sosyal davranış

Transkript

sosyal davranış
SOSYAL DAVRANIŞ
Ailede, Toplumda ve İş Hayatında Sosyal Davranış Kuralları
Yenilenmiş ve Geliştirilmiş 2. Basım
(Nobel Akademik Yayıncılık, 2013, Ankara)
*
Bir insanın;
İmajı kıyafetiyle,
Nezaketi davranışıyla,
Bilgisi konuşmasıyla,
Becerisi işiyle,
Görgüsü yemesi ve içmesiyle ortaya çıkar.
(Nihat AYTÜRK)
Bütün davranışlarımıza evde ailemiz (eşimiz ya da annemiz, babamız); sosyal yaşamda çevremiz
(komşularımız ve tanıdıklarımız); iş ortamında da üstlerimiz (yöneticilerimiz ve patronlarımız)
karışırlar. Bu yüzden, herkes özel, sosyal ve kamusal alanda ve iş yaşamında sevilmek, sayılmak,
etkili iletişim ve ilişki kurmak için toplum içinde sosyal ilişkileri düzenleyen saygı, görgü ve
nezaket (davranış) kurallarını bilmek; bu kurallara uymak ve uygun olmak zorundadır. Çünkü,
toplum içinde uygun olmak ve uygun davranmak, başkalarıyla birlikte yaşamanın temel koşulu
ve kuralıdır.
Her toplumda insan ilişkileri, sosyal işler ve etkinlikler saygı, görgü ve nezaket kurallarıyla
düzenlenmiştir. Bu kurallar sosyal yaşamda ve iş ortamında insanlar arasında sevgi ve saygıyı
oluşturan, toplumun büyük çoğunluğu tarafından benimsenen ve uygulanan ortak davranış
kurallarıdır.
Türk toplumunda ve iş ortamında uyulması ve uygulanması gereken sosyal davranış (saygı,
görgü ve nezaket) kuralları DAVRANIŞ BİLGİSİ adıyla yayımlanmış; aşağıda belirtilen konular
Türk toplumunun çağdaş sosyal ve kültürel yapısına uygun biçimde ve Batı-Türk-İslam
gelenekleri içinde ayrıntılı olarak açıklanmıştır:
SOSYAL DAVRANIŞ (SAYGI-GÖRGÜ VE NEZAKET) KURALLARI: Hitap, Selamlama, Tanıtma ve
Tanıştırma, El Sıkma (Tokalaşma), El Öpme ve Öpüşme; Hediye ve Çiçek Alma-Verme, Bahşiş Verme;
Teşekkür Etme ve Özür Dileme; Sigara, Puro ve Pipo İçme; Konuşmada Saygı ve Nezaket Kuralları,
Telefon Kullanma ve Telefonda Konuşma Kuralları, Komşuluk İlişkileri, Konuklarla İlişkiler, Hanım Erkek İlişkileri, Aile Yaşamında Saygı ve Nezaket Kuralları (Karı-koca, anne-baba-çocuk ilişkileri), Cinsel
Yaşamda Saygı ve Nezaket Kuralları, Günlük Yaşamda Saygı ve Nezaket Kuralları: Trafikte, Taksi ve
Otomobilde, Şehiriçi Toplu Taşıma Araçlarında, Gezi ve Yolculukta (Uçak, Gemi, Tren ve Otobüste);
Restoranda, Pastane, Kafe ve Kahvehanede; Opera, Bale, Tiyatro, Sinema ve Konserde; Otel, Motel,
Pansiyon ve Konukevinde; Cadde, Sokak ve Kaldırımda; Kapı, Asansör ve Merdivende; Tatilde ve Tatil
Yerlerinde; Plaj, Deniz ve Havuzda; Dağ, Orman, Kır, Kamp, Park ve Piknikte; Spor Alan ve
Salonlarında; Oyun ve Eğlencede; Dükkân, Market ve Mağazada (Alışverişte); Dinî Mekânlarda (İbadet
Yerlerinde); Genel Ortamda Davranış Kuralları. İş Yaşamında Saygı ve Nezaket Kuralları, İletişimsel
Davranış Kuralları, Dış Ülkelerde Davranış Kuralları (İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya).
