2008 - Mülkiyeliler Birliği

Transkript

2008 - Mülkiyeliler Birliği
Büyük Birader ”
(Başka 6ir aşkjstemez, aşanla çarpar kgC6imiz,
Ey Vatan gözyaşCarın dinsin, yetiştif^çünkü 6iz.
Çüf sen, neş'enCe gülsün ay, güneş, toprak deniz.
Ey Vatan gözyaşfann dinsin, yetiştif^çünkü 6iz.
(Birgüneştin 6ir zamanfar, aya kadar kgCdırıdı dün,
(Dün Bir ay din, sislenen 6oşCuk}a yıCdızsın 6u gün;
(Benzin uçmuş Sak^ ne rüya 'dır, 6u akşam gördügün?
‘Ey Vatan gözyaşCarın dinsin, yetiştik^çünkü 6iz.
(Beklesin ‘TürkpğCu 'nun azminde kuvvet 6uCmayan,
SeCdurur, yangın söner eC6ette 6irgün (Ey Vatan
Süsfenir, oynaryarin, dün ağlayıp matem tutan
iEy Vatan gözyaşCarın dinsin, yetiştik çünkii 6iz.
....... '......
-.■
—
.—
.. . 11
...
..............
(Beste: Musa Süreyya Çüfte: Cemai^cffıemf^eşiC)
',s/_ Y~
Kazgan
basın ahlâk yasasına uymayı
taahhüt etmemiştir.
Kazgan
Matbuat-ı terbiye kanununa
muhalif olmayıp
muvafıktır.
Editör
A.Akın SAYGAN
Grafik Tasarım ve Görsel
Koordinatörler
Ahmet ÇETİNKAYA
Güneş UYSAL
Genel Yalan Yönetmeni
Tuğçe ERDEM
Bengü TECİMEN
Beynelminel Müdüreler
E lif MERCAN
Eda ÇETİN
Mütevelli Heyeti Başkanı
Emrah EKİCİ
İç Gezi Muhabirleri
Zeynep BODUR
Müge ARSLAN
Editor’den
Şaban’a Mektup
Dua-ül Muazzama
Fermanlar
Çamurlar
Hocalara Çamurlar
Hocalardan İnciler
Sbf Destanı
Melih Aşık’la Söyleşi
Acep Bu Ne Alem Bi Mektep
İlgaz 2008
Kazgan İçin Ne Dediler?
Şirinler Mektebi
Bunları Biliyor Muydunuz?
Mülkiye Beyaz Perde
Son Sene Nasıl Geçti?
Sonsöz
2
4
6
10
36
39
41
44
45
48
51
52
53
53
54
59
63
Lüzumsuz İşler Sorumsuzu
Ufuk ŞAHİN
Söyleşenler
Gencer KARAGENÇ
Egemen ATMAN
evgili Mülkiyeli İnekler, yine sizleri uzun bir aradan sonra KAZGAN’la selamlamaktan
aldığımız hazla huzurunuzdayız. İçinde bulunduğumuz, gittikçe çetrefilleşen şartlar altında Mülkiye
geleneğinin devamı adına Kazgan Dergisinin sizlerle buluşuyor olmasından müthiş bir kıvanç
duyuyoruz.
Mizahın sadece Mülkiye odaklı kesiştiği güzide dergimizin çıkmasında yaptığımız
faaliyetleri biz Kazgan Ekibi olarak fedakârlıktan saymıyoruz. Çünkü Mülkiye’nin y ı l l a n m ı ş
inekleri ağabeylerimiz ve ablalarımız yaklaşık 60 yıllık süreçte en kilit zamanlarda bile dergimizin
çıkması için, fazlasıyla paylaşımcı davranmışlardır. Ve bu sayede biz yeni nesil arasında çok ciddi
bir bağ oluşturmayı başarmışlardır. Bizlere de bu zorlu maratonda düşen görev dergimizin, dahası
geleneğimizin sürekliliğini daim kılmaktır. Çalışmalarımızın yoğun ve yorucu olması bizleri bu
anlayıştan aldığımız kuvvetle yıldırmamaktadır.
Dergimizin çalışmalarında emeklerini ve düşüncelerini paylaşan tüm ekip arkadaşlarıma ve
bu zaman diliminde önemli katkıları olan Gökbörü arkadaşımıza, ayrıca desteklerini esirgemeyen
Dekanımız Celal Göle ve yönetimine dahası tüm Mülkiyeli arkadaşlarıma teşekkürü bir borç
biliyorum.
Mülkiye çatısı altında beraberliğimizin pekiştiği ve bizlerin buluşma noktalarından biri olan
Kazgan Dergisinde, okuyucuları eleştirel bir bakış dâhilinde güldüren, düşündüren akıcı geçen
sayfalarla baş başa bırakıyoruz.
Sizler için kaliteli bir çalışma ortaya çıkardığımızı, iyi intibalar bırakmasını ümit ediyoruz.
Naçizane isteğimiz okuyun, okutun ve önemle koruyun.
Akın Ahmet Saygan
Hayatımın meali, canım, gözümün nuru, devletlim, şevketlim, haşmetlim .•ciğerimin köşesi, pek
muhterem şabanım. Günler haftaları, haftalar ayları, fakat sana kavuşmak için aylar yılları kovalamadı;
ammavelâkin şu güzel bahar gününde seninle yeniden buluşmak bizlere hazzm en büyüğünü yaşattı.
Kardeşim Şaban 1 yıl boyunca ziyadesiyle üzüldük, yıllar yılı cümle tüllabı ışıl ışıl ışıtan, işleyen
demirimiz, Sadun Hocamızı 08.03.2008 tarihinde kaybettik. Mekteb-i Mülkiye için daima bilgisini, emeğini
esirgemeyen sevgili hocamızı ebediyete, tüm tüllab gözümüz yaşlı uğurladık.
İki gözüm şabanım, mektebimizde hoca rotasyonu çok yüksek oranda. Yine bu sene Lale Davut
hocamızın gidişiyle Ünsal-Davut koalisyonu sona erdi. Biz şanlı tüllab Lale hocamızı tanıma şerefine nail olduk,
fakat yeni gelen inekçikler, bu beraberliğe tanık olmaktan yoksun kaldı. Ne yazık ki garip bir oluşum olan ÜnsalÖzsoy(!) birlikteliğine yepyeni slâytlar ve yeni baskılarla merhaba demek zorunda bırakıldılar.
Şabanım sen yokken cebelleştiğimiz sıkıntılar burada bitse yine iyiydi. İktisadın ve dahi cümle tüllabm
kudretli âlimi, Yahya Sezai Tezel hocamız sene sonunda yaş haddinden dolayı aramızdan ayrılıyor. Bunun
sonucu Aykut, Emrah, Yahya üçlemesinin sonunun ne olacağını şimdiden kestiremiyoruz. Ama merak etme biz
seni habersiz bırakmayız. Yüce tüllab adına Yahya hocamıza, bizim göremeyeceğimiz yeni CLK'sıyla, gururla
anlattığı 20.000 $’lık ses sistemiyle memleketi Bozburun1 da, Karadeniz yaylalarında mutlu bir emeklilik
diliyoruz.
Ey benim devletlüm. Aziz şabanım bu seneki seçimlerde Tarçınımızın milletvekilliği adaylığına
yatırdığı paralar karşılığını bulmadı. Ama eminiz ki, borsadan ziyadesiyle zararını tedarik etmiştir. Abraham
Tayger1 m iddiası tutmadı, yine yan yattı. Erhan hocamız ise yanlış ata oynadı. Kanımızca bu altılıdan çok
anlamıyor. Baskm hocamız takıldı, birkaç yerde detone oldu, yer yer ezberini bozdu. Para ve üniversite diye bir
cümle kurdu. Ne yalan söyleyeyim, biz anlamadık. Anladıysan eğer bizi de aydınlatıver.
Bu arada pek kudretli Abbas mirimiz “Genç Bakış” a bizi alacağım diye kandırdı, ama biz inekçikleri
gecenin bir yarısı kapılarda bekletti.
Bu kadar üzücü havadis yeter. Gelelim Mülkiye’de kurduğumuz gizli istihbarat birliğinden en taze, en
gerçek haberlere... Gözümün nuru bunları duyunca çok şaşıracaksın.
Elinde kahveci tepsisi, üzerinde lacivert yeleğiyle okul koridorlarından tüm tüllaba laf atan Sulhi
ağabeyimiz, neredeyse bir selamı esirger oldu, şakır şakır şakırken, dut yemiş bülbüle döndü. Kimse bunun
müsebbibi sen bilirsin mutlaka, kulağına bir yerden çalınmıştır. Bir zahmet bize de söyleyiver Şabanım!
Hazır dargınlıktan söz açılmışken Köse-Mete Akkaya,
Abuzer talebeye, Onur Hoca dekanlığa... Herkes herkese küsüyor,
üniversite mi kreş mi anlayamadık. Peki, söyle Şabanım biz kime
küselim? Şabanım sen huzurunu, şefkatini, bizden esirgeme
küsmeyi dargınlığı bırakalım, dargınlığı bir kenara koyalım. Tüm
tüllab barış içinde şen şakrak yaşayalım.
Teşkilat-ı K azgan'ın yüce lideri Şaban dekanlığın
istihbaratı bizleri solladı gitti. Eh tabi okulun 4 bir yanma bizim
gözlerimizden daha aktif çalışan kameralar yerleştirildi. Ya bize
birer çift Superman gözü ayarla, ya da sen şu dekan Celal' e söyle
de, şu görüntüleri bir zahmet şu aciz teşkilatla paylaşıversin. O da
olmadı, Mülkiye belgeseli ile cüzi bir miktar karşılığı bizlere
satıversin.
Küçücüğüm, fıçıcığım, içi dolu turşucuğum Şabanım bu kadar ahval arasında acıktık. Öğrenci işleri de 5
saatlik öğle arasında taze ekmeklerini dilimlerken, Gel sohbetimize Cafe Mülkiyemizde devam edelim. Biz
hazır çorbalarımızı yudumlarken, tavuk döner nar gibi olsun, patateslerimiz de kızaradursun. Bununla yetmez
gel üstüne de birer dondurma yuvarlayalım. Maraş usulü olmasa da Algida usulü dondurmamız zengin
çeşitleriyle masamızı şenlendirecek. Hadi hadi senin de canın çekti. Tatlı yiyip tatlı konuşalım.
Şabanım şanlı bayramımız yine tahmin edeceğin gibi pek şenlikli, pek doludizgin, geçti. Şabanım
görmeliydin Aziz Köklü salonu doldu doldu taştı, yer kalmadı, sıkıştık, aralardan sıvıştık, mübarek
bayramımıza başladık. Başımızın tacı, Mülkiye'miz şanlı 68 kuşağıyla beraber çömezi, üstadı cümbür cemaat
bayramımıza başladık aynı hızla da bitirdik. Neler oldu neler! İstediğin gibi geleneklerimizi layıkıyla yerine
getirmeye çalıştık, ilişikte fermanları gönderiyoruz umarız beğenirsin. Onun dışında da yastık savaşından halk
oyunlarına, fasıldan arka bahçe top oyunlarına, illüzyon gösterisinden halaya eğlencenin dibine vurduk. Ha bu
arada unutmadan ilk sene Mülkiyeye gelişimizi kutlayanNev bu sene bizi salavatlamaya geldi.
Nur-u aynım; tadilat tamirat maratonunun bu seneki ayağı biraz sönük geçti, sönük kaldı dediysek sessiz
de olmadı. İnekçikler kesimlere son sürat hazırlanırken Dekan-ül Celali'nde boş durmadı. Tantana bu sefer
sözde değil özdeydi. Takılan kapılar, boyanan aynı duvarlar ama en önemlisi de yazıldı cephesine aziz
mektebimizin yedi cihandan görülen bir “Mülkiye” yazısı.
Kusura bakma bu yıl biraz kısa kesiyorum. Artık öğrenci belgemi 2 kapı yandan alamıyorum. Mogan
Gölü'nü yüzüp, Elmadağ'ı tırmanmam, bunlar yetmezmiş gibi Beşevler engelini de uçarak aşmam gerekiyor. Bu
sebeple bana Tandoğan yolları gözüktü. Çıkınımı hazırladım, telefonumun şarjını doldurdum, TandoğanMülkiye arası seyyah gibi gezinir oldum.
Euzubillahimineşşeytanırraciim
bismillahirrahmanirrahim.
sen rahimsin, biz hakiriz sen kerimsin. Biz isteriz sen
verirsin. Bize tiz vakitte çarşaf çarşaf, çarşaf çarşaf
diplom aları nasip eyle ya RabbilSen bu dua-ül
Allah A lla a a a a h M a şa a a a llla a a a a h h !
Eski yönetm elik adını zikredelim
yönetm elik başlara bela...
evvela, yeni
Ey c e m a a t-ü l m ektebin, iş bu duanın nevad-i
esasiyesi, em niyet-i ca n ve mal ve ırz ile
to p h a n e , umumi hane, mülkiye-i kahvehane,
Sulhi' nin
m ekahane-i
çayhanesi,
cüm le-ül tüllabı
m uvaffakiyet-i
im tihan, ıslah-ı
seter-ül rezil,
inekhan, hıyarhan
ve hacet-i
şagirdan ve
profesörandır.
Biz ki dost ve
düşm an ittifakıyla
zat-ı
tüllabı
Mülkiye-i Şahane-i
Ali O sm aniye’ nin mehazını, ahlakın en yüksek
m ertebelerine mazhardır. Ve m a d e m bil ittifak
nev-i beşer içinde en meşhur, en m üm taz bir
m ekteptir.
Ve
m adem
biner
m ücazatın
delaletiyle ve teşkil ettiği âlem -i m ektebiyetin ve
kemalatının şahadetiyle ve m übelli ve tercüm an
olduğu Celal-i Hâkim'in akdinin Resul-ü Dargun
ve Tarçın’ ın tasdikiyle en m ükem m el bir
mümessili kâmil talebe-i emeldir.
Cümle-i kâinatın tek yaratıcısı olan ya Rabbel
Âlemin!
Şu m ukaddes çatısı altında to p la n a n ve ellerini
sem aya doğru a ça n , m ezuniyete hazırlanan biz
Mülkiyeli kulların huzuruna geldik. Biz günahkâr
muazzamayı kabul eyle ya Rabbi!
Ey Rabbim! Bağışlaması bol, âlem lere rahm et
d a ğ ıta n C enab-ül Hak!
M ektebim izin kantinlerinde çaktırm ayalım derken
a yan beya n kız kestik, ç o c u k dediğim iz 90’lıları
akvaryum da g örün ce feleğim iz şaştı, kardeşimiz
dem eyi bıraktık, sabi sübyana
d adandık!
Sen
bizim
günahlarımızı affeyle yarabbi!
A aahhh ah! Arka b a h ç e d e
A de m le H a vva ’ yı ce n n e tte n
eden yasak e lm ana votkayı
kattık, yanına d a cüm le çerez
bir kilo kaju açtık, Babil’ in
asma b a h çe le rin de n kopup
gelen
köpek
öldürenini
fon d ip yaptık, ye tm ed i şişe
şişe bira yuvarladık, ha a ra d a
bir
de
güvenliklere
yakalandık, biramızı oramıza
buramıza
sakladık,
sarhoş
sarhoş sınavlara girdik, üçü beşi A ’ yı B’ yi ayırt
e dem edik. Hocalarımız bizi a ffe tm e di, bari sen bizi
affeyle Ya Rabbim! Gerekirse m izanda karşılıksız
bırakm a ve h a tta ahiret sınavından m uaf eyle
Yarabbi! Biliyoruz yüzümüz kalm adı, a m a sen
rahmansın, Âlisin, şu zebanilerinin kulağına bir
fısıldayıver d e sırat köprüsünden g eçerken bizden
kimlik sormasınlar, zira suretimiz tüm c e n n e t ve
ce h e n n e m ahalisi tarafından bilinm ekte. Hiç
olm adı, cenn e tin 7. katından değil de 6. katından,
o da olm adı kıyısından köşesinden ufacık bir yer
ayırıver bize!
Biz ki bir sene b o yu n ca Prestij, Ahsen ve d ah i ilim
irfan yuvası kahvehanelerde okey oynarken taş
çaldık, onu d a bir ara affeyle! Yine bu güzide
kahvehanelerimizde
tüm
futbol
camiasının
şeceresini tuttuk, bu arada hazır yeri gelmişken
cümle tüllab merak eder ki, âlemlerin şampiyonu bu
sene yine... Neyse Allah’ım sen en hayırlısını ve en
hak edenini bilirsin! Rabbim yine sen bir iki tüyo
ver de iddiada, Erdal’ın fevkaladenin fevki, yeninin
yenisi, kazığın Allah’ı dört ciltlik Mikro, Makro,
Büyüme, Uluslararası İktisat serisini alacak üç beş
kuruş nasip eyle! Bu arada hanımına da her kitabın
başında teşekkür eder ya, bizden de selam olsun,
varsa bir yardımı bundan sonra da etmesin, Erdal
kulun da yeni baskıyı çıkarmasın!
İlahi Ya Rabbi İlahi ya Rabbi İlahi ya
Rabbel Âlemin!
Yaz boyunca senden ab-ı hayat istedik,
amma kantinde avea pek çekmiyor, sen bizi ya
yanlış anladın, ya da mesajları alamadın, çünkü
bidonların efendisi İbn-i M elih’i başımıza sardığın
yetmezmiş gibi üstümüze tazyikli su fışkırtarak 1
Mayıslarda orantılı gücünle bizi mahveyledin!
Aman ya Rabbim bir katre suya muhtaç olduğumuz
şu günlerde bizi yanına alma zira abdest
alamıyoruz, yanma cünüp cenabet gelmeye
utanıyoruz.
Ey âlemlerin yaratıcısı, yoktan var eden,
rahman ve rahim ve dahi kerim yüce Rabbim! 7
senedir biz bu mektebin akvaryumunda, botaniğinde
ve arka bahçesindeyiz. Ama gün geçtikçe münafık
kulların Celal ve Nusret’ in kendini bilmezlikleri,
olur olmaz her şeye olan merakları, öğrenciyi
damgalama hevesleri, öğrencinin gerek fikrini gerek
zikrini belirleme çabaları, Mülkiyelinin ululuğunu
ve muhalif tavrını yok etmeye çalışan ve dahi
Mülkiye’ nin şanlı ineğini ezilmeye mahkûm, işe
yaramaz, uyuz koyuna çevirmek isteyen zihniyetleri
yüzünden anlı şanlı Mülkiye’mizin tüm dünyalarına
sırtımızı çevirdik. En mahrem mevzularımız dahi
Nusret’ in neferi olan Celal’in eline geçmiştir. Peki
ya bunları ne yapacaklar? Artık oturup dest-i
izdivaç yerine, mahalle dilberleri gibi bunları
izlerler!
İlahi ya Rabbi... İlahi ya Rabbi... İlahi ya
Rabbi!
Bu mekteb-i şahaneyi kimin idare-i haiz
olduğu bile gayrilere meşrudur. Zira okulun açılma
kapanma saatlerinden bihaber olan dekan-ül Celal,
tüllabın mabedi sayılan Mekteb-i Şahanemizde
yegane amacı ilim irfan öğrenmek olan inekçikleri
okuldan
kovma
yetkisini
kolluk
güçlerine
bırakmıştır.
Ey Cenab-ül Hak!!
K ur’an-ı Kerim’i hatmetmek yerine, mikromakro ciltlerini defalarca tekrar eyledik. Besmele
niyetine ya ceteris ya paribus diyerek ibadetimizi
yerine getirdik. Zekat niyetine sadece kapağı
değiştirilmiş kitab-ül mukaddesin yeni baskısına
paralarımız bağışladık. Arife günlerinde muz
ağaçlarına sahifelerini astık. Altına geçmiş yılların
sorularını gömdük. Dersten geçmek için istiarelere
yattık. Bellona kanepelerde uyandık! Sen bu Erdal
kuluna tiz vakitte Lale Davut’un katma erişmeyi
nasib eyle ya Rabbi!!!
İlahi ya rabbi!
Ya Rabbel Âlemin!
Yıllardır hep bu Şahane-i Mektebi adalet
dağıtır bildik, şu güzel ülkenin mabed-ül adaleti
belledik. Ama mektebimizin güzide hocaları
küçücük inekçikleri cümle-i gâvur memleketlere
gönderirken bu adalet ilkesini atlayıverip torpil
ilkesini benimsemişler. Biz gene iyi niyetli
düşündük de sen bu aciz kullarını kendi yoluna
döndürüver ya Rabbi!
İdari şubeden mezun ettirmemeyi kendine
şiar etmiş olan onur kulunun yavrusu ile birlikte
yüreğine azıcık merhamet, bir miktar şefkat, bir
tutam insaf, azıcık da bonkörlük nasip eyle ya
Rabbi!
Derslerden Ahmet Haşim Köse edasıyla
küsüp çıkan Abuzer kuluna tez elden bir miktar
prozac, lustral ve bilimum anti-depresan nasip eyle.
M aliye’ye bir miktar kadro ekleyerek bu kulunu tiz
vakitte yalnızlıktan kurtar ya rabbim!
Cenab-ül hak!
Emrah Aydınonat kuluna Batı’nın nasıl
zengin olduğunu tiz zamanda vahyet de biz şu garip
tüllabını bu çıkmazın işkencesinden kurtar. Aydın
kuluna solingen marka cımbız gönderiver ya
Rabbim!
Ya Rabbel Âlemin!
Senin adını zikreden yüce dinimizi siyasi emellerine
alet eden mısırcının başkanım reisicumhur seçen
AQP hükümetini tiz vakitte mısır taneleri gibi
dağıtıp, davul gibi patlatarak, gavur mezarlarında
inim inim inlet ya Rabbiiü
Ey Kainatın hakimi!!
15 yıldır mekteplerde hatim ettik! Bu yüce
çatı altında not dilendik. Aman ya Rabbi acı bize!
65’imizde emekli edeceksen, ya 100 yıl daha ömür
ver ya da şu AQP hükümetini tiz vakitte yanma al
ya rabbi! Sen bize azıcık pirinç birazcık su bir
miktar da bulgur nasip eyle ve mümkünse bardakta
mısırları, koçanları ve püsküllerini de ... (!) sen
anladın ya Rabbi!!!
Çok yakın bir zamanda aramızdan ayrılan
cümle ulemaya, bütün tüllaba büyük emeği geçen,
gerek literatüre ve sosyal ve düşünsel dünyaya yeni
fikirler ve uygulamalar katan, yerini doldurmanın
imkânsız olduğu Sadun Aren kulunun mekânını
cennet, toprağını bol eyle!
Sizi hiç unutmayacağız Sadun hocamız!!!!
İlahi ya Rabbi!
Senin takdirine isyan olmaz, biliriz. Biz yine
de duamız esirgeyemeyiz. Burma’daki Nargis
Kasırgasında ölen 22 bin kişinin mekânını cennet
eyle ya Rabbimm!
Ey ah-ü enin eden tüllab! Tezel’in suretine
bakıp, ah eyleme; manasına bak, oh de! Eğer
Tezel’in manası güzel bir sey olmasa idü, Celal-i
Rahim en sevdiği tüllabma hoca olarak Tezel’i
vermez idü! Bunun içün, bilcümle Onur
Karabıyıkogulları, Kerem Altınparmak ve dahi
Abraham Taygır’a beddua edeceğine, Celal-i
Rahim’e dua et de, daha mendeburlarını başımıza
vermesin!
Ülkemizi şereflendiren Paris Hilton kulun
Erdal’ın yalnızlığına bir nebze merhem olsun da
tüllabın gönlü huzur eylesin. Ülkemize gelen bir
diğer zat-ı muhterem Sawyer’ı da 'kara' Melek
Fırat’ın yanma ver de züppeyun tüllabı rahat bir
nefes alsınlar.
Eyyyy cemaat-i Mülkiye, hatırlar mısın 4
sene evvel ne engellere toslayacağımızı bilmeden
toplandık bu ulu çatı altında. Bizi el nino kasırgası
çarpmışa döndüren sistemi biz bilmiyorduk da
zavallı kulun Nusret de mi dekanına, öğrenci
işlerine ve hocalarına öğretmedi!? Ama sağ olsunlar
sayelerinde bu yüce tüllab 4 yılda tüzel savaşımıyla
yönetmeliği hatmedip, değiştirip düzenleyip bütün
idari makamlarına birer birer öğretti tüm bu
engelleri aşarak nasıl tahsil göreceğinin kudretine
haiz bu yeni sistemin nur topu gibi ilk mezunlarının
üzerinden inayetini eksik etme ve bizleri muhattip
eyle ya Rabbim.
İlahi ya Rabbi, ilahi ya Rabbi, ilahi ya
Rabbel Âlemin...
Celal kulunun bize çektirdikleri bununla da
kalmadı. Ders çalışma ve eğitim görme aşkıyla
yanıp tutuşan biz inekçiklerin, mektebin
kütüphanesine girip kıraat edemez olduk. İşletmeci
Celal kulun, biz inekçiklerini kütüphane akşam
saatlerine kadar açık olacaktır diyerek kandırdı
ikindi ezanında tavuk kışkışlar gibi bizi def-i
perişan etti. Tüllab ne yaptı?? İçlerindeki ders
çalışma arzusuna karşı koyamayan inekçikler
kütüphane ve dahi kıraathanede ders çalışma eylemi
yapmaya karar verdiler ve Mekteb-ül Şahanenin ilk
Celali İsyanları başladı.
Bu nasıl bir Celal-i Rahimdir ki ya Rabbi,
simide ve poğaçaya alerjisi vardır!! Çalışkan tüllab
yorulup da acıkınca onları simit ve poğaçalarından
ayırır!! Sen bizi simitsiz, poğaçasız, Celal kuluna
muhtaç bırakma ya Rabbi!! Bizi açlıkla terbiye
etme ya Rabbel Âlemin!
Ey bağışlaması bol Rabbim!
Sen şu ehl-i vakar ve muhteşem Celal
kulunun, mektebin şantiyesinde tiz vakitte sıvaboyama, ez cümle tadilat, kapı takma-çıkarma,
müstehcen yerlere kamera koyma işlerinde amelini
salihli ve hayırlı eyle. Mektebi Mülkiye-i Şahaneyi
BBG çatısı haline getiren zat-ı zül Celal bütün envai tüllabı bilmesin, tanımasın, görmesin.
Ya Rabbel Âlemin!
Dar-ül Fünun’un Baş muallimi Tıbbiyeli
Nusret kulun, bu sene yaptığı ıslahatlarla yine biz
tüllabı Tandoğan - Cebeci arasında mekik
dokumaya zorladı. Öğrenci İşlerini talebeye kötü
muamele olarak algılayıp, en ufak bir işi içün bile
bizi öğrenci işleri tarafından Tandoğan’a gönderilen
aciz kulların eyledi. Sen bu aciz kullarına azıcık acı
da Islahatların butlanına hükmedilmesini mümkün
kıl!!
Ya Rabbi biz, bize bir harf öğretenin kırk yıl
kölesi olduk. Bu kutsal çatı altında dört yıldan fazla
bizi hapseyleme, tiz vakitte azad eyle ya Rabbi!
Ya Rabbel alemin yakında yine bıçak altına
yatıyoruz, kesimlerimiz başlıyor! Sen bu Celal ve
cellatlarina biz aciz kulların içün birazcık insaf
nasib eyle! Bu arada 1859’ dan beri her yıl aynı
konuşmayı yapan Celal kuluna azıcık yaratıcılık, bir
miktar hatiplik ve bir tutam da biz dinleyici kulların
içün kabiliyet-i telaffuz eyle Ya Rabbim!
İlahi yarabbiiiiiii, ilahi yarabbiiiiii.....
Züppeyuna Victoria’s Secret’tan tangalar,
tahsildara 3’lü matrisin tersini alabilen hesap
makineleri, abazalara kondom, don mon, mondom...
gibi şeyleri, bakkal kullarına ise işe yarar dersler,
geyikhan kullarına boynuzları için zımpara kağıdı
ve en kalitelisinden cila, kaç oldu ey ahali? (çeko
sesleri gelir) Ha onlara da amele kisvesinden
kurtulup şanlı Mekteb-i Mülkiye Şahane-i Al-i
Osman-i’nin bir bölümü olarak kabul görmesini
nasib eyle yarabbiü Yarabbiiü Yarabbiiü
BAB’ÜL FERMANÜL ŞAH
ALPASLAN IŞIKLI
M ekteb-i Mülkiye-i Şahane-i Ali Osman,
iftiharül içtim ai siyaset,
M üdebbirül iktisadi çalışma ekonomisi vel
m ünesebetül endüstri
Mufahirul alem i M ekteb-i Mülkiye
Gül-i gülistan-i şahanetül ilmi
Der’i felek-i dirasetül iktisadi
Nuru efza-i M ekteb-i Mülkiye
El muhtassu bi mezidi in a yet'il- melikil alam
Beşeretül alem i el m ektebi mülkiye-i zidesi
Nur'ül m em leketi siyaset-i içtim ai
Çalışma iktisadı ve endüstri m ünasebetleri tac-ı
farak-ı ilmi
M uhasaray’ ı ilmi vel bahar-ı c e la d e t
Bahr-ı İhsan ve ilmi irfan
M aden-i içtim ai siyaset
M ekteb-i Mülkiye-i ihtişam-ı devlet-i aliye
Mahzar-ı envai siyaset....
AMİN....
Yaaani sîzlerin a n la ya b ile ce ğ i bir dille...
Eyy
M ekteb-i
O sm aniye'nin
şahane
am eleleri!.....
Biz ki endüstri
devrim i
ile
doğm uş,
Marks'la
can
bulmuş, A dam
Smith
ile
kavrulmuş, Lenin
ile iktidar olmuş,
Keynes'le
avunmuş,
C ahit
Talas'la
adı
ezanla
kulağına
fısıldanmış
M ekteb-i
Mülkiyenin göz
b e b e ğ i medar-ı
iftiharı, 1 mayıs sabahlarının d o ğ a n güneşiyiz....
Biz vahşi kapitalizm in sömürü yağm urlarına,
açmış olduğu sosyal politika şemsiyesi ile göğüs
geren tüllabın sultanlarıyız..
Şimdi de sıra sultancıkları yetiştiren, cüm le
m e ktebe
yol-yordam
gösteren,
hocaların
hocalarına geldiiiiiii.....
Ellerinden
oluk oluk birikim
d am laya n ,
bütün
hücrelerimize bilimin nurunu saçan,
Amasya elması, ay parçası, Atatürkün kankası,
mazlumların babası, neo- liberallerin korkulu rüyası...
Gidin elini ö pün....
A m asyada d o ğ d u
Mülkiyeli oldu
Helal olsun sana
Alpaslan h oca ...
AHMET M A K A L
Işıklıdan bölüm başkanı kavuğunu devralmış,
Türk sosyal politika tarihinin kilidini sol anahtarıyla
a ça n ,
c e v a p belli not elli sınav kağıtlarımızla bizi süründürse
de jazzın en kralını ya p a n yorumların yorumcusu
A hm et M a ka aa l
G Ü R H A N FİŞEK
Emeğin sömürülmesine fişşşek gibi parlayan,
dedesi,
işçilerin
gözb e be ğ i
hipokrat yeminlisi
G ürhaaaan
Fişeeeeek
İLKAY S A V C I
Daha
küçük bir
çocukken
annesinin yem ek
kitabından
Taylor'u öğrenen
sosyoloji alem inde
küçük
bir
kar
tanesiyken
çığa
dönüşmüş
M ekteb-i
Mülkiyenin
prensesiiii
ilk a a a a a a a y
ay
ay ayyyyyyyy!....
METİN ÖZUĞURLU
Konuşurken biz ineklerini terim sağanağına tutup da
sırılsıklam eden,
tüm celeri onlarca kollara ayrılmış katm er katm er
alüvyon taşıyan ö ğrenci yanlısı,
katkı payı düşmanı,özgün sınav kağıdı sevdalısı
"orjinal"adam Metinin Özuğuurluuuuu.
BERRİN CEYLAN A T A M A N
O
O
O
O
O
bir
bir
bir
bir
bir
elli dakika kesintisiz ders işlemesiyle idealist
çekonom ist
m o d a ikonası
kalp ağrısı
çalışma tüllabının ablası.....
SEYHAN E RD OĞ DU
sendikaların taçsız kraliçesi,mülkiyenin
abidesi,konferansların ara na n ismi,
Seyhan E rdoğdu.....
güzellik
PARS ESİN
Çalışmanın dedesi, gözlüklerin efendisi, Robert
O w en'ın üst devresi..
Tutmayın ö p ü c e m .....
RECEP V A R Ç IN
O,
asistanlarıyla
mülkiyenin
akad e m ik
kadrosunun güzellik kat sayısını ona katladı,
O, tüm d ün ya ya istihdam politikası hazırladı
O , dem okraaasinin amansız savunucusu
Varçın olsun derse girmesin, asistanını yollasın ....
Siz onu zaten anladınız RECEEEEP VARÇIN....
Tabi ki M ekteb-i M ülkiye'de m aalesef her şey bu
ka da r güllük gülistanlık değil...
Gülü seven dikenine katlanır d edik ve şimdi sıra
geldi diken kısmına
Dinleyin eyy tüllabın yüzkarası, dinleyin d e bu
fe rm a n ’ül m uazzam adan bir ders çıkartın
A B A ZA
Ey mülkiyenin çello belloları ,, bizim bölüm ün
kızlarına yaza yaza bitiremediniz.
Kuntakintiler, tinki vinkiler, peştem alli h am am
böcekleri sizi, adınız tellak özünüz abaza.
M em leketin orasına burasına dağılmış beş para
etm ez kaym akam lar sizi!!!
Artık
kam uya
kız
yerine
şişme
bebek
alınacakmış.
Çalışma
kendi arasında
kurduğu
team ül
sandığından sizede fon ayırdı,
bu fo n d a n size düşen burs miktarı a yd a 5 şişme,
şişir şişirebildiğin k a d a r ,
nasıl olsa nefesiniz kuvvetli.
Her gören ağlad ı ağdayı b an tla dı abazanın
kızlarına
Boş yere a ğ la m a ağd a yı h a rca m a abazanın
kızların
G eom etride yam uk bile şekilken,
siz süklüm püklüm eçiş bücüş açısız çapsız şemali
üfürük varlığı osuruk K arahanoğulları’ nın kara
bıyıklarından salkım saçak dökülen
FF'lerle b iça re dum anlı laleler, öz Türkçe'ye kendini
