biliyoruz? - REC Türkiye

Transkript

biliyoruz? - REC Türkiye
BÖLGESEL ÇEVRE MERKEZİ DERGİSİ - ÜÇ AYDA BİR YAYIMLANIR
Yıl 4 Sayı 1
| OCAK-MART 2008 |
5.00 YTL
Ne
biliyoruz?
Bilimciler genel olarak, nüfus art›fl›n›n,
sürdürülemeyen yaflam biçimlerinin, ekonomik
ve siyasî öngörüsüzlü¤ün tümünün gezegenimizi
tehdit etti¤inde hemfikir; üstünde anlafl›lamayan
konu ise en iyi eylemin ne oldu¤u
M
sayfa 5
Ekolojiyi ekonomiyle, sosyolojiyi siyaset
bilimiyle harmanlayan biyosfer rezervi
yaklaşımının Türkiye’deki ilk örneği.
sayfa 12
Vatandaş gazeteciliği
Bireyler bilginin toplanmasında, analiz
edilmesinde ve dağılmasında aktif rol
üstleniyor.
sayfa 29
M
Bilim adamı Dennis Meadows yıllar
boyu, doğanın, yaşam biçimlerimizi
kaldıramayacağını söyledi.
Camili biyosfer rezervi
M
Uyarı gelmişti
Yeşil Kutu yakında
Yeşil Vagon’la yollarda
Yeşil Kutu Çevre Eğitimi Seti
Yeşil Vagon Projesi kapsamında
Yeni Öğretmenlerle Buluşuyor
Yeşil Kutu’nun kullanım alanını
39 ilden tüm Türkiye’ye yaymayı
hedefleyen Yeşil Kutu ekibi özel
olarak tasarlanan Yeşil Vagon ile yeni
öğretmen eğitimlerine başlıyor.
Yeşil Kutu Projesi; Bölgesel Çevre Merkezi
(REC), Millî Eğitim Bakanlığı ile Çevre ve
Orman Bakanlığı ortaklığında yürütülüyor.
Projenin sponsoru olan BOSCH Ev
Aletleri’nin desteğiyle Yeşil Kutu’nun tüm
illerde kullanılması hedefleniyor.
Nisan 2008’de yola çıkan Yeşil Vagon ile
proje kapsamındaki 8 il ziyaret edilecek.
Eğitimler sonunda öğretmenler kendi
illerinde formatör öğretmen olarak gönüllü
öğretmenlere eğitim verecek.
2009 yılı sonuna kadar proje kapsamında
5,500 öğretmene ulaşılması hedefleniyor.
Öğretmen eğitimlerine başvuru ve
konu ile ilgili daha fazla bilgi için:
www.yesilkutu.net
yeşil UFUKLAR
Yıl 4 Sayı 1
İÇİNDEKİLER
| OCAK-MART 2008 | ISSN 1305-5232
Yeşil Ufuklar, Orta ve Doğu Avrupa için Bölgesel Çevre
Merkezi (REC)’nin üç ayda bir yayımlanan ve özgün adı
Green Horizon olan dergisinin Türkiye uyarlamasıdır.
Yeşil Ufuklar, Green Horizon dergisinde yer alan haber ve
makalelerin yanı sıra Türkiye’den haber ve makalelere de yer
vermektedir.
Yeşil Ufuklar, REC’in karar alma süreçlerine katılımı destekleme,
bölgesel paydaşlar arasında işbirliğini teşvik etme gibi
amaçlarına hizmet eder.
Yeşil Ufuklar, Orta ve Doğu Avrupa’da çevre ve sürdürülebilir
kalkınma alanında önemli konulara ve gerçek öykülere yer
vermektedir. Dergi, iş dünyası, uluslararası kuruluşlar,
hükümet, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları,
akademik kurumlar ve basın için yararlı bir kaynaktır.
Yeşil Ufuklar’da yer alan fikir ve görüşlerin Orta ve Doğu
Avrupa için Bölgesel Cevre Merkezi (REC) ve REC
Türkiye’nin görüşlerini yansıtması gerekmez.
Yeşil Ufuklar, elektronik olarak www.rec.org.tr adresinden
incelenebilir.
Yeşil Ufuklar
Yayın Sahibi: REC Türkiye adına Dr. Sibel Sezer Eralp
Editör: Nafiz Güder
Çeviri: Özge Gezerler
Özgün Tasarım ve Uyarlama: Turgay Arık
Yayın Hizmetleri: Bayt Bilimsel Araştırmalar Basın Yayın
ve Tanıtım Ltd. Şti., Ziya Gökalp Cad. 30/31, Kızılay,
Ankara. Tel. 0312 431 3062
Baskı: Miki Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti.
Matbaacılar Sitesi 560. Sok., No:27, İvedik, Ankara
Tel. 0312 395 2128
Baskı Tarihi: 18 Nisan 2008
KATKIDA BULUNANLAR
Çiğdem Adem Gülnaz Akşahin İpek Alparslan
Yunus Arıkan Yeşim Aslan Ayzen Atalay
Tom Burke Şebnem Feriver Deniz Gümüşel
Ebru Gürsan Sedat Kadıoğlu Chris Littlecott
Nick Mabey Magdolna Toth Nagy Nurşen
Numanoğlu Gülçin Özsoy Hande Özüt Gürdoğar Sarıgül Srdjan Susic Daniel Swartz
Aslıhan Tümer
GÖRSELLER
Çiğdem Adem Avrupa Toplulukları flickr.com
Batman Çağdaş Gazetesi Zsolt Bauer Buğday Derneği Nafiz Güder HTTP://IISD.CA Radoje Lausevic Vadim Kantor Mois Moshev REC Türkiye Arşivi Reuters Isabelle Sorg
Green Horizon
MAGAZINE TEAM
Editor in Chief: Pavel Antonov
Editor: Nathan Johnson
Designer: Patricia Barna
Proofreader: Michael Lindsay
Administrative officer: Zsuzsa Tovolgyi
Webmaster: Tamas Bodai
Intern: Ellen Maria Baltzar
FORUM
5
Alışkanlıklara veda zamanı!
Önümüzde büyük değişimler var, ancak bana göre bunlardan en zorlu ikisi,
iklim değişimi ve enerji açığı. Olmayan enerjiyi kullanamazsınız, bu kadar basit!
MERCEK
10
12
Orta ve Doğu Avrupa’nın iklim değişikliği fırsatı
Bugün karşımıza çıkan, düşük karbonlu bir ekonomi yaratma fırsatını
kaçırmak, bedeli gelecek kuşaklara yüklenecek pahalı bir hata olur.
Türkiye’nin ilk biyosfer rezervi Artvin, Camili
Camili havzasını yüzyıllar boyunca koruyan Camili halkı, şimdi Küresel Çevre
Fonu desteği ile örnek bir yönetişim mekanizmasına katkıda bulunuyor.
K A PA K K O N U S U
14
16
18
Dünya neden bekleyemez?
Dünya bilimcileri, sürdürülebilir bir gelecek için derhal eyleme geçmeye
çağırıyor.
Görmek inanmak mıdır?
Dinî önderler, tarih boyunca çok az kişinin tanık olduğu olaylara milyonları
inandırmak konusunda en etkili kişiler olmuştur.
Ne biliyoruz?
Auguste Rodin’in Düşünen
Adam’ı, kişisel çelişki duygusunu
en iyi biçimde ifade eden bilinen
en ünlü heykellerden biridir.
Kapak görseli sadece içinde
bulunduğumuz çevresel krizin
boyutunu vurgulamakla kalmıyor,
doğru çözümleri bulmak için
karşı karşıya olduğumuz
zorlukları da çağrıştırıyor.
KAPAK GÖRSELİ
Mois Moshev
Uzun zorlu bir yol – 2
Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne katılım sürecinde, en zorlu alanlardan biri çevre.
Türkiye’nin katılım öncesinde, atması gereken çok adım var.
R E C B Ü LT E N İ
22
KAPAK KONUSU
Bali sonrası Kopenhag öncesi
Dünyada ve Türkiye’de sürdürülebilirlik için çabalarının geleceği için kritik viraj.
DİĞER BÖLÜMLER
Forum 4
Dış Haberler 6
Türkiye’den Haberler 8
REC Bülteni 24
Yasal Boyut 28
Bilişim Teknolojileri 29
Kitaplık 30
EDITORIAL BOARD
Climate and energy: Zsuzsa Ivanyi
Environmental law: Stephen Stec
Environmental policy: Oreola Ivanova
Environment and security:
Marta Szigeti Bonifert
EU member states: Beata Wiszniewska
Green financing: Joanna Fiedler
Information and research: Jerome Simpson
Public participation: Magdolna Toth Nagy
REC PR: Zsolt Bauer
South Eastern Europe: Radoje Lausevic
Sustainable development: Janos Zlinszky
Turkey: Sibel Sezer
İLETİŞİM
14
3
ZSOLT BAUER
Editör
[email protected]
Abone işlemleri
[email protected]
Bölgesel Çevre Merkezi
REC Türkiye
İlkbahar Mahallesi, 15. Cadde,
296. Sokak, No: 8, 06550 Yıldız
Çankaya, Ankara-Türkiye
Tel: (90-312) 491 95 30
Faks: (90-312) 491 95 40
Web: www.rec.org.tr
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Yeşim A. Çağlayan
VADIM KANTOR
DERGİ EKİBİ
| OCAK - MART 2008 | yeşil UFUKLAR
16
FORUM
editörlerden
Küresel iklim de¤iflimi, az ya da çok
hepimizin neden oldu¤u bir süreç.
Görünüfle göre sonuçlar› da hem insan
olarak hepimizi, hem de gezegenimizdeki
canl›-cans›z bütün varl›klar› etkileyecek bir
süreç. Bununla birlikte, bu etkilenme eflit
düzeyde olmayacak gibi görünüyor. Bir
di¤er deyiflle, iklim de¤iflimindeki pay›
fazla olan toplumlardan çok, bu de¤iflimde
daha az rol oynayan, yani nispeten do¤a
dostu bir yaflam biçimi süren, ekolojik aç›dan hassas bölgelerde yaflayan ya da yoksul bireylerin daha ma¤dur olmas› ihtimali
çok yüksek. Bu da do¤al olarak, Yeflil
Ufuklar’da zaman zaman de¤indi¤imiz gibi
ciddi bir çevresel adaletsizlik sorunu do¤uruyor. Bu say›m›z›n kapak konusunda da,
yeryüzündeki yaflam›n sürdürülebilmesi
sorununu ve bunu mümkün k›lmada
bireylerin gücünü ele al›yoruz.
Bu çerçevede biraz kendimize bakmakta fayda var. Geliflme sürecinde bir
ülke olan Türkiye’nin, iklim de¤iflimindeki pay›n›n düflük oldu¤u inanc› ço¤umuzda hakim. Hem sanayi sektöründe
hem de bireysel tüketim boyutunda,
küresel iklim de¤ifliminin temel nedeni
olan CO2 sal›mlar›m›z›n düflük oldu¤una
inan›yoruz. Kyoto Protokolü’nü imzalamay›fl›m›z›n nedenlerinden birinin de bu
oldu¤u kan›s›nday›z. Oysa durum böyle
de¤il. Türkiye, CO2 sal›m yo¤unlu¤u yüksek bir ülke. Toplam sal›mlarda AB içinde yedinci s›rada; nihaî enerji tüketimi
bafl›na sal›mlarda ise 2.32 Mton CO2/
Mtep de¤eri ile AB ikincisi.
Elbette birey olarak yapabileceklerimizi anlamak için öncelikle, hangimizin,
ne kadar CO2 sald›¤›n›; yaflam ve tüketim
al›flkanl›klar›m›zla iklim de¤iflimindeki
pay›m›z›n ne oldu¤unu bilmemiz gerekiyor. Geliflmifl ülkelerde bas›l› ya da elektronik ortamda yayg›n olarak bulunabilen
‘karbon metre’ hesaplay›c›lar› Türkiye’de
sadece iki portalda var. Bunlar›n zor yan›,
tüketim de¤erlerimizi ço¤u zaman tahmini olarak girmemizi gerektirmesi.
Bo¤aziçi Üniversitesi’nden Doç. Dr.
Gürkan Kumbaro¤lu ile Sabanc› Üniversitesi’nden Doç. Dr. Y›ld›z Ar›kan’›n öncülü¤ünde yap›lan ‘Karbondioksit Sal›mlar›
Araflt›rmas›’ ise, tahminlere gerek b›rakmadan bireysel CO2 yükümüzü hesaplamam›z› sa¤l›yor. Çal›flma, gelirlerine ve
tüketim al›flkanl›klar›na göre bireyleri üç
kümeye ay›r›yor ve her bir kümedeki
bireyin, hangi tüketiminden dolay› ne
kadar CO2 sald›¤›n›, Türkiye’deki gerçek
verilerden yola ç›karak bizim ad›m›za
hesapl›yor.
Bireysel önlemler önemsiz gibi görünse de, rahat›m›zdan fazla ödün vermeden,
12 milyonluk ‹stanbul’da, bir y›l içindeki
CO2 sal›m›n› 4.7 milyon ton düflürebilece¤imiz gerçe¤i, birey olarak de¤iflimdeki
rolümüzün ne kadar önemli oldu¤unun
bir göstergesi.
yeşil UFUKLAR | OCAK - MART 2008 | 4
KOLAJ: PATRICIA BARNA
Değişimdeki
rolümüz
KARAR MERCİLERİ: Nereye gidiyoruz kimse bilmiyor, ama herkes bu konuda endişeli.
Küresel düşün, bireysel davran
Antropologlar, grup halinde düflünmenin insan do¤as›n›n derinlerinde yatt›¤›n›
savunur. Bu do¤ruysa, ‘grup halinde
düflünme’ özelli¤i Sovyet sisteminde daha
da özendirildi. Kiflisel sorumluluk s›n›rland›r›lm›fl, sindirilmifl ve sistemli olarak silinmiflti. Kararlar›, Komünist Parti Politbürosu,
Merkezi Komite veya bölgesel ve yerel
komiteler al›yordu. Kararlardan kimse kiflisel olarak sorumlu tutulam›yordu. ‹nsanlar
yavafl yavafl, kiflisel sorumlulu¤un istenmedi¤i ve beklenmedi¤i bir sistemi kan›ksad›.
Demokrasiye geçifl döneminde Orta
ve Do¤u Avrupa ülkeleri, refah, giriflimcilik ya da siyasî liderlik boyutunda bireyselli¤i, çeflitli biçimlerde benimsedi.
Ancak, özel mülkiyet ve kiflisel ç›karlar,
toplumsal ç›karlara bask›n gelirken, kiflisel
sorumluluk kavram› bu anlamda onlara
yetiflemedi. Bölge insanlar›n›n, ifllerini
ihmal eden, görevlerini kötüye kullanan,
suç iflleyen seçilmifl temsilcilerden; veya
kendilerine hizmet verenlerden hesap sormamalar› beni flafl›rt›yor. Hesap sorulmay›nca, yolsuzluk yapan memurlar ve niteliksiz profesyoneller ifllerini yapmay› sürdürüyor.
Temiz bir çevre ve do¤an›n korunmas› da, bu tutars›zl›ktan çok mustarip. Bir
do¤al miras› kiflisel ç›kar› için kullanan
iflletmeciden sorumluluk beklemek neredeyse imkâns›z. Buna göz yuman yetkilileri, memurlar› ya da milletvekillerini bundan sorumlu tutmak da zorlaflt›. Sonuçta,
kiflisel önderlik ve çevre vizyonu, devlet
kat›nda ender iki emtia oldu. Çevre eylemcilerini ise, hükümetler ço¤unlukla önemsemedi; egemen medya ve toplum d›fllad›
veya alaya ald›.
AB üyeli¤iyle ifller de¤iflmeye bafllad›.
Eylemciler ve sivil toplum, yerel düzlemde
nüfuzunu giderek art›rd›. AB, kiflisel fikirlere, seçmen deste¤ine ve kullan›c› memnuniyetine önem verir. Bu yüzden,
Polonya’daki otoban inflaat›na, Romanya’daki alt›n madenine ve Litvanya’daki
nükleer santrale karfl› yükselen sesler, yeni
AB üyelerinde daha çok iflitiliyor. Yeni
üyeler, çevreyi korumak için AB yasalar›n›,
taahhütlerini ve kurallar›n› uygulamakla
kalmay›p; AB’nin düflüncelerine, Avrupa
için Çevre forumu gibi uluslararas› tart›flmalarda da destek olmal›.
Çevre için güçlü bir siyasî taahhüt, güçlü
bir vizyon ve önderlik gerektirir. ‘Eski’
AB’deki baz› örnekler, bölge siyasetine
ilham veriyor. Danimarkal› Sosyal Demokrat
Svend Auken, çevre bakanl›¤› döneminde,
yenilenebilir enerji kaynaklar›n› kullanarak
ve Aarhus Sözleflmesi’nin temellerini atarak
bütün dünyaya örnek oldu.
Avrupal› bakanlar Belgrat’ta, Do¤u
Avrupa, Kafkaslar ve Orta Asya ülkelerinden, do¤a koruma konusunda daha güçlü
siyasî taahhütler istedi. Çevre konusunda
flimdiye dek uluslararas› yard›mlara bel
ba¤layan bu ülkeler flimdi kendi iradelerini
ortaya koymal›, Orta Avrupa’n›n deneyimlerinden yararlanmal›. Bunlardan biri de,
kiflisel sorumlulu¤un önemini kavramak.
Aarhus Sözleflmesi, de¤iflimi tek bafl›na
sa¤layamaz. Yeflil liderlik ifle yaramaz
düflüncesi eskidi ve bölgedeki devlet
görevlileri, siyasetçi ve uzmanlardan yeni
Auken’ler do¤du. Laszlo Solyom’un ‘Yeflil
Baflkanlar’ girifliminin baflar›s›, kiflisel vizyonun ve çevresel sorumlulu¤un bölgedeki örneklerinden biri. Bu giriflimin,
Budapeflte’deki Dünya Bilim Forumu’nda,
bilimsel bilgiyi baflar›yla hayata tafl›mas›
flafl›rt›c› de¤il. Bireysel sorumluluk almak
için insanlar›n çevre hakk›nda do¤ru bilgi
sahibi olmas› ve kiflisel tercihlerinin sonuçlar›n› da kavramas› gerekli.
Çevreye etkilerimiz konusunda kiflisel
sorumluluk almak, baflar›l› bir çevre politikas› için kilit önemde. Büyümenin
S›n›rlar›’n›n
yazarlar›ndan
Dennis
Meadows, tüketimin artt›¤› bölgemizde,
al›flkanl›klar› terk etmenin zor olaca¤›n›
söylemiflti. Göstergeler, bölgede, bilgi
sahibi, ‹nternet kullanan, eyleme haz›r,
yurttafl, siyasetçi ve önderlerden oluflan
ciddi bir kitle oldu¤u yönünde. Umar›z
Meadows’un tahmini tutmaz.
Pavel P. Antonov
FORUM
GERÇEKLERLE YÜZLEŞMEK: kötümser öngörülere karşın, Meadows temkinli iyimserliğini
koruyor.
ZSOLT BAUER
söyleşi
Dennis Meadows’un Wikipedia’daki
sayfasında, “neredeyse bütün hayatı boyunca
bir sistem düşünürü” olduğu yazıyor. 1972’de
yayımlanan Büyümenin Sınırları’nın
yazarlarından biri olan Meadows, bu önemli
çalışmada, bir şeyler kökten değişmedikçe
doğal sistemin sürebilmesi için insanlığın
varlığının imkânsızlaşabileceğini yazmıştı. Bir
bisiklet tutkunu ve etkileşimli öğrenme
oyunlarının savunucusu olan Meadows şimdi
şöyle diyor: “sizi 35 yıl önce uyarmıştım.
Artık çok geç!” Böyle söylese de Meadows
henüz iyimserliği elden bırakmış değil.
Alışkanlıklara veda zamanı!
Dün gece Berlin’de UNESCO bar›fl
ödülünü ald›m. 20 dakika boyunca çok
ciddi sorunlardan bahsettim ve iki oyun
oynad›m. Tahminim, birine “Meadows’un
ödül törenine gittin, ne söyledi?” diye
sorulsa, “fiey, asl›nda tam hat›rlam›yorum.
Ödülü ald› ve bir iki oyun oynad›k,” diye
cevaplar. Etkileflimli ö¤renmenin arkas›nda yatan düflünce eski bir Çin atasözünden gelir: “‹flitince unuturum. Görünce
hat›rlar›m. Yap›nca anlar›m.” Yani, ö¤renmek için uygulamak gerekir. Çevresel sürdürülebilirlik iki konuya de¤inir. ‹lki,
insanlar›n meseleyi idrak etmesini, ikincisi
ise insanlar›n bu idrak sayesinde davran›fllar›n› de¤ifltirmesini sa¤lamakt›r.
Böyle bir oyun nasıl işe yarıyor?
Kollar›n›z› ba¤lay›n ve bak›n bakal›m
hangisi yukar›da kalm›fl. Sonra bu hareketi
tekrarlay›n. ‹nsanlar›n yüzde doksan befli
kollar›n› hep ayn› biçimde kavuflturur.
Yar›s› sol bileklerini üste koyar, di¤er yar›s› ise sa¤ bileklerini. Bu, gerçekten çok
ilginçtir. Herkes bu hareketi hep ayn›
biçimde yapar, ama yar›s› farkl›, di¤er yar›s› farkl› biçimde. Bir al›flkanl›¤› edindiniz
mi, ondan kolay kolay vazgeçemez, hatta
bir daha de¤ifltirmezsiniz. Ayn› fleyi otomatik olarak yapar durursunuz. Bu, enerji
tüketimi, CO2 sal›m› veya otomobil kullanma al›flkanl›klar›m›z için de geçerlidir. Bize
sorun ç›karmad›kça onlara kafa yormaz,
baflka fleyler düflünürüz. Asl›nda iyi bir fley.
Demek istedi¤im, kollar›m›z› her kavuflturdu¤umuzda buna kafa yormaya kalksayd›k
hiçbir fley yapamaz hale gelirdik. Al›flkanl›klar›m›z›n olmas› gerek. Ama ben flimdi
bu al›flkanl›klar› de¤ifltirmemiz gerekti¤ini
söylüyorum, çünkü art›k ifle yaram›yorlar.
Öyleyse, al›flkanl›klar›n›z› de¤ifltirin ve kollar›n›z› di¤er flekilde kavuflturun!
(Kollarını diğer türlü kavuşturmaya
çalıştıktan sonra.) Zormuş!
Ama yapabilirsiniz! Bir daha deneyin.
Bu, enerji tüketimi ve sürdürülebilirlik
konusuda bütün di¤er davran›fllar için de
geçerli olan al›flkanl›klara dair üç fleyi gösteriyor bize: Birincisi, al›flkanl›klar› de¤ifltirmek mümkündür. ‹kincisi, bunun üstünde
düflünmeniz gerekir; öyle kendili¤inden
oluvermez. Üçüncüsü, bafllang›çta zor gelir.
‹flte, de¤ifltirmemiz gereken di¤er al›flkanl›klar›m›zda da böyle olacak. Önce
zor gelecek, ama rahats›z olaca¤›m›z bir
dönemden geçmeye haz›r olmal›y›z,
yoksa de¤iflimi gerçeklefltirmemiz mümkün olmaz.
Yüksek yaşam standardlarına yeni yeni
alışan Doğu Avrupalılar, sürdürülebilir
kalkınmayı uygulama veya alışkanlıklarını değiştirme fırsatı buldu mu sizce?
Do¤u Almanya buna çok ilginç bir
örnek. [Almanlar], ayn› dili paylaflm›fl ve
yüzy›llard›r ayn› ülkenin parças› olarak bir
arada yaflam›fl bir halkt›r. Sonra birbirlerin-
den ayr›ld›lar ve 50 y›l boyunca ayr› yaflad›lar. Tekrar bir araya gelmeleri için iki
nesil geçmesi gerekiyor. Kültürün de¤iflmesi uzun bir zaman al›r. Yaflad›¤›m›z süre
içinde [insanl›k] çok büyük bir de¤iflim
geçirmek zorunda kalacak. Bulgaristan’da
1870’ten bu yana neler oldu¤unu bir düflünün. Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun bir parças›yken, bugün AB’nin bir parças›. Yaflam
tarz›, kültür, siyaset, siyasî özgürlük, yaflam
standardlar›, okur-yazarl›k, bütün bunlar
aç›s›ndan çok büyük bir de¤iflim. Bu geliflmeler, önümüzdeki 30 y›l içinde gerçekleflecek olanlardan daha önemsiz. Önümüzde büyük de¤iflimler var, ancak bana göre
bunlardan en zorlu ikisi, iklim de¤iflimi ve
enerji a盤›. Olmayan enerjiyi kullanamazs›n›z, bu kadar basit! Dolay›s›yla, daha az
enerji tüketecek flekilde de¤iflece¤iz. Bu
dünyan›n, fosil yak›tlar olmadan alt› buçuk
veya sekiz milyar insan› kald›rabilmesi
mümkün de¤il.
Büyük çaplı insan kayıplarına yol
açacak mı?
Hem evet, hem hay›r. Her y›l insanlar›n bir bölümü zaten ölüyor. Er geç hepimiz ölece¤iz, ancak as›l nokta flu ki
dünya nüfusu yeniden azalacak. Bunun
ne zaman olaca¤› ilginç bir soru, birçok
fleye ba¤l›. Bu, eflitli¤e karfl› tak›n›lan
tavra ba¤l›. Herkes için ayn› yaflam standard›n› m› yakalamak istiyorsunuz, yoksa
çok az say›da zengin ama çok fazla fakir
Doğayı koruma konusunda kendinizi
anlatmak için yeni yönteminiz
etkileşimli öğrenme mi?
