PDF`ini burdan görebilirsiniz.

Transkript

PDF`ini burdan görebilirsiniz.
Sir
WINSTON
TEAHouse
• Sir Winston kapılarını ilk kez
2000 senesinin temmuz ayında,
EGSPARK Mavişehir’de açtı.
2010 itibariyle ise toplam 11
şubesiyle hizmet veriyor. Bu
geniş ailenin en küçük üyesi
Forum Bornova’da, en büyüğü ise
Denizli’de bulunuyor.
•
• Sir Winston günde ortalama 2200 – 3000 kişiyi ağırlıyor.
Öğleden itibaren başlayan
yoğunluk, gece kapanışa kadar
devam ediyor. •
• Bu kalabalık müşteri kitlesine
toplam 200 kişilik bir ekip hizmet
ediyor. Sir Winston 2002 senesi
itibariyle İzmir-Çeşme’de açılan
Altınyunus Marina, Alaçatı Solto
Beach ve Alaçatı Port şubeleriyle
müdavimlerini yazlıklarında da
yalnız bırakmıyor. Forum Aydın
ise Sir Winston ailesinin İzmir il
sınırı dışında açılan ilk şubesi...
• Sir Winston’da bir günde yaklaşık
1000 Türk kahvesi içiliyor. •
• Müdavimler kahvelerini genelde
orta tercih ediyor. Menünün en
tutulan salatası tavuklu sezar
salata. Sir Winston’da bir seferde
bırakılan bahşiş rekoru ise 500 TL.
•
• Sir Winston’da keyif yaparken
ünlü simaları görmek çok olası...
Mesela kimler mi? Arda Turan,
Haşmet Babaoğlu, Asım Pars,
Burcu Güneş, Metin Uca... Liste
oldukça uzun...
• içerik ekibi:
Aylin Güngör - J. Hakan Dedeoğlu
Yetkin Nural - Doruk Yurdesin - Ekin
Sanaç
tasarım ekibi:
Sadi Güran - Batu J. Dedeoğlu
• katkıda bulunanlar:
Siğnem Sangüder - Deniz Kaynak
kırıntılar
Hazırlayan: Siğnem Sangüder – Yetkin Nural
Ne kadar çirkinsiniz? Bu
sorunun cevabı için bir iPhone
uygulaması var artık. “The
Ugly Meter” portre fotoğrafınızı
kullanarak, hatlarınızı analiz
ediyor ve size bir çirkinlik
puanı veriyor. Çıkan puanlara
göre değişik yorumlarda
da bulunuyor. App Store’da
0,99 cente satılan “The Ugly
Meter” ile dostunuzdan bile
duyamayacağınız acı gerçeği
öğrenmek elinizde…
Ciddî oyunlar: Epic Win
Bileğinizin etrafında dünya
turu
Popüler oyun konsolu Nintendo
Wii sahibiyseniz, Wii’nizi
daha da ilginç kılmanın
bir yolu var. Rengârenk
legolarla Wii konsolunuzu
renklendirebilirsiniz. 40
dolardan satışa çıkan LEGO
Wii Remote ile eğlenceye
yaratıcılığınızı katın!
toysrus.com
Eski 45’likleri sakladığınız
yerden çıkartma vakti! Crosley
firmasının ürettiği pikap,
teknoloji ile nostaljiyi bir araya
getirmiş. Küçük boyutuyla
Ejderha çağı geri dönüyor
2009’un en iyi rol yapma
oyunlarından biri olan Dragon
Age’in devamı Dragon Age 2,
Mart 2011’de oyunseverlerle
buluşacak. Fakat maceraya
daha önceden başlayabilirsiniz,
hem de Facebook üzerinden.
“Dragon Age Legends”
uygulaması ile Thedas’a
1965
1958
iPhone’nunuzla dünya
etrafında bir tura ne dersiniz?
“Tour Wrist” uygulamasıyla,
3D panoramik fotoğraflar
sayesinde dünyanın birbirinden
ilginç, değişik yerlerini ziyaret
Hayatımızın ciddî
sorumlulukları bazen oldukça
can sıkıcı… Çoğumuz
hep oyunlar oynadığımız
çocukluğumuza geri
dönmek istiyoruz gizli gizli.
Ciddî oyunlar işte tam da
bunu yapmamızı, hayat
ile oyunu birleştirmemizi
sağlıyor. Örneğin bir iPhone
Geleceğin pikapları
anlatıyor. Viski endüstrisinde
20 yılı aşkın bir süre boyunca
yürüttüğü, çoğu kişiyi
imrendiren, dünyaca ünlü bir
viski markasının pazarlama
müdürlüğü görevi sırasında
viski dünyası hakkında
öğrendiklerini eğlenceli
ayrıntılarla okuyuculara
aktarıyor. Ayrıca bu kitap
viskiseverlerin denemesi için
önerdiği geniş bir liste ile yeni/
eski, ödüllü ve eşsiz aromalara
dair kapsamlı bir rehber niteliği
de gösteriyor.
thewhiskyexchange.com
Bir küçük kalem, bir dünya
bilgi
101 viski masalı
istediğiniz yere taşıyabildiğiniz,
pille çalışan, FM radyo içeren
Crosley pikaplar aynı zamanda
barındırdığı USB bağlantısıyla
plaklarınızı dijital ortama
aktarabilmenizi sağlıyor.
crosleyradio.com
Viski uzmanı Ian Buxton,
Ölmeden Önce Denemeniz
Gereken 101 Viski (101
Whiskies To Try Before You
Die) isimli yeni kitabında,
viskiler hakkında öğrendiklerini
Her gün gelişen teknoloji
sayesinde artık bir bilgisayarı
dolmakalem içine sığdırmak
mümkün… Livescribe Echo
Smart Pen, el yazınızın ya
da çizimlerinizin fotoğrafını
belleğinde tutuyor ve 800
saate kadar ses kaydı
1996
iPhone iPhone söyle bana…
uygulaması olan “Epic Win”
ile bir avatar yaratıp gerçek
hayatınızın yapılacaklar
listesinde bulunan işleri
tamamladıkça karakterinizi
güçlendirebiliyorsunuz. Mesela
bu haberi yazmak bana tam
100 zekâ puanı kazandırdı!
Rengârenk konsollar
1994
Taşınabilir hoparlörlerin
çoğunun, standart bir
hoparlörün ufak versiyonu
olması haricinde, çok fazla
özelliği yoktur. X-Mini Capsule
Speaker ise küçük boyutu ve
göz alıcı estetiğinin yanısıra
oldukça güçlü bir ses çıkışı
sağlıyor. Cep telefonlarına
ve dizüstü bilgisayarlara
bağlanabilen bu minik
cihaz sayesinde müziğin
zevkini her zaman yanınızda
taşıyabilirsiniz.
x-mini.com
geri dönüp arkadaşlarınızla
birlikte Darkspawn’a karşı
savaşabilirsiniz. Bioware
imzalı “Dragon Age Legends”
uygulamasının esas çıkış
tarihi önümüzdeki şubat ama
isteyenler şu anda beta testine
katılabilir.
ea.com/dragon-age-legends
1990
Gürültülü ses kapsülleri
edebilirsiniz. Telefonunuzu
aşağı-yukarı ya da ekseni
etrafında hareket ettirerek,
mekânları en ince ayrıntısına
kadar inceleyebiliyorsunuz.
Kâh güneş batarken bir şehrin
ışıklarına, kâh ıssız bir sahilde
gökyüzünün derinliğine dalın.
Seçim size kalmış. Üstelik bu
uygulama bedava!
internetin zaman yolculuğu
Sahi internet ne zaman ve nasıl
girdi hayatımıza? Böylesi bir
buluşun mimarları kimdi? Tüm
dünya kültürünü kökünden
etkileyen bu iletişim aracının ilk
adımlarını kaçımız biliyoruz? Artık
dünyanın en meşhur markaları
olan bazı web siteleri ilk ne zaman
açıldı? Gerçek şu ki tüm hayatımız,
iletişimimiz internet üzerinden
ilerliyor. Sanal ortamda yepyeni
bir tarih yazılıyor ve internetin
günlük hayatımıza girişine tanıklık
edenler olarak bu tarihin şahidiyiz
aslında. İşte internet denen gayya
kuyusunun günümüze kadarki
yolculuğunun satırbaşları ve
önemli anları...
• 1958 – Amerika Başkanı
Eisenhover, ARPA projesi
(Gelişmiş Araştırma Dairesi Ağı)
için bütçe talebinde bulundu.
Proje, Birleşik Devletler Savunma
Bakanlığı içerisinde gizli iletişimi
sağlamak amacıyla tasarlanmıştı
• 1983 – Domian Name Systems
(DNS), Jon Postel, Paul
Mockapetris, ve Craig Partridge
tarafından tasarlandı ve bugün
kullandığımız edu, gov, com,
mil, org, net ve int gibi domain
isimleri yaratıldı. • 1965 – İlk network deneyi
gerçekleştirildi. MIT Lincoln
Laboratuvarı’nda Larry Roberts
tarafından gerçekleştirilen
deneyde paket dağıtımı
teknolojisiyle birbirine bağlanan
iki bilgisayar arasında iletişim
sağlandı. • 1985 - Symbolic.com ilk kayıtlı
domain olarak tarihe geçti.
• 1990 – İnternet öncüsü ARPAnet
projesi sona erdi ve Tim BernersLee’nin yarattığı, interneti tüm
dünyaya yayacak olan World Wide
Web harakete geçti. • 1993 – Mozaik ismini taşıyan
arama motoru ile internet resmen
hayatımıza giriş yapmış oldu.
• 1994 – Beyaz Saray kendi web
sitesi www.whitehouse.gov’u
açtı. Bunu takiben ticarî siteler
peşisıra açılmaya başladı ve
e-mail yoluyla geniş pazarlama
kampanyaları başlattılar. Ve
böylelikle spam kelimesi internet
sözlüğüne girmiş oldu. • Pizza Hut dünyadaki ilk online
restoran sitesini açtı. • Alman teknoloji firması Intershop,
online alışveriş imkânını sağlayan
programı sundu ve alışveriş sanal
âleme taşınmış oldu. • 1972 – İlk e-mail programı Ray
Tomlinson tarafından tasarlandı
ve “@” işareti yaratıldı. • Dünyanın en büyük online
alışveriş mağazası Amazon açıldı.
rakamlar ve internet
• Bugün dünyada toplam 2 milyara
yakın internet kullanıcısı olduğu
düşünülüyor. Bu kullanıcıların
825 milyonu Asya’da bulunuyor.