adam ış
E roğul'dan
ders
almasına
rağm en
eğitilem eyen
anadilleri tarzanca yam yam lar;
siyasal davranışı sizin kütlesi terliksi düşünme uzvunuz
karvrayam az
ö n c e insani davranışı öğrenin salyası sarkın azgınlar
Yaptıkları tek katm a d e ğ e r olan
Türkiye sabun borsasını saroscu işbirlikçilerle speküle
eden
ve sonrasında aldıkları kara paralarla, ak kızlarda
abazalığını dindirm eye çalışan düm bükler.
Sizin o yozlaşmış beyinlerinizi tem izlem eye, kullandığınız
nice sabunlar, parayla birlikte olduğunuz o beyaz
hatunlar d ah i yetmez.
Ey pislikler, ey p an tolon düğm eleri y a la m a olmuş
cepleri
delik
abazalar.
K arabasanlar
çöksün
borsanıza, kara p ara la r arasında boğulasıcalar.
Artık yeter abaza
kalarak yıllarca
kirlettiğiniz
m ektebim izden defolun.
G iderken yanınıza a ğ d a diyince bıyıkları diken diken
olan kızlarınızı d a almayı unutm ayın.
-okulda
aba za
istemiyioruzl..
okulda
abaza
istemiyoruz!..
Sabun
fabrikasına
sahip
fig ht
clu b
özentisi
takunyalılar,
biz o sabunlarla ne yaptığınızı ç o o o k iyi biliyoruz.
Eyyy abazanın anatom isini kıl seli basmış hatunları
h a m a m d a kom ple a ğ d a 20 ytl.
Boğazınıza verdiğiniz harçlıklarınızdan kuruş kuruş
artırıp d a bi zahm et gidi verin h am am cı teyzeye....
ço k harikasın
huh
bir numarasın
huh
beygir gibi m ankenlere 500 basarsın
huh
itiraz etm e
huh
a ba za kamu
huh
a m e le ko can oldu kabullen bunu
huh
BAKKALİYE
Şimdi sıra size geldi eyy ezik bakkal çakkall sürüsü.
Belki bizi unuturlar d a p a yla n m a d a n sıyırırız diye hiç
heveslenmeyin..
Eyy hela işletmecileri..Eyy m üptezel bit yavruları,
(m üptezel ne diye sorarsanız böle puşt gipim ibne
gibim bişe işte.)
Bakkal
hesabı
ya pa m a d ığ ı
için
bakkal
çıraklığından emekli o la ca k kapçık ağızlılar..
Siz ki şu okulu aldığınız ilkokul düzeyi derslerle
dahi bitirem eyen, bitirse de bi şşşşşş yaram ayan
a n d a v a lla r ordusu..
Dört işlemin iki tanesini bilen, diğer ikisini
öğrendiği a n d a mezun o la b ile ce k am ele
yamakları...
M arketler zincirinin prangalarına mahkum , siftah
y a p a m a m a k ta n
küflü
peyniriyle
kokuşmuş
tüllap.
Hocalarınız
ça n
eğrisi
yapm asa
mülkiye
b ahçesinde oturm aktan kök salacak;
ancak
telefonla
elalem i
arayıp
işletme
potansiyeli olan bölümsüler..
Gidin de küçük ölçekli bakkaliyelerde staj yapın
d a en azından okul bittikten sonra hiiç bir şey
ya pm ad ık demezsiniz...
Yüksek puanla girdim diye övünm ee!...
En kolay bölüm ü bitirem edim diye yerinm eeel...
Bölüm
diye
bitirm eye
çalıştığınız
şu
h en g a m e d e n artık ayrılıp gidin,
zira sizin burda dört yıldır ucunu görem ediğiniz
bölüm cüğünüzü iki yıllık okullarda sizden d ah a
detaylı gösteriyorlar..
Eyyy ne iş olsa yaparım cılar...
Ne iş olsa yapm ayın, başınıza bi iş gelir..
Gelin am ele tüllabının istihdam program ından
yarlanın size de yanımızda bi iş verelim...
“ al bakkalı koy çuvala
salla salla vur d u v a ra ”
GE Y İK H A N
Eyyy tülaa a bın en rezili. Sayısal mantıkla mülkiye
derslerini bir türlü kavrayam am ış az gelişmiş
tüllap.
Eyyy kane p e m üptelaları, Erdal'ın yalakası,
ta h ta kuruları.....
Derslerde
öğrenmiş
olduğunuz
piyasa
mekanizmasını kantinde karı kız bulm ad a
kullanıp başarısız olan
ve bütün enerjisini feysbuk, yonja, siberalem ve
bilimum sanal a le m d e h arcaya n hom o tü la a p ...
N orm alde iki iktisatçıdan üç farklı c e v a p çıkar.
Sizin cümlenizi toplasak bir c e v a p zor çıkar.
Varsayalım ki çıktı o da işe yaram aaaz.
Ceteris paribus bi ya na öğrendiğiniz grafikler bile
h a v a d a kaldı,
geriye sa de ce Erdal’la olan anılarınız kaldı.
Erdal'ın peşinde dolaşa dolaşa boynuzlarınız
birbirine g eçti...
Geyik olarak yaşam a başarısını gösterememiş
okulun marjinal öküzleri.
G erçi sizin m arjinallikten anladığınız olsa olsa 0 ile
1 arasındadır o da makinelliğinizi artırır.
Bellonanın
yazın
gölgesinde
kışın
kuytusunda
konaklayarak okul bitirdiniz,
her arz kendi talebini yaratır dediniz. Arz ettiğiniz
malları ta le p e d e c e k bir Abaza bile bulamadınız...
Bölümünüzden aldığınız d iplom ayla BDDK, SPK, İsmail
YK hayallerine kapılıp a n c a
Bentderesinde iş
bulabildiniz..
Eyy unutulm aya yüz tutmuş delikli naneler... Mülkiye
sizi unuttu a m a vo d a fo n unutm adı..
A m ele tüllabı olarak size istihdam alanı bulduk.
Bentderesi'nde
de
iş bulamazsanız o vasıfsız
boynuzlarınızla reklam panolarını süslersiniz..
(Derken ço cu kla r gelirrr.....)
insanların kazanam adığı kazansa da bitirem ediği
m ektepteyiz bu hafta
mülkiyedeyiz..
mülkiyenin tozlu ve kalabalık kantininde umarsızca
ka ybettiği
çocukluğunu
arayan
iki
öğrenciye
rastladık.
-hoş geldiniz
-hoş bulduk
-okula gidiyo musunuz
-evet
-a lttan dersiniz var mı
-(kız) benim hepsi pekiyi bunun değil
-(erkek) benim b ed e n beş
-iktisat bölüm ü için şarkı yazdığınızı söylüyorsunuz
alabilir miyiz?
-Tabi
ko ca m a n bir g ö b e ğ i var
ne d e büyük elleri var
önüne çıktı bir geyik
ne uzun boynuzu var
Erdal Ünsal Erdal Ünsal
Sallanarak yürüyordu ne de güzel kükrüyordu
O'ları basıyor bellonaya atıyor..
Erdal Ünsal Erdal Ünsal
Bellonanın yayları var
İktisatın “ g a y ” ları var
iktisatta kaşarlar
Ne d e güzel yaşarlar
Erdal Ünsal Erdal Ünsal
-yavrularımıza teşekkür ediyoruz....
Eyy tüllab-ı geyik çilen bitti zannetm e...
Siz IS eğrisini kaydırak LM eğrisini tahteravalli
zanneden,
algılarını a ça b ilm e k için g la d y a tö r kudreti gereken
soğan kafalı cü cü k beyinli acizler.
Eğrilerden kendini boşluğa salıp " m uzaffer " olm aya
çalışırken çanakları ç a tla ya n bostan karpuzları.
70 barajından 7 yaşındaki zekayla geçilm ez. Hoca
ideolojisine
göre
sınav
kağıdı
döşeyen
akadem isyen yalakaları,
dünyanın kaç b u ca k olduğunu bellonanın
çiçeklerinden uçuşan polenler bi tarafınıza (
burnunuza ) kaçtığında göreceksiniz.
Özsoyun karşısında " ONUR " ları yer ile yeksan
olan alerjik bünyeli "a"normallar,
siz ki 2 derste 3 soru yazıp 3 ünüde çözem eyip
bunu da h a fta ya bırakalım diyen O n u r'd a n bile
g e çe m e ye n
sîzleri A llah’a hava le ediyoruz.
Ne haliniz varsa görünnnn..
TAHSİLDAR
Eyy tüllab-ı tahsildarlar eyy tüllab-ı sümsükler....
Aktif varlığımızla pasif ruhunuzu aydın la tm aya
geldik
Kemal U nakıtan’ın pastörize yumurtalıkları.. Vergi
kaçakçıları.. Düzenbazlar..
Devletin malı deniz yem eyen dom uz felsefesi ile
neo liberallerle birlik olup d evleti daralttınız
bu yüzden d e daraltılmış devletin kıçına yapıştığı
bölüm cük oldunuz kaldınız...
Bentderesi tahsildarları..
Katsayısı yüksek m allar ordusu.
Başınıza bölüm başkanı o la c a k profesör unvanlı
h o c a bulam adınız a m a m erak etm eyüüüünnn.
Çalışma tüllabı olarak sizi d e düşündükkk ve
bölümünüzün başına porfösür d oktor H aydar
Dümeni getirdik.
Artık tüm sorunlarınızı onunla paylaşın (bi d a h a
sizi kantinde görm iyim m m )
Hocasızlıktan ve kocasızlıktan yakınan maliye
tüllabı. Endişeye m ahal yok. Çalışma hocanız da
olur, kocanız d a ...
Ulan top u to p u bir hocanız kaldı o da abuzer
kadıyıf alın d a te p e te p e kullanın.
Kulanın d a şerbetini de ço k kaçırmayın içinizi
bayar.
Sizi gidi fabrika atığı dışsallıklar.
Kantinde,
akvaryum da,
şurada,
b urad a
geçirdiğiniz
boş
vakitlerde
h ava d aki
karbondioksit oranını artıracağınız yerde
C e la l’in yapı im ar işlerinde çalışsanız dışarıdan
getirdiğiniz hocaların finansmanını sağlayıp
mülkiyenin ekunumik dengesini sarsmazsınız..
Kantinde oturup tırnak yiyip milleti kesmekten
başka bi işe yarayın..
Bari kağıt m ağıt oynayın d a en azında kafanızı
çalıştıracak bir eylem içersine girmiş olursunuz..
Bakmayın artık millete böm böm ..
Katinde oturur maliye
Karı kız keser maliye
Eve boş d ön e r maliye
Mal mal m aaaliye...
ZÜPPEYUN
işte sıra çirkin kızlarını ona buna peşkeş çe km eye
çalışan tangalılar ordusunda..
Kızlarınızın çirkinliklerini örtm ek için oralarına buralarına
sürdükleri boyaları C elale verseydiniz
bırakın Mülkiyeyi bütün kampusü boyatırdı......
Milletvekili o la m adıktan sonra popstar seçilm eye
çalışan sakallı Baskın’ın veletleri.
W eber'i form ula 1 pilotu sanan Marx'ı d a Marks and
S pencer'in kurucusu zanneden ça km a züppeler.
Tangalı baskının asistanı olabilm ek için it gibi
arkasından koştunuz siz a n c a k Afitapın asistanı
olabilirsiniz.
Okula d ip lo m a t olm a hayaliyle gelen keko falkolar ne
işinize yarayacaksa kıytırık züppe diploması.
Sizin uluslar arası ilişkilerden anladığınız ecnebilerle
kurmuş olduğunuz gerek zımni gerek sarih tuh a f tuh a f
ilişkilerdir...
Eskiden kızlarınız Angelina Jolie gibiydi şimdi tellakların
kızlarına öykündüler sakal bıyk koyverip lan celina culi
gibi oldular.
Dünyanın kurtuluş um udu m ekeb-i mülkiyenin varlık
sebebi
a m e le tüllabının üstadı olduğu sosyal politikanın
(anlamazsınız diye içtim a i siyaset dem edik)
sizi ilgilendiren küçücük kısmı olan uluslar arası sosyal
politikayı beyinlerininzin a la m aya ca ğın ı bildiğinizden
hayatınızda ilk d e fa mantıklı bir adım atıp
seçm em eye karar verdiniz yok yook 3.5 attınız
seçem ediniz.
-ü çb u çu k ü çb u çu k ü çb u çu k ü ç b u ç u k .........
Baskının kitaplarından kalın kafanızla siz kim diplom asi
kim.
Sizin diplom asi anlayışımız Fransız cum hurbaşkanın
karısının çıplak pozlarından öteye gidem ez ya nd a n
yemiş paparazziler..
Hocalarının zorla okuttukları iki kitaba göz atm akla
kendini filozof belleyen ça km a enteller
sizden eflatun değil a n ca k patlıcan moru ol
Bundan önceki am ele tüllabının size söve söve dilinde
tüy bitti.
Öyle ki....
Mülkiye tüllabı, sözüm sana...
Yıllarca fermanı başka tanıdın, onu risalet’ ül haydariii
düm en olarak bildin.
A m a unutmayın ki züppe de olsanız, ta n g o d a n
içerisine sözümüz yok
Biz küfüre karşıyız arkadaş....
Küfüre karşıyız
Biz şanlı çalışmayız
Ferman dostluk ferm an kardeşliktir
Her şeyin üstüne çekeriz bir silme
Sen anladın züppe, sen anladın züppe...
Ey medeniyetlerin beşiği, garbın, şarkın, yerin,
göğün, akıl ve düşüncenin efendisi, Mekteb-i Mülkiye-i
Şahane-i Ali Osmaniye’nin eşsiz, ulu, aziz, muzaffer,
muktedir, müstesna merkez-i alemden fezaya, 17. yüzyıldan
21. yüzyıla, modern dünyanın yegane mimarı, mülkiyenin
bilim irfanı, tüm bilimlerin babası tüllab-i iktisat.
Babanız İktisat, Babanız İktisat
Ve siz kantinden tuvalete, akvaryumdan arka
bahçeye, Mekteb-i M ülkiye’nin cenubundan şimaline sadece
varolmakla yetinen fütursuz, sefil, lüzumsuz ve bölümümüzün
bir parçası olmayı başaramamış sefiller ordusu.
Eyyy, sizi gidi iki
hücreli beyinlere sahip
olan mendebur suratlılar
sizi.
Beyin
kıvrımları
Ankara-İstanbul otobanı
kadar düz ve muntazam
olan şaşkın bakkallar,
Abaza tellaklar, tangalı
züppeyunlar,
kazma
ameleler
ve
mal
tahsildarlar.
Basmayan
kafalarınıza
ilimimizi,
irfanımızı ‘T U R A VURA”
sokmaya çalışırken beyin
hücrelerinin teke düşmesi
akabinde
ferman
yazamayacak
duruma
geleceksiniz. İşte o vakit
tüm tüllab, tek yürek, tek
bilek, topyekün İktisadı övmeye yelteneceksiniz. Biz de hak
ettiğimiz yerde, burada, üstünüzde, Çatı-i M ülkiye’de sizin
önümüzde eğilmenizi izleyeceğiz.
Mideniz, ince ve kaim bağırsaklarınız gaz yaptı değil
mi?! Bülbül boku yemiş dut kurularına döndünüz. Eyyy Hz.
Tezel’in deyimiyle Coca Cola çocukları, gün doğumundan
gün batımına hatta aym dolun hallerinde fütursuzca, sabırla,
bön oğlu bön bakışlarla takip ettiğiniz Cebeci banliyö
trenlerini seyreyleme seanslarında, defalarca bu muazzam
bölüm-ü iktisadı nasıl alt edebiliriz diye düşündünüz. Bunun
na-mümkün bir vukuat olacağını adınız kadar iyi biliyorsunuz
lâkin siz zaman zaman adını unutacak kadar Alzheimer hastası
95 yaş üstü menopoz sahibi sazanlarsınız.
İşbu ferman-ül medeniyet-i beşeriye bir takım keşkülü pişmaniye tüllabma tıpkı bir tokat-i Osmaniye farz-ı
inecektir. O vakit reis-ül alemin, muzaffer-ül M ülkiye’nin
kelamları aşk ile dinlenile. Ya Allah Bismillah.
İmdiiiiiiiii
Düz
duvara
tırmanan
kamunun
ÖKÜZLERİİİİİİ
TELLAKLARA;
Ey şanlı M ülkiye’nin Ford’dan olma, depitak’dan
doğma, 3 film birden aboneleri, gençliğinde bütün uzuvlarına
sarımsak sürmüş pis kokarcalar, hayat felsefesi pedofıli olarak
benimsemiş takunyalı sübyancılar, gillette fusion’un bile
benimsemediği damatlar koğuşu sapıkları, salyalarından
çenesi göğsüne düşmüş Roma hamamı kaçkınları, lise önü
elma şekerli uçkursuz yamyamlar...
Merdiven altında duran bu kıllı alienlar yüzünden dişi
tüllap etek giyemez oldu. Senelerinizi merdiven altında
geçirirken gözleriniz, Legolas’m gözlerini de aşıp X-Ray
cihazı gibi görüntü almaya başladı. Homo eractus’un otuz
birinci nesil torunları, sayenizde merdiven altlarına “Dikkat
Abaza Çıkabilir” yazısı asmak zorunda kalacağız. Ya da
bilinen o şer yuvanızı
işgüzar
bakkalın
işletiminde,
kazma
amelelerinin
yardımıyla
siz
peştemalli
ırz
düşmanlarına
hizmete
açacağız.
“Rüşvetçi
mallarda” söz verdi size
vergi
kolaylığı
sağlayacakmış, tabii belli
bir komisyon karşılığında.
İyi haberlerimiz bitmedi.
Dekanlık
da
bent
deresinde ek bina açmayı
düşünüyormuş.
Sizde
rahatlarsınız
bizde.
M ülkiye’den
sonraki
hayatınızı da düşündük.
Gelecekte
boş
gezmemeniz için Şahin K ’ya görüntü yönetmeni olabilmenizi
sağlayacak C V ’yi yazıp gönderdik.
Kendiside
sizin
Abaza
olduğunuzu
duyunca
memnuniyetle kabul edebileceğini, M ülkiye’den aldığınız
Abaza sertifikasının yeterli olacağını belirtti. Eee ne de olsa
BABANIZ İKTİSAT...
Bir kısım asil damızlık öküzün, İspanya boğa
güreşlerinde gösterdiği üstün başarıdan dolayı, National
Geographic Siyasal Kamu bölümünün belgeselini çekmeye
karar vermiş. Vahşi hayatı koruma derneği de sizin için fon
ayırmış. Fuzuli deneylerle ün salmış İsviçreli bilim
adamlarının araştırmaları sonucunda, üstün başarılarının
nedeni, uzun süre ineklerle ilişki kuramamanın getirdiği
asabiyet olduğu sonucu anlaşılmıştır. Kamunun öküzleri artık
işiniz Allah’a değil Panter Em el’e kaldı.
Sizi gidi orman kaçkınları sizi, kıllarınız yedi cihana öyle
bir nam salmış ki, gillette kamucu Abazalara özel on
bıçaklı jilet piyasaya sürecekmiş, reklâmlarında da
piriniz Alâeddin Şenel oynayacakmış. Adınızı bundan sonra
Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi yerine, Epilasyon Bilimi ve
Kıl yönetimi koyuyoruz.
Bin bir zorlukla Maltepe pazarını altüst ederek elde
ettiğiniz Çin malı işporta ses kayıt cihazım, canhıraş bir
şekilde, pala remzi bıyıklarıyla Urfa cemaatinde tanınan,
sosyetik solcu hocanız Karakaçanoğlu Onur muhterem
şahsının kürsüsünün stratejik noktalarına, ilk seferinde
anlayamadığınız cümleleri, evde tekrar dinleriz diye
yerleştirdiniz. Aranızda bazı mağara adamı kılıklı aklı kısa
sığırlar, record tuşu yerine başka tuşlara basınca bunu bile
yüzünüze gözünüze bulaştırdınız. Neyse ki aranızda bazı
boğadan bozma öküzler recordun kırmızısını fark edip,
kaydetme şerefine nail olabildi. Bu bile fayda etmedi sizin gibi
karbon kağıdı beyinlere, % 90’ımz yine tekmil-e kaldı bu kek
idare-u hukuktan. Bre teknoloji düşmanı Lord o f the
Jungle’lar.
Moglie ABAZA , Moglie ABAZA
BAKKALLARA;
A-Şimdiii Züppeyun tüllabma giydirme zamanı.
B-Ama bir Dakka ya, bir şeyden bahsetmedik.
A-Böyle, önemsiz bir şeydi sanki.
B-Bitli pireli gibi bir şeydi.
A-Yook
yook
SİNEKLİ
(AŞ Ş AĞIDAN
BAKKALLAR DİYE BAĞIRIRLAR.)
B-Aaa evet sinekli bakkaklar, nasıl olsa beleşten
mezuniyet kepini fırlatırız diye bir taraflarım yırtıp asil
okulumuza müdahil olmayı başardıktan sonra davranış
bilimleri, yönetim ilkeleri, 100 soruda işletme, bir işletmecinin
anatomisi, işletmenin dayanılmaz hafifliği gibi absürd
derslerle oldukça vakt-ül fuzul-i yarattınız.
FUZULİ İŞLETME, FUZULİ İŞLETME
Bu vaktide süper marketler açıldı açılalı hiçbir işe
yatamayan bakkallarda sinek avlayarak harcadınız. Sizi gidi
kıçında pireler uçuşan sinek avcıları sizi.
(BAKKALIMIZ GELİR.)
Mehmet Efendi: Efendim, efendim ben mi ?
B: Haaa gel gel. Biz de senden bahsediyorduk.-----Gel yanaş hele ürkme, isim nedir?
M ehmet Efendi: M ehmet ama, M ehmet efendi derler.
B: M ehmet efendi, pirinç ve buğday fiyatlarında ki
artıştan sonra veresiye defteriniz iyice kabardı. Hatta
bazılarınız defterde yazacak yer bulamıyormuş. Primary
Comodities ( pıraymeri komoditiiz) lerde görülen fiyat
artışlarını makro ekonomik boyutlarda değerlendirir misin?
Mehmet Efendi: Neyyyy?
Mehmet Efendi: Vallaha ne diyim bilemedim ki. Bize
bu mektepte pazarlama ilkeleri, tom a tezgah türleri, telefonda
işletmenin incelikleri öğretildi.
B: Doğru, doğru. Senin suçun da yok ki. Devletimiz
bile zaten sizi K O Bİ’den saymayıp, yardımını esirgiyor. Hadi
yine iyisiniiiiz, biz sizi düşündük. Çam sakızı İktisatçı
armağanı yeni veresiye defteri.
VERESİYE
VERE
VERE
KALM ADI
KALMADI., BAKKAL BABA YI ALM ALI ALMALI.
M ÜZİK BİTER. YUKARDAN BİR KIZ SEPET
SALLANDIRIR VE BAĞIRIR.
Kız: İki ekmek bir süt. Amaaaaa yaz deftere.
Züppevunlara:
Hindistan’a yazılım öğrensin diye gönderilirken
kamasutra’nın pasif tekniklerini öğrenmiş, öğrendikleri pasif
teknikleri Afrika’nın balta girmemiş ormanlarındaki homo
habilislere uygulayarak onların homo sapiens olmalarını
sağlamış, AB kokteylerinde Tango yapayım derken ilişkiye
girdikleri homo habilislerden öğrendikleri “gulu gulu” dansını
yapmış, Almanya’ya Almanca öğrenelim amacıyla giderken
Saksonya eyaletinde Salsafon çalmayı öğrenmiş, hollywood’u
bollyvvood, Somali’yi ali’nin saf hali Trinidad Tobago’yu
tütün firması zanneden, Dalay Lam a’yı Lama cinsi, Evita
Peron’u havaalanmdaki board peronu sanan devletin kanını
emen bre sülükler.
Geçen gün def-i hacetimi yerine getirmek amacıyla
ayak yoluna giderken gözüme uluslar arası ilişkiler ve dış
politika kitabınız ilişti. Sayfalar arasında gezinirken birde
baktım ne göreyim. “ Oyun Teorisi” Lan oyun teorisi sizin
neyinize kahverenginin türlü tonlarına sahip tuvalet fırçaları
sizi. Siz gidin de Cote d ’azur, Rio De Janeiro sahillerinde
kumla oynayın.
Türk Dış Politikasını Paris Hilton’un Türkiye’ye
ziyaretinden, Tuğçe K azaz’ın Yunanlı evliliğinden, Sibel
Kekili’nin Alman filmlerindeki oyunculuğundan ibaret
zanneden tebaa-ül cühellet-ül cahiller.
Sizin beceriksizlikleriniz yüzünden basınımız Nihat
Kahveci’yi İspanya, İlhan M ansız’ı Japonya , Altıntop
biraderleride Almanya büyükelçisi atadı.
Siz nasıl büyükelçi olacaksınız. Ali Babacan’ın
yetmeleri sizi.
BEN NASIL BÜYÜK AD AM OLUCAM?
Okula yalnız gelmekten ürken, John Locke tarzı avcı
yeleğini üzerinden eksik etmeyecek kadar atar yapabilen,
301’in dolambaçlı yollarından kaçabilecek kadar kıvrak, “
Hesaplarıma göre kazanıyorum” derken koskoca 12 milyonluk
İstanbul’da 40.000 oyu alamamış Baskın Hocanızın yazıdığı
TDP kitabı bu cahilliğinizin üzerini örtemedi. İlim irfan sahibi
Tüllab-u ikrisadm 2 haftada belleğine kazıyabileceği bu
kitabın sadece sunuş bölümünü 3 dönemde algılayamadmız.
Siz bu 3 dönemde aldığım derslerle Paris büyükelçisi
olup şanzelize’de saçlarımı savururum, Londra sefiri olup Big
B en’in önünde poz veririm sanıyorunuz ammaaa,
A M A N YOLLA NİJERYA ’YA YOLLA
AM AN YOLLA ZİM BABW E’YE YOLLA
YOLLA YOLLA!
Siz bırakın Paris’i, Londra’yı ancak Serengeti
çayırlarında bir taraflarınızı açıp bronzlaşmaya çalışırsınız.
Son olarak Yüce Tezel bakın ne buyurmuş “ Uluslar
arası İlişkiler bölümünden bir bok olmaz.” Fazla söze gerek
yok sanırım.
BRÜTÜS BASKIN YÜCE TEZEL
Amelelere;
ÖSS sisteminin çarpıklığı sonucu, bilim yuvamızı,
kazma kürekleriyle kirleten amele sümükleri, M akbule’nin
Mülkiye uzantıları. Kızlarına, geyikhan delikanlılarının binbir
gece masalları okuduğu, erkeklerinin eşanlı dengeyi keşanda
aradığı embesiller, hilkatlar hatta tüllab-u iktisadın geyşaları,
hadım ağalan. Şurada gördüğünüz matematik sorusuna bile 10
yerine 20 cevabım veren içi tuğla dolu kafalarım baretle
gizlemeye çalışan, tulum giymiş kırolar. Merak ediyoruz
Ö SS’de kaç soru yapabildiniz? 2 Türkçe 1 Matematik mi?
Sorması ayıp sizin burada ne işiniz var?
(Nilüfer-Yolcu Yolunda Gerek Melodisiyle)
ÖSS ’y i Kazanamadın D iye Hayatın Bitti Zannetme
Siyasal Çeko Zaten Yer Verir Size
2 Soru Yapın Sadece, 2 Soru Yapın Sadece
IQ seviyeleri “Güzel ve Çirkin” yarışmasındaki
hatunlardan bile düşük olan Çalışmanın embesil kokoş
orduları - biz buna kısaca ÇEKO- diyoruz. Sizler “ Pavarotti
kimdir ?” diye sorduğumuzda “ Ayol bilmem ki sanırım bir
İtalyan makarnası” diyebilecek kadar saçı uzun aklı kısa, yan
sanayi barbisi kokoşlara sahip bir bölümsünüz. Abaza tüllabın
fantezilerine ilham kaynağı olan CEKU’lar sizi.
Sanayi devrimiyle hukuksal statüleri kölelikten,
ameleliğe terfi ettirilmiş vasıfsız fukaralar. Unutmayın kölenin
efendisi
aristokrat,
Amelenin
efendisi
BABANIZ
GEYİKHANDIR.
BABANIZ GEYİKHAN BABANIZ GEYİKHAN
Sizler ki mezun olunca emek arz eğrisini bir gıdım
ileri oynatamayan, her amele pazarı seçmelerinde “ee ben, eee
ben, evet ben” diye sorup, “Sen dur ulan ayı!!” yanıtını alıp
horlanan, kalbi kırılan sonra geyikhan babasından medet uman
düşük mallar sizi, Yola gelin, babanızın elini öpüp a f dileyin,
ne de olsa büyüklük Geyikhan’a mahsustur.
Duyduk ki bölüm birincileriniz mezun olunca
grevlerde halaycı başı diğerleri de grev gözcüsü oluyormuş.
Bizler ki ulu, yüce , şahane Tezel’le ve dahi Aykut’la ve dahi
Em rah’la BM raporlarında dünyayı incelerken, sizler
ostim ’de, m am ak’da, dışkapı’da ve hatta bentderesin’de neyin
analizini anketini yaparsınız? Gerçi analizi siz mi yaptınız
yoksa onlar mı sizi “analiz” etti anlayamadık.
Sosyalliği ders isimlerine vererek, sosyalleştiğini
sanan gudubetler, “anomi” halinden kurtulun artık,
“nomos”suz ameleler. Anlamadınız di miii?! Eşürü çağırmda
o anlatsın size.
İskandinav lehçesiyle mi yoksa Polonya lehçesiyle mi
yazıldığı belli olmayan, hiyerogliflerle anlaşan, mağara
atıkları olan sizlerin bile telaffuz edemediği bölüm adınız ayrı
bir rezalet zaten. Çakma bir bölüm olduğunuzun açık ispatı.
ÇE-KO ÇAKM A ÇEKO ÇAKMA ÇEKO
Hadi yine iyisiniz, Geyikhan babanız size bir güzellik
yaptı. Sulhi abiyle “İşçi Sağlığı”, “İşçi Güvenliği”, Fotokopici
Taylan’la “Sosyal Güvenlik” dersi, Öğrenci İşleri Muhittin
Beyle’de
“Uluslar arası Sosyal Politika” dersiniz için anlaştık.
Hesap mevzu bahis değil koçummm, dost işi yaptık!!!
Tahsildarlara;
Şimdi gelelim en pasif, en işsiz, benliklerini ıssız
çöllerde kutup ayılarına kaptırmış mal ordusuna. Yani
MÂLİYEYE
MAL MAL MALİYE MALİYE MALİYE
Mallığı Türkçesizin sahiplik eki olan “iye”yi de
bünyelerine alarak tescillenmiş olan bu böcek-i hacetlere
bizim de edecek bir iki kelamımız var.
Ö SS'nin akabinde psikolojik rehberlik seanslarında
sünepe bölümünüzün, haşmetlü bölümümüzden bir farkının
olmadığı bünyelerinize yedirilmeye çalışıldı. Lâkin okulun ilk
gününde bunun bir safsata olduğu iktisat bölümünün biricik,
piricik kraliçesi Lale Davut’un “İktisat bölümü bu cenaba
mallar sürüsü diğer cenaba otursun” buyruğuyla tarafınıza arzı
kelam edildi.
Eyyyy Maliye titre ve kendine gel!!!!!!!!!!!!!
Bu kudretlü, heybetlü bölüm-ül iktisadı ağzınıza
alırken 2 kere abdest-ül gusül icra eyle, 4 kelam destur çek.
Siz ki bizim muzaffere eriştirdiğimiz, sosyal refahı optimum
kıldığımız piyasa ekonomisini başarısızlığa sürükleyen
kamusal mallarsınız. Bilimum hile, hurda, rüşvetle yaratılan
dışsal atıklarısmz. Sizler lütfedipte 2,3 kelamımı dinler, yola
gelirler diye derslerinize iştirak eden hazret-ül ünsal-ü
Erdal’dan bu iktisadi problematiğin cevabını dinlemeyerek
bünyelerinde antikor üretememiş zavallı tosbağalarsınız.
Ellerinizi kudretli göğe kaldırıp Cebeci Cam ii’nde
bize de bir profesör nasip eyle Yarabbi dediğinizi duyar
gibiyiz. Neyse ki elinizdekiyle yetinmeyi
iyi bilen bir
bölümsünüz. Doçentlik gibi tenezzül dahi etmeyeceğimiz bir
ön eke sahip hocanızı bölüm başkanı ilan ettiniz. Üstüne
üstlük Schumpeter ve Kibritçioğlu arasındaki 7 farktan
bahsediyorsunuz. Bizse yemek kitaplarından bile daha basit
Maliye Politikası kitabınızın yazarı biricik hocanızla bir bilim
adamı arasında 2 benzerlik bile göremiyoruz.
Siz ki önünüze sunulan nimet-ül Erdalları ve dahi
Çelikleri elnizin tersiyle bir kenara itip bölüm başkanmızm zar
zor derleyip 3,5 sayfa anca oluşturduğu kitaba tapmaya
başladınız. Haaaaşaaa deyin çarpılırsınız vallahaa.
YALLAH CİNLER YALLAH
K IŞ K IŞ CİNLER K IŞ KIŞ
Abuş hocanız önderliğinde, biz bu derside verebiliriz,
şu derside alabiliriz, 3 cümlede şurdan ezberlemeliyim
zihniyetiyle her bölümün yancısı haline geldiniz. İktisat,
İşletme hatta ve hatta ÇEKO dahil tüm bölümlerle ders
alıyorsunuz. Öğrendik ki cevval bölüm başkanınız rektörlüğe
başvurmuş, gelecek dönem Tıp Fakültesi’yle anatomi dersleri
alacakmışsınız. Hadi hayırlı olsun.
Sayısal Lotoda İşkembe-ül kübradan rakam sallar gibi
