nisan-mayıs-haziran sayısı
Transkript
nisan-mayıs-haziran sayısı
TMMOB ORMAN MÜHENDÝSLERÝ ODASI ADINA SAHÝBÝ Ali KÜÇÜKAYDIN YAYIN SORUMLUSU Ümit YILIK YAYIN YÖNETMENÝ Okan ÇANÇÝN YAYIN KURULU Dr. Said DAÐDAÞ Hanifi AVCI Osman TURUNÇ Özer ÖZGÜÇ S.Iþýk DERÝLGEN Zeki KAMACI YAYIN KOÞULLARI Dergimizde yayýnlanmasý istenen yazýlar bilgisayarda yazýlmalý, daha önce baþka bir yerde yayýmlanmadýðýnýn belirtildiði imzalý dilekçe ile birlikte basýlý ve sayýsal ortamda Yönetim Yerine posta ile gönderilmelidir. Yazýlar 7 sayfayý (A4) geçmemelidir. 7 sayfayý aþan yazýlarýn birbirini izleyen sayýlarda yayýmlanabileceði düþünülerek bölümlere ayrýlmalýdýr. Fotoðraflar net ve temiz olmalý, slayt dýþýnda sayýsal gönderilecek fotoðraflarýn çözünürlüðü yüksek olmalýdýr. Yazlarda Türkçe kelimeler kullanýlmalý ve Türkçe dil kurallarýna uyulmalýdýr. Yayýmlanacak yazý ve çevirilerdeki düþünsel ve teknik sorumluluk yazarýna aittir. Oda yönetimini ve Dergi Yayýn Kurulunu sorumlu kýlmaz. Dergide yayýmlanan yazýlardan kaynak göstermek koþulu ile alýntý yapýlabilir. Dergiye gönderilen yazýlar yayýnlansýn ya da yayýnlanmasýn geri verilmez. Yazýlar Yayýn Kurulu tarafýndan incelenir. Yayýn Kurulu Yayýnlanacak yazýlarda gerekli düzeltmeleri yapabilir ve uygun görülen yazýlarý yayýnlar. YÖNETÝM YERÝ Necatibey Cad. No: 16/13 06430 Sýhhiye / ANKARA Tel: 0.312 229 20 09 Belgegeçer: 0.312 229 86 33 E-posta: [email protected] www.ormuh.org.tr TMMOB Orman Mühendisleri Odasý Hesap No: T.C. Ziraat Bankasý Necatibey Þubesi: 132953 BASKI 4Renk Yayýn Tanýtým Matbacýlýk Ltd.Þti. K.Karabekir Cad. 85/7 Ýskitler / ANKARA Tel: 0.312 341 40 82 Fax: 341 40 82 Yýl: 42 Sayý: Nisan-Mayýs-Haziran 2005 ÝÇÝNDEKÝLER BAÞYAZI ...............................................................................2 1. ÇEVRE VE ORMANCILIK ÞURASININ ARDINDAN ..............3 SESÝMÝZE KULAK VERÝN! ......................................................6 GEÇMÝÞÝN DÝNAMÝKLERÝ GELECEÐÝ ÞEKÝLLENDÝREMEZ........8 ATILIM DEVAM EDÝYOR........................................................9 ORMAN-KEÇÝ EROZYON VE TURÝZM SEMPOZYUMU DÜZENLENDÝ ............................................11 DÜNDEN BUGÜNE ............................................................12 TÜRKÝYE ORMANLARININ ÝHMAL EDÝLEN DEÐERLÝ YAPRAKLI TÜRÜ YABANÝ KÝRAZ ..........................................18 KENT ORMANCILIÐININ ÖNEMÝ VE PLANLANMASI...........23 BOZ ARDIÇ, KOKULU ARDIÇ, DÝKEN ARDIÇ, SERVÝ ARDIÇ, ANDIZ, FÝDAN ÖZELLÝKLERÝ ....................26 BÝYOLOJÝK ÇEÞÝTLÝLÝÐÝN ORMAN AMENAJMAN PLANLARIYLA BÜTÜNLEÞTÝRÝLMESÝ GEF PROJESÝ YANSIMALARI-1 (Tasarým) .........................31 ISSN: 1301 - 3572 Kapak Fotoðrafý: AGM Arviþi (Hanifi AVCI) ODAMIZDAN HABERLER....................................................38 BAÞYAZI Saygýdeðer meslektaþlarýmýz Bizleri heyecanlandýran sizleri de heyecanlandýracaðýna inandýðýmýz bir haberi paylaþmak istiyoruz. Bir yýlý aþkýn bir süredir, büyük bir gayretle takip ettiðimiz " Meslek Yetki Yasamýzýn" yasalaþma yolunda dev bir adým daha gerçekleþti. Baþbakanlýða intikal ettirilen yasa taslaðýmýz 20 Haziran 2005 tarihli Bakanlar Kurulu toplantýsýnda imzaya açýldý. Ayný gün akþamý hükümet sözcüsü Sayýn Cemil ÇÝCEK'in de ifade ettiði gibi bu taslak hükümet tasarýsý olarak Meclise sevk ediliyor. Umut ediyoruz bu yýl içersinde yasalaþacaktýr. Mesleðimiz ve meslektaþýmýz için dönüm noktasý olacak bu yasa tasarýsýnýn yasalaþmasý için gayret gösteren baþta Sayýn Bakan Osman PEPE olmak üzere emeði geçen tüm Bakanlýk bürokratlarýna yasa taslaðýný hazýrlayan ve Odamýz adýna koordinasyon görevini yürüten, Odamýz AR-GE Komisyonu Baþkaný Sayýn Eþref GÝRGÝN'e þimdiden teþekkürlerimizi iletiyoruz. Meslek yetki yasasý, mesleðimizi tanýmlayacak, görev alanýný çizecek, ormancýlýk özel sektörünün kurumsallaþmasýný saðlayacaktýr. Bu yasa; geniþ yelpazesi olan ormancýlýk sektöründe, piyasada kurulan ve nitelikli hizmet üreten mühendislik bürolarý ile, hem mesleðimizin geliþmesine, hem meslektaþlarýmýzýn istihdamýna, hem de teknik elaman bulamayan orman teþkilatýnýn yükünün azaltýlmasýna hizmet edecektir. Çýkan yasaya iþlerlik kazandýrmak için; gerekli zeminin oluþmasý ve meslektaþlarýmýzýn bakýþ açýsý son derece önemlidir. Oda yönetimi olarak bizler Genel Müdürlüklerle yaptýðýmýz protokoller çerçevesinde, "Mühendislik Geliþtirme" eðitimleri yapýyoruz ve yapmaya devam edeceðiz. Piyasada nitelikli eleman ihtiyacýný karþýlamak için gerekli gayreti göstereceðiz. Ancak bir öz eleþtiri yapmak gerekirse, nitelikli hizmet sektörünün oluþturulmasýnýn önündeki en büyük engel, kasýtlý olmamakla beraber iþveren vekili konumundaki (Bölge Müdürlüðü, Ýþletme Müdürlüðü, Ýl Müdürlüðü v.b.) meslektaþlarýmýzdýr. Hizmet alýmý yoluyla gerçekleþtirilecek bir çok ormancýlýk hizmeti (Sýklýk bakýmý, yapay gençleþtirme, imar ihya, üretim v.b.) için halen geleneksel metotlar zorlanmaktadýr. Bu konuda öncülük yapacak, güzel örnekler verecek meslektaþlarýmýza, idarecilerimize ihtiyaç vardýr. Hizmet alýmýnýn yapýldýðý ve mühendis çalýþtýrýlmasý zorunlu olan alanlarda bile sýkýntýlar vardýr. Örneðin aðaçlandýrma, erozyon kontrolü çalýþmalarýnda þartname gereði mühendis çalýþtýrma þartý vardýr. Ancak üzülerek ifade etmek gerekir ki ihaleyi alan þahýs yada þirket, emekli yada genç bir mühendisimizin az bir para karþýlýðý imzasýný alarak, araziye dahi götürmeden iþlerini yürütmektedir. Oysa meslektaþlarýmýzýn arazide yada büroda bu mühendislik hizmetini vermesi, Odamýzýn asgari ücret yönetmeliðine göre verdiði mühendislik hizmetinin karþýlýðýný almasý, idarenin de bunu kontrol etmesi gerekir. Bir diðer örnek, bir nebzede olsa sistemin oturduðunu düþündüðümüz Amenajman ihaleleridir. Amenajman iþi yapan yaklaþýk 10 civarýndaki Ormancýlýk firmasý kýyasýya bir yarýþa girerek aþýrý kýrýmlarla ihale almaktadýrlar. Amenajman ciddi bir mühendislik hizmetidir. Yoðun arazi ve büro çalýþmasý gerektirir. Ýhalelerde bu kadar fiyat kýran firmalarýn hangi þartlarda, hangi ücretle mühendis çalýþtýracaklarý bizleri düþündüren bir konudur. Çok zor þartlarda ve düþük ücretlerle mühendis çalýþtýrýlacak, iþsiz mühendislerin çaresizliðinden faydalanýlacak, genç meslektaþlarýmýz sömürülecek, mühendislik etiði ayaklar altýna alýnacaktýr. Sonrada geliþemiyoruz, mühendisliðimiz tartýþýlýyor diye þikayet edeceðiz! Bu olumsuz örnekler umudumuzu kýrmamalý, bizi daha da kamçýlamalýdýr. Yetki yasasýyla birlikte daha da güçlü bir açýlýmýn saðlanacaðýna yürekten inanýyoruz. Nitelikli "Ormancýlýk Hizmet Sektörünün" oluþabilmesi için tüm meslektaþlarýmýza önemli görevler düþmektedir. Bu durumdan mühendislik kavramýna uygun çalýþma sistemini kurmak ve öz denetimi geliþtirmek zorundayýz. Saygýdeðer meslektaþlarýmýz. Odamýzca gerçekleþtirilen önemli etkinliklerden bir diðeri de 12-13 Nisan 2005 tarihlerinde Adana Büyükþehir Belediyesi ve Doðu Akdeniz Þubemizin düzenlediði "Uluslararasý Orman, Keçi ve Erozyon" konulu sempozyumu. Sempozyumdan sonuç olarak; • Arazi kullaným planlanmasý, • Havza bazýnda planlama çerçevesinde otlatmanýn planlamasý, • Keçinin ormana zararýnýn kabulü ile birlikte biyolojik çeþitlilik içerisinde kabul edilebilir seviyede yerinin muhafazasý, • Yerinde kalkýndýrýlmasý mümkün olmayan çok düþük gelirli orman içi köylerin nakli gibi, ormancýlýk sorunlarýna ýþýk tutacak önemli mesajlar çýktý. Yine Odamýzca 9-10 Haziran 2005 tarihlerinde Ýzmir de bir günü arazide bir günü salonda gerçekleþtirilen "Türkiye'de Özel Aðaçlandýrma" panelinde de, tüm farklý görüþler tartýþýldý. Panelin sonunda; • Dünya'da olduðu gibi ülkemizde de özel aðaçlandýrmalarýn yaygýnlaþtýrýlmasý için teþviklerin arttýrýlmasý (özel ormanlarýn dünya ortalamasý % 24, Avrupa % 60, Türkiye %03), • Özel aðaçlandýrmalarda asli tür yanýnda odun dýþý ürün veren aðaç ve aðaççýk türlerinin kullanýlmasý, • Kurulan özel aðaçlandýrma alanlarýnýn, orman kanunun 2 inci maddesi kapsamýna girmemesi için gerekli tedbirlerin alýnmasý, • Orman kanunun 57 inci maddesindeki hukuki kaygýlarýn giderilerek özel aðaçlandýrmalarýn önünün açýlmasý, yönünde çýkan görüþlerin ýþýðýnda, Odamýzca yayýnlanan deklarasyon kamuoyu ile paylaþýlmýþtýr. Mesleðimiz açýsýndan önemli bir sürece girdiðimiz bu dönemde, Meclise sevk edilecek “Meslek Yetki Yasasý” ile ilgili olarak güçlü bir kamuoyu desteðine ihtiyacýmýz olacaktýr. Yasalaþma sürecinde tüm meslektaþlarýmýzýn gücünü ve gayretlerini esirgemeden sonuna kadar kullanacaðýna inancýmýz tamdýr. Saygýlarýmýzla. Yönetim Kurulu 2 1. ÇEVRE VE ORMANCILIK ÞURASININ ARDINDAN Prof.Dr. Aytuð AKESEN* 22-24 Mart 2005 tarihleri arasýnda Antalya’da gerçekleþtirilen “1. Çevre ve Ormancýlýk Þurasý” baþta ormancýlýk kamuoyu olmak üzere ilgili çevrelerde artýlarýyla, eksileriyle uzun süre tartýþýlacaktýr. Biçimsel yönden bakýldýðýnda Þura organizasyonunda gerçekten yüksek düzeyli bir düzenleme örneði ortaya konulmuþtur. Çaðdaþ bir ortamda çalýþma olanaðý sunan, ev sahipliðini eksiksiz yapan tüm emeði geçenleri kutlamak gerekir. Henüz Þura kararlarý yayýmlanmamýþ olmakla birlikte, Þura öncesi ve sürecinde göze batan bazý noktalarý dile getirmekte yarar görmekteyiz. Bilindiði gibi Þura çalýþmalarýnýn yasal dayanaðý “Çevre ve Ormancýlýk Þurasý Yönetmeliði” oluþturmaktadýr. Ýrdelemelerimizi söz konusu yönetmelik ýþýðýnda yapmayý doðru bulmaktayýz. Þura öncesi çalýþmalara bakýldýðýnda yönetmelik uyarýnca (12. Md.) gündem konularýna göre çalýþma gruplarý oluþturulmuþ, bu gruplar yönetmelikte belirtilen biçimde (13. Md.) çalýþmalarýný tamamlayarak hazýrladýklarý “çalýþma belgeleri”ni Þura sekreteryasýna sunmuþlardýr. Þekil yönünden yapýlmasý gerekenler yapýlmýþ görünmekle birlikte, belirtilen süreçte özellikle bilimsel kurumlardan katýlýmý istenen uzmanlarýn bir bölümü çalýþmalara hiç çaðrýlmamýþ, bir bölümü de katýlmasý olanaksýz zaman aralýðýnda haberdar olmuþtur. Sonuçta “çalýþma belgeleri”nin bilimsel yanlarý bize göre tartýþýlýr hale getirilmiþtir. Öte yandan, çalýþma gruplarýnda emek harcamýþ bir bölüm akademisyen Þura üyesi olarak davet edilmemiþ, çalýþma gruplarýna çaðrýlmamýþ olanlar da Þuraya davet edilerek çeliþki yaratýlmýþtýr. Þura öncesi yönetmelik uyarýnca (16.Md.) bilimsel bildiriler verilmiþtir. Ancak bunlar ne sunulmuþ, ne tartýþýlmýþ, ne de yazýlý metin halinde daðýtýlmýþtýr. Böyle olunca, Bakanlýk bazý konulardaki bilimsel görüþleri beðenmemiþ, benimsememiþ, yerlerini bürokrat ve teknik elemanlarýnýn görüþleri ile doldurmayý yeterli ve uygun görmüþtür deðerlendirmesi gündeme gelmiþtir. Oysa Þura, görüþ alýþveriþlerinin yapýldýðý bir danýþma organý (16.Md.) deðil midir? Þura sürecinde, deðindiðimiz bu deðerlendirmeleri vurgulayan baþka izlenimlerde edindik: Bakanlýðýn çeþitli karar organlarýnda görev yapan (örneðin: daire, þube baþkaný gibi) bürokratlarýn (genellikle de bakanlýklarýn birleþtirilmesi sonrasý bu noktalara gelen çevre müh., ekonomist, inþaat müh. gibi meslek gruplarýndan) temsil ettikleri makamýn “biçimsel yetki”sini kendi uzamnýlk konularýnýn dýþýndaki uzmanlýk alanlarýnda tartýþmalara girerek “uzman yetki” haline getirme giriþimleri, ister bilinçli, ister bilinçsiz olsun her þeyden önce “meslek etiði”ne aykýrý, son derece düþündürücü, ileriye dönük Bakanlýk uygulamalarýndan bilimdýþý sürecin baþlangýç görüntüsünü vermiþtir. Uzmanlýklarýn biçimsel yetkiyle karýþtýrýlmasý önlenmediði takdirde her uygulamasý uzmanlýk gerektiren Bakanlýk örgütü ve etkinliklerine yönelik soru ve tepkiler artacaktýr. Bu sorulardan biri de bizim aklýmýza geldi. Bakanlýklarýn birleþtirilmesiyle baþlatýlan (bize göre) Ormancýlýk Örgütünün asimilasyon sürecine þimdi de orman mühendisliði yetkililerinin asimilasyonu mu eklenmeðe çalýþýlmaktadýr? Öte yandan, Þura gündemini oluþturan 11 baþlýk altýnda yer alan konularda derin ve yaygýn bir birikimi olan ormancýlýðýn gereken oranlarda temsil edilmediði, bazý konularda da (doða korumasýnda olduðu gibi) çevre ile doða koruma kavramlarýnýn eþanlamlý ele alýnarak yanlýþlara yol açýldýðý gözlenmiþtir. Sonuçta eðrisiyle, doðrusuyla kararlarýn uyglama sürecinde de tartýþýlacak bir Þura etkinliði geride kalmýþtýr. Unutulan yanlarý olacak unutulmayan yanlarý olacaktýr. Bizim de “1. Çevre ve Ormancýlýk Þurasý”ndan unutamayacaklarýmýz elbette olacaktýr!. Örneðin: 150 yýla yaklaþan geçmiþi olan ülkemizin en geliþmiþ Orman Fakültesi, Ýstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Dekanýna açýlýþta bir konuþma olanaðý saðlanmamýþtýr. (Oysa kimler konuþmadý). Þura komisyon raporlarý çok dar zaman dilimlerinde gerçekten tartýþýlarak oylanmýþtýr(!). Son olarak da yurdumuzun dört bir yanýndan, karadan, denizden, tepelerden gelerek özellikle 2/B konusunda bilinen kesimlerin özlem ve doða sevgilerini (!) tüm bilimdýþý birikimleriyle yansýtma görevi üstlenen bazý deðerli üyeler Þura’nýn yýldýzlarý olarak hep aklýmýzda kalacaklardýr. 3 *Ý.Ü. Orman Fakültesi 1. ÇEVRE VE ORMANCILIK ÞURASININ ARDINDAN Yrd.Doç.Dr. Ahmet TOLUNAY* Çevre ile Orman Bakanlýðý'nýn birleþmesinden sonra ilk defa farklý bir konumda þur'a düzenleniyordu. Þur'a öncesi Bolu-Abant 'da ön toplantýlar yapýlmýþtý. Þur'a Ýstanbul'da toplanacaktý. Daha sonra Antalya'ya alýnýnca þaþýrdýk. Kaygýlandýk. Bir þeyler iyi gitmiyor diye üzüldük. Birçok insan þur'ayý katýlmayý bekliyordu. Fakat, çaðrýlmadýðýný öðrendik. Ortalýkta birçok söylenti dolaþýyordu. Açýk söyleyeyim düzenlenecek þur'a hakkýnda benim düþüncelerim de karmakarýþýktý. Bu ön yargýlarla þuraya katýldýk. Antalya Kemer'deki ilk karþýlaþmalarýmýzda bir þeyler deðiþmeye baþladý. Bu tür toplantýlarýn birbirini uzun zamandýr görmeyen insanlarýn bir araya gelmesinde önemli bir rolü bulunmaktadýr. Bu nedenle açýlýþ seromonisi öncesi selamlaþmalar, kucaklaþmalar görülmeye deðerdi. Ayrýca, durum deðerlendiren, sorunlarý ortaya koyan ve çözümler üreten komisyon toplantýlarý, bazen hararetli bazen neþeli tartýþmalara sahne olmaya baþladý. Katýlanlarýn, özverili çalýþmalar yaptýðýndan eminim. Bunu son gün varýlan þur'a kararlarýndan elde etmek mümkün. Ön yargýlarýmla gitmeme raðmen, I. Çevre ve Ormancýlýk Þur'asý 'ndan mutlu ayrýldým. Boþa gitmedi hiç birþey. En azýndan bir durum deðerlendirmesi yaptýk. Nerede olduðumuzu, nerede durduðumuzu gördük. Þimdi önümüze bakma zamaný. En çok sevindiðim þey ne biliyor musunuz? Þura kararlarý arasýnda "Orman Mühendisliði, Orman Endüstri Mühendisliði ve Aðaç Ýþleri Endüstri Mühendisliði Yasa Tasarýsý"nýn acilen çýkarýlmasý maddesinin yer almasý ve Sayýn Bakanýn bu kararý "Sonuç Bildirgesi"nde yer vermesi. Bana göre sadece bu yasanýn çýkartýlmasý þur'a giderlerini kat kat öder. Öyleyse haydi destekleyelim ve çýkartalým bu yasayý. Destekleyelim ki; mesleðimizin, fakültelerimizin, teþkilatýmýzýn, kýsacasý ülkemizin önü açýlsýn. Þur'a denilince aklýma hep "Milli Eðitim Bakanlýðý" gelir. Çünkü, þur'a etkinliklerini en çok onlar yapýyor. Çocukluðumdan hatýrlarým, Milli Eðitim Þur'alarýnýn radyolardan haberleri yayýnlanýrdý. Merak ederdim, bu insanlar niye toplanýr? Neyi konuþurlar? Yýllar sonra 1993 'de I. Ormancýlýk Þur'asý toplandýðýnda yine çocukluk günlerime gitmiþtim. Zira, þura üyesi olarak çaðrýlmýþtým. Tüm bu merak ve hevesimle koþmuþtum Ankara'ya. Birçok üye Milli Eðitim Bakanlýðý'na baðlý Ankara Öðretmen Evi'nde kalmýþtý. Ayrýca, öðretmen evinin salonlarýnda ön toplantýlar yapýlmýþ ve komisyon raporlarý hazýrlanmýþtý. Büyük toplantý Milli Eðitim Bakanlýðý 'nýn Þura Salonu'nda yapýlmýþtý ve þur'a kararlarlarý da bu salonda alýnmýþtý. I. Ormancýlýk Þurasý verimli bir toplantý olmuþtu. Ýlk defa "Ormancýlýk Þur'asý" toplandýðý için heyecanlý idik. Kuþkusuz adý þur'a olmasa bile eski toplantýlar da unutulmaz imiþ. Bunu bana, ilki 1966 'da düzenlenen ve daha sonra çeþitli kez tekrarlanan "Orman Mühendisliði Teknik Kongreleri"ne iliþkin dokümanlar söylüyor. Gri fotoðraflar dillense de konuþsa. Bu dönemlerde toplanan Orman Mühendisliði Teknik Kongreleri ormancýlýðýmýza yön verdi ve katký saðladý. Þimdi bile bakarken o tozlu sayfalara, mesleðimizin duayenlerini, öncülerini hatýrlarým. Ýyi þeyler yapmýþlar derim. Zaman zaman düþünmüþümdür, "Niye ormancýlýk þuralarýnýn arkasýný getiremedik?" diye. Oysa, yönetmelik gereði 2005 'de 3. Ormancýlýk Þur'asýnýn toplanmasý gerekiyordu. Yapamadýk. Çevre Bakanlýðý bugüne kadar konusu çevre olan 4 þura düzenlemiþti. Niye biz yapamýyoruz? derken, en son yapýlan bir giriþim bu olumsuz düþüncelerimi bir ölçüde deðiþtirdi. Ne zaman diye sorarsanýz I. Çevre ve Ormancýlýk Þur'asý 'nýn toplanacaðýnýn duyurulmasýna kadar. 4 * SDÜ Orman Fakültesi 1. ÇEVRE VE ORMANCILIK ÞURASININ ARDINDAN Eþref GÝRGÝN* Orman Bakanlýðý ile Çevre Bakanlýðýnýn birleþtirilmesinden sonra, "Avrupa Birliði Sürecinde Çevre ve Orman" temasý üzerine 22-24 Mart 2005 tarihleri arasýnda Antalya'da Birinci Çevre ve Ormancýlýk Þurasý toplandý. Öncelikle þura hazýrlýk ve organizasyonunun mükemmelliðini, iyi bir çalýþma ortamýnýn saðlandýðýný, ev sahipliðinin çok güzel olduðunu belirtmeden geçemeyeceðim. Orman Bakanlýðýnýn 1997 yýlý Ekim ayýnda baþarýlý bir þekilde gerçekleþtirmiþ olduðu 11 inci uluslar arasý ormancýlýk kongresinden sonra, bu kez ulusal nitelikli Birinci Çevre ve Ormancýlýk þurasý da baþarýlý bir þekilde yapýlmýþtýr. Bakanlýk çalýþanlarý, ulusal ve uluslar arasý kongrelerde gerekli baþarýyý yakalamýþ olduklarý ispatlanmýþtýr. Emeði geçen herkesi tebrik ediyorum. Þura çalýþmalarýný þuraya hazýrlýk, þura genel kurulu aþamasý ve þura sonrasý olmak üzere üç bölümde irdelemek gerekmektedir. Þura hazýrlýk çalýþmalarýnda genel kanaat sürenin dar olduðu yönünde yoðunlaþmýþtýr. Nitekim, çalýþma gruplarýna katýlacak olan üyelerin, 14 Aralýk 2004 tarihinde, Bakanlýðýn Söðüt özü toplantý salonunda yaptýklarý toplantýda söz alan konuþmacýlar, bu hususa deðinmiþlerdir. O toplantýda yaptýðým konuþmamda; þuranýn yapýlmasý kararýnýn alýndýðýný, gerekli duyurularýn yapýldýðýný ve sürecin iþlemeye baþladýðýný belirterek, bu tip eleþtirilerin zaman kaybýndan öteye gitmeyeceðini ifade etmiþ, yapacaðýmýz iþlere hýzla bakmamýzýn gerekli olduðunu vurgulamýþtým. Ayrýca bu þura sonucunda, Çevre Bakanlýðý ile Orman Bakanlýðýnýn birbirine kaynaþmasý yönünde kararlarýn çýkmasýný temenni etmiþtim. Bu tavsiyem, arkamdan söz alan bir çevreci öðretim üyesi tarafýndan eleþtirilmiþ, konuþmam çevrenin, ormanýn içinde sindirileceði þeklinde yorumlanarak, bu yaklaþýma karþý olduðunu açýkça ifade etmiþtir. Halbuki, bu düþünce çok yanlýþ bir algýlamanýn ürünü olup, þayet iki bakanlýk bir bakanlýk haline getirilmiþ ise, her disiplin kendi alanlarý içinde kalmak üzere, ortak paydanýn olabildiðince geniþ tutularak kaynaþtýrýlmak suretiyle istenilen amaca ulaþýlacaktýr. Öðretim üyesinin yaklaþýmýnýn, dolaylý olarak þura genel kurul görüþmelerine de yansýtýldýðý gözlemlenmiþtir. Zira genel kurul görüþmeleri sýrasýnda, çevre konularýný içine alan ilk üç komisyonun raporlarýnýn görüþülmesinden sonra, çevre kanadýna ait üyelerin büyük bir bölümünün ve ilgili bazý üst düzey bürokratlarýn ormancýlýk konularýnýn tartýþýlacaðý komisyon raporlarý görüþmelerine katýlmadýklarý görülmüþtür. Halbuki tüm dünyada olduðu gibi, ülkemizde de çevreye bir þemsiye ve koordinasyon fonksiyonu verilip, baþta orman ekosistemi olmak üzere, her disiplinle doðrudan veya dolaylý olarak iliþkilendirilmelidir. Orman ile çevrenin bir bakanlýk çatýsý altýnda birleþmesinin en büyük nedeni, ortak yönlerinin çok geniþ tabanlý olmasýdýr. Þurada, "Yerel yönetimler ve çevre, Sürdürülebilir kalkýnma için çevre yönetimi, Çevresel etki deðerlendirmesi ve çevre düzeni planlarý, Ekosistem, orman ekosistemi ve sürdürülebilir kalkýnma, Orman kadastrosu ve mülkiyet, Orman ürünleri ve endüstrisi, Doða koruma, Çevre-orman ve halk iliþkileri, Araþtýrma geliþtirme ve eðitim, Çevre ve orman mevzuatý ve kurumsal yapýlanma" olmak üzere 11 çalýþma grubu oluþturulmuþtur. Bu çalýþma gruplarýna ilgilenenlerce 152 adet yazýlý teblið gönderilmiþtir. Tebliðlerden 40 adedi, baþkanlýðýný yaptýðým dört nolu "Ekosistem, Orman Ekosistemi ve Sürdürülebilir Kalkýnma" çalýþma grubu ile ilgilidir. Geriye kalan 112 teblið, diðer 10 çalýþma grubunu ilgilendirmektedir. Bu durum önümüzdeki yýllarýn, ormancýlýk için ekosistem yaklaþýmýnýn ön planda olacaðýnýn açýk bir göstergesidir. Ormancýlýðýn ekosistem yönetimi anlayýþýyla yapýlmasý, Orman Mühendisliðinin sorumluluðunu ve etkinliðini ön plana çýkaracaktýr. O nedenle Orman Mühendisliðinin, üniversite eðitiminden baþlanarak, devlet ve özel sektördeki çalýþma anlarý yeni bir bakýþ açýsýyla yeniden dizayn edilmelidir. Artýk Orman Mühendisliði, tüm dünyada olduðu gibi, çok geniþ kapsamlý bir öðretim ve eðitimi zorunlu kýlan "Ekosistem yönetme ve iþletme sanatý" olarak kabul edilmelidir. Ormancýlýk, odun üretiminin çok ötesinde, eko-hizmet üreten bir sektör haline dönüþtürülmelidir. Bu gereksinim, þurada özellikle dördüncü komisyon raporunun tartýþýlmasý sýrasýnda açýkça görülmüþtür. Þura yürütme kurulu, her çalýþma grubundan bir veya iki tebliðin genel kurulda sunulmasý yönünde gruplara bilgi vermiþ, çalýþma gruplarý da teblið seçimlerini yaparak teblið sahiplerine duyurmuþtu. Daha sonra zaman darlýðý nedeniyle sunumlarýn yapýlamayacaðý þura yönetimince çalýþma guruplarýna bildirildi. Bu durum çok hoþ karþýlanmamýþtýr. Gerekli tedbirler alýnýp sunumlar geçekleþtirilseydi daha iyi olurdu. Þuranýn Antalya bölümünde, çalýþma komisyonlarý geç saatlere kadar çok yoðun bir çalýþma sergileyerek raporlarýný zamanýnda genel kurula getirdiler. Genel kurul aþamasýnda, özellikle mevzuat çalýþmalarýna dair 11 nolu komisyonun raporu, baþta ormancýlýk mülkiyet konularý ve özel aðaçlandýrmalar olmak üzere, gerek komisyon çalýþmalarý ve gerekse genel kurul çalýþmalarýnda yoðun tartýþmalara sahne olmuþtur. Þura genel kurulunda komisyon raporu görüþmeleri devam ederken, görüþmeleri biten komisyon baþkanlarý, Çevre ve Orman Bakaný Sayýn Osman PEPE ile bir araya gelmiþtir. Sayýn Bakan þura ile ilgili olarak, çalýþma komisyonu baþkanlarý ile istiþari mahiyette karþýlýklý görüþ alýþ veriþinde bulundu. Sayýn Bakan, genellikle komisyon baþkanlarýný dinlemeyi tercih etti. Ortak görüþ olarak, þura kararlarýnýn raflarda kalmayarak uygulamada dikkate alýnmasý temennisinde bulunulmuþtur. Sayýn Bakan toplantý sonucunda, Bakanlýðýn þura kararlarýndan yararlanacaðýný, bu maksatla, þura kararlarýnýn uygulamaya yansýtýlmasý için, idareye emir vereceðini, þura kararlarýnýn uygulanmasýnda gelinen noktanýn deðerlendirilmesi için, komisyon baþkanlarýnýn da katýlacaðý, yýlda iki kez birisi Abant' ta diðeri Antalya'da olmak üzere bir araya gelmeyi düþündüðünü ifade etmiþtir. Sonuç olarak, þurada alýnan kararlar þura yönetmeliðine göre istiþari mahiyette olduðu düzenlemesine bakarak, büyük emekler harcanmak suretiyle ortaya çýkan kararlardan, göstermelik bir þekilde yararlanmaya gidilmemelidir. Sayýn Bakanýn komisyon baþkanlarýyla yaptýðý toplantýda söylediði þekilde, kararlar Bakanlýðýn ana hizmet ve baðlý kuruluþlarýna eyleme geçecek þekilde emir verilmeli ve düþünüldüðü gibi yýlda iki kez de þura kararlarýnýn uygulanmasýna dair deðerlendirme toplantýlarý yapýlmalýdýr. Þura kararlarýnýn takibini yapacak sekreteryanýn, yeni bir þura yapýlýncaya kadar, Çevre ve Orman Bakanlýðý Araþtýrma ve Planlama Kurulu içinde yer almasý saðlanmalýdýr. Þura kararlarýnýn ülkemize, milletimize, Bakanlýðýmýza ve ormancýlýðýmýza hayýrlara vesile olmasýný dilerim. 