1 Anadolu`da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme

Transkript

1 Anadolu`da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
1
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
BUSİAD
Dr. Murat Kuter
2012 / Bursa
“Bu kitabı Kurucu Başkanımız Doğan Ersöz
ve tüm kurucularımıza atfediyorum.”
Dr. Murat Kuter
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
Anadolu’da Sanayi ve İş Dünyasının Örgütlenme Sürecindeki İlk Model:
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Yazan:
Dr. Murat Kuter
2012 Bursa
I. Baskı
Yayına Hazırlayan:
KUTER Yayıncılık ve Tanıtım Hizmetleri Ltd. Şti.
BUTTİM C-4 1207 Osmangazi / BURSA
Tel: 0.224. 211 11 62 Faks: 0.224. 211 11 82
www.kuterpr.com
Fotoğraflar:
BUSİAD Arşivi
Baskı:
Rota Ofset Matbaacılık ve Ambalaj San. A.Ş.
Barışçı İş Merkezi, Mudanya Yolu, Fethiye Mah.
Sanayi Cad. No: 317 16140 Nilüfer / BURSA
Tel: 0.224. 242 72 00 Faks: 0.224. 241 91 06
www.rotaofset.com.tr
ISBN:
978-975-6664-05-6
Bu kitap Bursa Sanayici ve İşadamları Derneği
tarafından yayınlanmıştır.
Her hakkı BUSİAD’a aittir.
Kaynak gösterilerek alıntı yapılabilir.
4
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
İÇİNDEKİLER
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
ÖNSÖZ............................................................................................................... 4
BAŞKAN’IN ÖNSÖZÜ.................................................................................... 5
GİRİŞ................................................................................................................... 7
İLK GENEL KURUL........................................................................................19
BUSİAD VE DOĞAN ERSÖZ.......................................................................23
BUSİAD EVİ’NİN YAPILIŞ ÖYKÜSÜ...........................................................30
BUSİAD 15 YAŞINDA...................................................................................34
BAKIŞ’IN YAYINLANIŞ ÖYKÜSÜ VE BUSİAD YAYINLARI....................36
EKONOMİK RAPORLAR..............................................................................40
HERALD TRIBUNE’DEKİ BURSA ...............................................................41
BUSİAD YARGILANIYOR.............................................................................42
BUSİAD VE POLİTİKA...................................................................................44
BAŞKANLARIN GÖZÜYLE BUSİAD VE DÖNEMLERİ..........................49
İSMAİL HAKKI SEZGİN................................................................................49
EROL TÜRKÜN...............................................................................................53
CELAL BEYSEL...............................................................................................60
ALİ İHSAN YEŞİLOVA...................................................................................68
MEHMET ARİF ÖZER...................................................................................74
BUSİAD ETKİNLİKLERİ.................................................................................79
BUSİAD DÜŞÜNCE KULÜBÜ VE UZMANLIK GRUPLARI...................83
BUSİAD ETİK DEĞERLERİ...........................................................................85
EBEVEYNLER VE ÇOCUKLARI TOPLANTILARI.....................................87
BUSİAD, MAKSİFED ve TÜRKONFED......................................................98
BUSİAD VE BEGEV..................................................................................... 103
BUSİAD VE AB PROJELERİ...................................................................... 106
BUSİAD DOĞAN ERSÖZ YILIN İŞADAMI ÖDÜLLERİ....................... 107
BURSA KALİTE ÖDÜLÜ............................................................................ 117
PUL VE BUSİAD.......................................................................................... 119
BUSİAD DESEN YARIŞMASI.................................................................... 120
BUSİAD ANI DEFTERİ’NDEN.................................................................. 121
BUSİAD’IN SEÇİLMİŞ YÖNETİM KURULU ÜYELERİ......................... 131
BUSİAD’IN İLK TÜZÜĞÜ.......................................................................... 141
SON SÖZ...................................................................................................... 147
KAYNAKLAR ............................................................................................... 148
KATKI KOYANLAR...................................................................................... 149
YAZAR HAKKINDA.................................................................................... 150
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
5
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
ÖNSÖZ
Gelişmiş demokrasilere göz attığımızda karşımıza üçüncü sektör diye de adlandırılan, literatürde ise ağırlıklı olarak NGO (Non-Governmental / Hükümet-dışı Örgütler) diye
tanımlanan Sivil Toplum Örgütleri çıkmaktadır.
Özellikle katılımcı demokrasilerde Sivil Toplum Örgütleri’nin etkinliği üst düzeye çıkmakta ve
mevcut yönetimler sivil topluma katılımı teşvik etmektedir.
Ülkemiz tarihi içinde özellikle son çeyrek yüzyılda giderek artan biçimde son yıllarda akademik ve kamusal söylem içinde sivil toplum kavramının büyük önem kazandığını, toplumsal
değişiminin temel ve birincil aktörlerinden birisi konumuna yükseldiğini söyleyebiliriz.
Tarihsel süreci değerlendirdiğimizde Bursa’nın bu noktada bir öncülüğü ile karşılaşırız. Bursa’nın burada üstlendiği misyon ve ortaya koyduğu Anadolu’daki ilk örnek, tüm
Anadolu’ya model oluşturmuştur.
Sanayi ve iş dünyasının Bursa’da örgütlenme sürecine göz attığımızda öncelikle karşımıza
BUSİAD çıkmaktadır. BUSİAD kuruluşu ile Anadolu’nun ilk SİAD’ı ünvanını kazanır. Kuşkusuz bu özellik BUSİAD’a gururla taşıdığı doğru model olma sorumluluğunu da yüklemiştir.
Tüm bunları değerlendirdiğimizde uzun yıllar BUSİAD’ın iletişim danışmanlığını üstlenmiş ve
BUSİAD’a üye olma onurunu yaşamış bir kişi olarak, bu süreci kayıt altına alma misyonum
olduğunu düşündüm. Konuyu BUSİAD Yönetimi’ne açtığımda, hem geçmiş dönem Başkanımız Mehmet Arif Özer, hem de Başkanımız Oya Coşkunöz Yöney ve yönetimleri
destek verince ortaya bu kitap çıktı.
Bu arada kitabın hayata geçmesine destek veren BUSİAD Yönetimi’ne, kitaba anıları ve bilgileri ile katkı koyanlara, zaman ayırıp dönemlerini özetleyen BUSİAD’ın eski başkanlarına
teşekkürü bir borç bilirim.
Sürç-i lisan ettiysek affola.
Dr. Murat Kuter
6
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
BAŞKAN’IN ÖNSÖZÜ
Günümüzden yaklaşık 34 yıl önce vizyon sahibi 18 kurucu büyüğümüz bir yolculuğa çıktılar. Bu
yolculuk sonunda Anadolu’nun ilk sanayici ve iş adamları derneğinin temelleri atıldı. Böylece
tamamen gönüllülük esasına dayalı, Bursa iş dünyasının sorunlarına çözüm bulabilen, her bağlamda etkin ve saygın, bir sivil toplum örgütü doğmuş oldu.
Geçen 34 yıllık dönemde, BUSİAD’da mevcut yönetimler ve başkanlar, yüzlerce etkinlik hayata
geçirirken, hem sektörel bazda, hem de genel ekonomik durumu ilgilendiren yüzlerce rapor ve
yayınla Bursa ve ülke ekonomisinin büyümesi yönünde geliştirilebilecek ve iyileştirilebilecek noktalara dikkat çektiler.
Gönlünü sivil topluma hizmet etmeye adamış, geçmiş dönem başkanlarımız ve yönetimlerimiz
bir yandan derneğimizin gelişimine katkı koyarken, diğer yandan da içinde yaşadıkları topluma
çeşitli sosyal sorumluluk projeleriyle, katkı koymayı bir insanlık borcu olarak gördü.
Kuşkusuz bu liderlik ve doğru model, süreçte birçok SİAD’ın doğuşunda model oluşturdu. İşte
içinde bulunduğumuz ve üyesi olmaktan gurur duyduğumuz BUSİAD böyle köklü ve onurlu bir
geçmişten gelmektedir.
Elinizdeki bu kitap, anlatanların ve canlı tanıkların söylemleriyle BUSİAD’ın 34 yıllık geçmişini çeşitli eksikleriyle de olsa bir biçimde kayıt altına almaktadır. Sizlerin de takdir edeceği gibi 34 yıllık
bir sürecin içinde yüzlerce kişinin emeği ve katkısının tümünü anımsamak ve onu yazabilmek
olanaksızdır.
Bu kitabın hayata geçmesindeki katkılarından ötürü, BUSİAD iletişim danışmanı ve üyemiz, Dr.
Murat Kuter’e teşekkür ediyorum.
Oya Coşkunöz Yöney
BUSİAD Yönetim Kurulu Başkanı
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
7
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
GİRİŞ
Yaşam büyük bir hızla akıp, gidiyor. Bu hızlı koşuşturma içinde dünya büyük bir değişimi yaşıyor. Adeta birçok alanda ezberler bozuluyor. Böyle bir ortamda ülkemiz genç nüfusu ile tek şansı olan üretim alanında küresel pazarda yer bulmaya,
pozisyon almaya çalışıyor.
Bu akış içinde Türk sanayicisi, zaman zaman yaşadığı ekonomik ve sosyal krizlerle mücadele ederken, son elli yıl içinde yavaş yavaş özel sektör genel ekonomi içindeki ağırlığını artırmaya çalışıyor.
Cumhuriyetin kuruluşu ile başlayan sanayi hareketleri yıllar boyunca devlet eliyle hayata geçti. Çok partili demokrasiye
geçiş süreci ile birlikte ekonomimiz içinde özel sektör yerini almaya başladı. Özellikle, 1960’lı yılların ikinci yarısından sonra,
özel sektör ağırlığı her geçen gün artmaya başladı. Her ne kadar özel sektör yavaş yavaş gelişmeye başladıysa da uygulanan
kapalı ekonomik model, özel sektörün elini kolunu bağlıyordu. Böyle bir ortamda iş dünyasında kapalı ekonomiye karşı bir
duruş oluşmaya başladı. Çeşitli faktörlerin katalize ettiği bu sürecin içinde 50’li yıllar ile birlikte sanayi ve iş dünyasında da
bir örgütlenme süreci başladı.
Öncelikle işçilerin örgütlenme sürecine tanık olduk. Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu, kısaca Türk-İş, 1952 yılında kurulan Türkiye’nin ilk büyük işçi konfederasyonu oldu. TÜRK-İŞ’in 1. Genel Kurulu, kuruluşundan kısa bir süre sonra, 6-7 Eylül
1952 günleri İzmir’de toplandı. Genel Kurul’da yapılan seçimlerde, Genel Başkanlığa İsmail İnan seçildi.
İşçilerin ardından işverenler bir örgütlenme süreci yaşadı. Burada Türkiye’nin ilk işveren sendikası olan MESS, 14 Ekim 1959
yılında sanayileşmeye gönül vermiş 11 girişimci tarafından kuruldu. O gün 11 üyeden oluşan Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS), bugün ülkemizin en önde gelen sanayi kuruluşlarını bünyesinde bulunduran saygın bir sivil toplum kuruluşu
olarak çalışmalarını sürdürüyor.
Ülkemizde Türkiye’de gerçek anlamda sendikalar haklar ancak 1961 Anayasasının
çıkarılmasından sonra elde edildi. MESS’den sonra beş işveren sendikası daha oluşturuldu. Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu’nun doğuşu bu altı işveren
sendikasının 15 Ekim 1961 tarihinde “İstanbul İşveren Sendikaları Birliği” adı altında
toplanmalarıyla başladı. Ülke çapında bir örgütlenmeye gidilmesiyle Birliğin adı 20
Aralık 1962 tarihinde toplanan II. Olağan Genel Kurul’da “Türkiye İşveren Sendikaları
Konfederasyonu” olarak değiştirildi. Bu konfederasyonun ilk başkanlığını Dr.Şahap
Kocatopçu yaptı.
Dr. Şahap Kocatopçu.
Süreç böyle devam ederken, arka planda 1950-1970 yıllarındaki kapalı ekonominin
getirdiği sancılar ile birlikte sonrasında da 1973 ile 1980 yıllarındaki petrol krizlerinin etkisi iş dünyasında yeni arayışları da beraberinde getirmeye başladı. Böyle bir
ortamda ülkemizde kurulan ilk sanayici ve işadamları derneği olan TÜSİAD doğdu.
Değişik bir bakış açısı ile , bir bağlamda TÜSİAD’ın 1971 yılında kuruluşu, işlemeyen
ve kriz üreten kapalı ekonomik sisteme iş dünyasının bir tepkisi olarak da değerlendirilebilinir.
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
9
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
1970’li yıllarda ağırlıklı olarak kapalı bir ekonomik sistem içinde olan ülkemizde, 1960 sonrası dönemde gelişmeye başlayan
sanayileşme sürecine özel sektörün katılımı beraberinde değişik bakışları ortaya koymaya başlar. 1978 yılında Bursa’nın
önde gelen sanayici ve işadamlarından bazıları, saygınlıklarının arttırılması, sorunlarının çözülmesi ve ülkemizde serbest
piyasa ekonomisinin çağdaş düzeye getirilmesi konusunda yeterli çabanın sarf edilmediğini düşünmekteydi. Günümüzdeki kadar olmasa da tek sesliliğin yerini, çok seslilik adım adım almaya başlar. Bu çok sesliliğe, sanayileşme sürecinde yeni
gereksinimler de dahil olur.
Bursa özelinde bu ortama BTSO’nun sanayi ve ticaret odası olarak ayrılması gerektiği söylemleri de eklenince çeşitli arayışlar
başlar. O dönem 1980 sonrası adı Tekstil Sanayi İşverenleri Sendikası olan Bursa İpekli Sanayi İşverenler Sendikası’nda, sendika genel sekreteri Avukat İbrahim Yaşar’ın yürüttüğü yoğun bir çalışma vardır. Hedef 5590 sayılı kanun gereği BTSO’nun
BTO ve BSO olarak ayrılmasına yönelik bir çalışmadır. Burada çok sayıda imzalar toplanır. Ama süreçte oluşan gelişmeler,
hareketi engeller. Bu çalışma sonunda Bursa’da sanayicilerin hakkını koruyacak bir dernek kurulması fikri doğar. Hikmet Komar, Doğan Ersöz bu görüşü sahiplenirler. Hatta Avukat İbrahim Yaşar ile birlikte bir tüzük çalışması da yapılmaya başlar. Bu
noktadan sonra farklı bir vizyona sahip bir lider olarak Doğan Ersöz hareketin başına geçer. Bursa’da tanınan ve köklü bir
aileden gelmesi, iş dünyasındaki saygınlığı ve yüksek hitabet gücü ona destek veren ve aynı misyona gönül veren insanlarla
birlikte yola çıkışını kolaylaştırır. Bu yola çıkış aynı zamanda Anadolu’ya bir öncülük yapar. Hemen o zaman tek olan TÜSİAD
incelenir. Sonuçta Bursalı sanayiciler BUSİAD adı altında bir gönüllü sivil toplum kuruluşunda bir araya gelirler.
İbrahim Yaşar, Doğan Ersöz ve Hikmet Komar.
Derneğin doğuş sürecinde farklı gruplar aynı amaçları ve söylemleri farklı ortamlarda dile getirmektedir. Burada Doğan
Ersöz’ün liderliğinde birleşilir. Kuşkusuz bu uzun bir süreçte hayata geçer. Çeşitli gruplar bir araya gelir. Çeşitli toplantılar
yapılır. Grupların bir araya geldiği ilk toplantılardan birisi BUSİAD kurucularından, o dönem SİFAŞ’ın genel müdürü olan
Nezih Tunçsiper’in ev sahipliğinde SİFAŞ’ta yapılır. Nezih Tunçsiper, 1966 yılında Hazine Müşteşarlığı’ndan SİFAŞ’ın başına
gelmiştir. Kendisi TUSİAD kurulduktan sonra TUSİAD üyeleri arasında yer alır.
Nezih Tunçsiper aynı zamanda Uludağ İhracatcılar Birliği’nin de kurucusu ve kurucu başkanıdır. Bursa’da tekstil sektörü
ile ilgili yaptırılan ilk envanter onun döneminde UİB’de gerçekleşmiştir. Tunçsiper BUSİAD’ın kuruluş dönemini kısaca şöyle
özetlemekte:
10
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
“Doğan Ersöz çok sevdiğim, saydığım, kafası çok iyi çalışan sade bir insandı. Doğan bir gün Hüsamettin Örüç, Gönen Çakmakçı ve birkaç arkadaş ile birlikte bana geldi. Fikrini açtı. Benden TUSİAD üyesi olduğum için yardım istediler. SİFAŞ’ta, ardından
SKT’de çeşitli toplantılar yaptık. Ben o zaman TUSİAD’ın tüzüğünü getirdim. Ama Doğan Ersöz’e bana fikrini açtığından beri ben
kendi görüşümü aktarıyordum. Ben TUSİAD’ın benzeri bir yapıyı Bursa’da oluşturmaktan yana değildim. Bursa büyük bir üretim
potansiyeline sahipti. Bir bilgi birikimi vardı. Ben Bursa’nın bu potansiyelini geliştirmek, Bursa’yı bir üretim merkezi haline dönüştürmek, Bursa’nın yatırım için bir cazibe merkezi olduğunu tüm Türkiye’ye göstermekten yanaydım. Yeni kurulacak derneğin bu
misyonu üstlenmesini istiyordum. Ama bu konuda arkadaşları ikna edemedim. Benden istediklerini sağladım. Tüzük o dönemler
için önemliydi. Daha önce de belirttiğim gibi TUSİAD tüzüğünü getirttirdim. O da BUSİAD tüzüğüne temel oluşturdu. Biz BUSİAD
kurucuları arasından bir grup aynı zamanda Bursa Rotary Kulübü’nde de beraberdik. BUSİAD kurulduktan sonra bir süre geçti.
Daha sonra bir grup bizler çalışmalara katılmamaya başladık. O dönemler Rotary’de bazı sorunlar da olmuştu. O kadar çok yıl
geçti ki BUSİAD ile ilgili aklımda kalanlar bunlar oldu. Şimdilerde BUSİAD’ı medyadan izliyorum.”
1 Temmuz 1978 tarihinde Bursa Hakimiyet Gazetesi’nde
BUSİAD ile ilgili medyada çıkan ilk haber (veya ilk haberlerden biri).
TUSİAD’ın tüzüğü getirildikten sonra daha önce yapılan tüzük çalışması bir kenara bırakılır. Avukat Yücel Gürler ile birlikte
TUSİAD tüzüğü baz alınarak BUSİAD’ın ilk tüzüğü oluşturulur. Bu tüzüğün orijinal halini s.136’da görebilirsiniz.
BUSİAD’ın kurulma sürecinde Doğan Ersöz o dönemki medya kuruluşlarını ziyaret eder. Neden ve nasıl bir dernek kurmak
istediklerini basın ile paylaşır.
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
11
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
Doğan Ersöz BUSİAD’ın kurulma fikrinin kendinde doğuşunda, kendi çalışma yaşantısını da etkileyen bir olay vardır. Bu olayı
o dönemler BUSİAD’ın danışmanlığını yapan Tahsin Ardıç’a özel bir sohbet içinde anlatır. Ardıç bu anısını şöyle anlatmakta:
“Bir gün Doğan Ersöz beni yanına çağırdı. ‘Bak sana BUSİAD gibi gönüllü bir yapıyı kurma fikrinin pekişmesine neden olan yaşantımdaki bir olayı da anlatmak istiyorum. Bir gün bunlar senin işine yarar, dedi. Yetmişli yılların ikinci yarısında Doğan Ersöz,
Mustafakemalpaşa’ya bir un ihalesine katılmak için gider. İyi de fiyat verir. Ama ihaleyi kaybeder. İhale aşamasında o dönemin
bir bölgesel Ticaret Odası’nın devreye girdiği dillenmektedir. Doğan Ersöz, arabasına atlar ve ihaleden dönerken Apolyont gölünün kenarında durur. Düşünmeye başlar. Her şeyi yapmak için lobiciliğin ne oranda önemli olduğunu bir kez daha görmüştür.
Hem de görmenin dışında acı bir deneyim yaşayarak öğrenmiştir. Sonra arabasına atlar, Bursa’ya döner. Ve artık kafasında yavaş
yavaş yeni bir dernek fikrini destekleyen oluşumlar doğmuştur.”
Sonuçta, Bursa Sanayicileri ve İşadamlarını bünyesinde toplayan BUSİAD, gönüllü üyelik temeline dayanan bir Sivil
Toplum Kuruluşu olarak 1 Ağustos 1978 tarihinde Bursa’da kurulur. Derneğin 16-11-018 nolu dosyası, 29 Eylül 1978’te
Bursa Valiliği Emniyet Müdürlüğü’nce Vali Muavini Mustafa Atak imzasıyla İçişleri Bakanlığı’na gönderilir.
1 Ağustos 1978 tarihli dernek kuruluş bildirgesindeki 18 dernek kurucusu şu isimlerden oluşur:
“Ahmet Bayramoğlu, Doğan Yılmazipek, Fikret Alakoç, Gönen Çakmakçı, Hüsamettin Örüç, Kemal Türkün, Kurtcebe Alptemoçin, Mahir Örgün, Mehmet Bodur, Memduh Gökçen, Nezih Tunçsiper, Ragıp Güvenç, Talat Diniz, Doğan
Ersöz, Mehmet Beysel, Celal Dıbırdık, Giray Odman, Ali Türkkan.”
Bursa Valiliği’nin BUSİAD’ın kuruluşu ile ilgili 20 Eylül 1978’de İçişleri Bakanlığı’na yazdığı mektup.
12
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
1 Ağustos 1978 tarihli BUSİAD Dernek kuruluş bildirimi.
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
13
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
Dernek kuruluşunun ardından İntam 101’deki bir ofisi merkez olarak kullanmaya başlar. Başkan Doğan Ersöz, derneğin
merkezi için bir açılış yapmayı planlar. Bu konu ile ilgili olarak o dönem AP İl Başkanı ve Rotary Kulüp’ten de arkadaşı olan
Turhan Tayan’dan destek ister. Tayan da, bir organizasyon yaparak, oraya Bursa eski valilerinden ve o dönem Bursa Senatörü olan İhsan Sabri Çağlayangil’i davet eder. Böylece BUSİAD’ın ilk resmi davetlisi İhsan Sabri Çağlayangil olur.
Daha sonra da 1980 öncesi dönemde Maliye Bakanı İsmet Sezgin BUSİAD’ın konuğu olur. Bakan Sezgin de BUSİAD’ın ağırlamış olduğu ilk bakandır.
Dönemin AP İl Başkanı Turhan Tayan, Maliye Bakanı İsmet Sezgin, Doğan Ersöz ve
dönemin Bursa Belediye Başkanı Mustafa Eroğlu ile birlikte.
Dönemin AP İl Başkanı ve ardından Milli Eğitim ve Milli Savunma Bakanlığı da yapan Turhan Tayan o günleri şöyle anımsıyor:
“Doğan Ersöz Bursa Sanayici ve İş Adamları Derneğinin fikir babası ve kurucusudur. Özellikle 1975 Amerika Silah Ambargosu ve Dünya Petrol krizleri ile siyasi istikrarsızlıkların ülkemiz ekonomisinde yarattığı ciddi sorunlar ekonomi ile ilgili
meslek kuruluşlarını ön plana çıkarmıştı. Ekonomi üzerinde düşünmek, eleştirmek, çözüm üretmek konuşmak çok önemli
idi. Odalar Birliği’nin kamusal niteliği sivil kurumları daha etkili hale getiriyordu. TUSİAD böyle bir ihtiyaçtan doğmuştu.
Hükümetlere kafa tutabiliyordu. Ancak Anadolu sermayesine kapıları kapalı olan TUSİAD ‘a benzer ve paralel bir açılıma
Bursa’da ihtiyaç duyuldu. Bunu ilk gören ve dillendiren rahmetli dostumuz Doğan Ersöz oldu. Hizmeti unutulamaz, bir eser
ortaya çıkardı. Rahmetli ile Rotary Kulüpteki sürekli dostluğumuz baştan sona bu süreci izlememe vesile olmuştur.
14
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
Bazı kişiler kamusal kurumlar dışındaki oluşumlara sıcak bakmıyorlardı. El altında olumsuz görüş ortaya koyanlar vardı.
Netice olarak merhum Ersöz dayandı, direndi ve başardı, sonuçta BUSİAD ortaya çıktı. 1978 kuruluş kokteyli için benden
önemli bir konuk istedi. Ben o günlerde Adalet Partisi İl Başkanı idim. Merhum İhsan Sabri Çağlayangil’ den rica ettim. Senatördü. Birlikte açılış kokteyline katıldık. Merhum Ersöz ile Sayın Demirel arasındaki ilişkileri geliştirdik. Merhum Ersöz siyaset
kurumunun bütün aktörleri ile iyi ilişkiler kurmaktaydı. 12 Eylül’ den önce 24 Ocak 1980 kararları hakkında dönemin Maliye Bakanı İsmet Sezgin BUSİAD ‘a konuk oldu. BUSİAD 1991 DYP-SHP Koalisyonu sırasında Başbakan Süleyman Demirel’i
ağırladı. Yine BUSİAD heyetini Başbakanlık Konutunda Başbakan Demirel ağırladı. Bu sırada DYP TBMM Grup Başkanvekili
idim. Ekonomik raporlar alır ve bunlara itibar ederdi. “
BUSİAD kurucularından ve şu anda aramızda bulunmayan Mehmet Beysel, BUSİAD’ın kuruluş dönemleri ile ilgili anılarını,
EKOMETRE’nin hazırladığı BUSİAD’ın Gümüş Yılı ekinde şöyle anlatmaktaydı:
“Derneğimizi kurduğumuz dönemlerde Türkiye, dünyaya kapalı siyasi-ekonomik sistemiyle yönetiliyordu. Muhalefet ise, 1960’lı
yıllarda Avrupa’da görülen sol akımların tesirindeydi ve gelişmeleri değerlendiriyordu. Bu ortamda “işadamı” bazı kişilerce yalnız
kendi menfaatini düşünen, memleketine hiçbir faydası olmayan kişiler olarak tanıtılmaya çalışılıyordu. Ticaret ve Sanayi Odaları
bu yanlışlıkları düzeltme yönünde yeterli değildiler.
BUSİAD’ı, bu kanaatlerin yanlışlığını ispat etmek, sesini devlet kademelerinde duyurmak ve memleket kalkınmasına yardımcı
olmak için kurduk.
O günlerde Türkiye’de Gönüllü Sivil Toplum Örgütü kavramı tanınmıyordu. Memnuniyetle ifade etmek isterim ki kurduğumuz
BUSİAD, Anadolu’nun ilk SİAD’ı olarak tüm sanayici ve işadamlarına yol göstermiştir.”
Ayrıca Mehmet Beysel, Yılmaz Akkılıç tarafından kaleme alınan ve kendi yaşam hikâyesinin anlatıldığı Nisan 2007’de çıkan
“Bir Mühendisin hatıraları.” isimli kitabın 178-181. sayfalarında, BUSİAD’ın kuruluş öyküsünü kaleme aldığı bir de bölüm
var. Bu kitap yayınlandıktan kısa bir süre sonra 16 Mayıs 2007’de Mehmet Beysel aramızdan ayrıldı. Kitapta BUSİAD’ın kuruluşu şöyle anlatılıyor:
BUSİAD (Bursa Sanayici ve İş Adamları Derneği) 19 Aralık 1978 (01.08.1978) günü Bursalı sanayici, iş adamı ve teknokratların
katılımıyla kuruldu. Derneğin amacı, tüzüğünün 2. maddesinde şöyle belirtilmektedir:
“Anayasanın öngördüğü karma ekonomi esaslarına ve Atatürk ilkelerine uygun olarak Türkiye’nin demokratik ve
planlı bir düzen içinde kalkınıp ileri uygarlık düzeyine ulaştırılmasına Bursalı sanayici ve iş adamları olarak yardımcı olmak.”
Tüzüğün, ülke kalkınmasında sanayinin sürükleyici sektör kabul edildiği vurgulanan 3. maddesinde de, “Bütün sanayici ve
işadamlarının hukuk devletini koruyup geliştirmek, özel teşebbüsün girişimci ve yapıcı gücünü yurt kalkınmasına
katmak ve ülke ekonomisini yükseltmek.” konularına yönelik tüm çalışmaların özendirileceği vurgulanmaktadır.
Derneğin kurucuları şunlardır:
Doğan Ersöz (sanayici), Mahir Örgün (tüccar), Talat Diniz (sanayici), Mehmet Beysel (mühendis, müteahhit), Nezih Tunçsiper (sanayici), Fikret Alakoç (inşaat mühendisi, müteahhit), Gönen Çakmakçı (mimar, müteahhit), Memduh Gökçen
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
15
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
(sanayici), Ragıp Güvenç (tüccar), Doğan Yılmazipek (sanayici), Hüsamettin Örüç (inşaat mühendisi, müteahhit), Kemal
Türkün (mühendis), Giray Odman (tüccar), Celal Dıbırdık (sanayici), Ali Türkkan (sanayici), Mehmet Bodur (sanayici),
Ahmet Bayramoğlu (Sanayici) ve Ahmet Kurtcebe Alptemoçin (mühendis, sanayici).
BUSİAD’ın kuruluşunda ve etkinliklerinde önemli pay sahibi olan Mehmet Beysel o günleri şöyle anımsıyor:
“1977 senesinde bir gün Doğan Ersöz büroma geldi. Bursa’da tüccar ve sanayicileri bir çatı altında toplayan bir dernek kurmak istediğini söyledi. O devirde tüccar ve sanayiciye, yalnız kendi çıkarlarını düşünen ve ülkeye faydası olmayan kimseler gibi bakılırdı.
Doğan, ‘Bu derneğin ülke sorunlarıyla ilgileneceğini, Ticaret ve Sanayi odalarının bu görevi yerine getiremediğini’ söyledi ki, ben
iki dönem de oralarda bulunmuştum; haklıydı.
Doğan’ın ilk kurucu heyet olarak tasarladığı arkadaşlarla toplantı yaptık. Ben, dernek üyelerinin akşam işlerinden çıktıktan sonra
uğrayıp iş stresini atabilecekleri sosyal ortamı sağlayabilecek bir lokale sahip olmamızı önerdim. Ancak konuşmalar bir tenis ve
dağcılık kulübüne gidiş havasına büründü; kâr amaçlı bir şirkete dönüştü. Ve Doğan bu işten vazgeçti.
Şükrü Şankaya, Nihat Aslanoba ve Mehmet Beysel bir yemekte birilikteler.
Bir sene sonra tekrar geldi Doğan. Bu kez işi sıkı tuttuk ve tüzüğünü amaçlarımıza göre düzenleyerek BUSİAD’ı kurduk.
16
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
Ben on sene üst üste BUSİAD’da yönetim kurulu üyeliği yaptım. Yönetim kurulunun en devamlı üyesi ve verilen görevleri aksatmadan yerine getiren biri olmaya büyük çaba harcadım. Ama Doğan Ersöz’ün gayretlerinin yanında benim çalışmalarım bir
hiçti. Öyle ki, içki seven iki arkadaşımızı yönetim kurulu toplantılarına getirebilmek için, yanına bir şişe konyak ve çerez alır, öyle
gelirdi Doğan. Ancak Beyhan Karabacak yönetime girdikten sonra, onun bu durumdan rahatsızlık duyduğunu hissettim ve ‘Yahu
meyhaneye mi geliyoruz’ diye serzenişte bulunarak içki işine son verdirdim.
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nın da İstanbul, Ankara ve İzmir’de olduğu gibi Ticaret Odası ve Sanayi Odası olarak ikiye ayrılması
da tartışılmaktaydı bu sıralarda. Bu konuda bazı sanayiciler tarafından bir girişim başlatılmıştı.”
Beysel o sıralar BUSİAD Yönetim Kurulu üyesidir. Dernek olarak bu konuda bir çalışma yapılması kararlaştırılır, Mehmet
Beysel’le yönetim kurulu üyelerinden Yapı Kredi Bankası Müdürü Burhan Kurtul’dan bu konuda araştırma yaparak kurulu
bilgilendirmeleri istenir. Beysel, o dönemi şöyle aktarıyor:
Mehmet Beysel.
“Balıkesir’de Ticaret ve Sanayi odaları ayrılmıştı. Gittik, onlarla toplantılar yaptık. Sonuçta, bu ayrılmadan sanayicilerin eline bir
şey geçmediğini gördük. Bu konuda benim konum olan, inşaat müteahhitlerinin birleşik halde iken sanayici kabul edilmelerine
rağmen, ayrıldıktan sonra sanayi odasına alınmadıklarını tespit ettik. Gelip raporu hazırladık. O sırada Mükerrem Muti, İnşaat
Müteahhitleri Derneği’ni kurmuş, başkanlığını yapıyordu. Bu konuyla ilgili bir toplantı yaptık. Ben bildiklerimi anlatınca, müteahhitler bu işten vazgeçmeye karar verdiler. Böylece BTSO’da tekstilcilerden sonra en büyük çoğunluk bu işten çekilince, teşebbüsten
vazgeçildi.”
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
17
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
Mehmet Beysel, kitabında BUSİAD’ın o dönemlerde geldiği yeri de şöyle özetlemekte:
“Bir genel kurulda yönetimden ayrılan arkadaşlarımız oldu. Yerlerine genç ve lisan bilen arkadaşlarımızın alınmasını söyledim
ve Tuğrul Karasarlıoğlu’nun adını önerdim. Kabul edildi. 1988’de yönetimde on senem dolmuştu ki, ‘Ayrılalım, yerlerimize gençler
gelsin’ dedim. Ragıp Güvenç’le birlikte ayrıldık. O sene oğlum Celal yönetim kuruluna girdi. 2000 senesindeki genel kuruldan sonra da başkan seçildi. Türkiye’nin TÜSİAD’den sonra kurulan ilk SİAD’ının bugün geldiği yeri görmekle pek büyük bir memnuniyet
duymaktayım. Bu konuda gayretler ve fedakârlıklarıyla en büyük payı bulunan Doğan Ersöz’ü saygı ve sevgi ile anıyorum.”
BUSİAD ilk kurulduğu yıllarda zorluklar da yaşar. Örneğin derneğe bir lokal ve sportif amaçlı bir yer bulmak için başlatılan
ilk girişim, maddi olanaksızlık nedeniyle sonuçsuz kalır. Beysel, kitapta lokal konusunda şunları söylüyordu:
“BUSİAD’ın uygun bir lokale, hatta sportif amaçlı bir mekâna sahip olmasını çok arzu ettik. Bir gün Kültürpark’ta yürüyüş yaparken, bugün Altın Ceylan tesislerinin bulunduğu arsanın bu iş için çok müsait bir yer olabileceğini düşündüm. Yönetim kurulunda
görüştük, fikrim beğenildi. Bu işle ilgilenme görevi bana verildi. O sırada arkadaşım Kemal Türkün belediye encümeninde idi. Kendisine durumu anlattım, o da büyük gayret sarf ederek bir encümen kararı çıkarttı. Ancak yer kira ile ve açık artırma ile verilecekti.
Ayrıca yapılacak tesisler tek tek belirtilmiş, bitme zamanı da konulmuştu. Oysa BUSİAD’ın durumu şimdiki gibi değildi. Sekreter ve
odacı ücreti ile su ve elektrik giderleri zor karşılanıyordu. Ayrıca ihâleye girebilmek için de teminat isteniyordu. Dolayısıyla BUSİAD
yapamadı ama Bursa güzel bir tesis kazanmış oldu. Arkadaşım Kemal Türkün’e gayretlerinden dolayı teşekkür ederim.”
Kerem Alptemoçin, Kurtcebe Alptemoçin, Hüsamettin Örüç, Hakan Örüç, Kemal Türkün ve Eşi
bir BUSİAD toplantısında.
18
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
BUSİAD Kurucu Üyesi olan Hüsamettin Örüç XVIII. ve XIX. Dönem Bursa Milletvekilliği ile Devlet ve Bayındırlık ve İskân
Bakanlıkları yaptı. Kendisi ile BUSİAD’ın kuruluş yıllarını konuştuğumuzda şu notları aktarıyor:
“1960 sonrası Bursa siyasi, sosyal ve ekonomik hayatında önemli değişiklikler oldu. Bursa ekonomisi tekstil ve ziraat üzerine kuruluydu. Bursa ovası bomboştu. Bu ağırlık TOFAŞ kurulana kadar devam etti. TOFAŞ’ın kuruluşunun ardından otomotiv yan sanayi
de gelişmeye başladı. Bu arada ovada da değişiklikler başladı. Süreçteki değişimler çeşitli ihtiyaçları da beraberinde getirdi. O
hızlı sanayileşme sürecinde doğan ihtiyaçlardan TUSİAD benzeri bir yapı oluşturulma fikri doğdu. O dönemler Bursa’ya SİFAŞ’ın
başına Nezih Tunçsiper gelmişti. O aynı zamanda TUSİAD üyesiydi. Çeşitli toplantılar yapılıyordu. Bu toplantıların bazıları Nezih Beyin ev sahipliğinde SİFAŞ’ta oluyordu. O süreçte Nezih Bey, TUSİAD’ın tüzüğünü getirtti. Bir süre sonra benzer bir tüzük
oluşturuldu. 18 kişilik bir kurucular kurulu ile BUSİAD doğmuş oldu. Ben başlangıçta 2 yıl kadar yönetimde görev aldım. Sonra
BUSİAD’ın kurucu başkanı Doğan Ersöz Beyle bazı konularda ters düştük. Ben de ondan sonra yönetimden ayrıldım. Doğan Bey
aramızdan ayrılana kadar başarı ile BUSİAD’ı yönetti. Bu gelişmeleri dışarıdan izledim. Şu anda BUSİAD kentimizde sanayi ve iş
dünyasını kucaklayan bir dernek hüviyetindedir. Hem sanayicilere çeşitli konularda destek olmakta, hem de yeni fikirler ortaya
atmaktadır.”
Yine BUSİAD’ın kurucularından olan XVII. ve XVIII. dönem Bursa Milletvekili, Devlet, Maliye ve Gümrük Bakanı ve 12 Ekim
1990 – 23 Haziran 1991 tarihleri arasında Dışişleri Bakanı olarak görev yapan, sanayici Kurtcebe Alptemoçin BUSİAD’ın
kuruluşu ile ilgili olarak EKOMETRE’nin hazırladığı BUSİAD’ın Gümüş Yılı ekinde şu satırları kaleme almıştı:
Kurtcebe Alptemoçin, Doğan Ersöz ile birlikte.
“1970’li yıllarda Türkiye büyük ideolojik çatışmaların yaşandığı, sosyal barışın yok edilmeye çalışıldığı toplumun kamplara bölünüp birbirine düşürüldüğü, işçinin işverene düşman edildiği, ekonominin hızla çöktüğü bir ülke haline getirilmişti. Bu toz duman
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
19
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
ortamda ve bütün olumsuz şartlara rağmen, sermayesini ve emeğini ortaya koymuş adeta kelle koltukta çalışan ekmek ve gelecek mücadelesi vermeye devam eden işadamlarının sorunlarını çözmek için ise kimseden doğru dürüst bir destek de gelmiyordu.
Üstelik mali ve iktisadi konularda her an mevzuat değişikliği oluyordu. Sanayici ve işadamlarımız gelişmeleri takipte çok zorlanıyordu. Mevcut kurum ve kuruluşlar genelde olaylara seyirci kalıyordu ve kuruluşlara girip etkili faaliyetler yapabilmek imkânı da
hemen hemen yok gibiydi. Dolayısı ile yeni oluşumlara çözümler bulmaya ihtiyaç vardı.
