrü Rafet Mert
Vekili Av. Selçuk Mert
1 0 mayıs 201 2
9 Mayıs 2012 tarihli gazetemizin
birinci sayfasında yayımlanan
“Müdür Beylerin Çiftliği” başlıklı
haberde, sehven “BEDAŞ, kiralık araç ihalesini, ‘filonun yüzde
30’una sahip olma’ şartını yerine
getiremeyen Sezen Yavuz’a verdi”
ifadesi yer almıştır. Doğrusu,
“Sezen Yavuz” yerine “Kirmanlar
Elektrik Şirketi” olacaktır.
Düzeltir, özür dileriz. YENİ ŞAFAK
1 6 Nisa n 201 2
1. 15 Nisan 2012 tarihli Hürriyet
Gazetesinde “Tek Kelime İle
Bir’e Yanıt” başlığıyla, Emekli
Orgeneral Çevik BİR’in
Ankara’da karşılanması ile ilgili
“Karşılayacak mısınız?” sorusuna
Genelkurmay Başkanlığından
“Hayır” cevabı verildiği şeklinde
bir habere yer verilmiştir.
2. Emekli Orgeneral Çevik
BİR’in, Ankara’da karşılanması konusunda Genelkurmay
Başkanlığından herhangi bir
talebi olmamıştır.
3. 16 Nisan 2012 tarihli
Hürriyet gazetesinde ise “Islak
İmzalı Belge Genelkurmay’dan”
başlığıyla bir habere yer
verilmiştir. Konu ile ilgili olarak,
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı
(CMK 250. Maddesi ile Görevli)
tarafından 24 Şubat 2012 tarihli
yazı ile Batı Çalışma Grubu ile
ilgili tüm belgelerin gönderilmesi
Genelkurmay Başkanlığından
istenmiştir. Bu yazıya cevaben
06 Mart 2012, 14 Mart 2012 ve
3 Nisan 2012 tarihli yazılar ile
istenen belgelerden mevcut
olanlar Savcılığa gönderilmiştir.
Aynı haberde yer verildiği
şekilde, görevlilerin isim ve
rütbelerinin yer aldığı bir CD
gönderilmemiştir.
Genelkurmay Başkanlığı
1 3 Nisa n 201 2
Antalya CHP İl Başkanlığı adaylarından Devrim Gök, 9.4.2012
tarihli gazetemizde yayımlanan
“Antalya CHP İl Örgütü Seçimi”
başlıklı haberimizle ilgili bir açıklama gönderdi. Haberde isminin
“Deniz Baykal’a yakınlığıyla tanınan aday” şeklinde geçtiğini belirten Devrim Gök, “Ben birilerine
yakınlık ve uzaklık kavramları
üzerinden siyaset yapan bir siyasetçi değilim. Tamamen bağımsız aday olma hakkımı kullanarak CHP tabanı adına Antalya İl
Başkanlığı’na adayım” dedi. YURT
2 4 Mart 2 0 12
22 Mart 2012 tarihli Milliyet
gazetesinin 2. sayfasındaki “O
Bir Uygarlık Havarisiydi’” başlıklı
haberde İnan Kıraç’ın fotoğrafına
haber yetiştirme telaşı nedeniyle
sehven “Haldun Taner” yazılmıştır. Düzeltir, özür dileriz. Milliyet
19 Mart 2 0 12
6 Nisan 2 01 2
23 Aralık 2011 tarihli Bugün gazetesinin 1. sayfasında “Avcı’nın
Prensinden Korkunç Tuzak” başlığıyla yayınlanan haberde özetle,
Mehmet Arslan’ın Devrimci
Karargah örgütü davasından
tutuklu olduğu iddia edilen Hanefi
Avcı’nın sağ kolu olduğu, kaçakçılık yapan bir suç örgütünün
organizatörü olduğu, yakından
tanıdığı kişilere görüşmeleri kaydeden özel tasarımlı cep telefonları hediye ettiği ve dinleme tuzağı
kurduğu ve bu yollarla elde ettiği
haksız kazançlar ile boğaz manzaralı restoran açtığı kaydedilerek kamuoyu nezdinde Mehmet
Arslan hakkında yanlış intiba
uyandırılmaya çalışılmıştır. Haber
ve içeriğinde iddia edilen konular
gerçeği yansıtmamaktadır. Şöyle
ki; öncelikle Basın Konseyi’nce
belirlenen basın meslek ilkelerinden 6.sını hatırlatmak isteriz. 6.
