93. Yıl Coşkuyla Kutlandı

Transkript

93. Yıl Coşkuyla Kutlandı
Kilislilerin Ata’ya Saygısı
Kilis’te Ehl-i Beyt Programı Yapıldı
Kilis’te 10 Kasım törenlerinde Kilisli vatandaşların Atatürk’e saygıları, övgüye değer bir düzeydeydi.
Kilis’te Yeni Mesaj Gazetesi tarafından “İslam Dünyasını Kuşatan Fitneler ve Tevhid’in Merkezi Ehl-i
Beyt” konulu bir panel düzenlendi.
SAYFA 3’de
İlim ve gönül insanı
Prof. Dr. Haydar Baş’ın
“Tiyatro” başlıklı yazısı
Sayfa 13’te
SAYFA 15’te
KİLİS’TE ÇEVRE KİRLİLİĞİ
Kilis’te patlayan veya sızıntı yapan su borularına geç müdahale
edilmesi nedeniyle sokaklar çamura bulanıyor.
Sayfa 21’de
Uğur KEPEKÇİ
Bidat Akımlar Deşifre
Oluyor
• Sayfa 02’de
www.kilispostasi.com
Sayı: 17
EKİM - ARALIK
Fiyatı: 1 TL
Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi
Yüzde On Seçim
Barajı
• Sayfa 09’da
Selim Baytürkmen
Din ve Edebiyatı
Karıştıranlar
• Sayfa 05’te
Hakan Yartaşı
Online Alışverişte Güvenlik
ve Ödeme Yöntemleri
• Sayfa 07’de
Behiye ALİOĞLU
93. Yıl Coşkuyla Kutlandı
Kilis’in düşman işgalinden kurtuluşunun 93. Yıldönümü, renkli görüntülere sahne olan coşku dolu bir törenle kutlandı.
Kutlama programı sabah saatlerinde Kilis Şehitliği’nde yapılan dualarla başladı. Daha
sonra protokol üyeleri, şehre temsili giriş yapan Kuvay-i Milliyecileri Adnan Menderes Kavşağı’nda çiçek ve hediyelerle karşıladılar. SAYFA 2’de
Sayfa 03’te
Sayfa 17’de
Güneş’i Görebilir misin?
• Sayfa 06’da
Ahmet Benlioğlu
Kilis’in Sütçü İmamı
Sakıp Bey
• Sayfa 8’de
Yusuf Yakut
Akp’nin Din Düşmanlığı
• Sayfa 11’de
Zeytinde Rekolte
Düştü, Fiyat Arttı!
Kilis Belediyespor
Şampiyonluğa Koşuyor
Sayfa 22’de
Sayfa 22’de
İbrahim Beşe
Kilis Milli Mücadele Müzesi
• Sayfa 22’de
Nejat Taşkın
Orgeneral Doğan Güreş’in
Ardından
Kilis’e ‘Ek Konteynır
Kent’ Geliyor!
Kilis’te Parkomat
Devreye Giriyor
• Sayfa 4’de
SAYFA
02
EKİM - ARALIK 2014
Uğur Kepekçi
Bidat akımlar deşifre
oluyor
KİLİS POSTASI
GÜNCEL
www.kilispostasi.com
Kilis’te 7 Aralık
Coşkuyla Kutlandı
[email protected]
Yeni Mesaj Gazetesinin tertiplediği “İslam dünyasını
kuşatan fitneler ve tevhidin merkezi Ehl-i Beyt” paneller serisi bütün süratiyle devam ediyor. Her hafta
sonu farklı bir ilde ya da ilçede görev alan Prof. Dr.
Haydar Baş hocamıza gönül vermiş; ilim, fikir ve yazar kadrosu ülkemizi karış karış dolaşarak
paneller düzenlemektedir.
Yapılan bu gayret belki de son asrın en önemli gayretidir. Evet, bu hizmet sıradan bir hizmet değildir.
Çünkü insanlar dünyada cereyan eden işgalleri,
Müslüman olduğunu iddia edenlerin birbirini diri diri
kestiği korkunç olayların ne olduğunu anlamakta
zorlanırken; Prof. Dr. Haydar Baş’ın fikir ve gönül
adamlarından oluşan kadrosu yine onun gösterdiği
hedefler doğrultusunda halkımızı ayıktırmaya çalışmaktadırlar. Bu fedakâr kadro; dönen dolapların,
örülen çorapların ne olduğunu anlatmaya çalışmaktadırlar. Bu kadro, halkımıza sadece problemi anlatmakla kalmıyor, çözüm yollarını da izah ediyor.
Nasip olduğu kadarıyla Yeni Mesaj Gazetemizin bu
kutlu gayretinde bizler de panellerde görev almaktayız. Gittiğimiz her beldede diğer çok değerli panelist
arkadaşlarımızla çok güzel hadiselere şahit olmaktayız. Yapılan konuşmaların milletimizin hafızasında çok ciddi tesirlerinin olduğuna şahit olmaktayız.
Panel sonunda bidat akımların derinliği ve perde arkasını öğrendiklerinde hayretlerini gizleyemediklerine şahit olmaktayız. Panellere dinleyici olarak gelen
halkımızın program sonunda daha fazla bilgi almak
için ve bizlerle daha yakın irtibat kurmak için özel bir
gayret ortaya koyduklarına şahit olmaktayız.
Gerçekten de panellerde anlatılan şeyler sıradan
şeyler değildir. Panellerde verilen bilgilerle din bezirgânlarının maskeleri düşürülmektedir. Asırlardır
halkımızı aldatan, bu yolla maddi ve manevi rantlar
elde eden, bidat akımlarla Müslümanın fikir ve gönül dünyasını kirleten, sözde ve sahte din adamları
deşifre edilmektedir.
Bu panel serileri başlamadan ya da bu panele dinleyici olarak gelmeden önce gözünde ve gönlünde
hak etmediği halde çok yüce yerlerde bulunan sahtekârların ne kadar aşağılık mahlûklar olduklarını
öğrenince halkımız hayretler içinde kalmaktadır.
Halkımız bidat olanları öğrenince de dolayısıyla
doğruyu anlama yoluna yönelmektedir.
Panellerde sadece yanlışı tarif etmeyip doğrunun
da gösterildiğini söylemiştik. Konuşmacıların bir
kısmı bidat akımlardan bahsederken diğer konuşmacılar da Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt yolunu izaha
çalışmaktadırlar.
Valhasıl bu paneller sayesinde bidat akımlar deşifre
olurken, halkımız tevhidin merkezi Ehl-i Beyt yoluna
koşmaktadır.
Kilis’in düşman işgalinden kurtuluşunun 93. Yıldönümü, renkli görüntülere sahne olan coşku dolu bir törenle kutlandı.
Kutlama programı sabah saatlerinde Kilis Şehitliği’nde yapılan dualarla
başladı. Daha sonra protokol üyeleri, şehre temsili giriş yapan Kuvay-i
Milliyecileri Adnan Menderes Kavşağı’nda çiçek ve hediyelerle karşıladılar. Karşılama töreninin ardından hep birlikte, kutlamaların yapılacağı
Cumhuriyet Meydanı’na doğru yürüyüşe geçildi. Çetelerin liderliğinde
gerçekleştirilen yürüyüş esnasında, evlerinin balkonlarında ve kaldırım
kenarlarında toplanan Kilisliler bu coşkuya ortak oldular. Yürüyüş boyunca, Kuvay-i Milliyeciler tabanca ve tüfekleri ile havaya ateş ederken,
Kilis sokakları silah sesleri ile inledi.
Cumhuriyet Meydanı’ndaki törenler, halk oyunları ve mehteran takımının gösteri ile renklenirken, resmi geçit töreni eski yıllardaki gibi gerçekleştirildi. Okullar, sivil toplum kuruluşları, esnaf odaları araçları ile
geçerken halka kahve, kuru üzüm gibi paketler attılar. Resmi geçit töreninde her zaman olduğu gibi Kuvay-i Milliyeciler en çok ilgi çeken grup
olurken, atlı gruplar da taşıdıkları Türk bayrakları ile törenlere ayrı bir
renk kattılar.
Kilislilerin de yoğun katılımı ile gerçekleştirilen 7 Aralık kutlamaları yapılan resmi geçit töreni ile son buldu.
EKİM - ARALIK 2014
KİLİS POSTASI
GÜNCEL
SAYFA
www.kilispostasi.com
03
Kilislilerin Ata’ya Saygısı
Görmek İstemediklerimiz!
Editörden | [email protected]
Birlikte yaşamanın gereği olarak
bazı zamanlarda insanların kendi
aralarında bazı ufak tefek yanlışlıkları görmezden gelmesi, toplumsal
huzur ve barışın tesisinde önemli
rol oynarken, bu duruşun ülkenin
durumu noktasında da devam etmesi tam tersi sonuçları doğurur.
Çünkü insanların yaptıkları hatalar
küçük çapta bir kitleyi etkilerken,
ülke yönetimi noktasında yöneticilerin ve siyasilerin yaptıkları ufak
da olsa yanlışlar milyonları etkileyen sorunları meydana getirmektedir. İşte bu bakış açısıyla günümüz
Türkiye’sini
değerlendirdiğimiz
zaman, yanlışları gündem etmek
şöyle dursun yöneticilere, siyasilerin ülkeyi ve ekonomiyi yönetim şekillerine hata veya kusur atfetmek
bile sizi ciddi eleştirilerin hedefine
oturtmaktadır. “Ben yaptım böyle
oldu, benim yaptığım doğrudur”
naralarının yükseldiği siyaset arenasında, yapıcı bile olsa eleştiri ve
tavsiyelere kulak tıkamak bir alışkanlık haline dönüşürken, Türkiye’nin her açıdan geldiği nokta ne
yazık ki objektif bir bakış açısıyla
ortaya koyulmamaktadır.
Ekonominin iyiye gittiğini söylerken, açlık sınırının altında yaşayan milyonları görmezden gelmek,
komşularla sıfır sorun politik anlayışıyla ülkeyi yönetmeye devam
ederken, sınırınızın dibinde eli
kanlı terör örgütleri tarafından infaz
edilen insanların sesini duymazdan gelirken, Amerika’ya “Şu lider
yerinden edilmelidir” gibi sorunla
alakası olmayan çözüm önerileri
sunmak ne kadar gerçekçidir?
Ülkenin ve milletin geleceğini ilgilendiren hayati öneme haiz konularda sessiz kalmak bir erdem
değil, aksine bir aczi yetin ta kendisidir.
Kilis’te 10 Kasım törenlerinde Kilisli vatandaşların Atatürk’e saygıları, övgüye
değer bir düzeydeydi.
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete intikalinin 76. Yıldönümü nedeniyle düzenlenen törenlerde vatandaşların sirenler çaldığı anda hep birlikte saygı duruşuna geçtikleri gözlendi. Cumhuriyet Meydanı’nda oturan yaşlı amca da, sirenler çalmaya başladığı andan itibaren ilerleyen yaşına rağmen elindeki
bastondan destek alarak, Atatürk’e duyduğu saygı ve hurmeti ayakta selama durarak böyle gösterdi.
Zeytinde Rekolte
Düştü, Fiyat Arttı!
Kilis’in önemli geçim kaynakların biri olan zeytincilik bu yıl belki de en
verimsiz sezonunu geçiriyor.
Geçtiğimiz yıl yaşanan ciddi kuraklık ve
zamansız yaşanan soğuk havaların etkisi ile Kilis ve ilçelerinde bulunan zeytin bahçelerinde verimin ciddi oranlarda
düştüğü gözleniyor. Normal zamanlarda 1 ton zeytinyağı aldıkları bahçelerden 50-100 kilogram zeytinyağı aldıklarını dile getiren Kilisli üreticiler, bu yıl kar
etmek şöyle dursun, evlik zeytinyağını
bile satın almak durumunda kalabileceklerini açıkça dile getiriyorlar.
Fiyat Artışı Çiftçiye Yaramadı.
100 ağaçlık bir zeytin bahçesinden 1
teneke zeytinyağı çıktığını üzülerek dilegetiren Kilisli zeytinyağı üreticileri,
zeytinyağındaki fiyat artışının kendileri açısından hiçbir kıymetinin olmadığını ifade ediyorlar. Zeytinyağı bol iken fiyatların düştüğünü, az iken ise fiyatların arttığını vurgulayan çiftçiler, bu durumda üreticinin
hep zarar ettiğini söylüyorlar.
Kilis’te zeytinyağının kilogramı 8-9 TL’ye kadar çıkmasına karşın, üreticinin elinde satacak miktarda
zeytinyağı bulunmuyor.
