ı. sanayi şurası yatırım malları sanayii

Transkript

ı. sanayi şurası yatırım malları sanayii
T.C. SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞI
I. SANAYİ ŞURASI
YATIRIM MALLARI SANAYİİ
YÖNLENDİRME PLANI
ÖZET RAPORU
1— 4 EYLÜL 1987
ANKARA
T.C. SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞI
ODC:
YER:
YIL:
CLT:
KSM:
KOP:
DEM:
89-1236
39-2168
KÜTÜPHANESİ
YATIRM MALLARI SANAYİİ YÖNLENDİRME
PLANI ÖZET RAPORU
BÖLÜM : 1
I. SANAYİ ŞURASI
ANKARA, 1987
3 -4 - IS S 3
—
iii
—
ÖNSÖZ
Memleketimizin uzun vadeli sanayi stratejisini tesbit edebilmek ve sanayi
sektörümüzü yönlendirebilmek amacı ile Bakanlığımız Koordinatörlüğünde
bir seri çalışma başlatılmıştı. Bunlardan öncelikli önem taşıyan birisi de
yatırını maDarı sanayiidir. Bu alanda yapılan çalışmaların esas gayesi dün­
yadaki gelişmeleri ve ana hedeflerin neler olduğunu tesbit ederek ülkemiz
yatınm mallan sanayiinin eriştiği mevcut durum u belirlemek; değerlendir­
mek, 2000 yılına uzanan bir perspektif içerisinde sanayileşmiş ülkeler se­
viyesine ulaşabilmek için alınması gerekli tedbirleri ve düzenlemeleri ortaya
koymaktır.
Bu konudaki çalışmalar Bakanlığımız, Üniversiteler Sanayi Kuruluşlarından
130'u aşan uzman ve yetkililerden oluşan onüç alt komisyonca yürütülmüş
ve yaklaşık 6 aylık bir süre içerisinde tam am lanm ıştır. Bu çalışmanın sonu­
cu olan "Yatınm Mallan Sanayii Yönlendirme Planı" nihai raporu (1986—
2000) şu ana bölümlerden ibarettir:
1. Takım, Aparat, Kalıplar ve Avadanlıklar Sanayii.
2. Takım Tezgahlan Sanayii,
3. İleri Teknoloji ve ürünleri Sanayii,
4. Tanm Alet ve Makinaları Sanayii (traktör hariç)
5. Dokuma. Örme ve Tekstil Makinaları Sanayii,
6. İş Kazı ve Maden Makinaları Sanayii,
7. Güç ve Enerji Makinaları Sanayii,
8. Nakil ve Kaldırma Makinaları Sanayii,
9. Entegre Tesis Yatırım Makinalan Sanayii.
10. Araştırma ve Geliştirme Mühendislik Çaljşnıalan.
11. Gemi İnşa Sanayii.
12. H idrolik-Pnöm atik Makina Ekipman ve Enstrüman Sanayii,
—iv —
13.
D em iryolu T aşıtları im âlat Sanayii,
14. Y atırını M allan Y önlendirm e Çalışmaları Değerlendirme Raporu —
S onuçlar.
_
Oııdördüncü ve son olarak y atın ın malları sanayii alt sektör raporlannın ge­
nel incelenm esi ve sektörün tam am ının değerlendirilmesinin yapıldığı bölüm
bu çalışm adan beklenen ve yerine getirilmesi gereken im kân, potansiyel du­
rum , düzenlem e ve tedbirleri içine alm aktadır.
İşte bu kitap yukarıd a sözü geçen çalışm anın özeti olarak hazırlanm ıştır.
İÇİNDEKİLER
ANA BAŞLIKLAR
Sayfa
I.
Takım, Aparat, Kalıp ve Avandanlık Sanayii
II.
Takım Tezgahlan Sanayii
III.
İleri Teknoloji Ürünleri Sanayii
IV.
Tarım Alet ve Makinalan Sanayii (Traktör Hariç)
V.
Dokuma, ö rm e ve Tekstil Makinalan Sanayii
VI.
İş, Kazı ve Maden Makinalan Sanayii,
VII.
Güç ve Eneıji Makinalan Sanayii
VIII.
Nakil ve Kaldırma Makinalan Sanayii
IX.
Entegre Tesis Yatırım Makinalan Sanayii
X.
Araştırma ve Geliştirme Mühendislik Çalışmaları
XI.
Gemi İnşa Sanayii
XII.
Hidrolik —Pnömatik Makina Ekipman ve Enstrüman Sanayii
XIII.
Demiryolu Taşıtları İmalat Sanayii
XIV.
Yatırım Mallan Yönlendirme Çalışmalan Değerlendirme
Raporu — Sonuçlar
TAKIM, APARAT, KALIP VE
AVADANLIKLAR DEĞERLENDİRME
RAPORU
■—ix —
YATIRIM MALLARI SANAYİİ YÖNLENDİRME PLANI
ANA ÇERÇEVESİ
A -SEK TÖ RÜ N SINIFLANDIRILMASI
1. Takım A parat ve Kalıplan
2. Takım Tezgahlan
3. İleri Teknoloji Ürünleri
4. Tanm Aiet ve M akinalan (T raktör hariç) ■
5. Dokuma ö rm e ve Tekstil M akinalan
6. İş, Kaz» ve Maden M akinalan ,
7. Güç ve Eneği Makinalan
a) Elektrik Makinalan
b) M ekanikM akinalar
‘
8. Ulaşım ve Nakil Makinalan
9. Diğer Yatırım Makinalan
10. Araştırma + Geliştirme ve Mühendislik grubu
11. Gemi Sanayii
12. Pnömatik Hidrolik Makina Sanayii
13. Demiryolu Taşıtlan İmalat Sanayii
(Bu alt bölümlerden hangilerinde üretim yapıldığı ve mamul adları­
nın neler olduğu belirtilecek)'
B - YATIRIM MALLARI SANAYİİNİN ÖNEMİ
1. Ülke kalkınmasında
2. Sanayileşmede
3. Savunmada
C— GENEL DEĞERLENDİRME (Bu günkü durumu ve 2000 yılını da d ik ­
kate alarak)
1. Mevcut yapısal ve teknolojik durum
a) Kuruluşunuz'da
b) Türkiye'de
c) Dünya'da (genel)
2. Gelişmiş ülkelerde son durum ve geleceğe dönük hedefler.
3. a) Teknolojik yönlerden arzu edilen hedefler
b) Bu hedeflere varmak için seçilen yol ve yöntemler
D - ARAŞTIRMA—GELİŞTİRM E VE YÖNLENDİRME
Sektördeki araştırm a—geliştirme faaliyetleri:
a) Firmanızda araştırına-geliştirnıe faaliyetleri mevcut mudur? Bu
husustaki hedefleriniz nelerdir?
b) Lisansör firmalarla olan diyaloglar. Halen lisans ile mi çalışılıyor?
Hangi konularda anlaşmanız var?
c) Üniversite, TÜBİTAK gibi kuramlarla müşterek yürütülen araştır­
ma—geliştirme çalışmanız var mıdır?
E - TEŞVİK
Düşündüğünüz hedeflere varmak için ihtiyaç duyduğunuz ilave araç ve
teşvikler neler olmalıdır?
F - GELİŞMEYE e t k i e d e n f a k t ö r l e r
a) Üretimdeki tıkanıklıklar,
b) Kapasitenin rantabl seviyelerde kullanılmaması,
c) Yan sanayideki tıkanıklıklar
d) Eleman temini ve eğitim indeki güçlükler,
e) Yöneticiler ve kilit personelle ilgili meseleler
f)
İthal malzeme, aksam ve parçalarla ilgili görüşler,
g) ihracatla ilgili meseleler,
h) Finansmanla ilgili konular.
—xiii —
YATIRIM MALLARI SANAYİİ YÖNLENDİRME PLANI ÇALIŞMASINA KATKIDA
BULUNANLAR
19.6.1986 gönü saat 10.00 da Sanayi ve Ticaret Bakam Sayın Cahit ARAL başkanlığın­
da yapılan toplantı sonunda tesbit edilen "Yatırım Mallan" çalışma gruplan:
Çalışma grubunun
Firma ve
Sanayici ve öğretim
Görev veya
km adı
kuruluş adı
üyesinin adı ve soyadı
unvanı
Madt Karabay
Yrd.DoçJ)r.
1) Takım Aparat, Kalıp- 0 D.T.Ü.
1ar Avadanlık ve
T .Şişe Cam
Hadi Feke
Fab-Möd.
Kesid Takımlar
İZELTAŞ
İrfaa Kürüm
Sanayici
Kalıpsan
Marko Sarda
Murahhas Üye
Pimaş
Muzaffer Tamer
Yük.Müh.
ECA
İhsan Dönmez
Sanayici
Erol Çönkü
Mak.Takım
Tuncay Tamer
Sanayici
MJUE.K.
Turan Güneş
Yük.Müh.
Kalıp Tak.San.A-Ş. Muharrem Kaynar
T.Koordinatör
Kalıp Tak-SanA.Ş. Yalçın Özkaner
Şirket Müd.
San. ve Tic. Bakanlığı
2) Takım Tezgahlan
Sanayii
Yük.Müh.
Etap Kalıp
Y.Üniversitesi
9 Eylfl Ün.
t.T.Ü.
OD.T.Ü.
OD.T.Ü.
Taksan
MJC.E.K.
ffezsan
Tezsan
T.S.K.B.
T.SJC.B.
Osman Yılmaz
Rap.Uzman
Ahmet Taşkın
Özdemir Bengisu
Mustafa Akkurt
Abdflkadir Erden
Hakkı Eskicioğhı
Adnan İğnebekçili
Yılmaz Altan
Memduh Soysal
Ahmet Akay
Mehmet Betil
Necdet Arseven
Haşan Okçu
Prof Dr.
Prof.Dr.
P ro fil.
Doç.Dr.
Doç Dr.
Gn.Müd.
Daire Bşk.
Paz Müd.
Araştırmacı
Araştırmacı
Rap.Uzman
— XIV
—
O.D.T.Ü.
Bilgin Kaftanoğlu
Prof.Dr.
İ.T.Ü.
Mustafa Gediktaş
Prof.Dr.
İ.T.Ü.
Ahmet Kuzucu
Doç Dr.
OJ).T.Ü.
Kemal Özgören
Doç .Dr.
O.D.T.Ü.
Selçuk Yahşi
Doç .Dr.
O.D.T.Ü.
Mehmet Çalışkan
Yrd.DoçDr.
O.D.T.Ü.
M.İlhan Gökler
Yrd.Doç.Dr.
H.Ü.
Atilla Aydınlı
Doç .Dr.
H.Ü.
Selçuk Geçim
Doç .Dr.
Mehmet Madencan
Raportör Uzman
O.D.T.Ü.
Eres Söylemez
Prof.Dr.
Makinalan Sanayii
A.Ü.Z.F. '
Süleyman Kadayıfçılar
Prof.Dr.
(Traktör Hariç)
Efe Tanm
Naim Sahilioğlu
Dr.Müh.
T.O.K.Bak.
Yavuz Ceyhan
Z.YükjMüh.
Pan Motor
Fahrettin Özçelik
Gıı.Müd.
T.O.K.Bak.
Abdi Yaltırık
Dr.Z.Yük.Müh.
T.O.K.Bak.
Erol Karatekin
Z.Yük.Müh.
Taral
Kayhan Bilgili
Ank.Tem.
A.Fevzi Toprak
Raportör Uzman
O.D.T.Ü.
Eres Söylemez
Prof.Dr.
Tekstil Makinalan
İ.T.Ü.
Mustafa Köseoğlu
Prof.Dr.
Sanayii
Ege Üniv.
Güngör Başer
Doç .Dr.
Uludağ Ü.
Mehmet Tasmacı
Doç .Dr.
Uludağ Ü.
H.Rıfat Alpay
Doç .Dr.
M.K.E.K.
Recep Çetin
Tekstil Fab.Müd.
İ.S.O.
Özgün Dikiş
Mehmet Şuhubi
Mak.
Coşar Şarer
Rap.Uzman
İ.T.Ü.
Sedat Ersoy
Prof.Dr.
İ.T.Ü.
Şinasi Eskikaya
Prof.Dr.
O.D.T.Ü.
Nainı Ünlüsoy
Doç .Dr.
3) İleri Teknoloji
Ürünleri Sanayii
Sanayi ve Tic. Bak.
4) Tarım Alet ve
San.ve Tic. Bakanlığı
5) Dokuma, Örme ve
San.ve Tic. Bakanlığı
6) İş Kazı ve Maden
Makinalan Sanayii
— XV —
ÇİMSATAŞ
Şadi Gücüm
Gn.Müd.
ÇİMSATAŞ
C.Levent Baysal
Bil.İşl.MOd. .
PiAlak.
Yüksel Sakarya
Gn.Müd.Yrd.
M.K.E.K.
Burhan Ersen
Mak.San.Müd.
M.K.E.K.
Bekir Uysal
İnş.Kaz.Fab.Müd.
Kutlutaş
Taner Güner
Mak.Yük.Müh.
Koluman A.Ş. Ersan Öztuna
Satış Müd.
Urmak Mak.S. NJCemal Özerdem
STFA İnş.A.Ş.Erdoğan Özgürbüz
A.Ü.
Cahit Kurbanoğlu
Öğrt. Üyesi
A.Ü.
Remzi Varol
Öğrt.Üyesi
İ.T.Ü.
Doğan Sorguç
Öğrt .Üyesi
İ.T.Ü.
H.Fehmi Akbostancı
Öğrt.Üyesi
TCD D .
Mustafa Sayın
Sanayi ve Tic. Bak.
Mürsel Yumuşak
Raportör Uzman
Göç tc Enerji
İ.T.Ü.
E.Fehmi Yazıa
Prof .Dr.
Makinalan Sanayii
TÜBİTAK
Ayhan Türeli
Prof.Dr.
a) Elektrik Mak.
O.D.T.Ü.
Bülent Ertan
Doç Dr.
O.D.T.Ü.
Haluk Asel
Doç Dr.
TÜMOSAN
Orhan Şahinoğlu
Gn.Müd.
TEK
Erdoğan Demiryürek
Daire Bşk.
ESAŞ A.Ş.
Hüseyin Tekinel
Gn.Müd.
Elsan A.Ş.
Şakir Kınacı
Gn.Müd.
Pan.Motor
Fahrettin Özçelik
Gn.Müd.
Motosan
Abdülkadir Özgür
İşbir
Avni Silav
Gn.Müd.
Eltem
Hidayet Başeşme
Uzm.Müh.
Emek A.Ş.
Sinan Akkaynak
b) Mekanik Mak.
Temsan A.Ş. Hüsamettin Ateş
Sanayi ve Tic. Bakan.
Bekir Yıldırım
Rap.Uzman
• 4—xvi 8) Nakil ve Kaldırma
Makinalan Sanayi
J '• b'îfİJu^
.kıî^iisgJsî/,
Sanayi ve Hc. Bak.
'■■A'
Turan Arıtan
i.m
'*' .-rjftoBT!1.-baS'
Bülent Platin
OD.T.U.
ir" f *i. J ? A ı /-¿Y-li.
Samim Ünlüsoy
O.D.T.Ü.
ProfDr.
Naim Sahillioğlu
arimCi
M.Ş.M.
Gürcan Keten
i, ■
M
Kutlutaş ^ • Taner Güner
i*<{_t•~; vnaT-5
Sakıp Akdoğan
¡«•'I
DtHüh.
Efe Taran
f*I*.-ûî'-SO fr-’: . V, •Hieti--3ÛmnLi
9) Entegre Tesis Yatırım OD.T.Ü.
Nuri Saryal
\İâ*.
*
Rûknettin Oskay
ODT.Ü.
Makina Sanayii
,v;ij
*>0
.it1i •; ,*11f• *
■ \ * t**VK
Üstün Engür
Guriş
îO',' • ■ ■ti-, t-i«
J İ .j
İsmet Ergün^ j £
,v>'.ı
. »*;> *",
Burhan Ersen
ıo» M â * * ,
MİÇLEJC.
Qrhan Büj^kboy
r
"" 't. -T•?
Ç ^ 0lr ■r
Timşş-
..T
TSsta*na:!
■(i 'f (.
Tfistaş t
.1•* f
San-. ye^Iîç. Bak.
■
(Çetin A tuk,^.,,
İ.T.Ü. ><jt,
,
Yük.Müh.
Daire Başk.
Mak^anJMüd.
;
,
. GıuMüd. , t
f"•
. *.-•<•
GnJM|id.
: Rap.Uzman r,
ProfDr.
Abdülkadir Erden
Doç Dr.
Ahmet Kuzucu c.
DoçJ)r.
R .^tilla Aydınlı
Penkosan
Doç Dr.
Proje Daire Bşk.
Selçuk Geçim t
'JJam za Tanyaş
Tümaş _
-.-H .
ProfDr.
Grup Başk.
me Mühendistik
Tüştaş
Rap.Uzman
Aydın Akış
İnönü Balikçjoğ^
Sankur
Mak.YJWüh.
G%Mpd.; „
, Mustafa Ayijaıjçı
H.Ü.
Gn.Müd.
, . Gyrcan Keten
.'•/-»'(itE , Osman Kılıç
H.Ü.
Doç .Dr.
Müd.Yard.
*• i ^ l r : '’<
%<■ Vi;
11„^.:
Bilgin Kaftanoğlıı
10) Araştımıa ve Geliştir- o ii.T .a
Grubu Çalışmaları
Doçi)r.
Doç Dr.
Doç Dr.
MakYAluh.
Gn.Müd.
, İnönü Balıkçıoğlu
Gn.Müd.
Cahit Özgöçmen
Gn.Müd.
- 1,
-
—xvii —
İnş.Tes.A.Ş. Atilla Doğan
M.Aza
İnş.TesA.Ş. Aydın Atabek
Tek.Danışmaı
San.veTic.Bak.
11) Gemi İnşa Sanayii
t.T.Ü.
Atilla Çınar
Rap. Uzman
Reşat Baykal
Prof.Dr.
T.Gemi SanayiM.Şûkrii Turgut
Mak.Y.Müh.
Gemi İnşa S. Celal Çiçek
Birlik Bşk.
San w Tic. Bakanlığı
Tevfik Burduriu
Rap. Uzman
İ.T.Ü.
Talha Dinibütün
ProfDr.
Makina Ekipman ve
İ.T.Ü.
Aitasim Büyüktür
ProfDr.
Enstrüman Sanayii
İ.T.Ü.
Kaan Ediz
Prof.Dr.
İ.T.Ü.
Ahmet Kuzucu
Doç J)r.
Penkosan
Cahit Özgöçmen
Gn.Mid.
12) Hidrolik Pnomatik
Mert Teknik Fatih Özcan
MakMâı.
Komsan
Atilla Kuzucan
YönX.Başk.
Hidrd
Selçuk Özkul
MakJtfüh.
Heıaa
Ahmet Karabıyık
Mak.Müh.
Vema
Haki Akçalar
Mak.Müh.
Ersan Gülük
Rap. Uzman
San. ve He. Bakanlığı
13) Demiryolu Taşıtma­
ları İmalat Sanayii
TÜLOMSAŞ Çağatay Tor
Gn.Müd.
TÜLOMSAŞ Şevket Özbay
Gn.Mud.Yrd.
TÜLOMSAŞ Mithat Yüziçtil
Gn.Müd.Yrd.
TÜLOMSAŞ Galip Pala
TÜDEMSAŞ
San. ve Tic. Bakanlığı
Erol Dokumaca
San. ve Tic. Bakanlığı
Ahmet Öztürk (Daire Bşk) Koordinatör.
Rap. Uzman
XVIII TÜRKİYE İLERİ TEKNOLOJİ
KOMİSYON ÜYELERİ
TEŞVİK PROJESİ ÖN RAPORU-
Prof.Dr.M.Nimet ÖZDAŞ
İSTANBUL—1985
Prof.Dr.Kemal SARIOĞLU
Prof.DrX)uran LEBLEBİCİ
(İSTANBUL TEKNİK
ProfJOrJ^adir YÜCEL
ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ)
Doç .Dr.Erdal PANAYIRCI
DoçDr Ahmet KUZUCU
-
1
-
TAKIM. APARAT, KALIP VE AVADANLIKLAR
DEĞERLENDİRME RAPORU
I - GİRİŞ
Türkiye'nin sanayileşmesiyle birlikte önemi her geçen gün daha da artan
Yatırım Mallan Sanayii ve onun vazgeçilmez unsurları olan Takım Aparat,
Kalıplar ve Avadanlıklannın yurt için kaynaklardan temininin araştırılması
bu konuda sanayimizin bulunduğu noktanın tesbiti ve geleceğe dönük ne­
lerin yapılabileceğinin araştırılması ve gelişme stratejisinin belirlenmesi bu
çalışmanın esasuıı teşkil etmektedir.
Takını tezgahlanılın, preslerin takmışız, aparatsız, kalıpsız iş görmeleri im­
kanı olmadığına göre işe, tezgaha fonksiyon ve ekonom ik yönden en iyi
uyacak Takını. Aparat, Kalıp ve Avadanlıkların tasarlanması, üretilmesi,
kullanılması, bakım ve onarımlarmın yapılması, aşınmaya maruz parçala­
rın kolaylıkla ve ucuza değiştirilebilmesi esastır.
Bu konuda ülkemizde durum incelendiğinde 1950'li yıllara kadar kayda de­
ğer büyük bir atılım olmadığını 1950'li yıllarda küçük atölyeler şeklinde
bazı yatırımların gerçekleştiğini görmekteyiz. Ancak 1960'lı yılların son­
larına doğru canlılık gösteren bu sektör yeni yatırımlara sahne olm uştur.
Bir yönden takım tezgahlan yapımı için yatırımlar yapılırken Takım Aparat
— Kalıp ve Avadanlıkların yurt içinde üretilmesine çalışılmıştır. Bu itibarla
Takım - Aparat — Kalıp ve Avadanlıkların endüstrisinin mevcut durumunu
bilmek ve problemlerini araştırmak gelecekteki ihtiyaçlara uygun olarak
kurulması ve ciddi esaslara bağlanması gerekli olan bu Takım — Aparat —
Kalıp ve Avadanlıkları endüstrisini ciddi olarak planlamak demektir. Ancak
mevcut durum envanterinin incelenmesinden sonra bu sektörün problemle­
rinin çözümü için gerekli tedbirleri almak gerekmektedir.
-2
-
2 - SEKTÖRÜN SINIFLANDIRILMASI
TANIM
2 —1 . TANIM : İnsan gücü ile veya tezgaha bağlanarak bir parçaya şekil ver­
meye yarayan alete denir. Takım ile talaş kaldırılırken bir takım ya doğru­
sal ya da eğrisel hareket yaparak parçaya şekil verir, bu da iki türlü olur ya
iş parçası hareketli takını sabit ya da takım hareketli iş parçası sabit tutula­
bilir.
Takım tezgahları ise; bir veya birkaç takım kullanılmak suretiyle, evvelce
malum şekil ve ölçülere uygun olarak maden, ağaç veya taş gibi maddeler
işleyen makinalara denir. Asıl işlemeyi yapan aletler tabii ki takımlardır.
Takımların insan eli yerine daha ölçülü ve daha kudretli olarak makinalar
tarafından kullanılması Takım Tezgahlarının doğmasına yol açmıştır.
Yukarıdaki tariften de anlaşılacağı üzere, Takımlar ve Takım Tezgahlılan
birbirinden ayrılmaz iki mefhum teşkil ederler. Binaenaleyh tezgahlar üze­
rinde kullanılan takımlar ve çalışma şekilleri hakkında esas bilgilere sahip
olmak, Tezgahların anlaşılması için ana şartı teşkil eder. Takımlar; Talaş
kaldıran takımlar gerek malzemeleri, gerek çalışma şekilleri bakımından
çeşitlidirler.
Kesici takımların önemi yukanda bahsedildiği gibi açıkça belirgindir. Üre­
timde amaç üretim hızım artırırken kaliteden fedakârlık yapmamaktır. Hız­
lı üretim güçlü, dayanıklı kesici takımları gerekli kılar. Takım tezgahlan ke­
sicilerin nitelikleri, kabiliyetleri gözönüne alınarak güçlü motorlarla donatı­
lır.
2 — 2. APARATLAR: Aparatlar bağlama — delme düzenleri ile, kaynak
kontrol, bağlama gibi değişik işlemlerin kolayca gerçekleştirilmesinde
-3 yardımcı elemanlardır. Aygıtlarla özdeş, birbiri yerine geçebilir parça üre­
timi sağlanır.
Aygıtlarla tasarlanmış, üretilmiş ve denenmiş bir üretimde önemli bir aşama
aşılmış sayılır. Bazı aygıtların üzerine takıldığı tezgah kadar fiyatta olduğu
da bir gerçektir. Aygıtlar üretilecek parça sayısına göre bazan ço k basit, bazan da çok karmaşık, havalı, hidrolik, sıkmaU konum lam alı, çıkartm alı bir
sistemde tasarlanırlar.
Bu grupta başka bir yatınm malı grubu da el aletleridir. A nahtarı, tornavi­
dası, pensesi, çekici, vb. aygıtlar ile maharetli ellerin endüstrisinin yapıcı
gücü olduğu kuşku götürmez.
2 - 3 . KALIPLAR
KALIPÇILIĞIN TANIMI:
Sanayi yönünden gelişmiş dünya ülkelerinde, özdeş olan, pek ço k sayıda ve
seri halde üretilmesi gereken parçalar, kullanma alanlarına göre saç metal
veya hacim kalıplarıyla üretilmektedir. Geniş kapsamlı kalıpçılık mesleğini
sanayi alanında uygulama imkanı bulan gelişmiş ülkeler, eski yöntemlerin
ve pratik bilgilerin ışığı altında modern kalıp yapımcılığını ve bu kalıpların
çalıştırılmasında kullanılan pres tezgahlarım geliştirmişlerdir.
Ülkemizde yeni olmakla beraber, kalıpçılık mesleğine büyük önem veril­
mekte ve bu konuda ülkemiz koşullan da gözönünde bulundurularak üstün
çabalar sarfedilmektedir. Çünkü ekonomik yönden gelişmiş dünya ülkeleri
ile az da olsa kendi gücümüzle boy ölçülebilmek için, günlük hayatımıza
girmiş hemen her alanda kullanılabilecek pek çok parçalan düşük maliyette
üretmek mecburiyetindeyiz. Bu üretimin gerçekleşebilmesi için malzeme
:
^ 4 -
'
sarfiyatını, minimuma düşürmek, üretim kapasitesini maksimuma çıkarmak
ve işşiliği asgari düzeye indirmek başhca amaçlardan bir kaçını teşkil eder.
Temel amaçları blrbirindto farklı olmayan, ancak yaptıkları işler bakımın­
dan farklılık gösterenkalıpçılık mesleğini aşağıdaki şekilde sınıflandırmak
nıümküıidür.
'
.‘»t
I— Saç metal kalıpçılığı
II— A telye iş kalıpçılığı (iş kalıplan) =;
IU -H a c im kalıpçılığı
^
,
.
Yu kanda ana hatlanyla sınıflandırdığımız kalıpçılık mesleği bir bütün olup,
bu mesleği bilen kişiye "KALIPÇI", çalışma alanlarına gpre .metal -malze­
melerden talaş kaldırmadan seri halde ve çok sayıdaki parçaların üretilme­
sinde kullanılan makina parçasına da "K A H P" denir.
t
Saç metal kalıpçılığında, talaş kaldırmadan çok sayıda ve seri halde saç
malzemelerin üretilmesi gereken parçala- yapılabilmektedir. Hacim kalıpçı­
lığında ise sıcak döverek biçimlendirmek yöntemiyle, küçük boyutlu dövüle­
bilir malzemelerin seri halde özdeş malzeme ve işçilik sarfiyatı az parçalar
üretilebilmektedir.
- 52 -4
ÇALIŞMA ALANLARINA GÖRE KALIPÇILIĞIN
SINIFLANDIRILMASI
KALIPÇILIK
Saç metal kalıpçılığı
l
Kesme Kabplan
1
1
Bükme Kabplan
l
Çekme Kalıplan
1
Şişirme Kabplan
Atelye iş kabpçılığı
Hacim kalipçılı
-U
Delme Kabplan
i
V
Bağlama Kabplan
ı
Plastik Kabplan
1
l
Montaj Kalıpları
1
l
Ölçme ve Kontrol
i
Sıcak Dövme Hacim
^
Kalıplan
Basmçb
1
Pres Döküm Kabplan
1
V
Sıvama Kabplan
1
X
Ardaşık Kalıplan
I
i
Birleşik Kabplan
.
1
4'
Fışkırtm a Kabplan
1
4’
Basma Kabplan
Genel olarak iyi dizayn edilmiş ve konstrüksiyoıı hatası bulunmayan kalıp­
ların fayda ve mahsurlu yönlerini şu şekilde açıklayabiliriz:
'
-
6
-
FAYDALI YÖNLERİ
1— Kalıplanan parçaların üretim oranı yüksektir.
2— Seri üretimi kolaydır.
3 — Her parça için sarfedilecek insan gücü azdır.
4 — Üretimin otom atik olarak yapılması mümkündür.
5— Kullanma yerine göre üretilen parçaların yeniden işlenmesine gerek
yoktur.
6 — Üretilen parçalar tamamen özdeştir.
7 — Değişik biçim deki parçalanıv üretimi ekonom iktir..
8 — Değişik m etotlarla üretilemeyen çok küçük parçaların üretimi ko­
laydır.
9 — Bazı hallerde kalıplama tezgahını ve kalıbı değiştirmeden farklı mal­
zemeler kalıplanabilmektedir.
10— Üretim süresince kalıplanan parçalar alt ölçülerin arzu edilen sınır­
lan içerisinde tutulması mümkündür.
MAHSURLU YÖNLERİ
1- Kalıp maliyeti yüksektir.
2 — Kalıp yapımında kullanılan tezgah ve avadanlıklar pahalıdır.
3— Bazı hallerde üretimin kontrolü güçtür.
4 — İyi bir kalıpçının yetiştirilmesi kolay değildir.
5— Kalite kontrolü kısa zamanda yapılmayabilir.
6 — Probleme temel teşkil eden bilgiler eksiktir.
-7 3 - SAÇ METAL KALIPÇILIĞININ SINIFLANDIRILMASI
3 - 1 . KESME KALIPLARI
Talaş kaldırmadan çok sayıda ve seri halde saç malzemelerin üretilmesi ge­
reken parçalar yapılabilmektedir.
3 - 2 . BÜKME KALIPLARI
Bükme, saç m etal malzemelerine şekil verme işlemidir. Diğer kalıplama iş­
lemlerine göre, bükme kalıplama işlemleri daha kolaydır.
Biçimlendirme işleminin özelliğine göre bükme kalıplarını şu şekilde smıflandırabiliriz:
a) Bükme
b) Kenar bükme
c) Katlama ve kenet yapma
d) Kıvırma
e) Oluklama olmak üzere beş ana gruba ayırabiliriz.
3-3.
ÇEKME KALIPLARI
Çekme kalıplarıyla üretilecek biçim kabın kaç kademede çekilebileceğini
belirtir.
Delme, kesme, bükme ve benzeri kalıplarla çekme kalıplarını karşılaştırdığı­
mızda bazı farklılıklar görülmektedir. Bazı tecrübe ve deneyimlere göre si­
metrik olmayan biçimdeki kalıpların çekme kalıplarıyla üretilmesi kolay
olmamaktadır.
-8 Bu nedenle; iyi bir çekme kalıbı tasarımının yapılabilmesi için, tasarımı ya­
pan kişinin çekme kalıpçılığı konusunda yeterli bilgi ve beceriye sahip ol­
ması gerekmektedir.
3 - 4 . ŞİŞİRM E KALIPLARI
Şişirme kalıplarıyla elde edilmiş kap biçimindeki parça, şişirme kalıplama
işleminin yapılabilmesi için önce parça çekme kalıplarında ön biçimlendir-,
meye tabi tutulur. Sonra çekilen kap içerisine kauçuk doldurulur. Ayrıca
hidrolik yağ basınçlı şişirme kalıplarıyla ön biçimlendirme işlemi yapılma­
dan istenilen biçimdeki parçalar kalıplanabilir.
3 - 5 . SIVAMA KALIPLARI
Sıvama, saç malzemelerden dikişsiz tüp veya benzeri parçalara koni, yannı
köre veya küresel parçaların üretim yöntemidir.
3 - 6 . ARDAŞIK KALIPLAR
Üzerinde birçok seri kalıplama ve işlemi bulunan ve ayrı istasyonlarda arka
arkaya işlenen parçaların üretilmesinde kullanılan kalıplara, ardaşık kalıp­
lar denir.
3 - 7 . BİRLEŞİK KALIPLAR
Kalıplanacak parça üzerinde birden fazla işlemler tek kalıpta ve bir istas­
yonda yapılabiliyorsa, bu tip işlemlere birleşik kalıplama işlemi ve bunu
yapan kalıba da birleşik kalıp denir.
Delme, kesme ve bükme veya kesme, çekme ve traşlama işlemlerini aynı
anda yapan bu tip kalıplarda bir vuruşta parçalar seri halde üretilebilir.
-9 3 - 8 . FIŞKIRTMA (EKSTURİZYON KALIPLARI)
Fışkırtma (eksturizyon) kalıplama sistemiyle yum uşak malzemeden tiip
şeklinde parçalar kalıplanır. Bu kalıplama sisteminde kullanılan malzemeler
kurşun, alüminyum, çinko ve bazen de magnezyum ve pirinçtir.
3 - 9 . BASMAKALIPLARI
Saç malzeme üzerinde harf, rakam ve şekillerin kalıplanması basma kalıp­
larıyla yapılmaktadır. H arf veya rakamların kabartm a kısımları zımba üzeri­
ne, çökertme kısımları ise dişi kalıp üzerinde işlenir. Ayrıca bu tip kalıpla­
ma sistemine, süsleme kalıpçılığı da girmektedir.
4 - HACİM KALIPÇILIĞI
4 - 1 . PLASTİK KALIPLARI
Endüstride uygulama alanı ço k yaygın olan ve günlük hayatımızın her yerin­
de rastlanabilen plastik malzemelerin sağladığı avantajlar oldukça fazladır.
Bu malzemelerden yapılan parçalar; değiştirilebilme özellikleri, hassas işlenebilme kolaylığı, elektrik endüstrisinde kullanma özelliğinin fazlalığı,
renklendirmenin kolaylığı, ağırlığının azlığı, ergime sıcaklığının düşüklüğü,
seri üretiminin fazlalığı, maliyetinin azlığı nedeniyle endüstrisinin lıer dalın­
da emniyetle kullanılmaktadır.
Plastik malzeme yapılan parçaların arzu edilen kalite ve özellikte olabilmesi
için kalıp yapımcısına büyük sorumluluklar düşmektedir. Kalıp yapımcısı,
her ihtimalleri önceden düşünüp kalıplanacak parçayı oluştururken, plastik
malzemenin cinsini, uygulama alanını, kalıplama yöntemini, çalışma
ortamını, kahplaııcak parçanın sayısını, kalıp malzemesini, kalıp işleme
yöntemlerini ve kalıbın çalışma konumunu başlangıçta dizayn etmek zo­
rundadır.
-1 0 Dizaynı iyi yapılmış ve konstrûksiyon hatası bulanmayan Plâstik Hacını
kalıplarıyla kalıplamanın faydalarım şu şekilde sıralayabiliriz:
1— Parçaların üretim oranı yüksek
2 — Seri üretim kolay
3 — Her parça için sarfedilen işçilik az
4 — Üretimin otom atik olarak yapılabilmesi
5 — Kalıplanan parçaların yeniden işlemeye gprek duyulmayışı
6 — Farklı yüzey kalitesi, renk ve bitirme işlemlerine uygun oluşu
7 — İyi bir dekorasyon işlemine tabi tutulabilmesi
8 — Değişik biçim deki parça üretiminin ekonomik oluşu kolaylığı
9 — Diğer m etotlarla üretilemeyen çok küçük parçaların üretim kolaylı­
ğı
10— Yolluk, Dağıtıcı ve Giriş kanallarında meydana gelebilecek hataların
giderilmesinde kolaylık
11 — Plastik malzeme içerisine kireç, karbon, asbest, cam, talaş vb. (Plas­
tik dolgu maddeleri) karıştırılıp kalıplanabilmesi
12— Plâstik malzeıpeden kalıplanan parçaların çekme dayanımı yüksek,
korozyona karşı direnci fazla ve renkli olabileceği gibi şeffaf olarak
da kalıplama özelliğinin oluşu ve benzeri pek çok faydalan.
MAHSURLU YÖNLERİ İSE
1 — Kalıp maliyeti yüksek
2 — Kalıp yapımında kullanılan makina ve avadanlıklar pahalı
3 — Kalite kontrolün kısa zamanda yapılamayışı
4 — İyi bir kalıp yapımcısının bulunmasında güçlük çekilmesi
5 — Kalıp malzemesinin uzun ömürlü olmasını sağlayan temel bilgilerin
yoksunluğu gibi bazı zararlı yönleri vardır.
-
11
-
4 - 2 . SICAK DÖVME HACİM KALIPLARI
Sıcak dövme hacim kalıpçılığının da endüstride ço k büyük bir yeri kapladı­
ğının en güzel örneğini sanayi yönünden gelişmiş ülkeler verm ektedir. İnsan
hayatı He doğrudan ilgili olan ve endüstri dalında faaliyet gösteren im alatçı­
lar ulaşım araçları ve bu araçları oluşturan makina parçalarını sıcak dövme
hacim kalıplarıyla üretmektedirler.
Sıcak dövme hacim kalıplarıyla, seri üretim ve üretilen parçaların dayanımı
artm akta, işçilik azalmakta ve kısa zamanda pek ço k sayıda parçalar kalıplanabilmektedir. Sanayide kullanılan makinaların hız aktarm a organları,
otom otiv endüstrisi ve ulaşım araçlarının iç organları, günlük hayatta kul­
landığımız el aletleri ve benzeri yüksek dayanımlı parçalar, sıcak dövme ka­
lıplarıyla şekillendirmenin ürünlerindendir.
Sıcak döverek biçimlendirmede yine hacim kalıpları seri üretimi arttırır.
Parçalarda özdeşlik sağlar. Malzeme sarfiyatım ve işçiliği azaltır ve ayrıca
kalıplanan parçaya özlülük kazandırarak m ukavemetini arttırır.
4 - 3 . BASINÇLI PRES DÖKÜM HACİM KALIPÇILIĞI
Genel olarak düşük sıcaklıklarda eriyebilen malzemelerin kalıplanmasında
uygulanmaktadır. Basınçlı pres döküm kalıplan, plâstik hacim kahplanna
benzemekte olup aralarındaki fark sadece kalıplanan malzemenin farklılı­
ğıdır.
Düşük sıcaklıkta ergime ve metal kalıplar içerisinde kalıplanabihne özelliği
olup da demir ve çelik olmayan metal ve alaşımlarının yüksek basınç altın­
da biçimlendirilmesine basınçlı pres döküm denilmektedir.
-1 2 Bu kalıplarla elde edilen parçalarım dayanımı yüksek, talaş kaldırma ve işle­
me payı yok denecek kadar azdır. Bu yöntemle üretilen parçaların malzeme
sarfiyatı ve işçiliği oldukça azdır. Bunlara rağmen kalıp yapımı, kalıplana­
cak malzemenin ergitilmesi ve kalıplama tezgahına olan etkisi nedeniyle ba­
zı zararlı yönleri vardır.
Son yıllarda, gelişen teknolojiye paralel olarak çelik ve alaşımlarının da
basınçlı pres döküm hacım kalıplarıyla üretilmesi sağlanmış olup kalıplanan
parçaların dayanım ve diğer özelliklerinin sıcak dövnje hacim kalıplarıyla
elde edilenlerinkinden farksız olduğu belirtilmiştir.
5 - EN ÇOK KULLANILAN KALIP ÇELİKLERİ VE ÖZELLİKLERİ
Sanayi alanında, metal malzemelerinden talaş kaldırmadan seri halde ve çok
sayıdaki özdeş parçalatın üretilmesinde kullanılan çeliklere kalıp çeliği
denir. Kalıplama işleminde kullanılan malzemelerin öncelikle çelik olacağı
düşünülerek, aşağıdaki beli başlı özellikleri taşıması gerekmektedir.
1— Tam olarak sertleşebilme özelliğine sahip olmalı
2 — Aşırı sürtünmeye karşı dayanıklı olmalı
3 — Yüksek basınca ve ani yüklemelere karşı dayanıldı olmalı
4 — Isı farkından dolayı doğabilecek çatlama ve gerilmelere karşı daya­
nıklı olmalıdır.
6 - ÜLKEMİZDE KALIP - APARAT - KEÇİSİ TAKIM VE MASTAR
İMAL EDEN KURULUŞLAR
Kuruluşun Adı
Uğraşı Konusu
MKEK Mühimmat Fabrikası
Her türlü Takım—Aparat, mastar imali
Silah—Tüfek Fabrikası
Her türlü Takım—Aparat, mastar imali
-1 3 Gaz Maske Fabrikası
Kalıp—Aparat imali
Gazi Fişek Fabrikası
Kalıp—Aparat imali
Çankırı Silah Fabrikası
Kalıp—Aparat imali
DDY Eskişehir—Sivas Fabrikaları
Kahp—A parat—Takım imali
ASELSAN/ANKARA
Kahp—Aparat imali
KALEK A LIP/t ST ANBU L
Saç pres, Plastik Enj. Kalıpları
ECA Kahp Takım/İSTANBUL
Pres döküm, plastik enj. kalıpları
KAUPSAN/İZMİR
Saç pres ve plastik kalıplan
COŞKUNÖZ/BURSA
Saç pres ve kaporta kalıplan
GAMAK/ISTANBUL
Elektrik mak. Laminasyon kalıplan
Ş işe-Ç am MKF/İSTANBUL
Cam Eşya—hacim kalıplan
İTO Kilit/DÜZCE
Saç Pres kalıpları
KALE KİLİT/İSTANBUL
Saç pres kalıplan
PARSAN
Dövme Kalıpları
OMTAŞ
Dövme kalıpları
ORALS AN/KIRŞEHİR
M atkap—Kesici takım
MAKİNA TAKIM/İSTANBUL
M atkap—Kesici takım
ECA EVAR/TEKİRDAG
M atkap—Kesici takım
TOZMETAL/İSTANBUL
Sinter kalıplan
PİMAŞ/ISTANBUL
Plastik ve saç pres kalıplan
ETAP/İZMİR
Plastik kalıplan
7 - SEKTÖRÜN MEVCUT DURUMU VE YAKIN GEÇMİŞTEKİ
GELİŞMELER
Memleketimizin 1976 — 1980 yıllarında yaşadığı ekonomik kriz nedeniyle
sanayileşmemiz duraklama dönemine girmiş ve kurulu tesislerimiz de kapa­
sitelerinin çok altında üretim yaparak faaliyetlerini devam ettirebilmişler-
- 14 Sanayimizin içinde bulunduğu darboğazlardan Takım, Aparat ve Kabplan
sanayii de büyük ölçüde etkilenmiş ve 1976 yıbna kadar hızla artan talep
o tarihten itibaren düşmeye başlamıştır.
Takını, Aparat ve Kabplar ve Avandanlan (TAK) sektörünü Takım tezgah­
lan sanayimden ay n düşünmek mümkün olmadığından bu sektörün gelişme
hızının ve talebindeki artışın yakından incelenmesinde yarar bulunmakta­
dır.
Ekonomik darboğazın neticesinde paranın pahalılaşması sadece yatırım ci­
lan etkilememiş, aym zamanda tezgah kullanıcılarım da zor durum da bırak­
mıştır. Tezgah talebinin ekonomik durumla bu kadar bağımlı olduğu ger­
çeğini, en önemli ekonom ik göstergelerden biri olan kişi başına GSMH ile
kişibaşma tezgah kullanımı arasındaki ilişkinin incelenmesi neticesinde istatistiki olarak da tesbit etm ek mümkündür.
Şöyleki, 1967 — 1980 yıllan arasında kişi başına toplam takım tezgahı
kullammı ile aynı yıllarda kişi başına GSMH değerleri beraber incelendiğin­
de her ikisinin benzer eğilimler içinde olduğu gözlenmektedir. Diğer ta­
raftan yıllara göre ekonom ik büyüme hızında aym trendi görmemiz müm­
kündür.
Takım tezgahlan sanayinin ekonom’k durumdan etkilenmesi doğrudan
Takım Aparat ve Kabplan Sektörünü de etkilemektedir. Zira bu sektör Ta­
kım Tezgahları için hayati önem taşımaktadır. Bazen tezgahlara ilâve edilen
parçalar tezgah kadar pahab olabilmektedir.
Ülkemizde başlangıçta firmalar kendi ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla
Takım Aparat ve Kalıplan (TAK) üretmeye başlamışlar ancak daha sonralan özellikle pres kabplan tasarımı ve imalatı ile uğraşan iri firmalar ku­
rulmaya başlamıştır.
-15TAK'lar hassas işletme tezgahlarını, ölçm e aletlerini gerekli kılar. Bilgisa­
yarlı sayısal denetimli tezgahlar yüksek yatırını gücü gerektirdiğinden ancak
'T A K " üretim hacimleri yüksek firmalar tarafından alınabilirler.
Elektrik, elektronik, otom otiv, dayanıklı tüketim , inşaat, savunma sanayii
gibi kuruluşların ürettikleri, m etal, plastik, bakalit, alüminyum enjeksiyon,
seramik gibi mamullere form vermek için kalıplara ihtiyaçları vardır. Kalıp
olmadan adı geçen mamullerin imalatına başlanılması mümkün değildir.
Ülke sanayiinin gelişmişliği bir bakım a kalıp sanayiinin gelişmişliğine bağ­
lıdır. Ülkemizde değişik tarihlerde ithal ya da imal edilmiş önemli miktar­
da, değişik yapı, büyüklük ve hassasiyette takım tezgahı ve bunlar için
önemli m iktarda Takım—A parat, Kalıp ve Avadanlıklar m evcuttur.
Öteden beri ileri sürülen bir husus da Takım Tezgahlarında olduğu gibi
Takım —Aparat Kalıplar ve Avadanlıklarda da bir atıl kapasitenin ülkemizde
var olduğudur.
8 - SEKTÖRÜN GELECEKTEKİ DURUMU VE ALINMASI GEREKEN
TEDBİRLER:
8 - 1 . ORGANİZASYON
Ülkemizde Takım—Aparat Kalıp ve Avadanlıkları (TAK) üretimi gerçekleş­
tiren firmalar genelde kendi üretimlerinde kullanmak üzere ’T A K " üret­
mektedirler. Bu nedenle her zaman atıl bir kapasite ortaya çıkmaktadır. Zi­
ra bir firmanın kahp ihtiyacı sınırlı olacağından o ihtiyaç karşılandıktan
sonra aletler atıl beklemektedir. Son yıllarda bu tür firmalar dışarıya da iş
yapmaya başlamış olmakla beraber henüz bu problem çözülmüş değildir.
Eğer Türkiye'de 'T A K " üreten firmaların bir envanteri yapılır ve kim nere­
de ne yapabilmektedir şeklinde toplanarak bir bilgi bankasında depolanabi­
-16lirse kapasite kullanınu açısından olduğu kadar döviz tasarrufuna yardımcı
olacağı için de çok yararlı olacaktır.
8 - 2 . EĞİTİM
Ülkemizde henüz T akım -A parat, Kahp ve Avadanlıkları konusunda üniver­
site ve yüksekokullarımızda mesleki eğitim verilmemektedir. Ancak, son yıl­
larda meslek liselerinde kalıpçılık dersleri konulm uştur.
Bu konuda sanayimizde çalışan teknik elemanlarımız kendi kendini yetiş­
tirerek bu işi öğrenmişlerdir. Ayrıca, bu konuda y ab an a dildeki literatürün
dilimize çevirisi ço k kısıtlı m iktarda yapılmaktadır.
Her meslekte olduğu gibi Takım, Aparat ve kalıpçılık mesleğini konu alan
eğitim ve öğretim sistemi üç temel esası kapsamaktadır:
a) Bilgi
b) Beceri
c) Tutum ve davranışlar
Takım—Aparat, Kalıplar ve Avadanlıklar mesleği belli bir düzeyde eğitim ve
öğretim görmüş ve ayrıca el becerisi oldukça, yüksek, mesleğini sevebilecek
kişilere iyi tesbit edilmiş bir öğretim sûresi içerisinde uygulamalı olarak ve­
rilmelidir. Bilhassa Kalıpçılık mesleğinde teorik bilgilerle birlikte basit iş­
lemleri içeren kalıplardan, kademeli olarak karmaşık işlemleri kapsamına
alan uygulama çalışmaları ön planda tutulmalıdır.
Kalıpçılık mesleğini konu edilen kişiler, en azından basit matematik vc tasa­
rı geometri kurallarım, teknik resim çizimi ve okunuşu, markacıhk ve ölç­
me bilgisini, atelye uygulaması (Torna, Freze, Taşlama, Hassas Tesviye, ısı
işlemleri ve montaj) ve benzeri becerilerle beraber pres tezgahlannda da
nasıl çalışılacağını bilmelidir.
-17Bilgi, Beceri, Tutum ve Davranışlarla birlikte deneyimler sonucu elde edilen
pratik bilgileri iyi değerlendiren bir kalıpçı, aşağıdaki konularda da söz sa­
hibi olmalıdır.
1— İyi bir tasarımcı (dizayncı) bilgisine sahip olmalıdır.
2 — Teknik resim çizme ve okuma yeteneğine sahip olmalıdır.
3 — Kalıp konstrüksiyonunu hazırlamakta usta olmalıdır.
4 — Komple kalıbı oluşturan parçaların hangi tezgahta ve nasıl işlene­
bileceğini organize etm e yeteneğine sahip olmalıdır.
5 — Komple kalıbı oluşturan parçaların malzemesini en iyi şekilde hazır­
lamalı ve ayrıca iyi bir malzeme bilgisine sahip olmalıdır.
6 — Kalıp m ontajım yapmalıdır.
7 — Yapımı biten kalıbı pres tezgahına emniyetle bağlamalıdır.
8 - 3 . A RAŞTIRM A —GELİŞTİRM E:
Bugün gelişmiş endüstrilerde Takım Aparat ve Kahplan ve Avadanlıkları
konusunda gerek kum anda organları, gerekse yeni üretim teknikleri açı­
sından hızla artan bir gelişme sözkonusudur. Bir yandan kom püter aracılı­
ğıyla dizayn ve üretim sistemleri gittikçe yaygın bir şekilde hizmete girmek­
te, öbür yandan standart parçalarım kullanımı esas alınmaktadır.
Ülkemizde henüz "TA K ” konusunda hiçbir araştırma yapılamamaktadır.
Zira araştırma en az kurulacak tesis kadar masrafı gerektirdiğinden özel
sektör kuruluşlarının gücü buna yetmemektedir. Devlet bu konuya el at­
madıkça ve üniversite—sanayi işbirliğini desteklemedikçe bu konuda bir
atılım yapılması sözkonusu değildir.
-189 - SEKTÖRE UYGULANACAK TEŞVİKLER
9 - 1 . YATIRIM TEŞVİKİ
Yüksek enflasyon ve bunıın sonucunda uygulanan yüksek faiz oranlan ya­
tırımcıların cesaretini kırmaktadır. Bu nedenle kalıp sanayii Türkiye'nin bü­
tününde teşvik kapsamına alınmalıdır. Aynca düşük faizli ve uzun vadeli
kredi veya kur garantisi temin edilmelidir. Yalnız bu yatıranlarda ağırlık
nümerik kontrollü tezgahlarda ve hassas taşlamalarda olmalıdır. Kalıp sa­
nayii ile birlikte kurulacak entegre tesisler de teşvik kapsamına alınmalıdır.
Tezgah Bakım ve Onanmı için yedek parça ve çeliklerin ithali kolaylaştınlmalıdır.
Sektörde üretilen mallarda kaliteyi ve kapasite kullanımım a rtın a ve mali­
yeti iyileştirici yatınmlar teşvik edilmelidir.
9 - 2 . EGITIM VE A R -G E KURULUŞLARI TEŞVİKİ
Takını Aparat ve Kalıplan üretimi sabır, gönül vererek çalışma ve geniş tec­
rübe isteyen bir imalat koludur. Bu nedenle öncelikle devlet tarafından ele
alınmalı bir sosyal görev gibi görülerek okullarda ve işyerlerinde eğitimine ağırlık verilmelidir.
Bugün için orta öğrenim kurumlanndan olan meslek liselerinin dışında
kalıpçılıkla ilgili bir eğitim verilmemektedir. Halbuki kalıpçılık bütün sanayi
kollarının temelini teşkil etmektedir. Bu nedenle bu konunun bilimsel eğiti­
mini verecek yüksek okullar ve üniversitelerde kalıpçılık kürsüleri kurularak
bu konudaki bilgi açığı kapatılmaya çalışılmalı aynca üniversite, sanayi iş­
birliği teşvik edilmelidir. Sanayi içi eğitime de ağırlık verilerek bu dalda
çırak yetiştirilmesi sağlanılmalıdır.
- 19Bu daldaki elemanlar arasındaki dayanışm ayı ve bilgi alışverişini arttırmak
amacıyla kalıpçılar derneğinin kurulması desteklenmelidir.
Ülkemizdeki bilimsel araştırmaları yürütmekle görevli TÜBİTAK vc sanayi
dalında eğitim vermeye yönelik SEGEM'iıı bu konulara eğilmesi sağlanıla­
rak seminerler ve kurslar düzenlenmelidir.
10 - SONUÇ
Takım — Aparat Kalıplan ve Avadanlıklan üretimi bütün sanayi sektörüne
hizmet vermekle birlikte hassas bilgisayarlı tezgahlan ve pahalı yatırımı
gerektirdiğinden bugün için özel sektörün doğrudan girebileceği bir alan
değildir. Bu nedenle Devlet konuyu çok yönlü olarak ele almalı öncelikle
ara eleman yetiştirilm ek konusunda çıraklık eğitim ini desteklemelidir. Bu
arada meslek liselerinde son yıllarda açılan kalıpçılık bölümlerine ilaveten
bilgisayarlı tezgah kullanımı ve metreloji dersleri konulmalıdır.
Konunun bilimsel yönünün öğrenilmesini sağlamak amacıyla üniversitele­
rimizde TAK kürsüleri kurulmalıdır.
Y abana ülkelerde yayınlanan bilimsel eserler derhal Türkçeye çevirilerek
bütün ilgililere gönderilmelidir.
Bugünkü Türk kalıpçılığı henüz bir ihtisaslaşma düzeyinden çok uzaktır.
Ancak, konu son derece hassas olduğundan mutlak surette ihtisaslaşma teş­
vik edilmelidir.
Çeşitli teşvik tedbirleri ile yatırım cazip hale getirilmeli, tezgah bakını ve
onarımı için yedek parça ve çeliklerin ithali kolaylaştınlmabdır.
-20Aynca, kurulacak^ bir kalıpçılar dem eği meslekdaşlar arasm daönem li bir
dayanışmanın ve bilgi alışverişinin doğmasına yardım edecektir.
II - KAYNAKLAR
— Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planı
— 27 Ağustos 1986 tarihinde Bakanlığımızda sanayieflerle y a p ılan
toplantıda, Takım, Aparat, Kalıp ve Avadanlıkları konusunda alman
notlar.
TAKIM TEZGAHLARI SANAYİİ
- 2 3 -
YATIRIM MALLARI SANAYİİ YÖNLENDİRME PLANI
ÇERÇEVESİNDE 'TA K IM TEZGAHLARI SANAYİİNİN İÇİNDE
BULUNDUĞU DURUM VE GELİŞM ESİ İÇİN ALINMASI
GEREKLİ TEDBİRLER" RAPORU
1. G İRİŞ:
Memleketimizin uzun dönem li kalkınma perspektifinin asıl amacının, hızlı
bir sanayileşmeyi, yapısal bir değişme ile birlikte gerçekleştirm ek olduğu
bu yapısal değişm ede de en büyük katkının genellikle yatm ın malı üreten
sanayilerce sağlanacağı bilinmektedir.
Yatırım malı üreten sanayi dallan, içinde takım tezgahlan sanayi ağırlığı
olan bir konudur.
2. TÜRKİYE'DE TAKIM TEZGAHLARI SANAYİİNİN DURUMU:
Türkiye'de 19701i yıllarda başlam ış olan, takım tezgahı üretimi belirli bir
gelişmişlik düzeyine erişm iştir. Daha 1970 yıllanmn başlarında Bursa ve
Balıkesir'de metal ve ağaç işleme için m uhtelif pres ve tezgahlar (Friksiyon
presler, eksantrik presler ve makaslar gibi); İzm ir'de; yine ağaç ve metal iş­
leri için özel presler; G aziantep'te ve Kahramanmaraş'ta kollu ve dairesel
tip metal testere tezgahlan, bakır izabe ve hadde makıina ve teçhizatının
imalatı; yine G aziantep'te karusel veya vidalı plastik enjeksiyon makinalan,
maden cevheri, mineral, mermer öğütme makinalan imalatı sanayii kurul­
muştu.
Ülkemizde takım tezgahlan imalatı ile iştigal eden halen irili ufakh 85'e
yakın imalatçı kuruluşun dışında çağdaş normlarda üretim yapabilen ka­
muda M.KJE.K. ve TAKSAN ile özel sektörde TEZSAN, üretim teknolojile­
ri itibariyle batılı firmaların imkan ve potansiyellerine sahip kuruluşlardır.
-
24
-
TEZSAN, torna imalatında ihtisaslaşmış .ve yüksek adetlerde az tipte tez­
gah imalatını mümkün kılabilen modern bir tesise sahiptir.
M.K.E.K. Silah Sanayi Müessesesi takım tezgahlan imalatının ülkemizdeki
öncü kuruluşudur. Ancak, uzun bir geçmişe sahip olmasına rağmen M.K.
E.K. takım tezgahları imalatında gereken mamul çeşitlenmesini süratle
yaparak çağımızın yeni ihtiyaçlarına ayak uydurabilecek bir yapıya kavuş­
mamış, tesiste takım tezgahlan imalatı giderek önemini kaybetmiş, yerini
otom otiv sanayii ve savunma sanayii imalatlarına terk etmiştir.
TAKSAN ülkemizin çağdaş anlamda üretim yapabilecek en genç; en büyük
makina imalat tesisidir.
Ülkemizde takım tezgahlan imalat sanayiinin geçmişi 20 yılı aşkın bir süre­
ye uzanmakla birlikte, üretilen mamul çeşidi yönünden, geniş bir tabana
yaygınlaştırılamanuştır. Kurulan tesislerin büyük bölümü üniversal torna
ve delme tezgahlan ile kifayet etmişler ve daha komplike tezgah tiplerini
mamul programlarına dahil etmemişlerdir. Halbuki, bilhassa büyük işletme­
lerin tünıü klasik torna dışında diğer torna tezgahlannı da imal edebilecek
yeterli fabrika sahası ve makina parkuıa sahiptirler.
Türkiye bilhassa konvansiyonel tezgah gruplannda her türlü tezgahı imal
edebilecek tesis ve insangücüne sahiptir. Bu bakımdan, mevcut.işletmelerin
tekerrüre mahal vermeden manıul programlarını giderek yaygınlaştırmaları,
bu sanayi dalının ülkemizde gelişmesinde, im alatçı—kullanıcı bağlanmn
güçlenmesinde önemli bir yaklaşım olacaktır.
Takım tezgahları yatınm mallarının en geniş üretim alanını oluşturan üretim
araçlarıdır. Dolayısıyla bunların kontrolü otomasyonu, hızı ve hassasiyeti
ile ilgili yeni gelişmeler yatınm mallan üretim teknolojisini etkileyen ve
-25 değiştiren en önemli unsurlardır. Takım tezgahlarının sınıflandırılması
(Şekil 1) de verilmiştir.
Türkiye'de takım tezgahlan sanayii gelişmekte olan ülkeler takım tezgahları
sanayiinden pek farklı değildir. Küçük ya da büyük bütün üreticiler tezgah
üretimi için gerekli bilgi ve verileri ya lisans anlaşmaları ile satın almışlardır
ya da kopyacılık yöntemi ile sağlamışlardır. Her iki yöntem de başlangıç
için geçerlidir. Ancak her iki yöntemde de çağdaş teknolojik gelişmeyi
izleyebilmek için ileriye dönük Araştırm a—Geliştirme çalışmalarına başla­
mak gerekir. 1986 yılında 1990'ların 20001i yılların tezgahlarını planlıyor,
olmalıyız ki, gelecekte dünya pazarlarında pay sahibi olabilelim. Gerçekte
yapılan ise, satın alman teknolojiyi üretme çabasından öteye gitmemekte­
dir. Satmahnan ya da kopya edilen teknoloji hiç bir zaman aslı kadar iyi
olmamaktadır. Tüm mühendislik hizmetlerinde olduğu gibi, satmahnan tek­
noloji, satınalınma, aşamasına girdiği anda eskimiş bir teknolojidir.
Ülkemizde takım tezgahlan sanayiinin teknolojik sorunlarını, Türkiye'deki
genel mühendislik sorunlarından soyutlamak imkansızdır.
Türkiye'nin belli başlı teknolojik sorunlan şunlardır:
1. Satm ahnan ya da kopya edilen teknolojinin çağdaş ve yeni olduğu
sanılmaktadır. Bu izlenim tüketiciden üst düzey yöneticilerine kadar
geçerlidir.
2. Her aşamadaki mühendislik sorunlarına "Yabancı Uzman "lardan ça­
re aranm aktadır.
3. Mühendislik sorunlarına çözüm getirecek araştırmacı kadrosu en­
düstriyel Araştırma + Geliştirmeye yönlendirilnıemiştir.
-26ŞEKll. 1
»Nİ t U > . \ ¡ . T0»:<»
A*.l
v M V t.K a..L W K /tl
C ^.U A H U K I
¿ A J lr t fA Ş IJC U
TU X A H lA K l
KATKAP TtİCAHLAJlI
a u u i l K H lU k O L U
fS & ttT Jfr: KKE> IL 'Z .
»«/Vll.Yt.ft IU«C.A
1E2C-V1! ÂAİ
rh t.:a
U ;\l.U I.A J II
S ÍU S D U U
TEZtiAMLAkl
íttS A ittfK A P
TEZGAHLARI
m its iv o s r* £ s
inZ ttU »L .\»l
SCTUSLU TtZCAH V1í*:
M tK A T TEZCAKlASt
tKZAV TKU P U S
lKZCAHlJUlt
OTO.V*i I k tü*NA
rt* & \H l..\X t
I
i
w .J / .V . If. r ^
.
: o '.n * /tJC A rfj.v -..
.
KV:»TAS1Z TA$IAHA
TtZCABUuCl
V l£ ~ £
I
1
Î..U.IW*» i k t i j .
I ? :.» * « - ! - :
1 ; Ua M U & A T 1A ŞUHV
1
r o c « u iu iti
ÇOK X t U .l AYÏXA7
TfO C A Ü L Jil
U İD M L I k I t t .V w K
O S l K t l m s TEZC .
o . u r . , 1 \ Y. r t .V j t l f r 1
UBO-Li. KUrVA * L S ¿.
w ¿ .\t w w i:
J i.lL ñ s H ^ k !
I
I
V i u * 1 A ? tÁ K \
TL/.(LUfLAkt
KAOTAL Ä\TjL'»i*
W Z C A S tU S l
lJ u C!
í¿ .* . »i> i ^ ¡ L:< '• wxXí
.• !;( t
lr.'...;.\l¡L A *l
1
i
ttC JT IL
It Z O U f U * : !
W A ÍtL
TEZC A M .uU
İ1KSTKÜ2VUS
TE2CAHİJ01İ
S tW H tto M i; t a $ l \ y .\ TEUUlliwUU
V A kC tl.
TKZCUlLAHi
ü Z ilí. M tr.b
TKZCAHUKI
a¿ C L TA Ş IL A ’.
TEZGAHLAKf
Ä T A L T r .S r ^ E
VATA'k LCVXt ritclS
Ti'ZCAULAKI
r r ñ l ¿ ^ l : - i « r3T»w V¿"
T£2CAff<«\Rl ÎT İK -T B
UTUrUCjK lAÏAY
üCK-t x n u » L X R !
K.\m .v s ü v x »
TE?XA!U-\AÍ
w v ri
TEZCAHUİII
rAKl^TXA
r t i ä L‘*1 Mr - ¿ U-m_v.vi
TiC3U:*,HI AHI
IÍ.WAL! bVHAKLl
1C« i £**i«Clr.
H.ZUifaí-ARI
t u i t i w - i .j w / .v a N
t ,V K t / ç h .i í .v ^ iu y iK
u . : i»; I j í . i . 'a : ^ r >
:x * \
V-Atl.W .U Í X t . w . i i -
l t* z /£
.’.UUsAi
A İ.İS
«lII'.A it«
a>*SKl f k i .> T U W I *
(V İD A LI P 2K SJ
■
• Ul i.% t k l . / i .
h
%
- r
.
1
İ^ i^ l
jd ix i
.„ .1 ^
İ U - ...
d u ÿ A ii.r.«
\
..1
n tc z i.
'
-m
honhx\
T K /ty J H A k t
am
rt.II/.f
1
\
K U J J H iL
T O U ttL A fc l
.bXItf.
•
v ..U
hKUt w\K
Li t K i i U U . m
J f .L i l>vV«L
f
r c z c u i i r.M
U S Í.K I : ; ( N U K m . ‘.
n ift «.-■ i v ,■jx v i-
C lY U 'd :. XvK_\>
K U K ik u :.
i 1 VAX»- f c ttu tf
T £2(«U Ü ^ k 1
K lV ittU -S A IlX A
TCZOliUücI
ü v a l íív %
v t v u n «»ç
TEZCAH İJÜ Iİ
ULUS İ.LK.SE
ic z c m il a k i
UADOLI iJ 4 Í . - T 1 X V h
;uau* cLCMr:
t c z &vh.
l
Öte yandan ülkeye transfer edilen teknolojiler sanayileşmiş ülkelerin 1 9 5 0 70 yıllan arasında geliştirilmiş konvensiyonel teknolojilerdir. Bu teknolo­
jiler geleceğin teknolojisi olan nümerik sistemlere dayanan teknolojiler de­
ğildir. Bu nedenle Türkiye, bu yeni teknolojiye yabancı kalmaktadır.
Komputer ve nümerik kontrol sistemlerinin değil CİM ve CNC, CAD ve NC
sistemlerinin başlangıcında dahi bulunmamaktadır.
Türkiye'deki m evcut olan konvansiyonel teknolojiler, bilimsel yöntemlere
dayalı rasyonel bir şekilde yürütülememektedir. Rasyonel teknoloji, herhan­
gi bir im alatı etkileyen faktörler, örneğin talaş kaldırmaya dayanan imalat­
ta kesme hızları, ilerleme, kesme derinliği, pay sayısı, yüzey kalitesi, takım
ömrü, işleme operasyonları, takım — parça malzemesi, tezgah tipi vs. gibi
faktörler arasında bilimsel bağlantılar kurarak söz konusu imalatı, gerek
produktive, gerekse ekonom ik bakımdan optimum bir şekilde gerçekleştir­
m ektedir. Bu şekilde malzeme, takım, tezgah kullanımı, işleme zamanlan
bakım ından büyük tasarruflar sağlanmaktadır. Türkiye'deki imalatın büyük
bir çoğunluğu büyük malzeme, takım tezgah kullanımı ve işçilik kaybına
neden olan am pirik yöntemlerle yürütülmektedir. Ancak gerek sanayileşmiş
ülke olma, gerekse dışa açılma politikasından ve ileride AET'ye ortak olma­
sından dolayı Türkiye yeni teknolojik devreye girmek zorundadır. Aksi hal­
de ne sanayileşm e sürecini tamamlayabilir, ne de sanayileşmiş ülkelerin
mallarıyla rekabet edebilir; ayrıca sürekli olarak gittikçe pahalılaşan tekno­
loji ve tak ım —tezgâhı transfer etme zorunda kalır.
3. T ü r k i y e t a k i m t e z g a h l a r i i m a l a t s a n a y i i n i n
GELECEĞİ:
Modern imalat usul ve teknolojilerine ayak uyduracak yeni takım tezgahlan
teknolojileri, sanayileşmiş ülke takım tezgahlan imalatçılarını yeni bir geli­
şim sürecinin içine sokm uştur.
-28Türk Takım Tezgahları Sanayii nispeten yakın bir geçmişe sahip olmasına
rağmen, bugün bazı konvensiyonel tezgah tiplerinde dünya piyasalarında
gerek kalite ve gerekse fiyat yönünden rekabet gücünü mümkün kılacak belli
bir alt yapıya sahiptir.
Sanayileşmiş ülkelerin yanısıra dünya takım tezgahları piyasalarında büyük
pazar paylan elde edebilen ve kısa zamanda mamullerini sanayileşmiş ülke­
ler de dahil olmak üzere tüm dünyada satabilen G.Kore, Hindistan, Brezilya
ve İspanya takım tezgahlan sanayilerinin kendi ülkelerinden gördükleri dev­
let desteği maalesef bugüne kadar Türk takım tezgahlan sanayiinde planlı
bir şekilde gösterilememiştir. Bir diğer önemli konu, bu sanayi branşında
yer alan im alatçıların teknolojik gelişme ve yeni mamul çabalarının hemen
hemen hiç bulunmamasıdır. Birçok kuruluş, kopya veya lisans yoluyla
imal ettiği belirli bir model tezgahın ötekinde, yeni konstrüksiyon ve model
değişimini yapam amakta, belirli bir süre sonra teknolojik ömrünü dolduran
tezgahlann üretimine herşeye rağmen devam etmektedir.
Bu durumun neticesinde, bu sanayi dalı kendisinden beklenen lokomotif
görevini yerine getiremez duruma düşmüş ve pazarın önemli bir bölümünü
ithal mamullerine terk etm iştir. Halbuki kuvvetli bir mamul politikası ve
yeterli devlet desteği ile bugün G.Kore, Hindistan ve Ispanya'nın elde ettiği'
başarılardan Türk takım tezgahları imalatçılarının da pay alması mümkün
olabilir.
FMS uygulamasının ufak modeli mahiyetinde olan FMC (Esnek İmalat Hüc­
releri) bugün birden fazla aynı tip CNC tezgaha sahip olan, büyük kuruluş­
lar tarafından rahatça uygulamaya konulabilir. Bu sayede tezgahların opti­
mal kullanımının yanısıra yapılacak cüz’i ilave yatırımlarla imalat maliyet­
lerinde de belirli tasarruflar sağlanabilir.
~ 29 FMC uygulaması için eıı uygun tezgah gruplan, CNC freze ve delme tezgah­
ları olmaktadır. CNC tornalarda FMC uygulamasının bazı teknik zorlukları
olabilir. Bu zorluklar, bilhassa parça yükleme boşaltm a operasyonlarında
büyük ilâve yatırım lardan kaynaklanmaktadır.
Robot uygulamaları, tüm dünyada olduğu gibi öncelikle dökümhane, boya­
hane gibi, işçi sağlığı ile yakın ilgili imalat atölyesinde, ayrıca bazı rutin
montaj işlerinde yaygın kullanım sahası bulabilir. Ancak Türkiye şartların­
da robot uygulamasının ekonom ik hesabının gelişm iş—sanayileşmiş ülke­
lerdeki hesap ile aynı olmayacağı da gözden kaçınlm am alıdır.
Kısaca, yeni im alat teknolojilerinin ülkemizde uygulama sahası bulacağın­
dan şüphe yoktur. Bu uygulama tedrici olarak, daha ziyade büyük işletme­
lerde ve m ünferit projelerde CAD, CAM, FMC uygulam alanm n ötesine on
yıllık bir süreden öne geçemeyecektir.
4. YURT İÇİ ÜRETİM, İTHALAT, İHRACAT ve DAHİLİ TALEP
DURUMU:
D.P.T., Beşinci Beş Yıllık sektörel gelişmeler kitabında metal ve ağaç işle­
yen makinalar sanayiinde talep, üretim, ihracat ve ithalat (1983 yılı fiyatla­
rına göre Milyon TL olarak) aşağıda belirtilmiştir.
-30(T A B L O (l)
Üretim
İthalat
İhracat
Dahili Talep
1978
12.474
*30.424
79
42.819
1983
14.300
25.114
2.568
36.846
1984
15.800
27.250
3.570
39.480
1989 hedefi
30.000
42.797
7.000
65.797
% 2.8
% -3 ,8
% 101,8
% -3 ,0
% 13,7
% 9,4
% 14,4
% 10,8
1 978-83
yıllık artış
1984-89
yıllık artış
Görüldüğü gibi 1984—89 arası üretim ve ithalattaki yıllık artışlar % 14 ila
% 10 civarında olup, ihracat ve dahili talebin de artışı bu oranlardadır.
Tüm sanayi ürünlerindeki 1984—89 arası üretimdeki yıllık ortalama artış
% 8 olarak alındığında takım tezgahı endüstrisindeki % 14'lük artış dik­
kat çekicidir.
5. MEVCUT MAMULLERİMİZİN İHRACAT PAZARLARINDAKİ
ŞANSI
Bütün dünya daha hassas, daha prodiktiv, daha otomasyona müsait tezgah­
lara yönelirken, mevcut mamul programları ile Türk takını tezgahları sana­
yiinin ihracat şansının olmayacağı görüşü yaygındır. Ancak, unutulmama­
lıdır ki, gelişmiş—sanayileşmiş ülkeler de dahil olmak üzere bir çok ülke
nisbeten daha konvensiyonel yapıda, ancak ucuz takım tezgahlarının kul­
lanım ve ithalatına devam etmektedirler. Bugün yıllık olarak A.B.D. 1 mil­
-31yar, Japonya 400 milyon, B.Almanya 110 milyon A.B.D. dolan tutarında
takım tezgahı ithalatı yapm aktadır. Bu ithalatın yansı nümerik kontrollü,
yarısı ise konveıısiyonel tezgahlardan oluşm aktadır. Değer olarak verilen
bu istatistik tezgah adeti olarak incelenirse, konveıısiyonel tezgahlanıl NC
tezgalılılara göre düşük fıatları nedeniyle, konvensiyonel tezgahlar lehine
büyük bir oran ortaya çıkacaktır.
Bu konuda daha ilgi çekici bir istatistik, Türkiye'de imalatı yapılan bazı
tezgah gruplarında ABD, Japonya ve B.Almanya'nm ithalat değerlerinin
incelenmesi olacaktır (Tablo 2).
6. TAKIM TEZGAHLARI SANAYİİNİN G ELİŞM İŞ ÜLKELER
SEVİYESİNE ULAŞMASI İÇİN ALINMASI GEREKLİ TEDBİRLER
Türkiye'de yatırını malları sektörünün en önemli sorunları sınai eğitim,
ar-ge alt yapısı (teşvik, kurum , insan gücü) ve uygun finansman araçları
gibi daha çok softw are nitelikli faktörlerle ilgilidir. Ancak her şeyden
önemlisi ortada hedefler yoktur. Sektörün özellikle "software"e (eğitim,
ar—ge vb.) yatının yapabilmesi için en az 10 yıllık hedeflerini görmesi ge­
rekmektedir. Bu ise ancak uzun vadeli (15—20 yıl) bir sanayi planlaması
ve hedefe yönelik sanayi ve eğitim politikaları ile gerçekleşebilir. Sektö­
rün geliştirilmesi için çok sayıda önlemler önerilebilir. Ancak öncelikle
anahtar niteliğindeki tedbirler sırasıyla:
a) Makiııa İmalatçıları Birliğinin kurulması: Tüm makina imalatçı
gruplarını ve mümkün olduğu kadar çok makina imalatçısını tem­
sil edecek bir Makina İmalatçıları Birliği sektörle ilgili araştırma,
tanıtm a ve lobi faaliyetlerini yürütebilir, teknoloji politikaları ile
ilgili önerilerde bulunabilir.
-32b) Uzun vadeli (15—20 yıllık) sanayi—teknoloji—eğitim master pla’
. ' • :ı
■
nının hazırlanması.
■
li- .
•
c) Kuruluşların hedefe yönelik koordinasyonu: Bu koordinasyon
görevi Japonya MİTİ ve Federal Almanya’da BMFT'nin üstlen­
dikleri işlevlere benzetilebilir.
d) Hedefe Yönelik Koruma ve Teşvik Politikalam Sektör stratejik
öneme sahip bulunduğundan koruma ve teşvik politikası açısından
ara malı ve tüketim malı sektörlerinden farklı ''bir şekilde ele alın­
ması gerekmektedir.
Koruma ve teşvik politikaları şu özellikleri taşımalıdır.
— Konu seçici olunması
— Süreli ve efektif koruma
— Sektörün yapısına uygun mali ve finansal teşvikler.
7. YENİ MAMUL POLİTİKALARI VE ÖNERİLER:
Bugünkü mamul programlarının genişletilmesinin yaraşıra, bütün dünyada
yaygın uygulama alanı bulan mikroprosesör teknolojinin Türkiye Takını
Tezgahlan sanayiine girmesi mecburiyet arz etmektedir.
Dünyada nıakina imalatında elektronik komponent kullanımının hızla
gelişmesine karşılık Türkiye'de bu uygulama henüz yeni başlama dönemin­
dedir. Bilindiği üzere, elektronik komponent kullammı ile nihai mamulde­
ki parça sayısı büyük ölçüde düşerken, makinana hassasiyet, kalite ve gü­
venirliğinde büyük üstünlükler de sağlanmaktadır. Kaldı ki, nümerik kont­
rollü veya elektronik ağırlıklı takını tezgahı imalatının imalatçısı açısından
çok daha büyük kolaylıkları da mevcuttur. Böyle bir mamulün konstrüksi-
-33 yon çalışması çoğu kez, bilgisayar—elektronik teknolojisinde uzman firma­
lar tarafından ucuz ücretlerle yapılabilmektedir. İmalat açısından ise, tezga­
hın tüm kontrol ünitesi, ölçme sistemi ve tahrik mekanizmaları satın alındı­
ğından, takını tezgahı im alatçısı kuruluşların imal edeceği parça adedi son
derece cüz’i olm akta, daha ziyade montaj ve adaptasyon işlemlerine ağırlık
verilmektedir.
Özetle, CNC tezgah imalatına geçişin zannedildiği kadar büyük teknik sı­
kıntıları olmayacaktır.
CNC im alatında karşılaşılacak en önemli sıkıntı, işin ekonom ik yönüdür.
8. DÜNYADAKİ TAKIM TEZGAHLARI SANAYİINDEKİ
GELİŞM ELER MODERN İMALAT USUL VE TEKNOLOJİLER:
Geçtiğimiz 10 yıllık dönemde imalat teknolojisi büyük bir gelişme dönemi­
ne girmiş olup, bu gelişmenin önümüzdeki yıllarda artan bir hızla devam et­
mesi beklenm ektedir. Yeni teknolojiler aşağıdaki tabloda gösterildiği üzere:
— CAD Bilgisayar destekli konstrüksiyon
— CAM Bilgisayar destekli imalat
— FMS Esnek imalat sistemleri
— Sanayi robotları ve sensör sistemleri olarak belirlenmektedir (Şekil
2)
İnsansız im alat sistemleri gelecekte imalat sistemleri için hedef olarak alın­
mış ve bu yönde çalışmalar yoğunlaştırılmıştır.
Sanayi robotlarının ilk ürünleri 1980'li yıllarda ortaya atılmış ve geliştirriıe
çalışmalarına dünyanın bir çok sanayileşmiş ülkesinde devam edilmektedir.
-34Robot teknolojisinde çalışmalar, yükleme - boşaltma ve montaj robotları­
nın ötesinde akıllı robotlar (şekil algılayıcı robotlara) yönelmiştir. Akıllı
robotların nihai hedefi ise öğrenen - bilgi işleyen ve problem çözebilen
robotlara uzanmaktadır.
1. CAD /CAM: (Bilgisayar Destekli Konstrüksiyon/Bilgisayar Destekli
İmalat
-*■ CİM (Bilgisayar Bütünleşik İmalat)
IMS (Entegre İmalat Sistemleri)
2. FMS (Esnek İmalat Sistemleri)
-*•
İnsansız Fabrikalar
3. Sanayi Robotları
-*■
Akıllı Robotlar
4. Sensör Sistemleri
-*•
Akıllı Sensör Sistemler
Şekil (2) 19801i Yılların Yeni İmalat Teknolojileri
CİM uygulamasından bugüne kadar elde edilen fayda hususunda S ABD'li
uygulayıcı firmanın verdiği cevaplar aşağıdaki neticeleri ortaya çıkarmıştır.
Mühendislik—Dizayn masraflarında azalma
% 1 5 -3 0
Toplam hazırlık zamanında azalma
% 3 0 -6 0
Mamul kalitesindeki düzelme
2 —5 katı
Mühendislerin problem çözıne zamanındaki azalma
% 4 0 -7 0
Tezgah prodüktivitesindeki artış
2 - 3 defa
Ara iş stoklarındaki azalma
%
Personel Harcamalarındaki azalma
3 0 -6 0
% 5 -2 0
-35 Bu olumlu neticelerin daha mükemmel hardware cihazları ve software prog­
ramlan ile daha geliştirilmesi beklenmektedir.
BİLGİSAYAR BÜTÜNLEŞİK İMALAT (CİM)
Ş e k i l ( 3)
B İL G İ S A Y A R B Ü T Ü N L E Ş İ K
FA B R İK A
________________(CİM )____________________
K onstrüksiyon
Ü r e ti m
Planlam a.
CAP
CAD
İm alat
Kalite
K o n tro l
Servis
Pla nlam a
CAM
CAQ
CAS
B İL G İ S A Y A R D EN ETİM Lİ İM A L A T SİSTEM İ
Talaşlı
M ontaj
N ak liy e
Ö lç m e
A m b a rla m a
1
I
j
B İLGİ
SİST E M
I
M A L ZE M E
'
SİSTEMİ
Servis
imalat
Ö z d Maksatlı
İm alat Hiicrderi
(DM C)
Esnek i n u h t
H iicrderi
(FM C)
9. DÜNYA TAKIM TEZGAHLARI SANAYİİNİN TEKNOLOJİK
GELİŞİMİ:
Takım tezgahları tüm im a la t tek n o lo jile r in in l o k o m o t i f i d uru m u n d a d ır.
I
I
I
YAPI
-36Takırn tezgahlarının bireysel gelişiminde amaçlanan ana hedefler:
1. Prodüktiviteyi artırıcı ve otomasyonu teşvik edici yeni tezgahlar
2. Yüksek hassasiyet ihtiyaçlarına cevap verebilecek takım tezgahlan
3. Enerji, malzeme, işçilik gibi tüm kaynakların azami tasarrufunu
sağlayacak takını tezgahları
olarak sınıflandırılmaktadır.
10. DÜNYADAKİ TAKIM TEZGAHLARI ÜRETİMİ VE DIŞTİCARET
DURUMU:
(TABLO : 2)
(kaynak National Machine tool Builders Association, ABD)
Üretim
İhracat
İthalat
1. Japonya
3.538.0
1.254.1
171.0
2. B.Almanya
3.193.5
1.870.4
432.7
3. Sovyetler Birliği
3.019.8
243.0(c)
1.242.0(c)
4. A.B.D.
2.132.6
359.0
921.1
5. İtalya
1.047.9
603.4
181.8
6. D.Almanya
835.2
662.1
191.0
7. İsviçre
766.5
670.9
116.3
8. Fransa
560.1
295.2
351.1
9. Romanya
487.7(c)
114.5(c)
158.5(c)
10. Kızıl Çin
472.6(c)
25.1(c)
130.6(c)
11. İngiltere
432.9
289.2
286.6
12. Çekoslavakya
382.3
264.2
106.8
13. Bulgaristan
240.5
234.0
295.7
14. Kanada
231.3
54.6
208.4
15. Kore
210.0
85.0
145.0
16. Yogoslavya
208.5
133.9
137.2
-37 17. Taiwan
193.6
137.7
114.1
18. İspanya
188.2
99.4
86.2
19. İsveç
179.9
138.5
151.2
20. Hindistan
174.7
18.3
82.5
21. Avusturya
142.5
114.0
122.9
22. Macaristan
131.0
98.5
123.7
23. Brezilya
123.8
18.5
42.6
24. Polonya
120.8(c)
42.1(c)
44.0(c)
25. Belçika
90.9
105.0
99.3
26. İsrail
70.0
23.0
90.0
27. Avustralya
50.5Ü)
8 .80)
127.8ü)
28. Danimarka
48.7
33.4
26.2
29. Singapur
36.7(c)
20.1(c)
98.0(c)
30. Arjantin
31.8(c)
14.0(c)
42.3(c)
25.1
59.8
83.6
21.0(c)
2.0(c)
50.0(c)
14.4
0.0
135.0
14.0(c)
2.8(c)
45.2(c)
5.3(c)
1.0
8.3
19.422.3
8.075.6
6.646.5
31. Hollanda
32. Meksiko
33. Güney Afrika
34. Portekiz
35. Hong Koııg
TOPLAM
Görüleceği gibi, 1983 yılında dünya toplam ihracatının 9c 6 2 'si beş ülke ta­
rafından gerçekleştirilm iştir. Bu durum halen de öyledir, ancak sıra itibariy­
le aralarında değişm eler olm uştur. 1985 yılında Japonya ihracatta birinci,
olmuş, sırasıyla, Batı Almanya. İsviçre. Doğu Almanya ve İtalya takip e t­
miştir .
-38Tezgâh yatınmcısı olarak 1983 yılında ülkelerin sırası aşağıdaki gibi idi:
Sıra No
Sıralama No.
1.
1. Sovyetler Birliği $ 4 .0 1 8 .8
2.
2. A.B.D.
p 2.694.7
3.
3. Japonya
$ 2.454.9
4.
4. Beti Almanya
J5 1.755.8
5.
5. İtalya
$
626.3
6.
6. Fransa
$
616.0
7.
11. Doğu Almanya
$
364.1
8.
16. İsviçre
$
211.9
12.742.5
Görülüyor ki, en büyük kullanıcılar Sovyetler Birliği ve ABD'dir. Halbuki
dünya tezgah ihracatında her iki ülkenin önemli rolü yoktur.
(Birim 1 milyon ABD Doları)
1. S.S.C.B.
1.242.0 $
2 . A.B.D.
921.1 $
3. Fransa
351.1 $
4. İngiltere
286.6 $
5. Kanada
208.4 $
6. B.Almanya
432.7 $
3.441.9 $
-39 Sanayisi gelişmiş 6 ülkenin yıllık toplam ithalatı 3.4 milyar dolar civarında
olduğu görülm ektedir. Demek ki, bize ülke olarak büyük bir ihracat imkanı
vardır. Keza tezgah yatırım cısı olarak toplam 8 ülkenin (S.S.C.B, A.B.D.,
Japonya, B.Almaııya, İtalya, Fransa, D.Almanya, İsviçre) takını tezgah ya­
tırımı 12.7 m ilyar dolardır. Ülkemizde üretimi yapılan konvensiyonel tez­
gahların sanayileşm iş ülkelere ihracat şansı açıkça görülmektedir. Bu şansın
kalkınmamız yolunda çok iyi kullanılması gerekir.
11. SANAYİLEŞM İŞ ÜLKELER TAKIM TEZGAHLARI İTHALATI:
(TABLO (3)
(1983 yılı itibariyle tutarlar 1000 ABD doları olarak)
A.B.D.
JAPONYA
Adet
Tutar
B.ALMANYA
A det
Tutar
Adet
— Üniversal Tornalar
3.773
30.543
971
— Frezeler
1.508
13.301
1.342
— Satıh Taşlam alar
1.060
17.729
733 13.047 4.820
— K utur Taşlam alar
265
13.585
139
— Delme Tezgahlan
528
7.653
1.528
Tutar
8.126 6.369 45.936
6.892 3.837* 79.579
7.670
3.747
9.469 5.272 45.711
* • İstatistiklerde konyansiyonel Bohnverkler dahildir.
Yukarıdaki istatistikler şunu göstermektedir ki, gelişmiş, sanayileşmiş ülke­
ler sürekli yeni teknolojilere imkan verecek takını tezgahı tiplerini geliştirir­
ken, kendileri için yapılması artık ekonomik olmayan, konvensiyonel tez­
gahlan ithal etm ektedirler.
-40Törkiye'nin dc kuvvetli bir mamul ve pazar politikası ile, dış pazarlarda ma­
mullerini satması pek mümkündür. Kaynak: Economie Handbook oT the
Machine Tool Ind. National Machine Tools Builder's Association.
!
J- T •
>. .
12. GELİŞMEYE ETKİ EDEN FAKTÖRLER VE ALINMASI GEREKLİ
TEDBİRLER (SONUÇ)
•
T
;
1. Takım tezgahları sanayii birinci derecede korumalı sanayi branşları ara­
sında mütalaa edilmelidir. Aynı Güney Kore örneğinde olduğu gibi önü­
müzdeki S yıllık dönemde bu sanayi sektörünün tam korum aya alınması
ve geliştirilmesi için devletçe desteklenmesi, bilahare yarı korum a ile
kısmen rekabete açılması, önerilir.
Bugün için kanayan yara mahiyetinde bulunan kullanılmış tezgah itha­
latı kesinlikte durdurulmalı veya sıkı kontrol altına alınmalıdır.
2. Kapasitelerin rantabl seviyede kullanılabilmesi amacıyla, kuruluşlar, ta ­
kım tezgahları imalatuıın yanı sıra diğer makina imalat sanayi branşla­
rında ve mümkünse savunma sanayiinde fason imalat ve yeni mamul ara­
yışı içinde olmalıdırlar.
Takım tezgahı im alatçı» birçok batılı kuruluş takım tezgahı imalatının
yanısıra, başka mamullerle üretim programlarını yaygınlaştırmaktadır­
lar.
3. Üretimdeki en önemli sıkıntı yüksek finansman maliyetleri ile kalifiye
personel teminindeki güçlüklerdir. Finansman maliyetleri, gerek üretim
maliyetlerinin artmasına, gerekse vadeli satışlarda kullanın ahm gücünün
üstünde vade farkı uygulamasına neden olmaktadır.
-41 En önemli sıkıntı döküm kalitesinin standardizasyonunda ortaya çık­
maktadır. Bu bakım dan Taksan ve M.K.E.K. gibi büyük kuruluşlar ken­
di dökümhanelerini kurarak soruna çözüm bulm uşlardır. Yan sanayi
olarak elektronik sanayiinin takım tezgahları ihtiyaçlarına yönlendiril­
mesi konusunda ilgili kuruluşlarla koordinasyon sağlanmahdır. Bugün
batılı takım tezgahı im alatçısı kuruluşlar, elektronik akşamın yaıüsıra,
hidrolik, pnöm atik akşamı standart olarak dışardan tem in edilebilmek­
te, aynı zamanda bir ço k tezgah ünitesini de norm parça olarak ihtisas­
laşmış kuruluşlardan almaktadırlar. Türkiye’de böyle bir imkanın mev­
cut olmaması bilhassa yeni konstrüksiyon çalışmalarının ekonom ik re -3 alizasyonunda büyük bir engel teşkil etmektedir.
Eleman temini ve bilhassa kalifiye eleman temini en önemli darboğaz­
lardan biridir. Yüksek sayıda kalifiye eleman ihtiyacının karşılanması,
ancak iç ve dış eğitim programlan ile mümkündür. Bu durum ise, tabiatiyle son derece pahalı bir çözümdür.
Üretimde kullanılan ithal malzeme ve akşamın ithalatinde teşvik uygula­
masına devam edilmelidir. Ancak, bu konuda giderek azalan nispetlerde
ithalata müsaade ederek, yerli katma değeriıı yükseltilmesi sağlanmalı­
dır.
ihracat sektörün gelişmesi için elzemdir. Sadece iç piyasa dikkate alına­
rak rekabet ortam ından uzak bir mamul politikası ileride atalete düşme­
ye, kendini yenilemeyerek gerilemeye mahkumdur.
Ve nihayet uzun yıllardır gündeme getirilen ve bir türlü realize edilme­
yen TÜRKİYE TAKIM TEZGAHLARI DİZAYN VE GELİŞTİRME
ENSTİTÜSÜ İLE TAKIM TEZGAHLARI İMALATÇILARI BİRLİĞİ’
nin kısa sürede kuruluş çalışmalarının tamamlanması, müşterek sorun-
ııııııııı mı
ların, çözümünde büyük yarar sağlayacaktır. Takım Tezgahlan Dizayn ve
G elişirine Enştitüşü'nün mümkünse TÜBİTAK ve ODTÜ—ITÜ gibi üni­
versitelerin Çatkısı ile imalatçılar birliğinin ise Bakanlığımızın önderli­
ğinde TAKSAN, fyl.K.E.K. ve TEZSAN tarafından kuruluş çabşmalannın başlatılması ve diğer küçük imalatçıların da kısa sürede bünyeye da­
hil edilmesi uygun olacaktır.
•
.1- ■;• ;
KAYNAKLAR
*• . -*4 ••••
—
,
• ■v. ,
•- f ;'
. •,= ■
‘‘
.
. <•
,
. 1V ;f.; . v.
a'r
*
*.î'
’ “X
-~t r'Ö i " r'/ ’V '«
’■
■
'’ lî ' f
Yatınm Mallan A raştırm a», T.S.K.B., İstanbul, 1984 (llgili Bölümler).
— Elektriksiz Makina Sektör Raporu, T.S.K.B.
,' ! *
, ;.':Y
1
İLERİ TEKNOLOJİ
ve
ÜRÜNLERİ SANAYİİ
-4 5 İLERİ TEKNOLOJİ VE ÜRÜNLERİ SANAYİİ
GENEL DEĞERLENDİRME RAPORU
I.
G İRİŞ
A şın hareket, dinamizm, hızlı değişm e, bilimsellik ve teknoloji çağımızı
karakterize eden başlıca niteliklerdir. Bugün son derece gelişmiş bilim ve
teknolojinin etkisi ile siyasi düzeyde teknokrasi sosyal hayatta toplumlar
arası bütünleşme, ekonom ik alanda milletlerarası teşkilatlanma yönünde bü­
yük gelişmeler kaydedilm ektedir. Üretim alanında, dünün maddi sermayesi­
nin ağırlığı, bugün yerini bilgi sermayesine bırakm ıştır. Bütün uluslar bu
sermayeyi artırm a ve daha fazla yararlanma yarışındadırlar.
Günümüz toplum lan gelmiş geçm iş toplum lardan çok daha ileri seviyede
bilgi birikimine ve teknolojiye sahip bulunm aktadır. Çağdaş insan teknolo­
jiyi hayatının en etkili bir unsuru olarak hissetmektedir. Bilim ve teknoloji
günümüz kültürünün karakteristik niteliği durum una gelmiştir.
Aşın bilgi birikimine sahip bazı toplumların etkisi ile dünya yeni bir endüst­
ri devrimini yaşam aya başlam ıştır.
Endüstri ülkeleri yaratıcılığa dayanan gücü, bilim meşalesini, teknolojik ka­
pasiteyi ellerinde tutm aktadırlar. XXI. yüzyılın başında ve ötesinde geliş­
mekte olan ülkelerden hiçbirinin kendilerine bilimin uç noktalarında ve
özellikle de ileri teknoloji alanlarında rakip olamayacağına emin bulunmak­
tadırlar. Çok yakın gelecekte dünya bir yanda temel bilimlerle haşır neşir
ve gücünü bilimsel düşünceden alan toplum lar; öte yanda ancak kendisine
verileni veya öğretileni üretebilen ve sadece günlük varlığını korumaya ça­
balayan toplum lar olarak ikiye ayrılacaktır.
-46Bilinı ve teknoloji bugüne kadar dünyadaki önemli değişme ve gelişmelerin
daima itici gücünü oluşturm uştur. Ancak son yıllarda ileri endüstri ülkele­
rinin sahip olduğu ileri teknolojiler politik, ekonomik ve askeri alanlarda da
yepyeni boyutlarla ortaya çıkmaktadır. Aynı zamanda üçüncü endüstri devriminin de yapı taşlarını oluşturm akta olan bu ileri teknolojiler alanında
kıtalar ve bloklar arasında olduğu kadar endüstri ülkeleri arasında da kıyası­
ya bir teknolojik savaş sürmektedir.
Bilimin uç noktalarının ürünleri olan bu ileri teknolojiler ana başlıkları ile
şu şekilde özetlenebilir.
1. Mikro elektronik,
2 . Bilgisayar yardımı ile tasarım—imalat, robotik, yapay zeka, uzman
sistemler,
3. Telekomünikasyon,
4. Uzay teknolojileri,
5. Biyoteknoloji,
6. Yeni endüstriyel malzemeler,
7. Laser ve optik,
8. Yeni enerji kaynaklan vs.
Ülkemizin teknolojik, ekonomik, politik, askeri vs. bir çok bakımdan gücü­
nün ve etkinliğinin artınlabilmesi için, ileri teknolojilere bir an önce sahip
olabilmenin yollan, yöntemi araştırılmalıdır.
İleri ülkelerin gelişmesine ayak uydurabilmek, onlarla rezonansa girebilmek
ve bütünleşebilmek için, kaybedilen zamanı da dikkate alarak çok yönlü ve
sonuç alıcı programlar başlatılmalıdır.
—
il.
A l­
İLERİ TEKNOLOJİLER VE DÜNYADAKİ DURUM
ÜÇÜNCÜ ENDÜSTRİ DEVRİMİ
Dünya yeni bir endüstri çağının eşiğinde bulunm aktadır. Bu çağ itici gücü­
nü hızlı bir bilimsel gelişmeden ve çok yönlü olarak gelişme göstermekte
olan ileri teknolojilerden alm aktadır. İleri teknolojilerin çok yaygın olarak
Mikroelektronik, Bilgi İşlem ve Yapay Zeka (artificial intelligence), Teleko­
münikasyon, üretim ve ofis otom asyonu, yeni endüstriyel malzemeler, uzay
teknolojisi, yeni enerji kaynaklan, biyoteknoloji ve lazer alanlannı kap­
sadığı, aynca hibrid teknolojiler olarak da tanımlanan, kom püter yardımı ile
tasarım (CAD), kom pter yardımı ile imalat (CAM), robotik, fiberoptik ve se­
ramik malzemeleri içerdiği görülmektedir.
Bilhassa, kom püter, havacılık ve uzay, elektronik teçhizat, telekomünikas­
yon, elektrik m akinalan, makina imalatı, nükleer alet ve teçhizat, ilaç ve
kimya sanayii sektörlerinde araştırma ve geliştirme yoğunluğu fazla olan
ve bu bakımdan da yüksek teknolojiler (High Technologies) olarak adlandı­
rılan, yukanda belirtilm iş teknolojiler, bir bütün olarak etkileri ve şumulleri
bakımından bugüne kadar erişilmemiş çapta bir teknolojik değişme ve iler­
lemeye yol açacak niteliktedir. Gerçekten de üçüncü endüstri devriminin
temelini oluşturduğu bilinen bu ileri teknolojiler;
a) Ekonomi için kaynaklann daha verimli kullanılmasını sağlamak üze­
re yeni bir teknoloji bazı oluşturm ak,
b) Yeni endüstri ve hizmetlerin yaratılması yanında eski sektörlerin de
hayatiyetini sağlam ak,
c) Ülkelerin rekabet gücünde, milletlerarası ticarette dengeleri ve önce­
likleri değiştirm ek,
gibi köklü değişiklikler getirecektir.
-48 Yııkanda sayılan sebeplerden ötürü yeni teknolojilerin stratejik değeri ço k
büyük bir önenı taşımaktadır. Bu açıdan bu teknolojileri geliştirerek yarar­
lanmak üzere ileri ülkeler görülmemiş bir yarış içine girmişlerdir, tleri tek­
nolojileri kullanamayacak ülkelerin bu yüzyıl sonundan evvel ve XXI. yüz­
yılda ekonomik güçleri yanında askeri ve politik güçleri de zayıflayacaktır.
Endüstri ülkelerinin ekonomilerinde ileri teknolojilerin şimdiden sahip ol­
duğu ağırlığı ve oynadığı rolü görmek için bu teknolojilerin ihracâttaki ar­
tan miktarlarına bir göz atmak yeterlidir. Cetvel l'd e A.B.D., Japonya ve
■t
A.E.T. de 1975 ile 1983 yıllarında ileri teknoloji ürünlerinin değeri görül­
mektedir.
1975
1983
A.B.D.
19
47
A.E.T.
20
42
7
28
JAPONYA
Cetvel 1: ileri Teknoloji Ürünleri İhracatı (Milyar dolar olarak)
İleri teknoloji ürünlerinin ülkelerin ticaretinde kazandığı önemin diğer bir
göstergesi de bu ürünlerin tüm imalat sanayii ürünleri ihracatı içindeki yeri­
dir. Cetvel 2'de bazı O.E.C.D. ülkelerinde 1983 yılı için ileri teknoloji ürün­
lerinin yiizdesi görülmektedir.
%
A.B.D.
30
İSVİÇRE
22
İNGİLTERE
22
İRLANDA
21
JAPONYA
19
FRANSA
19
I
-49ALMANYA
16
A.E.T.
16
Cetvel 2 : İleri Teknoloji Ürünlerinin ihracattaki Yüzdesi (1983)
O.E.C.D. ülkeleri içinde ileri teknoloji ürünlerinin bütün dünya ülkelerinde
sağlayanların başında A.B.D.'leri, onu takiben sırasıyla Japonya, Almanya,
İngiltere ve Fransa gelmektedir. Bu ülkeler 1983'de ileri teknoloji ürünleri­
nin % 75'ini dünyaya sağlamıştır. Bu arada Japonya’daki gelişmenin hızlan­
makta olduğu görülmektedir.
Bahis konusu yoğun rekabetten ötürü, ülkelerin ileri teknoloji ürünleri ile
ilgili ticari münasebetleri, O.E.C.D. tarafından aşağıdaki hususlarda yeni
sorunlar çıkaracak nitelikte görülmektedir.
— İleri teknolojiye sahip olabilme imkanı, ihracatın kontrolü sorunu;
— Hükümetlerin A + G ve yatırımlara desteği ve bunun mertebesi,
— Hükümetlerin satmalına politikalarında yeni uygulamalar,
— Standartlar—Patentler, Testlerle ilgili yeni uygulamalar,
— Savunma ve uzay programlarından sağlanan avantajların değerlendi­
rilmesi,
— O rtak Araştırm a Projelerine Hükümet desteğinin gereği,
— İhracat kredileri ve teşvik mekanizmalarında yeni uygulamalar.
Milletlerarası ticarette önemi gittikçe artmakta olan ileri teknolojiler alanın­
da milletlerarası teknoloji transferinde yeni zorluklar vc kısıtlamalar beklen­
mektedir. O.E.C.D. Teknoloji Transferini ters yönde etkileyecek üç kritik
faktör belirlem iştir. Bunlar:
a) Birçok ileri teknoloji alanında ticari, askeri ve bilimsel menfaatlerin
iç içe olması ve bu açılardan da bu teknolojilerin transferlerinin
kontrol altında tutulması isteği.
-
50
-
b) Ticari teknoloji transfer anlaşmalarına bazı kısıtlamalar getirilmesi,
ülkelerce patentler ve maddi haklar ile ilgili değişik uygulamalara
gidilmesi,
c) Hükümetlerin desteklediği Araştırma Geliştirme Programlarından
diğer ülkelerin yararlanmalarına kısıtlamalar getirilmesi,
dir.
İleri teknoloji ürünleri yanmda ayrıca patent, lisans, mühendislik anlaşma­
ları şeklinde ödemeler de önemli boyutlardadır. Bu alanlarda aldığından
fazla bilgi ve teknoloji satan ülkeler lider, durumundadır. Cetvel 3 'de tek­
nolojik ödemeler dengesini veren değerlerden görüleceği üzere, bu alanda
A.B.D. rakipsiz bir durumdadır. A.E.T. ülkeleri içinde teknolojik ödemeler
dengesi pozitif olan İngiltere ile Danimarka'nın durumları ilginçtir.
1980
1981
A.B.D.
+ 5,9
+ 6,7
JAPONYA
- 0,4
- 0,4
A.E.T.
- 1 ,9
- 1 ,7
Cetvel 3 : Teknolojik ödemeler dengesi milyar dolar olarak.
Teknolojik ödemeler dengesi açısından A.B.D.'nin dış ülkelerden geliri ha­
vacılık, uzay, kompüter ürünlerinden, gideri ise telekomünikasyondan ol­
maktadır. Japonya'nın dış ülkelerden geliri bilimsel alet ve teçhizatdan,
telekomünikasyon ve kompüterlerden, giderleri ise ilaç ve kimya sanayii
üriinlerindendir. A.E.T.'nin elektrik dış makina imalatı ve kimya sanayii
dışında, her alanda gideri gelirinden fazladır ve giderler bilhassa kompüter
ve bilimsel alet ve teçhizattadır.
-51 Genellikle yapılan bütün değerlendirm elerde A.B.D.'leri ve ondan biraz da­
ha geride olm ak üzere Japonya yeni teknolojileri ekonomilerine Batı Avru­
pa'dan daha hızlı ve daha geniş çapta sokmaktadır.
Bu hızlı teknolojik değişm e ve gelişme döneminde, endüstriyel araştırma
ve geliştirme ilerlemenin tem el faktörlerinden birini oluşturm aktadır. Cet­
vel 4 ve 5'de 1975 ve 1983'de endüstriyel araştırma ve geliştirme harcama­
ları ve bu harcamaların gayrisafi endüstriyel hasılaya oram verilmektedir.
A.B.D.
JAPONYA
A.E.T.
Endüstri
Endüstri + Devlet
1975 - 1983
1975 - 1983
15,6
24,4
24,2
36,2
5,8
10,7
5,9
10,9
10.0
14,4
13,9
19,2
C e tv e l 4 : E n d ü s t r iy e l A + G H arcam aları ( 1 9 7 5 'in m ily a r d o la r ı o la ra k )
Endüstri
Endüstri + Devlet
1975 - 1983
1975 - 1983
A.B.D.
1.2
1.5
1.8
2.2
JAPONYA
1 .3
1 .8
1.3
1 .8
A.E.T.
1.0
1.2
1.3
1.6
ALMANYA
1.4
1.9
1.8
2.3
INGİLTERE
1.1
1.2
1.7
1.9
FRANSA
0.9
1.2
1.4
1.6
C etv el 5 : E n d ü str iy e l A r a ştır m a G e liştir m e H arcam alarının E n d ü st­
r iy e l H a sıla y a O ranı (Y ü zd e)
-
52
-
Bu cetvellerin incelenmesinden, endüstriyel araştırmalara, yenilikleri o rtay a
koymadaki rollerinden ötürü, Hükümetlerce gittikçe artırılan destek görül­
mektedir.
Diğer taraftan araştırıcı işgücünün kalite ve miktarı da önemli faktörlerden
biridir. Cetvel 6'daki bin işgücüne düşen araştırıcı, diğer bir deyimle kalifiye
bilim adamı ve mühendis sayılarında A.B.D.'nin gene başta olduğu görül­
mektedir. Ayrıca, nüfusun yüzdesi olarak yüksek öğretim görert öğrenci sa­
yısı da yaratıcı gücü oluşturm a kaynağı ve araştırıcı yetiştirm e kaynağı o la­
rak çok önemlidir.
1974
1982
A.B.D.
5.6
6.4
JAPONYA
42
5.2
A.E.T.
3.0
3.7
Cetvel 6 : Bin işgücüne düşen araştırıcı sayısı
1974
A.B.D.
% 4,8
1982
% 5,4
JAPONYA
1,9
1,6
A.E.T.
1.6
1.9
Cetvel 7 : Toplam Nüfusun Yüzdesi Olarak Yüksek Öğretim Görenler
-
53
-
Yeni Hükümet Politikaları
Yeni teknolojileri geliştirm ek ve bunlardan ekonom ik olarak yararlanmak
için hükümetler nıikroelektronik, kom püterler ve biyoteknoloji vb. alanla­
rında Deylet—Endüstri—Üniversite işbirliğine dayalı Ulusal Araştırma ve
Geliştirme Program lan yürütm ektedirler. Bunlar arasında:
. -rr Ingiltere'de Devlet. Endüstri ve Üniversite işbirliği ile Enformasyon
Teknolojisi alanında ALVEY programı, £ 350 milyon tutannda, 5
yıllık:
— Japonya'da M İTİ (Sanayi Bakanlığı) ve 15 Japon firması işbirliği ile
yürütülen 5. Jenerasyon Kom püter Programı;
— Almanya, Fransa ve H ollanda'da Enformasyon Teknolojisi Ulusal
Program lan;
— Bölgesel alanda A .E.T.'nin 1984’de başlattığı Enform asyon Tekno­
lojisiyle ilgili ESPRIT Programı ($ 2 ,5 m ilyon, 5 yıl süreli). Avrupa'
da da, gene A.B.D. ve Japonya ile rekabet edebilmek için yeni baş­
latılan E ureka programı belirtilebilir.
Daha da şumullü olarak;
— A.B.D. tarafından başlatılan ve şimdiye kadar İngiltere'nin ve Al­
m anya'nın katılm ayı kabul ettikleri Strategic Defense Iniativc
(Stratejik Savunma Girişimi) projesi bulunm aktadır. Nüklere savaşa
karşı uzayın da kontrolü ile ilgili bu uzun vadeli araştırm a geliştir­
me projesinin portresi 5 yıl için $ 2 6 milyar olup, ileride $ 100 mil­
yara kadar artabileceği düşünülmektedir.
