VATAN NEUSS

Transkript

VATAN NEUSS
VATAN NEUSS
Mülti-Etnik bir Toplumda Sanat ve
Kültür Desteği
Kültürler arasında Yol Gösterici İlkeler
Hinweise:
Dieses Konzept ist in folgende Sprachen übersetzt worden und steht in der elektronischen Version als
PDF Datei auf der Homepage der Stadt Neuss, www.neuss.de zum kostenlosen download zur Verfügung:
Arabisch, Englisch, Französisch, Polnisch, Russisch, Türkisch
Additional information:
This concept has been translated into [the following languages]; a downloadable electronic version in
the form of a PDF file is available for free on the website of the City of Neuss, www.neuss.de.
Arabic, English, French, Polish, Russian, Turkish
Indications:
Ce concept a été traduit dans les langues suivantes et peut être téléchargé gratuitement en version
électronique, au format PDF, sur le site Internet de la ville de Neuss www.neuss.de :
Anglais, Arabe, Français, Polonais, Russe, Turc
Wskazówki:
Niniejsza koncepcja została przetłumaczona na poniższe języki i dostępna jest w wersji elektronicznej
do bezpłatnego pobrania w formacie pdf na stronie internetowej miasta Neuss, www.neuss.de.
Arabski, Angielski, Francuski, Polski, Rosyjski,Turecki
Примечание:
Описание данной концепции переведено на нижеследующие языки. Электронную версию (файл
PDF) Вы можете бесплатно скачать на официальной веб-странице города Нойса по адресу: www.
neuss.de.
Арабский, Английский, Французский, Польский, Русский, Турецкий:
Açıklamalar:
Bu konsept aşağıdaki dillere çevrilmiştir ve elektronik versiyonunda Pdf dosyası olarak Neuss Belediyesinin www.neuss.de web sayfasından ücretsiz olarak indirilebiliyor:
Arapça, İngilizce, Fransızca, Polonyaca, Rusça, Türkçe
Sponsorlar
Neuss Kültür Derneği
Sparkasse Neuss´un Yıldönümü Vakfı
ISBN-Numarası: 978-3-936542
Yayımlayan
Neuss Belediyesi Belediye Başkanı
Kültür Bakanlığı: Başkanı Harald Müller
Tasarım ve Fotoğraflar: Fabio Borquez, Neuss
Çeviriler: Kern AG, Mönchengladbach
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
İÇERİK
Önsöz 4
Kültürlerarası etkileşimin hareket ilkeleri 6
Kültürlerarası paylaşıma katılım türleri 9
-Kültür aktörleri -Program
-Seyirciler 9
9
9
Hareket alanları 10
-İletişim -Çok etnikli toplumlarda sanat ve kültürün desteklenmesi -Kültür tesislerinin göçmenler ile işbirliği -Çocuk ve genç kültürünün projeleri 11
11
11
12
İmzalar 12
Serbest kültür tesislerinin imzaları 13
Ekler 14
-Kültürlerarası etkileşim konu alanında kültür enstitülerinin 2011/12
yılındaki önlemleri
Clemens-Sels-Müzesi
Müzik Okulu Kültür Bakanlığı Eski Postahane Kültür Forumu Şehir Arşivi Şehir Kütüphanesi Halk Eğitim Okulu
Ren Devlet Tiyatrosu Neuss Hitch Sineması Schlachthof Tiyatrosu (TAS) Alman Oda Akademisi Ren´de Neuss e.V. Neuss Dans Odası
Off Tiyatrosu
Ren Avcı Müzesi Neuss 16
16
18
20
24
26
28
30
32
34
36
38
40
42
44
Neuss´ta düzenlenen kongrenin dokümantasyonu
“Trans kültürel bir toplum için kültürel eğitim“ 46
Belediye Başkanı´nın konuşması
Gazeteci Birgit Wilms´in kongre değerlendirmesi İlke sunumu-Göç toplumunda kültür politikası
Dr. Bernd Wagner 46
48
56
Yılmaz Holz-Erşahin´in kompozisyonu – Transcultura –Terra Incognita 65
Politik danışmaların dokümantasyonu 70
Fotoğraf açıklamaları
72
3
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
©FABIO BORQUEZ
ÖNSÖZ
Federal Almanya Cumhuriyetindeki demografik gelişme nüfusun azalmasına, yaşlanmasına ve
göçmen kökenli insanların payının büyümesine neden olmakta.
Göçmen kökenli, yurtdışından gelen ya da en az başka bir ülkeden gelen anne ya da babası
olan, bu insanlar, yeni anavatanları olan Neuss şehrine dillerini, dinlerini ve kültürlerini getirdiler.
Neuss´taki kültür tesisleri eldeki konsepte göre, artık nüfusumuzun %25´ini oluşturan, yani
yaklaşık 38.000 vatandaş olan bu insanlar ile aktif olarak iletişime geçmekte. Kültür tesislerinin programları tüm Neuss halkının ihtiyaçlarına göre düzenlenmeli ve tüm insanlar
Neuss´taki kültür faaliyetlerine seyirci olarak kazandırılmalıdır. Neuss´ta anavatana herkesin kültür tesislerini kendilerininmiş gibi sahiplenmeleri de dahildir. Sanat ve kültürün kalitesi
bunda daima en önemli rolü oynamalı.
Özel bir enerji ile kendimizi çocuklarımızın ve gençlerimizin kültürel eğitimine adamak istiyoruz, çünkü burada gelecekte herkesin kültürel katılımı için en büyük şanslar saklı.
Diversity, dilde, kültürde ve dinde farklı olmak çeşitlilik anlamına gelip, olumlu ve pozitif
kullandığımızda birçok kapıyı açmakta. Bununla ilgili hangi yöntemleri gördüğümüzü, 2011 senesinde kültür heyeti, entegrasyon konseyi ve Neuss Belediyesi´nin konseyi tarafından kabul
edilen bu konsept kağıdı tarif etmekte.
Dr. Christiane Zangs
Okul, Eğitim ve Kültür için Milletvekili
Harald Müller
Kültür Bakanlığı´nın Başkanı
4
©FABIO BORQUEZ
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
5
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
Çok kültürlü bir toplumdaki ortak yaşam konusunda, son yıllarda meydana gelen tüm gelişmelere
rağmen, fikir ve konsept konusunda perspektiflerin değişmesi - ve buna bağlı olarak harekete geçilmesi
gerekir.
Kültürler arasında (Interkultur) Yol Gösterici İlkeler
Aşağıdaki ilkeler, şehir belediyelerinde kültür konusunda çalışanların çalışmalarında
esas olmalı:

Kültürel çeşitlilik tüm modern toplumların öz niteliğidir. Kültürler arası ve kültürlerin karışımı (Interkulturalität und Transkulturalität) bir iç düzen göstergesi ve kültürel gelişimin güncel durumu olarak kabul ediliyor.

Durumu ulusal, etnik, dini ve kültürel gruplar olarak ele almaktansa bireysel düzeyde bakıp bu bireylere kültürel-siyasi desteğin alıcıları olarak yoğunlaşmak gerekir.

Herkesin, göçmenler dahil, potansiyelleri düşünce ve hareketlerin çıkış noktası
olmalı. Farklı olanların eksikliklerine yoğunlaşmanın bu konuda bir yardımı dokunmaz.

Toplum, çeşitlilik ve farklılık hakkında daha çok bilgi sahibi olmaya çalışmalı ve
alışılmış fikir ve düşünce yapılarına daha az dayanmalı.

»Diversity« (Çeşitlilik) kültürel ve toplumsal aktivitelerimizin başlangıç ve hedef
noktası haline gelmeli.

Kültürel kuruluşlarının eğitim konusunda görevleri vardır. Kültür kuruluşlarının
kavramsal ayarı yapılırken toplumun demografik gelişimi de dikkate alınmalı.

En önemli destek kriteri sanatsal kalitedir. Kültürlerin çeşitliliği de desteklere
yansımalı.

Kültürel imkanlardan yararlanılmaması durumunun altında çoğunlukla bir eğitim
sorunu yatar. Erken yaşta kültürü görüp yaşamayan çocuklar ve gençler hayatlarının
devamında da kültüre yaklaşırken zorlanırlar. Buna kültürel eğitimin hayal gücüne,
sosyal davranışa ve öğrenme isteğine olumlu olarak kabul edilen etkilerini de eklemek
gerekir. Bu yüzden Neuss‘teki kültür bölümü ilave destek çalışmalarında, projelerinde
ve önerilerinde hedef grubu olarak çocuklara ve gençlere yoğunlaşıyor.
6
©FABIO BORQUEZ
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
7
©FABIO BORQUEZ
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
8
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
Kültürler arası İşbirliğinin Katılım Şekilleri
Göçmen toplumunda kültürel aktivitelere, kültürel yerler ve kültür kuruluşlarına
katılım öncelikle birbirileri yakından ilgili olup branşlar ve kuruluşlarda çok farklı
şekillendirilmiş olan üç ölçüye bağlıdır:

Kültür aktörleri
Tüm kültür aktörleri ve yapımcıları, kökenlerine bağlı olmaksızın, aktif sanatsal
çalışmaları için aynı imkanlara sahiptirler.

Program
Kültür kuruluşlarının programı toplumun ilgi alanlarını yansıtır. Bu yüzden kültür
kuruluşları program planlamasında göçmenlik ve mülti-kültürlü toplumla ilgili olan
konuları da dikkate almalılar. Göçmenlerin kökeni olan ülkeden gelen kültürel konular,
oyunlar ve sanat dalları gelecekte programa dahil edilmeli, fakat sunulan programın
toplumun tüm kesimleri için açık ve ilgi çekici olmasına dikkat edilmeli. Bu kültürler
arası program planlamacılığı kuruluşların tüm aktörleri tarafından kamu çalışmaları
sırasında daha çok vurgulanmalı.

Seyirciler
Kültür kuruluşları ve kültür enstitüleri bundan sonra da ve daha etkin olarak toplumun tüm çevrelerinden ve gruplarından oluşan bir seyirci kitlesine hitap etmeye
çalışmalılar. Bu, programın konu içeriğine bağlıdır, ama sadece bununla sınırlı değildir.
Neuss‘teki her kültür enstitüsü kültürler arası iletişim konusunda üzerine düşeni
yapmaktadır. Tüm kültürlerarası iletişim konseptinin koordinasyonu kültür dairesi
tarafından üstlenilmektedir
9
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
Hareket Alanları
 İletişim
Belediyenin içindeki iletişim
Karşılıklı destek alışverişinde bulunmak ve aktiviteleri koordine etmek üzere
makamların arasında iletişim var. Entegrasyona bağlı destekler hakkında danışılacak
yer yine Sosyal Yardım Kurumunun içindeki Entegrasyon Ofisi olacak. Kültürler arası
iletişim konusundaki bilgiler ve önlemlerin koordinasyonu Kültür dairesi tarafından
yapılıyor.
Enstitü Müdürleri Konferansındaki (IKO) Konular
Kültür kurumlarının müdürleri enstitü müdürleri konferansından belirli aralıklarla kültürler arası iletişim/trans kültürellik (Interkultur / Transkulturalität) konusu ile ilgilenip
aralarında bilgi alışverişinde bulunuyorlar. Belirli önemli konularda dışarıdan uzmanlar
davet edilmektedir.
Kültür alanı içerisinde kültürler arası (Interkultur) çalışma grubu
Kültür kuruluşlarında çalışanlar seviyesinde ihtiyaca yönelik bir bilgi alışverişi
yapılmaktadır. Burada kültürlerarası etkinliklerin organizasyonundaki fırsatlar, riskler
ve stratejiler görüşülebilir. Bu çalışma grubunun Neuss‘ün tüm kültür kuruluşlarından
ve Neuss Kültür Dairesinden gelen, değişen başkanları olmalı. Davet etme ve koordinasyon işlerini Kültür Dairesi üstlenecek.
Konferans dizisi kültürler arası iletişim
Neuss kültür kuruluşları ile koordineli olarak kültür enstitülerinde bazı akşamlar misafir konuşmacıların da katıldığı açık tartışma konferansları düzenlenmektedir. Bu konferanslar ilgili kuruluşun tematik yapısı ile ilgilidir. Bu konferans dizisinin tanıtımı ortak
olarak yapılmaktadır.
Internet / Tanıtım / Bilgi / Sosyal Ağlar
Neuss kültür kuruluşlarının internet siteleri kuruluş ve tekrarlanan etkinlik programları
hakkında birkaç dilde temel bilgiler de içermeli. Web sitesinin tüm bilgilerinin çevrilmesi öngörülmemektedir. Diğer tanıtıcı bilgilerin başka dillere çevrilip çevrilmeyeceği,
ve çevrilmesine karar verilirse hangilerinin çevrileceğine de karar vermek gerekir. Bu çalışmaların çerçevesinde sosyal ağlar (Twitter, Facebook vb.) konusuna da
değinip, tüm kültürlerin mensupları ile bu kanallar aracılığı ile ne derecede iletişime
geçilebileceğini de düşünmek lazım.
Projeye bağlı bilgi alışverişi / göçmen çevreleri dahil kültür yaratıcıları ile
kooperasyon
Karşılıklı bilgilendirme ve bilgi alışverişi projeye bağlı olarak projenin sorumluları ile
uluslararası derneklerin, grupların temsilcileri ve sanatçılar arasında yapılmaktadır.
10
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
und Einzelkünstlern statt.
Anketler
Göçmenlerin enstitülerin planlama aşamalarına ne derecede dahil edilebilecekleri kültür enstitülerinde yapılacak anketler yoluyla, gerekirse örneğin Halk Okulundaki migrasyon kurslarında, yapılacak bir toplu bir anket ile kontrol edilmeli.
Ağlar
Kültürler arası çalışmalar için çeşitli kültür alanlarındaki uzmanlar ve çeşitli köken ülkerler hakkında bilgi gerektirir. Bu temel üzerinde istekler ve yeterlilikler kayda geçirilip projeler, etkinlikler ve öneriler geliştirilip uygulamaya konulabilir. Böyle bir ağın
oluşturulup bakılması için „manpower“ (insan kaynakları) gerekir ve katılanlar için
uygun bilgi platformları lazım.
 Mülti-Etnik Toplumda Sanat ve Kültür Destekleri
Kültür kuruluşlarının temsilcileri için bilgi ve eğitim / Konferanslara ortak katılım
Kültür kuruluşlarının yöneticileri ve çalışanları kültürler arası iletişim/trans kültürellik
(Interkulturalität/Transkulturalität) konusunda çalıştaylara, konferanslara ve bilgilendirme etkinliklerine katılmalı.
Kültür kuruluşlarının ve kültür dairesinin genişletilmiş açılış saatleri
Kültürler arası (Interkultur) iletişim konusunun özel bakış açısından bakılırsa, kültür alanının şimdiye dek geçerli olan çalışma alanlarını incelemekte fayda var. Burada hedef, kültür alanındaki sorumluların kültürler arası iletişimi ve kültürel karışımı
çalışmalarının içinde olan ve doğal bir parçası olarak görmeleri olmalı. Etkinliklerin ve
kültür destek programlarının heterojenitesi halkın heterojenitesi ile uyumlu olmalı.
Şehirdeki ve yakın çevresindeki kültür kuruluşları çalışmalarını denetleyip, öneriler
geliştirirler ve kültürler arası etkinliklerin konspetlerine ve günlük çalışmalarına nasıl
daha çok dahil edilebileceğine dair olasılıkları araştırırlar. Kültürler arası etkinliklerin
sayısı çoğaltılmalı. Belediye kültür kuruluşları için bu hedeflere ulaşılması için kısa vadeli önlemler ekte gösterilmiştir.
Kültür kuruluşlarının odaları dışarıdan gelecek uluslararası etkinlikler için açılmalı ve
bu konuda özellikle tanıtım çalışmaları yapılmalı.
Sanat ve Kültür destek programlarının açılması
Belediye Kültür Dairesinin destek programları halkın tüm mensuplarına eşit bir şekilde
açıktır. Buna Alman sanatçı ve migrasyon kökenli kültür yaratıcıları aynı oranda dahildir. Bu destek programlarının tanıtımına gelecekte daha fazla ağırlık verilecek.
Kültür kuruluşlarının göçmenlerle ortak çalışmaları
Neuss kültür kuruluşları Neuss‘teki migrasyon temsilcilikleri, ilgi grupları, sanatçılar ve
sanat yaratıcıları ile buluşup olası ortak çalışmalarındaki kesişme noktaları hakkında
görüşecekler.

Projekte der Kinder- und Jugendkultur
Kültürler arası / kültürler karışımı (Interkulturalität/Transkulturalität) alanının 11
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
kullanımına sunulacak olası ilave maddi kaynaklar ağırlıklı olarak gündüz çocuk
bakım evlerinde ve okullarda çocuklar ve gençlerle ilgili olarak yapılan projeler için
kullanılmaktadır. Bu projeler sadece karışık bir katılımcı grubu ile değil, en geniş anlamda kültürlerin karışımıyla (Transkulturalität) ilgili olan ortak sanatsal faaliyetleri ile
de öne çıkıyorlar. Hedef grubunun bu konu ile ortak bir çalışma yoluyla ilgilenmesi ve
bunu beraber bitirmeleri önemlidir. Bu ağırlık noktası atılgan kültür eğitimini mükemmel bir şekilde tamamlıyor.
Unterschriften
Neuss, Mai 2011
___________________________
Dr. Christiane Zangs
Belediye Başkanı Yardımcısı Okul, Eğitim ve Kültür
_________________________
Harald Müller
Kültür Dairesi Müdürü
___________________________
Dr. Uta Husmeier-Schirlitz
Clemens-Sels-Müzesi Müdürü
_________________________
Hans Ennen
Alte Post Kültür Forumu Müdürüt
___________________________
_________________________
Reinhard Knoll
Dr. Jens Metzdorf
Müzik Okulu Müdürü
Şehir Arşivi Müdürü
_________________________
___________________________
Dr. Alwin Müller-Jerina
Gerhard Heide
Şehir Kütüphanesi Müdürü
Halk Okulu Müdürü
Tasarıyı kabul edenler:
Kültür Heyeti 11.05.2011 tarihinde


Entegrasyon Komisyonu 18.05.2011 tarihinde

Kurul 27.05.2011 tarihinde
12
___________________________
Dr. Rainer Wiertz
Kültür Uzmanı
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
Neuss, 2011
Konsey kararına uygun olarak, Belediye´ye bağlı olmayan tüm kültür enstitülerinden
bu konsepte katılıp katılamama konusunu kontrol etmeleri rica edilmiştir. Aşağıdaki tesisler bunu
yapmış olup imzaları ile onaylamıştır.
___________________________
Bettina Jahnke (Tiyatro Müdürü Ren Devlet Tiyatrosu) _________________________
Greetje Groenendijk
Hitch Sineması Yöneticisi
___________________________
Johann Wild Destek Derneği Başkanı _________________________
Martin Jakubeit
DKN Orkestra Yöneticisi
___________________________
Ute Plaumann Off-Tiyatrosu Direktörü _________________________
Susanne Cistecky
Neuss Dans Odası Yöneticisi
____________________________
Britta Spies
Ren Avcı Müzesi Neuss
ile Joseph-Lange-Avcı-Arşivi
13
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
Ekler

Kültür enstitülerinin kültürler arası iletişim (Interkultur) konusundaki önlemleri 2011/12

Neuss’te yapılmış olan “Çok kültürlü topluma yönelten anahtar olarak kültürel eğitim” konulu kongrenin dokümantasyonu
Birgit Wilms adlı gazeteci tarafından kongrenin değerlendirilmesi

