Türkiye`nin bilgi ve iletişim altyapısı en zor sınavını başarıyla geçti

Transkript

Türkiye`nin bilgi ve iletişim altyapısı en zor sınavını başarıyla geçti
Güvenliğe hak ettiği
önemi verme zamanı
Intel Security Türkiye Azerbaycan Bölge Direktörü
İlkem Özar’a göre, entegre,
gerçek zamanlı ve farklı veri
kaynakları ile sürekli öğrenen
güvenlik yapısı şart.
Sayfa 25
SAYI
HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr
Sayfa
TSE, bilişim
danışmanlarını
ve firmaları
yetkilendirecek
6
Mariye Umay Akkaya
TSE Bilgi Teknolojileri
Test ve Belgelendirme
Dairesi Başkanı Akkaya,
‘Bilişim Firmaları
Yetkilendirme ve
Belgelendirme Sistemi’
hakkında bilgi verdi.
1081
25 - 31 Temmuz 2016
Türkiye’nin bilgi ve iletişim altyapısı
en zor sınavını başarıyla geçti
Sayfa
26
Siber tehdit farkındalığı
alt düzeylerde
RSA’in gerçekleştirdiği ankete göre,
katılımcıların yüzde 75’i ciddi şekilde
siber güvenlik riskine maruz kalmış.
Sayfa
Depolamanın
önemi gün
geçtikçe artıyor
27
İlknur Baydak
Veri miktarı
katlanarak artarken,
nesnelerin interneti,
makineler arası
iletişim gibi yenilikler
büyük veriyi daha da
büyük hale getiriyor.
Haber 15 Temmuz 2016 gecesi Türkiye’de yaşanan olayların önlenmesinde en zor ve en kritik görevi
Merkezi
Sayfa bilgi ve iletişim ağları üstlendi. Yaşanan kaos ortamında haberleşmenin ve bilgi akışının
3
sağlanmasından sürecin devamında günlük hayatın işleyişine kadar çok önemli sorumluluklar
üstlenen Türkiye’nin gizli kahramanları, görevlerinin üstesinden hakkıyla geldi.
201 2
BThaber
E-TOPLUM
25 - 31 TEMMUZ
2016
3
Türkiye’nin bilgi ve
iletişim altyapısı en zor
sınavını başarıyla geçti
Haber Merkezi
Türkiye’nin bilgi ve iletişim
altyapıları ve bu altyapılara
hizmet sunan çalışanlar,
15 Temmuz 2016’da
gerçekleştirilen darbe
girişiminin ardından bugüne
dek yaşanan en zor sınavla
karşı karşıya geldi. Yaşanan
olaylara rağmen iletişim
ağlarından bulut bilişimi
temel alan e-devlet ve
bankacılık uygulamalarına
kadar Türkiye’nin dijital sinir
ağlarına yön veren altyapıları
ayakta tutmayı başaran
gizli kahramanlar, sürecin
daha da kötü gitmesini
önlemede üzerlerine düşen
sorumluluğu başarıyla yerine
getirdi.
Dünyanın pek çok
ülkesinde olduğu gibi
Türkiye’de de iletişimden
finansa, e-devlet
hizmetlerinden eğitime,
ulaşımdan ticarete kadar
günlük yaşama yön veren
tüm kavramlar daha hızlı
ve verimli hizmet sunmak
için bilişim altyapılarından
destek alıyor. Türkiye’de
günlük yaşamın devam
etmesi ve kaos ortamında
sağlıklı iletişim kurulabilmesi
için bilgi ve iletişim
teknolojilerine dayalı
hizmetlerin sürekliliği büyük
önem taşıyor.
Telekom operatörlerinin
zor günü
Başta Türkiye’deki telekom
operatörleri olmak üzere tüm
kurumlar bu noktada büyük
bir sınavdan geçti. Kurumlar,
kritik süreçlerin yürütüldüğü
merkezlere yapılan doğrudan
müdahalelere rağmen
personelin gösterdiği cesur
tutum ve kararlılıkla hizmet
sürekliliğinin sağlamayı
başardı.
Bu süreçte Turkcell
kesintisiz iletişimi sağlamak
adına vatandaşların
acil iletişim ihtiyaçlarını
karşılayıp yakınlarına
ulaşabilmeleri için tüm
ücretsiz konuşma, SMS ve
internet yüklemesi yaptığını
duyurdu. Ayrıca haberlere
ve resmi duyurulara anında
ulaşıp gelişmeleri mobil
cihazlardan kesintisiz takip
etmek için Turkcell TV+
uygulamasını kullanıcılara
sundu. Vodafone Türkiye,
acil iletişim ihtiyaçlarına
destek olmak için tüm
abonelerine ücretsiz dakika
ve internet tanımladığını
duyurdu. Türkiye’nin
ana iletişim omurgasını
elinde tutan Türk Telekom
da kritik merkezlerine
yapılan müdahalelere
rağmen kesintisiz hizmet
vermeye devam ederek
müşterilerine ücretsiz Wi-Fi,
ev telefonu ve mobil iletişim
paketleri sunarak iletişimin
devamlılığını sağladı.
Bilişim alanındaki
STK’ler da kınadı
Bilişim alanındaki sivil
toplum kuruluşları da
yaptıkları basın açıklamasıyla
15 Temmuz’da yaşanan
girişimi kınadılar: “Bilişim
STK’leri olarak, 15 Temmuz
2016 Cuma akşamı yaşanan
akıl dışı hain kalkışmayı
şiddetle kınıyoruz. Her türlü
anti-demokratik girişim,
şiddet ve baskının karşısında
olduğumuzu bildiriyoruz.
Bu minvalde demokrasi ve
milli iradeye olan sarsılmaz
inancımızı tekrarlıyor, her
koşul altında demokrasiyi,
özgürlükleri, barışı ve
yaşamı savunmaya devam
edeceğimizi kamuoyunun
bilgilerine saygı ile
sunuyoruz.”
Darbe gİrİşİmİnİ kınayan BİLİŞİM STK’lERİ
BGD – Bilgi Güvenliği Derneği
BİYESAM – Bilişim ve Yazılım
Eser Sahipleri Meslek
Birliği
BMD – Bilişim Muhabirleri
Derneği
ÇMD – Çağrı Merkezleri
Derneği
ECİD – Elektronik Cihazlar
İmalatçıları Derneği
EDER – Elektronik Ticaret
Altyapı Sağlayıcıları
Derneği
EHD - eTicaret ve Internet
Hukuku Derneği
INETD – İnternet Teknolojileri
Derneği
IPTV – İnternet Temelli
Televizyon Teknolojileri
Derneği
İnternet Derneği/ISOC - TR
İTO – Telekomünikasyon
Meslek Komitesi Başkanı
MOBİSAD – Mobil İletişim
Araçları ve Bilgi
Teknolojileri İş Adamları
Derneği
MOBİLSİAD – Mobil Servis
Sağlayıcı İş Adamları
Derneği
OYUNDER – Oyun
Tasarımcıları,
Geliştiricileri, Yapım ve
Yayıncıları Derneği
SAĞLIK BİLİŞİM DERNEĞİ
SİNERJİTÜRK – Etkin İş ve Güç
Birliği Vakfı
TBD – Türkiye Bilişim Derneği
TBP - Teknoloji Bilgilendirme
Platformu
TBV – Türkiye Bilişim Vakfı
TEKNOLOJİK GRUP
TEDER – Telekomünikasyon
İnternet ve Bilgi
Teknolojileri Derneği
TELKODER – Serbest
Telekomünikasyon
İşletmecileri Derneği
TESİD – Türk Elektronik
Sanayicileri Derneği
TİD – Tüm İnternet Derneği
TOBB – Türkiye Yazılım
Meclisi
TOSYÖV – Türkiye Küçük ve
Orta Ölçekli İşletmeler,
Serbest Meslek Mensupları
ve Yöneticiler Vakfı
TÜBİDER – Bilişim Sektörü
Derneği
TÜBİFED – Bilişim Sektörü
Dernekleri Federasyonu
TÜBİSAD – Bilişim Sanayicileri
Derneği
TÜTED – Tüm
Telekomünikasyon İş
İnsanları Derneği
TZV – Türkiye Zeka Vakfı
YASAD – Yazılım Sanayicileri
Derneği
MUTABAKAT
zaman alan, emek isteyen
cari hesap mutabakat
işlemlerinde
hız, kolaylık, doğruluk
BA / BS mutabakatlarının yapılması
yasal bir zorunluluk.
Zaman alması, çok insan emeği
istemesi bir yük.
İnsan hatasına açık olması bir risk.
Çözüm
Kalsiyum Mutabakat Uygulaması
Mutabakat İşlemlerinde
İşgücü ve Zamandan Tasarruf
 Kolay üyelik
 Hızlı ve kolay veri aktarımı
 KEP entegrasyonu
 Mutabakat daveti
 Karşılıklı kayıtların eşleştirilmesi
 Eşleşmeyen kayıtların kolayca
bulunması
www.kalsiyum.co
4
BThaber
E-TOPLUM
25 - 31 TEMMUZ
2016
Mobil dönüşüm, BEDAŞ’a faydaları getirdi
Haber Merkezi
İstanbul’un Avrupa
Yakası’nın elektrik dağıtımını
gerçekleştiren Boğaziçi
Elektrik Dağıtım A.Ş.
(BEDAŞ), tüm hizmetlerin
mobil cihazlar ile güvenli bir
ortamda, zaman, mekan ve
platform bağımsız şekilde
tüketicilere ulaştırılması ve
operasyonel verimlilik hedefi
ile sürdürdüğü çalışmaları
tamamladı. Tüketicilere
kesintisiz elektrik hizmetini
yüksek verimlilikle sağlamak
için uygulamaya alınan
mobil dönüşüm politikası,
değişen koşullara uyum
sağlayabilecek, esnek bir
altyapı ile oluşturuldu.
2 bin kişilik saha operasyonu
ölçülüp, takip ediliyor ve
yönetiliyor. Bu da maliyetin
ilk fazda yüzde 10, ikinci
fazda ise yüzde 20 azalmasını
sağladı. Zimmet ve Stok
modülleri ile sayaç, mühür,
akım trafosu gibi her bir
dağıtım elemanının depodan
aboneye kadar her adımı tek
veri girişi ile izlenebilir duruma
geldi. Merkezi Yönetim
araçları ile tüm operasyon
görsel verilerle izlenebilir
olurken, Panasonic ürünleri ve
Türkiye’de sağlanan destek ile
projede donanım sorunu da
yaşanmadı.
Tüm işlemler
tek çatı altında
Saha Operasyon Yönetim
Sistemi için geliştirilen yazılım
ile daha önce farklı kişilerin
farklı cihazlar kullanarak
yaptığı işlemler tek çatı
altında toplandı. Tüm
personelin anlık olarak GPS
koordinatları üzerinden
Türkiye bilişim
sektörünün acı kaybı
Türkiye bilişim
sektörünün önemli
simalarından
Mustafa Çağan
vefat etti. Uzun
yıllar bilişim
sektöründe çalışan
ve son olarak
SBS Türkiye ve
Microsoft Türkiye
firmalarında üst
düzey yöneticilik yapan, TÜBİSAD yönetim
kurulunda yer alan ve Türkiye bilişim pazarının
büyüklüğü konusundaki araştırmalara imza atan
Mustafa Çağan vefat etti.
Aynı zamanda atletizm sporu ile de uğraşan
ve bu koşularını eğitime destek çalışmaları ile
birleştiren Mustafa Çağan, Kayseri’de bir koşu
sırasında beyin kanaması geçirerek vefat etti.
Sektörün sevilen simaları arasında yer alan
ve koyu bir Beşiktaş taraftarı olan Mustafa
Çağan’ın cenazesi 18 Temmuz günü Teşvikiye
Camii’nde öğle namazının ardından Edirnekapı
Mezarlığı’nda toprağa verildi. Cenaze
törenine, ailesi ve dostlarının yanı sıra bilişim
sektöründen ve iş dünyasından da yoğun bir
katılım gerçekleşti.
BTHABER Ailesi olarak merhuma rahmet,
yakınlarına başsağlığı diliyoruz.
izlenebildiği sistemde,
trafik verilerine göre rota
optimizasyonu yapılabiliyor.
Çağrı Merkezi’nden gelen bir
işlemin bölgedeki en yakın
ekibe atanması da mümkün.
Böylece sayacı arızalanan
tüketicinin sayacının
değiştirilmesi en kısa sürede
gerçekleştirilebiliyor.
Elektrik dağıtım bilgi yönetim
sistemi olan EDRIMS’de
yer alan zimmet ve stok
modüllerinin entegrasyonu
ile her dağıtım personelinin
depodan aboneye kadar
attığı her adımı tek veri girişi
ile izlenebilir duruma geldi.
Durum kodu entegrasyonu
olarak adlandırılan yapı ile
okuma yapan personel,
okuduğu sayaçta uygunsuzluk
görürse sisteme girdiği durum
kodu neticesinde otomatik
olarak kaçak ekibine iş
emri üretebiliyor. Yönetim
konsolu ile tüm operasyon
coğrafi verilerle görsel olarak
izlenebiliyor.
CRM Sistemi gerek mobil
uygulamalardan gerekse çağrı
merkezi veya işletmelerden
gelen talepler ile başlayan iş
süreçlerinin diğer sistemler,
birimler ve uzmanlar
arasındaki koordinasyonunu
sağlayarak sürecin baştan
sona yönetmeliklerle
belirlenmiş süreler içerisinde
sonlandırılabilmesini sağlıyor.
Talepte bulunan kişi her
aşama ile ilgili olarak SMS
ve e-posta üzerinden
bilgilendirilebiliyor.
Hukuk büroları, yasal
takip sistemi ve dijital arşiv
entegrasyonu ile mobil
cihazlar üzerinden işletmeye
gitmeden işlemlerini
yapabiliyor, abonelik
evraklarının dijital kopyalarına
ulaşabiliyor.
Online Tedarikçi Portalı
ile BEDAŞ’tan hizmet alan
özel tedarikçiler, daha önce
yazışmalar ile yürütülen
süreçleri online işlem
merkezinden başlatabilir
duruma geldi. Saha yönetim
sistemi entegrasyonu sayesinde
tedarikçinin, örneğin endeks
okuma veya açma - kesme gibi
tüm talepleri, başka işlemler
için lokasyon olarak yakında
bulunan personele otomatik
olarak atanabiliyor.
Türkiye’nin ilk tematik
‘Gıda Teknokenti’ hayata geçiyor
Ankara Üniversitesi bünyesinde,
yalnızca tarım, hayvancılık ve
gıda üzerine araştırmalar yapan
firmaların yer aldığı Türkiye’nin
ilk tematik ‘Gıda Teknokenti’,
11 Temmuz tarihinde hizmete
girdi.
Ankara Üniversitesi Dışkapı
Yerleşkesi’nde düzenlenen
törenle hizmete giren
Tarım, Hayvancılık ve Gıda
Teknokenti’nin açılış törenine
A.Ü. Rektörü Prof. Dr. Erkan
İbiş’in yanı sıra fakülte
dekanları ve akademisyenler
katıldı. İbiş, törende yaptığı
konuşmada, “Gıda, tarım,
hayvancılık tüm bilim dallarını
ilgilendiriyor. Enerji, su ve
gıdanın önemi de giderek
artıyor. Bu nedenle disiplinler
arası çalışmalar yürütecek
bu teknokentin önemi bir
kez daha ortaya çıkıyor”
açıklamasını yaptı.
Teknokentte tarım
makineleri, akıllı seracılık,
ilaçlama gibi farklı Ar-Ge
konularında çalışmak için
yoğun taleplerin bulunduğunu
belirten İbiş, teknokente,
gıda, tarım ve hayvancılık
konusunda katma değer
yaratacak firmaları kabul
etmek istediklerini söyledi.
Üretimden verimli tarıma
kadar tüm alt alanları
kapsayacak her türlü bilimsel
çalışmayı destekleyeceklerini
ifade eden İbiş, bu
çalışmaların Türkiye’ye de
örnek olacağına dikkat çekti.
Teknokentte, kapalı ofis
ve laboratuvar alanlarının
yanında iklim şartlarının
kontrol edilebildiği akıllı
seralarla uygulama alanları
oluşturuldu. Böylece verim ve
kalitenin kontrol edilebildiği
‘hassas tarım’ alanları açıldı.
Bu alanlar, öğretim üyeleri
ve girişimciler için araştırma
laboratuvarları olarak
kullanılacak.
6
BThaber
E-TOPLUM
Haber Merkezi
Bilim Teknoloji Yüksek
Kurulu’nun 2013/103 no’lu
kararı e-Devlet ihalelerine
girecek ‘Bilişim firmaları
belgelendirme sistemi
kurulması’ kapsamında; Bilim
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı
‘Sorumlu’, TSE ise ‘İlgili’
kuruluş olarak yer alıyor. Bu
kapsamda 2013 yılından beri
yapılan çalışmalar sonucunda,
17 Şubat 2016 tarihinde 29.
BTYK toplantısı gerçekleştirildi
ve bahsedilen BTYK 2013/103
no’lu karar sonuçlandırıldı.
Mariye Umay Akkaya, konuyla
ilgili gelişmeleri paylaştı.