SAYFA
04
EKİM - ARALIK 2014
KİLİS POSTASI
GÜNCEL
Nejat Taşkın
VEFAT
EKİM 2014
NAZLI ÖZÇİLOĞLU, YUMMA ŞAHAN, FATMA DEĞERLİ, REMZİ GÜMÜŞALAN, NAİME
KAMACI, MEHMET KOLAY, ALİ ALİOSMANOĞLU, MEHMET EMİN GÖREN, AYŞEN
BEKAN, AHMET ÖZDEMİR, EKREM ŞERBETÇİ, FATMA NİZAMOĞLU, MEMDUHA
KÖZLER, DÖNE DOĞANÇAY, M. ALİ YASEMİN, ZEYTÇİ MEHMET TOSYALI, HASAN
DOĞAN, HATİCE KARLIDAĞ, ZEKİ MAAŞOĞLU, MELİHA TAYLAN, CANSU KELLECİ, ÖKKEŞ KORKMAZ, AVAŞ ÜNAL, ŞIHO
AKPINAR, ŞEHRİBAN KARACAOĞLU, SALİHA KELTO, ZEYNEP ASYA, MEHMET BÜYÜK, MÜCAHİT ANTEPLİOĞLU, HÜSEYİN
UĞURLU, ÜLGER AYDEMİR, ABDULLAH
AKOĞLU, MUSTAFA UZUN, SEVİM KEPEKÇİ, DOĞAN ÖZER, MEHMET TİRYAKİ, HİDAYET AĞCABAY, AHMET YILDIRIM, AYŞE
ORMANLI, YUSUF GÖÇER, MUSTAFA ÖZÜBERK, HACI AHMET YAZGAN, ŞAHİNAZ
YALÇIN, HACI ÖMER KUTLUCAN, SEVİM
KEPEKÇİ, ALİ KIRIK, ZEKİYE KIRLAK,
SABRİYE BİROĞLU, GÜLŞEN ARSLAN, SEVAL POLAT, MEHMET AKKAYA, SERVET
SUAK, HÜSEYİN POLAT, RAİFE BÖKE
Kilis’in il olması kararlaştırılmıştır. Bir kelime-
Orgeneral Doğan Güreş’in anlatmak mümkün değil. Merhumun ölüm
Ardından
haberini aldığımda başta sayın vakıf başkanı
[email protected]
EYLÜL 2014
HACI NAZMİYE UYGUR, ABDULVEHAP ERCİVAN, HAYRİYE EKEN, SAATÇİ SEDAT
SÜRMELİOĞLU, ZEKERİYA UÇAR, DÖNE
ÖRS, MAKBULE YILDIZ, MERYEM KARATAŞ, SEVİM KURT, MUSTAFA ŞENTEKİN,
AYŞE DEMİR, AYŞE CECELİ, ZEKİYE YEDİLİOĞLU, HACI YUSUF ÇETİNDAĞ, HALİL
BAŞTÜRK, HALİL ALTINIŞIK, MEHMET TAŞ,
KADRİYE DİKBAŞ, MUSTAFA BADEM, ARİFE HASTAOĞLU, MEHMET NİZİPLİOĞLU,
ŞEVKET MAAŞOĞLU, HACI GÜLLÜ BAYOĞLU, MEHMET AŞICIOĞLU, MUSTAFA
YILMAZ, YASİN DOĞAN, HACI GANİME AYSEL ZELZELE, FAYAT TAŞ, ÜLKER DÖĞÜRÜCÜ, MERYEM USANMAZ,
YAŞAR BÜYÜKSÖKMEN, HATİCE SAYGILI, YAHYA GÜRBÜZ, MÜNEVVER ERGÜN,
MUSTAFA ŞAHAN.
letvekili sayın Hannan Özüberk girişimleriyle
siyle imzalar atan bu güzel insanları elbette
ARAMIZDAN AYRILANLAR
AĞUSTOS 2014
İSMAİL KURT, ADEM YÜKSEK, HACI DURAN ÖLMEZ, ŞÜKRİYE ALBAYRAK, YAŞAR
ÇALIŞKAN, MEVLÜDE ÖZKAN, AHMET
DEDEOĞLU, M. YAŞAR ÖZALP, MEHMET
SÜRÜCÜ, HALİME ÖTEN, HALİL AVCI,
MAHMUT YAŞAR KADO, SEVİM ÇAKMAK,
NURİYE KARABALIK, DURAN BİRİNCİOĞLU, MELİHA KARAMANLIOĞLU, UĞUR
DOKUZLUOĞLU, BELKIS SUAT, TAHİRE
TÜRKMENOĞLU, MURAT MÜLHİM, COŞKUN ÇİFTEGÖZ, MEHMET DAĞDEVİREN,
MAHMUT BAHADIROĞLU, AHMET ELMAS,
BEYHAN CANBOLAT
www.kilispostasi.com
Yaşar Aktürk olmak üzere Kilis Vakıf pence-
resinden taziyelerini bildirmiştir ve üzüntü ve
Yıllar önce tanıştım aşağı yukarı 20 yıl oluyor. kederlerimi bizzat genel kurul üyeleri adına
Hani çiçeği burnunda bir orgeneral olarak ge- ilan etmiştir. Merhum Doğan Güreş öyle cıvıl
nelkurmay başkanı olmuş ve Kilis Vakfı üyeleri olarak beni ve o gün Kilis Kültür Derneği,
İstanbul Derneği olarak başkanı olan sayın
Necati Çakır’ı eşleriyle birlikte bizi Ankara da
yapılacak olan resepsiyona çağırmış. Sayın
Necati Çakır’la birlikte katıldığı toplantıya masaya teşrif eder merhum Orgeneral Doğan
Güreş hemşeri yakınlığı içinde bizleri kucaklayarak ve bizlerle derin bir Kilis sohbetine
girmişti.
cıvıl bir medya olayı içinde bulunmamasına
rağmen, çok değerli bir genelkurmay başkanı
olarak hep gündemdeki yerini almıştır. Onun
için anlatılması mümkün olmayan bir hemşeri gerçeği içinde ona hep hatırlayarak ve Kilis’in il olması hakkında attığı samimi ve güzel
adımlarla hep hatırlanacaktır. Ona tanrıdan
binlerce rahmet gönderiyor yakınlarına ve
Kilis halkına derin başsağlığı diliyorum. An-
Daha sonra Kilis Öğretmenevi’nde birkaç kara’da toprağa verilen merhum Doğan Gükere karşılaşmış ve kendisiyle Kilis’in il ol- reş tabutta musalla taşına konduğunda hoca
ması konusunda,geniş sohbetlere girişmiştik. efendi gür bir sesle nasıl bilirsiniz merhumu
Hatta sayın o günkü Başbakan Tansu Çiller’i ifadesini kullanırken cenaze namazında saf
Kilis’e getirmiş, otobüs üstünde kendisi baş- tutmuş güzel insanların hep bir ağızdan ve
bakanın yanında olmak üzere Kilis’in il olması yüksek sesle iyi bilirdik ifadelerini duyar gibi
hususunda bizzat il olmasında yetkili bir şe- duyuyor ve tüm haklarımı helal ederken bir
kilde ilan etmiştir. Daha sonra daha sonrası kere daha tanrıdan binlerce rahmet temenniT.B.M.M. meclisinde o günü ağırlıkla Kilis mil- mi tekrarlıyorum.
Kilis’te Taksi Durakları Artıyor!
Kilis’te ana cadde ve çarşılarda arabalarını park eden vatandaşlar artık
ücret ödemek zorunda kalacak.
Kilis’te daha çok merkezi yerlerde bulunan taksi durakları haricinde, şehrin
geneline yayılan yeni taksi duraklarının bir bir faaliyet geçtiği gözleniyor.
Kilis’te yeni yerleşim yerlerinin oluşması ile birlikte bu noktalarda ihtiyaca
cevap verecek taksi duraklarının açılması, vatandaşların ulaşım sorununa
pozitif yönde etki sağlıyor.
Son zamanlarda bir hayli artan tak-
si durakları ile birlikte şehir trafiğinde
seyreden taksi sayısı da fazlalaşırken,
Kilis Otogar’ı çevresinde sınır bölgesine yolcu taşıyan taksilerin bir hayli
yoğun olduğu dikkatlerden kaçmıyor.
Otogar civarında hizmet veren taksiler, genelde Suriyelilerin sınıra gidiş-gelişlerinde kullanılıyor.
KİLİS POSTASI
GÜNCEL
www.kilispostasi.com
Selim Baytürkmen
Din ve Edebiyatı
Karıştıranlar
SAYFA
EKİM - ARALIK 2014
05
Kilis’te Künefe Satışları Arttı!
Havaların soğuması ile birlikte Kilis’te çiğ kadayıf ve künefe satışlarında artış olduğu gözleniyor.
[email protected]
Günümüz dünyasında insanların en çok ihtiyaç
duyduğu şey, doğru sözlü ve cesur insanlardır!
Çünkü etrafımızda din adına, vatan adına, millet
adına edebiyat yapıp insanımızın aklını ve gönül
dünyasını karıştıran insanlar (sözde alimler, hocalar, siyasetçiler) çoğaldığı ki, doğruları gerektiği
yerde cesurca dile getirmek gibi bir meziyete sahip
olan değerli insanları özler olduk.
Eyyamcılık ülkemizde hızla yayılan virüs gibi herkese bulaşmaya devam ederken, dini ve milli hassasiyetlerin ciddi zarar gördüğüne şahit oluyoruz.
Müslümanlara dini anlatmak olan görevlilerin süslü
cümleler ile konuşmalarını tamamladıklarını, doğruyu, yanlışı, olaylar karşısında İslam Peygamberi Hz. Muhammed (s.a.a) ve O’nun Ehl-i Beyti’nin
ölçüsünü ortaya koymadıklarını görüyoruz. Nerede
de kaldı nasihat etmek, uyarmak, Peygamberi anlatmak? Varsa yoksa edebi cümlelerle süsledikleri
konuşmalarını tamamlayıp, tebrikleri kabul etmek!
Aynı şey siyaset alanın da gerçekleşiyor. Her tarafımız adeta ateş çemberi! Ancak bizden iyiye giden
bir ülke yok! Bu nasıl bir tiyatrodur ki, oyunu oynayanlar da uyuyor, seyredenler de!
Yiğidi öldür hakkını yeme! Ortadoğu coğrafyası yanarken, Müslüman müslümanı öldürürken, bir tek
Prof. Dr. Haydar Baş çıkıp dedi ki, “Kim bir müslümanı öldürürse, cezası içinde ebediyen kalacağı
cehennemdir. Nisa Suresi 93.” Kimileri insan öldüren grupların adını koymaktan bile acizken, Sayın
Baş, İslam’ın ve Peygamber’in ölçüsünü ortaya
koydu.
Dinlerarası diyalog çalışmalarının zararlarından
bahseden yine O’ydu. “Allah’a gidecek hak yolda,
yollarını şaşırmasınlar diye peygamberler gönderilmiş, son peygamber Hz. Muhammed Mustafa’dan
sonra ise nübüvvet yolu kapanmıştır.
Bundan sonra başında Gadir-i Hum’da hilafeti ilan
edilen İmam Ali’nin yer aldığı ve onun evlatlarından
gelen neslinin hakkı olan velayet ve hidayet yolu
açılmıştır.
Hak olan yol, Ehl-i Beyt’in yoludur” diyerek Müslümanların neyi görmeleri gerektiğini vurgulayan
Prof. Dr. Haydar Baş’tı.
“Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar” gibi bir
atasözümüz var bizim ama, ülke olarak aklımızı
başımıza almaz isek, ne köyümüz kalacak ne de
kasabamız! Edebiyatı bırakıp gerçek dünyaya dönmenin vakti hala gelmedi mi?
Odun Pazarı’ndaki işyerinde ata
mesleğini devam ettiren Mehmet
Bekan ile yaptığımız röportajda,
kış mevsiminde künefenin halk tarafından daha fazla tüketildiğini ve
şu anda en çok peynirli künefenin
tercih edildiğini öğrendik.
Çiğ kadayıfın nasıl yapıldığını anlatan ustamız, içinde sadece un ve
su bulunan kadayıf hamurunun döner ocakta pişirilip çiğ kadayıf halini aldığını dile getirerek, “Döner
ocakta pişirilen çiğ kadayıf yağla
birlikte kıyıldıktan sonra künefe
yapımı için hazır hale gelir. Şimdi
tüple çalışan döner ocaklar 1980’li
yıllardan önce ‘hızver’ denilen çok
ince toz kömürün yakılması ile ısıtılırdı” dedi.
Bu mevsimde peynirli künefenin
daha çok tüketildiğini dile getiren
künefe ustası Mehmet Bekan,
“Bundan 10-15 gün sonra ağızlı
künefenin zamanıdır. Ağızlı künefe de Kilisliler tarafından zevkle
tüketilen bir künefe çeşididir” diye
konuştu.
Kilis’te Boyacı Çocuklar
Kilis’te küçük yaşta çalışmak zorunda kalan çocukların sayısı gün
be gün artarken, kalem tutması gereken eller fırça sallıyor.
Ailelerinin maddi durumunun
kötü olması nedeniyle bir şekilde
çalışmak zorunda kalan çocukların,genellikle boyacılık yaptıkları
gözleniyor. 50 kuruşa veya 1 TL
gibi cüzzi bir ücret karşılığında
ayakkabı boyayan bu çocuklar,
evlerine para götürebilmek için
yaz-kış demeden gün boyu çalışıyorlar. Okula gidip güzel elbiseler giymek istediklerini söyleyen
bu çocuklar, maddi durumlarının
kötü olduğunu bu nedenle çalışmak zorunda olduklarını üzgün
bir ses tonuyla ifade ediyorlar.
SAYFA
06
EKİM - ARALIK 2014
Behiye Alioğlu
Güneş’i Görebilir
misin?
KİLİS POSTASI
GÜNCEL
www.kilispostasi.com
Kilis’te Artık Bu da Satılıyor!
Kilis’te balığa olan ilgi balıkçı esnafını farklı deniz ürünlerini de tezgahlarına koymaya itiyor.
[email protected]
Bir felsefe öğretmeni, ilk karşılaştığı öğrencilerin
bakış açısını ve kapasitesini ölçmek için, bir yazılı
yapar. Yazılı kâğıdı, 5 sorudan oluşur. 4 soru kâğıdın bir tarafında, 1 soru ise diğer tarafındadır. 4
sorunun, her bir cevabı için, 10 puan ayrılmakta ve
toplamda 40 puan yapmaktadır. Fakat diğer taraftaki soru 60 puandır. Yani bu soruyu bilen sınavı
geçmektedir. Bu soruyu bilemeyen öğrenci, diğer 4
soruyu bilse dahi, bu sınavda başarı sağlayamıyor.
4 soru normal felsefi akımlar ve teoriler hakkındadır.