• İnterneti en çok kullanan kıtalar
sırasıyla ve yüzdesiyle: Asya: %42 Avrupa: %13,5
Güney Amerika: %10,4
Afrika: %5,6
Avustralya: %1,1
• Dünyada en çok internet
kullanan vatandaş oranına sahip
ülke İsveç. Ülke nüfusunun yüzde
75’i internet kullanıcısı.
• Radyo’nun 50 milyon kullanıcıya
ulaşması 38, televizyonun ise 13
yıl sürmüştü. İnternet bu rakamı
5. yılında çoktan yakalamıştı.
• Dünyada 18 ülkede internet
bulunmuyor.
• İnternetin babası kim diye
soracak olursanız: interaktif
bilgisayar sistemleri ve Galaktik
Network fikrini ilk ortaya
atan J.C.R Licklider, TCP/IP
protokollerini geliştiren Vinton
Gray Cerf ve ARPA projesinin
şefi Larry Roberts cevabını
alabilirsiniz.
• 1996 – İnternet üzerinden
anında mesajlaşmayı sağlayan
ilk program ICQ hayatımıza
dâhil oldu. Mesaj uyarı sesiyle
hafızalardan silinmeyen ICQ aynı
zamanda iletişim şeklimizi de
kökünden değiştirdi. • Online ikinci el ürün mağazası
eBay açıldı. • Bilgisayar oyunlarının geleceğini
değiştirecek olan, tüm dünyayı
aynı anda internete kilitleyecek
MMORPG oyunlarının ilki
Meridian 59 başladı. Tadı ve tasarımıyla İtalyan
Online tatilmatik:
Wanderfly
• 1997 – NASA internet sitesi,
Pathfinder’ın Mars’tan gönderdiği
görüntüleri yayınlayınca 8 Haziran
tarihinde internet trafiği rekoru
kırıldı. Site bir gün içerisinde 46
milyon kere tıklandı. • Weblog terimi türedi… Sonradan
kısaltmaya uğradı ve blog adını
aldı. • İnternete bağlanmamızı, işitsel
hafızalarımızda bambaşka bir
yere sahip olan o muhteşem
sesiyle duyuran 56k modemler
hayatımıza dahil olmaya başladı.
• 1998 – Sohbet odaları devri
mIRCH ve pIRCh gibi programlarla
başlamış oldu. Ortak zevk
taşıyan, eş arayan, arkadaş
isteyen, iş bulmaya çalışan
milyonlarca insan sohbet
odalarına akın etti. Birçok kişi
bu odalar sayesinde hayatının
aşkıyla tanışırken, bu mecra
birçok çiftin de boşanmasına
sebep oldu.
• Dünyada her 10 saniyede bir
sanal suç işleniyor.
• İnternette her yıl ortalama 2
milyon terabayt veri yaratılıyor.
• Arama motorlarının işleyişini ve
internet tarihini de hatırı sayılır
ölçüde değiştiren, Stanford’lı
iki öğrenci Larry Page ve
Sergey Brin’in icadı Google, bir
arkadaşlarının bodrum katında
sanal dünyaya merhaba dedi.
Google bugün Amerika borsasının
en değerli 5. firması.
• 1999 – Shawn Fanning,
kullanıcılar arası dosya
paylaşımını mümkün kılan
Napster’ı yarattı ve müzik
endüstrisinde telif hakları
savaşları başlamış oldu. Aynı
sene Myspace de internet
dünyasına adım attı. • 2001 – Takvimler 2001 yılını
gösterdiğinde artık günde
internet üzerinden 9,8 milyar
elektronik mesaj atılıyordu. • Online ansiklopedi Wikipedia.org
dünyaya gözlerini açtı. 2003 - Dünyada her ay telif
hakları ödenmeksizin indirilen
müzik dosyası sayısı ortalama 2,6
milyarı buldu. • Muhtemelen gelecekte
telefonların tarihe karışmasının
sebebi olarak tarihe geçecek
olan, online telefon konuşması
yapmamızı sağlayan Skype açıldı.
İkinci el diyince genelde
aklımıza eski püskü kadife
ceketler, kokan pantolonlar,
lekelenmiş bluzlar falan
• Apple, 99 cente online MP3
alınabilmesini sağlayan iTunes
sistemini dünyaya tanıttı. • 2004 – Sosyal hayatımızı en çok
etkileyen web sitesi olarak tarihe
geçen Facebook, 2004 Şubat’ında
yaratıldı. Bugün Facebook’ta
500 milyondan fazla kişi kayıtlı
bulunuyor. • 2005 – Dünyanın en çok ziyaret
edilen web sitelerinden youtube.
com açıldı. • 2007 – Herkesin bu da ne ki
şimdi diyerek karşıladığı Twitter
kısa sürede dünyanın en önemli
iletişim kanallarından biri haline
geldi. Bugün birçok devlet
başkanı dahi Twitter üzerinden
halka sesleniyor
• 2008 – Youtube Türkiye’de
yasaklandı. • 2010 – Youtube yasağı kalktı.
• 2006 – Dünyadaki online sitelerin
sayısı 92 milyonu buldu. • 2000 – Milenyuma gelindiğinde
dünyada 20 milyon online site
vardı.
• Eğer hep merak ettiyseniz,
HTTP’nin açılımı: Hyper Text
Transfer Protocol.
• İnternet kullanan biri dakikada
10 kere göz kırparken, gündelik
başka işlerle ilgilenen biri bunun
iki katı kez göz kırpıyor
• Dünyada, kredi kartıyla kayıtlı
23 ülkeden toplam 160 milyon
iTunes kullanıcısı var.
2011
İkinci el couture
Silver ve Christos Garkinos’un
Los Angeles’ın seçkin
gardıroplarından topladıkları
seçme ürünleri satışa
çıkarttıkları online butikleri
Decadestwo.1’da bulmak
mümkün. Biz gene de sizin
için özetleyelim: Dior, Jimmy
Choo, Alexander McQueen,
Gucci, Chole, Chanel, Hermes
ve diğerleri… Üstelik 300 dolar
altına düşen rakamlara dahi
ürünler bulmak mümkün.
decadestwo1.com
2007
İsveçli tasarımcı KarlOskar Ankarberg’in iki katlı
Archiquarium’u şimdiye kadar
gördüğümüz akvaryumlardan
çok farklı. Siyah-beyaz
minimal tasarımı ile bu
modern balık evi, her ev ya
da ofis için şık bir dekorasyon
sağlıyor. Her iki katında da
panoramik pencereler bulunan
Archiquarium ile balıklarınızı
Çarpıcı ve kompakt
Y1 iperEspresso, espresso
kapsülü sayesinde evinizde
kaliteli İtalyan kahve
keyfini yaşamanıza olanak
sağlıyor. Y1, diğer espresso
makinelerine benzemiyor.
Sertleştirilmiş cam ve
alüminyumdan üretilmiş
ve sadece 30 cm² yer
kaplayan bu makine saniyeler
içinde size gerçek İtalyan
espressosunu sunuyor.
illy.com
Seyahat oldukça kişisel
tercihlere de dayanan bir
mevzu aslında. Wanderfly
sitesi herkese kişisel tercihleri
doğrultusunda uygun bir
seyahat planı vaat ediyor.
Siteye girip, bütçe ve zaman
gibi bilgileri giriyorsunuz;
parti, kültür, alışveriş, romans
gibi seçeneklerin arasından
sizin tatil anlayışınıza uyan
bir konsept seçiyorsunuz.
Wanderfly.com size
kalacağınız otel, bilet fiyatı ve
ilgilenebileceğiniz aktiviteler
gibi çeşitli bilgilerle beraber
seyahat planları sunuyor,
üstelik ânında rezervasyon
seçenekleri de var!
wanderfly.com
2004
Stil sahibi balıklar
2000
1997
Efsanevî bisiklet üreticisi
İtalyan Montante firması ve
Maserati ortaklaşa çalışması
olan Montante Maserati 8CTF,
tasarımıyla göz kamaştırıyor.
Bu özel bisiklet, Maserati’nin
Indianapolis 500 yarışını
kazanmasının 70. yılı dönümü
anısına tasarlanmış. 3 bin
avroya satışa çıkan Montante
Maserati 8CTF, Maserati pilotu
Wilbur Shaw’ın yarış sırasında
kat ettiği 200 tura gönderme
yaparak sadece 200 adet
üretilmiş!
montantecicli.it
Ahşap, genelde evlerde
karşımıza çıkan bir malzeme…
Ancak son dönemde
farklı sektörlerden tasarım
firmalarının da ilgisini
çekmeye başladı. Bu akımın
öncülerinden olan Shwood
firması, Ashland model ahşap
güneş gözlüklerini piyasaya
sundu. Klasik pilot gözlüğü
tasarımlı Ashland’lerin
çerçeveleri gül ağacından
yapılmış. Oldukça dayanıklı
olan bu gözlüklerin online satış
fiyatı ise 145 dolar...
gelir. Ancak ya bu ikinci elin
ilk sahipleri Hollywood’da
yaşayan ünlülerse neler
beklememiz lazım? İşte bu
sorunun cevabını stil uzmanı
ve butik sahibi ikili Cameron
stil içinde yüzerken izlemek
istiyorsanız, yakında piyasaya
çıkacak olan bu ürünü
izlemeye alın.
archiquarium.se
Tasarımlarında ahşap kullanan
bir başka marka ise WeWood.
WeWood marka saatlerde
malzeme olarak akağaç, kızıl
çitlembik ve Güney Amerika’ya
özgü bir ağaç olan Guaiaco
kullanılıyor. Online satış
fiyatları 119 dolardan başlayan
saatlerin her birinin satışı için
bir ağaç dikilmesi ise markanın
çevre bilincine dikkat çekiyor.
shwoodshop.com
we-wood.us
1999
Şık pedallar
Eski bir malzeme, yeni
tasarımlar
1998
yapabiliyor. 8 GB kapasiteli
bir kızılötesi kameraya sahip,
ayrıca bilgisayara USB ile
bağlanabiliyor.
livescribe.com
• Şu anda dünyada satın alınan
single’ların yüzde 98’i sanal
ortamda.
soru & cevap
Röp: J.Hakan Dedeoğlu
İşlerini ve üretimlerini yakından takip
ettiğimiz dört kişiye, alışılmış röportaj
soruları yerine içimizden geldiğince
sorular yönelttik.
memet ali alabora
aktör - tiyatrocu
Bu soruları yanıtlarken nerdesin, saat kaç, ve dinliyorsan eğer, ne dinliyorsun?