maddeye göre “Soruşturulması
gazetecilik olanakları içinde bulunan haberler, soruşturulmaksızın
veya doğruluğuna emin olmaksızın yayınlanamaz.” Bunun anlamı
haber yapılmadan önce haberde
adı geçen kişi veya kurumlara
iddia hakkında bir açıklamasının
bulunup bulunmadığının sorulmasıdır. Haberi yaptıktan sonra
açıklama beklemek mensubu
olduğunuz mesleğin ilkelerine
açıkça aykırılık teşkil ettiği gibi
tarafımız açısından tekzip ve dava
hakkını doğurur. Söz konusu
haberle ilgili olarak; Mehmet
Arslan hiçbir yasadışı örgütün
organizatörü ya da üyesi değildir,
hiçbir örgüt ya da çeteye hiçbir
biçimde yardımda bulunmamıştır.
Habere konu soruşturma dosyasında dahi aksini ispat edecek
hiçbir delil ve emare bulunmamaktadır. Hayatı boyunca kimseye telefon hediye etmemiştir.
Habere konu hiçbir elektronik
cihazı kullanmamış, bunları kullanarak bir çıkar sağlamamıştır. Bu
yönde ne soruşturma dosyasında
bir tespit yapılmış ne, herhangi
bir cep telefonuna el konulmuş,
ne de soruşturma aşamasında bu
husula ilgili bir soru sorulmuştur.
Kendisinin, ailesinin, akrabalarının ya da tanıdıkları arasında
hiçbir kimsenin boğaz manzaralı
restoranı yoktur ve 21 yıllık meslek hayatında hiçbir zaman haksız
kazanç iddiasıyla suçlanmamıştır.
Hakkında bu ve benzer şekilde
açılmış hiçbir adli ya da idari tahkikat bulunmamaktadır. İstanbul
ya da başka çalıştığı hiçbir ilde bu
ya da benzer ilişkiler yüzünden
cezai işlem de görmüş değildir.
Kaldı ki, soruşturma kapsamında
Mehmet Arslan’ın evinde yapılan
aramada herhangi bir suç unsuruna rastlanmadığı gibi, herhangi
bir restoran da bulunmadığından
hiçbir restoranda arama yapılmamış ve habere konu herhangi
bir dinleme cihazı, böcek, gizli
kamera yahut sinyal bozucuya
el konulmamıştır, zira bunlar hiç
olmamıştır. Haberin devamında
yer aldığı gibi on binlerce elektronik cihaz bir yana, soruşturma
kapsamında hiçbir şüpheliden
hiçbir suç eşyası da elde edilmiş
değildir. Ayrıca Mehmet Aslan
hakkında bir suç şüphesi bulunmadığından kendisi adli makamlarca salıverilmiştir.
Yukarıdaki açıklamalardan da
anlaşılacağı üzere herhangi bir
örgüt ya da çete ilişkisi sözkonusu
olmadığı gibi habere konu cihazlar da yakalanmış veya herhangi
bir tespit yapılmış değildir. Şu an
cezaevinde bulunan Hanefi Avcı
ile konuların irtibatını kurmak,
gizli izleme, dinleme faliyetlerini
yürüten şahıslar olarak sunulması da gerçeği yansıtmamaktadır. Basın Meslek İlkeleri’nden
6.sını tekrar hatırlatmak isteriz: “Soruşturulması gazetecilik
Gazetemizin dün 1. ve 23.
sayfalarında yer alan “MİT
Bombası” haberinin görsellerinde teknik bir hata
nedeniyle karışıklık olmuştur. Eski MİT Müsteşar
Yardımcısı Afet Güneş’in
fotoğrafı yerine, eski İsrailli
bakan Tzipi Livni’nin fotoğrafı girmiştir. Gece yazıişleri
denetiminden de kaçan bu
yanlışlık için özür dileriz.