Devamı sayfa 21’de
5
| OCAK - MART 2008 | yeşil UFUKLAR
HABERLER
ARNAVUTLUK
Komisyon, Vlore referandumunu
Aarhus ruhuna aykırı biçimde reddetti
Arnavutluk Merkezî Seçim Komisyonu’nun, 150,000 nüfuslu liman flehri Vlora’da bir petrol ve gaz terminali inflas›
konusunda referandum talebini 25 Ekim
2007’de reddetmesi, ‹talyan ve Arnavut
eylemciler ile bask› gruplar›n› büyük
hayâl k›r›kl›¤›na u¤ratt›. Vlora Kent Konseyi geçen Ekim bafl›nda, çevresel kayg›lar ve yurttafl giriflimlerinin itirazlar› sonu-
ISABELLE SORG
orta ve doğu avrupa
cu, Vlora’n›n sadece alt› kilometre kuzeyinde bulunan ve en az terminal kadar
tart›flma yaratan bir sanayi ve enerji park›n›n son halkas› olan bu terminalin inflas›n›n durdurulmas›n› onaylam›flt›.
La Petrolifera Italo Rumena adl› ‹talyan flirketi, 50 milyon avro de¤erindeki
terminalin inflas›n› desteklerken, baz›
elektrik santrali projeleri Dünya Bankas›
gibi finans kurumlar›ndan destek ald›.
Malî kaynak ve anlaflma koflullar›yla ilgili
hukukî itirazlar›n incelenmesi ise henüz
sonuçlanmad›.
Proje karfl›tlar›, La Petrolifera’n›n
2004’te Arnavutluk hükümetinden çok
büyük tavizler kopard›¤›n›, bunlardan
birinin de 150,000 metrekarelik bir k›y›
arazisinin terminal infla etmek üzere bir
avro karfl›l›¤›nda sat›lmas› oldu¤unu
iddia ediyor. Anlaflma kapsam›nda ayr›ca,
30 y›l sonra arazinin tamamen ‹talyan
mal› olmas› ve La Petrolifera’ya Vlora
Körfezi’ndeki tek iflletmeci olma hakk›n›n
tan›nmas› da bulunuyor.
Roma’da bulunan Campagna per la
Riforma della Banca Mondiale’den Catarina Amicucci, “Bu anlaflma, Arnavutluk
enerji sektöründe yabanc› bir flirketi
tekellefltirmekle kalm›yor, ayn› zamanda
Vlore Körfezi’nde çevresel veya toplumsal bir hasar olmas› durumunda La Petrolifera’ya tam anlam›yla bir yasal dokunulmazl›k da sa¤l›yor,” diyor.
Vlora Körfezi’ni Korumak için Sivil
Dayan›flma’dan Gani Mezini, çevre üstündeki olas› etkileri hat›rlat›yor: “Körfez,
petrol sanayinin geliflmesinden ve buna
ba¤l› yo¤un petrol trafi¤inden onulmaz
biçimde zarar görecek. Bizler, araziyi
normal rayicinden sat›n almaya ve kirlilikten tamamen ar›nd›r›p ›slah etmeye
haz›r›z.”
Yat›r›m planlar›, k›y› ekosistemlerinin
ve koruma alt›ndaki Narta Lagünü’nün
ciddi çevre sorunlar›na maruz kalmas›
korkular›n›n yan› s›ra bölgedeki turizm
ve bal›kç›l›k sektörlerinin de kayg›lar›n›
art›r›yor.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ
Yeni GEO-4 raporu büyük tehlikelere dikkat çekiyor
Dünya Çevre ve Kalk›nma Komisyonu’nun (Brundtland Komisyonu), büyük yank› yaratan Ortak Gelece¤imiz raporundan yirmi y›l sonra haz›rlad›¤› yeni bir rapor, insanl›¤›n iklim de¤iflimine ve türlerin tükenmesine karfl› mücadele etmedi¤i ve sürekli artan nüfusu besleyemedi¤i takdirde önlenemez bir tehlikeyle karfl› karfl›ya oldu¤una dikkat çekiyor.
Birleflmifl Milletler Çevre Program› (UNEP), Ekim 2007’de temel raporlar dizisinin sonuncusu olan Çevreye Küresel
Bak›fl: Kalk›nma için çevre (GEO-4) bafll›kl› raporunu yay›mlad›. Yaklafl›k 390 uzman›n haz›rlad›¤› ve dünyan›n her yan›ndan 1,000 kadar uzman›n gözden geçirdi¤i GEO-4, UNEP’in bas›n bültenine göre, “yeryüzü, atmosfer, toprak, su ve biyoçeflitlili¤in durumunu de¤erlendiriyor, 1987’den beri meydana gelen de¤ifliklikleri inceliyor ve öncelikli eylemleri tan›ml›yor.”
GEO-4, ‘çevre krizi’, ‘kalk›nma krizi’ ve ‘enerji krizi’nin asl›nda tek bir kriz oldu¤unu; tek bafl›na insan nüfusundaki art›fl›n bile bal›k stoklar›n›n azalmas›na, verimli toprak kayb›na, kaynaklar›n tükenmesine, içme suyunun git gide azalmas›na
neden oldu¤unu vurgulay›p; çevre tahribat›n›n geri dönülemeyecek efli¤i geçme tehlikesine dikkat çekerek bir anlamda
Brundtland Komisyonu’nun söylediklerini yineliyor.
GEO-4, iklim de¤iflimi tehdidinin çok büyük boyutlarda oldu¤unu, yüzy›l›n ortas›na gelmeden sera gazlar›n›n acilen
‘büyük oranda azalt›lmas›’ gerekti¤ini belirtiyor. Rapor ayr›ca, “bugün olanaklar›m›z›n çok üstünde yaflamakta oldu¤umuzu,” söylüyor ve “yeryüzünün biyolojik kapasitesi kifli bafl›na ortalama 15.7 hektar iken, mevcut ayak izimizin kifli bafl›na
21.9 hektar oldu¤una,” dikkat çekiyor.
‹klim de¤iflimi sorununu küresel bir öncelik haline getirmek için siyasî irade ve önderlik gerekti¤i gerçe¤ine karfl›n,
rapor, bugün soruna gösterilen ilgiyi “ac›nacak derecede yetersiz,” ve çözüm için at›lan ad›mlar› da “kesinlikle ivedilikten
yoksun,” olarak niteliyor. Rapor, her ne kadar, çevresel sorunlar›n insan üstündeki etkisinin teknolojiyle azalt›labilece¤ini
söylese de, “teknoloji merkezli kalk›nma modelinin gözden geçirilmesi,” gerekti¤ini de vurguluyor.
BM genel sekreter yard›mc›s› ve UNEP icra müdürü Achim Steiner, “GEO-4’ün gerçekten son [uyar›] olmas›n› ümit ediyorum,” diyor. “Yeryüzünün do¤al ve do¤a kökenli kaynaklar›n›n sistemli biçimde yok edilmesi, ekonomilerin gelece¤ini
tehdit ediyor ve çocuklar›m›za b›rakt›¤›m›z borç ödenebilir olmaktan ç›k›yor.
GEO-4’ün tamam›na, <www.unep.org/geo/geo4> adresinden ulafl›labilir.
yeşil UFUKLAR | OCAK - MART 2008 | 6
HABERLER
AB’den Güncel Haberler
REUTERS
Böcek ilaçları düzenlemesi sıkılaşıyor
SALIMLAR
EEA raporu: kirlilik azalmıyor
Avrupa Çevre Ajans›’n›n (EEA) 13 Kas›m 2007’de yay›mlad›¤› rapor,
Avrupa’n›n, 1997’den beri k›tan›n tamam›nda hava kirlili¤i yaratan
maddelerde ciddi bir azalma sa¤lad›¤›n› ancak ozon ve partikülat
yo¤unlu¤unun de¤iflmedi¤ini ortaya koydu. EEA’n›n araflt›rmaya iliflkin bas›n bildirisinde üç temel bulguya dikkat çekildi:
‹lk olarak, 1990-2004 döneminde Avrupa’n›n kentsel nüfusunun
%43’e varan bir bölümü, AB hava kalitesi s›n›r de¤erinin üstünde
PM10 konsantrasyonlar›na maruz kal›rken, bundan en çok Belçika,
Çek Cumhuriyeti, Macaristan, ‹talya’daki Po Ovas›, Lüksemburg,
Hollanda, Polonya ve güney ‹spanya etkilendi.
Yine ayn› dönemde, Avrupa’n›n kentli nüfusu afl›r› ozon konsantrasyonuna maruz kal›rken, Orta ve Güney Avrupa’n›n genifl
k›sm›nda tar›m ürünleri ve ormanlar› da ‘s›n›r/ kritik de¤erlerin’
üstünde ozona maruz kald›.
Son olarak, k›ta ölçe¤inde uygulanan hava kalitesi politikalar›n›n
etkili olmas› sayesinde, insanlar›n di¤er potansiyel hava kirleticilere
maruz kalma oran› kayda de¤er derecede düfltü. Bu düflüfl özellikle, enerji ve ›s› üretimi kaynakl› sülfür dioksit sal›mlar› ile otomobil
kaynakl› karbon monoksit ve kurflun sal›mlar›nda görüldü.
SALIMLAR
Otomobil sanayi, karbon dioksit
azaltmada yerinde sayıyor
AB ülkelerinde sat›lan yeni otomobillerin karbon dioksit sal›m belgelerine eriflim izni alan Ulafl›m ve Çevre grubu (T&E), bulgular›n›
Eylül ay›nda yay›mlad›. T&E’nin analizi, Avrupa Komisyonu’nun, otomobil sanayiinin 2008/9 y›llar›na dek gönüllü olarak 140 gr/km CO2
hedefine do¤ru kaydetti¤i ilerlemeyi inceleyen kendi raporunda kulland›¤› sat›fl rakamlar›na dayan›yor. Bu çal›flmadan önce, komisyonun
verdi¤i en güncel resmi veriler 2004’e aitti.
Araflt›rmaya göre Avrupal› otomobil üreticilerinin, geçen y›l
AB’de toplam sat›fltaki paylar› %81 idi, ancak sal›mlarda sa¤lad›klar› düflüfl ortalama 160 gr/km ile sadece %0.2.
T&E araflt›rmac›lar›, bu bulguya dayanarak, otomobil üreticilerinin, 140 gr/km olan gönüllü hedefi çok büyük ihtimalle tutturamayaca¤›n› ileri sürüyor. Üreticilerin, hedefi yakalamak için önümüzdeki iki-üç y›l içinde CO2 sal›m›n› y›lda %5-6 kadar azaltmas› gerekiyor ki, bu oran, geçen senelerdeki oran›n çok üstünde. T&E’nin
tahmini do¤ru ç›karsa, Avrupa otomobil sanayi, 2008 y›l› hedefini
yaklafl›k 15 gr/km ile kaç›rm›fl olacak.
Avrupa Otomobil Üreticileri Derne¤i ACEA, T&E’nin say›lar›
üstüne yorum yapmaktan kaç›n›rken, ACEA sözcüsü Sigrid de
Vries, ENDS’e yapt›¤› aç›klamada, güvenlik ve hava kalitesine iliflkin yasal düzenlemelerin ‘ters etki’ yaratarak sektörün CO2 sal›mlar›nda daha çok düflüfl sa¤lamas›n› engelledi¤ini, tersine, sal›mlarda
13 gr/km civar›nda bir art›fla neden oldu¤unu öne sürdü.
AB Çevre Komitesi, böcek ilaçlar›n›n AB’deki sat›fl›n›n daha
kontrollü olmas› için 12 Eylül’de bir oylama yapt›. Birçok
çevre gurubu, parlamenterlerdeki bu de¤iflimin, Avrupa
Komisyonu’nun önceden yetersiz olan teklifine k›yasla
ciddi bir ilerleme oldu¤una inan›yor. Yeni yaklafl›m›n temel
unsuru, ülkelerin, komflu ülkelerde mevcut böcek ilac› protokollerini kabul etmek zorunda b›rak›ld›¤› üç-bölgeli çözümü kesin olarak reddetmesi
Sa¤l›k ve Çevre Birli¤i’nin böcek ilac› politikalar›
sorumlusu Monica Guarinoni, “Bu oylama Avrupa Parlamentosu’nun, böcek ilaçlar›n›n düflük dozda bile olsa
insan sa¤l›¤› için bir tehdit oldu¤u yönünde ço¤alan bilimsel kan›tlar› dikkate almaya bafllad›¤›n› gösteriyor,” dedi.
Parlamenterler havayolu salımlarına el attı
Çevre Komitesi 2 Ekim 2007’de, sal›m üst s›n›r›n› düflürmek
ve böylece, Avrupa Komisyonu’nun, havayollar›n› AB’nin
karbon Sal›m Ticareti Program›na (ETS) dahil etme tekliflerini desteklemek için bir oylama yapt›. Oylama öncesi, tahsisat›n da¤›l›m› ve üst s›n›r›n kendisi de dahil olmak üzere
temel konular üstünde görüfl birli¤ine var›lamad›.
Komite, havayollar›na, ETS’ye kat›larak, karbon sal›m›
üst s›n›r›n›, 2004-6 dönemindeki ortalama düzeylerinin
%75’ine düflürmesini tavsiye etti. %90’l›k bir üst s›n›r öneren raportör Peter Liese, oylamadan sonra, “%75’in teknik
aç›dan gerçekçi olmad›¤›n›” ve AB havayollar›n›n rekabet
gücünü tehlikeye soktu¤unu öne sürdü. Bu arada AK, üst
s›n›r› %100 olarak teklif etmiflti.
Parlamenterler, havac›l›k sektörünün 2010 y›l›ndan itibaren ETS’ye kat›lmas› talebini sürdürürken sektördeki
flirketler oylamay› ciddiye almad›.
AB, biyolojik yakıtları umursamıyor
Eylül ay›nda tar›msal (ya da biyolojik) yak›tlar›n zararlar›yla
ilgili uyar›lar yay›mlayan Yeryüzü Dostlar› - Avrupa (FoEE),
AB’yi, görünen tehlikeleri daha fazla dikkate almaya ça¤›r›yor. Daha önce OECD de, biyo-yak›tlar›n çevreye; benzin ve
dizelden daha zararl› olabilece¤i ve g›da fiyatlar›nda art›fla
yol açabilece¤i yönündeki kayg›lar›n› ifade etmiflti.
Dünya Toprak Birli¤i de, geçen A¤ustos’ta Science’ta yer
alan ve AB’nin 2020 y›l›na kadar benzin ve dizel ihtiyac›n›n
%10’unu biyo-yak›tlarla karfl›lama hedefinin, asl›nda karbon
sal›mlar›n› azaltmayaca¤› görüflüyle tart›flmaya kat›ld›.
En karamsar de¤erlendirme ise Birleflmifl Milletler’den
geldi. BM, Nisan’da yapt›¤› uyar›da, biyo-yak›tlara genifl
çapl› bir geçiflin baflta dünyadaki yoksullara ve çal›flt›klar›
topraklara sahip olmayan çiftçilere büyük zarar verece¤ini
belirtmiflti. BM’nin en kötü öngörüsüne göre, biyo-yak›t
tar›m›, toprak mülkiyetinin tekelleflmesine, yoksul çiftçilerin ellerindeki küçük topraklar› da yitirmesine ve daha da
yoksullaflmas›na yol açabilecek.
Dimas’tan değiştirilmiş mısıra yasak çağrısı
Avrupa Komisyonu’nun Çevreden Sorumlu Vekili Stavros
Dimas’›n 25 Ekim’de geneti¤i de¤ifltirilmifl (GD) iki m›s›r
varyetesinin AB’de yasaklanmas› ça¤r›s›, yeflil gruplarca
desteklendi. Öneri, her iki m›s›r türünün çevreye zarar
verece¤ine dair bilimsel bulgulara dayan›yor.
Syngenta’n›n Bt11’i ve Pioneer Dow’un 1507’si, belli
zararl›lar için zehirli olan Bt toksinini üretecek flekilde
tasarlanm›fl; ancak araflt›rma sonuçlar›, ayn› ürünlerin baz›
kelebek türlerini de zehirlemesi ve uzun vadede topra¤a
zarar vermesi endiflelerini art›r›yor. Baz› araflt›rmalar, Bt
m›s›r›n›n, daha büyük ve öngörülemeyecek baflka etkilerinin de olabilece¤ini gösteriyor. Bu yüzden de yeflil gruplar, AB’nin tar›m ürünleri için mevcut risk de¤erlendirme
prosedürünün yetersiz oldu¤unu ileri sürüyor.
7
| OCAK - MART 2008 | yeşil UFUKLAR
HABERLER
Türkiye’den kısa kısa
Hükümetin 2008 program›n›n hedefleri
belirlendi. Buna göre, çevre mevzuat›n›n
AB çevre müktesebat› ile uyumlaflt›r›lmas›
için Çevre ve Orman Bakanl›¤›’n›n denetim kapasitesi art›r›lacak. Bu kapsamda,
“Gürültü Yönetimi Alan›nda Çevre ve
Orman Bakanl›¤›’n›n Kapasitesinin Güçlendirilmesi,” gibi projeler yürütülecek.
Bakanl›k ve ilgili kurumlarda altyap›n›n
yan› s›ra çevresel bilgiye eriflim projeleri
tamamlanacak.
Temiz üretim projesi kapsam›nda,
dönüfltürülebilen ve tekrar kullan›labilen
kimyasal hammaddelerin kullan›ld›¤›
temiz üretimin yayg›nlaflt›r›lmas› için kurulacak merkezin yasal çerçevesi belirlenecek.
Program kapsam›nda iklim de¤iflimiyle mücadelede Türkiye’nin özel durumuna uygun önlemler gelifltirilmesi için çal›flmalar yap›lacak ve “Ulusal ‹klim De¤iflikli¤i Çal›flmalar›n›n Güçlendirilmesi Projesi”
yürütülecek, <www.cevreorman.gov.tr>
Enerjide beş yıllık plan
Devlet Planlama Teflkilat›’n›n (DPT) 20082012 y›llar›n› kapsayan befl y›ll›k eylem
plan› tasla¤› ilgili bakanl›klar›n görüflüne
sunuldu. Eylem plan›n›n enerji aya¤›nda,
elektrikte arz güvenli¤i art›r›lacak, yenilenebilir kaynaklar azamî flekilde kullan›lacak, üretimde ithalata ba¤›ml›l›k azalt›lacak, bölge ülkeleriyle elektrik ticareti
gelifltirilecek, verimlilik art›r›lacak ve elektrikte kay›p kaçak oranlar› indirilecek,
Köylerin Altyap›s›n›n Desteklenmesi
(KÖYDES) projesiyle köylerin elektrik altyap›s› tamamlanacak.
Önceki cumhurbaflkan›n›n, baz› maddelerinin yeniden görüflülmesi talebiyle
TBMM’ye iade etti¤i “Nükleer Güç Santrallar›n›n Kurulmas› ve ‹flletilmesi ile Enerji
Sat›fl›na ‹liflkin 5710 say›l› Kanun” da Cumhurbaflkan› Gül taraf›ndan Kas›m’da onayland›. Yasaya göre, 2010-2020 döneminde
kurulu gücü 5,000 MW olan üç nükleer
santral kurulacak. <www.enerji.gov.tr/
mevzuat/5710.doc>
Önemli bitkilere gönüllü ağ
Do¤al Hayat› Koruma Derne¤i (DHKD),
Türkiye’nin yaklafl›k %15’ini oluflturan
Önemli Bitki Alanlar›’n›n (ÖBA) korunmas› için genifl bir iletiflim a¤› oluflturmak
üzere tasarlad›¤› ÖBANET Projesi’nin
tan›t›m toplant›s› 16 Ocak’ta ‹stanbul’da
yap›ld›. Önemli Bitki Alanlar›’n› korumak
amac›yla temeli at›lan iletiflim a¤›; kamu
kurulufllar›, yerel STK’lar, özel sektör ve
gönüllülerden oluflacak. Hollanda D›fliflleri Bakanl›¤› MATRA Program›’n›n destekledi¤i proje kapsam›nda, Türkiye’deki
144 ÖBA aras›ndan seçilen dokuz pilot
bölgede bir iletiflim a¤› kurulacak. ÖBANET projesi ile, ÖBA’larla ilgili tan›t›m,
bilgi paylafl›m› ve fark›ndal›k yarat›lmas›na yönelik çal›flmalar da, önce pilot bölgelerde bafllayacak ve farkl› bölgelerde
sürecek. <www.dhkd.org/18.htm#51>
yeşil UFUKLAR | OCAK - MART 2008 | 8
TARİHİN VE BUGÜNÜN RENKLERİ: Hasankeyf sakinleri ve çevrecilerin eylemleri, korunmak istenen tarihin
renklerini de simgeliyor.
BATMAN ÇAĞDAŞ GAZETESİ
Çevrede 2008 hedefleri
K Ü LT Ü R E L M İ R A S
Ilısu Barajı projesi başlıyor
GAP’›n önemli projelerinden Il›su Baraj›’n›n anlaflmas›, DS‹ Genel Müdürlü¤ü ile
Almanya, ‹sviçre ve Avusturya’dan oluflan Il›su Konsorsiyumu aras›nda imzaland›.
Proje için gereken 1.2 milyar avroluk kredi, Avusturya Vatech-Finance GmbH
önderli¤indeki bir grup banka taraf›ndan karfl›lanacak. Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakan› Hilmi Güler, “Hasankeyf’in keyfini kaç›rmayaca¤›z” aç›klamas›n› yaparken,
baraj, tarihî ve kültürel varl›klar› kaplayaca¤› için elefltiriliyor.
Hasankeyf halk›na göre, barajla birlikte su alt›nda kalan sadece tarih olmayacak. Baraj, turizmi bitirecek ve iflsizli¤i art›racak; baraj karfl›t› sivil toplum örgütleriyle yerel yöneticiler, göçün de artaca¤›n› savunuyor.
Il›su Baraj› Dicle Nehri üstünde, Suriye s›n›r›na yaklafl›k 45 km mesafede infla
edilecek. DS‹ Genel Müdür Vekili Haydar Koçaker’in verdi¤i bilgiye göre, yedi y›lda tamamlanacak proje kapsam›nda, baraj gölünde yaklafl›k 11 milyar metreküp su
depolanacak ve her biri 200 megawat gücünde alt› üniteden oluflan santral ile y›lda ortalama 3.8 milyar kilowat saat enerji üretilecek. Ulusal ekonomiye 300 milyon
dolar, bölge ekonomisine ise 150 milyon dolar katk› sa¤lanacak.
NÜKLEER ENERJİ
Nükleer yasası yürürlükte
Cumhurbaflkan› Abdullah Gül’ün 20 Kas›m 2007’de onaylad›¤› 5654 say›l› Nükleer
Güç Santrallerinin Kurulmas› ve ‹flletilmesi ile Enerji Sat›fl›na ‹liflkin Kanun 21 Kas›m
2007’de Resmi Gazete’de yay›mlanarak yürürlü¤e girdi. Yasa tasar›s› daha önce 59.
hükümet döneminde Meclis’ten geçmifl ancak dönemin Cumhurbaflkan› Ahmet Necdet Sezer taraf›ndan 5, 6, ve 7. maddeleri tekrar görüflülmek üzere TBMM’ye iade
edilmiflti.
Enerji Komisyonu’nda tekrar ele al›nan yeni yasa tasar›s›nda yap›lan de¤iflikliklerle, daha önce verilen hazine deste¤i azalt›l›rken, özel sektörün santral yap›m› yat›r›m› yapmas› için teflvi¤e yer verildi. Yasay›, ‘tarihi bir ad›m’ olarak yorumlayan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan› Hilmi Güler, “En önemli ad›m› att›k, art›k Türkiye de
nükleer teknoloji sahibi olacak ve bunu tar›mdan sa¤l›¤a birçok alanda kullanacak,”
aç›klamas›n› yapt›.
Nükleer Enerji’nin güvenli olmad›¤› görüflüyle, nükleer güç santrallerinin kurulmas›na tepki gösteren çevre örgütlerinden Greenpeace sözcüsü Yeflim Aslan ise,
“Nükleer enerji, eski, pahal› ve geri kalm›fl bir teknoloji. Biz nükleer enerji için ayr›lan kayna¤›n daha temiz, güvenli olan yenilenebilir enerji için kullan›lmas› gerekti¤ini savunuyoruz. 2000 y›l› Birleflmifl Milletler ‹klim Görüflmelerinde dünya, nükleer
enerjiyi, kirli, tehlikeli ve yarars›z olarak tan›mlad›,” dedi
HABERLER
türkiye
DOĞAL ALANLAR
2B tekrar gündemde
MADENCİLİK
Kaz Dağları’nda tepki sürüyor
Kaz Da¤lar›’nda maden arama çal›flmalar›na tepkiler sürüyor. Madenciler ile
yöre halk›n› ve STK’lar› karfl› karfl›ya getiren çal›flmalar›n en yo¤un oldu¤u yer
Bayramiç. Yöre halk›, sular› bulan›k akmaya bafllay›ncaya kadar flirketlerin ne
yapt›¤›n› tam olarak bilmediklerini belirtiyor ve “bu da¤lar›, suyumuzu yok
etmelerine izin vermeyiz,” diyor.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekan› Prof. Dr.
Kenan Kaynafl’a göre, maden iflletmecili¤inin bafllamas› durumunda 2.5 milyar
ton kayac› ifllemek için 400,000 ton siyanür kullan›lacak ve 2.6 milyon dönüm
orman alan› olumsuz etkilenecek, su kaynaklar›n›n tamam› kirlenecek.
Maden arama çal›flmalar›na en büyük tepki sivil örgütlerden geliyor.
Greenpeace’ten Asl›han Tümer, ormanlar yok olaca¤› ve siyanür çevreye zarar
verece¤i için çal›flmalar›n hemen durdurulmas›n› istediklerini belirtiyor. Enerji
Bakan› Hilmi Güler görüfllerini, “Engellerle karfl›laflsak da, bunlara ald›rmayarak Türkiye’nin zenginliklerini ekonomiye kazand›rmak için çal›flmalar› sürdürece¤iz,” sözleriyle ifade ederken, köylüler ise kefen giyerek, “Siyanürlü alt›n
istemiyoruz,” yaz›l› pankartlarla tepkilerini gösteriyor.