Bu soruları yanıtlarken saat 22:47. Turkmax stüdyolarında, Heberler çekimindeyim ve Mahir İpek’in
sürekli karakterden karaktere geçerek arabeskten Türk halk müziği ve devrimci İspanyol şarkılarına
varan repertuvarını dinliyorum. Yemek yapmayı mı yemeyi mi seversin? Yemeyi seviyorsun en sevdiğin yemek, yapmayı
seviyorsan spesiyaliten nedir?
İkisini de çok severim. Çok fazla sevdiğim yemek var ama çocukluğumdan beri bu soruya
hep mantı diye cevap vermişimdir. Sanırım yine verebilirim. Yaptığım yemekler içinde bir tane
spesiyalitem yok, birçok farklı yemeği yaparım.
En sevdiğin üç kelimeyi bizimle paylaşır mısın?
Muhabbet, zeitgeist, weird.
En son hangi filmi izledin ve beş üzerinden kaç yıldız verirsin? Daha da önemlisi, izlememizi
tavsiye eder misin? En son hatırladığım The Motorcycle Diaries idi. Beş üzerinden dört veriyorum. İzlemenizi de
kesinlikle tavsiye ediyorum.
Takip ettiğin bir dizi/diziler var mı?
Sürekli takip ettiğim bir dizi yok, yakaladığımda House’u izlerim. Bir de Gerçek Kesit izlerim.
Bilgisayarının masaüstünde ne imgesi var?
Sürekli değiştiririm ama şu anda Ubuntu 10.04 sürümünün kendi masaüstü görseli var. Zaman içinde yolculuk yapabiliyor olsan nereye yönelirdin?
Çatalhöyük, MÖ 9000 yılı.
Bir süper gücün olsaydı ne olmasını isterdin?
Uçmak.
şebnem dönmez
MP3 çalarında sürekli çalan üç parça nedir?
Sürekli değişir. Bugünlerde en çok Mahler.
aktris
Basketbol mu futbol mu? Yoksa artistik buz pateni mi?
Ben 10 yıl basketbol oynadım. O yüzden bu konuda objektif bir yanıt veremeyeceğim. Tabiî ki
basketbol ve hâlâ oynuyorum.
En sevdiğin üç kelimeyi bizimle paylaşır mısın?
Pipet, şaka, konstrüksiyon.
Eksikliğinde yapamayacağın üç şey(in) nedir?
İyi bir uyku, İstanbul’dan uzaklaşmak ve İstanbul (bunlar ‘şey’den ziyade eylem oldu ama idare
edin artık!).
Zaman içinde yolculuk yapabiliyor olsan nereye yönelirdin?
Valla önce 60’lara gider güzelce takılırdım, Lennon’larla falan, İspanyol paça kot pantolonlar ve
süper mini kloş eteklerle. Burada bitmezdi sanırım bu, oradan bir Rönesans yapardım, görecek
besteci ve ressamlarım var zira ve hemen sonra önce yakın geleceğe, yani 100 sene sonrasına,
oradan da 1000 sene sonrasına zıplardım…
Çocukluğundan beri yanında taşıdığın, sakladığın bir eşyan var mı?
Yok.
Eğer başka bir objeye, canlıya dönüşebilecek olsan neye dönüşürdün?
Karım olsa direkt “yunus” derdi, ama ben bilemedim.
En son neyden korktun?
Yanlış anlaşılmaktan.
MP3 çalarında sürekli çalan üç parça nedir?
Sürekli değil de son günlerde en çok çalan üç parça şöyle: Amy Winehouse, “Stronger Then Me”;
Portecho, “Let’s Move”; Chris Isaak, “Wicked Game.”
Bir takıntın/takıntıların var mı?
İnceden el yıkama, doğrucubaşlılık, uyurken telefonun sesini kısmak.
Çocukluğundan beri yanında taşıdığın, sakladığın bir eşyan var mı?
Nop!
En son hatırladığın rüyanda neler gördün?
Valla en son hatırladığım rüyamı hatırlamıyorum. Bu gece istihareye yatayım da, bir şey görürsem
bu bölümü yarın göndereyim.
Rüya... Dün gece şöyle bir rüya gördüm: Yakın zamanda koluma ince yuvarlak bir dövme yaptırdım
(bu gerçek), rüyamda fotoğrafçı arkadaşım Yağmur Kızılok o yuvarlağın altına başka bir şey ekliyor
ve yuvarlak bozuluyor ben de Yağmur’a bozuluyorum “Niye!” diyorum “ne istedin yuvarlaktan?”
Bu arada Yağmur’un kolumu boyadığı kalem de dövme yapıyor çizdikçe... Bütün ellerimi boyuyor
o kalemle ince ince. Yıkayınca ellerimdeki parmaklarımdaki dövmeler çıkıyor da kendi dövmemin
etrafına eklediği çizimler kalıyor… Böyle.
Eğer başka bir objeye, canlıya dönüşebilecek olsan neye dönüşürdün?
Şimdi obje mi, canlı mı? Obje değil ama küçük bir çocuğun elindeki pamuk helva olmak ve
dünyanın en büyük balinası olmak isterdim.
Hangi filmin tekrar çekiminde oynamak isterdin?
Paramparça Aşklar ve Köpekler.
• 1996’da Murat Başoğlu ile
beraber sunduğu Sabah Şekerleri
programı, sabah saatlerine
damgasını vuracak yeni bir
program trendinin öncüsü oldu.
• Star Tv’de yayınlanan ve dünyaca
ünlü gençlik dizisi Gossip
Girl’den esinlenerek yaratılan
Küçük Sırlar dizisinde Su’nun
öldü sanılan kayıp annesi Ece’yi
canlandırmaktadır.
• Aynı zamanda tiyatro oyunculuğu
da yapan Şebnem Dönmez,
2003’de 3. Türden Yakın
İlişkiler, 2004’de Tanrım Beni
Baştan Yarat ve 2007’de Oyunun
Oyunu’nda sahneye çıktı.
• Televizyon kariyerine ATV A Takımı haber programında
muhabir olarak başlayan Memet
Ali Alabora 90’ların ünlü dizileri
Kara Melek ve Yılan Hikâyesi’nde
oynadığı roller ile Türk
izleyicisinin radarına girdi.
• Sanatçı bir ailenin oğlu olarak
okul çağlarından itibaren tiyatro
ile tanıştı. 1999 senesinde
İstanbul Üniversitesi Devlet
Konservatuarı’nın tiyatro
bölümünden mezun olan Alabora
aynı zamanda garajistanbul’un
da kurucu üyelerinden biri.
• Şu anda Türkmax’de
yayınlanmakta olan komedi
programı Heberler’de oyuncu ve
yazar olarak görev alıyor.
tülin özen
aktris
Bu soruları yanıtlarken nerdesin, saat kaç, ve dinliyorsan eğer, ne dinliyorsun?
Bu suallerle boğuşurken Tünel’de müthiş bir insan kalabalığının tepesindeyim. Saat 01:40 ve tam
şu anda Trost’tan “Man on the Box” çalıyor... Bakalım sualleri bitirdiğimde saat kaç olacak ve ne
çalacak...
En son hangi filmi izledin? Beş üzerinden kaç yıldız verirsin?
En son bir festivalde Türkçe ve İngilizce adını bilmediğim, Sebastian Hiriart adlı çok şeker bir
yönetmenin A Tiro de Piedra adlı filmini izledim... Beş üzerinden altı rahat veririm.
En sevdiğin üç kelimeyi bizimle paylaşır mısın?
Yok galiba öyle bir üçlü... Eksikliğinde yapamayacağın üç şey(in) nedir? Sabrım, vicdanım ve korkunç esprilerim.
Zaman içinde yolculuk yapabiliyor olsan nereye yönelirdin?
Altmışlar herhalde. Ama çok mekân var kafamda ve şöyle bir düşündüğümde de bu kafamla
gidersem büyük bir kısmında da hayatî tehlike var sanırım...
Seni en son ne çok heyecanlandırdı?
Pantolon paçası katlamak için sokaklarda delicesine aradığım iğne ipliği bulmamda yardım eden
yaşlı teyze ve tam vazgeçmişken bulduğumuz an...
MP3 çalarında sürekli çalan üç parça nedir?
Yıllara meydan okuyanlar olarak cevap veriyorum bu soruya:
Sigur Rós, “Untitled”; Sadun Aksüt, “Sisli Bir Eylül Gecesi”
The Doors; “The End”
murat ertel
Çocukluğundan beri yanında taşıdığın, sakladığın bir eşyan var mı?
Anneannemle birlikte çektirdiğimiz bir fotoğraf.
müzisyen - baba zula’nın kurucu üyesi
Bu soruları yanıtlarken nerdesin, saat kaç, ve dinliyorsan eğer, ne dinliyorsun?
Saat 15:12. Stüdyodayım. Dün Linz’den aldığım Miles Davis featuring John Coltrane 1954-1956
isimli 4 CD’lik albümü dinliyorum.1950’leri hem müzik olarak hem de tarz olarak çok severim. Yakın
zamanda, Coltrane’in son dönemini ve Miles’ın Bitches Brew albümünü dinlemek istiyorum ama
karşıma bu çıktı.
En sevdiğin keyif kombinasyonu? Türk kahvesi ve baklava, bira ve kızarmış patates gibi…
Türk kahvesi, sigara, su ve amarula ya da kahlua.
En sevdiğin üç kelimeyi bizimle paylaşır mısın?
Of, ah ve oh.
En son hangi konseri izledin ve beş üzerinden kaç yıldız verirsin? Daha da önemlisi denk
gelirse izlememizi tavsiye eder misin?
Womex’te Hintli bir gitaristi izledim ve çok sevdim. Daha önce bilmiyordum; Brij Bhushan Kabra
favorimdi ama bu adam da çok iyiymiş. Vishwa Mohan Bhatt adamın ismi, Desert Slide ise
albümünün.
En son hatırladığın rüyanda neler gördün?
Benden yaşça büyük çok sevdiğim bir oyuncu arkadaşım bana artık komedi oynamam gerektiğini
söylüyordu... Çok çok fazla heyecanlanmadım ama yine de böyle bir rüya gördüğüm için çok
eğlendim...