-54 — 1982 de yapılan Versailler zirvesinde de "Teknoloji, Büyüme, İs­
tihdam" başlığı altında 18 projeden oluşturulan bir teknoloji pake­
tine bir çok O.E.C.D. ülkesi katılmaktadır.
— Comecon ülkeleri de ileri teknolojilerin geliştirilmesi ve bu alanda
yoğun işbirliği yapmak üzere 15 yıllık bir işbirliği anlaşması imza­
lanmışlardır.
İleri teknoloji alanındaki gerek ulusal gerekse bölgesel olarak yürütülmeye
çalışılan bu teknolojik programlar açık olarak aşağıdaki hususları vurgula­
maktadır.
1. Yüksek teknolojinin ekonomik, politik ve askeri önemi gittikçe
artmaktadır.
2. Bu tür projeleri başlatma, işbirliği sağlama ve mali destek vermede
Hükümetlerin ana rolü oynadığı görülmektedir.
3. Kuvvetli rekabetin bulunduğu bu stratejik alanlarda geri kalmamak
için her düzeyde işbirliği ve koordinasyon gerekmektedir.
4. Endüstri de bu alanlarda işbirliği zorunluğu duymaktadır.
Hızlı gelişmekte olan ileri teknoloji alanında bazı ülkelerin sadece seyirci
kalmamak için ne şekilde bir gelişme politikası öngördükleri, verilen örnek­
ler kısıtlı olmasına rağmen, aşağıdaki listeden anlaşılmaktadır.
Çin
: $ 100.000.000 yatırımla bir "Örnek Üniversite" kurma çaba­
sındadır. Enformasyon teknolojisi alanında iş hacmi 1982'den
1983’e % 70 artarak gelişmiştir.
- 55 Hindistan
: ileri teknoloji alanında Planlama ve koordinasyon için Natio­
nal M icroelectronic Council (NMC) kurulmaktadır.
İrlanda
:$ 180.000.000 yatırım la yeni bir mikroelektronik endüstrisi
(Advanced Micro Devices) kurulm uştur.
İspanya
: AT + T gelecek yılların teknolojisi ile üretim yapacak bir mik­
roelektronik fabrikası kurm aktadır; (? 100.000.000).
Avustralya :5 yıllık bir planda enformasyon teknolojileri alanında 3 170.
000.000 yatırım yapmayı programlamıştır.
Hollanda
: M ikroelektronik alanında ileri teknoloji araştırmaları için 3
üniversiteyi kapsavank bir ulusal proje kabul edilmiştir (80.
000.000 florin).
Kore
.-M ikroelektronik alamnda 100.000.000 S 'm üstünde bir yatı­
rımla bazı VLSI türleri için A.B.D. ve Japonya'nın ardından
üçüncü en büyük üretici ülke haline gelmiştir.
Konunun önem ini vurgulamak üzere, Rusya ve Doğu Bloku müttefiklerinin
20.000 seçkin personeli Batının ileri teknolojisini gizli ve diğer yollardan
almak için görevlendirmiş olduğunu belirtmekte yarar vardır. Benzeri yol­
larla Rusya ve m üttefiklerinin ileri teknoloji transferinde S 50 milyar tasar­
ruf ettiği de tahm in edilm ektedir.
-56III. BİLİM VE TEKNOLOJİ ALANINDA TÜRKİYE'NİN DURUMU
TEMEL GÖSTERGELER
Bir ülkenin araştırına çalışmalarının ve teknolojik durumunun değerlendiril­
mesi, ancak geniş bir bilim ve teknoloji perspektifi içinde ve uluslararası
alanda belirli karşılaştırmalar yapılarak ele alınabilir. Bu arada ülkelerin
A + G alanındaki çabaları aşağıdaki temel göstergelerle değerlendirilmek­
tedir:
1. Araştırma ve geliştirme için kullanılan ulusal kaynaklar, diğer bir
deyimle araştırma ve geliştirme harcamaları ile kalifiye bilim ada­
mı ve mühendis, kısaca "araştırıcı" sayısı.
2. Bilimsel araştırmalarla ilgili yayınların niteliği ve niceliği, böylece
uluslararası alanda bilimsel katkı.
3. Uygulamalı A + G'den elde edilen sonuçlar, yeni buluşlar, patent
sayısı, uluslararası ödemeler, vb.
I'deki göstergeler "Araştırma Sistemi"nin paremetrelerini, 2 ve 3'le ilgili
göstergeler ise çıkış parametrelerinin kaba ölçüsünü vermektedir.
Ayrıca bilim sisteminin yapısı, enformasyon akışı sisteminin etkinliği,
uluslararası ilişkilerin yoğunluğu, teknolojik yapı ve düzeyi değerlendiril­
mesi zor önemli göstergelerdir. Bütün bu göstergelerin birlikte değerlendi­
rilmesi ile bir ülkenin bilim ve teknoloji durumu hakkında sağlıklı bilgi
sahibi olunabilir.
Bilim ve bilhassa araştırma, giriş ve çıkış değişkenleri olan bir süreçtir.
Modern toplunılarda çok önemli yüksek değerlerin yaratıldığı beşeri bir
-57faaliyet olan araştırm anın, işgücü, harcama vc enformasyon (bilgi)'dan
oluşan büyük çaplı girişleri bulunm aktadır. A raştırm a sisteminin giriş
büyüklüklerinin tümünü araştırm a harcaması altında toplamak mümkün­
dür. Diğer taraftan üretici bir sistem olarak araştırm anın, ortaya çıkardığı
mamul, sistem ve buluşların yayınlandığı bilimsel statüdeki makale sayı­
lan, bilimsel buluş ve sonuçların tartışıldığı konferans, kongre, sempoz­
yum sayıları ve çok önemli olarak da teknolojik buluşlar açılarından
oluşan, bir çıkış büyüklüğü bulunm aktadır. Ancak "Araştırma Sistemi"
nin çıkış büyüklüklerinin diğer bir deyimle bilgi veya yeni mamul, sistem
vb.’nin değerini basit sebep—sonuç bağıntısı ile göstermek ve ölçmek pek
mümkün değildir.
Böylece araştırm a için muazzam bir endüstri portresi ortaya çıkmaktadır.
Bu endüstrinin araştırıcı personel ve mali harcamalar yönünden bir maliye­
ti, bilimsel literatür ve buluşlardan oluşan bir ürünü vardır. Bu sistemde
karartı bir bilimsel geliştirme sağlamak için üstel olarak artan bir çaba ge­
rekir. Buna karşın sabit tutulan çaba halinde (araştırıcı personel ve har­
cama) bilimin gelişme hızı azalır.
Araştırma + Geliştirm e İçin Kullanılan Kaynaklar
Cetvel 3.1'den son istatistikleri içeren 1981 yılı verilerine göre OECD ül­
kelerinin A + G harcamaları. A + G harcamalarının gayri safi milli hasıla­
ya (G.S.M.H.) oranı. A -f- G ’de kullanılan kalifiye bilim adamı, mühendis
sayısı ve diğer bazı göstergeler verilmektedir.
Cetvel 3.1'in incelenmesinden görüleceği üzere, endüstriyel toplumların
A + G harcamaları çok yüksek m ertebededir. Aııcak ülkeler muhtelif
büyüklüklerde olduklarından bu göstergeler içinde A + G harcamalarının
GSMH'ya oranını, diğer bir deyimle bir ülkenin "Araştırma Yoğunluğu"
nu veren yüzde, karşılaştırm alar açısından dalın anlamlı bir gösterge nite­
-58liğindedir. Bu arada, A.B.D. geri kalan bütün O.E.C.D. ülkelerinden daha
fazla A + G harcamalarının büyüklüğü kullandıkları toplam araştırma per­
sonelinin sayısına bağlı olarak, beş grupta toplamak imkanı vardır. Birinci
grupta dünyanın endüstri devleri bulunmaktadır. Son grupta ise ekonomik
bünyeleri zayıf olan ülkeler yer almaktadır.
A + G Harcamaları ve TÜRKİYE
Şekil 3.1’de muhtelif ülkelerde A + G harcamalarının G.S.M.H.'ye oranının
yıllara bağlı olarak değişmesi görülmektedir. A.B.D. için bu oranın 1964'
de erişmiş olduğu % 3'den 1978'de % 2.3'e kadar düştüğü İngiltere ve
Fransa'da benzer bir trendin olduğu ve fakat buna karşılık Almanya, Ja­
ponya ve geriden gelen diğer ülkelerde artmanın devam ettiği görülür.
A.B.D.'de bu yüzde 1950 - 1960 döneminde % 15 gibi yüksek bir hızla art­
mış ve ondan sonra da doyum durumu ortaya çıkmıştır. 1980 yılından son­
ra ülkelerarası rekabetin yoğunlaşmasından ötürü bu yüzde gene artmaya
başlamış olup, 1984'te Rusya'da % 3,66, A.B.D.'de % 2,65, Almanya'da
% 2,97, Japonya'da % 2,58'e yükselmiş bulunmaktadır. Kore ve Taiwan'da
bile bu yüzdeler % l'e erişmiştir.
Gerçekten A + G harcamalarının G.S.M.H.'ya oram, sihirli bir oran niteli­
ğinde görülen % (2,5—3)'e eriştikten sonra bir doyma durumu ortaya çık­
maktadır. Sadece Rusya'da bu oramn % 3'ü biraz geçtiği bilinmektedir.
Daha önce de belirtildiği üzere A + G harcamalarının G.S.M.H.'ya oranını
veren yüzde, ülkelerin araştırma alanında yaptıkları harcamaların toplam
hasıla içindeki izafi payını gösterdiğinden A + G harcamalarının yoğunlu­
ğunun bir ölçüsüdür. .
Şekil 3.1'de görüleceği üzere Türkiye'nin A + G ödenekleri gelişmiş ülkele­
re oranla çok daha düşük düzeydedir. Ayrıca A + G harcamalarının yıllara
göre G.S.M.H. içindeki payı artması gerekirken sabit kalmakta, hatta azal­
maktadır.
-59 Türkiye'nin en son yapılan 1983 envanterine göre fiili A + G harcamaları­
nın toplamı 27.200 milyon TL. olarak tesbit edilmiştir. Bunun rr 57’si
yüksek öğretim , % 2 8 ’i kam u araştırm a, % 15'i de endüstri kesimine aittir.
Türkiye’nin 1983 yılındaki A + G harcamalarının gayri safi milli hasılaya
oranı % 0,24 olarak hesaplanmaktadır. Bu yüzde ileri ülkelerin % 10'u
mertebesindedir.
ARAŞTIRICI PERSONEL
A + G ’de kullanılan stratejik beşeri kaynak da bu alanda ulusal çabanın bir
ölçüsüdür ve 10.000 çalışan nüfusa düşen araştırıcı sayısı gelişmişliğin
önemli bir göstergesi olarak ele alınm aktadır. Araştırıcı sayılan Cetvel 3.2.'
de verilm iştir. İleri endüstri toplum lannda 10.000 çalışan nüfusa düşen
araştırıcı sayısı (45—90) arasında değişm ektedir. 1983 envanterine göre
Türkiye'de 6 0 1 5 'i doktoralı 16.955 araştırın vardır; bunun tam zaman eş­
değeri 7747 araştırıcıdır; buna göre 10.000 çalışan nüfusa düşen araştırıcı
sayısı 4 .2 ’dir ve çok düşük düzeyde olup, ileri ülkelerin % 10'undan azdır.
ULUSLARIN BİLİME KATKISI
Ülkelerin bilimsel ve teknik alandaki çabalarının ve başarılarının bir gös­
tergesi de bilimsel mecmualarda yayınlanan araştırm a, rapor ve tebliğler,
Bu raporlarla ilgili olarak verilen referansların sayılan ve frekanslandır.
Yeni araştırm alar, tabii ki bütün ülkelerin katkılan ile ortaya çıkmış olan
bilgi hâzinesinden yararlanmakla mümkün olm aktadır. Buna karşılık yayın­
lanan araştırm alar da bu bilgi hâzinesine bir katkıdır. Araştırma sonuçlan
-yeni araştırm alara yol açabileceği gibi önceden kestirilemeyen alanlarda
yeni uygulamalarda da yararlı olabilir. Yayınlanan araştırmaların önemleri
arasında büyük farklar bulunduğu bir gerçektir. Ancak muteber bilim mecmualanna kabul edilen yazılar genellikle derinliğine bir incelemeden geçiril­
diklerinden belirli bir standarttadırlar.
-60Ülkelerin 1965 yılından beri bilimsel literatüre katkıları "Institute for
Scientific Information" tarafından yayınlanan ve 2000 kadar en önemli
bilimsel mecmuadaki yazıların taranması ve ilk yazarın milliyetine göre
sınıflandırılması yolu ile değerlendirilmeye çalışmaktadır. 1983 yılı içinde
160 kadar ülkenin dünya bilim literatürüne katkısı 538.498 makale yazarı
ile olmuştur. Şekil 3.2.'de 10 arlık gruplar halinde ülkelerin dünya bilimine
katkıları görülmektedir. Bu sıralamada Türkiye 44. sıradadır.
ENDÜSTRİYEL ARAŞTIRMA + GELİŞTİRME
Endüstriyel alanda büyük çaplı organize araştırma ve geliştirme çalışmaları
ve bu çabalara Devletin katılması genellikle II. Dünya Savaşı'ndan sonra
ortaya çıkmış olan bir olaydır.
Endüstriyel A + G ile ilgili etkenler, endüstrinin yapısal durumu ve endüstri
kuruluşlarının boyutlarıdır. Boyut faktörü muhtelif ülkelerde ve endüstri
kollarında farklılık göstermektedir. A.B.D.'de 5.000'den fazla personeli
olan kuruluşlar endüstriyel araştırmanın % 85'sını yapmaktadır. İngiltere'
de ise 2000'den fazla personeli olan firmalar endüstriyel araştırmanın % 86'
sim yapmaktadır. Ingiltere'de ise 2000'den fazla personeli olan firmalar en­
düstriyel araştırmanın % 93'ünü, Hollanda'da 1.000'den fazla işçi çalıştı­
ranlar % 81 'ini, Belçika'da ise % 59'unu yapmaktadır.
A + G çalışmalarının büyük kuruluşlarda toplanması, bu kuruluşların yeni
mamuller için otofinansman riskini göze alabilmelerini sağlamak içindir.
Bilhassa yeni buluşlara bağlı yeni mamuller, piyasada uzun süre rakipsiz
kalamadıklarından endüstriyel kuruluşlar mamullerin diversifikasyonuna
gitmek zorunda kalmakta, bu da boyutların büyük olmasını gerektirmekte­
dir. Ayrıca piyasaya bağlı olarak polivalan bir durum yaratmak için endüst­
ri kuruluşları bir bilimsel ve teknolojik potansiyeli de hazır bulundurmak
-61 zorunluluğunu duym aktadır. Endüstriyel komplekslerin bu stratejilerine
karşılık küçük, fakat araştırm a ve yenilik getirme kapasiteleri çok kuvvetli
küçük firmalar da birçok ileri teknoloji alanlarında varlık göstermektedir.
Endüstri kollarına bağlı olarak A + G yoğunluğu için aşağıdaki üç grup
gözönüne alınabilir.
Grup I
Grup II
Grup III
Uçak, güdümlü sistem ler Petrol ürünleri
Kağıt
Elektronik T eçhizat
Lastik mamuller
Gıda
Elektrik m akinalan
Taş ve cam mamuller
Tekstil
Makiııalar
Madeni eşya
Ağaç ve mobilya
Ölçme ve kontrol cihazı M otorlu araçlar ve
Kimya sanayi
Metaller
diğer taşıtlar
Nükleer sanayi
Bilgi işlem sistemleri
ENDÜSTRİYEL ARAŞTIRM A TİPLERİ
Endüstri firmaları m aliyet, zaman, risk, kâr, öncülük etme ihtirası gibi fak­
törlere bağlı olarak aşağıdaki araştırma tipleri arasından kendilerine bir
strateji seçerler.
1) Yepyeni fikirler ortaya koymak ile ilgili araştırma
2) Yeni mam ul, yeni süreç ile ilgili araştırma
3) Mevcudu geliştirm e ile ilgili araştırma
4) Maliyet düşürme ile ilgili araştırma
5) Malzeme ikamesi ile ilgili araştırma
-62l ye 2. tip çalışmalara piyasada hakimiyeti amaçlayan araştırına, diğerleri­
ne de piyasada kendini savunmayı amaçlayan araştırma ve geliştirme denir.
İleri endüstri ülkeleri yüksek teknolojileri ile piyasaya daima yeni mamul,
yeni sistem, yeni süreç getirerek bunlann sağladığı ekonomik avantajlardan
yararlanmaktadırlar. Gelişmekte olan ülkeler, belirli çapta A + G alt yapı­
ları olsa bile, yüksek teknoloji alanında rekabet eden ülkelerde yapılanları
takip ve sonuçlannı kopya etmeye çalışmaktadırlar.
TÜRKİYE'NİN TEKNOLOJİK YAPI VE DÜZEYİ
Bir ülkenin teknolojik düzeyi endüstriyel araştırma ve geliştirme çalışmala­
rının çapı ile yakından ilgilidir. Türkiyenin endüstriyel yapışma bakınca sı­
nırlı sayıda büyük firma yanında çok sayıda küçük ve orta boyutta kurulu­
şun bulunduğu görülür. 1983 istatistiklerine göre 10 ve 10’dan fazla perso­
nel çalıştıran kuruluşların sayısı özel sektörde 9334 kamu sektöründe ise
433'dür. 10'dan küçük personel çalıştıran firma sayısı ise 177.000'dir. İma­
lat endüstrisinin % 44.6'sı tüketim malı, % 43.3'ü ara malı ve % 21.1'i de
yatırım malı üretmektedir. 1983 araştırma geliştirme envanteri imalatçı
firmaların sadece % 8 'inin büyük kuruluşlar olduğunu gösterm iştir. Kamu
sektöründe, çelik, eneıji, kağıt, kağıt mamulleri, tütün, petro kimya, mü­
hendislik endüstrileri, alüminyum, maden üretimi vb. ağırlık taşımaktadır.
Özel sektör daha ziyade tüketim mallan; tekstil ve konfeksiyon, mühendis­
lik endüstrileri, elektrik makinalan ve teçhizatı, otomotiv endüstrisi, mo­
bilya ve elektronik endüstrileri ile tarıma dayanan alanda üretim yapmak­
tadır.
Büyük holdingler teknolojilerini dışardan patent lisans, k n o w -h o w ve mü­
hendislik anlaşmaları ile sağlamaktadırlar. Bunlann büyük bir kısmının ise
çok uluslu şirketlerle ortaklıkları vardır. Genellikle holdinglerin kendi
araştırma geliştirme ve teknoloji üretme çabalan çok sınırlıdır. Orta boyut­
-63 taki firmalar yeni m akina ve teçhizat satın almak ve kopya, adaptasyon
yoluyla teknoloji transferi sağlamak yollarına başvurmaktadırlar. 1981 yılı­
na kadar dış ortaklı 83 kuruluşun kurulduğu ve 1000'e yakın lisans anlaş­
masının imzalandığı bilinen Türkiye'de bilhassa son 1 0 — 15 yıl içinde ku­
rulan fabrikaların m odern makina ve teçhizatla donatılm ış olmaları ülkenin
endüstriyel ürünlerinin g ittik çe artan oranda ihraç edilebilmelerini mümkün
kılmıştır.
1983 araştırma envanteri endüstri sektöründe 879 (veya 438 tam zamanlı)
araştırıcı bulunduğunu gösterm iştir. Endüstriyel araştırma geliştirme harca­
ması da 4.4 milyar TL. olup, endüstriyel hasılanın sadece 9c 0,2 mertebesin­
dedir. Şekil 3.3. Bu oran İrlanda'da 9c 0,35 (1979) ve Avusturya'da 9c 0,78
(1978)'dir. Ayrıca bu oran ileri endüstri ülkelerininkinin 9c 10'u kadardır.
Cetvel 3.3.'de sektörler itibarı ile A + G harcamalarının, satışların vüzdesi
olarak verilen değerlerinden görüleceği üzere elektrik makina ve teçhizatın­
da Türkiye K ore'nin 5 'te biri, makina imalatında 3'te biri mertebesinde
araştırma harcaması yapm aktadır. En büyük satış hacmi kimyada bulunma­
sına karşın, araştırm a çalışm aları çok zayıf olup, Kore'niııkinin 15'te biri
kadardır.
Genel olarak endüstri kuruluşları A + G’ye çok az ihtiyaç duymaktadırlar.
A + G sonuçlarını kullanacak teknik kapasiteye de her zaman sahip değil­
lerdir. Yöneticiler firma içindeki (varsa) A + G birimlerini araştırma yap­
maktan ziyade bağlı bulundukları bölümlere teknolojik açıdan hizmet ver­
mekle görevli görm ektedirler. Ayrıca etkili bir endüstriyel iletişim ve bilgi
alışverişi de yoktur.
-64Kısaca Durum Değerlendirmesi
1) A + G harcamalarının G.S.M.H. oranı % 0,24’tür. Bu oran ileri endüstri
ülkelerinin 1/10'u, büyük gelişme gösteren Kore gibi bir ülkenin 1/5'i merte­
besindedir. A + G harcamaları yılda en az % 15 —20 arttırılmalıdır. Türki­
ye, etkinlik sağlamak için A + G harcamalarını kritik sayılan % 1 oranına
hızla eriştirmelidir.
2) Araştırıcı sayısı 10.000 işgücü 4,2'dir. Sayı olarak gene ileri ülkelerin
1/10'u mertebesinde araştırıcı bulunmaktadır. 1990 başında 10.000 işgücü­
ne 15 araştırıcı sağlamak üzere araştırıcı yetiştirmek gereklidir.
3) ileri ülkelerde bir yılda 2 araştırıcı bir yayın yaparken, Türkiye'de 15 —
20 araştırıcı bir yayın yapabilmektedir. Sayıdan çok daha büyük olarak, ka­
lite sorunu ön planda ele alınmalıdır.
4) Dünya bilim sistemine yayınlar açısından katkı gözönüne alındığında
Türkiye;
1981*de41
1982'de 42
1983'de 44
1984'de 45
olmuştur. Türkiye kendi içindeki gelişmelere rağmen izafi olarak dünyada
yer kaybetmektedir.
5) Endüstriyel araştırıcı sayısı ve bu alandaki araştırma harcaması çok dü­
şük düzeydedir. Kore ile karşılaştırmalarda bile ortaya çıkan 5 ila 15'de bir
oranlan, bu alanda ileri teknolojiler için kuruluşlara vergi muafiyetleri ve
-6 5 teşvik tedbirlerine şiddetle ihtiyaç olduğunu göstermektedir.
6) Türkiye sınırlı örnekler dışında teknoloji üretememektedir. Şu halde
gittikçe artan çapta teknoloji transferi gerekecektir. Bu teknoloji transferi­
nin rasyonel bir şekilde yapılabilmesi ise ülkede A + G bazını hızla kuvvet­
lendirmek ve Endüstriyel A raştırm a çalışmalarını yoğunlaştırm aya bağlıdır.
7) Türkiye Bilim ve Teknolojide önemli bir alt yapıyı oluşturm uştur. Yu­
karıda sayılara bağlı olarak yapılmış bulunan değerlendirmelere rağmen, bi­
lim ve teknoloji sisteminin, belirlenm iş olan ülküsü ve hedeflerine erişmesini
mümkün kılacak maddi ve manevi destek verilirse, çok dinamik bir şevki
idare ve kurum ve kuruluşların beraberliğinin sağlanması ile, kısa sayılabile­
cek bir süre içinde ülkemizde önemli değişmelerin meydana gelebileceği
beklenmelidir. Ancak tedbirlerin köklü olması ve Hükümetimizin konuyu
bir bütün olarak gerekli boyutları ile ele alması gereklidir.
Gerçekten de ileri Teknolojilere yönelik uygulamalar için Türkiye gerekli
insangücü potansiyelini haizdir. Bu potansiyeli aşağıdaki bölümlerde irdele­
mek mümkündür:
Deneyimli Araştırıcı Potansiyeli: Genç öğretim üyeleri arasında doktora ça­
lışmalarını yurt dışında yapm ış, veya doktora çalışması sırasında ya da son­
rasında ileri teknolojiye yönelik çalışmalar yapmış önemli sayıda eleman
vardır.
Deneyimsiz Araştırıcı Potansiyeli: Ülkemizdeki üniversite lisans eğitimi,
tüm kısıtlamalara ve sıkıntılara rağmen en az beş yüksek öğretim kurumunda, dünya ortalama standartlarıyla boy ölçüşecek düzeyde verilmektedir. Li­
sans bilgisi ve uygulama eksikliklerini kısa sürede tamamlayacak bir prog­
ramla yeni mezunlar doğrudan doğruya ileri teknoloji düzeyinde istihdam
edilebilirler.
-66lleri Teknoloji Uygulamalarında Çalışacak Personel: Ülkemizde halen uygu­
lanmakta olan orta Öğretim müfredatı, özellikle lise mezunlan açısından,
ÖSYM'nin de baskısı ile dünya standartlanna göre oldukça üst düzeydedir.
Bu elemanlar, uygulama alanına dönük olarak, üniversite, araştırma merkez­
leri ve iş yerlerinde görecekleri kısa süreli yoğun eğitim programlanndan
sonra doğrudan doğruya ileri teknoloji alanlannda istihdam edilebilir.
IV. TÜRKİYE İÇİN İLERİ TEKNOLOJİNİN GERECİ VE ANA HEDEF
İleri Teknoloji Gereği
Bölüm H'de belirtildiği üzere endüstri ülkeleri bugün ileri teknolojileri ala­
nında acımasız bir teknolojik yanş ve mücadeile içine girmiş bulunmakta­
dır. Bir taraftan A.B.D. — Japonya rekabeti, diğer taraftan Avrupa ülkele­
rince bu alanda geri kalmamak için Avrupa Konseyi ve A.E.T. çerçevesinde
bir bütün olarak ve A.B.D. ile Japonya'ya karşı denge sağlamak üzere, yürüt­
meye başlatılan programlar gittikçe yoğunluk kazanmaktadır.
Dünyanın ileri ülkeleri arasında bu teknolojik savaş devam ederken, geri ka­
lan ülkelerden 20 ila 30 kadannın sadece seyirci, 100'den fazla ülkenin ise
bu hızlı gelişimin seyircisi bile olamayacak durumda bulunduğu bir gerçek­
tir.
Üçüncü endüstri devriminin getireceği en önemli gelişmeler şöyle özetlene­
bilir:
(i) Bilgi işleme tekniklerinin endüstride, kamu yönetiminde ve savunma
alanlannda kullanımının ve etkinliğinin çok büyük ölçüde artması,
(ii) Bu yaygınlaşmanın ve bununla paralel olarak gelişen öteki ihtiyaçların
gerektireceği "haberleşme" ihtiyacını karşılayacak niteliklere sahip yeni bir
haberleşme ağının (ISDN - Integrated Services Digital Network) oluşması,
-67 (iii)Endüstride bilgi işlem tekniklerinin vanısıra endüstri robotlarının da
kullanılması sonucu sayıdan bağımsız esnek üretim sağlanması, endüstriyel
verimliliğin ve mamul kalitesinin önemli ölçüde yükselmesidir.
Ayrıca 1990'lu yıllarda biyoteknolojinin tarım da, gıda teknolojisinde, sağ­
lık, eneıji ve çevre alanlarında kendi başına büyük bir devrim yaratacağı
beklenmektedir. Savunma alanında büyük öneme sahip olan laser teknoloja, yeni endüstriyel malzemeler, uzay teknolojisi, modern nıakina imalatı da
öçuncû endüstri devriminin getireceği önemli gelişmelerdendir. İleri tekno­
lojilerin bulunup geliştirildiği ülkelerden başlayarak eski alanını genişlete­
cek olan bu yeni endüstri devriminde Türkiye'nin alacağı yer, olaya bakış
açısı ve bu konuda göstereceği dinamizmle belirlenecektir.
Stratejik bir bölgede bulunan Türkiye'nin de güçlü bir bilim ve teknoloji ba­
zı oluşturmadan dünyada beklenen büyük değişm eler karşısında ve ülkeler
arası rekabette geleceğini sağlam temeller üzerine oturtm ası mümkün görül­
memektedir. Bu bakım dan Türkiye bu yarışın dışında kalamaz.
Bugün ihracatında sanayi ürünlerinin payı % 8 0 ’e ulaşmış olan Türkiye'nin
bu durumunu koruyabilm esi ve geliştirebilmesi, yeni sanayi devrimi içinde
yerini kısa zamanda alması şartına bağlıdır. Sınai mamul ihracatımızın en
önemli kalemlerinden biri olan tekstil ve konfeksiyonda kompüter yardımı
ile tasarını (CAD) ve kom püter yardımı ile imalat (CAM) yöntemleri rakibi­
miz durumundaki ülkeler tarafından kullanılma yolundadır. Diğer önemli
bir üretim alanı olan metal işleme ve m ontaj endüstrisinde, endüstri robotla­
rının sağladığı verimlilik ve kalite ile, klasik yöntemlerle rekabet etmenin im­
kansızlığı herkesçe kabul edilm ektedir. Bütün endüstrilerin her alanında; mü­
hendislik tasarımından kalite kontroluna kadar bilgisayar kullanımı hızla yay­
gınlaşmaktadır. O halde Türkiye, "endüstri ülkesi olm a" hedefini koruyabil­
mek ve endüstrinin gidişine ayak uydurabilm ek için;
-
68
-
— Yeni kurulacak endüstrilerini, "ileri teknolojiler"kullanarak üretim
yapan tesisler olarak kurmak,
— eski tesislerini imkan oranında ileri teknolojilerle destekleyerek çağ­
daşlaştırmak,
— bilgisayar kullanımını endüstrinin her alanında hızla yaygınlaştır­
mak,
— bu gelişmelerin gerektireceği nitelikte bir telekomünikasyon ağım
oluşturmak,
zorundadır.
Buraya kadar öngörülen gelişmeler, başlamış olan üçüncü endüstri devriminin ürünlerinden yararlanma niteliğindedir ve er veya geç, kaçınılmazdır.
Asıl önemli olan, ileri teknoloji ürünlerinin sadece kullanılması değil, Tür­
kiye'de üretilmesi, yenilerinin düşünülüp geliştirilmesi ile yeni endüstri dev­
rimi içinde gerçekten yer alabilmektir. Kullanımı yüksek olan ileri teknoloji
ürünlerinin Türkiye'de başlangıçta: doğal olarak lisans altında imali şeklinde
başlatılacak bir gelişme ve bunlarla paralel yürütülecek bilinçli bir araştır­
ma—geliştirme ve nitelikli insan gücü yetiştirme planı, Türkiye'nin ileri tek­
nolojilerin üreticileri araşma girmesini de sağlayacaktır.
ANA HEDEF
Teknolojik gelişme alanında Türkiye hedefini Avrupa çerçevesinde seçmek
zorundadır. Avrupa Konseyinin bir üyesi olan ve halen asosiye üyesi bulun­
duğu A.E.T.'nin XXI. yüzyıldan önce tam üyesi haline gelmeyi siyasi bir
karar olarak benimsemiş bulunan Türkiye'nin hedefi "bu topluluk içinde
muteber bir yer işgal etm ek” olmalıdır. Türkiye'nin A.E.T. içindeki Alman­
- 69 y a , İn g ilte r e , F ra n sa v e İta ly a g ib i z a te n d ü n y a d a lid er o la n ü lk eler bir y a ııâ
b ırak ılırsa, P o r t e k iz , Y u n a n is ta n v e İrla n d a 'n ın ö n ü n d e . İsp a n y a ile b o y ö l ­
ç ü ş e b ile c e k bir d u r u m a g e lm e y i h e d e f a lm a sı g er ek ir . T ü rk iy e b elirli bir süre
iç in d e bu d u r u m a g e le m e z s e A .E .T . t o p lu lu ğ u iç in d e p azarlık gücü ta h m in ­
lerin ö t e s in d e a z a la c a k tır . Ş u
b e n im s e y e c e ğ i
h ed ef,
h a ld e , T ü rk iy e 'n in ileri te k n o lo ji a lan ın d a
y u k a r ıd a k i
a n la m d a
o lm a k
ü z e r e ," A .E .T . iç in d e
m u te b e r bir m e v k i" e g e lm e k o lm a lıd ır . D in a m ik o la n bu h e d e f Türk b ilim
p o litik a s ın d a if a d e e d ile n v e B ü yü k A ta tü rk ta ra fın d a n Türk M ille tin in ö n ü n ­
de b ir t e m e l ü lk e o la r a k k o y u la n " B ilim d e Ç a ğ d a ş U y g a rlık D ü z e y i" n e e r iş ­
m ek h e d e f i ile d e u y u m h a lin d e d ir . T ü r k iy e 'n in b e şe r i v e d o ğ a l k a y n ak ları
v e O r ta d o ğ u v e d iğ e r b ö lg e le r d e k i ö z e l p a za r p o ta n s iy e li b ö y le bir id d ialı
h e d e fi b e n im s e m e s in i m ü m k ü n k ıla b ile c e k ç a p ta d ır .
V . İL E R İ T E K N O L O J İ
E D İN M E İL E İL G İL İ
T E M E L F O N K S İY O N L A R
İL E R İ T E K N O L O J İ L E R İ N İZ L E N M E S İ
Ü lk e le r , b ilim v e t e k n o lo j i d a h il, g e liş m e a m a ç la r ı iç in d o ğ r u , gü ven ilir, o b ­
j e k t if , a ç ık v e g iz li b ilg iy i z a m a n ın d a e ld e e t m e k , ü retm ek ve k u lla n m a k z o ­
ru n d ad ırlar. " B ilim s e l İstih b a r a t" d e n e n b u f o n k s iy o n bir ü lk en in b ü yü m e,
g e liş m e ve b e k a sı iç in g e r e k lid ir . " B ilim se l İstih b a r a t" ik i türde g erek lid ir:
—
U lu sa l y a ş a n t ın ın h er se k tö r ü ile ilg ili sis te m a tik ve za m a n ın d a b ilgi.
—
R a k ip le r ,
d o s tla r , g e le c e k te k i t e h d itle r , m u h te m e l e t k i ve n ü fu z
alan ları ile ilg ili b ilg i.
B ilim v e t e k n o lo j i h er ü lk e iç in u lu sa l g ü v e n lik k o n u su d u r . İlk e olarak h iç ­
b ir ü lk e n in ö n e m li g ö r d ü ğ ü b ilg iy i p o lit ik v e y a e k o n o m ik k a r şılığ ı o lm a d a n
a k ta r m a k is t e m e d iğ i k a b u l e d ilm e lid ir . T ü rk iy e 'n in d e e lin d e m ev cu t bilgi
v e t e k n o lo ji b ir ik im in i a y n ı ş e k ild e h a ssa siy e tle k o ru m a sı, n e y i, k im e v er e­
-70ceğini veya göstereceğini dikkatle kararlaştırması gerekir. Bu çerçevede
herhangi bir ülke ile işbirliğine gidilirken öncedenkendiiçimizde bunun sı­
nırlan belirlenmeli, uygulamada hiçbir aksaklığa meydan verilmemelidir.
Bu esaslardan hareketle, Türkiye, uluslararası işbirliğindeki amaçlannı 4
kategoride sımflandırabilir:
a. Bilimsel ve teknik alanda Türkiye'den ileri olan ülkelerden yüksek
teknolojiye ilişkin yöntem ve bilgi aktarmak, teknoloji transfer et­
mek, eğitim imkanları, maddi yardım ve uzmanlık hizmetleri sağla­
mak,
b. Bilimsel ve teknik alanda Türkiye ile aynı veya biraz ileri seviyede
bulunan, ancak kendi teknolojisi geliştirmiş ülkelerin tecrübelerin­
den yararlanmak, teknoloji transfer etmek, uzman değişimi, ortak
projeler gibi faaliyetlere girişmek,
c.
Bilimsel ve teknik alanda Türkiye'nin gerisinde bulunan ülkelere,
hızla genişleyen Türk ekonomisinin dışa açılışına yardımcı olmak
üzere, eğitim vermek, uzman göndermek, yurt içinde üretilen cihaz,
araç-gereç yardımında bulunmak,
d. Uluslararası örgütlerle yapılan işbirliğinde bilgi aktanmı ile maddi
yardım, eğitim ve uzman imkanlannı azami derecede kullanmak.
Yukanda belirtilen esaslar da gözönünde tutulursa ileri teknolojilerin izlen­
mesi için:
a.
Dünyada bilim literatürünü, teknoloji gelişmeleri izlemek ve yurt
içinde hızlı yaymak:
- 71 b.
D ış ü lk e le r d e k i b ilim s e l to p la n tıla r a k o n g r e , k o n fe r a n sla r a , t e k n o lo ­
jik a m a ç lı v e r g ile r e k a tılm a k ;
c.
D ış ü lk e le r d e b ilh a ssa A .B .D ., İn g ilte r e . F ra n sa , A lm a n y a , İsv iç r e ,
vs. d e ö n e m li k u r u lu ş la r d a k i T ü rk lerle b a ğ la n t ı k u rarak , T ü rk iy e 'd e
y ü rü tü lec ek p r o je le r e k a tk ıla r ı sa ğ la n m a lıd ır .
Bazı p rojeler iç in g e r e k li g iz lilik , b e lir li m is y o n la r iç in h a rca m a e s n e k lik le r i,
bilgilerin bir m e r k e z d e t o p la n m a s ı v e b ilh a ssa sa ğ la n a n b ilg ile rin d e ğ e r le n d i­
rilm esi m e k a n iz m a la r ın ın o lu ş t u r u lm a s ı z o r u n lu g ö r ü lm e k te d ir . Bu a m a ç la ,
T Ü B İT A K b ü n y e s in d e üst d ü z e y d e bir d ış iliş k ile r b irim i ve g e n e o r g a n iz a s­
yon şe m a sın d a b e lir t ilm iş o la n bir İle ri T e k n o lo j i İ z le m e K o m ite s i k u r u lm a ­
lıdır. A n c a k b u y o lla e t k in o la r a k ileri t e k n o lo j i a la n la rın d a e v r e n s e l g e liş ­
m eleri iz le m e k , ö z ü m le m e k ve Türk e n d ü s tr is in e ö n b ilg ile r i a k ta r m a k m ü m ­
kündür.
N İT E L İK L İ İ N S A N G Ü C Ü P O T A N S İ Y E L İ N İ N O L U Ş T U R U L M A S I
İleri te k n o lo ji v e u y g u la m a la r ın ın t e ş v ik i ile b ir lik te , b u te k n o lo jile r in ö n c e
u y g u la n m a la rın d a , d a h a u z u n v a d e d e d e g e liş t ir ilm e le r in d e en ö n e m li fa k tö r
"insan fa k tö rü " o la c a k t ır . B ir y a n d a n g e l iş m iş ü lk e le r d e k i t e k n o lo j ik ile r le ­
m e ve ileri t e k n o lo j i ü rü n leri y a k ın d a n iz le n ir v e h a s s a s iy e tle s e ç ile r e k ü lk e ­
ye tran sfer e d ilir k e n , d iğ e r y a n d a n b u t e k n o lo j ile r d ü z e y in d e u y g u la y ıc ı ve
g eliştirici n it e lik t e in sa n g ü c ü p o t a n s iy e li d e o lu ş tu r u lm a lıd ır . N it e lik li in saııgücü y e t iş t ir ilm e s in d e d e k ısa v e u z u n v a d e li h e d e f le r b e lir le n m e li ve ileri
tek n o lo jilerin ü lk e m iz d e g e liş t ir ilm e s i y ö n ü n d e s e ç ile n ana h e d e f d o ğ r u ltu ­
sunda istih d a m v e e ğ it im p o lit ik a la r ı o lu ş t u r u lm a lıd ır .
İleri d ü z e y d e a r a ş tır m a ç a lış m a la r ı (n ü k le e r v e u z a y t e k n o lo jile r i, sa v u n m a )
gönüm üzün sü p er b ilg isa y a r la r ı o lm a d a n d ü şü n ü le m e z . B ilgi iş le m gücü, k a ğ ıt
kullan m ayan b ü ro v e y a n a k it para k u lla n m a y a n to p lu m a d o ğ r u g id e n , pa­
-72 zarlama ve hizmet sektörünü içiren uygulamaların temel unsurunu oluştur­
maktadır. Çok yakın bir gelecekte kişisel bilgisayar her mühendisin veya öğ­
retim üyesinin masasında bulunan sıradan bir gereç olacaktır.
Sürekli olarak data üreten modern toplumsal hayata uymaya çalışan mühen­
disler, karar verme durumunda olanlar, "ekspres sistemler" kullanmak zo­
runda kalacaklardır. Bilginin elektronik olarak akışından çok, değerlendiril­
mesi, sınıflandırılması önem kazanacaktır.
Böylece dikkatimiz daha çok (software) yazılıma dönmek zorundadır. Bu
ise halen insangücü yoğun olan bir faaliyettir. Günümüzde bilgisayar içeren
herhangi bir çalışmanın maliyetinde yazılım önemli bir yüzdeyi kapsar.
Bu yüzden giderek artacağı % 80—90'ı bulacağı tahmin edilmektedir.
Yazılımı bir endüstri gibi düşünmek doğru olur. Ürünlerin planlanması,
geliştirilmesi ve uygulanabilir hale getirilmesi gibi. Yazılım personeli de bu
nedenle, çok yüksek düzeyde "stratejik plan"cılardan programcılara kadar
değişecektir.
Büyük yazdım açığına rağmen dünya standartlarına uygun yazılımın üretil­
mesi ve pazarlanmasımn çok karmaşık bir faaliyet olduğu bilinmelidir. An­
cak lider kuruluşlarla işbirliği (teknoloji alışverişi) ile işe başlayarak belirli
bir noktaya gelinebilir.
Türkiye günümüzde yoğun eğitim programlan ile kısa zamanda ileri tekno­
loji düzeyinde uygulamacı olabilecek önemli bir kitleyi, lise eğitimi ile
oluşturm uştur. Bu konuda biraz daha ileri düzeyde düşünülebilecek bir
diğer kitle de temel ve uygulamak bilim dallarında üniversiteden yeni mezun
olanlardır.
Nihayet ülkemizde sayılan az da olsa ileri teknolojilerin geliştirilmesi yönün­
de etk in b iç im d e ç a l ış a b ile c e k , d a h a ö n c e b u k o n u la rd a ç a lış m ış a r a ştır ıc ı­
lar m ev c u ttu r.
KISA V A D E Ç A L I Ş M A L A R I :
G e liştir ilm esin d e ö n c e lik t a m a n ile ri t e k n o lo jile r a la n ın d a ç o k kısa v a d e d e
y a p ıla b ilecek o la n la r ş ö y l e c e sır a la n a b ilir :
a.
U y g u la y ıc ı d ü z e y in d e : İle r i t e k n o lo j i ü rü n lerin in k u lla n ılm a sı y ö n ü n d e
g erek li ara e le m a n ih t i y a c ı k ısa su reli y o ğ u n e ğ itim p ro gram ları ile kar­
şıla n a b ilir . Ü lk e m iz d e k i lis e m e z u n la n ö n e m li bir p o ta n s iy e l o lu ş t u r ­
m a k ta d ır. B u k o n u d a k i u y g u la m a la r a en a ç ık ö r n e k b ilg isa y a r p ro g ra m . a l ı ğ ı v e s is te m o p e r a t ö r lü ğ ü k o n u s u n d a a ç ıla n resm i v e ö z e l k u rsların
görd ü ğü r a ğ b e t t ir .
Ara elem a n ih t iy a c ın ı s a ğ la m a k ü z e r e y a p ıla c a k ç a lışm a la r ik i y ö n d e o r g a n i­
ze ed ileb ilir:
a.
İleri t e k n o lo j i ü r ü n le r in i it h a l e d e r e k ü r e tim d e k u lla n m a k is t e y e n , bu
k o n u d a d e v le tin t e ş v i k p o lit ik a s ın d a n ya ra rla n a n y a t ın m c ıla r m , k e n d i
b ü n y e le r in d e n s e ç e c e k le r i e le m a n la r ı b u t e k n o lo jin in ü retild iğ i y e r d e k i
kurslara g ö n d e r m e le r in i t e ş v ik e t m e k , b u b ilg ile rin y a z ılm a sın ı s a ğ la y a ­
cak ç a lış m a la r ı o r g a n iz e e t m e k .
b.
T ransfer e d ile n ile r i t e k n o lo j i a la n la r ın d a E ğ itim v e A ra ştır m a k u r u lu şla n n d a k u lla n ıc ıla r a y ö n e l i k
k ısa sü reli y o ğ u n e ğ itim p ro g ra m la rın ın
(kurs, s e m in e r ) d ü z e n le n m e s in i t e ş v ik v e o r g a n iz e e t m e k .
Bu e ğ itim p r o g r a m la r ı, k u lla n ıc ı d ü z e y in d e ( o p e r a tö r ) ö n c e lik le lise m e z u n ­
larını h e d e f a la c a k v e lis e m e z u n la r ın ın is tih d a m ın ı te ş v ik e d e c e k tir . S o r u m ­
lu elem an d ü z e y in d e is e , h a le n u y g u la n m a k t a o la n Y ü k sek Ö ğ r en im L isans
-74Programına dayalı uzmanlaşma kurslan ve deneyimli mühendislerin kendi­
lerini yenilemeleri ile (sürekli öğrenim) yeni ünevirsite mezunlan hedef
alınmaktadır. Nihayet lisansüstü eğitim programlarının öncelik tanınan ileri
teknoloji alanları yönünde organizasyonu orta vadede olumlu sonuçlar ve­
recektir.
ORTA VE UZUN VADE ÇALIŞMALARI:
Türkiye, ileri teknoloji alanında gelişmiş ülkeleri izlemeyi, gerisinde kalma­
mayı ve önümüzdeki yıllarda bu ülkeler arasında saygın bir yer almayı ana
hedef olarak benimsemiş ise, bu ülkelerle arasındaki mesafeyi mümkün olan
en kısa sürede ve yoğun girişimlerle kapatmak mecburiyetindedir. Gelişmi
ülkelerdeki uygulamaları, araştırma ve geliştirme çalışmalarını, bu ülkelerin
çalışma ve gelişme hedeflerini sağlıklı biçimde izleyebilmek için de o ülke­
lerde ileri teknoloji atmosferinde çalışan ve deneyim kazanan elemanlara
ihtiyaç vardır. Ancak bu ortamda eğitim görmüş, çalışmalar yapmış, bu
ortamın organizasyonuna alışmış yüksek nitelikte elemanlar ülkemize dön­
düklerinde kısa ve uzun vadeli çalışmalarda etkin olabilecektir.
Bu konuda en belirgin örnek Çin Halk Cumhuriyetinin uygulamasıdır. Çin
Halk Cumhuriyeti 2000 yılı için aşağıdaki hedefleri benimsemiştir:
1— Tarımda ileri düzeyde mekanizasyon,
2— Endüstride dünya piyasasında rekabet edebilecek ileri teknoloji,
3— 2000 yılında süper güç olmak,
ve bu üç hedefi sağlamak için müşterek payda olarak kabul edilen
4— Bilim ve teknolojide en ön sıralara çıkmak:
Bu hedefler doğrultusunda uyguladıkları eğitim politikası ise, öncelikle
ileri teknolojileri geliştiren, uygulayan ve pazarlayan ülkelere çok sayıda
eleman göndermek olm uştur, ilk aşamada çeşitli ülkelere göre belirlediği
- 75 k o n ten jan A .B .D . iç in y ıld a 5 0 0 0 k iş i. A lm a n y a . F ra n sa v e İn g ilter e iç in
yılda 5 0 0 k iş id ir . U y g u la m a sır a sın d a b u k o n te n ja n la r ı d a a ş n u ş , ö r n e ğ in
A lm a n y a 'y a 1 5 0 0 c iv a r ın d a e le m a n g ö n d e r m e y e b a ş la m ış tır .
Ü lk em izd ek i e ğ i t i m , g e liş m iş ü lk e ler e k ıy a s la , ileri t e k n o lo ji ala n la rın d a
u zm a n la şa b ilm e k iç i n g e r e k li te m e l b ilg ile r i h a le n v e r e b ilm e k te d ir . A n c a k ,
gerek g e liş m e y i iz le y e b i le c e k v e ç o k d in a m ik b iç im d e ü lk e y e g e tir e b ile c e k ,
gerekse ü lk e m iz d e k i ç a lış m a la r d a e t k in o la b ile c e k ileri d ü z e y d e y e t iş m iş
elem an a ç ığ ın ın e n k ısa z a m a n d a k a p a tılm a s ı g e r e k m e k te d ir . B u n u n iç in
b e n im s e n e b ile c e k b ir h e d e f , s e ç ile n ile ri t e k n o lo j i a la n la rın d a 5 y ıllık bir
süre iç in d e 1 0 0 0 e le m a n ın y u r t d ış ın d a ve ileri d ü z e y d e u y g u la m a lı a ra ştır­
ma y ö n ü n d e e ğ itilm e le r id ir .
İLERİ TEKNOLOJİNİN SEÇİMİ. TEKNOLOJİ TRANSFERİ
Y eterli b irik im s a ğ la n m a d a n y a p ıla n t e k n o lo j i s e ç im le r in d e h a ta y a d ü şü l­
m esi d o ğ a ld ır v e b u n u n ö r n e k le r i d e vard ır. D iğ e r ta r a fta n , ileri te k n o lo j i­
lerin h ız lı g e liş m e s i, y a v a ş d a v r a n ıld ığ ı ta k d ir d e s e ç ilm iş o la n te k n o lo jile r in
ö ğ ren ilm esi sü resi iç in d e e s k im e s in e d e y o l a ç a b ile c e k t ir . B u se b e p le r le , h er­
hangi bir ileri t e k n o lo j i a la n ın d a s e ç im y a p m a d u r u m u n d a o la n k u r u lu şla r ın
ü lkem izde m e v c u t b ilg i b ir ik im in d e n e n v e r im li ş e k ild e y a ra r la n m a sı y o lu
b ulu nm alı v e g e r e k s e ç im a şa m a s ın d a v e g e r e k s e s e ç ile n t e k n o lo jin in ö ğ r e ­
nilip ö z ü m le n m e s i v e k u lla n ılm a sı a şa m a sın d a s o n d e r e c e d in a m ik d avran ılm alıdır. Bu h u su sla r s ö z k o n u s u a la n d a n ite lik li in sa n gücü b ir ik im in in y e t e r ­
li d ü z ey d e o lm a s ı ile s a ğ la n a b ilir . A y r ıc a , t e k n o lo j id e k i g e liş m e h ız ı g ö z ö nünde b u lu n d u r u la r a k s e ç im d e u z a k g ö r ü şlü d a v ra n ılm a sı d a ö n e m li bir
gerek liliktir. K o n u n u n e k o n o m ik y ö n le r i, y a n i s e ç ile c e k t e k n o lo jile r le y a p ı­
lacak ü retim lerin v e r im li v e d ış p azar ürünleri ile r e k a b e t e d e b ile c e k m a liy e t ­
lerle g e r ç e k le ş t ir ile b ilm e s i
d e y a p ıla c a k
" f iz ib ilit e " ç a lışm a la r ı sırasın da
p eşin en g ö z ö n ü ııd e b u lu n d u r u lm a s ı g e r e k e n h u su sla r d ır .
-76lleri teknolojilerin yenilenme hızlarının çok yüksek olması, teknoloji belirli
bir düzeyde uygulanmaya devam edilirken bir ileri düzey için araştırma ve
hazırlıkların yapılması ve dış pazarlardaki yenilenme hızının fazla gerisinde
kalınmaması sağlanmalıdır.
ileri teknolojilerin seçiminde, ülkedeki mevcut bilgi birikiminden (üniversi­
teler, araştırma kurum lan) yararlanılmalıdır. Bu aşamada endüstri yönetici­
lerinin ve danışmanlık yapacak bilim ve teknoloji elemanlarının, dışarıdaki
gelişmeleri görmeleri, izlemeleri, bundan sonra tartışarak çözümleri birlikte
araştırmaları yararlı olacaktır.
Plan, ilke ve hedeflerin oluşturulması aşamasında, ileri teknoloji alanların­
dan, ekonominin gelişmesi bakımından etkinliği yüksek alanlardan biri veya
birkaçı pilot olarak seçilmelidir. Seçilecek alanların Türkiye'de halen belirli
bir birikiminin ve pazar potansiyelinin olması ve başka ileri teknoloji alanla­
rını da olumlu yönde etkileyecek niteliklerinin bulunması gözetilmelidir.
İleri teknolojiler, dinamik kuruluşların her zaman ilgi alanı içindedirler.
Bununla beraber, kuruluşlarda var olabilecek çekingenliğin kırılması (a)
yoğun dış gezi ve temaslar, (b) üniversiteler ve araştırma kuruluşlarında bu
alanlarda yapılan çalışmaların kuruluşlara tanıtılması ile sa ğ la n a b ilir
Teknoloji transferinin mekanizmaları bellidir. Türkiye'de b u n la rın her türü­
nü kullanmaktadır. 1981 yılına kadar dış ortaklı 81 kuruluşun kurulduğu
ve 1000'e yakın lisans anlaşmasının satın alındığı bilinen ülkemize bazen
ileri teknolojiler, bir çok halde de eskimiş teknolojiler girmektedir. Şekil
5.1.’de ülkelerin teknolojik düzeyine bağü olarak teknoloji transferinin
nasıl yapılabildiği görülmektedir.
Bilimsel buluştan, yukarıdaki aşamalardan geçerek ekonomik ürüne kadar
uzananan teknoloji geliştirme düzeni düşey teknoloji edinme süreci olarak
-11
tanım lanabilir. M e v c u t t e k n o lo j in in
-
b a şk a b ir ü lk e d e n (b a şk a bir d ü şe y
zincird en ) a k ta r ılm a sı is e y a t a y t e k n o lo j i e d in m e ( t e k n o lo j i tra n sfe ri) o la ra k
nitelendirilir. S a ğ lık lı b ir s is t e m d e h e r ik i sü r e ç b ir lik te yürür. D iğ e r bir d e ­
y işle, d ü şe y t e k n o lo j i e d in m e z in c ir in in b e lir li a şa m a la r ın d a y a t a y g ir işle r in
bulunm ası n o r m a l, h a tta g e r e k lid ir .
T ek n olojik s is te m in
ç e ş itli
i ş l e y i ş b iç im le r i
Ş e k il 6 .1 'd e ö z e t le n m iş t ir .
Ş ek lin in c e le n m e s in d e n g ö r ü le c e ğ i g ib i 1 ile g ö s t e r ile n ç e v r in i, g e liş m e k te
olan ü lk elerd e u y g u la n a n , y a ln ız y a t a y t e k n o lo j i g ir iş in e ( te k n o lo j i tr a n sfe ­
rine) d a y a lı t e k n o lo j i e d in m e sü re cin i te m sil e t m e k te d ir .
I ve II k a d e m e le r in i b ir lik t e iç e r e n s is te m ise u lu s a l b ilim s is te m in in (A + G
sistem in in ) t e k n o lo j i e d in m e sü r e c in d e e tk in o ld u ğ u d ü z en i b e lir tm e k te d ir .
Bu d ü z en d e , u lu sa l A 4- G
sistemi te k n o lo j i s is t e m iy le ik i y ö n lü b a ğ la n tı
için d ed ir. B u b a ğ la n tıla r d a n b iri,
A + G s is t e m in in , t e k n o lo j i s is te m in e o la n
girişleri, d iğ e r i d e t e k n o lo j i s is te m in in ç ık ış la r ın d a n g e r i b e s le m e o la r a k s a ğ ­
lanan b ilg ilerd ir.
Bu siste m e III ile g ö s t e r ile n k a d e m e n in d e k a tılm a s ıy la u lu sa l b ilim v e te k ­
noloji s is te m in in d ü n y a b ilg i s is t e m iy le g ir iş v e ç ı k ış iliş k ile r i d e k u r u lm u ş
olur. Bu e n s o n ş e k li y le t e k n o lo j i s is te m i g e liş m iş b ir sa n a y i ü lk e sin d e u y g u ­
lanan A ve B ile g ö s t e r ilm iş y a t a y v e d ü ş e y ik i g ir iş i ve C ile g ö s t e r ilm iş bir
Çıkışı b u lu n a n
sistematiği te m s il e t m e k te d ir . Ş e k i l 6 . 1 ’d e g ö s te r ile n a k ış
yönü ise ö z e llik le b u s is t e m a t iğ in J a p o n y a 'd a u y g u la n ış b iç im in i ve J a p o n
tek noloji s is te m in in en b ü y ü k b a şa r ı u n su r u n u b e lir le m e k te d ir . T ra n sfer
edilen te k n o lo jile r i A +
G s is te m in d e n g e ç ir ip a d a p te e t m e k v e d ah a da
g eliştirm ek , u lu sla ra ra sı a la n d a t e k n o lo j ik ü stü n lü k k a z a n m a n ın ö n e m li bir
unsuru ola ra k g ö r ü lm e k te d ir .
îleri teknoloji s e k t ö r le r in d e n b ir in d e y e n i y a tır ım y a p a c a k v e y a u luslararası
Şirketlerle o r ta k lık k u r a c a k en d ü str i k u r u lu şla r ın a A r a ştır m a + G e liştir m e
laboratuvarlan k u r m a la r ı m e c b u r i k ılın m a lıd ır . A y r ıc a , ileri t e k n o lo ji ile ilgi-
- 78 li teknoloji transferi yapılırken teşvik tedbirlerinin (varsa vergi muafiyetleri­
nin) transfer edilen teknolojiyi adapte etmek ve geliştirmek için araştırma
laboratuvarı bulunan veya kuracak olan firmalara uygulanması gerekir.
önem li sektörlerde transfer edilen teknolojinin düzeyine çok dikkat etmek
gerekir. Bu alanda D.P.T. ve Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tecrübeli bilim ada­
mı ve mühendislerden oluşan komisyonlar kurmalı ve bilhassa ileri teknoloji
alanında, TÜBİTAK'ça kurulması öngörülmüş olan İleri Teknoloji Transferi
Komisyonu ile işbirliği yapmalıdır.
VI. İLERİ TEKNOLOJİLER İÇİN ORGANİZASYON YAPISI
Bir ulusal proje olarak yürütülmesi gerekli olan ileri teknoloji edinme
projesinin başarılı olması için;
a) Kalifiye insan gücünde ve destek personelde kritik kütle,
b) Bilgi düzeyinde kritik kütle,
c) Mali destek ve finansmanda kritik kütle,
ile tesbit edilen hedefe erişmeyi mümkün kılmak üzere kurumlararası hare­
ket birliğinin modern bir sevk ve idare ile sağlanması hayati önemdedir. Bu
ise en üst düzeyde, Hükümet düzeyinde bir siyasi karar gerektirir.
Kaynakların ne de olsa kısıtlı olacağı başlangıç döneminde çalışmaların;
İstanbul Teknik Üniversitesi
Orta Doğu Teknik Üniversitesi
Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu
Makina Kimya Endüstrisi Kurumu
Teletaş ve ASELSAN
-
79
-
da y o ğ u n la ş t ır ılm a s ı y a ra r lı o lu r . A y rıc a bu k u r u lu şla r a ra sın d a ç o k sık ı i ş ­
b irliği s a ğ la n m a lıd ır .
A m a ç , d iğ e r k u r u m v e k u r u lu ş la r ı d evre d ış ı b ır a k m a k d e ğ ild ir . A n c a k b i­
lim se l ve t e k n o lo j ik a ç ıd a n h e n ü z k ritik k ü tle o lu ş t u r m a m ış k u r u lu şla r iç in
bir h a zır lık d e v r e si b ır a k ılm a k ta d ır . İki y ıl s ü r e c e ğ i ö n g ö r ü le n b u b a şla n g ıç
d ö n e m in d e b ir in c i y ıl iç in d e d e t a y lı plan v e p ro g ra m la r v e p ro je ö n c e lik le r i
te sb it e d ile b ilir . B u ö n r a p o r ç e r ç e v e s in d e ise d erh a l b a ş la y a b ile c e k p rojeler
ve h ız la g e r ç e k le ş t ir ilm e le r i g e r e k e n U lu sa l M e tr o lo ji M e r k e z i g ib i y e n i k u ­
ru lu şlar iç in ö n e r ile r y a p ılm ış t ır .
B ölü m I v e I lI 'd e d e b e lir t ild iğ i üzere Heri te k n o lo j ile r m e v c u t b ilim v e t e k ­
n o lo ji s is te m in e b a ğ lı o la r a k g e liş tir ile c e k tir . H a len a t a le t iç in d e o la n s is te ­
m e b ir im p u ls v e r e b ilm e k a n c a k B ilim ve T e k n o lo ji Y ü k se k K u r u lu 'n u n d ev ­
re y e g ir m e si v e k u r u lu şla r a r a sı k o m ü n ik a s y o n , k o o r d in a s y o n v e b era b er liğ in
sa ğ la n m a sı ile m ü m k ü n d ü r . E sa sın d a , ç a ğ d a ş d ü n y a d a b ir h ü k ü m etin y ıld a
b ir k a ç k e r e ü lk e n in b ilim s e l v e te k n o lo ji d u r u m u n u g ö z d e n g e ç ir m e s i zo r u n lu ğ u v ard ır.
D iğ e r ta r a fta n ile ri t e k n o lo j ile r in b a zı k ısım la rın ın g iz li y ü rü tü lm esi z o r u n lu ğ u n d a n b ilim v e t e k n o lo j i iş le r i ile gö rev li D e v le t B a k a n ın ın b u p ro je n in b a ­
şın d a o lm a s ı g e r e k lid ir .
D e v le t B a k a n ı p r o je y i y ü rü tü rk en k e n d isin e b a ş la n g ıç sa fh a sın d a T Ü B İT A K
B ilim K u ru lu B a ş k a n ı ile b a ş ta b e lir tilm iş o la n k u r u m v e k u r u lu şla r ın eıı üst
d ü z e y d e k i y ö n e t ic ile r in d e n o lu ş a n bir ileri t e k n o lo ji k o o r d in a s y o n kurulu
( l.T .K .K .) y a r d ım c ı o lm a lıd ır ( Ş e k i l 6 .2 .) .
A y r ıc a " l.T .K .K ." n ın s e k r e t e r y a h iz m e tle r in i T Ü B İT A K y e r in e g e tir m e lid ir
ve p ro je y e n i b ir k u r u lu ş y e r in e T Ü B İT A K 'a g e n iş im k a n la r sa ğ la y a c a k e t ­
k in ve e s n e k b ir id a re ile y ü rü tü lm elid ir . İ .T .K .K .’n m ileri te k n o lo jile r i izle-
me, teknoloji transferi, eğitim ve istihdam sorunları alanında ihtisas komis­
yonları ile desteklenmesi gerekecektir. Bu komisyonlar da TÜBİTAK bün­
y e s in d e
kurulmaüdır. ileri teknoloji geliştirme projeleri I.T.K.K. tarafından
teklif edilmeli. Devlet Bakanının kabul ve onayı ile yürürlüğe konulmalıdır.
İleri teknolojileri geliştirmek için Hükümetçe ayrılmış ödenek "allocation
en bloc" tek kalemde blok ödenek olarak TÜBİTAK bütçesinde konulmalı
ve sadece bu ulusal proje için sarfedilmelidir. Ayrıca ulusal projeler için
özel bir yönetmelik çıkartılıp çok esnek bir mevzuat sağlanmalıdır. İki yıl­
lık bir uygulamadan sonra, gelişmelere göre yeni çözümler benimsenebilir.
VII. İLERİ TEKNOLOJİ ALANINDA ÖNCELİKLİ PROJELER
VE ÖNERİLER:
Türkiye, bazı ileri teknoloji alanlarında kısa sürede büyük atılımlar yapabile­
cek durumdadır. Ülkemizin batı ile doğu arasında köprü niteliğindeki jeo­
politik ve sosyal yapısı, üniversiteler, A + G kuruluşları, kamu ve özel sek­
törün zor koşullara rağmen güncel teknolojiyi, izlemek için gösterdikleri ça­
ba, bu alanlarda ülkemizi şanslı kılmaktadır. Gerek dünya pazarlarına açıla­
rak ekonomik fayda sağlamak, gerekse yeni iş alanları açarak istihdamı ar­
tırm ak bakımından Türkiye'nin çabuk » m u t sonuçlar verecek bu alanlarda,
evvelki bölümlerde belirtilen esaslara uygun olarak, öncelikli projeler biçi­
minde organizasyon çalışmalarını ve yatırımı hemen başlatması gerekmek­
tedir.
İleri teknolojiler alanmda kalkınmayı bütünü ile etkileyecek ve hemen baş­
latılabilecek çabşmalar için,
A. Haberleşme, iletişim, telekomünikasyon
B. Büyük şehir idarelerinin alt yapılarının otomasyonu
C. Bilgisayar kontrollü üretim tezgahlan
D. Endüstriyel robotlar
-
E.
81
-
U z a k ta n a lg ıla m a t e k n o lo j is i, (u y d u a r a c ılğ ı ile ) G ü n e y d o ğ u A n a d o ­
lu P rojesi (G A P ) a ra zi k u lla n ım ı
F.
Ö z e l m a lz e m e a r a ştır m a la r ı
İleri t e k n o lo j i a la n ın d a k i g e liş m e le r i h ız la n d ır m a k ü zere a y rıca ;
G . B iy o t e k n o lo j i
H.
U lu sa l M e tr o lo ji M e r k e z i'n in k u r u lm a sı
I.
S ev k ve İd are E n s titü s ü ’nün u lu sla ra ra sı d ü z e y e g e tir ilm e s i g erek lid ir.
D iğer ta r a fta n . T Ü B İ T A K 'a ve T ü r k iy e A to m E n erji K u r ıım u n a (T .A .E .K .)
bağlı a ra ştır m a m e r k e z v e e n s t it ü le r i, e tk ili bir ş e k ild e d e s t e k le m e k , buralar­
da k ritik b o y u t la r ın sa ğ la n m a s ı, g e r e k en d ü stri ve g e r e k se h ü k ü m e t ta ra fın ­
dan v e r ile c e k ö n e m li p r o je le r i y ü r ü te b ile c e k g ü ç lü b ir t e k n o lo j i a lt y a p ı o
o lu ştu r u lm a sı z o r u n lu ğ u v ard ır.
H A B E R L E Ş M E , İL E T İŞ İM . T E L E K O M Ü N İK A S Y O N
G ünüm üzde b ir ü lk e n in g e r e k e k o n o m ik g e liş m e s in d e , g e r e k s e g ü v e n liğ in d e
m od ern b ir h a b e r le ş m e a lt y a p ıs ı h a y a ti ö n e m
t a ş ım a k ta d ır . H a b e r le şm e
alanında ileri t e k n o lo j iy e d a y a n a n a lt y a p ı, sa y ıs a l (d ig ita l) ile t iş im ve sa n t­
ral te k n ik le r in i iç e r m e k t e , ile tim
o r ta m ı o la r a k o p t ik e l y a f (fib e r o p tik )
v e/v ey a r a d y o —lin k k u lla n ılm a k ta ve h er türlü b ilg i ile t im in i (se s . resim ,
y azı, sa y ıs a l b ilg i) te k b ir h a b e r le ş m e a ğ ı (I n te g r a te d S e r v ic e s D ig ita l N e t ­
w o rk , I .S .D .N .) ü z e r in d e n g e r ç e k le ş t ir m e y i a m a ç la m a k ta d ır .
T ü rk iye, b u a la n d a u zu n v a d e li v e ç o k g e n iş k a p sa m lı b ir y a tır ım fa a liy e tin i
esasen b a ş la t m ış d u r u m d a d ır . M o d e r n bir h a b e r le ş m e a lt y a p ıs ı iç in g erek li
ileri te k n o lo j i ü rü n lerin in ith a l e d ilm e s i y e r in e , bu ürünlerin T ü rk iy e 'd e bir
program a g ö r e
d em ek tir .
im a l e d ilm e s i
ileri t e k n o lo j iy e g e r ç e k a n la m d a girilm esi
-82Sözkonsu üretim türleri arasında "mikroelektronik teknolojisi" ile üretilen
VLSI elemanları ve optik elyaf (Fiber Optik) kabloların özel bir önemi var­
dır:
TELETAŞ ve NETAŞ firmalarının önümüzdeki yıllar için planlamış ol­
dukları toplam 1 milyon hattan fazla elektronik sayısal santral sitesi, tek
başına bu alanda kurulacak bir VLSI üretim tesisinin "yapılabilir" olmasma
yetecek lıacimde görülmektedir. Türkiye'de mevcut bakır haberleşme ağı,
amaçlanan geniş kapsamlı haberleşme ağı yaranda ihmal edilebilecek kadar
küçüktür. Bu nedenle, zaten cam teknolojisinde hatırı sayılır bir yeri
olan ülkemizde sür'atle optik elyaf (Fiber Optic) kabloların üretimine geçil­
melidir.
Gerek mikroelektronik eleman teknolojisi, gerekse parazitsiz bilgi iletimini
sağlayan optik elyaf teknolojilerinin etkinliği yalnızca haberleşme alanıyla
sınırlı değildir. Bu teknolojilerin yurda getirilmesi, yurt içinde geliştirilmesi,
stratejik ürün sayılan bilgisayarlardan, endüstri ve savunma alanlannda kul­
lanılan ölçme ve kontrol aygıtlarına, üretim tesislerinin kumanda sistemleri­
ne kadar ileri teknoloji kullanmak zorunda olan birçok alanda dışa bağımlı­
lığı azaltacak, yurt içinde teknoloji geliştirme çalışmalarını daha da artıra­
caktır.
Bu alanlara üniversite öğretim programlarında ve araştırma kunıluşlannm
çalışma programlarında önem ve öncelik verilmelidir: Aynca bu alanlarda
nitelikli eleman birikiminin en fazla olduğu kuruluşlarda araştırma odakla­
nılın kurulması, bunlann teçhizat ve insangücü bakımından özel olarak des­
teklenmesi, yurt dışı temas ve eğitim faaliyetlerine olanak sağlanması,
böylece orta ve uzun vadede ileri teknoloji yönündeki çahşmalan yönlen­
direcek etkin bir sürükleyici grup oluşturulması sağlanmalıdır. Bu merkez­
ler kısa süreli yoğun eğitim faaliyetlerini de çalışma kapsamlarına alarak
kendi alanlannda nitelikli insan gücünün yurt içi imkanlarla yetiştirilmesini
-
83
-
de sa ğ la y a c a k la rd ır.
BÜYÜK Ş E H İR A L T Y A P IL A R IN IN O T O M A S Y O N U
Ü lk em izin b ü y ü k ş e h ir le r in d e B ö lg e İd a re ler i g id e r e k b ü y ü y en k itle le r e g e ­
n iş alan lard a h iz m e t le r g ö t ü r m e k , b ilg i to p la m a k d e n e t le m e le r y a p m a k ve
en ö n e m lisi ş e h ir a lt y a p ıs ın ın k e s in t is iz b iç im d e ç a lış m a s ın ı sa ğ la m a k z o ­
runda k a lm a k ta d ır la r . H ız la g e liş e n ş e h ir le r im iz d e a lt y a p ı o r g a n iz a s y o n u ­
nun g e liş m e h ız ın a a y a k u y d u r a b ilm e s i a n c a k ile ri te k n o lo j i d ü z e y in d e bir
o to m a s y o n s is te m in in k u r u lm a s ı ile m ü m k ü n d ü r .
Büyük ş e h ir a lt y a p ıla r ın ın o t o m a s y o n u , ileri t e k n o lo j i te ç h iz a tın ı (b u k o ­
n u y a ö z e l b ilg isa y a r ş e b e k e s i) g e r e k tir d iğ i g ib i, b u t e ç h iz a tın en e tk in b i­
ç im d e k u lla n ılm a s ın ı s a ğ la y a c a k b ilg i b ir ik im in i, a d a p ta s y o n y e t e n e ğ in i ve
n ite lik le in sa ııg ü cü n ü d e g e r e k t ir m e k te d ir . A y r ıc a şe h ir le r in a lt y a p ı o rg a n i­
z a s y o n u ve o t o m a s y o n u
ancak ilg ili ş e h r in ö z e llik le r i g ö z e tile r e k v e y er el
d e n e y im d e n y a ra r la n a ra k y a p ıla b ilir .
H em en b a ş la tılm a s ı g e r e k e n b u ç a lış m a la r iç in g e r e k li n ite lik li iıısangücü,
te ç h iz a tın te m in e d ile c e ğ i y a d a o t o m a s y o n u y g u la m a sın ın y a p ıld ığ ı kısa
süreli y o ğ u n e ğ i t i m le o lu ş t u r u la b ilir . A ra e lm a n v e p r o g r a m c ı p o ta n siy e li
ise ü lk e m iz d e m e v c u t tu r v e y u r t iç in d e y a p ıla c a k ç o k k ısa kurslarla p e r so ­
n el ih tiy a c ı k a r ş ıla n a b ilir .
Büyük ş e h ir a lt
y a p ıla r ın ın
o to m a sy o n u
ç a lış m a la r ı
üç t e m e l a şa m a d a
y a p ıla ca k tır:
-
Ş e h ir a lt y a p ı t e s is le r i, o ııb in le r c e h a rita , p a fta v e p la n la rı ile m er k e­
zi bir b ilg i iş le m s is te m in in b ilg i b a n k a sın d a to p la n a c a k tır . B ö y le c e ,
grafik k o la y lık la r ı üstün te r m in a lle r d e şe h r in h erh a n g i bir bölüm ü-
-84nün haritasını ve alt yapı tesisi planlarını istendiği anda incelemek
ve değişiklikleri anında kodlamak mümkün olacaktır.
— Şehir alt yapısı (yollar, telefon, su, elektrik, havagazı, kanalizasyon
şebekeleri, kitle ulaşım yollan vb.) bilgi bankasında toplandıktan
sonra genel işletme ilkeleri belirlenecek ve işletme sorunlan, gelece­
ğe yönelik tekil projeler halinde araştırma proje gruplarına verile­
cektir. Bu türden problemlere örnek olarak şunlan sayabiliriz:
— Alt yapı tesislerinin işletilmesi, bakımı, planlaması, personel or­
ganizasyonu, müşteri takibi.
— Şehir içi ve banliyö kitle ulaşımının orgnazisayonu ve denetlen­
mesi,
— Şehir içi trafiğinin sinyalizasyonu, saatlere göre kontrolü, yo­
ğun trafik akışının tali yollara kanalize edilmesi,
— Şehir alt yapı tesislerinin durumu ve işletme sorunlarının her an
izlenebilmesi, uzun vadeli gelişme politikalarının tespitini ve bu ko­
nudaki çalışmalan da kolaylaştıracaktır.
Bu proje, teçhizat ihtiyacını belirleyecek ve seçimini yapacak, personel eği­
timi ve istihdamını planlayacak, bilgisayar programlarını yapacak veya yap­
tıracak araştırma—proje gruplarının oluşturulmasını gerektirmektedir. Bu
gruplar, proje kapsamı içinde, üniversiteler, araştırma kuruluşlan ve kamu
kuruluşlarının katkısı ile kurulup uyumlu bir çalışma içinde kısa sürede
(9—12 ay) sonuç alabilirler.
- 85 B İL G İS A Y A R K O N T R O L L Ü Ü R E T İM T E Z G A H L A R I
ileri te k n o lo j in in g e r e k t ir d iğ i ç o k h a ssa s (m ik r o n m e r te b e s in d e ) iş le m e , optim iza sy o n ve y ü k s e k r a n d ım a n lı ü retim , a n ca k m o d e r n k o ııstr ü k siy o ıı ilk e­
lerine g ö r e ta sa r la n m ış te z g a h la r ın b ilg isa y a r la k o n tr o lü ile m üm kü n o la b il­
m ek ted ir. Ü r e tim s is te m le r in in h e m e n h er n o k ta s ın d a k u lla n ıla n m ik r o b il­
gisayarlarla ilg ili g ü n c e l t e k n o lo j i, ü n iv e r site le r im iz v e a ra ştırm a k u r u lu şla ­
rım ızda y a k ın d a n iz le n e b ilm e k t e d ir . A n c a k ü lk e m iz d e b u gü n e k a d a r bu tek ­
n oloji ü retim s is te m le r in e s is te m a t ik b iç im d e u y g u la n m a m ıştır .
M ühendislik ve a r a ş tır m a m a liy e t i y ü z ü n d e n ü lk e m iz e ç o k p a h a lı ith a l ürün­
leri o la ra k g ir en b u te z g a h la r ın ta sa rla n m a sı, t e ç h iz a t s e ç im i, p ro g ra m la n ­
m aları, im a l e d ilm e le r i v e iş le t ilm e le r i iç in g e r e k li p o ta n s iy e l y u rd u m u z d a
m ev c u ttu r. A n c a k , bu k o n u d a k i te k il ç a lış m a la r ın y u r t ç a p ın d a org a n ize
ed ilm esi g e r e k m e k te d ir .
B ilgisayar k o n t r o llü ü retim t e z g a h la n ile ilgili ile ri t e k n o lo jin in iz len m esi,
teşv ik i ve y u r t ç a p ın d a y a y ılm a s ı a ş a ğ ıd a k i a şa m a la rla y a p ıla b ilir .
Birinci a ş a m a d a , b ir e ğ it im k u r u lu ş u ( ü n iv e r s it e ) v e y a bir ara ştırm a k u ru lu ­
şunda ( T Ü B İ T A K ) k u r u la c a k d in a m ik bir a ra ştır m a gru b u
a)
Ö lç m e e le m a n la r ı, m o to r la r , b ilg isa y a r la r , g erek li t e ç h iz a t v e p rog­
r a m la m a .
b)
M o d ü ler t e z g a h k o n s t r ü k s iy o n u .
k o n u la rın d a b ilg i to p la m a v e g e liş t ir m e ç a lış m a la r ın a b a şla y a b ilir .
İkinci a şa m a d a , h a le n m e v c u t h a ssas tez g a h la r a u y g u n te ç h iz a tın ek len m esi
ile b u te z g a h la r ın b ilg isa y a r la k o n tr o llü , o t o m a t ik ç a lış ır ve program lanabi-
-86lir hale getirilmesi için gerekli çalışmalar yapılabilir.
Nihayet son aşamada, özel sektör ve kamu kuruluşlarının ihtiyaçlarına göre
seçilecek prototiplerin projelendirilmesi imali ve işletilmeleri sağlanabilir.
Bu projenin yoğun yatırımla desteklendiği takdirde ilk iki aşamasının bir
yd, üçüncü aşaması bir yıl olmak üzere iki yılda tamamlanabileceği ve
böylece bu konuda dışa bağımlılığı azalttığı gibi dış pazarlarda da önemli
imkanlar yaratabileceği düşünülmektedir.
ROBOT PROJESİ
Robotların endüstri uygulamalarında giderek daha çok önem kazandığı
çağımızda, ülkemizde de ciddi ve sistematik bir robot geliştirme projesinin,
deneme mahiyetinde de olsa, uygulamaya konmasının zamanı gelmiştir.
Bu proje kapsamında imal edilecek ve geliştirilecek robotların seçiminde
"en kısa zamanda kullanılabilirlik” en önemli faktördür. İmal edilen pro­
totipler en kısa zamanda üretimde kullanılmalı ve gerek kendi performans­
ları, gerekse üretime katkıları üretim sahasında denenmelidir.
Robot geliştirme projesi yukarıdaki temel ilke ışığı altında, aşağıdaki bö­
lümleri kapsayabilir:
a) Projelendirilecek robotların seçimi,
b) Robotların projelendirilmesi, enstrümantasyon seçimi,
c) Robotların imali, simülasyonu, performanslarının incelenmesi,
d) Gerekli bilgisayarların seçimi, ithali, programların hazırlanması,
e) Robotların montajı, ilk denemeler, gerekli değişiklikler, programla­
rın denenmesi,
f)
R o b o tla r ın ü retim sa h a sın a n a k li, ü retim ö z e llik le r in e g ö r e p rogram ­
la n m a la rı,
g)
R o b o tla r ın ü r e tim k o ş u lla r ın d a verim v e p erfo r m a n sla r ın ın b elirlen ­
m esi.
Bu p roje sır a sın d a e n a z ik i. te r c ih e n
ü ç ay rı tü rd en r o b o t k o lu n u n paralel
b içim d e g e liş t ir ilm e s i d ü şü n ü le b ilir . B u p r o t o tip le r , r o b o t te k n o lo jis i ve u y ­
gulam a a la n la rın ın o la b ild iğ in c e b ü yü k b ir k ısm ım k a p sa y a c a k b iç im d e s e ­
çilm elid ir.
Projenin u z a m a m a sı v e g ü n c e lliğ in i y itir m e m e s i a ç ıs ın d a n y o ğ u n y a tırım ,
y o ğ u n ç a lış m a ilk e s i b e n im s e n m e lid ir . P ro jen in an a h e d e fi g e liş tir ile c e k
p ro to tip le rin e n k ısa z a m a n d a ü retim iç in d e y e r le r in i a lm alarıd ır.
A y n c a , r o b o tla r
M .K .E .K .'n u n
t e h lik e li im a l sa h a la rın d a e tk in
b iç im d e
k u llan ılab ilirler.
G erek k o n s t r ü k s iy o n , im a la t v e g e liş t ir m e o la n a k la r ı, g er ek se u y g u la m a
alanlarının ç e ş i t l i l i ğ i b a k n n ın d a n M .K .E .K . b u p r o je d e en e tk in d e s te ğ i
sa ğ la y a ca k k u r u lu ş t u r .
U zak tan A lg ıla m a T e k n o lo j is i. G ü n e y D o ğ u A n a d o lu Projesi (G A P ),
A razi K u lla n ım ı
İleri te k n o lo jile r in T ü r k iy e a ç ıs ın d a n ç o k ö n e m li bir d alı da u z a k ta n algı­
lam a te k n o lo jis id ir . B u t e k n o lo j i u y d u la r a r a c ılığ ıy la y eryü zü n ü n resim leri­
nin ç e k ilm e s in i v e b u r e sim le r in b ilg isa y a r la iş le n e r e k y e r y ü z ü y le ilgili b il­
gilerin
e ld e e d ilm e s i a la n la r ın ı k a p sa m a k ta d ır . S o n
15 y ıld a u yd u la rd a n
sa y ıs a lla ştır ılm ış re sim a lm a s is te m le r in d e ve b ilg isa y a rla rd a k i ç o k büyük
g e lişm e le r b u t e k n o lo j iy i m ü m k ü n k ılm ış tır .
-
88
-
Uzaktan algılamayla elde edilen resimler, ışığın yalnız gözle görünen dalga
boylarında değil, enfraruj, ısısal enfraruj ve radarla da olmaktadır. Bu resim­
lerden yeryüzüne ait birçok bilginin çıkarılması mümkündür.
Uzaktan algılama teknolojisinin en önemli uygulama alanları olarak şehir­
leşme ve arazi kullanımı, orman veya vejetasyon haritaları gibi çeşitli hari­
taların yapılması, tarımsal ürünlerin rekolte tahminleri, jeomorfolojik yapı­
ların ve dolayısıyla m uhtem el maden alanlarının tesbiti, toprak çeşitleri,
toprak nemi, bölgelerin tarımsal potansiyelinin tayini, kar alanları ve su
miktarı tahminleri sayılabilir.
Uzaktan algılama teknolojisinin Türkiye’ye sağlayacağı imkanlar, gelişmiş
ülkelere göre daha fazladır. Bunun sebebi, hem Almanya, Hollanda gibi
gelişmiş ülkelerin her kilometrekaresiyle ilgili yeryüzü kaynaklarının Türki­
ye'ye göre çok daha iyi bilinmesi, hem de Türkiye'nin yüzölçümünün olduk­
ça büyük olmasıdır. Türkiye'de daha henüz kadastro bile yapılmamış çok
büyük alanların bulunduğu gözönüne alınırsa, arazi kullanımı ve yeryüzü
kaynaklarının ne kadar az bilindiği tahmin edilebilir.
.
Yukarıda belirtilen sebeplerden ötürü, özellikle stratejik planlamalarda,
uzaktan algılama teknolojisinin Türkiye'ye sağlayacağı imkanlar çok büyük­
tür.
Ülkemizde, henüz tanm ve jeolojide çok kısıtlı olarak kullanılan bu tekno­
lojiden daha fazla yararlanmak için, sosyal, ekonomik ve teknolojik açılar­
dan çok önemli ve hayati bir proje olan Güney Doğu Anadolu Projesinde
(GAP) başlangıçta arazi kullanımı sorunlarında optimum çözümleri elde
etmek üzere geniş kapsamlı bir uzaktan algılama çalışması başlatılmalıdır.
- 89 ÖZEL M A L Z E M E A R A Ş T I R M A L A R I
Ü lk em izd e t e le k o m ü n ik a s y o n , b ilg i iş le m v e e n e r ji a la n la r ın d a k i ileri t e k ­
n oloji a tılım la r ım n m a lz e m e b ilim i d a lın d a k i A + G ile d e s t e k le n m e s i g e r e ­
k ecek tir. Bu y ö n d e y a p ıla c a k ileri te k n o lo j i ile ilg ili A + G ç a lış m a la r s i­
lisyum t e k n o lo j is i, e n d ü s t r iy e l se r a m ik le r , k o ıııp o z e m a lz e m e le r ve süperalaşım lar ü z e r in d e y o ğ u n la ş t ır ılm ış t ır .
Silisyu m t e k n o lo j is in d e m u h t e l i f k a lit e d e s a f s ilis y u m ü r e tim i, te k k rista l
ve w a fer im a li, a m o r f s ilis y u m , g ü n e ş p ili g ib i v b . a r a ştır m a la r ın ın y a r ı—ile t ­
ken v e tü m le ş ik d e v r e ü z e r in d e k i ç a lışm a la r a e n te g r e e d ilm e s i d ü şü n ü lm e li­
dir. E n d ü str iy e l s e r a m ik le r a la n ın d a ileri t e k n o lo j iy e y ö n e lik ç a lış m a la r
m agn etik fe r r itle r i
ve
p i e z o —e le k tr ik
k r ista lle r i k a p sa m a lıd ır .
K om poze
m a lzem eler v e sü p er a la ş ım la r ise ü lk e m iz d e u ç a k s a n a y ii v e en er ji s e k tö r ü ­
nün g e r e k sin m e d u y a c a ğ ı ile r i te k n o lo j i ürü nlerid ir. B u a la n la rd a b ilh a ssa
karbon e ly a f t a k v iy e li p la s t ik ve m e ta lle r , in —situ k o m p o z e le r ve n ik e l,
k o b a lt ve d e m ir e s a s lı sü p e r a la şım la r ü zer in d e d u r u lm a lıd ır . B u a çıla rd a n
T Ü B İT A K M arm ara B ilim s e l ve E n d ü str iy e l A r a ştır m a E n stitü sü ve ü n iv er­
site le r im iz d e ç o k
k u v v e t li
b ir a lt y a p ısı b u lu n a n m a lz e m e a ra ştırm a la rı
d e ste k le n m e li v e e n d ü s tr i ile b a ğ la rı k u v v e tle n d ir ilm e lid ir .
B îY O T E K N O L O J I M E R K E Z İ
B iy o te k n o lo ji d ü n y a d a a r ta n n ü fu sla d ah a b e lir g in le ş e n d o ğ a l k a y n a k la rın
y e te r s iz liğ in in d o ğ u r d u ğ u g ıd a , en erji v e t e m e l k im y a s a l m a d d e a ç ığ ın ı
k a p a ta b ilm e p o t a n s iy e lin e s a h ip b a şlıc a bir te k n o lo jid ir . B iy o te k n o lo j i a la ­
nında u y g u la n a n s ü r e ç le r s o n u c u ç e ş it li b esin m a d d e le r i, ila ç la r , b iy o k im ­
yasal m a d d e le r in e ld e s i, a ş ı ü retim i, ta n ıd a k u lla n ıla b ile c e k e n z im le r ve
m o n o k lo n a l a n tik o r la r ın e ld e s in in e k o n o m ik bir ş e k ild e g e r ç e k le ş tir ilm e s i
m üm kün o lm u ş tu r .
- 90 Biyoteknolojinin gelecekte ülkelerin sosyoekonomik yapılarının şekillenme­
sinde ve sağlık problemlerinin çözümünde oynayabileceği çok önemli rol­
lerin ışığında Türkiye'de bu alandaki faaliyetleri koordine etmek üzere
TÜBİTAK tarafından kurulan Temel Bilimler Araştırma Enstitüsü Biyoteknoloji Merkezinin hızla geliştirilmesi gerekmektedir.
Biyoteknoloji Merkezi’nin öngöreceği hedefler aşağıda belirtilmiştir:
1) Tarım, Ormancılık (ve Gıda Teknolojisi alam):
Ülkemizde gelişmekte olan tohumculuk endüstrisinin önemli bir so­
rununu oluşturan (bakteri, virüs, vb.) patojenlerin belirlenmesi, to ­
humların bu patojenlerle kontaminasyonunun tanısı için gerekli
(hibridoma tekniklerine dayanan) imünolojik sistemlerin geliştiril­
mesi.
2) Tıp ve Veterinerlik A la n ı:
Kalıtsal kan hastalıklarının (orak hücresi anemisi, talesemi) DNA
düzeyinde Gen Mühendisliği teknikleri ile tanısı ve incelenmesi.
A ntibiyotik
sanayiinde yan sentetik penisilinlerin (Ampisilin,
Amoksilin) üretiminde ara ürün olan 6—APA'nın eldesinde kullanı­
lan bakteriyel penisilin asilaz enziminin Gen Mühendisliği yöntem ­
leriyle zenginleştirilmiş biçimde hazırlanıp endüstriye uygulanması
ve bu şekilde ilaç sanayiinde iç kaynak sağlanması,
İnsan hamilelik hormonuna (HCG) karşı hibridoma teknikleriyle
monoklonak antikorlar elde edilip yaygın biçimde uygulanabilecek
bir hamilelik test kitinin geliştirilmesi. İnsan büyüme hormonuna
- 91 k a rşı g e n e a y n ı t e k n ik le r le m o n o k lo n a k a n tik o r la r e ld e e d ilip te şh is
ve te d a v i a m a c ıy la k u lla n ılm a s ı.
3)
E n erji Ü r e tim i A la n ı :
S e lü lo z e n z im le r in in G e n M ü h e n d isliğ i t e k n ik le r iy le m ik r o o r g a n iz ­
m alard a z e n g in b iç im d e e ld e e d ilip s e lü lo z d a n g lik o z e ld e s i iç in k u l­
la n ılm a s ı, b u ş e k il d e a rtık s e lü lo z iç e r ik li m a d d e le r d e n h a y v a n y e m i
v e e n e r ji iç in fa y d a la n ılm a s ı.
B i y o t e k ıı o lo j i m e r k e z in in g e liş t ir ilm e s i v e y u k a r ıd a b e lir tile n h e d e f ­
le rin g e r ç e k l e ş t ir ile b ilm e s i iç in g e r e k li k a y n a k la r ın h ızla sa ğ la n m a sı
z o r u n lu d u r .
U LU SA L M E T R O L O Jİ M E R K E Z İ
Hassas ve d o ğ r u ö lç ü m le r y a p a b ilm e k a b iliy e t i e n d ü s tr ile ş m e n in k a ç ın ılm a z
g er ek le rin d e n o lu p , b u k a b iliy e t in y a y g ın h k d e r e c e s i,
ü lk e ler in te k n o lo jik
d ü zey in i b e lir le y e n t e m e l ö lç e k le r d e n b irid ir . H e r e k o n o m ik iliş k in in iç in ­
d e, b ilim
v e t e k n o lo j id e , t o p lu m u n h u z u r ve e m n iy e t in in sa ğ la n m a sın d a
ö lç m e n in ö n e m li b ir y e r i v a rd ır. A n c a k , d o ğ r u lu k d e r e c e s i ne o lu rsa o lsu n ,
yap ılan ö lç ü m le r in u lu sla ra r a sı g e ç e r liliğ in in sa ğ la n m a s ı ve b a şk a y er le rd e
yap ılan b e n z e r i ö lç ü m le r e e ş d e ğ e r liğ in in k a b u l g ö r e b ilm e s i iç in uluslararası
ö lçü m sta n d a r d la r ıııa u y g u n lu ğ u isp a t e d ile b ilir esa sla ra g ö r e y a p ılm ış o lm a ­
sı g e r e k m e k te d ir . G ü n ü m ü z t e k n o lo j is in d e y ü z le r c e h a ssa s ayrı p a rça d a n
m ey d a n a g e le n ü rü n lerin seri ü r e tim in in , sın ırların ç o k ö t e s in e ta ş m ış e k o ­
n o m ik iliş k ile r d e
g ü v e n in ,
ü lk e
k a lite
k o n t r o l s is te m le r in in
uluslararası
g e ç e r liliğ in in sa ğ la n m a s ı v e d a h a b ir ç o k se b e p le r b u n u z o r u n lu k ılm a k ta d ır.
Bu g er ek g e liş m iş s a n a y i to p lu m la r ın d a en d ü stri d ev rim i ile b erab er h isse­
d ilm iş , u lu sa l ve u lu sla ra r a sı ö lç ü m k o n t r o l sis te m le r in e ç e k ir d e k o lu ştu r a ­
cak v a sıfta k u r u lu ş la r 1 9 .y ü z y ıl s o n la r ın d a k u r u lm u şla rd ır .
-92 En üst düzeyinde "uluslararası primer" referans standartlannın bulunduğu
ve bu standartlarda oluşturulan yüksek doğruluk derecesinin, farklı düzey­
lerde, kullanıcı seviyesine iletimini sağlayan ölçüm kontrol sistemleri, günü­
müzde, gelişmesini tamamlamış toplumlarda, ulaşım, iletişim gibi temel sosyoteknik yapılardan biri olarak görülmektedir. Değişik ülkelerde farklı
şekiller alabilen bu organizasyonun en üst seviyesinde, genellikle ülke
primer ölçme standardlarmı geliştirip muhafaza etmek ve sistemi koordine
etmekle yükümlü bir merkez bulunur. "Ulusal Metroloji Merkezi" olarak ta­
nımlanan bu merkezin altındaki sistemi ise uygun sayıda ve yerlerde kullanı­
cı seviyesinde hizmet veren alt kademe laboratuvarlan oluşturur. Ülke için­
de, yapılan tüm ölçümlerin harmonisini sağlayan bu sistem, ulusal merkez
kanalıyla da bu ölçümlerin uluslararası referans standartlarına uygunluğu­
nun izlenilir olmasını ve doğruluk derecelerinin uluslararası geçerlilik ile tes­
cil edilebilmesini sağlar.
Türkiye'de mevcut ölçme alt yapısının değerlendirilmesini, desteklenmesini
ve uluslararası sisteme akuple olmasını sağlayacak bir "Ulusal Metroloji
Merkezi" kurulması çalışmaları Hükümetin verdiği görev üzerine 1983 yılın­
dan beri TÜBİTAK bünyesinde devam etmektedir. Dış ekonomik ilişkilerde
Türk endüstrisine destek sağlayacak olan bu merkezin öncelikle kurulması
gerçekleştirilmelidir.
SEVK VE İDARE ENSTİTÜSÜ
ileri teknolojilerle ülkemizde endüstriyel alandaki gelişmeleri hızlandırmak
için Management (Sevk ve idare)'nin oynayacağı hayati role de işaret et­
mek gerekmektedir. Endüstri liderlerini, en modern tekniklerle yetiştirmek
üzere kurulmuş olan Gebze'deki Sevk ve İdare Enstitüsü'nün uluslararası
düzeye getirilmesi zorunludur. Bu açıdan ilk aşamada eğitim kadrosunun
büyük bir kısmının A.B.D., İngiltere ve Almanya'daki tanınmış kuruluşlar­
dan getirtilmesi sağlanmalıdır.
- 93 Endüstri ile sık ı iş b ir liğ i y a p m a s ı ö n g ö r ü lm ü ş b u lu n a n E n stitü n ü n g e n iş b il­
g i—işlem u y g u la m a la r ı, s is t e m
a n a liz i, a n a litik t e k n ik le r , ileri te k n o lo jile r ,
tek noloji tr a n sfe r i, u lu sla r a r a sı iliş k ile r v b . k o n u la r ın d a u y g u la n a c a k kısa
ve uzun süreli e ğ i t i m p r o g r a m la r ı d ü z e n le n m e lid ir .
İki y ıllık te c r ü b e d e n s o n r a , k a b u l e d ile n bir ana h e d e f e d o ğ r u ü lk e m iz d e k i
tüm araştırm a
kurum
ve
k u r u lu ş la r ın ın
h arek et
b e r a b e r liğ in i sa ğ la m a k
üzere g e n iş k a p sa m lı p la n v e p ro g ra m la r h a zır la n a b ilir.
SO N UÇ :
1.
D ünya y e n i b ir e n d ü str i ç a ğ ın ın e ş iğ in d e b u lu n m a k ta d ır . Bu ç a ğ , itic i
gücünü h ız lı b ir b ilim s e l g e liş m e d e n ve b u n a d a y a lı ola ra k o r ta y a ç ık a n
ileri t e k n o lo j ile r d e n a lm a k ta d ır . Ü ç ü n c ü e n d ü stri d e v r im in iıı te m e lin i
o lu ştu r a n b u ile r i t e k n o lo j ile r :
a)
E konom i
iç in
k a y n a k la r ın
d ah a
v er im li k u lla n ılm a sın ı sa ğ la m a k
ü zere y e n i b ir t e k n o lo j i b a z ı o lu ş tu r m a k ,
b)
Y e n i e n d ü str i v e h iz m e t le r in y a r a tılm a sı y a n ın d a esk i s e k tö r le r in d e
h a y a t iy e t in i s a ğ la m a k ,
c)
Ü lk e le r in r e k a b e t g ü c ü n d e , m ille tle r a r a sı tic a r e tte d e n g e le r i v e ö n c e ­
lik leri d e ğ iş t ir m e k ,
g ib i k ö k lü s o n u ç la r a y o l a ç a c a k tır .
2.
E k o n o m ik , s o s y a l , p o lit ik
v e a sk eri b o y u tla r ı g it t ik ç e b ü y ü y en ileri
te k n o lo jile r a la n ın d a e n d ü s tr i ü lk eleri arasın d a a cım a sız bir y a r ış , bir
rek a b et ve b ir t e k n o lo j ik sa v a ş sü rm ek te d ir.
-943. XXI. yüzyıl başında Avrupa'da (Rusya hariç) nüfus ve yüzölçümü bakı­
mından en büyük, jeopolitik konumu itibariyle kıtalararası düğüm nok­
tasında bulunan Türkiye, bu yarışın dışında kalamaz. Dünya piyasasında
rekabet edebilecek ürünler ve hizmetler üretilmesini sağlayıcı, ekonom ik
kalkınmayı artırıcı gelir ve istihdamı dolaylı olarak geliştirmeye yardım­
cı olacak ileri teknolojiler sürekli teşvik edilmelidir.
4. Türkiye'nin ileri teknoloji alanında benimseyeceği hedef, AET'ye girilse
de girilmese de Portekiz, Yunanistan ve İrlanda'nın önünde "m uteber
bir mevki'e gelm ek" olmalıdır. Belirli bir süre içinde bu duruma geline­
mezse AET içinde pazarlık gücü tahminlerin ötesinde azalacaktır.
5. Türkiye'nin bugün A + G harcamalarının G.S.M.H.'a oranının, araş tı n a
sayısının, araştıncılann yayınlan açısından veriminin ileri endüstri ülke­
lerinin onda birinden küçük olduğu ve son yıllarda diğer ülkelere göre
izafi olarak yer kaybetmekte bulunduğu gözlenmektedir. Buna rağmen
Türkiye bilim ve teknolojide önemli bir alt yapı ve üst düzeyde araştır­
maların yapılabileceği bilim ve teknoloji odaklan oluşturm uştur. Bunla­
rın bir an önce harekete geçirilmesi gerekmektedir.
6. Bu birikimin harekete geçirilebilmesi ve uluslararası teknoloji yan şta
yer alınabilmesi için;
a) Kalifiye insan gücünde ve destek personelde kritik kütle,
b) Bilgi düzeyinde kritik kütle,
c) Mali destek ve finansmanda kritik kütle,
ile tesbit edilen hedefe erişmeyi mümkün kılmak üzere, kurumlararası haraket birliğinin modern bir sevk ve idare ile sağlanması hayati
önemdedir.
-
7.
95
-
B u p roje ç e r ç e v e s in d e y ü r ü tü le c e k ç a lış m a la r ın , k a y n a k la r ın k ısıtlı o la ­
ca ğ ı b a ş la n g ıç d ö n e m in d e :
İsta n b u l T e k n ik Ü n iv e r s ite s i
O rta D o ğ u T e k n ik Ü n iv e r s ite si
T ü rk iy e B ilim s e l v e T e k n ik A r a ştır m a K u ru m u
M ak in a K im y a E n d ü strisi K u ru m u
T e le ta ş v e A S E L S A N
da y o ğ u n la ş t ır ılm a s ı y a ra r lı o lu r . A y r ıc a b u k u r u lu şla r a ra sın d a ç o k sık ı
iş b ir liğ i sa ğ la n m a lıd ır .
8.
D iğ e r ta r a fta n ileri te k n o lo jile r in d in a m ik , u z u n v a d eli v e h ız lı g e liş m e ­
le re a ç ık o lm a s ı, b u a la n d a y a p ıla c a k ç a lış m a la r ın k a p sa m ı, iç ve d ış e t ­
k ile r i, b a z ı p r o je le r in g iz li y ü rü tü lm esi z o r u n lu ğ u , bu p r o je n in b a şın d a
b ilim v e t e k n o lo j i ile ilg ili D e v le t B a k a n ın ın b u lu n m a sın ı g e r e k li k ılm a k ­
ta d ır.
9.
İlk a ş a m a d a ö n e r ile n p r o je le r şu n la r d ır:
A ) H a b e r le ş m e , ile t iş im , t e le k o m ü n ik a s y o n
B ) B ü y ü k ş e h ir id a r e le r in in alt y a p ıla r ın ın o t o m a s y o n u
C) B ilg isa y a r k o n t r o llü ü retim tez g a h la r ı
D ) E n d ü str iy e l r o b o tla r
E ) U z a k ta n a lg ıla m a t e k n o lo j is i, (u y d u a r a c ılığ ı ile ) G ü n e y D o ğ u A n a ­
d o lu P rojesi (G A P ) arazi k u lla n ım ı,
F ) Ö z e l m a lz e m e a r a ştır m a la r ı.
1 0 . İleri t e k n o lo j i a la n ın d a k i g e liş m e le r i h ız la n d ır m a k ü zere a y r ıc a ;
G ) B iy o t e k ııo lo j i M e rk ez in in
•
'ü v j İ -
,„:r
ı-
w, fT r?6 , 1”
.. .
H) Ulusal Metroloji Merkezinin
kurulması,
I)
Sevk ve İdare Enstitüsünün uluslararası düzeye getirilmesi
gereklidir.
-97 -
—
— —,
A -G
harcamalan
Milyon $
A -G
harcamalan
G.S.M.H. %
Araştırmacı
Sayısı
A.B.D.
73.676
2,51
691.400
JAPONYA
25.575
2.37
392.625
F.ALMANYA
15.645
2,48
128.162
FRANSA
10.701
2,01
85.500
İNGİLTERE
11.370
2,15
104.445
İTALYA
4.547
1,01
52.060
KANADA
3.877
1,24
29.670
İSPANYA
908
0,39
14.376
AUSTRALYA
1.540
-
24.210
HOLLANDA
2.508
1,88
19.436
İSVEÇ
2.167
1.17
15.235
BELÇİKA
1.066
1,37
10.943
İSVİÇRE
1.785
2,29
10.720
AUSTURYA
765
1,17
6.712
YUGOSLAVYA
522
0,76
24.881
DANİMARKA
540
1,00
5.988
NORVEÇ
593
1,29
7.496
YUNANİSTAN
102
0,21
2.634
TÜRKİYE (1983)
110
0,24
7.747
Ülke
Cetvel.3.1 A - G Harcamaları ve Araştırmacı sayısı (1981)
-98ARAŞTIRICI
TEKNİSYEN
|
ı
I
Tam Zamana
Tam Zamana j
SEKTÖR
Toplam
Eşdeğer
Toplam
Eşdeğer j
YÜKSEK ÖĞRETİM KURUMLARI
12.533
5.660
3.678
1.185
I
I
i
KAMU ARAŞTIRMA KURUMLARI
ENDÜSTRİ
DOKTORALI „
f Y.LİSANSLI
Cetvel: 3.2
3.543
1.649
3.755
- 1
854 j
879
438
1303
650
16.955
7.747
8.736
2.689
6.015
2.529
3.717
1.744
-
1.687
-
446
-99 A -G
A —G harcamaları
Satışlar
Satış Yüzdesi
Manıül
1982
M.TL.
Türkiye Kore
Grubu
Milyon TL.
7c
222.5
5.0
24.2
0.5
282.516
0.008
702.5
15.9
154.060
0.46
2.44
496.5
11.2
1.276.800
0.039
0.58
Ulaşım teçhizat
401.5
9.2
217.680
0.18
0.73
Metaller—Metal Ürünleri
292.5
6.6
541.290
0.05
0.95
740.0
16.8
198.450
0.37
1.21
1.066.6
24.2
1.587.300
0.067
0.30
451.8
10.2
375.830
0.12
17.1
0.4
4.415.2
100.0
Tarımsal Ürünler
Madencilik
1982
—
1982
—
1982
_
Elektrik Makinalan
ve aletleri
Kimyasal ve Petrol
ürünleri
Makina İmalatı ve
Teçhizatı
Gıda, M eşrubat, Tekstil
Deri, Kauçuk ve Plastik
Metalik olmayan mineral
ürünleri Kağıt, A hşap
Mühendislik
TOPLAM
Cetvel 3.3 Endüstriye A—G Harcamaları
—
—
-—
—
- 100 —
A.G Harcaması
' G. S. M. H.
Şek il.
3.1
Toblû 13
-
102
-
V
>N/
5 7»
0 .5 s/o
Ş e k . 3.3
E n d ü s tr iy e l
A .G
harcam alarının dağılımı
Şekil.
6.1
- 104 -
D
HüKOMET
|
Sekil 6 .2 . Organizasyon Şeması.
-
105
-
T A R IM A L E T ve M A K I N A L A R I S A N A Y İ İ
( T r a k tö r H a r iç )
-
107 -
T A R IM A L E T V E M A K İ N A L A R I
(T R A K T Ö R H A R İ Ç )
1 - G İR İŞ :
G e liş m e k te o la n tü m ü lk e le r g ib i T ü r k iy e 'n in d e k a lk ın m a sü reci iç in d e , tan m se k tö rü n ü n ö z e l b ir y e r i vard ır. T o p la m n ü fu su m u z u n rf 5 3 'ü ııü o lu ş t u ­
ran kırsal n ü fu su n b ü y ü k b ir ç o ğ u n lu ğ u ta rım la u ğ r a ş m a k ta g e ç im le r n i bu
k esim d en s a ğ la m a k ta v e s a n a y i k e s im in in d e ö n e m li bir m ü şter i g ru b u n u
te şk il e t m e k te d ir .
T a n n ı v e s a n a y i k e s im i e k o n o m ik y a p ın ın ik i an a ü retk en se k tö rü n ü te ş k il
e tm e k te d ir . D a h a d o ğ r u s u f iz ik i ü retim bu iki s e k t ö r d e n k a y n a k la n m a k ta ­
dır. S a n a y i s e k t ö r ü ile ç o k ö n e m li " I n p u t" v e " O u tp u t" iliş k ile r i o la n ta­
nırı s e k tö r ü , s a n a y i k e s im i iç in h e m h a m m a d d e ü retir, h e m d e b u k esim d e n
girdi sa tın a lır . D o la y ıs ıy la ta rım se k tö r ü ''h a sıla k a tk ıs ı" ih ra ca ta e t k is i,
n ü fu su m u z u n b e s in ih t iy a ç la r ım k a r şıla m a sı g ib i ö n e m li r o lle r i d ışın d a ta­
rım d ış ı s e k t ö r le r in g e liş e b ilm e s i iç in g e r e k li işg ü cü v e se r m a y e n in k a y n a ğ ı­
dır. B u n e d e n le e k o n o m ik k a lk ın m a sü r e c in d e ta rım ın p a y ın ı a za lta ra k e n ­
d ü str ile şm e k . ta rım s e k tö r ü n ü k a lk ın m a n ın fin a n s m a n ın ı s a ğ la y a c a k sa ğ la m
bir s e k tö r o la r a k e le a lm a d ık ç a m ü m k ü n o la m a z .
Ü lk e m iz d e t a n ın y a p ıla b ilir a la n la r sın ırın a u la ş m ış b u lu n m a k ta d ır ( E K - 1 ).
N ü fu su n ve k iş i b a ş ın a d ü ş e n g elirin a rtm a sı tarım ü rünlerine o la n ta le b i g i­
d erek a r tır a c a k tır . H e r ş e y d e n d ah a ö n e m lis i, ta rım sa l ürünler d ış sa tım d a
p a y ın ı ö n e m li o r a n la r d a k o r u m a k ta d ır ve d a h a da a rtır a ca k tır.
2 - SEKTÖRÜN ÖNEM İ VE BU G Ü N K Ü DU RU M U:
Bugün g ıd a m a d d e le r i, ü lk e le r a rasın d a str a te jik m a lz e m e v e m a d d ele r p a zar­
lığ ın d a ö n sır a y ı a lm a k ta d ır .
- 108 Dünyamızın yakın gelecekte enerji sorununun yanısıra daha önemli olan
açlık sorunu ile karşı karşıya geleceği bilim adamlarınca a k sık vurgulan­
maktadır. Böyle bir durumda tarım memleketi olan ülkemizin tarıma her
zamankinden daha fazla önem vermesi gerekmektedir. Ancak son yıllarda
belirgin üretim artışlarına rağmen tarımımızın çağdaş bir üretim biçimine
eriştiğini söyleyemeyiz.