Bizler aynı ihtiyaca hizmetten benzer zorluklarla karşılaşan birçok sanayici ve işadamının İstanbul’da kurduğu TÜSİAD’ı (Türkiye
Sanayici ve İş Adamları Derneği) bir model olarak seçmiştik. Böylece BUSİAD’ın kurulması kararı alınmıştır. BUSİAD, Bursa’da
sanayici ve işadamları arasında çok büyük ilgi gördü. Üyeleri arasında dostluk ve işbirliği kurulması, bilgi alışverişinin periyodik
hale getirilmesi, kanun ve her türlü mevzuat değişikliğinin en yetkili ağızlardan dinlenmesinin sağlanması ve problemlerin gene
yetkililere iletilmesi gibi konularda her gün daha iyi çalışmalar yapıldı. BUSİAD bugün sivil toplum örgütlerinin arasında saygın
yeri olan hepimizin gelişmelerini iftihar ve mutlulukla izlediğimiz bir dernektir. Kurucu Başkan Rahmetli Doğan Ersöz’e ve onun
selefleri ile tüm yönetici ve çalışanlarına teşekkür ediyorum.”
Kurtcebe Alptemoçin ile söyleştiğimizde 25. yıl için söylediklerinin aynen geçerli olduğunu söyleyerek sözlerine şunları
ilave etti:
“Ben Taysan’ın (Taşıt Yan Sanayi ve Ticaret A.Ş.) kurucu ortaklarından ve genel müdürü olarak 1969 yılında Bursa’ya geldim.
Ogünlerde otomotiv sanayi yeni yeni ortaya çıkıyordu. Ortamda bir taraftan sendikalaşma, bir taraftan farklı çıkar gruplarının
birbirini desteklemeleri var iken, işadamları ve sanayicilerin bir birlik içinde olmamaları eksiklik olarak dikkat çekiyordu. Ben
o dönemler TUSİAD’a, kurucu başkan Feyyaz Berker’e bir mektup yazdım. Kendimi tanıttım. TUSİAD gibi bir yapının Bursa’da
oluşması gerektiğini belirttim. Eğer bu olmaz ise TUSİAD’ın gönüllü olarak Bursa’da şubesini açmaya ve temsilcisi olmaya hazır
olduğumu belirttim. Ama bu mektuba bir cevap alamadım. Belki o dönem mektup eline geçmemiştir. Belki yoğun işlerinden
dolayı konuyla ilgilenememiştir. Sonuç olarak rahmetli Hikmet Komar Ağabeyim, Celal Dıbırdık Bey, Mahir Örgün, benden çok
büyük olmasına rağmen her zaman bana çok sıcak davranan Kemal Coşkunöz Bey, Adnan Ener Bey gibi sanayi dünyası içinde
sıkça karşılaştığım dostlarımla paylaştım.
Onlarla zaman zaman bu konuları konuşuyorduk. Bir gün Mahir bize bizim düşüncelerimizi paylaşan farklı gruplarda var dedi.
Onlara bu düşüncelerden söz ettim. Benim düşüncemde önemli olan böyle bir şeyi kurmak ve yönetiminde olmak değildi. Önemli
olan bunun kurulmasıydı. Böyle bir kuruluş sanayici ve işadamları için olmazsa olmazdır. Sonuçta Gönen Çakmakçı, Kemal Türkün Beylerle çeşitli görüşmeler yaptık. Burada Mahir Bey hepimizin buluşması noktasında önemli bir aktör oldu. Mesela SKT’de
bir toplantı hatırlıyorum. Rahmetli Talat Ağabey ev sahipliği yapmıştı. BUSİAD temelleri o toplantıda atıldı.
Yani özcümle söylemek gerekirse, Bursa’da büyük bir potansiyel vardı, işadamları ve sanayiciler bir çatı altında toplanmak, memleketini seven, memleketin gelişmesi için hayalleri olan insanlar bir araya geldiler. Belki o dönem herkes herkesi tanımıyordu.
Ama bu grupların arasında herkesi tanıyan insanlar grupların bir araya gelmesini sağladı. Böylece BUSİAD doğdu.
Ben çalışmalarına katıldım. Daha sonra politik yaşantım başlayınca, Bursa’dan dönem dönem uzak kaldım. O dönemler
BUSİAD’ın çalışmalarına katılmadım. Şimdi fırsat buldukça çalışmalara katılıyorum.”
Evet, BUSİAD’ın kısa kuruluş öyküsünü kurucuları, tanıkları ve resmi kayıtlar böyle anlatmakta.
20
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
İLK GENEL KURUL
BUSİAD’ın kuruluşunun ardından ilk olağan genel kurul 10 Nisan 1979 tarihinde gerçekleştirilir. Genel kurul İntam İş Merkezi 209 numaradaki dernek merkezinde yapılır. Hüsamettin Örüç’ün divan başkanı seçildiği genel kurulda, kâtipliği Kurtcebe
Alptemoçin, üyeliğini de Giray Odman yapar. Bu genel kurulda 20 üye oy kullanır.
10 Nisan 1979 tarihinde BUSİAD’ın gerçekleşen ilk genel kuruluyla ilgili emniyetin İçişleri Bakanlığı’na yazdığı yazı.
Genel kurulda oy kullanan isimler şunlardır:
“Doğan Ersöz, Giray Odman, Burhan Kurtul, Mehmet Beysel, Hikmet Komar, Turgut Gökay, Hüsamettin Örüç, Ragıp
Güvenç, Halit Cura, Kemal Türkün, Saruhan Ayber, Celal Dıbırdık, Adnan Ener, Mehmet Van, Mahir Örgün, Reşat
Oyal, Armağan Gerçeksi, Rahmi Girginkoç, Mehmet Bodur, Kurtcebe Alptemoçin.”
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
21
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
Genel kurul sonunda BUSİAD’ın seçilmiş ilk yönetim kurulu şu isimlerden oluşur:
“Doğan Ersöz, Giray Odman, Burhan Kurtul, Mehmet Beysel, Hikmet Komar, Turgut Gökay, Hüsamettin Örüç…”
Bunun dışında “Ragıp Güvenç, Halit Cura, Kemal Türkün, Saruhan Ayber, Celal Dıbırdık, Adnan Ener, Mehmet Van”
yedek yönetim kurulu üyeliklerine seçilirler.
Denetim kurulu ise “Mahir Örgün, Reşat Oyal, Armağan Gerçeksi” isimlerinden oluşurken, “Rahmi Girginkoç, Mehmet
Bodur, Kurtcebe Alptemoçin” denetim kurulu yedek üyeliklerine seçilir.
Genel kurul tutanakları Bursa Emniyet Müdürlüğü’ne iletilir. Emniyet Müdürlüğü de BUSİAD’ın I. Olağan Genel Kurulu ile
ilgili tutanakları ve sonuç bildirgesini 25 Mayıs 1979 tarihli ve 3551 sayılı bir yazı ile İçişleri Bakanlığı’na bildirir.
BUSİAD’ın 10 Nisan 1979’daki ilk genel kurulu haberi 11 Nisan 1979 tarihli
Bursa Hakimiyet Gazetesi’nde böyle veriliyordu.
22
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
BUSİAD’ın ilk genel kurul tutanağı.
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
23
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
10 Nisan 1979 tarihli BUSİAD 1. Genel Kurul sonuçları bildirimi.
24
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
BUSİAD VE DOĞAN ERSÖZ
BUSİAD’ın kurucu başkanı Doğan Ersöz’ün, kurucu başkanlığının dışında BUSİAD’da ayrı bir yeri vardır. Onunla birlikte çalışan insanlar ondan hep övgü ile bahsederler. Ve onun sıklıkla “Bir insanın yükselebileceği en yüksek mertebe mütevazilik mertebesidir.” sözünü anımsatırlar.
Sizlere öncelikle Doğan Ersöz’ü tanıtmak istiyorum. Doğan Ersöz, 27 Şubat 1935 yılında Yenişehir’de doğdu. Babası Burhanettin Ersöz ve annesi Veliye Ersöz’dür. 3 erkek, 1 kız kardeşi vardı. İlköğrenimini Özel Reyhan, orta ve liseyi Bursa Ticaret
Lisesinde, Üniversiteyi ise o zaman ki adıyla Yüksek Ticaret olan İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde bitirdi.
Askerliğini bitirdikten sonra 9 Aralık 1962’de Hitay Ersöz ile evlendi.
Beril adında kızı, Burhan adında oğlu bulunmaktadır.
İş hayatına, aileden gelen un üretimi ile başladı. Hayvancılık, tohumculuk ilgisini çekmekteydi. Doğan Ersöz’ün yaşamındaki önemli girişimlerden biri de modern yöntemlerle hayvan yetiştiriciliğidir. Bu iş Ersöz Un Fabrikası’na ait Yenişehir’in
Koyunhisar köyündeki çiftlikte yapılmıştır. Hayvancılık projesi kısa zamanda hayata geçirilmiştir. Doğan Ersöz, daha sonra
fabrikada pazarlamayı üstlendi. O dönemlerde bakkallarda ambalajlı gıda maddesi yok denecek kadar azdı. Hijyen ve temizlik, toplumun üstünde durmadığı konular arasındaydı. Kendisi o yıllarda bunu gördü. Konu ile ilgili çalışmalar yaptıysa
da netice almakta zorlandı. Daha sonraki yıllarda Erdıştaş adı altında ihracat ve ithalat şirketini kurdu.
Mümin Gençoğlu ve Doğan Ersöz Turgut Özal’ı karşılarken.
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
25
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
Sosyal ilişkilere önem verdi. Bu ilişkilerin artması ve sivil toplum derneklerinin oluşması ile işadamlarının sorunlarına daha
hızlı çözüm bulunacağına inanırdı. Bu anlamda Bursa’nın daha gelişeceğine inandığı için BUSİAD’ın kurulmasını destekledi.
Bursa onun için her şeydi. Bursalılar’ın birbirinden kopuk yaşadığını düşünürdü. Alışa gelmiş davranış ve alışkanlıkların
değişmesini, insanların gelişmekte olan çağa ayak uydurabilmeleri için daha farklı bir bakış açısı ile olaylara yaklaşmalarını
arzu ederdi.
Türkiye’de değişim dönemi başlamıştı. Bu değişimi Bursa’da temsil edenlerin liderliğini Doğan Ersöz yapacaktı.
Doğan Ersöz’ü ve BUSİAD’lı yıllarını kızı Beril (Ersöz) Baylan şöyle anlatmakta:
“1978 yılında, Bursa’nın önde gelen sanayici ve işadamları ile birlikte saygınlıklarının artması, sorunlarının çözülmesi ve ülkede
serbest piyasa ekonomisinin çağdaş düzeye getirilmesi için yeterli çabanın sarf edilmediğini görerek sanayicilerin bir çatı altında
dernek kurması için gayret gösterdi. TÜSİAD örnek alınarak, Bursalı sanayiciler BUSİAD adı altında gönüllü sivil toplum kuruluşunda bir araya geldiler. Kurucular tarafından oluşturulan ilk yönetim kurulu Doğan Ersöz’ü başkanlığa getirdi. Kendisi işine
ayırdığı zamandan daha fazlasını BUSİAD’a gösterdi. Başlangıçta ufacık ofislerde etkinlik gösteren BUSİAD asıl gücüne seneler
içinde ulaştı. Bugün BUSİAD’ın başarısı o günkü kurucuların derneğin temellerini sağlam atmış olmalarının bir parçasıdır. Doğan
Ersöz’ün kişiliğinin ayrılmaz parçası olan derneğe gelirken “Sinirlerini evde bırak.” yaklaşımı bugün de derneğe egemendir.
Süleyman Demirel’i ziyarette Doğan Ersöz, Turhan Tayan ve İsmail Hakkı Sezgin.
Doğan Ersöz, etrafında sosyal ilişkilerindeki başarısı, zekâsı, mizahi yönü ile tanınan mütevazı, içindeki ruhu sürekli geliştiren
ve eğiten bir kişiydi. “Varılan son aşama, mütevazılıktır.” lafına çok inanır her yeni gün içinde öğrenecek çok şey olduğunu
düşünürdü. Başkalarının fikirlerini dinler, söz konusu fikirlere değer verirdi. Demokrattı. Çok okur, araştırırdı. İletişimden yanaydı. Gücünü özellikle bilgisinden ve insan ilişkilerinden alıyordu. Çocuklara ve gençlere karşı ayrı bir sevgisi vardı. Bursa’nın eski
mahallelerini, semtlerini dolaşması onun şehircilik ruhunun ne kadar geliştiğini göstermekteydi. Alçak gönüllüydü “Bir yer sizi
şereflendirmez, siz o yeri şereflendirirsiniz.” derdi. Onun hakkında arkasından konuşan hiç kimseye rastlamadım. Kendisinin
en büyük özelliği de kişilerin arkasından konuşmamasıydı.
26
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
“İnsanların yüzüne karşı nasıl davranıyorsanız, arkasından da öyle konuşun.” derdi.”
BUSİAD’ın kurulduğu günden beri BUSİAD’la birlikte olan, yıllar boyunca danışmanlığını yapan, ardından şu anda BUSİAD
Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olan Prof. Dr. Ali Ceylan, Doğan Ersöz’ü yakından tanıyan insanlardan birisidir. Ali Hoca,
BUSİAD ve Doğan Ersöz’ü şu cümlelerle özetliyor:
Erdoğan Bilenser, İsmail Hakkı Sezgin, Tuğrul Karasarlıoğlu, Tahsin Ardıç, Hüseyin Özdilek, Doğan Ersöz,
Atilla Parlamış, Yakup Altınöz ve Ali Ceylan bir toplantı sonrası yemekteler.
“1973 yılında, Bursa İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi İşletme Bölümü 3.sınıf öğrencisi iken, Güney Marmara Bölgesi’nde bir
araştırma projesi için anketör arandığını duydum.
Pazarlama hocamız, Doç. Dr. Yusuf Ziya Aksu, anketör olarak 5-6 arkadaşımızı seçti.
Anket yapılacak ana kitle bakkallardı. Araştırmanın konusu ise, bakkallarda açıkta satılan ürünlerin ambalajlı olarak satılıp satılamayacağının araştırılmasıydı.
Beş-altı yıl bakkal çıraklığı yapmış biri olarak, konu çok ilgimi çekmişti. Gelecekte büyük marketlerin kurulacağı, bakkalların rekabet güçlerinin zayıflayacağı, açıkta satılan bütün ürünlerin markalı ve ambalajlı olarak satılacağı varsayılıyor ve hedef kitlenin
ne düşündüğü öğrenilmeye çalışılıyordu.
Bu anket çalışması nedeniyle, Bursa, Balıkesir ve ilçelerini ilk defa görme şansım oldu. Harçlığımı kazandım, ufkum açıldı ve en
önemlisi Doğan Ersöz’le tanıştım. Böylece, yol arkadaşlığımız başlamış oldu.
Araştırmadan olumlu sonuç alınınca, uygulama aşamasına geçilmiş ve eleman ihtiyacı doğmuş.
Bu nedenle, iş başvurusu için, Eski Hal’in altındaki Ersöz Un Fabrikası’na gittim. Fabrika’nın ikinci katında bir oda, masa ve sandalye, karşımda Doğan Ersöz oturuyordu.
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
27
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
Beni çok sıcak karşıladı ve yapmayı düşündüğü işi anlatmaya başladı. Konuşmayı seviyordu. İşin kısaca özeti, Cumhuriyet Caddesi’ndeki toptancıları atlayarak, bakkallara doğrudan, ambalajlı gıda maddesi, un ve bakliyat servisi yapmaktı. Bu iş, Bursa’da
hatta Türkiye’de ilk olacaktı. Bir yenilikti. Karşısındaki kişiyle, çok iyi iletişim kuruyordu. Çok rahattı. Çok farklı bir patron tipiydi.
Patrondan çok, güvenilir bir halk adamı tipini çiziyordu. Hiç itici değil, aksine çok sempatik görünüyordu. Kafamdaki kötü, sömürücü, kaba saba patron tipi birden bire uçup gitmişti.
Aradan yıllar geçti, Doğan Bey’le çok yakın çalıştık. Doğan Bey nedeniyle, zihnime yerleşen, iyi niyetli, açık fikirli, Beyefendi, iletişimi kuvvetli, bilgili patron tipi hiç değişmedi. Çünkü, Doğan Ersöz daha ilk görüşmemizde, o yılların ideolojik, kötü ve çalışanı
sömüren patron imajını birkaç dakikalık görüşme ile silip çöpe atmış ve çizgisini korumuştu.
Böylece, Doğan Ersöz’le aramızda başlayan, baba-oğul, bilge adam- öğrenci ilişkisi, ölümüne kadar devam etti. Ben ondan çok
şey öğrendim. O da benden çok şey öğrendiğini hep söylerdi. Üzerimdeki etkisi, hala devam ediyor.
”Hayatta varlıklı olmak değil, var olmak önemlidir.” sözünün ne kadar önemli olduğunu ben ondan öğrendim. Bu söz bana
göre, yaşam savaşının sonunda, varlığı yenerek, var olmanın galip gelmesi gerektiğini anlatan felsefi bir anlayışı anlatır.
Doğan Ersöz, ailesine bağlı, gelenek ve görenekleri hiçbir zaman unutmayacak bir şekilde yetiştirilmiş, geçmişini unutmayan
birisi idi. Yüksek Ticaret’te okurken bile, babası Burhanettin Ersöz’ün misafirlerinin çay ve kahve siparişlerini alırmış. Böylece,
babasının misafirlerine verdiği değeri göstermesine yardımcı olduğunu söylerdi. Babasının bu ve benzeri uygulamalarının, o’nu
tevazu sahibi ve hoşgörülü yaptığını anlatırdı.
Doğan Ersöz, çok okuyan, hatta bir kitabı iki kere okuyan, ailesi ve toplum için yaşayan farklı bir kişilikti. Örneğin, bir çok kişi O’nu,
bahçede, bağda, tarlada, yalınayak, çapa yapan bir patron olarak hatırlar.
Yaşadığı yılların en popüler semti için, “Çekirge caddesinden varlıklı insanlar çıktı, ama var olamadılar.” derdi.
Çok sevdiği Turgut Akben’in deyimiyle, ramazanlarda lüks otellerde verilen yemekler yerine, sokaklarda seyyar satıcılarla iftar açmayı severdi. ”Zenginin düğününe, yemeğine, herkes gider, önemli olan zenginin kapıcısının düğününe gidip, masasına
oturmak.” derdi.
İşinden daha fazla BUSİAD için zaman ayırdığı söylenebilir. Çünkü, BUSİAD aracılığıyla yaptığı işi, kendi işinden daha çok seviyordu. Gazeteci veya edebiyatçı olmak isterdi. BUSİAD aracılığıyla daha büyük işler yapabileceğini, var olabileceğini, sık sık tekrarlardı. Kısacası, BUSİAD’la ilgili işleri çok seviyordu.
Doğan Ersöz, ilk yıllarda, BUSİAD’ın bir çok işini kendisi yapardı. Küçük daktilosu ile kararları yazar, gazetelere gönderilecek olan
ve el yazısı ile yazdığı haberleri temize çekerdi. BUSİAD’a daha sonra bir sekreter ve hizmetli alındı.
İlk iki genel kurul için, Ersöz Un Fabrikası’ndan çalışanları getirdiğini çok iyi hatırlıyorum.
Ben, BUSİAD’ı 1976 yılında, yani doğmadan iki sene önce ondan öğrendim. Ve 1994 yılına kadar BUSİAD’ın ekonomi danışmanı
olarak onunla birlikte çalıştım. İsimsiz binlerce sayfa yazı yazdım. Her yazıyı dikkatle okur, kendi anlatımıyla süsler ve gazetecilere
aktarırdı. Yazılara mutlaka katkıda bulunurdu. BUSİAD olarak, üç ayda bir kahvaltılı basın toplantıları ile yayınladığımız ekonomik raporlar çok ses getirirdi.
28
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
BUSİAD nasıl ki diğer SİAD’lar için okul olduysa, benim için de bir okul oldu. Hemen hemen bütün BUSİAD Yönetim Kurul’larına
katıldım. Basın Danışmanları, Aykan Uzoğuz, Tahsin Ardıç, Dr.Murat Kuter ile birlikte çalıştım. BUSİAD sayesinde, Bursa ekonomisini, Bursalı işadamlarını tanıdım, onlardan çok şey öğrendim. Dostlarım, arkadaşlarım oldu. Kısaca, Doğan Bey ve BUSİAD, beni
Bursa iş dünyasına tanıttı. Yolumu çizdi, yol gösterdi.
Son üç dönemdir BUSİAD’ın Yönetim Kurulu üyesi olarak, Bursalı girişimcilere yarattıkları esere sahip çıkmalarını öneriyorum.
Bugün BUSİAD, iş dünyasında, Anadolu’da doğan, yol gösterici bir çoban yıldızıdır. İnanıyorum ki; BUSİAD, var olmasını bilen
üyelerin yetişmesine yardımcı olan bir okul olarak yaşamını sürdürecek ve Türk ekonomisine katkı sağlamaya devam edecektir.”
Doğan Ersöz ile birlikte ve sonrasında uzun yıllar BUSİAD yönetiminde görev alan Erdoğan Bilenser, Doğan Ersöz’ü şöyle
anlatıyor:
“Doğan Ersöz’le her zaman yaptığımız felsefi ağırlıklı söyleşilerde bir gün “Varlıklı olmak mı, var olmak mı daha önemlidir?”
diye bir konu açmıştı. O belki çok varlıklı olarak ölmedi, fakat var olmayı ölümünden sonra bile başarıyor. Her yıl 19 Aralık günü,
onlarca insanla mezarı başında oluyoruz. O’nun varlığını yaşatıyoruz. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday gösterilmemde, BUSİAD Yönetim Kurulu ve Genel Sektreteri olmamın büyük önemi vardı. Adaylığı öneren İl Başkanı beni BUSİAD’dan
tanıyordu. Orada ki çalışmalarımı izlemişti. Belediye Başkanlığını aldığımı görmek en çok iki kişiyi mutlu ederdi. Rahmetli Babam
ve Rahmetli Doğan Ersöz ikisi de göremediler.
Erdoğan Bilenser ve İsmail Hakkı Sezgin, Doğan Ersöz’ü dinlerken.
Doğan Ersöz ile birlikte Yüksek İstişare Konseyi Başkanı olarak görev yapan Rahmetli Şükrü Şankaya’yla iyi bir uyum içinde çalışıyorlardı. Bunun önemli nedeni, iki insanın yaşam felsefesinin çok benziyor olmasıydı. Bana göre Şükrü Ağabey’ de bir Osmanlı
Çelebisiydi.
Çekirge Toplantılarındaki konuşmalarını irticalen yapardı. Konuşmayı yazılı hazırlama yerine, toplantıdan bir önceki gün arabanın bagajına çapasını atar, cebine bağ çakısını ve bekçi düdüğünü koyar tek başına alt mahallelerde veya yakın köylerde
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
29
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
bulduğu bir bahçede çapa yaparken konuşmasını adeta kafasına yazardı. Konuk olan önemli iş ve Devlet adamları Doğan Bey’ in
bu yönünü bilirler, felsefi derinliği olan konuşmayı anlamak için dikkatlice dinlerlerdi. Eleştiri varsa cevap verebilmek için bayağı
zorlanıyorlardı. Ayrıca orada rastladığı köylülerden de memleketin gidişatıyla ilgili yorumlar alır, konuşmasına yön verirdi.
Süleyman Demirel Cumhurbaşkanı iken Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne ziyaretinde Doğan Bey’in çapa yaparken hazırladığı konuşmalarını hatırlatmış ve son gününe kadar çapa yapar mıydı diye sormuştu.
Vefat ettiği gün O ve BUSİAD Yönetim Kurulundaki bazı arkadaşlarla Bursa’da ki Medya kuruluşlarını ziyaret etmiştik. Bunun bir
veda ziyareti olduğunu o günün akşamında öğrendik. Olay Medya’dan dönerken benim arabamda ikimiz birlikteydik. Beşikçilerdeki Kültürpark kapısında bırakmamı istedi. Bende sola Beşikçiler Caddesi’ndeki ofisine ısrarla götürmek istedim. Israrla “Sen devam et, ben yürürüm.” dedi. Ofisi 100 metre kadar ötedeydi. Ben dediğini yaptım. Yürüyerek ofisine gitti. Bir saat sonra kardeşim
Erol Olay Medya’dan aradı. “Abi Doğan Bey’i hastaneye kaldırmışlar, ağırmış.” dedi. İnanamadım hemen Konur Hastanesi’ne
gittim. Kardeşi Ömer Ersöz kötü haberi verdi. Müthiş bir şok yaşıyordum.”
Doğan Ersöz 19 Aralık 1994’te beklenmedik ölümüne değin on altı yıl boyunca bu görevini sürdürdü.
Doğan Ersöz, Süleyman Demirel ile.
Özellikle 19 Aralık 1994 tarihini hiç unutmuyorum. Doğan Ersöz bir ara Yakup Altınöz’ü arar, yanına çağırır. Altınöz, Ersöz’ün
ofisine gidince Ersöz ona sorar, “Bu aralar nasıl bir etkinlik yapalım?” Altınöz ona “Medya ziyaretlerinde bulunalım.” önerisinde bulunur.
“19 Aralık 1994’te Erdoğan Bilenser, Doğan Ersöz ile birlikte önce Bursa Hâkimiyet Gazetesi’ni ziyaret ederler. Sonra Olay
Gazetesi’ne geçilir. Orada öğle yemeği yenilir. Ardından da Haber Gazetesi’ne geçilir. O gün ben Haber Gazetesi’nde rahmetli
30
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
Kemal Sulaoğlu, Doğan Ersöz, Erdoğan Bilenser, Levent Gencelli ile birlikteydik. Uzun süre sohbet ettik. Doğan Ağabey’i ve Erdoğan Bilenser’i gazetenin kapısından yolcu ettik. Yaklaşık bir saat sonra gazetenin telefonu çaldı ve Doğan Ersöz’ü kaybettiğimiz
haberi geldi. O an çok üzülmüştük...
Bu bölümü Coşkun İrfan’ın, Doğan Ersöz’ün vefatının ardından ona ithaf ettiği şiirle bitirmek istiyorum.” O şiir şöyledir:
Coşkun İrfan.
DOĞAN AĞABEY
Anadolu’nun özü, sözü sendin,
Okumayı çok ama çok severdin,
Düşündüğünü ne güzel ifade ederdin,
Önce düşündürür, sonra gülümsetir.
Bize bırakırdın yorumu,
Ne nüktedan insandın,
Her sözünde bir incelik, bir zekâ, bir bilgelik
Çapanla, çabayı, üretimi, toprağı,
Toprağın efendisini,
Düdüğünle, adaleti, yönetimi,
Çakınla, hâkimiyeti temsil ederdin,
Daha olmadı, o bitmez hoşgörünle...
Gülüverirdin dudağının kenarıyla inceden,
İnceden,
Doğan Ağabey, seni dostların
Hep özleyecek,
Bıraktığın ESER, bize güç verecek,
BUSİAD rüzgârı
TÜRKİYE’de hep esecek.
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
31
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
BUSİAD EVİ’NİN YAPILIŞ ÖYKÜSÜ
BUSİAD etkinliklerini başlangıçta İntam’da ufak bir ofiste yürütmeye başlar. Zaman içinde BUSİAD güçlenir ve yeni bir yönetim merkezine ihtiyaç duymaya başlar. 1992 yılında Kültürpark içindeki şimdiki yönetim merkezinin bulunduğu yerde
bir harap bina vardır. Bu bina dönemin Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Teoman Özalp tarafından BUSİAD’a tahsis edilir.
Kültürpark içindeki binada gerekli tadilatlar, imece usulü ile gerçekleştirilir. Bugün imeceye katkı koyan bu isimleri BUSİAD
binasının duvarında yazılı olarak görebilirsiniz. Binanın yeniden yapılandırılması 1995 yılında tamamlanır. BUSİAD böylece
adına yakışır bir çalışma ortamına kavuşur. Sesi duyulan, derdini anlatabilen ve topluma katkıda bulunan bir Sivil Toplum
Örgütü gerekli alt yapısı ve güçlü üyeleriyle ortaya çıkar.
Fahrettin Gülener, Doğan Ersöz, Yakup Altınöz ve Atilla Parlamış
BUSİAD Evi haline gelecek binanın anahtarını teslim alırken.
Yeni yönetim binasının yapılışı öncesi o eski ve metruk binanın devir alınış süreci ilginç geçmiştir. BUSİAD adına konuyu
takip eden insanlardan birisi de BUSİAD’da uzun yıllar Genel Sekreterlik görevini üstlenmiş olan Atilla Parlamış’tır. Atilla Bey
o dönemleri şöyle özetlemekte:
“BUSİAD’ın ikinci genel kurulundan beri içindeyim. Uzun yıllar genel sekreterlik görevini de üstlendim. BUSİAD muhteşem bir
müessesedir. İnsanların ufuklarını açar. Benim ufkumu açmıştır. Sanayiciliğin mektebidir. Ben yaşantım boyunca sivil toplum örgütlerinde bir şeyler yapmak için yer aldım. Oranın etiketini taşımak için değil, oraya hizmet için sivil toplum örgütlerine girilmeli.
32
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
Doğan Ersöz bizim hocamız gibiydi. Teoman Özalp’in döneminde şimdiki mevcut yerimiz bize verilince büyük heyecan duyduk. O
küçücük bir oda, bir tuvaleti olan ofisten yeni bir yere çıkacaktık. Kültürpark’taki eski binayı alış sürecimiz uzun ve sıkıntılı bir süreçti. İlkay İntaş ile birlikte çok uğraştık. Binanın sonlanmasına doğru, toplantı odasının küçük olduğunu görünce, yeni bir süreç
başladı. Gerekli izinler alındı ve İlkay İntaş oraya çok uğraşıp, yeni bir çözüm buldu ve bugünkü konferans salonu doğdu. BUSİAD
bir okul gibiydi. Çok etkin bir dernekti. Birçok devlet büyüğümüzü ağırladık.”
BUSİAD’da iki dönem yönetim Kurulu üyeliği yapan Hüseyin Özdilek, Doğan Ersöz ve BUSİAD ile ilgili anılarını şu cümlelerle özetliyor:
“İlk kuruluş yılları sonrası BUSİAD’a üye oldum. İntam’da faaliyet gösteriyorlardı. Ardından Doğan Ersöz başkanla çalışma onurunu yaşadım. Türkçe’yi çok iyi kullanan, insani değerlere önem veren ve hep ilk planda tutan, toplum tarafından çok sevilen, derin
bir tarih bilgisine sahip, hepimizin saygı duyduğu bir isimdi. Salı günleri toplanırdık. İntam ve sonrasında karşısındaki lokalde,
ardından Teoman Özalp ve Şükrü Şankaya’nın büyük katkıları ile yeni yerimiz gündeme geldi. Üç gün içersinde, hep ziyaretler
yaparak büyük yardımlar topladık. Kimse bizi boş çevirmedi. BUSİAD çok önemli bir sivil toplum örgütüdür. İş dünyasının problemlerini, yapıcı biçimde ortaya koyar.
Hüseyin Özdilek, İbrahim Saydam’dan ödül alırken.
Hep “Bir toplantıya gelmezsen bir sonrakine gelirsin, hiç bir şey konuşmasan bile bir gün bir cümle söylersin, oradan
çok önemli bir yola koyuluruz.” derdi. Yönetim kurulu ve işlevini merkezde yuvarlaklar içinde dağılan bir şema ile anlatırdı.
BUSİAD 24 Ocak kararları ardından serbest piyasa ekonomisinin oturmasında çok önemli misyonları yerine getirmiştir. Cumhurbaşkanları, başbakanları ağırladık. Bu bir bayrak yarışı geçmiş dönemlerde olduğu gibi başkanlarının, gelecekte de büyük
hizmetleri olacaktır. TUSİAD’dan sonra en etkili dernektir. Bursa büyük ve önemli bir kenttir. Rıfat Hisarcıklıoğlu’nun dediği gibi
“On tane Bursa olsa, Türkiye kalkınmış olur.” BUSİAD ile ilgili anılarımız çok. İyi ki o anıları yaşamışız. O dönemler Bursa nüfusu yüzbinlerle ifade ediliyordu, şimdilerde iki milyondan söz ediliyor. Hiç unutmadığım Turgut Özallı bir anım var. Onu davet
etmiştik. Yemekte ise bıldırcın vardı. Şimdi, herkes onun başlamasını bekledi. Bıldırcını çatalla mı yiyeceğiz, elle mi, tereddütteyiz.
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
33
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
Turgut Özal kollarını sıvadı, bıldırcını elleri ile kopardı ve yemeğe başladı. Hepimiz rahatlamıştık. Şimdilerde federasyonlarımız
ve konfederasyonumuz var. Bu girişimlere bizler 80’li yıllarda başlamıştık. Ankara ve Eskişehir de toplantılar yaptık, ama olmadı.
Kısmet bugünlereymiş.”
O dönemlerdeki etkin isimlerden biri de Yakup Altınöz’dür. Altınöz, 12 yıl BUSİAD yönetimlerinde görev alır. Altınöz, o
günleri şöyle anlatıyor:
Tuğrul Karasarlıoğlu, İsmail Hakkı Sezgin, Fahrettin Gülener, Şükrü Şankaya, Doğan Ersöz, Atilla Parlamış,
Yakup Altınöz, Erdoğan Bilenser, Işık Uğurtuğ ve Tahsin Ardıç Çankaya Köşkü’nün bahçesinde.
“Uzun süre kalmayı düşünmediğim halde BUSİAD yönetimlerinde on iki yıl görev yaptım. Doğan Ersöz’ün ısrarlarına hayır diyemedim. Çok keyifli bir dönem geçirdik. Öncelikle Bursa’daki ödüllendirmeyi çeşitlendirdik. Üyelerimize yönelik ilk albümü bizler
bastık. Bursa’da Gümrük Müdürlüğü’nün kurulma sürecinde aktif rol oynadık. BUSİAD Evi’nin kuruluşunu gerçekleştirdik. Her ne
kadar rahmetli Doğan Ağabey göremediyse de. Orası itfaiyeye verilmişti. Doğan Ersöz, Şükrü Şankaya, Teoman Özalp ve Erhan
Keleşoğlu’nun üstün gayretleri ile orayı BUSİAD’a kazandırdık. Konferans salonumuz 500 kişilik olacaktı. Ama olmadı, birkaç
ağaca takıldık. Doğan Ağabey bizimle her konuyu telefon zinciri ile istişare ederdi. Herkesin fikrini alırdı. Sonunda karar verirdi.
Yönetimin seyirci kalmasını istemezdi. Yönetimde bir sorun ortaya çıktığında “Al bu başkanlık tesbihini, çakıyı da al, gel bura-
34
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
ya otur.” derdi. Sonra devam ederdi, “Masayı devirmenin bir şekli vardır. Önce bir çevresinde ve önünde yuvarlanacaksın.
Unutmayın, meyvesi olan ağaçlar daima yere yakındır. Siz meyvesi olan ağaçlar gibi olun. Bir dostunuz geldiğinde
aranıza masayı koymayın, karşısına geçin.” Evet, daha o kadar çok anlatacak şey var ki.”
1992 yılında BURSA Büyükşehir Belediyesi tarafından BUSİAD’a verilen mevcut lokalin bulunduğu yerdeki
harap yapı (yukarıda), 1995 yılında Mimar İlkay İntaş tarafından yapılan mevcut BUSİAD Evi (aşağıda).
Binanın yapımı tamamlanır ve Ağustos 1995 tarihinde resmi açılışı yapılır. Adı BUSİAD Yönetim ve Hizmet binasıdır. Açılışla
ilgili olarak dönemin başkanı İsmail Hakkı Sezgin 24 Ağustos 1995 tarihinde üyelere yazdığı mektupta 23 Ağustos 1995
tarihinde yapılan yönetim kurulu toplantısında bina yapılışı için 1000 dolar ve üzerinde bağış yapanların isimlerinin kapı
girişine yazılacağı, 2500 dolar ve üzerinde bağış yapanlara da plaket verileceğini duyurur.
Bu arada bir not da kitabın yazarı olarak ben düşmek istiyorum. Bu bina açılışından itibaren BUSİAD Yönetim ve Hizmet
binası olarak isimlendirilir. Basına gelen bilgi notlarında hep bu isim geçerdi. Bu süreçten sonra köşe yazılarımda çeşitli
kereler oranın adının BUSİAD Evi olması önerisinde bulunmuştum. Aradan yıllar geçti yanlış anımsamıyorsam, 2000’li yıllardan sonra orası BUSİAD Evi olarak anılmaya başlar. Dolayısıyla isim babalığında küçük de olsa bir katkım olması beni
onurlandırıyor.
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
35
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
BUSİAD 15 YAŞINDA
BUSİAD’ın 15. Kuruluş Yıldönümü’nde BUSİAD bir Çekirge Toplantısı düzenler. Onun ardından da yönetim kurulu Çelik
Palas’ta bir yemekte bir araya gelir.
Ayrıca 15. yıl anısına Dünya Gazetesi 24 Kasım 1993’te bir BUSİAD özel eki çıkartır. Bu ek Dünya Gazetesi ile birlikte ücretsiz dağıtılır. BUSİAD orada “Anadolu Beyi 15 yaşında.” diye takdim edilir. Ekte BUSİAD Başkanı Doğan Ersöz’ün, BUSİAD
Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Şükrü Şankaya’nın, BUSİAD Kurucu Üyesi Kurtcebe Alptemoçin’in ve BUSİAD genel sekreteri
Atilla Parlamış’ın yazıları vardır.
Burada BUSİAD kurucu başkanı Doğan Ersöz “BUSİAD’ın geleceği” başlıklı yazısında şunları söylüyordu:
“BUSİAD Türkiye’nin en eski sanayici ve işadamları derneklerinden birisidir. Derneğimiz 1978 yılında Bursalı 18 sanayici ve işadamı tarafından kurulmuştur.
BUSİAD olarak kuruluşumuzdan beri ülke ekonomisi ile ilgili olarak görüşlerimizi düzenli bir şekilde kamuoyuna sunmaya çalışıyoruz. Kuruluşumuzdan beri organımız olan BAKIŞ dergimiz yılda dört defa yayınlanmaktadır.
BUSİAD yayınları arasında, bilim adamlarımız tarafından hazırlanmış ve kitap haline getirilmiş yayınlarımızın sayısı hızla artmaktadır. Bu tür yayınlarımız gelecek yıllarda artarak devam edecektir.
“Çekirge Toplantıları” olarak ifade ettiğimiz toplantılarla, uzman bir konuşmacıyı konuk ederek, ülkemiz sorunlarını tartışmaya açıyoruz.
BUSİAD bugüne kadar yaptığı kamuoyu ve benzeri çalışmalarla Bursa ve Türkiye’nin gündeminde önemli bir yere sahiptir. Gelecek yıllarda etkinliklerimiz artarak devam edecektir. BUSİAD gibi gönüllü işadamları derneklerinin kurulması ve ciddi çalışma
programlarıyla, halkımızı aydınlatmaları, Türk ekonomisinin gelecekteki en büyük teminatıdır.”
BUSİAD Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Şükrü Şankaya bu ekteki “BUSİAD Türkiye çapında çok güçlü bir kuruluş” başlıklı
yazısında şunları söylemekteydi:
“Türk iş alemi kuruluşları arasında “ANADOLU BEYİ” olarak adlandırılan Bursa Sanayici ve İşadamları Derneği BUSİAD gerek üyelerinin ekonomik yapısı, gerek faaliyetleri, gerekse geçmişi itibariyle Türkiye çapında çok güçlü bir kuruluştur.
İçinde bulunduğumuz yıl 15. kuruluş yılını kutladığımız BUSİAD’ı diğer SİAD’lı kuruluşlardan ayıran farklı tarafı yayınlarındaki
araştırmacılık, düzenlenen toplantı ve seminerlerinde ülke sorunlarına parmak basması ve ilgili kurum ve kuruluşlar üzerindeki
etkisidir.
254 üyeye sahip olan BUSİAD’ın üyelerinin her biri sektörlerinde Türkiye’nin önde gelen kuruluşları konumundadır. Ekonomik açıdan çok güçlü bir üye yapısına sahip olan BUSİAD’a Bursa’da üye olmak öyle eskisi gibi kolay değildir. Son zamanlarda üyelik için
hayli fazla olan başvurular BUSİAD’ın 15 yılda nereye geldiğini ve Türkiye genelinde ne kadar güçlü olduğunu göstermektedir.