Yöre halk› ve sivil toplum kurulufllar›n›n hedefi, Kaz Da¤lar›’n›n millî park,
bölgenin ise özel çevre koruma alan› ilân edilmesi.
BUĞDAY DERNEĞİ
HAYAT MI, ALTIN MI?: Bölge sakinlerinin sloganı,
taleplerini çarpıcı biçimde özetliyor.
Çevre kurulufllar›n›n tepkisini çeken ve
k›saca 2B olarak bilinen ‘orman vasf›n›
yitirmifl arazilerin sat›fl›’ yeniden gündemde. 10. Cumhurbaflkan› Sezer taraf›ndan
veto edilen ve Anayasa Mahkemesi’nin
baz› maddelerini iptâl etti¤i yasa tasar›s›
için teknik çal›flmalar sürüyor. Hükümet,
Çevre ve Orman Bakan› Veysel
Ero¤lu’nun yeni tasar›s›n› bu kez hayata
geçirmeyi planl›yor. Adalet Bakan› Mehmet Ali fiahin, bu sorunu çözmek istediklerini, bakanl›¤›n›n hukukçular›n›n da bu
çal›flmaya destek verece¤ini söyledi.
2B arazilerinin sat›fl›na kesinlikle karfl›
ç›kan TEMA Vakf›, web sitesinde, “Hepimizin gelece¤ini etkileyen orman do¤al
varl›¤›m›z›n tehlikede oldu¤unu görüyor
ve bunun önlenmesinde bizlerin karar›na
da ihtiyaç oldu¤unu düflünüyoruz,” aç›klamas›yla bir imza kampanyas› bafllatt›.
Kampanyada, Mart 2008 itibar›yla 916,958
imza bulunuyor. Orman vasf›n› yitirmifl
araziler için sat›fl d›fl› bir çözüm bulunmas› ça¤r›s› yapan TEMA, yetkilileri, sundu¤u tespit ve çözüm seçeneklerini dikkate almaya davet etti.
60. hükümet döneminde Çevre ve
Orman Bakanl›¤› taraf›ndan yap›lan
çal›flma ile Türkiye’de 473,419 hektar
orman vasf›n› yitirmifl arazi tespit edilmiflti. 2B alanlar›n›n en büyük bölümü
45,548 hektarla Antalya’da bulunuyor.
39,287 hektarla Mersin ikinci; 34,887 hektarla da Bal›kesir üçüncü s›rada yer al›yor.
2B statüsündeki alanlar›n 22,233 hektarl›k
k›sm›nda yerleflim yerleri bulunuyor.
Ayr›ca, yeni Tapu ve Kadastro kanun
tasar›s›na göre, orman vasf›n› yitirip 2B
kapsam›na giren arazilerde zilyetlik hakk›
da ortadan kalk›yor. Hesaplara göre, 2B
sat›fllar›n›n gerçekleflmesiyle 25 milyar
dolar gelir elde edilecek.
S Ü R D Ü R Ü L E B İ L İ R YA Ş A M
Sürdürülebilirlik için Taşkışla Toplantıları
4-10 Ekim 2007 aras›nda ODTÜ’de düzenlenen Uluslararas›
Sürdürülebilir Yaflam Çal›fltay›’na ‹stanbul’dan kat›lan bir grup,
gönüllü olarak ‘artç›’ toplant›lar düzenliyor. Sürdürülebilirlik
kavram›n› herkesin gündemine tafl›may› amaçlayan ‘Sürdürülebilirlik ‹çin Taflk›flla Toplant›lar›’ çerçevesinde, ‹TÜ Taflk›flla
binas›nda, 29 Kas›m-28 Aral›k 2007 aras›nda toplam 11 buluflma
gerçekleflti. Sürdürülebilirlik kavram›n›n ve birbiri ile iliflkisi olan
ekolojik, toplumsal ve ekonomik sistemlerin anlafl›labilmesi için
bütüncül bir bak›fl gerekti¤ini vurgulayan konuflmac›lar, farkl›
konulardaki sunumlar›yla, fark›ndal›k yaratmaya ve art›rmaya
çal›flt›.
‹TÜ’den Yrd. Doç. Dr. Yüksel Demir’in deste¤iyle gerçekleflen toplant›lar›n bir amac› da, küresel iklim de¤iflimi ve
do¤al kaynak tüketiminde büyük pay sahibi olan yap› sanayiinin gelecekteki üyeleri olan mimarl›k ö¤rencilerine hitap
edebilmekti. ‹TÜ d›fl›ndan, farkl› sektörlerden kiflilerin de
izledi¤i toplant›larda; yaflam› sürdürebilmek için muhafaza
etmek, bar›fl ve adalet, uygun ekonomik kalk›nma ve demokrasi gibi kavramlar›n anlafl›lmas› gerekti¤ine de¤inildi. Ayr›ca,
beslenmeden tüketim al›flkanl›klar›na dek, sürdürülebilirlik
konusunda bireyin sorumluluklar› vurguland›. Mimar adaylar›n›n meslekî konular› olan do¤aya uyumlu mimari, yeflil
binalarda sertifika sistemleri, yap›larda yaflam döngüsü yaklafl›m› gibi sunumlar›n yan› s›ra; gezegenimize felsefî bir
bak›fl, permakültür tasar›m›, do¤al yöntemlerle at›k sular›n
temizlenmesi ve ya¤mur sular›n›n toplan›p de¤erlendirilmesine dair sunumlar yap›ld›; yaflam biçimini de¤ifltirmenin
gereklili¤ine de¤inildi.
Farkl› ortamlarda benzer toplant› ve etkinliklerin gerçeklefltirilmesi amac›yla bir araya gelen kat›l›mc›lar›n bir bölümü Sürdürülebilir Yaflam Kolektifi ad› ile faaliyetlerine devam ediyor.
<[email protected]>
9
| OCAK - MART 2008 | yeşil UFUKLAR
MERCEK
| avrupa birliği
Bugün karşımıza çıkan, düşük karbonlu bir ekonomi yaratma fırsatını kaçırmak,
bedeli gelecek kuşaklara yüklenecek pahalı bir hata olur
Orta ve Doğu Avrupa’nın
iklim değişikliği fırsatı
B
Tom Burke, Chris Littlecott ve Nick Mabey
ugün, Avrupa’n›n gelece¤ine
dair bir dönüm noktas›nday›z;
verilecek do¤ru kararlar, temiz
teknolojilere ve ak›ll› bir altyap›ya on y›llar sürebilecek bir
yat›r›m›n kap›s›n› açabilir. Bu da, bütün
Avrupa’da milyonlarca nitelikli ifl imkân›
yaratabilir, yeni ve kapsay›c› bir toplumsal sözleflmenin temellerini atabilir. Bu
yeni bir ‘yeflil sanayi devrimi’nin do¤rudan geliflimi için bulunmaz bir f›rsat.
Orta ve Do¤u Avrupa’daki üye ülkelerin yurttafllar› bu f›rsattan muhakkak
yararlanmak istiyor ancak kendilerini
yönetenlerin geçmiflten çok gelece¤e
bakmas›n› nas›l sa¤layabilirler? Çevre
kurulufllar›n›n ve sivil toplum örgütlerinin
çabalar›, yurttafllar›n bunu gerçeklefltirmesini sa¤layabilir ve ifle AB Bütçe
Da¤erlendirme çal›flmalar›ndaki f›rsatlara
odaklanarak bafllayabilirler.
‹klim de¤iflimine yönelik giriflimler
için gerekli siyasî ortam son üç y›lda iyileflirken, ekonomik büyümedeki iyileflme
bunun için gerekli güveni biraz olsun
tazeledi. Özellikle Avrupa Komisyonu
(AK), d›fla dönük ve gelece¤e odakl› bir
Avrupa projesinin önemini kavrad›.
Komisyon, çevrenin Avrupal›lar’› birbirine
ba¤layan temel bir mesele oldu¤unu isabetle tespit etti. ‹ngiltere eski baflbakan›
Blair, Alman baflbakan› Merkel ve
Komisyon baflkan› Barosso’nun kararl›
önderli¤i iklim ve enerji konular›ndaki
iddial› hedefler üstünde mutabakat sa¤lanmas›n› kolaylaflt›rd›.
Ancak kuflkusuz, siyasetçiler için ifl,
siyasî gündemi belirlemekle bitmiyor, bir
baflka güçlük de bu hedeflere ulaflmak için
izlenmesi gereken yol. Avrupa ise bugün
farkl› bir aflamada. ‹klim de¤iflimi sorunuyla bafl edebilme yetisi, hem meflruiyetinin
hem de pratik de¤erinin as›l s›nav›n› oluflturuyor. Bugün verilecek kararlar, bütün
Avrupa’n›n gelece¤ini flekillendirecek ve
onun dünyadaki yerini belirleyecek.
Bölge ülkelerinin önündeki zorluklar
Ocak 2008 itibar›yla Bulgaristan ve
Romanya AB üyeliklerinin birinci y›l›n›
kutluyor. Bölgedeki komflular›, üyeliklerinin dördüncü y›l›n› dolduraca¤›ndan
‘yeni üye’ unvanlar› muhtemelen düflüyeşil UFUKLAR | OCAK - MART 2008 | 10
yor. Slovenya, AB dönem baflkanl›¤›n›
devral›yor.
Genifl aç›dan bak›ld›¤›nda, AB’nin
üye say›s›n› önce 25’e sonra 27’ye ç›kararak genifllemesi büyük bir baflar› olarak
de¤erlendirilebilir. Refah yavafl yavafl
artarken, her ne kadar aile yaflam›n›n
de¤iflen biçimleri sonucunda toplumsal
güven bazen azalsa da, ekonomik güven
de bu art›fltan pay›n› ald›.
Benzer biçimde, bölge ülkeleri de AB
siyasetine yeni bir boyut kazand›rd›. Yeni
üyeler, co¤rafî konumlar› ve tarihî deneyimleri sayesinde, Avrupa’n›n dünyadaki
rolüne iliflkin projeyle, ülke içinde
güvenlik ve refah›n korunmas›n›n asl›nda
ayn› madalyonun iki yüzü oldu¤unu
çabucak kavrad›. Bu ülkeler, istikrars›z
bir dünyada, çevre mültecilerinin ve ekonomik göçmenlerin s›¤›naca¤› s›n›r bölgeler olduklar›n›n da fark›nda. Enerji kaynaklar›n›n güvenli¤ini sa¤lamaktan tüm
dünyada demokrasiyi desteklemeye dek
birçok konuda, zor kazan›lm›fl özgürlük
deneyimlerinin de ayn› flekilde fark›na
vard›lar.
Bugün, bu ülkeler belki de en zor
s›navlar›n› vermek üzere: AB içinde bir
geçifl statüsü. Çünkü önümüzdeki iki
y›lda, sadece, yak›n geçmiflte de sorun
olan, AB’nin kendi içindeki kurumsal tart›flmalar›n sona ermesi de¤il, ayn› zamanda iklim de¤iflimi konusunda küresel bir
anlaflman›n ve yepyeni bir AB bütçesinin
temellerinin at›lmas› da bekleniyor.
Bütün bu süreçler boyunca, Orta ve
Do¤u Avrupa’daki üye ülkelerin tavr› ve
siyasî önderli¤i, de¤erlerini gelece¤e tafl›yabilen bir AB için hayatî önemde olacak. Can al›c› soru flu: bölge önderleri f›rsat siyaseti mant›¤›yla hareket edip AB
hareketinde bir dinamo ifllevi mi görecek, yoksa yoksulluk siyasetine do¤ru
geri ad›m m› atacak? ‹lk seçenek, ekonomik modernleflme ve çevresel sürdürülebilirlik için mevcut kolaylaflt›r›c› f›rsatlar›
azamî ölçüde art›rmak iken; di¤er seçenek, bölgenin yeni teknolojiler konusunda Çin ve Hindistan’›n gerisinde kalmas›
riskini tafl›yor. fiu an belirtiler kar›fl›k.
Yoksulluk siyaseti
K›sa süre önce bafllayan AB Bütçe
‹zleme çal›flmalar›, AB’nin 2013 ve sonra-
s›nda paras›n› harcama fleklini saptamay›
amaçl›yor. Bütçe siyasetinin karmafl›kl›¤›
düflünülürse, herhangi yeni bir yaklafl›m›n
2020’den önce tam anlam›yla hayata geçirilemeyebilece¤i söylenebilir.
‹zleme çal›flmalar›, paray› en kolay yoldan da¤›tmak yerine, AB kaynaklar›n›n
üye ülkeler taraf›ndan en iyi flekilde kullan›ld›¤› bir katma de¤er yaratmay› amaçl›yor. AB kaynaklar›n›n, ekonomik ve toplumsal hedeflere ulaflma yolunda verimli
kullan›lmas› da amaçlardan biri. Ortak
Tar›m Politikas› ve Yap›sal Fonlar’dan al›nan AB desteklerinin tahsisinde fleffafl›¤›
art›rmaya yönelik yeni kararlar; bu tahsisat›n daha s›k› izlenmesini amaçlayan ve
sonuçta Orta ve Do¤u Avrupa ülkelerine
sa¤lanan fonlar›n azalt›laca¤› endiflelerini
do¤uran bariz giriflimlerdi.
AB ayn› zamanda, 2020’ye kadar karbon sal›mlar›nda %30’a varan bir azalma
sa¤lamak, enerji verimlili¤i ve yenilenebilir
kaynaklarda %20’ hedefine ulaflmak için
yeni politikalar da gelifltiriyor. Karbon
tutma ve depolama (CCS) teknolojisi için
bir dizi örnek tesisi hizmete sokmak da
AB’nin yeni planlar› aras›nda. Ancak bölge
ülkeleri, bu müzakereleri sürdürmek yerine, Avrupa Komisyonu’nun karbon sal›mlar›na iliflkin Ulusal Tahsis Planlar›’na; çok
kat› ve çok pahal› olduklar› gerekçesiyle
yasal engeller ve protestolarla karfl›l›k
verdi.
Bu mevcut savunmac› yaklafl›m›
benimsemek, ‘yoksulluk’ mazeretine s›¤›nmak demek. Bu, o zaman›n yeni üyelerinin de kulland›¤› eski bir taktik, ancak
‹rlanda, ‹spanya ve di¤erlerinin h›zla sa¤lad›¤› baflar›, bu takti¤in, uzun süreli fon sa¤lamay› meflrulaflt›rma gücünü büyük ölçüde yitirdi¤ini gösteriyor. Bu durum, önümüzdeki 13 y›l boyunca bu mazeretin
arkas›na saklanma e¤ilimindeki birçok
(hepsi de¤il) Orta ve Do¤u Avrupa ülkesi
için geçerli. Son zamanlarda büyümede
görülen art›fl ve AB üyeli¤inin beraberinde
getirdi¤i genel ekonomik yararlara bak›ld›¤›nda, bölgenin daha olumlu bir yaklafl›m
benimsemesi için do¤ru zamanday›z.
fiu noktada çok net olmak gerekiyor:
bölge ülkeleri modernleflmeyi sürdürdükçe AB’den önemli ölçüde maddî destek
almay› hak ediyor; buna flüphe yok. As›l
düflündüren nokta, fonun hangi alanlara
avrupa birliği | M E R C E K
odaklanmas› gerekti¤i. Çünkü AB’nin
temel katma de¤er faaliyetlerine odaklanm›fl yepyeni bir bütçeye; dolay›s›yla as›l
yat›r›mlar›n enerji ve iklim alanlar›nda
yap›lmas›n› AB’nin temeline oturtmaya
verilecek destek, bölgeye çok daha fazlas›n› kazand›racak.
Böyle bir bütçe, bölge önderlerine,
yeni bir temiz enerji ekonomisi için yat›r›m
yapma f›rsat›n› verecek; oysa böyle bir
ekonominin, 1980’lerin sorunlar›na göre
tasarlanm›fl bir AB bütçesi çerçevesinde
gerçekleflmesi imkâns›zd›.
Fırsat siyaseti
Düflük karbon ekonomisine geçifl, altyap›y›, sanayiyi, yap› kapitalini ve enerji
üretimini modernlefltirmek için yakalayabilece¤imiz en iyi f›rsat. Bu geçiflin,
Avrupa’da milyonlarca yeni ve sürekli ifl
imkân› yaratma, enerji güvenli¤ini art›rma
ve düflük karbonlu, insan dostu kentlerin
yeniden do¤uflunu sa¤lama ihtimali yüksek. Fosil yak›tlara dayal› mevcut yat›r›mlar, yeni ve düflük karbonlu de¤erler
yaratmak yerine, günümüz genç kuflaklar›n›n omuzlar›na a¤›r bedeller yüklemeyi
sürdürdü¤ü için bu de¤iflimlerin flimdi
yap›lmas› çok önemli.
Bölge ülkeleri, bu de¤iflimden
azamî fayday› sa¤layabilir. Enerji verimlili¤inde sa¤lanan büyük ilerlemeler,
karbon ticaretinden maddî kazanç sa¤laman›n yan› s›ra, enerji güvenli¤ini
art›racak ve ticaret dengesini de iyilefltirecek. Bölge toplumlar›, bütün
Avrupa’da ve d›fl›nda, düflük karbonlu
yeni ürün ve hizmetlerin baflar›yla
gelifltirilmesi, uygulanmas› ve tedarikinde büyük önem tafl›yan teknik, bilimsel
ve s›naî beceriye sahip.
Tüm bu hedeflerin gerçekleflmesi için
en önemli unsur, hem kamu sektörünün
hem de özel kaynaklar›n yapaca¤› etkin
yat›r›mlar. Orta ve Do¤u Avrupa’n›n
önderleri, AB Bütçe Reformu’nda olumlu
bir tav›r tak›narak, enerji ve iklim konular›nda koflullar›n gitgide zorlaflt›¤› bir
zamanda düflük karbonlu ekonomiler için
gerekli olan fonlar› elde edebilir. AB paras› bu flekilde kullan›ld›¤›nda; iklimle
uyumlu elektrik üretimi, düflük karbonlu
ulafl›m sistemleri, ev ve iflyerlerindeki
enerji verimlili¤inde art›fl ve yenilenebilir
enerji teknolojilerinin yayg›nlaflmas›n› da
sa¤layabilir.
Böyle bir yaklafl›m, birçok siyasî sorunu da çözebilir. Bu da, AB’nin var olufl
sebebini ve katma de¤erini gösterir; ve
ekonomilerin, enerji fiyatlar›ndaki floklara
ve enerji ihracatç›lar›n›n siyasî nüfuzlar›na
karfl› zaaflar›n› da azalt›r. Ayr›ca bu yaklafl›m, iklim hedeflerine ulafl›lmas›, istihdam
ve rekabet gücü hedeflerinin tutturulmas›
aç›s›ndan da önemli bir ad›m olabilece¤i
gibi; AB’nin iklim de¤iflimi konusundaki
önderlik kapasitesini de güçlendirir. Son
olarak, AB ülkelerinde ve d›fl›nda, refah›n
ve yaflam kalitesinin artmas› için de temel
bir etken olabilir.
Q
Bu makale, E3G’nin, Dünyada Avrupa:
Güvenlik ve refah için siyasî tercihler
bafll›kl› belgesinden yararlanarak yaz›lm›flt›r.
PARLAK FİKİR: Avrupa Komisyonu
Başkanı Jose Manuel Barosso,
Brüksel’deki bir basın toplantısında
27 ülkelik bloğun ortak enerji
politikası hakkında konuşma yapıyor.
(altta) SLOVENYA’YA DURMAK YOK:
Yeni AB üyeleri arasında avroyu
resmi para birimi kabul eden ilk
başkent olan Ljubljiana’da insanlar
yeni yılı eğlenerek karşılıyor.
MERCEK
| doğa koruma
Camili havzasını yüzyıllar boyunca koruyan Camili halkı, şimdi Küresel Çevre
Fonu desteği ile örnek bir yönetişim mekanizmasına katkıda bulunuyor.
Türkiye’nin ilk biyosfer
rezervi Artvin, Camili
B
Çiğdem Adem, Ebru Gürsan
Fotoğraflar: Çiğdem Adem
ilindi¤i gibi Artvin Camili havzas› 29 Haziran 2005’te
Türkiye’nin ilk biyosfer rezervi
ilân edildi. Ancak, o tarihten
bu yana üç y›la yak›n zaman
geçse de, biyosfer rezervi Türkiye için
görece yeni bir kavram. Ne oldu¤u, ne
anlama geldi¤i yeni yeni duyuluyor,
ö¤reniliyor
Biyosfer, yaflam› destekleyen kara
parças›, su ve atmosferin tümüne verilen
isim. ‹lk olarak 1974’te ortaya at›lan biyosfer rezervi kavram› ise, 1995’te gözden
geçirildi. Biyosfer rezervleri, uluslararas›
önem tafl›yan ve Birleflmifl Milletler
E¤itim, Bilim ve Kültür Kurumu’nun
(UNESCO) ‹nsan ve Biyosfer Program›
(MAB) kapsam›ndaki karasal ve/ veya
k›y› ekosistemlerine sahip alanlard›r.
Biyosfer rezervleri biyolojik çeflitlili¤in
korunmas› ile, kalk›nma ve kültürel
de¤erlerin devaml›l›¤› aras›ndaki çat›flmalar›n sürdürülebilir çözümü için gelifltirilmifl bir yaklafl›md›r. Biyosfer rezervleri
koruma ile birlikte alan kullan›mlar›n› da
dikkate al›r; ikisi aras›nda sürdürülebilirlik
ilkelerine uyumlu bir iliflki kurarak bölgesel kalk›nmay› gerçeklefltirmeyi amaçlar.
Biyosfer rezervlerinin işlevleri
Biyosfer rezervlerinin koruma, kalk›nma ve lojistik olarak üç temel ifllevi vard›r.
Koruma, genetik varyasyonlar›n, türlerin,
ekosistemlerin ve peyzajlar›n korunmas›na katk›da bulunmay› amaçlar. Kalk›nma,
odak noktas› alanda yaflayan halk olmak
üzere, ekonomik kalk›nmay› ve befleri
geliflimi, sosyo-kültürel ve ekolojik bak›mdan sürdürülebilir flekilde desteklemek
fleklinde özetlenebilir. Lojistik ifllev ise,
yerel, ulusal ve küresel ölçekte do¤a koruyeşil UFUKLAR | OCAK - MART 2008 | 12
ma ve kalk›nma çabalar›na dönük bilimsel
araflt›rma, izleme, e¤itim ve bilgi de¤iflimini desteklemek olarak tan›mlan›r.
Biyosfer rezervinin özellikleri
Bir biyosfer rezervi mutlak koruma
zonu, tampon zon ve geçifl zonu/ geliflme
zonu olmak üzere üç zondan meydana
gelir. Bunlardan yaln›zca mutlak koruma
zonunun yasal olarak koruma alt›na al›nmas› gerekir. Dünyadaki birçok biyosfer
rezervi milli park, dünya miras alanlar›,
Ramsar alanlar› gibi di¤er yasalarla koruma
alt›na al›nm›fl alanlar› da içine al›r. Camili
biyosfer rezervinde bulunan Efeler ve
Golgit Tabiat› Koruma Alanlar› mutlak
koruma zonu içinde yer al›yor. Biyosfer
rezervi kavram›n›n Dünya Do¤ay› Koruma
Birli¤i (IUCN) koruma kategorileriyle birleflmesi
ise
Biyolojik
Çeflitlilik
Sözleflmesi’nin uygulanmas›nda ve bölgesel korumada güçlü bir araç sa¤l›yor.
Biyosfer rezervi yaklafl›m› ekolojiyi
ekonomiyle, sosyolojiyi siyaset bilimiyle
harmanlar. ‹nsan ve Biyosfer Program›
(MAB), disiplinleraras› bir araflt›rma ve
kapasite gelifltirme önerir. Örnek korunan
alanlar oluflturmay› hedefler. En önemlisi
de yerel halk›n, alan›n yönetimine ve al›nan kararlara çeflitli komiteler yoluyla kat›l›m›n›n sa¤lanmas› ve bunun teflvik edilmesidir.
Dünyada, 102 ülkede 507 biyosfer
rezervi bulunuyor. En çok biyosfer rezervi
bulunan ülkeler, 47 rezervle ABD, 38
rezervle Rusya Federasyonu, 37 rezervle
‹spanya ve 26 rezervle Çin Halk
Cumhuriyeti’dir. Dünyadaki ilk biyosfer
rezervleri ise 1976’da Kongo, ‹ran,
Karada¤, Polonya, Tayland, ‹ngiltere,
Uruguay ve ABD’de ilân edilmifltir.
ABD’de ilân edilen ilk biyosfer rezervlerinden biri de, dünyan›n ilk milli park› (1872)
olan Yellowstone’dur. Ayr›ca, yedi adet
s›n›raflan biyosfer rezervi, çevre yönetiflimi
aç›s›ndan önemli f›rsatlar sunmaktad›r.
Biyosfer rezervinin yararları
Biyosfer rezervleri:
G Yurttafllar ve kamu kurumlar› aras›nda çevre ve sürdürülebilir kalk›nma konular›nda bilinçlenmeyi art›r›r.
G Örnek alan veya ‘ö¤renme noktas›’
ifllevi görerek koruma ve sürdürülebilir
kalk›nma konular›nda, di¤er korunan
alanlarda da kullan›labilir yaklafl›mlar›
araflt›r›r ve uygular.
G
Ülkelerin, Yerel Gündem 21,
Biyolojik Çeflitlilik Sözleflmesi, Birleflmifl
Milletler Sürdürülebilir Kalk›nma E¤itimi
On Y›l› ve Bin Y›l Kalk›nma Hedefleri
amaçlar›n› uygulama araçlar›ndan biridir.
G Ulusal s›n›rlar› aflan, büyük do¤al
alanlarda, s›n›raflan biyosfer rezervleri
oluflturulmas›na olanak verir. Bu, ilgili
ülkelerin kat›l›m›yla olabilir ve uzun
dönem iflbirli¤i çabalar›n›n belirtisidir.
