Ocak 2015 - Latin Amerika Çalışmaları Araştırma ve Uygulama

Transkript

Ocak 2015 - Latin Amerika Çalışmaları Araştırma ve Uygulama
BİZİM AMERİKAMIZ
Ankara Üniversitesi Latin Amerika Çalışmaları Araştırma ve Uygulama Merkezi Ocak 2015
Bültende Öne Çıkan Başlıklar
Çin’in Latin
Amerika Açılımı
Sayfa 2'de
Evo Morales Tiahuanaco’da
Düzenlenen Yerli Töreni ile
Yönetimi 3. Kez Üstlendi
Sayfa 7'de
Küba’da Geleneksel Meşaleli
José Martí Yürüyüşü
Sayfa 16'da
Brezilya’da Yaşanan Kuraklık
Su Kesintilerine Sebep
Olabilir
Sayfa 14' de
Milli Parklara İki Açıdan
Bakış: Kolombiya-Türkiye
Sayfa 19'da
Arjantin, Bu
Ölümü Konuşuyor
Sayfa 6'da
Obama, Meksika’ya İç
Güvenlik Yardım Önerisinde
Bulundu
Sayfa 10'da
ABD ve Küba Arasındaki
Görüşmeler Devam Ediyor
Sayfa 12'de
Perú Hükümeti Greenpeace’den
(Líneas De Nasca) Nasca
Çizgilerindeki Hasarı
Üstlenmesini İstedi
Sayfa 17'de
Buharlı Lokomotif İmbabura’yı
Birleştiriyor
Sayfa 21'de
Ekvador’da Waorani Yerlileri
Kirliliğe Karşı Ayakta
Sayfa 18'de
Ankara’dan Bir Gravür Ustası Geçti:
Jose Guadalupe Posada (1852-1913)
Sayfa 27'de
İspanya, Goya Ödülleri'nde Küba'yı
''Conducta'' Filmi Temsil Edecek
Sayfa 26'da
Venezuela Simon Bolivar Orkestrası
Brüksel’de Ayakta Alkışlandı
Sayfa 25'de
LAMER Etkinlikleri
Sayfa 30'da
Çin’in Latin Amerika Açılımı
Çin, önümüzdeki 10 yıllık süreçte Latin Amerika ve Karayip ülkelerine 250 milyar $’lık yatırım
yapacağını açıkladı. 33 Latin Amerika ve Karayip ülkesinin 2010 yılında oluşturduğu Latin Amerika ve
Karayip Devletleri Topluluğu (CELAC) ile Çin’in ortaklaşa düzenlediği foruma katılan Çin Devlet
Başkanı Xi Jinping, bu yatırımın sinyallerini 2014’ün Temmuz ayında gerçekleştirdiği Latin Amerika
ziyaretleri ile vermişti. Bu ziyaretler sırasında alt ve üst yapı geliştirme, inovasyon, tarım ve enerji
alanlarındaki yatırımlar ile nakit ve kredi yardımı konusunda anlaşmalara varılmış, CELAC-Çin
forumunun geçekleştirileceği de yine bu ziyaretler sırasında duyurulmuştu.
Yapılan anlaşmalara bağlı olarak önümüzdeki 10 yıllık süreçte Çin’in, Venezuela’dan ham petrol,
Peru’dan bakır, Arjantin ve Brezilya’dan alacağı fasulye gibi ürünler karşılığında, değeri milyar dolarları
bulan nakit ve uzun vadeli krediler vermesi planlandı. Bu durum, özellikle ülkelerinde siyasi sebeplerden
dolayı ekonomik engellemelere maruz bırakılan Arjantin ve Venezuela gibi kriz yaşayan ülkeler açısından
nefes alanı yaratılması anlamına geliyor.
Çin-Latin Amerika ekonomik ilişkilerinin evreleri
Öncelikle Çin’in dışa açılım süreci ile başlarsak; 1970’li yıllara kadar kapalı bir ekonomik model
benimseyen Çin’in ikili ticaret anlaşmalarına girmesi, Deng Xiaoping’in reformları ile 1980’li yılları
buldu. Çin ekonomisinin dışa açılmasında en kritik dönemeçlerden bir tanesi, 2001 yılında Dünya
Ticaret Örgütü’ne katılması oldu. Bu katılım ile birlikte, 1990’lı yıllarda yıllık ekonomik büyüme oranı %
10,4’lere (2014’te %7,7) kadar yükseldi. Çin, 2010 yılında Japonya’yı geçerek Asya’nın en büyük
ekonomisi haline geldi. Önümüzdeki 20-25 yıllık süreçte ise A.B.D’yi de geride bırakarak dünyanın en
büyük ekonomisi olacağı düşünülüyor.
Çin’in bazı Latin Amerika ülkeleri ile doğrudan dış yatırım rakamları: 1990-2012 (milyon $)
2
Çin - Latin Amerika ilişkileri açısından dönüm noktası ise, Xi Jinping’in selefi Hu Jintao’nun 2008
yılında gerçekleştirdiği Latin Amerika turu oldu. İlk olarak Peru’nun başkenti Lima’da yapılan 20. Asya
Pasifik Ekonomik İşbirliği (APEC) toplantısına katılan Jintao, yanı sıra Brezilya, Arjantin, Şili ve Küba’ya
da ziyaretler gerçekleştirdi. Latin Amerika ilişkilerinin fitilini ateşleyen bu tur sırasında maden, tarım,
gümrük tarifeleri ve sosyal gelişim konularında stratejik ortaklık kararı alındı. 2010 yılında başlayan
doğrudan ekonomik yatırımlarla birlikte, Çin- Latin Amerika ilişkileri büyük aşama kaydetti. Latin
Amerika Ülkeleri Ekonomik Komisyonu (ECLAC) verilerine göre, Çin ile 1990-2010 yılları arasında
ortalama ticaret hacmi, yıllık 6,3 milyar $ iken, 2010 yılında Çin’in enerji devlerinden Sinopec’in
Brezilya’da, CNOOC’un ise Arjantin’de yaptığı maden ve petrol yatırımları sayesinde bu rakam 13,7
milyar $’a kadar yükseldi. Bu yükselişle birlikte State Grid, Chery ve Chinalco gibi Çin sermayeli büyük
işletmelerin de bölgeye olan ilgisi artmaya başladı. Bu kapsamda, Arjantin, Venezuela, Brezilya ve
Kolombiya’da petrol, Şili ve Peru’da madencilik ve yine Brezilya’da doğal kaynaklar Çin için çekici hale
geldi.
Çin-Latin Amerika ilişkileri açısından bir başka kritik olay, Xi Jinping’in 2014’te gerçekleştirdiği işbirliği
turları ve CELAC forumuna katılımı oldu.
Yazının başında verdiğimiz haberi, Çin’in Latin Amerika ülkeleriyle ikili ilişkilerine değinerek
detaylandırmak daha doğru olacaktır.
2012 yılında Suudi Arabistan’ı geride bırakarak dünyanın en büyük (%17,9) kanıtlanmış petrol rezervine
sahip ülke unvanını eline geçiren Venezuela, aynı zamanda galonu 5 cent ile dünyada benzinin en ucuz
olduğu yer konumundadır. Venezuela’da petrol gelirleri, Venezuela Petrolleri (PDVSA) aracılığıyla
doğrudan kamuya aktarılır ve Venezuela’da halk için kullanılan misyonların finansmanı PDVSA’dan
sağlanır. Günümüzde petrol fiyatlarının da düşüyor olduğunu göz önünde bulundurursak, Çin’in
verecek olduğu 20 milyar $, Venezuela’nın yaşaması olası petrol krizinin üstesinden gelebilmesi
açısından oldukça önemlidir. Çünkü, CIA verilerine göre ihracat gelirlerinin %96’sını ham ve işlenmiş
petrolden sağlayan Venezuela için, petrol fiyatlarının düşüyor olması, ciddi bir felaket anlamına
gelmektedir.
Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro, gelecek olan 20 milyar $’lık kaynağın, konutlandırma,
teknoloji, enerji ve altyapı projelerinde kullanılacağını açıkladı. Bunlarla birlikte, Çin açısından
Venezuela’yı çekici kılan şey ise, ülkeye daha az maliyetle girecek olan petroldür.
Venezuela ve Çin’de 1 galon benzin fiyatları
Belirtmek gerekir ki, Çin-Venezuela arasındaki petrol-nakit/kredi değişimi, yeni bir durum da değil. 2007
yılından bu yana Venezuela’dan Çin’e günlük 600 bin varil kadar bir akışın devam etmekte olduğunu
hatırlatmakta fayda var. Yanı sıra, Çin ile Venezuela ilişkileri sadece petrol ile de sınırlı değil,
Venezuela’nın Çin işbirliği ile uzaya fırlattığı Simón Bolívar ve Miranda isminde iki de uydusu
bulunuyor.
