PDF SAYI 30 - Hayat Online

Transkript

PDF SAYI 30 - Hayat Online
30. sayi sayfalar
30.04.2009
17:39 Uhr
Seite 1
Ehliyet Konusunda
En Son Yapýlan
Deðiþiklikler Nelerdir?
Nice Güzel Bayramlarý Hep Birlikte Kutlamak Dileðiyle...
Kurban Bayramýnýzý Tebrik Ediyoruz
Sayfa: 28`de
hayat
He
sse
Ba n-N
vy
R
er W
a
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
Aylýk Ücretsiz Gazete / Kostenlose Monatliche Zeitung . Sayý/Nr.: 30 . Yýl/Jahre: 5 . Aralýk-Dezember 2008 / Zi`l Hicce 1429
Avrupa`daki Kitapçýnýz
OKUSAN
Binlerce Kitap, CD, VCD, DVD
Hac Malzemeleri ve Hediyelik Eþyalar
Tel: 06134-565965-66
www.oku-san.de
Üzüntü ve Sevinçlerimizi Paylaþabilmek
Dosya
Adaletin
Küreselleþmesini
Ýstiyoruz
Dindarlýðýna
Ýtirazým
Var
Dr. Yusuf IÞIK
Mahmut
AÞKAR
Sayfa 7`de
Sayfa 5`te
Dosya
Dosya
Fýtrat ve
Kurban
O Eski
Bayramlar
Artýk
Olmayacak!
Ali Mete
Ýlhan BÝLGÜ
Sayfa 27`de
Sayfa 26`da
Dosya
Dosya
27 Aralýk
Mehmed Akif
Ersoy’un Ölüm
Yýldönümü
Hacarabrn
Serüvenleri
17
Din ve
Toplum
Selma
ÖZTÜRK
Sayfa 25`te
M.Salih AYDIN
Özel Köþe
Sayfa 29`da
Aydýn ERSOY
Sayfa 21`de
Özel Köþe
Kurban
Ýbadeti
Kurban ile
ilgili bilinmesi
gerekenler
Dosya
Prof.Dr.
Vecdi AKYÜZ
Sayfa 13`te
Galip AKIN
Dosya
Sayfa 9`da
30. sayi sayfalar
30.04.2009
17:39 Uhr
Seite 2
30. sayi sayfalar
30.04.2009
editörden
Seite 3
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
Üzüntü ve
Sevinçlerimizi
Paylaþmalýyýz
açýlarý artýk bizlere de sirayet etmeye baþladý.
Daha fazla kazanmak,
daha fazla biriktirmek,
daha fazla almak; yani
her ne varsa merkezinde
sadece “ben” var olmalýyýz.
Bizim medeniyetimiz
“ben” merkezli bir medeniyet deðildir. Bizim
medeniyetimiz
“biz”
merkezli bir anlayýþa sahiptir. “Komsuþu aç
iken kendisi tok yatan
bizden deðildir” diyen
bir Peygamber`in (s.a.v)
ümmetiyiz biz.
Öyle bir hale geldik
ki býrakýn komþumuzun
aç mý tok mu yatýðýný; en
yakýn akrabalarýmýzýn
bile ne durumda olduðundan haberdar deðiliz.
Göstermelik olarak
senede bir defa kurban
bayramlarýnda dostlar
alýþ veriþte görsün mukabilinden bir kurban
bedelini yakýnlarýmýza
gönderiyoruz ve tüm seneyi kurtardýðýmýzý sanýyoruz.
Sevgili Dostlar kendimizi kandýrmayalým.
Bizler tüm insanlýðýn saadetine talip olan bir
medeniyetin temsilcileriyiz. Böyle bir medeniyetin temsilcileri olarak
bizler; býrakýn dünyayý
kendi burnunun ucundakini bile görmekten
aciziz.
Almanya`da bulunan
özellikle biz Türkiye kökenli müslümanlar belki
de dünyadaki müslüman nüfus içerisinde en
hayat
3
Aralýk-Dezember 2008 Zi`l Hicce 1429
iyi imkanlara sahip bir
topluluðuz. Böyle olunca da üzerimize düþen
görevler çoðalmaktadýr.
Burada bizlerin ihtiyaçlarýnda eksiklik yok gibi
birþey. Mesela ömümüz
kurban bayramý. Bu
bayramda gelin burada
kurban kesmenin yanýnda; (ki hararetle tavsiye
ediyoruz. Hem çocuklarýmýz kurban ibadetinin
pratiðini yaþasýn ve hem
de Alman komþularýmýza da bu etlerden ikram
edelim) sivil Ýslami Teþkilatlarýn düzenlemiþ olduðu kampanyalara katýlarak dünyanýn hiç bilmediðiniz bir yerindeki
mazlum bir insana destek olun.
Býrakýn siz; yok efendim þu yardým teþkilatý
þöyle yanlýþ yaptý, yok
efendim þu yardým teþkilatý böyle yamuk yaptý
gibi kafa karýþtýrýcý haberleri. Tabi yardýmlarýnýzý vereceðiniz yerin
kontrolünü yapmanýz
gerekir. Ama özellikle
son dönemde yapýlan
kafa karýþtýrýcý haberler
ile bu güzel hasletlerin
önü kesilmek isteniyor.
Tabi varsa bu yardýmlarý istismar eden ve
özellikle Almanya`da
bunu yapanlar cezalarýný çeksinler. Ama sizler
bu tür haberler yüzünden üzerinize düþen görevleri eksik yapmak veya yapmamak gibi bir
eksikliðe düþmemelisiniz.
Cenab-ý Allah`a bizlere buralarda verdiði
nimetlerden dolayý þükretmeli ve bu sükrün
göstergesi olarak da
üzerimize düþen görevleri fazlasýyla yapmalýyýz.
Bu yardýmlar vesilesi
ile dünyanýn hiç bilmediðiniz bir bölgesinde
sizinle ayný duygularý
paylaþan kardeþlerinize
ulaþmýþ olursunuz. Bu
vesile ile bizim medeniyetimizin mihenk taþlarý
olan bu tür hasletlerin
pratiðini de yaþamýþ
oluruz.
2003 senesinde bir
yardým kuruluþu görevlisi olarak bizler; Rusya
Federasyonuna baðlý
olan Inguþetya`da bulunan savaþ maðduru kardeþlerimize kurban yardýmlarýný götürdük. 10
günlük zaman içerisinde yapýlan çalýþmalar
bizlerde hoþ hatýralar býraktý. Ve bir daha müþahade ettik ki; paylaþmak
güzel.
Kýsa bir hatýramýzý
aktararak yazýmýza son
vermek istiyoruz. Bu
yardýmlarý kamplarda
bulunan kardeþlerimize
ulaþtýrdýðýmýz zaman oldukça duygu yüklü anlar yaþadýk. Yaþlý bir hanýmefendi
kendisine
kurban etlerinden verildiði zaman aðlayarak
þunlarý söylemiþti: Belki
iki senedir boðazýmýzdan et geçmedi. Ama
asýl önemli olan bu deðil. Asýl önemli olan
dünyanýn baþka bir yerinde bizleri unutmayan
ve bizlerin dertlerine ortak olan kardeþlerimizin
olmasýdýr. Sizlerin buralara kadar gelip bu çalýþmayý yapmasý her þeyden daha da önemlidir”
dedi.
Dünya kuruldu kurulalý ezenler ve ezilenlerin mücadelesi devam
etmektedir. Yani hak ve
batýl mücadelesi devam
etmektedir.
Bizler her daim ezilenlerin yanýnda ezenlerin karþýsýnda olmakla
mükellefiz. Yani her daim hakkýn yanýnda batýlýn karþýsýnda olmalýyýz.
Zulme asla müsaade etmemeliyiz. “Haksýzlýk
karþýsýnda susan dilsiz
þeytandýr” düsturunu
kendisine þiar edinmiþ
bir düþüncenin sahipleriyiz.
Bu vesile ile önümüzde idrak edeceðimiz
Mübarek Kurban Bayramýnýzý en kalbi dileklerimizle tebrik ediyoruz.
Ýnþallah Bayram; barýþýn, huzurun ve adaletin
hakim olduðu bir dünyaya vesile olur.
Cenab-ý Allah çalýþmalarýmýzý bereketlendirsin, þuurlandýrsýn.
Çalýþmak bizden baþarý Allah`tandýr.
Allah`a emanet olun.
hasbihal
Sevgili dostlar!
Son dönemde Global
Mali Krizin etkisinde bir
oyana bir bu yana savruluyoruz.
Amerika`da baþlayan
mali kriz; tüm dünyayý
kaplamýþ durumdadýr.
Bir yandan bankalar ve
borsalar altüst olmakta,
bir yandan petrol fiyatlarý yükselip inmekte,
bir yandan döviz kurlarý
yukarý çýkýp dibe vurmakta, bir yandan dev
sanayi fabrikalarý iflaslarýný açýklamakta.. vs.
Geçtiðimiz günlerde
Türk Alman Saðlýk Vakfýnýn 20. Kuruluþ Yýldönümü Yemeði için Wiesbaden`de idik. (Bu vesile ile de Sevgili Yaþar
Bilgin`in þahsýnda Türk
Alman Saðlýk Vakfý çalýþanlarýnýn bu güzel günlerini tebrik etmek isteriz.) Bu yemekte tanýþtýðýmýz Türkiye`den kanser uzmaný bir doktorun
güzel bir tesbiti vardý:
“Bizler son zamanlarda
þükretmeyi unuttuk.”
Son dönemlerde Türkiyemizde de Baþbakan
Recep Tayyip Erdoðan
Bey`in
kullandýðý
“Hamdolsun” sözü ile
de bazý kiþiler biraz
alaylý bir þekilde dalga
geçmekteler.
Sevgili Dostlar!
Gerçekten bizler son
zamanlarda öyle bir hale geldik ki; bizlere dünyadaki her türlü nimeti
bahseden Allah`a verdiklerinden dolayý býrakýn þükretmeyi isyan
eder olduk. Artýk hiç bir
þekilde tatmin olmayan,
her gördüðü þeyi isteyen, istediði þeye ulaþamadýðý zaman önündeki
engelleri yýkmaya çalýþan, çevresinde muhtaç
insanlar varsa bunlarý
hiç görmeyen, ihtiyaç
sahiplerinin taleplerini
sanki kendi malýnda gözü varmýþ gibi gören vs.
bir ruh haline büründük.
Oysaki bizler “üzüntüler paylaþýldýkça azalýr, sevinçler paylaþýldýkça çoðalýr” medeniyetinden gelen insanlarýz.
Bulunduðumuz toplumun kapitalist bakýþ
17:39 Uhr
Impresium/Künye
hayat
Aylýk Ücretsiz Gazete
Aralik-Dezember 2008
Zi`l Hicce 1429
Sahibi ve Genel Yayýn Yönetmeni
Sinan AKTÜRK
Yayýn Kurulu
Dr. Yusuf Iþýk, Ýbrahim Gümüþoðlu,
Bilal Demiroðlu, Fikret Ekin,
Mahmut Aþkar, Sinan Aktürk,
Saim Ayas, Aydýn Ersoy,
M. Salih Aydýn
Bölge Temsilcileri
Nürnberg: Erol Ergün
0157-72176636 . [email protected]
Bielefeld: Mehmet Demir
0178-2063526 . [email protected]
Osnabrück: Mehmet Yüksel
0176-64627714 . 05411-209791
Merkez
Königsbergerstr. 16 . 61169 Friedberg
Tel: 06031-162411
Fax: 06031-738644
E-Mail: [email protected]
Web: www.hayatonline.de
Basýldýðý Yer: Sunprint Gmbh
Gazetemizde Yayýnlanan Yazýlarýn ve
Reklamlarýn Ýçeriðinden Sorumlu Deðiliz.
30. sayi sayfalar
30.04.2009
4
GMG Genel Baþkaný Yavuz Çelik Karahan, gölgesi üzerimize düþmekle müþerref olduðumuz
Kurban Bayramý münasebetiyle bir mesaj yayýnladý.
Genel Baþkan Karahan, mesajýnda özetle þunlarý ifade
etti:
“Ýnanlarý birbiri ile kaynaþtýrarak sevgimizi zirveye taþýyan, yardýmlaþma ve
tesanüdü güçlendiren, dini
bayramlarýmýzdan ikincisi
olan Kurban Bayramý’na
yaklaþmýþ olmanýn sevinç
ve mutluluðunu doya doya
yaþayarak Yüce Rabimize
hamdediyoruz. Biz Ümmet-i Muhammed’e islamca ve insanca yaþama yolunda en güzel örnek olarak, mesuliyyeti, paylaþmayý, ilim, irfan ve adil olmanýn yollarýný gösteren ve
bayramlarý bayram gibi
kutlamanýn ölçülerini ortaya koyan, sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed
Mustafa (sav)’e de selam ve
tahiyyatlarýn en güzelini
sunuyoruz. Mensubu olmakla þeref bulduðumuz
dinimizin bize yaþattýðý
kardeþlik, öðrettiði hakkaniyet ve bahþettiði istikamet ile idrak edeceðimiz
Kurban Bayramý’nýn, Ýslam
alemine ve bütün insanlýða
hayýrlar getirmesini; bütün
din kardeþlerimizin saðlýk
ve afiyetine, huzur ve esenliðine vesile olmasýný Cenab-ý Hakk’tan niyaz edi-
I
17:39 Uhr
Seite 4
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
Aralýk-Dezember 2008 Zi`l Hicce 1429
IGMG Genel Baþkaný Yavuz Çelik
Karahan’ýn Kurban Bayramý Mesajý
yorum.
Kurban Bayramý, adý ile
müsemma Kurban ibadetinin eda edildiði bayram
günleridir. Hem can alýnýp
hem de bayram yapýlmasý
düz mantýkla bakýldýðýnda
ters gibi gelse de, Kurban
Bayramý günleri, gerçekten
bayram yapýlmaya layýk
günlerdir. Çünkü sabýr, metanet ve teslimiyetin neticesinde insan kurbanýndan,
hayvan kurbanýna dönüþen
hadise, elbette inanan insanoðlu için en büyük sevinç
kaynaðý olsa gerektir. Asýl
itibariyle canýnýn bir parçasý mesabesinde bulunan
malýndan bir kýsmýný Allah
rýzasý için kurban eden bir
insan, lisan-ý haliyle demek
istiyor ki, ben de Hz. Ýbrahim ve Hz. Ýsmail (as)‘lar
gibi en sevdiðim oðlum ve
canýmý Allah yoluna kurban edebilirim.. Nitekim
Hz. Ýbrahim (as), caný kadar
sevgili oðlunu, Hz. Ýsmail
(as) da öz canýný tereddütsüz Allah’ýn emrine teslim
etmiþlerdi.. Bu gün Müslümanlar da mallarýný tereddütsüz bir þekilde Allah’ýn
emrine teslim ediyorlar ve
bunu bayram olarak kutluyorlar. Ne mutlu onlara....
bayramlar, sevinç, barýþ, dayanýþma ve
kardeþliklerin pekiþtiði müstesna zaman
dilimleridir. Ýþte bu
güzel kelimelerle anlatýlmaya çalýþýlan, bu
günleri gerçekten dolu dolu yaþamak gerekir. Yani bu günlerin ümmeti sevince
boðan atmosferinde
küsler barýþmalý, zayýflar desteklenmeli,
önce insan sonra da
din kardeþlikleri hatýrlanmalý ve güçlendirilmelidir.
Kurban Bayramýnýn bir
adý da hacýlar bayramýdýr.
Hz. Adem babamýz ve Hz.
Havva anamýzýn buluþtuklarý mevki olan Arafat Vadisinde, bir araya gelen dünya müslümanlarýnýn temsilcileri, yine dünyanýn en büyük zirvesini akdederek ve
Allah’ýn huzurunda vakfe
yaparak, kurtuluþ muþtusunun doyumuna ulaþtýklarý anýn, bir gün sonrasýnda, Ka’be-i Muazzamayý
doldurarak bayram coþkularýnýn en büyüðünü yaþayacaklardýr. Hz. Adem ve
Hz. Havva’ya bayram olan
bu gün ayný zaman da müminlerin de en büyük bayramýdýr. Ýnþaallah onlar da
kurtuluþ beratýný alacaklardýr; aynen Hz. Adem babamýz ve Hz. Havva anamýz
gibi. Onun için de sözlerimin burasýnda baþta IGMG
Hac ve Umre Organizasyonumuzla hacca giden kardeþlerim olmak üzere bütün müslümanlarýn hac ve
umrelerinin makbul ve
mebrur olmasýný diliyor, inþaallah- kurtuluþ beratýný
alan bütün kardeþlerimi
tebrik ediyorum.
Yukarda da belirtildiði
gibi bayramlar, sevinç, barýþ, dayanýþma ve kardeþliklerin pekiþtiði müstesna
DÝTÝB GENEL BAÞKANI SADÝ
ARSLAN’IN KURBAN BAYRAMI MESAJI
BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN
ereket ve feyiz iklimi
olan üç aylarýn akabinde idrak ettiðimiz
Ramazan Bayramý’ndan
sonra, “Allah’a yakýnlaþma“ manasýna gelen, Kurban Bayramý’na ulaþmýþ
bulunmaktayýz. Kutlu olsun.
Cenab-ý Hak, Hac Suresi
37. Ayetinde: “Kurbanlarýnýzýn etleri ya da kanlarý
Allah'a ulaþmaz, ama sizin
takvanýz Allah'a ulaþýr„ buyurmaktadýr. Hali vakti yerinde olan ve dinimizce
B
Bayram mutluluðunu, baþta annemiz ve babamýz olmak üzere, bütün akraba ve komþularýmýzla tebrikleþerek çoðaltýlmalý, karþýlýklý sevgi ve saygý duygularý aktarýlmalý, tanýyalým yada tanýmayalým gördüðümüz herkesle selamlaþýlmalý, mümkünse tanýdýklarýmýzý ziyaret ederek hatýrlarý
sorulmalý ve gönülleri alýnmalý, hastahanelerde ve evlerde yatan hastalar
ziyaret edilerek, yalnýz olmadýklarý hatýrlatýlmalý, mümkünse hapishanelerde bulunan kardeþlerimiz aranmalý, yetimlerle ve kimsesiz çocuklarla
ilgilenip baþlarý okþanmalýdýr. Ýþte o zaman, bayramý gereði gibi kutlamýþ, kendi coþku ve mutluluðumuzu baþka insanlara yansýtarak, birlikte
eðlenmiþ olabiliriz.
zengin sayýlan bir müslümanýn, Allah’ýn istemesi
durumunda en deðerli varlýðýný Allah için feda edebilmesi ve bu imtihanýn kazanýlmasý neticesinde, Allah’a
yakýnlaþmanýn bayramýný
idrak ediyoruz.
Kurban;
Hz.
Ýbra-
him’den beri süre gelen bir
ibadet olup, bu ibadetin yerine getirilmesinde cevreyi
ve kurbanlýk hayvaný rahatsýz edecek tutum ve
davranýþlardan uzak durulmalýdýr. Bu meyanda kurbanlýk hayvana þevkatle
davranmalý, çevre temizli-
ðine riayet edilmeli ve rastgele yerlerde kurabanlýklar
kesilmemelidir.
Bayram mutluluðunu,
baþta annemiz ve babamýz
olmak üzere, bütün akraba
ve komþularýmýzla tebrikleþerek çoðaltýlmalý, karþýlýklý
sevgi ve saygý duygularý
mesaj
zaman dilimleridir. Ýþte bu
güzel kelimelerle anlatýlmaya çalýþýlan, bu günleri
gerçekten dolu dolu yaþamak gerekir. Yani bu günlerin ümmeti sevince boðan
atmosferinde küsler barýþmalý, zayýflar desteklenmeli, önce insan sonra da din
kardeþlikleri hatýrlanmalý
ve güçlendirilmelidir. Teþkilatýmýz ve teþkilatýmýza
gönül ve omuz veren bütün
kardeþlerimiz –inþaallahbu güzellikleri yaþama ve
yaþatma adýna insanlýk ve
Ýslamlýða çok deðerli hizmetler sunmaktadýr. Bu anlamda Teþkilatýmýz, 77 ülkede kurban kesmeyi planlamýþ ve gereken çalýþmalarý yapmýþtýr. Bu muazzam
organize ile dünya Ýslam ve
insanlýk kardeþliðine katkýda bulunmak istemekteyiz.
Gerçekleþtireceðimiz bu faaliyetle aç ve biilaç çaresiz
insanlara bir kývýlcým, bir
umut ýþýðý aktarabilirsek
kendimizi bahtiyar sayacaðýz. Bu münasebetle, bu hayýrlý organizemize kurban
vererek ve kurban kesiminde görev alarak katkýda bulunan bütün kardeþlerimi
tebrik ediyor, yapmýþ olduklarý hayýr ve hasenatlarýnýn Allahu Teala katýnda
makbul olmasýný niyaz ediyor, bütün kardeþlerimin
Kurban Bayramlarýný tekrar tebrikle mutluluk ve
esenlikler diliyorum.”
aktarýlmalý, tanýyalým yada
tanýmayalým gördüðümüz
herkesle selamlaþýlmalý,
mümkünse tanýdýklarýmýzý
ziyaret ederek hatýrlarý sorulmalý ve gönülleri alýnmalý, hastahanelerde ve evlerde yatan hastalar ziyaret
edilerek, yalnýz olmadýklarý
hatýrlatýlmalý, mümkünse
hapishanelerde bulunan
kardeþlerimiz aranmalý, yetimlerle ve kimsesiz çocuklarla ilgilenip baþlarý okþanmalýdýr. Ýþte o zaman,
bayramý gereði gibi kutlamýþ, kendi coþku ve mutluluðumuzu baþka insanlara
yansýtarak, birlikte eðlenmiþ olabiliriz.
Bu duygu ve düþüncelerle bütün vatandaþlarýmýn Kurban Bayramlarýný
bir kez daha kutlar, daha
nice bayramlara saðlýkla ve
huzurla eriþmelerini Cenab-ý Hak’tan niyaz ederim.
30. sayi sayfalar
30.04.2009
dosya
nsan olarak, insanlýk
olarak, dünyanýn ve tarihin geldiði en aþaðýlýk
noktaya tanýk oluyoruz. Bu
nokta, keyfi, gerekçesiz,
haksýz iþgallerin, katliamlarýn ve iþkencelerin gerçekleþtirildiði bir noktadýr.
Bu günün dünyasý, sýnýrsýz ideolojik iðrençliklere
tanýk oluyor. Anlamlara yönelik saldýrýlar, içeriklere
yönelik saldýrýlar, farklý hayat tarzlarýna yönelik saldýrýlar, Ýslam dünyasý toplumlarýnda büyük huzursuzluklara ve karamsarlýklara
sebeb oluyor. Pek çok Ýslam
toplumunda zorla batýlýlaþtýrma serüveninin neden olduðu karýþýklýklar, çatýþmalar, çözülmeler ve sorunlar
yaþandýðýný görüyoruz.
Kendimizi, düþüncelerimizi ve kültürümüzü batýlý
perspektiflere göre tanýmlamamýz yolunda sürekli psikolojik baský altýnda tutuluyoruz.
Zorla batýlýlaþtýrma profesinin bir parçasý olarak,
Ýslam Dünyasý, inancý, kültürü ve uygarlýðýna iliþkin
bütün gerçekler çarpýtýlýyor.
Küresel emperyalizm, kendilerine benzeyen, kendileri gibi yaþayan toplumlar
inþa etmek adýna, büyük iþgal ve istilalarý, büyük katliam ve iþkenceleri göze alabiliyor. Küresel adaletsizlikler, yoksulluklar, baskýlar
terörü kýþkýrtýyor. Bütün
toplumlarda direniþçi unsurlar, yalnýzca adaletin
gerçekleþtirilmesi için varlýklarýný ortaya koyuyor.
Gerçek özgürlükler ancak
direnerek kazanýlan özgürlüklerdir. Küresel zorbalýk
karþýsýnda ancak direnerek
onurlu/özgür kalýnabilir
iddialarý her geçen gün
kuvvet kazanýyor ve kendine meþru zeminler bulmaya
itiyor.
Ýþgal ve istilalara katlanmak, her türlü aþaðýlanmaya, köleleþmeye katlanmak
anlamýna geliyor. Günümüzde insanlýðýn en büüyk
sorunu, insanlýk ve tarih
karþýsýnda sýnýrsýz bir sorumsuzluk ve küstahlýk içerisinde bulunan okyanus
ötesi ülke yönetimidir. Bu
yönetim, bütün insanlik
için, vahþetin geldiði en
korkunç noktayý temsil ediyor. Ýçerisinde yaþadýðýmýz
bu çok karmaþýk yüzyýlda
Ýslam ve Müslümanlarla ilgili olarak çok pervasýz yargýlamalar, yorumlamalar,
genellemeler yapýlýyor. Ýs-
Ý
17:39 Uhr
Seite 5
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
Aralýk-Dezember 2008 Zi`l Hicce 1429
Adaletin Küreselleþmesini
Ýstiyoruz
marlama yalanlar ve
çarpýtmalar gündemde
tutuluyor. Bütün bunlar
Ýslami önemsizleþtirmek ve deðersizleþtirmek için yapýlýyor.
Bugün, bütün müslümanlar, tahammül
edilmesi mümkün olmayan bir tahribat eylemi karþýsýnda bulunuyor.
Modern, laik ideolojik dilin, kültürün, düþüncenin, kuruntularýn
aþýrý baskýlarý karþýsýnda maalesef Ýslami algý
biçimleri de deforme
oluyor, müslümanlar
manüpilasyonlara teslim
olabiliyor, totaliter her ideoloji beyin yikama yoluyla
kitlelere ulaþtýrýlýyor.
Günümüzün altüst edilmiþ kanlý dünyasýnda, müslüman topluluklarýn çok
kolay yönlendirilebileceklerini, çok kolay aldatýlabileceklerini, edilgen kabullere
mecbur birakýlarak sisteme
hizmet vermek üzere ikna
edilebildiklerini sarsýlarak
izliyoruz. Belleðini yitiren
bir dünyada görsel medya
bütün kötülükleri unutturmayý baþarýyor, kötülükler
gereði kadar tepki görmüyor. Televizyon seyircisi bir
tiyatro seyircisine dönüþtürülmüþtür. Bütün olaylarý
mahiyeti ne olursa olsun,
bir tiyatroya indirgeyerek
seyretmektedir.
Hemen her ülkede hayatýn her alanýný ekonomi iþgal ediyor. Ekonomi bütün
toplumlarýn tek sorunu halini almýþtýr. Ahlaksýzlaþma,
kültürsüzleþme kimseyi ilgilendirmemektedir. Gençliðin maçolaþmasý, magandalaþmasý kimseyi ilgilendirmemektedir. Kiþiliklerin,
karakterlerin parçalanmasý
bir sorun teþkil etmemektedir.
Hiçbir sermaye hareketi
insanlýk sorunlarýný dikkate
almýyor, sermaye hareketleri sorumsuz bir egemenlik
ile, adaletsiz bir hükümranlýk kurmaya çalýþýyor. Pazar
mantýðýnýn sýnýrsýz egemenliði kontrol edilemiyor.
Bugün, herþeyden önce,
sermayenin küreselleþmesinden önce, adaletin küre-
Dr. Yusuf IÞIK
Ýslam, ýsrarla tek bir
insanlýktan sözeder.
Doðu-Batý þeklinde
bölünmüþ bir kutupluluk oryantalist ideolojilerin icadýdýr. Ýnsanýn, insanlýðýn, unutulduðu, unutturulduðu, kýyým ve yýkýmlarýn sistematik hale
geldiði Ýslam toplumlarýnýn çaresiz topluluklara dönüþtürüldüðü, bütün kötülüklere
kayýtsýzca
tanýklýk
yaptýðýmýz bir çaðda,
özgün düþüncelerle,
zengin bilgiler ve güçlü bir ahlaki bütünlükle, kuþatýcý kavrayýþ biçimleriyle, engin
bir ufukla, evrensel
bir aidiyet duygu ve
düþüncesiyle, Ýslami
tercihlerimizin bilincine vararak bütün Ýslami deðerlerle bütünleþerek, güçlü kiþilikler
oluþturarak bir gelecek programý geliþtirebiliriz.
selleþmesi gerekiyor. Bunun için; bilincin evrensel
uyanýþýna katkýda bulunmak, kültürel ve siyasal evrensellik bilincinin/þuurunun yükseltilebilmesi için
kültürel alanda etkili ve
güçlü olmak, kollektif bir
irade oluþturmak, emperyalizme mahkumiyetin bir mecburiyet olmadýðýný bilmek, emperyalizmin durdurulabileceðine inanmak, bunun için olaylara edilgen bir þekilde boyun
eðmekten vazgeçmek,
sesimizi, þuurumuzu,
muhalefetimizi duyurma yeteneði kazanmak
gerekiyor.
Ýslam, ýsrarla tek bir
insanlýktan
sözeder.
Doðu-Batý þeklinde bölünmüþ bir kutupluluk
oryantalist ideolojilerin
icadýdýr. Ýnsanýn, insanlýðýn, unutulduðu, unutturulduðu, kýyým ve yýkýmlarýn sistematik hale geldiði
Ýslam toplumlarýnýn çaresiz
topluluklara dönüþtürüldüðü, bütün kötülüklere kayýtsýzca tanýklýk yaptýðýmýz
bir çaðda, özgün düþüncelerle, zengin bilgiler ve güçlü bir ahlaki bütünlükle,
kuþatýcý kavrayýþ biçimleriyle, engin bir ufukla, evrensel bir aidiyet duygu ve
düþüncesiyle, Ýslami tercihlerimizin bilincine vararak
bütün Ýslami deðerlerle bütünleþerek, güçlü kiþilikler
oluþturarak bir gelecek
programý geliþtirebiliriz.
Küresel sistem, çok açýk
bir þekilde ve meydan okuyarak, müslüman halklarý,
Ýslami bilinçten baðýmsýz
hale getirmek istiyor. Büyük insanlýk trajedileri ve
dramlarý üreten, hiç bir insani duyguya sahip olmayan, halklarýn iradelerini,
hassasiyetlerini, kaygýlarýný, gözlemlerini, deðerlerini
bütünüyle yok sayan küresel emperyalizm bütün
bunlara raðmen, rejim ihracý giriþimlerini “özgürlük”
maskesi altýnda gerçekleþtirmeye çalýþýyor.
Bugünün dünyasý, hazlarýn, arzularýn ve çýkarlarýn özgür olduðu bir dünyadýr. Bütün kötülüklerin
kaynaðýnda emperyalist ihtiraslar vardýr. Bugünün
dünyasýnda para kutsallaþtýrýlmýþ ve en büyük deðer
haline getirilmiþtir. Ahlak,
fazilet ve vicdanýn yok edilebildiði bir dünyada her
türlü kötülük, vahþet ve
5
barbarlýk mümkündür.
