devam... - Gümrük Müşavirliği

Transkript

devam... - Gümrük Müşavirliği
DOSYA
Doğruer gıda lojistiğinde A’dan Z’ye
hizmetleriyle
sıçrama yaptı
Gıda lojistiğindeki varlığını
yeni depo yatırımıyla
güçlendiren Doğruer Lojistik,
gümrüklemeden ithalat iznine,
stok kontrolünden barkotlamaya
kadar uzanan katmadeğerli
hizmetleriyle müşteri yelpazesini
genişletmeye devam ediyor.
Gıda taşımacılığının toplam
iş hacimleri içindeki payının
%80’ler düzeyinde olduğunu
vurgulayan Doğruer Lojistik
Genel Müdürü Cüneyt Doğruer,
35 gün raf ömrü olan ithal bir
gıda ürününü en geç bir hafta
içinde son tüketim noktasına
ulaştırdıklarını söylüyor.
Cüneyt Doğruer
G
ıda lojistiği alanında
uzmanlaşan Doğruer’in bu
alanda sunduğu hizmetler
neler? Gıda lojistiği iş
hacminiz içinde nasıl bir paya sahip?
Toplam iş hacmimiz içinde gıda lojistiği %80 gibi önemli bir paya sahip.
Bu rakamdan da anlaşılacağı üzere
gıda lojistiği alanında uzmanlaştığımızı söyleyebiliriz. Kapıdan kapıya,
üreticiden nihai tüketiciye kadar soğuk zinciri kırmadan gıda lojistiğinin her halkasında hizmet veriyoruz.
Müşteri portföyümüzün büyük bir
kısmını ithalatçı firmalar oluşturuyor.
Gümrük müşavirliği, gıda mühendisliği ve tarım bölümü ekibimizle gıda
şirketlerine; ithalat izinlerinin alınması, ürünlerin analizlerinin yapılması,
yurtdışından hava, kara ya da denizyolu ile taşınması, gümrüklü antrepoda depolanması, stok kontrolü, yurtiçi nakliyeden son tüketim noktasına
ulaştırılmasına kadar soğuk zinciri kırmadan A’dan Z’ye hizmet sunuyoruz.
Tek elden sunduğumuz bu çözümlerle
hem hizmet kalitemizi artırıyoruz hem
de müşterilerimize zaman, maliyet konusunda ciddi avantajlar sağlıyoruz.
44 www.utalojistik.com.tr
Gıda, hem taşıma hem de zaman
bakımından oldukça hassas bir sektör.
Örneğin 35 gün raf ömrü olan ürünlerin olabildiğince en hızlı şekilde tüketim
noktalarına ulaştırılması lazım. Yani 35
gün raf ömrü olan bir ürün için nihai
tüketim noktasında satışa çıktıktan sonra satılabilmesi için en az 20-25 günlük
bir zaman dilimi yaratmanız gerekiyor.
Dolayısıyla bu ürünler için gerekli izinlerinin alınması, etiketlenmesi, uygun
koşullarda taşınması tümü birer süreç işi
ve bu süreçleri olabildiğince hızlı yönetmeniz gerekir. Doğruer Lojistik olarak,
35 gün raf ömrü olan ithal bir gıda ürününü gerekli tüm işlemleri yaparak en
geç bir hafta içinde nihai satış noktasına
ulaştırabiliyoruz.
ELİNİ DEPO YATIRIMIYLA
GÜÇLENDİRDİ
Gıda lojistiğine yönelik nasıl
bir altyapıya sahipsiniz? Bu
anlamda gerçekleştirdiğiniz depo
yatırımınızdan söz eder misiniz?
Ocak ayı itibariyle merkezimizi
Tuzla’ya taşıdık. Burada 7 bin 500 metrekareden oluşan bir depomuz var. Bu
depomuzun içinde 1500 metrekare açık
hava gümrüklü sahamız, 3 bin 500 metrekare kapalı gümrüklü antrepomuz
var. Kapalı gümrüklü antrepomuzun
1000 metrekaresine yakını gümrüklü soğuk hava depolarından oluşuyor. Artı 2
bin 500 metrekare de serbest milli depomuz var. Milli depomuzun içinde soğuk
hava bölmelerimiz bulunuyor. Soğuk
hava depolarına; ekipman, bilgi işlem,
ürünlerin 7/24 kontrol altında tutulması
konusunda ciddi yatırımlar gerçekleştirdik. Bu yatırımlarımız sayesinde ürünleri -18/+20 derece arasında muhafaza
imkanına sahibiz.
Soğuk hava depomuzda bulunan
bölümler sayesinde her ürünü tutulması
gereken dereceye göre muhafaza edebiliyoruz. İnsanların tükettiği ürünlerin taşınmasını, depolanmasını ve dağıtımını
yapıyoruz. Bu anlamda gıda lojistiği hizmetinin çok büyük bir sorumluluk olduğunun bilincindeyiz ve bu görevi en iyi
şekilde yerine getirdiğimize inanıyoruz.
Müşteri portföyünüz hakkında bilgi
verir misiniz?
