fidel castrol

Transkript

fidel castrol
31 OCAK 2010 PAZAR
CUMHURİYET
SAYFA
DİZİ
9
Küballar Che ile yatyor, Che ile kalkyor. Onun o genç, güzel yüzü her yerde. Che, sonsuza dek devrim, ideal demek. Küba halk hâlâ ona âşk
*
Comandante Che Guevara
*Komutan
CHE’NİN KIZLARI
C
he’nin kenti Santa Clara’ya ilerliyor
otobüsümüz. Küba’da yaşayan her insann kalbinin yars burada yatyor!
Çok iyi anmsyorum Küba’ya ilk gelişimde
beni de can evimden yakalayan Santa Clara olmuştu. Tüm yolculuğumun, duygular dünyamn doruğuydu… O nedenle çok heyecanlym.
Yol boyunca aklm ve yüreğim Che’de… Daha yaşarken, devrimin
ertesi günü bir mit olmuştu. Ölümüyle de tarihteki “Ölümsüz Devrimci”, her daim genç,
her daim devrimci yerini ald.
Che, yani Ernesto
Guevara… Ona neden
“El Che” dendiğini bilir
misiniz? Ben ilk gelişimde öğrenmiştim: Ülkesi Arjantin’den ayrlp,
Meksika’ya geldiğinde,
Che
İspanyolca konuşurken
koyu bir Arjantin aksanyla, sözcüklerin başna ya da sonuna “çe” nidasn eklediği için, arkadaşlar ona bu ismi taktlar!
Otobüsün içine adann en doğusundan, Sierra
Maestra’dan, yemyeşil, tropik ormanlarla kapl isyankâr dağlardan esen bir rüzgâr dolmaya
başlad.
Che ve Fidel 1955’te Meksika’da Kübal bir
arkadaşn evinde tanştlar, bütün akşam, bütün gece konuştular tartştlar. Sabah güneş doğarken Fidel, Che’ye, Batista rejimini devirmeye bir doktor olarak katlr m diye sorar. Yant evettir. Eşsiz bir dostluğun başlangcdr bu.
“Che’yi tanıdığımda o zaten yürekli bir devrimci, bir yoldaştı” diyecekti Fidel.
M
üzenin en son bölümünde muhteşem
bir fotoğraf var. Che, en genç, en yakşkl, en muhteşem gülümsemesi
yüzünde, gözleri en büyülü fotoğraf… Kucağnda iki kz çocuğuyla… Che’nin kzlar. Biri Aleida öteki Celia… Biri iki-üç, öteki beşalt yaşlarnda olmal.
Tam biz küçük bir grup o fotoğrafn önündeyken, müze rehberinin açklamalarn dinlerken, yanmza iki kişi yanaşyor. Biri müze görevlisi, öteki güler yüzlü genç, bir kadn…
“Size Sevgili Che Guevera’nın küçük kızı
Celia’yı takdim ederim” diyor… 4-5 kişiyiz.
Hepimizin tek tek elini skyor. Bir ağzdan anlatyoruz Che sevgimizi, Türkiye’den olduğumuzu, yaşasn devrim tutkumuzu, Nâzm Hikmet’i, Che’nin kz olduğuna göre onu da çok sevdiğimizi…
Tatl tatl gülümseyerek dinliyor. “Ben de si-
Hepimizi kıskandıran fotoğraf: Che’nin kızları Aleida-Celia (ortada).
Fidel, Che ve arkadaşlar, toplam 82 “Barbudos” yani “sakallı” 1956’da “Granma” “Ninem” adl minicik tekneyle Meksika’dan
yola çkp Küba kylarna yönelmişlerdi.
(Tekneyi Havana’da görmüştüm. 14 metre
boyunda! 82 kişi nasl sğdlar şaştm!) Kyya vardlar ve telef oldular. İçlerinden sağ kalan 12’si dağlara, Sierra Maestra’ya sğnd…
Bir yl sonra bir deneme daha: Dört komutan,
Fidel, Cienfuegos, Raul ve Che dört ayr
koldan saldrya geçti.