HABERTÜRK
olanakları içinde bulunan haberler, soruşturulmaksızın veya
doğruluğuna emin olmaksızın
yayımlanamaz.”
Mehmet Arslan
Vekili Avukat Semih Ataş
26 Mart 20 12
Taraf Gazetesi’nin 23 Mart 2012
tarihli nüshasının 1 ve 12. sayfasında yayınlanan “SAVCI
SUSURLUK’UN CÜZDANINI
AÇTI”, “FAÎLİ MEÇHUL PARA
TRAFİĞİ” başlıklı haber yazısına
dair cevap ve düzeltme yazısıdır. Müvekkilimiz yıllarca devlet
kademelerinde namus, şeref ve
haysiyetle hizmet vermiş bir kişi
olup kendisini yakından tanıyanların bildiği üzere müvekkilimizin en hassas olduğu konu
parasal ilişkilerde adının geçmesidir. Kamuoyu önünde defalarca aklanmış olan müvekkilimize yapacak bir şey bulamayan
odakların somut bilgi ve belgeye
dayanmadan müvekkilimizi
parasal işlerle anarak yıpratmak
istedikleri ve bu konuda çok hassas olduğunu bildikleri şeref ve
haysiyetini bu yolla zedelemeye
çalıştıkları aşikardır.
Gazetede yapılan haber tamamen asılsız ve gerçek dışıdır.
Müvekkilimizin malvarlığı hem
kendisi hem de yakınlarını içerecek şekilde defalarca araştırılmıştır. Bu konuyu da kapsayacak
şekilde araştırma yapan TBMM
Susurluk komisyonu da müvekkille ilgili bu iddiaları gerek yurt
içi gerekse de yurt dışını kapsayacak şekilde incelemiş ve hiçbir
usulsüzlüğe rastlamamıştır.
Bunun üzerine bu komisyonda
görev yapan farklı siyasi görüş
ve partiye mensup milletvekilleri dönemin Başbakanı Merhum
BÜLENT ECEVİT’in de bilgisi
dahilinde beyaz oy kullanarak
müvekkilimizi aklamışlardır.
Müvekkilimize yıllardır adeta
Türkiye Cumhuriyeti’nin en
başarılı terörle mücadele döneminde görev yapmasının hesabı
sorulmaya çalışılarak uydurma
belgeler uydurma ifadeler, kişisel kin ve husumet beslenilerek
yapılan açıklamalar ile yıpratılmaya çalışılmaktadır. Bu iddialar da defalarca tekrarlanarak
kamuoyu algısına gerçek gibi
yerleştirilmeye çalışılmaktadır.
Müvekkilimiz ile kin ve husumet
içeren bu eylemlerle ilgili olarak
ayrıca hukuk önünde de hesaplaşma yapılacaktır. Söylenecek
husus bundan ibaret olup somut
verilere dayanmayan bu haberin
ve iddianın gerçek dışı olduğun
kamuoyunun bilgisine saygıyla
sunarız.
Mehmet Kemal Ağar
Vekilleri Av. A. Kadir Toluç
Av. Abdullah Egeli
Milliyet gazetesinin 18 Aralık
2011 tarihli sayısının 19. sayfasında “Köse’den Reyting İddiası”
başlıklı haberde, Erol Köse’nin
Taraf gazetesiyle yapılan röportajına yer verilmiştir. Söz konusu
röportajda Erol Köse tarafından müvekkilimiz Ali Atıf Bir
hakkında özetle, “1999 yılında
AGB’de denek skandalı yaşandığı, o dönemde AGB’de Ali Atıf
Bir’in olduğu, skandal olay patlak
verince Ali Atıf Bir’i işten çıkardıkları” şeklinde bir beyanda
bulunulmuştur.