Akkaya, “Ayrıca, 26 Şubat 2016
tarihli ve 29636 sayılı Resmi
Gazete`de de Bilim Sanayi ve
Teknoloji Bakanlığı tarafından
hazırlanan Ar-Ge Reform Paketi
yayınlandı. Ar-Ge Reform Paketi
Madde 30’da yer alan KHK
635`e madde 2’ye g bendi;
bilişim sektörünün rekabet
gücünü artırmak için gerekli
çalışmaları yapmak, kamu
bilişim projelerini tedarik edecek
firmaları; taşımaları gereken
yeterlik ve/veya standartlar
doğrultusunda yetkilendirmek,
gerektiğinde yetkilendirmeyi
iptal etmek veya geçici olarak
durdurmak, kamu bilişim
projelerine ilişkin sözleşmelerin
yürütülmesinde kamu
kurumlarının ve yüklenicilerin
başta kalite ve güvenlik
yeterlik ve/veya standartlar
olmak üzere uyacakları usul ve
esasları belirlemek’ eklendi”
açıklamasını yaptı.
KAYSİS, TSE tarafından
test edilecek
‘Bilişim Firmaları
Yetkilendirme ve Belgelendirme
Sistemi’nin süreçlerini özetleyen
25 - 31 TEMMUZ
2016
TSE, bilişim danışmanlarını
ve firmaları yetkilendirecek
TSE Bilgi Teknolojileri Test ve
Belgelendirme Dairesi Başkanı Mariye
Umay Akkaya, ‘Bilişim Firmaları
Yetkilendirme ve Belgelendirme
Sistemi’ hakkında BThaber’e bilgi verdi.
Akkaya, şunları kaydetti: “
‘Bilgi Varlıklarının Analizi ve
Sınıflandırılması’na göre kamu
kurum ve kuruluşlarının bilgi
varlıkları gizlilik derecelerine
göre sınıflandırılıyor. Bu
aşamada Başbakanlıktaki
KAYSİS kullanılıyor. ‘Bilgi
Varlıklarının Gizlilik Dereceleri
Sınıflandırılması Kriter taslağı’
TSE tarafından hazırlandı.
Başbakanlık tarafından KAYSİS
revize edilmeye başlandı,
revizyon bittikten sonra
TSE tarafından KAYSİS test
edilecek. ‘Bilişim Firmalarının
Yetkilendirilmesi’nde kamu
bilişim projeleri firmalarının
asgari kalite ve güvenlik
kriterleri TSE tarafından
belirlenip BSTB tarafından
yönetmelikle yayınlanacak.
Kriterlere göre e-Ortamda
yetkilendirme BSTB
bünyesinde hazırlanacak
web portalı üzerinden
yürütülecek. Bu çerçevede
kalite ve güvenlik kriterleri
TSE tarafından hazırlandı.
Bu kriterler, BSTB tarafından
‘Kamu Bilişim İhalelerine
Katılacak Bilişim Firmalarının
Yetkilendirilmesine ve Tip
Genel Teknik Şartnamelere/İdari
Sözleşmelere İlişkin Yönetmelik’
ile yayınlanacak, firmalara ve
kamu kurumlarına, bahsedilen
bu yeni sisteme geçiş süresi
verilecek. Aynı zamanda KİK
Genel Tebliğinin revizyonun da
yapılması gerekmekte.”
BİFYEP, BaşbakanlıkTSE-BSTB-KİK
entegrasyonu
sistemiyle yapılacak
Akkaya, ‘İhale ve Proje
Sürecinde Danışmanlık
Hizmetinin Sağlanması’ aşaması
için “Kamu kurumlarının
kamu bilişim projesi sürecinde
danışmanlık alması sağlanacak.
Danışmanlık hizmeti verecek
kişi, kurum ve kuruluşlar
TSE tarafından hazırlanacak
olan “Bilişim Danışmanlık
Hizmeti Veren Kişileri ve
Firmaları Yetkilendirme
Kriteri” ile yetkilendirilecek.
Bu çerçevede TSE tarafından,
‘Bilişim Danışmanlık Hizmeti
Veren Kişileri ve Firmaları
Yetkilendirme Kriteri’ (TSEK
kriteri) hazırlanıyor. Bu kriter
ile TSE, bilişim danışmanlarını
ve firmaları yetkilendirecek.
BSTB tarafından bilişim
danışmanlığı için destek
mekanizması oluşturulacak.
‘Test, Belgelendirme ve Onay
TSE Bilgi Teknolojileri Test ve
Belgelendirme Dairesi Başkanı
Mariye Umay Akkaya
Sürecinin Yürütülmesi’nde
Ürün/proje yaşam döngüsüne
istinaden akredite test
laboratuvarları tarafından
testler yapılacak, ara ve nihai
değerlendirme raporları
üretilecek. Bu raporlarla;
proje yürütücüsü kurum/
kuruluşlar projede iyileştirmeleri
yapabilecek ve nihayetinde
muayene kabulün yapılması
sağlanacak. Bu çerçevede BT
Ürün/yazılımların, akredite
test laboratuvarlarında
testleri yapılacak. Bu rapor
ve sertifikalar vesilesiyle,
kurum/kuruluşlar projelerde
iyileştirmeleri ve muayene
kabulü gerçekleştirebilecek.
BSTB tarafından ürün
Belgelendirme ve Akredite
test laboratuvarlarına destek
mekanizması oluşturulacak”
şeklinde konuştu ve şunları
ekledi: “Bahsedilen tüm
bu sisteme teknik destek,
TSE Yönetim Kurulu
Kararı ile kurulan ve TSE
Bilişim Teknolojileri Test
ve Belgelendirme Dairesi
Başkanlığınca koordine
edilen ‘Bilişim Sektörü Teknik
İzleme Komitesi’ tarafından
verilecek. Bu komitede 6 adet
alt Çalışma Grubu (ÇG) yer
almakta.” Çalışma gruplarını,
Akkaya şöyle sıraladı: Bilgi
Varlıklarının Gizlilik Derecelerine
Göre Sınıflandırılmasına Esas
Kriterler, Bilişim Firmaları Yetki
Belgesine Esas Kriterler, Bilişim
Danışmanlık Hizmeti Veren
Kişi/Firmaları Yetkilendirmeye
esas Kriterler, Tip Genel Teknik
Şartname Hazırlanma Grubu,
Test, Belgelendirme Kriterler
/ Standartlarının Belirlenmesi,
Genel Politikalar ve Mevzuat
Çalışmaları Grubu. Bilişim
Firmaları Yetkilendirme Portalı
(BİFYEP) ise BaşbakanlıkTSE-BSTB-KİK entegrasyonu
sistemiyle yapılacak.
2015’te 1300’e
yakın bilişim ihalesi
gerçekleştirildi
‘EKAP-KAYSİS-BİFYEP Entegre
Portalı’ hakkında da bilgi
veren Akkaya, “2015 yılı KİK
verilerine bakıldığında, 1300’e
yakın bilişim ihalesi yapıldığı
tespit edildi, bu sayının,
önümüzdeki yıllarda artacağı
tahmin ediliyor. Bahsedilen
‘Bilişim Firmaları Yetkilendirme
ve Belgelendirme Sistemi”’ Bilim
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve
TSE Bilişim Teknolojileri Test ve
Belgelendirme Dairesi Başkanlığı
tarafından tasarlanıyor ve
koordine ediliyor. Sistemdeki
bilişim sistem/ürün/kişi/süreç
test ve belgelendirmeleri de
TSE Bilişim Teknolojileri Test
ve Belgelendirme Dairesi
Başkanlığınca yapılacak” dedi.
Avrupa, siber saldırılara Kamu-Özel
Ortaklık Girişimi ile müdahale edecek
Haber Merkezi
ECSO ile Avrupa
Komisyonu’nun ortak
kuracağı; Kamu – Özel
Ortaklık Girişimi, Avrupa’nın
siber saldırılara karşı daha iyi
önlemler almasını ve müdahale
etmesini sağlamayı amaçlıyor.
Girişim; gerek ülke gerekse
özel şirketler bazında siber
saldırılara karşı ortak strateji
oluşturup, yeni araştırma
ve inovasyon çalışmalarını
destekleyerek önlerinin
açılmasını hedefliyor.
STM Genel Müdürü
Avrupa Komisyonu, Türkiye’den STM’nin kurucu üyeleri
arasında yer aldığı Avrupa Siber Güvenlik Organizasyonu
/ECSO ile birlikte kurulacak Kamu-Özel Ortaklık Girişimi
anlaşmasını Strazburg’da imzaladı.
Davut Yılmaz, ECSO’nun ve
dolayısıyla Avrupa Komisyonu
ortaklığıyla kurulacak bu
yeni Kamu-Özel Ortaklık
Girişimi’nin kuruluşunda
yer almalarının çok önemli
bir adım olduğuna dikkat
çekti. Yılmaz, “Türkiye’de
siber güvenlik konusunda
bugüne kadar birçok önemli
projeye imza attık. Siber
saldırılara karşı Siber Füzyon
Merkezi’ni kurduk. Bugüne
kadar edindiğimiz tecrübeleri
ECSO çatısı altında Avrupa
Komisyonu ile yapacağımız
Kamu-Özel Ortaklık Girişimi
ile birlik üye ülkeleri ve özel
sektörle de paylaşmış olacağız.
Girişimin hedefi; başta enerji,
sağlık, ulaşım ve finans
sektörlerinde yaşanabilecek
her türlü siber saldırıya karşı
yüksek teknoloji çözümlerinin
geliştirilmesini sağlamak.
Avrupa Komisyonu ilk etapta
Ar-Ge projeleri için Horizon
2020 programı altında
450 milyon Euro yatırım
yapacak” şeklinde konuştu.
STM Genel Müdürü
Davut Yılmaz
Aralarında STM’nin de olduğu
ECSO’da temsil edilen siber
güvenlik konusundaki bütün
oyuncuların katkılarıyla birlikte
bu yatırım miktarının en az
üçe katlanması ve 2020 yılına
kadar 1,8 milyar Euro’ya
ulaşması bekleniyor.
8
BThaber
E-TOPLUM
Trump, inovasyon zararlısı
WEF GIT 2016
Dünya Ekonomik
Forumu Küresel
Bilgi Teknolojisi
Raporu 2016
yayınlandı.
Türkiye’nin ağa
hazır olma yeri:
139 ülke arasında
48. Geçen yılki
2015 Raporu’nda
da yerimiz aynıydı.
2014’te 51’inciydik.
2013’te 45’inciydik.
Son üç yılda bir
ileri bir geri patinaj
yapmışız. (WEF
Global Information
Technology Index
2016)
Her yıl yayınlanan, her
yıl Türkiye’nin yerinin
aşağı yukarı aynı olduğu
bu rapor için söylenecek
yeni bir şey bulmak
boşuna. Bu, sadece
WEF GIT için değil,
diğerleri için de geçerli.
Öte yandan, her yıl
Türkiye’nin pozisyonunu
“kaydetmek” de
gerekiyor ki ilerlemegerileme karşılaştırması
yapabilelim.
Ülkemizin internet
hızına dair Akamai’nin
yeni raporuna
baktığımızda da durum
nahoş: Sabit internet
hızında ortalama 7.2 Mb
ile 64’üncüyüz. Mobil
internet hızında ortalama
6.5 Mb. (Akamai State of
the Internet Q1 2016).
1998’de internet
dünyaya henüz açılırken,
ABD Başkan Yardımcısı Al
Gore demişti ki:
“Kısa gelecekte dünya,
bir “Dijital Dünya” haline
gelecek. Bunu sağlayacak
alt yapı, genişbant
olacak.” (The Digital
Earth: Understanding
Our Planet in the 21st
Century. California
Science Center, 31.01.98)
1998’deki bu “grand
vizyon”un bugün biz,
neresindeyiz?
Sürdürülebilirlik, üç ana
boyut içeriyor: Ekonomik.
Sosyal. Çevresel.
Bunları izlemek, politika
geliştirmek, uygulamak,
sonuçlarını anlamak için
dijitalleşme şart. Dünyada
64’üncü sırada kalarak,
Sanayi 4.0 rekabetinde
yer alamayız. Hele de bilgi
ve iletişim teknolojileri
hizmetine uyguladığımız
vergi oranı % 26.1 iken
(Kongo bile % 23.8...)
TELKODER durumumuzu
özetlemiş: Yüksek vergi
rejimi, eksik düzenlemeler,
yetersiz ağ altyapısı (Veri
Merkezi İşletmeciliği
Raporu, 05.16).
İç savaş turizmi
İspanya’da Zaragoza kentinin
40 km güneybatısındaki
Belchite kasabası, bütünüyle
yıkıntı halinde duruyor.
Burası, İspanya İç Savaşı
sırasında isyancı faşistler
(General Franko kuvvetleri)
ile hükümet kuvvetleri
(Cumhuriyetçiler) arasında
çekişme noktası oldu. Ama
sonuçta isyancılar, bütün
İspanya’da egemenlik ilan
ettikleri gibi, burayı da aldılar.
General Franko, harabeye
dönen kasabanın imarına izin
vermedi. İç Savaş’ın bir ibret
25 - 31 TEMMUZ
2016
Edip Emil Öymen [email protected]
abidesi olarak kalmasını istedi.
Yeni Belchite, oraya yakın bir
yerde inşa edildi. Esas Belchite
yıkıntı olarak bırakıldı.
Bu yıl, İspanya İç Savaşı’nın
80’inci yıldönümü. 17
Temmuz 1936’da sol eğilimli
yeni hükümeti tanımadığını
ilan eden faşist General
Franko kuvvetlerinin isyanıyla
başlayan savaş, en az 500
bin ölü, ve en az 500 bin
mülteciye neden olduktan
sonra 1 Nisan 1939’da
Franko’nun galibiyetiyle sona
erdi. Franko, 36 yıl ülkeyi
ABD Başkan adaylığını
garantileyen Donald
Trump’u Amerikan teknoloji
camiası eleştiriyor. Camianın
B Takımı sayılan 145 kişi,
Trump’ın inovasyona engel
olacağını savunan bir açık
mektup yayınladı. İmzacıların
en tanınmışı Apple eşkurucusu Steve Wozniak.
Diğer isimler arasında
Twitter eş-kurucusu Evan
Williams, Tumblr kurucusu
David Karp, Slack eşkurucusu Stewart Butterfield
var. Ama Tim Cook yok,
Zuckerberg, Jack Dorsey,
Elon Musk, Sergey Brin yok.
Mektupta özetle deniyor
ki: “Katılımcı bir ülke,
fırsatlara, yaratıcılığa ve
eşitlikli bir rekabete kapıyı
açar. Ama Donald Trump
açmaz. Çünkü o öfke,
bağnazlık, yeni fikir ve
yeni insanlardan korkma
üzerine bir kampanya kurdu.
Temel görüşüne göre ABD
zayıflamıştır ve çökmektedir.
Donald Trump’ı son bir
yıldır dinliyoruz ve şunu
anladık: Trump, inovasyon
için felaket olacaktır. Onun
vizyonu, fikirlerin özgürce
tartışılmasına karşıdır.
İnsanların serbest dolaşımına
karşıdır. Oysa ekonomimiz
için dış dünya ile yapıcı
işbirlikleri kritik önemdedir.
Çünkü bu, inovasyon
ve büyümeye temel
oluşturmaktdır.”
“Buna ek olarak, ırk
ayrımcılığı yapıyor. Kadınlara
sürekli hakaret ediyor.
Göçmenlere karşı tutumu
hasmane. Meksika sınırına
duvar çekmekten söz
ediyor. İstemediği insanları
ABD’den göndereceğini
söylüyor. İnterneti kapatmayı
önerdi. Bütün bunlar, onun,
teknolojinin nasıl çalıştığını
anlamadığını, bu konuda
hatalı fikirler geliştirdiğini
göstermektedir.”
PayPal kurucusu Peter
Thiel ise Trump’a yakınlığı
ile tanınıyor. Onun aday
ilan edileceği kurultayda
konuşmacı. Forbes’a göre
kişisel serveti 3 milyar Dolara
yakın olan Thiel, Facebook’a
sermaye yatıran ilk iş
adamlarındandı. Daha sonra,
ABD Yönetimi için çalıştığı
söylenen Palantir adlı gizemli
şirketin eş kurucusu oldu.
Thiel, geçtiğimiz aylarda,
dedikodu sitesi Gawker’ın
iflasında da rol oynadı.
Gawker, bir “sahte”
Mussolini hesabı açmış, ona
aitmiş gibi “Aslan gibi bir
gün yaşamayı, koyun gibi
100 yıl yaşamaya tercih
ederim” sözünün sonuna
Donald Trump diye imza
atmıştı. Trump, bu sözü
kendisine aitmiş “sanıp” retweet’leyince alay konusu
oldu. Gawker bu sefer de,
yine Trump’a aitmiş gibi “Bir
gün aslan gibi tweet atmak,
100 yıl koyun gibi atmaktan
iyidir” diye yazdı.
Trump, hatasını
üstlenmediği gibi Gawker’a
düşman oldu. Destekçisi
Thiel da kendi hakkında
“eşcinseldir” diyen
Gawker’a haddini bildirmek
için kolları sıvadı: Gawker’a
hakaret davası açan bir
aktöre (Hulk Hogan) 10
milyon dolar mahkeme
masrafı yardımı yaptı.