Prensip özeti - Göçmen toplumunda kültürel ilkeler

Bay Holz-Ersahin’in kompozisyon metni – Transcultura –Terra Incognita
14
©FABIO BORQUEZ
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
15
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
CLEMENS SELS MUSEUM
©FABIO BORQUEZ
Am Obertor, D-41460 Neuss - Telefon: 02131-90 4141 Fax: 02131-90 2472 - www.clemens-sels-museum.de - mail: [email protected]
Kültürler Arası Projeler 2011/2012
Hayat Hikayeleri:
İtalyan dondurma üreticileri ile ilgili olan serginin çerçevesinde „Hayat Hikayeleri“
şeklinde İtalyan (mevsimlik) göçmenlerinin durumu ve kültürler arası öğrenmeye katkıları
anlatılmaktadır. Buna karşın göçmen kökenli genç ziyaretçiler kendi „hayat hikayelerini“
oluşturacaklar (kısa bir biyografi, neden Neuss‘te yaşıyorum, şehrimde neleri beğeniyorum,
umutlarım nelerdir, kökenimle ilgili edindiğim tecrübeler nelerdir - kendimi entegre olmuş
hissediyor muyum - neyi iyi yapabiliyorum, bu topluma nasıl bir katıkada bulunmak istiyorum
(bir kere)). Bu hayat hikayelerinden anlaşılıyor ki, insanların ümitleri ve ihtiyaçları hep aynı,
çok çeşitlilik zenginleştirir ve farklı insanlar topluma ve kültüre farklı yetenekler kazandırır; bu
durum aynı zamanda göçmenlerin kendilerine dair değer yargılarını kuvvetlendirir.
Tipik Neuss - Kültürler Arası Keşifler:
Bu deney bazlı turda katılımcılar sadece Neuss‘ün tarihini değil, bu tarihin kültürler arası
iletişimden ne kadar etkilendiğini de öğreniyorlar. Duraklar bunlardır: Roma dönemindeki
Neuss ve Roma mirası, hristiyan Neuss, orta çağdan günümüze göçmenlerin hedefi olarak
Neuss.
Kültürler arasında gezgin - Sanatçıların kültürler arası yaşamları
ve öğrenimleri:
Sanatın icrası kültürler arası diyalog ve iletişim olmaksızın düşünülmezdi. Bu yüzden farklı
olanı içselleştirmek ve yeni olanı yaratmak amacıyla her zaman çok sayıda santaçı uzaklara gitmiştir veya farklı kültür çevrelerine dahil olmuştur. Örnek vermek gerekirse: Fransa,
İtalya, Türkiye ve Japonya. Sanat eserlerinin keşfi, kendi hayat gerçekleri ile ve birbirilerinden neler öğrendikleri ve nelerin zenginleştirici olduğu konusunda kültürler arası diyaloglar ile
sonuçlanıyor.
16
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
17
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
MUSIKSCHULE
©FABIO BORQUEZ
Brückstraße 1, D-41460 Neuss - Telefon: 02131-90 4040 Fax: 02131-90 4049 - www.neuss.de/bildung/musikschule/- mail: [email protected]
JeKiSti uluslararası
Her Çocuğun Sesi Var (JeKiSti) programı neredeyse bütün ilk okullarına, bütün sınıflara ve
bütün çocuklara ulaşıyor (yaklaşık %95). Bu şekilde Neuss‘teki her türlü kökenli çocuğa
ulaşılıyor.
Tüm sınıfların, herkesin çalışıp ezberlediği, küçük bir şarkı repertuarları vardır. Bunun dışında
her zaman okula ve sınıflara özgü şarkı malzemesi mevcuttur.
Müzik okulu yeni öğrenim yılının başından itibaren çocukların çeşitli kaynak ülkelerinden gelen şarkıları daha çok repertuarlarına dahil edecektir. Kendi vatanlarının şarkılarını söylerken
çocukların kendilerine olan güveni artacaktır ve kabullenme ve tolerans oluşacaktır.
Önümüzdeki okul yılınında JeKiSti programına yarım yıl sürecek bir enstrümanları tanıma faaliyeti eklenmiştir. Bu yolla tüm ilk okul öğrencileri kendi yaşları için uygun olan enstrümanları
tanıyacaklardır.
Migrasyon kökeni olan çocuklar bir enstrüman seçmeleri için cesaretlendirilip sonra ilk okul
boyunca müzik okulu öğretmenleri tarafından bu enstrüman için enstrümental ve takım dersi
alacaklardır.
Mevcut indirim imkanları hakkında giriş hakkı sağlanacaktır.
„Katılım“ Modeli
Migrasyon kökenli insanlarla konuşup onlarla beraber aktiviteleri planları yapıp, organize etmekten ve gerçekleştirmekten daha akla yatkın ne olabilir?
Bunu gerçekleştirebilmek için müzik okulu bu konuya ilgi duyan insanları kapsayacak bir
anket yapmayı düşünüyor. Bunu baz alarak hangi faaliyetlerin, etkinliklerin, çalıştayların,
ders programlarının vb. istendiği ve hangilerinin gerçekleştirilebileceği konusunda ortak
konuşmaların gerçekleştirilmesi planlanıyor.
Bunun sonrasında bu faaliyetleri gerçekleştirmek üzere Romaneum uygun odalar ve iyi bir
ortam sağlayacak.
18
©FABIO BORQUEZ
©FABIO BORQUEZ
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
19
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
KULTURAMT
Oberstraße 17, D-41460 Neuss - Telefon: 02131-90 4101 Fax: 02131-90 2486 - www.neuss-kultur.de - mail: [email protected]
©FABIO BORQUEZ
z
Doğal olarak kültür uzmanı tarafından planlanan ve kültür dairesi tarafından gerçekleştirilen
uluslararası dans haftalarının, Zeughaus konserlerinin ve herşeyden önce Shakespeare festivalinin programları prensip olarak uluslar ve kültürler arası nitelikte yapılmaktadır. Uzun
yıllardan beri bu projelerin programları içerik olarak, sahnede değişik kültürlerin etkilerini
birleştiren, farklı kültürlerin sanatları ve sanatçıları ve kültürler arası iletişim ve kültürel
karışım sanat süreçleri ile ilgilidir.
Herkes için Destek Programları
Sistematik olarak migrasyon kökenli Neuss‘lü sanatçılar ile iletişimde bulunuluyor ve onlar
kültür dairesinin proje çalışmalarına dahil ediliyorlar. Neuss Belediyesi henüz tüm migrasyon
kökenli sanatçıları tanımamaktadır. Belediyenin internet sitesi www.neuss.de ‚deki sanatçı bilgileri zamanla tamamlanacaktır.
Eğer projeler aynı oranda Alman ve migrasyon kökenli bir seyirci topluluğuna hitap ederse, proje desteklerinde göçmenlerin kültürü önemli bir rol oynayacak. Örneğin genç Alman ve Türk oyuncularının bir tiyatro oyunu Neuss‘lü Türk kadınlarının Puzzle-İnsiyatifi adlı
derneği ile kooperasyonlu olarak desteklenecek, ve aynı şekilde „Migrasyon kökenli insanlar
anlatıyor“ dizisi de SUM insiyatifi ile ortaklaşa desteklenecek, ve Kürt, Türk ve Alman müzisyenleri tarafından organize edilen bir konser dizisi ve konulu akşam toplantıları, örneğin
Kulturkeller‘deki Ermenistan konulu kültür gecesi.
Uygun tanıtımlarla hem sanat destek ödülünün hem de konser desteklerinin hem migrasyon
kökenli hem de Alman sanatçılar ve orkestralar için geçerli olduğu vurgulanmalı.
Kültür ve Gençlik Projeleri
Kültür ve Okul (Neuss okullarında sanatçılar ile birlikte gerçekleştirilen projeler) eyalet
programı için 2011/2012 okul yılı için yine 50‘yi aşkın başvuru alınmıştır. Bu projeden zaten
yüksek bir sayıda migrasyon kökenli çocukların faydalandığı gerçeğini bir yana bırakırsak, projelerin değerlendirme ve destek aşamasında içerik ve konu olarak da kültürler arası iletişim ile
ilgili olanları da özellikle dikkate alıyoruz.
Kültürler arası iletişim konulu çocuk tiyatro oyunları ile edindiğimiz olumlu tecrübelerden
sonra kültür dairesinin bundan sonraki çocuk tiyatro programları da sıklıkla kültürler arası
20
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
iletişim ve çeşitlilik (Interkultur und Diversity) konulu prodüksiyonlar gösterilecektir. Bu, hem
Kulturkeller‘deki programlar için, hem de kültür dairesinin Ren Bölgesi Eyalet Tiyatrosunda
gösterime sunduğu „Çocuklar için Kültür“ („Kultur für Kinder“) dizisi için geçerlidir.
Hip Hop alanında kültür dairesinin yıllardan beri çeşitli etkinliklerin desteği ile Hamdi Berdid ile
olan kooperasyon 2011 yılında çeşitli dans stillerinin dokümantasyonu ile devam edecek.
Kültür dairesi aynı zamanda bağımsız tiyatro gruplarının içerik olarak çeşitlilik konusu ile ilgili
olan ve okullarda oynatılabilecek tiyatro oyunlarını aramaktadır.
Bunun dışında, çocuklar için, birkaç ay boyunca devam edecek bir proje geliştirebilecek bir
bayan veya erkek sanatçı ve bir okul bulmak da ilginç olurdu; bu projede çocuklar kesin bir
konu verilmeksizin çeşitli kökenleri, kültürleri, farklılıkları ve paylaştıkları konuları inceleyecekler.
Konferans Dizisi
Kültür dairesi, halk okulu ve başka kültür enstitüleri ile birlikte kültürler arası iletişim (Interkultur) konulu bir konferans dizisi planlamaktadır. Bilim adamları, sanatçılar ve kültür yöneticileri bu konu ile ilgili Neuss halkına bilgi verecekler. Örneğin aşağıdaki konuşmacılar ve konular düşünülüyor:

Mark Terkessidis, Yazar, „Kültürler arası iletişim“ („Interkultur“), Edition Suhrkamp,
2010, adlı kitabın yazarı.

Asli Sevindim, Gazeteci, son görevi Ruhr 2010 kültür başkenti projesinde „Kültürlerin
Başkenti“ („Hauptstadt der Kulturen“) projesinin müdürü olarak çalıştı.

Prof. Dr. Susanne Keuchel, kültürler arası iletişim (Interkultur) konusunda geniş
araştırmalar gerçekleştiren Kültür Araştırmaları merkezinin müdürü.
Web Sitesi
Kültür dairesinin sorumluluğunda olan web sitelerine en önemli bilgilerin kısa metinler halinde
birkaç dilde çevirileri eklenecektir.
21
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
22
©FABIO BORQUEZ
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
23
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
KULTURFORUM ALTE POST
©FABIO BORQUEZ
Neustraße 28, D-41460 Neuss - Telefon: 02131-90 4122 Fax: 02131-90 2494 - www.altepost.de - mail: [email protected]
Alte Post kültür forumu 2005 senesinden itibaren sürekli olarak kültürler arası diyaloğu arıyor.
O yıl Federal Eğitim ve Araştırma Bakanlığı tarafından „Truva Savaşı“ („Ein Kampf um Troja“)
adlı Hip Hop prodüksiyonu „Sanat Kodu“ projesi („Kunstcode“) için seçilip ülke çapında sekiz
ilave mevki ile daha iletişim ağı kurulmuştur.
„Prensipte katılmış olan tüm sekiz kuruluş, gençlik sanat okullarındaki sanatsal-kültürel önerilere herkese eşit bir şekilde erişim sağlamak için gerekli koşullar konusunu araştırmaktadır;
ancak Neuss‘teki Alte Post Tiyatrosunun „Truva Savaşı“ projesi bu konuya özellikle
yoğunlaşıyor. Öneriler, tanıtım, masraf, ulaşılabilirlik (termin planlaması, ulaşım yolları) ve de
programın önemi ile ilgili hedef gruplarının konuşmacıları ne kadar profesyonel veya inandırıcı
buldukları konuları inceleniyor. Burada, migrasyon kökenli, yaşları hedef kitleye yakın ve yeni
sanat şekillerini (HipHop) temsil eden iki yeni konuşmacı ile kuruluşa yeni bir seyirci grubunu ualştırmaya ve yeni ve eski sanat türlerini ve kültür çevrelerini birbirileri ile iletişime
geçirmeye çalışılıyor.“ „Sanat Kodu“- („Kunstcode“) Dolores Smith tarafından yazılmış olan
araştırma raporu, S.8, LKD-Yayınevi 2007
Bundan, bu sanat dalının sanatsal takdirini konu alan, ülke çapında tanınmış olan bir forum
ortaya çıktı. Ve „eski sanat“ (Tiyatro dalının temsilcisi olarak Alte Post‘un müdürü Hans Ennen) ile yeni kültür ortamının (Hip Hop, temsilci olarak konuşmacı Hamdi Berdid katılmıştır)
buluşmasından 2010 senesinde NRW Gençlik Kültür Ödülünü almış olan „Örnek Kanake“
(„Musterkanaken“) oyunu gibi prodüksiyonlar ortaya çıkmıştır. , sonra „ALUT - Ölüm Pahasına“
(ALUT- Auf leben und Tod“) ve 27. Mayıs 2011 tarihinde „Hayat...öyle veya böyledir?“ („So
oder so… Ist das Leben?“) adlı yeni oyunun prömiyeri yapılacaktır.
Bunun yanında „Urban Champs“ veya Grup-Battle „Move de Luxe“ gibi etkinlik formatları da
ortaya çıkmıştır.
Klaus Richter‘in Belediye Galerisine vekil olarak ve Sanat ve Tiyatro okuluna Güzel Sanatlar
Bölüm Başkanı olarak atanması ile birlikte güzel sanatlar alanı da güçlü yeni kültürler arası
teşviklere kavuşmuş oldu.
Bir yandan Arjantinli/Alman heykeltıraş ve performans sanatçısı Martin Mele‘nin „El archivo
en la polilla / Solucanın içindeki arşiv“ sergisi gibi uluslararası platformda çalışan sanatçıların,
veya eserleri önemli ölçüde seyahatlarından (örneğin Hindistan) etkilenen Düsseldorf‘lu Alke
Reeh gibi sanatçıların sergileri ile. Bu „Öyle veya Böyle“ („So oder so“) adlı sergi tüm kültür forumunun 2011 yıllık konusunu belirlemiştir. Burada hem gösteri sanatları hem de gü24
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
zel sanatlar mevcut ve kültürler arası ortak çalışma burada iyi sonuçlar alıyor. Klaus Richter,
Alte Post için tüm Hip Hop tanıtımını yapan Stefanie Suchy‘nin fotoğraflarından esinlenerek
2011 sergi programının çerçevesinde onun çalışmalarını içeren bir sergi planlamaktadır. Aynı
şekilde gösteri sanatları ve güzel sanatlar alanları Eylül 2011‘de „Urban Art“ - yani geleneksel
sanat alanlarının dışında kalan sanat dalları - konulu büyük ortak bir sergi ve etkinlik projesi
gerçekleştirecekler. „Outside in 911“ adlı sergi yerel pozisyonlardan yola çıkarak Rusya‘ya,
Fransa‘ya ve Hollanda‘ya kadar uluslararası bir alanı kapsayacak.
Kurs programının çerçevesine genç kültürünün sanata geçişini temsil eden Alberto kardeşleri
ve Ronaldo Kanga (Hip Hop), Jeremias Krakowiak veya grafiti sanatçısı Konstantin Zaika gibi
konuşmacılar dahil edilebilmiştir. Konstantin Zaika başka işlerinin arasında Alte Post köşkünün
yeni tasarımını da yapmıştır, bu, aynı zamanda kültür enstitülerinin 2010 senelik raporunun
kapak sayfasında da gösterilmiştir. Tüm konuşmacıların bir migrasyon kökeni var ve Neuss‘te
büyümüşlerdir.
Bunun dışında Alte Post kültür forumu gitgide daha geniş kapsamlı olarak zihinsel özürlü insanlara da hitap ediyor ve onlara entegre programlarla dans ve güzel sanatlar dallarında kültürel katılım imkanını veriyor.
2012 senesi için Alte Post kültür forumu hem sergi programında hem de okul ve etkinlik
programında kültürler arası teşviklerle çalışmaya devam edecek ve onları programa dahil edecek. Örneğin „KRV‘de Polonya sanatı ve kültürü“ („Polnische Kunst und Kultur in NRW“) kültür
festivaline katılarak.
©Stefanie Suchy
©Stefanie Suchy
©Stefanie Suchy
Kendisini bir sanat evi olarak gören ve görevi, güzel sanatların, tasarımın ve tiyatronun
çağdaş pozisyonlarını göstermek ve iletmek olan bir enstitü olarak kültürler arası etkileri dahil
etmek kaçınılmazdır.
Zira her türlü sanat dalı bizi çevreleyen gerçeklere gösterilen bir tepkidir, ve bizim KRV‘de çevremizde istatistiklere göre yaklaşık her onuncu çocuk migrasyon kökenlidir.
25
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
STADTARCHIV NEUSS
©FABIO BORQUEZ
Oberstraße 15, D-41460 Neuss - Telefon: 02131-90 4250 Fax: 02131-90 2423 - www.stadtarchiv-neuss.de - mail:[email protected]
Daha önce gerçekleştirilmiş olan ve 2011 için planlanan aktiviteler:







„Vatan ve Gurbet. Yüzyıllar boyunca migrasyonun kaynakları“ konusunda arşiv gezileri
nin planlaması, hazırlaması ve gerçekleştirilmesi. (2008)
Migrasyon konusu ile ilgili şehir turları „Neuss international“ (2008)
Şehir arşivinin çalışmalarının Entegrasyon Komitesinde tanıtımı (2008)
„Trans kültürel bir topluma giden anahtar olarak kültür ve eğitim“ (2009)
Geschwister-Scholl-Okulu ile ortak kültürler arası proje: „Neuss‘lü yahudi çocuklarının ve gençlerin kaderleri“ (2010/2011)
WDR kanalının „Gelecek Çeşitliliktir“ adlı eğitim konferansına katılım (2011)
„Neuss‘te yabancı olmak ve Neuss‘ü vatan olarak benimsemek için kaynaklar“ prezan
tasyonu
Neuss şehir arşivinin projeleri:
Envanter Oluşturma:
1. Göçmen derneklerinin geleneklerinin korunması
2. Migrasyon tarihi ile ilgili fotoğraf koleksiyonu: Öğrenciler fotoğrafları toplayıp onlar
hakkında yorum yaparlar; Neuss şehir arşivinde araştırmalar (Yabancı işçiler için ne zaman,
nasıl ve kim tarafından evler, konutlar, konut bölgeleri kullanıma sunuldu, ilk yabancı dükkanlar ve restoranlar)
3. Tarih tanıklarıyla görüşmeler: Genç migrasyon kökenliler ebeveynlerine, ağabey ve
ablaların vatanlarındaki ve Almanya‘daki yaşam hakkında soru soruyorlar
Şehir Tarihi Araştırmaları:
1.
2.
3.
Tarih boyunca içeriye ve dışarıya göçler, gönüllü giriş-çıkışlar, sürgünler
Almanya-Fransa ilişkileri (Uyuşmazlıklar ve kültür değişimi) Fransız dilinde araştırmalar (Fransız dönemi ve Belçika işgali zamanından kalma dosya stokları)
Neuss‘te mevcut olan dinler
26
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
4.
Neuss‘te çalışma ortamı (örneğin Pierburg firmasında migrasyon kökenli kadınların gre
vi)
Tarihi eğitim ve öğretim çalışmaları:
©Stadtarchiv Neuss
2.
3.
Migrasyon konusunda okul sınıflarına, derneklere ve kişilere yapılan rehberli turlar, bu konuda entegrasyon kuruluna da davetiye gönderilecek
Şehir arşivinde ders hazırlığı ve ders programı
Konuşmalar
oben: ngz 05.09.1983
unten: ngz 22.03.1982
©Stadtarchiv Neuss
1.
27
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
STADTBIBLIOTHEK NEUSS
©FABIO BORQUEZ
Neumarkt 10, D-41460 Neuss - Telefon: 02131-90 4242 Fax: 02131-90 2471 - www.stadtbibliothek-neuss.de - mail:[email protected]
2011 için planlamalar bittiğinden ve böylece maddi kaynaklar da hemen hemen
tüketildiğinden dolayı Şehir Kütüphanesi kısmen ancak 2012‘den itibaren kültürler arası (Interkultur) iletişime kesin olarak katılabilecek. Öncelikle aşağıdaki noktalara ağırlık verilecek:

İki dilli okuma dizisinin devamı

İki ve daha çok dilli medyanın oluşturulmasına devam edilecek ve tanıtımı yapılacak

Yabancı dillerde web sitesi

Göçmenlerle birlikte okuma dizisi, maddi desteklere bağlı

Kütüphane kullancıları ve belki artık kullanıcı olmayanlar arasında şehir kütüphanesin
den beklentileri hakkında anket, maddi desteklere bağlı

Çocuklar için migrasyon konulu yeni bir etkinlik dizisinin geliştirilmesi.
Şehir kütüphanesindeki toplam yaklaşık 200.000 medya ünitesinden yaklaşık 3.500‘ü yabancı
dildeki kitaplardır, özellikle çocuk ve gençlik alanında ve romanlarda. Buna ilave olarak, en
azından değişik dillerde alt yazıları olan yaklaşık 6.500 DVD ve BlueRay filmi mevcut.
28
©FABIO BORQUEZ
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
29
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
VOLKSHOCHSCHULE
©FABIO BORQUEZ
Brückstraße 1, D-41460 Neuss - Telefon: 02131-90 4151 Fax: 02131-90 2467 - www.vhs-neuss.de - mail:[email protected]
Halk okulu temel yetkilerini ve programını kültürler arası iletişim>>kültürler arası/siyasi
eğitim konusuna yoğunlaştırıp migrasyon kökenli insanlara yönelik programının güçlendirecek
ve aynı zamanda kültürler ve insanlar arasındaki diyaloğu destekleyecektir

„Kültürler arası yetkiler - kültürler arasında yetkili aktiviteler“ konusunda seminerler,
çalıştaylar v.b.

Entegrasyon kurulları ve diğer ilgili yabancı vatandaşlar için kalifikasyon dizisi

Siyasi süreci destekleyen konferans etkinlikleri anlayışı ve diyaloğu desteklemek
amacıyla siyasetçilere, öğretmenlere ve ilgili halka - migrasyon kökeni olsun olması - sesleniyor.