Tarımsal işletmelerde toprak ve sermaye kaynaklarının yetersiz bulunması,
üretimin doğa koşullarına büyük ölçüde bağımlı olması ve tarımsal üretim
biçimini şekillendiren sosyal ve ekonomik yapının yetersiz bulunması nede­
niyle ekonomimiz içinde sürükleyici niteliğe sahip olması gereken tarım
kesimi bu işlevlerinde istenildiği düzeye ulaşamamıştır.
Ülkemizin tarımsal üretimde sermaye ve teknoloji yoğun üretim biçimini sü­
ratle gerçekleştirmesi ve yoğun tarımsal üretim biçimine geçmesi gerekmek­
tedir. Tarımda üretim artışı daha fazla tarım alanı işletmek ve girdi tüket­
mekle değil verimliliği artırma yolu ile sağlanmalıdır. Bu ise yeni bir ileri
üretim teknolojilerinden yararlanmakla gerçekleştirilebilir. Bu teknolojile­
rin en önemlileri; toprak ve su kaynaklarının geliştirilmesi, sulama, gübrele­
me, ilaçlama, yüksek verimli tohum kullanma ve tarımda mekanizasyondur.
Tarımsal üretim girdilerinin etkin ve ekonomik kullanılmalarında ayrıca
tarımsal üretimin ve değerinin artırılmasında tarım makinalan en önemli
araçlardır.
Sanayileşme alanında yapılagelmiş ve halen devam etm ekte olan gayretlere
rağmen, ülkemiz halen tarım ülkesi görünümüne ve özelliklerine sahip bulun­
maktadır. O halde tarım makinaları Türkiye’de yeterli pazan olan bir makina türüdür. Öte yandan ülkemizde elektriksiz makina sektöründe faaliyette
bulunan iş yerlerinin toplam kapasitesi 420 bin ton düzeyindedir. Kapasite­
nin dağılımı ise aşağıdaki gibidir.
-
109
-
Ton/Yıl
A lt S e k tö r
2 5 .0 0 0
1.
İ ç te n y a n m a lı m o to r la r
2.
T arım a le t ve m a k in a la r ı
3.
M e ta l v e a ğ a ç iş le m e m a k in a la r ı
2 5 .0 0 0
4.
Ö z e l s a n a y i m a k in a la r ı
5 0 .0 0 0
5.
D iğ e r m a k in a v e p a r ç a la r
9 5 .0 0 0
TOPLAM
2 2 5 .0 0 0
4 2 0 .0 0 0
G örülüyor k i, b u s e k t ö r d e ta rım a le t v e m a k in a la r ı ü retim k a p a site si, to p la m
k a p a siten in y a n s ın d a n fa z la s ın a sa h ip b u lu n m a k ta d ır . G e liş m e k t e o la n d i­
ğer ü lk elerd e o ld u ğ u g ib i ü lk e m iz d e d e tarım sa l m e k a n in iz a s y o n : tarım a let
ve m a k in a la rı ü r e tim i iç in sın a i g e liş m e y i h ız la n d ır m a y a , b e s le n m e k o n u s u n ­
da k e n d i k e n d in e y e t e r li h a le g e lm e y e ta rım m a lla rı sa n a y iin i g e liş t ir m e y e ,
istih d am d ü z e y le r in i a r tır m a y a u lu slararası t ic a r e t te k i p a y ı y ü k s e lt m e y e d e
h izm et e t m e s i g e r e k m e k t e v e is t e n m e k te d ir . B ütün b u n e d e n le r d e d o la y ı tan m a le t v e m a k in a la r ı k o n u s u b ü tü n y ö n le r i ile ü lk e m iz d e ö n e m li b u lu n ­
m akta v e g ü n c e lliğ in i k o r u m a k ta d ır . T ü r k iy e 'd e m e v c u t ta rım sa l araç v e g e ­
reçler sa y ıla r ı E K —3 'd e ta k d im e d ilm iş tir .
3 - T A R IM S A L M E K A N lZ A S Y O N
T a n m sa l m e k a n iz a s y o n , ü r e tim in h er a şa m a sın d a k u lla n ıla n a ra ç ve g e r e ç le ­
rin y a p ım ı, s e ç i m i , k u lla n ılm a s ı ve k o r u n m a sı ile ilg ili tüm ta rım sa l h iz m e t­
ler ile b ir lik te ü r e tim d e in sa n e l e m e ğ i y e r in e iş v e r im in i a rtırm a k iç in k u l­
lanılan h er türlü a r a ç la r ın g e liş t ir ilm e s i, u y g u la m a d e n e y le r i, p azarlam a,
bakım , o n a r ım v e y a y ım ın ı da iç in e alır. T arım sa l m e k a n iz a s y o ıu m am acı
tarım da m o to r la ş m a , e le k t r ik le ş m e ve o t o m a t ik le ş m e y o lu y la üretim ve
verim in a r tır ılm a sıd ır .
-
110
—
Bir kuvvet kaynağı olarak kullanıldığında insan, tarım işlerinde yetersiz ve
etkisiz kalmaktadır. Sürekli bir iş yapıldığında insan yaklaşık 0,1 BG.lük
bir verim ile çalışabilmektedir. Basit el aletleri ile bir dekarlık bir arazinin
bir günde sürütebilmesi için en az 5 işçiye gerek duyulmaktadır. Ancak
20 BG.deki bir traktör ve bu traktör üzerine oturtulan bir insan 200 işçi­
nin yapabileceği bir güçle çalışarak bir saatte 4 hektar toprağı sürebilir.
3 -1 . TARIMSAL MEKANlZASYONUN YARARLARI
Tarımsal mekanizasyondan sağlanacak başlıca yararlar; birim alandan elde
edilecek ürün miktarının artırılması, ürün maliyetinin azaltılması, ürün nite­
liğinin geliştirilmesi, insan gücünün yetersiz olduğu işlerin başanlabilmesi,
tanm işlerinin kolaylaştırılarak çekici duruma getirilmesi ve kırsal kesimde
yaşayan nüfusun bir kısmının sanayi kesimine iş gücü olarak kaydırılması
ve kısaca kaynaklan en iyi şekilde kullanarak en düşük maliyette en yüksek
üretimi gerçekleştirmek şeklinde özetlenebilir.
3 -2 . TARIMSAL MEKANlZASYONUN GELİŞİMİ
Geçen asırda kullanılan tarımsal üretim yöntemlerinde büyük değişmeler
ve gelişmeler olm uştur. Özellikle 1940 yılından bu yana mekanizasyon
araçlarında hidrolik ve otom atik kumandalar hassas pamuk ve mısır mibzer­
leri, otom atik bağlamah ve pikaplı balya makinalan, mekanik pamuk hasat
makinalan, şeker pancan hasat makinaları, geliştirilmiş tırmıklar, kendi
yürür mısır hasat m akinalan, düşük hacimli ve basınçlı püskürtücüler buhar
biçiminde gübre atıcılar, selectiv ot mücadelesinde alevin kullanılması, heli­
kopter ve uçağın tanm aracı olarak kullanılması, askılı ve kendi yürür, makinalann yaygınlaştırılması ve özellikle dizel motorlarının traktörlere uygu­
lanması gibi gelişmeler bazı ülkelerin tanmsal mekanizasyon uygulamalannın en üst düzeye çıkmasına neden olmuştur.
—
1 11
—
Bütün b u n la rın y a n ın d a m e k a n iz a s v o n d ü z e y in in a rtm a sı ik in c i d ü n y a sa ­
vaşın dan so n ra s a ğ la n a n n is p i s iy a s i v e e k o n o m ik istik ra r ın g e tir d ik le r iy le
m üm kün o la b ilm iş t ir .
3 -3 .
T Ü R K İ Y E 'D E T A R I M S A L M E K A N İ Z A S Y O N D Ü Z E Y İ
Tarım n ıa k in a sı e m e k —y o ğ u n , s e r m a y e y a v g ın k b ir ü retim g e r e k t ir m e k te ­
dir. K u r u lu ş s e r m a y e s in e i h t i y a ç g ö s t e r m e k t e v e d a h a b ü y ü k o r a n d a is tih ­
dam gücü y a r a t a b ilm e k te d ir . T ü r k iy e h a le n A v ru p a ü lk e le r in e n a za ra n el
em e ğ i u c u z bir ü lk e d ir . G ü n ü m ü z d e v e ü lk e m iz d e ta rım m a k in a sı im a la tı,
daha ç o k m e s le k t e n o lm a y a n y a n i k o n u ile ilg ili h e r h a n g i bir e ğ it im i b u lu n ­
m ayan v e k ü ç ü k s a a y ic i d e n ile b ile c e k c ü c e iş le t m e c ile r in e lin d e d ir . U y g u la ­
m ada ta rım a le t v e m a k in a la r ı b ir k ısım te k n ik h a ta la r a r a ğ m e n en d ü stri
alanında b ü y ü k b ir ih tis a s v e y ü k s e k t e k n o lo j ik b ilg iy e sa h ip o lm a y a n k u ru ­
lu şlar ta r a fın d a n im a l e d ile b ilm e k t e d ir . B u n e d e n le ta rım m a k in a la r ı im a la t­
çıları a ra sın d a a r a ş tır m a v e g e liş t ir m e ç a lış m a la r ı y o k d e n e c e k k a d a r a zd ır.
Z aten T ü r k iy e g ib i ü lk e le r in g e n e ld e h a la e m e k m a lz e m e v e e n e r ji y o ğ u n
alanlarda f a a liy e t sü rd ü r d ü k leri, b ilg i y o ğ u n a la n la rı ih m a l e t t ik le r i d aha
ö n e m lisi b e ş v e y a o n y ıl s o n r a b u a la n la rd a n e y a p m a k is te d ik le r in i b ile o r­
taya k o y a m a d ık la r ı g ö r ü lm e k te d ir .
ü lk e m iz d e s o n y d la r d a tr a k tö r p a rk ı 6 0 0 b in i b u lm u ş v e ü lke o rta la m a sı
olarak d a ııs ite s i. g e l iş m e k t e o la n ü lk e le r iç in g e ç e r li b u lu n a n v e m in im u m
d eğ er o la n 0 ,8 B G /lıa d e ğ e r in e u la ş m ış b u lu n m a k ta d ır . A n c a k ta rım sa l i ş ­
le tm e a d e d i 3 ,5 m ily o n u n ü z e r in d e o ld u ğ u g ö z ö n ü n e a lın ır sa , h a len y a k la ­
şık 3 m ily o n iş le t m e n in m a k in a g ü c ü n d e n m a h ru m o ld u ğ u a n la şılm a k ta d ır .
G e lişm iş ü lk e le r d e tr a k tö r b a ş ın a d ü şe n e k ip m a n 1 3 - 1 5 to n o la r a k h esa p ­
la n ırk en , b u rak am ü lk e m iz d e h a le n 3 t o n u n a ltın d a s e y r e tm e k te d ir .
Ü lk e m iz d e b u lu n a n tarım a le t ve m a k in a la r ı üreten tesisler in o rta la m a ç a lış ­
ına k a p a site si rr 3 1 o la r a k t e s b it e d ilm iş t ir . A ra ştır m a ve g e liş t ir m e y e ö n eııı
-1 1 2 verilmemesi, üretim planlan yapılamaması, mamüllere olan talebin sezonluk
olması ve tesislerin belli sezon dönemlerinde çalışması sonucu, boş olan
zamanlarda tanm aletleri üretiminden sıyrılıp kâr getirecek başka imalata
geçiciş gerçekleştirmek istemeleri sonucu tesisler istenilen çalışma düzeyine
erişememektedirler.
Yapılan araştırmalarda Türkiye'de biçer döver alımı doyum noktasına gel­
miştir. Biçer döver sayısı hasat alanlarına göre yeterli sayıdadır. Çiftçimiz
pahalı bir yatınm olduğu için biçer döver alamamaktadır. Bundan dolayı
ülkenin bir çok yerinde biçer döver müteahhitliği gelişmiştir. John Deer ve
New Holland marka biçer döverler mevcudun % 95'ini kapsamaktadır. Türkiyemiz şartlan için New Holland marka daha çok rağbet görmektedir.
4 - DİĞER ÜLKELERDE DURUM
Dünyada tanmsal üretimle uğraşan insanların (özellikle Asya ve Afrika kı­
talarında yaşayanların) yaklaşık % 8 0 'ini çapa, orak, bel vb. basit el aletleri­
ni % lS kadan hayvanla çekilen ekipmanı ve ancak % 5 kadan traktör ve
ekipmanını kullanmaktadır.
Dünya tanm makinalannın % 12'si kalkınmakta olan ülkelerde kullanılmak­
tadır. Bu ülkelerin 1,8 milyarlık tanm işçisi Birleşik Amerika'da tanm sek­
töründe çalışan 5 milyon üreticisinin yararlandığı modern makina ve aletin
ancak yansına sahiptir.
Gelişmiş ülkelerde, bir traktöre düşen ekipman m iktan, kalkınmakta olan
ülkelere nazaran çok fazla bulunmaktadır. Esasen dünyada mevcut tratyör
miktarının % 9 0 ’dan fazlası bu ülkelerde bulunmaktadır.
Ülkemizde tanm kesiminin daha çok küçük işletmelere dayandığı bilinmek­
tedir. Japonya'daki başarılı uygulamada görüldüğü gibi küçük işletmelerin
mekanizasyonu önemlidir vc güncellik kazanmıştır.
— 113 —
5 - İHRACAT ŞANSI
Ü lk em iz s o n y ılla r d a , ta rım a le t v e m a k in a la r ı ile ilg ili d ış tic a r e t k o n u su n d a
ö n em k a z a n m a y a b a ş la m ış t ır . 1 9 7 6 — 1 9 8 0 y ılla n a rasın d a d ü n y a d a tarım
alet v e m a k in a la r ı ih r a c a t d e ğ e r i y a k la ş ık % 5 9 o r a n ın d a b ü y ü m ü ştü r. 1 9 8 0
yılın d a u la ş ıla n 1 4 ,8 m ily a r d o la r lık ih r a c a tın
g e r ç e k le ş tir ilm iş tir .
7C 7 7 ,9 'u g e liş m iş ü lk elerce
7c 2 0 . 5 'i m e r k e z i p la n la m a y a sa h ip o la n la rd a n k a y n a k ­
lan ırk en , g e l iş m e k t e o la n ü lk e le r in p a y ı
G e liş m e k te o la n la r d a n
7: 1 , 6 'da k a lm ıştır .
1 9 8 0 v ıh n d a ta rım a le t ve m a k in a la r ı tic a r e tin d e ,
ön d e g e le n 5 ü lk e n in sıra v e o r a n sa l p a y ı a ş a ğ ıd a v e r ilm iştir .
İT H A L A T
Sıra
O ran ( # )
İH R A C A T
Sıra
O ran ('"£)
1.
M ek sik a
1 3 .2
1. B r e z ily a
7 1 .7
2.
Irak
1 1 ,0
2 . .A rjantin
6 ,7
3.
S .A r a b ista n
8 .9
3 . T ü rk iy e
3 .6
4.
N ije r y a
5 ,9
4 . G ü n e y K ore
3 ,2
5.
L ib y a
5 ,0
5 . M e k sik a
3 ,0
(1 2 . T ü rk iy e
1 ,8
Bu k o n u d a ü lk e m iz y ö n ü n d e n ih r a c a tın a rtır ılm a sın d a h en ı z o r u n lu k ve h em
de şa n s ım ız b u lu n m a k ta d ır .
U n u tu lm a m a lıd ır k i, 1 9 7 9 - 1 9 8 0 d ö n e m in d e 1 6 0 ü lk e y e tra k tö r ve tarım
m akin aları ih r a ç e d e n J a p o n y a 'd a tarım a le t v e m a k in a la rı ih ra ca tın a 1 9 3 1 '
d e E t iy o p y a 'y a b a s it a le t ve m a k in a la r ı ih r a c a tı ile b a şla m ıştır .
- 114 —
Günümüzde koşulları bize,çok benzeyen ve hatta aynı olan komşularımıza,
toprak işleme ve sulama ekipmanı ile hasat ve harman makinaları, ihraç şan­
sımız bulunmaktadır (Ek—2).
6 - MEKANİZASYONUN BÜYÜMESİNİ ENGELLEYEN FAKTÖRLER
Bu faktörleri kısaca şöyle özetleyibiliriz.
a) Miras yolu ile babadan evlada geçen tarım arazileri, bölünerek istenilen
verim düzeyine ulaşılamamaktadır.
b) Arazilerin çeşitli nedenlerle verimsiz işletilmesi (bazılan çok büyük ba­
zıları da çok küçüktür).
c) Dıştan alınmış olan veya yerli olarak üretilen tanm iş makinalannm ül­
ke ve yerel koşullara uymaması,
d) Tarlalara ulaşılacak yolların bozuk veya hiç olmaması,
e) Makinalann ortak kullanılmasıyla ilgili uygun bir modelin tesbit edile­
rek uygulamaya geçilememesi,
f) Araç ve gereçlerin bakım ve onanm hizmetlerinin noksanlığı ve yedek
parça sağlamadaki güçlükler,
g) Ülkemizde mekanizasyon için ana yatınm ın ilk tahminlerden daha yük­
sek olması, hızlı eskime, aşınma, kırılma ve gereksiz kullanma nedeniyle
işletme masraflarının yüksek olması,
h) Dağınık küçük arazi sistemleri altında makinalı üretim masraflanmn, dü­
şük ürün fiyatı ile karşılanamaması ve ülkede insan gücünün ucuz olması,
i)
115 -
Ç iftç ile r in e k o n o m ik , g ü ç le r in m a k in a s a tın a lm a y a y e te r li o la m a m a s ı
y a n ın d a k r e d i o la n a k la r ın ın y a y g ın la ş t ır ıla m a m ış o lm a s ı.
gib i n e d e n le r ile T ü r k iy e 'd e ta r ım sa l m e k a n iz a s v o n u n is t e n e n d ü z e y e
g etir ilm esi m ü m k ü n o lm a m ış t ır .
7 - ANA SO RUNLAR:
Tarım sal ü r e tim d e v e r im a r tır ıc ı g ird i o la r a k ta r ım sa l n ıe k a n iz a s y o n u y g u la ­
ması so n ç e y r e k a sır lık d ö n e m d e b ir ç o k ü lk e d e o ld u ğ u g ib i T ü r k iy e ’d e d e
ön em li b ir g e liş m e g ö s t e r m i ş b u lu n m a k ta d ır . D e ğ iş e n k o ş u lla r z a m a n z a ­
man b u g e liş m e n in t e m p o s u n u h ız la n d ır m a k ta v e y a y a v a ş la tm a k ta ise d e .
zam an iç e r is in d e ü lk e d e ta r ım a le t v e m a k in a la n y a p ım c ıla r ın ın sa y ıs ı art­
m ış b u lu n m a k ta d ır . A n c a k ü lk e m iz d e tarım m a k in a la r ım n y a p ım ı, p a za rla n m ası, k u lla n ım ı k o n u la r ın d a c id d i so r u n la r b u lu n m a k ta d ır v e b u so r u n la r,
k a lk ın m ak ta o la n ü lk e le r d e var o la n so r u n la ra ç o k b e n z e m e k t e d ir .
Ana so ru n ları ş ö y l e s ır a la y a b ilir iz :
a)
A ra ştırm a v e g e l iş t ir m e y e ö n e m v e r ilm e m e s i.
b) T arım sal
m e k a n iz a s y o n
e ğ it im i y e t e r s iz liğ i i ş ç i
ve
p e r s o n e l e ğ itim
n o k sa n lığ ı,
c)
Ü retim p la n la m a sı y a p ılm a m a s ı.
d) F in a n sm a n y e t e r s iz liğ i .
e)
E n fo r m a s y o n ve is t a t is t ik i b ilg ile r in s ıh h a ts iz o lu ş u v e iş b ir liğ i y a p ıla ­
m a m a sı,
f)
P azarlam a p r o b le m le r i.
-
1 1 6 -
8 - TEKLİF VE ÖNERİLER
Kural olarak insan gücünün bol ve ucuz olduğu az gelişmiş ülkelerde tarım­
sal mekanizasyonun gelişmesi ne kadar teşvik edilse de, istenen düzeye
çıkartılması kolay olmamaktadır. Bu konuda devlete büyük görevler düş­
mektedir.
8 - 1 . TASARIM
Tarımsal mekanizasyon derecesi artırılarak tarım işlerinin mükemmel bir
şekilde yapılmasının ve tanında üretim ve verimin yükseltilmesini sağlamak
üzere kullanılacak tanm makinasının, o ülkenin veya çalıştırılacağı bölgenin
iklim, toprak, bitki ve kullanıcı koşullanna uygun olması gereklidir. Bu ne­
denle, bir ülke veya bölge için çok başanlı olan bir makina başka bir ülke
veya bölge için kabule şayan olmayabilir. Bu konuda gerçekten bir ülke
için önem taşımayan bir koşul diğer bir ülke için ısrarlı bir istek olabilir.
Bu yüzden özellikle kalkınmakta olan ülkelerde tanm makinalan tasarımın
çok önemi bulunm aktadır. Yetiştirilen ürünler çevrelerinin ve çevresel iklim
koşullarının etkileri ile şekillenmişlerdir. Bu nedenle bunlann üretilmesinde
kullanılacak makinalann çevresel ve bölgesel zorunluk ve istekler gözönüne
alınarak tasarlanmış olmaları gerekli ve yararlı bulunmaktadır.
8 - 2. KOPYACILIK
Kalkınmakta olan ülkelerde, genel makina tasannunda olduğu gibi tanm
makinalan tasarımı ile ilgili kendi öz araştırma ve geliştirme çalışmalan çok
sınırlı ve yetersiz kalmıştır. Y abana deneyimlerinden yararlanmada içe ge­
nellikle bilinçsiz olarak basitleştirerek kopya uygulamasından pek de ileriye
gidilememiştir. Bu nedenle ülkemizin de dahil olduğu kalkınmakta olan
ülkelerde tarım makinalan tasanmmın, başta üniversiteler olmak üzere ka­
mu kuruluşlarınca gerçekleştirilmesi bir nevi zorunluluk olmaktadır.
-
8 -3 .
117
-
D İY A L O G M E R K E Z İ
S ayısı o ld u k ç a k a b a r ık ta rım m a k in a la r ı ü r e tic ile r i b irb irlerin in ü retim leri
h akk ınd a b ilg i s a h ib i d e ğ ild ir . B u d u r u m s a ğ lık lı a r z —ta lep ta h m in le r in in
y a p d m a sın d a v e ü r e tim p r o g r a m la r ın ın h a z ır la n m a sın d a cid d i ter ed d ü tle re
y o l a ç m a k ta d ır . B u k o n u la r d a f a a liy e t g ö s t e r e n "T arım sal M e k a n iz a sv o n
D aire "sin in k a p a t ılm a s ı, a y r ıc a ü n iv e r s ite —b a k a n lık v e üretim te m s ilc ile r in in
te şk il e t t iğ i " T a r ım sa l M e k a n iz a s v o n K u r u lu " ııu n f e s li e d ilm e si s o n u c u , üre­
tim p la n ı, iş b ir liğ i, s o r u n a ç ö z ü m iç in s a n a y ic i bir m u h a ta p b u la m a m a k ta ­
dır.
8 -4 .
G .A .P . P R O J E S İ
A ra ştır m a , ta sa rım g e liş t ir m e ve ü retim p la n la n ve ta le p ta h m in le r i sıh h a tli
y a p ıla m a d ığ ın d a n
o r t a y a ç ık a n
k a r ış ık lığ ın , T ü rk iy e 'n in y e n i ü m id i o la n
G .A .P . p r o je si u y g u la m a s ın d a da b e k le n e n p e r fo r m a n sı o lu m s u z e t k ile y e ­
c e ğ i t e h lik e s in in ş im d id e n b ilin m e s i g e r e k lid ir . B ir a d et ü retim p la n la m a sı­
n a esas o la r a k ile r iy e y ö n e lik b ir p r o j e k s iy o n , b ir y e t k ili m u h a ta p v e k o o r d i­
n a sy o n o lm a d ığ ı s ü r e c e s e k t ö r d e ğ iş i k ü retim a la n la rın a k a y m a z o r u n lu lu ğ u
iç in d e k a lm a k ta d ır .
8 -5 .
K A L İT E
K a lk ın m a k ta o la n ü lk e le r d e , im a la t k o n u la n n ı. ç o ğ u zam an p iy a sa ilıtiy a ç la n n a g ö r e a y a r la y a n ta n m m a k in a la r ı y a p ım c ıla r ı g e n e l ola ra k m o d e r n y ö ­
n etim v e im a la t t e k n ik le r in d e n (y a h a b e r siz y a da im k a n sız lık la r n e d e n iy le )
m a h ru m b ir ş e k il d e ç a lış m a la n n ı sü rd ü r m e k ted ir ler . Bu n e d e n , k a lited en
ç o k d ü şü k s a t ış f iy a t ın ın ö n e m s e n d iğ i ta rım m a k in a la rı p iy a sa sın d a , k a lite ­
n in ü zer in d e y e t e r in c e d u r u lm a m a sın a n e d e n o lm a k ta d ır .
-
118
—
8 - 6. STANDARTLAR
Gelişmekte olan ülkeler tanm makinalan yapımında gerekli kaliteyi sağla­
mak ve devam ettirm ek, aynı zamanda standardizasyon uygulamasını geliş­
tirmek zorundadırlar. Böyle ülkelerde bu alanda önemli zorluklar ve boşluk­
lar bulunmaktadır. Günümüzde tarım makinalan ile ilgili olarak 700’den faz­
la standartlaştınlm ış ölçü bulunması bu konuda yeter bir fikir verebilir.
Yüksek kaliteli ürün gerçekleştiren kuruluşlar teşvik edilerek desteklenmeli­
dir.
8 -7 .
KÜÇÜK İŞLETMELER
Ülkemizde tanm kesiminin daha küçük işletmelere dayandığı bilinmektedir.
Bu balomdan ulusal kalkınmayı hedef tutan tanmsal mekanizasyoıı hareke­
tinin, tanm işletmelerinin çoğunu oluşturan bu küçük aile işletmelerini de
içine alması gerekir. Bugünkü durumda maddi imkansızlıklar içinde kıvra­
nan bu küçük işletmelerin modern teknik araçlardan yararlanabilmeleri için
gereken koşulların tetkiki ile ülkenin ekonomik ve sosyal bünyesine uygun
çözüm yollarının bulunması gereklidir.
8 - 8 . HASAT
Kural olarak tanmsal üretimde hasat işlemi en kritik işlemi oluşturur. Ülke­
mizde özellikle tahıl hasadı bir yönü ile tamamen müteahhitlik işi durum u­
na gelmiştir. Günümüzde bu nedenle gerek biçer döverle hasatta, gerekse di­
ğer yöntemlerle hasatta, dane kaybı ile dane ve saman maliyeti önemli ölçü­
de yüksek değerlere tırmanmış bulunmaktadır. Özellikle kalkınmakta olan
ülkelerde tarla ürünlerindeki kayıplann % 30'a kadar çıkabildiği gözönüne
getirilirse hasat işleminin ne denli önem arzettiği kolayca anlaşılmaktadır
(1984 yılında ülkemizdeki biçer döver sayısı 13.931 adettir.)
—
119
—
Pamuk h a şa tın d a da b e n z e r d u r u m v ard ır. S o n y ılla rd a ö r n e ğ in Ç u k u r o v a
B ölgesin d e h a s a tta k i d a r b o ğ a z
n e d e n iy le p a m u k e k im
alan ları daralm a
tem ayülü g ö s t e r m e y e b a ş la m ış t ır . İn san ile to p la n a n v e fa k a t d alıa k o la y
ve daha e tk ili iş s a ğ la y a n b ir " p a m u k h a sa t m a k iııa sı" g e liştir ilm e si g e r e ğ i
vardır.
8 -9 .
BALYALAM A VE SAM AN
Hasat s o n u c u
ç ık a n
sa p la r ın
d e ğ e r le n d ir ilm e s i d e
ö n e m lid ir . Bu saplar
d ö v ü lm ed en v e y a d ö v ü le r e k sa m a n ş e k lin d e b a ly a la n m a k ta d ır ,-ia y v a n y e m i
olarak T ü r k iy e 'd e k u lla n ıld ığ ı g ib i M ısır. Ira n , Ira k . S u r iy e g ib i ü lk elerd e d e
.k u lla n ılm ak tad ır.
Sap
v e s a m a n ın
b a ly a la n m a s ı s u r e tiy le h e m
n a k liy e d e
k o la y lık (a r a ç la r a y ü k le n ip , b o ş a lt ılm a s ı v b .) h e m d e ö z e llik le D o ğ u A n a ­
d olu B ö lg e m iz d e u z u n sü ren k ış m e v s im in d e m u h a fa z a sın d a fa y d a la r s a ğ ­
lam aktad ır. O r ta k a p a s it e li v e s ilin d ir ik tip b a ly a y a p a n bir " b a ly a m a k in a sı"nın g e liş t ir ilm e s i z o r u n lu d u r . Ü lk e m iz d e sa n k i b a ly a m e fh u m u ve b a ly a ­
lama iş le m i h i ç y o k m u ş v e y a ö n e m li d e ğ ilm iş g ib i y e r li b a ly a m a k in a sı k o ­
n usuna ta m a m e n ilg is iz k a lın m ış t ır . G e r ç e k t e k o n u ç o k b ü yü k ö n e m t a ş ı­
m aktadır.
8 - 1 0 .P A Z A R
T an m a le t v e m a k in a la r ın m y u r t i ç i n d e , tarım ü lk esi o ld u ğ u m u z d a n d o la y ı
pazarı vard ır. E k o n o m ik ö m rü n ü d o ld u r a n m a k in a v e ek ip m a n ın y e n ile n m e ­
si z o r u n lu lu ğ u y e n ile m e t a le b in i d o ğ u r m a k ta d ır . D a h a d ü z en li ve süratli ç a ­
lışm a o r ta m ın ın y a r a tılm a s ı iç in d e y e n i t e k n o lo j i ile g e liş tir ilm iş m am ü llcre
de ih tiy a ç z o r u n lu lu ğ u v a rd ır.
Y urt d ış ın d a M ısır. S u d a n , Ira k , İ r a n ’a tarım a le t ve m a k in a la n ih ra ç e t m e k ­
te y iz . N a k liy e m a sr a fla r ın ı a sg a r iy e
in d ir m e k ve d ah a k o la y ihraç im kan ı
bulm ak iç in k o m ş u ü lk e le r e sın ır d a ürünler teslim e d ile b ilir .
-
120
-
Son yıllarda özellikle îtalyanlar pazarları miza girmek üzeredirler. Hükümeti­
mizin de bu ürünlerin ihracı için daha hassas ve destekleyici tedbirlerini ge­
nişletmeleri gereklidir, özellikle müslüınan ülkelerden yurdumuza davet
edecekleri teknik elemanlar, tarım alet ve makinaları konusunu işleyen ka­
mu veya özel sektör fabrikalarında dönemler halinde kurslara davet edilm e­
lidir. Bu yolla hem mamullerimiz tanıtılmış, hem de yurduna dönen ele­
manlara, sonraki yıllarda gerek duydukları tarım alet ve makinaları kendi
ülkeleri için "Türkiye'den kolaylıkla alabiliriz" imajını yaratmış oluruz.
9 - SONUÇ
Tarımsal üretimde alet, makina, cihaz ve tesislerin ileri tarım tekniğine uy­
gun olarak kullanılması şeklinde tanımlanan tarımsal mekanizasyon, herşeyden önce ilkel taran düzeyindeki ülkemizi ileri tarım düzeyine, dolayısıyla
ileri endüstri düzeyine aşama yaptırıcı bir eylemdir ve ülkelerin tanm sal
potansiyel seviyelerini ortaya koyan bir değerdir.
Tanmsal mekanizasyonu en üst düzeye çıkarmak dünyamızın ihmal edem e­
yeceği bir yaşama olgusudur. Ülkemizin de bu olgudan nasibini almasında
pek çok yarar bulunm aktadır.
1 0 - KAYNAKLAR
-
D.Î.E.
-
5.5.Y.K.P.
-
T.S.K.B.
-
Toplantı Görüşmeleri.
EK: 1 TARIM ALANININ KULLANILIŞA GÖRE DAĞILIMI VE ORMAN ALANI (BİN HEKTAR)
İŞLENEN ALAN SEBZE
MEYVE BAHÇELERİNİN
ALANI
YIL Ekilen Nadas BAHÇELERİ BAĞLAR
ZEYTİN AĞAÇLARI
ALANI
ORMANLAR
1977 16.531 7.941
592
760
1.290
816
20.155
1978 16.349 8.200
571
790
1.321
811
20.155
1979 16.607 8.388
616
850
1.352
812
20.199
1980 16.372 8.188
596
820
1.386
813
20.199 w
1981 16.711 8.204
568
800
1.397
833
20.199
1982 16.967 6.614
618
655
1.426
81 1
20.199
1983 17.164 5.854
678
655
814
20.199
1984 17.453 6.421
628
625
816
20.199
1.453
1.470
|
1
EK: 2 1984 YILI TARIM ALETLERİ İHRACATI (kg)
Pulluk
Kiiltivatör Tezek Kırıcı Disclıarrow Çapa Mak.
Mibzer
Kombir
■
IRAK
2.800
İRAN
6.622.065
—
—
—
—
151.053
—
—
—
—
—
LİŞYA
LÜBNAN
PAKİSTAN
SURİYE
118.400
—
80.000
6.916
101.665
—
—
SUUDİ ARABİSTAN
10.848
7.848
ÜRDÜN
27.629
2.200
ADET OLARAK
23.624
440
2.974
10.340
28.050
-
—
—
—
—
—
—
—
-
-
—
—
—
—
7.700
3.260
—
2.820
—
—
11
—
5
1.910
800
—
—
6
19
128
EK: 2 Devamı
G ü b r ele m e
P u llu k ve
M ak in ası
D em ir ler
B iç e r le r
İR A K
8 7 7 .8 6 4
İR A N
L İB Y A
3 2 .2 0 0
1 0 .0 0 0
3 0 .3 9 6
5 5 .9 5 3
LÜBNAN
P A K İS T A N
S U R İY E
530
600
S U U D İ A R A B İS T A N
275
ÜRDÜN
M ISIR
800
K . Y EM EN
I E l). A L M A N Y A
K .K .T Ü R K C U M .
SUDAN
ADET OLARAK
1
756
D a ııe T e m iz le m e ve a y ır m a m a k .
Y u n a n is t a n : 2 1 . 8 0 0
A det
:
4
B iç e r —
D över
H arm an
B a ly a
Ç a y ır
M ak in ası
M ak.
B iç m e M ak.
2 8 .8 0 0
1 .2 5 0
900
J ] 8 .2 4 0
370
10.000
7 .8 0 0
3 9 4 .3 0 5
7 .0 0 0
1 1 6 .0 0 0
770
2 6 .4 7 6
40
536
183
D iğ er le ri
K .K .T iirk C u ııı. : 6 .2 6 8
S u u d i A rab .
ADET
: 8 0 .6 2 8
14 7
İHRAÇ EDİLEN AKSAM VE PARÇALAR (Kg)
Pulluk Uç Demirlerine Biçer Döğerlere Ait
Ait Diğer Parçalan
İRAN
Harman Mak. Ait
546.520
Diğerlerine
23.850
LİBYA
SURİYE
36.744
ÜRDÜN
540
SUUDİ ARAB.
IRAK
K.K.TÜRK CUM.
İTALYA
MISIR
YUNANİSTAN
SUDAN
3.425
1.510
6.823
7.880
410
37.950
25.004
467
21.310
1.160
2.960
70
4.181
-
125 -
Y IL L A R A G Ö R E T A R I M S A L A R A Ç V E G E R E Ç S A Y IS I
A r a ç v e G e r e ç S a y ısı
Araç v e G e r e ç A d ı:
1983
1984
Karasaban
8 0 3 .8 6 3
7 6 6 .3 4 9
H ayvan P u llu ğ u
7 4 0 .8 1 0
7 0 8 .9 7 7
K ulaklı T r a k tö r P u llu ğ u
4 6 2 .2 2 7
4 7 3 .3 8 0
D öner K u la k lı T r a k t ö r P u llu ğ u
3 9 .7 4 5
4 0 .5 7 5
D iskli T r a k tö r P u llu ğ u
8 3 .6 3 9
8 1 .5 4 4
D ü şey D isk li P u llu k
1 2 .0 3 6
1 2 .8 9 5
D işli T ırm ık
9 2 .9 7 9
9 9 .3 4 4
K ültivatör
1 9 9 .3 8 9
2 1 0 .1 7 6
D işli T ırm ık
3 6 0 .1 6 1
3 5 7 .1 3 3
Ot y o lu c u la r
1 0 .2 5 7
9 .4 5 6
M erdane
3 7 .0 8 1
3 9 .0 1 4
9 .8 2 2
1 0 .8 5 1
7 6 6 .9 1 1
7 6 9 .1 1 2
2 1 .3 1 5
2 6 .5 4 1
6 .5 3 0
9 .0 7 0
H ayvanla Ç e k ile n Ç a p a M a k in a sı
1 3 .0 8 1
1 3 .9 6 7
T rak törle Ç e k ile n Ç a p a M a k in a sı
7 8 .2 9 9
8 3 .7 9 2
H ayvanh Ç e k ile n E k im M a k in a sı
1 5 .9 0 9
1 3 .8 7 9
T rak törle Ç e k ile n E k im M a k in a sı
9 9 .8 2 4
1 1 0 .5 6 0
Gübre E k im M a k in a sı
6 4 .5 5 3
6 9 .3 8 7
9 .3 4 0
1 0 .3 4 3
D ön er T ır m ık
Sürgü
Arık P u llu ğ u
T oprak F r e z e s i
Pancar E k im M a k in a sı
Ü niversal E k im M a k in a sı
Ç iftlik G ü b re D a ğ ıt ıc ı
K im yevi G ü b re D a ğ ıt ıc ı
P atates E k im M a k in a sı
2 5 .7 9 3
2 9 .1 2 1
1 .5 7 4
1 .4 5 0
1 0 2 .9 6 6
1 1 3 .7 1 1
488
887
— 126 —
322.332
339.375
Kuyruk Mil Hareketli Pulvarizatör
57.012
63.534
•Motorlu pulvarizatör
59.904
60.535
Tozlayıcı
41.096
41.384
Atomizör
79.534
79.946
7
4
66.183
64.650
243.104
252.094
Derin Kuyu Pompası
26.183
24.423
Yağmurlayıcılar
43.665
49.764
Orak Makinası
28.024
32.478
4.919
4.696
146
434
13.615
13.497
704.040
653.195
74.414
92.883
115.522
118.955
45.807
55.344
Patates Sökme Makinası
977
1.328
Pancar Sökme Makinası
1.452
1.784
Hayvanla Çekilen Çayır Biçme Makinası
4.147
4.307
Traktörle Çekilen Çayır Makinası
8.940
10.778
Balya Makinası
7.721
8.037
91.831
92.785
385
400
Selektör
3.415
3.674
Tarar
1.121
1.335
Yem Kırma Makinası
5.333
- 6.830
13.710
14.820
284.923
279.751
1.001.531
999.834
Sırt Pülverizatörü
Zirai Mücadele Helikopteri
Santrifüj Pompa
Motopomp
Biçer Bağlar
Çekilen Biçerdöver
Kendi Yürür Biçerdöver
Döven
Savurucu
Harman Makinası
Sap Döver
Ot Tırmığı
Slaj Makinası
Sap Keser
Krema Makinası
Yayık
-
127
-
K uluçka M a k in a sı
1.276
1.273
G vciv A n a M a k in a sı
2.686
2.221
472.405
495.340
Süt S a ğ m a M a k in a sı
2.037
2.075
Tarım da K u lla n ıla n J e e p
3.103
2.904
Tarım da K u lla n ıla n K a m y o n
5.677
5.686
513.516
566.781
Tarım da K u lla n ıla n T r e y le r
Traktör
—
129
—
D O K U M A . Ö R M E V E T E K S T İL
M A K İ N A L A R I S A N A Y İİ
-
131 -
DOKUMA, Ö R M E V E T E K S T İ L M A K İ N A L A R I
1.
Y A T IR IM M A L L A R I ( D o k u m a , Ö rm e v e T e k s t il M a k in a la rı İ m a lâ tı)
S A N A Y İİN İN Ö N E M İ
T ek stil s e k tö r ü , ü lk e m iz s a n a y i y a p ıs ı iç e r is in d e ö n e m li bir y e r e sa h ip tir.
1 9 8 6 y ılı itib a r ı il e , im a lâ t s a n a y ii se k tö r ü n ü n to p la m ü r e tim in in
istih d am a ç ıs ın d a n
7c 14'ünü,
% 2 4 'ü n ü , s a n a y i ürünleri ih r a c a tım ız ın % 3 2 's in i, ayrıca
toplam ih r a c a tım ız ın % 2 8 'in i ( 2 ,6 M ily a r d o la r ) t e k s til se k tö r ü sa ğ la m a k ta ­
dır.
Ü lk em iz iç i n b u k a d a r ö n e m li b ir se k tö r ü n te m e li v e b e s le y ic i te k s til m akin alan ü r e tim i o lm a lıd ır .
T ek stil m a k in a la n m n y u r t iç in d e ü r e tilm e si,
—
İ s tih d a m y a r a tm a s ı
—
Ü r e tim i a r ttır m a s ı n e d e n i ile k a tm a d e ğ e r y a r a tm a sı
—
İh ra c a ta o la n a k s a ğ la d ığ ı iç in d ö v iz g e tir m e si
seb ep leri ile Ü L K E K A L K I N M A S I N D A , d o k u m a v e ö r m e m a k in a la rı sürekli
g elişen k a r m a ş ık m a k in a la r o lm a s ı, b ü n y e le r in d e ç o k ç e ş it li m e k a n ik ve
e le k tr o n ik k o m p o n e n t le r b u lu n d u r m a la r ı s e b e b i ile ,
a)
M a lz e m e , p r o j e le n d ir m e , im a lâ t , m o n ta j, iş le t m e , a r a ş t ır m a - g e liş ­
tir m e , k a lit e , s t a n d a r t, y ö n e t im , g ib i k o n u la r d a ü retici ü lk en in y e te r ­
li s a y ıd a b ilg ili, y e t e n e k li , k a lif iy e e le m a n y e t iş t ir m e s in e daha ileri
h a m le le r iç in d e g e r e k li b ilg i b ir ik im in e v e alt y a p ıy a sa h ip olm asın a
da o la n a k s a ğ la y a c a ğ ın d a n ;
- 132 b) Dokuma, örme ve tekstil makinaları üretimi yan sanayie en fazla ih­
tiyaç duyan bir ana üretim dalı olması dolayısı ile yan sanayi yara­
tıcı, yan sanayi geliştirici özellik taşıdığından, sanayileşmeyi teşvik
edici, hızlandırıcı, çeşitlendirici bir etkiye sahip olduğundan ÜLKE­
NİN SANAYİLEŞMESİNDE,
Bugün, bilindiği gibi, ekonomik ve teknik üstünlüğe sahip olmak
güçlü obrıak demektir.
Güçlü olan ise savunmasını kendi elinde tutm ak olanağına sahiptir. Ülke
ekonomisinde vazgeçilmez bir yeri olan tekstil sektörün, temeli olan tekstil
makinaları üretimi aracılığı ile ülkemizin güçlenmesine ve giderek güçlü bir
savunma sanayiinin kurulmasına katkıları dolayısı ile SAVUNMA SANA­
YİİNDE önemli bir yere sahiptir.
2. MEVCUT YAPISAL VE TEKNOLOJİK DURUM:
a) ÜLKEMİZDE:
Tekstil ana sanayiini dört alt sektörde toplamak mümkündür.
1. İplik üretimi
2. Dokuma ve örme sanayii
3. Boya—Apre
4. Konfeksiyon,
Ham madde açısından ise genel olarak,
1. Pamuklu sanayi
2. Yünlü sanayi
3. Sentetik sanayi
sınıflandırmak mümkün.
-
133
-
Pamuklu s a n a y iin d e , 3 . 6 0 0 . 0 0 0 iğ ve 4 8 . 0 0 0 a d e t p a m u k lu tezg a h m e v c u t­
tur.
Yönlü s a n a y iin d e , 4 2 5 . 0 0 0
iğ
k a m g a m ve y a rı k a m g a m , 1 0 0 .0 0 0 iğ i d e
stayhgam o lm a k ü zer e 5 2 5 . 0 0 0 iğ fa a l d u r u m d a d ır . T o p la m y ö n lü tezgah
sayısı da 6 . 0 0 0 k a d a r d ır .
Sentetik e l y a f s a n a y ii ta m a m ı ö z e l s e k t ö r e a it o lu p , k u ru lu k a p a sitesi
2 2 0 .0 0 0 t o m / y ı l o lu p , t o p la m
1 5 0 .0 0 0 t o n / y ı l e l y a f v e ip lik ü retm ek ted ir.
Ü lk em izd e p a m u k lu , y ü n lü , s e n t e t ik ip e k li v e d iğ e r le r i o lm a k ü zere 7 0 .0 0 0
kadar d o k u m a t e z g â h ı o ld u ğ u ta lim in e d ilm e k t e d ir . B u n la rın 4 .0 0 0 kadarı
m ek ik siz, 4 . 0 0 0 k a d a r ı d a k a r a te z g â h t ır .
Halihazırda ü lk e m iz d e , bir b ö lü m ü m o n t a j, bir b ö lü m ü a t ö ly e te k n iğ iy le
üretim o lm a k ü z e r e çeşitli t e k s t i l m a k in a la n ü r e tilm e k te d ir . A y r ıc a M .K .E .
Kurumu, S ü m e r b a n k ve b a z ı b ü y ü k ö z e l k u r u lu şla r ın t e k s til m a k in a la n
m etim i
vardır. K o n f e k s iy o n v e te r b iy e m a k in a la r ın d a ise o ld u k ç a g e liş m iş
bir m a k in a y a p ım o la n a ğ ı m e v c u t t u r . B u n la n n d e s te k le n m e s i g erek lid ir.
Ü retim i e n f a z la o la n , B u r sa tip i d iy e a d la n d ır ıla n v e B u r sa ’da y a p ıla n t e z ­
gâhtır. K ara t e z g â h d iy e d e a n ıla n b u t e z g â h 1 2 0 c m . ta ra k e n in d e v e 1 4 0 1 5 0 a t k ı/d a k . ç a lış a b ile n
b ir t e z g â h t ır . A rm ü r v e Jak arlı o la n la n vardır.
U cu zd u r. 1 9 2 8 'I e r in t e k n o lo j is in e u y g u n bir te z g â h tır .
1 9 8 2 y ılın d a M .K .E . K u r u m u n c a b a ş la tıla n m e k ik s iz d o k u m a te z g â h ı üre­
tim ç a lış m a la n s o n u ç la n d ır ıla r a k .
T arak e n i
1 9 0 cm .
A tk ı a tm a s is te m i
E sn e k k a n c a
A tk ı ren k sa y ıs ı
8
D a k . A tk ı sa y ıs ı
280
—134 —
özelliklerinde olan bu tezgâhın satışa arzedilme hazırlıkları yapılm aktadır.
Yılda 3 0 0 -5 0 0 adet yapılabilecektir.
b) DÜNYADA:
Dünyada halen yaklaşık 3.500.000 adet dokuma tezgâhı vardır ve bunların
% 85'i mekikti tezgâhtır. 1982 yılı itibarı ile mekiksiz tezgâh sayısı
Mekik cikli
150.000
Kancalı
230.000
Hava Jetli
79.000
Su Jetli
50.000
olmak üzere Toplam 509.000 dir.
Türkiye'de ise mekiksiz tezgâh/mekikli tezgâh oranı henüz % 5 civarında­
dır. Mekiksiz dokuma tezgâhlan ile geniş enlerde yüksek devirlere u laşm ış­
tır. 390 cm. tarak eninde 450 devir/dakika yapılabilmektedir.
Dokuma mâkinalannda, özellikle gelişmiş ülkelerde mekiksiz dokum a makinalan kullanımı hızla artmaktadır. Mekiksiz dokuma makinaları yatırım ı,
mekiklilere göre tezgâh başına en az 4 misli daha fazla yatırım a ih tiy aç
gösterdiğinden gelişmekte olan ülkelerde mekiksiz tezgâhlara geçiş daha
yavaş olmaktadır.
Sanayileşmiş ülkeler iyi bir organizasyonla otomasyona gitm ektedir. R o ­
botlar ve elektronik sistemler geniş bir şekilde kullanılmaktadır. Eski makinaları atıp en modern tesisleri optimum büyüklükte kurm aktadırlar. Bu
arada rekabete dayanamayıp kapanan firmalar da olmaktadır.
-
135 -
G elişm ek te o la n ü lk e le r d e e m e k d ah a u c u z d u r . D o la v ıs ı ile d a h a a z m o d e rn
ve o to m a tik m a k in a la r iş g ö r m e k t e d ir . B u ü lk e ler d e k ısa z a m a n d a g e liş m iş
ülkelerin t e k n o lo j is in e y e t iş m e k t e d ir .
G elişm iş ü lk e le r d e k i m a k in a ü retim i g e liş m e k t e o la n ü lk e ler d e Iıenüz y o k ­
tur. Bu b a k ım d a n g e l iş m iş ü lk e le r e b ü yü k ö lç ü d e b a ğ ım lıd ır .
3.
G E L İŞ M İŞ Ü L K E L E R D E S O N D U R U M VE G E LE C E Ğ E
DÖNÜK H EDEFLER :
D ünyada h a v a j e t l i d o k u m a te z g a h la r ın ın lıız la g e liş m e s i ve y a y g ın lık k a ­
zanm ası d e v a m e t m e k le b e r a b e r , h a p ie r 'li v e m e k ik c ik li te z g â lıia r da ö n e m ­
lerini v e p a y la r ın ı k o r u m a y a d e v a m e t m e k te d ir le r .
4.
T E K N O L O J İK Y Ö N D E N A R Z U E D İ L E N H E D E F L E R :
—
T e k s til m a k in a la n m n ç o ğ u n lu k la y e r li o la r a k ü retilm e si,
—
D o k u m a t e z g a h la r ın d a tarak e n le r in in v e d e v ir sa y ıla rın ın a rtırılm a ­
s ı,
—
B ilg isa y a r la ç a lış a b ilm e o la n a ğ ın a k a v u şu lm a sı,
—
O t o m a s y o n a g e ç ilm e s i,
—
S ta n d a r t v e k a lit e k o n u la r ın d a g e liş m iş ü lk e ler m a m u lle r in d e k i se v i­
y e le r in t u t u lm a s ı.
— M ak in a ü r e tim k a p a s ite s in in a rtır ılm a sı.
-1 3 6 —
• J-l ülkedeki dâir efili' ve y ^ lı yaklaşık 40.000 adet dokuma tezgahının
' ^ “Jııiîa daha ğeniş enli yıiksek httli tezgahlarla değiştirilmesi.
■;
■> î ‘
\
, i
’
.
.
5. BU HEDEFLERE VARMAK İÇİN SEÇİLEN YOL VE YÖNTEMLER:
■
ı.ı
fiil;,
\ ' v v
i;.
. .'
j
¡<::
-
— Her şeyden önce dokurtıa ve tekstil makinalarıiun çoğunlukla yerli
olarak üretilmesine karar verilmelidir.
. '■ 1
'
•
•
■* ’ ’
) ■' . . 5 1 ;
•
' i G / i
' . 1 •
. J
'
‘
. "
y
ı. ■
’■
— İhracat potansiyeline sahip kuruluşlarımın için teknolojinin doğru
ve tam olarak seçilmesi ülkemizi fevkalade bir yere getirebilir.
Türkiye ekohomisinde tekstil sektörünün sahip olduğa önem dereicesine uy­
gun olarak dokuma, örme ve tekstil ttıakinalarmm ülkemizde yerli olarak
üretilmesi zorunludur. Tekstil makinaları, özellikle dokuma makinalan üre­
timi sanayii, yalnız makin** imalat sanayiini değil,' Elektrik Ve elektronik
sanayiini de malzeme imal ve işleme sanayilerini de ilgilendirdiğinden bu
yönüyle diğer» ana sanayii dallarına d» hizmet verebilecek gelişmiş bir yan
sanayiin de kurulmasına sebep olacak bir sanayii dalıdır. Bu husus çok
önemlidir. Şöyle M, gelişmiş bir yan sanayii taraluıdan desteklenmedikçe
ana üretim sanayilerimiz kalite, fiat ve üretim miktarı itibarı ile dünyadaki
benzerleri ile rekabet edemezler.
Tekstil makinaları üretim sanayii, diğer yan sanayileri de peşinden sürükle­
yerek, direkt ve dolaylı olarak istihdam yaratıcı, betim i artırıcı özellikleri­
nin yaranda ve daha önemli olarak teknik vasıflı eleman yetişmesine, bilgi
birikimi sağlanmasınaolanak vererek ülkenin teknolojik gelişmesine katkı­
da olan bir sanayii dahdır.
,
.
Bu bakımdan kurulması, korunpp kollanarak? geliştirilmesi gereken bir sa­
nayi dalıdır.
- 137 — Yerli yapılan im alat korunm alıdır.
Ancak bu ithalatın yasaklanması suretiyle olmamalıdır, ithalatın serbest ol­
ması, yaşamak isteyen yerli üretimi, kalite ve fiat bakımından dünya stan­
dartlarını yakalam ağa itecektir.
— Dar enli örneğin 15 yaşın üzerindeki tezgahlanıl kullanımdan kal­
dırılması, yerlerine yerli tezgâhlanıl alınması özendirilmelidir.
— Kullanılmış makina ithalatı yasaklanmalıdır.
— Kullanıcılara, gerçekçi, yerli tezgah satın alma kredisi verilmelidir.
Bu işlerle ilgili bir kuruluş bile kurulabilir.
örneğin, Türkiye'de m evcut 70.000 kadar dokuma tezgahının 40.000 kadarnun örgütlenmem iş sek tö r denilen 1—2 tezgah sahibi küçük işletme ve
aileler elinde bulunduğu bilinm ektedir. Bunlan, yeni geniş yerli mekiksiz
tezgahlarla değiştirebilm elerine olanak verecek düzenlemeler yapılmaktadır.
— Yerli üretim in, ithal benzerleri ile kalite açısından olduğu kadar, fiat
yönüyle de rekabet edebilmesi için, en azından yatırım teşviki almış
yatırım larda kullanılacak makinalar için makinanın bünyesindeki
ithal girdilerine de aynen ithal makinalaruıa uygulanan kolaylıklar
uygulanmalıdır (Orta vadeli, düşük faizli, gerçekçi krediler düşünüle­
bilir). Bu surette yerli yapımcılar da kollanmış olacaktır.
— Yerli üretim
a r a ş t ı r m a —geliştirme
ihtiyacını getirecektir. Araştırma
geliştirm enin, hatta adaptasyon ve kopyacılığın bile çok masraflı
ve zaman alıcı olduğu bilinmektedir. Bu konuda araştırma ve geliş­
tirme yapan kuruluş ve kişiler teşvik edilmelidir.
- 1 38 —
6. ARAŞTIRMA—GELİŞTİRME VE YÖNLENDİRME:
Ülkemiz ekonomisi içerisinde önemli bir yere sahip olan tekstil sektörünün,
temeli ve besleyicisi olan tekstil makinalannın, yerli olarak üretim konusu,
paralelinde, araştırma ve geliştirme çalışmalarını da getirmekte. Bu açıdan
özellikle orijinal tasarımlar teşvik edilmeli, gerek üniversitelerde gerekse
tekstil makinalan üreten kuruluşların araştırma bölümlerinde tasarıma yö­
nelik çalışmalar yapılmalı ve bu çalışmalar parasal yönden desteklenmeli­
dir.
Ülkemizde tekstil sektöründe teknoloji transfer edildiğinden makina üreti­
mi, firmaların empoze ettiği teknoloji ile gerçekleşmektedir. Ancak M.K.E.
Kurumunca 1982 yılında mekiksiz tezgah üretimi çalışmalarına başlanmış
olup, üretilen prototip kullanıcılar tarafından olumlu karşılanmış, yakında
seri üretim gerçekleştirilerek AR—GE çalışmalarının önemi hususunda
iyi bir örnek teşkil edecektir. Ayrıca Sümerbank Genel Müdürlüğüne bağlı
Bursa'da kurulu Tekstil Eğitim, Araştırma ve Geliştirme Merkezi tüm teks­
til sektörümüze hitap edecek şekilde yeni bir düzen getirilmelidir. Birçok
araştırma geliştirme, eğitimi aksatmadan burada yapılabilir.
Üniversitelerde bugünkü durumu ile ancak mevcut cihazlarla kalite kontrol
gerçeklenebilir. Mali olanakları oldukça yetersizdir. F akat projelerle destek­
lendiği takdirde üniversitelerden netice almak mümkün olur. Birçok yasal
formalitelerle bağlı durumda bulunan TÜBlTAK, şimdiye kadar bir araştır­
ma ve geliştirme merkezini kuramamıştır. Araştırmaya ve geliştirmeye fir­
maları teşvik etm ek için vergi sisteminde bazı düzenlemeler gerekir. Aynca
devletin çeşitli yollardan topladığı fonlardan muayyen bir nisbeti bu konu­
ya ayrılabilir.
Araştırma geliştirmenin, hatta adaptasyon ve kopyacılığın bile çok masraflı
ve zaman alıcı olduğu bilinmektedir. Bu konuda araştırma—geliştirme ya­
pan kuruluş ve kişiler teşvik edilmelidir.
- 139 7. GELİŞMEYE ETKİ EDEN FAKTÖRLER:
a) Gelişmeye olum suz yönde etki eden en önemli faktör talep darlığı­
dır.
b) Yeterli talep olm adığından ekonom ik m iktarlar üzerinden üretim
yapılamamaktadır.
Bu sebepten mevcut kapasiteler rantabl seviyede kullanılmadığı gibi yeni
yatırımlar da yapılam am aktadır. Gelişmiş yan sanayii noksanlığı ana sana­
yiin de gelişimini yavaşlatm aktadır.
-
141
-
İŞ , KAZI ve MADEN
MAKINALARI SANAYİİ
- 143 İŞ, KAZI VE MADEN MAKİNALARI DEĞERLENDİRME RAPORU
I - GİRİŞ
->; Eski çağlardan lö.yüzyıla kadar inşaat işleri, binlerce işçi ve ilkel aletlerle,
çok uzun sürelerde yapılırken, ilk defa lö.vüzyılda su altı kazılan için elle
çalıştırılan ve bugünkü çeneli ekskavatörleri andıran bir takını aletler kulla­
nılmış ve bugünkü iş m akinalannın nüvesini oluşturm uşlardır. Daha sonra
at ile çalıştırılanlar ortaya çıkmış ve ilk defa A.B.D. de 1834 yılında meka­
nik şekilde çalışan kazı makinası demiryolu inşaasmda kullanılmıştır.
Dizel motorun keşfi ile büyük gelişmeler kaydeden iş m akinalan, günümüz­
de binlerce işçinin birkaç ayda yapacağı işi birkaç saate indirmiş bulunr maktadır.
Bugün iş m akinalan, kazm a, itme, koparma, kaldırma, taşım a, düzeltme,
' seviyeleme, sıkıştırm a, yükleme, delme yapabilen araçlar olarak tanımlana­
bilir. Genel olarak inşaat yapı, maden ve ormancılık sektörlerinde kullanı­
lan iş ma kınalarını yapılışlarına, çalışma tarzlanna, hareket şekillerine, iler■feme tertibatlarına ve yaptıklan işlere göre smıflandırabılmek mümkündür.
iş m akin a la n çeşitleri esas olarak loder, dik delik delme m akinalan, tünel
açma makinalan, dozer, ekskavatör, greyder, skreyper, boru döşeyici,
kompaktör ve ağır iş (kaya) kam yonlan gibi ağır iş makinalan ile konkasör,
silindir, kompresör, vinç, betonyer, asfalt makinası, taşkıncı elavatör gibi
yardımcı teçhizat ve donanım dan ibarettir.
Türkiye'de yardımcı teçhizat donanımının hemen hepsinin imalatı gerçek­
leştirilirken, ağır iş m akinalan arasında skreyper, boru döşeyici, ağır iş
(kaya) kamyonları dışında üretim çabaları 1976 yılında başlamış olan lo­
der, dozer, ekskavatör ve greyderlerin belirli kısımlannın imalatı süre
gelmektedir.
- 1442. ÜLKEMİZ KALKINMASINDA İŞ MAKİNALARININ ÖNEMİ:
Ülkemiz gelişm ekte olan bir ülke olması nedeniyle kaynaklarının büyük
bir bölümünü alt yapı yatırımlarına ayırmak zorundadır. Bunun için Toplu
K onut Fonu kurulm uş, Belediyelere tanınan mali imkanlarla alt yapı yatı­
rımlarına hız verilmiş, GAP projesi ile Güneydoğu Anadolu'da sulama ve
enerji üretimine yönelik baraj yapımlarına hız verilmiş, şehirler arası kara­
yolu ulaşımının otoyol haline getirilmesi çalışmaları başlatılmıştır.
Yeni eneıji kaynaklan içinde baraj yatmmlan yapılmaktadır. Bu yatınm lar
yanında başta karayollan olmak üzere altyapı yatırımlarının tamir, bakını,
onanm ve yenileme çalışmalan devam edecektir. Bütün bu hizmetler için
ülkemiz büyük bir şantiye durumundadır.
Ülkemizin coğrafi özellikleri
de gözönüne alındığında durum daha iyi anlaşılacaktır.
Yukandaki yatırım ların yapılabilmesi için tek çare iş makinalandır. Aksi
takdirde bu y atınm lann bitmesi yüzyıllan bulur. Ülkemizde iş makinalan
kullanılarak yapılan kamu yatmmlan bütün kamu yatıranlannm % 20'sini
(önümüzdeki yıllarda daha da artması beklenmektedir.) oluşturması bu
sanayiinin ülke kalkınmasındaki yerini ortaya koymaktadır.
İş m akinalan sanayi nitelik bakımından adeta otom otiv sanayinin ağır
sanayii dalı görünümündedir. Ancak iş makinalanmn üretim adetleri oto­
motiv ürünlerine kıyasla oldukça düşüktür. Birer yatm m malı olan bu
makinalar ileri teknoloji gerektirdiğinden yurdumuzda ağır sanayiye ge­
çişte büyük rolü olmaktadır. İş makinalan ağır hizmet ve aşın yükler al­
tında çalışm aya mecbur olduklarından çok hassas üretim toleranslan ile
imal edilirler. Bu durum sanayimize yeni bir kalite standardı getirmektedir.
İş m akinalan üretimi yapan kuruluşlar ve yan sanayi kuruluşlannın devamlı
gelişen teknolojileri takip etmeleri gerekmektedir.
-
145 -
Iş makinaları üreten tesisler kolaylıkla savunma sanayinde aktif rol alabilir­
ler. Zırhlı personel taşıyıcı (Kariyer) ve tank gibi paletle araçların iş makinalan ile birçok benzer yönleri vardır. Savunma sanayi paletle araçlarını iş
makinası üreten tesislerden temin edeceği gibi mevcut araçları içinde yedek
parça temini mümkündür.
İş makinaları sanayi, istihdamı negatif yönde etkiler gibi görünürse de esa­
sında istihdam artırıcı yönde etkileri vardır. İş makinaları olmasa idi birçok
yatırıma hiç girilmez dolayısıyla oralarda da istihdam gerekmezdi.
-
146
-
3. DÜNYA’DA DURUM:
İş makinaları sektöründe son senelerde bir kriz sürmektedir. Üretim model­
leri fazla olan üreticilerin en önemlileri,
— A .B .D .'de-C aterpillar
— Japonya’da Komatsu
— A.B.D.'nin Aüis Chalmers’i, İtalyan Fiat ile birleşerek F iat—AUis
adı altında çok uluslu olmasına rağmen üstüste zarar etmiş ve ka­
panm ıştır.
— International Harvester yeni adıyla International Haugh markası ile,
— Alman Hanomaq. Amerikan Terex gibi firmalara I.B.M. adı altında
toplanm ış ancak iflas etmiştir.
Bunlardan başka firmalar ise genellikle toplamacı yani motor, şansızman,
hidrolik gibi akşam lan çeşitli imalatçılardan satın alıp kendi tesislerinde
bunların m ontajını yapıp iş makinası üreten firmalardır ki bu gibi firmaların
genelde satış sonrası hizmetleri zayıf olmaktadır.
Bugün için dünya'da iş makinaları sanayine Amerikan ve Japon firmalan
hakim durum dadır. Bunun nedeni yüksek teknoloji ürünü sayılan mamulle­
rin sübvansiyonsuz üretimlerini her ülkenin ekonomisinin kaldırmamasıdır.
İş makinalan üretimi otom otiv sanayi ürünlerine kıyasla düşük olmasına
karşılık A r-G e masraflan oldukça yüksektir. Caterpiller firmasının 1985
yılı A r-G e masrafı 326 Milyon dolar bu miktar yıllık satış cirosunun % 5 'i
kadardır. Dünyada toplam yıllık iş makinası üretimi 30.000 kadardır.
4
-
147
-
Dünya'da g e liş m iş ü lk e le r in g e n e l o la r a k a lt y a p ı y a tır ım la r ın ı ta m a m la m ış
olduklarını görürüz. B u ü lk e le r d e i ş m a k in a la r ı g e n e ld e b a k ım , o n a rım ve
hizmetler iç in k u lla n ılm a k ta d ır . O r ta d o ğ u , K u z e y A fr ik a v e b a z ı A s y a ül­
kelerinde ise d u r u m ta m a m e n fa r k lıd ır . B u ra la rd a b ü y ü k a lt y a p ı y a tır ım ­
ları, p etrol b o r u
h a tla r ı, e n e r j i,
y o l,
baraj v e k o n u t y a tır ım la r ı vardır.
Ortadoğu’d ak i sa v a ş d u r u m u n u n s o n a e r m e si ile b u b ö lg e le r d e b üyü k ş a n ­
tiyeler a çıla ca k v e b u r a la r d a i ş n ıa k in a la r ın a t a le p ö n e m li ö lç ü d e a rta ca k ­
tır.
Dünya ü zerin d ek i g e n e l k r iz iş m a k in a la r ı s a n a y in i o ld u k ç a e tk ile m e k t e d ir .
Zor rekabet şa r tla r ı i ç i n d e a y a k ta k a lm a y ı b a şa r a b ile n firm a la r m a liy e tle r iw aşağıya ç e k e r e k d a h a k a lit e li v e t e k n o lo j ik o la r a k d a h a üstün ürünleri
Piyasaya sü r m e k te d ir le r .
Caterpillar g ib i ç o k u lu s lu bir ş ir k e t i ş ç i l i k ü c r e tle r in in y ü k s e k liğ i n e d e n iy ­
le A .B .D . v e I n g ilt e r e ’d e k i b a z ı te sis le r i k a p a t ıp b u r a la rd a k i ü retim lerin i
Fransa, B e lç ik a v e K o r e g ib i ü lk e le r e k a y d ır m a k ta d ır . J a p o n firm a la rı ise
Japon h ü k ü m etin in ih r a c a tı d e s t e k le m e fo r m ü lle r i iç in d e f ia t la n n ı a ş a ğ ıy a
çeldp ih racat p a z a r la r ım e l e g e ç ir m e y e ç a b a g ö s t e r m e k t e d ir .
2.000 y ılla rın d a i ş m a k in a la r ı s e k t ö r ü n d e A .B .D . v e J a p o n y a h e g e m o n y a s ı­
nın süreceği d ü n y a ü z e r in d e k i r e k a b e t i d e v a m e t t ir e b ilm e k a m a c ıy la , y ü k se k
teknolojiyi k e n d i ü lk e le r in d e g e l iş t ir i p , i ş ç i l i k ü c r e tle r i-ile im a la t g id erleri
nisbeten d ü şü k o la n v e i ş n ıa k in a la r ın a fa z la c a ta le p g ö s t e r e n ü lk e le r d e im al
edecekler v e y a e t t ir e c e k le r d ir . Ü r e tim a d e t le r in d e b ü y ü k a r tışla r b e k le n m e ­
mekle b irlik te
2 . 0 0 0 y d ım n iş m a k in a la r ı ç o k d a h a ü r e tk e n , a lt e r n a t if y a k ıt
harcayan, y ü k se k t e k n o lo j iy e d a y a n a n m a k in a la r o la c a k tır .
—
148
-
4. TÜRKİYE’DE DURUM:
Türkiye büyük bir şantiye olmasına, altyapı yatırımlarını hızla tamamlama­
ya çok önem vermesine rağmen, maalesef iş makinalan sanayinin yurt için­
de gelişmesine gerekli önem vermemiştir. Bugün Türkiye'de bu konuda cid­
di bir şekilde üretim yapan d ört kuruluş bulunmaktadır :
M.K.E.K.
Bu kuruluş PolatlI'daki tesislerinde bir Alman konsorsiyumunun (Fuchs /
Kaeble / Gmeinder) teknik işbirliği ile üretim yapmaktadır. Teknolojik
darboğazlar m evcuttur. Makina üzerine kullanılan parça ve kom ponentkr
değişik finnalann ürünleri olduğundan bunlar hakkında teknik malumatı
Alman firmasından almak mümkün görünmemektedir. Üretim adetleri ol­
dukça düşüktür.
Bunun haricinde makina sanayi müessesesinde de M.K.E.K. kendi dizaynı
olan 40 adet yol bakım greyderi üretmiştir. Geçmişte M.K.E.K. Fiat ile iş
makinalan üretimi ile ilgili bir lisans anlaşması yapmışsa da bu proje uygula­
maya konulm am ıştır. İş makinalannda çok önemli olan satış sonrası hiz­
metleri, bakım, onanm desteği yok gibidir.
-
149
-
Ç lM SA T A Ş
Çukurova in ş a a t M a k in a la n S a n a y i v e T ic a r e t A . Ş . A m e r ik a n C a terp illa r
firmasının lisan sı ile M e r s in 'd e k i t e s is le r in d e ü retim y a p m a k ta d ır . 1 9 7 4 v ıbnda p a letli iş m a k in a la r ım n y ü r ü y ü ş ta k ım la r ı ü r e tim iy le iş m a k in a la n
sanayine giren Ç im s a ta ş ç e lik , p ik , s f e r o d ö k ü m te s is le r i ile sıc a k d ö v m e
tesisleriyle b ü tü n le ş m iş b ir iş l e t m e o lu p , h a le n 9 5 5 tip i p a le tli y ü k le y ic i ile
950 B tip i la stik te k e r le k li y ü k le y ic i im a l e t m e k t e d ir . 1 9 8 6 p ro g ra m ı 1 2 0
adet p a letli ile , 4 0 a d e t la s tik t e k e r le k li y ü k le y ic id ir . C a te r p illa r ’m d iğ e r
fabrikalarda ü retim m o d e lle r in in e ş i o la n y ü k le y ic ile r ; p a r ç a v e b a k ın ı o n a ­
nın im kanına sa h ip tir . E k o n o m in in e lv e r d iğ i ö lç ü d e ü retim in ç e ş it le n d ir il­
mesine ç a lışılm a k ta d ır . D 8 L a y a r ı b ü y ü k d o z e r ile D 6 a y a r ı k ü çü k d o z e r .
936 a y a n k ü ç ü k la s tik li y ü k le y ic i, g a r y d e r v e p a le t le e k s k a v a tö r ilerik i
yıllarda ü retim e
a lın a c a k tır .
K o m p le
iş
m a k in a la r ım n
im a la tı, y a n ısıra
Çûntasatş tüm d iğ e r m a rk a p a le t li iş m a k in a la r ın a da p a le t , m a k a ra , p im .
borç vb . yü rü yü ş ta k ım ı p a r ç a la r ı im a l e d ip v e r m e k te d ir .
ÇUKUROVA
Çukurova ith a la t v e ih r a c a t T . A . Ş . İ z m ir 'd e k i t e s is le r in d e ta m a m e n y er li
ofihendislik ile d iz a y n e d ilm iş , it h a l g ir d ile r i m in im u m s e v iy e d e t u tu lm u ş
olan p a letli ve la stik te k e r le k li e k s k a v a tö r le r ile la s t ik te k e r le k li y ü k le y ic ile r
«mal e tm e k te d ir . Ü r e tim
a d e tle r i y ıld a 6 0 c iv a r ın d a o lu p , y a y g ın y e d e k
Parça v e bakım o n a rım im k a n la r ı m e v c u t tu r .
W -M A K İN A
Eı? in şa a t S a n a y ii ve T ic . A . Ş . A n k a r a G ö lb a ş ın d a 1 9 6 6 y ılın d a k u r u lm u ştar. T am am en y e r li s e r m a y e d e n m ü t e ş e k k ild ir . H iç b ir lisa n s b a ğ ı o lm a y a n
fcendi projeleri k e n d i d iz a y n la r ı ile im a la t y a p m a k ta d ır . L a stik
tek er lek li
•»derler, h id ro lik p a le tli ve la s tik t e k e r le k li e k s k a v a tö r le r , p a le tli lo d e r vc
- 150 yükleyiciler, greyderler, vibrasyonlu ve tendem silindirler, muhtelif kapasite
beton pom pa ve santralleri, kırma ve eleme tesisleri, asfalt finişer ve plantleri, firmanın en son teknolojiye göre yaptığı imalatlardır. Yaygın yedek par­
ça ve bakım onarım imkanları mevcuttur.
ÜLKE İMKANLARI
Türkiye kalkınmakta olan bir ülke olarak, kaynaklarını en rasyonel biçimde
değerlendirmek zorundadır. Gelişmek için öngörülen yatırımların büyük bir
bölümünü inşaat işleri oluşturmaktadır. Dolayısıyla, yatırımların sağlıklı bir
biçimde gerçekleştirilmesi için en önemli etkenlerden biri iş makinaları ol­
maktadır.
Mevcut parktaki iş nıakinalannın marka, model ve tip çeşitleri çok fazla,
sayılan ise yeterli değildir.
IŞ MAKİNALARININ KULLANICILARI OLAN KURULUŞLAR:
Söz konusu iş m akinalan, Türkiye'de aşağıda belirtilen kuruluş ve sektör­
lerde bulunm aktadır.
— Kamu sektörü,
— ö zel sektör,
— Ordu Birlikleri,
— Valilikler ve Belediyeler,
Kamu ve özel sektör, iş nıakinalannın en büyük kullanıcıları durumundadır­
lar. Ellerinde bulunan iş makinalannı dışandan ithal ederek, ya da piyasa­
dan sağlamaktadırlar.
Yurdumuzda, 1985 yılında da yapı makinaları açığı ithalat yoluyla kapatılm ıştır. Son d ört yıllık iş makinaları
ithali şöyle gerçekleşmiştir.
j9 8 3
Gümrük
Tarif Num. Makina Adı
Adet;
Ton
Değeri Adet
1000 $ Ton
1984
Değeıi
1000$
1985 O cak-Eylül
Değeri
1000 $
Adet
Ton
Adet
Ton
Değeri
1000 S
29060
842246
Las.Tekcrlek.
Yük.'(Loder)
6843.6
842251
Lastik Tek.
Yükl. Akşamı
7634
7263
842321
Buldozerler
27165
5496
22653
842322
Greyderler
6930
2040
9872
45777 18853
75997
842323
842324
Ekskavatörler
Skreyper
64 Ad.
2548
14512
21 Ad.
304
2554
221 Ad.
6252
2 Ad.
61
123 Ad. 14821
2027
48 Ad.
728
4085
247 Ad.
40017
22374 3881
537
3 Ad.
170
939
210 Ad.
5775
125 Ad.
1558
595 Ad.
12006
1 Ad.
28
144
343
5688
—152—
O r d u d a b u lu n a n iş m a k in a la n ç o ğ u n lu k la d ış yard ım lar y o lu y la , V a lilik le r
v e B e le d iy e le r ’d e o la n la n ise , büyük ö lç ü d e h ib e ler y o lu y la sa ğ la n m ışla r d ır .
K a m u se k tö r ü iç in d e ;
— Köy hizmetleri
— Karayolları (T.C.K.)
— Devlet Su İşleri (D.S.İ.)
—
T o p r a k —S u
en büyük parka sahip kuruluşlardır.
GEÇMİŞ YILLARA AİT PARK DURUMLARI:
Bugün için Türkiye’de iş makinalan normal ömürlerinin çok üstünde kulla­
nılmaktadır. İş makinalan parklannda ekonomik ömrü S yıl kabul edilen
Loder’den, halen yirm ibeş yaşının üstünde olup, çalışanlan mevcuttur.
Bu sebeple verilen pank bilgileri Türkiye'nin gelişmesini tam olarak yansıt­
mamakta olsa da, park artışları gerekli ön bilgiyi sağlamaktadır.
İş makinalan parklan için daha ayrıntılı bilgi verebilmek amacı ile m otor
güçlerine göre Türkiye'deki kullanım oranlan aşağıda sunulmaktadır.
DOZERLER
Valonda güç:
110 HP'a kadar
%9
110—200 HP arası % 63
-
GREYDERLER
200 HP ve üstü
% 28
TOPLAM
% 100
-
GREYDERLER
Volanda güç:
150 H P'a kadar
% 85
150—2 0 0 HP arası % 13
-
%2
TOPLAM
% 100
150 HP ’a kadar
% 84
150 HP ve üstü
% 16
TOPLAM
% 100
EKSKAVATÖRLER
Volanda güç:
-
200 HP ve üstü
LASTİK TEKERLEKLİ LODERLER
Volanda güç:
100 H P'a kadar
% 72
1 0 0 -2 0 0 HP arası
% 24
200 HP ve üstü
. %4
TOPLAM
% 100
150 H P’a kadar
% 89
150 HP ve üstü
%11
TOPLAM
% 100
~ PALETLİ LODERLER
Volanda göç:
~ TÜRKİYE’DE IŞ MAKİNALARI PARKININ MARKALARA
DAĞILIMI:
Paletli iş makinaları toplam parkında 9c 57.5, lastik tekerlekli iş makinaları
toplam parkında % 24.5 oranlarıyla Caterpillar Türkiye'de en büyük paya
- 154 —
sahiptir. Ülkemizdeki İş nıakinalannın % 50'si Caterpiller diğerleri ise
International Harvester, Fiat-A llis, Komatsu, Hanomag ve Massey-Ferguson markalanın taşımaktadır.
Âdı geçen lider markaların dışında, iş makinaları parkında 100’c yakın mar­
ka bulunm aktadır ve paylan toplamı dahi oldukça küçük kalmaktadır.
İş makinalannda ortalama ekonomik ömür
Greyder
12.000 Saat
Dozer
15.000 Saat
Lastik tekerlekli loder
12.000 Saat
Paletle ekskavatör
15.000 Saat
Konkasör
12.300 Saat
Paletli Loder
9.600 Saat
Lastik tekerlekli ekskavatör
12.000 Saat
Silindir
19.500 Saat
Vibrasyonlu silindir
15.000 Saat
Kaya kamyonu
150.000 km.
İş Makinalanmn Yıllık Ortalama Çalışma Süreleri:
KİT
1750 Saat/Yıl
BL.LER.
1500 Saat/Yıl
ö zel Sektör
3000 Saat/Yıl
- 155 İŞ MAKİNALAR1 1977 - 1986 PARK DURUMU:
ANA M ALLAR
1977
1978
1979
1980
1981
1982
1983
1984
1985
1986
1 — P a le tli L o d e r
3 .7 3 7
3 .8 5 4
3 .9 4 4
4 .1 1 4
4 .2 4 6
4 .2 4 6
4 .2 5 7
4 .2 7 6
4 .3 2 7
4 .3 7 8
2 — L a stik T e k . L o d e r
1 .6 8 8
1 .7 3 5
1 .7 7 9
1 .8 4 3
2 .0 2 1
2 .0 7 1
2 .1 2 6
2 .1 8 1
2 .9 0 0
3 — D ozer
5 .7 7 5
5 .8 0 5
5 .8 2 0
6 .0 0 6
6 .1 9 8
6 .2 6 2
6 .3 8 5
6 .6 0 3
6 .8 2 1
7 .0 2 5
965
1 .0 1 6
1 .0 5 9
1 .1 1 8
1 .2 7 2
1 .4 9 3
1 .7 7 0
2 .4 2 5
8 .0 0 0
3 .9 0 0
4 .0 7 3
4 .1 3 7
4 .1 7 5
4 .2 7 0
4 .3 2 5
4 .3 8 6
4 .4 7 4
4 .6 3 9
4 .8 0 4
5 .0 0 1
696
686
686
686
692
694
697
701
712
A Ğ IR I Ş M A K İN A L A R I
4 - E k sk a v a tö r
5 - G reyd er
6 — S krcyp er
t
i
700,
—156 —
GELİŞMEYE ETKİ EDEN FAKTÖRLER:
Yurdumuzda yol, baraj, eneıji ve diğer altyapı yatırımlarına büyük önem ve­
rilirken, iş makinaları sanayinin neden bu denli cılız kalmış olduğunun se­
beplerini şöylece sıralamak mümkündür:
a) İş makinaları imalatı düşük imalat adetleri, yüksek maliyetler, ileri tek­
noloji ve yüksek yatırım gerektirmektedir. Bu nedenle gerekli korunma
tedbirleri alınmadığı sürece bu konuda yatırım yapmaya gönüllü olanlar
çıkmamaktadır.
b) Döviz rezervlerimizin bol olduğu dönemlerde İthalat yolu daima yerli
üretime tercih edilmiştir. Yurt içinde yatmm yapıp, uzun vadede yurt
ekonomisine katkıda bulunulmak yerine, ithalat yapıp kısa sürede, yük­
sek kârlar elde etmek ön planda tutulmuştur.
c) İş makinalanmn imalatı, satışı kadar satış sonrası yedek parça, servis
bakım onarım hizmetleri de çok önemlidir. Milyonlarca liraya mal ol­
muş bir makinamn parçasızlıktan beklemesi ve çalıştığı altyapı yatırı­
mının geri kalması milyarlarca liraya mal olmaktadır. Bu nedenlerle bu
sanayiye girmek isteyen kuruluşun bu satış sonrası hizmetlere de çok
önem verip, tesisler kurması zorunludur. Yüksek teknoloji ile imal edi­
len bu makinalann köşe başı tamircilerin eline bırakılmaması gerekir.
Gerekli devlet desteğini bulamayan yatırımcılar bu nedenle de bu konu­
da yatırımdan kaçmışlardır.
d) Yurdumuzda iş makinaları ithalatında uygulanan gümrük nisbetleri
adeta bu sanayinin gelişmemesi yönünde çalışmaktadır, örneğin; komp­
le iş makinası ithal edildiğinde uygulanan %5 lik gibi küçük bir gümrük
nisbeti, yerli imalat için ithal edilen c.k.d. parçalan için % 30—40 ol­
maktadır. Bu durum diğer otomotiv finallerine uygulanan nisbetlerden
tamamen farklıdır. Bir otomobilde komple araca uygulanan nisbet yu-
- 157 tamamen farklıdır. Bir otom obilde kom ple araca uygulanan nisbct yu­
karılarda kalırken, c.k.d.’lerin gümrük nisbeti düşük olup, yerli üretim
teşvik görm ektedir. Bu nedenle tüm otom otiv sanayi yüksek gümrük ko­
rumacılığı ardında gelişip dal budak salarken, iş makinaları sanayi kav­
ruk kalmaya mahkum edilm iştir. Bugün konulm uş olan fonlarla yerli
üretime biraz olsun destek sağlanm ış olmasına karşılık, diğer otomotiv
ürünlerindeki korumacılığa kıyasla iş m akinalanndaki korumacılık sem­
bolik kalmıştır.
e) Yurdumuzda geçen senenin son yarısına kadar iş makinaları bedelli be­
delsiz ithalatında herhangi bir fon sistem i uygulanmamaktaydı ve vurt
içinde üretilm ekte olan iş m akinalannın eş değerleri rahatça ithal edile­
biliyordu. Hal böyle iken, diğer otom otiv sanayi yüksek fon ve gümrük­
lerle belirli bir korum a altındaydı. Bedelsiz ithalat yoluyla hurda hale
. gelmiş makinalar düşük fiyatlarla ithal edildi. 1985 yılı ikinci yansında
konan fonlar sonucu bir d u r a k la m a o l d u ve ithalat büyük çapta teşvik
bedeli ithalata dönüştü. Y urt içinde üretilen iş makinalannın eş değer­
leri hiçbir fon ve gümrük ödem eden teşvik belgeleri kapsamında ithal
edilmeye başlandı ve bu durum halen devam etm ektedir.
Bugün y u rt içinde üretilen otobüs, çekici, kam yon gibi otom otiv ürün­
leri çok özel haller dışında teşvik belgesine bağlı gümrüksüz ithal edile­
mezken, y u rt içinde imal edilen iş makinaları pek rahatlıkla fonsuz vc
gümrüksüz yurda girebilm ektedir.
0
Yurdumuzda kam u kuruluşlarının inşaat makinaları alımlan belirsiz
zamanlarda ve yüksek adetlerde olm aktadır. Halbuki bu abmlar prog­
ramlanıp, yıllara dağıtdsa yerli kuruluşlar üretim planlamalarını çoJc
daha sıhhatli yapabileceklerdir.
g) Yurdumuzda inşaat makiııalarma yan sanayici olarak ça lışa b ilece k cid­
d i,
kalite mevhumu olan kuruluşlar parm akla sayılacak ka d a r a zd ır. Bu
-1 5 8 nedenle bunların geliştirilmesi ana fabrikalara düşmektedir. Bu sistem
hem zaman almakta hem de pahalı olmaktadır.
h) Yurdumuzda inşaat makinalan sanayiinde tecrübeli eleman bulunma­
maktadır. Bu nedenle tüm elemanlan sıfırdan alıp, yurtiçi ve dışında
eğitime tabi tutm ak gerekmektedir.
5 -ALINM ASI GEREKLİ TEDBİRLER:
1) 84.22 ve 84.23 G.T.I.P.'lan içinde kalan iş makinalannın gümrük
nisbetlerinin diğer otom otiv ürünleri gümrük nisbetlerine çıkarılması
veya sadece imalatçıların sadece kendi imalatlarında kullanacakları
c.k.d. parçaların ithalatında gümrük vergilerinin % 1 nisbetine indi­
rilmesi,
2) Halen komple iş makinalan ithalatında CİF bedel üzerine uygulan­
makta olan % 30'luk fonun asgari bu seviyede muhafaza edilmesi.
3) Türkiye'de halen imal edilmekte olan iş makinalannuı eşdeğerinin
teşvik belgesi yoluyla gümrüksüz ve fonsuz ithal edilmelerinin
mutlaka önlenmesi. Ayrıca D.P.T.'na başvuran ve iş makinalannın
ithalatını öngören her projeye teşvik verilmemesi ve teşvik belgesi­
nin sadece çok önemli ve belirli adedin ve kapasitenin üstündeki
makinalara verilmesi.
4) Teşvik belgesi ile yapılan ithalatta sağlanan KDV ödemesinin tecil
edilmesi uygulamasının ihracat sayılan yurt içi satışlarda da uygu­
lamasının temini.
5) Şayet 3. madde de belirtilen husus serbest piyasa politikası ile çakı­
şıyorsa, BYKP'nda bulunan sektörel ilkeler ve politikalara uygun
- 159o tarak 1986 yıh program ında "Yatırımların ve Döviz Kazandırıcı
Hizmetlerin Teşviki ve Yönlendirilmesine Ait Esaslar" ve bunlarla
ilgili 86/1 sayılı tebliğe göre, yatırım cıdan yerli firmaya temin etti­
ği yatırım m allarında yüzde 15 yerine, yüzde 20 oranında teşvik
primi uygulaması ve yatırım cının ithal yolunu seçmesi halinde ise.
Merkez Bankası tarafından yüzde 5 oranında kesilen primin yüzde
10 oranına yükselmesi. Şim di yüzde 15 olan ve yüzde 20'ye arünl.
ması istenen teşvik prim inin süratle uygulanması.
6) 1986 yılı programının "Yatırım Mallarının Kullanılması” bölümünün
6 nolu paragrafında" kuruluşlarca satın alınacak iş makinalannda
yurt düzeyinde yaygın servis ve yedek parça imkanlarını tevsik ede­
bilen markalar tercih edilecektir" ibaresinin bir şart haline dönüştü­
rülmesi.
1986 Yıh İthal Yönetm eliğinin eki "İthalat 8 6 /7 " sayılı tebliğde
yer alan maddeler için aranan "Bakım Onarım ve Servis Garantisi
Yeterlilik Belgesinin" 84.23 pozisyonlara giren iş makinaları ithala­
tında da aranması.
7) 1986 yıh programının "Yatırım Mallarının Kullanılması" bölümünün
11 nolu paragrafında "Bütün kamu kurum ve kuruluşları (Belediye­
ler ve bunlara bağlı kuruluşlar dahil) yatırım malı atımlarında, yerli
sanayinin daha fazla iştirakine imkan tanım ak üzere, aralıklarla ve
uygün miktarlarda ihaleye çıkacaklardır" tedbirinin temenniden
öteye götürülerek bu konuda DPT bünyesindeki Standardizasyon
Komitesi'nin daha ak tif ve düzenleyici bir rol oynamasının sağlan­
ması.
8 ) Bir iş le tm e d e a y n ı a m a c a y ö n e lik iş n ıa k in a la n n ın t a ş ıt v e e k ip m a n ­
ların ç e ş it li m ark a, m o d e l, tip ve k a p a site le r d e o lm a sı o rnakina par-
-1 6 0 kının bakım, tam ir ve bunlar için lüzumlu yedek parça, usta ve ope­
ratör yönünden çok mahzurludur. Böyle bir makina parkının sevk
ve idaresi, yedek parça stok ve kontrolünün sıhhatli ve ekonomik
olmadığı bellidir. Bunun için standardizasyona gidilmesi.
9) Son yıllarda Belediyelerin gelir kaynaklarının artması ve ellerindeki
parayı harcayacak yer bulamaz duruma gelmeleri nedeniyle büyüklü, küçüklü birçok belediye iş makinası ahmma gitmiştir. Belediye hiz­
metlerinin çok üstünde büyük makinalar alınmaktadır. Bu makinalara ithal müsaadesi verilirken belediyelerin hizmet alanlarının gözönüne alınması, atıl kapasiteye meydan verilmemesinin sağlanması, dış
kredilerle alınanların da birgün ödeneceği gözardı edilmemelidir.
10) Kamu kuruluşları tarafından dış kredilerle alınan iş makinalannm
komple ithali yerine, ülkemizde kalitesini ispat etmiş ve ihracatı ya­
pılan (kepçe, palet, kabin, koltuk, vs.) parçaların yurt içinden alın­
ması ile ilave işgücü yaratılacağı gibi, tesislerin de atıl kapasite ile
çalışması önlenmiş olacağı, buradan temin edilecek gelirlerle de ye­
ni yatırım lara im kan sağlanmış olacaktır.
6. SONUÇ:
Yol baraj, eeıji.ve diğer tüm altyapı yatırımlarını mutlaka en kısa za­
manda tamamlamak zorunluluğunda olan Türkiye'nin iş makfnalanna
büyük çapta ihtiyacı vardır. Bu nedenle, iş makinalan sanayinin diğer
otom otiv sanayiyi gibi hiç olmazsa bir müddet için elinden tutulması
şarttır. Bugün yurdumuzda kıvançla bahsettiğimiz bir otom otiv sanayi
varsa bu sanayi zamanında devlet tarafından verilmiş olan desteklerle bu hale gelmiştir. Aynı şansın iş makinalan sanayine de tanınması
lazımdır.
-
16-1
-
İş makinaları sanayinin yurdum uzda gelişmesi için m utlaka en son tek­
nolojiyi içeren makinalarm inıal edilmesi şarttır. Yerli dizayn veya yur­
dumuzda gelişmemiş bir iş makinaları sanayi ile toplamacı üretimle bir
yere varmak mümkün değildir. Bu sanayinin hakiki anlamda büyümesi
için öncelikle yüksek teknoloji transferine ve yabancı sermayeye gerek
vardır. Yabancı sermayenin bu konuda yatırım yapması için uzun vade­
li kolaylıklar gösterilmeli ve bu konuda uzman çok uluslu şirketlerin
Türkiye'de üretim tesisleri kurmaları ve buradan iç ve dış pazara dönük
satış yapmaları sağlanm alıdır. Yüksek teknolojinin nisbeten ucuz iş­
çilik ile birleştirilebilmesi Türkiye topraklarında yapılmalıdır. Bu iş
makinaları sanayi gelişmesi için en önemli fırsattır.
GÜÇ VE ENERJ İ MAKl NALARI SANAYİ İ
- 165 -
GÜÇ VE ENERJİ MAKİNALARI
DEĞERLENDİRME RAPORU
A —Elektrik Makinabn
B —Mekanik Makinalar
1. GİRİŞ
Ülke ekonomisinde önemli rol oynayan yatırım mallan sanayiinde göç ve
enerji makinaları, enerji yatınmlannın hızla yapıldığı ve büyüdüğü ülkemiz­
de çağdaş teknolojinin bu aşamada kullanıma girmesi enerji kaynaklannın
etkin kullanımı açısından önem taşımaktadır.
Yatmm mallannın yurt içinde üretilmesi teknolojik gelişme, katma değer
ve istihdam gücü yaratmaktadır. Kaliteli ya tın m malı üretimi araştırma —
geliştirmeye bağlı olup uzun vadede kalıcı, rekabet edebilir ve dışa bağımlı
olmayan imalat sanayisinin doğmasını sağlar. Dünyada teknolojinin çok ile­
ri olduğu ülkeler yatınm malı üretimlerini de bırakmaya ve daha çok proje
ile teknoloji ihracına yönelmektedir. Bu durum karşısında bizim de ileri
teknoloji üretebilmemiz için yatınm mallan üretimi yamnda araştırma —ge­
liştirmeye büyük önem vermemiz gerekmektedir.
- w
-
2. SEKTÖRÜN TABIMI VE Ş ^ |. A ^ ^ M A S I
UMü*!/,.fi 2 V H İW j.ı;i-K *
2.1. ELEKTRİK MAKlNALARI:
Elektrik enerjisini mekanik enerjiye veya mekanik enerjiyi elektrik enerjisi"i. •;<, *\x *
î . t ' - i*
ne dönüştüren elektrik makinalan, elektrik eneıjisinin niteliğini değiştiren
statik veya dönen elektrik makinalan ile, salt sahası cihazlarından sadece ölçü, koruma ve kumanda cihazlarını ve kesicileri kapsayan bir çerçevede ta­
rif edilmiştir. Bu taıum ve kapsamın içine
-'i ■ >
. ■ ■ :
i'.i /
’ *i : ' ■'•us
. _ı •! ‘ /
'5 ı- i -
. •:?
1. Elektrik,Motorlan
■-*» ■ ■^
' -
-s ' ■ ■ . ' . ;
• .:-r
■
2. Jeneratörler
•* ■\M-1
t, .
_ ■■ V-'
.• ¡-
./■
*;
,
'
■ r” . . >\.U'
-
3. Transformatörler
4. Şalt sahası ekipmanlan (kesid, kapasitör vs.)
gbmektedfr.
1. Elektrik Motorlan: Elektrik enerjisini mekanik enerjiye çeviren bîr makinadır. Elektrik Motorlan motor güçlerine göre şu şekilde smıflandınhrlar.
1.1.— Mikro Motorlar: Oyuncak motorlan, elektrikli traş makinası motor­
lan, servo motorlar.
1.2.— Gücü Kesirli Motorlar: Gücü 1 HP'den küçük olan motorlardır. Buz­
dolabı, çamaşır makinası, ev ve büro motorlan.
1.3.— Küçük Motorlar: Ünite gücü 1 —60 HP arasında olan motorlardır.
- 167 1.4.- Orta Güçlü Motorlar: Gücü 60 — 220 HP arasında olan motorlardır.
1.5.— Büyük ve çok Büyük Güçlü Motorlar: Gücü 220 HP den büyük olan
motorlardır.
2. Jeneratörler: Mekanik enerjiyi elektrik enerjisine çeviren makinalardır.
3. Transformatörler: Bir alternatif akım sistemini, aynı frekansta ve farklı
akım ve gerilim değerlerinde bir ya da birkaç alternatif akım sistemine dö­
nüştürmeye yarayan elektromanyetik endüklemeli statik aygıta TRANS­
FORMATÖR denir.
Sektör kapsamı içindeki güç transformatörleri aşağıdaki şekilde sınıflandı­
rılmaktadır.
3.1.- Dağıtım Tranformatörler: (Alçak gerilim sargısı 400 V'a kadar olan)
32.— Orta Gerilim Göç Transformatörleri: (Alçak gerilim sargısı 400 V'un
üstünde, yüksek gerilimleri 36 KV olan -36 KV dahil-)
33.— Yüksek Gerilim Güç Transform atörleri: (Yüksek gerilimle» 154 KV
ohn -154 KV dahil-)
3.4.- Çok Yüksek Gerilim Güç Transformatörleri: (Yüksek gerilinden 154
KVIn üstünde olan)
3.5.- özel Güç Transformatörleri ve Reaktörler
22. MEKANİK MAKİNALAR
Kullandığı yakıt veya yakıt yerine geçerli gaz veya hidrolik ile güç veya
- 168 elektrik üreten makinalara mekanik makinalar denir. Her türlü benzin, dizel
ve gazolin motorlari ile son yıllarda az da olsa üretilen bütan gazla çalışan
motorlar ve imalat kuruluşları olmayan buharlı türbinler, gazlı türbinler ser­
best pistonlu jeneratörler, hidrolik türbinler bu kapsam içinde düşünülmeli­
dir. Bu kapsama giren mekanik makinalar.
1. İçten yanmalı, pistonlu benzin ve dizel motorları
2. Pistonlu buhar makinaları
3. Buhar türbinleri
4. Gaz türbinleri
5. Serbest pistonlu jeneratörler
6. Hidrolik motorlar.
- 169 3. YATIRIM M ALLARI SANAYİNİN ÖNEMİ
Kalkınma her yönü ile sanayileşm eye bağlıdır. Sanayileşme ise yatırım malİan konusunda söz sahibi olm akla belli bir çözüme ulaşm ış olup, teknoloji­
de yaratıcılığın ta tb ik at sahasına konulması yatırım mallan sanayiinin mev­
cudiyeti ile orantılıdır. M evcutlarının geliştirilmesi ve yeni teknoloji üretimi
buna bağlıdır. Y aratıcılık yaratan beyin gücüne bağlıdır. Yetişen beyin gü­
cün kaybı bu gücün y arattığ ı ürünlerin pahalılığı k ıt kaynakların devamlı dı­
şa akmasına neden olur.
Gerçek sanayi kendi teknolojisini üretebilmek dem ektir. Bu ise yatırını mal­
lan sanayinin rantabl ö lçekte yurdum uzda gerçekleştirilmesi ile mümkün­
dür.
Bir Şikenin savunma gücü ekonom ik ve teknik gücüne bağlıdır. Mevcut sana­
yi kısa sürede savunma m aksatlarına yönlendirilebilir. Savaşta üstünlüğü ye­
ni buluşlar sağlam aktadır. Ayrıca konvensionel silah ve malzemenin kaliteli
olarak süratle yeterli m iktarda üretimi bu sanayiinin gücüne bağlıdır.
- 170 4. GENEL DEĞERLENDİRME
4.1. Türkiye'de Elektrik Makinaiannm Bugünkü Durumu:
Yurdumuzda 120 KW güce kadar alçak gerilim beslemeli alternatif akım
elektrik motorları, 270 kw güçte doğru akım elektrik motorları;
— 25 MVA güce kadar hidro —generatörler
1000 KVA güce kadar orta ve küçük güçlü jeneratörler,
— 154 kv/100 MVA güce kadar güç transformatörleri
(380 kv/150 MVA transformatör üretim kapasitelerine ulaşılmıştır)
— 420 KV’a kadar gerilim ayıraçları
— Muhtelif güçlerde kondansatörler, ölçü ve kumanda cihazları imal edil­
mektedir.
- Bunların toplam üretim kapasiteleri ite yıllık üretim satıştan aşağıda belir­
tilmiştir.
Güç ve dağıtım trafoları
Elektrik Motorları
Hidro —Generatörler
Mevcut kapasite
Üretim —Satış
9510 MVA/yıl
3323 MVA/yıl
2750 MW/yd
1200 MW/yıl
150 MW/yıl
20 MW/yıl
100 KVA/yıl
50 KVA/yıl
Küçük ve orta güç jeneratörler
(1000 KVA *ya kadar)
Tablodan görüleceği gibi yurdumuzda elektrik makinaları sanayiinde kapasi­
te kullanım oranı % 15 — 50 arasında değişmektedir. Bunun nedeni yurt
içinden karşılanabilecek elektrik makınalannın ithal edilmesi görülmekte­
dir.
- 171 42 Tifrkiye'de M otor Sanayiinin Bugünkü D urum u:
Motor sanayii ülkemizde bugüne kadar daha ziyade tarıma dönük hedeflere
yönelik kurulmuş ve m otor güçleri de yine bu durum a göre düşünülmüş
olup üretim kapasiteleri de ona göre ayarlanm ış yillar boyu aynı teknoloji
tc güçte
ve hatta tek silindirli motorlarla ayakta duran bir sanayi olm uştur.
Bu yatıran m allan arasında yer alan enerji nıakinalanndan bir bölümünün
parçası olan (Dizel M otorlan) ele alacak olursak şu andaki kullanma alanlan
— Taşıt m otorlan
-
Zirai maksatlı m otorlar
-
Stasyonel m otorlar
— İnşaat ve ağır sanayi m otorlan gibi alanlarda kullanılarak geniş sahada
hizmet görmektedirler. Ancak ülkemizde kurulm uş olan fabrikalar ister sa­
nayi alanına, ister tanın alanına hizmet veren üretim çeşitlerinde olsun, dai­
ma diğer ülkelerin terk etm ek üzere olduğu teknoloji ve modelleri üretmek
durumunda bulunm aktadır.
43. Gelişmiş Ülkelerde Son Durum ve Geleceğe Dönük Hedefler:
Bugün dünyada teknolojinin çok ileri olduğu ülkeler yatırım malı üretimleri­
ni de bırakmaya ve daha çok proje ile teknoloji ihracına yönelmekte olup,
kendi ihtiyaçlannı da dışandan karşılamayı planlamaktadırlar.
-1724.4. Teknolojik Yönlerden Arzu Edilpp, Hedefler:
1. Mevcut ürünlerin kalitesinin dünya standartlarına uygun hale getirilmesi.
2. Tasanın yöntemlerinin geliştirilmesi, bilgisayarla yapılabilir hale getiril­
mesi.
■, ;
_
3. Ürün performansım artına araştırmaların yapılması.
4. Elektrik dalındaki kapasite.fazlasını daha büyük güçlü yüksek gerilimli
motor üretimi için değerlendirmek amacıyla yatırım ve geliştirme çalışmalan.
5. Küçük güçlü enerji üreten maltinalarda hacım küçültülmesi ve yeni mal­
zemelerin kullanımı yoluyla mevcut teknolojinin geliştirilmesi.
'6. Transformatör sanayiinde özel transformatörlerin (yüksek frekanslı güç
kaynaklan) üretimi için ve gerilim düzeyinin yükseltilmesi ve üretimin en
son teknolojinin uygulandığı düzeye getirilmesi yönünde çalışmalar.
7. Metal glass malzemenin genel olarak elektromekanik sanayide kullanımı
üzerinde çalışmalar,
8. Savunma sanayiinde kullanılacak her türlü elektrik makinalanıun imali­
ne yönelik araştırma ve geliştirme çalışmalarının desteklenmesi.
9. Eneği üreten büyük güçlü makinalar sektöründe, mevcut kapasitenin
yetersiz olduğu dikkate alınarak gerekirse yabancı sermaye iştirakiyle kapa­
site artınını ve satın alınan teknolojilerin özümlenmesi ve geliştirilmesi ama­
cıyla araştırma ve geliştirme faaliyetlerine önem verilmesi.
— 173 —
10. Trafo merkezleri ve santralleri için entegre ölçü ve kontrol sistemleri ge­
liştirilmesi için araştırma ve geliştirme çalışmaları arzu edilen hedeflerdir.
S. ARAŞTIRMA - GELİŞTİRME VE YÖNLENDİRME
Olkemizde bugüne kadar araştırma ve geliştirme sahasında birşeyler yapıl­
mamış olup, hazır ve geri teknolojiler satın alınarak montaj sanayiiden yerli
üretime geçilmiştir.
1. Bilgi Birikiminin Artırılması ve Bilim Adamı Yetiştirilmesi Yönünden
Çalışmalar:
Araştırma ve bilim adamı yetiştirilmesinin sağlanması amacıyla doktora ya­
pan araştırmacılara ve araştırma konularına yeterli finansman sağlanması ve
faiversitelerin cazip iş a la n la rı haline gelmesine teşvik edici ücret politikalannın izlenmesi ve genel olarak kaliteli insan yetiştirmeye yönelik bir eğitim
politikası uygulanması.
2. Finansman Desteği: Yasa ile getirilen teşviklere ilaveten kuruluşların
kendi bünyelerinde yaptıkları araştırma çalışmalarına düşük faizli kredi ve
amortisman indirimi yoluyla destek sağlanması.
3. Test Merkezleri Kurulması: Sektörde üretilen ürünlerin kalitesinin yükseltilebilınesini sağlaya bilmek amacıyla test sonuçlan uluslararası kuruluş­
larca tanmaıı test merkezleri oluşturulması ve bu merkezlerin üniversitedeki
uzmanlardan yararlanabilmek amacıyla imkan nisbetinde üniversite kampus­
larında kurulması.
Bu çerçevede aşağıdaki test. merkezlerinin kurulması öngörülmektedir.
-174- <.
a) Y ü k s e k g ü ç kısa —devre test merkezi.
b) Elektrik makinaları test merkezi
4. Araştırma Merkezleri Kurulması: Mevcut araştırmacı bina ve cihaz im­
kanlarından en iyi şekilde yararlanabilmek, üniversitenin sanayi ihtiyaçla­
rına doğrudan cevap verecek araştırmalara yönelmesini sağlamak amacıyla
üniversite bünyesinde bir Elektromekanik ve Güç Elektroniği Enstitüsü ku­
rulması gerçekleştirİlmelidir. Bu kuruluş TÜBİTAK eliyle ve/veya sanayici
birliklerinin finansman desteğiyle oluşturulabilir.
- 175 6. SONUÇ:
Türkiye üretim yapısını bilgi yoğun sektörler ve bu arada öncelikle makina
tc
yatmm mallan doğ rultusunda şekillendirilmelidir. Yatırım mallannın
yurt içinde üretilmesi teknolojik gelişme, katm a değer ve istihdam gücü ya­
ratmaktadır. Kaliteli y atın m malı üretimi uzun vadede kalıcı, rekabet ede­
bilir ve dışa bağımlı olm ayan im alat sanayiinin doğm asını sağlar. Bu sanayi­
de fara ve orta vadede öncelikle insan faktörüne dayalı alt yapısını (eğitim,
otganizasyon, planlama vb.) iyileştirm ek zorunludur.
ülkemizde elektrik genellikle doğuda üretilip batıda tüketilmektedir. DolaİFİSi ite uzun iletim h atlan şebeke kaybını arttırm aktadır. Ancak son yıllarda
batıda da santrallann işletm eye alınması ile kayıplar % 3,7 seviyesine düşürîhnüştür. Aynca kayıplanıı düşmesi iletim hatlanm n yeterli derecede ol­
ması ve nominal güçlerinin üzerinde yüklenmemesinden de meydana gelmiş­
tir.
Ancak şehir şebekelerinde kapı oldukça fazladır. Bunun da en büyük nede­
ni bu şebekelerin eski ve düzensiz olmasıdır. Hatların ve trafoların kapasite­
lerinin üzerinde yüklü oluşu, iletim ve izolasyon malzemelerin kalitesi ile
bağlantı elemanların eski ve kalitesiz oluşu en büyük etkendir.
Bunu ortadan kaldırm ak için öncelikle iletim ve izolasyon malzemelerinin
kalitesi ve standardizasyonun yeterli seviyeye çıkarılması, kalite kontrol­
ümün sık sık yapılması lazım dır.
Şehir şebekelerinin ileriye dönük olarak yenileştirilmesi, trafo ve hat kapa­
sitelerinin normal seviyeye düşürülmesi ilave trafo merkezleri kurulması ve
yeni iletim hatlan yapdması gereklidir. Hatların dengeli olarak yüklenmesi
için özen gösterilmelidir. H atların güç katsayılanru 0,9'un üzerine çıkaracak
Çalışmalamı yapılması gereklidir.
- 176 —
Elektrik şebekelerinde güç katsayısının (cos 0nin) yüksek tutulması kullanı­
lan trafodan veya iletim hattından azami seviyede istifade etmek demektir,
(örneğin: 100 kVA. trafodan 0,8 cos 0de 80 kW. ile çalışabilirken, aynı
trafodan Cos 00,9 iken 90 kW. ile çalışabilecektir.) Bu kadar önemli olan
bu faktörün düşmesine neden faktörlerin ortadan kaldırılmasına özen göste­
rilmelidir. özellikle motor seçimlerinde işin kapasitesine göre motor seçil­
melidir. Ancak bu tedbirler de yeterli olmadığı taktirde otomatik kompanzasyon tesislerinin kurulması bir işletme için hem tesis yönünden hem de
maddi yönden daha kârlı ve güvenilir olacaktır.