5 *Onur Kurulu Üyesi ve AR-GE Komisyonu Baþkaný SESÝMÝZE KULAK VERÝN! Vahdet Afþin Karacan* / Sultan Belli* / Emine Seda Keleþ* orman mühendislerini beklerken mezun olmuþ bunca orman mühendisinin boþta gezmesi trajikomik bir baþka gerçektir. Ýþte bu sebeple ülkemizde yaþanan iþsizlik sorununda orman mühendislerinin ayrý tutulmasýnýn asýl nedeni burada yatmaktadýr. Orman mühendisliðini diðer meslek guruplarýndan ayrý tutan en önemli özellik hem yapýlacak yýðýnla iþ, hem de boþ gezen yüzlerce orman mühendisinin oluþudur. Tüm orman mühendisleri olarak hepimiz çok iyi biliyoruz ki AB'ye girmek için uðraþ veren Türkiye kamuda çalýþan sayýsýný azaltma gibi bir politika güderken Çevre ve Orman Bakanlýðý'nda bizlere iþ imkaný yaratýlmasý pek mümkün gözükmemektedir. Ýçinde bulunduðumuz günlerde (Dedikodu deðilse) Orman Genel Müdürlüðünün Maliye Bakanlýðýndan aldýðý 150 mühendis kadrosu ile Türkiye Ormanlarýnýn hiçbir sorununun çözülemeyeceði de bir baþka gerçektir. Bir Orman Ýþletme Müdürlüðünde ortalama iki Ýþletme Þefinin bulunduðu dev bir Genel Müdürlükte 150 mühendis kadrosunun tümü orman mühendisi olarak kullanýlsa bile hangi yaraya merhem olur o da bir baþka soru zaten. Çevre ve Orman Bakanlýðý Ana Hizmet Birimlerinde ise þu sýralar herhangi bir mühendis alýmý ile ilgili bir hareket gözükmezken, ormanlarýmýzýn beklediði teknik eleman ihtiyacýnýn nasýl giderileceði gerçekten hepimiz için merak konusu. Geçtiðimiz aylarda Orman Mühendisleri Odasý Genel Merkezi tarafýndan gerçekleþtirilen ve iki Genel Müdürlük tarafýndan desteklenen eðitim çalýþmalarý ile hepimize daðýtýlan ümitlerde yavaþ yavaþ yok olmaya baþladý. Yeni mezun olmuþ mühendisler olarak bu eðitim çalýþmasý ile fakültede ki bilgilerimize uygulamada bizlerden beklenen pratikleri öðrendiðimizde çalýþma imkanlarýmýzýn emekli büyüklerimizce kýsýtlanacaðýný hiç düþünmemiþtik. Þöyle ki; Ýhale ile alýnan bir aðaç- Ýþsizlik; yýllardýr ülkemizin kanayan bir yarasý, çözüm getirilmedikçe de büyümeye ve kangren olmaya doðru gidiyor. Sokaklar, iþsiz üniversite mezunlarýyla dolup taþýyor. Analar babalar ve iþsiz evlatlar endiþeli, umutlar gittikçe tükenmektedir. Orman mühendisleri de umutsuzca çözüm bekleyen meslek gruplarýndan biridir. Ýþin acý yaný ise; yüzlerce Orman Ýþletme Þefliðinin, Aðaçlandýrma ve Erozyon Kontrolü, Doða Koruma ve Milli Park ve ORKÖY Mühendisliklerinin boþ kadrolarýna orman mühendisi atamasý yapýlmamakta, bir yandan iþler aksarken diðer yandan yetiþmiþ, eðitilmiþ orman mühendisleri iþ beklemekte, her bakýmdan ülke kaynaklarý heba edilmektedir. Geçtiðimiz yýllarda on milyon orman köylüsünden bahsedilen ülkemizde bugün sayý azalmýþ, yedi milyonlara inmiþtir. Bu da bize çok açýk biçimde göstermektedir ki; orman alanlarýnda nüfus ve dolayýsýyla sosyal baský azalmakta, her türlü teknik çalýþma daha kolay yapýlabilir hale gelmektedir. Ama ne yazýk ki bugün de, bu ormanlýk alanlarda yapýlacak ormancýlýk çalýþmalarýný planlayacak ve uygulayacak teknik eleman ihtiyacý had safhadadýr. Ülke ormanlarý çalýþmak üzere 6 *Orman Mühendisi landýrma projesinde çalýþmak üzere imza yetkisini kullanan meslektaþlarýmýzýn sahada eylemli biçimde çalýþmadan bu iþi götürdüklerine þahit olmaktayýz. Ne yazýk ki bu duruma ihale kabul komisyonlarýnýn da göz yummalarý biz boþta gezen mühendisleri fazlasý ile rahatsýz etmektedir. Çünkü Orman Mühendisleri Odasý Genel Merkezi tarafýndan belirlenen Birim Fiyatlarýn çok altýnda ücretlerle yetki imzalarýnýn atýldýðýný görüyoruz. Bu durumu serbest piyasa ekonomisi ile baðdaþtýrmaya kimsenin hakký olamaz. Arazide çalýþmayý gerektiren bir ihale alan yüklenici, imzayý attýrdýðý teknik elamaný bizzat arazide iþlendirmeli, yeteri kadar bulundurmalý, yapýlan iþlerin gerçekten tekniðine uygun olarak yapýlmasýný saðlamalýdýr. Bizler arazide tam zamanlý çalýþýlmasýndan ve odamýzýn yasal olarak belirlediði birim fiyatlarýn uygulanmasýndan yanayýz. Þimdiye kadar bekledik, ama ne yazýk ki sadece Aðaçlandýrma ve Erozyon Kontrolü Genel Müdürlüðünün tüm Çevre ve Orman Ýl Müdürlüklerine talimatlanmasýna raðmen az sayýda birkaç Ýl Çevre ve Orman Müdürlüðü bu talimata uymuþtur. Bu az sayýdaki illerde yürütülen ormancýlýk çalýþmalarýnýn kontrolü ve takip edilmesi için mühendislik hizmeti satýn alýnýrken. Geri kalan diðer il müdürlüklerinde ise; ne yazýk ki bu tür uygulamalar her nedense yapýlmamaktadýr. Üzülerek görüyoruz ki, yürütülen bir çok aðaçlandýrma ve erozyon kontrolü, korunan alanlarýn yönetimi ve Orköy çalýþmalarý mühendislik hizmeti alýnmadýðý için aksamaktadýr. Orman Ýþletme Þefliklerinin çoðunlukla vekaleten yürütüldüðü günümüzde ormanlarýmýzda yapýlmasý gereken bakým çalýþmalarýnýn dýþarýdan alýnacak teknik eleman hizmeti ile saðlýklý ve programlara uygun biçimde tamamlanabilmesi mümkün olduðu halde bu yol neden denenmemektedir ? Serbest mühendislik ve müþavirlik hizmeti alýnmasý görüþüne taraf olduðunu bildiðimiz ve kendisini silvikültüre adamýþ bir Genel Müdüre sahip olan Orman Genel Müdürlüðünden beklentilerimiz bu sebeple çok daha fazla olmaktadýr. Devletimizin ve ailelerimizin kýsýtlý bütçeleri ile bunca yýl bizler için harcadýðý paralarýn ve verilen emeklerin karþýlýðý olan borcumuzu ödemek, emeklerimizin karþýlýðýný almak istiyoruz. Üstelik ormanlarýmýzda bunca iþ bizleri beklerken. Bütün bu sýkýntýlarýn çekildiði bir dönemde mecliste görüþülmekte olan çevre kanununun taslaðýnda yer alan ve yasadan son anda bilinmeyen, anlaþýlmayan ve anlatýlmayan bir nedenle çýkartýlan "yevmiyeli mühendislerin kadroya geçmesi" de bizi üzen bir baþka konu olmuþtur. Orman Ýþletme Müdürlüklerinde yevmiyeli çalýþan arkadaþlarýmýzýn yýl içinde birkaç ay yerine yýl boyunca çalýþtýrýlmalarýnýn saðlanmasý ise her hangi bir yasa çýkarýlmasýný gerektirmemektedir. Öte yandan biz serbest çalýþmak isteyen orman mühendislerine düþen görevde sorunlarýmýzýn çözümü için ortak kararlar alýnmasý, aramýzda iletiþimin kesintisiz sürdürülmesi, meslektaþ olarak birlik ve beraberliðin devam ettirilmesi, gereðine inanýyoruz. Bunun saðlanmasý içinde bir platform oluþturulmasýnýn yararlý olacaðý görüþündeyiz. Sonuç olarak; meslek kuruluþumuz olan Orman Mühendisleri Odasý Yönetimi; kamu kurum ve kuruluþlarý ile protokol imzalayýp, iþbirliði halinde yapýlan eðitim çalýþmalarýný bizlere sertifika vererek bitirmemeli, uygulamada karþýlaþýlan aksaklýklarýn giderilmesi ve engellerin aþýlmasýnda yanýmýzda olmalýdýr. Uygulamada odanýn belirlediði birim fiyatlarýn çok çok altýnda fiyat vererek haksýz rekabet ve iþ kalitesinin düþmesine neden olan oda üyeleri hakkýnda gereðinin yapýlmasýný bekliyoruz. Genel Müdürlük yetkililerinden ise, yapýlan iþi denetim için araziye gittiklerinde, sorumlu orman mühendislerini arazide görmeden, iþin kabulünü yapmamalýdýrlar. Ayrýca; taþra birimlerine serbest mühendislik ve müþavirlik hizmeti alýnmasý konusunda talimat vererek, bu talimatlara uyulmasýný saðlamalýdýrlar. 7 GEÇMÝÞÝN DÝNAMÝKLERÝ GELECEÐÝ ÞEKÝLLENDÝREMEZ Abdurrahman SAÐKAYA* ödenmektedir. Bu bedel 7 milyon köylüye paylaþtýrýldýðýnda, 40 dolar adam/yýl düþer. Ormanlardan elde ettiðimiz hasýlatýn hepsini orman köylüsüne verdiðimizde, 100 dolar adam/yýl düþer. Kýsaca kereste-odun tabanlý bir üretimde çözüm bulunmamaktadýr. Bu kavgayý daha çok sürdürerek mühendis arkadaþlarýmýzý lüzumsuz yere yormamalýyýz. Bu sistemle orman köylüsünü mutlu etmemiz mümkün deðildir; baþka kaynaklar aramalýyýz. Yapmamýz gereken, elimizdeki 20 milyon Ha. Alanýn ekonomik deðerlendirilmesidir. Hollanda 4 milyon Ha. Alana sahip, 30 milyar $’lýk tarým ürünü ihraç ediyor! Bulgaristan Trakya’nýn devamý olan meþe baltalýklarýnda özel avlak turizmi yapmakta, sadece kuþ avcýýðýndan 2 milyar $ kazanmaktadýr. Ýsviçre, dað köylerindeki nüfusun þehre göç etmemesi için, daðda ilaç ve kozmetik sanayinin ham maddesi “Týbbi ve aromatik” bitki ekimi yapmaktadýr. Bu alanlardan elde edilen gelir; 33.000 Avro/Ha.dýr. Biz de orman alanlarýmýzýn binde birinde 20.000 Ha. Alanda týbbi ve aromatik bitki tarýmý yaptýrsak elde edilecek gelir: 850 milyon $ geliri orman köylümüze kazandýrýrýz. Baltalýk sahasý olarak, güney-doðu da 2 milyon Ha. bozuk alanýmýz var. Trakya’daki halkla beraber sistemi oralarda da kurduðumuzda büyük gelirler elde ederiz. Bu misalleri çoðaltmak mümkün. Önemli olan arkadaþlarýmýzýn soruna bakýþlarýný deðiþtirmeleri, çözümde kararlý olmalarýdýr. Çaðýn deðerlerini yaþam biçimi haline getirmek, sorunlara mantýklý çözümler getirmek demektir. Ormancýlýk sorunlarýnýn çözümünün ekonomik olduðu arkadaþlarýmýzýn malumudur: Ancak bu çözümün nasýl olacaðý önem kazanmaktadýr. Teþkilatýmýz orman köylüsü sorununu çözdüðü taktirde, teknik sorunlarýn da çözümü yoktur. 1973-1993 iki dönem amanejman periyodunda gençleþtirmemiz gereken 1.800.000 Ha. alana karþý baþarabildiðimiz miktar 600.000 Ha.dýr. Gene ayný periyotta bakým yapmamýz gereken 4.5 milyon Ha. alana karþýlýk, uygulamada 1.5 milyon Ha. alanýn bakýmýný yapabilmiþiz. Son 65 yýldýr orman köylüsü ile sorunlarýmýzý çözememiþiz; orman ve orman dýþýnda aðýr bedeller ödemiþiz. Yapýlmasý gereken, geleneksel metodlarda ýsrardan vazgeçmektir. Yeni bir anlayýþ, yeni bir kafa yapýsýyla olaylara yaklaþmalý, sorunlara mutlaka ama mutlaka çözüm bulmalýyýz. Sorunlara çözüm getirme ve iyi bir Türkiye býrakma konusunda, biz 68 kuþaðý ve daha önceki kuþaklar baþarýsýz olduk! Çünkü bu günkü kuþaklara sorunlarý aynen aktardýk! Bu konuda bir çok arkadaþýmýn haklý, haksýz mazeret orntaya koyar gibi olduklarýný iþitir gibi oluyorum! Ancak önemli olan netice, geldiðimiz yer ortadadýr! Hiçbir mazerete sýðýnma hakkýna sahip deðiliz. Bundan sonra yapmamýz gereken; geçmiþ hatalarýmýzý ortaya koymak, isabetli teþhisler bulmak geleceðe yönelik çözümler oluþturmaktýr. Dünya bilgi çaðýna girdi. Teknoloji fabrikadan insan beynine taþýndý. Ülkelerin gücü; petrol, maden, otomobil vb. üretimiyle deðil, sahip olduklarý beyin gücüyle ölçülüyor. Bilgi çaðýna damgasýný vuran temel dinamik; “deðiþim”dir. Ekonomide, kültürde, siyasette deðiþim o kadar hýzlý ki, arkasýndan yetiþmek mümkün deðil. Deðiþimin sarstýðý, yeni deðiþimlerin sürekli tehdidi altýnda bulunan bir dünyada korunmanýn tek yolu; yenilikleri sürdürmektir. Ýstikrar ancak devamlý deðiþmeyle saðlanabilir. Ormancýlýkta diðer ilim disiplinleri gibi bilgi çaðý ve onun temel dinamiði deðiþimden nasibini almýþtýr. Dünün sorunlarý þekil deðiþtirmiþtir. Biz hala dünün sorunlarýna, dünün çözümleriyle çare aramaya kalkarsak baþarýlý olamayýz. Örnek verirsek; 1980 yýlýnda 11 milyon orman köy nüfusu vardý. % 3 çoðalma hýzýyla projeksiyon yaparsak, 2005’de bu nüfus 20 milyon olur. Þu anda orman köy nüfusu 7 milyon olduðuna göre; kalan 13 milyon nüfus nerede? En az 3 milyonu Ýstanbul’da; 2B alanlarýnda, kaçak gecekondularda vb. dün ORKÖY’e bütçe ödeneði vermeyerek sorunlarý ciddiye almayan hükümetler, günümüze içinden çýkýlmaz kötü miraslar býrakmýþlardýr. Bu günün ormancýsý çaða uygun yapýlanma ve zihniyete sahip olmak durumundadýr. Dünya dengelerini öðrenmeli, bu dengelerin içine Türkiye’yi oturtmalý, Türkiye’deki sektörler iliþkisini kavrayarak içine ormancýlýðý koyabilme becerisine sahip olmalýdýr. Bunun için yeni bakýþ açýsýna, “deðiþim”e ihtiyaç var. Bir kere, ormancýlýðý bir bütün olarak düþünme becerisine sahip olmalý; “kereste-odun” odaklý zihniyeti terk etmelidir. Çünkü günümüzde ilim çok disiplinli hale gelmiþtir. Yani sadece ormancýlýðý öðrenerek ormancýlýk sorunlarý çözülemez. Mesela; 2001 ekonomik krizini hatýrlayalým. Ekonomistlerimiz krizi televizyonlarda, ekonomik parametreler; “borsa-faiz-döviz” ile izah ettiler, ve ayný parametlerle çözmeye çalýþtýlar! Halbuki krizin ana nedeni ekonomiden çok “siyaset”le, “siyasi istikrar”la ilgiliydi. Ormancýlýk doða bilimidir. Zor þartlarda olan bir meslektir. Doða bilimleri ile uðraþanlarýn “tutucu” olmalarý normaldir. Ancak çaðýn dinamiklerine uyumsuzlukta ýsrar, sorunlarý aðýrlaþtýrdýðý gibi çözümsüz de kýlar. Ormancýlýk uygulamalarý son 50 yýldýr bir deðiþime uðramamýþtýr. Sorun ve çözüm düzlemleri aynýdýr. Ormancýlýk sorunlarla hep iç içe olmuþ, hep çözüm ihtiyacýyla yüz yüze kalmýþtýr. Kriz yönetiminde, ayný düzlemde çözüm bulunamazsa bir üst düzlemden olaya bakma gereði vardýr. Bir üst düzlem sorunlarýn ve çözümlerinin daha iyi ortaya çýktýðý makro bakýþ açýsýnýn bulunduðu düzlemdir. Bir üst düzlemden olaya bakalým; 20 milyon Ha. Orman alanýndan elde edilen deðer 700 milyon $’dýr. Bunun %40’ý orman köylüsüne hizmet bedeli olarak 8 *Emekli Orman Genel Müdürü ATILIMLAR DEVAM EDÝYOR Eþref GÝRGÝN* Deðerli meslektaþlarým, Odamýzýn çalýþmalarý ile ilgili olarak oda dergisinde ve WEB sayfasýnda sizlere bilgiler aktarýlmaktadýr. Yönetim kurulumuzun göreve baþladýðý tarihten bu yana dergimizde yazdýðým makalelerin ilgiyle izlendiði gözlemlenmiþtir. O nedenle, geçen zaman diliminde üzerinde çalýþýlan önemli konular hakkýnda sizleri dergimiz kanalýyla bilgilendirmeye gayret göstermekteyim. Yazýma aþaðýdaki maddelerde, öncelikle orman mühendisliði mesleði için milat olacak meslek yetki yasasýnda gelinen son durumu aktarmakla baþlayacaðým. 1) Meslek yetki yasasý: Geçen sayýlarýmýzda meslek yetki yasasýnýn safahatlarý hakkýnda detaylý bilgiler verilmiþ ve bu konunun çok yakýndan takip edildiðini belirtmiþtim. Bu yazýma, meslek yetki yasasýnýn yasalaþmasý sürecinde, mutlu sona yaklaþmanýn önemli bir adýmýnýn atýldýðýný belirtmekle baþlýyorum. Takvimler 20 Haziran 2005 pazartesi gününü göstermektedir. Bakanlar Kurulu mutat toplantýsýný yapmýþ basýn açýklamasýný Adalet Bakaný ve hükümet sözcüsü Sayýn Cemil ÇÝÇEK yapmaktadýr. Türkiye'de üyelerimizden bir kýsmýnýn canlý yayýnda dinlediði ve Anadolu Ajansýnýn 20 Haziran 2005 tarihli haber kayýtlarýndan geçirdiði aþaðýdaki haberi tüm kamu oyu dinlemektedir. Anadolu Ajansýnýn haberinde, "..... Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantýsýnýn ardýndan, yaptýðý açýklamada, Orman Endüstri Mühendisleri, Orman Mühendisleri, Aðaç Ýþleri Endüstri Mühendisleri için mesleki düzenlemeye gidileceðini belirtti. Çiçek, bu mesleklerle ilgili hak, yetki ve çalýþma esaslarýnýn yeniden ele alýnacaðýný kaydetti. Devletin özel ormancýlýðý da teþvik etmesi gerektiðini ifade eden Çiçek, bu konularla ilgili hazýrlanan ve imzaya açýlan tasarýlarýn TBMM'ne gönderileceðini bildirdi..." denilmektedir. Görüldüðü üzere, meslek yetki yasamýz çok yakýndan takip edilerek hükümet tasarýsý haline getirilmesi saðlanmýþtýr. Bu konuda baþta Sayýn Bakanýmýz Osman PEPE ve katkýda bulunan herkese teþekkür ederim. Yetki yasamýzýn Temmuz ayýndan önce yasalaþtýrýlmasý için yoðun çalýþmalarýmýz olmuþtur. Hatta Bakanlýðýmýz yasa tasarýmýzý, meclis tatile girmeden önce yasalaþtýrýlmasý gereken tasarýlar arasýnda Baþbakanlýða bildirmiþtir. Ancak meclis gündeminin çok yoðun olmasý nedeniyle gerçekleþtirilememiþtir. Meclis açýldýktan sonra sonbaharda görüþülerek yasalaþtýrýlmasý beklenmektedir. Bu süre zarfýnda, her türlü çalýþma yapýlarak kamu oyu oluþturulacaktýr. Bu yetki yasasý yasalaþtýðý takdirde, ormancýlýðýmýzýn ve mesleðimizin önünde yeni ufuklar açýlacaktýr. Tüm ormancýlýk camiasýna hayýrlý olsun. Bu arada meslektaþlarýmýzýn odamýza olan borçlarýný kapatmalarý ve yeni mühendislerin de üye olmalarýný hatýrlatmak isterim. 2) Eðitim çalýþmalarý: Odamýz, meslektaþlarýmýza yönelik daha önce gerçekleþtirdiði aðaçlandýrma, silvikültür ve amenajman eðitimlerinin tekrarlanmasý ile bunlara ek olarak milli parkalar ve bilirkiþilik eðitimlerinin sonbahar aylarýnda yapýlmasý için gerekli hazýrlýklarýný sürdürmektedir. Serbest çalýþan her arkadaþýmýn ihtiyacý bulunan eðitimlere katýlmalarýný tavsiye ederim. 3) Türkiye'de özel aðaçlandýrmalar paneli gerçekleþtirildi: Orman Kanununun 57 inci maddesinde, 1986 yýlýnda 3302 sayýlý yasa ile deðiþiklik yapýlmýþ, böylece devlet ormanlarý sayýlan alanlarda, hazine arazilerinde ve özel arazilerde özel aðaçlandýrmalarýn yapýlmasýna imkan tanýnmýþtýr. Ancak aradan geçen 19 yýllýk zaman içinde, teþvik kapsamýnýn geniþletilmesi amacýyla, beþ kez aðaçlandýrma yönetmeliði yenilenmiþ ve bu konunun yurt sathýna yaygýnlaþtýrýlmasýna çalýþýlmýþtýr. Bu deðiþiklikler sýrasýnda, odun dýþý ürün veren orman aðaç ve aðaççýklarý özel aðaçlandýrma yönetmeliði kapsamýna alýnmýþtýr. Bu düzenlemeyle birlikte, bir kýsým sivil toplum örgütleri, özel aðaçlandýrmalarda, aðaçlandýrma yönetmeliðinin odun dýþý ürün veren türlerin kullanýlmasýna imkan veren maddelerinin iptali yönünde Danýþtay'da davalar açmýþtýr. Ýptal davalarýndan ilki 1994 yýlýnda açýlmýþ, dava dilekçesinde Orman Kanununun 57 inci maddesinin Anayasaya ve yönetmeliðinde yasaya aykýrý olduðu, kestane ve cevizin orman aðacý olmadýðý iddia edilmiþ, bu nedenle aðaçlandýrma yönetmeliðinin 13 üncü maddesinin iptali istenmiþtir. Danýþtay 8 inci dairesi, 57 inci maddenin anayasaya aykýrýlýðý iddiasýný ciddi bulmamýþ, yönetmeliðinde yasaya uygun olduðuna, bu aðaç türlerinin de ormanlarda tabii olarak yetiþtirildiðinden ve orman aðaçlarý olduðundan bahisle davayý ret etmiþtir. Aðaçlandýrmalarýn yaygýnlaþtýrýlmasý ve gelir getirici türlerin çeþitlendirilmesi amacýyla, 23 Þubat 1998 tarihinde Aðaçlandýrma yönetmeliði yeniden düzenlenmiþ, Ceviz ve kestanenin yaný sýra ormanlarýmýzda aðaççýk formunda tabii olarak yetiþen harnup, antep fýstýðý (menengiç) ve zeytin türlerinin de kullanýlmasýna imkan tanýnmýþtýr. Bu düzenlemeye uygun olarak özel aðaçlandýrma izinleri verilmesi uygulamasýna, 1998 yýlýndan 2002 yýlýna kadar devam edilmiþtir. Orman Bakanlýðý ile Tariþ, Eðe Zeytin ve Zeytinyaðý Ýhracatçýlarý Birliði arasýnda, aðaçlandýrma yönetmeliðine uygun olarak, zeytin aðaçlandýrmalarýnýn yaygýnlaþtýrýlmasý amacýyla, Aralýk2002 tarihinde iki adet iþbirliði protokolü imzalanmýþtýr. Yeniden bir yönetmelik düzenlemesi yapýlmamýþ olmasýna raðmen, bu kez yine baþka bir sivil toplum örgütü tarafýndan yönetmeliðin 14 üncü maddesi (b) bendinin iptali için Danýþtay'da iptal davasý açýlmýþtýr. Dava dilekçesinde, ayný þekilde 57 inci maddenin Anayasaya ve yönetmeliðin yasaya aykýrý olduðu, madde de yer alan, 9 *Onur Kurulu Üyesi ve AR-GE Komisyonu Baþkaný odun dýþý ürün veren türlerin orman aðacý olmadýðý iddia edilmiþtir. Danýþtay 8 inci dairesi, öncelikle talep edilen yürütmeyi durdurma isteðini ret etmiþtir. Daha sonra esas hakkýndaki kararýnda, maddenin Anayasaya uygun olduðunu, "Zeytin"in orman aðacý olmadýðýný kararlaþtýrmýþtýr. Bakanlýk kararýn bozulmasý istemiyle Danýþtay dava daireleri genel kuruluna itirazda bulunmuþ, dava henüz sonuçlanmamýþtýr. Danýþtay 8 inci dairesinin bu kararýyla ormanlarýn daraltýlmasýnýn önüne geçilmesi düþünülmüþ ise de, tam tersine, zeytinin orman aðaççýðý sayýlmamasý yargýsýyla orman alanlarýnýn daraltýlmasýna davetiye çýkartýlmýþtýr. Nitekim Yargýtay 20 inci Hukuk Dairesinin, sahipli arazide olamayan zeytin aðaçlarýnýn orman aðacý olduðuna dair kararý bulunmaktadýr. Panel sonunda panelistlerce zeytinin bir orman aðacý olduðu teyit edilmiþ, aksi düþüncenin ormanlarýn daraltýlmasýna neden olabileceði vurgulanmýþtýr. Aðaçlandýrma yönetmeliði, Danýþtay'ýn zeytin ile ilgili kararýna uymak, Bakanlýðýn yeniden yapýlanmasý nedenleriyle ortaya çýkan yeni durumun yönetmeliðe yansýtmasý için 9 Ekim 2003 tarihinde yeniden düzenlenmiþtir. Yapýlan bu yeni düzenlemede, odun dýþý ürün veren türler tek tek sayýlmayarak genel tanýmlamalara yer verilmiþtir. Bu yeni yönetmelik de yine ayný sivil toplum örgütü tarafýndan iptal davasýna konu edilmiþtir. Danýþtay 8 inci dairesi, yeni yönetmeliðin ilgili 14 üncü maddesini tamamen iptal etmiþtir. Bakanlýk iptal kararýndan sonra, bu kez davayý açan ilgili sivil örgütle birlikte, iptal edilen maddeleri yeniden düzenleyerek yürürlüðe koymuþtur. Özel aðaçlandýrmalarýn yurt sathýnda yaygýnlaþtýrýlamamasýnda, bu þekilde sürdürülen çekiþmelerin çok büyük olumsuz etkileri yansýmýþtýr. Ormancýlýðýmýzýn geliþtirilmesi, orman halk iliþkilerinin iyileþtirilmesi, ormanlarýn korunmasýnda önemli fonksiyon üstlenen ve odamýzca da önem verilen özel aðaçlandýrma konusunun tüm yönleriyle tartýþýlarak sorunlarýn ortaya konulmasý, çözüm önerilerinin üretilmesi, önündeki engellerin aþýlmasý, bu sürtüþmede ormanlarýmýzýn zarar görmemesi, ortak bir noktada buluþulmasýný saðlamak amacýyla, konunun uzmanlarý ile uygulayýcýlarýn katýlacaðý bir panelin düzenlenmesi kaçýnýlmaz hale gelmiþtir. O nedenle Orman Mühendisleri Odasý, özel aðaçlandýrmalarýn en yoðun olduðu Eðe Bölgemizin merkezi Ýzmir ilinde, 9-10/Haziran/2005 tarihlerinde, koordinasyonu tarafýmca yürütülen panelin yapýlmasý kararýný almýþtýr. Panelin bir günü arazide ve bir günü büroda olmak üzere iki gün süreli "Türkiye'de özel aðaçlandýrmalar" konusu adý altýnda yapýlmýþtýr. Böylece özel aðaçlandýrma konularýnýn tüm yönleriyle tartýþýlmasý saðlanmýþtýr. Panelin 9 Haziran 2005 tarihinde gerçekleþtirilen arazi bölümünde, Bergama ilçesi Karaveliler köyü köy tüzel kiþiliðince yapýlan baþarýlý fýstýkçamý özel aðaçlandýrma alanlarý gezilmiþ ve köylülerle sohbet edilmiþtir. Ýkinci tatbikat noktasý, ormanda tabii olarak yetiþen aralarýnda zeytin, antep fýstýðý (menengiç) nýn da bulunduðu devlet ormaný gezilerek, tabii türler hakkýnda bilgi edinilmiþtir. Burada "zeytin" aðaççýðýnýn orman tanýmýnda yer alan asli unsur olduðu bizatihi arazide görülerek tespit edilmiþtir. Üçüncü tatbikat noktasýnda, Danýþtay kararýndan önce saha tahsisi yapýlan, Akhisar ilçesi Tütenli köyü köy tüzel kiþiliðine ait baþarýlý zeytin özel aðaçlandýrma alaný gezilmiþtir. Bu noktalarda basýn ve panelistler bilgilendirilmiþ ve panelistlerin, panele daha farklý bakýþ açýsýyla girmeleri saðlanmýþtýr. Panelin 10/haziran/2005 tarihinde ki bölümünde konularýn hukuki, idari, teknik, uygulama ve sosyal boyutlarý panelistlerce ele alýnmýþtýr. Panel iki oturum halinde gerçekleþtirilmiþtir. Oturumlarýn yönetmenliðini, emekli Orman Genel Müdürü Abdurrahman SAÐKAYA yapmýþtýr. Birinci oturumda, Ý.