BUSİAD’ın gücünü gösteren bir başka tabloda tamamı üyelerinin katılımı ile yapılmakta olan “YENİ YÖNETİM MERKEZİ” binasıdır.
36
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
Türkiye’de hiçbir işadamları kuruluşunun sahip olmadığı bir özelliğe sahip olan Yönetim Merkezi çok maksatlı modern anlayış ve
Bursa’mıza özgü ‘Osmanlı Mimarisi’ tarzında yapılmaktadır.
Yaklaşık olarak 5 milyar lira civarında bir maliyeti olan modern merkez için BUSİAD üyeleri çekinmeden ne kadar yardım yapılması gerekiyorsa yapmaktadırlar. Bu da üyelerin BUSİAD’a ne kadar önem verdiklerini göstermektedir.
İnanıyorum ki BUSİAD ülkemiz için Bursa için faydalı hizmetlerini daha da artıracaktır.”
Ekin içinde de BUSİAD üyesi sanayi kuruluşlarından gelen haberlere yer verilmiştir.
Dünya Gazetesi’nin BUSİAD Özel Eki 24 Kasım 1993 tarihinde yayınlanır. Bu özel ek 16 sayfadan oluşmaktadır.
Dünya Gazetesi’nin BUSİAD’ın 15. yılı ile ilgili BUSİAD Özel Eki 24 Kasım 1993’te yayınlanır.
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
37
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
BAKIŞ’IN YAYINLANIŞ ÖYKÜSÜ VE BUSİAD YAYINLARI
BUSİAD kuruluşundan kısa bir süre sonra görüşlerini üyeleri ve toplumla paylaşmak amacıyla bir yayın çıkartmayı planlar.
Derginin ilk sayısı Ekim 1982 tarihinde çıkartılır.
Bu yayının çıkış öyküsünü, adının konuluşunu, bu derginin ilk üç sayısını çıkartan ve sonrasında çalıştığı gazetenin Yazı İşleri
Müdürü olunca bu işi bırakan Bursa’nın deneyimli gazetecilerinden Engin Özpınar şöyle anlatıyor:
“12 Eylül sonrası, 1980’lerin başı. 1982 yılı. Doğan Ersöz Busiad Başkanı. TÜSİAD’ın ‘Görüş’ adlı, cebe sığacak boyutlardaki dergisinden esinlenerek BUSİAD’ın da böyle bir yayın organının olmasını istiyor.
Bu amaçla, Bursa Hakimiyet gazetesinde, dönemin Genel Müdürü Saruhan Ayber ve Haber Müdürü Feridun Evrenesoğlu ile görüşüyor; “Yardım edin.” diyor. BUSİAD’ın, yayıncılıktan anlayan, bu işi kotarabilecek bir kişiye ihtiyacı var. Ayber ve
Evrenesoğlu’nun önerisiyle işi kabul ediyorum. Ve kolları sıvıyorum. Önce, dergiye bir isim gerek. Yönetim kurulu, beni görevlendiriyor. Gazetede Feridun Evrenesoğlu ile konuşurken, birden ‘Bakış’ diyor; “Derginin adı Bakış olsun. Tüsiad’ın ki Görüş ya,
Busiad’ın ki de, pekala Bakış olabilir.”
Feridun Evrenesoğlu’na, ‘Bunu Doğan Ersöz’e ve yönetim kurulu üyelerine sunacağım. Kabul ederlerse derginin isim babası siz olacaksınız.” diyorum ve armağan olarak da bir şişe büyük rakı sözü veriyorum.
TUSİAD’ın Görüş Dergisi ve BUSİAD’ın Bakış Dergisi.
BAKIŞ’ın ilk sayıları renkleri farklı da olsa sağdaki formatta, cebe sığabilecek şekilde çıkıyordu.
38
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
Bakış adı BUSİAD yönetim kurulunda çok beğeniliyor ve kabul ediliyor. Tabii Feridun Evrenesoğlu da armağanını alıyor. Sıkıyönetim olduğu için hem Işıklar’dan, hem de emniyetten ayrı ayrı izinler alınıyor. Bürokratik işler tamamlandıktan sonra, derginin
ilk sayısının hazırlığı başlıyor. Kapak tasarımı, Bursa’da dönemin popüler tasarımcısı Metin Ersü’den. Ersü, o zamanlar Armağan
Gerçeksi’nin Hamam Sokak’taki matbaasında çalışıyor. İçeriği, Prof. Dr. Ali Ceylan ve Hikmet Komar desteği ile hazırlıyoruz. Tipo baskı, İnönü Caddesi’ndeki Ersan İş Hanı’nın girişindeki Nazmi Sırtalan ve kardeşlerinin sahibi olduğu Kardeşler
Matbaası’ndan. İlk üç sayı bu şekilde çıkıyor. Sonra benim pozisyonum değişip, Bursa Hakimiyet’te yazı işleri müdürü olunca
dergiyi bırakmak zorunda kalıyorum. BUSİAD dergisininin sorumluluğunu bu kez yine Bursa Hakimiyet’te çalışan gazeteciler
Süleyman Işık ve Turhan Özcan üstleniyor. Daha sonra da bu işi uzun yıllar Aykan Uzoğuz götürüyor.”
Uzun yıllar BUSİAD’ın danışmanlığını yapan Aykan Uzoğuz 2005 yılında BUSİAD’a veda ederken
dönemin Başkanı Ali İhsan Yeşilova ile.
Engin Özpınar Bakış’ın çıkış öyküsünü anlattıktan sonra, 11 ay birlikte olduğu BUSİAD ile ilgili anılarını da şöyle özetliyor:
“Doğan Ersöz başkanlığındaki BUSİAD yönetimi, yönetim kurulu toplantıları dışında bazen, cumartesi günleri, şimdiki Çarşı
Karakolu’nun altında kalan (yoksa üst yanında mı?) üç köftede buluşurdu. Ragıp Güvenç, yönetim kurulu yemeklerinde pastırma
ikram etmeye bayılırdı. Pastırmayı, dışarıdan, kendi getirir ve yemek masasında kendi dilimlerdi.
Hiç unutmuyorum, Hikmet Komar, bir üç köfte buluşmasına yetişmeye çalışırken, ilginç bir şekilde dolandırılmıştı. Arabasıyla
Ünlü Cadde’den Heykel’e çıkmıştı. Trafik sıkıştığında adamın biri arabanın kapısını açarak kendini yan koltuğa atarken “Hikmet
abi merhaba, nasılsın.” demişti. Komar adamı tanıyamamıştı ama, adam onu tanıyordu ya, bu yeterliydi. Sonra adam, ”Cüzdanımı yanıma almayı unutmuşum Hikmet abi.” dedi. 10 ya da 20 liramı ne, öyle fazla olmayan bir miktar para istedi. Komar
şaşırmıştı; ne yapacağını bilemedi. Ama bir şey de diyemedi. Çıkardı ve adama istediği parayı verdi. Parayı alan adam, ilk fırsatta
arabadan inip gözden kayboldu. Komar, üç köfteyi atıştırırken, bir yandan da başından geçenleri anlatıyor, yemek masasındakiler gülmekten kırılıyordu.
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
39
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
Ali Ceylan, Engin Özpınar ve Doğan Ersöz birlikteler.
BUSİAD’ın o dönemdeki yöneticileri arasında seçkinci olanlar ağır basıyordu. Her iş adamını, ya da sanayiciyi, öyle kolay kolay
aralarına almak istemezlerdi. Yönetim kurulu toplantılarında üyelik başvuruları tartışılırken etik birinci planda tutulurdu. Onun
için de kimi zamanlar sert tartışmalar olurdu. O kadar da seçkinci tavır almanın yanlış olduğunu savunanlar da vardı, önüne
geleni üye yapmanın sakıncalarını dile getirenler de...”
BUSİAD’ın Bakış dergisi yukarıda anlatılan çıkış öyküsünün ardından artık normal bir dergi ebatlarında üç ayda bir, üyelerine ve kamuoyuna ulaşıyor. Bakış’ı ben bir gazeteci olarak izlerken, Aykan Uzoğuz’un editörlüğünü yaptığı dönemde,
Uzoğuz benden bir yazı istemişti. O dönemler benim spor bilimleri üzerine ihtisas yaptığım dönemlerdi. Ben de ‘İşadamı
ve Spor’ başlıklı bir yazı yazmıştım. Böylece Bakış’ın tarihinde ilk kez yer almıştım.
Burada yayınlardan söz ederken, 34 yıllık serüveni içinde BUSİAD’ın hayata geçirdiği çok sayıda raporu ve onlarca yayını da
anımsatmak gerekiyor.
Öncelikle Bakış’tan söz etmek istiyorum. Bakış 1982 yılından itibaren yayınlanmaya başladı. Zaman zaman aylık, zaman
zaman da üçer aylık. Daha sonra ebatları değişti ve klasik dergi boyutlarına geldi. Bu formatta üç ayda bir çıkma düzenine
oturdu. BAKIŞ’ta süreçte güncel ekonomik konular masaya yatırıldı.
40
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
BAKIŞ Dergisi’nin ilk formatı, bir önceki formatı ve günümüzdeki formatı.
1996 yılında BAKIŞ Dergisi bir süre VIEW of BURSA adıyla İngilizce ve Türkçe olarak yayınlandı.
İngilizce ve Türkçe olarak kısa bir süre yayınlanan View of Bursa dergisi.
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
41
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
EKONOMİK RAPORLAR
Bunların dışında BUSİAD yıllar boyunca düzenli olarak Ekonomik Raporlar yayınladı. Genelde bu raporlar üçer aylık dönemleri kapsardı. Raporlar bir basın toplantısıyla kamuoyuyla paylaşılırdı. Ayrıca çeşitli sektörlerin sorunları ve güncel ekonomik konularla ilgili düzenlenen toplantıların verilerini zaman zaman kitapçıklar haline getirip üyeleri, yetkililer ve toplumla
paylaştı.
42
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
HERALD TRIBUNE’DEKİ BURSA
Yandaki yayınların dışında BUSİAD dünyaca ünlü gazete Herald Tribune’de Bursa’nın anlatıldığı bir özel ekin hazırlanmasına da katkı koydu. Bu 6 sayfalık ek 11 Eylül 1996’da Erol Türkün’ün başkanlığı döneminde yayınlandı. Konu Orhangazi’de
yaşayan Mertrans firmasının sahibi ve gazeteci İtalyan kökenli Ciro Konstante’nin aracılığıyla BUSİAD’a iletilir. Bu konuyu
BUSİAD adına Genel Sekreter Erdoğan Bilenser takip eder ve eki hazırlar. Ekte Bursa anlatılmaktadır. Ayrıca içinde dönemin Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Erdem Saker, BUSİAD Başkanı Erol Türkün, BTSO Başkanı Celal Sönmez,
Hüseyin Özdilek, Orhan Yıldırımçakar, Şenol Şankaya ile yapılmış söyleşiler bulunmaktadır.
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
43
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
BUSİAD YARGILANIYOR
BUSİAD’ın tarihinde yaşanmış ilginç olaylar bulunmaktadır. Bu ilginç olaylardan biri de BUSİAD yargılanışıdır. BUSİAD Yönetim Kurulu1985 yılında ekonomik konularla ilgili iki kamuoyu açıklaması yapar. Bu açıklamardan sonra BUSİAD Yönetim
Kurulu açıklamaları yüzünden dava edilir. Özünde bu konu 12 Eylül yasaları ile yasaklamaları ile ilintilidir.
Bu basın açıklamaları BUSİAD’ın 31 Ocak 1985 ve 11 Mart 1985 tarihlerinde kamuoyuna ekonomik konularla ilgili yaptığı
açıklamaları kapsamaktadır.
İlk açıklama 31 Ocak 1985 tarihinde Ekonomik Rapor 2 isimli bir raporun basına duyurulmasıdır. Burada dönemin yasaları gereği açıklama öncesi açıklama yapılacağının ve metnin ne olduğunun valiliğe bildirilmesi ve izin alınması gerekmektedir. Bu iznin alınmadığı
iddiasıyla mahkeme açılmıştır.
Diğeri ise dönemin yerel gazetelerinden Hâkimiyet Gazetesi’nde BUSİAD‘ın ekonomik konulardaki görüşlerini içeren bir yazıdır.
Bu iki gerekçeyle Bursa 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nce 1985/112 esasıyla dava açılır. Davada BUSİAD Yönetim Kurulu Üyeleri “Doğan Ersöz, Erhan Keleşoğlu, Burhan Kurtul,
Hikmet Komar, Mehmet Beysel, Giray Odman, İsmail Hakkı Sezgin, Ragıp Güvenç,
Beyhan Karabacak” sanık olarak yargılanır. BUSİAD’ın avukatlığını aynı zamanda sanıklar
arasında bulunan Avukat İsmail Hakkı Sezgin yapar.
İşin gerçeğinde ilk iddia ile ilgili olarak BUSİAD yönetiminin 31 Ocak 1985 tarihindeki Ekonomik Rapor 2 ile ilgili olarak 11 Ocak 1985’te Bursa Valiliği’ne başvurusunu yapmıştır. Bu
başvuru 14 Ocak 1985’te havale edilir. Dolayısıyla BUSİAD bu noktada resmi başvurusunu
gerekli zaman diliminde yaptığı belirlenir.
İkinci olayda ise 11 Mart 1985 tarihinde Hâkimiyet Gazetesi’nde çıkan haber ile ilgili olarak gazetenin o dönemki Yazı İşleri Müdürü Ahmet Emin Yılmaz imzalı 7 Nisan 1986 tarihli mahkemeye sunulan yazısında ve de mahkemedeki ifadesinde, ayrıca dönemin BUSİAD Basın Danışmanı Rahmetli Aykan Uzoğuz’un yeminli ifadeleri sonucu gazetede çıkan yazının
BUSİAD’ın resmi açıklaması olmadığı, muhabirlerin özel istihbaratları ile o bilgileri ele aldıkları ortaya çıkar.
Bunların üzerine 3 Nisan 1989 tarihinde Bursa 2.Asliye Ceza Mahkemesi hâkimi Hulusi Üzek tarafından sanıkların beraatına
karar verilir.
Özünde bu olay günümüzde Sivil Toplum Örgütleri’nin söylemlerini ifade etmede; nereden nereye gelindiğinin somut bir
örneğidir.
Yandaki sayfada bu mahkeme ile ilgili olarak mahkeminin vermiş olduğu karar metinlerinin bulunduğu sayfalar bulunmaktadır.
44
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
3 Nisan 1989 tarihinde Bursa 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin vermiş olduğu karar.
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
45
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
BUSİAD VE POLİTİKA
BUSİAD kuruluşundan beri politika üstü bir tavır sergiler. BUSİAD’ın bu tavrı onun geleneksel bir davranış biçimi haline
gelmiştir. Burada her politik görüşe eşit uzaklıkta olan BUSİAD üyeleri arasından kuşkusuz siyaset sahnesinde yer almış
çeşitli isimler olmuştur. Bu isimler arasında ülkemiz politika dünyasında yer alan bakanlık koltuğuna oturmuş, milletvekili,
belediye başkanı olmuş önemli isimler de çıkmıştır.
BUSİAD tarihine şöyle bir göz attığımıda BUSİAD üyeleri arasından siyasete atılmış şu isimlerle karşılaşırız:
BUSİAD Kurucu Üyesi olan Kurtcebe Alptemoçin, XVII. ve XVIII. dönem Bursa Milletvekili, Devlet, Maliye ve Gümrük
Bakanı ve 12 Ekim 1990 – 23 Haziran 1991 tarihleri arasında Dışişleri Bakanı olarak görev yaptı.
BUSİAD Kurucu Üyesi olan Hüsamettin Örüç XVIII. ve XIX. Dönem Bursa Milletvekilliği ile 47. hükümette Devlet ve 48.
hükümette Bayındırlık ve İskân Bakanlıkları yaptı.
BUSİAD Kurucu Üyelerinden Memduh Gökçen, XVII. Dönem Bursa Milletvekilliği yaptı.
BUSİAD üyelerinden Fahrettin Gülener, XXI. Dönem Bursa milletvekilliği yaptı.
BUSİAD Üyesi Sena Kaleli XXIV. Dönem Bursa Milletvekilliği yaptı.
BUSİAD üyesi ve eski Genel Sekreteri Erhan Keleşoğlu, Osmangazi Kurucu Belediye Başkanlığı yaptı.
BUSİAD üyesi ve eski Genel Sekreteri Erdoğan Bilenser Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptı.
Ayrıca BUSİAD üyelerinden çeşitli siyasi partilerin il ve ilçe yönetimlerinde görev almış, belediye meclis üyelikleri yapmış
değişik isimler de çıkmıştır.
BUSİAD Genel Sekreteri görevinden Osmangazi’nin Kurucu Belediye Başkanlığı’na seçilen Erhan Keleşoğlu BUSİAD ile ilgili
anılarını şöyle özetlemekte:
“34 yıl öncesinin 18 üyeli Busiad’ından bugünlere. Dile kolay. Tam 34 yıl geçmiş BUSİAD’ın kuruluşundan bu yana. Bu yarı insan
ömrü süresinin hem zor, hemde zevkli birkaç yılını, hele o efsane kurucu ve başkanı Doğan Ersöz ile birlikte yaşamış olmak meğerse ne kıymetli bir hazine imiş. Zaman geçtikçe daha iyi anlıyor insan. Keşke doya doya yaşasaymışım, Doğan Ağabey ile daha
uzun uzun sohbet etseymişim, diyor ama heyhat….
Kültürpark’taki kendi binasına geçinceye kadar işhanları veya apartmanların dairelerinde kiracı olan BUSİAD’ın 1980’li yıllarında, 12 eylül ihtilalinin zorlu şartları ve Özal iktidarı döneminde BUSİAD’da yönetim kurulu üyesi ve genel sekreter olarak görev
yapma şerefine kavuştum. Derneğin demirbaşları çaycı Necmi Efendi ve sekreteri Selma Alsat. Doğan abi hemen hergün orada.
“Beyim gel de bir çift kelam edelim.” mesajı davet çağrısı olurdu.
İnce ve kıvrak zekası, kendine has sade, net ve esprili tarzı ile gerçekleri, verilmesi gereken mesajları, yorumları, çok acı da olsa
46
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
şurup reçetesiyle sunabilen kişiydi. Busiad’ın genel kurulları, toplantıları; merak ve heyecanla beklenen, sanayici ve işadamlarının
görüş ve beklentilerinin cesaretle ve açık şekilde ifade edildiği platformları oluştururdu.
O yıllarda, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası ve BUSİAD dışında özel sektör temsilcisi kuruluş da yoktu. 12 Eylül ihtilali sonrasında milli güvenlik konseyinin askeri rejimi ve Özal’ın birinci iktidarı döneminde, BTSO’nun; konumu, vizyon ve misyonu, yönetimlere karşı
ölçülü ve mesafeli olmayı gerektirdiğinden, BUSİAD’ın önemini ve etkinliğini daha da artırıyordu. Hatta, o dönemlerde, 1985
yılı başlarında, BUSİAD’ca kamuoyuna sunulan “Türkiye’nin ekonomik durumu raporu.” sonrasında, hükümetin eleştirildiği
gerekçesiyle, BUSİAD’ın kapatılması ve aralarında benim de bulunduğum BUSİAD yönetim kurulu üyeleri; Doğan Ersöz, Hikmet
Komar, Giray Odman, Mehmet Beysel ve Ragıp Güvenç, İ. Hakkı Sezgin, Beyhan Karabacak, Burhan Kurtul’un mahkumiyeti için
soruşturma açılmış ancak mahkemece takipsizlik kararı verilmiş idi.
Rahmetli Mehmet Beysel, Erhan Keleşoğlu, Mehmet Tosun, Kemal Coşkunöz bir arada.
“İltifat marifete tabidir Beyim.” ifadesi, efsane başkan, birçoğumuzun ‘Ağabey’ diye hitap etmeyi tercih ettiğimiz Doğan
Ersöz’ün bizleri teşvik ve ödüllendirme cümlesi idi. Mütevazi hali, halk adamı tavır ve üslubu, babacan tavırları, herkesce bilinen
dolma kalem ve tesbih kolleksiyonu, yeşil mürekkepli dolma kalemi ile attığı imzalar daha dün gibi gözlerimin önünde ve hafızamda taptaze, dipdiri...
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
47
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
1989 sonrası Osmangazi Belediye Başkanıyım. Şimdiki Botanik Parkı o zamanlar Soğanlı merası, yeşil alan, sonradan da açık oto
pazarı. Yenilik olsun, yaşlı, genç, çoluk, çocuk stres atsın diye Türkiye’de bir ilke imza atıyoruz. Belediye olarak ‘uçurtma şenliği’
düzenliyoruz. Belirli kesimler ve muhalifler şiddetle karşı çıkıyorlar. Tenkitler ve engelleme çabaları had safhada. Ben de belediye
başkanı olarak ısrarla cazip kılmaya çalışıyor, bedava uçurtma dağıtıyor, konser tertipliyor, ödüllü yarışmalar tertipliyor, hatta
hemşehrileri çıplak ayakla katılarak stres atmaya davet ediyorum. Muhalefet ‘çıplak ayakla’ davetimi hemşehrileri ‘ayakkabısızlar’ şeklinde yorumlayarak sabote etmeye çalışıyor. Moralim bozuk. Ne yapmak istediğimi anlatamamış olmaktan üzüntü
duyuyorum. Şenlik günü erkenden meydandayım. Merak ve endişe içinde bekliyorum. Bir anda uzakta kravatlı, gömlekli bir kişi
geliyor. Doğan Ağabeye benzettim. Ancak ihtimal de vermedim. Ama biraz daha yaklaşınca, ‘Bu o, Doğan Ersöz. Bursa Sanayici ve İşadamları Derneği’nin Başkanı Doğan Ersöz’ diyerek koşa koşa gittiğimde karşılaştığım manzara şöyle idi…Doğan
Ağabey, bir elinde içine çoraplarını koyduğu ayakkabıları, diğer elinde gazete kağıdından yapılmış, çocukluğumuzun en ucuz
‘şeytan uçurtması’. Ama en önemlisi ve anlamlısı çıplak ayaklı olması… O günün stresli ortamı ve beklentisi içinde heyecanımı,
çocuksu sevincimi ve minnetimi; gözlerimden dökülen birkaç damla yaş ve sarılıp ellerinden öperek belirtmeye çalıştım. İşte Doğan Ersöz böyle muhteşem bir kişi idi. Çok klasik bir tanımlama olacak ama daha iyisini bulamadım : “Adam gibi adamdı o.”
Nur içinde yatsın.”
BUSİAD’da uzun yıllar genel sekreterlik görevini de yapmış ve daha sonra 1999-2004 yılları arasında Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmiş olan Erdoğan Bilenser, BUSİAD’lı anılarını şöyle kaleme alıyordu:
Erdoğan Bilenser.
“Sevgili Murat , ‘Abi BUSİAD anılarınla ilgili bir şeyler yazar mısın?’ dediğinde, bir an tereddüt ettim. Çünkü BUSİAD’ la ilgili
yazmam demek, bizim kuşağın neredeyse iş yaşamını, Bursa’ da aldığı önemli rolleri yazmak demekti. Sonra kısa olması gerektiği
konusunda anlaştık ve yazmaya karar verdim.
Gerçekten 1970-1980 yılları arasında iş yaşamına başlayan, özellikle 1. kuşak işadamları için BUSİAD’ın varlığı çok şey ifade
ediyordu.
48
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
Önce, BUSİAD’ a üye olmak sanki iş insanı olarak rüştünü ispatlamak gibi bir şeydi. Sonra BUSİAD’ın meslek komitelerine girmek,
sonra komite başkanlığı, komite başkanlığı yönetim kuruluna seçilebilmenin vizesi gibiydi. Daha sonra genel sekreterlik ve en
büyük onur BUSİAD başkanlığı. Seçimli genel kurullar öncesinde bir fırtına kopardı iş dünyasında. Yerel gazeteler Yönetim Kurulu
listeleriyle ileri kulis haberlerini günler öncesinden vermeye başlardı.
BUSİAD’da yukarıda bahsettiğim hiyerarşi, bana Osmanlı’daki ahi teşkilatlarını hatırlatırdı. Zaten bu düzenin kurucusu olarak
hepimizin kabul ettiği Merhum Doğan Ersöz de modern çağda yaşayan tam bir ‘Osmanlı Beyefendisi’ydi. Çelebi bir kişiliği vardı. Bu nedenle BUSİAD meslek komiteleri ve yönetim kurullarında görev alan bizler, bir işadamları STK’sında yapılması gereken
faaliyetlerin yanı sıra, Doğan Ersöz’e has bir yaşam biçimini, onun felsefi açıdan yaşama bakışını izler ondan örnekler alırdık.
BUSİAD’da bir Başbakanı, bir Bakanı ağırlarken gösterdiği önem ve dikkati bir BUSİAD çalışanına da gösterirdi.
Hüseyin Özdilek, Mustafa Barutçuoğlu, Sinan Baykal, Atilla Parlamış, Erdoğan Bilenser,
Orhan Yıldırımçakar, Zeki Zorlu, Coşkun İrfan, İbrahim Orhan bir BUSİAD etkinliğinde.
BUSİAD’ın liderlerinden kaynaklanan bu etkileşim gücü Bursa sınırlarını aşmıştı. Bizden sonra kurulmaya başlayan illerdeki
SİAD’lar, gerek tüzüklerini, gerek yönetim modellerini belirlerken BUSİAD ve Doğan Ersöz’ü model olarak alırlardı. Anadolu’nun
doğal SİAD lideri BUSİAD, Ağabeyi ya da Başkanı da Doğan Ersöz’dü.
Bu mütevazı kişiliğinin altında kimseye zarar vermeyecek gizli bir gururu da yaşatırdı. Türkiye’nin, Bursa’nın, BUSİAD’ın, göstereceği başarılar, onu çok mutlu eder, gururlandırırdı. Bütün projelerimizin gizlediğimiz bir tarafında, BUSİAD’ın kurumsal itibarını
artırmak mutlaka vardı. 1993 yılında yaşanan Körfez krizi sırasında “BUSİAD olarak ne yapmalıyız?” diye düşünürken, yönetim
kurulunda, Türkiye Gazetelerine tam sayfa ülkeye moral pompalayacak bir ilan yapmaya karar vermiştik. Ben ilanın metnini hazırlarken Doğan Ağabey bu ilanda iş alemine moral verirken, BUSİAD bir biçimde Bursa’nın Ülke Sanayinin Başkenti olduğu
ve BUSİAD’ın böyle önemli bir sanayi kentinin üyelerinden oluşan bir örgüt olduğu vurgusunu çaktırmadan yapmamı istemişti.
İlan o gün iyi bir ses getirmişti. Sonra ki gün Ulusal gazetelerdeki ekonomi yazarları bizim ilanımızdan bahsediyordu. Özellikle
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
49
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
Türk İş Dünyasına verdiğimiz “Kriz nedeniyle işçi çıkarmayalım.” mesajı BUSİAD’ın üstlendiği Anadolu’nun Ağabeyi SİAD’ı rolümüzü daha da güçlendirmiştik.
Türkiye’deki SİAD’ı bir konfederasyon çatısı altında toplama fikrini ilk kez BUSİAD ortaya atmıştı. Çalışmalar Doğan Ersöz’ün başkanlığı döneminde başlamıştı. Bununla ilgili Anadolu’nun çeşitli kentlerinde toplantılar yapılıyordu. Ancak ikinci Türkiye SİAD’lar
zirvesinin Uludağ’da yapıldığını göremedi. Erol Türkün’ün başkanlığı döneminde Erol Türkün ve Celal Beysel’le katıldığımız
TUSİAD’da yapılan toplantıda yaptığımız sunumla II. SİAD’lar Zirvesi’nin Bursa’da yapılmasını sağlamıştık. O tarihte yapılan
zirvede, o yoktu fakat birçok konuşmacı ondan bahsetmişti.
Onun kafasındaki BUSİAD liderliği fikri de sonra gerçekleşti. TUSİAD’la birlikte ülkedeki tüm SİADLAR’ı bir çatı altına toplayan
TÜRKONFED kuruldu.
Bana göre, BUSİAD Doğan Ersöz’le yakaladığı başarı seviyesini hiç düşürmedi. Onun başlattığı içinde iyi insan odaklı güçlü sosyal
ilişkileri, kendinden önce hizmeti, sürdürülebilir başarıyı, tevazuyu, Bursa ve Türkiye sevgisini barındıran bir yönetim felsefesini
sonrasındaki başkanlar İ. Hakkı Sezgin, Erol Türkün, Celal Beysel, A. İhsan Yeşilova, Arif Özer başarıyla devam ettirdiler.
Öyle düşünüyor ve inanıyorum ki bu sağlam temel, Türk İş Dünyası’nın bu önemli kurumunu daha nice yıllar büyük başarılara
taşıyacaktır.”
Celal Beysel, Erdoğan Bilenser, İlhan Kesici, Ahad Andican, Erol Türkün, Şükrü Şankaya bir toplantı öncesinde.
50
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
BAŞKANLARIN GÖZÜYLE BUSİAD VE DÖNEMLERİ
BUSİAD başkanlık koltuğunda Doğan Ersöz, İsmail Hakkı Sezgin, Erol Türkün, Celal Beysel, Ali İhsan Yeşilova, Mehmet
Arif Özer oturdular. Bu bölümde BUSİAD başkanlığı görevini üstlenmiş ve hayatta olan beş başkan, kendi dönemlerini
kısaca şöyle değerlendirdiler:
İSMAİL HAKKI SEZGİN
1994 yılında Doğan Ersöz’ün vefatının ardından, BUSİAD yönetimi bir araya gelir ve yönetimde başkanvekili olan İsmail
Hakkı Sezgin’i başkan seçer. Bu yönetim kurulu hararetli geçer. Çünkü, toplantının yapıldığı gün Ersöz’ün vefatının yedinci
günüdür ve o gece 7 mevlidi yapılacaktır. Bazı üyeler başkanlık seçiminin bir sonraki toplantıya bırakılmasını önerir. Ama bu
öneri kabul edilmez. Toplantıda Yakup Altınöz, İsmail Hakkı Sezgin’i başkanlığa önerir. Konu tartışılır. Bazıları Zeki Zorlu’yu
önerir. Zeki Zorlu işlerinin yoğunluğu nedeniyle kabul etmez. Bazıları İbrahim Orhan’ı önerir, İbrahim Orhan yeni yatırımlar
yaptığını buna yoğun mesai ayıramayacağını dile getirir. Sonuçta, oy çokluğu ile İsmail Hakkı Sezgin seçilir. 1996 yılındaki
genel kurul toplantısına kadar, Sezgin bu görevi sürdürür.
Bakın İsmail Hakkı Sezgin dönemini nasıl anlatıyor:
“Bursa’nın önde gelen sanayicilerinin yoğun daveti üzerine ‘Maliye Bakanlığı Baş Hesap Uzmanlığı’ görevinden istifa ederek 1980
yılında Bursa’ya Avukatlık ve Mali Müşavirlik yapmak üzere geldim.
Bursa’nın sosyal hayatında da üst düzeyde hizmet verebilmek için Bursa sosyal hayatını yakından izlemeye alınca, en önde bulunan kuruluşlarının BUSİAD, BURSASPOR ve Bursa Büyükşehir Belediyesi olduğunu gördüm.
Bu kuruluşları baş harfleri doğrultusunda simgeleştirdiğim 3B Teoremini esas alarak çalışmalarıma başladım.
1985 yılında amacıma ulaşarak Doğan Ersöz Başkanlığında BUSİAD’a, Cavit Çağlar Başkanlığında Bursaspor’a Yönetim Kurulu
Üyesi olarak seçildim. Bursa Büyükşehir Belediyesinde de Teoman Özalp’a Danışman oldum.
Bunlar arasında en fazla mesaimi yoğunlaştırdığım BUSİAD olmuştur. 12 yıl süren Yönetim Kurulu Üyeliğimden sonra 1994-1996
döneminde Yönetim Kurulu Başkanı olarak, 1997-1998 yıllarında da Yüksek Danışma Kurulu Başkanı olarak görev yaptım. Halen
BUSİAD Üyeliğim sürmektedir.
Bu görevlerim sırasında başımdan geçen olayların birkaçı şunlardı.
1985 yılında Özal, Başbakan iken derneklerin basın toplantısı yapmadan belirli bir süre önce Valiliğe başvurularak izin alması gerekiyordu. Bu konuda Valiliğe başvurmamız üzerine Emniyetteki Dernekler Masası Savcılığa suç duyurusunda bulununca
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
51
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
hakkımızda ceza davası açıldı ve sonunda Dernek Yönetim Kurulunda bulunan Bursa’nın önde gelen sanayicileri hakkında 6 ay
ceza verildi. Hepimiz panik içinde sınıf arkadaşım olan o zamanki Adalet Bakanı Oltan Sungurlu’dan da fikir alarak kararı
temyiz ettik. Yerel Mahkeme Kararının bozulması üzerine yeniden yapılan yargılama sonucunda beraat ettik.
1994 yılı Mayıs ayında KKTC Cumhurbaşkanı Sn. Rauf Denktaş’ın katılımıyla yaptığımız toplantıda konuşan Sn. Denktaş, Kuzey Kıbrıs’a yatırım çağrısında bulundu, fakat ilerisinin görülmemesi sonucunda Bursa sanayicilerinden hiçbir yatırım gerçekleştirilemedi.
1994 yılı Haziran ayında MHP Genel Başkanı Sn. Alparslan Türkeş’in katılımıyla yapılan toplantıda konuşan Sn. Türkeş yabancı güçlerin teşvik ve yardımıyla Güneydoğu sorunun büyüyeceğini belirtti.
MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş’in BUSİAD ziyareti sırasında, Bursa Valisi Rıdvan Yenişen, BUSİAD Başkanı Doğan
Ersöz, Şükrü Şankaya, İsmail Hakkı Sezgin, Erdoğan Bilenser, Zeki Zorlu, Sinan Baykal bir arada.
Ocak 1995 tarihinde Çelik Palas’ta yaptığımız toplantıda Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sn. Rahmi M. Koç’a Yılın İş
52
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
Adamı Ödülünü verdik. Sn. Koç bana, üyelerimiz arasından ilk beşe giren firmaların ciro ve ihracat tutarları ile işçi sayılarını
sordu, daha önceden hazırlıklı olduğum için Tofaş ve Reno dışında Cavit Çağlar ve Şükrü Şankaya, Ali Osman Sönmez, Zeki Zorlu,
İbrahim Orhan’ın sahibi oldukları şirketlerle ilgili rakamları verdiğim zaman, bana “Bunlar TUSİAD Üyelerinin ilk yüze giren
firmaları ile yarışabilir konumda’ olduklarını biraz da şaşkınlık içinde bana söylemiştir.
İsmail Hakkı Sezgin dönemin Bakanı Cavit Çağlar ile BUSİAD Evi’nin temel atma töreninde.
7.Cumhurbaşkanı Sn. Kenan Evren 1995 yılında BUSİAD’ı ziyaret ettiğinde BUSİAD topluluğunun görkemi karşısında takdirlerini bizzat bana iletmiştir.
Sn. Doğan Ersöz Başkanlığı döneminde Sn. Özal Başbakan iken, Sn. Demirel Ana Muhalefet Partisi Başkanı olarak BUSİAD’ı ziyaret etti. Bu ziyaret sırasında Sn. Demirel tekrar iktidara geleceğini ve ilk fırsatta bizi Çankaya Köşkü’nde ağırlayacağını söylediği
zaman hiçbirimiz inanmamıştık. Sn. Demirel Cumhurbaşkanı olunca bu sözünü hatırlayarak bizi Çankaya Köşkünde ağırlamasını da güzel bir hatıra olarak yaşadım.
Sn. Kurtcebe Alptemoçin Bakanlığı sırasında BUSİAD olarak Uludağ İhracatçılar Birliğinin Kurulması ve Mudanya
Gümrüğü’nün açılması, Yenişehir Havaalanı’nın açılması olayları da BUSİAD’ın unutulmaz hizmetleri vardır. Evet, BUSİAD ile
ilgili aklımda kalan ana başlıklar bunlardı.”
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
53
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
İSMAİL HAKKI SEZGİN ÖZGEÇMİŞ:
5 Mart 1936 yılında Mudanya’da doğdu. 1956 yılında Bursa Erkek Lisesi’ni, 1961 yılında İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’ni, 1962 yılında İstanbul Üniversitesi İşletme İktisadi Enstitüsü’nü, 1974 yılında İstanbul
Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. Askerliğini yedek subay olarak yaptı.
1964 yılında Hesap Uzman Yardımcılığı sınavını kazanarak Maliye Bakanlığı’nda çalışmaya başladı. 1967 yılında
Yeterlik Sınavını vererek Hesap Uzmanı oldu. 1976 yılında Maliye Bakanlığı tarafından vergi konusunda etüt incelemeler yapmak üzere Londra’ya gönderildi. 1976 yılında Baş Hesap Uzmanı, 1978 yılında Müşavir Hesap Uzmanı
oldu.
İsmail Hakkı Sezgin Süleyman Demirel ile.
1979 yılında Maliye Bakanlığı’ndan ayrılarak Serbest Avukatlık ve Mali Müşavirlik yapmaya başladı. 1991 yılında
Yeminli Mali Müşavir yetkisini aldı. 1994-1995 yıllarında Bursa Sanayici ve İşadamları Derneği (BUSİAD) Yönetim Kurulu Başkanlığı yaptı. 1996-1997 yıllarında da Yüksek İstişare Kurulu Başkanlığı yaptı. Çeşitli dergi ve
gazetelerde maliye ve vergi konularında makaleler yazdı. Katma Değer Vergisi, Yeniden Değerleme Bursa Sanayici
ve İşadamları Derneği (BUSİAD) tarafından basılmış eserlerdir. BUSİAD, Bursa Rotary Kulübü ve Bursaspor
Kulübü üyesidir. BUSİAD’da Başkanlık, Bursaspor’da Asbaşkanlık yapmıştır. Evli ve bir çocuk babasıdır.
54
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
EROL TÜRKÜN
Erol Türkün 1996-2000 yılları arasında BUSİAD başkanlığını yaptı. Erol Türkün’ün ilk dönemi BUSİAD’da kuruluşundan beri
ilk kez birkaç listenin oluşturularak genel kurulun yapıldığı dönemdir. O zamana kadar, başkan bellidir ve sadece insanlar
yönetime girmek için mücadele ederler. Ama o dönem birden üç başkan adayı çıkar. Orhan Yıldırımçakar, İsmail Hakkı
Sezgin ve Erol Türkün. Daha sonra İsmail Hakkı Sezgin bir basın toplantısı düzenleyerek, Erol Türkün lehine adaylıktan
çekilir.
O dönem Bursa kamuoyunda bu seçim uzun süre gündem oluşturur. Adaylar seçime çok ciddi çalışmalar yaparak hazırlanırlar.1996’daki genel kurulda, Erol Türkün ve Orhan Yıldırımçakar listeleri yarışmıştı. Kazanan Erol Türkün oldu. Ama o
seçimde diğer listeden Orhan Yıldırımçakar, Cengiz Fidanlar ve Coşkun İrfan, Türkün’ün listesini delerler. Coşkun İrfan çalışmalara hiç katılmaz. Yıldırımçakar katılır ve Fidanlar bir süre çalışmalara katılıp, sonrasında ayrılır.
Farklı listelerin oluşması BUSİAD için yeni bir dönemdir. O zamana kadar başkanın kesin olduğu yönetim kurulu için verilen
bir mücadele vardır. Şimdi mücadelenin boyutu değişmiştir. Gruplar yoğun faaliyetlere başlarlar. Yapacakları çalışmaları
kitapçıklarla ve broşürlerle duyururlar.
Erol Türkün ve arkadaşlarının kitapçığının kapağı(solda) ve
Orhan Yıldırımçakar ve arkadaşlarının broşür kapağı (sağda).