Gayet kolay olan bu soruları yapan öğrenciler, kâğıdın diğer tarafını çevirirler. Tek soru vardır: “ masamın üzerindeki, sandalyeyi anlatan kısa bir kompozisyon yazınız!” oysaki masanın üzerinde sandalye
yoktur. Öğrenciler, bunun kendileri için hazırlanmış,
bir tuzak olduğunu bilir ve başlarlar hayal kurmaya.
Hepsi de masanın üzerindeki sandalyeyi zihnin de
oluşturur. Bazısı aldığı güneş ışığı açısını, bazısı
boyutunu-rengini, bazısı yapısını,bazısı da yönünü
yazar. Sınav sonucu açıklanır herkes 40 almış, sadece tek bir öğrenci 60 almıştır. Çünkü bu öğrenci
“nasıl olsa diğer 4 soruyu yapmadım, 1 taneyi de
cevaplamasam olur” mantığıyla, o soruya “ masanın üzerinde sandalye yok ki!” cevabını yazar.İşte
bu cevap, felsefe öğretmenin, o öğrencide gördüğü, “gerçekleri yansıtma ideolojisini” keşfetmesine
sebep olur. Bu gün herkes bir şeylere bakıyor, yazıyor, yorumluyor. Ama kim aslında var olan şeyleri
görüyor, yazıyor ve yorumluyor? Süslü kelimeler,
edebiyatı güçlü cümleler bize hep doğruluk çağrıştırırken hiç düşündük mü acaba aslında gerçek
daha yalın olamaz mı diye? Bazı şeylere ulaşmak
için, dişini tırnağına takan insanlar, aslında elde
etmek istedikleri şeyin ne kadar kolay olduğu ihtimalini göz önünde bulundurmuşlar mıdır mesela?
Bizler, zorluğu, hep başarı olarak algıladık ya da
bize böyle empoze edildi. Böylelikle hayatımız da
zorluklar normal, kolaylıklar ise a-normalleşti. Mesela çok çalışkan bir öğrenci, sınava girdiğinde en
kolay soruda en çok zaman harcar. Çünkü zor sorularla muhatap olmaktan, sorunun kolay olduğuna
kendini bir türlü inandıramaz.
Ne yazık ki İşte şimdi bizim de dünyamız böyle…
Sayın Prof. Dr. Haydar Baş Hocamız insanlara vatandaşlık maaşı, ev hanımı maaşı, sınavsız üniversite, doğum ikramiyesi vs. gibi projeler sunduğunda
insanlar bu kolaylığı kabullenemedi. Projeleri dinlediler okudular ama anlayamadılar, göremediler.
Çünkü karanlıklar ve zorluklar içerisinde yaşanların dünyasına bir anda güneş doğdu. Bu güneşe
bakanların gözleri kamaştı. Ama güneşe bakmak
değil de güneşi görebilmekte marifet. Yalın bir gözle bakarsan göremezsin! Senin dünyana doğan güneşin sana sunduğu enerji kaynağını görebilmen
için çok zorlanmana gerek yok aslında. Senin üzerine doğan bu güneşten aydınlanmanın planlarını
yapan BRICS ülkeleri bu güneşe nasıl bakması
gerektiğini ve nasıl faydalanacağını keşfetti, darısı
bizim başımıza…
Balık tüketiminin her yıl arttığı Kilis’te,
balıkçılar her çeşit balık türünü tezgahlarında bulundururken, vatandaşların yoğun ilgisi farklı deniz ürünlerinin Kilis’e gelmesine neden oluyor.
Balık tezgahlarında en ilgi çeken ve
herkesin tatmadığı kalamar ve sübye
gibi ahtapot çeşitleri balık almaya gelen vatandaşların hayli dikkatini çekiyor. Genellikle denize sahili olan şehirlerde daha revaçta olan kalamar ve
ahtapot çeşitleri 25 TL’den satılıyor.
Suriyeli Ustalar Böyle
Yapıyor!
Kilis’te Halepli ustaların elinden çıkan yapılarda Suriye kültürünü
ve inşaat tarzını görmek mümkün oluyor.
Suriyelilerin Kilis’e gelmesinden bu yana
birçok iş dalında faaliyet gösteren Suriyeli
ustaların özellikle el emeği gerektiren işlerde bir hayli maharetli oldukları dikkatlerden
kaçmazken, Kilis’te birçok kişinin de hem
farklı hem de ucuz olması nedeniyle özellikle inşaat ve yapı işlerini bu Suriyeli ustalara
yaptırmayı tercih ettikleri gözleniyor.
Düz beton üzerine yaptıkları değişik çizimler ve gül desenleri ile bir Suriyeli ustanın
elinden çıktığı belli olan bu tür yapılarda,
yine betonarme süs eşyaları dikkat çekiyor.
Farklı tarzları ile iş yapmaya devam eden
Halepli ustalar, meydana getirdikleri eserlerle adeta Suriye kültürünü Kilis’e taşıyorlar.
KİLİS POSTASI
TEKNOLOJİ
www.kilispostasi.com
Hakan Yartaşı
Online Alışverişte Güvenlik
ve Ödeme Yöntemleri
[email protected]
Alışveriş için e-ticareti tercih etme oranı ülkemizde gün geçtikte
yükseliyor. Buna paralel olarak dolandırıcılar da, bilindik yöntemlerden e-dolandırıcılık yöntemlerine yöneliyor. Pazar büyüdükçe,
korsanların ilgisi aynı oranda büyüyor. Bunun önüne geçmek için
birkaç ayrıntıya dikkat etmek yeterli oluyor aslında.
Öncelikle dikkat etmeniz gereken alışveriş yapmak istediğiniz sitenin ne kadar güvenli olduğu. Bunu nasıl anlarsınız? Benim ilk
aklıma gelen sitenin bilinir bir site olup olmadığı kriteridir. Evet
bu önemli ancak bir sitenin güvenli sayılabilmesi için o sitenin
güvenlik sertifikasına (SSL=Secure Socket Layer) sahip olması
gerekiyor. Sitenin güvenlik sertifikası olup olmadığını anlamamız
için; Site adresinin başına https ekledikten sonra site açılırken
tarayıcımızdan herhangi bir uyarı almadan sitenin açıldığını görmemiz gerekir. Olası alacağınız uyarılar: Bu bağlantı güvenli değil, sitenin güvenlik sertifikasına güvenilmiyor, bu web sitesinin
güvenlik sertifikasında sorun var… gibi uyarılar ile karşılaştığınız
zaman o siteden uzak durun. Söz konusu site güvenlik sertifikasına sahip değil ise sizin kart bilgilerinizi saklayabilir. Saklanan kart
bilgilerini istediği zaman kullanabilir. Ancak güvenilir bir alışveriş
sitesi sizin kart bilgileriniz ile ilgilenmez.
SAYFA
EKİM - ARALIK 2014
07
kayıt ediyor mu, etmiyor mu sorusunu kendime hemen sorarım.
Mümkün olduğunca 3D Secure (3 Boyutlu Güvenli Ödeme Sistemi).
3D Secure hakkında kısaca bilgilendirmem gerekirse; 3D Secure, internet üzerinden yapılan ödemelerde güvenliği bir boyut
daha ileriye taşıyan; üye işyeri, banka ve kart sahibi arasındaki sorumlulukları düzenleyen bir platformdur. Kullanıcının kart
bilgilerini girmesinden sonra bildiğimiz normal ödeme işleminin
gerçekleşmesinden farklı olarak, ödeme esnasında kullanıcının
kartının bankası tarafından ek bir ekran (browser redirection ile)
gösterilerek kullanıcıdan kayıtlı cep telefonuna gelen SMS şifresi
ve/veya CVC2 bilgisini girmesi istenir. Kullanıcıya SMS şifresi ve/
veya CVC2 bilgisi de sorulduğu için kart sahibinin kimliği doğrulanır ve kartın sahibi dışındaki kişilerce kullanılmasının önüne
geçilmiş olunur.
Yani alışveriş için ödememi tamamlamadan önce kart bilgilerimi
gireceğim sırada, bankaya ait sayfaya yönlendirilerek kart bilgilerimi ile işlemi tamamlamak için telefonuma banka tarafından
gönderilen kısa mesajdaki kodu girdikten sonra ödeme işlemini
tamamlarım. Bu işlem diğer işlemlerden biraz daha zaman almasına rağmen, tamamen güvenli olması nedeni ile tercih ettiğim
ödeme yöntemidir.
Ödeme yöntemleri arasına katılan yeni aktörlere de kısaca değinmek istiyorum. Bunlar e-ticaret sitesi ile banka arasında rol
üstleniyor. Diğer bir değişle kullanıcı, alışveriş sitesi, banka arasında köprü görevi üstleniyor. Bkm, ipara, payu, iyzico, poskur
bunlardan bazıları.
Ancak ben ipara dışındakilere güvenmiyorum. Şahsen ipara üzeİnternet üzerinden alışverişin diğer ayağı ödeme yöntemleri. İn- rinden bir hesabım var. Hatta geçen gün iyimarka.net’ten alışveternet üzerinden alışveriş yapmayı seven biri olarak buna çok riş yaparken ipara ödeme yöntemini kullandım.
dikkat ederim. Ödeme yaparken ilk olarak kullandığım karta kaç
taksit yaptıklarıdır. Neredeyse tüm alışveriş siteleri kapıda öde- Lidyalıların parayı buluşu ile değişen alışverişte ödeme yöntemi,
me, havale ile ödeme, kredi kartı ile ödeme seçeneklerini sunu- teknolojinin hakimiyeti ile tahmin edemeyeceğimiz boyutlara doğyor. Ancak kredi kartı ile ödeme yaparken firma benim bilgilerimi ru ilerliyor.
‘Gençler, mobil tehditlere karşı savunmasız’
Veri güvenliği ile ilgili soruların yer aldığı, 17-24 yaş aralığındaki 400 öğrencinin katıldığı ankette, öğrencilere uzmanlar eşliğinde güvenlik dünyasının
trendleri, gelişen güvenlik tehditleri, bireysel ve kurumsal anlamda saldırılara karşı alınması gereken tedbirler ve Türkiye’deki internet ve veri güvenliğiyle ilgili gelişmeler konularında bilgi aktarıldığını kaydedildi.
Ankette, en dikkat çeken hususun, gençlerin veri güvenliğine dikkat ettiklerini ancak mobil güvenlik yazılımını kullanmadığına işaret edildi. Öğren-
cilerin yüzde 74’ünün bilgisayarına ya da mobil cihazına zararlı bir yazılım
bulaşmış durumda. Kişisel bilgisayarlarını kullanan çoğunluk kesimin ise
veri güvenlik programı kullanması kendileri adına sevindirici gelişme. Buna
rağmen, son dönemde gittikçe artan mobil cihazlara yönelik zararlı yazılımlar konusunda güvenlik tedbirlerinin gençlerin arasında yeterince yaygın olmadığını belirledik. Ankete göre gençlerin yüzde 75’lik kısmı mobil güvenlik
yazılımı konusunda herhangi bir önlem almamış durumda.
Online Şifalı Bitkiler Ansiklopedisi
Sağlık sorunlarımıza doğal yöntemler ile çözüm aradığımızda doktara gitmeden
önce Bitki Rehberi‘nde araştırma yapabilirsiniz.
Bitki Rehberi kullanıcıların paylaşımları ile genişler. Şifalı Bitkiler ile olan deneyimlerini paylaşan kullanıcıların deneyimlerinden faydalanabilir veya sizde kendi deneyimlerinizi, diğer insanlarla paylaşabilirsiniz.
Kullanıcıların bilgi ve görüşleri alınarak uzmanlarımız tarafından özenle ve anlaşılır bir şekilde kullanıcıya sunulan şifalı bitkiler doğal yollarla hastalıklara son
vermek isteyen insanlar için önemli bir web kaynağıdır.
KİLİS POSTASI
SAYFA
08
SAĞLIK
EKİM - ARALIK 2014
Ahmet Benlioğlu
Kilis’in Sütçü İmamı
Sakıp Bey
[email protected]
Yaklaşık on yıl kadar önce kaleme
aldığımız bu yazımız dostlardan, küçük büyük birçok hemşerimizden ilgi
ve takdir gördü. Hatta zaman zaman
başka illerdeki sağduyulu dostlarında teveccühünü celbetti. Bu sebeple
Kilis’imizin düşman işgalinden kurtuluş yıl dönümünde bu yazımızı sizlerle yeniden paylaşmak istedik.
Sakıp Bey; şehir merkezinde adi bir Fransız
askerinin Kilisli bir kadının peçesini açmak
için uğraşırken görür ve
hiç tereddüt et meden o
Fransız askeri ile beraber dört Fransız askerinin daha leşini oracıkta
yere serer.
Çünkü silahında beş tane kurşunu
vardır. Bu olay üzerine Sakıp Bey hemen evine döner mavzerini ve fişeklerini kuşanır anasına durumu anlatır
ve “Anacığım memleket yangın yeri
iken bize burada durmak haramdır.