Aktörün, Gawker’ı 140
milyon dolar tazminata
mahkum ettirmesini
sağladı. Gawker, ödemeyi
yapamayacağını, iflasını
istediğini açıkladı.
tek başına yönettikten sonra
1975’te öldü. İspanya, hızla
demokrasiye döndü. 10 yıl
içinde AB üyesi oldu.
Bu yıl İspanyollar, ülke
tarihinin bu çok trajik ve
halen kapanmayan yarasını
hüzünle anıyor. Bu çerçevede,
Belchite yıkıntısına turistik
turlar düzenleniyor. Başta
“Karanlık Turizm” (Dark
Tourism) şirketi olmak üzere
çeşitli turlar, bir iç savaşın
ne demek olduğunu yerli
ve yabancı meraklılara
anlatmakla meşgul. Aslında
bu yaptıkları da turizmde
bir inovasyon işte... Turizm
sadece renkli, eğlenceli, hoş
ve boş zaman değil, aynı
zamanda hayatın acılarını
da tanıtan, öğretici, eğitici
de olabilir. Madrid ve
Barcelona’da tam da bunu
yapan turlar var. İki şehir
de Cumhuriyetçi Hükümet
yanlısıydı ve Franko’nun
muazzam gazabına uğramıştı.
Yüreği kaldırabilenlere, bu
turlarda öğrenilecek çok ibret
var.
10
BThaber
GÖRÜŞ
TEKNO-POLİTİK
25 - 31 TEMMUZ
2016
ULUSAL
TEKNOLOJİK VE TOPLUMSAL GELİŞME İÇİN DE DEMOKRASİ GEREKLİ
OSMAN COŞKUNOĞLU
[email protected]
www.coskunoglu.org
facebook.com/osman.coskunoglu
twitter.com osmancoskunoglu
Geçtiğimiz ay iki önemli
uluslararası rapor
yayımlandı: Küresel
Enformasyon Teknolojileri
Raporu 2016 (http://bit.
ly/29AzwRq) ve Sosyal
Gelişme Endeksi 2016
(http://bit.ly/28Xit93). Bu
satırların yazıldığı sıralarda
ise ülkemizi alt üst eden
bir askeri darbe girişimi
oldu. Dolayısıyla, bu iki
raporun sadece demokrasi
ile ilgili kısımlarına
değinmekle yetineceğim.
Küresel Enformasyon
Teknolojileri Raporu,
ülkeleri Ağ Hazırlığı
Endeksi’ne göre sıralar.
Bu yıl 139 ülke içerisinde
Türkiye yine 48. sırada.
Bu endeks, beş alt
endeksi özetliyor. Beş
alt endeksten birisi
“Ortam Endeksi”
ve bu alt endeksin
iki belirleyicisinden,
demokrasi ile ilgili olan
“Politik ve Düzenleyici
(veya mevzuat) Ortamı”na
BİREYSEL
BEYNİMİZİN SOSYAL
OLMA EĞİLİMİ
göre Türkiye daha da
geride, 69. sırada yer
alıyor.
Sosyal Gelişme
Endeksi’nin, kişi başı
gelirden daha önemli bir
gösterge olduğu dünyada
genel kabul görmeye
başladı. Bu endekse göre,
133 ülke içerisinde yüz
üzerinden 67.82 puanla
58. sıradayız. Sosyal
Gelişme Endeksi, 12
alt endeksten oluşuyor.
Demokrasiyi ilgilendiren üç
alt endeks (ve puanımız)
şöyle: Kişi Hakları (52.25),
Kişi Özgürlüğü (57.00)
ve Tolerans (38.98).
Yani, üçünde de olumsuz
durumdayız. (90 üstü
puan alarak bizim
puanımızı yukarı, 67.82’ye
çeken alt endeksler: Gıda,
Temel Sağlık Hizmetleri
ve Su).
Askeri darbeden
kurtarılan demokrasimizin,
hem teknolojik hem de
sosyal gelişmemiz için
daha iyileşmeye ihtiyacı
var.
KÜRESEL
HILLARY CLINTON TEKNOLOJİ VE İNOVASYON
POLİTİKALARINI AÇIKLADI
ABD’de Demokrat
Parti adaylığı kesinleşir
kesinleşmez, Hillary Clinton
beş ana maddeden oluşan
teknoloji ve inovasyon
politikalarını seçim vaadi
olarak açıkladı (http://hrc.
io/29bC889).
Birinci madde, beşeri
sermayenin geliştirilmesine
odaklanıyor. İyi maaşlı
istihdamı artırmak için,
bilişim ve STEM (Fen,
Teknoloji, Mühendislik
ve Matematik) eğitimini
yaygınlaştırmak ve
güçlendirmek için yeni
kaynaklar ve projeler
vaat ediyor. Örneğin,
on yıl içinde 50,000
bilgisayar öğretmeni
yetiştirmek, okullardaki
bilgisayar uygulamaları
ile ilgili projelere destek,
öğretimde inovatif
yöntemlerin geliştirilmesi…
İlginç ve bence yerinde
olan, vaat edilen projeler
arasında okullara veya
öğrencilere teknoloji
dağıtımı yer almıyor. Bir
diğer önemli proje, işsizlere
iş buldurmaya yönelik
eğitim için kamu ile özel
kesim ortak girişimlerini
desteklemek.
İkinci madde, dijital
altyapının geliştirilmesini
hedefliyor. Başkanlığı
döneminde, her eve
geniş bant internet ve
her kamusal alana WiFi erişimi vaat ediyor.
Sürücüsüz araba gibi
yeni nesil teknolojiler için
gerekli olan nesnelerin
interneti ve 5G altyapısı
hızla gerçekleştirilecek. Her
kentin, yörenin ve eyaletin
“Model Dijital Topluluklar”
yaratması için destekler
verilecek.
Üçüncü madde, teknoloji
ihracatını artırmaktan
verinin özgür dolaşımını
sağlamaya kadar eklektik
hedefler içeriyor. Hillary
Clinton, Obama’nın ilk
döneminde Dışişleri Bakanı
olarak dünyada internetin
özgürlüğünü sağlamaya
yönelik projeler geliştirmişti.
Başkan olursa bir yandan
bu yönde devam etmeyi
bir yandan da sürücüsüz
araba, makine öğrenimi
ve blok zinciri (blockchain)
gibi teknolojilerde dünya
liderliğini korumayı
hedefleyen somut ve
ilginç projeler vaat ediyor.
Böylece, teknolojik ve
ekonomik gelişme ile
demokratik değerleri
güçlendirmenin beraberce
yürütülmesini sağlayacağına
inanıyor. Ayrıca, ulusal ve
küresel siber-güvenlik, çok
paydaşlı internet yönetişimi,
verinin serbest dolaşımı gibi
konularda somut projeler
vaat ediyor.
Dördüncü madde,
kişi mahremiyetini
korurken, inovasyon
ortamının iyileştirilmesine
odaklanıyor. Ağ tarafsızlığı,
rekabet ihlallerinin
önlenmesi, mahremiyet
gibi zaten var olan
politikaları korumayı ve
güçlendirmeyi vaat ediyor.
Beşinci madde de,
devletin daha verimli,
şeffaf ve açık olması ile
ilgili. Daha çok devlet
verisinin topluma açılması,
siber güvenlik gibi yine
zaten var olan politikaları
devam ettirmeyi amaçlıyor.
Harvard Business
Review’da bir
değerlendirmesi yapılan
(http://bit.ly/1QkKvOM),
sonunda 17 kaynağı
referans veren, Endüstri 4.0
gibi sloganlar içermeyen
bu politika vaatlerini başta
başbakan Binali Yıldırım
olmak üzere, hükümetin
ve ilgili sivil toplum
örgütlerinin incelemesi
önemli. Teknoloji nötr
değildir, uygulanan
politikalar tarafından
şekillendirilir. Her ne kadar
henüz başkan değilse de,
Hillary Clinton’un teknoloji
ve inovasyon politika
vaatleri, geleceğin nasıl
şekillenebileceği hakkında
önemli ipuçları içeriyor.
Instagram’da bir
fotoğrafa bakan
ergenin beyninde
neler olur? UCLA
araştırmacıları buna ilk
kez bir yanıt getiriyor.
Çikolata yiyince
veya ödül kazanınca
beyinde belli devreler
aktive olur. Ergen,
kendisinin veya bir
akranının Instagram’a
koyduğu fotoğrafın
beğenildiğini görünce,
beyninde ayni devreler
aktive oluyor (http://
bit.ly/280SKqs).
UCLA, Psikoloji
profesörü Lauren
Sherman’a göre, eğer
bir ergenin “Instagram
arkadaşları” olumlu
davranışlar sergileyen
kişilerse, o ergenin
de olumlu davranışlar
içinde olma ihtimali
artıyor. Yani birey
beyni, bireysel
olmaktan çok sosyal
ilişkiler içerisinde.
Aslında, bu ilginç
ama çok da şaşırtıcı
bir sonuç değil.
Fakat, bu sonucun
okullarda ilginç bir
uygulama potansiyeli
var. Scientific
American dergisinde
2015’de yayımlanan
bir makalede
“sosyal beyin”
kavramı ortaya
atılmıştı. Okullarda
öğrencinin birey
olarak ele alınması
yerine, ergenlerin
sosyal bir düşünce
yapısı içerisinde
olma eğilimlerinden
yararlanılması
gerektiği
savunuluyordu
(http://bit.
ly/1QkKvOM).
UCLA
araştırmacılarının
bu yeni bulguları,
ergenlerin sosyal ağlar
ile aşırı ilgili olmasının,
beyinlerinde
olumlu sonuçlar
yaratabilecek şekilde
değerlendirilme
potansiyeli yarattığını
gösteriyor.
Çocuklarına “sosyal
medyadan kafanı
kaldır” demek
yerine, anne-babalar
ve öğretmenler bu
potansiyeli kullanabilir
mi? Nasıl?
Bunları yazarken,
beyni güçlendirme
iddiası ile ortaya çıkan
hap ve app’ler aklıma
geldi. 2011 yapımı
“Limit yok” (Limitless)
filmini izleyip de
“öyle bir hap alsam
da, ben de beynimi
güçlendirsem” diye
düşünen çok insan
var. Talep olunca arz
da oluyor. Örneğin,
app olarak da
piyasaya çıkan, beyni
geliştirecek oyunlar
içerdiğini iddia eden
Lumosity, 70 milyon
kullanıcıya erişti. Oysa,
bu sene başında,
bir Amerikan
mahkemesinde
“sahte beklenti
yaratmak” ile
suçlanan Lumosity, 2
milyon dolar ödemek
zorunda kaldı (http://
bit.ly/1kJHKJb).
12
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
25 - 31 TEMMUZ
2016
Tüm kanalların verimli buluşması
İnternet
erişimine sahip
cihaz sayısının
artmasıyla
birlikte
Handan Aybars mobilitenin
hâkim
olduğu bir çağa girdik.
Bu bağlamda şirketler ve
son kullanıcılar tepeden
tırnağa dönüşüm içinde.
Mobilite, özellikle
şirketlerin iş süreçlerini
ve iş yapış şekillerini
değiştiriyor. Böylece hizmet
ve çözümlerde mobilite
daha da ağırlık kazanıyor.
Kurumların geleneksel iş
yapış modellerinden sıyrılıp,
yenilikçi iş süreçlerine geçişi,
hem çalışan verimliliği hem
rekabet ortamında öne
geçmelerinin şartı haline
geldi. Kendi günlük işyeri
rutinimize bakarsak, her
gün e-posta, dosyalar, sesli
veya görüntülü konferans
sistemleri, mesajlar, proje
notları, sosyal işbirliği
uygulamaları ile oluşan
karmaşa arasında yön
bulma çabası öne çıkıyor.
Hatta bu çaba öyle bir
noktaya geldi ki, yapılan
araştırmalara göre, bilginin
hangi kanaldan geldiğine
ulaşmak için harcanan
zaman dikkat çekici
boyutlara ulaştı. Örneğin
haftada 12 saatimizi bir
bilgiye veya kişiye ulaşmaya
çalışmakla geçiriyor, farklı
lokasyonlarda çalışan
ekiplere sahip firmalarda
görev yaparken birbirimiz
ile iletişim kopukluğu
yaşayabiliyoruz. Bu
gerçekler karşısında, Unify
Türkiye Ülke Müdürü
Erda Tütüncüoğlu’nun da
dikkat çektiği gibi, söz
konusu zorlukları ortadan
kaldıracak, herkesin
kolaylıkla kullanacağı,
basit ve tek bir çözüm
günlük iş verimliliğine
önemli katkı sağlayacak.
“Bu noktadan yola çıkarak,
Mobil iş
yapısının öne
çıkması, böylece
farklı kanalları
buluşturmanın bir
gereklilik halini
alması, tümleşik
iletişim yapılarının
da önemini
artırıyor.
kılıyor. Toplantıların tümleşik
iletişimin sağladığı konforla
ofis ortamında yapılması,
seyahat masraflarında yüzde
30 oranında tasarruf demek.
Tümleşik iletişim sayesinde
her yerden verimli iletişim
kurabilen ekiplerin hızlı
karar alabilmesi iş akışlarını
hızlandırırken, müşterileri
veya iş ortaklarına daha iyi
hizmet vererek daha çok
kazanç elde edebiliyorlar.
SATIŞ KANAL AĞI DAHA DA GENİŞLEYECEK
“Türkiye, genç nüfusu
ile gösterdiği büyüme ve
teknolojik değişime hızlı
uyumu nedeniyle Unify için
en önemli pazarlardan biri.
Dolayısı ile Türkiye’deki
yatırımlar hız kesmeden
devam edecek. Yeni iş
ortakları ile ekosistemimizi
müşterilerimizin WebRTC,
yani ‘gerçek zamanlı
iletişim’ mimarisi sayesinde
kurulum gerektirmeyen, bu
ihtiyaçların tamamını tek
ekranda sağlayan Circuit
ürünümüzün ücretsiz
olarak denenmesini tavsiye
ediyoruz” diyen Erda
Tütüncüoğlu, eklemeden
geçmedi: “Ekim 2015’de
Avrupa, İngiltere ve ABD’de
satışına başlanan Circuit’u,
Türkiye’de yılın ikinci
yarısında satışa sunacağız.”
Erda Tütüncüoğlu, bu
noktadan hareketle tümleşik
iletişime bakış ve Türkiye
pazarının konumu ile ilgili
sorularımızı da yanıtladı:
n Türk şirketlerinin
tümleşik iletişim
konusunda
farkındalığını, bu
güçlendirmeye devam
ediyoruz. Türkiye’de
geçen yıla kıyasla, bu yıl iş
ortağı sayımızı iki katına
çıkardık. Bu da pazar
payımızı ve hizmetlerimizin
gelişimini olumlu yönde
etkiliyor. Satış ve satış
sonrası hizmetlerde
başlıkta yatırım
yapma ilgisini nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Rekabetin her geçen gün
daha da arttığı günümüzde
kurumların kendi işlerine
odaklanması önemli. İletişim
ve işbirliği uygulamalarının
kurumların iş akışlarına
entegre olarak, gerek çalışan
gerekse kurum verimliğini
arttırdığı gerçeği artık birçok
kurum tarafından fark
edildi. Ancak mevcuttaki
farklı iş uygulamalarının
entegrasyonu için önemli
güncellemeler ve yeni
donanım ihtiyaçları
gereksinimi, kurumlar
için ciddi bir yatırım
gerektiriyor. Kurumlar
yatırım gerektirmeyen,
ölçeklenebilir, esnek,
‘kullandıkça öde’ gibi
bulut temelli servislere
vizyon sahibi, kendini
ispatlamış şirketlere
yatırım yapmaya devam
edeceğiz. Türkiye’deki
mevcut satış kanal
ağımızın genişlemesine
ve güçlenmesine yönelik
planlarımızı da hayata
geçireceğiz.”
yöneliyorlar. Örneğin
Gartner’ın küresel bulut
servisleri raporuna göre,
SaaS, yani bulut tabanlı
uygulama servisleri
hizmetlerinin bu yıl yüzde
20 büyümesi bekleniyor. Bu
büyümenin aynı zamanda
Türkiye’ye de yansıyacağını
öngörüyoruz.
n Tümleşik iletişim her
ölçekteki şirketlere ne
gibi faydalar getiriyor?
Çalışanların ofis
bağımsız gelen çağrılara
ve iletilere ulaşabilmeleri,
iş verimliliği açısından
büyük fırsatlar yaratıyor.
Her yerden iletişim imkânı
sunan tümleşik iletişim
çözümleri, zamandan
tasarruf sağlamanın yanında
seyahat masraflarının
azaltılmasını da mümkün
n Burada sizin
çözümlerinizi farklı
kılan özellikler neler?
160 yılı aşkın yenilikçi
yaklaşımımız, Ar-Ge
gücümüz ile sektöre
verdiğimiz güveni ve liderliği
yeni nesil ürünümüz Circuit
ile devam ettiriyoruz.
Kurulum gerektirmeksizin
web arayüzü üzerinden
kullanıma hazır olan,
kullanıcı deneyimi dikkate
alınarak tasarlanmış Circuit,
içgüdüsel arayüz tasarımı
ile ihtiyaç duyulan an
kullanılabiliyor. Basit ve yalın
kullanım deneyimi, Circuit’u
diğer uygulamalardan
farklı kılan en önemli
özellik. Çözümlerimizi
geliştirirken ve şirketlerde
uygularken devrimsel
değil, evrimsel ve esnek
bir yaklaşım sergiliyoruz.