Ü. Orman Fakültesi Ormancýlýk Hukuku Ana Bilim Dalý Baþkaný Prof. Dr. Sedat AYANOÐLU, emekli Baþbakanlýk birinci hukuk müþaviri (OGM eski 1 inci hukuk müþaviri ve kadastro ve mülkiyet daire baþkaný) Avukat Nurten ÖZER, eski Orman Bakanlýðý Aðaçlandýrma ve Erozyon Kontrolü Genel Müdürü ve Müsteþar Yardýmcýsý Eþref GÝRGÝN panelist olarak yer almýþ ve özel aðaçlandýrmalarýn hukuki dayanaklarý ile uygulamaya yansýmalarý konusu tartýþýlmýþtýr. Oturumun sonundaki tartýþma bölümünde, özel aðaçlandýrmalarýn yapýlmasýnýn önemli olduðu, 57 inci madde de deðiþiklik yapýlarak önündeki engellerin aþýlmasýnýn gerektiði yönünde kanaat oluþmuþtur. Ýkinci oturumda konunun teknik, idari, uygulama ve sosyal boyutlarý, Aðaçlandýrma ve Erozyon Kontrolü Genel Müdürü Mustafa YÜKSEK, Milli Emlak Genel Müdürlüðü Daire Baþkaný Kadir TEZCAN, Ege Orman Vakfý Genel Müdürü Metin GENÇOL ile Karaveliler Köyü eski muhtarý Mustafa ÇELÝK tarafýndan tartýþýlmýþtýr. Ýkinci oturumun sonundaki tartýþma bölümünde, özel aðaçlandýrmalarýn orman köylerinin gelir seviyesini artýrdýðý, ormanlarýn korunmasýnda köprü görevi gördüðü ve geliþtirilmesinin gerektiði vurgulanmýþtýr. Ormanlarýmýzýn halkla birlikte korumasýnda köprü görevi yapacak, orman köylerinin refah seviyelerinin yükseltilerek orman halk iliþkilerinin geliþtirilmesine katký saðlayacak olan ve ormanlarýmýzda tabii olarak yetiþen, odun dýþý ürün veren, orman aðaç ve aðaççýk türlerinin özel aðaçlandýrmalarda kullanýlmasýnýn önündeki engellerin hukuki zeminlerde kaldýrýlmasýnýn zorunluluðu belirtilmiþtir. Panel olumlu izlenimlerle sona ermiþ olup, yapýlan tüm konuþma bantlarý aynen çözümlendikten sonra kitap haline getirilecektir. Panel sonunda Orman Mühendisleri Odasý genel merkezi tarafýndan bir basýn duyurusu yayýnlanmýþtýr. Duyurunun tam metnini odamýzýn WEB sayfasýnda bulabilirsiniz. Deðerli meslektaþlarým, her zaman inanarak söylediðim gibi, sizler her þeyin en iyisine layýksýnýz. Oda çalýþmalarýyla ilgili yeni atýlým haberlerinde yeniden buluþmak üzere hoþça kalýnýz. 10 ORMAN-KEÇÝ-EROZYON VE TURÝZM SEMPOZYUMU DÜZENLENDÝ Orman Mühendisleri Odasý Adana'da ORMAN, KEÇÝ, EROZYON VE TURÝZM konulu bir sempozyum düzenlendi. Adana Büyükþehir Belediye Baþkanlýðý tarafýndan 12 - 13 Nisan 2005 tarihleri arasýnda düzenlenen uluslararasý sempozyuma Orman Mühendisleri Odasý Doðu Akdeniz Þube Baþkanlýðý, Adana Orman Bölge Müdürlüðü ve Adana Kent Konseyi katký saðlamýþtýr. Sempozyuma katýlan konuþmacýlar özetle; "Keçinin ormana zararlarýnýn azaltýlmasý, keçi sahiplerinin alternatif geçim kaynaklarýna yönlendirilmesi ve kýl keçisi yerine ýslah edilmiþ keçi türlerinin beslenmesi düþüncesinde birleþmiþlerdir. Keçilerin yaþama alanlarýnda doðal olarak yetiþmekte olan týbbý ve aromatik bitki türlerinin korunmasý, yetiþtirilmesi ve üretimleri kýl keçisi besleme iþinden daha ekonýmik olacaðýný vurgulamýþlardýr. Ayrýca dünyada yeni yeni geliþmekte olan eko-turizm uygulamalarý da köylülerin yerinde kalkýndýrýlmalarýnýn yeni bir uðraþ alaný olabileceði" vurgulanmýþtýr. Sempozyumda Odamýz adýna bir sunum yapan Genel Baþkan Ali KÜÇÜKAYDIN özetle; "1980 yýlýndan bu yana özellikle küçükbaþ hayvan sayýsý önemli ölçüde azaldý ve azalma devam etmektedir. Hýzlý ve kontrolsüz azalýþ geçmiþte Anadolu da bitki türlerinde olduðu gibi hayvan ýrkýnda da gen kaynaðýnýn kaybolma riskini getirmekte- dir. Elimizdeki gen kaynaklarýnýn bilinmeyen pek çok yararlý özellikleri vardýr. Hayvan sahipleri, hayvan otlatýlan bütün sahalarý mera olarak nitelemekte ve geleneksel kullaným hakkýný kendilerinde görmektedirler. Doða korumadaki geliþmeler ve buna paralel yasal düzenlemeler otlatma sahalarýný her geçen gün daraltmaktadýr. Günümüzde; orman ekosistemine yoðun baský nedeniyle, kontrollü ve planlý otlatmadan söz etmek doðru deðildir. Bunun temel nedeni, burada yaþayan insanlarýmýzýn yaþam koþullarýdýr. Ayný havzada örnek olarak aldýðýmýz Oruçlu, Mansurlu, Ormancýk, Musalar ve Ortaköy köylerinin ortak özellikleri: - Arazi meyli yüksek , erozyon çok þiddetlidir. - Tarým alanlarý verimsiz ve iþlemeye uygun deðildir. - Orman ekosistemi sürekli köylü tarafýndan baský altýndadýr. - Geçim kaynaklarý sýnýrlý, yerinde kalkýndýrma imkansýzdýr. - Fakirlik, þehre göçü ve alternatif arayýþý zorlamaktadýr. Fakir orman içi köylerin insanca yaþayabilecekleri alanlara nakli, hem bu insanlarýmýzýn sýkýntýlarýna son verecek hem de boþalan köylerde doðanýn kýsa sürede kendini yenilemesini saðlayacaktýr." Demiþtir. Genel baþkan konuþmasýný; "Doðal orman rejyonunda yer alan ve yerinde kalkýndýrýlmasý mümkün olmayan, yoksul ve zor þartlarda yaþayan orman içi köylerin nakli devlet politikasý haline getirilmelidir. (Anayasa Mad.:169, 6831 S.Orman Yasasý Mad.:2A) Ýnsanlarýn sosyo-ekonomik durumunu iyileþtirmeden orman tahribatýnýn önüne geçmek zordur. Keçi baþta olmak üzere kontrolsüz hayvan otlatmacýlýðýnýn, ormanlara verdiði büyük zarar tartýþýlmaz bir gerçektir. Ancak ormanlýk alanlarda otlatmanýn tamamen yasaklanmasý ve keçinin ortadan kaldýrýlmasý da doðru bir yaklaþým deðildir. Ýçersinde otlatmanýn da yer aldýðý korumakullanma dengesinin iyi kurulduðu sürdürülebilir ormancýlýk politikasý uygulanmalýdýr. Bunun da yolu, klasik planlama yerine kýrsal alan yönetimini de içine alan çok yönlü faydalanma esasýna dayalý havza planlamasýndan geçmektedir. Keçi popülasyonun yoðun olduðu ve ekosisteme zarar verdiði bölgelerde alternatif gelir kaynaklarý sunularak, keçi varlýðý kabul edilebilir seviyede tutulmalýdýr." Diyerek tamamlamýþtýr. (NOT: Sempozyumda sunulan tebliðlerin tamamý odamýz að sayfasýnda (www.ormuh.org.tr ) yayýnlanmaktadýr. 11 DÜNDEN BUGÜNE Orman Mühendisleri Odasý* Mesela, Zonguldak'ýn yerleþim alanýnýn yüzde 68'i orman arazisidir, devlete ait arazidir, içinde hastane, postane, özel þahýslara ait yapýlar da vardýr. Bu dertten Türkiye'nin kurtarýlmasý lazým... 27 Mayýs 2005 tarihinde Orman Mühendisleri Genel Merkezi tarafýndan Ankara'da bir sohbet toplantýsý düzenlendi. Toplantýya, Oda Genel Merkez Yönetimi ve çeþitli organlarýn üyeleri ve mesleðimizde geçmiþ dönemlerde üst düzey yönetici kademelerinde görev almýþ Orman Mühendisi çalýþanlarý katýlmýþlardýr. Geçmiþte yaþanan deneyimlerin ve birikimlerin deðerlendirilmesini amaçlayan toplantýnýn açýþ konuþmasýnda Orman Mühendisleri Odasý Genel Baþkaný Ali KÜÇÜKAYDIN özetle "Geçmiþi bilmeden, irdelemeden ve yaþananlarýn deðerlendirmesini yapmadan geleceðe dönük saðlýklý politikalarýn oluþturulamayacaðý görüþünü benimsediklerini ve bu deðerlendirmelerin iyi yapýlmasý durumunda asla tarihin tekrar etmeyeceðine inandýklarýný" vurgulamýþtýr. Daha sonra söz alan katýlýmcýlar görüþlerini dile getirmiþlerdir. Toplantýya katýlanlar sýrayla görüþlerini özet olarak þu þekilde ifade ettiler; CEMAL AKIN (Emekli Müsteþar) - ...Hepimiz bölge þefliði, iþletme müdürlüðü yaptýk., Ankara'da üst düzeylerde görevler yaptýk. Yýllarca uðraþtýk, biz orman köylüsü ve orman iliþkilerini hiçbir suretle rayýna oturtamadýk. Biz Türkiye'de orman köylüsünü yýllarca ezdik, bu bir tespittir. "Ormana gittin odun aldýn, fýndýk yaptýn, devletin malýdýr" dedik. Hem insanlarýn eline býraktýk o mallarý, parasýný almadýk, çay oldu, fýndýk oldu, sera oldu, otel oldu, turistik yerleþim yeri oldu. NEVÞAT ÖZER (Orman Bakanlýðý Emekli Müsteþar) - ...Deðerli arkadaþlar, kýymetli zamanlarýnýzý almaksýzýn, kýsaca düþüncelerimi arz edeceðim 62 yaþýnda ben aldýðým eðitimin noksanlýðýný hep hissetmekte hem dil açýsýndan hem de bilgi çaðýnýn gerekleri açýsýndan hissetmekte olduðumdan, bunun eksikliðini hissediyorum. Genç meslektaþlarýmýn bunun eksikliði içerisinde yetiþmemesini istemekteyim. Dolayýsýyla, mesleðin bekasý itibariyle, yetiþecek gençlerin dünyaya ve çaða uygun hale gelmesi gerektiðini hassaten vurgulamak istiyorum. Buca çalýþmalarýmýza raðmen raðmen, bir türlü de mülkiyet problemlerimizi çözememiþiz. Bu itibarla, özellikle, ifade etmek istiyorum. Mutlaka bu yönde çalýþmalarýn ve mülkiyet olayýnýn çeþitlendirilmesi ve bir sosyal bünyenin oluþturulmasý lazým geldiðinin önemle ifade ediyorum... YAVUZ YÜKSEL (Müþavir) - ...Orman Mühendisleri Odamýza teþekkür ediyorum. Yýllardýr ilk defa ideoloji olmayan, ormancýlýða yönelik ve meslektaþlarý düþünen ve onlarla iliþkili konular üzerinde çalýþan bir yönetimle çalýþmanýn þansýný, mutluluðunu yaþýyoruz. Kendilerini tebrik ediyorum. Halk-orman iliþkileri bizim için çok önemli. Aslýnda, konuda, dünyayý incelediðimiz zaman en baþarýlý ülkelerden bir tanesiyiz, ama yine de yetersiziz. Çok baþarýlý metot ve teknikler geliþtirmiþiz bu konuda, fakat yeterli deðil. Bunu katýlýmcýlýðý ön plana çýkararak yaygýnlaþtýrmak mecburiyetindeyiz ve yeni yapýlan planlarda da, esaslardan bir tanesi bu, yani katýlýmcýlýk konusu... ...Bu arada birçok defalar deðiþik hükümetler müþavirleri imza altýna almaya teþebbüs ettiler ve hiçbiri baþarýlý olamadý; yani, böyle derken, çok kýymetli arkadaþlarýmýz var, bu arkadaþlarýmýzdan istifade etmemiz gerekiyor. Sayýn Bakanýmýzýn yapmýþ olduðu bir toplantýda çok güzel bir þekilde bizlere þunu söylemiþti: "arkadaþlar ben sizden üretim bekliyorum, hizmet bekliyorum, bunu nerede yaparsanýz yapýn, mesai önemli deðil" demiþti ve son 12 * Yazý bant kayýtlarýný çözerek hazýrlandýðýndan, imla hatasý ve ifadelerin buna göre deðerlendirilmesini okuyucularýn takdirine býrakýyoruz. (Konu ile ilgili bant kayýtlarýnýn tamamýný odamýzýn að sayfasýnda bulabilirsiniz.) derece güzel bir yaklaþýmdý. Aslýnda, bu yaklaþýmý devam ettirerek, arkadaþlarýmýzýn deðiþik konulardaki deðerlerine biraz daha imkan verilerek, bundan istifade edilmesi gerektiðine inanýyorum... MEHMET IÞIK (CHP Giresun Milletvekili) ...Deðerli arkadaþlarým, þu 2B konusunu konuþalým. 1.5 sene önce idi, orman köylerinin sorunlarý ve çözüm yollarýný araþtýrmak üzere Mecliste 8 AKP'li, 4 CHP'liden oluþan bir komisyon kurduk. Ben de bu komisyona dahildim, tek orman mühendisi olduðumdan, böyle bir konu olunca bize geliyor. Türkiye'nin örnek olabilecek, Mersin'den Artvin'e kadar tüm bölgelerini gezdik. Halkýmýzý dinledik, sivil toplum örgütlerini dinledik, meslektaþlarýmýzý dinledik, orada yaþanan olumsuzluklarý, olumluluklarý gördük, tespit ettik. Sonuçta 2B ye geliyorum; Türkiye'de 2B sorunu var, gerçekten, bir kýsým orman arazileri bütün çaba ve uðraþlarýmýza raðmen yaðmalanmýþ. Bunda vatandaþýn ekonomik sýkýntýlarýnýn yanýnda bizim de kusurumuz. Geçinemeyen insan bir þekilde çaresini aramak durumunda kalmýþ olabilir. Bunlar doðrudur ve gerçektir. yalnýz bir konuya dikkat ediniz, rant alaný olan yerler, villalar, yaðmalanan sahiller bir tarafa, gerçek anlamda yerleþimlerin çok yoðun olmasýndan, þehirlerin oraya doðru uzamasýndan, gecekondulaþmasýndan dolayý ve bir de orman köylülerimizin ekonomik sebeplerden dolayý ormandan kazandýklarý alanlar ayrý tutulmalýdýr. Bu konuda, ne iktidar partisi AKP, ne de ana muhalefet partisi CHP, bu yerleri arazi sahiplerine satýlmasý konusunda bir endiþemiz yok. Bir vakýadýr, bir cenazedir, oradan kalkacak ve bir þekilde bunun çözümlenmesi gerekir. Þunuda açýklamakda yarar görüyorum; Türkiye'deki mülkiyet sorunlarýyla Avrupa'daki mülkiyet sorunlarýný birbirine karýþtýrmamak lazým. Türkiye'de hiçbir zaman devlet ormanlarý özel mülkiyete konu olmamýþtýr. Deðerli arkadaþlarým, ormancýlýkta, orman mühendislerinin yetki ve sorumluluklarýný içeren yasa tasarýsýna bütün içtenliðimle katýlýyorum. Yýllardýr bunun hevesini, heyecanýný yaþadýk, fakat bir türlü gerçekleþtiremedik... KEMAL AÞIK (Emekli Gnl.Md.) - ...Hepinizi sevgiyle selamlarým. Erozyonla mücadele konusunda, maalesef, pek aktif gözükmüyoruz. Biliyorsunuz 1995 yýlýnda Ýzmir'de aðýr bir sel olayý oldu ve 63 vatandaþ hayatýný kaybetti. Bunun üzerinde çalýþýl- maya baþlandý, fakat olay üzerinde duranlar, bakanlar vesaire belediyeyi suçladýlar, belediyenin üzerine geldiler, altyapý noksan dediler ve belediye bu iþi yüklenmiþ oldu. Halbuki, meselenin aslý bir çölleþme, bir ormansýzlaþmadýr. Biliyorsunuz fakültenin kurulduðu günden beri sel yataklarýnýn tahkimi diye bir ders vardýr. Onu okuturlardý, tabii uygulamaya da geçti, fakat bu dönem dönem ihmal edildi. Orman çalýþmalarýnýn en güzelini de yapsanýz, havza içerisinde deðiþik arazi kullaným þekilleri vardýr, oralara dokunmadýðýnýz takdirde meseleyi kökünden halledemezsiniz... H. BASRÝ CANLI (Emekli Müsteþar Yrd.)- ...2B bir sorundur ve çözülmesi gerekir... Ýkincisi, arazi sýnýflandýrmasý ve orman kadastrosunun yapýlmasý halinde zaten, artýk, bundan sonra piyasada konuþulduðu gibi boyuna 2B çýkacak olayý da kalmayacaktýr. Hiç bir zaman bu iþlem, hükümetlerle, kiþilerle ilgili deðildir... ...Bir diðer konu; benim üzerinde en çok duracaðým ve Sayýn Genel Müdürümün üzerinde durmasýna gerektiðine inandýðým ve orman teþkilatýnda Orman Genel Müdürlüðü gerçekten yapýsý itibariyle, katma bütçeli döner sermayeli bir kurum olmasý, bütün mülkiyetin kendisine ait olmasý, tasarrufun, bakanlýðýn bütün yetkilerinin, parasal kaynaklarýnýn orada olmasý nedeniyle yaþamasý gerektiðine inanýyorum... Ýnanýyorum ki, Sayýn Genel Müdür bastýrýrsa, 35 000 aktif kadro þu anda 17 000 civarýndadýr. O zaman, en azýndan 5 000 kadroyla muhafaza memuru, mutemet ve þeflerimizi tamamlarlarsa, ben inanýyorum ki, Orman Genel Müdürlüðü daha rahat çalýþacaktýr... 13 YAÞAR DOSTBÝL (Müþavir) - ...Bütün meslektaþlarýmýz düþüncelerini ifade ettiler. Bunlarýn hepsinin yürütülebilmesi için insan, memur, mühendis lazým. Memur, mühendisi motive edebilmek içinde boðazýný iyi doyurmak lazým... ...Son olarak, biliyorsunuz, teþkilatýmýza ek ödeme verilmesiyle ilgili bütün bakanlýklarý taramýþtýk. Biz, sadece, üç tane bakanlýk var, onlar almýyor, onun dýþýnda herkes bir vesileyle bir ek ödeme alýyor. Kimi bilmem ne tazminatý diyor, kimi bir þeyler diyor. Herkes bir þey alýyor. Bakanlýk ve Orman Genel Müdürlüðü çalýþanlarýnýn ek bir þeyler almasý lazým. Artýk bundan dolayý taþrada ve merkezde çalýþacak olan, sýrtýna yüklenmiþ, giden adamlarýn morali bozuk þu anda. Morali bozuk olan bu kimselerle ki, görevidir, memurdur, görevini yapýyor da, bir böyle koþarak yapmak var, bir de görevini yapmak var. Behamal bu konunun halledilmesi gerekir, verilmesi gerekir; çünkü, bizden baþka neredeyse ödeme almayan kimse kalmadý... OSMAN ÇAKIR (Emekli Gnl.Md.) - ...Hepinizi saygý ve sevgiyle selamlýyorum. Ben gayet kýsa konuþacaðým. Odamýza vazife düþüyor, buradaki konuþmalarýn tutanaklarýnýn analizi yapýldýktan sonra en kýsa yolu teknik kongredir. Her arkadaþ da buna iþtirak eder, orada daha teknik konular konuþulur ve bir karara varýlýr. Hepinize teþekkür ediyorum... ABDURRAHMAN SAÐKAYA (Emekli Gnl.Md.) - ... Günümüzde Ülkeleri de ikiye ayýrýyorlar, sosyal sermayesi zayýf ve kuvvetli olanlar diye. Sosyal sermayesi kuvvetli olanlar, ekonomik organizasyonlar oluþturuyorlar, sosyal organizasyonlar oluþturuyorlar ve kalkýnýyorlar; yani, Japonya ve Almanya gibi. Sosyal sermayesi zayýf olanlar da bir araya gelemiyorlar, birbirlerine güvenemiyorlar, dolayýsýyla belirli kuruluþlar oluþturamýyorlar ve dolayýsýyla bunlar baþarýsýz oluyorlar. Dün yapýlanlarý tekrar etmek veya onlarý geçmiþten çok daha iyi yapmak, bizi bir yere götürmez. Tam tersine, þimdiki baþarý, liderlerin baþarýsý, kuruluþlarýn baþarýsý þöyle anlatýlýr: Yapýlmayanlarý bulup çýkarýp, bunlarý yapmak. Neler yapýlmýyorsa, bunlarý bulup çýkaralým, yapalým, odamýz da gerçekten bunu yapýyor, deðiþim konusunda gayet güzel hareketler yapýyorlar, ben þahsen 15 senedir odaya küsmüþ bir kiþiydim, oy vermeye dahi katýlmýyordum ve yani bakýyordum, meslek meseleleri bir tarafa itilmiþ, iktidarla uðraþýlýyor, bununla uðraþýlýyordu. Ýktidarla uðraþmak muhalefet olmak demektir arkadaþlar. Biz, odamýzýn iktidar olmasýný istiyoruz. Nasýl olacak; siz kuruluþ olarak bir iþler hazýrlarsýnýz, plan program hazýrlarsýnýz, yönetsel olarak plan program hazýrlarsýnýz, iþlerle ilgili plan program hazýrlarsýnýz, takdim edersiniz. Ýþte bu iktirdar olmaktýr. Yoksa, iktirdar þunu yaptý, ben karþýyým. Böyle ucuzluklara odamýz girmemeli, mesleðin menfaatini gözönüne alarak, muhalefet olmak yerine iktidar olmalýdýr. Dolayýsýyla, arkadaþlarýmýn bir senelik çalýþmalarýna baktým, baþta Sayýn Baþkan ve yönetim kuruluna teþekkür ediyorum. Þahsen, odaya inandým, güvendim ve kendilerine de söyledim, hiçbir beklentim olmaksýzýn, nefer olarak çalýþmaya her zaman hazýrým. Bu nedenle, bu deðiþiminden dolayý, bu farklý yaklaþýmýndan dolayý, birlikteliðinden, toplayýcýlýðýndan dolayý hepinize teþekkür ediyorum... MEHMET ALÝ KARADENÝZ (Emekli Gnl.Md.) ...Kýzýlaðaç olayýnýn þimdi detay ve tekniðine girmek istemiyorum. Bugün, arkadaþlar kýzýlaðaç tamamen, yüzde 95'i, þahýs ormanlarýdýr, þahsýn kendi ormanýnda, tapulu mülkünde, orman aðacý olarak deðil, biz ormandaki yüzde 99 olan çam, ladin, göknar'ý disipline etmiþiz, damgaya baðlamýþýz, nakdiye baðlamýþýz, nereye gidiyor, nasýl oluyor, nasýl kesiliyor demiþiz; ama, bunun aksi olan, vatandaþýn elindeki kýzýlaðaca da aynen çam ormaný gibi, orman aðacý gibi bazý statülere baðlamýþýz. Onun için kolaylýklar gelmelidir, yönetime destek vermeliyiz. Kendilerine birkaç kez televizyondan izledim, ben bu duygu ve düþüncelerimle hepinize saygýlar sunuyorum, sevgiler sunuyorum... 14 EÞREF GÝRGÝN (Müþavir) - ...Dokuz tane fakülte var, yýlda 300 mezun veriyor, Çankýrý Orman Fakültesinde orman mühendisi yok denecek kadar az, dekaný da, öðretmeni de ziraat mühendisi ve bunlar üç yýldýr orman mühendisi mezunu veriyor. Ama, bir orman mühendisi bunlar, benim kardeþim bunlar, benim odamýn üyesi bunlar. O zamanlar, arkadaþlar, önce meslektaþýn sorunlarýný birinci öncelik olarak almak zorundayýz... Üç ana baþlýkta konuþuyorum. Meslek Yetki yasasý, eðitim projesi ve arazi ve bina projesi konularýnda iyi gidiyorlar ve kutluyoruz. Son olarak; Türkiye'de Havzanýn sahibi yok. Türkiye'de sahibi halen yok, herkes Havzadan bahsediyor, bunun sahibinin bu bakanlýk olmasý lazým. Onun için bununla ilgili yönetim düzenlemesi ve devamýnda bakanlýðýn mutlak ve mutlak aktif olmasý gerekir... HÜSREV ÖZKARA (Müþavir) - ...Diðer bir konu; biliyorsunuz 1970'li yýllarda ülkemizde 10.5 milyon kýrsal kesimde yaþayan orman köylümüz vardý. Þimdi, bu rakam 7 milyon düzeyine kadar inmiþtir. Dolayýsýyla, yaklaþýk yüzde 35 civarýnda bir nüfus azalmasý var. Neden; kýrsaldan kente bir göç yaþanýyor. Demek ki, kýrsal kesimdeki boþalmayla birlikte doðada kendini yenileme süreci de ortaya çýkýyor. Biz, birçok yeri gittik gezdik. Samimiyetimde söylüyorum, þu anda orman gelmiþ, yani bizim, bugün, bir an önce bunu gözden çýkarmak gibi tek bir hedef olarak ortaya koyacak olursak, o ormanlarý kazanma þansýmýz yok. Ben diyorum ki, bu 473 000 hektar içerisinde yeniden orman haline dönüþmüþ alanlarýn, yeniden orman rejimine kazandýrýlmýþ olmasý lazým. Þu anda hazine adýna çýkmýþ yerlerde, siz eylemli olarak tespit yapmadan, böyle bir þey otomatikman iþler mi? Siz bunu otomatik olarak yapmanýz gerekiyor, tek baþýna Maliye Bakanlýðýnýn böyle bir iþi yapmasý, zaten teknik olarak da mümkün deðil. 2B konusunun hassas bir konu olduðunu bildiðim için konuþmak istedim... AYTEKÝN MESÇÝ (Emekli Müþ.Yrd.) - ...Herkes biliyor; ama, ben bir memur iken, elimde küçücük bir tapum varsa ve arazi vergisi veriyorsam, onlarýn da vergi vermesi lazým diye düþünüyorum. Bu yaranýn tamir edilmesi gerektiðine inanýyorum. Sayýn Bakan, "ormanýn sahibi olmadan af getiremezsiniz, satamazsýnýz, devredemezsiniz orman dýþýna çýkan yerleri…" dedi ve sonra kadastro sorunu gündeme geldi ki, Sayýn Bakan "Ýki senede Türkiye Cumhuriyetinin orman kadastrosunu bitireceðim" dedi. Ben o gece þaþýrdým, geriye doðru düþündüm. Kadastroya sekiz sene baktým, planladýk, 2005'te bitireceðiz dedik. Yýlda 1 milyon hektar yaptýðýmýz takdirde, Oturduk ve hesaplamalarý yaptýk. 1 milyon 200 bin hektar yaptýðýmýz takdirde bitireceðimizi düþündük... MEHMET YILMAZ (Müþavir) - ...Burada özet söylemek istediðim; bir kere meslek ve meslektaþým, kendi kendileriyle yüzleþmesi gerekiyor. Biz, bakýn bu meslekten emekli olan aðabeylerimiz bir davete geliyorlar, fikirlerini beyan ediyorlar, herhangi bir zamanda ve saatte akýl sormaya gittiðinizde, akýl veriyorlar; yani, kucaklýyor. Baþka yerlere gidiyorlar, aradan 15 yýl geçmesine raðmen bu kýzýlaðaçlar ne olacak diyebiliyorlar. Bunlar,hem mesleðe ve hem millete mal olmuþ insanlar. Kendimizle hesaplaþmamýz lazým. Önce meslek kimliðimin ön plana çýkarýlmasý lazým. Birinci talebim bu. Böyle bir çalýþmaya nereden baþlarýz, ne yaparýz, buna bir bakmak lazým. Ýkincisi, milletle hesaplaþmamýz lazým, millete hesap vermemiz lazým... GÜRZAP YILMAZ (Müþavir) - ...Bizler, mesleðe ilk baþladýðýmýz zaman büyüklerimiz hep þunu söylediler: "Bolu'daki, Kastamonu'daki ormanlar da devletin ve milletin ortak malý olduðu için, Konya'daki, Adana'daki tüyü bitmemiþ yetimlerin bile hakký vardýr, ona göre dikkatli davranýn." Peki, þöyle bir þey düþündük; Konya'daki buðday tarlasýnda, Adana'daki pamuk tarlasýnda, Kastamonu'daki tüyü bitmemiþ ormancý çocuðunun hakký var mý; yok dediler. Baktýk bu iþte bir terslik var. Bu iþte orman köylüsünün fakirleþmesinin ve milli gelirden en az pay almasýnýn sebeplerinden birisidir. Orman köylüsünün fakirleþmesi de, orman halk iliþkilerinin bozulmasýnýn temelidir. Bu iliþkileri düzenleyecek olan ormancý teknik elemanlarýn da bu gelirden alabileceði payýn yarýsýný bile alamamasý da, iþte o orman halk iliþkilerinin düzenlenememesinin sebeplerinden birisidir. Bugün ortalama milli gelire 4 000 dolar diyorlar. Eðer, öyleyse, bir ormancý teknik elemanýn 4 kiþilik bir ailesi varsa, yýlda 16 000 dolar almasý lazým ki, milli gelirden ortalama pay alabilsin; ama, bugün, hiçbir ormancý teknik elemanýn eline yýlda 8 000 dolar para geçmiyor... 