* 1 galon = 0,75 litre
3
Jinping’in 2014’ün Temmuz ayında gerçekleştirdiği ziyaretler sırasında uğradığı bir diğer adres de
Arjantin olmuştu. 13 ay içerisinde iki defa Devlet Başkanı Cristina Fernández de Kirchner ile bir araya
gelen Jinping, ekonomi, teknoloji, altyapı, tarım, ulaştırma, hidroelektrik ve nükleer enerji konularında
uzun vadeli işbirliği anlaşmaları yapmıştı. Bu açıdan akbaba fonları ile başı belada olan Arjantin’in nefes
almasını sağlayan da yine Çin’in yatırımları olacak gibi gözüküyor.
Aynı dönemde Brezilya Devlet Başkanı Dilma Rousseff ile de bir araya gelen Xi Jinping, altyapıdan
lojistiğe, teknolojiden enerjiye, eğitimden savunmaya kadar birçok alanda anlaşma imzalamıştı. Brezilya,
Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’dan oluşan BRICS topluluğunda da işbirliği süreçleri devam eden
ülkeler, ikili ticarette birbirlerinin en büyük müttefiki konumundalar. Öyle ki, Çin’in Brezilya’ya ihracatı
31,8 milyar $ iken, ithalatı 52,6 milyar $’ı bulmaktadır. Başlıca değişim ürünleri ise, petrol, demir, fasulye,
çiftlik hayvanı, pamuk ve kahvedir.
Dünyanın en büyük ikinci ekonomisi Çin ile Latin Amerika’nın en büyük ekonomisi olan Brezilya,
geçtiğimiz Mart ayında, değeri yaklaşık 30 milyar $’ı bulan Yuan(¥)-Real para değişimi sürecini
başlatarak, kredilerden bunalan finansal sistemleri likit para ile rahatlatma girişiminde bulunmuştu. Bu
hareketin bir diğer amacı da $’a alternatif olarak ¥’ın kullanılabileceğiydi. Benzer bir alternatif uygulama
olarak, BRICS ülkeleri, geçtiğimiz aylarda aldığı ortak kararla, değeri 100 milyar $’ı bulan başlangıç
sermayesi ile bir kalkınma bankası kuracaklarını açıklamıştı. Bu bankanın temel işlevinin, ekonomik
durumu iyi olmayan devletlere kredi ve nakit sağlamak olacağı, yanı sıra bu bankanın IMF ve Dünya
Bankası’na dengeleyici bir alternatif sunacağı açıklamıştı.
Venezuela, Arjantin ve Brezilya ile olduğu gibi, 2014 Temmuz turunda, Küba’da Devlet Başkanı Raul
Castro ile de bir araya gelen Jinping, yenilenebilir enerji, biyo-teknoloji ve tarım alanlarında çeşitli
anlaşmalar imzalamıştı. Benzer şekilde, Ekvador ile de ikili ticaret karşılığında 7,5 milyar $’lık bir akış
sağlanması planlandı.
Kısa bir toparlama yapmak gerekirse, Çin ile Latin Amerika ülkeleri aynı dili konuşmuyor olabilir.
Ancak, uluslararası ilişkiler kapsamında bir alternatif ya da dengeleyici diyebileceğimiz bir sistem
oluşturma çabası, Asya ve Latin Amerika’nın aynı frekansı yakalayarak birbirlerine nefes aldırmalarını
sağlıyor.
*2 Akbaba fonu: Borcunu ödeyemeyip temerrüde düşen şirket/devlet tahvillerini ucuz olarak alıp, gerekli borçların
tamamının ödenmesi için borçlu olan şirket/devletin aleyhinde hukuk yolunu kullananlar için akbaba benzetmesi
yapılır.
4
Latin Amerika tarafından bakacak olursak Çin, her şeyin ötesinde A.B.D ve AB’ye daha az bağımlılık
anlamına geliyor. Bir başka deyişle, Çin-Latin Amerika ilişkileri, kutuplara kayan ekonomik ve siyasal
düzen adına da bir denge unsuru olması açısından önemli. Hakim güçlerin farklı güç odaklarına
dağılarak bir alternatif ekonomik-siyasi model oluşturması, bu işbirliği sürecinde ortak bir dil
konuşulmasını da mümkün kılıyor. Son dönemde karşılaştığımız, uzun vadeli planlara dayalı Çin - Latin
Amerika ilişkileri de bu ortak dilin ürünleridir.
Çin açısından Latin Amerika’ya bakacak olursak da, Rio Grande ırmağının güneyinden Horn Burnu’na
kadar 550 milyon kişinin yaşadığı büyük bir pazar karşımıza çıkıyor. Yanı sıra doğal kaynaklarının
zenginliği ve dışarıya açık bir bölge olması da Çin’i çeken diğer ögeler arasında. Ayrıca, Çin, bölgedeki
etkisini artırarak A.B.D’nin bölgedeki hakimiyetini de kırmak istiyor. Ancak bu, Çin’in de süper bir güç
haline gelmek istemesi anlamına gelmiyor. Aksine, Çin, süper güç haline gelmenin, düşmanlarını da
beraberinde getireceğinin farkına varmış durumda olduğundan, süper güç olarak anılmak istemiyor.
Bu açıdan, Çin-Latin Amerika ilişkilerinde en önemli dayanak noktasının karşılıklı fayda ve diğer
ülkelerin içişlerine karışmadan, Xi Jinping’in de ifade ettiği gibi kazan-kazan ilkesine dayalı bir modelin
kabul görmüş olmasıdır.
Peki ya son 500 yıllık sömürü düzeninden sıkılan Latin
Amerika halkı için Çin, uluslararası bir dengeleyici, bir
dost mu? Yoksa dişlerini Latin Amerika’nın kesik
damarlarına geçirmek isteyen bir başka fırsatçı, bir
düşman mı? Tüm çekincelere rağmen, Çin, her fırsatta
Latin
Amerika’nın
ekonomik
bağımsızlığını
desteklediğini dile getiriyor. Buna paralel olarak, Hugo
Chavez’in daha 90’lı yıllarda söylediği, “Çin, sömürü
düzeni kurmayıp hakim güç haline gelmeden, ilerleyen
dönemde ekonominin devi haline gelecektir.” sözleri
büyük bir anlam taşıyor. Benzer bir şekilde Nicolas
Maduro’nun da “Çin, çok merkezli ve çok kutuplu bir
dünya için çalışan insanı bir güç” ve “Venezuela-Çin
ilişkileri, başka bir dünyanın mümkün olduğunu
gösterir” demeçleri, selefi Hugo Chavez’i destekler
niteliktedir.
En büyük motivasyonları, doğrudan ticaret ve yatırımı kapsayan ekonomik işbirliği olan Latin Amerika
ülkeleri ile Çin’in ilişkileri, özellikle 2010 yılından bu yana büyük bir yükseliş ivmesi yakaladı. Çin’in
bölgedeki varlığı ve Latin Amerika’nın Çin’e olan ilgisi, A.B.D’nin bölgedeki hakimiyetine oranla düşük
olmasına rağmen, bu iki tarafın ilişkileri büyük bir potansiyele sahiptir.
Batuhan Sarıcan
Kaynak: The Guardian, RT (Russia Today)
İstatistiksel kaynaklar: CIA Factbook, World
Bank, United Nation ECLAC, OECD,
GlobalPetrolPrices.com, Central Bank of
Venezuela.
5
6
Arjantin, Bu Ölümü Konuşuyor
Arjantin, evinin banyosunda ölü halde bulunan savcı Alberto Nisman'ın ölümüyle sarsıldı.
Uluslararası terör uzmanı olan Nisman, 1994 yılında Buenos Aires'te gerçekleşen; ülke tarihinin en kanlı
terör saldırısı olan AMIA (Arjantin İsrail Dayanışma Derneği) saldırısı davasını yöneten savcı olarak
biliniyordu.
85 kişinin hayatını kaybettiği saldırıyı İran'ın desteği ile Hizbullah'ın gerçekleştirdiğini savunan Nisman,
saldırıda İran ile ilişkilerin bozulmasını istemeyen Başkan Cristina Kirchner ve birçok devlet yetkilisinin
de parmağı olduğunu iddia ediyordu. Savcının ölümünü şüpheli kılan asıl nokta ise, savcının tam da
Başkan Kirchner ve başka devlet yetkilileri hakkındaki suçlamalarını Arjantin Ulusal Meclisi'ne
sunmasına bir gün kala ölü bulunması oldu.