Bu sayede müşterilerimiz
eski sistemlerinden Unify
çözümlerine sancılı bir
süreçle karşılaşmadan
kolayca ve kademeli şekilde
geçebiliyor. Sunduğumuz
çözüm ve hizmetlerin odak
noktasında, şirketlerin
verimliliklerini artırmak var.
Böylece çalışanlar diğer
işlerle uğraşmak yerine
işlerine odaklanabiliyorlar.
Çözümlerimizin esnekliği ve
kademeli geçiş sağlaması
ile şirketler, maliyetten
tasarruf ediyor, ilave
yatırım, beklenmeyen gider
gibi kalemlere katlanmak
zorunda kalmıyor.
PC yaşam döngüsü yönetimi kolaylaşıyor
HP Inc., müşterilerine HP’nin
en yeni PC teknolojilerine
erişme imkânı tanıyan, cihaz
yönetimini geliştiren, BT
kaynaklarını şirket işleri için
kullanılabilir hale getiren
yeni bir hizmetini kullanıma
sundu. HP Device as a Service
(DaaS); PC teknolojilerinin
satın alınması, kurulması ve
yönetilmesi süreçlerindeki
riskleri ortadan kaldırmayı
hedefliyor. HP DaaS, hem
cihazları hem servisleri
kapsayan ve ön yatırım
bedelinin bulunmadığı tek
bir sözleşme ile öngörülebilir
yıllık maliyet avantajı yaratarak
BT birimlerine kaynaklarını
ihtiyaç duyulan diğer projelere
yönlendirmede esneklik
sağlıyor. HP Türkiye Genel
Müdürü Filiz Akdede, bu yeni
hizmetle ilgili şu bilgileri verdi:
“Cihaz yönetimindeki
karmaşıklığı ortadan
kaldırarak müşterilerimize,
ihtiyaç duydukları teknoloji
ve desteğe erişim ve
söz konusu teknolojileri
kurumlarına yerleştirme
konusunda daha basit bir
yöntem sunmak istiyorduk.
HP DaaS da kurumların,
PC altyapılarını işletme
süreçlerinde teknolojilerimize
ve uzmanlığımızdan
faydalanmalarına imkân
tanırken, kaynaklarını işlerini
büyütmek için kullanmalarını
mümkün kılıyor. HP DaaS,
müşterilere birden fazla yılı
kapsayan bir süre boyunca
PC’leri için aylık bazda koltuk
başına bir ücret ödeme
imkânı tanıyor. Bu abonelikle
müşteriler HP’nin düzenli
teknoloji güncellemeleri,
kuruma özel hizmetleri ve
desteğinden yararlanacak.”
Önceden Fark Edin
Karmaşık bir dünyada, öngörülebilir
IT’nin gücünden faydalanın.
Hewlett Packard Enterprise Otomasyon ve Orkestrasyon
çözümleri; gelişmiş teknoloji, uzman danışmanlık hizmetleri
ve başarısı kanıtlanmış süreçleri bir araya getirerek dijital
dönüşümünüze güç kazandırıyor. HPE Otomasyon ve
Orkestrasyon çözümleri sayesinde, kümeler halindeki, farklı
nesil çözümlerden oluşan IT ortamınızda dizginleri elinize alın;
Bütünleşik bir IT stratejisi oluşturarak IT’yi öngörülebilir hale
getirin. Çünkü IT sisteminiz öngörülebilir olursa, karmaşayı
yenebilir, bir sonraki adıma geçişi hızlandırabilirsiniz.
HPE Otomasyon ve Orkestrasyon çözümleri hakkında detaylı
bilgi için QR kodu okutunuz.
HPE ve Intel®. Intel Inside®.
Intel işlemciler ile daha yüksek verimlilik.
© Copyright 2016 Hewlett Packard Enterprise Development LP.
Intel ve Intel logosu Intel Corporation’ın ABD’de ve/veya diğer ülkelerdeki ticari markalarıdır.
14
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
25 - 31 TEMMUZ
2016
Hayvanseverlerin yeni buluşma noktası
Dilay Sağbili
Moofio, hayvan sahibi ve
hayvansever herkes için
buluşma noktası olmayı
hedefliyor. Aynı zamanda
Moofio, Türkiye’nin evcil
hayvanlar ve sahipleri için
geliştirilmiş kapsamlı bir mobil
sosyal ağı. AppStore’dan
ücretsiz indirilebilen uygulama
ile evcil hayvanların da
kendilerine ait sosyal medya
hesapları olabiliyor. Uygulama
içinde sahiplendirme, eş
bulma, kayıp hayvan ilanı,
misafir ev bulma gibi, evcil
hayvanlar ve sahiplerinin
hayatlarını kolaylaştırmayı
amaçlayan fonksiyonlar da
var. Moofio’nun hedef ve
planlarından bahseden Moofio
kurucu ortaklarından Can
Aksoy, sorularımızı yanıtladı.
n Moofio’nun kurulma
fikri nereden çıktı?
Ben ve diğer kurucu
ortaklarımız Efe Demirbağ
ve Tuğrul Çetintaş,
zaten hayvan sahibi olan
kişileriz. Evcil hayvan sahibi
olmamızın etkisiyle, bu
alanda hayvan sahiplerinin
ihtiyaçlarını karşılayacak ve
onların birbirleri ile hem
sosyalleşmelerini hem de
birbirlerine yardım etmelerini
sağlayacak bir platform
olmadığının farkına vardık.
Araştırmalar yaptığımızda,
internetin önemli içerik
kaynaklarından birinin evcil
hayvanlar olduğunu gördük ve
buna evcil hayvan sektörünün
potansiyeli de eklenince,
bizim için ciddi bir iş fikri
ortaya çıkmış oldu. Öncelikle
Moofio için geniş çaplı bir iş
planı çıkardık, sonrasında Efe
ve ben işlerimizden ayrılarak
zamanımızın tamamını
Moofio’ya ayırdık. Yaptığımız
ilk şey doğru ekibi kurmak
oldu. Bizim dışımızda yazılım,
Kişilere ve şirketlere büyük
zararlar veren fidye yazılımlarla
gerçekleştirilen saldırılarda,
hacker’lara ödenen fidye
miktarı sadece ABD’de bu
yılın ilk çeyreğinde 209 milyon
dolara ulaştı. Fortinet de
yaptığı açıklamada FortiGuard
Labs Ar-Ge takımının her gün
yeni bir fidye yazılım saldırısı
tespit ettiğini duyurdu.
Temelde iki fidye yazılım
saldırısı türü vardı: Kişinin
bilgisayarını kullanmasını
engelleyen yazılımlar ve kişinin
Moofio, evcil hayvan ve sahiplerinin hayatını
kolaylaştırarak sosyalleşmelerine yardımcı oluyor.
tasarım ve metin yazarından
oluşan dinamik bir ekip
oluşturduk. Tuğrul ise bize
olan katkılarını işi haricindeki
sürelerde yerine getirdi ve
getirmeye devam ediyor. Ben
pazarlama tarafında, Efe ürün,
Tuğrul da finans tarafında
uzmanız. Bir de yazılım ve
tasarım ekibimiz var.
n Yakın dönem
planlarınız ve
hedefleriniz neler?
Bu uygulama hangi
platformlarda çalışıyor?
Moofio şu an sadece
iOS uyumlu telefonlarda
kullanılabiliyor. Eylül
ayı içerisinde Android
cihazlarda da yer alacak.
Hedefimiz hayvan sahibi
veya hayvansever herkese
ulaşabilmek. Orta vadede
hedefimiz de evcil hayvanların
mama, kum, aksesuar gibi
ihtiyaçlarına yönelik ürünlerin
bulunduğu bir e-ticaret
platformunu uygulamamıza
entegre etmek. En büyük
hedefimiz ise Türkiye’den
dünya çapında bir sosyal
medya markası çıkarmak.
n Moofio alanında tek
mi, yoksa küresel bazda
ve Türkiye’de benzerleri
var mı?
Türkiye ve dünyada başka
evcil hayvan sosyal ağları
mevcut; fakat biz bu sosyal
ağları insan sosyal ağlarının
makyajlı versiyonları olarak
görüyoruz. Bizim Moofio’yu
yaratmamızdaki amaç hayvan
dostlarımıza özel, onların
hayatını kolaylaştırmak ve
onların sosyalleşmelerini
sağlamaktı. Şu ana kadar
eklediğimiz ve önümüzdeki
dönemde ekleyeceğimiz
fonksiyonlarla bu konuda
başarılı olduğumuzu
düşünüyorum.
Kullanıcılara ne gibi
içerikler sunuyorsunuz?
Sosyal ağlarda amaç;
içerikleri kullanıcıların üretmesi.
Bu sebeple Moofio olarak biz
içerik üretmiyoruz. Kullanıcılar
bizim sunduğumuz özellikler
vasıtasıyla kendi içeriklerini
üretip paylaşıyorlar. Bu sayede
kullanıcılara hem daha orijinal
hem daha fazla seçenekli
içerikler sunulmuş oluyor.
Evcil hayvanı veya hayvanları
olan, sahiplenmeyi düşünen
veya sadece hayvansever
olan herkes Moofio’da hesap
açabilir.
n Üyelik
oluşturulduğunda
“Kokladıkların” ve
“Koklayanlar” kısmı
var. Bunlar ne anlama
geliyor?
Bu espri aslında İngilizce’deki
“sniffing” teriminden geliyor.
Uygulamanın İngilizce
versiyonunda da bu bölümler
Sniffers ve Sniffing olarak
var. Yani ‘takip ettiklerim’ ve
‘beni takip edenler’. Burada
tamamen pet jargonunu
Fidyeciler işbaşında!
dokümanlarını şifreleyerek bu
içeriklere erişimi engelleyen
yazılımlar. Bu yazılımların ortak
yönü de kullanıcının cihazına
ya da içeriklerine ulaşabilmesi
için ücret talep etmesi. Ancak
Fortinet açıklamasına göre, yeni
bir fidye yazılım saldırısı türü
var. Bu yeni fidye yazılımlar,
söz konusu iki yazılımın gücünü
aynı anda kullanarak saldırı
gerçekleştiriyor. Yani artık bazı
fidye yazılımlar kendilerine
ödeme yapılıncaya kadar
dokümanları şifrelerken, bazı
internet sayfalarına erişimi
de engelliyor. Fortinet’in bir
uyarısı da saldırıların artık
hem bilgisayarları hem akıllı
telefonları hedef almaya
başlaması üzerine. Hatta bu
saldırıların IoT dünyasına
yayılabileceği uyarısı da yapıldı.
Fortinet Bölge Direktörü
Derya Aksoy’a göre, zararlı
yazılımlar zamanla evrim geçirdi
ve fidye yazılım saldırılarının
bilgisayarlardan akıllı cihazlara
sıçraması bu evrimin doğal bir
sonucu. Bazı mağdurların bu
yazılımlar ile fidye isteyenlere
ödeme yapmasının da bu
saldırıların artışının bir diğer
nedeni olduğuna dikkat çeken
Aksoy, bu yazılımları yazan
saldırganların artık bir şirket
kullanmaya özen gösterdik.
n Kullanıcıların
karşılaştığı bir sorun
karşısında nasıl destek
sağlıyorsunuz?
Kullanıcılarımız bir sorun
yaşadıklarında bize support@
moofio.com e-posta
adresinden ulaşabiliyorlar,
uygulamada yer alan
‘’Destek’’ butonundan da
bu adrese direkt olarak
e-posta gönderebiliyorlar.
Gelen e-postalara en geç
12 saat içerisinde dönüş
sağlıyoruz ki genellikle bu
süreyi minimumda, yani 2
saatin altında tutmaya gayret
gösteriyoruz. Buna ek olarak
Moofio’da bize ait bir hesap da
mevcut. Düzenli içerik kontrolü
yaparken, kullanıcıların
karşılaştığı sorunları tespit
etmemiz durumunda bu
hesap vasıtasıyla kullanıcılara
mesaj göndererek de destek
sağlayabiliyoruz.
n Yenilik ve
güncellemelerden
kullanıcıları nasıl
haberdar ediyorsunuz?
Bu konuda AppStore,
uygulama sahiplerine oldukça
yardımcı olan bir yapıya
sahip. Her güncellemede
yapılan değişiklik ve yenilikleri
AppStore’daki uygulama
sayfanızda sunma imkanı
veriyor. Bunun haricinde, sosyal
ağlarımızdan ve uygulamaya
gönderilen anlık bildirimlerle
kullanıcılarımızı yenilik ve
güncellemelerimizden haberdar
edebiliyoruz. Facebook,
Instagram ve Twitter’da
güncel içerikler paylaşıyor, bu
içeriklerimizin hem eğlenceli
hem de bilgilendirici olmasına
dikkat ediyoruz. Ayrıca şu an
tüm hayvanseverlerin fayda
sağlayabileceği bir blog üzerinde
de çalışıyoruz. Yakın zamanda o
da aktif hale gelecek.
gibi çalışarak gelen fidyelerin
bir kısmını Ar-Ge çalışmalarına
bile aktardığını vurguladı. Derya
Aksoy, çözüm odaklı şu bilgileri
paylaştı:
“Bazı yöntemler ile
düzenli bir şekilde verilerinizi
yedekleyebileceğiniz gibi, bazı
yöntemler ile bu yedekleri
ana cihazınızdan ayrı internet
bağlantısı olmayan bir
cihaza da yedekleyebilirsiniz.
Fortinet’in sunduğu güvenlik
çözümleri kullanılarak koruma
sağlanabilir.”
16
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
Eğlence ve medyanın geleceği
yeniden şekilleniyor
Haber Merkezi
Eğlence ve medya şirketleri,
gittikçe karmaşık ve
rekabetçi hale gelen küresel
pazarda büyüme ve değer
elde etme fırsatlarından
yararlanmaya çalışırken,
genç tüketicilerin artan
talebi mevcut şirketlerin yanı
sıra pazara yeni giriş yapan
oyuncular için de yeni fırsat
alanları sunuyor.
PwC tarafından
yayınlanan Küresel Eğlence
ve Medya Sektörüne Bakış
2016 -2020 Raporu’na
göre, eğlence ve medya
sektörünün dünya çapındaki
toplam geliri, önümüzdeki
beş yıl içinde yüzde 4,4’lük
bir yıllık birleşik büyüme
oranıyla (CAGR) artarak,
2020 yılında 2,14 trilyon
dolara çıkacak.
Bu büyüme oranı, sektör
gelirlerinde geçen yılki
yüzde 5,5’lik büyüme
oranına kıyasla bir gerileme
olduğunu ve beş yıl boyunca
genel küresel ekonomik
büyümenin gerisinde
kalacağını gösteriyor. Ancak
25 - 31 TEMMUZ
2016
Demografi, rekabet, tüketim, coğrafya ve iş modellerindeki
değişim eğlence ve medya dünyasının geleceğini
şekillendiriyor.
bu durum daha yakından
incelendiğinde, farklı bir
tablo ortaya çıkıyor. Eğlence
ve medya sektörü, istikrarlı
ve sürdürülebilir büyümeye
sahip olan ve oldukça
dinamik bir sektör. Güçlü
toplam büyümesi tüm
katılımcılar tarafından eşit
olarak paylaşılmıyor olsa da,
sektörün birçok alanında
etkileyici büyüme ve fırsatlar
bulunuyor. Bazı alanlardaki
önemli gerilemeler ve
durgunluk, “aktif” ülkeler,
bölgeler ve sektörlerdeki
çarpıcı genişlemelerle aynı
anda gerçekleşiyor ve bu
da çoklu değişim sunan
bir küresel medya ortamı
yaratıyor.
PwC’nin raporuna göre 54
ülkeden 36’sında, eğlence
ve medya harcamaları
GSYİH’den daha hızlı ve
yüzde 50’den daha fazla bir
oranda artıyor. Venezuela
bu listenin başında geliyor.
Bu ülkede, eğlence ve
medya harcamalarındaki
büyümenin, 2016 yılında
GSYİH’deki büyümeyi
yüzde 14’ten daha fazla bir
oranda geçmesi bekleniyor.
Brezilya, Pakistan ve
Nijerya gibi nüfusun yoğun
olduğu eğlence ve medya
pazarları da, görece daha
yüksek eğlence ve medya
büyüme oranları kaydetmesi
bekleniyor.
Harcama kalıpları
değişiyor
Segmentler arasındaki
büyük farklılıklar, ülke
düzeyinde büyüme oranları
arasındaki farkları etkiliyor.
Beş sene içinde küresel
olarak en hızlı büyüme
kaydeden segment, yüzde
11,1’lik bir yıllık birleşik
büyüme oranıyla internet
reklamcılığı olması ve bunu
yüzde 6,8’lik bir yıllık birleşik
büyüme oranıyla internet
erişimi takip edecek.
Sektörde ortaya çıkan beş kİlİt değİşİm
n Gençlere hizmet: Dünya
çapında, ulusal eğlence
ve medya pazarlarına
ilişkin yapılan analiz,
35 yaş altı nüfus ile
eğlence ve medya
harcamalarındaki
büyüme arasındaki
ilişkiyi ortaya koyuyor
ve genç tüketicilerin
küresel büyümenin en
önemli itici güçlerinden
olduğunu gösteriyor.
