nisan-mayıs-haziran sayısı

Transkript

nisan-mayıs-haziran sayısı
TMMOB
ORMAN MÜHENDÝSLERÝ ODASI
ADINA SAHÝBÝ
Ali KÜÇÜKAYDIN
YAYIN SORUMLUSU
Ümit YILIK
YAYIN YÖNETMENÝ
Okan ÇANÇÝN
YAYIN KURULU
Dr. Said DAÐDAÞ
Hanifi AVCI
Osman TURUNÇ
Özer ÖZGÜÇ
S.Iþýk DERÝLGEN
Zeki KAMACI
YAYIN KOÞULLARI
Dergimizde yayýnlanmasý istenen yazýlar bilgisayarda yazýlmalý, daha önce baþka bir yerde yayýmlanmadýðýnýn belirtildiði imzalý dilekçe ile birlikte basýlý ve sayýsal ortamda
Yönetim Yerine posta ile gönderilmelidir. Yazýlar 7 sayfayý
(A4) geçmemelidir. 7 sayfayý aþan yazýlarýn birbirini izleyen
sayýlarda yayýmlanabileceði düþünülerek bölümlere ayrýlmalýdýr. Fotoðraflar net ve temiz olmalý, slayt dýþýnda sayýsal
gönderilecek fotoðraflarýn çözünürlüðü yüksek olmalýdýr.
Yazlarda Türkçe kelimeler kullanýlmalý ve Türkçe dil kurallarýna uyulmalýdýr. Yayýmlanacak yazý ve çevirilerdeki düþünsel
ve teknik sorumluluk yazarýna aittir. Oda yönetimini ve Dergi
Yayýn Kurulunu sorumlu kýlmaz. Dergide yayýmlanan yazýlardan kaynak göstermek koþulu ile alýntý yapýlabilir. Dergiye
gönderilen yazýlar yayýnlansýn ya da yayýnlanmasýn geri verilmez. Yazýlar Yayýn Kurulu tarafýndan incelenir. Yayýn Kurulu
Yayýnlanacak yazýlarda gerekli düzeltmeleri yapabilir ve
uygun görülen yazýlarý yayýnlar.
YÖNETÝM YERÝ
Necatibey Cad. No: 16/13
06430 Sýhhiye / ANKARA
Tel: 0.312 229 20 09
Belgegeçer: 0.312 229 86 33
E-posta: [email protected]
www.ormuh.org.tr
TMMOB
Orman Mühendisleri Odasý
Hesap No: T.C. Ziraat Bankasý
Necatibey Þubesi: 132953
BASKI
4Renk Yayýn Tanýtým Matbacýlýk Ltd.Þti.
K.Karabekir Cad. 85/7 Ýskitler / ANKARA
Tel: 0.312 341 40 82 Fax: 341 40 82
Yýl: 42
Sayý: Nisan-Mayýs-Haziran
2005
ÝÇÝNDEKÝLER
BAÞYAZI ...............................................................................2
1. ÇEVRE VE ORMANCILIK ÞURASININ ARDINDAN ..............3
SESÝMÝZE KULAK VERÝN! ......................................................6
GEÇMÝÞÝN DÝNAMÝKLERÝ GELECEÐÝ ÞEKÝLLENDÝREMEZ........8
ATILIM DEVAM EDÝYOR........................................................9
ORMAN-KEÇÝ EROZYON VE TURÝZM
SEMPOZYUMU DÜZENLENDÝ ............................................11
DÜNDEN BUGÜNE ............................................................12
TÜRKÝYE ORMANLARININ ÝHMAL EDÝLEN DEÐERLÝ
YAPRAKLI TÜRÜ YABANÝ KÝRAZ ..........................................18
KENT ORMANCILIÐININ ÖNEMÝ VE PLANLANMASI...........23
BOZ ARDIÇ, KOKULU ARDIÇ, DÝKEN ARDIÇ,
SERVÝ ARDIÇ, ANDIZ, FÝDAN ÖZELLÝKLERÝ ....................26
BÝYOLOJÝK ÇEÞÝTLÝLÝÐÝN ORMAN AMENAJMAN
PLANLARIYLA BÜTÜNLEÞTÝRÝLMESÝ
GEF PROJESÝ YANSIMALARI-1 (Tasarým) .........................31
ISSN: 1301 - 3572
Kapak Fotoðrafý: AGM Arviþi (Hanifi AVCI)
ODAMIZDAN HABERLER....................................................38
BAÞYAZI
Saygýdeðer meslektaþlarýmýz
Bizleri heyecanlandýran sizleri de heyecanlandýracaðýna inandýðýmýz bir haberi paylaþmak istiyoruz. Bir yýlý aþkýn bir süredir,
büyük bir gayretle takip ettiðimiz " Meslek Yetki Yasamýzýn" yasalaþma yolunda dev bir adým daha gerçekleþti.
Baþbakanlýða intikal ettirilen yasa taslaðýmýz 20 Haziran 2005 tarihli Bakanlar Kurulu toplantýsýnda imzaya açýldý. Ayný gün
akþamý hükümet sözcüsü Sayýn Cemil ÇÝCEK'in de ifade ettiði gibi bu taslak hükümet tasarýsý olarak Meclise sevk ediliyor.
Umut ediyoruz bu yýl içersinde yasalaþacaktýr.
Mesleðimiz ve meslektaþýmýz için dönüm noktasý olacak bu yasa tasarýsýnýn yasalaþmasý için gayret gösteren baþta Sayýn
Bakan Osman PEPE olmak üzere emeði geçen tüm Bakanlýk bürokratlarýna yasa taslaðýný hazýrlayan ve Odamýz adýna koordinasyon görevini yürüten, Odamýz AR-GE Komisyonu Baþkaný Sayýn Eþref GÝRGÝN'e þimdiden teþekkürlerimizi iletiyoruz.
Meslek yetki yasasý, mesleðimizi tanýmlayacak, görev alanýný çizecek, ormancýlýk özel sektörünün kurumsallaþmasýný
saðlayacaktýr. Bu yasa; geniþ yelpazesi olan ormancýlýk sektöründe, piyasada kurulan ve nitelikli hizmet üreten mühendislik
bürolarý ile, hem mesleðimizin geliþmesine, hem meslektaþlarýmýzýn istihdamýna, hem de teknik elaman bulamayan orman
teþkilatýnýn yükünün azaltýlmasýna hizmet edecektir.
Çýkan yasaya iþlerlik kazandýrmak için; gerekli zeminin oluþmasý ve meslektaþlarýmýzýn bakýþ açýsý son derece önemlidir.
Oda yönetimi olarak bizler Genel Müdürlüklerle yaptýðýmýz protokoller çerçevesinde, "Mühendislik Geliþtirme" eðitimleri
yapýyoruz ve yapmaya devam edeceðiz. Piyasada nitelikli eleman ihtiyacýný karþýlamak için gerekli gayreti göstereceðiz.
Ancak bir öz eleþtiri yapmak gerekirse, nitelikli hizmet sektörünün oluþturulmasýnýn önündeki en büyük engel, kasýtlý olmamakla beraber iþveren vekili konumundaki (Bölge Müdürlüðü, Ýþletme Müdürlüðü, Ýl Müdürlüðü v.b.) meslektaþlarýmýzdýr.
Hizmet alýmý yoluyla gerçekleþtirilecek bir çok ormancýlýk hizmeti (Sýklýk bakýmý, yapay gençleþtirme, imar ihya, üretim v.b.)
için halen geleneksel metotlar zorlanmaktadýr. Bu konuda öncülük yapacak, güzel örnekler verecek meslektaþlarýmýza, idarecilerimize ihtiyaç vardýr.
Hizmet alýmýnýn yapýldýðý ve mühendis çalýþtýrýlmasý zorunlu olan alanlarda bile sýkýntýlar vardýr. Örneðin aðaçlandýrma,
erozyon kontrolü çalýþmalarýnda þartname gereði mühendis çalýþtýrma þartý vardýr. Ancak üzülerek ifade etmek gerekir ki ihaleyi alan þahýs yada þirket, emekli yada genç bir mühendisimizin az bir para karþýlýðý imzasýný alarak, araziye dahi götürmeden
iþlerini yürütmektedir. Oysa meslektaþlarýmýzýn arazide yada büroda bu mühendislik hizmetini vermesi, Odamýzýn asgari ücret
yönetmeliðine göre verdiði mühendislik hizmetinin karþýlýðýný almasý, idarenin de bunu kontrol etmesi gerekir.
Bir diðer örnek, bir nebzede olsa sistemin oturduðunu düþündüðümüz Amenajman ihaleleridir. Amenajman iþi yapan yaklaþýk 10 civarýndaki Ormancýlýk firmasý kýyasýya bir yarýþa girerek aþýrý kýrýmlarla ihale almaktadýrlar. Amenajman ciddi bir
mühendislik hizmetidir. Yoðun arazi ve büro çalýþmasý gerektirir. Ýhalelerde bu kadar fiyat kýran firmalarýn hangi þartlarda,
hangi ücretle mühendis çalýþtýracaklarý bizleri düþündüren bir konudur. Çok zor þartlarda ve düþük ücretlerle mühendis
çalýþtýrýlacak, iþsiz mühendislerin çaresizliðinden faydalanýlacak, genç meslektaþlarýmýz sömürülecek, mühendislik etiði ayaklar altýna alýnacaktýr. Sonrada geliþemiyoruz, mühendisliðimiz tartýþýlýyor diye þikayet edeceðiz! Bu olumsuz örnekler umudumuzu kýrmamalý, bizi daha da kamçýlamalýdýr. Yetki yasasýyla birlikte daha da güçlü bir açýlýmýn saðlanacaðýna yürekten inanýyoruz.
Nitelikli "Ormancýlýk Hizmet Sektörünün" oluþabilmesi için tüm meslektaþlarýmýza önemli görevler düþmektedir. Bu durumdan mühendislik kavramýna uygun çalýþma sistemini kurmak ve öz denetimi geliþtirmek zorundayýz.
Saygýdeðer meslektaþlarýmýz.
Odamýzca gerçekleþtirilen önemli etkinliklerden bir diðeri de 12-13 Nisan 2005 tarihlerinde Adana Büyükþehir
Belediyesi ve Doðu Akdeniz Þubemizin düzenlediði "Uluslararasý Orman, Keçi ve Erozyon" konulu sempozyumu.
Sempozyumdan sonuç olarak;
• Arazi kullaným planlanmasý,
• Havza bazýnda planlama çerçevesinde otlatmanýn planlamasý,
• Keçinin ormana zararýnýn kabulü ile birlikte biyolojik çeþitlilik içerisinde kabul edilebilir seviyede yerinin muhafazasý,
• Yerinde kalkýndýrýlmasý mümkün olmayan çok düþük gelirli orman içi köylerin nakli gibi, ormancýlýk sorunlarýna ýþýk tutacak önemli mesajlar çýktý.
Yine Odamýzca 9-10 Haziran 2005 tarihlerinde Ýzmir de bir günü arazide bir günü salonda gerçekleþtirilen "Türkiye'de
Özel Aðaçlandýrma" panelinde de, tüm farklý görüþler tartýþýldý. Panelin sonunda;
• Dünya'da olduðu gibi ülkemizde de özel aðaçlandýrmalarýn yaygýnlaþtýrýlmasý için teþviklerin arttýrýlmasý (özel ormanlarýn
dünya ortalamasý % 24, Avrupa % 60, Türkiye %03),
• Özel aðaçlandýrmalarda asli tür yanýnda odun dýþý ürün veren aðaç ve aðaççýk türlerinin kullanýlmasý,
• Kurulan özel aðaçlandýrma alanlarýnýn, orman kanunun 2 inci maddesi kapsamýna girmemesi için gerekli tedbirlerin alýnmasý,
• Orman kanunun 57 inci maddesindeki hukuki kaygýlarýn giderilerek özel aðaçlandýrmalarýn önünün açýlmasý, yönünde
çýkan görüþlerin ýþýðýnda, Odamýzca yayýnlanan deklarasyon kamuoyu ile paylaþýlmýþtýr.
Mesleðimiz açýsýndan önemli bir sürece girdiðimiz bu dönemde, Meclise sevk edilecek “Meslek Yetki Yasasý” ile ilgili
olarak güçlü bir kamuoyu desteðine ihtiyacýmýz olacaktýr. Yasalaþma sürecinde tüm meslektaþlarýmýzýn gücünü ve gayretlerini
esirgemeden sonuna kadar kullanacaðýna inancýmýz tamdýr.
Saygýlarýmýzla.
Yönetim Kurulu
2
1. ÇEVRE VE ORMANCILIK ÞURASININ ARDINDAN
Prof.Dr. Aytuð AKESEN*
22-24 Mart 2005 tarihleri arasýnda Antalya’da
gerçekleþtirilen “1. Çevre ve Ormancýlýk Þurasý”
baþta ormancýlýk kamuoyu olmak üzere ilgili çevrelerde artýlarýyla, eksileriyle uzun süre tartýþýlacaktýr.
Biçimsel yönden bakýldýðýnda Þura organizasyonunda gerçekten yüksek düzeyli bir düzenleme
örneði ortaya konulmuþtur. Çaðdaþ bir ortamda
çalýþma olanaðý sunan, ev sahipliðini eksiksiz yapan
tüm emeði geçenleri kutlamak gerekir.
Henüz Þura kararlarý yayýmlanmamýþ olmakla
birlikte, Þura öncesi ve sürecinde göze batan bazý
noktalarý dile getirmekte yarar görmekteyiz.
Bilindiði gibi Þura çalýþmalarýnýn yasal dayanaðý
“Çevre ve Ormancýlýk Þurasý Yönetmeliði” oluþturmaktadýr. Ýrdelemelerimizi söz konusu yönetmelik
ýþýðýnda yapmayý doðru bulmaktayýz. Þura öncesi
çalýþmalara bakýldýðýnda yönetmelik uyarýnca (12.
Md.) gündem konularýna göre çalýþma gruplarý
oluþturulmuþ, bu gruplar yönetmelikte belirtilen
biçimde (13. Md.) çalýþmalarýný tamamlayarak
hazýrladýklarý
“çalýþma
belgeleri”ni
Þura
sekreteryasýna sunmuþlardýr. Þekil yönünden yapýlmasý gerekenler yapýlmýþ görünmekle birlikte, belirtilen süreçte özellikle bilimsel kurumlardan katýlýmý
istenen uzmanlarýn bir bölümü çalýþmalara hiç
çaðrýlmamýþ, bir bölümü de katýlmasý olanaksýz
zaman aralýðýnda haberdar olmuþtur. Sonuçta
“çalýþma belgeleri”nin bilimsel yanlarý bize göre
tartýþýlýr hale getirilmiþtir.
Öte yandan, çalýþma gruplarýnda emek harcamýþ
bir bölüm akademisyen Þura üyesi olarak davet
edilmemiþ, çalýþma gruplarýna çaðrýlmamýþ olanlar
da Þuraya davet edilerek çeliþki yaratýlmýþtýr.
Þura öncesi yönetmelik uyarýnca (16.Md.) bilimsel bildiriler verilmiþtir. Ancak bunlar ne sunulmuþ, ne tartýþýlmýþ, ne de yazýlý metin halinde
daðýtýlmýþtýr. Böyle olunca, Bakanlýk bazý konulardaki bilimsel görüþleri beðenmemiþ, benimsememiþ, yerlerini bürokrat ve teknik elemanlarýnýn
görüþleri ile doldurmayý yeterli ve uygun görmüþtür
deðerlendirmesi gündeme gelmiþtir. Oysa Þura,
görüþ alýþveriþlerinin yapýldýðý bir danýþma organý
(16.Md.) deðil midir?
Þura sürecinde, deðindiðimiz bu deðerlendirmeleri vurgulayan baþka izlenimlerde edindik:
Bakanlýðýn çeþitli karar organlarýnda görev
yapan (örneðin: daire, þube baþkaný gibi) bürokratlarýn (genellikle de bakanlýklarýn birleþtirilmesi sonrasý bu noktalara gelen çevre müh., ekonomist,
inþaat müh. gibi meslek gruplarýndan) temsil ettikleri makamýn “biçimsel yetki”sini kendi uzamnýlk
konularýnýn dýþýndaki uzmanlýk alanlarýnda tartýþmalara girerek “uzman yetki” haline getirme giriþimleri, ister bilinçli, ister bilinçsiz olsun her þeyden önce “meslek etiði”ne aykýrý, son derece
düþündürücü, ileriye dönük Bakanlýk uygulamalarýndan bilimdýþý sürecin baþlangýç görüntüsünü vermiþtir.
Uzmanlýklarýn biçimsel yetkiyle karýþtýrýlmasý
önlenmediði takdirde her uygulamasý uzmanlýk
gerektiren Bakanlýk örgütü ve etkinliklerine yönelik
soru ve tepkiler artacaktýr. Bu sorulardan biri de
bizim aklýmýza geldi.
Bakanlýklarýn birleþtirilmesiyle baþlatýlan (bize
göre) Ormancýlýk Örgütünün asimilasyon sürecine
þimdi de orman mühendisliði yetkililerinin asimilasyonu mu eklenmeðe çalýþýlmaktadýr?
Öte yandan, Þura gündemini oluþturan 11 baþlýk
altýnda yer alan konularda derin ve yaygýn bir birikimi olan ormancýlýðýn gereken oranlarda temsil
edilmediði, bazý konularda da (doða korumasýnda
olduðu gibi) çevre ile doða koruma kavramlarýnýn
eþanlamlý ele alýnarak yanlýþlara yol açýldýðý gözlenmiþtir.
Sonuçta eðrisiyle, doðrusuyla kararlarýn
uyglama sürecinde de tartýþýlacak bir Þura etkinliði
geride kalmýþtýr. Unutulan yanlarý olacak unutulmayan yanlarý olacaktýr. Bizim de “1. Çevre ve
Ormancýlýk Þurasý”ndan unutamayacaklarýmýz
elbette olacaktýr!. Örneðin:
150 yýla yaklaþan geçmiþi olan ülkemizin en
geliþmiþ Orman Fakültesi, Ýstanbul Üniversitesi
Orman Fakültesi Dekanýna açýlýþta bir konuþma
olanaðý saðlanmamýþtýr. (Oysa kimler konuþmadý).
Þura komisyon raporlarý çok dar zaman dilimlerinde gerçekten tartýþýlarak oylanmýþtýr(!).
Son olarak da yurdumuzun dört bir yanýndan,
karadan, denizden, tepelerden gelerek özellikle 2/B
konusunda bilinen kesimlerin özlem ve doða sevgilerini (!) tüm bilimdýþý birikimleriyle yansýtma görevi üstlenen bazý deðerli üyeler Þura’nýn yýldýzlarý
olarak hep aklýmýzda kalacaklardýr.
3
*Ý.Ü. Orman Fakültesi
1. ÇEVRE VE ORMANCILIK ÞURASININ ARDINDAN
Yrd.Doç.Dr. Ahmet TOLUNAY*
Çevre ile Orman Bakanlýðý'nýn birleþmesinden
sonra ilk defa farklý bir konumda þur'a düzenleniyordu. Þur'a öncesi Bolu-Abant 'da ön toplantýlar
yapýlmýþtý. Þur'a Ýstanbul'da toplanacaktý. Daha
sonra Antalya'ya alýnýnca þaþýrdýk. Kaygýlandýk. Bir
þeyler iyi gitmiyor diye üzüldük. Birçok insan
þur'ayý katýlmayý bekliyordu. Fakat, çaðrýlmadýðýný
öðrendik. Ortalýkta birçok söylenti dolaþýyordu.
Açýk söyleyeyim düzenlenecek þur'a hakkýnda
benim düþüncelerim de karmakarýþýktý. Bu ön
yargýlarla þuraya katýldýk.
Antalya Kemer'deki ilk karþýlaþmalarýmýzda bir
þeyler deðiþmeye baþladý. Bu tür toplantýlarýn birbirini uzun zamandýr görmeyen insanlarýn bir
araya gelmesinde önemli bir rolü bulunmaktadýr.
Bu nedenle açýlýþ seromonisi öncesi selamlaþmalar, kucaklaþmalar görülmeye deðerdi. Ayrýca,
durum deðerlendiren, sorunlarý ortaya koyan ve
çözümler üreten komisyon toplantýlarý, bazen
hararetli bazen neþeli tartýþmalara sahne olmaya
baþladý.
Katýlanlarýn, özverili çalýþmalar yaptýðýndan
eminim. Bunu son gün varýlan þur'a kararlarýndan
elde etmek mümkün. Ön yargýlarýmla gitmeme
raðmen, I. Çevre ve Ormancýlýk Þur'asý 'ndan mutlu
ayrýldým. Boþa gitmedi hiç birþey. En azýndan bir
durum deðerlendirmesi yaptýk. Nerede olduðumuzu, nerede durduðumuzu gördük. Þimdi
önümüze bakma zamaný. En çok sevindiðim þey
ne biliyor musunuz? Þura kararlarý arasýnda
"Orman
Mühendisliði,
Orman
Endüstri
Mühendisliði ve Aðaç Ýþleri Endüstri Mühendisliði
Yasa Tasarýsý"nýn acilen çýkarýlmasý maddesinin
yer almasý ve Sayýn Bakanýn bu kararý "Sonuç
Bildirgesi"nde yer vermesi. Bana göre sadece bu
yasanýn çýkartýlmasý þur'a giderlerini kat kat öder.
Öyleyse haydi destekleyelim ve çýkartalým bu
yasayý. Destekleyelim ki; mesleðimizin, fakültelerimizin, teþkilatýmýzýn, kýsacasý ülkemizin önü açýlsýn.
Þur'a denilince aklýma hep "Milli Eðitim
Bakanlýðý" gelir. Çünkü, þur'a etkinliklerini en çok
onlar yapýyor. Çocukluðumdan hatýrlarým, Milli
Eðitim Þur'alarýnýn radyolardan haberleri yayýnlanýrdý. Merak ederdim, bu insanlar niye toplanýr?
Neyi konuþurlar?
Yýllar sonra 1993 'de I. Ormancýlýk Þur'asý toplandýðýnda yine çocukluk günlerime gitmiþtim.
Zira, þura üyesi olarak çaðrýlmýþtým. Tüm bu
merak ve hevesimle koþmuþtum Ankara'ya.
Birçok üye Milli Eðitim Bakanlýðý'na baðlý Ankara
Öðretmen Evi'nde kalmýþtý. Ayrýca, öðretmen
evinin salonlarýnda ön toplantýlar yapýlmýþ ve
komisyon raporlarý hazýrlanmýþtý. Büyük toplantý
Milli Eðitim Bakanlýðý 'nýn Þura Salonu'nda
yapýlmýþtý ve þur'a kararlarlarý da bu salonda alýnmýþtý.
I. Ormancýlýk Þurasý verimli bir toplantý olmuþtu. Ýlk defa "Ormancýlýk Þur'asý" toplandýðý için
heyecanlý idik. Kuþkusuz adý þur'a olmasa bile
eski toplantýlar da unutulmaz imiþ. Bunu bana, ilki
1966 'da düzenlenen ve daha sonra çeþitli kez
tekrarlanan "Orman Mühendisliði Teknik
Kongreleri"ne iliþkin dokümanlar söylüyor. Gri
fotoðraflar dillense de konuþsa. Bu dönemlerde
toplanan Orman Mühendisliði Teknik Kongreleri
ormancýlýðýmýza yön verdi ve katký saðladý. Þimdi
bile bakarken o tozlu sayfalara, mesleðimizin
duayenlerini, öncülerini hatýrlarým. Ýyi þeyler yapmýþlar derim.
Zaman zaman düþünmüþümdür, "Niye
ormancýlýk þuralarýnýn arkasýný getiremedik?" diye.
Oysa, yönetmelik gereði 2005 'de 3. Ormancýlýk
Þur'asýnýn toplanmasý gerekiyordu. Yapamadýk.
Çevre Bakanlýðý bugüne kadar konusu çevre olan
4 þura düzenlemiþti. Niye biz yapamýyoruz?
derken, en son yapýlan bir giriþim bu olumsuz
düþüncelerimi bir ölçüde deðiþtirdi. Ne zaman
diye sorarsanýz I. Çevre ve Ormancýlýk Þur'asý 'nýn
toplanacaðýnýn duyurulmasýna kadar.
4
* SDÜ Orman Fakültesi
1. ÇEVRE VE ORMANCILIK ÞURASININ ARDINDAN
Eþref GÝRGÝN*
Orman Bakanlýðý ile Çevre Bakanlýðýnýn birleþtirilmesinden sonra, "Avrupa Birliði Sürecinde Çevre ve Orman" temasý
üzerine 22-24 Mart 2005 tarihleri arasýnda Antalya'da Birinci
Çevre ve Ormancýlýk Þurasý toplandý.
Öncelikle þura hazýrlýk ve organizasyonunun mükemmelliðini, iyi bir çalýþma ortamýnýn saðlandýðýný, ev sahipliðinin
çok güzel olduðunu belirtmeden geçemeyeceðim. Orman
Bakanlýðýnýn 1997 yýlý Ekim ayýnda baþarýlý bir þekilde gerçekleþtirmiþ olduðu 11 inci uluslar arasý ormancýlýk kongresinden sonra, bu kez ulusal nitelikli Birinci Çevre ve Ormancýlýk
þurasý da baþarýlý bir þekilde yapýlmýþtýr. Bakanlýk çalýþanlarý,
ulusal ve uluslar arasý kongrelerde gerekli baþarýyý yakalamýþ
olduklarý ispatlanmýþtýr. Emeði geçen herkesi tebrik ediyorum.
Þura çalýþmalarýný þuraya hazýrlýk, þura genel kurulu aþamasý ve þura sonrasý olmak üzere üç bölümde irdelemek
gerekmektedir.
Þura hazýrlýk çalýþmalarýnda genel kanaat sürenin dar
olduðu yönünde yoðunlaþmýþtýr. Nitekim, çalýþma gruplarýna
katýlacak olan üyelerin, 14 Aralýk 2004 tarihinde, Bakanlýðýn
Söðüt özü toplantý salonunda yaptýklarý toplantýda söz alan
konuþmacýlar, bu hususa deðinmiþlerdir. O toplantýda yaptýðým konuþmamda; þuranýn yapýlmasý kararýnýn alýndýðýný,
gerekli duyurularýn yapýldýðýný ve sürecin iþlemeye baþladýðýný
belirterek, bu tip eleþtirilerin zaman kaybýndan öteye gitmeyeceðini ifade etmiþ, yapacaðýmýz iþlere hýzla bakmamýzýn
gerekli olduðunu vurgulamýþtým. Ayrýca bu þura sonucunda,
Çevre Bakanlýðý ile Orman Bakanlýðýnýn birbirine kaynaþmasý
yönünde kararlarýn çýkmasýný temenni etmiþtim. Bu
tavsiyem, arkamdan söz alan bir çevreci öðretim üyesi
tarafýndan eleþtirilmiþ, konuþmam çevrenin, ormanýn içinde
sindirileceði þeklinde yorumlanarak, bu yaklaþýma karþý
olduðunu açýkça ifade etmiþtir. Halbuki, bu düþünce çok yanlýþ bir algýlamanýn ürünü olup, þayet iki bakanlýk bir bakanlýk
haline getirilmiþ ise, her disiplin kendi alanlarý içinde kalmak
üzere, ortak paydanýn olabildiðince geniþ tutularak kaynaþtýrýlmak suretiyle istenilen amaca ulaþýlacaktýr. Öðretim
üyesinin yaklaþýmýnýn, dolaylý olarak þura genel kurul
görüþmelerine de yansýtýldýðý gözlemlenmiþtir. Zira genel
kurul görüþmeleri sýrasýnda, çevre konularýný içine alan ilk üç
komisyonun raporlarýnýn görüþülmesinden sonra, çevre
kanadýna ait üyelerin büyük bir bölümünün ve ilgili bazý üst
düzey bürokratlarýn ormancýlýk konularýnýn tartýþýlacaðý
komisyon
raporlarý
görüþmelerine
katýlmadýklarý
görülmüþtür. Halbuki tüm dünyada olduðu gibi, ülkemizde de
çevreye bir þemsiye ve koordinasyon fonksiyonu verilip,
baþta orman ekosistemi olmak üzere, her disiplinle doðrudan
veya dolaylý olarak iliþkilendirilmelidir. Orman ile çevrenin bir
bakanlýk çatýsý altýnda birleþmesinin en büyük nedeni, ortak
yönlerinin çok geniþ tabanlý olmasýdýr.
Þurada, "Yerel yönetimler ve çevre, Sürdürülebilir kalkýnma
için çevre yönetimi, Çevresel etki deðerlendirmesi ve çevre
düzeni planlarý, Ekosistem, orman ekosistemi ve
sürdürülebilir kalkýnma, Orman kadastrosu ve mülkiyet,
Orman ürünleri ve endüstrisi, Doða koruma, Çevre-orman ve
halk iliþkileri, Araþtýrma geliþtirme ve eðitim, Çevre ve orman
mevzuatý ve kurumsal yapýlanma" olmak üzere 11 çalýþma
grubu oluþturulmuþtur. Bu çalýþma gruplarýna ilgilenenlerce
152 adet yazýlý teblið gönderilmiþtir. Tebliðlerden 40 adedi,
baþkanlýðýný yaptýðým dört nolu "Ekosistem, Orman
Ekosistemi ve Sürdürülebilir Kalkýnma" çalýþma grubu ile ilgilidir. Geriye kalan 112 teblið, diðer 10 çalýþma grubunu
ilgilendirmektedir. Bu durum önümüzdeki yýllarýn, ormancýlýk
için ekosistem yaklaþýmýnýn ön planda olacaðýnýn açýk bir
göstergesidir. Ormancýlýðýn ekosistem yönetimi anlayýþýyla
yapýlmasý, Orman Mühendisliðinin sorumluluðunu ve etkinliðini ön plana çýkaracaktýr. O nedenle Orman Mühendisliðinin,
üniversite eðitiminden baþlanarak, devlet ve özel sektördeki
çalýþma anlarý yeni bir bakýþ açýsýyla yeniden dizayn edilmelidir.
Artýk Orman Mühendisliði, tüm dünyada olduðu gibi, çok
geniþ kapsamlý bir öðretim ve eðitimi zorunlu kýlan
"Ekosistem yönetme ve iþletme sanatý" olarak kabul edilmelidir. Ormancýlýk, odun üretiminin çok ötesinde, eko-hizmet
üreten bir sektör haline dönüþtürülmelidir. Bu gereksinim,
þurada özellikle dördüncü komisyon raporunun tartýþýlmasý
sýrasýnda açýkça görülmüþtür.
Þura yürütme kurulu, her çalýþma grubundan bir veya iki
tebliðin genel kurulda sunulmasý yönünde gruplara bilgi vermiþ, çalýþma gruplarý da teblið seçimlerini yaparak teblið
sahiplerine duyurmuþtu. Daha sonra zaman darlýðý nedeniyle
sunumlarýn yapýlamayacaðý þura yönetimince çalýþma guruplarýna bildirildi. Bu durum çok hoþ karþýlanmamýþtýr. Gerekli
tedbirler alýnýp sunumlar geçekleþtirilseydi daha iyi olurdu.
Þuranýn Antalya bölümünde, çalýþma komisyonlarý geç
saatlere kadar çok yoðun bir çalýþma sergileyerek raporlarýný
zamanýnda genel kurula getirdiler. Genel kurul aþamasýnda,
özellikle mevzuat çalýþmalarýna dair 11 nolu komisyonun
raporu, baþta ormancýlýk mülkiyet konularý ve özel aðaçlandýrmalar olmak üzere, gerek komisyon çalýþmalarý ve
gerekse genel kurul çalýþmalarýnda yoðun tartýþmalara sahne
olmuþtur.
Þura genel kurulunda komisyon raporu görüþmeleri
devam ederken, görüþmeleri biten komisyon baþkanlarý,
Çevre ve Orman Bakaný Sayýn Osman PEPE ile bir araya
gelmiþtir. Sayýn Bakan þura ile ilgili olarak, çalýþma komisyonu baþkanlarý ile istiþari mahiyette karþýlýklý görüþ alýþ veriþinde bulundu. Sayýn Bakan, genellikle komisyon baþkanlarýný dinlemeyi tercih etti. Ortak görüþ olarak, þura kararlarýnýn raflarda kalmayarak uygulamada dikkate alýnmasý
temennisinde bulunulmuþtur. Sayýn Bakan toplantý sonucunda, Bakanlýðýn þura kararlarýndan yararlanacaðýný, bu maksatla, þura kararlarýnýn uygulamaya yansýtýlmasý için, idareye
emir vereceðini, þura kararlarýnýn uygulanmasýnda gelinen
noktanýn deðerlendirilmesi için, komisyon baþkanlarýnýn da
katýlacaðý, yýlda iki kez birisi Abant' ta diðeri Antalya'da olmak
üzere bir araya gelmeyi düþündüðünü ifade etmiþtir.