Halk okulu kursları katılımcıları için etkinlikler (Yabancı dil olarak Almanca, Entegrasyon
kursları, vatandaşlığa alınma, v.b.)
Program planlaması 2011/2012

Eyalet başkenti Düsseldorf: Eyalet meclisine ziyaret. Halk okulu ve diğer destekleyici kurumların entegrasyon/Almanca kurs katılımcıları için tur ve genel kurul toplantısına katılım.

Halk okulu ve diğer destekleyici kurumların entegrasyon/Almanca kurs katılımcıları için
Bonn‘daki Almanya Federal Cumhuriyeti Tarih Evinde siyasi, ekonomik, kültür ve günlük tarih
Eyalet başkenti Düsseldorf: Eyalet meclisine ziyaret. Halk okulu ve diğer destekleyici

kurumların entegrasyon/Almanca kurs katılımcıları için tur ve genel kurul toplantısına katılım.
Halk okulu ve diğer destekleyici kurumların entegrasyon/Almanca kurs katılımcıları için

Bonn‘daki Almanya Federal Cumhuriyeti Tarih Evinde siyasi, ekonomik, kültür ve günlük tarih

İlgilenen halk, öğrenciler, belediye ve diğer Neuss firmalarının çalışanları için „Kültürler
arası yetkiler - kültürler arasında yetkili aktiviteler“

Entegrasyon kurulları ve diğer ilgili yabancı vatandaşlar için „Siyasi katlılım ile entegrasyon“ isimli kalifikasyon dizisi.

Migrasyon kökenli olan ve olmayan vatandaşlar için tahminen altı konferans kapsayacak
konferans dizisi: Anlayışı ve diyaloğu desteklemek. Tematik ince planlama, terminler v.b.
Mayıs/Haziran 2011 tarihinde yapılacak. Aşağıdaki konuşmacılarla diyaloğa geçilecek:
•
Prof. Dr. Susanne Keuchel
Dr. Bernd Wagner
•
Yilmaz Holtz-Ersahin
•
Asli Sevindim
•
30
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
•
•
Mark Terkessidis
Claus Leggwie

İnsanlar/Kültürler arası iletişimi desteklemek ve oluşturmak. Edith Stein aile forumu
CareMigration ile kooperasyon olarak.
Neuss Belediyesi Kurulu/Belediye Binası.

•
Bina turu
•
„Belediye kurulun ve diğerlerinin görevleri vs.“ isimli konferans
•
Bir kurul toplantısına katılım
•
Belediye meclisi üyeleri ile konuşma toplantıları
İlgilenen migrasyon kökenli vatandaşlar için. Belediye hususları dairesi ile koordinasyonlu
çalışma.

Vogelsang/Eifel‘deki eski tarikat kalesi
Halk okulu ve diğer destekleyici kurumların entegrasyon/Almanca kurs katılımcıları için tarihi
olay yeri ve uluslararası tanışma meydanı

İslam Almanya‘ya dahil (değil) mi!? İslamın Almanya‘daki tarihi ve toplumsal/siyasi rolü
hakkında konferans
Neuss-Derikum‘daki cami
©FABIO BORQUEZ
©FABIO BORQUEZ