Hakkını helal et anam.”der. Sınır boyunda verilen Milli Mücadeleye, KuvYıl 1920. Gâvur Fransız Kilis’te. Mil- vay-ı Milliye hareketine bir fiil iştirak
letin dini, imanı, canı, onuru ve na- eder.
musu ayaklar altına alınıyor. Şehir
içinde ve özellikle cephede Kilisli 25.Mart.1920 günü seher vakti Suvatansever mücahitler namuslarını riye sınırındaki Bek ovasında çetin
çiğnetmemek, Belde-i Gülizar Kilis’i bir mücadele başlar. Kuvvay-ı Milteslim etmemek için Fransız’a karşı liyeciler, Fransızların zırhlı ve uçak
tüm gayretleriyle ve kanlarının son desteğine rağmen düşmanı perişan
ederler. Fakat Sakıp Bey ortalıkta
damlasına kadar direniyorlar.
yoktur. İslam Bey telaş içinde dosO günlerde henüz Kuvvay-ı Milliye tunu aramaya başlar. İslam Bey bir
hareketine fiilen katılmayan, şehir tepe üzerinde yüzükoyun kanlar içiniçinde halkı milli mücadeleye katıl- de ve titreyerek yatar halde Sakıp
mak için teşvik çalışmaları yapan Bey’i bulur. İslam Bey henüz canını teslim etmeyen Sakıp
Bey’i çevirir ve aralarında
şu konuşma geçer:
İslam Bey: “Hemen sargı bezi, su getirin. Koşun
Sakıp vurulmuş, Sakıp
FELHAN YAYINCILIK REKLAMCILIK ve DAĞITIM
vurulmuş.”
3 AYLIK YEREL GAZETE
Sakıp Bey: “Kardeşim yoİmtiyaz Sahibi ve Sorumlu
rulma çocukları da yorma
Yazı işleri Müdürü
Dr.Ahmet Hamdi Kepekçi
vakit tamamdır. Ben bu
0532 558 93 69
tepede inşallah şehit olaYazı İşleri Müdürü
Abdülkadir Uğur Kepekçi
0532 413 30 76
Kilis Temsilcisi
Selim BAYTÜRKMEN
0535 774 22 02
İdare Yeri: Güven Mah. İnönü Cad. 46/D
Güngören - İSTANBUL Tel: 0212 504 41 41
Baskı: Akademi Basın Yayın Org. ve Matbaacılık Ltd. Şti. - Adres: Favutpaşa Cad. Güven
San. Sit. C Blok No:230 Topkapı - İST.
Tel.: 0212 493 24 67
www.kilispostasi.com
cağım. Sana vasiyetimdir göğsümde
bir bayrak var. Ben onu sizlerle beraber hükümet konağına çekmeye
arzuluyordum; fakat bunu göremeyeceğim. Bana söz ver benim yarım
kalan işimi sen tamamla” der. Şahadet getirir ve hayata gözlerini yumar.
Sakıp Bey artık Şehit Sakıp Bey olmuştur. Şehit Sakıp’ın kanı ile daha
da kızaran al bayrağı alan İslam Bey:
Sakıp benim, ben Sakıp’ım sözümü
tutacağım diyerek gözyaşları içinde
haykırır. Şehit Sakıp Bey’in şahadetinden 252 gün sonra Fransızlar arkalarına bakmadan gizlice kaçarlar.
7 Aralık 1921 günü Şehit Sakıp’ın
bayrağı vasiyeti üzerine İslam Bey
tarafından kalabalık bir topluluk eşliğinde hükümet konağı bayrak direğine çekilir.
Şehit Sakıp Beyin şahadet haberini alan annesi Belkıs Hanım:”Söyleyin bakalım kurşunu sırtından mı
göğsünden mi yemiş?” diye sorar.
İslam Bey:”Belkıs ana, Belkıs ana
tam kalbinin üstünden” deyince Belkıs Hanım: “Şükürler olsun Allah’ıma
hakkım helal olsun oğluma. Eğer deseydiniz kurşunu sırtından yedi vallahi billahi O’na hakkımı helal etmezdim. Benim Sakıp adında bir oğlum
var demezdim. Benim oğlum kaçmaz
benim oğlum kaçarken kurşun yiyip
ölmez.”der. Bu konuşma İslam Bey
ve diğerlerini gözyaşlarına boğar.
Anlatılanlara göre Şehit Sakıp hiçbir
zaman siper almamış daima ayakta,
koşarak, göğüs göğüse savaşmış.
Onun ve diğer şehitlerimizin ruhları
şad, nur-u pak olsun. Allah bu millete
bir daha Kurtuluş Savaşı yaşatmasın.
abone olun
“gazeteniz kapınıza gelsin”
0212 504 41 41
Yayınlarımızın tüm hakları KİLİS POSTASI’na aittir. Kaynak gösterilmeden iktibas edilemez. Yazıların
sorumluluğu yazarlarına, ilanların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir. Gazetemiz il temsilcileri fahri
olarak görev yapmaktadır. Yayınlanan köşe yazısı ve haberin tüm hakları Felhan Yayıncılık Reklamcılık ve Dağıtım’a aittir. Kaynak gösterilerek kullanılabilir.
[email protected]
| www.kilispostasi.com
REKLAMLARINIZ iÇiN
BiZi ARAYIN: 0532 558 93 69
TÜRKSAT 4A FREKANS:11916
SYMBOL:30000
POLARİZASYON: V (DİKEY)
www.kilispostasi.com
KİLİS POSTASI
GÜNCEL
dilini bağlamak demekOp. Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi tir. Bu güne kadar görülmüştür ki, seçim barajı
“Yüzde 10 seçim barajının kalkseçmen iradesinin sanması, AKP’yi paçavra haline
dığa yansımasını engelgetirir”
lemiştir. Adeta seçmene
sen ne dersen de, yine
[email protected]
de güçlünün dediği olur
denmiştir.Baraj, seçimTürkiye’de iktidar olanların yönlerini
hep AB’ye çevirdiklerini görüyoruz. lere katılımı düşürmüştür. İnsanların
60 yıldan beri AB’nin kapısında bekli- düşüncelerini duyurmak için sokakyorlar. Son 12 yılda ise AKP hükümeti lara çıkmasının, güvenlik sorunlarıadeta AB’ye üye olmayı hükümetleri- nın artmasının sebeplerinden bir tanin temel politikası haline getirdi. AB nesi de milletin büyük meclisi olan,
TBMM de temsil edilememesinden
ne dedilerse yaptılar, yapmaya da
kaynaklanmaktadır.
devam ediyorlar.
…
Hükümet işine gelmeyen konularda,
Avrupa’dan bir örnek verelim.
AB devletlerininseçim barajı uygu11 Eylül 2001 tarihinde terör saldırılamasını görmezden geliyor. Üstelik
ları gündeme gelir. Almanya ön ha%10 seçim barajı kalksın diyenlere
zırlık olsun diye bir kanun maddesi
savaş ilan ediyor.
çıkartır. Şayet Almanya’da teröristler
Anayasa Mahkemesi Başkanı Hayolcu uçağı kaçırırlarsa uçağın düşüşim Kılıç’ın yaptığı baraj açıklaması,
rülmesine izin verilmeyi düzenleyen
millet olarak gönlümüze su serpti. Bu
bir yasadır bu. Bunun üzerine bir işakonunun Avrupa Konseyi tarafından damı Almanya Anayasa Mahkemeorganize edilen bir konferansta gün- sine bireysel başvuruda bulunur. İş
deme getirilmiş olması iktidarı pa- adamı uçağa sık olarak binmektedir.
nikletti. Avrupa Birliği devletlerinde Ya kendisinin bindiği uçak kaçırılırsa
seçim barajı ne durumdadır. Baktığı- ve bindiği uçak düşürülürse haksız
mızda ekseriyetinde barajın olmadı- yere öldürülmüş olacağını ifade eder.
ğını görüyoruz. Prof.Dr.Haydar Baş Bunun üzerine Anayasa Mahkemesi
hocamızın makalesinde ifade ettikle- ilgili kanun maddesini iptal eder.
ri gibi İngiltere, İsviçre, Lüksemburg, Uzun yıllardan beri aldığı oy sayıFransa başta olmak üzere Avrupa sının çok üzerinde vekil çıkartan sidevletlerinde seçim barajı yoktur.
yasilerin, demokrasi ve insan hakkı
Seçim barajı, seçmeninin elini kolunu söylemlerinin şahsi menfaatleri adı-
SAYFA
EKİM - ARALIK 2014
09
na bunu kullandıklarını görüyoruz.
…
Baraj konusu gündem olduğunda
hükümet kanadından gelen sesler
çok manidar. Adeta oyuncağı elinden
alınan çocukların haykırışını hatırlatıyor.
TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, Anayasa Mahkemesi’nin yüzde 10’luk seçim barajını
kaldırması durumunda, kararı yok
hükmünde sayacaklarını ve uygulamayacaklarını söyleyebildi. Nasıl bir
yaklaşım ki hükümet, yetkilerini anayasadan alan Anayasa Mahkemesine (AYM) -seni kabul etmiyoruz- diyebiliyorlar. Sayın Cumhurbaşkanı
Tayyip Erdoğan kalkıp “Egemenlik
milletindir, AYM’nin değil” diyebiliyor.
Allah aşkına söyler misiniz, siz bu
cümleden ne anladınız? AYM diyor
ki, milletin iradesi mutlaka meclise
yansısın, bir engelle karşılaşmasın
diyor. Baraj kalksın demek mi milletin egemenliğini kabul etmektir, yoksa milletin %10’nun egemenliğine
konan engel mi millete egemenlik
vermektedir?
…
% 10’luk barajı kaldırıldığı zaman ne
olacak biliyor musunuz?
Bu konuda SONAR Araştırma Şirketi
Başkanı Hakan Bayrakçı’nın da dediği gibi, yüzde 10 seçim barajının
kalkması her halükarda AKP’yi paçavra haline getirir.
Diyet listeleri ve sağlıklı yaşam tüyoları bu sitede
Yaşam Uzmanı, kullanıcıların içerik üreterek yayınladıkları yaşam platformudur. İnsanlar yaşadıkları sorunları, çözüm yollarını, hayatı kolaylaştıran pratik çözüm önerilerini sitemiz üzerinden
paylaşarak diğer kullanıcılara tecrübelerini aktarırlar.
KİLİS POSTASI
GÜNCEL
www.kilispostasi.com
Yusuf Yakut
Akp’nin
Din Düşmanlığı
[email protected]
SAYFA
EKİM - ARALIK 2014
11
Kilis’te Pasaj Sayısı Artıyor!
Kilis’e Suriyelilerin gelmesinin ardından hareketlenen pasajlara yenileri ekleniyor.
Başı her sıkıştığında dine sarılan AKP’nin icraatlarından
bazılarını bilgilerinize sunuyoruz.
1-)Yeni Türk ceza kanununa “eşcinsel olmak ahlaksızlık olmak anlamına gelmez” maddesi konarak, eşcinsellik tavsiye edilmiştir.(12.10.2005)
2-) Üsküdar Subaşı Camiinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın
danışmanı Cüneyt Zapsu’nun eşi Beyza Zapsu’nun başını
çektiği bir grup kadın camiye gelerek kadın erkek yan yana
karışık namaza durdular.(25.06.2006)
3-) Fener Rum Patrikhanesi’ne uluslar arası sözleşmelere
ve Lozan antlaşmasına aykırı olarak 6 tane yabancı papaz
atandı.(29.11.2004)
4-) İstanbul Kasımpaşa’da 49 yıllık piyale paşa kuran kursu kaçak yapı olduğu bahanesiyle,2 bin kişinin göz yaşları arasında yürütmeyi durdurma kararına rağmen yıkıldı(04.01.2007)
5-) Van’da ermeni akdamar kilisesi’nin restorasyonu için 2
trilyon 6 yüz milyar lira harcanarak ermeni kilisesinin açılışı
yapıldı(04.04.2007)
6-) Papa benedic’in “ben Muhammed’i peygamber İslam’ı
da din olarak kabul etmiyorum” beyanına karşılık Antakya,
Şanlıurfa ve Antalya belekte Vatikanın papazları krallar gibi
ağırlandı. (08.12.2004)
7-) 5349 numaralı kanun 11.05.2005 tarihli resmi gazetede
yayınlanan kanunla zina suç olmaktan çıkarıldı.
8-) Tarım ve köy işleri Bakanlığı “domuz, yaban domuzu, at
ve tavşan Türk gıdasına uygundur” kararı
verdi.(08.05.2007)
9-) Tayyip Erdoğan, İslam ülkeleri toplantısı için gittiği Arabistan’da “İslam ülkeleri ortak pazarına karşıyım” dedi.
(19.01.2004)
10-) Tayyip Erdoğan hükümetinin çıkardığı 5237 sayılı
26.09.2004 tarihli kanun ile ‘devletin izinsiz
kuran öğreten kişilere ve kurslara 6 aydan 3 yıla kadar hapis ve kapatma cezası verilmektedir’
11-) Eski milli eğitim bakanı Hüseyin Çelik misyonerlik karşıtı olaylar için “bir insan incil de dağıtabilir,cincili de anlatabilir” demiştir.
12.) İlkokul 4. Sınıf din kültürü ve ahlak bilgisi kitabında günah olmasına rağmen peygamber efendimizin resmi bastırılmıştır. Kitabın yazarı akp milletvekili Ömer yılmaz ve bir
başka akp’li yazardır.
13-) Yine ilkokul 4. Sınıf sosyal bilgiler kitabında dini bayramlar:kurban bayramı,ramazan bayramı ve paskalya yortusu olarak anlatılmaktadır.
14-) İlkokul 5.sınıf din kültürü ve ahlak bilgisi dersi kitabında bakara suresinin 286. Ayeti”sen bizim Mevlamızsın……
Bize yardım et” şekliyle basılmıştır.Ayeti kerimenin orta bölümündeki “kafirler topluluğuna karşı” sözleri Hıristiyanları
küstürmemek için basılmamıştır.Yani Akp’liler Hıristiyan’a
şiringörünmek için ayetleri eksik öğretmektedirler.Aynı
mantıkla kitaba fatiha suresinin son ayeti de konulmamıştır.