Eğer başka bir objeye, canlıya dönüşebilecek olsan neye dönüşürdün?
Güneşin güzel battığı ve dört mevsimin yaşandığı orta büyüklükte bir koydaki büyükçe bir kaya
parçası. Hangi filmin yeniden çekiminde oynamak isterdin?
Offf çok var.. Hattâ kendi oynadığım filmlerin yeniden çekimlerinde daha iyi oynamayı da
sayıyorum bunların içinde... Yemek yapmayı mı yemeyi mi seversin? Yemeyi seviyorsun en sevdiğin yemek, yapmayı
seviyorsan spesiyaliten nedir?
Yaptığım yemeklerin sevilerek yenmesini seviyorum en çok... Sanırım en çok baklagiller ve
tahıllarla yaptığım karışık dolmalarımı ve salatalarımı seviyor arkadaşlar... Saat 02:03, şarkı Epic
45, “The Balloonist.”
Eksikliğinde yapamayacağın üç şey(in) nedir?
Piyango isimli elektro sazım, cüce isimli curam ve hayvan isimli bavulum. Hep onlarla yolculuk
ediyorum.
Zaman içinde yolculuk yapabiliyor olsan nereye yönelirdin?
1950’lere gidip annemle babamın tanıştığı vapura biner sonra da Maya sanat galerisini ziyaret edip
dayılarım ve Sait Faik, Kuzgun Altan Erbulak ile takılırdım.
En son neden korktun?
Dün üstüne bindiğim hard case’den düşmekten.
MP3 çalarında sürekli çalan üç parça nedir?
Yücel Paşmakçı, “Giresun Karşılaması”; Altan Erbulak, “Kelik”;
Cem Yıldız, “Bana Gül Diyorlar.”
Bir takıntın/takıntıların var mı?
Çok var ama neyse.
Çocukluğundan beri yanında taşıdığın, sakladığın bir eşyan var mı?
Var tabiî. Bütün oyuncaklarım duruyor ama yanımda taşımam.
En son hatırladığın rüyanda neler gördün?
Rüyalar Kızılderili kültüründe ölüm gibidir, tek farkları bu dünyaya kolayca dönüş yapabilmektir.
O yüzden bir dergide rüyalarımdan bahsetmem. Ama her sabah ne gördüğümü kendime sorarım.
Sormayı unutmazsam mutlaka cevabını alırım. Hatırlayamıyorsanız siz de deneyin en fazla üç gün
üst üste deneyebildiğiniz zaman başlarsınız.
Eğer başka bir objeye, canlıya dönüşebilecek olsan neye dönüşürdün?
Ala doğan, yine Kızılderili kültüründeki hayvanım.
• Türk müzik dünyasının hatırı
sayılır gruplarından BaBa
ZuLa’nın arkasındaki isimlerden
olan Murat Ertel grubun vokal,
sitargitar, saz, teremin ve
plaklarından sorumlu üyesi.
• BaBa ZuLa ve BaBa ZuLa’nın bir
anlamda öncülü sayılabilecek
Zen grubu aralarında Tabutta
Röveşata, Dondurmam Gaymak,
İstanbul Hatırası, Dokuz gibi
filmlere yaptıkları müziklerle de
oldukça övgü topladılar.
• BaBa ZuLa aralarında İtalya,
Japonya, Danimarka, Belçika,
İsveç, İspanya, Hollanda,
Yunanistan gibi pek çok ülkede
çeşitli festivaller kapsamında
sahneye çıktı.
• İzmir Bornova Anadolu Lisesi
mezunu olan Tülin Özen ilk
sinema rolünü aldığı Semih
Kaplanoğlu’nun Meleğin Düşüşü
filminde canlandırdığı Zeynep
karakteri ile 2004 Altın Portakal
En İyi Kadın Oyuncu ödülünü
kazandı.
• 2004’den bu yana rol aldığı diğer
filmler arasında Erden Kıral’ın
yönettiği Vicdan (2008) ve Semih
Kaplanoğlu’nun Yusuf Üçlemesi
filmlerinden Bal (2010) ve Süt
(2008) bulunmaktadır.
• Aynı zamanda televizyon
dizilerinde de rol alan Özen’i,
Beyaz Gelincik (2005–2007),
Cennetin Çocukları (2008),
Kapalıçarşı (2009) dizilerinde
canlandırdığı rollerden
hatırlıyoruz.
C
D
em
inlenmiş
Penguen dergisinin en sevilen
çizerlerinden, Cem Dinlenmiş’in
“Her Şey Olur” köşesi geçtiğimiz ekim
ayında Can Gençlik Yayınları’ndan kitap
olarak çıktı.
Röp: J. Hakan Dedeoğlu
Yolun sanata doğru nasıl yöneldi? Bu yolda en büyük ilham
kaynakların nelerdi?
Babamın bürosu, annemin kitapları, çizgi romanlar, mizah
dergileri, bilgisayar oyunları, oyuncaklar...
İşlerinde en çok hangi sanatçıların ya da dönemlerin izlerini
görebiliriz?
Çocukluğumda Memo Tembelçizer, Bahadır Baruter, Kenan Yarar
gibi çizerlerden çok etkilendim. Bruegel, M. C. Escher, Moebius,
Joost Swarte, Mike Mignola, Charles Burns, Eboy, Dave Cooper
ve Chris Ware’ı çok severim.
Çizim dışında ne yapmaktan keyif alırsın?
Yolculuk yapmak, sahaf, kitapçı, kırtasiyeci dolaşmak, radyo
dinlemek, top oynamak, çiçek sulamak... Penguen’deki köşen “Her Şey Olur” büyük beğeni topluyor ve
yakın bir zamanda da kitabı yayınlandı. Bu köşe ve fikri nasıl
oluştu biraz bundan bahsedebilir misin?
2006’da Bant’ın küresel ısınma konulu sayısında enerji
kaynaklarını inceleyen şematik bir illüstrasyonum yer almıştı.
Buradaki anlatım biçimini Penguen’in haftalık gündemine
uyarlamayı Selçuk Erdem önermişti. Zamanla bu biçimler ve
temalar gelişti ve çeşitlendi. Geçen yaz dört yıllık arşiv ve aylık
notlar toplanarak kitap hâline geldi, Ekim 2010’da Can Gençlik
Yayınları tarafından yayınlandı. Penguen’deki çalışmaların dışında sergiler de düzenliyorsun.
İşin mizah ve sanat yönü nasıl ayrılıyor senin için?
İkisi arasında net bir ayrım görmüyorum. Sanat yapıtı olarak
adlandırılan işlerin anlatım dili dergideki karikatür dünyasından
evrilerek oluşmuştu. Bana göre bir arkadaşıma yolladığım kartın
üzerine çizdiğim şey de, dergiye çizdiğim köşe de, sergi için
yaptığım resim de benzer güdülerden hareketle oluşuyor ve farklı
disiplinler olarak durdukları hâlde eşit düzeyde sanat niteliği
taşıyor.
Çizimlerinde en sık rastlayabileceğimiz tema ve hisler neler?
Oyun, mücadele, şiddet, şehir... Bilmem, aslında başkası
dillendirse bunları daha anlamlı olabilir.
Sıradaki projelerin neler?
Penguen’deki köşelerimle ilgili yenilikler yapmak istiyorum. Şimdi
uzun bir aradan sonra Bant’a yeni bir illüstrasyon yapıyorum.
Yaklaşık bir yıl sonra x-ist’te ikinci solo sergim olacak gibi
görünüyor.
365 günün toplamı:
Hazırlayan: Doruk Yurdesin - Ekin Sanaç
Yılbaşı
Yeni yıl neden 1 Ocak’ta başlar, neden kutlanır?
Hayatta bir döngünün
bitip yenisinin başlayışının
kutlaması denebilecek
yılbaşı, insanların bilincinde
çok eskilerde yer etti. Bazı
kaynaklara göre yılbaşları,
bilinen en eski tatillerdir.
Babillilerin bu kutlamaları
MÖ 2 bin yıl önce
yaptığı bilinir. Bugün 23
Mart’a denk gelen bu
kutlamaların ekinoksa ya da
gündönümüne göre seçildiği
tahmin edilmektedir, zira
Babillilerin yazılı bir takvimi
yoktu.
Bugün kullandığımız
Gregoryen takvimine temel
olacak takvime giden
yol, Roma’nın kurucusu
Romulus’un MÖ 753’te
Yunan ay takvimlerinin
prensiplerine dayanarak
yarattığı güneş takvimiyle
açıldı. 10 aydan oluşan ve
ilkbahar gündönümüyle
başlayan takvimde 304 gün
vardı, kış aylarındaki 61 gün
takvime dâhil edilmemişti.
Bu 61 günün ciddîye alınıp
ocak ve şubat ismi altında
toplanması MÖ 713’te
gerçekleşti. Yılın ilk ayına
(Ianuarius) ismi verilen
Janus, Romalıların iki yüze
sahip tanrısıydı. Bir yüzüyle
geçmişin, diğeriyle geleceğin
olaylarını izlerdi. Sorunları
çözen bir figür olarak kabul
edildiğinden Romalılar
onun adına düşmanlarıyla
barışır, birbirlerine hediyeler
verirlerdi.
Yılbaşının takvimin ilk ayına
geçmesi ve bu iki ritüelin
birleşmesiyse uzun yıllar
aldı. Romalılar için yılbaşı,
üst düzey yöneticilerin işbaşı
yaptığı gün demekti. Bu tarih
MÖ 222’ye kadar 1 Mayıs,
MÖ 153’e kadarsa 15 Mart
oldu, o tarihten sonra yılbaşı
1 Ocak olarak kabul edildi.
Jül Sezar, MÖ 45 yılında
365 günden oluşan ve dört
yılda bir şubat ayına bir gün
eklenen kendi takvimini
başlattığında da, 1 Ocak
tarihi yılbaşı olarak yerini
korudu.
Jülyen takviminin kullanıldığı
Ortaçağ’da Hıristiyanlar bir
süre yılbaşını Hz. İsa’nın
doğduğu kabul edilen 25
Aralık’ta kutladılar, sonra
yine 25 Mart’a aldılar. Ancak
Jülyen takviminin bir sorunu
vardı: gerçek tropik yıldan 11
dakika kısaydı ve 1582’ye
gelindiğinde gündönümü
bu yüzden 11 Mart’a kadar
gerilemişti! Sonunda bu
problem Papa XIII. Gregory
zamanında giderildi.