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
55
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
Burada Erol Türkün’ün listesi “Erol Türkün, V. Celal Beysel, Erdoğan Bilenser, Ali Kemal Efe, Şenol Şankaya, Ergun Ete,
Murat Burçoğlu, Kemal Gürsel, Atilla Parlamış, Hasan Aslanoba, Eser Ceyhan, Ali İhsan Yeşilova, Erhan Keleşoğlu
(1996), İlkay İntaş (1997)” isimlerinden ve Orhan Yıldırımçakar’ın listesi de “Orhan Yıldırımçakar, Coşkun İrfan, Nuri
Tike, Zeki Zorlu, Sinan Baykal, Işık Uğurtuğ, Rüştü Dilmen, Tuğrul Karasarlıoğlu, Adnan Şentürk, Memiş Yılmam,
Yılmaz Gözne, Cengiz Fidanlar, Nurullah Altınsoy” isimlerinden oluşur. Orhan Yıldırımçakar o seçim dönemini ve sonrasını şöyle özetliyor:
“Rahmetli Doğan Ersöz’ün vefatıyla başkanlık dönemi otomatikman bittikten sonra devrenin tamamlanmasına kadar İsmail
Hakkı Sezgin Bey başkan oldu. Fakat normal seçim devresi geldiği zaman tekrar aday oldu İsmail Hakkı Bey. Onun karşısında
da işte bizde aday olduk. Arkadaşlarla konuştuktan sonra çalışmalar başladı. Seçim devresiyle ilgili olarak çalışmalar yaptık. Bu
arada bizim rahmetli Şükrü Şankaya’nın başkan olmasında ben çok ısrar ettim. Yani birkaç kere görüşmeler yaptık konuştuk, o
çünkü danışma kurulumuzda da görevliydi, başkanıydı. Fakat Şükrü Beyi bir türlü razı edemedik ve onla da konuştuktan sonra
“Yani böyle bir şey de bizde aday olursak ne dersiniz?” dedik çok normal karşıladı. Olumlu görüş bildirdi. Ve ondan sonra da
çalışmalara başladık.
Erol Türkün ve Orhan Yıldırımçakar.
Böyle bir grup olarak çalışmaya başladığımızda, epey bir ziyaretler yaptık. Efendim televizyon programları bile yaptık. Gazete ve
radyolar çok önemliydi. Sayın Bilenser... Bilenser yanımızda değildi ama o zaman gene onun radyosundan, Radyoaktif’ten istifade ettik, konuştuk. Fakat işin öyle bir rengi geldi ki. Vitrinde hep İsmail Hakkı Bey iken sonra birden bire değişti ve Erol Türkün Bey
devreye girdi. Bizim o devrelerimizde, sanayii büyüdüğü, gerçek imalat sanayinin devamlı büyüdüğü ve itibarlı olduğu devrelerdi.
O dönem firma olarak da bir tarafta Sönmez Grubu, bir tarafta Çağlar Grubu, bir tarafta Zorlu Grubu, bir tarafta Bisaş yani
biz. O sıralar büyüyoruz; devamlı yatırım yapıyoruz.
BUSİAD’da böyle bir denge yoktu, o zamana kadar. Ama şimdi İsmail Hakkı Sezgin Bey’den sonraki durumda bizim bu aday
olmamız, Zorlu Grubu ile birlikte BİSAŞ’ın çıkması meselesinde, Çağlar Grubu ve Sönmez Grubu ve onun dışındaki sanayiciler
galiba bir vaziyet alma ihtiyacı duydular. Halbuki esas rekabet Sönmez Grubu ile Çağlar Grubu arasındaydı.
56
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
Ve bu iki gruba arkasını vermeden ortaya çıkma meselesi var. Dolayısıyla gezdiğimiz arkadaşlar; hep bu şekilde, “Tamam, yanınızdayız.” diyenler çok oldu. Taktik hatası yaptık galiba. Neyse, şimdi dönelim tekrar bu çalışmalarımıza. Ben Şükrü Bey’e bu kadar ısrar etmeme rağmen, “Ağabey, sen başkan ol. Kesinlikle yüzde yüz; kesinlikle seni destekleyeceğiz.” dememe rağmen,
rahmetli aday olmadı.. Çalışmalar falan hızlanmaya başlayınca bizim kazanacağımız aşağı yukarı belli oldu. 1- 2 gün öncesine
kadar öndeyiz. Fakat, bir baktık ki, işin rengi birdenbire değişti. İsmail Hakkı Bey sahneden çekildi; onun yerine Erol Türkün Bey
çıktı. Celal Bey, bunların hepsi bir araya geldiler. Bizi destekleyenlerin dışında, çok ciddi bir şekilde ziyaretler yaptılar. Biz bir taktik
hatası yaptık. Son çalışmalarımızda firma ziyareti yapamadık. Ve benim de ilk seçimimdi. O zamana kadar seçime girmemişim.
Arkadaşlar da son anda yeterli ziyaret yapamadılar, gezemediler. Ve seçimi küçük farkla kaybettik.
Bana göre en enteresanı seçim sonrasıydı. Listeyi ben, Cengiz Fidanlar ve Coşkun İrfan delmiştik. Onlar yönetimden ayrıldılar,
çalışmalara katılmadılar. Ben ayrılmadım. Şimdi tekrardan geriye döndüğümde de düşünüyorum, çok bilinecekti gruplaşmalar.
Ben o zaman da BİSAŞ’ın başındayım. Şimdiki gibi emekli olsam belki de başka şekilde düşünürüm. Ama böyle bir gruplaşma
içinde olmak, böyle çok büyük iddialarımızda yok. Yani bu biraz yumuşasın, bu gruplaşmalar kırılsın istedim. Onun için orada
oldum. Eksik olmasın, onlar da bana çok hürmet gösterdiler. Ama birlikte yola çıktığımız diğer arkadaşlarım gücendiler. “Neden
sen girdin bunların arasına?” diye. Özünde bu da yanlış. Onlar da bizim dostlarımız, arkadaşlarımız. Bursa ufak yer, hepsiyle
selamlaşacağız. Yarın öbürgün ne olacağı belli olmuyor. Yani kimseyle kötü olmadan gene bu şekilde bir birliktelik olsun dendi.
Bak şimdi ne güzel devam ediyor. Tek liste giriyor. Çift listede epey bir terlettik. Hatta Erol Türkün’le bir iki şakalaşmamız vardır.
“Aman Ağabey, sen bir yerden seçim alma, sen ne diyorsan biz oraya gelelim, bir daha bu işlere girme.” dediler. Şimdiye
kalan hatıralar bunlar.”
BEST Grubu dönemin Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Prof. Dr. Nazım Ekren’in katıldığı toplantılarında
dönemin BUSİAD Başkanı Mehmet Arif Özer ve bazı BUSİAD Yönetim Kurulu Üyeleriyle beraber.
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
57
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
Bu dönem BUSİAD tarihi açısından bir kırılma noktası olarak da algılanabilinir. Burada BUSİAD içinde ağırlıklı olarak daha
önceki dönemlerde yönetim kurulunda yer alan bir grup, kendi aralarında toplanmaya başlarlar. 1996 yılındaki bu başlangıç beraberinde BEST Grubu adını verdiğimiz grubun doğmasına neden olur. Bu grup içinde “Zeki Zorlu, Coşkun İrfan,
Nuri Tike, Işık Uğurtuğ, Tuğrul Karasarlıoğlu, Sinan Baykal, Nurullah Altınsoy, Ertuğrul Kaplan, Mustafa Taşdelen,
İlker Oral, Prof.Dr.Ali Ceylan, Prof.Dr.İlker Parasız, Dr.Mevci Ergün, Tahsin Ardıç” gibi isimler bulunmaktadır. BEST adı
BUSİAD Eski Sanayiciler Topluluğu veya ingilizce ‘En İyi’ anlamını gelen kelimesinden gelmektedir. Bu grup o tarihten itibaren her ay bir üyesinin evsahipliğinde toplanmaktadır. Grubun liderliğini Zeki Zorlu yapmaktadır. Grubun toplantılarında
güncel ekonomik konular masaya yatırılmaktadır.
Evet, bu seçimden Erol Türkün galip çıkar. BUSİAD’da başkanlık yaptığı dönemi kısaca şöyle özetlemekte:
“Bizim aday olduğumuz dönem, sıkıntılı bir dönemdi. Aynen tek partili dönemden, çok partili döneme geçiş gibi bir süreçti.
BUSİAD’da kuruluşundan itibaren ilk defa bir ikinci liste oluşmuştu. BUSİAD bu geçişi de kendine yakışır bir biçimde atlatmalıydı.
İki ayrı taraf yarışmasına rağmen, taraflar BUSİAD’a yakışır bir biçimde centilmence yarıştı. Sonuçta bir taraf BUSİAD’a hizmet
etmek için kazanacaktı, kazanan taraf biz olduk. Böylece ortaya çıkan durum saygın bir biçimde sonlanmış oldu. Kişileri seçimle
ayrıştırmamak gerektiğini düşündük. Amacımız hep birlikte yaratılan sinerji ile daha iyi bir BUSİAD yaratmaktı. Seçim bitmişti
ve seçim sürecinde yaşananlar da sona ermişti. Yeni bir sayfa açmıştık. Özünde bizim yönetime geliş dönemimiz, TUSİAD’da da
bizim kuşağın yönetime gelişi ile örtüşüyor. Yani kurucu büyüklerin yerine, iki dernekte de bir sonraki kuşak yönetime geliyordu.
TUSİAD’ın başına Cem Boyner ile birlikte yeni kadro gelmişti. Bunun nasıl karşılanacağı merak konusuydu. Özellikle TÜSİAD’ı kuran kuşağın, yeni yönetime gelen gençlere nasıl bakacağı ve davranacağı soru işaretiydi. Ama gördük ki, o zaman genç yönetimi
izleyen büyüklerimiz TUSİAD toplantılarını aksatmadan takip ediyor, gençlerin arkalarında oturup, yeni yönetimi sahiplendiklerini adeta gözlerinden okuyorduk. Bizlerde büyüklerimizin yerine yönetime geldiğimizde, büyüklerimize bir şey öğretmek, onları
yönlendirmek gibi bir niyetimiz yoktu. Farklı bir bakış açısı ile geleceğe yön verecek arkadaşları da aramıza katarak, daha aktif bir
yönetim anlayışı belirlemiştik. BUSİAD’ı kuran büyüklerimizde, aynen TÜSİAD’ı kuran büyükler gibi bizlere destek oldular. Bu destek bizlere güven verdi, özgüvenimize katma değer sağladı. Böylece güzel bir geçiş yaşanmış oldu. Yönetime geldikten sonra ilk iş
olarak ‘ne yapabilirizi’ değerlendirdik. Biz yönetime geldiğimizde öncelikle tüzük konusuna ağırlık verdik. TUSİAD’ın tüzüğünü
de göz önüne alarak yeni bir tüzük çalışması yaptık. Bu tüzük çalışması içinde başkanlık dönemini iki dönem ile sınırladık. Ve
diğer tüzük değişikliklerini bunun içine kattık. Bu arada BUSİAD’ın yurtdışına açılmasına öncülük yaptık. O dönemler, otomotiv
ihracatı yoğunlaşmaya başlamıştı. Torino’ya gittik. Oradaki işadamları ile görüşmeler yaptık. Kültürel etkinliklere de önem verdik. Bursa Büyükşehir Belediyesi ile “Uluslararası Lale Festivali” düzenledik. Desen Yarışması’nı başlattık. Tekstil kenti
Bursa’da bu konuya gönül vermiş insanları sanayi ve ticaret ile tanıştırdık. Yöneticilerimizi Bursa’ya çektik. İşadamlarımızı
ödüllendirmek için devlet protokolümüz ödül törenlerimize katıldılar. Seçildiğimiz genel kurulda, şu anda bulunan konferans
salonumuz bitmemişti. Onu BUSİAD yönetimi olarak kendi olanaklarımızla, BUSİAD kaynakları kullanılmadan tamamlamayı
genel kurulda taahhüt etmiştik. Seçildikten sonra bu taahhüdümüzü yerine getirdik.
Görkemli törenlere imza attık. Yaz başlarında eşlerimizle birlikte olalım diye, Yaza Merhaba partilerini başlattık.
Yılın İşadamı seçiminde ilk dönemimizde Sakıp Sabancı’yı seçtik. O’nu Bursa’da görmek, onu dinlemek, deneyimlerinden yararlanmak ayrı bir keyifti. Bunun dışında İstanbul basınında da BUSİAD yer almış oluyordu. Ama bir süre sonra Bursa’da “Yılın
İşadamı” seçiminde, seçimin Bursalı işadamları arasında yapılması söylemleri üyelerimiz arasından ağırlık kazanınca, daha
sonraki dönemde yönetmeliğimizde bir iyileştirme yaparak, üyelerimizin bu talebini değerlendirdik. O günden sonra BUSİAD’ın
58
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
seçtiği yılın işadamları hep Bursa’dan seçildi. Bizim yönetimimizin seçilmesinden sonra, yeni insanların BUSİAD başkanlığına
hazırlanması noktasında, belirli geleneklerin temellerini attık. O sistemin hala devam ediyor olması beni mutlu ediyor. BUSİAD’ın
en önemli özelliği bana göre BUSİAD’ın etnik, yöresel, dinsel ve sosyal farklılıkların hepsine eşit uzaklıkta olması ve bunları üye
seçiminde kriter olarak almamasıdır.
Bu arada bizden önceki kuşaklarımıza ve büyüklerimize teşekkür borcumuz var. Bizler yönetime geldiğimizde, büyüklerimiz bize
hep destek oldular. Etkinliklerimize katıldılar. Bizlere saygı gösterdiler, desteklediler. Bu bizim için çok önemliydi.
Dönemimizde çok sayıda etkinliğe imza attık. Bunlardan aklımda kalanlar kısaca şunlardı:
“BTSO ile birlikte patent hakları, buluşların korunmasına yönelik bir etkinlik düzenledik. Yenişehir havaalanının devreye alınmasına yönelik ilk girişimleri valilik bazında biz gerçekleştirdik. Bursa’nın uluslararası platformda tanıtılması noktasında BTSO ve
UİB ile birlikte International Herald Tribune’e ilan verdik.
1996’da Yılın İşadamı seçilen Sakıp Sabancı, Erol Türkün, Celal Sönmez ve rahmetli Şükrü Şankaya ile birlikte.
Etkinlik ve toplantımıza devlet büyüklerimiz destek verdi. Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel Yılın İşadamı Ödül
törenimize ve dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz da geleneksel gelir ve kurumlar vergisi ödül törenini onurlandırdılar. SİAD’ların birleştirilmesi, federasyonlaşma ve konfederasyonlaşma sürecinin temel taşlarını oluşturduk. 17 Ekim 1997’de Sabancı
Center’da yapılan I. SİAD’lar toplantısında aktif rol oynadık. Bu toplantının ikincisini 9-10-11 Aralık 1998 tarihleri arasında
Bursa Uludağ’da yaptık. Toplantıya 43 SİAD’ı temsilen 500 SİAD üyesi katıldı. Teknoparkın üniversitemizde oluşturulması
noktasında ilk girişimlerde bulunduk. Bu noktada Finlandiya’ya iki üyemizi gönderdik. Atilla Parlamış ve Hasan Aslanoba kendi
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
59
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
olanakları ile bu geziyi BUSİAD adına gerçekleştirdiler ve bu konuda raporu ilgili makamlara ilettik. BUSİAD’a 500 kitaplık bir
kütüphane kazandırdık. Serbest Bölgenin oluşumuna katkı koyduk.”
Uludağ’da yapılan II. SİAD Zirvesi’nden sonra çekilen anı fotoğrafı.
Erol Türkün’ün döneminin sonu yeni milenyuma denk gelir. O dönem EKOHABER gazetesi BUSİAD 2000 isimli bir ek
çıkartır. Ek 25 Ocak 2000’de çıkartılır. Ekte BUSİAD Başkanı Erol Türkün, Başkanvekili Celal Beysel ve Genel Sekreter Serhas
Bekişoğlu’nun da yazıları vardır. Erol Türkün o tarihte ‘BUSİAD ve diğer SİAD’lar’ başlıklı yazısında şöyle demektedir:
“Gönüllü sivil örgütleri arasında yer alan SİAD’lar, gerek güç ve gerekse sayısal olarak bu
kategoride ülkemizin en etkin kurumları arasında yer almaktadır. Geçmişleri pek eskilere
uzanmayan SİAD’lar ülkemizin sorunlarının çözümleri konusunda sağlıklı bir baskı grubu
oluşturmuş, yeni bir güç ve yeni bir soluk getirmiştir. Bugün ilçe düzeyinde bile örgütlenen
sanayici ve iş adamları dernekleri ekonomiden iç ve dış politikaya, hukuktan adalete, tarımdan sanayileşmeye ve yerel yönetimler dahil, tüm alanlarda sadece kendi üyelerini ilgilendiren sorunlarla değil, ülkenin tüm sorunları karşısında birliktelikten yana tavır almışlardır.”
Erol Türkün, SİAD zirvelerinin oluşum öyküsünü ve bu noktadaki BUSİAD’ın işlevini şu
cümlerle anlatıyor:
“Önceleri birbirleriyle polemiksiz bir dayanışma içine girmeyi başaramayan SİAD’ların
özellikle 1996 yılından itibaren kendi aralarında sağlıklı bir iletişim kurduklarını görüyoruz. Bu iletişim sayesinde kısa bir süre sonra, içişlerinde bağımsız kalmakla birlikte ülke
sorunlarında tek bir ses olma yolunda ilk çalışmalar görülmeye başlamıştır. Nitekim 1997
yılında SİAD’lar TÜSİAD’ın ev sahipliğinde sorunsuz, birbirleriyle polemiğe girmeden, güç
60
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
gösterileri yapmadan toplanmaya başlamışlardır. TÜSİAD ve BUSİAD’ın öncülüğünde başlayan ve arzu eden her SİAD’ın katılabildiği bu toplantılar daha sonra her yıl bir kez yapılan SİAD zirvelerine dönüşmüştür. 1997 yılında Sabancı Center’deki “1’inci
SİAD’lar Zirvesi ”ne ülke genelinden 30 SİAD iştirak etmiştir. Bu Zirvede;
‘Tüm SİAD’ların iç işlerinde özgür olduğu; Ülke sorunları karşısında birlikte hareket edilmesi gerektiği; Her yıl bir SİAD
Zirvesinin büyük ve küçük SİAD farkı gözetilmeden bir SİAD’ın ev sahipliğinde yapılması.’ konuları ilke olarak kabul edildi.
İkinci SİAD Zirvesi BUSİAD’ın ev sahipliğinde Aralık 1998 yılında Uludağ Grand Yazıcı’da düzenlendi. Zirvede ana tema olan
“Siyasette Reform” çalışması ve sonuç bildirgesi büyük yankılar uyandırdı. Üçüncü SİAD Zirvesi ise 1999’un Aralık ayında
Mersin’de yapıldı. Ana tema olan “Ekonomide Reform” çalışması ülkemiz ekonomisinin yeniden yapılanması için SİAD’ların
düşüncelerini hükümete yansıtması açısından önemlidir. SİAD’ların, ülkemizdeki diğer sivil toplum örgütlerinden farklı yönleri
vardır. Bunlar şunlardır:
‘SİAD’ların gerek yönetim kadrosu ve gerekse üyeleri Kobi veya daha büyük firma sahiplerinden ya da yöneticilerinden oluşmaktadır. Yönetici ve üyelerin büyük çoğunluğu dünyaya açık, dünyayı tanıyan yükseköğrenim görmüş kişilerdir. Birçoğu ihracat ve ithalat yapmakta olup, faaliyette bulundukları sektörle ilgili uluslararası fuar veya tanıtım
organizasyonlarına katılmaları nedeniyle de yurtdışı ilişkileri konusunda önemli deneyimlere sahiptirler. Keza aynı
deneyimler, ülke içinde de geçerlidir. Sosyal ve kültürel etkinlikler açısından da SİAD’lar çevrelerine önemli katkılarda
bulunmaktadırlar.’
Gelişmekte olan ülkelerde gönüllü sivil toplum örgütleri baskı grupları olarak ülkenin sosyal, politik ve ekonomik gelişmesine,
eğitime büyük katkılar sağlamaktadır. Ülkemizin önde gelen, birbirlerinden bağımsız olmakla birlikte, en yaygın gönüllü sivil
toplum örgütü hüviyetinde olan SİAD’lar bu anlamda ülkemizin her alanda yeniden yapılanma sürecini biran önce tamamlaması için önemli çalışmalar yapmaktadırlar. Bu günlerde özellikle Avrupa Birliği ile birleşme sürecinin kısaltılması yönünde de
SİAD’lara büyük görevler düşmektedir. Ülkemizdeki birçok SİAD’a örnek olacak çalışmalar yapmış olan BUSİAD, dün olduğu gibi
bugün, bugün olduğu gibi yarınlarda da ülkemizin gelişimine uzlaştırıcı ve birleştirici katkılarda bulunacaktır.”
EROL TÜRKÜN ÖZGEÇMİŞ
Erol Türkün 20 Kasım 1950 tarihinde Bursa’da doğdu. Özel Namık Sözeri Koleji ve sonrasında Avusturya Lisesi’ni
bitirdi. Almanya’da Hochschnle Niederrhein Uygulamalı Bilimler Üniversitesi’nde Tekstil Mühendisi oldu. 19962000 yılları arasında BUSİAD Başkanlığı yaptı. Türkiye Tekstil Organize Sanayi Bölgeleri Başkanlığı, Bursa Kültür ve Sanat Vakfı Yönetim Kurulu üyeliği, Çekirge Lions Kulübü, BUSİAD, TUGİAD ve GESİAD üyeliği yaptı.
Evli ve 3 çocuk babası olan Erol Türkün, Türkün Holding CEO’su. Türkün, İngilizce ve Almanca biliyor.
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
61
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
CELAL BEYSEL
Uzun yıllar bir gazeteci olarak dışarıdan takip ettiğim BUSİAD ile sıcak ilişkilerim Celal Beysel dönemiyle başladı. Onun
davetleri ile BUSİAD’ı ve etkinliklerini daha yakından takip etmeye başladım. Onunla öncelikle aktif siyaset yaptığı dönemden tanışıyorduk. O genelde siyaset arenası içinde tanıdığımız insanlardan farklı bir profile ve donanıma sahipti. Beysel ile
sohbet etmekten keyif alırdım.
Celal Beysel, 2000-2004 yılları arasında BUSİAD Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yaptı. Ayrıca, SİAD’ların federasyonlaşma sürecinde BUSİAD Başkanı sıfatıyla rol aldı ve MAKSİFED’in kurucu başkanı oldu. Daha sonra da, TURKONFED Başkanlığı yaptı.
Celal Beysel’in ilk seçim dönemi hareketli geçer. Celal Beysel ile birlikte, Adil Gökçadır ve Coşkun İrfan da aday olur.
Adaylığını ilk açıklayan o dönem DOSAB Başkanı da olan Adil Gökçadır’dır. Adil Gökçadır adaylığını açıkladıktan sonra seçim gezilerine başlar. Onun aday olmasının temel nedeni aynı zamanda BUSİAD üyesi de olan DOSAB’daki sanayicilerden
gelen taleptir. Üç aday da çok ciddi biçimde seçimlere hazırlanırlar. Hatta adaylar seçim ve ileride yapacakları çalışmaları
kitapçıklarda toplarlar.
Solda Celal Beysel’in, sağda Coşkun İrfan’ın seçim bildirgeleri.
O dönemler öncesinde BUSİAD’da Erol Türkün döneminde yurtdışına açılmalar başlar. Bu yurtdışı iş gezilerinden biri de
Kopenhag’a yapılan gezidir. O geziye katılanlar daha sonra dostluklarını pekiştirip aylık yemekler düzenlemeye başlarlar.
62
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
Dolayısıyla bu grubun adı Kopenhag Grubu olarak kalır. Grubun isim babası Mutlu Uraz veya Atilla Parlamış’tır. Bu grup
hala dostluklarını devam ettirip aylık toplantılarını sürdürmektedir. Bakın Adil Gökçadır adaylığını ve o dönemi şöyle anlatıyor:
“DOSAB’taki dostlarımızın ısrarı ile adaylık söz konusu olduğunda aday olmazdan önce yapılması gereken ilk şeyin BUSİAD’ın
kurucusu ve BUSİAD’a hizmet etmiş büyüklerimizin görüş ve düşüncelerini almak olduğunu düşünerek büyüklerimizi ziyaret ettim. Onlardan hüsnü kabul gördüm. Sonra da basına adaylığımı açıkladım. Bu aşamadan sonra Sevgili dostum Coşkun İrfan’ın
da adaylığını açıkladığını öğrendik. Seçimin iki adaylı olacağını düşünürken, Celal Beysel’in de adaylık söylentilerini duyduk.
Şahsen üç adaylı bir BUSİAD seçiminin çok doğru olmadığını düşünmeye başlamıştım. Bunun üzerine yine BUSİAD’a çok hizmeti
dokunmuş büyüğüm Şükrü Şankaya’yı ziyarete gittim. Onunla yaptığımız görüşmeden sonra kendisi bana verdiği sözden dönmeyeceğini ve her zaman arkamda olacağını söyledi. Ancak Celal Beysel’in de çok değerli bir dostumuz olduğunu, eğer gönüllü
olarak adaylıktan çekilip bir sonraki döneme bırakırsa çok daha hoş olacağını söyledi. Ben de bu değerli büyüğümün görüşüne
saygı ve BUSİAD’a benden önce girmiş bu iki dostumun önünü açmak uğruna BUSİAD’da yapılan bir toplantıda kürsüye çıkarak
üç adaylı bir seçimin hoş olmayacağını belirterek adaylıktan çekildiğimi açıkladım. O seçimlerden sonra değerli arkadaşım Coşkun İrfan benim çekilmem nedeniyle Celal Beysel’in kazandığını söylediğini duydum. Ancak kesinlikle ifade ederim ki benim ve
arkadaşlarımın bu noktada hiçbir tasarrufumuz olmamıştır. Ancak Celal Beysel’in DOSAB’lı olması nedeniyle o dönem DOSAB’lı
arkadaşlarımız Beysel’e oy verdiklerini söylemişlerdi.”
BUSİAD’ın Kopenhag ziyaretinde Danimarka’daki Türk Büyükelçiliği önünde, Adil Gökçadır, Atilla Parlamış,
Erdem Saker, Kemal Efe, Faik Özdemir, Rahmi Yaran, Mustafa Kırcı, Ali Keskin Büyükelçilik yetkilileriyle.
Böylece o dönemki seçimde iki liste kaldı. Burada Celal Beysel’in listesinde “V. Celal Beysel, Ali İhsan Yeşilova, M. Serhas
Bekişoğlu, Ali Kemal Efe, Şenol Şankaya, Ergun Ete, M. Kemal Gürsel, Mehmet Erbak, Mehmet Arif Özer, Cenk Yöney, Fahrettin Çakan, Adnan Şentürk, Çetin Öztunalı” isimleri vardır. Coşkun İrfan’ın listesinde ise “Coşkun İrfan, Zeki
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
63
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
Zorlu, Nuri Tike, Işık Uğurtuğ, Sinan Baykal, Tuğrul Karasarlıoğlu, Mehmet İyigüllü, Mustafa Taşdelen, Naci Şahin,
Mustafa Kırcı, Ertuğrul Kaplan, Nurullah Altınsoy, Haluk Oyal” isimleri vardır.
Coşkun İrfan seçime BUSİAD için düşündüğü Sihirli Karesi’yle hazırlanır. Kitapçığında bu vardır. Coşkun İrfan o dönemi
şöyle anlatıyor:
“BUSİAD’ın her komitesinde görev yapmıştım. Ülkemiz 2000’li yıllara giriyordu. O dönem ilginç bir dönemdi. BUSİAD’ı 2000’li yıllara kafamdaki ‘Sihirli Kare’ formülü ile taşıyacağıma inanıyordum. Bu kare ‘Bursa’ya yönelik hedefler, Busiad’a yönelik hedefler, AB çalışmaları, dış ilişkiler, yayın ve araştırma hedefleri, Hükümet ve hükümet politikaları ile ilgili hedefler’den
oluşuyordu. İyi bir hazırlık dönemi geçirdik. O dönemler Bursa’daki mevcut dengelerin dışında çeşitli gruplar da vardı. Örneğin
bunlardan bir tanesi de başını Adil Gökçadır’ın çektiği Kopenhag Grubu diye adlandırılan gruptu. Seçimi kazanmak üzereydik.
Ama son anda bu grup karşı tarafı destekledi. Seçim günü çok az gelmeyen oldu. Benim listemden sadece ben, Beysel’in listesini
deldim. Doğal olarak da daha sonraki çalışmalarına katılmadım.”
Sonunda seçim gerçekleşir ve kazanan taraf Celal Beysel ve arkadaşları olur.
Celal Beysel, dönemini anlatmadan önce BUSİAD’la ilk ilişkilerini şöyle özetlemekte:
“Ülkemizin tarım toplumundan sanayi toplumuna geçiş süreci, değişik yön ve disiplinlerde, geniş yelpazede pek çok çabayı gerektirmiştir. Arz-talep kanunu çerçevesinde ve girişimcilerimizin çalışma ve becerileri ile varılan sanayileşmenin yanında, siyasiler
ve bürokratların sanayiye, sanayiciye ve iş adamına bakış açılarının değiştirilmesini sağlamak da bu çabalar arasında önemli bir
yer tutar. Bu çabalar özellikle Özal döneminde, onun politikaları çerçevesinde yeşerip boy atacak ortamı bulmuştur. Bu değişimde STK’ların rolünü de azımsamamak gerekir.
Sene 1984, Özal’ın iktidarının ilk ayları idi. Siyasiler ve bürokratlar sanayinin gelişebilmesi için ülkede nasıl bir ortamın gerektiğinin henüz yeterince farkında değillerdi. Bunun sonucu örneğin Bursa gibi otomotiv ve tekstil sanayinde 1970’li yıllarda önemli
adımlar atmış ve ülkede lider konumuna gelmiş olan bir şehrin sanayicisi yurt dışından gelmiş, fabrikasının önünde kamyon
içinde bekleyen malını gümrükleyebilmek için İzmit gümrüğünden rapor getirmesi gerekiyordu. Sanayicinin kendi konusuna
odaklanmasını, gelişmesini engelleyen zaman, personel ve maddi kayıplar demekti bu. Bol personel ile çalışan büyük sanayici
bu işi elemanlarına yaptırıyordu. Küçük ve orta boy sanayici ise kimsenin umurunda değildi. Ben de 32 yaşındaydım ve sanayici
olma hevesinde, küçük firmamın ithal ettiği malları gümrükten geçirebilmek için ayda 2 kez bir personelimi İzmit’e göndermek
zorunda kalıyordum. Üyelerinin büyük bölümü aynı sorunları yaşayan KOBİ’lerden oluşan BUSİAD’a uygun, çözmesi gereken,
çözebileceği bir görevdi bu. Hele BUSİAD kurucularından Ahmet Kurtcebe Alptemoçin’in Özal’ın bakanlarından biri olduğu
gerçeği de göz önüne alınınca…
Konuyu o zamanlar BUSİAD Yönetim Kurulu üyesi olan babama açtım, o da yönetime davet edilip konuyu anlatmamı sağladı. Rahmetli Doğan Ersöz de babacan bir tavır ile “Evladım, bizde usul şöyledir, bir konuyu getiren, çözümü için de çaba
gösterir, kendini BUSİAD tarafından görevlendirilmiş addedip gerekeni yap.” dedi. Ben de Ankara’ya gittim, Kurtcebe
Alptemoçin’i ziyaret ettim, konuyu anlattım. Kendisi konuyu destekledi, gerekli kişilerle görüşmemi sağladı. 3-4 ay sonra Bursalı
sanayici artık raporu İzmit’teki PETKİM’den değil, Uludağ Üniversitesi’nden almaya başlamıştı bile.
Bu olay bana, Sivil Toplum Örgütlerinin ne işe yaradıkları konusunda önemli bir ders vermiştir. Asıl itibariyle bireysel olan, ancak
aynı STK’nın diğer üyelerini de ilgilendiren bir sorunun, o STK’nın ilişki ağının doğru kullanılıp sonuçta yine de bireysel bir çaba
64
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
ile çözülebileceğinin dersidir bu. Aldığım bu ders, BUSİAD’da ve üyesi olduğum diğer STK’lardaki görev dönemlerimde bana yol
göstermiştir, hep.”
Celal Beysel, 2000 – 2004 arası BUSİAD Başkanlık dönemi ile ilgili düşüncelerini bir anekdot ile birlikte şöyle anlatmakta:
BUSİAD’ın 25. yıl kutlamasında dönemin Valisi Oğuz Kağan Köksal ile birlikte BUSİAD yöneticileri.
“Sivil toplum örgütlerinin en önemli görevi, bireylerin kendi başlarına üstesinden gelemedikleri bir sorunu, üyelerinin birliğinden güç alıp kamuoyuna duyurmak, empati yaratıp çözülmesine vesile olmaktır. 1983’ten beri çeşitli görevler
yaptığım STK’ların bana öğretisi bu olmuştur. Dolayısıyla BUSİAD başkanlığım sırasında da hedefim hep üyelerin ortak sorunu
olduğunu düşündüğüm konulara eğilmek olmuştur. Bu hedef, söylemesi kolay ancak gerçekleştirmesi oldukça zor bir hedeftir.
Özen ister, sabır ister, özveri ister, zaman ister. Bir de bu işi kendi menfaatiniz için değil, temsil ettiğiniz grubun menfaati için yapıyor olmanız ve bu konuda herkesi inandırmanız gerekir. BUSİAD Başkanı olduğum dönemde çeşitli konuları ele alırken bu hedef,
diğer başkanlar gibi benim de misyonum olmuştur.
Bunun örneklerinden biri, BEGEV konusudur. Mesleki Eğitimin ülkemizdeki sanayici ve işadamlarının ortak sorunu olduğuna
inandığımdan, başkanlık dönemim başlamadan önce bu konuyu BUSİAD Yönetimine getirmiştim. O günkü BEGEV başkanının
ifadesi ile “rafa kaldırılmış” yani işlevsiz halde beklemekte olan bu vakfı, Bursa ve ülkenin diğer kentlerindeki sanayicinin ihtiyacı olan bir meslek eğitim merkezi haline getirmeye karar verdik. Yönetimin ve üye birçok sanayicinin maddi manevi desteği ile
kısa sürede büyük bir başarı elde ettik. Çeşitli hayırsever ve STK’ların da katkılarıyla BUSİAD’ın desteklemediği dönemde adı bile
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
65
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
anılmayan BEGEV’in tanınmış, senede bin’in üzerinde meslek erbabı yetiştiren bir eğitim vakfı haline gelmesine vesile olduk.
Bu, hiç de kolay olmadı. Öncelikle siyasilerin ve bürokratların, ama aynı zamanda sanayicilerin meslek eğitimine ve özel sektörün eğitime katkısına bakış açılarının değişmesi gerekiyordu. Birçok engeli, profesyonel kadronun becerisi, BUSİAD’ın isminin
güvenilirliği sayesinde aştık. Aldığımız desteklerde, kişiliğimizi ortaya koyduk. Hiç unutmuyorum, bir akşam, Lions Kulüb’ün bir
yemeğine gitmiştik, eşim ile birlikte. Yemek sırasında o zamanın Begev Müdüresi Oya Bozkurt telefon etti, önümüzdeki 6 ayda
BEGEV’in masraflarını karşılayacak boyutta bir Çalışma Bakanlığı öğrenci destek projesini kazanmış olmamıza rağmen bürokratik bir sorun yüzünden projemiz reddedilmişti. Ertesi gün, ret yazısı gönderilecekti ve bu yazı, BEGEV’in maaşlarını dahi ödeyemeyecek hale gelmesi demekti. Yemeği filan bırakıp zamanın Bakanı Ertuğrul Yalçınbayır’ı aradım, o da Çalışma Bakanı Murat
Başesgioğlu’nu aradı, Çalışma Bakanı da zamanın İŞKUR genel müdürünü. Akşamın 10.30’unda, eşimle baloda aklım BEGEV’de
dans ederken Genel Müdür Namık Ata telefon etti, Bursa İŞKUR Bölge müdürü Kazım Bey ile konuştuğunu ve durumun düzeltileceğini müjdeledi. Böylece bir küçük muharebe daha kazanılmış, vakfın geleceğinin bürokratik nedenlerle karartılmasının
önüne geçilmişti.
İbrahim Yazıcı, Erdem Saker, Yahya Şimşek, Ertuğrul Yalçınbayır, Celal Beysel ve Erdoğan Bilenser.
Bu olay, BEGEV’in başarısı için atladığımız engellerden sadece bir tanesi. Savaşı kazanmak için daha nice muharebeler yapıldı.
Daha nice isimsiz katkılar oldu. BEGEV adına teşekkür borcumuz olan nice kişiler var, adları anılmayan…
Maalesef, vefasızlık da ülkemizdeki gönüllü STK gerçeklerinden biridir. BUSİAD biraz da gelenekselleşmiş olan bu sosyopsikolojik
yanlışımızın düzeltilmesi yönünde önemli bir örnek teşkil eder. Bu örneği, son 4 dönemin Başkanlarının birbirlerine kalpten desteklerini görünce, Erol Türkün, Celal Beysel, Ali İhsan Yeşilova ve Arif Özer’in el ele, kol kola fotoğraflarına bakınca hissetmek
mümkündür. “
66
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
Celal Beysel, BUSİAD Başkanlığı döneminden sonra 5 yıl süreyle Başkanlığını yaptığı TÜRKONFED’in oluşumunu, SİAD’ların federasyonlaşma ve konfederasyonlaşma sürecini de şöyle anlatmakta:
“Son 30 yıldır ülkemizin dört bir yanında kurulmuş olan SİAD’lar, 1990’lı yılların başından itibaren aralarında organik bağlar
geliştirip seslerini daha güçlü bir şekilde duyurma çabasına girdiler.
Erol Türkün, Serhas Bekişoğlu, Ali İhsan Yeşilova, Ömer Sabancı ve Celal Beysel
Bursa’daki TÜRKONFED Başkanlar Konseyi toplantısında.
TÜSİAD bu konuda ilk ciddi adımı 1 Temmuz 1994 tarihinde Samsun’da bölgenin SİAD’larıyla bir toplantı düzenleyerek attı.
Samsun’da başlayan bu çalışma ilk meyvesini 1997 yılı Kasım ayında İstanbul Sabancı Center’da 30 SİAD’ın katılımıyla gerçekleşen birinci SİAD’lar toplantısında verdi. Bu toplantının başarısı, SİAD’lara senede bir kez bir araya gelerek ülkenin çeşitli
kentlerinde benzer toplantılar düzenleme cesaretini verdi. Tüm SİAD’ları bir araya getiren ve Türkiye’de Siyasette reformu ele alan
ikinci toplantı Bursa’da, TÜSİAD’dan sonra kurulmuş ilk SİAD olan BUSİAD’ın ev sahipliğinde Uludağ’da yapıldı. Bu toplantının
formatı, İstanbul toplantısından daha değişikti. Toplantının konusunun seçimi, hazırlıklar, toplantı sonrası yayınlanan bildirge,
çıkartılan kitapçık.
Bursa SİAD Zirvesi, daha sonra her yıl gerçeklesen zirvelere örnek teşkil etti. 1998’den itibaren SİAD’lar düzenli olarak “Zirve” gerçekleştirdiler. Ancak senede bir kez yapılan Zirve, SİAD’ların gücünü sergilemesi için yeterli olmuyordu. Arada oluşturulan bağlar,
yeterince güçlü değildi. Özellikle sanayici ve işadamı camiasının kurduğu Gönüllü Sivil Toplum Örgütleri seslerini Ankara’da
daha etkin duyurabilmek, serbest piyasa ekonomisinin ülkede daha güçlü yerleşebilmesine destek olmak, Türkiye’nin AB’ye gi-
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
67
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
rebilmesi çalışmalarında aktif rol oynamak istiyorlardı. Bağları güçlendirmek, önce Federasyonlar, daha sonra da bir Konfederasyon kurulmasıyla mümkündü. AB’ye uyum yasası çerçevesinde yeniden düzenlenen dernekler kanunumuz, sivil toplum örgütlerinin federasyon ve konfederasyon oluşturmalarını kolaylaştırınca, SİAD’lar yine bir araya gelerek federasyon çalışmalara
başladılar.