Dağlardan esen rüzgâr, Nâzım’n sesini
dolduruyor yüreğime:
“Fidel de içlerinde 82’nin 12’si sağ kalmıştı/fidel de içlerinde 12 kişiydiler 56’nın
kasımında/fidel de içlerinde 150 kişiydiler
aralığında 56’nın/fidel de içlerinde 500 kişiydiler şubatında 57’nin/fidel de içlerinde
1000 oldular 5000 oldular/fidel de içlerinde/fidel de içlerinde bir milyon yüz milyon
bütün insanlık oldular.”
Dört komutan, dört ayr koldan saldrya geçti. Che, Santa Clara üzerine yürüdü… Orada,
Batista ordularnn neredeyse tüm cephanesini taşyan zrhl treni ele geçirdi. Yln son günleriydi. 1959’un ilk günlerinde muzaffer bir komutan olarak Havana’ya girdi.
“Yıktılar Batista’yı 959’un ocağında/ve 50
binlik orduyu/ve şekerkamışı milyonerlerini/yerlisini de yankisini de/ve tütün ve kahve milyonerlerinin/yerlisini de yankisini
de/ve kışlaları/ve önlerinde cesetler çürüyen
karakolları/ve eroin toptancılarını/ve kumarhaneleri/ve birleşik amerika devletleri
hava deniz ve kara kuvvetlerini/ve birleşik
amerika devletleri dolarını.”
zi tanımaktan çok mutlu oldum” diyor. Havana’da yaşadğn, veteriner olduğunu söylüyor.
Sonra bakmakta olduğumuz fotoğrafa bakyor.
“İşte ben buyum” diyor yine scack gülümsemeyle. “Babamı en son 4 yaşındayken gördüm…” ve yanmzdan ayrlyor…
Şaşknlk ve sevinç içindeyiz. Rastlantya bakar msnz?! Sanki Che’nin elini skmş gibi olduk. Müzeye fotoğraf makinesi sokmak yasak,
hiçbirimiz fotoğraf çekemedik diye üzülüyoruz.
Henüz bilmiyoruz. Müzeden bizden önce çkanlar Celia’nn ablas Aleida Guevera ile de tanşmşlar. (Fotoğrafta gördüğümüz çocuklardan büyüğü.) Onunla da tanşmakla kalmayp,
Che’nin iki kzyla fotoğraflar çekmişler… Öğrenince fena halde kskanyoruz! Biraz önce
Che’nin bir kzyla tanştk diye sevinirken,
şimdi niye iki kyzla da tanşamadk diye üzülüyoruz! Ne tuhaf şu insan denilen yaratk!!!
Gerilla kuvvetlerinin başnda Havana’ya
girdiğinde 30 yaşndadr Che. Sierra Maestra
Dağlar’ndan eser rüzgâr “bugün, yarındır”
diye başlayan iki yln öyküsünü bir kez daha
anmsatyor bana.
Anıtmezarda
Santa Clara’dayz. Dev bir meydan. Ad:
Devrim Alan. Çeşitli yükseklikte kaideler. En
yüksek olannn üzerinde Che’nin heykeli.
Elinde silah, yüzü, Arjantin’de doğduğu kent
Rosario’ya dönük. Ah çok yazk, tamirat var.
Che’nin heykelinin çevresi çelik iskeleyle sarl… Yanda dev bir panoda Latin Amerika’daki
tüm serüveni taş kabartmada… Panodan panoya
koşuyoruz.
Bir başka kaidede, bakanlk görevinden ve
Küba’dan ayrlmadan önce Fidel’e yazdğ mek-
tup… Özetle “Başka devrimler beni bekliyor...” dediği; “Hasta la Victoria Siempre–
Zafere kadar, daima” dediği, “Patria o muerte-Vatan ya da ölüm!” dediği; “seni tüm
devrimci ateşimle kucaklıyorum, Che” diye
bitirdiği mektup…
Ayn meydanda antn bir parças olan
Che’nin müzesinde, şimdi şu birkaç satrda
özetlemeye çalştğm yaşantnn, inancn,
idealin tüm ayrntlarn görüyoruz.