Sonuç olarak, þurada alýnan kararlar þura yönetmeliðine
göre istiþari mahiyette olduðu düzenlemesine bakarak,
büyük emekler harcanmak suretiyle ortaya çýkan kararlardan,
göstermelik bir þekilde yararlanmaya gidilmemelidir. Sayýn
Bakanýn komisyon baþkanlarýyla yaptýðý toplantýda söylediði
þekilde, kararlar Bakanlýðýn ana hizmet ve baðlý kuruluþlarýna
eyleme geçecek þekilde emir verilmeli ve düþünüldüðü gibi
yýlda iki kez de þura kararlarýnýn uygulanmasýna dair deðerlendirme toplantýlarý yapýlmalýdýr. Þura kararlarýnýn takibini
yapacak sekreteryanýn, yeni bir þura yapýlýncaya kadar, Çevre
ve Orman Bakanlýðý Araþtýrma ve Planlama Kurulu içinde yer
almasý saðlanmalýdýr.
Þura kararlarýnýn ülkemize, milletimize, Bakanlýðýmýza ve
ormancýlýðýmýza hayýrlara vesile olmasýný dilerim.
5
*Onur Kurulu Üyesi ve AR-GE Komisyonu Baþkaný
SESÝMÝZE KULAK VERÝN!
Vahdet Afþin Karacan* / Sultan Belli* / Emine Seda Keleþ*
orman mühendislerini beklerken mezun olmuþ bunca
orman mühendisinin boþta gezmesi trajikomik bir
baþka gerçektir.
Ýþte bu sebeple ülkemizde yaþanan iþsizlik sorununda orman mühendislerinin ayrý tutulmasýnýn asýl nedeni
burada yatmaktadýr. Orman mühendisliðini diðer
meslek guruplarýndan ayrý tutan en önemli özellik hem
yapýlacak yýðýnla iþ, hem de boþ gezen yüzlerce orman
mühendisinin oluþudur.
Tüm orman mühendisleri olarak hepimiz çok iyi
biliyoruz ki AB'ye girmek için uðraþ veren Türkiye
kamuda çalýþan sayýsýný azaltma gibi bir politika
güderken Çevre ve Orman Bakanlýðý'nda bizlere iþ
imkaný yaratýlmasý pek mümkün gözükmemektedir.
Ýçinde bulunduðumuz günlerde (Dedikodu deðilse)
Orman Genel Müdürlüðünün Maliye Bakanlýðýndan
aldýðý 150 mühendis kadrosu ile Türkiye Ormanlarýnýn
hiçbir sorununun çözülemeyeceði de bir baþka gerçektir. Bir Orman Ýþletme Müdürlüðünde ortalama iki
Ýþletme Þefinin bulunduðu dev bir Genel Müdürlükte
150 mühendis kadrosunun tümü orman mühendisi
olarak kullanýlsa bile hangi yaraya merhem olur o da bir
baþka soru zaten.
Çevre ve Orman Bakanlýðý Ana Hizmet Birimlerinde
ise þu sýralar herhangi bir mühendis alýmý ile ilgili bir
hareket gözükmezken, ormanlarýmýzýn beklediði teknik
eleman ihtiyacýnýn nasýl giderileceði gerçekten hepimiz
için merak konusu. Geçtiðimiz aylarda Orman
Mühendisleri Odasý Genel Merkezi tarafýndan gerçekleþtirilen ve iki Genel Müdürlük tarafýndan desteklenen
eðitim çalýþmalarý ile hepimize daðýtýlan ümitlerde
yavaþ yavaþ yok olmaya baþladý.
Yeni mezun olmuþ mühendisler olarak bu eðitim
çalýþmasý ile fakültede ki bilgilerimize uygulamada
bizlerden beklenen pratikleri öðrendiðimizde çalýþma
imkanlarýmýzýn emekli büyüklerimizce kýsýtlanacaðýný
hiç düþünmemiþtik. Þöyle ki; Ýhale ile alýnan bir aðaç-
Ýþsizlik; yýllardýr ülkemizin kanayan bir yarasý,
çözüm getirilmedikçe de büyümeye ve kangren olmaya
doðru gidiyor. Sokaklar, iþsiz üniversite mezunlarýyla
dolup taþýyor. Analar babalar ve iþsiz evlatlar endiþeli,
umutlar gittikçe tükenmektedir. Orman mühendisleri
de umutsuzca çözüm bekleyen meslek gruplarýndan
biridir.
Ýþin acý yaný ise; yüzlerce Orman Ýþletme Þefliðinin,
Aðaçlandýrma ve Erozyon Kontrolü, Doða Koruma ve
Milli Park ve ORKÖY Mühendisliklerinin boþ kadrolarýna orman mühendisi atamasý yapýlmamakta, bir yandan iþler aksarken diðer yandan yetiþmiþ, eðitilmiþ
orman mühendisleri iþ beklemekte, her bakýmdan ülke
kaynaklarý heba edilmektedir.
Geçtiðimiz yýllarda on milyon orman köylüsünden
bahsedilen ülkemizde bugün sayý azalmýþ, yedi milyonlara inmiþtir. Bu da bize çok açýk biçimde göstermektedir ki; orman alanlarýnda nüfus ve dolayýsýyla sosyal
baský azalmakta, her türlü teknik çalýþma daha kolay
yapýlabilir hale gelmektedir. Ama ne yazýk ki bugün de,
bu ormanlýk alanlarda yapýlacak ormancýlýk çalýþmalarýný planlayacak ve uygulayacak teknik eleman
ihtiyacý had safhadadýr. Ülke ormanlarý çalýþmak üzere
6
*Orman Mühendisi
landýrma projesinde çalýþmak üzere imza yetkisini kullanan meslektaþlarýmýzýn sahada eylemli biçimde çalýþmadan bu iþi götürdüklerine þahit olmaktayýz. Ne yazýk
ki bu duruma ihale kabul komisyonlarýnýn da göz yummalarý biz boþta gezen mühendisleri fazlasý ile rahatsýz
etmektedir. Çünkü Orman Mühendisleri Odasý Genel
Merkezi tarafýndan belirlenen Birim Fiyatlarýn çok altýnda ücretlerle yetki imzalarýnýn atýldýðýný görüyoruz. Bu
durumu serbest piyasa ekonomisi ile baðdaþtýrmaya
kimsenin hakký olamaz. Arazide çalýþmayý gerektiren
bir ihale alan yüklenici, imzayý attýrdýðý teknik elamaný
bizzat arazide iþlendirmeli, yeteri kadar bulundurmalý,
yapýlan iþlerin gerçekten tekniðine uygun olarak yapýlmasýný saðlamalýdýr. Bizler arazide tam zamanlý çalýþýlmasýndan ve odamýzýn yasal olarak belirlediði birim fiyatlarýn uygulanmasýndan yanayýz.
Þimdiye kadar bekledik, ama ne yazýk ki sadece
Aðaçlandýrma
ve
Erozyon
Kontrolü
Genel
Müdürlüðünün tüm Çevre ve Orman Ýl Müdürlüklerine
talimatlanmasýna raðmen az sayýda birkaç Ýl Çevre ve
Orman Müdürlüðü bu talimata uymuþtur. Bu az sayýdaki illerde yürütülen ormancýlýk çalýþmalarýnýn kontrolü ve takip edilmesi için mühendislik hizmeti satýn
alýnýrken. Geri kalan diðer il müdürlüklerinde ise; ne
yazýk ki bu tür uygulamalar her nedense yapýlmamaktadýr. Üzülerek görüyoruz ki, yürütülen bir çok aðaçlandýrma ve erozyon kontrolü, korunan alanlarýn yönetimi ve Orköy çalýþmalarý mühendislik hizmeti alýnmadýðý için aksamaktadýr.
Orman Ýþletme Þefliklerinin çoðunlukla vekaleten
yürütüldüðü günümüzde ormanlarýmýzda yapýlmasý
gereken bakým çalýþmalarýnýn dýþarýdan alýnacak teknik
eleman hizmeti ile saðlýklý ve programlara uygun
biçimde tamamlanabilmesi mümkün olduðu halde bu
yol neden denenmemektedir ? Serbest mühendislik ve
müþavirlik hizmeti alýnmasý görüþüne taraf olduðunu
bildiðimiz ve kendisini silvikültüre adamýþ bir Genel
Müdüre sahip olan Orman Genel Müdürlüðünden beklentilerimiz bu sebeple çok daha fazla olmaktadýr.
Devletimizin ve ailelerimizin kýsýtlý bütçeleri ile
bunca yýl bizler için harcadýðý paralarýn ve verilen emeklerin karþýlýðý olan borcumuzu ödemek, emeklerimizin
karþýlýðýný almak istiyoruz. Üstelik ormanlarýmýzda
bunca iþ bizleri beklerken. Bütün bu sýkýntýlarýn çekildiði bir dönemde mecliste görüþülmekte olan çevre
kanununun taslaðýnda yer alan ve yasadan son anda
bilinmeyen, anlaþýlmayan ve anlatýlmayan bir nedenle
çýkartýlan "yevmiyeli mühendislerin kadroya geçmesi"
de bizi üzen bir baþka konu olmuþtur. Orman Ýþletme
Müdürlüklerinde yevmiyeli çalýþan arkadaþlarýmýzýn yýl
içinde birkaç ay yerine yýl boyunca çalýþtýrýlmalarýnýn
saðlanmasý ise her hangi bir yasa çýkarýlmasýný gerektirmemektedir.
Öte yandan biz serbest çalýþmak isteyen orman
mühendislerine düþen görevde sorunlarýmýzýn çözümü
için ortak kararlar alýnmasý, aramýzda iletiþimin kesintisiz sürdürülmesi, meslektaþ olarak birlik ve beraberliðin devam ettirilmesi, gereðine inanýyoruz. Bunun
saðlanmasý içinde bir platform oluþturulmasýnýn yararlý olacaðý görüþündeyiz.
Sonuç olarak; meslek kuruluþumuz olan Orman
Mühendisleri Odasý Yönetimi; kamu kurum ve kuruluþlarý ile protokol imzalayýp, iþbirliði halinde yapýlan
eðitim çalýþmalarýný bizlere sertifika vererek
bitirmemeli, uygulamada karþýlaþýlan aksaklýklarýn
giderilmesi ve engellerin aþýlmasýnda yanýmýzda
olmalýdýr. Uygulamada odanýn belirlediði birim fiyatlarýn
çok çok altýnda fiyat vererek haksýz rekabet ve iþ
kalitesinin düþmesine neden olan oda üyeleri hakkýnda
gereðinin yapýlmasýný bekliyoruz.
Genel Müdürlük yetkililerinden ise, yapýlan iþi denetim için araziye gittiklerinde, sorumlu orman
mühendislerini arazide görmeden, iþin kabulünü yapmamalýdýrlar. Ayrýca; taþra birimlerine serbest
mühendislik ve müþavirlik hizmeti alýnmasý konusunda
talimat vererek, bu talimatlara uyulmasýný saðlamalýdýrlar.
7
GEÇMÝÞÝN DÝNAMÝKLERÝ GELECEÐÝ ÞEKÝLLENDÝREMEZ
Abdurrahman SAÐKAYA*
ödenmektedir. Bu bedel 7 milyon köylüye paylaþtýrýldýðýnda, 40 dolar adam/yýl düþer. Ormanlardan elde ettiðimiz
hasýlatýn hepsini orman köylüsüne verdiðimizde, 100
dolar adam/yýl düþer. Kýsaca kereste-odun tabanlý bir üretimde çözüm bulunmamaktadýr. Bu kavgayý daha çok
sürdürerek mühendis arkadaþlarýmýzý lüzumsuz yere yormamalýyýz. Bu sistemle orman köylüsünü mutlu etmemiz
mümkün deðildir; baþka kaynaklar aramalýyýz.
Yapmamýz gereken, elimizdeki 20 milyon Ha. Alanýn
ekonomik deðerlendirilmesidir. Hollanda 4 milyon Ha.
Alana sahip, 30 milyar $’lýk tarým ürünü ihraç ediyor!
Bulgaristan Trakya’nýn devamý olan meþe baltalýklarýnda
özel avlak turizmi yapmakta, sadece kuþ avcýýðýndan 2
milyar $ kazanmaktadýr. Ýsviçre, dað köylerindeki nüfusun
þehre göç etmemesi için, daðda ilaç ve kozmetik sanayinin
ham maddesi “Týbbi ve aromatik” bitki ekimi yapmaktadýr. Bu alanlardan elde edilen gelir; 33.000 Avro/Ha.dýr.
Biz de orman alanlarýmýzýn binde birinde 20.000 Ha.
Alanda týbbi ve aromatik bitki tarýmý yaptýrsak elde edilecek gelir: 850 milyon $ geliri orman köylümüze
kazandýrýrýz. Baltalýk sahasý olarak, güney-doðu da 2 milyon Ha. bozuk alanýmýz var. Trakya’daki halkla beraber
sistemi oralarda da kurduðumuzda büyük gelirler elde
ederiz. Bu misalleri çoðaltmak mümkün. Önemli olan
arkadaþlarýmýzýn soruna bakýþlarýný deðiþtirmeleri,
çözümde kararlý olmalarýdýr.
Çaðýn deðerlerini yaþam biçimi haline getirmek, sorunlara mantýklý çözümler getirmek demektir. Ormancýlýk
sorunlarýnýn çözümünün ekonomik olduðu arkadaþlarýmýzýn
malumudur: Ancak bu çözümün nasýl olacaðý önem kazanmaktadýr. Teþkilatýmýz orman köylüsü sorununu çözdüðü
taktirde, teknik sorunlarýn da çözümü yoktur. 1973-1993
iki dönem amanejman periyodunda gençleþtirmemiz
gereken 1.800.000 Ha. alana karþý baþarabildiðimiz miktar
600.000 Ha.dýr. Gene ayný periyotta bakým yapmamýz
gereken 4.5 milyon Ha. alana karþýlýk, uygulamada 1.5
milyon Ha. alanýn bakýmýný yapabilmiþiz. Son 65 yýldýr
orman köylüsü ile sorunlarýmýzý çözememiþiz; orman ve
orman dýþýnda aðýr bedeller ödemiþiz.
Yapýlmasý gereken, geleneksel metodlarda ýsrardan
vazgeçmektir. Yeni bir anlayýþ, yeni bir kafa yapýsýyla olaylara yaklaþmalý, sorunlara mutlaka ama mutlaka çözüm
bulmalýyýz. Sorunlara çözüm getirme ve iyi bir Türkiye
býrakma konusunda, biz 68 kuþaðý ve daha önceki kuþaklar baþarýsýz olduk! Çünkü bu günkü kuþaklara sorunlarý
aynen aktardýk! Bu konuda bir çok arkadaþýmýn haklý,
haksýz mazeret orntaya koyar gibi olduklarýný iþitir gibi
oluyorum! Ancak önemli olan netice, geldiðimiz yer
ortadadýr! Hiçbir mazerete sýðýnma hakkýna sahip deðiliz.
Bundan sonra yapmamýz gereken; geçmiþ hatalarýmýzý
ortaya koymak, isabetli teþhisler bulmak geleceðe yönelik
çözümler oluþturmaktýr.
Dünya bilgi çaðýna girdi. Teknoloji fabrikadan insan
beynine taþýndý. Ülkelerin gücü; petrol, maden, otomobil
vb. üretimiyle deðil, sahip olduklarý beyin gücüyle ölçülüyor. Bilgi çaðýna damgasýný vuran temel dinamik;
“deðiþim”dir. Ekonomide, kültürde, siyasette deðiþim o
kadar hýzlý ki, arkasýndan yetiþmek mümkün deðil.
Deðiþimin sarstýðý, yeni deðiþimlerin sürekli tehdidi altýnda bulunan bir dünyada korunmanýn tek yolu; yenilikleri
sürdürmektir. Ýstikrar ancak devamlý deðiþmeyle saðlanabilir.
Ormancýlýkta diðer ilim disiplinleri gibi bilgi çaðý ve
onun temel dinamiði deðiþimden nasibini almýþtýr. Dünün
sorunlarý þekil deðiþtirmiþtir. Biz hala dünün sorunlarýna,
dünün çözümleriyle çare aramaya kalkarsak baþarýlý olamayýz. Örnek verirsek; 1980 yýlýnda 11 milyon orman köy
nüfusu vardý. % 3 çoðalma hýzýyla projeksiyon yaparsak,
2005’de bu nüfus 20 milyon olur. Þu anda orman köy
nüfusu 7 milyon olduðuna göre; kalan 13 milyon nüfus
nerede? En az 3 milyonu Ýstanbul’da; 2B alanlarýnda,
kaçak gecekondularda vb. dün ORKÖY’e bütçe ödeneði
vermeyerek sorunlarý ciddiye almayan hükümetler,
günümüze içinden çýkýlmaz kötü miraslar býrakmýþlardýr.
Bu günün ormancýsý çaða uygun yapýlanma ve zihniyete sahip olmak durumundadýr. Dünya dengelerini
öðrenmeli, bu dengelerin içine Türkiye’yi oturtmalý,
Türkiye’deki sektörler iliþkisini kavrayarak içine
ormancýlýðý koyabilme becerisine sahip olmalýdýr. Bunun
için yeni bakýþ açýsýna, “deðiþim”e ihtiyaç var. Bir kere,
ormancýlýðý bir bütün olarak düþünme becerisine sahip
olmalý; “kereste-odun” odaklý zihniyeti terk etmelidir.
Çünkü günümüzde ilim çok disiplinli hale gelmiþtir. Yani
sadece ormancýlýðý öðrenerek ormancýlýk sorunlarý çözülemez. Mesela; 2001 ekonomik krizini hatýrlayalým.
Ekonomistlerimiz krizi televizyonlarda, ekonomik parametreler; “borsa-faiz-döviz” ile izah ettiler, ve ayný parametlerle çözmeye çalýþtýlar! Halbuki krizin ana nedeni
ekonomiden çok “siyaset”le, “siyasi istikrar”la ilgiliydi.
Ormancýlýk doða bilimidir. Zor þartlarda olan bir
meslektir. Doða bilimleri ile uðraþanlarýn “tutucu”
olmalarý normaldir. Ancak çaðýn dinamiklerine uyumsuzlukta ýsrar, sorunlarý aðýrlaþtýrdýðý gibi çözümsüz de
kýlar. Ormancýlýk uygulamalarý son 50 yýldýr bir deðiþime
uðramamýþtýr. Sorun ve çözüm düzlemleri aynýdýr.
Ormancýlýk sorunlarla hep iç içe olmuþ, hep çözüm ihtiyacýyla yüz yüze kalmýþtýr. Kriz yönetiminde, ayný
düzlemde çözüm bulunamazsa bir üst düzlemden olaya
bakma gereði vardýr. Bir üst düzlem sorunlarýn ve çözümlerinin daha iyi ortaya çýktýðý makro bakýþ açýsýnýn bulunduðu düzlemdir.
Bir üst düzlemden olaya bakalým; 20 milyon Ha.
Orman alanýndan elde edilen deðer 700 milyon $’dýr.
Bunun %40’ý orman köylüsüne hizmet bedeli olarak
8
*Emekli Orman Genel Müdürü
ATILIMLAR DEVAM EDÝYOR
Eþref GÝRGÝN*
Deðerli meslektaþlarým,
Odamýzýn çalýþmalarý ile ilgili olarak oda dergisinde ve
WEB sayfasýnda sizlere bilgiler aktarýlmaktadýr. Yönetim
kurulumuzun göreve baþladýðý tarihten bu yana
dergimizde yazdýðým makalelerin ilgiyle izlendiði gözlemlenmiþtir. O nedenle, geçen zaman diliminde üzerinde
çalýþýlan önemli konular hakkýnda sizleri dergimiz
kanalýyla bilgilendirmeye gayret göstermekteyim. Yazýma
aþaðýdaki maddelerde, öncelikle orman mühendisliði
mesleði için milat olacak meslek yetki yasasýnda gelinen
son durumu aktarmakla baþlayacaðým.
1) Meslek yetki yasasý: Geçen sayýlarýmýzda meslek
yetki yasasýnýn safahatlarý hakkýnda detaylý bilgiler verilmiþ ve bu konunun çok yakýndan takip edildiðini belirtmiþtim. Bu yazýma, meslek yetki yasasýnýn yasalaþmasý
sürecinde, mutlu sona yaklaþmanýn önemli bir adýmýnýn
atýldýðýný belirtmekle baþlýyorum. Takvimler 20 Haziran
2005 pazartesi gününü göstermektedir. Bakanlar Kurulu
mutat toplantýsýný yapmýþ basýn açýklamasýný Adalet
Bakaný ve hükümet sözcüsü Sayýn Cemil ÇÝÇEK yapmaktadýr. Türkiye'de üyelerimizden bir kýsmýnýn canlý yayýnda
dinlediði ve Anadolu Ajansýnýn 20 Haziran 2005 tarihli
haber kayýtlarýndan geçirdiði aþaðýdaki haberi tüm kamu
oyu dinlemektedir.
Anadolu Ajansýnýn haberinde, "..... Çiçek, Bakanlar
Kurulu toplantýsýnýn ardýndan, yaptýðý açýklamada,
Orman Endüstri Mühendisleri, Orman Mühendisleri,
Aðaç Ýþleri Endüstri Mühendisleri için mesleki düzenlemeye gidileceðini belirtti. Çiçek, bu mesleklerle ilgili hak,
yetki ve çalýþma esaslarýnýn yeniden ele alýnacaðýný kaydetti. Devletin özel ormancýlýðý da teþvik etmesi gerektiðini ifade eden Çiçek, bu konularla ilgili hazýrlanan ve imzaya açýlan tasarýlarýn TBMM'ne gönderileceðini bildirdi..."
denilmektedir.
Görüldüðü üzere, meslek yetki yasamýz çok yakýndan
takip edilerek hükümet tasarýsý haline getirilmesi saðlanmýþtýr. Bu konuda baþta Sayýn Bakanýmýz Osman PEPE ve
katkýda bulunan herkese teþekkür ederim. Yetki yasamýzýn
Temmuz ayýndan önce yasalaþtýrýlmasý için yoðun çalýþmalarýmýz olmuþtur. Hatta Bakanlýðýmýz yasa tasarýmýzý,
meclis tatile girmeden önce yasalaþtýrýlmasý gereken
tasarýlar arasýnda Baþbakanlýða bildirmiþtir. Ancak meclis
gündeminin çok yoðun olmasý nedeniyle gerçekleþtirilememiþtir. Meclis açýldýktan sonra sonbaharda görüþülerek
yasalaþtýrýlmasý beklenmektedir. Bu süre zarfýnda, her türlü
çalýþma yapýlarak kamu oyu oluþturulacaktýr. Bu yetki
yasasý yasalaþtýðý takdirde, ormancýlýðýmýzýn ve
mesleðimizin önünde yeni ufuklar açýlacaktýr. Tüm
ormancýlýk camiasýna hayýrlý olsun. Bu arada meslektaþlarýmýzýn odamýza olan borçlarýný kapatmalarý ve yeni
mühendislerin de üye olmalarýný hatýrlatmak isterim.
2) Eðitim çalýþmalarý: Odamýz, meslektaþlarýmýza
yönelik daha önce gerçekleþtirdiði aðaçlandýrma, silvikültür ve amenajman eðitimlerinin tekrarlanmasý ile
bunlara ek olarak milli parkalar ve bilirkiþilik eðitimlerinin sonbahar aylarýnda yapýlmasý için gerekli hazýrlýklarýný sürdürmektedir. Serbest çalýþan her arkadaþýmýn
ihtiyacý bulunan eðitimlere katýlmalarýný tavsiye ederim.
3) Türkiye'de özel aðaçlandýrmalar paneli gerçekleþtirildi: Orman Kanununun 57 inci maddesinde, 1986
yýlýnda 3302 sayýlý yasa ile deðiþiklik yapýlmýþ, böylece
devlet ormanlarý sayýlan alanlarda, hazine arazilerinde ve
özel arazilerde özel aðaçlandýrmalarýn yapýlmasýna imkan
tanýnmýþtýr. Ancak aradan geçen 19 yýllýk zaman içinde,
teþvik kapsamýnýn geniþletilmesi amacýyla, beþ kez aðaçlandýrma yönetmeliði yenilenmiþ ve bu konunun yurt
sathýna yaygýnlaþtýrýlmasýna çalýþýlmýþtýr. Bu deðiþiklikler
sýrasýnda, odun dýþý ürün veren orman aðaç ve aðaççýklarý özel aðaçlandýrma yönetmeliði kapsamýna alýnmýþtýr.
Bu düzenlemeyle birlikte, bir kýsým sivil toplum örgütleri,
özel aðaçlandýrmalarda, aðaçlandýrma yönetmeliðinin
odun dýþý ürün veren türlerin kullanýlmasýna imkan veren
maddelerinin iptali yönünde Danýþtay'da davalar açmýþtýr.
Ýptal davalarýndan ilki 1994 yýlýnda açýlmýþ, dava
dilekçesinde Orman Kanununun 57 inci maddesinin
Anayasaya ve yönetmeliðinde yasaya aykýrý olduðu,
kestane ve cevizin orman aðacý olmadýðý iddia edilmiþ, bu
nedenle aðaçlandýrma yönetmeliðinin 13 üncü maddesinin iptali istenmiþtir. Danýþtay 8 inci dairesi, 57 inci
maddenin anayasaya aykýrýlýðý iddiasýný ciddi bulmamýþ,
yönetmeliðinde yasaya uygun olduðuna, bu aðaç türlerinin de ormanlarda tabii olarak yetiþtirildiðinden ve
orman aðaçlarý olduðundan bahisle davayý ret etmiþtir.
Aðaçlandýrmalarýn yaygýnlaþtýrýlmasý ve gelir getirici
türlerin çeþitlendirilmesi amacýyla, 23 Þubat 1998 tarihinde Aðaçlandýrma yönetmeliði yeniden düzenlenmiþ,
Ceviz ve kestanenin yaný sýra ormanlarýmýzda aðaççýk formunda tabii olarak yetiþen harnup, antep fýstýðý
(menengiç) ve zeytin türlerinin de kullanýlmasýna imkan
tanýnmýþtýr. Bu düzenlemeye uygun olarak özel aðaçlandýrma izinleri verilmesi uygulamasýna, 1998 yýlýndan
2002 yýlýna kadar devam edilmiþtir. Orman Bakanlýðý ile
Tariþ, Eðe Zeytin ve Zeytinyaðý Ýhracatçýlarý Birliði arasýnda, aðaçlandýrma yönetmeliðine uygun olarak, zeytin
aðaçlandýrmalarýnýn yaygýnlaþtýrýlmasý amacýyla, Aralýk2002 tarihinde iki adet iþbirliði protokolü imzalanmýþtýr.
Yeniden bir yönetmelik düzenlemesi yapýlmamýþ olmasýna raðmen, bu kez yine baþka bir sivil toplum örgütü
tarafýndan yönetmeliðin 14 üncü maddesi (b) bendinin
iptali için Danýþtay'da iptal davasý açýlmýþtýr. Dava
dilekçesinde, ayný þekilde 57 inci maddenin Anayasaya
ve yönetmeliðin yasaya aykýrý olduðu, madde de yer alan,
9
*Onur Kurulu Üyesi ve AR-GE Komisyonu Baþkaný
odun dýþý ürün veren türlerin orman aðacý olmadýðý iddia
edilmiþtir. Danýþtay 8 inci dairesi, öncelikle talep edilen
yürütmeyi durdurma isteðini ret etmiþtir. Daha sonra
esas hakkýndaki kararýnda, maddenin Anayasaya uygun
olduðunu, "Zeytin"in orman aðacý olmadýðýný kararlaþtýrmýþtýr. Bakanlýk kararýn bozulmasý istemiyle Danýþtay
dava daireleri genel kuruluna itirazda bulunmuþ, dava
henüz sonuçlanmamýþtýr. Danýþtay 8 inci dairesinin bu
kararýyla ormanlarýn daraltýlmasýnýn önüne geçilmesi
düþünülmüþ ise de, tam tersine, zeytinin orman aðaççýðý
sayýlmamasý yargýsýyla orman alanlarýnýn daraltýlmasýna
davetiye çýkartýlmýþtýr. Nitekim Yargýtay 20 inci Hukuk
Dairesinin, sahipli arazide olamayan zeytin aðaçlarýnýn
orman aðacý olduðuna dair kararý bulunmaktadýr. Panel
sonunda panelistlerce zeytinin bir orman aðacý olduðu
teyit edilmiþ, aksi düþüncenin ormanlarýn daraltýlmasýna
neden olabileceði vurgulanmýþtýr.
Aðaçlandýrma yönetmeliði, Danýþtay'ýn zeytin ile ilgili
kararýna uymak, Bakanlýðýn yeniden yapýlanmasý nedenleriyle ortaya çýkan yeni durumun yönetmeliðe yansýtmasý için 9 Ekim 2003 tarihinde yeniden düzenlenmiþtir.
Yapýlan bu yeni düzenlemede, odun dýþý ürün veren türler tek tek sayýlmayarak genel tanýmlamalara yer verilmiþtir. Bu yeni yönetmelik de yine ayný sivil toplum
örgütü tarafýndan iptal davasýna konu edilmiþtir.
Danýþtay 8 inci dairesi, yeni yönetmeliðin ilgili 14 üncü
maddesini tamamen iptal etmiþtir. Bakanlýk iptal kararýndan sonra, bu kez davayý açan ilgili sivil örgütle birlikte,
iptal edilen maddeleri yeniden düzenleyerek yürürlüðe
koymuþtur. Özel aðaçlandýrmalarýn yurt sathýnda yaygýnlaþtýrýlamamasýnda, bu þekilde sürdürülen çekiþmelerin
çok büyük olumsuz etkileri yansýmýþtýr.
Ormancýlýðýmýzýn geliþtirilmesi, orman halk iliþkilerinin iyileþtirilmesi, ormanlarýn korunmasýnda önemli
fonksiyon üstlenen ve odamýzca da önem verilen özel
aðaçlandýrma konusunun tüm yönleriyle tartýþýlarak
sorunlarýn ortaya konulmasý, çözüm önerilerinin
üretilmesi, önündeki engellerin aþýlmasý, bu sürtüþmede
ormanlarýmýzýn zarar görmemesi,
ortak bir noktada
buluþulmasýný saðlamak amacýyla, konunun uzmanlarý ile
uygulayýcýlarýn katýlacaðý bir panelin düzenlenmesi
kaçýnýlmaz hale gelmiþtir.
O nedenle Orman Mühendisleri Odasý, özel aðaçlandýrmalarýn en yoðun olduðu Eðe Bölgemizin merkezi
Ýzmir ilinde, 9-10/Haziran/2005 tarihlerinde, koordinasyonu tarafýmca yürütülen panelin yapýlmasý kararýný
almýþtýr. Panelin bir günü arazide ve bir günü büroda
olmak üzere iki gün süreli "Türkiye'de özel aðaçlandýrmalar" konusu adý altýnda yapýlmýþtýr. Böylece özel aðaçlandýrma konularýnýn tüm yönleriyle tartýþýlmasý saðlanmýþtýr.
Panelin 9 Haziran 2005 tarihinde gerçekleþtirilen
arazi bölümünde, Bergama ilçesi Karaveliler köyü köy
tüzel kiþiliðince yapýlan baþarýlý fýstýkçamý özel aðaçlandýrma alanlarý gezilmiþ ve köylülerle sohbet edilmiþtir.