Demografik açıdan
dünyanın en genç 10 ve
en yaşlı 10 pazarındaki
toplam eğlence ve
medya geliri büyümesine
ilişkin analiz, ortalama
olarak eğlence ve medya
harcamalarının en genç
10 pazarda, en yaşlı 10
pazara kıyasla üç kat
daha hızlı arttığını ortaya
koyuyor. Bu durum
ülkenin zenginliğinden
bağımsız, dolayısıyla
yaşın büyüme üzerinde
çok daha büyük bir etkisi
olabilir.
n Rekabette içerik hala
büyük önem taşıyor:
Netflix’in bir günde
130 ülkede piyasaya
sürüldüğü bir dünyada,
içeriğin küresel olarak
daha homojen bir hale
geldiğini kabul etmek
mümkün. Ancak gerçekte
içerik, küreselleşme
ve yerelleşme güçleri
tarafından eş zamanlı
olarak yeniden
tanımlanıyor ve
sektörün büyük bir kısmı
küreselleşirken, içeriğe
ilişkin zevk ve kültür
yerel kalmaya devam
ediyor.
n Paket programlar:
Tüketicilerin kendi
medya düzenlerini
tasarlamaları ve
seçmeleri, sektörde
ortaya çıkan en güçlü
trenlerden biri. Ancak
hala paket programlar
sunuluyor. Daha önceden
yavaş kalan yerleşik
video ve kablo şirketleri,
içeriklerini TV, dizüstü
bilgisayar, tablet ve akıllı
telefonlarda entegre
çok kanallı bir temelde
sunuyor. Bu yeni tür
paketleri kullanan insan
sayısının artmasıyla,
dijital OTT kitle pazarı
hizmetlerinin büyük
bir kısmının zamanla
geleneksel analog tarz
paketleri yansıtan toplu
teklifleri kapsamına
alacağını ancak bunun
daha esnek bir fiyata
sahip olacağını ve bu
hizmetlere her türden
cihazdan erişilebileceği
tahmin ediliyor. Bu
gerçekleştiğinde,
sektördeki kablo,
teknoloji ve telekom
oyuncuları dağıtıma
erişim için birbirleriyle
mücadele edeceğinden
dolayı, bu rekabet bir
seviye daha artabilir.
n Büyüyen pazarlar:
Genel olarak, eğlence
ve medya şirketlerinin
gelişmiş pazarlara (yavaş
büyüme, az sayıda
düzenleme, pazara kolay
erişim) ve gelişmekte
olan pazarlara (hızlı
büyüme, çok sayıda
düzenleme, pazara
erişimin zor olması)
ilişkin beklentileri
farklılık gösteriyor.
Ancak kesintiler,
pazarların farklı
şekillerde gelişmesini
sağlarken, dinamikler
de hızla değişiyor. Bu da
“fırsat” ekonomilerinin,
aynı bölgede olsalar bile
farklı oldukça büyüme
şekilleri gösterebileceği
anlamına geliyor.
Dolayısıyla, eğlence ve
medya şirketlerinin, tüm
dikkatlerini Endonezya,
Hindistan ve Peru gibi en
hızlı büyüyen pazarlara
vermek yerine ABD
ve Çin gibi en fazla
mutlak dolar büyümesi
elde eden pazarlara
odaklanması gerekiyor.
n Güvenle dönüşmek:
Günümüzde eğlence ve
medya pazarında melez
içerik şirketi olabilmek
için yarışan teknoloji
şirketleri ve diğer
yanda melez teknoloji
şirketi olarak ortaya
çıkmak için dönüşen
geleneksel yayıncılar yer
alıyor. Bu da teknoloji
ve dijitalleşmedeki
büyümenin merkezi bir
güç görevi gördüğünün
ve mevcut ilişkileri
bozduğunun, küçük
çaplı uzman şirketlere
yol açmak için büyük
ve kapsamlı şirketleri
kenara ittiğinin ve
yerleşik şirketlerin daha
küçük ve atik rakipler
tarafından alt edilmesine
olanak sağladığının
altını çiziyor. Bu durum,
yeni “süper” reklam
ajansını yaratmak
için programa dayalı
yetkinlikleri, analizleri,
veri birleştirmeyi ve
doğal içeriği bir araya
getirerek, yerleşik reklam
ajanslarına pazarlar
için daha önemli bir
hale gelebilme fırsatı
sunuyor.
Öte yandan, dergi ve
gazete yayıncılığı düşüş
yaşayacak. Ancak burada
bile bölgeler arasında
büyük farklılıklar yaşanacak.
Gazete yayın gelirlerinde,
Kuzey Amerika’da yüzde
3,1’lik yıllık birleşik düşüş
yaşanması beklenirken
Hindistan’da ise bu rakam
yüzde 2,7 oranında artacak.
Çeşitlilik gösteren ve çok
yönlü bu durum karşısında,
harcama kalıplarındaki
geniş kapsamlı değişiklikler
devam edecek. Eğlence
ve medya çapındaki gelir,
yayıncılık işletmelerinden
özellikle over-the-top
(OTT) hizmetler sunan ve
tüketici verisi üzerinden
gelir elde eden video
ve internet şirketlerine
doğru kayıyor. Doğrudan
tüketici harcamasına ilişkin
modeller güçlü kalmaya
devam edecek ancak mobil
veri de dâhil olmak üzere
internet erişimine ilişkin
harcamalar, reklamcılıkla
rekabet halinde olacak.
Bu gelişme, pazara yeni
giriş yapan oyuncular ve
geleneksel oyuncuların,
OTT video ve yeni e-ticaret
fırsatları gibi yeni pazarlara
ve segmentlere doğrudan
sıçramaları için daha verimli
bir zemin hazırlayacak.
PwC Türkiye Eğlence ve
Medya Sektörü Lideri Murat
Çolakoğlu rapor sonuçlarını
şöyle değerlendiriyor:
“Eğlence ve medya şirketleri
her zamankinden daha
karmaşık bir küresel ortamla
karşı karşıyalar. Bu ortamda
her pazarın, demografiden
içerik zevkine, altyapıdan
düzenlemelere kadar
birçok farklı yerel faktörün
şekillendirdiği, kendilerine
özgü bir büyüme dinamikleri
var. Kaos ortamında
çalışabilmek ve değer
fırsatları belirleyebilmek için,
şirketlerin yerel düzeyde
faaliyet gösteren güçlere
ilişkin daha da derin
bir anlayış geliştirmeleri
gerekiyor. Bu sayede, hem
yerleşik hem de gelişmekte
olan pazar oyuncuları,
sektördeki değişimlerden
faydalanma ve büyümenin
bir sonraki aşamasına
öncülük etme konusunda
kendilerini doğru bir şekilde
konumlandırabilir.”
17
BThaber
DOSYA
Perakende Sektörü ve
Teknoloji yaklaşımları
Müşteriyi
dinleyen
kazanır
25 - 31
TEMMUZ 2016
www.bthaber.com
Bilişim başlığındaki gelişim,
bireylerin bu gelişimin
takipçisi olarak çıktıkları yolda
belirleyici konuma ulaşması,
teknoloji sahipliğinin ve
bilgisinin her kesimde artışı
Ayhan Sevgi
tüm sektörlerin titreyip
kendine yeni bir rota çizmesini gerekli
kılıyor. En azından bu farkındalığa haiz
sektörlerde her ölçekte şirket bu konuda
yapıcı adımların takipçisi. Tüketici tabanını
korumak, yeni tüketicileri kazanmak,
sektörel rekabette fark yaratmak gibi
gerekçeler ise takibin temel gerekçeleri.
Son tüketici ile diğer sektörlere kıyasla çok
daha yakın temasta olan perakende sektörü
işte tüm bu gerçekleri bilerek ilerlemeyi
başarıyor. CRM, ERP gibi temel yapıları
gerek kurumsal iş süreçleri gerekse tüketici
sadakati ve tüketici memnuniyeti için çok
daha farklı uygulamalarla zenginleştiren
perakende sektörü, bu yönüyle bir başarı
hikayesi oluyor.
18
DOSYA
BThaber
Perakende Sektörü ve
Teknoloji yaklaşımları
Halil Aksu
Perakendecilik – ister offline ister
online – rekabetin en yoğun
yaşandığı sektördür. Müşteri artık
çok bilinçli, çok seçici, çok sabırsız,
çok hızlı ve beklentileri çok yüksek.
Mağaza sahibi, misafirine en iyi
deneyimi sunmak, en iyi hizmeti
vermek, en iyi ürünleri sunmak,
bunları da kesintisiz, aksaksız, en
uygun maliyetle yapmak zorundadır.
Bu karışımı çözebilen, misafirinin
beklenti seviyesini yakalayabilen,
bunu da sürdürülebilir bir iş
modeli haline getirebilen, başarıyı
yakalayacaktır.
Mağazaların dijitalleşmesi
Bugünlerde mağazaların
dijitalleşmesi en önemli gündem
maddesidir. Ama dijitalleşme sadece
bir araçtır. Amaç müşteri deneyimini
iyileştirmek olmalıdır. Bunun için
dijital teknolojiler görünmez hale
gelmelidir.
Mağazalarda kablosuz internet
zaten var veya en kısa zamanda
hepsinde olacaktır. Zaten de
olmalıdır, öncelikle müşteriler için,
aynı zamanda çalışanlar için de. Bir
de mağazanın içindeki teknolojiler
bir ağ oluşturacak.
Mağazalarda kameralar
yaygınlaşacak. Bir yandan hırsızlık ve
benzeri sahtekarlıkları tespit etmek
için kullanılacaktır. Diğer yandan
müşterilerin hangi koridorlarda ne
kadar vakit geçirdiklerini, hangi
ürünlere baktıkları, yüz ifadelerinin
nasıl ve neden değiştiğini izlemek
için kullanılacaktır.
Mağazalarda ibeacon gibi cihazlar
da yaygınlaşacaktır. Mağazaya gelen
misafirlerin kim olduğu anlaşılmak
istenecektir. Ki bu kişiye en özel, en
kişisel hizmeti verebilmek için. Aynı
zamanda o kişiyle ilgili her türlü
profilleme anında yapılacak, öneriler
hesaplanacak, başka arkadaşları
(sosyal ağlara bakarak) daha önce ne
zaman gelmişler, ne almışlar, nelere
bakmışlar, paylaşılacaktır. Neden mi?
Bir yandan misafir özel hissettirilecek,
diğer yandan satışların artması
istenilmektedir.
Kiosklar, self-servis dokunmatik
ekranlar, QR kodları, sesli
tanıma, akıllı aynalar ve benzeri
etkileşimli teknolojiler, yavaş ama
emin adımlarla yaygınlaşacaktır.
Önceleri fiyaka olması için, sonra
müşteri beklentisini karşılamak
için, sonra standartlaşacak, ve bu
esnada iş modelleri olgunlaşacak,
bu teknolojilerin deneyimi nasıl
iyileştireceği, satışları nasıl artıracağı
netleşecektir.
Off-line giderek online’a
benzeyecek, online da giderek
off-line’a...
Tüketici online’da alışık olduğu
bazı kolaylıkları gerçek mağazada
görmek istiyor. Tavsiyeler, detaylı
açıklamalar, karşılaştırmalar, ve
25 - 31 TEMMUZ
2016
Perakendenin dijital
geleceğine hazır mısınız?
benzeri. Hatta daha önce neler
almışım, daha önce nelere bakmışım,
çok sık kullandığımız işlemler. Fiyat
karşılaştırmalar, sosyal ağlarda ürün
hakkında yorumların incelenmesi,
sıklıkla kullandığımız özelliklerdir.
Gerçek mağazada niye olmasın.
En azından gerçek mağazaya
girdiğimizde mobil cihazımız
yanımızda.
Diğer yandan web sitesinde veya
mobil uygulamada gezinirken,
ürünleri hissetmek, evirmek,
çevirmek isteriz. Olabildiğince
gerçekçi, sanki mağazada elimizde
tutuyor gibi. Sanal gerçeklik ve
artırılmış gerçeklik bu konuda önemli
bir katma değer sağlayabilir.
Bu anlamda markanın tüketiciye
sunması gerektiği bütünleşik
bir deneyimdir. İyi bir hikaye
anlatabilmeli, ne sattığı önemli değil,
neden sattığı, alınca kendimizi nasıl
hissedeceğimiz, hangi ihtiyacımızı
gidereceğimiz önemli. Bu ihtiyaçlar
giderek sanallaşmaktadır.
Bugünlerde PokemonGo furyası
yaşanmaktadır. Diğer yandan
Florida’da dünyanın en çok
konuşulan girişimlerinden birisi
yatırım almaya, haber olmaya devam
etmektedir, Magic Leap, sanal
gerçeklik gözlüğü. Gerçek dünyanın
üzerine, fiziki mağazalar ve internet
siteleri dahil olmak üzere, yeni
sanal bir katma ilave edeceğiz. İster
eğitim amaçlı, ister eğlence amaçlı.
İster Pokemon yakalamak üzere,
ister bir heykeli aydınlanışlara mal
etmek üzere (Ingress), isterse hayat
kurtarmak veya sadece alış veriş
yapmak için.
Veri, veri, söyle bana, en güzel
müşteri kim bu diyarda...
Veri kalitesi, veri derinliği,
algoritma keskinliği, yapay zeka
seviyesi, işlem hızı, kampanya
kalitesi, risk hesabı, profilleme
modeli ve benzeri unsurlar rekabette
fark yaratan unsurlar haline gelecek.
Görüntü işlemeden, ses tanımaya,
doğal dil işlemeden, öngörülerde
bulunmaya kadar, bilişim kapasitesi
ve yapay zekadan beklentilerimiz her
geçen gün artacak. Hava durumu
satışları nasıl etkiler, Fenerbahçe
yenerse ne olur, yenilirse ne olur,
haftanın hangi günü mağaza (online
veya off-line) az ziyaret ediliyor,
neden, nasıl değişir, ne satmalı,
nasıl stock-out olmamalı, gibi
sorular otomatik sorulmalı, otomatik
cevaplanmalı, gerekli aksiyonlar
alınmalı, satışlar maksimize edilmeli,
müşteri memnuniyeti sağlanmalıdır.
Zor mu? Evet. Peki, mümkün
mü? Evet. Galibiyet ve büyüme veri
miktarı ve kalitesi, algoritmaların
hızı ve keskinliği, soruların kalitesi ve
matematiksel modellerin derinliği ile
kazanılacak. Buna hazır mısınız?
Önerilerimiz
Bu dünyada başarılı olmak için,
yeni yetkinliklere ihtiyaç vardır.
Özellikle tasarım yetkinlikleri ön
plana çıkmaktadır. Mekan tasarımı,
ara yüz tasarımı, deneyim tasarımı,
servis tasarımı, etkileşim tasarımı.
Bu tasarımlar ne kadar tutarlı, ne
kadar yalın, ne kadar kullanışlı
olursa, ne kadar ilgi uyandıran bir
hikaye anlatabilirse, o kadar heyecan
verici, o kadar sürükleyici, o kadar
bağımlılık yapan bir müşteri deneyimi
ve ilişkisi oluşur.
Ölüm veya kalım meselesi ‘veri’
üzerinden belirlenecek. Mağazası
akıllı olan ile akıllı olmayan arasında
çok önemli farklar olacak, rekabet
unsuru olacak.
Büyük veri, algoritmalar, yapay
zeka, otomatik sorular ve otomatik
cevaplar, ve daha niceleri. Bir
planınız var mı? Hangi yetkinliklere,
hangi teknolojilere, hangi partnerlara
ihtiyacınız olduğunu biliyor
musunuz? Bunun için kesinlikle
kapsamlı ve profesyonel bir ‘Bilgi Yol
Haritası’ çalışmanız olmalı, posteri
ofisinizde asılı olmalıdır. Var mı?
Sanal gerçeklik, otomatlar,
kiosklar, beacon’lar, dronlar,
robotlar, ve daha niceleri. Bir planınız
var mı? Kimlerle çalışılır, hangi
teknolojiler kurulur, açık kaynak
imkanları nelerdir, bu teknolojiler
nasıl entegre olur, tasarımda neler
dikkat etmek gerekir, hangi iletişim
protokolleri en az pil tüketir? Bu
soruların cevapları var mı? Peki, bu
teknolojiler ne işe yarar, bu yatırımlar
nasıl ve ne kadar sürede gelire
dönüşür? Bu soruların cevaplarını
içeren, vizyonunuzu ve iş modeli
öngörülerinizi içeren bir ‘Dijitalleşme
Yol Haritası’ çalışmanız olmalıdır. Var
mı?
Dünya dijitalleşmektedir, dijital
dünyalaşmaktadır. Bilginin gücü
sizinle olsun.
[email protected]
BThaber
Perakende Sektörü ve
Teknoloji yaklaşımları
25 - 31 TEMMUZ
2016
DOSYA
19
Mağazacılık ve online satış entegre olmalı
Perakende alanında yapılan
araştırmalar ve uluslararası
anketler, online satış kanalları ile
fiziksel mağazacılık arasındaki
rekabetin ileriki dönemde daha da
yoğunlaşacağını gösteriyor. Kuşaklar
arası geçiş ile değişen müşteri
profili, perakende sektöründeki tüm
paydaşların her alanda çok daha
öncelikli olması gerekliliğini ortaya
koyuyor. Türkiye’nin önde gelen
sektörlerinden perakende sektörü,
dijitalleşme ile aslında ilk olarak
e-kataloglar sayesinde tanışmıştı.