Ayet “bizi doğru yola,kendilerine nimet verdiklerinin yoluna
ilet”olarak kısaltılmıştır.O ayetten ise “gazaba uğrayanlarınkine ve sapmışların kine değil” kısmı çıkarılmıştır.Bu ayet
Amerikan büyük elçisinin rahatsız olması üzerine Cuma
hutbelerinden de çıkarılmıştır. Yerine ise “tövbe eden kimse
günah işlememiş gibidir” hadis-i şerif’i konulmuştur.
15-) ”vatan sevgisi imandandır” hadisi şerifine rağmen Erdoğan 30 bin şehidimizin katili apoya “sayın;” şehitlerimize
ise “kelle “demiştir…
En son icraatlarından olan bin yüz elli odalı sarayın ilk şeref misafiri de yine bir Papa, Papa Franciscus Devlet töreni
ile karşılandı ve şunları dedi: “Türkiye, sadece yolların kesişme noktası değil aynı zamanda tüm kültür, etnisite ve
dinlere mensup kadın ve erkekler için diyalog ve birlikte yaşadıkları bir nokta olur” dedi.
Yani dinler arası diyaloğa devam edin talimatını verdi. Müslüman AKP de hay hay dedi. Allah ayıktırsın, ayıkmak isteyenleri.
Şehir merkezinde atıl durumda birçok pasaj
olmasına rağmen, işlek pasajların yanıbaşında yeni pasajlar inşa ediliyor. Vatandaşların
daha sıklıkla ziyaret ettiği pasajlarda boş dükkan yer almazken, dükkan ihtiyacına yeni pasaj inşa edilerek çözüm getiriliyor. Yeni yapılan
pasajlardaki dükkanların da hemen dolduğu
gözlenen Kilis’te, merkezdeki diğer pasajlarda
yer alan boş dükkanlara kimsenin rağbet göstermediği dikkat çekiyor.
Bir zamanlar daha çok elektronik eşya ve saat
ticaretinin yapıldığı ve ünü bütün Türkiye’ye
yayılan Kilis’teki pasajlarda şimdilerde genel
tüketim eşyalarının daha çok satışa sunulduğu görülüyor.
Kilis’e ‘Ek Konteynır Kent’ Geliyor!
Sınır ötesinde sıcak gelişmeler devam ederken, Kilis’te bir ek
konteynır kent kurulmaya başlandı.
13 bin 500 kişilik kapasitesi ile Kilis’e ilk
kurulan konteynır kent olma özelliğine
sahip Öncüpınar Konteynır Kenti’ne
kardeş geliyor. Sınıra sıfır noktada yer
alan Öncüpınar Konteynır Kenti’nin hemen yanıbaşında 10 bin kişilik yeni bir
konteynır kent kurulması için çalışmalar
başlatıldı. İş makinalarının girdiği arazide düzleme çalışmaları sürerken, yeni
yapılacak olan konteynır kentin, Öncüpınar Konteynır Kenti’ne eklenmesinin
planlandığı bilgisine ulaşıldı.
Hali hazırda Elbeyli Konteynır Kenti ve
Öncüpınar Konteynır Kenti olmak üzere
iki büyük konteynır kente sahip olan Kilis’te, ek konteynır kentin devreye girmesi ile birlikte, sadece konteynır kentlerde
kalan Suriyeli nüfusu 50 bine ulaşacak.
SAYFA
12
EKİM - ARALIK 2014
KİLİS POSTASI
GÜNCEL
www.kilispostasi.com
Zeytin Sırıkları Böyle Hazırlanıyor!
Akan Sular Kirletiyor!
Kilis’te zeytinin hasad mevsiminde sırıklar, ateşte ısıtalarak
en düzgün şekle getirilmeye çalışılıyor.
Kilis’te patlayan veya sızıntı yapan su borularına geç müdahale edilmesi nedeniyle sokaklar çamura bulanıyor.
Zeytin hasadı için üretilmiş
yeni teknolojik aletler piyasaya
çıkmasına rağmen Kilis’te halen
sırıkla zeytin silkme, üreticilerin en çok tercih ettikleri yöntem olarak karşımıza çıkıyor.
Bu nedenle Odun Pazarı’ndaki
esnaflar üreticilerin sırık ihtiyaçlarını gidermek için dur durak
demeden çalışıyorlar. Kestane,
fındık ve dayanıklı ağaçların
genç sürgünlerinden elde edilen
Kilis’in ara sokaklarında zaman zaman meydana gelen
su arızaları sebebiyle suların
birkaç sokak boyunca boşa
akıp gittiği gözlenirken, taşan suların çevreyi kirlettiği
dikkat çekiyor. Vatandaşlar
baze suların günlerce boşa
aktığını dile getirerek, su ve
çamurun sokağın her tara-
zeytin sırıklarına, öncelikle ateşte
ısıtılarak düzgün bir şekil veriliyor. Bu işlemin önemli olduğunu
söyleyen sırık ustaları, zeytin
sırığının düz ve esnek olmasının
hasad sırasında büyük kolaylık
sağladığını ifade ediyorlar. Kalitesine göre zeytin sırıklarının
fiyatları 3 ile 10 TL arasında
değişirken, boyutları da ihtiyaca
göre değişiyor.
fını kapladığını ifade ediyorlar. Çocukların çamurlu
suyla oynadığı dikkat çeken
bu sokaklarda meydana
gelen arızaların giderilmesini isteyen mahalle sakinleri,
hem suların boşa aktığını
hem de çevre kirliliği meydana geldiğini vurguluyorlar.
KİLİS POSTASI
POLİTİKA
www.kilispostasi.com
Prof. Dr. Haydar Baş
Tiyatro
[email protected]
19. Milli Eğitim Şurası Genel Kurulu’nda alınan kararlar bazı kalemlerce laiklik elden gidiyor şeklinde yorumlanmış.
Gerekçeleri, ilkokul 1. 2. ve 3. sınıflara konulan Din Kültürü ve
Ahlak Bilgisi dersleri.
Oysa AKP’nin 12 yıllık iktidarı başından itibaren sadece azınlıklara imkânlar tanıyor.
Eğer bu kalemlerin İslam adına bir iyileştirme ya da şeriata bir
adım yaklaşma gibi endişeleri varsa hiç merak etmesinler, icraatlar bu endişelere hizmet etmiyor.
Malum kalemler, bu ülkede dine en büyük darbenin dindar gözükenler eliyle vurulduğunu umarız anlarlar…
Korku duydukları, küçük yaştaki çocuklara din eğitimin verilmesiyle ilgili yeni düzenleme sadece İslam dininin öğretilmesini kapsamayacak. İslamiyet’in yanında, Yahudilik ve Hıristiyanlık da
müfredata, anlatılacak dersler olarak yerleştirilmiş durumda…
Bu, küçücük yavrulara Yahudiliğin ve Hıristiyanlığın da İslamiyet
gibi hak olarak öğretilmesi demek… Yani, Cenab-ı Hakk’ın (cc)
“Allah katında tek din İslam’dır” ayetini hiçe saymaktır. Ak Partisinin halen “şeriat getirecekler” diyenlere bir de 12 yıl boyunca yaptıklarını hatırlatalım: Erdoğan’ın 2002 seçimleri öncesinde Of’taki
konuşmasında “4 hak din var” çıkışından sonra başlayan süreçte,
İmar Kanunu’ndaki “cami” ifadesi “ibadethane” olarak değiştirilmiş, Türkiye’de 70 bin kilise evi açılmıştır.
AB mevzuatına uygun Türk Gıda Kodeksi’nde, domuz eti satılabilir kasaplık et olmuş ve satışı serbest bırakılmıştır. Din dersi kitaplarından Kelime-i Tevhid’in ikinci kısmı olan “Muhammedün Resulullah “ çıkarılmıştır. İçişleri Bakanlığı’nın 2006 yılındaki 2227
sayılı kararı ile nüfus kağıtlarından “Dini İslam” ibaresi kaldırılmıştır. Bu hükümet, Urfa’da Halilurrahman’ın karşısında dinler bahçesini, 2004 senesinde Antalya’da da başka bir dinler bahçesini
açmıştır.
SAYFA
EKİM - ARALIK 2014
13
Sayın Erdoğan, “Bismillah” diyerek kilise kurdelesi kesmiştir. AKP
döneminde, 2005’te yapılan TCK değişikliği ile zina suç olmaktan
çıkarılmıştır
Ak Partisi, 3 nisan 2007’de Kasımpaşa’da Büyük Piyale Kuran
Kursu’nun yıkımına karar vermiştir.
Kuran kursu yıkılırken, Van Akdamar Kilisesi 3 milyon TL para
harcanarak onarılmış, ayine açılmıştır.
15 Ağustos 2010, 2011 ve 2012 tarihlerinde Trabzon Sümela manastırında ayin gerçekleşmiş;
19 Eylül 2010, 11 Eylül 2011 ve 9 Eylül 2012’de Van Akdamar’da
ayin yapılmıştır. İzmir’in Çeşme beldesinde Pazaryeri kilisesinde,
Diyarbakır Surp Giragos Ortodoks kilisesinde ayin düzenlenmiştir. AKP döneminde ilk defa kilise imarı için yer tahsis edilmiştir.
İlk defa bu hükümet döneminde camiler kiliseye çevrilmiştir…
İslam dininde yasak olmasına rağmen, 2004 senesinde din dersi
kitaplarına Hz. Peygamberimizin minyatür resimleri konulmuştur. AKP döneminde “Allah katında tek din İslam’dır” ayeti, AB ve
ABD’den gelen tepkiler nedeniyle, Cuma hutbelerinden kaldırılmıştır.
24 Eylül 2008’de, AKP hükümetinin Milli Eğitim Bakanlığı, İmam
Hatipler’de Dinler Tarihi dersine Hıristiyan rahip ve hahamların
davet edilmesini ve gençlere ders vermesini istemiştir.
AKP döneminde bedava dağıtılan din dersi kitaplarından Gökbulut ve Öcal’ın hazırladığı 6. sınıf “Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi
kitabında” sayfa 118’de, Veda Hutbesi’nde yer alan “Allah ve resulünün sünneti” ifadesi çıkarılmıştır.
2005’te onaylanan Din Kültürü kitaplarında Kelime-i Tevhid, “la
ilahe ilahtır” şeklinde yer almıştır.
Bazı köylerde ilköğretim çocuklarına ücretsiz dağıtılan ilkokul 1.
sınıf okuma-yazma öğreniyorum kitaplarında 13 ve 15. sayfalarda kiliseye giden 3 çocuk resmedilmekte, haç işareti olan ve kilise
dualarını gösteren fotoğraflar bulunmakta idi. (12.7.2004 tarih ve
115 sayılı onay taşıyan AB destekli kitaplar.)
26 Eylül 2004’de kabul edilen 5237 sayılı kanunla, evinde Kuran
öğretenlere hapis cezası getirilmiştir.
Kısaca, AKP Müslümanlardan çok azınlıklara hizmet eden icraatlara imza atmıştır ve devam etmektedir.
Yukarıda ifade ettiğimiz hususlara rağmen, iktidara hala “Müslüman’dır gerekçesiyle laikliği tehdit ediyor” eleştirisinde bulunanlar, aslında azınlıklara daha fazla hak verme düşüncesinde olanlardır.
Aynı zamanda halka, “Ak Partisi İslami icraatlar yapıyor ey Müslümanlar bunun arkasından gidin” rotasını çizmektir.
Bu sahte eleştirilerin manası bizce budur.
BTP’den 10 Muharrem Etkinliği (Aşura)
BTP Kilis Kadın Kolları düzenlemiş olduğu “Kerbela
Olayı ve Aşure günü” etkinliğine çok sayıda davetli
iştirak etti.
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Kilis Kadın Kolları tarafından her
sene geleneksel hale getirilen ‘Kerbela Olayı ve Aşure Günü’
etkinliği bu yıl da geniş bir katılımla gerçekleştirildi. İlahi ve şiirlerin okunduğu programda, Hz. Hüseyin Efendimiz ve ailesinin
Kerbela’da nasıl şehit edildiği Fatime Akdağ’ın yaptığı konuşma
ile ayrıntılı bir şekilde dile getirildi. Daha sonra Nuran Yakut günün ve anlam önemine dair bir konuşma yaptı. Program sonunda davetlilere aşure ikram edildi.
SAYFA
14
EKİM - ARALIK 2014
KİLİS POSTASI
POLİTİKA
www.kilispostasi.com
Musabeyli’de Ehl-i Beyt Paneli Düzenlendi
Yeni Mesaj Gazetesi tarafından Kilis’in Musabeyli ilçesinde düzenlenen “Ehl-i Beyt Paneli” ilçe halkının yoğun katılımına
sahne oldu.
“İslam Dünyasını Kuşatan Fitneler ve Tevhidin
Merkezi Ehl-i Beyt” konulu panele konuşmacı olarak Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel
Başkan Yardımcısı Op. Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi, BTP Kilis İl Başkanı Alaiddin Özkar ve Araştırmacı-yazar Uğur Kepekçi katıldı. BTP MYK
Üyesi Yusuf Yakut’un yönettiği panelde ilk konuşmayı Araştırmacı-yazar Uğur Kepekçi yaptı.
Ehl-i Beyt yolu kurtuluş gemisidir
Dünyanın kurulduğundan bu yana ve kıyamete
kadar mutlaka Tevhidin karşısında bir yanlış yol
olacağını dile getiren Uğur Kepekçi, “Bu zaten imtihanın gereğidir. Peygamber Efendimiz (s.a.a.)
kendisinden sonra Ehl-i Beyt yolunu kurtuluş gemisi olarak Gadir-i Hum’da işaret etmiştir. Ancak
Ehl-i Beyt yolunun da karşısına yanlış akımlar
çıkmıştır. İşte o akımların uzantısı bugünlere kadar gelmiştir. Bu bidat akımlardan biri de Nakşibendiliktir. Bu yolun neden bidat ve sapık bir
yol olduğunu Kur’an ve Peygamberimizin sözleri
ile açıklayalım. Bir yolun Hak olması için olması
gereken 4 esas vardır. Bu tasavvuf yolu mutlaka
İmam Ali (a.s) Efendimize dayanmak zorundadır.