Ýkinci tatbikat noktasý, ormanda tabii olarak yetiþen
aralarýnda zeytin, antep fýstýðý (menengiç) nýn da bulunduðu devlet ormaný gezilerek, tabii türler hakkýnda bilgi
edinilmiþtir. Burada "zeytin" aðaççýðýnýn orman tanýmýnda yer alan asli unsur olduðu bizatihi arazide görülerek
tespit edilmiþtir. Üçüncü tatbikat noktasýnda, Danýþtay
kararýndan önce saha tahsisi yapýlan, Akhisar ilçesi
Tütenli köyü köy tüzel kiþiliðine ait baþarýlý zeytin özel
aðaçlandýrma alaný gezilmiþtir. Bu noktalarda basýn ve
panelistler bilgilendirilmiþ ve panelistlerin, panele daha
farklý bakýþ açýsýyla girmeleri saðlanmýþtýr.
Panelin 10/haziran/2005 tarihinde ki bölümünde
konularýn hukuki, idari, teknik, uygulama ve sosyal
boyutlarý panelistlerce ele alýnmýþtýr. Panel iki oturum
halinde gerçekleþtirilmiþtir. Oturumlarýn yönetmenliðini,
emekli Orman Genel Müdürü Abdurrahman SAÐKAYA
yapmýþtýr.
Birinci oturumda, Ý.Ü. Orman Fakültesi Ormancýlýk
Hukuku Ana Bilim Dalý Baþkaný Prof. Dr. Sedat
AYANOÐLU, emekli Baþbakanlýk birinci hukuk müþaviri
(OGM eski 1 inci hukuk müþaviri ve kadastro ve mülkiyet
daire baþkaný) Avukat Nurten ÖZER, eski Orman
Bakanlýðý Aðaçlandýrma ve Erozyon Kontrolü Genel
Müdürü ve Müsteþar Yardýmcýsý Eþref GÝRGÝN panelist
olarak yer almýþ ve özel aðaçlandýrmalarýn hukuki
dayanaklarý ile uygulamaya yansýmalarý konusu
tartýþýlmýþtýr. Oturumun sonundaki tartýþma bölümünde,
özel aðaçlandýrmalarýn yapýlmasýnýn önemli olduðu, 57
inci madde de deðiþiklik yapýlarak önündeki engellerin
aþýlmasýnýn gerektiði yönünde kanaat oluþmuþtur.
Ýkinci oturumda konunun teknik, idari, uygulama ve
sosyal boyutlarý, Aðaçlandýrma ve Erozyon Kontrolü
Genel Müdürü Mustafa YÜKSEK, Milli Emlak Genel
Müdürlüðü Daire Baþkaný Kadir TEZCAN, Ege Orman
Vakfý Genel Müdürü Metin GENÇOL ile Karaveliler Köyü
eski muhtarý Mustafa ÇELÝK tarafýndan tartýþýlmýþtýr.
Ýkinci oturumun sonundaki tartýþma bölümünde, özel
aðaçlandýrmalarýn orman köylerinin gelir seviyesini
artýrdýðý, ormanlarýn korunmasýnda köprü görevi
gördüðü ve geliþtirilmesinin gerektiði vurgulanmýþtýr.
Ormanlarýmýzýn halkla birlikte korumasýnda köprü
görevi yapacak, orman köylerinin refah seviyelerinin yükseltilerek orman halk iliþkilerinin geliþtirilmesine katký
saðlayacak olan ve ormanlarýmýzda tabii olarak yetiþen,
odun dýþý ürün veren, orman aðaç ve aðaççýk türlerinin
özel aðaçlandýrmalarda kullanýlmasýnýn önündeki engellerin hukuki zeminlerde kaldýrýlmasýnýn zorunluluðu
belirtilmiþtir. Panel olumlu izlenimlerle sona ermiþ olup,
yapýlan tüm konuþma bantlarý aynen çözümlendikten
sonra kitap haline getirilecektir. Panel sonunda Orman
Mühendisleri Odasý genel merkezi tarafýndan bir basýn
duyurusu yayýnlanmýþtýr. Duyurunun tam metnini
odamýzýn WEB sayfasýnda bulabilirsiniz.
Deðerli meslektaþlarým, her zaman inanarak
söylediðim gibi, sizler her þeyin en iyisine layýksýnýz. Oda
çalýþmalarýyla ilgili yeni atýlým haberlerinde yeniden
buluþmak üzere hoþça kalýnýz.
10
ORMAN-KEÇÝ-EROZYON VE TURÝZM
SEMPOZYUMU DÜZENLENDÝ
Orman Mühendisleri Odasý
Adana'da ORMAN, KEÇÝ, EROZYON VE TURÝZM
konulu bir sempozyum düzenlendi. Adana Büyükþehir
Belediye Baþkanlýðý tarafýndan 12 - 13 Nisan 2005 tarihleri arasýnda düzenlenen uluslararasý sempozyuma
Orman Mühendisleri Odasý Doðu Akdeniz Þube
Baþkanlýðý, Adana Orman Bölge Müdürlüðü ve Adana
Kent Konseyi katký saðlamýþtýr. Sempozyuma katýlan
konuþmacýlar özetle; "Keçinin ormana zararlarýnýn
azaltýlmasý, keçi sahiplerinin alternatif geçim kaynaklarýna yönlendirilmesi ve kýl keçisi yerine ýslah
edilmiþ keçi türlerinin beslenmesi düþüncesinde birleþmiþlerdir. Keçilerin yaþama alanlarýnda doðal olarak
yetiþmekte olan týbbý ve aromatik bitki türlerinin
korunmasý, yetiþtirilmesi ve üretimleri kýl keçisi
besleme iþinden daha ekonýmik olacaðýný vurgulamýþlardýr. Ayrýca dünyada yeni yeni geliþmekte olan
eko-turizm uygulamalarý da köylülerin yerinde
kalkýndýrýlmalarýnýn yeni bir uðraþ alaný olabileceði" vurgulanmýþtýr.
Sempozyumda Odamýz adýna bir sunum yapan Genel
Baþkan Ali KÜÇÜKAYDIN özetle; "1980 yýlýndan bu yana
özellikle küçükbaþ hayvan sayýsý önemli ölçüde azaldý ve
azalma devam etmektedir. Hýzlý ve kontrolsüz azalýþ
geçmiþte Anadolu da bitki türlerinde olduðu gibi hayvan
ýrkýnda da gen kaynaðýnýn kaybolma riskini getirmekte-
dir. Elimizdeki gen kaynaklarýnýn bilinmeyen pek çok
yararlý özellikleri vardýr. Hayvan sahipleri, hayvan
otlatýlan bütün sahalarý mera olarak nitelemekte ve
geleneksel kullaným hakkýný kendilerinde görmektedirler. Doða korumadaki geliþmeler ve buna paralel
yasal düzenlemeler otlatma sahalarýný her geçen gün
daraltmaktadýr. Günümüzde; orman ekosistemine
yoðun baský nedeniyle, kontrollü ve planlý otlatmadan
söz etmek doðru deðildir. Bunun temel nedeni, burada
yaþayan insanlarýmýzýn yaþam koþullarýdýr. Ayný havzada örnek olarak aldýðýmýz Oruçlu, Mansurlu, Ormancýk,
Musalar ve Ortaköy köylerinin ortak özellikleri:
- Arazi meyli yüksek , erozyon çok þiddetlidir.
- Tarým alanlarý verimsiz ve iþlemeye uygun deðildir.
- Orman ekosistemi sürekli köylü tarafýndan baský
altýndadýr.
- Geçim kaynaklarý sýnýrlý, yerinde kalkýndýrma
imkansýzdýr.
- Fakirlik, þehre göçü ve alternatif arayýþý zorlamaktadýr.
Fakir orman içi köylerin insanca yaþayabilecekleri
alanlara nakli, hem bu insanlarýmýzýn sýkýntýlarýna son
verecek hem de boþalan köylerde doðanýn kýsa sürede
kendini yenilemesini saðlayacaktýr." Demiþtir. Genel
baþkan konuþmasýný; "Doðal orman rejyonunda yer
alan ve yerinde kalkýndýrýlmasý mümkün olmayan, yoksul ve zor þartlarda yaþayan orman içi köylerin nakli
devlet politikasý haline getirilmelidir. (Anayasa
Mad.:169, 6831 S.Orman Yasasý Mad.:2A) Ýnsanlarýn
sosyo-ekonomik durumunu iyileþtirmeden orman
tahribatýnýn önüne geçmek zordur. Keçi baþta olmak
üzere kontrolsüz hayvan otlatmacýlýðýnýn, ormanlara
verdiði büyük zarar tartýþýlmaz bir gerçektir. Ancak
ormanlýk alanlarda otlatmanýn tamamen yasaklanmasý
ve keçinin ortadan kaldýrýlmasý da doðru bir yaklaþým
deðildir. Ýçersinde otlatmanýn da yer aldýðý korumakullanma dengesinin iyi kurulduðu sürdürülebilir
ormancýlýk politikasý uygulanmalýdýr. Bunun da yolu,
klasik planlama yerine kýrsal alan yönetimini de içine
alan çok yönlü faydalanma esasýna dayalý havza planlamasýndan geçmektedir. Keçi popülasyonun yoðun
olduðu ve ekosisteme zarar verdiði bölgelerde alternatif gelir kaynaklarý sunularak, keçi varlýðý kabul
edilebilir seviyede tutulmalýdýr." Diyerek tamamlamýþtýr.
(NOT: Sempozyumda sunulan tebliðlerin tamamý odamýz að
sayfasýnda (www.ormuh.org.tr ) yayýnlanmaktadýr.
11
DÜNDEN BUGÜNE
Orman Mühendisleri Odasý*
Mesela, Zonguldak'ýn yerleþim alanýnýn yüzde 68'i
orman arazisidir, devlete ait arazidir, içinde hastane,
postane, özel þahýslara ait yapýlar da vardýr. Bu dertten Türkiye'nin kurtarýlmasý lazým...
27 Mayýs 2005 tarihinde Orman Mühendisleri
Genel Merkezi tarafýndan Ankara'da bir sohbet
toplantýsý düzenlendi. Toplantýya, Oda Genel Merkez
Yönetimi ve çeþitli organlarýn üyeleri ve mesleðimizde geçmiþ dönemlerde üst düzey yönetici
kademelerinde görev almýþ Orman Mühendisi
çalýþanlarý katýlmýþlardýr.
Geçmiþte yaþanan deneyimlerin ve birikimlerin
deðerlendirilmesini amaçlayan toplantýnýn açýþ
konuþmasýnda Orman Mühendisleri Odasý Genel
Baþkaný Ali KÜÇÜKAYDIN özetle "Geçmiþi bilmeden,
irdelemeden ve yaþananlarýn deðerlendirmesini yapmadan geleceðe dönük saðlýklý politikalarýn oluþturulamayacaðý görüþünü benimsediklerini ve bu
deðerlendirmelerin iyi yapýlmasý durumunda asla
tarihin tekrar etmeyeceðine inandýklarýný" vurgulamýþtýr. Daha sonra söz alan katýlýmcýlar görüþlerini
dile getirmiþlerdir.
Toplantýya katýlanlar sýrayla görüþlerini özet
olarak þu þekilde ifade ettiler;
CEMAL AKIN (Emekli Müsteþar) - ...Hepimiz
bölge þefliði, iþletme müdürlüðü yaptýk., Ankara'da
üst düzeylerde görevler yaptýk. Yýllarca uðraþtýk, biz
orman köylüsü ve orman iliþkilerini hiçbir suretle
rayýna oturtamadýk.
Biz Türkiye'de orman köylüsünü yýllarca ezdik, bu
bir tespittir. "Ormana gittin odun aldýn, fýndýk yaptýn,
devletin malýdýr" dedik. Hem insanlarýn eline býraktýk
o mallarý, parasýný almadýk, çay oldu, fýndýk oldu,
sera oldu, otel oldu, turistik yerleþim yeri oldu.
NEVÞAT ÖZER (Orman Bakanlýðý Emekli
Müsteþar) - ...Deðerli arkadaþlar, kýymetli zamanlarýnýzý almaksýzýn, kýsaca düþüncelerimi arz edeceðim 62 yaþýnda ben aldýðým eðitimin noksanlýðýný
hep hissetmekte hem dil açýsýndan hem de bilgi
çaðýnýn gerekleri açýsýndan hissetmekte olduðumdan, bunun eksikliðini hissediyorum. Genç meslektaþlarýmýn bunun eksikliði içerisinde yetiþmemesini
istemekteyim. Dolayýsýyla, mesleðin bekasý itibariyle,
yetiþecek gençlerin dünyaya ve çaða uygun hale
gelmesi gerektiðini hassaten vurgulamak istiyorum.
Buca çalýþmalarýmýza raðmen raðmen, bir türlü
de mülkiyet problemlerimizi çözememiþiz. Bu itibarla, özellikle, ifade etmek istiyorum. Mutlaka bu
yönde çalýþmalarýn ve mülkiyet olayýnýn çeþitlendirilmesi ve bir sosyal bünyenin oluþturulmasý
lazým geldiðinin önemle ifade ediyorum...
YAVUZ YÜKSEL (Müþavir) - ...Orman Mühendisleri Odamýza teþekkür ediyorum. Yýllardýr ilk defa
ideoloji olmayan, ormancýlýða yönelik ve meslektaþlarý düþünen ve onlarla iliþkili konular üzerinde
çalýþan bir yönetimle çalýþmanýn þansýný, mutluluðunu yaþýyoruz. Kendilerini tebrik ediyorum.
Halk-orman iliþkileri bizim için çok önemli.
Aslýnda, konuda, dünyayý incelediðimiz zaman en
baþarýlý ülkelerden bir tanesiyiz, ama yine de yetersiziz. Çok baþarýlý metot ve teknikler geliþtirmiþiz bu
konuda, fakat yeterli deðil. Bunu katýlýmcýlýðý ön
plana çýkararak yaygýnlaþtýrmak mecburiyetindeyiz
ve yeni yapýlan planlarda da, esaslardan bir tanesi
bu, yani katýlýmcýlýk konusu...
...Bu arada birçok defalar deðiþik hükümetler
müþavirleri imza altýna almaya teþebbüs ettiler ve
hiçbiri baþarýlý olamadý; yani, böyle derken, çok
kýymetli arkadaþlarýmýz var, bu arkadaþlarýmýzdan
istifade etmemiz gerekiyor. Sayýn Bakanýmýzýn yapmýþ olduðu bir toplantýda çok güzel bir þekilde
bizlere þunu söylemiþti: "arkadaþlar ben sizden üretim bekliyorum, hizmet bekliyorum, bunu nerede
yaparsanýz yapýn, mesai önemli deðil" demiþti ve son
12
* Yazý bant kayýtlarýný çözerek hazýrlandýðýndan, imla hatasý ve ifadelerin buna göre deðerlendirilmesini okuyucularýn takdirine býrakýyoruz.
(Konu ile ilgili bant kayýtlarýnýn tamamýný odamýzýn að sayfasýnda bulabilirsiniz.)
derece güzel bir yaklaþýmdý. Aslýnda, bu yaklaþýmý
devam ettirerek, arkadaþlarýmýzýn deðiþik konulardaki deðerlerine biraz daha imkan verilerek, bundan
istifade edilmesi gerektiðine inanýyorum...
MEHMET IÞIK (CHP Giresun Milletvekili) ...Deðerli arkadaþlarým, þu 2B konusunu konuþalým.
1.5 sene önce idi, orman köylerinin sorunlarý ve
çözüm yollarýný araþtýrmak üzere Mecliste 8 AKP'li, 4
CHP'liden oluþan bir komisyon kurduk. Ben de bu
komisyona dahildim, tek orman mühendisi
olduðumdan, böyle bir konu olunca bize geliyor.
Türkiye'nin örnek olabilecek, Mersin'den Artvin'e
kadar tüm bölgelerini gezdik. Halkýmýzý dinledik,
sivil toplum örgütlerini dinledik, meslektaþlarýmýzý
dinledik, orada yaþanan olumsuzluklarý, olumluluklarý gördük, tespit ettik. Sonuçta 2B ye geliyorum;
Türkiye'de 2B sorunu var, gerçekten, bir kýsým
orman arazileri bütün çaba ve uðraþlarýmýza raðmen
yaðmalanmýþ. Bunda vatandaþýn ekonomik sýkýntýlarýnýn yanýnda bizim de kusurumuz. Geçinemeyen
insan bir þekilde çaresini aramak durumunda kalmýþ
olabilir. Bunlar doðrudur ve gerçektir. yalnýz bir
konuya dikkat ediniz, rant alaný olan yerler, villalar,
yaðmalanan sahiller bir tarafa, gerçek anlamda yerleþimlerin çok yoðun olmasýndan, þehirlerin oraya
doðru uzamasýndan, gecekondulaþmasýndan dolayý
ve bir de orman köylülerimizin ekonomik sebeplerden dolayý ormandan kazandýklarý alanlar ayrý tutulmalýdýr. Bu konuda, ne iktidar partisi AKP, ne de ana
muhalefet partisi CHP, bu yerleri arazi sahiplerine
satýlmasý konusunda bir endiþemiz yok. Bir vakýadýr,
bir cenazedir, oradan kalkacak ve bir þekilde bunun
çözümlenmesi gerekir.
Þunuda
açýklamakda
yarar
görüyorum;
Türkiye'deki mülkiyet sorunlarýyla Avrupa'daki
mülkiyet sorunlarýný birbirine karýþtýrmamak lazým.
Türkiye'de hiçbir zaman devlet ormanlarý özel
mülkiyete konu olmamýþtýr.
Deðerli arkadaþlarým, ormancýlýkta, orman
mühendislerinin yetki ve sorumluluklarýný içeren
yasa tasarýsýna bütün içtenliðimle katýlýyorum.
Yýllardýr bunun hevesini, heyecanýný yaþadýk, fakat
bir türlü gerçekleþtiremedik...
KEMAL AÞIK (Emekli Gnl.Md.) - ...Hepinizi
sevgiyle selamlarým. Erozyonla mücadele konusunda, maalesef, pek aktif gözükmüyoruz. Biliyorsunuz
1995 yýlýnda Ýzmir'de aðýr bir sel olayý oldu ve 63
vatandaþ hayatýný kaybetti. Bunun üzerinde çalýþýl-
maya baþlandý, fakat olay üzerinde duranlar, bakanlar vesaire belediyeyi suçladýlar, belediyenin üzerine
geldiler, altyapý noksan dediler ve belediye bu iþi
yüklenmiþ oldu. Halbuki, meselenin aslý bir
çölleþme, bir ormansýzlaþmadýr.
Biliyorsunuz fakültenin kurulduðu günden beri
sel yataklarýnýn tahkimi diye bir ders vardýr. Onu
okuturlardý, tabii uygulamaya da geçti, fakat bu
dönem dönem ihmal edildi.
Orman çalýþmalarýnýn en güzelini de yapsanýz,
havza içerisinde deðiþik arazi kullaným þekilleri
vardýr, oralara dokunmadýðýnýz takdirde meseleyi
kökünden halledemezsiniz...
H. BASRÝ CANLI (Emekli Müsteþar Yrd.)- ...2B
bir sorundur ve çözülmesi gerekir... Ýkincisi, arazi
sýnýflandýrmasý ve orman kadastrosunun yapýlmasý
halinde zaten, artýk, bundan sonra piyasada
konuþulduðu gibi boyuna 2B çýkacak olayý da
kalmayacaktýr. Hiç bir zaman bu iþlem, hükümetlerle, kiþilerle ilgili deðildir...
...Bir diðer konu; benim üzerinde en çok duracaðým ve Sayýn Genel Müdürümün üzerinde durmasýna gerektiðine inandýðým ve orman teþkilatýnda
Orman Genel Müdürlüðü gerçekten yapýsý itibariyle,
katma bütçeli döner sermayeli bir kurum olmasý,
bütün mülkiyetin kendisine ait olmasý, tasarrufun,
bakanlýðýn bütün yetkilerinin, parasal kaynaklarýnýn
orada olmasý nedeniyle yaþamasý gerektiðine inanýyorum...
Ýnanýyorum ki, Sayýn Genel Müdür bastýrýrsa, 35
000 aktif kadro þu anda 17 000 civarýndadýr. O
zaman, en azýndan 5 000 kadroyla muhafaza memuru, mutemet ve þeflerimizi tamamlarlarsa, ben
inanýyorum ki, Orman Genel Müdürlüðü daha rahat
çalýþacaktýr...
13
YAÞAR DOSTBÝL (Müþavir) - ...Bütün meslektaþlarýmýz düþüncelerini ifade ettiler. Bunlarýn hepsinin yürütülebilmesi için insan, memur, mühendis
lazým. Memur, mühendisi motive edebilmek içinde
boðazýný iyi doyurmak lazým...
...Son olarak, biliyorsunuz, teþkilatýmýza ek
ödeme verilmesiyle ilgili bütün bakanlýklarý
taramýþtýk. Biz, sadece, üç tane bakanlýk var, onlar
almýyor, onun dýþýnda herkes bir vesileyle bir ek
ödeme alýyor. Kimi bilmem ne tazminatý diyor, kimi
bir þeyler diyor. Herkes bir þey alýyor. Bakanlýk ve
Orman Genel Müdürlüðü çalýþanlarýnýn ek bir þeyler
almasý lazým. Artýk bundan dolayý taþrada ve
merkezde çalýþacak olan, sýrtýna yüklenmiþ, giden
adamlarýn morali bozuk þu anda. Morali bozuk olan
bu kimselerle ki, görevidir, memurdur, görevini
yapýyor da, bir böyle koþarak yapmak var, bir de
görevini yapmak var. Behamal bu konunun
halledilmesi gerekir, verilmesi gerekir; çünkü, bizden
baþka neredeyse ödeme almayan kimse kalmadý...
OSMAN ÇAKIR (Emekli Gnl.Md.) - ...Hepinizi
saygý ve sevgiyle selamlýyorum. Ben gayet kýsa
konuþacaðým. Odamýza vazife düþüyor, buradaki
konuþmalarýn tutanaklarýnýn analizi yapýldýktan sonra
en kýsa yolu teknik kongredir. Her arkadaþ da buna
iþtirak eder, orada daha teknik konular konuþulur ve
bir karara varýlýr. Hepinize teþekkür ediyorum...
ABDURRAHMAN SAÐKAYA (Emekli Gnl.Md.) - ...
Günümüzde Ülkeleri de ikiye ayýrýyorlar, sosyal sermayesi zayýf ve kuvvetli olanlar diye. Sosyal sermayesi kuvvetli olanlar, ekonomik organizasyonlar
oluþturuyorlar, sosyal organizasyonlar oluþturuyorlar ve kalkýnýyorlar; yani, Japonya ve Almanya gibi.
Sosyal sermayesi zayýf olanlar da bir araya gelemiyorlar, birbirlerine güvenemiyorlar, dolayýsýyla belirli
kuruluþlar oluþturamýyorlar ve dolayýsýyla bunlar
baþarýsýz oluyorlar.
Dün yapýlanlarý tekrar etmek veya onlarý
geçmiþten çok daha iyi yapmak, bizi bir yere
götürmez. Tam tersine, þimdiki baþarý, liderlerin
baþarýsý, kuruluþlarýn baþarýsý þöyle anlatýlýr:
Yapýlmayanlarý bulup çýkarýp, bunlarý yapmak. Neler
yapýlmýyorsa, bunlarý bulup çýkaralým, yapalým,
odamýz da gerçekten bunu yapýyor, deðiþim
konusunda gayet güzel hareketler yapýyorlar, ben
þahsen 15 senedir odaya küsmüþ bir kiþiydim, oy
vermeye dahi katýlmýyordum ve yani bakýyordum,
meslek meseleleri bir tarafa itilmiþ, iktidarla
uðraþýlýyor, bununla uðraþýlýyordu. Ýktidarla uðraþmak muhalefet olmak demektir arkadaþlar. Biz,
odamýzýn iktidar olmasýný istiyoruz. Nasýl olacak; siz
kuruluþ olarak bir iþler hazýrlarsýnýz, plan program
hazýrlarsýnýz, yönetsel olarak plan program hazýrlarsýnýz, iþlerle ilgili plan program hazýrlarsýnýz,
takdim edersiniz. Ýþte bu iktirdar olmaktýr. Yoksa,
iktirdar þunu yaptý, ben karþýyým. Böyle ucuzluklara
odamýz girmemeli, mesleðin menfaatini gözönüne
alarak, muhalefet olmak yerine iktidar olmalýdýr.
Dolayýsýyla, arkadaþlarýmýn bir senelik çalýþmalarýna
baktým, baþta Sayýn Baþkan ve yönetim kuruluna
teþekkür ediyorum. Þahsen, odaya inandým,
güvendim ve kendilerine de söyledim, hiçbir beklentim olmaksýzýn, nefer olarak çalýþmaya her zaman
hazýrým. Bu nedenle, bu deðiþiminden dolayý, bu
farklý yaklaþýmýndan dolayý, birlikteliðinden,
toplayýcýlýðýndan dolayý hepinize teþekkür ediyorum...
MEHMET ALÝ KARADENÝZ (Emekli Gnl.Md.) ...Kýzýlaðaç olayýnýn þimdi detay ve tekniðine girmek
istemiyorum. Bugün, arkadaþlar kýzýlaðaç tamamen,
yüzde 95'i, þahýs ormanlarýdýr, þahsýn kendi
ormanýnda, tapulu mülkünde, orman aðacý olarak
deðil, biz ormandaki yüzde 99 olan çam, ladin, göknar'ý disipline etmiþiz, damgaya baðlamýþýz, nakdiye
baðlamýþýz, nereye gidiyor, nasýl oluyor, nasýl kesiliyor demiþiz; ama, bunun aksi olan, vatandaþýn elindeki kýzýlaðaca da aynen çam ormaný gibi, orman
aðacý gibi bazý statülere baðlamýþýz. Onun için
kolaylýklar gelmelidir, yönetime destek vermeliyiz.
Kendilerine birkaç kez televizyondan izledim, ben bu
duygu ve düþüncelerimle hepinize saygýlar sunuyorum, sevgiler sunuyorum...
14
EÞREF GÝRGÝN (Müþavir) - ...Dokuz tane fakülte
var, yýlda 300 mezun veriyor, Çankýrý Orman
Fakültesinde orman mühendisi yok denecek kadar
az, dekaný da, öðretmeni de ziraat mühendisi ve
bunlar üç yýldýr orman mühendisi mezunu veriyor.
Ama, bir orman mühendisi bunlar, benim kardeþim
bunlar, benim odamýn üyesi bunlar. O zamanlar,
arkadaþlar, önce meslektaþýn sorunlarýný birinci
öncelik olarak almak zorundayýz...
Üç ana baþlýkta konuþuyorum. Meslek Yetki
yasasý, eðitim projesi ve arazi ve bina projesi konularýnda iyi gidiyorlar ve kutluyoruz.
Son olarak; Türkiye'de Havzanýn sahibi yok.
Türkiye'de sahibi halen yok, herkes Havzadan
bahsediyor, bunun sahibinin bu bakanlýk olmasý
lazým. Onun için bununla ilgili yönetim düzenlemesi
ve devamýnda bakanlýðýn mutlak ve mutlak aktif
olmasý gerekir...
HÜSREV ÖZKARA (Müþavir) - ...Diðer bir konu;
biliyorsunuz 1970'li yýllarda ülkemizde 10.5 milyon
kýrsal kesimde yaþayan orman köylümüz vardý.
Þimdi, bu rakam 7 milyon düzeyine kadar inmiþtir.
Dolayýsýyla, yaklaþýk yüzde 35 civarýnda bir nüfus
azalmasý var. Neden; kýrsaldan kente bir göç
yaþanýyor. Demek ki, kýrsal kesimdeki boþalmayla
birlikte doðada kendini yenileme süreci de ortaya
çýkýyor. Biz, birçok yeri gittik gezdik. Samimiyetimde
söylüyorum, þu anda orman gelmiþ, yani bizim,
bugün, bir an önce bunu gözden çýkarmak gibi tek
bir hedef olarak ortaya koyacak olursak, o ormanlarý
kazanma þansýmýz yok. Ben diyorum ki, bu 473 000
hektar içerisinde yeniden orman haline dönüþmüþ
alanlarýn, yeniden orman rejimine kazandýrýlmýþ
olmasý lazým. Þu anda hazine adýna çýkmýþ yerlerde,
siz eylemli olarak tespit yapmadan, böyle bir þey
otomatikman iþler mi? Siz bunu otomatik olarak
yapmanýz gerekiyor, tek baþýna Maliye Bakanlýðýnýn
böyle bir iþi yapmasý, zaten teknik olarak da
mümkün deðil. 2B konusunun hassas bir konu
olduðunu bildiðim için konuþmak istedim...
AYTEKÝN MESÇÝ (Emekli Müþ.Yrd.) - ...Herkes
biliyor; ama, ben bir memur iken, elimde küçücük
bir tapum varsa ve arazi vergisi veriyorsam, onlarýn
da vergi vermesi lazým diye düþünüyorum. Bu
yaranýn tamir edilmesi gerektiðine inanýyorum.
Sayýn Bakan, "ormanýn sahibi olmadan af getiremezsiniz, satamazsýnýz, devredemezsiniz orman
dýþýna çýkan yerleri…" dedi ve sonra kadastro
sorunu gündeme geldi ki, Sayýn Bakan "Ýki senede
Türkiye Cumhuriyetinin orman kadastrosunu bitireceðim" dedi. Ben o gece þaþýrdým, geriye doðru
düþündüm. Kadastroya sekiz sene baktým, planladýk, 2005'te bitireceðiz dedik. Yýlda 1 milyon hektar yaptýðýmýz takdirde, Oturduk ve hesaplamalarý
yaptýk. 1 milyon 200 bin hektar yaptýðýmýz takdirde
bitireceðimizi düþündük...
MEHMET YILMAZ (Müþavir) - ...Burada özet
söylemek istediðim; bir kere meslek ve meslektaþým, kendi kendileriyle yüzleþmesi gerekiyor. Biz,
bakýn bu meslekten emekli olan aðabeylerimiz bir
davete geliyorlar, fikirlerini beyan ediyorlar, herhangi bir zamanda ve saatte akýl sormaya gittiðinizde,
akýl veriyorlar; yani, kucaklýyor. Baþka yerlere gidiyorlar, aradan 15 yýl geçmesine raðmen bu
kýzýlaðaçlar ne olacak diyebiliyorlar. Bunlar,hem
mesleðe ve hem millete mal olmuþ insanlar.
Kendimizle hesaplaþmamýz lazým. Önce meslek kimliðimin ön plana çýkarýlmasý lazým. Birinci talebim bu.
Böyle bir çalýþmaya nereden baþlarýz, ne yaparýz,
buna bir bakmak lazým. Ýkincisi, milletle hesaplaþmamýz lazým, millete hesap vermemiz lazým...
GÜRZAP YILMAZ (Müþavir) - ...Bizler, mesleðe
ilk baþladýðýmýz zaman büyüklerimiz hep þunu
söylediler: "Bolu'daki, Kastamonu'daki ormanlar da
devletin ve milletin ortak malý olduðu için,
Konya'daki, Adana'daki tüyü bitmemiþ yetimlerin bile
hakký vardýr, ona göre dikkatli davranýn." Peki, þöyle
bir þey düþündük; Konya'daki buðday tarlasýnda,
Adana'daki pamuk tarlasýnda, Kastamonu'daki tüyü
bitmemiþ ormancý çocuðunun hakký var mý; yok
dediler. Baktýk bu iþte bir terslik var. Bu iþte orman
köylüsünün fakirleþmesinin ve milli gelirden en az
pay almasýnýn sebeplerinden birisidir. Orman
köylüsünün fakirleþmesi de, orman halk iliþkilerinin
bozulmasýnýn temelidir. Bu iliþkileri düzenleyecek
olan ormancý teknik elemanlarýn da bu gelirden alabileceði payýn yarýsýný bile alamamasý da, iþte o
orman halk iliþkilerinin düzenlenememesinin sebeplerinden birisidir. Bugün ortalama milli gelire 4 000
dolar diyorlar. Eðer, öyleyse, bir ormancý teknik elemanýn 4 kiþilik bir ailesi varsa, yýlda 16 000 dolar
almasý lazým ki, milli gelirden ortalama pay alabilsin;
ama, bugün, hiçbir ormancý teknik elemanýn eline
yýlda 8 000 dolar para geçmiyor...