Nisman'ın ölüm davasını yürüten savcı Viviana Fein, olay yeri hakkında bilgi vererek Nisman'ın
kafasından aldığı tek bir kurşun ile öldüğünü, cesedin yanında bir tabanca ve tek bir mermi kovanı
bulunduğunu açıkladı. Aldığı ölüm tehditleri yüzünden koruma talebinde bulunan ve evi 10 Arjantin
Federal Polisi tarafından korunan Nisman'ın, 19 Ocak sabahı kapısını çalan polislere kapıyı açmaması
üzerine şüphelenen polisler savcının ailesine haber verdi. Nisman'ın evine gelen annesi kapıyı açmaya
çalıştı ancak kapının arkadan kilitli olduğunu görünce çağrılan çilingir ile kapı açıldı. Nisman, odasının
banyosunda ölü halde bulundu.
Davada şu ana kadar 3. kişilerin müdahil olduğuna dair herhangi bir delil bulunamadı. Nisman'ın
tırnaklarında barut bulunurken, silahın üzerinde sadece savcının parmak izleri tespit edildi. Bu noktada
savcının intihar ettiği kanısı ağır bassa bile olay hala araştırılmakta. Nisman'ın apartmanına 3. bir girişin
bulunması ve burada bir ayak izi ile parmak izinin tespit edilmesi, ayrıca savcının ölü bulunduğu gün için
hizmetçisine bir alışveriş listesi bırakması ve kapıyı açan çilingirin yaptığı açıklamalar olayla ilgili
kuşkuları arttırdı. Olay yerinde herhangi bir intihar mektubu bulunamadı. Bu da Nisman'ın
öldürülmemiş olsa bile intihara zorlanmış olabileceği şüphesini de doğurdu.
Nisman'ın ölüm haberi üzerine Buenos Aires başta olmak üzere birçok şehirde gösteriler düzenlendi.
Başkan Kirchner hakkındaki tüm suçlamalar düşerken, dava da Nisman'ın liderliği olmadan gözden
düşmüş görünüyor. Ancak, gerek ülke içinde gerek ülke dışında savcının şüpheli ölümü daha uzun süre
gündemde kalacak gibi görünüyor.
Çağlar Akyol
Kaynak : noticias.univision.com
7
Evo Morales Tiahuanaco’da Düzenlenen Yerli Töreni ile Yönetimi 3. Kez
Üstlendi
Bolivya Devlet Başkanı Evo Morales, La Paz’dan 71 kilometre uzakta bulunan Tiahuanaco harabelerinde
21 Ocak’ta düzenlenen yerli töreni ile yönetimi üstlendi.
56 yaşındaki yönetici yaptığı açıklamada, 21 Ocak’ın, kimliklerinin, kültürel demokratik devrimlerinin ve
Pachakuti(Pacha=eşitlik, Kuti=karşılıklı) döneminin tekrar onaylandığı gün olduğunu belirtti ve değişim
sürecinin denge ve eşitlik ekseninde, bütün olarak, tamamlayıcı politikalarla devam edeceğini belirtti.
İki çift amauta(İnkalarda yaşlı ve itibarlı din adamları) eşliğindeki temizlik seramonisinin(ruh ve vücut
temizliği) ardından, Başkan Morales’e, tek parça taştan yapılmış, 7 metre yükseklik, 20 ton ağırlığa sahip
Tiahuanaco müzesinde bulunan Bennett abidesinin ayaklarında, vikunya (And Dağlarında bulunan
küçük bir tür Lama) derisinden bir tünik giydirildi. Unku adını taşıyan, gümüş ve altından yapılmış And
Güneşi’ni temsil eden kabartmalar taşıyan bu tüniğin göğüs bölümünde ise “ch’uku” ismini taşıyan dört
nokta bulunuyor.
Ayrıca devlet başkanı bu yerli töreninde beyaz renkte pamuklu kumaştan “bayeta” pantalonu ve “wiskhu
usuta” sandaletleri giydi. Bu kıyafetler bolivyalı el sanatçıları tarafından dikildi.
Morales’e, Tiahuanacu Ovası’ndan, ana ritüelin gerçekleştirileceği Akapana Piramiti tapınağına kadar bir
grup amauta eşlik etti.
55 dakika süren seremoni boyunca And müzikleri çalındı ve Bolivya’nın batısındaki yerlilerce kutsal
görülen Kalasasaya Tapınağında, “La puerta del Sol” (Güneş Kapısı) merdivenlerinde teslim edilen, güç
ve eşitliği simgeleyen bastonla tören sona erdi.
Titicaca Gölü’nün yüksek noktalarında ikamet eden Aborjinler tarafından inşa edilmiş Tiahuanaca
Harabeleri’nin en çok öne çıkan özelliği ise, düzgün ve simetrik dizilmiş devasa taşlardan oluşan
surlarıdır.
Bu arada geleneksel yerli törenine Trinidad Tobago Devlet Başkanı Anthony Carmona ve Kosta Rika
Devlet Başkanı Luis Guillermo Solís de katıldı. Arjantin Devlet Başkan Yardımcısı Amado Boudou ve
Küba
Devlet
Başkan
Yardımcısı
Lázara
Mercedes
López
de
katılım
gösterdi.
3. kez üst üste devlet başkanlığı görevini üstlenen Evo
Morales için düzenlenen resmi tören ise 22 Ocak’ta
parlamentoda gerçekleştirildi.
Resmi törende ise bir çok devlet başkanı yer aldı;
Ekvador Devlet Başkanı Rafael Correa, Brezilya Devlet
Başkanı Dilma Rousseff, Venezuela Devlet Başkanı
Nicolás Maduro, Paraguay Devlet Başkanı Horacio
Cartes, Kosta Rika Devlet Başkanı Luis Guillermo
Solís ve Trinidad Tobago Devlet Başkanı Anthony
Carmona bu törende yer aldılar.
Şükrü Kütükkıran
Kaynak: eluniverso.com
cubadebate.cu
8
Rousseff, BRICS İle Yapılan İşbirliğinin Brezilya’nın Dış Politikasında Bir Öncelik
Olduğunu Dile Getirdi
Rousseff, hükümet kurma görevini devraldıktan sonra meclis huzurunda yaptığı konuşmasında,
Kalkınma Bankası’nın ve bir döviz rezerv fonunun hayata geçirilmesi gibi BRICS projelerinin önemi
üzerinde durdu. Ayrıca, Rousseff, Brezilya’nın önde gelen uluslararası örgütler bünyesinde reformlar
gerçekleştirme amacına bağlı kalacağını ifade ederken, liderlik sisteminin dünyadaki gerçek güç
dengesini yansıtmadığını vurguladı. Latin Amerika’nın bütünleşmesinin Brezilya için diğer bir dış
politika önceliği olduğunu belirten Rousseff, ABD, Avrupa Birliği ve Japonya ile olan ilişkilerin
sağlamlaştırılması için çalışılacağını da ifade etti.
Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’dan oluşan BRICS üyesi ülkeler, söz konusu uluslararası
örgütün bir sonraki zirvesini bu yılın Temmuz ayında gerçekleştirecek. BRICS Dönem Başkanlığı
görevini 2015 yılının başında devralan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, bu örgüte üye olan
devletlere gönderdiği mektuplarda, bu birliğin dünya çapındaki rolünü daha da geliştirmeyi
amaçladıklarını dile getirdi.
Atagün Şenol
Kaynak: actualidad.rt.com
9
10
Obama, Meksika’ya İç Güvenlik Yardım Önerisinde
Bulundu
ABD Hükümeti, geçtiğimiz aylarda Ayotzinapa’da 43 öğrencinin kaçırılması ve ardından cesetlerinin
bulunmasıyla patlak veren iç güvenlik sorunlarıyla ilgili Meksika’ya yardım etme ve buna ek olarak
Meksika’daki uyuşturucu kartellerini ve süre gelen şiddet olaylarını ortadan kaldırma hedeflerini
açıkladı. ABD’nin yanı sıra Arjantin, Şili ve pek çok ülkenin daha destekte bulunacağı bildirildi.
Peña Nieto, ABD ve Küba arasındaki diplomatik ilişkinin düzelmesi için desteğe hazır olduklarını ifade
etti.
Görüşme, basına kapalı olarak gerçekleştirilen toplantı belirtilen süreden daha uzun sürdü ve Obama,
İspanyolca olarak Meksika Devlet Başkanı’na iyi bir yıl dileğinde bulunarak kendisine veda etti.