Müzede, fotoğraflardan Che’nin çocukluğu,
okul yllar, tp fakültesi, diplomas, yolculuklar, motosiklet sevdas, Meksika’da evlenişi, Küba yllar, gerillayla bağmszlk savaş, devrim, kendisine çok ters düşen ekonomiden sorumlu bakan ve Merkez Bankas Başkan
olduğu yllar… Sonra… sonra Afrika dönemi,
düş krklğ ve Bolivya fotoğraflar…
PUSUYA DÜŞÜRÜLÜP ÖLDÜRÜLDÜĞÜNDE CHE 39 YAŞINDAYDI. ŞİMDİ 32 ARKADAŞIYLA BİRLİKTE YATIYOR
Hiç sönmeyecek ateş
V
Che’nin serüveni önünde
Arif Keskiner.
Santa Clara–Havana:
Büyülü bir yol
Akşam oldu bile. Havana’ya uzun bir
yolumuz var… Gece yars ancak varrz.
Otobüsümüze sessizlik egemen… Arif
Keskiner, tepe şğn yakmş, yine kitabn okuyor: Ignacio Ramonet’in “Fidel Castro-2 Ses Bir Biyografi” adl nehir söyleşisi…
“Şu sırada tam da Che’nin Santa
Clara’dan Havana’ya gittiği yolculuğu
okuyorum” demesiyle, elinden tuttuğum gibi onu öne götürüp mikrofonun dibine oturttum. “Öyleyse yüksek sesle oku
da biz de duyalım” diyerek…
O andan sonra büyülü bir yol, büyülü
Umur Bugay ve eşi Che ile
bir yolculuk başlad.
Önce Arif Keskiner, gerillalarn savaşa savaşa o yolu nasl kat ettiğini okudu…
Sonra arkas geldi… Genco Erkal “Havana Röportajı”, “Vatan Haini”, “Akrep Gibisin Kardeşim”, Özcan Arca
“Saman Sarısı”yla bizi uçurdu… Umur
Bugay “Komünizmin baştan çıkarıcı
durumları” parodisiyle, gözyaşlarmz
kahkahaya çevirdi… Sonra Hıfzı Topuz,
birebir yaşadğ o günleri anlatt:
Bütün bu dostlar dinlerken içimden bu
yol hiç bitmesin, hiç bitmesin diye mrldanyorum.
Nâzım ve Fidel Castro
Santa Clara’dan Havana’ya giderken
Hfz Topuz’u dinliyorum.
Havana’dan dönüşünde Paris’e uğrad
Nâzım Hikmet. Hfz Topuz’la ertesi sabah, bir pazar günü buluştular. Önce
Nâzm-Fidel karşlaşmasn dinliyoruz:
“Fidel, Nâzım’ı güleryüzle, coşkuyla karşılamış. ‘Ben’ demiş, ‘öğrenciyken
senin şiirlerini okurdum. Seni yaşl başl bir adam gibi düşünüyordum. Ama karşma filinta gibi bir delikanl çkt. Dinç,
güleryüzlü ve zarif’...”
Nâzm’la Fidel uzun uzun konuşmuş-
C MY B
lar. Nâzm ona Küba devrimine duyduğu
hayranlğ anlatmş. O da Nâzm’a, devrimciliğe olan inancndan ve şiirlerindeki başarlarndan dolay duyduğu sevgiyi söylemiş.
Hfz Topuz’u dinliyorum:
“Nâzım, Fidel’e ‘Bütün devrimcilerin
rüyalarn gerçekleştirdin, Küba halk
seninle övünç duyacak. Bütün dünyada
devrimci şairler, yazarlar ve sanatçlar yllar boyu seni yüceltecekler. Devrim tarihine damgan vurdun. Adn yüzyllar
boyu unutulmayacak’ demiş. Nâzım
sonra sözlerini şöyle sürdürmüş: ‘Fidel
inanmş bir insan. Evrensel devrimin
simgesi oldu. Küba’da onu görünce October Devrimi’nin coşkusunu yeniden
yaşamş gibi oldum.’”
Sevgili okurlar, daha dün demedim mi
size, yaşadğ onca düş krklğndan
sonra Nâzm Hikmet Küba’da, gençliğini, umutlarn, coşkusunu yeniden buldu;
ve mutluluğu bu buluşmadandr diye!