Söz konusu beyanlar en hafif
tabirle gerçek dışıdır. Zira, Prof.
Dr. Ali Atıf Bir, reyting ölçümü
yapan AGB’ye bağlı olarak hiçbir
zaman çalışmamıştır. Mensubu
olduğu üniversite, TİAK ve AGB
arasındaki işbirliğine dayalı olarak denetçi unvanıyla AGB’nin
reyting ölçümlerini denetlemiştir. Erol Köse ya da Cem Uzan
tarafından AGB’den 1999 yılmda
işten çıkarılması söz konusu
olmadığı gibi, mezkur şahısların
böyle bir yetkileri de hiçbir zaman
olmamıştır.
Kaldı ki Prof. Dr. Ali Atıf Bir,
AGB denetçiliğinden 2003 yılında
kendi rızasıyla ayrılmıştır. Söz
konusu röportajın müvekkilimizle
olan kısmı tamamen gerçek dışı
olup, Erol Köse’nin söz konusu
beyanları, müvekkilimizin daha
önceden Erol Köse’nin iftira ve
hakaretlerine binaen İstanbul
Cumhuriyet Başsavcılığına yaptığı
şikâyete dayalı husumetten kaynaklanan gerçek dışı beyanlardır.
Av. Fatih Taşdemir
9 mart 2 0 12
03.02.2012 tarihli gazetenizin
(Taraf) 12’nci sayfasındaki “‘Baban
Terörist, Polis Olamazsın’a
İnceleme” başlıklı haberinizde,
“Mustafa Çelik’in polis olma
hayali Emniyet’ten geri çevrilmişti” biçiminde asılsız iddiaya
yer verilmiştir. Haberde belirtilen şahsın Polis Akademisi’ne
herhangi bir başvurusu bulunmamaktadır. Bu doğrultuda,
müracaatının babasının terörist
olduğu gerekçesi ile reddedilmiş olması da gerçekdışıdır.
Emniyet Teşkilatı’nın kamuoyundaki saygınlığına, gerçekdışı
haberlerle zarar verilmemelidir.
Basın hürriyetinin asılsız haber
vermeyi kapsamadığı, kamuoyunun yanlış bilgilendirilmemesi
gerektiği açık olduğundan; bu
metnin gazetenizde yayınlanması
gerektemektedir.
Hakan Özdöl
Emniyet Genel Müdürü a. 1.
Hukuk Müşaviri
1. Sınıf Emniyet Müdürü
Dün Airbus göndermiş olduğu resmi yazıda
“Karakutu kesinlikle kaybolmadı ve bizdedir”
demiş olmasına rağmen Sabah gazetesi bugünki
baskısında halen gerçek dışı haberler yaymaya
devam etmektedir. Doğru ve gerçek habercilik adına karakutunun Airbus’ta olduğunu ve
kaybolmadığını gösteren resmi yazıyı tekrar
yayınlıyoruz.
Sabah gazetesi yine bu günki baskısında
Atlasjet Havayollarında ikinci pilot olarak uçan
Ciulla Maya’nın öğrenci pilot olduğunu ve
konuyu İtalya sivil havacılığından araştırdığını
iddia etmektedir. Ayrıca İtalya sivil havacılığından edindiği bilgiye göre Maya’nın A320 uçağını
uçurmaya yetkisi olmadığını belirtmektedir.
Bu kişiye ait tüm belgeler Türk Sivil Havacılık
Genel Müdürlüğünde mevcut olup, Sivil
Havacılık Genel Müdürlüğünün 09.04 2012
günü yapmış olduğu basın bildirisinde de Ciulla
Maya’nın A320 uçağını kullanmaya tümü ile
yetkili olduğu gayet net bir şekilde belirtilmiştir. Tüm bu bilgilere rağmen Sabah gazetesi
maalesef halen asılsız haberler yayınlayarak
Atlasjet’i haksız yere karalama politikasına
devam etmektedir.