Dünya Biyosfer Rezervleri Ağı
‹nsan ve Biyosfer Program› (MAB),
1970’lerin bafl›nda oluflturuldu. MAB,
Dünya Biyosfer Rezervleri A¤›’n›, bilgi
paylafl›m›, araflt›rma ve izleme, e¤itim ve
kat›l›mc› karar alma arac› olarak görmektedir. Dünya Biyosfer Rezervleri A¤› ise:
G Biyolojik çeflitlilik kayb›n› azaltmay›;
G Geçim kaynaklar›n› gelifltirmeyi;
G Çevresel sürdürülebilirli¤i sa¤lamak
için toplumsal, ekonomik ve kültürel
koflullar› gelifltirmeyi amaçlar.
Camili’nin kazançlar›ndan biri de
Dünya Biyosfer Rezervleri A¤›’na üye
doğa koruma | M E R C E K
Camili’de yaşam
GELENEKTEN GELECEĞE: Avrupa ile Orta Asya’yı
kapsayan coğrafyadaki en büyük doğal yaşlı orman
ekosistemleri Camili'dedir (karşı sayfa). Camili
sakinleri; yaşam biçimleri, yerel mimari, yemekleri,
dansları ve çoksesli müziklerinin yanı sıra havzayı
da yüzyıllardır korumanın gururunu taşıyor (üstte).
Proje ekibi ile yöre halkının birbirini anlaması ve
birlikte proje üretmek için yapılan çok sayıda toplantı
(ortada ve altta), ekoturizm ve arıcılık projelerine
alınan desteklerle meyvesini veriyor.
olmas›d›r. ‹lk etkinliklerden biri, 5-11
Ekim 2006 aras›nda, Almanya’da bir
biyosfer rezervine yap›lan ziyaretti.
Camili’den dört muhtar, Köyler Birli¤i
Baflkan› ve Camili Çevre Koruma ve
Gelifltirme Derne¤i baflkan›n›n kat›ld›¤›
bu gezide; biyosfer rezervinin yönetiflimi,
özellikleri, biyosfer rezervindeki etkinlikler tan›t›ld› ve yöre halk›yla fikir al›fl veriflinde bulunuldu.
Farklı ekosistemler ve göç yolları
Camili’nin ilk göze çarpan özelli¤i,
farkl› rak›mlarda de¤iflik ekosistemlerin
varl›¤›d›r. Bunlar, do¤al yafll› ormanlar ve
Kafkasya kar›fl›k ›l›man ya¤mur orman›,
yüksek Alpin çay›rlar› ve sucul alanlard›r.
Y›rt›c› kufllar›n en önemli göç yollar›ndan birinin geçti¤i Camili havzas› küresel
öneme sahiptir. Alan ayr›ca, Do¤u
Karadeniz Da¤lar› Önemli Kufl Alan›
(ÖKA) ve Karçal Da¤lar› Önemli Kufl Alan›
içinde yer al›r. Alpin çay›rl›klarda yaflayan
ve Kafkasya’ya endemik olan Ur Keklik
(Tetraogallus caucasicus) ve Hufl Tavu¤u
(Tetrao mlokosiewiczi) sa¤l›kl› habitatlar›n
göstergesidir. Bölgede Kaya Kartal›
(Aquila chrysaetos), Kara Akbaba
(Aegypius monachus) ve Gökdo¤an (Falco
peregrinus) gibi önemli y›rt›c› türleri de
Camili havzas›nda bulunan alt› köydeki 268 hanede sürekli olarak 1,280 kifli
yafl›yor. Yöre insan›n›n bafll›ca geçim kaynaklar› f›nd›k baflta olmak üzere tar›m ve
hayvanc›l›k. Tar›m faaliyetleri ise organik.
Son y›llarda turizm gelifliyor, yeni pansiyonlar aç›l›yor. Çok uzun y›llard›r karakovan bal› üretilen Camili’de ana ar› ve bal
üretimi de önemli faaliyetlerden. Yöre
insan› yüzy›llard›r kendi yaflam biçimlerini, ahflap yerel mimariyi, yöresel yemeklerini, danslar›n›, çoksesli müziklerini,
geleneklerini korumufl ve sürdürmüfl.
Camili’nin Karçal Da¤lar›’yla çevrili
olmas›, co¤rafî konumu ve ikliminin;
do¤al ve toplumsal yap›n›n flekillenmesinde büyük etkisi var. Hemen hiç bozulmam›fl de¤iflik ekosistemleri ile sucul ve
orman ekosistemlerinin sa¤l›kl› oldu¤unun bir göstergesi olan farkl› türlerin varl›¤›, Camili’nin ekolojik bak›mdan önemli
bir alan oldu¤unun iflaretleri. Tüm bu
ekolojik ve kültürel özellikleri, Camili’nin
Türkiye’nin ilk biyosfer rezervi olmas›n›
sa¤lad›.
Doğal Kaynak Yönetimi Projesi
Biyolojik Çeflitlilik ve Do¤al Kaynak
Yönetimi Projesi, Türkiye’nin ilk ve öncü
biyosfer rezervi olan Camili Biyosfer
Rezervi’nde 2000–2007 aras›nda Çevre ve
Orman Bakanl›¤› taraf›ndan, Küresel
Çevre Fonu (GEF) deste¤i ve hibe katk›s›yla yürütüldü.
Yedi y›ll›k dönemde Camili’deki alt›
köyde, proje çal›flmalar›, küçük hibe projeleri ve yönetim plan›yla ilgili birçok toplant› yap›ld›. Heyecanla, sitemle bafllayan
toplant›lar hürmetle, flükranla bitti.
Toplant›lara kad›nlar da kat›lmaya bafllad›. Yanl›fl anlafl›lmalar, ithamlar ve k›zg›nl›klar; yerini büyük ölçüde katk›lara, ortak
bir dil gelifltirmeye, anlaflmaya, uzlaflmaya
b›rakt›. Proje ekibi ve yöre halk› birbirini
dinlemeyi, anlamay› ve projeler üretmeyi
ö¤rendi. Camili halk›, yüzy›llard›r bu havzay› ak›ll›ca ve etkili olarak korudu; bize
düflen görev ise yöre halk›ndan gelecek
katk›lara aç›k ve onlar›n bilgi, gelenek ve
isteklerini göz ard› etmeyen mekanizmalar gelifltirerek alan için örnek bir yönetiflim mekanizmas› oluflturmakta.
Proje kapsam›nda, yörede yaflayanlar›n
ve ilgi gruplar›n›n kat›l›m› ve katk›lar›yla
alan için bir Yönetim Plan› haz›rland›. Alan
k›lavuzlu¤u ve do¤ada ilkyard›m ile, Kültür
ve Turizm ‹l Müdürlü¤ü’nün iflbirli¤iyle
pansiyonculuk e¤itimleri düzenlendi.
Ayr›ca alandaki alt› köyde, 50 proje
küçük hibe deste¤i ald›. Baflvurular, proje
ekibinin deste¤iyle köylüler taraf›ndan
haz›rland›. 15 proje ekoturizm ve ev pansiyonculu¤u konular›nda destek al›rken
22 proje ise, bal ve ar›c›l›k ürünleri üretimi ve pazarlamas› konular›nda desteklendi. Proje ve alanla ilgili ayr›nt›l› bilgi
<www.gef-2.org> ve <www.camili.gov.
tr> adreslerinde bulunabilir. Türkiye’de,
biyosfer rezervleriyle ilgili çal›flmalar
UNESCO Türkiye Milli Komisyonu ‹nsan
ve Biyosfer (MAB) ‹htisas Komitesi taraf›ndan, Çevre ve Orman Bakanl›¤›’n›n
iflbirli¤iyle yürütülüyor. Ayr›nt›l› bilgi için:
<www.unesco.org.tr/komiteler.php?gitid=
7> ve <http://www.unesco.org/mab>.
Camili Biyosfer Rezervi için kat›l›mc›,
yöre ve Türkiye koflullar›na uygun, koruma hedeflerini dikkate alan örnek ve
öncü bir yönetiflim yap›s› oluflturulmas›
için çal›flmalar sürdürülüyor.
Q
görülür. Bunlar, bölgenin Uluslararas›
Kufllar› Koruma Konseyi (BirdLife
International) taraf›ndan, dünyaki korunmada öncelikli 217 alandan biri olarak
seçilmesindeki nedenlerden birkaç›d›r.
Çiğdem Adem, Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi
Enstitüsü (TODAİE), UNESCO Türkiye Milli Komisyonu
İnsan ve Biyosfer (MAB) Komitesi üyesi.
Ebru Gürsan, Çevre ve Orman Bakanlığı Biyolojik
Çeşitlilik ve Doğal Kaynak Yönetimi Projesi
Neden Camili?
Camili (Macahel) havzası, Artvin’in Borçka ilçesi sınırları içinde yer alır. Havza, Borçka’ya 45 km uzakta, Gürcistan
sınırındadır. Camili, Uluslararası Koruma Kurumu (CI), Dünya Bankası ve Küresel Çevre Fonu (GEF) tarafından
belirlenen, biyolojik açıdan zengin ve tehdit altında olan dünyadaki 25 karasal ekolojik bölgeden biri. Ayrıca, Camili
Türkiye’de belirlenmiş olan 122 Önemli Bitki Alanından birisi olan “Karçal Dağları Önemli Bitki Alanı”nın da bir parçası. Kafkasya, dünya üzerinde ılıman yapraklı ormanların Üçüncü Zaman’dan bu yana kesintiye uğramadan varlığını sürdürdüğü bölgedir. Avrupa ile Orta Asya’yı içine alan geniş coğrafyadaki en büyük doğal yaşlı orman ekosistemlerine burada rastlanmakta, (WWF ve IUCN, 1994).
Flora
Doğu kayını (Fagus orientalis) ve doğu ladininin (Picea orientalis) hakim olduğu karışık ormanlarda kestane
(Castanea sativa), (Carpinus betulus), Kafkas ıhlamuru (Tilia rubra ssp. caucasica) gibi daha birçok ağaç türüne
ve huş meşcerelerine rastlanır. Başlıca ağaç türleri kestane, doğu gürgeni (Carpinu sorientalis), kızılağaç (Alnus
glutinosa), doğu ladini, doğu kayını, Kafkas ıhlamuru, sapsız meşe (Quercus petraea supsp iberica) ve fındıktır
(Corylus avellana). 1,000-1,800 m yükseltiler arasında, kayın ve ladin egemenliğindeki doğal yaşlı ormanlar görülür. Bunun üstünde, orman gülleri (Rhododendron spp.), ayı üzümü (Vaccinium arctostaphylos), bodur ardıçlar (J.
communis ssp. nana) ve defne (Daphne glomerata) bulunur. 2,000-2,400 m arasında, çok sayıda kolşik endemiklere sahip Alpin çayırlıklar bulunur. Burada, küçük meşcereler halinde siğilli (Betula pendula) ve kızılağaç yapraklı huşlara (Betula medwediewii) rastlanır.
Fauna
Camili havzası hemen hiç bozulmamış bir faunaya ev sahipliği yapar. Havzayı çevreleyen görkemli Karçal Dağları,
huş tavuğunun (Tetrao mlokosiewiczi) ve çengel boynuzlu dağ keçisinin (Rupicapra rupicapra) önemli yaşam alanlarından biridir. Boz ayı (Ursus arctos) alanın faunistik zenginlikleri arasındadır. Karçal Dağları boz ayı popülasyonu açısından yalnızca Türkiye'nin değil, Avrupa'nın da en önemli ekosistemleri arasındadır. Yüksek Alpin çayırları
kırmızı benekli alabalık, yırtıcı kuş türleri ve Kafkas semenderi gibi türleri barındırır. Camili havzası, dünyadaki üç
önemli arı ırkından biri olan Kafkas arı ırkının, saflığını bozmadan kaldığı tek yer olarak belirtiliyor. Bu nedenle, Tarım
Bakanlığı tarafından 2001’de Gen Koruma Sahası kapsamına alınmıştır.
13
| OCAK - MART 2008 | yeşil UFUKLAR
K A PA K K O N U S U
| avrupa için çevre
DAHA İYİ BİR YOL OLMALI:
Kar fırtınası, Ermenistan’ın başkenti Erivan’daki
bir meydanda trafiği arapsaçına döndürüyor.
Dünyabekleyemez?
neden
yeşil UFUKLAR | OCAK - MART 2008 | 14
avrupa için çevre | K A PA K K O N U S U
Dünya bilimcileri, sürdürülebilir bir gelecek
için derhal eyleme geçmeye çağırıyor
A
BD’nin eski baflkan yard›mc›s› Al Gore’un Uygunsuz Gerçek isimli filmi ve kitab›n›n
s›ra d›fl› baflar›s› ve ard›ndan Al Gore’un Nobel Ödülü’ne lây›k görülmesi, bilimin evlere ve toplant› salonlar›na girmesine önemli bir katk› sa¤larken; ço¤u zaman ‘nahofl’
olan bu tür gerçekleri ortaya ç›karma sorumlulu¤unu bizzat tafl›yan bilim çevreleri,
dünyan›n yeni ve ciddi tehlikelerle karfl› karfl›ya olup olmad›¤›n› tart›flmak yerine, dünyadaki yaflam aç›s›ndan akla-hayâle gelebilecek en kötü sonuçlar› önlemek için hemen flimdi
neler yap›lmas› gerekti¤ine odaklanm›fl halde.
Dünyan›n önde gelen bilimcilerinden birkaç› iflte bu konular› tart›flmak için 8-9 Kas›m
2007’de üçüncü Dünya Bilim Forumu için Budapeflte’de bulufltu. Forum’da uzlafl›lan en
ciddi konu ise, dünya liderlerinin ve politikac›lar›n, dünyada uzun vadeli çevresel istikrar› ve ekonomik adaleti sa¤lamak için, hem bireyler hem de uluslar ölçe¤inde k›sa vadeli kazançlardan vazgeçme yönünde büyük bir ad›m atmalar› gerekti¤i oldu.
Tüketim ve at›k uzman› olan Avrupa Komisyonu Çevre Genel Müdürü Timo Makela,
ABD ve AB d›fl›ndaki ülkelerde de daha çok tüketme odakl› yaflam biçiminin nüfus art›fl›
ile birleflti¤inde, 2050 y›l›na dek dünyadaki tüketimi alt› kat›na ç›karabilece¤i uyar›s›n›
yap›yor. Acilen çözülmesi gereken bir di¤er sorun ise elektronik at›klar›n bertaraf›.
Makela, her y›l 15 milyon otomobilin ve 100 milyon cep telefonunun at›k y›¤›nlar›na kat›ld›¤›n› söylüyor. Makela’ya göre, tüm dünyada bir y›lda, bütün Budapeflte’yi bir metre
kal›nl›¤›nda bir katmanla kaplayacak kadar elektronik at›k ç›k›yor.
Makela buna ra¤men, eko-sanayi, AB’nin GSMH’sinin %2.1’ini oluflturdu¤u ve geri
dönüflüm çabalar› bu sektörün büyümesinde önemli rol oynad›¤› için umutlu. Ancak,
yaflanan ve gelecekte karfl›lafl›lacak çevre sorunlar›yla bafl edebilmek için araflt›rmalar›n
güvenilir ve kararl› olmas› gerekti¤ini de ekliyor.
Alınan riskler
M
Söz sa¤lam ve kararl› önerilerden aç›lm›flken, Ekvator’un Macaristan büyükelçisi Juan
Salazar Sancisi de, ülkesinin gerçekten benzersiz ve 盤›r açmas› muhtemel önerisinin ciddiye al›nmas›n› istiyor: yani ülkesinin sahip oldu¤u baz› do¤al kaynaklar› tüketmemesi için
ülkesine ödeme yap›lmas› talebini.
Ekvator, Ocak 2007’de devlet baflkan›n›n imzas›yla, Ekvator Amazonu’nun kalbinde
yer alan 1.87 milyon hektarl›k ‘dokunulmaz bölge’nin a¤aç kesimine ve petrol ç›karmaya
tamamen kapat›ld›¤›n› duyurdu. Bu dokunulmaz alan, milli park statüsüne ra¤men önceden petrol ç›karma faaliyetlerinin sürdü¤ü Yasuni Milli Park› ile örtüflüyor. Petrol ve kerestecilik bu hassas ekosisteme yapt›klar› tahribat›n yan› s›ra, kendi istekleriyle ça¤c›l toplumdan uzak yaflamay› seçmifl olan iki yerli kabilenin, Tageri ve Taromenane’nin mensuplar›yla s›k s›k, ço¤unlukla da çat›flarak karfl› karfl›ya geliyor. Bu yüzden, dokunulmaz
alan, çevresel koruman›n yan› s›ra Ekvator’un zengin etnik çeflitlili¤inin korunmas›na da
katk›da bulunuyor.
Sancisi’ye göre petrol, Ekvator’un 1972-2006 dönemindeki toplam ihracat›nda ortalama %40’l›k bir paya sahip. Ancak bu oran, 2006’da %60’a ç›km›fl. Büyükelçi, milli gelirin
petrol ihracat›na giderek daha ba¤›ml› hale gelmesinin bugün koruma alt›nda olan ve ülke
topraklar›n›n %18’ini oluflturan alan› tehlikeye sokaca¤›n› öne sürüyor; bu nedenle de,
Ekvator’un, petrol yataklar›n› kullanmamas› karfl›l›¤›nda oluflacak kayb› telâfi etmek için
bunun %50’sini Ekvator’a verecek uluslararas› bir mekanizma oluflturulmas›n› umuyor. Göründü¤ü kadar›yla, Ekvatorlular’›n bu amaca Devamı sayfa 20’de
Nathan Johnson
15
| OCAK - MART 2008 | yeşil UFUKLAR
REUTERS
BU KADARI YETER: Bükreş’in en büyük
çöplüklerinden birinde kuşlar ve insanlar çöplerin
arasından yiyecek bir şeyler bulma arayışında.
Romanya, 2007 yılında, İtalya’nın evsel atıklarını,
bu yeni AB üyesinin topraklarına boşaltılması
yönündeki teklifini katî bir biçimde geri çevirdi.
K A PA K K O N U S U
| avrupa için çevre
KIRIK AYNA: Koruyucu buz kalkanının erimesi, Kutup sularını
ısınmaya karşı daha da korunmasız hale getiriyor
Görmek inanmak mıdır?
Dinî önderler doğa koruma öğretisini benimsiyor
Pavel
Pavel Antonov
Antonov
E
ski bir hikâyede, bir fiopian’›n ilk
kez hayvanat bahçesine gidifli anlat›l›r. fiopian, Bulgaristan, Makedonya
ve S›rbistan’›n kesiflti¤i bölgeyi, yani
fiopska salatas›n›n yurdunu etnik ve kültürel olarak temsil eden kiflilere verilen
add›r. Hikâye flöyle sürer, zürafan›n kafesi
önünde bir saat boyunca durup, bu tuhaf,
uzun boyunlu yarat›¤› flaflk›nl›ktan dilini
yutarak ve inanmayan gözlerle izledikten
sonra fiopian karar›n› verir: “asl›nda böyle
bir hayvan yok!”.
fiopianlar’dan farkl› olarak, insanlar›n
ço¤u gördü¤üne inan›r; iflte bu nedenle de
ço¤u, gördüklerinin gerçekli¤ine ve gerçekten var oldu¤una inanma e¤ilimindedir.
Dahas›, insanlar tarih boyunca, kan›t yeterince güvenilir ve ikna edici olmak kofluluyla, baflkalar›n›n gözleriyle gördükleri
fleylere inanmay› da baflarm›flt›r. Bugün,
iklim de¤iflikli¤inin gerçekten var oldu¤u
ve do¤al dengeyi korumak için hemen
harekete geçmek gerekti¤i konusunda,
dünyan›n her yerinde daha fazla insan›
ikna etme misyonu içinde, dinî önderlerin
gözlerine kulaklar›na --ve de vicdanlar›na-ulaflma çabalar› da var. Bunun nedeni
basit: dinî önderler tarih boyunca çok az
kiflinin tan›k oldu¤u --veya olmad›¤›-- olaylara milyonlar› inand›rmak konusunda en
etkili kifliler olmufltur. Nihayetinde bu
önderler, mensup olduklar› inançlar›n
ö¤retileri do¤rultusunda ça¤r›y› eyleme
dönüfltürmede baflar›l› kiflilerdir.
‹klim de¤ifliminin etkilerine birinci
elden tan›k olmak, --yani onun gerçekten
var oldu¤una emin olmak-- için dünyan›n
dört bir yan›ndan bir grup dinî önder,
yeşil UFUKLAR | OCAK - MART 2008 | 16
yanlar›na bilimcileri, politikac›lar› ve gazetecileri de alarak geçti¤imiz Eylül’de
Grönland çevresinde bir deniz yolculu¤u
yapt›. Bu yolculuk, Ekümenik Patri¤i
Bartholomew’in 1995’ten beri bizzat
düzenleyip yönetti¤i ve su üstünde yap›lan din, bilim ve çevre konulu sempozyum dizisinin yedincisiydi. Son sempozyumun “Kuzey Kutbu, Yaflam›n Aynas›”
bafll›¤›, Kuzey Kutbu’ndaki buz bafll›¤›n›n
günefl ›fl›nlar›n› yans›tarak alttaki suyun
›s›nmas›n› önlemesi gibi hayatî bir ifllevden esinlenerek ortaya ç›km›flt›. Bu sempozyum, temsil edilen dinî ö¤retilerin
say›s› bak›m›ndan, flimdiye dek gerçeklefltirilenlerin en çeflitlisiydi. H›ristiyan,
Müslüman ve Musevi geleneklerini temsil
eden önderlerin yan› s›ra; Budist, Hindu,
Jain ve Sikh din adamlar› ile Arktik çemberin kuzeyinden gelen ‹nuk ve Sami temsilcileri de sempozyuma kat›ld›.
Kutup duaları
Delegeler, Norveç yap›m› zarif bir
kutup teknesi olan ve Kuzey Kutbu’na
yap›lan bu yolculuk için do¤rudan tersaneden kiralanan Fram’da, sunufllar yaparak,
ve nükleer yay›n›mdan afl›r› nüfus art›fl›na
dek çok farkl› konular› tart›flarak tam alt›
gün geçirdi. Ancak sempozyumun hem
duygusal hem de dinî anlamdaki zirvesi,
‘Yeryüzü için Sessiz Dua’ oldu. 7 Eylül’ün
serin sabah›nda Fram’›n ön güvertesinde
dua için toplanan dinî önderler, Sermeq
Kujalleq Buzulu’nu seyretti. Bu muazzam
buz kütlesinin, 1912’deki ilk yolculu¤unda
Titanic’in batmas›na yol açan o öldürücü
buzda¤›n›n kökeni oldu¤u iddia edildi.
Ancak buzul bugün, küresel ›s›nman›n
endifle verici göstergelerinden biri olarak,
her y›l 35 kilometreküplük parças›n› denize b›rak›yor. Sempozyumun ‹nternet sitesinde, “‹klim de¤iflikli¤inin bilimsel yönünden bugün hemen hiç kimse flüphe duymuyor, ancak dünyan›n tepesindeki bu
dua farkl› bir mesaj verecek: ister Manaus
ya da Moskoval›, ister Borneo ya da
Pekinli, ister Innsbruck veya Ottawal›
olsun; insano¤lunu ve onun yeryüzüyle
kurmufl oldu¤u iliflkiyi ciddiye alan herkes,
kutba yap›lan bu ziyarete kalpleriyle kat›lmal›,” aç›klamas› yap›l›yor.
İlkeler ve çelişki
Sessiz dua ile onun ard›ndan edilen ve
uluslararas› bas›nda genifl yer bulan
Icefjord Yemini (yan sayfa), bir zamanlar
çevrecili¤i “kentli ateistler için bir din
seçene¤i” olmakla suçlayan, çok satan
Amerikal› bilim kurgu yazar› Michael
Crichton’un (Jurassic Park) öncülük etti¤i
polemi¤i yeniden alevlendirecek türdendi.
Crichton 2003 y›l›nda, çevrecilik karfl›t›
sald›rganca nitelenebilecek bir tav›r tak›narak, çevrecili¤in gerçeklerden ve bilimsel bilgiden kopuk, gerçe¤i tart›flman›n
hiçbir flekilde mümkün olmad›¤› bir tür
‘inanç’ oldu¤unu öne sürmüfltü.
Fram’dakiler aras›nda Crichton yoktu,
ancak sempozyuma kat›lanlar›n büyük
bölümü, --dinin, bilimin ve do¤a korumac›l›¤›n ayn› zeminde bir araya gelmesi
çeliflkili gibi görünse de-- çevre koruma
hareketinin öncülerinden ve köklü bilimsel
kurumlar›n temsilcilerinden olufluyordu.
Çevre bilimlerinin içinde, dünyan›n do¤u-
avrupa için çevre | K A PA K K O N U S U
Papa XVI. Benedict yaz›s›nda, “çevreyi
dikkate almaman›n sonuçlar›, belli bir
alanla veya toplulukla s›n›rlanamaz, çünkü
çevresel sorunlar insanlar›n bir arada var
olmalar›na daima zarar vermekte, böylece
insan›n sayg›nl›¤›n› zedelemekte ve güvenli bir çevrede yaflama arzusu duyan bireylerin haklar›n› ihlâl etmektedir,” diyor.
Papa’n›n Kuzey Kutbu’na gönderdi¤i özel
elçisi, Washington DC emekli baflpiskoposu Kardinal McCarrich de flunlar› ekliyor:
“Tanr›, insano¤luna yeryüzünü kullanma
izni verdi, ancak onu iyi kullanmas› kofluluyla; ondan yararlanmas›n› istedi, sömürmesini de¤il.”
Daha da yükseğe
Karimia Enstitüsü’nün yöneticilerinden biri olan ve ayn› zamanda Londra’da
imaml›k yapan Müflerref Hüseyin alAzhari, iklim de¤iflimi ile ‘güzel dünyam›z’›n bozulmas› ve ya¤malanmas›n›n,
bütün bunlar insanl›¤›n varl›¤›n› sürdürebilmesiyle ilgili oldu¤undan, Müslümanlar için ciddi kayg› duyulan sorunlar
oldu¤unu söylüyor.