Müşteri portföyümüzün önemli bir
kısmını ithalatçı firmalar oluşturuyor.
Aralarında Nestle, Perda Gıda, İntermar
GIDA ve LİKİT TAŞIMACILIĞI
“Gıda sektörüne yönelik agresif bir satış pazarlama yapmak
bir yana, sektöründe marka olmuş referanslarımız sayesinde
müşteri portföyümüzü her geçen gün güçlendirmeye devam
ediyoruz. Marka olmuş firmalarla çalıştığınız zaman diğer
bir firma ‘Demek ki Doğruer işini doğru yapıyor’ diyerek
bize geliyor. Gerçekleştireceğimiz yeni yatırımlarla müşteri
portföyümüzü daha da büyüteceğimize inanıyoruz.”
Gıda, Hershey’s, Barry Callebaut, DSM
Gıda, Doğuş Çay ve Kraft’ın da bulunduğu birçok markaya hizmet veriyoruz.
Aslında gıda sektörüne yönelik agresif
bir satış pazarlama yapmak bir yana,
sektöründe marka olmuş referanslarımız sayesinde müşteri portföyümüzü
her geçen gün güçlendirmeye devam
ediyoruz. Marka olmuş firmalarla çalıştığınız zaman diğer bir firma “Demek
ki Doğruer işini doğru yapıyor” diyerek
bize geliyor. Gerçekleştireceğimiz yeni
yatırımlarla müşteri portföyümüzü
daha da büyüteceğimize inanıyoruz.
YÜZDE 20 BÜYÜME
HEDEFLİYOR
Gıda taşımacılığı alanında yılın
ilk altı ayında nasıl bir hacme
ulaştınız? Sektöre yönelik
hedefleriniz ve yatırım planlarınız
neler?
2012 yılında yaklaşık 15 milyon
euroluk bir ciroya ulaştık. Bu rakamı
uluslararası taşımalarımızla yakaladık.
2013’ün ilk altı ayı da bizim için iyi geçti. Yeni yerimize taşındık. Gerçekleştirdiğimiz yeni yatırımlarla 2013’ün bir
önceki yıla göre daha iyi geçeceğini düşünüyoruz ve bu yıl %20’nin üzerinde
bir büyüme öngörüyoruz.
Yeni depo yatırımımız bizim için
büyüme yolunda önemli bir adım oldu.
Bunu önümüzdeki süreçte de yeni yatırımlarla devam etirmek istiyoruz. Soğuk
hava depolama, spesifik amaca yönelik
depolama hizmetleri vermeye devam
edeceğiz. Yurtiçi dağıtım ağımızı genişletmek, mikro dağıtımlarımızı da
artırmak istiyoruz. Ancak bunun için
öncelikle önümüzü net görmemiz ge-
rekiyor. Çünkü şuanda bütün dünyada
süregelen bir kriz var. Gıda krizden en
son etkilenen sektör olsa da bizim müşteri portföyümüzün önemli bir kısmını
ithalatçı firmalar oluşturuyor. Bu nedenle yatırım kararlarımızda daha tedbirli
yaklaşmamız gerekiyor. 2014’te şu aşamada çok fazla yatırım yapmayı düşünmüyoruz ama gelişmelere bağlı olarak
2015’te yeni yatırım planlarımız var.
MEVZUATTAKİ UYUMSUZLUKLAR EN BÜYÜK ENGEL
Gıda taşımacılığında yaşanan
en büyük sorunlardan birinin
bürokratik engeller olduğunu
vurgulayan Doğruer Lojistik
Genel Müdürü Cüneyt Doğruer
şunları aktarıyor: “ Özellikle
sınır geçişlerinde ve gümrük
aşamalarında önemli sorunlar
yaşanıyor. Bu problemlerin büyük
bir kısmı özellikle Avrupa’daki
firmaların Türkiye’deki sistemi çok
iyi tanımamasından ve Türkiye’deki
ithalat rejiminin Avrupa’dakinden
çok farklı olmasından kaynaklanıyor.
Yine 2013 yılının başında ithalat
mevzuatlarında yaşanan değişikler
de ithalatçı firmaları olumsuz
etkiledi. Özellikle yılbaşında oldukça
uzayan süreçler nedeniyle raf ömrünü
daha ithal edilemeden dolduran
ürünler oldu. Bu anlamda yılın ilk
çeyreğinde sektör hatırı sayılır zararlar
yaşadı. Bu geçiş sürecinin belli oranda
aşıldığını düşünüyoruz. En büyük
sıkıntılarımızdan birisi de eşit şartlarda
rekabet edememek. Gıda lojistiğinde
depo duvarlarından tutun, içindeki
cihazlara kadar bunların hepsi çok
spesifik, büyük yatırım gerektiren
çalışmalar. Bunların bir maliyeti var
ve bunu hizmetlerinize yansıtmak
zorundasınız. Ancak bu yatırımları
gerçekleştirmeden hizmet veren
firmalarla rekabet etmek zorunda
kalıyorsunuz.”
www.utalojistik.com.tr 45