Meksika Devlet Başkanı Enrique Peña Nieto, Beyaz Saray’da yaptığı basın açıklamasında Ayotzinapa’da
yaşananları protesto eden grupların çığlıkları ve pankartlarına tepkisiz kalarak güvenlik, göç ve Küba ile
ilgili konular hakkında açıklamalarda bulundu. Ancak, iki devlet başkanı da soru kabul etmedi.
Melike Yazıcı
Kaynak:jornada.unam.mx
11
Maduro, Düşen Petrol Fiyatlarına Karşı Harekete Geçti
Son zamanlarda düşen petrol fiyatları, geliri büyük ölçüde petrole dayanan ülke ekonomilerine ağır bir
darbe vurdu. Bu durumdan en çok etkilenen ülkelerden birisi Venezuela.
Venezuela, geliri çok büyük ölçüde petrol satışına dayanmasından dolayı günümüzde ciddi bir ekonomik
bunalım yaşıyor. Maduro, bu soruna çözüm için ilk olarak kısaca OPEC adıyla bilinen Petrol İhraç Eden
Ülkeler Örgütü üyesi ülkelerini ziyaret edecek ve düşen petrol fiyatlarına yönelik ikili görüşmeler
gerçekleştirecek. Suudi Arabistan, Katar ve Çin gibi ülkelere ziyaret gerçekleştirecek olan Nicolas
Maduro, bu ziyaretlerin ardından OPEC üyesi ülkelerin temsilcilerini başkent Caracas’ta ağırlayacak.
Maduro gelen sorular üzerine, düşen petrol fiyatlarının ülke ekonomisine zarar verdiğini fakat ülkenin
sosyal ve ekonomik politikalarında bir aksama olmayacağını belirtti.
Mert Kutlu
Kaynak: telesurtv.net
ABD Ve Küba Arasındaki Görüşmeler Devam Ediyor
17 Aralık 2014 tarihinde Küba ve ABD arasında ilişkilerin normalleşmesine yönelik başlayan
görüşmelerin ardından yapılması planlanan görüşmelerin bir diğeri Havana'da gerçekleştirildi.
Havana'daki müzakereleri yürütecek Küba'lı heyetin başında Dışişleri Bakanlığı'ndan Josefina Vidal,
ABD heyetinin başında da 35 yıl aradan sonra Küba'yı ziyaret edecek en üst düzey ABD’li yetkili olan
Roberta Jacobson bulunuyor.
Görüşmelerde, iki ülke arasında seyahat ve yasa dışı göç konuları ile karşılıklı olarak yeniden
büyükelçilikleri açma konularına önem verildi.
ABD ve Küba arasındaki ilişkiler Fidel Castro'nun 1959'da ABD destekli Batista rejimini devirmesinden
kısa bir süre sonra 1961'de kesilmişti. İ lerleyen günlerde Raul Castro, Kosta Rika’ya yaptığı ziyaret
sırasında ''Yasa dışı olarak işgal ettikleri topraklarımızı geri vermezlerse normalleşme olmaz" dedi.
ABD kontrolünde olan Küba topraklarında bulunan Guantanamo 1903 yılında dönemin Kübalı
yöneticileri tarafından ABD’ye kiralanmıştı.
Şafak Gümüş
Kaynak: cubadebate.cu
12
13
"Arjantin Akbaba Fonlarına Boyun Eğmeyecektir"
Arjantin Ekonomi Bakanı Axel Kicillof, Arjantin'in akbaba
fonlarına teslim edilmesinin ülkenin ekonomi tarihindeki en
büyük hatası olduğunu söyledi. Kicillof, bundan sonra bu
fonlara boyun eğilmesinin ise ekonomi için çok büyük bir hata
olacağını ekledi. Fonların amacının bölge ekonomilerine
saldırmak ve istikrarsızlaştırmak olduğunu belirtti.
Kicillof, tüm dünya ülkelerinin Arjantin'in kendi ekonomisini,
halkını, itibarını ve bağımsızlığını akbabalara karşı savunma
savaşımında haklı gördüğünü belirtti. Bakan, ABD ve Arjantin
arasında akbaba fonları konusunda yaşanan anlaşmazlığın 3
Mart'ta yapılacak bir görüşme ile tekrar masaya yatırılacağını sözlerine ekledi.
Çağlar Akyol
Kaynak : telesurtv.net
Küba’da Eğitim Gören 600 Genç Pakistanlı Doktor Mezun
Olmak Üzere
Cienfuegos Tıp Üniversitesi'nin temsilcisi Muhammad Essa
Khan'nın verdiği bilgiye göre Şubat ayının sonunda yaklaşık
600 Pakistanlı doktor mezun olacak. 288 Pakistanlı öğrenci
Havana'nın 250km uzağında bulunan Cienfuegos Tıp
Üniversitesi'nde, 305'i de Sancti Spíritus kentinde eğitim
görmektedir. Geçtiğimiz yıl Şubat ayında da 295 Pakistanlı
öğrenci Küba'da gördüğü eğitimin ardından doktor olmuştu.
2005 yılında Pakistan'da gerçekleşen yıkıcı depremin ardından
Küba bir burs planı hazırlayarak binlerce Pakistanlı gencin tıp
eğitimi görmesinin önünü açmıştı.
Ayrıca Küba'daki Pakistan Elçisi Naeem Khan, Prensa Latina'ya yaptığı son açıklamada Küba'nın
dünyada Pakistan’a ücretsiz eğitim veren tek ülke olduğunu açıklamıştı.
Kaynak: cubadebate.cu
Şafak Gümüş
Brezilya’da Yaşanan Kuraklık Su Kesintilerine Sebep Olabilir
Sao Paolo, son 80 senenin en kurak dönemini yaşadığı için, su kullanımının önceden belirlenen bir
programa riayet edilerek sağlanması karara bağladı. Ayrıca, kısa bir süre önce Sao Paolo Valisi olarak
yeniden seçilen ve Brezilya Sosyal Demokrat Partisi (PSDB)’nden olan Geraldo Alckmin ile Temel
Yeniden Yapılandırma Şirketi(Sabesp), hanelere ulaştırılan suyun basıncının düştüğünü ve bu durumun
daha da kötüleşeceğini açıkladı. Sabesp Başkanı Jerson Kelman, kuraklığın devam etmesi durumunda,
suyun söz konusu basınç düşüklüğünü su kesintilerinin izleyeceğini ifade etti. Birçok uzmana göre,
bahsekonu basınç düşüşü, Brezilya’nın başkenti de dahil olmak üzere ülkenin 37 farklı şehrindeki
1.200’den fazla semtini olumsuz olarak etkilemektedir. Brezilya’da geçtiğimiz yaz mevsiminde
gerçekleşen fırtınalara rağmen, ülke genelinde bulunan altı rezervden beşindeki suyun miktarında azalma
gözlemlenmektedir. Bunun sebebi olarak, yaz mevsiminde yüksek bölgelere yağmurun düşmemiş olması
gösterilmektedir. Sao Paolo Üniversitesi Su ve Çevre Mühendisliği Bölümü Başkanı Mario Thadeu Leme
de Barros, suyun tedarik edilmesinin güçleştiğinin ve bu durumun süregelecek yağış eksikliği, sıcak hava
ve etkin su talep yönetimi tekniklerinin geliştirilmeyişi ile daha ciddi bir boyuta taşınabileceğini ifade etti.
NASA ile ABD’nin Okyanuslar ve Atmosfer İdaresi (NOAA) tarafından her yıl açıklanan bir rapora göre,
2014 yılı içinde dünya genelindeki ortalama sıcaklık, son 135 yılın en yüksek seviyesine ulaştı. 2014
senesinde okyanus, sıcaklığındaki 0,57 santigrat derecelik bir yükselişle 20. yüzyıldaki ortalamasının da
üzerine çıktı. 1988 ve 2003 yıllarında okyanus 0,05 santigrat derece kadar ısınmıştı. Geçtiğimiz yıl
yeryüzünün yüzeyinde 1 santigrat derecelik sıcaklık artışı meydana geldi, ki bu, 20. yüzyılın
ortalamasının da üzerindeydi. 2014 yılı, İzlanda, Birleşik Krallık, Fransa, İsveç, Almanya, Avusturya ve
İsviçre için en sıcak yıl olarak kayıtlara geçti. İspanya, Danimarka ve Finlandiya için ise ikinci en sıcak yıl
olarak gerçekleşti.