Ülkemizde enerji iletim ve dağıtım şebekelerinde kullanılan alüminyum ve
çelik özlü alüminyum iletkenler tüm dimyada en yaygın kullanılan iletken­
lerdir. Şu anda da çok önemli bir gelişme söz konusu değildir. Ancak ko­
ruma iletkenlerinin özü fiber glas yapılıp muhaberede yararlanılmaktadır.
Fakat bu sistem hünez ülkemizde kullanılmamaktadır.
7. KAYNAKLAR
— 5.5 Y. Kalkınma Planı
-
TEK
NAKİL VE KALDIRMA MAKİNALARI SANA YU
180
1.1. ÜLKE KALKINMASINDAKİ ÖNEMİ:
-
-
Limanlarda, istasyonlarda, yükleme — boşaltmanın hızlandırılması, baraj­
larda, santrallarda, tersanelerde büyük yük değerleri Qe dahi süratli, güvenli
çalışmalar, kömürlü termik santrallerin yakıt ve küllerinin, güvenli ve sürekli
olarak, ayrıca çevre temizliğine önem vererek taşınması, fabrikaların mine­
ral ve hammadde ihtiyacının ekonomik olarak, hatta uzak mesafelerden
bandl* konveyörlerle veya teleferiklerle taşınması, yol ulaşımı zor olan yer­
lerde ulaşım için teleferiklere başvurulması, dağ sporları ve turistik maksat­
larla teleferik ve telesiyejlerin ön planda tutulması, yüksek bina ve kulelerde
>
•.
'
r
,
düşey doğrultuda hızlı ve rahat ulaşım sağlanması bakımından asansörler,
fabrikalarda, işletmelerde her türlü endüstriyel üretim prosesi ve Setimi için
taşıyıcı tesisler, ülkemizin kalkınmasında önemli rol oynayacaktır.
12. SAVUNMADA ÖNEMt:
Her türlü silah, mermi ve mühimmatın taşınması, füzelerin rampalara kaldı* ,
rılması, rampaların ayan, savaş ganilerinde alalıların ve uçakların indirilip
kaldırılması ve daha bir çok ikmal işlemleri, taşıma ve kaldırma tekniğinin
yardımı ve katkısı ile üstün başan yolunda ilerler. Savunmada tarihi eserle­
rin korunması, barikat teşkili ve giderilmesi işlemlerinde, konuna hattı ve
mania inşasında, enkaz kaldırılması çalışmasında, âv3 ve askeri ihtiyaç hal­
lerinde, iletim, kurtarma, tamir ve montaj işlerinde yeterli kapasitede makina ve tesisat.
İstiklal savaşının sırtında mermi taşıyan kadını, savunma taşımacılığımızın
ulusal sembolüdür.
Kıbrıs harekatının daha arifesinde, 150 tonluk KOCAYUSUF Macunasmın,
İstanbul'dan Mersin'e doğru yola çıkışı, o günün mütevazi şartlarım ifade
ederek, kaldırmanın savunmadaki önemini gösteren küçük bir örnektir.
- 181 2. MEVCUT YAPILAN VE TEKNOLOJİK DURUM:
2.1. Yurt İçi Durum:
Memleketimizde transport işlerinde, kısmen insan gücüne dayalı basit taşı­
macılıktan, düzenli ve hızlı mekanizasyona geçişin önem i epey zamandan
beri anlaşılm ıştır. Daha geniş ve büyük çapta olmak üzere devlet sektöründe
olduğu gibi, özel sektörde de modem ve büyük kapasiteli makina ve tesisle­
re yer verilmektedir.
Yatırıma verilen önem ile orantılı olarak, yerli im alat imkanlarında da
önemli gelişmeler görülmektedir.
İhtiyacın imkanları hareket geçirdiği, kamçıladığı bir gerçektir. İhtiyacın
mevcudiyetini tesbit için de bilgiye, görgüye, açık düşünebilmeye ve teşeb­
büs sahibi olmaya gerek vardır. Bilineni yeniden keşfetm eye çalışmakta fay­
da yoktur. Japon gemi inşaat sanayiinin, dev yapılı, yüksek kapasiteli portal
vinçlere dayanarak geliştiği görülmüş, ülkemizde de benzerlerinin uygulan­
masına başlanm ıştır.
2000 yılına kadar Türkiye’de gerçekleşmesi gereken daha çok şey vardır.
Gidişi hızlandırmadığımız takdirde başarımız yetersiz olacaktır.
- 1823. DÜNYADA, GELİŞMİŞ ÜLKELERDEKİ DURUM VE GELECEKTE
ALINMASI GEREKEN TEDBİRLER:
Nakil ve kaldırma makinaları sanayi konusunda memleketimizde kamu ve
özel sektör kuruluşlarında büyük bir bilgi, teknolojik düzey, dünyada bazı
gelişmiş ülkelerin ulaştığı düzeyle mukayese edildiğinde, bazı özel konular­
da ve elektrik —elektronik ve bilgisayar uygulamaları açısından, ülkemizin
5 — 10 yıl gerilerde olduğu görülmektedir.
Bu bakımdan, bu açığın süratle kapatılabilmesi için özel konular, ileri tek­
nolojiler, bilgisayarlar uygulamaları hususlarında yabana firmalarla know —
how patent anlaşmaları teknik işbirliği yapılması zarureti ortaya çıkmakta­
dır.
Nakil ve kaldırma makinaları konusunda özellikle, Federal Almanya, ABD,
İngiltere, Fransa, Japonya gibi ülkeler çok uzun yıllardan beri standardizas­
yon çalışmalarını sürdürerek, günümüzde artık denenmiş ve yerleşmiş ulusal
ve uluslararası standartlar oluşturmuşlardır.
Ülkemizde ise bu konudaki çalışmalar son derece yetersizdir. Kullanılan ya­
bancı standartlar, tanımlar ve kavramlar, makinaların sınıflandırılm a« tüke­
tici açısından bir düzensizlik mevcuttur. Ülkemiz koşullarına uygun ayrıntı­
lı ve eksiksiz standartlar öncelikle hazırlanmalı ve zorunlu olarak yürürlüğe
konmalıdır.
Dünyanın birçok gelişmiş ülkelerinde, taşıma ve kaldırma tekniği önemli
bir düzeyde tutulmaktadır. Üniversitelere bağlı öğretim ve araştırma müesseseleri, fabrikalar, organizasyon büroları çok sayıda modern uygulam alar
bunun isbat ve ifadesidir. Bir Japon mütehassısı, gemi inşaat faaliyeti ve ba­
şarısının, sadece ve sadece kaldırma — taşıma tekniğine dayandığım ifade
etmiştir.
- 183 —
4.
te k n o lo jik y ö n d e n a r z u e d ile n h e d e f le r v e
BU HEDEFLERE VARMAK IÇÎN SEÇİLEN YOL VE YÖNTEMLER:
Ekonomik, ticari ve teknolojik koşullar içinde savaşma ve işletme isteyen,
pazarlama isteyen, yan sanayi gerektiren, kaliteli hammadde ve yan mamul
gerektiren, gelişen teknolojileri ile üretim yaparak Türkiye'ye satış yapmak
isteyen y ab an a finnalarla rekabet etm ek mecburiyetinde olan bu sanayinin
sorunlarına çözüm getirilebilmesi için öngördüğümüz tedbirler — teşvikler
aşağıdaki gibi sıralanabilir.
1. Atıl kapasiteye çözüm getirilmeli, aydı konularda üretim yeni yatınm
talepleri hassasiyetle değerlendirilerek incelenip sonuçlandırılmalıdır. Bo­
şuna özkaynak sarfına meydan verilmemelidir.
2. İstenilen katilede hammadde, yan mamul, mamul bulunabilmeli; gere­
klise bu akşamın kolaylıkla ithalatının yapılması sağlanmalıdır.
3. Bu alanda sanayinin gelişmesine paralel olarak özellikle modern taşı­
ma makina, araç ve gereçler konusunda konstrüktör (mühendis, teknisyen)
işletmeci yetiştirilm esi gerekmektedir.
4. Mevcut ve hayli gelişmiş bulunan bu endüstri dalında teknik ve idari
şartnamelerin yönlendirici, zorlayıa kayıtlan paralelinde yerli sanayimizin
kalite ve em niyet yükseltilmesi; denetim test ve kontrolün çok etkin, sürat­
li olarak yönlendirilmesi ve geliştirilmesi gerekmektedir.
5. Yatırım mallanm , yatmmcı, teşvik belgesine istinaden yurt dışından
gümrük muafiyetli olarak temin etme olanağına sahiptir. Yerli yatınm malı
üreticileri, mamulün bünyesindeki bazı girdileri gümrüklü olarak temin etti­
ğinden fıatı pahalı olmakta, bu sebeple yapımcının ürettiği makina yaijnmcı için teknik olarak uygun halde, pahalılık sebebiyle yapımcının sıpnrisi nl
-184ma şansı azalmaktadır. İthal ikamesi için getirilmiş olan teşvik tedbirleri­
nin, yerli yapımcıları fiyat yönünden iç pazarda gümrük muafiyetli dış men­
şeli mallarla rekabet edebilecek düzeye getirilmesi lazımdır.
6. Yerli katkı oranının öngörülecek bir seviyeden yüksek olması halinde,
yerli yapımcının fiaünın yabana yapımcılara karşı öngörülecek bir oranda
(% 15'e kadar) preferansa sahip olması ilkesi benimsenmeli, geliştirilmeli ve
genelleştirilmelidir.
7. Dış pazarlarda Türk yapım cılarının memleket menfaatlerine uygun bir
şekilde hareket etmeleri düzenlenmelidir.
8. Türkiye'nin son zamanlarda çok yakın ilişkilerde bulunduğu Cezayir,
Tunus, Pakistan, Endonezya vb. ülkelerde yapılagebnekte olan ekonomik
temaslarda yerli yapımcıların üretim programlarında etkinliğini artırmak
amacıyla Devlet politikası güdülmeli ve gayret sarfedilmeEdir.
9. Devletin ve kamu kuruluşlarının satm aldığı yatırım mallarım yerli te­
min etmesi sağlanmalıdır.
10. Yerli üretilenlerin ithaline izin verilmemeli veya yerli üretimin yabancı
ile rekabet edebilmesini mümkün kılacak kolaylıklar, tercihler sağlanmalı­
dır.
11. Yurtiçi yatırımlar için açılan uluslararası ihalelerde yerli firmaların hak­
lan yabancı rakiplerine karşı devletçe korunmalıdır.
- 185 5. ARAŞTIRMA - GELİŞTİRM E VE YÖNLENDİRME
Nakil ve kaldırma makinalar sektöründe araştırma ve geliştirme faaliyetleri
son derece sınırlı ve yetersizdir. Bu sektörde faaliyet gösteren kuruluşlar
kendi mali ve teknik kaynaklarım daya ziyade satın alma, imalat ve üretim
üzerinde kullanm aktadırlar. Üniversiteler A —G konularında işbirliği yapıl­
malıdır. Ayrıca
A — Gçalışm alan pahalı çalışmalar olduğundan devletçe
teşviki sağlanmalıdır.
Yönlendirme konusuna gelince; halen memleketimizde üretilmeyen fakat
yabancı teknoloji işbirliği ile üretilebilecek konular belirlenirken, memleke­
timizin kalkınma plan ve programlarında öngörülen faaliyetlere hizmet vere­
cek yeni türlerin üretiminin yönlendirilmesi uygun olacaktır.
-
186
-
6. SONUÇ:
Nakil ve kaldırma makinalan sektöründe en acü problem ülke çapında stan­
dardizasyona gidilmesidir. İmalat kalitelerinin standartlara uygun hale geti­
rilme» gerekmektedir. Bu gerçekleşmediği takdirde; yeterli ve yetersiz ku­
ruluşların birbirinden ayrılarak, yetersiz kuruluşların ayıklanması veya ek­
sikliklerini tamamlamaya yöneltilmesi mümkün olacaktır. Haksız rekabet
ortamının önlenmesiyle, teknoloji düzeyinin de yükselmesi ve araştırma —
geliştirme çalışmalarının hız kazanması beklenebilir. Ancak bu konularda
gerekli teşvik ve yönlendirmenin yapılması da zorunludur.
ENTEGRE TESİS YATIRIM
MARÍNALARI SANAYİİ
-
189-
YAT1RIM MALLARI SANAYİİ
ENTEGRE TESİS YATIRIM MAKlNALARI
1— Giriş:
Entegre Tesis Yatırım Makinalannda Mevcut Durum:
Kalkınmakta olan ülkelerde tarımdan, sanayi'e doğru bir akış olmaktadır.
Ülkemizde de bu durum bariz şekilde aşağıdaki tablodan müşahade edil­
mektedir.
Sektörlerin GSYlH içindeki paylan %
Sektör
1982
1983
1984
1985
1986
Tarım
20,7
19,5
19,4
17,8
17,5
Sanayi
27,0
28,5
29,4
31,8
32,1
Hizmetler
523
52,0
51,2
20,4
50,4
YEKÛN %
100,0
100,0
100,0
100,0
100,0
Yatırım mallan sanayii'nin bir bölümünü oluşturan Entegre Tesis Makinalan İmalat sanayii'nin diğer sektörlere göre belirgin vasfı her projeye göre de­
ğişen boyutlarda ve ağırlıkta imalat yapılmasıdır. Dolayısıyla emek — yo­
ğun bir imalat türüdür.
2 —Türkiye'de Durum:
Ülkemizde komple tesis imalatı konusunda bugün için 100 civannda resmi
ve özel sektör faaliyet göstermektedir. Komple şeker, çimento, maden işle­
me ve çıkarma, cevher işleme, petrokimya, rafineriler, tüketim malı üreten
sanaynler ile ara malı üreten sanayilerin ihtiyacı olan mal ve hizmetler üre­
tilmektedir. Bu konularda gerek özel sektör ve gerekse resmi sektörde bü­
yük çapta imalat ve proje konusunda bilgi vc tecrübe birikimi vardır
- 190 —
Son yıllarda bu sektör grubuna giren imalatçılar dış ülkelerden komple tesis
taahhütlerini almış ve bunları muvaffakiyetle yerine getirmişlerdir. Aslında
coğrafî konum un yarattığı avantajlar sebebiyle Orta Doğu ve 3. Dünya ülke­
lerine ihracat yapma kolaylıkları vardır. Bu imkan özellikle müteahhitlik fir­
maları tarafından değerlendirilebilmektedir.
Yukarıda belirtildiği gibi bu sektör emek - yoğun olan bir imalat türünü
kapsadığından bu tip imalata uygun düşen enerji tesislerini de kolaylıkla
imal etmek mümkündür, özellikle Hidrolik ve Termik Santral için gerekli
üniteler kolaylıkla imal edilebilir.
3 — Dünya'da Durum:
Gelişmiş ülkelerde makina imalat sanayinin GSMH içindeki payı büyük ol­
maktadır. Dolayısıyla katma değer ve istihdam yaratma yönünden ekonomi­
ye çok büyük katkısı vardır.
Gelişmekte olan ülkelerde ise yatırım mallan sanayii'ni geliştirerek kendi ü t
kelerinin sanayileşme sürecini kısaltmaktadırlar. Bu ülkelerde emek faktörü
ucuz olduğundan ucuz insan gücünü kullanmak suretiyle hizmet ve ürünleri­
ni dış ülkelere rahatlıkla pazarlayabilmektedirler. Bu gruba, Güney Kore,
Brezilya, Hindistan iyi bir örnek teşkil etmektedir.
Ülkemizde entegre tesis makina imalat sektörü yukarıda belirtilen ülkelerde
olduğu gibi ucuz insan faktörünü kullanmaktadır. Dolayısıyla her zaman çe­
şitli entegre tesislerini dış pazarlarda değerlendirebilrirler.
Bu tip üretim insan faktörüne çok bağh olduğundan eğitim ve araştırmaya
ağırlık vermek suretiyle gelişmiş sanayii ülkeleri düzeyine gelinebilir. Ülke­
mizde ilk yerli şeker fabrikası 1962 yılında, ilk çim ento fabrikası 1968 yı­
lında, ilk hidrolik türbin 1983 yılmda gerçekleştirildiğine göre entegre tesis
- 191 makinalan imalatı çok yenidir. Şeker, çimento sanayiinde gerekli ilerleme­
ler olm uş, diğer entegre tesis makinalan gerektiren sanayilerde ise henüz geEşme durum undadır.
Gelişmiş Ülkelerde Son Durum ve Geleceğe Dönük Hedefler:
18. yüzyılda llgintere'de başlıyan bilahare Fransa, Almanya, Belçika, Hol­
landa, Avusturya ve İsveç'te yapılan sanayi devrimi Avrupa’da teknoloji geEşmesini hızlandırm ıştır. 20. yüzyılın ikinci yansında geliştirilen bilgiler ne­
deniyle bu çağa 'T eknoloji Çağı” adı da verilmektedir, özellikle gelişen
bilgisayar Teknolojisi ile ikinci sanayi devrimini yapan gelişmiş ülkelerde
ulaşılan teknolojik seviye Japonya gibi ülkeleri bile yaşam standartlarının
en üst seviyelerine çıkarmıştır. Bu gelişmeye paralel olarak artan ilmi araş­
tırmaların astronom ik masrafları artık tek bir ülke tarafından değil, enternasyonel kuruluşlar aracılığıyla karşılanmağa başlanm ıştır. Amerika ve Av­
rupa'da pekçok kuruluş daha güçlü olabilmek için birbirleriyle birleşmeyi
tercih etm eğe başlamışlardır. Ülkeler bile evvela ekonomik yolla birleştik­
ten sonra siyasal birleşme hazırlıkları konusunda hayli ileri safhaya ulaşmış­
lardır. Çok gelişmiş sanayi ülkelerinde geliştirilen robotlar sayesinde beden
gücüne dayanan çalışma çok yakın bir gelecekte ortadan kaldırılabilecektir.
Bu sayede oluşacak yeni gelişmiş beyin potansiyelinin teknolojinin daha
ileri seviyelere erişmesini sağlıyacağı aşikardır.
4 — Gelişmenin hız kazanması için alınacak tedbirler:
A) Kısa vadeli planlama safhasında:
1— Entegre tesis yatırım makinalan imalatı yukanda da belirtildiği gibi ül­
kemizde yeni gelişen bir sanayidir. Bu sebeple dış rekabetten korunmalı­
dır.
- 192 —
2— Entegre tesisler ekseri dış kredilerle temin edildiğinden Türk firmaları
bu işe girememektedirler. Bu konuda tıpkı hidrolik santral ünitelerinin yurt
içinden temini hakkında çıkartılan kararnamede olduğu gibi (27.7.1983 ta­
rih ve 83/6911 saydı kararname)
Türk mühendislik ve imalatçı kuruluşların imkanları desteklenmelidir.
3— Dış kredilerle gerçekleştirilen bu tip tesisler için yerli imalatçıların ver­
dikleri teklifleri, yatırımcı firmanın Türk Parası imkansızlığı dolayısıyla yer­
li firmaları değerlendirememektedir. Bu konuda Türk firmalarına gerekli im­
kan yaratılmalıdır.
4— Ülkemizde yatırım makinalan üreten yerli firmalara müşterileri adına
kredi açabilecek bir veya bir kaç banka oluşturulmalı, yerli ve y ab an a müş­
terilere kredi verilebilmelidir.
5— Ülke düzeyinde prodüktivite artışım sağlıyacak projeler desteklenmeli­
dir.
6— Türkiye'nin İslam ülkelerinde yatırım yapabilmesi için Devlet desteğin­
de firmaların ortak hareket etmesi sağlanmalıdır.
B) Uzun vadeli planlama safhasında:
1 - Bugün dışa açılmış Türkiye Ekonomisinde yarının sağlam temellerinin
atılması ancak, yerli kaynaklara dönük ve dışa ancak gerektiği kadar bağım­
lı olan, Türk insanının yapısı ve alışkanlıklarına uygun ve Türkiye'nin yan
sanayii ve sanayileşme paralelinde geliştirilecek teknolojilerle mümkün ola­
bilecektir.
- 193 Bu yaklaşım, böyle bir teknolojinin yeniden dizayn şeklinde anlıyabileceğimiz gibi, en uygun teknolojinin adaptasyonu ve geliştirilmesi olarak da ifa­
de edilebilir. Bu gibi hizmetler ihtisaslaşmış mühendislik firmalarına destek
sağlanması ile temin edilebilir.
2— Türkiye gibi gelişmekte ve sanayileşmekte olan ülkelerde mühendislik
— müşavirlik hizmetlerinin geliştirilmesinde, bilhassa kamu yatırımlarında
izlenen politikalar birinci derecede rol oynam aktadır. Türkiye'de ise yatı­
rımcı kamu kuruluşları tarafından genellikle benemsenen yöntem , sanayi
tesislerinin projlendirilmesinde yerli mühendislik firmalarına genellikle taşaronluk görevi verilmesidir.
Türkiye'de mühendislik bilgi ve tecrübe birikiminin nicelik ve nitelik bakı­
mından geliştirilebilmesi için, ihtiyaç halinde yabancı müteahhit ve lisansörler ta ra f ın d a n yapılacak temel mühendislik hizmetlerine yerli mühendislik
kuruluşlarının katılmasının yerli mühendislik kuruluşlarınca yapılmasına
zorlanması ve Ugili ihale şartnamelerine bu yönde hükümler konulması, en
pratik ve süratli bir yol olarak görülmektedir.
Bunun için, diğer gelişmiş ve gelişmekte olan ileri ülkelerde etkili ve başa­
rılı bir şekilde uygulanan yöntem , Türkiye'de uygulanabilir. Bu yöntem, ya­
tırımlarda projelerin genel sorum luluğunun pilot firma olarak yerli firmala­
ra verilmesi ile proses ve "know — how " ile ilgili gerekli anlaşmaların yerli
firmalar tarafından proses ve teknoloji çalışmalarına dahil olan imkanının
sağlanmasıdır.
3— Genellikle entegre tesisler yatırımcı kuruluşlar tarafından kısa sürede
gerçekleştirilmeye çalışılır. Bu sebeple de yatırımın kârlılığı yönünden dışa­
rıdan hazır proje ve yatırım makinaları temin edilir. Zamanın kıs3 oluşun­
dan dolayı yerli firmalar bu konularda gerekli deneyim ve bilgi birimine ha­
iz olmadıklarından bu gibi ihalelere katılm am aktadırlar. Bu sebeple yerli
- 194 mühendislik ve müşavirlik firmalarının ihtisas kazanmaları için gerekli des­
tek sağlanmalıdır. Yani;
— Yapılacak entegre tesis yatırım kararı alınmadan proje ve araştırma hiz­
metleri başlatılmalı, bu konuda ihtisaslaşmış mühendislik müşavirlik fir­
maları desteklenmeli,
— Devlet — Kamu sektörü ve özel sektör iş akımı ilişkilerini sağlamalı.
— Mali kaynak temininde fon oluşturulmalı,
— Teknoloji seçimi ve tem el mühendislik hizmetlerinde milli sanayi ve
Türk Mühendisliği kavranılan ön plana çaıkanlmah,
— Mevcut üretimlerde ve mühendislik hizmetlerinde standardizasyonun
uygulanmasını sağlamalı,
— İhtisas dallannda, ilgili mühendislik kuruluşlarının önderliğinde, gene il­
gili özel ve kamu kuruluşlarının katkı ve ortaklığı ile araştırm a —geliş­
tirme merkezlerinin yapımım teşvik etmelidir.
4— Entegre, tesis makinaları sanayii elektriksiz makinalar grubuna girdiğine
göre bu konuda yapılan ithalat ve ihracata göz atılırsa;
Yıllar
1977
1979
1980
1981
1242
915
896
1254
7,5
8,6
15,1
47,4
Yapılan ithalat
Milyon US. Dolan
Yapılan ihracat
Milyon US. Dolan
- 195 İthal edilecek malların daha çok iç pazardan karşılanması hedef alınmalı, ül­
kemizdeki firmalar bu konuda teşvik ve organize edilmelidir.
5— Uzun vadeli pazarlama politikası tesbit edilmeli, dış ülkelere anahtar tes­
limi iş yapıldığında tamir, bakım hizmetlerini sağlayacak satış büroları ge­
liştirilmelidir.
6— Dış ülkelerde rekabet edebilmek için yenu buluşlar esastır. Araştırma
— geliştirme faaliyeti yanında yenilik yaratma çabaları teşvik edilmeli ve
desteklenmelidir.
7— Entegre tesis m akinalan imalatında kullanılacak olan malzemenin çeşit­
liliği ve kalitesi bakım ından yerli ağır sanayii teşvik edilmeli, bu malzemele­
rin Türkiye'de imaline çalışılmalıdır.
8—Eğitim:
a) Her kademede çalışanların eğitim seviyesini yükseltici programlar uygu­
lanmalı ve geliştirilmelidir. Tüm sanayi ülkelerinde işbaşında yapılan planlı
eğitime ülkemizde de ağırlık verilmelidir.
Japonya'da büyük firmalar işe yeni aldıkları Lise ve üniversite mezunlarına
işten önce 5 — 12 ay işbaşı eğitimi yapmaktadır.
A.B.D.'de pratik eğitim, iş başında eğitim ve üniversite öğrencilerine parttime iş imkanları yaratılarak sağlanmaktadır.
Almanya'da sanayi; üniversite öğrencilerine staj imkanlarıyla pratik ve teo­
rik eğitimi sağlamaktadır.
- 196 Ülkemizde ise araştırıcı mühendis yetiştiren (yüksek mühendis) 1. T. Ü. 5
yıllık eğitim den 4 yıla, meslek liselerinde eğitim 5 yıldan 3 yıla indirilmiş,
pratik eğitim süreleri kısaltılmıştır.
Okul — sanayi işbirliği de çok zayıflamıştır. Bu sebeple eğitimin her kade­
mede yeniden ele alınması gereklidir.
5 - ARAŞTIRMA - GELİŞTİRME VE YÖNLENDİRME:
Sanayide yeni gelişmeler için Ar - ge ye verilen önem firmaların rekabet
gücünü, yeni pazar olanaklarını artırdığı gibi istihdam açısından da olumlu
etkiler yapar.
Yatırını m allan sektöründe ar — ge giderlerinin payı diğer sektörlere göre
daha fazladır. Dünya toplam ar — ge harcamalarının yaklaşık % 60'ı, ABD
ve SSCB tarafından yapılmaktadır.
Diğer sanayileşmiş ülkelerden Japonya, Federal Almanya, İngiltere ve Fran­
sa'nın katılması ile bu pay % 80’i geçmektedir. Ar — ge harcamalarının
GSMH içindeki payı, ülkelerin bu konuya verdikleri önemin bir göstergesi­
dir.
Araştırma — Geliştirme ve Mühendislik — Müşavirlik hizmetleri pahalı bir
hizmettir. Zira, çeşitli alanlardaki mühendislik hizmetlerini yapabilmek için
çok tecrübeli ve geniş bir kadroya ihtiyaç vardır.
Mühendislik ve araştırma —geliştirme hizmetlerinin düzenli, sürekli ve orga­
nize bir şekilde yaratıcı insanlar tarafından yapılması halinde başarılı olun­
ması mümkündür. Bu durum ise mühendislik firmalarını, altından kalkama­
yacakları kadar bir finansman sorunu veya işletme sermayesi ihtiyacı ile
karşı karşıya getirmektedir. Bu önemli sorunun çözümü için yerli mühen­
dislik firmalarına "paid research" uygulamalarının başlatılması ve yaygın­
laştırılması sağlanmalıdır.
- 197 6-
t e k n o l o jik y ö n l e r d e n
Gelişmiş
Ye
a r z u e d il e n
h e d e fl e r
:
sanayileşmiş ülkelerde yatırım mallan sektöründe gerçekleşen
büyük teknolojik gelişmeler sonucu bu ülkeler ile gelişmekte olan ülkeler
arasındaki teknolojik düzey farkı iyice artmıştır. Bu ülkelerin bu farkı kapatmalan yatırını mallan sektörünün hızla güçlendirilmesi gerçeğinden geç­
tiği artık tartışmasız kabul edilmektedir. Bu sektörün ürettiği mamüllerle
gelişmiş ülkeler seviyesine erişmek ilk hedef olmalıdır. Daha sonraki hedef
ise muhakkak ki bu mamulleri gelişmiş ülkelere de satmak, ya da müştere­
ken yapıp başka ülkelere satabilmek olmalıdır. Bu ise gelişen her teknoloji­
nin yakiııen takibi ve uygulanması ile mümkün olabilecektir.
Teknoloji ile ilgili .Araştırma ve Geliştirme konulan verilerek ve araştırma
giderleri karşılanarak (paid research), yukanda esas olarak belirtilen husus­
lar yerine getirildiği takdirde yeni organizasyonlara gerek kalmadan mevcut
yerli mühendislik kuruluşlarının gelişmeleri ve dış ülkelere hizme ve tekno­
loji satabilmeleri mümkün olabilecektir. Kısaca; Türkiye'de araştırma —ge­
liştirme ve mühendislik —müşavirlik hizmetlerinin en üst düzeye çıkarılabil­
mesi ve verimli hale getirilebilmesi için, AR — GE ve Mühendislik —Müşa­
virlik hizmetlerinin kanun ve kararnamelerle bir devlet politikası olarak tesbit edilmelidir.
7 - BU HEDEFLERE VARMAK İÇİN SEÇİLEN YOL VE YÖNTEMLER:
— Know —how (lisans) satın almak,
— Patent satın almak,
— Y abana sermayeden yararlanmak,
— Daha önce anahtar teslimi kurdurulm uş tesis ve makinalan kopye et­
mek.
- 198— Teknoloji casusluğu yapmak,
— Araştırma - geliştirme ve teknik eğitim müesseselerinin bilgi birikimin­
den faydalanmak,
— Teknik yardım programlarım iyi değerlendirmek,
— Bilgi ve görgü artırıcı her aracı kullanmak ve değerlendirmek,
— Eğitim yapmak,
— Kendi teknolojisini yaratmak,
Yatırım mallarının uluslararası ticaretinde tek makina satışı yerine komple
tesis satışı önem kazanmıştır. Ülkemiz dünya ticaretindeki yeni durumda
yerini almalıdır.
Fransa bu yolla ihracatını artırdığı gibi, Hindistan da anahtar teslimi gübre,
sülfürik asit tesisleri kurmaktadır. G. Kore 1970 yılmdan itibaren devlet des­
teği ile mühendislik firmaları kurmaya başlamış, Suudi Arabistan da polyes­
ter ve rafine tesisi kurmuştur.
Ülkemizde şeker, çimento gibi sanayi dallarında proses teknolojisine yöne­
lik mühendislik hizmetleri vardır. Gübre, demir —çelik, alüminyum, rafine­
ri, cevher işleme gibi sahalarda proses mühendislik hizmetleri geliştirilmeli
bu konuda gerekli Ar — Ge çalışmaları yapılmalıdır. Komşu ülkelerde bu
konuda büyük pazar imkanı vardır, özellikle rafinerilerde kullanılan cihaz
ve makınalar büyük boyutlu ve agir tesislerdir. Türkiye'nin coğrafi avantajı,
emek faktörünün ucuzluğu ve halen mevcut mühendis kadrosu değerlendi­
rilmeye çalışılmalıdır.
- 1998 - SONUÇ:
Yatınm mallan sanayiinin bir bölümünü oluşturan entegre tesis makinalan
imalat sanayiinin diğer sektörlere göre belirgin vasfı her projeye göre deği­
şen boyutlarda ve ağırlıkta imalat yapılmasıdır. Dolayısıyla emek — yoğun
bir imalat türüdür.
Ülkemizde kom ple tesis imalatı konusunda bugün için 100 civannda resmi
ve özel sektör faaliyet gösterm ektedir. Komple şeker, çimento, maden iş­
leme ve çıkarm a, cevher işleme, petro — kimya, rafineriler, tüketim malı
üreten sanayiler ile ara malı üreten sanayilerin ihtiyacı olan mal ve hizmetler
üretilmektedir.
Bu konuda gerek özel sektör ve gerekse resmi sektörde büyük çapta imalat
ve proje konusunda bilgi ve tecrübe birikimi vardır.
Bu sektör em ek — yoğun olan bir imalat türünü kapsadığından bu tip imala­
ta uygun düşen enerji tesislerini de kolaylıkla imal etm ek mümkündür, özel­
ikle hidrolik ve term ik santral için gerekli üniteler kolaylıkla imal edilebilir.
Gelişmiş ülkelerde makina imalat sanayiinin GSMH içindeki payı büyük ol­
maktadır. Dolayısıyla katm a değer ve istihdam yaratma yönünden ekonomi­
ye çok büyük katkısı vardır.
Gelişmekte olan ülkeler ise yatınm mallan sanayiini geliştirerek kendi ülke­
lerinin sanayileşme sürecini kısaltmaktadır.
Bu ülkelerde emek faktörü ucuz olduğundan ucuz insan gücünü kullanmak
suretiyle hizm et ve ürünlerini dış ülkelere rahatlıkla pazarlayabilmektedirler.
Bu gruba; G. Kore. Breziyla, Hindistan iyi bir örnek teşkil etmektedir.
-2 0 0 -
ÜDcemizde entegre tesis maklna imalat sektörü yukarıda belirtilen ülkelerde
olduğu gibi ucuz insan faktörünü kullanmaktadır. Bu tip üretim insan faktö­
rüne çok bağlı olduğundan eğitim ve araştırmaya ağırlık vermek suretiyle
gelişmiş sanayi ülkeleri düzeyine gelinebilir.
Entegre tesis yatırım makinaları imalatı ülkemizde yeni gelişen bir sanayi­
dir. Bu sebeple dış rekabetten korunmalıdır.
Entegre tesisler ekseri dış kredilerle temin edildiğinden Türk fîrmaian bu
işe girememektedir. Bu konuda çalışan Türk mühendislik ve imalatçı kuru­
luşların imkanları desteklenmelidir.
Bugün dışa açılmış Türkiye ekonomisinde yarının sağlam temellerinin atıl­
ması ancak, yerli kaynaklara dönük ve dışa ancak gerektiği kadar bağımlı
olan, Türk insanının yapısı ve alışkanlıklarına uygun ve Türkiye'nin yan sa­
nayii ve sanayileşme paralelinde geliştirilecek teknolojilerle mümkün ola­
caktır.
Türkiye'de Araştırana —geliştirme ve mühendislik — müşavirlik hizmetleri­
nin en üst düzeye çıkarılabilmesi ve verimli hale getirilebilmesi için AR—GE
ve mühendislik —müşavirlik hizmetlerinin kanun ve kararnamelerle bir dev­
let politikası olarak tesbit edilmelidir.
Yatırım mallarının uluslararası ticaretinde tek makjjna satışı yerine komple
tesis satışı önem kazanmıştır. Ülkemiz dünya ticaretindeki yeni rfnmmriji
yerini almalıdır.
Ülkemizde şeker, çimento gibi sanayi dallarında proses teknolojisine yöne­
lik mühendislik hizmetini vardır. Gübre, Demir —Çelik, alüminyum, rafine­
ri, cevher işleme gibi sahalarda proses mühendisEk hizmetleri geliştirilmeli
bu konuda gerekli Ar —Ge çalışmaları yapılmalıdır.
- 201 -
Her kademede çalışanların eğitim seviyesini yükseltici programlar uygulan­
malı ve geliştirilmelidir. Tüm sanayi ülkelerinde işbaşında yapılan planlı eği­
time ülkemizde de ağırlık verilmelidir.
ARAŞTIRM A VE GELİŞTİRME
MÜHENDİSLİK ÇALIŞMALARI
-2 0 5 YATIRIM MALLARI SANAYİİ YÖNLENDİRME PLANI
ARAŞTIRMA GELİŞTİRM E VE MÜHENDİSLİK GRUBU RAPORU
(SONUÇ VE ÖNERİLER)
k o m is y o n
San. ve Tic. Bak.
1. Türkiye'de Araştırm a — Geliştirme ve Mühendislik —Müşavirlik hizmet­
lerinin en üst düzeye çıkarılabilmesi ve verimli hale getirilebilmesi içiıı,
AR — GE ve Mühendislik — Müşavirlik hizmetlerinin kanun ve kararname­
lerle bir Devlet politikası olarak tesbit edilmesi.
2. Araştırma — Geliştirme ve Mühendislik — Müşavirlik hizmetleri ile ilgiH Devlet politikasının, ülkemizin kalkınma hedefleri doğrultusunda yönlen­
dirilmesi ve koordinasyonunun sağlanması amacıyla, kamu kuruluşlarının
üstünde, yönlendirici, denetleyici ve planlayıcı yapı ve yetkiye salıip bir
koordinasyon kurulu oluşturulması.
3. Araştırma — Geliştirme faaliyetlerini özendirici hale getirebilmek için
teknolojik altyapının temel unsuru olan araştırıcı insangücü sayısının ve ka­
litesinin artırılabilmesi amacıyla AR — GE personelinin ayrı bir statüye ka­
vuşturulması.
4. AR — GE ve Mühendislik — Müşavirlik hizmetlerinde istihdam edilecek
personelin uygun ortam larda yetişmelerini sağlayacak tarzda, orta öğretim
kademesinden itibaren bu alandaki eğitim ve öğretim faaliyetlerine özel bir
önem ve ağırlık verilmesi.
5. İleriye dönük sanayi planlamalarında öncelikli alanların tesbiti ile
AR — GE ve Mühendislik — Müşavirlik hizmetleri ihtiyaçlarının karşılana­
bilmesi için gerekli tedbirlerin belirlenmesi.
-2066. Yurtiçinde üretilen AR - GE ve Mühendislik —Müşavirlik hizmetlerin­
den etkin bir şekilde yararlanılabilmesi için, yatıranlarda projelerin genel
sorumluluğunun pilot firma olarak yerli firmalara verilmesi suretiyle ya­
bancı firma veya kuruluşların yerli firma tarafından seçilmesinin sağlan­
ması ve proses veya know — how ile ilgili anlaşmaların yerli firmalar tarafın­
dan yapılması.
7. Türkiye’de AR — GE ve Mühendislik —Müşavirlik bilgi ve tecrübe biri­
kiminin nicelik ve nitelik bakımından geliştirilebilmesi için ihtiyaç halinde
yabana müteahhit ve lisansörler tarafından yapılacak (özellikle) temel mü­
hendislik hizmetlerine, yerli mühendislik kuruluşlarının da katılmasını sağ­
lamak ve detay mühendislik hizmetlerinin tamamının yerli mühendislik ku­
ruluşlarınca yapılmasını temin etmek üzere ilgili, ihale şartnamelerine bu
yönde hükümler konulması ve yabana firmaların bu şekilde zorlanması.
8. Ekonomik ve sosyal yönden gelişmenin yön gösterici ve itici gücü olan
AR — GE ve Mühendislik —Müşavirlik hizmetlerini önceden belirlenmiş he­
deflere yöneltmek ve dinamik bir yapıya kavuşturabilmek amaayla ülkemi­
zin sınırlı kaynaklan ve gelişme hamleleri de dikkate alınarak, öncelikli sek­
törlerin ve pilot alanların tesbit edilip, mevcut im kanların bunlar üzerinde
yoğunlaştırılması.
9. AR — GE ve Mühendislik —Müşavirlik hizmetlerinin çok tecrübeli ve
geniş bir kadro ile sürekli, düzenli ve organize bir şekilde yaratıcı insanlar
tarafından yapılması zorunluluğu ve önemli miktarlara ulaşan finansman ih­
tiyaçtan gözönünde bulundurularak, öncelikle veya pilot alanlarda "paid
research" uygulamalarının başlatılması.
10. AR — GE ve Mühendislik —Müşavirlik hizmetlerinin geliştirilmesi ve bu
konuda gelişmiş bir piyasa oluşturulabilmesi için;
- 207 a) AR — GE ve Mühendislik — Müşavirlik hizmetleri için yapılan harcama­
ların vergi matrahından düşürülmesi,
b) Gelecek yıllarda yapılacak AR — GE ve Mühendislik hizmetleri harca­
malarını karşılamak üzere, vergi matrahının belirli bir oram kadar fon
i ayrılmasının sağlanması,
c) AR — GE ve Mühendislik — Müşavirlik hizmetleri için düşük faizli vc
uzun vadeli kredi imkanlarının sağlanması.
d) AR — GE ve Mühendislik —Müşavirlik hizmetlerinde kullanılmak üzere
ithal edilecek makina ekipman ve malzemelerden gümrük vergisi alınma­
ması.
KOMİSYON
San. ve Tic. Bak.
-208YATIRIM MALLARI SANAYİİ YÖNLENDİRME PLANI
BÜNYESİNDE ARAŞTIRMA GELİŞTİRME - MÜHENDİSLİK
KONULARININ TAKDİMİ VE İRDELENMESİ
Ülkelerin sanayi gelişmesinde yatırım mallan sanayii, sanayinin esası olan
teknolojiyi içeren ve geliştiren bölüm olması sebebiyle özel bir önem ve
ağırlık taşımaktadır. Yatırım mallan sanayiini iki ana gruba ayırmak müm­
kündür.
1. Yatırım mallarını üreten sanayiler (hardware)
2. Bir sınai tesisi (fabrikayı) tasarlayıp projelendirip, kurarak çalışır hale
getiren sanayileşme gücü ve seviyesi (Soft ware)
Yatırım mallan sektörlerinde yeterli gelişme olmadan bu sektörlerin ürünle­
ri olan yatırım üniteleri yurt içinde üretilip geliştirmeden bir sınai tesisin
komple kuruluşunu sağlayacak yatırım malı dizaynı ve üretimiyle ilgili tek­
noloji gelişemez. Yatırım mallan gruplan arasında hem aralarında bağlılık
(Interdépendance) hem de bir ölçüde entegrasyon vardır ve bunların gerçek­
leştirilmesi ve geliştirilmesi gerekir. Esas olarak, sanayileşme her safhası
(proje, mühendislik, araştırma, geliştirme, tesis, işletme vs.) ile bir bütündür.
Tek yönlü bir gelişme birçok yetersizlikleri beraberinde getirir.
Ülkemizde, Cumhuriyetin kurulması ile birlikte bu konularda büyük aşama­
lar kaydedilmiştir. Birçok tüketim, aramalı ve yatırım malı sanayileri kurul­
muştur. Ancak Türkiye tam olarak sanayileşmiş, özellikle modem teknolo­
jiyle ilişkili tesislerini rahatlıkla kurabilen, üretim araçlarım teminde dışa
bağımlılıktan kurtulmuş bir ülke değildir.
Bilimsel ve teknolojik gelişmeyi, teorik, tatbiki, ekonomik ve sosyal safha
olarak ele almak mümkündür.
-2 0 9 Gözlem ve deney şeklinde sürdürülen bilimsel kuralların tesbit ve izahı mak­
sadına yönelik çalışmalara temel araştırma (basic reseacrh) denilmektedir.
Teknolojik gelişmenin teorik safhasını teşkil eden bu çalışmalar, üniversite
veya özel araştırm a merkezlerinde bilim adamlarınca sürdürülmektedir. Dev­
let bu çalışmaları, bilim politikası ve bilim adamı politikası vasıtasıyla etki­
lemekte ve yönlendirmektedir. Bu çalışmaların neticesinde elde edilen teo­
rik bilgiler, günlük hayatta kullanılabilir hale getirilmeye çalışılmaktadır.
Teorik bilgiyi, üretim bilgisine dönüştürmeye yönelik çalışmalar uygulamalı
araştırma (applied research) veya araştırma — geliştirme (research and development) faaliyetleri şeklinde anılmaktadır. Uygulamalı araştırmalar, sı­
nai kuruluşların bünyesinde yer alan veya özel olarak kurulm uş bulunan
AR —GE merkezlerinde sürdürülmektedir.
Bilimsel ve teknolojik gelişmelere ait çalışmaların neticesi icat veya yenilik
(Innovation) şeklinde ortaya çıkmaktadır. Bir malın üretim usulü ile ilgili
bilgiler proses teknolojisi, ürünle ilgili bilgiser ise ürün teknolojisini oluştur­
maktadır.
BOinısel gelişmenin maksadı teknolojik gelişmeyi hızlandırmak, teknolojik
gelişmenin hedefi ise ekonomik büyümeyi sağlamaktır. Bilimsel teknolojik
ve ekonom ik gelişme süreci içinde yer alan çalışmaların nihai hedefi sosyal
refaha ulaşm akta-. Çünkü daha çok üretim daha çok ihtiyacın karşılanması
demektir. Böylece ihtiyaçlar karşılandığı nisbette m utlu ve müreffeh bir
toplum meydana getirmek mümkün olacaktır.
Her ne kadar günümüzde m utlak anlamda tam bağımsızlık yok ise de, bu
noktada en büyük eksiklik yatırım mallarının araştırma —geliştirmesindeki
kaynaklardır. Mühendislik hizmetlerinin birçok safhasında özellikle proses
mühendisliği (tesis dizaynı ve kuruculuğu, enstrümantasyon test ve işletme)
konusundaki yetersizlikler daha doğrusu politika eksikliği ile organizasyon
eksikliği önem taşımaktadır.
-^210
—
Artış'tirtiıâ /- ‘ geHştirmöaröhba2*ida viya.yatırnü flıâhalt sektörieri itiban!a*ve gerielSkle bir lisan&veya taroto-^ how'a dayalı yapıldığından dağınık
bif^âpı göstermektedir. Ancak ülkemizde
so b
yıllarda araştırma —geliş­
tirme ' faaliyetleri, merkezi enstitüler . veya kuruluşlar;bünyesinde ahıştu‘tulaıl vbölümlerde-'ytfpılmaktadın Önemli tecrübe ve tatbikat verilerini ge­
rektiren proses mühendisliği ise çok daha yetersiz ve sahipsiz bir yapıdadır.
Tüketimi mallan sanayi için, tesis işletmeciliği için hatta Standart tezgah­
lanıl ıfretimive geliştirilmesi içor.dış firmalardan teknoloji, bilgi ve yardım
alınabilir.: fAncak komple bir derair—çeBk, çimento, tekstil fabrikası veya
şeker fabrikası, petro — kimya ünitesi vs. için dış firmalardan teknoloji,
bilgi ve mühendislik almak mümkün değildir. Proses mühendislikleri ile
bazı dizayn ve özel mühendislik bilgilermi her âke kendi bünyesi, gücü ve
ekonomik yapışma göre kendi geliştirmelidir.
’-'tv.'-' , -
•.‘•v i-,..
• f.
■ ■- .
■.
.•
Ülkemizde araştırına —geliştirme faaliyetleri, gelişmiş ülkelerde olduğu gi­
bi sanayi Me devlet desteğinden yeterince!; yararlanamamakta, mühendislik
hizmetlerinde ise ihtisaslaşma süreci yaşanmaktadır. Aynca dış mühendislik
firmalarının, Türkiye'deki ihalelere son zamanlarda, ileride satacağı teknolo­
ji ve makina teçhizat avantajlannı dikkate alarak, mühendislik ve etüd hiz­
metlerini oldukça ucuza yapmaktadırlar. Başlangıçda ucuz görünse de, ni­
hai. bedelin daha pahalıya ödeneceği gerçeğinden hareket ederek, Türk mü­
hendislik Kuruluşlarına aynı ımkanlann sağlanması için gerekli yasal düzen­
lemelere ihtiyaç duyulmaktadır.
Türkiye’de mühendislik — müşavirlik hizmetlerinin geliştirilmesi, desteklen­
mesi ve teşvik edilmesine dair Sanayi ve Ticaret Bak an lığ ın a hazırlan an ka­
rarın bir an evvel yürürlüğe girmesi son derece yararlı olacaktır.
GEMİ İNŞA SANAYİİ
-2 1 3 YATIRIM MALLARI SANAYİİ YÖNLENDİRME PLANI
GEMİ İNŞA SANAYİ
GENEL DEĞERLENDİRME
1.
DÜNYA GEMİCİLİĞİNİN DURUMU VE DÜNYA GEMİ İNŞA
SANAYIİNDEKI GELİŞM ELER
Bütün dünyada 1970'Ii yıllarda başlayan petrol krizi, bir yandan taşıma ma­
liyetlerini artırırken diğer yandan tüketici ülkelerin mal atımlarında kısın­
tıya gitmeleri deniz ticareti filosunda büyük sansmtıya neden olmuştur.
1979 yılından itibaren dünyada gemi inşa sanayiindeki siparişlerde büyük
düşmeler görülmektedir. 1978 yılında dünya tersanelerinde 50 milyon DYVT
olarak gerçekleşen ticari tipteki gemilerin siparişi 1979 yılında 35 milyon
DWT olarak gerçekleşen ticari tipteki gemilerin siparişi 1979 yılında 35
milyon DWT'a düşmüş, işsizlik nedeniyle faaliyet dışı kalan filo kapasitesi
8 milyon DWT iken 1982'de 26 milyon DWT, 1984'de 77 milyon DWT ve
1985 yılı sonunda 63,5 milyon DWT değerlerine ulaşmıştır. 1985 yılı dün­
ya istatistiklerine göre deniz ticaret filosu 54.000 parça, 70.2 milyon DWT
büyüklüğündedir.
Dünya, petrol krizi sonrasında özellikle tankerlerin navlun bedelleri düşük,
kalırken yeni gemilerin siparişleri fazlalaşmıştır. Son beş vıl içerisinde dün­
ya deniz ticaret filosunun yapısında önemli değişiklikler olm uştur. Tanker­
lerin dünya filosu içerisindeki % 4 2 'lik payı % 33'e düşerken; dökme yük
gemilerinin filodaki yaklaşık l/41ük payı % 3'e yükselmiştir. Petrol tanker­
lerindeki aşırı to n a j fazlabğı nedeniyle uzun süre petrol tankerleri inşasının
olamıyacağı aşikardır.
Ö te y a n d a n sıvı v e g a z t a ş ıy ıc ıla r ı v e k o n t e y n e r filo ların d a artışlar g ö z l e n ­
m ek ted ir. İ s v e ç , B . A l m a n y a ve H o lla n d a gibi d iğ e r g e le n e k se l g em i ya-
-2 1 4 pımcısı ülkeler de bu alandaki teknolojik gelişmelere ayak uydurm ak zo ­
runda kalmışlar ve teknolojik üstünlüğe haiz ihtisas gemileri konusunda ya­
tırımlara yönelmişlerdir.
Gemicilik sektöründe söz sahibi en önemli kuruluşlar arasında yer alan Batı
Avrupa Gemi Yapımcıları Birliği (AVVES) ile (Japon Gemi Yapımcıları Bir­
liği SAJ)’ın birlikte yapmış olduklan çalışmalarda 1985—1995 yıllan araısnda yeni gemi inşa kapasitesi tahminini ve tiplerini: 106,5 milyon DVVT
tanker, 131,5 milyon DVVT dökme yük, 59,3 milyon DWT kuru yük, 9,4
milyon GRT sıvı gaz tankeri ve 17,3 milyon GRT diğerleri olarak belirlen­
miş, yükleme boşaltm a kolaylıkları nedeniyle RO—RO, lash, Container,
OB (ore, bulk, oil) gibi gemilerle kontinat hattında çalışacak çok am açlı
gemilerin, frigorifik, asit tankeri, ağır yük vinci, boru döşeme, kirlilik önle­
me... vb. ihtisas gemileri de dünya pazarlarında ihtiyaç duyulan gemiler ola­
caktır.
Navlun fiyatlarında görülen büyük düşüşler ile gemi işletme masraflan iç in ­
de yakıt giderlerinin önemli payı olması sonucu gemi inşa eden büyük fir­
maları ciddi araştırmalara yöneltm ek zorunluluğunu ortaya koym uştur.
- 215 3.
TÜRK DENİZ TİCARET FİLOSU VE TÜRK GEMİ İNŞA
SANAYİİNUN DURUMU :
2.1. TERSANELERİMİZİN DURUMU :
Türkiye'de: çelik gemi in şaat kuruluşları Marmara Bölgesinde toplanmış
bulunmaktadır. Bunun dışında İzmir ve Van'da gemi inşa üniteleri bulun­
maktadır.
Ahşap gemi inşaatı gfenellikle Karadeniz sahili boyunca yaygındır. Ege,
Marmara ve Akdeniz sahillerinde de sınırlı ölçüde ahşap gemi inşa yerleri
mevcuttur.
Ülkemizde çelik gemi inşa kuruluşları üç grupta toplanm aktadır :
a-
DENİZ KUVVETLERİNE AİT TERSANELER
b - KAMU'YA AİT TERSANELER
c-
ÖZEL SEKTÖRE AİT TERSANELER
2.1.1. - DENİZ KUVVETLERİNE AİT TERSANELERİMİZ
Bunlardan Deniz Kuvvetleri K om utanlığına ait tersanelerde kuruluş ve gö­
rev am açlan nedeniyle sivil tersanelere kıyasla farklılıklar göstermekte olup
öncelikle askeri amaçlı görevleri yerine getirmek, donanmanın desteğinden
artan iş güçlerini Döner Sermaye Kanunu çerçevesinde kamu ve özel sek­
töre ait gemi inşa ve onannı taleplerini karşılamaktadır.
Deniz Kuvvetleri Komutanlığının iki güçlü tersanesi bulunmaktadır.
Taşkızak tersanesi; 20.000 DWT. kapasiteli ve ayrıca aynı anda 5 adet 500
ton'luk gemi inşa ve donatım kapasitesine sahiptir. 65 ve 35 tonluk ana
—
216
—
montaj ve donatım kreynlerine ek olarak gezici kreyn ve kaldırma makinalan ile modern makina parkı ile laboratuvar cihazları ile donatılan Taşkızak
tersanesinin 2500—3000 ton kapasiteli 2 yüzer havuzu, 2,5 m su kesimli
tekneleri havuzlayabilecek taş havuzu, 4000 tona kadar olabilen gemilerin
çekilebileceği 1 raylı kızağı mevcuttur.
Gölcük Tersanesi; 6.000 — 30.000 DWT'na kadar hertürlü gemi inşası mev­
cut kızaklarla yapılabilmektedir. 60 tonluk portal
kreyni ve 90 ton kal­
dırma kapasiteli yüzer kreyne sahip olan tersanenin kaldırma kapasitesi
12.000 ton ve 16.000 ton olan havuzu bulunmaktadır. Tersane Türkiye'nin
ikinci büyük tersaneli olan Dz.K.K.lığı Gölcük Tersanesi en modem teknikle
donatılmış makina parkı ve laboratuvar teçhizatlara sahiptir.
Türkiye Gemi Sanayi A.Ş. Genel Müdürlüğüne ait İstanbul'da 4 adet, İzmir
ve Van'da l'er adet olmak üzere 6 adet tersane halen çalışmalarını sürdür­
mekte, bunlara ilave olarak Pendik'te lisans ile çalışan gemi motor fabrikası
mevcuttur.
2.1.2. KAMUYA AİT TERSANELERİMİZ :
2.12.1. HALİÇ TERSANESİ:
Türkiyenin en eski ünitelerinden biri olup toplam 16.101 m2 lik bir araziye
yerleşmiştir. Tersanede modem teknolojiye ayak uydurabilmek için sürekli
tevsii yatırımlarına devam etmektedir.
Haliç tersanesinin kızak ve havuz boyutları ise şöyledir :
Kızaklar :
Eski kızak : B oy-56 m, e n - 18 m.
Yeni kızak : B oy-90 m, en 18 m.
- 217 Havuzlan
Derinlik
Boy
En
1 N o'lu havuz
118 m
20 m
13.5 m
2 N o'lu havuz
85 m
16 m
10.5 m
3 N o’lu havuz
153 m
10,5 nı
9,56 m
Tersane havuzlannın havuzlayabileceği en büyük tonajdaki gemi 8000
DWT’dur.
Haliç tersanesinin kapasitesi ile ilgili bilgiler şöyledir :
—
Tesisin kurulu kapasitesi : 9.000 DWT YIL
—
İnşa edebileceği en büyük gemi tonajı : 6.000 DWT/YIL
—
Tesisin çelik işleme kapasitesi : 3.000 TON/YIL.
Tersanenin inşa edebileceği gemi tipleri, 6.500 DWT'na kadar tanker, 6.000
DVVT’na kadar kuru yük gemisi, cevher gemileri, araba ve yolcu gemileri,
rom orkörler, su gemileri, özel gemiler ile küçük tekneler, su tankerleri ve
m uhtelif maksatlı ağaç ve çelik tekneleridir. Tersanede sipariş durumuna
bağlı olarak küçük özel maksatlı LPG gemilerin inşası da yapılabilmektedir.
2 .1 .2 2 . CAMİALTI TERSANESİ :
Tersaneler içerisinde kapasite ve teçhizat bakımından en büyük tersane du­
rumundadır. Tersanenin toplam 72.000 m - lik sahaya sahiptir. Tesisin kapah alanı 16.200“ m ’dir. Rıhtım uzunluğu 350 metredir. Tersanenin kızak
boyutlan ise şöyledir.
-
1 NoJu kızak : B o y - 9 1 , 7 m , e n - 16,5m (1 adet)
(Bu kızağa alt 1 adet 15 tonluk kızak vinci vardır)
.0 i
-
-•
2 No'lu kızak : Boy - 140 m, en - 24 m (1 adet)
(Bu kızağa ait 1 adet 15 ve l «det 30 ton'Iuk kızak vinçleri vardır).
Tersanenin kapasitesi ile ilgili bilgiler şöyledir :
-
Kurulu kapasitesi
:27,000
-
İnşa edilebileceği en böyük gemi tonajı: - 20.000 DWTna kadar
tanker veya cevher gemisi,
— 15.000 DWTna kadar yük
gemileri
— 160 m. boya kadar yolcu
ve özel tip gemi.
-
Çelik işletme Kapasitesi: 6.000 ton/yıL
Camialtı tersanesinde inşa edilen gemi tip ve tonajları aşağıdadır.
4000—20.000 DWT arası har nevi tanker, cevher ve koru yük gemileri ile
160 m boya kadar yolcu gemileri, feribotlar ve özel tipteki gemilerin inşaatı'dır.
2.1 2 3 . İSHNYE TERSANESİ:
lstinye tersanesi 1912 yılında faaliyete geçmiş, 1938 yılmda tevsi edilmiş,
tersanede zaman zaman küçük çapta yenileme çalışmaları devam etmekte­
dir. Tersaneye ait özel bilgiler aşağıdadır.
-219-
Tersanenin toplam yerleşim alanı 26.000m " dur.
-
Tersanenin 10 x 14 m ebatında bir kızağı mevcuttur. Halen üç tip ha­
vuzu ite hizm etini sürdürm ektedir. Bunlar :
fi
.
.
.
, 1 Nolu Havuz : ((135 x 15 x 28) ve (95 x 13 x 26) m
_
Havuz; 7500 ton kaldırma kapasiteli olup 150 m 'ye kadar
gemi havuzlayabilmektedir.
2No'hı Havuz : (67 x 82 x 37) ve (20 x 16 x 25) m
Havuz; 5 0 0 0 ton kaldırma kapasitededir. 75 m 'ye kadar
gemi havuzlanabilmektedir.
3No'hı Havuz : (152 x 74 x 37) ve (20 x 16 x 25) m
Havuz; 12.500 ton kaldırma kapasitededir. 170 m ’ye kadar
gemi havuzlanabilmektedir.
Aynca 2 ve 3 N o'lu havuzların birleştirilmesiyle 17.500 ton Kaldırma Kapasitesine kadar gemiler havuzlanabilmektedir.
Istinye tersanesinin; kurulu kapasitesi 3.000 DWT/yıI, inşa edebileceği en
bfiyûkgemi 2.700 DWT/yıl, çelik işleme kapasitesi 2.300 ton/yıl'dır.
Istinye tersanesinde inşa edilebilecek en büyük gemi boyu 80 m, genişliği
14 m’dir. Bu itibarla tersanede rom orkör, kuru yük gemisi, şehir hatları
yolcu gemileri ile duba ve küçük motarların yapımı mümkündür.
2 .U .4 . HASKÖY TERSANESİ :
Toplanı olarak 11.237 m 2 Iik bir saha üzerinde yer alan tersanenin 4727
«n2 İik kapalı sahası vlardır. Rıhtım uzunluğu 110 m.dir. Tersanede «emi
-
220-
' «•'
bakım-onarımı ile kısmen yeni gemi inşa edilebilmektedir.
Tersanede tamirat, bakım—onanm faaliyetim için (45 x 12) m ve (50 x 12)
.m ebatlarında iki raylı kızağı evcuttur.
* ri
Hasköy tersanelim ; kurula kapasitesi 500 DWT, inşa edebileceği en büyük
tonajdaki gemi 1.500 DWTa kadar tanker, 1.000 DWTna kadar kuru yük
gemisi ve 60 m boya kadar yolcu veya özel gemilerin yapım ve inşası, tamir
kapasitesi yılda 80—90 geminin tamir ve kıZaklama hizmeti, çefik işleme
kapasitesi 6 5 0 0 ton/yıl'dnr.
2 .1 2 .5 . - ALAYBEY TERSANESİ:
1925yılında İzmir'de kurulan tersane 1973 yılından bu yana tevsi ve yeni­
leme çalışmalarını sürdürmektedir. Tersane *66.778
lik bir alan üzerine
kurulmuştur.
Alaybey Tersanesindeki kızak boyutları ve bunların kapasiteleri aşağıdadır.
> ¿ir adet 49 m boyunda, bir adet26 m boyunda, 1 adet 22 m boyunda ve
1 adet 8 m boyunda olmak üzere 4 adet kızak mevcuttur. Ayrıca seyyar
kızaklar da mevcuttur.
- Kızakların kapasiteleri 150-450 ton'dur. Kızaklarda 2 adet sabit ve 8
adet seyyar olmak üzere 8 çekme yerleri vardır.
Tersanede tevsii işlemlerinin tamamlanmasına takiben gemi asansörü (sinkrolift) sistemi kurulacaktır. Bu sistem Türkiye'de ilk defa burada kurulacak­
tır.
Alaybey tersanesinin; kurulu kapasitesi 2500 DWT/yıI, inşa edebileceği
-2 2 1 en büyük gemi tonajı 2.500 DWT, çelik işleme kapasitesi 1.900 ton/yıl'dır.
Tersanede inşa edilebilecek gemi tip ve tonaj lan ise;
—
Her tip rom orkör inşası
—
2.500 DVYTna kadar tanker inşası
—
1 5 0 0 yolcu kapasiteli körfez gemisi inşası
—
Her türlü plam ar m otoru inşası
şeklindedir :
Alaybey tersanesinde 1979 yılı içerisinde 2.500 BHP'lik rom orkör 2 adet,
•900 BHP'lik 4 ad et rom orkör inşası yapılıp teslim edilmiş, halen inşası de­
vam edenler ise şunlardır :
—
2.500 BHP'lik Yangın Söndürme tertibatlı rom orkör (7 adet)
—
1 2 5 0 lik rom orkör (4 adet)
—
1.100 kişi kapasiteli körfez yolcu gemisi (2 adet)
—
TCDD 1.500 BHP'lik rom orkör, (6 adet)
—
TCDD palamar m otoru (6 adet)
2 .1 2 .6 .
- PENDİK TERSANESİ :
1983 yılı sonunda işletm eye alınan tersane gerek kurulu kapasitesi ve gerek­
se dizayn yönünden kamu kesimindeki en büyük tersanedir. Tersanenin toplam alanı 953.000 m
ve kapalı alanı 60.000 m " dır.
Tersanede; 38 x 203 m ebadında ve 60.000 DWT kaldırma kapasiteli kızağı,
70 x 300 m boyutlarında ve 170.000 DWT kaldırma kapasiteli havuz bulun­
maktadır.
¿£222 —
dendik tersaheSiniı*; ktfrtrttf kap&it)esirkt&i kaaânç75J)0Q DWT/jnl, ikinci
kademede 240.000 DWT/yıl olacak, inşa edebileceği en böyük tonajlı gemi
ise l j ı d kademede eOtO0ö:l>WTvikmd'kaıfcn»ede 170.000 P)?nr,dur. Çe­
lik işleme kapasitesi ile Ok kademede 160.000 ton/yıl, ikinci kademede
48.000 ton/yıl olacaktır.
; îo,î o*f v
Pendik tersanesi yüksek e m f l t l e d f i ^ l
tra a j^ se m ile r inşa
etm ek için kurulm uş ve modem telaotojifc m etpdlann kullanılabileceği bir
tersane hâyiyetindedir.
2 .1 3 . ÖZEL SEKTÖRE AİT TER&ANELERİMİZ:
’•
v
'.‘. i î : ! / .
, ■■:
< •' r -»¡'t, . t
Yakm zamana kadar yeterli sermaye gücfi ohnayan, teknolojik uygulama
yönünden yeterli kapatiseleri bulunmayan ve özellikle yerleri bakmandan
sınırlı ve baskı altında balpınaB.,özd sektöre ait gemi inşakurutuştan büyük
ölçüde Marmara bölgesinde toplanmış, bulunmakla beraber İzmir, Gelibolu,
Çanakkale ile Karadeniz BQlgesmde Kdz. Ezeğfisi, Bartın, Giresun, Ordu
- • • • ■i *
• •
ve Trabzon'da düşük ve yüksek kapasiteli,gemi inşa kuruluştan vardır.
Bugün hali hazırda özel sektöre ait 33 adet tersane faaliyete geçmiş veya
geçmek üzeredir, özel sektöre ait tersaneler, ve özellikleri ile ilgili olarak bil­
giler Tablo 1 ve Tablo 1/A da bulunmaktadır.
ö zel sektöre ait mevcut tersanelerin. (Tuzla Kompleksi hariç) kurulu kapa­
siteleri toplamı 155.862 DWT/yıl dır. Tuzla kompleksinin projede öngörül­
düğü şekilde tamamlanmasıyla özel sektöre ait tersanelerin kurulu kapasite­
lerinin 3 - 4 misli artacağı aşikardır. Ancak önemli olan tersanelerin kapasi­
telerinin karttmlmasından ziyade mevcut kapasiteden faydalanma imkanla­
rının arttırılmasıdır. özel sektörün geçmiş yıllardaki üretim faaliyetleri ince­
lendiğinde çeşitli nedenlerden dolayı gemi inşa sürelerinde büyük gecikme­
lerin ortaya çıktığı gözlenmiştir.
-2 2 3 3. DENİZ TİCARET FİLOMUZUN MEVCUT DURUMU :
Buraya kadarki kısımlarda gerek kamu tersaneleri ve gerekse özel sektöre ait
tersaneler ele alınarak kısaca işlenm iş, ancak ticaret filomuza değinilmemiştir. Burada deniz ticareti ve deniz ticaret filomuz hakkında kısa bilgi
verilecektir. Gerek tersanelerimizin ve gerekse deniz ticaret filomuzun kar­
şılaştığı s n n ın la r ve bunlarla ilgili çözüm yollan daha sonraki kısımlarda
yer verilecektir.
ÎAUU 1:
TIKMA
VI.YA 1-lüLS-
1UZLA.'IRSAIIC KOHİ’LLKSİÜUL YIK ..
!■itiî'J-İ!P-J..
SLSLIllîl AUI
URSAHE KAPAI |
SAMA
II10R0 01HAIİİK
15.307
GEMAK A. 5.
17.375
DESAH
17.312
;
9.139
-
SAKİN ÇELİK
YILDIRIM A.S.
KURULU
m il. :>
KAPASI Tl S! KAI‘A?:'L
(İMİ/YIL) (TO!l.<> lu
31.500
13.469
-
6.900
22.500
5.35C
30.000
».320
35.000
8.750
22.500
5.890
GOK-SİN
14.969
35.000
9.300
GAHSAR
4 8 .2 $
40.000
10.000
ANADOLU OFNİZ İNŞAAT
KIZAKLARI LTD. STI. 40.250
38.000
10.000
DENİZ EN00STR1 A .5. 41.250
-
40.000
11.749
TORKTCR
41.250
-
15.000
5.500
YILDIZ
41.250
*
26.000
8.000
ÇELİK TEKNE
82.500
92.000
27.290
PKM
97.250
30.000
6.000
.
. ¡cR şm tR ___İJÎJI.V'!.'
.........
•ıı.
Ihsa e p c b iu c m i
kiza c adem
havuz eb a d ia r
İN BOVÜK r,U-‘l
(PHT)
VI l.'.'TLAr
(n)
>(nj
6.000
100x22
6.500
¡10x16
6.000
100x20
128x25
15.000
120x30
6.$00'
“
100x10
80x16
10.000
50x12
15.000
140x24
170x27
10.000
110x10
30.000
<100x20W18ÖxJ5J
(120x23)
15.000
110x18
135x20
6.000
30x15
115x22
20.000
120x20
150x22
180x25
20.000
110x29
130x29
120x22
^
‘
T A B L O ..........
........... J U 2 L A _ TERSAH E_KO j^LCKS_l|IO Cn YER _A LAN T E R Ş A H C L E R . j J M )
K I P M A V E Y A I1ÜI.S-
AL Ati I J m 2 )_____
stscritr: ADİ
TtRSAHE
KOK T E R SA N E C İLİK
132.312
KAPALI
SAHA
KURULU
K A P A SIT E SI
(DUT/Y I L )
CC LIK İSLEME
KAPASİTESİ
(IOM/YU.)
V ı J j J t j t o r j y J « ) _______
Ih s a EDE3ii.rcr.rti
EM HÖYÜK r.r.ııı
(DWT)
K IZ A K ADET I
VE EDATLAK
(ra)
HAVUZ EIIATLAH1
7 5 .0 0 0
15.000
3 5 .0 0 0
185x35
]Jpx24;.]?0_x2_4
(İEMI İS KOLL. S T İ
41.SOO
M). 000
10.000
2 5 .0 0 0
SALAH
M . 625
3 6 .000
9.200
15.000
M 0 x 2 < l- 170x27
DEARSAN
GEMİ INSA SAN. K O LL. S T | .-
110 x2 0 -1 0 0 x2 7
150x27
M A K -SA N -T IC . A .S .
100x20
36 .000
10.830
15.000
M0x27
(m)
TABLO 1-A:
FİRMA VEYA MÜES­
SESE ADI
TUZLA KOHPLEXI DIŞIMDA KALAN TERSANELER
ALANI laf )
rr D«ANr"
1"
ILKbANt w » l l
SAHA
KIZAK VE HAVUZ KURULU
BOYUTLARI
KAPASİTE
(ra)
(DHT/YIL)
CElIK ISLEIC
KAPASI TEî I
TON/YIL
2.900
400
45 ve 22 m b o - ' <.750
yunda ik i Kay.
Kızak
1.400
ÇELİK TRANS
2.100
450
I adet (70x11)m 3.000
1 adet (50x8,5)
100
6.000
1.100
GEMİ-İ5.TIC. A.S.
2.100
ANADOLU DENİZ
İNŞAAT KIZAKLARI
SAN. TIC. LTD. STI.
4.200
INSA ETTİĞİ
GEMİ TİP VE
TONAJLARI
ım
GEMİ IS KOLL. STI
CELIK TEKNE SANAYİ
IHSA EDEÜILECECI Eli 00YÜK CEMİ
1.500
3.500 OUT'na ka­
dar k oster ve
tanker
-looo/ınoo DUT
Kuru Yük G enişi
- 1600 OlrlT SINGLE
DECK
-1600 OUT Tanker
-5000 HP Romorkör
-Yüksek tonajda
t ic a r i gemi
4.000
4000 DUT larda
-Kuruyilk g e n iş i
-Konteyner
-Remorkör
-Dökme yUk g e n iş i
2600 1 adet 1.200
1600 1 adet
3.600
2.000
4.000
3.600 DUT tona
kadar tu r nevi
k oster ve tankt-r
Açık deniz 1 inan
ro n ö rk ö rleri- Kuruyük gem ileri
a s i t , kimyevi' ve
y a k ıt ta n k er ler i
1 adet(65x4.5m)
l.5mj
1 «detC70x4.
5.000
100
70x13 1 «det
60x13 1 adet
200
2 adet (70xl4)m
kızak
5.000
1.430
... 1Î^LO. J-Aj
______________ Jiyii.
riRM A VLYA M ü tSS tS L ADI
ALANI (m2 )
rro cA H r"v-iD » 7 i~
IIB İA N L KArAL
SAHA
ALAI’LI
1.799
A im r
TOR-GEM
3.1 5 6
4 .2 0 0 1.052
(103x9)m k ız a k ' 6.5 0 0
2 .5 0 0
2 .0 0 0
55 n 1 .n c l k ız a k 6.5 0 0
45 m 2. "
50 n 3. ”
1.5 0 0
9 .0 0 0 1.920
*
l( U 5 x 8 ) n
2 (7 0 *9 ) n
7.500
2.6 0 0
1.2 0 0
000
K IY I GEMt
IHSAAT1
8 0 .0 0 0 5.000
(2 0 0 x 3 0 )
£0.000
1 5 .000
MARMARA
2 6 .0 0 0 3 . 3 «
(120x10.5)90000111 12.000
(1 3 0 x2 4 ) 16000 DUT
4 .0 0 0
i’ROTtKSAN
12.3 8 3 4.0 1 0
1 » ı(.(8 5 x 1 3 )n
5 .0 0 0
3 .1 4 0
1-70x1 3
2 -7 0 x1 3
3-70x16
9 .0 0 0
2 .7 0 0
GÜN-SİN
3 .0 0 0
70
50
2 atitt BO m ltk
k ız a k
C C LİK IS IO I E
K A P A S U t îl
TOfl/V IL
6.312
MELTEM
130
JtKV.NCLn»___
KIZAK VE HAVUZ KURULU
UOVUTLARI
KAPASİTE
(m)
(O M T /Y Il)
HI5A rorııiLC-
Ihsa er11fiı
ce û i :n ooYÜK GEMİ
CEMİ T IP VE
TONAJLARI
- J M J ____
1 .5 0 0
6.000
5 0 0 - Î5 0 0 DUT a r a s ı
K o s t e r ve t a n k e r
-6000 DUT' c k a d a r k o s t e r
•5500 OlIT’ a k a d a r tan ke r
ve k o m o r k ö rle r
6 .5 0 0
1
1 3 0 -5 2 0 0 t W t a n k e r
3200 DUT S U l . A s t t ta n ke r
1 2 0 0 -2 6 0 0 DUT YaQ ta n k e r i
1590 m RO-RO g e n i s t
3 0 0 -3 1 0 0 OUT Yük g e n i ş i v .b .
4 0 .0 0 0
4 0 .0 0 0 O H T'na k a d a r h e rn e v l
qcmi I n s a s ı
1 6 .0 0 0
-LPG t a n k e r ) 1300 ra3
-T a n ke r 1 1 0 0 -5 6 0 0 DUT Kuruyük,
G em isi 2 7 0 0 -3 1 0 0 DUT
- K o s t e r 1 9 9 9 -1 1 0 0 DUT
-M o t o r lu Mavna 180 DUT
-K u ru Y ilk -K o n t o y n e r
{ i 2 0 0 -7 1 0 0 DUT)
3 .0 0 0
3 .0 0 0 D U T '« k a d a r h e r t ü r lU
, 90 n. b o ya k a d a r ö ıe l
r v s k s a t li'j c n i f n j a s ı
3.150
3 .1 5 0 D U T 'a k a d a r kuruylik
nem lst t a n k e r ve ö ı e l am a çlı
qcf.ii 1er
227
5 .0 0 0
1 .3 0 0
TABLO l - A :____;
FİRMA VEYA MÜES­
SESE AD!
TUZLA KOMPLE» OtŞUlOA KALAN TERSANELER
AtAHİ (■*)
TERSANE KAPALI
SAHA
KIZAK VE HAVUZ KURULU
BOYUTLARI
KAPASİTE
(a)
(OUT/YIL)
11.500
300
107x15-1
OYAR-15
1.360
550
ı
72.000
10.000
IMSA EOEBILECEOI EN 80YOK CEMİ
INSA ETT1Ö1
GEMİ TIP VE
TONAJLARI
-JfflJ)_____
ERDCH
SEDEF GEMİ
ENDÜSTRİSİ
CELIK İSLEME
KAPASİTE!!
TOK/YU
10.000
3.000
l.n c l Kızak
80x17
¿ .n et kızak
45x9
1.500
6C0
1-105x15
2-170x20
3-46x13
26.000
10.000
10.000
*1zeV m aksatlı LNP,
LPG G onilerl dışında
kalan hertUr kuroyilk
ge«rls < vc tanker
İn şası
l .n c l kızakta
1.500 0WT t a s ı* kapusl1500 DUT 2.nc1 t e l i k oster ve cok
kızakta 300 OUT n ak S atlı ç e lik tekne
26.000
- 229 Bugün D ü n ya tic a r e t t a ş ım a c ılığ ın ın y a k la ş ık
9 8 0 ’i d e n iz y o lu y la y a p ıl­
m aktadır. G e r e k h a v a y o lu t a ş ım a c ılığ ı v e g e r e k se k a r a y o lu t a ş ım a c ılığ ın ­
da b üyük b ir a r t ış g ö r ü lm e s in e r a ğ m e n b u g ü n d ü n y a d a ta ş ın a n m alların fa z­
lalığı v e h a c m i n e d e n iy le d e n iz t a ş ım a c ılığ ın d a k i bu o r a n ın fa z la c a d e ğ iş e ­
ce ğ i d ü şü n ü le m e z . B u n e d e n le b ir ç o k ü lk e d e n iz ta ş ım a c ılığ ın a a ğ ır lık ver­
m iş v e d e n iz t ic a r e t in i ö n p la n d a t u t m u ş t u r .
Ü lk em izin c o ğ r a f î k o m ım u n e d e n iy le üç ta r a fın ın d ö r t fa rk lı d e n iz le ç e v ­
rili o lm a sı. K a r a d e n iz . A k d e n iz k ıy ıla r ın d a k i 8 3 3 3 k m .lik k iv i şe r id in e sah ip
olm ası n e d e n iy le d e n iz c iliğ im iz e y ö n e lik h ertü rlü f a a liy e tin n e ş e k ild e yürü­
tü le ce ğ i. g e liş t ir ilm e s i v e g e m i in ş a s a n a y im iz in b u g ü n k ü d u ru m u v e g e liş ­
tirilm esin in z o r u n lu lu ğ u
ile b u n la r iç in a lın a c a k te d b ir le r in n e le r o ld u ğ u
uzu n y ılla r d a n b e r i ta r tış ılm a k ta d ır . B u n u n la b e r a b e r d e n iz tic a r e tim iz d e
b ek len en g e liş m e le r g e r ç e k le ş m e m iş t ir . T ürk d e n iz c iliğ in in d u r u m u in c e le n ­
d iğ in d e , c id d i b ir g e liş m e n in g ö r ü lm e d iğ i, h a zır la n a n B e ş y ılh k K alk ın m a
P lanlarında g e m i in ş a s e k tö r ü n e v er ile n
önemden d o la y ı bir g e liş m e n in g ö z ­
le n d iğ i, fa k a t b u u y g u la m a n ın h e d e f le n e n p la n ın ö t e s in d e k a ld ığ ı g ö r ü lm e k ­
tedir.
Ü lk e m iz , d ü n y a d e n iz c ilik k r iz in in b a ş la d ığ ı 1 9 7 0 'I i d ö n e m le r d e k e n d i ter­
sa n elerin d e in ş a e t t iğ i g e m ile r le A k d e n iz d e ç a lış a n e n g e n ç v e d in a m ik fi­
lo y u g e r ç e k le ş t ir m iş t i. A n c a k f ilo n u n y in e d e y e t e r li o lm a m a sı ü zerin e d ış
ö d em ele r d e n g e s in d e p e t r o l ve g ü b r e d e n so n r a ü çü n cü sırada y e r alan n av­
lun ö d e m e le r in i a sg a r iy e in d ir m e k iç in 1 9 S 0 d e n itib a r e n y u r t d ış ın d a n k u l­
la n ılm ış g e m i a lım ı t e ş v ik e d ilm e y e b a ş la n m ış tır .
Türk d e n iz t ic a r e t f ilo m u z 1 9 8 1 y ılı itib a r iy le 1 . 4 8 7 .7 9 9
grostona u la ş m ış ­
tır. T ü rk iy e, d ü n y a d e n iz tic a r e tin in b ü yü k b u n a lım la r y a ş a d ığ ı so n yıllarda
gem i fiy a tla r ın ın u c u z la m a s ı ile b ir lik te b ü y ü k fed a k a r lık la rla y a tırım la r
yaparak d e n iz tic a r e t f ilo s u n u p la n la n a n h e d e f le r i a şa c a k ş e k ild e g e n iş le t ­
m iştir. G e r ç e k te n d e bu d ö n e m d e m illi f ilo m u z y a p ıla n d ö v iz li yatırım lar
-2 3 0 birkaçkez geri olan bir döviz kazana ile döviz tasarrufu gerçekleştirilmiştir.
1985 yıb istatistiklerine göre ülkemiz 817 gemi ve 3.684.357 gross tonla
dünya deniz ticaret filosu sıralamasında 24 ncü sarıya almaktadır.
Ülkemizin ihtiyacı olan gemilerin ticari gelişme ve tartışma ihtiyaçlarımızı
esas alarak yapılacak hat, tonaj vetip incelemelerine dayalı olarak temini ye­
rine büyük ölçüde ekonomik yaş sınırını aşmış veya aşmak üzere olan yaşb
gemilerin plansız şekilde satın alınması sonucu ticaret filomuzdaki büyüme
hızı düşmüştür. Ticaret filomuzdaki gemilerin yaş ortalaması 26'dır. Bu ge­
tiriler SOLAS, MARPOL, IMO... gibi milletlerarası denizcilik anlaşma ve
tesirilafla rca belirlenen kurallar çerçevesinde yük alamayıp limanlara gire­
memesi, ya da gemilere çok pahalı cihaz ve tesis ilavesinin zorunluluğu bazı
sigorta şirketlerinin 15 yaş üzerindeki gemilere ekotra prim uygulamaları,
bunun yanısıra körfezdeki saldırılar sonucunda filodan çıkan büyük tonajlı
tankerlerle yaşlanan ve rantabüitesim kaybederek hurdaya ayrılan gemiler
sektördeki krizin büyümesine neden olmaktadır.
Türk deniz ticaret filosundaki gemilerden; kuruyük gemileri tonajın % 24,2
sini, dökme yük gemileri %37,4 ünü, tankerler ise %30,5 ini oluşturmakta­
dırlar. Filodaki tanker yüzdelerindc görülen bu azalmaya karşın dökme yük
ve kuru yük gemilerinde artma eğilimi devam etmektedir.
Türk deniz ticaret filosunun % 36,2'si on yaş ve daha aşağı yaşlarda,
% 36,6’sı 11—15 yaşlarında, % 32,2'si on beş yaşdan büyük gemileri oluş­
turmaktadır. Filomuzun temmuz 1986 tarihi itibariyle tip tonaj ve yaş
gruplan hakkında bilgi tablo 2'de verilmiştir.
— 231 —
4.
KAMU VE ÖZEL SEKTÖRE AİT TERSANELERİMİZİN VE DENİZ
TİCARET FİLOMUZUN DEĞERLENDİRİLMESİ
Endüstrileşmiş ülkelerde gemi inşaatı kapasitesinde önemli ölçüde azalma
görülürken gelişmekte olan ülkelerde bu kapasite süratle artm akta olup bu
ölkeler gemi inşa sektöründe söz sahibi durumuna gelmişlerdir.
Ülkemizde ise bugüne kadar gemi inşaatı ve tersanecilik alanındaki yatırım ­
lara birinci derece teşvik verilmiş, olmalarına karşılık dünyadaki krizden
etkilenmiştir. 1981 —1985 yıllarında deniz taşımacılığına yapılan teşviklerin
uygun tip ve tonaj gözetilm eksizin kısa dönem sonra hurdaya çıkacak nitefikte gemilerin yurt dışından hazır gemi olarak alınması şekilnde kullanıl­
ması gemi inşa sektörünün gelişmesini engelleyici en önemli hususlardan
biri olmuştur. Son yıllarda ülkemizde yeni gemi inşa kredisi verilmesi he­
men hemen durma noktasına gelmiş ve yeni inşa talepleri azalmıştır. Bu
nedenle uç yıl önce Tuzla ö zel Sektör Tersaneleri bölgesinde 40 gemi inşa
edilirken, 1986 yılında bu bölgede 10—15 geminin inşa halinde olduğu ve
to n la r d a n
yalnız 3 tanesinin yeni kredi aldığı, diğerlerinin 2 —5 yıldan beri
inşası devam eden gemilerin olduğu gözlenmektedir. Bu durum Tuzla'daki
özel sektör tersanelerinin yatırım larını ve kuruluşlarını günün icabına göre
uygun şekilde tam am layam am ışlar, bu tersanelerin çoğu natamam durum ­
da kalmıştır.
ülkemizde modern işletm ecilik usulleri uygulanmamakta ve özellikle özel
sektör tersanelerinin büyük bir çoğunluğu teknolojik seviyeninaltındadır.
Bu yüzden üretilen gemilerin kalitesinde teknolojik yönden önemli farklıikiar görülmektedir. Yeni gem i inşasında yetersiz taleple karşılaşan ve sı­
kıntılı bir dönem geçiren sektör için işlerliği olan önlemlerle ülke ihtiyacına
uygun gemiler y a p m a y ı teşvik yanında, dışa açılabilmesinde teknolojik
-2 3 2 yönden geliştirilmesi ve modem işletmedfik usullerinin uygulanması ile
mümkündür.
Türk deniz ticaret filosunun; gerek adet gerekse tonaj olarak ortalama yaşı­
nın ekonomik sınırlan aşarak yaşlı hale geldiği, dünya deniz ticareti içinde
daha etkin bir hale gelebilmesi için yakıt giderlerinin az, modem, genç ve
rekabet şansı olan gemilerle yenilenmesi gerekmektedir.
Deniz ticaret filomuzun yenilenmesi için planlı hedefler çizilerek, ileriki
yıllara bakış açısmı gerektirecek ve gelecekte nelerin yapılabileceğinin be­
lirlenmesi için ciddi çalışmalar yapılmalıdır. Bunun için öncelikle deniz­
den yapılacak naküyenin trendlerinin iyi bühunest gereklidir. Beşinci Beş
Yıllık Kalkınma ftanmda hedeflenen ve 1993 yılına kadar deniz yoluyla ya­
pılması öngörülen 58,5 milyon ton ihracat ve ithalat taşımasının;
—
% 53'ünü teşkil eden 19.3 milyon ton «m m ise yaklaşık % lOO'taân,
Türkbayrakh gemilerle taşınması için 1984—1993 yıllan arasında temin
edilmesi gereken 321 parça yeni gemiden 5,2 milyon DWT büyüdüğündeki
296 adedinin kendi özel ve kamuya ait tersanelerimizde üretilmesi bu sek­
töre büyük caiıhhk sağlayacaktır.
- 233 5* ARAŞTIRMA - G ELİŞTİR M E—YÖNLENDİRME :
Bugün dünyada m odern teknolojilere uyum batıdaki gemi inşaat endüstrisi
üniversitelerle uyum içerisinde ve sıkı işbirliği içerisinde olup sürekli olarak
gelişme gösterm ektedirler. Hal böyleyken klasik inşaat yöntemlerini değiş­
tirmeyen ve yeni gelişen teknolojilere uym adan gemi inşa sektöründeki ge­
rek kamu sektörü ve gerekse özel sektördeki gemi inşası ile ilgilenen kuru­
luşlarımız üniversite—endüstri işbirliğinden uzak bulunmaktadırlar.
Türkiye'nin gemi inşa sektöründe ve diğer sektörlerde gelişme gösterebilme­
si için genelde teknoloji transferine dayanm aktadır. Maalesef uygulamadaki
teknolojiler eskimiş ve güncelliğini yitirm iş teknolojiler olarak karşımıza
çıkmaktadır. Bu nedenle y u rt dışından alınan yeni teknolojilerin ülke şartbrtna uygulanmasında ço k özen gösterilmesiyle birlikte gelişme içinde tek­
noloji geliştirilmesi gereklidir.
Endüstri için teknoloji üretiminde istenen ve arzulanan hedeflere ulaşabil­
mek içiıı devlet destek ve kontrolünde üniversitelerimiz ve araştırma kurunıtaranuzın birlikte ve uyum lu hareket etm e zorunluluğu vardır.
Denizciliğe yatırım yapan özel sektör araştırına ve incelemeye finansman
tahsisi yapmamaktadır. Denizcilik kredisinden yararlananların bir bölümü
denizcilikle ilgili olmayıp kısa yoldan krediyi kullanmayı amaçladığından
iyi bir proje için m ali-ekononıik ve teknik yönden bir araştırma ve ince­
lemeye gerek duyulm am aktadır.
Genri dizaynında en önemli meselelerden biri de belirli bir servis hızında
en büyük taşıma kapasitesini en küçük güçle sağlayacak ekonomik bir işlet­
meciliğe ulaşm aktır. Şu halde bir geminin istenilen bir hızda gidebilmesi
için uygun bir makina gücünün doğru seçimi ile mümkündür. Bugün cıı kü­
çük bir gemi için birkaç milyarlık b& yanfiıri yapıbhakta, bu yan tanda da
devledmizin teşvik ve kredilerinden yararlanılarak gerçekleştirilmektedir.
Böyle bir yantım için uyguh form, makina Vfr Sevk sistemini belirleyecek
ve sevk deneyleri üe değişik yfltleıhe durumlarında denizcilik vasıflarım
belirleyici kompütfire dayalıhesaplarm yakılması şart koşubnahdır.
Denizciliğimizin Üefi teknolojilerinin seçiminde gerekfi araştırmanın çok
iyi yapılması gerekmektedir. ihracaatta sanayi ârünlerinin payı % 80'e ula­
şan öncemizde gemi inşaat endüstrimizin gerçekçi hedeflerin seçilerek dün­
ya gemi üretiminde yeterli düzeyde b^pay alabilmesi, ileri teknolojileri kol­
lanarak genelde orta kapasitede modem tersanelide mtknkündür. Bu neden­
le mevcut tersanelerimizi ve yetti kurulacak tersanelerimizi yeni ve Seri tek­
nolojileri kullanır hâle getirip dizayn ve imalat kesimlerinde bilgi sayar kul­
lanımına önem ve özen gösterilerek buralardaki verim re kalitenin arttı­
rılması gereklidir.
-235 6 .GEMİ İNŞA SANAYİNDE TEŞV İK
6.1. DÜNYADA UYGULANAN TE ŞV İK POLİTİKALARI :
Bugün tüm dünya ülkelerinde uygulanan gemi inşa sanayiine yönelik devlet
desteği beş ana grupta toplanm aktadır.
Banlar;
— Tersanelerin doğrudan d oğruya devlet kanalıyla desteklenmesine iliş­
kin kararlar.
— Milli pazarların korunm ası yönünde alınan kararlar.
— Tersanecilik yatırım larının gümrük ve vergi mevzuatları yoluyla teşviki
— Kredi yatırım lan
— Diğer müdahale ve yardım lar'dır.
İthalatta gümrük vergilerinin uygulanması, ithalatın dolaylı ya da dolaysız
olarak sınırlandırmasıdır. Buna karşılık teşvik tedbirlerinin hedefi ise ihracata yöneliktir. Gümrük vergileri açısından gemi ithalatında; Japonya da
% 15, Ispanya'da % 20 vergi alınm aktadır. Gümrük vergisinden m uaf olan
«keler ise, Batı Almanya, İsveç, Hollanda, Ingiltere, İtalya ve Türkiye'dir.
Kredi Uygulamaları açısından ise; İspanya da 7c 6 faizli 15 yıl vadeli kredi
irilirken Hollanda'da % 5,5 faizli 20 yıl vadeli kredi kullandırılmaktadır.
Japonya'da ise; Japon Kalkınma Bankasınca finansmanı planlanan gemi inşa
Projelerinde Japon Kalkınma Bankasınca finansmanı planlanan gemi inşa
Projelerinde Japon Kalkınma Bankasının faiz ile milletlerarası standart faiz
-2 3 6 -
n ;.
-
oranlannı karşılamak özere bir fon kunılmuş. uzun vadeli kredilerde uygu­
lanacak faiz oram %8,4 olarak belirlenmiştir.
Dünyanın öçöncö ticaret filosuna sahip olan Yunanistanda yurt içi gemi in­
şaatı için özel bir kanon çıkarılmıştır. Bu kanona göre % 7 faizli 9 yıl va’ .’-O'' .! ‘
=■ '
V; ' ' i. .
* ;■
deli, gemi inşa maliyetinin % 80’ine kadar kredi vermektedir. Aynca Yunanistan'da inşa edilen gemiler için 12 yıl vergi muafiyeti vardır.
6 2 TÜRKİYE’DE UYGULANAN TEŞVİK POLİTİKALARI:
Gemi inşa sanayi ve deniz ticaret filosunun gelişmesini sağlamak amacıyla
ülkemizde gemi yapımı, satm alınması ve teraneler kurulması konularında
teşvikler uygulanmakla beraber bu teşviklerin yeterli olmadığı görülmüştür.
Türkiye'de finansman yetersizliği ve teknolojik eksüdikferden dolayı inşası
uzun sflren gemilerin maliyetleri, dış girdiler ve enflasyondan dolayı yüksel­
mekte, hemen hemen aynı veya çok az farldı teşvik şartlan içerisinde yurt
içinde gani yaptırmadan çok ithalini daha cazip bulmaktadır.
Bugün gemi inşa tesislerimizde (tersanelerimizde) gemi inşa maliyetlerinin
% 100 gümrük muafiyetine rağmen ithal gemiler maliyetlerinden %20 daha
ucuza gelmektedir.
6emi inşası ve deniz taşımacılığının mOfi ve milletlerarası nitelikli olduğu
dikkate alınarak gemi inşa sanayimiz ve deniz ticaret filomuz mille ttelarası
sularda rekabet edebilecek uygun tip ve tonajdaki gemilerle takviye edile­
bilmesi için sağlanacak teşriklerle uygun düzeyde desteklenmelidir. Gemi
değişik kategorilere ayrılarak tip ve büyüklüğüne farklı teşvikler uygulan­
ması sağlanmalıdır. Konteyner, RO/RO gibi özel tip gemiler daha çok des­
teklenmelidir. Gemi maliyetlerinin mUyairlarca liraya ulaştığı göz önüne alı­
narak özkaynak oranı teşvik edici nitelikte düşürülmelidir.
- 237 7. GELİŞMEYE ETKİ EDEN FAKTÖRLER :
i
Geni yapımı ve donatımında kullanılan malzeme ve cihaz imalatçıları gemi
'
'
yan sanayii yan kolu olarak dikkate alındığında diğer yan sanayilerde rastbmlmayan ölçü ve sayıda yan sanayi ürünlerine ihtiyaç duyulmaktadır.
Yon inşaat ve tamir tersaneleri özellikle standartlarla belirlenmiş uluslar¡ir-'» ■
•
■ ••
arası şarlara uygun kaliteleri kontrol altına alınmış gemi yan sanayi OrünleWn kolaylıkla temini mümkün olamamaktadır. Gemi tnşa Sanayi Sektörü
özelliği nedeniyle iç ve dış kaynaklı pekçok sayı ve özellikteki melzemeleri
bürokratik işlemlerin uzun sürmesi nedeniyle zamanında sağlayamamakta­
dır.
'»iV'‘ •
'V-
-2 3 8 -
8. SONUÇ VE ÖNERİLER :
'
;.
r1 7 M r'< T ;
r.'- ;
t
!:
Planlı ödemelerde gemi inşa endüstrisinin gelişmesi diğer endüstri kollarına
göre yavaş olmaktadır. Kaflojurça Planlarında ba sanayi sektörünü kalkmrimıak için bazı yaptm a ve özendirici,tedbirlerin konmuş olmasına rağmen
bugüne kadar gerçekleşme imkanı sağluıânamtştır. Tiirk deniz ticaret d o ­
su ülke ekonomisinin gösterdijşi
ayak uydurabilecek nitelikte de­
ğildir. özeffikfe ihracat seferberiiği içerisindeki üikpniz için bu konu çok
önemlidir .Ticaret fikimuzun^geEşmesi ise gemi inşaat sanayiine büyük ölçüdebağlıdır. Bu gibi ticaret fitomusşa p^şmesmi yönlendirecek bir ana master plamnm bulunmayışıdır. GâHfipözçkadar dddi bir çabşmamn yapıla­
mamış obnas sonucunda deniz ticaretini etkileyen değişik teşvik tedbirleri
uygulamaları üe beklenen gefişme sağhnamaıraştır. Filonun gençleşmetirilmesi zorunlu olmakla beraber ilk etapta kısa ve uzun vadede alınması ge­
reken önlemler belirlenmelidir. Türk deniz ticaret filosu mevcut durumu ile
daha verimli olarak çahştffildığında Türk gemileri 3e ithalat ve ihracat taşı­
macılığı büyük boyutlara ulaşacaktır. Bunun sağlanabilmesi ise uygulanan
teşvik tedbirlerinin genişletilerek geSştirilmesi, bunun yaraşıra bürokratik
engellerin ortadan kaldırılmasıyla sağlanabilecektir.
Gemi inşa sanayiinin gelişmesi için :
-
Teşvik tedbîrlerinin nitefiği özendirici olmalı, bugün armatörler için
yurdumuzda gemi yaptırma daha çekici hale getirilmelidir. Gemi tip­
lerinin standartlaştırılarak seri imalata yönefik ihtisas tersanelerinin
oluşturulmasını sağlayacak tedbirler alınmalıdır.
-
Gemi işletmeciliğinin daha verimli bir düzeyde tutulması ve işletmeci­
liğin rasyonel bir şekilde yürütülmesi için kamu ve özel sektör tarafın­
dan tersane ve gemi yan sanayi kuruluşları kurularak düşük faiz ve
uzun vadeli yatırım kredileri üe desteklenmelidir.
- 239 Gemi inşa sanayim deki m evcut tersanelerimizin çalışma kapasitelerin­
den en iyi bir şekilde yararlanabilm ek için devletçe iş durumlarının
denetlenmesi, gerektiğinde devlet eliyle sipariş verilmesi imkanları
araştırılmalıdır.
Gemi inşa sânayimizin ihracata yönelik olabilmesi için ihraç edilebilet .
cek gemilerin inşası için önem li ölçüde teşvik tedbirleri uygulanarak
devlet desteği sağlanmalıdır.
Bu sektörde inşa edilm ekte olan gemilerin devri, satışı veya ihraç için
yapılmış olan bir siparişin başka bir ülkeye devri mevcut kanunlar
çerçevesinde mümkün olam am aktadır. Bu nedenle gemi ihraç imkanla­
rının sağlanabilmesi için gerekli kanuni düzenlemeler yapılmalıdır.
Deniz ticaret filom uzun gelişmiş ülkelerdeki deniz ticaret filolarında
bulunan en m odem haberleşm e sistemine kavuşturulabilmesi için gerekE kanuni düzenlemeler yapılmalıdır.
Gemi yan sanayimizin gelişebilmesi için bu sektörde kullanılan imalat
malzemelerinde ortaya çıkan esnek fiyat far klan ortadan kaldırılma­
lıdır.
Deniz ticaret filom uzun y a b a n a gemilerle rekabet edebilmesi için
uluslararası piyasada istenilen biçim de işlctebilm e im kânına erişebil­
mek için yürürlükte bulunan sigorta mevzuatı günün şartlanna göre
yeniden düzenlenmelidir.
Gemi inşa sanayiindeki kuruluşlar: araştırma ve geliştirmeyi ön plana
alarak planlama, organizasyon, üretim, maliyet ve muhasebe metodlan ile modern teknolojik gelişmeye ayak uyduracak şekilde düzenle-
-
240- . , •■.
nerek tersanelerdeki maliye düşişrcçek ve inşa kolaylığını sağlayacak
tedbirleri bir an önce alıp uygulamaya koymalıdırlar.
t _
Günümüzde deniz ticareti başta işletmecilik, ticaret, gemi inşaatı,
limancılık tahmil—tahliye, gemi şevk ye idaresi, deniz ekonomisi, de­
niz hukuku balıkçılık, ye uluslararası ilişkiler gibi bir çok dalda yetiş­
miş personele ihtiyaç vardır. Bu sebeple yetişmiş eleman sağlanması
için eğitim ve öğretime özen gösterilmelidir.
Kabotaj hattı taşımalarının ağırlığı mümkün olan en yüksek oranda de­
niz yoluna kaldırılması sağlanmaljdıy.
Gemi inşaatı yüksek maliyetler nedeniyle kredili olarak yapılmaktadır.
Yurt dışından gemi talebinde bulunan yabana firmalar kredi şartlarım
sormakta ve kredili obfak gemi inşaa anlaşması yapabileceklerini be­
lirtmektedirler. Bunun için dış ülkelerde uygulandığı tarzda kredi an­
laşması sağlanmalıdır.
Gelişecek Türk Deniz ticaret filosunım ve yurdumuz çerçevesindeki
transit Umanları arasında çalışan yabana gemilerin balam—onarım ve
tutum (havuzlama) lannı yapacak onaran tersaneleri kurularak mevcut
tersanelerimizin onaran vc havuzlama kapasitelerinin arttırılması sağ­
lanmalıdır.
-241 9.
KAYNAKLAR
1.
GEMİ İNŞA SANAYİ ÖZEL İHTİSAS KOMİSYONU RAPORLARI
DPT
2.
TÜRKİYE'DE GEMİ İN ŞA SANAYİ MPM. 263 ANKARA—1986
3.
GEMİ SANAYİ ÇALIŞMA GRUBU RAPORU
4.
SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞI SANAYİ GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ RAPORU
HİDROLİK - PNÖMATİK
MAKINA EKİPMAN ve ENSTRÜMAN SANAYİİ
-2 4 5 YATIR1M MALLARI SANAYİİNDE HİDROLİK PNÖMATlK MAKİNA
EKİPMAN VE ENSTRÜMAN SANAYİİNİN GENEL İRDELENMESİ :
I - KONUNUN TAKDİMİ
Dünyada bütün endüstri dallarında, enerjinin pahalı bir ana girdi halini aldığı
vc önemini gitgide artırdığı bilinen bir gerçektir. Teknolojik gelişmelerde
enerji kullanımının cn ekonomik seviyeye getirilmesi mücadelesi verilmek­
tedir. Bu sebeple teknolojide ileri ülkeler, Basınçlı havanın bir enetji potan­
siyeli olduğunun bilincindedirler. Bundan dolayı, elektrik enerjisi endüst­
ride direkt olarak kullanılmayıp bir kompresörü çalıştırmakta kullanılmak­
ta, böylece üretilen basınçlı havadan sanayide enerji kaynağı olarak faydala­
nılmaktadır. Netice basınçlı havayı talep eden saha olarak pnömatik endüst­
risi gelişmiş olup, enerji kullanımında yeni bir enerji kaynağı ortaya konul­
muştur.
Üretim amacıyla tasarlanan ve imal edilen yatırım mallarının çoğunda kont­
rollü ve kumandalı ardışık hareketler, kuvvet uygulamaları ve ayarlanabilir
(hız, göç, konum) tahrik sistemleri gerekmekte ve bu sistemler genellikle
pnömatik—hidrolik sistemlerle gerçekleştirilmektcdir. Yüksek kuvvet—güç,
noktadan noktaya transfer ancak temiz çalışma gerektiren sistemlerde ise
pnömatik tertibatlar uygulanmaktadır, örneğin takım tezgahlan konum
kontrolunda, hidrolik preslerde, ağır iş makinelerinde, gemi vinçlerinde,
uçak, silah ve tank kule kumandasında hidrolik tertibatlar kullanılmakta;
doldurma, paketleme makineleri, hafif otomasyon sistemlerinde basınçlı
hava ile kalite kotrolunda, hatta basınçlı döküm sistemlerinde pnömatik
tertibatlar uygulanmaktadır.
Hidrolik ve pnömatik tertibatlar; daha verimli güç iletimi vc kontrolü, ba­
kım kolaylıklan nedeniyle arıza zamanlarının düşük oluşu, hızlı çalışabilme
yeteneği, modüler yapı ve hassasiyet gifa özellikleriyle çağdaş teknolojiyi
uygulayan hemen her yatıran malında kullanılmaktadır. Bu alandaki uygu­
lamalar üzerine araştırma ve yatırım yapılmakta, ohnaa, hidrolik ve pnömatik tertibatların gelecekte daha da önem kazanacağım göstermektedir.
Hidrolik—pnömatik makine ve tertibatlar, tasarımı yoğun mühendislik ça­
lışmasını gerektirmektedir. Gerekli teçhizat genellikle çok hassas işleme dü­
zeyindedir. Dolayısıyla bir ilkede yerleşmiş hidrolik güç (hidrolik pompa
sayısı) ve tüketilen silindir sayısı, o ülkenin çağdaş teknolojiyi uygulama­
daki düzeyinin bir göstergesi olarak kabul edilmektedir. Pnömatik ve hidro­
lik makine ve tertibatların daha yaygın olarak kullanılması ve ülkemizde
oluşmuş olan talebin karşılanabilmesi amacıyla bu konudaki bilgi birikimi
ve üretimin teşvik edilmesi gerekmektedir.
Yatırım mallan sanayiinde hidrolik pnömatik elemanlar grubu büyük bir
öneme haizdir. Genelde hemen hemen her yatırım malında uzaktan kuman­
da ile güç iletimini sağlayan hidrolik ve pnömatik makine ve tertibatlar bu­
lunmaktadır. özellikle son yıllarda otomasyon sağlayan makinelerin birço­
ğu ve hafriyat makinelerinin hemen hemen bütün hareketleri hidrolik ve
pnömatik elemanlar vasıtasıyla gerçekleştirilmektedir. Otomotiv sanayii
başta olmak üzere gemi, uçak, askeri araç gereçte ve maden iş makineleri­
nin % 10'u hidrolik—pnömatik donanıma sahip ohıp bazı hallerde bu oran
%30lara kadar y ükselmektedir.
- 247 D - TÜRKİYE’DE MEVCUT DURUM
Pnömatik—Hidrolik makina ve tertibatları beş ana grupta sınıflandırmak
mümkündür.
Bunlar ;
-
Silindirler
-
Yön Valileri
-
Pompa—Kompresörler
- , Motorlar
-
Servo Sistemler
Silindirlerin % 80'iniıı üstünde büyük bir kısmı ülkemizde imal edilmektedir.
Yön
T a lile r i
imali için yatırım lar yapılm ış ancak, standartlaşm ış kalite
kontrolü ile pazarlamaya henüz geçilem em iştir. Kullanıcı, bu alanda genelHkfe ithal mallan tercih etm ektedir. Aynı durum otom otiv sanayiinde kul­
lanılan düşük debili dişli pom pa ve pistonlu kom presörler dışında, pompa
w kompresörler için de geçerlidir. Hidrolik m otorlar yabancı tasanmlann
bilinçli kopyası ile prototip niteliğinde imal edilm ektedir. Servo sistemlerin
gerek projesi ve gerekse imali konusunda ülkemizde tekil çalışmalar mevcut
ohıp, bu konuda teçhizat imali yoktur.
- 248 —■
III - SONUÇ ve TEKLİFLER
1 — Hidrolik—pnömatik makine ve tertibatların uygulama alanı ve eleman
çeşitliliğine göre envanteri yapılmalı, bakım, yedek parça, yeni üretim
ve yeni uygulama açılarından sağlıklı bir teçhizat ve eleman talep
tahmini yapılmalıdır.
2 — Pnömatik—hidrolik makine ve tertibatların üretimi hassas işleme tez­
gahlarıyla mümkün olmaktadır. Ülkemizde üretim kapasitesi büyük
olan firmalar otomotiv ve traktör sanayime hitap ettiklerinden iç pi­
yasanın bu konuda çok çeşitli olan talebini karşılayamamaktadır. Di­
ğer firmalar ise güçlü bir teknik kadro ve büyük yatırımları gerektiren
valf, motor ve pompa gibi elemanların seri öretimine girememektedir­
ler. Bu sebeple, özellikle iş makineleri ve takım tezgahlarındaki uygula­
malarda bir kısım teçhizat ithalat yoluyla karşılanmaktadır. Yüksek
performanslı elemanların çok pahalı olması, tasarlanan sistemlerin ba­
sit ve düşük performanslı olmalarına sebep olmaktadır. Ayrıca yurt
dışından komple ithal edilen bir pnömatik—hidrolik makine, iç pazar­
dan temin edilen elemanlardan (ithal da olsa) oluşturularak yurt için­
de gerçekleştirilen aynı sistemin maliyetinin iki üç katına malolmaktadır. Bu sebeple, projelendirme—uygulamada bilgi birikiminin sağlan­
ması ve yaygınlaştırılması amacıyla bu sektörde çalışan üretici ve pro­
jelendirme firmaları teşvik edilmeli ve çalışmaları koordine edilmeli­
dir.
3 — Kısa vadede standart kalite kontrolü yön valilerinin ve eksenel—radyal
pistonlu pompa ve motorların yurt içi üretimleri teşvik edilmelidir.
Ancak bu alan hassas işleme tezgahlarının ithalini gerektirmektedir.
Hassas işleme konusunda oluşacak tezgah ve bilgi birikimi ise, sanayi­
leşmenin her dalında yararlı olacaktır. Uzun vadede ise yurt içi pazarın
- 249 ihtiyaçlarına göre daha yüksek performanslı tertibatların gerçekleşti­
rilmesi mümkün olabilecektir. Savunma sanayiinin yerli üreticilere bu
konudaki desteği, gelişme sürecini kısaltabilecektir. Pnömatik terti­
b a tlıd a yüksek verimli elemanlar ve mantık elemanlarının üretimi he­
def olarak alınmalıdır.