15
DURHASAN KOCA (Emekli Gnl.Md.) - ...Bugün
bir orman mühendisi ile Merkez Bankasýndaki bir
mühendisin, DPT'deki bir mühendisin aldýðý ücrete
bir bakýnýz. Eðer, siz, insanlarýnýz arasýnda alýnterine
denge getiremezsiniz, o problemlerin altýndan kalkamazsýnýz. Ormancýlýk problemi de ülkenin diðer
problemlerinden ayrý bir prolem olamaz, bir zincirin
halkasý gibi...
Marmaris'de Cumhurbaþkanýmýz sayýn Evren'e,
çalýþmalarýmýzý size anlatayým dedim. Tamam dedi ve
gittik, tohum aðaçlarýna orman muhafaza
memurlarýný çýkardým, dedim ki, kozalaklarý böyle
topluyoruz, fidanlýða götürdüm, kozakalarý böyle
seriyoruz, tohumlar böyle çýkýyor, yastýklara böyle
ekiliyor, fidanlardan sonra tüplere aktarýlýyor, iki gün
boyunca anlattým ve nihayet sahaya götürdüm ve
aðaçlandýrma böyle yapýlýr diye gösterdim. O zaman
"evladým, peki devlet baþkanýyken biri bunlarý bana
niye anlatmadý" Dedim ki, o zaman size 5 kilometre
yaklaþmak mümkün deðildi. Demek ki biz öncelikle
kendimizi bir kere tanýtmamýz lazým...
MUZAFFER GÜLTEKÝN (Emekli Gnl. Md.) ...Orman Mühendisleri Odasýnýn yapmýþ olduðu bir
toplantýya 35 seneden sonra ilk defa katýlýyorum ve
þu an, onun gururu içerisindeyim ve kendimi gerçekten, þimdi, bir orman mühendisi olarak görüyorum.
Meslek odasýnýn bence en önemli iþlevi, meslektaþýnýn hamisi olma iþlevidir; çünkü, ormanlarýmýzýn
zaten hamisi var. Baþta Anayasa ve ona baðlý olarak
6831 sayýlý kanun ve diðer kanunlar, ormanlarýn
yasamanýn getirmiþ olduðu güvenceyle zaten
sahiplendirilmiþ. Sahibi belli. Biz, hasbelkader görev
aldýðýmýz süre içerisinde o kanunlarýn öngördüðü
hükümler çerçevesinde hizmet verdik; ama, þimdi,
emekli olan ve halen çalýþmakta olan arkadaþlarýmýz,
son derece maddi sýkýntýlar içerisinde. Yýllarýný vermiþ, 30 senesini doldurmuþ, daire baþkanlýðýnda
olan bir arkadaþýmýz, emekli olamýyor; çünkü, emekli olduðu anda, þu anki devletin vermiþ olduðu
yaþam standartlarýna uygun bir yaþam standardýný
bundan sonra sürdürebilmesi mümkün deðil. Vermiþ
olduklarý bir emekli ikramiye kendilerini kesinlikle bir
gecekondu sahibi bile yapmaz. Orman Mühendisleri
Odasýnýn, özellikle, bu hamilik rolünü üslenmesini
talep ediyorum...
YAÞAR GÜLBAY (Emekli Gnl.Md.) - ...Köylü þu
anda çok maðdur. Or-köy'ün daha aktif ve haraketli
olmasýný bekliyoruz. Or-Köy'ün daha faal bir durum-
da olmasý için elinden ne geliyorsa yapmasýný bekliyoruz. Sevgi ve saygýlarýmý sunuyorum...
MEVCÝ KABAL (Emekli Gnl.Md.) - ...Bir teklifim
var. Genelde bir görüþma yaptýk; ama, bunun, bundan sonraki toplantýlarda, grup ve konular halinde,
odada çalýþmalar yapýlýrsa, herhalde daha verimli
olur; ama, o çalýþmalarý, genelde, yine, bu genel
kurula takdim edilir, görüþler alýnabilir ve grup grup
çalýþmanýn daha konsantre, daha kesif sonuçlar
çýkaracaðý kanýsýndayým. Bu toplantýnýn düzenlenmesinden dolayý da tekrar teþekkür eder, hepinize
saygýlar sunarým...
SELAHATTÝN TURHAL (Emekli Gnl.Md.) - ...Ben
liberal bir insaným. Kendi kurumum Orüs özelleþtirildi ve gayet de güzel oldu bana göre; çünkü, bizim
bir aktivitemiz yoktu, özel sektör daha güzeli ile
doldurdu. Fakat, ben, bu ormanlarýn özelleþtirilmesine bir türlü aklým yatmýyor. Bu ormanlarýn
özelleþtirilmesi nasýl olacak? Ben bunu anlamadým.
Bir þekilde özelleþme devirdir, bir iþi, bir hizmeti bir
gruba devrediyorsun, köylüye devredeceðiz. Lütfen,
orman köylülerini kalkýndýralým þeklinde bir felsefeyle gitmeyelim; yani, bu iþi býrakalým. Köylü bir
þekilde kalkýnacak. Zaten, ormancýlýktan kalkýnan
köylü yok, bir misal gösterin, yani bunun peþinde
koþmanýn bir anlamý yok...
MUSTAFA YÜKSEK (Gnl.Md.) - ...2B ile ilgili
düþüncemi sizlere arz etme istiyorum. Mutlaka bir
konsensüsün saðlanmasý lazým. Bir masanýn etrafýnda oturup, artýlarýyla eksileriyle tartýþýp, bir konsensüsün saðlanarak Yüce Meclisimizden geçeceðine
inanýyorum...
...Bir de þunu ifade edeceðim, kendisinin bölge
þefliðini yaptým sayýn milletvekilimizin ve hakikaten
kendisini çok severim, þu devlet ormancýlýðý, millet
ormancýlýðý konusu, burada çok arkadaþýmýz da
söyledi, kimse ormanlarýn birilerine verilmesini
söylemiyor, bütün ormanlar, dünyadaki her insanýn
ortak malý; ama, niye biz, bazý insanlarýn elinde
ormanýn olmasýný kýskanýyoruz veyahut da o insanlarýn eline geçtiði zaman ormanlarýn yok olacaðýný
zannediyoruz. Zaten sosyal olarak insanlarýmýz,
kültürel olarak geliþiyorlar. Biz, buradaki bakýþ
açýlarýný deðiþtirmemiz lazým...
Biz þunu ifade ediyoruz; bütün meslektaþlarýmýzýn, sivil toplum örgütlerinin, herkesin
tenkidine açýðýz, yanlýþlarýmýz olduðu zaman mutla-
16
ka bizi uyarsýnlar. Ama, bir gerçeði hiçbir zaman
gözümüzün önünden kaçýrmayalým. Siyasi irade çok
önemli. Parlamentoda gerçekten orman mühendisi
sayýsýnýn fazla olmasý lazým, hangi siyasi partiden
olursa olsun, meslektaþlarýmýza bu konularda
destek olmamýz lazým; çünkü, en sonunda siyasi
iradenin, parlamentonun dediði kabul oluyor...
OSMAN KAHVECÝ (Gnl.Md.) - ...Türkiye
ekonomisinde, siyasetinde ve sosyal yapýsýnda bir
yol çizmiþ. Yüzünü AB'ye çevirmiþ. Mevzuatýný AB'ye
ayarlamýþ. Peki, AB'de ormancýlýk nerede? Orman
köyleri, 2A, 2B. Dünyada orman köyü tabiri bizden
baþka yok. Üç beþ kiþi oturmuþuz, orman köyü
tanýmý yapmýþýz; hangi hukuk, hangi mantýða
göre?.. Ülke hudutlarýnda hangi orman varsa verimli olmalý.
Biz hala muhafaza memurundan bahsediyoruz.
Muhafaza memurluðu bitti, bitmeli. Ne demek; kimi
kimden
koruyacaksýn!
Açýkçasý
muhafaza
memurlarýnýn artýrýlmasýndan yana deðilim, toplumu
bilinçlendirmek ve artýk polisiye tedbirlerle, silahlarla orman koruma dönemini bitirmeliyiz.
Hepimiz orman mühendisiyiz. Soru, en iyi orman
mühendisi kim? Sayýn aðabeyim erozyondan bahsetti, biz çok iyi bir erozyon dersi almadýk, kendileri çok
iyi bir erozyon uzmadýr; ama, kiþisel gayretiyle oluþturulmuþ. Orman mühendisi çok iyi bir erozyoncu
deðildir. Ama, özel olarak yetiþtirilirse iyi bir erozyoncu olur. Erozyon demek iyi bir orman kurmak
demek deðildir. Erozyon tedbiri her zaman ormaný
gerektimez, çayýr da bir tedbirdir, taþ duvarda bir
tedbirdir. Bize kadastro yüklediler diyoruz; hangimiz
kadastro eðitimi gördük? Hiç birimiz.
Hepimiz genel müdürlük tezgahýndan geldik
geçtik, sýra bize geldi, bizde geçeceðiz. Birkaç yýl
sonra ya da birkaç ay sonra, bizde buralarda bir
yerde oturmuþ olacaðýz. Hepinize çok teþekkür ediyorum. Orman Genel Müdürlüðü gibi çok mükemmel
bir teþkilatý, nöbet bize geldi, biz nöbeti aldýk. Emeði
geçen ve bizleri buraya getiren siz aðabeylerimize
çok teþekkür ediyoruz.
En ciddi sýkýntýmýz ise, gerçekten, kendi
kendimize ve bana soruyorlar "en ciddi muhalefeti
kimden görüyorsunuz" diye. Meslektaþlarýmdan
görüyorum. Beni, en anlamayan benim meslektaþlarým. Keser gibi hep bana hep bana yontuyoruz.
Birilerini koruyoruz. O birileri sizler; ama, ne pahasýna; milleti ezme pahasýna, milletin haklarýný
görmemezlikten gelme pahasýna, birilerini koruduk
ve nereye geldik?
Þu anda, benim mesleðimi, belirli yerlerde sorguluyorlar. Orman Genel Müdürünün mesleði ne diyorlar. Herhalde iþletmeci veya iktisatçý insan olarak
düþünüyorlar.
Eðer, bu kurumu iyi idare edemezsek, birileri
bunu sorgular. Onun için, siz deðerli aðabeylerimizden aldýðýmýz mirasý, bizden sonrakilere çok daha
güçlü olarak teslim etmenin heyecaný içerisindeyiz.
Güçlü bir teþkilat býrakmak zorundayýz. Onun için de
bu toplantýlarýn ne kadar sýk yapýlýrsa, bizim için o
kadar faydalý olduðuna inanýyorum...
Toplantýnýn kapanýþ konuþmasý ve deðerlendirmesini eski bakanlarýmýzdan YASÝN BOZKURT
yaptý.
...Sayýn Baþkan, deðerli meslektaþlarým; þimdi,
biz, buradan, gerçekten, çok gönül rahatlýðýyla ayrýlacaðýz. Hem bilgilerimizi tazeledik hem de yeni bilgiler
edindik. Gerçekten bugüne kadar, çok þeyler
deðiþmiþtir. Bizden evvelki meslektaþlarýmýzý da
þükranla, rahmetle, minnetle anýyorum. Çünkü onlar,
bu ormanlarý milli misak heyecaný ile, aþkla ve þevkle
korumuþlardýr. Bunu böyle bilelim. Onlar ve biz,
ayaðýna lastiði zor bulan, hatta ayaðý çýplak, ceket
bulamayan, aç ve fakir köylülerle beraber bu ormanlarý koruduk. Onlardan koruduk demiyorum. Bunu
böyle bilelim; ama, þunu da bilelim ki, icabýnda hiç
devlet tecrübesi olmayan insanlar, siyasi otorite
olarak bakanlýðýn baþýna gelebiliyor ve ormancýlýðý
hor görüyor. Bunun tanýðýyýz. Ormancýlýk, yetiþmiþ
elemanlarý bünyesinde taþýyan bir camiadýr. Burada
da bunun örneðini gördük, akademik seviyede çok
güzel konuþmalar oldu, bundan da siyasi otoritenin
istifade etmesi gerekmektedir.
Toplantýmýz çok verimli geçti. Bu toplantýyý renklendiren Cemal Akýn beye de burada teþekkür ediyorum. Eksik olmasýnlar, her toplantýya renk ve canlýlýk
veriyor. Hiçbir siyasi ve ideolojik saplantýlara bulaþmadan, saplanmadan, bu toplantýyý tertip eden
Orman Mühendisleri Odasýnýn Sayýn Baþkanýna ve
arkadaþlarýna teþekkürlerimizi, þükranlarýmýzý ifade
etmek istiyorum.
Yalnýz ormancýlarý küstürerek bir yere varýlamayacaðýný çok sevdiðim, geçmiþten beri tanýdýðým
Sayýn Bakan Pepe'nin de dikkat etmesi, yeniden
deðerlendirmesi gerektiðini de burada söylemek
istiyorum. Inþallah bu bilgileri, yakýn mesai
arkadaþlarý samimiyetle kendisine intikal ettirirler...
17
TÜRKÝYE ORMANLARININ ÝHMAL EDÝLEN
DEÐERLÝ YAPRAKLI TÜRÜ
YABANÝ KÝRAZ
(Cerasus avium (L.) Monench) yada syn. Prunus avium L.)
Yrd.Doç.Dr. Derya EÞEN* / Yrd.Doç.Dr. Oktay YILDIZ*
Arþ.Gör. Þemsettin KULAÇ* / Arþ.Gör. Murat SARGINCI*
Yabani Kirazýn Önemi
yapýlmasý
önerilmektedir
Türkiye oldukça sýnýrlý
(Kahveci
ve
Tüfekçioðlu,
orman kaynaklarýna sahiptir
1998). Yapraklý orman alan(Tunçtaner ve ark., 1985):
larýnýn artýrýlmak istenmesinin
Yüzölçümünün yaklaþýk %
birinci nedeni biyoçeþitliliðin
26'si ormanlarla kaplý olup
arttýrýlmak istenmesidir. Ýkinci
bunun da sadece % 38'si (8
olarak, yapraklý ormanlarýn
milyon ha) verimli orman sýnýfýeðlen-dinlen (rekreasyon) ve
na girmektedir (Boydak ve
turizm amaçlarýna hizmet
Dirik 1998). Doðal olarak,
etmesi ve dolayýsýyla da ormanülkemiz yýllýk yakacak ve
larýn çok yönlü kullanýmý için
yapacak odun talebini karþýlauygun bir ortam oluþturmada yetersiz kalmaktadýr
masýdýr (Bostedt ve Holgen,
(Tunçtaner ve ark. 1985).
2000; Löf ve ark. 2004).
Odun talebi ve arzý arasýndaki
Üçüncü olarak ta yapraklý
bu açýðýn 2040 yýlýna kadar 40
orman aðaçlarýnýn kereste fimilyon m3'e ulaþmasý beklenyatlarýnýn önümüzdeki yýllarda
mektedir
(Birler
1995;
artmasý
beklenmektedir
Tunçtaner 1998). Son yýllarda(Abildtrup ve ark., 1997; Löf
ki ekonomik krizler ve Türk
ve ark. 2004). Son olarak
Lirasý'ndaki deðer kaybý odun
küresel iklim deðiþiklerinin
ithalatýný daha da pahalý hale
sonucunda ladin gibi ibreli
getirmiþ ve dikkatlerin ülke öz
ormanlara kýyasla yapraklý
kaynaklarýna çevrilmesine yol
orman
aðaçlarýnýn
doðal
açmýþtýr. Artan odun talebini
büyüme hýzlarýnýn artýrmasý
karþýlayabilmek için doðal
beklenmektedir (Sykes ve
ormanlarýmýzýn verimliliðinin Þekil 1.Ordu Orman Ýþletme Müdürlüðü sýnýrlarý içinde Prentice, 1996; Löf ve ark.,
doðal olarak yetiþmiþ, düzgün ve dolgun bir yabani
artýrýlmasý, verimi yüksek aðaç2004).
kiraz gövdesi (Yaman, 2003).
landýrma sahalarýnýn kurulmasý
Bir metre çap ve 30 m boya
ve ormansýz alanlarýn aðaçlandýrýlmasý gerekmektedir ulaþabilen yabani kiraz (Prunus avium L.) ülkemizde de
(Boydak ve Dirik 1998). Orman alanlarýmýzýn belirli bir doðal olarak bulunan ve hýzlý büyüyen ekonomik deðeri
kýsmýnda ve hatta tarým alanlarýnda hýzlý geliþen yerli ve oldukça yüksek yapraklý bir türdür (Davis, 1972;
yabancý türler ile endüstriyel dikim alanlarýnýn kurul- Tosun ve Özpay, 1988; Savill, 1991; Þekil 1). Bu tür
masý ülkemizin odun ham madde açýðýnýn kýsa bir ülkemiz ormancýlýðýnda uzun zamandan beri ihmale
zamanda kapatýlmasýnda baþvurulacak önemli bir kay- uðramýþ ve deðerlendirilmemiþtir (Yaman, 2003).
nak olarak gösterilmektedir (Boydak ve Dirik 1998; Zengin bir biyolojik çeþitliliðe sahip Karadeniz ormanlarýnda meyvesinin ve odununun deðerli olmasý sebeTunçtaner 1998).
Son yýllarda gerek Avrupa'da gerekse de ülkemizde biyle bu tür uzun yýllar devam eden seçme kesimleri
doðal yapraklý türlerle yapýlacak aðaçlandýrma çalýþ- nedeniyle tahrip edilmiþtir (Çetintaþ 2002, kiþisel
malarý önem kazanmýþtýr (Kahveci ve Tüfekçioðlu; iletiþim). Bu türün ekolojisi, biyolojisi ve genetiðine
1998; Löf ve ark., 2004). Özellikle de Karadeniz dair Türkçe ormancýlýk kaynaklarýnda oldukça az sayýda
Bölgesi ekosistemlerinde yapraklý tür dikimlerinin araþtýrma ve bilgi yazýsýnýn bulunmasý ülkemizde bu
18
*ÝBÜ Düzce Orman Fakültesi
nadide türe verilen önemin eksikliðinin bir göstergesidir (Tosun ve Özpay, 1988; Yaman, 2003; Kutsal,
2005). Bu nedenle odun ve meyvesi deðerli, yaban
hayatý iþlevi yüksek hýzlý geliþen bir tür olarak yabani
kiraz ile yapýlacak kapsamlý çalýþmalar, bu türün verimliliði ve ekonomik girdisini artýrmakta yararlý olacaktýr.
Avrupa'da neslinin tükenmekte oluþu ve bu nedenle
gen kaynaklarýnýn muhafaza edilmek istenmesinin
yanýnda kalitesi yüksek kereste verebilecek çap ve
büyüklüðe kolaylýkla ulaþmasý ve odunun orman
endüstrisindeki yüksek deðeri nedeniyle, terk edilmiþ
tarým alanlarýnda ve doðal ormanlarda yabani kiraz
dikimleri oldukça teþvik edilmektedir (Savill, 1991;
Santi ve ark., 1998; Kleinschmit ve ark., 2001,
Martinsson, 2001). Piyasada dekoratif ve kolay
iþlenebilir kiraz kerestesine duyulan talep arzýn çok
üstündedir. Yabani kirazýn odunu en fazla kaplamacýlýk,
dolap yapýmý ve tornacýlýkta kullanýlmaktadýr. 1986 fiyatlarýyla kaplamalýk yabani kiraz kerestesinin m3 fiyatý 300-600 Ýngiliz Sterlini arasýnda alýcý bulmaktadýr.
Kaliteli yeknesak bal renginde yabani kiraz odunu
Almanya'da ise 1,700 Ýngiliz Sterlini'ne alýcý bulmaktadýr (Savill, 1991; Santi ve ark., 1998; Þekil 2).
Odunu kýymetli bir aðaç türü olan ak meþe (Quercus
alba L.) ve kýrmýzý Amerikan meþesinin (Quercus rubra
L.) birinci sýnýf kerestesinin m3 fiyatý sýrasýyla 212-297
ve 254-339 Amerikan Dolarý arasýnda deðiþirken ayný
ölçü ve kalitedeki yabani kiraz kerestesinin fiyatý 339424 Amerikan Dolarýna ulaþabilmektedir (Anonim,
2005). Avrupa'da, kalitesi yüksek kereste üretimi için
verimi düþük tarým alanlarýnda 50-70 yýllýk bir idare
süreli yabani kiraz aðaçlandýrma sahalarýnýn kurulmasý
teþvik edilmektedir. Ekolojik ve ekonomik öneminden
dolayý bu tür Avrupa Orman Genetik Kaynaklarý
(EUFORGEN)'in
'Deðerli
Yapraklýlar
(Noble
Hardwoods)' listesine alýnmýþtýr (Santi ve ark., 1998;
Eriksson, 2001; Kobliha, 2002). Bu nedenle,
Avrupa'nýn bir çok ülkesinde yabani kiraz konusunda
araþtýrmalar yapýlmaktadýr (Santi ve ark., 1998;
Kleinschmit et al. 2001, Martinsson 2001). Yabani
kirazýn Avrupa'da teþvik edilmesinin bir diðer nedeni de
Avrupa Birliði'nin tropik ormanlardan odun ithalatýný
azaltma kararýný almýþ olmasýdýr (Kobliha, 2002).
Yabani Kirazýn Ekolojisi
Geniþ ekolojik ýskalalara sahip yabani kiraz (Prunus
avium L.) Avrupa, Kuzey Afrika, Batý Asya ve dolayýsýyla da ülkemizde doðal olarak bulunan ve hýzlý büyüyen
yapraklý bir orman aðacý türüdür (Davis, 1972; Savill,
1991; Santi ve ark., 1998). Bu tür genelde Karadeniz
Bölgesi'nin 'Castanetum' ve 'Sýcak Fagetum' zonlarýnda
(Yaman, 2003), orman kenarlarýnda ve nadiren de sýk
karýþýk ormanlarda fertler, küçük guruplar veya sýralar
halinde bulunmaktadýr (Þekil 3). Düþük rakýmlý sahalarý
tercih eden bu türün fertleri Ýngiltere'de nadiren 300m'nin üzerine çýkar (Savill 1991; Joyce ve ark., 1998;
Santi ve ark., 1998; Kleinschmit et al. 2001;
Martinsson 2001; Çetintaþ 2002, kiþisel iletiþim).
Ancak yabani kiraz ülkemizde 1700 m'li yükseltilere
Þekil 3. Ordu Orman Ýþletme Müdürlüðü sýnýrlarý içinde doðal
yetiþmiþ genç bir yabani kiraz ferdi (Yaman, 2003)
Þekil 2. Yabani kiraz odunu (Aydýn ve Akbalýk, 2004)
kadar çýkabilmektedir (Yaman, 2003).
Bu tür en iyi geliþmesini derin ve nemli balçýklý
topraklar üzerinde yapar ve özellikle kireçtaþý üzerinde
birikmiþ derin topraklar ile düþük rakýmlý arazilerin
eðimli yamaçlarýný tercih eder. Buna karþýn C-horizonu
yüzeye 40-cm'den yakýn olan sýð topraklardan, kumlu
ve süzekliði kötü topraklardan kaçýnýr. Hafif ve süzek
19
topraklar üzerinde meyve üretimi yüksektir. Öncü bir
aðaç türü olan yabani kiraz gençlik dönemi haricinde
ýþýk isteði fazla olan bir orman aðacýdýr. Kiraz gövdeleri
oldukça kuvvetli bir uç baskýnlýðýna sahip olup tepe
düzgün ve tek bir uç dal üzerinde oturur ve gençlikteki boy büyümesi hýzlýdýr (Þekil 3). Yetiþme ortamý
uygun olan yörelerde ikinci büyüme dönemi sonunda
80-cm boya ulaþabilir. Hýzlý boy artýþý 7-15. yaþlara
doðru düþerek 30-40. yaþlarda oldukça yavaþtýr.
Yabani kiraz korunaklý sahalarda iyi bir büyüme yapar
ve sürgün verme yeteneði yüksektir. Geç-donlar yabani
kiraza zarar verebilmektedir (Savill 1991; Joyce ve
ark., 1998; Santi ve ark., 1998; Keinschmit et al.
2001; Martinsson 2001).
Þekil 4. Samandere, Düzce'de genç bir yabani kiraz ferdi
(Aydýn ve Akbalýk, 2004).
Yabani Kirazýn Çiçek ve Tohum Özellikleri
Biseksüel olan yabani kiraz çiçeðinde beþ beyaz
yada pembe taç yaprak 15-20 yada daha fazla stamen
bulunur. Bu türün tozlaþmasý genellikle böceklerle
gerçekleþtirilir. Yabani kirazýn çiçekleri yapraklarla eþ
zamanlý yada Nisan-Mayýs aylarýnda açar (Schopmeyer,
1974; Ürgenç, 1998; Kutsal, 2005).
Yabani kiraz en erken 6-7 yaþlarýnda tohum
tutmaya baþlar ve hemen her yýl bol tohum verir. Etli
(sulu) basit meyveler grubuna giren kirazýn meyvelerin
büyüklüðü 20-25 mm arasýnda deðiþir (Þekil 4). Bir
kg etli meyveden yaklaþýk olarak 100-350 g temizlenmiþ tohum elde edilir ve 1 kg temizlenmiþ tohumdan
5,000-8,000 adet tane elde edilir. Meyveler genelde
Haziran-Temmuz aylarýnda olgunlaþýr. Meyveler
yumuþak ve tam olgunlaþtýðýnda toplanmalýdýr. Ancak
geç kalýnmasý halinde kuþlarýn olgun tohumlarýn
tümünü toplama riski söz konusudur. Yabani kiraz
tohumlarýnda birden fazla sayýda çimlenme engeli
bulunmaktadýr (kabuk sertliði ve kalýnlýðý, olgunlaþmamýþ embriyo, tohum içinde
endospermde
çimlenmeyi
engelleyici kimyasal bileþikler). Bu nedenle iyi bir çimlenme için doðal veya suni
(sýcak+soðuk)
katlama
iþlemleri
zorunludur Þekil 5. Etinden temizlen(Schopmeyer, 1974; Tosun ve miþ yabani kiraz tohumlarý
(Kutsal, 2005).
Özpay, 1988; Savill 1991;
Bozcuk, 1995; Finch, 1998; Ürgenç, 1998; Kutsal,
2005).
Yabani Kirazýn Silvikültürü
Avrupa'da yabani kiraz geniþ aralýklarla (ör. 3 x 3
m) dikilmektedir. Dikim alanlarýnda özellikle kemirici
hayvanlara ve diri örtü istilasýna karþý mücadele yapýlmakta ve bireyler budanmaktadýr. Kýsacasý batýda bu
türün yoðun silvikültürü yapýlmaktadýr. Yabani kiraz
fidanlarý dikimi izleyen ilk yýllarda özellikle de fare
zararlarýna karþý oldukça duyarlýdýr. Bu zarar otsu diri
örtünün yoðun olduðu sahalarda artmaktadýr. Bu tür,
gençlik döneminde kendileriyle mekan, su, ýþýk ve besin
elementleri bakýmýndan rekabet eden otsu ve odunsu
diri örtü türlerine karþý hassastýr. Gerek kemirgen
zararýný azaltmak gerekse de diri örtü rekabetini
ortadan kaldýrmak amacýyla yapýlan tam alanda diri
örtü mücadelesi, boy artýmýný iki katýna kadar çýkarabilmektedir (Savill 1991; Joyce ve ark., 1998; Santi ve
ark., 1998; Kleinschmit et al. 2001; Martinsson
2001).
Joyce ve ark. (1998), Ýrlanda'da ki yabani kiraz
dikimlerinde 2+0 fidanlarý, 1+1 yada 2+1 þaþýrtýlmýþ
fidanlarýn kullanýlmasýný önermiþtir. Fidanlarýnýn büyüklük ve kaliteye baðlý olarak 2.25 x 2 m ile 2 x 1.25 m
arasýnda deðiþen aralýk mesafeler (2,000-4,000 fert
ha-1) ile dikildiðini belirtmiþtir. Fidanlarýn ilk yýllarýnda
(0.5-1.2 m boylar arasýnda) ocaklarda yada bir m'lik
bantlarda kimyasal diri örtü mücadelesi yada pullukla
toprak iþleme önerilmiþ ve bu iþlemlerin ayrýca don
zararýný da azaltabileceðini belirtilmiþtir. Daha sonra
fidan boylarý 1.5-3.0 m'e ulaþýnca hektarda en iyi 200
birey üzerinde þekillendirici budamalar yapýlmýþ çatal
gövdeleri teklenmiþtir. Boylarýn 6-8 m'e ulaþtýðý
devrede ise kirazlarda bakým yapýlarak ha'da yaklaþýk
200 aðaç (7 m aralýklarla) hedef aðacý olarak seçilmiþ
ve bu bireylerde rekabet eden tüm odunsu vejetasyon
20
sahadan çýkarýlmýþtýr. Doðal budama yeteneði zayýf
olan yabani kiraz fertlerinin boylarý 5-20 m'e ulaþtýðýnda Haziran-Aðustos aylarý arasýnda ana gövde üzerinde
6-7 m'e kadar budama yapýlmakta 3-cm ve altýndaki
çapa ulaþmýþ tüm yan dallar uzaklaþtýrýlmaktadýr
(Joyce ve ark., 1998).
Yabani kiraz diðer yapraklý türlere nazaran kýsa
ömürlü bir aðaç türüdür (70-80 yýl). Bu tür 60 yýl gibi
bir süre içinde gövde çürümesine yada rüzgar devirmesine hassas hale gelebilir. Bu nedenle yuvarlak odun
üretimin söz konusu olduðu hallerde idare süresi
dikkatli tespit edilmelidir. Yabani kirazýn yýllýk odun üretimi diðer yapraklý orman aðaçlarýna kýyasla oldukça
yüksek olup 6-10 m3 ha-1 arasýnda deðiþmektedir.
Kaliteli gövde üretimine yönelik aralamalar kuvvetli ve
devamlý (5-6 yýlda bir) olmalý, kalan aðaçlarýn tepeleri
geniþ bir mekan ve rekabetten uzak bir ortam verilmelidir. Bu þekildeki dinamik ve yoðun bir silvikültür programý çerçevesinde en fazla 60-70 yýl içersinde en az
50-60 cm çapýnda düzgün, dolgun, budaksýz ve
kaliteli aðaçlar üretilebilir (Joyce ve ark., 1998; Savill
1991).
Yabani kiraz alt katman aðacý olarak diðer yapraklý
türler (ör. kayýn, gürgen) ile karýþýk meþcereler oluþturabilir. Bu tür grup olarak meþe, diþbudak yada
akçaaðaç meþcerelerinde karýþýma girebilir. Yabani
kiraz, diþbudaklar ile en uygun karýþýmý yapar ve diþbudaklardan 10-15 yýl önce yada ayný zamanda kesim
çaðýna gelir. Ayrýca bu tür gölgeye dayanýklý bir tür olan
kayýn meþcerelerinin çatýsý altýndaki boþluklarda da
yetiþebilir, ancak bu tür karýþýmlarda kayýnýn kirazý
boðmamasýna dikkat edilmelidir. Kirazýn sýra yada dar
bantlar halinde karýþýma girdiði durumlarda meþe ile
yaptýðý karýþýmlarda fazla sorunla karþýlaþýlmaz. Ancak
yine de bu tür meþcerelerde kirazýn hýzlý büyüme eðilimi nedeniyle meþeleri boðma olasýlýðý vardýr (Joyce ve
ark., 1998; Savill 1991).
24-30 metreye ulaþabilen boyu, sert, güçlü ve
dayanýklý kýrmýzýmtýrak kahverengi odunu ile bir ýþýk
aðacý olan kara kiraz (Prunus serotina Ehrh.), yabani
kirazla ekolojik ve silvikültürel benzerliklere sahip K.