Böylece, 1971 yılında TUSİAD’ın kurulmasıyla başlayan Sanayici ve İşadamları Dernekleri için yeni bir sayfa açılmış oldu...
Bugün SİAD’ların seslerini duyurabilecekleri sektörel ve bölgesel federasyonları ve onların bağlı olduğu, 11 bin iş insanını bir çatı
altında toplayan bağımsız, gönüllü ve tarafsız bir konfederasyonu var artık. Ben de BUSİAD Başkanlığından sonra önce 2 yıllığına
Marmara ve Kuzey Anadolu SİAD’larının federasyonu olan MAKSİFED’in, daha sonra da 5 yıl süre ile TÜRKONFED’in başkanlığını
yapmış olmaktan gurur duyuyorum”
Evet, Celal Beysel, MAKSİFED Başkanlığı sonrası TÜRKONFED Başkanlığı yapar. Beysel’den sonra MAKSİFED Başkanlığı’nı
Serhas Bekişoğlu ve ardından Günal Baylan yapar. BUSİAD’ın geçmişi ve köklülüğü ona her zaman çeşitli konularda liderlik
yapma misyonunu da yüklemiştir. Bu yukarıdaki örnekler , bunun somut göstergesidir.
Celal Beysel’in döneminde 2003 yılında BUSİAD 25. yılını kutlar. Bununla ilgili olarak
EKOMETRE Gazetesi BUSİAD’ın Gümüş Yılı diye bir ek çıkartır. Bu ekte Celal Beysel, 25
yıllık serüven başlıklı yazısında şöyle diyordu:
“Yıl 1978…
Rahmetli Doğan Ersöz başkanlığında idealist, geleceği gören, birleştirici, işini ve şehrini
candan seven girişimciler bir araya gelerek BUSİAD’ı kuruyor. Önceleri İntam 101’de küçük bir ofiste başlayan bu zorlu yolculuk 1995 yılında yapımı tamamlanan Kültürpark’taki modern BUSİAD binasında devam ettiriliyor.
Bugün BUSİAD, ilk günkü heyecanından bir şey kaybetmemiş yapısıyla 25 yaşında…
Üyesi olmaktan gurur duyduğumuz derneğimiz kurulduğu günden beri görev yapan, tüm
yönetim kurulları ve üyeleriyle kabına sığmayan, gündemi ve gelişmeleri yakından takip
eden, kendi ilke ve doğrularının savunucusu tavrı ile bürokrasi, diğer sivil toplum örgütleri
ve toplumun tüm kesimleriyle diyalog içerisinde Bursa’mızı ve İş adamımızı ülkemizde ve
yurt dışında tanıtan çalışmalarını sürdürmektedir.
Sayıları her geçen gün artan 270 seçkin üyesi ile TÜSİAD’dan sonra ülkemizin en büyük,
aktif ve saygın SİAD’ı konumundaki derneğimiz bugünlerde TÜSİAD dahil Karadeniz ve
Marmara Bölgesindeki SİAD’ların bir federasyon çatısı altında toplanması çalışmalarına da öncülük etmektedir.
Gönüllü Sivil toplum Örgütlerinin toplumun yönlendirilmesinde giderek çok daha etkin olduğu günümüzde çeyrek yüzyıllık birikimi ile derneğimiz temsil ettiği kesimin görüşleri doğrultusunda toplumu yönlendirmeye, şehrimizin ve ülkemizin sosyal ve
ekonomik yönden gelişimine katkıda bulunmaya devam edecektir.
Hiç şüphe etmiyorum ki BUSİAD, varlık nedeni üyelerinin idealist, yapıcı ve ilkeli katkılarıyla nice 25 yıllara ulaşacak ve ülkemizin
Atatürk’ün gösterdiği çağdaş uygarlık düzeyi hedefine erişme çabalarında yol gösterici rolünü sürdürecektir.”
68
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
V. CELAL BEYSEL ÖZGEÇMİŞ
11 Ağustos 1952’de Bursa’da doğdu. Ortaokulu Avusturya Lisesinde, Liseyi Robert Kolej’de bitirdi. Kimya Mühendisliği tahsilini İsviçre Zürih Teknik Üniversitesi ETH’da bitirdi.
Bursa bir tekstil kentiydi ve tekstil sanayicileri Bursa’da başarılı olmaktaydılar. Babası Mehmet Beysel’in de teşvikiyle 1977 yılında Floteks A.Ş’yi , tekstil sektöründe üretim yapmak üzere kurdu. Ancak üniversitede master konusu plastik idi ve ne aile geleneğinde ne de şahsi eğitiminde tekstil konusunda bilgi birikimi yoktu.
Bu nedenle başarıyı yakalama şansının düşük olduğunu görünce, geçici bir süre için girişimcilikten vazgeçip zamanın plastik konusunda başarılı girişimcisi, baba dostu Celal Dıbırdık’ın yanında 1 yıl çalıştı. O dönem yaptığı
araştırmalarda, Plastik Rotasyon teknolojisinin henüz Türkiye’de olmadığını görüp, bu konuya girmeye karar verdi.
Gerekli makinelerin alımı pahalıydı; bu nedenle kendi makinelerini imal ederek sanayiciliğe başladı.
Bugün Floteks A.Ş., konusunda Türkiye’de lider ve otomotiv sanayinin güvenilir bir yan sanayicisi olmanın yanında bilgi, beceri ve kalitesini yurt dışında da ispat etmiş bir kuruluştur.
İş hayatının yanında çeşitli siyasi parti, dernek ve kuruluşlarda aktif görevler aldı. Bunlardan bazıları
“Türkiye Avrupa Topluluğu Derneği Bursa Şubesi Başkanlığı, Türkiye Genç İşadamları Derneği TÜGİAD Başkan
Yardımcılığı, BUSİAD Genel Sekreterliği ve Başkanlığı, Demirtaş Sanayiciler Derneği Kurucu üyeliği, Demirtaş
Organize Sanayi Bölgesi Genel Sekreterliği, Anavatan Partisi Bursa Yönetim Kurulu üyeliği , Marmara ve Kuzey
Anadolu Sanayici ve İşadamları Dernekleri Federasyonu (MAKSİFED) Başkanlığı , Bursa Eğitimi Geliştirme Vakfı BEGEV Başkanlığı, Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanlığı,
TÜRKONFED Yüksek Danışma Kurulu Başkanlığı, Uludağ Üniversitesi Güçlendirme Vakfı Yönetim Kurulu
üyeliği, Bursa Turizm Kültür ve Sanat Vakfı Yönetim Kurulu üyeliği.”
Celal Beysel evli ve 2 çocuk sahibidir.
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
69
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
ALİ İHSAN YEŞİLOVA
Benim aktif olarak BUSİAD’lı yıllarımın başlamasında en önemli isim Ali İhsan Yeşilova oldu. Ali İhsan Bey’i ağırlıklı olarak
Bursaspor’da yöneticilik yaptığı dönemden ve BKSTV’ndaki çalışmalarından tanıyordum. Onun daveti ile başladığım BUSİAD Danışmanlığı yıllardır dışarıdan tanıdığım camiayı içerden de tanıma fırsatı verdi. Ali İhsan Yeşilova benim yaşantım
boyunca tanıdığım gerek çalışma, gerekse özel yaşantısında son derece titiz, programlı insanlardan biriydi.
BUSİAD’ın 2004-2008 yılları arasındaki başkanlığını Ali İhsan Yeşilova yaptı. Yeşilova BUSİAD’lı yıllarını şöyle özetlemekte:
“Öncelikle 34 yıla sığdırılmış çok değerli çalışmalar ve birikimlerin böyle güzel bir çalışma ile kitap haline getirilip derlenip toparlanmasından ve ölümsüzleştirilmesinden dolayı çok mutlu olduğumu belirtmek istiyor ve bu güzel çalışmayı planlayan ve
hayata geçiren herkese teşekkür ediyorum.
MAKSİFED’in 14 Nisan 2005’te Bursa’da BUSİAD Evi’ndeki toplantısında
Hüseyin Özdilek, Ali İhsan Yeşilova. Celal Beysel ve Ömer Sabancı birlikteler.
70
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
Rahmetli kurucu Başkanımız Doğan Ersöz’ün ileri görüşlü bir adımla oluşturduğu Anadolu’da ki ilk işadamları derneğimiz BUSİAD, 34 yaşını kuruluş amacından, ilke ve prensiplerinden hiç sapmadan doldurmak üzere.
Benim de Çekirge caddesindeki Duduoğlu Apartmanının alt katındaki BUSİAD ofisinde “Hoş geldin evlat” diyerek beni karşılayan rahmetli Doğan Ersöz ve BUSİAD’la tanışmamın üzerinden 23 yıl geçti.
20 yıldır fiili olarak BUSİAD yönetiminde görev almaktayım. 4 yıl Doğan Ersöz başkanımızla ticaret komitesi başkanı olarak çalıştım. Daha sonra 4 yıl Erol Türkün başkanımla Yönetim Kurulun’da beraber çalıştık ve kendisinden çok şey öğrendim.
4 yıl da Celal Beysel Başkanımın yardımcılığını yapmak ve onunla pişmek bana nasip oldu.
Bu 12 yıllık eğitim yıllarından sonra gerçekten çok onur duyduğum ve keyif aldığım 4 yıllık başkanlık dönemim oldu. Yönetim
Kurulu Başkanlığı’nı benden sonraki arkadaşlara devrettikten sonra da, 4 yıldır çok onur duyduğum Yüksek Danışma Kurulu
Başkanlığı’nı büyük bir mutlulukla sürdürdüm. Özellikle Yönetim Kurulu Başkanlığı yaptığım 4 yıl, benim ve ailem için gerçekten
çok onurlu, çok özel ve çok heyecanlı yıllardı.
Celal Beysel, Ali İhsan Yeşilova, Erol Türkün ve Serhas Bekişoğlu.
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
71
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
BUSİAD’a ilk üye olduğum yıllarda ki Çekirge toplantılarında rahmetli Doğan Ersöz Başkanı’mın şiirsel üslubunu özenerek izler ve
“Bir gün ben bu derneğin başkanı olacağım.” derdim.
Tanrı bana 16 yıl sonra bu onurlu görevi nasip etti. Dört yıllık yoğun çalışma dönemimizde Yönetim Kurulu arkadaşlarımla beraber çok planlı bir dönemi “Kendi yoğurt yiyiş” tarzımızla yaşadık.
Birçok hayallerim vardı, hemen hepsini tüm üyelerle birlikte hayata geçirme şansını yakaladım. Benim ve ailemin hiçbir zaman
unutamayacağımız çok güzel anılarımız oldu.
Çin’den, Brezilya’ya, Hindistan’dan Arjantin’e kadar yaptığımız iş gezilerinde BUSİAD’ı 5 kıtaya taşıdık ve ölümsüz dostluklarımız
oluştu.
Fakat burada özellikle üzerinde durmak istediğim konu Yönetim Kurulu’nda görev aldığım dönemde BUSİAD’da yaşanan değişim ve kurumsallaşma ile şehrimizde ve Türkiye’de sivil toplum kuruluşlarındaki çok hızlı, olumlu gelişmelerdir.
Benim BUSİAD yönetimlerimde fiilen görev aldığım dönemlerde ülkemizde ve şehrimizde Sivil Toplum’da çok hızlı gelişmeler yaşandı.
BUSİAD üyeleri Uzakdoğu seyahatinde KİA Otomobil Fabrikası’nı ziyaretleri sırasında.
Öncelikle Sayın Erol Türkün Başkanımın döneminde TÜSİAD’ın önderliğinde, Anadolu’da hızla çoğalan SİAD’ların güçlerini birleştirmeleri ve ortak hareket etmeleri için SİAD’lar zirveleri başlatıldı. İstanbul’da yapılan ilk zirveden sonra II. Zirve BUSİAD’ın
ev sahipliğinde Uludağ’da çok başarılı bir şekilde yapıldı. Bu çalışmalar atlatılmadan sürdürülerek daha sonra TÜSİAD’ın ve
BUSİAD’ın önderliğinde Federasyonlar ve arkasından Konfederasyon oluşturuldu. Böylece işadamları dernekleri bölgelere göre
belirli çatılar altında toplanarak güçleri birleştirerek kendi bölgelerindeki sorunların çözümünde çok daha güçlü ve etkin olmaya
başladılar.
72
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
Ali İhsan Yeşilova’nın döneminde yapılan önemli etkinliklerden biri de BUSİAD yönetiminin
22-23 Eylül 2005 tarihinde AB’nin merkezi Brüksel’e yaptığı ziyaretti. Yukarıda İbrahim Yaşar, Mehmet Arif Özer,
Ali İhsan Yeşilova, İlker Oral ve Murat Coşkunkan AB Parlamentosu önünde görülüyor.
Bu çalışmaların başlaması ve sonuçlanması benim içinde bulunduğum yönetimler döneminde oldu. Bu oluşmalarda Erol Türkün
ve Celal Beysel Başkan’ın çok yoğun ve etkin çalışmaları oldu. Bende kendileriyle hep beraber oldum ve çok keyifli çalışmalar yaparken her yıl Anadolu’nun değişik illerinde yapılan toplantılara aktif olarak katıldım. Anadolu’muzun birçok bölgesinde dostlar
edindik, oralardaki ticaret ve sanayi hayatını yakından tanıma fırsatım oldu.
BUSİAD olarak bu yapılanmayı yönlendirmek ve yönetmek bizler için ayrı heyecandı ve bunun sonucu olarak Federasyon’un ilk
ve Konfederasyonun ikinci başkanları BUSİAD yönetiminden seçildi. Bu tüm BUSİAD ailesini çok mutlu etmiştir.
Sivil Toplumun SİAD’ların gelişim ve yapılanma döneminde görev almak, BUSİAD’ı ve Bursa’yı temsil etmek bana her zaman çok
keyif ve heyecan vermiştir. Yine bu dönemde BUSİAD içinde de ciddi kurumsallaşma çalışmaları yapıldı.
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
73
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
Dernek yönetim kadrolarının yeniden oluşturulması, yönetim sisteminin oluşturulup, İSO 9001 sistem belgesinin alınması, benim bizzat içinde olmaktan çok keyif aldığım çalışmalardır.
Bu dönemde yapılan en önemli değişikliklerden bir tanesi de, derneğin bölünüp parçalanmasını önlemek için yapılan tüzük değişikliği ile Başkanlığın 2 dönem yani 4 yıl ile sınırlandırılması ve başkan adayının yönetimin içinden gelmesinin sağlanması
olmuştur. Derneklerin geleceği için çok olumlu sonuçlar veren bu uygulama daha sonra örnek alınarak birçok STK tarafından da
benimsenmiştir.
BUSİAD Yönetim kadrolarında ki 20 yıllık sürede gerçekten çok hızlı değişen bir dünya ve BUSİAD vardı. Bu hızlı değişim içinde yaşayabilmek, değişim ve gelişime katkı koyabilmek ve BUSİAD gibi güzide bir kuruluşa başkanlık yapabilmek, benim ve ailemin keyifle ve heyecanlanarak andığı çok onurlu anıları bıraktı bizde. Bunları hatırlarken her zaman çok keyif alıyor ve duygulanıyoruz.
Tüm sanayici ve işadamı dostlarıma sivil toplumda görev almalarını ve bu hazzı yaşamalarını öneririm.”
Amerika Büyükelçisi’nin BUSİAD ziyareti sırasında BUSİAD Yönetim Kurulu ve bazı üyelerle birlikte.
74
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
ALİ İHSAN YEŞİLOVA ÖZGEÇMİŞ
Ali İhsan Yeşilova 1955 yılında Bursa’da doğdu. Tüm öğrenim hayatı Bursa’da geçen Yeşilova, Uludağ Üniversitesi İktisat Fakültesi’nden mezun oldu. Akademi öğrencisiyken Bursa’da sadece karosercilere alüminyum profil
satan küçük bir mağaza olan Can Alüminyum’da çalışmaya başladıktan bir yıl sonra 1976’da firmayı devralarak iş
yaşamına atıldı. Alüminyuma farklı bir bakış açısıyla yaklaşarak Bursa ve çevresinde değişik alüminyum mamullerini tanıtmaya ve dağıtımını yapmaya başladı. Bu arada birçok değişik alüminyum ürünün ilk kez Bursa’dan satış
ve dağıtımını sağladı.
Otomotiv ana sanayinin ülkemizdeki gelişmesine paralel olarak bu alanda alüminyum ürünleri üretmek üzere 1988
yılında Canel Otomotiv A.Ş.’yi kurdu.
Ardından sattığı ve şekillendirdiği alüminyum profillerin Bursa’da üretimi için harekete geçen Yeşilova, 1990 yılında Cansan A.Ş.’yi kurarak Bursa’da ilk kez alüminyum profil üretimine başladı.
Daha sonra gelişen teknolojiyi takip ederek alüminyum enjeksiyon döküm parça imalatı için Can Metal ve farklı bir
sektörde faaliyet göstermek amacıyla Caneltekstil A.Ş.’yi hayata geçirerek üretime başladı.
Ali İhsan Yeşilova Bursa’daki tesislerinden, Türkiye ve dünyanın beş kıtasında müşterilerine ulaşmaktadır.
Evli ve iki çocuk babası olan Yeşilova, ekonomik ve sosyal içerikli etkinlikleri ile ülkemizin gelişimine öncülük
eden başta Bursa Sanayici İş Adamları Derneği(BUSİAD) olmak üzere, Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları
Birliği(OİB), TAYSAD, TOSYÖV, Uluslararası Patent Birliği üyesidir.
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
75
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
MEHMET ARİF ÖZER
Elinizde bulunan bu kitabın hayata geçmesindeki baş aktörlerden biri Mehmet Arif Özer olmuştur. Böyle bir çalışma yapmayı planladığımı dile getirdiğimde Mehmet Arif Bey konuyu hemen sahiplenmiş, elindeki tüm arşivi bana açmıştır. Çalışma
belirli bir noktaya geldiğinde konuyu yönetim kuruluna getirmiştir. Böylece onun döneminde başlayan bu çalışma Oya
Coşkunöz Yöney döneminde tamamlanmış oldu.
Mehmet Arif Özer, 2008-2012 tarihleri arasında BUSİAD Başkanlığı yaptı. Özer, BUSİAD’ı ve kendi dönemini şöyle
anlatmakta:
“12 yıl BUSİAD Yönetim Kurulunda çalıştım. Celal Başkan döneminde 4 yıl yönetim kurulu üyeliği, Ali İhsan Başkan döneminde 4
yıl başkan yardımcılığı ve 4 yıl başkanlık…
Türkiye’nin en önemli sivil toplum kuruluşlarından biri olan BUSİAD’da harika başkanlarla, yönetim kurulu üyeleriyle ve profesyonel ekiple çalıştım. BUSİAD’ın gücü köklü geçmişi ve üyelerinin değer yaratan; üretim gücünden kaynaklanmaktadır.
34 yıllık bir geçmiş ve 288 üyenin 1012 fabrikası, 110 bin çalışanı, 25 milyar cirosu ve 10 milyar dolar ihracat… Ben de
diğer başkanlar gibi 2’şer yıldan 2 dönem başkanlık yaptım. 2008-2012 yılları…
Başkan seçildikten sonra yeni yönetimle beraber ilk yaptığımız şey vizyon, misyon, değerlerimiz ve kalite politikamızı gözden geçirmek; etik kitapçığımızı oluşturmak olmuştu. Kendimize bize yol gösterecek değerler olarak; dürüstlük, saygınlık, sorumluluk, tarafsızlık ve katılımcılığı seçtik.
Önümüzdeki 2 yılda yapacağımız BUSİAD imaj çalışmaları, BUSİAD kurum yapısı ile ilgili çalışmalar, BUSİAD üyelerine yönelik çalışmalar, işbirliklerimiz, hükümet ve kamu kuruluşu ile ilişkilerimiz konusunda stratejilerimizi ortaya koyduk ve yol haritası hazırladık. Bizim dönemimizde daha önce komisyonlar şeklinde yürütülen çalışma gruplarını üniversiteden öğretim görevlilerinin ve
konularında birikimli ve deneyimli üyelerimizi ve üyelerimizin yanında çalışanları da dahil ederek uzmanlık grupları oluşturduk.
Bunlar; BUSİAD Kurumsallaşma ve Stratejik Yönetim Uzmanlık Grubu, BUSİAD Çevre ve İş Sağlığı Güvenliği Uzmanlık
Grubu, BUSİAD Yenilikçilik ve Yaratıcılık Uzmanlık Grubu, BUSİAD Sektörler Uzmanlık Grupları, Uluslararası İlişkiler Uzmanlık Gruplarıdır. Uzmanlık grupları kendi alanlarında raporlar düzenlediler, paneller, sempozyumlar, yuvarlak masa toplantıları yaptılar.
Ayrıca BUSİAD Düşünce Kulübünü kurduk. Bu kulüp gerek değişik konularda fikir üretme misyonu yanında açık kapı felsefe
toplantıları düzenleyerek farklı açılımlar ortaya koydu. Uluslararası uzmanlık grubu yurt dışından gelecek yatırımcılara kaynak
teşkil etmesi için MADE IN BURSA başlıklı web sitesi hazırladı.
Stratejik ortağımız Kal-Der ile düzenlemekte olduğumuz ‘Bursa Kalite ve Başarı Sempozyumları’ altıncısını, yedincisini, sekizincisini ve dokuzuncusunu başarıyla gerçekleştirdik. Ayrıca EFQM modelinin ‘Avrupa Kalite Yönetim Vakfı tarafından düzenlenen mükemmellik modeli’ ilk ayağı olan Ulusal Kalite hareketine katıldık ve bu konuda çalışmalara devam ediyoruz.
76
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
Ali İhsan Yeşilova, Celal Beysel, Mehmet Arif Özer ve Erol Türkün bir BUSİAD etkinliğinde.
BEBKA (Bursa- Eskişehir- Bilecik Kalkınma Ajansı) kuruluna üye olduk. Bölgenin stratejik yol haritasının çıkarılmasında ve çalışmalarında önemli destek sağladık. Yaptığımız projelerle, staj desteklerimizle, öğrencilere verdiğimiz eğitimlerle Üniversite - Sanayi iş birliğini daha iyi noktalara getirdik. Anadolu’da SİAD’ ların örgütlenmesinde; konfederasyonlaşmasında BUSİAD önemli
bir rol oynamıştır. Bizim dönemimizde de gerek federasyonumuz MAKSİFED’e gerekse konfederasyonumuz TÜRKONFED’e önemli
destekler verilmiştir.
Ulusal çapta tanınırlık anlamında epey yol kat ettik: İnformag Dergisi’nin Türkiye’de STK’lar arasında yaptığı ‘alıntılanma’
araştırmasında derneğimizi ilk 100 kurum içinde (Bursa‘dan ilk yüz içinde BTSO, UİB, ve BUSİAD bulunuyor) yer aldı.
Çalışmalarımızda, Cumhurbaşkanından Bakanlara, Milletvekillerinden Bürokratlarına kadar birçok kesimde görüştük. Problemlerimizi ve çözüm önerilerimizi ilettik. Birçok ülke Büyükelçisi ve Konsoloslarıyla görüşmeler yaptık. Her ortamda BUSİAD’ı en iyi
şekilde temsil etmeye çalıştık.
Bakış dergimizi daha cazip hale getirdik 60 sayfadan 120 sayfaya çıkardık.
Dönemimizde 75 üye alarak ciddi bir büyüme sağladık.
Çekirge toplantılarının yanında 5.’sini düzenlediğimiz Ebeveynler ve çocukları toplantısı çok büyük ilgi görmeye devam ediyor.
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
77
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
Doğan Ersöz yılın işadamı ödül törenleri ve desen yarışmaları toplumdan büyük ilgi görüyor.
12 yıldır BUSİAD yönetimi içerisindeyim; eskiden başkanların birbirlerine birer mektup bıraktığı söylenirdi. Ben böyle bir mektup
almadım ama benden sonra gelen Başkana yazdığım mektubu sizlerle paylaşmak istiyorum.
‘Değerli Başkan,
BUSİAD Başkanlığı gibi çok onurlu bir o kadar da sorumluluk isteyen göreve talip olduğunuz için öncelikle sizi
kutluyorum. Liderliğin birinci görevi; sinerji yaratacak iyi bir ekip oluşturmaktır. Çalışacak ve kaliteli zaman ayıracak insanları yönetime alınız. BUSİAD’ı daha yukarılara taşıyacak, üyelerine ve topluma fayda sağlayacak hedef
ve stratejilerinizi ortak akılla saptayınız. BUSİAD ilkelerinden ayrılmayınız. (dürüstlük, saygınlık, sorumluluk,
tarafsızlık ve katılımcılık) Bilgi üreten şirketler değerli olduğu gibi, bilgi üreten kurumlarda değerlidir. Bunun
için BUSİAD’ da üyelerimize, kentimize ve ülkemize fayda sağlayacak bilgi üretimine önem veriniz. Fevri davranmayın, çok acele karar vermeyin, yutkunmayı öğrenin. Üyelerimizin sesini dinleyin. Yönetim kurulundaki arkadaşlarınızdan takdiri esirgemeyin. BUSİAD profesyonellerinin eğitim ve motivasyonuna dikkat edin.
Başarılı olacağınıza ve iz bırakacağınıza inancım tamdır. Size ve ekibinize başarılar diliyorum. Saygılarımla…’
BUSİAD’ı geçmişten bugünkü düzeye getiren bütün başkanlar, yönetim kurulları ve üyelerine, görsel ve yazılı basın mensuplarına, desteklerini esirgemeyen herkese teşekkür eder şükranlarımı sunarım.”
Mehmet Arif Özer’in dönemi aynı zamanda BUSİAD’ın 30. yılına denk gelir. 31 Aralık 2008’de Dünya Gazetesi ‘30. yılında
BUSİAD’ isimli bir ek yayınlar. O ekte BUSİAD Başkanı Mehmet Arif Özer’in, Türkonfed Başkanı Celal Beysel’in, BUSİAD
Başkanvekili Oya Coşkunöz Yöney’in, BUSİAD Genel Sekreteri Prof. Dr. Ali Ceylan’ın yazıları vardır. Özer ‘30 yılın sofistike birikimi’ başlıklı yazısında şöyle demektedir:
“Günümüzde sivil toplum örgütlerinin önemi artık herkes tarafından biliniyor. Özellikle katılımcı demokrasilerin ayrılmaz bir
parçasıdır sivil toplum örgütleri. BUSİAD da Türkiye’deki sivil toplum örgütlerinin önde gelen örnek temsilcilerinden biridir. Bursa sanayisi, ticareti ve hizmet sektörünün; sürdürülebilir kalkınması, sosyal ve kültürel yaşamın geliştirilmesi için çalışan, ülke
çapında tanınan, saygın bir sivil toplum kuruluşu olmak vizyonundan aldığımız cesaret ve ilhamla, “Üyelerimizin sorun ve
gereksinimlerini saptamak, bunlara çözüm önerileri getirmek amacıyla ilgili makamlara ileterek Bursalı sanayici ve
işadamlarının sesi olmak, yerel, ulusal ve uluslararası kurumlar ile işbirliği yaparak toplumumuzun ekonomik, kültürel
ve sosyal yapısına katkıda bulunmak.” misyonumuzu da en iyi şekilde gerçekleştiriyoruz. Bunları gerçekleştirirken, 30 yılın sofistike birikimi ve dürüstlük, saygınlık, sorumluluk, tarafsızlık ve katılımcılık ilkelerimiz doğrultusunda hareket ediyoruz. BUSİAD
yönetimsel olarak da örnek bir örgüttür. Üç sene önce aldığı ISO 9001:2000 Belgesi ardından, bu sene EFQM Modelinin (Avrupa
Kalite Yönetim Vakfı tarafından düzenlenen Mükemmellik Modeli) ilk ayağı olan Ulusal Kalite Hareketi’ne katılmış ve bu
konuda çalışmalara başlamıştır.
Anadolu’da SİAD’ların örgütlenmesinde; federasyonlaşması ve konfederasyonlaşmasında BUSİAD önemli bir rol oynamıştır. Bugün MAKSİFED’in ve örgütün çatı kuruluşu olan TÜRKONFED’in başkanlarının BUSİAD’lı olması bizler için ayrı bir gurur kaynağıdır. Üniversite sanayi işbirliğine, eğitime ve özellikle mesleki eğitime verdiğimiz önem yadsınamaz. Mesleki eğitimde Türkiye’de
özgün bir örnek olan BEGEV’in (Bursa Eğitim ve Geliştirme Vakfı) kuruluşundaki ve gelişimindeki katkılarımız son derece önem-
78
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
lidir. Bu sene 10.su düzenlenen ‘Tekstil Desen Yarışmaları’ kesintisiz devam etmektedir. Farklı sivil toplum kuruluşları ile de
üyelerimiz ve ülkemiz ortak paydasından hareketle çalışmalar yapmaktayız. Bu kuruluşlardan birisi de Bursa Kalite Derneği
(KALDER)’dir. KALDER’le on seneden beri EFQM Bursa Kalite Ödül Süreci’ni organize etmekte ve altı seneden beri yapılan Bursa
Kalite Sempozyumu’na da destek vermekteyiz. Yıllardan beri sektörel çalışmalar yapıp, raporlar düzenliyoruz. Bu sene sektörel
çalışmalara ilave olarak Sektörler, Stratejik Yönetim ve Kurumsallaşma, Yenilikçilik ve Yaratıcılık, Çevre ve İş Sağlığı Güvenliği
Uzmanlık Grupları ile Düşünce Kulübü kurulmuştur. Bu sinerjik gruplardan çok faydalı ve somut çıktılar alacağımıza inanıyoruz.
Bununla beraber, gereksinim duyduğumuz konularda, konusunda uzman konuşmacılar davet edip, yine değişik konularda paneller, seminerler düzenliyoruz. Her yıl BUSİAD Doğan Ersöz Yılın İşadamı Ödülü ile Eğitim ve Kültüre Destek, Meslek, Çevre
Ödülleri verilerek; işinde, mesleklerinde ve toplumsal sosyal sorumluluk alanlarında başarılı olan iş, meslek ve hizmet insanlarını teşvik ediyoruz. BUSİAD’ı geçmişten bugünkü düzeye getiren bütün başkanlar, Yönetim Kurulları ve üyelerine, görsel ve yazılı
basın mensuplarına, desteklerini esirgemeyen herkese teşekkür eder, şükranlarımı sunarım.”
Mehmet Arif Özer’in başkanlığı döneminde BUSİAD 30. yaşını 2008 tarihinde doldurur. Bu yılın anısına Dünya Gazetesi,
BUSİAD ‘ın 30. Yılı ile ilgili özel bir ek çıkartır ve bu ek tüm Türkiye’ye dağıtılır.
31 Aralık 2008’de Dünya Gazetesi’nin çıkarmış olduğu ‘30. Yılında BUSİAD’ eki.
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
79
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
MEHMET ARİF ÖZER ÖZGEÇMİŞ
İstanbul İktisadi Ticari İlimler Akademisi mezunudur. 15 yıl Mali Müşavirlik yaptıktan sonra, 1988 yılında modaya yönelik bayan dış giyim imalatı ve ihracatı yapmak üzere Etay Giyim San ve Tic. Ltd. Şti.’ni kurmuştur.
Ardından 1996 yılında Etay Giyim Dış Ticaret A.Ş.’yi kurmuş ve halen bu şirketin Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı
yürütmektedir.
2003 yılında EFQM Bursa Kalite Başarı ödülünü alan Etay Giyim, aynı zamanda Türkiye’de ilk Kurum içi ETİK
Yönetimini kuran ve bu konudaki çalışmalarından ötürü 2007 yılında Türkiye Etik Değerler Merkezi Etik Teşvik
ödülünü alan firmadır. Meslek eğitiminde özgün bir kuruluş olan BEGEV’in(Bursa Eğitim Geliştirme Vakfı)kuruluş ve gelişiminde etkin rol oynadı ve başkan yardımcılığı yaptı.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) üyesi, Uludağ Konfeksiyon İhracatçılar Birliği Başkan Yardımcılığını yapan
Sayın Özer, Bursa Sanayici ve İşadamları Derneği (BUSİAD)’nin 2008-2012 döneminde dört yıl Yönetim Kurulu
Başkanlığını yapmıştır.
BUSİAD’ın son beş dönem başkanları Celal Beysel, Mehmet Arif Özer,
Oya Yöney, Erol Türkün ve Ali İhsan Yeşilova bir arada.
80
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
BUSİAD ETKİNLİKLERİ
BUSİAD halen hizmet, ticaret ve sanayi sektöründe faaliyet gösteren 300’e yakın üyesiyle, TUSİAD’dan sonra Türkiye’nin
ikinci önemli Sanayici ve İşadamları Topluluğudur. Her yıl artmakla birlikte üyelerine ait şirket sayısı 1100 civarında
olup, istihdam edilen kişi sayısı 110 bin civarındadır. Bu şirketlerin yıllık ihracat ciroları toplamı ise, 10 milyar Amerikan
Doları’nı aşmaktadır.
BUSİAD’ın nereden nereye geldiğini görme noktasında, bir dönemler basının ilgisini çekebilmek, haftalık toplantılarda
gündem oluşturabilmek için verilen uğraşlar, günümüzde gündemin yoğunluğu, BUSİAD bünyesinde oluşturulan çalışma
grupları ve kulüplerin etkinlikleri nedeniyle bazı haftalar birkaç etkinliğe ev sahipliği yapma durumuna gelmiştir.
BUSİAD’ın ülke ve kentimizde olup bitenleri değerlendirirken, tüm paydaşlarına eşit mesafede, partiler üstü ve yapıcı yaklaşımının temelleri ilk günlerde atılmış ve Ersöz sonrası gelen başkan ve yönetimlerce de giderek pekiştirilmiştir. BUSİAD’ın
tüm yönetimleri sorunlara yapıcı bir anlayışla, kavgacı olmayan bir tavırla ancak doğru bildiğini gözünü budaktan sakınmadan her kesime ifade etmişlerdir. Bu noktada özellikle Doğan Ersöz’ün kişiliğinin ayrılmaz parçası olan ‘’Derneğe giderken
sinirlerini evde bırak.’’ yaklaşımı geleneksel olarak günümüzde de derneğe egemendir.
BUSİAD 1978 yılından günümüze kadar çeşitli alanlarda, farklı sektörlerde düzenlemiş olduğu etkinliklerde ülke ve yerel
bazda önemli isimlere, uluslararası platformda sayısız büyükelçi ve konsolosa ev sahipliği yapmış, bunu yanı sıra başta Uludağ Üniversitesi olmak üzere çeşitli üniversitelerle birlikte paneller ve sempozyumlar düzenlemiştir.
BUSİAD 15 Haziran 1994 yılında düzenlemiş olduğu Otomotiv Sanayindeki Kriz ve
Çözüm Önerileri Paneli’nden görüntü.
BUSİAD’ın bir diğer önemli çalışması da okul sanayi işbirliğinde yapmaya çalıştıklarıdır. Okul sanayi işbirliğinin ülkemizde
tarihsel süreci incelendiğinde burada Bursa’nın önemli bir rol oynadığına tanık oluruz.
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
81
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
1974’de Tofaş’ın kurucu Personel Müdürü Yalçın İpbüken, o dönemki adıyla endüstri meslek liselerinin öğrencilerinin, fabrikalarda staj yapmasının önemine dikkat çekmiştir. Bu konuda Oyak Renault’un personel müdürü Selim Aral ve Tophane Endüstri Meslek Lisesi Müdürü Orhan Savaşeri bir araya gelir. Onlarca toplantı yapılır ve aynı yıl Tophane Endüstri Meslek Lisesi
öğrencileri Tofaş ve Oyak Renault’ta staj yapmaya başlarlar. İki gün okul ve üç gün fabrikada staj ile çalışmalara başlanmıştır.
1976 yılında bu üç isim Milli Eğitim Bakanlığı ile temasa geçmişler ve devreye Milli Eğitim Bakanlığı ile birlikte Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi, Eğitim Araştırmaları Merkezi girmiştir. Sonuçta, Okul Sanayi Ortaklaşa Eğitimi, OSANOR
adında bir proje hazırlanmıştır. Proje bakanlıkça benimsenmiş, uzun süren toplantılardan sonra hayata geçirilmiştir. Bu
yasal düzenlemelerden sonra Proje Eğitim Bilimleri Fakültesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Hıfzı Doğan ve İlhan Akhun tarafından yürütülmüş ve 1978-1980 yılları arasında Adana, Bursa, İstanbul ve İzmir illerinden deneme okulu olarak seçilen birer
endüstri meslek lisesinde uygulanmıştır. Bu okullar Adana Endüstri Meslek Lisesi, Bursa Tophane Endüstri Meslek Lisesi,
İstanbul Kartal Endüstri Meslek Lisesi ve İzmir Mithatpaşa Endüstri Meslek Lisesidir. Daha sonra da METEP Projesi Mesleki
ve Teknik Eğitim Projesi hayata geçirilmiştir.
Ama bu konudaki vizyon Bursa tarafından ortaya konmuş ve ilk uygulamalar Bursa’da yapılmıştır. İşte 1978 yılında BUSİAD
kurulduktan sonra TOFAŞ ve Renault’un dışında kalan BUSİAD üyeleri de yavaş yavaş bu model içinde yerlerini almaya
başlamışlardır. Süreç içinde bazı BUSİAD üyeleri bünyelerindeki vakıflar aracılığıyla konuyu daha da ileri boyuta taşıyarak,
ara kademe eleman yetiştirme aşamasında tüm süreci MEB ile yapılan protokoller çerçevesinde kendi bünyesinde çözümlemektedir. Buna en çarpıcı örnek kendisi de Tophane Sanat Okulu ve ardından Yıldız Askeri Nakliye Okulu’nu bitiren Bursa
sanayisinin duayenlerinden Kemal Coşkunöz’dür. Coşkunöz’ün kurduğu Coşkunöz Holding eğitime yaptığı katkılar yanında oluşturduğu Coşkunöz Eğitim Vakfı bünyesinde bu modeli hayata geçirmekte ve bu alanda bir öncülük yapmaktadır.
Üniversite-Sanayi işbirliği noktasındaki ilk girişimler Doğan Ersöz’ün başkanlığındaki
BUSİAD’ın yönetim kurulunun dönemin Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ayhan Kızıl’ı ziyareti ile başlar.
Okul sanayi işbirliğinin ileri aşaması olan üniversite sanayi işbirliği noktasında da yıllardır Bursa sanayicisinin sıkıntısını çektiği konular, daha tam olarak çözülmemiştir. Her ne kadar üniversite bünyesinde düzenlenen çeşitli panel ve sempozyum-
82
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
larda BUSİAD üyeleri yer alıp, sanayicinin beklentisini dile getirse de konu ağır ilerlemektedir. Bu konuda yıllar öncesinden
başlatılan girişimler bir türlü istenilen düzeye gelememiştir.
Konunun hızlanması ve sağlıklı bir biçimde gelişimi için BUSİAD yönetimi gerek rektörlük nezdinde, gerekse diğer platformlarda süreç boyunca çeşitli girişimlerde bulunmuş ve bulunmaya devam etmektedir. Bu girişimler sonunda, somutlaşan
gelişmelerden biri olarak geçtiğimiz (2010-2011) eğitim döneminde BUSİAD üyelerinin çeşitli alanlarındaki profesyonelleri
Uludağ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’nin çeşitli bölümlerinde normal ders saatleri içinde periyodik seminerler vererek,
sanayicinin bir mühendisten beklentisini dile getirmişlerdir. Ayrıca, üniversite öğrencilerinin stajları konusunda da BUSİAD,
Uludağ Üniversitesi ile bir model oluşturmuş ve modeli 2011-2012 Eğitim döneminde hayata geçirmiştir.