Sektördeki teknolojik gelişmenin teşvik edilmesi amacıyla araştırm a—
geliştirme harcamaları belirli bir katsayıyla çarpılarak vergiden düşürülmefi; herhangi bir çevre problemine sebep olmaması nedeniyle elektro­
nik ve kalıp sanayiilerinde olduğu gibi büyük şehirlerin civarlarında
kurulmalarına müsaade edilmeli ve aynı teşvik tedbirlerinden yararlandınlm ahdır.
Hidrolik—pnöm atik sanayii çok kalifiye eleman gerektiren sektörler­
dir. Bu sebeple orta ve yüksek öğrenim kurum lannda konuya gereken
önem verilm eli; mümkünse bir "A kışkan Sistemler Araştırma Merkezi"
kurulmalıdır. Üniversite—sanayi işbirliği sağlanmalı, konuyla i^ilı
standartlar bir an önce tamamlanmalıdır. Hidrolik—pnömatik makine
ve
tertibatları yaygın olarak kullanan kamu ve özel teşekkülierce
eğitici kursların açılması sağlanmalı ve bu konuda gerekli maddi des­
tek verilmeli; konuyla ilgili yay m lar için özel teşvik tedbirleri getiril­
melidir.
Hidrolik ve pnöm atik makine ve teçhizat mamullerimiz ihraç edilebilir
kalitede mamullerdir. Ancak bizden mal alabilccek birçok ülkece bu
durum bilinmemektedir. Bi sebeple in-etici firmaların Dünya fuarlarına
katılmaları teşvik edilmeli, katılım masrafları devletçe desteklenmeli­
dir.
-2 5 0 7 -
Sektörün canlandırılması amacıyla devlet ihalelerinde, ister yerli ister
yabana firma olsun konuyla ilgili makine ve teçhizattan, uluslararası
normlara uygun olarak öretikn mamullerin iç piyasadan alınması teş­
vik edilmelidir. .
8 — Yukarıda belirtilen bütün bu çalışmaları tek elden koordine edecek ve
yönlendirebilecek bir ih|isas komisyonu kurulmalı; taelebe göre bilgi
üretimi ve yayını, teknoloji transferinin izlenmesi ve planlanm ası, eği­
tim faaliyetlerinin izleme ve yönlendirme çalışm aları gerçekleştirilmefidir.
DEMİRYOLU TA ŞITLA R I İMALAT SANAYİİ
-2 5 3 DEMlRYOLU TAŞITLARI İMALAT SANAYİİ
GENEL DEĞERLENDİRME RAPORU
1.
GİRİŞ
Sanayi devrimiııin gerçekleştmbnesiyie birlikte ortaya çıkan taşımacılık
ihtiyacının karşılanabilmesi amacıyla demiryolu taşımacılığı ve demiryolu
sanayii bütün dünya ülkelerinde hızla gelişmeye başlamıştır.
Uzun vadeli demiryolu sanayi stratejimizi tescil edebilmek ve demiryolu
sanayi sektörümüzü yönlendirebilmek amacı ile yapılan bu çalışmanın esas
gayesi bu sahada dünyadaki gelişmeleri ve ana hedeflerin neler olduğunu
tesbit ederek Türkiye'nin eriştiği hali hazır durumu iyice belirlemek; de­
ğerlendirmek ; 2000 yılma uzanan bir perspektif içerisinde neler yapılma»
gerektiğini olabildiğince ortaya koymak ve stratejisini tesbit etmek ve bu
hedefe varmak için, özel ve kamu kesimlerinin, bilim ve araştırma kurumlannm katkılarını da sağlayarak gerekli düzenleme ve tedbirleri vaz etmektir.
! M A L A T S A N A ¥ İ İ N |N ^ N ^ 5 ,
2.1. - Ülke Kalkınmasında :
Ülkemizde ihtiyaç ^uyulan çeşiü itip v e güçtekidizel motorları, lokomo­
tif imali ve tamirleri yapılarak dfşajobn bağımlılığı azaltılabileceği ve ülke
gelişmesinde büyük kalcısı olacağı şöylroe^üjr. özellikle demiryolu taşıma­
cılığı çağdaş taşımacılığın başlıca özeDikferi olan hız, konfor, ucuzluk ve
büyük .kapasite nedeniyle tek taşjpa ^ teım demiryoDandır. Demiryollannın yük ve yolcu taşımalarında; jbir^roerji tüketimi üe karayoluna üstün­
lük sağlanmadı ve bu enerjinin türap ile petrole dayalı olması hele hele 1970
İr yıllardansonra petroldeki fiat artışları djaçya ülkelerini ve memleketimizi
demiryolu taşımacılığına gereken Çneijni vermeye yöneltmiştir. Demiryolu
fn^ımanlığı ile karayolu taşımaçılığı araandaki yakıt ve taşıma mukayesesi
yapılacak olursa birim güç başma demiryolunda, karayoluna göre 581/82
= 7 defa fazla yük taşımaktadır. Yakıt yönünden mukayese edersek, bir
dizel lokom otif 1250 ton yükü bir (1) saat taşımak için 408 litre yakıt sarfetmekte, aynı yükü karayolu ile taşıyacak olursak 1823 litre yalat sarfetmektedir. Yakıt yönünden de demiryolu taşıması, karayolu taşımasına göre
1823/408 = 4,5 defa ekonomik olmaktadır.
2.2 —Sanayileşme de :
Yukarıda bahsedilen, demiryolunun karayoluna, toplu taşıma ve yakıt sar­
fiyatı yönünden üstünlüğü yamsıra, ülke kalkınmasında önemli olan loko­
m otif, vagon üretimleriyle ilgili teknoloji transferlerinin yan sanayiye yan­
sıması, standartların yerleşmesi ve gelişmesi, yan sanayinin günün ihtiyaç­
larına cevap verebilecek şekilde organize edilmesi ve gelişmesi ile istihdam
imkânlarının artmasının yamara;
-255 —
iş alanlarının açılması.
—
Enerji tasarrufu sağlanması,
—
Gayri safî milli hasılaya katkısı,
—
Teknolojik gelişmeler izlenerek ülkemiz için faydalı olan teknolojinin
araştırılması ve yerleştirilmesi,
—
Yan sanayii kuruluşlarından temin edilen malların kalite, evsaf yönün­
den, standartlarının teşekkül etmesine yardımcı olunması,
—
Hizmet içi eğitim le personelin eğitim düzeyinin yükseltilmesi şekilnde
sıralayabiliriz.
2 3 - Savunmada :
Demiryolu Taşıtları, im alat Sanayii ;
—
Oluşturulan dem iryolu ağı flc milli bütünlüğü sağlama ve korumada
yardımcı olunm akta,
—
Silahlı kuvvetlerin desteklenmesi ve olağanüstü hallerde (silah, asker,
cephane gibi sevkıyat) ihtiyaçlarına yönelik faaliyet göstermesini sağ­
lar.
-2 5 6 3. GENEL DEĞERLENDİRME :
3.1 - Türkiye'de :
Türkiye'de mevcut demiryolu taşıtları imalat sanayii sektöründe d ö rt kuruluş vardır. 26 Nisan 1986 tarih ve 19089 isıyıh T.C. Resmi Gazete'de yayın­
lanan Bakanlar Kurulunun 86/10527 sayılı kararına göre; Türkiye Cumhuri­
yeti Devlet Demiryolları işletmesi Genel Müdürlüğü müesseselerinden Es•
it ,
-i*• -
idşehir Lokom otif ve M otor Sanayii MüessesesTnin "Türkiye Lokom otif
-’V.
ve M otor Sanayii Ananom Şirketi", Adapazan Vagon Sanayii Müessesesi’nin "Türkiye Vagon Sanayii Anonim Şirketi’* ve Sivas Demiryolu MakiT
'
_
;-----
.;f-
I _ - ; -*>:
naları Sanayii Müessesesinin, "Türkiye Demiryolu Makinalan Sanayii Ano­
nim Ş irk e ti'' unvanıyla, adıgeçen Genel Müdurifiğe bağh ortaklıklar olarak
teşkilâtlandırılm ışlar dır.
1. TÜLOMSAŞ (Türkiye Lokom otif ve Motor Sanayii A .Ş. Gn. Md.)
T.C.D.D. Genel Müdürlüğüne bağh fabrikahcm ilki 1894 yıhnda Anadolu —
Bağdat demiryolu hattının inşasından bakım ve revizyon atelyesi "C er Atelyesi" olarak kurulm uştur. 1923 yılında 33 lokomotif, 124 yolcu vagonu
ve 590 yük vagonu onarım kapasitesi olan Eskişehir Cer Atelyesine, 1929
yıhnda yol atelyeleri kısmı ilâve edilmiş vc 1930 yıhnda madeni eşya fab­
rikası 1941'de kantar imalathanesi, 1947’de takım fabrikası katılm ıştır.
Cer atelyeterinin gelişmelerini sağlamak üzere 21.1.1948 tarihinde T.C.
D.D. Genel Müdürlüğü bünyesinde Atelyeks- Dairesi kurulmuş ve Siva, Es­
kişehir, Ankara Cer Atelyeleri daha sonra kurulan Adapazan Vagon Atöl­
yesi bu daireye bağlanmıştır. 1.9.1950 tarihinde cer atelyeleri, demiryolu
fabrikalan, Atölyeler Dairesi ve Fabrikalar Dairesi ismini almıştır.
- 257 Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planında (1. B.Y.K.P.) Eskişehir Fabrikasında
bir dizel lokom otif imal ve m ontaj fabrikasının kurulması öngörülmüş ve
1065 yılında fabrikanın genişletilm esine başlanmıştır.
Planlı dönemden hemen önce yük ve yolcu vagonu imalatının gerçekleştiril­
diği Eskişehir Fabrikasında 1967 yılında manevra lokom otifi imalatına baş­
lanmıştır. 1.8.1970 tarihinde Eskişehir Demiryolu Fabrikaları Müessese ha­
ine getirilmiş ve "Eskişehir Lokom otif ve Motor Sanayii Müesesesi" ismini
ataıştır. Ve son değişiklikle Nisan 1986'dan itibaren "Türkiye Lokom otif
W Motor Sanayii Anonim Ş irk e ti" (TÜLOMSAŞ) ismi ile Anonim Şirket
kafine dönüşmüştür. Bugün sözkonusu şirket lokom otif fabrikası, vagon ve
genel makina fabrikası olm ak üzere üç ana bölümden oluşm aktadır.
2 —TÜDEMSAŞ (Türkiye Demiryolu Makinalan Sanayii A .Ş .)
Kwas Cer Atölyesi olarak 1939 yılında Sivas'ta doğu, iç ve güneydoğu Ana­
dolu bölgelerinde hizm ete giren vagonların ve buharlı lokom otiflerin onan­
ını amacıyla kurulm uştur. 1944 yılında lastik fabrikası ismini alan müessesede yük vagonu yapımı, küçük yol malzemesi yapımı yanında, vagon ve bu­
harlı lokom otif onarım ve bakım ı yapılmaktadır. Sivas fabrikalan, lokomo­
tif onanm fabrikası, vagon onarım fabrikası, genel makina fabrikası olmak
özere üç ana bölüme ayrılm ıştır. Yapılan son değişiklikle Nisan 1986 tari­
hinden id b araı "Türkiye Demiryolu Makinalan Sanayii A .Ş ." (TÜDEM­
SAŞ) adını alarak anonim şirket haline dönüşmüştür.
3 —Türkiye Vagon Sanayii A nonim Şirketi :
ADVAS, T.C.D.D. A dapazan Vagon Sanayii Müesesesi olarak yük ve yolcu
vagonlarını onaracak şekilde 1951 yılında kurulm uştur. 1961 yılında ilk
yolcu vagonu im alatı yapan fabrika, 1. B.Y.K.P. döneminde genişletilmiştir.
-2 5 8 Böylece işletme ihtiyacını karşıhyacak miktarda yolcu vagonu yapımına
başlamış ve 1971 yılında yatıklı vagon yapımına geçmiştir.
Şirket 1979 yılından beri yolcu vagonları imalat ve o narımı yanında elekt­
rikli üçlü, dizi imalatını sürdürmektedir.
4 - ADF (Ankara Demiryolu Fabrikası)
T.C.D.D, İşletmesinde mevçat olan karayolu taşıtları, motorlu drezinler ve
elekrtojei) gruplarının onanım için 1944 yılında kurulmuştur. 1948 yılında
m otorlu trenlerin tam ir onarım işlerinde bu atölyede yapılmaya ve zamanla
cer araçlarının onanm ı, fabrikada ağırlık kazanmaya başlamıştır. Bugün
fabrikada Eskişehir'de (TULOMSAŞ)'da imal edilen dizel elektrik lokomo* •"
*'
“
%"l - - -.
■■
*
tifleri hariç, diğer dizel elektrik lokomotifler 3e her çeşit motorlu tren sa­
bit ve seyyar elektrojen gruplan, yol ve inşaat makinalan, motorlu trenler
ve her ç şşit karayolu taşıtının onaranıyla ve bu araçların yapımı, dört si­
lindirli yirmi beygir gücünde elektrojen grubu ve çeşitli motorlu drezin ima­
li yapılmaktadır. Sermayesi olmayıp T.C.D.D. bütçesi içinde faaliyet gös­
termektedir.
a) Durum :
V
i *
•
. . .
1985 yılında 25 ad et dizel anahat lokom otif üretimi ile 30 adet dizel anahat
lokom otif yenilemesi yapılmış, 11 adet elektrikli tren (otom otris) ile 28
adet yolcu, 1300 adet tip ve tonajda yük vagonu üretimi gerçekleştirilmesi
beklenmektedir.
1985 yılında 5 adet PKD, 7 adet CKD olmak üzere toplam 12 adet dizel
manevra lokom otifi üretimindeki en önemli sorun, geçmiş yıllarda olduğu
gibi dış girdilerin uzun vadeli bir programa bağlanarak yeterli ölçü ve za-
- 259 -
inanda sağlaıımamasıdır.
Bakım ve onannı hizm etlerindeki sorunlar devanı etm ekte olup, halen ona­
ran bekleyen 130 adet dizel aııahat lokom otif bulunmaktadır. Ayrıca çeken
araç parkında da ciddi bir gelişme olm am ıştır.
b) 1986 Yılında Beklenen Gelişmeler :
1986 yılında 30 adet dizel anahat lo k o m o tif yenilemesi, 30 adet dizel ma­
nevra lokomotifi, 10 adet elektrikli tren (otom otris), 30 adet yolcu vagonu
3e 1500 adet çeşitli tip ve tonajda yük vagonu üretimi programlanmıştır.
İ986 yılında dış girdilerin yeterince ve zamanında sağlanmasıyla ulaştırma
« a planı hedefleri doğrultusunda iç talebe yönelik ürünleri imalatı artırı­
lacak ve gelişmekte olan dış ilişkiler çerçevesinde ihracat imkanları da araştnlacaktır.
c) Tedbirler :
1.
Kamu kuruluşlarının T.C.D.D. müesseselcrinde yaptıracakları yük va­
gonlarının gerek tip tesbiti, gerekse ihraca tının zamanında yapılarak
programlanan sürede üretimine im kan vermek üzere, s ö z ü g e d ile n kuru­
luşlar bu gibi vagon ihtiyaçlarını, tip ve adet belirtmek suretiyle imal
edileceği yıldan daha önce T.C.D .D.'na bildirilmelidirler.
2.
Uzun dönemde im alat, bakım ve onarım programı ile paralel olarak dış
malzemenin zam anında sağlanması için her türlü çaba gösterilmelidir.
-
Avrupa'da artık hiç örneği kalmayan birbirlerinden ayrı ray döşeme
sisteminin terkedilerek, Ankara — lsteııbul, Ankara —İzmir hatlarında
-2 6 0 alüıninoternıit tekniği ile raylann birleştirilmesi suretiyle darbenin
ortadan kalkması dolayısıyla, ray taşıt ömrü bakımından son derecc
lüzumlu ve faydalı olacaktır. A y n a bu yapıldığı takdirde mevcut yol­
larımızda Hahi ortalama sfratin artırılması mümkün olacaktır.
—
Demiryolu taşımacılığında süratin artırılması esas itibariyle ;
a)
Mevcut hatlarda iyileştirme yapılarak,
b)
İşletmecilikte yeni görüş ve yaklaşım,
—
Ya tam am iyle yeni teknoloji ile ilgili teçh izata tesisi ve işletilmesi ve­
ya m evcut sisteme kısmen yeni teknoloji ve Teçhizatın m ontajı ve
adaptasyonu usullerinden biri veya birkaçının uygulanmasıyla müm­
kündür. Demiryolu taşımacılığımızın mevcut durumu itibariyle burada
belirtilen teknolojik tesis ve teçhizattan yeteri,kadar yararlamlmadığı,
iyileştirm e ve işletmecilikteki yeni yaklaşımların gereği gibi uygulan­
m adığı kanaati mevcuttur.
Ş u halde sektörde sinyalizasyon entegrasyonu, mikroprosör kullanımı gibi
yollarla işletmeciliğin modernleştirilerek optimize edilmesi son derece ge­
rekli ve yaradı olacaktır.
—
Demiryolu taşımacılığının karayoluna olan birkaç kat enerji tasarrufu
ve m aliyet avantajlımı iyi değerlendirilmesi konusunda, gerek ilgili
Bakanlık ve kamu kuruluştan, gerekse uluslararası taşımacılık açısın­
dan teşvik, özendirme, destekleme ve kolaylıklar manzumesinin ıslahı
ve geliştirilmesi şarttır.
—
Buraya kadar sözü edilen tedbirlerin uygulanması ve mekanizmanın
yeterli çalışabilmesi için vagon ve lokomotif sayılarının gerekli ve ye­
terli seviyelere artırılması mecburiyeti vardır.
-
-
261
-
Ankara — İstanbul, Ankara — Adana vc diğer önemli güzergahlara ge­
rekli elektrifikasyon ve sinyalizasyon yapılmalıdır.
-
Ankara, İstanbul, İzmir m etropolitan alanlarında bölgesel hızlı özel
ve yeni ray ve alt yapı üe ulaşım sistemlerinin tesisi projeleri ele alın­
malıdır.
-
Demiryolu taşımacılığımızın önemli karakteristikleri ile birlikte iyileş­
tirilmesi hedefine yönelik projelerin gerçekleştirilmesinde teknolojik
bütünlüğün sağlanması ve gerek yol gerekse katar standartlarının mo­
dern gelişmelere paralel ve çağın geresinde kalmayacak şekilde geliş­
meleri takip etm ek lo k o m o tif ve vagon üretimlerini buna göre planla­
mak zorunluluğu vardır.
TABLO
i
M : A d e l.
:
D enıiryufo T a y İt a n la n la lı S a t a y g T a k t i
D : M ttyon T L
19 S5 Y ılı Fîyaıtan yla
IM 5 T M i
D rc c r
(11
İM A » .
( îî
\a t¥
U I
» -*5 ®
M -4 7
Defctr
M)
¡ « 5 Prt*. F ic i
( A v
15)
40.409
V4. A rt> }%
rvç«
1W 5
19 U
W
u m
(W4J
»i
fc.7W
5 5 -S
l,ıfcnw <ir»
Dfctd
-
\z
L115
X
*.700
-
0.7
-
II
4 İ»
19
4-5*0
“
- 5.1
L ı* w » r f
E k iiıU T .
V tta ttu .
41
ı
Om
m
u
191«
9.144
M
ts
:.4 M
- JW
0.7
J«0
IS.4
0,7
ım
11.700
!»«•
-
M £9S
ft.4
Î9 S 7 0
o.c.
-
5Ü 4Î
-
T1 3 * 2
IÜ «. -
IL C t
-
24.170
«*.3 7 1
(.740
(3 3 0 0
113-55«
-
R .IS I
32.1
?« c
-
3 j,i
-
262
-
TABLO 2 : Demiryolu Taşıttan Itnabı Sanayii üretimi
M : Adcı. O : Milyo« TL.. I98J Yrft Ryaltanyia
\U b*
*
1984 OryrUn»*»
Or**
tî)
(D
iSk tor
DbriAn- »-•17
htfUİMM.
9CS
ım n
MM» D«ft«r
(4» W
l«trta|.ıw .
t t ı » 0 *a
<«
(O
TMArtnl
İM)
(4/a
19»
(t/4)
9 -M Tim
M
C799
-a j
~<s.ı
DhrİMMt.
Ufc—
-
-
12
HM
M
mı
-
1JM
CkkariUT.
-
-
II
49M
d ; 41«
-
>9.1
j*
IC14
M ‘ 1749
-sw
1390 117*0
ISM ■ ıssa»
YatnVar-m 49
\« V « tw
lol<
Q »w w
DCnlnl
-
TnrtAM:
_
»M
11«
2BÖ»
-
9417»
(f»
_
Î7IÛC
-
9.7
19.«
2997«
M
Î4.9
01(1
W
-y
-263 -
(1)
5 0 a tk ı lö k am o lif üretimi île 47 adet lokom otif yenilemesi yaptlmrçîrr.
(2)
25 adc! lokm ım tif üretimi ile 30 adet lökam olif ymiActncsj jraptbcakin
131 3 0 adcı lo m o tif yeıtilcmesi prnsr3m bnm ı>(tr.
TABLO 3 :
D e m iry o lu T a ş ı ll a r im alat San ayii D ış Ticareti
W : Adcr. f ) : M ily o n T L .. 1985 Y ılı Fiyatlarıyla
!9CS1
rr « c . İ M .
VAur
IVJrr
VAıx
IVfjtt
vU ur
D<İ«t
(M
(I)
(3>
H)
(5)
{«
V«*.i .
IMS
19 *4
<*ra
(Sf«i
YanChteAk
h ^ ıır nSİ- ’ -
TUT
İS J T 3
» İl»
2L370
•17^34
S U I
19M(VnçAV ı»t
Î?fST*tafe«
!9t£
İİk ı*r
IVfcrr
V S İtır
D rğ rr
ICVLar
D r jr r
{1}
(?)
13)
(4)
İ SI
( wj
M
tll.l
VrfUk
1«S
X
I* U
{■«i?» tt/4)
liERACNT
Al**«» r**«/a *
DiitıVn
17^
390
3?**
3üO
15.4
4VP
I V«
-2 6 4 3.2. - Dünya'da
Dünya üzerinde Avrupa'nın birçok ökesinde Amerika'da, Japonya'da loko­
m otif, vagon ve çeken —çekilen araç teknolojisi çok gelişmiş olup, daha da
gelişmeye devam etmektedir. Bugün dünyada bu gibi çalışmalar sonucunda
300 km /saat civarında hız yapan lokomotiflerin imalatı yapılmakta ayrıca
çok maksatlı yolcu ve yük vagonları (açık veya kapalı tin kullanılabilen va­
gon) özel maksatlı vagonlar (Tahıl Vagonları, araba vagonları vb.) yönelik
imalatlar yapılmaktadır.
- 265 Ş E H İR L E R A R A S I Y Ü K T A Ş I M A S I N D A U L A Ş T I R M A
S İST E M L E R İN İN P A Y I
Ulaştırma Sistemleri
T ü r k iy ı
G e liş m iş Ü lk e le r ( 7 )
Karayolu
1 9 .2
5 8 .2
Demiryolu
4 6 ,4
2 2 ,6
Denizyolu
1 7 .2
1 4 .8
Bora hattı
1 7 .2
3 ,9
Yukanda görü ld ü ğ ü g ib i y ü k ta ş ım a s ın d a k i en b ü yü k p a y g e l iş m iş ü lk elerd e
% 46,4 ile d e m ir y o lla n n d a d ır . B u oran T ü r k iy e 'd e ^ 2 2 ,6 'd ır .
ülkeler
D e m ir y o lu u z u n lu ğ u (k m . )
Y ü k v a g o n a d ed i
Ingiltere
20841
80535
F. Almanya
39326
316508
İtalya
24910
112347
Fransa
45434
233700
8378
22571
Türkiye
Yukanda: d e m ir y o lla r ın d a g e liş m iş ü lk e le r le T ü r k iy e 'n in d e m ir y o lu u z u n ­
luğu ve yük v a g o n u a d e d i y ö n ü n d e n m u k a y e s e s i g ö r ü lm e k te d ir .
Gelişmiş ü lk elerd e d e m ir y o lla n u la ş ım ın d a b ü y ü k g e liş m e le r m e v c u ttu r .
Ancak son y ılla rd a d e m ir y o lu sa n a y iin d e p a za r b u lm a k , sip a r iş a lm a k k o n u ­
sunda sıkıntılar m e v c u t tu r . U la ştır m a d a to p lu ta ş ım a c ılığ a ç o k ö n e m v eren
bu ülkeler d ü n ya p a za rla rın d a iş k a p a site le r in i d o ld u r a c a k ih a le v e s ip a r iş ­
i n yeterince a la m a m a k ta d ır la r . G e n e llik le g e liş m e m iş v e y a a z g e liş m iş ül­
kelerin ih tiy a ç la n n ı k a r şıla m a k iç in r e k a b e te g ir m işle r d ir . H a tta g ü çlü o la n
bu ölke kuruluşları iyi imkanlarla kredi dahi temin edip sipariş alabilmekte­
dirler.
Gelişmiş ülkelerde araştırma ve geliştirme konularına büyük önem veril­
mekte ve teşvik edilmektedir.
Bu çalışmalardaki esas amaç teknolojinin geliştirilmesi vc maliyetlerin dü­
şürülmesidir.
- 267 4 - GENEL BAKIŞ VE MEVCUT DURUMUN İRDELENMESİ
Türkiye'miz 1980’1j yıllarda ekonom ik kalkınma ve hızlı büyüme için gerekS olan alt yapı ve enerji alanlarında büyük hamleler yapmak zorunda kal­
mıştır. Bunu yapm ak için fevkalade bir gayretle çalışma içine girilmiştir.
Demiryolu taşımacılığı hiç şüphesiz baraj ve liman inşası kadar önemlidir,
ihmal edilmemelidir.
Türkiye'nin demiryolu taşımacılığı alanında, üç büyük temel problemi var­
dır. Birincisi mevcut demiryolu şebekesini çağımızın modern ihtiyaçlarına
göre;
-
Süratin artırılması,
-
Konforun artırılması ve
-
Emniyet unsurunun araştırılması hususlarını gerçekleştirecek şekilde
ıslah edilmesidir. İkincisi demiryolu ağının km. olarak yükseltilmesi;
uygun, yeni ve önceki demiryolu hatlarının tesisi örnek olarak : İlk
etapta Amasya — Çan k ın ; Ankara — Konya — Karaman — Mut —
Silifke; İsparta —Antalya daha sonra ise Kültepe (Kayseri) —Pınarbaşı
- Malatya hatlarının tesisi suretiyle Karadeniz'i Akdeniz'e iki yeni al­
ternatifle bağlamak suretiyle genel raylı ulaşım sistemimizin rasyonel­
leştirilmesi ve bu suretle toplu taşımacılıkta ve özellikle yük taşımacı­
lığında zaman tasarrufu ve büyük ekonom ik katkıların sağlanması im­
kan dahiline girecektir. Ücüncüsü genel enerji ekonomisi ve işletmecilik
prensipleri bakım ından fevkalade önem ve ağırlık taşıyan gerek mev­
cut, gerekse yeni tesis edilecek hatların elektrifikasyonu projesidir. Bi­
lindiği gibi evvelce işletilen lokom otiflerin (alman mekanik iş . verilen
enerji) randımanları 7c 6 idi; halen ekseriyeti teşkil eden dizel motorla-
-
268
-
nyla mücehhez lokomotiflerin veiihileri % 35'i pek geçmez, oysaki
elektrik motorlarıyla muharrik lokomotiflerde enerji verimi % 70 mer­
tebesindedir.
Türkiye'mizde mevcut demiryolu şebekesi 8373 km.'dir. Nisbeten ileri bir
batı ülkesi olan Ingilere'de 1983 yılı itibriyte demiryolu şebekesi 16984
km .'dir. Bunun 3750 km.'si (% 22) elektrik sistemdir. Türkiye'mizle nüfus
bakımından mukayese edildiğinde yaklaşık 56,5 milyon nüfus üe İngiltere
Türkiye'ye göre % 10 fazladır. Evvelce ekonomisi, üstünlükleri ve gereklili­
ği belirtilen demiryolu işletmeciliği önümüzdeki on sene zarfında çok daha
fazla değerlendirilmelidir.
1.
Yüzölçümü itibariyle ülkemizin % 40'ı kadar olan bir ülkenin dem iryo­
lu ağı bizimkinin iki katı uzunlukta olduğuna göre demiryolu kullanım
potansiyeli beş (5) katı demektir.
2.
Ortalama süratin 70 km /saat'in üzerinde olması da Tfifrk demiryolu iş­
letmeciliğine göre en az iki kat daha hızlı oluşu ifade erer.
Bilindiği gibi Fransa'da TGV ile, Paris —Lyon arası yaklaşık 500 km . olup
bu mesafe 2 saatte alınabilmekte yani bazı özel hatlı trenler saatte 270 km.
hıza ulaşm aktadır. Keza Japonya'da 1970'li yılların başmda birçok hatlarda
saatte 160 km .'nin üstünde seyir sürati, özel hatlarda 200 km .'nin üzerinde
katar hızlan mevcut idi. İtalya'da 1967'lerde dahi 120 km .'nin üzerinde hız­
lar uygulanm akta idi.
Ş u halde Avrupa'nın bütün ülkelerinden geniş olan ülkemizde ulaşım ve
özellikle demiryolu ulaşımının üzerinde fevkalade hassasiyetle ve layık ol­
duğu önem derecesinde durmak; bunu geliştirmek mecburiyeti vardır.
-2 6 9 GeBşmiş ülkelerde genel eğilim olarak; Avrupa'nın birçok ülkesinde, Ame­
rika ve Japonya'da lo k o m o tif vagon ve çeken — çekilen araç teknolojisi
geliştirilmekte ve bu konularda araştırm a geliştirme faaliyetleri devam et­
mektedir. Bugün dünyada sözkonusu çalışmalar sonucunda hızı 300 —400
km/saat arasında değişen lokom otif üretilmiştir. Aynca taşımacılıkta çok
maksatlı ve özel maksatlı vagonların daralannı hafifletmek üzere uygun göıflen yerlerde (yan duvar, alın duvar saçları vb.) alüminyum levhalar kulla­
nılmaktadır. Aynı şekilde daha kaliteli malzemeler kullanılarak, vagon darafanmn düşürüldüğü bilinm ektedir.
Gelişmiş teknolojilerde araştırm a geliştirme konularına büyük önem veril­
mekte ve teşvik edilm ektedir. Bu çalışmalar teknolojik gelişmeye paralel
olarak maliyet azaltm a yönlerinde de davam etm ektedir.
-2 7 0 5 -SO N U Ç:
"Demiryol Taşıtları" şu şekilde suuflandmlmıştir.
Çeken Taşıtlar
—
Buharlı lokomotifler
—
Dizel lokomotifler
—
Elektrikli lokomotifler
—
Motorlu ve elektrikli trenler
Çekilen Taşıtlar
—
Yolcu vafonlan
—
Yük vagonları
Bu m am u llerin üretiminde, sektörün başanh olması, çağdaş teknolojinin
gerektirdiği üretim yöntemlerinin uygulanması, kaliteli üretim yapılması ve
ürün maliyetinin düşürülmesine bağlıdır.
—
Lokomotif imal eden bazı firmalarda tank da yapılabilmektedir, (ör­
neğin, Aselsan, M.K.E.K., Taksan ve diğer özel sektörler) Mekanik
elektronik, optik kısımlar ve silah ekipmanları konusunda kamu ve
özel sektör kuruluşları işbirliği 3e yapılabilecektir. Devletçe yönlendi­
rilmelidir.
—
Dünyada enetji verimleri dizel motorlu lokomotiflere göre 2 kat yük­
sek olan elektrikli lokomotiflere yönelmiştir. Bizde de bu konuya ağır­
lık verilmelidir.
— 271 —
—
Demiryolu şebekesinde tamaıniyle yeni teknoloji kullanılmalı, önemli
güzergahlara gerekli elektrifikasyon ve sinyalizasyon yapılmalıdır.
—
Sektörde sinyalizasyon entegrasyonu, mikroprosesör kullanımı gibi
yollarla işletmeciliğin modernize edilmesi son derece gerekli ve faydalı
görülmektedir.
—
Ankara — Istanbul — Izmir m etropolitan alanlarında bölgesel hızlı,
özel ve yeni ra, alt yapı ile ulaşım projeleri e le alınmalıdır.
—
Tiffkiye L okom otif ve M otor Sanayii A.Ş. (TÜLOMSAŞ) ve Türkiye
Demiryolu M akinalan Sanayii A .Ş . (TÜDEMSAŞ) ile belli başlı üni­
versitelerin iştiraki ile oluşacak "Ulaşım Teknikleri ve Taşıt Geliştir­
me Enstitüsü''nün kurulm ası faydalı ve lüzumlu görülmektedir.
YATIRIM MALLARI
YÖNLENDİRME ÇALIŞMALARI
DEĞERLENDİRME RAPORU SONUÇLARI
-
275 -
YATIRIM MALLARI SANAYİİ
YÖNLENDİRME PLAN ÇALIŞMALARI
I
II
— Takım A parat. Kalıplar ve Avadanlıkları Sanayii
— Takım Tezgahlan Sanayii
III
— İleri Teknoloji ve ürünleri Sanayii
IV
— Tarım Alet ve M akinalan Sanayii (Traktör Hariç)
V
VI
VII
VIII
IX
X
XI
xn
— Dokum a, ö rm e ve Tekstil M akinalan Sanayii
— Iş Kazı ve Maden Makinalan Sanayii
— Güç ve Eneıji M akinalan Sanayii
— Nakil ve Kaldırma M akinalan Sanayii
— Entegre Tesis Yatırım M akinalan Sanayii
— A raştırm a ve Geliştirme Mühendislik Çalışmalan
— Gemi İnşa Sanayii
— Yatırım Mallan Sanayiinde Hidrolik — Pnömatik Makina Ekip­
man ve Enstrüm an Sanayii
XIII
— Demiryolu Taşım a lan İm alat Sanayii
XTV
— Y atının Mallan
Y önlendirm e Çalışmalan
Değerlendirme Raporu — Sonuçlar
-2 7 7 -
YATIRIM MALLARI - SANAYİLERİ
YÖNLENDİRME ÇALIŞMASI
DEĞERLENDİRME RAPORU
İÇİNDEKİLER
Sayfa No
Genel (Konunun Takdim i)................................................
Türkiye'de Yatsım Mallan Sanayii...................................
Yurt İçi Üretim, İthalat —İhracat Ye İç Tüketim ...........
Dünyada Yatsım Mallan Teknolojisi ve
Endüstrilerindeki Gelişmeler..............................................
Yatıran Mallan Sanayiine Dünyada Bakış........................
Türk Yatsım Mallan Endüstri Sektörü İçin Gelişmeye
Etki Eden Faktörler, Atanması Gerekli
Tedbirler..............................................................................
-279 YATIRIM MALLARI - SANAYİLERİ
YÖNLENDİRME ÇAUŞMASI
DEĞERLENDİRME RAPORU
GENEL (Konunun Takdimi)
Yatırım malı üretimi bir tükenin bilim ve teknolojide, sanayide belirli bir ol­
gunluk ve gelişmişlik düzeyine eriştiğinin en çarpıcı göstergelerinden birini
teşkil eder. Yatarım malı üretimi çok çeşitli mühendislik ve uygulama alan­
larının bir araya getirildiği malzeme, imal usulü (proses), konstrükâyon bil­
gisi, üretim teknikleri, sistem etüdleri gibi, farklı çalışmaların bir meyvasıdır. Uluslararası ticarette ve ülkenin ekonomisinde dış ödemeler dengesine
fevkalade büyük pozitif katkı potansiyeli, istihdam artırma göçü, çok disip­
linli mühendislik fonksiyonlarına ve nihayet araştırma ve geliştirme faali­
yetlerinde çok yüksek ve kapsandı talep göstermesi gibi üstün karakteristik­
leri doayısıyla gelişmekte olan bir ilkenin Seri ve gelişmiş sanayi ülkesi ol­
ma hedefinden vazgeçilmez, onsuz olunamaz (olmazsa olmaz) niteliktedir.
Yatırım malı üretimi Türkiye'de 19701i yıllarda nazarı dikkati çekecek şe­
kilde başlamış ise de 19801i yıllarda beklenen ve arzu edilen düzeylere ge­
lebilmiş değildir.
Yatırım malının modern ihtiyaçlara uygun, yeterli olarak üretflebömesi çok
önemli ve hangi birinin dahi eksik ya da yetersiz bulunması halinde başarı­
sızlıkla sonuçlanması mukadder olan bir çok uğraşı ve fonksiyonun bir
bileşimini ifade eder, işte bu noktada, bir yatırım malı üretiminde kullanı­
lan teknolojinin, malzemelerin ve diğer unsurların orta ve uzun vadede ba­
şarı için mutlaka "state of the art" durumuna getirilmesi gerektiğini vur­
gulamak yerinde olacaktır. Bir yatırım malı üretiminde genelde birçok tek­
noloji, birçok "konw — how" ve muhtelif malzemeler usta ve bilgili bir
-2 8 0 konstrflksiyonla, hem fonksiyonel üstünlük, hem ekonomik olm a k a r a k te r ■
,î ' . t ^ . ' .■/ ; ı y i ■
,
lerine aynı zamanda sahip olmak kaydıyla kullanılır ve bir araya getirilir1er. Sözü geçen ana fonksiyon ve elemanlar, diğer sınai ve ticari ürünler için
de geçerli olan teknoloji ortamı; teknolojinin faaliyet ve çıktısı olan ürünler
sistemi olup aşağıdaki gibidir (Şekil 1 ):
Yatırım mallan, teknolojilerin genel tasnif listesinde yer alan 3 0 ana teknoloji dalından doğrudan ilişkili olmadığı varsaydabüen şehir planlam a teknolojisi dışında 29 teknoloji sistemiyle yakmdan ilişkilidir. Bazı örnekler
vermek icap ederse, tıbbi teknolojide suni organlar, protez ciluızlan im alatı
ileri teknolojiler grubunda yor alan robotlar ve akşamı ile bağlantılıdır.
Diğer taraftan yatırım tnaOan tanım ve kapsamı yönlerinden yo ğ u n lu k taŞtyan tejçnoloji alanları başlıca şöyle sıralanabilir : Makina teknolojisi
(3313); elektrik, elektronik teknolojisi (3306); kimya teknolojisi (3303);
genel endüstriyel teknoloji (3310); ölçme ve kontrol teknolojisi (3311);
maden teknolojisi (3318); dokuma teknolojisi (3326); güç teknolojisi
(3322); metalürji teknolojisi (3315); deniz teknolojisi (3319); dem iryolu
teknolopsi (3323); birim işleme teknolojisi (3328); havacılık teknolojisi
(3301); uzay teknolojisi (3324); elektronik teknolojisi (3307); ve silah sana­
yii teknolojisi (3330) dur.
Deri teknoloji ya da yüksek teknoloji (Hi - Tech) tarifine giren
n ü k le e r t e k ­
noloji; opto elektronik (LASER vb.); enformasyon teknolojisi
( In f o r m a t i­
que); bioteknoloji; malzeme; robotik ve CAD/CAM (Computer
dizayn / Kompüter yardımlı imalat) den oluşan yedi alanın
dışındaki diğer alü branşda keza yatırım malı kavram ve
iç içedir.
y a r d ım lı
b io t e k n o lo ji
u y g u la m a la r ıy la
-2 8 1 -
Şcfc3:l
-2 8 2 1985 yılında A.B.D.'de faaliyet gösteren başta gelen 20 büyük firmanın yıl­
lık ciroları toplanu 660.016 milyor dolar olduğu halde içlerinde General
M otor, IBM, General Electric gibi 5 firmanın bulunduğu grubun cirosu
284 m ilyar dolar ile % 43’ü teşkil etmektedir.
Buraya kadar verilen izahattan da anlaşılacağı üzere sanayileşmek; ileri
sanayi ülkesi olmak ancak ve yalnız birbirlerini tamamlayan önemli bir kaç
ana sektörde; yani :
—
Makina im alat sanayiinde;
—
Elektronik ve mikro elektronikte;
—
Malzeme ve metalürji teknolojilerinde;
—
Güç üretimi ve nakli dahil elektrik ve elektronikte
çağın gerektirdiği çalışma, araştırma — geliştirme ve yatırımlar içerisinde
bulunm akla mümkündür. Bu temel hedef fonksiyona 1990'lı yıllarda eriş­
m ek her Türk'ün, her mühendisin, her ustanın, her sanayicinin, her bilim
adam ının görevi, büyük ülküsü ve tutkusu olmalıdır. Bu bilimsel ve moral
ham lenin gerçekleştirilmemesi halinde 21. yüzyıla girerken uluslar ailesi
içerisinde hakikaten en gerilerde yer alacağımız, milli refah ve zenginlikten
gittikçe yoksul olacağımız kuşkusuzdur. O halde ne yapmak lazımdır? Bu
sorunun cevabı sonuçta tam olarak yer alacaktır. Ancak ülkelerarası eko­
nomik ve teknolojik yarışta geri kalmamak, hatta ön safhalara geçebilmek
için araştırm a - geliştirme faaliyetlerini organize etmek; mali kaynaklara
kavuşturm ak ve bilinçli, sistemli çalışma mecburiyeti vardır. Çözüm bura­
dadır.
Yatırım mallan ve onun en önemli dallarından biri olan makina imalatı sa­
nayii; milli endüstrimiz içerisinde çok önemli bir rol oynar. Nitekim dış ti­
caretimize baktığım ızda 1971, 1981 ve 1985 yıllarında rakamlar şöyledir :
-
283 -
T A B L O ( l ) T Ü R K İ Y E ’N İN İT H A L A T I (M İL Y O N A B D D o la r ı)
(A ) T o p la m ith a la t
(B ) T o p la m M a k in a İth .
(B ) / (A ) P a y %
1971
1981
1985
10SS
8953
1 0 2 5 7 .3
333
1629
1 3 3 7 ,0
3 0 .6
1 8 ,2
1 3 ,0
197
1981
19S5
6”
4703
7 1 4 8 ,4
2 .4
9 2 .4
3 6 S .I
0 .3 5
1 .9 6
5 .1 5
İH R A C A T (M İL Y O N A B D D oL an )
(A ) T o p la m İh r a c a t
(B ) T o p la m M a k . İhr.
(B ) / (A ) P a y ( f i )
Son o n d ö r t y ıllık p e r iy o t t a b ir ta r a fta n ith a la tım ız y a k la ş ık 9 .5 kat artar
ik en ; ih r a c ıtım ız 1 0 .6 k a tın a ç ı k m ış : bu arada to p la m m a k iııa ith a la tım ız ın
to p la m it h a la tım ız ın iç e r is in d e k i p a y ı 1 9 7 1 y ılın d a f i 3 0 ,6 o lm a sın a k a rşılık
1 9 8 5 y ılın d a 2 , 3 5 k a t a z a la r a k ~ 1 3 .0 'e d ü şm ü ştü r.
Ö te y a n d a n t o p la m
m a k in a ih r a c a tım ız ın to p la m ih r a c ıtım ız iç e r isin d e k i
p ayı 1 9 7 1 y ılın d a ri 0 , 3 5 g ib i ç o k k ü ç ü k b ir d e ğ e r d e n o n d ö r t y ıl son ra 1 4 .“
katm a ç ık a r a k ^
5 ,1 5 'e e r iş m iş t ir . S a n a y ile ş m e y i v e g e liş m e y i n e t olarak
g ö r m e k te y iz . A n c a k b u e r iş ile n s e v iy e y i y e te r li g ö r m e k m üm kü n d eğ ild ir.
(G e r ç e k te n d e 1 9 S 5 y ılı m a k in a t ic a r e tim iz d e ith a la tım ız ih ra c ıtm 3 .6 k a­
tıdır.} 1 9 9 0 y ılın d a bu o r a n ın H- 1 0 u g e ç m e s i. 2 0 0 0 'li y ılla ra varırk en t o p ­
lam ih r a c a tım ız iç e r is in d e y a tır ım m a lla n p a y ım ız ın
1 5 .in ü zerin e çık a r­
tılm ası g ib i ö n e m li b ir h e d e f i e sa s a lm a lıy ız . Ş ü p h e siz bu n o k ta la ra g elm e k
h iç d e k o la y d e ğ ild ir . M ille t ç e d is ip lin li, b ilin ç li, siste m li v e iş b ir liğ i iç e r i­
sin de ç a lış m a y ı, f e d a k â r o lm a y ı, z a m a n d a , m a lz e m e d e , te k n o lo jid e tu tu m lu
-2 8 4 olnıayı; düşüncede, çalışmada, üretkenlikte cömert olmayı toplum ve iş
hayatımızda ortak temel ve işleyen kurallar olarak benimseyip uygulama­
mız lazımdır.
Konunun önemini, uluslararası ticaretteki yeri ve rolünü çok kesin olarak
belirten iki tabloya göz atm ak ve bunu hep hatırda tutmak faydalıdır.
TABLO (2) Bazı Ülkelerin İmalat Sanayii (ISIC 382 —383) Üretim
Değerleri ve İmalat Sanayii İçindeki Paylan
Ülke
Yılı Milyar
Birim
Mak. İm.
Toplam (B)
Pay (%)
Sanayii (A)
İm. San.
( A ) / (B)
1977 Dolar
223
1360
16
B. Almanya
1977 Mark
218
1079
20
Japonya
1978 (M in)Y en
35
181
19
İngiltere
1978 Paund
25
146
17
G. Kore
1978 Won
2,6
21,2
12
Hindistan
1977 Rupi
42,9
358,9
12
Türkiye
1981 TL
290,0
3470
8
A.B.D.
(OECD Industrial Statistics 1983)
Görülmektedir ki, ileri sanayi ülkelerinde makina imalat sanayiinin toplam
imalat sanayii içerisindeki payı % 16'dan aşağı değildir. Şu halde 9 0 ’lı
yıllarm başlarında hedef % 12’yi 2000'e girerken % 16’yı tutturm ak olmalıdır. Şüphesiz yalnızca oranlan gerçekleştirme hedefi yalın ve yetersizdir.
Toplanı imalat sanayii üretim değerlerini mutlaka değer olarak da yükselt­
mek ve mesela İngiltere'nin 1978'deki makina imalat sanayii değeri olan 50
milyar dolar düzeylerini en geç 20 yıl sonra aşmış olmamız da gerekir.
- 2S5 T A B L O ( 3 ) D ü n y a M akiıın Ilıra c a tım n Ü lk e le r e D a ğ ılım ı ( 1 9 8 0 ) Y ü zd e
o la r a k
( S S .4 )
G e lişm iş P azar E k o n o m i l e r i ................................
A .B .D .
1 6 .6
B. A lm a n y a
1 7 .1
Fransa
7 ,4
İn giltere
7 .9
İtalya
5 .0
Japonya
1 5 ,2
Kanada
3 .3
1 5 .9
D iğerleri
Planlı e k o n o m i l e r ........................................................
(S . 4 ı
G e lişm e k te O la n P azar E k o n o m i l e r i ...............
( 3 .2 )
100
A .B .D . t o p la m im a la t s a n a y ii ve m akirıa im a la t sa n a y i ü retim d e ğ e r le r i o la ­
rak d ah a b ü y ü k o ld u ğ u h a ld e d ü n ya m a k in a ih r a c a tın d a e n b ü y ü k p a y ı Tr
17,1 ile B . A lm a n y a e lin d e t u t m u ş t u r . A .B .D ., .A lm an ya v e J a p o n y a bu üç
ö k e d ü n y a m a k in a ih r a c a tın ın y a k la ş ık y a r ışım
{‘~c 4 8 .9 ) y a p m a k ta d ır . "Sa­
n ayi r e k a b e t e d e b ilm e d u r u m u n u k a y b e d iy o r " F ra n sa D ış T ica r et B akanı
M. M ic h e l N o ir 'ın
1 9 S 6 y ılı iç in y e n i p e t r o l fiy a tla r ı ( 1 5 d o la n .v a r il) ve
7,5 F F 'ı = 1 d o la r y e n i k u rlar k a r şıs ın d a v a rd ığ ı s o n u ç t u r , " f le x ib ilit y ;
lo n g w a y t o g o " İn g ilte r e sa n a y iin d e e s n e k liğ e e r iş m e k iç in u zu n m esa fe
k a te d ilm e si g e r e k ir b a ş lık lı y a zıla r A v r u p a 'd a m e v c u t sa n a y i y a n ışın d a da
birtakım r a h a tsız lık la r ın v a r lığ ın ı o r ta y a k o y m a k tıd ır .
" S in gapu r d ü şü n e n m a k in a la n n ark asın a b e y in gücü k o y u y o r " b a şlık lı m a ­
kale, S in g a p u r 'u n s u n 'i z e k a y a (a r tifîc a l I n te llig e n c e : A l ı y ö n e lik d ü m a ça-
-2 8 6 pmda bir merkez kurduğunu bu hedef yolunda bir ço k engeller bulunsa da
ülkenin elektronik — Bilgisayar alanlarında geniş kapsamlı planlan olduğu
ifade etm ektedir. Bununla ilgili olarak 21.5 milyon dolar yatm m la bir is­
tihbarat teknoloji enstitüsü (Inf. Techn. Inst.) kurmakla enformasyon tek­
nolojisinin bütün yönlerinde uygulamalı araştırına ve geliştirme için bir
merkez olarak hizm et verilecektir. Ticari bankerlik kuruluşu Rothschild
tarafından yapılan bir araştırmaya göre, 1984 yılı içerisinde yapay zeka
"hardware ve softw are" saüşlan 700 milyon A.B.D. dolarına erişm iştir.
Bütün bunlan niçin sıraladık? Dünya 19801i yıllarda büyük gelişmelere sah­
ne olmakta; bilim ve teknolojide önemli ve köklü yenilik ve ilerlemeler kay­
detm ektedir. G enetik mühendisliği, bioteknoloji bilim dallan hızla boy at­
maktadır.
Ş u halde klasik teknolojik uygulamalan ihmal etmemekle birlikte dünyada­
ki gelişmeleri takip etmemiz hatta çok uluslu ortak A — G projelerine de
katılmamız da gereklidir.
Türkiye gelişmişlik yönlerinden bugün (1985 — 1986) nerededir, şeklinde
bir soruya karşılık genel bir tablo içerisinde şunlan gözlemekteyiz ;
(a)
Yüzölçümü
(b) Nüfusu
(c)
: 800 bin km2
: Yaklaşık 51 milyon
Okuma—yazma Oram : % 80 (Gelişmiş Ökelerde % 95'in üzerinde)
(d) Sanayideki istihdamın toplam istihdama oram : % 13
(e)
Kişi başına dem ir — çelik tü k etim i: Yaklaşık 120 kg.
(Oysa dünya ortalaması 170 kg. civarındadır)
- 287 -
(f)
Kişi başına elektrik enerjisi tüketimi : 800 kwh.
(Halbuki 10 yıl önce A.B.D.'de 9911, Norveç'de 18769: B. Almanya'­
da 5440; Bulgaristan ve Polonya'da 3000'iıı üzerinde idi.)
(g) Bin kişi başına düşen otom obil : 1980'de 19; 1985'de 17,7 dir.
(Dünya ortalaması 93; A.B.D.'de 480, B. .Almanya'da 310)
(h) Araştırma — geliştirm eye tahsis edilen kaynaklar / GSMH : rc 0,24
civan.
(Oysa ileri ülkelerde bunun on katı mertebelerinde ^ 2 —3 aralığın­
dadır.)
(i)
10.000 çalışan nüfusa düşen araştırıcı sayısı : 4,2 dir.
(İleri sanayi ülkelerinde bu sayı 22 —45 arasında oynam aktadır.)
Yukandaki göstergelerden birincisi sabit: İkincisi belirli bir gelişme temposu
içerisinde olm ak üzere ilk ikisi güçlü, gelişmiş bir devlet olmamız için asgari
yeter şartlan haiz bulunm aktadır. Üçüncü sıradaki okuma yazma oram için
19901ı yıllarda % 9 6 ’nın üzerine erişmeyi amaç edinmekle birlikte oku­
muşluk seviyesinin yükseltilmesi ve halen bulunduğum uz ortalama ilkokul
4. sınıf yerine orta okul 3. sınıf düzeylerine gelmeyi de planlamamız gerek­
mektedir.
Demir — çelik tüketimimizin 1990 başlarında 200 kg kişi, 2000'de 350
kg/kişi mertebelerine erişmesi endüstriyel, ekonomik ve toplumsal kalkın­
mamız için şarttır. Bunun yanında kaliteli çeliklerin miktar ve kalite çeşitBliğinin artırılması lüzumlu ve faydalıdır. Nitekim halen yurdumuzda pas­
lanmaz çelik imal edilm em ektedir.
- 288 Demir — çelik sanayimizin kapasitesi yükseltilirken dış pazarlarda rekabet
diğer sanayi sektörlerine düşük girdi maliyetli ürün verebilmek için mutlaka
yerine getirilmesi ve gözön&ıde bulundurulması gerekmektedir. O da şudur:
Sm çelik üretim kapasitesinin yandan fazlasını sürekli döküm teknolojisi
(continous ratfing (ing) coulee contiue (Fr) 3e elde etmeye yönelinmelidir.
Nitekim B. Almanya'da 1983 itibariyle demir - çelik sanayii sıvı çelik üre­
timinin 2/3'ünün bu metodla yapıldığı Thyssen grubunca verilen bir konfe­
ransta açıklanmıştır.
Kişi başına elektrik enerjisi tüketimi halen 1000 kwh’e erişmemiştir. Oysa
küçük komşularımız 1976'da 3000 kwh'a erişmişlerdi, ilgili mercilerin
1996 -
2000 aralığı için şimdiye kadar optimistik enerji talep - üretim
trendlerinde dahi 2000 kwh. değerinden korktukları gözlenmiştir.
O halde 1996 için ne yapıp edip 3000 kwh/kişi hedefini gerçekleş tirmeliyiz. Halen % 35 veri geçmeyen dizel motorlarıyla muharrik trenlerimizin
hızlı bir dönüşümle elektrifikasyona tabi tutulması ekonomik büyüme, ta­
sarruf ve gelişme yönlerinden lüzumlu ve faydalı olacaktır. Zira elektrik
motorlarının verimi %70'dir.
Otomotiv sanayiinde bir kişi başına düşen otomobil sayısı yerinde saymak­
tadır. Tek vardiyada 120 bin adet/yıl minimum kapasiteli benzin ve dizel
motoruyla muharrik olabilecek, ileri teknoloji ürünü (5 vitesli, elektronik
ateşlemcli vs.) otomobil üretimine ihtiyaç vardır.
Bütün bu göstergeler için yeni hedefler belirlemeye neden lüzum görüldü?
Çünkü Türkiye'nin büyümesi kendi kendine olmaz, yatmm mallan sanayi­
mizin gelişmesi için metalürji, metal diğer malzemeler, güç üretim —dönü­
şüm, otomotiv, tarım alet ve makinalan, sağlık ve hijyenik makina alet ve
-2 8 9 t e ç h iz a tı gib i en d ü str i s e k t ö r le r in in d in a m iz m in e , b ü y ü y e n ta lep le rin e ih ­
tiy a ç vardır. B u n la r y e n i b o y u t la r ıy la T ü r k iy e iç in y e n i k u r u la c a k y a da tev ­
si e d ile c e k te s is le r in k a p is ite le r in in y a ln ız c a te k v a r d iy a d a k a rşıla n a ca ğ ın a
g ö re e sa s a lın a c a k , b ö y l e c e ih r a c a t k a p a s ite s i en a z b ir o k ad ar k e n d iliğ in ­
den y a r a tılm ış o la c a k tır .
Ş im d i y a tırım m a lla r ın ın a n a b a tla r ıy la n e le r o ld u ğ u n a b ir g o z a ta lım .
-2 9 0 -
YATIRIMIN DOLAYSIZ TANIMI:
Genel olarak brüt yatırım bir ekonomide belli bir dönem içinde, üretim için
kullanılan reel sermayeye yapılan brüt ilâvelerin değeridir.
YATIRIMIN DOLAYLI TANIMI:
Yatırım bir dönem içinde üretilen ve ithal edilen mal ve hizmetlerin, özel
sektör ve devlet sektörü tarafından tüketilmeyen ve ihraç edilmeyen kıs­
mıdır.
Yatırım ve tüketim malı ayırımı, mahn kullanış şekli ve kullanıldığı yere
göre yapılır. Mesela bir bakkal tarafından alınan buzdolabı, dükkanda kulla­
nılıyorsa yatırım malıdır, evinde kullanılıyorsa tüketim malıdır. Keza mobil­
ya vesair diğer ev mefruşatı gibi ömürlü mallar yatırım malı değildir.
Ekonomik ve endüstriyel kalkınmamızdaki rolünü ve fonksiyonunu dikkate
alarak yatırım malının tarifini "kendisiyle mal ve hizmet üretimi yapılan
mal —genelde makina teçhizat ve alettir—yatırım malıdır" şeklinde yapmak
yerinde olur.
Onbir grupta toplanabilen "Yatıran Mallan"nın teknolojik, endüstriyel ve
ekonomik kalkınmada çok önemli yer tutan şu dört grubuna dikkat etmek
gerekir.
-2 9 1
-
E N E R J İ Ü R E T E N E K İP M A N Ü R E T İM İ
B u har k a z a n la r ı v e t e ç h iz a t ı ( 8 4 ,0 1 — 8 4 , 0 2 )
B u h ar tü r b in le r i ( 8 4 , 0 5 )
G üz tü r b in le r i ( 8 4 , 0 8 )
H id ro lik tü r b in le r ( 8 4 , 0 7 )
H id r o lik p o m p a v e t e ç h iz a t ( S 4 ,0 7 — 8 4 , 1 0 )
E le k tr ik m o to r la r ı
E lek tr ik j e n e r a tö r le r i ( 8 5 ,0 1 )
T r a n s fo r m a tö r le r
D iğ e r e le k t r ik t e ç lıiz a t ı (k e s ic ile r , g e r ilim vc a k ım re g ü la tö rleri, v b .)
-2 9 2 TAKIM TEZGAHLARI (84,54)
Talaşlı imalat tezgahlan
Ağaç mantar, kemik, ebonit, sun'i plastik maddeler (84,47)
Metallere plastik form verme (sıcak, soğuk) tezgahlan
(Presler, haddeler dahil) (84,44 - 84,45)
Döküm teknolojisi teçhizatı (84,43)
Taş, seramik, cam vs. işleme makinaları (84,46)
Cam ve cam mamülleri sıcak olarak imal ve işlemeye mahsus makina
ve cihazlar (84,57)
- 293 -
İLERİ T E K N O L O JİL E R VEYA ÜRÜNLERİ
R o b o tla r
N ü k le er t e ç h iz a t
E n fo r m a tik
M ikro e le k tr o n ik (b ilg isa y a r , b ilg iy a z a r , ile t iş im )
B iy o t e k n o lo j i
Ç evre k o r u n m a s ı
T e le k o m ü n ik a s y o n
U la şım t e k n o lo j ile r i
L aser
İleri m a lz e m e le r (k a r b o n , e ly a f , ö z e l a la şım la r , k o m p o z e m a lz e m e le r )
-2 9 4 4 - K A L I P , T A K IM V E A P A R A T L A R ( 8 4 ,4 3 ; 8 4 ,4 4 ; 8 4 ,4 8 ; 8 4 ,4 9 ; 8 4 ,6 0 )
( 1 ) , ( 2 ) v e (4)'ü rıcü g ru p ta y e r alan y a tırın ı m a lla n görü ld ü ğü g ib i 1 6 'd a ıı
fa zla gü m rü k ta r ife p o z is y o n u n u n k apsam ın a g irm ek ted ir.
Ş u h a ld e T ü r k iy e y a tırım m a lla n san ayilerin i n e kadar d e ste k le r v e g e liş t i­
rirse o ö lç ü d e sın a i v e e k o n o m ik g e lişm e h e d e fle r in e sü ratle e r iş m iş o la c a k ­
tır.
Y a tır ım m a lla r ın ın g e n e l an lam d a bir ta sn ifi (ana g ru p lar itib a r iy le ) E k
l ’d e v e r ilm iş tir .
G e r e k d ü n y a tic a r e tin in g lo b a l in c e le n m e si, g erek se m a l b a z ın d a y a p ıla n in ­
c e le m e le r y a t ın m
m a lı ü retim in i üretim d eğ eri ç o k y ü k se k k a tm a d e ğ e r ;
is tih d a m k a lit e s i y ü k se k lik le r i v e d iğ er bir ç o k g e liş m e le r e im k a n h a zır la n ­
m a sı, o r t a m y a r a tm a sı se b e p le r iy le y a tın ın m a lı s a n a y ile r in in g e liş m e s i, t e ş ­
v ik i, y ö n le n d ir ilm e s i v e d e ste k le n m e si hüküm ler iç in v a z g e ç ilm e z v e ısrarla
ta k ib i g e r e k e n b ir t e m e l stra teji o lm a k zoru n d a d ır. İ ç in d e b u lu n d u ğ u m u z
p o lit ik , e k o n o m ik , h u k u k i v e idari sistem ler b ütü n lü ğü iç e r is in d e y a tırın ı
m a lı ü r e tim in in t e k n o lo j ik , e k o n o m ik ve m ali im k a n la rla d e s te k le n m e s i, h ız ­
la n d ır ılm a sı v e g e liş t ir ilm e s i tarilıi bir görevdir.
Y a tırım M alı Ü r e tim in in G e liş m e s iy le :
a)
İ th a l ik a m e le r i h ız la artar;
b )_
İh r a c a t p o t a n s iy e li fev k a la d e büyür;
c)
M ü h e n d islik , m ü şa v irlik h izm etle rin in y u r t i ç i
ç o ğ a l ır ;
v e y u r t d ış ı k atk ıla rı
- 295 d)
Dış pazarlarda rekabet sucu yükselir:
e)
Mevcut sınai işletmelerinde olsun, yeni projelerde olsun dışa bağım­
lılıktan d o ğ a n gecikmelerin önlenmesi zaman kazancı büyük ekonomik
gelişmelere müncer olur;
f)
Daha ucuza tesis kurulması çoğu kez mümkündür. Bu ise aynı kaynak
potansiyeli ile daha fazla yatırıma imkan sağlar. Örnek olarak 1976 —
1975 d ö n e m in d e termik makina teçhizat üreten bir tesis için Gaziantep'de konstruksiyonu yapılmış olan bir özel hidrolik presi]', ithal de­
ğeri 1 m ilyon m ark olduğu halde t o tarihte 1 DM : 6 TL. idi) hidrolik
piston — silindir takımı ile merkez kum anda kutusu ithal edildiği halde
pres 3 7 5 .0 0 0 TL. sına mal olm uştu. Böylece en az döviz paritesi ora­
nında yatırım maliyeti küçülmüş oldu.
g)
Yüksek oranlı mühendislik hizmeti ve icar veya keşif niteliği gerektiren
yatırını mallarının ham m adde maliyetlerine göre asgari 3 ila 300 katı
bir üretim değeri yaratması ekonom ik büyüme: araştırma —geliştirme
hizm et ve faaliyetlerinin gelişir,esi yönlerinden emsalsiz bir ortam ya­
ratır. G enelde endüstrinin bütün alanlarında arzu edilen üniversite sanayi işbirliği için de en yüksek potansiyele sahip olan sektördür.
Yatırım malları bilim ve teknolojisinin çok çeşitli alanlarını uygulaması ve
meyvası olan m am ul, y a n mamul ve hizmet gibi ürünlerin girdi teşkil ettiği
oldukça k arm aşık ve belirli fonksiyonlar: yeterli ömür süresi için ve çeşitli
periyod ve tekerrür sayılarında yerine getirmek üzere inşa ve imal edilmiş
nihai ürünler olması dolayısıyla : Yatırım m allan üretimi ekonomide, top­
lumda yüksek potansiyelde olumlu katkılara ve etkiye sahip belki de en
başta gelen sanayi uygulama alanını teşkil eder. Nitekim yatırım malları
-296iiretimi yüksek seviyede ve yoğun mühendislik hizmeti, kalite malzeme ve
malzemede kalite iyileştirmesi, kalite işçilik gibi istihdamı artına ve iyileş­
tirici, teknolojik düzeyi yükseltici, bilim ve teknolojiyi araştırma ve geliştir­
meye yönlendirerek sosyal ve ekonomik gelişmeye müsait çok geniş bir
ortam yaratma gibi fevkalade önemli ve asla ihmal edilmeyecek karakteris­
tiklere sahiptir.
T Ü R K İY E 'D E YATIRIM MALLARI SANAYİİ
Türkiye'de küçük — orta sanayii eşelinde m uhtelif makina ve teçhizatın üre­
tildiği gözlenm ektedir. Daha 1970 1i yılların başlarında Bursa ve Balıkesir’­
de metal ve ağaç işleme için m uhtelif pres ve tezgahlar (friksiyon presler,
eksantrik presler ve makaslar gibi): İzmir'de ağaç ve metal işçileri için özel
presler; G aziantep’de ve K.ahramanmanmaraş'da kollu ve dairesel tip metal
testere tezgahlan, bakır izabe ve hadde makina ve teçhizatının imalatı: yine
Gaziantep'de karusel veya vidalı plastik enjeksiyon makinaları, maden cev­
heri, mineral m erm er, öğütme m akinalan imalatı sanayii kurulm uştu.
Son olarak ç o k yakın bir tarihte Bursa'da bir tesis (Asil Teknik Makina ve
Ekipman Sanayi A .Ş .) mekiksiz dokum a tezgahı imalatını gerçekleştirmiş
bulunmaktadır.
Türkiye’de üretilen ürünler B3Q Avrupa ülkelerininki ile karşılaştırıldığında,
genelde gerek ürün teknolojisi ve gerekse ürün kalitesi açısından önemli fark­
lılıklar gösterm ektedir. Genellikle kullanıcı açısından verim ve prodüktivite
düşüklüğü yaratan teknoloji farkı, daha ço k lisans kullanmadan üretilen makinalarda görülmektedir.
Dünyada yatırım m allannda elektronik k o m p o n en t kullanımlımı hızla ge­
lişmesine karşılık, Türkiye'de b u n lan n kullanımı henüz yeni başlama dö­
nemindedir. Bilindiği gibi elektronik kom p o n en t kullanımı, hassasiyeti ve
kaliteyi artırm akta, buna karşılık üründeki parça sayısını büyük ölçüde azalt­
maktadır.
TSKB anket çalışmasına göre yerli üreticiler
yurt
dışında kendilerine rakip
olarak gördükleri Batı Avrupa ürünlerini kendi ürünlerine kıyasla r" 23 (50
firma), ABD ürünlerini ^ 37 (7 firma ı Japon ürünlerini '“r 100 (1 firma) da-
-2 9 8 ha kaliteli bulduklarım söylemişlerdir.
Türkiye'de karmaşık sayılabilecek yatırım mallarının düşük kapasitelerde
(güçlerde) olanları üretilebilmektedir. Hindistan, Brezilya ve G.Kore için ve­
rilen örneklerle karşılaştırıldığında yerli üretimde ulaşılan üst kapasite (güç)
değerlerinin oldukça düşük kaldığı söylenebilir.
Karmaşık mallarda yerli katkı onumun, özellikle Brezilya ve Hindistan'a
göre, oldukça düşük olduğu görülmektedir.
Türkiye'deki imalatçıların komple tesis ve sistem teklifi verebilme potansi­
yelleri un, yem, soğuk hava tesisleri vb. az sayıda konu ile kısıdıdır. Bunun
başlıca nedeni dizayn ve arge kapasitesinin yetersizliğidir. Yurt içi ve yurt
dışında komple tesis taahhüdüne giren yerli firmalar, genellikle yabana fir­
maların çelik konstrüksiyon ve basit makina taşaronluğunu üstlenmeye
çalışmaktadırlar.
Türkiye'de firmaların büyük imalat kapasitelerine sahip olmaları ve sanayi­
leşmiş ülkelerdeki rakiplerine göre esnekliklerini kaybetme sorunları yok­
tur. Aksine birçok konuda ekonomik üretim ölçeğinden düşük üretim kapa­
sitelerine sahiptirler. Türkiye'de mevcut ölçek küçüklüğü genelde yerli ma­
kina imalat sanayiinin nispeten basit ürün çeşidine, ekonomik üretim ölçe­
ğinden uzak düşük imalat kapasitelerine ve bir ölçüde de karmaşık ürünler­
de düşük yerli katkı oranlarına sahip olduğunu göstermektedir.
Bu
küçük­
lük sektörün geliştirilmesinde kısa vadede : sınai eğitimde, lisans k u lla n ım ın ­
da, ar — ge'de ve pazarlama organizasyonunda önemli sorunlar yaratabile­
cektir. Buna rağmen çözüm, esnekliği olmayan entegre tesisler yaratmak
olmamalıdır. Türkiye'de büyük atıl kapasiteler yaratmadan sektörün büyü­
mesi için şu hususlar üzerinde önemle durulması gerekmektedir :
- 299 —
Ü r e tim d e r e k a b e t gü cü sa ğ la n a b ile n m in im u m e k o n o m ik üretim ö l ç e ­
ğ in in g ö z ö ııü n e a lın m a s ı,
—
Ü r e tim d e e s n e k o t o m a s y o n u n t e ş v ik i.
—
F irm alararası iş b ir liğ in in ve b ir le şm e le r in t e ş v ik i,
—
Y a n s a n a y in in v e ö z e llik le k o m p o n e n t im a la tın ın da ana ü retici firm a ­
larla b ir lik te t e ş v ik i.
Y a to ım m a lla n s a n a y iin in k e n d i iş ç is in i k e n d isin in e ğ itm e s i tüm sa n a v ile şn a ş ü lk elerd e k a b u l e d ilm iş b ir p r e n sip tir . D iğ e r b ir p ren sip d e ğ itim m as­
rafların dan ta sa r r u f o la m a y a c a ğ ıd ır . T üm s a n a y i ü lk e le r in d e iş b a şu ıd a p la n ­
lı e ğ itim e sa s o lm a k la b ir lik t e ; ö z e llik le J a p o n y a 'd a iş ö n c e k i o k u l (k u rs)
e ğ itim in e d e a ğ ır lık v e r ilm e k t e d ir .
Bu a m a ç la b ü y ü k fir m a la r ın b ir ç o ğ u ö z e l e ğ itim m e r k e z le r in i k u r m u şla rd ır.
T ü rk iye'd e h er s e v iy e d e ( i ş ç i , t e k n is y e n ve m ü h e n d is ) e ğ itim so r u n u b ü y ü k ­
tür. P la n lı b ir iş b a ş ı e ğ i t i m i b u lu n m a m a k ta , çıra k la rın e ğ itim i u sta — çırak
ilişk ile r in e b ır a k ılm a k ta d ır . İ ş ç i e ğ it im i so r u n u k ü ç ü k firm alard a, y a n sa n a ­
y id e v e ş a n tiy e le r d e d a h a d a b ü y ü k tü r . Ö z e llik le şa n tiy e le r d e düz iş ç iy e
b irk a ç gü n d e k a y n a k ö ğ r e t ip iş v e r ild iğ i sık sık g ö r ü lm e k te d ir .
Türk sa n a y iin in g e l iş m iş ü lk e le r s e v iy e s in e ç ık a b ilm e s i ve re k a b e t e d e b ilm e ­
sinin e n b a ş ta g e le n şa r tı; e ğ i t i n i s o r u n u n u n ç ö z ü m ü n e b a ğ lıd ır.
T ürkiye y a tırım m a lla n ü r e tim in d e u la ş t ığ ı d ü z e y o la ra k H in d ista n , B rezil­
ya v e G .K o re g ib i y e n i s a n a y ile ş e n ü lk elerin g e r isin d e k a lm ıştır . K arm aşık
bazı ürünlere g e ç m e y e ç a lış m a s ın a r a ğ m e n , b a sit ürünlerde d ahi rek a b et sücünü e n g e lle y e n ö n e m li so r u n la r ı vard ır. S oru n la rı d aha ç o k a lty a p ı sorun -
-300lan olup, eğitim, tecrübe, planlama ve organizasyon gibi insan faktörü ile
ilgilidir.
Türkiye ne yapmalıdır?
Diğer yandan jeopolitik konumu, Türkiye'nin en kısa sürede bir makina ve
yatırım m allan üreticisi haline gelmesini ve mevcut tek taraflı teknolojik
bağımlılığım dengeli bir duruma getirmesini gerektirmektedir.
Uzun vadedeki üretim hedefleri katma değeri yüksek, bilgi yoğun ve strate­
jik öneme sahip üretim konulan olmalıdır. Kısa ve orta vadede ise en önem­
li kısıtlama nitelikli insan kaynağında bulunmaktadır. Buna göre Türkiye,
kısa ve orta vadede öncelikle insan faktörüne dayalı alt yapısını (eğitim, or­
ganizasyon, planlama vb.) iyileştirmek zorundadır.
Türkiye'nin kısa ve orta vadede üreteceği, teşvik edeceği ve destekleyeceği
konuların seçiminde ise şu kriteri» uygulanabilir.
Stratejik önem : Türkiye'de belirli Ur sektörün (enerji, m ak in a imalat, gıda,
savunma vb.) güçlenmesi veya rekabet gücünün artırılması için bazı makina
ve yatırım mallarına öncelik verilebilir. Savunma açısından askeri uçak, ma­
kina imalatı açısından nümerik kontrollü takım tezgahlan bunlara örnek
gösterilebilir.
Pazar İmkanları : Türkiye 1.6 milyar dolarlık makina ithal ederken, çevre­
deki Ortadoğu ve K. Afrika ülkelerinin de önemli bir ithalatı vardır. Türkiye
iç pazar artı dış pazar imkanlarım gözönüne almak durumundadır.
Elektrik güç makinalan, inşaat ve maden makinalan, pompa ve santrifüj­
ler, elektrik devresi açıp kapayan ve koruyan aletler ve içten yanmalı mo­
torlar Türkiye açısından en yüksek pazar potansiyeline sahip makina grup­
landır.
- 301 R ekabet G ücü : M a liy e t u n su r la r ın d a n b a z ıla r ı ( iş ç i lik , m a lz e m e tem in i,
im alat ö l ç e ğ i , ö z e l im a la t p a za rla m a ve ar — g e ) r e k a b e t gücü a ç ısın d a n k ri­
tik d e ğ e r t a ş ım a k ta d ır . K ritik m a liy e t u n su rla r ı k o n u d a n k o n u y a ve zam an
için d e d e d e ğ iş e b ilm e k t e d ir .
T û ir iy e’n in k ısa v a d e d e g ir e b ile c e ğ i k o n u la n n b a ş ın d a , k ritik m a liy e t u n ­
sa m olarak iş ç i l i ğ i n ö n e m li o ld u ğ u k o n u la r g e lm e k t e d ir . M a lz e m e te m in in ­
de ö lç e k e k o n o m is in in k r itik u n su r o lm a d ığ ı d u r u m la r d a , m a lz e m e y o ğ u n ­
luğu ö n e m li b ir p r o b le m t e ş k il e t m e y e c e k t ir .
T ek n o lo jik K a r m a ş ık lık v e Y a p ıla b ilir lik :
T e k n o lo jik k a r m a ş ık lık k a v ra m ın a g ö r e , y a tır ım m a lla n g e r e k sin m e g ö ste r ­
dikleri " h a rd w a re " v e " s o ft w a r e " iç e r ik li t e k n o lo j ik u n su rla r a ç ısın d a n ç o k
farkh d ü z e y le r d e b u lu n m a k ta d ır . T ü r k iy e 'n in t e k n o lo j ik d ü z e y i, k a rm a şık
m allann ü r e tim in e g e ç ilm e y e
ç a lış ılm a s ın a r a ğ m e n , ö z e llik le " S o ftw a r e "
unsurlar a ç ıs ın d a n y e t e r s iz lik le r g ö s t e r m e k t e d ir . Ü lk e m iz ö z e llik le kısa vc
orta
v a d e d e ü r e t e c e ğ i k a r m a ş ık ü rü n lerd e b u k ısıtla m a la r ı g ö z ö n tm e a lm ak
zo ru n d ad ır. A k s i h a ld e s a n a y id e n iz o le a d a c ık la n n y a r a tılm a sı te h lik e si var4 r v e b u d a k a lit e v e r a k a b e t g ü cü e k s ik liğ in i g e tir e c e k tir .
-302YURT İÇ! ÜRETİM, İTHALAT - İHRACAT VE İÇ TÜKETİM
Milletlerarası ticarette dış ödemeler dengesi bakımından en büyük paylara
sahip olan yatırım mallarau ithalat ve ihracat miktarlan (1000 USA $ ola­
rak) ekte ayrı ayrı listeler halinde verilmiştir.
84 pozisyonunda yer alan bazı önemli yatmm mallan ithalatının analizi
(Tablo 4) de madde bazında yapılarak bu konudaki görüş ve düşünceler
aşağıda ifade edilmiştir.
YATIRIM MALLARI ÎTHİLATI (Tablo 4)
Gutu. Ta.
Yatmm Mafanm Adı
No.
1983
Mik.
Ad.
84.06
Pistonlu Patlamalı
49551
1984
Değer
Ifik.
1000
Ad.
Değer
1985
Mik.
1000
Ad.
usa ;
usa ;
182.726
61020 163.669
Değer
1000
usa;
90248
144.972
Motorlar
1970'li yıllarda kurulan otomotiv sanayinin gelişmesine karşılık 1985 yı­
lında 90248 adet dizel motoru için 144.972 X 103 $ ithalatın realize edil­
mesi bu sektörü olumsuz yönde etkilemiştir, önümüzdeki yıllarda ithalat
asgari seviyeye indirilerek döviz tasarrufu sağlanması, sağlanan tasarrufun
ise bu sanayinin geliştirilmesi yolunda harcanılma» daha makul olacaktır.
Güm. Ta.
Yatmm Malının Adı
No.
84.10
Sıvılar için tulumba.
elevator vb.
1983
1984
1985
Mik.
Değer
Mik.
Değer
Mik.
Değer
Ad.
1000
Ad.
1000
Ad.
1000
USA Ş
USA f
USA?
79.258 336.452
48.294
311.760
USA?
461.696
54.565
— 303 —
Bu sa n ayi d a lın d a d a y ılla r it ib a r iy le sıv ıla r iç in tu lu m b a v e e le v a tö r ic r m it­
halatının azaltılıııa& ı y e r in e d e v a m lı a r tış o lm u ş ve b u a r tışla b ir lik te ith a la ­
ta ö d en en d ö v iz m ik ta r ı d a a r t m ış t ır .
Güm. Ta.
Yatırım Malının Ad;
No.
Mik.
Deçcr
Mik.
Deccr
Mik.
DıÇ'cr
Ad.
1000
Ad.
1000
Ad.
1000
USA
USA S
84.11
Hava ve vakum tulumba.
İ9S5
19S4
1983
4S.045
42.424
59.673
Ş,
3 8 .S0 i
USA S
102.662
29.206
jeneratör vb.
Bu p o z is y o n d a y e r a la n y a tır ım m a lla n it h a la tı y ılla r itib a r iy le y u k a r ıd a g ö ­
rüldüğü g ib i sü re k li a r t ış g ö s t e r m iş tir . E k o n o m in in iş le r h a le g e lm e s i iç in bu
p o zisy o n d a v e d iğ e r y a tır ım m a lla n n d a o ld u ğ u g ib i a r t ış y e r in e ith a la tın
azaltılm ası f a y d a lı o la c a k tır .
Cin. Ta.
Yatırım Malımn Adı
No.
Mik.
Değer
Mik.
D eğ”
Klik.
Değer
Ton
!90Q
Ton
1000
Ton
1000
USA S
USA S
84.17
Suhunet değişikLiği
İ9S5
1984
1985
so?o
52.6:1
SS57
40144
USA S
S2Î6
25.22?
için cihazlar
S uhunet d e ğ iş ik liğ i iç in c ih a z it h a la tı m ik ta r v e k ıy m e t ola ra k y u k a n d a k i
tabloya b a k ıld ığ ın d a a z a ld ığ ı g ö r ü lm e k te d ir . Ö n ü m ü z d e k i y ılla rd a ith a la tın
daha k ü çü k b o y u tla r a in m e s i h a tta tüm ih tiy a c ın iç p iy a sa d a n k a rşıla n m a sı
bu san ayi se k tö r ü n ü n g e liş m iş liğ in in g ö s te r g e s i o la c a k tır , z a te n arzu ed ilen
am aç da b u d u r .
-304Göm. Ta.
Yatıran Malının Adı
No.
1984
Mik.
Değer
Mik.
Değer
m .
Ad.
1000
Ad.
1000
Ad.
Nakil işleri için
Değer
1000
USA f
u sa;
usa;
84.22
1985
1983
395
96.610
1028
71.677
6517
108.931
592
97.527
1217 131.432
6641
264.918
Makinalı cihazlar
Toprağı kazan, delen
84.23
nakledcn cihazlar
Her iki pozisyonda yer alan iş ve kazı makinalan gerek özel, gerekse kamu
kuruluştan tarafından iç piyasa ihtiyacına cevap verecek kalite ve miktar­
larda üretimleri yapdabilmektedir. Ancak belediyelere verilen imkanlarla
gerçek piyasa araştırması yapılmadan bu kuruluşlar tarafından adeta birbirleriyle yarış edercesine ithalat yapmalan Türkiye'de kurulu bulunan bu
sektörü fevkalade olumsuz yönde etkilemektedir. Zira yukarıdaki tabloya
bakıldığında 1985 yılında her iki pozisyondan toplam 13158 adet iş makinasının ithalatına karşılık Merkez Bankasınca ödenen döviz miktarı 373.849
X 10^ USA $ dır. Sektörün hayatiyetini devam ettirebilmesi için gerek ka­
mu ve gerekse özel sektör ihtiyaçlarının azami ölçüde iç piyasadan temini
yoluna gidilmesi ekonomimiz açısından daha faydalı olacaktır.
Güm. Ta.
Yatırım Malının Adı
No.
1983
1984
Mik.
Değer
Mik.
Ad.
1000
Ad.
usa ;
84.31
Kağıt hamuru, kağıt
mukavva cihazları
119
32.912
1985
Değer
Mik.
1000
Ad.
usa;
30
17.472
Değer
1000
usa
2609
;
17.289
- 305 Türk sanayi k a ğ ıt m akinalan üretme durum una gelmesine rağm en, belli bir
norma o tu r tu la m a m ış tır . Bu sanayi dalında ülkeye ithal edilen 84.31 gümrâk tarife n o ’lu pozisyonunda yer alan yatınm malları ithalatı m iktar ve
değer olarak a r tış gösterm iştir. Bu durum ise adı geçen sektörde h o ş n u t­
suzluk y a ra tm a k ta d ır.
f t o .T ı.
Yatının Malının Adı
Xo.
1Qg3
Mik.
D eicr
Mik.
Ad.
1000
Ad.
Dokumaya elverişli
5 9 i:
67.560
15S0
59.225
Deccr
Mik.
1000
Ad.
Değer
1000
USA S
USA S
USA S
MJ6
19S5
19 S4
1 ¡4.5?;
44 T0
103.144
; s .: 5 :
Sİ 12
53S91
maddeler için Mak.
«J7
Dokuma, Örme vb. işler
ı:ı:
için mak. cihazlar
Tfrtdye'de dokum a tezgahlan ve diğer tekstil makina teçhizatının imalatını
öngören bir kuruluşun tam am ıyla yeni bir proje olarak ya da Sümerbaıık.
MiLE.K. ve T a k sa n ortaklığında müstakil bir kuruluş olarak ele alınması
fevkalade fa y d a lı ve lüzumlu olacaktır. Son üç yıllık toplanı ithalat 4 3 5 .SS.
nûyon dolara b a liğ olm aktadır. Dolayısıyla öncelikle önem verilmelidir.
Bu konuda ileri teknolojiye sa h ip imalatçılardan lisans alınması yoluyla
ya da y a b a n a s e r m a y e ortaklığı yoluyla vakit geçirilmeden teşebbüse geÇdmelidir. Örnek o la r a k sullzer ya da Japon teknoloji benimsenebilir.
Vatının Mahran Adı
Xo.
1953
Mik.
Ad.
19Î4
Dccer Mik.
îogo
USA 5
^•^5
Maden İşîeme Mak.
(Tiken Tezgahlan)
Zcztt
Ad.
1985
Mik.
Değer
Ad.
ıooo
USA S
USA S
S2.S4Î
-306Ülkemizde takını tezgahlan imalatı ile iştigal eden irili ufaklı kuruluşlann
yanında çağdaş normlarda üretim yapabilen kamuda MKEK ve Taksan ile
■■i '
özel sektörde Tezsan üretim teknolojileri ile batılı firmaların imkan ve po­
tansiyellerine sahip kuruluşlardır. Taksan ülkemizin çağdaş anlamda üretim
yapabilen en genç ve en büyük makina imalat tesisidir. Taksan'ın yakın bir
gelecekte üretim programına dahil edecek nümerik kontrollü ve daha hassas
tezgahlarla mamul programım daha da genişletmeyi amaçlamaktadır. Bu
sebeple Taksan'ın hükümet olarak desteklenmesi ve mühendislik kadrosu­
nun güçlenmesi, kapasitesinin yüksek oranlarda tutulması gereklidir. Zira
yu kandaki tablodan görüleceği üzere takım tezgahlan ithalatı yıllar itibariyla azalacağı yerde adet ve kıymet olarak artış göstermektedir. Bu da ta­
kım tezgahlan sanayimizi baltalamaktadır.
Güm. Ta.
Yatırıra Malmın Adı
Ko.
1383
1984
Değer
İfik.
Değer
Mik.
Değer
Ad.
1000
Ad.
1000
Ad.
1000
u sa;
84.53
DcBkfi Kartla çalışan
1985
Mik.
6062
21.277
u sa;
26506
46.764
USA?
99004
62J63
istatistik Mak.
Delikli kartla çalışan istatistik makina ithalatının 1983 yılından 1985 yılı­
na kadar ithalat miktarına bakıldığı zaman, çok büyük hatlama olduğu gö­
rülür. Dolayısıyla bu ithalata dayalı olarak ödenen döviz miktarı da artmak­
tadır. Bu ise dövize ihtiyacı olan ülkemiz için büyük bir kayıptır.
Güm. Ta.
Yatırım Malının Adı
No.
1983
1984
Değer
Mik.
Değer
Mik.
Değer
Ad.
1000
Ad.
1000
Ad.
1000
usa;
84.56
Toprak, ta} vb. ayırma,
1985
Mik.
46
21.027
usa;
125
usa ;
28.696
2493
57.570
3506 187.629
9001
88334
eleme vb. için makinalar.
84.59
Diğer Makina ve mekanik
cihazlar.
3050 103.183
- 307 Her iki p o z is y o n d a ta b lo d a v e r a lan y a tır ım m a lla r ın ın ith a la tı d iğ e r k a le m le r ­
de o ld u ğ u g ib i m ik ta r ve k ıy m e t o la r a k a r t ış g ö s t e r m e k t e d ir . ( 1 9 8 3 — 1 9 8 4
-
1 9 8 5 ) B u d u r u m is e ü lk e m iz in im a la t ç ı h ü v iy e tin e h e n ü z ta m m a n a sıy la
g ü tm e d iğ in i g ö s t e r m e k t e d ir , ü l k e o la r a k h er m a lın (y a tır ım m alları d a h il)
üretimi y e r in e it h a la tı y o lu n a g id ilm e s i s a n a y ic im iz i d ah a k â r lı r iz ik o su z
tc
k o la y o la n ta ra fa it m e k t e d ir . D o la y ıs ıy la y e r li s a n a y im iz bu d u ru m k a rşı­
sında g e r ile m e k te g e r e k li t e k n o lo j ik d e ğ iş im le r i z a m a n ın d a y a p a m a d ığ ın ­
dan y u rt iç i ve y u r t d ış ın a m al s a ta m a z h a le g e lm e k t e d ir .
Göm. T i.
Y atın ın M alının Adı
No.
Mik.
Ad.
D eğer
Mis.
1000
Ad.
VS A S
84-62
Her nevi rulnar-lir.
Y ukarıdaki ta b lo n u n
19S5
1954
1953
5 £41
Dcecr
Mik.
;oco
A d.
¡000
USA S
V5A S
4 ? .? ;?
D c£c:
•;:î5
:-■• -45 ;
tetkikinden de görüleceği d bi ülkemiz rulman ihti-
vacı günden güne artm aktadır. Bu ihtiyacın büyük bir bölüm ü ithala î yohıyla k a r şıla n m a k ta diğer bir bölümü ise iç piyasadan temin edilmektedir.
Rulınan ü retim i iç in yeni kurulm uş bulunan Orsan A.Ş. sanayi ithalattan
dolayı m e n fi y ö n d e etkilenm ektedir.
1983 — 8 4 — 8 5 yıllarında S4 pozisyonundan (Tablo 4 ı de yer alan yatırım
»lallarının ithalatı için T.C. Merkez Bankasınca ödenen (3 yıllık I döviz mik­
tarı 3 . 1 4 9 .6 7 5 . 0 0 0 USA S dır. Bu ithalata karşılık aynı pozisyonda yer alıp
(Tablo 5) de görülen yatırım mallarının 1984 -
55 ve 19S6 yılı (8 aylık)
gerçekleştirilen ihracat miktarı ise; 21 " .7 5 0 .4 5 6 LSA Sdır.
Buna g ö re dikkat çeken bir husus mevcut sınai yapımızla bu pozisyonlar­
daki ih racatın ithalata ödenen döviz meblağlarına göre çok düşük olduğu,
d olayısıyla hiç bir zaman dış ticaret açığının kapatamayacağıdır. (Yaklaşık
3 yıllık yatırım mal ihracat ' ithalat : r? . .4 ı 'latırım iann dengeli olarak
- 308 artırılarak işsizliğin önlenebilmesi ancak sanayileşmiş ülkelerde olduğu
gibi ihracatımızın artmasına bağlıdır. Bu sebeple parolamız daima artan ih ­
racata. karşılık oransal olarak azalan ithalat olmalıdır. Tasarruf edilen döviz­
ler ile mevcut sanayi kuruluşlarının tevsi ve modernizasyonunun yapılması
veya ihracata yönelebilecek yeni tesislerin bir an evvel hizmete girmesi
sağlanmalıdır.
Gtlnı. TA .
No:
D irin
Y a t ır ım M a l. A d ı:
M . 06
IM s ln n l ıı l*o tlarıa 11
Mıı to r 1» r
fon
( M . 10
S ı v ı l a r 1c. t n tu l umlıA
1! la va t ü r vl>.
Ton
m . 11
Hava vo Vakum Tulumba,
J i'iıiir a lö r vlı.
Ton
M . 17
Sühunet Drf) i s i k lif l i
C t ha i 1a r
Ton
M. M
Maki 1 Is U > r 1 İ t i n M a k.
vc C th a / ln r
Ton
M . 23
To(irn')' Ka/on, d c lr n
Nakli'cli'ft c i h a t l a r
Ton
81.11
Kaflıt Hamuru knflıt
Mukavva f. Ih a / la r ı
ton
fî'l.K .
Dokumaya r l v c r i j l l
1er i (.m Mak.
84.37
[lokuma, Drr.ıc v.b . İ s l e r
U i n ll.ı k . ve f. i ha; 1ar
Ton
Maden İsle tm e H a k in a la r ı
(l.ıkım T r / g a h la r t )
Ton
İle l i k i t K a r t la Cal ıs a ıı
1•; t a t i 1 i k M.ık. v h .
Ton
tu .«
[M.S.I
İC İn
M.nlılo
Ton
YATİRİM MAI I ARI IJWACMJ
__ ( TABIO 5Ji
1984
11Ik tur
19C5
Ocjer Ï
1080 (0 a y l ı k )
Miktar
OeJerJI
M iktar____ Oo(Jcr_l
2 .2 4 8 .4
43, 651. 752
1 .4 1 9 ,2
14.120. 296
1.406,5
9..61’,3. 698
1 .8 9 4 ,9
9.564. 654
98B .5
41.021. 6 5 ?
5tl0.fi
1 .9 5 5 529
4 7 4 ,6
2.235. 7 %
520,8
9. 304. 654
1 .3 2 3 ,2
2.519. 884
5 4 ,9
2/4. 312
40,7
199. 7/n
61 .8
558. 128
5 2 4 ,B
945. 415
B 10.5
?.. 222. 524
4 8 1 ,8
5.0 0 2 . 041
59.1.6
1 . 1J0. 35 !
686,6
782. 107
36 1 ,3
3.829. 205
3.
4. 211
4 ,6
20. 058
-
.
5.5
14. (.20
Ifl.5
55. 267
8 3 ,6
/10. 73/
o .o m
24
7B.5
1.. 193.,059
2 1 2 ,9
550..852
1.445,9
6..'171 , 616
1804,1
5.753. 203
1, i
29 .933
1 .8
110 . 3C4
5 /2 . 0
-
3.03':ı.rr/ı
u>
O
vO
YATIRIM MALLARI İTHALATI
h ik m
ADET
TON
2 .7 5 3
7.7 47
84 .0 Z BUHAR ÜRETEN JE N E ­
RATÖR YARDIMCI C İ ­
HAZLARI
ADET'
TON
177
(i. 056
B 4.0 3 CAZOJENLER SULU.
HAVALI GAZ JEN E­
RATÖRLERİ
ADET
TON
84.04 BUHARLI LOKO­
MOBİLLER
ADET
TON
B 4.0 5 BUHAR ÜRETEN
MAKINALAR
ADET
TON
M ™ C 7 "O C T f f f f f îM f li—
::
m m
—
II
BIRJM
114.01 UUHAR ÜRETEN
JENERATÖRLER
(04 Pozisyonu)
36.780
74
14.335
5 0 .7 3 3
87
1.303
33.290
614
5.5 8 8
2 2 .1 0 5
855
1.068
4 .0 1 8
5
189
1.476
3.005
97
1.078
13
32
230
-
-
-
-
-
-
-
-
3
14
233
39.30/
12
10.734
7 9 .2 8 5
29
752
4.457
163 .66 9
90.248
16.147
144.972
6 .2 8 4
3.231
1.913
12.737
1.837
983
92
11.412
3.5 5 7
231
1.754
6 .7 0 8
4 8 .2 9 4
461 .69 6
4.0 9 2
54 .,565
31
r». 306
B 4.0 5 PİSTONLU PATLAMALI
MOTöRLER
ADET
TON
49.551
19.946
84.07 H İD R O LİK CARK TOR6 IN VE MOTÖRLER
ADET
TON
1.239
1.51 6
B4.0B S A İR MOTÖRLER VE
GOC ÜRETEN MAK.
ADET
TON
206
26
8 4 .0 9 MAKINA İLE IS L İY E N
YOL S İL İN D İR L E R İ
ADET
TON
66
782
8 4 .1 0 S IV IL A R IC IN TULUM­
BA, ELEVATÖR vb.
ADET
TON
3 1 1 .7 6 0
4.9 1 7
132.726
61.0 2 0
18.187
15.623
2.814
744
9B6
389
62
3.447
100
743
79.258
336.452
3.4 6 5
10.326
YATIRIM «ALLARI 1
_ J 9 8 3 ____________
ÖTrIM " m ik ta r
" DEflEROİOPO)
43.04S
3.131
42.424
5.065
370
6.052
84.11
HAVA VE VAKUM TULUM­ ADET
BA, JENERATUR vb.
TON
84.12
Klima CİHAZLARI'
8 4.13
OCAK BR0LÖRLER1 OTO­ ADET
MATİK OCAKLAR
TON
2.341
12.011
84.14
SANAYİ VE LABORATUVAR FIRINLARI
ADET
TON
89
3.784
15.732
84.15
SOĞUTMA tERTIBATLI . ADET
MAKİNALAR
TON
383
464
5.532
84.16
KALENDERLER VE HADDE ADET
KAKIMALARI
TOH
15
311
2.623
84.17
SUHUNET DEûlSIKLlûl
İCIN CİHAZLAR
ADET
TON
8.090
52.611
84.18
SANTRİFOJLO MAK1NA
VB. CİHAZLAR
ADET
TON
110.514
2.742
283.569
16.274
84.1 9
SİSE TEMİZLEME, BU­ ADET
LAŞIK YIKAMA CİHAZI. TON
VB.
523
942
19.978
8 4.2 0
TARTI ALET VE Cİ­
HAZLARI
ADET
TON
178
140
2.220
84.21
POSKORTME, DAÛITMA,
POLVERIZE CİHAZLARI
ADET
TON
50.818
551
4.137
84.22
NAKİL İŞLERİ 1C1N
MAK1NA VE CİHAZLAR
ADET
TON
395
17.593
96.610
ADET
TON
-
_
niALATI
¿84 P ozisyonu)
_________1984 . _____________________ J98Ş____________
MİKTAR
59.673
2.761
5.500
370
nPER(?1000~)___ MİKTAR
74
406
933
537
35
247
29.206
9.702
21.993
772
8.40«
25.792
3.758
609
3.743
2.9 3 0
403
534
3.550
8.195
598
6.675
40
164
850
40.144
15.583
3.286
23.228
17.720
1.432
17.992
44.903
7.530
1.436
21.326
2.146
4.288
101
1.221
3.106
83.380
382
4.710
71.677
6.517
22.082
6.789
;
1.891
_
3.057
2U3.5U9
1.709
1.164
2.001
232
101
70.741
270
1.020
14.021
0e6£R(SlQQ0).
38.801
.
4.011
‘
102.662
2.311
108.931
YATIRIM MALLARI ITIIALA
1983
DİRİB
fflKÎ/fö
DEâERr»İQOÖr~
04.23
TOPRAĞI KAZAN, DELEN,
NAKLEDEN CİHAZLAR
ADET
TON
592
17.670
9 7 .5 2 7
04.24
TARLA, OAHCE İSLEME
HAK 1NA VE CİH AZLARI
ADET
TON
34
19
113
0 0 .2 S
HASAT. HARMAN VB. MAK1NA VE CİHAZLARI
ADET
TON
405
259
1.343
84.26
SÜTÇÜLÜKTE KULLANILAN
MAKINA VE CİHAZLAR
ADET
TON
267
111
1.006
84.27
ŞARAP İM ALİ IC1N ÇE­
Ş İT L İ CİHAZLAR
ADET
TON
3
10
122
8 4.2 8
TA R IM , TAVUKÇULUK VE
A R I C IL IK CİH AZLARI
ADET
TON
147
221
1.592
D EĞ İR M E N C İLİK . TANELİ
KURU SEBZE 1SL. C İH .
ADET
TON
295
680
2 .5 2 9
HAMUR İS L E R İ ŞEK E R LE ­
ME VB. İM ALI CİHAZLARI
ADET
TON
4.479
433
5 .9 3 9
04.31
KAÛIT HAMURU, KAĞIT,
MUKAVVA İMAL CİHAZLARI
TON
TON
119
1.805
32 .9 1 2
84.32
C İL T VE FORMA OIKME
MAKINALARI
ADET
TON
54
97
1.653
84.33
KAĞIT HAMURU, K A SI T
İSLEM E C İH . (D İĞ ER )
ADET
TON
52
260
3.557
84.34
MATBAA, K lt S C VB. IC IN
CİHAZ VE MALZEMELER
AOET
TON
90.007
99
2 .0 6 6
(14..?!,
G R AFİK VC M ATBAACILIK
Dlf.FB CİHAZI AKI
ADET
TON
212
406
II. 17«
84.29
04.3 0
TI
(84 P oıltyonu)
im
1905
TTTkTAR___OErtERQII m £ _
1.217
26 .836
217
81
1.711
' 460
35
57
6
19
177
50
275
387
HlKTAH __ DEflER(jHOOO)
131.432
6.641
53.294
2 6 4 .9 1 8
329
1.735
131
704
2.3 6 8
1.909
559
2’. 004
009
71
31
28
25
2
413
36
5.471
370
m
3.9 15
1.639
2 .2 3 8
730
139
1.074
11.914
' U06
456
7.2 5 3
30
928
17.791
17.472
2.6 0 9
17.289
1.103
271
95
034
3.331
411
400
6.9 27
1.962
36B
17
2.2 « 6
11.414
9 .4 2 0
.If.;1
9 . 1H
192
64
172
282
71.023
)07
1.017
mío
3.7 3 2
Glim.TU.
No;
Yatı h u Hal. Adı:
Birim
Miktar
84.56
Toprak, Ta* vb. Ayıriı»,
elem* vb. Icin MaKlhalar
Ton
1884,6
3.890.921
84.59
Oltar Makina ve Mekanik
Cihatlar
Ton
1373,7
4.886.407
84.02
H«r «evi Rulmanlar
Ton
10,3
84.165
Bu pozisyonlardaki
TOPLAM
1984, 1985 ve 1986 (» aylık) Yılları
ihracat Genel Toplamı
Ton
TON
8063.1
Defter
59.478.889
217.750.456 >
v
Miktar
Defler i
1643ÎV 3.409.77&
>; ; !•- -
r'''
T-'. /■
Miktar
'
Defler t .
108.254« , ;
•
•
'İt
290.8
'<*.1 3 0 / 9 ^
13,5.
9268,1 112.002.550,^9088,7
S7,ÎŞfc-*£ .;
46.189.017
’* *
* <- ‘
:.
' '- v ^ -
■ »t;.**.
"
1.135,*J ;& 2 ® D ^ S P t ;
353,3 34.605.9&
13,7
■r r
ı
,■ ■-.
• ■v
; in!
^
YATIRIM KALLARI
ATI
(84 Pozisyonu)
193?
BİRİM
MİKTAR
OEOER(glOOO)
67:360
2.777
12.926
1.580
3.977
AOET
TON
1.100
ADET
TON
2
24
DOKUMA, MADDELERİ İCIN ADET
DİÛER CİHAZLAR
TON
709
2.154
84.36
DOKUMAYA ELVERİŞLİ
MAD. 1CIN MAKİNALAR
ADET
TON
1.917
7.966
84.37
DOKUMA, DRME VB.' İSLER
İCIN MAK. VE CİHAZLAR
DOKUMA VB. MAKİNALAR
İCIN YARDIMCI CIH.
AOET
TON
84.39
KEÇE İMAL VE FINISAJ
CİHAZLARI
04.40
84.38
1984
MİKTAR
1985
OEftER(İUOOO)__
MİKTAR ___ 0E<îER(31
114.331
4.470
11.713
103.144
39.026
5.727
6.421
58.135
8.112
6.074
53.891
18.083
1.302
21.971
2.114
30.658
279
13
93
1
1.046
10
56
23.690
1.073
2.406
23.594
6.921
4.042
39.190
27.427
u>
OIKIS MAK1NALARI VE
İANELERİ
ADET
TON
12.888
724
12.179
25.547
1.143
16.479
50.678
2.142
DERİ VE KÖSELE HAZIR­
LAMA İSLEME CİHAZLARI
ADET
TON
88
152
1.101
205
304
2.182
651
458
3.376
84.43
MADEN SANAYİİNDE KUL­
LANILAN OOKOM MAK.
ADET
TON
261
2.763
3.327
2.805
1.489
6.207
84.44
HADDELER VE SİLİN­
DİRLERİ
ADET
TON
1
4.338
7.283
252
3.491
10.638
84.45
AOET
MADEN İSLEME MAK1NALAF.I (Takım Tezgahları)TON
3.364
7.425
72.872
2.993
9.737
84.46
MADENSEL MADDE İSLE­
ME ALETLERİ
ADET
TON
1.676
450
4.793
412
569
84.47
AâAC. KEMİK VB. İSLEME ADET
MAK1NALARI (TORNALAR) TOK
2 853
664
6.829
310
458
84.41
84.42
69.944
258
3.958
4.664
9.505
82.341
3.768
364
300
2.197
3.621
415
303
2.424
10.367
YATIRIP MALLARI
İTHALATI
(04 PoıH.vnnıı)
________1083______________
DİRİM
34.40
Ü4.49
34.50
04.52
84.53
İM. 54
U4.55
H4.56
H4.57
TON
EL İLE KULLANILAN
IttTORlU. KAKINALI
ALETLER
ADET
TOll
0EftER(* 1000)
- tt|ı;TA-P_____ OErtERİÎlOÇO)—
M1~KTAR
6.423
316
5.021
322
5.4 5 5
31.022
51
7.335
3 1 .5 2 0
3G3
7.56»!
30.657
145
6 .5 7 3
4.535
81
1.300
2.7 4 9
123
2.1 5 3
10.024
143
1.857
AOCT
TON
55.990
939
0.923
37.569
321
5 . 30i
25.562
262
3.831
HESAP. KUHASEÜE. DAM-ADET
CA MAKİHALAR1 VB,
TOtt
31.393
84
2.415
29.954
51
1 . 7(1<
179.439
229
4 .8 5 0
OtLIKLI KARTLA ÇALI­ AOET
ŞAN İSTATİSTİK m a k .
T011
G.062
163
21.277
2 6 .5 0 6
621
4 6 . 76i
99.004
1.06«
6 2 .3 6 3
YAZIHAKE ICIN SAİR
KAKINA VE CİHAZLAR
AOCT
TOM
3.524
97
2.445
2 .6 4 9
114
1.590
193.099
95
1.263
YAZIHANE KAKINA AK­
SAM VE TEFERRUATI
AOET
73
4.234
108
11.153
312
1 4 .1 0 0
46
3.224
21.027
125
1 . nen
2 » .£ 9 6
2.4 9 3
6 .0 1 R
1 7 .5 7 0
72
363
0.049
20
65
1.070
40
2« 3
5.211
KAYNAK, k e s m e v d . I- ADET
CIN CAZLA ÇALIŞAN Cilt.TON
YAZI VE CEK YAZAN
«a k i m a l a r
TOPRAK, TAS VB. AYIR
MA ELEME VB. ICIN
AOET
KAKİNALAR
TON
ÇAM VE CAM EŞYAYI
İMAL, İSLEME MAKİAOCT
NA VE CİHAZLARI
TON
371
315
84.51
KAKINALI ALETLERE
AlT AKSAM VE TE­
FERRUAT
H1KTAR
YATIRIM MALLARI İTHALATI
(04 Pozisyonu)
1983
BİRİN
84.5C ■OTOMATİK SATIS CİHAZLARI
ADET
TON
MİKTAR
1934
DE?.ER(S1000)
MİKTAR
1985
0EAER(?100n)
11
MİKTAR
DEfiER(îlOOO)
98
5
65
88.934
84.59
DİÛER MAKINA VE MEKANİK
CİHAZLAR
ADET
TON
3.050
7.679
34.60
MADEN DOKOMHANELERI tÇIN
DÖKÜK KASALARI
ADET
TON
508
84.61
MUSLUKCU EŞYASI, 80RUCULUK İÇİN BENZERİ 010. EŞYA
84.62
HER NEVİ RULMANLAR
ADET
TON
TON
84.63
MANİVELA,' DIŞLI, MAKARA
VB. CİHAZLAR
TON
84.64
İNCE MADENİ YAPRAKLAROAN
CONTALAR VB.
TON
270
5.048
232
4.152
334
5.554
84.65
I
MAKİNALARIN ELEKTRİK TERTlOATSİZ AKSAM VE PARÇASI
TON
70
1.819
119
2.422
160
2.920
1.449.436
203.226
1.618.326
189.117
GENEL TOPLAM:
TÜRKİYE İTHALAT TOPLAMI
{YATIRIM MALI İTHALATI) x 10„
(TOPLAM İTHALAT)
103.193
3.506
30.257
•187.629
9.001
7.759
8.332
660
15.660
766
11.013
3.251
50.255
2.471
32.627
1.834
25.363
5.640
51.156
6.005
49.935
6.285
51.431
64.313
161.503
9.235.000
* 15,7
59.529
10.757.000
X 1 5,04
60.436
1.550.501
11.343.600
» 13,7
YATIRIM MALLARI İHRACATI
1904
__
____
_ ______________ BjJU_M____ MİKTAR
IVJ.OI
O UMAR ÜRE TC M
JENERATÖRLER
ADET
TON
84.02
BUHAR KAZANLARI ICİH
DlflER YARDIMCI CİHAZ­
LAR
ADET
84.03
GAZ JENERATÖRLERİN
AKSAM VE PARÇALARI
TON
PİSTONLU, PATLAMALI
MOTöRLER. ENJEKTÖR
POMPASI V.B.
AOCT
TON
04.07
STATORLAR, GOC ÜRETEN
HİDROLİK MAKINA AKSAM
VE PARÇALARI
TON
114.08
SAİR MOTÖRLER VE GÜC
ÜRETEN MAK1NALAR
TON
SIVILAR ICIN ELEVATOR
ÇEŞİTLİ TİPTE POMPALAR
V.D.
ADET
TON
84.04
04.05
84.06
84.09
84.10
OEfiER(»1000)
(8 1 P o z i s y o n u )
1905
198 6(0 A y l ı k )
H KTAR_____ OEfiEHfİtjnOOJ_____ H IK [ A R _____t)Cı*.C«( g t 0 00)
10
71
59
162
-1
16
23
24
24
1
1003
1
5
B
35
84
|
ihrtal e d i l e b i l i r
M . 610
2 .2 4 8
1
13
2.9.18
4 3 .6 5 2
ihm al e d i l e b i l i r
1075
989
158
6 .5 0 0
30
14
3.9 7 3
14
ihm al e d 'l e l ı i l i r .
44.86(1
1.407
5 .1 8 0
9.6 8 4
19.368
1.770
5.5 5 9
5.973
JjJ
I
YATIRIM MALLARI İHRACATI
1984
BİRİM
MİKTAR
•_____________
DE6ER01000)
1985_______________ ________ 1986
MİKTAR
0EfıER(81000)
MİKTAR
___________
DEGERtSlOOO)
84.1)
HAVA VE VAKUM TULUM­
BA, JENERATÖR V.B.