Kore’nin ‘Birleflmifl Dinler’ girifliminin
baflkan›, Budist rahip Ven Jinwol de inanc› ile do¤an›n korunmas› aras›ndaki ba¤lant›y› flöyle anlat›yor: “Biz, do¤a ve
insano¤lunun asl›nda bir bütünün parçalar› oldu¤una inan›yoruz. ‹nsan do¤an›n
parças›d›r, o yüzden çevre olmadan var
olamay›z.” Jinwol, H›ristiyanl›k’›n do¤an›n insanlar taraf›ndan sömürülmesini
meflrulaflt›rd›¤›n›
iddia
ederken,
Budizm’in bunu asla kabul edemeyece¤ini de sözlerine ekliyor.
Q
flunu ve geliflimini bilimsel olmaktan uzak,
yarad›l›flç› kuramlarla aç›klayan versiyonlar›n aksine; evrim kuram› ile Darvinizm’i
temel alan, ekoloji, biyoçeflitlili¤in korunmas› gibi disiplinlerden gelen kavramlar
yer al›r. Patrik Bartholomew bile yapt›¤›
aç›l›fl konuflmas›nda, ilk zamanlarda
düzenledi¤i sempozyumun kurmaya çal›flt›¤› iliflkiler karfl›s›nda bir çok insan›n
büyük flaflk›nl›k yaflad›¤›n› ifade etti.
“Dindar insanlar bilime karfl› görece kay›ts›z, hatta düflmanca bir tav›r sergilerken;
bilimcilerin ve ekolojistlerin ço¤u da kendi
dünyalar› ile inanç dünyas› aras›nda çok
ufak bir ba¤lant› kurabiliyord›.”
Ancak Avrupa Komisyonu Baflkan›
Jose Manuel Barosso ve BM eski genel
sekreteri Kofi Annan’›n, sempozyumun
efl-baflkanlar› olmas›na bak›l›rsa, dini
çevre koruma alan›na dahil etme fikri,
sonunda siyasî destek bulmufl görünüyor.
Asl›nda, dinlerin insanlar› harekete geçirme konusundaki etkisini kimse inkâr
edemez. Kutupta seyreden gemide
Bartholomew bunu flu sözlerle aç›klad›:
“Her geçen gün daha çok insan, hem
dinin hem de çevre bilimlerinin temel
sorunlarla; insanl›¤›n, yeryüzünün ve tüm
yarad›l›fl›n kaderiyle ilgilendi¤inin fark›na
var›yor.”
Sempozyumun en heyecan veren ç›kt›lar›ndan biri, hangi dinin ‘en yeflil’ oldu¤unu saptama yönünde bir tür gayr› resmi
yar›flmayd›. Örne¤in Vatikan’dan yap›lan
özel bir aç›klamada, çevre koruman›n, sürdürülebilir kalk›nmay› özendirmenin –ve
en önemlisi iklim de¤iflimi konusuna e¤ilmenin- bütün insanl›k âlemi için hayatî
önem tafl›d›¤› belirtildi.
DOĞANIN YERLİSİ: (üst soldan saat yönünde)
Grönland’ın kadın piskoposu Sofie Petersen,
Jogye Order mensubu Budist Ven Jinwol’le
birlikte görülüyor; Fram Illulisat yakınlarında
buzdağları arasında demirlerken; eriyerek çekilen
buzlar, Grönland’daki toplumların geleneksel
geçim kaynaklarını da tehlikeye sokuyor; yöre
balıkçıları, ‘Sessiz Dua’ya kanolarından eşlik
ediyor.
Icefjord Yemini
7 Eylül 2007’de Ilulissat, Grönland’da
dinî önderlerin yaptığı açıklama
Suyun, buzun ve gün ışığının bilgeliği ve
ihtişamının tam ortasında, her birimiz kendi
geleneklerimize göre dua ettik.
Ve şimdi Tanrı’nın yarattıklarına karşı sorumluluğumuzun bilincinde olarak yan yana duruyoruz.
Yaşamın birbirine bağımlılığını kavrıyor, her bir
tezahüründe bu gezegeni var ettiğini görüyor ve
bütün bu sayısız ilişkiler ağına ne kadar bağımlı olduğumuzun farkına varıyoruz.
Yaşamın bu devasa ağına karşı sevgi, merhamet ve şükranla yaklaşmaya söz veriyoruz.
Yeryüzü, olağanüstü sağaltıcı güçleri olan
yaşayan bir varlık ve bizim ondan öğrenecek
çok şeyimiz var. Bizim kuşağımızın görevi, bu
kutsal dünyayı bütün bilgeliği ve güzelliğiyle
gelecek kuşaklara bırakmaktır.
Şimdi işe koyulalım.
Bu yemini bütün yaratılanlar önünde ediyoruz.
17
| OCAK - MART 2008 | yeşil UFUKLAR
K A PA K K O N U S U
| avrupa için çevre
ÇEVREYE AB KATKISI: Çanakkale ve Kuşadası Bölgesel Katı
Atık Yönetimi Projeleri AB fonlarıyla gerçekleştirilen
ilk yatırım projeleri.
Çevre Alanında AB ile Tam Uyuma Doğru:
Uzun zorlu bir yol - 2
Deniz Gümüşel
Ç
evre alan›nda Avrupa Birli¤i (AB)
ile tam uyum, Türkiye için önemli
geliflim f›rsatlar› sunarken ciddi zorluklar› ve maliyetleri de beraberinde getiriyor. Bu alanda tam uyuma yönelik olarak yap›lmas› gerekenler flöyle s›ralan›yor:
G
kurumsal kapasitenin ve insan kaynaklar›n›n güçlendirilmesi;
G
ilgili AB mevzuat›n›n ulusal mevzuata
aktar›lmas›;
G
etkin uygulama mekanizmalar›n›n
gelifltirilmesi;
G
uygulamaya yönelik strateji ve finansman dokümanlar›n›n haz›rlanmas›, ve
G
gerekli altyap› yat›r›mlar›n›n hayata
geçirilmesi.
Tüm bu uyum çal›flmalar›n›n toplam
maliyeti “Avrupa Birli¤i Entegre Çevre
Uyum Stratejisi” (UÇES) adl› ve 2006 tarihli belgede 59 milyar 6 milyon avro olarak
öngörülüyor. Çevre ve Orman Bakanl›¤›
(ÇOB) koordinasyonunda haz›rlanan
UÇES kapsam›ndaki çal›flmalarda 20072023 döneminde gerçeklefltirilmesi planlanan bu yat›r›mlar›n sektörlere göre da¤›l›m› Tablo 1’de görülebilir.
UÇES ayr›ca Türkiye’nin gerçeklefltirmesi gereken yat›r›mlar için gerekli finansman stratejisinin ön çal›flmalar›n› da kaps›yor. ÇOB Müsteflar Yard›mc›s› Sedat
Kad›o¤lu, öncelikle ekonomik araçlar›n,
örne¤in ‘kirleten öder’ prensibi çerçeveÇevre ve Orman Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Sedat
Kadıoğlu, Başbakanlık Avrupa Birliği Genel Sekreterliği
Sektörel ve Bölgesel Politikalar Dairesi Başkanı Nurşen
Numanoğlu ve Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu
Sürdürülebilir Kalkınma ve Çevre Sektör Yöneticisi Gürdoğar
Sarıgül ile yapılan söyleşilerden hazırlanan ve Yeşil Ufuklar’ın
11. sayısında yayımlanan yazının devamı.
yeşil UFUKLAR | OCAK - MART 2008 | 18
sinde uygulanacak tarifeler, cezaî yapt›r›mlar ve teflviklerin çevre politikalar›n›
destekleyecek flekilde kullan›lmas› gerekti¤ini vurguluyor. Kad›o¤lu, bu dönemde
çevre yat›r›mlar› için gereken finansal kaynaklar›n %13’ünün merkezi idare;
%37’sinin yerel idareler (belediye öz kaynaklar›, ‹ller Bankas›, d›fl krediler, kamuözel sektör iflbirlikleri); %26’s›n›n özel sektör ve %2’sinin de Kamu ‹ktisadi
Teflebbüsleri (K‹T’ler) taraf›ndan sa¤lanmas›n›n beklendi¤ini belirtiyor. UÇES, çevresel yat›r›m maliyetlerinin %22’sinin ise,
AB kaynaklar›ndan ve di¤er hibe kaynaklar›ndan sa¤lanaca¤›n› öngörüyor.
AB fonları ve çevre projeleri
Türkiye, henüz resmi adayl›k süreci
bafllamadan baz› AB fonlar›ndan yararlanmaya bafllam›flt›. Özellikle 1996-2001 döneminde AB-Akdeniz ‹flbirli¤i fonu MEDA ve
1995-2006 döneminde LIFE III. Ülkeler
Program›’ndan faydalanarak Türkiye’de birçok çevre projesi gerçeklefltirildi. Bunlardan MEDA Fonu’ndan desteklenen
“Türkiye’nin Çevre Mevzuat›n›n Analizi
Projesi” (2001-2002) ve ‹dari ‹flbirli¤i Fonu
kapsam›nda “Türkiye Cumhuriyeti için
Çevre Alan›nda Entegre Uyumlaflt›rma
Stratejisi Projesi” (2003-2004) AB uyum
sürecine yön veren sonuçlar› olan projeler
olarak öne ç›k›yor.
1999’daki
Helsinki
Zirvesi’nde
Türkiye’nin resmen ‘aday ülke’ statüsünü
kazanmas›n›n ard›ndan, AB-Türkiye Mali
‹flbirli¤i, ‘Kat›l›m Öncesi Çerçeve’ye al›nd›.
2002-2006 döneminde ‘Kat›l›m Öncesi Mali
‹flbirli¤i’ bütçesinden Türkiye’nin kullan›m›na sunulan fonlarla uyum sürecinin desteklenmesine yönelik projeler hayata geçirilmeye baflland› (Tablo 2).
Türkiye, bafllang›çta AB fonlar›n› özellikle uyum ihtiyaçlar›n› ve stratejisini belirlemeye yönelik projelerde kulland›. Örne¤in, Mali ‹flbirli¤i 2002 Y›l› Program› kap-
Tablo 1: 2007-2023 Yılları Arasında Çevre Yatırımlarının Sektörlere Dağılımı
Sektörler
Su Sektörü Toplamı
Katı Atık Sektörü Toplamı
Hava Sektörü Toplamı
Gürültü Sektörü Toplamı
Kimyasallar Sektörü Toplamı
EKK Sektörü Toplamı
Doğa Koruma Sektörü Toplamı
Genel Toplam
*1 avro 1.858 YTL alınmıştır.
Kaynak: Avrupa Birliği Entegre Çevre Uyum Stratejisi, 2006.
(Milyon YTL)*
63,114
17,762
69
0
0
27,415
490
108,851
Yatırım İhtiyacı
(Milyon Avro)
33,969
9,560
37
0
0
14,755
264
58,585
Oran (%)
58
16
0
0
0
25
0
100
Tablo 2: Türkiye-AB Mali İşbirliği 2002-2006 Döneminde Gerçekleştirilen Çevre Projeleri
Proje Adı ve Yılı
Toplam Bütçe (avro)
Çevre Alanında Kapasitenin Geliştirilmesi Projesi (2002)
Hava Kalitesi, Kimyasallar ve Atık Yönetimi Alanında Türkiye’ye Destek Projesi (2003)
Çevre ve Orman Bakanlığı’nın Özel Atık Yönetimi ve Gürültü Yönetimi Kapasitelerinin
Güçlendirilmesi (2004)
Sürdürülebilir Kalkınmanın Sektör Politikalarına Entegrasyonu Projesi (2004)
Sağlık Bakanlığı’nın Biyosidal Ürünler ve Su Alanlarında Yürüttüğü Mevzuat Uyumu ve
Uygulama Çalışmalarının Desteklenmesi (2004)
Çanakkale Bölgesel Katı Atık Yönetimi Projesi (2005)
Kuşadası Bölgesel Katı Atık Yönetimi Projesi (2005)
Su Sektörü için Türkiye’ye Destek Projesi (2006)
Türkiye’de Çevre Bilgi Ağının Oluşturulması Projesi (2006)
Tokat Atıksu Arıtma Tesisi Projesi (2006)
Nevşehir Atıksu Arıtma Projesi (2006)
Amasya Bölgesel Katı Atık Yönetimi Projesi (2006)
Bitlis Bölgesel Katı Atık Yönetimi Projesi (2006)
Kütayha Bölgesel Katı Atık Yönetimi Projesi (2006)
16,630,000
5,800,000
3,100,000
3,000,000
5,000,000
16,600,000
20,200,000
2,500,000
11,500,000
13,600,000
8,800,000
16,814,000
12,055,000
17,934,000
Türkiye’nin Proje Yönetimi Kapasitesi
Kaynak: Başbakanlık Avrupa Birliği Genel Sekreterliği, 2007.
sam›nda, ‘Türkiye için Çevre Alan›nda
Kapasite Gelifltirilmesi Projesi’nde yasal,
kurumsal, teknik ve yat›r›ma yönelik olarak çevre alan›nda kapasite gelifltirilmesi ve
bu sayede, AB Çevre Müktesebat›’n›n etkin
olarak uygulanmas›n›n h›zland›r›lmas›
amaçland›. Bu projenin alt bileflenlerinden
olan ‘Yüksek Maliyetli Çevre Yat›r›mlar›n›n
Planlanmas› Projesi’ ile; Avrupa Birli¤i yüksek maliyetli çevre yat›r›mlar› direktifleri
için ülke çap›nda gerçeklefltirilmesi gerekli
yat›r›mlar›n öncelik s›ralamas› yap›larak,
gerekli finansman stratejisi haz›rland›.
Malî ‹flbirli¤i kapsam›nda 2005’ten itibaren çevresel altyap› projeleri de finanse
edilmeye baflland›. Çanakkale ve Kufladas›
Bölgesel Kat› At›k Yönetimi Projeleri AB
fonlar›yla gerçeklefltirilen ilk yat›r›m projeleri oldu. Avrupa Komisyonu Delegasyonu
(AKD) ad›na Gürdo¤ar Sar›gül, “yat›r›m
projelerinde detayl› ekonomik ve finansal
analiz, çevresel etki de¤erlendirmesi gibi
çok özel flartlar›n AB mevzuat›na uygun
flekilde yerine getirilmesi gerekti¤ini” vurguluyor. Çanakkale ve Kufladas› projeleri
kapsam›nda Türkiye’de yat›r›m projeleri ile
ilgili bir teknik kapasitenin geliflmesi de
hedeflendi¤inden, AB normlar›na uygun
olarak “Yüksek Maliyetli Çevre Yat›r›mlar›-
n›n Planlanmas› Projesi” çerçevesinde planlanan bu projeler Türkiye aç›s›ndan ayr› bir
öneme sahip.
Kurumsal kapasitenin geliflimi malî
iflbirli¤i projelerinin di¤er bir önemli hedefi olarak belirlenmifl. Örne¤in, 2002 Mali
‹flbirli¤i Program› kapsam›nda yer alan bir
alt bileflen ile Türkiye’de Bölgesel Çevre
Merkezi (REC) kuruldu.
AB ile sürdürülen malî iflbirli¤i programlamas›n›n yan› s›ra Hollanda gibi baz›
ülkelerle devam eden ikili iflbirli¤i projeleri de uyum sürecine katk› sa¤l›yor.
IPA: 2007 ve sonrası
AB’nin yeni finansal dönemi olan
2007-2013 döneminde tüm kat›l›m öncesi
ülkelere yönelik AB finansal deste¤i tek bir
yap› alt›nda topland› ve Türkiye de bu
yap›ya dahil edildi. “Kat›l›m Öncesi
Yard›m Arac› - Instrument for PreAccession Assistance (IPA) adl› yeni program, 1 Ocak 2007’de yürürlü¤e girdi. Bu
program›n önceki destek mekanizmalar›na
göre en önemli farklar›ndan biri çok y›ll›
programlama gerektirmesi. Bu çerçevede
2007-2009 döneminde AB’nin IPA fonlar›ndan desteklenecek çevre altyap› projeleri,
ÇOB taraf›ndan haz›rlanan ve Avrupa
Tablo 3: IPA Katılım Öncesi Yardım Aracı Bileşenleri (2007-2013)
Kurumsal
Yapılanma
Bölgesel ve
Sınırötesi İşbirliği
G
G
Mevzuat uyumu
Kamu yönetimi
reformu
G
Adalet ve içişleri
reformları
G
Sivil toplumun
geliştirilmesi
G
G
G
G
Mali kontrol
Çevre politikaları
Sınırötesi
işbirliği
Uluslararası
ve bölgelerarası
işbirliği
G
Bölgesel
Kalkınma
G Ulaştırma alt
yapısı
G
G
G
G
Çevre alt yapısı
Enerji alt yapısı
Eğitim alt yapısı
Sağlık alt yapısı
KOBİ’lere
destek
G
Eğitim reformu
Kaynak: Başbakanlık Avrupa Birliği Genel Sekreterliği, 2007.
Komisyonu’nca onaylanan, “2007-2009
Çevre Operasyonel Program›”n›n (ÇOP)
uygulamaya al›nmas› ile kullan›lacak.
Ayr›ca, mevzuat uyumuna ve uygulaman›n
etkin yürütülmesine yönelik projeler için
IPA’n›n Baflbakanl›k Avrupa Birli¤i Genel
Sekreterli¤i’nin (ABGS) koordinasyonunda
yürütülen “Geçifl Deste¤i ve Kurumsal
Kapasite” bilefleni geçerli olacak.
Çevre Operasyonel Program›’nda
2007-2009 döneminde hayata geçirilmesi
programlanan çevre altyap› projelerinin
toplam maliyeti 272 milyon 133 bin avro;
bu tutar›n 204 milyon 100 bin avrosunun,
yani %75’inin IPA taraf›ndan karfl›lanmas›
planlan›yor. Türkiye’ye ayr›lan IPA çevre
bilefleni kapsam›ndaki fonun %66’s› içme
suyu ve at›ksu, %28’i kat› at›k ve %6’s› da
teknik yard›m projelerine aktar›lacak.
IPA kapsam›nda 2007-2009 döneminde 26 altyap› projesinin ve üç kurumsal/
teknik kapasite gelifltirme projesinin gerçeklefltirilmesi planlan›yor.
insan Kaynaklarının
Geliştirilmesi
Kırsal
Kalkınma
G
G
İstihdamın
artırılması
İstihdam
kalitesinin
artırılması
Tarımsal
işletmelere destek
Tarımsal
mamullerin
işlenmesi ve
pazarlanması
G
G
Sosyal
dışlanmayla
mücadele
G
G
G
Mesleki eğitim
Ekonomik
faaliyetlerin
çeşitlendirilmesi
Üretici birliklerine
teknik destek
Türkiye’nin çevre alan›nda proje gelifltirme ve uygulama kapasitesinin de¤erlendirilmesi istendi¤inde tüm taraflar iyimser
bir yaklafl›m sergiliyor.
Gürdo¤ar Sar›gül, AB fonlar›n›n özellikle teknik ve kurumsal yap›lanma bilefleninin en önemli yard›m araçlar› oldu¤unu belirtiyor. Türkiye’nin bugüne kadar
yürüttü¤ü 40-50 kadar kontrat›n katk›lar›n›n son befl y›lda görüldü¤ünü vurgulayan Sar›gül, özellikle Çevre ve Orman
Bakanl›¤›’n›n güçlendi¤inin, di¤er bakanl›klar aras›nda politikalar› oluflturan, yat›r›m planlar›nda çevre unsurlar›n› öne ç›karan bir konuma geldi¤inin alt›n› çiziyor.
ABGS ad›na konufltu¤umuz Nurflen
Numano¤lu, AB fonlar› ve ulusal bütçeden desteklenen tüm projelerin sadece
kamu kurumlar› aç›s›ndan de¤il sivil toplum kurulufllar› ve yerel yönetimler için
de önemli bir deneyim olana¤› sa¤lad›¤›n› vurguluyor. Numano¤lu ayr›ca, uyum
için gerekli yat›r›m›n yaklafl›k 60 milyar
avro oldu¤u de¤erlendirildi¤inde, sa¤l›kl› ve etkin programlama, proje ve finansman yönetimi mekanizmas›n›n güçlendirilmesi yönündeki çabalar›n artan bir
ivme ile sürdürüldü¤ünü kaydediyor.
ÇOB Müsteflar Yard›mc›s› Sedat
Kad›o¤lu ise kurumlar aras› koordinasyonu güçlendirerek ve ilgili tüm çevresel
paydafllar›n sürece katk› vermesini sa¤layarak, çevre mevzuat›n›n di¤er sektörler
ile bütünlefltirilmesi, mevzuat›n etkin
uygulama mekanizmalar› ile hayata geçirilmesi ve altyap› ihtiyaçlar›n›n karfl›lanmas› gibi zorlu görevlerin üstesinden
gelinebilece¤ini belirtiyor.
Bu iyimser yaklafl›m›n uygulamada
hayat bulmas›n› ve AB sürecinin bütünsel ve sürdürülebilir çevre politikalar›
oluflturulmas›; çevre politikalar› alan›nda
fleffaf ve kat›l›mc› mekanizmalar›n kurulmas›; etkin bir çevre yönetiminin hayata
geçirilmesi için bir f›rsat olarak de¤erlendirilebilmesini diliyoruz.
Q
WWW.AVRUPA.INFO.TR
avrupa için çevre | K A PA K K O N U S U
G
Deniz Gümüşel, REC Türkiye Kapasite Geliştirme
Programı Proje Yöneticisi
19
| OCAK - MART 2008 | yeşil UFUKLAR
| avrupa için çevre
lar›n hayatlar› gibi) di¤er soyut kavramlar ya lây›k›yla ele al›nmaz ya da tamamen göz ard› edilir. Sachs, bir baflka ünlü
Alman bilimcinin, Albert Einstein’›n sözlerini an›msatarak, “Hayatta gerçekten
kayda de¤er olan fleyler kayda geçirilemez,” diyor.
RÜYA TARLALARI: Enerji grubu
Natura’nın sahip olduğu, İspanya’nın
en büyük biyolojik yakıt tesisi, 2007
yılının Mart ayında tam kapasite ile
çalışmaya başladı. İthal soya kullanan
tesis, yılda 100,000 ton yakıt üretme
kapasitesine sahip.
REUTERS
Dumanlar arasında
Baştarafı sayfa 15’te
M
ulaflmak
için
kendi ceplerinden katk› yapmak gibi bir imkân› da var,
ancak as›l zorluk di¤er hükümetleri bu
çözümün do¤rulu¤una ikna etmek.
Sancisi, oldukça tutarl› olarak, “daha
az kaynak tüketip kifli bafl›na daha az kirlili¤e yol açan ülkeler (Ekvator dünyadaki sal›mlar›n sadece %1’inden sorumlu),
neden dünyay› en çok kirletenlerin külfetini çekmek zorunda?” diye soruyor.
Kazanılmış alışkanlıklar
Amerikal› politika ve sosyal bilimler
profesörü Dennis Meadows, ayn› çarp›c›
soruyu y›llard›r dinleyicilerine yöneltiyor:
“Gelecek on y›llarda insan nüfusu flu üç
yoldan birini izleyecek: -ilki, ya flimdiye
dek oldu¤u gibi ço¤almay› sürdürecek;
ikincisi, neredeyse hiç ço¤alma/ azalma
olmayan bir noktada kalacak; ya da çok
h›zl› bir biçimde düflecek. Sizce hangisi
olacak?” Bundan 20-30 y›l önce
Meadows, nüfusun artmaya devam edece¤ini düflünüyordu. Öyleyse neden flimdi, nispeten de yak›n gelecekteki bir aflamada h›zla düflmeye bafllayaca¤›n› düflünüyor? “flu an sürdürülebilir bir durumda
de¤iliz”, diyor.
Meadows’a göre, sürdürülebilir bir
gelecek için hayatî önemdeki üç olguyu
kavramam›z gerekiyor: ‹lki, sürdürülebilir kalk›nma için gerekli bilginin yeni teknolojilerde de¤il, toplumsal alanda oldu¤u. “As›l ihtiyac›m›z olan fley kültürel
de¤iflim,” diyor Meadows, “bilgimiz zaten
var.” ‹kincisi, bu de¤iflimin çok yak›n bir
gelecekte gerçekleflmesi gereklili¤i. “Öyle
30-40 y›l›m›z yok,” diye uyar›yor
Meadows. Üçüncüsü ise, hükümetler ve
ekonomi programlar›, k›sa vadeli büyümeyi hedefledi¤i sürece, --ne kadar yenilikçi ya da ne kadar etkili olursa olsun-hiçbir gerecin ifle yaramayaca¤› gerçe¤i.
Meadows, ‘kolay’ ve ‘zor’ sorunlar
aras›nda da bir ayr›m yap›yor. Örne¤in
zor sorunlar; temelde do¤ru olmakla birlikte k›sa vadede zararl› olabilecek
çözümler gerektiren sorunlard›r. Bu yüzden, politikac›lar seçim öncesinde bu
çözümleri pek benimsemiyor.
Wuppertal Enstitüsü’nün k›demli
bilimcilerinden, Avrupa’daki yeflil ve ekolojik hareketlerde çok etkili bir kifli olan
yeşil UFUKLAR | OCAK - MART 2008 | 20
Wolfgang Sachs, sürdürülebilir bir gelecek aç›s›ndan gerekli olan köklü kavramsal dönüflümleri sa¤lamak için bilimin
insanl›¤a çok ihtiyac› oldu¤una inan›yor.