Amerikalý bir akrabasýdýr. Kara kiraz, diðer öncü aðaç
türleri ile K. Amerika'nýn Kuzey ve Güney Yapraklý
Ormanlarý'nda tahrip gören sahalarý iþgal ederek belirli
bir süre sonra yerlerini gölgeye daha dayanýklý yapraklý türlere terk eder (Hansen, 1980; Smith ve Linnartz,
1980). K. Amerika'da karýþýk yapraklý ormanlarda
tohumlarý toprak içerisinde birkaç yýl canlý kalabilen
kara kiraz gibi ýþýk aðaçlarý gençleþtirileceðinde
meþcere çatýsýnda ortalama aðaç boyu geniþliðinde
boþluklar açýlmakta ve 6 cm ve yukarýsýnda çapa sahip
istenmeyen tüm vejetasyon sahadan çýkarýlmaktadýr
(Merritt, 1980). Meþcere çatýsýnda açýlacak boþluðun
çapý bu boþluðun altýna gelecek gençliðin tür bileþimini
belirlemektedir. Yarý gölge aðaçlarýn örneðin þeker
akçaaðacý (Acer saccharum Marsh.) ile Amerikan
kayýný (Fagus grandifolia Ehrh.) yüksek sürgün verme
yeteneklerinden dolayý tam kapalý meþcere çatýsýnýn
altýnda bile gençleþebilmekte, ancak meþcere boþluðu
artýkça gelen gençlikte kiraz gibi ýþýk ihtiyacý yüksek
aðaç türlerinin oraný artmaktadýr (Smith and Linnartz,
1980). Bu nedenle kirazýn da bulunduðu çok sayýda
yaþ grubunun temsil edildiði karýþýk yapraklý ormanlarda uygulanan birey-seçme iþletmesi ýþýk isteði yüksek
aðaç türlerinin aleyhine olmakta ve gölgeye oldukça
dayanýklý olan þeker akçaaðacý, Amerikan kayýný ve belli
ölçüde Tsuga spp. türlerinin gençliklerine öncelik vermektedir. Bu orman tipinde kiraz gibi ýþýk aðaçlarý
sahaya ancak grup seçme kesimleri ile meþcere çatýsýnda açýlacak 100 m2 gibi boþluklar ile getirilebilmektedir. Ayrýca K. Amerika'da Güney Yapraklý Orman
Bölgesi'nin kiraz gibi odunu deðerli türlerin bulunduðu
boniteti iyi ve oldukça iyi sahalarý, sahada eþit daðýlýma
sahip hektarda 25-50 adet tohum aðacý býrakýlarak
gençleþtirmeye alýnmaktadýr. Tüm tohum aðaçlarý
sahaya gelen gençliðin üçüncü ila altýncý vejetasyon
dönemi içinde sahadan çýkarýlmakta ve yaklaþýk 12 yýl
içinde sahada arzu edilen tür içeriðine ulaþýlmaktadýr.
Bu iþletme tipi sonucunda çok iyi bonitete sahip
sahalarda kara kiraz baskýn türlerin içerisine girebilmektedir.
Sonuç ve Öneriler
Her þeyden önce ormancýlarýn yabani kirazý kýymetli
bir orman aðacý olarak görmesi ve bu aðacýn silvikültürel yönden deðerlendirilmeye alýnmasý gerekmektedir. Avrupa'da, geniþ bir fenotipik deðiþkenliðe
sahip yabani kirazýn, bünyesinde barýndýrdýðý genetik
farklýlýðýn ortaya çýkarýlmasýnýn Avrupa ormancýlarýnýn
en önemli görevlerinden birisi olduðu vurgulanmakta
ve yabani kiraz ile ilgili orijin denemelerinin gereði
üzerinde durulmaktadýr (Santi ve ark., 1998;
Keinschmit ve ark., 2001; Martinsson, 2001). Orijin
tür denemeler uygulamacýya bir aðaç türü içersinde
mevcut genetik deðiþkenliðin, belirli yörelerde en fazla
biyolojik ve ekonomik baþarýyý verecek orijinleri seçme
olanaðý vermektedir (Long, 1980).
Ülkemizde gerek yerli gerekse de yabancý ibreli aðaç
türlerimiz ile bir çok orijin denemesi gerçekleþtirilmiþtir (Iþýk 1986; Boydak ve Dirik 1998; Tunçtaner
1998). Ancak orijin denemelerinde kavak ve okaliptus
gibi birkaç tür dýþýnda kalan yapraklý aðaç türlerine
fazla ilgi gösterilmemiþtir. Bu nedenle hýzlý geliþen bir
tür olarak deðerlendirilebilecek olan yabani kirazýn
gerek yerli gerekse de yabancý türleriyle yöresel ve en
fazla 'biyolojik' ve 'ekonomik' baþarýyý getirecek orijinlerin belirlenmesi ve yetiþtirilmesi ülkemizin hem nitelik hem de nicelik olarak odun hammaddesine ihtiyaç
duyduðu bir ortamda çok büyük bir öneme sahiptir.
21
Ayrýca böyle bir çaba, bu türün ve genelde biyolojik
çeþitliliðin korunmasý ve artýrýlmasýnda sarf edilmiþ
önemli bir adým olacaktýr.
Ancak doðrudan bu tip orijin denemelerine geçmeden önce farklý tür ve orijinlerin generatif (tohumdan
üretme) ve vejetatif (ör. çelikle üretme) üretme
teknikleri ve bu tekniklerin genç fidanlarýn ilk dönemlerde yaptýðý büyüme performanslarý üzerindeki etkilerine dair kýsa süreli ön çalýþmalarýn yapýlmasý bir zorunluluktur. Bu tür ön labaratuvar çalýþmalarý ileride
önemli miktarda para ve zaman harcanarak kurulacak
orijin denemelerinin baþarýsýnda büyük rol oynayacaktýr.
Ayrýca, ülkemizin orman aðacý fidan ihtiyacýný
karþýlamakta olan fidanlýklarýmýzýn hemen hemen
hiçbirinde amaçlý ve düzenli olarak yerli ve/veya yabancý
kiraz fidaný üretimi yapýlmamaktadýr. Bu nedenle
kirazýn fidanlýk tekniði konusunda büyük bir bilgi
eksikliði bulunmaktadýr. Yakýn gelecekte bu tür fidanlýk araþtýrmalarýna baþlanmasý zorunludur.
KAYNAKLAR
Abildtrup, J., J. Riis ve B. Jellesmark-Thorsen. 1997. The reservation price approach and internationally efficient markets. J. For.
Econ. 3: 229-246.
Aydýn, F. Ve Ö. Akbalýk. 2004. Düzce Orman Ýþletmesindeki
Yabani Kiraz (Prunus avium) Envanteri ve Ekolojik Özellikleri. Lisans
Tezi. A.Ý.B.Ü. Düzce Orman Fakültesi.
Barkley, C. Y. 1971. Black cherry. Univesity of Idaho
Cooperative Extension System, Extension Forestry Information
Series. Alternative Tree Crops No:2. 2 pp.
Barkley, C. Y, R. Mahoney. 1973. Hardwoods in the Pacific
Northwest. Woodland Notes. Vol: 3, No:2, 1 p.
Birler, A.S. 1995. Hýzlý Geliþen Türler ile Endüstriyel
Aðaçlandýrmalarýn Doðal Ormanlarýn Korunmasýnda ve Ülke
Ekonomisindeki Önemi. Kavak ve Hýzlý Geliþen Tür Orman Aðaçlarý
Araþtýrma Enstitüsü. 19. s.
Bostedt, G. ve P. Holgen. 2000. Effecktivitetsperspektiv pa nyttjande av skogsresursen- En naturresursekonomisk analys. Rapport
119. Sveriges lantbruksuniversitet, Inst. F. Skogsekonomi, Umea, 68
p.
Boydak, M.,C. D. Oliver ve H. Dirik. 1995. A.B.D. Orijinli Hýzlý
Geliþen Ýðne Yapraklý Orman Aðacý Türlerinin Türkiye'ye Ýthal
Olanaklarý. Çeþitli Yayýnlar Serisi No: 7, Ýzmit Kavak ve Hýzlý Geliþen
Tür Orman Aðaçlarý Araþtýrma Müdürlüðü. 55 shf.
Boydak, M. ve H. Dirik. 1998. Ülkemizde hýzlý geliþen türlerle
bugüne kadar yapýlan çalýþmalarda ulaþýlan aþama, uygulanan politika ve stratejiler, buna baðlý olarak uygulananbilecek strateji ve politika önerileri. Hýzlý Geliþen Türlerle Yapýlan Aðaçlandýrma Çalýþmalarýnýn Deðerlendirilmesi ve Yapýlacak Çalýþmalar. 8-9 Aralýk 1998,
Ankara, 13-24.
Bozcuk, S., 1995. Genel Botanik. Hacettepe Üniversitesi. Fen
Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Botanik Ana Bilim Dalý.
Çetintaþ, Cengiz. 2002. Kiþisel Ýletiþim. Silvikültür Þube Müdürü.
Orman Bölge Müdürlüðü, Zonguldak.
Davis, P.H. 1972. Flora of Turkey and Aegean Island. Vol. 4. Univ.
Press, Edinburgh.
Eriksson, G. 2001. Conservation of noble hardwoods in Europe.
Can. J. For. Res. 31: 577-587.
Finch, W.E., 1998. Farm Woodland Tree Seed. Horticulture
Research International, Wellesbourne, Warwick CV35 9EF, UK
Hansen, H. L. 1980. The Lake States Region. In: Regional
Silviculture of the United States. Second Edition. Ed: Barrett, J.W.
Wiley-Interscience Publ. John Wiley & Sons. New York. Pp.67-107.
Harlow, W. M., E. S. Harrar, J. W. Hardin ve F. M. White. 1996.
Textbook of Dendrology. Eight Edition. McGraw-Hill, Inc., New York.
534 pp.
Iþýk, K. 1986. Attitudinal variation in Pinus brutia Ten.: Seed and
seedling characteristics. Silvae Genetica 35:58 67.
Joyce, P.M., J. Huss, R. McCarthy, A. Pfeifer and E. Hendrick.
1998. Growing broadleaves - silvicultural guidelines for ash,
sycamore, wild cherry and oak in Ireland. Cofard, Dublin.
Kahveci, O ve U. Tüfekçioðlu. 1998. Ülkemizde Hýzlý Geliþen
Türlerle Yapýlan Çalýþmalarýn Deðerlendirilmesi. Hýzlý Geliþen Türlerle
Yapýlan Aðaçlandýrma Çalýþmalarýnýn Deðerlendirilmesi ve Yapýlacak
Çalýþmalar. 8-9 Aralýk 1998, Ankara, 103-108.
Kleinschmit, J., R. Stephan ve I. Wagner. 2001. Conservation of
genetic resources of wild fruit trees (Prunus avium, Malus sylvestris
and Pyrus pyraster). 5th EUFORGEN Noble Hardwoods Networ
Meeting. Int. Plant Genetic Resources Inst. Blessington, Ireland. 6 pp.
Kobliha, J. 2002. Wild Cherry (Prunus avium L.) Breeding
Program Aimed at the Use of This Tree in the Czech Forestry. J. For.
Sci. 48 (5): 202-218.
Kutsal, Ç., 2005. Katlama Metotlarý ve Orjinin Yabani (Prunus
avium L.) Tohumunun Çimlenmesine Etkileri", A.Ý.B.Ü. Fen Bilimleri
Enstitüsü, Bolu,
Long, E. M. 1980. Texas and Louisiana loblolly pine study confirms importance of local seed sources. South. J. Appl. For. 4:127
132.
Löf, M., A. Thomsen ve P. Madsen. 2004. Sowing and transplanting of broadleaves (Fagus sylvatica L., Quercus robur L.,
Pruýnus avium L., and Crataegus monogyna Jacq.) for afforestation
of farmland. For. Ecol. Manag. 188: 113-123.
Martinsson, O. 2001. Wild Cherry (Prunus avium L.) for Timber
Production: Consequences for Early Growth f rom Selection of Openpollinated Single-tree Progenies in Sweden. Scand. J. For. Res. 16:
117-126.
Merritt, C. 1980. The Central Region. In: Regional Silviculture of
the United States. Second Edition. Ed: Barrett, J.W. WileyInterscience Publ. John Wiley & Sons. New York. Pp.107-145.
Tosun ve Özpay. 1988. Klonal Silvikültürde Ümit Vaad Eden Bir
Aðç Türü: Kiraz (Prunus avium L.). Or. Müh. Odasý Dergisi. 10: 17-20.
Tunçtaner, K., M. Tulukçu, ve F. Toplu. 1985. Research on selection of best suiting origins in Populus deltoides Bartr.) to Marmara
and Aegean Regions. Annual Bulletin of Poplar and Fast Growing
Exotic Forest Trees Research Institute. Ann. Bull. 21. 431 pp.
Tunçtaner, K. 1998. Yabancý Tür Ýthal Çalýþmalarý ve Endüstriyel
Plantasyonlar için Tür Seçimi. Hýzlý Geliþen Türlerle Yapýlan
Aðaçlandýrma Çalýþmalarýnýn Deðerlendirilmesi ve Yapýlacak Çalýþmalar. 8-9 Aralýk 1998, Ankara, 65-74.
Santi, F., H. Muranty, J. Dufour ve L.E. Paques. 1998. Genetic
Parameters and Selection in a Multisite Wild Cherry Clonal Test. Silv.
Genet. 47 (2-3): 61-67.
Savill, P. S. 1991. The Silviculture of Trees used in British
Forestry. CAB International. ISBN 0 85198 739 7. Oxon UK. 141 p.
Schopmeyer, C.S. 1974. Seeds of Woody Plants in the United
States. U.S. Dep. Agric., Agric. Handb. 450. 883 pp.
Smith, D.Wm. ve N. E. Linnartz. 1980. The Southern Hardwood
Region. In: Regional Silviculture of the United States. Second
Edition. Ed: Barrett, J.W. Wiley-Interscience Publ. John Wiley &
Sons. New York. Pp.145-231.
Sykes, M.T., I.C. Prentice. 1996. Climate change, tree species distribution and forest dynamics: a case study in the mixed conifer/northern hardwood zone of Europe. Clim. Change 34. 161-177.
Ürgenç, S. 1998. Aðaç ve Süs Bitkileri Fidanlýk ve Yetiþtirme
Tekniði. Ý.Ü. Orman Fakültesi Yayýn No: 442. 275-319.
Williams, Robert D., Calvin F. Bey. 1989. Planting Yellow-Poplar,
White Ash,
Black Cherry, and Black Locust. Central Hardwood Notes. The
US North Central Forest
Experiment Station. 3 pp.
Yaman, B. 2003. Yabani Kiraz (Cerasus avium (L.) Moench),
G.Ü. Orman Fakültesi Dergisi, Cilt.3, No.1, Sayfa 114-122.
22
KENT ORMANCILIÐININ ÖNEMÝ VE PLANLANMASI
Necati ÇOK*
Kent ormancýlýðý, kent halkýnýn dinlenme ve saðlýðýna hizmet eden, kent ekosistemini düzenleyen, kentin
içinde ve çevresinde bulunan ormanlar ve bu alanlarýn
tesisi, yönetimi ve planlanmasýdýr.
Geliþmekte olan ülkelerde kentlerdeki nüfus artýþý ile
birlikte hýzla çoðalan çarpýk yapýlaþma plansýz
kentleþme sonucunda, kent ekosistemi ve buna baðlý
olarak kentsel yaþam kalitesi zarara uðramaktadýr.
Türkiye, özellikle son 20 yýlda hýzlý ve çarpýk bir
kentleþme sürecine girmiþtir. Türkiye'de hýzlý
kentleþmeyle birlikte yanlýþ arazi kullanýmýyla kentlerimizde gecekondulaþmanýn artmasý sonucunda doðanýn
tahrip edilmesi ve bunlarýn sonucunda doðal dengenin
bozulmasýyla sel ve taþkýnlarýn olmasý ve birçok kiþinin
hayatýný kaybetmesi ve büyük maddi kayýplar üzerine,
nüfusu fazla olan kent çevresinde aðaçlandýrma çalýþmalarýna baþlanýlmýþtýr. Hava kirliliðinin artmasý, plansýz
kentleþme, su alanlarýnýn rusubatla dolmasý ve artan
nüfus ile birlikte yeþil ortama duyulan özlem nedenlerinden, çalýþmalara son 15 yýlda hýz verilerek kent
ormancýlýðý anlayýþý geliþmiþtir.
Türkiye'nin taraf olduðu Uluslararasý Çevre
Sözleþmeleri 1992-Strasbourg Avrupa Kentsel Þartýnda;
kentlerde doða koruma alanlarýnýn kurulmasý ve bitki
kullanýmýnýn geliþtirilmesi, açýk alanlarýn planlanmasý
benimsenmiþtir. Kent ormanlarý her kent yaþamýna özelliðini verir, ilginç bir boyut kazandýrýr ve kent peyzajýný
belirgin bir þekilde etkiler. Bu öðelerden yoksun bir kent
bireysel özelliðini kaybeder. Psikolojik açýdan kent
ormanlarý kent halkýnýn ruh ve beden saðlýðý üzerinde
küçümsenmeyecek düzeyde olumlu etkileri vardýr. Her
þeyden önce insanlara kent ortamýnda doða ile temas
etme, zaman ve mevsimlere göre doðada oluþan
deðiþimleri gözlemleme olanaðý vererek, doða ile bütünleþmelerini saðlarlar. Bilim adamlarýna göre aðaçlarýn
yeþil rengi insanlarý hoþnut kýlýp rahatlýk duygusu vermektedir. Yeþil kuþaklar özellikle kentin ana giriþ ve
çýkýþlarýndaki oluþturduklarý yeþil doku ile ziyaretçilerin
kent hakkýndaki ilk izlenimlerini olumlu yönde etkilemekte ve kente prestij kazandýrmaktadýr. Kentlerin
yaþam kalitesi ve konforu bakýmýndan yapýlan deðerlendirmelerde, sahip olduðu aðaç varlýðý önemli bir
gösterge kabul edilmektedir.
Kentlerimizde bugünkü yeþil alan yoksunluðu nedenlerinin baþýnda; imar planlarýmýzýn eksiklikleri, yetersizlikleri ve imar planlarýna uymama alýþkanlýðý, vb gelmektedir. Kentlere, her yýl kýrsal alanlardan akan nüfus, kiþi
baþýna düþen yeþil alan miktarýný giderek düþürmekte
ve yeþil alanlar, baðnazca tahrip edilmektedir. Üstelik
bunlara eklenen çevre kirlenmeleri yeþili ve yeþil ele-
manlarý da barýnamaz duruma getirmiþtir (PAMAY,
1988).
1965-1975 yýllarý arasýnda Türkiye, batý ülkeleri
arasýnda hem nüfus artýþ hýzý, hem þehirleþmede birinci
sýrada yer almýþtýr. Bu dönemde ülkenin nüfusu %25
oranýnda artarken, þehirleþme hýzý bunun iki katý, %51
olmuþtur. Kýrsal alanlardan devamlý akýp gelen insanlar,
þehirlerimizin her yýl %8 oranýnda büyümesine neden
olmaktadýr. Günümüzde büyük boyutlara ulaþan çevre
sorunlarý nedeniyle, özellikle oldukça fazla nüfusu
barýndýran endüstri kentlerinde önemli oranlarda ekolojik ortam yaratmak gerekli ve zorunlu olmaktadýr.
Kentteki ekolojik çevre geliþimini saðlama yanýnda,
estetik görünüm yani yaþam kalitesinin artýþýný gerçekleþtirmek için kent ormaný çalýþmalarýnýn gerekliliði
ortaya çýkmýþtýr.
Kent ormancýlýðý planlanýrken önce kent içindeki ve
çevresindeki mevcut orman alanlarýnýn nicelik ve nitelik
olarak tespiti yapýlmalýdýr. Amerikan ulusal kent
ormancýlýðý konferans sonuç raporunda, kentlerde kiþi
baþýna en az bir aðaç bulunmasý ideal bir norm olarak
kabul edilmiþtir. Bu ilke tüm kentlerimizde baþlangýç
için temel bir hedef olarak kabul edilmelidir.
Kentlerimizde yapýlacak sürdürülebilir ve uygulanabilir
açýk yeþil alan ve kent aðaçlarý yönetim planlarý ile geleceðe yönelik, saðlýklý, insana yakýþýr, yaþanabilir ve
ekolojik kentler oluþturmamýz mümkün olabilecektir.
Dünyadaki tüm ülkelerde yeþil alan miktarýnýn arttýrýlmasýna veya insan saðlýðý açýsýndan belirli standart
deðere eriþilmesine çalýþýlmaktadýr. Bazý geliþmiþ ülkelerdeki kent peyzajlarýnda, fizyolojik açýdan oksijen alýþ
veriþi ve yaprak yüzeyi hesaplarýna dayanarak, kiþi baþýna 25-40 m2 yeþil alan öngörülmektedir (BAYRAKTAR,
1979'a atfen ÇEPEL, 1994'ten). Avrupa Birliði Uyum
sürecine girdiðimiz bu dönemde bu kural, kentleþmenin
planlý bir þekilde olup olmadýðý, istenen standarda
ulaþýp ulaþmayacaðýný gösterir. Pamay'a göre kent içinde
ortalama 30 m2/kiþi yeþil alan öngörülmektedir. Dünya
saðlýk örgütünün kiþi baþýna tavsiye ettiði kentsel alanlardaki yeþil alan miktarý 9 m2dir.
Kent ormanlarý, kent insanýnýn piknik için faydalanmasýndan çok, kentin ekolojik ve yaþantý deðerini artýrma, kent iklimini iyileþtirme, kentin kirli havasýný süzme
ve eðitim amaçlý (kent ormanýnýn belli bir kýsmýna
botanik bahçesi kurularak) planlanmalýdýr.
Kent ormanlarýnýn kent merkezine uzaklýðý, 50 km
ve daha az olacak þekilde kent ormanlarý planlanmalýdýr
(KONÝJNENDÝJK, 2002'e atfen OÐUZ, 2004'ten).
Kentlere en yakýn, yeterli büyüklükte aðaçlandýrma
çalýþmasýna uygun sahalar kent ormaný olarak tercih
23
*Orman Mühendisleri Odasý Doðu Anadolu Þubesi II. Baþkaný
edilmelidir. Bir yerin orman olarak kabul edilebilmesi
için, aðaçlarýn belli bir kapalýlýk ve sýklýkta olmasý ve
kendine özgü bir mikro klima özellik göstermesi gerekir.
Bu yüzden kent ormanlarý kurulurken veya kent ormaný
yeri saptanýrken o yerin bir bütünlük arz etmesi gerekir.
Kent ormaný büyüklüðü en az 100 hektar olacak þekilde
planlanmalýdýr. Kent nüfusuna oranla bu büyüklük
artýrýlýr.
Günümüzde kentler hýzlý göç ve nüfus artýþý ile hýzlý
yapýlaþma sonucu yaþanabilir özelliklerini yitirmektedirler. Bozulan bu dengeyi kent ormanlarý iyileþtirmektedirler. Geliþmiþ ülkelerde kent ormanlarý kentin nüfus
ve yapýlaþma oranýna göre alansal oraný saptanmaktadýr.
Geliþmiþ ülkelerdeki kent ormanlarý yaþam kalitesinin
bir göstergesi olarak karþýmýza çýkmaktadýr. Kent içi ve
çevresinde kent ormaný planlanýrken; ekolojik, bölümleme, biyoklimatik, kenti biçimlendirme ve estetik
kazandýrma, yaþantý deðerini artýrma, alan saklama,
insan-doða iliþkisi kurma, kent iklimini iyileþtirme,
kentin kirli havasýný süzme, kent gürültüsünün azaltýlmasý, kentli üzerinde ruh saðlýðý yönünde olumlu etkiler býrakmalarý fonksiyonlarýný yerine getirecek þekilde
planlanmalýdýr.
Yeþil alanlarýn olumlu etkilerinin alýnabilmesi, ekolojik verilerin saðlýklý bir þekilde toplanýp gereði gibi
deðerlendirilerek en uygun kent planýnýn yapýlmasý ve
uygulamasýyla mümkün olabilir. Aksi taktirde yeþil alanlar miktar olarak yeterli olsalar dahi beklenen faydayý
saðlayamazlar. Kent ormancýlýðýnda, estetik deðeri ne
olursa olsun, ekolojik istekleri uygun bitkiler kullanýlmalýdýr (YÜCEL, 2004).
Kent ormanlarýnda "koruma ormaný" silvikültürel
iþlemi uygulanmalýdýr. Kent ormanlarý devamlý olarak
orman formunda planlanýp iþletilmelidir. Karýþýk
meþçere kuruluþu oluþturulmalýdýr (%50 iðne yapraklý
ve %50 yapraklý tür). Kent ormanlarý koruma ormanlarý
olarak iþletildiðinden amenajman planlarýnda koruma
ormanlarý olarak gösterilmelidir. Koruma ormanlarýnýn
sosyal fonksiyonlarý, üretim fonksiyonlarýna karþý ön
planda yer alýr. Koruma ormanlarý hiçbir zaman kendi
haline býrakýlmaz ve gerekli koruyucu tedbirler mutlaka
alýnmalýdýr.
Kentin hava kirliliðinden, kent ormanýna dikilen o
yörenin yetiþme ortamýna uygun olmayan aðaç türleri,
yerli aðaç türlerine kýyasla çok fazla zarar görmektedir.
Kent ormaný kenarlarýnda saðlýklý perdelerin oluþturulmasý amacý ile zararlý maddelere karþý dirençli yapraklý
aðaç türleri getirilmelidir. Ýðne yapraklý aðaç türleri,
havadaki zararlý maddeleri fazlaca filtre etme yeteneðine
sahip olduklarýndan ve bütün yýl iðne yapraklarýný
üzerinde taþýdýklarýndan ötürü, yapraklý aðaçlara kýyasla
daha çok zarara uðramaktadýrlar. Kent aðaçlandýrmalarýnda hava kirliliðine dayanýklý, yöre þartlarýna
uygun (kanaatkar ve dayanýklý) ve uzun ömürlü aðaç
türleri seçilmelidir. Uzun ömürlü türler geliþmiþ hal-
leriyle estetik ve fonksiyonel etkilerini uzun yýllar
sürdürürler. Alerjik etki yapan tohumlara sahip türler
(kavak gibi) ve meyveleri döküldüklerinde yerleri kirleten (mahlep, dut, vb.), yapraklarý küçük olup böcek
zararlarýna çok maruz kalan türler tercih edilmemelidir.
Çýnar, At kestanesi, Karaaðaç, Akçaaðaç, Ihlamur gibi
büyük yapraklý türler tercih edilmelidir.
Yapraklý aðaç türleri yapýlarýnda reçine gibi kolaylýkla
yanabilen maddeler içermediklerinden ve daha yüksek
nem içerdiklerinden genellikle ibreli türlere oranla daha
güç, daha yavaþ ve daha az enerji açýða çýkararak
yanarlar. Araþtýrma çalýþmalarý ile çok þiddetli yangýnlarda yangýna direnci ile bilinen servi-mavi servi türlerini
kent ormanýný çevresine ve yangýn emniyet yollarýna dikilmelidir. Yangýn emniyet yollarý kent ormanýn her
tarafýna ulaþýlacak þekilde yapýlýp geniþlikleri 6-10
metre yapýlmalýdýr. Yangýn emniyet yollarý ayný zamandan yürüyüþ yolu olarak ta kullanýlmalýdýr.
Ülkemizin doðal aðaç türlerinden olan Akdeniz
Servisi (Cupressus sempervirens L.) kent ormanlarý
oluþturulurken mutlaka deðerlendirilmesi gereken bir
peyzaj elemandýr. Deniz seviyesinden 900 metre yükseltiye kadar çýkabilen ve Akdeniz'den Karadeniz'e kadar
uzanan geniþ bir dikey ve yatay yayýlýþa sahip olan bu
tür, ayný zamanda yangýna, kuraklýða ve dona dayanýklýdýr. Uzun ömürlüdür (6.000 yýla kadar), 50 metre boya
ulaþabilmektedir (BERNATZKY, 1978'e atfen SABUNCU,
2004'ten).
Özellikle kurak ve yarý kurak iklim özelliði gösteren
kentlerimizde, kent ormanýnda yürüyüþ-yangýn emniyet
yollarýnýn her iki yanýnda yol boyunca yapraklý aðaç türleri üç veya daha fazla sýra halinde dikilmelidir (mavi
servi ve servi türleri, vb).
Kent ormanlarý kurulurken tür seçiminde, bilim
eðitim bakýmýndan önem taþýyan nadir, kaybolmaya yüz
tutmuþ tehlike altýndaki türlere ait örnekleri bulundurarak bilim ve eðitim amaçlý deðerlendirilmelidir. Kent
insaný dinlenirken ayný zamanda doða hakkýnda bilgilenir. Bunun için kent ormanýnýn en uygun bir yerinde
arboretum olarak deðerlendirilir. YALTIRIK, 1988'e göre
arboretum; uzun ve pahalý seyahatlere gerek kalmadan
bilimsel çalýþmalar yapabilmek, hangi varyete ve formlarýn o bölge koþullarýnda yaþayabildiðini saptamak,
doðal olarak bulunmayan odunsu bitkileri getirerek bölgenin güzelliðini, ekonomik önemini ve verimliliðini
artýrmak, bölge halkýna odunsu bitkiler arasýnda deðeri
yüksek olanlarý seçme olanaðý saðlamak, deðiþik tür ve
varyeteleri insanlara tanýtarak onlarda aðaç sevgisini
yaymak, fidanlýklarda gerekli bitkisel üretim materyalini
saðlamak, bölge halkýnýn rekreasyon ve eðitim
ihtiyaçlarýný karþýlamak amacýyla orijinleri belli, doðru ve
özenli bir þekilde etiketlenmiþ, çok sayýda aðaç ve
çalýnýn koruma ve güvenlik altýna alýnmýþ oldukça büyük
arazi parçalarý üzerinde sergilenmeleri ile oluþan
tesislerdir.
24
Kent ormanýnda; çocuk oyun parký, çeþme, oturma
banklarý, çöp kutusu, ilan panosu, yaðmur barýnaklarý,
yangýn gözetleme kulesi (yangýn ve diðer koruma
hizmetleri için), orman yangýnlarý, aðaçlar, doða ile ilgili
bilgilendirme yazýlarý, vb olmalýdýr. Kent ormanýnda kent
insanýnýn en çok faydalandýðý bazý yerler ýþýklandýrýlýr.
Kent insanýnýn, kent ormanýna ulaþýmý kolay ve rahat
olacak þekilde, yollar kent ormanýna kadar asfalt yapýlmalýdýr.
Kent ormanlarý, insanlara bir çok fayda saðladýðýndan (kentlerde tehlikeli boyutlara ulaþan çevre, ses ve
hava kirliliðini azaltmak, açýk hava rekreasyonuna
olanak saðlamak ve doðal peyzajý düzenlemek, kentlerin
düzenli ve planlý geliþmesini saðlamak, toprak ve bitki
arasýnda bozulan tabi dengeyi yeniden kurmak ve
böylece yerleþim alanlarýný sel ve taþkýn zararlarýndan
korumak, kent halkýna temiz ve zengin içme suyu kaynaðý oluþturmak, vb hizmet üretimi aðýrlýklý olarak
yönetilip iþletilmelidir.
Kent ormanlarý 6831 sayýlý orman kanununa tabidir.
Kent içi ve çevresindeki parklar, yol aðaçlandýrmalarý
orman karakteri taþýmadýðý için kent ormaný kapsamý
dýþýndadýr. Kent içi ve çevresindeki park ve yol aðaçlandýrmalarý peyzaj çalýþmalarý kapsamý içine girmektedir. 6831 sayýlý Orman Kanunun 1. maddesine göre;
"tabii olarak yetiþen veya emekle yetiþtirilen aðaç ve
aðaççýk topluluklarý yerleriyle birlikte orman sayýlýr."
6831 sayýlý orman kanununda þehir içindeki parklar,
þehir içi yollardaki aðaçlar ve dinlenme alanlarý,
mezarlýklarda bulunan aðaç ve aðaççýklar orman dýþýnda
kalmaktadýr. Orman kanununda kent ormaný tanýmý
yapýlmamaktadýr. Kent ormanlarýn idaresi ve iþletilmesi,
kent ormanlarýndan yaralanma usul ve esaslarý, 6831
sayýlý orman kanunun hükümlerine göre, hizmet üretimi
aðýrlýklý olarak yönetilip iþletilmelidir. Kent ormanlarý,
orman kanununun 23.- 24. (muhafaza -koruma), ve 25.
maddeleri (milli parklar) kapsamýnda düþünülmelidir.
Hazine arazilerinde tesis edilen kent ormanlarýnýn kullanma ve mülkiyet hakký tesis eden kuruluþa ait olup
6831 sayýlý orman kanununa göre iþletilir.