15 DURHASAN KOCA (Emekli Gnl.Md.) - ...Bugün bir orman mühendisi ile Merkez Bankasýndaki bir mühendisin, DPT'deki bir mühendisin aldýðý ücrete bir bakýnýz. Eðer, siz, insanlarýnýz arasýnda alýnterine denge getiremezsiniz, o problemlerin altýndan kalkamazsýnýz. Ormancýlýk problemi de ülkenin diðer problemlerinden ayrý bir prolem olamaz, bir zincirin halkasý gibi... Marmaris'de Cumhurbaþkanýmýz sayýn Evren'e, çalýþmalarýmýzý size anlatayým dedim. Tamam dedi ve gittik, tohum aðaçlarýna orman muhafaza memurlarýný çýkardým, dedim ki, kozalaklarý böyle topluyoruz, fidanlýða götürdüm, kozakalarý böyle seriyoruz, tohumlar böyle çýkýyor, yastýklara böyle ekiliyor, fidanlardan sonra tüplere aktarýlýyor, iki gün boyunca anlattým ve nihayet sahaya götürdüm ve aðaçlandýrma böyle yapýlýr diye gösterdim. O zaman "evladým, peki devlet baþkanýyken biri bunlarý bana niye anlatmadý" Dedim ki, o zaman size 5 kilometre yaklaþmak mümkün deðildi. Demek ki biz öncelikle kendimizi bir kere tanýtmamýz lazým... MUZAFFER GÜLTEKÝN (Emekli Gnl. Md.) ...Orman Mühendisleri Odasýnýn yapmýþ olduðu bir toplantýya 35 seneden sonra ilk defa katýlýyorum ve þu an, onun gururu içerisindeyim ve kendimi gerçekten, þimdi, bir orman mühendisi olarak görüyorum. Meslek odasýnýn bence en önemli iþlevi, meslektaþýnýn hamisi olma iþlevidir; çünkü, ormanlarýmýzýn zaten hamisi var. Baþta Anayasa ve ona baðlý olarak 6831 sayýlý kanun ve diðer kanunlar, ormanlarýn yasamanýn getirmiþ olduðu güvenceyle zaten sahiplendirilmiþ. Sahibi belli. Biz, hasbelkader görev aldýðýmýz süre içerisinde o kanunlarýn öngördüðü hükümler çerçevesinde hizmet verdik; ama, þimdi, emekli olan ve halen çalýþmakta olan arkadaþlarýmýz, son derece maddi sýkýntýlar içerisinde. Yýllarýný vermiþ, 30 senesini doldurmuþ, daire baþkanlýðýnda olan bir arkadaþýmýz, emekli olamýyor; çünkü, emekli olduðu anda, þu anki devletin vermiþ olduðu yaþam standartlarýna uygun bir yaþam standardýný bundan sonra sürdürebilmesi mümkün deðil. Vermiþ olduklarý bir emekli ikramiye kendilerini kesinlikle bir gecekondu sahibi bile yapmaz. Orman Mühendisleri Odasýnýn, özellikle, bu hamilik rolünü üslenmesini talep ediyorum... YAÞAR GÜLBAY (Emekli Gnl.Md.) - ...Köylü þu anda çok maðdur. Or-köy'ün daha aktif ve haraketli olmasýný bekliyoruz. Or-Köy'ün daha faal bir durum- da olmasý için elinden ne geliyorsa yapmasýný bekliyoruz. Sevgi ve saygýlarýmý sunuyorum... MEVCÝ KABAL (Emekli Gnl.Md.) - ...Bir teklifim var. Genelde bir görüþma yaptýk; ama, bunun, bundan sonraki toplantýlarda, grup ve konular halinde, odada çalýþmalar yapýlýrsa, herhalde daha verimli olur; ama, o çalýþmalarý, genelde, yine, bu genel kurula takdim edilir, görüþler alýnabilir ve grup grup çalýþmanýn daha konsantre, daha kesif sonuçlar çýkaracaðý kanýsýndayým. Bu toplantýnýn düzenlenmesinden dolayý da tekrar teþekkür eder, hepinize saygýlar sunarým... SELAHATTÝN TURHAL (Emekli Gnl.Md.) - ...Ben liberal bir insaným. Kendi kurumum Orüs özelleþtirildi ve gayet de güzel oldu bana göre; çünkü, bizim bir aktivitemiz yoktu, özel sektör daha güzeli ile doldurdu. Fakat, ben, bu ormanlarýn özelleþtirilmesine bir türlü aklým yatmýyor. Bu ormanlarýn özelleþtirilmesi nasýl olacak? Ben bunu anlamadým. Bir þekilde özelleþme devirdir, bir iþi, bir hizmeti bir gruba devrediyorsun, köylüye devredeceðiz. Lütfen, orman köylülerini kalkýndýralým þeklinde bir felsefeyle gitmeyelim; yani, bu iþi býrakalým. Köylü bir þekilde kalkýnacak. Zaten, ormancýlýktan kalkýnan köylü yok, bir misal gösterin, yani bunun peþinde koþmanýn bir anlamý yok... MUSTAFA YÜKSEK (Gnl.Md.) - ...2B ile ilgili düþüncemi sizlere arz etme istiyorum. Mutlaka bir konsensüsün saðlanmasý lazým. Bir masanýn etrafýnda oturup, artýlarýyla eksileriyle tartýþýp, bir konsensüsün saðlanarak Yüce Meclisimizden geçeceðine inanýyorum... ...Bir de þunu ifade edeceðim, kendisinin bölge þefliðini yaptým sayýn milletvekilimizin ve hakikaten kendisini çok severim, þu devlet ormancýlýðý, millet ormancýlýðý konusu, burada çok arkadaþýmýz da söyledi, kimse ormanlarýn birilerine verilmesini söylemiyor, bütün ormanlar, dünyadaki her insanýn ortak malý; ama, niye biz, bazý insanlarýn elinde ormanýn olmasýný kýskanýyoruz veyahut da o insanlarýn eline geçtiði zaman ormanlarýn yok olacaðýný zannediyoruz. Zaten sosyal olarak insanlarýmýz, kültürel olarak geliþiyorlar. Biz, buradaki bakýþ açýlarýný deðiþtirmemiz lazým... Biz þunu ifade ediyoruz; bütün meslektaþlarýmýzýn, sivil toplum örgütlerinin, herkesin tenkidine açýðýz, yanlýþlarýmýz olduðu zaman mutla- 16 ka bizi uyarsýnlar. Ama, bir gerçeði hiçbir zaman gözümüzün önünden kaçýrmayalým. Siyasi irade çok önemli. Parlamentoda gerçekten orman mühendisi sayýsýnýn fazla olmasý lazým, hangi siyasi partiden olursa olsun, meslektaþlarýmýza bu konularda destek olmamýz lazým; çünkü, en sonunda siyasi iradenin, parlamentonun dediði kabul oluyor... OSMAN KAHVECÝ (Gnl.Md.) - ...Türkiye ekonomisinde, siyasetinde ve sosyal yapýsýnda bir yol çizmiþ. Yüzünü AB'ye çevirmiþ. Mevzuatýný AB'ye ayarlamýþ. Peki, AB'de ormancýlýk nerede? Orman köyleri, 2A, 2B. Dünyada orman köyü tabiri bizden baþka yok. Üç beþ kiþi oturmuþuz, orman köyü tanýmý yapmýþýz; hangi hukuk, hangi mantýða göre?.. Ülke hudutlarýnda hangi orman varsa verimli olmalý. Biz hala muhafaza memurundan bahsediyoruz. Muhafaza memurluðu bitti, bitmeli. Ne demek; kimi kimden koruyacaksýn! Açýkçasý muhafaza memurlarýnýn artýrýlmasýndan yana deðilim, toplumu bilinçlendirmek ve artýk polisiye tedbirlerle, silahlarla orman koruma dönemini bitirmeliyiz. Hepimiz orman mühendisiyiz. Soru, en iyi orman mühendisi kim? Sayýn aðabeyim erozyondan bahsetti, biz çok iyi bir erozyon dersi almadýk, kendileri çok iyi bir erozyon uzmadýr; ama, kiþisel gayretiyle oluþturulmuþ. Orman mühendisi çok iyi bir erozyoncu deðildir. Ama, özel olarak yetiþtirilirse iyi bir erozyoncu olur. Erozyon demek iyi bir orman kurmak demek deðildir. Erozyon tedbiri her zaman ormaný gerektimez, çayýr da bir tedbirdir, taþ duvarda bir tedbirdir. Bize kadastro yüklediler diyoruz; hangimiz kadastro eðitimi gördük? Hiç birimiz. Hepimiz genel müdürlük tezgahýndan geldik geçtik, sýra bize geldi, bizde geçeceðiz. Birkaç yýl sonra ya da birkaç ay sonra, bizde buralarda bir yerde oturmuþ olacaðýz. Hepinize çok teþekkür ediyorum. Orman Genel Müdürlüðü gibi çok mükemmel bir teþkilatý, nöbet bize geldi, biz nöbeti aldýk. Emeði geçen ve bizleri buraya getiren siz aðabeylerimize çok teþekkür ediyoruz. En ciddi sýkýntýmýz ise, gerçekten, kendi kendimize ve bana soruyorlar "en ciddi muhalefeti kimden görüyorsunuz" diye. Meslektaþlarýmdan görüyorum. Beni, en anlamayan benim meslektaþlarým. Keser gibi hep bana hep bana yontuyoruz. Birilerini koruyoruz. O birileri sizler; ama, ne pahasýna; milleti ezme pahasýna, milletin haklarýný görmemezlikten gelme pahasýna, birilerini koruduk ve nereye geldik? Þu anda, benim mesleðimi, belirli yerlerde sorguluyorlar. Orman Genel Müdürünün mesleði ne diyorlar. Herhalde iþletmeci veya iktisatçý insan olarak düþünüyorlar. Eðer, bu kurumu iyi idare edemezsek, birileri bunu sorgular. Onun için, siz deðerli aðabeylerimizden aldýðýmýz mirasý, bizden sonrakilere çok daha güçlü olarak teslim etmenin heyecaný içerisindeyiz. Güçlü bir teþkilat býrakmak zorundayýz. Onun için de bu toplantýlarýn ne kadar sýk yapýlýrsa, bizim için o kadar faydalý olduðuna inanýyorum... Toplantýnýn kapanýþ konuþmasý ve deðerlendirmesini eski bakanlarýmýzdan YASÝN BOZKURT yaptý. ...Sayýn Baþkan, deðerli meslektaþlarým; þimdi, biz, buradan, gerçekten, çok gönül rahatlýðýyla ayrýlacaðýz. Hem bilgilerimizi tazeledik hem de yeni bilgiler edindik. Gerçekten bugüne kadar, çok þeyler deðiþmiþtir. Bizden evvelki meslektaþlarýmýzý da þükranla, rahmetle, minnetle anýyorum. Çünkü onlar, bu ormanlarý milli misak heyecaný ile, aþkla ve þevkle korumuþlardýr. Bunu böyle bilelim. Onlar ve biz, ayaðýna lastiði zor bulan, hatta ayaðý çýplak, ceket bulamayan, aç ve fakir köylülerle beraber bu ormanlarý koruduk. Onlardan koruduk demiyorum. Bunu böyle bilelim; ama, þunu da bilelim ki, icabýnda hiç devlet tecrübesi olmayan insanlar, siyasi otorite olarak bakanlýðýn baþýna gelebiliyor ve ormancýlýðý hor görüyor. Bunun tanýðýyýz. Ormancýlýk, yetiþmiþ elemanlarý bünyesinde taþýyan bir camiadýr. Burada da bunun örneðini gördük, akademik seviyede çok güzel konuþmalar oldu, bundan da siyasi otoritenin istifade etmesi gerekmektedir. Toplantýmýz çok verimli geçti. Bu toplantýyý renklendiren Cemal Akýn beye de burada teþekkür ediyorum. Eksik olmasýnlar, her toplantýya renk ve canlýlýk veriyor. Hiçbir siyasi ve ideolojik saplantýlara bulaþmadan, saplanmadan, bu toplantýyý tertip eden Orman Mühendisleri Odasýnýn Sayýn Baþkanýna ve arkadaþlarýna teþekkürlerimizi, þükranlarýmýzý ifade etmek istiyorum. Yalnýz ormancýlarý küstürerek bir yere varýlamayacaðýný çok sevdiðim, geçmiþten beri tanýdýðým Sayýn Bakan Pepe'nin de dikkat etmesi, yeniden deðerlendirmesi gerektiðini de burada söylemek istiyorum. Inþallah bu bilgileri, yakýn mesai arkadaþlarý samimiyetle kendisine intikal ettirirler... 17 TÜRKÝYE ORMANLARININ ÝHMAL EDÝLEN DEÐERLÝ YAPRAKLI TÜRÜ YABANÝ KÝRAZ (Cerasus avium (L.) Monench) yada syn. Prunus avium L.) Yrd.Doç.Dr. Derya EÞEN* / Yrd.Doç.Dr. Oktay YILDIZ* Arþ.Gör. Þemsettin KULAÇ* / Arþ.Gör. Murat SARGINCI* Yabani Kirazýn Önemi yapýlmasý önerilmektedir Türkiye oldukça sýnýrlý (Kahveci ve Tüfekçioðlu, orman kaynaklarýna sahiptir 1998). Yapraklý orman alan(Tunçtaner ve ark., 1985): larýnýn artýrýlmak istenmesinin Yüzölçümünün yaklaþýk % birinci nedeni biyoçeþitliliðin 26'si ormanlarla kaplý olup arttýrýlmak istenmesidir. Ýkinci bunun da sadece % 38'si (8 olarak, yapraklý ormanlarýn milyon ha) verimli orman sýnýfýeðlen-dinlen (rekreasyon) ve na girmektedir (Boydak ve turizm amaçlarýna hizmet Dirik 1998). Doðal olarak, etmesi ve dolayýsýyla da ormanülkemiz yýllýk yakacak ve larýn çok yönlü kullanýmý için yapacak odun talebini karþýlauygun bir ortam oluþturmada yetersiz kalmaktadýr masýdýr (Bostedt ve Holgen, (Tunçtaner ve ark. 1985). 2000; Löf ve ark. 2004). Odun talebi ve arzý arasýndaki Üçüncü olarak ta yapraklý bu açýðýn 2040 yýlýna kadar 40 orman aðaçlarýnýn kereste fimilyon m3'e ulaþmasý beklenyatlarýnýn önümüzdeki yýllarda mektedir (Birler 1995; artmasý beklenmektedir Tunçtaner 1998). Son yýllarda(Abildtrup ve ark., 1997; Löf ki ekonomik krizler ve Türk ve ark. 2004). Son olarak Lirasý'ndaki deðer kaybý odun küresel iklim deðiþiklerinin ithalatýný daha da pahalý hale sonucunda ladin gibi ibreli getirmiþ ve dikkatlerin ülke öz ormanlara kýyasla yapraklý kaynaklarýna çevrilmesine yol orman aðaçlarýnýn doðal açmýþtýr. Artan odun talebini büyüme hýzlarýnýn artýrmasý karþýlayabilmek için doðal beklenmektedir (Sykes ve ormanlarýmýzýn verimliliðinin Þekil 1.Ordu Orman Ýþletme Müdürlüðü sýnýrlarý içinde Prentice, 1996; Löf ve ark., doðal olarak yetiþmiþ, düzgün ve dolgun bir yabani artýrýlmasý, verimi yüksek aðaç2004). kiraz gövdesi (Yaman, 2003). landýrma sahalarýnýn kurulmasý Bir metre çap ve 30 m boya ve ormansýz alanlarýn aðaçlandýrýlmasý gerekmektedir ulaþabilen yabani kiraz (Prunus avium L.) ülkemizde de (Boydak ve Dirik 1998). Orman alanlarýmýzýn belirli bir doðal olarak bulunan ve hýzlý büyüyen ekonomik deðeri kýsmýnda ve hatta tarým alanlarýnda hýzlý geliþen yerli ve oldukça yüksek yapraklý bir türdür (Davis, 1972; yabancý türler ile endüstriyel dikim alanlarýnýn kurul- Tosun ve Özpay, 1988; Savill, 1991; Þekil 1). Bu tür masý ülkemizin odun ham madde açýðýnýn kýsa bir ülkemiz ormancýlýðýnda uzun zamandan beri ihmale zamanda kapatýlmasýnda baþvurulacak önemli bir kay- uðramýþ ve deðerlendirilmemiþtir (Yaman, 2003). nak olarak gösterilmektedir (Boydak ve Dirik 1998; Zengin bir biyolojik çeþitliliðe sahip Karadeniz ormanlarýnda meyvesinin ve odununun deðerli olmasý sebeTunçtaner 1998). Son yýllarda gerek Avrupa'da gerekse de ülkemizde biyle bu tür uzun yýllar devam eden seçme kesimleri doðal yapraklý türlerle yapýlacak aðaçlandýrma çalýþ- nedeniyle tahrip edilmiþtir (Çetintaþ 2002, kiþisel malarý önem kazanmýþtýr (Kahveci ve Tüfekçioðlu; iletiþim). Bu türün ekolojisi, biyolojisi ve genetiðine 1998; Löf ve ark., 2004). Özellikle de Karadeniz dair Türkçe ormancýlýk kaynaklarýnda oldukça az sayýda Bölgesi ekosistemlerinde yapraklý tür dikimlerinin araþtýrma ve bilgi yazýsýnýn bulunmasý ülkemizde bu 18 *ÝBÜ Düzce Orman Fakültesi nadide türe verilen önemin eksikliðinin bir göstergesidir (Tosun ve Özpay, 1988; Yaman, 2003; Kutsal, 2005). Bu nedenle odun ve meyvesi deðerli, yaban hayatý iþlevi yüksek hýzlý geliþen bir tür olarak yabani kiraz ile yapýlacak kapsamlý çalýþmalar, bu türün verimliliði ve ekonomik girdisini artýrmakta yararlý olacaktýr. Avrupa'da neslinin tükenmekte oluþu ve bu nedenle gen kaynaklarýnýn muhafaza edilmek istenmesinin yanýnda kalitesi yüksek kereste verebilecek çap ve büyüklüðe kolaylýkla ulaþmasý ve odunun orman endüstrisindeki yüksek deðeri nedeniyle, terk edilmiþ tarým alanlarýnda ve doðal ormanlarda yabani kiraz dikimleri oldukça teþvik edilmektedir (Savill, 1991; Santi ve ark., 1998; Kleinschmit ve ark., 2001, Martinsson, 2001). Piyasada dekoratif ve kolay iþlenebilir kiraz kerestesine duyulan talep arzýn çok üstündedir. Yabani kirazýn odunu en fazla kaplamacýlýk, dolap yapýmý ve tornacýlýkta kullanýlmaktadýr. 1986 fiyatlarýyla kaplamalýk yabani kiraz kerestesinin m3 fiyatý 300-600 Ýngiliz Sterlini arasýnda alýcý bulmaktadýr. Kaliteli yeknesak bal renginde yabani kiraz odunu Almanya'da ise 1,700 Ýngiliz Sterlini'ne alýcý bulmaktadýr (Savill, 1991; Santi ve ark., 1998; Þekil 2). Odunu kýymetli bir aðaç türü olan ak meþe (Quercus alba L.) ve kýrmýzý Amerikan meþesinin (Quercus rubra L.) birinci sýnýf kerestesinin m3 fiyatý sýrasýyla 212-297 ve 254-339 Amerikan Dolarý arasýnda deðiþirken ayný ölçü ve kalitedeki yabani kiraz kerestesinin fiyatý 339424 Amerikan Dolarýna ulaþabilmektedir (Anonim, 2005). Avrupa'da, kalitesi yüksek kereste üretimi için verimi düþük tarým alanlarýnda 50-70 yýllýk bir idare süreli yabani kiraz aðaçlandýrma sahalarýnýn kurulmasý teþvik edilmektedir. Ekolojik ve ekonomik öneminden dolayý bu tür Avrupa Orman Genetik Kaynaklarý (EUFORGEN)'in 'Deðerli Yapraklýlar (Noble Hardwoods)' listesine alýnmýþtýr (Santi ve ark., 1998; Eriksson, 2001; Kobliha, 2002). Bu nedenle, Avrupa'nýn bir çok ülkesinde yabani kiraz konusunda araþtýrmalar yapýlmaktadýr (Santi ve ark., 1998; Kleinschmit et al. 2001, Martinsson 2001). Yabani kirazýn Avrupa'da teþvik edilmesinin bir diðer nedeni de Avrupa Birliði'nin tropik ormanlardan odun ithalatýný azaltma kararýný almýþ olmasýdýr (Kobliha, 2002). Yabani Kirazýn Ekolojisi Geniþ ekolojik ýskalalara sahip yabani kiraz (Prunus avium L.) Avrupa, Kuzey Afrika, Batý Asya ve dolayýsýyla da ülkemizde doðal olarak bulunan ve hýzlý büyüyen yapraklý bir orman aðacý türüdür (Davis, 1972; Savill, 1991; Santi ve ark., 1998). Bu tür genelde Karadeniz Bölgesi'nin 'Castanetum' ve 'Sýcak Fagetum' zonlarýnda (Yaman, 2003), orman kenarlarýnda ve nadiren de sýk karýþýk ormanlarda fertler, küçük guruplar veya sýralar halinde bulunmaktadýr (Þekil 3). Düþük rakýmlý sahalarý tercih eden bu türün fertleri Ýngiltere'de nadiren 300m'nin üzerine çýkar (Savill 1991; Joyce ve ark., 1998; Santi ve ark., 1998; Kleinschmit et al. 2001; Martinsson 2001; Çetintaþ 2002, kiþisel iletiþim). Ancak yabani kiraz ülkemizde 1700 m'li yükseltilere Þekil 3. Ordu Orman Ýþletme Müdürlüðü sýnýrlarý içinde doðal yetiþmiþ genç bir yabani kiraz ferdi (Yaman, 2003) Þekil 2. Yabani kiraz odunu (Aydýn ve Akbalýk, 2004) kadar çýkabilmektedir (Yaman, 2003). Bu tür en iyi geliþmesini derin ve nemli balçýklý topraklar üzerinde yapar ve özellikle kireçtaþý üzerinde birikmiþ derin topraklar ile düþük rakýmlý arazilerin eðimli yamaçlarýný tercih eder. Buna karþýn C-horizonu yüzeye 40-cm'den yakýn olan sýð topraklardan, kumlu ve süzekliði kötü topraklardan kaçýnýr. Hafif ve süzek 19 topraklar üzerinde meyve üretimi yüksektir. Öncü bir aðaç türü olan yabani kiraz gençlik dönemi haricinde ýþýk isteði fazla olan bir orman aðacýdýr. Kiraz gövdeleri oldukça kuvvetli bir uç baskýnlýðýna sahip olup tepe düzgün ve tek bir uç dal üzerinde oturur ve gençlikteki boy büyümesi hýzlýdýr (Þekil 3). Yetiþme ortamý uygun olan yörelerde ikinci büyüme dönemi sonunda 80-cm boya ulaþabilir. Hýzlý boy artýþý 7-15. yaþlara doðru düþerek 30-40. yaþlarda oldukça yavaþtýr. Yabani kiraz korunaklý sahalarda iyi bir büyüme yapar ve sürgün verme yeteneði yüksektir. Geç-donlar yabani kiraza zarar verebilmektedir (Savill 1991; Joyce ve ark., 1998; Santi ve ark., 1998; Keinschmit et al. 2001; Martinsson 2001). Þekil 4. Samandere, Düzce'de genç bir yabani kiraz ferdi (Aydýn ve Akbalýk, 2004). Yabani Kirazýn Çiçek ve Tohum Özellikleri Biseksüel olan yabani kiraz çiçeðinde beþ beyaz yada pembe taç yaprak 15-20 yada daha fazla stamen bulunur. Bu türün tozlaþmasý genellikle böceklerle gerçekleþtirilir. Yabani kirazýn çiçekleri yapraklarla eþ zamanlý yada Nisan-Mayýs aylarýnda açar (Schopmeyer, 1974; Ürgenç, 1998; Kutsal, 2005). Yabani kiraz en erken 6-7 yaþlarýnda tohum tutmaya baþlar ve hemen her yýl bol tohum verir. Etli (sulu) basit meyveler grubuna giren kirazýn meyvelerin büyüklüðü 20-25 mm arasýnda deðiþir (Þekil 4). Bir kg etli meyveden yaklaþýk olarak 100-350 g temizlenmiþ tohum elde edilir ve 1 kg temizlenmiþ tohumdan 5,000-8,000 adet tane elde edilir. Meyveler genelde Haziran-Temmuz aylarýnda olgunlaþýr. Meyveler yumuþak ve tam olgunlaþtýðýnda toplanmalýdýr. Ancak geç kalýnmasý halinde kuþlarýn olgun tohumlarýn tümünü toplama riski söz konusudur. Yabani kiraz tohumlarýnda birden fazla sayýda çimlenme engeli bulunmaktadýr (kabuk sertliði ve kalýnlýðý, olgunlaþmamýþ embriyo, tohum içinde endospermde çimlenmeyi engelleyici kimyasal bileþikler). Bu nedenle iyi bir çimlenme için doðal veya suni (sýcak+soðuk) katlama iþlemleri zorunludur Þekil 5. Etinden temizlen(Schopmeyer, 1974; Tosun ve miþ yabani kiraz tohumlarý (Kutsal, 2005). Özpay, 1988; Savill 1991; Bozcuk, 1995; Finch, 1998; Ürgenç, 1998; Kutsal, 2005). Yabani Kirazýn Silvikültürü Avrupa'da yabani kiraz geniþ aralýklarla (ör. 3 x 3 m) dikilmektedir. Dikim alanlarýnda özellikle kemirici hayvanlara ve diri örtü istilasýna karþý mücadele yapýlmakta ve bireyler budanmaktadýr. Kýsacasý batýda bu türün yoðun silvikültürü yapýlmaktadýr. Yabani kiraz fidanlarý dikimi izleyen ilk yýllarda özellikle de fare zararlarýna karþý oldukça duyarlýdýr. Bu zarar otsu diri örtünün yoðun olduðu sahalarda artmaktadýr. Bu tür, gençlik döneminde kendileriyle mekan, su, ýþýk ve besin elementleri bakýmýndan rekabet eden otsu ve odunsu diri örtü türlerine karþý hassastýr. Gerek kemirgen zararýný azaltmak gerekse de diri örtü rekabetini ortadan kaldýrmak amacýyla yapýlan tam alanda diri örtü mücadelesi, boy artýmýný iki katýna kadar çýkarabilmektedir (Savill 1991; Joyce ve ark., 1998; Santi ve ark., 1998; Kleinschmit et al. 2001; Martinsson 2001). Joyce ve ark. (1998), Ýrlanda'da ki yabani kiraz dikimlerinde 2+0 fidanlarý, 1+1 yada 2+1 þaþýrtýlmýþ fidanlarýn kullanýlmasýný önermiþtir. Fidanlarýnýn büyüklük ve kaliteye baðlý olarak 2.25 x 2 m ile 2 x 1.25 m arasýnda deðiþen aralýk mesafeler (2,000-4,000 fert ha-1) ile dikildiðini belirtmiþtir. Fidanlarýn ilk yýllarýnda (0.5-1.2 m boylar arasýnda) ocaklarda yada bir m'lik bantlarda kimyasal diri örtü mücadelesi yada pullukla toprak iþleme önerilmiþ ve bu iþlemlerin ayrýca don zararýný da azaltabileceðini belirtilmiþtir. Daha sonra fidan boylarý 1.5-3.0 m'e ulaþýnca hektarda en iyi 200 birey üzerinde þekillendirici budamalar yapýlmýþ çatal gövdeleri teklenmiþtir. Boylarýn 6-8 m'e ulaþtýðý devrede ise kirazlarda bakým yapýlarak ha'da yaklaþýk 200 aðaç (7 m aralýklarla) hedef aðacý olarak seçilmiþ ve bu bireylerde rekabet eden tüm odunsu vejetasyon 20 sahadan çýkarýlmýþtýr. Doðal budama yeteneði zayýf olan yabani kiraz fertlerinin boylarý 5-20 m'e ulaþtýðýnda Haziran-Aðustos aylarý arasýnda ana gövde üzerinde 6-7 m'e kadar budama yapýlmakta 3-cm ve altýndaki çapa ulaþmýþ tüm yan dallar uzaklaþtýrýlmaktadýr (Joyce ve ark., 1998). Yabani kiraz diðer yapraklý türlere nazaran kýsa ömürlü bir aðaç türüdür (70-80 yýl). Bu tür 60 yýl gibi bir süre içinde gövde çürümesine yada rüzgar devirmesine hassas hale gelebilir. Bu nedenle yuvarlak odun üretimin söz konusu olduðu hallerde idare süresi dikkatli tespit edilmelidir. Yabani kirazýn yýllýk odun üretimi diðer yapraklý orman aðaçlarýna kýyasla oldukça yüksek olup 6-10 m3 ha-1 arasýnda deðiþmektedir. Kaliteli gövde üretimine yönelik aralamalar kuvvetli ve devamlý (5-6 yýlda bir) olmalý, kalan aðaçlarýn tepeleri geniþ bir mekan ve rekabetten uzak bir ortam verilmelidir. Bu þekildeki dinamik ve yoðun bir silvikültür programý çerçevesinde en fazla 60-70 yýl içersinde en az 50-60 cm çapýnda düzgün, dolgun, budaksýz ve kaliteli aðaçlar üretilebilir (Joyce ve ark., 1998; Savill 1991). Yabani kiraz alt katman aðacý olarak diðer yapraklý türler (ör. kayýn, gürgen) ile karýþýk meþcereler oluþturabilir. Bu tür grup olarak meþe, diþbudak yada akçaaðaç meþcerelerinde karýþýma girebilir. Yabani kiraz, diþbudaklar ile en uygun karýþýmý yapar ve diþbudaklardan 10-15 yýl önce yada ayný zamanda kesim çaðýna gelir. Ayrýca bu tür gölgeye dayanýklý bir tür olan kayýn meþcerelerinin çatýsý altýndaki boþluklarda da yetiþebilir, ancak bu tür karýþýmlarda kayýnýn kirazý boðmamasýna dikkat edilmelidir. Kirazýn sýra yada dar bantlar halinde karýþýma girdiði durumlarda meþe ile yaptýðý karýþýmlarda fazla sorunla karþýlaþýlmaz. Ancak yine de bu tür meþcerelerde kirazýn hýzlý büyüme eðilimi nedeniyle meþeleri boðma olasýlýðý vardýr (Joyce ve ark., 1998; Savill 1991). 