‘Sahiplik’, ‘üretim’ ve ‘tüketim’ gibi sözcüklerin bireysel ihtiyaçlar›n karfl›lanmas›n› vurgulad›¤›na dikkat çeken Sachs,
buna karfl›l›k ‘eriflim’, ‘tedarik’ ve ‘kullan›m’ gibi sözcüklerin çok daha fazla toplumsal nitelik tafl›d›¤›n› belirtiyor. Sachs,
e¤er kozmopolitli¤e do¤ru yol alacaksak
ve dünyay›, çat›flan ç›karlar›n ve birbirine
rakip devletlerin savafl meydan› olarak
görmek yerine bir insanlar toplulu¤u olarak görmeye bafllayacaksak; h›z, yavafll›k
ve uzay gibi kavramlar› tekrar gözden
geçirmemiz gerekti¤ine de dikkat çekiyor.
Sachs’a göre, betimleyici-niceliksel
bilimlerin etkisi, “insanlar say›lar› gerçe¤in bir göstergesi olarak görme e¤iliminde” oldu¤u için gere¤inden fazla hissediliyor. Sachs, maliyet-kazanç analizinin
bilhassa çok zararl› sonuçlar› oldu¤unu
öne sürüyor; çünkü Sachs’a göre bir formül, tamamen say›sal bir sonuca ulaflmay› amaçlar, öte yandan (insan ve hayvanUNEP’ten uluslararası panel
Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP),
Uluslararası Sürdürülebilir Kaynak Yönetimi
Paneli’nin resmi açılışını, 8-10 Kasım tarihlerinde Budapeşte’de üçüncüsü düzenlenen
Dünya Bilim Forumu’nda duyurdu.
Panelin temel hedefi, “hem yenilenebilir hem de
yenilenemeyen kaynakların kullanımının, bütün
yaşam döngüsü üstündeki çevresel etkilerinin
bağımsız bilimsel değerlendirmesini yapmak,”
şeklinde tanımlandı. Panel, “ekonomik kalkınma, kaynak verimliliği ve arz güvenliği meselelerini,” göz önünde bulundurarak, “kaynak
kullanımı ile çevresel etkileri ekonomik kalkınmadan ayırma konusunda bilgi paylaşımına
katkıda bulunacak.”
Panelde, kaynak yönetimi, ekosistem hizmetleri, sürdürülebilir tüketim ve üretim, atık
önleme ve geri dönüşüm gibi alanlarda ve
sosyo-ekonomik konularda uzman, uluslararası ölçekte tanınmış 20 bilimci çalışıyor.
Panelin yönetim kurulu, 15 hükümetin temsilcisinden oluşuyor, ancak genel strateji ve çalışma planı konularında hükümet üyelerinden 20
kişiye kadar destek alınabiliyor. UNEP’in kaynak paneliyle ilgili ayrıntılı bilgiye <www.
unep.fr/sustain/initiatives/resourcepanel>
adresinden ulaşabilirsiniz.
Wuppertal Enstitüsü’nden malzeme
ak›fl› ve at›k yönetimi uzman› Stefan
Bringezu, AB’nin uzun vadeli (25 y›ldan
fazla) kaynak stratejisi hedeflerinden birinin, önce GSY‹H’y› kaynak kullan›m›ndan
ay›rmak, sonra da kaynak kullan›m›n› çevresel etkilerden ay›rmak oldu¤unu söylüyor. Bringezu, ham tüketim rakamlar›n›n,
tüketime yönelik fiili kaynak kullan›m›na
iliflkin rakamlardan çok daha düflük oldu¤unu belirtiyor. Örne¤in, Avrupa’da kifli
bafl›na tüketim y›lda 20 ton iken, bu tüketimi mümkün k›lan kaynak kullan›m› kifli
bafl›na y›lda 50 tona ulaflabiliyor.
Bringezu, biyokütle ve bitkisel yak›tlar›n da ideal seçenekler olmad›¤›n› söylüyor ve ekliyor, “Tüketim azalt›lmad›kça,
dünyan›n artan yak›t talebi yaln›zca minerallerden biyokütleye geçerek karfl›lanamaz”. Bringezu’ya göre göz önüne al›nmas› gereken baz› etkenler flunlar:
“Nüfusunun büyük bölümü yeterli yiyecek bulamayan ülkelerde bile topra¤›n
g›da amaçl› ürün yerine, yak›t amaçl› ürün
yetifltirmek için kullan›lmas›; büyük ölçüde mono kültür tar›m yüzünden tür çeflitli¤inin azalmas›; ve orman, savan v.b.
alanlar›n yok edilmesi sonucu gerçekten
artan sera gazlar›. Bringezu, 60 litre yak›t
elde etmek için gereken ürünün, bir insan› bütün bir y›l boyunca doyurabilece¤ini
söylüyor.
Ashok Koshla, Yeni Delhi’de bulunan
ve teoride kalmay›p sürdürülebilir yaflam
do¤rultusunda somut ürünler ortaya
koyan Kalk›nma Alternatifleri isimli giriflimin kurucusu ve baflkan›. Dünyadaki ekonomik eflitsizlikler karfl›s›nda flaflk›nl›¤›n›
gizleyemeyen Koshla, dünya nüfusunun
yaklafl›k %60’›n›n “oldukça sefalet içinde
yaflad›¤›na,” dikkat çekiyor. Koshla, 1.3
milyar insan›n temiz içme suyundan yoksun oldu¤unu, gerçek say›n›n ise muhtemelen çok daha yüksek oldu¤unu belirtiyor. Bu çarp›c› gerçe¤e bir de, 570 gram
alt›n tak› yapabilmek için ortalama 20 ton
topra¤›n kaz›ld›¤› bilgisini ekliyor.
Koshla, herhangi bir sürdürülebilir kalk›nma stratejisinde, toplumsal adalet,
geçim kaynaklar›, temel ihtiyaçlar ve çevre
güvenli¤ine eflit derecede önem verilmesi
gerekti¤ini vurguluyor. Koshla’ya göre,
insanl›¤›n önünde üç temel seçenek var:
‹lki, zihniyetin ayn› kald›¤› ve korkunç
sonuçlar do¤uracak olan, ancak küresel
flirketlerin destekledi¤i, “eskisi gibi devam
etme” yaklafl›m›. ‹kincisi, belli ürünlerin
verimlili¤ini yükseltmeyi içeren ve ulusal
ölçekte refah art›rma stratejisi olarak tan›mlanabilecek, “faktoring/ k›smî finansman
sistemi”. Bu ikincisi, ilkine göre çok daha
iyi olsa da, üçüncü ve en iyi seçene¤e–
yani insan›n, zaten kald›rabilece¤inden
fazla bir yük alt›ndaki yeryüzüne etkisini
azaltacak sistem de¤iflimi/ s›çrama yaklafl›m›na k›yasla çok yetersiz kal›yor.
Q
K A PA K K O N U S U
FORUM
söyleşi
Baştrafı sayfa 5’te
M
mi olacak? Bu gezegen üstünde kaç
kiflinin yaflayabilece¤i, büyük ölçüde
bu tercihe ba¤l›. Nüfus azalacak, oras›
kesin! Bu düflüfl iki biçimde gerçekleflebilir: ya do¤um oran›n› azalt›r›z, ya da do¤a
ölüm oran›n› art›r›r.
Ama ne zaman? Bu karmafl›k sistemler
zamanla nas›l bir de¤iflim geçirir? Beni
düflündüren bu. Ben, insanl›¤›n gelece¤e
bak›p da kendi iradesiyle de¤iflmesi
yönünde hiçbir dayanak görmüyorum.
Bence de¤iflimler, zorda kald›¤›m›z için
gerçekleflecek. Bundan kast›m bir felâket
de¤il. Bu demek de¤il ki bütün türler yeryüzünden bir anda silinip gidecek. Demek
istedi¤im, önümüzde yo¤un bir de¤iflim
dönemi ve iki seçene¤imiz var. Zenginler
ve güçlüler k›sa vadede sahip olduklar›
yaflam standard›n› korumaya çal›fl›p di¤erlerinin can›na okuyabilir. Ya da flöyle diyebiliriz: “Bak›n, hepimiz ayn› gemideyiz, o
yüzden baz› fleyleri k›smak, paylaflmak ve
bu zorlu dönemi birlikte atlatmak zorunday›z.” ‹kincisi daha anlaml› bir tercih olur.
Siyasetçiler önlem almakta çok mu geç
kaldı?
Evet, art›k çok geç. 1970’lerde yine
[Macaristan Bilim Akademisi’ne ait] bu
odada, yüzy›l›n sonuna do¤ru çok büyük
sorunlarla karfl›laflaca¤›m›z› söylüyordum.
Bunu birçok konferansta da söyledim.
Hiçbir fley olmad›! 30 y›l önce de ayn› tart›flmalar› yap›yorduk. [Siyasetçiler] bir
rüya âleminde yafl›yor. ‹nsanl›k, dünyan›n
uzun vadeli kald›rma kapasitesinin çok
üstünde art›k. Fizikî büyüme önümüzdeki
y›llarda bir zaman mutlaka duracak.
Bugün kula¤›m›za su k›tl›¤›yla ilgili söylentiler geliyor, yak›nda yiyecek k›tl›¤›ndan bahsedildi¤ini de iflitece¤iz. Ama as›l
belâ iklim de¤iflikli¤i ve enerji.
IPPC ve Kyoto, s›cakl›k art›fl›n›n
2 °C’yi geçmemesi için CO2 oran›n› 450’de
(metreküp bafl›na parçac›k) sabitlememiz
gerekti¤i konusunda hemfikirdi. Bu bir
fantazya! Küresel s›cakl›k flimdiden 0.7 °C
yükseldi, ekosistemler çoktan kontrolümüzden ç›kt›. Denizler yükseliyor, Kuzey
Kutbu buzullar› kütlelerinin %80’ini kaybetti, kurakl›k sorunu giderek büyüyor.
Di¤er yanda orman yang›nlar›. ‹ki derece
yükseldi¤inde yaflamay› nas›l sürdürece¤iz
İKİ DÖRTTEN İYİDİR: Trafikteki araçların yalnızca üçte birinin otomobil olduğu Amsterdam’da bir sürücü bisikletini
büyük bir bisiklet parkına bırakıyor.
‘Hibrid otomobiller
konusunda pek
iyimser değilim. Ama
bisikletlerden
umutluyum.’
Allah aflk›na? Bilimsel bir say› de¤il bu,
siyasî bir say›. Siyasetçilere gidip “Art›k
çok geç,” derseniz size, “Tamam o zaman,
bofl verin gitsin. Madem çok geç, o zaman
yiyip içip keyfimize bakal›m, bizden fedakârl›k beklemeyin,” derler. O yüzden siyasetçilere hâlâ yap›labilecek bir fleyler oldu¤unu söylemek gerek.
Peki yeni teknolojiler bu sorunlar için
çözüm olabilir mi?
Hay›r. Ben bir bilim adam›y›m, y›llar›n
mühendislik profesörüyüm. Kimya diplomam var, Atom Enerji Komis-yonu’nda
çal›flt›m. Bilim tutkunuyum ve bilimsel
araflt›rmalar yap›yorum. Ancak bu mesele
zamanlamayla ilgili. Önümüzdeki on y›l
boyunca, enerji a盤›yla bafla ç›kmak
zorunday›z. Otomobillerimizi ya da di¤er
fleyleri on y›l içinde tamamen de¤ifltiremeyece¤iz. Bir laboratuar buluflunun
günlük yaflam›m›za girmesi 30-40 y›l al›r.
Bizim o kadar vaktimiz yok. Ancak,
büyük bir bilgi birikimimiz var, bunlar› bir
araya getirebilir ve flu andaki bilgimizi
kullanabilirsek, ilginç çözümler üretebiliriz. Ben hibrid otomobiller konusunda
pek iyimser de¤ilim. Ama bisikletlerden
umutluyum. Bisikletlerin, otomobillerden,
trenlerden, uçaklardan ve di¤er tafl›tlardan daha az CO2 sald›¤› kesin.
İyimser olmak için bir nedenimiz var mı
peki?
Evet, var. Enerjiyi o kadar verimsiz
kullan›yoruz ki, yaflam standard›m›zdan
çok büyük fedakârl›klar yapmadan tasarruf etmenin inan›lmaz yollar› var. Bunu
yapmak için gereken teknoloji elimizde.
Yepyeni bir teknolojiye ihtiyac›m›z yok.
Tek yapmam›z gereken elimizde olan› en
iyi flekilde kullanmak.
Q
K›sa bir süre önce, 2020 y›l›na gelmeden Almanya’da benzinin karneyle da¤›t›laca¤›na dair 1,000 avroya bahse girdim.
Çünkü benzinin fiyat› çok yükselecek. Ve
Almanya’daki gibi bir siyasî sistemde zenginlerin istedikleri her fleye ulaflmas›, yoksullar›nsa hiçbir fleye sahip olamamas›
kabul edilemez. Almanya ve Fransa buna
izin vermez. Ama Kenya, Somali ya da
belki Rusya, bilemiyorum... Bahse girdi¤imde benzinin varili 50 dolard›, flimdi
100 dolar. Üç y›l içinde varili 200 dolara
ç›kacak. Art›fl sürecek.
REUTERS
Politika üretenler ne yapacak bu
durumda?
21
| OCAK - MART 2008 | yeşil UFUKLAR
R E C B Ü LT E N İ
| türkiye
Dünyada ve Türkiye’de sürdürülebilirlik çabalarının
geleceği için kritik viraj
Bali sonrası
Kopenhag öncesi
E
Yunus Arıkan
ndonezya’n›n Bali adas›, 3-15
Aral›k 2007 tarihlerinde BM
‹klim De¤iflikli¤i Çerçeve Sözleflmesi’nin (BM‹DÇS) 13. Taraflar
Konferans›’na (COP13) ve Kyoto Protokolü’nün 3. Taraflar Buluflmas›’na
(COP/MOP3) ev sahipli¤i yapt›. 10’dan
fazla ülkenin baflbakan ya da devlet baflkan›, 150 kadar ülkenin çevre bakan›
düzeyinde temsil edildi¤i; çok say›da maliye ve sanayi bakan›n›n kat›ld›¤›; uluslararas› finans kurulufllar›n›n ilk kez para ve
maliye politikalar›na çevre ve sürdürülebilirlik gözlü¤üyle bakmaya zorland›¤›; diplomatlar›n ve uluslararas› kurulufllar›n üst
düzey yöneticilerinin kameralar›n karfl›s›na bazen göz yafllar›, bazen öfke, bazen
de yürekten kucaklaflmalarla ç›kt›¤›;
1,500’ü aflk›n gazetecinin izledi¤i Bali zirvesi, muhtemelen 1992 Rio Zirvesi’nden
sonra, dünya kamuoyunun en yo¤un
flekilde izledi¤i uluslararas› çevre toplant›s› oldu.
Bali Toplant›lar› gerçekten de; nedenleri, sonuçlar› ve çözüm önerileriyle, iklim
de¤iflikli¤inin hemen hemen tüm çevre
sorun ve süreçlerinin odak noktas› haline
geldi¤inin; dahas›, bu özellikleri nedeniyle,
be¤enilse de be¤enilmese de, kabul edilse
de edilmese de, iklim de¤iflikli¤inin art›k
dünyan›n gelece¤ini (ya da geleceksizli¤ini) tayin etti¤inin, çevre camias› d›fl›ndaki
tüm sektör ve aktörlerce de kabul edildi¤i
dönüm noktas› olarak an›lacak.
1992’de Rio’da beraber kurguland›¤›
‘çölleflmeyle mücadele’ ve ‘biyoçeflitlilik’
alanlar›na yönelik uluslararas› süreçlerden
farkl› olarak, iklim de¤iflikli¤i camias›n›n,
çal›flma alan›n› mütevazi ‘koruma’ eksenli
çabalar›n ötesine tafl›y›p, ‘düflük karbon
ekonomisi’ gibi yeni bir ekonomik ve ekolojik döngüyü hedeflemesi, Bali Toplant›lar› ile doru¤a ulaflan bu baflar›n›n temel
nedeni olarak de¤erlendirilebilir.
Nitekim, en genel ölçekte, tüm sürdürülebilir kalk›nma çabalar›n›n yerel, ulusal
ve küresel ölçekteki uygulamalar› dikkate
al›nd›¤›nda, elde edilen kazan›mlar›n,
iklim de¤iflikli¤i süreci ile bütünleflmedikçe son derece s›n›rl› kald›¤› ya da sürdürülebilir olmad›¤› görülüyor.
Elbette di¤er alanlarda da az›msanmayacak baflar›lar elde edildi. Örne¤in,
2002’da Havana’daki Çölleflmeyle Mücadele Sözleflmesi 6. Taraflar Konferanyeşil UFUKLAR | OCAK - MART 2008 | 22
s›’nda, geliflmekte olan ülkeler, çölleflme
ve tar›m aras›nda do¤rudan iliflki kurarak, bu kararlar›n› ayn› y›l Cancun’da
yap›lan Dünya Ticaret Örgütü (WTO)
toplant›s›nda savunmay› kararlaflt›rm›flt›.
Nitekim, Havana’y› ciddiye almayan
geliflmifl ülkeler, Cancun hezimetini
önceden görememifl, bu da dünya ekonomisi için son derece önemli ve belki
de etkisi bugün bile hissedilebilen
sonuçlar do¤urmufltu.
Çölleflmeyle mücadele camias›, 20.
yy’daki fosil yak›t ça¤›n›n, bir anlamda
‘eski dünya’n›n sonunu Havana’da nas›l
haz›rlad›ysa, belki de ilerleyen y›llar, Bali
Türkiye için, “Bali’den Sonra, Kopenhag’dan Önce” yanıtlanması gereken sorular:
1- Mevcut ABD federal yönetiminin Kyoto Protokolü konusundaki konum ve tutumu nedeniyle, 2012 sonrası müzakerelerinin BMİDÇS ve KP olmak üzere iki hatta ilerlediği düşünülürse, 2008 ABD başkanlık
seçimleri sonrasında bu çift başlılığın ortadan kaldırılması mümkün olabilir mi?
2- ABD federal yönetiminin, 2009 başından itibaren Kyoto Protokolü’ne daha yakın bir politika izlemesi
halinde, Protokol dışında kalmayı sürdüren Türkiye bu süreçten nasıl etkilenir?
3- Aslen 1997’de BMİDÇS’ye taraf olmadığı için Kyoto Protokolü Ek-B Listesi’nde yer almayan ve diğerlerinden farklı konumdaki bir Ek-I ülkesi olan Türkiye, Protokol’e katılmasa da, Protokol’ün ve eklerinin gözden geçirme müzakereleri, Türkiye’nin 2012 sonrasındaki konumu ve yükümlülüklerine yönelik bazı sonuçlar doğurabilir mi?
4- Bali Eylem Planı ile Çin, Brezilya ve Hindistan gibi ülkeler dahi 2012 sonrasında sera gazı salımlarını ‘bir
şekilde’ azaltabileceklerini kabul ederken, Türkiye, hâlen mevcut KP Ek-B dışı konumuyla, sera gazı salımlarının azaltılması ya da kontrolü konusunda “hiçbir yükümlülüğe girmemeyi”, 2012 sonrasında da sürdürebilir mi?
5- 2001’deki 26/CP7 numaralı kararıyla Ek-II Listesi’nden çıkarılarak gelişmiş ülkeler arasında olmadığı
kesinleşen, ancak, yıllık toplam 600 milyar doları ve kişi başına 7,500 doları aşan GSYİH’si, 300 milyon
ton CO2 eşdeğerini aşan yıllık sera gazı salımı ile AB katılım sürecindeki bir OECD üyesi olan Türkiye’nin,
gelişmekte olan ülkeler arasında, 2012 sonrasında sera gazı salımlarının azaltılması ya da kontrolü konusunda konumu ne olabilir?
6- Diğer Ek-I ülkelerinden farklı olduğu kabul edilen ve 2008-2012 dönemi için sera gazı salımlarının azaltılması ya da kontrolüne yönelik bir hedefi bulunmayan tek Ek-I ülkesi olan Türkiye, KP’nin mevcut yapısı
ve 26/CP7 kararı dikkate alındığında, 2009’dan önce KP’ye katılırsa ne kaybeder?
7- Türkiye, Kyoto Protokolü’ne 2008’den sonra katılırsa ne kazanır?
8- AB’nin, Kyoto Protokolü’nü ve buna yönelik önlemleri iç hukukunun bir parçası haline getirmesi, ayrıca,
2012-2020 arası döneme yönelik olarak hem sera gazı salımlarının azaltılması hem de iklim değişikliğinin
etkilerine uyum konusunda yeni mevzuat hazırlıklarını yürütmesi; tam üyelik sürecindeki Türkiye’nin, orta ve
uzun vadeli iklim değişikliği politikalarını ve müzakere pozisyonunu nasıl etkileyebilir?
9- BMİDÇS Ek-I Listesi’nde yer almayan Kıbrıs (GKRY) ve Malta’nın, AB üyeliklerindeki ilk sekiz yıl boyunca (2012’ye dek), sera gazı salımlarının azaltımı konusunda ne AB ne de BMİDÇS kapsamında bir yükümlülük üstlenmemeleri; hâlen KP Ek-B Listesi’nde yer almadığı için bir sera gazı salım azaltım ya da kontrol
yükümlülüğü bulunmayan Türkiye’ye, gerek BMİDÇS ve KP, gerek AB katılım müzakerelerinde, 2012 sonrasında ve AB katılımı öncesinde ya da sonrasında ne tür avantajlar sağlar?
HTTP://IISD.CA
HTTP://IISD.CA
türkiye | R E C B Ü LT E N İ
HTTP://IISD.CA
KORUMANIN ÖTESİNDEKİ HEDEFLER: Konferans sırasında içeride
hararetli tartışmalar olurken, dışarıda da farklı gösteriler ve sivil
etkinlikler gerçekleştirildi (solda); IPPC Başkanı Rajendra Pachauri,
üst düzey yetkililere Oslo'dan hitab ediyor, (en üstte); Endonezyalı sivil
örgütler "İklim için hemen şimdi eylem" istiyor, (üstte).
Endonezya’l› küçük k›z›n, “kararlar›n›z›
bürokrat ya da diplomat oldu¤unuzu
düflünerek de¤il, ayn› zamanda birer
anne ve baba oldu¤unuzu hat›rlayarak ve
biz çocuklar› düflünerek al›n,” 盤l›¤›n›n,
önümüzdeki
günlerde
Bangkok’ta,
Bonn’da, Tokyo’da, Poznan’da, Kopenhag’da görüflmelere kat›lacak müzakerecilerin kulaklar›nda her an yank›lanmas›n›
sa¤lamakla mümkün.
Bali Toplant›lar›, Türk heyetinin,
2001’de Marakefl’te gerçekleflen 7. Taraflar
Konferans›’ndan bu yana en aktif oldu¤u
konferanst›. Her ne kadar Bali’de bakan
düzeyinde temsil edilmemeleri; Türkiye
ve Belarus’un, KP Ek-B’de yer almayan iki
Çizelge 1. İklim değişikliği alanında karar alma süreçlerindeki dönüm noktaları
Dönem
1990/ 1992
1995/ 1997
2007/ 2009
Süreç
Sonuç
Bilimsel Süreç: IPCC 2. Değerlendirme Raporu
Siyasî Süreç: AWBM (Berlin Buyruğu Geçici
Çalışma Grubu)
Bilimsel Süreç: IPCC 4. Değerlendirme Raporu
Kyoto Protokolü (KP)
Bilimsel süreç: IPCC 1. Değerlendirme Raporu
Siyasî Süreç: INC (Hükümetlerarası Müzakere
Komitesi)
Birleşmiş Milletler İklim
Değişikliği Çerçeve
Sözleşmesi (BMİDÇS)
Siyasî Süreç:
1. Hat - BMİDÇS; Bali Eylem Planı
2. Hat - KP; AWG (Ek-I/B)
3. Gözden Geçirme (Tüm Taraflar)
2012 Sonrası İklim
Değişikliği Rejimi için
Yeni Uluslararası
Anlaşma
BM‹DÇS Ek-I Ülkesi olmalar›n›n yan› s›ra
ikinci ortak yönleri olarak öne ç›ksa da;
Türk hükümetinin, Bali’de ilk kez Üst
Düzey Bölümde bir AB aç›klamas›n› desteklemesi ve son günkü tarihi oturumda
Türkiye’nin, aralar›nda AB, Çin, Hindistan,
Brezilya, Pakistan’da dünyan›n büyük
ço¤unlu¤u ile ayn› safta oldu¤unu aç›klamas›, Bali’de Türk heyetinin kaydetti¤i
di¤er önemli baflar›lar olarak de¤erlendirilebilir.
Ayr›ca, REC Türkiye Ofisi’nin 6. Madde Ulusal Odak Noktas› kapsam›nda
2005’ten bu yana Türkiye’nin dört bir
yan›nda ve her türlü platformda sürdürdü¤ü “STK’lar›n BM‹DÇS’ye Akreditasyonu”
ça¤r›s›n›n 2007 sonunda ses bulmas›,
Bali’yi Türkiye için dönüm noktas› yapan
bir di¤er geliflmeydi.
TEMA Vakf›’n›n çevre kurulufllar›
(ENGOs), Enerji Ekonomisi Derne¤i’nin
de araflt›rma kurulufllar› (RINGOs) kapsam›nda BM‹DÇS Sekretaryas›’na akredite
olmas›; Do¤a Derne¤i’nin ve Türkiye Çevre Platformu’nun bu yöndeki ilk ad›mlar›
atm›fl olmas›, Türk STK’lar›n›n Bali sonras› süreçlere daha aktif ve bilinçli kat›lmas›n› sa¤lamas› beklenebilir.
COP13’e kat›lan kamu ve sivil toplum
kurulufllar›n›n, REC Türkiye’nin davetiyle,
9 Ocak 2008’de ilk kez kamuya aç›k bir
toplant›da bir araya gelerek Bali süreci ve
sonras› için ilk görüfl ve önerilerini paylaflmas›, bu yöndeki ilk olumlu bafllang›ç olarak de¤erlendirilebilir.
Q
Toplant›lar› ile beraber iklim de¤iflikli¤i
camias›n›, 21. yy’da kaç›n›lmaz bir zorunluluk olan ve eflitlik, yenilenebilirlik,
verimlilik, dayan›flma ilkeleri üstünde yükselmesi gereken ‘yeni dünya’n›n ya da
‘düflük karbon ekonomisi’nin mimar› olarak tan›mlayacak.