Atagün Şenol
Kaynak: internacional.elpais.com
cubadebate.cu
actualidad.rt.com
14
15
Paraguay ve Arjantin Paraná Nehrindeki Ulaşımı
Kolaylaştıracak
Arjantin ve Paraguay Göçmenlik yetkilileri, Brezilya ve Paraguay arasındaki sınırda dostluk köprüsünü
etkileyen çalışmalar nedeniyle Paraná nehrinden Iguazú’y a kadar olan ulaşımı kolaylaştırmak için bir
anlaşmaya vardılar.
Yetkililer, Brezilya ve Paraguay arasındaki sınır kapısı onarım çalışmalarının sonucu olarak Paraná ve
Iguazú nehirleri arasında nehir trafiğinin karşılıklı olarak artacağını tahmin ediyor.
Arjantin yetkilileri, limanın bağlı olduğu bütün alandaki alt yapının kontrol edilerek güçlendirileceği
konusunda söz verdi.
Paraguay’ın isteği üzerine, Arjantin, Paraguay bölgesi ve Paraná nehri karşı kıyısındaki Iguazú limanı
arasındaki sefer saatlerinin genişletilmesini kabul etti. Anlaşma, Iguazú limanında Paraguaylı konsolos
Magno Álvarez, Prefectura Naval (Deniz Kuvvetleri) yetkilileri, Göçmenlik Bürosu, Arjantin Gümrük
Muhafaza ve Iguazú Limanı ticaret odası arasında imzalandı.
Sevtap Cüstap
Kaynak: paraguay.com
16
Küba’da Geleneksel Meşaleli José Martí Yürüyüşü
Bu yıl 162.si düzenlenen ve her yıl 27 Ocak'ta Küba'nın ulusal kahramanı José Martí’nin doğum gününün
onuruna başkent Havana’da yapılan meşaleli gençlik yürüyüşüne binlerce kişi katıldı.
Havana Üniversitesi'nden başlayan yürüyüş, 1959 Küba Devrimi öncesinde iktidarda olan Fulgencio
Batista rejimiyle Kübalı gençler arasındaki çatışmalara sahne olan San Lazaro Sokağı’na kadar devam etti.
Kübalı gençlerin devrime ve liderlerine olan bağlılığını göstermesi açısından büyük bir öneme sahip olan
meşaleli yürüyüşte Küba 5’lisi de gençlerin yanında yer aldı.
Meşaleli yürüyüş ilk kez Fulgencio Batista diktatörlüğü altında üniversiteli öğrenciler tarafından, 1895'te
İspanyollara karşı bağımsızlık savaşını başlatan Küba'nın ulusal kahramanı José Martí'nin 100. yaş
dönümü olan 1953'te gerçekleştirildi.
Bu yürüyüşten 6 ay sonra Fidel Castro ve yoldaşları tarafından Moncada askeri kışlasına bir baskın
gerçekleştirildi. Baskın başarısız oldu, fakat 1959 Devrimi'ne giden yol için büyük bir öneme sahip oldu.
Şafak Gümüş
Kaynak: cubadebate.cu
Perú Hükümeti Greenpeace’den (Líneas De Nasca) Nasca Çizgilerindeki Hasarı
Üstlenmesini İstedi
Kültür Bakanı, Diana Álvarez-Calderón, geogliflere karşı yapılan saldırının “kültür mirasına karşı illegal
bir hareket” olduğuna dikkat çekti. Ve ayrıca bakan, Greenpeace’den bir grup eylemcisinin Líneas de
Nasca’da sebep olduğu hasar ve araştırma maliyetini üstlenmesini istediklerini belirtti.
Álvarez Calderón konuşmasına şöyle devam etti: “Líneas de Nasca’ya karşı yapılan eylem, Greenpeace
yöneticisi Martín Prieto’nun belirttiği gibi yanlışlıkla yapılan bir saldırı değildir. Daha öncede
belirttiğimiz gibi bu, kültür mirasımıza karşı yapılmış illegal bir eylemdir.”
Greenpeace eylemcilerinin bu hareketi 8 Aralık sabahı meydana gelmiştir. Bir grup eylemci yasak olan bu
alana girip, geoglifinin olduğu yere kadar yürümüş ve küresel ısınmayla ilgili Lima’da gerçekleştirilen
dünya zirvesine katılan politikacılara yönelik bir protesto gerçekleştirmişlerdir.
Ayrıca Bakan, hasar maliyetinin yanı sıra bölgeye giren bu üç çevrecinin de eylemlerinden dolayı ceza
alması gerektiğini belirtti.
Martín Prieto, alman arkeolog Wolfgang Sadik’i ve Martin Kaiser’i eylemin sorumluları olarak açıkladı.
Ve Sadik’in bir arkeolog olarak diğer eylemcileri yönlendirdiğini, onun deneyimine ve profesyonelliğine
güvendiği için alana zarar vermediklerini düşündüğünü açıkladı.
Bunun üzerine bakan, önümüzdeki günlerde hasarı tespit etmesi ve nasıl onarılacağının belirlenmesi için
bir grup uzmanın alana gideceğini belirtti.
Sevtap Cüstan
Kaynak: peru21.pe
17
Ekvador’da Waorani Yerlileri Kirliliğe Karşı Ayakta
6 Ocakta, Waorani yerlileri düzenledikleri eylemle Petrobell firmasının çevre kirliliğine neden oldukları,
yaşam alanlarına zarar verdiklerini ve buna izin veremeyeceklerini belirterek firmanın yerleşkesini işgal
etmişti. Çıkan olaylarda silahlı kuvvetlerden 6 asker yaralanmış, 7 tane petrol kuyusunda da üretim bir
süre durdurulmuştu. Olaylardan sonra ise gözaltına alınan 7 yerliden 6’sı tutuklanıp, hakim karşısına
çıkarılmak üzere önlem hapishanelerine götürülmüştü.
Yerli dernekleri ise kamu hizmetinin sabotajla durdurma şüphesiyle tutuklanan 6 waorani yerlisinin
serbest bırakılmasını istiyor. Ekvadorlu yetkililer, 6 waorani yerlisini 6 ocakta Petrobell şirketinin
yerleşkesine saldırmak ve silahlı kuvvetlerden 6 askeri yaralamakla suçluyor.
12 Ocakta, savunma avukatı Andrés Ácaro mahkemeye sunduğu delillerle tutuklamaların keyfi sebeplerle
dayandığını ve tutuksuz yargılama kararının alınmasını talep etti. Ekvador Amazonu Ulusal Yerli
Konfederasyonu (Confeniae) başkanı Franco Viteri ise yaptığı açıklamada, yerlilerin olay yerinde bile
tutuklanmadığını, Tiwino bölgesinde, olayın meydana geldiği yerin 300 metre uzağında tutuklandıklarını
iddia etti. Viteri ayrıca, hükümete bağlı yetkililerden waorani bölgesindeki petrol şirketine dair inceleme
ve denetim gerçekleştirilmesini talep ettiklerini belirtti.
2009 yılında, Eski Çevre Bakanı Marcela Aguiñaga, Petrobell firmasının yerleşkesinin olduğu bölgeye bir
müfettiş yollamış, sonrasında maden ve petrol bakanı Derlis Palacios yaptığı açıklamada, bahsedilen
bölgede yapılan kontrollerin ardından “alarm seviyesinde kirlilik” meydana geldiğini bildirmişti. Franco
Viteri, bölgede kirliliğin hala devam ettiğini belirtiyor
Şükrü Kütükkıran
Kaynak: lahora.com.ec
18
Milli Parklara İki Açıdan Bakış: Kolombiya-Türkiye
İklim çeşitliliği ve coğrafi şekillerin gösterdiği farklılık sayesinde büyük bir doğal zenginliğe sahip olan
Kolombiya ve Türkiye, doğal alanların korunması ve milli parklar konularında işbirliği sürecine girdi. Bu
kapsamda, 14 Ocak 2015 günü bir dizi etkinlik düzenlendi. Ülke yetkilileri, ilk olarak yuvarlak masa
toplantısında bir araya geldi. Kolombiya, Milli Parklar Genel Müdürü Julia Miranda ve Ankara’daki
Kolombiya Büyükelçisi Fernando Panesso Serna ile temsil edilirken, Türkiye’yi Orman ve Su İşleri
Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürü Ahmet Özyanık’ın yanı sıra daire başkanları
temsil etti. Karşılıklı soru cevap şeklinde geçen oturumun ardından, saat 14:00’te Gazi Park Hotel’de bu
sefer davetlilerin de katılım gösterdiği bir konferans düzenlendi.
Konferans, iki ülkenin milli parklarını tanıtan videolarla başladı. Kürsüye ilk olarak Julia Miranda çıktı.