ADET
TON
40.111
521
1.427
9.385
36.392
1.132
869
1.260
84.12
KLİMA CİHAZLARI
ADET
TON
3
229
23
95
1.822
1.831
8.681
5
22
156
4
13
3
275
15.575
1.362
15.235
16.509
-
-
-
'
84.13
OCAK BROLORLERİ
OTOMATİK OCAKLAR
AOET
TOK
15.130
5
84.14
SANAYİ VE LABORATUVAR FIRINLARI
AOET
TON
21
302
12
1.8
39
373
84.15
SOĞUTMA TERTİBATLI
MAKİNALAR VE AKSAM
VE PARÇALARI
ADET
TON
14.753
2.717
6.607
12.192
84.16
84.17
-
ISI OEâlSIKLlûI YA­
RATAN CİHAZLAR VE
PARÇALARI
ADET
TON
42
41
48
200
368
30
.12
280
84.18
SANTRIFOJLO MAKINA
V.B. CİHAZLAR
ADET
TON
2.331.004
1.612
4.419
18.007
806.262
613
6.232
6.799
84.19
SİSE TEMİZLEME, DOL­
DURMA BULAŞIK YIKA­
MA CİHAZLARI V.B.
ADET
TON
24
40
93
151
67
31
368
369
YAT IRAM MALLARI İHRACATI
1904
. ......
_ .........
İH R IM _
M j . K J A R D E Û f. R j ’îlü O O )
19115
1986
' . J İ İ İ k TAP
MIKTAR
DEftE R( ? 100
84. 20
TARTI Al. E T VE C IH A Z lA R I
ADET
TUH
3. 13?
56
130
145
787
19
164
164
34. V>1
PÜSKÜRTME. DAÖITMA.
POLVERIZE C IIIA ZLA H l
ADET
TON
6 .9 4 8
76
269
373
6 .0 0 5
103
669
688
04. 22
KALDIRMA, YÜKLEME, NA­
K İL MAKINA VE CİHAZLARI
İL E OUNLARIN AKSAM Vt
PARÇALARI
ADET
TON
79
m ı
796
2 .2 2 3
107
146
61
415
84.23
TOPRACl KAZAN, DELEN
NAKLEOEN CİHAZLAR
*
ADET
TON
137
607
135
782
5
233
20
3 .4 1 2
84.24
TARLA. BAIICE İSLEME
MAKINA VE CİHAZLARI
ADLİ
TON
7 .9 7 9
3 .2 1 6
1.673
4.002
2.946
794
731
975
84.25
H ASAT, HAFMAN V.ll. MAKİ HA
VE CİHAZLARI
ADET
TON
1.600
1.635
1.995
2.495
1.395
1.346
1.665
2 .2 2 0
84.26
SÜTÇÜLÜKTE K111.1 ANILAN
MAKINA VE CİHAZLAR
ADET
TON
118
6
23
23
İhmal i.'(11 le b i 1 1 r.
YATIRIM MALLARI İHRACATI
1984___________
_
________
_
____ D İR İK
34.27
ŞARAP İMALİ ICIN
CESITll CİHAZLAR
AOET
TON
84.28
TARIM, TAVUKÇULUK
VE ARICILIK CİHAZLARI
AOFT
TON
84I29
DEĞİRMENCİLİK TANELİ
KURU SEBZE İSLEME
CİHAZLARI
ADET
TON
84.30
HAMUR İSLERİ, ŞEKERLEME
V.B. İMALI CİHAZLARI
ADET
TON
84.31
KAÖIT SANAYİİ MAKİKILA­
RININ AKSAM VE PARÇALARI
TON
84.32
KAĞIT KATLAMA VE TEL Dİ­
KİŞLİ MAK1NA VE CİHAZLAR
84.33
KAûIT, KARTON İSLEYEN
MAKINA VE CİHAZLAR
(Dİ CER)
ADET
TON
MATBAA, KLISE V.B. 1CIN
CİHAZ VE MALZEMELER
ADET
TON
84.34
_ Ş K T A R _ _ "n W E R Î* 1 0 0 _ ))_
J9fi5______________________ ____ 1 9 8 6 ( 6 A y l ı k)
MİKTAR
DE<%CF(( JtlOOO)
MİKTAR
0E6ER|[£1000J
i hıııa 1 e d i l e b i l i r
634
4
11
14
15
342
5.901
5 .9 5 7
470
70
149
149
9
129
1.0 5 5
1.0 5 9
6
7
32-1
91
1 .0 5 9
312
6
23
26
32
?3
3
4
İHMAL E D İL E B İL İR
103
-
Y A T 1H I M M A L LAHI
İHRACAT(
19IM
D İR İM
M . 3'j
GHAf 1K vt: MATI1AAC İ L I K 01GLH CİHAZLARI
ADLİ
1011
?a . :ifj
l i r YAPAN MAKİNAIAR.
TAüAK, KAT LAHA VE IlOKHt
»OHIN. C i l t , TURA, FLAIUR
ROTOR MAKİNALARI
ADI. T
TON
I M . 37
DOKUMA, (1RHI V.U. IS L IR
1CIN MAK1NA Vt CİHAZLAR
ADI r
TON
İ M . ,1»
DOKUMA. ÜRMl V.U. MAKİNALARA YARDIMCI CİHAZLAR
ADI 1
1ÜN
U1. OU
DOKUMA MADDİ I t R I
Olftl » CIHA/IAR
ADCI
TON
İM . -11
I I 1K 1i MAKINALAR! VI
İftN LLIRI
ADt I
TOH
« 4 .4 2
1)1.RI K O S IIt HAZIRLAMA,
IM I M t C IH A /IA RI
ADt 1
TON
B4.<U
MADİN SANAYİ İNDİ. KUL L A N ILAN DOKUM MAKİNALARI
AOU
TON
İ M . 39
1C1N
Dl'r.ER(ÎIOOO)
İOÜİ.
198 6(6 A y l ı k )
Dtr.t:H(i 1000) *
M İKTAR
S
21
t
71
.’ J !JKTAK__ . OtCj-_H(21000)
2
?
\
2
17
19
f.S
ü' j
<14
1.191
n
/■i
ı . i 9?
ı?ı
l/b
1.1/0
l'A
/.no
,
SS./90
6
69
636
636
?9f!
m
1/
6 . ; . ’91
MS
/ . <>;’ ■>
1. 6111
S4
14/
169
11?/
300
S3
t v\
? z .09i
14
v.rm
19
70
31
3?
/
1.1
41)
13
31Hıma 1 rd i 1üt) i 1 i ı
YATIRIM MALLARI İHRACATI
1984______________ ________
BİRİM_____ MİKTAR T DEf.ER(IIOCO) "
1985 ________ _____________
84.44
HADDELER VE SİLİNDİRLERİ
ADET
TON
1
15
13
34
84.45
MADEN İSLEME HAKİNALARI
(Takıa T t z g a h la n ) .
AOCT
TON
1.271
1.446
6.910
6.972
84.4 6
TAS, SERAMİK ÇIMENTOLO
MAMULLER İŞLEYEN MAKINA- ADET
LAfi
TON
13
15
12
12
84.47
84.4 8
84.49
AOAÇ, KEMİK V .8. İSLEME AOET
MAK1NALARI (TORNALAR^
TON
KAKINALI ALETLERE AİT
AKSAM VE TEFERRUAT.
TON
EL İLE KULLANILAN MOTORLU AOfT
KAKINALI ALETLER
TON
1986______________
MİKTAR___KfiERjJljÖÖpj^_____ MİKTAR
2.010
1.376
'
DCCERtilOOO)
-
4.319
4.319
609
1.016
ihmal e d tle b i l i r
3.506
3.506
641
588
■
1.154
1.1S4
149
748
316
5
17
- 18
25
80
20
634
5.313
11
13
3
23
1
84.50
KAYNAK KESME V .8. KİN
CİHAZLAR
AOST
TON
)
4
84.51
YAZI VE CEK YAZAN
MAKİNALAR
ADET
TON
9
3
84.52
HESAP, MUHASEBE V.B.
İSLER 1C1N HAKİNALAR
AOCT
TON
-
-
Ihnal e d i l e b i l i r
29
3
YATIRIM H A H ARI İHRACATI
1904
B İR İM
lîlKTAR ’ DEftERjL* 1000)
1985
" MİKTAR
1906 (6 A y l ı k )
OEfıER(îlOOO)
MİKTAR
Dlfi_ER($10l
B i.6 3
D fL lK L I KARTLA CALİ SAN
İS T A T İS T İK HAK1NA VU,
ADET
TON
2319
1
30
30
9
2
118
(10
8 i.M
B0R0 İÇ İN S A İR MAKINA
VE CİHAZLAR
ADET
TON
90.700
33
125
125
3-1.742
14
33
33
04. SS
DURO HAK IHA AKSAM VE
TEFERRUATI
TON
Ihma) c d l l o h t l t r
2
43
0 1 .5 6
TAS. CEVHER V .B . K IR ­
MA AYIRMA. ELEME V.B.
K I N HAK İNAL AR.
AOET
TON
3ZB
1.643
471
3. -1)0
12
7)3
127
1.406
CAM VE CAM ESTAY1
İMAL İSLEME KAKINA
VE CİHAZLARI
AOET
TON
1
8
?2
22
-
-
R 4 . S9
DIGCH HAK İHA VE
MEKANİK C İH A ZI AR
AOET
TOH
2S3
Si) 3
«95
34.606
•
İS ?
80
401
«30
8 4 .6 0
MADEN DÖKÜMHANELERİ
K I N PtIKÜH KASALARI
Vt KALIPLAR
TON
Z06
33.134
nı
4. lifi
04. 57
H 4 .5 0
ihm.ı 1 <'(J i 1ut> 11 i r
-
YATIRIH MALLARI İHRACATI
1984
________________ 1585
Sl.RİN_......HflğAR' ""pEûER/XlOOO}__
84.61 MUSLUKÇU EŞYASI, BURUCULUK ICİH BENZERİ
ADET
OifiER EŞYA
TON
_ 1986 (£ A v lık )_ _
Mİ rlÂR'~'~"Dtif.E »(İIÖ O O T
'"M İK T A R
DE>.~tR( Ş İOOÖ)"
4.71S
35.498
266
9.236
84.62
HER NEVİ RULMANLAR
TON
14
180
11
37
84.63
Ma n i v e l a oi s l i m a k a ■RA V.8. CİHAZLAR
TON
263
29.090
46
2.895
84.64
lNCt MADENİ YAPRAK­
LARDAN CONTALAR V.8.
TON
351
26.140
74
1.827
84.65
MAKINALARIN ELEKTRİK
TERT1BATSIZ AKSAM
*
VE PARÇASI
TON
36
1.441
GENEL TOPLAM
TON
T0RK1YE İHRACAT TOPLAMI
YATIRIM MALİ İHRACATI x 1 M
TOPLAM İHRACAT
218.000
27.759
377.639
7.958.000
,
Ihotl «dilebilir.
12.995
91.895
1986
Yıllık Progran
8.700.000
-325 â li -
YATIRIH HALLARI İTHALATI
(84 Pozisyonu)
•V* T
* (O rjer)
2.S4
84.01
84.02
84.03
84.04
«*.«•,
2 -9
-
3.14
-1,37 ,
4.9 0 ;
■
12.61
1.08
0.07
0.24
5 .«
10.11
84.12
84.13
2 .9 3
0 .«
0 ,8 3
2 .4 0
0.60
8 4 .1 -
1.08
8«'. 15
0 .3 8
.0 .1 8
3 .6 3
0.18
0.42
34.06
84.07
84.08 .
84.09
84.10
84.11 ,
84.16
84.17
84.18
84.19
84.20
9*.2\
0.12
2.48
1.10
2.77
o .ıs
0.13
0.19
4.43
34.22
34.23
84.24
6 .7 3
0.01
84.2S
0 .0 9
»1.32
84.33
84.34
1.59
1.12
1.38
0.2 8
6 .8 6
84.26
84.27
84.28
84.29
8 4 .X
84.31
0.39
«.11
0.22
2.9e
ojar0.01
8.12
0.02
0.15
0.06
i t n l e d ile b ilir
l<KS
IJ ttr J c rJ
0.67
0.26
0.02
0.02
0 .2 i
9.35
0,32
0.74
0,43
3.52
3 y ılla
o rU jM u sı
2.12
1.31
0.06
-
2.6Ï
10.69
0.76
0.31
0,30
3.99
1.88
0.54
0.24
2.40
0.52
0.89
0.23
0.50
0,41
0.43
0.0«
1.50
0.11
2.54
1.16
1.13
1.38
0 .0 8
0 .3 0
1.M
0,12
0.26
.6.04
7.03
17.09
0.04
0.19
10.65
0.02
0.14
0 .0 3
-
0.05
-
Ô.Ï1
0 .1 7
0 .«
0.02
0.10
0.74
0.25
0.24
0.47
0,13
0.17
0.54
2M
1.08
0.07
0.21
0.12
1.12
0.05
0.45
0 .1 3
0.08
0 .3
0.13
O.W
0 .2 «
0.1 4
1.49
-
326
-
YATIRItl MALLARI İTHALATI
(84 Pozisyonu)
1983
X (Oe<
1984
X (Oeğer)
1935
* LPpâer)
3 y ılır .
o r t a la n a s ı
84.35
0,56
0.70
0.63
84.36
4,65
7.06
6.65
84.37
2,69
3.59
3.48
84.38
1.25
1,36
1.98
84.39
0,02
0,06
8^.40
1,63
1.46
2,53
84.41
0.84
1.02
1.77
1.21
84.42
0,08
0.13
0.22
0 ,1 4
-
0 ,6 3
'
6.12
3.2 5
1.53
0 ,0 3
1.87
84.43
0,19
0,17
0,40
0 ,2 5
84.44
0,50
0,66
0,67
0,61
84.45
5,03
4,32
5,31
4 ,8 9
84.46
0,33
0,23
0,14
0 ,2 3
84.47
0.47
0,15
0 .2 8
84.48
0.44
0,22
0.31
0,35
0 ,3 7
84.49
0.5)
0,47
0,42
0 ,4 7
84,50
0.09
0,13
0,12
0,11
84.51
0,48
0.33
0,25
0 ,3 5
84.52
0,17
O.U
0,31
0,20
84.53
84.54
1.47
2.89
4.02
2 .7 9
0,17
0.10
0.06
0,12
84.55
0,29
0,69
0.91
0 ,6 3
84.56
1.45
1.77
2.42
1.88
84.57
0,56
0.07
0,34
0 ,3 3
84.58
-
84.59
7.12
11.59
5,79
8 ,1 5
84,60
0*58
0.97
0,71
0 ,7 5
84,61
3.47
2.02
1.64
2 ,3 8
84.62
3,53
3.0$
3,32
3 .3 2
84.63
4.44
3,68
3,90
4,01
84.64
0,35
0.26
0,36
0 ,3 2
84.65
0,12
0.15
0.19
0 ,1 5
106,00
100.00
100.00
100,00
D Ü N Y A D A Y A T IR IM M A L L A R I T E K N O L O J İS İ
V E E N D Ü S T R İ L E R İ N D E K İ G E L İŞ M E L E R
Mikroprosesör teknolojisinin tüm makina imalat sanayiinde yaygın kulla­
nım sahası bulmasına paralel olarak dünya yatının mallan sanayiinde son on
ydhk dönemde büyük gelişmeler kaydedilm ekte, giderek daha yaygın elekt­
roniğin kullanıldığı, yüksek prodüktiviten, otomasyon ağırlıklı ve daha eko­
nomik tezgah imalatı dünya pazarlannda ön plana geçmektedir.
Yatırını mallan sanayiinde geniş uygulama alanlan bulan mikroelcktronik
teknolojisi önemli rol oynam aktadır. Mikroelektronik dışında çeşitli maki­
na elemanlarında da (hız donanım ı, yataklar, hidrolik ve pnömatik tahrik­
ler) konstrüksiyonu etkileyen gelişmeler görülmektedir.
Yatmm mallan sanayii bir ülkede katm a değer ve istihdam yaratma gibi
ekonomiye .yaptığı katkıların yanında, diğer tüm sektörlerin (tanm. maden­
cilik, eneıji, ulaşım ve hizm et dahil) teknolojik düzeylerinin yükselmesine
katkıda bulunur ki, bu da genelde bir ülkenin rekabet gücünü belirler.
Sağlıklı bir ekonom inin temel unsuru rekabet gücüdür. .Asıl amaç insanların
refah düzeyini y ü k s e l t m e k olduğuna göre, ücretlerin düşük seviyelerde tu­
tulması gibi uygulamaların bir ülkeye kısa vadede rekabet gücü kazandır­
dığı samlabilirse de, uzun vadede rekabet gücünü belirleyen faktörlerin ba­
şında, bir ülkenin diğer ülkelere göre gösterdiği prodüktivite performansı
ve yenilik yaratma gücü gelmektedir. Her iki faktörde teknolojiye bağımlı­
dır. Teknoloji ise, donanım (hardvvare) ve bilgisel varhklan (Software) ola­
rak iki ana unsurdan teşekkül eder.
-3 2 8 Tüm sektörlerde prodüktiviyeti ve prodüktivite ile yakın ilişkisi olduğu ka­
bul edilen kaliteyi a rtın a ve çalışma şartlanm iyileştirici makinalaşına ve
otomasyon sürecinde, yeniliklerin en önemli kaynağı yatırım mallan sanayii­
dir. Ülke düzeyinde prodüktivite artışı öncelikle üretim mekanizmasının sü­
rekli makinalaşmasına, otomasyonuna ve yenilenmesine bağlıdır. B unun
gereği ise teknolojik açıdan uygun yatm m mallarının kolaylıkla tem in edile­
bilmesidir. Isveç'de 1980 yılında elektronik ve metal eşya sektörleri dışında
kalan makina imalat sanayii sektörlerindeki 'firmaların % 36’sı ürünlerinde
elektronik kom ponent kullanmışlardır. .Beş yıl içinde bu oranın % 45 ar­
tacağı tahmin edilmektedir, özellikle mikro işlemcilerin (m icroprocessor)
fiyatlarında önümüzdeki yıllarda olması beklenen düşüşlerle, bu oranın tüm
ülkelerde çok yüksek değerlere ulaşacağı söylenmektedir. A rtık birçok makinanın teknik ve ekonomik performansı, kullanılan elektronik kom ponentlerin kalitesi ile ölçülmektedir.
1980 yılına ait 3 3 2 milyar dolarlık dikıya elektronik kom ponent üretiminin
yaklaşık % 10’u endüstriyel kontrol alanında kullanılmaktadır.
Bu komponentleri kullanan endüstriyel elektronik kontrol ekipmanlarının
dünya üretimi ise 1980 yılında 28 milyar dolar olm uştur. Endüstriyel elek t­
ronik kontrolün en önemli kullanım alanları ise 8.9 milyar dolar ile proses
kontrolü ve 7.8 milyar dolar ile makina (takım tezgahı vb.) kontrolüdür.
Elektronik komponentlerin yatınm mallarında tel elektrik devrelerini v e
çok çeşitli mekanik parçalan ikamesi sonucu, makinalarda parça sayılan
büyük ölçüde azalmaktadır, örneğin, bir dikiş makinastnda 375 m e k a n ik
parçanın yerini bir mikroişlemci almıştır. Böyle bir uygulamanın m o n t a j
sırasında işgücü prodüktivitesini a rtm a etkisi d e büyüktür. Elektronik ü rü n ­
lerin yatırım mallannda ara malı olarak yaygın kullanımının d iğ e r bir s o n u ­
c u da ürün fo n k siy o n la r ın ın g e liştir ilm e si v e y e n i fo n k siy o n la r ın y a r a iıln 1;5'
- 329 -
sdır. Örneğin, nıikroelektronik sayesinde, tezgahlarda takımların otomatik
programlı olarak değiştirilmesi mümkün olm uştur.
Bilgisayarların ve endüstriyel elektronik kontrolün yatırım mallarında yay­
gın kullanımı kullanıcı sektörlerdeki otomasyon düzeyini de hızla yükselt­
mektedir. Bu otom asyon sistemlerinde makina ve ekipmanlar artık sistemin
birer parçasını oluşturm aya başladıklarından, dizaynlarda uyumluluk gerek­
mektedir. Bunun neticesinde, on yıl öncesine göre, makinalann tek tek
satışı yanında, sistem satışları daha çok önem kazanmaya başlamıştır. Buna
bağlı olarak birçok konuda üretim teknolojisi kullanıcı firmalardan makina
üreticilerine geçm ektedir.
\
Malzemelerdeki Gelişmeler
Poümerlerin ve kom pozit malzemelerin kullanımlarının yaygınlaşmaya baş­
lamasına rağm en, yatırım mallan üretiminde kısa ve orta vadede çelik ve ha­
fif metaller önem lerini koruyacaklardır. Plastiğin bir petrol ürünü olduğu ve
kitlesel kullanım alanlarının daralacağı öngörülse bile, yatınm mallan gibi
teknolojik kullanım alanlarında uzun vadede önemini artıracağı düşünüle­
bilir. Mekanik özellikleri geliştirilmiş, yüksek sıcaklıklara dayanıklı ve mali­
yeti düşük, yüksek vasıflı poümerlerin geliştirilmesi günümüzün önemli araş­
tırma konularından biri olup geliştirildiği ölçüde yatınm mallanm etkile­
yecektir.
Demir ve çelik malzeme için döküme karşı düşük maliyetli seçenek olarak
kaynaklı malzeme uygulaması yeni bir gelişme değildir. Ancak bu eğilimin,
gelecekte de devam ederek artacağı tahmin edilmektedir.
-3 3 0 H treşim söndürme özelliği mükemmel olan çelik takviyeli beton, kaynaklı
çelik konstrüksiyona göre daha ucuz bir malzemedir. Günümüzde ABD tez­
gah üreticileri, nümerik kontrollü tezgah gövdelerinde beton kullanm akta­
dırlar. Gelecekte granit gibi taşlardan mamul kompozit malzemelererin,
özellikle ma kin alarm gövdelerinde, dökme demir ve çelik konstrüksiyonu
ikame edebileceği düşünülmekte ve bu konuda yoğun araştırmalar yapıl­
maktadır.
Seramik malzeme kullanımı başta elektrik ve elektronik sanayilerinde ol­
mak üzere, hızla yaygınlaşmaktadır. Çok yüksek sıcaklığa dayanıklı serami­
ğin, kırılganlık sorununun çözümü ile, m otor ve türbin gibi güç ma kin alanlı­
da m etal malzemeyi ikame ederek çok geniş kullanım alanları bulması bek­
lenmektedir.
Diğer taraftan karbon elyafı ülkezimde 19701i yıllarda başlayan otom otiv
sanayi, ulaşım teknolojileri ve sürtünmeden dolayı yüksek sıcaklığa eriş­
memesi bakımından uçak sanayinde geniş uygulama ve kullanma alanı bul­
m uştur.
Klasik elektrikle ısıtma ve tavlama m etodlan yerine yine 1970'li yıllarda ge­
liştirilen elektronik voltaj ve akım değiştiricileri ve_regülatörleri (tyristör
gibi) elektronik cihaz ve teknolojiler yardımıyla klasik elektrikle ısıtma ve
torlama m etodlanna nazaran 1 /3 ,1 /4 oranlarında bir enerji ile aynı ısıtmayı
temin etm ek mümkün olmaktadır.
- 331 TARIM MALLARI SANAYİİNE DÜNYA DA BAKIŞ
Uluslararası ticarette dış ödemeler dengesi bakım ından en büyük paylara
sahip olan sektörün bu se k tö r olduğu hiçbir nazar-ı dikkatten kaçmaz.
Dünya makina imalat sanayiinde "SITC I" tasnifine göre 36S'i elektriksiz
makinalarda ve 158'i elektrikli makinalarda olmak üzere, toplanı 526 ma­
kina türü ticarete konudur.
Yatmm mallan imalat sanayii dış ticaretinde gelişmiş ülkeler üstünlüğü eile­
nde bulundurm aktadır. Makina imalat s a n a y i i ihracatında üç önemli ihra­
catçı ülke, ABD. B. Almanya ve Japonya, dünya ihracatının ^ 49'una snKptir. Ancak incelenen 1963 - 19S0 döneminde gelişmekte olan ülkelerin.
özeDikle yeni sanayileşen ülkelerin, dünya ticaretinde ihracatçı olarak yer
almaya başladıkları görülmüştür. Gelişmekte olan ülkelerin ithalatında
önejnli yer tu ta n m akina gruplan elektrik dağıtım cihazlan. elektrik güç
makinalan, güç üreten makinalar, metal işleme makinalan ile tekstil ve deri
Meme m akinalandır. Yine de. elektrik dağıtım cihazlan hariç, makina ima-
btsanayiinde yer alan diğer 12 makina grubunda en önemli itlıalatçdar geIşnriş ülkelerdir. Gelişm ekte olan ülkeler, elektrikli makina ihracatında,
elektriksiz makinalar grubuna oranla daha başanlıdırlar.
1980 yılında gerçekleştirilen 1.938 milyar dolarlık toplam dünya ihracatı
içinde makina imalat sanayii ilıracatımn payı ■r 1^.4 dür. Makina imalat sa­
nayii dış ticaretinde ülke ve ülke gruplan arasında önemli dengesizlikler var­
dır. Dünva dış ticaretinin büyük bölümü gelişmiş ülkelerce gerçekleştiril­
miştir (Tablo 6)
-3 3 2 TABLO - 6
1980 YtlıDönya Makina İmalat Sanayi Tlcaıeti
-
(Milyar U S $ )
İhracat
İthalat
Fark
Pazar ekonomileri
280,4
278,4
2,0
Gelişmiş ülkeler
270,8
178,4
92,4
9,6
100,0
- 9 0 ,4
25,8
27,8
- 2 ,0
306,2
306,2
0
Gelişmekte olan ülkeler
Planlı ekonomiler
Toplam
Kaynak : Bulletin OF Statistics on World Trade in Engineering Products.
Tablo 6'da görüldüğü gibi gelişmekte olan ülkeler dünya makina dış ticare­
tinde 90 milyar dolar açık vermektedirler. Yedi gelişmiş ülke, ABD, B. Al­
manya, Japonya, İngiltere, Fransa, İtalya ve Kanada dünya ihracatının %
72’sini, ithalatının ise % 3 7 'sini gerçekleştirmişlerdir. Planlı ekonom iler
grubundaki en önemli ihracatçılar ise SSCB, D. Almanya ve Polonya'dır.
İhracatın ülke gruplarına göre dağılımı ise (Tablo - 7'de) verilmiştir.
-333 TABLO - 7
DÜNYA MAKİNA İHRACATININ ÜLKELERE DAĞILIMI
1963
1970
1980
Gelişmiş pazar ekonomileri
86,1
87.7
88,4
ABD
22,7
20,0
16.6
B. Almanya
18,9
17,8
17.1
6,0
6.6
7.4
14.0
8.9
7,9
İtalya
4,4
5.4
5,0
Japonya
4,2
8.8
15.2
Kanada
1.8
5.9^
3.3
Fransa
İngiltere
Diğerleri
14,1
14,4
Planlı ekonomiler
13,4
ı u
Gelişmekte olan pazar ekonom.
Toplam
Kaynak :
15,9
8.4
0,5
1.9
32
100,0
100,0
100,0
1) UNIDO, World Industry in 1980.
2)
Bulletin of Statistics on World Trade in Engineering Pro­
ducts. 1980
1963 - 1980 dönem inde Japonya, dünya makina pazarındaki paymı en
fazla büyüten ülkedir, im alat sanayiinde yarattığı üretim ve prodüktivite
artış hızına paralel olarak, Japonya, büyük bir ihracat artış hızı sağlamıştır.
Bu dönemde Japonya ihracat yapısı hızla değişm iştir.
- 3 3 4 r ...
Bilindiği gibi sanayide gelişmiş dfinya ilkelerinde yatmm mallanna olan ta­
lebi tahrik eden ve yütaelten fcoşhca sektör otomotiv sanayidir. Yılda bir
milyonun üzerindeki sayılarda üretimin yapıldığı binek otomobilleri ve di­
ğer ürünler gözönüne ahndığntda kalıp, takım, aparat ile, klasik takım tez­
gahlarından ziyade özet maksatlı nisbeten yüksek hassasiyetti nümerik kont­
rollü programlanabilir imalat tezgahlarına olan talep özellikle 19701i yıllar­
dan bu yana yükselmişolduğu gibi otomotiv sanayiinin belirli üretim saf­
halarında robotların kullanılması özellikle 1979 dan bu yana fevkalade ger
Eşmiş ve yaygmlaşmışür.
Muhtelif tip teçhizat için esneklik te üretkenlik arasındaki fonksiyonel iliş­
kinin gösterilimi (Şekil:—>2) de gösterilmiştir.
Klasik tezgahlarla yapılan üretimde, imalat esnekliği çok küçük olmasına
rağmen transfer hatlarsım kullanıldığı üretimlerde ise imdat esnekliği ve
OretkenEk yüksek olmaktadır. Bilgi - işleme İle imalat kontrol fonksi­
yonları arasındaki etkileşimler (Ş ek il: 3) de gösterilmiştir.
t. ;
*
Bilgisayar kullanımı sanayileşmiş ülkelerde sanayinin her türüne girerken,
Ökemizde ise çeşitli sektörlerde kullanım «aban bulmuştur, zaten sanayileş*
mek için de bana İhtiyaç vardır. Bilgisayar kullanımı üretimde hassasiyeti
ve kaliteyi artırmaktadır.
T6r]dyemi% açısından yatnm nah sanayilerimizin yKynw» yalnızca alt
sektörlerin genel ve alışagelmiş % 1er içerisindeki büyüme hırlarına bağlı
olarak önemli ölçüde gtâşmesmt beklemek mŞmkfln değildir. O halde oto­
motiv sanayii, milli savanına sanayii, inşaat malzemeleri ve konut yapım
sanayilerinde çok büyük yatsım ve gelişme hamleleri gerçekleştirilmesi
(yurt için üretim — ihracat) matriksi içerisinde büyük boyutlara eriştiril-
- 335 -
Şek fl : 2
Ytkttk
(*stt
Ora
(Mep)
(to-)
X_
■z3 -
w
-
M£
M U A TES«K Ü C 1
S
<Rn»<yl
Kaya*
T . Pala*«). " M a x im in o s Ptw tactkm - T i r A m w rr : F M S ”
P ro ccrtü n ; af the ConTctm cc. Sth N C In d u U rU l Autom ation
an d R o b o t E x h äiitim i. M ib a . I - j March. I9 S2.
- 336-
ŞEKİL : 3
CAO
■tldSAYAR DESTEKLİ
KONSTROKStYON
CAM
BİLCİSAYAR DESTEKLİ
İMALAT
SINAİ ROBOTLAR
(M m M R J ıılıl
SAYISALKONTROLLÜ(NC1
TAKIMTEZGAHLARI
OC-lbdıneTM İi)
KAYNAK: CA. IhJ— "Guf l c n i» H— fımriış ScitM .nl. 215. Fcknotr « O .
i'
C AT
ULdSAYAR DESTEKLİ
TİCARET
OTOMATİK MALZEME
NAKLİ'Aataonud
aatcriıllaadEag)
- 337 meşine 2000'li yıllara kadar sürdürülmesi halinde yatırım mallan sanayimi­
zin süratle büyüme ve çağdaş seviyelere erişmesi için gerekli şart yerine gel­
miş olacaktır. Bunun yanında yatının mallan sanayimizin gelişmesi için di­
ğer gerek ve yeter şartlar olarak şunlann behenıahal sağlanması da icab
eder :
—
Mühendislik —müşavirlik hizmetlerinin gelişmesi, desteklenmesi;
—
Endüstride ve endüstriyel uygulamalara dönük A — G hizmet ve faali­
yetlerinin yönlendirilmesi, zorunlu kılınması, bu alanda devamlı bir
ilgi ve çalışm a ortam ının yaratılması :
—
Elektronik, elektroteknik, malzeme imalat teknolojilerinde sınai ve
teknolojik kapasitelerin yükseltilmesi ve ürünlerinin kalite, miktar ve
çeşitlik yönlerinden yeterli düzeylere getirilmesi;
—
R obot inşa ve imali konularında, laser uygulamaları ve imalatı alanın­
da A —G ve sınai ve ticari üretime yakın gelecekte geçilm esi;
— Ulaştırma, bilişim, iletişim alanlarında hızlı gelişmelere imkan verecek
yapısal değişiklikler ve önemli yatırım alanlarına kayıtması suretiyle
Tikle insanının um duğu çağdaşlaşma ve hızlı gelişme ereklerine ula­
şılması mümkün olacaktır.
- 338 TÜRK YATIRIM MALLARI ENDÜSTRİ SEKTÖRÜ İÇÎN GELİŞMEYE
ETKİ EDEN FAKTÖRLER: ALINMASI GEREKLİ TEDBİRLER :
Türkiye'de yatının mattan üretiminin batili ülkelerde ©etilenler düzeyine
(kalite, performans ve fonksıyonlan yerine getirine yönlerinden) erişebilme­
si için önemli bazı ortam ve şartlann sağlanmaa yerine getirilmesi gerek­
mektedir. Bunları şöylece sıralamak mümkündür :
A - Bilgi - Teknoloji yapısında gereken gelişme;
,B — Mamül - kapasite bağıntısının ve dengesinin iyi kurulması;
C — Gerek yatırım malı üreten kuruluşun kendi bünyesinde gerekse mevcut
yan sanayi ile ilgili organizasyon, idare problemlerinin teşhisi, çözümü;
D — Üretilen yatırım mallarına girdi teşkil eden hammadde, y an mamul ve
mamullerin y u rt içindeki sanayi kuruluşlarından temin edilmesi duru. m unda bunların yeterli, kalite ve dayanıklılıkta olması, şartnamelerde
öngörülen fonksiyon ye performanslan yerine getirecek yapıda olmala­
rı m utlaka gereklidir. Bu malzeme ve parçaların yurt içerisinde yeterli
m iktar ve kalitede ve zamanda ikmal edilmeleri esas alınmalıdır. Hiç
şüphesiz y u rt içinde üretilmeyen ve üretilemeyen aksam ve parçaların
İthal edilmesi mümkündür, ye bir çok halde uygulanmaktadır. Ancak
büyük bir ölçüde yatırım malının kütle ağırlığı ve maliyet içerisinde
girdilerin önemli kısmının yurt içinden sağlanması halinde yatırım ma­
lının yerli ve milli sınai ürün olduğu kabul edildiği gibi dengeli suıai
kalkınma bakımından fevkalade ehemmiyete haizdir. Oysa ki, özellik­
le gelişmiş yatırım maü üretimi için gerekli kaliteli demir döküm (sfero
döküm) gibi, 'ö zei alaşım dökümleri pinom otik, hidrolik, elektrik ve
elektronik m uhtelif parça ve akşamın (ayar ve kontrol vcntilleri, mikro
- 339-
swicler, özel yatak malzemeleri, suya korumalı özel kablolar, özel
pompalar gibi) halen yurt içinde üstün kalitede üretilmediklerini kabul
etmek gerekir.
Şu halde yalnızca yatırım malı imalatının değil fakat bir bölüm olarak
yatırını malı üretimine bir girdi veren sanayi konularının da teşvik
edilmesi, yönlendirilmesi ve geliştirilmesi mecburiyeti vardır.
E — Yatırım malı üretimi ile uğraşan sanayinin yapısal özelliği dolayısıyla
imal edilecek pres, makina ya da diğer yatırım malının seçimi, plan­
laması son derecede önem taşır ve müşteri talepleri, yenilikler, iç ve
dış pazardaki süratli değişmeler müessesenin ürünleri olan talebi yıldan
yıla hatta mevsimden mevsime büyük ölçüde etkiler, dolayısıyla bu ko­
nuda yatırım malı imalatçısı yalnız bölgesel veya y urt içi pazarlan ta­
kip etm ekte kalmayıp, ihracat için gerekli hertürlü bilgi ve haberleş­
me sistemine ihtiyaç vardır. Hiç şüphesiz dünya ekonom ik konjoktürü yurt dışı rakip firmaların durumu, gelişmekte olan ülkelerin ihtiyaçlan ve temayülleri gibi çok değişik ve farklı kaynakh faktör ve so­
runların gözönünde bulundurulması bu sanayinin ve ilgili kuruluşlann
sürekli uğraşı isteyen hayati konulanndandır.
F — Özellikle yatınm malı üreten sanayi kuruluşlarında beyin gücünün ve
araştırma geliştirme gibi iki önemli ortam ı teknolojinin, üretme, ge­
liştirme, transfer ve adaptasyon proseslerinin, iyi, sağlıklı ve başarılı
çalışabilmesi için bu ortamların fevkalade iyi bir atmosferde olması ve
iyi korunması m utlaka lazımdır. Sözü edilen teknoloji edinme yolları­
nın ürünleri olan : proses, ürün ve hizmet çıktılarının kesin, belirli ve
iyi dizayn edilm iş proje bütünleri olarak ortaya konulmaları zorunlu­
dur. Burada beyin gücü oİ3rak birinci derecede kuruluşun sahip olduğu
teknik eleman (planlaınncı, konstrüktör, im alatçı, kalite kontroloü,
- 340 endüstri mühendisliği gibi) yanında tecrübeli müşavirlik hizmetlerini
verenler özel ve belirli bir projede A — G'de çalıştırılan elemanlar da
dahildir.
G - Yatırım malı imalatı ve bununla ilgili sanayi kuruluşlarının, genelde,
mallarına nazaran oldukça esnek olan talep durumu ve yatı­
rımlarının nispeten büyük oluşu dolayısıyla projenin geri ödeme süre­
sinin uzunca oluşu yüzünden bu dalda yatnun yapan kuruluşların daha
farklı bir koruma ve teşvik manzumesi içerisinde mütalaa edilmeleri
ve hükümet programlarında teşvik listelerinde en fazla teşvike mazhar
olmaları görülmektedir.
H — Gerçek teknolojik ve endüstriyel transformasyonu gerçekleştirecek
olanuzman, mühendis ve araşbrmacı kadronun kalite ve kapasitesinin
yükseltilmesi fonksiyonları da her t&lü imkan ve fırsatlardan faydala­
nılarak işietdmefi ve gfefiştitibtel^
■
1 — Teknoloji üretilin için yapılacak harcamalar, uzman istihdamı özendi­
rilmeli; biı amaçla kullanılacak malzeme ve teçhizatın gümrük vergi­
lerinden muaf tutulması düzenlenmelidir.
J — özellikle küçük ve orta ölçekli kuruluşların bilimsel, teknolojik yayın
ve verilerden yararlanmalarını; araştırma — geliştirme enstitülerinin
hizmetlerinden faydalanabilmelerini kolaylaştıracak yasal bir düzenle­
me yapılması ve ideal olarak bir "Araştırma —Geliştirme Fonları Ya­
sasının geçirilmesi suretiyle bilimsel teknolojik ve sınai kapasiteleri­
nin yükseltilmesi imkanının yaratılması lâzımdır.
K — Bilim ve teknoloji merkezleri ile (üniversite ve enstitüler, özel araştır­
ma —geliştirme ünitelerine sahip sanayi kuruluşları gibi) teknolojinin
- 341 uygulama yerleri olan sınai kuruluşlarının proses dizaynı, mamul konstrüksiyonu, bunlarla ilgili iyileştirme ve geliştirmeler: mevcut ana sana­
yi ve yan sanayiler arası teknolojik ve teknik bilgi doküman akışı vc
nihayet özellikle yatırım mallarının üretimi kollarında sanayi —üniver­
site ilişkilerinin hizmetlerin geliştirilmesi, genişletilmesi, yönlendiril­
mesi ve desteklenmesi gibi katalzör fonksiyonların yerine getirilmesi
mutlaka ve m utlaka gereklidir.
L — Sözü geçen bu fonksiyonu yapmak durum unda bulunan bir takım ku­
ruluşlarımızın başında kendi kuruluş kanununda yer alan hükümlerden
de bilineceği üzere. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı yer alır. Bu fonksiyon­
ların en iyi şekilde yerine getirilmesi: mevcut sınai ve teknolojik po­
tansiyeli ve müessir olarak değerlendirip yönlendirme durumunda bu­
lunması dolayısıyla Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın tüm Türk sanayii­
nin meseleleriyle iştigal etmesi, gerek mevcut çalışma alanları, gerekse
son birkaç yıl içerisindeki gelişmeler dolayısıyla başka kuruluşlara ve­
rilen görev, ve yetki belgeleri kaldırılarak yeni bir düzenlemeyle Sanayi
ve Ticaret Bakanlığı’na tevdi edilmesi kaçınılmaz görülmektedir.
Bu görevlerin başhcalan Türk sanayi kuruluşlarının kapasite kullanımı,
üretim, fiyat' ve kalite standartlarının belirlenmesi, sürekliliği ve iyi­
leştirilmesi; y u rt içi im alat kapiste ve yeterlik imal belgelerinin yanın­
da ithal edilebilecek olanlarına uygunluk belgeleri verilmesi.
Teknoloji envanteri ve teknolojide yapılacak gelişme çalışmaları ve
. geliştirmeyle ilgili çalışmalar.
Teknoloji transferi ile (Lisans. Know How, teknik yardım gibi) ilgili
her türlü yardımların takip ve kontrolü, yabancı uzman ihtiyaçlarının
karşılanması ile ilgili çalışmalar: Türk mühendis ve teknisyenlerinin iş
-342—
başında başkakuruluşlarda, yurt dışında yapacakları oryantasyon v
eğitim çalışmalarının takibi, aynetı satranç oyunumda olduğu gibi bir
ülkede ancak kuruluşların gerçek fonksiyonlarının uygun ve yerinde
işletilmesi halinde teknolojik ve ekonomik kalkınmanın diğer ülkelere
karşı muzafferiyete erişmesinin bu suretle mümkün olacağım hiç bir
zaman unutmamak lâzımdır.
- -*
• ’•
k
-
r
M —Türk sanayiinin ve ilgili problemlerinin çözümüyle alâkalı çalışma ve
'
progrdmlanyürütmek yine Şanayi.ve Ticaret Bakanlığı veilgüi diğer
Bakanlık vekunriuşlarlaTÜBİTAK'm birlikteve sürekli çalışmalarım
•
gerektirmektedir.
, -
N rr Yatırım:mallarının Türkiye'de, jffetiminjn- gerçekleşmesinin konusu o
; c kadar, önem taşımaktadır ki,yalnızca sanayive ekonomi ile
t ilgilenen
yetişkinlerin değil, geçlerim izin ve çocuklarımızın da bu konuya ilgi
ve meraklarının yaratılması ve canlı tutulması gerekmektedir. Bu alandş nasıl ki, eneği ve enerji tasarrufu sık sık toplantı, seminer, kongre
ve basm yayın yoluyla canlı tutulmakta ise yatmm mallarının imalatı
konusunda sivil ve teknik liselerimizde, üniversitelerimizde, kamu ve
. özel sektör faaliyetlerinde ve, kamu, oyunda temel prensibin sürekliliği
j Ve fakat uygulamaları belirli periyotlarda açıklanması, gösterilmesi,
teşhir edilmesi, yol gösterilmesi, yönlendirilmesi fonksiyonlarının da
yürütülmesi mecburiyeti vardır.
-3 4 3
-
YATIRIM MALLARININ YATIRIM HARCAMALARI :
Türkiye'de devlet sektörünün A — G için yaptığı harcamalar 1981 yılı için
9.7 milyar TL. olarak hesaplanm ıştır. Bunun % 8 3 'ü kamu kesiminde, %
16'sı da üniversitelerce harcanm ıştır. Bu harcamaların
*7e
55'i tan m, % 16'sı
ise mühendislik alanlarında yapılm ıştır.
Ar —ge türlerinin sektörün özelliklerine göre de değiştiği gözönüne alınarak
Türk makina im alat sanayii için şu genel özellikler söylenebilir :
— Yeni mamul geliştirm e faaliyeti yok denecek seviyededir ;
— Firmaların önemli bir bölümü (yaklaşık 1/3'i) b o yut değişikliği yap­
maktadırlar. Ancak b o y u t değişikliği sırasında optimizasyon yapabilen
firma sayısı fazla değildir.
— Boyut değişikliğine göre daha zo r fonksiyon geliştirm e henüz yeterli
ölçüde yapılamamaktadır.
— Müşteriye özel dizany hizm etleri düşük seviyededir.
— Maliyeti düşürmek nispeten önem kazanmaya başlam ıştır.
— Kaliteyi yükseltme henüz önemli bir araştırm a konusu değildir.
— Üretimi araştırm a ve özellikle pazarlamanın toplam ar —ge faaliyetleri
içindeki önemi düşüktür.
lorldye’de ar — ge yapan makina im alatçılarının hiçbirinde Hindistan vc
G. Kore gibi ülkelerde görülen yeni, ar - ge kadroları (örneğin 100 kişilik)
-
344
-
mevcut değildir.
Türkiye’de ar - ge kaynaklarının kullanımı açısından sanayinin payı çok
düşüktür (tahminen % 10). Bu oran sanayi ülkelerinden ABD'de % 68,
Japonya'da % 58, Almanya'da % 69 yeni gelişen sanayileşen ülkelerde G.
Kore’de ise % 34 dolayındadır.
Ar — ge'nin finansmanına bakıldığında Japonya dışında birçok ülkede dev­
letin sanayi kesimine ar — ge harcamaları için önemli fonlar aktardığı gö­
rülmektedir. Japonya'da ise durum tersine olup, sanayi kendi yaptığı har­
camalardan
daha
fazlasuu finanse etmektedir. Türkiye'de bilindiği kadarıy­
la özel sektöre fon aktarımı sadece TÜBİTAK kanalıyla yapılmakta olup,
m iktarı ise
ih m a l
edilecek düzeydedir.
Ar — ge faaliyetlerinin yoğunluğu yatm m maDarı sektörünün gelişme düze­
yi ile yakından ilişkilidir. Diğer bir deyişle bu sektörün en kritik unsuru
olan yaratıcı insanın, düzenli ar — ge faaliyetleri aracılığı ile sektöre ve sek­
tördeki firmalara katkılarının sağlanması gereklidir. Bununla beraber ar —
ge'ye yöneltilecek fonların tek teminatı yaratıcı insandır, insana duyulan
güvendir. Çünkü ar — ge faaliyetleri hem pahalı, hem de bu faaliyetlere tah ­
sis edilecek fonların mali risk derecesi yüksektir, karşılanabilecek ilk risk,
ar —ge faaliyetlerinin ticari hale getirilmeden, a n . aşamalardan birinde d u r­
durulmasıdır. Diğer bir risk ise, ar —ge sonuçlarının ticari uygulamaya geçi­
rilmesi sonucunda başarısızlığa uğrama ihtimalidir. Karşılanabilecek riskle­
rin asgariye indirilmesi ise, ar — ge faaliyetlerinin düzenli, organize ve yara­
tıcı insanların yönetiminde geleceğe ve müşteri ihtiyaçlarına cevap verebi­
lecek şekilde sistema tize edilmesiyle, bir ölçüde mümkün olabilmektedir.
Ülkemiz yatırım mallan üretimine göre ABD üretimi yaklaşık 101 katı, J a ­
ponya üretimi 75 k a tı.B . Almanya üretimi 55 katıdır. Sektörün toplam ima-
-3 4 5 h t sanayii içindeki payı ABD'de % 16, Japonya'da 7c 19, B. Almanya'da
%20'dir. Türkiye'de ise sektörün payı % 8'lerde seyretm ektedir.
Üretime yönelik karşılaştırm alar Tablo 8 'de verilmiştir. Mal gruplan ara­
m da üretimdeki gelişmeler ise ülkeden ülkeye farklılaşmalar göstermekte­
dir. ABD'nin sınai ve alt sektörler üretim endeksi, 1975 — 1980 döneminde
elektriksiz ve ticari makinalar üretiminin yüksek taşıt araçlarının ise, yavaş
büyüme sürecinde olduğuna işaret etm ektedir (Tablo 9)
TABLO 8
BAZI ÜLKELERİN MAKİNA İMALAT SANAYİİ (ISIC 382 - 383)
ÜRETİM DEĞERLERİ VE İMALAT SANAYİİ İÇİNDEKİ PAYLARI
ÜLKE
Yıl
Milyar
Kur
$
(1 £)
Birim
Makina Toplam Payı %
İmalat
İmalat
(A/B)
Sanayi Sanayi
(A)
ABD
1$
Milyar 3
223
1360
16
B. Almanya 1977 122
1.78
Milyar DM 218
1079
20
Japonya
210
Trilyon
35
181
19
Yen
Yen
0,50
Milyar
25
146
17
Paund
Paund
484
Trilyon
Won
Won
8.79
Milyar
Rupi
Rupi
İngiltere
G. Kore
Hindistan
Türkiye
1977 223
(B)
1978 166
1978
50
1978 5,4
1977 4,9
1981 2,2
2,6
42,9
140 TL. Milyar TL 290
Kaynak: Industrial Statistics, OECD, 1983
21,2
12
358,9
12
3470
8
TABLO (9)
ABD SIN Al ÜRETİM ENDEKSİ
(1975 = 100)
1975
1976
1977
1978
1979
1980
Smıi üretim
100
111
117
124
130
126
Elektriksiz Makinalar
100
108
115
123
131
131
BdttrikB Makinalar
100
115
124
136
150
150
Taşıt Araçları
100
114
126
137
139
122
Sektör / Yıllar
Kaynak: Statistical A bstract o f the USA 1980
öte yandan aynı dönem de Jap o n y a’da elektrikli makinalarda hızlı, diğerle­
rinde ise daha yavaş bir öre tim artışı olduğu gözlenmektedir (Bkz. Tablo 9).
Aynca Japonya bu dönem de makin a im alat sanayiinde ABD'den daha bü­
yük Kr gelişme gerçekleştirm iştir.
TABLO - 10
JAPONYA SINAİ ÜRETİM ENDEKSİ
(1975 = 100)
1975
1976
1977
1978
1979
1980
Genel Makina Üretimi
100
114
122
133
148
174
Elektriksiz Makinalar
100
110
116
127
145
161
Öektrikli Makinalar
100
130
136
153
174
206
Taşıt Araçları
100
105
112
117
123
145
Sektör / Yıllar
Kaynak: Japon Statistical Year Book, 1981.
-3 4 8 2) YATIRIM MALLARININ KATMA DEĞERLERİ
Dört gelişmiş ülkede elektrikli ve elektriksiz makinalar sektörü katma değe­
rinin, imalat sanayii içindeki payı %20'lerin üstünde Türkiye’de ise % 10'un
altındadır (Bkz. Tablo 11).
Bir ülkenin güçlenmesinde bilgili insan faktörünün nispi öneminin ağırlığı,
bir çok kritik temel malda deniz aşın ülkelere %90'ın üstünde bağımlı bulu­
nan Japonya örneğiyle çok güzel açıklanmaktadır. Enerji, temel hammadde
ve temel gıda maddelerinde % 87 — 99 arasında değişen oranlarda dışa ba­
ğımlı bulunan Japonya, bu açığı bilgi üretimini ve üretim tekniklerini geliş­
tirip güçlendirerek elde ettiği yüksek reel katma değerle kapatmaktadır, öyleki hammadde ve yakıt ithalatı, toplam ithalatının %60'ım bulan Japonya
gelişmiş ülkelerle olan ticaretinde büyük farlahklnr vermektedir.
-3 4 9 TABLO 11
BAZI ÜLKELERİN MAKİNA İMALAT SANAYİİ (ISIC 382 - 383)
KATMA DEĞERLERİ VE İMALAT SANAYİİ İÇİNDEKİ PAYLARI
Makina
Toplanı
Payı
İmalat
tm alat
(%)
Sanayi
Sanayi
(A/B)
(A)
(B)
Ülke
Yılı
Birim
ABD
1977
Milyar US $
122
584
21
B. Almanya
1979
Milyar DM
130
521
25
Japonya
1978
Trilyon Yen
13
58
22
İngiltere
1978
Milyar Paund
12
58
21
G. Koro
1978
Milyar WON
1045
8193
12,8
Hindistan
1977
Milyon Rupi
11315
70188
16,1
Türkiye
1981
Milyar TL.
108
1144
9,5
Kaynak: Industrial Statistics, OECD, 1983.
-3 5 0 3) YATIRIM MALLARININ MÜHENDİSLİK ETKİLERİ KALİTELİ
İŞÇİLİK GlBl KALİTELİ İSTİHDAM ARTIRICI BEYİN GÜCÜNÜ
YÜKSELTİR:
Makina imalat sanayii diğer birçok sektöre göre daha nitelikli işgücü gerek­
tirir. Sektörün kalifiye işçi yanında teknisyen ve mühendis kullanım oram
da yüksektir. Bu özellik nispeten basit makinalart üreten Türkiye'de de gö­
rülmektedir. 1975 yılında elektriksiz makmalar sektörü toplam imalat sana­
yi isfiKHam»nın % (.I'in i yaratırken, orta düzeyde işgücünün % 8,1 in i, yük­
sek düzeydeki işgücünün ise %9,5'unu çalıştırmıştır. Elektrikli makinalar ve
taşıt araçları sektörleri de benzer özellikler göstermektedir.
Sektör içinde istihdam edilen işgücünün <fe önemli bir bölümü "Software"
3e ilgili faaliyetlerde çalışmaktadır. Genel olarak yatırım mallan sektöründe
dizayn, ar —ge, planlam a ve kalite kontrol gibi "software" nitelikli işlerde
çalışanların oranı % 25 —30 düzeyindedir, ö te yandan aym oran tüketim
mallan ve ara mallan üretiminde % 10 —15 dolayındadır.
Son yıllarda Türkiye'de yatmm mallan sektöründe çalışan mühendis oranı­
nın 100 çalışan başına 5 mühendis düzeyine çıktığı görülmektedir. Bn ora­
nın sanayileşmiş ülkeler kıyasla düşük olduğu söylenebilir, örneğin, Türki­
ye'de takım tezgahı üreticilerinde, 100 çalışan başına 3 —5 mühendis istih­
dam edilirken, Amerikan Landis Tool firmasında 8 mühendis, Japon Hitachi
Şeiki firmasında ise 22 mühendis istihdam edilmektedir. Aradaki fark bir
ölçüde "Software" nitelikli faaliyetindeki farla yansıtmaktadır.
Yatırım mallan üretiminde yetişkin, yeterli miktarda mühendis ve kaliteli
işçilik imalatın arzu edilen seviyede gerçekleşmesine sebep olacaktır.
-3514)
YATIRIM MALLARININ HASILA VE SERMAYE ORANLARI:
Son yirmi yılı kapsayan planlı dönem de, yatırım malları sektöründe serma­
ye yatırımlarının başlayabilmesi için gerekli şartlar diğer öncelikli sektör­
lerle beraber mütalaa edilmiş, döviz ve TL'sı kredilerinin bu sektöre destek
olarak şekilde yönlendirilmesine gidilmemiştir. Diğer bir anlatımla, bu sek­
töre özel bir öncelik verilmemiştir.
Yatırım mallan sektöründeki yatırım ların gerçekleşmesinde, diğer sektör­
lerde yapıldığı gibi fiziki üretim kapasitesi esas alınıp, kısa vadeli kaynak ya­
latma gücü yatının kararlarında temel kriter olarak kabul edilmiş, sektörün
yapısal özellikleri yatının aşamasında değerlendirilem em iştir. Halbuki bu
sektördeki üretim birimlerinin hayatiyeti sadece fiziki üretim kapasitelerine
değil, büyük ölçüde ar - ge, dizayn, vb. mühendislik hizmetlerine (software)
bağhdır. Fiziki üretim kapasiteleri yanında, her türlü "softw are" unsurunun
finansmanı da ya t ı n m aşamasından başlayarak önemle ele alınsaydı, sektö­
rün sanayileşmiş ülkelerde olduğu gibi uzun vadeli kaynak yaratarak diğer
sektörlerle bütünleşmesi beklenebilirdi.
Yatırım m allan sanayiinin yönlendirilmesi çerçevesinde alınması gereken
yakanda yer alan tedbirler yanında araştırm a geliştirme ve mühendislik
hizmetlerinin itici gücünü ve katalizör etkisini dikkate alarak, aşağıdaki hu­
susların düzenli ve sürekli işler şeklinde gerçekleştirilmesi son derece önem­
lidir.
1— Türkiye'de araştırm a —geliştirme ve mühendislik —müşavirlik hizmet­
lerinin en üst düzeye çıkarılabilmesi ve verimli hale getirilebilmesi için,
AR - GE ve Mühendislik - Müşavirlik hizm etlerinin kanun ve kararname­
lerle bir devlet politikası olarak tesbit edilmesi;
- 352 2— Araştırma - Geliştirme ve Mühendislik - Müşavirlik hizmetleri ile ilgi­
li Devlet politikasının, ülkemizin kalkınma hedefleri doğrultusunda yönlen­
dirilmesi ve koordinasyonunun sağlanması amacıyla, kamu kuruluşlarının
üstünde, yönlendirici, denetleyici ve planlayıcı yapı ve yetkiye sahip bir
koordinasyon kurulu oluşturulması (Bu koordinasyon kuruluna üniversite­
lerin ve çalışma alanı AR - GE olan kuruluşların temsilcilerinin de katılma­
sı lüzumlu ve faydalı olacaktır.).
3— Araştırma - Geliştirme faaliyetlerini özendirici hale getirebilmek için
teknolojik altyapının temel unsuru ofcın araştırıcı insangücü sayismin ve ka­
litesinin artırılabilmesi amacıyla kamu kuruluşlanıtda ve üniversitelerde
AR —GE personelinin ayrı bir statüye kavuşturulması,
4— AR —GE ve Mühendislik —Müşavirlik hizmetlerinde istihdam edilecek
personelin uygun ortamlarda yetişmelerini sağlayacak tarzda, orta öğretim
kademesinden itibaren bu alandaki eğitim ve öğretim faaliyetlerine özel
Wr önem ve ağırlık Verilmesi;
5— İleriye dönük sanayi planlarında öncelikli alanların tesbiti ile AR —GE
ve Mühendislik —Müşavirlik hizmetleri ihtiyaçlarının önceden belirlenmesi
ve bu çalışmalar için yeterli sürenin bırakılması;
6— Yurt içinde üretilen AR —GE ve Mühendislik —Müşavirlik hizmetlerin­
den etkin bir şekilde yararlanılabilmesi için, yatırımlarda projelerin genel
sorumluluğunun pilot firma olarak yerli kuruluşlara verilmesi suretiyle ya­
bana kuruluşların yerli kuruluşlar tarafından seçilmesinin sağlanması ve
proses veya know —how ile QgQi anlaşmaların yerli kuruluşlar tarafından
yapılması (Bu şekilde yabancı teknolojinin ülkemize adaptasyonu da sağ­
lanabilir.);
- 353 7 - Türkiye'de AR — GE ve Mühendislik —Müşavir bilgi ve tecrübe birikinmin nicelik ve nitelik bakım ından geliştirilebilmesi için ihtiyaç halinde
yabancı müteahhit ve lisansörler tarafından yapılacak (özellikle) temel mübendisük hizmetlerine, yerli mühendislik kuruluşlarının da katılmasını sağfamak ve detay mühendislik hizmetlerinin tamamının yerli mühendislik kunılnşlannca yapılmasını tem in etm ek üzere ilgili ihale şartnam elerine bu
yönde hükümler konulması ve y ab an a firmaların bu şekilde zorlanması;
8 - Ekonomik ve sosyal yönden gelişmenin yön gösterici ve itici gücü olan
AR —GE ve Mühendislik —Müşavirlik hizmetlerini önceden belirlenmiş he­
deflere yöneltmek ve dinamik bir yapıya kavuşturabilmek amacıyla ülkemisınırlı kaynaklan ve gelişme hamleleri de dikkate alınarak, öncelikli sek­
törlerin ve pilot alanların tesbit edilip, mevcut imkanların bunlar üzerinde
yoğunlaştırılması;
9 - AR - GE Mühendislik - Müşavirlik hizmetlerinin ço k tecrübeli ve geniş
h r kadro ile sürekli, düzenli ve organize bir şekilde yaratıcı insanlar tarafın­
dan yapılması zorunluluğu ve önemli miktarlara ulaşan finansm an ihtiyaçlan gözönünde bulundurularak, öncelikli veya pilot alanlarda paid research
Hygulamalannın başlatılması (Bu am açla bir Araştırma F o n u kurulabilir ve­
ya mevcut fonlardan gerekli destek yapılabilir);
10- AR - GE Mühendislik -
M ü ş a v ir lik
hizmetlerinin geliştirilmesi ve bu
konuda gelişmiş bir piyasa oluşturulabilm esi için;
a)
AR - GE Mühendislik - Müşavirlik hizmetleri için yapılan harcama-
kon vergi matrahından düşülmesi,
b)
Gelecek yıllarda yapılacak AR — GE ve Mühendislik hizmetleri harca-
malarını karşılamak üzere, vergi matrahının belirli bir oram kadar fon aynl*'®mın sağlanması,
-3 5 4 c)
AR — GE ve Mühendislik — Müşavirlik hizmetteki için düşük faizli ve
uzun
vadeü kredi imkanlarının sağlanması,
d)
AR — GE ve Mühendislik —Müşavirlik hizmetlerinde kullanılmak üze­
re ithal edilecek makina ekipman ve malzemelerden gümrük vergisi alınma­
ması, gümrük muafiyeti uygulanmasının üniversitelerde sürdürülmesi,
11—Üniversitelerdeki AR — GE potansiyelinden endüstrimizin yararlana­
bilmesi için uygun teşviklerin yaratılması ve madde 10'da belirtilen öneri­
lerin uygulanması.
T. C. SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞI
YATIRIM MALLARI SANAYİİ YÖNLENDİRME
PLANI ÖZET RAPORU
bölüm
:2
I. SANAYİ ŞURASI
ANKARA 1987
I. SANAYİ ŞURASI
- PANEL KONUŞMALARI
- SORU VE CEVAPLAR
- NİHAİ RAPOR
I.
SANAYİ ŞURASI
PANEL KONUŞMALARI
İÇİNDEKİLER
YATIRIM MALLARI SANAYİ RAPORU TAKDİMİ
ENERJİ SEKTÖRÜ RAPORU TAKDİMİ .................
PROFESÖR Dr. Ömer SAA TÇİO G LU ........................
PROFESÖR Dr. Mustafa G E D İK T A Ş ........................
Şükrü ER (Yük. Mak. M ü h .)...........................................
İdris YAM ANTÜRK.........................................................
Ü zeyirG A R İH ..................................................................
Şahap TELLİO G LU .........................................................
Yaşar T U N C E R ................................................................
PROFESÖR Dr. Özdemir BENGİSU ..........................
Ünal KALAYLI (Sorular —C evaplar)..........................
NİHAİ RAPOR ................................................................
SAYFA NO
-3 6 4 TAKIM, APARAT, KALIPLAR VE AVADANLIKLARI SANAYİİ:
Yatınm m a lla rın ın alt yapı ve sınai gelişme yönlerinden önemi olan bir sek­
törü Takım, Aparat, Kalıplar ve Avadanlıkları sanayiidir. Türkiye’nin sana­
yileşmesiyle birlikte önemi her güçen gün daha da artan Yatırım Mallan Sa­
nayi ve onun vazgeçilmez unsurları olan Takım, Aparat, Kalıplar ve Avadan­
lıklarının yurt için kaynaklardan temininin araştırılması bu konuda sanayi­
mizin bulunduğu noktanın tesbiti ve geleceğe dönük nelerin yapılabileceği­
nin a r a ş tır ılm a « ve gelişme stratejisinin belirlenmesi bu çalışmanın esasını
teşkil etm ektedir.
Takım te zgahlarının, preslerin takımsız, aparatsız, kahpsız iş görmeleri imka­
nı olmadığına göre işe, tezgaha fonksiyon ve ekonom ik yönden en iyi uya­
cak Takım, Aparat, Kalıp ve Avadanlıklarının tasarlanması, üretilmesi, kul­
lanılması, bakım ve onanm laruun yapılması, aşınmaya maruz parçaların ko­
laylıkla ve ucuza değiştirilebilmesi esastır.
Bu konuda ülkemizde durum incelendiğinde 1950'li yıllara kadar kayda de­
ğer büyük bir atılım olmadığım 1950'li yıllarda küçük atölyeler şeklinde ba­
zı yatırımların gerçekleştiğini görmekteyiz. Ancak 1960'h yılların sonlarına
doğru canhlık gösteren bu sektör yeni yatırımlara sahne olmuştur.
İnsan gücüyle veya tezgaha bağlanarak bir parçaya şekil vermeye yarayan
alete takım (tool) denir. Aparatlar, bağlama — delme düzenleriyle kaynak
kontrol bağlama ve tesbit gibi değişik işlemlerin kolayca gerçekleştirilmesi­
ne yardımcı olan elemandır. Bunlar sayesinde üretimin hızı arttığı gibi hata­
lı parça oram da asgariye iner.
Kalıplar metal, lastik, plastik ve diğer malzemelerden belirli tezgah veya dü­
zeneklere monte edilerek, birbirleriyle özleş olan çok sayıda ve seri halde
-3 6 5 parça üretimine im kan veren araçlardır. Bunlar otom otiv sanayiinde madeni
eşya ve makina im alat sanayiinde, ulaşım haberleşm e sektörlerinde ihtiyaç
olan saç, döküm ve döğm e gibi m uhtelif parçalatın im alatına yararlar. Kalıp
mıalatı ve kalıpçılık teknolojisi bir ülkede sınai ve teknolojik gelişmenin se­
ciyesini gösterecek kadar önem arzeder. Kahp im alatında üretilen parçalar­
da tolerans seviyeleri ilgili sanayiye bağlı olmakla beraber 10 ila 100 Mik­
ron; kalıpların kendilerinde ise 1 ila 10 Mikron arasında tolerans değerleri
kollanılır. Bazı döğm e ve ekstrüzyon kalıplarında yüksek imalat hacimleri
için kahp ömürlerinin arttırılm ası amacıyla yüzey pürüzlülüğünün 0 2 Mikftn ve daha aşağıya düşürülmesi ve gerekli ısıl işlemlerden sonra çalışan par­
çalara nitrürasyon (A zotlandırm a) uygulanarak 63 —70 Fockw ell C seviye­
lerinde sertliklere erişilm ektedir. Kalıpçılık esas itibariyle üç ana bölümde
mütalaa edilebilir;
—' Saç metal kalıpçılığı: Kesme, bükme, şişirm e, sıvama, basma, ekstrüz­
yon kahplan gibi
Atelye iş kalıpçılığı: Delme, bağlama, m ontaj, ölçm e ve kontrol kalıp­
la t
~
Hacim k a lıp ç ılığ ı- Lastik, plastik kahplan, sıcak döğme kahplan, ba­
sınçlı kahplan, pres döküm kahplan vs.
Takım, kahp ve aparatlar endüstrimizin gelişmesi diğer ana sanayi sektörlennin olduğu kadar takım tezgahlan sanayi ve takım tezgahı parkının kullammı ile yalandan ilişkilidir. Gelişmiş ülkelerde bu endüstri alanında 100 yılı
aşan bir bilgi ve tecrübe birikimi vardır, ve orada kalıp imalatında çalışan
lnr teknisyen hangi seviyede olursa olsun m utlaka kahpla ilgili bir ön eği­
tenden geçm iştir. Gelişm iş ülkelerde kahp sanayi çağdaş teknolojinin büimkanlarım kullanm aktadır. Yeni Com piter yardım lı tezgahlar kalıp sa-
- 366 nayiindeadeta vazgeçilmez olm uştur. Kalıp gravürlerinin; tasannu, hesaplan­
ması Ve nihaidizaym n klasik yöntemle yapılana göre ço k daha net ve başa­
rılı sonuçlar vermesi yanında proje ve çizimler çok daha kısa zamanda tamamlanabilmektedir. Bu verilere ve yapılan programlara göre çalışan nüne*
rik kontrolla tezgahlarda hatasız olarak parçalar imal edilmekte ve tezgah
başında bir operatörün sürekli* beklenmesine ihtiyaç kalmadan 24 saat devamU/çalışabilmektedir. Dolayısıyla verini ço k yüksektir.
Ülkemizde takım, aparat, kalıp ve avadanlıklar üretimini gerçekleştiren fir-.
malann çoğunluğu kgndi üretimlerinde bnlımmak üzere kahp imalatı yap­
maktadırlar. Kısmen de bunun sonucu olarak genelde atıl bir kapasite or­
taya çıkm aktadır. Bu alanda kalıp üretimi yapan kuruluşlanmızuı bir atılım
yaparak y u rt dışından da sipariş almaları ve ihracatı gerçekleştirmeleri güzel
bir gelişme olacaktır. Türkiye"de henüz takm ı, kahp ve avad a n lık la r konu­
sunda üniversite ye yüksek okullarımızda mesleki eğitim verilmemektedir.
Bu arada araştırma da son derece azdır.
Kahp takım ve aparatiann imalatmııı gelişmesi daha rasyonel hale getirilme'
si için sanayi —üniversite işbirliği, eğitim ihtisaslaşma konularına fevkalade
önem vermek zorundayız.
TAKIM TEZGAHLARI SANAYİİ:
r:
Takım Tezgahlan Sanayimiz 1970'li y ı lla r d a i l k atıİjnıJanna torna, freze ve
matkap tezgahlan üretimiyle başlam ış belirli bir gelişmişlik düzeyine eriş­
miştir.
Ülkemizde takım tezgahlan imalatı ile iştigal eden halen irili ufaklı 85'e
ja la n im alatçı kuruluşun dışında çağdaş norm larda üretim yapabilen ka^ntıda M.K.E.K. ve TAKSAN ile özel sektörde TEZS AN. üretim teknoloji­
leri itibariyle batılı firmaların im kan ve potansiyellerine sahip kuruluşlardır.
TEZSAN, to n ıa imalatında ihtisaslaşm ış ve yüksek adetlerde az tipte tezgah
>imalatını mümkün kılabilen m odern b ir tesise sahiptir.
M.K.E.K. S ila h Müessesesi t a k ı m tezgahlan im alatının ülkemizdeki öncü kunıluşdur. A ncak, uzun bir geçmişe sahip olmasına rağm en M.K.E.K. takım
İNgahlan im alatında gereken mamul çeşitlenm esini süratle yaparak çağımıam yeni ihtiyaçlarına ayak uydurabilecek bir yapıya kavuşmam ış, tesiste ta­
kım tezgahlan im alatı giderek önem ini kaybetm iş, yerini otom otiv sanayii
w savunma sanayii imalatlarına terk etm iştir.
TAKSAN ülkemizin çağdaş anlamda üretim yapabilecek en genç; en büyük
maldna imalat tesisidir.
Olkemizde takım tezgahlan imalat sanayiinin geçm işi 20 yılı aşkın bir süre­
ye uzanmakla birlikte, üretilen m am ul çeşidi yönünden, geniş bir tabana
yayguılaştınlamamış kurulun tesislerin büyük bölümü üniversal torna ve del­
me tezgahlan ile kifayet etm işler ve daha komplike tezgah tiplerini mamul
programlarına dahil etm em işlerdir. Halbuki, bilhassa büyük işletmelerin tümü klasik torna dışında diğer torna tezgahlarını da imal edebilecck yeterli
fabrika sahası ve makina parkına sahiptirler.
-3 6 8 Türkiye bilhassa könvensiyonel tezgah gruplarında h er tifrlü tezgahı imal
edebilecek tesis ve insan gücüne sahiptir. Bu bakımdan mevcut işletmelerin
tekerrüre mahal vermeden marrtul programlarını giderek yaygınlaştırmaları,
bu sanayi daimin ülkemizde gelişmifsinde, im alatçı
kullaıütı bağlarının
güçlenmesinde önemli bir yaklaşım olacaktır.
Öte yaıtdan ülkeyi transfer edilen teknolojiler sanayileşmiş ülkelerce
1950 — 70 yıflan araistfıda geliştirilmiş konvensiyonel teknolojilerdir. Bu
teknolojiler geleceğin teknöîojisi olan’ nümerik sistemlere dayanan teknbIojîter dfeğildir. Bu nedenle Türkiye, bu yeni teknolojiye y ab an a kalmakta­
dır.
Kompüter ve nümerik kontrol sistemlerinin değil CİM ve CNC, CAD, CAM
ve NC sistemlerinin başlangıcında dahi bulunm amaktadır.
Türkiye’deki m ev cu tö lan konvansiyonel teknolojiler, bilimsel yöntemlere
dayah rasyonel bir şekilde yüriitülememektedir. Rasyonel teknoloji, herfıangi bir imalatı etkileyen faktörler, örneğin talaş kaldırmaya dayanan imalat­
ta kesme hızlan, ilerleme, kesme derinliği, pay sayısı, yüzeykalitesi, takım
ömrü işleme operasyonlan, takım — parça malzemesi, tezgah tipi vs. gibi
faktörler arasında bilimsel bağlantılar kurarak sözkonusu imalatı, gerek prodflktive, gerekse ekonom ik balam dan optimum bir şekilde gerçekleştirmek­
tedir. Bu şekilde malzeme, takım, tezgah kullanımı, işleme zamanlan bakı­
mından büyük tasarruflar sağlamak tadır. Türkiye'deki imalatın büyük bir
çoğunluğu büyük malzeme, takım tezgah kullanımının ve işçilik kaybına
neden olan ampirik yöntemlerle yürütülmektedir. Ancak gerek sanayileş­
miş ülke olma, gerekse dışa açılma politikasından ve ileride A E T ye ortak
olmasmdan dolayı Türkiye yeni teknolojik devreye girmek zorundadır. Aksi
halde ne sanayileşme sürecini tamamlayabilir, ne de sanayileşmiş ülkelerin
mallanyla rekabet edebilir; aynca sürekli olarak gittikçe pahalılaşan tekno­
loji ve takım - tezgahı transfer etm e zorunda kalır.
-3 6 9 Modem imalat usul ve teknolojilerine ayak uyduracak yeni takını tezgahları
İieknoîojileri, sanayileşmiş ülke takını tezgahlan im alatçılarını yeni bir gelifnn surecinin içine sokm uştur.
Türk Takım Tezgahlan Sanayii nispeten yakın bir geçm işe sahip olmasına
ngmen, bugün bazı konvensiyonel tezgah tiplerinde dünya piyasalannda geÎÜK kalite ve gerekse fiyat yönünden rekabet göçünü mümkün kılacak belli
l i r alt yapıya sahiptir.
Sanayileşmiş ülkelerin yanısıra dünya takım tezgahlan piyasalannda büyük
p^zar paylan elde edebilen ve kısa zam anda m am ullerini sanayileşmiş ülkede dahil olm ak üzere tüm dünyada satabilen G. K ore, Hindistan, Brezilya
w İspanya takım tezgahlan sanayilerinin kendi ülkelerinden gördükleri dev­
let desteği maalesef bugüne kadar Türk takını tezgahlan sanayiinde planlı
bir şekilde gösterilem em iştir. Bir diğer önem li konu, bu sanayi branşında
yer alan im alatçıların teknolojik gelişme ve yeni m am ul çabalannın hemen
te n e n hiç bulunm am asıdır. Birçok kuruluş, kopya veya lisans yoluyla imal
ettiği belirli bir m odel tezgahın ötesinde, yeni konstrüksiyon ve model deği­
rm ini yapam am akta, belirli bir süre sonra teknolojik ömrünü dolduran tezgshlann üretimine herşeye rağm en devam etm ektedir.
Bn dorumun neticesinde, b u sanayi dalı kendisinden beklenen lokom otif
görevini yerine getiremez durum a düşmüş ve pazarın önemli bir bölümünü
tihal mamullerine terk etm iştir. Halbuki k u w etli bir mamul politikası ve yeterfi devlet desteği ile bugün G. Kore, Hindistan ve Ispanya nın elde ettiği
başarılardan Türk takım tezgahları im alatçılarının da pay alması mümkün
olabilir.
PMS uygulamasının ufak modeli m ahiyetinde olan FMC (Esnek imalat Hücrelen) bugün birden fazla aynı tip CNC tezgaha sahip olan, büyük kuruluşlar
tarafından rahatça uygulamaya konulabilir. Bu sayede tezgahların optimal
k u lla n ım ın ın yaıusıra yapılacak cöz'i ilave yatmmlaıia, imalat maliyetlerinde
de belirli tasarruflar sağlanabilir.
!:■ w ;!« :
;- r "
.
FMC uygulam aa içİB en'juygun tezgah gruplan CNC freze ve delme tezgah­
lan olmaktadK.jCNC tpm alarda.FM C uygulamasının Jbazı teknik zorluktan
olabilir. Bu zorluklar, bilhassa parça yükleme boşaltm a operasyonlarında
büyük ilave yatınm lardan kaynaklanmaktadır.
■'i'î
.'»i/.;.;
'■
...
R obot uygulaflialan, tum dünyada olduğu gibi öncelikle dökümlıane, boya­
hane gibi, işçi sağhğı ile yakın ilgi im alat.atölyesinde^ aynca bazı ru tin
m ontaj işlerinde yaygm kullanımsahaş» bulabifir.Ancak Türkiye şartlarm da
rpbot uygulaması nuı ekonom ik hesabının gelişmiş sanayileşmiş ülkelerdeki
hesap ile aynı alm ayacağı da gözden kaçırılmamalıdır.
Kısaca, yeni im alat teknolojilerinin ülkemizde uygulama sahası bulacağından şüphe yoktur.. Bu uygulama ted rid olarak, daha ziyade büyük işletm e­
lerde ve münferid projelerde ÇAD/CAM, FMC uygulamalamun ötesine on
yıllık bir süreden önce geçemeyecektir.
-3 7 1 İLERİ TEKNOLOJİ VE ÜRÜNLERİ SANAYİİ:
GöRömfizün topluııılan gelmiş geçm iş toplum lardan ço k daha ileri seviyede
bügi birikimine ve teknolojiye sahip bulunm aktadır. Çağdaş insan, teknolo­
jiyi hayatın en etkili bir unsuru olarak hissetm ektedir. Bilim ve Teknoloji,
gününüz kültürünün karakteristik niteliği durum una gelmiştir.
Aşm bilgi birikim ine sahip bazı toplum lann etkisi ile dünya yeni bir endüs­
tri devrimini yaşam aya başlam ıştır.
Bifimin u ç noktalarının ürünleri olan ileri teknolojiler ana başlıkları ile şu
şekilde özetlenebilir:
1.
Mikro elektronik,
2.
Bilgisayar yardım ı ile tasarım — im alat, ro botik, yapay zeka, uzman
âdem ler,
3.
Telekomünikasyon,
4.
Uzay teknolojileri,
5.
Biyo teknoloji,
6.
Yeni endüstriyel malzemeler,
7.
Lazer ve optik,
8.
Yeni enerji kaynaklan v s.
-3 7 2 İteri ülkelerin gelişmesine ayak uydurabilmek, onlarla rezonansa girebilmek
ve bütünleşebilmek için kaybedilen zamanı da dikkate alarak çok yönlü ve
sonuç ahcıprogç?»mlar başlatılmalıdır.
- •■■İV ‘
'
;•
Dünya yeni ,bir endüstri çağının eşiğinde bulunm aktadır. Bu çağ itici gücü­
■ ■
-i“ ■ ■
nü hızlı bir infimsel gelişmeden v& çok yönlü olarak gefişme göstermekte
olan ileri teknolojilerden almaktadır.
O.E.C.D. ülkeleri içinde ileri teknoloji ürünlerini bütün dünya ülkelerinde
sağlayanların başında A.B.D., onu takiben sırasıyla Japonya, Almanya, In. giltese ye. Fransa geJmçktedir. Bu ülkeler 1983'te ileri teknoloji ürünlerinin
% 75'ini dünyaya sağlamıştır. Bu arada Japonya'daki gelişmenin hızlanmak­
ta olduğu görülmektedir.
Teknolojik ödemeler dengesi açısından A.B.D.'nin dış ülkelerden geliri tıa; vacılıki u zay , kompüter ürünlerinden.gideri isetelekom inikasyondan ol­
m aktadır. Japonya'nın dış ülkelerden geliri bilimsel alet ve teçhizattan, telekominikasyon ve kompüterlerden, giderleri ise ilaç ve kimya sanayii ürünlerindendir.
A .E.T.'nin elektrik dışı makina imalatı ve kim ya sanayii dışında her alanda
gideri gelirinden fazladır. Giderler bilhassa kom püter ve bilimsel alet ve teç­
hizattadır.
Genellikle yapılan bütün değerlendirmelerde A.B.D. ve ondan biraz daha ge­
ride olmak üzere Japonya yeni teknolojileri ekonomilerine Batı Avrupa'dan
daha hızlı ve daha geniş çapta adapte etmektedir.
Yeni teknolojiler geliştirmek ve bunlardan ekonom ik olarak yararlanmak
için hükümetler mikroelektronik, kompüterler ve biyoteknoloji v.b. alanlar-
- 373 da Devlet —Endüstri — Üniversite işbirliğine dayalı Ulusal Araştırma vc Ge­
liştirme Programlan yürütm ektedirler. Bunlar arasında:
— Ingiltere'de E nfonnasyon Teknolojisi alanında ALVEY programı,
— Japonya'da MİTİ (Sanayi Bakanlığı) ve 15 Japon finııası işbirliği ile
yfrütülen 5 Jenerasyon Kompüter Programı,
— Almanya, Fransa ve H ollanda’da Enfonnasyon Teknolojisi Ulusal
programlan,
Bölgesel alanda A .E.T.'nin 1984 yılında başlattığı Enform asyon Tek­
nolojisi ile ilgili ESPRIT Programı, A vrupa'da da gene A.B.D. vc Japonya ile
rekabet edebilm ek için yeni başlatılan EUREKA Programı belirtilebilir.
Hızlı gelişen ileri teknoloji alanında bazı ülkeler (Çin, Hindistan, İrlanda, İs­
panya, Avustralya, Hollanda, K ore) seyirci kalmamak için gelişme politika4*n öngörmüşlerdir.
Konunun önem ini vurgulamak üzere Rusya ve Doğu Bloku müttefiklerinin
20.000 seçkin personeli Batının ileri teknolojisini
gizli ve diğer yollardan
almak için görevlendirmiş olduğunu belirtm ekte yarar vardır. Benzeri yolbria Rusya ve m üttefiklerinin ile r i t e k n o l o j i transferinde
nıf ettiği de tahm in edilm ektedir.
50 milyar tasar-
- 374 A ^ T VE MAKINALARI SANAYİİ:
' , ' 'T . i;
1'i'.fc:
...
Tanm ve sanayi kesimi ekonomik yapmın iki ana üretken sektörünü teşkil
etmektedir. Fiziki üretim bu iki sektörden kaynaklanm aktadır. Sanayi sek­
törü ile çok önemli "In p u t" ve "O utput" ilişkileri olan tan m sektörü sanayi
kesimi için hem hammadde üretir, hem de bu kesimden girdi satın alır. Dolayısıyle tanm sektörü "hasıla katkısı" ihracata etkisi, nüfusumuzun besin
ihtiyaçlarını karşılaması gibi önemli rolleri dişin da tan m dışı sektörlerin ge­
lişebilmesi için gerekli işgücü vesermayenin kaynağıdır.
Ülkemizin tarımsal üretimde sermaye ve teknoloji yoğun üretim biçimini sü­
ratle gerçekleştirmesi ve yoğun tarımsal b e tim biçim ine geçmesi gerekmek­
tedir. Tarımda üretim artışı daha fazla tanm alam işlem ek Ve girdi tüket­
mekle değil, verimliliği artırma yolu ile sağlanmalıdır. Bu ise ileri üretim
teknolojilerinden yararlanmakİa gerçekleştirilebilir. Bu teknolojilerin en
önemlileri toprak ve su kaynaklarının geliştirilmesi, sulama, gübreleme, ilaç­
lama, yüksek verimli tohum kuüanınâve tarımda mekanizasyondur.
Tarımsal üretim girdilerinin etkin ve ekonomik kullanılmalarında aynca ta ­
rımsal üretimin ve değerinin artmlmasmda tan m m akinalan en önemli araç­
lardır. '
Tarımsal mekan&asyohım amacı tarımda m otorlaşm a, elektriklcşm e ve o to ­
matikleşme yoluyla ftretim ve verimin artırılmasıdır.
Günümüzde tanm makinası imalatı, daha çok meslekten olm ayan yani konu
ile ilgili herhangi bir eğitimi bulunmayan ve küçük sanayici denebilecek cü­
ce işletmelerin elindedir. Uygulamada tanm alet ve makinalan bir kısım tek­
nik hatalara rağmen endüstri alanında büyük bir ihtisas ve yüksek teknolojik
bilgiye sahip olmayan kuruluşlar tarafından imal edilebilmektedir. Türkiye
- 375 gibi ülkelerin genelde hala em ek, malzeme ve enerji yoğun alanlarda faaliyet
, sürdürdükleri, bilgi yoğun alanları ihmal ettikleri daha önemlisi beş veya on
'
yıl sonra bu alanlarda ne yapm ak istediklerini bile ortaya koyam adıktan gö. ıflınektedir.
Ülkemizde son yıllarda trak tö r, parkı 600 bini bulm uştur. Gelişmiş ülkeler­
de traktör başına düşen ekipm an 13 — 15 ton olarak hesaplanırken, bu rat kanı ülkemizde halen 3 to n u n altında seyretm ektedir.
Ülkemizde tarımsal işletm e adedi 3,5 m ilyonun üzerinde olduğu bilinmek­
tedir. Tarım alet ve m akinalan üreten tesislerin ortalam a çalışma kapasitesi
, %31 olarak tesbit edilm iştir. A raştırm a ve geliştirm eye önem verilmemesi,
üretim p la n la n yapılmaması, m am ullere olan talebin sezonluk ohnası, fi­
nansman ihtiyacı ve tesislerinde belli sezon dönem lerinde çalışması sonucu
boş olan zamanlarda da k âr getirecek başka im alata geçişi gerçekleştirmek
Biçmeleri sonucu tesisler istenilen çalışm a düzeyine erişememektedirler.
Dünya'da tarım m akinalannın
%
12'si kalkınm akta olan ülkelerde kullanıl­
maktadır. Bu ülkelerin 1,8 m ilyarlık tarım işçisi, ABD de tanm sektöründe
çalışan 5 milyon üreticinin yararlandığı m odem m akina ve aletin ancak ya­
nsına sahiptir.
Geişmiş ülkelerde bir trak tö re düşen ekipm an m iktarı kalkınm akta olan ül­
kelere nazaran çok fazla bulunm aktadır. Dünya da me>cut traktör m iktarl­
ım % 90'dan fazlası bu ülkelerde bulunm aktadır.
Tarımsal üretimde alet, m akina, cihaz ve tesislerin ileri tarım tekniğine uy­
gun olarak kullanılması şeklinde tanım lanan tarım sal mekanızasyon herşeyden önce ilkel tarım düzeyindeki ülkemize ileri tanm düzeyine dolayısıyla
3cn endüstri seviyesine aşam a ycptıncı bir eylem dir ve ülkelerin tarımsal
potansiyel seviyelerini ortaya koyen bir değerdir.
- 376 ■ ■‘
; 'V
-
- '
_ "
vt;l
-
Tarımsal mekanizasyonn en üst düzeye çıkarmak Dünyamızın ihmal edeme­
yeceği bir yaşanıa olgusudur. Ülkemizin bu ofeudan nasibini almasında pek
çok yararlar bulunmaktadır.
- 377 -
DOKUMA ÖRME TEKSTİL M AKİNALARI SANAYİİ.
Dokuma örm e ve tekstil m akinalan sanayimiz hiç şüphesiz henüz büyüne
safhasında ve teşvik ve desteklenm eye m u h taçtır, özellikle son 15 yılda
tekstil sektöründe yapılan büyük yatırım lar dolayısıyla dünya çapında reka­
bet ve ihraç gücünde olan tekstil ürünlerimizin 1986 yılı itibariyle imalat sa­
nayi sektörünün, değer olarak, toplam üretiminin
saldan % 2 4 'ünü, sanayi ürünleri ihracatım ızın
7c
7c
14'ünü, istihdam açı­
32'sini. ayrıca toplam ihra­
catımızın da % 28'ini (2,6 milyar dolar) gerçekleştirdiği görülmektedir. Bu
gelişmişlik seviyesine paralel olarak tekstil makinalan sanayimizin de çağ-
ve en gelişmiş tezgahlan üretm e, tevsi ve yenileme y atınm lan dolayısıy­
la doğan ihtiyacı büyük ölçüde karşılam ası, zamanla, gelişerek bu alanda
komple yeni yatırım lara dahi ih tiyaçlanna cevap verme aşamasına gelmesi
lazımdır.
Dokuma örme ma İtinalarının sürekli gelişen karm aşık makinalar olması bün­
yelerinde ç o k çeşitli m ekanik ve elektronik konıponentler bulundurulması
sebebiyle:
Malzeme, projelendirm e, imalat, m ontaj, işletm e, araştırına — geliştirme,
kaSte standart, yönetim gibi konularda üretici ülkenin yeterli sayıda bilgili,
yetenekli kalifiye eleman yetişm esine, daha ileri hamleler içinde gerekli bil8* birikimine ve alt yapıya sahip olmasına da im kan sağlayacağından,
~
Dokuma, önııe ve tekstil m akinalan üretimi, yan sanayie en fazla ihti­
yaç duyulan bir ana üretim dalı olması dolayısıyie yan sanayii yaratıcı, ge­
liştirici özellik taşıdığından, sanayileşm eyi teşvik edici hızlandırıcı, çoşitfendirid bir etkiye sahip olduğundan ülkcnii] sanayileşmesinde önemli bir
yeri vardır.
-3 7 8 Bilindiği gibi ekonomik ve teknik üstünlüğe sahip olmak güçlü olmak de­
mektir. Olke ekonomisinde vaigeÇîlnıez bir yeri olan tekstil sektörünün te­
meli olan tekstil makinalan üretimi aracılığı ile ülkemizin güçlenmesine ve
giderek güçlü bir savünma sanayiinin kurulmasına katlatan dolayısıyla sa­
vunma sanayiinde de önemli bir yere sahiptir.
Tekstil ana sanayiini dört alt sektörde toplamak mümkündür.
1- İ p l i k «etim i,
2 — Dokuma ve örme sanayii,
»
3— Boya —apre,
4-
Konfeksiyon,
Hammadde açısından da:
1— Pamuklu sanayi,
2 — Yünlü sanayi,
3— Sentetik sanayi
olarak sınıflandırmak mümkündür.
Yurdumuzdaki duruma göz attığımızda pamuklu sanayiimizde 3,6 milyon
iğ ye 48.000 adet pamuklu tezgahı mevcuttur.
-3 7 9 Yûnüfsanayiinde 425.000 iğ kangam ve van kangam ; 100.000 iğ'de ştroygar olmak özere 525.000 iğ faal durum dadır. Toplanı yünlü tezgah sayısı da
6.000 kadardır.
Sentetik elyaf sanayi tamamen özel sektöre ait olup kurulu kapasitesi
220.000 ton /yıl olup toplanı 150.000 ton/yıl elyaf ve iplik üretmektedir.
Ülkemizde pam uklu yünlü, sentetik ipekli ve diğerleri olmak üzere 70.000
dokuma tezgahı olduğu tahmin edilm ektedir. Bunların 4.000 kadarı mekiksiz, 4.000 kadarı da kara tezgahtır.
Hafi hazırda yurdum uzda bir bölümü m ontaj bir bölümü atölye tekniği ile
üretim olmak üzere çeşitli tekstil makinalan üretilm ektedir. Ayrıca MKEK.
Sânerbank ve bazı özel kuruluşların tekstil makinalan üretimi vardır. Kon­
feksiyon ve terbiye makinalannda ise oldukça gelişmiş bir nıakina yapım
imkanı m evcuttur. H a le n üretimi f a z la olan Bursa tipi diye adlandırılan
(Karatezgah) bu tezgah 120 cm. tarak eninde 140 — 150 atkı/dak. çalışabi­
len bir tezgahtır. Armür ve jakarlı olanlan vardır. 1982 yılında MKE'nce
başlatılan mekiksiz dokuma tezgahı üretimi sonuçlandınlarak tarak eni
190 cm. olan atkı renk sayısı 8, dakikada atkı sayısı 280 özelliğinde tezgah
una! edilmiştir.
Dokuma örme ve tekstil makinalan alanında t e k n o l o j i k yönden arzu edilen
hedeflerimiz başlıca;
-
İsviçre ve Japonya gibi ileri ülkelerle işbirliği yaparak tekstil makina-
knnm ileri teknoloji ile çoğunlukla yerli olarak üretilmesi:
-
Dokuma tezgahlannda tarak enlerinin savılannın artırılması.
-3 « a — ogpmpütûrte çahşma imkanının azami derecede değerlendirilmesi,
—
Standart ve kalite konularında gelişmiş ölkeler mamullerindeki sevi­
yelere erişilmesi,
—, Makina üretim kapasitesinin artırılması ülkedeki yaklaşık 40.000 adet
dar enli dokum a tezgahım daha geniş enli ve yüksek hızlı tezgahlarla değiş­
tirilmesi, buncan yaparken yerliimalatın gelişmesi ve teşviki sağlanmalıdır.
- 381 İŞ'TCAZI VE MADEN MAKINALARI SANAYİİ:
!ş, kazı ve maden m akinalan endüstrimize göz attığım ızda önemli ve çok
yönlü gelişmelere şaline olduğunu görürüz.
Türkiye 1983’ten başlıyarak yeni ve büyük alt yapı yatırımlarına yönelmiş
ve adeta heryer şantiye olm uştur. Günümüzde yurt içinde ciddi şekilde üre­
tim yapan d ö rt kuruluş M.K.E.K., ÇİMSATAŞ. ÇUKUROVA ve Pl-M A KİNA'dır. Bunlardan son ikisi hariç diğer kuruluşlar lisans anlaşmaları ile
vetim yapm aktadır. Bir takım teknolojik darboğazlar vardır. Çukurova İn­
şaat Makinalan Sanayi ve Tic. A. Ş. (ÇİMSATAŞ) Amerikan Caterpillar
fim ası lisansı ile: Çukurova ith alat ve İhracat T. A. Ş. ise yerli mühendislik­
le dizayn edilm iş, ithal girdileri asgari de olan paletli ve lastik tekerlekli eks­
kavatör ve yükleyiciler üretm ektedir. Erg İnşaat San. ve Tic. A. Ş. (PI—MA­
KİNA) ise kendi projeleriyle lastik tekerlekli ekskavatör, paletli yükleyici­
ler, grayderler, vibrasyonlu ve tandem silindirler, beton pompa ve santralle­
ri, kırma ve eleme tesisleri, asfalt finişer ve plentleri imal etmektedir.
İş makinalan alanında son yıllarda Dünya’da bir kriz sürmektedir. Üretim
sayılan otom otiv sanayimdeki gibi yüksek olmadığından ve gelişmekte olan
ilkeler rakip m akina üretimine geçtiğinden A.B.D. ve Ingiltere’deki bazı fir­
malar tesislerini ya tamamen kapatm ak ya da başka ülkelerde üretim yap­
mak zorunda kalmışlardır.
Bo makinalann üretimiyle ilgili .Ar — Ge masraflan oldukça yüksektir. Catepillar’ın 1985 yıh Ar — Ge harcamalan 326 milyon dolar olm uştur.
2000 yıllannda iş m akinalan sektöründe A.B.D. ve Japonya hegemonyası­
nın süreceği, rekabeti devam ettirebilm ek için yüksek teknolojiyi kendi ül­
kelerinde geliştirip, işçilik ücretleri ve im alat giderleri düşük olaıı ve iş ma-
-3 8 2 -
itinalarına fazlaca talep gösteren ülkelerde imal edecek veya ettireceklerdir.
Bu açıdan ülkemizin şansı fazla olabilir. Üretim adetlerinde büyük artışlar
beklenmemekle birlikte 2000 yılının iş makinalan çok daha üretken, alter­
natif yakıt kullanabilen ürünler olacaktır.
Yeterli'kafite ve kapasitede üretilen yerli iş makinalanmızın kullanımının,
hfialhıihteşvikiVeyönlendirilmesiyapılmalıdır.
- 383 GÜÇ VE ENERJİ MAKİNALARI SANAYİİ:
Yatarım mallarının alt yapı ve sınai gelişme yönlerinden önemi olan bir sek­
törde elektrik makina ve teçhizatıdır.
Banlar esas itibariyle;
i
;:
Jeneratörler,
-
Transformatörler,
-
Ş aft ekipmanı olarak belirlenebilir.
Ülkemizde bugün 1 2 0 K \Y güce kadar alçak gerilim beslemeli alternatif motorlan; 270 KW güçte doğru akım elektrik m otorları;
25 MVA güce kadar hidrojeneratörler;
1000 KVA güce kadar orta ve küçük güçlü jeneratörler;
154 KV/100 MVA güce kadar güç transform atörleri.
(380 KV/150 MVA transform atör üretim kapasitesine ulaşmıştır).
420 KV’a kadar gerilim ayırıcıları m uhtelif güçlerle kondansatörler, ölçü ve
faunanda cihazları imal edilm ektedir.
Yurdumuzda halen elektrik m akinalan kapasite kullanım oram ortalama
%
35'tir. Gelişmeye etki eden en büyük faktör satış imkanlarının sınırlı ol­
masıdır. Bu bakımdan yurt içi ihtiyaçların yerli olarak karşılanması benim®hmeli ve ihracata yönelinmelidir.
t
f
•-.f-r. .^384- .
Göç ve eneıji makinalan sanayiinde oldukça önemli potansiyele erişilm iş
hı^m^malaadn^ ?i
^
-r n * u v
. Ku , Jlt, .
İl'.. ■ :: ' f;.
r
.1;'
Bu alanda Pendik tersanesi motor fabrikası; Eskişehir m otor fabrikası; Özel
Sektöre ait Ankara'daki m otor fabrikası birkaç yüz ilâ birkaç bin beygir gü­
cünde dizel motorları TEMSAN'ın tesislerinde elektrik generator ve m o to r­
ları üretim imkanları teknolojik tevsi programlarıyla yönlendirilip y u rt içi
ihtiyacı karşılama ve ihracata geçme aşamasına gelmelidir. Büyük güçlü
elektrik generatörleri ve motorları; hidrolik türbin ve çarkları; kavramaları
ve buhar ve gaz türbinleri üretimi konulan halen üzerinde çalışm aya; mü­
hendislik ve proje hizmetlerine; teknoloji transferine açıktır. Sanayimizin
bu alanda koordineli ve azimli çalışmalara girmesi gerekmektedir.
Güç eneıji makine ve teçhizatı üretimi özel bazı ekipmana sahip obuası ge­
reken tesislerde gerçekleştirilebilir. Ancak bugün hiçbir kuruluş tek başına
bir sınai mamulün tamamım kendi bünyesinde gerçekleştiremez.
Butür makina ve teçhizatın bazı parçalarım gövde dökümü, dövme p arça işleri stataor, rotor, kutuplar, şaft, dişli kutusu vs. işleri TAKSAN, TU LOMSAŞ, TEMSAN, ALAMSAŞ, T. Şeker Makina Fabrikalan gibi kuruluşlanmızda yaptırılarak büyük bir iş hacmi yaratılabilir. Böylece ihracat için de
yeni im kanlar doğacaktır.
-3 8 5 NAKJL VE KALDIRIM MAKlNA SAİKAYI
Nakfl ve kaldırma makmalan sanayii yâk ve insanlann genellikle kısa mesa; fede çok defa bir işletme içinde taşmmasun. sağlarlar. Taşıma işlerinde ge­
rekli yflk ve hız kapasitesinde yeterli güvenlik içinde mümkün olan yatırım
ve işletm e masrafları ekonomisi sağlanması, gerçekleştirilmesi istenen hu­
suslardır. Yük ve hız kapasitelerinin artırılması yohında sürekli bir eğilim
vardır.
Nakil ve kaldırma makinalan sanayiinde kamu ve özel sektör kuruluşların­
da bir yük birliği ve teknolojik birikim olmuştur. 1980*11 yıllann başında
liman vinçleri konuşanda Dünya Bankası ihalesi kazanan firmalannuz var­
dır. Dünyada ileri gelişmişlik düzeyindeki ülkelere göre bazı özel konularda
ve elektrik—elektronik ve bilgisayar kontrollü sistem uygulamaları açısından
üfkemizİB 5 —10 yıl gerilerde olduğu görülmektedir. Bu açığın süratle kapa­
tılabilmesi için özel konularda, ileri teknolojik tatbikat ve bilgisayarlı kont­
rol alanlarında yabancı firmalarla "Know-How anlaşmaları yapmak gere­
kir. Japon gemi inşaat sanayinin dev yapılı yüksek kapasiteli portal vinçlere
dayanarak geliştiği konusu uzmanlarınca ifade edilmiştir.
Türkiye'de nakil ve kaldırma makinalan sektöründe en acil problem ülkede
standardizasyona gidilmesidir. Mamul ve işçilik kalitelerinin standartlara
uygun hale getirilmesi şarttır. Haksız rekabet ortamının önlenmesiyle, tek­
noloji düzeyinin yükselmesi ve A—G çalışmalarının hız kazanması beklenir.
Bu konularda gerekli teşvik ve yönlendirme üzerinde kaba çözümler sağlan­
malıdır. Sanayicilerimize düşen bir' görevde öniveısiteierie AR—GE konula­
rında işbirliği yapmalarıdır.
İ& G ENTEGRE TESİS YATIRIM MAKÎNA
T tÇ rfföÂ T İ SAN A Yİ i
Yatınm hallim'sanayİTMit bir bÖÎOmâırö otu^turart Entegre Tesis Makinalan
lri»aÎiitlîiM ^^5h df$&!isfclrt6fie^fp & b d fit^ ^ ı^ lıe r projece göre deği•§en"
'ı^âİKb'föafiÜ yâ^ fchaS^r^İayisıyla em ek-yoğun
•di vj .> s id HJ-:-\îrr nbftu i c - . »¿rrrln it. .uv' ,-A' h \-;i ''
v ■-
Ülkemizde komple tesis imalatı konusunda buğun için 100 civarında resmi
ve özel sektör faaliyet göstermektedir. Komple şeker, çimento, maden iş.îefne ve çıkanrâi, deVfıier işföftie'!, ı&trbkhnya’ fcifihtfri, tüketim malı üreten
«mayiilefl^'kra maliürfcteft sâıiaynlerin ihti^icı blân mal ve hizmetler örefalmektedir. Bu konübtdft gerek Özel Sektbr>e gfeteksfe resmİ sektörde bü^
çapta İ ıh a tr fV ^ je 1 İ 6 ^ ^ b n g ik te < T û te
!’•; •
■/’ ’ ■’
vardır.
. v - ' u '.r.r İJ.Kİ
Son ydlardabu sektör grtibuna giren imalatçılaV dış ülkelerden komple te­
sis taaHhiilieritfi almış »re bunlanmuvaffakiyetle yeriıie getirmişlerdir. Aslın­
da coğrafi kontafltin yarattığı avantajlar Sebebiyle Orta Doğu ve 3. Dünya
ülkelerine ihtatat yapilıa kolaylıkları varthr.Bu imkan özellikle müteahhitfik firmalan taraflıdan değertendirilebilmektedir. Entegre tesisler ekseriye
dış kredilerle temin edildiklerinden Türk firmalarının bu işleri almaları için
mühendislik müşavirlik ve imalatçı kuruluşların imkanlarıyla birlikte çalış­
malarında Tayda Vardır.
'>
Ülkemizde yatırım makinalan üreten yerli firmalara müşterileri adma kredi
açabilecek bir banka veya bankalar konsörsiyomu oluşturularak yerli ve
yabancı müşterilere kredi verilmesi önemli ihracat imkanları yaratacaktır.
-3 8 7 -
ARAŞTIRMA—GELİŞTİRME ÇALIŞMALARI:
Bir sanayi ürünü şu kademelerden geçer ;
—
AR—GE (Tasanın ve mühendislik hizmetleri dahil)
—
İmalat,
—
Montaj
—
Pazarlama
imalat teknolojisi tasanm yaparken düşünübnesi gereken bir unsurdur. Ge­
nellikle bir mamul, bir veya birkaç sanayi dalında imal edilen parçaların
montajı sonucu ekle edilir.
Dünyada : gerek Avrupa Amerika ve gerekse sanayileri gelişmiş diğer ülke­
lerde araştırma —geliştirme hizmetleri sanayi ve devlet desteğinde olup be­
lirli hedefler doğrultusunda organize olmuş durumdadırlar. Geniştirler ve
ih ti« « d a y n a cfim cim fa m a m la m ışlartiır
Gönünüz, imalat sanayimde AR—GE kaynak kullanımı açısndan A.B.D.
Havacılık ve Uçak Sanayii % 23, Elektronik % 19,8 Makina İmalat, % 13,3
He Ok sıralarda yer almaktadır. F. Almanya'da ise Elektronik % 27 kimya
% 24, Makina İmalat % 14 ve taşıt araçları % 14 ile önde gelen sektörlerdir.
Sanayileşmiş ülkelerde genellikle büyük firmaların kaynak kullanımındaki
paylan çok yüksektir.
GeEşmiş sanayi ülkelerinde ve yeni sanayileşen ülkeler arasında Araştırma—
Geliştirme harcamalarının GSMH içindeki payı %2—%3 arasında değişmek­
tedir. Güney Kore 1986 da bu oranı % 2 ve 1991 de % 2,5 (sanayileşmiş
ülkeler seviyesi) a çıkarmayı planlamıştır.
- 388 Ülkemizde maalesef aym oran %0,5 mertebelerindedir. Bu itibarla önümü/.
deki y ıllard a aşağıdaki tedbir ve uygulamalarının mutlaka yerine getirilmesi
gerekmektedir.
—
'
Kamu ve özel sektörünün AR—GE harcamalarının vergi muafiyeti vc
diğer yardımcı faktörlerle desteklenmesi,
—
AR—GE personelinin ayn bir statüye kavuşturulması,
—
Bir çok sanayi dalı ve yatırım mallan sanayi sektörlerinin m
ü h e n d is lik
yoğun hizmetlere ihtiyaç göstermesi dolayısıyla mühendislik—müşavir­
lik hizmetlerinin de ayn bir sistem içerisinde teşvik edilmesi ve yönlendirihnesi,
Sanayi—Üniversite işbirliğinin artırılması amacıyla bu konuda da idari
ve mali düzenlemelerin yapılması, gerekmektedir.
-
389
-
GEMİ İNŞA SANAYİİ:
Bütün tersanelerimizde
100.000
Dead„ »weight
Ton’a
kadar
gemi
inşaaa müm* • ’ 1 * ' -* * ;
t-' *
■
■ , ‘ » i '•
■■
■'
•. i
..
*
1. j
*
. , j.»
kündür. özellikle içinde bulunduğumuz yıllarda çoğunluğu yaşh ve ekono­
mik rantşbüitenin dışına çıkmış ticaret filomuzun gençleştirilmesi sorunu­
na jUlaştema Bakanlığımızla birlikte hassasiyetle eğilm iş bulunuyoruz. '
Dünya deniz ticaret hacminde nisbi bir daralma olmakla birlikte bu durum
arızidir. Tankerinin dünya filosundaki payı % 42‘den % 33’e düşerken dök­
me yük gemileri 1/4'ten 1/3,'e yükselmiştir. Bp arada RO—RO, Lash, Con­
tainer, 08 (madan cevheri, petrol) gibigemilerle koptinan hattında çalışı­
lacak çok amaçlı gemilere, Frigorifik asit tankeri, balıkçı gemisi, yük vinci,
bora döşem e, kitüfik giderme gibi ihtisas gemilerine olan talep giderek art­
maktadır.
^ •:
,
Gemi inşa ve işletm eciliği özendirilecek; bunun için gerekli teşvik ve uygu­
lamalara etkinlik kazandırılacaktır.
Türkiye'de çelik gemi inşa kuruluşları Marmara bölgesinde toplanmış bu­
lunmaktadır. Bunun dışında İzmir ve Van'da gemi inşa üniteleri bulunmak­
tadır.
Ahşap gemi inşaatı genellikle Karadeniz sahili boyunda yaygındır. Ege Mar­
mara "ve Akdeniz sahillerinde de sınırlı ölçüde ahşap gemi inşa yerleri mev­
cuttur. Ülkemizde çelik gemi inşa kuruluşları üç grupta toplanmaktadır.
a — Deniz küvetlerine ait tersaneler
b — Kamuya ait tersaneler
c — ö zel sektöre ait tersaneler
-3 9 fO a)
Deniz kuvvetlerine ait Tersaneler;
1.
Ifaşlcızak ve Göfcuk olmak özârĞ ila büyük tersanerhevcuttur.
b)
Kamuya ait tersanelerimiz Haliç tersanesi; Ckftu&ltı Tersanesi; tstinye
Tersanesi; lEIa&koy Tersanesi; Âlaybey Tersanesi ve Pendik Tersanesi
olmak özere 6 adet tersanemiz vardır.
c)
Özel Sektöre ait gemi inşa kuruluşlaii büyük ölçüde marmara bölgesin­
de töplanmış btıİünmâkla beraber İzmir, Gelibolu, Çanakkale ile Karâcfehiz Bölgesiride Kdz. Ereğlisi, Bartın, Giresun, Ordu ve T rabzon’da
döşükveyûksek kapasiteligemi inşa kuruluşları vardır.
A.,.'- -,4
'• /¡"
: ■
Yatmm mallan sanayiimizin önemli bir alt sektörü de gemi inşa endüstri­
sidir. Bfiyfik bir katma değer ve istihdam potansiyeline sahiptir. Bir gemi
adeta yüzen Tjir yerteşıne merkezidir. Her türlü raakina, aksam, mefruşat ve
malzeme ile donatılmak mecburiyetindedir. <
f
"
HİDROLİK - PNÖMATİK MAJÇİNA ŞKİPM^N VE ENSTRÜMAN
SANAYİİ:
f'<
J jf.:
r.i A f
'
-r-V
J
" '. '
;•
j * * V*
“\
.