doğaçlama aldığınız derslerden biri olan iktisadi büyüme
dersine de geçenlerde müdahil oldunuz. Biz bölümce böyle
şems-ül kudret ilminden, topyekün ikmale kalacağınızı
düşünürken aranızdan birkaç cevval bu dersi verme şerefine
erişebildi. Açıkçası böyle bir şahsiyet-ül azmül şerefiyenin
aranızda barındığını tahmin etmiyorduk. Bizi bu zekasal
kıvraklığınızla şaşırttığınızı söylemeden edemeyeceğiz.
M ÂLİYENİN
HÜNERLERİ
AM AN
ALLAH
M ÂLİYENİN HÜNERLERİ AM AN ALLAH ŞAŞIRTTI
GEYİKHANI, ŞAŞIRTTI GEYİKHANI
Sabah kahvaltılarında çiğ yumurta sarısı yiyen, zihni
açık ve pak arkadaşlarınız bizatihi kendilerini Maliye
Bakanlığında, hesap uzmanlığında ve dahi hâzinede üstün
mevki sahibi, bürokratlar olarak hayal ederken, ayrancı
pazarında, Beşiktaş Salı pazarında , cebeci sosyete pazarında
domates, biber, patlıcan kabzımalları peşinde koşan Zabıtalar
olarak buluyor.
ZABITA TAHSİLDAR ZABITA TAHSİLDAR
İşbu ferman-ül kudretimiz size iktisatla şirk
atmamanız gerektiğini öğretmiştir umuyoruz.. Siz ki rakı
içince kediye meydan okuyabilen küçük beyinli koca sıçanlar,
fazla didişmeyin bizimle bilin ki sifonu çekeriz üzerinize.
Şimdi gelelim medarı iftiharlarımıza;
Tek mendil ile önce burnunu, sonrasında ağzını ve
ardından kafası dâhil tüm yüzünü silen, mendille işi bitince de
atmayıp cebine koyan, 16 dilde çıkrık diyebilen, borsadan
anladığını zannedip konuşmaya kalkanlara “O İki Lirayı”
sokan, ERGUN TÜRKCAN,
Projektör perdesini hassas alet kategorisine alıp
dokunmak istemediğini söyleyen, derse sıcak meşrubat
almayan, sokmaya çalışanı “Ama olmadı,yakar o” diye
haykıran, sessizce girip çıkanlara Ekonometri Tavşanı
damgası vuran, Ekonometri 2 ’yi zorunlu yapan, zorunlu
yapmakla kalmayıp Türkiye’nin var olmayan verileri ile ödev
yaptırmaya çalışan, bilumum geyikhan tüllabm beddualarına
mahruz kalan, bölümümüzün Merkez Bankası veri tabanı,
Tüiki tıklama rekortmeni, ERCAN UYGUR
2007 İktisat Nobel Ödülü’nü kıl payı kaçıran, nefesi
kuvvetli, uçuşan ve dahi kaçışan eğrilerin, ucu bucağı olmayan
X Y eksenlerinin, “sayfa 183 şekil 13.2 K,LM noktaları...”
repliklerinin efendisi, maliye bölümü iktisadi büyüme
derslerinden bir türlü geçemeyince bir de büyüme kitabı
yazan, hatta bazılarına çekyat üstünde özel ders veren Yahya
H oca'm ızın deyişiyle melekler katında iktisatçılık yapan,
mikromuz m akrom uz....... ERDAL ÜNSAL
Dünyaya contingency gözlüğüyle bakan, G alile’nin
"Dünya yuvarlaktır.” Hipotezine ısrarla karşı çıkan,
Tokugawalarm, Meijilerin, daimyoların daimi dostu, D.
N orth’un M ülkiye’deki gür sesi, Ponzi gam e’lerin onulmaz
düşmanı, “moral hazard”ların “bişey olmaz abiiii”si, defacto
gerçeğimiz, ontolojik olarak en uzağa işeyenimiz, muzlu
sütümüz, ders ortası tostumuz, anlatılmaz yaşanırımız, hem
yaşanır hem bırakırımız, çok özleyip unutmayacağımız,
Bozburun’a ziyaretine gideceğimiz, 50 tl.dan aşağı şarap
götürmeyeceğimiz kurumsal iktisatçı, filozof, bilim dostu
YAHYA SEZAİ TEZEL
İrfan A BD ’ye gitmiş “para” bana kaldı, Lale Hoca
emekli olmuş napahm “sanayi”yi de ben veririm; mikro makro
her iş gelir elimdenimiz, jokerimiz, uzmanlaşmayı henüz
keşfedeyemeyenimiz, Amerikan aksanıyla Türkçe’yi en güzel
konuşanımız, Ç an’la Cansın’ımızın biricik babası, Alfamız,
normalimiz, medyanımız, modumuz ONUR ÖZSOY
Bölümümüzün Laptop Recaisi, Facebook aleminin
ailecek müdavimi, nokta-i kudretin piri, ki biz buna Türkçe’de
Povverpoint diyoruz. Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir,
tekdir ile uslanmayanın hakkı kapı tekmelemektir diyerek
KAZANlara pabuç bırakmayan asabi şeker, ve hatta her ders
ağzında şeker döndürerek konuşurken boğulmasından
korktuğumuz, Krugmanımız, Obsfeldimiz, az biraz Van Den
Bergimiz, bunu şu slayttan çalışın, şunlar bu makalede diyerek
dersleri Almanya hikayeleriyle kaynatanımız, Karsu adına
Facebooktan mesaj atıp sorular hakkında bilgi verenimiz,
AYKUT KİBRİTÇİOĞLU
Baba-Oğul-Kutsal Ruh üçlemesinin en tıfıl üyesi,
vücut geliştirme salonlarının müdavimi, maliye kızlarının
sevgilisi, şimdinin doktoru geleceğin ordinaryüsü, Hollanda
iktisat kürsüsünün Türkiye şubesi, Çınar’da yapılan
dedikoduların vazgeçilmezi, kitap kurdu, internet fenomeni..
EMRAH AYDINONAT
Bölüm padişahlığına aday olmadığı halde seçilen,
arayan değil aranılan, sınav kağıdında çizgiyi geçersek
okumayan, orman insanı, balık sevdalısı, Türkiye’de ki traktör
ve siloların kayıt defteri, zımni deflatörümüz, tanım
manyağımız, tonton dedemiz, ÇELİK ARUOBA
Hem harrod hem dommarız biz , çat pat schum pterist,
az biraz keynesci olabiliriz. Gerekirse con baptist saygillerden
,
gerekirse
marşıl
lawrınsgillerdeniz.
Maltusyanlara
sempatimiz aşikar bizim. Kob- Daglısla yakından ilgileniriz...
Cini katsayısı kadar cinolabilir , Rikordavari bir model
çizebiliriz ... KRUGMANIN OBSTFELDE olduğu kadar
sadığızda diyebiliriz. Vandenberg kadar Felemenk bir kimliğe
sahip , bin atlı akmlarda amartya şeniz biz.. Dani rodrik gibi
tenisvari bir isme sahip, leibniz kadar güreşçi bir kimliği
haiziz.. Fridmın gibi özgürüz “ENGELLERE” takılmayacak
kadar. ERDAL kadar ünsalabiliriz GARPTAAAN , ŞARKA ,
ya da Aykut gibi topunun köküne kibrit suyu diyebilecek
kadar ataristiz. Arouba kadar balıkseveriz biz.
SERMAYE EMEK TOPRAK dehlizlerinde boğulur
benliğimiz.. BİZ böyle severiz., sevdiğimizi yaşarız ,
yaşadıkça bağlanırız. Tüm bunları geçtik , biiz iktisatça
konuşur, iktisatça paylaşırız..
Bize iktisatça konuşmayı öğreten sevgili hocamız ,
Yahya Sezai Tezel’e emeklilik hayatında mutluluklar diliyor..
Bizimle senelerce iktisatça paylaşan, duayen hocamız Sadun
Aren’i saygıyla anıyoruz...
Sevgiyle ve saygıyla... teşekkür ederiz...
Ey Benim İŞLETMEM !!!
Cümle’siz acizlere, fesatlara, riyakârlara
ve de siz eshab-ı cünhanın davarlarına malum
olduğu üzre devlet-i aliyeyi osmaniyenin bidayeti
zuhurundan berüü ahkâm-ı celile-yi Mülkiye’nün
saltanat-ı seniyyesini kuvvet-ü mihnet ve bil
cümle tüllabın refau ma-muriyeti rutbe-i gayete
vasıl eden;
MÜFESSİR, MUHADDİS, FAKİH,
ZAHİT, ÂLİM, MÜTTEKİ, İLMİYLE AMİL
MEKTEB-İ MÜLKİYEYİ ŞAHANE-İ ALİ
OSMANIN SON MÜCEDDİDİ, MEDARI
İFTARI, YÜZ AKI işletmenin ulu fermanına
kulak verinde dinleyin breeeee gafıllerrrr
Biz galubeladen beri varduk şems ile
birlikte yaratılduk. Sakın ha yanluş anlaşulmaya,
Göktürklerden
sonra ilk türk biz
ola. Malazgirtte al
bayrağın kanları,
söğütte
yeşeren
çınar, fatihle yeni
devran
açan,
mülkiye-nin fıkr-i
temelun-u
atup
kuran biz idük.
Geldik
şanlı
mektebin tahtına
oturduk.
Siz
aymaz melunların
kanm-a
kan
canına can olduk
SLOGAN: Müfessir işletme
Müderris işletme
BİSMİLLAHİRAHMANİ RAHİM
Teberekellezi bi yedihil mülkiye ve hüve
ale dinle de nasibine rıza eyle MALİYEEEE;
TAHSİLDAR
Ey Şahane-i Ali Osmani Mekteb-İ
Mülkiyenin mal kulları, küresel ekonomi ile
marxizmin ancak fezada kardeş kardeş geçindiği,
bu rüya bilmecesinin sahibi ve de netametli
Ahmet Haşim’in müritleri, Unakıtan’m likit
yumurtaları, bozma Abuzer hocanın tel tel dökülen
kadayıfları,
4 senedir üzerimizden geçinen asalak
enamlar, bizim tenezzül etmediğimiz bilimleri
zaruri alanlar
İlim yapmaya gelmediniz, imtihanlarda inim
inim inlediniz. Konferans salonu sütunlarına
kopyalarınızı nakış nakış işlediniz
Slogan: İnim inim inle mal mal maliye
İnim inim inle mal mal maliye
Başımızın tacı derslerimizi ayaklarınıza
üfürre ettiniz. Sınav dönemi asetat kalemlerinde
talep yönlü şok yarattınız. Ortaya çıkan dış açığı da
kendinizi 3 kuruşa özelleştirerek kapatmaya
çalıştınız.
Ey mekteb-i tüllabın bahd-ı bidad, kepaze,
(11 beyhoş, sarhoş, bimekân
bakkalın
tedarikçiden alıp
adam
yaptığı,
şefakattan
eylemeyip
stoklayamadığı
nakit
akışında
çorbada
tuzu
bulunsun
diye
kullandığı,
geri
iade-i
avdet
hıyanet-i
delalet
ne
alırsan
1
milyoncu
da
pazarlamadan
satılan çarık çürük ucuz mal kuruları.
Sizler ki Kütüphaneleri barınak yaptınız,
sosyalliği evleriniz de kazandınız, dışarıyı dünyanın
karanlık yüzü sandınız.
Ucube kızlarınız alt üst kantinde piyasa
başarısızlığına sebep oldu, işletmenin görünmez eli
yine derdinize deva oldu.
Demet Akalın - Bebek
Mâliyeyi koluma takarım
Çekodan üç beş kız yaparım
Olmadı gider ulusa kayarım
Gördüğün gibi çok çapkınım
Psişik, sırnaşık, buruşuk, acip Malatya
kurusu kızlarınız bizim Ahsen ahu gözlü,
kızlarımıza yapışık ikrarına karşı tardiye ve
tavsiye eyledik surat kırışık, şiddetle ve de
ivedilikle bu yakınlığa bir son ver dedik yüzsüz
yılışık. 4 sene oldu be gayrı tahammülü yok yeter
artık.
Darwinin
evrim
teorisinin
eksik
basamakları M aslow’u marşmelov sanan besin
zincirinin en zayıf halkaları, karanlık çağın tek
eşeyli sporla üreyen kızları, mekteb-i mülkiyenin
rahibe terasaları mâliyenin soyunun devamını
böyle yarattı.
Kuru bamya gibi olan erkekleriniz
yüzünden, kızlarınızın patlıcana kabağa sardı. Bu
yüzden açıklanan nisan ayı enflasyon rakamlarına
göre kabak patlıcan fiyatları tavan yaptı.
Yontma taş devrinde yetişenler, dogme
kafalar, kekremsi beyinler, hurilerle hazzı
muhabbet edebilmek için cola turka içenler,
hocalarınız cehaletiniz yüzünden yorgun düştüler,
derslerden kaçtılar,
soluğu kamusal
alan
sandıkları çınarda aldılar.
Ey ahali bu mal-ı millet derslerde haşarılık
ve bilumum haşaratlık yaptı. Vergi kaçırmaca,
adam kayırmaca, ötv ye iki kuruş daha zam
garibana hababam bindir hababam, kısa vadeli
faiz oranlarının semaya değme gayreti olduğu
dönemlerde vurgunculuk, ihalelerde soygunculuk,
sterilize bir ekonomi yerine spekülasyonculuk
oyunlarını oynamaktan bıkmadılar nasıl bir ilave
getirisi fark etmeyen doğruysa yediler yediler yine
de doymadılar.
Ey ahali bu hımbıl, bu kifayetsiz, bu tıknaz
FORD etkisi seri üretim sonrası mallar,
HAWTORNE deneylerinde profesyonellikten
yoksun zamandan bile çalanlar bu ERDAL ve
biçare ONUR kullarını yeni asrın irfan sahibi
bilimcileri sanarlar, haddine mi hal ola Şumpetere
şirk etmiş AYKUT kulunu gözüne ilişmiş es kaza
lemandaki karakter Kunteperin olsa olsa ismine
aşina.
Slogan: Aykut kunteper
Ey ahali bu istizlal, istirzal, aniden
boşalma ishal sulu sepken malların ERDAL
kulundan gayrısma bel bağlamaz uluslar arası
iktisadın şah-ı sultanı liberta devletinden beri
cümle insanı ayın şavkı ışıl ışıl ışıtan liberal
miberal Yahya kuluna kulak asmaz. Onlar ki
evrimin son müceddidi Yahya’nın dediği gibi
Ahireti meyhane ve kerhaneden ibaret sanan
melunlar.
Ankaralı Namık - Hovarda - TAHSİLDAR
Şu malların siması,
Yammur yımmır kafası
Her gün avare gezer,
Şu MÇK saçması
GEYİKHANLAR.....
Bre mektebi âlinin ekolojik dengesini alt üst
eden otçul hayvanlar, pireli geyikhanlar. Sizler ki
sağda solda buldukları otları kemiren Noel babanın
kızağına bile bağlamayacağı atıl kapasite boynuzlu
mahlûklar, Erdal’ın çekyatmda yüksek lisans
yapanlar, OCHAM’m usturasıyla etek tıraşı olanlar,
zekâsı kıt boynuzu uzun geyikhanlar. Sizler ki
zevcelerinize sahip çıkamadınız. Mektebi aliyenin
yegâne tüllab - 1 bakkal kullarına peşkeş çekmek için
kızlarınızı işletme masalarında meze yaptınız.
Bengü - Korma Kalbim
Korkma geyik geçer acısı,
İlk defa mı tekme yedin sen ahhh
Var mı sende boynuz törpüsü,
Sanki ilk kez aldatıldın sen
Sizler ki okuma hanelere Yahya, Aykut,
Roubin mubin diye makale üzerlerine pirelerinizi
dökmeye
giderken
kızlarınız
boynuzlarını
zımparaladıkça zımparaladılar, utanmaz arlanmaz
kalaylı geyikhanlar.
Duyduk ki zamane teorisyenleriniz bile mukayeseli
üstünlük
teorisinden
bahsederken
işletme
erkeklerinin
kaçınılmaz
üstünlüğünü
kanunlaştırdılar.
İlhan Şeşen - Ellerinde Çiçekler
Ellerinde kitaplar, kütüphanede mallar
Görürsen bir gün şaşırma
Geyikhanı çaresiz
Ricardo’yu derbeder
Giffen’ı da ortalarda bırakma
3’lü açmazı anlamak içün kıçınızı başınızı
yırttınız, kapasite aşımı, daha fazla uğraşmayınız,
gözden geçirilmiş ve genişletilmiş 31. baskı Erdal
hocanız gibi devamını okuyucuya bırakınız.
Newton’un şaşırdığı, yer çekiminin kayıtsız kaldığı,
sarkık uzuvlarınız dış ticaret açığını ve IMF
borçlarını kapatmakta yetersiz kaldı,
sayenizde IMF başkanı 4 madde ile içişlerimize
karıştı, neferi AQP cümle stratejik kuramlarımızı
üç kuruşa pazarladı.
Asimetrik bilgileriniz ve kısıtlı beşer şaşar
sermayeniz
tüllabın
sonsuz
isteklerini
karşılayamadı. Ahlaki ikna ile yatışması namümkün olan tüllap arasında uygulamakta
çekinmediğiniz genişletici basen politikalarınız
talebe piyasasında ahlaki çöküntü yarattı.
ZÜPPEYÜNNNNNNNN
Starbucks’ta fıngirdeşen “şu indirim senin
işte bunuda bana bindirun” zihniyetiyle alışveriş
merkezlerini tavaf edip, cümle camekânda yandan
çarklı vatoz görevini icra eden, C N B C E
izleyerek entelektüelleştiğini zanneden, kızları
badanalı boyalı astarı yüzünden pahalı, erkekler
Marx and Spancer müptelası, tangayı siyasi
simge, CEPAYI, ARMADAYI Non goverment
organization zanneden, mekteb-i âlinin zirzopları,
coberleri, illetten mücerret, necasetten taharet,
setri avretten yoksun, iki cami arasında bey­
namaz, meşeden bozma kalas, orduyu ipneyun,
cünüp cenabet devşirme züppeyun
SLOGAN: Orduyu ipneyun
Cenabet züppeyün
Koşarken sürtünmeden pişik yapıyor diye
tanganız, halısaha turnuvalarından kaçtınız,
beyhudeydi
çabalarınız,
zaten
yok
ki
takımlarınız...
Ey mülkiye kızlarından bakımlı tüysüzler,
dünya düz müydü tartışmaları bile yapılırken
yuvarlaklığı tartışılmayan, sürme gözlü kalem
kaşlı, hermafroditten olma, cımbızsız aynasız
gezmeyen 40 yıllık züppeyun, neticeyi inovasyon
oldu size ipneyun
Slogan: hermafrodit ipneyun
Çirkinliklerini, paraları ve doyumsuz
estetik kozmetik mal talebiyle kapatmaya çalışan,
Tunalıyı podyum, bahçeliyi fuar alanı sanan her
gece kör oğluna dadanan, çeko dahi cümle
tüllabın aşina olduğu kokanatı kıkınat yapan astar
atmadan
makyaj
yapmayan,
sir
ağdalı
oğlanlarından “TIGH” olmayınca, mart kedileri
dama çıkmadan, soluğu LAİLAlarda REİNAlarda
alan giyinmek ile soyunmak fiiliyatını ısrarla
karıştıran dekoltesi bol verebilitesi yüksek,
kaldıraç oranı düşük masa altı diplomasisi ile
uluslar arası ilişkilerde çığır açan, rüküş, her tarafı
rütüş, libidosu tutuşmuş anglo-saksafoncular....
Sıla - dan Sonra
Evet, kıçının üstünde tanga var
Hiç utanmıyorsun di mi, çatalından adabı var
Zerre kesmez Kamuyu bu düzayak cilveler
Kantinde kaşarsız olmuyor aşklar
Kendine güvenen şöyle gelsin, bıraksın inadı bize
versin
Sözünden dönen namert çıksın, bizde böyle
BUNDAN sonra
Uluslar arası ilişkiler terminolojisini disko
terminolojisine
bulaştırdınız... .Ülkümüz,
gönlümüz, canımız cananımız Mekteb-i Ali
osmaninin şanı şerefi medar- ı iftarı, baş tacımız
marşımızı zev-ki sefanıza alet ettiniz. Fütursuzca
yorumladınız. Bre aymaz gafiller. Utanmadınız,
böyle huzurumuza çıktınız. Pişkinliğin hat safhası
bir de bunu hediye eylediniz. Mekteb-i adalet,
cümle tüllabtan, YUHlarla en güzel cevabı aldınız.
SLOGAN: Fütürsuz züppeyun
Fütürsuz züppeyün
AMELELER
Şimdi geldi alaaa şube sanduğunuz ÇOK
EŞLİ ELVERİŞLİ İLİŞKİLER ŞUBESUNE;
İş bu kanunu muhteviyatına hâsıl olamamış
sendikadan kıt, aklıevvel, ilimden bilimden gafil,
garbın afaki kazmanın sapı, olmuş yedi düvelin
dühurana dühur, düburuna kaçmış şantiye tuğlası,
karsın küflü kaşarı, azıcık gevşek, bitten olma
yavşak olsun bu güzel kanun da sizlere kapak
Mekteb-i mülkiyeyi şahanede ÇEKO olmak
ilim irfan ile olmazzzz, ya olacak kuvvetli ihtiras ya
olacak maddi haz, ya da olacak ten ile temas.
Öss barajını, Keban barajının inşası için,
emek arzının aştığı amele pazarında kadifeleşen
katmerleşen amelelik vasfıynan aşacağını sanan,
kimisi iş sigortasından yoksun, kaçak çalışan, kimisi
sağıma şu düştü, soluma şu girdi iniltileriyle cümle
aleme duyuran, iş bu sebeple amele kontenjanından
full time mütayit part time dekan Celle Celalimin
merhametinden nemalanan bre müşküller bre
zındıklar... biz tüllabın agahı, biz alemin feriştahı
sizleri asla unutm adık....
Tüllab-ı işletmenin yiyip içtiği mahusus sindirdiği
def-i hacet ile makatınıza paket eylediği, baştan
savmaca, düzmece mekteb-i ali’ye giriş
olarak addedilen ÖSS-i muazzama da tüm
sorularda “Ç” şıkkını işaretleyerek girilebilen,
bırak ineği ki eşeği bağlaşan 3 yılda dereceyle
mezun olabileceği ÇEKO’dan her sene mezun
olabilen HOMO HABİLİS sayısının bir elin
parmaklarını geçmemesini, 3 yıl boyunca sosyal
dediğiniz
asosyalleştiğiniz
bilimlerle
siz
açıklayamadınız ama üzülmeyin , doğru söze ne
hacet biz ufku fezayı aşan, bilgisi arştan taşan,
feraset ve fazilet sahibi işletme tüllab-ı bile hiçbir
sosyolojik kuramla, matematiksel denklemlerle ve
hatta
sizleri
ucundan
kurcalayan
şebeke
yöntemiyle dahi açıklayamadık....
Aziz mülkiyem çağ atladı. Vasıfsız
amelenin yerini makine aldı. Oğlanlarınız
otomosyona kızlarınız motorizasyona sardı.
Eğri bacak kirpikleri takma saçları sokma,
bakkaldan koyma, züppeyundan olma, etekleri
belde, geri kalanı yerde, kabak çiçeği gibi açılmış
kızlarınız sere serpe, amelenin ar-namusu
bakkalın veresiye defterinde.......
Pinhani - Hele bir Gel- CEKO
Hele bir ver, Bu bakkal sana gelir
Sen hele bir ver, bütün borçlar bitiverir
Hep seni bulur, vasıfsız Abaza mallar
Yazık olur, hadi ver kurtul Çekom
Bitmez, bitmez, işletmenin sana olan ezeli
sevdası, aşkı, cümle firma yanıldı amelenin asgari
ücreti resesyona takıldı, gıda fiyatları arttı. Kaşar
fiyatları tavan yaptı sakın ha ikame etkisi olacak
diye endişeye kapılma. Atlamaz mı bakkal,
bulmuşken senin gibi eski kaşarı
Bölümünüzün boşluğundan mart kedileri
gibi çatıya dama sardınız, parça başı götürü usulü
çalıştınız, şanlı mektebimin inşası nihayetine erdi,
mart bitti mayıs erdi, siz mevsimlik işçilerinde
amele pazarına gitme zamanı geldi.
Bozmaz olsa da istisna kızlarınız kaideyi,
sapma kadar hak ettiniz siz bu methiyeyiiii
ABAZALAR.....
Şimdi sıra geldi tellağa
Ey testosteronu yüksek, cinsel verimi
düşük, avrası patlak Abaza tellak!!!
Gündemi bulvar gazetesinden takip eden,
hürriyeti kelebekten ibaret zanneden, milliyetin
millisine aşina akademisyen denince aklına
haydar dümen gelen, ön sevişmeden bihaber, Şahin
K ’ nın mülkiye halefleri...
Ey idare i düzen, nizam ile çelişen Platon’
dan devlet Bakkalvelli’ den çokoprens alıp devlet-ü
alayı yönetme kudretini haiz olacağını zanneden
Abazalar, güç bela diploma aldılar, bizleri temsilen
bürokraside, yerel yönetimlerde vali kaymakam
oldular, şümulsüz zatlar masaj salonlarında,
saunalarda, hamamlarda harem kurdular; kör istedi
bir göz Allah verdi iki göz gıpta ettikleri malum
filmlere başaktör oldular.
Ey sabi sübyan dönemlerinde karaborsa CD
işleri ile uğraşan sinema denince kırmızı noktalı
filmleri kurcalayan evvela sanal âlemde teorisini
pekiştirip Pazar günleri bıcı bıcı saatlerinde pratiğe
hâsıl olan Oscar adayları en iyi erkek oyuncu
dalında Rocco Stiferdi, en iyi yönetmen dalında
Tinto Brass olan şahane-i mekteb-i mülkiyenin
izbe, köhne, her kuytu köşesinde yan yana grup
çalışması yapanlar, sayenizde gözümüze ilişen
cümle hırdavat beyazımtrak, ulan oturacağımız şu
sıraları bari rahat bırak.
Ey Marlboro kırmızısı ile (intense) teneffüs
arası fantezi kurup soluğu tuvalette alanlar,
internette kota tanımayan kota aşımı Abazalar, biz
şanlı işletmenin yegâne istihdam alanı ÎMKB
mekânını zevk-ü sefanıza alet ettiniz, açtığınız
pencerelerde güya gündem merakı yüzünden
okuryazar kesildiniz, el etek çekilince canım
mektebin sanal hanelerinde tüm benliğinizi
kaybettiniz.
Ey âlemi mülkiyede söylenecek son sözlerin
tek sahibi şah-ı işletmeye danışmadan o ucuz
zürriyetlerine lüzumlu lüzumsuz unvan aramaya
çalışan asil boğa görünümlü titrek mandalar.
Slogan: Zürriyetsiz Abaza
Zürriyetsiz Abaza
Sizler ki kapatılışından sonra kutsal
mabediniz site sinemasının eski günlerini yâd
ettiniz, ayak alışkanlığı icabı büsküüüt kafeye
gittiniz, bir masaya 8 Abaza dizildiniz, gelmişken
adettendir deyip kelle başı 3 meşrubat 1’ den içtiniz,
vasıflı temizliğe gerek yok dediniz, işlevi malum
peçetelerinizle bu ne zarafet bizleri mahcup
eylediniz, sadece ağzınızı sildiniz, mekteb-i âli nin
yüce tüllabım cümle âleme rezil rüsva ettiniz.
__
Ya havle ya havle Allahım sen bu ab-ı
hayattan yoksun cenabetlere kazan kazan rahmet
eyle.
Kamu marşı
Küfüre karşıyız, çünkü biz bakkalız
Ferman dostluk, ferman kardeşliktir
Yazılmış her şeyin geliyor bak sonu
Ama son kez
Sen anladın kamu, sen anladın kamu
HOCALARA ÖVGÜLER
Celal Göle
Kıymetli misss alamet-i farikamız mümtaz
tacirimiz, komikovaya taş çıkartan, federere raketi
ters tutturan, yerli agassi Türkiye’ de wimbledonu
tek kazanan Göleeeeeeeeeee Celallllll
Argn Karacabey
Simplexin yaradanı, WinQSB nin kitabını
yazan mankenlere taş çıkartan, eli cebinden
çıkmayan,
pamuk
şekeri
Karacabeyyyyy
Argunnnnnn
Yalçın Karatepe
Düşmez kalkmaz bir faiz diyen, para
babası, borsa tüyolarıyla fakiri zengin, bakkalı
holdingleştiren, Abrahamoviç’in Türkiye bayii
Karatepeeeeeeeee Yalçınnnnn
Ercan Beyazıtlı
Muhasebenin duayeni, son peygamberi,
ilah-ı, defter-i kebirin efendisi, bilgi birikimi
karizmasıyla Beyazıtlıımıııı Ercannnnnnn
Güven Sayılgan
Derste gaflete düşeni, can alıcı sorularıyla
derin uykulardan uyandıran, fınansm amentüsünü
eşsiz üslubuyla belleklere kazıyan, eserlerini
ANİKOSUNA atfeden
Sayılgannnn Güvennnn
Arcan Tuzcu
Avrupa Fatihi, imtihanları sözlü yapıp cümle
tüllaba ecel terleri döktüren, bizleri sevindirip
addalara götüren, karizmatik bakkalların karizmatik
hocası
Tuzcuuuuuuuuu Arcannnnn
Bader Arslan
Komando dışında her şeyi olabilen, Peter Druckerın
varisi, insan kaynaklarının akla gelen ilk ve son
ismi, genç kızların sevgilisi, minyatür şirin
Arslannnnnn Baderrrrr
Alper Özer
Pazarlamanın derya denizinde ustaca dümen
kıvıran, her daim tüllabın yanında olan, cepheden
saldırıp kanattan vuran sonra BAYPAS S la
gönlümüzü alan ÖzenTrrrrrrr Alperm-rrrrrrr
Eymen Gürel
Gölgelerin gücü adına himennnnn, tek düzen
muhasebenin gücü adına
Gürellllll Eymennnnnn
Eyyyyyy Mektep-i Mülkiye-i Ali Osmaniye’nin zatı
şahane tüllabı...
Biz ki M ülkiye’de 81 otlağın maliki
Biz ki 149 yıllık ecdadın en baba torunlarıyız...
Bizler devlet-un akçe, sikke kaynağı, bakkalın
seçmelilerini almak zorunda bırakılan, bunlarla da
yetinmeyip hukuk fakültesine kadar el atan, 1.8 in vurduğu,
yeni sistem içiin kurban edilen kobay-ül inekler içinde en
müstesna tüllabız...
Biz ki kesim dönemlerinde sütten kesilen, geçme
notunun 70 olduğunu bile bilmeyen alimlerin derslerinden,
yanlışlıkla bırakılan cefakar inekleriz...
Biz ki Anadolu ve Rum eli’nin en ücra köşelerinden
kalkıp bu minval üzere Mali Şube'nin çatısı altında toplanan
aziz, müstesna, muazzam, emsalsiz, şubelerin efendisi,
M ülkiye’nin gözbebeği ŞUBE-İ M Â LİY EY İZ...
(Babanız maliye babanız m aliye...)
Eyyy gelmişini geçmişini bilmeyen beyinsizler
güruhu...
Siz ki Ulusta tezgah altında tanga-i külot satan
züppeyunlar
Siz
ki
sosyal
dayatma
altında
iş
bulamayınca
ücra
köşelerde cümle tebaaya
dayatan amele sürüsü...
Siz ki senelerdir
optimal girdi, maksimum
çıktı diye feryaaad-ı Figen
çığıran ancak kendisine
girip
çıkanı
hesaplayamayan
adab-ı
muaşeret kurallarından bi
haber
sağmal
bakkal
tüllabı...
Siz ki otlamaktan
beyni
süngerleşmiş
merkep-ül geyikhanlar...
Siz
ki
ali
desideronun jiletleriyle bile paklanamayan Abaza kamu
tüllabı...
ŞİtttttttîîİtfİtİİtİîîtİîtttİtİŞŞŞŞŞŞŞŞŞTTTTTTTTTT
TTTTTTTTTTT!!!!!
Önlenemez sonunuz geldi... Şimdi başlıyor ŞUBE-İ
MALİYE Ferm anı...
Abazaya konulu CD gerek,
Amelenin elinde kazma kürek,
Pembe tanga giyer züppeyun erkek,
Mâliyenin malını ölçmek gerek
M ülkiye’de geyikhanlar geziyor,
Boynuzları bakkallara sürtüyor,
Abazalar inim inim inliyor,
M ülkiye’de kral tahsildar diyor...
Önce en alt tebaamız olan, süpermarket zincirleri
arasında can çekişen siz zavallı ve de ezik bakkallar ile
başlayalınıııııııım:
Açık öğretimden bozma, Celalden çıkma, Mülkiye-i
Şahanenin beş buçukuncu bölümcüğüüü, sizi gidi konusu
kalmayan karşılıklar sizi... çekirdek enflasyonu, çekirdek
tüketiminin artmasından kaynaklı sanan, aktifle pasifin
ayrımını bile bilmeyen, iktisat bilinci, paraşüt ve helikopter
etkisinden ibaret, kendini bile yönetmekten aciz ey tüfeyli
bakkal tüllabı...
Maliyet kurallarına mazhar, her gördükleri yarı mamulü
içine alan, çıkartma konusunda Muaffak olamayınca da,
bundan maksimum faydayı sağlamaya çalışan işportacı güruhu
sizi...
Besmele yerine minimum maliyet, maksimum kar
deyişini kullanan, dinsiz imansız
bakkallar. Sizin gerçek yüzünüzü
tüm
M ülkiye’ye
gösterme
zamanı geldi...
Hatırlatalım
tüm
M ülkiye’ye
Fazla değil, geçen sene
Tüm işletme bir hal oldu
Tahsildara vere vere
(verici işletme, verici
işletme)Siz ki aldığınız yönetim
organizasyon dersiyle ülkeyi
yönetebileceğini
sanan,
süt
vermeyen
nakit
inekleri,
değişken maliyetler kadar oynak,
sabit
maliyetler
kadar