Bugün, daha çok kötülük özgürlüðünden söz etmek gerekir. Günümüz toplumlarýnda, Türkiye örneðinde yakýndan izleneceði
üzere, kültürün endüstrileþmesi, ticarileþmesi ve
magazinleþmesi sebebiyle
korkunç bir kültürel bayaðýlaþma, düzeysizleþme ve
kültürel deformasyon yaþanýyor. Bu kültürel bayaðýlaþma kadýný cinsel bir
met`a olarak görüyor ve kadýný hayatýn her alanýnda
hayasýzca sömürüyor ve
hayasýzlýðý özgürleþtiriyor.
Ahlaki ilkelerin yerine,
parasal ilkeler geçiyor. Helal-haram arasýndaki bütün
sýnýrlar kalkýyor, ahlaki konumlar deðersizleþiyor, medyatik statüler ve konumlar
önem kazanýyor. Hayatýn
tümünü kuþatmayan, içermeyen teknokratik dünya
görüþü, fiziksel ve ruhsal
bozulmalarý derinleþtiriyor.
Bu bozulmalar sebebiyle insanlar sahte kutsallara yöneliyor. Anlamlý iliþkilerin
ve iletiþimin yerini anlýk
iliþki ve iletiþim alýyor. Artýk kayýtlara geçecek ve kayýtlarda kalacak, çýkar iliþkilerine itibar etmeyen
dostluklara ve dayanýþmalara çok az tesadüf ediyoruz.
Ýçerisinde yaþadýðýmýz
dönemde müslümanlar olarak, çok aðýr ve aþaðýlýk çeliþkiler içerisinde bulunduðumuzu farketmeliyiz.
Bir yanda siyasal baðlamda küresel gücün emperyalizmine ve bunlarýn
siyasetlerine
muhalefet
ederken, bir diðer yanda
dünyaya, hayata, olaylara
bir emperyalistin kafasýyla
yaklaþýyor, onlarýn kültürünü tüketiyor, hayattan ve
dünyadan bir emperyalistin beklediði þeyleri bekliyoruz.
Bu konum, saðlýklý bir
konum deðildir. Bu konum,
þizofrenik bir konumdur.
Bu konum, paranoya derecesine varan bir sorumsuzluðun ve çeliþkinin ifadesidir.
Öyleyse kendimizi, kendimizin olan kimliðimizle
yeniden tarif etmeye muhtacýz. Ve bu kimliðin yüklediði evrensel projeler üretmek için çaba sarfetmeliyiz.
Rabimiz ne güzel buyurmus deðil mi; “Ey iman
edenler! iman ediniz...”
(Ayet)
30. sayi sayfalar
30.04.2009
6
17:39 Uhr
Seite 6
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
Aralýk-Dezember 2008 Zi`l Hicce 1429
IGMG Eðitim Baþkanlýðý Baþarýlý Bir Ana Sýnýfý Eðitmenleri Hizmet Ýçi Eðitim Programý ile
IGMG Eðitim Çalýþmalarýna
Kalite ve Hýz Katmaya Devam Ediyor
IGMG Eðitim Baþkanlýðýnýn projesi olan Ana Sýnýfý Çalýþmalarý 30 bölgede, 115 adet
açýlmak üzere planlanmýþ ve þu ana kadar 21 Bölgede, 76 þubede olmak üzere ana sýnýfý
çalýþmalarý hizmetlerine devam etmekte olan Ana Sýnýfý eðitmenlerin ve çalýþmalarýn
kalitesini artýrmak üzere IGMG Genel Merkezinde 178 Ana Sýnýfý Eðitmenlerin ve 30 Bölge
Eðitim Baþkanlarýn katýlýmý ile baþarýlý bir programa daha imzasýný attý.
1-22 Nisan 2007 tarihlerinde Ana Sýnýfý Projesine
start vererek programýn ilkini baþlatan ve Mayýs-Haziran
2008 aylarýnda 11 Bölgenin 47
Ana Sýnýfýný ziyaret eden Eðitim Baþkanlýðý, geçtiðimiz haftasonu 08-09 Kasým 2008’de uzman seminercilerin davet edildiði 2 günlük eðitim programýný gerçekleþtirdi.
2 gün devam eden okul öncesi çocuk eðitimi programý,
Ana Sýnýflarýn ziyaretleri esnasýnda Eðitmenlerin dilek ve temennilerden ve tespit edilen ihtiyaçlar doðrultusunda düzenlendi.
Cumartesi günü program,
IGMG FM Çocuk Programcýsý
ve Ana Sýnýfý Komisyon üyesi
sunucu Züleyha Bozkurt’un
programý yönetmesi ile baþladý.
Açýlýþ konuþmasýný Eðitimden
Sorumlu Genel Baþkan Yardýmcýsý Mehmet Gedik yaptýktan
sonra Ana Sýnýfý Proje Sorumlusu Cemile Þen “Genel Merkez
2005-2008 Yýllarý Ana Sýnýfý çalýþmalarýný” Ana Sýnýfý Komisyon arkadaþlarýnýn yardýmý ile
komisyon üyesi olan deneyimli
Anne-Ana Sýnýfý Eðitmeni Kader Güneþtepe’ye, Anaokul Öðretmeni Emine Arslan Bilgin’e,
Anaokul Öðretmeni - Eðitimci
Fatime Coþkun’a, Dipl. Sosyal
Pedagog Meryem Þükün’e,
Anaokul Öðretmeni - Eðitimci
Zehra
Sütçü
Özdamar’a,
igmg.fm Çocuk Programý Yapýmcýsý Züleyha Bozkurt’a, Ýlahiyatçý Fatima Kutlucan’a ve
edebiyatçý Sündüs Aslan’a katýlýmcýlarýn huzurunda teþekkür
ederek sunumuna devam etti.
Ana Sýnýfý Müfredatýn önemini anlatýrken, müfredatý Bölgelerden gelen raporlar doðrultusunda nasýl geliþtirdiklerini
anlattý. Müfredata en çok katkýda bulunan Ana Sýnýfýna katkýda bulunmak üzere 300 deðerinde Hadiye Kitap ve anasýnýf
malzemeleri Paketi Rhein Saar
Bölgesi Walldorf Ana Sýnýfýna
takdim edildi. Müfredatýn de-
2
vam geliþmesi ve bir çok Ana
Sýnýflarýna okul öncesi kitaplarýn ulaþmasý için Ana Sýnýfý
Eðitmenlerine hediye paketini
vermeye 20.12.2008 tarihine kadar yeni bir fýrsat verildiði Ana
Sýnýfý Proje Sorumlusu Cemile
Þen tarafýndan açýklandý.
TR’den deneyimli ve baþarýlý Eðitimci ve Anaokul Müdiresi Ayþenur Çelik haným “3-7
yaþ arasý çocuklar nasýl öðrenir?
„Rahle dersinden oyun hamuruna..“ “Etkili ve kalýcý eðitim
yöntemleri ve metodlarý” semineri ile katýlýmcýlarýmýza pedagojik ve didaktik metodlarýn
önemini vurguladý.
“Veliler ile irtibatlý çalýþmanýn önemi” ni Hamburg’dan
Ana Sýnýfý Sorumlusu ve Eðitmeni Kader Güneþtepe haným
sunmuþtur. Çocuklar üzerinden Velilerin eðitimdeki katkýsý
Ana Sýnýfý Eðitmenlerin önemli
çalýþmalarý ve vazifeleri arasýnda olduðunu bizzat Ana Sýnýfý
müfredatýný uyguladýðý örnekler ile gösterdi.
Berlin, Hamburg ve
Bavyera Bölgelerinden
örnek Ana Sýnýfý
Çalýþmalarý sunuldu
Sabit Sýnýf Örneði ile Eðitmenlerimizden Yasemin Baþkaya ve Ümran Dündar Ana Sýnýfý, çalýþmalarýna nasýl baþladýklarýný, hangi problemler ile karþýlaþtýklarýný, bunlarý nasýl çözdüklerini ve þu an yakaladýklarý
baþarýlý çalýþmalarýndan fotoðraflý örnekler sundular.
Mekaný olmayan Cemiyetlerimiz için Ana Sýnýfý çalýþmasýnýn bir Portatif Sýnýf Örneði ile
gerçekleþtirilebileðini ise Hamburg Bölgesinden Harburg Cemiyeti Ana Sýnýfý Eðitmeni Seyhan Gülger haným bir portatif
Ana Sýnýfýn pozitif ve negatif
yönlerini anlattý. Bu örnekler
sonrasý katýlýmcýlar kendi yaþadýklarý sýkýntýlarýný, dilek ve temennileirni dile getirdiler.
Programý izleyen Bölge Eðitim
Baþkanlarý ise cevapladýlar.
Pazar günü ise gündem,
multimedya çaðýnda yaþayan
miniklerimize “Çocuklara kitabý sevdirme ve okuma alýþkanlýðý kazandýrma” isimli semineri
TR’den Çanta Kitaplarýn Çocuk
Kitabý Yazarý - Sevde Sevan
Usak haným hangi yaþta hangi
kitabý nasýl okutulacaðýný örnekler ile sundu.
Yine Eðitmenlerin çok istekte bulunduðu Parmak Oyunlarý
kitaplarý ihtiyaçlarýna Hamburg’dan Ana Sýnýfý Eðitmeni
Sosyal Pedagog Seyhan Dülger
haným “Müfredat konularýna
uygun “Halka ve Parmak
Oyunlarýn” nasýl hazýrlanýlabileceðini katýlýmcýlarla uygulayarak sundu ve çocuklarýn psikolojik geliþiminde oyunun
önemini anlattý.
Ýki günlük seminerde verilen tüm bilgi ve metodlar ile örnek ve baþarýlý bir Ana Sýnýfý
Eðitmeni ancak kendi ve çocuðun manevi eðitimine hassasiyet göstererek olunacaðý ve bunu nasýl saðlayabileceðini
„Eðitmen, Çocuk ve Maneviyat
üçlüsü“ konulu seminerinde yine TR’den Eðitimci ve Anaokul
Müdiresi Ayþenur Çelik haným
önemini vurguladý.
Ana Sýnýfý Hizmet Ýçi Eðitim
Programýna katýlan Bölge Eðitim Baþkanlarý ve Anasýnýf Eðitmenleri, dilek temenni bölümüne IGMG Eðitim Baþkaný Mehmet Gedik’in Kapanýþ ve Deðerlendirme Konuþmasý ile eðitim hizmetlerimizi ayný heyecan ve duygu ile arttýrarak devam ettirmek üzere noktaladý.
IGMG Eðitim Baþkanlýðý
Anasýnýflarý proje sorumlusu
Cemile Þen haným, Anasýnýflarýnýn oluþturulmasý ile ilgili þu
bilgileri verdi:
Neden Ana Sýnýfý?
Anaokullarý, çocuðun aile
içindeki eksik kalan eðitimini
tamamlayýp, kimlik sorununu
çözmeyi hedeflemektedir.
Eðitim Sistemi
Ana Sýnýfý Müfredatý, IGMG
Eðitim sisteminin temelini oluþturan önemli bir parçasýdýr. Temel Bilgiler-1 Eðitim Müfredatýný tamamlayan bir ön hazýrlýk
çalýþmasýdýr. Ýlk Temel Dini Bilgiler; 3-7 yaþ arasý çocuklara
“Ana Sýnýfý”nda verilmektedir.
Ana Sýnýfý çalýþmasý ile Temel
Eðitim Müfredatý derslerinin
kolaylaþtýrýlmasý ve derslerin
kalitesinin artýrýlmasý da hedeflenmektedir.
Hedefler
Orta Seviye 8-16 yaþ grubu
gençlere yönelik hazýrlanan Temel eðitim müfredatý derslerinin daha iyi anlaþýlmasý ve kavranmasýný kolaylaþtýrmak
3-7 yaþ grubu çocuklarýmýza
Ýslamî temel dini bilgileri pedagojik ve didaktik metodlar dahilinde seviyelerine uygun vermek.
Görgü ve nezaket çerçevesi
içinde ailesine, çevresine ve bulunduklarý topluma uyum saðlayabilen, inancý ve kiþiliði saðlam baþarýlý kendi kimliðine sahip çýkan bir nesil yetiþtirmek.
Ne zaman baþladý ve kimler
takip ediyor?
Ana Sýnýfý çalýþmalarý IGMG
Eðitim Baþkanlýðýnýn 3. Avrupa
Eðitim Þurasýnýn ardýndan bir
karar gereði Haziran 2005 tarihinde Ana Sýnýfý komisyonun
kurulmasý ile baþlatýlmýþtýr. Ha-
haber
ziran 2005- Mayýs 2008 tarihleri
arasýnda yapýlan yoðun toplantýlarýn yanýsýra 12 Komisyon
Toplantýsý gerçekleþtirlmiþtir.
Toplantýlarýn haricinde çalýþma
guruplarý, Eðitmenlerin Hizmet
Ýçi Eðitim Programlarý bölgelerde Ana Sýnýfý ziyaretleri yapýlmaktadýr.
Ana Sýnýfý Komisyonunda,
eðitmen, pedagog, edebiyatçý,
ilahiyatçý ve çocuk eðitiminde
tecrübeli 10 bayan ve 5 çizimci
bay ve bayan arkadaþlar birlikte hizmetleri sunmaktadýrlar.
Müfredat
Ana Sýnýfý Müfredatý, Temel
Bilgiler-1 ders kitabý çalýþmalarýnýn temelini oluþturmaktadýr.
Müfredatta bulunmasý uygun
görülen Miniklere Ýlk Temel Dini Bilgiler:
Ýtikat:
Allah’a Ýman, Kainatýn Yaratýlýþý,Ýnsanýn Yaratýlýþý, Hayvanlarýn Yaratýlýþý, Meleklere
Ýman, Kitaplara Ýman, Ahirete
Ýman.
Kur`an-ý Kerim:
Elif Be, Ezber: Dualar + Sureler.
Ahlak:
Tanýþmak- Selamlaþmak,
Görgü Nezaket Kurallarý - Saygý ve Temizlik, Ahlak kurallarý Arkadaþlýk-Dürüstlük- Paylaþmak ve Teþekkür
Ýbadet:
Kelime-i Þehadet getiriyorum, Abdest alýyorum + Namaz
kýlýyorum, Ramazan’da Oruç
tutuyorum + Zekat veriyorum,
Hacca gidiyorum + Kurban baðýþlýyorum
Peygamberlerin Hayatý:
Güzel Öðretmenler Peygamberler, Caným Peygamberim – Hz. Muhammed (sav)
Bayramlar – Özel Günler:
Ramazan ve Kurban Bayramlarý, Kandiller, Doðum Günü, Yaþadýklarý toplumun dini
günleri hakkýnda bilgilendirme
Müfredata ek çalýþma
materyalleri:
Arkadaþ Arayan Elif Resimli Hikaye Kitabý + Elifbe Posteri,
Elif Be Boyamalý Çalýþma kitaplarý,
Elif Be Memoy Oyunu,
Hilal’in Ramazan Anýlarý
Resimli Hikaye Kitabý,
Ahmet’in Kurban Bayramý
Sevinci Resimli Hikaye Kitabý
Çocuk Þarkýlarý Albümü
Eðitici Poster: Abdest Posteri, Hz.Muhammed’in (sav) Peygamberimizin Hayatý
30. sayi sayfalar
30.04.2009
dosya
ilmem sizin de dikkatinizi çekti mi;
“Soðuk Savaþ” dönemindeki sað ve sol yelpaze
ideolojilerinin cazibesini
kaybetmesinden hemen
sonra din eksenli hareketler kristalleþmeye baþladý.
Özellikle ülkemizde sýrtýný
dine dayayan ve sýrtýný dine çeviren siyasî kutuplaþma daha canlý ve dinamik.
Baþka bir ifadeyle; dinden
yana ve dinin karþýsýnda
olmak; her iki tarafa da siyaseten kazandýrýyor.
Ýster ülkemizde, ister
dünyanýn deðiþik yerlerinde olsun, din karþýtlarý hep
dindar üzerinden dini eleþtiri yaðmuruna tutuyor.
Düþüncesini ve günlük yaþantýsýný becerebildiði kadarýyla dine göre tanzim
edenler de, bunu hareketleri ve görüntüleriyle ortaya koymaya çalýþýyorlar. Ýþte tam da bu noktada dindar, her iki tarafýn eleþtiri
oklarýnýn hedefi olur: Dine
karþý olanlar ve dindarýn
dindarlýðýna itirazý olanlar...
Her devri bir öncekinden farklý kýlan þey, toplum
hayatýndaki deðiþim yani
farklýlaþmadýr. Dünyanýn
bazý yerlerinde hâlâ mekanik çaðdan makina çaðýna
geçememiþ
toplumlar
mevcuttur. Oralarda zaman sanki durmuþtur.
Yüzyýllardan beri hep ayný
hayat tarzý devamedegelmiþtir. Buna karþýlýk geliþmiþ ve geliþmekte olan,
hatta birçok üçüncü dünya
ülkesinde bile küreselleþmenin de tesiriyle toplum
hýzlýca deðiþiyor. Her deðiþim beraberinde taraftarý
ve karþýtlarýný da kendisi
doðurur. Türk toplumu da
bu deðiþimi en þiddetli biçimde hisseden milletlerden birisidir. Bu kültürel
türbülansýn sebebini biraz
da Cumhuriyetin ilk yýllarýnda aramak gerekir. Asýrlarca aþinasý olduðumuz
hayat tarzý, kültürel deðerlerde neredeyse bugünden
sabaha Batý’dan yana bir
deðiþiklik sözkonusu olunca, alabora oldu. Son bin
yýlýmýzýn filminin þeridi
koptu! Millet olarak tarihi
akýþýmýzdaki bu kopukluðun meydana getirdiði
sosyal ve kültürel sarsýntý,
aradan seksen yýl geçmesine raðmen bugün itibariyle
asýl þimdi “yan tesir”ini
B
17:39 Uhr
Seite 7
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
Aralýk-Dezember 2008 Zi`l Hicce 1429
Dindarlýðýna Ýtirazým Var
göstermeðe baþladý.
Bastýrýlan
duygular,
susturulan sesler, prangaya vurulan beþerî ve
fikrî özgürlüklerin ve
yerinden sökülen deðerlerin kavgasý asýl
þimdilerde verilmeye
baþlandý.
Dayatýlan, dikte ettirilen birçok tarifler,
normlar ve þablonlarýn
yeniden çerçevesi çiziliyor, tarifi yapýlýyor.
Bunlardan en önemlililerinin baþýnda ise, din
ile ilgili herþey gelir:
Dinin fert ve millet hayatýndaki yeri.... Ne kadar
ve nasýl bir dindarlýk bahsi
ise, hem milliyetçi-muhafazakâr kesimin kendi içinde hem de laik-seküler kesimde çokca tartýþýlan bir
konudur.
Batý’nýn kazandýðý birçok erdemlere henüz ulaþamadýðýmýz gibi, onlarýn
kaybettikleri ve ulaþamadýklarý birçok erdemleri de
çok þükür henüz biz muhafaza ediyoruz ve daha kaybetmedik. Özellikle Ýslâmî
deðerlerin deforma olmadýðý; çarpýtýlmadýðý ve saptýrýlmadýðý kesimler veya
toplumlarda erdemlerin
erozyonu asgari düzeydedir. Dini deðerlerin belirleyiciliði mevzubahis olan
kesimin bir baþka adý, dindar kitledir. Ülkemizde
muhafazakâr kesimin, toplum hayatýnýn her sahasýnda varlýðýný hissetirmesi,
yeni tartýþmalarý da beraberinde getirdi. Konuya giriþimizde de ifade ettiðimiz gibi, dindarlar hem
kendi içlerinden hem de
karþý cepheden haklý ve
haksýz eleþtirlere maruz
kalmaktadýrlar.
Dindarlýðýn tarifi
Dindar müslümanla ayný dine mensup olmaktan
dolayý dindarlýðýnýn biçimi
ve kalitesine olan itirazýma
baþlamadan önce, Diyanet
Ýþleri Baþkaný Prof. Ali Bardakoðlu’nu kendime hem
referans almak hem de
kendime (muhtemel hücumlara karþý) siper edinmek istiyorum. “Ahlakî
deðerlere ulaþmayan, ahlakî deðerleri gerçekleþtirmeyen bir dindarlýk, olgunlaþmayan bir dindar-
Mahmut AÞKAR
lýktýr. Biz ahlakýn içerisine
ayný zamanda kültürü, sanatý, estetiði, mimariyi de
katýyoruz. Çünkü yalýn
dindarlýk deðil, medenileþmiþ, süzülmüþ, geliþtirilmiþ ve sanatla estetikle,
mimariyle, edebiyatla, musiki ile zengin bir hâl almýþ
dindarlýk, 21’nci Yüzyýl’ýn
ihtiyacý olan dindarlýktýr”.
Diyanet Ýþleri Baþkaný’nýn,
Erzincan’da yaptýðý bir konuþmasýnda dindarlýða getirdiði bu güzel tarif 2008
yýlý itibariyle medyamýzda
geniþ bir yanký buldu.
Mimarisi, sanatý, edebiyatý ve hayata dair bütün
güzellikleriyle bin yaþýný
aþkýn dindarlýðýmýz ani bir
kesintiye maruz kalýnca,
henüz yüz yaþýný bile tamamlayamamýþ bugünkü
dindarlýk zuhur etti. Hele
hele bu seksen senelik yeni
dönemde dinî hayatýn son
derece kýsýtlý olmasýndan
baþka, elit kesimimin, din
bilgisi de sýnrlý ve kýsýtlý
olan halk yýðýnlarýna dini
terketmesi, tamamý olmasa
da, büyük kesimi için geçerli olabilecek, ‘sonradan
görmüþ dindarlýk’ tanýmýna haklýlýk kazandýrdý. Din
sadece belli ibadetlerle sýnýrlý olmadýðýna göre, dindarlýðýn kapsama alaný da
hayata dair heryerde ve
herþeyde vardýr ve olmalýdýr da...
Oturmuþ, belli bir kývama gelmiþ dindarlýkla,
ham ve çið dindarlýk arasýndaki bariz fark; ancak
tarihin derinliklerinden
günümüze kadar gelen
kültürel birikime sahip olmak veya olmamakla izah
edilebilir.
Bilindiði gibi TürkÝslâm tarihinde tasavvufun ve Ahmet Yesevi, Yunus, Mevlana,
Hacý Betkaþi Veli, Hacý
Bayram Veli, Ahi Evran
gibi büyük mutasavvuflarýn çok önemli bir
yeri vardýr. Bu kaynaklardan beslenen ve günümüze kadar varlýðýný devam ettiren tarikatlarý hemen hemen
herkes bilir. Gerçi günümüzün tarikatlarýnda Mevlanalar, Yunuslar aramýyoruz ama bin
yýllýk bu birikimli geleneðin günümüz þartlarýna
uygun, hakkýný veren ve
bu çizgiyi hakkýyla temsil
edebilenleri gözümüz arýyor. Tarikatlara yakýnlýðýmýz veya uzaklýðýmýzdan
baðýmsýz olarak, bazen bu
evsafta tarikat ehline rastladýðýmýzda; fikri, zikri ve
ameliyle bütünleþmiþ böylesi insanlara saygý ve muhabbetle yaklaþýrýz. Bazen
de, iki günlük sýð (tarikat
ve din) bilgisinden, her
türlü dinî estetik ve insanî
zerafet uzaklýðýndan ve dýþa yansýmýþ kaba görüntüsünden dolayý, sonradan
görme tarikatçýlardan uzak
durmak için özel bir gayret
sarfederiz. Ýtirazýmýz, tarikate deðil, tarikatçýnýn
böylesinedir...
Bizim Ýslâmofobiciler
Gerçi, “Namazda gözü
olmayanýn ezanda kulaðý
olmaz”mýþ ama ne gözü
namazda ve ne de kulaðý
ezanda olanlarýn pür dikkat bakýþlarý dindarlarýn
üzerinde: Ülkemizdeki siyasî/ideolojik gerilim artýk
eskisi gibi sað-sol kutuplaþmasý deðil, muhafazakâr-laik çatýþmasý olarak tezahür etmektedir. Laikliði ideoloji olarak algýlayan veya demode olmuþ
ideolojisinin yerine koyanlarýn, hacýnýn namazýna,
hocanýn niyazýna, genç kadýnýn baþörtüsüne müdahele etmesi ile dinî hassasiyetleri olanlarýn müdahelesi, ak ile kara arasýndaki
fark gibidir. Çocukluðunda
Kur`an kurslarýna gönderilmiþ olmanýn dýþýnda camiye ayak basmamýþ, hayatý boyunca dindar insanlarla yakýndan tanýþmamýþ
7
ve Ýslâmiyet hakkýndaki
bilgisi ilkokul düzeyinde
olan bir aydýnýmýzla iyi konuþuyoruz ama anlaþamýyoruz. Asýl çatýþmamýz
dinî konularda olur. Bu ne
biçim müslümanlýk diyerek eleþtiriye baþlar ve neticede onun için en iyi
müslümanýn, dinin hiçbir
farzýný ve sünnetini yerine
getirmeyen müslüman olmasý kanaatinde olduðuna
ben de kanaat getiriyorum
ve ‘Ýslâmofobi’ye düçar olmuþ yerli ve ulusalcý arkadaþýmla bir daha da böylesi konularý konuþmamak
üzere noktayý koyuyorum.
Bizim aydýnýmýzýn hobileri kadar fobileri de hep
ithal malý olduðu için, millî
Ýslâmofobicimize noktayý
koyduðumuz yerden, bu
sefer milletlerarasý sahada
Ýslâmofobiliðe karþý mucadeleyi baþlatmak kaçýnýlmaz oluyor. Özellikle Avrupa’da yaþayanlar bilirler
ki, sokaktaki müslüman
göçmenin görüntüsü ve bir
de Batý medyasýna yansýtýlma biçimi, müslüman
aleyhtarlýðýna malzeme
teþkil eder.
Dindarlýðýn alâmeti
Müslüman, Batý medeniyetine karþý çýkarsa “Gerici’, Batý dünyasýyla diyaloða
girerse
“Ilýmlý
Ýslâmcý”, iþgalcilere karþý
ülkesini savunursa “Radikal Ýslâmcý”, iþ-güç sahibi
olursa “Makyevelist”, fakir
olursa “Aç Müslüman”, kýzýný okutmazsa “Kadýn
Düþmaný”, baþörtülü kýz
þayet okursa... ülkemizde
olduðu gibi bir parça bez
yüzünden bu sefer de baþörtülünün üniversite kapýsýna dayanmasýna dayanamazlar ve kýyametler
kopar.
Türkiye’nin siyaseten
saðcýsý, solcusu ve siyaseten Ýslâmcýsý, dindarý malzeme olarak kullanýrlar.
Bunun tamamiyle önüne
geçmek mümkün deðil
ama siyasî cambazlarýn eline yeterince malzemeyi veren de dindar geçinenlerdir. Bir daha altýný çizerek
acý bir itirafta bulunmak
gerekirse; Batý kamuoyu
nezdinde
müslümanýn
menfî intiba býrakmasýnýn
en büyük müsebbibi yine
(dindar) müslümanýn ta
kendisidir! Bunu söylerken, dünyayý sevk ve idare
eden güçlerin asla düþ-
30. sayi sayfalar
30.04.2009
8
mansýz olamayacaðýný ve
“Demir Perde”nin çökmesinden sonra komünizmin
yerine Ýslâm’ý baþdüþman
ilân ettiklerini ve bilâhare
bunun gereðini yapmak
için kollarý sývadýklarýný
gözardý etmiyoruz.
“Meyve veren aðaca taþ
atan çok olur” gerçeðinden
hareketle, müslüman üzerinden Ýslâmiyet’e saldýrýyý
bu çerçevede deðerlendiriyoruz. Atýlan taþlarla meyve düþürmekten çok baðcýyý taþlamak gayesi güdüldüðünü de, taþlayanlarýn
artniyetli hâllerinden anlýyoruz.
Ýþte böylesi bir ortamda,
beni taþlayanlara ha bire
malzeme veren dindarlýða
itirazým var. Seninle ayný
dine mensup olmaktan doðan bu itiraz hakkýmý, istersen buna ikaz veya uyarý da diyebilirsin, gerektiðinde yakana yapýþarak da
kullanacaðýmý bilmelisin.
Sana acýdýðýmdan ve bu
dünyadaki müslümanlarýn
daha fazla töhmet ve zan
altýnda
býrakýlmalarýna
gönlüm razý olmadýðýndan
meseleyi buradayken halletmek, Huzur-u Ýlâhî’ye
taþýmamak niyetindeyim.
Dindarlýðýn alâmeti nedir türünden bir soruya
mutlaka çok deðiþik cevaplar verilebilir. Ayný þekilde
dindarlýðýn tarifi için de
onlarca tanýmlama yapýlabilir. Yapýlabilecek birçok
tarifin yanýsýra biz de dindarý þöyle tarif edebiliriz:
enel Baþkan Yavuz Çelik Karahan
Baþkanlýðý’ndaki IGMG heyeti
Türkiye
Cumhuriyeti
Berlin Büyükelçiliði’ni ziyaret etti.
Büyükelçilik ziyaretinde Büyükelçi Ahmet
Acet’e, Ýslam Toplumu
Millî Görüþ’ün baþta Almanya’da olmak üzere
tüm Avrupa çapýnda ve
dünyanýn diðer bölgelerinde sunduðu hizmetler
takdim edildi. Ziyarette
aðýrlýklý olarak, Avrupa’da ve Almanya’da gerek Türkiye Cumhuriyeti
vatandaþlarý olarak, gerekse göçmenler olarak
karþýlaþýlan sorunlar ele
alýndý. Büyükelçi Ahmet
G
17:39 Uhr
Seite 8
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
Dini vecibelerini yerine getirene veya getirebilmek
için samimiyetle gayret
sarfedene dindar denir.
Her müslüman dindar deðildir ama dindarýn yaþadýðý hayat, yaþanan müslümanlýðýn aynasýdýr.. Nitekim günümüzde Türkiye
Müslümanlýðý bahse konu
olduðunda, dindar kesimin yaþadýðý veya yaþattýðý müslümanlýk anlaþýlýr.
Batý Avrupa Müslümanlýðý
denilince, sözkousu ülkelerdeki göçmen müslümanlarýn yaþattýðý müslümanlýk akla gelir. Müslümanýn þahsýnda Ýslâmiyet
hakkýnda düþülen not, artýk günlük hayatýn içindendir. Kimse kitaplardaki
Ýslâm’a bakmaz. Herkes
dindarýn yaþattýðý Ýslâm’ý
ölçü olarak alýr.