31
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
DAS RHEINISCHE LANDESTHEATER NEUSS
©FABIO BORQUEZ
Oberstraße 95, D-41460 Neuss - Telefon: 02131 26 9923 Telefax: 02131-26 9944 - www.rlt-neuss.de - E-Mail: [email protected]
Ren Devlet Tiyatrosu Neuss bir süreden beri çalışmalarının bir kısmını “kültürlerarası
etkileşim“ alanına adamakta
1. İçerik açısından: Konumuz budur
Sahne oyunları kültürlerarası etkileşim konularını sanatsal olarak ifade ederek, kültürler arası düşüncenin önemini merkezi bir noktaya itmekteler. RLT, 2011 senesinde Fatih
Akın´ın “Duvara Karşı“ film malzemesinin kendine ait bir sahne çalışmasını sergiledi ve birinci ve ikinci jenerasyon Türk vatandaşlarının yaşadıkları mücadelelere karşı hassasiyet
kazanılmasına katkıda bulundu. Yaşamaya aç, büyük şehir insanları için batılı eğlence kültürü
ve anavatanlarının gelenekleri arasında gidip gelmek ne anlama geliyor?
Batılı tüketim takıntısı, eski Yugoslavya´nın savaş yaraları ve dini geleneklerin çarpışmasını,
2009 senesinde RLT´de sahnelenen Fransız yazar Xavier Durringer´in oyunu “Övülen“ de ifade etmiştir.
Gelecek 2012 ve 2013 senelerinde RLT “inanmak!“ sloganı altında kültürler arası etkileşim
konusunu çok yönlü olarak “Hiob“, “Batı-doğulu Divan“, “Nathan´ın Çocukları“, “Peggy Pickit
Tanrı´nın Yüzünü görür“ ve “Venedik taciri“ gibi oyunlar ile ele alacak.
2. Pratik: Biz BİR seyirciyiz
RLT´deki ziyaretçiler her tabakadan, yaş grubundan ve farklı ülkelerden gelmekteler.
Programın üçte birinin çocuk ve genç tiyatrosuna bağlı olduğundan ve ayrıca akşam oyun
planında bir ya da iki mezuniyet oyunu bulunduğundan, karışık öğrenci ve yuva grupları tiyatroya tüm çeşitliliğini getirmekte – fakat bunlar kendi aralarında kalmamakta, aboneler ve
spontane ziyaretçiler ile kaynaşmakta.
Ortak kültürel mirası canlı tutma eğitim görevini RLT oyun planı düzenlemesinde, sahne realize edişinde ve oyun tanıtımında oldukça ciddiye almakta.
3. Somut: Tiyatro pedagojisi bağlıyor
En önemlisi birbirimizle konuştuğumuz bolca faaliyetin olması. Sonradan yapılan konuşmalar
renkli seyirci kitlesini sanatçılar ile bir alış-verişte buluşturuyor. (Örneğin “Tadımlık“ ve “Duvara Karşı“ oyunlarından sonra yapılan konuşmalarda tartışanlar arasında birçok göçmen kökenli
vatandaş bulunmaktaydı).
Tiyatro bir buluşma yeridir ve bu da tiyatro pedagojisi çalışmalarını yoğun bir şekilde etkilemektedir. Birçok Türk ve Arap asıllı öğrencilerden oluşan bir sınıf “Duvara Karşı“ provalarına
eşlik etti ve yansıttı.Genelde bir sınıf olarak bir oyun üzerinde çalışma faaliyeti göçmen kökenli öğrencilerin çok olduğu sınıflar tarafından ilgi görmekte: Ortaokul sınıfları, İlkokul
32
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
sınıfları vs.
Türk kökenli tiyatro pedagogu Aydın Işık yaşlılar oyun kulübünü yönetiyor ve onunla birlikte
2012 senesinin Mayıs ayı için şimdiden RLT-Stüdyosunda ikinci galayı hazırlıyor.
4. Kooperasyonlar / Ekstralar
HITCH-Sineması ile işbirliği yaparak RLT 2011 senesinin baharında “Kaçışlar/Yola koyulmalar“
adı altında, yabancılık, uyumsuzluk ve yerleşmek konularını işleyen bir film serisi tasarlamıştır.
“Hayat bir savaştır“ sohbet serisi “Yabancılığa onu ezmeden nasıl sarılmak?“ bölümü ve ünlü
misafir Prof. Dr. Rita Süssmuth ile 2011 senesinin Haziran ayında kültürlerarası etkileşim ile
ilgili güçlü bir demeç ortaya koymuştur. Wuppertal´da düzenlenen Kuzey Ren Vestfalya Tiyatro Buluşmasının tiyatro parkurunda, RLT Temmuz 2011´de dört oyuncu ve BIRÇOKLARIN
MANIFESTOSU sunumu ile “Birçokların Toplumunda Geleceğin Tiyatrosu“ başlığı altında sahne
almıştır.
“inanmak!“ sezonu çerçevesindeRLT kültürlerarası etkileşim yönündeki kooperasyonları ve
özel aksiyonları arttıracak.
33
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
NEUSS´TA HITCH SİNEMASI
©FABIO BORQUEZ
Oberstraße 95, D-41460 Neuss - Telefon: 02131-94 0002 Telefax: 02131-20 1616 - www.hitch.de - E-Mail:[email protected]
“Kültürlerarası Araştırmalar”
Neuss Belediyesi´nin Kültür Bakanlığı ile işbirliği yaparak göç ve kültürlerarası konuları işleyen
bir seri çerçevesinde, Hitch sineması bu sene boyunca, farklı kültürler buluştuğunda hangi
imkanların oluştuğunu gösterecek birkaç değerli film göstermekte. Bunu yaparken, bakış daha
çok bu buluşmanın pozitif yönlerine yönlendirilmeli (olası zorluklara olan bakışı tamamen göz
ardı etmeden).
Serimiz, konumuza neredeyse masalca yaklaşan, bunu yaparken patetik olmayan, Aki
Kaurismäkis´in filmi “Le Havre” ile başlıyor. Mart´ta Arjantinli film “Götürmelik Çinli“ geliyor,
Nisan´da “Erikli Tavuk“ ile devam ediyor.
Böylece bu serinin konusu ile ilgili güncel filmler giderek daha çok seyredilmekte, ayrıca film
dağıtım şirketlerinin repertuarlarından eski filmler oynatılmakta. Program düzenlenmesi henüz
tamamlanmamış, fakat Hitch ekibi enteresan bir film serisi vaat ediyor.
34
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
35
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
THEATER AM SCHLACHTHOF
©FABIO BORQUEZ
Blücherstr. 31 -33, D-41460 Neuss - Telefon: 02131-27 7583 Fax: 02131-27 7489 - http://www.tas-neuss.de - [email protected]
Schlachthof Tiyatrosu 1994 senesinde kurulduğundan beri kültürlerarası diyaloga önem vermekte.
Kültür aktörleri alanında (oyuncular, rejisörler, dansçılar, müzisyenler ...) mümkün olduğunca
büyük bir sanatsal çeşitlilik sağlamak adına büyük bir kültürel çeşitliliğe değer verilmekte.
Program kapsamında sürekli güçlü, kültürlerarası vurgular konulmakta.
Daha 2011 senesinde örn. göçmen kökenli birçok kabare sanatçısı ile birlikte bir kabare serisi
hayata geçirilmiştir.
Ayrıca yuva çocukları için “Bällebad´da Kavga“ tiyatro oyununun sahnelenmesine
başlanılmıştır. Bu oyun, aynı dili konuşmadan çocukların (örnek olarak) bir arada olabilme sorusunu ele almakta. Bu oyun 2012 senesinin Ocak ayında TAS´ta galasını kutlayacak ve sonra
yuvalar için ve yuvalarda da sahnelenecek.
Benzeri, 12 yaşından itibaren çocuklar için olan ve 2012 senesinin Şubat ayında TAS´ta galası
olacak olan gençlik tiyatro oyunu “Haram“ için de geçerli. Oyun, faslı bir ailenin hikayesini, iki
kültür arasındaki hayatlarını ve memleket ve kimlik arayışlarını anlatmakta. Bu oyun da okul
sınıflarında ve okul sınıfları için sahnelenebilir.
Onsekiz seneden beri olduğu gibi, yazın 8-14 yaş arasındaki çocuklar için kültür pedagojik bir
slogan altında kültür pedagojik bir yaz aksiyonu düzenlenecek.
Birçok tiyatro oyunu ve projelerinde de kültürlerarası etkileşim konusu, farklı kültürlerin
bir arada yaşaması, bununla birlikte meydana gelen toplumsal değişimler ve bundan dolayı
oluşan sorunlar ve pozitif gelişmeler ön planda olacak.
Seyirciler alanında TAS her zaman toplumun her bölümünden gelen izleyenler için çaba
sarf etmekte. TAS´ın da göçmen kökenli vatandaşların çok olduğu bir şehir bölümünde
bulunmasından dolayı, seyirci yapısında kültürel çeşitliliğin izleri bulunmaktadır.
Yeni program yönü toplumsal ve politik şartları daha sık ve ince bir şekilde konu alacağından,
gelecekte kültürlerarası etkileşimin izlerini taşıyan projelerin sayısı giderek artacaktır.
36
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
37
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
DEUTSCHE KAMMERAKADEMIE NEUSS
©FABIO BORQUEZ
Oberstraße 17, D-41460 Neuss - Telefon: 02131-90 4116 Fax: 02131-90 4127 - www.deutsche-kammerakademie.de - [email protected]
Bir orkestra – yaşanan kültürler arası diyalog
Birçok başka orkestrada olduğu gibi Alman Oda Akademisi Ren´de Neuss, kültürler arası diyalogun yaşandığı bir yer.
Kültürler arası doğallık günümüzde hemen hemen her müzisyene aşılanıyor, genç yaşlarda
uluslararası gençlik orkestralarında çaldığında ya da bir öğrenci değişim programına
katıldığında.
Neuss şehri DKN üzerinden genç ve yetenekli müzisyenlere destek amacıyla burs vermekte.
Bu burslar kaliteye ve yeteneğe göre verilmekte, sanatçının kökenine göre değil. Şimdiki bursiyerler beş farklı ulustan geliyorlar. Bursiyerler arasından bir Neuss´lu da var. Tüm orkestrada düzenli olarak 12´den fazla ulustan gelen müzisyenler çalmakta.
DKN´nin müzikal programları tamamen uluslararası ve kültürlerarası olarak düzenlenmiştir.
Kültürlerarası çalışma sadece birlikte müzik yaparak olmuyor, müzikal-kültürel çalışma ile
sanatçılar arasındaki diyalogun da bunda rolü çok büyük.
2011 senesinin Kasım ayında “Ermeni sıcakkanlılığı“ başlığı altında disiplinler arası bağlantılar
ile bir konser gecesi düzenlendi. Müzikal program Ermeni bestekarların eserlerinden
oluşuyordu. Uygulayanlar Alman Oda Akademisi Ren´de Neuss, Ermeni orkestra şefi Eduard
Topchjan ve Ermeni solist Anush Nikogoshyan idi.
Konsere ek olarak
Ermeni sanatçı Artur Assoyan´ın bir resim sergisi
müteakip bir yuvarlak masa toplantısı ile Ermenistan hakkında bir konuşma,
sunuldu. Etkinlik, Köln Ermeni cemaati tarafından desteklendi. Her konserde olduğu gibi bu
konserde de farklı Neuss okullarından gelen çocuklar ve gençlerin uluslararası müzisyenler, solistler ve orkestra şefleri ile diyaloga geçmeleri bir yuvarlak masa toplantısı ile teşvik
edilmiştir. Classic-education alanındaki bu önlem ile gençlere Neuss´ta bulunan tüm anavatanlar ile ulaşılmakta. Orkestra nasıl farklı ülkelerden gelen insanlardan oluşuyorsa, konserlerin seyircileri de göçmen kökeni olan ve olmayan insanlar ile karışıktır.
DKN´nin müzisyenleri de konser gezilerinde farklı kültürler ile iz bırakan serüvenler yaşıyorlar.
Kuzey Ren Vestfalya eyaletinin TAMTAM 2010/11 kültür sezonunda DKN Polonya´nın Kattowitz
şehrine seyahat etti ve Polonyalı oda müziği orkestrası AUKSO ile birlikte bir Polonyalı/Alman
orkestrası kurdu. Ermenistan konusu tekrar işlendi. Orkestra bir turne için Eriwan´a davet
edildi. Tecrübeler programların ve etkinliklerin düzenlenmesini etkilemekte.
38
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
©FABIO BORQUEZ
©FABIO BORQUEZ
Uluslararası bir Yeni Müzik Orkestrası ile Türk bestekar Ali N. Aşkın ´nın bir eserinin galası için
2012 senesinde Alman Oda Akademisi Ren´de Neuss, Ulm´da bir proje sırasında “European
Music Projekt“ (EMP) ile buluşuyor. Orkestra, işbirliğini Neuss´ta tekrarlamak için davet edildi.
Müzik okulunun öğrencileri, konserden önce müzik ile meşgul olma ve sanatçılar ve bestekar ile tanışma fırsatına sahip olsunlar.Bir atölye çalışması ve Romaneum´da etkinlikler için
imkanlar aranmakta.
39
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
TANZRAUM NEUSS
Further Str. 203, D-41462 Neuss - Telefon: 02131-54 3737 Fax: 02131-133 1147- www.tanzraum-neuss.de - mail: [email protected]
Dans etmek, bir iletişim aracı olarak dil olmadan da yoğun ve tabii bir beraberlik sağlamakta.
Derste ve özellikle 10 yaşına kadar olan çocukların sınıflarında, NEUSS DANS ODASI´nda
farklı ülkelerden göçmen çocuklar bulunmakta (şu an 120 Alman çocuğa karşılık yakl. 30 çocuk).
Anne ve babaları ile işbirliği yaparken özellikle ders ve sahneleme ile ilgili tüm bilgileri elde
ettiklerine ve anladıklarına dikkat edilmekte. Birçok dansın yabancı müzikleri, yabancı ülkelere doğrudan bir köprü kurup, dans ve hareket ederek bununla ilgili konuları işlenmesini
sağlamakta (örn. tüm folklör alanı, Afrika, Arap ve Rus dansları).
1998 senesinde kuruluşundan bu yana yabancı kültürler ile etkileşim NEUSS DANS ODASI´nın
pedagojik ve sanatlar çalışmalarında önemli bir tutunma noktası oluşturmakta. Yaz tatillerinde
düzenli aralıklar ile, bir ülkeyi ve dansını/kültürünü ele alan çocuk ve gençlik kültür haftaları
düzenlenmekte:mesela birçok Afrika ve bir Brezilya haftası, Hamdi Berdid´in NEUSS DANS
ODASI için kazanılabildiği bir Hip Hop / Breakdance projesi, Kathak/Hint dansı, Pencak Silat/
Endonezya Dövüş Sanatı, Japon davulu çalma ve Taiji-Quan gibi atölye çalışmaları sunan bir
hafta “DANS ODASI´nda Uzak Doğu“ projesi.Hedef, beden ve ruh ile, hareket halinde ve tüm
duyular ile birlikte bir başka kıtayı, bir başka kültürü ve mantaliteyi aktif olarak hissetmek ve
öğrenmek.
Mesela tasarımcı ve ülke bilgisine yönelik aksiyonların yanı sıra, ülkeye ve dansa özgü kostümler üretip kitap ve videolara bakma imkanı da bulunmakta. Müzik ve ülkeye özgü yemek
ile kutlanan bir bayram haftalarını kapanışını oluşturuyordu.
Uzun seneler boyunca “Aramızda dans et“ başlığı altında partner şehir Pskow ile yoğun bir
değiş-tokuş-projesi vardı. Geleneksel Rus Halk dansı ve modern günümüze ait dansın karşılıklı
takasının yanı sıra, her iki dans stili ve kültürü arasında bir diyalogun denendiği yeni bir
dans oyunu geliştirmeye de özellikle önem verilmekteydi. Genç ve yetişkin dansçılar, koreograflar ve kültür çalışanları ile birlikte birçok karşılıklı ziyaretler vardı, insanlar arası bütünsel bir buluşma gerçekleştiğinden bunlar yoğun ziyaretlerdi.Bu NEUSS DANS ODASI´nda
kültürlerarası etkileşim ve bu böyle de devam etmeli, bu yüzden son kültür gecesi tüm program maddeleri ile dans gösterileri, atölye çalışmaları, sunumlar bu konuya adandı.
40
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
41
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
OFF-THEATER
©FABIO BORQUEZ
Salzstraße 55, D-41460 Neuss -Telefon: 02131-8 3319 Telefax: 02131-8 3391 - http://www.off-theater.de - [email protected]
Off-Tiyatrosunun başlıca isteği, her yaştan ve her kökenden olan insanları, tiyatro, dans ve
kültür ifade şekilleri ile tanıştırmaktır. Off-Tiyatrosu kültürlerarası diyalogu 1984 senesinde
kurulduğundan beri uygulamakta ve bugün “Neuss´ta güçlü“® ve “Kıtalararası olanlar“ projeleri ile yaratıcı dil öğrenim desteğini ve eğitim süreçlerinin estetikleştirilmesini simgelemekte.
Projeler, kooperasyon partnerleri ile birlikte geliştirilip, yaşamın ve öğrenmenin estetik, sosyal
ve iletişimsel yönlerini birleştirmekte.
Neuss´lu Off-Tiaytrosu 15 seneden fazla, sanatçıları, öğretmenleri, pedagojik çalışanları
tiyatro, dans, müzik ve kültür alanlarında geliştiren, resmi olarak tanınmış bir akademinin taşıyıcısıdır. Senede 250 aktif katılımcı ile akademi, eğitim süreçlerinin sanatsal olarak
tasarlandığı projeler geliştirmekte.
Çocuklar, gençler ve yetişkinler ile birlikte olan projelerde karşılaşma için hareket alanları
oluşturulup, gizli kaynaklar gün ışığına çıkarılmakta ve kültürlerarası diyaloga teşvik edilip düzenlenmekte. Kaynak odaklı proje yaklaşımının bir temeli çok dilli olmayı takdir etmektir.
Ekim 2009´da Off-Tiyatrosu uluslararası bir konferans çerçevesinde yaratıcı ve ilerici eğitim
çalışması için 3. ödülü almıştır ve böylelikle “Bakış Açısı Göç - Eğitim Entegrasyon için bir
Köprü“ yarışmasında “Anavatan bir Fiildir“ projesi ile kazananlardan biri olmuştur.
Kasım 2011´de Off-Tiyatrosu kültürlerarası ve dinler arası “Aynı Göz Hizasında - Dinlerin Senfonisi“ ve “Düğüm Noktaları - Memleket duygusu nasıldır?“ tiyatro projeleri için Ren-BölgesiNeuss´un takdir belgesini almıştır.
Off-Tiyatrosu multiplikatörleri eğitmeye devam edecek, projeler uygulayacak ve farklı
özgeçmişleri olan doçentler ile birlikte çalışacak.
42
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
43
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
RHEINISCHES SCHÜTZENMUSEUM NEUSS
Oberstr. 58-60, D-41460 Neuss - Telefon: 02131-90 4145 Fax: 02131-524 2667 - www.rheinisches-schuetzenmuseum.de [email protected]
©FABIO BORQUEZ
4
Ren eyaletine ait birisi için her sene normal olan bir şey, başka bir kültürden gelen birisi için
alışılmamış bir manzara oluşturmakta: Avcı Bayramı. Avcı Bayramı “tipik“ Alman bir fenomen
olarak geçmekte. Fakat sınırların ötesine atılan bir bakış, örneğin komşu ülkeler Belçika, Hollanda ya da Fransa´ya, orada da avcıların ve avcı bayramlarının olduğunu göstermekte.
Ortaçağın geç dönemlerinde birçok Avrupai bölgede avcı birlikleri oluşmuş. Bu köklerden yola
çıkarak aslında aynı olan gelenek, farklı ülkelerde farklı şekilde gelişmiş. Avcı doğası, kültür ve
geleneğin yöreye, zamana ve taşıyıcı tabakaya bağlı olarak geliştiğini ve böylelikle değişebilir
ve değişken olduğunu göstermek için mükemmel bir örnek.
Avcı Bayramı, yoğun bir şekilde ritüelleştirilmiş koreografisi ve alışılmamış aksesuarları ile,
başka kültürlerin bayramları, dinleri ve çağları ile bir kıyaslama yapmak için bir folyo işlevi
görebilir. Temel yapılar olan müzik ve dans, yemek ve içmek, gelenek ve yenilikçilik, kıyafet,
dini bağlar, geri gitmek, bu kıyası kolaylaştırır ve başka kültürlere bağlı olan insanların, Alman
kimliğinin bu kısmını daha kolay kategorize etmesini sağlar.
Bu açılardan yola çıkarak avcı doğası Avrupai bir fenomen, değiştirilebilen görüntü şekilleri
ile bir kültür elementi ve evrensel bir bayram kültürünün bir parçası olarak Avcı Müzesi önümüzdeki senelerde özellikle başka kültürlerden gelen insanlara hitap edecek müze gezileri
ve müze pedagojisine yönelik projeler planlamakta.Müze, günümüzde yuvalar, okullar ve
Neuss tatil eğlencesi için düzenlediği müze gezileri üzerinden göçmen ailelerinin çocuklarına
ulaşmakta.
“Bölgesel Kimlik ve Bayram Kültürü“ konusu ayrıca planlanan yeni sürekli serginin konusu
olacak ve Avcı Müzesi ve Avcı Arşivi tarafından yapılan araştırma alanında da dikkate alınacak.
Ayrıca Avcı Müzesi´nin 2006 ila 2008 yılları arasında katıldığı Euregio-projesi “Flashback“ çerçevesinde, Hollandalı müzeler ile irtibata geçilmiş ve iletişim ilerletilmiştir.
44
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
45
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
Belediye Başkanı Herbert Napp‘ın 16 Kasım 2009 tarihli Trans kültürel bir Şehir Toplumunun Anahtarı Olarak Kültür ve Eğitim konulu konuşması
Neuss Şehri uluslararası bir şehirdir. Ticaretimizin ve birkaç kurumun çizdikleri doğrultudan
da bu anlaşılıyor. Şehir halkımız 120‘yi aşkın ülkeden gelmektedir. Şehrimizdeki insanların
yaklaşık %25‘inin migrasyon kökeni vardır. Başka bir ülkeden geliyorlar veya en azından anne
veya babaları başka bir ülkeden geliyor. Bu insanların birçoğu uzun yıllardan beri, bazen on
yıllarca vatandaşımızdır, birçoğu ise yeni göçmen veya mülteci olarak bize gelmiştir.
Entegrasyon desteği bizim yıllardan beri çok önem verdiğimiz bir konudur, hatta son yıllarda
bu konudaki çalışmalarımızı arttırdık. Şehrimizdeki birçok kuruluş ve dernekler burada bize
destek olmaktadırlar. Dilimizin öğrenilmesi burada bizim anahtar görevimizdir.
Bizim entegrasyon çalışmalarımız migrasyon kökenli vatandaşlarımızın temsicilerini de dahil
ediyor. Entegrasyon kurulunun yanında kısa bir zaman önce „Entegrasyon konulu yuvarlak
masasını“ kurduk.
Hepimiz sanatın, kültürün ve kültürel bağlantıların toplumumuz ve her bir birey için önemli bir
rol oynadığının farkındayız. Bu konu alanının entegrasyon için önemli bir potansiyel olduğunu,
Alman ve migrasyon kökenli çocukların sınırsızca beraber öğrenim görüp kreatif oldukları Kültür ve Okul eyalet programında sıkça fark ederiz.
Sanatsal-estetik ve kültürel-kreatif faaliyetler kendini ifade etmenin ve kendini ortaya çıkarmanın önemli şekilleridir. Kendi kökenini ve kültürünü tanımak her insanın temel
ihtiyacıdır.
Kültürel dışlanmanın meydana gelmemesi için ikinci adımda karşılıklı kabullenmenin ve takdir etmenin gelişmesi gerekir. Kültürel faaliyetler ve kültürel eğitim bu açıklığın ve toleransın
oluşmasında merkezi bir katkıda bulunmaktadır. Düşünce ve algılama şekilleri çeşitli kültürlerin iletişimde bulundukları oranda gelişir.
Şehrimizin kültür komisyonu belediye yönetimine, Neuss‘te gelecekte yapılacak olan kültürler
arası ve trans kültürel çalışmalar için bir konsept geliştirme görevini vermiştir. Düzenlenmesinden dolayı Sparkasse Neuss bankasının jübile vakfına teşekkürlerimi borç bildiğim bu konferans ile bu konular hakkında yoğun bir tartışmayı başlatmak istiyoruz.
Böyle bir konseptin en azından üç yaklaşımı dikkate alması gerektiğini düşünüyorum:
Migrasyon kökenli vatandaşlar kendi kültürlerini yaşayıp kökenlerini tanıyacaklardır. Biz bunu
kabul edip destekleyeceğiz.
Alman halkımızın ve her uyruktan migrasyon kökenli insanımızın birbirilerine yaklaşıp
aralarında mümkün olduğu kadar çok kültürler arası tecrübe toplamalarına destek olacağız.
Kültürlerin karışmaları için şu ankinden daha çok olanak olmalı.
Halkın mümkün olduğu kadar büyük bir çoğunluğunun kültür karışımın farkındalığını
46
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
arttırmak için elimizden gelenini yapmalıyız. Bunun yapılabileceğine dair önemli bir işaret
benim için örneğin gençlerin müzik resepsiyonu olmuştur. 16-20 yaş arası gençlerin MP3çalarlarındaki içeriklerini incelerseniz, çok değişik müzik tarzlarının geniş bir yelpazesini göreceksiniz, bu yelpaze hiçbir sınır tanımaksızın dünyanın kültürel açıdan sahiplenildiğini gösteriyor.
Bu hedeflere ulaşmak için iki çalışma alanının bir ağırlık noktası oluşturabileceğine
inanıyorum. Biri çocuk ve gençlerimize, kreşten başlayarak okuldan mezun olana ve daha
sonraki döneme dek, özellikle dikkatimiz vermektir.
Diğer alan ise yerleşik kültür enstitülerimiz ile ilgilidir, belediyeye ait olanlar ve olmayanlar. Bu
enstitüler demografik değişime daha çok uymak için daha çok açılmak zorundalar. Migrasyon kökenli insanların kültür kurumlarımıza girişleri kolaylaştırılıp kültür evlerinin programları
halkımızın bu artan migrasyon kökenli vatandaş payına göre ve onların ihtiyaçlarına göre
ayarlanmalı.
Bunun uzun bir yol olduğunun farkındayım. Biz sıfır noktasından başlamak zorunda değiliz,
zira şu anda zaten ilginç proje yaklaşımları ve kısmi konseptler mevcut.
Şehrin tüm aktörlerinden, Neuss şehrini kültürler arası iletişimin ve trans kültürel farkındalığın
bir kalesi haline getirmek için beraberce yola çıkmalarını rica ediyorum.
Burada, Neuss‘te, migrasyon kökenli insanlar ve Almanlar olarak hep beraber günün birinde
el sıkışarak şunu fark ettiğimizde, bunu başarabiliriz: „Biz hepimiz Neuss‘lüyüz ve hepimiz bu
şehri şekillendiriyoruz, birbirimizden öğreniyoruz, birbirimizi tanıyoruz ve birbirimiz için varız.“
Bu hedefe yaklaşabilmemiz adına şimdi tüm katılımcıların için bu konferansta önemli tecrübeler edinmelerini ümit ediyorum ve burada Zeughaus‘ta hoş bir vakit geçirmenizi dilerim.
47
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
Kültürler Arası ve Kültürlerin Karışımı
Transkültürel bir şehir halkına anahtar
olarak kültür ve eğitim
Zeughaus Neuss‘ta
16.11.2009 tarihli toplantı
TOPLANTI DOKÜMENTASYONU
Bu dokümentasyon eksiksiz değildir, araştırma sonuçlarını, tezlerini, argümentasyonlarını,
soru ve önerilerini içeriyor. Bunlar son kısımda, gelecekteki tarışmalar için kısaca
tanıtılmışlardır.
Birgit Wilms, Gazeteci
48
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
 Belediye Başkanı Herbert Napp
konukları karşılıyor. Neuss’u 120 ülkeden insanın yaşadığı enternasyonal bir şehir olarak
tanıtıyor, buradaki insanların 25 %‘i göçmen kökenlidir. Uyumun buradaki insanlar için adeta
bir gönül meselesi, dil eğitimim de önemli bir görev olduğunu sötlüyor.
Özellikle çocuklara konsantre olunması gerekiyormuş. Napp Neuss’te konuya birçok
yaklaşımın ve projenin bulunduğunu vurguluyor. Özellikle senelerden beri var olan Uyum
Entegrasyon Kuruluna ve “Yuvarlak Masada Uyum” projesini örnek gösteriyor. Mesele, bundan
sonra olanakları birleştirip belediyeye bağlı olan ve olmayan kuruluşların daha çok dışarıya
açılması ve bir bütünleyici konseptin bulunmasıdır. Sponsorlara ve organizatörlere (Sparkasse
Neuss’ün Jübile Vakfı, Neuss.Kultur e.V. ve Neuss Belediyesinin Kültür Bürosu) teşekkür ediyor ve toplanıtyı bir “yoğun tartışmaların başlangıcı” olarak başlatıyor.
 Sunucu Çiler Fırtına da toplantıya katılanlarını karşılıyor ve bu toplantıyı mümkün kılan
herkese teşekkür ediyor. Bu günün yeni köprüler kuracağını ümit ediyor.
 Prof. Dr. Reinhold Görling
(Düsseldorf Üniversitesin’de Kültür Bilimi alanının yönelmesindeki Medya Bilimi Profesörü,
çeşitli publikasyonların yazarı; görevleri ve biyografisi hakkında bilgi edinmek için www.philfak.uni-duesseldorf.de sayfasına bakınız)
“Kültürün değişik duyuları: Toplumsal zenginlik açısından kültürler arası ve kültürlerin
karışımı” (Interkultur und Transkulturalität) hakkında konuşuyor.
Hiçbir canlı yaratık kendi içerisinde bütünleşmiş değildir, tam aksine dünya ile bütünleşmiştir.
“Kültürlü olmak, bir insanın kendini veya başkalarını sadece nasıl algıladığı demek değildir, bir
insanın kendini ve başkalarını algılaması tek başına bile kültürlü olmak demektir.” diyor Görling.
Çocuk ve bebek araştırmalarını örnek gösteriyor. İnsanoğlu bugün, bir bebeğin başından itibaren etrafıyla sadece fiziksel olarak değil, bunun yanında zihinsel bir alışverişe de girdiğini
biliyor. Bu, kişisel ve benzersiz olan kültürel bir başarı demektir. Görling, Amerikalı gelişim
psikologu Daniel Stern’in sözlerini tekrarlayıp şu sonuca varıyor: “Kendini algılama hissi sürekli büyüyen birşeydir ve tüm algılar aynı anda var olur. Biz, sürekli gelişen kültür üstü ve kültürler arası bir süreçte bulunuyoruz.” Bu hareket bir noktada sabitlenmiş değil, döngüsel bir
harekettir.
Görling, bunu daha iyi açıklamak için devamlı dokunan ve çok boyutlu bir halıyı tarif ediyor,
burada her boyutta sürekli yeni bağlantılar dokunuyor, yeni renkler ve desenler kullanılıyor,
eskiler ise değiştirilip tamir ediliyor. Bilgi ne kadar zengin ve çeşitli olursa, sürekli değişen halı
da o kadar muhteşem ve zengin oluyor. Mecazı böyle anlatıyor.
Dil de kültürün çeşitliğinin bir ifadesidir. Tüm diller çeşitli dillerden oluşmuş ve devamlı bir
değişim içerisindedirler. “Bir dil ne kadar çok varyasyon tanıyorsa, içindeki farklılıkları ve kompleks tecrübeleri ne kadar çok ifade etme yeteneğine sahipse, o kadar zengindir.”
Nesnelerin yan yana var olabilmesine örnek olarak, ailelerin içerisindeki Halloween mi yoksa
St. Martin günlerinin kutlanmasıyla ilgili yapılan tartışmaları gösteriyor. 31. Ekimde kutlanan
hayaletleri defetmenin kutlandığı gün, toplumun amerikalılaştırmasıyla alakalı değilmiş, aksine Keltler’den gelme ve bizim tarihimizden ABD’ye girip şimdi tekrar bize ulaşıyor. Bu onu şu
soruya yöneltiyor: “Senede bir kere olsun karneval şeklinde ölüm hakkındaki düşüncelerimizi
ve korkularımızı yenmek bir zengnlik değilmidir? Çocuklar bunu seviyorlar.”
Kültür bizi ilgilendirir. Bize evde olma hissini veriyor ve güvende hissetmemizi sağlıyor. “Birden fazla çevrede, birden fazla bölgede ve birden fazla kültürde kendimizi evdeymiş gibi
hissedebiliriz.” diyor Prof. Görling. “Bu ocakların hiçbirini inkar etmek zorunda kalmamak”, “bu
ocakların herbirinde kendini evdeymiş gibi hissetmek” sağlıklıdır.
Çeşitliliği övdüğü bu konuşmasında Görling, bütünleşmeyi tekrar konu ediyor: Şehir, içinde
yaşayan, çalışan, alışveriş eden, yemeğe çıkan, müze ve tiyatroları ziyaret eden, dolaşan ve
oynayan tüm insanların kültürel, sosyal ve siyasi örgüsüdür. „Şehrin mimarisi, onun caddeleri,
49
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
evleri, kafeteryaların, müzelerin ve okulların iç kısımları” bu örgünün gelişebileceği bir sahnedir. Bu sahnedeki hayat ne kadar canlı olursa, şehir de o kadar zengin olur, hem sembolik
olarak hem de materyel olarak. İnsanların birbilerine gösterdiği ilgi, birbirlerini takdir etmekte
ve bir “paralel toplumu” önlemekte esas rolü oynar. Görling şunu söylüyor: “Bir şehir, ancak
içinde yaşayan insanları kendilerini oraya ait hissederlerse ve bu insanlar, şehrin sunduğu
olanakları kullanıp hayatlarını başka insanlardan sınırlanmış olarak değil, onlarla irtibat
şeklinde sürdürürlerse, zengin olabilir.”
Prof. Görling sunucunun sorularına cevap veriyor ve dinleyiciler tarafından gelen
ifadeleri yorumluyor.
1.
Kapı kapıya yaşayıp da herhangi bir karşılaşma olmadığı zaman hata nerdedir? Görling
diyor ki, bu fenomen insanların göçmen kökenli olup olmamalarına bağlı değildir. Belediye
ayrıca konaklama yerlerini belirli bir şekilde düzenleyerek insanların birbilerine gösterdikleri
ilgiyi uyandırabilir. Okulların önemi burada çok büyüktür. Karşılaşmanın orada sadece “değişik
görünen kurabiyelere” sınırlı kalmamalıdır. Ayrıca okullarda migrasyon kökenli daha çok
öğretmenin çalışması gerekir.
2.
Fakat şehir, insanların birbirlerine gösterdiği ilgiyi desteklemek için insanların yaşadığı
yerlerinin tasarımını ona göre düzenleyebilir. Okulların anlamı da burada büyük. İletişim burada sadece “okullarda sunulan ve ilginç görünen yemeklerle” yetinmemeli. Aynı zamanda daha
çok göçmen kökenli öğretmenin okullarda çalışması gerek.
3.
Kapı kapıya yaşayıp da herhangi bir karşılaşma olmadığı zaman hata nerdedir? Bu fenomen migrasyon kökenine bağlı değildir diyor Görling. Belediye ayrıca konaklama yerlerini
belirli bir şekilde düzenleyerek insanların birbilerine gösterdikleri ilgiyi uyandırabilir. Okulların
önemi burada çok büyüktür. Karşılaşmanın orada sadece “değişik görünen kurabiyelere” sınırlı
kalmamalıdır. Ayrıca okullarda migrasyon kökenli daha çok öğretmenin çalışması gerekir.
4.
Bir tanıma kültürü nasıl olur? Prof. Görling bunun için kesin bir çözüm bulamıyor. Her
makam – okul olsun veya polis, hastane – toplumun birleşimlerinden haberdar olmalı ve buna
göre hareket etmelidir. “Bizim için gerekli olan şey birinin diğerine karşı ilgi duymasıdır”, diyor
Görling. Uyum kavramını bilerek buna dahil etmiyor. Bu kavramla genellikle “herkes bizim gibi
olsun” denilmektedir. Oysa hedef bu olamaz.
Destek olabildiğince erken başlamalı – sadece programlarla mı yoksa insanları bazı
5.
şeylere mecbur etmeli mi? Görling burada Hollanda’da tüm çocuklar için geçerli olan okul
hazırlık sınıfına gitme mecburiyetini örnek veriyor. Bunun çocuklar üzerindeki etkisi oldukça
olumlu, fakat “bayağı pahalı bir olay.”
Aslında punkçular ve köylerdeki yaycılar (Schützenaktivisten) arasında da paralel to6.
plumlar yok mu? Görling, paralel toplum kavramını sadece göçmen kökenliler için kullanmanın
sadece bir haksızlığı teşkil etmediğini, bunun ayrıca yanlış da olduğunu vurguluyor.
Mezhebine bağlı katolik bir okulun müslüman bir öğrenciyi kabul etmemesi aslında bir
7.
haksızlık değilmidir? Görling bunu kabul edilemez bir haksızlık olarak görüyor ve şunu talep
ediyor: „Okullar mezheplere bağlı din derslerinden uzaklaşmalı.”
Prof. Dr. Wolf-D. Bukow
(Köln Üniversitesi eğitim bilimlerine bağlı sosyal bilimleri dalındaki kültür- ve eğitim seminerine bağlı profesör, çeşitli uzman kitaplarının yazarı, görevleri ve CV için www.cedis.uni-koeln.
de)
Şu konu hakkında konuşuyor: “Günlük hayatın değişimi – bölgesel kültür ve eğitim
uygulamaları için zor bir mesele”. Bukow burada “günlük hayatı yaşamak” ve „günlük hayatı
anlatmak“ arasında ayırıyor.
„Suni tartışmalardan“ kaçınılmasını öneriyor, çünkü bunlar güncel hayat tarafından her gün
yenileniyor. Bukow: „Sistem gerçeğin arkasında kalıyor.“ Tarihe bir bakış atıyor. Tarih açısından
göç hareketleri hep vardı – fakat bunlar hakkındaki tartışma yoktu. Örnek olarak armasında
üç taç taşıyan ve bununla gururu ve vatanı temsil eden doğulu Epifanileri ve ayrıca 11 damla
ile Köln’e doğru yola çıkan 11.000 macar bakireyi andıran Köln şehrini anlatıyor.
50
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
Almanya’daki göç tartışmasında 1960’lı yıllarda önce „çağdaşlık-farkı“ giderilmeye çalışılmış,
yani „konuk işçilere“ Almanya’daki „modern hayat“ tanıtılmaya çalışılmış. Sonrasında ise „kültür farkı“ üzerine konsantre olunmuş, insanlara katolik Batıyı kabul etmelerine, dini düzene
alışmalarına, kadınları özgünleştirmelerine ve erkeklerin maçoluğu bırakmalarına çalışılmış.
„Kültürel açdan iyi düzenlenmiş adet ve gelenekler“ bu arada desteklenmiş. Ondan sonra
„göçmen tartışması“ başlatılmış ve bu tartışmaya göre göçmenler için „bizim migrasyon yönetimimize uymaları ve Almanya ve bu ülkenin beklentilerine göre yaşamak“ önemliymiş. Bu
arada „biz onlara Alman dilinin ve kültürünün temellerini öğreteceğiz.“
Biz milliyetçiliği, sömürgeciliği, ırkçılığı veya antisemitizm geride bırakarak çoktan beri
sanayileşmiş ve küreselleştirilmiş günlük hayata erişmişiz, fakat toplumsal kurumlar hala bizden bir adım gerideler. Sınıflara ayrılmış okul sistemimiz ta imparatorluk zamanından kalma,
migrasyonla ilgili olan kültür çalışmaları ise „kültürel alanda ve kültürler arası konuyla ilgili
düzenlenen günlerin“ düzeyindedir hala ve siyasi katılım „babacan uyum konseptlerine“ sınırlı
kalıyor.
Prof. Bukow toplumsal gerçeğe ve tüm topluluğun kabulüne yaklaşılmasını öneriyor. Toplum
ve topluluk arasında bir fark görüyor. „Metropolitan bir şehir topluluğun“ gündelik hayatı
şehrin göbeğindeki oyun alanı, belediyenin ulaşım sistemi, herkese açık olan eğitim merkezleri
ve idare makamları gibi biçimsel düzen tarafından biçimlenmiş. Topluluğun yerinin „insanların
kendilerini rahat ettiği“ özel hayatın olduğunu ileri sürüyor. Bir Avrupa şehrini vatandaşlara
çekici gelen bir şehir olarak tanımlıyor – en azından orada bulundukları zamanlarda. Burkow diyor ki, „Hareketlilik normal bir haldir“ ve „just-in-time-komünikasyonu“ insanları çok
değiştiriyor. Daha önce insanlar, dün ne oldu diye soruyorlarmış, bugün ise „Bugün neler oluyor, ne var şimdi?“ sorusu daha yaygın.
Konuşmasında „adil kültür ve eğitim çalışmalarını“ övüyor. „Vatandaşlarımıza doğru bir
adım atmalıyız“ diyor Burkow. Değişim ile olan ilişkimizi uzun bir zaman için sosyal kontroldan sorumlu olan organlara bırakmışız ve arada bir kültür çalışmalarına. Gündelik hayat için
uygun olan model için ise „The world in a class and the class in a city“ ismini kullanıyor. „Küresel ve bölgesel“ (glokal) olan davranış ve oryantasyon formatlarına geçilmesini talep ediyor,
bunlar yerel gündelik hayattaki küresel ve bölgesel fikirlerin birleşmesidir. Bunu başarmak
için yerel kuruluşların „yüksek kültür düzeylerinden ve kültürlerarası soyutlamalarından vaz
geçmeleri gerek, güncel hayatın gerçekliliğini ise insanların artan hareketliliğini ve komünikasyon- ve bilgi edinme olanaklarını göz önünde bulundurarak algılamaları gerek ve o insanların
düşünceleri ve sorunlarını iyi dinleyip, bunları ele alıp, konu yapıp, derinine inip sunmaları gerekir.“ Bunun gibi süreçlerin „değişik olan insanlarla onların değişik yaşam alanlarında ortak
katılım şekillerine girerek“ ve „güncel komünikasyon ve bilgi edinme olanaklarını kullanark“
aşağı düzeyden organize edilmeli. „Küresel ve bölgesel formatların genelleştirilmesine“ hazır
olunmalı. „Komünikasyonun radikalleşmesi ve hareketliliğin yoğunlaştırılması herkesin kendi
perspektifini radikal bir şekilde değiştirmeye zorlayan metropoliten bir şehir topluluğunu ortaya çıkarmıştır“ diyor Burkow.
Professor Bukow sunucunun sorularını cevaplandırıyor
Bizi birbirimize doğal bir şekilde davranmaktan alı koyan nedir, niye problem
1.
yaratıyoruz? Professor Bukow cimrilik, açgözlülük ve egoizmi sayıyor, bunlar mülkiyet
düşüncesinden doğan „ilkel bir savunma halidir“. „Doğal günlük bakışımızı“ „dünyayı olduğu
gibi görmek için“ kullanmamızı istiyor.
Bunu nasıl gerçekleştirebiliriz? Bukow, kendi davranış biçimimizi kontrol etmemizi is2.
tiyor. „Karşımızdaki insanın dedesinin Türkiye‘den geldiğini bildiğimiz zaman niçin ona karşı
takdir duymamızı engelliyoruz?’
Meral Cerci
(M.A. Haziran 2005’ten beri İnformation und Technik Nordrhein-Westfalen’de, İT.NRW, 51
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
KRV-
bölümlerinden sorumlu ve Kültürlerarası Araştırmayı yönetiyor. Cerci Düsseldorf’taki HeinrichHeine-Universität’te öğretim görevlisi)
Sunucuyla sürdürdüğü konuşmasında göçmenlere karşı daha açık olmak isteyen kültür
kuruluşlarından sorumlu eyalet hükümetinin nasıl desteklenebileceğini anlatıyor (bkz www.
interkulturpro.de) ve anyrıca KRV’da göçmen ve kültür konulu araştırma sonuçlarından bahsediyor.
Ortaya çıkan sonuçlardan bir tanesi göçmen kökenli insanların ne gibi kültürel deneyimler
düşledikleridir. „İlgi odakları göçmen kökenli olmayan insanlarınkinden pek de farklı değil“, diyor Cerci. Ancak vatan ile ilgili bir bağlantı olunca artan bir ilgi tespit edilebiliyor. İstatistikçinin
dediğine göre „Bu bir folklor gösterisi olabilir, vatanın belirli bir bölgesinden gelen bir jaz müzikçisi veya uygun bir içeriği olan bir tiyatro gösterisi olabilir“. Vatan ülkede ünlü olan yıldızlar
da çok rağbet görüyormuş.
Ancak yapılan programlardan fayda edilmemesi olayın bir püf noktasıdır. Bunun sebepleri bilet parasının çok yüksek olması (çünkü göçmen ailelerin geliri normalde fazla yüksek
değil), programın tanıtımının iyi yapılmaması (günlük gazetelerde çıkan ilanlar hedef gruba
ulaşamıyor) ve program sırasında çocuklara bakacak kimsenin olmamasıdır. Meral Cerci kültür
alanında faaliyet gösteren kuruluşların elindeki programları iyi planlamalarını tavsiye ediyor.
Bunun için programın içeriğinin kontrol edilmesini, yeni pazarlama araçlarının bulunmasını
ve kadronun iyi seçilmesini tavsiye diyor. „Herkes nüfus bilimsel değişimini göz önünde bulundurarak kendisi için bir konsept hazırlamalı, yarının seyircisini görmeli ve emniyete almalı,
yabancı mekanlara girme korkusunun hiç oluşmaması için mesela okullarla kooperasyonlara
girmeli.
Diğer bir araştırma, göçmenlerin değer yönlendirmesini ele alıyor. Burada sekiz değişik ortam
tespit edilmiştir. Orta halliler burada en büyük grubu teşkil ediyor, dini ve geleneksel şekilde
yaşayanların grubu ise %7 ile oldukça küçük bir paya sahip. Cerci’ye göre insanların bir çevreye ait olmalarının, anne ve babalarının nereden geldiğine değil, eğitime bağlı olduğu tespit
edilmiş. O, kültürel kuruluşları çalıştıranlara „yeni fikirler denemelerini“ tavsiye ediyor.
Landestheater Dinslaken’in yöneticisi sözü alıyor ve oldukça başarılı Türk bir prodüksyondan
bahsediyor. Bunun devamı için çalışmalar başlatılmış. Öncelikle Alman vergileriyle burada ne
yapıldığı sorusu oluşmuş, fakat bu, sonradan bir problem teşkil etmemiş.
Alman-Türk Arkadaş Gubunun başkanı Jüchen çalışmalarını tanıtıyor. O, Alman komşularının
temas korkusu ve onların ön yargılarını gidermek için yürüttüğü çalışmalarından bahsediyor.
Okullarla beraber çalışan ve hem Almanlardan, hem de Türklerden oluşan bir grup burada
oldukça başarılı.
Belediyelerin bu gibi araştırma sonuçlarına ilgi gösterip göstermemeleriyle ilgili soruyu Meral
Cerci evet olarak cevaplandırıyor: „Bu Civis-araştırmasında karşılaştığım ilgiyi daha önce hiç
görmemiştim.“ (bkz www.civismedia.eu) Meral Cerci tekrar yansıtma ve kavram çalışmalarına
seyircilerin köklü bir analizi yardımıyla devam edilmesini istiyor.
Hamdi Berdid
(Dansçı ve koreograf, Alte Post Neuss’ta öğretim görvlisi, 14 yaşından beri dans ediyor, Pink,
Jamelia, Kylie Minogue, Mariah Carey gibi dünyaca ünlü yıldızların koreograflarıyla beraber
çalışmış, çeşitli kültür ödüllerinin sahibi, bkz www.altepost.de)
Sunucu Çiler Fırtına ile sürdürdüğü konuşmasında dans projelerinden bahsediyor. Bu projelerde çeşitli ülkelerden gelen 35-50 genci topluyor. „Ortak dilimiz dans. Hepimiz göçmen kökenliyiz. Fakat bunun hiç bir önemi yok.“
Şu sıralarda sahnelenen „Musterkanacken“ adlı oyun dans ile oyunculuğu birleştirip „toplumu
bizim bakış açısından“ gösteriyor.
52
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
Anne ve babası Ürdünlü olan Berdid, Neuss Kültür Dairesiyle ilk defa Romeo ve Jüliet’in HipHop versiyonunda beraber çalışmış ve sonradan Alte Post’ta çalışan Hans Ennen’e oradaki
dans salonunu projesi için kullanabilmek amacıyla başvurmuş.Prof. Görling bu işi „kültürler
arası boyutlara sahip kültürler üstü bir çalışma“ olarak adlandırıyor ve bunun „küresel ve bölgesel bağlantılar“ için iyi bir örnek olduğunu söylüyor. Seyircilerden bir kadın, dansın kültürleri
bağdaştıran bir olay olduğunu doğruluyor ve Kamerun’da katıldığı bir karşılaşma-akşamında
gerçekleşen bir olayı örnek olarak veriyor.
Dr. Christiane Zangs
(Neuss Belediyesinin belediye başkan yardımcısı olarak okul, eğitim ve kültür alanlarından
sorumlu, önceden Clemens-Selms-Müzes’inin direktörlüğünü yapmış. RWTH Aachen Üniversitesin ve Bonn’daki Friedrich Wilhelm Üniversitesinde sanat tarihi, inşaat tarihi, germanistik ve
filozofi okumuş, ayrıca birçok bilimsel araştırmaların yazarıdır.)
Toplantının tartışılan konularında sadece cevaplar bulduğunu değil, ayrıca birçok sorunun da
ortaya çıktığını belirtiyor. Çıkardığı sonuç: Kültür kullanımı eğitime bağlıdır: Burada öncelikle
eğitim eşitliğine erişilmelidir. Kreş ve okullardaki dil eğitimi daha bir sürü zaman ve çalışma
gerektirecek, fakat doğru yoldayız.
Gençlere erişililebilir: Hamdi Berdid’in dans projesi bunu doğruluyor – hem de çok yüksek bir
düzeyde. Bu düzeyin önemi çok büyük – çünkü burada söz konusu olan ayrıca devletin verdiği
bir görevi yerine getirmektir. Neuss’ta gerçekleştirilen neredeyse bütün kültür programlarının
bunun için bir ön hazırlama ve program bitiminde de bir çalışmaya ihtiyacı var.
Bilgi alışverişinin adapte edilmesi gerekir: Eğer göçmen kökenli insanlara günlük gazeteler
üzerinden ulaşılamazsa, başka yollara başvurulması gerekir – mesela zaten var olan ağların
daha iyi kullanılması gerekir.
Dr. Zangs kültürel çeşitliliğin Neuss’ta da var olduğunu, hatta insanlar tarafından yaşandığını
ve doğal olarak kabul edildiğini belirtiyor. 20 değişik ülkeden gelen müzikçinin çaldığı Neuss
am Rhein Kammerakademie’yi ve onların „ortak dili olan müziği“ örnek veriyor. Enternasyonal müzik edebiyatından seçmeleri yaparken her zaman dinlenilen parçaların yanında bir de
değişik bestekarların parçalarının çalınabileceğini belirtiyor.
Saygıyı teşvik etmek ve desteklemek. Dr. Zangs daha fazla ilginin olması gerektiğini vurguluyor ve „Mesela bir gün girişi bedava yapsak, ilginin de geleceğinden eminim“ diyor. Ayrıca
„soru ve sorunlar konusunda da idareye başvurulmasını“ bekliyor. Bazı etnik gruplar için
oluşturulacak etkinliklerin de desteklenmesi gerektiğini düşünüyor fakat genel olarak bunun
sorun yaratacığı ve yardımcı olmayacağı görüşünde. „Benim için önemli olan bir konu da mesela çocuklar, yaşlılar, ebeveyn ve bayanlar için düzenlenen ve genel olarak bütün kültürler
için açık ve çekici olan etkinliklerin düzenlenmesidir.“
Son olarak Dr Zangs, bu toplantıyı düzenleme fikrinin Kültür Heyetinden geldiğini ve Kültürve Okul Heyetinden birçok kişinin salonda bulunduğunu vurguluyor.
Seyircilerden gelen sorular ve düşünceler:
Göçmenlerle irtibata geçmek için çeşitli dillerde yapılacak etkinlik anonslarıyla ağırlıklı olarak
radyo daha çok kullanılabilir. Seyircilerden bir bayan anaokulunda yeterince dil eğitimi alamayan bir kız çocuğundan bahsediyor. Dr. Zangs bunun üzerine destek programlarına dikkat
çekiyor ve kızın anne ve babasının bunun hakkında bilgi toplamalarını tavsiye ediyor.
Bir katılımcı, rokçu, punkçı ve Hip-Hopçuları birlikte sahneye çıkartacak ve ırkçılık ve grup nefretine karşı yapılacak bir konserin yapılmasını istiyor. Başka bir katılımcı ise hem tüm gruplar
için yapılacak etkinlikler, hem de „düzeyli kültür“ etkinliklerin yapılmasını istiyor.
Kadınlar İnisiyatifi „Puzzle’dan’’ konuşmacı bir bayan, ilkokullarda etik dersinin yer 53
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
almasını talep ediyor. Dr. Zangs bunun üzerine eyalet hükümetine başvurulması gerektiğini savunuyor
ve „bizim okul sistemimizin karmaşık yapısı“ ve işlevi hakkında halkın daha fazla bilgilendirilmesi gerektiğini belirtiyor.
Bir katılımcı Kick-off-etkinliğini övüyor – ve Prof. Bukow’un yaptığı konuşmanın polemik
olduğunu ve Neuss’ün getirdiği koşullara uygun olmadığını belirtiyor.
Küresel Entegrasyon Aksiyonu’nun bir konuşmacısı Dr Zangs’ın söz ettiği kurs, etkinliklerin etniğe bağlı olmadan bütün Neuss’lüler için açık olması gerektiği fikrininin iyi olduğunun
söylüyor.
Prof. Görling, iyi Almanca bilmeyen anne ve babaların çocuklarına Almanca
öğretemediklerinden bahsediyor – ve bu çocukların aynı zamanda ana dillerini öğrenmeleri
gerektiğini vurguluyor (veya evde konuşulan dili). Okul siyasetinin bu konuda da bir çözüm
getirmesi gerekir. Kültür hakkında yapılan tartışmada ise „Düzey nedir?“ sorusu sorulabilir.
Sanat projelerin yeni boyutlar ve nüanslar açısından tartışılması gerektiğini belirtiyor.
Sunucu Ciler Firtina özetliyor: Tüm insanların kültüre ulaşma konusunda aynı haklara sahip olmaları gerekir. Bedava etkinliklerin oluşturulması lazım. İletişimin daha iyi bir hal alması
da önemli bir konu. Teşviklerin daha açık olması gerekmektedir. Soru şudur: „Toplumumuzun
hangi etkinliklere ihtiyacı varıdr?“ Bir şeyi alabilmek için bunu talep etmek gerekir. Toplantıya
son veriyor ve hazır bulunan büfeye dikkat çekiyor.
Gelecekteki tarışmalar için bakış açıları/tezler/bildirimler