Kolombiya’da oluşturulan Milli Park Sistemi ile 58 koruma alanından sorumlu olan Miranda, doğal alan
ve biyolojik çeşitlilik açısından dünyanın en zengin ülkelerinden ikisi durumunda bulunan Kolombiya ve
Türkiye’nin arasındaki işbirliğine vurgu yaparak, ülkelerinde koruma alanları ve biyolojik çeşitlilik adına
yapılan çalışmaları, istatistiksel ve görsel verilerle destekleyen bir sunum gerçekleştirdi. Sunum
kapsamında, küresel ısınmayı önlemenin yolunun, birbirine bağlanan koruma alanları oluşturmaktan
geçtiğini söyleyen Miranda, yaptıkları çevre düzenlemelerinin anayasaya ile korunduğunu, oluşturdukları
koruma alanlarının yaklaşık 15 milyon hektarlık kara ve sulak alanı koruma altına aldığını ve ekibinde
1200 kişi çalıştığını belirterek, yaptıkları her çalışmayı yerlilerin yaşam alanlarına duydukları saygı ile
gerçekleştirdiklerini sözlerine ekledi. Kolombiya Devlet Başkanı Juan Manuel Santos’un da çalışmaları
yakından takip ettiğini hatırlatan Miranda, sunumunun ardından konuklardan gelen soruları cevapladı.
Miranda’nın ardından kürsüye çıkan Ahmet Özyanık ise, bakanlığın doğa koruma ve biyolojik çeşitlilik
adına yaptığı çalışmaları, slaytlarla izleyicilere aktardı. Milli parklar ve çevre sorunlarına istatistiksel
verilerle değinen Özyanık’ın konuşmasının ardından, her iki ülkenin doğal koruma alanlarını ve yapılan
çalışmaları içeren videolara yer verilerek konferans sona erdi.
Korunan Alanı ve Milli Park nedir?
Dünya Doğayı Koruma Birliği (IUCN) tanımına göre; Doğanın ve ilişkili ekosistem servisleri/hizmetleri
ve kültürel değerlerin uzun vadeli korunması amacıyla açıkça tanımlanmış coğrafi sınırları olan,
tanınmış, adanmışlık içeren ve yasal veya diğer etkin yöntemlerle yönetilen alandır.
Milli Park ise, bilimsel ve estetik bakımından, milli ve milletlerarası ender bulunan tabii ve kültürel
kaynak değerleri ile koruma, dinlenme ve turizm alanlarına sahip tabiat parçalarını ifade eder.
19
20
Korunan alanlar neden önemlidir?
Küreselleşme süreci ile birlikte yaşanan hızlı
endüstriyelleşme,
çevrenin
tahrip
edilmesine,
kaynakların kontrolsüz bir şekilde tüketilmesine ve
canlıların doğal yaşam alanlarının yok olmasına neden
olarak biyolojik çeşitliliği tehdit etmektedir. Bu açıdan,
yaban hayatı ve biyolojik çeşitliliğin korunması için özel
koruma alanları oluşturulması ve sürdürülebilir
kalkınmanın sağlanması konusunda toplumların daha
bilinçli hale gelmesi gerekmektedir. Aynı zamanda,
taşımaktadır.
bugün mücadelesi verilen sürdürülebilir yaşam süreci, doğal güzellikleri gelecek nesillere aktarabilmek
adına da önem
KOLOMBİYA
Korunan Alan: 142.541 km²
Toplam Alana Oranı: %11,2
TÜRKİYE
Korunan Alan: 56.475 km²
Toplam Alana Oranı: %7.24
Sınırlarında üç sıcak nokta barındıran dünyadaki üç
ülkeden birisi olan Türkiye, iklim çeşitliliği ve yeryüzü
şekillerinin gösterdiği farklılıklar sayesinde endemik
tür ve biyoçeşitlilik açısından büyük bir zenginliğe sahiptir. Anadolu, 9600’dan fazla bitki, 152 memeli,
45 kuş, 354 balık ve 106 sürüngen türü ile zengin flora ve faunaya sahiptir.
Türkiye ile benzer bir doğal zenginliğe sahip olan Kolombiya’da ise sıcak, ılıman ve soğuk iklimlerin
etkisi, Kolombiya’da biyolojik çeşitliliğin fazla olmasını sağlamıştır.
Bu açıdan iki ülke arasındaki işbirliği sürecinde yaşanacak fikir alışverişi, koruma alanlarının daha iyi
yönetilmesine bir olanak sağlayacaktır. Daha yeşil bir gelecek için...
Rakamsal ifadeler, Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü ve Parques Nacionales Naturales de
Colombia’dan alınmıştır.
endemik: yöreye özgü hayvan/bitki
flora:
belirli bir bölgede yetişen bitkilerin tümü, bitki örtüsü
fauna: belirli bir bölgede yaşayan hayvanların tümü
Batuhan Sarıcan
Buharlı Lokomotif İmbabura’yı Birleştiriyor
“Özgürlük Rotası”nın tamamlanması için geriye kalan son 4 istasyonun da yenileme çalışmaları sona
erdi.
2014 yılının Ağustos ayında tamir edilen 18 numaralı buharlı lokomotif, Otavalo, Andrade Marín, İbarra,
Salinas ve Hoja Blanca istasyonlarının restorasyonuyla birlikte turistik rotayı birleşiyor.
Otavalo ve Andrade Marín tren istasyonlarının açılışında Başkan Rafael Correa’ya Ekvador Demir Yolları
Başkanı Jorge Carrera, Turizm Bakanı Sandra Naranjo ve diğer devlet memurları eşlik ettiler. Bunun yanı
sıra, bu projeden faydalanan eyaletlerin belediye başkanları da açılışa katılım gösterdiler.
Rotaya toplam 36 milyon dolarlık bir yatırım yapıldı. Bu bütçenin içinde Ekvador Demir Yolları
Başkanı’nın yaptığı açıklmaya göre normalde 2012 yılından beri faaliyet gösteren İbarra-Salinas tren yolu
için yapılan harcamalar da dahil edildi.
Bütçede yer alan diğer harcamalar ise tren hattı yapılandırması, tren yatakları, yeni döşenen raylar,
hemzemin geçitler, yaya geçitleri, köprüler, istasyonlar, yenilenmiş lokomotifler ve turizm araçları.
Bu çalışma ile birlikte, tren hattıyla ilgili el işi fuarları gibi, üretim ve turizm hizmetlerinde 21.300 den
fazla insana iş imkanı yaratıldı.
Carrera yaptığı toplantıda Durán, Alausi, Ambato, Machachi ve Ocak ayında da Otavalo ve Yachay
istasyonlarının tamamlanmasıyla 500 kilometreden fazla yolun yenilendiğini bildirdi.
Devlet Başkanı Rafael Correa ise yaptığı açıklamada şunları belirtti; “Ekvador ve tüm dünyada, Avrupa
dışında, Güney Amerika’nın en iyi turistik tren hattını tamamlayarak saygı duyulacak bir iş başardık ve
dünya çapında yüksek nitelikli turizm sertifikası verildi. Ayrıca turizmde reklam başarısı ödüllerine aday
olduk.”
Açılışın ardından, devlet başkanı, bakanlarıyla birlikte, meclis üyeleri, belediye başkanları ve basın
mensuplarıyla 1930 yılından beri işleyen lokomotife bindiler ve Antonio Ante’den Andrade Marín
istasyonuna kadar olan yolu kat ettiler. Bu istasyonda bir mola verilerek öğle yemeği yendi ve öğleden
sonra, önceden planlandığı gibi Hoja Blanca istasyonuna kadar gidip, yolculuk sonlandırıldı.
21
22
Tren Hattının Sunduğu Turistik İmkanlar;
Trenlerde, daha önce imzalanan anlaşmaya göre yöre halkı tarafından işletilen kafeler dışında, tren
dükkanları, gezici galeriler, turist danışma noktaları bulunuyor.
Otavalo istasyonunda, Plaza de Ponchos (Panço Meydanı) ziyaret edilebilirken, San Roque’de, bölge
yerlileri tarafında yapılan el yapımı kıyafetlerin görülüp, satın alınabileceği bölgelere gidilebiliyor. Ayrıca
turla birlikte Andrade Marín’de, ip üretim fabrikası olan la Fábrica Imbabura’yı gezme olanağı mevcut.
San Antonio’da, atölyelerde el yapımı tahta oymacılığı incelenebilirken, İbarra’ya ulaşımla birlikte
sokakların mimarisini incelenip, geleneksel kabak tatlılarının tadına bakılabilir.