Ýnsanlarýn ormanýn her tarafýnda dolaþacak þekilde
izin verilmeyip kent ormanýnda yaya-araç yollarý belirlenmelidir. Çünkü ormanýn her tarafýnda piknik ve gezinti yapýlýrsa topraðýn sertleþmesine yaðýþ sularýnýn
yüzeysel akýþa geçerek kent ormanlarýnýn yaðýþ sularýndan az faydalanmasýna ve geliþmesine olumsuz neden
olunur. Kent ormanýnýn uygun yerlerine göletler, çeþme,
tuvaletler, vb tesisler yapýlmalýdýr. Kent ormanýnda
doðal göletler ve sulak alanlar varsa muhafaza edilmelidir. Suni gölet oluþturmada derelerin önleri kesilerek
oluþturulmalýdýr.
Kent ormanlarýna getirilecek rekreasyonel aktiviteler, kent ormanýnýn özellikleri dikkate alýnarak, çevrenin
ekolojik dengesini bozmadan gerçekleþtirilmelidir.
Herhangi bir alana getirilecek her aktivitenin özellikle
rekreasyonel aktivitelerin taþýma kapasitesi saptanmalý
ve bu amaçla kontrollü olarak kullanýlmasýný saðlayacak
kent ormancýlýðý planlamasý çalýþmalarý gerçekleþtirilmelidir.
KAYNAKÇA
AÇIKSÖZ, S., TANRIVERMÝÞ, E., 2000. Kýrsal Çevre Yýllýðý
2000. Kýrsal Çevre ve Ormancýlýk Sorunlarý Araþtýrma Derneði.
Planlamada Kýrsal Peyzajýn Önemi, Sorunlarý ve Öneriler, Ankara.
ATAY, Ý. 1988. Kent Ormancýlýðý. Ýstanbul Üniversitesi Orman
Fakültesi Yayýnlarý. Ý.Ü. Yayýn No: 3512, O.F. Yayýn No. 393,
Ýstanbul.
AYAÞLIGÝL, T., 1997. Çanakkale Kentinin Yeþil Alan Sistemi.
Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Fak. Çevre Mühendisliði
Bölümü. Yerleþim ve Çevre Sorunlarý: Çanakkale ili, Ýzmir.
CABANEL, J., 1989. L'urbanisme vegetal. L'arbre Ville. Revue
Forestiere Française, Vol. XLI, Numero special, pp. 134-139.
COÞKUN, A.A. ve VELÝOÐLU, 2004. Kent Ormaný Tanýmý ve
Hukuksal Boyutu. I. Ulusal Kent Ormancýlýðý Kongresi, sayfa: 1933, Ankara.
ÇEPEL, N., 1994. Peyzaj Ekolojisi. Ýstanbul Üniversitesi
Orman Fak. Yayýnlarý No: 3868, Fak. Yayýn No: 429, ISBN 975404-371-X, Ýstanbul.
ÇOK, N., ORHAN, C., 2004. Türkiye'de Kent ve Kent Çevresi
Ormancýlýðý. Orman ve Ekonomi Dergisi. Yýl:3, Sayý:13, Sayfa: 27, Ankara,
DÝRÝK, H., 1991. Kent Aðaçlarý. Ýstanbul Üniversitesi Orman
Fakültesi Dergisi, Seri B, Cilt 41, Sayý 3-4, Sayfa 69-81, Ýstanbul.
DOÐAN, M., 2002. Kent ve Kent Çevresi Ormancýlýðý. Türkiye
Ormancýlar Derneði, Orman ve Av Dergisi, Sayý: 2002-1 ISSN
1303-040X, Sayfa: 38-42, Ankara.
GÜL, A., GEZER, A., 2004. Kentsel Alanda Kent Ormaný Yer
Seçimi Model Önerisi ve Isparta Örneðinde Ýrdelenmesi. I. Ulusal
Kent Ormancýlýðý Kongresi, Sayfa:365-382, Ankara.
GÜZELSU, K., TANER, G., 1983. Türkiye'de Köy KalkýnmasýKentleþme ve Kent Sorunlarý, Ýstanbul.
GÜREL, E., 1988. Peyzaj Mimarlýðý. Çukurova Üniversitesi
Ziraat Fakültesi Ders Kitabý. No:58, Adana.
KALELÝOÐLU, U., ÖZKAN, N., 2000. Türkiye'nin Taraf Olduðu
Uluslararasý Çevre Sözleþmeleri. Ýzmir Barosu Yayýnlarý, Ýzmir.
KIÞLALIOÐLU, M., BERKES, F., 1997. Çevre ve Ekoloji. Remzi
Kitapevi 6. Basým, ISSBN 975-14-0163-1, Ýstanbul.
KONÝJNENDÝJK, C.C., 2003. A Decade of Urban Forestry in
Europe. Forestry Policy And Economics Vol 5 (2); 173-186.
NÝLSSON, K., RANDRUP, TB., 1997. Þehir ve Þehir Çevresi
Ormancýlýðý. XI Dünya Ormancýlýk Kongresi Bildirileri. Cilt: 1,
Sayfa: 72- 86, Antalya.
OÐUZ, D., 2004. Avrupa Ülkelerinde Kent Ormancýlýðý
Araþtýrmalarý. I. Ulusal Kent Ormancýlýðý Kongresi Bildiriler,
sayfa: 223-236, Ankara.
PAMAY, B., 1988. Türkiye'de Kentlinin Rekreaktif
Gereksinmeleri ve Yeþil Alanlar Özellikle Kent Ormanlarý. Orman
ve Av Dergisi. Türkiye Ormancýlar Derneði, Cilt: 63, Ankara.
ÞAT, H.C., 1995. Kent Ormaný ve Yararlarý. Yeþil Sevgi
Dergisi, Sayý No:4, Ýstanbul.
UZUN, G., 1990. Kentsel Rekreasyon Alan Planlamasý.
Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Ders Kitabý, No:48,
Adana.
ÜRGENÇ, S., 1998. Genel Plantasyon ve Aðaçlandýrma
Tekniði. Ýstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Yayýn No: 3997,
Fakülte Yayýn No: 444, ISBN 975-404-443-0, Ýstanbul.
YALTIRIK, F., 1988. Atatürk Arboretumu. Ýstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Dergisi, Seri A, Cilt:38, Sayý:2, Ýstanbul.
25
BOZ ARDIÇ, KOKULU ARDIÇ,
DÝKEN ARDIÇ, SERVÝ ARDIÇ ve ANDIZ’IN
FÝDAN ÖZELLÝKLERÝ
H.Cemal GÜLTEKÝN* / Alime DÝVRÝK** / Ü.Gülþan GÜLTEKÝN***
ÖZET
Ardýçlar fidanlýk koþullarýnda hýzlý büyüyen taksonlardýr. Bu nedenle de
aðaçlandýrma çalýþmalarýnda 1+0 yaþlý fidanlar rahatlýkla kullanýlabilir niteliklere gelmektedir. Bir yaþlý fidanlarla yapýlan ön aðaçlandýrma çalýþmalarýnda yüksek baþarýya ulaþýlmasý bu durumu pekiþtirmektedir. 2+0 yaþlý çýplak
köklü fidan kullanýlmasý durumunda, ikinci yýlda 2 veya 3 defa kök kesimi
yapýlmasýnda yarar vardýr. Tüplü fidan kullanýmýnda ise amaca göre; 1+0
yaþlý veya 2+0 yaþlý fidanlar aðaçlandýrma çalýþmalarýnda kullanýlabilir. Ardýç
fidanlarýnda kazýk kök yapma eðilimi fazla olduðundan tüp boyu 25-30 cm
arasýnda olmasýnda yarar vardýr.
1.GÝRÝÞ
Ardýçlar (Juniperus L.) Pul
yapraklýlar (Cupressaceae) ailesine
aittirler ve hemen hemen yurdumuzun tamamýnda yayýlýþ gösterirler (KAYACIK, 1980). Ardýç ormanlarýnýn türler bazýnda daðýlýmý bilinmemekle birlikte, ülkemizde, 1.1
milyon ha ardýç ormanýnýn %92 si
bozuk karakterdedir (ANONÝM,
1987). Mevcut ormanlarýn dýþýnda, Ýç ve Doðu Anadolu bölgelerinde potansiyel ardýç aðaçlandýrma sahalarý mevcuttur. Yeni
tesis edilecek plantasyonlarýn biyolojik ve ekonomik baþarýsý, her
þeyden önce bu alanlarda morfolojik, fizyolojik
ve genetik özellikleri
bakýmýndan
kaliteli
tohum ve fidan kullanýlmasýna ve tohuma ve
fidana iliþkin özelliklerin
ortaya
konmasýna
baðlýdýr.
Bugüne kadar ardýç
türlerinin fidan özellik-
1+0 ayýk kapta boz ardýç
1+0 kokulu ardýç kök sistemi
1+0 boz ardýç
26
*Orman Yüksek Mühendisi **Orman Mühendisi ***Peyzaj Mimarý
leri üzerinde yeterince çalýþýlmamýþ
olmasý nedeniyle, edinilen bilgilerin
pratikte çalýþan arkadaþlarla paylaþýlmasý ve onlara ön bilgiler verilerek yardýmcý olunmasý amaçlanmýþtýr.
2. FÝDANLIK SAHASININ TANITIMI
Eðirdir Orman Fidanlýðý Isparta
iline baðlý Eðirdir ilçesinde 950 m
yükseklikte 20 ha saha üzerinde
kuruludur. Fidanlýk sahasý Akdeniz
geçiþ iklim bölgesinde yer almaktadýr ve yarý karasal iklime sahiptir.
Yýllýk ortalama sýcaklýk 12-13 C°,
max sýcaklýk 38 C° ve ortalama yýllýk yaðýþ miktarý 793 mm'dir.
Toprak
reaksiyonu
genel olarak pH 7-8
deðerleri
arasýnda
deðiþmekte
olup
alkalen özellik taþýmaktadýr. Organik madde
miktarý %1.7 deðeriyle
orta vasýftadýr. Fidan
parsellerinin
sulanmasýnda, Eðirdir gölünden kaynaklanan kanal
suyu kullanýlmakta olup, suyun
kalitesi
fidan
yetiþtirmeye
uygundur.
3. MATERYAL VE METOT
Eðirdir Orman Fidanlýðýnda,
m² de 100-150 fidanýn bulunduðu yastýklardan çýplak köklü
ardýç fidan örneði alýnmýþtýr.
Tüplü fidan yetiþme ortamý
olarak; %20 karacam humusu,
%10 ardýç humusu, %40 orman
topraðý ve %30 dere mili
karýþýmý kullanýlmýþtýr. Fidan
yetiþtirirken su kullanýmý buharlaþma miktarý kadardýr. Fidan
yastýklarýnda ve tüplü parsellerinde m² ye 20-30 gr azotlu
gübre uygulanmýþ, (Haziranýn ilk
haftasýnda) gübrelemeyi takiben
yastýklarda çapalama ve yýl
içerisinde 6 defa ot alýmý
yapýlmýþtýr. Diken, boz ve kokulu
ardýçlar Kýzýldað milli parkýIsparta, servi ardýç Milas-Muðla
ve andýz Ýbradý-Antalya orjinlidir.
Fidan boyu, kök boðazý çapý
ve yaþ gövde aðýrlýðý/yaþ kök
aðýrlýðý oraný tespit amacýyla, her
cins ve tipte 30 ar adet fidanda
ölçümler yapýlarak ortalamalarý
alýnmýþtýr. Fidan örneði alýnýrken
mümkün
olduðunca
fidan
yastýðýnýn ve tüplü parsellerinin
temsil
edilmesine
dikkat
edilmiþtir.
4. BULGULAR
Kök budamasý 30 cm uzunlukta yapýlan, çýplak köklü, 1+0
yaþlý fidan özelliklerine ait ortalama deðerler; boz ardýçta fidan
boyu 20 cm, kök boðazý çapý 2.5
mm, yaþ gövde/ kök oraný (að)
2.4, diken ardýçta fidan boyu 17
cm, kök boðazý çapý 2.3 mm, yaþ
gövde/ kök oraný (að) 2.2, servi
ardýçta fidan boyu 16 cm, kök
boðazý çapý 2.3 mm, yaþ gövde/
kök oraný (að) 2.1, kokulu ardýç-
1+1 boz, kokulu ve diken ardýç
ta fidan boyu 14 cm, kök boðazý
çapý 3.0 mm, yaþ gövde/ kök
oraný (að) 2.5 ve andýzda fidan
boyu 17 cm, kök boðazý çapý 2.8
mm, yaþ gövde/ kök oraný (að)
2.6 olarak ölçülmüþtür (Çizelge
1)
10-15 eylül tarihinde 25 cm
derinlikte kök kesimine ve kök
budamasý 30 cm uzunlukta
yapýlan, çýplak köklü 1+0 yaþlý
fidan özelliklerine ait ortalama
deðerler; boz ardýçta fidan boyu
16 cm, kök boðazý çapý 2.2 mm,
yaþ gövde/ kök oraný (að) 1.8,
diken ardýçta fidan boyu 14 cm,
kök boðazý çapý 2.0 mm, yaþ
gövde/ kök oraný (að) 1.7, servi
ardýçta fidan boyu 14 cm, kök
boðazý çapý 2.1 mm, yaþ gövde/
kök oraný (að) 1.6, kokulu ardýçta fidan boyu 10 cm, kök boðazý
çapý 2.4 mm, yaþ gövde/ kök
oraný (að) 1.7 ve andýzda fidan
boyu 10 cm, kök boðazý çapý 2.3
mm, yaþ gövde/ kök oraný (að)
1.5 olarak ölçülmüþtür (Çizelge
7).
11 x 25 ebatlarýnda tüplerde
yetiþtirilen, 1+0 yaþlý fidan özelliklerine ait ortalama deðerler;
boz ardýçta fidan boyu 23 cm,
kök boðazý çapý 2.4 mm, yaþ
gövde/ kök oraný (að) 1.6, diken
ardýçta fidan boyu 17 cm, kök
boðazý çapý 2.5 mm, yaþ gövde/
kök oraný (að) 1.9, servi ardýçta
fidan boyu 17 cm, kök boðazý
27
1+1 boz, kokulu ve diken ardýç
1+1 boz ve diken ardýç
1+1 boz ardýç
1+0 boz ardýç
çapý 2.5 mm, yaþ gövde/ kök oraný (að) 1.7,
kokulu ardýçta fidan boyu 13 cm, kök boðazý çapý
3.1mm, yaþ gövde/ kök oraný (að) 1.5 ve andýzda
fidan boyu 15 cm, kök boðazý çapý 2.6 mm, yaþ
gövde/ kök oraný (að) 1.6 olarak ölçülmüþtür
(Çizelge 3).
Gültekin ve ark (2004) Göller bölgesinde, ardýç
aðaçlandýrma çalýþmalarýndan elde edilen ön verilerde; 1+0 yaþlý fidanlarda, kök boðazý çapýnýn
fidan tutma ve geliþimi üzerine etkili olduðu ve
kök boðazý çapýnýn boz ardýçta 1.5 mm, kokulu
ardýçta ise 1.9 mm'nin üzerinde olmasý gerektiði
belirtilmiþtir. Ayrýca kurakçýl alan aðaçlandýrmalarýnda gövde / kök oraný en düþük fidanlarýn
daha baþarýlý olacaðý düþülürse, bu tür alanlarda
sýrasýyla; tüplü, kökü kesilmiþ çýplak köklü ve kök
kesimi yapýlmayan çýplak köklü fidanlar kullanýlabilir. Eðirdir Orman fidanlýðýnda 1+0 yaþlý fidanlarýn tüplere repikaj çalýþmalarýndan (5 türde 20
000 fidanda) elde edilen verilerde, ardýç fidanýnýn
tutma baþarýsýnda yan köklerden ziyade kazýk
kökün önemli olduðu sonucuna varýlmýþtýr.
Tamamen yan kökleri kesilerek kazýk kökü ile
repikaja tabi tutulan fidanlarýn tutma ve geliþim
oranlarýnda, yan kökleri ile repikaj yapýlanlar
arasýnda fark bulunamamýþtýr. Bu durum
düþünüldüðünde 1+0 yaþlý ardýçlarda kök kesimine ya gerek olmadýðýný yada gövde kök
oranýný yükseltmek (boy büyümesini yavaþlatmak) amacýyla kök kesiminin 25-30 cm derinlikten yapýlarak kazýk kökün muhafaza edilmesi
gerektiðini söylemek mümkündür.
Kök budamasý 30 cm uzunlukta yapýlan, çýplak
köklü 2+0 yaþlý fidan özelliklerine ait ortalama
deðerler; boz ardýçta fidan boyu 51 cm, kök
boðazý çapý 7.0 mm, yaþ gövde/ kök oraný (að)
5.3, diken ardýçta fidan boyu 44 cm, kök boðazý
çapý 7.4 mm, yaþ gövde/ kök oraný (að) 4.5, servi
ardýçta fidan boyu 39 cm, kök boðazý çapý 7.6
mm, yaþ gövde/ kök oraný (að) 4.6, kokulu ardýçta fidan boyu 32 cm, kök boðazý çapý 9.1mm, yaþ
gövde/ kök oraný (að) 4.3 ve andýzda fidan boyu
38 cm, kök boðazý çapý 8.2 mm, yaþ gövde/ kök
oraný (að) 4.8 olarak ölçülmüþtür (Çizelge 2).
2+0 kök kesimi yapýlmamýþ ardýç fidanlarýn,
aðaçlandýrýlmada
doðrudan
kullanýlmasý,
gövde/kök oranýn yüksekliði nedeniyle mümkün
deðildir. Martta kök kesimi yapýlan fidanda
gövde/kök oraný boz ardýçta 3.2, kokulu ardýçta
3.4, temmuzda kök kesimi yapýlan fidanlarda bu
oran boz ardýçta 3.7, kokulu ardýçta 3.8, mart ve
temmuzda iki kez kök kesimi yapýlan fidanlarda
bu oran boz ardýçta 2.6, kokulu ardýçta 2.9, mart,
temmuz ve eylülde üç kez kök kesimi yapýlan
fidanlarda bu oran boz ardýçta 2.4, kokulu ardýçta
2.2 dir (çizelge 6). Bu nedenle, ikinci yaþýna girmiþ fidanlarda kullaným alanlarýna baðlý olarak, en
az 2 veya 3 kök kesimi yapmak gerekmektedir.
11 x 25 ebatlarýnda tüplerde yetiþtirilen, 1+1
yaþlý fidan özelliklerine ait ortalama deðerler; boz
ardýçta fidan boyu 30 cm, kök boðazý çapý 5.7
mm, yaþ gövde/ kök oraný (að) 1.9, diken ardýçta
fidan boyu 28 cm, kök boðazý çapý 6.1 mm, yaþ
gövde/ kök oraný (að) 2.4, servi ardýçta fidan
boyu 26 cm, kök boðazý çapý 5.9 mm, yaþ gövde/
kök oraný (að) 2.3, kokulu ardýçta fidan boyu 21
cm, kök boðazý çapý 6.8 mm, yaþ gövde/ kök
oraný (að) 1.7 ve andýzda fidan boyu 19 cm, kök
boðazý çapý 6.3 mm, yaþ gövde/ kök oraný (að)
1.7 olarak ölçülmüþtür (Çizelge 4).
16 x 28 ebatlarýnda tüplerde yetiþtirilen, 1+1
yaþlý fidan özelliklerine ait ortalama deðerler; boz
ardýçta fidan boyu 34 cm, kök boðazý çapý 6.1
mm, yaþ gövde/ kök oraný (að) 1.3, diken ardýçta
fidan boyu 32 cm, kök boðazý çapý 7.0 mm, yaþ
gövde/ kök oraný (að) 1.6, servi ardýçta fidan
boyu 30 cm, kök boðazý çapý 6.8 mm, yaþ gövde/
kök oraný (að) 1.5, kokulu ardýçta fidan boyu 24
cm, kök boðazý çapý 8.0 mm, yaþ gövde/ kök
oraný (að) 1.4 ve andýzda fidan boyu 26 cm, kök
boðazý çapý 6.7 mm, yaþ gövde/ kök oraný (að)
1.6 olarak ölçülmüþtür (Çizelge 5).
28
1+1 yaþlý 11 x 25 ve 16 x 28 ebadýndaki tüpü
ardýç fidanlarýn aðaçlandýrma çalýþmalarýnda
rahatlýkla kullanýlabilir özelliklere ulaþtýðýný ve 16
x 28 ebadýnda tüplerdeki fidanlarýn gövde/kök
oranlarýnýn oldukça düþük deðerlerde seyrettiðini,
kurak alanlarda aðaçlandýrma yapýlmasý durumunda bu durumun göz önüne alýnmasýnda yarar
olduðunu söylemek mümkündür.
Çizelge 7. 1+ 0 fidan özellikleri (kök kesimi yapýlan)*
Fidan özellikleri
Boz ardýç Diken ardýç Servi ardýç Kokulu ardýç Andýz
Ortalama boy (cm)
16
14
14
10
10
Ortalama çap (mm)
2.2
2.0
2.1
2.4
2.3
Yaþ gövde/Yaþ kök oraný
1.8
1.7
1.6
1.7
1.5
*Kök kesimi 10-15 eylül tarihinde 25 cm yapýlmýþ ve kök budamasý 30 cm den
yapýlan fidanlara iliþkin deðerlerdir.
Çizelge 1. 1+0 çýplak köklü fidan özellikleri *
Fidan Özellikleri
Aðaç türleri
Boz ardýç Diken ardýç Sevi ardýç Kokulu ardýç Andýz
Ortalama boy (cm)
20
17
16
14
17
Ortalama çap (mm)
2.5
2.3
2.3
3.0
2.8
Yaþ gövde/Yaþ kök oraný
2.4
2.2
2.1
2.5
2.6
* Kök budamasý 30 cm den yapýlmýþtýr
Çizelge 2. 2+0 çýplak köklü fidan özellikleri*
Fidan özellikleri
Aðaç türleri
Boz ardýç Diken ardýç Sevi ardýç Kokulu ardýç
Ortalama boy (cm)
51
44
39
32
Ortalama çap (mm)
7.0
7.4
7.6
9.1
Yaþ gövde/Yaþ kök oraný
5.3
4.5
4.6
4.3
* Kök budamasý 30 cm den yapýlan fidanlara iliþkin deðerlerdir.
Andýz
38
8.2
4.8
2+1 boz ardýç
Çizelge 3. 1+0 tüplü fidan özellikleri (Tüp ebadý: 11 x 25 cm)
Fidan özellikleri
Aðaç türleri
Boz ardýç Diken ardýç Sevi ardýç Kokulu ardýç
Ortalama boy (cm)
23
17
17
13
Ortalama çap (mm)
2.4
2.5
2.5
3.1
Yaþ gövde/Yaþ kök oraný
1.6
1.9
1.7
1.5
Andýz
15
2.6
1.6
Çizelge 4. 1+1 tüplü fidan özellikleri (Tüp ebadý: 11 x 25 cm)
Fidan özellikleri
Aðaç türleri
Boz ardýç Diken ardýç Sevi ardýç Kokulu ardýç
Ortalama boy (cm)
30
28
26
21
Ortalama çap (mm)
5.7
6.1
5.9
6.8
Yaþ gövde/Yaþ kök oraný
1.9
2.4
2.3
1.7
Andýz
19
6.3
1.7
Çizelge 5. 1+1 tüplü fidan özellikleri (Tüp ebadý: 16 x 28 cm)
Fidan özellikleri
Aðaç türleri
Boz ardýç Diken ardýç Sevi ardýç Kokulu ardýç
Ortalama boy (cm)
34
32
30
24
Ortalama çap (mm)
6.1
7.0
6.8
8.0
Yaþ gövde/Yaþ kök oraný
1.3
1.6
1.5
1.4
Andýz
26
6.7
1.6
Çizelge 6. 2+0 çýplak köklü boz ve kokulu ardýç fidan özellikleri
(kök kesimi yapýlan)*
Aðaç türü ve fidan özellikleri
Kök kesim tarihleri
Mart Temmuz
Mart
Mart
Temmuz Temmuz +Eylül
Boz ardýç ortalama boy (cm)
32
36
27
23
Boz ardýç 0rtalama çap (mm)
5.6
5.9
4.8
4.4
B. ar gövde/kök oraný (að)
3.2
3.7
2.6
2.4
Kokulu ardýç ortalama boy (cm
26
27
18
16
Kokulu ardýç ortalama çap (mm 7.0
7.5
5.9
5.0
K. ar gövde/ kök oraný (að)
3.4
3.8
2.9
2.2
*1-3 Mart 20cm, 5-10 temmuz, 10-15 eylül 25cm derinlikten kök kesimi yapýlmýþtýr.
Tablodaki köke iliþkin deðerler, kök budamasý 30 cm den yapýlmýþ fidanlarýn deðerleridir.
5. SONUÇ VE ÖNERÝLER
Fidanlýk ortamýnda elde ettiðimiz veriler,
deneyimler ve gözlemlerden elde edilen bulgular
ve bu bulgulardan yararlanma olanaklarýna iliþkin
öneriler, aþaðýda maddeler halinde verilmiþtir.
• Ardýç fidanlarý çökerten ve kök çürüklüðüne
karþý oldukça dirençli taksonlardýr. Drenajýn iyi
olmasý durumunda bu tip hastalýklar hemen
hemen hiç yakalanmazlar.
• Ardýç fidecikleri soðukta çimlenirler ve çimlenmeyi takip eden süreçte donlu günlerin devamý
halinde birincil yapraklarýný tepe tomurcuðunun
üzerine kapatarak dondan korurlar ve genelde
zarar görmezler. Buna karþýn büyümeye baþlamýþ
fidecikler geç donlardan fazlaca zarar görürler. Bu
durumda fidecikler donun þiddetine baðlý olarak
ölür veya tepe sürgününü kaybederek 3-5'li sürer
ve çatallý geliþme gösterirler.
• 1+0 ardýç fidanlarýn aðaçlandýrmada kullanýlabilir niteliklere ulaþýr. Kurakçýl alan aðaçlandýrmalarýnda gövde/ kök oraný en düþük fidanlarýn daha baþarýlý olacaðý düþülürse, bu tür alanlarda sýrasýyla; 1+ 0 yaþlý tüplü, kökü kesilmiþ
çýplak köklü ve kök kesimi yapýlmayan çýplak
köklü fidanlar kullanýlmasý gerektiðini söylemek
mümkündür.
29
• Eðirdir Orman fidanlýðýnda 1+0 yaþlý fidanlarýn tüplere repikaj çalýþmalarýndan elde edilen
verilerde, ardýç fidanýnýn tutma baþarýsýnda yan
köklerden ziyade kazýk kökün önemli olduðu
sonucuna varýlmýþtýr. Tamamen yan kökleri
kesilerek kazýk kökü ile repikaja tabi tutulan
fidanlarýn tutma ve geliþim oranlarýnda, yan kökleri ile repikaj yapýlanlar arasýnda fark bulunamamýþtýr. Bu durum düþünüldüðünde 1+0 yaþlý
ardýçlarda kök kesimine ya gerek olmadýðýný yada
boy büyümesini sýnýrlamak ve gövde/kök oranýný
düþürmek amacýyla kök kesiminin 25-30 cm
derinlikten yaparak kazýk kökün muhafaza
edilmesi gerektiðini söylemek mümkündür.
• 2+0 çýplak köklü ardýç fidanlarý ile yapýlacak
aðaçlandýrma çalýþmalarýnda, kullaným alanlarýna
baðlý olarak, ikinci yýl 2 veya 3 kök kesimi yapmak
gerekmektedir.
• 1+1 yaþlý 11 x 25 ve 16 x 28 ebadýndaki
tüplü ardýç fidanlarýn aðaçlandýrma çalýþmalarýnda
rahatlýkla kullanýlabilir özelliklere ulaþtýðýný ve 16
x 28 ebadýnda tüplerdeki fidanlarýn gövde/kök
oranlarýnýn oldukça düþük deðerlerde seyrettiðini,
kurak alanlarda aðaçlandýrma yapýlmasý durumunda bu durumun göz önüne alýnmasýnda yarar
olduðunu söylemek mümkündür.
• Ardýçlarýn ekstrem alanlarda yayýldýðý
düþünülürse, torf içerisinde üretilen kaplý fidanlara (enzo ve ayýk) aðaçlandýrma sahasýna
gitmeden 1-2 ay önce, yoðun mikoriza geliþimi
olan malzeme ile takviye aþýlama uygulamasý
yapýlmalýdýr. Bu iþlen fidan kaptan çýkartýlýr ve altýna yeterli miktarda mikorizalý humus ilave edilerek uygulanýr. Bitki kökleri çok kýsa bir sürede
bu ilave humusu sarmaktadýr. Mikoriza aþýlamasýndan sonra bu tür mantarlarý öldürebilecek
ilaçlamalar kesinlikle yapýlmamalýdýr. Yine bu tür
fidanlar ekstrem alanlarda kullanýlacaksa kap
derinliðinin 20-25cm ye uzatýlarak yeteri kadar
kazýk köke sahip fidanlar elde edilmelidir. Bu
durum bir miktar dikim iþini güçleþtirse de derin
dikim nedeniyle kuraklýða ve don atmasýna karþý
bir önlem olacak, geliþmiþ bir kazýk kökün varlýðý
da dikine kök geliþimi kolaylaþtýracak ve bitkiye
kurak mevsim girmeden veya iþlenmiþ toprak
oturmadan köklerini maksimum derinliðe ulaþtýrmasýný saðlayacaktýr. Yine torf içerisinde ve optimum koþullarda yetiþen fidanlarda bitki kök
geliþtirmekten çok boy geliþtirmeye eðilimli
olduðundan uygun gübreleme ile boy belirli stan-
dartlarda tutulmalý dikim yapýlacak alanýn ekolojisine göre standartlar belirlenmelidir. Bu standart
amaca göre bitki boyu, çapý, gövde kök oraný ve
kazýk kök uzunluðuna cevap vermelidir.
• Eðirdir Orman fidanlýðýnda yetiþtirilen tüm
türler içerisinde ardýçlar tohumlarý en erken çimlenen, fidanlarý en erken uyanan ve en geç dinlenmeye geçen taksonlardýr. Aralarýnda çok önemli
farklar bulunmamasýna raðmen, ardýçlar bu özelliðe göre kendi aralarýnda sýnýflandýrýlýrsa, sýralamada en baþta kokulu ardýç yer alýr, bunu da
sýrasýyla, boz ardýç, diken ardýç, andýz ve servi
ardýç izler. Örneðin; ekim-kasým aylarýnda 5-10
cm ekstra boy büyümesi kaydederler. Fidanlýkta
ürettiðimiz ardýç türleri içerisinde kasýmdan önce
boy ve çap geliþimini durduran takson yoktur.
Ardýç fidanlarýnda boy ve çap büyümesi koþullarýn
optimize edilmesi halinde vejetasyon döneminde
devamlýdýr.
• Ardýç fidanlarý sulamaya ve azot gübresine
çok hýzlý tepki verirler. Drenajý iyi bir alanda sulamayý ve azot gübrelemesini devam ettirdikçe uzun
vejetesyon dönemlerinde (Eðirdir iklim koþullarýnda mart-kasým) büyümelerini sürdürürler ve hiç
durdurmazlar. Bu durum onlarýn kýt kaynaklardan
maksimum yararlanma özelliðine sahip olduklarýnýn göstergesidir.
KAYNAKCA
ANONÝM., 1987, Türkiye Orman Varlýðý, Ormancýlýk
Araþtýrma Enstitüsü Yayýný, Muhtelif Yayýnlar Serisi No:
45, Ankara
KAYACIK, H., 1980, Orman ve Park Aðaçlarý Özel
sistematiði, ÝÜ Orman Fakültesi Yayýn No: 281, 384s,
Ýstanbul.
GÜLTEKÝN , H, C., Çetin., M, E., Datumani, A.,Ateþ,
M., Altýnsoy S., Divrik A., Gültekin., Ü, G., Yiðci, M.,
Divrik, H., Sarýlý, Z., 2004, Göller Bölgesi Ardýç
(Juniperus L.) Aðaçlandýrma ve Yapay Gençleþtirme
Çalýþmalarý Hakkýnda Bazý Tespitler, Eðirdir Orman
Fidanlýðý (AGM) Teknik Rapor No: 24, 14s, Ankara.