Gündönümü yeniden 21
Mart, yılbaşı da 1 Ocak oldu.
Yılbaşının yeniden 1 Ocak
olması kararı tamamen
papaya ait değildi elbette.
Örneğin Venedikliler onun
icazetinden daha önce,
1522’de kutlamaya karar
vermişlerdi. Ardından aynı
alışkanlık İsveç, Prusya
gibi ülkelerde de zuhur etti.
Papanın kararından sonra
ise bunlara Hollanda, İskoçya
gibi ülkeler katıldı. Rusya’nın
yılbaşını 1 Ocak’ta kutlaması
1700’ü, Britanya’nın 1752’yi,
Tayland’ınki 1942’yi buldu.
Bugün hâlâ yılbaşını başka
tarihlerde, başka şekillerde
kutlayan ülkeler ve toplumlar
var. Değişmeyen tek şey ise
hangi tarihte gelirse gelsin
yeni yılın insanların bilincinde
bir yenilenme ve eskinin
yüklerinden arınma hissi
uyandırması.
Yılbaşına dair iki hikâye
Hindi yerine kaptan
Makahiki, eski Hawaii
geleneklerinde tanrı kabul
edilen Lono için, kim bilir
kaç bin yıldır düzenlenen
bir yeni yıl festivaliydi.
Sonbahar gündönümünde
başlayan, işlerin ve
savaşların bir kenara
bırakıldığı dört aylık tatilde
insanlar şefe hediyelerini
sunduktan sonra spor
yapar, ziyafet çeker, dans
eder ve eğlenirlerdi. Derken
Avrupalılar, keşfettikleri
yeni kıtaların zenginliklerini
dünyanın başka taraflarında
satabilmek için ticaret yolları
arama hevesiyle ortalıklarda
dolaşmaya başladılar. İngiliz
kâşif James Cook, 1778
yılında Hawaii’ye uğrayıp da
bu adalara ayak basan ilk
Avrupalı olduğunda, aslında
son 10 yılda üçüncü dünya
turuna çıkmış, Amerika
kıtasının en kuzeyinde bir
geçit aramakla meşguldü.
Hawaii’de fazla oyalanmayan
Cook, ekibiyle kuzeye doğru
yol aldı. Ancak aradığı
geçidi bulamadı, uzun ve
bıktırıcı bir yolculuktan sonra
tekrar Hawaii adalarına, bu
sefer bunların en büyüğüne
geri döndü. Bu dönüş tam
da Lono şerefine oyunlar
düzenlenen döneme denk
geldi. Seren direkleri,
yelkenleri ve donanımıyla
festival döneminin yerel el
işlerini andıran Cook’un
heybetli gemisi HMS
Resolution bir de karaya
yanaşmadan önce adanın
çevresinde saat yönünde
döndüğünde, aynı işlemi
Makahiki törenlerinde yapan
yerliler onu Lono’nun vücuda
gelmiş hâli zannettiler.
Gemi, 3 bin 500 kano ve
10 bin Hawaiili tarafından
karşılandı, Cook’a hediyeler
verildi, törenler düzenlendi.
Hele bir de Cook yerliler
için bir havaî fişek gösterisi
düzenlediğinde, onun Lono
olduğuna dair şüphe kalmadı.
Cook’un iki haftalık şaşaanın
ardından törenlerle adadan
ayrılışı da efsaneye
uygundu. Tanrı Lono,
kendisine sadakatsiz
olduğunu zannettiği karısını
öldürmüş, sonra bunun
pişmanlığıyla Pasifik’e açılıp
bir daha dönmemişti. Ancak
Cook’un talihsizliği limandan
ayrıldıktan kısa bir süre
sonra HMS Resolution’ın
fırtınaya tutulup perişan
hâlde geri dönmesi oldu. Bu
hızlı dönüşe şüpheyle bakan
yerlileri en çok şaşırtan,
bir tanrının nasıl olup da
gemisini bu kadar harap
edebildiğiydi. Cook’a olan
saygıları azaldıkça gemiden
aşırılan mallar arttı, ama iş
geminin metallerini çalmaya
gediğinde Cook’un sabrı taştı.
Çalınan mallar karşılığında
yerlilerin kralını rehin
almaya kalktı ve bu gafletin
ardından çıkan arbedede
başına aldığı bir darbeyle
öldü. Bazı kaynaklara göre
Hawaii geleneklerine uygun
biçimde kemiklerinden
ayrılan eti yerlilere kemiksiz
bir ziyafet oldu, bazılarına
göreyse bu saygılı bir pagan
• New York’ta Times
• 1 Ocak dünyada ilk önce • Şu an 2003 yılını geride
Meydanı’nda yılbaşlarında
• Yılbaşında yeni yıl için
• Günümüzde Amerika’da alınan
Yeni Zelanda’da başlar, son
bırakan Etiyopya takvimine
kristal top düşürme
kararlar alma geleneği
en popüler yeni yıl kararının
olarak ise Samoa’da kutlanır.
göre, milenyum üç sene önce
geleneğinin başlangıcı 1907
Babilliler tarafından başlatıldı. kilo kaybetmek üzerine olduğu
kutlandı.
yılına dayanır.
tespit edildi. kurban töreniydi sadece.
Cook’un kemikleri özenle
sarmalanıp, İngiltere’ye
dönen mürettebata verildi.
Yeni yıl ritüelleri, gelenekleri
Geleneksel inanışa göre
yeni bir yılın ilk dakikaları ve
ilk gününde yaptıklarınızla
o yılın tamamının gidişatını
etkileyebilirsiniz. Bu
yüzden yeni yılın ilk anları
sevdiklerinizin yanında olmak
istersiniz. Bir zamanlar, yeni
yılın ilk ziyaretçisinin de iyi
ya da kötü şans getireceğine
inanılırmış. Eğer bu ziyaretçi
uzun boylu ve koyu renk
saçlıysa, kötü şans sizden
uzak olacak demekmiş.
Şansın aynı zamanda yeni
yılda yenen yiyeceklerle de
geleceğine inanılır elbette.
Birçok kültürde yeni yılda
halka şeklinde yiyecekler
yemek “tamamına ermeyi”
simgelediği için oldukça
yaygındır. Hollandalılar bu
sebeple yılbaşı günlerini
donut çörekler yiyerek
geçirirler.
İtalya’da yılbaşı ise, büyük ve
kahkaha dolu bir yemek için
ebeveynlerin restoranlarda,
gençlerin ise ebeveynlerin
yokluğunda, gece yarısından
sonra kulübe gitmek üzere
evlerde toplanması demek.
Kimileri yeni bir yılın bereket
getirmesi için “domuz paçası”
olarak tâbir edebileceğimiz
“zampone” ile mercimek pişirir
ve gece yarısı olduğunda bir
bir açılan şampanya şişeleri
eşliğinde bu yemek bir güzel
yenir. Gecenin devamını
kulüplerde geçiren gençlerse
genellikle bir barda tatlı çörek
ve cappuccino eşliğindeki
kahvaltılarının ardından
evlerine dönerler.
Bildiğimiz kurşun dökme
geleneği, Almanya ve
Avusturya’da uzun yıllardır
süregelen bir yılbaşı ritüeli
aslında. Kiraz büyüklüğündeki
bir kurşun, kaşığın üzerine
konarak alttan ısıtılır ve
eridikten sonra su dolu bir
kaba dökülür. Muazzam
bir cossss sesi eşliğinde
ortaya çıkan şekil, yeni yıl
öngörülerinin ilk resmidir.
Katalanların yılbaşlarında
üzüm yeme geleneği vardır.
Yaklaşık 100 yıl önce
ellerinde satamadıkları
üzümlerle kala kalan çiftçilerin
bulduğu bu âdete göre 31
Aralık gecesi saat 12’yi
vurduğunda ziller 12 kez çalar
ve insanlar her zil çaldığında
ağızlarına bir üzüm atmak
zorundadırlar. Birçok kültür
için üzüm de yeni yılda
bereket getiren yiyeceklerden
biridir. Ancak her zil
çaldığında bir üzüm atıp
yemek kulağa geldiği kadar
kolay değildir. Ama bu üzüm
ritüeli her koşulda eğlenceli
bir aktiviteye dönüşür.
Ekvador dünyanın en ilginç
yılbaşı kutlama geleneklerine
sahip ülkelerinden biridir.
Yılbaşı gecesi herkes
kostümler giyerek sokaklara
çıkar. Bu kostümlerin en
popüleri, erkeklerin eski
yıllardaki “dulları” temsilen
kadın kostümleri giymeleridir.
Herkes bu kutlamalara
cebinde bozuk paralarla
katılmak zorundadır, çünkü
şeker ya da çikolata yerine
insanlar birbirinden para
istemektedir. Asıl ritüel ise
bir önceki yıla damgasını
vurmuş kişileri temsilen
gerçek boyutlu insan kuklaları
yapılmasıdır. Bu kuklalar
politikacılardan çizgi film
karakterlerine kadar herkese
ait olabilirler ve saat 12’de bir
önceki yılı geride bırakmak
adına Ekvador sokaklarında
bir bir yakılırlar.
Tayland, Kamboçya ve
Laos’ta yılbaşı 13 Nisan’dan
15 Nisan’a kadar kutlanır.
Özellikle Tayland’da bu
kutlama büyük su savaşlarıyla
gerçekleşir. Yolların
kenarında toplanan insanlar
kaplara ve su tabancalarına
doldurdukları suyu etrafa ve
birbirlerine atarak yeni yılı
kutlarlar.
ayında, büyük kutlamalarla
girilir. Geleneksel yeni yıl
kutlamaları kültürlerin farklı
takvimlerine göre düzenlense
de, 1 Ocak buralarda da
tatil kabul edilir ve otel gibi
yerlerde bu tarihte yılbaşı
partileri organize edilir.
Afrika’daki farklı kültürler
yılbaşını farklı zamanlarda
kutlarlar. Senegal’de 27-30
Kasım tarihleri arasında
kutlamalar yapılırken, Kuzey
Afrika’nın Magrip bölgesinde
bu kutlamalar 12-15 Ocak
tarihleri arasına tekabül eder.
Yılbaşı kutlamaları sırasında
Cezayir ya da Fas’taysanız
akşam yemeğinde tavuk
ve kuskus yemeniz epey
yüksek bir olasılıktır. Etiyopya
kültüründe ise yeni yıla eylül
Çam ağacı neyin sembolüdür?