Ertesi gün Hfz Topuz, Nâzm Hikmet’in oteline gidecek, scak bir dostlukla
karşlanacak ve Nâzm’n müsveddelerden okuduğu “Havana Röportajı” adl
uzun şiirini teybe alacakt.
İki gün sonra Havana’daki törende
Hfz Topuz, bunlar ama daha da fazlasn da anlatacakt: O 1961 ylnda sevinçle kutlanan devrimi, Fidel’e duyduklar inanc, Küba halkna duyduklar
güveni… Emperyalizme karş kazanlan
zaferi nasl da alkşladklarn anlatacakt.
“Bugün Küba’yı gezerken, yaklaşık
90 yıl önce Anadolu’da emperyalizme
karşı verdiğimiz Kurtuluş Savaşı’nın
kahramanlık, fedakârlık ve yoksulluk
günleri canlanıyor. Bağımsızlık, özgürlük ve egemenlik için Anadolu’da
canlarını veren insanları, Büyük Atatürk’ü ve onun silah arkadaşlarını saygıyla anıyorum,” diyecekti…
Otobüs geceye çoktan dalmş, biz düşlerimize, anlarmza, umutlarmza…
Santa Clara’dan Havana’ya bu yolculuk
hiç bitmese, hiç bitmese… Hâlâ idealleri olan, idealleri için mücadele veren insanlar hiç tükenmese, hiç tükenmese… Ne
mutlu ki hâlâ düş kurabiliyoruz, hâlâ düşlerimizi savunabiliyoruz, düşlerimizi gerçekleştirmek için mücadele edebiliyoruz…
İşte Havana göründü bile. Gece yars
sarp sarmalyor bizi… Dostluklar da
öyle…
C MY B
Che ve Mehmet Aksoy.
Tüm ekibimiz
Che’nin
anıtmezarında.
YARIN: Havana’da Nâzım’ın yaşgünü
Santa Clara’da Che’nin
anıtmezarında: Genco
Erkal ve Che’nin
Fidel’e mektubu.
e işte oras: Mezar… 1967’de
Bolivya’da CIA desteğiyle pusuya düşürülüp öldürüldüğünde Che, 39 yaşndayd. Che ve 32 arkadaşnn mezar burada… 1997’de kemikleri buraya getirildi.
Mezar, küçük, çok yaln ahşap bir oda.
İlk gelişimde anmsyorum, buraya ancak
iki, üç, en çok beş kişi girebiliyorduk; bir
ayin havasnda girip çkyorduk, sessizce… İçeride belli bir süre kalabiliyorduk,
çünkü arkada girmek isteyen başkalar sra bekliyordu… Şimdi ise kalabalk turist
gruplar girip çkyor, gürültü patrt içinde… Yazk. Yazk. İçim acyor…
İçeride, en uçta dağlar simgeleyen
küçük bir tropik orman. Tepeleri, akarsular, ağaçlaryla... Hemen önünde, hiç
ama hiç sönmeyen bir ateş yanyor... Fidel’in yaktğ, o gün bugün yanan devrim
ateşi…
Sonra 32 mezar. Her birinin baş ucunda isimlerin yazl olduğu 32 küçük tabela.
Bolivya’da öldürülenler… Her birinin
önünde mis kokulu bir çiçek. En ortadaki birazck, ama çok azck, öne çkmş.
Öne çkan mezarn ötekilerden tek fark var: Tabelann tam üzerinde, şktan, beyaz şktan, minicik bir yldz...
Che’nin başnn üzerinden hiç eksilmeyen, beresinin önündeki yldz...
Devrimci romantizmi hep canl tutacak,
yldz şeklinde bir şk...
Artk hiçbirimiz konuşmuyoruz.
Herkes kendisiyle, devrimle, Che ile baş
başa… Antmezardan sonra, Che’nin ilk
büyük zaferini kazandğ, zrhl treni
durdurduğu, tüm cephaneyi ele geçirdiği, tren istasyonuna geliyoruz. Oray gezip görüyoruz… O zaferden sonra Havana’ya yönelmişti Che…
Biz de Havana’ya gitmek üzere otobüsümüze yöneliyoruz…

Benzer belgeler