Bu haber de yine Karakutu haberindeki
gibi tümü ile gerçek dışıdır. Aşağıda Maya’nın
İtalyan Sivil Havacılığından almış olduğu
lisansından da görüleceği üzere Maya’ya
A320 uçağını uçurma yetkisi ilk olarak İtalyan
Sivil Havacılığı tarafından verilmiştir. Dolayısı
ile Sabah gazetesinin; İtalyan Sivil Havacılık
otoritesi ENAC’ta Ufficio Stampa’dan aldığını
iddia ettiği ve A320 yetki sertifikası olmadığını iddia ettiği bilgiler kesinlikle hayal
mahsulüdür. (Ufficio Stampa İtalyan Sivil
Havacılığında bir kişi değil, Basın Ofisi’nin
İtalyanca ismidir)
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
AtlasJet
8 ŞU BAT 2 0 12
SABAH GAZETESİNİN 10.12.2011
TARİHLİ NÜSHASININ 24.
SAYFASINDA YER ALAN “KANIT
POLİS’TE CÜBBELİ ŞOKTA”
BAŞLIKLI HABERİN BİR
BÖLÜMÜNDE, SAYIN ADNAN
OKTAR HAKKINDA GERÇEK DIŞI
BİR BEYANA YER VERİLMİŞTİR.
HABERDE, SAYIN ADNAN
OKTAR’IN KAMUOYUNDA
CÜPPELİ AHMET İSMİYLE
BİLİNEN AHMET MAHMUT
ÜNLÜ HAKKINDA, ERGENEKONCU SAHTEKAR HOCA
İFADESİNİ KULLANDIĞI
İLERİ SÜRÜLMÜŞTÜR. SABAH
GAZETESÎ’NİN BU BEYANI
GERÇEK DIŞIDIR. SAYIN
ADNAN OKTAR HİÇBİR
ZAMAN VE HİÇBİR YERDE,
AHMET MAHMUT ÜNLÜ
HAKKINDA BÖYLE BİR İFADE
KULLANMAMIŞTIR. HABERİN
BU BÖLÜMÜ GERÇEKLERE
AYKIRIDIR. KAMUOYUNUN
BİLGİSİNE SUNARIZ.
ADNAN OKTAR VEKİLİ
AV. CEYHUN GÖKDOGAN
3 Şubat 2 0 12
İstanbul’da Başbakanlık Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde 4 Mayıs
2007 tarihinde Başbakanımız
Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile
dönemin Genelkurmay Başkanı
Orgeneral Yaşar Büyükanıt arasında gerçekleşen görüşmeye dair
bugün bazı gazetelerde ileri sürülen şantaj iddiası gerçeği yansıtmamaktadır. Mesnetsiz iddiaların
haber olarak sunulması, kamuoyunu doğru bilgilendirme ilkesiyle de bağdaşmamaktadır.
İlgili yayın organlarına karşı
her türlü hukuki hakkını mahfuz
tutan Sayın Başbakanımız,
gerçekle örtüşmeyen bu tür
iddiaları esefle karşılamaktadır.
Başbakanlık Basın Merkezi
yapacak örgütler arasında yer
alan Haklı Kadın Platformu, yanlışlıkla yazılmıştır. Düzeltir, özür
dileriz. Cumhuriyet
4 Ocak 201 2
2 8 Ocak 201 2
Önceki günkü yazımda Musa
Anter’in oğluna Türkiye’ye
gelerek babasının mezarını ziyaret
izni verildiği gün, Musa Anter’in
kitaplarının yasaklandığını
yazmıştım. Yasaklanmamış.
Kitaptan hakkında soruşturma
açılmış. Hükümet çevresindeki
kanı, bunu, bir savcının Anter’in
oğlunun gelişine karşı kendince
hamlesi olarak yorumluyor.