Görüntüde dindarlýk
Henüz daha bu konuyu
yazmaya devam ederken,
kýsa bir ara için dýþarý çýktým. Yürüdüðüm kaldýrýmda genç bir çiftin yaklaþtýðýný gördüm. Kýyafetlerinden Arap kökenli müslüman olduklarý belliydi.
Genç kadýn baþýndan topuklarýna kadar kapalýydý.
Elindeki çantasý dikkatimi
çekti. O güzelim deri çantayý elinde sallayarak yürümesi bana, mahalle bakkalýndan çýkan çocuklarýn
ellerindeki naylon poþetleri sallayarak yürümelerini
hatýrlattý. Aslýnda ince
uzun boylu olan genç
adam, buruþuk ve ayaðýn-
hayat
Aralýk-Dezember 2008 Zi`l Hicce 1429
daki beyaz çoraplarý yürüdükçe görünecek kadar kýsa pantolonu, seyrek ve kývýrcýk sakalýyla genel görüntüsü, iticiydi! Almanya’nýn herhangi bir þehrinin kaldýrýmlarýnda yürüyen bunlar, kenardan bakanlar için tipik “Dindar
Müslüman”lardý.
Bir zamanlarýn filinta
gibi, kaytan býyýklý Anadolu delikanlýlarýný aradan
onyýllar geçtikten sonra Almanya sokaklarýnda baþlarýnda yünörgü desenli takkeleri, dizleri torbalanmýþ
ütüsüz pantolonlarýyla aksakallý bedbinleri gördükçe, zerafet sahibi Osmanlý’nýn torunlarýna bakýn, diyesi geliyor insanýn içinden. Yanýndaki hanýmý o
kadar geliþigüzel, hertürlü
estetikten ve göz zevkinden uzak bir tesettüre girmiþ ki, sana bunu layýk görenlerin elleri kýrýlsýn, diye
beddua etmek geliyor içinizden. Allah’tan imdadýnýza oradan geçmekte olan
bir baþka tesettürlü yetiþiyor: O kadar uyumlu ve
zarif bir görüntüsü var ki,
yanýndan geçen Avrupalý
kadýnlar bile imrenerek bakýyor ve sanki; kadýna bu iç
ve dýþ güzelliðini kazandýran dinden olmak isteriz,
der gibi oluyorlar.
Müslümanýn yaþadýðý
þehirlerin kaldýrýmlarý, kültürümüzdeki hanýmefendiliði ve beyefendiliði en
çok hak eden, o sýfata layýk
dindarlarýmýza hasret...
Yanlýþ dindarlýk
Ev ve cami gibi kapalý
mekânlarda yapýlan ibadetiniz sizi ilgilendirir. Dýþarýdaki her adýmýnýz, sözünüz, oturuþ, duruþ biçiminiz, hatta yemek yeme
usûlünüz ise beni yakýndan ilgilendirir. Madem
Ýslâm sevgi ve barýþ dinidir; o hâlde özellikle dindar müslüman, sevdirmeli
ve sevimli olmalýdýr. Þayet
bilerek ve bilmeyerek, sakallý olmak gibi, baþörtü
baðlamak gibi bazý görüntüleriniz etrafta dinî simge
olarak algýlanýyorsa; otobüste, parkta ve çay bahçesindeki her davranýþ biçiminiz; çevreyle olan insanî
münasebetleriniz, tabiata
(çevre kirliliðine) karþý ilgi
dereceniz, sadece saðýnýz
ve solunuzdaki melekler
tarafýndan kayýt altýna alýnmakla kalmýyor; þu fani
dünyanýn insanlarý da sizin her hareketinizi gözetliyor ve hafýzasýnda biryerlere not ediyor. Çünkü siz
hem görüntünüz, hem de
söyleminizle; “Ben dindar
bir müslümaným” diyor
veya öylesi bir intiba uyandýrýyorsanýz, artýk bundan
sonra siz sýradan bir müslüman olmaktan çýkarýlarak, “Yaþayan Ýslâm” statüsünde deðerlendirilirsiniz.
Bizim kültür coðrafyamýzda; “Yanlýþ hesap Baðdat’tan geri döner” ve yanlýþ dindarlýk da bumerang
gibi döner gelir “dindar”ýn
kendisine çarpar. Bu çarp-
IGMG Heyeti Berlin
Büyükelçiliði’ni ziyaret etti
dosya
maya ilahi bir ceza da diyebilirsiniz, hesap-kitapsýz, belki de desteksiz atýþtan mütevellit bir çarpma
da... Bu millet kadar bu
ümmet de tarih boyunca
hep yanlýþ dindarlar yüzünden binbir musibetlere
maruz kaldý lâkin ne musibetten ne de nasihattan ibret almadý. Çünkü onun
yakasýný silkeleyen olmadý.
Allah’ýn bize havale ettiðini biz de; seni Allah’a havale ediyorum, deyip iþin
içinden sýyrýldýðýmýzý zannettik.
Haddini bilmeyen bir
dindarlýk, dini ve dindarý
sevimsizleþtirir, cehaleti,
hurafeyi körükler, ilmi ve
alimi önemsemez. Her konuþmasýnýn baþýnda, bu
din “Oku!” emriyle baþlamýþtýr diyenlerin bütün hayatlarý boyunca kaç kitap
okuduklarýný bilmek benim de hakkým...
Dindarlar birbirine ayna olsaydý, din adýna bu
kadar suistimaller, yanlýþlýklar, cehaletlikler olmazdý. Cansýza ruh vermek Allah’a mahsustur fakat biz
bir zamanlar taþlara ruh
güzelliðimizi nakþetmedik
mi?... Þu dindar müsveddesine bak; sanki yontulmamýþ bir taþ! Ben de
okur-yazarým... Bana kitaptan deðil, kendinden
oku! Günde kýrk kere “Siratil Müstakim” diyormuþsun ya, þimdi de bir kere
“Siratil Müstakim”de olduðunu görelim!
Acet, göçmen kuruluþlarýn çalýþmalarýndan duyduðu memnuniyeti dile
getirerek, bu kuruluþlarýn vermiþ olduðu hizmetleri takdir ettiklerini
belirtti.
IGMG Genel Baþkaný
Yavuz Çelik Karahan ise
Büyükelçi Acet’e, Türk
vatandaþlarýnýn sorunlarýna gösterdiði yakýn ilgiden dolayý teþkilat adýna
teþekkürlerini iletti.
IGMG heyetinde, Genel Baþkan Yavuz Çelik
Karahan’ýn yaný sýra, Genel Sekreter Oðuz Üçüncü, Berlin Bölge Baþkaný
Siyami Öztürk ve Merkez Yönetim Kurulu üyesi Tahir Özdamar da yer
aldý.
30. sayi sayfalar
30.04.2009
dosya
aklaþmak, Allah’a
yakýn olmaya vesile
olan þey anlamýna
gelen “kurban” kelimesi,
dini terim olarak, Allah rýzasýný kazanmak amacý ve
ibadet niyetiyle belirli vakitte, belirli nitelikleri taþýyan hayvaný usulünce kesmek demektir.1
Yüce dinimiz insaný yaratýcýsýna yakýnlaþtýrmak,
O’na ulaþtýrmak veya Allah ile kulu arasýndaki baðý
saðlamlaþtýrmak ve benzeri maksatlarla çeþitli ibadetleri meþru kýlmýþtýr ki;
namaz, oruç, hac, zekat ve
kurban ibadeti de bunlardan bazýlarýdýr.
Bir ibadet olarak kurban insanlýk tarihi kadar
eskidir. Ýnsanlýk tarihi boyunca hemen bütün ilahi
dinlerde kurban kesmek,
insaný Allah’a manen yaklaþtýran bir ibadet sayýlmýþtýr. Kur’ân-ý Kerim’de Hz.
Ademin iki oðlunun Allah’a kurban takdim ettiklerinden haber verilmesi
(Maide 5/27), bunun yanýnda bir baþka ayette ilahi
dinlerin hepsinde kurban
hükmünün varlýðýna iþaret
edilmesi (Hac, 22/34), hayli deðiþikliðe uðramýþ þekliyle de olsa kurbandan Yahudilik ve Hýristiyanlýkta
da söz edilmesi bu ibadetin
ne kadar eskilere dayandýðýný göstermektedir.
SÖZLÜK ANLAMIYLA
KURBAN
Allah’a yaklaþma ve
yaklaþtýran þey anlamýyla
kurban kelimesi, Adem
(a.s.)ýn çocuklarýna atýf yapan þu âyette dile getirilmektedir:
“(Ey Muhammed) Onlara Adem`in iki oðlu ile ilgili haberi hakkýyla oku.
Hani her ikisi birer kurban
sunmuþlardý, birinden kabul edilmiþ, diðerinden kabul edilmemiþti (Maide,
5/27).
Ayet-i kerime, Allah’a
yaklaþmak
maksadýyla
O’na kurban ibadetinin insanlýkla birlikte baþladýðýna
iþaret
etmektedir.
Adem’in iki oðlu Habil ve
Kabil’dir. O günün uygulamasý gereði Kabil, bir
miktar deðersiz ekin, Habil
ise en iyi bir koç kurban
olarak Allah’a sunmuþlardýr. Allah, Habil’in kurbanýný kabul etmiþ, Kabil’in
kurbanýný ise kabul etmemiþtir.
Y
17:39 Uhr
Seite 9
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
Aralýk-Dezember 2008 Zi`l Hicce 1429
Kurban Ýbadeti
“(Ýbrahim), ‘Ey Rab“Kurban” kelimesibim! Bana iyilerden
nin anlamý; Allah’a ya(bir oðul) ihsan et’, dekýn olmaktýr. Ayette gedi. Biz de kendisine yuçen “kurban” kelimesi
muþak huylu bir oðul
bu anlamda kullanýlmüjdeledik. Oðlu yamýþtýr.2 Bu âyette geçen
nýnda koþacak çaða ge“kurban” bizim kurban
lince; ‘Ey oðlum!, Ben
bayramýnda kestiðimiz
seni rüyamda boðazlave Arapça’da “udhiydýðýmý görüyorum, bir
ye” olarak ifade edilen
düþün, ne dersin?’ dekurban anlamýnda dedi. (Ýsmail), ‘Babacýðildir.
ðým! Sana ne emrolu“Her ümmet için,
nuyorsa onu yap. ÝnAllah’ýn kendilerine rýþallah beni sabredenzýk olarak verdiði haylerden bulacaksýn’ devanlar üzerine ismini
Galip AKIN
di. Nihayet her ikisi de
ansýnlar diye kurban
T.C Frankfurt Baþkonsolosluðu
(Allah’ýn emrine) teskesmeyi meþru kýlDin Hizmetleri Ataþesi
lim olup. Ýbrahim de
dýk…” ( Hac, 22/34)
onu yüz üstü yere yatýAyette geçen “menAyette geçen “büdn” rýnca, ona þöyle seslendik:
sek” kelimesi, “kurban
kesmek ve kurban ibadeti, kelimesi; büyük baþ hay- “Ey Ýbrahim, rüyana gerkurban edilecek zaman ve vanlar demektir. “Þeâir” çekten sadakat gösterdin,
ibadet edilecek yer” mana- kelimesi, kurbanýn dinin þüphesiz biz iyilik yapanlarýna gelir. Bakara suresi- adetlerinden olduðunu ifa- larý böyle mükafatlandýrý4
rýz” “Þüphesiz bu apaçýk
nin 196. ayetinde geçen de eder.
BU GÜNKÜ ÞEKLÝYLE imtihandýr.” (Ýsmail’e kar“nüsük” kelimesi de kurKURBAN ÝBADETÝ
þýlýk) büyük bir kurbanlýk
ban anlamýndadýr.3
Bu günkü þekliyle dini- fidye verdik. Kendisinden
KURBAN DÝNIN
mizdeki kurban ibadeti, sonra gelenler arasýnda
BELÝRGÝN
Hz. Ýbrahim (a.s.) ile baþlar. ona güzel bir nam býraktýk.
ÖZELLÝKLERÝNDEN
Hz. Ýbrahim bir oðlu ol- Selam olsun Ýbrahim’e, ‘ÝþBÝRÝDÝR
duðu
takdirde onu Allah’a te biz iyi insanlarý böyle
Yüce Allah, her semavi
kurban
etmeyi adamýþtý. ödüllendiririz. Çünkü o
din mensuplarý için kurban
Zaman
geçip
oðullarý dün- mü’min kullarýmýzdandýr”
ibadetini meþru kýlmýþ olyaya
gelmesinden
sonra, (Saffat, 37/100-111).
duðunu þu ayette açýkça
kendisine
bu
ahdi
rüyasýnbeyan etmektedir:
Diðer bütün ibadetlerde
Kurban, Allah’ýn dini- da hatýrlatýlmýþ, Ýbrahim olduðu gibi kurbanda da
(a.s.) rüyasýný, oðlunu kur- niyet ve ihlas þarttýr.
nin niþanelerinden biridir:
ban etmesi gerektiði þekKýsaca hatýrlatalým ki
“Kurbanlýk deve ve sýlinde yorumlamýþ ve bü- “ihlas”, bir iþi, bir ibadeti
ðýrlarý da, sizin için Alyük bir imtihan karþýsýnda baþka bir þey için deðil, sýrf
lah’ýn (dininin) niþaneleolduðunu anlamýþtý. Hz Ýb- Allah rýzasý için yapmaktýr.
rinden (kurban) kýldýk. Sirahim hiç tereddüt göster- Kur’an-ý Kerimde;
zin için onlarda hayýr varmeden bu konuyu oðlu
“Onlarýn ne etleri ne de
dýr. O halde onlarý saf saf Hz. Ýsmail’e açmýþ, baba
kanlarý
Allah’a ulaþýr. Fasýralanmýþ dururken (kur- oðul büyük bir teslimiyetle
kat
O’na
sadece sizin takban edeceðinizde) üzerleri- ilâhî emri yerine getirmeye
vanýz
ulaþýr’
(Hac,22/37)
ne Allah’ýn adýný anýn. yöneldikleri sýrada, yüce
Yanlarý yere yaslandýðý va- Allah, onlarýn bu baðlýlýk- anlamýndaki âyet, bütün
kit (yani canlarý çýktýðýnda) larýna karþýlýk Hz. Ýsmail ibadetlerin temel þartý olan
onlarýn etlerinden yiyin, yerine bir koçun kurban “ihlas”a vurgu yapmaktakanaat edip istemeyene de, edileceðini Cebrail vasýta- dýr.
Sevgili Peygamberimiz
isteyene de yedirin. Böyle- sýyla kendisine bildirmiþti.
de,
bu hususu þöyle ifade
ce onlarý sizin emrinize Bu tarihî olay Kur’ân-ý Keverdik ki, þükredesiniz” rim`de þöyle haber veril- etmektedir:
“Amellerin kýymeti an(Hac, 22/36).
mektedir:
9
cak niyetlere göredir. Herkesin niyet ettiði ne ise, eline geçecek olan ancak
odur.”5
Kur’ân’da Kurban kesilmesi emredilmektedir: …
“Rabbýn için namaz kýl,
kurban kes” (Kevser,
108/2).
Bu âyetteki “venhar”
emri, “”kurban kes” anlamýna geldiði gibi, bunun
baþka anlamlara da geldiðini söyleyen bilginler bulunmaktadýr. Ayetteki emrin sadece Peygamberimize mi, bütün müslümanlara mý yönelik olduðu hususunda da farklý görüþler
ortaya konulmuþtur.
Kurban ibadetinin kesin
dayanaðý, konu ile ilgili
Peygamberinizin sözleri ve
uygulamalarýdýr. Kurban
ibadeti; hicretin ikinci yýlýnda meþru kýlýnmýþtýr.
Peygamberimiz (a.s.) bir
çok hadisinde kurban kesilmesini teþvik etmektedir:
* “Ademoðlu kurban
bayramý günü, Allah katýnda kurban kesmekten daha
sevimli bir iþ yapmaz. Þüphesiz ki kesilen kurban kýyamet günü boynuzlarý,
kýllarý ve týrnaklarý ile gelir.
Hiç þüphe yok ki kesilen
kurban, kaný yere akmadan önce Allah katýnda kabul görür. Öyleyse gönüllerinizi kurban ile hoþ ediniz.” 6
Peygamberimiz (a.s.)
Medine’de 10 yýl ikamet etmiþ ve her yýl kurban kesmiþtir:
Enes (r.a.) anlatýyor:
“Resûlullah (a.s.), yedi deveyi kurban olarak eli ile
ayakta kesti. Medine’de
ise, boynuzlu ve alacalý iki
koç kurban etti. Resûlullah
(a.s.) keserken tekbir getiriyor, besmele çekiyor ve
ayaðýný hayvanlarýn boyunlarýnýn üzerine koyuyordu”7
KURBAN KESMEKLE
YÜKÜMLÜ
OLANLAR
Kurban kesmekle akýllý,
buluða ermiþ ve nisap miktarý para veya servete sahip olan mukim8 müslümanlar
yükümlüdür.
Ýmam-Þâfiî, Ýmam Malik
ve Ýmam Ahmed b. Hanbel’e göre dinen yolcu sayýlan kimseler de kurban
kesmekle yükümlüdürler.
Kurban kesmeyi vacip
kýlan zenginliðin ölçüsü;
30. sayi sayfalar
30.04.2009
10
kiþinin aslî ihtiyaçlarýnýn
ve borcunun dýþýnda nisap
miktarý malýnýn veya parasýnýn bulunmasýdýr. Nisap
miktarlarý; beþ deve, 30 sýðýr, 40 koyun-keçi, 80.18
gram altýn veya bu deðerde para veya ticaret malý,
561 gram gümüþ ve 650 kilogram toprak mahsulüdür.
Zekat ile yükümlü olmak için nisap miktarý malýn artýcý nitelikte olmasý ve
üzerinde bir yýl geçmesi
þart olmasýna karþýlýk, kurban ibadeti ile yükümlü olmak için bu þartlar aranmaz.9
KURBAN KESMENÝN
DÝNÝ HÜKMÜ
Kurban kesmek Ýmam-ý
Azam Ebu Hanife’ye göre
vacip, Ýmam Muhammed,
Ýmam Ebu Yusuf, Ýmam Þafiî, Ýmam Malik ve Ýmam
Ahmed b. Hanbel’e göre
sünnet-i
müekkededir.*
Hükmümün vacip veya
sünnet-i müekkede olmasý,
uygulamaya bir etki yapmamaktadýr. Her iki görüþ
sahipleri de gücü yeten
kimsenin kurban kesmelerini öngörmektedir. Ýmkaný
olanlarýn kurban kesmeyi
terk etmelerine ruhsat vermemiþlerdir.*
“Kim imkaný olduðu
halde kurban kesmezse bizim mescidimize yaklaþmasýn”* anlamýndaki hadis, Ýmam-ý A’zam’ýn bu
konudaki görüþünün dayanaklarýndan biridir.
Hadisin Ebu Hanife’ye
delil oluþu þu yoruma dayanmaktadýr: “Hadiste yer
alan böylesine güçlü bir
uyarý, ancak vacip olan bir
ibadetin terki konusunda
yapýlmýþ olabilir. Kurban
vacip olmasaydý terk eden
kimse için Hz. Peygamber
böyle bir ifadeyi kullanmazdý.”
Ebu Hanife’ye göre kurbanýn vacip olduðunun diðer bir delili Peygamberimizin, kurban kesmeyi hiç
terk etmemiþ olmasýdýr.*
Ayrýca, Hz. Peygamberin Ebu Bürde’ye namazdan önce kestiði kurbanýn
yerine bir baþkasýný kesmesi gerektiðini söylemiþ olmasý da, kurbanýn vacip olduðunu gösteren bir delildir. Bu görüþü destekleyen
diðer bir delil de Hz. Peygamberin;
“Kim (bayram) namazýný kýlmadan önce kurbaný-
17:39 Uhr
Seite 10
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
ný kesmiþse, yerine bir diðerini kessin. Kurbanýný
henüz kesmemiþ olan da
Bismillah diyerek kessin”
þeklindeki sözüdür.*
Kurbanýn
müekked
sünnet olduðunu söyleyenlerin delilleri ise bu konuda Kur’ân-ý Kerim`de
açýk bir emrin bulunmamasý ve Peygamberimizin
bazý sözleridir:
“Bilinen on gün (Zilhiccenin on günü) girdiði vakit kurban kesmek isteyen
kimse, (kurban edeceði
hayvanýn bedeninden) bir
kýl almasýn bir tek týrnak
kesmesin”.*
Bu hadiste Peygamberimiz “kurban kesmek isteyen kimse” ifadesiyle kurban kesmeyi kiþinin iradesine býrakmýþtýr. Bu da kurban kesmenin vacip olmadýðýný ifade eder.
KURBAN
EDÝLEBÝLECEK
HAYVANLAR
Dinen kurban edilebilecek hayvanlar; koyun, keçi,
sýðýr, manda ve devedir.
Bunlarýn dýþýndaki hayvanlardan kurban edilebileceðine dair bir delil yoktur.* Bu itibarla, tavuk, kaz,
ördek, deve kuþu ve ceylan
gibi hayvanlarýn kurban
olarak kesilmesi geçerli olmaz.
Kurbanýn geçerliliði açýsýndan kurban edilecek
hayvanlarýn erkek veya diþi olmalarý arasýnda fark
yoktur.
Kurbanlýk hayvanlardan koyun veya keçi ancak
bir kiþi tarafýndan kurban
edilir. Bunun yanýnda sýðýr,
manda ve deve yedi kiþiye
kadar ortaklaþa kurban
edilebilir. Ortaklarýn tek
veya çift olmalarýnda da
bir sakýnca yoktur.
Ortaklarýn iþtirakiyle
kesilen kurbanlarda, ortaklarýn hepsi ibadet niyetiyle
katýlýmda bulunmalýdýrlar.
Ortaklardan biri her hangi
bir þekilde kurban niyetiyle deðil de, et alma kastýyla
kurban kesimine iþtirak
ederse, bu durumda diðerleri de niyet ettikleri kurbanlarý kesmiþ sayýlmazlar.
Koyun ve keçi cinsi
hayvanlar, bir yaþýný doldurduktan sonra kurban
edilebilir. Koyunun, altý
ayýný tamamladýðýnda, bir
yaþýný doldurmuþ, diðer
koyunlar gibi semiz ve
gösteriþli olaný da kurban
hayat
Aralýk-Dezember 2008 Zi`l Hicce 1429
edilebilir.
Sýðýr ve manda cinsinden olan hayvanlar iki yaþýný, deve ise beþ yaþýný
doldurduktan sonra kurban olarak kesilebilir.
Kurban edilecek hayvanlarýn niteliklerine gelince; kurban bir ibadet olduðu için kurbanlýk hayvanlarýn, kurban olmaya
mani kusurlarý taþýmamasý
gerekir. Bu kusurlar Peygamberimizin hadislerinde
“Topallýðý açýkça belli
olan, körlüðü açýkça belli
olan, hastalýðý açýkça belli
olan hasta ve iliði kurumuþ
derecede zayýf olan hayvanlar kurban edilmez”
þeklinde ifadesini bulmuþtur.*
Diðer taraftan kurban
edilecek hayvanýn, saðlýklý,
azalarý tamam ve besili olmasý, ibadetin gaye ve mahiyetine uygun olduðu gibi, saðlýk kurallarýna da
uygun düþer. Bu hadisin
ýþýðý altýnda, kurbanlýk
hayvanýn kurban olmasýna
mani kusurlarý þöyle ifade
edebiliriz.
a) Ýki veya bir gözü kör,
b)Aþýrý derecede zayýf,
c) Yürüyemeyecek derecede kötürüm ve topal,
d) Kulaðýnýn ve kuyruðunun üçte birden fazlasý
kopmuþ
e) Diþlerinin yarýdan
fazlasý dökülmüþ
f) Doðuþtan kulaðý olmayan,
g) Koyun ve keçide bir,
sýðýrda iki memesi kurumuþ,
h) Aðýr hasta olan hayvanlarý kurban etmek caiz
olmaz.
Bu itibarla kurbanlýk satýn alýrken, kusurlu olup
olmadýðýna dikkat etmek
gerekir.
Bununla birlikte, semiz
olmasý için koyunlarýn
kuyruklarýnýn usulünce
düþürülmesi, boynuzlarýnýn ilaçla düþürülmesi ve
hayvan üretimini ve kökenini kontrol etmek için
hayvanlarýn kulaklarýna
delinerek küpe takýlmasý,
bu hayvanlarýn kurban
edilmelerine engel teþkil
etmez . Çünkü zikredilen
hayvanýn deðerini düþürmez.
KURBANIN
KESÝM ZAMANI
Kurban, bayram namazý kýlýnan yerlerde, kurban
bayramýnýn ilk üç günü
bayram namazýnýn kýlýnmasýndan sonra, üçüncü
günü akþamýna kadar olan
süre zarfýnda kesilebilir.
Bayram namazý kýlýnmayan yerlerde ise, ayný süre
içinde sabah namazý vaktinden itibaren kurbanlar
kesilebilir.
Arefe günü veya bayramýn ilk üç gününden sonra
kurban kesmek caiz olmaz.
Nitekim bir hadiste Hz.
Peygamber:
“Bu günümüzde yapacaðýmýz ilk þey bayram namazýný kýlmak, sonra (evlerimize) dönüp kurban kesmek olacaktýr. Her kim
böyle yaparsa sünnetimize
uygun iþ yapmýþ olur. Kim
(namazdan) önce kurban
keserse, o ancak ailesine
bir et sunmuþ olur. Bu kestiði kurban olmaz”* buyurmuþlardýr.
Kurbanýn rüknü, kurban edilmesi caiz olan hayvanlardan birini kesmek
olduðundan, kurbanýn bedelinin yoksullara verilmesiyle kurban kesilmiþ olmaz. Bu þekilde verilen para sadaka olur.
Dinimizde normal zamanlarda olduðu gibi, kurbanlýk hayvanýn kesiminde
de gerekli þartlara uymak
gerekir. Efdal olan kiþinin
kurbanýnýn bizzat kesmesidir. Peygamberimiz (a.s.),
kurbanlarýný bizzat kendisi
kesmiþtir.* Bir kimse kurbanýný bizzat kesemiyorsa, o
zaman ehil birine vekalet
vererek kurbanýný kestirir.
Kendisi de mümkünse orada hazýr bulunur.
Kurbaný kesen kimse,
kurbanlýk hayvana eziyet
vermemelidir. Ehil olmayan kiþiler kurban kesmemeli ve kesim esnasýnda
hayvana eziyet edilmemelidir..
Kesim esnasýnda hayvan yere yatýrýlýrken,
“Ben hakka yönelen birisi olarak yüzümü gökleri
ve yeri yaratana çevirdim,
ben Allah’a ortak koþanlardan (müþriklerden) deðilim” (En’am, 6/79).
“ Þüphesiz benim namazým, ibadetim (Kurbaným) hayatým ve ölümüm
hep alemlerin rabbý olan
Allah içindir” (En’am,
6/162) mealindeki ayetleri
okur. Kurban kesen kiþi
devamla, “Allahuekber Allahuekber, la ilahe illallahu
vallahu ekber, Allahuekber
dosya
velillahi’l-hamd” der, ara
vermeden “Bismillahi Allahuekber” diyerek kesimi
yapar.
Usulüne göre kesim iþlemi, hayvanýn yemek ve
nefes borularý ile, iki þah
damarýnýn kesilmesi ile
gerçekleþir. Hayvan henüz
ölmeden baþýný bedeninden ayýrmak ve derisini
yüzmeye baþlamak, uygun
bir davranýþ olmaz. Kurban kesildikten sonra sahibinin iki rekat namaz kýlarak þükürde bulunmasý güzel bir davranýþ olur.
Deve ve sýðýr gibi hayvanlar ortaklaþa kurban
edildiðinde, etleri ortaklar
arasýnda tahmini olarak
deðil, tartýlarak taksim edilir. Ancak, bir ailenin fertlerinin ortaklaþa kestiði kurbanýn etinin bu þekilde taksimi gerekmez. Böyle bir
kurban tamamen bir hayýr
kurumuna verilecekse etinin taksim edilmesi gerekmez.
Kur’an-ý Kerim`de kurban eti hakkýnda,
“…Ondan yeyiniz, yediriniz” buyurulmuþtur
(Hac, 22/36)
Kurban kesmenin maksatlarýndan biri de, yoksullarýn evine et girmesini temin etmektir. Bu itibarla,
kurban etinin hepsini yoksullara sadaka olarak daðýtmak veya aile efradý için
alýkoymak caiz ise de, en
uygun olaný kurban etini
üçe taksim edip, birini kurban kesemeyen kimselere
daðýtmak, bir bölümünü
akraba tanýdýk ve komþulara ikram etmek, birini de
aile için alýkoymaktýr. Þayet kurban kesen kimsenin
aile fertleri kalabalýk ve hali vakti de çok iyi deðilse,
kurban etini daðýtmadan
tamamýný çoluk çocuðu
için alýkoyabilir.
Kurban, hayatýmýzda
gerek fert, gerekse toplum
açýsýndan çeþitli yararlar
taþýyan mali ibadetlerimizden biridir. Kiþi kurban
kesmekle, Allah’ýn emirlerine uymuþ ve kulluk bilincini muhafaza ettiðini canlý
bir þekilde ortaya koymuþ
olur. Kurban toplumdaki
kardeþlik, yardýmlaþma ve
dayanýþma ruhunu canlý
tutar. Sosyal adaletin gerçekleþmesine katkýda bulunur. Zengine malýný Allah
rýzasýna uygun olarak ihtiyaç sahipleriyle paylaþma
30. sayi sayfalar
30.04.2009
dosya
alýþkanlýðý verir. Fakirin de
bu yardýmlaþma vesilesiyle, kendini içinde bulunduðu toplumun bir üyesi olma hissini yaþamasýna vesile olur. Diðer taraftan
kurban kesmekle sadece
nisap miktarý mala sahip
olan zenginlerin ve orta tabakanýn mükellef oluþu,
kesilen kurbanlarýn hastalýklý, sakat, kör ve topal olmamasýnýn istenmesi ve
kurbanýn etiyle ilgili sünnetteki tavsiyeler göstermektedir ki, dinimiz, kurban kesme emriyle ibadetlerde ihlas,sosyal sorumluluklarýn bilincinde olmak
gibi bir takým manevi, ahlaki ve sosyal maksatlara
ulaþmayý da hedeflemiþtir.