Oysa Nakşibendilik Hz. Ali’ye dayanmaz. Şeyhlik
iddiasında bulunan bir insanın kendisinden önce
birisi tarafından yetiştirilip icazet alması lazımdır.
Ama Bahaiddin Nakşibend gibi bu yolun piri sayılan kişi, böyle bir icazete sahip olmadığını, bir
mezardan el aldığını kendi dili ile ifade etmektedir. 3. Esas ise tasavvufta cehri zikir yapılması
gerekir. Oysa Nakşibendilikte İslam’da hiçbir yeri
olmayan Hafi Zikir diye bir uygulama vardır. Tasavvuf da silsilenin kesintisiz olması gerekirken,
Nakşibendilikte böyle bir şey yoktur. Günümüzde
dönen dolapların ve akan kanların temelinde bu
bidat akımların etkisi ciddi derecede büyüktür”
dedi.
AKP, Müslüman’ın karşısında Haçlının safında
Panelde söz alan BTP Kilis İl Başkanı Alaiddin
Özkar ise, partisinin % 49 oy aldığı Musabeyli
halkına teşekkür ederek başladığı konuşması-
nı şöyle sürdürdü: “Eğer biz BTP olarak Musabeyli’de belediyeyi alsaydık, burayı örnek bir ilçe
yapacaktık. Bugün geldik, ilçemizi gezdik. Yine
halk şikayetçi, belediye başkanının yerinde oturmadığından, toplantılara katılmadığından, kazılan yerlerin olduğu gibi kaldığından ve Musabeyli’nin bir köy görünümünden kurtulamadığından
bahsediyor. Gelin AKP’nin 12 yıllık karnesini ele
alalım. Televizyonları izlediğimizde her şey güzel, fakat hiç bir şey size gösterildiği gibi değildir.
AKP’nin elindeki en önemli argüman dindarlıktır.
Amerika Irak’ı, Libya’yı, Suriye’yi vurduğunda
hep yanında Türkiye var. Afganistan’da bu güçlere lojistik destek sağlayan yine Türkiye! Din adına gelen Müslümanım diye ayağını yere vuran
AKP hükümeti her dönemde Müslüman’ın karşısında haçlının safında olmuştur” diyerek AKP
hükümetinin 12 yıllık iktidar hayatında toplumsal,
ekonomik ve siyasal açıdan karnesinin bu gibi
kara lekelerle dolu olduğunu ifade etti.
Dünyanın gözü bölgemizdedir
Son konuşmacı olarak Musabeyli halkına hitap
eden BTP Genel Başkan Yardımcısı Op. Dr.
Ahmet Hamdi Kepekçi, Asya’nın ve Avrupa’nın
birleştiği nokta olan Türkiye’nin çok önemli ve
de kıymetli bir coğrafya olduğunu ifade ederek,
“Dünyanın gözü bölgemizde, madenlerimizde,
suyumuzda, toprağımızda, her şeyimizde! Batının öteden beri Şark projesi var. Yani diyor ki siz
Müslümanlar buraları boşaltın, bu topraklar bizim
diyorlar. Sırf milleti dininden, imanından etmek
için Ehl-i Beyt ile aramızı açıyorlar. Oysa Türklerin Müslüman olması Ehl-i Beyt eliyledir. Bu ülkeyi tekrar ayağa kaldıran Atatürk de Ehl-i Beyt
soyundandır, seyiddir. İşte bugün bizi bölmeye,
parçalamaya çalışıyorlar. Türküyle, Kürdüyle,
Arabıyla, Lazıyla, Acemiyle biz bir milletiz” dedi.
AKP iktidarının hep Yahudi ve Hıristiyanları dost
edindiklerini vurgulayarak sözlerine devam eden
Dr. Kepekçi, “Dinlerarası diyaloğu, medeniyetler arası ittifakı, hükümet programı haline getirmişlerdir. Bakın Aksaray’ın ilk konuğu kim oldu?
Papa! Allah’tan kork, şu kadar devlet, millet var.
Bula bula Papa’yı mı buldun? Burada bir mesaj
veriyor. Oysa Allah (c.c.) ayeti kerimede Allah indinde tek dinin İslam olduğunu beyan buyuruyor.
Kısacası bugün ülkemizde her sahada çok ciddi
oyunlar oynanıyor.
Nerde kaldı efendilik?
İki yüzyılı aşkın süredir kapitalizm ile halkın kanı
emiliyor. Gece gündüz çalışıyorsunuz. Ama
kime? Başkasının ırgatı olduk. Atatürk ne demişti: “Köylü milletin efendisidir.” Nerde kaldı efendilik? Kapitalizm emer ve sömürür. Peki çözüm ne?
2005 yılında Prof. Dr. Haydar Baş, ilk defa Milli
Ekonomi Modeli’ni dünyaya deklare etti. Rusya
2006 yılından itibaren Milli Ekonomi Modeli’ni uygulamaya başladı. Putin her ay Prof. Dr. Haydar
Baş hocamıza danışmanlar göndermeye başladı. Genel Başkanımız ithalat ve ihracatınızda doları kullanmayacaksınız demişti. Bunun üzerine
Ruslar, dış ticaretlerinde doları kaldırdılar. Rusya’yı Brezilya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika
takip etti. Senin benim emeğim, Amerika’nın kağıdını para haline getiriyordu. Haydar Hoca bunu
dünyada ilk defa tespit etti. Geçtiğimiz hafta Putin Türkiye ziyaretinde, Erdoğan’a “Biz kendi aramızda alış-veriş yapalım. Ancak bunu kendi para
birimimizle yapalım” dedi. Kime ait bu düşünce?
Prof. Dr. Haydar Baş hocamıza ait. Eğer siz Haydar Hoca’yı meclise koymuş olsaydınız, bugün
Rusya’nın olduğu yerde siz olacaktınız.
Korkarak ve üzülerek söylüyorum ki, bugün Suriyelilerin başına gelen, dün Iraklıların başına gelen, yarın sizin, yarın bizim başımıza gelecektir.
Borç alan buyruk alır. Sadece devlet değil herkes
borçlu. Kredi borcu olmayan var mı? Peki alacaklı kim? Alacaklı olan global güçlerdir. İp ellerinde, istedikleri an ipi çekerler. Eğer biz aklımızı
başımıza almazsak, eğer biz Prof. Dr. Haydar
Baş hocamızı başa geçirmezsek! O halde bizim
acilen Milli Ekonomi Modeli’ne geçmemiz lazım”
dedi.
www.kilispostasi.com
KİLİS POSTASI
POLİTİKA
SAYFA
EKİM - ARALIK 2014
15
Kilis’te Tevhid’in Merkezi Ehl-i Beyt Programı
Kilis’te Yeni Mesaj Gazetesi tarafından “İslam Dünyasını Kuşatan Fitneler ve Tevhid’in Merkezi
Ehl-i Beyt” konulu bir panel düzenlendi.
Panele konuşmacı olarak Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkan Yardımcısı Op. Dr. Ahmet
Hamdi Kepekçi, Gaziantep Üniversitesi Öğretim
Üyesi ve BTP Genel Başkan Yardımcısı Prof.
Dr. Ömer Eyercioğlu, BTP MKYK Üyesi Avukat
Mehmet Galip Akdağ ile gazeteci-yazar Abdulkadir Uğur Kepekçi katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal
Marşı’nın okunması ile başlayan panelde ilk konuşmayı gazeteci-yazar Uğur Kepekçi yaptı.
NAKŞILIK BIR İNGILIZ OYUNUDUR
İslam tasavvufu konusunda açıklamalarda bulunan Kepekçi, Nakşibendiliğin İngilizlerin Müslümanlar üzerindeki oyunlarından sadece biri olduğunu vurgulayarak, nakşilik ekolündeki hafi zikir
metodunun İslam’da yeri olmadığını söyledi. Nakşilerin hafi zikre delil olarak gösterdiği “Mağara
hadisi”nin de Kütüb-i Sitte başta olmak üzere hiçbir hadis kaynağında yer almadığını hatırlatarak,
“İmam Rabbani olarak tanınan kişi aslında Ahmet
Faruk Sirhindi denilen biridir. Bu kişi 12 sene kazan sultanı Halil’in cellat başılığı görevini yapmıştır. Bu insan Hz. Ali ve Hz. Fatıma olmak üzere
Ehl-i Beyt hakkında hiçbir güzel söz söylememiş,
aksine onlara muhalefet etmiştir.
Oysa Ehl-i Beyt’in temizliği ve gühahsızlığı Kur’an Kerim’le sabittir. Cenab-ı Hak
Ahzab süresinin 33. Ayetinde Ehl-i Beyt’in
tertemiz olduğunu söyler” dedi.
BUGÜN BİRLİK VE BERABERLİK
TESİS EDİLMELİDİR
Panelde konuşan Avukat Mehmet Galip
Akdağ, Anadolu’nun İslam’la tanışmasında
Hacı Bektaş-ı Veli’nin etkili olduğunu söyleyerek, “Hacı Bektaş-ı Veli hazretleri birçok kişiyi Anadolu’ya gönderiyor. Bir tebliğ
ordusu kuruyor, yaklaşık 36 bin kişi Ehl-i
Beyt nefesi ile Anadolu insanını müslüman
ediyor. Genel Başkanımız Sayın Baş, Hacı
Bektaş ‘Anadolu’nun genel kurmay başkanıdır” diyor. Allah dostları Kurtuluş savaşı
yıllarında hep Atatürk’ün ve milli mücadelenin yanında yer almıştır. Kilis’teki Tekke
de Kuvay-i Milliye’ye verdiği destekten
dolayı kapatılmamıştır. Ancak, Kurtuluş
savaşında isyan eden grupların hepsi nakşi gruplardır ve İngilizlerle diyaloğa girmişlerdir. Bugün olması gereken nedir? Haydar Baş hocamız birlik ve beraberlikten ve
bunun nasıl olacağından söz ediyor. Ehl-i
Beyt’in nefesi ile Anadolu’da Hacı Bektaş
ile başlayan bu birlik ve beraberlik bugün,
o mayayı hamura dönüştürerek birliği tesis
edecek olan Haydar Baş ile devam edecektir” dedi.
GAYRI MÜSLIMLERI DOST EDINMEK YANLIŞTIR
Panelde üçüncü konuşmacı olarak söz
alan Op. Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi ise,
“Bir müslümanın öldürülmesinde en ufak
bir katkısı olan kişinin, Allah’ın rahmetinden hiçbir nasibi yoktur” Hadisi Şerifini
anlatarak başladığı konuşmasında “AKP
iktidarının yaptığı o kadar çok cürüm var
ki hangisinden bahsetsek? Gayri müslimlerde birlik olup müslümanlara savaş açmak çok büyük bir yanlıştır. Bugün bazıları
insanların algılarını yöneterek, batılı hak,
hakkı batıl olarak gösteriyorlar. Bu deccal
fitnesidir. Sen Suriye’ye savaş açtın, kimi
öldüreceksin? Hıristiyanları ve yahudileri
dost edinmeyeceğiz, edinenlerden uzak
duracağız. İşte bu konuda “salih amellere
yapışınız” diyor Peygamber Efendimiz. hir
zaman dediğimiz bugün de yapacağımız
şey dinimize sahip çıkmaktır. Bu konuda
bize doğruyu gösteren Haydar Baş hocamızdır. Onun mesajını insanlara taşıyacağız. Allah taraftarları asla mağlup olmayacaktır” diye konuştu.
BU IKI EMANETE SAHIP ÇIKMALIYIZ
“İnsanlık tarihi boyunca fikirler hep birileri
tarafından bulandırılmıştır” diyerek konuşmasına başlayan Prof. Dr. Ömer Eyercioğlu “Yine bakıyoruz ki, Hakk’ın kesin
koruması altında olan dinimizi, bize yanlış
anlatmaya veya başka noktalara çekmeye
çalışıyorlar. Dine zarar veremezler ama
bizim algımızı değiştirerek bizi bu tertemiz
dinimizden uzaklaştırmak isteyebilirler.
Bulanan sudan tertemiz kaynağa gidiyoruz. Kim var o kaynağın başında bize bu
dini getiren ve Allah’a nasıl ulaşacağımızı
öğreten Hz. Muhammed! Peygamberimizin her sözü hükümdür. O bizimle beraber
olmadığına göre biz nasıl davranacağız?
Benden sonra size iki emanet bırakıyorum
diyor Peygamberimiz, “Kur’an Kerim ve ıtretim Ehl-i Beytimdir. Bu ikisi kıyamete kadar birbirinden asla ayrılmaz” diyerek bize
de sesleniyor. O zaman bizlerin yapacağı
şey, tertemiz kılınmış ve eksiği bulunmayan Ehl-i Beyt’in yolunda ilerlemektir, onları sevmektir” dedi.
SAYFA
16
EKİM - ARALIK 2014
KİLİS POSTASI
EĞİTİM
www.kilispostasi.com
Üniversitenin Engelsiz Gençleri
Kilis 7 Aralık Üniversitesi “Yeni Bir Dünya
Topluluğu” öğrencileri, Kilis Engelsiz Yaşam Merkezi’ni ziyaret ettiler.
Topluluk öğrencileri, Engelsiz Yaşam Merkezi’nde
çocuklarla oyunlar oynadılar, eğitici ve eğlendirici aktivitelerde bulundular ve yanlarında götürdükleri çeşitli
hediyeleri çocuklarla paylaştılar.