TEÞEKKÜR: Ardýçlarýn kitlesel fidan üretim çalýþmalarýnýn baþladýðý ilk günden bu yana bize daima
inanan her türlü desteði veren ve bizleri teþvik eden,
meslek büyüðümüz, Fidanlýk ve Tohum Ýþleri Daire
Baþkaný Sayýn Yunus ÞEKER ve Fidanlýklar Þube
Müdürü Sayýn Muhammet SAÇMA’ya teþekkür ederiz.
BOZ ARDIÇ (Juniperus excelsa Bieb.), KOKULU ARDIÇ
(Juniperus foetidissima Wild.), DÝKEN ARDIÇ (Juniperus
oxycedrus L. Subsp. oxycedrus), SERVÝ ARDIÇ (Juniperus
phoenicea L.), ANDIZ (Arceuthos drupacea Ant. Et.Cotschy.)
30
BÝYOLOJÝK ÇEÞÝTLÝLÝÐÝN ORMAN AMENAJMAN
PLANLARIYLA BÜTÜNLEÞTÝRÝLMESÝ
GEF PROJESÝ YANSIMALARI-1 (Tasarým)
Prof. Dr. Emin Zeki BAÞKENT* / Prof. Dr. Selahattin KÖSE*
Doç.Dr. Salih TERZÝOÐLU* / Doç.Dr. Þaðdan BAÞKAYA* ve Doç.Dr. Lokman ALTUN*
Giriþ: Biyolojik çeþitlilik (BÇ) kavramý, küresel bazda
öneminin kavranmasýna paralel olarak ülkemizde de çok
geçmeden gündemdeki yerini almýþtýr. Gerek uluslararasý projeler gerekse bireysel tabanlý bilimsel etkinliklerle ele alýnan biyolojik çeþitlik kavramý, tanýmlanmasý ve kavranmasýnýn ötesinde ülkemizde orman amenajman planlarýna bütünleþtirilmeye çalýþýlmaktadýr. Bir
yandan sevindirici bir geliþme olarak görülse de, öte
yandan konunun tüm katmanlarý ve bileþenleri itibarýyla
henüz detaylandýrýlamamasý ve dolayýsýyla eksik bilgilerle çeþitli raporlardan yapýlan alýntýlarla okuyucu kitlelerine uzman görüþü olarak sunulmasý bilimsel anlamda
kaygý oluþturmaktadýr. Özellikle biyolojik çeþitlilik gibi
bir hayli karmaþýk, çerçevesi henüz oturmamýþ, sýnýrlarý
kesin çizilmemiþ ve ayný zamanda disiplinler arasý yaklaþýmý gerektiren bir konunun envanteri bir yana, planlamaya yansýtýlmasý pek de kolay bir süreç deðildir.
Buradan hareketle, ülkemizde BÇin planlamaya yansýtýlmasý konusu Dünya Bankasý desteðiyle gerçekleþtirilen
bir proje (GEF-II ) ile ilk defa ele alýnmýþ ve üç pilot
bölgedeki (Ýðneada, Camili ve Köprülü Kanyon) prototip
uygulamalar ile ormancýlýðýmýza girmiþtir. Bu pilot alanlarýn her birinde, biyolojik çeþitliliðin sadece bitkisel ve
yaban hayvanlarý tür çeþitliliði envanterini yapmak üzere
(ekosistem, genetik ve süreç çeþitliliði hariç) bireysel
uzmanlardan oluþan ekipler kiralanmýþtýr. Elde edilen bu
kýsmi BÇ verilerini deðerlendirecek ayrýca bir planlama
ekibi oluþturulmuþtur. Bu ekipte iki planlama uzmaný,
bir bitkisel tür çeþitliliði uzmaný, bir yaban hayvanlarý
uzmaný, bir ekosistem uzmaný ve bir de genetik çeþitlilik
uzmaný bulunmaktadýr. Bu ekip (KTÜ Orman Fakültesi
orman amenajmaný araþtýrma görevlileri ve ilgili amenajman heyetlerinin de teknik desteðiyle) yaptýðý ortak
çalýþma sonucunda, üç pilot alanda BÇnin amenajman
planlarýna nasýl bütünleþtirileceðinin stratejilerini
geliþtirmiþ, örnek amenajman planlarýnýn hazýrlanmasýna yardýmcý olmuþ ve geliþtirilen yaklaþýmýn ülke geneline yaygýnlaþtýrýlmasý stratejilerini ortaya koymuþtur
(Baþkent vd. 2004). Bu çalýþmanýn Dünya Bankasý'na
da sunulan bilimsel anlamdaki kavramsal çerçevesi,
hem arazi hem de plan yapým aþamasýnda bizzat bulunan ve proje boyunca özveri ile çalýþan bu eserin
yazarlarý tarafýndan çizilmiþtir. Buradan hareketle, bu
eserde bahsedilen proje sonuçlarýna paralel olarak, biyolojik çeþitliliðin orman amenajman planlarý ile nasýl
bütünleþtirilmesi gerektiði konusu üzerinde durulmuþtur. Konunun önemi ve kapsamý da dikkate alýnarak
burada sadece konun kavramsal çerçevesi ele alýnmýþtýr.
Ýki bölümden oluþan bu çalýþmanýn izleyen ikinci
bölümünde ise, geliþtirilen kavramýn ülke geneline nasýl
yaygýnlaþtýrýlacaðý üzerine durulmuþtur. Daha sonra
hazýrlanmasý düþünülen eserlerde ise, biyolojik çeþitliliðin amenajman planlarý ile nasýl bütünleþtirildiðini gösterir iki örnek uygulamasý iþlenecektir.
Biyolojik Çeþitlilik ve Koruma
Son zamanlarda kaybolma hýzý gittikçe artmasýna
raðmen, yerküredeki çeþitliliðin neler olduðunu detaylý
olarak bilen ve biyolojik çeþitliliðin önemi konusunda
fikir yürütebilenlerin sayýsý oldukça azdýr. "Biyolojik
çeþitlilik" terim olarak ilgili bilimsel ya da sosyolojik
gruplara göre farklý þekilde anlaþýlmaktadýr.
Ormancýlar, biyologlar, zoologlar, su ürünleri
mühendisleri, deniz bilimleri mühendisleri, ziraatçýlar,
ekonomistler, ve sosyologlar biyolojik çeþitlilik kavramý
ile ilgili kendi görüþlerini yansýtan farklý görüþlere
sahiptirler. Örneðin, biyologlar, biyolojik çeþitliliði tüm
canlýlardaki çeþitlilik olarak tanýmlarken, endüstriyel
kullanýcýlar biyolojik çeþitliliði biyoteknoloji için yararlý
genler rezervi veya faydalanýlabilecek biyolojik kaynaklar grubu (tomruk, balýk üretimi gibi) olarak
görmektedirler. Bununla beraber biyolojik çeþitlilik,
gen seviyesinden baþlamak üzere tür, populasyon, ekosistem (türlerin yaþam alaný, habitat) ve fonksiyonlarsüreçler (türler arasý etkileþim) düzeyindeki bileþenlerin tümü olarak anlaþýlmaktadýr.
Biyolojik çeþitlilik genel tanýmýyla; bitki ve hayvan
türlerinin bulunduklarý ekosistem içerisindeki sayý ve
çeþitliliðini ifade eder. Ancak, belirli bir alandaki sayý ve
çeþitlilik her zaman için biyolojik çeþitliliði ifade edemez. Örneðin, bir alanýn 100 deðiþik tür, diðerinin 700
deðiþik tür içermesi, koruma açýsýndan onlarýn nispi
önemi hakkýnda fazlaca fikir vermez. Çünkü, her iki
durumda da türlerin karþýlýklý iliþkileri (iþlevleri), doðal
müdahaleler ve besin maddesi deðiþimi gibi önemli
süreçler hakkýnda bilgi verilmemiþtir. Oysa ki, BÇ türlerin bulunduðu ekosistemin karýþým, yapý ve iþlevini de
31
*KTÜ Orman Fakültesi
içerir (Baþkent vd. 2002). Karýþým; türlerin kimlikleriyle beraber sayýsýný, çeþitliliðini ve ayný zamanda
onlarýn tür ve genetik çeþitliliðin ölçümünü ifade eder.
Yapý; ekosistemin doðadaki fiziksel organizasyonunu
yani sistemin konumsal desenini gösterir. Fonksiyon
ise, doðaya yapýlan her türlü müdahaleler sonucu, gen
deðiþimi ve besin maddesi deðiþimi gibi ekosistemlerin
zaman boyutundaki yapý ve karýþýmýnýn deðiþimini ifade
eder. Karýþýmsal, yapýsal ve fonksiyonel çeþitliliðin
biyosferdeki ölçek bakýmýndan da oluþturduðu hiyerarþik yapýlaþmadaki deðiþikliði de dikkate alýndýðýnda
biyolojik çeþitlilik ancak tam anlamýyla tanýmlanmýþ
olmaktadýr. Hiyerarþik yapýlaþma, en küçük gen
seviyesindeki çeþitlilikten, tür düzeyine, oradan populasyona ve giderek bölgesel kapsamdaki çeþitliliðe dek
deðiþikliði göstermektedir.
Konumsal yapý, karýþým ve fonksiyon gibi üç önemli özelliði ile tanýmlanýp bütünleþen BÇ ayný zamanda
ekosistem çeþitliliði, türler arasýndaki çeþitlilik ve türler içerisindeki genetik çeþitlilik olmak üzere üç farklý
açýdan deðerlendirilir. Tür çeþitliliði, belirli bir ekosisteme (örneðin orman, sulak alan gibi) baðlý türlerin
sayýsý ile nadir, tehlike altýnda, nesli tükenmekte olan
veya güvence altýnda olmayan gibi durumlarýný gösterir.
Genetik çeþitlilik, türlerin populasyon seviyelerini ve
onlarýn ayný zamanda genetik çeþitliliðini ifade eder.
Ormana baðýmlý türlerin düþük seviyedeki nispi populasyonlarý veya önemli derecede daralmýþ yaþam alanlarý o türlerin gen havuzu kaynaklarýndan önemli
genetik karakterlerini (allellerini) kaybetme riskini
artýrýr. Belirli habitat veya ekosistemlerin temsilcisi türlerin, doðal yayýlýþ alanlarýndaki populasyon
seviyelerinin gözetilmesi, benzer alanlara baðlý diðer
türlerin ve bunlarýn alt populasyonlarýnýn bir göstergesidir. Dolayýsýyla genetik çeþitlilik iç içe yapýlanmýþ karmaþýk bir yapý arz etmektedir (Iþýk vd., 1997).
Ekosistem çeþitliliði ise, canlý (biyotik) ve cansýz (iklim,
toprak özellikleri, yeryüzü þekli) faktörlerinin meydana
getirdiði farklý ekosistemlerin alan, coðrafi daðýlým ve
sayý itibarýyla varlýðýný ifade etmektedir. Ekosistem
çeþitliliði; habitat ve tür çeþitliliðini kamçýlayan bir etkendir. Baþka bir deyiþle, ekosistem çeþitliliði, farklý
türlerin yaþayabilmesi için farklý habitatlarýn, farklý
ekolojik iþlevlerin ve en sonunda da bunlarýn denge
halinde karýþýmýný yansýtan klimaks (hedef aþama) canlý
birliklerinin oluþmasýný saðlar (Iþýk vd. 1997).
Ekvatoral bölgedeki sýcak kuþak ormanlarýndan, savan,
yarý çöl, ýlýman kuþak ormanlarý, tundralar ve yüksek
daðlýk alanlar gibi deðiþik ekosistemlerin var oluþu ve
ayrýca bu ana ekosistemler içerisinde de ana kayadaki
deðiþiklikler, küçük iklim farklýlýklarý, toprak nemliliði
ve verimliliðindeki deðiþikliklerden dolayý meydana
gelen farklý alt ekosistemler ekosistem çeþitliliðini ifade
etmektedir (Baþkent, 1999).
Biyolojik çeþitliliðin korunmasý ve sürdürülebilirliðinin planlamaya yansýtýlabilmesi için tanýmlanmasýnýn
ötesinde, yapýsal içerikleri ve konumsal daðýlýmlarý
itibariyle sayýsal parametrelerle ölçülmesi gerekmektedir. BÇ ancak bu durumda somut olarak planlarla
bütünleþtirilebilir. Kullanýlan ölçek ve ölçümlere göre
ele alýndýðýnda biyolojik çeþitliliði farklý þekilde de
deðerlendirmek mümkündür. Bitki toplumlarýnýn yapýsý
veya bitki çeþitliliði belirli bir orman alaný içerisinde ele
alýnarak deðerlendirildiði zaman bir alfa çeþitlilik, farklý orman alanlarýnda ele alýndýðýnda ise, bu defa beta
çeþitlilik söz konusudur. Her iki durumda da biyolojik
çeþitlilik statik olmayýp geçmiþte meydana gelen doðal
ve insan etkisiyle oluþmuþ (antropojenik) olaylar neticesinde zamana baðlý olarak deðiþmektedir. Tür
çeþitliliði için genellikle tür sayýsý, ayný türdeki birey
sayýsý, türün populasyondaki nispi oraný ve coðrafi
daðýlýmý ile doðal ve yasal statüsü deðerleri kullanýlýrken, genetik çeþitlilik için genelde genetik mesafe
ile yok olma durumu kullanýlmaktadýr. Ekosistem
çeþitliliði için, asgari büyüklükteki bitiþik orman ekosistem alanýnýn toplam alana oraný, yaþ, çap, boy
sýnýflarýnýn oluþturduðu vejetasyon yapýlarýný ve birbirini izleyen geliþim çaðlarýna göre orman alanlarýnýn
durumu, muhafaza altýna alýnmýþ alanlardaki orman
tiplerinin durumu ve yine bu orman tiplerinin genel
orman alanýnýn oluþturduðu konumsal mozaik içerisindeki kýrýntýlý yapýsýnýn durumu ekosistem çeþitliliðinin
sayýsal olarak tanýmlanmasýna yardýmcý olmaktadýr.
Bu þekilde tanýmlanan ve detaylandýrýlan biyolojik
çeþitlilik; habitatlarýn bozulmasý, parçalanmasý ve kaybolmasý, aþýrý tüketim, çevre kirliliði, yabancý türlerin ve
genetik olarak deðiþtirilmiþ organizmalarýn getirilmesi,
küresel iklim deðiþiklikleri, yoðun tarým ve ormancýlýk
faaliyetleri sonucunda giderek azalmakta veya yok
olmaktadýr. Günümüzde dünyadaki türlerin kaybolma
tehlikesi ciddi boyutlara ulaþmýþ (%11 kuþlar, %25
memeliler, %34 balýklar) ve ormanlýk alanlar giderek
azalmaya devam etmektedir (1990-2000 arasý 9.4 mil
ha/yýl). Biyolojik çeþitliliðin azalmasýnýn doðal bir sonucu
olarak da mal ve hizmetlerde de ciddi bir azalma
(örneðin, gen kaynaklarý ABD ekonomisine yýlda 500800 milyar dolar katký saðlamaktadýr, bitkilerden elde
edilen ilaçlarýn deðeri ise yýlda 43 milyar dolardýr) söz
konusu olduðundan, BÇ korumanýn önemi daha fazla
artmýþtýr. Bu açýdan ele alýndýðýnda, BÇin orman amenajman planlarýna yansýtýlmasý konusunun ne kadar önemli
olduðu kolayca anlaþýlacaktýr.
Koruma Hedefleri ve Tehditler
Doða ve biyolojik çeþitlilik bizlere temiz içme suyu,
teneffüs edecek temiz hava, tarým için toprak gibi çok
sayýda hizmet sunar ve bizler de bu hizmetleri bir doðal
olay olarak kabul ederiz. Fakat bu hizmetlerin birçoðu
büyük ölçüde görünmez ve kalkýnma programlarýnda
32
ve politik kararlarda çok az dikkat çekerler. Ancak,
bilindiði gibi doðanýn (biyolojik çeþitliliðin) korunmasý
ile topluma çeþitli odun, balýk, tarýmsal ürün ve
rekreasyon gelirleri gibi geniþ hacimli ekonomik yararlar da sunulmaktadýr. Örneðin, en popüler 150 ilaçtan
118'inin aktif maddesini canlýlarýn oluþturmasý BÇnin
ne denli önemli olduðunu göstermektedir.
Bütün bunlara ilave olarak, karmaþýk ve
sürdürülebilir bir yapýda olan ekosistemin devamlýlýðý
için birçok gene ihtiyaç duyulmasý, biyolojik çeþitliliðin
ayrýþmada, atmosferin yapýsýnda ve dünya iklimindeki
önemli rolleri dikkate alýndýðýnda, dünya biyolojik
çeþitliliðini koruma zorunluluðu ortaya çýkmaktadýr.
Yine, evrimsel olarak gezegenin en geliþmiþ canlý türü
olduðumuz için diðer canlý türlerini korumak sorumluluðuna sahibiz. BÇ korumanýn ne kadar önemli
olduðunu ve bizim faaliyetlerimizin onun üzerinde
ölümcül etkilere sahip olduðunun bilinmesi, kaçýnýlmaz
bir sonuç olan korumayý akla getirmektedir. Korunmasý
gerektiði konusunda ayný fikirde olmak oldukça basit
olmasýna raðmen, nasýl ve neyin korunmasý gerektiði
konusu oldukça karmaþýktýr.
Koruma ile ilgili öncü çalýþmalar esas olarak yakýn
geçmiþe kadar türlerin korunmasý üzerinde yoðunlaþmýþtýr. Ýnsanlarýn ulaþmak istedikleri amaca engel
olan ve insan saðlýðýný tehdit eden böcekler zararlý
olarak adlandýrýlmýþ ve nesillerinin tükenmesi hoþ
karþýlanmýþtýr. Dünyanýn birçok ülkesinde olduðu gibi
geliþmiþ birçok Avrupa ülkesinde de kurt gibi yýrtýcý
yaban hayvaný türleri evcil hayvanlara veya insanlara
verdikleri zararlardan dolayý adeta yok edilmiþlerdir.
Ancak zamanla, türlerin ekosistem içindeki rollerinin
daha iyi anlaþýlmasýyla doðrudan insana ticari yarar
saðlamayan veya ölüm tehlikesi olan diðer türler de
(ayý veya kurt gibi) koruma programlarýnýn birer
parçasý haline gelmiþtir. Bir türün yok olmasý genetik
çeþitliliðin veya ekosistemin yok olmasýna oranla daha
kolay anlaþýldýðý için kayda deðer bulunmaktadýr. Özellikle, tehlike altýndaki türler, sahip olduklarý bu özellikleri nedeniyle önemli olmuþlar ve koruma konusunda
yeterince hýzlý bir kamuoyu oluþturmak için etkin bir
görev üstlenmiþlerdir.
Çevrenin sonsuz olduðu ve insan etkinliklerin çevre
üzerindeki etkisinin önemsiz olduðu düþüncesiyle,
baþlangýçta habitat korumanýn tür korumayla çok az
ilgili olduðu kanaati yaygýndý. Hasat edilen bir tür
tehlike altýnda olsa bile, parçasý olduðu bir sistemin de
tehlike altýnda olduðu yeterince dikkate alýnmamýþtýr.
Esasen bir tür bulunduðu habitatta güvende ise türün
nesli tükenmeyecektir. Bu nedenle habitatýn korunmasý
çok daha anlamlýdýr. Tehlike altýndaki türlerin korunmasýna ilave olarak habitat koruma ayný benzer habitatý paylaþan diðer türlerin korunmasýna ve korunan
alanýn ekolojik bütünlüðünün saðlanmasýna da yardým
edecektir. Korunan alanlar sayesinde biyolojik çeþitliliðin tüm katmanlarý da korunmuþ olacaktýr. Rasgele
habitat parçalarýný koruma yerine, farklý sistemlerin
karýþýmý (baðlantýlar oluþturarak) ve tehlike altýndaki
türler ile özellikli türler birlikte korunacaktýr. Birçok
ülkede habitat kaybýný ve tehlike altýndaki türleri
koruyan yasal düzenlemeler yapýlmýþ ve tehlike altýndaki ekosistemleri korumaya yönelik yasal düzenlemeler
de yaygýn hale gelmektedir.
Korumaya aday bir yer için en önemli özellik, tür
sayýsýnýn yüksek oluþudur. Bu gibi yerler "hassas biyolojik çeþitlilik alanlarý" olarak bilinmektedir. Bu gibi alanlarý
korumak bugün doða korumada en önemli konularýn
baþýnda gelmektedir. Çünkü büyük miktarda canlý
türünün korunmasý dünya yüzeyinin çok az bir kýsmýný
koruma altýna almak suretiyle yerine getirilebilmektedir.
Büyüklüðü dikkate alýndýðýnda, filtre görevi yapan sulak
alanlar gibi önemli ekosistem hizmeti veren bazý alanlar
da korunmalýdýr. Sulak alanlarda da benzer þekilde
anahtar ve özellikli türler bulunmaktadýr.
BÇ korumada önemli olan kavramlar dikkate
alýndýðýnda, dünyada biyolojik çeþitliliðin etkin korunmasý ve hedeflerin belirlenmesi için bazý prensipler
geliþtirilmiþtir. Bunlar;
• BÇ ve doðal kaynak kullanýmý sürdürülebilirlik
felsefesi ile ele alýnmalýdýr.
• Bazý durumlarda, özellikle tarýmsal ekosistemlerde ekosistemler yarý-doðal sistemler olarak idare
edilmeli. Kültürel ekosistemlerden elde edilecek maksimum yarar doðal ekosistemler üzerindeki baskýyý da
azaltacaktýr.
• Geleneksel maksimum gelir saðlayýcý yönetim yerine, yeni doðal kaynak idare politikasý ve programlarý
geliþtirilmelidir.
• Bazý doðal kaynak üretimi üzerinde kýsýtlayýcý
uygulamalar koymak gerekmektedir.
• Doðal kaynaklar üzerinde geleneksel kullaným
haklarý olan yerel halk arasýnda BÇ ve doðal kaynak
kullaným bilinci geliþtirilmelidir.
• Gerekli yer ve zamanda habitat iyileþtirme ve
restorasyon çalýþmasý baþlatýlmalýdýr.
• Tür düzeyinde, tehlike altýndaki türlerin populasyon dinamiklerinin çalýþýlmasý ve türe özel koruma
programlarýnýn geliþtirilmesi gereklidir.
• Korunan alanlarda habitat koridorlarý oluþturmak
için boþluk analizleri yapýlmalý, korunan alanlar ve koruma programlarý gözden geçirilmelidir.
• Koruma hedefleri belirlenmeli ve plansýz üretim,
aþýrý otlatma, kaçak kesim-avcýlýk-ODOÜ toplama gibi
temel tehditlerin niteliði ve boyutu da ortaya konulmalýdýr.
Biyolojik Çeþitliliðin Korunmasýnda Orman Ýþletmeciliði ve Planlamanýn Rolü
Orman iþletmeciliði, belirlenen iþletme amaçlarýna
33
ulaþmak için zaman ve mekana baðlý etkinliklerin
düzenlenmesi ve uygulanmasýdýr. Ýþletmeciliðin
kavramsal çerçevesini orman ekosistemlerinin sayýsal
bazda tanýmlanmasý (envanteri), iþletme stratejilerinin
ve etkinliklerinin geliþtirilmesi ve plan çýktýlarýnýn oluþturulmasý çizmektedir. Sürdürülebilir orman iþletmeciliði ve planlamasý ise, ormanýn sahip olduðu çeþitli
deðerlerin, kullanýcýlarý ve onlarýn haklarýný gözetlemenin, alternatif iþletme etkinliklerinin etkileri arasýnda en iyi dengeyi nispi faydaya dayalý olarak araþtýrmanýn farkýnda olan iþletme þeklidir. Gerçekten de,
orman ürünü üretimi ile koruma arasýndaki hassas
dengeyi oluþturmak bir hayli zordur. Orman amenajmaný planlama sürecinde biyolojik çeþitliliði korumak
ve izlemek önemli bir üst görev kabul ederek sistematik olarak ele alýnmasý gerekmektedir. Bu baðlamda
BÇ korunmasý ve izlenmesi için çeþitli adýmlarýn atýlmasý gerekmektedir. Bunlar, 1) kritik tür, ekosistem ve
gen koruma alanlarýn belirlenerek etkin koruma aðýnýn
oluþturulmasý, 2) koruma yahut yaþam alanlarý arasýnda geçiþi saðlayacak koridorlarýn oluþturularak öncelikle alansal düzenlemenin (ön fonksiyonel ayýrým-zonlama) yapýlmasý, 3) iþletme faaliyetlerinin ekosistem
kuruluþ amaçlarýna göre belirlenmesi (uygun silvikültürel müdahalelerin belirlenmesi).
Ülke ormanlarýnýn korunmasý, planlanmasý ve
iþletilmesi için yasalar Orman Genel Müdürlüðü'nü
(OGM) yetkili ve sorumlu kýlmýþtýr. Tarihi süreç
içerisinde, koruma faaliyetleri basitçe geçiþtirilmiþ
olup, planlama ve iþletme odun üretimine odaklanmýþtýr. Arazi yapýsýnýn engebeli oluþu toprak erozyonunu gündeme getirmiþ ve belirli alanlar muhafaza
karakterinde iþletme sýnýfý olarak ayrýlmýþtýr. Benzer
þekilde, kýrsal yoksulluðun belirginleþmesinden dolayý
toplumun ormana olan baskýsý artmýþ ve bazý alanlar da
bu baskýdan dolayý yine muhafaza altýna alýnmýþtýr.
Ayrýca, baþarýsýz ormancýlýk uygulamalarý ve korumanýn
yetersiz olduðu alanlar da zaman zaman üretim dýþý
tutulmuþtur. Kalan alanlar ise, klasik alan kontrolü
yöntemine göre iþletilmiþtir. Buradan, geleneksel planlama ve uygulama sürecin deðerlendirilerek, BÇ korumaya yönelik plan hazýrlama stratejilerinin tasarlanmasý artýk kaçýnýlmaz olduðu görülmektedir.
BÇ Ýçerikli Planlama Yaklaþýmlarý ve Ekosistem
Tabanlý Çok Amaçlý Planlamanýn (ETÇAP) Kavramsal
Çerçevesi
ETÇAP anlayýþý, orman ekosistemlerini sayýsal
bazda tanýmlayarak, belirlenen amaçlara ve koruma
hedeflerine göre sürdürülebilir bir þekilde kontrolünü
(koruma ve kullanma) saðlayacak olan stratejilerin
tasarýmý ve uygulanmasýný katýlýmcý yaklaþýmla
saðlayan bir planlama yaklaþýmýdýr. Burada biyolojik
çeþitlilik, temel ekolojik ve toplumsal öðe olarak ETÇAP
denklemine girmektedir. Diðer bir ifadeyle bu yeni
anlayýþ, biyolojik çeþitliliðin sürdürülebilirliði, üretim,
yenilenme kapasitesi, canlýlýk ve orman ekosistemlerinin uzun dönemli dengesine zarar vermeden onlarýn
ekolojik, ekonomik ve sosyo-kültürel fonksiyonlarýnýn
yeterliliðine odaklanýr.
ETÇAP yaklaþýmýn kavramsal çerçevesinde birbirini
izleyen sýralý þu eylemler yer almaktadýr. ETÇAP;
• Öncelikle biyolojik çeþitliliðin baþta olduðu bir çok
deðere sahip orman ekosistemlerini sayýsal bazda
tanýmlar (ekosistem envanteri),
• Orman ekosistemlerini sýnýflandýrýr (fonksiyonel
ayýrým veya ön zonlama, bölgeleme),
• Koruma hedefleri ve planlama amaçlarýný halkýn
taleplerine ve yasalara baðlý ortaya koyar (amaçlama),
• Hedeflenen her bir orman deðeri için büyüme ve
ürün miktarýný tasarlar (amaç-orman yapýsý iliþkisi),
• Uluslararasý gereklilik ve yasal zemine uygun
planlama ilkelerini ortaya koyar,
• Her bir koruma-kullaným þekli için uygun silvikültürel müdahale þeklini belirler (aktiviteler),
• Uygun planlama tekniði ile (modelleme) alternatif
plan seçeneklerini üretir ve
• En uygun seçeneðin oluþturduðu plan çýktýlarýný
metin, tablo, grafik ve harita bazýnda sunar.
Bu sürecin geleneksel amenajman ile fonksiyonel
planlamadan (Asan 1999) bir hayli kapsamlý olduðu
görülmektedir. Ýlk olarak, çok amaçlý planlama anlayýþý,
BÇ ve orman deðerlerini yansýtan yeni bir orman envanter sürecini kullanýr. Ýkinci olarak, bu yaklaþým uygulanabilir bir orman amenajman planýnýn hazýrlanmasýnda
hayati öneme sahip deðiþik kuruluþlarla sivil toplum
kuruluþlarý ve yerel halkýn ortak katýlýmýný saðlar.
Üçüncü olarak, bu yaklaþým, Coðrafi Bilgi
Sistemleri(CBS) ve uzaktan algýlama ile destekli konumsal orman bilgi sistemi (KOBS) kurmaya yönelik BÇ verilerinin yer aldýðý konumsal veri tabaný kullanýr.
Dördüncü olarak, amenajman faaliyetleri ve çoðu önemli kararlar, katýlýmcýlýðýn saðlandýðý toplantýlarda
saðlanan fikir birlikteliklerinden ortaya çýkartýlýr. Beþinci
olarak, koruma hedeflerini de içeren iþletme amaçlarý
hem halkýn beklentileri ve hem de potansiyel orman
fonksiyonlarýna göre belirlenir. Son olarak da, silvikültürel müdahaleler daha detaylý fonksiyonlara göre
belirlenerek biyolojik çeþitliliði korumayý da dikkate
alarak kararlaþtýrýlýr. Sonuçta ETÇAP'nýn uluslararasý
süreçlerle ortaya çýkan BÇ koruma ilkelerinin bütünleþtirildiði bir yaklaþým olduðu ortaya çýkmaktadýr.
BÇ korumaya yönelik temelde iki farklý planlama
yaklaþýmý söz konusudur. Bunlar; 1) sadece doðal olaylarý temel alan yaklaþým; ormaný mutlak koruma, çok
amaçlý kullaným ve endüstriyel plantasyon gibi üç temel
iþleve tahsis eden TRIAD (Seymour and Hunter 1992)
yaklaþýmý ve 2) bütünleþik yaklaþým (Baþkent vd,
2002) olarak sýralanabilir. Her birisinin önemli taraflarý
34
Þekil 1. ETÇAP sürecinin aþamalarý.
olmasýna raðmen, bütünleþik yaklaþým tarzý daha çok
dikkat çekmektedir. Bu yaklaþýmýn temelinde genel ve
detay kapsamlý düzenlemeler bulunmaktadýr. Genel
yahut tüm ormanlýk alaný kapsayan düzenlemeler,
sýrasýyla ekolojik arazi sýnýflandýrmasý, doðal müdahale
rejimlerinin belirlenmesi, doðal yaþlý orman
parçalarýnýn ve hedef geliþme çaðlarýnýn belirlenmesi,
koruma alanlarý aðýnýn oluþturulmasý ve doðal olaylara
özdeþ silvikültür müdahalelerin belirlenmesi sürecini
kapsamaktadýr. Detay kapsamlý düzenlemeler ise,
hedef türlere yönelik koruma stratejilerini içermektedir.
Burada hedef türler yasal ve doðal türler olarak ele
alýnmaktadýr. Yasal açýdan korunmasý gereken türler,
nadir, tehlike altýnda ya da tehlike altýnda olma
sürecinde olan türler ile ekonomik olarak gelir getiren
(av hayvaný türleri gibi) türler nokta bazýnda belirlenerek hem populasyonlarýn ve hem de yaþam alanlarýnýn korunmasýna yönelik düzenlemeleri içermektedir. Korunmasý gereken doðal türler ise, genelde
gösterge türler, anahtar türler, bayrak türler, ekolojik
düzenleyiciler ve þemsiye türler olarak tanýmlanýrlar.
Ýþte bütünleþik planlama yaklaþýmýnda bir taraftan tüm
alanda düzenlemeler yapýlýrken, küçük alanlarda da türlere yönelik BÇ koruma çalýþmalarýna yer verilmektedir.