Kurban kesmekle dinimizin bir emrine uyulmakta, saðlýklý, deðerli ve
önemli bir mal Allah yolunda feda edilmekte, böylece insanlar, Allah`ýn emrine uyma ve cömert olma
alýþkanlýðýný kazanmaktadýrlar. Kurban, can da dahil olmak üzere, bir
mü’minin yeri geldiðinde
bütün varlýðýný da Allah
yolunda feda etmeye hazýr
ve muktedir olduðunun
sembolik bir göstergesidir.
Kurban kesmenin sos-
.C. Berlin Büyükelçiliði Din Hizmetleri Müþaviri ve DÝTÝB Genel Baþkaný Sadi
Arslan, Frankfurt bölgesi
Allendorf-Eder DÝTÝB Selimiye Camii ile Breidenbach DÝTÝB Mevlana Camii derneklerini ziyaret
ederek, haným kollarý ve
cemaatle biraraya geldi.
T.C. Frankfurt Baþkonsolosluðu Din Hizmetleri
Ataþesi Galip Akýn’ýn da
hazýr bulunduðu ziyaretlerde Din Hizmetleri Müþaviri ve DÝTÝB Genel
Baþkaný Sadi Arslan, her
gittiðim dernekte hanýmlarýmýzýn, derneklerimizin yönetim kurullarýna
girmesini dile getiriyorum” dedi.
Arslan konuþmasýný
þöyle tamamladý: “Nüfusumuzun yarýsýnýn haným
olduðuna göre, kadýnlarýmýzýn ayný oranda derneklerimizin yönetimlerine girerek temsil edilmelerini son derece önemsiyorum. Olumlu sonuçlarýný da almaya baþladýk.
T
17:39 Uhr
Seite 11
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
yal ve iktisadi açýdan da
bir takým faydalarý vardýr.
Kurban bayramý sebebiyle
milyonlarca hayvanýn kesildiðini ve geniþ çapta mal
varlýðýna kýyýldýðýný ileri
sürüp, kurban kesmenin
ekonomik bakýmdan sakýncalý bir davranýþ olduðunu iddia edenler olabilir.
Ancak kesilen kurbanlarýn
dinimizde ifadesini bulan
manada deðerlendirilmesi,
israftan kaçýnýlmasý, ihtiyaç sahiplerinin ve çevremizdeki insanlarýn bundan
istifade ettirilmesi, sosyal
bünyemizde insani iliþkiler
baðlamýnda faydalý neticeler ortaya çýkarmaktadýr.
Kaldý ki bir sene boyunca
zaten insanlarýn gýda ihtiyacýný karþýlamak için belirli oranda kesim yapýlmaktadýr.
Kurban ibadetimizin
yerine getirilmesiyle, besiciliðin teþvik edildiði, iþsizlere iþ sahasý açýldýðý, pazarlara bir hareket geldiði,
bu iþle uðraþan insanlarýmýzýn belirli bir kazanç elde ettiði de bir gerçektir.*
Dinimizin temizliðe ne
kadar önem verdiði bilinen
bir gerçektir. Müslümanýn
hayatýnýn her safhasýnda,
dinimizin bu prensibine
hayat
Aralýk-Dezember 2008 Zi`l Hicce 1429
riayet etmesi gerekir. Kurban kesimi ile ilgili olarak
bu prensibi tahakkuk ettirebilmek için, imkanlar
oluþturulan yerlerde, kurban kesim iþlemleri ilgililerce önceden tespit edilen
yerlerde yapýlmalýdýr. Bu
husus, kurbanlýk hayvana
ve kurban ibadetine karþý
gösterilecek bir saygýnýn
da gereðidir. Bir taraftan
kurban ibadetimizi yerine
getirirken, diðer taraftan
insanlara davranýþlarýmýzla rahatsýzlýk vermemiz
doðru bir davranýþ olmaz.
SONUÇ
Ýnsan, yaratýlýþý gereði
kendi Yaratýcýsý ile yakýnlýk
kurma ihtiyacý hisseden bir
varlýktýr. Yüce dinimizde
insanýn Yaratýcýsý ile yakýnlýk kurmasýný saðlayan sayýsýz yollar vardýr. Bütün
ilahi dinlerde yer alan ve
Allah’a yakýnlýk saðlamaya
vesile olan þey anlamýndaki kurban ibadeti de bu
yollardan biridir.
Dinimizdeki
kurban
ibadeti, yüce Allah’a karþý
engin ibadet duygusunu
bize kazandýrýr. Kurban,
fert ve toplum hayatý açýsýndan çok çeþitli iþlevi
olan mali bir ibadettir. Bu
ibadetimiz, kendisinden
hedeflenen insani ve sosyal manalar özümsenerek
ifa edilmelidir.
Olgun insan kimliðimizin oluþmasýnda ve bu
özelliðimizin devam ettirilmesinde en önemli unsur dini olgulardýr. Böylesine ulvi duygularla mücehhez bireylerin oluþturduðu toplumlar insanlýk
camiasý içinde daha uyumlu, daha paylaþýmcý ve hoþgörülü olurlar.
Hizmet bölgemiz olan
Hessen Eyaletinde bulunan, Türk ve Alman vatandaþý olan, bayramý idrak
eden deðerli kardeþlerimizin, bütün Müslümanlarýn
Kurban
Bayramlarýný
Frankfurt Baþkonsolosluðu
Din Hizmetleri Ataþesi olarak tebrik eder, içinde yaþadýðýmýz toplumda, ülkemizde, Alem-i Ýslam`da ve
bütün yeryüzü coðrafyasýnda hayýrlarýn fethine,
þerlerin def’ine vesile olmasýný niyaz eder, terörün,
savaþýn, zulmün, cehaletin
maðlup olduðu bir dünya
temenni ederim.
1-Zuhayli, Vehbe Ýslam Fýkhý
Ansiklopedisi, IV,391. Feza Yayýncýlýk, Ýstanbul, 1994. Ali Bardakoðlu, DÝA, XXVI, 435-436.
2-Taberî, Muhammed Ýbn
Cerir, Câmi’u’l-Beyân An Te’vîli
Sadi Arslan, AllendorfEder ve Breidenbach
Derneklerini Ziyaret Etti
Bazý derneklerimizin yönetim kurullarýna bayan
kardeþlerimiz girmeyi ba-
þarmýþlardýr. DÝTÝB olarak bugün itibariyle eskiye nazaran çok iyi bir
noktaya geldik. Gerek
derneklerimizin ulaþtýðý
sayýsal çokluk, gerek va-
11
Âyi’l-Kur’ân, Vl, 527. Süleyman
Ateþ, Yüce Kur’an’ýn Çaðdaþ
Tefsiri, II,510. Yeniufuklar Neþriyat, Ýstanbul, 1989.
3-Taberi,,IX,150; Ateþ, VI, 26.
4-Taberi, IX,152,160; Ateþ ,
VI, 28.
5-Buhari, Bedu’l-vahy, 1. I,
2.
6-Tirmizî, Edâhî 1.IV,83; Ýbnu Mâce, Edâhî 3. II,1045.
7-Buhârî, Hacc, 117, 2,185;
Ýbnu Mâce, Edâhi 1.II,1043.
8-Züheylî, IV,395.
9-ÝSAM Ýlmihal, II,5.
* Ýbn Rüþd, Ebu’l-Velid Muhammed b. Ahmed, Bidayetü’lMüctehid ve Nihâyetü’l-Muktesýd, I, 347, Ahmet Kamil Matbaasý, 1333, Ýstanbul. Þirbini, Hatîb
Þemsüddin Muhammed Muðni’l-Muhtac ila Marifeti Meâni’lElfazi’l-Minhac , IV,282, Mýsýr,
1958. Ýbn Kudâme, el-Makdisi,
Abdurrahman b. Muhammed.
eþ-Þerhu’l- Kebir, Xl, 94Matbaatu’l-Menar, Mýsýr, 1348.
* Kurtubi, 22/34 âyetinin tefsirinde.
* Ýbn Mace, Edahi,2. II,1044.
* Ýbn Hümâm, Muhammed
b. Abdulvâhit, Þerhu Fethu’lKadir, VIII,467. Daru Ýhyai’t-Türasi’l-Arabî, Beyrut, tarihsiz.
* Buhari, Iydeyn, 23. II,11;
Ýbn Mace, Edahi,12. II,1053.
* Müslim, Edahi, 7. II,1565.
* Zuhayli, IV,406.
* Tirmizi, Edahi, 5. IV,86.
* Buhari, Edahî,1. VI,234.
* Müslim, Hac,19. I,892.
* Süleyman Uludað, Ýslamda
Emir ve Yasaklarýn Hikmeti,
100-101. TDV Yayýnlarý, Ankara,
1988.
tandaþlarýmýza yönelik
olarak verdiðimiz hizmetin çeþitliliði bakýmýndan,
gerçekten gýpta edilecek
bir konumdayýz. Çocuklarýmýzýn eðitimleri, bizim olmazsa olmazlarýmýzdandýr. Mutlaka yavrularýmýzýn üniversitelerde okumalarý lazým. Bunun için, veliler, derneklerimiz, Din Hizmetleri
Ataþelerimiz ve cemaatimiz olarak, el ele verip,
eðitimle ilgili ne gerekiyorsa, onlarý yapmak zorundayýz” dedi.
Haným kollarýnýn bayan din görevlisi talebine
Din Hizmetleri Ataþesi
Galip Akýn, “Gönül ister
ki her derneðimizde bayan din görevlimiz olsun.
Ama bu mümkün deðil.
Belli günlerde takvimize
alýrýz burada bir program
yaparýz. Bizler sizin için
varýz” dedi.
Ziyaretler haným kollarýnýn hazýrladýðý ikramlarýn sunumu ile sona erdi.
30. sayi sayfalar
30.04.2009
17:39 Uhr
Seite 12
12
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
GMG Hacý Adaylarý, 18.
Kafilesi Nürnberg Havaalanýndan THY ile
Kutsal Beldelere Tekbirler,
Telbiyeler ve Dualar eþliðinde uðurlandý.
IGMG Kuzey Bavyera
Kafilesine kayýt yaptýran
Hacý Adaylarý, aldýklarý
eðitim
seminerlerinden
sonra, duygusal bir uðurlama proðramý ile güzel ve
Kutsal Þehir Mekke’ye uç-
Ý
ürnberg Merkez
Camiinde 65 (altmýþbeþ) Hacý adayýnýn, yaklaþýk 500 (Beþyüz) kiþilik davetlilerinin
de katýldýðý proðrama ilgi
büyüktü.
Pazar Günü öðle namazýna müteakip, Cemiyet
Ýmam Hatibi; Hüseyin
Hoca Efendi ve Öðrencisi
Fatih
Maraþlýoðlu’nun
okuduðu Kur’an-ý Kerim-
N
anover Havalimanýndan IGMG
Kuzey Ruhr kafilesi
IGMG Ruhr A´dan
ve
IGMG Bremenden de hacýlarýn
katýlýmý ile kafile
uðurlandý.
Havalimanýnda
yapýlan merasimde
bir selamlama konuþmasý
yapan
IGMG Kuzey Ruhr
Bölge Baþkaný ve Kafile Baþkaný Murat
H
hayat
Aralýk-Dezember 2008 Zi`l Hicce 1429
IGMG Kuzey Bavyera Kafilesi
de Kutsal Topraklara Uçtu
tular.
Bütün iþlemlerin tamamlanmasýndan sonra,
ÝGMG Hac Sorumlusu Emrullah Yayla, Hacý adaylarýna çeþitli bilgilendirmelerden sonra, Haclarýnýn Meb-
rur olmasýný dileyerek hacý
adaylarýnýzý selamladý.
IGMG Kuzey Bavyera
Bölge Baþkaný Bilal Demiroðlu; Kafile Baþkaný Ýhsan
Saðlam Hoca ile Grup Baþkaný Þadi Altuntaþ’ý tanýt-
týktan sonra, yaptýðý kýsa
konuþmada; ‘Henüz Hacý
adayýsýnýz. Kabul olmuþ
Haccýn karþýlýðý, ancak
Cennet ve Cemalullahtýr.
Birbirinizi üzmeyin, dolayýsýyla þeytaný sevindirme-
IGMG Kuzey Bavyera Hacý Adaylarý Eðitim
Semineri ve Hac Yemeðine katýlým yoðundu
lerle proðrama baþlandý.
Bölge hac Sorumlusu
Erol Ergün’ün Hacý adaylarýný yoklama yapýp tanýttýktan sonra, Projöktürle
perdeye yansýtarak hacý
adaylarýna, yolculuk ve
Haccýn Menasýklarý hakkýnda bilgilendirme semi-
neri verdi. Hoca Efendilerin okuduðu ilahiler ve kasideler hacý adaylarýný ve
davetlileri oldukça duygulandýrdý.
IGMG. Kuzey Bavyera
Bölge Baþkaný Bilal Demiroðlu yaptýðý konuþmada, hacý adaylarýný ve da-
vetlileri, adeta o mukaddes beldelere götürüp-getirdi. Kafile Baþkaný; Ýhsan
Saðlam Hoca ile Grup Baþkaný Þadi Altuntaþý, Hacý
adaylarýna tanýttýktan sonra, bu Hac yolculuðunda,
seven veya sevmeyen herkesin ‘Hac Milli Görüþ ile
IGMG Kuzey Ruhr Bölgesi
Hacýlarý Kutsal Topraklara
Dualarla Uðurlandý
Ýleri: “Ben de en az
sizler kadar heyecanlýyým! Rabbim
nasip etti sizlerle 4
haftalýk kutsal bir
yolculuk yapacaðýz.
Ýstanbul´dan itibaren sizlere rehberlik
yapacaðým” diyerek;
sözü IGMG Hac Sorumlusu Tahir Köksoy`a býraktý. Tahir
Köksoy: “Hacý adaylarýmýza IGMG ile
hacca gitmeyi seçtiðinizden dolayý he-
pinizden Allah razý
olsun. Evet haklýsýnýz IGMG Hac Organizesi takdir almýþtýr, biz de en iyi hizmeti sunmaya hazýrýz. Haccýnýz þimdiden mübarek olsun.
Yolunuz açýk olsun”
dedi.
IGMG Bremen
Bölge Baþkaný Zeki
Baþaran ve IGMG
Ruhr A Bölge Baþkaný Özcan Bey de birer selamlama konuþmasý yaptýlar.
IGMG Kuzey
Ruhr Bölge Hatiplerinden Mehmet Efe
Hocaefendi dualar
ederek hacý adaylarý
uðurlandý.
haber
yin. Hac Milli Görüþ ile bir
baþkadýr. Bu hac yolculuðunuzda IGMG.yi yani ‘Ýslam Toplumu Mili Görüþü’
tercih ettiðiniz için sizi tebrik ediyorum. Bize en kaliteli hizmeti sunan Teþkilatýmýzýn mensuplarýna Kalbi
Teþekkürlerimi sunuyorum. Haccýnýz Mebrur olsun’ dedi.
Hacý adaylarý dualarla
uðurlandý.
bir baþkadýr’ övgüsünü ve
sevgisini kazanan teþkilatýmýzý tercih ettiðiniz için
ayrýca sizleri tebrik ediyorum. Haccýnýz mebrur,
Sa’yiniz meþkur, dualarýnýz ve amelleriniz makbul
olsun” dedi.
Seminerlerin bitiminden sonra misafirlere ikramlarda bulunuldu.
Bayram
Tebrik
Mesajý
IGMG Kuzey Ruhr
Bölgesi ve Hayat
Gazetesi okuyucularýnýn Mübarek Kurban
Bayramlarýný tebrik
ederim.
Bayramýn Ýslam alemine ve Tüm Ýnsanlýða hayýrlar getirmesini Cenab-ý Allah`tan
niyaz ederim.
IGMG Kuzey Ruhr
Bölgesi Adýna
Bölge Baþkaný
Murat Ýleri
30. sayi sayfalar
30.04.2009
dosya
Kurban Kavramý:
Kurban sözlükte, “yaklaþmak” anlamýna gelir. Fýkýh dilinde, bu sözlük manasýna uygun olarak, “Allah’a yaklaþmak için kesilen hayvan” anlamýnda
kullanýlýr. Kur’an-ý Kerim’de “mensek”, “nüsük”
ve “zibh” kelimeleri, bazen
kurban manasýna gelmektedir. Kurban kelimesi, geniþ anlamda bütün kurban
çeþitlerini, dar anlamda ise
sadece udhiye (bayram)
kurbanýný içine alýr.
Kurbanýn Hükmü
ve Delili:
Kurban kesmek; zekât,
bayram namazlarý ve fitreyle birlikte hicretin ikinci
yýlýnda meþru kýlýnmýþtýr.
Eyyam-ý Nahir’de (kurban bayramý günlerinde)
Allah’a yaklaþmak için,
ibadet niyetiyle kesilen
özel hayvanlara Udhiye
denir. Kurban deyince, dilimizde, diðer türleri bir
yana býrakýlarak, sadece
udhiye kurbaný anlaþýlýr.
Kurbanýn Amaçlarý
ve Ýþlevleri:
Udhiye kurbaný, hayat
nimetine þükür, Allah’ýn
bu günlerde oðluna bedel
olarak koç kesme emrini
yerine getiren Ýbrahim (as)
Peygamberin mirasýný diriltmek, sýrata binit hazýrlamak, günahlarýn affý, hatalarýn yok edilmesi için kesilir.
Hac: 22/34 ayetinde,
her ümmete kurban kesmenin meþru kýlýndýðý, bunun sebebinin de Allah
adýnýn anýlmasý olduðu belirtilir. Bu da göstermektedir ki kurban, Allah’ýn hatýrlanmasý ve O’nun rýzasýnýn kazanýlmasý için emrolunmuþtur. Sayýsýz nimetlere bir þükür vesilesi ve
Allah rýzasýnýn kazanýlmasý için kurban bir fýrsattýr.
Nitekim, Kevser: 108/1-2
ayetlerinde, Kevser nimetine bir þükran olarak kurban kesilmesi istenmektedir.
Hakikatte, kesilen kurbanýn, ne eti, ne de kaný Allah’a gerekli deðildir. Allah
bu
vesileyle
sadece
mü’minlerin, takvalarýna,
takarrub (yakýnlaþma) hislerine bakmaktadýr. Nitekim bir ayette de “Kurbanlarýn ne etleri, ne de kanlarý Allah’a ulaþacaktýr. Allah’a, ancak sizin takvanýz
ulaþýr. Size olan hidayetine
17:39 Uhr
Seite 13
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
Aralýk-Dezember 2008 Zi`l Hicce 1429
Kurban ile ilgili
bilinmesi gerekenler...
karþý, Allah’ý büyük tanýmanýz içindir ki, O,
bunlarý böylece sizin
emrinize vermiþtir. Ýyilik yapanlarý müjdele.”
(Hac, 22/37) buyurularak bütün açýklýðýyla
ifade edilmiþtir.
Saffat: 37/102-109
ayetlerinde de kurban
kesmek, sýrf Allah rýzasý için emredilmiþtir.
Bu emre itaatin ödüllendirileceði de vaat
edilmiþtir. Ayrýca, Ýsmail (a.s.) Peygamberin hatýrasý bizlere ibret
Prof. Dr. Vecdi AKYÜZ
olarak býrakýlmýþ ve
böylelikle babasý Hz.
lere karþý sert ifadeler kulÝbrahim ve oðlu Hz. Ýsma- lanmaktadýr. Hicretin ikinil’in iyi bir namla anýlmasý ci yýlýndan bugüne kadar
saðlanmýþtýr.
bütün Müslümanlarýn kurHer yýl Müslümanlar ban kesmeleri, bir icma-ý
tarafýndan binlerce kurban ümmet meydana getirmiþkesilmektedir. Bu bir Müs- tir.?
lümanýn Allah’a ibadet ve
Kurbanýn Vacib Olmasý
O’nun emrine sarýlmak
1) Ýslam: Bir ibadet oliçin her þeyi feda edebile- masý dolayýsýyla kurban,
ceðinin sembolüdür.
yalnýz Müslümanlara vaKurban Yükümlüsü:
ciptir.
Kurbanýn temeli:
2) Zenginlik: Kendisine
Sebebi: Kurbanýn vacip fitre ödemek vacip olan
olmasýnýn sebebi vakittir. mükelleflerin kurban kesVakit tekrar ettikçe, yani mesi de vaciptir.
bir Müslüman þartlarýný ta3) Ýkamet: Zorluk ve sýþýdýðý halde, ömrü boyun- kýntýlarý ortadan kaldýrca kurban bayramýna ulaþ- mak için, yolculara kurban
týkça, kendisine kurban kesmek vacip deðildir; ankesmenin vacip olmasý da cak nafile olarak kesmesi
tekrar eder.
caizdir.
Rüknü: Kan akýtma,
Vakit: Kurban, eyyam-ý
kurbanýn rüknüdür. Bu se- nahir denen, kurban baybeple, kesilen kurbanýn sa- ramýnýn birinci, ikinci ve
hih olabilmesi ve etinin ye- üçüncü günlerinde vacip
nebilmesi için, kan akýtma olur: Bu günler gelmezden
olmadan herhangi bir þe- önce kurban kesmek vacip
kilde öldürülmemesi gere- deðildir. Vakit, Kurban
kir. Kan akýtmak, illeti akýl- bayramýnýn birinci günü
la anlaþýlmaz olduðundan, fecri sadýðýn doðuþuyla gibunun yerine baþkasý, me- rer ve üçüncü gün güneþin
sela aynýný ve deðerini ta- batmasýna kadar devam
sadduk, kurban yerine geç- eder. Bu vakit, namazda olmez.
duðu gibi geniþtir: Hangi
Gerekli þartlarý taþýyan- vakitte kesilir veya vakit
lara kurban kesmek vacip- sona ererse, vacip olmasý
tir. Bu, sünnet-i ayn- müek- da buna göre kesinleþir ve
artýk zimmete borç olarak
kede olarak ifade edilir.
Hz. Peygamber’in biz- geçer.
Kurban mükellefliðinin
zat kurban kestiði nakledidüþmesi
lir. Hatta bir hadiste, “Hali
1) Kurbanlýðýn Ölmesi:
vakti müsait olup da kurZengin bir kimsenin alban kesmeyen mescidimidýðý
kurban ölürse, yerine
ze yaklaþmasýn” (Ahmed
baþkasýný
almasý gerekir.
bin Hanbel, Müsned,
Fakirin aldýðý kurban
2/321) þeklinde kesmeyen-
ölürse, yerine yenisini
almak gerekmez.
2) Kurbanlýðýn
Kaybolmasý:
Zengin bir kimsenin
kaybolan ilk kurbaný
bulunduðunda, aldýðý
ilk kurbaný kestiyse
ikincisini de kesmesi
gerekmez. Fakat, ikinci
olarak aldýðýný henüz
kesmeden, birinci bulunursa, hakkýnda herhangi bir kurbaný kesmek vacip olduðundan
dilediðini keser. Ýkinci
de kesilmeden eyyam-ý
nahir geçerse ve birinci
bulunursa, daha fiyatlý olanýn farký tasadduk edilir.
Fakirin birinci kurbaný
kaybolduðunda, ikinci bir
kurban aldýysa, bunu kessin veya kesmesin, ikisini
de kesmek zorundadýr.
Ýkinciyi alýnca, ikinci bir
borç altýna girmiþ olur.
Çünkü fakirin bu borcu
adak gibidir, ikinci bir kurban gerekmez.
Kaybolan kurban yerine yenisi alýndýðý halde,
kesmeden eyyam-ý nahir
geçse ve sonra ikincisi bulunsa, hayvanlarýn her ikisi
de kesilmez; deðerli olaný
zengin sahibi tarafýndan
tasadduk edilir.
Adak kurbaný ölür veya
kaybolursa, hem zenginden, hem fakirden borç düþer, yenisini almak gerekmez.
Kabir (Ölü) Kurbaný
1) Vasiyetsiz Kesilen
Kabir Kurbaný: Ölü için
kurban kesmek caizdir. Kabir kurbanýnda da bayram
kurbanýnýn þartlarý aranýr.
Kendi arzusuyla kurban
keserek sevabýný ölüye baðýþlamak isteyen, kimse yýlýn herhangi bir gününde
kesebilir. Ancak arefe günü
kesmesi efdaldir. Zira arefe
günü kesilince fakir fukara
etleri bayramdan hemen
önce alacak ve daha fazla
sevineceklerdir. Kabir kurbanýnýn bayram günleri kesileceði görüþü de bulunmaktadýr. Bununla birlikte
bu görüþe göre kurban niyetiyle kesilecekse bayram
günleri, sadaka olarak ke-
13
silecekse arzu edilen günlerde kesilebilir. Vasiyetsiz
olarak kesilecek kabir kurbanýn etinden sahibi ve ailesi yiyebilir.
2) Vasiyet Üzerine Kesilen Kabir Kurbaný: Vefat
edenin vasiyeti üzerine
kurban kesilebilir. Ölmeden önce bir kimse kurban
kesilmesini vasiyet etse ve
ölse, mirasçýlarý tarafýndan
kesilecek kurban mutlaka
bayram günlerinde kesilmelidir. Çünkü bu durumda vasiyet edilen kurbana
kurban kelimesi kullanýlmasýndan dolayý özel vakit
þartý girmiþ olacaktýr. Vasiyet üzerine kesilen kurbandan mirasçýlar faydalanamazlar. Kurbanýn tamamýnýn tasadduk edilmesi gerekir. Ölünün vasiyeti olmadan onun parasý ve malýyla kesilen kurban da vasiyet üzerine kesilmiþ gibi
iþlem görür.
Kesimin Sahih Olmasý
Kesenle Ýlgili Þartlar:
Allah’a Yakýnlaþma: Kurbanýn sahih olmasý için kesenin niyeti, Allah’a yakýnlaþma olmalýdýr. Bunun dýþýndaki niyetlerle kesilen
hayvanlar, kurban yerine
geçmez. Niyetin, aslýnda
kalple yapýlmasý gerekir;
ancak dille de yapmak uygun olur.
b) Niyetin Kesime Bitiþik Olmasý: Namazda iftitah tekbirinde olduðu gibi,
kurban keserken de niyetin
kesme iþlemiyle birlikte olmasý gerekir; bu þart, ancak
zaruret halinde, mesela kesim baþlayýnca düþer.
c) Ortaklýðýn Doðru Olmasý: Ortaklarýn hepsi
Müslüman olmalýdýr. Koyun ve keçi, ancak bir kiþi
için kurban edilebilir. Deve
ve sýðýr, yedi kiþiye kadar
ortaklar arasýnda kurban
edilebilir. Bir kiþi, kendi
baþýna kesmek üzere aldýðý
sýðýr ve deveye, sonradan
altý veya daha az sayýda kiþiyi ortak edebilir; ancak
bu hareket tarzý mekruhtur. Yalnýzca fakir, bu durumda hiç kimseyi ortak
edemez; çünkü onun bu
hayvaný adak gibidir. Her
ortaðýn kurbanlýk sýðýr veya devenin en az yedide birine sahip olmasý gerekir.
Udhiye kurbaný, þükür
hedyi, ihsar ve av cezasýna
ait hedyler vb.de her ortaðýn niyeti kurban, hedy, kefaret gibi Allah’a ibadet ol-
30. sayi sayfalar
30.04.2009
14
malýdýr. Ortaklarýn, birinin
niyeti et, diðeri bambaþka
bir gaye, bir diðeri de takarrub (ibadet) için kesmek üzere ortak olmasý halinde, hepsinin kestiði batýl
olur.
Ortak olarak kesilecek
kurbanlarda her ortaðýn niyetinin ayný, mesela hepsininki udhiye ve hepsininki
þükür hedyi olmasý þart deðildir.
d) Kurban Sahibinin
Kesme Ýzni Vermesi: Kurban vekâlet yoluyla da kestirilebilir. Bu durumda
rankfurt bölgesi Korbach DÝTÝB Beyazýt
Camii, düzenlenen
törenle ibadete açýldý.
Toplam 1750 metrelik
alan üzerine kurulan Korbach DÝTÝB Beyazýt Camii,
1100 metrekare kullaným
alanýnda yer alan hizmet
birimleriyle birlikte tamamlanarak hizmete açýldý
Açýlýþ törenine, T.C. Berlin Büyükelçiliði Din Hizmetleri Müþaviri ve DÝTÝB
Genel Baþkaný Sadi Arslan,
T.C. Frankfurt Baþkonsolosluðu Din Hizmetleri
Ataþesi Galip Akýn, Korbach Belediye Baþkaný adýna Wilhelm Kappelmann,
Protestan Kilisesi Dekaný
Bernd Böttner, Katolik Kilisesi Dekaný Wisse Giesbert,
bölge DÝTÝB dernekleri din
görevlileri ve dernek yöneticileri ile çok sayýda Türk
ve Alman davetli iþtirak etti.
Türk ve Alman milli
marþlarýnýn
ardýndan,
Kur’an-ý Kerim tilaveti ile
açýlýþý yapýlan programda,
Korbach DÝTÝB Beyazýt Camii Din Görevlisi Mahmut
Peker’in selamlama konuþmasýnýn ardýndan Dernek
Baþkaný Yasin Sümer, caminin yapým aþamalarý ile ilgili bilgi verdi. Sümer, bilhassa Alman komþularýna
gösterdikleri yardýmseverlik ve anlayýþtan dolayý teþekkür ettiði konuþmasýnda: “Bizleri böyle güzel
mabede kavuþturan Yüce
Rabbimize hamd ediyoruz.
Bu caminin yapýmýnda
emeði geçen herkese çok
çok teþekkür ediyorum“
dedi.
Korbach Belediye Baþkaný adýna Wilhelm Kappelmann, Protestan Kilisesi
Dekaný Bernd Böttner ve
Katolik Kilisesi Dekaný
Wisse Giesbert de yaptýkla-
F
17:39 Uhr
Seite 14
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
vekâlet, kurbanlýk alým ve
kesimini de kapsayabilir.
Özellikle ülke içinde veya
dýþýnda daha ihtiyaç sahibi
ülkeler ve bölgeler için çeþitli vakýf ve dernek gibi
örgütlere vekâlet verilebilir. Aranan tek þart, örgütün güvenilir, kurbaný her
yönüyle amacýna uygun
kesen, etlerini, derilerini ve
diðer aksamýný doðru yerlere ulaþtýran bir örgüt olmasýdýr. Böyle durumlarda, vekâletin kurban bayramýndan önce veya bayramdaki kesim günlerinde
hayat
Aralýk-Dezember 2008 Zi`l Hicce 1429
uygun zamanda verilmesi,
taraflar için yararlý ve doðru olur. Kesen baþkasý
olunca, kurban sahibinin
açýk veya delalet yollu izninin bulunmasý gerekir.
e) Besmele Çekmek:
Besmele, tezkiyenin sahih
olma þartlarýný incelerken
geniþçe ele alýnmýþtý.
f) Özel Vaktinde Kesmek: Udhiye kurbanýnýn
sahih olmasý için, özel vaktinde, yani eyyamý nahir
veya kurban bayramý günleri denen Zilhicce ayýnýn
on, onbir ve onikinci gününde kesilmesi gerekir.