Neuss’lüler 120’den fazla ülkeden gelmektedirler ve 25%’i göçmen kökenlidir.

Kültüler arası iletişim ve kültürlerin karışımı toplumsal zenginlik demektir.
Bir insan birden fazla kültürde kendini evde hissedebilir, değişik alanlarda buna izin

verilmesi lazım.

Bir şehir, ancak içinde yaşayan insanlar kendilerini onunla bağdaşık hissederlerse,
zengindir.

Belediye insanların birbirlerine gösterdikleri ilgiyi çeşitli etkinliklerle destekleyebilir.

Bir takdir kültürüne ihtiyacımız var yani bir başkası olarak başkalarına duyduğumuz ilgi.

Göçmen kökenli öğretmenlerin işe alınması gerekir.

Çocukların dil dersinde desteğe ihtiyacı var – ana dillerinde de.

„Günlük hayatı yaşamak“ ve „günlü hayatı yorumlamak“ arasında bir fark vardır, aynı
zamanda „toplum“ ve „topluluk“ arasında da.
Artan hareketliliği ve gittikçe gelişen bilgi edinme ve komünikasyon yetenekleriyle bir
likte insanlarla aynı düzeyde olan kültür- ve eğitim çalışmalarına ve „glokal“ (Prof. Bukow’un
kullandığı bir terim), yani küresel ve bölgesel olan eylem ve oryantasyon formatlarına
ihityacımız var.
54
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ

Bütün kültür kuruluşlarının seçici bir mevcut tespitine ihtiyacı var.

Etkinliklerin daha iyi tanıtılması gerekir.

Açılma mümkün, deneysel çalışmaların yapılması gerekir ve başarı gösteren çalışmalara
devam edilmeli.

Kültürel etkinliklerin hem göçmenlere hem de göçmen olmayanlara göre düzenlenmeli.