İBAHİYYUN, M ülkiye’nin batık
m aliyetlerisiniz...
Hayatının en mühim meselesini, ödevlerini gününde
teslim etmek zanneden, siz ki araştırma görevlilerine profesör
muamelesi yaparak ders geçmeyi uman sükut-u hayeller,
mülkiye’nin bedavacıları, kütüphanenin demirbaş hamam
böceklerisiniz...
Yüce
tahsildar
hepinizin
kökünü
kurutacakkkkkkk.. (böcek ilacı sıkılacak)
G ülşen’nin şarkısı (kara böcükler)
“Dekanım tüllabm kış günü kütüphanede kıçı donuyor.
Şiişşşşşşşşttt spor salonu önüne duvar ördürüyorum çaktırma”
deyip, okulun girişinin Ankaray metrosuna dönüşmesine ses
çıkarmayan, bakkalların babası, Federer’in
korkulu rüyasııııı: CELAL MÖLEEEEEEEEEE
Yufka yürekli tahsildar yine sana kıyamadı, aç
kulağını iyi dinle Güven hoca. Öncelikle burası
idadiye değil! Tuvalette gizli gizli sigara içmene gerek
yooook. Gel yak bi cigara karşılıklı tüttürelim. İş bu
şahane maliye fermanıyla bütün tüllaba duyrula
bundan böyle Güven’nin sigarasından vergi alınmaya,
alanın tez vakitte kellesi vurula...
Mehter Marşı
Duyduk ki Hayat isimli bir dost, Dubai’ye gidip
bir arap şeyhinin cariyesi olmuş, Duyduk ki Bader
kraker boyuyla, Halil pazarlama kendisinden uzun
pardösü ile kendini Celal babaya beğendirmeye
çalışıyormuş. Bu nesr-i muazzamayla tüllaba duyrula
gayriii, Hayatın teyyare mesarifınden, Bader’in
menkul kıymetinden vergi alınmaya, alanın tez vakitte
kellesi vurula...
Mehter Marşı
GEYİKLERRR
Sabırsızlanan geyiklerin homurtuları geliyor.
Sıra geldi tebaanın boynuz-ül azimli kısmmaaaaaaaaa
(boynuzlu iktisat, boynuzlu iktisat)
Eyyyy erkeklerinin boynuzlan yedi cihana nam
salmış, mukayeseli üstünlük ile ihraç fazlası, düşük
mal kızlarını başka bölümlere peşkeş çekmeye çalışan
rezil-i rüsvanlar! Siz ki mülkiye kantinin de hatta
kütüphanesinde güneş gözlüğü ile dolaşan görgüsüz
geyiklersiniz!!! Siz ki andropoza girmiş Tezel’in
elinde can çekişen, ancak anlayamadığımız bir şekilde
bundan hayli zevk duyan übeydilersiniz!!! Siz ki Her
şeyi anlayıp da bir nihai nedir anlayamayan tinercilerle
aynı bölümü paylaşan, piyasa mekanizmasından kız
alıp-vermeyi anlayan, lakiiin hep veren hiç alamayan
deyyus-u ekberlersiniz. Eyyy kız tavlamak için
ortalarda dolaşan geyiğin erkek cinsleri, sizin o 500
metre öteden gözüken boynuzlarınız oldukça, işiniz
%5 standart sapmayla Allaha kalmış durumdadır...
Sizler, Borçlar Hukuku almadan, eşya miras
seçerek Vedat hocanın alay konusu olmuş Hukuk-i
ammenin H sinden anlamayan iktisadi yolun
yolcularısınız!
Erdal hoca vesikalık fotoğraf isteyince, mayolu
boy fotoğraflarını gönderen kızlarınıza nispet,
Keynes’in torunları, Erdal’ın çocuklarıyız dercesine
slip mayolu boy fotolarını gönderen naylon erkek
tüllabı sizi! (naylon iktisat)
Derslerde sözlüksel sıralamaya göre oturmayı
rasyonel bir davranış sanan, asla telafi edilemeyecek
bütçe doğruları, Erdal’ın gözüyle kaydığı farksızlık
eğrileriiiisiniz. (Kayılmış iktisat)
\
I» \WV ' v \ \
Hocaları bile birbiriyle kavgalı, Dallas misali
kimin eli kimin cebinde belli olmayan maksimum iki
kişilik arkadaş gruplarınızla her türlü aktiviteyi yürüten
ahlaka mugayir eziksel üstünlüklersiniz! Siz böyle
birbirinizle küslüğü sürdürdükçe sınav zamanlan şahsi
faydanız için yüce tahsildara muhtaçsınız...
Geyikhan siz, bize muhtaçsınız bilemezsiniz
Kime ne not vereceğimizi sır gibi saklıyoruz
Büyüdükçe büyüyor aranızdaki küslük
Geyik kıymetimizi bilin, siz babanıza muhtaçsınız,
(babanız tahsildar)
Sıra geldi boynuzlu hocalarınıza, (burası çok sıcak
oldu arkadaşlar diyip Volkan striptize başlar...) nuri
alço müziği
Kendisini solow’un veliahtı sanan, tezel’in odacısı,
bir şarkıyı 333 kere dinlemeden anlamayan
pabucumuzun rakçısı tek kaş Nuri. Nuri deyip geçme,
kendini markalaştırmaya çalışan, Patent Enstitüsüne
başvurup AEG misali NEA olmaya hevesli çakma
striptizci: Nuri Emrah Aydınonat
(slaytçı Emrah, slaytçı Emrah)
Sana ne benim çektiğim kopyalardan
Daha ne alabilirsin ki bu kâğıttan
Sorduğun soruları yapamadım
Verdiğin kitapları okumadım
Vizesi zor değil 3 gün ağlarsın
Sonra vur patlasın, çal oynasın yar
İB dersine katılmışım ön sıradayım
Senin umurunda değil bu emrahhhh
Yeni yeni slaytlarını yüklemişsin
Bana ne bana ne bana ne bana ne beee
Batı nasıl zengin olmuş merak etmişsin
Sana ne sana ne sana ne sana ne
Shumpetere benzemek için eve dönüş yasasmdaı
faydalanıp sayısız estetik ameliyatla aradaki 7 fark
ortadan kaldıp, Darwin’in kemiklerini sızlatan evrin
düşmanı, çakmak karşıtı kampanyaların aranan yüzü
Kibritçioğlu Aykut.
O bir menemen müdavimi, o bir mıknatıslı gözlük
o bir boşluk fetişisti. O bask milli takımının veteran so
beki: Çelik Aruoba
Bellonanm sunduğu Erdal ile sabah sabah programında,
vermek istemeyen bir çeko öğrencisi konuğumuz var! O
gün ne oldu bize anlatır mısın: Ben notumu sormak için
odasına gittiydim. Önce beni kanepeye oturttu, sonra
masanın altından yeni kitabının
daslaanı çıkarttı. Ben korkup kapıya yönelince
azcukun bana gözüyle kaydırdı. Bazen ileri gittiği de
oluyordu.
Yaz dostum mikrodan geçene adam denir mi?
Yaz dostum grafik çizsem Erdal puan verir
mi?
Yaz dostum altı üstü alacağın FF değil mi?
Yaz dostum iktisat dersi sana zehir mi?
Çek kopyanı bir daha
Bak deftere kitaba
Lecoste kazaklı Erdal ağa
Sıfır verir bu kağıda
(sıfırcı Erdal, sıfırcı Erdal)
ABAZALAR
Alışkanlıktan her şeyi üçü birden alırsın
En yakın arkadaşın şişme bir kadın
Bir elinde peştamal, bir elinde sabun
Sen anladın Abaza sırada sen varsın!!!
(Abaza kamu, Abaza kamu)
Siz ki halk otobüslerinin fordçu kâbusları, 900’lü
hatların müdavimleri, sınırsız ADSL aboneleri.
Televizyonda +18 işaretini görünce Pavlov’ un
köpekleri gibi salyaları akan Onur’un enikleri sizi! Siz
ki Güney sahillerinin turistik kasabalarına kaymakam
olma hayaliyle yanıp tutuşan çemçük ağızlılarsınız!
(çemçük kamu) Siz bu ülkeyi,
Oran’da bir kata
Saçı uzun aklı kısa bir hatuna
Arka bahçede bir kadeh rakıya satarsınız beee!
(satıcı Abaza)
Siz ki okulu uzatmanın müsebbibi olarak Onur
hocayı gösteriyorsunuz, amma velâkin yüce tahsildar,
sizin gerçek niyetinizi biliyor: 4 yıl kamu değil, 10 yıl
tıp da okusanız yine abazasınız yine abazasmız!
(Abaza olunmaz, Abaza doğulur)
Sizin yüzünüzden ülkemiz şişme kadın ithalatçısı
ülkeler sıralamasında ilk üçe girdi, kızlarınız sayesinde
de epilasyon piyasası tavan yaptı. Doğan görünümlü
şahinlerinizle lise önlerinde fink atıp, kendinizi “bize
cebeci de gezmesi Lailadır aman” diyerek
avutuyormuşsunuz! Sizi gidi damsız inekler siziiiiiiiii!
Duyduk ki öğrenci işleri önündeki garip
nesnenin yerine Şahin K büstü, bu da yetmezmiş gibi
Mektebin önündeki inek heykelinin yerine de bereket
tanrısı heykeli diktirecekmişsiniz! Bizi kantinde
gördüğünüz geyiklerle karıştırmayın! Bizim adımız
tahsildar biz bu oyunu bozarız!
tahsildar)
(bozucu
Mülkiye sınırlarında milli olamayacaklarını
anlayınca şanslarım bir de deplasmanda denemek için
erasmus, work and travel ve bunun gibi bilimum yurtdışı
faaliyetlerine başvuran Abaza tüllabı, aç bi tarafını iyi
dinle: size bırakın (biiiip sesi) vermeyi, konsolosluktan
vize bile vermezler! Ünlü bir çin atasözünün dediği gibi:
işleyen demir ışıldar, kullanılmayan uzuv düşer!!!
Her piyasada başarısızlığa uğrayan idak Abaza
tüllabı. Ne acıdır ki ömrünüz billah görünmez elinize
muhtaç kalıcaksımz!!!!
Yedi cihana yayılan cenabetliğinizden dolayı “gel
ne olursan ol gel, amele bile olsan gel” diyen Mevlana,
tekkesinin beti bereketinin kaçacağı korkusuyla, siz
Abazaları görünce gelme dedi!!! (cenabet kamu)
Sıra geldi
hocalarınıza...
kendilerini
hamam
ağası
sanan
Derste sigara içiyormuşsunuz, içirtmeeeeeeem!
Kadınlara kız diyormuşsunuz dedirtmeeeem!
Ders geçmek istiyormuşsunuz, geçirtmeeeeeeeem!
Hadi oradan Yalçmkaya, şarkıyı dinle kendine gel:
Bir taş attım Atina’ya tık dedi
Platon çıktı Sokrat evde yok dedi vay vay (2
kez)
tnamazsan Sparta’ya bak dedi
Platon Sokrat Atina’da sallanır vay vay
Mitos yazmış dudakları ballanır vay vay
Kalalım mı Yalçmkaya kalalım mı vay vay
Bu sene de SDT’den kalalım mı vay vay
Meteikos demir döver tunç olur
Atina’dan kız alması güç olur vay vay (2)
Heraklitos suya girer paklanır
Platon Sokrat Atina’da sallanır vay vay
Mitos yazmış dudakları ballanır vay vay
Vedat hoca gitti gideli yalnızlıktan bunalıma giren,
çözdüğü miras problemiyle tüllabı, akraba katline teşvik
eden, çakma Zeki Müren, Bitirimler Sınıfının acımasız
katili: Nuri Erişgin bir şarkıda senin için:
Finaline beni çağır Nuricim
İstersen imzayı atar giderim
Bu çocuk kim diye soran olursa
Eşyadan kaldı o dersin Nuricim
pramidinin en altında kalan homo çekomastiklersini/
(homo amele)
Hayaller kurardım finalden önce
Dünyamı karartın FF verince
Sana mutluluklar sözüm kardeşçe
Ver artık DD’yi bitsin bu çile...
Sendikalaşmayı, ekseriyetle sen-dikamazsan, ber
dikamazsam, kim dikayacak? Argümanından yol
çıkarak anlamaya çalışan, sacın üç ayağından biri eksi
olunca gözleme yiyemeyeceğini sanan, kadın-erke
eşitliğinde Bülent Ersoycu ekolü savunan işe yaramazla
güruhusunuz! Duyduk ki İbrahim Tatlıses’in “Urfa’d
ÇEKO vardı da biz mi okumadık” açıklamasından sonr
onure olan siz ameleler İbo’yu bölüm başkanı yapma
için lobi faaliyetlerine başlamışsınız. En büyük ikn
kozu olarak da kızlarınızı kullanıyormuşsunuz
(YUUUUUUHHHHH HH)
Edi ile Büdü, Hansel ile Gratel, Celal ile Nusret,
çay ile sigara, rakıyla balık vb. bilimum İkilileri
kıskandıran samimiyete sahip, birinin pisliğini diğeri
temizleyen, Mülkiye’yi Karahanoğulları beyliğine
çevirmeye çalışan eküriler: Onur Karahanoğulları ve
kerem Altıparmak
Şu anda aldığımız bir son dakika haberine göre
Kuğulu Parkı ortadan kaldırmayı başaramayan î.
Melih, haziranda Bent deresini yıkmaya karar vermiş.
Geçmiş olsun. Bu şarkıda siz üzgün Abazalar için
gelsin o zaman:
Gidecek Yerim mi var? (sözlü olarak nakarat
kısmı EMRE ALTUĞ)
AMELE
Aslında onlar hiçbir şey söylemeye değmez,
lâkin büyüklük biz de kalsın o halde sırayı işe yaramaz
amele alsınınım!
(amele çeko, amele çeko)
siz ki bir Mülkiye geleneği olan fermanları
küfretmekten ibaret sanan, yaratıcılıktan bi haber,
insanlığın karbon kağıdı altında kalan silik
kısımlarısınız. Siz ki yüce rabbim, kullarına akıl
fikir ihsan ederken, kazma-kürek psikolojisi
olmadı sosyolojisi gibi ders demeye bin şahit
isteyen uğraşlarla meşgul, dinsiz imansız
amelelersiniz! Tez vakitte kafanız baretsiz, kıçınız
tulumsuz, küreğiniz sapsız kalır inşallah! (sapsız
amele)
siz ki 15 punto, 1,5 satır aralığıyla bile anca 10
sayfa tutan ders notlarını algılamaktan aciz, emeğin
kutsallığını savunup, bütün ödevlerini sermayenin
getirdiği tekniklerle yapan copy-paste çocuklarısınız!
(copy-paste amele) siz ki sorulardan biri 40 puanlık,
önceden hazırlanmış ödev taslağının kağıda
yazılmasından ibaret sınavlardan bile başarısız olan,
verilen sorulan almayı reddedip makala yalakalıkla
ders geçme uğraşına giren üm-ün nafılersiniz!
Siz ki bunca “sosyal” ile başlayan ders alıp,
toplumsal
evrimini
tamamlayamamış,
besin
Mülkiye’ nin kantininde
Gezen amele olsam
Bölümümü sorsalar ÇEKO ÇEKO
Diye anırıp dursam
E madem söz, ünü tüm Mülkiye’ye mazhar olmu
kızlarınızdan açıldı onlar için de birkaç kelam edelim
Mülkiye’nin ilk yıllarında taze kaşar, yıllar ilerleyi]
mezun olamadıkça eski kaşar haline gelen yosma-ül rezi
kızlarınız, kendilerini başka mekânlarda zannedip
kantinde masa masa gezerek, Abaza erkeklerimi
dertlerine derman olmak için can atıyorlarmış. Yücı
tahsildar, Mülkiye çatısı altındaki bu kokuşmuşluğı
gidermek için özel tüketim vergisini %150 arttırmıştır
tüm vergi yükümlüsü ve hatta vergi sorumluların;
duyrulur!!! ( Namuslu Tahsildar)
Sıra geldi birbirinden rüküş giyinen hocalarınıza
Siz buradaki ameleler şahidimiz olsun ki, bundan böylt
hocalarınızın giyim kuşamından vergi alınmayacak
Yeter ki adam gibi giyinsinler, göz zevkimizin içini
etmesinler!!!!
Verdiği dersin adı değişince derse gelen öğrenc
sayısının artacağını zanneden, makus talihinde biı
değişiklik olmayınca da sınıfı ağlayarak terk eden, erke!
sinek görse yolunu değiştiren, feminizmin babası olma!
adına
anti-epilasyonist
politikaların
en
ateşi
savunucusu: Gülay Toksöz
Çek çek çekmeye geldik
Ağda yapmaya geldik
Gülay hoca ağlama
Derse girmeye geldik
Köyden kaçıp artist olmak için şehre gelen amele
kızlarım asistanlık vaadiyle kandırıp, utanmadan
gazozlarının kapağını açan (SELİM- benim gazozumu
varçın açtıydı) odasına sipariş ettiği istikbal
marka kanepeyle Erdal’ın en sıkı rakibi olacağının
sinyalini veren, ahlak zapıtalarmm bir numaralı hedefi:
recep varçın.
Sizin ile ilgili bölümü ünlü bir tahsildar
atasözünü hatırlatarak bitirmek isteriz: Mülkiye
cahilliği alır, amelelik baki kalır!
(amele çeko, amele çeko)
ZÜPPELER
Gözünüz her zaman dışarda,
Ne işiniz var o zaman burada,
Sona kalan her daim kalır dona,
Senin züppe kıçına anca kaldı tangaaaaaaaaaaa
Diplomayı, diploma alana kadar yalakalık yapmak
zanneden, “kınamaktan başka bi boka yaramayan siz
fonksiyonsuz züppeler, bırakın ülkemizi Avrupa
Birliğine götürmeyi, milli takımı CM’ de, Avrupa
Şampiyonasına bile götüremezsiniz beee! Sayenizde
Avrupa'da temsil edilebildiğimiz yerler: şampiyonlar
ligi, UEFA ve Danone Kaptan öte geçemez oldu!!!!!
(yuhhhhhhhhh)
Ülkelerle münasebetleri boru hattı döşeyerek
iyileştirmeye çalışan, Bakü-Ceyhan boru hattının,
Yumurtalık pompasına uzman yardımcısı olmak için can
atan ürcufe diplomatlar. Arka bahçede üstüne oturmak,
atletik bir vücuda sahip olmak, kamyona takoz yapmak
için taşıdığınız o kitaplarınızla, siz kiiiiiim pompalamak
kim siz anca pompalanan olursunuz, Mülkiye’nin züppe
bebeleri, sahte okeyler sizzzzzzzzziiii!
(pompalanan uluslar, pompalayan tahsildar)
(tangalı uluslar, tangalı uluslar)
Size objektif olarak dışardan bakan tahsildarlar
olarak gördük ki, siz kendi içinize kapalı, elitist,
ensest, non-otarşik, poligamik, hidrolik, spastik bir
tebaasınız! Siz ki Ruanda’da tutsilerin soykırımından
kaçarak, Mülkiye’ye sığınıp Ergenekon misali kendi
içinizde çoğalan, çelik-ül çomak, veled-i zinalarsınız!
Sizler ki kabileniz içinde yaşamaktan, Ankara
gerçeklerinden uzak kalan, Çinçin mahallesini tutti
furittinin çinçini sanan, çinçin otobüsünü görünce ülke
puanı kazanacağını zanneden çilek-i aromalarsınız!
(aromalı züppe)
Az gelişmiş bölümünüz için yapmadığınız
milliyetçilik, vergiden kaçınmak için giymediğiniz
renk tanga kalmadı. Ancakkk Mülkiye’nin ihsan-ül
şubesi yüce tahsildar, sizi de düşündü: şu elimizde
görmüş olduğunuz paçalı don, OECD ülkelerinde yok
satan, Madonna’nın gardırobunun vazgeçilmezi, kışın
sıcak yazın serin tutan, sizin gibi çakma diplomatların
başbelası hastalığı basura deva, fennin son harikası,
Alaman mucizesini, sadece sizin için ithal ettik,
bununla da kalmayıp yaratacağınız talep fazlasını da
düşünerek uluslar arası ticareti önündeki tüm engelleri
kaldırdık! Bu da özel gecelerinizde giymeniz için
tasarlanan seksi modeli... (paçalı uluslar)
Haftada 36 saat İngilizce almanıza rağmen “ I
can, you can, what can I do?” seviyesinden öte
gidemeyen, Hugo Chavezi, Tolga abinin hugosu
sanan, iktisada girip 4 yılda çıkmayı başaramayan,
Müslüman mahallesinin salyangoz satıcılarısmızzzz!
Mülkiye’nin züppesi le le le le canım
Tanga giyer erkeği, pembeyse seksidir
Basarsa baskın bassın le le le canım
Korunur ne de olsa, züppeysen verirsin
Mülkiye’den aldığı sabi sübyanın harçlığından
arttırarak biriktirdiği maaşı, mebus seçilmek için boşa
harcayan, canı sıkıldıkça Bodrum’daki ultra lüks
villasından röportajlar veren, azınlık raporundan sonra
nesli tükenme tehlikesi ile karşı karşıya kaldığı için
devlet tarafından koruma altına alman, bu ülkeye bir
Baskın yeter deyip kopya baskmcıklar türemesin diye
korunmayı hayat felsefesi haline getiren, ülke barajına
takılınca mutluluğu kadehlerde arayan, durmadan
konferans veren Baskın Oran. Senin birinci baskın da
bir, üçüncü baskın da...
Bir baskın
tki baskın
Üç baskın
Dört baskın 14 baskın
Sana kimler oy atsın
Oy atmasın bu yatsın halillah halillah...
Yüce tahsildarın siz alt şubeler için yazdığı nesri-i
hiciv burada bitmekte. Dokundurabildiysek bazı şeyleri,
kalp kırmadan ne mutlu bize, sürç-ü lisan ettiysek af
olaaa, bu fermanda emeği geçen tüm tüllap tez vakitte
mezun olaaaaaaaaa.......
j '£ * t ' f f m
Duyduk duymadık demeyün.. eyy muhterem tüllab.
Sizin padişah yalakası talebeleriniz avuçlarını dekan-ı
azamin dağıttığı şekere açarken, topunuzu yerle yeksan
edecek kadar güçlü, mektebin, yemekhanenin, inekhanenin,
kantinin aklıselim fikri hür yegâne talebeleri olan bizlerin,
Mekteb-i Mülkiye-i Fünunu Şahane’nin göz bebeklerinin
size, siz garabetül biidraklara, postmodern artıklara bir çift
lafı var!
Biz ki ehli seyf ve ehli keyf ve dahi her daim entel,
dört kıtada, yedi iklimde, üç gezegende ve kainatta, narası
dehşet, pençesi vahşet, tarrakası haşmet saçan, bir ayağı
Ç in’de diğeri maçinde, bir eli hanyada ötekisi K onya’da,
gövdesi tunçtan; küreselleşmeye, özelleştirmeye, sömürüye
karşı ammenin bir numaralı yoldaşı!
Her biri on kaplan gücünde, başı göklerde, Memaliki Mülkiye İdari Şube siz sefilleri nasıl mat ettik şah dedik
anlatalım hele! Destur verin!
Biz
ki
yedi
düvelde
her
kalpte
anılan, allame-i cihanda
72 millete aynı gözle
nazar itmeyenlere karşı
savaşan
cengaverler;
burada,
bu
halis
mektepte
cümle
züppenin,
tahsildarın,
bakkalın,
geyikhanın,
amelenin trene bakan
yakın arkadaşları gibi
bön
bön,
lâkin
ağızlarının suyu akarak
baktığı,
işleyen
demirler,
üreten
beyinler, kalem tutan
elleriz!
Amazonlara:
Özel alan yutturmacasıyla hapsolmadan hayatını
yaşayan, okulu dershane gibi kullanmayıp her daim
faaliyette bulunan, Mülkiye M ektebi’ni cemaatleştirip
kadınları da bir basamak aşağıda görenlere karşı koyan,
HESAP SORAN AMAZONLAAARRÜ!
Ferman adı altında yazdıklarıyla zehirlerini müstesna
talebelerimize akıtmaya çalışan bir grup kendini bilmez
türemiştir! Tiki bombeleri, halka küpeleri, Ford Montaj
Hattı üretim benzerlikleriyle kantin masalarında ömür
çürüten hatunlar gibi olmayı reddeden, ataerkilliğe direnen
amazonlarımıza “bıyıklı, kıllı” diyen gafillere diyecek bir
şey bulamıyoruz, zira kendileri zihinsel olarak hadım
edilmişlerdir! Bir de erkeklerimize Abaza diye tutturmuşlar!
Bilakis, ellerimiz hatunların koynunda, bir kısmımız Harem­
n t t
/^ / / / / / /
i Hümayun’da, icabı halinde Bolu,İzmit, Gebze, Düzce,
Mengen; Siyasal’ın kraliçesi olur yengen! Biiizzz cenk
etmeyüp sevişmesini de bilirüüükkkkü!
Cebine üç-beş konmuş olacak ki, doğal hayatımıza
merak salan rektör, bizi “vahşi”lere benzeterek kendini
National Geographic yapımcısı sanmış, hapishaneye çevrilen
okulumuzda oramızı buramızı dikizlemeye kalkmıştır!
Bununla da kalmayıp kapıya turnikeler koymuştur! Eyyyy
kaypak spor takım kaptanı rektör, sen bezirgancıbaşılığa
soyunmuş olabilirsin ama Mülkiye öğrencisi SIÇAN
değildirrr!!! O özel güvenliklerine de söyle bize ilişmesinler,
tüllabı birbirinden değil senin gazabından korusunlar!
Geyikhanın arz-talep, kar-zarar mantığıyla amme
hizmeti görülemeyeceğini hala anlamayan tecimen dekanımız
ve işletmeci müşavirleri kütüphane eyleminde kararlı olan
tüllaba ne yapacağını şaşırmış ve öğrenciler eylemi bıraksın
diye içeri simit sokturmamıştır!
' -^
"%sjf
ŞARKi(Göie’ye
Zühtü):
Kapıya da taktılar
da turnikeyi GÖLE!
Rektöre
oldun
KÖLE!
Şimdi geldi simidin
de zamanıdır GÖLE!
Sen
bizi
sattın
GÖLE! ( 2 kere)
“Siyasal
simitle
özgürleşecek”
Bir
yandan
işbirlikçiliğe
halel
getirmemek için halkın
sosyal güvencesini tümden
elinden alan Başbakan bir
yandan 3 çocuk yapın
diyor!
Senin
suratın
sivilceli libidon tavan yapmışken “Yankee Go Home” diyen
“ayaktakımı”nın evlatlarıyız biz, gün gelir Altıncı Filo gibi
seni de denize dökerizzzü!
Sıra geldi tüllabı kaşımaya...
(GEYİKHANLARA)
Eyyy
mektebin
rezilhanları
ülkeye
reklam,
yetmişmilyona sms olan kantinin leş kokuları.. Boynuz
geliştirme tarihi, boynuzlararası kokoş ticareti, kaldıramama
iktisadı dersleri ile homo economicusluktan bir adım öteye
geçememiş Ricardo bozmaları Keynes’in üçüncü kuşak
çocukları...
Eyy .. geyikhan. Bize biat edin. Aksi takdirde sıkarız
peteği basarız köteği. Siz makro M ülkiye’nin mikro beyinleri..
Ockham’m usturasını sünnetçi dayının teçhizatı sanan
ihtisaslaşamamış otarşi mağdurları...
Genişletilmiş, gözden geçirilmiş, azıcık yanlardan
alınmış, silikon takılmış, liposakşm yapılmış kitaplarını siz
geyiklere kakalayarak talep olmadan arz yaratan piyasacı
hocaların gayri safi milli yalakaları.. Yılbaşında noel baba
kıçınıza tekmeyi basınca Erdal’ın bacasına oturup Victoria’s
Secret Show için boynuzlarınızla anten görevi gördünüz.
ŞARKI(seveceğim gezeceğim):
Çoktandır anladık boynuzun var kafanda
Eskisi gibi parlak değil ki ama
Haydi gel uzatma
T ek çözüm kamuda
Eskidi artık bellonaaaaa!
Geleceğim, seveceğim
Hamamda sana neler edeceğim
Bir keseyle bir sabunla
Hakkından geleceğim senin
Sizin ezikliğinizden kompleks yapıp ders verdiği
diğer Tüllab’a kök söktüren,
ama bir türlü elini biz
tellaklara kadar uzatamayan, eğer uzatırsa başma gelecekleri
bilen YAHYA SEZAİ TEZEL ve dahi tüm boynuzlu
hocalarınız üç beş kuruş kazanmak için işletmeci dekanlıkla
“haydi M ülkiye yaz okuluna” kampanyası başlatmış,
sınavları on güne sıkıştırıp Tüllabı canından bezdirmiştir.
A ncaaaaakk... Memalik-i Mülkiye İdari Şube’nin anlı şanlı
hocaları tüllabm yanında demir yumruklarını kaldırmıştır.
Geçmişlerini inkar eden geleceklerini A B ’ye bağlamış
komprador uşakları, TÜ SİA D ’ın tüp bebekleri!
Geçme Mülkiye koridorlarından ürkütürsün vak
vakları, not işlerinin önüne çam diktim git topla kozalakları.
Şimdi de siz kulak verin am eleler...
t
ÇEKOLARA
M ülkiye’den mezun olunca Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığı Müsteşarı ya da 6 milyarlık ciplere
binen sendika başkanları olacaklarını zanneden; her şeyden
birazcık öğrenen ama hiçbir şeyden adamakıllı anlamayan,
“düşünüyorum öyleyse varım” deyişini “düşünüyorum
öyleyse yarın” zihniyetiyle mezun olmayı bile erteleyen
amele yanıkları siziiiii!!!
4 yıl boyunca “sosyal” adı altında 10 ders gören,
zaten topu topu bir düzinecik dersle Mekteb-i Şahane-i
bitiren, lâkin İ.M. GÖ K ÇEK 'in alt geçitlerinde kullandığı
kazma küreklere bile sap olamayan süs köpekleri siziiiiü
Sosyal politikayı dar anlamda bile anlayamazken,
geniş anlamını hiç kavrayamayan sizler yüzünden Pars
hocanız ecelini beklemeden Hara-kiri yapacak diye
korkuyoruz!!
Endüstri ilişkilerini karşı cinsle ilişkiye geçmek,
sosyal güvenliği de Çalışma Bakanlığı’na bekçi olarak
girebilme sanan ama halkın sosyal güvenlik hakkı elinden
alınırken buna karşı çıkmak yerine liberallere alternatif
üreten sistemin dingilleri..!!
Duyduk ki hatunlarınız azıcık erkek yüzü görelim
diyerek sizden kaçıp Personel Yönetimi dersimizi seçmiş,
derse geç gelip topuklarıyla beynimizi ditmiş, ama geçesiniz
diye test yapılan sınavdan bile sıfırı çakınca Birgül Hocamız
bile ÇİKOlardan illallah etmiş!
ŞARKI (haydi liri liri):
Haydi, ÇEKO ÇEKO ÇEKO ÇEKO ÇEKO ÇEKO
ÇEKO Ç E ...(2 kere)
Kazma kürek ameleye aman ne güzel oldu
Okulda size yer yok kontenjanımız doldu!!
Durun durun daha sırtı kaşınanlar var...sıra geldi....
BAKKALLARA
Ey şahsına müstesna, yüksek lise kıvamında,
Ankamall’den toplama ticari işletme gudubetleri! Adi hatta
komandit hocalarınızla 4 yıl boyunca pazarlama dersleri
alırısınız da kapı kapı dolaşıp bir düdüklü tencere bile
satamazsınız. Patronlarınız amme idaresinden pay alalım
yönetişelim deyu pençe atup durur. Bölge Kalkınma Ajansları
sizlerle ancak Bakkalın King Ajandası olur.
Son model arabalarla gelen İngilizce hocalarını
arkanıza alıp nasıl bakkal olunur? İçerikli çeviri metinlerini
bize dayatmaya çalışsanız da sizin işletmeci beyinlerinizi
örnek almaya hiiiiççç niyetimiz yoookkk!!!!
SLOGAN: Satan bakkal satılan bakkal
Ey göbekli patronların yamakları, Celal’in tenis topları,
çok babadan olma, 3 seneden doğma, ne idüğü belirsiz süt
danaları. Biz M arx’la W eber’le İdareyle boğuşurken siz boş
vakitlerinizde ( ki sizin tüm vaktiniz boş) akvaryumda leblebi
tozu, çatapat, cino, kız kaçıran, torpil, türbo sakız, bir
kullanımlık patlayan kolonya ticaretine sermaye bulmak için
ananızı süsleyip, babanızı bile sattınız.
ŞARKI(delisin delisin):
Ah bakkal senin tüm hortumlar
Çalınmaz ki bu kadar
Valla sen gerisin gerisin!
Olmaz ki böyle çarpılmaz ki
Kudurmuşsun sanki
Valla sen gerisin gerisin!
Siz ki hassas teraziyle bile ölçülemeyen beyninizle
pazarlayamama dersini fotomontajlı kızlarınızla, işletememe
dersini G öle’nin ajanlığıyla fınansal yönetememe dersini kingbatak skorlarıyla telafi ettiniz. Ey peştamal yıkayıcıları, bu