Bali Eylem Plan› ve Kyoto Protokolü’nün 2012 sonras› müzakerelerinin 2009
sonunda Kopenhag’da gerçeklefltirilecek
15. Taraflar Konferans›’nda netleflmesi
bekleniyor. Ancak bu sürecin çevre ve
iklim de¤iflikli¤i camias› aç›s›ndan tam
anlam›yla hedefe ulaflmas›; Bali’de 14
Aral›k Cuma günkü resmi oturumda
çocuk ve gençlik kozas› ad›na söz alan
Yunus Arıkan, REC Türkiye İklim Değişikliği Çalışma
Programı Yöneticisi
23
| OCAK - MART 2008 | yeşil UFUKLAR
R E C B Ü LT E N İ
| türkiye
KAPASİTE GELİŞTİRME
REC TÜRKIYE ARŞİVİ
Su için seminer
SU YÖNETİMİ ÖNCELİKLİ: REC Çevre Politikaları
Birimi'nden Jovanka Ignjatovic, 'AB Su Çerçeve
Direktifi' hakkında bilgi veriyor.
I REC Türkiye, çevre STK’lar›n›n çevresel
karar alma mekanizmalar›na kat›l›m›n›
destekleyen çal›flmalar›n› sürdürüyor. “AB
Uyum Sürecinde Türkiye’de Su Yönetimi”
konulu seminer 27-28 Kas›m 2007’de
Ankara’da gerçekleflti. Seminere 41 STK
ve 11 kamu kurumu temsilcisi kat›ld›.
Türkiye, AB’ye çevresel uyum sürecinde su yönetimine öncelik veriyor. AB’nin
ilgili mevzuat›n›n omurgas›n› oluflturan Su
Çerçeve Direktifi ise ‘Havza Yönetim Planlar›’n›n kat›l›mc› bir yaklafl›mla haz›rlan›p
uygulanmas› ön flart›n› koyuyor. Su yönetimi konusunda halka hem haklar hem de
sorumluluklar yükleyen bu direktifin, Türkiye mevzuat› ile uyumlaflt›r›lmas› ve
uygulamas› s›ras›nda sivil topluma önemli
bir ifllev düflüyor. Sivil toplumun bu ifllevi
gerekti¤i gibi yerine getirmesi için AB Su
Müktesebat› ve özellikle Su Çerçeve Direktifi hakk›nda yeterli bilgiye sahip olmas›;
ülkemizdeki kat›l›m olanaklar›n› bilmesi ve
yeni AB üyesi ülkelerin direktifi uyumlaflt›r›rken halk›n kat›l›m› konusunu nas›l ele
ald›klar›n› örneklerle görmesi önemli.
REC Türkiye taraf›ndan düzenlenen
seminerin ilk gününde “AB Su Mevzuat›
ve Türkiye’nin Uyum Çal›flmalar›” ile ilgili
sunumlar yap›ld›. AB’nin Su Mevzuat› (Su
Çerçeve Direktifi ve ilgili di¤er direktifler),
Türkiye’nin AB Su Mevzuat›na Uyum
Çal›flmalar› ve AB Uyum Sürecinde Su
Mevzuat›n› Uygulama Stratejisi ve Altyap›
Çal›flmalar› konular›na de¤inildi. ‘Su
Yönetimine Halk›n Kat›l›m›’ temal› ikinci
günde, AB Su Mevzuat›nda Halk›n Kat›m›
ile ‹lgili Gereklilikler, AB Üyesi Ülkelerden
Baflar›l› Örnekler: Su Yönetimine Halk›n
Kat›l›m› ve STK’lar›n Rolü, ve Türkiye’de
Su Yönetiminde Halk›n Kat›l›m› için Var
Olan Mekanizmalar ve Deneyimler, konulu sunumlar›n ard›ndan kat›l›mc›lar, ‘Türkiye için AB Sürecinde Su Yönetimine
Halk›n Kat›l›m› için Olas› Mekanizmalar;
STK’lar›n sürece Deste¤i Nas›l Olabilir?’
konusu üstünde grup çal›flmalar› gerçeklefltirdi. Ayr›nt›l› bilgi ve seminer sunumlar› için <www.rec.org.tr>
yeşil UFUKLAR | OCAK - MART 2008 | 24
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ
İklim Değişikliği Politikalarının
Tanıtılması tamamlandı
“Türkiye’de
‹klim
De¤iflikli¤i
I
Politikalar›n›n Tan›t›lmas›” bafll›kl› proje,
2006-2008 y›llar› aras›nda, AB Çevre
Genel Müdürlü¤ü LIFE Fonu’ndan sa¤lanan destekle, REC Türkiye’nin eflgüdümünde yürütüldü. Projede, Çevre ve
Orman Bakanl›¤› Çevre Yönetimi Genel
Müdürlü¤ü ve Exergia flirketi proje orta¤›,
‹talyan Çevre ve Arazi Bakanl›¤› ise eflfinansör olarak yer al›yordu. Ocak
2006’da bafllayan proje etkinlikleri Ocak
2008’de tamamland›.
Projenin kapan›fl toplant›s›, 9 Ocak
2008’de yap›ld›. Projedeki çal›flmalar›n
ele al›nd›¤› toplant›da ayr›ca, 1990-2004
dönemi sera gaz› envanterinin de¤erlendirilmesi, iklim de¤iflikli¤i ile savafl›mda düflük/ s›f›r maliyetli önlemler,
uluslararas› iklim de¤iflikli¤i rejimi,
iklim de¤iflikli¤ine uyum ve Türkiye
konular›n›n ele al›nd›¤› sunumlar yap›ld›. Kapan›fl toplant›s›ndaki panelde ise,
3-14 Aral›k 2007’de Bali’de yap›lan 13.
Taraflar Konferas›’na kat›lan Türk heyetinde yer alan temsilciler, STK’lar› temsilen TEMA Vakf›, Do¤a Derne¤i,
Heinrich Böll Stiftung Derne¤i’nden
yetkililer yer ald›. Kyoto Protokolü’nün
2012 Sonras›ndaki döneminde Türkiye
için
seçeneklerin,
Türkiye’deki
STK’lar›n uluslararas› sürece daha etkin
kat›l›m› için seçeneklerin tart›fl›ld›¤› ve
heyetin Bali izlenimlerini aktard›¤›
kapan›fl konferans› ‹nternet’ten canl›
olarak yay›mland›. Böylece Türkiye’de
ilk kez iklim de¤iflikli¤i ile ilgili bir toplant› ‹nternet’ten canl› yay›mlanm›fl
oldu. <http://reclife.sempozyum.tv>
adresinde bir y›l boyunca izlenebilecek.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ
KuzeyGüneyDoğuBatı sergisi
Anadolu’da
I KuzeyGüneyDo¤uBat› Foto¤raf
Sergisi 2007-2008 Türkiye Program›
Haziran-Mart döneminde gerçekleflen
10 sergi ve dört panel ile tamamland›.
Kocaeli, Konya, Bursa, Çanakkale,
Trabzon, Samsun, Eskiflehir, Diyarbak›r,
Kayseri ve ‹stanbul’daki sergilerin yan›
s›ra Bursa, Çanakkale, Trabzon ve
Diyarbak›r’da da paneller düzenlendi.
Ziyaretçiler, 90 foto¤raf›n ve iklim de¤iflikli¤i ile ilgili ilginç ve çarp›c› aç›klamalar›n yer ald›¤› kitap盤› ücretsiz olarak edindi. Yerel ortaklar›n düzenleme
aflamas›nda verdi¤i büyük destekle,
yerel kamu kurumlar›, STK’lar, medya
kurulufllar› ve halk›n kat›l›m›yla gerçek-
lefltirilen panellerde ise iklim de¤iflikli¤i
ile ilgili güncel bilgiler paylafl›ld› ve tart›flmalar yap›ld›. 3-15 Aral›k 2007’de
Bali’de gerçekleflen ve Kyoto Protokolü’nün 2012 sonras› dönemde nas›l
sürece¤i konusunun ele al›nd›¤› 13.
Taraflar Konferans› ve bu konferans›n
ulusal, uluslararas› yans›malar›n›n aktar›ld›¤›, sivil örgütlerin iklim de¤iflikli¤i
tart›flmalar›na en etkin kat›l›m› için fikirlerin paylafl›ld›¤›; sera gaz› sal›mlar›n›n
azalt›lmas›, iklim de¤iflikli¤inin olumsuz
etkilerine uyum için yerel çözümlerin
sunuldu¤u panellere büyük ilgi gösterildi. Sergi yerel ve uulusal bas›nda da
genifl yer buldu.
ÖZEL PROGRAMLAR
Sürdürülebilirlik için liderlik ve değişim
I REC Türkiye ve Bo¤aziçi Üniversitesi’nin iflbirli¤iyle Avrupa Birli¤i Kat›l›m Sürecinde ‹fl Dünyas› için Sürdürülebilir Kalk›nma Sertifika Program›, ifl dünyas›n›n sürdürülebilir kalk›nma alan›ndaki rolünü güçlendirmeyi amaçl›yor. ‹talya Çevre, Toprak ve Deniz Bakanl›¤› deste¤iyle yürütülen program›n dersleri 29 Mart-28 May›s
2008 aras›nda gerçeklefliyor. Programa, Aygaz, Koç Holding, Brisa Bridgestone gibi
Türk ifl dünyas›n›n büyük kurumlar›ndan toplam 12 kifli kat›l›yor. ‘Sürdürülebilir
Kalk›nman›n ‹lkeleri’, ‘AB Kat›l›m Süreci ve Sürdürülebilir Kalk›nma’, ‘Sürdürülebilirli¤e Sektörel Bak›fl Aç›s›’ ve ‘‹fl Dünyas› için Sürdürülebilir Kalk›nma Uygulamalar›’ bafll›kl› dört modülden oluflan program›n üçüncü modülü ‘‹klim De¤iflikli¤i ve
Enerji’ ile ‘Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrol’ olmak üzere iki seçmeli dersten olufluyor. Türk ve yabanc› pek çok de¤erli bilimci ve uzman›n konuflmac› olarak kat›ld›¤› program›n dersleri Bo¤aziçi Üniversitesi Bebek kampüsünde Çarflamba ve
Cumartesi günleri yap›l›yor.
türkiye | R E C B Ü LT E N İ
KAPASİTE GELİŞTİRME
I REC Türkiye’ nin, Kapasite Gelifltirme Programlar› kapsam›nda düzenledi¤i ‘Genç Çevreciler’ E¤itim Program›’n›n
alt›nc›s›, 25 fiubat-1 Mart 2008 tarihleri aras›nda Ankara’da gerçekleflti. Çevre STK’lar›n›n genç üyelerinin daha aktif rol üstlenmesini ve güncel çevre sorunlar›na yönelik çözüm çabalar›nda daha etkin olmalar›n› destekleyen program, bu kez 17
farkl› örgütün 20-30 yafl aras›ndaki gönüllü ve profesyonel çal›flanlar›n› bir araya getirdi.
‘Gelece¤i Birlikte fiekillendirelim’ slogan›yla bir hafta süren
programda, kat›l›mc›lar ve e¤itimciler karfl›l›kl› iletiflim içinde
grup çal›flmalar› gerçeklefltirdi ve fikir al›fl-veriflinde bulundu..
E¤itimin kurumsal bölümlerinde kat›l›mc›lar, STK’lar›n yönetsel konularda karfl›laflt›¤› sorunlara çözüm önerileri sunmak
amac›yla, grup çal›flmas› kapsam›nda hayalî STK’lar›n› kurdu;
e¤itim boyunca örgütlerinin vizyonunu, misyonunu belirleyip,
stratejik planlamalar›n› ve e¤itmenler taraf›ndan belirlenen
proje tasar›mlar›n› gerçeklefltirdi; malî planlamalar›n› yapt›.
Türkiye’nin önde gelen bilimcileri ve çevre uzmanlar›n›n
deneyim ve birikimlerini paylaflt›¤›, güncel çevre sorunlar›n›n
ele al›nd›¤› söyleflilerde de kat›l›mc›lar çevre sorunlar› ile ilgili
son geliflmeleri aktif biçimde tart›flt›. <www.rec.org.tr>
REC TÜRKIYE ARŞİVİ
Yeni Genç Çevreciler
ARTIK GELENEKSEL: Genç Çevreciler eğitimi sivil topluma 15 gönüllü daha kazandırdı.
HİBE PROGRAMI
REC destekli projelerde gelişmeler
Elektronik ağlar
çalıştayı
REC TÜRKIYE ARŞİVİ
LEYLEKLERLE BULUŞMA: Projeler sürerken, REC Türkiye ekibi de bu projeleri ziyaret ediyor.
ÇEVRESEL BİLGİ
I Avrupa Birli¤i Genel Sekreterli¤i’nin faydalan›c›s› oldu¤u, ‘Kat›l›m Öncesi Süreçte
Sivil Toplumun Güçlendirilmesi STK Hibe Program›’ Türkiye’de sivil toplumun gelifltirilmesi amac›yla farkl› kulvarlarda çal›flan STK’lar›n projelerini destekliyor. Bu flemsiye
program alt›nda, kad›n haklar›, tüketici haklar›, çocuk haklar› ve engelli haklar› konusundaki projelerin yan› s›ra çeve ile ilgili projeler de var.
REC Türkiye Hibe Program›, çevre konusunda hibe alan 17 projenin yürütülmesini izleme ve de¤erlendirme; proje yürütücülerine teknik ve proje yönetimi konular›nda destek olma görevini üstlendi.
Türkiye’nin farkl› bölgelerinde ve farkl› çevre konular›nda halk›n bilinçlenmesini
ve karar süreçlerine kat›l›m›n› desteklemeyi amaçlayan bu 17 proje Aral›k’ta bafllad›.
10 ayl›k süre içinde çok ifl yapmaya çal›flan STK’lar h›zla ifle koyuldu ve yar›flmalardan
e¤itim faaliyetlerine, SOS telefonundan flenliklere kadar de¤iflen renkli etkinlikleri gerçeklefltirmeye bafllad›.
REC Türkiye de, hibe alan kurulufllar›n bu baflar›lar›n› ve ilerlemelerini duyurmak
için, web sitesinde ‘REC Projelerinden Haberler’ k›sm›n› oluflturdu. Bu bölümde; ‹nsan
ve Do¤a Derne¤i’nin Do¤a Bilgi A¤› Projesi kapsam›nda yapaca¤› e¤itimlerden; Elaz›¤
Anadolu Kalk›nma ve E¤itim Derne¤i’nin ‘Yerel Çevre A¤›’ projesi kapsam›nda bir izleme ve takip faaliyeti gerçeklefltirmek için kurdu¤u SOS telefon hatt› ile Kad›n Çevre
Aktivistleri E¤itim Program›’n›n içeri¤inden; Bursa Karaa¤aç Köyü’nde bu y›l dördüncüsü yap›lacak Uluslararas› Leylek fienli¤i’nin 24-25 May›s’ta gerçekleflece¤inden ve
daha birçok güncel geliflmeden haberdar olmak mümkün, <www.
rec.org.tr/sayfa.asp?id=88>
I ‹lki Ekim 2007’de gerçeklefltirilen
“Çevre STK'lar› için elektronik a¤lar çal›fltay›”n›n ikincisi, ilk çal›fltaya kat›lan
kurumlara eklenen yeni kurumlarla birlikte 12-14 Aral›k tarihlerinde yap›ld›. ‹lk
çal›fltayda, elektronik a¤lar›n yap›land›r›lmas› ve iflletilmesinde kullan›lan araçlar›n ifllenmesinin ard›ndan ikinci çal›fltayda a¤›rl›kl› olarak at›lacak somut ad›mlar,
elektronik a¤›n içeri¤i ve iflleyifl ilkeleri,
altyap›s› ve kullan›m flekli ile ilgili taslaklar haz›rland›.
Kat›l›mc›lar›n tamam›, bu a¤›n bir
paylafl›m alan› ve çal›fltaya kat›lan çekirdek gruptan bafllayarak, Türkiye’deki
di¤er çevre STK’lar›n›n bilgi ve belge
paylafl›m›n› kolaylaflt›racak bir araç
olmas› gerekti¤i konusunda hem fikir
oldu. Üç gün süren grup çal›flmalar›
sonunda, bir ifl plan› ve görev da¤›l›m›
haz›rland›. Yeni ve kullan›fll› baz›
‹nternet araçlar›ndan faydalanarak
haz›rlanacak olan elektronik a¤a, bir y›l
süreyle REC Türkiye ev sahipli¤i yapacak. A¤ kapsam›nda bir çevre ‘wiki’si
hazrlanacak, ‘RSS Feed’ araçlar› ile a¤
üyelerine güncellemeler ile iglili devaml› bilgi ak›fl› sa¤lanacak, ‘forum’ ve
‘blog’larla tart›flma ve paylaflma ortamlar› oluflturulacak. Tüm bu güncel araçlar›n kullan›m›n› yayg›nlaflt›rmak ve bu
araçlar arac›l›¤›yla bilgiye ve belgelere
ulaflmay› kolaylaflt›rmak, bu a¤›n en
önemli hedeflerinden biri olacak.
<www.rec.org.tr> <http://ankaraworkshop.gn.apc.org>.
25
| OCAK - MART 2008 | yeşil UFUKLAR
R E C B U LT E N İ
| haber
ETKİNLİKLER
REEEP medya ödülünü kazananlar belli oldu
I REEEP’in düzenledi¤i birinci “Orta ve Do¤u Avrupa’da
Sürdürülebilir Enerji Haberleri’nde Medya Ödülleri” sahiplerini buldu. Ödül, Orta ve Do¤u Avrupa’da sürdürülebilir
enerji alternatiflerine medyan›n genifl yer vermesini amaçl›yordu ve yar›flmaya çok say›da baflvuru oldu. Birincilik ödülü, “Litvanya’n›n yeni nükleer santral›: sa¤layaca¤› kâr,
bedelini gerçekten karfl›layacak m›?” bafll›kl› haberiyle
Letonya Ulusal Radyosu’ndan Vajda Pilibalyte’ye verildi.
‹kincilik ödülü, Bulgarian Utilites Magazine dergisinden,
sürdürülebilir enerji konulu yaz› dizisiyle Atanas Georgiev’e
verilirken; Mladen Il›ckovic, H›rvat Televizyonu için haz›rlad›¤›, “Letonya ve H›rvatistan’daki Küçük Hidroelektrik Santraller” bafll›kl› haberiyle üçüncülük ödülünün sahibi oldu.
Ödüller, REC/ REEEP Orta ve Do¤u Avrupa ile Türkiye Bölge Sekreteryas›, ve Birleflik Krall›k Enerji Araflt›rma
Merkezi taraf›ndan 2008 bafl›nda düzenlenen etkinlikte
verildi. Ayr›nt›l› bilgi için <[email protected]> adresinden
REEEP proje müdürü Judit Balint’e ulaflabilirsiniz.
REEEP HABERLERİ
ZSOLT BAUER
Macaristan, uluslararası yenilenebilirler ortaklığına katılıyor
ŞİMDİ RESMÎ: Macaristan’ın Birleşik Krallık büyükelçisi Nichols, bir yanında Osterkorn (solda) diğer yanında Garamhegyi ile
birlikte imzalanan anlaşmayı gösteriyor.
I Macaristan, 24 Eylül 2007’te ‹ngiltere’nin Budapeflte’deki Büyükelçili¤i’nde
yap›lan imza töreniyle, Yenilenebilir
Enerji ve Enerji Verimlili¤i Ortakl›¤›’n›n
(REEEP) 36. resmi orta¤› ve Do¤u Avrupa’n›n ikinci ülkesi oldu.
Ortakl›k anlaflmas›, Macar hükümeti
ad›na Ekonomi ve Ulaflt›rma Bakanl›¤›
vekili Abel Garamhegyi, Macaristan’›n
‹ngiltere Büyükelçisi John Nichols ve
REEEP Uluslararas› Sekreteryas› müdürü
Marianne Osterkorn taraf›ndan imzaland›. Törende çeflitli bakanl›klar›n, büyükelçiliklerin, enerji kurumlar›n›n, düzenleyici kurumlar›n, ifl dünyas›n›n, STK’lar›n, akademik kurulufllar›n ve bas›n›n
temsilcileri de haz›r bulundu.
Macaristan, gücünü REEEP ile birlefltirerek bölgesel politikalar›n gelifltirilmesine katk› sa¤lamay› amaçl›yor. Ülke,
yenilenebilir enerji ve enerji verimlili¤i
yeşil UFUKLAR | OCAK - MART 2008 | 26
programlar›n›n gelifltirilmesi konusunda
özellikle komflu ülkelerle iflbirli¤i yapmak istiyor.
Garamhegyi, “Macaristan hükümeti,
bir yenilenebilir enerji stratejisi tasla¤›
ile bir enerji verimlili¤i stratejisi ve bir
eylem plan› tasla¤› haz›rlad›. Her ikisi
de REEEP’in faaliyet alan›na giriyor,”
dedi.
Hükümet temsilcisi, 2020’de yenilenebilir enerjinin Macaristan’›n toplam
birincil enerji arz›na katk›s›n›n %14 ilâ
16 aras›nda olaca¤›n› belirtirken, ülkenin flimdiden (hedeflenen tarih 2010
idi) %3.6’l›k yeflil elektrik hedefine ulaflt›¤›n› da ekledi. Macaristan bundan sonra da, temiz enerjinin gelifltirilmesini
destekleme arzusunda.
REEEP üyeli¤i, Macaristan’›n art›r›lm›fl enerji güvenli¤i ve fosil yak›t
ba¤›ml›l›¤›n› azalt›lma yönündeki plan-
lar›n›n bir baflka göstergesi. REEEP ile
uluslararas› iflbirlikleri yapmak; yenilenebilir enerji kaynaklar›n›n daha da
gelifltirilmesini sa¤laman›n yan› s›ra
komflu ülkelerle deneyim paylafl›m›na
da imkân verecek. Yenilenebilir Enerji
kaynaklar›n›n teflvikine yönelik Ulusal
Strateji’nin yürürlü¤e konmas› ve daha
bir çok yasal giriflim ile harekete geçilmifl durumda.
Bu politika de¤ifliklikleri, ülkedeki
çevre yat›r›mlar› için daha cazip bir
ortam yarat›yor. REEEP’nin uluslararas›
direktörü Osterkorn, “REEEP, Macaristan’›n kat›lmas›ndan son derece memnunuz. Bölgenin en baflar›l› enerji tasarruf flirketlerine (ESCO’s) sahip
ve
büyük bir tar›m üreticisi olan ülkenin,
biyo enerji konusunda da büyük potansiyeli var,” dedi. Macaristan Ekonomi ve
Ulaflt›rma Bakanl›¤›, hükümeti REEEP’te
temsil edecek.
REEP, hükümetlere ve proje tasar›mc›lar›na örnek olabilecek nitelikte yenilikçi politikalar ve malî modeller gelifltirmeyi hedefleyen 80’in üstünde saha
projesiyle tüm dünyada faaliyet gösteriyor. REEEP, Do¤u Avrupa’da, yerel
yönetimler, düzenleyiciler, politikac›lar
ve uzmanlar gibi paydafllar aras›nda
iflbirli¤i, iletiflim ve bilgilenme sa¤lad›¤›
gibi; bölgedeki baflar›l› örneklerin yayg›nlaflmas›n› ve enerji verimlili¤i önündeki engellerin kald›r›lmas› için belediyelerle ortak çal›flmalar yürütüyor.
REEEP ortakl›¤›n›n, aralar›nda Rusya
d›fl›ndaki bütün G8 ülkelerinin de yer
ald›¤› 220’den fazla üyesi bulunuyor.
Arjantin, Romanya, Singapur, ‹sviçre ve
Tunus, yerel yenilenebilir enerji kullan›m› ve enerji verimlili¤i programlar›
gelifltirmek amac›yla 2006’da kervana
kat›ld›.
Ayr›nt›l› bilgi için, Ekonomi ve Ulaflt›rma Bakanl›¤›’ndan Robert Hodosi ile
<[email protected]> adresinden; ya da REEEP’ten Judit Balint ile
<[email protected]> adresinden
ba¤lant› kurabilirsiniz.
haber | R E C B Ü LT E N İ
YEREL ÇEVRE EYLEM PLANLARI
I ‹sveç Uluslararas› Kalk›nma ve ‹flbirli¤i Ajans› (SIDA) ve REC; Bosna Hersek,
Eski Yugoslavya Cumhuriyeti Makedonya, S›rbistan ve UNSCR 1244’te tan›mlanan Kosova’da, yerel çevre eylem planlar›n›n (YEÇEP) gelifltirilmesini destekleyecek projenin uygulanmas› için bir
anlaflma imzalad›. Proje, 19 belediyenin
kendi yerel çevre eylem planlar›n› gelifltirmesine destek olacak.
Kendi yerel çevre eylem planlar›n›
gelifltiren belediyelerin artmas› önemli,
çünkü Bosna Hersek ve Eski Yugoslavya Cumhuriyeti Makedonya gibi baz›
ülkelerden YEÇEP’lerin gelifltirilmesi resmen talep edilirken; baz› ülkelerin ulusal stratejik çevre belgelerinde yerel
planlamaya iliflkin s›ralanm›fl tavsiyeler
var. Yerel çevre eylem planlar›n›n gelifltirilmesi, baflar›l› uygulamalara yeni
örnekler katarak, bölge halklar›n›n
yaflam kalitesini yükseltmek ve sonuçta
AB ile yak›nlaflmak için belediyelerin
mevcut kapasitelerinin nas›l kullan›labilece¤ini de gösteriyor.
Yerel çevre eylem planlar›n›n
tamamlanmas›n›n ard›ndan SIDA ve
REC, paydafl belediyelerle birlikte yerel
çevre projelerine 1.43 milyon avro
de¤erinde malî destek sa¤layacak.
Uygulamas› Kas›m 2007’de bafllayan
projenin, Ekim 2010’da tamamlanmas›
bekleniyor.