T.
'.'I..'
-i
"
^
. •'
;
V
î
;
.
i .
Yatıran mallarında ve mairina jmajat sanayiinin hemen h a dalında yer alan
hidrolik, pnömatik, elektrik ve bunların kombinezonlarıyla üretilen ekip­
man ve enstrümanlar da ileri endüstri ülkelerinde olduğu gibi yurdumuzda
da tamamlayıcı ve gelişmeyi teşvik edicjj bir mteliktediruEndüsîrinin birçok
nygniamalarmda basınçlı havanın çeşitli hareket mekanizmalarında ve kont­
rol elemanı olarak servo sistemlerinde muhtelif valilerde, silindirlerde, pompa ve kompresör gruplarında kullanıldığı keza hidrolik makina, ve tertibat­
larında preslerde, iş makinalannda yaygm olarak kullanıldığı malumdur.
Nisbeten mühendislik y o ğ a n b n te ç h iz a t ve enstrümanların sınai üretimi
beffi bir gelişm işlik seviyesine erişmiş olmakla birlikte batıdan 2 ila S yıl
geri bulunduğu kanaati «ardır. Daha yüksek sayıda imalat miktarlarının, ön­
gördüğü
yeni
ve
genişletme projeleriyle teknoloji farkının kapatılması
kolaylaşır.
Pnömatik—hidrolik makma ve tertibatları beş ana grupta sınıflandırmak
mümkündür. Bunlar;
—
Silindir,
—
Yön valfteri,
—
Pompa—Kompresör,
—
Motorlar,
—
Servo sistemler.
■r
*
--
Türkiye'de pnömatik alanında gereken herşey üretilebilir durumdadır. Bazı
elemanlar halen üretilmiyorlar ise sebebi sadece talep azlığıdır. Batıdan tek-
- $4 Teknoloji geliştirmek için eğitfrn, Araştırma—Geliştirme çalışm aları, uz­
man kuruluşlarla yakın İlişki ve bol dış tenias gerekmektedir. A ynca Ulus­
lararası rekabete girebilıtıek için kaliteli mamul, maliyeti düşürme, verim li­
liği artırma, sürekli olarak iç ve dış pazar araştırması gerekm ektedir.
395 TÜRK YATIRIM MALLARI ENDÜSTRİ SEKTÖRÜ İÇİN GELİŞMEYE
ETKİ EDEN FAKTÖRLER. ALINMASI GEREKLİ TEDBİRLER :
Türkiye'de yatırım mallan üretiminin batılı ülkelerde üretilenler düzeyine
(kalite, performans ve fonksiyonlan yerine getirme yönlerinden) erişebilmesi için önemli bazı ortam ve şartların sağlanması, yerine getirilmesi gerekmektedir.
Banlan şöylece sıralamak mümkündür :
t
. ■ .,
*
r *. * '
A — Bilgi—Teknoloji yapısında gereken gelişme:
B — Mamul—Kapasite bağıntısının ve dengesinin iyi kurulması;
C — Gerek yatırım malı « e te n kuruluş kendi bünyesinde gerekse mevcut
yan sanayi ile ilgili organizasyon, idare problemlerinin teşhisi, çözümü;
D — Üretilen yatırım mallarına girdi teşkil eden hammadde, y an mamul
ve mamullerinin y u rt içindeki sanayi kuruluşların dan temin edilmesi
durum unda bunların yeterli kalite ve dayanıklılıkta olması gereklidir.
Bu malzeme ve parçaların y u rt içerisinde yeterli m iktar ve kalitede
olması gereklidir. Bu malzeme ve parçaların y u rt içerisinde yeterli
m iktar ve kalitede ve zamanda ikm al edilmeleri esas alınmalıdır. Hiç
şüphesiz y u rt içinde üretilmeyen veya üretiiemiyen aksam ve parçala­
rın ithal edilmesi mümkündür ve birçok halde uygulanmaktadır.
E — Yatırını malı üretimi ile uğraşan sanayinin yapısal özelliği dolayısıyla
imal edilecek pres, makina ve diğer yatınnı malının seçimi, planlaması
son derece önem taşır ve m üşteri talepleri, yenilikler, iç ve d ış pazar­
daki süratli değişmeler nıüessesenin ürünlerine olan talebi yıldan yıla
-3 9 6 hatta mevsimden mevsime büyük ölçüde etkiler, dolayısıyla bu konuda
yatırım malı imalatçısı yalnız bölgesel veya yurt içi pazarlan takip etmekle kalmayıp, ihracat için gerekli her türlü bilgi ve haberleşme sis­
temine ihtiyaç vardır.
.
•
- J
.
*,. =
'i.
r
■ ■ ! . . . ! ■
. :
V
1
i ' '
k>
•t
"
F — özellikle yatırım mah üreten sanayi kuruluşlarında beyin gücünün ve
araştırma ve adaptasyon proseslerinin, iyi, sağlıklı ve başanh çalışa­
bilmesi için bu ortam lann fevkalade iyi bir atmosferde olması ve iyi
korunması lazımdır.
‘
•'.İÜ/.*-.:
s^
G — Yatırım malı imalatı ve bununla ilgili sanayi kuruluşların, genelde,
tüketim mallarına nazaran oldukça esnek olan talep durumu ve yatı­
rımlarının nispeten büyük oluşu dolayısıyla projenin geri ödeme süresimn uzunca oluşu yüzünden bu dalda yatmm yapan kuruluşların daha
farklı bir korum a ve teşvik manzumesi içerisinde mütalaa edilmeleri
ve hükümet programlannda teşvik listelerinde en fazla teşvike mazhar olmalan gerekmektedir.
H —‘G erçek teknolojik ve endüstriyel transformasyonu gerçekleştirecek
olan
uzman
mühendis
ve
araştırmacı
kadronun
kalite ve
kapasitesinin yükseltilmesi fonksiyonları da her türlü imkan ve fır­
satlardan faydalanılarak işletilmeli ve geliştirilmelidir.
1 — Teknoloji üretimi için yapılacalc harcamalar, uzman istihdamı özendi­
rilmeli; bu am açla kullanılacak malzeme ve teçhizatın gümrük vergile­
rinden ıtıuaf tutulması düzenlenmelidir.
J — özellikle küçük ve orta ölçekli kuruluşlann bilimsel, teknolojik yayın
ve verilerden yararlanmalarını, araştırma—geliştirme enstitülerinin hiz­
metlerinden faydalanabilmelerini kolaylaştıracak yasal bir düzenleme
- 397 yapılması ve ideal olarak bir "A raştırm a—Geliştirme Fonları Yasası"*
m n geçirilmesi suretiyle bilimsel, teknolojik ve smai kapasitelerinin
yükseltilmesi im kanının yaratılması lazımdır.
Bilim ve Teknoloji merkezleri ile (Üniversite ve enstitüler, özel araştır­
ma — geliştirm e enstitülerine sahip sanayi kuruluşları gibi) teknoloji­
nin uygulama yerleri olan sınai kuruluşların proses dizaynı, mamul
konstrüksiyonu, bunlarla, ilgili iyileştirm e ve geliştirmeler; mevcut ana
sanayi ve yan sanayiler arası teknolojik ve teknik bOgi doküman akışı
ve nihayet özellikle yatırım mallarının üretimi kollarında sanayi—üni­
versite ilişkilerinin hizm etlerinin geliştirilmesi: genişletilmesi, yönlen­
dirilmesi ve desteklenmesi gibi katalizör fonksiyonların yerine getiril­
mesi m utlaka ve m utlaka gereklidir.
Türk sanayinin ve ilgiG problem lerinin çözümüyle alâkalı çalışma ve
program lan yürütmek yine Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ve İlgili diğer
Bakanlık ve kuruluşlarla TÜBİTAK'ın birlikte ve sürekli çatışmalarım
gerektirm ektedir.
- 398 .
Sakıp AKDOĞAN
Ş.T.B. Ş u b e Md.
Sayın Başkamın, Şuranın Değerli Delegeleri, ben sizlere eneıji sektörü ra­
porunu takdim edeceğim.
ENERJİ TÜRLERİ VE TİCARİ ENERJİ KAYNAKLARI,
Birincil Enerji Kaynaklan :
A —Fosil Yakıtlar :
Bilindiği gibi fosil yakıtlar kömür (Taşkömürü, Linyit, Asfaltit) doğal gaz,
petrol ve odundur. Kömür sanayileşme aşamasında bulunan ve petrol kay­
naklan k ıt olan ülkm izdeönde gelen eneıji kaynaklarından birisidir. Taşkö­
mürü üretimimiz halen iç talebi karşılayamadığından önemli m iktarda it­
halat yapılmaktadır. Linyit ve asfaltitte ise yurt içi üretim tüketimi karşıla­
maktadır. Ülkemiz linyitleri genelde düşük kaliteli olması nedeniyle giderek
termik santraüarda değerlendirilmektedir (Tablo 1).
Doğal <gaz kullanımına henüz girmekte olan ülkemizde Trakya Ham itabad
ve Mardin Çamurlu sahasından ticari miktarda üretim yapılmaktadır (Tablo
1).
-399TABLO 1 : Fosil Yakıtlarda 1986 Yılı Üretim , ith alat ve Tüketim Durumu
Taşkömürü (bin Ton)
Lm yit (Bin T o n )
Nihai ö z
Sanayi
Üretim
İthalat
Tüketim
Tüketimi
3.527
3.000
5.452
5.093
42.208
—
14.242
4.943
Asfaltit (Bin T on)
607
—■
605
22
Doğal Gaz (M ilyon M^)
457
—
46
46
15.367
4.279
17.570
—
13.918
—
Petrol (Bin T on)
2.394
Odun (Bin T on)
17.570
Tezek ve Bitki A rtıklan
13.018
18.191
—
_
<BinTon)
Temiz U r y ak ıt olan do ğ al gazın büyük sanayi tesislerinin ihtiyacında ayrıca
gerek gübre sanayilerinde nafta yerine ham madde olarak kullanılabilmesi ge­
rekse büyük şehirlerin ısıtılabilmesi amacıyla da Sovyetler Birliği'nden it­
hali başlam ış ve artarak devam edecektir.
H am p etro l üretimimiz tüketimimizin ancak % 15'ini karşılamakta ve önem ­
li m iktarda ith alat yapılm aktadır. Ülkemizde toplam eneıji tüketiminin %
45'ini petrol ohışturm aktadır. Bunun da % 42'si fuel—oil, % 27*si de m oto­
rindir. İthal edilen ham petrol, rafinaj kapasitesi 33,5 milyon ton/yıl'a ula­
şan ülkemiz rafinerilerinde işlenmekte ve ürün fazlası da ihraç edilmektedir
(Tablo 1).
Yakacak odun yüzölçümünün % 11,8’ini ve ormanlık alanların % 55,8'ini
kaplayan 9,2 m ilyon h ek tar tatarındaki ormanlık alanlardaki ağaçlardan
ekle edilm ektedir. O dunun toplam enerji tüketimi içindeki önemini koru­
duğu ve 1983 yılı toplam ticari eneıji tüketimi içindeki paymın % 17 mer-
- 400 tebesinde olduğu bilinmektedir, önemli bir sanayigirdisi olan odunun ya­
kacak olarak tüketilmemesi için gerekli önlemler alınmalıdır.
Bitki ve hayvan artıklan d#-eneği deriğemfizde yerini korumaktadır. Halen
yılda 1 milyon ton civarında bitki artığı ve 14,6 milyon ton civarında da te­
zek tüketilmektedir. Hala â § i başına 300 kg. kadar tezek tüketilmektedir.
Bıı hayvansal artıkların en verimsiz kullanım şeklidir. Bir an önce biyogaz
¿etim i artırılmalı, hayvansal artıkların da gübre olarak kullamırti yoluna gi­
dilmelidir.
B —Yenilenebilir tnerji Kaynaklan :
— Su kaynaklar : Akarsularımız ülkemizin önemli bir doğal kaynağıdır. Bü­
tün kalkınmış ülkelerde bu kaynakların tamamına yakın bir kısmı gelişti­
rilmiş olduğundan, açık kalan elektrik enerjisi ihtiyaçtan termik kaynaklar­
dan karşılanmaktadır.
'
i
-
..
.
’
''
j
:! .
1985 yılında ülkemizde 34,21 milyar kwh elektrik eneıjisi üretilmiştir. Bu­
nun 22,17 milyar kwh'ı termik, 12,04 milyar kwh'ı hidrolik santrallardan
üretilmiştir. İhtiyacımızın 2,13 milyar fcwh'ı da ithal edilmiştir. Halbuki
ülkemizde yaklaşık 110 milyar kwh'lık hidrolik potansiyelimiz var ve halen
bunun % 12,2'ük kısmı kullanılıyor. Son yıllarda enerji ve sulama yatırımla­
rına önem verilmesi sonucunda eneıji ithalatı durdurulduğu gibi bir kısım
ihracatİHİe yapılmaktadır.
- Biyomas (Biyogaz) Üretimi : Biyogaz, çeşitli bitkisel artıkların, hayvan
gübresinin ve insan dışkısının, hava almayacak şekilde korunmuş tankların
içinde; gözle görünmeyen canlılar tarafından parçalanmasısonucu meydana
gelir. Biyogaz ısı değeri yüksek yama bir gazdır. Türkiye ortalama toprak
sıçaldığında biyogaz potansiyelinin taşkömürü eşdeğeri 2.360.000 ton/yıl
-401chr. Bu önemli bir potansiyeldir. Olkeınizde biyogaz üretim üniteleri pilot
tesis aşamasından çıkarılıp yaygınlaştmlmalıdır. Böyleoe bu artıklan? gübre
fonksiyonlan araştadabilecek ve verimsiz bir şekilde tezek olarak tüke­
tilmesinin de önüne geçilm iş olunacaktır. tleriki yıllarda eneıji dengesinde
mutlaka önemli yer alacak şekilde bu tesisler yayguüaştmlmaİKİır.
—Gtİneş Enerjisi: Türkiye güneş enerjisi potansiyeli yönünden oldukça zen­
gin bir durumdadır. Ülke genelinde 7—8 ay müddetle güneş enerjisinden
tam olarak fa y dalanm a imkanı vardır. Ülkemizde yıllık ortalama enerji
1344 kwh/m^, güneşleme süresi ise 2.610 saattir. Yapılan hesaplara göre
memleketimizin %94'ünü kapsayan bölümde güneşli su ısıtıcılarının çalışma
oram % 80 olmaktadır. Bu önemli potansiyelden yararlanma imkân ve yol­
lan araştırılmalıdır. Bu yolla önemli enerji tasarrufu da sağlanabileceği açık­
tır.
— Jeotermal Enerji : Yerkabuğunun işletilebilir derinliklerinde birikmiş
olan ismin oluşturduğu bir enerji tülüdür. Yeryüzüne sıcak su, buhar veya su
buhan karışımı şeklinde çıkmakta ve buna göre de kullanım yerleri ve işlet­
me teknolojileri değişmektedir. Ülkemizde halen 20 MVTık bir güç jeototermal kaynağa dayalıdır. Eldeki verilere göre 4.500 MVTık bir potansiyel
olduğu hesaplanmaktadır. İleride bu kaynaktan geniş şekilde yararlanılabi­
lir.
— Rüzgâr Enerjisi : Ülkemizin bu potansiyeli tam olarak çıkarılamamıştır.
D.M.l. Genel Müdürlüğü ölçümlerine göre birinci derecede rüzgarlı istasyon
Antakya olmaktadır, bunu Çanakkale ve Sinop izlemektedir. Ancak ölçüm­
ler 10 m. yükseklikte yapılmaktadır, halbuki rüzgar enerjisi dönüştürücüleri
yerden 25—50 m. yükseklikte çalıştırılmaktadır. Bu da dikkate alındığında
halen ülkemiz için bilinen rüzgar enerjisi potansiyeli daha da artacaktır. Bu
tesisler enterkonnekte sistemin çalışamadığı yörelere kurulabilir. Hatta en-
- 402 terkonnekte sisteme takviye de yapabilir.
:: ■•■■■■■•. - r
'' .iî*
.•
-
1
'
'
C —Nükleer E n e rji: 1
1950'İ&rin ortalanndihitibaren bîr ç ö l itidi sebebten dolayı dünyadaki ileri
Şikeler nükleer eneftjiden yarailanmaya başlamışlardır. Daha sonra p etro l
krizlerinin de etkisi ile konvansiyonal eneıji türlerine alternatif olması seb e­
biyle önemi artm ıştır. Halen birçok ileri ülkede elektrik enerjisinin önem li
bir kısmı nükleer eneıji yoluyla sağlanmaktadır. Dünyada 249.754 M V'e
gücünde 374 tesis faaliyet halindedir. 1990'İı yıllarda bu güç 400.000 M V'e
çıkacaktır.
Ülkemizde 1970'den sonra konuya ciddi yaklaşımlar olmuş ancak arzu ed i­
lir ilerlemeler kaydedflememiştir. Halen Mersin—A kkuyu'da zemin etüdleri
bitirilmiş ve alt yapı inşaatları da önemli ölçüde sonuçlanmıştır.
Eneıji talebi üzerine yapılan çalışmalar 1990’h yıllardan sonra ülkemiz en er­
ji akzında ciddi açıkların olacağım ortaya koym uştur. Bu sebeble ülkemizin
bu teknolojiye bîr an önce sahip olması gerekmektedir. 2000’li yıllarda en
az 3.000 MWfik İra güç devreye sokulmalıdır.
İkindi Eneıji S istem leri:
A —Elektrik E n eıjisi:
Ülkemizin elektrik eneıjisitalebi, ekonominin ta n m d a n endüstriye kaym ası­
nın ve yükselen yaşam düzeyinin bir simgesi olarak hızla artm aktadır. E lek t­
rik arzı 1985 yılmda 36,31 milyar kwh olup 1976 yılında genel nüfusa göre
450 kwh olan kişi başına düşen elektrik eneı$si 1986 yılında 8 0 4 k w h 'a
ulaşmıştır. Bu gelişmeye rağmen Türkiye kişi başma elektrik tüketim inde
-4 0 3 -
A.B.D., sanayileşmiş Batı Avrupa dikelen ve bazı komşu ülkelerin çok geri­
sinde kalmıştır.
Yeri gelmişken sanayinin vazgeçilmez girdisi elektrik enerjisine göz atalım.
/,
'r
'
Türkiye'de elektrik eneıjisi tüketimine ve dağılımına baktığımızda şöyle bir
tablo ortaya çıkmaktadır.
—
Toplam elektrik eneıjisi tüketimi (1986) 33,940 milyar kwh
—
Meskenlerde tüketim % İ5 3 8
—
Toprak ve çim ento sanayii %9,75
—
İdare ve Kamu hizm etleri sektörü % 9 ,3 4
—
Tekstil, Deri ve Giyim % 8,91
—
Demir—çelik üretimi ve işletmesi %8,56
—
Kimya. Sanayii % 7,51
— G ıda, m eşrubat, iç k i, tütün % 7,43
7 Alt Sektör Toplamı % 66,88
33,94 Milyar kwh tüketimi 19 alt sektör oluşturduğu halde bunun ilk 7 si
öçte iki tüketmektedir. Bir yandan sanayi ve hizmetlerde daha çok üretim
için gerekli elektrik enerjisi tüketim ve üretimi artarken diğer taraftan her
sektör kendi içerisinde proses ve üretimde ve yan faaliyetlerinde harcadığı
ürünün birim miktarı başına düşen enerji sarfiyatım düşürmek zorundadır.
Bu hem milli servetin korunması ve değerlendirilmesi hem de dış dünya ile
rekabet için gereklidir. Nitekim demir çelik sanayi sektörümüzde başlatılan
çalışmalarla son üç yıl içerisinde % 25—30 tasarruf değerlerine erişilmiş­
tir. Dünya'da demir—çelikte en ileri ülkelere göre ise entegre demir—çelik
tesislerimizde % 10—20; hurdadan çelik izole edenlerde ise % 5—10 kadar
bir fazlalık mertebelerine inilmiştir. Bu çalışmalar devam etmektedir. Ener­
ji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Bakanlığımızın 4—5 yıldır birlikte yürüt­
tükleri çalışmajar giderek .daha da başarılı olmaktadır.
Elektrik enerjisinin ülkemizde uretiminin gelişmesine baktığımızda; 1960
yılında 2,815 milyar kwh; 1970 yılında 8,623 milyar kwh 1977’de 21,84
milyar kwh ve 1986'da, elektrik eneıjisi ithali de kalkmış olmakla, 39,69
milyar kwh'e yükselmiştir. Bu artışta yeni devreye sokulan hidroelektrik
ve termik santrallerin payı büyüktür. Güneydoğu Anadolu projesinde yer
nlan barajların bitirilmesiyle elektrik eneıjisi üretiminde büyük artışlar ola­
caktır. Kişi başına» kalkınmakta olan ülkelerde elektrik eneıjisi tüketimi
341 kwh iken bu yeni projelerin bitmesi ile Türk vatandaşının tüketimi bu
değerin üç katma erişecektir.
TABLO 2 : İkincil Eneıjide 1986 Yıh Üretim, İthalat, Tüketim Tablosu
Elektrik Enerjisi (Gwh)
Nihai
Sanayi
Brüt Üretim
İthalat
Tüketim
Tüketimi
39.692
777
33.540
21.455
Kok Kömürü (Bin Ton)
—
234
177
—
Şehir Gazı (Milyon nr*)
108
-
108
—
B —Kok Kömürü:
Bilindiği gibi taşkömürü 900 °C üzerindeki sıcaklıklarda havasız ortam da
gazlaştmlması 9e oluşan kok kömürü Ereğli—Karabük, İskenderun demir
çelik fabrikalarında metaluıjik kok Ankara, İstanbul, İzmir'de bulunan 6
şehir gazı fabrikasında ise hava gazı elde edilmesi amacıyla üretilmektedir.
Çok iyi bir yakıt olmasına rağmen taşkömürü rezervlerinin sınırlı olduğu ve
demir çelik sanayi talebinin ithalatla karşılanıp gerçeği göz önünde bulun­
durulursa kok ekonomik olmayan pahalı bir yalat türü olmaktadır.
-4 0 5 Kok kömürü demir çelik fabrikaları ihtiyacının yaranda son yıllarda başta
A n kara olmak özere bazı şehirlerde hava kirliliğinin artması üzerine ithal
kok kullanımı da artmıştır (Tablo 2).
C —Şehir G azı:
Yaygın olarak ev ihtiyaçların da kullanılmakta olan şehir gazı ülkemizde 6
hava gan fabrikasında üretilmektedir. Ankara Güvercinlik’teki fabrikada
yakıt olarak fuel—oil diğerlerinde taşkömürü kullnıİntaktadır. Havagazımn
tüketildiği sektörün gelecekteki ihtiyaçlarının karşılanmasında fuel—oil ve
taşkömürüne dayalı teknolojilerin ekonomik yönden incelenmesi, hammad­
de girdisi olarak doğal gaz ve linyite dayalı teknolojilerin irdelenmesi ve
rasyonel değerlendirilmeler yapılabilmesi bakımından şu
anda çok yay­
gın olarak kullanılan LPG yerine getirilecek seçenekler üzerinde çalışma­
lar yapılması zorunlu görülmektedir. İleride büyük şehirlerde doğal gaz kul­
lanımının yaygınlaşması beklenmektedir.
- 406 TÜRKİYE'DE ENERJİ ÜRETİMİ İLE TÜKETİMİ
a) Türkiye’nin Eneıji Üretimi (Bin Ton Petrol Eşdeğeri)
1980
J981
1982
1983
1984
1985
Taşkömürü
linyit ,
Asfaltit
Doğal Gaz
Petrol
Hidrolik
Odun
Hayvan ve Bitki Art,
2.197
4341
240
20
2.446
2.937
2.664
3363
2.422
4543
241
14
2.481
3.154
2.158
6.085
323
7
2313
2.836
2387
3.574
2.215
7.904
91
30
2.190
3356
2.552
3396
2.199
8.951
225
61
2.126
2.463
3.439
2.445
5.346
370
41
2.450
3542
2.485
3.569
TOPLAM
18.109
19.157
20248
19.683
21.740
22.752
3.011
2.852
3.238
(*) Kamu Üretimi
b) Türidye'nin Enerji Tüketimi (Bin Ton Petrol Eşdeğeri)
1980
1981
1982
1983
1984
1985
Taşkömürü
Linyit
Asfaltit
Doğal Gaz
Hidrolik
Petrol
Odun
Hayvan ve Bitki Art.
Elektrik İtha.
2.732
4.573
240
10
2.837
16212
4.729
3363
355
2.758
4*54
241
7
3.154
16.052
4.807
3.439
410
3.033
5297
370
20
3542
17.140
5.028
3.569
443
3208
5.994
323
4
2.836
17.706
5.126
3574
525
3.442
8557
97
17
3357
17.835
5.177
3396
663
3.443
8.627
225
29
3.010
18.236
5.732
3.238
585
TOPLAM
35.031
35.722
38.442
39296
42.541
43.125
- 407 Enetji Tflcetiminde Yerii Üretimin Payı
Yedi üretim (1)
Y IL L A R
(b + p e)
1980
198 1
1982
1983
19 8 4
20.251
21.598
22889
22.528
23.566
Toplanı Üretim
(b + p e )
(1) Odunan Kaçak Kesimi İle Rafineri Dışı Oran üretimi Dahildir.
%Pay
34.821
35.458
38.172
38.965
40.142
582
60,9
60,0
57,8
58,7
-4 0 8 TÜRKİYE'NİN DÜNYA ENERJİ SİSTEMİ İÇİNDEKİ YERİ :
1)
Ülkemizde alışılagelmiş eneıji kaynaklan çeşidinin zengin olmasına
karşın, bu kaynaklar, nitelik ve nicelik yönünden belli başlı dünya re­
zervleri ile karşılaştırıldığında oldukça fakir bir görünümdedirler, özel­
likle, petrol ve doğal gaz rezervleri çok yetersiz kalmakta ve linyit re­
zervlerimizin, kalorifik değerleri gözönüne alındığında, eneıji eşdeğe­
rinin pek yüksek olmadığı görülmektedir.
2)
Türkiye, yeni ve yenilenebilir eneıji kaynaklan bakımından oldukça
zengin bir görünümde olup, genel eneıji dengesi içinde önemli paylar
almamakla birlikte, özellikle biyokütle, güneş, jeotermal ve rüzgar
eneıjilerinden geniş yararlanma imkanlan bulunmaktadır.
3)
1981 yılı Birleşmiş Milletler istatistiklerine göre, ülkemiz, ticari enerji
üretimi yönünden dünya ülkeleri arasında 42 inci, eneıji tüketimi yö­
nünden ise 32 inci şurada bulunmaktadır. 1961 yılı değerine göre üre­
tim yönünden 42 ind ve tüketim yönünden 38 inci sırada yer alan ül­
kemizde, 20 yıllık dönemde, üretimde herhangi bir atılım yapılama­
mış, tüketimde ise ancak 6 ülke geride bırakılabilmiştir.
Kalkınmışlık düzeyinin göstergelerinden biri olarak sayılan kişi başına eneıji
tüketiminde ise, 1961 yılında 102 ind olan sıramız, 1981 yılında 87'ye yük­
selmişse de, Türkiye'nin kişi başına eneıji tüketimi, halen dünya ortalam ası­
nın ancak yansı civarında olmaktadır. Söz konusu değer; Irak, Pakistan,
Hindistan, Mısır ve Suriye gibi ülkelerin daha üzerinde olmakla birlikte, Yu­
nanistan, Bulgaristan, Yugoslavya, İspanya ve İtalya gibi ülkelerin ço k geri­
sindedir.
Kişi başına elektrik tüketiminde ise, Tifrkiye 98 inci ülke olup, bu değer
dünya o rtala m a sın ın 1/4’ü civarındadır. Doğu ve Güney Doğu komşularımı­
za göre daha yüksek olan kişi başına elektrik tüketimi, komşu Avrupa ülke­
lerine göre çok düşük bulunmaktadır.
1984 yılında, ithalat (petrol, taşkömürü, elektrik) ve kaçak odun kesiminin
oluşturduğu 20 mtpe dolayındaki eneıji açığının, 2000 yılında 38 nıtpe'e
ulaşacağı tahmin edilmektedir.
Yukarıda belirtilen açıklamalar çerçevesinde, Türkiye, önemli toprak ve
in«a»ngıVTı potansiyeline k a rş ın , bugün için,enerfi kaynaklar bakımından zen­
gin ülkeler arasında sayılmamaktadır. Bununla birlikte, uluslararası eneıji
sistemi içindeki önemi giderek artan, dünyanın en zengin petrol kaynakları­
nın yer aldığı O rta —Doğu Bölgesi ile Avrupa'nın (Balkanlar Bölgesi) arasın­
da kalan son derece stratejik bir konumda yer almaktadır.
Diğer taraftan, halen Batı Avrupa'nın toplam birindi enerji talebinin 7c14'ünü karşılamakta olan doğal gazın tedarikinde,
1990'lardan sonra Kuzey Denizi üretiminin yetersiz kalacağı;
— Dünya görünür gaz rezervlerinin % 40'ına sahip olan (34 x 1 0 ^ m^)
Sovyetlerden ithal edilecek doğal gaz miktarının, tek kaynağa aşın ölçüde
bağımlı kalınma ması şeklinde belirlenen arz güvenliği politikalan ile birlikte
gözönüne alınması ve artan işletme maliyetlerinin söz konusu projenin fi­
nansmanında doğurduğu yeni sorunlar; uzun dönemde diğer alternatif kay­
naklardan gaz tedariki hususunu gündeme getirmiştir. Bu çerçevede, Afri­
ka'dan doğal gaz ithalatına paralel olarak, Orta—Doğu Bölgesinden gaz te­
dariki de giderek artan bir önem kazanacağa benzemektedir.
-^ 0 -
Doğal gazin Orta—Doğu'dan Avrupa'ya taşınabilirmesafede olması, dünya
doğal gaz rezervlerinin 24,2'sine Whip -olan Orta Doğu Bölgesinin en büyük
gaz rezervlerine sahi^ olah İran'dan (dünya rezervlerinin 15,1’i) Avrupa'ya
gaz naklinin önemi ile birlikte Türkiye enerji pâzannin büyüklüğü dikkate
alındığında, Türkiye'nin konumunun stratejik önemini de arttırmaktadır.
Bu çerçevede* Avrtipa ve Ortaı-Doğu arasında köprü durumunda olan ve
2000 yıllarında, 65 Milyon nüfusu ile dünyanın sayılı güçlü ülkeleri a ra s ın d a
yer almayı hedeflemiş olan Türkiye'nin, sanayileşme ve sosyal gelişme ç a ­
balarının gerektirdiği enerjinin yeterli ve güvenli bir biçimde temin edilm esi­
ni amaçlayan uzun dönemli’ulusal enerji politik aların ^ uluslararası enerji
durumundaki mevcut ve/veya olabilecek gelişmeleri çok yalandan izleye­
rek^ dünya eneıji sistemi içinde yer aldığı stratejik konumun önemini ge­
reken şekflde; yansıtacak bir yaklaşımla yürütmesi zorunlu olmaktadır.
-4 1 1 ULUSLARARASI ENERJİ DURUMU
Dünya ticari enerji tüketim içinde, 1960 yılında 32'den, 1976 yılında 45'e
yükselmiş olan petrolün payı sonraki yıllarda giderde azalan bir trend izle­
miştir. Bununla birlikte, rezervleri sınırlı olan ve Orta—Doğu bölgesi hariç
30 yıl içinde tükeneceği tahmin edilen petrolün, dünya eneıji dengesi için­
de halâ en büyük ağırlığım koruduğu ve 1983 yıfanda dünya eneıji talebi­
nin 40'ının petrol ile karşılandığı görülmektedir (Doğal gaz 19. kömür 30
hidrolik ve nükleer 30).
2000 ile 2020 yıllarını kapsayan uzun dönemli projeksiyonlar, eneıji ve
petrol piyasalarındaki bir daralmanın (arz/talep dengesizliğinin) yeniden
gündeme geleceğine işaret etmektedir.
Bu dununun ortaya çıkmasına.
a)
OPEC dışında, özellikle Kuzey Amerika, Kuzey Denizi ve Sovyetler
petrol üretiminin sabit kalmasının veya azalmasının,
b)
OPEC üretiminin, bazı üye ülkelerde rezerv azalması ve diğerlerinde
- politik nedenlerle sınırlı kalmasının,
c)
GYÜ'lerin petrol taleplerinin, yüksek sosyo—ekonomik gelişmeye pa­
ralel olarak artmasının,
d)
1983 yılından itibaren, ekonomik durgunluktan çıkışa paralel olarak,
sanayileşmiş ülkelerin petrol taleplerinde tekrar artışlar olmasının et­
ken olduğu söylenebilir.
-412ULUSLARARASI ENERJİ AJANSI’NIN TEMEL POLİTİKALARI
Petrole olan aşın bağımlılığının; enetji tasarrufa, alternatif enerji kaynakla­
rının geliştirilmesi ve enerji AR-GE çalışmalan ile azaltılması için Oye öl­
keler arasında işbirliği sağlanması;
—
Uluslararası petrol piyasasına ilişkin etkin bir bileşim sisteminin ve
aynı zamanda petrol şirketleri ile görüş alışverişinin geliştirilmesi;
—
Petrol ikmalinde olabilecek önemli kesintilerin riskine karşı ve acil
bir kriz durumunda, mevcut petrol stok ve ikmal kaynaklarının pay-
î
laştmlması için, üye ülkelerin hazırlıklı olmalarını sağlayacak planlanıl
geliştirilmesi,
istikrarlı bir uluslararası eneıji ticareti ortamı yaratılması ve aynı zamanda
dünya enerji kaynaklarının tüm ülkelerin yararına hizmet edecek şekilde
rasyonel idaresi ve kullanımı amacıyla, UEK üyesi olmayan petrol üreten ve
tüketen ülkelerle işbirliği ortamı sağlanması; üzerinde yoğunlaşmaktadır.
-4 1 3 AVRUPA EKONOMİK TOPLULUĞUNUN YENİ ENERJLHEDEFLERİ
AETdeki Eneıji talebinde son yıllarda meydana gelen düşüş, ekonomik
durgunluktan ve eneıji kullanımındaki yapısal değişiklikten meydana gel­
miştir. Bununla birlikte gelişmekte olan ve yeni sanayileşen ilkelerin artan
ihtiyaçları dolayısıyla dünya eneıji tüketimi artmaya devam edecektir. Yüz­
yılın geri kalan bölümünde de dünyamız büyük ölçüde petrole bağımlı
kalacaktır.
AET de 1973 ile 1983 yıllan arasında GSYİH % 18 artmasına rağmen top­
lam eneıji tüketiminde %6 azalış olmuştur. Toplam eneıji tüketiminde pet­
rolün payı % 62'den %32'ye düşmüştür. Doğal gaz tüketimi büyük artış gös­
termiş, nükleer enerjiden elektrik üretiminde dört katı aşkın artış gerçek­
leşm iştir. Katı yakıtların toplam tüketimi artmamış, ama elektrik sektörün­
deki kullanım düzeyi yükselmiştir. Elektrik üretimindeki nicel hedefe (1990
itibariyle % 70—75 oranında katı yakıt; gerisi nükleer yakıt) şimdiden ula­
şılmıştır.
Bu gelişmeler, dünya toplam eneıji arzının çok önemli bir bölününu kulla­
nan AET ülkelerinin eneıji konusunda son 10 yılda vardıkları noktayı vc
hatta gelecekte varabilecekleri yeri belirlemede önemli bir gösterge olmakta­
dır.
önümüzdeki yıllarda eneıji durumunu belirleyecek etkenler şu şekilde sıra­
lanabilir :
—
Eneıji etkenliğinin yükselmesi,
—
Elektrik sektöründeki gelişmeler,
—
Yerli eneıji üretiminin durumu,
—
Yakıt türleri arasındaki rekabet,
-4 1 4 Avrupa Ekonomik Topluluğu 1990*a kadarki eneiji hedeflerini yatay ve
sektörel hedefler olarak iki kısımda ele alarak şu şekilde belirlemiştir.
-
Yatay Hedefler;
1 _ Toplulukça koordine edilecek dış eneiji ilişkilerinin geliştirilmesi;
2 — Topluluk enerji piyasasında 'entegrasyonun artırılması,
3-
Eneiji ikmal güvenliğinin sağlamak özlere öncelikli önlemlerin belirlen­
mesi,
4 - Gerçekçi eneiji fiyatlaması,
5 - Eneiji politikası ile çevre politikası arasında sıkı bağ kurulması,
6 — Eneiji politikasının bölgesel boyutunun güçlendirilmesi,
7 — Teknolojik yenileşmenin sürekli özendirilmesi,
—
Sektörel Hedefler ;
1 - Eneiji etkinliğinin en az %25 oranında artırılması,
2 — Petrol ithalinin toplam enerji tüketiminin üçte birinin altında tutulması
3 — Doğal gazın piyasa payının korunması ve mümkünse artırılması,
4 — Katı yakıtların piyasa payının korunması ve mümkünse artırılması,
5 — Petrol ve gazdan üretilen elektrik oranının % 10'u geçmemesinin sağ­
lanması,
6 — Elektrik üretiminin yaklaşık % 40'ının nükleer enerjiden elde edilmesi.
7 — Yeni ve yenilebilir eneıji kaynaklarına dayalı üretimin yüzyılın sonuna
kadar üç katma çıkarılması,
—
Eneıji Konusunda Faaliyette Bulunan Çeşitli Uluslararası Kuruluşların
Eneıji Hedefim;
1 — Kısa ve orta dönemde kömür ve nükleer eneıji kullanımının arttırıl­
ması,
2 — Etkin fiyat politikaları ve AR—GE çabalan ile eneıji kullanım verim­
liliğinin arttırılması,
3 — Uzun dönemde ise; kömürden sıvı yakıt elde edilmesi, ağır petrol, kat­
ranlı kumlar, petrol şeyli ve biyokütie gibi petrol ikamesinde önemli
katkılarda bulunabilecek geleneksel teknolojilerin geliştirilmesi,
4 — Yeni eneıji teknolojileri (füzyon eneıjisi, akışkan yatakta yakma, fotovoltaik uygulamalar) üzerine araştırmaların yoğunlaştırılması ve
ekonomik olarak kullanımının arttırılması;
şeklinde özetlenebilir.
—416 —
TÜRKİYE'MİZ AÇISINDAN SORUNLAR VE ALINACAK TEDBÎRLER
Enerji talebi ye üretim projeksiyonlarının incelenmesinden görüleceği üze- ■V
-■
’
^
re 2000 yıllarına doğru gittikçe azalmakla birlikte talep fazlası ve arz açığı
önemli oranlarda sürecektir. Bu konudaki sorunları ve çözüme yönelik te d ­
birleri şöylece. sıralamak müm kündür:
1-
11'
■
Enerjiye olan talep, genel ekonomik ve işletme prensipleri açısından
da vazgeçilmez bir uygulama olarak, mümkün olduğu kadar daha ç o k
sayıdaki enerji tür ve kaynaklarıyla karşılanmalıdır. Örnek olarak gü­
neş eneq'isi (aktif ve pasif ısıtma sistemleri), biogaz, rüzgar enerjisi
gibi türlerle çeşitlendirilmeli ve böylece alternatif sayısının a rtırılm a ­
sıyla ekonomik kalkınma, istihdam sorununa çözüm oluşturm a p o ta n ­
siyeli yükseltilmelidir.
2— özellikle kırsal alandaki küçük yerleşim yerleri için (a) biogaz üretimi:
(b) güneş eneıjisi (fotovoltaik çevrimle) elektrik enerjisi üretimi; (c)
güneş enerjisiyle ak tif (su ısıtma vb.) ve pasif ısıtma (ve yalıtım ) sis­
temlerinin yaygınlaştırılması; (d) bu sahalarda teknoloji üretimi ve
transferi ile ilgili "Hardware" ve bilhassa "Software" üzerinde çalış­
malara devam edilmesi; (e) ısı iletimi, yalıtımı ve ilgili diğer inşai m al­
zemeler için teknoloji ve sanayi uygulamalarına bilimsel ve ekonom ik
nitelikli projelere yönelinmesi türünden çözümlere gidilmek m ecbu­
riyeti vardır.
3-
Bu tür yeni ve yenilenebilir eneıji kaynaklarına dayah yatırım ve teşübbüslerin gerçekleştirilebilmesi için idari ve icrai kademelerde sağ­
lam ve sürekli bir teşvik ve yönlendirme programının uygulanması ge­
reği ortadadır. Keza özel kredi şartlarıyla finansman desteği sağlan­
malıdır.
-4 1 7 4 — Küçük akarsulardan başhyarak, bent ve barajlarda büyüyen yurt içi
hidrolik potansiyeli en iyi şekilde değerlendirebilmek için 50—200
Kw; 200—1000 Kw; 1—20MV ve yukarısı hidrolik türbinlerin ve çark­
ların tip projelerinin geliştirilmesi konusuna özel bir önem ve destek
verilmelidir. Bu konuda Türkiye'de yirno yıh aşan bir süredir teknoloji
ve sınai kapasite birikimi mevcuttur.
Eneiji üreten makina ve teçhizatın büyük çapta yurt içinde üretilmesi aşa­
ğıdaki sebeblerden gerekli ve kaçınılmazdır;
a)
Bu alan ekonomik, teknolojik ve mali yönlerden Türkiye'nin vazge­
çem eyeceği kadar büyük, yatırım mallan içerisinde ağırlığı olan ve
onsuz olunamayacak bir mahiyettedir.
b)
Bilgi, teknoloji üretimine son derece açık; mevcut sınai ve teknolojik
kapasiteyi değerlendirme özelliği yüksek olması dolayısıyla da aynca
ekonomik ve sosyal kalkınmaya katkısı fazladır.
c)
İthal yoluyla temin edilecek teçhizatın mahzurları ise, tatbikattan ge­
len bilgiler ışığında, şunlar olmaktadır.
Teslim sürelerinde, gecikme ;
İmalat veya teslimat ha talan dolayısı ile projenin gecikmesi ve yatırım ma­
liyetinin yükselmesi;
—
Tamir—bakım imkanlan ve yedek parça teminindeki güçlükler;
—
Teknoloji üretimini sıfıra; teknoloji transferini asgari düzeye indirmesi
-4 1 8 -
d)
ödemeler dengesi yönünden olumsuz etkisi : örnek olarak 10 milyon
dolat fob değerindeki bir teclılzatın yerli temin edilmemesi halinde en
az 11 milyon dolar (cif) dış ödeme {+ ) kendisinden İthal edilen ülkeyi
o kadar zenginleştirip kendi ülkemizi de aynı miktar kadar bu gelirden
mahrum bırakmış olmakla (+ ) yedek parça, motor vb. giderlerle bir­
likte 25 milyon dolar karşılığı milli gelirden eksiltmiş oluruz.
5 — Enerjinin endüstride etkin ve akılcı kıillanımını artırmak amacıyla bir
dizi tedbir ve uygulama içerisine girilmeli ve bu sürekli bir süreç ola­
rak benimsenmelidir. Bu alanda başlıca,
a)
Sanayi tesislerinde proseste kullanılan özgül eneıji miktarlarının (ürü­
nün birimi başına tüketilen eneıji miktarı) mümkün olduğu kadar asga­
riye çekilmesi;
b)
Atık Kılardan yararlanma suretiyle sanayi tesisinin global enerji veri­
minin yükseltilmesi ireküperatör ilavesi, boru ve tesisata ısıl yalıtım ı,
buharlı sistemlerde "Kondenstop" k ullanım ı, mevcut veya yeni ısı
üreteçlerinin yanmadan başlayarak termik verimlerinin yükseltilmesiy­
le ilgili konstrüktif tedbirlerin sağlanması gibi;
c)
Özellikle büyük miktarlarda elektrik eneıjisi sarfeden tesislerde (alü­
minyum, bakır, demir çelik, çimento, şeker, gübre, kağıt, kimya, petrökimya, tekstil v.b.) cos 4> faktörünü l'e yaklaştırma amacıyla yapı­
lacak düzenlemeler ve kapasitör kullanımı mutlaka sıkı takibe alın­
malı; reaktif güç kayıplarının belirli sınırlan aşması halinde çok daha
yüksek elektronik eneıji fiyatı uygulaması gibi tedbirlerle çözüm bu­
lunmalıdır.
-4 1 9 -
6 — Demiryolu taşımacılığında (elektrik motorlarının veriminin ^ 70; di­
zel motorlu lokomotiflerin % 30—35; buharlı lokomotiflerin *£ 6 olan
verimleri dikkate alınarak öncelik sırasıyla:
—
Ankara, İstanbul, İzmir ve Çukurova metropoliten alanlarında raylı
sistem taşımacılığında elektrifikasyona gidilmesi; mevcudun genişletil­
mesi;
—
İstanbul—Ankara; Ankara—İzmir hatlarında elektrifikasyonun gerçek­
leştirilmesi en geç 3—4 yıllık bir program içerisinde sağlanmalıdır;
7 — Tabii gazın ısıtmada ve endüstride: Sınai fırınlarda ve yakma sistemle­
rinde yanma ve kullanım verimlerinin genelde daha yüksek olması (ör­
nek olarak direk kullanımda (doğrudan kullanımda) sistem verimi ola­
rak : kömürde % 25, Petrolde % 31, Tabi gazda %61 dolayısıyla 1990'h yıllara girmeden, enerji tüketim ve üretim tablolarında da yer aldığı
üzere gerçekleştirilmesi ve mümkünse Diyarbakır—Gaziantep; Kay­
seri—Konya; Ankara—İstanbul; Kayseri—Sivas; Sivas—Kırıkkale—Anka­
ra biçiminde bir çevrimin gerçekleştirilmesi ve arz güvenliği içinde iki
ayrı kaynaktan beslenmesi proje setinin ele aim ması zorunlu görülmek­
tedir.
8 — Otomotiv sanayiinde kullanılan içten yanmalı motorların ve genel oto­
motiv verimlerinin yükseltilmesi : bu alanda mevcut otomotiv sanayi­
mizin motor dizaynında imalatında gerekli konstrüksiyon iyileştiril­
melerine ve yalat ve yanma sistemlerinin (elektronik ateşleme gibi) ve­
rimlerinin yükseltilmesine yönelik çalışmalara önem vermeleri gerek­
lidir. Benzer şekilde motordan tekerlere intikal eden transmisyon sis­
temlerinin genel verimlerinin yükseltilmesi ve 5. vites uygulamalarının
yaygınlaştırılması lazımdır.
.-4 2 0 9 — Kombine ısı ve jgiiç üretimi örnek olarak nüfusu milyonun üzerinde y er­
leşim bölgelerinde özellikle daha belirgin ekonomik avantajlara sahip
olan sıkma amaçlı ya da büyük sınai komplekslerde tüketilen büyük
miktarlardaki proses suyu veya buharı ile elektronik enerjisi üretim inin
dengelendiği sistemlerin; bileşik ısı-güç santrallannın kurulması ve ç a ­
lıştırılması milli ekonomik ve enerji tasarrufu açısından çok büyük ta ­
sarruf ve katkı potansiyeline sahiptir. Münferit ve gelişigüzel ısıtm a sis­
temlerinin bulunduğu bir kasabada global verim % 20—25 civarında
iken bileşik ısı-güç santrallannın bulunduğu durumlarda % 75’e k ad ar
değişmekle birlikte her halükarda % 50'nin üzerindedir.
10 —Sobalar, kalorifer kazanlan, sınai fınnlan, elektrikli veya term ik ev
cihazlarının ısıl verimlerinin yükseltilmesi hususunda a) K onstrüksiyon
ve imalat; b) kullanıcı (operatör) ve kullanım verimliliklerinin ar tırılması alanlarında çalışmalar ve bunlarla ilgili düzenlemeler, (kalorifer
kazanı ve soba yönetmeliklerinde olduğu gibi) takip ve kontroller sür­
dürülecektir.
Bu tür termik, termo dinamik makina teçhizatın ve aletlerin ısıl verim ­
lerini belirli ve referans olma niteliğindeki mercilerce verilmiş deney
raporlarına dayalı ısıl verimlerini gösteren etiketlerin bunlar üzerine
konulması mecburiyetine 1988’den itibaren başlanabilir.
11 —Enerjinin akılcı kullanımı ve tasarrufuyla ilgili olarak sürekli ve k ap ­
samlı bir Ar—Ge programı ele alınmalıdır. Bunun için Enerji ve Tabii
Kaynaklar, Sanayi ve Ticaret Bak., Bayındırlık ve İskan, U laştırm a Bakanlıklanm n, Üniversite ve San. kesimlerinin katılmasıyla o lu ştu ru lan
bir daimi kurul çalışması gerekli ve yararlı olacaktır.
12 —E n e r j in in akılcı kullanımı, tasarrufu, üretimi, dağıtımı ve işletm eciliği
ile ilgili alanlarda Ar—Ge faaliyet ve hizmetleri için olduğu kadar bu
konuda çalışan mühendislik müşavirlik kuruluşlarının, projelendirme­
si hizmetleri dahi teşvik yönlendirme ve destekleme amacıyla özel teş­
vik tedbirleri mevzuatına ve mali yardıma mazhar olmalıdır.
13 —Hayat tarzımızı muhafaza etmek bakımından elektrik enerjisine git­
tikçe daha fazla bağh olan bir dünyada nükleer güç sürekli olarak
önemli bir eneıji kaynağı olmuştur. Nükleer güç santrallan halen dün­
yada 27 ülkede çalışmaktadırlar ve yakın gelecekte daha başka ülkeler­
de de devreye gireceklerdir. 1985 yılında A.B.D.'de elektrik enerjisi­
nin % 15'inden fazlası bu ülkede kurulu 100'den fazla nükleer güç
santralında üretilmiştir. Fransa elektrik enerjisinin % 6 5 'ini nükleer
san tırıllardan temin etmektedir. Halen dünyada nükleer santral sayısı
370 olup 1990 yılında 500'ün üzerine çıkması beklenmektedir.
14 —Görüldüğü gibi işletme sürekliliği dolayısıyla elektrik üretim perfor­
mansı (verimi) yüksek olan nükleer — termik santrallardan ticari nük­
leer teknolojisinin ülkemizde kurulması ve genişletilmesi için bir nevi
mecburiyet vardır. Ülkemizde de 2000 yılma kadar 3 ila 4 yıl faz far­
kıyla herbiri 1200 MV gücünde 3 nükleer santralın devreye girmesi ha­
linde elektrik enerjisi açığımızın karşılanması mümkün olacaktır.
Elektrikeneıjisinin üretimi, dağıtım, tasarrufu, çevre kirliliği yönünden
ideal nitelikleri ve diğer ekonomik avantajları dikkate alındığında mo­
dem Türk toplumunun 2000 yılına girerken kişi başına 2700 kwh/yıl
tüketim düzeyine erişeceği esas tutulmuştur. Buna göre pek sınırlı ve
250 MV geçmeyecek olan jeotermal eneıji hariç tutulursa 2000 yıhnda elektrik enerjisi başlıca üç kaynaktan sağlanabilecektir : Bunlar ter­
mik, hidrolik ve nükleer enerji kaynaklandır. Bunlardan hidrolik ener­
ji % 53 ile I . sırayı; % 37 ile 2. sırayı termik alacak, geri kalanı ise nük-
-4 2 2 leer ve jeöteirm'al eneıjitürleri oluşturacaktır.
-E n eğ i politikalarının tesbitinde; endüstriyi ilgilendiren enerji uygula­
maları, yönlendirmeleri ve temel nitelikteki tesis ve teçhizatın Türki­
ye’de kurulması ile ilgili planlama, yönlendirme ve tatbikatı alanlaruıdaki hizmet ve faaliyetlerinde Eiieıji ve Tabn Kaynaklar Bakanhğınm
Blı çâhşmada güdülen ana hedefler ve ekonominin gerekleri olarak.
Sanayi ve Ticret Bakanlığı ile sürekli işbirliği ve koordinasyon içeri­
klide çalışması elzemdir. Buğöreğin basit bir örneğini vermek gerekir­
se doğal ¿az projesi dolayısı ile hangi yörelere hangi sanayi dallarına ve
kuruluşlarına öncelikle doğal gaz verilmesi icab edeceği; hangi sanayi
dallarına ise doğal gazm uygun düşmeyeceği gibi detay etüt gerektiren
çalışmalar tntttlak-surette bu Od bakanlık arasında ve sanayi ile koor­
dinasyonun vazgeçilmez olduğu aşikârdır.
Prof. Dr. Ömer SAATÇIOGLU
O.D.T.Ü. Rektörü
Sayın Bakan, Birinci Sanayi Şurasının değerli üyeleri ve konuklar, konuş­
mama başlamadan önoe, ülkemiz sanayiinin stratejik yapısının belirlenme­
sinde ve yönlenmesinde böyle bir şuranın organize edilmesi bizleri son de­
rece mudu etti. Bir teknik üniversitenin rektörü olarak huzurlarınızda bu
görüşümü belirtmeyi bir borç biliyor ve başta Sayın Bakaıı'imiz olmak üzere
Sanayi ve Ticaret Bakanhğı'nın bu konuda görev almış tüm mensuplarım
huzurlarınızda kutlamak istiyorum.
Ayrıca bu şuranın temelini oluşturan, çok büyük bir hacme sahip yapıtın
oluşturulmasıyla Türk Endüstri'sinin bir envanteri ortaya çıkarılmış, eksik­
likler saptanmış ve öneriler konusunda da bir çok konuda bilgi kapsanmışür. Böyle bir yapıtlar dizisinin oluşturulmasında emeği geçen -sanıyo­
rum açış konuşmasında Sayın Bakan 'ımızın söylediği kadarıyla) 1000 uz­
man görev almış, onları da burada kutlamadan geçemiyeceğiz efendim.
Konuşmam konu itibariyle bana verildiği şekliyle aynen şöyle; "Milli Sa­
nayinin Geliştirilmesi İçin Yapısal Değişildik önerileri". Ben konuşmamı
fasa sikeli n ln » ° K a k ım ın d a n özlü olarak iki temel başlık altında toplamayı
yeğledim. Bunlardan bir tanesi "Dünya Sanayimdeki Değişiklikler Neler­
dir?” Ikindsi ise "Milli Sanayide Yapısal Değişiklik Önerileri".
-4 2 4 MİLLİ SANAYİNİN GELİŞTİRİLMESİ İÇİN YAPISAL DEĞİŞİKLİK
ÖNERİLERİ DÜNYA SANAYİINDEKI DEĞİŞİKLİKLER
(Konuşm a Metni özetidir).
1 — Sâri&yi Toplıimundan Bilgi Topluma Geçiş :
Bilgi yeni bir kaynak olarak ete alınmakta ve bilgi teknolojisinden yararla­
narak sağlıklı kardT verme mekanizmalarının kurularak diğer kaynakların
verimliliği artırılm aktadır. :
—
'
Bilicim sistemleri kuruluyor.
2 — Ülke Ekonömisinden Dünya Ekonomisine Geçiş :
Bütün ülkeler karşılıklı olarak bağımlı bale geliyorlar ve üretim paylaşı­
lıyor.
.
Gelişmiş ökeler sanayisizleşmeye doğru gidiyorlar. Japonya çelik üre­
timi ve gemi yapımcilığmdan çekiliyor. Gelecekte Güney K ore'nin ç e ­
liği, Brezilya ve lspanya'nm gemileri daha ucuz ve iyi olacak.
Bu değişikliğin temelinde artan işgücü var. Asya ve Pasifik ülkelerinin
işgücü yüzde 55 artacak. A.B.D.’de bu artış yüzde 10 dolayında kala­
cak.
Değişen şartlar, gelişmekte olan Üçüncü Dünya Ülkeleri için sert bir
rekabet ortam ı oluşturacak, A.B.D. otomobil endüstrisindeki öncülü­
ğünü kaybetti. Bir otom obil üretimi için A.B.D.'li işçiler 31 saat harcı­
yorlar. Japonya'da robotlar marifeti ile bu süre 9 saate indi.
-4 2 5 Gelişmiş ülkeler yeni teknolojiler peşinde koşuyorlar.
—
Elektronik
—
Bio—Teknoloji
—
Alternatif enerji kaynaklan
—
Deniz yataklarında madencilik
—
R obotlar ve diğerleri
Son 20 yıl elektronik dönemi ise önümüzdeki 20 yıl da biyoloji
dönem i olacaktır.
Kendi Kendine Yeterliliğe Gidiş ve Yönetici Bir Toplumdan Müteşeb­
bis Bir Toplum a G e ç iş :
Gıda, K onut, Sağlık ve Eğitim kurum lanna güvensizlik insanları kendi
im kanlarına dayanmayı öğretiyor.
Yüksek fiyatlara karşı toplumun kendi kendine yardım anlayışı, iş
hacm ini arttırm akta.
Hiyerarşilerden İletişim Ağlarına Geçiş :
Piramidin parçalanması,
Piram it bilgi akışım engelliyor.
İletişini ağı, insanların birbirleri ile k o n u şm as, bilgi ve kaynak alışve­
rişinde bulunması.
İşçilerin yönetim e katılması.
Günümüz işçileri, eğitim düzeylerinin yükselmesi nedeniyle kendilerini
yönetebilecek aşamaya geldiler.
-4 2 6 MİLLİ SANAYİDE YAPISAL DEĞİŞİKLİK ÖNERİLERİ
1-
Rilgiyi Bir Kaynak Olarak Kabul Etmeli ve Bilgi Teknolojisinden Ya­
rarlanarak Kararlar Doğru ve Hızlı Olarak Alınmalı. Bunun İçin G erek­
li Bilişim Sistemleri Kurulmalıdır. Bunlardan Bazılan :
Karar Destek Sistemleri
Entegre im alat Sistemleri
Uzman Sistemler
2 — Yeniliklere Açık Olmak. Yeni Ürün ve Teknolojileri G eliştirm ek :
Yenilik merkezleri kurulmalı.
Bilim ve teknoloji parkları kurulmalı.
Üniversite sanayi köprüsü kurulmalı. Üniversite—Savunma—İm alat—
Hizmet Sektörleri arasında ilişki etkin bir düzeye getirilmeli.
CAD—CAM sistemlerinden yararlanmalı.
3 — Dünya Ekonomisinde Üretimi Paylaşacak Biçimde Yer Almak :
Seçilen alanlarda yüksek teknolojiden yararlanmak.
Üretim alanlarını ,seçerken insangücü artışım bir ölçüt olarak kullan­
m ak.
- 427 4 — Ş irketler Yeniden ŞekiUenmeli ve Ç alışan ların Rolü Tespit Edilmelidir
önerilen Organizasyon Yöntemi :
i.
ii.
Organizasyon am açlan belirlenmeli
Bu am açlara ulaşmak için hangi faaliyetlerin organizasyonunun
kapsam ına alınması gerektiği belirlenmelidir.
iii.
Faaliyetlerin en verimli şekilde hangi yöntem ler ile sürdürülebilece­
ği belirlenm elidir.
iv.
Belirlenen am aç, faaliyet ve yöntem lere göre organizasyon yapısı :
Prosedfr
G örev Tamını
Yönetm elikler
Yetkiler
Sorumluluklar
Organizasyon Şeması
Birimlererası İlişkiler
Hiyerarşiden iletişim ağına kademeli olarak geçilmelidir. Yö­
netim de Patron müdahaleleri asgari düzeye indirilmelidir.
-4 2 8 Uzman işçilerin operasyonel kararlara katılımı sağlanmalıdır.
5-
Milli Sanayiin Etkin ve Verimli Çalışmasını Sağlayacak Desteğin Veril­
mesi :
Ara insan gücü yetiştirilmelidir.
Uzman İşçi yetiştirilmelidir.
Kaliteli yönetici ve mühendis yetiştirilmelidir.
Milli Prodüktivite Merkezi ve Üniversitelerin katkısı ile etkin ve verimli
çalışma yöntem ve tekniklerinin tartışıldığı bir ortam yaratılmalıdır.
Sanayim gelişmesi için alınan üst düzey kararlan doğru tu tarh ve etk in
olmalıdır.
Bürokrasi azaltılmalıdır.
Müteşebbislik özendirilmelidir.
-4 2 9 Prof. Dr. Mustafa GEDlKTAŞ
l.T.U. İşletm e Pak. Dekanı
Saym Başkan.
Sayın Dinleyiciler,
Sanayi ve Ticaret Bakanlığının, ölke sanayiinin uzun vadeli stratejilerinin
fesbiti ve yönlendirilmesi am acıyla bir sûredir yaptığı yoğun ve kapsamlı ça­
lışmaların en iyi bir şekilde değerlendirilmesi ve buna göıe 2000 yılı ve
daha ileriki dönem lere ait kararların alınabilmesine yardım cı olmak amacı
ü e tertiplediği 1. Sanayi Şurası için, ta ş t a Sayın Bakan olmak üzere tüm
Bakanlık mensuplarını teb rik eder, şükranlarımı sunarım.
8 O turum da, 8 ana grup halinde incelenecek Sanayi dallan içinde, kanımca
,TY atm m Mallan* Yun, özellikle "Takım T ezgahlan''m n diğerlerine göre özel
bir durumu vardır. Zira üretim in her aşam asında daima bir tezgah söz konu­
sudur. Bu nedenle konuşm am da bu konuya tem as edeceğim.
Sözlerime, Türk Sanayiinin hepinizce malum tarihsel gelişimini özetliyerek
başlam ak istiyorum :
1920*6 yıllarda, Cum huriyetin ilan edildiği dönem lerde dikkate değer bir
sanayi kuruluşunun bulunm adığı, teknik eleman sayısının çok az olduğu,
ekonom ik açıdan da ço k zayıf olduğum uz ve yeterli sermaye birikiminin
bulunmadığı bilinm ektedir.
1930 hı yıllarda Devlet desteği ile ağır sanayi dahil bazı yatıranlara girişildiğini, bu arada teknik eğitim ve öğrenim e ağırlık verildiğini, çeşitli sanat
okullan açıldığım, y u rt içinde ve dışında eleman yetiştirildiğini. 1950’li yıl-
- 430 lara kadar belirli bir gelişme olduğunu gözlüyoruz.
1950 ve özellikle 1960'lardan sonra, gelişmenin hızlandığı görülmektedir.
Bu gelişmenin, 1) Sermaye Birikimi, 2) Yeterli sayıda elemanın yetişm iş ol­
ması, 3) Talep m iktarının artması ile mümkün olduğunu söyleyebiliriz. B un­
dan sonra büyük ve hızlı bir gelişme ile 1980'li yıllara gelmiş bulunuyoruz.
Bu aşamada özellikle 1983'ten sonra Türkiye ekonomisinde ve özellikle Sa­
nayide geleneksel yapı değişmiş ve dışa açılma dönemi başlam ış, ek o n o ­
mide de liberal görüş ağırlık kazanmıştır. İhracatta Endüstri mallarının payı
şaşırtıcı bir artm a göstermiştir.
.
Artık dünya pazarlarında ileri endüstri ülkeleri ile rekabet edebiliyoruz ve
başardı oluyoruz. Ortak pazara girdiğimiz takdirde durum ço k daha farklı
ve iyi olacaktır.
Dünya pazarlarında rekabet edebilmek ve yerimizi alabilmek için durum u
çok dar bir çerçeve içinde değerlendireceğim :
Bugün için endüstri kuruluştan belirli miktar malı, istenen zam anda, öngö­
rülen kalitede ve rekabet edebilecek bir fiyatla üretmek zorundadır. Bunun
içinde kuruluşlar üretimde en yeni teknolojileri kullanmak, yeni üretim ırıetodlan geliştirmek zorundadır. Endüstrinin tarihsel gelişmesine bakarsak,
1. ve 2. Endüstri devrimlerinden sonra bilindiği gibi üniversal tezgahlardan,
özel tezgahlara geçilmiş, büyük seri imalatta mekanizasyon, b an t işçiliği,
transfer tezgahlan ve caddeleri ve otomasyon dönemleri yaşanm ıştır. B u ­
gün ve yakın gelecekte ise, "R o b o t" devri başlamaktadır. Bu gelişmeye pa­
ralel olarak üretim m etodlannda band ve transfer tezgahlan sistem inden,
"Esnek İmalat Sistemi — Fleksibl İm alat" a geçme olanağı ve z o r u n lu lu ğ u
doğm uştur. Bu gelişmeler yatınm mallan grubunda ve özellikle "TAKIM
TEZGAHLARI" grubunda çok hızlı gelişmeyi de zorunlu kılm ıştır. Bir va-
-4 3 1 kitler bir tezgahın teknolojik ömrü 10—15 yıl iken öne 4 —5 yıla inm iş, bu­
gün ise en yeni tezgah 2 —3 yılda teknolojik ömrimü doldurm aktadır, ö zel­
likle Oeri teknoloji ve elektroniğin giderek artan ölçüde kullanılması tekno­
lojik ömrü kısaltm aktadır. Türkiye gibi, teknolojiyi büyük ölçüde satın alan
ülkelerde, bir tezgahı satın aldığımız gün çok defa bunun dem ode olduğunu
gözlemektesiniz.
Yukarıda arzettiğinı ve uym ak zorunda olduğumuz gelişmeyi nasıl takip
edeceğiz. Çözülmesi gereken ana problem budur. Bütün bu gelişmelerde en
önemli faktör, gelişmelerin tem el taşı insan, iyi yetişm iş, bilgili, ileri görüş­
lü insandır. Bu unsur olmazsa yapılacak hiç bir şey yoktur. Bu nedenle eği­
tim ve öğretim e her kadem ede gereken önem verilmelidir. 2. unsur; tekno­
loji iliş tir m e k , yeni birşeyler bulm ak kısaca "ARA ŞTIRM A + G E L İŞ­
TİRM E" yapm aktır. Kendi teknolojimizi kendimiz üretmediğimiz takdirde
Deri ülkelerle aram ızdaki mesafe giderek artacaktır.
Bu iki tem el sorunun çözüm ü ö ğ retim Kurumlan, özellikle üniversiteler
ile Endüstrinin elele vermesi ile m üm kündü’. Eleman yetiştiren kaynak Üni­
versitelerdir. A + G nin de öncelikle yapıldığı yer Üniversiteler ve A raştır­
m a Enstitüleridir. Belli b ir aşamadan sonra Endüstri ve üniversiteler bu ge­
lişmeleri birlikte yapacaklardır.
Üniversiteler yapıları icabı en son bilimsel ve teknolojik gelişmeleri takip
edebilecek, o uian ujılıyabilecek ve transfer edebilecek kuruluşlardır. Üniver­
siteler Endüstriye ışık tu tm ak ve onlara yön göstermek durum undadır. Eğer
bir endüstride gelişme isteniyorsa, Üniversite endüstriden en az 5 yıl ilerde
olm alıdır. Buna paralel olarak A + G desteklenmeli, gerekli mali imkanlar
sağlanmalıdır.
-4 3 2 -
Bakanlığın hazırladığı çeşitli raporlarda da belirtildiği ğİbi 2000 yılında ül­
keler,
1 — İleri telaıoloji üreten ve bunlati satan ülkeler,'
2-
Teknolojiyi satın alan, dolayısıyla ileri ülkelere bağımlı olanlar olarak
smıflandınlacaktır. 1. Gruba girmek istiyorsak A + G’ye önem
ve rm e k
ve desteklemek gerekir. Türkiye'deki durumun ne olduğu bazı rakam ­
lar verilerek belirtm ek istiyorum.
İleri
ülkelerde A + G 'ye ayrılan para milli geliriıi % 2.,.3’ü m ertebesinde­
dir. Türkiye'de ise bu rakam % 0,24'dür. Yani yaklaşık 8....10 defa azdır.
Aynca, çeşitli nedenlerle ayrılan miktarlar da temin edilemediği veya harcanamadığı için rakam daha da azdır. Bu şartlar altında öngörülen hedeflere
varmanın mümkün olduğunu söylemek çok zordur.
Eğer 20001i yıllarda layık olduğumuz yeri almak, teknoloji alanında söz
sahibi olmak istiyorsak yukarıda temas ettiğim 2 tem el unsura;
a)
Eğitim + öğretim e önem verilmeli, Üniversitelerin çağdaş
s e v iy e y e
gelmesi için gereken yapılmalı,
b)
A + G 'ye tüm kuruluşlarda (Üniversite + Endüstri + Ar. L aboratuar­
ları) önem verilmeli ve gerekli fonlar ayrılarak desteklenmelidir.
c)
Gelişmelere yön verecek olan Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu çalı­
şır duruma getirilmelidir.
-4 3 3 Y. MÜH. ŞÜ K R Ü ER
'
1 ' "•
: t
.
IŞIK MAKİNA S A N A Y İİ/£ $ .
•
■
, .1
. •
-
Saym Bakan, başkanlık divanı ve Şura üyeleri, misafirlerimiz.
Hepinizi saygı üe selamlar, bana da konuşm a imkam verildiği için teşekkür­
lerimi sunarım .
: 1
1}
-
_
!
*
;
! J,
i
■■
-!
.
1 i,< ; r , :
Y atm m m allan sanayii, bir memleketin kalkınmasında kurucu olarak ve
■
'(,<r
-
teknolojik gelişm eyi saklayan temel sanayidir. Bu sanayi hem kendinin ku­
rucusudur, hem de dayanıklı tüketim m allan da dahil h er türlü sanayinin ku­
rucusudur. Bununla beraber bir m em lekette sanayileşme, bizde de olduğu
gibi t ü k e t i m m allan üreten sanayinin kurulması fle başlar ve yatm m mallan
üreten sanayi ile gelişir. Bu suretle memleket dışa bağımlı olm aktan kurtul­
duğu gibi ekonom ik gelişmede hızlanır.
Bir ekonom ide; Sanayi, tarım ve hizm et sektörleri dengeli olarak gelişir,
bunlar birbirlerinin tamamlayıcısı ve aynı zam anda m üşterisidir. Dolayısıyla
aralarındaki oran ilişkisine, geri kalmışlık durum una göre teşvik edilmelidir­
ler.
Ayrıca; tem el endüstri k ab u l edilen; dem ir—çelik, metal, takım tezgahlan,
otom otiv ve silah endüstrilerinin özel bir durum u vardır, ileri teknoloji ka­
bul edilen ro b o t, bilgisayar ve nükleer endüstrisinin, enerji tasarrufu ve çev­
re sağlığı ile ilgili tesislerin ve ileri mühendislik hizm etlerinin müşterisi de
yatırım m allan üreten sanayi ile tem el sanayi tesisleridir. Bunlar olmadan
ileri teknoloji yalnız başına hiçbir işe yaramaz, ileri teknoloji, tem el sanayi­
ler seviyesinde bir istihdam da yaratamaz.
4 •'< >■’■- p •;; v
- 434 -
Bu 'bakım dan iferi teknolojiyi düşünürken, temel endüstri tesislerini ve e k o nomik verimliliği de beraber düşünmek, değerlendirmek ve temel endüstriyi
ihmal etmemek gerekir.
7anj.nimi7.ifa sanayileşme arzusu bütün milletleri sarmış durumda ve az ço k
pek çok memleketlerde ilerlemeler olduğunu görüyoruz. Ancak yatırım
m alları sanayii Qe savunma sanayii önemini korumaktadır. Bu yöndeki sa­
nayileşme savaşma ticari savaşta eklenmiş durumdadır. Bütün sanayileşm iş
ülkeler pazar kapma kavgası yaparken, işsizlik dar boğazma düşm em ek ıçm
de himayecilik tedbirlerine önem vermiş durumdadır. Bir zamanların k ay ıt­
sız şartsız serbest piyasa ekonomisini savunan gelişmiş devletleri bugün k o ­
talarla, standartlarla endüstrilerini himaye etmektedirler. A.B.D. dahil
birçok batılı ülkeler ihraç mallarımıza kotalar uygulamakta, m uhtelif bah a­
nelerle mallarımızı memleketlerine sokmamaktadırlar.
Japon yöneticileri endüstrilerini bir taraftan dünya piyasaları ile e şit rek ab et
şartlarına serbest biralarken, diğer taraftan gizli yollarla destekliyorlar.
Bunlardan biri de halkta y ab an a mallara karşı ilgi ve hayranlık yaratacak
her türlü davranıştan kaçınmak ve yerli üretimi kötülememektir. İstihdam
sorunumuzun önem kazandığı ve tartışıldığı bir dönemde bizim de karşı
tedbirler almamız, kapılanınızı dış pazarlara k ayıtsız şartsız a ç m a m a m ız
lazımdır. Ticari mecburiyetler karşısında açılan kapılardan yapılan ith alata
karşı, vatandaşlarımız itibar etmiyecek şekilde bilinçlendirilmelidir.
Çalışma hukuku yönünden endüstrimiz kanuni teminat altına a lın m a lıd ır.
Hafızalarımızı biraz tazelersek görürüz ki ideolojik kavganın yoğunlaştığı
işyerleri, yatının mallan üreten fabrikalarla, temel endüstri tesisleridir. Dün­
yanın hiçbir-ülkesinde sanayi tesisleri ve işyerleri bizdeki kadar kanun tem i­
natından yoksun değildir.
- 435 Bir trafik kazasn d a hasar gören arabaların sahiplerini, milli serveti heba etti
diye suçlayanlar, fabrikalarda makinalan tahrip edenlere karşı hiçbir işlem
yapmadığı gibi fabrikaların kapatılmasına da om uz silkerek seyirci kalmıl•.•»¡'i
m ış ü r.
•.ın r ı:
Her işyeri istihdam yaratan b ir ekm ek kapısıdır. Bu kapı hiçbir şekilde ka‘I ■
v
‘i ’ - /
patılma malıdır. Bilhassa yatırim mallan üretentesisler uzun vadede gerçek­
leşen, ekonom ik krizlerden en ço k etkilenen ve m illetçe birinci derecede
sahip çıkm ak zorunda olduğum uz işyerleridir.
Yatıran m allan endüstrisinde, işçilik oranlan yüksek olup, % 35’e kadar va­
rabilmektedir. A ynca b u endüstri gerçek anlamda kalifiye eleman kullanır.
Önün için ha- m em lekette en büyük sendikal kavga M etal Endüstrisinde ol­
maktadır.
Memleketimizde uygulanan ‘sosyal yardımlar ve yan ödem eler özerinde dur­
mak İsterim. Bu ödem eler' pretimle, çalışkanlıkla, verimle ilgisi olmayan,
suistimale elvefişB, ay n ca vergi kaybına sebebiyet veren ek
ücretlerdir.
Maalesef m em leketim izde bu ödemeler ücretin üstünde, zengin olsun sos­
yalist olsun diğer ülkelerde rastlanmayan m ertebededir. Devlet m em urlan
da dahil her kesim de yaygın olan sosyal yardım politikalarının gözden geçi­
rilmesi gerekir.
Rakip m em leketlerde uygulanan sosyal yardım politikaları, o memleketin
şartlarm a göre ço k sınırlı ve asg a ri seviyede tutulm aktadır. Biz ise her çıem-
lekette uygulanan kuralların hepsini birden toplayarak, farklı uygulamalan
da örnek göstererek üst sınırlan ile to p tan ithal ettik.
Yan ödeme ve sosyal yardımların ücrete eklenerek, verime bağlanması şart­
tır.
Bu ekonom ik savaşş içinde sendikalar; verimliliği azaltan, maliyeti yüksel­
ten ve rekabeti zorlaştıran toplu sözleşme kurallarından ye isteklerinden vaz
geçmelidirler. Biz halkımızın menfaatini ve refaha kavuşmasını, ekonom im i­
zin menfaati ve gelişmesi içinde mümkün görüyoruz.
Dünyada hayranlık ve endişe yaratan Japon endüstri ve ekonomisinin b aşa­
rdı hamleleri, bunun, sebepleri, uyguladıkları politikalar bütün milletlerce
çok incelenmiştir. Çalışma sistemleri, psikolojik faktörler de dahil disiplin
okullarına varıncaya kadar detayları ile bilinmektedir, öğrenm ek isteyenler
için memleketimizde de yeteri derecede literatür vardır. Fakat çalışm a ha­
yatımızda onların prensiplerini, beğenilmesine rağmen, uygulamağa kimse
yanaşmamaktadır.
,
Japon işçisine göre; işyeri ve görev kutsaldır. Bunu memleketimizde de sağ­
lamak için ailede ve okulda, basında ne gibi bir olumlu çalışmamız gayreti­
miz vardır? İş hayatımızda hep anlayış ve şevkatten bahsederiz. O kulda ve
işyerinde disiplin sağlayabilmek için bunlar yeterli midir?
Üretimin esası insan unsurudur, derken sorumlu yöneticilerimizde dahil
çalışanlarımıza vazife aşkmı, üretime saygı ve ekonomik düşünmeyi ö ğ ret­
mek, bunları öğrenmeye mecbur etmek, çözmek zorunda olduğum uz b aş­
lıca problemimizdir.
İşyeri; İşvereni fle, yöneticisiyle, mühendis ve işçisiyle bir bütündür. Yatı«
rımları ve istihdamı arttırm ak istiyorsak en başta müteşebbislerimize cesa­
re t vermek üzere işyerlerinin yaşamasını kanuni teminat altına almalıyız.
Dünyadaki ekonom ik savaşta yerimizi alabilmemiz ve başardı olabilmemiz;
tesbit edilip, raflarda kalan, sürekli olarak tartaklanan stratejilerle sağlana-
-4 3 7 -
maz. Bir milli stratejim iz olm alıdır. Yani iktidarlarla değişm iyen ve fakat
gelişen, önce yöneticilerim ize ve sonra da halkımıza benim setilm iş, ruhu­
muza işlem iş bir stratejidir bu.
Toplanan bu Ş U R A 'nuı endüstrimizin ih tiy a a olan Milli S trateji'yi tesbitte
,i:
'
,
faydah ve uygulamada ak tif olmasını gönülden dileriz.
-4 3 8 -\
.
■
■>; • YATIRIM MALLARI SANAYİİNDE TEŞVİKLER VE TEDBİRLER
,<•
Raporları incelediğimizde görüyoruz ki teşvik edilmeyen endüstri dalı yok.
Başka bir yerde tarımla ilgili bir toplantı yapılsaydı, orada da; Ormancılığı
teşvik edelim yum urta üreticileri desteklensin, gibi isteklerde bulunulurdu.
Bu isteklerin hepsi de yerindedir. Ancak bir iş dalının desteklenmesi dem ek,
diğer iş dallarından sağlanan gelirin o tarafa kaydırılmasıdır. O vakit akla
"neyi feda edeceğiz" gibi bir soru gelir.
Teşvik tedbirleri düşünülürken ekonomi kül halinde düşünülmeli, hangi dal­
lar teşvik edilirse ekonomide verim artar ve bunun için gerekli mali im kan­
ları hangi iş kollan karşılayacaktır.
Burada örnek olarak turizmin teşviki ele alınabilir. Turizm
getirm esi,
d ö v iz
vatandaşlar arasında kültür kaynaşması, bilgi ve ticarette alışverişe
y a r d ım c ı
olması dolayısıyle teşvik edilmelidir. Fakat>bu teşvik, yatırımları
fa z la s ıy la
o tarafa kaydırıp, temel sanayiimizi fiilen teşviksiz bırakacak m ertebede ol­
mamalıdır. Turizm mevsimliktir. Yatırımıyla orantılı bir istihdam
y a ra ta m a z
ve sağladığı dövizle dışa bağımlıdır. Milli kaynaklan ne derece turizm e k ay ­
dıracağımızı iyi düşünmek zorundayız.
DPT'nin programlarında, kanunlarda, hükümet kararnamelerinde p ek ço k
ve faydalı himaye yollan vardır.
Bunlardan uygulamada dikkatimizi ç eten , aksaldık kabul ettiğim iz birkaç
hususa da değinmek isterim.
— Teşvik tedbirlerinden bahsederken, yabancı teknoloji üzerinde kısaca ve
önemle durm ak gerekir.
- 439 H içbir firm a diğer bir firm ayı, hiçbir m illet diğer bir milleti kendine ra­
kip olarak yaratm ak istem ez. Bunun bir tek istisnası var. Amerika önceden
tahm in edem iyerek Jap o n y a'y ı kendine rakip yarattı. Ş im di önlemenin ça­
resini anyor.
Y ab an a teknoloji alırken, milletlerarası anlaşmalarda ço k dikkatli olmalı­
yız. Gözü kapalı im zalamam ahyız. Bunun ekonom im ize zararı dokunan
pekçok örnekleri var. Basit ve yakuı bir ö m ek olarak; Avrupa zeytinyağı
piyasasında en büyük rakiplerim iz İtalya ve İspanya iken, zeytinciliğimizi
geliştirm ek için oradan uzm an getirilir mi? Buna ihtiyaç varsa, bizim uz­
m anlar gider, onlara belE ettirm eden öğreneceğini öğrenir gelir. Rakipler­
den birşey öğrenm enin yolu budur.
— Gümrük M uafiyeti : Gümrük gelirlerinin h er m em lekette vergi tahsisatın­
da büyük b ir payı varda-. A .B.D.'de bu böylcdir. H atta Amerika Sanayii do­
ğuşunu gümrük duvarlarına borçludur. Japonya kendi memleketlerine gire­
cek mallarda sınırlama yapm ak için tarifelerde ço k oynak bir politika uygulam akta, ani değişiklikler yapm aktadır.
Yatırım larda gümrük m uafiyeti faydah olm aktadır. Ancak zararlı tarafları
da var.
Mesela Takım Tezgahlan endüstrimiz, üniveısal tezgahlarda gelişmiş durum ­
dadır. F ak at gümrük m uafiyetinden faydalamldığı için siparişe dayalı ola­
rak çalışan özel tezgahların im alatı geEşememektedir.
A ynca yatınnıcı, im alatınız için sizden teklif istiyor. Size dış piyasada bile
uygulanması imkansız bir süre tanıyor. Y atm m ın aksamamasını bahane ede­
rek dışardan getiriyor. Zira dışarıya ço k önceden özel olarak tezgah sipariş
• y
_ .
i
i.. ■i -,.
•
-4 4 °-.
edilmiştir. Veya, sizin standart karakteristiklerin dışında, gereği olm adığı
halde farklı ölçüler istiyor.
Bugün bütün dünyada y ab an a mala karşı bir ilgi var. Amerikan vatandaşı
bile amerikan malım beğenmiyor, kalitesine kusur buluyor. Kalite tarifi o
kadar zor bir şey ki makinamn rengi ve estetiği bile onu beğenip beğenm e­
meye etki yapıyor. Gümrük muafiyeti bu yönden de yerli endüstri aleyhine
istismar ediliyor.
Buna bir çare bulunmalı, belki de diğer teşvik tedbirlerine ağırlık verip, o r­
tak pazara girmeden önce bu kaldırılmalıdır.
— Vergiler : Yatırımda vergi indirimi olarak uygulanan teşvik tedbiri g elişti­
rilmelidir. Japon endüstrisinin bir avantajı da endiştride düşük vergi uygula­
masıdır.
İstihdama dayah olması dolayısıyla endüstri zarar da etse h er türlü ş a rtta
vergi ödemektedir. Dolayısıyla endüstriden sağlanan vergi üstelik devlet iç in
garantili veıgidir. Onun içindir ki bu vergiler düşük tutulabilir. Güney K o re'­
de yatarım malı üreten fabrikalar için 15 sene vergi muafiyeti tan ın m ıştır.
Yatnmnlann teşviki ve istihdam için bu konu üzerinde durulm alıdır.
Görülüyorki önemli olan teşviklerin öncelikleri ve dereceleridir, m e to d u ve
rakamlardır. Hastalığı teşhis, ilacı ve dozunu iyi tayin tedavinin esasıdır. Bu­
nun için de doktorun esaslı olması layım
Teşvikler devlete ait bir görev olduğuna göre, bu iş devlet personeli tarafın ­
dan yapılacaktır. Bu görevi üstlenenlerin bilgilerine ilave olarak endüstri-
- 441 nin nabzım her an yoklama lan, piyasayı yakından takip etmeleri gerekir.
Meslek adam lan iş hayatından gebe dahi bîr süre m em uriyetten sonra, piya­
sadan kopm aktadır. Bu yüzden bazı memleketlerde planlama teşkilatı uz­
man personelini sözleşmeli olarak çalıştırm akta, memuriyetle iş hayatı ara­
sında rotasyona tabi tutm aktadır.
Bir sektöre yapılan teşvik diğer sektörü yaralamamabdır;
—
İhracatı teşvik ederken, dahilde mal darlığına ve sonradan daha pahalı
olarak ithal mecburiyetine sebebiyet verilmemelidir.
—
İthal kolayiıklan getirilirken, yerli im alatçılar sıkıntıya düşürülmeme­
lidir. Bir taraf onanhrken, diğer taraf öldürülmemelidir.
J
Bu dengeyi sağlayacak uzman kişilerin; kalifiye, sorumluluğunu idrak et­
m iş, milli endüstrinin gelişmesinden heyecan duyan, ümidini ve sabnnı yitir­
m eyen, öğrenm ekten ve çalışm aktan bıkm ayan kişiler olması gerekir.
Bu ö z e llik le rin i saydığımız kimseler aslında dünyada da az bulunan nisanlar­
dandır. ö n em li olan buna en yakın olanını bulup, görevlendirmektir. Çünkü
görevin şerefi kadar, yükü ve sorumluluğu da ağırdır.
Devlet de bizim gibi kalifiye eleman sıkıntısı çekiyor. Türkiye'nin dar boğa­
zı budur.
Üniversitelerimiz o k uttuklan ve mezun ettikleri öğrenci sayılan ile değil,
kaliteleri ile öğünmeS ve aralarında kaliteli öğrenci yetiştirm e rekabetine
girmelidirler. Layık olmayana verilen diploma, o kimsenin iş hayatım şa­
şırttığı gibi, layık olmanın diplomasının da değerini düşürür. Bu ise her şey-
-4 4 2 den önce kaliteli öğretim üyeleri Oe mümkündür. A.B.D.'de bazı üniversite­
lerde olduğu gibi bizde de öğretim üyelerine endüstri ile üniversite arasında
rotasyon uygulanmalıdır. Bu suretle öğretim üyesi kendini yenilem ek ve
teknoloji transferine aracı olmak imkanını bulacaktır. Dikkatlerimizi ve gay­
retlerimizi bu yönlere çevirmeByiz.
Bir fransız sanayicisi der ki;
"Bir iş adamını,
Oyunun kötüsü (Kumar),
Kadının kötüsü,
Mühendisin kötüsü mahveder",
Bu, devlette görev alanlar için de geçerlidir.
-4 4 3 KREDİLER VE FAİZLER
Yatırun m allan imali uzun zaman aldığından, işi banka kredileri ile yürüt­
m ek zorunludur. Mal devri kısa sûrede olm adığından aynı mamul için uzun
sûre Caiz ödem ek zorundayız. Bu yüzden finansm an masrafımız ile personel
giderimiz bugünkü şartlarda eşittir. Bu faizler m aliyetin % 20'si civarında
bir ağırlık taşır.
Yüksek faiz oranlan, paradan para kazanm ağa im kan verir. Bu ise verimli ve
ekonom ik bir yol değildir. İş yaratan, verimliliğe yatm m yapan, büyümeyi
am açlayan ve devletin vergisini em niyet altına alan sanayidir. Onun için
banka ve sanayi işbirliğini geliştirici tedbirler ekonom ik kalkınmada çok
önem taşır.
Japon ekonom isinin gelişmesinde, bankalarla endüstri arasındaki işbirliği­
nin en yüksek seviyede olmasuun rolü başta'geKr. Bizde bu en düşük seviye­
dedir.
Endüstrimiz için teşviklerde düşük faizli kredi uygulaması vardır. Fakat
m evduat faizinin altında bir faizle kredi vermeğe M erkez Bankası da dahil
hiçbir banka yanaşm a m akta, birço k engeller çıkarılm aktadır.
Mesela DPT teşvik belgesi verirken sermayenin öz varlıkla arttırılmasını is­
tem ekte ve bir rakam tespit edilm ektedir. Merkez Bankası bunu düşük bul­
m akta, kendisi daha yüksek bir rakam ı şart koşm aktadır. Esasen bankalar­
dan kredi alabilmek için, mevduatınız (yani paranızın) olması, güçlü olma­
nız, krediye ihtiyacınızın olmaması lâzım dır.
-4 4 4 Yatırım mallan için düşük faizli kredi sağlanmalıdır, demek isterim . F ak at
bunun zorluklarım da biliyorum. Zira; Kredi faizlerini düşürebilmek için,
mevduat faizlerinin ve banka giderlerinin düşmesi lazımdır. Halbuki uygula­
mada bu ters olmakta ve Bankacılarımız en kötü işveren örneğini verm ekte­
dirler. Şöyleki;
—
Bankalar arasında birbirlerine güven ve dayanışma, o rtak politika y o k ­
tur. Çirkin bir rekabet vardır. Bunun en yalan örneği m evduat faizi
konusundaki centilmen anlaşmasının centilmence olm ayan yollarla
ve karşılıklı ithamlarla bozulması olayıdır. Sanayici olarak, iş hayatı­
mızın finansmanını böyle bir davranışa dayamanın tehlikeleri a şik â r­
dır.
—
Giderlerde tasarruf sağlanması da bu durumda zordur. Ş u b e enflasyo­
nu, lüks bina yanşlan, standart ve adil olmayan bir ücret politikası bu­
nun sebepleri arasındadır.
Adil bir ücret politikası uygulayabilmeleri için banka işverenlerinin sendika­
laşması gerekir. Bu suretle bir bankada müdürün aldığı m aaşı, diğerinde
odacısının alması gibi anormal durumlar önlenmiş olacaktır. A ynca, biri di­
ğerinin grevinden çıkar sağlamak gibi yollar da kapatılabilir.
Vatandaşlanmız da gerçekten tasarruflanm değerlendirmek istiyorlarsa sa­
nayiimizi tanımalı ve ekonomik düşünmeyi öğrenmelidir. Evindeki eşyasını
satıp, yüksek faiz alacağım diye, bankerlere para kaptırm ak, olm ayacak d u ­
aya amin demek akıllı işi değildir. Havadan para kazanmak hırsıyla h a r e k e t
e d e n le r ,
kaybedince hükümetleri suçladılar ve az da olsa kum ar yükünü k a­
m u mâliyesinin üzerine yıkmayı başardılar. Maalesef para kaptıranlar içinde
h ü k ü m e tle r e
akıl vermek iddiasında olan ekonomi profesörleriniııde bulun-
-4 4 5 ması, onların da ekonom ik düşünmeye alışmadıklarını, macera akıntısına
kapıldıklarını gösterm ektedir.
Mevduat faizleri, bankalann zaruri ve fuzuli giderleri, kârlarını sonunda sa­
nayicinin sırtındançıkarm aktadırM evduat faizleri ve banka masrafları, kredi
faizlerini düşürecek yönde bir denge içinde olmalıdır. Bunun için de banka­
cılığın çıkarlarını uzun vadede düşünen, memleket çıkartan ile bağdaştıran
ve otoritesi olan bir kuruluşa ihtiyaç vardır.
- ;■i 4.
~ 446~
SABİT ve KAYAR FİATLAR
Yatırım m allan imalinin başlıca özelliği, vitrin malı olmayıp, sipariş esasına
dayanması ve imalinin uzun zaman almasıdır. Memleketimizde yatırım m al­
lan imalatçıları Avrupalı rakiplerine ve inşaat müteahhitlerine nazaran talih ­
sizdirler. Şöyleki;
—
!
Bu sanayi dalının yaşaması yatırımlara bağlıdır ve müşterisi sınırlıdır.
— • Sipariş edilen makinalann projesi, malzeme ihzarı, imali, yerine nakli
ve montajı bazen yıllarca sürmektedir. Banka faizleri, ham m alzem e ve
yan mamul fîat artışlan bu makinalann maliyetinde bazen % 4 0 'lara
varan bir ağırlık taşır.
Buna mukabil memleketimizde makina imalatçılarına sabit fîat esası ile si­
parişte, devlet kuruluşlarınca ısrar edilmektedir. Bizlere, inşaatçılara o ld u ­
ğu gibi aylık istihkak sistemi uygulanmaz, makinayı çalışır vaziyette tes­
lim edince ödeme yapılır. Ancak bazı kuruluşlar avans ödem ektedirler.
Onun için iş hayatma yatırım malı imali ile başlayıp, holdingleşebilen sana­
yici olmadığı gibi vergi rekortmenleri de yoktur.
Batı memleketlerinde bu sıkıntı Kayar Fiat uygulaması ile h a f if le t i lm i ş t i r .
Bu memleketlerde sözleşme içinde malın teslim amndaki fiatını h e s a p la ­
mayı sağlayan (malzeme ve işçilik artışlarım içeren) formüller yer a lm a k t a ­
dır. Bu suretle siparişlerde ilerikı rizikoları yüksek veya düşük tahm in ed e­
rek, anorm al fiatlarla iş kumar olmaktan kurtulm uştur.
Ne acıdır ki Avrupalı sanayicilere, bu hakkı tanıyan yatırım cılanmız, b a ş t a
devlet kuruluşları olmak üzere bize bunu tanımamış ve sabit fiat u y g u la m a ­
sında direnm işlerdir. Bizimdirennıe gücümüz olmadığından ve yatırım m a lla -
- 447 n sanayicileri arasında ortak çıkartan koruyacak bir kuruluş bulunmadığın­
dan bu ısrara boyun eğm iş durumdayız. Aynca aramızdaki rekabet dolayı­
sıyla bu farklılık kaliteye dc yansım aktadır. Yatırımcılar da firma vc uygun
fiat seçim inde zorluklarla karşılaşm akta, onlarda rizikoya girmektedirler.
Yatırım malı inınalatında kayar fiat uygulamasına devlet öncülük etmelidir.
-' . M
PROJE HİZMETLERİ
.,!■ i:..
■ -4 4 8 ■ -i. ■ .
V.
Her imalâtın başlangıcı' projeden geçer. İmalatçı eğer bir'proje bürosundan
faydalanacaksa, sıkı bir işbirliği içinde olmalıdır. Proje büroları da piyasayı
ve tekriolöjik ¡gelişmeyi yakından izlemek zorundadır. Aksi halde proje
uygulama alanı bulamaz ve kağıt üzerinde kalır.
Yüksek Mühendis Mektebinde okurken, lise öğrencileri okulu gezmeye gelir­
lerdi. Bir defasında, bir öğrenci proje çizmekte olan arkadaşımıza, "Bu p ro ­
je ne işe yarar" diye sormuştu. O da "Biz çizeriz, hocamız da bize n o t ve­
rir" demişti.
Proje bürolarının gelişebilmesi için, gözönüne almaları gereken hususları,
yerli ve yabana projelerin uygulanmasında karşılaştığımız aksaklıkları açık ­
layarak belirtmek isterim.
—
Proje yapılırken, o projeyi uygulayacak imalatçının im kanları yani
makina ve teçhizat dikkate alınmalıdır. Bu; malzeme temini, işlem e
imkanları ve toleranslar yönünden önemlidir. Dolayısıyla projeci piya­
sa ve imalat usullerine hakim
olmalıdır. . Malzeme piyasada buluna-
bılmeli, tolerans ve işleme işaretleri, imalatı pahalılaştıracak ve bazen
imkânsızlaştıracak kadar dar olmamalıdır. Makinanın çalışmasına ve
kalitesine gerekli ve yeterli derecede olmalıdır. Bu hususlarda biz, bil­
hassa yabana projelerde gereksiz yere zorlanıyor, bilhassa m alzem ede
ithalat mecburiyeti ile dışa bağımlı kalıyoruz. Bu bakımdan yabancı
projeler yerli imkanlara göre adapte edilmelidir.
Yerli proje büroları desteklenmelidir. Zira y ab an a projelere, konuya
hakim değilsek güvenilemez. Şöyle ki;
-4 4 9 -
İm alatın rekab et gücü olmasın diye, gereksiz yüksek kaliteli malzeme
ve toleranslarla im alatı patlaklaştırıyorlar.
-
İthal zorunda kaldığım ız parçaların fiatını anorm al şekilde yüksek
olarak dikte ediyorlar.
-
Proje sorum luluktan yoksa, yanlış ve bozulm uş projeler veriyorlar.
Projelere göre p arçalan yapıyoruz, m ontajda birbirlerine uymuyor.
Kırk senelik m eslek hayatım da yukarıda işaret ettiğim hileleri. Uçak
Fabrikasından itibaren bir ço k konularda defalarca ve a a bir şekilde
yaşadım .
Bu sıkıntılar, y atm m m allan sanayiimizin dış piyasaya açılm asında daha da
artıyor. Mesela; Bir m em leketin limanını başka bir m em leketin proje büro­
su üzerine alıyor ve kendi mem leketine uygun bir şartnam e ile diğerlerini
saf dışı etm eğe g a y r e t e d i y o r l a r . Yemende M a'rib Barajı teçhizatının sipari­
şini sözleşm eye bağladıktan sonra, proje safhasında Türkiye'de olmayan ve
fiat balonundan da bizi zorlayan bir malzeme ile siparişin bir kısmım bize
iptal ettirdiler. D irenseydik, projenin kontrolü olarak onlar bizi zor duruma
sokacaklardı.
Bu bakım dan yerli proje bürolarının teşvik edilmesi zaruridir. Halbuki yetiş­
miş ve güçlü proje büroları kapanıyor. Bunun sebepleri üzerinde de kısaca
duracağım;
-
Yerli projelere hakkı olan ücret verilmezken, yabancı projeler (mamul
değeri kadar) yüksek fiatlarla satın alınıyor.
-
Türkiye'de devlet daireleri y ab an a proje am bandır. İmha etm em işler­
se "ki bizde arşivcilik hala ciddiye alınm ıyor" her konuda ve mükerre-
- 450 ren satın alınmış kıyamet kadar proje var. Fakat daireler, yerli proje
bürolarını ve imalatçıları bu projelerden, parası millet kesesinden ö d en ­
miş tecrübelerden faydalandırmıyorlar.
Kendileri de değerlendirmiyorlar. Bir konuda sıkışsak, "git firm asından sa­
tın al" diyorlar. Yabancıya döviz ödetiyorlar.
Devlet dairelerinde mesuliyetten kaçmak için yabancı projelere teslim iyet
zihniyeti, yerli projeciliğin gelişmesinde başlıca engeldir.
JT
Bu şu demektir; Teknoloji seçemeyiz, teknoloji transferini hazm edem eyiz
ve teknoloji üretemeyiz. Proje, teknoloji transferinin ilk basamağıdır. Bu,
imalatta işbirliği yaparak sağlanabileceği gibi, kopyacılık ve endüstri casus­
luğu (çalma) da bıı transferin yollandır. Bizden gayri bütün milletler bu yol­
lan bir asırdır bolca uyguluyorlar.
1962 yılında ziyaret ettiğimizde Alman Patent bürosu yetkilileri Japonlardan çok isviçrelilerin patent hırsızlığından dertliydiler.
Osmanlı dönemimizde ekonomide yabancıların jandarmalığını
y a p ıy o r d u k ,
bugün avukatlığını. Her kademeden mühendis ve yöneticilerimiz bilgi tran s­
feri için birbirlerine bütün imkanlan ile ve şuurlu olarak yardım etm ekle gö­
revlidir. Bu konuda mühendislik kuruluşlarına büyük görevler d ü şm ek ted ir.
Konuşmanın sonunda bu hususlara da değineceğim.
-4 5 1 M ALZEM E V E K A LİTE :
Y atırım malı imalinde tesis ve can güvenliği yönünden kaliteli malzeme kul­
lanm ak, daha doğrusu projenin hedef aldığı ve kullanacağımız malzemeyi
iyi tanım ak zorundayız. Bu balam dan bilhassa demir—çelik mamullerinde
im alatçılar ve satıcılar, mamulün gerçek durum unu gösteren sertifikalar ver­
mek durum undadır. Müşteri kullandığımız mamulün güvenilir sertifikasını
im alat safhasında ve kontrollerde görmek istemektedir.
Makina im alatı için tem el m allan üreten fabrikalar bu hususa alışmalıdır.
Bîr tarihte yaptığım ız tersane vincinin rayı için Denizyolları bizden 5 yıllık
garanti istem işti. Rayı imal eden Karabük bize hiçbir garanti vermedi. Mccburen firm a olarak Karabük rayına biz garanti verdik.
Bir diğer sıkıntım ız, sertifikaların gerçeği yansıtmamasıdır. Bu sıkıntılar
dem ir perde ve h atta diğer Avrupa m allan için de bahis konusudur. Bu yüz­
den sürekli olarak malzeme analizleri ile uğraşıyoruz. En kötüsü, temin etti­
ğim iz malzeme istenen kalitede olmadığında, yeniden temin etm ek için
kaybettiğim iz zaman ve satıcı firma ile ihtilafa düşmemizdir.
Temel mal üreten, bilhassa devlet fabrikaları Türk Standartlarına uymalı ve
sertifika vermelidirler. Bu hususta ithal mallan için de sıkı kontroller uygu­
lanmalıdır. Y ab an a stan d art ve sertifikalara da teslim olmak doğru değildir.
Zira uluslar arasında ki ticarette her biri kendi standardını esas almakta, ra­
kip mem leketin malını reddetm ek için bunu bahane olarak kullanmaktadır.
İhracatta ise kendi malının kalitesizliğine göz yum m aktadır.
- 452 İŞÇİLİK ve V ERİM LİLİK:
Yatırını malı imalinde kalite ve verim insiyatifî işçinin elindedir. Seri im alat
ve bant sistemi olmadığından, aynca imalatta işçilik oranı yüksek o ld u ğ u n ­
dan işçinin kalitesi önemlidir. Mesela; Çelik konstrüksiyonda kaynaklar sü­
rekli röntgen kontrolü altındadır. Aynca birçok şartnameler sertifikalı k a y ­
nakçı kullanmak mecburiyetini getirmiştir.
Çalışan işçi her an yaptığı işin kalitesini ve verimini düşünmek, insiyatifini
kullanarak çalışmak durumundadır. İşin imal süresini de sıhhatli bir şekilde
önceden tesbit zordur. Bu yüzden çalıştıracağımız işçi;
—
Bilgi ve iş ahlakı yönünden sorumluluğunu idrak etmiş, sanatında güç­
lü olmalıdır. Onun içindir ki kalifiye eleman sıkıntısı en ço k bizim işkolumuzda vardır. Birçok kurslar ve çırak okulları halen çalışır vazi­
yettedir. Bunlar için milletçe masraftan kaçınılmamaktadır. A ncak y e ­
tişmek isteyenler okumaktan ümidini baştan kesmiş kimselerdir. Hal­
buki bugünün ve işkolumuzun işçisi iyi bir okur—yazar olm alıdır. K a­
taloglan ve teknik bültenleri okuyup, anlayacak ve uygulayabilecek
öğrenim seviyesinde işçiye ihtiyaç vardır. Ne yazık ki lise tahsili gör­
müş olanların sanata hevesli olanlan azdır.
Gençlerin bu dünyada ayakta durabilmesi için bilgili bir işçi olmak z o r u n d a
olduğu ve tahsilini bir meslekle, sanatla tamamlaması gerektiği fikri ailesi,
öğretmenleri ve basın tarafmdan sürekli telkin edilmelidir.
Devlet, meslek ve sanatla ilgili yayınlan desteklemelidir.
-4 5 3 ORTAK P A Z A R :
Durumumuz hakkında da birkaç söz söylemek isterini. O rtak pazarın kendi
içinde büyük bir rekabet vardır. Her memleket bilgi ve m em leket sevgisi ile
kendi malını him aye etm ektedir, ö rtülü himayeler vardır. Yatırım m a lla n
konusunda kalite ve fîat yönünden genellikle rekabet edebilecek durumda­
yız. Birçok uygulamalar, m üteahhitlerimizin dış ülkelerdeki başarılan cesa­
ret vericidir.
Ancak psikolojik bir tehlikeden endişe etm ekteyim . Nasıl ki, fakiri ve zen­
gini ile tiryakilerim iz y a b a n a sigara kullanıyorsa, belediyelerimiz otobüs
ithal ediyorsa, m aldna siparişinde de yatırımcılarımız ithal yoluna kayabi­
lirler. Devlet kuruluşları b aşta olm ak üzere, döviz durum um uz biraz ferah­
layınca hem en ith al yolunu tercih ediyorlar. Gümrük yoluyla, yasaklarla
bu yolu tıkam ak zordur. O rtak pazara girdiğimizde ise imkansızdır.
Bunun sağlam yolu, ekonom imizde ve endüstrimizde milli bir zihniyet ya­
ratm aktır. Her ne şartlarda olursa olsun endüstrimize sahip çıkm ak fikri
yöneticilerim izde ve Türk malını kullanma sevgisi halkımızda geliştirilmeli­
dir.
O rtak pazar ülkelerinde ve Orda D oğu’da yaptığımız gezilerde bizlere, ne
satabilirsiniz diye soran olmadı. Sorular; ne satın alabilirsiniz, oldu.
O rtak pazar ticaret hayatında m illiyetçilik şuurunu her vesile ile müşahade
ettik.
Yatırımcı bizim malımızı kullanacak ki, bizde onun ürettiği mah kullanalım.
Kendi malımıza biz sahip çıkmazsak, yabancılar hiç sahip çıkmaz.
- 454 Bu sorunun çözümü sürekli bir eğitimi gerektirmektedir. Zor ve fakat sağ­
lam bir çözüm yoludur. Tabi burda yazarlarımıza ve edebiyatçılarımıza da
görevler düşmektedir.
Kültür milliyetçiliği yanında ekonomide ve teknolojide milliyetçilik fikrini
işlemeliyiz.
- 455 TEKNOLOJİ TRA N SFERİ VE MESLEK KURU LU ŞLA RI
Endüstrimizin gelişmesinde teknoloji transferinin önemi hepimizce bilin­
m ektedir. Özellikle yatırım mallan endüstisinde b u daha çok önem kazan­
m ış. Zira yatırım m allan endüstrisi, bir balam a mühendislik endüstrisidir.
O halde teknoloji transferini her şeyden önce mühendisler arasında sağla­
mak lazımdır. Benim ağırlıklı olarak üzerinde duracağım husus bııdur.
Mühendisler arasındaki bilgi akım ında;
—
Tecrübeli mühendisle tecrübesiz arasında bilgi akamı sözkonusudur.
Bu, m ühendis dem ekleri ve bunların yayınlan ile sağlanır.
Meslek d ö n e k le ri
bilgi alışverişleri için en elverişli kuruluşlardır.
Zira; ö ğ retim Üyesi, bürokrat, sanayici ve tüccar, p ro jed ve uygulayıcı bü­
tün m ezunların bir araya geldikleri yer, en uygun kuruluş meslek demekleri­
dir. A ynca genç üyeler için referans müessese» olarak da hizmet görür.
Mühendislik kuruluşlarım değerlendirirken dem eklerle odalar birbirine kanştm lm ak tad ır. Dem ekler aynı b ranşta
veya aynı okulda okuyan eski
mezunlardan kurulur. Buralara üye olm ak m ecburi değildir. Kuruluş amaç­
larını ve aidatlarını tüzüklerinde kendileri belirtirler. Ancak dernekler kanu­
nu çerçevesinde çalışırlar. Giriş ve aynlış serbesttir. Almanya’da VDl,
VDE, A m erika'da ASME ve bizde mesela Yüksek Mühendisler Birliği, Hu­
kukçular D em eği gibi belli bir fakültenin m ezunlannı biraraya getiren der­
nekler bunlardandır. Hafızamda kaldığına göre ABD'de yalnız Mişıgan me­
zunlarının kurduklan 4 0 - 5 0 dem ek vardır (Mişigan 1952 yılı mezunlan
veya O hio'daki mişiganlılar dem eği gibi).
- 456 Batı memleketlerindeki bu demeklerin başlıca özelliği güçlü ilim k u ru lu şla­
rı olmasıdır. Adlan memleketimize kadar gelmiş olan dem ekler; üniversite­
deki, endüstrideki, ticaret hayatındaki, devlet yönetimindeki m ezunlarını
bir araya getiren, kendi konularında otorite olan kuruluşlardır.
1962 yılı başında Alman endüstrisini tanımak üzere davetli olarak
g it m iş t ik .
Bir kaç gün Alman Mühendisler Birliği (VDİ) ile ilgilendik. Tesbit
e t t ik le r i­
miz başlıca şu n lard ı:
■t
Prusya Kralı Büyük Frederik'in isteği üzerine 30 mühendis tarafından k u ru ­
lan VDl’nin üye sayısı 1961'de 40.000 idi. Yıllık genel kurul toplantılarına
katılabilmek için 35 DM giriş ücreti alıyorlar. Biz ise burda üyeler genel
kum la gelsinler diye ikramda bulunuyoruz.
V-
-• '
' r
r.’ :
VDl'de 50—60'ı tecrübeli mühendis (emekli prof,
ve sa n a y i
yöneticileri
lıil) olmak üzere 500 civannda ücretli personel çalışıyordu.
da-
Y a y ın la n a c a k
bütün yazılar didik didik incelenir, ilmi ve teknik değeri araştırılır ve o n d an
sonra basılır. O tarihte basılmak için gönderilen ve incelenmek üzere
alınan 2000 civannda yazı vardı. Bu geniş personel kadrosunun
s ır a y a
m a a ş la r ın ı,
teknik yayınların satışı sağlıyordu. Buradan, alman mühendisinin öğrenm e
ve teknik gelişmeleri takip etme hususundaki arzusunun şiddeti tahm in
e d i­
lebilir.