Daha sonra, Salina’da tuz müzesini ziyaret edilip, afro-ekvadorluların dans gösterisi izlenebilir. Son
olarak, Urcuquí, Hoja Blanca istasyonunda “bilginin şehri” Yachay keşfedilebilir.
Bunlar eski demir bir trenle gerçekleşebilecek ve çok sayıda turisti İmbabura’ya çeken opsiyonlar.
Şükrü Kütükkıran
Kaynak: lahora.com.ec
El Cabildo De Montevideo Müzesine 20 Ocak Tarihinde
Rehberli Ziyaretler Başladı
“Var olan şey görülmelidir” sloganıyla müzeye haftada iki kez olmak üzere rehber eşliğinde ücretsiz
turlar düzenlendi.
Bina ve içindekiler hakkında uzman olan rehber eşliğindeki turların belirli bir süresi olmadığı, halkın
istediği zaman bu turlardan yararlanacağı belirtildi.
Turlar, Salı günü saat 11’de ve Perşembe günü saat 14’te gerçekleştirilecek. Gezi, sergi salonlarını ve
Cabildo avlularını kapsamaktadır. Bu turların dışında müze, Pazartesi’nden Cuma’ya kadar saat 12.00 ve
17.45 arasında, Cumartesi günleri ise 11.00 ve 17.00 saatleri arasında halka açıktır.
Müze, İspanyol sömürge dönemi Montevideo’sunun tanığı ve bir sembolüdür. Montevideo’nun tarih
arşivi 2012 yılında oluşturulmuştur. Müze, ilkel dönemlerden 20. yüzyıla kadar Montevideo’nun şehir
planları, 1924-1933 yılları arasındaki Montevideo Yönetim Konseyi tutanaklarını gibi tarihi belgelere ev
sahipliği yapmaktadır. Ayrıca şehrin tarihiyle ilgili ikonografik koleksiyonlar, kitaplar, planlar, tekstil
parçaları, ve çeşitli objeler bulunmaktadır.
Sevtap Cüstan
Kaynak: montevideo.com
23
Bu Yıl 480.Yılını Kutlayan Lima’nın Yıldönümü Kutlamaları
Amacıyla, Foto Muhabiri César Fajardo Bir Fotoğraf Projesi
Gerçekleştirdi
Lima merkezinde bulunan koloni dönemine ait 480 yıllık balkonlar ve tarihi yerler bugün tozlarla
kaplı. Duvarlarındaki çatlaklar, şehrin şu anki durumunu bize yansıtmaktadır. Birçoğunun duvarı
şehir manzarasını renklendirmek için kullanılır. O dönemdeki önemli kişilerin evleri bugün
ihtiyacı olan insanların kullandığı bir ev haline dönüştürülmüştür.
Bu projeyle Lima merkezinin diğer yüzünün gösterilmesi amaçlanmıştır. Bir zamanlar kralların şehri olan
Lima, bugün yoksul halkın şehri haline gelmiştir.
Projenin diğer bir amacı da Lima’nın sırlarla dolu tarihi bir şehir oluşunu bizlere göstermektir. İçerinin
görülmesini engellemek için kafes şeklinde inşaa edilen balkonlar dikkat çekmektedir. Bu esrarengiz
şehirde hala keşfedilmeyi bekleyen çok şey olduğu söyleniyor.
Önemli tarihi yerler arasında Torre Tagle Sarayı, Casa del Oidor isimli mahkeme, Başpiskopos sarayı,
Inca Garcilaso de la Vega Kültür merkezi bulunmaktadır.
Sevtap Cüstap
Kaynak: peru21.pe
24
Venezuela Simon Bolivar Orkestrası Brüksel’de Ayakta Alkışlandı
Simon Bolivar Orkestrası’nın 40. yıl dönümü şerefine düzenlenen Avrupa turnesinin ilk durağı Belçika
oldu. Salonu dolduran yaklaşık 2000 dinleyici unutulmaz dakikalar yaşadı. Orkestranın bir sonraki
durağı sırasıyla İngiltere, Almanya, İspanya ve Fransa olacak.
Avrupa, Afrika ve Latin Amerika ezgilerini bir araya getiren Simon Bolivar Orkestrası, Venezuela’nın
ünlü “El Sistema” adı verilen sosyal sisteminin bir ürünüdür. Bu sistem 1975 yılından bu yana devlet ve
bağışçıların desteği ile yaşatılıyor. El Sistema, gençleri müzikle buluşturuyor, onları yoksulluk ve suç
dünyasının pençesinden kurtararak, üreten birer birey haline getiriyor. Bugün, 280 müzik merkezinde
350.000’den fazla genç insana ulaşan, bünyesinde 150’yi aşkın gençlik, 70 çocuk ve 30 senfoni orkestrası
barındıran bu sosyal sistem, önümüzdeki yıl 1 milyon çocuğa ulaşmayı hedefliyor. Bu sosyal sistemden
yetişen en yetkin müzisyenlerin oluşturduğu Simon Bolivar Orkestrası, bugün dünyanın en iyi 5 gençlik
orkestrasından birisi olarak kabul ediliyor. Orkestra, çalışmalarını Gustavo Dudamel yönetiminde
yürütüyor. Bugün dünyanın en iyi şeflerinden birisi olarak kabul edilen Gustavo Dudamel de müzik
yaşamına El Sistema’da keman öğrenerek başladı.
Mert Kutlu
Kaynak: telesurtv.net
Nikaragualı Yazar Rubén Darío'nun 148. Yaş Günü Kutlandı
XIII. Uluslararası Rubén Darío Sempozyumu'nda Nikaragualı şair, gazeteci, diplomat ve Modernizm'in
Babası olarak bilinen Rubén Darío'nun 148. yaş günü kutlandı.
Latin Amerika ve Avrupa'dan birçok edebiyatçı ve gazeteci katıldığı etkinlik yazarın çocukluğunu
geçirdiği ve hayatını kaybettiği şehir olan Léon'da gerçekleştirildi. Rubén Darío’nun mirası adına ülkenin
her bölgesinde gerçekleştirilen etkinlikler 99. ölüm yıldönümü olan 6 Şubat’a kadar devam etti.
Şafak Gümüş
Kaynak: cubadebate.cu
25
26
İspanya, Goya Ödülleri'nde Küba'yı
''Conducta'' Filmi Temsil Edecek
29. İspanyol Sineması Goya Ödülleri'nde Latin Amerika'dan Küba'yı ''Conducta'', Arjantin'i ''Relatos
Salvajes', Uruguay'ı ''Kaplan'' ve Venezuela'yı da ''La distancia más larga'' filmi temsil edecek.
Yönetmeni Ernesto Daranas'ın olduğu uzun metrajlı bir film olan Conductor, Havana'da uyuşturucu
bağımlısı annesiyle yaşayan 11 yaşında bir çocuk olan Chala'yı konu alıyor. Sert, duygusal, tartışmalı ve
çarpıcı olarak tanımlanan Conducta birçok festivalde başarı elde etti.
Damian Szifrón'un yönetmenliğini yaptığı Oscar'a aday olan Vahşi Hikayeler (Relatos Salvajes) filmi
Buenos Aires ve çevresinde yaşanan altı farklı hayat hikayesini anlatıyor.
İspanya, Uruguay ve Almanya yapımı olan yönetmenliğini Álvaro Brechner tarafından yapılan dramatik
komedi filmi ''Kaplan'', 75 yaşında insanlığa bir iz bırakmaya karar veren bir adamın hikâyesini konu
alıyor.
Yönetmenliğini Claudia Pinto Emperador'un yaptığı En Uzun Mesafe (La distancia más larga) filmi bir
büyükanne ve torunu üzerinden cennet ve kaosun somutlaştırıldığı Venezuela'nın iki yüzünü gösteriyor.
Ödüller 7 Şubat'ta Madrid'te düzenlenecek olan galada sahiplerini bulacak.
Şafak Gümüş
Kaynak: cubadebate.cu
27
Ankara’dan Bir Gravür Ustası Geçti: Jose Guadalupe Posada (1852-1913)
Carlos Fuentes’in Latin Amerika’nın en iyi gravür sanatçısı olarak nitelendirdiği José Guadalupe
Posada’nın farklı dönem litografi
ve gravürlerinden oluşan eserleri, Ankara’daki Meksika
Büyükelçiliği’nin katkıları ile 10 Aralık 2014 - 31 Ocak 2015 tarihleri arasında CerModern’de
sanatseverlerle buluştu.