SOSYAL MERASİMLER VE KUTLAMALAR: Sosyal Merasimler (Nişan, Evlenme (Nikâh ve Düğün),
Yeniden Evlenme, Doğum, Sünnet, Cenaze ve Mevlit Merasimleri). Sosyal Kutlamalar (Dinî
Bayramlar, Dinî Gün ve Geceler (Kandiller), Özel Günler (Yeni Yıl, Doğum Günü, Evlilik Yıldönümü,
Anneler Günü, Babalar Günü, Sevgililer Günü).
ZİYARETLER: Ziyaretlerde Temel İlkeler, Ziyaretlerde Karşılama ve Uğurlama. Resmî Ziyaretler,
Sosyal Ziyaretler (Nezaket, Komşuluk, Aile, Teşekkür, Evlilik, Bayram, Doğum (Lohusa), Hasta,
Başsağlığı Ziyaretleri). Ziyaretlerde Evsahiplerinin ve Ziyaretçilerin Görevleri.
DAVET VE ZİYAFETLER: Davet ve Ziyafetlerde Temel İlkeler, Davetlerde Konukları Karşılama ve
Uğurlama, Davet ve Ziyafet Türleri (Resepsiyonlar, Kokteyl Partiler, Büfeler, Yemekler). Yemek Davet
ve Ziyafetleri (Özel, Sosyal, Resmî Davet ve Ziyafetler ve Aile Davetleri). Yemek Davet ve Ziyafet
Türleri (Kahvaltı, Branc, Öğle Yemeği, Akşam Yemeği). Sofra ve Servis Takımları, Sofra Düzeni ve
Masaüstü Düzenlemesi, Özel, Soysal ve Resmî Davetlerde Masa Planları ve Oturma Düzenleri;
Yemek Mönüleri, Yemek Servis Kuralları, Yemek Yeme Kuralları, İçki İçme ve Şerefe Kadeh Kaldırma
Kuralları, Meyve Servisi ve Meyve Yeme Kuralları, Çay/Kahve Servisi ve Çay/Kahve İçme Kuralları,
Davet ve Ziyafetlerde Görgü ve Nezaket Kuralları. Davet ve Ziyafetlerde Evsahiplerinin ve Konukların
Görevleri.
MEKTUPLAR VE KARTLAR: Mektuplar, Kutlama Yazıları, Davetiye Kartları ve Kartvizitler.
GİYİM VE BAKIM: Hanımların ve Erkeklerin Giyimi ve Aksesuarları. Hanımlarda ve Erkeklerde
Bakım.
EV DÜZENLEMESİ: Ev Düzeni ve Dekorasyonu.
SOSYAL DAVRANIŞ KURALLARI
Her kadın annesinin, her erkek eşinin eseridir. (N.A.)
Her toplumda saygı, görgü ve nezaket (sosyal davranış) kuralları hukuk, din ve ahlak kuralları, örf
ve âdet denilen gelenek ve görenekler ile iç içedir. Batı’da uygulanan sosyal davranış kurallarının
temelinde bireycilik, bireyin kişiliğine ve haklarına saygı; Türkiye’de ise, topluma ve toplumsal
kurallara (örf ve âdetlere) saygı ve bağlılık ön planda gelmektedir. Türk toplumunda uygulanan
sosyal davranış kuralları tarihsel ve sosyo-kültürel açıdan, Orta Asya’dan gelen eski Türk-Şaman;
Müslüman olduktan sonra Arap-Emevi; Tanzimat’tan itibaren de batı ve özellikle Fransız gelenek ve
göreneklerinin etkisiyle biçimlenmiştir. Bu yüzden, Türk insanının konuşması, davranışı ve kılıkkıyafeti genel olarak Türk-İslam-Batı sentezidir. Her Türk insanı kendi şahsında bu üç unsuru “ortak
özellik” olarak az ya da çok taşımaktadır. Bu yüzden, kişi dindar, tutucu, milliyetçi, liberal, laik, ilerici
veya ateist de olsa, sosyo-kültürel bakımdan (davranışsal olarak) Türk-İslam-Batı özellikleri taşır.