Kurbanýn gece kesilmesi
kerahatle caizdir. Kurbanýn
son kesim vakti, bayramýn
üçüncü günü güneþin batmasýyla biter.
Kurban, belirtilen vakit
içinde kesilmeyince, borç
düþmeyip zimmette kalýr;
ancak kurbanýn kesilmesi
caiz deðildir. Kan akýtmak
artýk tasadduka dönüþür.
Zengin kimse, kurbanlýk
hayvaný satýn aldýysa, onu
canlý veya bedel olarak, sa-
Korbach DÝTÝB Beyazýt
Camii Ýbadete Açýldý
rý konuþmalarýnda, "Bu
mabed Korbach’ýn silüetine ayrý bir renk katacaktýr.
Diyaloglarýmýz, komþuluklarýmýz bundan sonra da
artarak devam edecektir.
Burasý da Allah’ýn evi, biz
de Alllah’ýn evinde olmaktan mutluyuz. Bu mabedin
hayata geçirilmesinde emeði geçen herkesi tebrik ediyor, hayýrlý ve uðurlu olmasýný diliyoruz“ dediler.
Din Hizmetleri Ataþesi
Galip Akýn yaptýðý konuþmada, "Gayret ve emeklerini birleþtirerek bu mabedi
meydana getirmeye niyetlenen ve bunu baþaran herkese teþekkür ediyorum.
Bizim amacýmýz sadece
ibadet mekaný oluþturmak
deðildir. Çünkü dinimizde
yeryüzünün her yerinde
ibadet yapýlýr. Ancak çocuklarýmýzýn, gençlerimizin ve hanýmlarýmýzýn eðitimleri için camilere ihtiyaç
vardýr. Eðitim ve kültür yuvalarý olan derneklerimize
ihtiyaç vardýr. Biliyoruz ki,
çocuklarýn eðitimi, aile eðitiminden geçer. Biz aileyi
ne kadar geliþtirebilirsek,
mesleki, kültür ve dini bakýmdan ne kadar donatabilirsek, çocuklarýmýz da o
kadar geliþmiþ olacaktýr. Bu
mabed her iki toplumun tanýþmasýnda ve barýþ içerisinde yaþamasýnda köprü
olacaktýr. Her iki dinin öðrenilmesi ve birbirine saygý
duyulmasý ahlakýn gereðidir. Terör ve zulümden
uzak, barýþ ve huzur içerisinde bir dünya diliyor, teþriflerinizden dolayý herkese teþükkür ediyorum" dedi.
Camilerin sadece ibadet
yerleri olmadýðýný belirten
Din Hizmetleri Müþaviri
ve DÝTÝB Genel Baþkaný Sadi Arslan: “Dinimizin ilk
önceliði arasýnda yer alan
cami yapým konusunu,
Peygamber
Efendimiz
(s.a.v.)’in hayatýnda da çok
iyi bir þekilde görüyoruz.
Cami okuldur, toplanma
yeridir, insanlarýn biraraya
gelip kendi sorunlarýný çözdüðü yerdir, hastanedir,
meclistir. Avrupa’daki camilerimiz verdikleri hizmet anlayýþlarýyla bizleri o
döneme götürüyor.
Almanya’daki camilerimizde sadece ibadet yapýlmýyor. Buralarda yavrularýmýz eðitim görüyor, belli
yaþlardaki insanlar biraraya geliyor, caminin kütüphanesinde kitap okuyorlar,
dertleþiyorlar, hanýmlarýmýz hanýmlar bölümlerinde faaliyet gösteriyorlar,
gençlerimiz kendilerine ayrýlan mekanlarda biraraya
geliyorlar.
Camilerde herkes için
bir ayrý bir mekan ve herkes için bir uðraþ vardýr.
Hiç kimseyi dýþarýda býrakmýyor. Camilerin sayýsýnýn
dosya
týn almadýysa, bedel olarak
tasadduk eder. Hayvanýn
hiçbir þeyinden faydalanamaz, etinden yiyemez. Bununla birlikte, kurbanlýk
kesilirse, ayný hükümlere
uyularak yemeden ve noksanlýk getirmeden tasadduk edilir, bunlara uyulmazsa deðerleri ödenir.
Fakir kimse ise, kurbaný
canlý olarak tasadduk etmek zorundadýr, ondan
hiçbir þekilde faydalanamaz.
artmasý diyaloglarýn ve birlikteliðin de artmasý demektir. Biz camilerimizi
uyumun merkezleri olarak
görüyoruz. Bunun dýþýnda,
bizim camilerimizden dostluðu bozacak, toplumu huzursuz edecek herhangi bir
faaliyet kesinlikle olamaz.
Camiler barýþ ve huzur yerleridir. Alman resmi makamlarýna, Alman komþularýmýza, dernek yetkililerimize ve bütün vatandaþlarýma teþekkür ediyorum“
dedi.
Arslan, barýþa ve hoþgörüye sahip olmak adýna yapýlan bu eserin yapýmýnda
ve desteðinde büyük emeði
olan herkese ve özellikle
kadýn kollarýna teþekkür
ederek, Korbach DÝTÝB Beyazýt Camii Dernek Baþkaný Yasin Sümer’e, caminin
yapýmýnda emeði geçenlere
göstermiþ olduklarý üstün
baþarý ve gayretlerinden
dolayý bir plaket takdim etti.
Korbach DÝTÝB Beyazýt
Camii’nin açýlýþ kurdelasý,
T.C. Berlin Büyükelçiliði
Din Hizmetleri Müþaviri
ve DÝTÝB Genel Baþkaný Sadi Arslan, T.C. Frankfurt
Baþkonsolosluðu Din Hizmetleri Ataþesi Galip Akýn,
Korbach Belediye Baþkaný
adýna Wilhelm Kappelmann, Protestan Kilisesi
Dekaný Bernd Böttner, Katolik Kilisesi Dekaný Wisse
Giesbert ve Korbach DÝTÝB
Beyazýt Camii Dernek Baþkaný Yasin Sümer tarafýndan kesilerek hizmete açýldý.
Program, derneðin folklor ekibinin gösterilerinin
ardýndan, caminin bölümlerinin gezilmesi ve kadýn
kollarýnýn hazýrladýðý ikramýn misafirlere sunulmasýyla sona erdi.
30. sayi sayfalar
30.04.2009
17:39 Uhr
Seite 15
30. sayi sayfalar
30.04.2009
17:39 Uhr
Seite 16
30. sayi sayfalar
30.04.2009
tanýtým
GMG Kuzey Ruhr Detmold Þubesi Baþkaný
Ömer Ayhan cemiyetlerindeki hizmetleri þöyle dile
getirdi: “Eðitimde hizmetlerimiz: Camimizde çocuklarýmýzýn kendi dinini, tarihini,
kültürünü, ahlakýný öðrenmeleri ve yaþamalarý için her
haftasonu saat 10:00 ile 14:00
arasý bay ve bayan eðitimcilerle sýnýflarýmýzda yaþ grubuna göre eðitim yapýyoruz.
Ayrýca her ayýn ilk haftasýnýn Cumartesi günlerini
çocuklarýmýzýn sýkýlmamasý
için futbol, Tedyland, Kuþ
Parký, Piknik, Bayramlaþma
þölenleri düzenliyoruz. Her
ayýn ilk haftasýnýn Pazar
günlerini de tatil ilan ediyoruz.
Bunun dýþýnda gençlerimize yönelik haftasonlarý
gençlik lokalimizde dersler
I
17:39 Uhr
Seite 17
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
Aralýk-Dezember 2008 Zi`l Hicce 1429
IGMG Kuzey Ruhr Bölgesi Detmold
Þubesi Tanýtým ve Eðitim Hizmetleri
veriyoruz. Hafta içi de sportif aktiviteler sunuyoruz.
Genç kýzlarýmýza yönelik
ise haftada iki gün olmak suretiyle dersler, ev sohbetleri
düzenliyoruz.
Ayrýca yatýlý seminerler,
hastahane ve esnaf ziyaretleri ve Cuma akþamlarý da gönül sohbetleri yapýyoruz.
Özel gün ve gecelerde cami cemaatimiz ile bir araya
gelip ilahiler, sohbetler ve zikirlerle ihya ediyoruz.
Camimizi baþka dine
mensub insanlara tanýtmak
için senede iki defa olmak
üzere “Açýk Kapý Günleri“
düzenleyerek; bay ve bayan
görevliler ile Almanca ve Ýn-
gilizce olmak üzere Ýslamiyet hakkýnda ziyaretçilere
açýklamalarda bulunuyoruz.
Bu konuda da yoðun ilgi görüyoruz.
Her yýl 3 gün süren el
emeði göz nuru hat sanatlarý, el iþleri, ziyafetler, hediyeler ve ilahili kermesler düzenliyoruz.
17
Bay ve Bayanlarýmýza yönelik olmak üzere ev sohbetleri, Kur´an-ý Kerim hatimleri, Ramazan aylarýnda mukabeleler, iftar programlarý
yapýyoruz.
Cemaatimize yönelik her
Pazar sabah namazýndan
sonra zikirler yapýlarak ardýndan sýcak çorba ile ikramlarda bulunuyoruz.
Bölgemizin düzenlediði
toplantýlarýna eksiksiz katýlmaya özen gösteriyoruz. Biz
Þube Yönetim Kurulu olarak
her Cuma günü yönetim kurulunu toplayýp istiþareler
yapýp kararlar alýyoruz”
Biz Hayat Gazetesi olarak
sorduk; Baþkan açýkladý.
Bu ilgiden dolayý da Detmold Cemiyet Baþkaný Ömer
Ayhan gazetemize teþekkür
etti.
30. sayi sayfalar
30.04.2009
17:39 Uhr
Seite 18
30. sayi sayfalar
30.04.2009
17:39 Uhr
dosya
slâm ümmetinin iki
bayramý vardýr: Biri
Kurban Bayramý, diðeri
de Ramazan Bayramýdýr.
Ýslâm kardeþliðinin perçinlendiði bu mübarek günler,
Müslümanlarýn sevinç ve
mutluluk günleridir. Hz.
Peygamber
Mekke’den
Medine’ye hicret ettiði zaman, Medinelilerin iki bayramý olduðunu öðrendi.
Medineliler bu bayramlarýnda oyun oynar ve eðlenirlerdi. Bu durumu gören
Hz. Peygamber Allah Teâlâ
size kutladýðýnýz bu iki
bayrama bedel olarak daha
hayýrlýsýný, Ramazan Bayramý ile Kurban bayramýný
lûtuf olarak vermiþtir.”1
buyurdu.
Hz. Ayþe (ra) validemiz
anlatýyor: “Bir bayram günü Habeþîler kalkan ve
mýzrak oyunu oynuyorlardý. Bunlara bakmak için ya
ben Hz. Peygamber’den
izin Ýstedim veya O “Bakmak istiyor musun?” diye
bana sordu (iyice hatýrlamýyorum). Ben “Evet” dedim. Bunun üzerine beni
arkasýnda yanaðým yanaðýna deðecek þekilde ayaküstü durdurup, oyun oynayanlara “Haydi devam
edin Erfideoðullarý!” buyurdu. Nihayet ben usanýnca artýk yeter mi?” diye
sordu. “Evet” dedim. “Öyleyse git!” buyurdular.”2
Buhârî’de gelen bir rivayetinde, Peygamberimizin de bulunduðu bir yerde bayram günü def çalýp,
halk ezgileri söyleyen küçük kýzlara Hz. Ebu Bekir
(ra) efendimizin çýkýþmasý
üzerine: “Ya Ebu Bekr! her
ümmetin bir bayramý vardýr, bu da bizim bayramýmýzdýr” 3 buyurmuþ ve bu
günlerde yapýlacak meþru
eðlence ve sevinç izhar etme keyfiyetine cevaz vermiþlerdir.
Düðünlerde olduðu gibi, bayramlarda da sevinçli
olduðunu açýkça göstermek için, Ýslâm’a aykýrý olmayacak þekilde eðlenceler
tertiplemek caizdir. Hatta
bayramlarda sevinçli olduðunu açýkça ortaya koymak Ýslâm’ýn prensiplerindendir.4
Bayramlarda yapýlmasý
mendup (dinimizin güzel
gördüðü) hususlar vardýr,
þöyle ki: Bayram sabahýnda erken kalkmak, yýkanmak, gusletmek; misvak
Ý
Seite 19
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
Aralýk-Dezember 2008 Zi`l Hicce 1429
Bayram, Kurban Bayramý
ve Bayramlaþmanýn Önemi
kullanmak, güzel koku sürünmek; en güzel elbisesini
giyinmek; Allah’ýn verdiði
nimetlere þükretmek için
sevinçli ve neþeli görünmek menduptur. Ayrýca:
Ramazan Bayramý’nda sabahleyin camiye gitmeden
önce tatlý bir þey yemek.
Varsa bunun hurma olmasý
ve bir, üç, beþ gibi tek adetli olmasý; Kurban Bayramý’nda kurban kesecek
kimsenin onun etinden yemesi için namazdan önce
bir þey yememesi güzel bir
davranýþtýr. Sonra namaza
erken davranýp sabah namazýný mahalle mescidinde kýlarak bayram namazý
için, varsa namazgâha ve
büyük camiye gitmek; namaza giderken Ramazan
Bayramý’nda içinden ve
Kurban Bayramý’nda açýktan tekbir getirmek; dönüþte mümkün ise baþka yoldan gelmek; müminlere
rast geldikçe güler yüzlü
olmak ve tatlý söz söylemek; gücü yettiðince çok
sadaka vermek menduptur.5
Bütün bunlarýn dýþýnda
çocuklar, bilhassa öksüz ve
fakir çocuklar sevindirilir;
akraba, eþ ve dost ziyaretleri yapýlarak, hâl hatýr sorulur. En önemlisi, aralarýnda dargýnlýk olanlar barýþtýrýlýr.
Bayramlarýn sosyal hayatta da faydalarý büyüktür. Biteviye akýp giden
M. Hulusi ÜNYE
sosyal hayatýn monotonluðu bayram gibi önemli
günlerle kesilerek fakirler
hatýrlanmakta, yetimler sevindirilmektedir. Bu þekilde Ýslâm’ýn emrettiði gerçek kardeþlik sözden fiile
geçirilmektedir.
Müslümanlar birbirlerinin bayramlarýný, ya karþý
karþýya gelerek ya da mektup, tebrik veya telefon gibi haberleþme vasýtalarýyla
tebrik etmeli ve uzun zaman hatýrlanmayan dostlar
ve ahbaplar bu vesile ile
hatýrlanmalýdýrlar.
Bayramlar, yenilip yedirildiði, içilip içirildiði ikram günleridir. Bunun için
de bayramlarda oruç tutmak Hz. Peygamber tarafýndan yasaklanmýþtýr.6
Fakat bayramlar yukarýda belirtilen hedeflerinden de saptýrýlmamalýdýr.
Zira bayramlar sadece yemek, içmek ve tatil yapmaktan ibaret deðildir. Bu
gerçeði göz ardý edip cemiyet hayatýný düzenleyen ve
aradaki uçurumlarý kaldýran böyle bayramlarda, tatil bahanesiyle toplumdan
kaçarak bir deniz kenarýnda vakit öldürmek, her
þeyden önce bu bayramlarýn fazilet ve sevabýndan
mahrum kalmaktýr.
Diðer taraftan bu bayramlar Ýslâm’ýn vakar ve
þahsiyetini, olgunluk ve
yüceliðini gösteren müesseselerdir. Bu hakikati görmek için, bir diðer milletlerin bayram kabul edip kutlama yaptýðý günlerin arkasýnda býraktýðý manzaraya, bir de Ýslam’ýn bayramlarýnýn neticesine bakmak
yeterli olacaktýr. Ýslâmî
bayramlar, arkasýnda tatlý
hatýralar, yetim ve kimsesizlerle, fakirlerin mutluluk gözyaþlarýný býrakýrken; diðer milletlerin bayramlarý, arkalarýnda sadece, sefalet, içki kokusu, yollarda metrelerle ölçülen
pislik ve çöp, hepsinden de
vahþisi içki ve alkolün sebep olduðu nice sönmüþ
ocaklar ve nice boynu bükük yetimler býrakmaktadýr.
Bir bayramý geride býraktýk, bir bayrama doðru
yol almaktayýz: Kurban
bayramýna doðru… Can
kadar aziz bilinen mallardan bir kýsmýnýn, Allah rýzasý için, yýl boyunca boynu bükük, garip, yoksul ve
kimsesizlere, bir gün bile
olsa, tatlý bir gün yaþatabilmek için meþru kýlýnmýþ
mübarek bayram, Kurban
bayramýna doðru…
Ýþte bu sebepledir ki,
günümüz dünyasýnýn, sayýlarý artýk yüz milyonlarla
ifade
edilen
açlýða
mahkûm edilmiþ büyük
bir insanlýk kesimine, her
bir dakikada, açlýktan, hastalýktan ve bakýmsýzlýktan
IGMG GÜNEY BAVYERA HAC KAFÝLESÝ DUALARLA
slam Toplumu Milli Görüþ Güney Bavyera
Bölgesi Hac kafilesi kutsal topraklara dualarla uðurlandý.
Münih Havaalaný’ndan iki ayrý grup halinde uðurlanan kafileye Ingolstadt Ayasofya Camii Ýmam Hatibi Osman Arslantürk
baþkanlýk ediyor. 160 kiþiden oluþan kafilenin grup baþkanlýklarýný Güney Bavyera Bölge Hac Sorumlusu Ahmet Özel’in yanýsýra
Bruckmühl Camii Ýmam Hatibi Fatih Saltabaþ ve Mehmet Kalli yapýyor.
Münih havaalanýnda gerçekleþtirilen
uðurlama programýna hacý adaylarýnýn yakýnlarýnýn yanýsýra bazý BYK üyeleri ve Genel Merkez Hac Bürosu yetkilileri de katýldý.
Hacý adaylarý Güney Bavyera Bölge Ýrþad
Baþkaný Seyfettin Özbay’ýn yaptýðý duanýn
ardýndan gözyaþlarý arasýnda kutsal topraklara hareket etti. Münih Hac kafilesinin 13
Aralýk’ta Münih’e dönmesi bekleniyor.
Ý
19
ölümü bekleyen biçare çocuk bedenlere, bir hayat ve
umut ýþýðý olsun için yapýlan, kurban kampanyalarýna katýlarak, bayramý gerçekten bayram haline getirmemiz gerekmektedir.
Ben diyorum ki, Kurban
bayramýnýn meþruiyetindeki hikmeti gereði, adeta
adý vurulmamýþ bir kýtlýk
asrýný idrak ettiðimiz þu ortamda, elimizin uzandýðý
en uzak fakat en çok ihtiyacý olan insanlara gönderelim kurbanlarýmýzý; “bacanak-baldýz gönülleme” veya “evlere et bayramý” olmaktan çýkaralým Kurban
bayramlarýmýzý… Ve de
Allah rýzasý için Ümmet-i
Muhammed’den kýrgýn,
dargýn ve küskün hiç kimseyi býrakmayalým, barýþtýralým ve barýþalým.
Bayramlarýn bayram olduðu nice bayramlara! •
Kaynaklar:
1 Ebû Davûd, Salat 239, Neseî, I’deyn, 1; Ahmed b. Hanbel,
Müsned, III, 103, 178
2 Buhârî, îdeyn, 2
3 Buhârî, îdeyn, 2
4 Tecrîdi Sarîh Tercümesi,
III, 157
5 Meraku’l-Felah, Ýstanbul
1327, 158
6 Buhârî, Savm, 66; Ahmed
b. Hanbel III, 34, 35
Feste, das Opferfest
und die Bedeutung des
gemeinsamen Feierns
der Feste
Die Muslime haben
zwei Feste: das Opferfest
und das Ramadanfest. Diese Feiertage, die die islamische Bruderschaft vertiefen und verstärken, sind
für die Muslime Tage der
Freude und des Glücks.
Als unser Prophet Muhammad von Mekka nach Medina auswanderte, erfuhr
er, dass die Einwohner der
Stadt Medina zwei Feste
feierten. Auf diesen Festen
spielten sie Spiele und
amüsierten sich. Nachdem
unser geliebter Prophet
Muhammad das sah, sagte
er: „ Allah teala gab euch
das Opferfest und das Ramadanfest als eine wohlwollende Güte. Diese zwei
Feste sind gesegneter als
eure, die ihr jetzt feiert.“1
Unsere Mutter Aischa
(Friede sei mit ihr) erzählt:
„ Eines Tages spielten die
Abessinier
Schild-undLanze-Spiel. Um ihnen zuzusehen bat entweder ich
30. sayi sayfalar
30.04.2009
20
den Propheten um Erlaubnis oder er fragte mich, ob
ich ihnen zusehen wolle
(ich kann mich nicht mehr
genau erinnern). Ich sagte:
„ Ja.“ So nahm er mich hinter seinen Rücken, so dass
unsere Wangen sich berührten und rief den Spielenden zu, dass sie weiterspielen sollten. Nachdem ich genug gesehen
hatte, fragte er mich ob ich
gehen will. Ich bejahte. Daraufhin sagte er: „Nun
geh.“2
Nach einer Überlieferung von Buhari spielten
kleine Mädchen an einem
Ort, an dem unser Prophet
Muhammad auch anwesend war, Schelltrommel
und sangen dazu Volkslieder. Als Ebu Bakr die
Mädchen zurechtwies, sagte Muhammad (Friede sei
mit ihm): „Oh Ebu Bakr!
Jede Ummah hat ein Fest,
dies ist dann unser Fest“,3
und gewährte an diese Tagen die rechtmäßigen Feiern und Ausleben der Freuden.
Genauso wie an den
Hochzeitstagen auch an
den Feiertagen, als der
Ausdruck der Freude, Feste zu organisieren, ist im
Rahmen der islamischen
Gebote zugelassen. Seine
Freude an den Feiertagen
zu zeigen ist sogar einer
von den islamischen Prinzipien.4
Es gibt Wohltaten, die
an den Feiertagen vollGMG Kuzey Ruhr Bölgesi tarafýndan organize edilen Gönül Sohbetleri Detmold teþkilatýnda yoðun bir topluluðun
katýlýmý ile yapýldý.
IGMG Kuzey Ruhr Bölge Baþkaný Murat Ýleri
sohbet programýnda yaptýðý konuþmada: „Ýslamiyet bir bütündür. Gönül
sohbetleri siz deðerli cemaatleri bir araya topladý.
Þu anda biz de bir bütün
I
17:39 Uhr
Seite 20
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
bracht werden (sie werden
nach unserer Religion Islam gern gesehen). Diese
sind: An dem Festtag früh
aufstehen, sich waschen,
guten Duft auftragen, die
beste Kleidung anziehen,
um für die Gottesgaben zu
danken Freude ausstrahlen. Außerdem am Ramadanfest vor dem Morgengebet etwas Süßes zu essen, wenn möglich, Datteln, die dann entweder als
ein Stück oder drei oder
fünf Stücken, also immer
in ungeraden Zahlen, verzehrt wird, wird sehr angesehen. Wenn derjenige, der
am Opferfest das Tier
schlachten wird, vor dem
Beten nichts isst, um zuerst
von dem Fleisch des Tieres
zu essen, ist ein willkommener Brauch. Dann,
wenn man für das Morgengebet früh aufsteht, um dies dann in der Moschee
des Wohnviertels zu verrichten, und anschließend
für das Festtagsgebet in die
große Moschee oder in den
freien Gebetsplatz geht, ist
auch eine gute Tat. Im Ramadanfest innerlich und
im Opferfest laut den Allahu Akbar zu sagen, auf
dem Heimweg einen anderen Weg zu folgen, die andere Muslime, die man auf
dem Weg trifft, mit Freundlichkeit zu grüßen und
angenehme Worte zu sagen und je nach Vermögen
und Kraft Almosen zu geben sind weitere schöne
hayat
Aralýk-Dezember 2008 Zi`l Hicce 1429
Gebräuche, die man an
diesen Festtagen verrichten kann.5
Abgesehen von diesen
Taten bereitet man den
Kindern, besonders den
Waisen, eine Freude und
man geht die Verwandten
und Bekannten besuchen
und fragt sie nach ihren
Wohlbefinden. Das Wichtigste ist aber die Verfeindete dazu einleiten, dass
sie sich wieder vertragen.
Außerdem spielen die
Feste im sozialen Leben eine große Rolle. Die pausenlose Monotonie im Alltag wird von diesen Festen
unterbrochen, indem man
an die Armen denkt und
die
Waisen
glücklich
macht. Auf diese Weise
setzt man vom Islam empfohlene wahre Bruderschaft von der Theorie in
die Tat um.
Die Muslime sollten
sich gegenseitig entweder
persönlich, mit Briefen
oder am Telefon gratulieren, so dass man sich an
die lange in Vergessenheit
geratene Freunde erinnert.
Diese Festtage sind
auch Tage der reichlichen
Bewirtung. Daher hat Muhammad (Friede sei mit
ihm) verboten, an den Festtagen zu fasten.6
Man soll aber an den
Festtagen die oben genannten Ziele nicht aus
den Augen verlieren. Denn
die Feste sind nicht nur
zum Essen, Trinken und
Feiern da. Daher soll man
an diesen Feiertagen, die
das Gemeinschaftsleben
ordnen und die Differenzen zwischen den verschiedenen Schichten ebnen,
nicht seine Zeit an einem
Strand totschlagen, mit der
Ausrede eines Urlaubs. Dies würde bedeuten, dass
man die gute Tugend und
die guten Werke dieser Tage versäumt.
Auf der anderen Seite
demonstrieren diese Festtage die Würde und die
Persönlichkeit des Islam.
Um diese Wahrheit zu erkennen, sollte man die anderen Feiertage und deren
Auswirkungen mit dem
Resultat der islamischen
Festtage vergleichen. Die
muslimischen Festtage rufen süße Erinnerungen
und Freu-dentränen hervor, während auf der anderen Seite das Elend, Alkoholgeruch und auf den
Straßen sehr viel Müll verbreitet wird. Am schlimmsten sind es wegen dem Alkoholkonsum ausgelöschte
Familien und die hinterbliebenen Waisen.
Einen Fest verlassend
sehen wir nun dem
Nächsten entgegen: dem
Opferfest. Das heilige Opferfest, an dem man Almosen aus eigenen Eigentümern an Arme, Obdachlose, Familienlose spendet,
um Gottes Wohlwollen zu
IGMG Kuzey Ruhr Bölgesi
Gönül Sohbetlerinin 3.sü
Detmold Cemiyetinde yapýldý
olduk. Peygamber Efendimiz (s.a.v)den ve deðerli
sahabelerinden örnekler
vererek konuþmasýný tamamladý.
IGMG Kuzey Ruhr Bölge Eðitim Koordinatörü
Zeki Þeker: “Hayat güzel
sohbetlerle güzelleþir. Güzel ve tatlý söz yýlaný deli-
ðinden çýkarýr. Bir ayeti
kerimede Yüce Rabbimiz:
“Allah güzeldir, güzeli sever“ buyuruyor. Yani Rabbimiz ibadetin de güzelini
dosya
erhalten.
Genau aus diesem
Grund sollte man an den
Opfertierkampagnen teilnehmen, um den Hungersleidenden auf der ganzen
Welt und darunter besonders den verhungernden
Kindern, die jede Minute
wegen der Hungersnot,
den Krankheiten und der
Verwahrlosung ihren Tod
überlassen werden, ein
Lichtblick und ein Leben
zu ermöglichen. Ich bin
der Meinung, dass man,
dem Sinn des Opferfestes
entsprechend, den entfernten Menschen, die in diesem namenslosen Elendzeit am meisten Hilfe brauchen, helfen, statt nur unsere Familie und Verwandte
mit dem Fleisch zu bewirten. Und um die Güte unseres Herrn zu erlangen,
sollte
kein
Muslim
gekränkt, erzürnt und verfeindet bleiben.
Auf viele weitere wahre
Feste! •
Quellen:
1 Ebû Davûd, Salat 239,
Nasaî, I’dain, 1; Ahmed b.
Hanbel, Musned, III, 103,
178
2 Buchârî, I’dain, 2
3 Buchârî, I’dain, 2
4 Tedjrîd-i Sarîch, III,
157
5 Maraku’l-Falah, Istanbul 1327, 158
6 Buchârî, Sawm, 66;
Ahmed b. Hanbel III, 34, 35
amelin de güzelini sözün
de güzelini sevdiðini bizlere bildiriyor. Karþýmýzdaki insan her kim olursa
olsun ona güzel sözle hitab edelim.“ diyerek ve
programa katýlanlara teþekkür ederek sözlerine
son verdi.
Ardýndan da Detmold
Þube Baþkaný Ömer Ayhan
katýlýmcýlara teþekkür etti.
Program verilen ikram ile
sona erdi.
30. sayi sayfalar
30.04.2009
özel köþe
in, akýl sahiplerini
kendi hür iradeleriyle en iyiye, en doðruya ve en güzele ulaþtýran ilahi bir kanundur. Dinin gayesi, insanlarý dünya ve ahirette mutlu kýlmaktýr. Dinin kurucusu Allah, muhatabý akýl
sahipleri, anlatýcýsý da peygamberlerdir.
Kutsal bir deðer olan din,
insanla doðmuþ ve tarih boyu onunla yaþamýþtýr. Ýlk insanýn ayný zamanda ilk peygamber olmasý, dinin insaný
tamamlayýcý bir unsur olduðunun ve ondan ayrý olamayacaðýnýn bir göstergesidir.
Ýnsan, kiþi olarak da, toplum
olarak da dine muhtaçtýr. Ýlkel insandan tutun da bugünkü teknolojik geliþmeleri
gerçekleþtiren insana varýncaya kadar tarih öncesi ve
sonrasý hiçbir devirde din
duygusu taþýmayan topluluða rastlanmamýþtýr. Din, tarihin bütün devrelerinde ve
bütün toplumlarda daima
var olagelmiþtir. Bundan
böyle de var olacaktýr. Bunun
sebebi, dinin insan yaratýlýþýna uygun olmasýdýr.