İnternet üzerinden alışverişin hızla
yayılması, öncelerde geleneksel
mağazacılık anlayışı ile e-ticaret
platformlarını karşı karşıya getirse de
zaman içinde mağazacılık ve online
satış platformlarının entegrasyonu
gündeme geldi. Buna müşteri
deneyiminin eklenmesi ile dijital
dönüşüm süreçleri perakende
sektörü için en öncelikli yatırımlardan
biri haline geldi. Mikro Yazılım
Genel Müdür Yardımcısı Alpaslan
Tomuş’un verdiği bilgilere göre
rastgele müşteri yerine sadık müşteri,
tedarikçi yerine iş ortağı, raftaki mal
yerine performansı ölçülebilir ürün
gibi kavramların ön plana çıktığı
perakende sektöründe işletmelerin,
farklı süreçlerini tek bir sistem
altında toplaması, yönetmesi ve
analiz etmesi gerekiyor. Dolayısıyla
mağazalar, marketler ve dağıtım
firmaları, bugüne kadar geleneksel
yöntemlerle sürdürdükleri yönetim
süreçlerini artık değiştirmek
zorundalar. Üstelik sıradan yazılımlar
çoğu zaman, bu rekabet ortamının
gerektirdiği dinamik işletme mantığı
açısından yavaş ve yetersiz kalıyor.
Müşteri deneyiminin hızla
önem kazandığı, fiyat rekabetinin
şeffaflaştığı bir ortamda perakende
sektörü, mağaza ve online satışları
entegre eden dijital yatırımlara
yönelmeliler. Perakende sektörünün
dijital yatırımlardan temel beklentisi
mağaza ile online satışı, müşteri
deneyimi ile ürünü, satış ile stok
yönetimini birbirine entegre ederek
komple bir çözüm sağlamak.
Mikro Yazılım Genel Müdür
Yardımcısı Alpaslan Tomuş
HPE İLE İŞ
SÜREÇLERİNE
KALİTE GELDİ
Büyük altyapı
değişim projelerinde
elde edilen
kazanımların iki
farklı yüzü olduğunu
söyleyen, Aydınlı
Grup BT Direktörü
Hakan Duran,
sözlerini şu şekilde
sürdürüyor:
“Birincisi herkes
tarafından kolayca
görülen, programların
önyüz ekranının
değişimi, daha hızlı
çalışması, daha iyi
raporlama ve detaylı
analiz imkanı gibi kullanıcıların hayatını kolaylaştıran
sonuçlardır. Diğer büyük kazanım ise altyapının
esnekliği, ölçeklenebilir olması, güvenliğin artması,
diğer sistemlerle daha stabil entegrasyon, daha yeni
teknoloji ve yazılım kullanımı gibi kısa vadede fark
edilmeyen ama yapılmadığında uzun vadede sistemleri
çıkmaz sokaklara sürükleyen gelişmelerdir. İkincisinde
doğru alt yapı sunulmaz ise hem hedeflenen
kazanımlar elde edilemez, hem de arzu edilen
sürdürebilirlik sağlanamaz. Biz bu proje sonunda her
iki kazanımı da elde ettik ve uzun vadede firmamıza
önemli kazanımlar sağlayacağını düşünüyoruz.
Bunların her birinin çalıştığımız firmaya çok büyük
artı değer ürettiğini düşünüyorum. Bunun rakamsal
karşılığını belirtmem oldukça zor olsa da birkaç veri
ile projenin sağladığı katkıları sıralayabiliriz. HPE
StoreOnce 5100 ile 24 saat süren yedekleme süremiz
üçte bir süresine inerken, yedekleme için harcadığımız
alan da 3 kat azaldı. HPE 3PAR 8450 All Flash Array
ile büyük datalarda disk erişim süreleri 1 ms‘nin altına
indirdik. Yeni HPE DL 580 G9 sunucularla ciddi sanal
performansı elde ettik.
Aynı zamanda bu sunucularla BI süreçlerinde de
ciddi zaman kazançları oluşturduk. Yeni nesil güçlü
sunucularla beraber donanım sayımızı azaltarak enerji
tasarrufu da sağladık.
Yeni sunucuları kurarken Artı ve Artı Proje Ekibi
ile belirlediğimiz sistematik yapı sayesinde yapısal ve
fonksiyonel karmaşıklık ortadan kalktı. Aplikasyon yük
dengeleme ve ağ trafiği yönetim sistemleri sayesinde,
uçtan uca sistem kontrolünü artık daha kolay
yapabiliyoruz.
Uzun lafın kısası, proje ne kadar büyük ve
karmaşık olursa olsun konusunda uzman Artı ve
Artı gibi bir firmayla yola çıkarsanız, ne istediğinizi
bilirseniz, hedeflerinizi ve kaynaklarınızı baştan
belirlerseniz sonuçta başarıya ulaşırsınız.”
DL 580 Gen9
Soldan Sağa: İsmail NAS - Artı Ve Artı, Hakan Önder - Aydınlı Group
Mehmet Mart - Aydınlı Group, Didem Kara - Artı Ve A
Aydınlı Grup geleceğ
Enterprise ile ga
50
Aydınlı Grup, Hewlett Packard Enterprise işbir
güvenli bir altyap
yıl önce başlayan bir girişim hikâyesi
ile sektörde liderliğe hızla ilerlemeyi amaçlayan
ola¬rak Türkiye’nin önde gelen lider
Aydınlı Grup, elde ettiği başarıyı inşaat sektörü-
perakendecilerinden biri haline ge-
ne de taşımış ve Solarkent, Koruflorya, Vadistan-
len Aydınlı Grup, ka¬liteli hizmet ilkesini benim-
bul projeleri ile Türkiye’de müşterilerin beğenisi-
seyen, evrensel değerlere özen göste¬ren, çevre
ni kazanan yatırımlara imza attı.
bilincine duyarlı üretim yapan ve müşteri odaklı
Hazır giyim sektöründe U.S. Polo Assn., Ca-
çalışma sistemi ile dünya standartlarında yapı-
charel ve Pierre Cardin markaları ile sektörde
lanmayı sürdürüyor. Hazır giyim sektöründe U.S.
li-derliğe hızla ilerlemeyi amaçlayan Aydınlı
Polo Assn., Cacharel ve Pierre Cardin markaları
Grup, elde ettiği başarıyı inşaat sektörüne de
•HPE Proliant DL 580 Gen9 sunucular
•HPE 3PAR 8450 AllFlash Array ile yeni nes
•HPE StoreOnce 5100 ile 24 saat süren ye
“AMAÇ MÜŞTERİ
MEMNUNİYETİNİ
KARŞILAMAK”
Aydınlı Grup perakende sektöründeki
yatırımlarıyla hem Türkiye’de, hem de diğer
ülkelerde çok büyük bir ivme ile büyümeye
devam ettiğini söyleyen Aydınlı Grup BT
Direktörü Hakan Duran, sözlerini şöyle
sürdürüyor:
“Bu büyüme hem iç hem nihai ve
müşterilerimizin değişen beklentilerini en hızlı
şekilde karşılama ihtiyacı teknolojik alt yapının
da çok hızlı şekilde iyileştirilmesini gerektiriyor.
Günün en son teknolojik olanakları ile
donatılmış olan işletmeler ile faaliyete devam
etmek iş hayatının beklentilerini karşılamak
ve zorlu rekabet şartlarında güçlü kalabilmek
önemli bir koşuldur. Sistemler arası bilgi
alışverişi ise artık sadece şirket içindeki
sunucularımızı kapsamıyor, farklı amaçlarla ve
yöntemlerle tüm dünya çapında bilgi alışverişini
yönetmek durumunda kalıyoruz.
ğini Hewlett Packard
aranti altına aldı
rliği ile dijital dönüşüm projelerini verimli ve
pı üzerine oturttu.
taşımış ve So¬larkent, Koruflorya, Vadistanbul
lett Packard Enterprise ile ilerlemenin en doğru
projeleri ile Türkiye’de müşterile¬rin beğenisini
seçim olaca¬ğına karar verildi.
kazanan yatırımlara imza attı.
Aydınlı Grubu bu projede kullanılan HPE
Artı ve Artı ile eskiden beri süregelen işortak-
Proliant DL580 Gen9 Sunucu, HPE 3PAR 8450
lığı çerçevesinde Aydınlı Grubu’nun iş hedefleri
Veri Depolama ve HPE StoreOnce 5100 Veri
doğrultusunda proje detaylandırıldı. Aydınlı Gru-
Yedekleme ürünleriyle önümüzdeki 5 yıl bo-
bu’nun bu beklentilerini karşılamak üzere yapı-
yunca bir çok ihtiyacını karşılayacak olan tek-
lan değerlendirmede, teknoloji devi olan Hew-
nolojik altyapıya sahip olmuş oldu.
rla sanal ortam performans artırıldı.
sil ile erişim süresi 1 ms’nin altına indirildi.
edekleme süresini 60% oranında azaltıldı.
Değişen müşteri eğilimleri ve yeni nesil
teknoloji eğilimleri ile beraber dijital dönüşüm
sürecinde giren Aydınlı Grup, mimari yapı
değişimini ve ağ bağlantılarını yenilemeyi
de projeye dahil ederek daha kapsamlı bir
dönüşüme başladı. Proje hazırlık aşamasında
oldukça detaylı bir analiz süreci yaşayan şirket,
kullanılan sistemlerin çokluğu, tüm sistemlerin
birbiriyle iletişim içinde olması gibi nedenlerden
dolayı mevcut yapının haritasını çok net bir
şekilde ortaya koydu.
Analiz süreci sonunda yeni yapıyı teorik
olarak inşa ederek gerekli donanım ve yazılım
opsiyonlarını belirleyen Aydınlı Grup, bu
süreçte hem donanım tarafında hem de yazılım
tarafında farklı opsiyonları değerlendirerek
partner firmalardan fiyat tekliflerini aldı.
Partner firmaların deneyimlerinden yararlanan
ve tavsiyelerini göz önüne alarak projede
gerekli değişiklikleri yapan Aydınlı Grup, nihai
yapıyı belirlerken çalışacağı firmayı da bu
noktada belirledi.
İlk görüşmeler ile sistemlerin sipariş edilmesi
arasında bir kaç aylık bir süre geçerken,
donanımların ve yazılımların teslim edilmesi
ile kurulum süreci başladı ve yaklaşık iki aylık
bir süre içinde tüm yeni sistemler çalışır halde
teslim edildi.
advertorial
p, Ufuk Güreşir - Aydınlı Group, Hakan Duran - Aydınlı Group,
Artı, Müjdat Kızılay - Hewlett Packard Enterprise
Aydınlı merkezine ‘müşteri’yi almış,
müşterinin artık kişisel tercihlerine göre
ürün önerilerinde bulunmayı, kişiye özel bir
alışveriş keyfini yaşatmayı sağlayacak bir
alt yapıyı kurguluyoruz. Bunun içinde ‘hızlı’
ve ‘güçlü analitik’ sistemleri tercih etmek
zorunda olduğumuzu gördük. Şimdiki ve
yakın gelecekteki beklentileri karşılayabilmek,
ihtiyaçlarımıza göre donanım yapısını
güncellemek, sistem yapısını basitleştirip
karmaşıklığı azaltmak, sistem sürekliliğini
sağlamak, riskleri azaltmak ve diğer sistemlerle
entegrasyon kabiliyetini artırma ihtiyacıyla
çözüm sürecine girdik.”
22
DOSYA
BThaber
Perakende Sektörü ve
Teknoloji yaklaşımları
25 - 31 TEMMUZ
2016
Sürdürülebilir dijital stratejiler
için adımlar atılmalı
Rekabetin artması ile birlikte dijital
itibar önemini artırmaya başladı.
Fiyatların daha şeffaf olması ve müşteri
memnuniyetinin daha önemli hale
gelmesi ile şirketler dijital dönüşüm
sürecine girmek zorundalar. Artan
dijitalleşme, özellikle perakende
sektöründe büyük bir hareketliliğe neden
oldu. Tüketicilerin tercihlerinin ve satın
alma alışkanlıklarının da değişmesine
yol açan dijitalleşme ile birlikte şirketler
dijital stratejilerinin sürdürülebilirliğini
sağlayacak önemli adımlar atmak
durumundalar.
Ürün, müşteri verilerinin entegrasyonu
ve kurumsal altyapı sistemlerinin
sürdürülebilir bir iş modeli ile uyumlu
hale getirilmesinin bir gereklilik
olduğunun altını çizen Treo Bilgi
Teknolojileri Genel Sektör Satış Müdürü
Derya Hacıfazlıoğlu, “Aynı zamanda
tüm verilere eş zamanlı ulaşılabilmesi
de perakende sektörünün gelişmesini
sağlayacak temel yapı taşlarından biri
olarak karşımıza çıkıyor. Perakende
alanında hizmet veren şirketler öncelikle
iş süreçlerini, hizmetlerini ve sistemlerini
analiz etmeli, kendilerine uygun hizmet,
müşteri portföyü, uygulama ve çözümleri
belirlemelidirler” dedi.
Treo Bilgi Teknolojileri Genel Sektör
Satış Müdürü Derya Hacıfazlıoğlu,
açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Dönüşüm
süreci boyunca perakende sektöründeki
oyuncuların her zaman teknolojiyi en
etkin ve rasyonel bir biçimde uygulayan
şirketler olmaları gerekiyor. Bunun için
bu süreçte; BT yönetim stratejileri, iş
sürekliliği, felaket kurtarma, ağ altyapısı,
güvenlik altyapısı, yedekleme alanlarına
yatırım yapılmalı ve bu alanlardaki tüm
sorunlara hazırlıklı hale gelinmelidir.
Tüm dijital altyapı sistemlerinin sipariş
yönetimi, geçmişten bugüne olan veriler
ve satın alma işlemlerinin birbirine
entegre olması gerekiyor. Dijital satış
süreçlerinin iyi yönetilmesi ise karlılığın
artması ile birlikte rekabet avantajına da
artı değer kazandırıyor.
Perakende sektöründeki şirketler
teknolojik uygulamaların hızlı, kolay ve
ulaşılabilir olmasına dikkat etmelidirler.
Şirketler prestijlerini korumanın ve
artırmanın yanı sıra zaman ve para
kaybının da önüne geçmek istiyorlar.
Dijital dönüşüm ile birlikte sistemlerin
kullanımının kolaylığı, özellikle dijital
felaketlerde ve acil durumlarda hızlı
devreye girme gibi özellikler de
gittikçe önem kazanıyor. Çünkü dijital
felaketlere uğrayan şirketler yüzde 93’ü
faaliyetlerine en fazla 5 yıl içinde son
vermek zorunda kalıyorlar.
Bu düşünceden yola çıkarak ciddi bir
kaynak ayırarak Clonera’yı geliştirdik.
Ar-Ge çalışmalarımızda bütün bu süreci
ve şirketlerin beklentilerini göz önünde
bulundurduk. Ana çıkış noktamız
ve felsefemiz de Şirketlerin dijital
süreçlerini hiçbir kayba uğramadan
sürdürebilmelerinin önünü açmaktır.
İş sürekliliği ve felaket kurtarmanın
karmaşık süreçlerini işin uzmanına
bırakmak, BT hizmetlerini güven altına
almak, böylelikle her koşulda hazır,
kolay, gerçek ve bütünleşik bir çözüm
sunmaktır.
Bu şekilde BT bölümleri,
kurumlarının vizyonuna yönelik iş
geliştirme süreçlerine daha çok zaman
ayırabiliyorlar. Böylece bütünleşik iş
sürekliliğine ihtiyaç duyan şirketler
beklentilerine paralel bir şekilde
dönüşüm sürecini yönetirken;
altyapı, veri merkezi ve insan Kaynağı
maliyetlerini de minimum düzeye
indiriyor ve karlılıklarını artırıyor.”
Treo Bilgi Teknolojileri Genel Sektör Satış
Müdürü Derya Hacıfazlıoğlu
Tüketici ile bağlantılar daha da güçlendirilmeli
Perakende sektörü; yapısı itibarıyla
çok dinamik ve doğrudan son
kullanıcıya ulaşan bir sektör olduğu
için hız ve teknolojinin de diğer
sektörlere nazaran çok daha önemli
olduğu sektörlerin başında. Her
geçen gün artan mobil kullanım
oranı ve sosyal medya ağları ise
perakende sektöründeki firmaların
dikkate almak zorunda olduğu dijital
dönüşümü kaçınılmaz kılıyor. Bu
gerçek karşısında, Detaysoft Satış ve
Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür
Yardımcısı Evrim Akpınar’a göre,
dijital dönüşüme hazırlık aşamasında
şirketlerin iş yapış tercihlerini
değerlendirecekleri ve dijital çağın
gereklilikleri ile mevcut süreçlerinin
karşılaştırmasını ve analizini
yapacakları bir çalışma yürütmeleri
gerek. Bu çalışma sırasında firma
çalışanları ile müşterilerinden
fikirler alınması, şirket kültürü ile
bu fikirlerin harmanlanması önemli.