Yargının bir bölümünün
yürütmeye bir tür meydan
okuması yani.
Cengiz Çandar, Radikal
19 Ocak 201 2
Çağlayan Adliyesi’nde, hakkında
açılan bir dava kapsamında mahkemeye çıkan Karagümrük çetesi
lideri Nuri Ergin’in 17.01.2012
tarihinde gazetemizde yer alan
“Alaattin Çakıcı beni öldürmek istedi, ceza almadı” ifadesi,
“Alaattin Çakıcı oğlumu öldürmek istedi ceza almadı” şeklinde
olacaktır. Düzeltir, okurlarımızdan
özür dileriz. Taraf
5 Ocak 201 2
Dün gazetemizin 3. sayfasında
yayımlanan “Meclis Kapısında
Yatarız” başlıklı haberde eylem
Dünkü gazetemizde yer
alan “Mesaj
Yüzünden
Karısını Kesti”
başlıklı haberde,
olayın faili olan
Hasan Bakır
değil, Antalya
Emniyeri’nde
görev yapan polis memuru Halil
Kara’nın fotoğrafı kullanılmıştır.
Düzeltir, özür dileriz. Hürriyet
3 Ocak 201 2
NOT: “Dünkü yazımda Sayın Prof.
Dr. Seçil Karal-Akgün’ün adı sehven Karal-Aygün olarak dizilmiştir. Düzeltiyor ve özür diliyorum.”
M. Arif Demirer, Anayurt
3. sayfada “Polis Takibindeki
İşadamı 4 Bakanlı Zirveye
Katılmış” başlıklı haberde yer alan
tamamen asılsız iddia ve yorumlara dayalı bu habere karşılık,
kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi amacıyla aşağıdaki açıklamaların yapılması zorunluluğu
hasıl olmuştur.
Mahmut Arslan European
Tobacco A.Ş’ şirketinin
ortaklarından bir tanesi olup,
Mahmul Arslan’ın Ankara
Cumhuriyet Başsavcılığınca
yürütülen ve gizlilik karan
bulunan dosyada kendisi
hakkında da polis takibi yapıldığı
iddiası tamamen asılsız ve
gerçek dışı olup, kendisinin bu
soruşturma ile ilgili hiçbir ilgisi
bulunmamaktadır.
Elli yılı aşkın bir süredir, ulusal ve uluslararası alanda çeşitli
sektörlerde faaliyet gösteren,
binlerce çalışanı olan, köklü ve
tertemiz bir geçmişi olan Mahmut ARSLAN’ın ortağı bulunduğu
şirketlerin ve Mahmut ARSLAN’ın
müvekkilimizin yasal olmayan
hiçbir faaliyeti olmamıştır. Soruşturma kapsamında müvekkilin
hiçbir şekilde bilgisine başvurulmamıştır. Ankara Cumhuriyet Savcılığınca verilmiş gizlilik
kararı bulunan dosyada, bu yönde
bir adli takibatın sonucu beklenmeksizin asılsız bir şekilde haber
yapılmasını, gazetecilik etiği ve
ilkeleri ile bağdaştırmak mümkün değildir. Söz konusu haberin hazırlanışındaki yaklaşımın
değerlendirilmesini kamuoyu
takdirine bırakıyoruz.
Tekzip Yayınlatılması
Talebinde Bulunan (İhtar Eden)
Mahmut Arslan
Vekili Av. Murat Altındere
2 Ocak 201 2
Gazetemizin önceki günkü sayısında yer alan “TÜİK’e cevap
Vermeyen Yandı” başlıklı haberimizde, kurum anketörlerinin
halka yönelttiği sorular arasında
sehven “Erkek erkeğe ilişkiye girdiniz mi?” sorusuna da yer verilmiştir. Bu soru TÜİK anketlerinde
değil, kan bağışında bulunanlara
sorulmaktadır. Düzeltir, özür dileriz. HaberTürk

Benzer belgeler