Bütün davranışlar özel, sosyal ve resmî (kamusal) alanda ve iş ortamında farklıdır. Özel ve sosyal
alanda uygulanan bir davranış, resmî alanda uygulandığında saygısızlık; resmî alanda uygulanan
bir davranış da özel ya da sosyal alanda uygulandığında yağcılık ve yalakalık olur. Zira, özel ve
sosyal alanda hitap, selam, tanıştırma, tokalaşma, el öpme, oturma, konuşma, yeme-içme vb.
samimi ve serbesttir; resmî alanda ise saygılı ve biçimseldir. Örneğin, özel, sosyal ortamda bir
müdüre “abi”, Ahmet Abi”, “Ahmet” demek samimiyeti gösterir ve normaldir; “Ahmet Bey” demek
yarıresmîdir, “Müdür Bey” ya ada “Sayın Müdürüm” demek resmîdir. Buna karşın, özel ve sosyal
alanda “Sayın müdürüm” demek yalakalıktır.
Doğru ve etkili tokalaşmak için:
 Kişinin eli avuçlanmalı,
 Başparmak ile işaret parmağı arasındaki sinirler kavuşmalı (elektrik buradan geçer),
 El hafif sıkılmalı, kişi kendini hissettirmeli,
 El, iki – üç saniye avuç içinde tutulmalı,
 Hafif tebessüm edilerek göz teması kurulmalı (ikinci elektrik gözden geçer),
 Kişiye güzel bir şey söylenmeli (Tebrik ederim, başarılar dilerim, teşekkür ederim vb.),
 Kişi kendini hissettirmeli (tokalaştığı kişinin beynine ve yüreğine girmeli) dir.
Tüm uygar toplumlarda hanımlara saygı, sosyal bir nezaket yasasıdır. Bu nedenle, özel ve
sosyal yaşamda hanımları saymak, korumak ve kollamak, insan ilişkilerinde saygı ve
nezaket kurallarının temelidir. Erkek olarak, hanımlarla ilişkilerde uyulması gereken saygı ve
nezaket kuralları aşağıda belirtilmiştir:
 Erkekler, her zaman, her yerde hanımlara yardımcı olmakla yükümlüdürler. (Ancak, hanımlar
da özel, sosyal ve resmî yaşamda yaşlı, konuk ve makam sahibi erkeklere saygı göstermek
zorundadırlar.)
 Bir erkek, hanım kendisi istemedikçe ve izin vermedikçe, kendisine adıyla hitap etmemeli;
“sen” dememeli; daima “siz” demeli ve “hanımefendi” diye hitap etmelidir.
 Bir yere girerken veya bir yerden çıkarken, hanımın genç, yaşıt veya yaşlı olmasına
bakılmaksızın, bir hanımla karşılaşınca, onun girmesi veya çıkması için kapıyı tutmak ve
hanımı hafifçe başla selamlamak saygı ve nezaket gereğidir.
 Bir hanım içeriye girince erkek ayağa kalkmalıdır. Gerekirse, oturması için kendisine yer
vermelidir. Kapalı yerde (odada, büroda, salonda vb.) içeriye bir hanım girince erkeklerin
ayağa kalkmaları bir inceliktir.









Bir hanıma saygı göstermek, iyilik ve yardım etmek her erkek için bir şereftir. Hanımlara karşı
saygısız, kaba, kırıcı ve sert olan bir erkeğin, toplum içinde saygın ve uygar bir insan olması ve
saygı görmesi mümkün değildir.
Bir hanıma randevu veren erkek, randevuya asla geç kalmamalı; beş dakika önce gelmelidir.
(Hanım ise, beş dakika geç gelebilir.)
Bir eğlence, davet, ziyafet vb. sosyal etkinlikten sonra bir erkek eşlik ettiği hanımı veya erkek
arkadaşı olmayan tanıdık hanımı evine kadar götürmeli; fakat evine girmemelidir.
Restoran, tiyatro, opera, bale, konser salonu, sinema, gece kulübü, bar vb. kalabalık yerlere
hanım ile birlikte girerken ve bu gibi kalabalık yerlerden çıkarken erkeklerin önden yürümeleri
usuldendir. Ancak, kapıdan daima önce hanım geçer. Ayrıca, kalabalık, dar veya karanlık bir
yerden geçerken de, erkek önden giderek yolu açar ve hanıma yardım eder (onu korur ve
kollar).
Bekâr bir erkek, tanıştığı bir hanımı yalnız olarak restorana davet edebilir; evine ise başka bir
konukla birlikte davet etmelidir. Evli bir erkek, bir hanıma yapacağı yemek davetini kendi eşi
aracılığıyla iletmelidir.