Yeni Bir Dünya Topluluğu öğrencileri; “Amacımız
engelli kardeşlerimizin “engelsiz” olduklarının farkına varmalarını sağlamaktı. Orada barınan çocukları
yakından gördük ve kendi dünyalarında yalnız olmadıklarını hissettirmek istedik. Engelli kardeşlerimizin
sadece biraz sevgiye ve ilgiye ihtiyaç duyduklarının
farkına vardık. Umarız diğer öğrenci arkadaşlarımız
da bu tür sosyal sorumluluk etkinliklerinde bulunurlar
ve engelli kardeşlerimizin yalnız olmadıklarını onlara
gösterirler. Topluluk olarak, yeni dünyaları keşfetmeye
devam edeceğiz” dediler.
Oturulamaz Raporlu Okul Yeniden Yapılıyor!
Gazetemiz ve internet sitemizde de habere konu olan hasarlı Ekrem Çetin Okulu’nun binası yıkılarak
yerine yenisi yapılıyor.
Kilis’’te Ekrem Çetin Mahallesi’nde bulunan ve uzun
zamandır ‘oturulamaz’ raporu olduğu için eğitim verilemeyen Ekrem Çetin İlk ve Ortaokulu’nun binası
yıkılarak ihaleye açılmıştı. Şimdi de söz konusu okulun binası yeniden yapılmaya başlandı. İş makinalarının çalışmaya başladığı okul inşaatında, temel atma
çalışmaları devam ediyor.
Ekrem Çetin Mahallesi’nde birçok öğrenci ve velinin
mağdur olmasına sebep olan okulun yeniden yapılacak olmasına sevinen mahalle sakinleri, okulda eğitim-öğretime başlanması için çalışmaların hızlı bir
şekilde yürütülmesini talep ediyorlar.
www.kilispostasi.com
KİLİS POSTASI
KÜLTÜR SANAT
SAYFA
EKİM - ARALIK 2014
17
Kilis’te Melihat Gülses Konser Verdi
Alaeddin Yavaşça Besteleri İle Melihat Gülses Konseri Kilis’te halkın yoğun katılımına sahne
olurken, birçok kişi konseri ayakta izledi.
İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün girişimleri ile Alaeddin Yavaşça
Kültür Merkezi’nde düzenlenen Türk Sanat Müziği konserinde Kilisli ünlü bestekar Prof. Dr. Alaeddin Yavaşça’nın unutulmaz eserleri, Melihat Gülses’in sesiyle bir kez daha hayat buldu. Prof. Dr.
Alaeddin Yavaşça’nın da eşi ile birlikte katıldığı konsere Kilislilerin
yoğun ilgi gösterdiği dikkatlerden kaçmazken, ünlü ses sanatçısı
Melihat Gülses konsere katılanlara tam bir sanat müziği ziyafeti
sundu. Konserde Melihat Gülses’e Gaziantep Üniversitesi Konservatuvar Bölümü öğretim üyeleri eşlik ederken, Kilis’in yetiştirdiği Türk Sanat Müziği üstadı Prof. Dr. Alaeddin Yavaşça, konserde
kendi sesinden de izleyicileri mahrum etmeyerek bazı eserlerini
kendi seslendirdi.
Alaeddin Yavaşça Müzesi Geliyor
Konser sonrası Vali Süleyman Tapsız, Prof. Dr. Alaeddin Yavaşça’nın doğup büyüdüğü evi müze haline getirecekleri müjdesini
vererek, “Bunda son aşamaya geldik. Temmuz-Ağustos aylarında
bu müzeyi bitirmiş olacağız. Ve Alaeddin Yavaşça ile birlikte açacağız. Bunun müjdesini vermek istiyorum” dedi.
Kilis Belediyespor Şampiyonluğa Koşuyor!
Bölgesel Amatör Lig 3. Grup’ta
bu sezon liderlik koltuğunu kimseye bırakmayan Kilis Belediyespor, şampiyonluğa koşuyor.
Teknik Direktör İbrahim Katırcı
yönetiminde bu yıl çıktığı 10 maçtan 9 galibiyet ve bir beraberlik ile
ayrılan Kilis Belediyespor topladığı 26 puan ile en yakın rakibi olan
Dersimspor’a 4 puan fark atmış
bulunuyor. Oynadığı her maçta
baskın ve atak bir futbol ortaya
koyan Kilis Belediyespor, Mehmet
Türk (Şifo), Hasan Özçelik, Uğur
Gezer gibi gol yollarında yetenekli futbolcuları ile galibiyete alışırken, her maçta bir adım daha
şampiyonluğa yaklaşıyor.
www.kilispostasi.com
KİLİS POSTASI
KÜLTÜR SANAT
SAYFA
EKİM - ARALIK 2014
18
Kilis Taşınmaz Kültür Envanteri Kitabı Basıldı
Kilis’in sahip olduğu taşınmaz kültür varlıkları, Kilis Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nce özverili
bir çalışmayla kitap haline getirildi.
Kilis’e ait kültür varlıklarımızın güncel bilgileri, tescil fişleri ve
fotoğrafları bu çalışmada yer aldı. İl Kültür ve Turizm Müdürü
Abdullah Aldemir kitapla ilgili şunları söyledi: “Kilis Kültür Envanteri” İlk çağlardan beri ilimizde yaşamış ve iz bırakmış uygarlıkların günümüzde bizlere kadar ulaşan kültürel mirasını tespit
etmek, bir araya getirmek, ilimizin geçmişine sahip çıkmak,
geleceğini planlarken daha donanımlı olmamızı ve doğru kararlar vermemizi sağlayacaktır. İlimizde bulunan kültürel mirasın
korunması, sergilenmesi, bu mirasa sahip çıkılması ve gelecek
kuşaklara aktarılması, kültürümüzü ve tarihimizi zenginleştiren
unsurlardır.
Tespit edilmeyen hiç bir kültürel değerin korumasının da yapılamayacağı gerçeğinden hareketle, İlimizin tarihini, arkeolojisini, sivil mimari örnekleri ile kültürel dokusunu belirleyen “Kilis
Taşınmaz Kültür Envanteri” adlı çalışmamızı sonuçlandırılarak
ilgililerin takdirine sunduk.
Valimiz Sayın Süleyman Tapsız’ın destekleriyle bu yıl dördüncü
kitabımızı kültür hayatımıza kazandırdık. İki kıymetli eseri daha
2014 yılı bitmeden basmayı planlıyoruz. Böylece 2014 yılında 6
kitap basmış olacağız”dedi.
Mevlevihane İbadete Açıldı
Türkiye de 90 adet bulunan ve ayakta
kalan 36 Mevlevihane’den biri olan Kilis
Mevlevihanesi ibadete açıldı.
Sabah namazına mütakıben yapılan açılışa, Kilis
Valisi Süleyman Tapsız, Kilis Belediye Başkanı Av.
Hasan Kara, , Belediye Başkan Yardımcısı Cuma
Özdemir ve Kilis halkı katıldı. Sabah namazı kılındıktan sonra Başkan Kara ve Vali Tapsız birer konuşma
yaptılar. Cami de yapılan konuşmalarda “ Bu şekilde
olan tarihi camilerimizin bizim için çok önemi var. 15.
yy da yapılan Mevlevihane caminin uzun bir süre
daha ayakta kalması lazım biz bu tür miraslarımıza
sahip çıkmamız gerekir, inşallah bu gibi bütün camilerimizi restorasyonunu yapacağız bütün gençlerimizi
camilere yönlendirmemiz lazım şimdiki ve sonraki
nesillerinde bu eserlere miraslara sahip çıkması için
bizlerin yönlendirmesi gerek” ifadelerine yer verildi.
Daha sonra Kilis Mevlevihanesi’nde açılışa katılan
herkese kahvaltı ikramı yapıldı.
www.kilispostasi.com
KİLİS POSTASI
GÜNCEL
SAYFA
EKİM - ARALIK 2014
19
Sabah Pazarı’na Nur Yağdı
“Eskiye rağbet olsa bit pazarına nur yağardı” atasözüne inat, Kilis Sabah Pazarı’nda
ikinci el eşyalar kapış kapış satılıyor.
Sabah Pazarı’nın deyim yerindeyse her köşesine tezgah açan vatandaşlar, ellerindeki çeşit çeşit ikinci el
eşyaları satışa sunuyorlar. Özellikle sabah saatlerinde
bir hayli kalabalık olan Sabah Pazarı’nda insanlar hem
geziyor hem de alış-veriş ediyorlar. Eski ev eşyaları,
saatler, kullanılmış ayakkabı ve elbiseler, tarihi geçmiş
elektronik eşyalar, el yapımı süs eşyaları gibi daha sayamayacağımız geniş bir ürün yelpazesine sahip olan
bu tür tezgahlar, adeta Kilis’in ‘Bit Pazarı’nı oluşturuyor.
Sabah Pazarı’ndaki tezgah açan Suriyeliler ise kendi
ülkelerine özgü eşyaları satışa sunarken, müşterilerin
çoğunluğunu da Kilis’te yaşayan Suriyelilerin oluşturduğu gözleniyor.
Bir Zamanların Kaçakçı Arabası!
Kilis’te kaçakçılığın yoğun olduğu zamanlarda kullanılan eski cipler, şimdilerde galerilerde alıcı bekliyor.
Dünyada üretimine 1941 yılında başlanan, 2. Dünya Savaşı
sırasında kullanılan ve bir dönem Kilis’te kaçakçı arabası
olarak anılan Willys Jeepler,
bugün bazı galerilerde satılmak
için bekliyor. Kilis’te kaçakçılığın
yoğun olarak yapıldığı yıllarda,
hem 4 çeker hem de arazi vitesli
olması nedeniyle kaçakçılar tarafından tercih edilen bu aracın,
kötü arazi şartlarında aşırı yükle
yol alabilmesi onu vazgeçilmez
kılıyordu.
1984 yılına kadar üretimi devam
eden Willys marka cipler kaçakçılık yıllarından sonra araziye
giden çiftçiler tarafından kullanılmaya devam edilirken, sonraki yıllarda sayılarının bir hayli
azaldığı görülüyor. Kilis’te az sayıda kalan Willys marka ciplere
bazen trafikte bazen de galeri de
rastlamak halen mümkün oluyor.
Türkiye’de bir hayli meraklısı bulunan bu tür eski ciplerin bazı
tamirciler tarafından yenilenip
satıldığı da biliniyor.
TÜRKiYE’NiN ViZYONU
Uydu frekans Türksat 4A 11916 Vertical (Yatay) 30000 FEC : 3/4
www.kanal99.net
KİLİS POSTASI
SAYFA
KÜLTÜR SANAT
www.kilispostasi.com
EKİM - ARALIK 2014
21
İMAM MUSA KAZIM
yük ölçüde silmiştir
İmam Kâzım (a.s.) dört yaşında iken yıkılan Emevî Devleti’nin yerini
alanAbbasîler, din kisvesine bürünmüş, hilafeti ellerine geçirmiş ve Ehl-i Beyt
soyuna madden ve mânen en ağır baskıları yapmaktan geri durmamışlardır.
Ehl-i Beyt’in değişmez kaderidir ki. çile. eziyet, meşakkat hayatları bo-
yunca onları gölgeleri gibi takip etmiştir.
İmam Mûsâ b. Ca’fer, ömrünün on yıla yakın bir zamanını hiçbir haklı
gerekçe gösterilmeden atıldığı zindan da geçirmiştir.
Zindanda geçen günleri de dâhil olmak üzere, mübarek zamanları her
ân ibâdetle ve insanları Hakk’a davetle geçmiştir.
Ehl-i Beyt soyunun on iki mübarek İmamından yedincisi olan İmam
Mûsâb. Ca’fer’i, yani İmam ûsâ Kâzım Hazretlerini anlattığımız bu eseri tamamlamamızı sağlayan Cenab-ı Hakk’a şükürler olsun.
İmam Mûsâ Kâzım, İmam Ca’fer es-Sâdık’ın oğlu, İmam Ali er-Rı-
za’nın babasıdır (aleyhimü’s-selâm).
imam Ali’nin ve Hz. Fâtıma’nın evladıdır, Hz. Hüseyin’in soyundandır,
seyy iddir.
Tam ismi, Mûsâ bin Ca’fer bin Muhammed Bâkır bin Zeynelâbidin bin
Hüseyin bin Ali bin Ebi Tâlib’dir.
İmam Mûsâ b. Ca’fer, karşılaştığı eziyetlere ve kötü muameleye karşı
öfkesini yutabilen özelliği ile Kâzım olarak vasfedilmiştir.
Hz. Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve âlihi) de. Ehl-i Beyt
İmamlarının, imametleri konusunda karşılaşacakları eziyeti ve yaşayacaklar,
baskıyı, onların isimlerini tek tek belirterek önlemek istemiştir.
“Yenâbiu’l-Mevedde” isimli eserdetResûlullah’ın (sallallahu aleyhi ve
âlihi) bu konudaki ikazıyla ilgili şu hadis yer alır:
“A’tel isimli bir Yahudi. Peygamberimizin yanına gelerek:
‘Ey Muhammed. uzun zamandır sana sormak istediğim bir soru var;
eğer cevap verirsen. Senin elinle Müslüman olacağım’ dedi.
Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve âlihi), ‘Sor ey Ammare!’ diye bu-
yurdu.
Yahudi, sorularını sormaya başladı, cevaplarını aldıktan sonra, ‘Doğru
söyledin, peki Senin halifen kimdir?’ diye sordu.
Gerekçe olarak da, ‘Çünkü halifesi olmayan peygamber yoktur; bizim
peygamberimiz Mûsâ b. İmran’ın halifesi de Yûşa b. Nûn idi’ dedi.