24-30 metreye ulaþabilen boyu, sert, güçlü ve dayanýklý kýrmýzýmtýrak kahverengi odunu ile bir ýþýk aðacý olan kara kiraz (Prunus serotina Ehrh.), yabani kirazla ekolojik ve silvikültürel benzerliklere sahip K. Amerikalý bir akrabasýdýr. Kara kiraz, diðer öncü aðaç türleri ile K. Amerika'nýn Kuzey ve Güney Yapraklý Ormanlarý'nda tahrip gören sahalarý iþgal ederek belirli bir süre sonra yerlerini gölgeye daha dayanýklý yapraklý türlere terk eder (Hansen, 1980; Smith ve Linnartz, 1980). K. Amerika'da karýþýk yapraklý ormanlarda tohumlarý toprak içerisinde birkaç yýl canlý kalabilen kara kiraz gibi ýþýk aðaçlarý gençleþtirileceðinde meþcere çatýsýnda ortalama aðaç boyu geniþliðinde boþluklar açýlmakta ve 6 cm ve yukarýsýnda çapa sahip istenmeyen tüm vejetasyon sahadan çýkarýlmaktadýr (Merritt, 1980). Meþcere çatýsýnda açýlacak boþluðun çapý bu boþluðun altýna gelecek gençliðin tür bileþimini belirlemektedir. Yarý gölge aðaçlarýn örneðin þeker akçaaðacý (Acer saccharum Marsh.) ile Amerikan kayýný (Fagus grandifolia Ehrh.) yüksek sürgün verme yeteneklerinden dolayý tam kapalý meþcere çatýsýnýn altýnda bile gençleþebilmekte, ancak meþcere boþluðu artýkça gelen gençlikte kiraz gibi ýþýk ihtiyacý yüksek aðaç türlerinin oraný artmaktadýr (Smith and Linnartz, 1980). Bu nedenle kirazýn da bulunduðu çok sayýda yaþ grubunun temsil edildiði karýþýk yapraklý ormanlarda uygulanan birey-seçme iþletmesi ýþýk isteði yüksek aðaç türlerinin aleyhine olmakta ve gölgeye oldukça dayanýklý olan þeker akçaaðacý, Amerikan kayýný ve belli ölçüde Tsuga spp. türlerinin gençliklerine öncelik vermektedir. Bu orman tipinde kiraz gibi ýþýk aðaçlarý sahaya ancak grup seçme kesimleri ile meþcere çatýsýnda açýlacak 100 m2 gibi boþluklar ile getirilebilmektedir. Ayrýca K. Amerika'da Güney Yapraklý Orman Bölgesi'nin kiraz gibi odunu deðerli türlerin bulunduðu boniteti iyi ve oldukça iyi sahalarý, sahada eþit daðýlýma sahip hektarda 25-50 adet tohum aðacý býrakýlarak gençleþtirmeye alýnmaktadýr. Tüm tohum aðaçlarý sahaya gelen gençliðin üçüncü ila altýncý vejetasyon dönemi içinde sahadan çýkarýlmakta ve yaklaþýk 12 yýl içinde sahada arzu edilen tür içeriðine ulaþýlmaktadýr. Bu iþletme tipi sonucunda çok iyi bonitete sahip sahalarda kara kiraz baskýn türlerin içerisine girebilmektedir. Sonuç ve Öneriler Her þeyden önce ormancýlarýn yabani kirazý kýymetli bir orman aðacý olarak görmesi ve bu aðacýn silvikültürel yönden deðerlendirilmeye alýnmasý gerekmektedir. Avrupa'da, geniþ bir fenotipik deðiþkenliðe sahip yabani kirazýn, bünyesinde barýndýrdýðý genetik farklýlýðýn ortaya çýkarýlmasýnýn Avrupa ormancýlarýnýn en önemli görevlerinden birisi olduðu vurgulanmakta ve yabani kiraz ile ilgili orijin denemelerinin gereði üzerinde durulmaktadýr (Santi ve ark., 1998; Keinschmit ve ark., 2001; Martinsson, 2001). Orijin tür denemeler uygulamacýya bir aðaç türü içersinde mevcut genetik deðiþkenliðin, belirli yörelerde en fazla biyolojik ve ekonomik baþarýyý verecek orijinleri seçme olanaðý vermektedir (Long, 1980). Ülkemizde gerek yerli gerekse de yabancý ibreli aðaç türlerimiz ile bir çok orijin denemesi gerçekleþtirilmiþtir (Iþýk 1986; Boydak ve Dirik 1998; Tunçtaner 1998). Ancak orijin denemelerinde kavak ve okaliptus gibi birkaç tür dýþýnda kalan yapraklý aðaç türlerine fazla ilgi gösterilmemiþtir. Bu nedenle hýzlý geliþen bir tür olarak deðerlendirilebilecek olan yabani kirazýn gerek yerli gerekse de yabancý türleriyle yöresel ve en fazla 'biyolojik' ve 'ekonomik' baþarýyý getirecek orijinlerin belirlenmesi ve yetiþtirilmesi ülkemizin hem nitelik hem de nicelik olarak odun hammaddesine ihtiyaç duyduðu bir ortamda çok büyük bir öneme sahiptir. 21 Ayrýca böyle bir çaba, bu türün ve genelde biyolojik çeþitliliðin korunmasý ve artýrýlmasýnda sarf edilmiþ önemli bir adým olacaktýr. Ancak doðrudan bu tip orijin denemelerine geçmeden önce farklý tür ve orijinlerin generatif (tohumdan üretme) ve vejetatif (ör. çelikle üretme) üretme teknikleri ve bu tekniklerin genç fidanlarýn ilk dönemlerde yaptýðý büyüme performanslarý üzerindeki etkilerine dair kýsa süreli ön çalýþmalarýn yapýlmasý bir zorunluluktur. Bu tür ön labaratuvar çalýþmalarý ileride önemli miktarda para ve zaman harcanarak kurulacak orijin denemelerinin baþarýsýnda büyük rol oynayacaktýr. Ayrýca, ülkemizin orman aðacý fidan ihtiyacýný karþýlamakta olan fidanlýklarýmýzýn hemen hemen hiçbirinde amaçlý ve düzenli olarak yerli ve/veya yabancý kiraz fidaný üretimi yapýlmamaktadýr. Bu nedenle kirazýn fidanlýk tekniði konusunda büyük bir bilgi eksikliði bulunmaktadýr. Yakýn gelecekte bu tür fidanlýk araþtýrmalarýna baþlanmasý zorunludur. KAYNAKLAR Abildtrup, J., J. Riis ve B. Jellesmark-Thorsen. 1997. The reservation price approach and internationally efficient markets. J. For. Econ. 3: 229-246. Aydýn, F. Ve Ö. Akbalýk. 2004. Düzce Orman Ýþletmesindeki Yabani Kiraz (Prunus avium) Envanteri ve Ekolojik Özellikleri. Lisans Tezi. A.Ý.B.Ü. Düzce Orman Fakültesi. Barkley, C. Y. 1971. Black cherry. Univesity of Idaho Cooperative Extension System, Extension Forestry Information Series. Alternative Tree Crops No:2. 2 pp. Barkley, C. Y, R. Mahoney. 1973. Hardwoods in the Pacific Northwest. Woodland Notes. Vol: 3, No:2, 1 p. Birler, A.S. 1995. Hýzlý Geliþen Türler ile Endüstriyel Aðaçlandýrmalarýn Doðal Ormanlarýn Korunmasýnda ve Ülke Ekonomisindeki Önemi. Kavak ve Hýzlý Geliþen Tür Orman Aðaçlarý Araþtýrma Enstitüsü. 19. s. Bostedt, G. ve P. Holgen. 2000. Effecktivitetsperspektiv pa nyttjande av skogsresursen- En naturresursekonomisk analys. Rapport 119. Sveriges lantbruksuniversitet, Inst. F. Skogsekonomi, Umea, 68 p. Boydak, M.,C. D. Oliver ve H. Dirik. 1995. A.B.D. Orijinli Hýzlý Geliþen Ýðne Yapraklý Orman Aðacý Türlerinin Türkiye'ye Ýthal Olanaklarý. Çeþitli Yayýnlar Serisi No: 7, Ýzmit Kavak ve Hýzlý Geliþen Tür Orman Aðaçlarý Araþtýrma Müdürlüðü. 55 shf. Boydak, M. ve H. Dirik. 1998. Ülkemizde hýzlý geliþen türlerle bugüne kadar yapýlan çalýþmalarda ulaþýlan aþama, uygulanan politika ve stratejiler, buna baðlý olarak uygulananbilecek strateji ve politika önerileri. Hýzlý Geliþen Türlerle Yapýlan Aðaçlandýrma Çalýþmalarýnýn Deðerlendirilmesi ve Yapýlacak Çalýþmalar. 8-9 Aralýk 1998, Ankara, 13-24. Bozcuk, S., 1995. Genel Botanik. Hacettepe Üniversitesi. Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Botanik Ana Bilim Dalý. Çetintaþ, Cengiz. 2002. Kiþisel Ýletiþim. Silvikültür Þube Müdürü. Orman Bölge Müdürlüðü, Zonguldak. Davis, P.H. 1972. Flora of Turkey and Aegean Island. Vol. 4. Univ. Press, Edinburgh. Eriksson, G. 2001. Conservation of noble hardwoods in Europe. Can. J. For. Res. 31: 577-587. Finch, W.E., 1998. Farm Woodland Tree Seed. Horticulture Research International, Wellesbourne, Warwick CV35 9EF, UK Hansen, H. L. 1980. The Lake States Region. In: Regional Silviculture of the United States. Second Edition. Ed: Barrett, J.W. Wiley-Interscience Publ. John Wiley & Sons. New York. Pp.67-107. Harlow, W. M., E. S. Harrar, J. W. Hardin ve F. M. White. 1996. Textbook of Dendrology. Eight Edition. McGraw-Hill, Inc., New York. 534 pp. Iþýk, K. 1986. Attitudinal variation in Pinus brutia Ten.: Seed and seedling characteristics. Silvae Genetica 35:58 67. Joyce, P.M., J. Huss, R. McCarthy, A. Pfeifer and E. Hendrick. 1998. Growing broadleaves - silvicultural guidelines for ash, sycamore, wild cherry and oak in Ireland. Cofard, Dublin. Kahveci, O ve U. Tüfekçioðlu. 1998. Ülkemizde Hýzlý Geliþen Türlerle Yapýlan Çalýþmalarýn Deðerlendirilmesi. Hýzlý Geliþen Türlerle Yapýlan Aðaçlandýrma Çalýþmalarýnýn Deðerlendirilmesi ve Yapýlacak Çalýþmalar. 8-9 Aralýk 1998, Ankara, 103-108. Kleinschmit, J., R. Stephan ve I. Wagner. 2001. Conservation of genetic resources of wild fruit trees (Prunus avium, Malus sylvestris and Pyrus pyraster). 5th EUFORGEN Noble Hardwoods Networ Meeting. Int. Plant Genetic Resources Inst. Blessington, Ireland. 6 pp. Kobliha, J. 2002. Wild Cherry (Prunus avium L.) Breeding Program Aimed at the Use of This Tree in the Czech Forestry. J. For. Sci. 48 (5): 202-218. Kutsal, Ç., 2005. Katlama Metotlarý ve Orjinin Yabani (Prunus avium L.) Tohumunun Çimlenmesine Etkileri", A.Ý.B.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü, Bolu, Long, E. M. 1980. Texas and Louisiana loblolly pine study confirms importance of local seed sources. South. J. Appl. For. 4:127 132. Löf, M., A. Thomsen ve P. Madsen. 2004. Sowing and transplanting of broadleaves (Fagus sylvatica L., Quercus robur L., Pruýnus avium L., and Crataegus monogyna Jacq.) for afforestation of farmland. For. Ecol. Manag. 188: 113-123. Martinsson, O. 2001. Wild Cherry (Prunus avium L.) for Timber Production: Consequences for Early Growth f rom Selection of Openpollinated Single-tree Progenies in Sweden. Scand. J. For. Res. 16: 117-126. Merritt, C. 1980. The Central Region. In: Regional Silviculture of the United States. Second Edition. Ed: Barrett, J.W. WileyInterscience Publ. John Wiley & Sons. New York. Pp.107-145. Tosun ve Özpay. 1988. Klonal Silvikültürde Ümit Vaad Eden Bir Aðç Türü: Kiraz (Prunus avium L.). Or. Müh. Odasý Dergisi. 10: 17-20. Tunçtaner, K., M. Tulukçu, ve F. Toplu. 1985. Research on selection of best suiting origins in Populus deltoides Bartr.) to Marmara and Aegean Regions. Annual Bulletin of Poplar and Fast Growing Exotic Forest Trees Research Institute. Ann. Bull. 21. 431 pp. Tunçtaner, K. 1998. Yabancý Tür Ýthal Çalýþmalarý ve Endüstriyel Plantasyonlar için Tür Seçimi. Hýzlý Geliþen Türlerle Yapýlan Aðaçlandýrma Çalýþmalarýnýn Deðerlendirilmesi ve Yapýlacak Çalýþmalar. 8-9 Aralýk 1998, Ankara, 65-74. Santi, F., H. Muranty, J. Dufour ve L.E. Paques. 1998. Genetic Parameters and Selection in a Multisite Wild Cherry Clonal Test. Silv. Genet. 47 (2-3): 61-67. Savill, P. S. 1991. The Silviculture of Trees used in British Forestry. CAB International. ISBN 0 85198 739 7. Oxon UK. 141 p. Schopmeyer, C.S. 1974. Seeds of Woody Plants in the United States. U.S. Dep. Agric., Agric. Handb. 450. 883 pp. Smith, D.Wm. ve N. E. Linnartz. 1980. The Southern Hardwood Region. In: Regional Silviculture of the United States. Second Edition. Ed: Barrett, J.W. Wiley-Interscience Publ. John Wiley & Sons. New York. Pp.145-231. Sykes, M.T., I.C. Prentice. 1996. Climate change, tree species distribution and forest dynamics: a case study in the mixed conifer/northern hardwood zone of Europe. Clim. Change 34. 161-177. Ürgenç, S. 1998. Aðaç ve Süs Bitkileri Fidanlýk ve Yetiþtirme Tekniði. Ý.Ü. Orman Fakültesi Yayýn No: 442. 275-319. Williams, Robert D., Calvin F. Bey. 1989. Planting Yellow-Poplar, White Ash, Black Cherry, and Black Locust. Central Hardwood Notes. The US North Central Forest Experiment Station. 3 pp. Yaman, B. 2003. Yabani Kiraz (Cerasus avium (L.) Moench), G.Ü. Orman Fakültesi Dergisi, Cilt.3, No.1, Sayfa 114-122. 22 KENT ORMANCILIÐININ ÖNEMÝ VE PLANLANMASI Necati ÇOK* Kent ormancýlýðý, kent halkýnýn dinlenme ve saðlýðýna hizmet eden, kent ekosistemini düzenleyen, kentin içinde ve çevresinde bulunan ormanlar ve bu alanlarýn tesisi, yönetimi ve planlanmasýdýr. Geliþmekte olan ülkelerde kentlerdeki nüfus artýþý ile birlikte hýzla çoðalan çarpýk yapýlaþma plansýz kentleþme sonucunda, kent ekosistemi ve buna baðlý olarak kentsel yaþam kalitesi zarara uðramaktadýr. Türkiye, özellikle son 20 yýlda hýzlý ve çarpýk bir kentleþme sürecine girmiþtir. Türkiye'de hýzlý kentleþmeyle birlikte yanlýþ arazi kullanýmýyla kentlerimizde gecekondulaþmanýn artmasý sonucunda doðanýn tahrip edilmesi ve bunlarýn sonucunda doðal dengenin bozulmasýyla sel ve taþkýnlarýn olmasý ve birçok kiþinin hayatýný kaybetmesi ve büyük maddi kayýplar üzerine, nüfusu fazla olan kent çevresinde aðaçlandýrma çalýþmalarýna baþlanýlmýþtýr. Hava kirliliðinin artmasý, plansýz kentleþme, su alanlarýnýn rusubatla dolmasý ve artan nüfus ile birlikte yeþil ortama duyulan özlem nedenlerinden, çalýþmalara son 15 yýlda hýz verilerek kent ormancýlýðý anlayýþý geliþmiþtir. Türkiye'nin taraf olduðu Uluslararasý Çevre Sözleþmeleri 1992-Strasbourg Avrupa Kentsel Þartýnda; kentlerde doða koruma alanlarýnýn kurulmasý ve bitki kullanýmýnýn geliþtirilmesi, açýk alanlarýn planlanmasý benimsenmiþtir. Kent ormanlarý her kent yaþamýna özelliðini verir, ilginç bir boyut kazandýrýr ve kent peyzajýný belirgin bir þekilde etkiler. Bu öðelerden yoksun bir kent bireysel özelliðini kaybeder. Psikolojik açýdan kent ormanlarý kent halkýnýn ruh ve beden saðlýðý üzerinde küçümsenmeyecek düzeyde olumlu etkileri vardýr. Her þeyden önce insanlara kent ortamýnda doða ile temas etme, zaman ve mevsimlere göre doðada oluþan deðiþimleri gözlemleme olanaðý vererek, doða ile bütünleþmelerini saðlarlar. Bilim adamlarýna göre aðaçlarýn yeþil rengi insanlarý hoþnut kýlýp rahatlýk duygusu vermektedir. Yeþil kuþaklar özellikle kentin ana giriþ ve çýkýþlarýndaki oluþturduklarý yeþil doku ile ziyaretçilerin kent hakkýndaki ilk izlenimlerini olumlu yönde etkilemekte ve kente prestij kazandýrmaktadýr. Kentlerin yaþam kalitesi ve konforu bakýmýndan yapýlan deðerlendirmelerde, sahip olduðu aðaç varlýðý önemli bir gösterge kabul edilmektedir. Kentlerimizde bugünkü yeþil alan yoksunluðu nedenlerinin baþýnda; imar planlarýmýzýn eksiklikleri, yetersizlikleri ve imar planlarýna uymama alýþkanlýðý, vb gelmektedir. Kentlere, her yýl kýrsal alanlardan akan nüfus, kiþi baþýna düþen yeþil alan miktarýný giderek düþürmekte ve yeþil alanlar, baðnazca tahrip edilmektedir. Üstelik bunlara eklenen çevre kirlenmeleri yeþili ve yeþil ele- manlarý da barýnamaz duruma getirmiþtir (PAMAY, 1988). 1965-1975 yýllarý arasýnda Türkiye, batý ülkeleri arasýnda hem nüfus artýþ hýzý, hem þehirleþmede birinci sýrada yer almýþtýr. Bu dönemde ülkenin nüfusu %25 oranýnda artarken, þehirleþme hýzý bunun iki katý, %51 olmuþtur. Kýrsal alanlardan devamlý akýp gelen insanlar, þehirlerimizin her yýl %8 oranýnda büyümesine neden olmaktadýr. Günümüzde büyük boyutlara ulaþan çevre sorunlarý nedeniyle, özellikle oldukça fazla nüfusu barýndýran endüstri kentlerinde önemli oranlarda ekolojik ortam yaratmak gerekli ve zorunlu olmaktadýr. Kentteki ekolojik çevre geliþimini saðlama yanýnda, estetik görünüm yani yaþam kalitesinin artýþýný gerçekleþtirmek için kent ormaný çalýþmalarýnýn gerekliliði ortaya çýkmýþtýr. Kent ormancýlýðý planlanýrken önce kent içindeki ve çevresindeki mevcut orman alanlarýnýn nicelik ve nitelik olarak tespiti yapýlmalýdýr. Amerikan ulusal kent ormancýlýðý konferans sonuç raporunda, kentlerde kiþi baþýna en az bir aðaç bulunmasý ideal bir norm olarak kabul edilmiþtir. Bu ilke tüm kentlerimizde baþlangýç için temel bir hedef olarak kabul edilmelidir. Kentlerimizde yapýlacak sürdürülebilir ve uygulanabilir açýk yeþil alan ve kent aðaçlarý yönetim planlarý ile geleceðe yönelik, saðlýklý, insana yakýþýr, yaþanabilir ve ekolojik kentler oluþturmamýz mümkün olabilecektir. Dünyadaki tüm ülkelerde yeþil alan miktarýnýn arttýrýlmasýna veya insan saðlýðý açýsýndan belirli standart deðere eriþilmesine çalýþýlmaktadýr. Bazý geliþmiþ ülkelerdeki kent peyzajlarýnda, fizyolojik açýdan oksijen alýþ veriþi ve yaprak yüzeyi hesaplarýna dayanarak, kiþi baþýna 25-40 m2 yeþil alan öngörülmektedir (BAYRAKTAR, 1979'a atfen ÇEPEL, 1994'ten). Avrupa Birliði Uyum sürecine girdiðimiz bu dönemde bu kural, kentleþmenin planlý bir þekilde olup olmadýðý, istenen standarda ulaþýp ulaþmayacaðýný gösterir. Pamay'a göre kent içinde ortalama 30 m2/kiþi yeþil alan öngörülmektedir. Dünya saðlýk örgütünün kiþi baþýna tavsiye ettiði kentsel alanlardaki yeþil alan miktarý 9 m2dir. Kent ormanlarý, kent insanýnýn piknik için faydalanmasýndan çok, kentin ekolojik ve yaþantý deðerini artýrma, kent iklimini iyileþtirme, kentin kirli havasýný süzme ve eðitim amaçlý (kent ormanýnýn belli bir kýsmýna botanik bahçesi kurularak) planlanmalýdýr. Kent ormanlarýnýn kent merkezine uzaklýðý, 50 km ve daha az olacak þekilde kent ormanlarý planlanmalýdýr (KONÝJNENDÝJK, 2002'e atfen OÐUZ, 2004'ten). Kentlere en yakýn, yeterli büyüklükte aðaçlandýrma çalýþmasýna uygun sahalar kent ormaný olarak tercih 23 *Orman Mühendisleri Odasý Doðu Anadolu Þubesi II. Baþkaný edilmelidir. Bir yerin orman olarak kabul edilebilmesi için, aðaçlarýn belli bir kapalýlýk ve sýklýkta olmasý ve kendine özgü bir mikro klima özellik göstermesi gerekir. Bu yüzden kent ormanlarý kurulurken veya kent ormaný yeri saptanýrken o yerin bir bütünlük arz etmesi gerekir. Kent ormaný büyüklüðü en az 100 hektar olacak þekilde planlanmalýdýr. Kent nüfusuna oranla bu büyüklük artýrýlýr. Günümüzde kentler hýzlý göç ve nüfus artýþý ile hýzlý yapýlaþma sonucu yaþanabilir özelliklerini yitirmektedirler. Bozulan bu dengeyi kent ormanlarý iyileþtirmektedirler. Geliþmiþ ülkelerde kent ormanlarý kentin nüfus ve yapýlaþma oranýna göre alansal oraný saptanmaktadýr. Geliþmiþ ülkelerdeki kent ormanlarý yaþam kalitesinin bir göstergesi olarak karþýmýza çýkmaktadýr. Kent içi ve çevresinde kent ormaný planlanýrken; ekolojik, bölümleme, biyoklimatik, kenti biçimlendirme ve estetik kazandýrma, yaþantý deðerini artýrma, alan saklama, insan-doða iliþkisi kurma, kent iklimini iyileþtirme, kentin kirli havasýný süzme, kent gürültüsünün azaltýlmasý, kentli üzerinde ruh saðlýðý yönünde olumlu etkiler býrakmalarý fonksiyonlarýný yerine getirecek þekilde planlanmalýdýr. Yeþil alanlarýn olumlu etkilerinin alýnabilmesi, ekolojik verilerin saðlýklý bir þekilde toplanýp gereði gibi deðerlendirilerek en uygun kent planýnýn yapýlmasý ve uygulamasýyla mümkün olabilir. Aksi taktirde yeþil alanlar miktar olarak yeterli olsalar dahi beklenen faydayý saðlayamazlar. Kent ormancýlýðýnda, estetik deðeri ne olursa olsun, ekolojik istekleri uygun bitkiler kullanýlmalýdýr (YÜCEL, 2004). Kent ormanlarýnda "koruma ormaný" silvikültürel iþlemi uygulanmalýdýr. Kent ormanlarý devamlý olarak orman formunda planlanýp iþletilmelidir. Karýþýk meþçere kuruluþu oluþturulmalýdýr (%50 iðne yapraklý ve %50 yapraklý tür). Kent ormanlarý koruma ormanlarý olarak iþletildiðinden amenajman planlarýnda koruma ormanlarý olarak gösterilmelidir. Koruma ormanlarýnýn sosyal fonksiyonlarý, üretim fonksiyonlarýna karþý ön planda yer alýr. Koruma ormanlarý hiçbir zaman kendi haline býrakýlmaz ve gerekli koruyucu tedbirler mutlaka alýnmalýdýr. Kentin hava kirliliðinden, kent ormanýna dikilen o yörenin yetiþme ortamýna uygun olmayan aðaç türleri, yerli aðaç türlerine kýyasla çok fazla zarar görmektedir. Kent ormaný kenarlarýnda saðlýklý perdelerin oluþturulmasý amacý ile zararlý maddelere karþý dirençli yapraklý aðaç türleri getirilmelidir. Ýðne yapraklý aðaç türleri, havadaki zararlý maddeleri fazlaca filtre etme yeteneðine sahip olduklarýndan ve bütün yýl iðne yapraklarýný üzerinde taþýdýklarýndan ötürü, yapraklý aðaçlara kýyasla daha çok zarara uðramaktadýrlar. Kent aðaçlandýrmalarýnda hava kirliliðine dayanýklý, yöre þartlarýna uygun (kanaatkar ve dayanýklý) ve uzun ömürlü aðaç türleri seçilmelidir. Uzun ömürlü türler geliþmiþ hal- leriyle estetik ve fonksiyonel etkilerini uzun yýllar sürdürürler. Alerjik etki yapan tohumlara sahip türler (kavak gibi) ve meyveleri döküldüklerinde yerleri kirleten (mahlep, dut, vb.), yapraklarý küçük olup böcek zararlarýna çok maruz kalan türler tercih edilmemelidir. Çýnar, At kestanesi, Karaaðaç, Akçaaðaç, Ihlamur gibi büyük yapraklý türler tercih edilmelidir. Yapraklý aðaç türleri yapýlarýnda reçine gibi kolaylýkla yanabilen maddeler içermediklerinden ve daha yüksek nem içerdiklerinden genellikle ibreli türlere oranla daha güç, daha yavaþ ve daha az enerji açýða çýkararak yanarlar. Araþtýrma çalýþmalarý ile çok þiddetli yangýnlarda yangýna direnci ile bilinen servi-mavi servi türlerini kent ormanýný çevresine ve yangýn emniyet yollarýna dikilmelidir. Yangýn emniyet yollarý kent ormanýn her tarafýna ulaþýlacak þekilde yapýlýp geniþlikleri 6-10 metre yapýlmalýdýr. Yangýn emniyet yollarý ayný zamandan yürüyüþ yolu olarak ta kullanýlmalýdýr. Ülkemizin doðal aðaç türlerinden olan Akdeniz Servisi (Cupressus sempervirens L.) kent ormanlarý oluþturulurken mutlaka deðerlendirilmesi gereken bir peyzaj elemandýr. Deniz seviyesinden 900 metre yükseltiye kadar çýkabilen ve Akdeniz'den Karadeniz'e kadar uzanan geniþ bir dikey ve yatay yayýlýþa sahip olan bu tür, ayný zamanda yangýna, kuraklýða ve dona dayanýklýdýr. Uzun ömürlüdür (6.000 yýla kadar), 50 metre boya ulaþabilmektedir (BERNATZKY, 1978'e atfen SABUNCU, 2004'ten). Özellikle kurak ve yarý kurak iklim özelliði gösteren kentlerimizde, kent ormanýnda yürüyüþ-yangýn emniyet yollarýnýn her iki yanýnda yol boyunca yapraklý aðaç türleri üç veya daha fazla sýra halinde dikilmelidir (mavi servi ve servi türleri, vb). Kent ormanlarý kurulurken tür seçiminde, bilim eðitim bakýmýndan önem taþýyan nadir, kaybolmaya yüz tutmuþ tehlike altýndaki türlere ait örnekleri bulundurarak bilim ve eðitim amaçlý deðerlendirilmelidir. Kent insaný dinlenirken ayný zamanda doða hakkýnda bilgilenir. Bunun için kent ormanýnýn en uygun bir yerinde arboretum olarak deðerlendirilir. YALTIRIK, 1988'e göre arboretum; uzun ve pahalý seyahatlere gerek kalmadan bilimsel çalýþmalar yapabilmek, hangi varyete ve formlarýn o bölge koþullarýnda yaþayabildiðini saptamak, doðal olarak bulunmayan odunsu bitkileri getirerek bölgenin güzelliðini, ekonomik önemini ve verimliliðini artýrmak, bölge halkýna odunsu bitkiler arasýnda deðeri yüksek olanlarý seçme olanaðý saðlamak, deðiþik tür ve varyeteleri insanlara tanýtarak onlarda aðaç sevgisini yaymak, fidanlýklarda gerekli bitkisel üretim materyalini saðlamak, bölge halkýnýn rekreasyon ve eðitim ihtiyaçlarýný karþýlamak amacýyla orijinleri belli, doðru ve özenli bir þekilde etiketlenmiþ, çok sayýda aðaç ve çalýnýn koruma ve güvenlik altýna alýnmýþ oldukça büyük arazi parçalarý üzerinde sergilenmeleri ile oluþan tesislerdir. 24 Kent ormanýnda; çocuk oyun parký, çeþme, oturma banklarý, çöp kutusu, ilan panosu, yaðmur barýnaklarý, yangýn gözetleme kulesi (yangýn ve diðer koruma hizmetleri için), orman yangýnlarý, aðaçlar, doða ile ilgili bilgilendirme yazýlarý, vb olmalýdýr. Kent ormanýnda kent insanýnýn en çok faydalandýðý bazý yerler ýþýklandýrýlýr. Kent insanýnýn, kent ormanýna ulaþýmý kolay ve rahat olacak þekilde, yollar kent ormanýna kadar asfalt yapýlmalýdýr. Kent ormanlarý, insanlara bir çok fayda saðladýðýndan (kentlerde tehlikeli boyutlara ulaþan çevre, ses ve hava kirliliðini azaltmak, açýk hava rekreasyonuna olanak saðlamak ve doðal peyzajý düzenlemek, kentlerin düzenli ve planlý geliþmesini saðlamak, toprak ve bitki arasýnda bozulan tabi dengeyi yeniden kurmak ve böylece yerleþim alanlarýný sel ve taþkýn zararlarýndan korumak, kent halkýna temiz ve zengin içme suyu kaynaðý oluþturmak, vb hizmet üretimi aðýrlýklý olarak yönetilip iþletilmelidir. Kent ormanlarý 6831 sayýlý orman kanununa tabidir. Kent içi ve çevresindeki parklar, yol aðaçlandýrmalarý orman karakteri taþýmadýðý için kent ormaný kapsamý dýþýndadýr. Kent içi ve çevresindeki park ve yol aðaçlandýrmalarý peyzaj çalýþmalarý kapsamý içine girmektedir. 6831 sayýlý Orman Kanunun 1. maddesine göre; "tabii olarak yetiþen veya emekle yetiþtirilen aðaç ve aðaççýk topluluklarý yerleriyle birlikte orman sayýlýr." 6831 sayýlý orman kanununda þehir içindeki parklar, þehir içi yollardaki aðaçlar ve dinlenme alanlarý, mezarlýklarda bulunan aðaç ve aðaççýklar orman dýþýnda kalmaktadýr. Orman kanununda kent ormaný tanýmý yapýlmamaktadýr. Kent ormanlarýn idaresi ve iþletilmesi, kent ormanlarýndan yaralanma usul ve esaslarý, 6831 sayýlý orman kanunun hükümlerine göre, hizmet üretimi aðýrlýklý olarak yönetilip iþletilmelidir. Kent ormanlarý, orman kanununun 23.