Düzey hakkındaki tartışma tekrar yapılmalı.
©Stadtarchiv Neuss
ngz_08.11.1979
55
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
Dr. Bernd Wagner
Göçmen Toplumunda Kültür Siyaseti
Beşte birinden fazlasının göçmenlerin teşkil ettiği ve göçmen çocuk ve gençlerinin şehirlerde
çoğunluğu teşkil ettiği bir ülkede değişik sosyal yapılardan gelen, yaşları farklı olan, yaşam
şekillerinin değişik ve hatta birbirleriyle çarpışık olan insanların sorunları etnik ve kültürel
geçmişlerinden dolayı birbirine karışır. Alman kökenli „çoğunluğun“ kendi içindeki sorunları ve
bu toplum ve göçmen kökenlilerin oluşturduğu azınlık arasındaki tartışmaların yanısıra burada
„göçmen kökenli Almanların“ ve Almanya’da yaşayan göçmenliler grubunun içerisindeki hayat anlayışındaki ve beraber yaşama anlayışındaki farklılıklar da söz konusudur, ki bu iki grup
sadece ulusal ve yerel kökleri açısından değil, sosyal durumları açısından da çok farklıdırlar.
Hem birleştirici ama duruma göre ayırıcı bir nitelik olarak değişik dinler de olaya katılıyor. Çok
katlı bir göçmen topluluğunda „Biz“ veya „ben“, „çoğunluk“ veya „azınlık“, „benim“ veya „senin“ görüşlerinden daha yanlış bir yaklaşım olamaz. Herhangi bir şekilde buna benzeyen ve
sınırlandırılma ve dışlanma olanaklarını mümkün kılan bir homojenlik yoktur, belki de hiç var
olmamıştır. Toplumsal ortaklık ve beraberlik çok çeşitli farklılıklardan oluşur, soy, köken veya
etnikçilikten değil.
Çeşitli kültür, etnik ve dini toplumlarından gelen insanların yaşadığı bir toplumda yaşanan
beraberlik şekillerinin gelişme sürecinde kültürel-sanatsal aktivitelerin ve bunlarla birlikte
kültürel siyasetin anlamı büyüktür. Kültürel-estetik ve kültürel-yaratıcı etkinlikler, sağladıkları
eğlence fonksyonunun yanısıra aynı zamanda kendi-kendini-ifade-etme ve kendinden-eminolma fonksiyonunu da görüyor. Sanat ve kültür bir insanın kendisiyle ve çevresiyle yaptığı tecrübelerinden oluşur ve burada yaşanan bir tek eğlence ve zevk alma değil, anlam ve içeriğin
anlamı da çok yüksektir.
Sanat ve kültür yoluyla gerçekleşen bireylerin kendilerini tanımlaması ve grupların da çevreleriyle iletişime geçmeleri – hangi yolla olursa – bir çoğunluk toplumuna göre toplumsal azınlıklarda her geçen gün artan bir öneme sahiptir. Bir azlık olma durumlarından dolayı
genellikle genel sosyalleşmenin dışında kalıyorlar ve geldikleri ülkenin ilgi gruplarına, ki bu
grupların kültürel gelenekleri içerisinde kalmak bir güven hissi verir, bağlı kalıyorlar. Meslek
hayatında, günlük hayatta, bir ev ararken, okul ve eğitim alanlarında ve tüm sosyal alanlarda
dışlanmak ve geride kalmak, edinen bu tecrübelerin sanatsal ve kültürel açıdan konu edinmesinin anlamını genişletiyor ve geleneksel topluma dönme ihtimalini çoğaltıyor.
Çeşitli kültürlerden gelen insanların karşılaşmasında insanların kendileri ve çevreleri arasında
edindikleri tecrübelerinde Breakdance, sokakta söylenen rapler ve yapılan grafitiler, bir halk
şarkısı, arap aşk şarkısı ve Farsça olan bir tiyatro oyunu, veya birlikte çalışılan yeni bir dans,
müzik veya tiyatro oyunu, sanat ve bunula ilgili kültürel-sanatsal alanlarda edinecekleri kendini veya dünyayı benimseme hissi için çok uygundur. Bunun için önemli olan, kültürel alanda karşılıklı saygıyı mümkün kılan ve hem farklılıkları hem de ortak yönleri ortaya çıkartacak
karşılıklı bir düşünce alışverişidir.
Sanatsal prodüksyonlarla, kültür çalışmalarla ve kültürel eğitimle böylelikle kültürel
dışlanmanın ve kökten dinci dogmacılığın önüne geçilebilir, daha önce tanınmayan tecrübeler
edinebilir ve yeni ve tanınmayan durumlarda nasıl davranılacağı öğrenilebilir. Kültürel-sanatsal
pratiğin oyun tarafı değişik düşünce tarzları ve algılama şekillerinin benimsenmesine yol açar
ve bunlarla ilgilenilecek bir ortam yaratır. Değişik geleneklerin, yaşam tarzların ve sanatın sebep olduğu yaratıcı konfrontasyonu ayrıca yeni ve karışık kültür şekillerinin temelini oluşturur.
Fransa, İngiltere veya ABD gibi göçmen ülkelerinde bireyin kendini kültürel açıdan
dışavurumunun ve kültürel tartışmaların esas anlamı uzun zamandan beri günlük tecrübelerinden sayılır ve kültür kuruluşları ve kültür enstitüleri tarafından çeşitli dözeylerde çalışmalarının
bir parçası olmaya kabul edilmeye ve desteklenmeye başlandı.
Bizde kültür kuruluşları ve kültür siyaseti gibi genel politikalar ve toplumun büyük bir kısmı
uzun zamandan beri Almanya’yı bir göçmen ülkesi olarak ve değişik ülkelerden gelen insanları,
farklı etnikleri, kültür ve dinleri normal bir hal olarak kabul etmekte zorlanmışlardır. 56
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
Bu durum ancak bir kaç seneden beridir değişmekte ve çeşitli kültürel geleneklerden gelen, değişik dinlere ve ülkeye göre değişen etniklere sahip olan insanların barış içinde birlikte yaşantılarının
önemi siyaset, kültürel politika ve toplum tarafından kabul edilmeye başlandı.
Burada örnek olarak 2007 senesinde Alman Hükümeti tarafından çıkartılan „Milli Entegrasyon Planı“ adını taşıyan planda „Kültürel Eğitim“, „Kültür Kuruluşları“ ve „Genel Görev
açısından Kültürel Entegrasyon“ (Alman Hükümeti 2007: 127-137 ve Böhmer 2008) gibi üç
ana temaya sahip olan sanat ve kültür konusuna yer veriliyor. Alman Hükümetinin Enquete
Kommission’unun „Almanya’da kültür“ başlıklı sonuç raporunda da „Göçmenler/Kültürler arası
iletişim“ adında bir bölüm mevcut ve burada göçmenlerin kültürel alandaki aktiviteleri ve interkültürel yönünde faaliyet gösteren bir kültür siyasetinin önemi vurgulanıyor. (Alman Federal
Meclisi 2007: 210-216).
Ve Aralık 2009 tarihli ve „Kültürel Çeşitliliği yapılandırmak: Almanya içerisinde ve Almanya için kültürel ifade çeşitlerinin çeşitliliğini konu alan UNESCO-Anlaşmasının (2005)
gerçekleştirilmesi için Sivil Toplum tarafından verilen tavsiyeler“ isimli UNESCO-BeyazKitabıyla birçok kütlürel-siyasi enstitülerin, kuruluşlar, organizasyon ve makamların temsilcileri tarafından ortak olarak geliştirilen ve kültürler arası ve uluslararası gerçekleştirilen kültür
çalışmamalarını içeren bir evrak mevcuttur, ki bu evraka katılımının çok geniş çaplı olduğu için
kendi kendine sorumluluğu oldukça büyüktür.
Göçmen ülkesi Almanya için uygun olan kültür-siyaseti ve kültür çalışmalarının geliştirilmesi
hem böylesine bir kültürel ve kültür-siyasal pratik için teorik-konsepsiyonel etkinliklerin
eleştirilmesini, hem de bundan sorumlu enstitü ve aktörlerinin uygun aktivitelerini içerir.
Bunun gibi bir yeniden yönlendirmenin Almanya’da eskiden beri ne kadar zor olduğunu, bu
olayı tarif eden terimlerin belirlenmesi hakkında yapılan tartışmalardan belli oluyor.
Çok-Kültürlülük. Kültürler Arası. Kültürlerin Karışımı (Multikultur. Interkultur. Transkultur)

Birçok ülkeden, kültürden gelen ve değişik dinlere sahip olan insanların yaşadığı bir toplum –
terim açısından – mültikültürel bir toplumdur. Bu toplumun bir zenginleştirme veya bir tehdit
olarak algılanması burada hiçbir önem taşımıyor, toplum ancak ve ancak gerçek ve normaldir.
Eğer „yabancıların“, işleri bittikten sonra geldikleri ülkeye geri dönmesi ve „karışık ve çok etnikli bir toplumun“ hayalinin peşinden gidilmiyorsa, „Mülti-kültürün sonunun geldiğinden“ veya
siyaset ve medyada söz edildiği gibi bunun hayalinin ve göz kamaştırıcılığından bahsetmek
oldukça saçma. Bunun gibi söylemler bugün ancak aşırı sağcı partiler tarafından kullanılıyor.
1970’li yıllarda kilise çevrelerinden Almanya’daki tartışmalara katılan ve Alman Federal
Devletini bir „çok-kültürlü toplum“ olarak tarif eden deyim, aşağı yukarı 10 yıl sonra özellikle Yeşiller Partisi, fakat CDU (Hıristiyan Demokrat Partisi) ve SPD (Sosyal Demokrat Partisi) tarafından da kullanılıp çok-kültürlü iletişim veya çok-kültürlü-iletişimciliğin tam olarak
tanımlanamayan bir konsepsiyon haline gelmiştir. Buna Kuzey Amerikan ve İngiliz fikirleri
örnek olmuştur. Bununla ilgili fikirler çoğunlukla sonuna kadar düşünülmemiştir. Sonuçta Federal Alman Devletinin bir göçmen ülkesi olarak ve Almanya’da yaşayan ve başka ülkelerden
gelen insanların sosyal-siyasi açıdan tanınması onları kültürel geleneklerinin ve ihtiyaçlarının
bir simgesi olarak birleştiriyor. Bu insanlar, kültürel geleneklerini ve ihtiyaçlarını, insan
haklarını ihlal etmedikleri ve başka insanlara zarar vermedikleri sürece burada da vatanlarında
yaptıkları gibi yaşayabilmelidirler.
Çok kültürlü toplumu anlamak için bir toplumun, modern toplumsallaşmalarda ne ortak milli bir tarih, vatandaşlıkları eşit olması veya nasıl tanımlanırsa tanımlansın bir temel kültür
tarafından oluşturulan bir kültürün homojen olduğu düşüncesinden uzaklaşmalı. Bir ülkenin
kültürü buna karşılık bu ülkede birlikte yaşayan insanların değişik kültürlerinden ibaret ve toplumsal grupların bu kültürlerinin arasında her zaman baskın gelen, eskiden beri var olan, bir
köşeye atılan, arka plana atılmak istenen ve var olmasına sadece izin verilen kültürler vardır.
Çok kültürlü toplumların tasarımlarının içeriği böylelikle toplumdaki tüm kültür 57
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
ve etniklerin ortak demokratik değer-anlaşmasından ve kültürel farklılıklar durumunda nasıl
davranılacağının bilinmesinden ibarettir ve yabancı kültürlerin idealleştirildiği ve kayıtsız
şartsız bir şekilde „can sıkıcı, renksiz Federal Devleti“ zenginleştiren „fokloristik çok-kültürlülük“ anlayışıyla alakası yok. „Diğer kültürlerin“ bu şekilde romantikleştirilmesinde günlük
hayatın tüm sorunları, bu kültürlerin bazılarındaki ezici tarafları ve değişik kültürlerden gelen insanların birlikte yaşamalarındaki problemler görmezden geliniyor. Fakat bu „mültikültieğlence-fraksiyonu“ ne daha önce ne de şu anda çok kültürlülük hakkındaki tartışmalarda bir
önem taşımıyordu ve „çok kültürlü demokrasinin“ toplumsal yapılandırılması ile ilgi çalışmalar
sürdüren insanların hiçbirisi bu şekilde birlikte yaşamanın sorunsuz olup „büyük bir sol-yeşilşenlik-dansı“ olmasını beklemiyordu.
Çok kültürlü toplumalar hakkında yürütülen düşüncelerin konusu Claus Leggewie tarafından
1990 yılında çıkartılan kitabın bir altbaşlığı olan „Çok-toplumlu-Cumhuriyetlerindeki oyun
kuralları“ ve „Mülti kültürel demokrasi denemeleridir“. Bu başlık, yazarları Daniel CohnBendit ve Thomas Schmidt olan ve 1990’lu yıllarda tartışılan konunun en önemli kitabın bir
altbaşlığıdır ve bu kitapta, birlikte yaşamanın zenginleştirdiğinin yanısıra özellikle zorlukları ve
sorunları öne çıkartıyor ve „herkes için geçerli olan bir değer-cetvelinin yapılandırılması“ isteniyor.
Çok etnikli, çok dinli ve çok kültürlü bir toplumdaki birlikte yaşama konseptinin
eleştirmenlerinin çoğundan „mülti kültürel demokrasi denemelerinin“ gösterdiği çabalar dikkate alınmadı ve burada sadece Alman tarihi, dil, gelenek ve kültürün beraberinde gelen
birleştirici kuvvetlerin, yani Alman halkının „homojenliği“ ve „kimliğinin“ yok edileceği tehlikesi
görülüyor.
Multi-kültürelleşmenin konseptleri, teorik koşullar ve hakkındaki düşünceler hakkındaki
eleştirmeler aslında sadece tutucu kesimden değil, »soldan« da geliyor. Çok kültür konsepti hakkında üniter »Alman kültürü« hayalini yıktığı söyleniyor fakat aynı zamanda bununla,
kökenlerine ve kültürel geleneklerine indirgendiği, toplumsal ve siyasi sorunlar yanlışklıkla
kültürelleştirilip insanlar etniklerine göre ayrılmıştır ve buna »eskimiş ırkçılık« denir.
Kültürelleşme hakkında yapılan eleştirilerden anlaşılacağı üzere bunun arkasında, milli kültür temsilcilerinde olduğu gibi, oldukça kapalı ve üyelerini etkileyen bir birim olan aynı kültür
anlayışı yatıyor, ancak bu artık toplumu, yani burada Federal Alman Devleti, etkileyen homojen bir kültür olmaktan çıkıp aslında yan yana var olan birçok tek-kültür oluyor.
Belirli bir insan grubuna, veya bir yere bağlı gelenek ve değer sistemi olarak algılanırsa, kültür
anlayışına yapılan eleştiriler, eğer burada sadece gözle görülemeyecek kadar az değişim gören ve kendini başkalarından sınırlandıran bir birimden bahsedildiği zaman yerindedir. Çünkü
kültürlerin ve kültürel şekillerin gelişim süreçlerinin »normal« hali toplum içerisinde yaşayan
değişik kültürlerin karşıklı etkilenmelerinden ve değişmelerinden ibarettir. Kültürler her zaman ilişki ve tartışmaların ürünüdür ve yabancı ve değişik olan herşeyle temas etmek, incelemek ve edinen bilgileri emip benimsemekten doğar. Kültürün anlamı her zaman „kültürlerin
arasında“ idi (Alexander Düttman), hiçbir zaman »saf ve homojen değildi, aksine hibrid ve
heterojendi, bir melez. Kültürler her zaman bir karışımdırlar, devamlı bir süreç, fakat burada
da kalıcı değildirler.
Tüm kültürlerin melez karakterine ve sürekli değişimlerine rağmen belirli bir süre için bir
»biz« teşkil edip – bazen uzun, bazen kısa süren - bir birim yaratıp kendi birleşimlerinden
ötürü diğerlerinden ayrılıyor. Bunun yüzünden »kültür« hakkında konuşmak her zaman zıt
birşeydir, çünkü bunu yaparken bir değişim süreci sabit bir olay olarak kabul ediliyor: »Kültür
hakkında konuşmak ezelden beridir kültüre aykırıydı«. Adorno ve Horkheimer »Diyalektiğin
Aydınlanması« (1947/1997: 152) adlı eserlerinde aporiayı böyle tanımlıyorlar. »Kültürü« her
zaman - »eğitim« gibi – insanlardan ve kişilerden oluşan grupların eğitim süreçlerinin durum
ve araçlarını tanımlıyor. Ancak bu sadece »multi-kültür« anlayışındaki »kültür« için değil, aksine kültür hakkında söylenen herşey için geçerlidir.
Sosis, falafel, kebap gibi sunulan yemekler ile Senegal, Anadolu ve Bavyerya bölgelerinden
gelen »vatanı hatırlatan sanat« şeklindeki folkloristik gösterilerle mülti-kültürel şenliklerdeki
bazen ilişkisiz olabilen yanyanalar; etnik açıdan oldukça homojen olan ve göçmen toplulukların
birbirlerini desteklediği ve »gurbette bir vatan« aradıkları – ki bu bazen »paralel topluluk 58
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
olarak değerlendirilen« şehir mahalleleri; bunlar ikisi bir tarafta, ve diğer tarafta kültürel
geleneklerine indirgenmiş ve bununla »biz« ve »diğerleri« kavramının yanlış bir ikililik ortaya çıkardığı isimsi kültür anlayışı var ki bu ikisi mülti-kültür düşüncesinin iki esas eleştiri
noktalarıdır.
Bazen ancak kat kat olarak yaşanan yanyana yaşantının beraberinde gelen zayıflıktan
doğan, sadece mülti-kültürün konseptlerinden değil, »mülti« kelimesinden de anlaşıldığı
gibi »kültürlerarası« (»Interkultur«) kelimesi günlük hayatta ve etkinlik ve faaliyetlerin konu
olduğu bilimsel tartışmalarda da kullanım görüyüyor.
O da »mülti-kültür« gibi bir toplulukta başkalarının haklarını çiğneyip demokratik minimal
ahengi bozmadığı sürece meşru ve korunmayı hak eden değişik kültürlerinin var oluşundan
yola çıkıyor. Bunu yaparken zaten var olan kültürel farklılıkları konu ediyor ve insanlar arası
bir alış-verişi, diyaloğu, bir komünikasyon bunların »arasında«, yani »inter«, hedef alıyor.
Vurgu burada karşılıklı tanışma üzerindedir, yeni şeylerin oluşabileceği ve olacak karşılıklı alışverişin ve hem ayıran, hem de ortak komünikasyon üzerindedir.
İnterkültürel (kültürler arası) kültür çalışmaları, interkültürel pedagoloji, interkültürel komünikasyon kültür, eğitim ve toplumsal-siyasi konseptlerdir ve bir toplumda çoğul mültikültürel
beraberliğindeki bilimsel-teorik fikirlere bağlıdır. Kültürlerarası iletişim (Interkultur) bu gibi
toplumsal bir konsept olarak entegrasyonun genel anlayışıyla bir gerilim alanında bulunmakta ve kültürler arası iletişim (Interkultur) burada her zaman değil ama çoğu kez »değişik«
veya »yabancı« olanın karşılaşılanın veya önceden var olanına uyarlanması olarak anlaşılıyor.
Duden’e göre entegrasyon: »Tamamlanma, düzene koyma« demektir ve bu ancak zaten var
olan, »tam« olan birşeye ekleyerek mümkündür. Bunun için »entegrasyon« terimi, çift taraflı
bir gereklilik veya davet olarak algılanmadığı sürece, kolaylıkla yanlış anlaşılabilir.
Mülti-kültür ve interkültür terimlerinin anlaşılırlığı ve konsepsiyonu Almanya’da uzun zamandan beri »kültürlerin karışımı« (»Transkulturalität«) terimi olarak adlandırılıyor. Bu terim bu
arada bildiğim kadarıyla Wolfgang Welsch’in onu Almanya’daki tartışmalara kattığı seksenli ve
doksanlı yıllarda sürdürülen postmodern tartışmalara dayanıyor.
»Kültürlerin karışımı« (»Transkulturalität«) terimyle anglo-amerikan Post Colonial Studies temsilcileri gibi Welsch ve daha nice Alman sosyal bilimcileri çoktan eskimiş mülti- ve
interkültürelleşme konseptinin kültür anlayışını eleştiriyorlar, ki bunlar işte bu yüzden »kültürel ırkçı« oluyorlarmış. Bu eleştirilere bakılırsa Wolfgang Welsch’ göre (1992:5, bkz ders.2010)
»karşılıklı iletişime geçen, birbirini anlayan ve saygı duyan« »sınırların belli olduğu ve bayağı
farklı olan kültürler« yoktur. Genel kültür anlayışı ve bununla birlikte buna bağlı olan mülti- ve
interkültürün, »transkültürelleşme« ve sömürgecilik sonrasındaki kuram oluşturduğu bahanesiyle, sonuçta 19. yüzyılın geleneksel kültür kavramını aşamamayıp kültürü değişmeyen ve
insanlarda iz bırakan, oldukça hareketsiz ve kendi içerisinde kapalı bir birim olarak gördüğü
söyleniyor. Aksine kültürler akar bir şey imiş, sürekli değişen ve bireyleri fazala etkilemeyen.
Globalleşme ve güncel olan göçmen hareketi, kültürel köken ve sosyo-kültürel gündelik
hayattan etkilenmiş insanlardan çok modern, kosmopoliten ve transkültürel bireyler ortaya çıkartıyormuş. Ancak »mülti« veya »kültürler arası iletişim« (Interkultur) termimlerinde
olduğu gibi kültür hakkında yapılan eleştiriler, eğer kültür kendini belirli davranış şekilleri,
değerler ve maddelerde gösteriyorsa, »trans-kültür« için geçerlidir.
Ne mülti- ve interkültür hakkında yapılan tutucu »milli« ne de transkültürel kosmopoliten
eleştiriler şimdiye kadar etnik, kültürel ve dini açıdan çoklu topluluklarda yürütülebilecek bir
kültür siyaseti için uygun konseptler geliştirebildi, ve bu yüzden bu eleştiriler daha bir süre
için doğru yaklaşım olarak kabul edilmelidir.