Nien’in dehşeti
Çin yılbaşı her yıl ilk kameri
ayının “yeni ay” gününde
kutlanır ve bu tarih 21
Ocak ile 21 Şubat arasına
düşer. Efsaneye göre
Çin’de yılbaşı, köylülerin
Nien isimli bir canavarla
olan savaşıyla başlamıştır.
Nien, yeni yılın ilk gününde
hayvanları, ürünleri,
köylüleri ve özellikle de
çocukları yok etmek üzere
gelir. Köylüler de kendilerini
Nien’den korumak için
kapılarına yiyecek asmaya
başlarlar. Nien’in karnı
doyarsa kendilerine
saldırmayacağını
düşünürler... Nien bir gün
kırmızı kıyafetler içinde bir
çocuk görür ve korkudan
deliye döner. Nien’in kırmızı
renge duyduğu dehşeti
fark eden köylüler artık ne
yapmaları gerektiğini bilirler
ve her sene yeni yıldan
önce Nien’i korkutmak için
kapılarına ve camlarına
kırmızı şeyler asmaya
başlarlar. Bu dekor
geleneği de böylece asırlar
boyunca sürerek yeni yıl
kutlamalarının çok önemli
bir parçası hâline gelir.
• Uzaydan dünyaya yayınlanan
Evlerde çam ağacı süslenmesi
geleneğinin Hıristiyanlarca
bir Noel ritüeli olarak
benimsenmesi aslında hayli
yeni bir alışkanlıktır. Çam
ağacına, sürekli yeşil ve canlı
olması sebebiyle ölüme karşı
hayatı sembolize ettiği için ayrı
bir önem atfeden ilk toplum,
eski Mısırlılardır. Romalılar da
sonbahar gündönümlerinde
bereket tanrısına şükran için
evlerini yeşillerle donatıp
birbirlerine hediyeler verirlerdi.
Yüzyıllarca önce Britanya’da
orman rahipleri olarak anılan
Druidler gündönümlerinde
evlerin kapılarına ökseotu
ve çobanpüskülü koyarlar,
• 1957 yılında İstanbul Hilton
• Sidney’de 80 bin havai
ilk şarkı, 1965’de Gemini
Oteli’nde düzenlenen yılbaşı
fişek patlatılarak yapılan
ilk Yılbaşı Sokak Partisi
6’daki astronotlar tarafından
kutlamalarında Mürdüm isimli
kutlamalar, 2009’da dünya
geçtiğimiz sene düzenlendi.
mızıka ve çıngıraklar ile
bir eşek asansöre bindirilmiş
çapında televizyonda en
çalınan “Jingle Bells”dir.
ve üstüne gazetede haber
çok kişi tarafından izlenen
yapıldı.
görüntüler oldu.
• Malta’da bugüne kadarki
ebedî hayatı kutsayıp kötü
ruhları kovarlardı. Almanlar
ve İskandinavlar da, yine
Hıristiyanlıktan çok önce,
gelmekte olan baharı kutlamak
için evlerinde çam ağacı
süslerlerdi. Bu ritüelin Noel’le
bağdaştırılması 16. yüzyıldan
önce gerçekleşmedi, ilk
Noel ağacı pazarı New
York’ta 1851’de açıldı. Bir
kutlama yapmak için ağaçları
katletmenin ne kadar doğru
olduğu sorusu bir kenara,
yeşilliğin özünde dinsel bir
olayın değil, insanın hayatla
bağının sembolü olduğunu
unutmamakta fayda var.
küçük gurme
Hazırlayan: Deniz Kaynak
Şef Gürsel Aydın
Sir Winston’daki pastaların lezzeti ve
kalitesinin arkasında kimin imzası
var hiç merak ettiniz mi? İşte bu kişiyi
yakından tanımanız için tatlı ve pasta
danışmanlığımızı yapan executive pastry
şefi Gürsel Aydın’la mutfak ve yemek üzerine
tatlı bir sohbet yaptık.
Yemek yapmaya ne zaman başladınız? Yemek yapmaya yaklaşık 20 sene önce, o dönemlerin en
sofistike butik pastry dükkânı olan Konak Pastanesi’nde
başladım.
Ailenizde nasıl yemekler pişerdi? Hâlâ yapmaktan keyif
aldığınız aile tarifleriniz var mı?
Ailemizde genellikle Türk mutfağından yemekler pişerdi.
Ama ben farklı lezzetler denemekten büyük haz ve mutluluk
duyduğum için dünya mutfağından yenilikler denemekten
vazgeçmezdim. Dondurmalı Profiterol ve meyveli tartları
babaannem çok güzel yapardı. Çikolatalı kek hâlâ keyif aldığım
tariflerin basında gelir..
Kariyeriniz sırasında size ilham veren birileri oldu mu?
Çalışmasını ve yaratıcılığını araştırmalarıma dayanarak
beğendiğim ve örnek aldıklarımın başında birçok isim vardır.
Mesela bana göre dünyanın en iyi pastry star şefi olan Albert
Adria ve Türk şefler arasında takip ettiğim, yine bir fine dinning
uzmanı şef Tevfik Alparslan bu isimlerin arasında olan kişiler.
Çin Mutfağı: Kültüre giden yol mideden geçer
Yalnızca ne yediklerine bakarak, bir ülkenin tarihi ve kültürüyle ilgili öğrenebileceklerinizin çeşitliliği size de şaşırtıcı
gelmiyor mu? Elinize geçirdiğiniz birkaç tarif ya da aynı masada yemek yediğiniz bir aile, dikkatle bakarsanız, tanımak
istediğiniz kültüre dair belki de başka hiçbir yerden edinemeyeceğiniz detayları sunabilir size. Bu detaylar üzerinden
kuracağınız hikâye, iklimden ekonomiye, gelenekten bölgesel farklara, coğrafyadan tarihe hiç tahmin etmeyeceğiniz
yerlere de götürebilir sizi, dünyanın öbür ucunda birden bire benim anneannem de yapıyor bundan işte! diyeceğiniz
kadar yakın olduğunuzu da fark ettirebilir. Çok okuyan değil, çok yiyen bilir felsefesiyle Çin’e doğru gidiyoruz bu ay.
Ne geliyor aklınıza Çin mutfağı deyince? Şahsen gitmeden önce
benim aklıma, finallere çalışırken sabahlamak zorunda kaldığım
gecelerde imdadıma yetişen ekspres noodle kutuları, belki bademli
tavuk yanında sebzeli pilav geliyordu. Uzak Doğu’yla ilgili algımız
bütün çekik gözlüler de birbirine benziyor canım noktasında
ise, aklımıza gelen yemeklerin içine Japon, Tayland ya da Hint
mutfağından seçmeler de karışabiliyor. Oysa küreselleşmenin
kaçınılmaz bir sonucu olarak, dünyanın öbür ucunda yaşayan
insanlara yakınlaştığımızı düşünürken, bir yandan da farklı
kültürlerle deneyimimiz aynı bir kutunun içine sıkıştırılmış, üzerine
bir bardak sıcak su döktüğünüzde yiyebileceğiniz hâle gelen
noodle kutuları gibi, o kültürün arkasındaki felsefenin sıkıştırılıp,
özet hâline getirildiği, detayların eriyip gittiği bir kabuğa dönüşüyor.
Fakat Türkiye’dekiler de dâhil olmak üzere dünya metropollerinde
karşınıza çıkan, çoğunlukla ucuz ve hızlı bir yemek türü olarak
görülen, birbirinin aynısı, bulamaç kıvamında Çin yemeklerini
unutmaya hazır olmalısınız. Çin’in yemek kültürü o kadar zengin ki,
iki restoranın ansiklopedi kalınlığındaki menülerinde sıralananlar
arasında birbirinin aynısı iki yemeğe rastlamak bile oldukça güç.
Özellikle de Çin’in tıka basa dolu, rengârenk marketlerinde
gezerken, bu çeşitlilikten etkilenmemek mümkün değil. Macbeth’in
cadılarından birinin iksir tarifinin içine düşmüş gibi hissettiren
bu marketlerde duvardan sarkan kurutulmuş ördek ve domuz
etlerinden, değerli mücevherler gibi kilit altında tutulan köpekbalığı
yüzgeçleri, kuş yuvaları ve denizhıyarlarına, kertenkele, köpek ve
kaplumbağa etlerine kadar daha önce yenilebileceğini aklınıza
bile getirmediğiniz çeşit çeşit malzemeye rastlayabiliyorsunuz.
Hemen ne olur ne olmaz diye yanınızda götürdüğünüz
bisküvilere sarılmayın. Hepsini olmasa da, bazılarını önyargısızca
denediğinizde sevebileceğinizi düşünüyorum.
Bu malzeme bolluğu, aslında malzeme kıtlığının bir sonucu…
Dünyanın geri kalanının acayip karşıladığı bu besin maddeleri,
Çin’in bir türlü çözülemeyen tarım sorunu ve kuraklık dönemlerinin
Kısa kısa
• Çin’deki restoranların menülerinde
• 174’ü arayıp tercih ettiğiniz süt ve
• Urla Slow Food Gönüllüleri,
keçi eti gördüğünüzde bir durup
süt ürünlerinde süt tozu kullanılıp
Geleneksel Urla Bağbozumu
kullanılmadığını öğrendiniz
Şenlikleri’nde bir ürün
mi? Bunu yaparak, Bağımsız
yarışması düzenledi. Kazananlar
Süt Platformu’nun düzenlediği
slowfoodanadolu.com/anasayfa/sf-
kampanyaya destek olabilirsiniz.
urladan-ilkbag-bozumu adresinde.
düşünmekte fayda var. Çünkü
köpek eti çoğunlukla bu isim
altında sunuluyor.
• Boyut önemlidir. Sizinki kaç santim,
öğrendiniz mi? kacsantim.org
Mutfak eğitiminizi nerede aldınız? Mutfak eğitimini New York French Culinary Institute’da aldım.
Bu sanata başladığımdan beri eğitimimi hâlâ sürdürüyorum
diyebilirim. Çünkü hayat bir oyun sahnesi ve bir oyuncu
olarak, bu oyun bitene kadar öğrenebileceğimiz kadar çok şey
öğrenmemiz gerektiği kanısındayım. Unutmayın ki zirvede
bulunsanız bile önemli olan zirveye çıkmak değil zirvede kalıcı
olmaktır...
güzel yanı ise birbirinden farklı lezzetleri bir araya getirerek
yeni bir lezzet oluşturmak... Bu benim için en keyifli iştir
diyebilirim.