BUSİAD’ın geleneksel hale gelmiş iki etkinliği de periyodik “Çekirge Toplantıları” ve “Geleneksel iftar”dır. BUSİAD Çekirge Toplantıları’nda başta ekonomi olmak üzere çeşitli alanlarda ulusal bazda isim yapmış ve alanlarının duayeni kabul
edilen isimleri ağırlamakta, böylece üyelerinin o alandaki bilgi yenilenmelerine ve de kafalarındaki soruların cevaplanmasına aracı olmaktadır. Bu toplantılarda bugüne kadar iş dünyasının, akademi dünyasının ve fikir dünyasının çeşitli isimleri
fikirlerini BUSİAD üyeleri ile paylaşmışlardır.
Geleneksel iftar ise, BUSİAD’ın Çekirge Toplantıları’ndan Ramazan ayına denk geleni değişik bir formatta yapılmaktadır. Burada her yıl konuk olarak davet ettiği dönemin Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı’nın katıldığı ve son bir yıllık belediyenin
Bursa’daki faaliyetlerinin tanıtıldığı, geleceğe yönelik projelerin ortaya konduğu bir etkinlik olarak yer almaktadır.
BUSİAD Başkanı Mehmet Arif Özer, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe’ye
ramazan ayına denk gelen Geleneksel BUSİAD iftarındaki konuşmasının anısına bir armağan veriyor.
BUSİAD 2011 yılında üst kuruluşu olan TÜRKONFED’in (Türk Girişim ve İş Dünyası Federasyonu), ilk kez düzenlediği Yılın
İş Örgütü Ödüllerine aday oldu ve 15 Aralık 2011’de Mersin’deki 15. Girişim ve İş Dünyası Zirvesi gala yemeğinde düzen-
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
83
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
lenen bir törenle ödüller verildi. BUSİAD burada Yılın Sosyal Sorumluluk Ödülü’nü yapmış olduğu sosyal sorumluluk
çalışmaları ile aldı.
15. Girişim ve İş Dünyası Zirvesi ödül töreni.
Bu arada BUSİAD Nisan 2012’de bir ilke imza atarak Bursa Valiliği’nin de desteğiyle Savunma Sanayi Müsteşarlığı ve Savunma Sanayicileri Derneği ile birlikte Bursa’da ‘Savunma Sanayi Bursa Buluşması’nı gerçekleştirmiştir. Bu önemli etkinlikte
iki gün boyunca 200 firma 460 katılımcı bir araya gelerek 700 görüşme hayata geçirilmiştir.
Bunların dışında BUSİAD, Temmuz 2012’de ‘Bursa’da bir lojistik köyü kurulması projesi’ için bir arama toplantısı ve çalıştay yapmıştır.
BUSİAD’ın etkinliklerinden bazı konu başlıklarıyla bu satırlarda söz etmeye çalıştık. Özünde tüm etkinlikleri bir araya toplamak binlerce sayfayı gerektirmekte. 34 yıllık süreçte açıklanan ekonomik raporlar, sektörel raporlar, paneller, seminerler,
sempozyumlar, ödül törenleri ve diğer etkinlikler.
Burada sözü edilen etkinliklerin dışında BUSİAD bünyesinde oluşturulan Uzmanlık Grupları’nın özel etkinlikleri de toplumumuza ve BUSİAD’ın tüm paydaşlarına önemli katma değerler sağlamaktadır.
Yandaki bölümde Uzmanlık Gruplarının bu etkinliklerinden sizlere kısaca bahsetmeye çalışacağım.
84
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
BUSİAD DÜŞÜNCE KULÜBÜ VE UZMANLIK GRUPLARI
BUSİAD Düşünce Kulübü; Bursa sanayi ve iş dünyasını etkileyen alanlarda, ekonomi, toplumsal politika, çevre politikası,
bilim ve teknoloji konularında yerel, ulusal veya uluslararası temel eğilimleri saptayarak, gelişmeler üzerindeki etkin unsurları belirlemek, ülke ve Bursa sanayi ve iş dünyasına, vizyon geliştirmeyi amaçlayan düşünceler üretmek, strateji ve politikalar önermek üzere araştırmalar yapan veya yaptıran bir organizasyondur.
Düşünce Kulübü’nün araştırmalarının amacı, seçilen konulardaki gelişmelerin meydana gelmesiyle ilgili senaryoların tartışılarak, hem bu sonuca yol açabilecek hem de bu sonuçların meydana gelmesini engelleyecek davranış şekillerinin belirlenmesi; böylece istenmeyen sonuçların önlenmesine yönelik müdahale imkânlarının araştırılarak, gelişmelerin olumlu
seyrini sağlamaya yönelik politikaların araştırılmasıdır.
BUSİAD üyesi kuruluşlardan, kişisel olarak sürece önemli katkısı bulunabilecek üye veya yeterli özelliklere sahip üye kuruluş
çalışanları veya BUSİAD üyesi olmayan kişilerden çağrılı olarak gruba katılmaları sağlanır.
BUSİAD Düşünce Kulübü’nün bir etkinliği de Açık Kapı Felsefe Toplantıları’dır. Bu etkinlikler BUSİAD’da Uludağ Üniversitesi Felsefe Bölümü işbirliği ile gerçekleştirilmektedir. Her ay bir konuk konuşmacının katıldığı toplantılar, büyük ilgi görmektedir.
BUSİAD UZMANLIK GRUPLARI
BUSİAD uzmanlık grupları “Bursa sanayisi, ticareti ve hizmet sektörünün; sürdürülebilir kalkınması, sosyal ve kültürel yaşamın geliştirilmesi için çalışan, ülke çapında tanınan, saygın bir sivil toplum kuruluşu olmak”, vizyonunun ve sosyal sorumluluk anlayışının gereği olarak, sosyal, ekonomik ve kültürel alanlardaki sorunlara, üyelerinin katılım ve işbirlikleri ile yayılım sağlanarak çözüm oluşturmak ve değer yaratmak felsefesi ile oluşturuldu. Bu felsefe çerçevesinde “BUSİAD Kurumsal
Yönetim Uzmanlık Grubu, BUSİAD Çevre ve İş Sağlığı Güvenliği Uzmanlık Grubu, BUSİAD Yenilikçilik ve Yaratıcılık
Uzmanlık Grubu, BUSİAD Sektörler Uzmanlık Grubu, BUSİAD Gıda Uzmanlık Grubu, BUSİAD Sağlık Turizmi Uzmanlık Grubu” oluşturuldu. Bu uzmanlık grupları periyodik olarak bir araya gelerek, zaman zaman düzenledikleri panel ve
sempozyumlarla alanlarında BUSİAD üyelerine ve topluma katkı koymaya çalışmaktadır.
BUSİAD İNOVASYON ETKİNLİKLERİ
25 Ağustos 2008 tarihinde kurulan BUSİAD Yenilikçilik ve Yaratıcılık Uzmanlık Grubu; Ar-ge, Ür-ge, İnovasyon Yönetimi,
Ürün, Süreç ve Teknoloji Tasarımı, Paydaş Kurumlarla Fon Yaratılması (AB, Dünya Bankası, vb.) konu başlıkları altında çalışmalar yapmaktadır. Bu grup ayrıca kentimizde yenilikçilik kavramının yaygınlaştırılması noktasında sempozyumlar düzenlemektedir. I.Yenilikçilik ve Yaratıcılık Sempozyumu, 15 Ocak 2010 tarihinde “Bilgi Üret, Yenilik Yap, Ayakta Kal” teması
ile BUTTİM Kültür Merkezi’nde 460 kişinin katılımıyla, II. Yenilikçilik ve Yaratıcılık Sempozyumu, 26 Ocak 2011 tarihinde
“Geleceğin Anahtarı; YENİLEŞİM” teması ile Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde 650 kişinin katılımıyla gerçekleştirildi. III. Yenilikçilik ve Yaratıcılık Sempozyumu da 24 Ekim 2012 tarihinde gerçekleştirilecek.
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
85
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
Ayrıca, BUSİAD’ın 2009 yılında Yenilikçilik ve Yaratıcılık Uzmanlık Grubu tarafından başlatılan ‘Yuvarlak Masa’ toplantıları
yaratıcılık ve yenilikçilik konularında sanayi kuruluşlarında, iş dünyasında, kamuda ve akademik dünyada çalışan kişilerin,
belirlenmiş konu hakkında, serbest düşünce akışını sağlayacak bir ortamda görüş alış verişinde bulunmalarını sağlamaktadır. Böylece, Bursa’da ana kavramlar ve yaklaşımlar hakkında ortak dilin oluşmasına ve bilgi düzeyinin gelişmesine katkıda
bulunmaktır. Bu toplantılara sanayici ve işadamları, akademisyenler, STK temsilcileri, Uzmanlık Grubu Üyeleri katılmaktadır.
Toplantılar BUSİAD Evi’nde yapılmaktadır.
BUSİAD III. Yuvarlak Masa Toplantısı.
86
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
BUSİAD ETİK DEĞERLERİ
BUSİAD, değerler üzerine kurulmuş bir dernektir. BUSİAD’ın değerleri; kurumsal kimliğinin temelini oluşturur. Böylece
her türlü kurumsal davranış, karar ve faaliyetlerini yönlendirir. BUSİAD hem kendi etik değerlerini belirlemiş, hem de iş
dünyasındaki etik değerlerin benimsenmesi noktasında çeşitli çalışmalar yapmaktadır. Bu çalışmalardan biri de Dr. Adrian
Furnham’ın “Etik Değerler Toplantısı” olmuştur.
Ayrıca Türkiye Etik Değerler Vakfı’nın yöneticilerinin katıldığı çeşitli eğitimlere de BUSİAD ev sahipliği yapmıştır.
Bu çalışmaların dışında BUSİAD’ın, Yönetim Kurulu’nca oluşturmuş olduğu etik değerleri bulunmaktadır. Kurumun beş temel değeri vardır. Kurum bu değerlerin, BUSİAD Yönetim Kurulu, üyeleri ve çalışanları tarafından anlaşılmasını ve benimsenmesini amaçlar.
Dr. Adrian Furnham’ın Etik Değerler Toplantısı.
Dürüstlük: BUSİAD’ da ilişkileri dürüstlük ilkesine dayalı olarak yürütmek.
•
Tüm kurumsal ilişkilerde en yüksek etik standartlara uymak.
•
Üyeleri, çalışanları, diğer kurumlar ve paydaşlarıyla ilişkilerinde dürüst davranmak, karşılıklı güveni zedeleyecek yaklaşımlarda bulunmamak.
•
İşi doğru yapmakla kalmayıp, aynı zamanda doğru işleri yapmak.
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
87
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
Sorumluluk: BUSİAD, Bursa’nın ve ülkemizin ayrılmaz bir parçası ve katılımcı üyesidir.
• Ülkenin ve üyelerinin sorunlarına karşı duyarlı olmak.
• İçinde bulunduğu topluma ve çevreye karşı sorumluluğunun bilincinde olmak. Tüm çalışmalarında ve görüş bildirimlerinde bu sorumluluk bilinciyle hareket etmek.
Saygınlık:BUSİAD ismi gurur kaynağıdır.
• Tüm paydaşları ve iletişimde bulunduğu herkeste saygınlık ve güven duygusu çağrıştırmak.
• Bunu zedeleyici tavır ve davranışlardan kaçınmak, karşılıklı güven esasına dayanan ilişkiler kurmak ve işlerini bu
doğrultuda yürütmek.
Tarafsızlık:
Demokratik, laik hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin temel ilkeleri doğrultusunda;
• Partiler üstü çalışmak. Kararları objektif kriterlere göre almak.
• Hiçbir şekilde din, dil, ırk, cinsiyet ayrımı gözetmeden, önyargılı davranışlardan kaçınmak.
Katılımcılık:Üyelerinin alınan kararlara ve yapılan etkinliklere katılımı başarının temelini oluşturduğunun bilincinde olmak. Birbirlerine değer vermek. Tüm fikirlere yapıcı yaklaşmak ve değerlendirmek. Demokratik bir sistem
dahilinde çalışmaları yürütmek.
• Uzlaşma kültürü içerisinde, “ortak akıl” paydasında buluşmak.
• BUSİAD’ın tüm çalışmalarını katılımcılık ve bilgiye dayalılık esasına uygun olarak gerçekleştirmek.
88
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
EBEVEYNLER VE ÇOCUKLARI TOPLANTILARI
BUSİAD’ın geleneksel hale gelen ve üyelerin en çok ilgisini çeken etkinliklerinden biri de Ebeveynler ve Çocukları
Toplantılarıdır. Bu toplantıların doğuş öyküsü de şöyledir:
Yıllarca BUSİAD’a danışmanlık yapan, BUSİAD Üyesi ve EKOHABER gazetesinin sahibi Tahsin Ardıç, gazetesinde “Yeni jenerasyon, genç kuşaklar” diye bir dizi başlatır. Bir süre sonra bu diziye babaların alınganlık gösterdiğini saptar. Bunun
üzerine Babalar ve Oğullar diye bir dizi başlatır. Yeni yazı dizisi büyük ilgi görür. Altı ay devam eder. Bir gün Fahrettin
Gülener, Tahsin Ardıç’ı arar. Bu dizinin çok güzel olduğunu, tarihi bir belge niteliğinde bulunduğunu ve de bu konuda bir
etkinlik oluşturulması gerektiğini dile getirir.
BUSİAD’ın 25 Ekim 2005 tarihinde düzenlediği I. Ebeveynler ve Çocukları Toplantısı’nda birinci ve ikinci kuşak bir arada.
Daha sonra Tahsin Ardıç ve Fahrettin Gülener, konuyu 2005 yılında dönemin BUSİAD Başkanı Ali İhsan Yeşilova’ya açarlar. Ali İhsan Yeşilova fikri çok beğenir ve 25 Ekim 2005 tarihinde Babalar ve Oğullar etkinliği BUSİAD ile EKO Haber’in
ortaklığında gerçekleşir. Gelen her babaya günün anısına bir gül takdim edilir. Ali İhsan Yeşilova toplantıdan çok memnun kalır ve bunun BUSİAD bünyesinde geleneksel hale gelmesi için harekete geçer ve her yıl bu toplantılar düzenlenmeye
başlar. Etkinliklerin adı EBEVEYNLER ve ÇOCUKLARI olur.
Bu toplantılara daha sonra çeşitli alanlarda uzman olan popüler isimler davet edilir ve onların verdiği konferanslar tüm
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
89
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
kuşaklarca dinlenir. Toplantılarda bir biçimde Bursa sanayi belleğinin adımları atılır. Bazı sanayicilerimizin yaşam öyküleri
BUSİAD’ın ayrı bir çalışmasında kayıt altına alınır.
25 Ekim 2005 tarihinde BUSİAD ile EKO Haber’in ortaklığında düzenlenen ve süreçte “Ebeveynler ve Çocukları” toplantısına dönüşen etkinliğin ilki “Endüstriye temel atanlar, yaşayan çınarlarımız” adını taşıyordu. O ilk toplantıya katılan
bazı büyüklerimiz aramızdan ayrıldı. Onları rahmetle anıyorum. Bu etkinlik EKOHABER Gazetesi’nin 1-7 Kasım 2005 ve 8-14
Kasım 2005 tarihlerindeki sayılarında yayınlanır. Tarihe bir kayıt düşmek için sizlere o gazetelerden özetleyerek bazı alıntılar
yapmak istiyorum:
Büyük buluşmanın gerçekleşeceği BUSİAD salonuna ilk gelen Fahrettin Gülener ile babası Vehbi Gülener oldu. Baba
Gülener, yokluğu, yoksunluğu, acıyı, horlanmayı, göçleri tatmış; ama onlarla yoğurulup pişerek olumsuz koşullara meydan
okumayı bilmiş bir çınar. Salona teker teker diğer çınarlar giriyor ve ‘eski toprakların’ sohbeti başlıyor:
Birlikte yenilen iftar yemeğinden sonra ilk sözü BUSİAD Başkanı Ali İhsan Yeşilova alır:
“Bu toplantımıza Şükrü Şankaya da katılacaktı. Nasıl hareket etmemiz gerektiği konusunda her zaman yol gösterici olan, özellikle BUSİAD için ayrı bir yeri olan bir insandı. Ama nasip böyleymiş, kısmet olmadı. Ama hayat devam ediyor. Biz Fahrettin ile
nasıl yapalım diye düşündük ve iptal etme yerine kısa bir süre erteleyerek bu toplantıyı yapmayı planladık. Çok da iyi oldu. Ben
öncelikle Fahrettin’e çok teşekkür ediyorum. Böyle bir toplantının, babalarımızla beraber olup yemek yeme fikri onundu, ben
de çok mutlu oldum. Beraberce buraya kadar geldik İnşallah bir ilk olacak. Keyifli ve duygulu oluyor. Biz BUSİAD çatısı altında,
Haziran ayında, Babalar Günü’nün kutlandığı hafta babalarımızla beraber yemekli olarak bir araya gelmeyi planlıyoruz. Siz de
destek verirseniz bu akşam buna karar verirsek bir geleneği başlatmış olacağız. Bu gelenek zaman içerisinde büyür devam eder.
Ve inşallah, Fahrettin’in bu akşam ilkini yaptığı, üçüncü kuşağı da aynı çatı altında, BUSİAD’da bir araya getirme ve eski günleri
anma fırsatını buluruz. Dünya çok yoğun bir tempo içinde. Bu ortamda sahip olduğumuz güzelliklerimizin, zenginliklerimizin
çoğu zaman farkında olmuyoruz. Günlük telaş içinde yuvarlanıp gidiyoruz. Hazır bu zenginlik varken, beraberken bu keyfi bu
akşam çıkaralım, bundan sonra da devam edelim diye düşünüyoruz. Gerçekten Bursa bugünlere zor geldi. Birçoğumuz o zorluk
yıllarını yaşamadık, sadece duyduk. Ama bu zorlukları bizzat yaşayan bir kesim var hala Bursa’da. Biz BUSİAD olarak bir çalışma
ekibi kursak, bu insanlarla röportaj yapıp, hayatlarını filme alıp arşiv yapsak. Yani Talat Ağabeyin buralara nasıl geldiği konusunda bizlerin inanması güç olan anıları var. Yine aynı şekilde babamın anıları var, Kemal Ağabeyin var. Bu konuyu Savaş Arıkan’a
açtım. O da TOFAŞ’ın kuruluş yıllarında vardı. Neler çekildi, TOFAŞ nasıl doğdu, bunların canlı şahidi. Allah aramızdan almasın,
uzun süre birlikte olalım, ama olmadığı zaman bunları anlatacak insanlar olmayacak. Dedik ki BUSİAD olarak bunu düşünüyoruz. Aramızda çok deneyimli olan arkadaşlarımızı ve yaşadıklarını filme alalım, arşiv yapalım. Bir gün değişik ortamlarda bu anılar canlanır hep beraber keyif alırız diye düşünüyoruz. Bu fikir olgunlaşırsa önümüzdeki günlerde sizinle paylaşırız. Ama olursa
da uzun soluklu olur, bir gününüzü alır. Bir gün oturup anlatacaksınız. Sonra kaleme alacağız. Böyle bir projemiz var. Artık yavaş
yavaş bunlara doğru geliyoruz. Ben bu noktada sözü gecenin mimarlarından sevgili Tahsin Ardıç’a vermek istiyorum.”
Tahsin Ardıç: 30 yıllık meslek hayatımın önemli bir bölümü ekonomi gazeteciliği alanında geçti. Bursa’nın nereden nereye geldiğini bilenlerdenim. Bu toplantıyı bilginin paylaşılması anlamında düzenlemekten çok mutluyum. Kurduğunuz şirketlerde binlerce işçi çalışıyor, çok iyi evlatlar yetiştirdiniz. Evlatlarınızın şirketlerinin milyon dolarlık ihracatları var. Yazarımız, işadamı Yakup
Altınöz’ün ‘Örnek Girişimciler’ adı altında yıllardır sürdürdüğü ve Bursa ekonomisinin öncülerinin hayat öykülerinin yer aldığı
bir yazı dizisi var. Bu dizi 150’yi bulduğunda ansiklopedi yapacağız, ‘Bursa Ekonomisi’ ansiklopedisi. Bu akşam konuştuklarımız
90
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
hem gazeteniz EKOhaber’de, hem de Türkiye genelinde satışa çıkartacağımız o ansiklopedide yer alacak. Ne mutlu sizlere böyle
işletmelerin temelini attınız, ne mutlu sizlere böyle evlatlar yetiştirdiniz, sizin yolunuzdan gidiyorlar.”
Vehbi-Fahrettin Gülener.
Fahrettin Gülener: Değerli Adnan Türkay, sevgili oğlu Ergun Türkay. Adnan Türkay’ı müşterek bir dost, Karaer vasıtasıyla tanıdım. Karaer, “Böyle çalışkan insanları örnek al.” dedi. “Alıyorum.” dedim. “Ama hiç bırakma.” dedi. Ben Adnan Türkay’ı hep
örnek aldım, izledim. Oğlu ile 1989’dan itibaren beraber çalışmaya başladık. Çok yerinde bir tabir var. “Armutun altına armut
düşer.” diye. Ağaçta ne meyve var ise altına da hep o düşer. Evladınızı o kadar güzel yetiştirmişsiniz ki onunla hep iyi yaşadık,
güzel paylaştık. Ben sizi hep örnek aldım. Değerli Hakkı Baykal. Benim baba dostum. 1950’li yılların ortalarına geldik, babam
ne yapıyorsa aynısını Hakkı Ağabey yapıyordu, ama bir fazlasıyla, makine imalatına girdi. Dolayısıyla ben gelecekteki yolumu
hem babamdan aldığım iş terbiyesiyle hem de Hakkı Ağabey’in makinecilik sevdasıyla çizdiğimi söyleyebilirim. Sinan Baykal ile
çalışkanlıkta yarışıyoruz. Çünkü hep tatlı bir rekabetimiz var. Kemal Türkün Ağabeyi 1965 yılından hatırlıyorum. Ofisinde çalışan
bir delikanlı, arkadaşımızdı. Okulda ozalit nasıl çekilir gösterdiler ama aklımızda tutamadık. Biz bir şekilde Kemal Ağabeyin ofisine gittik ozalit çekmek için. Dükkanını üç dört gün istila ettik. Ondan sonraki yıllarda da Kemal Ağabeyi her toplumda izledim.
Baktım ki bu çizgi, kutsal bir çizgi. Bu çizgiyi sahibi bozmuyor ki biz niye örnek almayalım. Biz bugünlere böyle geldik. Talat Diniz
hocamın bende çok büyük emeği var. Çünkü 1965 yılında mesleğimi seçtiğimde Bursa’da pres göremiyordum. Hakkı Ağabeyde
vardı. 1965 yılından itibaren önce kauçuk pişirme preslerinde stajyer olarak çalıştık. Sizin ve fabrikanızın varlığından çok şeyler
öğrendik. İsmail Yeşilova Ağabeyi Elmasbahçeler’den hayal meyal hatırlıyorum. Tam hatırlayamıyorum, nedeni de babamın disiplinidir. Okuldan sonra babamın dükkanında çalışıyor, boş zamanlarda sokakta dolaşamıyordum. Ali İhsan Yeşilova ile çok kadim bir dostluğumuz var. Değerli babam, Vehbi Gülener, benim herşeyim, var oluş sebebim. Babam birkaç elden gelen levha sac
ile soba yapıyordu. Sonradan Yalova-Karamürsel’deki Amerikan hurdalığından kostik varilleri açarak elleri kan içinde bir kordon,
bir silindir, bir matkap ve kol makasıyla soba yaptığına şahit oldum. Herkesin babası kahramandır, benimki de benim kahramanım. “Müşteriye hizmet et, muhakkak memnun et, sana bu iyilik bir gün döner.” Hep bu lafları dinledim. Atasözlerini hep
sizlerden öğrendik. Söylediklerinizden, yaşadıklarınızdan... Babam “Çalışmayan milletler başka milletlerin esiri ve eğlencesi
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
91
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
olur.” dediğinde 1963 yılıydı. Almanca’dan bir almıştım, düzelteyim derken yine bir aldım. Çok kızdı ve bana bu sözü söyledi.
Üniversiteye giderken anladım ki ne demek istiyor, ama milletvekili olduğumda Meclis’i görünce “Babamın sözünün söyleneceği yer burası.” dedim.
Ergun-Adnan Türkay.
Adnan Türkay : Bu büyük buluşmaya çağrılmış olmaktan dolayı çok mutluyum. Ben böyle birşeyi yıllar önce yapmak istiyordum. Fahrettin Gülener bir dönem milletvekilliği yaptı, görünen o ki Ali İhsan Yeşilova da milletvekilliği yapacak herhalde. Daha
önceki dönemlerde bizim arkadaşlarımız da birer dönem milletvekilliği yapmıştı. Meclise gidip oranın ne olduğunu ne olmadığını
gördüler. Rahmetli Ali Osman Sönmez de nam olsun diye en az bir dönem milletvekilliği yapmak istiyordu, yaptı. Yıllar önce BTSO
yönetimindeydim. O zaman bütçemiz çok kısıtlıydı, sanayi bölgesi bütçesinden de alamıyoruz. Genel Sekreter Ergun Kağıtçıbaşı
bir formül bulmuş. O zaman Ali Osman Sönmez mi, bir başkası mı tam hatırlamıyorum iplik getiriyordu, floş mu bilmiyorum. O
iplikten harç alınıyordu. O zaman Oda’nın bütçesi 4.5 milyon lira. Bu harçtan Oda’ya 2.5 milyon lira gelecek. Gündemi yazıyoruz,
Sönmez’in adamları da tetkik ediyordu. Ergun Bey, “Onu gündeme yazmayalım, siz bütçeyi okurken kelime olarak söyleyin,
o cümle en azından zapta geçsin.” dedi. Ali Osman Sönmez de zaptı falan okumazdı. Ben bütçede o kaleme geldim hızlandım,
insan ne kadar da olsa içine birşeylik geliyor. Cavit Bey de karşı tarafta, ben hızla okurken o, “Başkan çok hızlı okuyorsun, anlayamıyoruz.” dedi. Oysa bilse durumu... Neticede 2 milyon 800 bin lirayı aldık. Ali Osman Sönmez çok zekiydi. O zamanlar ikinci
sanayi bölgesinin fiyatı tespit edilecek. 800 bin lira koymuşlar, sanayi bölgesinin başkanı da Mehmet Sahiller. Geldik Meclise,
800 bin lirayı maddeye koyduk. Recep Kırım kalktı “3 bin lira olsun.” dedi. Kırım, tüccarlardan geliyor, o zamanlarda tüccarlar
ağırlıktaydı. Zaten onun için Oda’yı ayırmaya kalktılar ya. İlk aykırı teklif gelmişti. Ondan sonra Bahri Burlu, “bin lira” dedi. Şimdi
ben idare heyetine, “Bahri Burlu’nun teklifine uyuyor musunuz?” dedim. Sahiller “hayır” dedi. Bir daha sordum, o zaman
92
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
Ali Osman Bey anladı, “uyuyoruz” dedi. Ben öncelikle Recep Kırım’ın teklifini onaylatmam gerekirken diğerini onaylattım. Ali
Osman Bey “hayır” deseydi fiyat 3 bin lira olacaktı. Bakın bin liraya alınan yeri 3 bin liraya verecektik. Sanayiciye o zaman büyük
maliyet.
Ergun Türkay: Kendimi bildim bileli babamın yanında çalışıyorum. Ufak tefek tatillerin dışında hep çalıştım. Ne zaman ki ehliyet
aldım, yedi arkadaş bir ay, ki o zamanlar benzin kıtlığı var, arabanın arkasına iki-üç bidon benzin atıp Türkiye turu yaptık. Heves
etmişiz.
Sinan-Hakkı Baykal.
Sinan Baykal: Bu akşam büyüklerimizle birlikte geçmişi değerlendirme fırsatı bulduk. Fahrettin Gülener bu akşam için bulduğu
isimleri söylediğinde bende şunu çağrıştırdı. Vehbi Koç için ‘uygarlığı yaratanlar’ diye bir eser yazılmıştı. Dolayısıyla Gülener’in
bulduğu tabirler çok doğru. Bursa’da sanayi çok kolay oluşmadı, büyük sıkıntılar yaşandı. Hatırlıyorum da çocukluğumda babam beni bir berber dükkanına götürmüştü. İnsanlar bir çay kaşığı basıldı diye traşı bırakıp o kaşığa bakmaya başladı. Sanayi
o zamanlar bu seviyedeydi. Tabii günden güne gelişti, değişti. Biz olayları hatırlıyoruz ama bugünün gençliği bunları bilemez.
Dolayısıyla buradaki medeniyetin oluşmasındaki çınarlar son derece önemli. Bunlar tesadüf değil. Türkiye’nin muhtelif şehirlerine bakıyoruz Bursa’daki hareketlilik yok. Birinin önder ve örnek olması gerekiyor. Şüphesiz hemşehrilik duygusu içinde belli bir
dayanışma da lazım. Bütün bunlar Bursa’da güzel bir şekilde oldu. Şu anda kentimizdeki sanayi tesisi sayısı bini geçti, belki bir
parça da dağıldık. Eskisi kadar birbirimizi tanımıyoruz. Çocukluğumuzda Heykel önünde bir tur atar, ismini bilmediklerimizi de
simaen tanıdığımız için selam verirdik. Şimdi bizleri de çok tanıyan yok. Bursa’daki bu sanayi teşebbüsü, babalarımızın yarattığı
bu ruh Türkiye’nin her yerinde olabilseydi ABD ve AB’nin arkasında kalmayıp çok farklı yerlere gelirdik. Bu ruhu yaşatmak ve
gençlere de örnek olmak için bu birliktelikler bence çok önemli. Babalarımıza çok teşekkür etmek istiyoruz. Müteşebbislikleri,
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
93
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
çalışkanlıkları, faaliyetleri ve kişilikleriyle örnek alınması gereken babalarımız var. Biz doğruyu bulmak için çok fazla uğraşmadık.
Çünkü önümüzde doğru örnekler vardı, o yoldan devam ettik. Bu başarımızda böyle bir yerden başlamanın büyük rolü olduğuna
inanıyorum ve huzurunuzda onlara tekrar teşekkür ediyorum.
Hakkı Baykal: Burada sizlerle birlikte olmaktan dolayı çok mutluyum. Kusura bakmayın, kendimi, hayatımı atölyeye adadığım
için çok iyi konuşamam. Hayatımız hep atölyede geçti.
Vehbi Gülener: Çocuklarımı dinimizi yaşamaları, memleketimize katkı koyup kalkındırmaları için Türkiye’ye getirdim. Atatürk
olmasaydı biz olmazdık, Atatürk olmasaydı bu fabrikaları kuramazdık. Atatürk olmasaydı güneş bizi ısıtmazdı. Hürriyetsiz bir
milleti güneş ısıtır mı? Sizler, çocuklarımız inşallah daha büyük adımlar atacaksınız. Allah vatansız bırakmasın, şehitlerimize
cenneti nasip etsin.
Hakan-Kemal Türkün.
Kemal Türkün: Sanayi bölgesinin ilk kuruluşu ile ilgili bir iki anımı anlatmak istiyorum. Ben 1955 yılına kadar DSİ’de çalıştım.
1951 mezunuyum. 1955’e kadar DSİ’de proje müdürlüğü yaptım. Ondan sonra 1955 yılında serbest hayata atıldım. İlk olarak da
Necati Kurtcan’ın fabrikalarının projelerini yaptım. Balıklı’daki bir fabrikaydı. İlk çelik konstrüksiyon tesisiydi. Çok güzel bir örnekti. Oraya girenler fabrikalarını o şekilde yapmak için özendiler ve çok taleple karşılaştım. 1957’lerde İpek-İş fabrikalarına geçtik.
1960’a kadar İpek-İş ve birkaç tane de fabrika projesi yaptım. Bir proje bürom vardı. Ticaret Bankası binasında. Bursa’da zaten
mühendis de azdı ve konut dışında sanayi işiyle uğraşan çok nadir müesseselerden birisiydik. Ne kadar sanayi ile ilgili mevzu varsa evvela bana geliyordu. Başkaları da yapmak isterdi. Onların 10 dediğine ben 100 diyordum, ama dönüp dolaşıp bana geliyorlardı. Çünkü çok işim vardı. 5-6 mühendis daha çalışıyordu yanımda. Beyefendilerin fabrikası da... (Talat Diniz’e bakarak). Sanayi
mıntıkasında Coşkunöz, Filament dahil birçok fabrikada benim yaptığım şeyler oldu. Şimdi kendi kendime, bu kadar büyük pro-
94
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
jeleri nasıl yapıyordum, diye düşünüyorum. İnanın sabaha kadar çalışırdık. Sabahleyin proje masalarının üzerinden kalktığımız,
orda uyuduğumuz geceler oluyordu. O zaman yeni evli olmama rağmen bu çalışmalarımız devam etti.
Bilhassa Sanayi Bölgesi kurulduktan sonra çalışma miktarları çok büyüdü. Projeler, alanlar büyüdü. Mesela Siemens fabrikası,
Sifaş, Polylen, Filament, Karsan, SKT, Coşkunöz.. ne kadar önemli kuruluş varsa bütün fabrikaların ilk projelerinde, projeci, kontrol
mühendisi veya daha sonradan müteahhit olarak çalışmalarım oldu. Ondan sonra da taahhüt işlerimizi kurduk. Tabi insanın
hayatı kademeli olarak büyük bir tecrübe içinde geçiyor. Artık bu çalışmalar bizim için mazide kaldı. Şimdi bu kadar aktif şeyler
yapamıyoruz, ama taahhüt işlerine hala devam ediyoruz. Yine fabrika, sanayi tesisleri üzerinde ihtisasımız ve yapılarımız devam
ediyor. Eskiden Bursa’da 10 tane mühendis bile yoktu. Şimdi 2 bin tane mühendis var. Bunu ne kadar büyük terakki, ne kadar büyük ilerleme olduğunu idrak edebilmek için söylüyorum. Tabii 10 mühendis o zaman gayet iyi rakamlı fiyatlarla çalışma imkanını
buluyordu. Çünkü başka alternatifleri yoktu. Sanayi mıntıkasının ilk yapılışında SİFAŞ vardı. SİFAŞ fabrikası Sanayi Bölgesinde ilk
fabrikaydı. SİFAŞ’ın da bütün projeleri benim tarafımdan yapılmıştır. Bölgedeki ilk bina temeli, SİFAŞ’ın temelidir. Ben onu çok keyifle hatırlıyorum. Bölgede ilk kazma benim yapmış olduğum projeleri tatbik etmek üzere vurulmuştur. Büyük bir tesisti o zaman.
Bugün hala ön caddeden geçerken gördüğünüz binalar sanayi bölgesinde yapılan ilk binalardı. Tabii ondan sonra çeşitli tesisler
yapıldı. Öncülerden birisi de SKT ve Coşkunöz’dür. Onlar da hatırlayabildiğim kadarıyla Yeniyol civarında atölye durumundaydı. Oradan tekrar sanayi mıntıkasına gelmek üzere harekete geçtiler. Projelerini o zaman beraberce hazırladık. Tabi rakamlar
o zaman 500 metrekare gibiydi. Rakamlar birden bire çok büyüdü. Bakın şimdi 500 metrekare çok özel işler yapan bir firmanın
çalışabileceği bir alan. Esasında binlerce metrekarelik fabrikalar, tesisler yapılıyor. Ama o zaman hepsi 300, 500 metrekarelik ufak
atölyelerin içinde çalışıyordu. Sanayi mıntıkasının yapılması ile bu rakamlar birden bire büyüdü. 3 misli, 5 misli değil, 20 misli,
30 misli büyüyüverdi. Sanayi mıntıkalarını görmek için beni Avusturya’ya falan gönderdiler. O zaman bir Amerikalı vardı. Bana
çok yardımcı olmuştu. Bana kitaplar verdi. O dönemde fabrika yapıları ile uğraşan çok az sayıda mühendis vardı. Sanayi tesisi
ile kimse uğraşmıyordu, zaten 10 kadar mühendis vardı, onlar da konutlarla uğraşıyordu. Kimsecikler yoktu. İşte o dönemde
bana verilen o kitaplara gece gündüz bakarak birşeyler keşfettim. Ticaret ve Sanayi Odası beni ayrıca Avusturya’ya gönderdi.
Avusturya’daki sanayi mıntıkalarını tetkik ettim ve dolayısıyla yapılan ilk projelerin çalışmalarında çok faydam olduğunu zannediyorum. Ardından da zaten sanayi kuruluşlarında daha yoğun çalıştım. Bursa’da çok büyük gelişme var. Allah nazardan saklasın. Bugün sanayi tesislerine, onların işleyişine, çalışanların kabiliyetine baktıkça, Türkiye’nin çok ileri noktalara doğru süratle
gittiğine inanıyorum. Daha da ileri gitmesi için dua ediyorum.
Hakan Türkün: Başarılı babaların arkasından gelmek çok zor. Gençlerin omuzlarına çok büyük yükler biniyor. Benim babamla
aramda 40 yaş fark var. 40 sayısı belki Türkler için çok büyük bir rakam ifade ediyor. “Kırkayak, kırk kere söyledim, bir deli
kuyuya bir taş attı, kırk akıllı çıkaramadı, kırkına varmak... Hatta kırkbir kere maşallah.” diyoruz, bir fazlası... Ama 40 yaş
fark olmasına rağmen babamla biz baba oğuldan ziyade bir arkadaş gibi olduk. Her zaman onu örnek aldım. Arkadaş gibiydik,
ama aynı zamanda ondan korkardım, doğrusu söylemek gerekirse. Gerçekte babamdan hiç dayak yemedim, annemden yedim
açıkçası. Ama her zaman için babamdan daha fazla korkardım. Demek ki insanları etkileyebilmek için illa da bağırmak çağırmak, kaba kuvvet kullanmak gerekmiyor. Yaptıkları ile örnek olmak çok daha önemli, insanları etkileyebiliyorsunuz. Bu geceyi
düzenlediğiniz için çok teşekkür ediyorum, inşallah devamı gelir.
Talat Diniz: Çocuklar bu geceyi düzenlemekle çok iyi yaptınız, çok mutlu oldum. Yıllardır görüşemediğimiz dostlarımızı, meslektaşlarımızı görmek, onlarla sohbet etmek, çocuklarını daha yakından tanımak fırsatı buldum. Onun için öncelikle bu toplantının
güzelliğini dile getirmek istiyorum. Ben de geçmişten bahsetmek istiyorum. Hülasa da etmeyeceğim, ne olacağını söyleyeceğim.
Yoksa bu toplantı 6 ay falan sürer. Nasıl devam edeceği konusunda da çok güzel fikirleriniz var. Onun için ‘söyle yapın, böyle
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
95
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
yapın’ demeye cesaret edemiyorum. Mutlaka daha güzel şeyleri de düşüneceksiniz. Gerçekten hem bize renk verecek bir ortamda bulunmak, hem de sanayide uğraşan kişilere burada oluşan sohbetler yol gösterir. Böyle bir faktör olacak diye düşünüyorum.
(Fahrettin Gülener’e dönerek) Sen preslerden sözettin. Tabi preslerin yapılmış halini gördün. Ben o preslerin yapıldığı zamanı
söyleyeyim.
Sedat-Talat Diniz.
Türkiye’nin o yıllarda nerelerde olduğunun göstergesidir. Ben 1950 yılında öğretmendim. Zaten iki yıl öğretmenlik yaptım
Çorum’da. Bir yıl öğretmenlik, bir yıl da müdür muavinliği. Bir baba dostumun tahriki ile iş hayatına atıldım, bıraktım öğretmenliği. Kısa zamanda da başarılı olduk. Zaten babana hizmet etmek üzere (Yeşilova’nın babasını kastediyor) başladım. Çünkü
kanepeyi yaptırmak için taa İstanbul’a taşınıyorlarmış. Küçücük bir parçayı kromaj yaptırmak için emanetçi Reşat’a veriyorlardı,
ondan sonra da Reşat’ın yolunu bekliyorlardı, “Şunlar nikelaj olup da gelse.” diye. Bunu bir baba dostu bize anlattı. Çorum’da
bizi ziyarete gelmişti. “Sen yapabilir misin?” dediler, ‘yaparım’ dedim. Kısa zamanda ayaklarımın üzerine basar oldum. Bu arada teknik öğretmenlikten arkadaşım olan Süleyman Bey, kulakları çınlasın, o da Fransa’da bıçakçılık tahsili yaptı. Bursa’da Sanat
Okulu’na bıçakçılık şubesi açıldı onun başına tayin oldu. Her gün beraberdik. Rahmetli Kemal Hoca da (Coşkunöz) piyasada hep
birşeyler yapmaya çalışan bir insandı. Onunla da sık sık görüşür, üç arkadaş olarak devamlı biraraya gelirdik. Bir gün beraber
bir işler yapalım dedik. Onların da öğretmen olarak kalmada gözleri yoktu. Birşeyler yapalım falan. Ya pres işleri yapalım dedik.