İnterkültür yönelikli kültür siyaseti ve kültür çalışmaları
Mülti kültürel ve mülti etnik bir topluluktaki beraber yaşantıda sanat ve kültüre düşen önemin büyük olduğundan, devlet tarafından desteklenip teşvik edilen kültür kuruluşları ve kültür
politikasının kendi faaliyetleri için konsept ve uygulamalar geliştirmesi gerekir ki bu gereksinimlerini karşılasın.
59
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
Kültürlerarasına yönelik kültür siyaseti burada bir taraftan toplumun kendi kendine işlevini
mümkün kılan, topluma sanat ve kültür kapılarını açan ve sanatları uygun bir şekilde
gelişmesini sağlayarak bunların desteklenmesini ve çalıştırılmasını sağlayan kültür siyasetinin
genel görevleri tarafından tanımlanmıştır.
Bundan doğan sonuçlardan birileri Alman olmayan insanların kültürel çalışmalarının destekve kültür siyaseti açısından Alman vatandaşların çalışmalarıyla aynı şekilde desteklenmesi
gerektiğidir, ayrıca kültürle ilgili çalışmalar yapan yerlerin programlarını yaparken çeşitli aktivite ve düşüncelerle Alman olmayan topluluğundan gelen ziyaretçi ve katılanların ilgisini
kazanmaya çalışması gerektiğidir, aynı zaman da göçmen topluluğundaki sanatçıların özel
olarak desteklenmesi gerektiği ve bunların kültür prodüksyon-, resepsiyon- ve kültürel eğitim
kuruluşlarında aynı sayıda var olması gerektiğidir.
Kültürlerarasına yönelik kültür siyasetinin diğer taraftan özellikle çeşitli toplumsal grupların
kültürel aktörlerinin arasındaki karşılaşma, diyaloğu ve iletişimi ile ilgilenmesi gerekir.
Göçmenlerin göçmen toplumundaki kültür aktiviteleri, kültür yerleri ve kültür kuruluşlarına
olan kültürel katılımları burada üç boyutludur, ki bu üç boyut birbirlerine çok bağlılarsa da aynı
değillerdir ve değişik alan ve kuruluşlarda oldukça farklı olabiliyor. Burada bir taraftan kültür
aktörleri ve -yapımcılarına mesela sahne oyuncusu veya şarkıcısı olarak aktif olma olanağının
verilmesinden ve onların sanatçı veya müzikçi olarak Almanca konuşan başvurucularla aynı
şanslara sahip olup kültür kuruluşları ve sanat jürilerinde önemli pozisyonlara sahip olabilmelerinden bahsediyoruz.
Diğer taraftan kültür kuruluşların migrasyon, göçmen ve mülti-kültürel toplum konularına
karşı ne kadar açık olduğu ve göçmenlerin köken ülkelerinden gelen kültürel konuları, parça ve kültür şekillerinin programa ne kadar dahil ettiklerinden bahsediyoruz. Üçüncü nokta
olarak kültür kuruluşların ve kültür enstitülerin kültür seyircisi olarak göçmenlerle daha çok
ilgilenme görevlerinden bahsediyoruz, ki bu programların konusu ile ilgilidir fakat bir tek buna
indirgenemez de.
Değişik konularda, sanat şekilleri ve kuruluş şekillerinde bu üç katılma şekillerinin
gerçekleştirilmesi – personel, program, seyirci – farklı şekillerde gerçekleştiriliyor. Katılımın
en büyük olduğu alan maddi açıdan gerçekleştirilen kültür, kültür ekonomisi ve duysal-görsel
medyalardır. Kültürel eğitimin, sosyo-kültür ve sosyal kültür- ve eğitim çalışmalarının serbestkamu yararına olan alanında son yıllarda kültürlerarası çalışmalar niyetine birçok yeni aktiviteler, proje ve programlar gerçekleştirildi. Fakat bölgesel ve devlet tarafından desteklenen
kültür enstitüleri ve kültür siyasetinin ta kendisi bunda hala zorlanıyorlar – çeşitli derecelerde
olsa bile artık. Kütüphaneler ve halk okulları gibi eğitim enstitülerindeki ilgili çalışmalar bu
konuda tiyatro ve müzeler gibi geleneksel kültür enstitülerinden çok daha başarılı (bkz. Tiyatro, müze, kütüphane serbest külütr gibi çeşitli sanat kuruluşlarındaki kültür etkinliklerinin
gelişmesi (Beispiel für die Entwicklung bei einzelnen Kulturangeboten und in verschiedenen
Kunsteinrichtungen wie Theater, Museen, Bibliotheken, freie Kultur; Wagner 2009: 578-585,
bu çalışma çeşitli literatür örnekleri içerir, ayrıca Kültür Siyaseti Entsitüsü 2008)
Kültürlerarası kültür çalışmalarının gerektirdiği çalışmaların kültürel proje çalışmaları ve sayısı
gittikçe artan kültür kuruluşlarınındaki önemi anlaşılsa da birçok şehrin kültür siyaseti hem
konsepsiyonel olarak, hem de pratikte çok kültürlü göçmen toplumların değişen gerçeklerin
arkasında kalıyor ve görevlerinin hakkını veremiyor. Çoğu büyük geleneksel kültür enstitülerin çalışmalarında temel alınan batı- ve merkez Avrupai sanat kültürün oldukça homojen olan
temeli, kültürel siyasetin konsepsiyonları ve desteklenmelerinde hala merkezi oryantasyon
şeklini teşkil ediyor.
Birçok geleneksel kültür enstitülerinin şehir halkının değişmiş yapısını görmezden gelmesi ve kültürlerarasına yönelmiş kültür siyasetinde konsepsiyonel hedef ve pratik görevleri
hakkındaki ancak çok yavaş bir şekilde gelişen tartışmalar birbirine uyuyor. Konsepsiyonelteorik temellerin eksik olduğu bir alanda çok-çeşitli kültürel pratiğin de normalde alabileceği
rezonansı alması zorlaşıyor, fakat bu gerekli. Ayrıca bununla igili destekleme politikası da
eksik oluyor, çünkü bunun gibi konsepsyonel hedef belirlemesi olmadan destekleme araçları,
kalite ölçekleri ve etki kriterlerini belirlemek de zor oluyor.
Kültürlerarası kültür çalışmalarının şehirlerin çoğunda yaşanan kültür siyaseti tarafından
60
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
uzun zamandan beri bir görev olarak görünmediğinden, veya ancak mahallelerin ve sosyo-kültürün
bir „köşe konusu“ olarak algılandığından, birkaç seneden beri bir değişim fark edilebiliyor. Ondan önce Berlin (Neukölln, Kreuzberg), Stuttgart, Nürnberg, Köln ve Osnabrück gibi şehirlerde
kültürlerarasına yönelmiş çalışmalara başlanmıştı. (Bkz. Mesela Berlin, Hamburg, Essen,
Stuttgart, Dortmund ve Nürnberg şehirleri için yapılmış „Şehir portreleri“: Kültür Siyaseti
Ensitüsü 2003: 247-301, Kültür Siyaseti Ensitüsü 2007: 89-112 ve Kültürlerin Forumu 2009:
28-34. (»Städteporträts« zu Berlin, Hamburg, Essen, Dortmund, Stuttgart und Nürnberg, in:
Institut für Kulturpolitik 2003: 247–301, Institut für Kulturpolitik 2007: 89–112 sowie Forum
der Kulturen 2009: 28-34))
Alman Şehirler Toplantısının Kültür Kurulunun (Kulturausschuss des Deutschen Städtetages)
2004 senesinin ekim ayında çıkan ve „Şehir topluluğundaki kültürel çeşitlilik – yerel politika ve
yerel kültür siyaseti için bir şans ve zorlukları aşma“ adını taşıyan ve kültür siyaseti ve özellikle sanatların şehirlerdeki toplumsal entegrasyonun özellikle pozisyon yazısıyla kültürlerarası
kültür çalışmalarındaki gelişmeler hakkında yapılan tartışmaları için önemli bir adımdı. Bu
yazıda »kültürler arası kültür çalışmalarının iki görevi vardır: Bir taraftan etnik-kültürel kişisel
algılamayı, bir taraftan da etnik-kültürel ortak algılamayı, yani birlikteliği desteklemeli. «
(2004:385)
Bu anlamda yerel düzeydeki kültürel-siyasal tartışmalar gelişti, bunlar KRV’de yerel ve eyalet düzeyinde uygulanan kültür siyasetindeki kültürlerarası düşünceler tarafından daha da
genişletildi. Bu, Nürnberg, Stuttgart, Mannheim, Berlin-Neukölln ve Dortmund şehirlerinde
örnek olması gereken bir pratiktir ve Kültürel Siyasal Organizasyonu (Kulturpolitische Gesellschaft) gibi kültürel-siyasal kuruluşların tarafından 2003’te ikinci Kültür Siyaseti Federal
Kongresi »inter.kültür.politika.« (Kulturpolitischen Bundeskongress »inter.kultur.politik.«),
2002/2003 Kültür Siyaseti Senelik Anketi, konu: Kültürlerarası iletişim (Jahrbuch für Kulturpolitik 2002/2003. Thema: Interkultur, dem Deutschen Musikrat),Alman Müzik Kurulu (Deutscher Musikrat) ve Stuttgart’taki değişik organizasyonların Federal Uzmanlık Kongresinin ilk
ikisi tarafından ekim 2006’da ve Nürnberg’de ekim 2008’de. (Kültürlerin Forumu 2007 ve
2009) (Forum der Kulturen 2007 und 2009)
Kuzey-Ren-Vestfalya eyaleti 2005 senesinde altı şehrin kültürlerarası çalışmalar için yerel
alanda kültürel siyasal konseptlerin oluşturulması için desteklediği bir program oluşturdu
ve bu pogramın sonuçları »Sanat insanları birleştiriyor. Değişimde bulunan bir toplum için
kültürlerarası konsept« (Jerman 2007) adındanki dokümentasyonunda yayınladı ve bu konsept güncelleştirilerek bir kalifiye programıyla birleştirilip tüm eyaletler için örnek fonksiyonunu görüyor.
Ancak kültür açısından çok çeşitli olan bir toplumdaki yaşam ve birlikte yaşantı hakkındaki
tartışma son yıllarda çok ilerlediyse de hala düşüncesel-konsepsiyonel bakış açısının değişmesi
gerekir – ve bununla beraber bununla ilgili yapılan işlemler. Buna göre

tüm modern toplumlar için kültürel çeşitliliğin temel maddesi olarak görülmeli,
kültürleşme arası da onun yapı işareti olark ve »Mülti-kültinin« de kültürel gelişmenin normal
hali olarak algılanması gerekir;

milli, etnik, dini veya kültürel gruplardan değil, şahıslardan yola çıkılması gerekir ve
bunlar kültürel siyasal desteğin alıcıları olarak göze alınmalıdır;

kuruluşların yapıları değişiyor ve insanlar bu yapıya alışmak zorunda değildir;

değişik olmanın getirdiği eksiklilere konsantre olmak yerine düşünce ve aktif olma
şekillerinin beraberinde gelen potansyele odaklanmak;

sanat ve kültür, sanat desteği ve kültür bakımı arasında fark yapılması;

çeşitlilik ve değişik olmak hakkında bilgi edinmeye çalışmamız ve alışageldiğimiz
düşünce şekilleri ve hafızamızdaki resimlerden yola çıkmamaya çalışmamız;