Evrim Akpınar, dijital dönüşüm
süreçlerini şöyle anlatıyor:
“Dönüşümün şirket dışı ve nihai
tüketiciler ile olan bağlantısı gerek
mevcuttaki müşteriler gerekse
müşteri adaylarının firma üzerinde
yoğunlaşmasını sağlayacak süreçleri
kapsamalı. Bunlardan ilki mevcut
ERP ürünlerinin çağın gereklerine
ne kadar ayak uydurabildiğinin
belirlenmesi ve gerekli ise mobil
sistemler ile bağlantılı, müşteri
tercihlerinin planlamada etkin
olarak kullanılabildiği ve büyük
veri yönetiminin sağlanabildiği
ürünler ile değiştirilmesi. İkinci
aşamada internet üzerinden
alışveriş imkânını müşterilerine
sunmak için internet sitesi tasarımı
yapılmalı ve firmanın ürünleri
çevrimiçi ortamda müşterilerin
beğenisine sunulmalı. Şirketin
mobil ortamlardaki uygulamaları
geliştirilmeli ve mobil tüketici ile
şirketi ve ürünlerini tüketicinin
dilediği zaman ve istediği yerde
görebilmesi ve siparişini verebilmesi
sağlanmalı. Son aşamada ise özellikle
dijital dünyada tüketicilerin yeni
ürün ya da kampanyaları daha
çabuk benimsemesini sağlayacak
oyunlaştırma öğelerini kullanmak ve
marka bilinirliliğini gözeterek sosyal
medya ve mobil ortamlarda bu
öğeleri konumlandırmak gerek.”
Konu, ‘perakende şirketlerinin
iş süreçlerinin yöneticilerinin
teknolojiden beklentileri’ olunca,
Evrim Akpınar’a göre, dijital
dönüşümü de ‘şirket içi’ ve ‘şirket
dışı’ olarak iki başlıkta ele almak
gerek. Şirket içinde çalışanların
hemen hemen hepsinin akıllı
cep telefonları, artan rekabette
yoğun olarak çalıştıkları mesai
dilimleri ve karar vermeleri gereken
gün içinde onlarca iş süreçleri
bulunmakta. Dijital dönüşümün
şirket içi bacağı; çalışanların
özellikle karar verme süreçlerinde
teknolojiden faydalanarak analizleri
görebildiği ve cep telefonları ile
mobil diğer ürünlerden onaylarını
oluşturabildikleri, ERP sistemleri ile
bağlantılı uygulama ve sistemlerin
oluşturulması. Bu sayede analık
kararların alınabildiği, iş süreçlerinin
ötelenmediği ve çalışan bağlılığının
üst seviyeye ulaştığı bir yapı da
sağlanabilir.
BThaber
Perakende Sektörü ve
Teknoloji yaklaşımları
25 - 31 TEMMUZ
2016
DOSYA
23
Büyük veriden küçük veriye ulaşılabilmeli
İçinde bulunduğumuz dijital ekonomi
döneminde firmaların ayakta
kalabilmek için dijital dönüşüme
ayak uydurmaları gerekiyor. Dijital
dönüşümün en yoğun yaşandığı
sektörlerden birini perakende sektörü
oluşturuyor. 2020 yılı itibariyle
9 milyar kişinin mobil teknoloji
kullanacağı, 50 milyarın üzerinde
cihazın da birbirine bağlı olacağının
tahmin edildiğini belirten Vektora
Genel Müdürü Turgay Piyadeoğlu, şu
bilgileri Verdi:
“Bu ön görüler ve günümüzdeki
var olan durum değerlendirildiğinde,
tüketicinin merkezde olduğu yapılara
ihtiyaç olduğu ortaya çıkmaktadır.
Perakende sektöründe gıda,
elektronik, kitap, film, müzik, giysi
ve ayakkabı, ev aletleri gibi birden
fazla mağaza içeriğine göre tüketici
davranışları farklı olmakla beraber
dikkate alınması gereken teknolojik
yaklaşımlar benzeşmektedir.
Perakende sektöründeki firmalar,
çoklu kanal uygulamaları başarıyla
hayata geçirmeli. Tüketici akıllı
telefonlar, PC’ler, sanal, fiziksel
mağaza, giyilebilir teknolojiler,
dijital medya, kiosk, tablet, fiziksel
kataloglar gibi birçok kanalda tutarlı
ve aynı veriye ulaşabilmelidir. Aynı
zamanda firmaların da tüketiciyi tüm
bu kanallardan yakalama ve benzer
içeriği sunmaları gerekmektedir.
Tüketicinin 360 derece tanınması,
tüketiciye özel promosyon ve içerik
sağlanması gibi tüketicinin kalıcı
olmasını sağlayacak yöntemlerin
uygulanması ve bütün bunların
gerçekleşebilmesi için kurumun
dijital bir kurum haline gelmesi
önemlidir. Bu noktada SAP Hybris
Omni-channel ticaret çözümüyle
biz de şirketlere, her kanaldan
müşteriye erişmelerinde ve müşteri
segmentasyonu yapabilmelerinde
destek sunuyoruz.
Dijital dönüşüm süreci öncelikle
dijital bir strateji planını gerektiriyor.
Şirketler ihtiyaçları doğrultusunda
sosyal medya, mobil uygulamalar,
büyük veri, bulut çözümler ve
nesnelerin interneti( IoT) gibi dijital
dönüşümün temel taşları olan
teknolojik yaklaşımları kurumlarında
uygulayacak yöntemleri belirlemeliler.
Şirketlerin arka ofis uygulamaları da
belirtilen teknolojileri destekleyecek
yapıda olmalı.
Perakende sektörü dinamik
yapısı dolayısıyla çok fazla veri
üretiyor. Firmalar, yeni yatırımlarına
doğru karar vermek için bu verileri
toplayabilmeli, veriyi toplamanın
yanı sıra bunu uygun şekilde işleyip
doğru analizleri yapabilmeliler. Yani
büyük veriden küçük veriye ulaşmak
zorundalar. Bunun için de uygun
firmaya uygun teknolojiye yatırım
yapılmalı.
Perakende sektörü yöneticileri
için sektörün dinamik oluşu ve son
kullanıcısının çok fazla olması, büyük
verinin hızlı analizini ve bu verileri
piyasa verileriyle değerlendirerek
doğru tahminleme yapmayı değerli
kılıyor.”
Vektora Genel Müdürü
Turgay Piyadeoğlu
Müşteri deneyiminde standartlar sağlanmalı
Dijital dönüşüm, özellikle
perakendede önemi ağırlıklı
hissedilen kusursuz müşteri deneyimi
beklentisine yanıt vermesi, aynı
zamanda da yeni nesil iş yapış
biçimlerine adaptasyon bakımından
teknoloji, süreç ve kültürel bir
dönüşümü içeriyor. Bir ‘bing
bang’ yaklaşımı yerine, bu kültürel
dönüşümü benimsemek ve bu sürecin
uzun soluklu bir yolculuk olduğunu
kabullenmek ilk adımı oluşturuyor.
Kusursuz müşteri deneyimini ve
sürekliliğini hedefleyen digital
dönüşümde başarıya ulaşabilmek için,
inovatif ve metodolojik bir yaklaşımla,
amacı ve kapsamı belli pilotlar
seçerek; hızlı kazanımlar sağlayacak
alanlar üzerinden ilerlemek önemlidir.
Digital dönüşüm çalışmalarında,
teknoloji, süreç ve insan olmak üzere
üç temel düzeyde köklü bir kültürel
değişim şart.
Komtaş Bilgi Yönetimi Genel
Müdürü Yüksel Çomak’ın verdiği
bilgilere göre, müşteri deneyiminin
sürekli iyileştirildiği ve müşteri ile
dijital etkileşimin sürekliliğinin
sağlandığı; mobilite, analitik ve
veriden faydalanarak; müşteriye
doğru ürünü, doğru zamanda,
doğru kanaldan ve bütünsel bir
deneyim ile sunabilmek, dijital
dönüşüm süreçlerinin amaç ve
kapsamını ortaya koyuyor. Yükselen
müşteri beklentileri; her kanalda
her seferinde sıfırdan başlayan bir
deneyim yerine tanıyan, anlayan,
konuşan ve doğru öneriler sunan
Komtaş Bilgi Yönetimi Genel Müdürü
Yüksel Çomak
yapılara yöneliyor. Geçmişte,
sınırlı sayıda olan satış kanallarının
artarak çeşitlenmesi, mobilitenin ve
sosyal medyanın kullanım oranları,
müşteri deneyiminde standartların
sağlanmasını da zorunlu hale
getiriyor.
Müşteri deneyimine odaklanan ve
müşteri deneyiminin tüm kanallar
ve araçlar boyunca orkestrasyonu
işlevini üstlenerek, müşteri
deneyiminin sorunsuz, entegre ve
tutarlı olmasını amaçlayan çoklu
kanal yatırımıyla; bütün kanallarda
maksimum standart ve kalitenin
sağlanması, müşterinin mağazadaki,
web sayfasındaki, mobil cihazındaki
tüm hareketlerinin bilinmesi ve
müşterinin kaldığı yerden deneyimine
devam edebilmesini sağlayabilecek
yatırımlar da dijital dönüşümün
önemli bir parçasını oluşturuyor.
Mobil ve analitik teknolojilerin
müşteri deneyimini sürekli olarak
iyileştirecek ve bunun sürekliliğini
sağlayacak, teknolojiler olduğunun
altını çizen Yüksel Çomak, şunları
kaydetti:
“Müşteri analitiği ve müşteri ile
etkileşim, teknik açıdan iki önemli
yaklaşım ve her ikisinde de, verinin
önemi çok büyük. Müşteri analitiği
müşteriyi tanıma, müşteriye doğru
ürün ve doğru kampanya sunma,
müşterinin 360 derece müşteri
görüntüsünü elde etmek üzere değer
yaratırken, çoklu kanalda, analitik
ile desteklenen müşteri deneyimini,
başta mobilite de olmak üzere
istenilen yerde ve zamanda kusursuz
kılmak dijital dönüşümün önemli
amacıdır.
Veriler farklı uygulamalar içinde
farklı sistemlerde dağınık halde
bulunurlar, bu dağınık yapıdan
kaynaklanan veri kalitesi sorunlarının
giderilmesi, aynı zamanda sosyal
medyadaki anlık davranışların da
müşteriyi tanıma sürecine dahil
edilmesi gibi öncelikler, 360 derece
tekil müşteri görünümü elde edilmesi
içi gereken teknolojik yatırımı kritik
derecede önemli kılmaktadır. Önde
gelen sektörel araştırmalar ve
pratikler göstermektedir ki, büyüyen
verinin de hayatımıza girmesiyle
birlikte müşteri odaklılık için atılması
gereken ilk adım 360 derece tekil
müşteri görünümü elde etmektir.”
24
DOSYA
BThaber
Perakende Sektörü ve
Teknoloji yaklaşımları
25 - 31 TEMMUZ
2016
Dijital Dönüşüm stratejileri önem kazanıyor
Günümüzde perakende sektörü,
dünyada ve Türkiye’de, demografik
değişim, ekonomik güçteki değişim,
hızlanan şehirleşme oranları, iklim
değişikliği, teknolojik ilerlemeler ve
hızlı değişen müşteri ihtiyaçları gibi
küresel ve yerel trendlerin yoğun
etkisi altında. Buna bağlı olarak da
perakende sektörünü bekleyen temel
değişim alanlarından biri ‘dijital
dönüşüm’. Perakende sektörünün,
karşı karşıya olduğu temel zorlukları
etkili ve sürdürülebilir bir biçimde
çözmek için, teknolojik gelişime
ayak uydurması ve dijitalleşerek
gelişme fırsatını iyi değerlendirmesi
bu nedenle önemli. Perakende için
kritik önem taşıyan mevcut müşteri
tabanını koruma, yeni müşteriler
kazanma ve operasyonel verimlilik
yaratma konularında başarılı
olmak, böylece rekabet gücünü
artırmak için Dijital Dönüşümü iyi
kavramak gerek. Bu tespiti yapan
Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan
Yardımcısı Engin Aksoy’a göre,
Türkiye’deki perakende firmalarının
dijital perakendecilik trendlerine ayak
uydurmalarını ve müşteri taleplerine
hızlı cevap verebilmelerini sağlayacak
Dijital Dönüşüm stratejilerinin
ve teknolojik altyapının hayata
geçirilmesi önemli. “Bu noktada
kendimizi işletmelerin “dijital iş
ortağı” olarak konumlandırıyor
ve uçtan uca tüm ihtiyaçlarında
yanlarında oluyoruz” bilgisini veren
Engin Aksoy, şöyle devam ediyor:
Vodafone Türkiye İcra Kurulu
Başkan Yardımcısı
Engin Aksoy
Birçok başlıkta tam destek
“Bu hedefle, Temmuz 2014’te
hayata geçirdiğimiz “Yarına
Hazırım Platformu” ve “Vodafone
Dijitalleşme Endeksi” ile işletmelerin
kurumsal çözüm ve teknoloji
ihtiyaçlarını tespit ederek süreçlerini
optimize etmelerine destek oluyor
ve daha etkin çalışmalarını sağlıyor,
işletmelerin dijital olgunluğunu
ölçüyor ve dijital yol haritalarını
çiziyoruz. Vodafone Dijitalleşme
Endeksi kapsamında dijitalleşmeyi
4 ana başlıkta incelemeye ve
çözümler sunmaya devam ediyoruz.
Bunlardan ilki olan dijital hizmetler,
kurumların müşterileriyle iletişim
kurduğu kanalların dijitalleşmesinin
değerlendirilmesini kapsıyor. Çağrı
merkezlerini, iBeacon’ı ve mobil
uygulamaları, bu başlık altında
sunuyoruz. Bir diğeri ise dijital
operasyonlar. Bu bölüm, kurumların
iç operasyon ve süreçlerinin
dijitalleşmesinin değerlendirilmesini
kapsıyor. M2M çözümlerini, mobil
formları ve lokasyon hizmetlerini
bu başlık altında sunuyoruz. Dijital
Teknoloji Platformları ise kurumların
sahip olduğu teknolojik altyapıların
değerlendirilmesini kapsıyor. Veri
merkezini, sanal ağı ve bulut santral
çözümlerini, bu başlıkta sunuyoruz.
Bilgi güvenliği kapsamında ise
kurumların müşteri verilerini
korumak için gerekli olan
güvenlik çözümleri
var. Mobil Cihaz
Yönetimi, Veri
Kaybının
Deneyİm
ekonomİsİnİn
gücü artıyor
Sektörün, dijital teknolojilerin
gücünden faydalanması ve
bunu bir iş fırsatına çevirmesi
kaçınılmaz bir gereklilik. Yani
Engin Aksoy’un belirttiği gibi,
perakendede ‘dijital’ olmayan,
‘demode’ olmaya mahkum
olacak. Bugün, yaşamımızın her
anında ve alanında mutlaka bir
mobil teknoloji var, Aksoy’un
tabiriyle ‘her şey mobil, mobil
de her şey olacak’. Buna
bağlı olarak, müşteri de daha
çok ilgi ve düzenli bilgi akışı
talep ediyor. “Perakendede
deneyim ekonomisi ağırlık
kazanıyor” diyen Aksoy ekliyor:
“Şirketlerin sadece tüketiciye
ulaşmada değil, enerji tasarrufu
ve verimlilik gibi konularda da
avantajlı hale gelmeleri için
dijitalleşme önemli. Perakende
firmalarını Dijitalleşme
Endekslerini ölçerek Dijital
Dönüşüm yolculuğunda
gerekli adımları atmaya davet
ediyoruz.”
Önlenmesini (DLP) ve DDoS Atak
Önlemeyi de kurumlara bu başlık
altında sunuyoruz. Dünya çapında
15 bin 500 mağazamız, 462 milyon
müşterimiz, aktif olduğumuz 26
ülkeye ek olarak 58 ülkede daha
sürdürdüğümüz iş ortaklıklarımız
ve 50 bin perakende uzmanımız ile
büyük bir perakende şirketiyiz.”
Geçtiğimiz Mayıs ayında, Birleşmiş
Markalar Derneği (BMD) ve PwC Türkiye
ile “Geleceğe Hazırlanırken Türkiye
Perakende Sektörü” adıyla, perakende
sektörünün ana konularını ve gelişim
alanlarını ortaya koyan bir rapor
hazırladıklarını hatırlatan Engin Aksoy,
ekliyor: “Bu rapor perakende sektörünü
bekleyen temel değişim alanlarından
birinin Dijital Dönüşüm olduğunu
gösteriyor ve markalara perakende
sektöründeki hızlı dönüşümü yakalamayı
kolaylaştıracak bir yol haritası sunuyor.
Perakendede Dijital Dönüşümün 2023’e
kadar Türkiye genelinde 675 bin kişiye
yeni iş kapısı açması bekleniyor.”
Giderek artan bir ivmeyle ezberleri
bozmaya devam edeceği öngörülen
dijitalleşme trendi karşısında
şirketlerin de en kısa sürede bu
değişime ayak uydurması gerek. Zira,
Engin Aksoy’un da işaret ettiği gibi,
dijitalleşme, şirketlerin gelecekteki
varlığı açısından gerekli. Bu
kapsamda şirketler, hızla dijitalleşen
müşterilerin ihtiyaçlarını akıllı ürün
ve hizmetler ile karşılarken, sahip
oldukları dijital süreç ve yetenekler
sayesinde daha yalın, verimli ve çevik
organizasyonlar haline gelebilecek.
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
25 - 31 TEMMUZ
2016
Handan Aybars
Konu teknoloji olunca en
yeni ürünü almayı seviyor,
‘pahalı olan iyidir’ diyoruz
ama güvenlikte gidip en
ucuzunu almaya çalışıyoruz.