- 24. (muhafaza -koruma), ve 25. maddeleri (milli parklar) kapsamýnda düþünülmelidir. Hazine arazilerinde tesis edilen kent ormanlarýnýn kullanma ve mülkiyet hakký tesis eden kuruluþa ait olup 6831 sayýlý orman kanununa göre iþletilir. Ýnsanlarýn ormanýn her tarafýnda dolaþacak þekilde izin verilmeyip kent ormanýnda yaya-araç yollarý belirlenmelidir. Çünkü ormanýn her tarafýnda piknik ve gezinti yapýlýrsa topraðýn sertleþmesine yaðýþ sularýnýn yüzeysel akýþa geçerek kent ormanlarýnýn yaðýþ sularýndan az faydalanmasýna ve geliþmesine olumsuz neden olunur. Kent ormanýnýn uygun yerlerine göletler, çeþme, tuvaletler, vb tesisler yapýlmalýdýr. Kent ormanýnda doðal göletler ve sulak alanlar varsa muhafaza edilmelidir. Suni gölet oluþturmada derelerin önleri kesilerek oluþturulmalýdýr. Kent ormanlarýna getirilecek rekreasyonel aktiviteler, kent ormanýnýn özellikleri dikkate alýnarak, çevrenin ekolojik dengesini bozmadan gerçekleþtirilmelidir. Herhangi bir alana getirilecek her aktivitenin özellikle rekreasyonel aktivitelerin taþýma kapasitesi saptanmalý ve bu amaçla kontrollü olarak kullanýlmasýný saðlayacak kent ormancýlýðý planlamasý çalýþmalarý gerçekleþtirilmelidir. KAYNAKÇA AÇIKSÖZ, S., TANRIVERMÝÞ, E., 2000. Kýrsal Çevre Yýllýðý 2000. Kýrsal Çevre ve Ormancýlýk Sorunlarý Araþtýrma Derneði. Planlamada Kýrsal Peyzajýn Önemi, Sorunlarý ve Öneriler, Ankara. ATAY, Ý. 1988. Kent Ormancýlýðý. Ýstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Yayýnlarý. Ý.Ü. Yayýn No: 3512, O.F. Yayýn No. 393, Ýstanbul. AYAÞLIGÝL, T., 1997. Çanakkale Kentinin Yeþil Alan Sistemi. Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Fak. Çevre Mühendisliði Bölümü. Yerleþim ve Çevre Sorunlarý: Çanakkale ili, Ýzmir. CABANEL, J., 1989. L'urbanisme vegetal. L'arbre Ville. Revue Forestiere Française, Vol. XLI, Numero special, pp. 134-139. COÞKUN, A.A. ve VELÝOÐLU, 2004. Kent Ormaný Tanýmý ve Hukuksal Boyutu. I. Ulusal Kent Ormancýlýðý Kongresi, sayfa: 1933, Ankara. ÇEPEL, N., 1994. Peyzaj Ekolojisi. Ýstanbul Üniversitesi Orman Fak. Yayýnlarý No: 3868, Fak. Yayýn No: 429, ISBN 975404-371-X, Ýstanbul. ÇOK, N., ORHAN, C., 2004. Türkiye'de Kent ve Kent Çevresi Ormancýlýðý. Orman ve Ekonomi Dergisi. Yýl:3, Sayý:13, Sayfa: 27, Ankara, DÝRÝK, H., 1991. Kent Aðaçlarý. Ýstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Dergisi, Seri B, Cilt 41, Sayý 3-4, Sayfa 69-81, Ýstanbul. DOÐAN, M., 2002. Kent ve Kent Çevresi Ormancýlýðý. Türkiye Ormancýlar Derneði, Orman ve Av Dergisi, Sayý: 2002-1 ISSN 1303-040X, Sayfa: 38-42, Ankara. GÜL, A., GEZER, A., 2004. Kentsel Alanda Kent Ormaný Yer Seçimi Model Önerisi ve Isparta Örneðinde Ýrdelenmesi. I. Ulusal Kent Ormancýlýðý Kongresi, Sayfa:365-382, Ankara. GÜZELSU, K., TANER, G., 1983. Türkiye'de Köy KalkýnmasýKentleþme ve Kent Sorunlarý, Ýstanbul. GÜREL, E., 1988. Peyzaj Mimarlýðý. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Ders Kitabý. No:58, Adana. KALELÝOÐLU, U., ÖZKAN, N., 2000. Türkiye'nin Taraf Olduðu Uluslararasý Çevre Sözleþmeleri. Ýzmir Barosu Yayýnlarý, Ýzmir. KIÞLALIOÐLU, M., BERKES, F., 1997. Çevre ve Ekoloji. Remzi Kitapevi 6. Basým, ISSBN 975-14-0163-1, Ýstanbul. KONÝJNENDÝJK, C.C., 2003. A Decade of Urban Forestry in Europe. Forestry Policy And Economics Vol 5 (2); 173-186. NÝLSSON, K., RANDRUP, TB., 1997. Þehir ve Þehir Çevresi Ormancýlýðý. XI Dünya Ormancýlýk Kongresi Bildirileri. Cilt: 1, Sayfa: 72- 86, Antalya. OÐUZ, D., 2004. Avrupa Ülkelerinde Kent Ormancýlýðý Araþtýrmalarý. I. Ulusal Kent Ormancýlýðý Kongresi Bildiriler, sayfa: 223-236, Ankara. PAMAY, B., 1988. Türkiye'de Kentlinin Rekreaktif Gereksinmeleri ve Yeþil Alanlar Özellikle Kent Ormanlarý. Orman ve Av Dergisi. Türkiye Ormancýlar Derneði, Cilt: 63, Ankara. ÞAT, H.C., 1995. Kent Ormaný ve Yararlarý. Yeþil Sevgi Dergisi, Sayý No:4, Ýstanbul. UZUN, G., 1990. Kentsel Rekreasyon Alan Planlamasý. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Ders Kitabý, No:48, Adana. ÜRGENÇ, S., 1998. Genel Plantasyon ve Aðaçlandýrma Tekniði. Ýstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Yayýn No: 3997, Fakülte Yayýn No: 444, ISBN 975-404-443-0, Ýstanbul. YALTIRIK, F., 1988. Atatürk Arboretumu. Ýstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Dergisi, Seri A, Cilt:38, Sayý:2, Ýstanbul. 25 BOZ ARDIÇ, KOKULU ARDIÇ, DÝKEN ARDIÇ, SERVÝ ARDIÇ ve ANDIZ’IN FÝDAN ÖZELLÝKLERÝ H.Cemal GÜLTEKÝN* / Alime DÝVRÝK** / Ü.Gülþan GÜLTEKÝN*** ÖZET Ardýçlar fidanlýk koþullarýnda hýzlý büyüyen taksonlardýr. Bu nedenle de aðaçlandýrma çalýþmalarýnda 1+0 yaþlý fidanlar rahatlýkla kullanýlabilir niteliklere gelmektedir. Bir yaþlý fidanlarla yapýlan ön aðaçlandýrma çalýþmalarýnda yüksek baþarýya ulaþýlmasý bu durumu pekiþtirmektedir. 2+0 yaþlý çýplak köklü fidan kullanýlmasý durumunda, ikinci yýlda 2 veya 3 defa kök kesimi yapýlmasýnda yarar vardýr. Tüplü fidan kullanýmýnda ise amaca göre; 1+0 yaþlý veya 2+0 yaþlý fidanlar aðaçlandýrma çalýþmalarýnda kullanýlabilir. Ardýç fidanlarýnda kazýk kök yapma eðilimi fazla olduðundan tüp boyu 25-30 cm arasýnda olmasýnda yarar vardýr. 1.GÝRÝÞ Ardýçlar (Juniperus L.) Pul yapraklýlar (Cupressaceae) ailesine aittirler ve hemen hemen yurdumuzun tamamýnda yayýlýþ gösterirler (KAYACIK, 1980). Ardýç ormanlarýnýn türler bazýnda daðýlýmý bilinmemekle birlikte, ülkemizde, 1.1 milyon ha ardýç ormanýnýn %92 si bozuk karakterdedir (ANONÝM, 1987). Mevcut ormanlarýn dýþýnda, Ýç ve Doðu Anadolu bölgelerinde potansiyel ardýç aðaçlandýrma sahalarý mevcuttur. Yeni tesis edilecek plantasyonlarýn biyolojik ve ekonomik baþarýsý, her þeyden önce bu alanlarda morfolojik, fizyolojik ve genetik özellikleri bakýmýndan kaliteli tohum ve fidan kullanýlmasýna ve tohuma ve fidana iliþkin özelliklerin ortaya konmasýna baðlýdýr. Bugüne kadar ardýç türlerinin fidan özellik- 1+0 ayýk kapta boz ardýç 1+0 kokulu ardýç kök sistemi 1+0 boz ardýç 26 *Orman Yüksek Mühendisi **Orman Mühendisi ***Peyzaj Mimarý leri üzerinde yeterince çalýþýlmamýþ olmasý nedeniyle, edinilen bilgilerin pratikte çalýþan arkadaþlarla paylaþýlmasý ve onlara ön bilgiler verilerek yardýmcý olunmasý amaçlanmýþtýr. 2. FÝDANLIK SAHASININ TANITIMI Eðirdir Orman Fidanlýðý Isparta iline baðlý Eðirdir ilçesinde 950 m yükseklikte 20 ha saha üzerinde kuruludur. Fidanlýk sahasý Akdeniz geçiþ iklim bölgesinde yer almaktadýr ve yarý karasal iklime sahiptir. Yýllýk ortalama sýcaklýk 12-13 C°, max sýcaklýk 38 C° ve ortalama yýllýk yaðýþ miktarý 793 mm'dir. Toprak reaksiyonu genel olarak pH 7-8 deðerleri arasýnda deðiþmekte olup alkalen özellik taþýmaktadýr. Organik madde miktarý %1.7 deðeriyle orta vasýftadýr. Fidan parsellerinin sulanmasýnda, Eðirdir gölünden kaynaklanan kanal suyu kullanýlmakta olup, suyun kalitesi fidan yetiþtirmeye uygundur. 3. MATERYAL VE METOT Eðirdir Orman Fidanlýðýnda, m² de 100-150 fidanýn bulunduðu yastýklardan çýplak köklü ardýç fidan örneði alýnmýþtýr. Tüplü fidan yetiþme ortamý olarak; %20 karacam humusu, %10 ardýç humusu, %40 orman topraðý ve %30 dere mili karýþýmý kullanýlmýþtýr. Fidan yetiþtirirken su kullanýmý buharlaþma miktarý kadardýr. Fidan yastýklarýnda ve tüplü parsellerinde m² ye 20-30 gr azotlu gübre uygulanmýþ, (Haziranýn ilk haftasýnda) gübrelemeyi takiben yastýklarda çapalama ve yýl içerisinde 6 defa ot alýmý yapýlmýþtýr. Diken, boz ve kokulu ardýçlar Kýzýldað milli parkýIsparta, servi ardýç Milas-Muðla ve andýz Ýbradý-Antalya orjinlidir. Fidan boyu, kök boðazý çapý ve yaþ gövde aðýrlýðý/yaþ kök aðýrlýðý oraný tespit amacýyla, her cins ve tipte 30 ar adet fidanda ölçümler yapýlarak ortalamalarý alýnmýþtýr. Fidan örneði alýnýrken mümkün olduðunca fidan yastýðýnýn ve tüplü parsellerinin temsil edilmesine dikkat edilmiþtir. 4. BULGULAR Kök budamasý 30 cm uzunlukta yapýlan, çýplak köklü, 1+0 yaþlý fidan özelliklerine ait ortalama deðerler; boz ardýçta fidan boyu 20 cm, kök boðazý çapý 2.5 mm, yaþ gövde/ kök oraný (að) 2.4, diken ardýçta fidan boyu 17 cm, kök boðazý çapý 2.3 mm, yaþ gövde/ kök oraný (að) 2.2, servi ardýçta fidan boyu 16 cm, kök boðazý çapý 2.3 mm, yaþ gövde/ kök oraný (að) 2.1, kokulu ardýç- 1+1 boz, kokulu ve diken ardýç ta fidan boyu 14 cm, kök boðazý çapý 3.0 mm, yaþ gövde/ kök oraný (að) 2.5 ve andýzda fidan boyu 17 cm, kök boðazý çapý 2.8 mm, yaþ gövde/ kök oraný (að) 2.6 olarak ölçülmüþtür (Çizelge 1) 10-15 eylül tarihinde 25 cm derinlikte kök kesimine ve kök budamasý 30 cm uzunlukta yapýlan, çýplak köklü 1+0 yaþlý fidan özelliklerine ait ortalama deðerler; boz ardýçta fidan boyu 16 cm, kök boðazý çapý 2.2 mm, yaþ gövde/ kök oraný (að) 1.8, diken ardýçta fidan boyu 14 cm, kök boðazý çapý 2.0 mm, yaþ gövde/ kök oraný (að) 1.7, servi ardýçta fidan boyu 14 cm, kök boðazý çapý 2.1 mm, yaþ gövde/ kök oraný (að) 1.6, kokulu ardýçta fidan boyu 10 cm, kök boðazý çapý 2.4 mm, yaþ gövde/ kök oraný (að) 1.7 ve andýzda fidan boyu 10 cm, kök boðazý çapý 2.3 mm, yaþ gövde/ kök oraný (að) 1.5 olarak ölçülmüþtür (Çizelge 7). 11 x 25 ebatlarýnda tüplerde yetiþtirilen, 1+0 yaþlý fidan özelliklerine ait ortalama deðerler; boz ardýçta fidan boyu 23 cm, kök boðazý çapý 2.4 mm, yaþ gövde/ kök oraný (að) 1.6, diken ardýçta fidan boyu 17 cm, kök boðazý çapý 2.5 mm, yaþ gövde/ kök oraný (að) 1.9, servi ardýçta fidan boyu 17 cm, kök boðazý 27 1+1 boz, kokulu ve diken ardýç 1+1 boz ve diken ardýç 1+1 boz ardýç 1+0 boz ardýç çapý 2.5 mm, yaþ gövde/ kök oraný (að) 1.7, kokulu ardýçta fidan boyu 13 cm, kök boðazý çapý 3.1mm, yaþ gövde/ kök oraný (að) 1.5 ve andýzda fidan boyu 15 cm, kök boðazý çapý 2.6 mm, yaþ gövde/ kök oraný (að) 1.6 olarak ölçülmüþtür (Çizelge 3). Gültekin ve ark (2004) Göller bölgesinde, ardýç aðaçlandýrma çalýþmalarýndan elde edilen ön verilerde; 1+0 yaþlý fidanlarda, kök boðazý çapýnýn fidan tutma ve geliþimi üzerine etkili olduðu ve kök boðazý çapýnýn boz ardýçta 1.5 mm, kokulu ardýçta ise 1.9 mm'nin üzerinde olmasý gerektiði belirtilmiþtir. Ayrýca kurakçýl alan aðaçlandýrmalarýnda gövde / kök oraný en düþük fidanlarýn daha baþarýlý olacaðý düþülürse, bu tür alanlarda sýrasýyla; tüplü, kökü kesilmiþ çýplak köklü ve kök kesimi yapýlmayan çýplak köklü fidanlar kullanýlabilir. Eðirdir Orman fidanlýðýnda 1+0 yaþlý fidanlarýn tüplere repikaj çalýþmalarýndan (5 türde 20 000 fidanda) elde edilen verilerde, ardýç fidanýnýn tutma baþarýsýnda yan köklerden ziyade kazýk kökün önemli olduðu sonucuna varýlmýþtýr. Tamamen yan kökleri kesilerek kazýk kökü ile repikaja tabi tutulan fidanlarýn tutma ve geliþim oranlarýnda, yan kökleri ile repikaj yapýlanlar arasýnda fark bulunamamýþtýr. Bu durum düþünüldüðünde 1+0 yaþlý ardýçlarda kök kesimine ya gerek olmadýðýný yada gövde kök oranýný yükseltmek (boy büyümesini yavaþlatmak) amacýyla kök kesiminin 25-30 cm derinlikten yapýlarak kazýk kökün muhafaza edilmesi gerektiðini söylemek mümkündür. Kök budamasý 30 cm uzunlukta yapýlan, çýplak köklü 2+0 yaþlý fidan özelliklerine ait ortalama deðerler; boz ardýçta fidan boyu 51 cm, kök boðazý çapý 7.0 mm, yaþ gövde/ kök oraný (að) 5.3, diken ardýçta fidan boyu 44 cm, kök boðazý çapý 7.4 mm, yaþ gövde/ kök oraný (að) 4.5, servi ardýçta fidan boyu 39 cm, kök boðazý çapý 7.6 mm, yaþ gövde/ kök oraný (að) 4.6, kokulu ardýçta fidan boyu 32 cm, kök boðazý çapý 9.1mm, yaþ gövde/ kök oraný (að) 4.3 ve andýzda fidan boyu 38 cm, kök boðazý çapý 8.2 mm, yaþ gövde/ kök oraný (að) 4.8 olarak ölçülmüþtür (Çizelge 2). 2+0 kök kesimi yapýlmamýþ ardýç fidanlarýn, aðaçlandýrýlmada doðrudan kullanýlmasý, gövde/kök oranýn yüksekliði nedeniyle mümkün deðildir. Martta kök kesimi yapýlan fidanda gövde/kök oraný boz ardýçta 3.2, kokulu ardýçta 3.4, temmuzda kök kesimi yapýlan fidanlarda bu oran boz ardýçta 3.7, kokulu ardýçta 3.8, mart ve temmuzda iki kez kök kesimi yapýlan fidanlarda bu oran boz ardýçta 2.6, kokulu ardýçta 2.9, mart, temmuz ve eylülde üç kez kök kesimi yapýlan fidanlarda bu oran boz ardýçta 2.4, kokulu ardýçta 2.2 dir (çizelge 6). Bu nedenle, ikinci yaþýna girmiþ fidanlarda kullaným alanlarýna baðlý olarak, en az 2 veya 3 kök kesimi yapmak gerekmektedir. 11 x 25 ebatlarýnda tüplerde yetiþtirilen, 1+1 yaþlý fidan özelliklerine ait ortalama deðerler; boz ardýçta fidan boyu 30 cm, kök boðazý çapý 5.7 mm, yaþ gövde/ kök oraný (að) 1.9, diken ardýçta fidan boyu 28 cm, kök boðazý çapý 6.1 mm, yaþ gövde/ kök oraný (að) 2.4, servi ardýçta fidan boyu 26 cm, kök boðazý çapý 5.9 mm, yaþ gövde/ kök oraný (að) 2.3, kokulu ardýçta fidan boyu 21 cm, kök boðazý çapý 6.8 mm, yaþ gövde/ kök oraný (að) 1.7 ve andýzda fidan boyu 19 cm, kök boðazý çapý 6.3 mm, yaþ gövde/ kök oraný (að) 1.7 olarak ölçülmüþtür (Çizelge 4). 16 x 28 ebatlarýnda tüplerde yetiþtirilen, 1+1 yaþlý fidan özelliklerine ait ortalama deðerler; boz ardýçta fidan boyu 34 cm, kök boðazý çapý 6.1 mm, yaþ gövde/ kök oraný (að) 1.3, diken ardýçta fidan boyu 32 cm, kök boðazý çapý 7.0 mm, yaþ gövde/ kök oraný (að) 1.6, servi ardýçta fidan boyu 30 cm, kök boðazý çapý 6.8 mm, yaþ gövde/ kök oraný (að) 1.5, kokulu ardýçta fidan boyu 24 cm, kök boðazý çapý 8.0 mm, yaþ gövde/ kök oraný (að) 1.4 ve andýzda fidan boyu 26 cm, kök boðazý çapý 6.7 mm, yaþ gövde/ kök oraný (að) 1.6 olarak ölçülmüþtür (Çizelge 5). 28 1+1 yaþlý 11 x 25 ve 16 x 28 ebadýndaki tüpü ardýç fidanlarýn aðaçlandýrma çalýþmalarýnda rahatlýkla kullanýlabilir özelliklere ulaþtýðýný ve 16 x 28 ebadýnda tüplerdeki fidanlarýn gövde/kök oranlarýnýn oldukça düþük deðerlerde seyrettiðini, kurak alanlarda aðaçlandýrma yapýlmasý durumunda bu durumun göz önüne alýnmasýnda yarar olduðunu söylemek mümkündür. Çizelge 7. 1+ 0 fidan özellikleri (kök kesimi yapýlan)* Fidan özellikleri Boz ardýç Diken ardýç Servi ardýç Kokulu ardýç Andýz Ortalama boy (cm) 16 14 14 10 10 Ortalama çap (mm) 2.2 2.0 2.1 2.4 2.3 Yaþ gövde/Yaþ kök oraný 1.8 1.7 1.6 1.7 1.5 *Kök kesimi 10-15 eylül tarihinde 25 cm yapýlmýþ ve kök budamasý 30 cm den yapýlan fidanlara iliþkin deðerlerdir. Çizelge 1. 1+0 çýplak köklü fidan özellikleri * Fidan Özellikleri Aðaç türleri Boz ardýç Diken ardýç Sevi ardýç Kokulu ardýç Andýz Ortalama boy (cm) 20 17 16 14 17 Ortalama çap (mm) 2.5 2.3 2.3 3.0 2.8 Yaþ gövde/Yaþ kök oraný 2.4 2.2 2.1 2.5 2.6 * Kök budamasý 30 cm den yapýlmýþtýr Çizelge 2. 2+0 çýplak köklü fidan özellikleri* Fidan özellikleri Aðaç türleri Boz ardýç Diken ardýç Sevi ardýç Kokulu ardýç Ortalama boy (cm) 51 44 39 32 Ortalama çap (mm) 7.0 7.4 7.6 9.1 Yaþ gövde/Yaþ kök oraný 5.3 4.5 4.6 4.3 * Kök budamasý 30 cm den yapýlan fidanlara iliþkin deðerlerdir. Andýz 38 8.2 4.8 2+1 boz ardýç Çizelge 3. 1+0 tüplü fidan özellikleri (Tüp ebadý: 11 x 25 cm) Fidan özellikleri Aðaç türleri Boz ardýç Diken ardýç Sevi ardýç Kokulu ardýç Ortalama boy (cm) 23 17 17 13 Ortalama çap (mm) 2.4 2.5 2.5 3.1 Yaþ gövde/Yaþ kök oraný 1.6 1.9 1.7 1.5 Andýz 15 2.6 1.6 Çizelge 4. 1+1 tüplü fidan özellikleri (Tüp ebadý: 11 x 25 cm) Fidan özellikleri Aðaç türleri Boz ardýç Diken ardýç Sevi ardýç Kokulu ardýç Ortalama boy (cm) 30 28 26 21 Ortalama çap (mm) 5.7 6.1 5.9 6.8 Yaþ gövde/Yaþ kök oraný 1.9 2.4 2.3 1.7 Andýz 19 6.3 1.7 Çizelge 5. 1+1 tüplü fidan özellikleri (Tüp ebadý: 16 x 28 cm) Fidan özellikleri Aðaç türleri Boz ardýç Diken ardýç Sevi ardýç Kokulu ardýç Ortalama boy (cm) 34 32 30 24 Ortalama çap (mm) 6.1 7.0 6.8 8.0 Yaþ gövde/Yaþ kök oraný 1.3 1.6 1.5 1.4 Andýz 26 6.7 1.6 Çizelge 6. 2+0 çýplak köklü boz ve kokulu ardýç fidan özellikleri (kök kesimi yapýlan)* Aðaç türü ve fidan özellikleri Kök kesim tarihleri Mart Temmuz Mart Mart Temmuz Temmuz +Eylül Boz ardýç ortalama boy (cm) 32 36 27 23 Boz ardýç 0rtalama çap (mm) 5.6 5.9 4.8 4.4 B. ar gövde/kök oraný (að) 3.2 3.7 2.6 2.4 Kokulu ardýç ortalama boy (cm 26 27 18 16 Kokulu ardýç ortalama çap (mm 7.0 7.5 5.9 5.0 K. ar gövde/ kök oraný (að) 3.4 3.8 2.9 2.2 *1-3 Mart 20cm, 5-10 temmuz, 10-15 eylül 25cm derinlikten kök kesimi yapýlmýþtýr. Tablodaki köke iliþkin deðerler, kök budamasý 30 cm den yapýlmýþ fidanlarýn deðerleridir. 5. SONUÇ VE ÖNERÝLER Fidanlýk ortamýnda elde ettiðimiz veriler, deneyimler ve gözlemlerden elde edilen bulgular ve bu bulgulardan yararlanma olanaklarýna iliþkin öneriler, aþaðýda maddeler halinde verilmiþtir. • Ardýç fidanlarý çökerten ve kök çürüklüðüne karþý oldukça dirençli taksonlardýr. Drenajýn iyi olmasý durumunda bu tip hastalýklar hemen hemen hiç yakalanmazlar. • Ardýç fidecikleri soðukta çimlenirler ve çimlenmeyi takip eden süreçte donlu günlerin devamý halinde birincil yapraklarýný tepe tomurcuðunun üzerine kapatarak dondan korurlar ve genelde zarar görmezler. Buna karþýn büyümeye baþlamýþ fidecikler geç donlardan fazlaca zarar görürler. Bu durumda fidecikler donun þiddetine baðlý olarak ölür veya tepe sürgününü kaybederek 3-5'li sürer ve çatallý geliþme gösterirler. • 1+0 ardýç fidanlarýn aðaçlandýrmada kullanýlabilir niteliklere ulaþýr. Kurakçýl alan aðaçlandýrmalarýnda gövde/ kök oraný en düþük fidanlarýn daha baþarýlý olacaðý düþülürse, bu tür alanlarda sýrasýyla; 1+ 0 yaþlý tüplü, kökü kesilmiþ çýplak köklü ve kök kesimi yapýlmayan çýplak köklü fidanlar kullanýlmasý gerektiðini söylemek mümkündür. 29 • Eðirdir Orman fidanlýðýnda 1+0 yaþlý fidanlarýn tüplere repikaj çalýþmalarýndan elde edilen verilerde, ardýç fidanýnýn tutma baþarýsýnda yan köklerden ziyade kazýk kökün önemli olduðu sonucuna varýlmýþtýr. Tamamen yan kökleri kesilerek kazýk kökü ile repikaja tabi tutulan fidanlarýn tutma ve geliþim oranlarýnda, yan kökleri ile repikaj yapýlanlar arasýnda fark bulunamamýþtýr. Bu durum düþünüldüðünde 1+0 yaþlý ardýçlarda kök kesimine ya gerek olmadýðýný yada boy büyümesini sýnýrlamak ve gövde/kök oranýný düþürmek amacýyla kök kesiminin 25-30 cm derinlikten yaparak kazýk kökün muhafaza edilmesi gerektiðini söylemek mümkündür. • 2+0 çýplak köklü ardýç fidanlarý ile yapýlacak aðaçlandýrma çalýþmalarýnda, kullaným alanlarýna baðlý olarak, ikinci yýl 2 veya 3 kök kesimi yapmak gerekmektedir. • 1+1 yaþlý 11 x 25 ve 16 x 28 ebadýndaki tüplü ardýç fidanlarýn aðaçlandýrma çalýþmalarýnda rahatlýkla kullanýlabilir özelliklere ulaþtýðýný ve 16 x 28 ebadýnda tüplerdeki fidanlarýn gövde/kök oranlarýnýn oldukça düþük deðerlerde seyrettiðini, kurak alanlarda aðaçlandýrma yapýlmasý durumunda bu durumun göz önüne alýnmasýnda yarar olduðunu söylemek mümkündür. • Ardýçlarýn ekstrem alanlarda yayýldýðý düþünülürse, torf içerisinde üretilen kaplý fidanlara (enzo ve ayýk) aðaçlandýrma sahasýna gitmeden 1-2 ay önce, yoðun mikoriza geliþimi olan malzeme ile takviye aþýlama uygulamasý yapýlmalýdýr. Bu iþlen fidan kaptan çýkartýlýr ve altýna yeterli miktarda mikorizalý humus ilave edilerek uygulanýr. Bitki kökleri çok kýsa bir sürede bu ilave humusu sarmaktadýr. Mikoriza aþýlamasýndan sonra bu tür mantarlarý öldürebilecek ilaçlamalar kesinlikle yapýlmamalýdýr. Yine bu tür fidanlar ekstrem alanlarda kullanýlacaksa kap derinliðinin 20-25cm ye uzatýlarak yeteri kadar kazýk köke sahip fidanlar elde edilmelidir. Bu durum bir miktar dikim iþini güçleþtirse de derin dikim nedeniyle kuraklýða ve don atmasýna karþý bir önlem olacak, geliþmiþ bir kazýk kökün varlýðý da dikine kök geliþimi kolaylaþtýracak ve bitkiye kurak mevsim girmeden veya iþlenmiþ toprak oturmadan köklerini maksimum derinliðe ulaþtýrmasýný saðlayacaktýr. Yine torf içerisinde ve optimum koþullarda yetiþen fidanlarda bitki kök geliþtirmekten çok boy geliþtirmeye eðilimli olduðundan uygun gübreleme ile boy belirli stan- dartlarda tutulmalý dikim yapýlacak alanýn ekolojisine göre standartlar belirlenmelidir. Bu standart amaca göre bitki boyu, çapý, gövde kök oraný ve kazýk kök uzunluðuna cevap vermelidir. • Eðirdir Orman fidanlýðýnda yetiþtirilen tüm türler içerisinde ardýçlar tohumlarý en erken çimlenen, fidanlarý en erken uyanan ve en geç dinlenmeye geçen taksonlardýr. Aralarýnda çok önemli farklar bulunmamasýna raðmen, ardýçlar bu özelliðe göre kendi aralarýnda sýnýflandýrýlýrsa, sýralamada en baþta kokulu ardýç yer alýr, bunu da sýrasýyla, boz ardýç, diken ardýç, andýz ve servi ardýç izler. Örneðin; ekim-kasým aylarýnda 5-10 cm ekstra boy büyümesi kaydederler. Fidanlýkta ürettiðimiz ardýç türleri içerisinde kasýmdan önce boy ve çap geliþimini durduran takson yoktur. Ardýç fidanlarýnda boy ve çap büyümesi koþullarýn optimize edilmesi halinde vejetasyon döneminde devamlýdýr. • Ardýç fidanlarý sulamaya ve azot gübresine çok hýzlý tepki verirler. Drenajý iyi bir alanda sulamayý ve azot gübrelemesini devam ettirdikçe uzun vejetesyon dönemlerinde (Eðirdir iklim koþullarýnda mart-kasým) büyümelerini sürdürürler ve hiç durdurmazlar. Bu durum onlarýn kýt kaynaklardan maksimum yararlanma özelliðine sahip olduklarýnýn göstergesidir. KAYNAKCA ANONÝM., 1987, Türkiye Orman Varlýðý, Ormancýlýk Araþtýrma Enstitüsü Yayýný, Muhtelif Yayýnlar Serisi No: 45, Ankara KAYACIK, H., 1980, Orman ve Park Aðaçlarý Özel sistematiði, ÝÜ Orman Fakültesi Yayýn No: 281, 384s, Ýstanbul. GÜLTEKÝN , H, C., Çetin., M, E., Datumani, A.,Ateþ, M., Altýnsoy S., Divrik A., Gültekin., Ü, G., Yiðci, M., Divrik, H., Sarýlý, Z., 2004, Göller Bölgesi Ardýç (Juniperus L.) Aðaçlandýrma ve Yapay Gençleþtirme Çalýþmalarý Hakkýnda Bazý Tespitler, Eðirdir Orman Fidanlýðý (AGM) Teknik Rapor No: 24, 14s, Ankara. TEÞEKKÜR: Ardýçlarýn kitlesel fidan üretim çalýþmalarýnýn baþladýðý ilk günden bu yana bize daima inanan her türlü desteði veren ve bizleri teþvik eden, meslek büyüðümüz, Fidanlýk ve Tohum Ýþleri Daire Baþkaný Sayýn Yunus ÞEKER ve Fidanlýklar Þube Müdürü Sayýn Muhammet SAÇMA’ya teþekkür ederiz. BOZ ARDIÇ (Juniperus excelsa Bieb.), KOKULU ARDIÇ (Juniperus foetidissima Wild.), DÝKEN ARDIÇ (Juniperus oxycedrus L. Subsp. oxycedrus), SERVÝ ARDIÇ (Juniperus phoenicea L.), ANDIZ (Arceuthos drupacea Ant. Et.Cotschy.) 