»entegrasyon« yerine daha çok »çeşitlilikten« yola çıkmamız ve kültür ve toplumsal
siyasal aktivitelerinde bunu hedef olarak almamız.
61
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
Literatur:
Adorno/Theodor W./Horkheimer, Max (1947/1997): »Dialektik der Aufklärung«, in: Adorno, Theodor W.: Gesammelte Schriften,
Band 3, Frankfurt am Main: Suhrkamp Verlag
Böhmer, Maria (2008): »Kultur und Integration als Teil des nationalen Integrationsplanes«, in: Institut für Kulturpolitik (Hrsg.):
Interkulturelle Bildung – ein Weg zur Integration, Bonn: Kulturpolitische Gesellschaft, S. 211–217
Bundesregierung (2007): Der Nationale Integrationsplan. Neue Wege – Neue Chancen, Berlin
Cohn-Bendit, Daniel/Schmid, Thomas (1992): Heimat Babylon. Das Wagnis der multikulturellen Demokratie, Hamburg: Hofmann
& Campe
Deutscher Bundestag (2007): Schlussbericht der Enquete-Kommission »Kultur in Deutschland«, Berlin: BT-Drucksache 16/7000
Deutscher Kulturrat (2007): »Interkulturelle Bildung – eine Chance für unsere Gesellschaft“. In: kultur.kompetenz.bildung«. Beilage zu Politik und Kultur, Ausgabe 11 (Juli-August 2007), S. 3–4
Deutscher Städtetag/Kulturausschuss (2004): »Kulturelle Vielfalt in der Stadtgesellschaft – Chancen und Herausforderungen für
die kommunale Politik und kommunale Kulturpolitik« (7.10.2004), in: Institut für Kulturpolitik (2007), S. 380−388
Deutsche UNESCO-Kommission e. V. (2009): Kulturelle Vielfalt gestalten. Handlungsempfehlungen aus der Zivilgesellschaft zur
Umsetzung des UNESCO-Übereinkommens zur Vielfalt kultureller Ausdrucksformen (2005) in und durch Deutschland – Weißbuch, Bonn: Deutsche UNESCO-Kommission
Forum der Kulturen (Hrsg.) (2007): Kulturelle Vielfalt – Differenzieren statt Pauschalisieren. 1. Bundesfachkongress Interkultur,
Stuttgart: Selbstverlag
Forum der Kulturen (Hrsg.) (2009): Kulturelle Vielfalt und Teilhabe. 2. Bundesfachkongress
Interkultur, Stuttgart: Selbstverlag
Institut für Kulturpolitik (Hrsg.) (2008): Interkulturelle Bildung – ein Weg zur Integration. Dokumentation der Tagung vom
14./15 November 2007 in Bonn, Bonn: Kulturpolitische Gesellschaft
Institut für Kulturpolitik der Kulturpolitischen Gesellschaft (Hrsg.) (2003): Jahrbuch für Kulturpolitik 2002/03. Thema: Interkultur, Bonn/Essen: Klartext Verlag
Institut für Kulturpolitik der Kulturpolitischen Gesellschaft (Hrsg.) (2007): Beheimatung durch Kultur. Kulturorte als Lernorte
interkultureller Kompetenz, Bonn/Essen: Kulturpolitische Gesellschaft/Klartext-Verlag
Jerman, Tina (Hrsg.) (2007): Kunst verbindet Menschen. Interkulturelle Konzepte für eine Gesellschaft im Wandel, Bielefeld:
transcript
Kulturpolitische Gesellschaft e. V. (Hrsg.) (2004): inter.kultur.politik. Kulturpolitik in der multiethnischen Gesellschaft, Bonn/Essen: Klartext Verlag (Edition Umbruch, Band 18)
Leggewie, Klaus (1990): MULTI-KULTI. Spielregeln für die Vielvölkerrepublik, Berlin: Rotbuch Verlag
Wagner Bernd (2009): »Kultur, Kunst und Kulturpolitik in der Einwanderungsgesellschaft«, in: Gesemann, Frank/Roth, Roland
(Hrsg.): Lokale Integrationspolitik in der Einwanderungsgesellschaft, Wiesbaden: VS Verlag für Sozialwissenschaften, S. 573–592
Welsch, Wolfgang (1992): »Transkulturalität. Lebensformen nach der Auflösung der Kulturen «, in: Informationen Philosophie,
Heft 2/1992, S. 5–20
Welsch, Wolfgang (2010): »Standbeine dürfen nicht zum Klumpfuß werden«, in: musikforum, Heft 1/2010, S. 8–12
62
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
Bay Holz Erşahin’in makalesi Transcultura –Terra Incognita
İnsanların yeni ve eski memleketleri arasındaki gidiş gelişlerin, göçün ve bilgi alışverişinin
kolaylaşması sayesinde kültürlerarası toplumlar oluşmakta, göç ile gelenler beraberlerinde topluma yeni kültürel, etnik, dinsel ve sosyal yaşam şekilleri getirmekte ve toplumu
değiştirmektedirler. Böylece değişik kültürlere ait insanların sayısı giderek artmaktadır.
Kültürel farklılık ve toplumdaki bireylerin farklı yaşam dünyaları, politika, ekonomi ve bilimin
yanında kültürel çalışmalar için de yeni sorunlar yaratmaktadır. Kültürel çalışmalar için bu durum, gelecekteki toplumun çoğunluğunun değişik kültürlü olacağını göstermektedir.
Son araştırmalara göre Almanya’da onbeş milyondan fazla insanın göç kökenli olduğunu
göstermektedir. Bunlar arasında 35.000 iltica geçmişi olan insan Neuss’ta yaşamaktadır.
Sinus araştırmalarının sonuçları, göçmenlerin yaşam alanlarının etnik kökenleri ve sosyal
durumlarından çok, değer algılamaları, yaşam stilleri ve estetik tercihlerinden dolayı farklı
olduklareını göstermiştir. Bu anlamda değişik kültürlerden gelen insanların yaşam konseptlerinde ortak örnekler görülmektedir. Bu halk grubundaki insanlar ortalama olarak daha genç
yaştadır ve kültürel çalışma alanlarındaki ideallere daha yakındır. Sadece büyüklüğü tek
başına onu özel bir hedef grup olarak görmeye yeterlidir.
Duygusal algılama ve görsel bilgilendirmeyi amaçlayan kültür çalışmaları sayesinde sosyal,
politik ve kültürel prosedürlerin iletilmesi, yaratıcılığın, iletişim yeteneğinin ve toplumsal deneyimin yansıtılmasını geliştirmeyi amaçlayan kültürel bilgi ve estetik kültürel deneyimlerin
paylaşılması için fırsatlar yaratmaktadır.
Kültür çalışmalarının sanatsal aktiviteleri böylece kendini ve başkasını anlamak için açık bir
bilinç yaratmaktadır. Burada yeni bakış açıları ile değişik sanatları denemek mümkündür.
Kesinleştiği sanılan kurallar ve dünya görüşleri sorgulanabilir. Burada somut etnik verilerden
çok sanatsal prosedürler ve sonuçlar ön plandadır. Kültürel bir karışımdan yeni sanat dalları
oluşabilir, böylece kültürlerarası değişim duygusal olarak da algılanabilir.
Kültürlerarası kültür çalışmaları ile her insanın anayasal hakkı olan Neuss’taki toplumsal ve
kültürel yaşama katılabilmeyi sağlamak için pratik adımlar atılmaktadır. Kültürel ve sanatsal
çalışmaların verdiği kimlik geliştiren güç çok kültürlülüğü giderek artan zor kullanılmayan, açık
ve karşılıklı saygı ile tanımlanan bir toplumu destekleyecektir.
UNESCO’nun kültürel ifade şekillerinin korunması ve geliştirilmesi ile ilgili anlaşması ve Alman
Hükümetinin Milli Entegrasyon Planı kültür çalışmaları için uygun şartlar oluşturmaktadır.
UNESCO’nun 2001 yılındaki kültürel çeşitlilik hakkındaki genel açıklamasında şöyle denilmektedir; „Kültürel çeşitlilik demokrasi çerçevesinden ayrılamaz bir şekilde kültürel alışverişler ve
yaratıcı birikimler oluşturmakta ve sosyal yaşamı kalıcı bir şekilde etkilemektedir“.
Bu anlamda biz Neuss kentindeki kültürel çeşitliliği kullanılması gereken bir yaratıcı kaynak
olarak görüyoruz. Kültürler arası sanat ve kültür projelerinden bölge için önemli impulslar ortaya çıkabilir. Göç hareketleri ve sürekli kültürel değişimin oluşturduğu toplumsal bir gerçeğin
göstergesi olarak kültürler arası konsept bir sistemden diğerine geçiş değil, bilgi ve anlam
içeriklerinin devamlı olarak tartışıldığı, değiştirildiği ve yeniden yoğurulduğu bir prosedürdür.
Bu prosedürün temelini gerek sanatta ve gerekse günlük yaşamda insan hayatının tüm yönlerini ve ifade şekillerini içeren yeni bir kültür terimi oluşturmaktadır. Kültürlerarası yaklaşım
kültürlerin gerek farklı gerekse ortak yönlerini gösteren değişik perspektifleri desteklemektedir. Merkezdeki model gerek bireylerin ve gerekse toplumların kişiliklerini bulmalarıdır.
Hedefin ve hedef grubunun daha iyi tanımlanabilmesi için „Kültürel çeşitliliğin“ daha iyi ve
doğru bir tarifinin yapılması şarttır.
Kültürel çeşitlilik sadece göç olayına indirgenmemelidir. Göçmenler yine de önemlidir, çün
63
©FABIO BORQUEZ
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
64
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
Bay Holz Erşahin’in makalesi Transcultura –Terra Incognita
İnsanların yeni ve eski memleketleri arasındaki gidiş gelişlerin, göçün ve bilgi alışverişinin
kolaylaşması sayesinde kültürlerarası toplumlar oluşmakta, göç ile gelenler beraberlerinde topluma yeni kültürel, etnik, dinsel ve sosyal yaşam şekilleri getirmekte ve toplumu
değiştirmektedirler. Böylece değişik kültürlere ait insanların sayısı giderek artmaktadır.
Kültürel farklılık ve toplumdaki bireylerin farklı yaşam dünyaları, politika, ekonomi ve bilimin
yanında kültürel çalışmalar için de yeni sorunlar yaratmaktadır. Kültürel çalışmalar için bu durum, gelecekteki toplumun çoğunluğunun değişik kültürlü olacağını göstermektedir.
Son araştırmalara göre Almanya’da onbeş milyondan fazla insanın göç kökenli olduğunu
göstermektedir. Bunlar arasında 35.000 iltica geçmişi olan insan Neuss’ta yaşamaktadır.
Sinus araştırmalarının sonuçları, göçmenlerin yaşam alanlarının etnik kökenleri ve sosyal
durumlarından çok, değer algılamaları, yaşam stilleri ve estetik tercihlerinden dolayı farklı
olduklareını göstermiştir. Bu anlamda değişik kültürlerden gelen insanların yaşam konseptlerinde ortak örnekler görülmektedir. Bu halk grubundaki insanlar ortalama olarak daha genç
yaştadır ve kültürel çalışma alanlarındaki ideallere daha yakındır. Sadece büyüklüğü tek
başına onu özel bir hedef grup olarak görmeye yeterlidir.
Duygusal algılama ve görsel bilgilendirmeyi amaçlayan kültür çalışmaları sayesinde sosyal,
politik ve kültürel prosedürlerin iletilmesi, yaratıcılığın, iletişim yeteneğinin ve toplumsal deneyimin yansıtılmasını geliştirmeyi amaçlayan kültürel bilgi ve estetik kültürel deneyimlerin
paylaşılması için fırsatlar yaratmaktadır.
Kültür çalışmalarının sanatsal aktiviteleri böylece kendini ve başkasını anlamak için açık bir
bilinç yaratmaktadır. Burada yeni bakış açıları ile değişik sanatları denemek mümkündür.
Kesinleştiği sanılan kurallar ve dünya görüşleri sorgulanabilir. Burada somut etnik verilerden
çok sanatsal prosedürler ve sonuçlar ön plandadır. Kültürel bir karışımdan yeni sanat dalları
oluşabilir, böylece kültürlerarası değişim duygusal olarak da algılanabilir.
Kültürlerarası kültür çalışmaları ile her insanın anayasal hakkı olan Neuss’taki toplumsal ve
kültürel yaşama katılabilmeyi sağlamak için pratik adımlar atılmaktadır. Kültürel ve sanatsal
çalışmaların verdiği kimlik geliştiren güç çok kültürlülüğü giderek artan zor kullanılmayan, açık
ve karşılıklı saygı ile tanımlanan bir toplumu destekleyecektir.
UNESCO’nun kültürel ifade şekillerinin korunması ve geliştirilmesi ile ilgili anlaşması ve Alman
Hükümetinin Milli Entegrasyon Planı kültür çalışmaları için uygun şartlar oluşturmaktadır.
UNESCO’nun 2001 yılındaki kültürel çeşitlilik hakkındaki genel açıklamasında şöyle denilmektedir; „Kültürel çeşitlilik demokrasi çerçevesinden ayrılamaz bir şekilde kültürel alışverişler ve
yaratıcı birikimler oluşturmakta ve sosyal yaşamı kalıcı bir şekilde etkilemektedir“.
Bu anlamda biz Neuss kentindeki kültürel çeşitliliği kullanılması gereken bir yaratıcı kaynak
olarak görüyoruz. Kültürler arası sanat ve kültür projelerinden bölge için önemli impulslar ortaya çıkabilir. Göç hareketleri ve sürekli kültürel değişimin oluşturduğu toplumsal bir gerçeğin
göstergesi olarak kültürler arası konsept bir sistemden diğerine geçiş değil, bilgi ve anlam
içeriklerinin devamlı olarak tartışıldığı, değiştirildiği ve yeniden yoğurulduğu bir prosedürdür.
Bu prosedürün temelini gerek sanatta ve gerekse günlük yaşamda insan hayatının tüm yönlerini ve ifade şekillerini içeren yeni bir kültür terimi oluşturmaktadır. Kültürlerarası yaklaşım
kültürlerin gerek farklı gerekse ortak yönlerini gösteren değişik perspektifleri desteklemektedir. Merkezdeki model gerek bireylerin ve gerekse toplumların kişiliklerini bulmalarıdır.
Hedefin ve hedef grubunun daha iyi tanımlanabilmesi için „Kültürel çeşitliliğin“ daha iyi ve
doğru bir tarifinin yapılması şarttır.
Kültürel çeşitlilik sadece göç olayına indirgenmemelidir. Göçmenler yine de önemlidir, çün
kü onlar medyalaştırılan ama pek bilinmeyen bir küreselleşmenin elçileridirler. Onlar, burada
doğal kabul edilen ama bazen gerçek dışı olan bir yaşam tarzının veya düşünce şeklinin 65
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
dışardaki gözlemcileridirler. Göçmenler 21. yüzyılın dünya çapındaki sorunlarının karşısında
kentin tümü için bir şanstır. Kültürel çeşitlilik „Mainstream“ denilen çoğunluk ile bir gerilim
alanı oluşturan ve bununla kültürel dinamizmi destekleyen bir terimdir.
„Göçmen“, „mülteci“, „mülteci insanlar“ birer etikettir, çünkü bu etiketlenmiş insanlar arasında
çok az sayıda ortak özellikler bulunmaktadır. Onlar çok farklı ülkelerden, kültürlerden,sosyal
sınıflardan ve geçmişlerden gelmektedirler. Göçmenler arasındaki en önemli ortak yönler
şunlardır;
a)
Dışlanmaya neden olan etiketlerin kendisi („biz“ ve „onlar“)
b)
Bu etiketlere dayanan iç yapılar
c)
Giderek artan sosyal farklılık (genelde alt sınıflara ait göçmenler daha çok fark edilirler)
d)
Bazen psikoloji, çünkü günümüzde sosyal sorunlar/anlaşmazlıklar genelde
kişiselleştirilmektedirler.
Göçmenlerin entegrasyonu etiketlendirme ile değil, bağlamın kültürel ve sosyal şeffaflığı
sayesinde en iyi desteklenebilir. Şeffaflık paralel toplumların oluşabilmesi anlamına gelmez,
özerklik ve kişiselliği sorumluluk, paylaşım ve (politik) birlikte şekillendirme ile birleştirmek
anlamına gelir.
Ancak şeffalığın kalite hakkında sürekli bir kültür içerikli ve kültürler arası bir tartışmaya
ihtiyacı vardır, bu kalitenin sürekli olarak yeniden tariflendirilmwesi demektir.
Kültürel çeşitlilik toplumsal yenilenmenin bir şartıdır. Kültürel çeşitlilik toplumun krizlere karşı
savunma gücünü arttırır, alternatiflerin geliştirilmesini ve gerçeğin algılanmasını.sağlar.
Sanat ve kültürün tarihçesi
Zamanımızın toplumları kültürel çeşitlilik sayesinde sosyal, kültürel ve ekonomik değişikliklere
uğramıştır. Kültür biliminin aktüel sonuçlarına göre kültür, kişisel ve toplumsal faktörlerin birlikte etkisi ile oluşan kimlik yapısı ve yaşam şekli olarak kabul edilmektedir.
Hayatın bu yeni kültürünün dinamizmi ayrıca sosyal sınıf, nesil ve bölgesel bağlar ve politik
tercihler gibi kültürel aidiyetler ile tanımlanmaktadırlar.
Bugün biz her alanda, özellikle ekonomik, politik, teknik ve sanat dallarında küreselleşme ve
bölgeselleşme yüzünden yaşam anlayışımızın ve duygularımızın büyük değişim prosedürlerine
uğradığı bir dünyada yaşıyoruz. Bu yeni duygu algılama bizim kültürü daha değişik bir şekilde
görmemizi ve şekillendirmemizi sağlıyor. Farklı kültürler bu şekilde bir alışveriş içindeler ve
birbirlerini çok farklı yönlerden etkiliyorlar. Kültürlerin karışımının dinamizmi teorik açıdan
araştırılması gereken yeni yaşam tarzları oluşturuyor.
Sık sık değişik bağlamlarda tarif edilen kültür terimi çok farklı şekillerde kullanılmaktadır. Günlük konuşmalarımızda „kendi kültürümüzden“, “yabancı kültürlerden”, “yemek kültüründen”,
müzik, sanat ve tiyatro anlamında kültürden, “konuşma “kültüründen”, “günlük kültüründen”,
“sosyal kültürden”, “islam”, “hıristiyan”, “İtalyan”, “Türk” veya “Alman” kültüründen bahsediyoruz.
Farklı kültürlerdeki kültürel farklar ve düşünce birikimi eskiden beri beşeri bilimlerin ve filozofinin bir konusuydu. Levinas, Foucault, Deleuze ve Derrida gibi zamanımızın kültür filozofları
kültürlerin kendi aralarındaki ilişkiler ile ilgilendiler. Bu ilişkilerin farklılığı sadece kendinden
66
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
farklılık (aynadaki görüntü) değil, tarihsel birlikteliğin bir sonucu olarak görülmektedir. Buna
göre kültürün evrensel bir yapısı vardır. Bu her şeyden önce her şeyin ifade edilebileceği
yabancı diller öğrenilirken fark edilir.
Kültürlerin evrenselliği ve sanat ve kültürün kültürlerarası karakteri eski çağlardan günü
müze kadar bir çok eserdeki sanatsal ve kültürel ifadelerde görülebilir.
Dünyanın kültürel görünümü kültürlerarası sanatsal üretim tarafından şekillendirilmiştir. Ortak işaretler Mısır’daki mezarlarda ve grekoromen mimari eserlerde ve tiyatrolarda ve destansı yazılarda da görülmektedir. Cazdan başlayıp reggae ve HipHop kültürüne kadar çok
çeşitli müziksel stiller binlerce yıldır değişik kıtalardan insanların karşılaşmasının sonucudur.
Sanat ve kültürün her insan tarafından anlaşılan ve onları birbirine bağlayan evrensel bir dili
vardır.
Müzikteki kültürlerarası karşılaşma bu fenomenin bir örneğidir. Müzisyenlerin, yolcuların,
gezgen şarkıcı ve oyuncuların, hokkabazların, asilzadelerin, araştırmacıların, öğretmenlerin,
fatihlerin kültürel temasları müzik hayatımızı bugüne kadar etkileyen müzik alışverişlerini
sağlamıştır. (Gradenwitz, 1977, S.16).
İmparatorların ve asilzadelerin saraylarında müziksel alışveriş daima desteklenmiştir. Örneğin
imparator 5. Konstantin 757 yılında Frank kralı Pippin’e bir org hediye etti. Bu hediye Bizans ile batı arasında verimli bir müziksel alışverişin başlangıcı oldu.
1581 yılında İtalya’da eski Yunan müziği hakkında “anıtlar” yayımlandı (Vincenco Galilei’nin
„Dialogo della Musica antica et della moderna“,). Jean-Jacques Rousseau (1712-1778) bir
müzik sözlüğü yazdı ve bu sözlükte eski ve yeni Yunan halk müziği ile de ilgilendi. Mozart’ın
“Saraydan kız kaçırma” operası ve Goethe’nin oryantal operası 19. Yüzyıldan itibaren “yabancı
müzik” ve modern “ekzotizmin” müzik eserlerine girmesini sağladı.
Uzaktaki bilinmeyen, esrarengiz yaşam dünyalarına duyulan özlemi örneğin Meyerbeer’in
(1865) „Die Afrikanerin“ operasında, Verdi’nin “Aida” (1871) operasının prömiyerinde, SaintSaens’in (1872) „La princesse jaune“ operassında ve Massenet‘nin (1877).„Roi de Lahore“
operalarında görmekteyiz.
Felicien David’in eserlerinde de “yabancı” müzik ile teması ve akabindeki etkilerini görmekteyiz. Fransız müzisyen 1833 yılında çölü gezdi ve yerlilerin şarkılarını konserve edip nota olarak
yayınlamak istedi. Döndüğünde Fransız bestecilerin eserleri üzerinde çok etkili olan „Le Désert“ (çöl) kitabını yazdı, Avrupa ve New York’a seyahatler yaptı.
1889 yılında Paris’te Dünya Fuarında Endonezya, Japonya ve Çin müzikleri sahnelendi.
Doğu Asya ve Kuzey Afrika müzisyenlerine hayranlık duyan Claude Debussy Avrupa’ya Cirebon ve Java’dan enstrümanlar ve Gamelon müziğinden melodiler getirdi. Piyano eserleri Pagodes (Etampes, 1903), Cloches à travers les feuilles(Images II,1907) ve Voiles (Préludes I,
1912 ve sonradan Six épigraphes antiques (1914) olarak değiştirilen Chansons de Bilitis’dan
bölümler, (1900), gerek ses tonu ve gerekse yapısal ve şekilsel alanlarda otantik Gamelan
müziğine şaşırtıcı benzerlikler göstermektedirler.
Bu kültürlerarası etkiler batının müzik geleneklerini genişletti, batılı olmayan kültürlerle
özdeşleşmeyi ve müzik kavramının köklü bir değişimini sağladı.
Kültürlerarası etkileşimin diğer bir örneği dünya edebiyatının oluşumudur. Kültürlerarası
etkileşim insanlığın bilgisini bağlar ve onu toplumsal olarak dönüştürmektedir. O aynı zamanda evrensel dünyanın arşividir ve biz ona bugün “kültürlerarası alışveriş” adını veriyoruz.
67
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
Dünya edebiyatının algılanması eski çağlardan günümüze kadar toplumlararası anlayışa imkan sağlamıştır. Bu prosedür küreselleşme çağında bölgesel sınırların kalkmasıyla daha da
hızlandı. Bu sayede yaşam dünyaları kültür sınırlarını aşabilmekte ve küresel kültür alışverişi
desteklenmektedir.
Dünya kültürlerinin nakledilmesinin yanındaki diğer bir faktör de modern kitle turizmi ve
dünyanın en uzak bölgelerini birbirine bağlayan sesli ve görsel medyanın yayılmasıdır. Modern toplumlarda artık sınırlanmış ve kapalı yaşam dünyaları yoktur.
Kültürlerarası alışveriş teriminin tarihçesi
Kültürlerarası alışveriş terimini filozof Wolfgang Welsch ortaya atmıştır. 1992 yılında “Kültürlerarası geçiş – Kültürler çözüldükten sonraki yaşam şekilleri” adı altında kültürlerarası
geçiş konseptini yayınlamıştır. Sonraki yıllarda başka yayınları da çıkmıştır. Kültürlerarası
geçiş ile ilgili teorisinde Welsch küreselleşen toplumlardaki kültürel geçiş prosedürlerini incelemektedir. Kültürlerin farklılığı ve bunun getirdiği karışım onun çalışmasının merkezini
oluşturmaktadır.
Ona göre kültürlerarası geçiş kültürlerin karışımı ve birbirine nüfuz etmesi ile kendini göstermektedir. Bilimsel söylem olarak bu nedenle geleneksel kültür kavramının yeniden
tanımlanması gereksinimi doğmuştur. Değişik dallardan bilim insanları artık günümüzün
toplumlarının gerçeklerini yansıtmayan çok kültürlülük ve kültürlerarası konseptlerini tekrar
gözden geçiriyorlar.
Welsch’e göre kültür kavramının eski konseptlerinde hala “ırk”, “coğrafi – bölgesel ülke”, “etnik halk”, “tarihsel gelenek”, “dilbilimsel lisan”, “manevi değerler ve normlar”, “politik devlet”,
“sınırların çökmesi” gibi “kendini” ve “yabancıyı” özellikle vurgulayan birimler bulunmaktadır.
(bakınız Welsch 1997, S. 40)
Kültürlerarası geçiş, çok kültürlülük tartışmalarında kısmen görülen sağlam ve yerli kültür
anlayışına açıkça karşı çıkmaktadır. Kültürlerarası geçiş terminolojisinde yan yana kültürler
değil, aksine kesişmeler ve yeni kültürler oluşur. Hareketsiz bir kültür konsepti kabul edilmemektedir, ama gelecekte de daha akıcı ve daha dinamik olsalar da bazı fark edilebilir kültü rel birimler görülecektir.
Welsch bu konsepti, Herder’in tek kültür konsepti ve çok kültürlülük yeni konsepti çağımızın
kültürlerinin durumu ile uyumlu görmediği için geliştirdi. Kültürlerarası karışım konsepti dinamik kültürler düşüncesini sunmaktadır. Bu düşünceye göre konsept değişik kültürlerin malzemelerinden oluşmakta ve bu kültürlere bağlanma ve geçiş imkanları sağlamaktadır.
Bu konsept bütünleşme, karıştırma ve beraberlikleri içermektedir ve ayrışımı değil karşılıklı
alışverişi ve interaksiyonu sağlamaktadır.
Bununla ilgili olarak yazar: “Konu sadece kabullenmek değil, başkalarının başka oluşunu temelden onaylamaktır. Bunun için çokluluk gerçeğin temel özelliği olarak anlaşılmalı ve kabul
edilmelidir. Kendinin kayıtsız şartsız doğruluğu değil, farklılığın prensip olarak hakkı (kendisi
bunun sadece bir parçasıdır) dünya görüşünün ve davranışının temelidir. (Welsch)
Çağdaş kültürler genelde karışımlardan ibarettir. Sadece kendinin ve sadece başkasının yoktur. “Bir kültürün içinde, değişik yaşam biçimleri arasında, dışındaki kültürlerle olduğu gibi,
yabancı unsurlar da mevcuttur.”
68
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
69
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
70
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
Neuss Belediyesi Heyetinin 27.05.2011 tarihindeki raporu
5 Neuss Belediyesi için hazırlanan Kültürlerarası konseptinin kararlaştırılması
(KUL 17-2011)
Karar
1.Neuss Belediyesinin Entegrasyon Konseptine ek olarak ‚VatanNeuss – çok etnikli to
plumda sanat ve kültür desteği‘ adlı Kültürlerarası Konsepti kararlaştırıldı.
2.İdare bu konsepti halka uygun bir şekilde bildirmekle görevlendiriliyor. Konsept inter
netteki sunumu için Entegrasyon Portalında kullanılan dillere çevrilecek.
71
NEUSS BELEDİYESİ´NİN KÜLTERLERARASI ETKİLEŞİM KONSEPTİ
3.İdareden, belediye tarafından maddi destek alan fakat belediyeye ait olmayan kültür kuruluşlarını
birlikte çalışmaya çağırması ve ortak olarak bu konsepti imzalamalarına davet etmesi rica edilecek.
4.İdare, senede bir kere olmak üzere konseptin uygulanması hakkında bilgi vermekle görevlendiriliyor.
Oylama sonucu
Oybirliğiyle kabulüne karar verildi
Tartışma
Bay Rohmer, kültür kurulu tarafından oybirliğiyle kabul edilen karar niteliğindeki tavsiyesindeki
değişikliğinden dolayı uzun süreçli entegrasyon sürecinde kültürün öneminin daha da artacağına dikkat
çekti. Ona göre burada önemli olan, kültürlerde her iki tarafın aynı seviyede göstereceği karşılıklı saygı
ve kabuldür. Rohmer, konseptin bugünkü kabulünden sonra girişken bir şekilde şehir halkına bildirilmesi ve net bir şekilde belirlenmiş olan kültür projelerinin gerçekleştirilmesine bir an önce başlanması
gerektiğini vurguladı. 2012 bütçesini planlarken bütçede gereken paraların dikkate alınmasını istiyor. Bu
konseptin gerçekleştirilmesi bedava değilmiş.
Bay Goerdt kültür kurulundaki aktif, düzgün ve yapıcı danışmanlığına ve partiler arasındaki entegrasyon
konseptine gösterilen olumlu duruşa dikkat çekiyor. Ona göre enternasyonal çerçevede gerçekleştirilen
ortak çalışmaların gelecekte de olumlu gelişeceği bekleniliyor.
Fotoğraf açıklamaları
●Farklı olarak belirtilmediği takdirde, tüm basılmış fotoğrafların hakları, fotoğrafların bağlı olduğu bölümlerdeki
Kültür enstitülerinde saklıdır.
●Dış kapak sayfaları ve başlıklardaki fotoğraf sütunları ve ayrıca s.1, 5, 15 ve 64: © Fabio Borquez (Proje: “Hep birlikte aynı gök altında”)
s. 7: Neuss müzik okulunun ilkokullardaki “Her çocuğa kendi sesi” projesi
s. 8: Kültür gecesi 2010
s.17:Cemens-Sels-Müzesinin müze pedagojisine yönelik faaliyetleri
s.19: Neuss ilkokullarında “Her çocuğa kendi sesi” projesi
s.21: Ülke programı Kültür ve okul: Yvonne Rosenthal ile “Sanat dans ediyor – Dans etme sanatı“ projesi, MartinLuther-Okulu
s.22: a)Ülke programı Kültür ve Okul Proje: Winfried Schmitz-Linkweiler ile “New Look 2 you“,
Mildred-Scheel-Orta-Okulu
b)Kültür kilerinde konser: Yılmaz Holz-Erşahin & Orkestrası
s.23: a)Ülke programı Kültür ve Okul: Sanatçı Heribert Münch ile Weißenberg Tüm-Gün-Orta-Okulunda proje
b-d)Ülke programı Kültür ve okul: Fotoğrafçı Fabio Borquez ile Marie-Curie-Lisesinde proje
s.37: Schlachthof tiyatrosunda “Haram“ oyunundan bir sahne
s.41: a)Brezilya haftası atölye çalışması
b)Rus ve Alman dansçılar ile “Aramızda dans et“ projesi
c)Çocuklar için Hint dansı
s.43: a)“Neuss´ta güçlü”, Off-Tiyatrosunun kültürlerarası projesi
b)Off-Tiyatrosunun “Aynı göz hizasında – Dinlerin senfonisi“ tiyatro projesi
s.45: a)2007 senesinde Mönchengladbach´ta şehir avcı bayramı
b)Ren avcı müzesini ziyaret eden Kreuzschule´de okuyan çocuklar
c)2007 senesinde avcı müzesinde çocuk günü
d)Kreuzschule´de okuyan çocuklar 2007 senesinin avcı kral ve eşini selamlıyor, Mario ve Maria Meyen
e)Hollandalı avcılar Ren avcı müzesini ziyaret ediyor
72

Benzer belgeler