Ýnsan hayatý hep neþ'e, sevinç, baþarý ve saðlýkla geçmemektedir. Sýkýntý, darlýkyokluk, baþarýsýzlýk, hastalýk
vb. çeþitli olumsuzluklar da
kaçýnýlmazdýr. Ýnsanýn bu
olumsuzluklarý yenmesi, tevekkül ve sabýr göstermesi,
ancak kendinden daha güçlü
bir varlýðýn olduðuna inanmasý, baðlanmasý, o varlýða
sýðýnmasý ve O'ndan yardým
dilemesi ile olur. Böylece, in-
D
lmanya’nýn Duisburg
kentinin
Walsum
semtindeki belediyeye ait bir anaokulunda çocuklarýn cinselliði tanýmalarý için
bir odaya çýplak olarak koyulup, oyun oynatýldýðý ortaya
çýktý. Utanç verici uygulamaya veliler büyük tepki gösterdi.
Walsum semtindeki Josef
Caddesi üzerinde bulunan ve
caddeyle ayný ismi taþýyan
anaokuldaki uygulama, bir
çocuðun okulda yaþananlarý
annesine anlatmasý üzerine
ortaya çýktý.
Uygulamaya tepki gösteren Türk ve Alman veliler,
okul müdiresinin kendilerine
çocuklarýn cinselliði tanýmalarý için böyle bir giriþimde
bulunduklarýný söylediðini
bildirdiler. Veliler, bu þekilde
yapýlan cinsellik dersinden
ciddi þekilde rahatsýz olduklarýný dile getirdiler.
Duisburg Gençlik Dairesi
Müdürü Thomas Krützberg
ise, çirkin uygulamayý savundu. Krützberg anaokulunun
A
17:39 Uhr
Seite 21
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
Aralýk-Dezember 2008 Zi`l Hicce 1429
Din ve Toplum
san ümitsizliðe ve karamsarlýða düþmez.
Din, bireyi ön planda
tutar ve amacý insanýn
mutluluðudur. Dinimize
göre insan, "kimin daha
güzel iþler yaptýðýný denemek, sýnamak için yaratýlmýþtýr." (Mülk-2) Dar
anlamýyla, din duygusu
olmayan insan nasýl
mutlu olamýyorsa, geniþ
anlamda da din duygusundan yoksun topluluklar da mutlu olamazlar. Zira, her toplum,
kendisini meydana getiren Kiþilerin, dini yaþayýþlarý, dinden etkilenmeleri ve dinin öngördüðü olgun insan olma niteliði
kazanmalarý oranýnda mutlu
veya mutsuzdur.
Kiþiyi esas alan dinimizin
ana hedefi mutlu ve huzurlu
toplumlarýn meydana gelmesidir. Zira, insanlar toplu
halde yaþarlar, bu onlarýn yaratýlýþýnda varolan bir özelliktir. Bir arada yaþamak durumunda olan insanlarýn birbirlerine karþý bir takým görev, hak ve sorumluluklarý
vardýr. Bu görev ve sorumluluklarýn yerine getirilmesiyle
huzur saðlanýr.
Baþ döndürücü bir hýzla
geliþen ve deðiþen dünyada,
toplumsal huzurun ve düzenin saðlanmasýnda maddi
önlemlerin yanýnda, her geçen gün dinin önem ve anla-
Aydýn ERSOY
HDN Bilgi&Araþtýrma
Dini özüne uygun bir
þekilde algýlayarak, uygulayan insanda, aþýrýlýk, azgýnlýk, taþkýnlýk,kýskanma, kin tutma, nefret, düþmanlýk
olmaz. Bütün kötü huylar yok olur ve o toplum birlik-beraberlik,
kardeþlik içinde bulunur.
Diðer insanlara, fakirlere, yetimlere karþý daha
þefkatli olur. Zengin ise,
fakirlere yardýmda bulunur. Böylece toplumsal barýþa katký saðlar.
mý artmakta ve din yükselen deðer olarak dünya
sahnesinde yerini almaktadýr. Bilindiði gibi,
Hz.Ademden bu yana
gelen Hak Dinin adý Ýslam'dýr. Bütün bu hak
dinlerin temel amaçlarý;
Dini, Aklý, Malý, Caný ve
Saðlýðý korumaktýr. Bu
beþ temel esas, kiþiyi ilgilendirdiði kadar toplumla da doðrudan iliþkilidir. Söz konusu beþ temel hakký korunmuþ kiþilerin meydana getirdiði
toplum da huzurlu olur.
Ýslam dini, gerek getirdiði ahlak kurallarý ile, gerekse farz kýldýðý ibadetler ile mutlu insaný ve bu
mutlu insanlardan oluþan
huzurlu toplumu hedeflemiþtir.
Dini özüne uygun bir þekilde algýlayarak, uygulayan
insanda, aþýrýlýk, azgýnlýk,
taþkýnlýk,kýskanma, kin tutma, nefret, düþmanlýk olmaz.
Bütün kötü huylar yok olur
ve o toplum birlik-beraberlik, kardeþlik içinde bulunur.
Diðer insanlara, fakirlere,
yetimlere karþý daha þefkatli
olur. Zengin ise, fakirlere
yardýmda bulunur. Böylece
toplumsal barýþa katký saðlar.
Dinin emri gereði maddi
dayanýþma ve yardýmlaþmanýn en güzel örnekleri sergilenir. Zenginle fakiri kaynaþtýran, bir araya getiren, kar-
Anaokulunda utanç verici uygulama
böyle bir uygulama yaptýðýný
doðrularken, ailelerin bu konuda bilgilendirildiðini iddia
etti. Thomas Krützberg,
“Anaokulunun yaptýðý bu
uygulama bir problem olarak
görülüyor. Ancak anaokul
yönetimi, ailelere bu konuyla
ilgili bilgi verdi. Böyle bir uygulama ender görülse de aileler izin verdiði ve bilgilendiriliði zaman hiç bir sakýncasý
yok. Kaldý ki, anaokulundaki
bütün çocuklar çýplak þekilde
bir odaya sokulmamýþ. Sadece bir grup oluþturulmuþ. Bu
grupta da 6 çocuk yer almýþ.
Bunun yapýlmasýndaki neden
ise, çocuklarýn karþý cinsi tanýmalarý ve cinsellik bilgilerini öðrenmeleridir. Büyütülecek bir þey deðil”þeklinde konuþtu.
Veliler davacý olacak:
“Bizden izin alýnmadý”
Çocuklarýn anne ve babalarý ise yapýlan uygulamadan
habersiz olduklarýný belirte-
rek, Gençlik Dairesi’yle okul
yönetiminin “Bilgilendirdik”
açýklamasýný yalanladýlar. Veliler, bu uygulamadan kendilerine bilgi verilmediðini belirterek “Kimse bizden izin
almadý. Çocuklarýmýz söylemese haberimiz olmayacaktý”
dediler. Veliler þikayetlerini
okula ilettiklerini ve Gençlik
Dairesi’ne þikayette bulunduklarýný belirterek “Bizden
izin almadan böyle saçma ve
ahlaksýz bir uygulamayý nasýl
yaparlar. Biz bundan sonra
bu okullara nasýl güvenip ço-
cuklarýmýzý göndereceðiz”
þeklinde konuþtular.
Velilerden Uður Altýnsoy
þöyle konuþtu: “Kesinlikle hiç
bir þekilde okul idaresi bizi
bilgilendirmedi. Zaten böyle
bir þeyi kabul etmezdik.
Okuldaki bütün veliler imza
verdi. Bu olayý mahkemeye
götüreceðiz. Gençlik dairesinden anaokul yöneticilerinin derhal deðiþtirilmesini
de talep ettik. Biz çocuklarýmýzý cinsel ders alsýnlar diye
buraya göndermedik. Savcýlýða suç duyurusunda bulunacaðýz” dedi.
Öte yandan gerginliðin
hat safhada olduðu anaokulunda ikinci kez toplantý yapýldý. Basýna kapalý olarak yapýlan toplantýda Gençlik Dairesi’nden gelen yetkililerle
veliler arasýnda sert tartýþmalarýn yaþandýðý belirtildi.
Kehl þehrinde görev yapan psikolog Erdinç Üstündað ise söz konusu uygula-
21
deþ yapan ve birlikteliklerini
saðlayan Zekat müessesesi
iþler. Bu ibadetle hem dini bir
farz yerine getirilmiþ olur,
hem de toplumsal barýþ saðlanýr. Ýnsanlar yaratandan
ötürü sevilir ve hatalarý baðýþlanýr. Temel ibadetler olan
namaz, oruç, hac ve zekat ile
toplumun birliði-beraberliði
ve dayanýþmasý saðlanýr.
Öte yandan, gýybet, içki,kumar, zina, haksýz yere
adam öldürme, hýrsýzlýk, yalan, fuhþ, dedi-kodu ve iftira
gibi bütün kötülüklerin yasaklanmasý da yine özünde
kiþi, aile ve toplum yapýsýnýn
saðlam temele oturmasý, huzurlu insanlardan meydana
gelen topluluklarýn oluþmasý
içindir.
Kardeþlik, sevgi-saygý,
merhamet, þefkat, birlik-beraberlik, hoþgörü, güler yüz,
tatlý dil, iþ ahlaký, cömert olma, akraba ile iliþkiler, komþuluk iliþkileri, aile arasýndaki iliþkiler, doðruluk, adalet
ve benzeri toplumsal konularda dinimizin koyduðu kurallarýn tamamý, toplumlarý
olumlu yönde etkileyen temel parametrelerdir.
Günümüzde de, 6 milyarý
aþkýn dünya nüfusunun hemen hepsinde din, belirleyici
unsur olarak etkisini sürdürmektedir. Gerek Ýslam dinine
ve gerekse diðer ilahi olsun,
beþeri olsun bütün dinlere
mensup toplumlarda bu dinlerin etkisi vardýr. Özetle
Din, Toplumlarýn kültür dokularýnýn
oluþmasýnda
önemli bir yer tutmaktadýr.
mayý skandal olarak nitelendirdi. Zaman gazetesine açýklamada bulunun Erdinç Üstündað, “Bu bir skandal. Bu
kesinlikle cinsel istismardýr.
Hala inanamýyorum. Çocuklar vücudlarýndaki organlarýný öðrenmeli. Ama bu þekilde
deðil. Cinselliði anlatmanýn
farklý yollarý var. Çocuklarý
küçük yaþlarda çýrýlçýplak soyarak bir odaya kapamak onlarýn psikolojilerini de sarsar”
dedi. Anaokulunun çocuklarýn sosyalleþmesini saðlamasý
gerektiðini de kaydeden Üstündað, “Anaokulu sosyal
çevreye ön alýþtýrma yeridir.
Orada çocuklar ilk defa topluma karýþýr, farklý farklý akranlarý ile tanýþýr. Anaokulunda çocuklar bazý tehlikelere
karþý da eðitilmeli. Mesela yabancý kiþilerin onlara þeker
vererek kandýrmalarýna karþý
veya belli okþama yöntemlerine karþý. Ayrýca çocuklar
cinsellik organlarýný da tanýmalý, onlarýn farkýný bilmeli.
Ama bunun yöntemi çok
önemli” dedi.
30. sayi sayfalar
30.04.2009
17:39 Uhr
22
Seite 22
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
Stj. Av. Selma Öztürk
[email protected]
Liebe Leserinnen, liebe Leser,
wir wünschen Ihnen allen viel Spaß
und Freude an der Dezemberausgabe
der HAYAT – die deutsche Seite. Für
Anregungen, Kommentare und Kritik
sind wir offen und über diese stets
erfreut. Ebenso freuen wir uns über
Leserbriefe, die wir gerne veröffentlichen werden.
hayat
Aralýk-Dezember 2008 Zi`l Hicce 1429
Die deutsche Seite
Monatsvers (Ayah)
zum Mitnehmen
Allahs Gesandter hat
gesagt:
O ihr Gläubigen! Glaubt an Allah und seinen
Gesandten und an das Buch (Qur’an), das er auf
seinen Gesandten herabgesandt hat. Und an die
Schrift, die er zuvor herabgesandt hat. Und wer
nicht an Allah, seine Engel, seine Bücher, seine
Gesandten und an den Jüngsten Tag glaubt, der ist
wahrlich weit fehlgegangen.
“Die schwerwiegendste Sache, die für
den Gläubigen am Tage der Auferstehung
in die Waagschale gelegt wird, ist ein
guter Charakter, und Allah verabscheut
gewiss den Menschen, der unanständige
und beleidigende Worte gebraucht.”
(Abu Darda; Tirmizi)
(Kapitel Nisa- Die Frauen, Vers 136; 4:136)
Allah hat die schönsten
Namen - Esma- ul Husna
Al- Aliim= Der Allwissende, der
von allem Kenntnis hat und dem
nicht die kleinste Tat entgeht
Herzlichst Ihre Selma Öztürk
Zitat des Monats
Ist es nicht sonderbar, daß die
Menschen so gerne für die Religion
fechten und so ungerne nach ihren
Vorschriften leben.
(Georg Christoph Lichtenberg ,1742-1799,
deutscher Aphoristiker u. Physiker)
Der Prophet Mohammed – humorvoll, intelligent
und großzügig im Charakter
er Prophet
Mohammed (s a s) ist
zweifelsohne eines
der meist gesprochenen und
diskutierten Persönlichkeiten
der Menschheitsgeschichte.
Nicht nur unter den
Muslimen, sondern auch
unter Nichtmuslimen - insbesondere von Historikern
und Islamwissenschaftlerngenießt er stets hohen
Respekt und Ansehen.
Unabhängig von den
aktuellen Diskussionen, in
denen seine Historizität
(Geschichtlichkeit)
angezweifelt und in Frage
gestellt wird, ist diese
Behauptung für gläubige
und fromme Muslime nicht
nur unvorstellbar, sondern
auch unvertretbar. Der
Gedanke, dass Mohammed
niemals existiert haben soll
und somit eine bloße Fixion
sei, ist mit der “gesunden”
islamischen Glaubenslehre
nicht vereinbar.
Er war nicht nur eine
Führungsperson, sondern
auch Staatsmann, Ehegatte
und Familienvater zugleich.
Er besaß nebendessen noch
diverse andere
Eigenschaften, insbesondere
Charaktereigenschaften, mit
denen sich der folgende Text
befassen wird. Hierbei werden Beispiele für seinen
Humor, seine Intelligenz und
seine Großzügigkeit
dargestellt.
Obwohl Mohammed im
D
Allgemeinen ein durchaus
ernsthaftes Wesen besaß,
konnte er auch sehr humorvoll und witzig sein. Eine
berühmte Geschichte, die
dies unter Beweis stellt, ist
die Geschichte mit seinem
Cousine (und
Schwiegersohn) Ali und den
Olivenkernen. Als
Mohammed eines morgens
mit Ali frühstückte, legte er
von ihm unbemerkt die
Kerne der Oliven, die er selbst gegessen hatte, vor ihm
und machte die Bemerkung:
“Oh Ali, du hast aber viele
Oliven gegessen!” Ali, der
gewiß nicht mit weniger
Humor ausgestattet war als
der Prophet antwortete: “ Oh
Allahs Gesandter! Mag sein,
dass ich viele Oliven
gegessen habe. Du hingegen
hast die Oliven samt ihrer
Kerne aufgegessen. Schau
nur, vor dir liegt kein
einziger Kern.”
Zudem war Mohammed
ein sehr intelligenter
Mensch. Er besaß nicht nur
einen hohen Grad an
Intelligenz, sondern auch
einen gewissen Scharfsinn.
So konnte er ziemlich rasch
erkennen, mit welcher
Absicht Menschen sich ihm
annäherten. Eines Tages
stellte sich in Medina ein
nichtmuslimischer Mann mit
einem Stück Brot vor ihm.
Eine Menschenmenge bestehend aus Muslimen, Juden,
Götzendienern und
Atheisten
hatte sich angesammelt und
schauten den beiden zu. Der
Mann zeigte auf das Brot
und stellte dem Propheten
folgende Fangfrage:
“Mohammed! Ist das MEIN
tägliches Brot, das mir zusteht?” Mohammed erkannte
die provozierende Absicht
des Nichtmuslim, ihn vor
allen Leuten bloßzustellen,
sofort. Hätte Allahs
Gesandter nämlich mit “JA”
geantwortet, würde der
Mann das Brot wegwerfen
,das es ja SEIN Brot gewesen
wäre und er somit frei über
sein Eigentum verfügen konnte. Hätte Allahs Gesandter
hingegen mit “NEIN” geantwortet, würde er das Brot
essen und dem Propheten
somit widersprochen haben.
In beiden Fällen wollte der
Mann den Propheten verleugnen und ihn vor allen
Leuten bloßstellen. Da
Mohammed die Absicht des
Mannes sofort erkannte, begnügte er sich mit der einfachen Antwort: “Wenn Du
es isst, so ist es DEIN Brot.”
Mit dieser klugen Antwort
ließ er dem unverschämten
Provokateur keinen
Handlungsspielraum mehr.
Des Weiteren war
Mohammed bekannt für
seiner Großzügigkeit und
seine Freigiebigkeit. Diese
Charaktereigenschaft besaß
er unabhängig von seiner
Propheteneigenschaft. In
eines seiner bekannten
Aussagen heißt es: “Wenn
ich soviel Reichtum hätte,
wie die Höhen des Berges
Uhud, könnte ich ihn keine
drei Tage behalten und
würde ihn sofort an
Bedürftige verteilen.” Es ist
nicht bekannt, dass Allahs
Gesandter jemals einen
Erbittenden mit einem
“Nein” zurückwies. Eines
Tages schenkte ihm eine Frau
eine selbstgestrickte Weste,
die er dankend annahm.
Bekleidet mit seiner neuen
Weste saß er mit seinen
Freunden in der Moschee, als
eine Mann zu ihm kam und
ihn fragte, ob er, der
Gesandte Gottes, ihm die
Weste nicht schenken könne.
Ohne jegliches Zögern und
ohne ein Anzeichen von
Unwillen oder Beleidigung
zog er die Weste aus und gab
sie dem Mann.
Diese sind nur drei
Beispiele für den Charakter
des Propheten Mohammed (s
a s), der für gläubige
Muslime nicht der einzige
und ausschließliche Prophet
ist, sondern der letzte der
Prophetenkette, der Siegel
der Propheten. Angefangen
mit dem Urvater Adam, bis
hin zum Stammvater
Abraham und schließlich bis
hin zu Moses und Jesus sind
alle Propheten für die
Muslime bindend und existenziell nicht unter Frage zu
stellen. Im Qur’an heißt es
dazu: “ Wir machen keinen
Unterschied zwischen ihnen
(den Propheten) und wir
sind Ihm (Allah) ergeben.
(2:136)
Selbstverständlich kann
man sich mit diesen aufgeführten wenigen Beispielen
nicht begnügen, da es noch
zahlreiche andere Beispiele
für seinen edelen Charakter
gibt.
Um den Islam intensiver
zu verstehen und Allah-u
Teala besser dienen zu können, muss man sich mit dem
Leben des Propheten
Mohammed vertraut
machen. Es ist definitiv eine
unerlässliche
Orientierungshilfe für gläubigen Muslime. Wenn man
versteht und weiß, wie er in
konkreten Situation gehandelt und reagiert hat, kann
man diese Handlungweise
auf sein eigenes Leben projizieren und anwenden.
Deshalb ist es ratsam, die
Biografie des Propheten zu
studieren. Zu dem Leben des
Propheten Mohammed gibt
es zahlreiche Biografien in
verschieden Sprachen.
30. sayi sayfalar
30.04.2009
dosya
aadet
Partisi’nin
üçüncü kongresinde
Genel Baþkanlýða seçilen Prof. Dr. Numan Kurtulmuþ, Türkiye siyasetinde yeni birisi olmasa da,
bir partinin genel baþkaný
olarak Türk siyasetinde yeni bir hareketlilik ortaya
koyuyor. Yaptýðý konuþmalarda Türk siyaset hayatýnýn pek de alýþýk olmadýðý
ama farklý bir siyasetçi olacaðý sinyalleri veriyor. Konuþmalarýnda polemikten
kaçýnýyor veya popülist
kaygýlarý önemsemiyor.
Genelde meselenin özünden konuþmak istiyor.
Özellikle, sistem ve medeniyet konularýna vurgu yapýyor. Hem muhalefete
muhalefet ediyor, hem de
iktidara. Ancak uslubuyla,
hem kendisini dinletiyor
hem de dikkat çekiyor, sorunlarýn temelden tartýþýlmasýna öncülük ediyor.
Kurtulmuþ bu özelliðini, bir Genel Baþkan olarak
da sürdüreceðinin ilk iþaretlerini, partinin 26 Ekim
kongresindeki konuþmasýnda açýkça ortaya koymuþtu. Liderliðini yaptýðý
Saadet Partisi’nin “Herkes
için özgürlük, herkes için
adalet ve herkes için refahýn adaletli paylaþýlmasý
mücadelesi” verdiðini söylerken de Kurtulmuþ, bugünün dünyanýn karþý karþýya kaldýðý malî krizin, aslýnda bir medeniyet ve zihniyet krizi olduðunu söylüyor. Ýçinde bulunulan
döneme “Tahakküm ve sömürüye dayanan; duyarsýz, insanlýðýn genel maslahatýný düþünmeyen; amacýný yitirmiþ, adalet yerine
sürekli sýnýflar üreten ve
acýmasýzca kastlar oluþturan bir uygarlýk modelinin,
her toplumu belalarla baþ
baþa býraktýðý ve açmazlarý
derinleþtirdiði bir dönemde” eleþtirisini getiriyor ve
söze “Bu kriz sadece ekonomik ya da politik deðildir; bu bir uygarlýk krizidir,” diyerek devam edi-
S
17:39 Uhr
Seite 23
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
Aralýk-Dezember 2008 Zi`l Hicce 1429
“Herkes için
adalet ve özgürlük”
yor. Kurtulmuþ, malî krizi
deðerlendirmeden önce,
malî krizi oluþturan sistemi konuþmak istiyor.
“Bu bir ahlak ve insanlýk sorunudur” diyen Kurtulmuþ bu yüzden, “Dünya’nýn yeni bir insanlýk ve
uygarlýk eksenine ihtiyaç”
duyduðuna vurgu yapmak
istiyor. Saadet liderine göre
“Küresel sistem, barýþý dilinden düþürmedi” ama
“silah satmaktan, kavgadan, çatýþmadan, savaþtan
baþka da bir þey üretmedi.” “Ýslam Dünyasý baþta
olmak üzere yoksul ve geliþmekte olan ülkelerin gelirlerinin büyük bir kýsmý,
özellikle silah þirketlerine
aktarýlmadý mý?” sorularýný sýralayan Kurtulmuþ bu
gerçeði bir “asimetrik savaþ” ve hatta “baþlý baþýna
bir terör” olarak tanýmlýyor
ve þu deðerlendirmeyi yapýyor: “Her yýl 1.3 trilyon
dolar silah pazarýndan pay
alýyor. Bu sürdürülebilir
bir istikrar deðildir. Bu sistemin sürdürülebilir olmamasýnýn sebebi, bizatihi bu
sistemi yöneten insanlarýn
çok kötü insanlar olmasýndan kaynaklanmýyor. Bu,
onlarýn zihin dünyasýnýn
yanlýþ olmasýndan kaynaklanýyor.” Kurtulmuþ daha
sonra cevaplarý kendi içinde olan þu sorularý soruyor: “Bilimsel ve teknolojik
ilerlemenin aðýr zirai ve
aðýr endüstriyel þartlardan
farklý olarak daha insani ve
daha fazla üretimle refahý
ve adaleti gerçekleþtirmesi
gerekmiyor muydu?”
Mevcut krizi deðerlendirirken Firavunlar dönemi ile karþýlaþtýrma yapan
Kurtulmuþ, krizin en
önemli noktalarýný da açýk-
lýyor:
“Þu an insanlýk, firavunlar döneminde bile olmayan büyük bir gelir daðýlýmý adaletsizliði ile karþý
karþýyadýr. Dünyada 7 milyar insanýn 3 milyarý, günde 2 dolarýn altýnda bir parayla geçiniyor, bu kabul
edilebilir bir þey deðildir.
Ama 300 þirket 3,5 milyar
insanýn yaþadýðý ülkelerin
milli gelirinden daha fazla
servete sahiptir. Hiçbir dönemde böyle bir adaletsizlik olmadý. Ne Firavunlar
ne de Nemrutlar döneminde böyle bir gelir daðýlým
adaletsizliði olmadý. Bu
sistem savunulabilir, sürdürülebilir bir sistem deðildir.”
Savunulma imkaný olmayan dünya ekonomisinin krize giriþ sebebini,
ekonominin artýk üretime
dayalý bir sistem olmaktan
çýkmasýna baðlýyan Kurtulmuþ, “Fiili üretimin 15
katý hizmet üretimi var”
dedikten sonra, dünyada
en çok kâr eden sektörlerin
hangileri olduðuna cevap
vererek krizin dayandýðý
sistemi ortaya koyuyor:
“Dünyada en çok kâr eden
sektör: Bankacýlýktýr. Zaman satýyorlar. Sigortacýlýktýr. Risk satýyorlar. Tu-
rizmdir. Eðlence satýyor.
Reklâmcýlýktýr. Ýmaj satýyorlar.” Bunun anlamý ise,
artýk, dünya ekonomisinin
neredeyse tamamen spekülatif, yani, reel olmayan
kazanç üzerine kurulmuþ
olmasýdýr.
Sorunu böylece irdeleyen Saadet Partisi’nin yeni
Genel Baþkaný Prof. Dr.
Numan Kurtulmuþ buna
alternatif olarak, adil paylaþýmý ön gören bir yapý ile
karþýmýza çýkýyor:
Kurtulmuþ’a göre, “O
zaman önümüzde bir tek
yol kalýyor.” Bu yol ise
“Daha adil, daha paylaþýmcý, dünyanýn zenginliklerini daha dengeli paylaþtýracak bir sistem” olmalý.
Bunun içindir ki; dünyanýn
mazlum kitleleri, “kendilerine öncülük edecek yeni
bir paradigmayý, yeni bir
sesi ve yeni bir medeniyeti
beklemektedirler.” Dünyanýn mazlum kitlelerinin
beklediði bu “yeni bir insanlýk ve uygarlýk ekseninin” ise temel parolasý “dayanýþma ve hakça bölüþme” olacaktýr.
Kurtulmuþ bu yeni
dünya politikasýnýn üretileceði yerin de Türkiye olmasý gerektiðine vurgu yapýyor: “Deklare ediyor ve
diyoruz ki; insanlýðýn aradýðý medeniyeti yeniden
yeþertecek iklim bu coðrafyadadýr, bizim topraklarýmýzdadýr.” Burada Kurtulmuþ için “özgürlük, adalet
ve refah“ gibi üç önemli olgu gündeme geliyor ve
Kurtulmuþ bu üç olguyu
da fýtrî olarak tanýmlýyor.
“Hiç kimse kendisine gayri
adil davranýlmasýna müsaade etmez. Hiç kimse baþkalarý refah içerisinde ya-
23
þarken kendisinin yoksulluk içerisinde yaþamasýna
razý olmaz. Bu üç temel deðer tamamen insanidir. Aslýnda tevhidin toplumlar
için öngördüðü temel perspektif de budur. Sadece
Müslümanlar için deðil,
herkes için. Bütün insanlar
için bunu saðlayacak anlayýþ ancak bizde var.”
Kurtulmuþ burada özellikle Saadet Partililere þu
uyarýlarda
bulunuyor:
“Her zaman adaletten, özgürlükten yana olmalýyýz.
Rüzgâr arkamýzdan eserken de karþýmýzdan eserken de, yoksulun mazlumun ve doðrunun yanýnda
olmalýyýz. Özgürlük tarafýný tutmaktan þüpheye düþtüðünüz zaman bilin ki, artýk sizin için düþüþ zamanýdýr.“ Çünkü “özgürlük olmazsa adalet olmaz, adalet
olmazsa refah olmaz, refah
olmazsa da istikrar ve huzur olmaz.“
Saadet Partisi lideri
Prof. Dr. Numan Kurtulmuþ, gerek Türkiye’de olsun gerekse dünyanýn diðer ülkelerinde olsun, özgürlüðün lafla olmayacaðýnýn üzerinde duruyor ve
gerçek bir özgürlükten
bahsedebilmek için, inanç
özgürlüðünün önündeki
engellemelerin kalkmasýný
istiyor. Kurtulmuþ Kudüs
Kriterleri dediði bu sistemi
þöyle açýklýyor:
“Osmanlýlarýn Kudüs’ü
dört temel unsur üzerine
idare ettiklerini düþünüyorum: Bunlardan birincisi,
herkes için inanç özgürlüðüdür. Herkes dilediðine
dilediði þekilde inanýr.
‘Hadi sen git þu köþede
inan’ demekle olmaz.” Bu
yüzdendir ki Kurtulmuþ’a
göre “Ýnancýn mutlaka yaþanmasý ve anlatýlmasý gerek. Yani inancýn baþkalarýna teklif edilme özgürlüðünün olmasý lazým. “ Ve,
“Propaganda özgürlüðü,“
inanç özgürlüðünün de temeli. Kurtulmuþ Kudüs
Kriterlerinin açýlýmýný da-
30. sayi sayfalar
30.04.2009
24
ha sonra þöyle yapýyor:
Herkesin kendi inancýnýn ve kültürünün dilediði
þekilde eðitimini alacaðý
“eðitim özgürlüðü” ile
“serbest dolaþým” ve “serbest ticaret” bu kriterlerin
temeli. Serbest dolaþým ve
serbest ticaretle, örneðin,
Ýskenderiye’de ticaretini
yapan birisi, oradan gelip
Ýskenderun’da ve oradan
da gelip Bursa’da gerekli
ticaret ihtiyacýný karþýlýyor.
Esnafsa, þimdiki ticaret
odalarýna tekabül eden esnaf loncalarýnýn oradaki
yerel üretim aðýnýn içerisinde kayýt olarak bu özgürlüðü kullanýyor.
Bu ilkelere Kudüs Kriterleri adýný koymasýnýn
sebebini ise Kurtulmuþ, bu
þehrin, çok dinliliði, çok
mezhepliliði ve farklý etnik
topluluklarý birbiriyle çatýþtýrmadan, bir arada 400
yýl bir arada yaþatabilmiþ
olmasý olarak gösteriyor.