Bir hanımın sigarasını yakmak nezakettir. Erkek hanımın sigarasını yaktıktan sonra hanıma
teşekkür etmelidir. (Hanım da “ben teşekkür ederim” demelidir.)
Otobüs, tren, metro, tramvay, uçak ve gemiye hanımlar önce biner; erkekler bu taşıtlardan
önce inerler. Taksiye erkek önce biner, hanım taksiden önce iner. Erkeklerin, taşıtlara biniş ve
inişlerde hanımlara yardımcı olmaları temel kuraldır.
Kaldırımda bir hanımla birlikte yürürken, erkek daima sokak, cadde tarafında (yol kenarından),
hanımın solunda yürür; ancak alışveriş merkezi, çarşı, pazar gibi açık ve kalabalık alanlarda,
hanım ve erkek birlikte yürürlerken sağda veya solda olmak önemli değildir.
Dar bir merdivenden çıkarken önde hanım çıkar, inerken önde erkek iner. Geniş merdivenlerde
hanım erkek yan yana iner, çıkarlar. Ancak hanımlar duvar kenarından yürürler.
Kadınlar Centilmen Erkeklerden Hoşlanıyor
Almanya’da 1083 kişiyle yapılan bir ankete göre, kibar erkekler, kadınlar üzerinde olumlu izlenim
bırakıyor. Kadınların %93’ü kendilerine kapı açan ve yol veren erkeklerden, %87’si karşılamak
için ayağa kalkan ve ceketlerini tutan erkeklerden hoşlanıyor. Kadınlar, centilmen erkekleri tercih
etmesine rağmen, kibarlığın dozunun kaçırılmasından da rahatsız oluyor. Ayrıca hanımlar; kendi
anlattığı fıkraya, espriye gülen; cinsel konulardan söz eden; malıyla, parasıyla ve arabasıyla
övünen; gittiği ülkelerden sık sık bahseden erkeklerden de hoşlanmıyorlar. (Milliyet, 29.11.2002)
ÖZEL GÜNLER
Türkiye’de “özel gün” olarak kutlanan yeni yıl, doğum günü, evlilik yıldönümü, anneler günü, babalar
günü ve sevgililer günü aşağıda açıklanmıştır:
a) Yeni Yıl: Yeni yıl kutlamasında anne-babanın çocuklarına; eşlerin de birbirlerine hediye vermesi nazik
bir davranıştır. Ancak, evlerde düzenlenen yeni yıl kutlamalarında Müslüman ailelerin çocuklarına Noel
hediyesi alması ve evde Noel Baba süslemesi yapması inançsal ve kültürel açıdan doğru değildir.
b) Doğum (Yaş) Günü: Doğum günü kutlaması evde önce çocuklar için düzenlenir. Bir çocuğa doğum
(yaş) günü kutlaması düzenlemekten amaç, onun da önemli bir insan olduğunun ve kendisine önem ve
değer verildiğinin gösterilmesidir. Çocukların doğum günü kutlamasında, arkadaşları da eve veya
kutlama yapılan restorana davet edilirler. Kutlama için yaş günü pastası hazırlanır ve çocuğun kaçıncı
yaş günü ise, pasta üzerine o sayıda mum konulur. Ayrıca, çeşitli meşrubat ve eğlencelik masa üzerine
yerleştirilir. Vakti gelince, doğum günü kutlanan çocuk, mumları üfleyerek söndürür. Mumların hepsinin
bir üfürüşte söndürülmesi, her dileğin olacağı anlamına gelir. Sonra pasta kesilir ve bütün çocuklara
servis edilir. Daha sonra, kendi başlarına eğlenmeleri için çocuklar salonda serbest bırakılırlar.
Okul çağına gelmemiş olan çocuklara doğum günü hediyesi olarak oyuncak verilir. Okul çağındaki
çocuklara ise, okul malzemesi ile hikâye kitabı, defter, renkli kalem, sulu boya vb. alınır.
Genç kızlar ve erkekler doğum günlerini öğleden sonra veya akşam evlerde toplanmak suretiyle “parti”
şeklinde kutlarlar. Doğum günü olan genç kız veya erkek, en yakın arkadaşlarını evine davet eder. Yaş
günü pastası, çeşitli kekler, kurabiyeler, eğlencelik, çerez vb. ile soğuk-sıcak meşrubat önceden masaya
hazırlanır.