BÇ Koruma ile Orman Ekosistem Yapýlarý
Arasýndaki Ýliþki
BÇ korumanýn etkinleþtirilmesi için, odun üretimine
yönelik düzenlemeler yapýlýrken üretim ile meþcere
kuruluþu arasýnda kurulan iliþkilere benzer bir iliþki BÇ
koruma ile orman yapýsý arasýnda kurulmalý ve sayýsal
parametrelerle tanýmlanmalýdýr. Artým ve büyüme modelleri meþcere yapýsýna (tür, karýþým, geliþme çaðý,
yetiþme ortamý vs) göre birim alandaki odun üretimi
deðerlerini vermektedir. Benzer þekilde, BÇ koruma ile
meþcere kuruluþlarý arasýnda bir iliþki kurularak BÇ
korumasý planlamaya yansýtýlabilir (Þekil 2 ve 3).
Burada, planlamaya temel teþkil etmesi bakýmýndan BÇ
verileri daha somut olarak deðerlendirilmektedir.
Örneðin, bir ladin aðýrlýklý iþletme sýnýfýnda hazýrlanacak
BÇ içerikli amenajman planýnda eðer aðaç sansarý
önemli ise, bu durumda idare süresini dolduran ve
birim alanda servetin en yüksek olduðu bazý meþcereler alanda býrakýlmak zorundadýr. Benzer þekilde,
kulaklý orman baykuþu populasyonunun korunmasý
istenildiðinde (Þekil 3) idare süresini doldurmuþ ve
ayný zamanda aþmýþ meþcereler belirli oranlarda ve
miktarda alanda koruma altýna alýnmalýdýr. Bu, beklenen üretim miktarýnýn menfi olarak etkilenmesi olayýdýr.
Ýþte, BÇ içerikli planlamada temel nokta yahut strateji
koruma alanlarýnýn saðlanmasýyla oluþacak üretimin
açýðýnýn minimum düzeyde tutulmasýdýr. Bu da ancak,
optimal karar verme teknikleri ile oluþturulacak modelleme ile aþýlabilir.
BÇ korumanýn amenajman planlarýna yansýtýlmasýn-
35
da önemli diðer konu ise, BÇ kavramýnýn sayýsal bazda
tanýmlanmasýdýr. BÇ nin tanýmlanmasýnda kullanýlabilecek parametreleri þöyle sýralamak mümkündür:
Þekil 2. Aðaç türlerinin geliþme çaðlarý itibarýyla birim
alandaki odun üretimi ile habitat arasýndaki iliþkiler.
Þekil 3. Ormanýn geliþme çaðlarý itibarýyla farklý
bitkisel ve yaban hayvanlarý türlerinin iliþkileri.
• Orman tiplerinin toplam alana oraný
• Orman tipleri, yaþ sýnýflarý / süksesyonel (sürelisýralý deðiþim) evrelerin alanlarý
• Korunan alan sýnýfýnda yer alan orman tiplerinin
miktarý
• Korunan alanlardaki orman tiplerinin yaþ
sýnýflarý/süksesyona göre miktarlarý
• Orman tiplerinin parçalanmasý (fragmentation)
• Ormana baðýmlý türlerin sayýsý
• Üreme ile yaþamýný devam ettirememe riski olan
ormana baðýmlý türlerin durumu
• Yaþam alanýndan daha küçük alanlarda bulunan
ormana baðýmlý türlerin sayýsý
• Çeþitli habitatlardaki gösterge türlerin populasyon seviyesi
• Orman alaný ve odun üretimine ayrýlacak net
orman alaný
• Ticari ve ticari olmayan dikili aðaç serveti
• Egzotik ve doðal aðaç türleri aðaçlandýrmalarýnýn
dikili serveti ve alaný
• Sürdürülebilir nitelikte planlanan üretime göre yýllýk odun-ODOÜ üretimi
• Planlanan üretime göre yýllýk odun-dýþý (mantar,
kekik, sýðla, av hayvanlarý vs) üretimi
BÇ içerikli ETÇAP Heyetlerinin Yapýsý ve Çalýþma
Prensipleri
Ulusal ölçekte deðiþik orman ekosistemlerinde
BÇnin orman amenajman planlarýyla bütünleþtirilmesi,
klasik amenajman heyet yapýlarý ve çalýþma prensip-
leriyle mümkün deðildir. Çünkü Türkiye'deki orman
amenajman heyetleri, odun üretimine odaklý amenajman planlarý yapmak üzere belirlenmekte ve eðitilmektedir. Heyetlerin biyolojik çeþitliliðin korunmasý konularýnda eðitimi saðlanarak kýsmi bir baþarý beklense de,
heyetlerin konularýnda uzmanlaþmalarý, veri yönetim
uzmanlarý ve toplum kalkýnma uzmanlarýyla
geniþletilmeleri yerinde olacaktýr. Buradan, planlama
heyetlerinin hem yapýlarýnýn hem de çalýþma prensiplerinin yeniden tanýmlanmasý gerekliliði ortaya çýkmaktadýr. BÇ içerikli ETÇAP heyetlerinin yapýsý ve çalýþma
prensipleri, þu andaki mevcut orman amenajman
heyetlerinin yapýsýndan; biyolojik çeþitliliði anlama
yeteneði, koruma, Uzaktan Algýlama-CBS-GPS gibi bilgi
teknolojileri, istatistik ve planlama modellerinin kullanýlmasý gibi birçok konuda farklýlýk göstermektedir.
Bu konuda hazýrlanan detaylý rapordan (Baþkent vd.
2004) hareketle heyet yapýlarýný þu þekilde özetlemek
mümkündür.
Biyolojik çeþitliliðin yansýtýldýðý ekosistem tabanlý
çok amaçlý orman amenajman heyetlerinin yapýsýnýn
oluþturulmasýnda hem özel hem de devlet orman amenajman heyetleri dikkate alýnmalýdýr. Bu açýdan, yapý ve
çalýþma prensipleri çeþitli amenajman planlamalarýnda
kullanýlmasýný saðlamak amacýyla genel tutulmalýdýr.
Geliþtirilen kavramýn ülke genelinde yaygýnlaþtýrýlmasý
durumunda, belirli standartlarý oluþturmak ve eðitimde
devamlýlýðý saðlamak için, Orman Ýdaresi ve Planlama
Dairesi (OÝPD) bir yýlda envanter ve plan hazýrlanmasý
için gerekli bütün heyetlerin en azýndan %10-15'ini
yetiþtirmeli ve istihdam etmelidir. Buradan, bir amenajman heyetinin olasý yapýsý þu þekilde olmalýdýr:.
1. Orman amenajman planlamasýnda uzmanlaþmýþ
bir heyet baþkaný (planlama uzmaný).
2. Tercihen yaban hayvanlarý (fauna) konusunda
uzmanlaþmýþ bir BÇ uzmaný.
3. Tercihen flora veya bitki sosyolojisinde (veya
vejetasyon ekolojisinde) uzmanlaþmýþ bir BÇ uzmaný.
4. Bilgi teknolojisinde uzmanlaþmýþ bir veritabaný
uzmaný. Uzman bilgisayar konusunda kabul edilebilir
bir yönetim alanýnda birçok amenajman heyetine
destek saðlayabilir (birkaç amenajman heyetinin bir
denetici altýnda çalýþmasý gibi).
5. Toplum kalkýnma uzmaný. Katýlýmcý yaklaþýmla
orman amenajman planlarýnýn hazýrlanmasýnda ormanhalk iliþkilerini düzenleyerek, bir bölgede birçok amenajman heyetine konusu ile ilgili destek saðlayabilmelidir.
Planlamanýn etki alaný içerisinde yaþayan toplumun gelecekteki taleplerini belirlemek, ilgi-çýkar gruplarýnýn
katýlýmýný saðlamak, yerel halkýn sosyo-kültürel ve
ekonomik yapýsýný ortaya koymak ve katýlýmcý yaklaþýmla planlarýn hazýrlanmasýna yardýmcý olmak.
Amenajman heyetlerinin temel görevi, verilen planlama birimi veya iþletme (havza da olabilir) için mevzu-
36
ata ve uluslararasý sözleþmelere uygun biçimde bir
orman amenajman planý hazýrlamaktýr. Heyet baþkaný,
amenajman heyetinin sorumlusudur. Amenajman
heyetleri doðrudan OÝPD yahut OÝPD tarafýndan atanmýþ bir koordinatör altýnda çalýþacak ve ilgili birim
tarafýndan verilen bütün görevlerden sorumlu olacaklardýr. Amenajman heyetlerinin Orman Bölge
Müdürlüklerinde olmasý durumunda, heyetlerin idari
açýdan bölge müdürlüðüne karþý sorumlu olmasý yanýnda, ülke genelinde eþgüdümün saðlanmasý için, teknik
anlamda OÝPD tarafýndan atanmýþ bir bölgesel koordinatör altýnda çalýþmasý yerinde olacaktýr. Heyet, orman
amenajman mevzuatýna, uluslararasý imzalanmýþ
sözleþmelere ve heyet ile OÝPD arasýnda imzalanan protokol kurallarýna uyan, uygulanabilir bir orman amenajman planý hazýrlamakla sorumludur. Heyetin hem arazi
hem de bürodaki performansý planlama konusunda
uzman bir denetici tarafýndan izlenecektir.
Ýhtiyacýn belirginleþmesi durumunda, bazý alanlarda
planlama sürecinin uygun bir þekilde sürdürülebilmesi
için kýsmi zamanlý yaban hayvanlarý (fauna), flora,
ODOÜ, yetiþme ortamý gibi konularda uzmanlar
çalýþtýrýlabilir. Bu durumda heyet, yerel orman teþkilatý
ve PAMA gibi koruma teþkilatlarýyla iþbirliði yaparak BÇ
envanteri yapacak ve koruma stratejilerini geliþtirebilecektir. Planlama biriminde bulunan bitki ve yaban hayvaný türlerinin listesi ile uluslararasý yasalara göre
sýnýflandýrýlmasý heyete sunulmalý, bu veriler geleneksel
heyetlerden beklenmemelidir. Konu ile ilgili uzmanlar
devreye sokularak, özellikle BÇ açýsýndan bir hayli
önemli olan alanlara öncelik vermek suretiyle planlama
birimlerinin BÇ verileri yaklaþýk 2-3 yýl önceden toplanmaya baþlanmalýdýr. Ek olarak, önemli türler ve habitatlarý, ortak koruma hedefi belirlemek ve uygun
stratejiyi tespit etmek için genel müdürlük ve
araþtýrýcýlarla iþbirliðine gidilmelidir.
Plan uygulayýcýlarýnýn hazýrlanan planlar konusunda
eðitilmesi, planlamada katýlýmcýlýk, BÇ kavramý ve bilincinin ilgi ve çýkar gruplarý arasýnda saðlanarak ulusal
düzeyde yaygýnlaþtýrýlmasý için düzenli iþleyen bir programýn geliþtirilmesi önem arz etmektedir. Hazýrlanacak
BÇ içerikli amenajman planlarýnýn düzenlenmesine
yönelik 70-80 heyete ihtiyaç olduðu, ancak bunlarýn
önemli bir kýsmýnýn (yaklaþýk %60) özel heyetler
tarafýndan yürütülebileceði dikkate alýnmalý ve bu oran
muhafaza edilmelidir. BÇ verileri uzman gruplarca
toplanmalý ve her verinin toplanmasý standart amenajman heyetinden beklenmemelidir. Yeminli müþavirlik
sistemi geliþtirilebilir ve hizmet alýmý yönetmeliklerle
belirlenebilir. Bölgelerde BÇ izleme ekipleri oluþturulmalý ve bilgileri merkeze göndermelidir. Örneðin, OÝPD
bünyesinde BÇ verilerini deðerlendiren, koruma stratejileri oluþturan ve planlamaya yansýtabilen bir BÇ
Koruma Þube Müdürlüðü kurulmasý halinde uzmanlýk
gereken iþler bu þube tarafýndan yapýlabilir ve gerekli
eðitim, yönlendirme, veri toplama ve deðerlendirme
çok daha etkin olarak heyetlere (özel ve kamu dahil)
aktarýlabilir. Bölgelerde ilgili konularda temsilci birimler
bulunmalý ve bunlarla heyetler ve þefler eþgüdümlü
çalýþmalýdýr. Gerekli görülen alanlarda bölgelere göre
uzmanlar iþlendirilip þimdiki iþleyiþe göre, planlamaya
baþlamadan 2-3 yýl öncesinden baþlanarak veriler elde
edilebilir. Detay BÇ verisi isteyen özellikli bölgelerde bu
yaklaþým uygulanabilir. Orman Amenajman Heyetleri
bugün için Orman Bölge Müdürlüklerine daðýtýlmýþ
durumdadýr. Amenajman heyetlerinin Orman Bölge
Müdürlüðü yerine ekolojik anlamda bütünlük saðlayan
7-8 bölgede toplanmasý daha doðru olacaktýr (Örneðin,
Doðu Akdeniz, Batý Akdeniz, Ege, Marmara, Batý
Karadeniz, Doðu Karadeniz, Ýç ve Doðu Anadolu gibi).
Biyolojik çeþitliliði amenajman planlarýna yansýtacak
amenajman heyetlerinin biyolojik çeþitlilik eðitimi biriki yýl içerisinde tamamlanmalýdýr. Eðitim de öncelik
verilecek heyetler, planlamada BÇ koruma bakýmýndan
öncelik verilecek ormanlara göre belirlenmelidir. Eðitim
tamamlandýktan sonra sýrasý gelen planlama birimine
geçilmelidir. Amenajman heyetlerinin kendilerine özgü
bir özerkliði olmalýdýr. OÝPD tarafýndan prensip itibarýyla yönlendirilecek ETÇAP þekli odun üretimi dýþýnda da
bir planlama olduðu için (bitkisel ve hayvansal vd.
odun dýþý orman ürünleri dahil) OÝPD yapýlanmasý da
ilgili meslek/disiplinlerle desteklenmelidir. Envanter ve
planlama ilgili bölgede uzmanlaþmýþ sertifikalý özel
heyetlere verilmelidir. Ancak, devlet çekirdek amenajman heyetleri bulundurmalý, planlama ilkelerini (yönetmelik ve yönerge) ortaya koymalý, uzman elemanlarý
iþlendirebilmeli,
denetici
yerine
Denetim
Baþmühendisliði oluþturulmalý (Amenajman deneyimli
Orman Mühendisi, BÇ uzmaný, Bilgi Ýþlemci ve Sosyal
Bilimci) ve yetiþtirilmeli ve ayrýca etkin bir denetim
mekanizmasý kurmalýdýr. Amenajman heyeti, yapýlan
planýn uygulamasýný iþletmecilerle birlikte denetleme
yetkisine sahip olmalýdýr.
Bir ülke arazisi içindeki alanlarýn izole bir parçasýný
korumak buzdaðýnýn sadece görünen kýsmýdýr.
Tecrübeler, ülke ölçeðinde biyolojik çeþitliliðin korunmasý (yönetimi), tüm taraflarýn katýlýmýyla ekosistem
düzeyinde bütünleþik bir yaklaþýmýn gereðini ortaya
koymaktadýr. Zengin olan Türkiye biyolojik çeþitliliði
için ülke ölçeðinde korunmasý ve zamana baðlý izlenmesi için mevcut gerçek bir planlama yoktur. Ülke
ölçeðinde stratejilerin izlenmesi ve biyolojik çeþitliliði
korumanýn geliþtirilmesi bu göreve odaklýdýr.
Devamý bir sonraki sayýmýzda
1) Dünya Bankasý GEF (Küresel Çevre Fonu) tarafýndan desteklenen
"Biyolojik Çeþitlilik ve Doðal Kaynak Yönetimi" ana projesinin bir bileþeni
olan "Türkiye'de Orman Amenajman Planlarýna Biyolojik Çeþitliliði(BÇ)
Korumanýn Etkin Olarak Entegre Etmek için gerekli Strateji Belirleme ve
Geliþtirme Teknik Yardým Projesi" kapsamýnda ele alýnmýþtýr.
37
ODAMIZDAN HABERLER
Marmara Þube Baþkanlýðýndan
"Orman Mühendisleri Odasý Ýstanbul Þubesi tarafýndan
Ýstanbul'da Yemekli mesleki bir sohbet toplantýsý düzenlendi. Gayet samimi bir hava içinde geçen toplantýya Oda
Genel Merkez ve Marmara Þubesi Yönetim Kurulu
üyelerinin yanýnda Ýstanbul'da bulunan 39ncu dönem
Odamýz Genel Baþkaný Salih SÖNMEZIÞIK, Ýstanbul Orman
Bölge Müdürü Faruk ÇEBÝ ve çok sayýda meslektaþýmýz
katýlmýþtýr. Mesleðimizin ve meslektaþlarýmýzýn sorunlarýnýn konuþulduðu ve çözümleri için izlenecek yöntemlerin tartýþýldýðý toplantýda, merkez ve þube yönetimlerinin
çalýþtýðý konular hakkýnda karþýlýklý bilgi alýþveriþinde
bulunulmuþtur.
Merkez Þube Baþkanlýðýndan
14 Mayýs 2005 tarihinde II. Danýþma ve bilgilendirme
toplantýsý yapýldý. Genel Merkez ve þubelerin problemlerinin tartýþýldýðý Genel Merkez Organlarýnýn, Þubelerin
Baþkan veya Temsilcilerinin katýlýmý ile oldukça verimli
bir havada geçekleþti. Orman Mühendisleri Odasý Genel
Baþkaný Ali KÜÇÜKAYDIN yaptýðý açýlýþ konuþmasýnda;
göreve geldiklerinden bu güne kadar gerçekleþtirilen
faaliyetler ve halý hazýrda üzerinde yoðun þekilde mesai
harcanan konular ve gelecekte yapýlacaklar hakkýnda
özet bilgiler verdikten sonra bu konularda þube baþkan
ve temsilcilerinin görüþleri alýndý.
Daha sonra bu güne kadar hep gündemde olan ve
maalesef hiç bir ilerleme kaydedilmemiþ olan "Orman
Mühendisleri, orman Endüstri Mühendisleri, Aðaç
Ýþleri Endüstri Mühendisleri Meslek Yetki Yasa Taslaðý"
üzerinde görüþmeler yapýldý.
Toplantýnýn gündemini oluþturan önemli konulardan
biri de; Odamýz için Beþtepe semtinde alýnan arsa ve
buraya yaptýrýlacak olan yeni Genel Merkez Ýdare Binasý
idi. Bu arsa üzerinde yaptýrýlacak olan inþaatýn proje
özellikleri konularýnda görüþler tartýþýldý.
Odamýzýn bir deneme çalýþmasý olarak baþlattýðý 2 A
uygulamasýna bir örnek olmasý açýsýndan önemli olan,
rapor görüþüldü. Bu konularýn ilgili makamlar nezdinde
giriþimde bulunulup kamuoyu oluþturulmasý fikri benimsendi.
Ayrýca Dergimizde yayýnlanacak haberler konusunda her þubeye yer ayrýldýðý, bölgelerindeki haberlerin
Þubeler kanalý ile Dergimize iletilmesinin daha uygun
olacaðý da ifade edildi.
(Konu ile ilgili ayrýntýlý, geniþ metin ve fotoðraflar odamýzýn að
sayfasýnda yer almaktadýr.)
Doðu Akdeniz Þube Baþkanlýðýndan
12-13 Nisan 2005 tarihlerinde Büyükþehir Belediyesi Baþkanlýðý
tarafýndan düzenlenen ve þubemizin de katkýda bulunduðu "Orman,
Keçi, Erozyon ve Turizm" konulu Sempozyum Adana'da büyük ilgi
gördü.
38
ODAMIZDAN HABERLER
Genel Merkez Yönetim Kurulundan Duyuru
Antalya Ýli Belek Beldesinde, Orman Mühendisleri
Odasý ile Türkiye Ormancýlar Derneði adýna tahsis
edilen saha ile ilgili olarak; Turistik tesis yapmak üzere
Ekopark Turizm A.Þ.ile Yap-Ýþlet ve devret modeline
göre Sözleþme yapýlmýþ ve Sözleþme gereði yapýlan
tesis (Rixos Hotel Premium-Belek) 12 Haziran 2005
tarihinde iþletmeye açýlmýþtýr. Ülkemize ve meslek
kamuoyuna hayýrlý olmasýný diliyoruz.
Yapýlan 14.01.2004 tarihli sözleþme gereði, tesisin
açýldýðýndan itibaren odamýza saðladýðý getiri;
1- Yýllýk kira geliri,
2- Meslektaþlarýmýza, günlüðü 20-24 Euro arasýnda
deðiþen Yýllýk 4500 Adet Yataktan yararlanma þeklindedir.
Yýllýk 4500 adet yataðýn, yaklaþýk 1250 adedinin
yaz sezonunda, (Mayýs, Haziran, Temmuz, Aðustos,
Eylül) her ay için 250 adet yatak tahsis edilmiþtir.
Yaz sezonunda, 4 kiþilik bir ailenin 7 günlük tatili
düþünüldüðünde ayda ancak dokuz meslektaþýmýzý
memnun edebileceðiz. Oysa talep çok yoðundur.
Yönetim Kurulunda aldýðýmýz kararla; "Yaz sezonu
için (5 ay), yönetim kuruluda dahil olmak üzere bu
hakkýn kullanýlmamasý, bunun karþýlýðý elde edilecek
gelirin de Ankara Beþtepe'de yapacaðýmýz, Oda Genel
Merkezi ve Sosyal Tesisinin yapýmýnda kullanýlmasý"
kararlaþtýrýlmýþtýr.
Diðer sezon ayrýca Yönetim Kurulumuzca deðerlendirilecektir ve meslek kamuoyuna duyurulacaktýr.
Üyelerimizin bilgilerine arz olunur.
Bursa Þube Baþkanlýðýndan
Batý Anadolu Þubesi Yönetim Kurulu olarak Mayýs ayý sonlarýnda,
Balýkesir'in Bandýrma ve Edremit, Çanakkale'nin Biga, Bayramiç, Çan,
Kalkým ve Yenice Orman Ýþletme Müdürlükleri ile Çanakkale Orman
Bölge Müdürlüðü ve Çanakkale Çevre ve Orman Ýl Müdürlüðüne
ziyaretlerde bulunulmuþtur. Bu ziyaret de; Oda'mýzýn bir yýllýk faaliyetlerinin yaný sýra mesleki sorunlarýmýz, meslektaþlarýmýzýn çalýþma
koþullarý ve bu aðýr çalýþma koþullarýna raðmen bir türlü düzeltilmeyen
özlük haklarý konusunda fikir alýþ veriþinde bulunuldu. Bu gezimizde
Çanakkale Destanýný yazan þehitlerimizin yaný sýra meslek þehidimiz
rahmetli Talat GÖKTEPE' nin mezarý da ziyaret edildi.
Uludað Milli Parký'ndaki Yapýlaþmaya Odamýzdan Tepki
Türkiye'nin önemli kýþ turizmi merkezlerinden
Uludað'da, bir turizm iþletmesinin toplam 2.5 kilometre uzunluðunda telesiyej ve teleski hattý yaptýracaðý, bu hatlarýn geçeceði 25 dekarlýk alanda, 3 bin
göknar ve kayýn aðacýnýn kesileceði iddia edildi.
Bu iddialar üzerine TMMOB Bursa Ýl Koordinasyon
Kurulu (ÝKK) Genel Sekreterliði ve Orman Mühendisleri
Odasý Bursa Þube Baþkanlýðý tarafýndan düzenlenen
basýn toplantýsýnda, yapýlaþmaya açýlan 1. ve 2. Geliþim
bölgelerinin Uludað'ýn en çok tahrip edilen bölgeleri
olduðu söylendi.
Bu alanlarda toprak yapýsýnýn çok zayýf olduðu, bu
nedenle kesilen aðaçlarýn yerine yenisinin yetiþmediði
ve bitki örtüsünün bozulduðu bu nedenle Uludað'ýn zirveye yakýn olan bu noktalarýnda yapýlan faaliyetlerin
tümü, doðanýn geri dönülmez þekilde tahribine neden
olduðu belirtildi.
Orman Mühendisleri Odasý Bursa Þube Baþkaný
Ýmdat Demir'de Oteller Bölgesi'nde mevcut tesisler
nedeniyle geriye dönülemez tahribatýn söz konusu
olduðunu iddia ederek, daðdaki turizm tesislerinin birbirleriyle rekabet içinde olduklarýný, bunun faturasýný
da Uludað'ýn eþsiz doðasýnýn ödediðini söyledi.
39
ODAMIZDAN HABERLER
Ege Þube Baþkanlýðýndan
Orman
Mühendisleri
Odasý
"TÜRKÝYE’DE ÖZEL AÐAÇLANDIRMA" konusunda 9 - 10 Haziran
2005 tarihlerinde Ýzmir'de bir panel
düzenlemiþtir.
Panelin 9 Haziran 2005 tarihinde
gerçekleþtirilen arazi bölümünde,
Bergama ilçesi Karaveliler köyü köy
tüzel kiþiliðince yapýlan baþarýlý
fýstýkçamý özel aðaçlandýrma alanlarý
gezilmiþ ve köylülerle sohbet
edilmiþtir.
Ýkinci tatbikat noktasý, ormanda
tabii olarak yetiþen aralarýnda zeytin,
antep fýstýðý (menengiç) nýn da
bulunduðu devlet ormaný gezilerek
türler hakkýnda bilgi edinilmiþtir.
Burada "zeytin" aðaççýðýnýn orman
tanýmýnda yer alan asli unsur olduðu
arazide görülerek tespit edilmiþtir.
Üçüncü
tatbikat
noktasýnda,
Danýþtay kararýndan önce saha tahsisi yapýlan, Akhisar ilçesi Tütenli
köyü köy tüzel kiþiliðine ait baþarýlý
zeytin özel aðaçlandýrma alaný
gezilmiþtir. Bu noktalarda basýn ve
panelistler bilgilendirilmiþ ve panele
daha farklý bakýþ açýsýyla girmeleri
saðlanmýþtýr.
10 Haziran 2005 günü Panelin birinci oturumda özel aðaçlandýrmalarýn
hukuki dayanaklarý ile uygulamaya
yansýmalarý konusu tartýþýlmýþtýr.
Oturumun
sonundaki
tartýþma
bölümünde, özel aðaçlandýrmalarýn
yapýlmasýnýn önemli olduðu, 57 inci
madde de deðiþiklik yapýlarak önündeki engellerin aþýlmasýnýn gerektiði
yönünde kanaat oluþmuþtur.
Ýkinci oturumda konunun teknik,
idari, uygulama ve sosyal boyutlarý
tartýþýlmýþtýr.
Ýkinci oturumun
sonundaki tartýþma bölümünde, özel
aðaçlandýrmalarýn orman köylerinin
gelir seviyesini artýrdýðý, ormanlarýn
korunmasýnda köprü görevi gördüðü
vurgulanmýþtýr.
ÖZEL AÐAÇLANDIRMALAR PANELÝ
SONUÇ BÝLDÝRGESÝ
Panel neticesinde ortaya çýkan
aþaðýdaki sonuçlarýn kamuoyuyla
paylaþýlmasýna ihtiyaç duyulmuþtur.
1- Özel aðaçlandýrmalarýn yurt
sathýna
yaygýnlaþtýrýlmasý
için
özendirici teþvik tedbirleri geçmiþ
kazanýmlar da dikkate alýnarak artýrýlmalýdýr.
2- 6831 Sayýlý Orman Kanunun 1.
maddesinde yer alan orman
tanýmýnýn ana unsurlarý olan aðaç ve
aðaçcýk, topluluk ve yerleri kavramlarýnda anlam birlikteliði saðlanarak
özel ormanlar kurulmalýdýr.
3- Özel aðaçlandýrmalarda ekolojik þartlarýn dikkate alýnarak, asli
ürün veren aðaç türlerinin yanýnda,
odun dýþý ürün veren aðaç ve aðaçcýk
türleri kullanýlmalýdýr. Bu türlerin
kullanýlmasý sonucunda kurulan özel
aðaçlandýrma alanlarýnýn Orman
Kanununun 2. maddesi kapsamýna
girmesini saðlayacak mevzuat tedbirleri alýnmalýdýr.
4- Özel aðaçlandýrmalarla kurulan
ormanlarýn iþletilmesinin özel orman
hükümlerinin dýþýnda tutulmasý için,
Orman Kanununun 57. maddesinde
gerekli düzenlemeler yapýlmalýdýr.
5- Özel aðaçlandýrmalarýn en
büyük desteði olan ve Orman Kanunu
hükümlerine
göre
oluþturulan
Aðaçlandýrma Fon Kaynaðýnýn, Genel
Bütçeden çýkartýlarak amacýna uygun
kullanýlmasýný saðlayacak hukuki
düzenleme yapýlmalýdýr.
6- Özel aðaçlandýrmalarýn önü
açýlarak ormancýlýðýmýz üzerindeki
baskýlar
kaldýrýlmalýdýr.
Orman
Mühendisleri Odasý bu baðlamda
yapýlacak her türlü faaliyetin
destekçisi olacaktýr. Baþarý Ülkemizin
Milletimizin ve Türk Ormancýlýðýnýndýr.
V E F A T
ODAMIZ ÜYELERÝNDEN
Necdet ERGÜRBÜZ 01.02.2005 • Nurettin ÝÞMAN 30.01.2005 • Mustafa Sýrrý DUYAR 26.02.2005
Mustafa KARATAPAN 26.02.2005 • Fahrettin ALPTEKÝN 26.03.2005 • Aslan ULU 20.02.2005
Mahir ÇAYKARA 21.04.2005 • Ýsmail Hakký BOZAKMAN 21.05.2005
tarihlerinde vefat etmiþlerdir. Kendilerine rahmet, ailelerine ve
meslektaþlarýmýza baþ saðlýðý dileriz.
TMMOB Orman Mühendisleri Odasý Yönetim Kurulu
40
Sayýn Üyemiz
Aidatlarýnýzý kredi kartý ile otomatik olarak ödeyebilirsiniz.
Varsa geçmiþ borçlarýnýzý 0.312 229 20 09 nolu telefondan öðrenerek 15 taksitte yine
kredi kartý ile otomatik olarak ödeyebilirsiniz.
Otomatik ödeme kolaylýðýndan yararlanmak için aþaðýda örneði bulunan kredi kartý formunu doldurarak posta ve belgegeçer ile bize ulaþtýrabilirsiniz.
Kesintisiz kredi kartý ekstrenizde görülecek ve ayrýca makbuzlarýnýz altý ayda bir formda belirttiðiniz adresinize gönderilecektir.
KREDÝ KARTI FORMU
Banka - Kredi Kardý Cinsi
: ....................................................................................................................................
Kredi Kartý No
: ....................................................................................................................................
Kredi Kartý Son Kullanma Tarihi : ....................................................................................................................................
Oda Sicil No.
: ....................................................................................................................................
Adý
: ....................................................................................................................................
Soyadý
: ....................................................................................................................................
Ev Adresi
: ....................................................................................................................................
Ev Tel.
: ....................................................................................................................................
Ýþ Adresi
: ....................................................................................................................................
Ýþ Tel.
: ....................................................................................................................................
Cep Tel.
: ....................................................................................................................................
Orman Mühendisleri Odasý’na ödemem gereken geçmiþ borçlarýmýn tamamý olan
...................................................... (...........................................................) YTL’ný,
tek seferde / ......... (...............) taksitte ve 01 Ocak 2005 tarihinden itibaren aylýk
Oda aidatlarýmýn düzenli olarak yukarýda numarasýný vermiþ olduðum kredi kartýmdan
çekilmesi için gerekli iþlemlerin yapýlmasýný arz ederim.
Adý Soyadý
Ýmza
Necatibey Cad. No: 16/13 06430 Sýhhiye / ANKARA • Tel: 0.312 229 20 09 • Belgegeçer: 0.312 229 86 33
E-posta: [email protected] • www.ormuh.org.tr
Aidat için: 149580 • Ölüm yardýmý için: 1910283 Nolu posta çeki hesabý
Fraxinus pendula
Ne güzeldi o günler, baharýn ilk günlerine dek
Seyrederdik güneþi seninle, çýrýlçýplak batana dek
Ne zalimsin sen Fraxinus pendula!
Þimdi döndün yüzünü güneþe, sýrtýný da bana
Býraktýn beni karanlýkla, hüzünle baþ baþa
Bu da gelir, bu da geçer, gelince güz
Kalacaksýn çýrýlçýplak, döneceksin yine bana!
Seyredeceðiz güneþi seninle
Çýrýlçýplak birlikte ama!.
Prof.Dr. Aytuð AKESEN