“Hýristiyanlarýyla, Yahudileriyle,
Müslümanlarýn
bütün mezhepleri ve meþrepleriyle bir arada bulunduðu, ayrýca Türkleri,
Kürtleri, Araplarý, Çerkezleri ve diðer unsurlarýyla
birçok etnik yapýnýn bir
arada bulunduðu Kudüs.“
Ýktidar partisi olan
AKP’yi milletin kendisine
verdiði fýrsatý kullanamayarak verdiði sözleri tutmamakla eleþtiriyor Numan Kurtulmuþ. Oysa millet bugünkü hükümete görev verirken üç temel istekte bulunmuþtu Kurtulmuþ’a göre: “1. Adil bir geGMG Kuzey Ruhr Bölgesinin Zur Linde Hotelinde 3.sünü düzenlemiþ olduðu „Aile Eðitim
Semineri“ büyük ilgi gördü.
Ýki günlük program açýlýþ Kur´an-ý Kerim ile baþladý.
Ardýndan IGMG Kuzey
Ruhr Bölge Baþkaný Murat
Ýleri: “Çocuklarla Saðlýklý
I
17:39 Uhr
Seite 24
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
lir daðýlýmý saðla 2. Haklarýn ve özgürlüklerin önündeki tüm engelleri kaldýr 3.
Milleti iktidarýn gerçek ve
tek sahibi kýl.“
Kurtulmuþ bu politikalarýn arkasýnda, mevcut
oyunun kurallarý dýþýna
çýkmama arzusu olduðunu
savunurken, Türkiye’deki
iþleyen sisteme de sert eleþtiriler getiriyor.
Çünkü,
“Türkiye’de
öteden beri ‘Türk siyasetini perde arkasýndan biz
yönetiyoruz’ diyen bir siyasi elit var. Bu siyasi elitle
iþbirliði yaparak çýkarlarýný
çoðaltan ve pastayý hiç
kimseyle paylaþmak istemeyen bir de iktisadi elit
var.“
Kurtulmuþ, Türkiye’deki bu yapýnýn milletin önünü týkayan en büyük engel
olduðunu söylerken, bu
gerçekleri görmeden, Türkiye’de siyasetçinin asli
görevini yerine getirmesinin mümkün olmayacaðýna inanýyor. Zira bu sistem
“Milletin önünü kesen,
milleti boðan, dar kalýplara
mahkûm eden, toplumsal
deðiþimin ve geliþimin
önünde bir duvar gibi yükselen statüko“dur. Bu statüko Türkiye’de siyasetin
ve aslýnda milletin önünü
kesen yapýdýr. Bunu 4 baþlýk altýnda özetlemek
mümkündür.
Birincisi, Tanzimat’tan
bu yana süren millet ve
seçkinler ayrýþmasýnýn ortaya koyduðu “bürokratik
oligarþi”dir. Yani Türkiye’de sistem, demokratik
hayat
Aralýk-Dezember 2008 Zi`l Hicce 1429
gibi görünse de seçimle
gelmeyen ve denetlenemeyen bir bürokrasinin kontrolündedir. Çünkü, “1924
Anayasasý’nda “egemenlik
kayýtsýz ve þartsýz milletindir. Millet egemenliðini
TBMM eliyle kullanýr” ibaresi daha sonra sýnýrlandýrýlmýþ, egemenlik, kaynaðýný milletten almayan çeþitli
bürokratik kurum ve kuruluþlar ile TBMM arasýnda
paylaþtýrýlmýþ durumdadýr. Hatta, Türkiye’de sadece sivil ve askeri bürokrasinin hâkim olduðu bürokratik adacýklar mevcuttur. Bu adacýklarý millet
denetleyemiyor, millete
hesap vermiyorlar ve milletin bunlarýn üzerinde en
ufak bir yaptýrým gücü
yok.“
Ýkincisi, partilerin yapýsý ve siyasal temsildir. “Siyasal partilerin ön seçimlerle adaylarýný belirleyememesi ve seçim barajlarý,
milletin tercihlerinin tümünün parlamentoya yansýmasýný
engelliyor.“
Üçüncüsü, Türkiye’de siyaset, vehimler ve çatýþmalar üzerinden yapýlmaktadýr. Bilgiye dayalý, bir siyaset yok. Dördüncüsü ise,
“Türk siyasetinin uzun süredir dýþa baðýmlý hale gelmiþ olmasý“dýr.
Kurtulmuþ burada dýþ
politikada daha aktif bir
rol istiyor: “Mesela Irak
meselesini sadece kendi
güvenliði baðlamýnda görmüþtür. Hâlbuki Süleymaniye’deki Kürt de, Musul’daki Türkmen de, Bas-
ra’daki Þii de, Lübnan’daki
Maruni de, Üsküp’teki Arnavut da, Saraybosna’daki
Boþnak da, Gümülcine’deki Türk de, Erivan’daki Ermeni de, Batum’daki Gürcü de bizimdir. Böyle bakmadýðýmýz takdirde sorunlarýmýzý asla çözemeyiz.“
Saadet Partisi Genel
Baþkaný Prof. Dr. Numan
Kurtulmuþ, siyasetin en
önemli vasýflarýndan olan
seçmenin duygularýna da
hitap etmeyi ihmal etmiyor: “Siyaseti yakýn hedefler uðruna deðil, yüksek
idealler uðruna yapmaya
söz veriyorum“ diye baþladýðý vaadleri ile Kurtulmuþ, Türkiye’deki siyasî
arenada rol alan siyasetçileri ve politikalarýný eleþtirerek kendisinin farklý bir
yerde olacaðýna vurgu yapýyor. Kurtulmuþ’un verdiði sözler þöyle:
“Milletimin her ferdinin
benim gibi inanmasa da,
düþünmese de hak hukuk
özgürlük ve refah mücadelesi için ömrüm yettiði sürece sonuna kadar mücadele edeceðime söz veriyorum.
Sizleri hiçbir þart altýnda yalan söyleyip kandýrmayacaðýma
namusum
üzerine, inancým üzerine
söz veriyorum.
Siyasal ve kiþisel çýkarlar uðruna ‘ne yapalým reel
politik’ diyerek Allah’tan
baþkasýna kul olmayacaðýma inancým ve namusum
üzerine söz veriyorum.
Seçim zamaný yýldýzlarý
vaad edip, sonra unutarak
IGMG Kuzey Ruhr Bölgesi
Aile Eðitim Semineri yaptý
Ýletiþim ve Görevlerimiz“
adlý seminer verdi.
IGMG Kuzey Ruhr Bölgesi Eðitim Koordinatörü
Zeki Þeker de: “Hz. Pey-
gamberimiz (s.a.v)´in Aile
Hayatý“ adlý seminerini
sundu.
Zeki Þeker`den sonra
Bölge hatiplerinden Meh-
met Efe Hocaefendi sözü
aldý. Efe Hoca “Aile” adlý
seminerini sundu.
Daha sonra IGMG Genel Merkez Kadýn Kollarý
dosya
umutlarý boþa çýkarmayacaðýma söz veriyorum.
Asla yapamayacaðým
þeyleri söylemeyeceðime,
söylediklerimi gerçekleþtirmek için, tüm varlýðýmla
çalýþacaðýma söz veriyorum.
Siyaseti bir çýkar ve zenginlik aracý haline getirmeyeceðime, Harun gibi gelip
Karun gibi gitmeyeceðime,
namusum üzerine söz veriyorum.
Musa gibi gelip, Firavunlaþmayacaðýma, namusum üzerine söz veriyorum.
Osman Gazi vasiyetinde diyor ki, “Ey oðul ne
boþ heveslerle vakit geçir,
ne de verimsiz kavgalarla.” Boþ tebessümlerle, verimsiz kavgalarla bu milletin vaktini heba etmeyeceðime söz veriyorum.
Zalim olmayacaðýma,
alemi adaletle þenlendireceðime benliðimin üzerine
söz veriyorum.
Maðdurlarýn, mazlumlarýn, güçsüzlerin yanýnda
duracaðýma söz veriyorum. Güçsüz býrakýlanlar
adýna sonuna kadar mücadele edeceðimize söz veriyorum. Adalet, özgürlük
ve refahý saðlamak için,
bütün gücümle çalýþacaðýma söz veriyorum.
Halkýn ve hakkýn sözüne muhalif davranmayacaðýmýza söz veriyorum.“
Görüþlerini özetlemeye
çalýþtýðýmýz Saadet Partisi
Genel Baþkaný Prof. Dr.
Numan Kurtulmuþ’a Cenab-ý Hakk’tan baþarýlar
diliyoruz. Allah yardýmcýsý
olsun.
Eðitim Baþkaný Tünay Ermiþ “Evlilikte Huzur” adlý
seminerini slayt gösterisi
ile sundu.
IGMG Kuzey Ruhr Çocuk Kulübü de iki gün boyunca 11 çocuðu eðitti.
Onlarý hem memnun ettiler hem de eðlendirdiler.
3.sü düzenlenen bir
“AÝLE EGITIM SEMINERÝ” de böylece sona erdi.
30. sayi sayfalar
30.04.2009
dosya
... O Ýstiklal Marþýmýz’ýn
yazarý, milli þair diye tanýnan ve anýlan yüce zat. O
hayatý boyunca ruhi çileler
ve ýstýraplar çekmiþ, yaþamýþ olduðu toplumun
dertlerini farketmiþ ve onlarý kaleme alarak dile getirmiþ bir insan. O sadece
bir þair deðildi. Ayný zamanda bir din adamýydý.
Onun ciddi bir sýkýntýsý
vardý. Ve bu sýkýntýsýný ifade edip, kendisini anlayýp
kendisiyle hemfikir olan
insanlarla paylaþmak istiyordu. Yaþam süresi boyunca Ýslam Ümmetinin
dini, milli ve hayati dertlerine üzülmüþ, onu kendisine dert edinmiþ ve 63 yaþýnda rahatsýzlýðýndan dolayý Hakk’ýn rahmetine kavuþmuþtur. 63 yaþýndayken Azrail (a.s.)’in onun
kapýsýný çalmasýndan mutluluk duyuyordu. Çünkü
Allah Rasulüde ayný yaþta
dünyaya gözlerini yummuþtu...
“Aðlarým, aðlatamam.
Hissederim, söyleyemem.”
diyordu Mehmed Akif.
Üzüntüsünü ve elemini
böyle ifade etmeye çalýþýyordu. O hep aðlýyordu.
Kendisi “aðlarým, aðlatamam.” desede, aslýnda aðlatýyor insaný. Akif’in eserlerini okuyupta etkilenmemek, aðlamamak mümküm deðil. Akif’in eserleri
insana öyle bir tesir ediyor
ki, onun kanayan yarasýndan okuyucusuda payýný
alýyor. Neden aðlýyordu
acaba? Onu aðlatan, dertlere sokan ve hastalýklara
iten neydi? Mehmed Akif
halký bulunmuþ olduðu zihin darlýðýndan kurtarmak
ve insanlarý uyanýþa ve harekete çaðýrýyordu. O eserleriyle herkese ferdi bir sorumluluk yüklüyor ve herkesin üzerinde bir görev
düþtüðünü vurguyla beyan ediyordu ve
“Sahipsiz olan memleketin batmasý haktýr, sen
sahip olursan bu vatan batmayacaktýr.” diyerek durumun ciddiyetini insanlarýn gözü önüne koyuyordu.
Akif bir þeyler hissediyor, fakat o hissettiklerini
söyleyemediðini iddia ediyor. Þiirlerine bakýldýðýnda
ise, hissettiklerini söyleyebildiðini ve ayný zamanda
hissettiði gibi, hissettirdiðini hissettirebildiðini görü-
17:39 Uhr
Seite 25
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
Aralýk-Dezember 2008 Zi`l Hicce 1429
27 Aralýk Mehmed Akif
Ersoy’un Ölüm Yýldönümü
göstermiþtir. Bu uyguyoruz. Akif þiirlerinde
lama titizlikle üstünde
insaný kendi dünyasýna
durduðu dakikliði, vegötürüyor ve insana
falýlýðý ve sadakatýndan
ayný acýlarý ve elemleri
baþlýyor, spora olan
yaþatýyor. Yalnýzlýðý sesevgisine, espirisine ve
ven ve tercih eden bir
sabrýna kadar devam
insan. Þahid olduðu
ediyordu. Sanata olan
olaylardan rahatsýzlýk
meylini ve alakasýný
duyduðu için onlardan
yazmýþ olduðu þiirleryalnýzlýðýna kaçýyor.
den ziyade üflemiþ olAyný zamanda bu yükü
duðu neyle ziyadeleþyalnýz baþýna taþýyamýtirmiþtir.
yacaðýný biliyor.
Ve çekmiþ olduðu
Babasý tarafýndan
Stj. Av. Selma Öztürk almýþ olduðu saðlam
bu acýya okuyucusunu
þöyle davet ediyor:
eðitiminden
dolayý
“Gitme ey yolcu, bera- söylüyordu. Akif’in kana- Arapça lisanýný çok iyi biliber oturup aðlaþalým. Ele- yan yarasý buydu iþte.
yordu.
Keskin bir zekaya ve
mim bir yiðidin karý deðil
Bunun için de Atamüthiþ bir hafýzaya sahip türk’ün Kuran-ý Kerim’i
paylaþalým.”
Mehmed Akif kendini olan Mehmet Akif daha 20 Türkçe’ye tercüme edilmebir
gençken si teklifini getirdiðinde ve
tanýmlamýþ ve “kafa kaðý- yaþýnda
Kur’an’ý
ezberleyip
hafýz bu tercümeye kim üstlenedýnýn” adýný Müslüman
olmuþtur.
Kur’an’ý
sýrf
di- bilir sorusu sorulduðunda
Türk koymuþ. Dinine ve
liyle
kuru
kuru
okuyup
yeakla gelen ilk insan Mehahlakýna baðlý olan Akif
tinmemiþ,
onu
hayatýnýn
med Akif olmuþtur. Mehkendisi hakkýnda þu itirafher
saha
ve
alanýnda
yaþamed Akif Kuran’ý Kerim’i
ta bulunuyor:“Gençliðimde dindar bir insan olma- yýp uygulama cabasýný talimat üzere Türkçe’ye çevirmiþtir. Bazý tarihi olay
saydým, bir çok günah iþleve geliþmelerden dolayý ise
yebilirdim.” Demek ki
bu tefsir çalýþmasý imha
onun ölçüsüde, prensipleedilmek mecburiyetinde
ride ortadaydý. Ve bu ilkekalmýþtýr.
sine hayatýnýn sonuna ka“Allah-u Teala Kur’an-ý
dar riayet etme gayretinKerim’i türkçe lisanýyla indeydi.
dirmiþ olsaydý, Cebrail’i
“Ýki mukaddesatým var:
hiç þüphesiz Mehmed Akif
Birisi dil diðeri din.” Bu iki
olurdu.” diyen Süleyman
mukaddes deðerlerin muNazif belkide onun bir dehafaza edilmesi gerektiðini
ha olduðunu fark eden invurguluyor, onlarýn elden
sanlardan birisidir.
gittiði taktirde ne büyük
Mehmed Akif öyle bir
felaketler
yaþanacaðýný
25
hüviyete sahip bir insan ki,
kendisinde bulunan vasýflar Peygamber Efendimizin meþrebini hatýrlatýyor.
Ve kendisinde dört büyük
halifenin vasýflarýný taþýyor
adeta. Onun karakterini
tahlil edip analizde bulunanlar, onda Hz. Ebu Bekir’in sadakatý ve güvenilirliðini, Hz. Ömer’in þecaat ve cesurluðunu, Hz. Osman’ýn ar ve hayasýný ve
nitekim Hz. Ali’nin bilgi ve
zekasýný bulurlar.
Þahsýna yapýlan hakaretlere ve haksýzlýklara sabredip susabiliyordu belki.
Lakin Allah’a ve Rasulune
yani dinine ve imanýna yapýlan hiç bir hakarete tahammül edemiyordu, susmuyordu ve o cürette bulunanlara: “Elimden gelse
seni tepelerim.” diyecek
kadar cesur ve mertti.
Mehmed Akif yaþamý
ve düþünceleriyle tam bir
nümune insandýr. Gençlere
örnek gösterilecek saðlam
ve kuvvetli bir þahsiyetti o.
Mehmed Akif’i tanýmak,
onun ruhunu anlayýp kavramak ve onun sürdürmüþ
olduðu bir hayat sürdürmek...
Merhumun kabri Ýstanbul’da Edirnekapý’da ki Þehidlik’te bulunmaktadýr.
Ýmkaný olan herkese orayý
ziyaret etmesini tavsiye
ederim... Fakat merhumun
ruhuna bir Fatiha okumak
için illede o kabristan mekanýnda beden bulunmak
þart deðil...
Her müslümam gencin
kitaplýðýnda bulunmasý gereken bir eser Mehmed
Akif’ Ersoy’un Safahat’ýdýr.
Safahat Akif’in tek þiir kitabýdýr. Bütün þiirlerini Safahat’ta toplamýþ, Ýstiklal
Marþý’ný ise “Kahraman
Ordumuz’a” yazýp, ithaf
ettiði için onu halka mal
edip Safahat’ýna almamýþtýr.
Bir türk müslüman genci olarak bize burada düþen görev herþeyden önce
Akif’i ve Akif gibi nice büyük insanlarýmýzý tanýmak
ve onlarýn hayatlarýný kendimize örnek almaktýr.
Merhumlarý anýp yad etmek, onlarýn kýymetli eserlerini tanýyýp, o eserleri içimize sindirip kendimizde
yaþatmaktýr. Nesillere düþen görev budur iþte.
30. sayi sayfalar
30.04.2009
26
ünyadaki tüm dinlerde ibadetler (ritüeller)
büyük
önem taþýmakta ve inancýn
zaruri kýsmýný oluþturmaktadýr. Bu ibadetler arasýnda
yer alan ve kelime olarak
“yaklaþma” manasýna gelen Kurban ibadeti tüm
dinlerde karþýlýðýný bulmaktadýr.
Kur’an-ý Kerim insanýn
Allah’a (cc) kulluk etmek
üzere yaratýldýðýný bildirir.[1] Dine olan bu tabî
meyil insanýn fýtratýnýn bir
parçasýdýr.[2] Ancak insanýn dine duyduðu bu ihtiyaç sadece Kur’an-ý Kerim’de dile getirilmez;
özellikle Dinler Tarihi ve
Antropoloji[3] gibi bilim
dallarý, en primitif toplumlardan günümüzün çaðdaþ
toplumlarýna kadar hiçbir
insanýn dinsiz olmadýðýný
veya herhangi bir dinsel
düþünce veya davranýþa
sahip olmadan yaþam sürdürmediðini göstermiþtir.
Bu açýdan bakýlýrsa dinin
yaþamýn bir þartý olduðunu
söyleyebiliriz.
Dünyadaki tüm dinlerde ibadetler (ritüeller) büyük önem taþýmakta ve
inancýn zaruri kýsmýný
oluþturmaktadýr. Bu ibadetler arasýnda yer alan ve
kelime olarak “yaklaþma”
manasýna gelen Kurban
ibadeti tüm dinlerde karþýlýðýný bulmaktadýr. Ýþte bu
yüzden Kuran-ý Kerim’de ;
“Biz, her ümmete -(Kurban
D
GMG Güney Bavyera
Bölgesi Kadýn Kollarýnýn düzenlemiþ olduðu Yatýlý Aile Eðitim ve
Gençlik Seminerlerine bir
yenisini daha ekledi. Eðitim seminerini çoðunluðunu gençlerden oluþan
doksan kiþilik bir katýlýmla gerçekleþtirdi.
Büyük çoðunluðunun
genç kýzlarýn oluþturmasý,
gençlerimizin böylesi organizasyonlara olan ihtiyacýný sergiliyordu. Üç
gün süren seminerlerin
ana konusu, aile içerisin-
I
17:39 Uhr
Seite 26
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
Aralýk-Dezember 2008 Zi`l Hicce 1429
Fýtrat ve Kurban
kesmeye uygun) hayvan cinsinden kendilerine rýzýk olarak verdiklerimiz üzerine Allah'ýn adýný ansýnlar diye- kurban kesmeyi gerekli kýldýk. Ýmdi, Ýlâhýnýz, bir tek Ýlah'týr. Öyle
ise, O'na teslim olun.
(Ey Muhammed!) O
ihlâslý ve mütevazý insanlarý
müjdele!”
[22:34] buyrulmaktadýr.
Kurban düþüncesi
ve uygulamasý yalnýzca
çaðdaþ dinlerle sýnýrlý
deðildir. Eski Mezopotamya’da bile kurban uygulamasýndan söz edilmektedir. Bu ve buna benzer bilgiler yaratýcýya yaklaþmak
amacýyla onun adýna bir
hayvanýn kurban edilmesi,
insan fýtratýnýn dinî bir ihtiyacýný karþýlamaktadýr.[4]
Tevhid inancýna sahip
dinlerde ilk kurban olayý
Kabil ve Habil’e atfedilmektedir. Tevrat’ta; Habil’in sürüsündeki ilk doðan hayvanlardan birini
seçip tanrýya sunduðu kurbaný kabul edilirken, Kabil’in tarladan getirdiði
ürünlerin kabul edilmediði
ve bunun neticesinde Kabil’in Habil’i kýskançlýk nedeniyle öldürdüðü anlatýlýr.[5] Kur’an-ý Kerim’de bu
kýssa þöyle anlatýlmakta-
Ali METE
dýr: “Onlara, Adem'in iki
oðlunun haberini gerçek
olarak anlat: Hani birer
kurban takdim etmiþlerdi
de birisinden kabul edilmiþ, diðerinden ise kabul
edilmemiþti. (Kurbaný kabul edilmeyen kardeþ, kýskançlýk yüzünden), ”Andolsun seni öldüreceðim”
dedi. Diðeri de ”Allah ancak takvâ sahiplerinden
kabul eder” dedi”. [5:27]
Hem Tevrat’ta hem de
Kur’an-ý Kerim’de Habil’in
halis inanç ve Allah korkusuyla sunduðu kurbaný kabul edildiði yer almaktadýr.
Bu en ziyadesiyle þu ayetlerde karþýlýðýný bulmaktadýr; “Onlarýn ne etleri ne
de kanlarý Allah'a ulaþýr;
fakat O'na sadece sizin
takvânýz ulaþýr…” [22:37]
Ýlahî vahye dayanan
dinlerde kurban Allah’a yapýlan ibadetlerin önemli bir kýsmýný
oluþturur. Çok tanrýcýlýða (Þirk) meydan vermemek için bu dinlerde tek bir tanrýnýn adýna kurban kesmeye
izin verilmiþtir. Her ne
kadar uygulamada bazý farklýlýklar olsa da,
bu dinlerde kurban ile
ayný hedef gözetilmektedir; Ýslam’ýn taþýyýcý
sütunlarý olan Allah’ýn
birliðine þahadet, yani
tevhid, takva ve itaat.
Kurban, insanlara Allah’ýn rýzk sahibi olduðunu
ve her þeyden üstün olduðunu tekrar hatýrlatýr. Bugüne kadar yaþamýþ, yaþayan ve yaþayacak olan her
þeyin ona döndürüleceði
Kur`an-ý Kerim’de þöyle
bildirilir: “De ki: Þüphesiz
benim namazým, kurbaným, hayatým ve ölümüm
hepsi âlemlerin Rabbi Allah içindir.” [6:162]
Kurban Ýslam dini baðlamýnda ayrýca Hz. Ýbrahim’in (as) bir mirasý olarak kabul edilir. Rüyasýnda
ona emredilmesi üzerine,
Hz. Ýbrahim’in (as) tek bir
oðlu Ýsmail’i Allah’a itaatin
bir göstergesi olarak kurban etmeye hazýr olmasýydý bu miras. Kur`an-ý Kerim’de bu kýssa þöyle anla-
IGMG Güney Bavyera Kadýn
Kollarý`ndan Yatýlý Eðitim Semineri
de iletiþim ve eðitim hatalarý, bunlarýn çözüm yollarý idi.
Seminere Türkiye`den
katýlan eðitimci yazar Mine Alpay Gün Hanýmefendi, kendisine has mütevazi uslubuyla genç kýzlarýmýz ve annelerimizle
tecrübelerini paylaþtý.
Katýlýmcýlar güzel anlar geçirerek, Bölge Kadýn
Kollarý
hatibelerinden
Hanife Soysal Hanýmefendinin sunduðu „Rasulullah ve Eðitim“ konularýyla bilgilerine bilgi kazandýrdýlar.
Yine Bölge Hatibelerinden Eðitimci, Pedagog,
Rukiye Turan Hanýmefendinin paylaþtýðý uygulamalý motivasyon aðýrlýklý
bilgiler oldukça ilgi gör-
dü.
Gençlik ve Eðitim birimlerinin hazýrlamýþ olduðu deðiþik konulardaki
Workshoplar eðlenceli ve
faydalý dakikalar geçirilmesini saðladý. Bilgi alýþveriþi ve kaynaþmanýn
yoðun bir þekilde yaþandýðý üç günlük beraberliðin son günü IGMG Güney Bavyera Bölge Kadýn
dosya
týlýr. Hz. Ýbrahim (as) Allah’a þöyle der: “O: ”Rabbim! Bana sâlihlerden olacak bir evlat ver”, dedi. Ýþte o zaman biz onu uslu bir
oðul ile müjdeledik. Babasýyla beraber yürüyüp gezecek çaða eriþince: Yavrucuðum! Rüyada seni boðazladýðýmý görüyorum;
bir düþün, ne dersin? dedi.
O da cevaben: Babacýðým!
Emrolunduðun þeyi yap.
Ýnþallah beni sabredenlerden bulursun, dedi. Her
ikisi de teslim olup, onu alný üzerine yatýrýnca: Biz
ona: ”Ey Ýbrahim!” diye
seslendik. Rüyayý gerçekleþtirdin. Biz iyileri böyle
mükâfatlandýrýrýz. Bu, gerçekten, çok açýk bir imtihandýr. Biz, oðluna bedel
ona büyük bir kurban verdik. Geriden gelecekler
arasýnda ona (iyi birnam)
býraktýk: Ýbrahim'e selam!
dedik. Biz iyileri böyle
mükâfatlandýrýrýz.”
[1] "Ben cinleri ve insanlarý, ancak bana kulluk etsinler
diye yarattým." [51:56]
[2] "Sen yüzünü hanîf olarak dine, Allah insanlarý hangi fýtrat üzere yaratmýþ ise
ona çevir. Allah´ýn yaratýþýnda deðiþme yoktur." [30:30]
[3] Ýnsan bilimi; Yunancadan: ánthropos „insan“ ve
lógos „bilim“
[4] S. G. F. Brandon, A
Dictionary of Comparative
Religion, London, 1970, s.
545
[5] Eski Ahit, Tekvin, 4,38
Kollarý Baþkaný Ayþe Ergan Hanýmefendi böyle
organizasyonlarýn getirdiði faydalara deðinerek
proðramda emeði geçen
tüm görevlilerine ve katýlýmcýlara teþekkür etti.
Tekrar böyle güzel beraberliklerin olmasýný temenni ederek vedalaþýrken duygulu anlar yaþandý. Katýlýmcýlar kýsa zaman zarfýnda yeniden
böyle programlar beklediklerini ifade ederek
memnun bir þekilde ayrýldýlar.
30. sayi sayfalar
30.04.2009
dosya
Seite 27
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
üyüklerimizin bir oh
çekerek hasretle andýklarý o nostaljik ifadelerini hatýrlarýz hep, bayram günlerinde: Ah o eski
bayramlar nerede diye. Ama
o eski bayramlar artýk olmayacak. Evet, o bayramlar
bundan sonra olmayacak.
Bu durum, hem, eþyanýn tabiatýna aykýrý, hem de, zaman, mekan deðiþiminden
kaynaklanan hayat anlayýþýmýzdaki farklýlýklar sebebiyle olmayacak. Eðer o eski
bayramlarý aynýyla yaþayabilseydik, belki de bizler bu
gün, o bayramlardan zevk
almayacaktýk. Zevk alamazdýk, çünkü, o bayramlara tad
veren ruh halimiz tamamýyla farklý. Üstelik buna, bizim
gibi “gurbet”te yaþayan göçmenlerin içinde yaþadýklarý
tüm þerait de eklenince, hayýflandýðýmýz bayramlarý yaþayamayýz. Belki, o eski bayramlara ihtiyaç yoktur da.
Eðer buna ihtiyaç duyuyor
isek, ihtiyaç duyduðumuz
tek þey, bayramýn aslî ruhunu yeniden hayatýmýza ve
içinde bulunduðumuz þartlara uyarlamamýz olacaktýr.
Aslýný sorarsanýz, bayramlar eskimiyor, onlarý bizler eskitiyoruz. Ne yazýk ki,
zaman zaman öykünsek de,
büyüklerimizin güzel geleneklerini, bayramlara tad
katan davranýþlarýný küçümsüyoruz. Çok çok küçük bir
örnek. Yapanlarýmýza haksýzlýk etmeyelim, amma ve
lakin, ceplerde, bir küçük çocuk gelir de bayram sevinci
olarak, gönlünü alýp, o masumiyeti ile duasýný beklemek amacýyla taþýnan þekerlerin, bozuk paralarýn geri
gelmesi mümkün deðil mi?
Mümkün. Buna imkanýmýz
yok mu? Var. O zaman, bayramlarýn eskidiðini nasýl
söyleyebiliriz?
Bayramýn birinci temel
ruhu, sevindirmek ve sevinci ortak olarak paylaþmak
deðil midir? Yaþlarý ortanca
ve daha büyük olanlarýmýz,
kendi çocukluklarýný bir hatýrlasýnlar; hepimiz nasýl da
bir bayram telaþý içindeydik.
Hani o zamanlar, çocuklar
büyüklüðe bir adým atabilmek için, (—ki o bir adým,
bir arpa tanesi kadar boyla-
B
17:39 Uhr
hayat
O eski bayramlar
artýk olmayacak!
rýnýn uzamasý idi)— arefe günü gelmeden bir
akþam önce mutlaka
gusledip yýkanýrdý. Geçmiþlerini unutmamak
için, sabahleyin ilk yapacaklarý iþ, güneþ doðumu ile birlikte kabristana gidip, en yakýnlarýndan baþlayarak, baþta
Hz. Adem (a.s.) olmak
üzere, Peygamberimiz
(s.a.v.) ile birlikte tüm
peygamberlere, ümmetin tüm alimlerine ve fakat yalnýzca adaletli sultanlara, bilinen ve bilinmeyen her bir ferdi için
dua ederdi. Þimdi diyelim, doðrudan kabristana gitme imkanýmýz yok. Lakin o ruhu, aynýyla evmizde
yaþama imkanýmýz da mý
yok? Kýsacasý bu, kaybedilen
bayramýn deðil, kaybedilen
ruhumuzun resmidir, aslýnda.
Her bayramda iki þey
dikkatimi çeker durur hep.