Nerelerde çalıştınız? Şu anda neler yapıyorsunuz?
İstanbul’da o dönemlere ait en iyi restoranlarda ve beş yıldızlı
otellerde görev aldım. Daha sonra New York’ta iki yıldızlı
Savoring Park Tower isimli bir fine dinning restoranında
ve Dante’s Pastry, Bouley ve yine yıldızlı bir restoran olan
La Grenouille’de çalıştım. Şu anda ise kendi ülkemde beş
yıldızlı bir otelde executive pastry şefi ayrıca danışman ve
koordinatör şef olarak görev yapmaktayım.
Amatör yemek meraklılarının mutfakta hayatını
kolaylaştıracak bir püf noktası paylaşabilir misiniz?
Mesela kek kalıbını katı yağ ile yağladıktan sonra içine ve
kenarlarına un serpin. Tarife birebir uyun ve terazi kullanın,
verilen ölçülerden ne biraz eksik ne biraz fazla malzeme
kullanın.
Size göre mesleğinizin en keyifli yanları neler?
Ufak dokunuşlar yaparak büyük farklar yaratmak. Bir diğer
Peki ya zorlukları?
Doğrusunu söylemek gerekirse çalışırken duyduğunuz zevk,
mutluluk ve keyif işin zorluklarını geride bırakıyor diyebilirim.
İşini severek yapan biri için o işin zor bir yönü olmuyor.
Olmazsa olmaz diyebileceğiniz bir mutfak aletiniz var mı?
Olmazsa olmaz diye tâbir edebileceğim, bir demeyeyim de
birden fazla mutfak aletim var. Önde gelenlerden ikisi kaliteli
bir Japon çeliğinden yapılmış palet bıçağı ve Milano’dan
etkisiyle, biraz da zorunluluktan girmiş mutfaklara. Fakat bugün
bile inek, dana ve kuzu etlerinden daha yaygın olarak tüketiliyorlar.
Özellikle Mao’nun tarım politikalarıyla bu alan geliştirilmeye
çalışılsa ve milyonlarca insan hâlen tarımla uğraşıyor olsa da,
iklim problemleri sebze ve meyve yetiştirilmesini zorlaştırıyor.
Güneydeki şehirlerde nispeten daha fazla çeşitlilik var, bambu
kamışları, lotus kökleri, değişik yosun ve mantar çeşitleri,
lychee, papaya, mango gibi egzotik meyveler çoğunlukla güney
bölgelerinde yetiştiriliyor.
Aylık ortalama 1000 yuan, yani yaklaşık 145 dolarla yaşayan Çin
nüfusu, uzun süre dayanmaları için birçok besini kurutulmuş olarak
satın alıyor. Özellikle deniz ürünlerini... Bu deniz ürünlerinin en
ilginç, en nadir ve dolayısıyla en değerli olanları ise, marketlerde
cam vitrinlerin arkasında kilit altında tutulan denizhıyarları, köpek
balığı yüzgeçleri ve kuş yuvaları… “Kuş yuvası”nın benzetme
yöntemiyle konulmuş bir isim olduğunu düşünmüştüm önce, fakat
kuşların topladığı ve ağızlarında öğüterek birleştirdikleri, yosun,
karides ve küçük balıklardan oluşan, gerçek kuş yuvalarıymış
bunlar. Yerel ismi yanwo olan kuş yuvaları genellikle Güney
Çin’deki mağaralardan oldukça tehlikeli yöntemlerle toplandıkları
için fiyatları diğer yiyeceklere nazaran daha pahalı. Köpekbalığı
yüzgeçlerini ise, nesli tükenmekte olan hayvanları yemekle ilgili
sorunu olmayanlarınıza bırakıyorum. İşin ilginç tarafı pek bir tadı,
tuzu da olmayan bu son derece pahalı yiyecekler, tıbbî faydaları
olduğuna inanıldığı için ve yemeklere kattığı ilginç doku nedeniyle,
Song Hanedanı’ndan beri tüketiliyormuş. İmparatorlar tarafından
gençlik iksiri yapımında kullanılan kuş yuvaları, bugün de böbrek
ve kan hastalıklarının tedavisi için kullanılıyor. Denizhıyarları ise,
kendileri tatsız olsalar da, beraber pişirildikleri yemeğin tadını
emerek yemeklere farklılık katıyorlar.
Tek bir malzemeyle yapılan Çin yemeği yok gibi bir şey. Taoizm’in
etkisi olarak görülebilecek, yin-yang dengesi olarak bildiğimiz,
karşıtların doğayla ve birbirleriyle uyum içerisinde var olabileceği
aldığım 12 adet pasta fırça takımı. Yapmaktan en çok keyif aldığınız veya size özel olan bir
tatlı?
Yapmaktan da yemekten de muazzam keyfi duyduğum
bademli ve körili çikolatalı sufle diyerek cevap vermek
istiyorum
İşiniz hâlâ aynı zamanda hobiniz mi? Evde yemek yapıyor
musunuz?
İşim hâlâ aynı zamanda hobim. Çünkü kendimi bir işçi değil
de bir sanatçı olarak görüyorum. Sanatın, üretmenin ve
başarının sınırı yok.
Hassas ölçülerle, tartılarla mı çalışıyorsunuz yoksa göz
kararını mı tercih ediyorsunuz?
Genellikle tatlılar ve hamurlu süslemelerde tartılarla
çalışıyorum ama diğer bölümlerde göz kararı ve el lezzetini
tercih ediyorum...
çeşitli mutfak gelenekleri Çin’in geniş topraklarında varlıklarını
sürdürüyorlar. Kabaca bir ayrıma gidersek, doğu-batı-güney ve
kuzey mutfakları arasındaki farklardan bahsedebiliriz ki, en çarpıcı
farklılıklar Yangzi Nehri’yle birbirinden ayrılan kuzey ve güney
mutfakları arasında görülebilir. Güney ve doğu bölgelerinde pirinç
daha sık kullanılırken, kuzeyde buğdayla yapılan yemeklere daha
çok rastlanabilir. Bazı araştırmacılar bu mutfakların karakteristik
özelliklerini, güneyde tatlı, kuzeyde tuzlu, doğuda acı ve batıda
da ekşi tatların daha yoğun hissedilmesiyle açıklamışlar, fakat
Çin’deki pek çok yemekte bu tatların hepsinin birden kullanıldığı
düşünülürse, bu biraz zorlama bir ayrım gibi görünüyor.
Metropollerdeki Çin lokantalarını unutun. Çin
kültürünü binlerce farklı otantik lezzet üzerinden
tanımak için bizimle birlikte, devasa nüfusu,
binlerce yıllık köklü tarihi ve kendine özgü
ekonomik yapısıyla tanınan Çin’e doğru bir
yolculuğa çıkın. Kilometreleri bir kaç sayfada aşın.
ve gerçek manalarına ancak bu şekilde ulaşılabileceği düşüncesi,
meyvelerin, sebzelerin, tatlının, tuzlunun, ekşinin, baharatların,
vs. aynı yemeğin içinde bulunmasının hiç de garip karşılanmadığı
durumlar yaratıyor.
19. yüzyılın ortalarında uzun yıllar boyunca kapılarını kapattığı
dış dünyaya askerî yenilgilerle açılan Çin İmparatorluğu, 20.
yüzyılın başlarında bu yenilgilerin de etkisiyle, derebeyleri ve
eşkıyalar tarafından yönetilen parçalanmış bölgeler arasındaki
bir federasyona dönüşmüştü. 1949 yılında komünizmle
birlikte milliyetçilik yükselişe geçse ve bütün Çin’in etrafında
toplanabileceği ortak bir kültür yaratılmaya çalışılsa da, bugün
bile 55 civarında etnik grup, yedi farklı dil ailesinden gelen 55
değişik dil ve tabiî ki sayısı konusunda tam bir karara varılmamış
Klasik bir akşam yemeği 6 ilâ 13 çeşit yemekten oluşuyor. Özellikle
ritüellerine önem veren Çinlilerle beraber yemek yiyorsanız,
dikkatli olmanız gereken bazı noktaları hatırlatmakta fayda var.
Her ne kadar yabancıların gaflarına karşı hoşgörülü olsalar
da, mianzi yani yüz denen kavram, bazı davranışlarınızın ayıp
karşılanmasına ve kırılmalarına neden olabiliyor. Örneğin herhangi
bir yemekten tatmazsanız ya da alçakgönüllü görünmek için kendi
yemeklerine yönelttikleri sert eleştirilere ısrarlı iltifatlarla karşılık
vermezseniz, toplum içinde utanmalarına neden olabilirsiniz. Bu
da size ömür boyu kin tutan Çinlilerle birlikte yaşamanıza neden
olabilir.
Eğer bir yemeğe davet edildiyseniz, mutlaka siz de onları davet
etmelisiniz. Hesap ödeme konusunda restoranla önceden
anlaşmanızda fayda var, yoksa bunun bir yarışa dönüşmesi
olasılığı yüksek. Doyduğunuza ikna etmek için, tabağınızda
bir parça yemek bırakmak, ev sahibiniz yemeğe başlamadan
başlamamak, akşam yemeklerinde pilav ısmarlamamak gibi püf
noktalarını da aklınızda tutarsanız Çin mutfağının derinliklerine
doğru emin adımlarla ilerleyebilirsiniz.