Mumlar söndürülüp pasta kesildikten sonra kutlama ve ikram yapılır. Doğum gününde gençler müzik
çalar, dans eder, şarkılar söyler ve eğlenirler.
Genç erkekler, kız arkadaşlarının doğum günü partilerine hediye olarak tercihen çiçek götürürler. Alınan
çiçeğin tek sayıda ve beyaz olmasına dikkat edilmelidir. Çiçek sayısı, girilen yaş sayısına eşit de olabilir.
Genç kızlar, erkek arkadaşlarına ihtiyaç olan kravat, dolmakalem, kol düğmesi, kravat iğnesi, kitap, CD
gibi bir hediye alabilirler. Kız arkadaşlarına ise, iğne, bilezik, kolye, küpe, bluz, kumaş, kitap, CD vb.
alabilirler.
Doğum günü kutlama partisi, 18 yaşından sonra her yıl düzenlenmez; on yılda bir düzenlenir. Ayrıca, 18
yaşından sonra yapılan doğum günü kutlamalarında her yıl hediye alınmaz. Ancak, on yılda bir yapılan
doğum günü partilerinde yakın arkadaşlar veya akrabalar olarak ortak bir hediye alınabilir.
HASTA ZİYARETİ
Sosyal yaşamda bir arkadaşın, dostun ya da aile yakınlarından birinin hastalandığını duyunca
hastanede veya evinde, kendisine geçmiş olsun ziyaretine gitmek insani bir görevdir. Ancak, hasta
ziyareti hasta yatar yatmaz veya çıkacağı günlerde yapılmamalıdır. Samimi ve yakın olmadığınız kişileri
ise, iyileştikten sonra ziyaret etmek daha uygundur. Hasta ziyareti yalnızca öğleden sonra yapılır.
Öğleden önce veya gece hasta ziyareti yapılmaz. Hasta ziyaretine yeni elbiseyle değil, her gün giyilen
elbiseyle gidilmelidir. Hastaya hediye olarak çiçek, kolonya, kitap, dergi, meyve götürülebilir; yiyecek alıp
götürmek doğru değildir. Hasta ziyaretine kalabalık gruplar halinde gidilmemeli ve çocuk
götürülmemelidir.
Hasta ziyareti kısa tutulmalı; hastanın yanında 15-20 dakikadan fazla kalınmamalıdır. Hastanın yatağına
oturulmamalı, hastayla fazla konuşulmamalı ve hastanın odasında sigara içilmemelidir. Hastaya, sağlıklı
bir insan gibi davranılmalı; hastanın yanında asık suratlı durulmamalı; moral bozucu, olumsuz ve üzücü
sözler söylemekten ve kötü örnekler vermekten kaçınmalıdır. Hastanın ve yakınlarının yanında iyi ve
güzel şeyler söylenmeli; hastaya acil şifalar dilenmeli, iyileşmesi için dua edilmelidir. Hasta ziyaretine
gidenin, ayrılmadan önce, hastaya bir şeye ihtiyacı olup olmadığını sorması ve olanaklar içinde hastanın
istek ve arzularını yerine getirmesi hem nezaket hem de zevkli bir görevdir. Bu ilgi ve içtenlik hastaya
büyük bir moral verir.
Grip, nezle gibi bulaşıcı bir hastalığı olan kişi hasta ziyaretine gitmemelidir. Ayrıca, yoğun bakımda olan,
ziyaretine izin verilmeyen ve ıstırabı olan hastalara da ziyarete gidilmemelidir. Ağır hastalıklarda, hasta
yakınlarından bilgi almak ve kendilerine “geçmiş olsun” demek ve şifa dilemek gerekir.
İyileşen hasta, kendisine ziyarete gelenlere, çiçek gönderenlere mektupla veya telefonla teşekkür
etmelidir. Ziyaretine gelen büyüklerine bizzat giderek teşekkür etmelidir.
DAVET VE ZİYAFETLER
Bir kişinin görgü düzeyi en çok sofrada ve yemekte belli olur. Bu yüzden, protokol, görgü ve nezaket
kuralları en çok davet ve ziyafetlerde (kokteyl, resepsiyon ve yemeklerde) uygulanır.