Ama ortalıkta pres diye birşey yok. Pres alacağım dediğin zaman paran yok, olsa da satın alınacak pres yok, mal yok. Nereden
bulunduysa bir pres bulundu. Yine rahmetli Kemal Hoca’nın sınıf arkadaşlarından birisi vardı modelci, Hakkı Öcal mıydı, o presin
resimleri çizildi. Modelci modellerini yaptı. Tanıdık dökümcülere o modellerden gövdeler döktürüldü. Yine tanıdık arkadaşların
atölyelerinde işlendi, monte edildi ve iki boy, 25 ve 50 tonluk iki pres yapıldı. Senin sonradan gördüğün presler sanıyorum ki, ilk
96
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
olarak SKT’nin kendi emeğimizle yaptığımız bu preslerdi. Şunu söylemek istiyorum. O günlerde pres almak, hatta görmek mümkün değildi. Çünkü yoktu. Bazı şeylere erişmek de zordu. Bunları, Türkiye’nin o günlerdeki halini ortaya koyduğu için anlattım.
Anlatacak çok şey var. Ben hep geriye gittiğimde çocukluğumda babamın yaptıklarından başlamak geliyor içimden. Babam,
çoğunuz bilirsiniz at arabası imal ederdi. Şimdi düşünüyorum da, ben at arabasının herşeyinin nasıl yapıldığını hatırlıyorum.
Hepsi gözlerimin önünde gibi. Herşeyi dahil... Civatasından dingiline varıncaya kadar... Demir ve ağaç işleri dahil. Tekerleği nasıl
yapılır, ağaç işleri nasıl yapılır... Hayret bir şey, ben daha çocuk yaşlarımda dolanırdım, demek ki çok meraklıymışım ve neyin ne
olduğunu anlamışım. Daha sonra biraz yetiştikten sonra bazı işlerde çalıştım da... Balyoz da salladım... Kılavuzlarla somuna
diş de açtım. Çünkü arabanın herşeyi yerli olarak yapılırdı. O demirler, civata, somun, düşünebiliyor musunuz dövme demirle
yapılıyordu. Bazı nazik yerlerinde Avrupa’dan gelme civatalar kullanılırdı. Yoksa o bütün güçlü vidalar, somutlar, bağlantılar
dövülerek yapılırdı. Çok uzatmayayım ben, ama neler anlatabileceğimin bir işaretini vermiş olmakla yetineyim. Anlatırken beni
dinlemeye biraz talim yapmak lazım. Bu başlangıç için çok teşekkür ediyorum. Öyle olaylar değerlendirildi ki mesela Nevzat
Toka’dan sözedildi. Nevzat Toka, Bursa’da sanayicilere rahmetli Kemal Hoca’ya da hidroliği anlatan, öğreten adamdır.
Çok enteresandır.
İsmail Yeşilova: Ben anlatmaya başladığım zaman başından başlamak isterim. Sen yarıdan başladın. Tekerler hangi ağaçtan
olurdu, onları da anlatmalıydın. Demir o ağaca nasıl geçer. Şimdi anlatsan kimse inanmaz bunlara.
Talat Diniz: Bugün o günkü araba dingilini yapan yok. Kampana mampana... Eski kalite yok. Dingil olmadan araba olmaz.
Şase olmasa da olur. Dingili bile yapan yok. Yeni at arabası ihtiyacı oluyor bazı yerlerde. Onu yapanlar eski arabaları topluyor,
onun dingillerini tamir ediyorlar. Babamın 1953’te yaptığı bir yaylı arabayı, eski araba satan birinden ele geçirdim. Fabrikanın
bahçesinde duruyor.
Ali İhsan Yeşilova: TOFAŞ’ın otomobil müzesi çok güzel bir örnek. Fakat Bursa’ya iyi tanıtılamadı. Biraz da ters yerde, ama hakikaten çok iyi bir müze.
İsmail Yeşilova: Ben baştan başlamak isterim. Onun için Bababar Günü’nde bana çok söz hakkı vereceksiniz.
Talat Diniz: Babam adına övünmek olacak ama o kadar düzenli çalışılırdı ki her gün, özellikle yaz günü bir arabanın herşeyi
orada yapılırdı. Çalışan kişi sayısı da 10-12’ydi. Bir araba tekerlekleri takılır, kapının önüne konur, boyacı gelir, boyacı futbolcu
Sinan’ın dedesi Recep usta, gelir boyasını atar. Sabah ilk dingilleri dövülür, her saatte iki örs iki ocak, civatalara somunlara diş
açan ekip. Birisi tekerlekçi, birisi sair parçaları yapar. Bu ekip günde bir at arabasını yapar bitirirdi. Düşünün elektrik yok. Delikler
kollu maktapla delinir. Volan var, onun hızıyla ocaklarda körük yanar. İlginçtir, bugün saat 10’da ne oluyor, dingil dövülüyor,
diyelim, ertesi günü aynı saatte aynı iş yapılır. Tam bir Kaizen mantığı...
İsmail Yeşilova: Yıl 1957, Kozluören Köyü’nde inşaat yapıyoruz. Ahşap ustasıyım. Benim tek emelim Bursa’ya kendimi atmak.
1957’nin Mayıs ayında Ramazan Bayramı. Arkadaşlara söylüyorum bana Bursa’da bir iş bulsanıza, diye. O arkadaş Bursa’da bir
karoseri işyerinde çalışıyordu. Yeniyol’da rahmetli Rüştü Ayman diye bir arkadaş, karoserci. Yanına çırak olarak girdim. Köyde
çerçeve yapıyordum, makine falan yok, elimle. Günde bir tane yapıyorum. 10 lira. Kapı yaparsam, doğrama kapı yapıyorum,
malzemesini veriyorlar, onlar 15 lira. O da günde bir tane. Bütün emelim Bursa’ya gelmek. Geldim. Usta ile konuştuk. Hatta
perşembe günüydü, konuştuk, o gün işbaşı yaptım. Cuma çalıştım, cumartesi günü tuttu dedi ki, 25 lira para vardı. Köyde de
yevmiye 5 lira. “Sana 45 lira para verebilirim haftada oğlum, sen bilirsin.” dedi. Uzatmayalım, oğlumuz da (Ali İhsan) 1,5 yaşında. Neyse 2,5 yıl orada işçilik yaptım. Kayhan’da bir arkadaş vardı. Daracık yerde, 20 kuruş para bulurduk, giderdik. 15 kuruşa
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
97
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
bir tabak kuru fasulye, 5 kuruşa da bir ekmek. 20 kuruşa karnımızı doyururduk. Sigorta yok, hirbir şey yok. Sabah saat 7, akşam
usta ne zaman giderse o zaman paydos. Saat yok. 8 olur, 10 olur, 11 olur... Usta gidecek, ondan sonra bırakacaksın işi. İmkanı mı
var, o bırakmadan çıkmanın. Bir gün köye gittim. Ağaçtan geldiğim için işi kavrıyorum. Bir baba dostum vardı. Konuştuk falan.
Kendim dükkan açmak istediğimi söyledim. Bana, “Müşterilerin sana iş getirelim, bırak ayrı dükkan aç diyorlar mı?” diye
sordu. Yok öyle birşey. “O zaman çalışmaya devam edeceksin. Açmayacaksın dükkanı. Araba yaptıranlar seni zorlayacaklar, dükkan aç senden alalım diye.” dedi. Neyse 6 ay geldi, başladı işler uç vermeye. Ama bizde sermaye yok. Bir tek odalı
evde oturuyorum. Aylık kira 20 lira. 1959’da kırdık yardık, 18 bin lira ödünç para buldum. Bin lira istedim 2 bin lira verdiler. Onunla
ahşap karoseri üzerine dükkan açtım. 1964 yılına kadar ahşaptan karoseri yaptım. Sonra alüminyum işine girdim. Sonra bugüne
geldik. Tabi arada neler var, neler. Fırsat olursa anlatırım.
İsmail-Ali İhsan Yeşilova.
Bir hatıram daha var. Bizde atasözleri vardır. Köyde derler ki “Oğlun varsa el ekmeği tattırma, kızın varsa el yatağında yatırma.” Yani oğlunu başkasının yanında çalıştırma, kızın varsa yalnız bırakma. Tabi biz bunu düstur yaptık, geceyi gündüze kattık.
Ali İhsan’ın annesi de çok büyük kahramanlıklar yaptı, bize çok büyük destekler verdi. İki çocuğumuz var. En çok onlarla gururlanıyorum. İki işadamı yetiştirdim. Daha bir kez “Senin çocuğun şöyle yaptı, böyle yaptı.” diye şikayet gelmedi. Bunun için çok
mutluyum. Ben de çok büyük babalık yapıyorum. Birşey alırken kaça aldın diye sormam. Hepiniz büyüksünüz. Bir oğlan evladı
alsın, satmasın. Satan adamla da arkadaşlık yapmayın. Birisi satıyorsa hep, hazır yemeye alışmıştır. Bir gün olur sana zarar verir.
Alsın adam ama satmasın. Hayvan pisliği toplasın, yığsın, para eder...
Talat Diniz: Babamın duası, şu oldu, Bir gün bize “Oğlum ben at arabası yapıyorum, inşallah siz otomobil yaparsınız.” dedi.
Hakikaten tuttu. Bugün onu yapıyoruz. Böyle de bir ileri görüşü varmış rahmetlinin. Bir başka ileri görüşü de şuydu: Bize “Sakın
oğlum devlet memuru olmayın.” dedi. Onu söylediği dönemlerde devlet memurları şahane hayat yaşarlardı, esnaf sürünürdü.
Bir polis bile 40 lira maaş alırdı. Bayağı güzel yaşardı. Babam at arabası yapıyordu, sonradan palazlandı ama ilk zamanlarda çok
sıkıntı çekti. “İki ortak bir Birinci sigarasını paylaştığımız günler olurdu.” derdi babam. Esnaf bu kadar sıkıntıda iken babamın ne ileri görüşü varmış. Hasbel kader öğretmen oldum, ama kafamda hep serbest çalışmak vardı.
98
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
Sedat Diniz: O presler var ya onlar hala SKT’de yapılmış elektrik motorları ile çalışıyor.
Talat Diniz: Çalışanı da var çalışmayanı da var. SKT olarak Türkiye’de ilk elektrik motorunu biz yaptık, 1959’larda. Gamgamlar
falan sonradan çıktı. Niçin yaptık elektrik motorunu? Yağ keçesi yapıyoruz. Keçede sac var. Bir dekupe sacı bulmak meseleydi.
Karaborsa, olmadık adamlara umulmadık paraları veriyorsun. Dolandırıcı mıdır, eşkiya mıdır nedir, bilmiyorsun. İlla da alacağız.
Allahtan dolandıran olmadı. Yaylık çelikte sıkıntı vardı. Rahmetli Kemal Hoca falan oturup dertleşiyoruz. Ya öyle birşey yapalım ki
herşey yerli olsun dedik. Elektrik motoruna geldik. O günün şartlarında iki rulmandan başka herşeyi Türkiye’de bulmak mümkün.
Türkiye’de bakır tel var. Bobinini yapıyorsun, iki rulmanı sağladığında elektrik motorunu yapabiliyorsun ve biz yaptık. Fabrikada
da bir iki tane var numune olarak o günkü motorlardan. Madem söz elektrik motorundan açıldı 5 dakika daha dinleyeceksiniz.
Yerli malına olan güvensizliğin komik bir örneği. İki yıl garanti veriyoruz elektrik motorlarımıza. Adamın birisi omzunda getirdi
motoru attı önümüze, “Çalışmıyor motorunuz.” dedi. Ya nasıl çalışmaz. Elektrik motoru o kadar karmaşık birşey değil, ama o
günlerde elektrik motoru, aaa kendi kendine dönüyor, hayret edilecek bir şey.. Çalışmıyor dedi kaldırdı attı. Bize elektrik konularında müşavirlik yapan İlyas Şengel var. İlyas geldi adamla beraber motoru da aldılar. Bir süre sonra döndüler. Hayrola İlyas,
“Yok ya, motorun değil, adamın sigortası atmış. Sigorta atmış, elektrik gitmiş, vatandaş ona bakmıyor, ama motor çalışmıyor, yerli ya, demek ki motor bozuk, getirip atıyor önümüze.” Maalesef hala kısmen var bu yerli sanayiye karşı tutumlar.
Ali İhsan Yeşilova: Vakit ilerliyor, inşallah yine buluşur, bu güzel anıları paylaşmayı sürdürürüz. Haziran’da devam etmek üzere.
Bizlerle bu güzel akşamı paylaştığınız için hepinize yürekten teşekkür ediyorum. Şimdi sizlere küçük birer hatıramız var. Ancak bu
törende herkes babasının elini öpecek.
BUSİAD’ın 1 Kasım 2011 tarihinde yapılan “Ebeveynler ve Çocukları Toplantısı”na katılanlar toplu halde.
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
99
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
BUSİAD, MAKSİFED ve TÜRKONFED
BUSİAD’ın Doğan Ersöz döneminde, Eskişehir ziyaretiyle başlatmış olduğu SİAD’ların bir araya gelme, bu birliktelik ile doğacak sinerjinin, sanayi ve iş dünyasının ortak sorunlarının çözümü noktasında, daha büyük katma değer yaratacağı hayali
süreç içerisinde yavaş yavaş hayata geçmeye başlar. Bu olayın tetiklenmesinde SİAD’ların ortak sorunlarının SİAD’lar tarafından farkındalığının artmasının yanında Avrupa Birliği ile yürütülen çalışmalar da aktif rol oynar.
Avrupa Birliği bu noktada kendine tamamen gönüllülük esasına dayalı, derneklerin oluşturduğu federasyon ve
konfederasyonları muhatap almaktaydı. Halbuki Türkiye’deki yapı içerisindeki ticaret ve sanayi odalarının yarı resmi
kamu organları biçimde faaliyet göstermesi TSO’ları bu çalışmanın dışına iter. Tek başına TÜSİAD da Türk sanayi ve iş dünyasını temsil eden konfederatif bir yapı olarak kabul edilmez.
İşte bu süreç sonunda BUSİAD’ın Ersöz zamanında hayalini kurduğu süreç adım adım gelişmeye başlar. TÜSİAD ve
BUSİAD’ın liderliğinde, önce 17 Ekim 1997 tarihinde, İstanbul’da TUSİAD ev sahipliğinde Sabancı Center’da yapılan I.
SİAD’lar Zirvesi ve ardından Bursa Uludağ’da BUSİAD’ın ev sahipliğinde gerçekleştirilen II. SİAD’lar Zirvesi ve de bunları
takip eden diğer zirveler.
İstanbul’daki ilk toplantıda katılımcı SİAD’lar, bu zirvede amaçlarını, “Yurt sathına yayılmış sanayici ve işadamlarının
sesini, kamuoyuna, meclise ve hükümetlere duyurmak, ulusal ve bölgesel kalkınmaya katkıda bulunacak projeler
üretmek.” olarak tanımladılar. İlk üç yıl, yalnızca, zirveleri düzenleyen bir “Planlama Komitesi” etrafında koordine olmaya
çalışan SİAD’lar, 17 Kasım 2000’de Şanlıurfa’da gerçekleştirilen IV. SİAD Zirvesi’nde, bu birlikteliğin adını koydular: Türkiye
SİAD Platformu.
Platform, aynı ilke ve hedefler doğrultusunda faaliyet gösteren, politik ayrımlara göre şekillenmemiş, kendi bölgelerinde
aktif biçimde çalışan, bağımsız işadamı derneklerinin ilişki ağını, dayanışma ve işbirliği zeminini oluşturuyordu. Aynı zirvede tüm katılımcı dernekler tarafından imzalanan “Türkiye SİAD Platformu Çalışma İlkeleri” ile ve seçilen “İcra Komitesi”
ile kurumsallaşma yönünde önemli adımlar atılmış oluyordu.
Aynı yıl, çeşitli sektör dernekleri de biraraya gelerek bir Sektörel Dernekler Platformu oluşturdular. Daha önce sektörlerin rekabet gücünün ortaya konabilmesi için yapılan çalışmalarda biraraya gelen sektör dernekleri, bu kez, ortak bir “İcra
Komitesi” oluşturarak ve ortak çalışma ilkelerinin altına imza koyarak, bir platform oluşturdular.
Bu süreçte, sektörel dernekler kendi alanlarındaki faaliyetlerinin yanısıra, AB sürecine hazırlık olarak rekabet gücü analizleri
yaptılar. Bölgesel dernekler ise kendi bölgelerinin sorunlarını yakından izlerken, Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu ekonomik,
siyasal ve sosyal reformların takipçisi oldular. Bu çalışmalarını her yıl yaptıkları zirveler ve yılda en az üç kez toplanan başkanlar kurulları ile gerçekleştirdiler ve görüşlerini kamuoyu ile paylaştılar.
Sonuçta zirveler bölgesel federasyonların bir bir doğmasına neden olur. Burada BUSİAD’ın kuruculuğunda aktif rol
oynadığı ve üç dönem başkanlığını yürüttüğü Marmara ve Kuzey Anadolu Sanayici ve İşadamları Dernekleri Federasyonu
(MAKSİFED) önemli bölgesel federasyonlardandır. Kısa adıyla MAKSİFED, 2004 Ocak ayında Bursa’da kurulmuştur.
100
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
MAKSİFED’in kurucu başkanlığını BUSİAD eski başkanlarından Celal Beysel yapmıştır. Beysel, ardından Serhas Bekişoğlu
ve ondan sonra da Günal Baylan bu görevi yürütmüştür.
Bugün MAKSİFED’in üyeleri Bandırma Sanayici ve İşadamları Derneği, Bursa Sanayici ve İşadamları Derneği, Eskişehir
Sanayici ve İşadamları Derneği, Bursa Genç Sanayici ve İşadamları Derneği, Nilüfer Sanayici ve İşadamları Derneği, Orhangazi
Sanayici ve İşadamları Derneği, Trabzon Sanayici ve İşadamları Derneği, Türk Sanayici ve İşadamları Derneği’nden oluşmaktadır.
MAKSİFED’in II. Dönem Başkanı ve BUSİAD Eski Genel Sekreterlerinden Serhas Bekişoğlu, MAKSİFED’in Başkanı
Bahadır Özgün ve MAKSİFED III. Dönem Başkanı Günal Baylan son MAKSİFED Genel Kurulunda.
MAKSİFED’in kuruluş süreci ile birlikte eşzamanlı olarak diğer bölgesel ve sektörel federasyonlarda kurulur. Bunlar BASİFED,
DASİFED, DOGÜNSİFED, İÇASİFED, ve SEDEFED’dir.
Bu federasyonlar oluştuktan sonra sürecin konfederasyona uzanımı konusu TÜRKONFED resmi web sayfasındaki tarihçe
bölümünde şöyle anlatılmaktadır:
“Bu kurumsallaşma hamlelerinin üzerinden iki yıl geçmeden sivil toplum örgütlerini ilgilendiren mevzuatta meydana gelen değişiklikler, yeni bir arayış başlattı. Bu arayışı, mevcut yapıyı en iyi şekilde kavrayacak, genişleme potansiyeline sahip, işlevsel ve güçlü, bölgesel ve sektörel Federasyonların kurulması ve bu Federasyonların iş dünyasının çatı örgütü olacak bir Konfederasyonun
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
101
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
kuruculuğunu üstlenmesi biçiminde tanımlamak mümkündü. Örgütlenme çalışmalarını yürütme görevi Türkiye SİAD Platformu
tarafından, Ege Sanayici ve İşadamları Derneği, ESİAD’a verildi.
2008 yılında Silivri’de yapılan TÜRKONFED Toplantısında Celal Beysel, TÜSİAD Başkanları Muharrem Kayhan, Erkut
Yucaoğlu, Arzuhan Doğan Yalçındağ ve dönemin MAKSİFED Başkanı Serhas Bekişoğlu ile birlikte.
2002 yılında platform üyesi SİAD’lara, bir üst örgütte bir araya gelme konusundaki görüşleri bir anketle soruldu. Uluslararası
örnekler incelendi. Çeşitli atölye çalışmaları yapılarak böyle bir örgütlenmenin getirisi-götürüsü tartışıldı. Ortaya çıkabilecek sorunlar ele alındı. Daha sonra, örgütlenme ilkeleri belirlendi, bölgeler oluşturuldu, farklı yapıları bağdaştıracak örgüt modelleri
tartışıldı ve örnek tüzükler oluşturuldu.
Derneklerin bir araya gelip üst örgütler kurabilmeleri için gerekli tüzük değişiklikleri yapıldıktan sonra federasyonların oluşturulmasına başlandı. Altı federasyonun kuruluşunu tamamlamasından sonra konfederasyon çalışmalarına hız verildi. 4 Kasım
2004’te, Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu kuruldu. Konfederasyonun kurucu üyeleri, BASİFED, DASİFED, DOGÜNSİFED,
İÇASİFED, MAKSİFED ve SEDEFED oldu. Merkezi İstanbul’da olan Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu Yönetim Kurulu
Başkanlığı’na dönemin BASİFED Başkanı Enis Özsaruhan getirildi.
14 Nisan 2005 tarihinde konfederasyon “Türk” ismini resmen alarak “Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu” kısaca
TÜRKONFED olarak anılmaya başlandı.”
102
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
Batı Anadolu, Marmara ve Kuzey Anadolu, İç Anadolu, Orta Karadeniz, Doğu Akdeniz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu federasyonları TÜRKONFED’in coğrafi dağılımının temelini oluşturmaktadır. Demir Çelik, Otomotiv, Seramik, İlaç, Kimya,
Müteahhitlik, Turizm, Nakliye, Lojistik, Hazır Giyim, İnşaat sektörleri de örgütlenmedeki öncü sektörlerdir.
Bugün TÜRKONFED’in bünyesinde 10 federasyon, 105 dernek ve 10 binden fazla iş insanı bulunmaktadır.
TÜRKONFED üyesi iş insanları, 208 milyar dolarlık iş hacmine, 1 milyonu aşkın istihdam kapasitesine ve 65 milyar dolardan
fazla ihracat hacmine sahiptir.
Türkonfed amaç olarak tüzüğünde şunları belirledi:
“Atatürk’ün çizdiği Türkiye Cumhuriyeti vizyonu ve çağdaş uygarlık hedefini esas alarak; Bölgesel ve sektörel sanayici ve işadamları federasyonlarının ortak sesi olarak bölgesel, sektörel ve ulusal ekonomik politikaların oluşturulmasına katkıda bulunmak, İş
dünyasını ilgilendiren sorunları ve çözüm önerilerini kamuoyuna, yetkili kurumlara duyurmak amacıyla, ortak çalışma zemini
oluşturmak, Bölgesel ve sektörel kalkınma vizyonları geliştirerek uluslararası entegrasyona ve rekabet gücünün artırılmasına
yardımcı olmak, Bölgesel ve sektörel potansiyellerin en iyi şekilde değerlendirilmesi için faaliyetlerde bulunmak, projeler üretmek, Sivil toplumun kurumsallaşması ve özel girişimciliğin yaygınlaşmasına çalışmak, Sanayici ve işadamlarının sorunlarına
sahip çıkarak toplumdaki öncü ve girişimci niteliklerini geliştirmek üzere bağımsız bir platformda, temsil tabanı geniş, güçlü bir
örgütlenme gerçekleştirmek.”
BUSİAD Eski Başkanlarından Celal Beysel Başkanlığında, MAKSİFED Eski Başkanı Günal Baylan’ın
Sayman olduğu 2009-2011 Dönemi TÜRKONFED Yönetim Kurulu.
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
103
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
TÜRKONFED bu amaçlarını hayata geçirmek için de şu faaliyetlerde bulunmaktadır:
“Sürdürülebilir büyüme ve rekabet gücünü artırmak, bölgesel ve sektörel gelişme olanakları temelinde 10-25 yıllık sanayileşme
perspektiflerini belirlemek, Sektörel ve bölgesel iş fırsatlarını uluslararası düzeyde tanıtmak, Kamu reformu ve yerel yönetimler
konusundaki çalışma ve uygulamaları izlemek, Kurumsal yönetim, iş ahlakı ve iş mükemmelliği modelleri yerleştirmek, Bölge ve
sektörlerde girişimci örgütleri desteklemek, bilgi ve tecrübe aktarmak, AB müzakere ve uyum sürecini izlemek, sürece bölgesel ve
sektörel boyutta katkıda bulunmaktır.”
4 Kasım 2004’te, Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu‘nun kurulmasının ardından başkanlığa getirilen Enis Özsaruhan
bu görevi 2006 yılında MAKSİFED kurucu başkanı Celal Beysel’e terkeder. Beysel, bu görevi 2011 yılına kadar sürdürür.
Böylece bir BUSİAD Başkanı federasyon başkanlığının ardından, iş dünyasının en büyük konfederasyonu olan TÜRKONFED
Başkanlığı’nı da yapmış olur.
Evet yukarıdaki kısa anlatımdan da anlaşılacağı gibi BUSİAD ülkemizin II. SİAD’ı ve Anadolu’nun ilk SİAD’ı olarak Türkiye’deki
sanayi ne iş dünyasının federasyonlaşma ve konfederasyonlaşma sürecinde aktif rol oynamıştır.
BUSİAD en son 7 - 8 Haziran 2012 tarihlerinde TÜRKONFED (Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu), 35. Girişim
ve İş Dünyası Konseyi’ne ev sahipliği yapmıştır.
Bursa Valisi Şahabettin Harput, TÜRKONFED Başkanı Erdem Çenesiz, Gümrük ve Ticaret Bakanı
Hayati Yazıcı, BUSİAD Başkanı Oya Yöney ve MAKSİFED Başkanı Bahadır Özgün.
104
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
BUSİAD VE BEGEV
Bursa Eğitim Geliştirme Vakfı 1992 yılında 15 kişilik bir grup işadamı ve sanayici tarafından Bursa’da özel bir Üniversite açmak amacıyla kuruldu. 1992–1999 yılları arasında geçen zamanda üniversite kurulması çeşitli sebeplerden ötürü gerçekleşmedi ve vakıf tüzel kişiliği sadece az miktarda burs vererek devam ettirildi.
1999 yılında Mesleki Eğitim konusunda bir eğitim merkezi açmak isteyen Bursa Sanayici ve İşadamları Derneği (BUSİAD),
bu teşebbüs için atıl vaziyette olan BEGEV’i harekete geçirdi. Hazırlık çalışmaları iki yıl sürdü ve 2001 yılında Bursa Esnaf
ve Sanatkârlar Odaları Birliği’nin Beşevler’deki Çıraklık Okulu (MEKSA) binasında BEGEV’e ayırdığı 1400 m2’lik bir
alanda meslek eğitimlerine başlandı. O dönem BEGEV’in başkanlığını Fahrettin Gülener yapıyordu. O istifa edince yerine
aynı zamanda o dönem BUSİAD Başkanı da olan Celal Beysel geldi.
Meslek eğitimleri konusu olarak Bursa’nın lokomotif sektörleri olan tekstil ve otomotiv seçildi ve eğitim konuları bu sektörlere göre düzenlendi. Meslek Yüksek Okulu, Endüstri Meslek Lisesi, Özel Öğretim Kurumu veya Akademi gibi T. C. Eğitim
sistemine uyacak muhtelif seçenekler zaman içinde değerlendirilmesine rağmen, sonunda BEGEV, eğitimlerine T. C. MEB
Erkek Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü ile yaptığı protokole istinaden Meslek Kursları hüviyetinde başladı.
Bu protokolün sağladığı olanaklar ile muhtelif Endüstri Meslek Liseleri’nin atölyelerini kullanabilmek ve öğretmenlerini
eğitici olarak part time istihdam etmek mümkün olduğu gibi, aynı zamanda Özel Öğretim Kurumları’nın izin verilen Kurs
Programları’na bağlı olmaksızın muhtelif meslek kursları düzenleyebilmek olanağı sağlandı. Kurs bitiminde katılımcılara
Milli Eğitim Bakanlığı onaylı sertifika verildi. Gerekli bilgisayar, tekstil atölyesi ekipmanları ile bilgisayar yazılımları ve büro
mobilyaları Bursa’daki muhtelif kurum ve kuruluşlar ile işadamı ve sanayicilerden veya bu kişilerin imkânlarını kullanmaları
ile ithalatçı firmalardan ayni veya nakdi bağışlar olarak temin edildi.
BEGEV üst seviye teknolojiyi kullanabilen kalifiye orta kademe işgücü yetiştirmenin yanı sıra, muhtelif Dünya Bankası ve
Avrupa Birliği fonlarının hibe olarak verildiği Eğitim İhaleleri’ne katıldı ve çoğunda da başarılı olarak, Meslek Edindirme Kurslarını da yoğun bir şekilde uyguladı.
Bu projelerden bazıları yıllara göre şunlardır:
•
2003 “Eğitilebilir Fiziksel Engellilerin Mesleki Eğitimi ve İstihdamının Kolaylaştırılması” Projesi
•
2002–2007 Dünya Bankası - Özelleştirme İdaresi - Türkiye İş Kurumu ile Ortaklaşa Düzenlenen “Özelleştirme ve
Sosyal Destek” Meslek Edindirme Eğitim Projeleri
•
2004–2007 “Avrupa Birliği Mesleki Eğitim ve Öğretim Sisteminin Güçlendirilmesi” Projesi (MEGEP)
•
2005 “Avrupa Birliği Yeni Fırsatlar Hibe Planı” Projesi 2006–2007 Türkiye İş Kurumu “İşsizlik Fonu” Meslek
Edindirme Eğitim Projeleri
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
105
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
Bir BEGEV eğitimi sonrası katılımcılardan bir grup.
Proje eğitimleri gündüz saatlerinde verilmiş olup, akşam ve hafta sonları da sanayide çalışanlara yönelik “Meslek Geliştirme” kursları verildi. Fon kullanarak verilen eğitimler ücretsiz, gece eğitimleri ise ücretliydi.
BEGEV, 2005 yılı sonuna kadar yukarıda anlatıldığı şekilde eğitimlerine BESOB binasında devam etti. Bu dönem içinde, 15
kişilik mütevelli heyet üyelerinden bir kısmı vakıfla ilgilenemedikleri gerekçesiyle yerlerini halef tayin ettikleri kişilere bıraktılar.
2004 yılında bir iktisadi işletme kurularak gelir getirici eğitim faaliyetleri bu işletme tarafından yapılmaya başlandı.
2005 yılında dönemin Bursa Valisi Oğuz Kağan Köksal’ın teşviki ve girişimi ile Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi BEGEV’e
38 dönümlük, bölge içinde bir arsa tahsis etti, taslak bir ‘Eğitim Kompleksi Projesi’ hazırlandı ve yine Bölge’nin büyük
ölçüde finansman desteği ve DOSABSİAD ile BUSİAD üyesi muhtelif sanayici ve işadamlarının nakdi katkıları ile 3600 m2’lik
plan dahilindeki 1. Eğitim Bloğu inşa edildi ve eğitimler 2006 Ocak ayından itibaren burada verilmeye başlandı.
Kullanım alanının artması ile daha önce Endüstri Meslek Lisesi atölyelerinde verilen pratik eğitimler artık BEGEV’de de verilmeye başlandı. Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi Yönetimi’nin girişimleri ve temin ettiği finansmanlarla pek çok atölye
ekipmanı temin edildi.
106
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
Bilgisayarlar yenilendi ve sayısı arttı. Yeni yazılımlar satın alındı. Gerekli mobilya ve eğitim cihazları tamamlandı.
Siemens’in 60,000 Euro’luk ve Uludağ İhracatçı Birlikleri’nin de 120,000 Euro’luk bağışları ile yeni bir Otomasyon ve Mekatronik Laboratuvarı kuruldu. Bu laboratuvardaki elektronik, mekanik, hidrolik ve pnömatik ekipmanlar pek çok eğitim
kuruluşunda bulunmayan ve otomasyon eğitimleri için kursiyerlere yeni ufuklar açan cihazlardır.
BEGEV, BUSİAD üyelerinin yönetimi devretmelerinden sonra pek çok zorlukları olan Çalışma Bakanlığı ve Sanayi Bakanlığı
projelerini yapmaktan ve döner sermayesinin büyük kısmını bu projelerden elde etmekten vazgeçti. Bu süreçte sadece
DOSAB’ın maddi katkısıyla ayakta duruyordu. Genelde finansal zorluklardan kaynaklanan sorunlar, vakfın kapatılarak tüm
varlıklarıyla 2009 yılında kurulan Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Eğitim Vakfı (BUTGEM)’e devredilmesi sonucunu getirdi. Adı
ne olursa olsun bugün BEGEV’in meydana getirdiği eğitim merkezi başarılı çalışmalarını sürdürmekte ve Bursa’ya hizmet
etmektedir.
BUTGEM Eğitim Kompleksi.
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
107
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
BUSİAD VE AB PROJELERİ
Ülkemizin Avrupa Birliği’ne girişi noktasında başından beri pozitif bir yaklaşım içinde olan BUSİAD, yaptığı çalışmalarla çeşitli AB Projeleri de geliştirmiş, bazı projelerde de paydaş olarak yer almıştır. Bu projeleri kronolojik bir sırayla baktığımızda
şunları görürüz:
1-) 2004-2005 AVRUPA BİLGİ KÖPRÜLERİ PROGRAMI
Ortaklar: BUSİAD (Proje Başvuru Sahibi) Yunanistan’dan VIOTIA CHAMBER of COMMERCE, EDİRNE, GEBZE, KOCAELİ ÇANAKKALE ve BANDIRMA Sanayicileri ve İşadamları Dernekleri.
Amaç: KOBİ’lerde, istihdamın arttırılmasına yönelik olarak, girişimciliğin desteklenmesi, adaptasyon, şartlara ve çevreye uyum
sağlama yeteneğinin sağlanmasına katkı.
Bütçe: 135.718,- EURO
2-) 2005-2006 AB AKTİF İŞGÜCÜ PROGRAMLARI PROJESİ
Ortaklar: BUSİAD (Proje Başvuru Sahibi), BEGEV-Bursa Eğitim Geliştirme Vakfı (Proje Ortağı)
Amaç: İşsiz ve mesleği olmayan gençlere Bursa sanayinin ihtiyaç duyduğu alanlarda mesleki eğitimler verilerek katılımcıları
kalifiye eleman haline getirmek, yeni yatırımlara zemin hazırlamak ve işsizlik probleminin çözümüne katkıda bulunmak.
Bütçe: 245.778,- EURO
3-) 2009-2010 “İŞ’TE FIRSAT” PROJE AKTİF İSTİHDAM TEDBİRLERİ HİBE PLANI
Ortaklar: BUSİAD, Coşkunöz Holding, MESS Eğitim Vakfı, Uludağ Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksek Okulu.
Amaç: Türkiye’de sanayinin yoğunlaştığı önemli merkezlerden biri olan Bursa ilinde işgücü piyasasına yeni giren gençlerin yerel
işgücü piyasasında aranan niteliklere göre, temel ve mesleki bilgi, beceri ve yetkinliklerinin geliştirilmesi ve yararlanıcıların istihdamda kalıcı olmalarının sağlanması.
Bütçe: 196.406,70 EURO
4-) 2011 INNOVATUS: REKABET GÜCÜ VE SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMADA İNOVASYON YÖNETİMİ
Ortaklar: Bursa Valiliği, BUSİAD ve 80 ortağı.
Amaç: AB ve Türkiye’de inovasyon faaliyetlerinin artması, bu faaliyetlere sistematik ve stratejik yaklaşımlarla süreklilik kazandırılmasına katkı sağlamak.
Bütçe: 112.000,- EURO
108
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
BUSİAD DOĞAN ERSÖZ YILIN İŞADAMI ÖDÜLLERİ
BUSİAD yönetim kurulu Doğan Ersöz’ün vefatının ardından yaptığı toplantılarda hem işadamlarını motive etmek, hem de Doğan Ersöz’ün anısını yaşatmak için 1995 yılından itibaren Yılın İşadamı Ödülü’nü vermeye başlar.
Bu ödül konusu BUSİAD yönetiminde uzun uzun tartışılır. Ödül sadece Bursalı işadamlarına mı verilmeli, ulusal bazda mı verilmeli konusu masaya yatırılır. Sonuçta ödülü ulusal bazda vermeye karar verirler. Bu sürecin ardından
ilk ödül 1995 yılında, 1994’ün Yılın İşadamı olarak Rahmi Koç’a verilir. 1995
yılında aynı ödül Hasan Arat’a verilir. 1996 yılında ise ödül Sakıp Sabancı’ya
verilir ve o tarihten itibaren ödül Yılın İşadamı’nın dışına da taşar. Farklı alanlarda da ödül verilmeye başlanır. Eğitimden, çevreye; spordan, kültüre kadar
ödüller yayılır. Her alandaki ödül için BUSİAD yönetimi tarafından belirlenmiş
ve yayınlanmış kriterler ve yönetmelikler çerçevesinde değerlendirme yapılır
ve geleneksel olarak yönetim kurulu tarafından oybirliği ile seçilir.
İlk üç ödülün ardından Bursa’da bu ödülün sadece Bursalı işadamlarına verilmesi, gündeme gelir. Bu konu yine BUSİAD yönetiminde tartışılır ve ödüller o
tarihten itibaren Bursalı’lara verilmeye başlar.
Bugüne kadar BUSİAD Ödülleri’ne layık görülen isimler şunlardır:
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
109
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
DOĞAN ERSÖZ
YILIN İŞADAMI ÖDÜLÜ
Rahmi Koç
İsmail Hakkı Sezgin, Rahmi Koç.
1994 YILI BUSİAD ÖDÜLLERİ
DOĞAN ERSÖZ
YILIN İŞADAMI ÖDÜLÜ
Hasan Arat
1995 YILI BUSİAD ÖDÜLLERİ
110
Hasan Arat.
Bursa Sanayici ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
DOĞAN ERSÖZ YILIN İŞADAMI ÖDÜLÜ
Sakıp Sabancı
EĞİTİM VE KÜLTÜRE DESTEK ÖDÜLÜ
Çağdaş Eğitim Kooperatifi
Mustafa Dörtçelik, Ahmet Kocabıyık
Engin Yenal, Ahmet Ertuğ
MESLEK ÖDÜLÜ
Ayhan Kızıl, Fahri Aykırı, Ümran Oral
ÇEVRE ÖDÜLÜ
BTSO, Hüseyin Özdilek, Şükrü Şankaya
KALİTE ÖDÜLÜ
İnoksan A.Ş., Seger A.Ş., Alltec A.Ş.
Sakıp Sabancı.
1996 YILI BUSİAD ÖDÜLLERİ
DOĞAN ERSÖZ YILIN İŞADAMI ÖDÜLÜ
Cavit Çağlar
EĞİTİM VE KÜLTÜRE DESTEK ÖDÜLÜ
Ali Osman Sönmez
MESLEK ÖDÜLÜ
Dr. Mevci Ergün, Adnan Ener
ÇEVRE ÖDÜLÜ
Erdem Saker
KALİTE ÖDÜLÜ
Can Alüminyum A.Ş.
Ermetal A.Ş.
Coşkunöz Holding A.Ş.
1997 YILI BUSİAD ÖDÜLLERİ
Bursa Sanayici ve İşadamları Derneği
Süleyman Demirel, Cavit Çağlar.
111
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
DOĞAN ERSÖZ YILIN İŞADAMI
ÖDÜLÜ
Celal Sönmez
EĞİTİM VE KÜLTÜRE DESTEK ÖDÜLÜ
İbrahim Orhan, İslam Uyar,
Ahmet Uğur
MESLEK ÖDÜLÜ
Ali Durmaz, İlhan Kalkanoğlu,
Tankut Öktem
ÇEVRE ÖDÜLÜ
Bursa Çev. Kor. V., Çekül Bursa Şb.