30 BÝYOLOJÝK ÇEÞÝTLÝLÝÐÝN ORMAN AMENAJMAN PLANLARIYLA BÜTÜNLEÞTÝRÝLMESÝ GEF PROJESÝ YANSIMALARI-1 (Tasarým) Prof. Dr. Emin Zeki BAÞKENT* / Prof. Dr. Selahattin KÖSE* Doç.Dr. Salih TERZÝOÐLU* / Doç.Dr. Þaðdan BAÞKAYA* ve Doç.Dr. Lokman ALTUN* Giriþ: Biyolojik çeþitlilik (BÇ) kavramý, küresel bazda öneminin kavranmasýna paralel olarak ülkemizde de çok geçmeden gündemdeki yerini almýþtýr. Gerek uluslararasý projeler gerekse bireysel tabanlý bilimsel etkinliklerle ele alýnan biyolojik çeþitlik kavramý, tanýmlanmasý ve kavranmasýnýn ötesinde ülkemizde orman amenajman planlarýna bütünleþtirilmeye çalýþýlmaktadýr. Bir yandan sevindirici bir geliþme olarak görülse de, öte yandan konunun tüm katmanlarý ve bileþenleri itibarýyla henüz detaylandýrýlamamasý ve dolayýsýyla eksik bilgilerle çeþitli raporlardan yapýlan alýntýlarla okuyucu kitlelerine uzman görüþü olarak sunulmasý bilimsel anlamda kaygý oluþturmaktadýr. Özellikle biyolojik çeþitlilik gibi bir hayli karmaþýk, çerçevesi henüz oturmamýþ, sýnýrlarý kesin çizilmemiþ ve ayný zamanda disiplinler arasý yaklaþýmý gerektiren bir konunun envanteri bir yana, planlamaya yansýtýlmasý pek de kolay bir süreç deðildir. Buradan hareketle, ülkemizde BÇin planlamaya yansýtýlmasý konusu Dünya Bankasý desteðiyle gerçekleþtirilen bir proje (GEF-II ) ile ilk defa ele alýnmýþ ve üç pilot bölgedeki (Ýðneada, Camili ve Köprülü Kanyon) prototip uygulamalar ile ormancýlýðýmýza girmiþtir. Bu pilot alanlarýn her birinde, biyolojik çeþitliliðin sadece bitkisel ve yaban hayvanlarý tür çeþitliliði envanterini yapmak üzere (ekosistem, genetik ve süreç çeþitliliði hariç) bireysel uzmanlardan oluþan ekipler kiralanmýþtýr. Elde edilen bu kýsmi BÇ verilerini deðerlendirecek ayrýca bir planlama ekibi oluþturulmuþtur. Bu ekipte iki planlama uzmaný, bir bitkisel tür çeþitliliði uzmaný, bir yaban hayvanlarý uzmaný, bir ekosistem uzmaný ve bir de genetik çeþitlilik uzmaný bulunmaktadýr. Bu ekip (KTÜ Orman Fakültesi orman amenajmaný araþtýrma görevlileri ve ilgili amenajman heyetlerinin de teknik desteðiyle) yaptýðý ortak çalýþma sonucunda, üç pilot alanda BÇnin amenajman planlarýna nasýl bütünleþtirileceðinin stratejilerini geliþtirmiþ, örnek amenajman planlarýnýn hazýrlanmasýna yardýmcý olmuþ ve geliþtirilen yaklaþýmýn ülke geneline yaygýnlaþtýrýlmasý stratejilerini ortaya koymuþtur (Baþkent vd. 2004). Bu çalýþmanýn Dünya Bankasý'na da sunulan bilimsel anlamdaki kavramsal çerçevesi, hem arazi hem de plan yapým aþamasýnda bizzat bulunan ve proje boyunca özveri ile çalýþan bu eserin yazarlarý tarafýndan çizilmiþtir. Buradan hareketle, bu eserde bahsedilen proje sonuçlarýna paralel olarak, biyolojik çeþitliliðin orman amenajman planlarý ile nasýl bütünleþtirilmesi gerektiði konusu üzerinde durulmuþtur. Konunun önemi ve kapsamý da dikkate alýnarak burada sadece konun kavramsal çerçevesi ele alýnmýþtýr. Ýki bölümden oluþan bu çalýþmanýn izleyen ikinci bölümünde ise, geliþtirilen kavramýn ülke geneline nasýl yaygýnlaþtýrýlacaðý üzerine durulmuþtur. Daha sonra hazýrlanmasý düþünülen eserlerde ise, biyolojik çeþitliliðin amenajman planlarý ile nasýl bütünleþtirildiðini gösterir iki örnek uygulamasý iþlenecektir. Biyolojik Çeþitlilik ve Koruma Son zamanlarda kaybolma hýzý gittikçe artmasýna raðmen, yerküredeki çeþitliliðin neler olduðunu detaylý olarak bilen ve biyolojik çeþitliliðin önemi konusunda fikir yürütebilenlerin sayýsý oldukça azdýr. "Biyolojik çeþitlilik" terim olarak ilgili bilimsel ya da sosyolojik gruplara göre farklý þekilde anlaþýlmaktadýr. Ormancýlar, biyologlar, zoologlar, su ürünleri mühendisleri, deniz bilimleri mühendisleri, ziraatçýlar, ekonomistler, ve sosyologlar biyolojik çeþitlilik kavramý ile ilgili kendi görüþlerini yansýtan farklý görüþlere sahiptirler. Örneðin, biyologlar, biyolojik çeþitliliði tüm canlýlardaki çeþitlilik olarak tanýmlarken, endüstriyel kullanýcýlar biyolojik çeþitliliði biyoteknoloji için yararlý genler rezervi veya faydalanýlabilecek biyolojik kaynaklar grubu (tomruk, balýk üretimi gibi) olarak görmektedirler. Bununla beraber biyolojik çeþitlilik, gen seviyesinden baþlamak üzere tür, populasyon, ekosistem (türlerin yaþam alaný, habitat) ve fonksiyonlarsüreçler (türler arasý etkileþim) düzeyindeki bileþenlerin tümü olarak anlaþýlmaktadýr. Biyolojik çeþitlilik genel tanýmýyla; bitki ve hayvan türlerinin bulunduklarý ekosistem içerisindeki sayý ve çeþitliliðini ifade eder. Ancak, belirli bir alandaki sayý ve çeþitlilik her zaman için biyolojik çeþitliliði ifade edemez. Örneðin, bir alanýn 100 deðiþik tür, diðerinin 700 deðiþik tür içermesi, koruma açýsýndan onlarýn nispi önemi hakkýnda fazlaca fikir vermez. Çünkü, her iki durumda da türlerin karþýlýklý iliþkileri (iþlevleri), doðal müdahaleler ve besin maddesi deðiþimi gibi önemli süreçler hakkýnda bilgi verilmemiþtir. Oysa ki, BÇ türlerin bulunduðu ekosistemin karýþým, yapý ve iþlevini de 31 *KTÜ Orman Fakültesi içerir (Baþkent vd. 2002). Karýþým; türlerin kimlikleriyle beraber sayýsýný, çeþitliliðini ve ayný zamanda onlarýn tür ve genetik çeþitliliðin ölçümünü ifade eder. Yapý; ekosistemin doðadaki fiziksel organizasyonunu yani sistemin konumsal desenini gösterir. Fonksiyon ise, doðaya yapýlan her türlü müdahaleler sonucu, gen deðiþimi ve besin maddesi deðiþimi gibi ekosistemlerin zaman boyutundaki yapý ve karýþýmýnýn deðiþimini ifade eder. Karýþýmsal, yapýsal ve fonksiyonel çeþitliliðin biyosferdeki ölçek bakýmýndan da oluþturduðu hiyerarþik yapýlaþmadaki deðiþikliði de dikkate alýndýðýnda biyolojik çeþitlilik ancak tam anlamýyla tanýmlanmýþ olmaktadýr. Hiyerarþik yapýlaþma, en küçük gen seviyesindeki çeþitlilikten, tür düzeyine, oradan populasyona ve giderek bölgesel kapsamdaki çeþitliliðe dek deðiþikliði göstermektedir. Konumsal yapý, karýþým ve fonksiyon gibi üç önemli özelliði ile tanýmlanýp bütünleþen BÇ ayný zamanda ekosistem çeþitliliði, türler arasýndaki çeþitlilik ve türler içerisindeki genetik çeþitlilik olmak üzere üç farklý açýdan deðerlendirilir. Tür çeþitliliði, belirli bir ekosisteme (örneðin orman, sulak alan gibi) baðlý türlerin sayýsý ile nadir, tehlike altýnda, nesli tükenmekte olan veya güvence altýnda olmayan gibi durumlarýný gösterir. Genetik çeþitlilik, türlerin populasyon seviyelerini ve onlarýn ayný zamanda genetik çeþitliliðini ifade eder. Ormana baðýmlý türlerin düþük seviyedeki nispi populasyonlarý veya önemli derecede daralmýþ yaþam alanlarý o türlerin gen havuzu kaynaklarýndan önemli genetik karakterlerini (allellerini) kaybetme riskini artýrýr. Belirli habitat veya ekosistemlerin temsilcisi türlerin, doðal yayýlýþ alanlarýndaki populasyon seviyelerinin gözetilmesi, benzer alanlara baðlý diðer türlerin ve bunlarýn alt populasyonlarýnýn bir göstergesidir. Dolayýsýyla genetik çeþitlilik iç içe yapýlanmýþ karmaþýk bir yapý arz etmektedir (Iþýk vd., 1997). Ekosistem çeþitliliði ise, canlý (biyotik) ve cansýz (iklim, toprak özellikleri, yeryüzü þekli) faktörlerinin meydana getirdiði farklý ekosistemlerin alan, coðrafi daðýlým ve sayý itibarýyla varlýðýný ifade etmektedir. Ekosistem çeþitliliði; habitat ve tür çeþitliliðini kamçýlayan bir etkendir. Baþka bir deyiþle, ekosistem çeþitliliði, farklý türlerin yaþayabilmesi için farklý habitatlarýn, farklý ekolojik iþlevlerin ve en sonunda da bunlarýn denge halinde karýþýmýný yansýtan klimaks (hedef aþama) canlý birliklerinin oluþmasýný saðlar (Iþýk vd. 1997). Ekvatoral bölgedeki sýcak kuþak ormanlarýndan, savan, yarý çöl, ýlýman kuþak ormanlarý, tundralar ve yüksek daðlýk alanlar gibi deðiþik ekosistemlerin var oluþu ve ayrýca bu ana ekosistemler içerisinde de ana kayadaki deðiþiklikler, küçük iklim farklýlýklarý, toprak nemliliði ve verimliliðindeki deðiþikliklerden dolayý meydana gelen farklý alt ekosistemler ekosistem çeþitliliðini ifade etmektedir (Baþkent, 1999). Biyolojik çeþitliliðin korunmasý ve sürdürülebilirliðinin planlamaya yansýtýlabilmesi için tanýmlanmasýnýn ötesinde, yapýsal içerikleri ve konumsal daðýlýmlarý itibariyle sayýsal parametrelerle ölçülmesi gerekmektedir. BÇ ancak bu durumda somut olarak planlarla bütünleþtirilebilir. Kullanýlan ölçek ve ölçümlere göre ele alýndýðýnda biyolojik çeþitliliði farklý þekilde de deðerlendirmek mümkündür. Bitki toplumlarýnýn yapýsý veya bitki çeþitliliði belirli bir orman alaný içerisinde ele alýnarak deðerlendirildiði zaman bir alfa çeþitlilik, farklý orman alanlarýnda ele alýndýðýnda ise, bu defa beta çeþitlilik söz konusudur. Her iki durumda da biyolojik çeþitlilik statik olmayýp geçmiþte meydana gelen doðal ve insan etkisiyle oluþmuþ (antropojenik) olaylar neticesinde zamana baðlý olarak deðiþmektedir. Tür çeþitliliði için genellikle tür sayýsý, ayný türdeki birey sayýsý, türün populasyondaki nispi oraný ve coðrafi daðýlýmý ile doðal ve yasal statüsü deðerleri kullanýlýrken, genetik çeþitlilik için genelde genetik mesafe ile yok olma durumu kullanýlmaktadýr. Ekosistem çeþitliliði için, asgari büyüklükteki bitiþik orman ekosistem alanýnýn toplam alana oraný, yaþ, çap, boy sýnýflarýnýn oluþturduðu vejetasyon yapýlarýný ve birbirini izleyen geliþim çaðlarýna göre orman alanlarýnýn durumu, muhafaza altýna alýnmýþ alanlardaki orman tiplerinin durumu ve yine bu orman tiplerinin genel orman alanýnýn oluþturduðu konumsal mozaik içerisindeki kýrýntýlý yapýsýnýn durumu ekosistem çeþitliliðinin sayýsal olarak tanýmlanmasýna yardýmcý olmaktadýr. Bu þekilde tanýmlanan ve detaylandýrýlan biyolojik çeþitlilik; habitatlarýn bozulmasý, parçalanmasý ve kaybolmasý, aþýrý tüketim, çevre kirliliði, yabancý türlerin ve genetik olarak deðiþtirilmiþ organizmalarýn getirilmesi, küresel iklim deðiþiklikleri, yoðun tarým ve ormancýlýk faaliyetleri sonucunda giderek azalmakta veya yok olmaktadýr. Günümüzde dünyadaki türlerin kaybolma tehlikesi ciddi boyutlara ulaþmýþ (%11 kuþlar, %25 memeliler, %34 balýklar) ve ormanlýk alanlar giderek azalmaya devam etmektedir (1990-2000 arasý 9.4 mil ha/yýl). Biyolojik çeþitliliðin azalmasýnýn doðal bir sonucu olarak da mal ve hizmetlerde de ciddi bir azalma (örneðin, gen kaynaklarý ABD ekonomisine yýlda 500800 milyar dolar katký saðlamaktadýr, bitkilerden elde edilen ilaçlarýn deðeri ise yýlda 43 milyar dolardýr) söz konusu olduðundan, BÇ korumanýn önemi daha fazla artmýþtýr. Bu açýdan ele alýndýðýnda, BÇin orman amenajman planlarýna yansýtýlmasý konusunun ne kadar önemli olduðu kolayca anlaþýlacaktýr. Koruma Hedefleri ve Tehditler Doða ve biyolojik çeþitlilik bizlere temiz içme suyu, teneffüs edecek temiz hava, tarým için toprak gibi çok sayýda hizmet sunar ve bizler de bu hizmetleri bir doðal olay olarak kabul ederiz. Fakat bu hizmetlerin birçoðu büyük ölçüde görünmez ve kalkýnma programlarýnda 32 ve politik kararlarda çok az dikkat çekerler. Ancak, bilindiði gibi doðanýn (biyolojik çeþitliliðin) korunmasý ile topluma çeþitli odun, balýk, tarýmsal ürün ve rekreasyon gelirleri gibi geniþ hacimli ekonomik yararlar da sunulmaktadýr. Örneðin, en popüler 150 ilaçtan 118'inin aktif maddesini canlýlarýn oluþturmasý BÇnin ne denli önemli olduðunu göstermektedir. Bütün bunlara ilave olarak, karmaþýk ve sürdürülebilir bir yapýda olan ekosistemin devamlýlýðý için birçok gene ihtiyaç duyulmasý, biyolojik çeþitliliðin ayrýþmada, atmosferin yapýsýnda ve dünya iklimindeki önemli rolleri dikkate alýndýðýnda, dünya biyolojik çeþitliliðini koruma zorunluluðu ortaya çýkmaktadýr. Yine, evrimsel olarak gezegenin en geliþmiþ canlý türü olduðumuz için diðer canlý türlerini korumak sorumluluðuna sahibiz. BÇ korumanýn ne kadar önemli olduðunu ve bizim faaliyetlerimizin onun üzerinde ölümcül etkilere sahip olduðunun bilinmesi, kaçýnýlmaz bir sonuç olan korumayý akla getirmektedir. Korunmasý gerektiði konusunda ayný fikirde olmak oldukça basit olmasýna raðmen, nasýl ve neyin korunmasý gerektiði konusu oldukça karmaþýktýr. Koruma ile ilgili öncü çalýþmalar esas olarak yakýn geçmiþe kadar türlerin korunmasý üzerinde yoðunlaþmýþtýr. Ýnsanlarýn ulaþmak istedikleri amaca engel olan ve insan saðlýðýný tehdit eden böcekler zararlý olarak adlandýrýlmýþ ve nesillerinin tükenmesi hoþ karþýlanmýþtýr. Dünyanýn birçok ülkesinde olduðu gibi geliþmiþ birçok Avrupa ülkesinde de kurt gibi yýrtýcý yaban hayvaný türleri evcil hayvanlara veya insanlara verdikleri zararlardan dolayý adeta yok edilmiþlerdir. Ancak zamanla, türlerin ekosistem içindeki rollerinin daha iyi anlaþýlmasýyla doðrudan insana ticari yarar saðlamayan veya ölüm tehlikesi olan diðer türler de (ayý veya kurt gibi) koruma programlarýnýn birer parçasý haline gelmiþtir. Bir türün yok olmasý genetik çeþitliliðin veya ekosistemin yok olmasýna oranla daha kolay anlaþýldýðý için kayda deðer bulunmaktadýr. Özellikle, tehlike altýndaki türler, sahip olduklarý bu özellikleri nedeniyle önemli olmuþlar ve koruma konusunda yeterince hýzlý bir kamuoyu oluþturmak için etkin bir görev üstlenmiþlerdir. Çevrenin sonsuz olduðu ve insan etkinliklerin çevre üzerindeki etkisinin önemsiz olduðu düþüncesiyle, baþlangýçta habitat korumanýn tür korumayla çok az ilgili olduðu kanaati yaygýndý. Hasat edilen bir tür tehlike altýnda olsa bile, parçasý olduðu bir sistemin de tehlike altýnda olduðu yeterince dikkate alýnmamýþtýr. Esasen bir tür bulunduðu habitatta güvende ise türün nesli tükenmeyecektir. Bu nedenle habitatýn korunmasý çok daha anlamlýdýr. Tehlike altýndaki türlerin korunmasýna ilave olarak habitat koruma ayný benzer habitatý paylaþan diðer türlerin korunmasýna ve korunan alanýn ekolojik bütünlüðünün saðlanmasýna da yardým edecektir. Korunan alanlar sayesinde biyolojik çeþitliliðin tüm katmanlarý da korunmuþ olacaktýr. Rasgele habitat parçalarýný koruma yerine, farklý sistemlerin karýþýmý (baðlantýlar oluþturarak) ve tehlike altýndaki türler ile özellikli türler birlikte korunacaktýr. Birçok ülkede habitat kaybýný ve tehlike altýndaki türleri koruyan yasal düzenlemeler yapýlmýþ ve tehlike altýndaki ekosistemleri korumaya yönelik yasal düzenlemeler de yaygýn hale gelmektedir. Korumaya aday bir yer için en önemli özellik, tür sayýsýnýn yüksek oluþudur. Bu gibi yerler "hassas biyolojik çeþitlilik alanlarý" olarak bilinmektedir. Bu gibi alanlarý korumak bugün doða korumada en önemli konularýn baþýnda gelmektedir. Çünkü büyük miktarda canlý türünün korunmasý dünya yüzeyinin çok az bir kýsmýný koruma altýna almak suretiyle yerine getirilebilmektedir. Büyüklüðü dikkate alýndýðýnda, filtre görevi yapan sulak alanlar gibi önemli ekosistem hizmeti veren bazý alanlar da korunmalýdýr. Sulak alanlarda da benzer þekilde anahtar ve özellikli türler bulunmaktadýr. BÇ korumada önemli olan kavramlar dikkate alýndýðýnda, dünyada biyolojik çeþitliliðin etkin korunmasý ve hedeflerin belirlenmesi için bazý prensipler geliþtirilmiþtir. Bunlar; • BÇ ve doðal kaynak kullanýmý sürdürülebilirlik felsefesi ile ele alýnmalýdýr. • Bazý durumlarda, özellikle tarýmsal ekosistemlerde ekosistemler yarý-doðal sistemler olarak idare edilmeli. Kültürel ekosistemlerden elde edilecek maksimum yarar doðal ekosistemler üzerindeki baskýyý da azaltacaktýr. • Geleneksel maksimum gelir saðlayýcý yönetim yerine, yeni doðal kaynak idare politikasý ve programlarý geliþtirilmelidir. • Bazý doðal kaynak üretimi üzerinde kýsýtlayýcý uygulamalar koymak gerekmektedir. • Doðal kaynaklar üzerinde geleneksel kullaným haklarý olan yerel halk arasýnda BÇ ve doðal kaynak kullaným bilinci geliþtirilmelidir. • Gerekli yer ve zamanda habitat iyileþtirme ve restorasyon çalýþmasý baþlatýlmalýdýr. • Tür düzeyinde, tehlike altýndaki türlerin populasyon dinamiklerinin çalýþýlmasý ve türe özel koruma programlarýnýn geliþtirilmesi gereklidir. • Korunan alanlarda habitat koridorlarý oluþturmak için boþluk analizleri yapýlmalý, korunan alanlar ve koruma programlarý gözden geçirilmelidir. • Koruma hedefleri belirlenmeli ve plansýz üretim, aþýrý otlatma, kaçak kesim-avcýlýk-ODOÜ toplama gibi temel tehditlerin niteliði ve boyutu da ortaya konulmalýdýr. Biyolojik Çeþitliliðin Korunmasýnda Orman Ýþletmeciliði ve Planlamanýn Rolü Orman iþletmeciliði, belirlenen iþletme amaçlarýna 33 ulaþmak için zaman ve mekana baðlý etkinliklerin düzenlenmesi ve uygulanmasýdýr. Ýþletmeciliðin kavramsal çerçevesini orman ekosistemlerinin sayýsal bazda tanýmlanmasý (envanteri), iþletme stratejilerinin ve etkinliklerinin geliþtirilmesi ve plan çýktýlarýnýn oluþturulmasý çizmektedir. Sürdürülebilir orman iþletmeciliði ve planlamasý ise, ormanýn sahip olduðu çeþitli deðerlerin, kullanýcýlarý ve onlarýn haklarýný gözetlemenin, alternatif iþletme etkinliklerinin etkileri arasýnda en iyi dengeyi nispi faydaya dayalý olarak araþtýrmanýn farkýnda olan iþletme þeklidir. Gerçekten de, orman ürünü üretimi ile koruma arasýndaki hassas dengeyi oluþturmak bir hayli zordur. Orman amenajmaný planlama sürecinde biyolojik çeþitliliði korumak ve izlemek önemli bir üst görev kabul ederek sistematik olarak ele alýnmasý gerekmektedir. Bu baðlamda BÇ korunmasý ve izlenmesi için çeþitli adýmlarýn atýlmasý gerekmektedir. Bunlar, 1) kritik tür, ekosistem ve gen koruma alanlarýn belirlenerek etkin koruma aðýnýn oluþturulmasý, 2) koruma yahut yaþam alanlarý arasýnda geçiþi saðlayacak koridorlarýn oluþturularak öncelikle alansal düzenlemenin (ön fonksiyonel ayýrým-zonlama) yapýlmasý, 3) iþletme faaliyetlerinin ekosistem kuruluþ amaçlarýna göre belirlenmesi (uygun silvikültürel müdahalelerin belirlenmesi). Ülke ormanlarýnýn korunmasý, planlanmasý ve iþletilmesi için yasalar Orman Genel Müdürlüðü'nü (OGM) yetkili ve sorumlu kýlmýþtýr. Tarihi süreç içerisinde, koruma faaliyetleri basitçe geçiþtirilmiþ olup, planlama ve iþletme odun üretimine odaklanmýþtýr. Arazi yapýsýnýn engebeli oluþu toprak erozyonunu gündeme getirmiþ ve belirli alanlar muhafaza karakterinde iþletme sýnýfý olarak ayrýlmýþtýr. Benzer þekilde, kýrsal yoksulluðun belirginleþmesinden dolayý toplumun ormana olan baskýsý artmýþ ve bazý alanlar da bu baskýdan dolayý yine muhafaza altýna alýnmýþtýr. Ayrýca, baþarýsýz ormancýlýk uygulamalarý ve korumanýn yetersiz olduðu alanlar da zaman zaman üretim dýþý tutulmuþtur. Kalan alanlar ise, klasik alan kontrolü yöntemine göre iþletilmiþtir. Buradan, geleneksel planlama ve uygulama sürecin deðerlendirilerek, BÇ korumaya yönelik plan hazýrlama stratejilerinin tasarlanmasý artýk kaçýnýlmaz olduðu görülmektedir. BÇ Ýçerikli Planlama Yaklaþýmlarý ve Ekosistem Tabanlý Çok Amaçlý Planlamanýn (ETÇAP) Kavramsal Çerçevesi ETÇAP anlayýþý, orman ekosistemlerini sayýsal bazda tanýmlayarak, belirlenen amaçlara ve koruma hedeflerine göre sürdürülebilir bir þekilde kontrolünü (koruma ve kullanma) saðlayacak olan stratejilerin tasarýmý ve uygulanmasýný katýlýmcý yaklaþýmla saðlayan bir planlama yaklaþýmýdýr. Burada biyolojik çeþitlilik, temel ekolojik ve toplumsal öðe olarak ETÇAP denklemine girmektedir. Diðer bir ifadeyle bu yeni anlayýþ, biyolojik çeþitliliðin sürdürülebilirliði, üretim, yenilenme kapasitesi, canlýlýk ve orman ekosistemlerinin uzun dönemli dengesine zarar vermeden onlarýn ekolojik, ekonomik ve sosyo-kültürel fonksiyonlarýnýn yeterliliðine odaklanýr. ETÇAP yaklaþýmýn kavramsal çerçevesinde birbirini izleyen sýralý þu eylemler yer almaktadýr. ETÇAP; • Öncelikle biyolojik çeþitliliðin baþta olduðu bir çok deðere sahip orman ekosistemlerini sayýsal bazda tanýmlar (ekosistem envanteri), • Orman ekosistemlerini sýnýflandýrýr (fonksiyonel ayýrým veya ön zonlama, bölgeleme), • Koruma hedefleri ve planlama amaçlarýný halkýn taleplerine ve yasalara baðlý ortaya koyar (amaçlama), • Hedeflenen her bir orman deðeri için büyüme ve ürün miktarýný tasarlar (amaç-orman yapýsý iliþkisi), • Uluslararasý gereklilik ve yasal zemine uygun planlama ilkelerini ortaya koyar, • Her bir koruma-kullaným þekli için uygun silvikültürel müdahale þeklini belirler (aktiviteler), • Uygun planlama tekniði ile (modelleme) alternatif plan seçeneklerini üretir ve • En uygun seçeneðin oluþturduðu plan çýktýlarýný metin, tablo, grafik ve harita bazýnda sunar. Bu sürecin geleneksel amenajman ile fonksiyonel planlamadan (Asan 1999) bir hayli kapsamlý olduðu görülmektedir. Ýlk olarak, çok amaçlý planlama anlayýþý, BÇ ve orman deðerlerini yansýtan yeni bir orman envanter sürecini kullanýr. Ýkinci olarak, bu yaklaþým uygulanabilir bir orman amenajman planýnýn hazýrlanmasýnda hayati öneme sahip deðiþik kuruluþlarla sivil toplum kuruluþlarý ve yerel halkýn ortak katýlýmýný saðlar. Üçüncü olarak, bu yaklaþým, Coðrafi Bilgi Sistemleri(CBS) ve uzaktan algýlama ile destekli konumsal orman bilgi sistemi (KOBS) kurmaya yönelik BÇ verilerinin yer aldýðý konumsal veri tabaný kullanýr. Dördüncü olarak, amenajman faaliyetleri ve çoðu önemli kararlar, katýlýmcýlýðýn saðlandýðý toplantýlarda saðlanan fikir birlikteliklerinden ortaya çýkartýlýr. Beþinci olarak, koruma hedeflerini de içeren iþletme amaçlarý hem halkýn beklentileri ve hem de potansiyel orman fonksiyonlarýna göre belirlenir. Son olarak da, silvikültürel müdahaleler daha detaylý fonksiyonlara göre belirlenerek biyolojik çeþitliliði korumayý da dikkate alarak kararlaþtýrýlýr. Sonuçta ETÇAP'nýn uluslararasý süreçlerle ortaya çýkan BÇ koruma ilkelerinin bütünleþtirildiði bir yaklaþým olduðu ortaya çýkmaktadýr. BÇ korumaya yönelik temelde iki farklý planlama yaklaþýmý söz konusudur. Bunlar; 1) sadece doðal olaylarý temel alan yaklaþým; ormaný mutlak koruma, çok amaçlý kullaným ve endüstriyel plantasyon gibi üç temel iþleve tahsis eden TRIAD (Seymour and Hunter 1992) yaklaþýmý ve 2) bütünleþik yaklaþým (Baþkent vd, 2002) olarak sýralanabilir. Her birisinin önemli taraflarý 34 Þekil 1. ETÇAP sürecinin aþamalarý. olmasýna raðmen, bütünleþik yaklaþým tarzý daha çok dikkat çekmektedir. Bu yaklaþýmýn temelinde genel ve detay kapsamlý düzenlemeler bulunmaktadýr. Genel yahut tüm ormanlýk alaný kapsayan düzenlemeler, sýrasýyla ekolojik arazi sýnýflandýrmasý, doðal müdahale rejimlerinin belirlenmesi, doðal yaþlý orman parçalarýnýn ve hedef geliþme çaðlarýnýn belirlenmesi, koruma alanlarý aðýnýn oluþturulmasý ve doðal olaylara özdeþ silvikültür müdahalelerin belirlenmesi sürecini kapsamaktadýr. Detay kapsamlý düzenlemeler ise, hedef türlere yönelik koruma stratejilerini içermektedir. Burada hedef türler yasal ve doðal türler olarak ele alýnmaktadýr. Yasal açýdan korunmasý gereken türler, nadir, tehlike altýnda ya da tehlike altýnda olma sürecinde olan türler ile ekonomik olarak gelir getiren (av hayvaný türleri gibi) türler nokta bazýnda belirlenerek hem populasyonlarýn ve hem de yaþam alanlarýnýn korunmasýna yönelik düzenlemeleri içermektedir. Korunmasý gereken doðal türler ise, genelde gösterge türler, anahtar türler, bayrak türler, ekolojik düzenleyiciler ve þemsiye türler olarak tanýmlanýrlar. Ýþte bütünleþik planlama yaklaþýmýnda bir taraftan tüm alanda düzenlemeler yapýlýrken, küçük alanlarda da türlere yönelik BÇ koruma çalýþmalarýna yer verilmektedir. BÇ Koruma ile Orman Ekosistem Yapýlarý Arasýndaki Ýliþki BÇ korumanýn etkinleþtirilmesi için, odun üretimine yönelik düzenlemeler yapýlýrken üretim ile meþcere kuruluþu arasýnda kurulan iliþkilere benzer bir iliþki BÇ koruma ile orman yapýsý arasýnda kurulmalý ve sayýsal parametrelerle tanýmlanmalýdýr. Artým ve büyüme modelleri meþcere yapýsýna (tür, karýþým, geliþme çaðý, yetiþme ortamý vs) göre birim alandaki odun üretimi deðerlerini vermektedir. Benzer þekilde, BÇ koruma ile meþcere kuruluþlarý arasýnda bir iliþki kurularak BÇ korumasý planlamaya yansýtýlabilir (Þekil 2 ve 3). Burada, planlamaya temel teþkil etmesi bakýmýndan BÇ verileri daha somut olarak deðerlendirilmektedir. Örneðin, bir ladin aðýrlýklý iþletme sýnýfýnda hazýrlanacak BÇ içerikli amenajman planýnda eðer aðaç sansarý önemli ise, bu durumda idare süresini dolduran ve birim alanda servetin en yüksek olduðu bazý meþcereler alanda býrakýlmak zorundadýr. Benzer þekilde, kulaklý orman baykuþu populasyonunun korunmasý istenildiðinde (Þekil 3) idare süresini doldurmuþ ve ayný zamanda aþmýþ meþcereler belirli oranlarda ve miktarda alanda koruma altýna alýnmalýdýr. Bu, beklenen üretim miktarýnýn menfi olarak etkilenmesi olayýdýr. Ýþte, BÇ içerikli planlamada temel nokta yahut strateji koruma alanlarýnýn saðlanmasýyla oluþacak üretimin açýðýnýn minimum düzeyde tutulmasýdýr. Bu da ancak, optimal karar verme teknikleri ile oluþturulacak modelleme ile aþýlabilir. BÇ korumanýn amenajman planlarýna yansýtýlmasýn- 35 da önemli diðer konu ise, BÇ kavramýnýn sayýsal bazda tanýmlanmasýdýr. BÇ nin tanýmlanmasýnda kullanýlabilecek parametreleri þöyle sýralamak mümkündür: Þekil 2. Aðaç türlerinin geliþme çaðlarý itibarýyla birim alandaki odun üretimi ile habitat arasýndaki iliþkiler. Þekil 3. Ormanýn geliþme çaðlarý itibarýyla farklý bitkisel ve yaban hayvanlarý türlerinin iliþkileri. • Orman tiplerinin toplam alana oraný • Orman tipleri, yaþ sýnýflarý / süksesyonel (sürelisýralý deðiþim) evrelerin alanlarý • Korunan alan sýnýfýnda yer alan orman tiplerinin miktarý • Korunan alanlardaki orman tiplerinin yaþ sýnýflarý/süksesyona göre miktarlarý • Orman tiplerinin parçalanmasý (fragmentation) • Ormana baðýmlý türlerin sayýsý • Üreme ile yaþamýný devam ettirememe riski olan ormana baðýmlý türlerin durumu • Yaþam alanýndan daha küçük alanlarda bulunan ormana baðýmlý türlerin sayýsý • Çeþitli habitatlardaki gösterge türlerin populasyon seviyesi • Orman alaný ve odun üretimine ayrýlacak net orman alaný • Ticari ve ticari olmayan dikili aðaç serveti • Egzotik ve doðal aðaç türleri aðaçlandýrmalarýnýn dikili serveti ve alaný • Sürdürülebilir nitelikte planlanan üretime göre yýllýk odun-ODOÜ üretimi • Planlanan üretime göre yýllýk odun-dýþý (mantar, kekik, sýðla, av hayvanlarý vs) üretimi BÇ içerikli ETÇAP Heyetlerinin Yapýsý ve Çalýþma Prensipleri Ulusal ölçekte deðiþik orman ekosistemlerinde BÇnin orman amenajman planlarýyla bütünleþtirilmesi, klasik amenajman heyet yapýlarý ve çalýþma prensip- leriyle mümkün deðildir. Çünkü Türkiye'deki orman amenajman heyetleri, odun üretimine odaklý amenajman planlarý yapmak üzere belirlenmekte ve eðitilmektedir. Heyetlerin biyolojik çeþitliliðin korunmasý konularýnda eðitimi saðlanarak kýsmi bir baþarý beklense de, heyetlerin konularýnda uzmanlaþmalarý, veri yönetim uzmanlarý ve toplum kalkýnma uzmanlarýyla geniþletilmeleri yerinde olacaktýr. Buradan, planlama heyetlerinin hem yapýlarýnýn hem de çalýþma prensiplerinin yeniden tanýmlanmasý gerekliliði ortaya çýkmaktadýr. BÇ içerikli ETÇAP heyetlerinin yapýsý ve çalýþma prensipleri, þu andaki mevcut orman amenajman heyetlerinin yapýsýndan; biyolojik çeþitliliði anlama yeteneði, koruma, Uzaktan Algýlama-CBS-GPS gibi bilgi teknolojileri, istatistik ve planlama modellerinin kullanýlmasý gibi birçok konuda farklýlýk göstermektedir. Bu konuda hazýrlanan detaylý rapordan (Baþkent vd. 2004) hareketle heyet yapýlarýný þu þekilde özetlemek mümkündür. Biyolojik çeþitliliðin yansýtýldýðý ekosistem tabanlý çok amaçlý orman amenajman heyetlerinin yapýsýnýn oluþturulmasýnda hem özel hem de devlet orman amenajman heyetleri dikkate alýnmalýdýr. Bu açýdan, yapý ve çalýþma prensipleri çeþitli amenajman planlamalarýnda kullanýlmasýný saðlamak amacýyla genel tutulmalýdýr. Geliþtirilen kavramýn ülke genelinde yaygýnlaþtýrýlmasý durumunda, belirli standartlarý oluþturmak ve eðitimde devamlýlýðý saðlamak için, Orman Ýdaresi ve Planlama Dairesi (OÝPD) bir yýlda envanter ve plan hazýrlanmasý için gerekli bütün heyetlerin en azýndan %10-15'ini yetiþtirmeli ve istihdam etmelidir. Buradan, bir amenajman heyetinin olasý yapýsý þu þekilde olmalýdýr:. 