İlginizi çekebilecek birkaç adres
• Tamamen organik sertifikalı taze
• Apartmanınızın bahçesinde, evinizin
• Taze, katkısız sütlerini Silivri’deki
çiftliğinde üreten, sonra da siz en
• Temiz üretim yapan üreticilerin
sebze-meyve, bal, reçel, zeytinyağı,
• Boğaziçi Üniversite Mensupları
mutfağında ya da başka ekolojik
peynir, yoğurt, baharat, çay ve
Tüketim Kooperatifi’nin Kibele
güzel sütlaçları, yoğurtları yapın
ürünlerini, aracısız ve üstelik kargo
yaşam meraklılarıyla birlikte
bakliyat çeşitlerinden oluşan İmece
Ekolojik Yaşam Kooperatifi’yle
diye evinize yollayan harika kadın
bedeli de almadan evinize gönderen
hayatınızı imece usûlü yaşamakla
Ekolojik kutular hakkında bilgi
ortaklaşa açtığı bir başka aracısız
Aysun the Sütçü: site: toprakana.com.tr/
ilgili ipuçları için: imeceevi.com/
almak ya da sipariş vermek için:
alışveriş sitesi: bukoop.org
aysunthesutcu.blogspot.com/
imeceekolojik.blogspot.com/
kulağımıza çalınanlar
Dergi ekibimizce farklı müzik türlerinden seçilen toplamaları
tüm Sir Winston Tea House’larda dinleyebilirsiniz.
playlist: ekin sanaç
playlist: aylin güngör - j. h. dedeoğlu
playlist: b. j. dedeoğlu
Fauna Flash – Tel Aviv (Stephanie A Main Pass)
Chicha Libre – Sonido Amozonico
Kings of Leon – Radioactive
Ame – Sun Sugar
Dengue Fever – Escape from the Dragon House
James Blake – Limit to Your Love
Tetris – Two Hours
The Very Best – Tengazako
Fleetwood Mac – Chain
The Herbaliser – Mr. Holmes
Manu Chao – Nina Galera
Gorillaz – Doncamatic
Gene Page – All Our Dreams Coming True
Marc Ribot – Malena
Mark Ronson – Somebody to Love Me
Gloria Scott – A Case of Too Much Love Makin
Brazzaville – Peach Tree
Arcade Fire – Rococococo
Gary Wilson – Dreams
John Zorn – Tears of Morning
Florence + The Machine – Heavy in Your Arms
The Style Council – You’re the Best Thing
Luzi Bonfa – Sambolero
The Concretes – Oh My Love
The Swingout Sister – Better Make It Better
Luna Papa – Girl From the City
Tha National – England
Dam Funk – Raindrops
Clara Nunes – Canto das Tres Racas
The xx – Islands
Donald Byrd – Places and Spaces
Los Mirlos – Danza de los Mirlos
The Postmarks – No One Said This Would Be Easy
Gelka – Soon
Anito Pinto – Sobit Rupnem
El Perro Del Mar – Change of Heart
Les Gammas – Whenever
Bembeya Jazz National – Armee Guineene
The Black Keys – Tighten Up
Nightmares On Wax – Damn (Marcel Remix)
Cartola – Preciso Me Encontrar
Undercover – Baker Street
Towa Tei – Risk Some Soul (feat. Luomo)
Ali Farka Toure – Debe
Grizzly Bear – Two Weeks
The Herbaliser
Dengue Fever
Kings Of Leon
90’ların başlarında Londra’da kurulan electronica ikilisi The Herbaliser,
Dengue Fever hem müziği hem de hikâyesiyle fark yaratan bir topluluk.
1999’dan beri bir arada olan Amerikalı topluluk Kings Of Leon, 2003
Bugün bir klasik olarak anılan ilk albümleri Remedies’i 1995 yılında
ve rock klasiklerine âşık Zac ve Ethan Holtzman biraderlerin başının
İngiltere’de birçok kez modern rock adına liste başarısı kazanmış bir
caz, funk ve hip hopu bir araya getiren dinamik tınılarıyla tanınıyor.
yayınlayan ve Guy Ritchie’nin 2000 tarihli gangster komedisi Snatch’in
film müziklerine de katkıda bulunan ekip, en son geçtiğimiz haziran
ayında Herbal Tonic isimli bir toplama albüm yayınlamıştı.
Dengue Fever, Kamboçya’dan 60’lı ve 70’li yıllarda türemiş olan pop
altından çıkıyor. İkili, aslen ülkesinde meşhur bir pop şarkıcısı olan
ancak kimi sebeplerden Amerika’ya yasadışı yollarla sığınan Chom
Nimol ile yolları kesişince Dengue Fever’ın temelleri atılıyor. Dengue
Fever bugüne kadar üç albüm yayınladı ve özellikle Jim Jarmusch’un
Broken Flowers filminde müzikleriyle yer aldıktan sonra dünya çapında
üne kavuştu.
yılından bu yana yayınladığı single’lar ve albümlerle Amerika ve
ekip. Bugüne kadar Grammy, NME, Brit Awards gibi önemli ödüllerin
sahibi olan Kings Of Leon, 2006 yılında Rock’n Coke Festivali
kapsamında ülkemizde de hayranlarına bir konser vermişti. Yeni albümü
Come Around Sundown’u geçtiğimiz ekim ayında yayınlayan grup,
ününe ün katmaya devam ediyor.
playlist: sadi güran
playlist: yetkin nural
playlist: doruk yurdesin
Pet Shop Boys feat. Dusty Springfield – In Private
Mirah – Country Of The Future
B.J. Thomas – Raindrops Keep Falling on My Head
Black Eyed Peas – Out Of My Head
Sohodolls – I’m Not Cool
Love – Orange Skies
Crystal Castles feat. Robert Smith – Not In Love
Lilly Allen – Don’t Get Me Wrong
The Troggs – Give It to Me
Tracey Thorn – Why Does The Wind
Jem – Crazy
Life ‘N’ Soul – Peacefully Asleep
Goldfrapp – Rocket
Jamie Lidell – Little Bit of Feel Good
Cat Stevens – Smash Your Heart
Arsenal – Estupendo
Duffy – Mercy
The Mamas & the Papas – Words of Love
Dan Black – Yours
Janelle Monáe –Tightrobe (Feat. Big Boi)
Mable John – Who Wouldn’t Love a Man Like That
Benjamin Diamond – Little Scare
Beyonce – Why Don’t You Love Me
Tammi Terrell – There Are Things
Cloeatta Paris – I Miss You, Someone
Rihanna – Rude Boy
Johnny & Jackey – Someday We’ll Be Together
Futurecop! – Transformers
Kelis – Bossy (Feat. Too Short)
The Moody Blues – It’s Easy Child
Glass Candy – Life After Sundown
Black Eyed Peas – Meet Me Halfway
Laura Nyro – Stoney End
Heartbreak – Living Just for Fun
David Byrne & Fatboy Slim – Don’t You Agree
Roger Nichols & the Small Circle of Friends – Let’s Ride
Marina and the Diamonds – Shampain
Psapp – Hi
The Doors – People Are Strange
Zeigeist – Cuffs
Scissor Sisters – Laura
Johnny Nash – I Can See Clearly Now
Tesla Boy – Spirit Of The Night
Lipps Inc. – Funkytown”
The Hollies – Sorry Suzanne
The Kinks – I’m On An Island
Futurecop!
Psapp
Tammi Terrell (1945-1970)
Manchester’dan Mansur Iqbal’in 80’ler bilimkurgu filmleri,
Carim Classman ve Galia Durant ikilisinden oluşan, İngiltere çıkışlı
Kısa yaşamında Grammy adaylığına da gösterilmiş soul şarkıcısı Tammi
tınılarla başlattığı projesi, Londra’dan Peter Carrol’un katılımıyla
Friend, 2004 senesinde piyasaya çıktı. “Hi” ise ikilinin 2006 senesinde
küçük bir şirketle yaptı. 17 yaşında James Brown’ın dikkatini çekti ve
Transformers,Thundercats gibi çizgifilmlerden etkilenerek oluşturduğu
bugünkü hâlini almış. 2009 yılında The Unicorn & the Lost City of
Alvograth ismini taşıyan ilk EP’lerini yayınlayan ikili 80’lerin harika
yapımlarına göndermeler yapmaya devam ediyor.
deneysel elektronika ve indie pop grubu Psapp’ın ilk albümü Tiger My
çıkardığı aynı ismi taşıyan EP’den. Psapp’ın müziğinde oyuncaklar
önemli bir yer tutuyor (Psapp’a sık sık Brunhilda isimli mekanik bir tavuk
eşlik ediyor) ve ikili bu nedenle toytronica isimli yeni bir müzik türünün
de yaratıcısı sayılıyor.
Terrell, kariyerine 13 yaşında başladı, ilk plak anlaşmasını 15 yaşında
revüsüne katılıp ilk kadın yıldızlarından biri oldu. 1965’te Motown plak
şirketinden teklif aldı, birkaç küçük hit seslendirdikten sonra 1967’de
Marvin Gaye’le ikili olarak çalışmaya başladı. Hızlı başlayan serüven bir
gece Terrell’ın sahnede bayılmasıyla inişe geçti. Beyninde tümör tespit
edilen Terrell bir süre daha çalışmaya devam etse de bu hastalıktan
kurtulamadı ve 25 yaşını tamamlayamadan öldü.
Sir
WI NSTON
TEAHouse
İzmir
İzmir
İzmir
Mustafabey cad.
No:20/a-b-c-d-e Alsancak
Cemal Gürsel cad.
No:474/a Bostanlı
Forum Bornova AVM
Kiosk 10
t: 0232 421 88 61 – 0232 463 10 21
t: 0232 330 95 75
t: 0232 388 35 00
İzmir – Swiss Otel
İzmir
Aydın
Alsancak Şehit Nevres Bulvarı
No:2 K 01-02
Ege Park Balçova A.V.M
Mithatpaşa cad. No:1460 Kat:1 No:150
Aydın Forum AVM
t: 0232 441 10 90- 441 10 30
t: 0232 259 60 10
t: 0256 232 02 57
Denizli
Çeşme
Çeşme
Denizli Çamlık Forum
AVM S Blok No:19
Çeşme Altınyunus Boyalık Mevkii
Çeşme Alaçatı Solto Beach Hotel
t: 0258 215 11 13
t: 0232 723 33 98
t: 0232 716 03 41
Sports International
Çeşme Alaçatı Port
Mavişehir
2040 sok. no:2 Mavişehir / İzmir
Alaçatı Port Marina
no: G/6 Çeşme / İzmir
t:0232 324 03 65
t: 0232 716 03 41

Benzer belgeler

PDF`ini burdan görebilirsiniz.

PDF`ini burdan görebilirsiniz. önerdiği geniş bir liste ile yeni/ eski, ödüllü ve eşsiz aromalara dair kapsamlı bir rehber niteliği

Detaylı

PDF`ini burdan görebilirsiniz.

PDF`ini burdan görebilirsiniz. markaların ürünlerini farfetch.com üzerinden kolaylıkla satın alabilirsiniz. Ayrıca sitenin indirimli ürünler seçeneğinden de faydalanıp, ünlü markaların tasarımlarına çok uygun bir fiyatla sahip o...

Detaylı

PDF`ini burdan görebilirsiniz.

PDF`ini burdan görebilirsiniz. bir kızılötesi kameraya sahip, ayrıca bilgisayara USB ile bağlanabiliyor. livescribe.com

Detaylı