1957 yılında bir dergi çıkanyorduk. İnşaat mühendisleri odası üyeleri ara­
sında yaptığımız bir ankette, hepsinin günlük gazeteleri ve çoğunun m aga­
zin dergileri takip ettiğini ve maalesef ancak % 10'unun mesleki
y a y ın la r ı
takip ettikleri gibi acı bir gerçeği tesbit etmiştik.
VDİ senede 150 civannda teknik kongre düzenliyordu. Fakat zannetm iyelim ki bu kongrelere yüzlerce mühendis katılıyor. Genel olarak 1 0 - 5 0 kişi
-4 5 7 arasında değişiyor. Fakak katılan m utlaka o konuda o torite olan veya o to ­
rite olmaya aday kimseler. Ayrıca kongreye renk katm ak için hanından
da beraber oluyor ve akşam yemeklerini beraber yiyecekleri, geceleri de
konulan özel olarak tartışabilecekleri güzel yerleri seçiyorlar.
Bu hususta bir ha ta am ı anlatm ak isterim;
1954 yılında Yüksek Mühendisler Birliği yönetim kurulunda görevli idim.
Almanya'dan dizel m otorlan ve bilhassa krank milleri üzerinde otorite olan,
bir fabrikanın baş mühendisi gelmişti. Kendisinden Birliğimizde bir konfe­
rans vermesini rica ettim . Krank millerinde burulm a titreşim leri, üzerinde
konferans vermeyi kabul etti ve ben de etrafa ilan ettim . F ak at
kongre
saatında salonda ancak 8 kişi vardı. Adama karşı rezil olduk havasıyla üst
kattaki oyun salonuna çıkarak, iskambil oynayanları (ki çoğu inşaat mü­
hendisi idi) zorla konferans salonuna indirdim. 4 0 —50 kişinin dinlediği gü­
zel bir hava içinde konferans bitti. K onferansa da konuya hakim ve ayrıca
basit örneklerle ço k tatlı anlatm ıştı, inşaatçılar bile m em nun oldular.
Konferansçıyı oteline götürürken bana, Türkiye’de m otor ve krank mili imal
edilip edilmediğini sordu. Benden olumsuz cevap alınca (Peki bu kadar
adam beni dinlemeye niçin geldiler? Ben bu k onferans Almanya'da verseydim, oh kişi ancak gelirdi. F akat gelenler, m utlaka krank mili üzerinde çalı­
şan, konunun mühendisleri olurlardı ve sorulan ile de beni epey terletirler­
di) dedi.
Bir konferans veya kongredüzenlendiğindehep (kaç kişi geldi?) diye sorarız
da (kimler geldi?) diye sormayız. Kalabalık dinleyici a ra m . Bu, oy mesele­
sidir, bir politikacı için gereklidir. Fakat ilmi ve meslekî konularda dinleyi­
cinin kalitesi önemlidir. Sayının çokluğunu veya azlığını o memleketin o
konudaki seviyesi tayin eder.
: ‘•*
-4 5 8 -
.
V Dl'de yöneticilere sorduğum bir sual de şu idi : Mühendislerin haklarını
nasıl sağlıyorsunuz? Cevaplan özet obşrak şöyle oldu;
"Burası mühendislerin, üyelerin haklannın savunulduğu bir yer değildir, Al­
manya'da mahkemeler var. Haksızlığa uğradığım iddia eden m ahkem eye
gider. Biz böyle şeylere kanşm ayız, alet olmayız. O vakit itibarım ızı y itiri­
riz. Sosyal dayanışm a, ilmi toplantılar çerçevesinde tanışma, arkadaşlık
kurmadan öteye gitmez. Ancak VDl'de görev alanların Almanya'da itib a n
yardır. Dolayısıyla özel olarak Birliğimize danışmalar olur, onlann tavsiye­
leri dikkate abrar. Gazetemiz mühendisler arasında haberleşmeyi ve tek n ik
aktualiteden bilgi sahibi olmayı sağlar."
Sonuç olarak; bir memlekette, meslek kuruluşlarının mesleki çalışm alanm
incelediğimiz vakit, o memleketin teknolojik ve endüstriyel seviyesi hak­
kında yeterli derecede bilgi sahibi olabilirsiniz diyebilirim.
Mühendis odalarına gelince;
Bunlar kanunla ve sırf meslek disiplinini sağlamak için kurulur. Ü ye o lu n ­
ması mecburidir. Mesleki faaliyette bulunmayan istifa edebilir. Mesleki h a ta
yapan, çalışmaktan men edilir. Bizdeki mevzuatla yabancı m evzuatı k arşı­
laştırırsak aşağıdaki farklan görürüz:
—
Mühendis ve mimar odalan, diğer ülkelerde yalnız bayındırlık hizm et­
leri için kurulm uştur. Mimarlar odası
her yerde vardır. K im ya, o r­
man, harita, ziraat gibi odalar, dünyada ancak birkaç m em lekette var­
dır. Makina ve elektrik mühendisleri odalan da yalnız fenni sorum luluk
alan, tesisat proje büroları için yardır. Fransa'da, İngiltere'de ve Al­
manya'da (Rheinland—pflalz gibi) bazı eyaletlerde olmak üzere yalnız
mimarlar odası vardır.
-4 5 9 O dalann am aç maddesi hükümet içinde hükümet olmaya müsait değildir.
Meselâ Fransa'da 31.12.1940 tarihli kanunda mimarlık m esleğini icra ede­
bilmek için zaruri ahlaki tem inatı haiz olup olmadığını incelemekle görev­
li oda yönetim kurulu tarafından üyeliğe kabul edilmek gerekir.
Ingiltere'de oda kanununun adı. Mimarlar T eşdi kanunudur. Odanın adı
da Mimarlar Tescil Meclisi 'dir.
Odalar hükümet adına ve kendilerine verilen yetki çerçevesinde çalışırlar.
Bağlı okluğu bakanlığa karşı sorum ludurlar.
Odalara yalnız serbest çalışanlar, fenni sorum luluk taşıyanlar üye otar. Bu­
rada mesleki faaliyetin tarifi île karşılaşıyoruz. Projeye im za atm tyan, fenni
sorum luluk alnnyanlar, ticaret yapanlar ve devlet memurları (ki bunların
disiplin işleri personel kanunları ile düzenlenir.) üye olamazlar. Fransız
kanunu fiye olan m imarların ayrıca ticaret yapmalarını, ticari şirketlere o r­
ta olmalarını ve firm a temsilcisi olm alarını yasaklar. Mimar okrayan b ir
kimse, yanında fenni sorum luluk alma hakkına haiz bir mimar çalıştırm ak
şartıyla büro açabilir. Ayrıca meslek sorum luluğundan doğacak hata ve za­
rarlara karşı m üşteri lehine sigorta sistemi vardır.
Y unanistan'dakinin ad ı (Güzel sanatlar odası) Orda uygulama hayli farklı.
O işkolunda serbest çalışan bütün teknisyenler odaya üye olm ak zorunda­
dır. Oda hepsinin sicilini tu tar. Ancak seçme hakkı yalnız mühendislere ta ­
nınm ıştır. Y önetim kurullarına seçilebilmek için meslek yaşı şartı konul­
m uştur. Yunanistan Güzel Sanatlar odasının genel kuruluna başkanlık ede­
bilmek için 20 senelik mühendis olm ak ve 50 üye tarafından adaylığı yazıh
-4Ö P-T
olarak teklif e4ilmek ye ondaft şcşnra <da seçilebilmek gerekir.
Macaristan Via da ^ynı şekikte ancak şerbset çalışanlar üye olabilir. Fenni
sorumluluk alabUtncjk için «kuldan soma 3 şene Trir mühendis yanında staj
yapmak lazım. Burda mühendis odası, ticaret bakanlığına bağlıdır. Oda başkanını, ınühendisler divanının (ki. bu divandaüniversitetemsilcileri de var­
dır.) göstereceği 3 aday arasından ticaret bakam seçer.
...
Almanya’da maliye ve kalkınma bakanı (Q ^ kararlarım) iptal edebilir.
Avusturya'da fenni mesuliyet alabilmek için 5 sene staj yapmış olmak
gerekir, fenni mesul, planların devtet mühürü gibi mühürleri vardır. Bunlar
yaptıktan projeleri kendileri tasdik ederler. Ayrıca başka bir makam tasdik
etmez.
.
Bu açıklamalardan da anlaşıldığı gibi ekonomi ve endüstride ilerlemek için
gerekli olan bilgiye iş disiplini önce meslek mensuplan arasında mevcut
olnuthdir. Bunun riçin meslek sahiplerinde, öğrenme, ye öğretme aşkının,
kendini disipline alabilme iradesinin var olması, şarttır. Veya memleketin
sorumluluğunu taşıyanlar meslek sahiplerini buna mecbur edici ortamı ha­
zırlamak zorundadırlar.
Bilgi alışverişinde gerekli diğer bir organizasyon da sanayiciler arasında ola­
nıdır. Bazı memleketlerde bu oıganizasyon gönüllü olarak dernekler kurarak
meydana gelmekte, bazılarında ise yasalarla zorhyarak sağlanmaktadır.
A.B.D.’de metal işkolunda faaliyet gösteren 175 civarında (alüminyunıcu-
- 461 -
iar, çellkçüer, motor imalatçüan gibij demek tesbit etm iştim . Bunlarda1
kfendi konularında yaym ve araştırma yapmaktadırlar.
Fransa gibi bazı memleketlerde de, bazı işkollan İçin yasalarla o işte çalı­
şan enstitü şeklinde kuruluşlarına aidat ödemeye mecbur tutulmaktadır.
Bunlar da yayınlan ve araştırmaları ile o işte çalışan işyerlerine hizmet ver­
mekte, yol göstermektedirler.
Memleketimizde de gerek meslek adamlarmm, gerekse imalatçılann yukarı­
dakilere benzer organizasyonum ümit verici bir şekilde gelişmektedir. Mev­
cutların «laha verimli çalışmalan da en büyük arzumuzdur. Bir memleket
için geri diyorsak, bu ¡fimde geri demektir. Zira ilim de geri bir memleketin
ekonomide ve endüstride ileri 'olmasına imkan yoktur. Onun için denirki;
İlmin tfMiBti fakirdir, fakat zengin olm ana yollarını öğretir.
Hepinizi saygı ve sevgilerle tekrar selâmlayarak sözlerimi burada bitiriyo­
rum.
q;
,
,
İdris YAMANTÜRK
GÜRİŞ Yön. Krl. Bşk.
:
ir j- j
. .î ;
Sayın Bakanım, evvela böyle bir tçplantıyi tertip etme emrini verdiğiniz
için sizş ve bu toplantıyı hazırlayan arkadaşlarımıza şükranlarımızı arz edi­
yorum.
Efendim, bu yatırım mallan sanayimden beıtne. anlıyorum, onu arz edece­
ğim. Yatınm mallan sanayiini pvvela bir, üçe ayırmak istiyorum;
Birisi dinamik olanlar, yeni, ürçtilen sanayi mamulünün de« üretime devam
etmesi şekilnde tecelli eden üretimler; takım tezgahlan gibi, hidrom ekanik
ekipman gibi, elektromekanik ekipman gibi
,
. \
Bir ksnıı da statik olanlar; meseJa bir fabrika yapıyorsanız, kapıdaki kilitten,
çatıdaki kiremite kadar her şey yatırım malidir; amma bu hiçbir şey üret­
mez. Bu statik bir yatırım malıdır. Buna da yatırım malı diyemeyiz. Tuğla
da yatırım malıdır.
Bir de bunların ikisinin arasında olanlar var, araçlar, gereçler veya aletler.
Bu iki sınıfın arasında olanların birinciye yakınlık dereceleri hiç şüphesiz o l­
dukça fazladır. Dinamik olan sanayi ürünleri veya yatırım mallan üretimi
bana göre mühendislikle başlar, gerçi bu belirtildi. Mühendislik olmadan,
bu sanayide bir gelişme yapmaya imkân ihtimal yoktur. Tersine, bu sanayi­
de, mühendislikde bu sanayi olmadan olmaz. Çünkü bu sanayide çok kere
Iıer üretim kendi kendinin prototipidir. Bazen İkincisi yoktur. Bunu bir mi­
salle belirtmek istersem, mesela su tribünü; her debi ve her yükseklik için ,
- 463 -
mutlaka değişik bir projelendirme sonucu imal edilmektedir. Bu balamdan
su tribünlerinde bir prototip mümkün değildir, lin y it kazanları da böyledir.
lin y it kazanları, her kömür, her kalori, her kül derecesi, her rutubet derece­
si için ayrı ayn dizayn edilir. Hatta külün erime noktalarına göre de ayn ay­
rı dizayn edilir. Dolayısıyla her kazan, adeta, hiç olmazsa bir yatak için, her
dizayn edilen ve imal edilen her kazan, kendi kendinin prototipidir. Dolayı­
sıyla bu sahadaki mühendisliğin değeri, mühendisliğin katkısı inkâr edile­
mez ve bu dham n da mühendisliği geliştirme yönündeki faydalan göz ardı
edilemez.
Bu sahada, çalışmanın bir başka şeyi de, ülkenin geleceği olan silah sanayii­
nin yaratılmasındaki faydalandır. Bu sanayi aynı zamanda çok kolay şekil­
de silah sanayiine adapte edilebilir. Benim yaşımda olanlar, lise talebesiyken İkind Cihan Harbinde Amerikalıların Almanların* bu konuda ne derece
büyük adaptasyon gösterdiklerini, hatta Amerika'nın geniş potansiyelini
bu sahada geliştirerek, sonunda nasıl harbi kazandığını bilenler bilir. İçimiz­
de zannediyorum, birkaç kişi de benden yaşlılar var, onlar herhalde çok
daha iyi bilirler.
Bu sebeple, yatırım mallan derken, ben Türkiye’deki duruma geçmek isti­
yorum. Türkiye'de bu ne durumdadır, neredeyiz? Tirkiye'de sadece şu ma­
sanın etrafında 2 hocamız hariç, diğerleri yatırını mallan da üreten kuruluş­
ların birinci derecede söz sahiplerinden oluşmaktadır. Sayın Üzeyin Garih
Alarko'nun, Sayın Şahap bey Şeker Şirketinin Umum Müdür Muavini ola­
rak buradadır. Şükrü ER yanımda dır, bendeniz de naçizane böyle bir sanayi
kolunun başında bulunan kimseyim. Bu sanayi, devamlı siparişleri olmayan,
dolayısıyle tüketiciye hitap etmeyen bir kol olmasa hasebiyle de, fevkalede
-
464 -
kritik bir durumdadır ve bugünzannediyoriırn ki, bir çoğu kapasitesinin al­
tıda çalışmakta veya çalıştırılmaya zorlanmaktadır. Bu sahada yatırım yajiLi.îr
y v V ' !'
i-!}
1
' "i
pan arkadaşlar, çok kere devlet hâriç, —devletteki arkadaşların da, tabii
oradaki mühendislerin de rolü ölmüştür ;âma— Özel sektörde olup da bu
sahaiya yatırım yapanlar, bâna öylegeEyor İd,“mühendisliklerinin kurbanı­
dır. Rahmötİi Örtıan IŞIK müheridisliğiıiinkürbkhı olarak o sahaya girm iş­
tir, lien tabii biraz daha açık göz davranarak evvela inşaattan sermaye biri­
kimiyle buraya geçenkirdertiriı; Üzeyir
Mühendisliğinin tesiriyle öyle
zannediyorum ki, Alarko grubunu yaratmıştır. Ancak, bunlar bugün maa­
lesef hiç de iyi durumda değildir, özür dileyerek söylüyorum. Devlet adeta
bizi demirperde Şikeleriyle haksız bir rekabete zorlamıştır.
Ben dünyayı biraz dolaşmaya gayret ettim. Demirperde ülkelerindeki en
gelişmiş teknoloji, İkinci Ghan Harbinden önceki teknolojilerdir. Bu Rus­
ya'da da köyle, ikinci Cihan Harbinde de değil, yani mesela Çarlığa 50 sene
60 sene hizmet etmiş fabrika bugün Rusya'da o haliyle çalışmaktadır. Çe­
koslovakya'da böyledir. Romanya oldukça yenidir; ama hiçbir teknolojik
performansı yoktur, hiçbir araştırma görmezsiniz. Yani mühendislik hatala­
rını burada saymak istemiyorum. Buna rağmen, bunlar sırf kredi getirdikleri için, Türkiye’de gelip işleri alıp götürüyorlar ve biz de onların ucuz taşaronlan oluyoruz. Dolayısıyla onlar kendi ülkelerine dolar götürüyorlar,
biz ise Şükrü Bey'm de biraz evvel söylediği gib i- adeta sabit fiyatlarla bu
geri teknolojik teçhizatı imal etmek zorunda bırakılıyoruz.
Bizim zorluklarımızdan birisi, bu devletin tercihlerindeki —kusura bakmasın
Sayın Bakanım— yanhşlıktır. Bunu her kademede söylemeye çalıştım . Kre­
di getiriyorlar diye iş veriliyor. Bizler için de bir kredi imkânı çıkarıldı.
-465-
teşvflc uygulama falan. Sonra Merkez Bankası dedi ki, sizin bu kredi şeyiniz
işlemez, çünkü Merkez Bankası kamuya kredi veremez. Dolayısıyla siz bu
krediyi alamazsınız, ö zel sektör de................(Bant değişim i)
................ -Gösterdiği gibi ve göstermekte olduğu, gerçekten açık söylüyo­
rum Sanayi Bakanlığının yaptığı yazışmalar falan. Bütün çabalara rağmen,
tercih kredi getirenler lehine işlemektedir. Bir isviçreli bana sordu, "Çinli­
ler sizden tribün alıyorlar, bizden de lisans istiyorlar bu nasıl oluyor?" dedi.
"Vallahi ben bunu sizden duydum ve zaten izah edemiyorum, demek ki
bunların bir yemen aldıkları bir şey vardır, ona benzeterek birşeyler yapı­
yorlar, satıyorlar". Yani bir taraftan İsviçre'den tribün lisansı istiyor, diğer
taraftan da bize satıyor. Bu tercihlerin içinde sadece kredi mi var. Biraz da
politik. Her gün bir yabana bakan Türkiye'den iş istemeye geliyor. Türkiye
alt yatmmlqnm yapmak için, Türkiye'de iş var, yabancılar gelip Türki­
ye'den iş a lm a y a gayret ediyorlar. Ve biz de, affedersiniz ağababaları gibi
şuna buna iş veriyoruz. Acaba, biz bunların ne kadarım yapabiliriz, veyahut
da kendi kendimizi yapacak hale getirmek için davranışımız ne olmalıdır.
Bu konuda ciddi ciddi düşünenler olsa bile, bunları icraata geçiren maale­
sef yoktur. Diyeceksin ki sen niye söylüyorsun, öldüğüm zaman bana öteki
dünyada diyecekler ki, "Sen vazifeni yaptın mı?". Hiç olmazsa söyledim di­
yeceğim. Ama, ben devlet makamında değildim, devlet makamında oturan­
lara söyledim. Siz de şahitsiniz.
Sanayideki teşvikleri biraz evvel Şükrü Bey'de bahsetti, sanayideki teşvik­
ler fevkalede a lız, fevkalade yetersizdir. Niye yetersiz söyleyeyim , Avrupa­
lI bir makineyi satın aldığı zaman, bir vilayetten ötekine, hatta belki aynı
şehirden, şehrin bir ucundan öteki ucuna, hatta belki komşusundaki fab-
-4 6 6 rilc ü d a n
alarak kendi fabrikasına getiriyor: Akreditif masrafı yok, deniz aşın
nakliye masrafı yok, deniz aşırt ambalaj şartı yok, hatta deniz aşırı sigor­
talama yok. Bir de, Türkiye inin bu faizlerle yatırım öncesi dönemi faizi
yok. Bugün orta vadeli kredilerin maliyeti Merkez Bankası kaynaklarında
ortalama maliyet 50 civarında, -kısa vadelilerdeki 8 0 -8 5 Terden bahsetmi­
yorum— sınai kalkınma kanalıyla sınai Yatırım Bankası kanalıyla verilen
kredeterin faiz de yüzde 30 ilâ 40 civarında. Ve bu imzayı attığınız gün de,
bu kredilerin faizi işlemeye başlıyor. Dolayısıyla bu teşvikler, yüzde 30
yatırım indirimi veya gerice yörelerde yüzde 40 yatıran indirimi, yüzde 50
yatırım indirimi, biraz da güya ucuzlatılmış kredi, pahalılığın biraz altına
inmiş kredi ile sanayi‘olmaz. Gayri menkul değerlerinin senede yüzde 100
değer kazandığı bir dönemde, Uz sanayicileri yeniden sanayiciliğe döndür­
mek zor olabilir. Bu açıkçası bu memleketin kendi ölçülerine göre, memle­
ketini seven bir çocuğu sıfatıyla ilgililere aktarıyorum ve ikaz etm eye çalı­
şıyorum. Sanayicilikten», bina yapıp satmak daha iyidir. Nitekim, içimizde
bu yolu seçenler vardır ve bu daha tath gelmektedir. Niçin sanayicilikle
uğraşsın; kıdem tazminatı yok, banka yok, kredi yok, yedek parça yok ,
yok oğlu yok. O halde bu teşvikler yetersiz.
İngiltere'de ve bazı ülkelerde, mesela Kuzey İngiltere'de sınai tesislerin
arazileri bedava veriliyor, sınai tesislerin bazan binaları bedava veriliyor.
Enflasyon da malum nerede. Bizde, bu enflasyona, bu sahadaki özellikle
bu sahadaki sanayi dayanmaz. Tabii otomobil yaparsak, buzdolabı yaparsak
iki kişiye satıyoruz. Biraz da ihtiyacın altında tuttuk mu rakamı, al müşteri­
den depozitoya, koy kasaya imalata devam et. Ama, bizde öyle değil, 1
tribünü 1—1,5 senede yapıp teslim etmek mümkündür, hidromekanik ekip­
manı 1.5 senede yapmak mümkündür. 1. 150 megavat kazanı 18 aydan evvel
- 467 yapıp teslim etmek mümkün değildir. Bütün bunlar İçin, sermayemizi 1,5
sene bağlayacaksınız, 1,5 sene paranızı alacaksınız. Ne çıkar yüzde 30 eskalasyonu alsanız, ben Şükrü Beyle rağmen eskalasyon aldığımızı da kabul
ediyorum. Faizler lasa vadeli kredi faizleri yüzde 8 0 -8 5 . Dolayısıyla bu
şeye sanayici olarak dayanamazsınız.
Kimsenin moralini bozmuyorum, biz bu yola girmişiz, geriye dönüş yolu­
muz yok, Atbntiğin ikinci yanandayız, biz karşıya doğru gid eceğ i* , inşal­
lah bir buzdağına çarpmayız. Ama, bir gerçeği de vurgulamak zorundayım
efendim, birim bu sahadaki dertlerimizden birisi de, biraz evvel bahsettim,
yetişm iş insan göçüdür. Eğer tezgahlan ahr, bir de bina yapar içine koyar­
sanız, siz tezgahlan muntazam şekilde istif etmiş olursunuz, ambar yapmış
r-'
olursunuz. Adamlandmnadıktan sonra, fabrikayı siz fabrika yapmış olmaz­
sınız. Türkiye'de adam yetiştirme konusunda üniversiteler ellerinden geleni
yapıyorlar; ama gerekeni yaptıklarım söyleyemem, özü- dilerim. Ama bun­
ların kabahati mı var, hayır, yok. Ben hasbel kader teknik üniversitenin elekt­
rik fakültesinin yaptığı bir toplantıya geçenlerde katıldım. Üniversitenin,
fakültenin 1 senelik yolluğu 1 milyon 800 bin hra. Yolluk parası, 1 fakülte­
nin Newyork'a gider gelirsiniz uçakla, ondan sonra haydi eyvallah. Yani
böyle, üniversite bu şekilde desteklenmez. Tabii bu arada bir kanaatimi söy­
leyeyim. Güney Kore'de eğitimin tamamı paralıdır. Yüzde yüzü paralıdır.
Okuma yazma da yüzde 9 9'dur. Biz ata ot yazana da at yazana da diploma
v e rm e k kaydıyla, ancak yüzde 70lere gelebildik. Demek ki, eğitimde bir
metod hatamız var. Latin harflerini almışız ki, kolaylık olsun diye, ama
yine yüzde 7 0’deyiz. Okuma yazma çağındaki insanlan. Cumhuriyetin 60'ıncı kuruluş y ılın d a, bile, 64'ncü yılında bile ancak yüzde 70 Tere getirebil­
mişiz. Bu paralı eğitim orada nasıl yürüyor, burada nasıl yürür. Hiç olmazsa
—
468 — _
parası olandan alsın. Lütfen, benim çocuğum Amerika'da gidip 15 milyona
qkunıasm, ama teknik üniversiteye gitsin, iktisat fakültesine gitsin, hukuk
fakültesine gitsin de 1,5 milyon versin efendim, niye vermesin. Bunu söyle­
diğim zaman herkes ayağa kalkıyor, "efendim fukara nasıl okuyacak?"
r ‘ •■ •
“
■
I. i
■ i
Gayet basit, benim gibi leyli meccailTOkuyacak. Bundan kolay ne var, gire­
cek imtihana kazanacak okuyacak. Parası olmayan da, hem. parası olmaya­
cak, hem de imtihan kazanmayacak, hem de bedava okuyacak. Olmaz, bi­
risini seçecek, ya parası olacak verecek, ya çalışkanlığı olacak. Aha, burada
yanımda işte, benim tanıdıklarım burada, bu da benim gibi leyli meccani.
Sayın Bakanım özür dilerim.' Yine ipin ucunu kaçırdık. Ben bu konuda as­
lında birkaç gün konuşabilirim, ama sözlerimi bitireceğim. Kimsenin sözünü kesmediniz biliyorum teşekkür ederim, sağolasmız.
-:
;
' i-
■
j ■ '
Başta siz olmak üzere hepinize saygılarımı sunuyorum. Tabii arkadaşlarımı
da şahit göstereceğim Sayın Bakanım.(AIkışlar)
_ :.r .
- 469 BAŞKAN —Yalnız, diğer konulara geçmeden ben hemen şu hususu söyle­
yeyim, tabii yatırım mallan endüstrisinin dertlerini dile getiren muhterem
arkadaşımız îdris Bey ve aynı zamanda Şükrü ER Bey ve diğer arkadaşlar
da aynı şeylere temas edecekler, dert büyük olduğu için, başta söyleyeyim
buna ait bir özel toplantı yapalım. Yani, şura dışında özel bir toplantı ya­
palım ben bunu teklif ediyorum; bu meseleyi Ur daha gözden geçireEm.
Yani, devletteki anlayışın tersliğini doğuran noktalar neler ise, orada ne
yapacak isek, nere törpülenecek ise orayı törpüleyelim. Yani, tabiatıyla bi­
raz evvelde ifade ettiğim iz gibi, en büyük dert uzun müddet, 1 —1,5 sene zar­
fında bir stasyon alamıyorsunuz, para bağlıyorsunuz, yapıyorsunuz, işlet­
me sermayenizin dönüş sürati çok düşük, bu durumda tabiatıyla â z de güç
durumdasınız. Bunu diğer bir sanayi ile de mukayese etmemiz mümkün de­
ğil. O bakımdan, dert büyüktür, bunu tamamen bu sahadaki sanayicileri
özel bir toplantıya davet edip, münasip gördüğünüz bir zaman, bunu tekrar
görüşelim, çünkü öyle zannediyorum ki, bugünkü toplantıda ancak dertlere
temas edilecektir. Belki onlar zapta geçiyor; ama şu tedbirler yönünden,
acil tedbirler yönünden de avn bir toplantı yapmamız icap edecektir, öyle
zannediyorum, öyle görülüyor.
Şimdi, şuranın ana hedefleri yönünden. Sayın hocalarımız çok güzel hedef­
ler verdiler; o mesele değil. Fakat, içteki büyük problemin çözümü yönün­
den de, ayn bir toplantı zarureti hemen belli oldu.
Efendim, Alarko Holding Yönetim Kurulu Başkanı Üzeyir GARlH Bey'e
söz veriyorum.
Buyurun Saym GARlH.
- 470 Üzeyir GARİH
ALARKO Holding
.
,
Yönetim Kurulu Başkanı
Sayın Bakanım, Sayın Müşteşarım, değerli divan öyeleri, değerli hocalarım,
sayın dinleyiciler, sayın panel üyeleri ve değerli basın mensuplan; bu sana­
yi şurasının bugünkü tpplantısında bana,söz verildiği için teşekkürle sözle­
rime başlamak istiyorum. Hep mühe^disEkjten bahsettik, mühendislik d e­
mek program demek, zaman demek. Burada 6 kişiye 1 saat ayrılmış, dolayısıyle kişi başına 10 dakikâ..Ben mümkün mertebe 10 dakikayı geçmemek
üzere sîzlere fikirlerimi somut olarak anlatmaya çalışacağım.
BAŞKAN -r Biraz daha uzun konuşabilirsiniz.
Üzeyir GARİH (Devamla) —Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Efendim, burada benden önce konuşan mümtaz kişiler bir çok şeyler söyle­
diler. Bizim şanssızlığımız sona yakın kalmamızdır. Dolayısıyla söylenenleri
bir daha tekrarlamamaya çalışacağım. ■.
Efendim, benim konum daha ziyade bu kitapda yatınm mallan sanayii en­
tegre tesis yatınm makinalan denen makinalar üzerinde durmak istiyorum.
Bu kitabın 140'ncı sayfasında, biraz önce takdimci arkadaşımızın da belirt­
tiği özere, yatırım malları sanayiinin bir bölümünü oluşturan entegre tesis
makinalan, imalat sanayiinin diğer sektörlere göre belirgin vasfı, her projeye
göre değişen boyutlarda bir ağırlıkta imalat yapılmasıdır. Dolayısıyle emek
yoğun bir sanayi türüdür. Bunun için de, benim ilgili olduğum konular,
-4 7 1 kimya, petrokimya, çim ento gibi M nlerin yapılması ve prosesi için gerekli
aksam, makina ve ekipmanın yamsra, demirçefik, maden sanayii ve ayrıca
kuvvet santrallannda kullanılan ekipmanlardır.
Bu du m anlan şöyle bir kısaca sıralarsak; bunlar, göç kazanları, tazyikli
kaplar, distüasyon kuleleri, döner ve sabit formlar, sıtm a klima soğutma
matrînalan, maden makinalan km alar vesaire, vinçler ve trenler ve diğer
çefik konstrüksiyo nla ilgili ekipmanlar. Bd alanda, Türkiye'mizde mevcut
ana fabrikalar ve yan sanayinin kapasitesini Ur araya toplaısak, zannediyor u n ii Smai Kalkmma Bankaanm bu konuda önemli araştırmalan ve bu­
nunla ilgili bir kitabı vardır. Bu kitaba göre, ürî vardiya özetinde çalışıldığı
takdirde, takriben 400 bin ton kapasite vatıdır Türkiye'de. Fakat, bu kapasi­
tenin hangi, ne kadan çalışıyor, ne kadan atıldır ne kadan çalışmıyor diye
bir araştırına yaptığımızda, maalesef şunu söyleyebiliriz ki,
önemli bir
kapasite boşluğu vardır.
Bu alanda Türkiye 'de çalışan büyük sanayii tetkik ettirdik, uzmanlarımız
tetkik etti ve şunu söylemek lazım ki, yatmmlan bugünkü şartlara getiril­
diği takdirde, gelirlerinin maksimumu yüzde 4,5 civarındadır. Yani Türki­
ye'de bu konuda yatın mına göre yözde 4,5 dan fazla kazanan hiçbir sanayi
yoktur. Bunun içinde zarar edenler vardır. Zarar edenisin bir kısmı da, za­
rarlarım tahahhüt işleriyle telafi etmek suretiyle bir takım kârlar gösterme
durumundadırlar. Bunu da kesin olarak belirlemiş bulunuyoruz. Dolayısıy­
la bu sanayi zarardadır. Acaba, neden bu sanayi zarardadır? Ben mühendis
kökenli bir iş adamıyım. Dolayısıyla zararlı bir sanayi kurulmaması gerekti-
1
—472 -r
ğine inanıyorum. Qazı ülkede» , bazı hususları geliştirmçk için, kurulacak
olan tesisler eğer para kazanmıyorsa, bunların ya devlet çliyle veya vakıflar
eliyle kurulması gerekir. Hamasi olarak, Vatan-Millet diyerekkâr etm eye­
cek tesisleri kurmak, ticaretle, iş adamlığıyla kabili telif değildir kanaatin­
deyim Bu durumda, acaba bu sanayi neden zarar etmektedir, acaba yanlış
mı kurulmuştur, bunu kuranlar ve —bu masada üç kişi vardı, iki kişi kaldık,
bir arkadaşımız ayrıldı— acaba b ir yanlış bir sanayimi kurduk, bu sanayii
kurmamak mı taamdı? Ben Hayır, bu sanayii kurmak lazımdı diyorum.
Bu sanayi doğrur kurulmuştur. Neden doğru kurulmuştur; biraz önce bu­
radaki 140'na sayfada okuduğum ^bi, çünkü emek yoğun bir sanayidir.
Emek yoğun sanayi derken, yalnız mavi yakalı emek yoğun olarak kastet­
miyorum. Aynı zamanda beyaz yakalı emek yoğun. Yani, mühendisliğe
dayalı bir sanayidir. Bu mühendislikte, eğer mühendisi sıralarsak, başta bir
araştırma vardı, ondan sonra temel mühendislik vardır, ondan sonra detay
mühendisliği vardır; ondan sonra imalat usulleri mühendisliği vardır. Benim
kanıma göre ve tecrübeme göre, Türkiye'de araştırma, proses mühendisliği
ve BASIC Engıneermg dediğimiz temel mühendislik yok ise de, detay mü­
hendisliği ve imalat usulleri mühendisliği mevcuttur. Bu detay mühendisliği
ve imalat usulleri mühendisliği de Türkiye'de ucuzdur ve bu tüm mühendis­
liğin maliyet itibariyle yüzde 40'ına yakın bir değeri taşır. Eğer bunun ya­
nında da, mavi yakalı ^kişilerin ücretlerini ve Türkiye'deki durumlarını he­
saba katarsanız, bu tür bir sanayiin dünya ile rekabet edebileceği ortaya ç ı­
kar. Biraz önce ortak pazardan bahsettiler. Ortak Pazara girince, Ortak Pa­
zarda bizim rakip bit durumda olmamamız, bizim rekabet yerine kom plenıantcr yani mütemmim bir sanayi durumunda olmamız gerekir. Biz ancak
o şartlarda ortak pazara girebiliriz ve ortak pazara girebiliriz ve ortak pazara
girdiğimizde bu tür bir sanayinin iş yapabilmesi lazım.
-4 7 3 Pekala, o halde bu sanayi neden iş yapmıyor? Evvela şöyle kısa bir rnüşahade de bulunacağım, geri kalmış ülkelerde, ahalinin, yani halkın yüzde zanne­
diyorum k i, 701 ziraatte, yüzde 10 ilâ 20%i sanayide, geriye kalan S ilâ
10'u takriben 5 ilâ İS İ diyelim, servis yani hizmetlerde çalışır, hizmetlerde
istihdam edilir. Bir toplum; geliştikçe zfraatte çalışanların nisbeti döşer,
sanayide çalışanların nispeti yükselir, serviste çalışanların nispeti daha da
yükselir. Çok gelişmiş toplumlarda ise, sanayi ve ziraat düşüktü-, servisler
en yoğundur. Bugün, gelişm iş ülkelerde tün kişiler beyaz yakalı olmak is­
tiyorlar, ve softver satmak istiyorlar. Biz ise ancak o andahardveraşamasın dayız. Ve Haniverimizi kanımca rahatlıkla satabiliriz. Peki, neden satamıyo­
ruz? birçok sebeplerle satamıyoruz,'bu sebeplerin bir kısmım arkadaşları­
mız söyledi; fakat ben yine de bunlan kısa ve öz olarak toparlamaya çalışa­
cağım.
Evvela, eğer daha iyi para kazanmak istiyorsak, daha ileri bir toplum olmak
istiyorsak, araştırmaya ve temel mühendisliğe önem vermemiz gerekir. Araş­
tırma ve temel mühendislik, devlet kurumlan tarafından yapılabilir, özel
sektör tarafından yapılabilir. Devlet kurumlan tarafından yapılırsa, tama­
men bir hibe şeklinde olur, özel sektör tarafından yapılabilirse, bunun kar­
şılığının tekrar özel sektöre dönüşümü gerekir. Acaba bu Türkiye'de müm­
kün müdür? Kanımca mümkündür, her şirketin kendi araştırma geliştirmesi­
ni yapmak için para ayırması, büyük parça ayırması bugüıkü sermaye tera­
kümleri muvacehesinde Türkiye'de mümkün değildir. Ancak, küçük paralar,
bu konuda aynlabifir. Bunun için de, işgücü—sanayi, üniversite işbirliğine
ihtiyaç vardır. Yani, sanayi araştırmalarım üniversite kanalıyla yaptıracak­
tır. Peki, acaba sanayi bu araştırmalarım niye üniversite kanalıyla yaptır­
mıyor? Savın Profesör Gediktaş burada, kendileriyle 10 sene önce sanayi—
-474-
öniversite işbiırliği^- derneği demeyelim der- MjŞSŞ'in de içinde bulunduğu
bir topluluk kurduk, tarabya otelinde toplantılar yapıldı. Fakat bir neticeye
varılamadı. Acabaneden varılamadı. Benim kaçıma göre burada ekonom ik
bir nitelik vardır, şöyle ki, sanayici araştırmasını üniversiteye yaptırdığı
zaman bir para ödüyor- Bunu yapan araştırmacıise cebine de bir para giri­
yor ve bu ikisi arasında bir nispetsizlik yar.-Evvela kanımca sanayicinin üni­
versiteye daha çok yaklaşması jçin, bu nispetsizliği ortadan kaldırmak lazımdır. Yani döner sermaye kanalıyla yapılan işlerde, bu araştırmayı yapan
hocanın veyahut da öğretim görevlisinin cejbinp jpren paranın miktarmm
artırılması, yani başka bir. deyimle bunu telif hakkı sayılması ve bundan ke­
sinlikle vergi kesilmemesi icap eda:. Bizim yapmış olduğumuz hesaplara g ö­
re, bizden 100 çıktığı zaman, btinu yapan kişilerin cebine 20 girmektedir
ve bu önemli bir nispetsizliktir. Bize çok pahalıya mal olmakta, halbuki
bu işi yapan kişi de karşılığım alamamaktadır. Bu bakımdan, burada yasal
bir düzenlemeye gerek olduğu kanısındayım. Sayın Sanayi ve Ticaret Ba­
kamın, Türk Sanayiine ve aym zamanda Türk ekonomisine koordinasyon
heyeti dolayısıyla yön veren en önemli bakanlardan bir tanesidir. D olayısıy­
la ben kendisinden özetle şu ricada bulunuyorum, Profesörler kendi hakları­
nı isteyemiyorlar, onların adına değil de, ben kendi düşüncemi ortaya ç ı­
karıyorum, onlardan herhangi bir mesaj almış değilim, fakat müşahadem
de budur.
ikinci olarak, bir konu daha vprdır. Mühendisliğe Türkiye'de özen gösteril­
miyor. Mühendislikte mesela vergi indiriminden mühendisi özendirici teşvik­
lere gidilmiyor. Ben devamlı korumaya karşıyım. Fakat , bir çocuğu en
azından üniversiteyi bitirinceye kadar anası babası tarafından korunması ge­
rektiğine inanıyorum. Dolayısıyla korumacılık diğer ülkelerin
k o ru m a c ı
-4 7 5 nispetinde ne daha fazla, ne daha az yapılmalı. Yani bir sanayi tedricen aza-J •
•_ >
lan bir trentle, sıfıra varacak bir bentle önceden belirlenen bir sfce için
mutlaka korunmalı.- Bunun tercihlerini Sanayi ve Ticaret Babnhgı, veya
devlet, veya hükümet yapmalıdır, politikalar tespit etmelidir. TBHdye'de
hangi sanayie önem verilmelidir; eğer bu tür entegre sanayi Türkiye için bir
çıkış yolu olarak görülüyorsa, dünya Üç rekabet edebileceği benim gördü­
ğüm‘gibi devlet tarafından da benimseniyorsa bu sanayiin bir süre için bir
program, dahilinde ve azalan bir trentle korunması gerektiğine kesinlikle
inanıyorum. Bu korumacılığı aşın bir korumacılık olarak görmüyorum.
Bu n a sl yapılabileceğini somut örneklerîe, zamanımı da pek aşmadan anlat- r
maya çalışacağım.
Abaca, bizim ülkemizde bu kapasite kuflamm düşüklüğünün nedenleri ne­
dir? Bunların bir kısmı söylendi, eğer tekrar edersem Ve bu bakımdan biraz
vaktinizi alırsam, şimdiden özür dilerim.
Birincisi, dış kredi dolayısıyla ithalat. Şimdi, bir dış firma, mesela Türki­
ye'de bir güç santralı, kuvvet santrah veya bir petrokimya tesisi yapacak.
Ben müşaha de ettim, bunların birçoğunu biz yaptık Türkiye'de, müteahhit
olarak yaptık, fakat yürekler acısıdır ki, gelen ekipmanlar içinde. Türkiye'de
yapılabilenlerin nispeti, değer üzerinde, değer bakımından yüzde 70 ^n üs­
tündedir diyebilirim. Yani değer olarak Türkiye’de yapılabilenler dışarı­
dan gelmiştir. Bu dışarıdan elde edilen dış kredi dolayısıyla ithalattır. Bu
dışamun kendi sanayisini korumasıdır. Yani, başka bir deyimle bir yaban­
cı ülke, kendi fabrikalarım çalıştırabilmek için, bir kredi mekanizmasını ve
bir Sigorta mekanizmasını harekete geçiriyor ve İrendi firmalarına uzun va­
deli kredi veriyor veyahut onlara peşin ödüyor kendisi krediyi sağlıyor, ken­
di &cdi muhatabı Rendisi oluyor. Yani, TQık Devleti ile eks gelişm iş ülke,
. bir devlette» devlete bir krediveriliyor,yabancı fırına işini yaparken para, anı peşin ahyor.
,
Biz burada handikap altındayız. Dolayısıyle bunlar bizi ezmektedir. Ben k o­
rumacılık istetniypnım; fakat karşımızdaki topla geldiği zaman, bizim k ılıç­
la savaşmamızmünık^.d?ğj^ir^ .
,
İkinci olarak, mühendislikten bahsettim, mühendisliğin mutlaka Türkiye’de
eğer mühendislik dalı hükümetimizce gelişecek bir dal olarak görülüyorsa,
mutlaka ve mutlaka bu daim bir şekilde, bir süre için korunması gerekir Ben
sonsuz korumaya taraftar.değilim; fakat önceden belirlenecek azalan tren­
din de belirleneceği bir-şekilde korunması gerektiğine inanıyorum.
■
.
“r .
■
Üçüncü olarak...............
BAŞKAN —Ona misal verebilir misiniz?
Üzeyir GARİH (Devamla) — Şöyle demek istiyorum efendim, eğer bir
m ü­
hendislik firması Türkiye'de kuruluyorsa, mesçla vergi indirimi düşünülebi­
lir. özellikle mühendislik firmaları için. Bunun da bir kontrol
m e k a n iz m a s ı
getirilebilir. Yam kişiler i n mühendislik yapıyorum diye olmayacak fa tu ­
ralar kesmelerinin de önü alınabilir kanısındayım.
İkinci olarak bu tür müessesekav bizim türümüzde, yani entegre tesis y a t ı r ı m
makinalan imal eden müesseseler ihracat kabiliyetleri son derece
müesseseierdir. Bir misal vermek üzere, gerek GÜRİŞ gerek bizim
ü stün
t a r a fım ız ­
- 477 dan aynı dış Alman firmasına, onların markasını vurmak özere, 2.85 Mark'a
yaptığımız mal. Irak ve Suudi Arabistan'a aynı firma tarafından 15.5 Mark’a satılmıştır. Ben bunu kesin olarak söylüyorum, rakamlar benim elimde
var, fiyatlar var. Demek ki, bizim bir rakabet gücümüz var. Tabii 14 Mark'ın
içinde, softwer de vardır ve bu softwer bizde yoktur. Yani başka bir deyim­
le, biz mutfakta pişiriyoruz, biz aşçıyız, menüyü onlar veriyorlar, naol pi­
şirileceğini onlar gösteriyorlar, onlar nasıl tabağın üzerine düzenleyeceğimi­
zi gösteriyorlar, masanın başında metrodotel onlann, güzel masayı onlar
süslüyorlar, biz bunları bilmiyoruz; biz mutfaktayız. Fakat, mutfaktaki hak­
kımız bu kadar çalıştıktan sonra, herhalde 14'e 2.85 değildir kanısındayım.
Diğer taraftan, diğer flkefetde yapılmakta olan birçok tesislerde, yabana
firmalar bizden istifade etmek istemektedirfer bn konularda. Fakat, eğer
kendileri kredi veciyorlaısa, kendi ülke, kendi devletleri bizden mal almalarau men etmektedir^ Mesela, misal olarak vereceğim, sorant misaller. Beyji
rafinerisi var Irak'ta, beyji rafinemi Çekoslovakya, Fransa kredisi ile yapıl­
makta olan bk rafineridir. Bu rafineri için, Türkiye'deki bu tür sanayicinin
vermiş olduğu fiyatlar, Fransız fîyatiarmın yansının altındadır. Ve Fransız
firması Teknip ve Tekni Petrol bu mallan Türkiye'den alamamışlardır. Çün­
kü, kendi fiikrferi bn krediyi verirken, bu malların kendi ülkelerinde yapıl­
masını istemiştir ve bu en doğal haklarıdır. Acaba, bizim ülkemizde, bu ko­
nularda, bu sanayii kanunam z için bir garantili kredi mekanizmasını dev­
reye sokamaz mı? Y ani biz paramızı peşin alırken, devletimiz uzun vadeli
olarak kredi ile bn malı, başkasına satamaz m ı, bu Ur hazır bir mamul sa­
tışı değildir. Uzun zamana mfitevakkıf bir mamul olduğu için, bunun kredi­
sinin de uzun vadeli olması gerekir. Yani, bu bir herhangi bir buğday sa­
tışı gibi değildir, yani ma İmi ver param al 1 senelik kredi yap, bu mümkün
değildir. Dolayısıyla burada bir finansman kredisinin yalnız bize değil, dış
-
4 7 8
-
ülkeye verilmesi lazıriı, ve „görülmekte olan şudur ki, paraaz ülkeler bunu
yapıyorlar; Yugoslavya’nın parası ywk bunu yapıyor. Romanya’nm parası
yok bunu yapıyor ve şunu da söylemek gerekir ki, Türkiye mesela R om an­
ya’ya iş yapıyor, Romanya aynı malı Türkiye'ye 4 misli fiyatına satıyor.
Bu b ir hakikattir, 4 tane barajda halihazırda bu durum m evcuttur ve yürekler acısıdır diyebilirim ve bunu da ispat edebiliriz.
Bunun dışında, ihaleler yapılmaktadır, diyelim ki kredisiz ihaleler yapılm aktadır. Yabancı mal ile, yabançı firmalara yapılan, yapılmakta olan ihaleler­
de, kanımca y ab an a para cezalandırılmalıdır. Balan burada o zaman firm a­
lar korunm az Türkiye'de. Ama, Türk sanayi Türk mühendisi korunur. N a­
sıl; SaTutem SaıayibdeiiİM teeffiHiği, İnen âıvoim û s n a y n üzerinde b ir—
iki dakika durmak istiyorutn. 5 Dakika da zamanımı geçîfdim, özür dilerim .
Şunu söylemek istiyorum efendim, mesela bir ihale açıldığında, eğer y a ­
bancı para -cezalandırilsa, yani dense ki bu dolar bazı esası üzerinden yapı­
lacaktır. Y abana para veya doların dolar kısmı, yani y ab an a para kısmı
yüzde 30 nispetinde cezalandırılacak; cezalandırma yalnızca varyasyonda
yapılacak, Türk parası da aynen kalacaktır. Dolayısıyla şöyle dem ek istiy o ­
rum, bir kişi burada 100 dolar fiyat verilse, 130 dolar olarak devalüe edile­
cek, bir Türk firması 100 dolar karşılığı Türk lirası verirse, 100 dolar ola­
rak devalüe edilecek yani yüzde 30 daha Ucuz olacaktır. Bunlar benim ö n ­
gördüğüm bazı ilaçlar. Bunlar tatbik edildiği takdirde, zannediyorum ki
bizim b u konuda rekabet etmemiz ve firmalarımızın, hele Türkiye gibi y a tı­
rım ın bulunduğu bir yerde, b u tür firmaların canlandırılması, mühendisliğin
geliştirilmesi, yavaş yavaş proses mühendisliğinin güçlendirilmesi, ortaya
çıkması mümkün olacaktır.
- 479 Beni dinlediğiniz için çok teşekkür ederim (A lkışlar).
BAŞKAN — Sayın Garih Bey'e teşekkür ediyorum .
Hem en iki noktaya tem as edeceğim. Bir tanesi tabii Türkiye Hükümeti, d ı­
şarıda alm an ihalelerin firansm am yönünden prom iseri bontlann Merkez
Bankası aıacılığtyla kırılması suretiyle 100 m ilyon doların f i r a r i n d i p ro ­
jelere, kesin G arih B eyin söylediği sistemi tatbike başladık. Bu b ir başlan­
g ıçta-, b u bir.
tk in d si de, tabii savunma sanayii dahil diğer sanayide dediği sm ır y ü z d e 30
değil, yüzde 2 0 olarak —kaynakta vergi iadesi geçen sene 15'ti bu sene 20
ye çıkardık— 1987 yıh program kararnam esinden itibaren düzenlenen te ş ­
vik belgeleriyle ilgiH olarak y a fm m a la n n global listelerden yerli olarak te­
m in ettikleri y u rt içinde im al edilen ve doğrudan üretim e dönük makina
teçhizat tutarlarının yüzde 20%i oranında m eblağ yatırım cıya teşvik primi
olarak iade edilir. Burada, arkadaşlarım ız haklıdır, iki gim önce zannediyo­
rum. yine savunma sanayii konusunda meseleyi dile getirdik. Şim di, orada
da b u önümüzdeki ay içerisinde ümit ediyorum yem kararlan almış olaca­
ğız ve aym zam anda da Türk sanayiinde tabii o bir im pluse meydana geti­
recektir. ö y le üm it ediyorum ve o devam edecektir. H atta bugün 500 mil­
yar var. Biz o mekanizm anın ço k süratli mükemmel çalıştığını müşahede
edersek, ileride Saym Başbakanın da ifade ettiğ i gibi, 7 0 0 'd e yaparız. 1 Tril­
yon da yaparız, yani o mesele değildir. Ve bunu da biliyoruz ki, bu sanayi
bizim yatanm m allan endüstrisi ile meşgul olan bütün sanayimizi fevkalade
destekleyecektir. Yani buna da inancımız tam dır.
-4 8 0 Buna ait malumatı daha evvel verdiğim için dün ve evvelki gön bu lu n an a r­
kadaşlarım malumatdarlar. Siz yoktunuz herhalde.
-4 8 1 Ş ahap TELÜO G LU
T .Ş .F .A .Ş . Gi». Md. Y nl.
' Saym Bakan'un, S aym M öşteşar'ıın, Başkanlık Dtvam, Şnranm m uhterem
üyeleri; y a ta n tı m allan ve enerji m ak iıalan sanayii konusunda uzan bir ça­
lışm alım ürünü olan rapor özetinin ve benden evvel k onuşan Saygıdeğer k o ­
nuşm acıların paralelindeki görüşlerimi mümkün m ertebe dubfikasyona m a­
hal vermeyecek tarzda te k ra r etm em eye gayret ederek, değinümesinde
yarar gördüğüm b azı konular hakkm da görüşlerim i izaha başlam adan önce;
Birinci Sanayi Şurasını o lu ştu ran Sanayi ve Ticaret Bakanhğı'm n başta Sa­
yın Bakan olm ak üzere i ^ f i tüm m en su p h nn a şahsan ve kurutuşum adma
m innet ve teşekkürlerim i arz etm eyi bir b o rç bflm m .
Y atıran m allan üretim indeki gelişimin, b ir ülkenin teknoloji, bilim ve en­
düstride belirli bir olgunluk ve gelişmişlik düzeyine eriştiğinin en belirgin
göstergesi o ld u ğ a herkesçe bilinen b ir gerçektir. Ülkelerin güçlenmesinde
stratejik önem e sahiptir. Bilgi yoğundur, ço k çeşitli mühendistik ve proses
usullerinin, sonsuz malzeme çeşidinin mahsulü olan bir alandır. Bu hafiyle
batı ülkelerinde b u sektör "Mühendislik Sanayii'' olarak tanım lanm aktadır.
RalmnhgımiMn hazırladığı raporda 11 grupta toplanm ış olan yatarım inalla n düzenlemesinden de görüleceği gibi, "kendisiyle mal ve hizm et üretimi
y apılan m a l" dem ek olan y atıran mallan, genel anlamda "M akina—Teçhi­
zat—A let" dem ektir. Bu ta rif ve düzenlemeden hareket edilerek ve yatırım
ma İma geniş an lam da m akina gözüyle bakarak, m akina im alat sanayiinin
tüm benzerlik ve problem lerini haiz olduğunu söylem ek h içte yanlış olma­
yacaktır. Konuya b u şekliyle yanaşıldıkça sözü edilen raporun bir pasa-
jm da belirtilen ve yatırım malı üretiminin Türkiye’de 19701i yıllarda b a şla ­
mış olduğunu ifade eden cümleyi "19 7 0 ’li yıllarda nazarı dikkati çekecck
şekilde gelişmeye başlam ıştır" şeklinde ifade etmek belki daha d o ğ ru o la­
caktır. Zira, rapkina imalatının Türkiye’de bu tarihten ço k önceleri b a şla d ı­
ğı bilinen bir gerçektir. ö zel sektörde, l?501erde, kamu kesim inde 19 3 0 'lara kadar iner.bu başlangıç, bir elin parmaklan kadar azdır. Bunların sayısı,
yeterli,şermaye vp teşvik unsurlarından yoksun özel sektör y o ğ u n bir bilgi
ve beçeri gerektiren ^>u sektöre e l a t ın c a cesaret edemez. E denlere d e m a ­
ceraperest gözüyle bakıbm ktadu .T icaret ve müteahhitlik hizm etlerinden
sağhnaıı sermaye, birikimi* çeşitli teşvik tedbirleri ve kredi im kanları ile
birlenince giderek cesaret ve gücü artan girişimcilerin 19701i yılların b a ş ın ­
dan itibaren b u ak n a gjrdiğm yo zamandaki deyimiyle "fabrika y ap an fa b ­
rikalar "'m d d d i boyut ve kapasitelerde peşpeşe kurulduğunu görüyoruz.
1
i
' -
."
■ ^0 '' ■' ’î ■-i
’■’' V’
-?
! ■ ;' **' -
’-
' 1’
Yeterli ve kaliteli malzeme y o lu ğ u , kalifiye işçi ve teknik p ersonel azlığı
gibi Jıer başlangıç olayının tabiatından gelen sıkıntılara rağm en, piyasaya
arzedilen mamul, hoşgörülü bir talebin iyi niyeti ve biraz d a çaresiz ih ti­
yacı ile emilince, kurulan ciddi nıüesseselerin hemen tam am ı—bugünkü sevi­
yelerine ulaşıcı aşama içine girmeyi başarabilmişlerdir.
Bugün için dönüp geriye bakıldıkça, olayda görülen bariz tek
y a n lış ın
fazla
inçeleyeme lüzum görülmeksizin verilen teşviklerin olduğu söylenebilir.
Bunların sonucu oluşan duplikasyonlar nedeniyle atıl kapasiteler y aratıl­
mıştır. Oysa yatırımcılara bazı uzlaştırıcı kurallar em poze
e d ile b ils e y d i,
ya­
tırım maliyetleri düşürülüp atıl kapasiteler yaratılmadığı gibi, birbirleriyle
daha koordineli çalışım alışkanlığı kazandırılmış bir sanayi, yapısı o z a ­
mandan hazırlanm ış olurdu.
-4 8 3 -
Bakanlık raporunun sözü edilen pasajında belirtildiği veçhile yatırını mal­
ları üretim i!9 8 0 Ti yıllarda beklenen ve arzu edilen düzeye gelem em iştir. Ya­
tırını malının m odern ihtiyaçlara uygun ve yeterli olarak üretilebilmesi, pek
çok uğraşı ve fonksiyonun belirli kurallar içinde eksiksiz entegrasyonu ile
mümkündür. Şüphesiz diğer sanayiler için de geçerli olan bu güçlüğün ko­
laylaştırılması, ana sanayiler yanında yan sanayiler oluşturulm ası, gerekli
durum larda SKD ithallerinin yapılması, m üşterek problem lerin çözümünü
çeşitli kuruluşlar nezdinde sağhyabilen dem eklerin ve birliklerin kurulması
ile mümkün olabilm iştir. Yatırım mallan sanayiine, özellikle entegre tesis ve
m akinalan im alatına bakıyoruz; Aynı şeyleri görem iyoruz. Standardize edil­
miş m akina elem anian yan sanayii henüz ço k kısırdır. Pek çok müessese ha­
la pek ço k m akina elemanım kendisi imal etm ekte, yan sanayi ve piyasadan
aldıklarım ise ekonom ik olmıyan ölçülerde stok etm ek ve bu stok seviyesini
muhafaza etm ek zorunda kalmaktadır. Pek çok kam u kuruluşu meyanında,
özel kuruluşlarım ızın b ir kısmı da döküm malzeme ihtiyacım kendi döküm­
hanelerinde üretm ek zorunluğunu hissetm ektedirler. Kalitesiz mal üretmek
istem iyen ciddi kuruluşlar, elbetteki bunun bedelini ödem ek zorunda kala­
caklardır. Yani m aliyetleri ve satış fiyatlan artacaktır ve rekabet güçleri aza­
lacaktır. Bu sektörde üretilen mal genellikle sipariş üzerine üretilir. Yani pa­
zarlık veya ihale sonucu verilen bir sipariş söz konusudur. Malı fiyat yönün­
den de rekabet gücü olması gereklidir. Ana m üşteri, genellikle en büyük ya­
tırım cı olan ve İhale Kanununa tabi kamu kuruluşlandır. Maliyetler altında
teklif verip teknolojik fedekarlıklar em poze edemezsiniz. Yapılacak tek şey
masrafların kısılması suretiyle maliyetlerin düşürülmesidir, iş te bu safhada
teknolojik gelişmeyi sağlayıcı araştırm a — geliştirm e için aynlan masrafta
nasibini alacaktır. Kısılacak veya tanıanuyle kaldırılacaktır.
- 484 Karamca b u sektörün 19801i yıllarda bile beklenen ve arzu edilen bir sevi­
yeye getirilmeyişin ana sebeplerinden biri budur. Bunun çözüme k av u şm a­
sı — yatırım cı kam u kuruluşlarının konuya farklı gözle bakmasıyla sağ lan a­
bilir. Gerçekçi takibi yapılmış ve müeyyideleri iyi hazırlanmış sıkı bir p rekalifikasyon kuralı ciddi kuruluşları teşvik edici ve teknoloji geliştirici y ö n ­
de işletilirse maksat hasıl olur.
Elbetteki bu sektördeki im alatçı kuruluşlara da görevler düşm ektedir. Bu
konuda, Türkiye sanayiinin diğer kesimlerinde uğraşı veren pek ço k k u ru lu ­
şun dernekler kurarak örgütlenmiş olduğunu görmemize karşın, y atırım
malı üreticilerinin çoğunluğu böyle bir örgütleşmeyi henüz k u ram a m ıştır.
Bu husus, bu kesimin çok büyük bir eksikliğidir. Bu salonda bulunan d e ğ e r­
li bazı sanayicilerimizin son zamanlarda bu konuda yaptıkları çalışm a ve t e ­
şebbüslerinin en kısa zamanda müsbet sonuca ulaşmasını, sonuçlandıysa b a ­
şarıya ulaşmasını gönülden diliyorum.
Bu vesile ile özellikle entegre tesis ve güç ve enerji makinalan üretimi y ap an
kuruluşların ana problemlerinden birine de değinmeden geçmek istem iy o ­
ru m
Bilindiği gibi ülkemizin elektrik eneıjisi talebi, ekonominin tarım dan en d ü s­
triye kaymasının ve yükselen yaşam düzeyinin bir simgesi olarak hızla a rta ­
rak 40 milyar kwlı/yıllar mertebesine ulaşmıştır. Programdaki ve program a
alınacak, santrallerin 1995 yılına kadar tamamlanmasıyla III milyar kw h /yıl
ulaşılacaktır. Y urdum uzun net hidrolik potansiyelinin 110 milyar k w h /yıl
olduğu ve henüz ço k cüzi bir kısmının kullanılmakta olduğu düşünülürse
özellikle hidroelektrik santral kuruluşlarının önemi açıkça görülür.
- 485 -
Bu işin bir yüzü...
ö b ü r yüzde görülenler şunlar:
60 Yılı aşkın b ir zam andanberi kurulun tüm büyük H. E. santrallerin ana
m akinalan y u rt dışından tem inedilm iştir. Yedek parçalar dahil bugün de
aynı usul devam etm ektedir.
Sıkıntı çekilen, darboğaz olarak görülen her sahada ülkemiz imkanları de­
ğerlendirilmeye çalışılmış, büyük atıhm lar yapılm ış olmasına rağmen, hidrolik santral m akinalan im alatı konusunda gelişmeler çok ağır cereyan e t­
m iştir.
örneğin, Şeker, Çim ento, Petro — Kimya sanayileri ile T. P. A. O., T. K. I.,
Demir — Çelik, Etibank gibi y a tırım a kuruluşlar büyük ölçüde yerli imalat
imkanlarını zorlayarak ihtiyaçlarını iç piyasadan tem in eder duruma gelmiş­
lerdir; Şeker ve Çim ento sanayileri gibi kuruluşlar bir aşama daha yaparak
anahtar teslimi bazında dış ülkelerle ilişki kurmağa başlam ışlardır. Endüstri
tipi buhar kazanlarının da büyük ölçüde yerli yapımının gerçekleştirilmesiy­
le örneği bir şeker fabrikasın m Türbo —Jeneratör gruplan hariç tüm nıakinalan ve tesislerinin yerli olarak yapılabildiğinin gururunu yaşama aşaması­
na gelinmiştir. Manevi hazzı ve dışa bağımlılıktan kurtulunm uş olmanın ya­
nı sıra temin ettiği ekonom ik y aran şöyle ifade etm ek mümkündür: 6000
Ton/gün pancar işleme kapasiteli bir fabrikanın anahtar teslim fiyatı için,
1985 yılında, ülke dışından alınan tekliflerde Fransa 'mn 100 milyar. Dani­
m arka'nın 90 milyar. Polonya'nın 63 milyar TL.Tık fiyatlarına karşın şeker
sanayi yerli ve kendi imkanlarıyla 32 milyara maledilebildiğini görmüştür.
i,
-4 8 6 Bütün bu örnekler gözler önünde cereyan ederken hidrolik santral üniteleri­
nin hala dışardan getirilmesinin sebebini izah etm ek, izah edilse de anlıyabilmek oldukça güçtür. Zira Hirfanh'da 4 yıldan beri başarıyla çalışm akta
olan 32 MW gücündeki 4. hidrojeneratör, projesi T. E. K. tarafından yapıl­
mak suretiyle ve onun öncülüğünde, şeker makina fabrikası ve ülkemizin
27 değişik kuruluşuna ait 38 işyerinde yapılarak dış fiyatlardan % 57 daha
ucuza ınaledilmiştir. (620 milyon TL.)
29 AĞUSTOS 1983 tarihli 18150 nolu Resmi Gazetede yayınlanan K arar­
name ile Hidro - Jeneratör ünitelerinin siparişini alacak yabancı firm a n ın
yerli imalatla ilgili mükellefiyetleri karar altına alınarak iyi bir adım atılm ış
olmasına rağmen, görüldüğü kadarıyla aslan payı hala y ab an a firm alarda
kalmaktadır (% 85). Kanımızca bu konunun ana sebebi D. S İ. ve T. E. K.
arasındaki, kuruluş kanunlarında gelen, kopukluktur. D. S. 1. ihale ve m o n ­
taj bitimine kadarki işle ilgilidir. T. E. K. kendim işletmeci olarak gördüğün­
den, santralı işletme safhasında devralmaktadır.
D. S. 1. örneğin 100 milyarlık bir barajın % 10'unu teşkil eden 10 m ilyar gi­
bi kendine göre küçük bir rakam nedeniyle işin rizke edilmemesini, güvenli
ve garantili bir iş yapma görevi olarak görmektedir ve bu inanç için d ed ir.
Oysa ülkemizin menfaatleri açısından konunun evvela bu iki kuruluş tarafuıdan ele alınarak, bu konuda bilgi, tecrübe ve mühendislik birikimi b u lu ­
nan yerli kuruluşlarımızın potansiyel ve kapasitelerinden istifade etm enin
yollan mutlaka bulunmalıdır.
Zira:
- 487 Bu alan ekonom ik — teknolojik ve mali yönden Türkiye'nin vazgeçemiyeceği kadar büyük ve yatarım m allan içinde ağırlığı olan bir alandır.
Yeni bilgi ve teknoloji üretimleri için vasi ve atıl kapasiteleri kompanse edi­
ci görünümdedir.
İth al yoluyla tem inedişteki gecikmeler ve imalat hatalan dolayısıyla proje­
nin gecikmesi ve yatırım m aliyetinin artışım önleyici bir çözümdür.
Tam ir — Bakım ve yedek parça tem inindeki güçlükler ortadan kalkacaktır.
ödem eler dengesindeki olum suzluklan azaltacaktır.
Ç ok uzun çalışm alardan sonra hazırlanm ış olan yönlendirme planı özet ra­
porunda zikredilen kısa, o r ta ve uzun vadelerde alınması gerekli tedbirlerin
hemen hepsiyle hem fikir olduğum u belirterek sözlerime son vermeden önce
artık orta veya uzun vadeler içinde çözüm beklemeye tahammülü kalmamış
olması nedeniyle kısa vadeli tedbirlerle çözümü gereken araştırm a - geliştir­
me konusunun önem ini bir kere daha belirtmek ve bu konuda sanayiciye
sağlanacak gerçekçi teşviklerin uygulanmasında, sadece yeni teknoloji ge­
liştirm eler için değil, yeni teknolojiler uygulayarak üretime fazlalık, kalite
ve ekonom iklik sağlayıcı sonuçlar alanların da belli ölçülerde yararlandırıl­
ması paralelinde tedbirler getirilmesinin gerekli olacağı görüşümü, çeşitli
konuşm acılara ilaveten vurgulamak istiyorum .
- 488 MADEN MAKİNALARI İMALAT SANAYİİNİN
MADENCİLİK SEKTÖRÜNDEKİ ÖNEMİ VE ÜLKEMİZDEKİ DURUMU
Yaşar TUNCER
T. T. K. Gn. Md. Y rd.
Madencilik sektörünün ölke ekonomilerinde temel taşlardan biri olduğu ve
bu sektörün entegre olarak birçok sanayiye hitap ettiği bilinm ektedir. A y rı­
ca bu sektör yoğun emeğe dayalı olması nedeniyle istihdam ağırlıklı o lu p
*^
bizim gibi gelişmekte olan ülkeler için son derece önemli sosyal yönü b u lu n ­
maktadır. Durum böyle iken Ülkemizde bu sektörün GSMH içindeki p ay ı
giderek azalmış ve son 3 — 5 yıldan beri % 2 gibi çok düşük bir seviyede b u ­
lunmaktadır.
Madencilik sektörünün ağırlığını çeken kömür madenciliği ise b irin d i enerji
kaynaklarının başında gelmektedir. Petrole alternatif olabilen köm üre ta le ­
bimiz geçen yıl yapılan Türkiye 4. Eneıji Kongresinde taşköm ürü için 1987
yılında 7,3 milyon ton, 5 yıl sonra yani 1992 yılında 15 m ilyon to n , 2 0 0 0
yılında ise 20 milyonu sanayi sektörü olmak üzere 32 m ilyon to n olarak
ortaya konmuştur. Buna karşılık halen taşkömürü üretimi 3,6 m ilyon to n
olup 2000 yılında plânlanan miktar ise 7,5 milyon tondur. Benzer d urum
linyit içinde söz konusudur.
Bu açıklamalardan sonra şu noktaya gelmek istiyorum.
Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin madencilik sektöründeki gelişm elerini
tetkik ettiğim izde ülkelerin öncelikle maden makinalan im alat sanayim kur-
-4 8 9 dukları görülm ektedir. 1957 yılında Avrupa taşköm ür madenciliğinde 1,5
ton civarında olan işç i —vardiya başına kömür üretimi geliştirdikleri yoğun
mekanizasyon sonucu genel olarak 4 to n , özel mekanizasyon projelerinin
uygulandığı yerlerde ise 12 ton/adam var d iy e n e yükselmiştir. Ülkemizde
ise bu rakam sadece 700- 800 kg/adam —vardiye seviyesindedir.
İnceleme yaptığım ız h içb ir ülke madencilik sektörlerindeki gelişmelerini şu
veya bu ülkeden sağladıktan makina ve teçhizata bağlı olduğunu ifade e t­
memekte ve önce ülkelerinin maden makina lan sanayi hakkında bilgi ver­
mektedir. Her ülke kendisinden bu konuda ileri durum da bulunun ülkelerle
yaptığı anlaşma ve teknoloji transferleriyle bu sanayii kurm uş, geliştirmiş
ve yönlendirm ektedir.
Ülkemizde ise devlet tarafından takip edilen im alat sanayileri bilindiği gibi
tüketim malı, ara malı ve yatırını malı üreten sanayiler olarak grublandınlrmştır. Bunlar arasında gıda sanayinden uçak sanayine kadar 30 'a yakın
imalat sanayi bulunm asına rağmen "Maden Makinalan İmalat Sanayii" yer
almamaktadır. Bu nedenle de bu sanayi yeterince tanınmam akta ve bilinme­
mektedir. Bu durum u Türk Endüstri Katalogunun tetkikinden de görmek
mümkündür.
Madencilik sektörü b u güı yeraltı ve açık ocak işletmeciliği olarak ikiye ay­
rılmaktadır. Bu iki işletm e tarzı, şartlan gereği ayrı özellik göstermekte ve
bu nedenle kullanılan maden makinalan da birbirinden ayrılmaktadır.
Yaklaşık 140 yıldan beri yeraltı kömür işletmeciliği yapılan Taşkömür hav­
zasında, ihtiyacı olan makina ve teçhizatın bir kısmı alevsızdırmak teçhizat-
- 490 ta dahil olmak özere -yılda 5 - 6 milyon $ tutarında- imal edilm ektedir. A n­
cak bu husus ycterince yurt içi imkanlarıyla desteklenmediğinden arzu e d i­
len bir gelişme gösterememiştir. Yıllarca yeraltı madenciliğinin yükünü
çeken bu işyerimizin tecrübeleri daima dikkate alınmalıdır.
I. Sanayi Şurası için hazırlanan "Yatırım Mallan Sanayii Yönlendirme Planı
ö z e t Raporunun iş, kazı ve Maden Makinalan Sanayii" adı altındaki V I. b ö ­
lümünde ise genel olarak bazı iş ve kazı makinalanna değinilm ekte an cak
açık ocak ve yeraltı maden makinalan hakkında bir incelemeye ve görüşe
rastlanmamaktadır.
İhracattaki payı tanm sektörünü geçecek şekilde gelişen sanayimizde b u k o ­
nuda arzulanan bir gelişme görülmemektedir. Sanayii hızla gelişen ülkem iz­
de Batı Dünyası sanayileri arasında en büyük fark Maden M akinalan Sana­
yinde meydana gelmiştir. Diğer taraftan ise Maden M a k in a la n İm alat S ana­
yii bugün ülkemizin içinde bulunduğu ve hedef aldığı sanayinin üstünde bir
teknolojiyi de gerektirmemektedir.
Bu bakımdan geç kalman bu yolun kısa sürede alınmasını sağlayacak şek il­
de konunun ele alınması, bu sanayinin diğer imalat sanayileri arasında ilave
edilerek bu boşluğun doldurulması, tanıtılması, teşvik edilmesi ve
mesi zorunludur. Böylece Ülkemizde var olan potansiyel
ö z e n d ir il­
y ö n le n d ir ile b ile ­
cek ve Dünyanın önde gelen kuruluşlanyla yapılacak işbirliği ile de te k n o lo ­
ji transferi mümkün olabilecektir.
Aksi takdirde, 'Türkiye'de Eneıji Sektörü
ve
Sanayii Ana Plânı R a p o ru "
nun 18. sayfasında görülebilceği gibi ülkemizin birincil eneıji
ü r e t im in in
-4 9 1 % 5 0 ’ni teşkil eden köm ür madenciliği başta olmak üzere yoğun mekanizasyona bağlı olan madencilik sektörünün gelişmesini ve verimliliğini beklemek
fazla iyimserlik olacaktır.
Bu nedenle, Dünya sanayi ve teknolojik gelişmelerini izlemek suretiyle Ül­
kemizin uzun vadeli sanayi stratejilerini tespit etmek ve yönlendirmek ama­
cıyla düzenlenen I. Sanayi Şurası "Yatırım Mallan ve Eneıji Sanayi Sonuç
R aporu" na Maden M akinalan Sanayinin Yeraltı ve Açık Ocak Maden Ma­
kinalan Sanayii olarak yer alması ve yukanda belirtildiği hususlan da ihtiva
eden bir stratejinin belirlenmesi kaçınılm az olm aktadır.
-4 9 2 AET YOLUNDA ÖZ TEKNOLOJİMİZ
Prof. Dr. özdem ir BENGİSU
D. Eylül Ü. Mak. Müh. F ak. Bl. B şk.
1— SINAİ İŞLETMELERİN BAĞIMLILIKLARI
Kuruluşlarından beş on yıl gibi bir süre sonunda üretim ve satışları ile b elir­
li bir rejime erişen endüstri işletmelerinde, şayet yeni atılımlar isteği uy an ır­
sa, işletmenin bir çok bağımlılıklarla atalet içinde olduğunun farkına varı­
lır.
İşletmenin yeni atılımlar yapabilmesini önleyen bu bağımlılıkları şöylece
sıralayabiliriz.
1— Kapital, pazar ve diğer ekonomik bağımlılıklar.
2— Teknolojik bilgi lisans v.s. bağımlılıklar.
3— Üst düzey yöneticilerinin psikolojik ataletleri.
4— Kanun ve mevzuatlar.
5— Sendikal bağımlılıklar.
6-
Kalifiye personel.
-4 9 3 7— Hammadde, Eneıji temini ve nakliye.
8— İşletm eye özgü diğer b ağ ı m lılıklar.
Bu bağımlılıklar aslında birbirlerinden ço k ayrı da değillerdir. Pazar payı,
teknolojik üstünlüklerle ve ucuz fakat kaliteli ham madde temini ile artar,
kapitali yükseltir. Sendikal problem ler, ekonom ik bağımlılıklarla ilgili olup,
kanun ve mevzuatlarla iç içedir. Lisans bağımlılığı üst düzey yöneticilerinde
psikolojik atalet yaratır.
İşletm enin bu bağım lılıklar içinde rejim halinde çalışırken atılıma geçm e­
sinde flk adım üst düzey yöneticilerinin psikolojik ataletlerinden stryılabilmelerine bağlıdır. Rejim halinde çalışan b ir işletm enin sorum lu yöneticisi,
b u rejim haline yıllar sonra gelinebildiği için , psikolojik olarak tek yönlü
kendisinin yarattığı kom pleks fakat başarılm ış bir tek yönlülükte ısrar eder,
örneğin, ço k ucuza kapattığı bir Esansla üretm ekte olduğu malın modern
rakiplerini görm em ekte direnir.
M odem teknolojilerin getireceği mali yükün rizikosu kendini ürkütür. .Araş­
tırm a ve geliştirm eye harcanacak paranın kısa zamanda geri dönmiyeceği ka
n ısın d a d tr. Ancak araştırm aya istek duym ası nedeni ile de. çok küçük prob-
le n ierin masrafsız araştırılm ası taraftandır. Bu ise işletm eye yeni bir atılım
verecek kuvvetten ço k uzaktır. "Bilgi A raştırm a ve Teknolojik Geliştirme
Birim i" açısından önemli olan Teknolojik bilgi ve lisans bağımlılığı, bu ata­
letler arasında genellikle fark edilmesi en zor olanıdır. Ciddi bir üretim içiıı
lisans gereklidir ancak yeterli değildir. Aksine paralelinde araştırm a olmazsa
işletm eyi çok kolay rehavete’de itebilir. Genelde lisans vericinin sattığı bu
- 494
teknoloji, kendisinin kullanmağa başladığı en son teknoloji değildir, on d an
bir veya birkaç generasyon öncesi bir teknolojidir. Nadiren de olsa en son
teknolojilerin de lisans .olarak aktarıldığı olasıdır. Ancak gelen lisansın p a ra ­
lelinde, o lisansı üretmiş olanların yaptığı araştırmaya benzer bir araştırm a
genelde devreye sokulmaz. Dolayısı ile ilk yıllar ihracat dahil parlak bir m uaffakiyetle seyreden satış, zamanla yanlız yurt içine dönük, bir m üddet s o n ­
rada pazar payı kapmağa çalışan bir üretime dönüşür. Pazarın sönm eye b a ş ­
laması üzerine tekrar canlandırmak için yeni bir lisans alma yoluna gidilir
ve durum tekerrür eder. Bazı lisans anlaşmalarında ise, lisans .üretici firm ada
yapılan son araştırma mahsûllerinin de lisansı satın alana bildirilm esi söz
konusu olabilir. Bu tip çalışma bir defalık lisans almaya nazaran dah a b a ş a ­
rılıdır ve ömrü daha uzundur. Ancak yine de lisans alıcı, araştırm anın yan
ürünlerinden faydalanamaz, gelişmelerin bir kısmını da bağımlılıklar b ah sin ­
de geçen diğer hususlara uymadığı için kullanamaz. Araştırm a hangi iş le t­
mede yapılıyorsa teknolojik bilgi birikimi orada olur. Bu birikim , firm anın
özüne uygun, diğer bağımlılıkları da kolayca aşabilen gelişimlerin üretilm e­
sinde kullanılır.
Ülkemizde bir firma oniki yıl kadar önce yüksek basınçlı, trak tö r hidroliği
dişli pompasını bir Alman Lisansı ile üretmeye başladı. İlk altı yılını altın
devrinde geçiren bu çok ciddi yatırım, dış pazar konusu gündeme gelince
nasıl olupta, dış pazarda pay alamadığını araştırmaya başladı. S o n u çta ,
pom palarının çok yüksek gürültüsü nedeni ile satılmadığını, aynı pazarda r a ­
kip olarak lisans verici firm anın gürültü düzeyi az bir pompası ile k a rşıla ştık ­
larını gördü ve maalesef bu rakip pompanın lisansını da satm alm ak zorunda
kaldı. Bu yeni pompanın, süper bir rakibi ile karşılaşıp karşılaşm adıkları
malumatın haricindedir.A ncak yeni pompa ile birlikte ciddi bir dizayn araş-
-4 9 5 tırmasma girdiklerini biliyorum.
Ankara'da bir T rak tö r Fabrikasında tüm lisansını geri alan Ford firmasının
ardından uzun yıllar m e t i m durm uş, fabrika çok basit başka üretimlerle can­
lı tutulm ağa çalışılm ıştı.
Bugün ülkemizdeki en başarılı Torna tezgahlanm a çoz ucuz (10.000 $ bir
lisansla ve onyedi yıl öncesinden hem en h iç farklılaşmadan üretilmesi büyük
bir başan olarak görülebilir. Ancak, üretici ülkede "Baustein" 'İn ş a a t ta şı"
prensibi De üretilen ve ti m takım tezgahfanm t k a lfandan , tip dişli kutuların­
dan biri ile ötüştürülm üş olan bu torna tezgahının
dişli çark fazlalığının
ötüştürdüğü gürültü ve m aliyet artışı torna tezgahsan dış pazarlarda satış
şansuu negatif yönde etkilem iştir.
Yukarıdaki örnekler maalesef ülkemizde ve gelişmekte olan ülkelerde pek
çoktur.
ö z e t olarak şunu söytiyebiliriz:
"Lisans, tecrübe kazanm ak, ilk atılımı yapmak açısından şarttır. .Ancak,
daha önce ve hiç olmazsa aynı anda başlatılmış bir ciddi boyuttaki araştır­
ma ile eşleşmiyorsa maalesef yanlız başına lisans yeni lisanslarla takviye
edilse bile, rahavet verici ve zamanla pazar paymı düşürücü bir etk en d ir".
-4 9 6 I I - LİSANS BAĞIMLILIĞINA "ARAŞTIRMA"NIN ETKİSİ
Lisans alıınlannın en gelişmiş şekli "Jointventure", teknoloji üreten firma*
mn lisans sattığı kuruluşa ortak oluşu anlamındadır. Lisans konusundaki en
son yenilikler de teknolojiler, ortağa aktarılır.
Ancak, daha önce de belirtildiği gibi, teknoloji üretimindeki yan ürünler, y a ­
rı gelişmiş teknolojik ürünler karşı tarafa bildirilmez. Çünkü ortaklık k o n u ­
su muayyen bir cins mal üretimini kapsar.
Teknoloji üretim çalışmaları* bazı araştırma yatırımlarının, (hazır bilgi, S o f t­
ware, bilgi işlem ve depolama cihazları, kitap, m akak, tezler, tebliğler, m ec­
mualar, raporlar, deneysel düzenek ve cihazlar, kontrfiksiyon bürosu vs.)
yapılmasını gerektirir. Ancak bunlar birer araç olup esas olan insan kafası­
dır.
önce konunun sınırlan saptaıup belirli kafa yapısına sahip kimseler m uay­
yen bir disiplin dahilinde konuyu araştırırlar. Bu grup, elektronik, o p tik , va­
kum teknolojileri ve diğer yüksek teknolojilerde toplara işletm e kadrosunda
hemen lıemen yan yanyadır.
Kapsamında bilim adanılan, mühendisler, uygulamalı temel bilimciler b u ­
lundurur. Makina üretiminde bu oran 1 /3 kadardır, örneğin İsrail'de bu sek ­
törde çalışan bir fabrikada 1600 personelden 6 8 0 ! araştırm acıdır. R om an­
ya'da Takım Tezgahları Sanayii’nde çaüşan tüm
d e v le t
sektörü için , b in ler­
ce araştırm acıyı, konstrüktörü ve dizayn mühendisi kapsayan merkezi bir
kuruluş m evcut olup, Romanya Takım Tezgahlan Sanayii'nin dünya çapm -
-4 9 7 daki hızlı gelişimini sağlam ışlardır. İspanya Yun Bask bölgesinde de takım
tezgahlan fabrikalarındaki dizayn ve araştırm a personelinin oranlan 1/10 ile
1 /4 arasında değişm ektedir.
İsrail in araştırm a geliştirm e için bütçesinden ayırdığı pay % 6 ile 8 iken ül­
kem izde bindeler m ertebesindedir. Bu da hükümet politikamızda araştırm a­
ya inançsızlığımızın açık örneğidir. Kısa »ire sonra AET'ye tam 0ye olaca­
ğına inandığım ız ülkemizin, makina üretiminde hammadde vs. ile ne kadar
pahalı bir üretici olduğu bilindiğine göre, bugünkü y urt içi pazar payımızın
sıfıra düşeceği de hesaplanm alıdır. Teknolojik araştırm aların ülkemiz için
bir lıîks olduğu kanısı ço k yaygındır. Paranın en hızlı geri dönüş ş e k i lisans
üretimi ile gerçekleşir, (Ş ek il 1).
Paranın çıkış (yatırım nedeni ile) (a) ve girişi (yeni bir teknolojik lisans
nedeni ile) (b) ço k hızlıdır.
Eğirinin çok sert iniş ve çıkışının anormal durumları " k a p -k a ç " sanayi iş ­
letm elerim iz'de ço k daha belirgindir.
498-
■Clor
&
vorhk
VARLIK
Poro
çıkısı
®
p o r°
S ‘r!>
-
S EKİL •' I
H i o m ü t e lim i ( ------ Iv r o ı o j h r m o p o r o le lin û r
H i o n s ü t f ti m i ( ---------■>/»/> jtılloro
g - r i i ve Çıkışı ¡.V ii r m o vorhAırun
gö te p o ta
eŞtU eti
-4 9 9 Bu eğri (c) noktasında pazarın teknolojik doym uşluğuna ulaşır ve bundan
sora her yıl pazar kaybı artar; (d). Eğri sıfır para girişine eriştiğinde (e) el­
de yalnız modası geçm iş yatırım makinalan kalm ıştır. İlk
yıllan yanhz
araştırm a y atın ım ile başlayan (f) ve belirli bir bilgi birikiminden sonra,
istenilen kadar ve bilerek Teknolojik lisans satın alan (g) bir işletmede yatı­
nın hızı ağırdır ve paranın geri dönüşü de ağırdır (h), zira paranın geri dö­
nüşünde de araştırm a yatınım devam etm ektedir. Her iki halde d e para ç ı­
kışının toplam ı (taralı alanlar) takriben eşit alınabilir. Çünkü ik in d halde
lisans alıntında ç o k daha bilinçli davnınılabilmiştir. Ancak araştırma pa­
ralelinde dahi olsa, lisans bir müddet sonra güncelliğini kaybeder ve paranın
girişi daha da ağırlaşır (i) ; b u durumda teknolojik birikim yan ürünleri ile
firm ayı zayıflatm aktan girişin sıfıra inmesinden kurtarır (j).
Genelde O -
A şeklindedir. Yani paranın yıllar boyu toplam girişi toplam
çılaşm dan büyüktür. Ancak (e) noktasına erişen işletmede, nakitler makina
bina v s . * y e dönüşm üş durum dadır. Gene'de C > A'dır. Pazar kaybı devam
ederde işletm e kredilerle beslenmeye devam ederse bir m üddet sonra sabit
yatırım ların değerlerinin ilk yatırını kadar olduğu (k) noktasına varılır. Bun­
dan sonra geçecek her yıl sabit yatm m lann dahi, borçlan karşılayamıyacağı durum a getirecektir.
Araştırma *da sihirli bir değnek değildir. Her yıl bütçenin önemli bir kısmı
araştırm a harcam alarına a y r ılm a z s a ( j ) yükselişi (d) gibi ve daha az bir eğim­
le düşüşe geçer, (j) eğrisinin yani lisansının değerâzleşm eşinden sonra an ­
cak teknolojik birikim ve yan ürünlerle devam eden eğrinin hiç yükselme­
den gitm esi'de bir olasıükdır. Böylece gittikçe artan farklılaşması sağlanır
ki bu da bir m uaffakiyettir.
-5 0 0 Şckil 1 in altındaki eğri ise şirket varlığının yıllara bağlı değişimidir. Aslın­
da varlık eğrisi para eğrisinden çıkarılmıştır. Her yıl harcanan veya kazan ı­
lan paraların toplamı, "varlığı" yarattığından alttaki eğri üsttekinin entegral eğrisidir. Bu nedenle para eğrisinin sıfır noktalarından geçtiği yerler,
varlıkta minimuma veya maksimuma tekabül eder.
örneğin (1) ve (m) noktası, (p) ile (q) noktası gibi.
Aynca varlığın maksimum olduğu (r) noktası ise, para hareketinin sıfır
olduğu, yani kazancın sıfır olduğu (e) noktasına tekabül eder. Firm anın en
borçlu olduğu yıl (m) para dönüşünün ve faaliyetlerinin en yüksek o ld u ğ u
yıldır. En varlıklı olduğu yıl (r) ise en kötü yılıdır. Bir firmanın en zengin ve
müreffeh yıllarının, kazancın sıfır olduğu yıllar olması ilginçtir.
Öz varlığın kuruluşundan beri en yüksek seviyede olup da; k aza n a a rtm a ­
yan bir firmanın, herhangi bir manipilasyonla, kredi ile veya sübvansiyonla
kurtulması mümkün değildir. Dolayısı ile ilk alarm olan "Kazancın artm ası"
durumunda alınabilecek yegane tedbir derhal öz teknolojiyi yaratabilecek
teknolojik araştırmaya girmektir, ancak bu sayede (s) noktasına gelinm ek­
ten kurtulunabilir.
Manisa'da gaz tüpleri üretmekte olan bir firma lisanslarının değersizleşnıesi
piyasanın tüpe doymuşluğa erişmesi üzerine, işe aldığı genç ve dinam ik genüi müdürüne problemi gösterdi. Firma ilk iki yıl mevcut üretimin paralelin­
de üç makina mühendisi ile araştırmaya koyuldu. Pazarlamada zor yıllar
yaşanırken birikmiş teknolojilerine ilaveten bir know -h o w satın ahnarak
üçüncü yılda uçak bombası imalatı gerçekleştirildi. Bunu uçak bom balan-
- 501 ran büyük çap ta ve boyda olanları takip etti, bir y an d an ’d a tüm.malzeme
m uayene ve konstrüksiyon la bora tu varlan tamamlandı. Firma bugün Tüp
im alatında TSE standart mm müellifi durum una gelmiştir.
Avrupa Ekonom ik Topluluğuna girmemize, yazar M riiretBARLAS’a göre
o n yıl var.
AET Sonrasında sınai işletmelerimizin durum u ne olacaktır? Bugün halâ
m akina sektöründe ihracat yapabiliyoruz, fakat genellikle, y urt içi satışı
için üretiyoruz. Ülkemizde hammadde pahalı, kütle imalatı yapılamadığı
için üretim yöntem leri pahalı olduğu halde dış p aza ıım z varsa, bu maalesef
em eğin ucuzluğundadır.
AET Sonrası, ilk değişen emeğin pahalılaşması olacağından, firmaların varlıklanm n sıfıra inm esinden nasıl kaçınabileceğiz. Gerçi kütle imalatı ile
üretim ucuzlayabilir, ancak bu da yeterli olmaz.
Bunun için en akılcı çözüm, firma bütçelerinden önemli bir kısmı araştır­
maya ayırm aktır. Belki böylelikle on yıllık sürede kendi öz teknolojimizi
kurabilir h atta devletin kontrolünde dış ülkelere teknolojimizi satabiliriz.
Devlet kontrolü her gelişmiş ülkenin teknoloji ihracından çok etkindir. Bu­
gün Specıal Metali Co. 'den uçak türbinleri kanatlarının çift katlı vakum al­
tında dökümünün teknolojisini satm almak kabil değildir. .Almanya içinde
durum aynıdır. Dolayısı ile kendi öz teknolojisini geliştirmeyen ve k urtu­
luşu devamlı veni enjeksiyonlarda arayan bir firma maalesef dönüş yolun­
dadır, akibetten kurtulm ası'da mümkün değildir.
- 502 SON U Ç :
Bir teknolojik işletmenin devamlılığında d d d i araştırma teşkilatlarının r o ­
lü çok büyüktür. "Amerika'nın yeniden keşfedilmemesi" görüşünde o lan
yöneticiler Christof Colomb Amerika» ile dünya pazarlarında pay k ap m ağ a
çah şmaktadırlar.
Halbuki Amerika her geçen gim yeniden keşfedilmekte, bu k eşif d e b ir
müddet sonra parlaklığını kaybetmektedir. Onun için yegâne çare iş le tm e ­
nin önce araştırmaya başlıyarak konuyu öğrenmesi sonra pazara girm ek iç in
tir lisans satmalması, üretim esnasında lisansı öğrenmesi ve araştırm aları ile
teknolojik bilgi birikimi yaratması, icabında işletmeyi bu bilgi ve y an ü ü ıfen ile sıfira dönüşten kurtarmasıdır.
I. SANAYİ ŞURASI
SORU VE CEVAPLARI
- 505 ÜNAL KALAYLI (Ü nkal Firması)
Saym Bakanım, Saym YAVUZTÜRK'ön konuşm alarında canlı bir şahit
olarak söz aldım. Şöyle bir durum var, mahalli idarelerimiz maalesef bakanlığımızın ve m ensuplarının göstermiş olduğu ilgiyi bizfcre göstermekte*
ler ve bizlere her türlü güçlüğü çıkarmaktadırlar. Şöyle bir misal vermek is­
terim, evvela özür dilerim kendimi takdim edeyim önce, Taysad Yönetim
Kurulu Üyesi ve Ünkal Firmasından Ünal KALAYLI.
25 Yıla yakındır aynı işi yapan ve otom otiv sanayiine hizm et veren bir ima­
latçıyım. Büyük hayallerle işi getirdim ve yaptığım işi entegre tesis haline
getirm ek için, bir sanayi yeri aldım. Ve buraya, bu te sis kurmak için teşeb­
büse geçtim . Yerim halihazırda sanayi bölgesidir. Yeni yapılan planda ar­
kasında okul yeri istenm ektedir. İstanbul güneşlide. Buna itiraz ettim , pla­
na yasal dönem içinde ve hukukçulara araştırdım , dilekçemin çok haklı
olduğunu, bunu bugün olmasa bile mahkeme veyahut da bakanlık nezdinde
teşebbüse geçerek alınabileceğini söylerler. .Ancak bu bana çok zor ve ağır
gelm ektedir. Bir sanayi bölgesinin arkasından okul yeri kesilmez. Bir okulun
yanm a, sanayi bölgesi kurulamayacağına göre, sanayi tesisi kurulamayaca­
ğına g ö r e .......
- 506 BAKAN - Yerini söylerseniz, Genel Müdür b u ra d a............
ÜNAL KALAYLI (Devamla) — Güneşli sanayi bölgesinde.
BAKAN — Siz not alın, siz de müracaat edin.
ÜNAL KALAYLI (Devamla) — Dilekçem var efendim.
Müracaat ettim, ancak bana çok acı. Şimdi müteahhitler derler ki, sen u ğ ­
raşma, yorulma biz herşeyi halledelim, buraya sanayi sitesi yapalım. Sen d e
rahat et, çocukların da. F akat ben otom otiv sanayiine, Tüık sanayiine 26
yıl hizmet etmiş bir sanayici olarak, bunu istemiyorum. İşime devam etm ek
istiyorum ve bu yönde de çalışmalarım vardır. Ancak, sayın panelistin söz­
lerin şahit olması bakanından, bu konuşmayı yaptım.
Teşekkür ederini
BAKAN - Ben teşekkür ederim.
Genel Müdür bey ve arkadaşlar buradalar, ilginecekler.
Buyurun efendim.
Sayın Bakanım, sayı müsteşarım, sayın konuklar, Birinci Sanayi Ş uram ızın
değerli mensuplan ve dinleyici arkadaşlanm ; Sayın Bakanım, Türkiye ç a ­
pulda ilk defa ihdas edilmiş olan ve biz sanayicilere büyük önem teşkil eden
bu toplantının vakar ve gururu beni söz almaya mecbur etti. Zatıalinizin
- 507 şahsında butun emeği geçen Sanayi Bakanlığımız mensuplarına şükranları­
mı lütfen kabul etm enizi istirham ederim .
Bendeniz küçük sanayi siteleri konusunda, Gaziantep sanayi sitesi yapı koo­
peratifi başkam , G aziantep O to Makina Sanayicileri Demeği Başkam ola­
rak, tekrar şükranlarımı arz edeyim.
BAKAN — Teşekkür için konuştuğunuza göre mesele yok. Çünkü Küçük
Sanayii yönlendirm e toplantısı hem en bunun arkasından başlayacak.
O zam an, bendeniz teşekkürlerimi arz edeyim. Sözümü bilahare istirham
edeyim efendim .
BAKAN — Tabii efendim, bu yalmz şimdi Yatırım Mallan sanayii ve eneıji
sek tö ri|çin soru soracaklar veya konuşacaklar için söz veriyorum.
B uyurun efendim.
Efendim, yatırım m allan özet kibm da, l l ' n d sayfaya bakıldığında kalıp
fabrikalan olan Makina Kimya Mühimmat Fabrikası, silah fabrikası, gaz
maske fabrikası. Devlet Dem ıryollan, Aselsan, Kale Kalıp, ECA, Coşkun
ÖZ, GAMA. Ş işe Cam. Pimaş, TAB. Görülüyor ki, bu kahp fabrikalan
arasında, hepsi hem kahp hem entegre tesislerdir. Müsaadenizle burada Ka­
lıpsan sadece kahp yapan bir fabrikadır. Konuyu şuraya getirmek istiyo­
rum. 14'ncü sayfanızda. Kahp sanayii ile birlikte kurulacak entegre tesisler
teşvik kapsamına alınmalıdır, zaten kahp fabrikaları kurulunca entegre
-5 0 8 tesisler ile beraber kurulmaktadır. Yalnız, bir üst kısmında, düşük faizli ve
uzun vadeli kredi veya kur garantisi temin edilmelidir sözü, "ve k u r g aran ­
tisi'1 olarak düzeltilirse, ihtisaslaşma, arzu ettiğiniz ihtisaslaşma düzeyinden
çok uzaktır, kalıp konusu ihtisaslaşmaya başlama aşamasına gelebilir.
Diyeceksiniz ki, siz neden ihtisas konusuna girmiş oldunuz? Biz de hasbel
kader ithalatla uğraşmamıza rağmen, hasbel kader konut işine girdik. F a ­
kat bir işi bitirme namusumuz o işi sonuna kadar, yardım almasak bile yü­
rüteceğiz. Fakat bizim hizmetimiz çok önemli 1 0 -2 0 tane formülle kalıp
ithalatına ve yedek parça ithalatına yardım a oluyoruz, desteklenirse m ik ta ­
rımız daha da artacak. 11 ve 12 aylık tesEm sürelerimizi de düşürmüş o lab i­
leceğiz.
Maruzatım bundan ibarettir, teşekkür ederim.
BAKAN - Ben de teşekkür ederim.
Üç kişiye söz verdim, bundan sonra soru varsa, yazdı olarak vermenizi rica
ediyorum.
Şim di efendini, sayın panelistlere ve üye arkadaşlarımıza ço k ç o k te ş e k ­
kür ederini Bu oturum u kapıyorum. 15 dakika sonra diğer otu ru m b a şla ­
yacaktır.
Sağolun efendim. (Alkışlar)
I. SANAYİ ŞURASI
NİHAİ RAPOR
-511Birinci sanayi Şurası — Yatırım Mallan Sanayii, Eneıji ve Enerji Makina ve
T eçhizatı oturum unda. Başkanlık Divanı, Panelist ve Konuşmacılar tarafın­
dan ifade edilen hedef ve önerileri kapsayan sonuç raporu takdim edilmek­
tedir.
Şuranın bilgi ve onayına sunulur.
1 — Dünya'da gelişmiş sanayi ürünlerinin giderek bilgi toplumuna dönüş­
tükleri; bilgisayar ve elektronik endüstrisinin geEşmesiyle ve Computer
kullanımıyla ekonom ik ve sosyal faaliyetlerin, işletmelerin yalnız ka­
rar almada zamanında, sağlıklı, hızh ve tutarlı sonuçlara ulaşmasında
değil fakat aym zamanda daha iyi gelişmiş sistemlere geçildiği gözlen­
mektedir.
2 — Ülkelerin ekonom ik faaliyetlerinden önemli ikisini teşkil eden üretim
ve hizm etlerde artık yalnız milli sınırlar değil dış ülkelerde de faaliyet
gösterme ve ürün satm aya dönüş hızlanmıştır. Hatta bugün dünya, ölke
ekonom isinden, dünya ekonomisine doğru geçiş içindedir.
3 — İleri ülkelerde bioteknoloji, yeni imalat teknolojileri, deniz kaynakla­
rından daha ço k faydalanma başlamıştır.
4 — Üniversite. Sanayi işbirliği fevkalade artırılarak .Ar. Ge faaliyetleri tek­
nolojinin üretimi, transferi ve uyarlamasında çok etken hale getirilme­
lidir. Sanayide otom asyon, robotik gibi ileri sistemlerin tasarını imali
gibi alanlarda: com püter yardımlı sistem, ürünlerin dizaynı uygulamala­
rı yaygıniaştınlınalıdır.
—512 —
5-
Sanayi sektörü daha ziyade uygulamalı geliştirme çalışmaları için şim ­
dikinin birkaç katı kaynak ayırarak; ürün ve teknoloji geliştirm esinde
aktif rol oynamalıdır.
6-
Belli başh üniversitelerimizde "Innovatıon Centers" ve "Bilim ve T ek­
noloji Merkezi" kurulmalıdır.
7 — Yeni teknolojileri takip mekanizması kurulm alı;biüra-teknoloji o d ak ­
lan arasında sürekli bir haberleşme ağı ve etki alanlan yaratılm alıdır.
8 — İnsan gücü, ileri ve yüksek teknoloji çağı gereklerine adapte olacak b i­
çimde eğitim ve istihdam itibariyle iyi değerlendirilmeli ve y ö n len d i­
rilmelidir. Bu alanda özellikle ara kademe kalifiye teknisyen ih tiy acı­
nın karşılanması için iyi programlar gerçekleştirilmeHdir.
9 — Yatırım Mallan Sanayii esas itibariyle mühendislik sanayii oldu ğ u n d an
ve emek—yoğun ve katm a değeri yüksek bulunduğundan savunma
sanayii otom otiv sanayii için de büyük önem taşım aktadır ve dolayısıyle özel bir önemi haizdir. Bu endüstri Hükümetlerce önceden b elir­
lenen belirli bir süre için korumaya alınmak durum undadır.
1 0 —Yatınm m allan sanayiinde teşvikler demir perde ülkelerinin şa rtla n
da dikkate alınarak yetersiz görülmektedir. Yatırım mallan endüstrisi­
nin hızla değişen im kan ve şartlannı; yurt içi ve yurt dışı taahhüt —
imalat işleri ve diğer hususları belirlemek ve bu endüstriyi daha elveriş­
li ortamda çalışır hale getirmek için bilahare sanayicilerle görüşm e ve
geliştirme toplantıları yapılacaktır.
—513 —
11 —Yurt dışı yatırım malı ihalelerinin gerçekleştirilebilmesi için diğer ileri
ülkelerin uyguladıktan gibi kendi şirketlerimize Garantili Kredi Meka­
nizması uygulanmasına özel önem verilmelidir ve bunun sürekli işlerli­
ği sağlanmalıdır.
12 —Yatırım malı üretimlerinin genellikle bir kaç ay ilâ 1.5—2 yıla varabi­
len im alat süreleri dikkate alınarak yatırım mallan endüstrimizin geliş­
mesine ve bu alanda faaliyet gösteren kuruluşların önemli maddi kayıplanna sebep olan Sabit Fiyat Sistemi terk edilmeli Avrupa Ülkele­
rinde olduğu gibi Kayan Fiyat Uygulamasına geçilmesi hayati önemde­
dir.
13 —Yatırım malı üreti çilerimizin imal ettikleri makina ve teçhizatın stan­
dart—kalite ilişkisine itina edilmeli ve kalite sertifikası verilmesi yolu­
na gidilmelidir.
1 4 —İhtisas kalıpçılığının teşriki için düşük faizli kredi uygulamasına gi­
dilmelidir.
15 —Arz—talep dengesi ile iç ve dış pazar, maliyet ve fiyat analizleri titiz
ve gerçekçi olarak yapıldıktan sonra w tekno—ekonomik yapılabilir­
liği güven vereceği anlaşılan projelerin teşrik edilmesi, diğerlerinin bu
im kandan yararLandınlmaması hususunda görüş birliğine varılmıştır.
1 6 —Enerji politikasında; AET ülkelerince benimsenen prensiplerin Türki­
ye’de de genelde geçerli olduğu ¡güneş enerjisi {aktif ve pasif ısıtma sis­
tem leri); bio —gaz, rüzgar eneıjisi gibi türlerin de çok daha geniş sınai
—514 —
tatbikatına geçilmesi.
Enerjinin daha akılcı ve tasarruflu kullanılmasıyla ilgili olarak son yıl­
larda başlatılmış olan çalışmaların hızlandırılması,
özellikle çimento, şeker, demir—çelik, alüminyum sanayiilerinde b i­
rim eneıji tüketimini azaltıcı çalışmalara yoğun olarak devam edilmesi
zaruri görülmektedir.
i
17 - Enerji üreten ve dağıtan makina ve teçhizatın büyük çapta yurt için d e
üretilmesi de geliştirilmeli, desteklenmeli, teşvik edilmeli ve yönlendi­
rilmelidir.
18 - Hidrolik, termik erieıji üretimi makina ve teçhizatı, türbinler, su m a­
k in e n ve generatörlerin ülkemizde üretimi konusunda Eneıji ve Tabii
Kaynaklar Bakanlığı, TEK, DSİ gibi kuruluşlarımızın; mevcut ve yeni
sınai kuruluşlarına bu alanda azami yardım ve yönlendirmeyi yapm a­
ları gerekli görülmektedir.
19 —1990Tı yıllarda, 20001i yıllara kadar enerji talebi, büyük arz/talep
açığı yaratacağından her biri 1000-2000'er MVV'lık en az 3 veya e ş ­
değer güçte nükleer santralın kurulması gerektiği hususu önemle göz
önünde bulundurulmalıdır.
2 0 —Türkiye'de belirli bir gelişme seviyesine erişmiş olan çim ento, şeker,
yeni sanayilerinin makina ve teçhizatının üretiminde olduğu g ib i; deıııir-çelik (entegre ve mini çelik), kağıt (çok daha kaliteli kağıtlar da-
-515 hil). diğer metallerin ilgili izabe hadde ve ekstrüzyonu gibi sanayi dalla­
rının da makine ve teçhizatının üretimi ile çevre korum a, atık tasfiye
tesis ve teçhizatının da projelendirme, temel mühendislik, detay mü­
hendislik ve üretimi ile ikpli bilgi, "konw—how ’"un ithal ya da üretimi
yoluyla b u endüstri alanlarının da geliştirilmesi gerekmektedir.
21 —Yatırım m allan endüstrimizin, teknoloji ve ürün üretiminin gelişme­
si amacıyla; entegre tesis, proses, ve tek üniteler halinde olabilen yatı­
rım mallarının temel ve detay imalat mühendisliği, projelendirme,
müşavirlik hizmetlerimizin de geliştirilmesi ve desteklenmesine her za­
m ankinden fazla ihtiyaç olduğu aşikârdır. Bu konuyla ihpli olarak
Bakanlığımız ve Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca yürütülecek özel bir
düzenlemeye gidelecektir.
2 2 —Y atınm Mallan Sanayimizin teşviki ve desteklenmesi için Bakanlar
arası koordineli çalışmanın sağlanması ve aşağıdaki gibi düzenlemeye
gidilmesi zaruri görülmektedir.
—
Kredi faizleri selektif olarak düşürülmelidir.
-
Sınai kredilerde kredi miktarı gerçek ihtiyacı yetecek kadar ve
kesintisiz olarak (kredi sözleşmesinde yazılanın tamamı veri­
lerek) uygulanmalıdır.
23 - Milli Sanayide Yapılan Değişiklik Önerileri :
a)
B ilg iy i b ir k a y n a k olarak k a b u l e t m e li v e b ilg i te k n o lo jis in d e n
yararlan arak kararlar d o ğ r u v e h ız lı o la r a k a lın m a lı. B u n u n iç in
- 516 —
gerekli bilişini sistemleri kurulmalıdır. Bunlardan bazıları;
Karar destek sistemleri.
Entegre imalat sistemleri.
Uzman sistemleri.
Yeniliklere açık olmak. Yeni ürün ve teknoloji geliştirmek.
Yenilik merkezleri kurulmalı.
Bilim ve teknoloji parkları kurulmalı.
Üniversite sanayi köprüsü kurulmalı. Üniversite—Savunma—
im alat—Hizmet Sektörleri arasında ilişki etkin bir düzeye geti­
rilmeli.
CAD ve CAM Sistemlerinden yararlanılmalı.
Dünya Ekonomisinde üretimi paylaşacak biçimde yer almak.
Seçilen alanlarda yüksek teknolojiden yararlanmak.
Üretim alanlarını seçerken insan gücü artışını bir ölçüt olarak
kullanmak.
- 517 d)
Şirketler yeniden şekillenmeli w çalışmaların rolü tespit edil­
melidir.
—
önerilen Organizasyon Y öntem i;
i
ii.
Organizasyon am açlan belirlenmeli.
Bu am açlara ulaşm ak için hangi faaliyetlerin organizasyonu­
nun kapsamına alınması gerektiği belirlenmelidir.
iii.
Faaliyetlerin en verimli şekilde hangi yöntem ler ile sürdürüle­
bileceği belirlenmeli.
iv.Belirlenen am aç, faaliyet ve yöntem lere göre organizasyon yapısı.
— Prosedür.
— Görev tanıtım ı.
— Yönetm elikler.
— Yetkiler.
— Sorumluluklar.
— Organizasyon şeması.
—518 —
— Birimlerarası ilişkiler.
— Hiyerarşiden iletişim ağına kademeli olarak geçilmelidir. Y ön­
teminde patron müdahaleleri asgari düzeye indirilmelidir.
24 —Son olarak, fakat temel karakterde olmak üzere, Milli Sanayi Strateji­
mizin gelişmeye müsait, katı olmayan, Entegral ve özlü maddeleri içe­
risinde cn başta yer alması gereken şu prensip bulunmalıdır :
SANAYİ STRATEJİMİZ, MİLLİ SANAYİ STRATEJİSİ ŞUURU İLE
OLUŞMALI, GELİŞTİRİLMELİ VE ISRARLA UYGULANMALIDIR.

Benzer belgeler