1. Orman amenajman planlamasýnda uzmanlaþmýþ bir heyet baþkaný (planlama uzmaný). 2. Tercihen yaban hayvanlarý (fauna) konusunda uzmanlaþmýþ bir BÇ uzmaný. 3. Tercihen flora veya bitki sosyolojisinde (veya vejetasyon ekolojisinde) uzmanlaþmýþ bir BÇ uzmaný. 4. Bilgi teknolojisinde uzmanlaþmýþ bir veritabaný uzmaný. Uzman bilgisayar konusunda kabul edilebilir bir yönetim alanýnda birçok amenajman heyetine destek saðlayabilir (birkaç amenajman heyetinin bir denetici altýnda çalýþmasý gibi). 5. Toplum kalkýnma uzmaný. Katýlýmcý yaklaþýmla orman amenajman planlarýnýn hazýrlanmasýnda ormanhalk iliþkilerini düzenleyerek, bir bölgede birçok amenajman heyetine konusu ile ilgili destek saðlayabilmelidir. Planlamanýn etki alaný içerisinde yaþayan toplumun gelecekteki taleplerini belirlemek, ilgi-çýkar gruplarýnýn katýlýmýný saðlamak, yerel halkýn sosyo-kültürel ve ekonomik yapýsýný ortaya koymak ve katýlýmcý yaklaþýmla planlarýn hazýrlanmasýna yardýmcý olmak. Amenajman heyetlerinin temel görevi, verilen planlama birimi veya iþletme (havza da olabilir) için mevzu- 36 ata ve uluslararasý sözleþmelere uygun biçimde bir orman amenajman planý hazýrlamaktýr. Heyet baþkaný, amenajman heyetinin sorumlusudur. Amenajman heyetleri doðrudan OÝPD yahut OÝPD tarafýndan atanmýþ bir koordinatör altýnda çalýþacak ve ilgili birim tarafýndan verilen bütün görevlerden sorumlu olacaklardýr. Amenajman heyetlerinin Orman Bölge Müdürlüklerinde olmasý durumunda, heyetlerin idari açýdan bölge müdürlüðüne karþý sorumlu olmasý yanýnda, ülke genelinde eþgüdümün saðlanmasý için, teknik anlamda OÝPD tarafýndan atanmýþ bir bölgesel koordinatör altýnda çalýþmasý yerinde olacaktýr. Heyet, orman amenajman mevzuatýna, uluslararasý imzalanmýþ sözleþmelere ve heyet ile OÝPD arasýnda imzalanan protokol kurallarýna uyan, uygulanabilir bir orman amenajman planý hazýrlamakla sorumludur. Heyetin hem arazi hem de bürodaki performansý planlama konusunda uzman bir denetici tarafýndan izlenecektir. Ýhtiyacýn belirginleþmesi durumunda, bazý alanlarda planlama sürecinin uygun bir þekilde sürdürülebilmesi için kýsmi zamanlý yaban hayvanlarý (fauna), flora, ODOÜ, yetiþme ortamý gibi konularda uzmanlar çalýþtýrýlabilir. Bu durumda heyet, yerel orman teþkilatý ve PAMA gibi koruma teþkilatlarýyla iþbirliði yaparak BÇ envanteri yapacak ve koruma stratejilerini geliþtirebilecektir. Planlama biriminde bulunan bitki ve yaban hayvaný türlerinin listesi ile uluslararasý yasalara göre sýnýflandýrýlmasý heyete sunulmalý, bu veriler geleneksel heyetlerden beklenmemelidir. Konu ile ilgili uzmanlar devreye sokularak, özellikle BÇ açýsýndan bir hayli önemli olan alanlara öncelik vermek suretiyle planlama birimlerinin BÇ verileri yaklaþýk 2-3 yýl önceden toplanmaya baþlanmalýdýr. Ek olarak, önemli türler ve habitatlarý, ortak koruma hedefi belirlemek ve uygun stratejiyi tespit etmek için genel müdürlük ve araþtýrýcýlarla iþbirliðine gidilmelidir. Plan uygulayýcýlarýnýn hazýrlanan planlar konusunda eðitilmesi, planlamada katýlýmcýlýk, BÇ kavramý ve bilincinin ilgi ve çýkar gruplarý arasýnda saðlanarak ulusal düzeyde yaygýnlaþtýrýlmasý için düzenli iþleyen bir programýn geliþtirilmesi önem arz etmektedir. Hazýrlanacak BÇ içerikli amenajman planlarýnýn düzenlenmesine yönelik 70-80 heyete ihtiyaç olduðu, ancak bunlarýn önemli bir kýsmýnýn (yaklaþýk %60) özel heyetler tarafýndan yürütülebileceði dikkate alýnmalý ve bu oran muhafaza edilmelidir. BÇ verileri uzman gruplarca toplanmalý ve her verinin toplanmasý standart amenajman heyetinden beklenmemelidir. Yeminli müþavirlik sistemi geliþtirilebilir ve hizmet alýmý yönetmeliklerle belirlenebilir. Bölgelerde BÇ izleme ekipleri oluþturulmalý ve bilgileri merkeze göndermelidir. Örneðin, OÝPD bünyesinde BÇ verilerini deðerlendiren, koruma stratejileri oluþturan ve planlamaya yansýtabilen bir BÇ Koruma Þube Müdürlüðü kurulmasý halinde uzmanlýk gereken iþler bu þube tarafýndan yapýlabilir ve gerekli eðitim, yönlendirme, veri toplama ve deðerlendirme çok daha etkin olarak heyetlere (özel ve kamu dahil) aktarýlabilir. Bölgelerde ilgili konularda temsilci birimler bulunmalý ve bunlarla heyetler ve þefler eþgüdümlü çalýþmalýdýr. Gerekli görülen alanlarda bölgelere göre uzmanlar iþlendirilip þimdiki iþleyiþe göre, planlamaya baþlamadan 2-3 yýl öncesinden baþlanarak veriler elde edilebilir. Detay BÇ verisi isteyen özellikli bölgelerde bu yaklaþým uygulanabilir. Orman Amenajman Heyetleri bugün için Orman Bölge Müdürlüklerine daðýtýlmýþ durumdadýr. Amenajman heyetlerinin Orman Bölge Müdürlüðü yerine ekolojik anlamda bütünlük saðlayan 7-8 bölgede toplanmasý daha doðru olacaktýr (Örneðin, Doðu Akdeniz, Batý Akdeniz, Ege, Marmara, Batý Karadeniz, Doðu Karadeniz, Ýç ve Doðu Anadolu gibi). Biyolojik çeþitliliði amenajman planlarýna yansýtacak amenajman heyetlerinin biyolojik çeþitlilik eðitimi biriki yýl içerisinde tamamlanmalýdýr. Eðitim de öncelik verilecek heyetler, planlamada BÇ koruma bakýmýndan öncelik verilecek ormanlara göre belirlenmelidir. Eðitim tamamlandýktan sonra sýrasý gelen planlama birimine geçilmelidir. Amenajman heyetlerinin kendilerine özgü bir özerkliði olmalýdýr. OÝPD tarafýndan prensip itibarýyla yönlendirilecek ETÇAP þekli odun üretimi dýþýnda da bir planlama olduðu için (bitkisel ve hayvansal vd. odun dýþý orman ürünleri dahil) OÝPD yapýlanmasý da ilgili meslek/disiplinlerle desteklenmelidir. Envanter ve planlama ilgili bölgede uzmanlaþmýþ sertifikalý özel heyetlere verilmelidir. Ancak, devlet çekirdek amenajman heyetleri bulundurmalý, planlama ilkelerini (yönetmelik ve yönerge) ortaya koymalý, uzman elemanlarý iþlendirebilmeli, denetici yerine Denetim Baþmühendisliði oluþturulmalý (Amenajman deneyimli Orman Mühendisi, BÇ uzmaný, Bilgi Ýþlemci ve Sosyal Bilimci) ve yetiþtirilmeli ve ayrýca etkin bir denetim mekanizmasý kurmalýdýr. Amenajman heyeti, yapýlan planýn uygulamasýný iþletmecilerle birlikte denetleme yetkisine sahip olmalýdýr. Bir ülke arazisi içindeki alanlarýn izole bir parçasýný korumak buzdaðýnýn sadece görünen kýsmýdýr. Tecrübeler, ülke ölçeðinde biyolojik çeþitliliðin korunmasý (yönetimi), tüm taraflarýn katýlýmýyla ekosistem düzeyinde bütünleþik bir yaklaþýmýn gereðini ortaya koymaktadýr. Zengin olan Türkiye biyolojik çeþitliliði için ülke ölçeðinde korunmasý ve zamana baðlý izlenmesi için mevcut gerçek bir planlama yoktur. Ülke ölçeðinde stratejilerin izlenmesi ve biyolojik çeþitliliði korumanýn geliþtirilmesi bu göreve odaklýdýr. Devamý bir sonraki sayýmýzda 1) Dünya Bankasý GEF (Küresel Çevre Fonu) tarafýndan desteklenen "Biyolojik Çeþitlilik ve Doðal Kaynak Yönetimi" ana projesinin bir bileþeni olan "Türkiye'de Orman Amenajman Planlarýna Biyolojik Çeþitliliði(BÇ) Korumanýn Etkin Olarak Entegre Etmek için gerekli Strateji Belirleme ve Geliþtirme Teknik Yardým Projesi" kapsamýnda ele alýnmýþtýr. 37 ODAMIZDAN HABERLER Marmara Þube Baþkanlýðýndan "Orman Mühendisleri Odasý Ýstanbul Þubesi tarafýndan Ýstanbul'da Yemekli mesleki bir sohbet toplantýsý düzenlendi. Gayet samimi bir hava içinde geçen toplantýya Oda Genel Merkez ve Marmara Þubesi Yönetim Kurulu üyelerinin yanýnda Ýstanbul'da bulunan 39ncu dönem Odamýz Genel Baþkaný Salih SÖNMEZIÞIK, Ýstanbul Orman Bölge Müdürü Faruk ÇEBÝ ve çok sayýda meslektaþýmýz katýlmýþtýr. Mesleðimizin ve meslektaþlarýmýzýn sorunlarýnýn konuþulduðu ve çözümleri için izlenecek yöntemlerin tartýþýldýðý toplantýda, merkez ve þube yönetimlerinin çalýþtýðý konular hakkýnda karþýlýklý bilgi alýþveriþinde bulunulmuþtur. Merkez Þube Baþkanlýðýndan 14 Mayýs 2005 tarihinde II. Danýþma ve bilgilendirme toplantýsý yapýldý. Genel Merkez ve þubelerin problemlerinin tartýþýldýðý Genel Merkez Organlarýnýn, Þubelerin Baþkan veya Temsilcilerinin katýlýmý ile oldukça verimli bir havada geçekleþti. Orman Mühendisleri Odasý Genel Baþkaný Ali KÜÇÜKAYDIN yaptýðý açýlýþ konuþmasýnda; göreve geldiklerinden bu güne kadar gerçekleþtirilen faaliyetler ve halý hazýrda üzerinde yoðun þekilde mesai harcanan konular ve gelecekte yapýlacaklar hakkýnda özet bilgiler verdikten sonra bu konularda þube baþkan ve temsilcilerinin görüþleri alýndý. Daha sonra bu güne kadar hep gündemde olan ve maalesef hiç bir ilerleme kaydedilmemiþ olan "Orman Mühendisleri, orman Endüstri Mühendisleri, Aðaç Ýþleri Endüstri Mühendisleri Meslek Yetki Yasa Taslaðý" üzerinde görüþmeler yapýldý. Toplantýnýn gündemini oluþturan önemli konulardan biri de; Odamýz için Beþtepe semtinde alýnan arsa ve buraya yaptýrýlacak olan yeni Genel Merkez Ýdare Binasý idi. Bu arsa üzerinde yaptýrýlacak olan inþaatýn proje özellikleri konularýnda görüþler tartýþýldý. Odamýzýn bir deneme çalýþmasý olarak baþlattýðý 2 A uygulamasýna bir örnek olmasý açýsýndan önemli olan, rapor görüþüldü. Bu konularýn ilgili makamlar nezdinde giriþimde bulunulup kamuoyu oluþturulmasý fikri benimsendi. Ayrýca Dergimizde yayýnlanacak haberler konusunda her þubeye yer ayrýldýðý, bölgelerindeki haberlerin Þubeler kanalý ile Dergimize iletilmesinin daha uygun olacaðý da ifade edildi. (Konu ile ilgili ayrýntýlý, geniþ metin ve fotoðraflar odamýzýn að sayfasýnda yer almaktadýr.) Doðu Akdeniz Þube Baþkanlýðýndan 12-13 Nisan 2005 tarihlerinde Büyükþehir Belediyesi Baþkanlýðý tarafýndan düzenlenen ve þubemizin de katkýda bulunduðu "Orman, Keçi, Erozyon ve Turizm" konulu Sempozyum Adana'da büyük ilgi gördü. 38 ODAMIZDAN HABERLER Genel Merkez Yönetim Kurulundan Duyuru Antalya Ýli Belek Beldesinde, Orman Mühendisleri Odasý ile Türkiye Ormancýlar Derneði adýna tahsis edilen saha ile ilgili olarak; Turistik tesis yapmak üzere Ekopark Turizm A.Þ.ile Yap-Ýþlet ve devret modeline göre Sözleþme yapýlmýþ ve Sözleþme gereði yapýlan tesis (Rixos Hotel Premium-Belek) 12 Haziran 2005 tarihinde iþletmeye açýlmýþtýr. Ülkemize ve meslek kamuoyuna hayýrlý olmasýný diliyoruz. Yapýlan 14.01.2004 tarihli sözleþme gereði, tesisin açýldýðýndan itibaren odamýza saðladýðý getiri; 1- Yýllýk kira geliri, 2- Meslektaþlarýmýza, günlüðü 20-24 Euro arasýnda deðiþen Yýllýk 4500 Adet Yataktan yararlanma þeklindedir. Yýllýk 4500 adet yataðýn, yaklaþýk 1250 adedinin yaz sezonunda, (Mayýs, Haziran, Temmuz, Aðustos, Eylül) her ay için 250 adet yatak tahsis edilmiþtir. Yaz sezonunda, 4 kiþilik bir ailenin 7 günlük tatili düþünüldüðünde ayda ancak dokuz meslektaþýmýzý memnun edebileceðiz. Oysa talep çok yoðundur. Yönetim Kurulunda aldýðýmýz kararla; "Yaz sezonu için (5 ay), yönetim kuruluda dahil olmak üzere bu hakkýn kullanýlmamasý, bunun karþýlýðý elde edilecek gelirin de Ankara Beþtepe'de yapacaðýmýz, Oda Genel Merkezi ve Sosyal Tesisinin yapýmýnda kullanýlmasý" kararlaþtýrýlmýþtýr. Diðer sezon ayrýca Yönetim Kurulumuzca deðerlendirilecektir ve meslek kamuoyuna duyurulacaktýr. Üyelerimizin bilgilerine arz olunur. Bursa Þube Baþkanlýðýndan Batý Anadolu Þubesi Yönetim Kurulu olarak Mayýs ayý sonlarýnda, Balýkesir'in Bandýrma ve Edremit, Çanakkale'nin Biga, Bayramiç, Çan, Kalkým ve Yenice Orman Ýþletme Müdürlükleri ile Çanakkale Orman Bölge Müdürlüðü ve Çanakkale Çevre ve Orman Ýl Müdürlüðüne ziyaretlerde bulunulmuþtur. Bu ziyaret de; Oda'mýzýn bir yýllýk faaliyetlerinin yaný sýra mesleki sorunlarýmýz, meslektaþlarýmýzýn çalýþma koþullarý ve bu aðýr çalýþma koþullarýna raðmen bir türlü düzeltilmeyen özlük haklarý konusunda fikir alýþ veriþinde bulunuldu. Bu gezimizde Çanakkale Destanýný yazan þehitlerimizin yaný sýra meslek þehidimiz rahmetli Talat GÖKTEPE' nin mezarý da ziyaret edildi. Uludað Milli Parký'ndaki Yapýlaþmaya Odamýzdan Tepki Türkiye'nin önemli kýþ turizmi merkezlerinden Uludað'da, bir turizm iþletmesinin toplam 2.5 kilometre uzunluðunda telesiyej ve teleski hattý yaptýracaðý, bu hatlarýn geçeceði 25 dekarlýk alanda, 3 bin göknar ve kayýn aðacýnýn kesileceði iddia edildi. Bu iddialar üzerine TMMOB Bursa Ýl Koordinasyon Kurulu (ÝKK) Genel Sekreterliði ve Orman Mühendisleri Odasý Bursa Þube Baþkanlýðý tarafýndan düzenlenen basýn toplantýsýnda, yapýlaþmaya açýlan 1. ve 2. Geliþim bölgelerinin Uludað'ýn en çok tahrip edilen bölgeleri olduðu söylendi. Bu alanlarda toprak yapýsýnýn çok zayýf olduðu, bu nedenle kesilen aðaçlarýn yerine yenisinin yetiþmediði ve bitki örtüsünün bozulduðu bu nedenle Uludað'ýn zirveye yakýn olan bu noktalarýnda yapýlan faaliyetlerin tümü, doðanýn geri dönülmez þekilde tahribine neden olduðu belirtildi. Orman Mühendisleri Odasý Bursa Þube Baþkaný Ýmdat Demir'de Oteller Bölgesi'nde mevcut tesisler nedeniyle geriye dönülemez tahribatýn söz konusu olduðunu iddia ederek, daðdaki turizm tesislerinin birbirleriyle rekabet içinde olduklarýný, bunun faturasýný da Uludað'ýn eþsiz doðasýnýn ödediðini söyledi. 39 ODAMIZDAN HABERLER Ege Þube Baþkanlýðýndan Orman Mühendisleri Odasý "TÜRKÝYE’DE ÖZEL AÐAÇLANDIRMA" konusunda 9 - 10 Haziran 2005 tarihlerinde Ýzmir'de bir panel düzenlemiþtir. Panelin 9 Haziran 2005 tarihinde gerçekleþtirilen arazi bölümünde, Bergama ilçesi Karaveliler köyü köy tüzel kiþiliðince yapýlan baþarýlý fýstýkçamý özel aðaçlandýrma alanlarý gezilmiþ ve köylülerle sohbet edilmiþtir. Ýkinci tatbikat noktasý, ormanda tabii olarak yetiþen aralarýnda zeytin, antep fýstýðý (menengiç) nýn da bulunduðu devlet ormaný gezilerek türler hakkýnda bilgi edinilmiþtir. Burada "zeytin" aðaççýðýnýn orman tanýmýnda yer alan asli unsur olduðu arazide görülerek tespit edilmiþtir. Üçüncü tatbikat noktasýnda, Danýþtay kararýndan önce saha tahsisi yapýlan, Akhisar ilçesi Tütenli köyü köy tüzel kiþiliðine ait baþarýlý zeytin özel aðaçlandýrma alaný gezilmiþtir. Bu noktalarda basýn ve panelistler bilgilendirilmiþ ve panele daha farklý bakýþ açýsýyla girmeleri saðlanmýþtýr. 10 Haziran 2005 günü Panelin birinci oturumda özel aðaçlandýrmalarýn hukuki dayanaklarý ile uygulamaya yansýmalarý konusu tartýþýlmýþtýr. Oturumun sonundaki tartýþma bölümünde, özel aðaçlandýrmalarýn yapýlmasýnýn önemli olduðu, 57 inci madde de deðiþiklik yapýlarak önündeki engellerin aþýlmasýnýn gerektiði yönünde kanaat oluþmuþtur. Ýkinci oturumda konunun teknik, idari, uygulama ve sosyal boyutlarý tartýþýlmýþtýr. Ýkinci oturumun sonundaki tartýþma bölümünde, özel aðaçlandýrmalarýn orman köylerinin gelir seviyesini artýrdýðý, ormanlarýn korunmasýnda köprü görevi gördüðü vurgulanmýþtýr. ÖZEL AÐAÇLANDIRMALAR PANELÝ SONUÇ BÝLDÝRGESÝ Panel neticesinde ortaya çýkan aþaðýdaki sonuçlarýn kamuoyuyla paylaþýlmasýna ihtiyaç duyulmuþtur. 1- Özel aðaçlandýrmalarýn yurt sathýna yaygýnlaþtýrýlmasý için özendirici teþvik tedbirleri geçmiþ kazanýmlar da dikkate alýnarak artýrýlmalýdýr. 2- 6831 Sayýlý Orman Kanunun 1. maddesinde yer alan orman tanýmýnýn ana unsurlarý olan aðaç ve aðaçcýk, topluluk ve yerleri kavramlarýnda anlam birlikteliði saðlanarak özel ormanlar kurulmalýdýr. 3- Özel aðaçlandýrmalarda ekolojik þartlarýn dikkate alýnarak, asli ürün veren aðaç türlerinin yanýnda, odun dýþý ürün veren aðaç ve aðaçcýk türleri kullanýlmalýdýr. Bu türlerin kullanýlmasý sonucunda kurulan özel aðaçlandýrma alanlarýnýn Orman Kanununun 2. maddesi kapsamýna girmesini saðlayacak mevzuat tedbirleri alýnmalýdýr. 4- Özel aðaçlandýrmalarla kurulan ormanlarýn iþletilmesinin özel orman hükümlerinin dýþýnda tutulmasý için, Orman Kanununun 57. maddesinde gerekli düzenlemeler yapýlmalýdýr. 5- Özel aðaçlandýrmalarýn en büyük desteði olan ve Orman Kanunu hükümlerine göre oluþturulan Aðaçlandýrma Fon Kaynaðýnýn, Genel Bütçeden çýkartýlarak amacýna uygun kullanýlmasýný saðlayacak hukuki düzenleme yapýlmalýdýr. 6- Özel aðaçlandýrmalarýn önü açýlarak ormancýlýðýmýz üzerindeki baskýlar kaldýrýlmalýdýr. Orman Mühendisleri Odasý bu baðlamda yapýlacak her türlü faaliyetin destekçisi olacaktýr. Baþarý Ülkemizin Milletimizin ve Türk Ormancýlýðýnýndýr. V E F A T ODAMIZ ÜYELERÝNDEN Necdet ERGÜRBÜZ 01.02.2005 • Nurettin ÝÞMAN 30.01.2005 • Mustafa Sýrrý DUYAR 26.02.2005 Mustafa KARATAPAN 26.02.2005 • Fahrettin ALPTEKÝN 26.03.2005 • Aslan ULU 20.02.2005 Mahir ÇAYKARA 21.04.2005 • Ýsmail Hakký BOZAKMAN 21.05.2005 tarihlerinde vefat etmiþlerdir. Kendilerine rahmet, ailelerine ve meslektaþlarýmýza baþ saðlýðý dileriz. TMMOB Orman Mühendisleri Odasý Yönetim Kurulu 40 Sayýn Üyemiz Aidatlarýnýzý kredi kartý ile otomatik olarak ödeyebilirsiniz. Varsa geçmiþ borçlarýnýzý 0.312 229 20 09 nolu telefondan öðrenerek 15 taksitte yine kredi kartý ile otomatik olarak ödeyebilirsiniz. Otomatik ödeme kolaylýðýndan yararlanmak için aþaðýda örneði bulunan kredi kartý formunu doldurarak posta ve belgegeçer ile bize ulaþtýrabilirsiniz. Kesintisiz kredi kartý ekstrenizde görülecek ve ayrýca makbuzlarýnýz altý ayda bir formda belirttiðiniz adresinize gönderilecektir. KREDÝ KARTI FORMU Banka - Kredi Kardý Cinsi : .................................................................................................................................... Kredi Kartý No : .................................................................................................................................... Kredi Kartý Son Kullanma Tarihi : .................................................................................................................................... Oda Sicil No. : .................................................................................................................................... Adý : .................................................................................................................................... Soyadý : .................................................................................................................................... Ev Adresi : .................................................................................................................................... Ev Tel. : .................................................................................................................................... Ýþ Adresi : .................................................................................................................................... Ýþ Tel. : .................................................................................................................................... Cep Tel. : .................................................................................................................................... Orman Mühendisleri Odasý’na ödemem gereken geçmiþ borçlarýmýn tamamý olan ...................................................... (...........................................................) YTL’ný, tek seferde / ......... (...............) taksitte ve 01 Ocak 2005 tarihinden itibaren aylýk Oda aidatlarýmýn düzenli olarak yukarýda numarasýný vermiþ olduðum kredi kartýmdan çekilmesi için gerekli iþlemlerin yapýlmasýný arz ederim. Adý Soyadý Ýmza Necatibey Cad. No: 16/13 06430 Sýhhiye / ANKARA • Tel: 0.312 229 20 09 • Belgegeçer: 0.312 229 86 33 E-posta: [email protected] • www.ormuh.org.tr Aidat için: 149580 • Ölüm yardýmý için: 1910283 Nolu posta çeki hesabý Fraxinus pendula Ne güzeldi o günler, baharýn ilk günlerine dek Seyrederdik güneþi seninle, çýrýlçýplak batana dek Ne zalimsin sen Fraxinus pendula! Þimdi döndün yüzünü güneþe, sýrtýný da bana Býraktýn beni karanlýkla, hüzünle baþ baþa Bu da gelir, bu da geçer, gelince güz Kalacaksýn çýrýlçýplak, döneceksin yine bana! Seyredeceðiz güneþi seninle Çýrýlçýplak birlikte ama!. Prof.Dr. Aytuð AKESEN