Ölümünün 100. yılında, ülkesi Meksika ile A.B.D’nin Texas, California ve New York eyaletlerinde de
anılan, farklı zamanlarda ise Paris, Londra, Pekin ve Madrid gibi büyük şehirlerde de ilgi gören eserler,
sanatçının El Jicote gazetesinde çizdiği ilk dönem politik karikatürlerinden, olgunluk dönemi kitap
kapağı ve kurukafa çizimlerine kadar geniş bir yelpazede sergilendi.
Meksikalı sanatçı, ölümü, felaketleri, savaşları, devrimi, efsaneleri ve dini ögeleri sanatının merkezine
yerleştirirken, siyah ve beyazın uyumunu kullanarak toplumsal yaşantıyı ve kültürel dokuyu yansıttı. Posada’nın
eserleri, ölümlerle doğumların, felaketlerle eğlencelerin, birbirinde başlayıp bittiğini resmederken, Posada’nın bu
birliktelikler anlayışı, ardıllarını da etkileyerek Latin Amerika sanatında kendisine geniş yer buldu. Ölüm teması,
Latin Amerika’da resimden edebiyata, müzikten tiyatroya, tüm sanatların ortak dili haline geldi.
1 litografi: taş baskı
Jose Guadalupe Posada kimdir?
İlk okuma-yazma ve çizim eğitimlerini, yerel bir okulda öğretmen olan abisinden alan Posada, ilk
eserlerini El Jicote’de politik karikatürist olarak verdi. 27 yıllık Porfirio Díaz iktidarı boyunca
(1884-1911) üst sınıfa karşı eleştirel bir kullandı. Burada çizdiği bir gravür sebebiyle gazetenin
kapatılmasıyla birlikte, yoluna önce Leon’da ardından Mexico City’de devam etmek zorunda kaldı.
1910’lu yıllarda kendisini ölümünden sonra üne kavuşturacak olan kurukafa gravürlerini tasarladı.
Ölümle yaşamın birlikteliğini, bu kafatası figürleri ile yansıtmaya çalıştı.
Posada, Don Chepito isimli kurgu karakterini politik ve sosyal eleştirilerde bulunmak için kullandı. Yanı
sıra, devrimci Emiliano Zapata ve arkadaşlarını, Başkan Francisco Madero’yu ve Meksika Devrimi’ni
resmeden gravürler çizdi.
Sağlığı sırasında maddi açıdan sıkıntılı bir durumda bulunan Posada’nın çizdiği gravürler, ölümü
sonrasında yayımcısı Antonio Vanegas Arroyo tarafından basıldı. Bir başka Meksikalı sanatçı Diego
Rivera ise, Posada’nın 1910-13 yıllarında çizdiği ve sanatçının en ünlü eserlerinden birisi olan “calavera
garbancera”yı yeniden yorumlayarak 1946-47 yıllarında yapığı “Sueño de una tarde dominical en la
Alameda Central” isimli muralinde kullandı. Rivera’nın mural eserindeki bu kurukafalara rastlayan
Fransız Jean Charlot, Posada’nın dünyaca tanınmasını sağladı. Posada, 20 Ocak 1913’te yoksulluk içinde
öldüğü sırada arkasında 20 bine yakın eser bırakarak ölümsüzleşmişti.
2
mural: duvar resmi
28
CerModern’de görme fırsatı yakaladığımız başlıca
eserleri
(1) “El fin del mundo” Dünyanın Sonu, 1888
(2) “Casa de enganches” Tefeci Evi, 1895-1910
(3) Patates Satıcısı
(4) “La locomotora colección de canciones modernas”
Tren Lokomotifi, 19.yy sonları
(5) “La Calavera Catrina” Zarif Kurukafa, 1910
(6) “La calavera de Don Quijote”
Don Quijote’nin Kurukafası, 1910-13
(7) “La Soldadera Maderista”
Devrimci Adamın Vedası
Batuhan Sarıcan
29
LAMER “Bir Türk Gözüyle Brezilya” Adlı Söyleşiye Ev Sahipliği Yaptı
LAMER Müdür Yardımcısı Prof. Dr. İsmail Özer açılış konuşmasını yaparak geçtiğimiz yıl Brezilya’ya
gerçekleştirdiği seyahatiyle ilgili turistik gözlemlerini dinleyicilere aktarması için sözü Ankara
Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi, Güzel Sanatlar Eğitimi Anabilim Dalı Araştırma Görevlisi Ceren
Karadeniz’e bıraktı.
Nüfusun 2010 sayımlarına göre 195 milyon olduğu ülkenin, 24 eyaletten oluşan bir Federal Cumhuriyet
olduğunu, kültürel çeşitliliği ile dikkat çektiğini, Brezilya’nın üç farklı ırk ve bunların karışımından söz
edilebileceğini, bu ırkların yerli halk yani Güney Amerika yerlileri, Avrupa’dan gelmiş beyaz ırk ve
Afrika’dan gelmiş siyahi ırklardan oluştuğunu belirterek sözlerine başlayan Arş. Gör. Ceren Karadeniz,
ziyaretinin São Paulo liman kentinden başladığını Brezilya’nın başkenti Brasília ile devam ettiğini ve
Goiás eyaletinde son bulduğunu belirtti. São Paulo’nun gelişmiş şehir kimliğinin yanında kartondan
yapılan evlerden oluşan favella adındaki gece kondu semtlerine de dikkat çeken Karadeniz, dünyaca ünlü
Brezilyalı mural artist Eduardo Kobra’nın tüm ülkeyi bisikletiyle gezerek, konakladığı semtlerin
hikâyelerini kurgulayıp yaptığı kaleydoskopik duvar resimlerinin önemine vurgu yaptı. São Paulo’daki
tarihi Metro Luz İstasyonu’nun kahveden elde edilen gelirlerle kurulduğunu ve istasyonun dekorlarında
kahve çekirdeği teması üzerinde çalışılmış olduğunu gözlemlediğini belirtti. Başkent Brasília’ya 230 km
uzaklıkta bulunan Alto Paraíso de Goiás’ın Brezilya’nın en yüksek okur-yazar oranına sahip olan şehri
olduğunu ve geçim kaynağının spritüel arınma odaklı New Age (Yeni Çağ) turizmi ve eko turizm
olduğunun üzerini çizdi. Bölgede bulunan irili ufaklı sayısız şelale ve nesli tükenmekte olan hayvan
türlerini bire bir görme imkânı sağlanabileceğini ifade ederek sözlerine son verdi.
30
31
Ankara Genç İşadamları Derneği (ANGİAD) LAMER’i Ziyaret Etti
ANGİAD Başkanı Fatma Semiz ve Yönetim Kurulu Üyesi Hacı Ali Yücel,20 Ocak 2015 tarihinde
LAMER’i ziyaret etti. 600 adet üyesi bulunan ANGİAD’ın Latin Amerika’nın hangi ülkelerinde ve hangi
sektörlerinde ticari ilişkide bulunabileceği ve Latin Amerika elçilikleriyle nasıl iletişime geçilebileceği
hususu üzerinde konuşuldu. Bu konunun açıklığa kavuşturulup geliştirilmesi için aynı kapsamda Şubat
ayının son günlerinde tüm Latin Amerika Büyükelçilerinin katılacağı bir yemek düzenlenmesi ve bahse
konu yemek süresince gerekli temasların kurulması planlanmıştır. Nihai amaç olarak da geniş kapsam ve
katılımlı bir iş konseyi oluşturulması ve LAMER’in katkılarıyla ANGİAD üyelerine yönelik Latin
Amerika ülkeleriyle nasıl ticaret yapılabileceğine dair bir çalıştay düzenlenmesi kararına varılmıştır.
BİZİM AMERİKAMIZ
GENEL YAYIN
YÖNETMENİ
Prof. Dr. Mehmet
Necati Kutlu
EDİTÖR
Prof.Dr. İsmail Özer
EDİTÖR
YARDIMCILARI
Öznur Seçkin
Melike Yazıcı
Zeynep Koçer Kayacık
Ayşegül Okka
TASARIM
Şafak Gümüş
YAYINA HAZIRLAYANLAR
Atagün Şenol
Şafak Gümüş
Mert Kutlu
Çağlar Akyol
Şükrü Kütükkıran
Sevtap Cüstan
Batuhan Sarıcan
latinamerika.ankara.edu.tr

Benzer belgeler

Aralık 2015 - Latin Amerika Çalışmaları Araştırma ve Uygulama

Aralık 2015 - Latin Amerika Çalışmaları Araştırma ve Uygulama Meksika’daki uyuşturucu kartellerini ve süre gelen şiddet olaylarını ortadan kaldırma hedeflerini açıkladı. ABD’nin yanı sıra Arjantin, Şili ve pek çok ülkenin daha destekte bulunacağı bildirildi. ...

Detaylı