Celal Sönmez.
1998 YILI BUSİAD ÖDÜLLERİ
DOĞAN ERSÖZ YILIN İŞADAMI
ÖDÜLÜ
Hüseyin Özdilek
EĞİTİM VE KÜLTÜRE
DESTEK ÖDÜLÜ
Ulviye Özer, TOFAŞ Basket Takımı
Musa Coşkun, Norbert Bousquet
MESLEK ÖDÜLÜ
Arif Tak, Memiş Yılmam,
Mustafa Selışık, İsmail Hakkı Ulus
ÇEVRE ÖDÜLÜ
ÇEVKO Vakfı
1999 YILI BUSİAD ÖDÜLLERİ
112
Hüseyin Özdilek ödülünü Zafer Çağlayan’dan alırken.
Bursa Sanayici ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
DOĞAN ERSÖZ YILIN İŞADAMI
ÖDÜLÜ
Merhum M. Kemal Coşkunöz
EĞTİTİM, KÜLTÜR ve SPORA
DESTEK ÖDÜLÜ
İbrahim Betil, Rıza Aydın,
Dr. Murat Kuter
MESLEK ÖDÜLÜ
Mefharet İnal, Sevim Ertekin,
Dr. Kayıhan Engin, İ.Hakkı Keskin
ÇEVRE ÖDÜLÜ
Deniztemiz Derneği – TURMEPA
Oya Coşkunöz Yöney, Ali Fuat Güven, Celal Beysel.
Kemal
Coşkunöz.
2000 YILI BUSİAD ÖDÜLLERİ
DOĞAN ERSÖZ YILIN İŞADAMI ÖDÜLÜ
İbrahim Orhan
EĞİTİM VE KÜLTÜRE DESTEK ÖDÜLÜ
TED (Türk Eğitim Derneği)
Erdoğan Bilenser, Esat Uluumay
MESLEK ÖDÜLÜ
Ali Fuat Güven, Yılmaz Akkılıç
Ayşe - Ece Ege, Yıldırım Mayruk
ÇEVRE ÖDÜLÜ
Erdem Saker
2001 YILI BUSİAD ÖDÜLLERİ
Bursa Sanayici ve İşadamları Derneği
İbrahim Orhan.
113
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
DOĞAN ERSÖZ YILIN İŞADAMI ÖDÜLÜ
Ahmet Nazif ve Zeki Zorlu
EĞİTİM, KÜLTÜR ve SPORA
DESTEK ÖDÜLÜ
KalDer Bursa Şb., Şükrü Akyollu,
Dr. Murat Kaçar
MESLEK ÖDÜLÜ
Prof. Dr. İlker Parasız, H. Savaş Arıkan,
Halil Akgül
ÇEVRE ÖDÜLÜ
Cargill A.Ş., Bursa Beton A.Ş. Görükle
Celal Beysel, Zeki Zorlu, Ahmet Nazif Zorlu, Ali Coşkun.
2002 YILI BUSİAD ÖDÜLLERİ
DOĞAN ERSÖZ YILIN İŞADAMI
ÖDÜLÜ
Muharrem Yılmaz
EĞİTİM, KÜLTÜRE DESTEK ÖDÜLÜ
Hüseyin Özdilek, Erdoğan Bilenser
TOFAŞ A.Ş.
MESLEK ÖDÜLÜ
Emin Özler, Osman Yağmurdereli
ÇEVRE ÖDÜLÜ
Prof. Dr. Metin Sözen
TEMİZ TOPLUM ÖDÜLÜ
TEDMER
2003 YILI BUSİAD ÖDÜLLERİ
114
Ali İhsan Yeşilova, Muharrem Yılmaz, Ömer Sabancı.
Bursa Sanayici ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
DOĞAN ERSÖZ YILIN İŞADAMI
ÖDÜLÜ
Talat Diniz
ÖZEL BAŞARI ÖDÜLÜ
Yavuz Taner
EĞİTİM, KÜLTÜRE DESTEK ÖDÜLÜ
BTSO - Coşkunöz Eğitim Vakfı
MESLEK ÖDÜLÜ
Oğuz Kağan Köksal,
Burhan Evcil
Ali İhsan Yeşilova, Talat Diniz.
2004 YILI BUSİAD ÖDÜLLERİ
DOĞAN ERSÖZ YILIN İŞADAMI ÖDÜLÜ
Hakkı Baykal
ÖZEL BAŞARI ÖDÜLÜ
BOSCH San. ve Tic. A.Ş.
EĞİTİM, KÜLTÜRE DESTEK ÖDÜLÜ
DOSAB, Tophane End. Mes. Lisesi
MESLEK ÖDÜLÜ
Coşkun İrfan, Nuri Özdemirel,
Zafer Karazeybek, Yılmaz Emen,
Abdülkadir Sür, Metin Işıkçı
2005 YILI BUSİAD ÖDÜLLERİ
Bursa Sanayici ve İşadamları Derneği
Nihat Canpolat, Ali İhsan Yeşilova, Hakkı Baykal, Sinan Baykal.
115
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
DOĞAN ERSÖZ YILIN İŞADAMI
ÖDÜLÜ
Şenol Şankaya
ÖZEL BAŞARI ÖDÜLÜ
Çilek Mobilya
EĞİTİM, KÜLTÜRE DESTEK ÖDÜLÜ
Faik Çelik, Hüseyin Karabacak
MESLEK ÖDÜLÜ
Atilla - Yüksel Tatveren,
Atıl Kutoğlu,
Kemal Yamankaradeniz,
Ayhan Ispalar
Ali İhsan Yeşilova, Abdullah Gül, Şenol Şankaya.
2006 YILI BUSİAD ÖDÜLLERİ
DOĞAN ERSÖZ YILIN İŞADAMI
ÖDÜLÜ
M. Celal Gökçen
ÖZEL BAŞARI ÖDÜLÜ
Nezir Gencer
EĞİTİM, KÜLTÜRE DESTEK
ÖDÜLÜ
İznik Eğitim ve Öğretim Vakfı
MESLEK ÖDÜLÜ
Necati Akgün / Gazeteci
2007 YILI BUSİAD ÖDÜLLERİ
116
Mehmet Arif Özer, Celal Gökçen.
Bursa Sanayici ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
DOĞAN ERSÖZ
YILIN İŞADAMI ÖDÜLÜ
Hüseyin Durmaz
ÖZEL BAŞARI ÖDÜLÜ
Tahsin Ardıç
EĞİTİM ve KÜLTÜRE DESTEK
ÖDÜLÜ
Öztimurlar İnşaat A.Ş.
ÇEVRE ÖDÜLÜ
Borçelik Çelik Sanayi Ticaret A.Ş.
MESLEK ÖDÜLÜ
Çetin Öztunalı
Mehmet Arif Özer, Hüseyin Durmaz.
2008 YILI BUSİAD ÖDÜLLERİ
DOĞAN ERSÖZ
YILIN İŞADAMI ÖDÜLÜ
Mehmet Erbak
ÖZEL BAŞARI ÖDÜLÜ
Şahap Aktaş
MESLEK ÖDÜLÜ
Tarık Tunalıoğlu
Ali Pandır
EĞİTİM ve KÜLTÜRE DESTEK
ÖDÜLÜ
Muhammed Etkeser
2009 YILI BUSİAD ÖDÜLLERİ
Bursa Sanayici ve İşadamları Derneği
Mehmet Arif Özer, Şahabettin Harput, Nuran Kızıl, Mehmet Erbak.
117
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
DOĞAN ERSÖZ
YILIN İŞADAMI ÖDÜLÜ
Şahap Aktaş
ÖZEL BAŞARI ÖDÜLÜ
Ahmet Eker
MESLEK ÖDÜLÜ
Raşit Karaaslan
EĞİTİM ve KÜLTÜRE DESTEK
ÖDÜLÜ
Nuri Nihat Aslanoba
ÇEVRE ÖDÜLÜ
BOSCH A.Ş.
Mehmet Arif Özer, Şahap Aktaş, Faruk Çelik.
2010 YILI BUSİAD ÖDÜLLERİ
DOĞAN ERSÖZ
YILIN İŞADAMI ÖDÜLÜ
Yaşar - Yılmaz Küçükçalık
MESLEK ÖDÜLÜ
Prof. Dr. Cezmi Akdiş
EĞİTİM ve KÜLTÜRE DESTEK
ÖDÜLÜ
Mustafa Kırcı
ÇEVRE ÖDÜLÜ
Bursa Çimento A.Ş.
2011 YILI BUSİAD ÖDÜLLERİ
118
Oya Coşkunöz Yöney, Yılmaz Küçükçalık,
Şahabettin Harput.
Bursa Sanayici ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
BURSA KALİTE ÖDÜLÜ
Günümüzde global ortamda rekabet edebilirliğin vazgeçilmez unsurlarından biri de kaliteli üretim olarak bilinir.
Bu noktada BUSİAD, üyelerinin kalite çalışmalarına yönlenmesi noktasında bir katalizör görevi görmektedir. Konunun teşviki ile ilgili olarak da Bursa Kalite Ödülü’nü 1996’dan beri vermektedir.
Bilindiği gibi Avrupa Kalite Yönetimi Vakfı (EFQM) sektör, büyüklük, yapı, ya da gelişmişlik düzeyinden bağımsız olarak
kuruluşların sürdürülebilir mükemmelliğe ulaşmalarını teşvik etmek üzere bir yönetim sistemi kurmaları gereğini vurgulamaktadır. Bu amaçla oluşturulan Mükemmellik Modeli, kuruluşlara mükemmelliğe giden yolun neresinde olduklarını
gösteren, darboğazlarını saptamalarını sağlayan ve uygun çözümlere ulaşabilmek için belli bir yaklaşımın kullanılmasını
öneren bir araçtır.
Toplam Kalite Yönetimini (TKY) bir yaşam felsefesi olarak ele alan Mükemmellik Modeli, bu felsefenin rekabet gücünü
artırdığı iddiasındadır. Gerek Avrupa Birliği (AB) tarafından Mükemmellik Modeli’nin etkisini ölçmek için yaptırılan, gerekse ABD’de kullanılan “Malcolm Baldridge” modelinin başarısını ölçmek için yapılan istatistiki çalışmalar, TKY uygulayan
şirketlerin hem karlılık, hem de şirketlerin borsa değeri açısından endüstri ortalamalarında daha iyi performansa sahip
olduklarını göstermektedir. Türkiye’deki örnekler de bu sonuçları destekler niteliktedir. TÜSİAD tarafından bağımsız olarak
yaptırılan Türkiye’de yedi değişik sektörde rekabet gücü raporlarının yazarı olan Prof. Gündüz Ulusoy da Mükemmellik
Modeli’nin(MM) yaygın kullanımını sağlamanın bu sektörlerde rekabet gücünü geliştirmede en etkin araç olacağını ifade
etmektedir. MM’nin dayandırıldığı felsefe şu kavramları içermektedir:
•
Müşteri odaklılık
•
Liderlik ve tutarlı, paylaşılan bir hedefe odaklanma
•
Süreçlerle ve verilerle yönetim
•
İnsan odaklılık ve katılımcı yönetim
•
Sürekli öğrenme, iyileştirme ve yaratıcılık
•
İşbirlikleriyle gelişme
•
Toplumsal sorumluluk
•
Sonuç odaklılık
BUSİAD da, Bursa’da Toplam Kalite Yönetimi’nin öncüsü olmuştur. Dernek 1996 yılından itibaren verdiği ödüller arasına
Kalite Ödülü’nü de katmıştır. 1998 yılında KalDer Bursa Şubesi’nin kurulmasının ardından bu ödül BUSİAD-KalDer Bursa
Şubesi işbirliği ile verilmeye başlanmıştır. Böylece Bursa Kalite Ödülü 1998 yılı için, BUSİAD ve KalDer Bursa Şubesi işbirliği
ile ve KOBİ’ler için İş Mükemmelliği Modeli esas alınarak BUSİAD üyelerine açık olarak düzenlenmiştir. Sonraki yıllarda
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
119
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
da BUSİAD ve KalDer Bursa Şubesi işbirliği devam etmiş, özel kuruluşların yanında kamu kuruluşları da sürece dahil olarak
çalışmalarda yer almış ve önemli sonuçlar elde etmiştir.
Yıllara Göre Bursa Kalite Ödülü alan kuruluşlar şunlardır:
1998
Coşkunöz Bursa Kalite Büyük Ödülü
Beltan Bursa Kalite Başarı Ödülü
1999
Beltan Bursa Kalite Büyük Ödülü
Beyçelik Bursa Kalite Başarı Ödülü
2000
Aka Otomotiv Bursa Kalite Başarı Ödülü
Çemtaş Bursa Kalite Başarı Ödülü
2001
Ödül sürecine katılan firma olmadı.
2002
Etay Giyim Bursa Kalite Başarı Ödülü
Sıla Teknik Bursa Kalite Başarı Ödülü
2003
Takdir ve tanıma plaketleri verildi
2004
Beyçelik Bursa Kalite Başarı Ödülü
2005
Çimtaş Pipe Bursa Kalite Başarı Ödülü
2006
Bursagaz Bursa Kalite Büyük Ödülü
120
2007
Bursa Anadolu Lisesi Bursa Kalite Büyük Ödülü
Aktaş Group Bursa Kalite Başarı Ödülü
Elvin Tekstil Bursa Kalite Başarı Ödülü
2008
Coca Cola Bursa Kalite Başarı Ödülü
Maysan Mando Bursa Kalite Başarı Ödülü
Coşkunöz End. Mes. Lisesi Bursa Kalite Başarı Ödülü
Hürriyet End. Mes. Lisesi Bursa Kalite Başarı Ödülü
Zübeyde Hanım Doğumevi Bursa Kalite Başarı Ödülü
2009
Farba Bursa Kalite Büyük Ödülü
Gıda Kontrol Ve Mrz. Arş Enstitüsü Bursa
Kalite Başarı Ödülü
Zübeyde Hanım Kız Meslek Lisesi Bursa
Kalite Başarı Ödülü
2010
Matay Bursa Kalite Büyük Ödülü
Tübitak Butal Bursa Kalite Başarı Ödülü
2011
Bplas Bursa Kalite Başarı Ödülü
Presmetal Bursa Kalite Başarı Ödülü
Ali Osman Sönmez End. Mes. Lisesi Bursa
Kalite Başarı Ödülü
İnegöl 100. Yıl İÖO Bursa Kalite Başarı Ödülü
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
PUL VE BUSİAD
Erol Türkün’ün başkanlığı döneminde Bursa Büyükşehir Belediyesi, Bursa Sanayici ve İşadamları Derneği (BUSİAD) ve Bursa
Kültür ve Sanat Turizm Vakfı’nca 1-3 Mayıs 1998 tarihlerinde 1. Uluslararası Bursa Lâle Festivali düzenlenir. Bu festivale,
Türkiye, Hollanda, Kanada ve Japonya katılır.
Festival süresince, bu çok farklı kültürlerin kaynaşmasına katkıda bulunan lâle, güzelliği ve zarafeti ile insanlar ve kültürler
arasında bir köprü vazifesi görmeye devam eder. Bu festival anısına PTT Genel Müdürlüğü’nce 50.000, 75.000, 100.000 ve
125.000 liralık üzerlerinde çeşitli cins lalelerin olduğu pullar bastırılır.
Ayrıca o günün anısına 01.05.1998 tarihinde bir de ‘İlk Gün Zarfı’ bastırılır.
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
121
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
BUSİAD DESEN YARIŞMASI
Desinatörlük mesleği, tekstilin ekonomide önemli bir yer tuttuğu ülkemizde, değerli bir meslektir. Ne yazık ki böyle önemli
bir alanda ülkemizde ciddi bir eğitim verilmemektedir. Dünyada da bu konudaki eğitim olanakları sınırlıdır.
Bilindiği gibi desen tasarımı görselliği ve estetiği ön planda olan, mimari, tekstil ve ev dekorasyonu gibi alanlarda uygulanan yöntemlerin ilkidir.
Böyle önemli bir alana katkı sağlamak amacıyla BUSİAD 1999 yılından beri tekstil sektöründeki desen çalışmalarını desteklemekte ve aynı amaçla Bursa Desen Yarışması düzenlemektedir.
Bu yarışma büyük ilgi görmekte ve çok sayıda genç desinatör eserlerini sergileme fırsatı bulmaktadır.
BUSİAD’ın her yıl geleneksel hale getirdiği bu desen yarışması, çeşitli kategorilerde yapılmaktadır. Belirlenen jüri eserleri
değerlendirmekte ve sonuçta dereceye girenler ödüllendirilmektedir.
Bir BUSİAD Desen Yarışması Ödül töreninde, dereceye girenler,
BUSİAD Yönetimi ve dönemin Bursa Valisi Oğuz Kağan Köksal ile birlikte.
122
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
BUSİAD ANI DEFTERİ’NDEN
BUSİAD 1993-1997 yılları arasında bir Anı Defteri / Onur defteri tutmaya başlar. Buraya çeşitli tarihlerde ağırladıkları protokol konuklarının düşüncelerini aktarmalarını talep eder. Daha sonraki dönemlerde bu defter kullanılmaz.
Bu defteri BUSİAD’ın arşivini tararken buldum. Bana ilk etapta büyük bir heyecan verdi. Orada çeşitli dönemlerde Cumhurbaşkanlığı yapmış, Başbakanlık yapmış, bakanlık yapmış bazı devlet büyüklerimizin ve BUSİAD’ın bazı konuklarının BUSİAD
için düşünceleri vardı.
Bu defter içinde ayrıca bazı yabancı devletlerin konsolos ve büyükelçilerinin de BUSİAD için kaleme aldıkları düşünceleri
yer alıyordu.
Sizler için bu defterden bazı sayfaları yazıları ve orijinal halleriyle kitaba ekledim.
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
123
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
7/10/1993
BUSİAD’ın davetlisi olarak Bursa’ya gelmekten büyük bir mutluluk duydum.
Bu davet nedeniyle geldiğim Bursa’da yeni yeni dostlar edindim
ve büyük ilgi gördüm, hüsn-ü kabul gördüm onur duydum.
İş adamlarıyla tanışmak ülkemiz KKTC ile ilgili bilgiler vermek
fırsatı yaratan BUSİAD’lı kardeşlerime sonsuz teşekkürler.
Dr. Derviş Eroğlu
KKTC Başbakanı
124
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
3/10/1993
Bugün, 50. T. C. Hükümetinin İçişleri Bakanı sıfatı ile BUSİAD’ı
ziyaret etmenin mutluluk ve gururu içindeyim.
Sayın Başkan, Doğan Ersöz ve yönetiminin Bursa’nın ticari ve
sanayi hayatında katkılarını hep takdirle karşılamışımdır. Sosyalmüteşebbis tavırlarından büyük memnuniyet duymuşumdur.
Başarıların devamı dileklerimle sevgi ve hürmetlerimi sunuyorum.
B. Mehmet Gazioğlu
İçişleri Bakanı
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
125
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
23/10/1993 / Çankaya
“BUSİAD” – Bursamızda sanayileşmenin akılcı ve değerli sesidir.
Ülke, Dünya ve Bursa meselelerine daima aydınlık ve yapıcı bir
pencereden bakar.
Bursamız büyümeye gelişmeye devam edecektir. Bursaya hizmetten daima mutlu oldum. Olmaya da devam edeceğim.
Süleyman Demirel
Cumhurbaşkanı
126
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
6/12/1993
BUSİAD’ın sayın başkan ve yöneticileri
Biz pazartesi akşamı sizlerle birlikte olmanın mutluluğunu belirtmek isterim.
BUSİAD bugünkü yapısıyla Bursa’nın geleceğine yönelik gelişmeleri
sağlayacak kuruluş haline gelmiş bulunmaktadır.
Geleceğin Türkiye’sinde Bursa’nın dolayısıyle BUSİAD’ın önemli görevleri olacağına inanıyorum. Bu konularda Dünya grubu ve kişi
olarak sizlerin yanınızda olacağız.
Nezih Demirkent
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
127
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
Aralık/93
BUSİAD’ın değerli üyeleri ve yöneticileri, demokrasilerin en
önemli müesseseleri gönüllü kuruluşlar. BUSİAD, Türk özel sektörünün çok müstesna bir kuruluşu, şehir siadlarının öncüsü ve
çok başarılı bir örneği.
BUSİAD’ın 15 inci kuruluş gününde bir yurttaş inisiyatifi olan
Yeni Demokrasi Hareketi’ni Bursa’lılara ilk kez anlatma fırsatı
verdiğiniz için çok mutlu olduk, onur duyduk.
Sizleri tanımaktan, umutlanmaktan çok mutluyuz.
Yolumuz açık olsun.
Cem Boyner
128
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
18/04/1995
BUSİAD’ın her ay yaptığı yemekli toplantıya beni de konuşmacı
olarak davet etmesi dolayısıyla geldiğim Bursa’da BUSİAD’ın değerli mensuplarıyla tanışma fırsatını elde ettiğim için duyduğum
memnuniyeti belirtmek isterim. Bir çok şehrimizde kurulmuş olan
bu tür dernek mensuplarının TÜRK sanayiine katkılarını yakinen
görüyoruz ve bundan gurur duyuyoruz. BUSİAD’ın mensuplarının
şimdiye kadar gösterdikleri başarılı hizmetlerinin bundan sonra
da devamını diler, dernek başkanı sayın Hakkı Sezgin’e ve tüm
mensuplarına sevgiler sunarım.
Kenan Evren
7. Cumhurbaşkanı
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
129
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
03/05/1997
BUSİAD, kuruluşundan beri izlediğim faal çok yararlı bir kuruluşumuz.
Emin ve kararlı adımlarla ilerliyor. Bugün çok şirin bir kongre
salonunu hizmete verdiler. Kutluyorum.
Turhan Tayan
Milli Savunma Bakanı
130
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
15/05/97
BUSİAD yöneticileriyle yaptığım toplantının sonuçlarından ve
beraberliğimizden çok büyük memnuniyet duydum.
TÜSİAD’ın bu gecikmiş ziyaretini bundan sonrakiler takip edecektir.
Bütün TÜSİAD üye ve yöneticilerinin başarı dilekleriyle saygılar
sunarım.
TÜSİAD Başkanı
Muharrem Kayhan
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
131
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
21/11/1997
BUSİAD’ın vergi ve ihracat ödülleri törenine katılmaktan mutluluk duydum.
Vergi ödeyerek, döviz getirerek ülke ekonomisine katkıda bulunan tüm değerli işadamlarımızı kutlar, onları motive eden
BUSİAD’a teşekkür ederim.
Mesut Yılmaz
132
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
BUSİAD’IN SEÇİLMİŞ YÖNETİM KURULU ÜYELERİ
1978-1979 Dönemi Yönetim Kurulu Üyeleri:
“Doğan Ersöz, Giray Odman, Burhan Kurtul, Mehmet Beysel, Hikmet Komar, Turgut Gökay, Hüsamettin Örüç.”
1980-1981 Dönemi Yönetim Kurulu Üyeleri:
“Doğan Ersöz, Mehmet Beysel, Ragıp Güvenç, Burhan Kurtul, Turgut Gökay, Giray Odman, Hikmet Komar.”
1982’de seçilen BUSİAD Yönetim Kurulu dönemin Bursa Valisi Zekai Gümüşdiş ile birlikte.
1982-1983 Dönemi Yönetim Kurulu Üyeleri:
“Doğan Ersöz, Hikmet Komar, Giray Odman, Ragıp Güvenç, Burhan Kurtul, İsmail Hakkı Sezgin, Mehmet Beysel.”
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
133
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
1984-1985 Yönetim Kurulu Üyeleri bir toplantıda BUSİAD üyeleriyle.
1984-1985 Dönemi Yönetim Kurulu Üyeleri:
“Doğan Ersöz, Erhan Keleşoğlu, Burhan Kurtul, Hikmet Komar, Mehmet Beysel, Giray Odman, İsmail Hakkı Sezgin, Ragıp
Güvenç, Beyhan Karabacak.”
1986-1987 Dönemi Yönetim Kurulu Üyeleri:
“Doğan Ersöz, Erhan Keleşoğlu, Giray Odman, Mehmet Beysel, Ragıp Güvenç, Hikmet Komar, Hasan Özer, Ergün İpekten,
İsmail Hakkı Sezgin, Türker Çilingir, Tuğrul Karasarlıoğlu.”
1988-1989 Dönemi Yönetim Kurulu Üyeleri:
“Doğan Ersöz, Erhan Keleşoğlu, Giray Odman, Hasan Özer, Celal Beysel, Turgut Akben, Yakup Altınöz, Ergün İpekten, İsmail
Hakkı Sezgin, Tuğrul Karasarlıoğlu, Hikmet Komar, Necmettin Turan.”
134
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
1990-1991 Dönemi Yönetim Kurulu Üyeleri:
“Doğan Ersöz, Celal Beysel (1990), Giray Odman, Hasan Özer, Hüseyin Özdilek, Turgut Akben, Yakup Altınöz, Fahrettin Gülener, İsmail Hakkı Sezgin, Atilla Parlamış, Tuğrul Karasarlıoğlu, Erdoğan Bilenser (1991)”
1992-1993 Dönemi Yönetim Kurulu Üyeleri:
“Doğan Ersöz, Atilla Parlamış, Tuğrul Karasarlıoğlu, Yakup Altınöz, Fahrettin Gülener, Erdoğan Bilenser, Hasan Özer, İsmail Hakkı Sezgin, Turgut Akben (1992), Giray Odman (1992), Hüseyin Özdilek, Orhan Yıldırımçakar (1993), Aykan Uzoğuz
(1993), Işık Uğurtuğ (1993), Rüştü Dilmen (1993)”
Rahmetli Doğan Ersöz’ün 1993’te seçilen son yönetim kurulu dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Teoman Özalp,
Osmangazi Belediye Başkanı Erhan Keleşoğlu, Yıldırım Belediye Başkanı Zeki Eke ile birlikte.
1993-1995 Dönemi Yönetim Kurulu Üyeleri:
“Doğan Ersöz (1994), İsmail Hakkı Sezgin, Orhan Yıldırımçakar, Işık Uğurtuğ, Erdoğan Bilenser, İbrahim Orhan, Zeki Zorlu,
Atilla Parlamış, Nuri Tike, Sinan Baykal, N. Coşkun İrfan, Rüştü Dilmen, Yakup Altınöz, Tuğrul Karasarlıoğlu.”
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
135
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
1996-97 döneminde Erol Türkün’ün listesini oluşturan isimler bir arada.
1996-1997 Dönemi Yönetim Kurulu Üyeleri:
“Erol Türkün, V. Celal Beysel, Erdoğan Bilenser, Ali Kemal Efe, Şenol Şankaya, Ergun Ete, Orhan Yıldırımçakar, Atilla Parlamış,
Hasan Aslanoba, Eser Ceyhan, Ali İhsan Yeşilova, Erhan Keleşoğlu (1996), Cengiz Fidanlar, İlkay İntaş (1997).”
1998-1999 Dönemi Yönetim Kurulu Üyeleri:
“Erol Türkün, V. Celal Beysel, Erdoğan Bilenser (1998), A. Kemal Efe, M. Serhas Bekişoğlu, Ali İhsan Yeşilova, Eser Ceyhan,
Şenol Şankaya, Ergun Ete, Hasan Aslanoba, Hüseyin Özdilek, Yılmaz Gözne, M. Kemal Gürsel, Cenk Yöney (1999)”
136
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
2000-2001 Dönemi Yönetim Kurulu Üyeleri:
“V. Celal Beysel, Ali İhsan Yeşilova, M. Serhas Bekişoğlu, Ali Kemal Efe, Şenol Şankaya, Ergun Ete, M. Kemal Gürsel, Mehmet
Erbak, Mehmet Arif Özer, Cenk Yöney, Fahrettin Çakan, Adnan Şentürk, Çetin Öztunalı.”
2002-2003 dönemi BUSİAD Yönetim Kurulu Şükrü Şankaya ve Erol Türkün ile beraber.
2002-2003 Dönemi Yönetim Kurulu Üyeleri:
“V. Celal Beysel, Ali İhsan Yeşilova, M. Serhas Bekişoğlu, Ali Kemal Efe, Mehmet Arif Özer, Cenk Yöney, Çetin Öztunalı, Mehmet Erbak, Korhan Durusoy, İbrahim Yaşar, Murat Orhan, Murat Coşkunkan, Günal Baylan”
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
137
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
2004 yılında yapılan BUSİAD Genel Kurulu sonrası Ali İhsan Yeşilova Başkanlığında seçilen yönetim Divan Başkanı
Şükrü Şankaya, Başkan Yardımcısı Cemal Erdoğan ve üye Cengiz Apalak’la birlikte.
2004-2005 Dönemi Yönetim Kurulu Üyeleri:
“Ali İhsan Yeşilova, Mehmet Arif Özer, Mehmet Erbak, Günal Baylan, Murat Coşkunkan, İbrahim Yaşar, Çetin Öztunalı, M.
Celal Gökçen, Halil Akgül, İlker Oral, Kemal Yamankaradeniz, Osman Nuri Canik, Nurullah Altınsoy.”
138
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
2006 yılında yapılan BUSİAD Genel Kurulu sonrası Ali İhsan Yeşilova Başkanlığında seçilen yönetim
BUSİAD eski başkanlarından İsmail Hakkı Sezgin ve Erol Türkün ile birlikte.
2006 – 2007 Dönemi Yönetim Kurulu Üyeleri:
“Ali İhsan Yeşilova, Mehmet Arif Özer, Mehmet Erbak, Günal Baylan, Murat Coşkunkan, İbrahim Yaşar, Lami Yağcılarlıoğlu,
Orhan B. Alankuş, Halil Akgül, İlker Oral, Osman Nuri Canik , Nurullah Altınsoy, Gürcan Şirin.”
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
139
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
2008-2009 Dönemi Yönetim Kurulu Üyeleri bir arada.
2008-2009 Dönemi Yönetim Kurulu Üyeleri:
“Mehmet Arif Özer, Oya Yöney, Prof. Dr. Ali Ceylan, İlker Oral, Günal Baylan, Mehmet Erbak, İbrahim Yaşar, Osman Nuri Canik,
Murat Coşkunkan, Nurullah Altınsoy, Lami Yağcılarlıoğlu, Sami Erol, Ahmet Numan Altekin.”
140
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
2010-2011 Dönemi Yönetim Kurulu Üyeleri bir arada.
2010-2011 Dönemi Yönetim Kurulu Üyeleri:
“Mehmet Arif Özer, Oya Yöney, Prof. Dr. Ali Ceylan, Ahmet Numan Altekin, Abdullah Ayhan Ispalar, Ayşegül Donat, Bülent
Parlamış, Dr. Erol Kılıç, Fehmi Osanmaz, İhsan Karademirler, Mehmet Ali Yormazoğlu, Mürsel Öztürk, Tuğrul Dirimtekin.”
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
141
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
2012-2013 Dönemi Yönetim Kurulu Üyeleri bir arada.
2012-2013 Dönemi Yönetim Kurulu Üyeleri:
“Oya Yöney, Günal Baylan, Prof. Dr. Ali Ceylan, İhsan Karademirler, Ahmet Numan Altekin, Tuncer Hatunoğlu, Ayşegül Orhan, Dr. Erol Kılıç, Tuna Arıncı, Aytuğ Onur, Mürsel Öztürk, Ergun Türkay, Tuğrul Dirimtekin.”
142
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
BUSİAD’IN İLK TÜZÜĞÜ
BUSİAD’ın 01.08.1978 tarihinde kurulduğunda italik bir daktilo ile yazılmış olan derneğin ilk tüzüğünün orijinal hali.
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
143
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
144
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
145
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
146
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
147
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
148
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
SON SÖZ
Bu kitabın içerisinde BUSİAD’ı ve onun 34 yıllık geçmişini anımsatmaya çalıştım. BUSİAD bu süreç içinde ülkemizdeki ikinci
kurulan sanayici ve işadamları derneği, Anadolu’da kurulan ilk dernek olarak ülkemizde bir çok SİAD’ın kuruluşunda model
alınmıştır. Bugün sadece Bursa özelindeki SİAD sayısı, 80’i geçmiş ve de ülkemizde binlerle ifade edilen rakamlara ulaşmıştır.
Özetle BUSİAD burada doğru bir örnek oluşturarak, model olmuştur.
BUSİAD yukarıdaki işlevinin dışında, SİAD’ların ülkemizde federasyonlaşma ve konfederasyonlaşma sürecinde lider SİAD’lardan biri olarak aktif rol oynamıştır.
Bunun dışında düzenlediği çeşitli etkinliklerle, girişimciyi ve girişimciliği desteklemekte, içinden çıkan başarılı modellerin
çeşitli ortamlarda gençlerle buluşmasını sağlamıştır.
Geleneksel olarak her ay düzenlediği ‘Çekirge Toplantıları’ ile alanında ulusal bazda tanınmış ve etkin insanları, Bursa kamuoyu ve üyeleriyle buluşturarak, yeni vizyonların oluşmasına aracılık etmiştir.
BUSİAD 1998 yılından beri, KalDer ile birlikte vermiş olduğu ‘Bursa Kalite Ödülü’ ile uluslararası rekabette vazgeçilmez
olan kalite mantığının yerleşmesi, EFQM modelinin benimsenmesi ve de kurumsallaşma yolunda sağlıklı adımlar atılmasına olanak sağlamıştır.
Her yıl vermiş olduğu ‘Doğan Ersöz Yılın İş Adamı’ ödülleriyle, Bursa ekonomisinde bir motivasyon unsuru oluşturmuştur.
Ayrıca BUSİAD, ara kademe teknik eleman yetiştirilmesi noktasında, ortaya koyduğu BEGEV vizyonuyla yüzlerce gencimizin meslek sahibi olması noktasında ülkemize örnek oluşturan bir yapının oluşmasında aktif rol oynayarak, bugün başka bir
isimle de olsa hala devam eden bir organizasyonun temel taşlarını koymuştur.
Üniversite sanayi işbirliği noktasında da, Uludağ Üniversitesi ile birlikte geliştirdiği modellerle özellikle öğrenci stajı konusunda örnek oluşturmuştur.
BUSİAD bünyesinde oluşturduğu uzmanlık gruplarıyla, çeşitli sempozyum ve paneller düzenleyerek, Bursa ve ülke ekonomisine bilgi noktasında katma değer sağlamaya çalışmıştır.
Tüm bunların ötesinde Bursa Sanayici ve İşadamları Derneği, 34 yıllık tarihi boyunca siyasi olarak herkese eşit uzaklıkta
durmuş, ülkemizin çıkarları ve ekonomimizin gelişimi noktasında her platformda düşüncesini, özgürce ifade etmeye çalışmıştır.
Bu yarı insan ömrü kadar uzun sürecin, içindeki tüm etkinlikleri kayıt altına almak, emeği geçen yüzlerce gönüllü yönetici
ve profesyoneli anmak mümkün değildi. Belirlediğimiz format içinde ortaya koyabildiklerimiz bunlar oldu. Son sözlerimde
bu kitabın oluşumunda katkı koyan ve bana zaman ayıran herkese bir kez daha teşekkür ederim.
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
149
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
KAYNAKLAR
150
•
Aslan, M; Kaya, G: 1980 sonrası Türkiye’de siyasal katılımda sivil toplum kuruluşları.
•
C.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt 5, Sayı 1 213.
•
Beysel, C: Sivil Toplumun Örgütleri. TSE Semineri. 2005.
•
Edwards,M: Civil Society London, Polity, 2004.
•
Dünya Gazetesi: BUSİAD eki. 25 Kasım 1993.
•
Dünya Gazetesi: 30. Yılında BUSİAD eki. 31Aralık 2008.
•
Ekohaber: BUSİAD 2000. 25 Ocak 2000.
•
Ekohaber Gazetesi: Sayı: 496-497, 2005.
•
Ekometre: BUSİAD’ın Gümüş Yılı. 2003.
•
Gökçadır, Adil: Enayi mi Sanayici mi? Altan Matbaacılık, İstanbul, 2004.
•
Görüş Dergisi: TUSİAD Periyodik Yayını. Unice Özel Sayısı, 1990.
•
Kaynar, M. N: Ülkemizin geleceğinde sivil toplum kuruluşlarının etkisi. BESAM www.besam.org.tr.
•
Keane, J: Global Civil Society, Cambridge, Cambridge University Press, 2003.
•
Keyman, Fuat E: Avrupa’da ve Türkiye’de Sivil Toplum. Uluslararası İlişkiler Bölümü. Koç Üniversitesi. STGM. STK Kapasite
Geliştirme Eğitim Programı. 2008.
•
Kongar, Emre: “Sivil Toplum ve Kültür”, Y. Fincancı (Ed.), Sivil Toplum, TÜSES Yayınları, İstanbul, ss. 109-114. 1991.
•
Kuçuradi, İoanna: “Sivil Toplum Kuruluşları: Kavramlar”, Üç Sempozyum, Sivil Toplum Kuruluşlar, Tarih Vakfı Yayını,
İstanbul, ss. 24-31. 1998.
•
Yerasimos, Stefanos: “Sivil Toplum, Avrupa ve Türkiye” S. Yerasimos ve diğerleri (Ed.), Türkiye’de Sivil Toplum ve Milliyetçilik, İletişim Yayınları, İstanbul, ss. 13-23. 2000.
•
www.busiad.org.tr
•
www.dernekler.gov.tr
•
www.stgm.org.tr
•
www.turkonfed.org
•
www.tusiad.org.tr
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
KATKI KOYANLAR
•
Adil Gökçadır
•
Ali Ceylan
•
Ali İhsan Yeşilova
•
Atilla Parlamış
•
Basri Tüfekçioğlu
•
Beril Baylan
•
Celal Beysel
•
Coşkun İrfan
•
Engin Özpınar
•
Erdoğan Bilenser
•
Erhan Keleşoğlu
•
Erol Türkün
•
Hüsamettin Örüç
•
Hüseyin Özdilek
•
İbrahim Yaşar
•
İsmail Hakkı Sezgin
•
Kurtcebe Alptemoçin
•
Mehmet Arif Özer
•
Nezih Tunçsiper
•
Orhan Yıldırımçakar
•
Tahsin Ardıç
•
Turhan Tayan
•
Yakup Altınöz
(*) Alfabetik sırayla.
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği
151
Anadolu’da sanayi ve iş dünyasının örgütlenme sürecindeki ilk model
YAZAR HAKKINDA
Dr. Murat Kuter, 1957 yılında İstanbul’da doğdu. İlk ve ortaokulu İstanbul’da bitirdi. 1972
yılında babasının işi nedeniyle Bursa’ya yerleşti. Bursa Erkek Lisesi’ni bitirdi. Ardından Anadoluhisarı Spor Akademisi’nden mezun oldu.
Marmara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü’nde Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri üzerine
”Isınmanın anaerobik ölçümler üzerine etkisi” teziyle master ve “Farklı yoğunluktaki karbonhidratlı sıvı alımının kan şeker düzeyi, insülin ve aerobik güce etkisi”
konulu teziyle de doktora yaptı.
17 bilimsel makalesi bulunan Dr. Murat Kuter’in yayınlanmış 10’u bilimsel, 16 kitabı bulunmaktadır.
1975 yılında Bursa’da öğrencilik yaptığı dönemde gazeteciliğe başlayan Dr. Murat Kuter,
sırasıyla, Haber, Doğru Hakimiyet, Bursa Hakimiyet, Bursa Haber, Olay ve Bursa Hakimiyet
gazetelerinde çalıştı.
Şu anda Bursa Hakimiyet gazetesinde köşe yazarlığı yapan Dr. Murat Kuter, aynı zamanda
eşi Prof. Dr. Füsun Öztürk Kuter ile birlikte kurduğu KUTER Yayıncılık ve Tanıtım Hizmetleri
Ltd. Şti’nin Genel Müdürlüğü’nü yapmaktadır. Kuter, BUSİAD, BUTTİM ve MADSİAD’ın iletişim danışmanlığını da yapmaktadır.
Dr. Murat Kuter, aynı zamanda Yalın Enstitü Derneği Bursa Temsilcisi’dir.
152
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği

Benzer belgeler