Bir konuğu restorana evsahibi erkek; eve ise evsahibi hanım davet eder. Bu yüzden, eve davet asla
reddedilmez. Davet bir şereftir. Ancak, bir konuğu evde ağırlamak demek; çok çeşitli bol yiyecekler
hazırlamak ve sunmak değil; sade ve güzel düzenlenmiş bir masada, kaliteli bir sofra takımıyla, damak
tadına hitap eden beş çeşit güzel bir yemek ikram ederek; içtenlikle ve güler yüzle, hoş sohbet, incelik
ve zarafet içinde konuğu memnun etmek demektir.
Davette temel kural; evsahipleri konukların zevklerine, istek ve arzularına uymalı; konuklar da
evsahiplerinin örf ve âdetlerine (kurallarına) uymalıdır.
Yemekte, nasıl yeneceği konusunda evsahiplerine ya da varsa onur konuklarına ve hanımlara bakmak
ve uymak esastır. (Yemekte bir hanım köfteyi ya da enginarı çatal bıçakla yiyorsa, erkek de çatal bıçakla
yemelidir. Aksi takdirde o hanıma karşı saygısızlık olur.) Çünkü, görgü ve nezaket kurallarını koyanlar,
öğretenler, denetleyen ve değerlendirenler harımlardır. Bu yüzden, hanımlara uymak esastır. Hanımlar
hata yapmazlar. Hanımlara uyan erkekler her zaman kazanırlar. Çünkü, dünyada başarılı her erkeğin
arkasında bir hanım vardır. Atalarımızın dediği gibi: Kadın erkeği vezir de eder rezil de; sefir eder sefil
de. Bu yüzden, bir hanımın evsahipliği daima davet ve ziyafette ortaya çıkar.
HANIMLARDA VE ERKEKLERDE GİYİM VE BAKIM
Giyim kişinin imajıdır. Güzel, şık ve uygun giyinmek için, kıyafet; maksada ve koşullara, modaya
ve zevke; mevsime, gece ve gündüze; mesleğe ve mevkiye (statüye); mekâna ve ortama, topluma
(gidilen yere ve hitap edilen topluluğa); temsil edilen kuruma, yaşa ve vücuda uygun olmalıdır.
Güzel, şık ve uygun giyim kuralları aşağıda belirtilmiştir:







Kişi, çalıştığı kuruma, amaca, ortama, zamana ve koşullara; yaşına ve vücuduna uygun giyinmelidir.
Evli çift olarak hanım ve erkek aynı tarz ve renkte uygun ve uyumlu giyinmelidir.
Hanımlar ve erkekler en fazla uyumlu üç renkte giyinmelidir. (Hanımlar için tek renk resmîdir.
Ancak, erkekler hiçbir zaman tek renk giyinmemelidir.)
Kilolu, orta ve kısa boylu hanımlar ve erkekler tek parça (takım) giyinmeli; iki parça (ceket,
pantolan/etek ayrı) giyinmemelidir.
Törenlerde, davet ve ziyafetlerde daima koyu renk kıyafet giyilmelidir.
Hanımlar resmî ortamda takı olarak inci kullanmalı; kıymetli (taşlı) takıyı özel ve önemli
günlerde ve tek olarak takmalı; pastel makyaj yapmalıdır.
Erkekler kravatı doğru ve uygun takmalıdır. Kravat takmanın 14 şartı ve kuralı vardır.
(Davamı Kitapta…)
Bir hanıma gösterilen saygı ve nezaketin içtenliği; alınan hediyenin değeri; götürülen yerin
önemi; yapılan ikramın güzelliği ona verilen önem ve değeri gösterir. (N. A.)
SOSYAL DAVRANIŞ Kitabı aşağıdaki adresten temin edebilirsiniz.
NOBEL YAYIN
İSTANBUL: Molla Fenari Sokak Nu.: 8 Cağaloğlu-İstanbul
Telefon: +90 212 511 61 44. Belgeç: +90 212 511 61 49
Web: www.nobelkitap.com. E-Posta: [email protected]
ANKARA: Mithatpaşa Cad. no. 74Kocatepe Kültür Merkezi Kızılırmak Sokak Girişi, Ankara
Telefon: +90 312 418 20 10. Belgeç: +90 312 418 30 20
E-Posta: [email protected].

Benzer belgeler