Bunun üzerine Peygamberimiz şöyle buyurdular:
‘Benim Halifem, Ali b. Ebi Tâlib’dir. Ondan sonra Benim iki torunum
olan Hasan ve Hüseyin’dir. Sonra da Hüseyin’in soyundan gelen dokuz kişi
birbiri ardınca gelirler.’
Yahudi. ‘Ey Muhammed, onların isimleri nelerdir?’ diye sorunca; Pey-
gamber Efendimiz şöyle buyurdu:
‘Hüseyin dünyadan göçtükten sonra oğlu Ali (İmam Zeynelâbidin),
ondan sonra oğlu Muhammed (İmam Bakır), ondan sonra oğlu Ca’fer (İmam
es-Sâdık), ondan sonra oğlu Mûsâ (İmam Mûsâ cl-Kâzım). ondan sonra
(İmam er-Rızâ). ondan sonra oğlu Muhammed (Muhammed et-Takî), sonra
oğlu Ali (İmam Ali en-Nakî). ondan sonra oğlu Hasan Askerî), ondan sonra da
oğlu Hüccetullah Muhammed elMehdî’dir. Bunlar oniki kişidirler.’
Yahudi aldığı bu cevaptan sonra Müslüman oldu.” (Yenâbiu’l-Meved-
de, s.441; Ferâidu’s-Simtayn, Hamevinî, c. 2. s. 133)
İsim isim sayılan imamlar, aslında ümmete bir ikazdır. Ancak Saki-
fe’de başlayan sapma, maalesef bu isimleri de gözlerden ve gönüllerden bü-
Zindan günlerinde, yanına girebilen kişilere ders vermiş, sorulan soru-
larıcevaplamıştır.
Babaları İmam Muhammed Bâkır ve İmam Ca’fer’in (a.s.) oluşturduğu
Ehl-i Beyt Mektebi. O’nun döneminde korunmuş ve geliştirilmiştir.
İmamiyye fıkhının birçok konudaki görüşü İmam Kâzım’dan gelen ha-
dislere ve rivâyetlere dayanır.
Biz de eserimizin geniş bir bölümünü elde edebildiğimiz hadislerine ve
O’ndan gelen rivâyetlere ayırdık.
Çalışmamızı hazırlarken, ağırlıkla Ehl-i Beyt kaynaklarından istifade
etmek zorunda kaldık. İsterdik ki, Cenab-ı Hakk’ın sevip seçtiği bu mübarekler hakkında bizim de dâhil olduğumuz Sünnî dünyada da yeterince
kaynak olsun...
Zira, üzerinde yaşadığımız Anadolu topraklarının İslam’la şereflenme-
si de, bu mübarek İmam’ın soyundan gelen Hünkâr Hacı Bektaş Veli eli ile
olmuştur.
Bu ne büyük bir karartmadır ki, Masum imamlar Sünni dünyada bilin-
memekte, hatta gizlenmektedir.
Oysa Sünni Kadiriyye yolunun da dâhil olduğu mânevi yollann tama-
mı, İmam Mûsâ Kazım ve unun ecddi İmam Ali Efendimize dayanır.
Gerçekte tasavvuf ekolünde, Hz. Ali Efendimize dayanmayan bir eko-
lün hak olması zaten soz konusu olamaz.
İmam Ca’fer Efendimiz bu konuda bir hakikatin altını çizmiştir.
“Ne ilginçtir ki. insanlar bir taraftan, ‘Biz ilmimizi Allah Resulü nden
aldık. onunla amel ediyor ve onunla hidayet oluyoruz’ diyorlar: bir taraftan da
Peygamber ailesi olan bizlerin o ilimlerden habersiz olduğumuza inanıyorlar!
Hâlbuki biz o evin çocuklarıyız. Vahiy bizim evimizde nazil oldu Ilım
bizim vesilemizle size ulaştı. Size göre onlar bu ilmi öğrenip hidayet buldular
da, biz öğrenmeyip yoldan mı çıktık?”
Evet. Emeviler ve sonrasında Abbasîlerin, gerek yalan hadis uydun-
ma ve yayma ile ehl-i Beyt’i karalamaya, kendilerini üstün göstermeye çalışmaları; gerekse imamlara ve Ehl-i Beyt sevdalılarına eziyet ve baskı ile
yaptıkları, bu ilim hazinelerini gizlemekti.
Sünni dünyada önemli isimlerin yetişmesi de Ehl-i Beyt’in yüce
zevâtıyla veya onların talebeleri ile gerçekleşmiştir.
İmam Ebü Hanife, İmam Ca’fer Efendimizin sohbetlerini takip etmiştir.
İmam Mâlik, İmam Ebû Hanifenin talebeyiydi.
İmanı Şafii, Ebu Hanife’nın talebesi olan İmamı Muhammed’in ve
İmamı Malik’in; İmam Ahmed b. Ilanbel de İmam Şafii’nin öğrencisidir.
Demek ki, Ehl-i Beyt İmamları aslında islam’ın ana kaynakları ve asıl
öğretmenleridir.
Allah, bu kutlu ailenin şefaatlerinden ayırmasın Eserin ortaya çıkma-
sında desteklerini esirgemeyen eşime teşekkürlerimi sunuyorum.
Prof. Dr. Haydar Baş
SAYFA
22
EKİM - ARALIK 2014
KİLİS POSTASI
İbrahim Beşe
Kilis Milli Mücadele
Müzesi
[email protected]
Bilindiği üzere, Kilis İli, Polateli İlçesi, Polatbey (Cercik) köyünde bulunan tarihi taş bina, Kilis’in Kurtuluş Mücadelesi sırasında
Kuvayi Milliye Karargâhı olarak kullanılmıştır. Önemli toplantıların
gerçekleştiği, kararların alındığı, Fransız işgal kuvvetlerine karşı
planların hazırlandığı, tarihi olaylara tanıklık etmiş, Kilisliler için
büyük manevi değeri olan bu bina bugün harap haldedir. Bu tarihi
binanın, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Gaziantep Kültür Varlıklarını
Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü tarafından 2863 sayılı Kültür ve
Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun 6/d maddesinde yer alan
hükümler gereğince koruma altına alınması, restore edilerek “Kilis
Milli Mücadele Müzesi” olarak kullanıma açılması, ayrıca önündeki çeşmenin de ihya edilerek buraya bir anıt dikilmesi, Kilisliler
ve Kilis’e hizmet için görev başında bulunan bürokrat ve siyaset
insanlarının vefa borcudur.
Bu tarihi konuyu kısaca özetleyecek olursak; Mondros Mütarekesinden sonra yüzbaşı rütbesinde genç bir subayken Milli Mücadele’ye katılan Yüzbaşı Kamil Polat, Ocak 1920 tarihinde Sivas’ta
Mustafa Kemal Paşa ve Rauf Bey’lerin talimatıyla oluşturulan
bir süvari birliğiyle ve Uzunyayla - Göksun yöresinden topladığı
Kafkaslı gönüllülerle Maraş cephesine yardıma gönderilmiş, Maraş Kuvayi Milliye’sinin önderi Arslan Bey ve Antep Kuvayi Milliye
Komutanı Şefik Özdemir Bey’le işbirliği yaparak işgalci Fransız
güçlerine karşı savaşmıştır. 12 Şubat 1920 günü Yzb. Kamil Polat, önce Kilis Kürt Dağı bölgesine, buradan Kilis Cercik köyüne
gelerek, Kilis Kuvayi Milliye Havali Komutanlığı Karargâhını ilk kez
burada kurmuş ve İşgal kuvvetlerine karşı Kilislilerden oluşturduğu milis kuvvetleri burada toplamıştır. Daha sonra İşgal altındaki Kilis kent merkezinden askerlik şubesi, mahkeme kayıtları ve
kentin diğer evrakları kaçırılarak Cercik’e getirilmiş, bürokratik işlemler buradan yürütülmeye başlanmıştır. Böylece Ankara Hükümeti, Cercik’te oluşturulan karargâhta temsil edilmiştir. Yzb. Kamil
Polat’ın, Maraş, Antep Kuvayi Milliye Kumandanlarına, Azez ve
Kilis Kaymakamlarına, Kilis eşrafına v.b yazdığı mesajlarda Kilis
Kuvayi Milliye karargahını Cercik’te kurduğunu, Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı Yayınları ve konu ile ilgili
yayınlanmış bütün tarih kitapları yazmaktadır. “Cercik Hükümeti”
olarak mühür ve posta pulu örnekleri mevcuttur. Kilisliler, “Polat”
kod adlı Yüzbaşı Kamil’e, “Polat Paşa“ demişlerdir. Kurtuluştan
sonra, Kilis Belediye Meclisi, 13 Ocak 1921 tarihinde, aşağıdaki
kararı almıştır; “Fransız işgaline karşı, Kilis müdafaasının temel
taşını koyan ve bunu sonuna kadar takip ve ikmal eden zatialiyi
vatanperverlerinin meclisinin 13/1/1339 tarih ve 1537 numaralı kararıyla Kilis’in fahri hemşeriliğine kabul edildiği maaliihtiram
beyan olunur efendim. Gaziantep İl Genel Meclis’inin 05 Kasım
1927 tarihli kararında ise; Yzb. Kamil Polat’a hürmeten Kilis’e bağlı Mumbuç bucağının adı “Polateli”, Cercik köyünün adı da “Polatbey“ olarak değiştirilmiştir.” Yine Kilis Belediyesi 19 Haziran 1967
tarihinde şu kararı almıştır;
“Polat Paşa’ya Fahri Hemşerilik Beratı, Belediye Meclisimiz, Kilis
ve Havalisi Kumandanlığınız zamanında Kuvay-i Milliye’nin meşalesini yakmış olmaklığınız, dolayısıyla gösterdiğiniz kahramanca
hizmetler için zatialilerinize fahri hemşerilik verilmesi için getirmiş
olduğumuz teklifi ittifak ve takdirle karşılamıştır. En karanlık günlerde yok olmuş, her şeyini kaybetmiş bir vatanın kurtuluşunda
geçen hizmetleriniz tarihe tescil edilmiştir. Bunun karşılığını ödeyebilmek imkânsızdır. Bizlere bir devlet kazandıran Kurtuluş Savaşının başlangıcı olan mahalli direnmeler, şahlanmanın ilk meşalesi ve kamçısı olmuştur. Bu fedakârlığınıza karşılık, Kilis Belediye
Meclisi Fahri Hemşerilik payesini bu beratla sunarken en iyi bir
görevi ifa ettiğine inanmaktadır. Kilislileri temsil eden Belediye
Meclisi bu vesile ile selam, sevgi ve saygılarını sunar.” Söz konusu Kilis İli, Polateli İlçesi, Polatbey (Cercik) köyündeki tarihi bina,
Gücer ailesine aittir. Gücer ailesi kadirşinaslık göstererek, hiçbir
bedel talep etmeden tarihi binayı ilgili kuruma bağışlayacaklarını
ifade etmişlerdir.Türkiye’de ve bölgemizde çok kritik gelişmelerin
yaşandığı bugünlerde bu tür milli ve manevi değerlere çok ihtiyacımız olduğu da bir gerçektir.
GÜNCEL
www.kilispostasi.com
Kilis’te ‘Parkomat’
Devreye Giriyor
Kilis’te ana cadde ve çarşılarda arabalarını park eden vatandaşlar
artık ücret ödemek zorunda kalacak.
Bugün sabah erken saatlerde asılmaya
başlanan Kilis Parkomat tabelalarını gören vatandaşlar, bir sürprizle karşılaştı.
Bu uygulama ile artık Kilis’te ana caddeler başta olmak üzere şehrin işlek noktalarına araç park etmek ücretli hale geliyor.
Kilis Belediyesi tarafından Paşa Hamamı
önüne asılan tabelada saatlik ücretin 2
TL olduğunu ifade edilirken, kış aylarında saat:08:00-18:00, yaz aylarında ise
08:00-20:00 saatleri arasında belirlenen
noktalara park eden Kilisliler saatlik ücret
Külek Nasıl Yapılır?
Kilis’te katı pekmezin içine konduğu küleğin nasıl yapıldığını ustalarından öğrendik.
Ekim ayının 15’inden sonra hareketlenmeye
başlayan pekmez sektörünün önemli bir parçası olan külekçilik mesleğini daha yakından
inceledik. Külekçi ustaları Hikmet Fedakar ve
Mehmet Bozoğlu, 100 yılı aşkın süredir devam
edegelen bu mesleğin inceliklerini anlattılar.
Pekmezin eskiden Avrupa ülkelerine dahi ihraç
edildiğini dile getiren külekçi ustaları, işlerinin
yaz mevsiminde daha yoğun olduğunu belirtiyorlar. Tamamen organik bir ambalaj yaptıklarını dile getiren külekçi ustaları, pekmezin bu
tahta külekler içinde tadı bozulmadan doğal bir
şekilde muhafaza edildiğini vurguluyorlar.
Külek Yapımı
Söğüt, çam ve kavak ağaçlarından elde edilen
kütükler, önce uygun boyutlarda kesilip hazırlanır. Önce suya batırılan bu tahta parçaları
güneşe konularak kurutulur. Makinaların yardımı ile kalaslara dairesel bir şekil verilir. Bu işlem yapılmadan önce tahta, ateşte iyice ısıtılır.
Daha sonra birçok işlemden geçen bu tahta
parçaları ustaların elinde külek şeklini alır.

Benzer belgeler

Dalga Dalga Uyarı!

Dalga Dalga Uyarı! da dikkatlerden kaçmazken, Suriyelilerin çadırkent çevresinde seyyar tezgahlar kurup, satış yaptığı da gözleniyor. Burada kalan Suriyelilerden rahatsız olduklarını dile getiren çevre sakinleri, bu ...

Detaylı