Birincisi, bayram vaazlarýnýn
vaz geçilmez tavsiyesidir ki,
bu tavsiye, bayramýn aslî ruhunu yansýtýr. “Üç günden
fazla birbiriyle dargýn ve küs
duranlar bizden deðil” Hadis-i Þerifi’nin hatýrlatýlarak,
ümmetin birbirine olan kardeþliðinin pekiþtirilmesi için
yapýlan bu hatýrlatmanýn yaný sýra, Bayram Hhutbelerindeki tekbirler ve “La havle
vela kuvvete illa bi’llahi’l
Aliyyi’l Azim” ifadeleridir.
Neden bu kadar kýsa, ama
bir o kadar da özlü ve anlamlý? Evet insanlarý unutmayacaðýz da, bizlere bugünleri bahþeden Rabb’imizi
hiç unutmayacaðýz. Zira O,
tek ye yalnýzca en büyük ve
en güçlü iktidar sahibidir.
Hayatýmýzýn temellerini bu
anlayýþ üzerine kurabilirsek,
ancak o zaman, eski bayramlarý býrakýp, her yeni bir bayram, bizler için, iyi birer
Müslüman olarak sevinçlerimizi de üzüntülerimizi de
27
Aralýk-Dezember 2008 Zi`l Hicce 1429
Ýlhan BÝLGÜ
paylaþabileceðimiz bayram
olabilir.
Hepimiz biliriz ki, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)
bayram günlerinde oruç tutmayý yasaklamýþtýr. Bu yasaðýn hikmeti nedir ki? Düþünmek zorundayýz. Ve Efendimizin bayram gününü aynýyla takip edersek, her bayramý yeni bir bayram yapabiliriz. Hatýrlayalým. Güneþ
doðduktan sonra, ümmetin
çoluk-çocuk, kadýn, yaþlý demeden hepsini “Musalla”ya
çaðýrýrda Efendimiz. (Musalla, namaz kýlýnan yer, meydan demektir.) Ki bu amaçla,
Medine’de mescide 700-750
metre uzaklýkta bir meydan
yapýlmýþtý. Bu namaza herkes davetli idi. Hatta rivayetler, namaz kýlma durumunda olmayan kadýnlarýn
dahi Musalla’ya çaðýrýlarak,
namaz kýlýndýktan sonraki
duaya iþtirakleri ve verilen
hutbeyi dinlemeleri hususunda ittifak halindedir. Alanýn büyüklüðü ve arkadaki
kadýnlara sesinin gitmemiþ
olabileceði imtimali ile de
Efendimiz, özel olarak kadýnlarýn bulunduðu bölüme
gider ve orada onlarla yeniden sohbet eder ve nasihatte
bulunurdu. Namaz kýlma
alanýnda, namaz sonrasýnda
mü’minlerin birbirleri ile ku-
çaklaþmalarý ve bayramlarýný tebrik etmeleri için
imkan
oluþtururdu.
Farklý yörelerden gelseler de, örneðin, Habeþliler kendi geleneklerine
göre eðlenceler düzenlerler ve bu eðlenceleri
Efendimiz ehli ile beraber izlerlerdi. Çünkü bugün, Müslümanlarýn ortak sevinç ve sevinçlerini
gösterme günü idi. Bizler, Avrupa’da belki böylesi bir bayramlaþma imkanýna sahip deðil isek
bile, buna imkan oluþturma durumunda deðil
miyiz? Bir bayram sabahý, büyük salonlar kiralanarak, çoluðumuzla çocuðumuzla, kadýnlarýmýz ve
büyüklerimizle, beraber namaz kýlýp, namaz sonrasýnda
birbirlerimize yapacaðýmýz
maddî ikramlarýmýzýn yaný
sýra, en kalbî muhabbetlerimizi ikram edebiliriz. Bizler,
“”Þüphesiz müminler birbirleri ile kardeþtirler,” (Hucurat Sûresi, [49:10]) emrinin
ve tesbitinin muhabatý olduðumuza göre, ek yakýn akrabalarýmýzdan baþlayarak bu
muhabbetimizi artýracak, biribirimizi unutmadýðýmýzý
gösteren fiillerle, yepyeni
bayramlarý yaþayabiliriz.
Bayram günlerinde, dostlarýmýzý davet ve onlarýn davetlerine icabet etmeyi hepimiz bir görev biliriz. Belki
de, bir gün öncesinde ziyaretinde bulunduðumuz, ellerini öpüp hayýr dualarýný aldýðýmýz anamýzýn-babamýzýn,
akrabalarýmýzýn ve dostlarýmýzýn bu günde yeniden gönüllerini aldýðýmýz andaki
farký gözlerimizin önüne getirelim. Ne oluyor da, bir anda kimyamýz deðiþiyor? Deðiþen þey aslýnda, bu buluþmalara, gönül almalara anlam veren bayramlarýmýzýn
ruhudur. Efendimizin ümmeti ile bir araya gelmek için
hazýrladýðý o “Musalla”’daki
bayram havasýnýn günümüze yansýyan manasýdýr, bu
sevincimizi daha da tatlý ve
doyurucu kýlan.
Hâlâ yaygýn bir gelenektir. Türkiye’de köylerde, namaz sonrasýnda panayýrlar
kurulur, dualarla Müslümanlar birbirlerinin bayramlarýný tebrik için musafaha
ederler. Þehirlerde kurulan
bayramlarda ise buna benzer gelenekler fazla yaygýnlaþmamýþ olsa bile, namaz
sonrasýnda imamdan baþlayarak cemaat birbiriyle bayramlaþýr.
Çocuklarýmýzýn
þaþkýnca bir sevinçle cemaate karýþtýðý, büyüklerinin ellerini öperken baþlarýnýn okþandýðý bu anlarý, alanlarý
dar olan camilerimizde, bizler de yaþatma gayretindeyiz. Bu bayramlaþma bile
genç nesillerimizin bayramlar yoluyla kimlik bulmalarýna yardýmcý oluyor.
Genç nesillerimizin, kendi bayramlarýný bilme ve öðrenmeleri zorunludur da, bu
bayramlarý onlara öðretmek,
o bayram ruhunu onlara aþýlamak da bizim görevimizdir. Diyanet Ýþleri Baþkaný’nýn bu Ramazan’da “Býrakýn çocuklarýmýz teravih esnasýnda camilerde oynasýnlar” anlamýndaki uyarýsýný,
kendimize adapte ederek,
býrakalým çocuklarýmýz bayramlarýný öðrensinler diyebiliriz. Buradaki býrakalým ifadesi, hadi yapalým, yapmak
zorundayýz, anlamýnda deðerlendirilmelidir.
Ramazan bBayramý öncesi, acaba, Fýtýr sadakasý niçin
verilir; Kurban Bayramý’nda
da ümmetin, yoksullarýnýn
gönüllerinin alýnmasý için,
kKurban niçin kesilir? Yani,
neden sadakalar tam namaz
öncesinde, kurban tam da
namaz sonrasýnda kesilir ve
verilir? Her halde, bayramlaþma imkaný olmayanlara
da, bayramýn farkýný göstermek içindir. Elbette ki Allah
böyle emretmiþtir. Emretmiþtir de, bunun hikmet-i
ilahîsini bulmak, aramak ve
o hikmete binaen bu emre
tâbi olmak da bizim görevimizdir.
Bayramýnýz mübarek olsun.
AÞAÐIDA ÝSÝMLERÝ GEÇEN MÜÞTERÝLERÝMÝZ ADINA
OKUYUCULARIMIZIN KURBAN BAYRAMLARINI KUTLUYORUZ
Bayram Aggül, Avukat Özlem Tuncer, Computer, Mehmet Demir, Antalya Kuyumcu, Önder (Fenster & Türen),
Antep Sofrasý, Ayhan GmbH, Hicret Market, Hicret Basar, Avukat Sevda Babayiðit, Avukat Murat Baþpýnar, KFZ
Technik T.Taþkýn, Int Bau Kapý Pencere, Büro Service Pehlivan, Aktürk Avize ve Özkul Halý, Pader Cars an und
Verkauf, Türkische Eltern Verein Bielefeld Nezahat Yýldýrým, Cafe Villia, Akasya GmbH
30. sayi sayfalar
30.04.2009
17:39 Uhr
28
eðerli Okuyucularýmýz: Þoför Okulu
Ýþletmemiz nedeniyle Ehliyet hakkýnda yapýlan son deðiþiklikleri siz
deðerli vatandaþlarýmýzý
bilgilendirmek amacýyla
aktarmayý kendimizi görevli hissederek bu yazýyý
yazmaya karar verdik. Ýnþallah sizlere faydalý olabilirim.
Son bir kaç yýl içerisinde
Avrupa Kanun ve Kurallarýna Uyum amacýyla bir
çok Avrupa ülkelerinde olduðu gibi Almanya`da da
bir çok deðiþiklikler yapýldi, yapýlýyor ve daha da yapýlacak.
Bugün bunlardan sadece birkaçýný sizlere açýklamak istiyorum.
-Aðýr Vasýta Ehliyeti Ýle
Ýlgili Yapýlan Deðiþiklikler
-Türkiye`den veya 3. ülkelerden alýnan ehliyetlerde yapýlan deðiþiklikler
-Almanya`da almýþ olduklarý Ehliyetin herhangi
bir suç nedeniyle ellerinden alýndýktan sonra geri
alma hakkýnda yapýlan deðiþiklikler
-Yazýlý imtihanlarýnýn
bilgisayar da yapýlacaðý
hakkýnda deðiþiklikler.
Aðýr Vasýta Ehliyeti Ýle
Ýlgili Yapýlan Deðiþiklikler
Aðýr vasýta ehliyeti almak
isteyenler
için
01.09.2009 tarihi önemli bir
gün olacak çünkü: Bu tarihden sonra aðýr vasýta ehliyeti alanlar herhangi bir
firmada çalýþmak için ek
bir kurs ve Almanca yazýlý
imtihan yapmak zorunda
kalacaklar bu kursu yapmayanlar her hangi bir firmada çalýþamayacaklar.
Aðýr vasýta ehliyetlerini
01.09.2009 tarihine kadar
alanlar sadece 35 saatlik
“Weiterbildungskurs” yani
“Geliþtirme Kursu” yapacaklar ve imtihan olmayacaklar.
Bu kursun adý “Beschleunigte Grund Qualifikation” yani “Hýzlandýrýlmýþ
Yeterlilik Temelkursu”
Kanunen baþlangýç tarihi: 01.09.2009 tarihinden
itibaren geçerli.
Kursun süresi: en az 130
saat sözlü ders ve en az 10
saat direksion dersi.
Ýmtihan þartlarý: Kursun
sonunda sözlü ve yazýlý imtihan IHK`larda Almanca
olarak yapýlacak ve Almanca ders kitaplarý var sadece
D
Seite 28
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
Aralýk-Dezember 2008 Zi`l Hicce 1429
Ehliyet Konusunda En Son
Yapýlan Deðiþiklikler Nelerdir!
simulasyonlu.
Kursun yapan kiþiye maliyeti: 2500 ile
4000 Euro arasý olacak.
Yapýlacaðý yer: Müsadesi olan Aðýr vasýta
ehliyeti veren þoför
okullarý.
Aðýr Vasýta Þoförü
Olarak Çalýþmak Ýsteyen Vatandaþlarýmýza
önemle duyrulur!
Aðýr vasýta ehliyetinizi 01.09.2009 tarihine
kadar alýn!
Otobüs þoförleri için
bu kurs 01.09.2008 tarihinde baþladý.
Türkiye`den veya 3. ülkelerden alýnan ehliyetler
de yapýlan deðiþiklikler
“Führerschein Umschreibung” yani Almanlarýn
deyimi ile 3. ülkelerden alýnan ehliyetlerin Alman Ehliyetine çevrilmesi
Daha açýkçasý Türkiye`den Ehliyet alan ve Almanya`da deðiþtirmek isteyen vatandaþlarýmýzý ilgilendiren durumlara bakalým.
Almanya`ya gelmeden
Türkiye`den ehliyet alan
bir kardeþimiz Almanya`ya
giriþ tarihinden itibaren 6
aydan fazla Almanya`da
kalacak ise Türkiye`den aldýðý ehliyeti ile Almanya`da 6 ay ehliyetinde sürme müsadesi olan araclari
kullanabilir. 6 aydan sonra
Türkiye`den aldiginiz ehliyet ile hiç bir motorlu taþýtý
kullanamaz.
Almanya`da Oturumu
olan bir þahýs yurt dýþýndan
aldýðý (mesela izinde) ehli-
Ýhsan GÜLER
yeti Almanya`da geçerli
deðildir ve deðiþtiremez.
Ancak yurt dýþýnda en az 6
ay 1. ikametini belge ile kanýtlarsa geçerli olabilir.
Dikkat! Türk vatandaþlarý bunu yabancýlar polisinden müsaade almadan
kanýtlarsa oturumlarý geçersiz olur.
Þayet Almanya ya giriþ
tarihinden 6 ay sonra taþýt
kullanýrsa “Ehliyetsiz Taþýt
kullandý anlamýna gelir” ki
1. Para cezasý alýr
2. Ehliyeti elinden alýnýr
3. Ehliyet almasý için yasak süre konur.
4. Duruma göre MPU
psikolojik terapiye tabii tutulabilir.
5. Araç sigortasý herhangi bir kazada zararý ödemeyebilir.
Eski kanuna göre ehliyetini 3 sene içerisinde Alman Ehliyetine çeviremeyenler 3 yýl sonra çevirme
þanslarýný tamamen kaybediyorlardý. Þimdi o kanun
deðiþti.
3 yýl sýnýrlamasý artýk
kaldýrýldý.
Artýk Almanya`ya
20 yýl önce gelmiþ ve
Türkiye`den ehliyeti
olan þahýs ehliyetini Almanya`da deðiþtirebilir.
Veya
Sadece B sýnýfýný deðiþtýrmýþ fakat aðýr vasýtayý deðiþtirmediyse
þimdi kalan sýnýflarý da
deðiþtirebilir.
Türk Ehliyetini Alman Ehliyetine çevirmenin þartlarý ve gereken evraklar:
Pasaport
Dilekçe (hazýr formlar
þoför okulunda doldurtabilirsiniz)
Resim (Visiuele foto
Pass bild)
Türk Ehliyetinin Almanca Tercümesi
Ýlkyardým Kursu belgesi
– Aðýr vasýta için 2 günlük
lazým.
Sehtest – Aðýr vasýta için
göz doktorundan rapor
Aðýr vasýta için ev doktorundan saðlýk raporu
Eðitim Þartlarý: Mecburi
Ders saati yok-Mecburi Direksiyon Dersi yok.
Ýmtihan Þartlarý: Hem
Yazýlý Ýmtihaný Hem de Direksiyon Ýmtihaný Mecburi.
Yazýlý
Ýmtihanlarýna
Türkçe girebilir.
Tahmini Maliyeti: B sýnýfý için 3 direksion dersi
dahil 600 euro
CE sýnýfý için 8 direksion dersi dahil tahmini 1700
euro.
Almanya`ya yeni gelen
veya akrabasý gelecek olan
IGMG Kuzey Ruhr Bölgesi Rheda-Wiedenbrück Þubesi
BYK´ya Ve Bölge Hatiplerine Ýkramda Bulundu
GMG Kuzey Ruhr Bölge Yürütme Kurulu ve
Bölge hatipleri Rheda´da toplandý.
Selamlama konuþmasý
yapan Rheda Cemiyet
Baþkaný Erol Bey: “Biz Kuzey Ruhr Bölgesi yöneticilerine ve gezici hatiplere
I
sonsuz teþekkürlerimizi
arz etmek için bu programý gerçekleþtirdik. Bizi
kýrmayýp geldiðiniz için
teþekkür ederiz” dedi.
BYK da toplantýsýný
yaptý. Bölge hatipleri de
dualar ettiler, geçmiþlere
rahmet okudular.
IGMG Kuzey Ruhr Bölge Baþkaný Murat Ýleri de
Rheda yönetim kuruluna
böyle bir program sunduklarý için çok memnun
kaldýklarýný ve kendilerine
çok teþekkürlerini söyledi.
Program ziyafet ile sona
erdi.
dosya
vatandaþlara tavsiyemiz.
Almanya`ya geldikten
sonra en kýsa zamanda araç
kullanmadan önce
1. Þoför Okulu ile görüþüp bir kaç direksion dersi
alýp sonra sürüsünü Almanya þartlarýna göre müsade edilen 6 ay süre içinde
geliþtirsin ki sonra imtihana gireceði zaman fazla direksiyon dersi almak mecburiyetinde kalmasýn.
2. Almanya`ya geldikten hemen sonra ehliyetini
deðiþtirmek için ehliyet dairesine dilekçe versin ki 6
ay dolmadan ehliyetini alabilir, dolayýsý ile 6 ay sonra
ehliyetsiz kalmaz sizin de
bildiðiniz gibi hangi iþ yerine gitseniz sizden ehliyet
sorarlar.
3. Türkiye`den aðýr vasýta ehliyeti alanlar B sýnýfýný deðiþtirdikten sonra
aðýr vasýtayý da uygun fiyata deðiþtirebilirler. Yazýlý
imtihanlarýna da Türkçe girebilirler.
4.Yazýlý Derslere (14 defa) katýlmak mecburiyeti
yok ama Alman Trafik kanun ve kurallarýný tanýmak
için katýlmalarýný tavsiye
ederiz.
Almanya`da almýþ olduklarý ehliyetin herhangi
bir suç nedeniyle ellerinden alýndýktan sonra geri
alma hakkýnda yapýlan deðiþiklikler
Yeni çýkan Kanuna göre
Almanya`da almýþ olduðunuz Ehliyetiniz herhangi
bir suçtan dolayý Alýnmýþsa
Mecburi bekleme süresinden sonra MPU yani (Idioten test) - Saðlýk ve Psikolojik terapiden sonra imtihana girmeden Ehliyetini
geri alabilir.
MPU hususunda Bilgi
verebiliriz.
Yazýlý imtihanlarýnýn
Bilgisayarda
yapýlacaðý
hakkýnda
01.01.2009`dan itibaren
tüm yazýlý imtihanlar Bilgisayar ortamýnda yapýlacak
Türkçe olarak da yapýlabiliyor.
Yazýlý imtihanlar artýk
þoför Okullarýnda deðil
Tüv`de yapýlacak.
Daha detaylý bilgi için
bizi arayabilirsiniz.
www.fahrschule-guler.de
[email protected]
Baþka bir yazýda buluþmak üzere Allah`a emanet
olun.
30. sayi sayfalar
30.04.2009
özel köþe
Her Fýrtýna…
Her fýrtýna, savuracak bir
toz bulur…
Her hayal yaþanacak bir
can bulur...
Her düþ gerçekleþecek
bir umut bulur...
Kolay bulunmayan tek
þey davasýnda sadýk olmaktýr...
Davasýna ihanet etmeyen
kiþiliktir...
Ýnsan oðlu yürümeyi,
kuþlar gibi uçmayý, balýklar
gibi yüzmeyi öðrendikten
sonra...
Basit bir sanatý unuttu...
ÝNSAN gibi yaþamayý…
Sadýk olmayý…
Adam gibi ayakta durmayý…
Zengin; çok mala sahip
olana denmez, zengin kalbi,
zengin ve itaat duygusu olana denir. Kalp zenginliðinden mahrum olan kimse, ne
kadar geniþ servete sahip
olursa olsun yine fakirdir.
Hýrsý sebebiyle de halk nazarýnda gün gelir hakir olur.
Kalbi zengin olan kimse de
ne kadar fakir olursa olsun
herkesin nazarýnda muhteremdir. Bugünün, yarýný olduðunu unutma. Bugün senin olabilir, ama yarýn ne
olacak acaba. Para dediðin
el kiridir yýkanýnca oda gider ama iyiliklerin, inancýn
seninle mezara kadar gider
sadýk isen…
Fýsýltý gazetesinin
getirdikleri
Almanya`da yaþanmýþ
öyle hikâyeler var ki sormayýn? Aslýnda böyle bir konuyu yazmayý aklýmdan bile
geçirmedim, ama Ýrfan kardeþ telefon edince ben de sizinle bu olaylarý paylaþmak
istedim. Tabii bu arada bazý
vatandaþlar var ki hiç sormayýn ve benden duymamýþ
olun, kimisi tornavida ile
elektrik var mý? diye þase
yaptýrýp sigorta attýrýr, kimisi bir türlü kasap olamadan
her ay bir parmaðýný götürür, kimisi de vatan hasretinden parmaðýný piresin altýnda unutur bizim konumuz da buna benzer. Ben de
size benzer birkaç hikâye
aktaracaðým.
Adamýn biri seksenli yýllarda tutmuþ babasýný Almanya`ya yanýmda dursun
diye kaçak yollardan getirmiþ. Bir zaman geçtikten
sonra bir gün iþten gelmiþ ki
babasý vefat etmiþ. O þokla
ne yapacaðýný þaþýrmýþ. Bir
de polis duyarsa beni tutuklarlar korkusu ile iþyerinden
bir hafta izin alýyor, babasýný
bir televizyon kartonuna koyuyor arabanýn üstüne ba-
17:39 Uhr
Seite 29
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
Aralýk-Dezember 2008 Zi`l Hicce 1429
HACARABIN
SERÜVENLERÝ-17
gaja sarýyor ver elini
Türkiye. O gazla Belgrad`ý geçiyor ama yoruluyor. Bir parkta uyuyor. Uyandýktan sonra
kartonu bir kontrol edeyim diyor ve dýþarý çýkýyor bir de ne görsün karton yok. Adamlar televizyon var diye kartonu
alýp gidiyorlar kartonu
açýnca nasýl þok geçirdiler ALLAH bilir. Adam
arýyor, tarýyor yok polise
de gidemez ne yapacaðýný bilemez bir halde
Almanya`ya geri dönüyor. Adam Türkiye’ye
bir daha gidemiyor çünkü kardeþleri babalarýný istiyor!
Eee bu kadar mý demeyin. Yine zamanýn birinde
Adamýn birinin bir iþi varmýþ Almanca bilen bir arkadaþýný tercüman olarak yanýnda götürür. O konuþur
arkadaþý tercüme yapar sonunda anlaþamazlar arkadaþýna:
—Buna söyle bu üçkâðýtçý sütü bozuk der.
Adam da Alman`a döner
tercüme yapar:
—Drei papier kaputte
milch tabi Alman þaþkýn
þaþkýn bakar bir þey anlamaz
tercüme doðru anlam yanlýþ!
Baþlamýþken devam edelim. Almanya`nýn ilk zamanlarý altmýþlý yýllar. Yine
bizimkilerden birinin karný
acýkýr o zamanlar helal haram bilen yok girer bir lokantaya boþ bir masaya oturur. Garson gelir bizimki
Türkçe bir þeyler ister tabi
garson anlamaz, o ona bakar
o ona bakar, Türk kýzar ve:
—Reis gibi baþýmda durup salak, salak ne bakýyorsun, hançerimi çýkarmayayým getir bir þeyler. Garson
hemen gidiyor biraz sonra
salata pilav ve piliç getirmesin mi. Meðer reisi pirinç salaðý salata hançeri de piliç
olarak anlamýþ. Adam da
böylece karnýný doyurur çýkar!
Yine zamanýn birinde yine bizim vatandaþ eþyalarý
arabaya yükler alýr çocuklarý
arabaya koyulur izin yollarýna. Gider, gider yollar bitmez ama vatandaþ yorgunluktan biter. Eski Yugoslav-
M.Salih AYDIN
ya`nýn bir köþesinde bir yere
park eder birkaç vatandaþ
da park etmiþtir. Vurur kafayý yatar bizim vatandaþ, ailece derin bir uykuya dalarlar. Bir uyanýr ki kendinden
baþka kimse kalmamýþtýr.
Kontaðý hemen çevirir arabayý çalýþtýrýr biran evvel
uzaklaþayým diye. Adam
atar birinci vitese ikinci vites
derken araba yerinde duruyor. Arabadan bir inerki durum vahim arabayý takoza
almýþlar dört teker de yok.
Sonra kendi tekerlerini bile
bile satýn alýr da yola devam
eder.
Evet, bizim Almancýlar
yufka yüreklidir geleni hiç
boþ çevirmezler. Vatan hasreti yüreklerini yakmýþtýr.
Onun için gelene para vermiþtir gidene para vermiþtir.
Vatandaki garibin iþi olsun
aþý olsun diye ne zaman veremez olmuþtur o zaman
herkes yalnýz býrakmýþtýronlarý. Ama kaybeden Almancý
olmuþtur neslinden geleceðinden fire vererek. Bu konular daha çok uzar gider
ama biz bu kadarla yetinelim. Nereden nereye geldik,
gelelim asýl konuya bu konuda Wetzlar`ýn özelliklerinden.
Ýrfan Altýnküpe kardeþimiz Türkiye`den sanat okul
mezunu, eli iþlerin her türlüsüne yatkýn. Birgün bana telefon etti:
—Salih abi bu haberi yaz
ben Sinan`a telefon ettim o
da sana yönlendirdi dedi.
Olayý bana anlattý, ben
önce þaka yapýyor zannettim, pek yazmayý düþünmedim, sadece gülümsedim. O
hafta sonu hac yemeði
vardý Ýrfan ve Abdulkadir beyle ayný masada
oturduk. Ben de sordum
Ýrfan`da olayý bana anlatmaya baþladý.
Ýrfan`a Tuncer Ýrkin
(Araba tamirhanesi var)
kardeþ diyor ki:
—Gel bizim þu fayanslarý hallet.
Ýrfan da:
—Tamam, hallederiz
diyor.
Yanýna da yardýmcý
olarak Tuncer`in abisi
Abdulkadir Ýrkin`le Tahsin Yýlmaz`ý alýyor. Fayans yapacaklarý yerde
hayýrlýðý yapýyorlar. Ýlk fayans yapýþtýrýcýsýný Ýrfan karýyor ve iþe baþlýyorlar. Biraz
yapýnca harç bitiyor. Bizim
Abdulkadir de eski inþaatçýlardan senelerce yol inþaatýnda çalýþmýþ ikinci harcý
karýyor, ama oda ne Ýrfan
harcý duvara atýyor harc yapýþmýyor yere dökülüyor, ne
kadar uðraþsa nafile, anlýyor
ki bizim Abdulkadir flex
kleber (fayans yapýþtýrýcý)
yerine flex fugeni (fayans
dolgusu) karmýþ. Abdulkadir fayansý yere döþediðinden iþin farkýnda bile deðil
iþe dalmýþ durmadan devam
ediyor. Ne de olsa yerdekiler
düþmüyor. Bu arada ben sadece sessizce onlarý dinliyorum.
Bir ara Ýrfan Abdulkadir`e döndü ve dedi ki:
—Abdulkadir f harfini
görünce okuma luzumunu
hissetmemiþ herhalde ezbere gitmiþ bizim bazý yaþlýlar
gibi ne de olsa kendisi de
dede oldu.
Abdulkadir:
—Arkadaþ usta sensin
anlaman lazýmdý fugen mi,
kleber mi ne ise?
Ýrfan:
—Arkadaþ ikiside ayný
renk nerden anlayayým, bir
de sen acemi çýrak deðilsin
ya senelerce inþaatta çalýþtýn
boþuna mý aldým yanýma.
Sonra Abdulkadir boynunu büktü ve bana döndü:
—Salih abim yazmaz ben
biliyorum dedi.
Tabi ben de hiç ses yok
durumu seyrediyorum. Tarafsýz durmaya çalýþýyorum.
Bir taraftan da güzel bir yazý
hazýr beni bekliyor ama Ab-
29
dulkadir`e de acýyorum pekde yazmak istemiyorum.
Olayý hâla þaka olarak görüyorum ve sonunda olan oldu, Abdulkadir Efendi pes
etti:
—Yazarsanýz yazýn be bu
olayda benim kaderim olsun, nasýl olsa bir fýrsat da
bana düþer o zaman da siz
yalvarýrsýnýz deyince. Ben
de bunu fýrsat bildim ve
yazdým, þimdi içimde bir
korku var, ya biz de onun
yanýnda ayný duruma düþersek ne olacak. Yine de
benden bir þey duymadýnýz…
Hacarabýn Ameliyatý
Babam varizden ameliyat olmasý gerekli hastahaneye yatacak. Þimdi götürdük babamý hastaneye yatýrdýk. Öyle bir korkuya kapýldý ki sormayýn hayatýnda ilk
ameliyatý. Ertesi gün babamý
ameliyata alýyorlar ameliyata götürmeden önce bir hap
veriyorlar sakinleþsin diye
babam da herhalde ben öldüm diyor gözlerini yumuyor. Sonra ameliyathaneye
indiriyorlar fýrýn kapaðý gibi
bir yerden sokuyorlar. (Eskiler bilir Wetzlar hastanesi eskiden öyleydi) Babam gözünü hafif acýyor fýrýna benzer
bir yer kendi kendine:
—Hah Hacarap þimdi
yandýn burasý cehennem mi
ne diye düþünüyor? Sonra
narkozu yeyince kendinden
geçiyor. Ameliyat bitince
ayýkmasýný bekliyorlar. Tam
ayýkmaya baþlayýnca yarý
baygýn odasýna götürürlerken bir vatandaþa rastlýyor
adam babama bakýnca:
— Oooo hacý abi bu ne
hal rengin sararmýþ solmuþ?
Babam zor zoruna gözlerini açýyor:
—Eee kardeþim hesap
vermek kolay mý?
—Ne hesabý hacý abi?
Burasý hastahane. Babam o
an anlayamýyor odasýna çýkarýyorlar hala ayýk deðil.
Bizim bir komþu var Yaþar
abi aðýrlýðý 160-170 kilo boyu 190 cm babamýn odasýnda ziyaret için bekliyor. Babam bir ara gözünü açýyor
ne görsün dev gibi biri yine
kendi kendine:
—Hacarap ver bakalým
hesabý verebilirsen meðerse
adamý Münker ve Nekir
zannetmiþ. Babam kendine
gelince kendi kendine gülmeye baþladý.
Bizde:
—Ne gülüyorsun yoksa
deyince. Bize bu olayý anlattý ben de size olduðu gibi aktarýyorum.
Bugünlükte bu kadar
saðlýcakla kalýn dostlar…
30. sayi sayfalar
30
30.04.2009
17:39 Uhr
Seite 30
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
Aralýk-Dezember 2008 Zi`l Hicce 1429
bulmaca
30. sayi sayfalar
30.04.2009
17:39 Uhr
Seite 31
30. sayi sayfalar
30.04.2009
17:39 Uhr
Seite 32

Benzer belgeler

PDF SAYI 40 Hessen

PDF SAYI 40 Hessen Bulunduðumuz toplumun kapitalist bakýþ

Detaylı