kadar laf bile size çok gele, hadi canım bize ordan 2 ekmek 1
Maltepe.
Slogan: 2 ekmek, 1 maltepe
Şu tahsildarlara tek kelime bile etmeye değmez ama
adettendir onların da ateşini söndürelim .. .Kime geliyor bu?
TAHSİLDARLARA
Ey abuzer kadayıfın evlatları, ne kamu ne maliye bilen
meltemin kızancıkları, inekhanenin daimi çim makinesine
ikame arka bahçe teçhizatları.. .vergi ala ala kan akıtan yandan
yemiş unakıtanlar.eyyy tagayyür ve fesadın kaynağı,hâzinenin
kaymağı size mi kalacaktı?!! Bölüşümü bir bana bir yine bana
zanneden, kalkınmayı K öse’den advance olarak alıp kantinde
begginner salaklığında satmaya çalışan sayıştaya gircem diye
ortada avanak avanak dolaşıp kepaze seçme sınavında sadece
saymak için inekhaneyi boş yere meşgul eden arz eğrisi belden
aşağı kayık mal sürüleriii..
Konsolide
bütçe
hazırlamayı
loto
kuponu
doldurmak, K DV’nin açılımını “Kazık Daima Vatandaşa”
zanneden ve dahi faiz hadlerini Chelsea-Liverpool maçının
alt-üst iddaa oranlarına göre belirleyen defter kethüdaları
sizi.Duyduk ki kendi bölümünüze hoca,şehla kızlarınıza
koca bulacaksınız diye Abuzer hocanızı Pınar beyaz
reklamlarında duddak olarak oynatmışsınız.Dört yıl
boyunca nemrut suratlarınızla okulda hayalet gibi dolaştınız
biz aradık bulamadık!! sahi mâliyeden birini tanıyan biri var
mı?
ŞARKI (ah nerede şarkısı):
Aradık yıllarca biz tahsildarı bu mektepte
Kapitalin kankasıymış hem de bu eziklikle
Eskiden proflarm vardı senin bu mektepte
Sen ona muhtaç olunca çekmiş gitmiş nerede
Neredeeeee? Neredeeee?
Kimlere sorsak nerelere baksak
Ah nerede vah nerede
Tahsildarlar ah nerede?
Duyduk ki idare hukukuna merak salmışsınız !! Bizden
icazet aldınız mı? Ama yazık ki Onur hocamızın şerrine
takılm ışsınız...ahh yazıkkk.. idari işlem nedir idrak
edebildiniz mi bari? Sizin kantinde mide bulandıran
kızlarınıza, helada ders çalışıp sınavda sıçan oğlanlarınıza,
havaya
çizilen
eğrilerinize,
M arx
özentisi
garip
asistanlarınıza benzemez!!Ve nihayet... Gelip mülkiyenin
ağası olduğunu sanan mültezim bozuntuları; size ancak
paşmaklık olsun diye M ülkiye’nin modem tuvaletlerinin
gelir gider tablosunu yapmak düşer ama bir şartlaaaa ağanız
kamuya beleş!!!
(SLOGAN: AĞAYA BELEŞ, KAMUYA BELEŞ)
Geldik zurnanın zırt dediği en hava kaçıran
deliğe, .züppelereee....
ZÜPPE YUN A ....
M uhterem tüllab! Latif, muazzez, necip vatanın
hâriciyesi bu Amerikan kırması Türkçe ile kelam eden
dangoz TED kolejlilere ve “kırık talebelere” kaldı diye
sizleri uyarmak;ayrıca vitrinlerinden gayrı içinde bir şey
kalmayan züppeyun şubesi kapansın diye başlattığımız imza
kampanyasına sizleri çağırmak istiyoruz!
Gazetelerden öğrenilecek bilgileri ders diye yutturan
hocalarınıza tapar, 3 sayfalık notu okuyunca kendilerini
diplomasi uzmanı sanar, hiçbir şey öğrenmeden mezun
olunca Dışişlerine niye giremedik diye üzülürsünüz.
Müşterek aldığımız derslerde aptal aptal bakmaya
mahkum uluslar arası ucubeler! 3 kuruşluk bilginizle,
% 99’unu aldırdığınız beyninizle önünde el pençe divan
durduğunuz, üniversiteler paralı olsun demekten utanmayan
yaşlı kurt züppe hocanıza bu lafımız. Ne-o liberal mi
olduuunnnn!
adım edilmiş harem ağaları misali oğlancıklariyle
entrikacı saray yosmalarıyla mektebin namına leke süren,
totoşluğu
kibarlık
zanneden
Reis-ül
Küttab
bozuntuları...sizin gerzeklüğünüzden hocalarınız kendini
içkiye vurdu Ç ınar’ın daimi elemanı old u ...
Bre züppeler, bre çanak yalayıcılar siz kim olursunuz ki
Bab-ı Ali süpürgeciliği yapacak yerde devlet etmeye
kalkışursunuz. İhtarımız kat’üdür, eğer ki uslanıp oğlanlarınızı
meydandan çekmezseniz biz de onları amazonlarımıza ayak
yıkayıcısı ve ibrikçibaşı, avratlarınızı da peştamal hatunu
olarak çerilerimizin hizmetine ve de harem-i humayun
halvetliğine koyarız..
Duyduk ki 23 N isan’da piknik yapıyoruz ayağına İ.
M elih’in kortejine katılmışsınız. E doğru, zaten çevre, sağlık,
trafik dersi okusanız dış ilişkilerden daha çok çakardınız.
Kitaplarınızın içini açsanız yalnızca kapaklarının değiştiğini
anlardınız!
Bir de ZARA’dan çıkıp ayağınızda CONVERSE ile 1
Mayıs alanlarında dolanmışsınız. Eyy mektebin azınlıklarının
siz bu ülkede solculuk oynayacağınıza gidin Am erika’da
liboşluk yapın!
ŞARKI(LÜKÜS HAYAT):
Züppe ağdayla dolaşır
Züppe kılsız kim karışır
Züppenin arabasıyla
Kim nerede dolaşır
Tüysüz hayat tüysüz hayat
Aç bacağı yan gel de yat
Ne kokoş şey üff ne bayat
Yok mu işin züppe hayat!
Eyy yüce talebeler. Biliyoruz kafanızı bu boş
bölümlerle şişirdik. Amma kaşınanı kaşımak gereeekk. Sen
büyüksün sen affeeettt.
TELLAK’A ŞARKI(hoş gör sen):
Bilsen neler dönüyor şu garip mektepte
Bakkal, tahsildar-amele.el ele
Bazen sebep geyikse çoğu zaman da züppe
Eğilirler hepsi senin önünde
Hiç onları kendine dert etmeye değer mi?
Şu kısacık ömürler yeter mi?
Hoş gör sen affet gitsin aldırma
Büyüklüğün ebedi nasıl olsa
Sen acı yazıktır şu tüllaba
Yücesin nasıl olsa...
Tüllabı kaşıdıktan sonra geldik haşmetli bölümümüzün
heybetli hocalarına, amacımız hem anmak hem deee onların
bize öğrettiği gibi birazcık da dokundurmaktır.
HOCALAR
Vakti zamanında Londra’dan K atar’a mekik dokumuş,
arada mülki-amirlerin
nabzını
tutmuş,
İspanyol’unu,
Polonyalısmı ideografık değil nomatatik biraz da ortaya
karışık tüllaba yutturmuş, tahtayı müsvette kağıt zanneden
göbeğine hiçbir abshaper fayda etmeyen, Kurthan hocamızın
daimi yardımcısı KORAY KARASU...
Asistanları tek tip, ayakları masadaaaaa! Kendisi Türkiye’nin
dört bir yanında, Tandoğan’da Bergama'da! Kamuda reforma
karşı en sonunda çarşı ile işbirliğine g ire n , IMF, Dünya
Bankası’nı canından bezdiren stand by lara bye bye
dedirttiren, W ilson’u mitinglere getirttiren, W eber’i BCP
‘ye kaydettiren, Mümtaz Soysal’ın yoldaşı “darbeci
değil devrimciyiz” diyen hocamız BİRGÜL AYMAN
GÜLER..
Binsekizyüzlerde ütopik sosyalistlere katılmış, olmadı
bilimsel olsun diye M arx’la K apital’i yazmış, altmışlarda
Türkiye’ye yerleşip “go home” pankartlarını önsaflarda
gururla taşımış, neoliberal artıklara en karşı, seksen
sonrasının son premetheus ateşi hem çağdaş hem siyasal
TÜLİN ÖNGEN..
Mektepteki quiz modasının cinsiyetçi olmayan
temsilcisi, eril değerlerin korkulu rüyası, ataerkil
sözleşmeye karşı amazonların yandaşı, H arvey’den el almış,
Hardt ve N egri’ nin facebook arkadaşı, postmodemizmi
beynimize kazımış,bölüm başkanımız SE R P İL SANCAR..
Biraz anal tutucu, biraz anal tepkici ve ödipal
komplekslerimizin kaşifi, benimiz, idimiz, amazon hareketi
içinde vazgeçilmezimiz ALEV OZKAZANÇ.
İBRAHİM KAPLAN
LAN İBRAHİM(X5)
İB RA HİM
SEK SEK SEKEREK İBRAHİM
RASTIK ÇEKEREK İBRAHİM
OKUL NUMARAM AYNI İBRAHİM
SINAV KAĞIDIM DA AYNI YAVRUM
İBRAHİM
BOYALI
KAFANDAN
SEN
SUÇLUSUN
İBRAHİM
ÇILGIN ÇOCUK İBO
İBRAHİM ÖNEMLİ ŞAHSİYETİM BENİM
İBRAHİM FIKRA ANLATMA İBO
İBRAHİM ÇILGIN PROF İBO
İBRAHİM TUTTİ FRUTTİ SEYREDİYORUM
GÖREMİYORUM BİRAZ EĞİL
İBRAHİM BENİ ANLAMADIN YA BEN ONA
YANIYORUM
İBRAHİM SINIFTA KAPLAN MI VAR.
Değerli kitap serisine bir yenisini eklemek için bizi
bir sene kendinden yoksun bırakan, Fransa’dan getirttiği
izmaritsiz sigarasıyla karizmasına karizma katan,
Polo
marka kıyafetleriyle her daim bakımlı, Fransız Devrim i’nin
yakışıklı prensi, karizmatik otorite M EHMET ALİ
AĞAOĞULLARI..
Tarihe bizzat tanıklık ettiğinden olacak ki kitabında
dipnot bulunmayan, mezarda emeklilik için SSGSS’ye
gerek duymayan, Ortaçağ düşmanı, Aydınlanma düşünüm
SİNA AKŞİN.
Kafası dünyanın ekseniyle aynı açıda eğik duran,
saçlarının önünü kuaförlere şapka çıkartacak şekilde havalı
fönleyerek hatunların hayranlığını kazanan, her ders yaptığı
sinema reklâmlarıyla film yapımcılarından komisyon alıp
kendince ek bütçe yaratan MURAT SEVİNÇ.
İstemeyerek bize bir dönem SDT anlatan, Türk İslam
Düşünce Tarihi dersinde züppeyi görünce neredeyse
ağlayan, facebookta yarışma açıp öğrencilere tütün paketi
dağıtan, sigaranın politik eylemcisi, son kertede kamu ereni
AYHAN YALÇINKAYA.
Onurumuzun mezhebinden, ekibinde K ant’ı, Rowls’u,
Dworkin’i ve bilumum insan hakları kuramcılarını barındıran
tek kişilik altıparmaklar tiyatrosu, Aysun Kayacı’nm hem
ulusal hem uluslararası daimi yargısal güvencesi, en temel
hakkımız olan “çarşaf is perfect’” in savunucusu, ifadenin
özgürlüğünün yegâne mücadelecisi, tek derslerin tek geçilmezi
hocamız KEREM ALTIPARMAK.
ŞARKI( bakkal amca):
Kerem hoca Kerem hoca!
* ne var?
1.insanlar var mı?
* var var
hakları var mı?
*var var
ihlaller var mı?
*var var
ne duruyorsuuuım??
* e ne
yapayım?
AİHM'e gitsene x3
vay vay AİHM'e gitsene
Kerem hoca Kerem hoca!
*gene ne var?
2.göbeğin var mı?
* var var
esprin var mı?
* var var
insafın var mı?
* yok yoook!!
ne duruyorsun?
* e napayım?
Çocuk yapsana x3
vay vay çocuk yapsana
Bu sene sponsoruyla birlikte yoklama alışkanlığını
değiştirip tüllabı şaşırtan, finallerde kapıkulu mülakatçımız,
Anayasa
126,
127 ezberimiz, Ruşen Keleş kitabı
“içindekiler”iyle dönemi bitirdiğimiz (neyse biliyoruz hocam
kalanı kitaptan okuruz) AYŞEGÜL MENGİ.
Karadeniz ‘in fırtınası, Malthus ile yoktur hiçbir
ilişkisi, A tina’ya davetli ama gitmez! Mülkiye 78 li kendisi,
Stockholm’dan R io’ya adını yazdırmış, nükleere karşı
çevrenin hakkı,
yeşiller bahçe kenti sahibesi NESRİN
ALGAN.
Tüm tüllabm tanıdığı ve eshefle kınadığı, kırmızı
kalemi kılıçtan keskin, ses kayıtları metamorfozda çok satılan,
sakal-ı şerifi gül kokulu, türbesine yüz süre süre, yüzümüzü
eskiten, sınavdan sonra kmacılarm önünde kuyruklar kadar
dayanılmaz, idarenin bile idare edemediği, hacı Onur efendi
hazretleri,
nam-ı
diğer
ONUR
KA
ONUR
KARAHANOĞULLARI.
ŞARK1(Olacak o kadar):
Aç davanı beklet YD si yok bunun
Cezamız müebbet iptali yok bunun
Arada bir senemiz kaybolsa affola
Geçmesini biliriz de insafı yok bunun
Olamaz olamaz olamaz bu kadar
Olamaz olamaz olamaz bu kadar
Homo economicus olacağınıza önce homo
sapiens olun. İnsan olun insan!
Y ok IS-LM eğrisi yok Laffer eğrisi diye diye
daha
doğruyu
görememiş,
ödemeler
dengesini
tutturacağım diye dengesini kaybetmiş boynuzlu danalar.
BOYNUZLU DANALAR
Siz mi yerine M ülkiye’de ikamesi olmayan
bölümsünüz. Sizi gidi karaborsada beşeri sermayesi beş
para etmeyesiceler, itibari değerleri sıfıra inesiceler,
moratoryumlara gelesicele!!
Aval aval Erdal Ü nsal’m havada çizdiği arz-talep
eğrilerine bakmayın, hocanızın kitabını ezberleyip iktisadı
öğrendiğinizi sanmayın, Sizi gidi piyasa başarısızlıkları,
M ülkiye’nin yüzkaraları sizi!!!!
MEKTEBE GELECEĞİM
GEYİKHANLAR NEREDE
GEYİKLERİ GÖNDERMİŞEM
KANTİNİ Pİ
MEKTEBE
GELECEĞİM
ERDAL
ÜNSAL NEREDE
ERDAL
ÜNSAL ODASINDA
GEYİK DE
YATAR
BELLONADA
Milletin sırtına dolaylı, dolaysız, ad hoc, ad volaren
ve bilimum vergi bindirmeyle, ay sonunda azrail gib
vatandaşın karşısında dikilmekle vergi denetçisi mi olunur'
Yazıklar olsun size!! Sizinkisi vergi denetçiliği değil verg
beleşçiliği! Sizi gidi Kemal Unakıtanın pastörize yumurtalar:
sizi!
PASTÖRİZE MALİYE
Milletin vergi vere vere verecek daha neyi kaldı ki1?
Elinizden gelse şu güzide çatı altında bulunmaktan dolayı biz
çok verimli, dar gelirli ineklerden bile vergi alacaksınız. Şu
züppe ahileriniz ablalarınız sizin 4 ve daha fazla yıldır ne
olduğunu anlayamadığı, anlasa bile anlatamadığı soruya
cevabı buldu, ve engin malumatımıza dayanarak sizin bile
anlayabileceğiniz kadar basit ve gerçek bir sınıflandırma
yaptık. Cümle tüllab dinlesin, geyikhan sürüsü ayıplı mal,siz
bakkallar ara mal, kamu malı ne tuhaftırki şu abazalar! Ulan
mal oğlu mallar siz ne sıfatsız insanlarsınız ki sizi bir
: mal olarak kalın.
MAL
MAL
MALİYE
Sizin
mallığınızdan
bölüm
hocalarınız
bile
sizi
terkedip gitti, başınızda bir
tek Abuzer hocanız kaldı.
BAŞIBOŞ
MALİYE
TAHSİLDAR
Sıra
geldi
mektebin aklı beş
karış
havada,
eli
vatandaşın cebinde,
götü
kantinin
tavanında, uslanmaz,
arlanmaz, paklanmaz,
kafası
bir
boka
basmaz
beyinsiz
paçavralarına! Adıyla müsemma, şu yüce mektebe mal
gelip mal giden ot kafalı tahsildarlar !!
MAL MAL MALİYEEE
Ulan şu sınıflara eşşeği bağlaşan öğrenir siz
mallığınızdan hala işe yarar bişey öğrenemediniz. Kantin
piyasasının ezel ve ebed müdavimleri. Vergi toplamakla
çimlerde otlamak arasındaki derin uçurumu ayırt
edemeyen, sürü psikolojisiyle hareket eden rezil-i
rüsvalar!!!
ÇİMLERE BASMA MALİYE
ÇİMLERİ EZİYORSUN
KUSURA BAKM A MALİYE
BİR MALA BENZİYORSUN
Biz de bölümde
tek başına kalan hocanız
abuzer’e hitaben bir teselli
şarkısı yazalım dedik ki o
da sizi bırakıp gitmesin
buralardan....
HOCALAR
ÇEKİP GİTTİYSE
ÜMİTLERİN
HEP BİTTİYSE
ARTIK CANINA YETTİYSE
BOŞVER ABUZER DALGANA BAK
MAL O ZAMAN MAL MAL MAL
CEKOOO
TÜLLAB-ÜL MÜLKİYE ADINA
Karar veren, Mekteb-i Mülkiye-i Şahane-i Ali Osmanî Yüce
Divanı, Tüllab-ıZüppeyun tarafından dava edilen, “ Amele
G ü ru h u ’nun Mekteb Camiası’na Olumsuz Katkıları ve İşbu
Sebeple Mekteb Çatısı Altından Çıkarılıp Atılması”
mevzusunu usul ve esasen nazara alıp tetkik etme
Sayın NATO Genel Sekreterim, AB dönem
başkanım, BM M ülteciler Yüksek Komiserim, Irak
Türkmen Cephesi Başkanım, Komünist Parti Politbüro
üyelerim, Sayın dekanım, değerli öğretim üyeleri, sevgili
öğrenciler, Sulhi A bi... Ankara Üniversitesi
Siyasal
Bilgiler Fakültesi’nde geleneksel olarak tertip edilen İnek
Bayramı kapsamında her yıl olduğu gibi yine en “ coool”
fermanı ile uluslararası ilişkiler bölümünü kürsüye davet
ediyorum.
ALEMİN KRALI GELİYOOOR
Eyyy 4 nala gelip uzak A sya’dan Akdeniz’e bir
kısrak başı gibi uzanan bu memleketin daim nuru, tac-ı
seri, şemsül mektebi, yüce Mekteb-i Mülkiye-i Şahane-i
Ali Osmaniye’nin şanlı tüllabıü
Biz ki Seha M eray’m, Türkkaya Ataöv’ün, Fahir
Armaoğlu’nun ve dahi Oral Sander’in, Baskın O ran’m,
Melek Fırat’ın, Erel Tellal’ın, İlhan U zgel’in Çağrı
Erhan’ın öğrencileri; M ülkiye’nin, Hukukun, İletişimin
ODTÜ’nün ve dahi bil cümle darülfünunun reisi, naif,
nazik, nüktedan, nebih, nevver, neşvedar, nafiz, nazenin
ve dahi na-mü-te-na-hi tüllabıyız!
Biz ki diğer tüllab tek dilde iki renkte yayın
yaparken; 7 kıtada, 185 ülkede, 72 dilde, 1622 lehçede
hitap edebilen yegane tüllabm evletlarıyız!
Esasında
cümlesi
abaza
olan
abazalar,
tahsildarlar, bakkallar, geyikhanlar ve bir de çeköö! Her
uzuvunuzu kapatın ve sadece kulaklarınızı açm. Sizler ki
ismet İnönü ve kaymakam çirkinliğini espri sanıp bir de
bunu mülkiye duvarlarına asan (IIIYYYY), bayramın
özeleştiri olduğunu unutup bel altı esprilere dalan, İnek
bayramı geleneğini yeni nesile küfür bayramı geleneği
olarak yansıtan, birbirine prezervatif, iç çamaşırı,
fırlatmayı eğlenceden sayan kaba saba, gözü dönmüş,
akılsız, mesnetsiz, cibiliyetsiz, tarifi imkansız tüllapü İş
bu yazdığımız züppeyun fermanı hepinize ibret olsun,
yeni nesillere ders olarak okutulsun...
BAKKALLAR
Mekteb-i M ülkiye’nin en anlı, en şanlı, en şahane, en
siperhane ve dahi en merdane ve yegane tüllabınm
fermanına alemin en düdük bölümüyle başlayalım dedik!
DÜDÜK BAKKALLAR!
Eyy luzumsuz ve görgüsüz ve dahi ki fütursuz ve daha da
amaçsız kafasız ve bi o kadar cibiliyetsiz meymenetsiz,
mesnetsiz, iktidarsız muşmulalar!
MUŞMULA BAKKALLAR
Siz en iyisi yaptığınız bil cümle naylon stajlarla
doldurduğunuz CVnize ne kadar muşmula suratlı
olduğunuzu yazın da tüm cümle alem bilsin sizin ne mal
olduğunuzu. Duyduğumuza göre derslerinizde reklam
kuşaklarını tartışıyor, sınavlarınıza da izlediğiniz dizileri
yazıyormuşsunuz!
BİNBİR GECE İŞLETME
BİNBİR GECE İŞLETME
Siz ki çalışmadan ders geçen sınav sabahı kantinde
yaptığınız laklarlardan öğrendiğiniz terimlerle cümle
kurabilen ucubelersiniz... O dersler nasıl dandik
derslerdir ki bu şekilde geçilebilmektedir? Kime diyorum
aloooü Kulaklarınızı açın da şu ahilerinizi ablalarınızı
düzgünce dinleyin bakayım boş beleş işletmeler sizi!
Sizin boş beleşliğiniz her İlgaz gezisinde boy göstermenizden,
her İnek Partide tepinmenizden, tunalıdaki barlara arjantindeki
kluplara öbek öbek akmanızdan belli .. Bu ne kıçı kırıklık yaw
böyle adam olun biraz adam!
KIÇI KIRIK BAKKAL
Nedendir bilinmez yıllardır şu yüce mektebin birincileri hep
bu sümsük bakkallardan çıkıyor. Acep bunun hikmeti ne ola
ki? Eeee ne de olsa ufak bir saray darbesiyle ele geçirdiğiniz
dekanlık size kıyak geçiyordur?!! Maaşallah maaşallah
celalciğim ve arguncuğum ve yalçmcığımın size özel olarak
hazırladıkları sınav progamları ile bir haftada 3 sınava girerek
aldığınız A A ’lar havada uçuşuyor! Allah bilir sizin 501eriniz
bu entrikalarla AA oluyordur!
FF İŞLETME
BAKKAL AMCA BAKKAL AMCA
DEKANIN VAR MI
VAR VAR
YARDIMCIN VAR MI
VAR VAR
NE DURUYORSUN
NE YAPAYIM
TORPİL Y APSA NA....
GEYİKHAN
Boşuna dememişler size Geyikhan diye. İktisadı geyik
muhabbetinden ibaret sayan, üretim fazlası, atıl kafalı
Geyikhan kulları. Konjonktür izin verdiğinde her fırsatın
maliyetinden kurtulmaya çalışan, hayata sadece fayda-maliyet
açısından yaklaşan, piyasa mekanizmasını kantinde takılmak
sanan, Mekteb-i Mülkiye-i Ali Osmanî’nin ruhuna
yakışmayan bölümün elemanları. Kulaklarınızı açın da bizi iyi
dinleyin!!
Adam Smith’e adam sen de diyen güruh. Hiçbir
masraftan kaçınmadık görünmez eli sizin için görünür kıldık.
HAREKET
Keynes’in
tavsiyelerine
burun
kıvırmış,
Neoliberalizm’in
amansız
rüzgârına
kapılmış,
özelleştirmelerin hepsini bir halt sanmış, dalgalı kurun
gidişatına kendini bırakmış, ahde vefayı hiçe saymış boynuzlu
Geyikhanlar. O boynuzlarınız yerine biraz aklınız olsaydı
böyle mi olurdu?!
AKILSIZ İKTİSAT
Kamu malı gördünüz mü gözünüz dönüyor. Kamu malını
Abaza tellakların malı sanıp satmaya çalışan özelleştirme
yanlısı emperyalist komprador uşakları sizi!! Utanmasanız
kendi bölümünüzden başlayıp Mekteb-i Mülkiye-i Ali
Osmanî’yi özelleştireceksiniz, hocaları bile ihaleyle istihdam
edeceksiniz. İnsanda bir utanma duygusu olur. Sizde o da
yok. Kendi çıkarınızdan başka ne bilirsiniz ki. müsbet bularak,
nihai kararını vermiştir. Tüllab-ı Züppeyün cenahı tarafından
iddia edilen “ilim irfan hayatına hiçbir olumlu tesirde
bulunmama”, “mektebi amele pazarına çevirme” ve en
ehemmiyetlisi “ ilime, irfana ve fenne aykırı eylemlerin
odak noktası haline gelme “ sebepleriyle Yüce Divan, Amele
Güruhu’nun külliyen YOK HÜKMÜNDE SAYILMASINA
ve bugüne kadar gerçekleştirdiği eylemlerin BUTLANINA oy
birliği ile karar vermiştir.
Ruhuna El Fatiha!!!
TELLAKLAR
Eyyyy hamam müdavimi, sabun silueti, peştamal
ambalajlı, takunya destekli, uçkuru yerlerde gezen, şuursuz,
fütürsuz, kabiliyetsiz, densiz, cibiliyetsiz, huysuz, lüzümsuz,
meymenetsiz hamam böceklerii! Kırım kongo keneleri!
Sizz kiii beyni testesteron salgılayan amme
idaresini emme ya da meme idaresi zanneden, şanlı
mektebi mülkiyenin medarı iftarı altında ezilen zavallı
ucubelersiniz.
Siiizzzz kiiii... Kendi kızlarınız epilasyon nedir
bilmediğinden diğer bölüm kızlarından medet uman ama
aradığını hiçbir zaman bulamayacak olan yalnızlığa
mahkum umutsuz vakalarsınız. Siizz kiiii....H asbel kader
bir hatun kişiyle karşılaşıp konuşma fırsatı bulduğunuzda
ne yapacağını şaşıran,eli ayağına dolaşan, gözlerini
karşısındakinin “m u htelif’ yerlerinden ayıramayan, gün
görmemiş azmış gergedanlarsınız! Lafıı daha fazla
uzatmaya gerenk yok! Siz neyi kastettiğimizi çook iyi
anladınız!
(SEN ANLADIN KAMU)
Devlet biziz dersiniz devletin ne olduğundan
bihabersiniz. Kitabı mukaddesiniz olan idare hukuku
kitabının içine FHM, Penthouse koyup okuyarak
bilcümle günaha girersiniz, sınav vakti gelip çattığında ise
onur hocanızın kaytan bıyıklarına aval aval bakar, Ayhan
hocanıza “nullepart ülkesine” sığınmak için maval
okursunuz.
Sizz
kii...
Kaymakamlık
hayaliyle
M ülkiye’ye
gelmiş amma velakin kaymakamlığı
rüyasında dahi görememiş, hakimlik sınavında kontenjan
engeline takılmış, ezilmiş, büzülmüş, itilmiş, kakılmış,
satılmış, hor görülmüş, sevgi ve şevkatı 3 film l ’dende
arayan kimlik bunalımı yaşayan abazalığmızla tüllabı
canına tak ettiren iflah olmaz kımıl zararlılarısınız!!!
(İTİLMİŞ KAMU)
Buradan tüm tüllaba sesleniyoruz. Tehlikenin
farkında olun! Bu abazalar kii dış mihraklardan çok
tehlike teşkil eden, kamu düzenini istikrardan yoksun
cinsel hayatları uğruna tehlikeye atan yontma taş
devrinden mütevellit, her şeyi sürtünme kuvvetiyle
başarabileceğini sanan, arkaik, primordiyal, ilkel,
primatif, tek hücreli, kamçılı, terliksi, mutasyondan
nasibini almamış fosil sürüleridir.
(FOSİL KAMU)
Abazalar buraya...
Peştemaller havaya...
Tüm kılları biz aldık..
Maymundunuz adam yaptık..
Girmeyin lan havaya...
Eyyyy sizi gidi mal bulmuş m aribilerrr... Bütün bu
hayrına yaptığımız çabalara bakın ve bize itaat edin.
Primatiftiniz upgrade ettik, maymundunuz adama
çevirdik, kıllıydınız kaymak gibi yaptık. Artık bu saatten
sonra da ıslah olmaz ve iç güdülerinizle hareket etmeye
devam ederseniz değil şanlı züppeyun yedi düvel ve
bilcümle kahinat seferber olsa dahi beş para etmez. Sizi
artık musalla taşı paklar!
Hamamda kese atmak hoş mu tellak?
Kadın peşinden koşmak boş mu tellak?
Bir o yana bir bu yana bakma tellak.
Rüyalardan uyanma ıslak ıslak!!!
OKUL ELEŞTİRİSİ:
Mülkiye-yi Şahane-yi BBG evine çeviren 07 Celal
bu lafımız tüllaba değil, bizzat zatmadır. İnek başımı
turnikelere sığamadık, adamların girişte etrafımızı çevire
için kameralara görünemedik, haftanın birincisi olamac
Okulu limited şirketine çevirdin, yine de sesimizi çıkarmaü
iyi yürekli, eli çabuk, Che Guevera sakallı fotokopicim
sürgüne gönderip yerine, yırtık defterlere elini sürmeyi
fotokopi çekmeden önce neredeyse imla kontrolü yapac
olan, kendisi fotokopi çekemezken bize azab çektiren
muşmula suratlıyla muhatap bıraktın. En zayıf halka seçik
sen 07 Celal!
AAAH AHH nerede o 601ar? Bizler ki endazı
kaçmış not sisteminin ilk kurbanları inledik 4 yıl boyum
yetmiiş yetmiiiiiiiiiiş diye amma velakin bir türlü öğretemed
cümle ulemaya 50-60 yetmiş miiiiiii? YETMEMİİİİİŞ!
Gelelim kapı kulları güvenliklere!!! Mülkiye
Teksas kendini de kasaba şerifi sanan Celal’in rintintinleri! E
sözler size! Sadece okul öğrencilerine kimlik sora
öğrenciden başka herşeye benzeyen şehir magandalarma gc
yuman, güvenlikten ziyade güvensizlik yaratan tüllaba kar
orantısız cop kullanmaya cürrret eden güvensiz güveler! D ı
edin de tüllab bir gün o cobu eline almayaaaaaü!
1 KİMLİK 2 KİMLİK 3 KİMLİK 4 KİMLİK 14 KİMLİK
ÇEKTİĞİMİZ REZİLLİK
BU NE BİÇİM GÜVENLİK
HA NİNNA HA NİNNA
OO biiiiirrrrrr beynelmineeeeeel, o biiiiiir cooool, o biiiir zatşahaneeeeee, o bir fev-al beşeeeer, o bir ki üç o bi
züppeyuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuun!
Bir uluslararası bölümlük aşk
Seninle küreselleşmenin bilmem kaçıncı dalgasında
Pax- Mülkiye çatısı altında karşılaştık
Spekülatif sermayeyi andırır gibiydin
Korkunca kaçacakmış gibi bakışların vardı
Seni görmek için kantinin en jeostratejik noktalarında
oturuyordum
Sıcak takipler birbirini izliyordu
Çevrelemenin bini bir paraydı
Etrafına kırmızı kuşaklar çektim
Adeta benim Lebensraum’um oldun
Ama ne sen bunun farkmdaydın ne de kantinin otokton
müdavimleri
Bir anda karasularına doğru yelken açamadım
Bu girişimime karşı casus belli ilan edebilirdin
Çünkü ortam realpolitik için müsait değildi
Tanrım bu ne yaman dikotomi böyle
Aramızda sanki Maginot Hattı vardı
Bu engeli bir şekilde aşmalıydım
Bu psikolojik savaştan galip çıkmalıydım
Arkadaşlarımı lobi yapsınlar diye devreye soktum
Müttefik olabilecek arkadaşlarım gözüme kestirdim
Ama hiçbiri işe yaramadı
Esas sorunun ben olduğumu sonradan anladım
Gulaglara gönüllü kapatılmış bir muhalif gibiydim
Bizatihi aşka dair şu statükocu yapımı kıramıyordum
Senin ise en çok liberal tavrına bayılıyordum
Ömrüm
acaba
hangisi
hangisini
belirmektedir
tartışmalarıyla geçse de
Seni altyapınla ve üst yapınla sevdim
Bi he desen “en çok gözetilen kız” olma hakkını sana
verirdim
Çevremden merkezine “artı aşk değerimi” sana aktarmaya
dünden razıydım
Şimdi sen bu satırları okuyunca
Ne biçim şiir diyeceksin
Ne yaparsın be güzelim
Bu bölümün öğrencisinin aşkı da ancak böyle sui generis
olabilir
HOCALAR
Yüce züppeyun bölümünün pek şahane hocalarına
geçmeden önce, bilcümle züppeyun tüllabım okuldan ve
dahi hayattan soğutan, İsviçre ordu çakısı, sözde hukukçu,
kara gözlü, kara kaşlı, kara saçlı ve kara vicdanlı zat-ı
muhterem İbrahim K aplan’dan başlayalım dedik!!
ÇIKTIM
ALPLER
BAŞINA,KAPLAN
ÇIKTI
KARŞIMA
BORÇLAR NEDİR BİLMEZDİM, GELDİN SIÇTIN
AĞZIMA
ALAMAM BEN VEREMEM BEN,SÖZLEŞMEYİ İFA
EDEMEM BEN
KARZ AKTİNDEN DOĞAN BORCU, İHBAR İLE
MUACCEL EDEMEM BEN
BÖLÜM HOCALARI
Cümle
tüllaba
örnek
şu
yegane
bölümümüze
gelinceeeeeeeee.........
GÖKHAN ERDEM: Ermeni sorununun çözümünün son
umudu, tüllabm yaşam destek ünitesi, al yanaklı, dilber
dudaklı, geleceğin ilber ortaylısı....ERDEEEEM !