Bu proje ve REC’in di¤er yerel giriflimleriyle ilgili daha fazla bilgi edinmek
için <[email protected]> adresinden Srdjan
Susic ile ba¤lant› kurabilirsiniz.
REC Türkiye, Orta ve Doğu Avrupa Bölgesindeki çevre sorunlarının
çözümüne yardımcı olmak amacıyla çalışan, siyasî görüşlerden ve
çıkar guruplarından bağımsız, kâr amacı gütmeyen, uluslararası bir
kuruluş olan Orta ve Doğu Avrupa için Bölgesel Çevre Merkezi’nin
(REC) Türkiye’deki temsilcisidir. REC bu hedefe ulaşabilmek için
sivil örgütler, resmi kurumlar, özel sektör ve diğer çevre paydaşları arasındaki işbirliğini teşvik etmekte, serbest bilgi paylaşımını ve
çevre yönetimine toplumsal katılımı desteklemektedir.
REC 1990 yılında ABD, Avrupa Komisyonu ve Macaristan tarafından kurulmuştur. Bugünkü yasal zemini, 29 ülke hükümeti ve
Avrupa Komisyonu tarafından imzalanan bir sözleşmeye ve
Macaristan Hükümeti ile yapılan uluslararası bir anlaşmaya dayanmaktadır. REC’in merkezi Macaristan’da Szentendre’dedir. Hizmet
verdiği 17 ülkede; Arnavutluk, Bosna Hersek, Bulgaristan, Çek
Cumhuriyeti, Estonya, Hırvatistan, Karadağ, Letonya, Litvanya,
Macaristan, Makedonya, Polonya, Romanya, Sırbistan, Slovakya,
Slovenya ve Türkiye’de ülke ofisleri bulunmaktadır.
REC’in mevcut bağışçıları, hükümetlerarası ve özel pek çok kurumun yanı sıra Avrupa Komisyonu ile ABD, Almanya, Avusturya,
Çek Cumhuriyeti, Hırvatistan, Danimarka, Estonya, Finlandiya,
Macaristan, Makedonya, İtalya, Japonya, Letonya, Litvanya,
Hollanda, Norveç, Polonya, Slovakya, Slovenya, İsveç, İsviçre,
Türkiye ve Birleşik Krallık hükümetleridir.
SANSASYON YARATMAK: Sırbistan’da, Kikinda belediye başkanı Branislav Blazic, Haziran
2007’de düzenlenen törende Stevanceva Bara rekreasyon alanının açılışını yapıyor.
ARNAVUTLUK
Rr. Durresit P. 11 Shk. 2,
Ap. 12, Tirana
Tel/Faks: (355-4) 239-444
E-posta: [email protected]
BOSNA HERSEK
Kalemova 34
71000 Sarajevo
Tel/Faks: (387-33) 263-050,
209-130
E-posta: [email protected]
Banya Luka Saha Ofisi
Slavka Rodica 1
78000 Banja Luka, RS
Bosnia and Herzegovina
Tel/Faks: (387-51) 317-022
E-posta: [email protected]
BULGARİSTAN
Tzar Simeon 42, Ap. 2
1000 Sofia
Tel: (359-2) 983-4817
Fax: (359-2) 983-5217
E-posta: [email protected]
ÇEK CUMHURİYETİ
Senovazna 2,
11000 Prague
Tel/Faks: (420-2) 2422-2843
E-posta: [email protected]
ESTONYA
Ravala str 8 10143 Tallinn
Tel/Faks: (372-6) 461-423
E-posta: [email protected]
HIRVATİSTAN
Djordjiceva 8a Br.
10000 Zagreb
Tel: (385-1) 481-0774
Tel/Faks: (385-1) 481-0844
E-posta: [email protected]
KARADAĞ
Ivana Crnojevica 16/2
81000 Podgorica, Montenegro
Serbia and Montenegro
Tel/Faks: (381-81) 210-235,
210-236
Kosova Saha Ofisi
Kodra e Diellit Rruga 3
Lamela 26, PO Box 160
10000 Pristina
Tel/Faks: (381-38) 552-123
E-posta: [email protected]
LETONYA
Peldu 26/28, 3 LV-1050 Riga
Tel/Faks: (371-7) 228-055
E-posta: [email protected]
LİTVANYA
Svitrigailos g. 7/16
03110 Vilnius
Tel: (370-5) 231-0067
Tel/Faks: (370-5) 233-5451
E-posta: [email protected]
MACARİSTAN
Ady Endre ut 9-11
2000 Szentendre
Tel: (36-26) 504-000
Faks: (36-26) 311-294
E-posta: [email protected]
MAKEDONYA
Ilindenska 118 1000 Skopje
Tel/Faks: (389-2) 309-0135,
309-0135 or 306-0146
E-posta: [email protected]
POLONYA
ul. Grojecka 22/24
02-301 Warsawa, Poland
Tel: (48-22) 823-8459, 8239629
Faks: (48-22) 822-9401
E-posta: [email protected]
Web: www.rec.org.pl
ROMANYA
Str Episcop Timus nr.
4, Sector 1, Bucharest
Tel: (40-21) 316-7344, 3167345
27
RADOJE LAUSEVIC
Güney ve Doğu
Avrupa ülkelerinde
yoksulluğa karşı
Sida ve REC işbirliği
Faks: (40-21) 316-7264
E-posta: [email protected]
SIRBİSTAN
Primorska 31
11000 Belgrade
Tel: (381-11) 329-2899
Faks: (381-11) 329-3020
E-posta: [email protected]
SLOVAKYA
Vysoka 18, 81106 Bratislava
Tel: (421-2) 5263-2942
Faks: (421-2) 5296-4208
E-posta: [email protected]
SLOVENYA
Slovenska cesta 5
1000 Ljubljana
Tel: (386-1) 425-6860
Faks: (386-1) 421-0939
E-posta: [email protected]
TÜRKİYE
İlkbahar Mahallesi, 15.Cadde,
296.Sokak, No:8,
06550 Yıldız-Çankaya, Ankara
Tel: (90 312) 491 9530
Faks: (90 312) 491 9540
E-posta: [email protected]
| OCAK - MART 2008 | yeşil UFUKLAR
Yasal Boyut
Yeşil ombudsman belli değil
Macar Parlamentosu, cumhurbaşkanının ilk adayını geri çevirdi
ADAYI REDDEDİLDİ: Solyom yeniden deneyecek.
Parlamento, Vedegylet (Gelece¤i
Koruyal›m) sivil örgütünün giriflimi ile,
1993 tarihli Parlamento Komisyonu Üyeleri (Ombudsmanlar) Yasas›’nda de¤ifliklik yap›lmas›na ve mevcut insan haklar›
temsilcili¤inin yerine yeni bir yeflil
ombudsman konumu oluflturulmas›na
iliflkin bir yasa tasar›s›n› Kas›m’da onaylam›flt›.
Vedegylet’in eski üyelerinden olan
Solyom, 2000’de de böyle bir yasa tasar›s› için lobi faaliyetlerinde bulunmufl,
ancak tasar›n›n kabulü için gerekli siyasî
deste¤i o zaman bulamam›flt›. Buna ra¤men Vedegylet iflin peflini b›rakmad› ve
sonunda yasa tasar›s›n›n oybirli¤iyle
kabul edilmesini sa¤lad›.
Yeflil ombudsmanl›k (resmî ad›
Gelecek Kuflaklar›n Ombudsman›) konumunun oluflturulmas›, gelecek y›llarda,
sürdürülebilir kalk›nma ve çevre koruma
çal›flmalar›na daha önce hiç görülmemifl
biçimde
yard›mc›
olabilir.
Ombudsmanl›k, vatandafllar›n sa¤l›kl› bir
çevrede yaflama hakk›n› gözetmeye
dayanan bir makam ve bu anlamda
Avrupa’da ve dünyada bir ilk. Sadece
Finlandiya’da ve ‹srail’de benzer kurumlar var.
Yeni ombudsman›n yasal yetkisi eskisinden fazla olacak. Yeni ombudsman›n
en önemli yetkisi, çevresel izinleri ve
(ço¤u yerel yönetimler taraf›ndan verilen) iflletme ruhsatlar›n›, ilgili makamlar›
göreve ça¤›rarak ask›ya alabilme yetkisi
olacak. Yeni ombudsman, gerekti¤inde
özel mülkiyete eriflebilecek ve bir soruflturma s›ras›nda özel belgelere ulaflma
hakk›na da sahip olacak.
fiu an için ombudsman, sorunlara dair
yasal ba¤lay›c›l›¤› olmayan fikir beyan
etme hakk›na sahip; ancak ombudsman›n yetkilerinin geniflletilmesi, onun, tavsiye kararlar› ötesinde, çevre ihlâlleri söz
konusu oldu¤unda, sorunlara üst idarî
düzeyde çözüm aramas› ve hukukî iflleme baflvurmas› anlam›na geliyor.
Ombudsman›n ayr›ca, devam eden yarg›
süreçlerine müdahale etme ve ihlâllerin
ayr›nt›lar›n› kamuya aç›klama gibi yetkileri de olacak.
Macaristan’da halen görev yapmakta olan ombudsmanlar›n, yasalar› ihlâl
etti¤inden kuflku duyulan özel flirket,
kurulufl veya sivil toplum kurulufllar›
gibi tüzel kiflileri dava etme yetkisi
bulunmuyor. Ancak insan haklar›
ombudsman›, k›sa süre önce Parlamento’ya baflvurarak temyize gitme ve
yarg›ya gitme konusunda yetkilerinin
art›r›lmas› talebinde bulundu.
Yeflil ombudsman›n bir di¤er önemli
fark› ise, kamu sektöründen ziyade, çevreye zarar› daha büyük olan özel flirketlere odaklanacak olmas›.
Adayl›¤› reddedilen Boldizsar Nagy,
Macaristan’da yeflil ombudsmanl›¤›n
oluflturulmas›n›n eski destekçilerinden ve
ülkede bu fikrin ra¤bet görmesinde bafl›
çekenlerden. Nagy ayn› zamanda, 19931997 döneminde görülen ve Tuna Nehri
üstünde ikinci bir hidroelektrik santral›
projesinin iptâliyle sonuçlanan BosNagymaros Baraj› davas›nda, Uluslararas›
Adalet Divan›’nda Macaristan’› temsil
etmiflti. Nagy’nin ombudsmanl›k için
yeniden aday gösterilme olas›l›¤› çok
yüksek.
Q
Macaristan Cumhurbaflkan› Laszlo
Solyom’un, Parlamento’daki befl siyasî
partinin tümünün deste¤iyle k›sa süre
önce oluflturulan ‘yeflil’ ombudsman
görevi için, ELTE Hukuk Fakültesi ö¤retim üyesi ve uluslararas› avukat Boldizsar
Nagy’yi aday göstermesiyle bafllayan
siyasî çekiflme, 17 Aral›k’ta adayl›¤›n reddedilmesiyle sonuçland›.
REUTERS
Magdolna Toth Nagy
YEŞİL BAKIŞ
Çevreyle uyum için yeni bir araç!
Avrupa Birliği Bölgesel Kalkınma Programlarının Çevreyle
Uyumunda Bir Araç Olarak Ortaklık
Bölgesel Kalkınma Programlarının Yeşillendirilmesi Ağı (Greening Regional
Development Programmes - GRDP) tarafından hazırlanan bu rapor, çevresel
ortakların programa katılımına odaklanarak, mevcut AB Yapısal Fon yardımlarını
yönetme konusunda iyi uygulamaları ortaklık aracılığıyla özetlemeyi amaçlıyor.
AB’ye katılım sürecinde, AB malî desteğinin ülkemizin altyapı ihtiyaçlarını
karşılamak için önemli bir kaynak oluşturabileceği gerçeğinden yola çıkarak,
yayının şeffaf, katılımcı ve demokratik süreçlerde kullanılabilmesi hedefleniyor.
Daha fazla bilgi için
Yeşim Çağlayan, REC Türkiye Çevresel Bilgi Programı
Tel: (90-312) 491 95 72, E-posta: [email protected]
yeşil UFUKLAR | OCAK - MART 2008 | 28
YEŞİL BAKIŞ
Bilişim Teknolojileri
Ayzen Atalay
Vatandaş gazeteciliği
karar verdi ve böylece, halen dünyan›n
200 flehrinde aktif olan IMC do¤du.
IMC’nin içeri¤ine üyeleri karar veriyor.
Herkesin istedi¤i haberi, foto¤raf› koyma
hakk› var.
‹nternet teknolojilerinin geliflerek iletiflim a¤lar›n›n kurulmas›yla vatandafl
gazetecili¤i daha etkin olmaya bafllad›.
Art›k vatandafllar profesyonel bir e¤itim
almadan da gazetecilik yapabiliyor.
Örne¤in bir vatandafl belediye meclisi
toplant›s›yla ilgili düflüncelerini, bildiklerini kendi blogunda yazabilir; ya da online bir forumda tart›flabilir. Ya da haber
de¤eri olan bir foto¤raf çekip, ‹nternet ile
da¤›tabilir. Kendi video haberini oluflturup YouTube’da yay›mlayabilir. Art›k
okuyucu/ seyirci, haberlere seyirci kalmakla yetinmiyor haber yazma süreçlerinin bir parças› oluyor.
Bu yeni gazetecilik anlay›fl› elefltirileri
de beraberinde getiriyor. Vatandafl gazetecilerin ne denli objektif olabilecekleri
tart›fl›l›yor; vatandafl gazetecili¤iyle yap›lan haberlerin do¤rulu¤u, içerik kalitesi
de elefltiri platformuna tafl›n›yor,
<www.answers.com>.
Biliflim teknolojilerindeki geliflmeler
sadece ‘vatandafl gazetecili¤i’ gibi yeni bir
yay›nc›l›k anlay›fl›n› getirmekle kalm›yor,
klasik anlamda çal›flan yay›nc›lara da yeni
alanlar aç›yor. Haber portallar› buna en
somut örnek. Bu portallarda yer s›n›r›
olmaks›z›n, istenen uzunlukta, istendi¤i
kadar haberi ‹nternet arac›l›¤›yla yay›mlamak mümkün. Portallar›n bir baflka özelli¤i, çok say›da kategoriyi de bar›nd›rmas›.
NTVMSNBC içindeki ‘Do¤al Hayat’
kategorisi buna bir örnek. ‹nternet, yay›n-
HEM EYLEMCİ HEM HABERCİ: Eylemciler artık sadece
etkinliklere katılmakla kalmıyor, onları belgeleyip haber de
yapabiliyor.
c›lar için genifl bir alan veriyor. Bu da
sadece çevre haberlerini yaz›p, duyurman›n ötesine geçme flans› tan›yor. Bu f›rsat›
kullanan Do¤al Hayat kategorisinde çevre
haberlerinin yay›mland›¤› haberler bölümünün ötesinde, organik tar›m›n ifllendi¤i
‘beslenme’, Türkiye’deki eko-turizm
imkânlar›n›n anlat›ld›¤› ‘gezi’ sayfalar› ve
haber dosyalar› da yer buluyor.
Vatandafl köfle yazar› ‘Muzaffer Abla’
da, vatandafl gazetecili¤inin sitedeki
ilginç bir örne¤i. Profesyonel gazeteci
olmayan, ancak çevre uzman› (gerçek ad›
sakl›) Muzaffer Abla, vatandafllar›n sorular›n› mizahî bir anlat›mla yan›tlarken,
Türkiye’nin ilk ‘vatandafl köfle yazarlar›’
aras›nda yerini al›yor.
Q
Biliflim teknolojileri sayesinde art›k
herkes güncel olaylarla ilgili birbirini bilyorumda
bulunabiliyor.
gilendirip
Bloglar, ‹nternet sayfalar›, portallardaki
haberlere yap›lan yorumlar, wikiler,
forumlar, elektronik mesajlar ve benzeri
mecralar sayesinde yepyeni bir gazetecilik flekli do¤du.
Kimi buna bireysel yay›nc›l›k diyor,
kimi tabandan örgütlenmifl medya, kimi
de vatandafl gazetecili¤i. Ad› ne olursa
olsun bu yeni anlay›flta art›k sadece profesyonel yay›n organlar›ndan gelen tek
tip bilgi yok. Gördü¤ünü, iflitti¤ini,
düflündü¤ünü, çekti¤i foto¤raflar›, görüntüleri paylaflmaya haz›r gönüllü vatandafllar sayesinde farkl› bilgilere ulaflabiliyoruz. Vatandafl gazetecili¤inde, bireyler
bilginin toplanmas›, analizi ve da¤›t›m›nda aktif rol oynuyor. Yani okuyucular
kendi gündemlerini oluflturuyor. Daha
önce, vatandafllar›n haberlere kat›l›m›,
ancak haber merkezlerine telefonlar› ve
mektuplar› ile oluyordu ki, bunlar›n da
haberler üstündeki etkisi s›n›rl›yd›.
‹nternet teknolojileri sayesinde dünyaya gelen vatandafl gazetecili¤inin
tohumlar›, 1999’da Seattle’daki Dünya
Ticaret Örgütü (WTO) toplant›s› aleyhtarlar›n›n, ilk ba¤›ms›z medya merkezini,
The Independent Media Center’› (IMC)
kurmas›yla at›ld›. Muhalifler, kitle bas›n›n›n dikkatini çekmenin tek yolunun, yollar› kapatarak eylem yapmak oldu¤unu
farketmiflti. Ancak kitle bas›n›, aktivistlere
sadece polisle mücadele ederken 60 saniye yer veriyor; neyi, neden protesto ettiklerinin detay›n› vermiyordu. Sonunda
muhalifler alternatif bir model yaratmaya
NAFİZ GÜDER
Bilişim teknolojilerinin yeni bir çocuğu oldu
_________
Ayzen Atalay, <dogalhayat.ntvmsnbc.com> portalı
editörü
Kendisi küçük içeriği büyük yayın!
İklim Değişikliğinin Etkileri, Etkilenebilirlik ve Uyum Üzerine
Nairobi Çalışma Programı ve
Sözleşme Kapsamındaki Çalışmalar
Yayın, Nairobi Çalışma Programı etkinlikleri ile ilgili olarak, bugüne kadar
gerçekleştirilen ilerlemeler konusunda okuyucuya fikir veriyor; mevcut çıktıları,
çalıştaylardan elde edilen temel sonuçları, programa katılım için yeni yöntemleri
ve ileride yapılacak olan çalışmaları tanıtıyor. Bu etkinlikler, Beş Yıllık Çalışma
Programı için planlanan işlerin bir bölümünü oluşturuyor. Yayın İklim
Değişikliği alanında yapılacak çalışmalar için bir rehber niteliğinde.
Daha fazla bilgi için
Yunus Arıkan/ Gülçin Özsoy, REC Türkiye İklim Değişikliği Çalışma Programı
Tel: (90-312) 491 95 53, E-posta: [email protected] / [email protected]
29
| OCAK - MART 2008 | yeşil UFUKLAR
YEŞİL BAKIŞ
Satın almak ya da almamak
Etik alışveriş için tüketicilerin ayrıntılı ve güvenilir bilgiye ihtiyacı var
on Want gibi STK’lar›n raporlar›ndan
yararlanarak, bir flirket ve/ veya ürüne,
20 puan en çevre dostu olmak üzere, 120 aras›nda bir puan vermek için 19
ölçüte bak›yor. Ölçütlerden baz›lar›flöyle: çevresel bilgilendirme, nükleer güç,
iflçi haklar›, insan haklar›, silahlanma,
sorumsuz pazarlama, hayvanlar üstünde
deney, enerji verimlili¤i, siyasî faaliyet,
ve ürünlerin organik olup olmad›¤›veya
Âdil Rekabet kurallar›na uygun olup
olmad›¤›. Bu yüzden, bir MP3 çalar ya
da difl macunu, fasulye konservesi, cep
telefonu, votka, buzdolab›, tuvalet ka¤›d›, bebek arabas›, ekmek, makyaj malzemesi, çad›r ve hatta ‹nternet bankac›l›¤›hizmeti, herhangi bir fley almadan
önce bu raporlara bir göz atmak iyi olabilir.
Raporlar›n ço¤u ücretsiz, tamam›na
da ufak bir abonelik ücretiyle eriflilebiliyor. Boykot Haberleri sayesinde, Shell
(Nijerya’da çevre tahribat›), Tesco (kiflisel
bilgi toplamak için ürünlere çip yerlefltirilmesi), Nouvelle (tuvalet ka¤›d› yap›m›nda bâkir ormanlar›n kullan›lmas›),
Adidas (baz›futbol ayakkab›lar›nda kanguru derisi kullan›lmas›), Caterpillar
(‹srail ordusuna buldozer tedariki),
Nestle (bebek sütünün sorumsuzca
pazarlanmas›) ve Starbuck’s (Etiyopyal›
çiftçilerin bardak bafl›na topu topu 2
kurufl kazanmas›) gibi flirketlerin neden
boykot edildi¤ini de ö¤renebilirsiniz.
Küresel Isınma ve Türkiye'nin
Güneş Projeleri
Doç. Dr. Çetin Göksu, Güncel Yayıncılık, 2008,
192 sayfa
Dünyadaki yaflam,
insanl›¤›n ve tüm canl›lar›n gelece¤i büyük
bir risk alt›nda. Fosil
yak›tlar ve sanayi
kökenli çevre kirlili¤i
büyük bir tehdit yaratt›: küresel iklim de¤iflimi.
Bilimsel veriler,
son y›llarda hemen
her gün üstünde
konuflulan küresel iklim de¤ifliminin bir
gerçek oldu¤unu ortaya koyuyor.
Oysa elimizde küresel iklim de¤iflimine karfl› etkin bir gereç var; temiz,
do¤al ve ucuz bir enerji kayna¤› olan
günefl. Günefl enerjisi, 4,000 y›l önce
bile Anadolu’da yaflayan uygarl›klar
taraf›ndan biliniyor ve kullan›l›yordu.
Bugün dünyan›n birçok ülkesi günefl
enerjisinden yararlanma amaçl› politikalar uyguluyor ve gelifltiriyor. Bir
günefl ülkesi olan Türkiye de henüz geç
kalm›fl de¤il.
Çetin Göksu, bu kitapta, Türkiye'nin
günefl enerjisinden nas›l yararlanabilece¤ini ve neler yap›labilece¤ini somut
örneklerle anlat›yor. Günefl tatil köyünden ekoköylere dek uygulamal› örnekler
bu çal›flmada bulunabilir.
Q
Kâr amac›gütmeyen bir iflçi
kooperatifi olan
Etik
Tüketici
Araflt›rma Derne¤i
(ECRA), 20 y›l›
aflk›n süredir yeflil
tüketici rehberleri
ve raporlar› haz›rl›yor. Etik Tüketici
Dergisi’nde bas›lan bu raporlar›n
ço¤una
internet’ten de eriflmek mümkün ve bu raporlara her ay ortalama alt› rapor ekleniyor.
ECRA’n›n web sitesi iki portala ayr›lm›fl:
(tüketici rehberleri) <www.ethiscore.org>
ve (Boykot Haberleri ile sürdürülebilir üretim ve tüketime dair bilgiler) <www.ethical
-consumer.co.uk>.
fiirketler ve flirketlerin çevresel faaliyetlerine iliflkin bilgi toplayan (Corporate
Watch ve Multinational Monitor gibi)
baflka STK’lar ve gözcü kurulufllar olsa
da, 10,000’den fazla flirketi sistematik
biçimde araflt›r›p bu denli genifl bir ürün
grubu yelpazesiyle ürünlere iliflkin kay›t
tutmas› aç›s›ndan Etik Tüketici muhtemelen tek. Etik Tüketici Dergisi, ‘flirketlerin, markalar›n arkas›nda kalan k›s›mlar›’na (örne¤in geri kazan›lm›fl k⤛t üreticisinin bir yandan bâkir ormanlar› kesip
kesmedi¤ine) bak›yor.
Etik Tüketici; gazetelerden, devlet
arflivlerinden, sa¤l›k ve güvenlikle ilgili
mahkeme kay›tlar›ndan ve Friends of
Earth (Yeryüzü Dostlar›), Oxfam, War
Q
Daniel Swartz
Kitaplık
İleri doğru bir adım!
Küreselleşen Dünyada Avrupa
Güvenlik ve refah için siyasi seçenekler
Kitap bugün içinde yaşadığımız yeni dünyanın ana hatlarını açık bir biçimde
ortaya koyuyor. Yüzleşilmesi gereken yeni güçlükler gibi, yeni fırsatlar da
olduğunu vurguluyor. Avrupa Birliği’nin yeni küresel güçlükler karşısında
oynayacağı rolün ivedi olarak tanımlaması gereğinden yola çıkan kitap, verdiği
mesajla bizi, doğrudan uygulamaya geçirilebilecek somut eylemler üstünde
daha derin düşünmeye sevkediyor.
Daha fazla bilgi için
Yeşim Çağlayan, REC Türkiye Çevresel Bilgi Programı
Tel: (90-312) 491 95 72, E-posta: [email protected]
yeşil UFUKLAR | OCAK - MART 2008 | 30
SEMİNER DİZİSİ:
SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA İÇİN ORTAKLIKLAR
Karadeniz Ülkelerinde
Sürdürülebilir Kamu Politikaları
ve Özel Sektör Uygulamaları
15 - 24 Haziran 2008, İstanbul, Türkiye • 29 Eylül – 7 Ekim 2008, Venedik, İtalya
Seminer programı, Karadeniz kıyısında bulunan 6 ülkenin
merkezi hükümet, yerel yönetim ve iş dünyasının üst düzey
yöneticilerini biraraya getiriyor.
Katılımcılar, İstanbul ve Venedik’te bulunacakları 10’ar gün
boyunca, iklim değişikliği ve doğal kaynak yönetimi başta
olmak üzere sürdürülebilir kalkınmada güncel gelişmeleri
izleyecek ve işbirliği olanaklarını tartışacak.
İletişim için:
0 212 258 21 68
0 312 491 95 30
www.sustainabilityseminars.info

Benzer belgeler