ELÇİN AKTOPRAK: Baskın’ın padawan’i ETA ’nm
IRA ’nm ve bi cümle Batı Avrupa ayrılıkçı örgütlerinin
şirin ve çekik gözlü elebaşısı, ders anlatma hızıyla Melek
Fırat’ın
tahtmış
sallayan
sempatik
züppe... AKTOPR A A A A K !
ERDEM DENK: Açlık, yoksulluk, ihanet, sefalet, Darfur,
Rwanda, terörizm gibi seminer konularıyla tüllabm
ruhunu karartan, yaşama sevincini elinden alan, etik
obsesyonlu, Gençlerbirliği’nin edepli amigosu,
can
çekişen uluslararası hukuk kürsüsünün gelecek vaadeden
hümanist şahsiyeti...DEEEEENK!
ATAY
AKDEVELİOĞLU:
Akademik
hayata
atıldığından bu yana kayıp imamı arayan, ne imamı
aramaktan ne de doktorayı almaktan umudunu kesen,
derslere velayet-ül fakih sıfatıyla giren, Raşid’e “dostum”
diye hitap eden, M ülkiye’nin yegane müçtehidi, havzana
kabul eyle bizi...AKDEVELİOĞLUUUUU!
METE AKKAYA: O bir mülkiye sevdalısı, sevmez onu
bugünki iktidar yanlısı, en sevmediği Brüksel lahanası,
tatlı dilli altın kalpli, gönüllerimizin büyükelçisi,
Züppeyunun TonTon dedesi AKKAYAAAA
Gökçen ALPKAYA: Makalesini okumazsan küser,
sorusuna cevap vermezsen boynunu büker, Tüllabm
zırvasını bir o bulur kayda değer, bin Güzin A bla” ya
bedel ALPKAYAAA.....
ÖMER KÜRKÇÜOGLU: Bismark’ın kankası, N apolyon’un
bilmem kaçıncı göbekten akrabası, Vestfalya Antlaşmasını
yaptı, soluğu Viyana kongresinde aldı, siyasi tarih Mülkiye
masası şefi, lordlar kamarasının onursal üyesi, diplomatik
şahsiyet KÜRKÇÜOĞLU
ÇAĞRI ERHAN: Yanlış ata oynayan sonra da oynadığı ata
jokey olmaya çalışan, ökeye dördüncü, ATAUM ’DA
TOBB’da, ASA M 'dan TUSAM ’a, A TAM ’DAN TUTAM ’A
bilimum her think tank’de fink atan,facebook’ta cümle
züppeyunu listesine katan, Evliya Çelebi misali dünyayı
dolaşan kır atlı prens, kıratına bin gel...ERHAAAAN!
MELEK FIRAT: O ki her bir Yunan adasının ayrı ayrı
kıtasahanlığım ve hukuki statüsünü belirlemiş ve züppeyuna
ezberletmiş, Kıbrıs’ı yalayıp yuttuurmuş, Hatay vilayetini
anavatana katarak Kıbrıs sorunu konusunda ümit vermiş, Dora
Bakoyannisin konken ekürisi, başpsikopos M akarios’un
manevi kızı, döpyesli kontes...FIRAAAAT!
EREL TELLAL: TİKA, Harbiye ve MİT ile yakın ilişkisi ve
Gasprinski sempatisi ile sınıfsal tavrı konusunda bizi kuşkuya
düşüren,fakat yönetimdeki pozisyonunu her daim öğrenci
lehine kullanarak züppeyunun gönlünde taht kuran, aynı
zamanda içindeki Putin sevgisi giderek büyüyen, tüllaba
ısmarladığı lahmacun ve biralarla züppeyunun bir numaralı
kankası
olduğunu
gösteren
Pro-Sovyetik
züppe.. .TELLAAAAAAL!
İLHAN UZGEL: Askeri endüstriyel kompleksleri kendisine
kompleks edinmiş, komplo teorileri ile Yaçın Küçükle yarışan
nesli tükenmekte olan titocularm son samurayı, ulusalcı avcısı,
Pentagon arşivlerinden nasıl aşırdığı belli olmayan bilgileri
bizlerle paylaşan, Balkanlarda Titodan sonra oluşan boşluğu
göbeğiyle doldurmaya çalışan, havalı,espirili, çekikgözlü
züppe... UZGEEEEEL!
BASKIN ORAN: Diyalektiği bize yaşantısıyla öğreten
1968’de havaalanında yatarken karnında taşıdığı antitezini
2008’de çıkarıp paralı eğitimi savunan yine de her zamanda
her mekanda baş tacımız, Bodrumun eniştesi, azınlıkların
kankası, mazlumların ağabeyi Nusrete tandoğanı dar eden,
korumasıyla, avcı yeleğiyle, Mülkiye koridorlarında görevimiz
tehlike havası yaratan züppeyunun kitabı mukaddesi TDPnin
bir numaralı ism i,alt yapısıyla üst yapısıyla muzlu sütüyle
ezber bozmasıyla baş züppeee ORAAAAN!
ABAZADAN BIKTIYSAN - BASKIN ORAN
TAHSİLDARDAN BIKTIYSAN - BASKIN ORAN
GEYİKHANDAN BIKTIYSAN - BASKIN ORAN
BAKKALLARDAN BIKTIYSAN - BASKIN ORAN
MEKTEB-İ MÜLKİYEDE - BASKIN ORAN
ZÜPPEYUNUN BABASI - BASKIN ORAN
İş bu ferman burada noktalanaaa, nesilden nesileeeee
aktarılaaaaaa!
AMİN!
NE DERSLER NE SINAVLAR NE DE HOCALAR
BİZİ AYIRAMADILAR
BİZ KARDEŞİZ BİZ ZÜPPEYİZ
BU OKULDA KRAL BİZİZ
DÖRT SENE ÖNCE GELDİK BİZ BU MEKTEBE
YÜKSELDİK MERTEBE MERTEBE
NE KAMUYA NE BAKKALA
DEĞİŞMEM ZÜPPEYİ ASLA
İktisat’ ın kıvırcık Volkanı. Geçenlerde bir gece seni Karanfil’ de gördük. İlgi çekici şapka ve uzun
saçlarınla, tek elin cebinde salına salına yürüyordun. Bu karizmatik yürüyüşün mendilci bebelerin
taciziyle son buldu :)) Karizma marizma yerle bir oldu. Ne olurdu bir tane mendil alsaydın :))
Uluslar 1’ den Burak Kurtuluş! Lütfen artık yemeklerimizden uzak dur! Ulusların en büyük göbeğine
sahip insana sevgiler! :)
Azerilerin gurur kaynağı olan, Polonya meraklısı, Alper hocaya emanet edilen Erasmusçulara göz
diken, üstelik Alper hocanın kendisini kıskandığını zanneden zata... İşletme 3 - Elnur
4 Uluslar Gülşah; artık boş zamanlarımda sana gelip kahvaltı hazırlicam. Şu Rokayı da bana ayarla ne
olur :(
İşletme Pelin! Ne olur artık dötünü çıkararak yürüme. Saçların da Kibariye gibi olmuş, kendine çeki
düzen ver artık.
İktisat 4 Gökhan! Hadi o saçları taradın, suratını nasıl tarayacan? Yaw senin yüzüne ne olmuş?
Çamur atmak değil amacım, çünkü yardıma muhtaçsın. Aytaç “aytaç pembesi” giyme artık, pembe
giymekten boğulacaksın! Rumuz: Tokmakçı.
Kamu 4 Erdem! Akşama balık yiyelim deyip de bana temizlettirdiğin 3 kilo hamsiyi unutmayacağım!
Uluslar 3 Gökhan’ a! Herkesin bilgilerini ve fotoğraflarını bilgisayarında toplayıp MİTçi amcana
veriyormuşsun. Kucağında hatunlarla alem yaptığını iddia ediyorsun, ama biz yemeğiz bunları. Ne
yakışıklısın ne de karizmatik. Hele araştırmacılık hiç yok sende, iki cümleyi bir araya getirmekten
acizsin. Diyeceğimiz tek şey Allah sana akıl fikir versin! Hayatı yalan insan! İmza: Anti-MİTçiler.
Nertila’ ya! Geçirdiğin metamorfozu hayretle izlemekteyiz. Geleneksel havandan sıyrılıp nasıl mini
etekli, şortlu Nertila’ ya geçtin hiçbirimiz anlayamadık. Yeter artık senin bacaklarını görmek
istemiyoruz. Rumuz: Dö piyes inisiyatifi.
GMT Çağla! Senin bu hırsın beni yordu!
Kazgan “the boss” ! Sesinle her defasında beni büyülüyorsun!
İktisat 5’ in ağır vasıta kokoşları... Sabahtan akşama kadar çoluk çocukla uğraşmayı bırakın da biraz
ders çalışın, mezun olun artık...
İktisat 4 ’deki Bekir’e! O saçların hali ne be! Hugo’ya benziyorsun o kıvırcık saçlarınla!
Adım Mutlu Can olsa intihar ederdim yaaa :)))
Uluslar 1’ deki Özlem’e. Makyaj yapmadığın her gün seni gördükçe kendimden geçiyorum. Boyun
benden uzun olsa da önemli değil. Bana bir işaret ver yeter. Seveceksen sev yeter! Kaderimsin...
Maliye 3 Erhan! Senden çocuğum olsun istiyorum. Ekle beni msn’ den devam edelim:
[email protected]
Kamu 4 Mecnun! Bu kasıntı halinden ne zaman kurtulacaksın acaba? Aydemir Akbaş gibi yürüyorsun!
Kız kesmek için kantinde oturup, sabah akşam kahve içip midesini delen. İşletme 4 - Sap Burak.
2 İktisat / Maliye / Çeko kızları çok salaksınız beee!
Yüksek Lisans Zeynep’e! Bir hışımla geldi geçti peh peh peh, renk renk tangalarıyla hey hey heeeey!
Erkekleri tahrik ettin. Amaç ne, niyet ne, neee!
İktisat 3 Nur. Kıyafetlerinden konuşmana, çanta tutuşuna kadar özentilikte sınır tanımıyorsun. Derya’
ya özenmekten artık vazgeç!!!
İşletme 4 Ulutaş’ a! Sınıfımızın küçük çocuğu. Saç sakal uzattın diye adam mı oldun başımıza?
Tanıdığı kız sayısı, teklif ettiği kız sayısından az olan: İşletme 4 Mehmet Can
Maliye 1 Özlem, kahverengi kemerini takmadığında seni tanıyamıyoruz.
Çalışma 2 ’nin rahipleri. Bu kadar güzel kız içinde haremlik selamlık oturulur mu? Merak etmeyin yan
yana oturunca aids bulaşmıyor.
Kendi kendine ilan-ı aşk yapan büyük Abaza, baş balta 4 İşletme Serkan! Yazan: VTB
ÇEKO 4 İlhan’a, çekik gözlerinden sen suçlusun. Aç o telefonu artık, aç! Aç artık! Lanet olsun
içimdeki Tatar sevgisine.
İktisat üç İsmail Halıcı’ nın kas büyütme eylemlerini ilgiyle izliyor, patlayacağı günü iple çekiyoruz.
Ders notuna spam mail yerine sperm mail yazan 4 İşletme. O kendini biliyor.
Hey kel, kendine gel! Maliye 3-4 Ümido.
Maliye 1’in kızları, kahveye çevirdiniz ortalığı. Sıkılmadınız mı batak oynamaktan? İmza: Kupa kızı ve
sinek valesi.
İşletme 3 Gökbörü! Bi ara diğer fakültelere de uğra, dedikodu kazanlarını kolla!
Züppeyun beni dinlesin! USAG Başkanı Fatma ömür boyu başkanlığını ilan etmeyi planlıyor. Onu
engellemezsek ilerde bir diktatörlük kuracak ve tüm tüllabın başkanı olacak. Tehlikenin farkında
mısınız? İmza: Sekreteri.
İşletme 4 Burak Oğuz’ a. Biraz da Hatice’ ye değil, neticeye bak. Yazan: VTB.
3 M aliye’nin looser tayfası: “You will always walk alone”
4 Uluslardan Yasemin. O ukala tavırlarınla, aniden incelen sesinle sevimsizlik abidesisin. Bi mezun ol
da kurtulalım senin gibilerden!
İşletme 4 Mustafa Ulutaş,H. Bader Arslan’ın adını Hayzel diye biliyormuş. Vay salak!
Ya bu Gökhan Fes-kom’a nasıl girdi? Ben bu adama oy verecek kimseyi tanımıyorum şahsen. Neler
dönüyo fes-com’ da kuyruklu Emrah :)
Maliye 4 Zeynep Bodur, bize “Bershka” de!
3 işletme Selen beni fes-kom’a aldırmadığın için sana tepkiliyim. Umarım bunu telafi edersin.
Kamu 4 Haşan! Eşek kadar oldun hala çakmak çalıyorsun, ayıp be kardeşim! Seneye kaymakam
olacaksın, vazgeç artık.
Tektaşı taktın yazarkasalıktan terfi ettin mi sandın?
İşletme - 4 Mehmetcan’ a! O kız olmadı mı? Hoooop başka kızaaa... Mehmet “can”dır.
3 ’ü bir arada Maliye 3 kızları, 3+1 olmuşsunuz hanginiz o yarmaya yazan?
Uluslar Berna’ya, Bakü’ ye gittiğini sağır sultan bile duydu, yeter artık anlatıp durma. Bu okulda bir
şeyler yapan bir tek sen değilsin, bunu da unutma!
Adanalım, esmer bombam, İşletme l ’den Ali Bulut. Lütfen diksiyon dersi al artık. Konuştuğun
anlaşılmıyor! Ama ben yine de seni seviyorum ...
3 Maliye Çağla bu yaşta bu sinir iyi değil. Hem sana hem bize yazık. Bıktık senin ters bakışlarından.
Bize baktığın gibi aynaya da bak bi kere. Eminim sen de korkarsın.
BM temsilcisi turuncu kafa, beraber çıktık yola, seni seçtik M iht’ e başkan, Zeynep bize bira
ısmarlasana! (kim olduğumu bilirsin sen!)
Sadece 2 sene... 2 sene sonra çirkin Betty, Miss Mülkiyeliğe terfi ediyor. Ece’ nin dönüşümünü
merakla takip edin. (Uluslar 1 Neslihan Ece Korkmaz)
Çeko 3 Vap. Şu saçlarını bi kestir artık gözümü yoruyor. Kendini de çok bir şey sanma. Öptüm by.
4 Uluslardan İlyas! Kırşehir’ de doğdu, Siyasallı oldu. Oldu da ne oldu, başımızın belası oldu!
Maliye 2-3-4 Arzu! Bacım nasıl giyiniyorsun sen öyle, başına kurdale, beline kurdale HEDİYE
PAKETİ gibisin valla :)
İktisat 4 ’ten Bekir’e. O oklava yutmuş halin, uzun kıvırcık saçların beni öldürüyor. Kes artık şu
saçlarını. Hiç yakışmıyor.
Kamu 4 Ali, James Bokd havalarında gezmenden, gizemli konuşmalarından sıtkımız sıyrıldı. Azaltarak
bitir!
Tüllabın kızlarını tahrik etmek için sürekli düşük pantolon giyip, boxerını sergiledin. Bi halta da
yaramadı, şimdi mutlu musun? 4 İşletme Serkan’a.
İlgaz’ da boks maçı yapan çift kim? Açıklansın.
İşletme 4 Akın’a: Kazgan başkanı olabilmek için araya amcanı sokmuşsun, değdi mi ucuzluklara?
Uluslar 4 ten Bengü, aynaya baktığında hiç armuda bakıyormuş gibi hissettin mi?
Fatoşü! Yavuz’dan elini çek!!!
Beş Kamu Çiğdem, dışarıdan bakınca Viktoryas Sekrıt mankenleri kadar güzelsin. Ama sana buradan
iki kere iki kaç eder diye soruyor ve beş diye cevapladığını duyar gibi oluyorum.
Yapıştınız siyam ikizleri gibi ellerinizde lacivert çantalar. Biraz ayrılın yahu... 4 İşletme Vehbi - Halil
İşletme - 4 İlkay’ a ; durmadan 320’nin peşinden koştun, tekmeyi yedin “644” oldun. Leyla gidi ortada
geziniyorsun, hala ne kasıyorsun be olum. VTB
Kendini best model o f the mülkiye birincisi sanan bi tip var. İsmi lazımsa S V L.
İktisat 4 ’ün Karadenizli yakışıklıksı İsmail! Ham yaparum seni mum yaparum İsm ail:))
Kamu 4 ’ten Pınar Demirel. Abaza Kamu’nun esmer güzeli, yeter artık asma suratını, elini sallasan
ellisi. Şen kahkahalarını geri istiyoruz.
Maliye 4 Ergin. Kahve bahanesiyle tüm işletmenin erkeklerini evine çağırdın. Amacını açıklar mısın?
Teşekkürler.
4 Kamu İpek. 1. gün tanıştın, 4. gün çıkmaya başladın, 6. gün ayrıldın sonra da sevgilimden ayrıldım
diye triplere girdin. Yeryüzünde bunu yapan başka bir yaratık yok.
İktisat 4 Melek lokum gibi çocuğu pişmaniye ettin. Helal olsun sana.
Çeko 2 Sevgi. Labirentte sana giden yolu bulamadığım için hiç istemediğim bir yola girmek zorunda
kaldım. Ü zgünüm ü!
Maliye 3 Eren! O kaslarını daha ne kadar şişirmeyi düşünüyorsun? Tiki.
İktisat 2 Cansu, okula geldiğin günden beri gönül ilişkilerinde gösterdiğin azim gerçekten takdire
şayan. İktisat 5, Kamu 7, Arnavut demedin, kim olursan ol gel dedin, dur durak bilmedin. Biraz dinlen
ama canım, seninki de can...
4 Uluslar Ümit’ e, kafanı klozete sokup sifonu çekmek istiyorum.
Maliye 4 Emir kendine çamur atıyor. Amacı Ezgi’nin ilgisini çekmek. Ezgi gör artık Emir’i.
3 İşletme’den Gökbörii, herkes seni tanıyor, ancak senin tanımadığın insan var mı merak ediyorum.
Sanırım bir tek ben kaldım :(
4 Maliye’ deki FIŞFIŞÇI ve ŞARAPÇI şahsiyet şenle derse girmekten korkuyoruz...
2 İktisatın kurdelalı kızları., hediye paketleri gibi dolaşmakla şirin olunmuyor. Çirkin olduğunuz kadar
antipatiksiniz de. Ama esmer olanınız çok güzel ve antipatik.
Müge, iyisin hoşsun ama çok da cimrisin.
Maliye 4 Sevil Bİ SUS ARTIK!!
Gökbörü’ye; okulun jokeri gibisin, nerede yardıma ihtiyaç varsa hemen yetişiyorsun! Allah seni
başımızdan eksik etmesin: Gökbörü Fan-kılap.
Çeko’daki yüzü bol piercingli, küt saçlı, sürekli tuvaletin önünde oturan çocuk; lütfen kısa pantolon
giyme!
İşletme 4 Sibel, open relationship ne demek? Açıkla..
Erasmus ile Avrupa’ya giden ve gittikleri gibi Abaza dönecek olanları kınıyoruz! Topluca Kamu 3.
Fes-kom başkanı Emrah profilden gözükmüyorsun. Saçının ucu hariç :) Rumuz: Bir dost.
Yüce Rabbim, önümüzdeki sene okula gelecek olan 1. sınıf kız iktisat öğrencilerini, özellikle voleybol
oynayanları Gökhan Kızgörmemiş’ in gazabında koru.
Maliye 3 Nihan. Kırmızı ruj dişe değil dudağa sürülür. Dişlerini artık bir temizle yahu!!
Uluslar 4 Emrah! Sokrates değilsin!
-
Prof. Dr. Ömer Kürkçüoğluı derste bir sağdan bir soldan, akabinde bir de kemer tokasında olmak sureti
ile pantolonunu çekmesin. Züppeyun Narrator.
Murat Sevinç zat-ı muhteremi 300 kişilik sınıftan rencide etmek için tek bir kağıt seçmesin, zira benim
kağıdıma denk geliyor! Züppeyun Narrator.
İbrahim Kaplan yüzünden kendimizi kaybettik. Hükümsüzdür!
Çağrı Hoca, artık Lut Gölü’nde, Hindistan’da, Saint Petersbourg’da değil de Mülkiye’ de ol!2 günde bir
yurt dışına gitmene tilt oluyoruz! İmza: Züppeyun.
Dekan Celal Göle; asıl çarpıklık Mülkiyelileri alkolle sapıtacak kadar densiz sanandadır! Alkolik
hareket engellenemez! İmza: SBF (Sulu Bira Fantezisi)
Emrah Hoca’nın sivilcesi üzerinden dönen muhabbet;
Orhan Hoca: Emrah gel kolonya sürelim.
Emrah Hoca: Yok hocam doktora gidicem.
Orhan Hoca: Boşver doktoru Emrah, ben yakında doktor olucam.
TDP’ nin kraliçesi, Uluslar’ın bir tanesi Melek Hoca! Hocam seni seviyorum! Benimle evlenir misin??
Kendi okul yıllarından kalan notlarla bize ders anlatmaya çalışan Sina Hocam, piyasada papirüs
kalmadı artık siz de A 4’e geçin.
Yahya Hocam; bu okulun dırdırcı bir koca karıya her zaman ihtiyacı olacak. Nolur bizi bırakmayın!
Noterden yeminli tercümana verilen çeviri parçasına 80 verip, kafamdan uydurarak çevirdiğim parçaya
90 veren: Ali Fıkırkoca.
Çağrı Erhan’ a ithafen...
Çarpıldım il gördüğüm anda
Aşık oldum birden sana
G ile başlamaz hiçbir sözcük ama
Rüzgarına kapıldım galiba
Israr ediyorum Karını boşa (züppeyun aşığın)
Onur Özsoy’u Türkçe konuşma kursuna gönderelim!
Bu sene mezun oluyorum. Sen anladın Emrah Aydınonat. Anneni - babanı - çiçeğini al gel.
Gün gelecek Devran dönecek
Celal Göle bizlere hesap verecek!!!
Sayın Nuri Emrah Aydınonat hocam... Fit vücudunuzla biz kızların gönlünü fethettiniz. Ama şort altı
bot şeklindeki “survivor tarzı” size gitmemiş hocam. Ormanda safariye çıkmış gibi bir haliniz var.
Bizce eski tarzınıza acilen dönüş yapın, bizi üzmeyin :)))
Okulda bütün istihbari bilgileri kendinde toplayan mütemadiyen teyakkuz halinde olan jurnalci hocamız
kimdir? Tabii ki Sina Akşin.
Yakışıklı, karizmatik ve genç siyasal mezunu hocaların hemen başlarının bağlanmasını şiddetle protesto
ediyoruz! Kadın Kısmı Tüllap.
Pahalı diye kütüphaneye çözüm bulamadın, kampus girişine kurduğun turnikenin açılışına kırmızı
kurdale kesmeye cumhurbaşkanını çağırdın. Celal Göle.
Aykut hocam her derste ağlıyorsun.öğrencilerini ağlama duvarı zannettin herhalde. Yeter artık, bıktık.
3-4 İktisat öğrencileri.
Kerem hoca ile Onur hocalarımızın imajlarına mal olan o büyük iddia neydi acaba??? Saç ve bıyık
kıyımının gerçek nedeninin SBF dergisinde yayınlanmasını istiyoruz...
Murat Hocam (Murat Sevinç) derste sizi izlemekten ders dinleyemiyorum ve kötü not alıyorum
sınavlardan. Çok tatlısınız.
Kafası karışık bu Gökçen Alpkaya’nın.
İnadına sigaraya başlama sebebim, tiyatrocu düşmanı, derste “yazmayın...dinlemeyin d e ...” teoreminin
sahibi, “ben istesem öyle sorular hazırlarım ki, ben bile kalırım” sözüyle Mülkiye tarihine geçen Onur’a
teessüflerimizi gönderiyoruz. Tüllab-iil Geyikhan.
Emrah Aydınonat her ders vücut gösterisi yaparcasına şu gömleğini çıkarma pozlarından vazgeç artık!
İlahi Karabıyıkoğlu Onur. Senn yüzünden psikopata bağladık; yırtındık; didindik... Ehh sonunda
işkencenden kurtulduk. Sonra duyduk ki “baba” olmuşsun, yumuşamış; öğrenci hocası kıvamına
girmişsin. Hocam, hakkında “baba oldu, yum uşadı...” diyorlar. Bizim suçumuz neydi? Mülkiyeli
Mezunlar.
Ferhat hocam seneye şu aylık ödevleri vermekten vazgeçin. Bıktık valla kes kopyala yapıştır
yapmaktan...
Sina Akşin! Hocam son çağ tarih profesörü ünvanmız var ama çağ bitti siz hala buradasınız.
Murat hoca bizi solaryuma götürsene! (Tatile Gidemeyen Öğrenciler Yardımlaşma ve Dayanışma
Vakfı)
Koray Karasu’ya. Hocam hem ders anlatamıyorsunuz hem de kankanız Onur Hoca’ya benzeyip zor
soruyorsunuz. Ya ders anlatın ya da kolay sorun.
Erel Hocam! Bir insan “savaş” derken bile nasıl böyle sevgiyle bakabilir, bir insanın nasıl böyle bir ses
tonu olabilir, kadife gibi!!!
Sevgili Ayhan Hoca. Bu satırları yazdığımız sırada yine bir quiz korkusuyla kalp çarpıntıları
geçirmekteyiz. Bu yeni sistemi sevmedik.Aristoteles’ten Platon’dan bıktık. Antik Yunan’dan nefret
ettik. Bizi zorla Yunan düşmanı yaptın.bu dönem bizi yaktın bari seneye çocukları yakma.
Üniversitelerde sınıf öğretmenliği sistemi benimsensin. Ömer (Kürkçüoğlu) hoca Züppeyun’un sınıf
öğretmeni olsun, hiç ayrılmayalım!!!
Sınıfta sağdakiler konuşurken soldakileri, arkadakiler konuşurken öndekileri fırçalayan İbrahim
hocamıza; insanların günahlarını almaktan vazgeçiniz...
Kayıp mı? Kayıplar mı? İşte Nilgün hocamızın tüm meselesi bu!
4 Uluslar’ın biricik hocası Hande Dabak! 4 senedir sizden ders alabildiğimiz için çok şanslıyız! Ama
lütfen hep gülün... Tüllab-ül Zübbeyun.
Sevgili Murat Sevinç, siz bir efsanesiniz: gerek sandalyenin kıyısında oturmanızla, ayna karşısında
çalışılmış jön pozlarınızla gerekse Cem hocanun kitabım cümle cümle ezberlemenizle.
Anayasa’dan kalmaktan bıktım! Selin hocayı çan eğrisini 25’e düşürmeye davet ediyorum ...
Allahım sana şükürler olsun! 2007 İnek duasında sesimizi duyup Yalçın Karatepe’nin yüzünü bize
gösterdiğin için sana şükürler olsun. Tüllab-ül Bakkal.
Onur Kabasakaloğlu. Melih Gökçek ile çok samimi görmüşler. Derste atıp bizi mi kandırıyorsunuz?
İlk dönem sözlüsünün ardından sayın M ENGİ’yi yumuşatan nedir bilemesek de hep böyle şeker gibi
kalmasını diliyoruz. (Kamu 3)
Madem aklınızda tutmayacaksınız ismimizi niye her seferinde bizi tanımak istiyorsunuz? Güven
Sayılgan hocam nolur final kolay olsun!
Atay hocam. Dersinizden 5 yıl kalırsam benimle evlenir misiniz?
İtirafname! Onur Karahanoğulları’ m çocuğunu kaçırıp, ona karşı eğitmeyi, yetiştirmeyi planladığımı
itiraf etmek istiyorum.
Onur Ünal’ a: lakabı şeker oğlan, gelecekte olacak muhasebede duayen, sevgi ve saygıyla önünde
eğiliyoruz, işletmeden hürmetlerle Orhan Hocam :)
Kankası Murat Hoca’ya: Murat hoca Murat hoca, herkes karıştı çoluğa çocuğa, çalışmaktan saçlar
döndü aka, bilmem düşünün bunları artık yata kalka :) İşletme 4 ’ten bir dost.
ERDAL ÜNSAL
-(Büyük bir şevkle yeni konuya geçtiğim anlatmaya çalışırken) ... ve şimdi burada başlamaya başladığımız modele
başlarken....
-(Yazdığı kitapların ne karar iyi olduğunu anlatırken) ... Ben bu kitabın ilk versiyonlannı yazdığım zaman bu konu
Türkiye’de yoktu, bilinmiyordu.
-(Transfer ödemeleri çarpanı formülünü verirken): Çarpımın çarpımın çarpanına eşit!!!
-İktisatta dünden bugüne bugünden yarma olmaz
-... ve bu durum ne alır ? Zaman alıııııııırrrrrr
-Soyan atan çöpe adam gibi (soyup çöpe atan adam gibi benzetmesini yapmaya çalışırken)
-MIC yerine ne koduk??
-Bölümlerin arkasında çalışma sorularım da yaparsanız nolur? Kaymaklı ekmek kadayıfı olur.
-Siiiz! Üçünüz! Ne o öyle tencere gibi fıkırdıyorsunuz
-Şimdi biz burada zuma çalmıyoruz. O yüzden derse kitapla geleceksiniz.
-Bölümlerin arkasında çalışma sorularım da yaparsanız nolur? Kaymaklı ekmek kadayıfı olur.
-Siiiz! Üçünüz! Ne o öyle tencere gibi fıkırdıyorsunuz
-Şimdi biz burada zuma çalmıyoruz. O yüzden derse kitapla geleceksiniz.
ÇELİK ARUOBA
-Derste söz almadan konuşan öğrenciye : Yaa kızım korsan bildiri yapma ordaannn!!!
-Suudi Arabistan’dan gelenlerden önce kadınlar soyunuyor. Her şeylerini ortaya koyuyorlar.
-Türkiye’de yabancı içki içenler az sayıda gangster parası çıkanlardır cebinden.
-Menemen orospu yemeğidir.
-Anlattığı şeyi bir türlü anlamayan öğrenciye: Ayol kızım ben öyle mi diyorum ?!
-Sen hiç dışarıda vahşi kapitalist görüyor musun? böyle ısıran filan
-Arkadaşlar hepiniz sınavda develüasyon yazmışsınız. Deve sırtında hörgücü olan bir hayvandır. Devalüasyon olacak.
-IMF’yi batırıyorduk az kalsın.
AHMET HAŞİM KÖSE
-Sınav sorularının ne tarz olacağım anlattıktan sonra bombayı patlatır: Adım Hacivat yan yatmaz yani!!!
-Sınavda maruzat değil yamt önemlidir.
İRFAN CİYCİR
-Otokorelasyon konusunu anlatırken : Mesela ben bir gece uyursam öteki gece uyumam Yani bir gece uyurum bir gece
uyumam İşte bu otokorelasyondur. Siz de öylesinizdir değil mi???!!! Değil mi ama öyle olmaz mı???!!! (sımf hayretle
hocayı izler...)
-Ders sonrası soru sormak isteyen öğrenciye: Sana özel bir ders ayıracağım Boş zamanlarım bana ver ben de boş
zamanlarımı sana vereyim.
-1506’mn O’a eşit olduğunu nasıl araştırırsınız???
-Ekonometriden önceki yaşantımzı soruyorum ben burada.
-Herkesin varyansı olacak
-Model hakkında yorum yaparken: Ortadaki kısım ortamı bulutlandırabilir
-Anlattığı süper karmaşık konudan soma sımfa döner: Bir şey anlayan var mı??!!
GÜVEN SAYILGAN
-Konuşurken eğer çok fazla falan filan derseniz karşınızdaki insan falan filan öğrenmez, sizin falan filan olduğunuzu
düşünür.
-Tanım gereği siz benden daha zeki olmak durumundasınız.
-Ticari hayatta bu tip atraksiyonlar mümkündür.
-Gel ben sana paranı vereyim fıtleşelim der halk ifadesiyle.
-Sorduğu soruyu cevaplayamayan öğrenciye: Yok öyle artık Mülkiye is the best forget the rest!!! Çalışmanız gerekiyor.
-Verdiği yanıttan memnun kalmadığı öğrenciye : Güven Abin anlamıyor sen böyle yanıtlayınca.
-Yüz kere söyledim, daha da söylerim, (n+1) kere söylüyorum.
-Paradoks: mantıklı değil ama aslında mantıklı.
-Arkadaki bir arkadaşa -Seni terletirim pencerenin yanında.. .-Sonra sınıfa dönerek - Herkes bu arkadaşa baksın-Fiyat kartellerini anlatırken: Antlaşma yapıyorlar ‘ Kim bu fiyatı bozarsa ölsün’ diye.
-Faizin ne olduğunu anlatırken sınıftaki bir arkadaşa: “şimdi ben senden borç para istesem verir misin?” -Arkadaş: “vermem
hocam.”. Hoca: “Ama olmaz ki benim adım Güven bana güvenmeyeceksin de kime güveneceksin!”
Gazi ÖZHAN
-Otobüse bindim egzoz dumanı, rahatsız oldum. Taksiye bindim, taksici sigara içiyor. Bir Gima diye bir yer vardı. Orada
yürüdüm, önümde biri sigara içti. Ben de halktan uzak duruyorum.
-Yabancı uyruklu bir öğrenciye: “Pencerelerden en az üçte ikisini kapatır mısınız?”
-Önden üçüncü, yandan beşinci sıradaki arkadaş,sen!”
-Okulun teknik elemanına: “Beni advanced teknolojiye ulaştırdın, çok görüşüz.”
-M odem insan 5 temel şeye sahip olmalı: Laptop, cep telefonu, usb(boyna asılı olacak), kredi kartı, araba.
-Bazı üniversitelerin tuvaletlerinde sıcak su var.
Yalçın KARATEPE
-Biz buna ne diyoruz: Piyasanın etkin katılımcısı olmamak. Bu da enayi olmak demek.
-ABD istihdam verilerinin iyi gelmesi üzerine cuma günü borsanm tavan yaparak kapanmasına sinirlenerek “Cuma günü
tuvalet kağıdı koysan alacaklardı. Kağıt yaa!”
-Gömlek alırken gösterdiği özeni hisse senedi alırken göstermiyor ki adam.
-Hoca: Düşmez kalkmaz bir kimdir?
Sınıf: Allah
Hoca: Hayır! Faiz, o sabit duruyor. A llah’ı fınansal işlere karıştırmayın
-Ateş ve su. Riski var. Ateşte yanarsın, suda boğulursun, ikisi yan yana gelince sıcak suda duş alırsın, (varlıkların bir arada
bulunmalarından dolayı daha az riske sahip olmalarını anlatırken.)
-Gördüğün şey her zaman gördüğün şey olmayabilir.
-Bir şey biliyorsan biliyorsundur. Bilmiyorsan da Mülkiyeli olduğun için yine biliyorsundur.
Korkut ÖZKORKUT
-Ben bile benim hızıma yetişemiyorum.
-Sermaye piyasası ile şaka olmaz.
Arslan KAYA
-Sıcak bir örnek vereyim. Ben zaten hep sıcak örnekler veririm. Hiç soğuk örnek vermem.
-Bütün ata sözleri işletmeler için söylenmiştir. Mesela anasına bak kızını al. şirket evlilikleri için söylenmiş.
-Genel Müdürün tatil masraflarını gider olarak indiremezsiniz, hesap planında “Genel Müdür K eyif Giderleri” diye bir hesap
var mı? Yok.
Orhan ÇELİK
-Kendinize yatırım yapın, bu maliyetlerinizi düşürecektir.
-Espri yapılacaksa ben yaparım. Siz yapınca ben kızıyorum. Kızınca ne oluyor? Küsüyorum, küsünce de mutsuz oluyorum.
ONUR KARAHANOĞULLARI
-Hukuken 2 tür kişilik vardır. Ama biz bunu 3 tür olarak ele alıyoruz.
Birincisi özel kişilik, İkincisi tüzel kişilik, üçüncüsü ise güzel kişilik. Güzel kişiliğimiz tabiki Melih Gökçek.
-Kamu düzeninin 2 tarafı vardır. Bir düzenleyiciler bir de düzülenler.
-(Büyükşehir ihalesinde yalvarıp teklifi arttıran temsilci konuşuluyor.)
Öğrenci: Ama hocam adam amacına ulaşmış.
Onur Karahanoğulları: iyi o zaman bi de domalalım amaca ulaşmak için isterseniz.
-Onur Karahanoğulları: Parkta ne yapılır?
Öğrenciler:— ..................... (derin bir sessizlik)
Onur Karahanoğulları: Ben size söyliyim. Parkta halk arasındaki tabirle yiyişilir.
- Taksicilerin ayrı bir canlı türü olduğuna gerçekten inanmaya başladım.
-Şimdi biz parkta dondurma yiyoruz. Yeni çıkan yasalar neticesinde bekçi gelip, “Öyle yalamayın çok seksi oluyor” diyebilir mi?
FETHİ AÇIKEL
-Okulu bitirmenin nesi var? Siz hiç bitirmeyen öğrenci gördünüz mü? Bir Apo var bitirmemiş dağa çıkmış.
O da kalsaydı vali olurdu zaten.
-Fethi AçıkehSenin saçm kıvırcık
Öğrenci: Evet hocam
Fethi Açıkel:Neden?
KURTHAN FİŞEK
-Kurthan Fişek: Sen kime oy verdin?
Öğrenci:(ilk başta cvp vermek istemez).
Kurthan Fişek: Kime oy verdin?
Öğrenci:Bağımsız aday Şükrü Erbaş’a verdim hocam.
Kurthan Fişek: O kim la?
-Bir gün Bülent EcevitTe içiyordum. Bir küfrettim Rahşan elindeki çay tepsisini düşürdü.
-Okula M ehmet A ğar’ı getirdim. Mülkiyeliler Birliği ayağa kalktı. “ Okula mafya getirdin diye” ulan devleti anlatıyorum.
Devletten büyük mafya mı var?
YAHYA SEZAİ TEZEL
-Kendine münhasır iktisadi yorumları:
-“Çin yabancı sermayenin altına yattı”.
-“Rusya komünizmden sonra dışarıya ihraç edecek bir
şey bulamadı
dolayısı ile oros.ulukta ön plana çıktılar, bunda da nispi
üstünlükleri vardı”.
-Bak evladım bir daha böyle hazırlanırsan sunuma yarın
karşıma çıkma"
Full time öğrencilik yapın part time değil,
sometimes öğrencilik yaparsınız ali time öğrenci
k a lırsın ız .
AYHAN YALÇINKAYA
-Not tutmayın yeter artık (öğrencinin birine ) hele sen,
bir kelime daha yazarsan sınıftan atarım.
-Ama hocam, sınav!
-Yok, hocam mocam, gözüm takılıyor size,
bir de en öne oturmuşunuz.
-Yer değiştirelim?
-Konuşma işte, otur oturduğun yerde!
İLHAN UZGEL
Onlar ki SBF de öğrenci,ana kucağında çocuk,yarında yetişkinlerdir
Cesur,bilgili,dünüşür ve gençlerdir
Ve Kahreden ,üreten ki onlardır
Destanımızda yalnız onların maceraları vardır.
Onlar uyup dekanın sözüne,
Coplarını elden öğrenciye düşürürler
Ve öğrencileri kapıda dövüp,rahat uyurlar evlerinde
Ve onlarki nice köşelerde kameralarla gözlerler
Ve ana avrat küfreden ki onlardır
Destanımızda bir de onların maceraları vardır
Kamera, 10 Mayıs,Kütüphane
Ve Kimlikler
Ve Şiddet
Ve Eğitim
Ve Üniversite
Ve bilcümle ÖGB
Ve kederli İnek Bayramının
Öğrencilerin ve Misafirlerinin bahtı
Bir 10 Mayıs 2008 günü değişmiş olur,
Bir akşam vakti kapının kenarından
Onlar ağır ellerini havaya kaldırıp,doğruldukları zaman.
İnsan Haklarını çiğneyen
Bayılıp en renkli şekillere akseden onlardır
Asırda Sbf vardı,Mülkiye vardı
Çok sözler edildi onlara dair
Ve onlar için
M ülkiyeliyken asla kaybedilmez denildi.
H u ^ Fakültesi belki öğrencilerini daluı
değildi... Bir okulun karizmasını tabii tarihindeki gurur verici olaylar ve o olayların içinden gelen ruh da
etkiliyor. Mülkiye öğrencilerinin geçmişte önemli dönemeçlerde siyasal tavır almış olması okulun ününü
arttırmıştır. Mülkiye mezunlarının birbirini tutması da adının sağlamlaşmasında kuşkusuz etkili olmuştur.
2-lnek Bayramları sizin için ne anlam ifade etmektedir? Kendi döneminizdeki inek bayramlarınızla
ilgili izlenimlerinizden bahsedebilir misiniz?
— Ben okuldaki ilk yılımda bir İnek Bayramı yaşadım. Bir ineği okuldan aldık, Sıhhiye'ye götürdük
oradan dolaştırdık Kurtuluştan geri getirdik. Öğrenciler rengârenk giysiliydi. İneğin hali pek komikti...
Çok eğlenmiştik. Sonraki yıllarda giderek öğrenci olayları yoğunlaştı, inek Bayramları kaldırıldı...
3-Gazeteci olmak mıılkiyeye girme hedefleriniz arasında bulunuyor muydu? Türkiye'de insanların
istedikleri, arzuladıkları işte meslekte değil de, buldukları işte çalıştıkları düşünülürse siz hangi tarafa
yakınsınız?
Mülkiye'ye girerken doğrusu ne olacağıma karar vermemiştim. İlk yıl şunu gördüm ki ben disiplinli bir
meslek adamı olamam. Valilik, diplomatlık, maliye müfettişliği gibi meslekler bana göre değil... Sinemacı
olmaya karar verdim o yıl... Üç beş kuruş para bulup İsveç'in yolunu tuttum. Bergman'm okulunun
kapısına dayandım... Ama içeri girmem mümkün olmadı. Bir yıl işçilik yapıp geri döndüm. Ailenin beni
okutacak parası da pek yoktu. TRT Haber Merkezi'nde bir yan zamanlı iş buldum. Bir yıl sonra da Ankara
Televizyonu için sınav açıldı. Sınavla Televizyona girdim. Yönetmen oldum. Mesleğimi de seçtim. Artık
televizyoncuydum. Okul sınavdan sınava gidiyordum. Çoğunlukla çakıyordum. 12 Mart darbesi
sonrasında TRT'den atılınca en yakın meslek olarak gazeteciliğe geçtim. Mülkiye okumuş olmak
gazetecilikte çok önemli destekler sağladı bana.
4-Miilkiye isminin İstanbul Üniversitesi tarafından dava konusu edilmesi ve bir Mülkiyelinin bu anlamda
imtiyazlara sahip olması Mülkiye için ayrıcalık olarak düşünülmeli midir?
İstanbul Üniversitesi Mülkiye adını çok seviyor... Oysa Mülkiye bir lakap... Onlar da kendilerine benzer bir lakap
bulabilirler... Mutlaka Mülkiye'ye öykünmeleri için sebep yok...
5-Sizce bir Mülkiyeli eskisi gibi nitelikli ve Mülkiye ruhuna sahip olarak yetişiyor mu? Buna bağlı olarak devlet
kademelerinde hala Mülkiye egemenliğinin sürdüğüne inanıyor musunuz?
Mülkiyeli şimdi nasıl yetişiyor? Doğrusu tam olarak bilmiyorum. Zaman zaman umudumu kıran haberler almıyor
değilim. Ama kesin bir şey söyleyemem. Mülkiye ruhu nedir? Mülkiye devlete üst düzey ve nitelikli eleman yetiştiren
bir okul... Mülkiyeliler kendilerini ülkenin kalkınmasından ve devletin yaşamasından sorumlu görmüşlerdir. Önce
Mülkiye sonra Türkiye sözü başkalarının uydurmasıdır. Bir Mülkiyeli için ilke "Önce Türkiye sonra Mülkiye"dir.
Mülkiyeli devlete ve ülkeye sahip çıkmak üzere yetişir, o ruhla eğitilir. Daha doğrusu eğitilirdi. Devir çok değişti.
İdealizm geri plana düştü. Bireycilik ön plana geçti. Bunun böyle olması için yukardan aşağı, özellikle Özal döneminde,
somut baskılar da uygulandı... 12 Mart olsun 12 Eylül olsun bu süreçlerde en çok darbe yiyen okul belki de Mülkiye idi.
Mülkiye'ye yönelik hala görünür görünmez bir baskı vardır. Mülkiye öğrencisinin bu baskılara teslim olmayacağını
düşünmek istiyorum. Mülkiye yurtsever öğrenciler yetiştirir. Görevi budur.
6-Keııdi öğrencilik yaşamınızda Kazganın çıkarılmasında etkin rol oynuyor muydunuz?
Kazganla uğraşmaya maalesef hiç vaktim olmadı
7- Şu an ki kuşağı dikkate alırsak ilgiyle takip edilen " Penguen, Lenıan " ve benzeri tarzdaki mizah dergilerine
karşı başta başbakan olmak iizere yeni dönem politikacılarının oldukça tahammülsüz olmasını nasıl
değerlendiriyorsunuz?
AKP'nin adı demokrattır ama bu kadro hiç mi hiç demokrasiden nasiplenmemiştir. Din referanslı bir partinin aynı
zamanda demokrat olması da pek mümkün değil zaten. O yüzden Tayyip Erdoğan ve arkadaşları demokrat ve hoşgörü
sahibi olamazlar. Karikatüre bile tahammül edemezler doğal olarak. Unutulmaması gereken bir şey daha var... İslami
kültürde mizah yoktur. Bu kültürde mizah genellikle alay etme ya da aşağılama gibi algılanır. Karikatüre kızmalarının
bir sebebi de odur.
8-Idari yargıda "iktisadi idari bilimler" adı altında yapılan ama özellikle Mülkiye öğrencilerine yönelik
kısıtlamaların gerekliliği konusunda ne düşünüyorsunuz?
Konuyu ayrıntısıyla bilmiyorum ama Mülkiyelilerin devlet yönetiminden ya da yargıdan çıkarmak konusundaki
gayretleri tahmin ediyorum.
9- Kendini sosyal demokrat olarak adlandıran CHP' nitı yapılan son kurultayında başkan adayı olabilmek için
delege sayısının %20 'sinin imzası gerekmektedir. Aynı CHP' nin 40 yaşın altında 1 milletvekili, 35 yaşın altında ise
milletvekili bulunmamaktadır. Tabanından tamamen soyutlanmış, elitist bir formatta, sağın solu haline gelen, tek
söylemi " laikliğin yılmaz savunucusu " olan bir partinin iktidar adayı olabileceğine inanıyor musunuz?
CHP’nin yaşlı bir parti olduğu doğrudur. Parti içi demokrasi yoktur da diyebilirsiniz. Parti iktidar adayı olacak durumda
değildir. Bir iktidar programı yoktur. Bütün bunlar doğrudur. Ama bir başka doğru daha var.
Diyelim ki CHP bir sosyal demokrat icraat programı yaptı ve bunu açıkladı. Mesela Tony Blair iktidara gelirken
böyle bir program yapmış, holdinglerden vergi alacağını bu kaynakları eğitime aktaracağını bildirmiştir. Tabii ki
sosyal demokrat parti varlıklı kesimlerden biraz alacak yoksullara aktaracaktır... CHP'nin de bu tür projeler
yaptığını farz edelim. Böyle projeler duyulduğu andan itibaren varlıklı kesimin şimşekleri CHP'nin üzerine yağmaz
mı? Sermaye kesimi, medyanın da desteğiyle, CHP'yi yerle bir etmeye çalışmaz mı? Unutmayalım, CHP'nin
1978'de böyle bir programı vardı ve iktidarda ancak 1 yıl oturabildi. TÜSİAD CHP'yi paralı Harlarla sarstı. Ampul,
yağ, vs kıtlıklarına halk dayanamadı. Soru şu... Halk yanlısı bir program yaptığı takdirde sermayenin şimşeklerine
muhatap olacak olan CHP'nin arkasında halk ne kadar durabilecek? Duracak mı? Zaman zaman Coca Cola, sigara
boykotu falan başlıyor. Dikkat edin bu tür toplu hareketler üç günden fazla sürmüyor... Halk ne kadar direnecek?
Direnecek mi? Halk dirençli bir hareketi göze alırsa siyasi hareket kendiliğinden oluşur...
10- AKP iktidarının kendi medyasını oluşturma çalışmalarını, bu anlamda yapılan ve son örneğini "SABAH”
gazetesinin satışında gördüğümüz ihaleleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
— AKP’nin tek ilkesi var. Ya benden olacaksın ya karşı taraftan. Benden olmayan karşı taraftandır diye neredeyse
açıkça ilan ediyor. Tarafsız basma tahammülü yok. Demokratik tavra da... O yüzden tarafsız basının önünü açacak
yerde kendi medyasını yaratıyor. Bizim medya AKP'ye sıcak bakıyordu ama yetmedi... Körü körüne AKP'li bir
medya isteniyor. Sabah olayı AKP'nin bu yolda hayli gözü kara davrandığını gösterdi.
11- Yazılı basının %40f ını elinde bulunduran Aydın Doğan 'ın, basın üstündeki bu hegemonyasını nasıl
değerlendiriyorsunuz? Basın özgürlüğünün sürekli tartışıldığı bir ülkede bu yapıyı ne kadar sağlıklı
buluyorsunuz?
— Basında tekel her zaman için basın özgürlüğünü tehdit eder. O yüzden Batı demokrasilerinde tekelleşmeye karşı
sağlam yasalar vardır. Bizde yok. O yüzden olağanın üstünde büyüklükler oluştu. NE var ki artık gündemde olan
veya olması gereken Aydın Doğan tekeli değildir. Şimdi sorun hızla büyüyen İslamcı basın tekelidir. TÜSİAD
sennayesi yavaş yavaş var olma mücadelesine doğru itiliyor. Birkaç muhalif kalem varsa ancak bizim gruplarda (
Aydın Doğan ve Kara Mehmet) var. İktidar bu birkaç kalemden de rahatsızdır. O yüzden bizim gruplar artık
kuşatma altındadır.
12 - Miilkiyeye dair unutamadığınız bir anınızdan bahsedebilir misiniz?
Hangi birini anlatayım. Bir gün Borçlar Hukuku hocamız Sefa Reisoğlu ders anlatıyor. Konu tebligatlar. Tebligat
tarihinin önemini anlatırken diyor ki:
— Çünkü arkadaşlar bazı ay 28 çeker, bazı ay 29 çeker, bazı ay 30 çeker, bazı ay...Derken lafın burasında durdu...
Kıpkırmızı oldu. Sınıf kıkır kıkır gülmeye başladı. Hoca ne diyeceğini şaşırdı. Derken sözü şöyle bağladı:
— Bazı ay da 3 l'e kadar uzanır...
— 12 Mart darbesinin ardından gözaltına alındım. Dışarıda adam kalmamıştı. Neredeyse bütün aydınlar gözaltına
almıyordu. Gözaltına alınmayana da aydın diye bakılmıyordu neredeyse! Yıldırım Merkez'deydik. Bir gün Prof.
Muammer Aksoy'u getirdiler. Hocamla birlikte aynı koğuşta yatmaya başladık... İçerde briç, satranç falan oynardık.
Doğrusu vakit fena da geçmiyordu. Günün birinde salıverdiler. Ben de Eylül sınavlarına gireceğim. Tabii ders falan
hak getire. Doğru hocamın odasına gittim. Hocam durumu biliyorsunuz işte çalışamadık falan. Ne de olsa hapishane
arkadaşıyız. Bir 7,5'a ihtiyacım vardı. Neyse hoca 7 verdi de geçtim. Komik olan... Hocamla birlikte aynı koğuşta
hapis yatmamdı... Dramatik olan ise Muammer Aksoy, Mümtaz Soysal gibi Avrupa çapında saygın hocaların hapis
yatırılması tabii...
Sevgili günlük, ÖSS tercihimi Mülkiye olarak yapmamın yegâne sebeplerinden biri Mülkiyenin Osmanlıdan
bugüne geleneklerine sıkı sıkıya bağlı bir okul-u mukaddes olmasıydı. Mülkiyeyi kazanmanın verdiği hazla kalktım
sıcacık yatağımdan ( daha da karga bokunu yememişti inanır mısın?) gittim okula. Okula girmemle burnuma anason
ve nargile kokuları gelmeye başladı. Hoş mu hoş, boş mu boş, loş mu loş, floş, broş, yılışık, psişik, sisli bir hava
huzmesiyle karşı karşıya kaldım. İlk dersimin tarih olduğu bir önceki günden kulağıma geldiydi, adım adım dersin
olduğu dershaneye giderken amanın bir de ne göreyim? Bana kantin dedikleri yer bildiğin, düpedüz affedersin
kahvehanenin daniskasıymış.
Bir sürü cengâver işi gücü bırakmış, bilumum kingin, tavlanın batağına düşmüş. Hatun kişiler de er kişilere çay servisi
yapar olmuş. Dedim ki içimden “Vay beni vaylar beni, ben nereye geldim böyle!”.
Akşam güneşinin batmasıyla bir de ne
göreyim er kişiler masadan kalktı, tüllabm
“akvaryum” dediği mekân- ül mahalde Raks
ediyorlardı.
Ah sevgili günlük bir göreydin yanlarında
nargileler, ellerinde rakılar, bellerinde bıçakkılıçları kuşanmışlar, önlerinde silahlar zevk-i
sefaya
dalmışlardı.
Gözleri
hiçbir
şey
görmüyordu. Merak ettim kulak kabarttım ne
konuşuyorlar diye. Aralarından Burgazlı saçı sarı,
bıyığı kara, nato mermer nato kafa biri külhanbeyi
edasıyla başladı atıp tutmaya.
O attıkça diğeri tuttu, diğeri tuttukça o
atmaya devam etti. Arada İMKB deki karhanenin
cariye-i compüteriyle ilgili başladılar cenk
etmeye.
Aralarından bir cengâver “İki numara
benim! Onun işlemcisi daha hızlı, javası da var!”
diye bağırıyordu Birisi Aydm’ın efesi, diğeri
Bursa’mn bebesi başladılar o numara senin bu
numara benim kavga etmeye. Bursalı Kemal Paşa
Tatlısı Bey tüyü bitmemiş delikanlı alttan alır mı?
Çıkardı revolverini.
Amanın ortalık mahşer yerine döndü. Cenk
etmeyin sevüşün diye geçirdim aklımdan. Sanki
aklımdan geçenleri okudular sevişmeye başladılar.
Bir de ne göreyim günlük, bizim külhanbeyleri
rakıdan kafa bin beş yüz olmuş bir halde
İMKB’ye doğru yol aldılar. Ben de gittim
peşlerinden İMKB- i kârhaneye. Baktım ki burada
“mama” dedikleri bir hatun çil çil para sayıyor.
Şöyle bir konuşma geçti aralarında sevgili günlük:
Mama: Destuuurrr, parasız yokkk yok demiş
yılan. En hızlı, en şehvetli, dadı ballı bilgisayarım olan
iki numarayı gani gani mangırları haııgü delianlu
verirse o alır be yavv!
-Kemal Paşa Tatlısı: Durun ağabeyler. Bir bilgisayar
sülonun gavesini cebinden çıkartır abe, tabakhaneye
mi geldik, tohumu bizden be eerkeze yeter be anam,
usulacanak girelim.
Beş cengâver geçtiler iki numaranın başına, başladılar zevk ü sefa eylemeye.
Mülkiyeyi böyle görmenin verdiği şok ve üzüntüyle kendimi tezek heykelinin üzerinden atmaya karar verdim
ve tam düşerken bir anda uyandım. Kan ter içinde kalmıştım, neyse ki rüyaymış Yarabbi sana şükürler olsun!
Okulun çatısındaki deliklerden kendimi boşluğa bıraktım, bir yağmur damlası gibi kantinin göbeğine
süzüldüm gittim.
200$
Güneşli bir şubat sabahıydı. Siyasal öğrencileri derslere katılımda gösterdikleri performansın aksine, İlgaz Gezisi için
sabahın dokuzunda Cebeci kampusunda tam tekmil hazır bulunmaktaydı. Yalnız bir tuhaflık vardı; M ülkiye’nin her daim süslü,
bakımlı kızları gitmiş yerlerine soluk suratlı, dar kot yerine bol eşofman, topuklu ayakkabı yerine sporları çekmiş kızlar gelmişti.
Ancak yine de imajlarından ödün vermeyen bazı genç kızlarımız kar gözlüklerini Ankara’da takmışlardı.
Otobüsün hareket etmesinden yarım saat sonra yavaş yavaş çıkınlar meydana çıkmaya başlamış, etrafı hamarat iktisat
kızlarının yaptığı poğaçaların kokusu sarmıştı. Daha az hamarat olan kızlarımız ise kimisi B im ’den kimisi Tansaş’tan aldıkları
erzakları halka arz etmişlerdi, e tabii gelir dağılımları farklıydı.
Başta tutuk olan M ülkiyeliler Güdüllü Ergin’in kıvrak melodilerini duyunca otobüsü dansları ile şenlendirdiler.
Nihayet yolculuk bitmişti ve Anadolu’nun bir yüce dağı olan İlgaz’a ulaşmıştık. Odalar yerleşme kargaşasının ardından
zengin(!) alternatifleri ile herkesi cezbeden açık büfeye yöneldik. Yemek bittikten sonra herkes kendini karlara bırakmaya hazırdı.
Eldivenler giyildi, bereler takıldı ve beyaz karlara dalındı. Kimi Mülkiyeliler farklarını ortaya koymuştu ve snowboardlar
piyasaya çıkmıştı, kimileri ise kayak kiralamakla yetinmişti. Bu tip meziyetlere sahip olmasalar da eğlenme arzusu ile dolu
olanlar ise, telesiyeje binerek İlgaz D ağı’nm ve güzel manzaranın keyfini çıkarmışlardı.
Yorucu bir günün ardından nihayet akşam olmuştu. Sabahki görünümlerinin aksine kızlar bu sefer birer yıldız gibi
parlıyorlardı. Gezi esnasında bizlere eşlik eden Çınar’ın fasıl ekibi gezimize renk katmıştı. Fasıl ekibinin solisti Erdem cafcaflı
kostümü ve peruğuyla en az Mülkiye kızları kadar göz doldurmaktaydı. Yol yorgunluğuna rağmen gecenin geç vakitlerine kadar
süren eğlence diskoda son bulmuştu.
Huzurlu bir uykunun ardından yeni güne başlanmıştı. O gün için herkesin farklı bir programı vardı. Akşam yemeğinde
günün kritiği yapılmıştı; kimimiz karda yürümüş temiz havayı solumuş, kimimiz ormanda kaybolup kurtlarla dost olmuş, kimimiz
ise odasında dinlenip bir önceki günün dedikodusunu yapmıştı.
Ortama adapte olmanın verdiği rahatlık ile kızlarımız daha bir açılmış saçılmış, daha bir süslenmişti. Erkeklerimiz ise
gömleklerini giymiş, güzel kokularını sürünmüşlerdi.
Bol şamatalı ve sohbetli akşam yemeğinin ardından yapılan dans yarışmasında kızlarımız marifetlerini gösterdiler ve
elbette en iyi olan kazandı. Birincinin yakın arkadaşı olmanın verdiği şansla kırmızı şarabımızı keyifle yudumladık.
Saatler 23.00 ‘ı gösterdiğinde disko ışıkları yanmış ve Mülkiyeliler kendilerini piste atmışlardı. Uzun, eğlenceli ve çılgın
bir gecenin ardından istemeyerek de olsa odalara dönüldü.
İlgaz’daki son sabahımızda kahvaltılar edilmiş, çaylar içilmişti. Son kez dağ havasının solunmasının ardından dönüş
yoluna koyulduk. Yorgun Mülkiyelilerin dönüşte koltuklarına gömülmüştü ve horultu sesleri içindeki halleri Güdüllü Ergin’in
Ankara H avaları’nı aratmıyordu. Verilen molada içilen sıcak çorbalar akşamdan kalma hale bir nebze de olsa iyi gelmişti.
Ve nihayet A nkara... Çok sevgili SBFmiz önünde yolculuk tamamlanmıştı. Güzel anılarla bir İlgaz Gezisi daha sona
ermişti.
Aldığımız duyum lara
g ö r e M ü l k i y e ’de
Kazgan va rm ış !
Kazgan, Kazgan gibi
çıkar. Ama Dekan,
Kazgan çıkıyor diye
d ü z e l i r mi h i ç ?
V . ________________-
Kazgan’m okunduğu
yerde kıyam et kopar !
Kazgan, beni yüz
san cak tan dah a
fazla k o rk u tu r .
B ana kim se Kazgan
k o m i k b i r der gi
dedirtemez
!
G örünen, gerçek
olsaydı, Kazgan’a
gerek kalm azdı.
, \ \ X
aV
Eğer çok ders çalışırsanız sınavlarda yüksek notlar
alabilirsiniz, hatta mezun bile olabilirsiniz.
Emrah AYDIN ON AT
Selin ÖZDEN
Murat SEVİNÇ
Melek FIRAT
Çelik ARIOBA
Faruk ALPKAYA
İbrahim KAPLAN
Celal GÖLE
Ahmet MAKAL
Orhan ÇELİK
Baskın ORAN
Ahmet Haşim KÖSE
Argun KARACABEY
Güven SAYILGAN
Kerem ALTIPARMAK
Onur KARAHANOĞULLARI
A rif KOCAMAN
Aykut KİBRİTÇİOĞLU
Onur ÖZSOY
güçlü şirin
şirine
süslü şirin
gözlüklü şirin
aşçı şirin
uykucu şirin
cimri şirin
usta şirin
ressam şirin
korkak şirin
şirin baba
öfkeli şirin
bebek şirin
gözlüklü şirin
hümanist şirin
bıyıklı şirin
tembel şirin
gargamel
azman
Zeliha E töz’ ün bacaklarının aslında kırmızı olduğunu, onların çorap olmadığını,
Zeliha Etöz’ ün makyaj güzeli olduğunu,
Finans konusunun duayeni(!) Güven Sayılgan’ m Çeko mezunu olduğunu,
Hayat Ebru Erdost’ un bundan 3 yıl önce 200 kg olduğunu,
Lale D avut’ un emeklilik günlerini biçki-dikiş kursunda geçirdiğini,
Ahmet Haşim K öse’ nin Ferrari sini satmaya kıyamadığını,
Celal G öle’ nin similasyon, asıl dekanın Sulhi Abi olduğunu,
Vize-fmal sınav sorularını aslında fotokopici Derviş’ in hazırladığını,
Abuzer Pınar’ m derste küsme bahanesiyle sınıfı terk edip Facebook’ ta ilkokul arkadaşlarını aradığını,
Emrah Aydm onat’ m karizmasına karizma katmak için her sabah iki kaşının arasını boyadığım,
Ahmet Haşim Köse ve Abuzer Pınar’ m çalışma adı altında Cebeci' de kız kesme turu attığını,
Öğrenci İşleri’ ndeki teyzenin aslında Mason olduğunu,
Şebnem Scheffer’ m bekaret raporunu Erdal Ünsal' dan aldığını,
Bader A slan' m aslında Yüzüklerin Efendisi’ ndeki Frodo’ nun dublörü olduğunu,
American Psyco filminin Kadir Gürdal’ m hayatından esinlenip yazıldığını,
Nilgün Erdem ’ in eski MHP milletvekili aday adayı olduğunu ve seçilmeyince küsüp komünist olduğunu,
Şehirali-Çelik çiftinin imam nikâhıyla evli olduğunu,
Orhan Ü nal’ ın aslında hiç fınansal tablo görmediğini,
Deniz K am acı’ nin saçlarının gerçek rengini elde etmek için saçma patlıcan bağlayıp yattığını
YÖNETİM BİZDE
tın
a n ı n
▼
wm
m
m
ı m
im m
«
« n f i » * ı U
* ™ « r ■ la ıu f e n r iiK fiu n iiıiE F i
i i i i i 'H
ın iii»
o ı ™
iri
*1t£!Sk
MAN OF MALİYE
b * « ıtı ısın » ı mma* ı r a n inil » u n ımaaıı mmume m m »mi
tmm mı m «uec* b e *•?»* u n u * tun a s a mm ¿.mam mm m
SRMU’OKSiae «tM OM İ ttiKFMMDf3£9mi H ltlIH I "fM U M İ
*■—
ip t , * M
ÖM2&MtPOH iEİi'EHI *i3PSflT IZ3
HAVE YOU SEEN
THIS WIZARD?
iV
R
V
O
w
B
S
m
LC
R
»
R
U
ÏÏ«
f5
f t v
á«#
SİUSALÎ
İTESİ
»TU T
'
(JVA>
VE I
Bir Kazgan’ın daha sonuna geldik. Dergiyi okurken güldüğünüz, sinirlendiğiniz, beğenmediğiniz yerler
olmuştur. Bizim de var; ama artık bir gelenek haline gelen ilgisizlik elimizi kolumuzu bağlamakta. Eski Kazganlara
baktığınızda da göreceksiniz, temel eksiklik ilgisizlik. Bu koşullarda çıkartıyoruz dergimizi.
Mezun olacak arkadaşlarımız Mülkiye adına “ıslahatlarla” dolu bir 4 sene geçirdiler. İlk önce not sistemi
değişti, ardından fakülte kapılan kapatıldı. ÖGB’ler geldi. Hocalar gitti. Son senelerinde ise kapıya turnikeler, duvarlara
kameralar takıldı. Okula girdiklerinde “hoş geldin” diye karşılanan çömezler, artık “Allah kurtarsın’la teselli edilir oldu.
Okul bitiyor ve gidiyorlar. Peki, ülkemiz ne halde? Kamu kuruluşlarına idareci yetiştiren okulumuzun, özel sektörden
başka iş alanı kalmadı. Her yer özelleşti be arkadaş. Arkadaşlarımız, “okul bittikten sonra ne yapacağım, kapağı r.erc; e
atacağım?” sorularıyla meşgul olurken. Yasalar geçti. Sosyal güvenlik dediler. Ne sosyalliğini gördük, ne de
güvenliğini. ÖGB var gerçi; ama o da ona buna tekmeyle yumrukla, bilemedin copla, olmadı silahla müdahale etti.
Eskiden sadece hocalar keserdi bizi, şimdi önüne gelen ayakta kesiyor. Akademisyenlerimiz YÖK maddeleriyle uğraştı.
YÖK başkanı maddeyi falan bırakıp, üniversiteler paralı olsun dedi. Sen teksin be Mülkiye, “Dünyanın hiçbir yerinde
yokmuş bedava okul”. Yatırdığımız harçlar ne oluyorsa. Benim memurum işini biliyor ya. İşte bu yüksek devlet
memuru ağabeyimiz, hakikaten işini biliyor. Şaban’a da söyledik; ama bir kez de burada yazalım. Okulda herkes
birbiriyle küs. Sulhi ağabey bize, Hocalar dekanlığa, Hocalar birbirlerine, Dekanlık herkese. Kreş bahçesi oldu burası.
Tüm bunlara rağmen, bir şekilde çıkarttık Kazgan’ı. Sağ olsunlar, okul yönetimimiz, üniversite yönetimimiz, ülke
yönetimi bize çok malzeme verdi. İsterdik ki, gülmekten yerlerde yuvarlanın; ama aynı zamanda düşünün.
Yapamadıysak herkesten özür dileriz. Tüm mezun ağabeylerimize, mezun olacak arkadaşlarımıza, öğrenci
kardeşlerimize ve yeni gelecek çömezlere selamımızı yolluyoruz. Kendinize iyi bakın. Kazganca.
f t r / r * ıs *
1 M
't ı
r

Benzer belgeler

2007 - Mülkiyeliler Birliği

2007 - Mülkiyeliler Birliği (Birgüneştin 6ir zamanfar, aya kadar kgCdırıdı dün, (Dün Bir ay din, sislenen 6oşCuk}a yıCdızsın 6u gün; (Benzin uçmuş Sak^ ne rüya 'dır, 6u akşam gördügün? ‘Ey Vatan gözyaşCarın dinsin, yetiştik^ç...

Detaylı

2009

2009 Bir güneştin bir zamanlar, aya k adar kaldındı dün, Dün bir ay'dın, sislenen boşlukta yıldızsın bu gün; Benzin uçmuş bak, ne rüya'dır, bu akşam gördüğün? Ey vatan gözyaşların dinsin, yetiştik çünkü...

Detaylı

2011 - Mülkiyeliler Birliği

2011 - Mülkiyeliler Birliği Başka bir aşk istemez, aşkınla çarpar kalbimiz, Ey Vatan gözyaşların dinsin, yetiştik çünkü biz. Gül ki sen, neş'enle gülsün ay, güneş, toprak, deniz. Ey Vatan gözyaşların dinsin, yetiştik çünkü bi...

Detaylı

2005 - Mülkiyeliler Birliği

2005 - Mülkiyeliler Birliği Ey Vatan gözyaşCarın dinsin, yetiştif^çünkü 6iz. Çüf sen, neş'enCe gülsün ay, güneş, toprak deniz. Ey Vatan gözyaşfann dinsin, yetiştif^çünkü 6iz. (Birgüneştin 6ir zamanfar, aya kadar kgCdırıdı dün...

Detaylı

2012 - Mülkiyeliler Birliği

2012 - Mülkiyeliler Birliği Başka bir aşk istemez, aşkınla çarpar kalbimiz, Ey Vatan gözyaşların dinsin, yetiştik çünkü biz. Gül ki sen, neş'enle gülsün ay, güneş, toprak, deniz. Ey Vatan gözyaşların dinsin, yetiştik çünkü bi...

Detaylı

2010 - Mülkiyeliler Birliği

2010 - Mülkiyeliler Birliği E y vatan gözyaşların dinsin, yetiştik çünkü biz. G ü l ki sen, neşe'nle gülsün ay, toprak, deniz. E y vatan gözyaşların dinsin, yetiştik çünkü biz. B ir güneştin bir zamanlar, aya k adar kaldmdı d...

Detaylı