“Bu yaklaşımın özellikle
güvenlik konusunda
değişmesi gerek” uyarısını
yapan Intel Security
Türkiye - Azerbaycan Bölge
Direktörü İlkem Özar’ın da
dikkat çektiği gibi, eskiden
belli başlıklarda alanının en
iyi ürün veya çözümlerini
konumlandırmak yeterli
olurdu. Ama bugün bu
yapılar kendi aralarında
konuşup entegre bir yapı
oluşturmuyorsa, o zaman
etkili de olmuyor. Yani
ürünün özelliğinin yanında,
entegrasyon becerisi ve
yetkinliği, sağladığı verim
önem taşıyor. İlkem
Özar’ın verdiği örnek
gibi, bir futbol takımı en
iyi oyuncusu ile değil, 11
oyuncunun birbiri ile uyumlu
performansı ile maçta galip
gelir. Güvenliği de buna
benzetmek mümkün. Ama
dış kapı ve iç kapılardaki
görevliler birbirleri ile
konuşmuyorlarsa, büyük
bir problem var demektir.
Bu problemin yaygınlığı da
saldırı türlerinde çeşitliliği
beraberinde getiriyor. Oysa
entegre sistemle bir anomali
halinde alarm durumuna
geçiliyor, tüm uç noktalar
haberdar ediliyor. Böylece
Özar’ın tabiriyle, kurulan
entegre, gerçek zamanlı ve
çok farklı veri kaynakları
ile sürekli öğrenen bir
güvenlik yapısı söz konusu
oluyor. Tüm kapılardaki
güvenlik unsurlarının birbiri
ile kesintisiz iletişiminin
sağlanmasının gerekliliğini,
küresel şirketler ve
Türkiye’de güvenliğe bakışı
İlkem Özar ile konuştuk:
n Ortak hareket artık
bir gereklilik mi?
Evet, güvenlik firmalarının
da ortak hareket etme
bilincinde olması önemli.
Bu bir yatırım maliyeti
demek olsa da, olası bir risk
halinde yaşanacak kayıplar
çok daha yüksek olabilir.
Kurumsal yapı ve öncelikler
ışığında danışmanlık desteği
alarak bir yapı kurgulamak
çok önemli. Bu konuda
farkındalık ve gelişim var
ama yeterli değil. Sadece
BT güvenliği yerine,
tüm kurumsal güvenliği
sağlayacak bir kurgu
önemli. Uç noktalarda farklı
çözümler konumlandırmak
ENDPOINT GÜÇLÜ BİR TEMEL
“Şu an en önem verdiğimiz
konu Endpoint. Biz
artık bu başlıkta sadece
korumadan çıkıp, mutlaka
düzeltmeye de geçiyoruz
ve yeni ürünümüz Active
Response’a ağırlık veriyor,
Endpoint ile rekabetin de
bu şekilde gelişeceğini
öngörüyoruz. Küresel
gelişim de bu beklentimizi
destekliyor. Bu, Türkiye’de
de ağırlık verdiğimiz bir
başlık. Endpoint ile güçlü bir
temel attık ve bunun üstüne
yine güçlü katlar çıkabiliyor,
entegrasyon gücünü sürekli
geliştiriyoruz.”
Güvenliğe hak ettiği
önemi verme zamanı
Intel Security Türkiye - Azerbaycan Bölge Direktörü Özar’a
göre, entegre, gerçek zamanlı ve farklı veri kaynakları ile
sürekli öğrenen bir güvenlik yapısı şart.
Intel Security Türkiye - Azerbaycan Bölge Direktörü İlkem Özar
kadar, bu çözümlerden
kimlerin sorumlu olduğunu
da saptamak şart. Yani
insan kaynakları birimini de
dahil eden bir sorumluluk
yapısı ortaya konulabilmeli.
Bu, gerçek anlamda verimli
entegrasyonu da sağlar.
Güvenliği entegre eden
merkezi yapının bakış açısı
bu şekilde geliştirilebilmeli.
n Türk şirketlerinin
bu konuda
yetkinliğini nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Telekom şirketleri ve
özellikle bankalarda bu
güvenlik bakış açısının
yerleşik olduğunu
görüyoruz. Bu yaklaşım
kamuda da kendini
gösteriyor, ama gelişmesi
gerek. En zayıf olanlar ise
orta ölçekli firmalar. Onlar
farkında değiller, ama çok
iyi birer hedefler. Bu konuda
yaptıkları yatırımlar da
yüzeysel kalabiliyor. Onlar
için güvenlik çözümlerinde
fiyat odaklılık öne çıkıyor.
İşte bu nedenle her ölçekte
şirkete günümüzde nasıl bir
güvenlik yapısı kurmaları
gerektiğini baştan sona
anlatmak lazım. Yani önce
farkındalık geliştirmek
şart, çünkü riskler git
gide çeşitleniyor. Bu,
kurum içinde ‘güvenlik
sorumluluğu’ başlığında
ayrı bir görevlendirmeyi
gerekli kılıyor ve ‘bilgi
güvenliği yetkilisi’ gibi
görevlendirmeler kurumsal
hiyerarşilerde öne çıkıyor.
n Yani ‘Güvenlik
sadece BT biriminin işi
değil’ diyebilir miyiz?
Evet. BT biriminde
sadece bu konuda yetkili
bir isim olmalı ve kurum
bütünündeki farkındalıkla
paralel hareket edebilmeli.
Yurt dışında bu oluşum
var ve Türkiye’de de
bazı firmalarda, özellikle
bankalarda bunu görüyoruz.
Ama daha yaygın olmalı.
n Riskler ne yönde
çeşitleniyor?
Farklı amaçlar var.
Türkiye’de yetkin bilgisayar
ve internet kullanımı var,
ama teknolojiyi kullanırken
gereken önlemleri yeterince
almıyoruz. Oysa gerekli
önlemleri almaya alışmamız
lazım. Sonuçta evden
çıkarken kapınızı açık
bırakmazsınız ama bilgisayar
veya mobil cihazda
bu gereklilik göz ardı
edilebiliyor. Bu da Türkiye’yi
her türlü saldırıda hedef
haline getirme potansiyelini
taşıyor. Jeopolitik olarak
da karışık bir bölgedeyiz.
Bu da risklerin artmasına
25
yol açıyor. Olası kayıpların
maliyeti çok daha büyük ve
bu konuda karar vericiler
maliyet hesabı yaparken
yeterince geniş bakamıyor.
Aslında bir bütün olarak
sigorta mantığının
yerleşmesi gerek.
n Bir araştırmanızda
bulut bilişim ve
güvenlik bağına
dikkat çekiyorsunuz.
Bu konuyu Türkiye
özelinde nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Araştırmada ana mesaj
şu: Gelecek 5-10 yılda bulut
bilişim yatırımları artacak.
CIO’ların yüzde 80’ine
yakını bunu belirtiyor. Bulut
bilişim güvenliği bu yönüyle
öne çıkıyor. Bulut bilişimin
gelişmesi için Türkiye’de
bazı gereklilikler var.
Sonuçta hem bulut bilişim
kullanımına imkan tanıyan
hem bulut yapısında güvenli
olmayı sağlayan bir takım
düzenlemeler gerekli. Bu
ciddi bir veri merkezi işi.
Türkiye’de bu alanda belli
ölçekte hazır olan yerler var.
Ben Türkiye’de çok büyük
kurumlardan ziyade, yine orta
ve küçük ölçekli kurumların
özellikle belli iş pratikleri
olmayan uygulamalarda
rahatlıkla verilerini bulut
yapısına taşımaları gerektiğini
düşünüyorum. Örneğin
Avustralya’da e-postaların
yüzde 80’i bulutta
konumlanıyor ve bu rakamın
artması bekleniyor. Bizim
yatırımlarımıza baktığımız
zaman da küresel bazda
özellikle e-posta tarzı işlerin
daha fazla buluta kayacağı,
uç noktada güvenliğin daha
rahat hareket edebileceği
öngörülüyor. Sonuçta
Endpoint sadece bir antivirüs
değil, birçok farklı özelliği
içinde barındırıyor, tüm
entegre sistemin eli kolu
oluyor.
n Şirketler neler
yapmalı?
Şirketlerin İK ve kurumsal
politikalar, öncelikler
gibi başlıklarda kendi yol
haritasını çizmesi gerek. İş
yapma biçiminde ezberler
bozulmalı. Şirketler bu
konuda adım atıp kendi yol
haritalarını oluşturmakta
güçlük çekiyor. Intel
Security olarak, bu konuda
gereklilikleri çok uzun zaman
önce gördük ve şirketlerin
bu yeni bakış açısını
benimsemesi lazım. Özellikle
de güvenlikte. Çünkü
saldırılar ve bunların amaçları
artık çok değişti, çeşitlendi.
26
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
25 - 31 TEMMUZ
2016
Haber Merkezi
EMC Güvenlik Birimi RSA,
çevreye dayalı çözümlerdense
tespit ve tepki teknolojilerine
yatırım yapan kurumların siber
tehditlere karşı daha iyi bir
savunma kurduğunu gösteren
veriler yayınladı. Yılda bir
kez yapılan ve 81 ülkeden,
24’ün üzerinde sektörden 878
katılımcının anket sonuçlarını
bir araya getiren ikinci RSA
Siber Güvenlik Yetersizliği
Endeksi, geçen yılki katılımcı
sayısının iki katından fazlasına
ulaştı. Rapor, üst üste iki
yıldır gerçekleştirilen anketin
bu yılki katılımcılarının
yüzde 75’inin ciddi şekilde
siber güvenlik riskine maruz
olduğunu gösterdi. Özellikle
Tehditlere Karşı Verilen
Yanıt (Incident Response IR) alanındaki becerileri çok
yetersiz kalıyor. Kurumların
neredeyse yarısı temel IR
becerilerini “geçici” veya
“yok” olarak belirtti. Bununla
birlikte, işletmelerini etkileyen
bir güvenlik tehdidiyle bir kez
karşılaşmış olan kurumların,
siber güvenlik yetenekleri
artıracak programlara önem
verdiği görülüyor. Anket, aynı
zamanda çoğu kuruluşun
siber riskin faaliyetlerini nasıl
etkileyebileceğini anlamadıkları
için siber güvenliği iyileştirme
çabalarında zorluk çektiğini
gösteriyor.
Siber güvenlik araştırmasına
göre her boyuttan, her
sektörden ve her coğrafyadan
kurumun karşılaştığı tehditlere
karşı hazırlıksız hissettiğini
belirten EMC Güvenlik Birimi
RSA Başkanı Amit Yoran,
“Güvenlik konusunda düşünme
şeklimizi değiştirmemiz, sadece
engellemekten fazlasına
odaklanmamız, tespit ve
tepkiyi vurgulayan bir strateji
geliştirmemiz gerekiyor.
Kurumların erkenden yeni
gündemler belirlemesi, kapsamlı
stratejiler oluşturması ve
harekete geçmek için bir ihlali
beklememesi gerekiyor” dedi.
Sütten ağzı yanan
yoğurdu üfleyerek
yiyor
RSA Siber Güvenlik
Yetersizliği Endeksi’nin
sonuçları, sıkça güvenlik
olayları tespit eden ve
deneyimleyen kurumların
becerilerinin gelişmiş veya
avantajlı olma ihtimalinin
yüzde 65 daha yüksek
olduğunu ortaya çıkardı.
Bu da düzenli olarak
güvenlik tehditleriyle
uğraşan kurumların güvenlik
programlarını desteklemek
için aldıkları önlemleri
Siber tehdit farkındalığı
hala çok alt düzeylerde
RSA’in 81 ülke gerçekleştirdiği ankete göre, katılımcıların
yüzde 75’i ciddi şekilde siber güvenlik riskine maruz kalmış
ve birçok kuruluş ancak saldırıya maruz kaldıktan sonra
yatırım kararı almış.
Aşırı güven dezavantaja dönüşüyor
• RSA katılımcılarının
yüzde 75’i, ciddi derecede
siber güvenlik riskine
maruz kalmış.
• Daha önce siber
saldırıya maruz kaldığını
rapor eden kurumların,
gelişmiş siber olgunluk
becerilerine sahip olma
hızlandırdığını ve sonuçta
bu konudaki becerilerini
olgunlaştırdıklarını gösteriyor.
Kuruluşlar, önleyici stratejiler
uygulamaya odaklanmalı ve
tespit ve tepki gibi önemi artan
diğer becerilere göre bunu
geliştirmeyi bir öncelik haline
getirmeli.
2015 anketinden bu yana
en önemli değişikliklerden
biri, olgun siber güvenlik
programlarına sahip
kurumların sayısındaki artış
oldu. Avantajlı beceriler rapor
ihtimali yüzde 65 daha
yüksek.
• Ankete katılanlardan
yarısı, tehditlere karşı tepki
becerilerini ya “geçici” ya
da “yok” olarak niteliyor.
• Kamu ve enerji
kuruluşları, siber hazırlık
konusunda tüm sektörler
eden kurumların yüzdesi en yüksek kategori - önceki
endeksin yarısından fazla
artarak yüzde 4,9’dan yüzde
7,4’e ulaştı. Ancak kurumların
genel siber güvenlik hazırlık
algısı, yerinde saymaya devam
ediyor. Ciddi siber güvenlik
açığı riskine maruz olduğunu
rapor eden katılımcıların sayısı,
yaklaşık yüzde 75’te sabit
kalarak güvenlik hazırlığına
“sahip olanlar ve olmayanlar”
arasındaki artan eşitsizliği
ortaya koyuyor.
arasında en alt sıralarda
yer alıyor.
• Amerika kıtası,
genel siber olgunlukta
hem APJ (Asya-PasifikJaponya) hem EMEA’nın
(Avrupa-Orta Doğu-Afrika)
gerisinde yer almaya
devam ediyor.
Şirketlerin yüzde
45’i siber riskleri
tanımlayamıyor
Anket, aynı zamanda
kurumların siber
güvenliklerini ve risk
karşısındaki duruşlarını
iyileştirmek için proaktif
adımlar atma konusunda
da zorlandığını gösteriyor.
Toplamda ankete katılanların
yüzde 45’i, siber risk
kataloglama, değerlendirme
ve hafifletme becerilerini
“yok” veya “geçici” olarak
nitelendirirken sadece
yüzde 24, bu alanda olgun
olduklarını rapor etti. Siber
Risk İştahı, yani karşılaşılan
riskler ve bunların kurumlar
üzerindeki potansiyel etkisini
hesaplayamamak, hafifletme
çabaları ve yatırıma öncelik
vermeyi zorlaştırıyor. Ancak
bunlar güvenliğini ve risk
duruşunu iyileştirmek isteyen
her kurum için temel adımlar.
İkinci yıldır anket sonuçları,
CSF’nin orijinal hedef
kitlesi olan kritik altyapı
operatörlerinin, şu anki
olgunluk seviyelerinde ileriye
doğru nasıl önemli adımlar
atması gerektiğini vurguluyor.
Kamu ve enerji kurumları,
gelişmiş veya avantajlı olarak
derecelendiren sadece yüzde
18 katılımcı ile ankete katılan
sektörler arasında en alt
sırada yer aldı. Havacılık ve
savunma endüstrisindeki
kurumlar, gelişmiş veya
avantajlı becerilere sahip
olduğunu söyleyen yüzde 39
oranında katılımcı ile açık ara
en yüksek olgunluk seviyesini
rapor etti. Karşılaştıkları
çok sayıdaki siber saldırı
nedeniyle sıklıkla endüstriye
yön verdiği söylenen finansal
hizmet kurumları, yüzde 26
oranında iyi hazırlanmış olarak
derecelendirerek ortada yer
aldı. Bu oran geçen yıl ortaya
çıkan yüzde 33 oranına göre
önemli bir düşüş anlamı
taşıyor.
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
25 - 31 TEMMUZ
2016
27
Depolamanın önemi gün geçtikçe artıyor
Dilay Sağbili
Yeni teknolojilerin hayatımıza
girmesiyle veri saklama
gereksinimi kaçınılmaz bir
hal alıyor. Güvenli ve etkin
veri saklamanın önemini
vurgulayan Seagate Türkiye
Sorumlusu İlknur Baydak,
hedef ve stratejileri hakkında
sorularımızı yanıtladı.
n 2016’da ürün planı
ve hedefleriniz neler?
Seagate Türkiye’nin
küresel pazarda nasıl bir
konumu var?
2015 yılı BT sektörünün
tümünde olduğu gibi, disk
üreticileri için de zorlu geçti.
Makro bazda tüketicinin BT
için bütçe ayırmaması, düşük
GSMH, PC pazarının ciddi
düşüşü, mikro anlamda da
SSD’nin pazardan pay alması,
toplam pazarın beklenenin
altında olması gibi sebeplerle
küresel bazda zor bir yıldı.
Ama bilgi depolayarak 13.7
milyar dolar ciro yaptık.
Türkiye’deki ciromuz ise 40
milyon dolar olarak gerçekleşti.
Türkiye’de bir önceki yıla göre
yüzde 12’lik bir düşüş var.
Bu durumun ana sebebini
masaüstü PC pazarındaki
kayıp olarak görüyoruz. Ancak
alternatif kanallarda büyümeye
devam ediyoruz. NAS cihaz
pazarında KOBİ NAS büyüme
hızı 2015’de yüzde 14.7 idi.
Bu rakamın 2016’da yüzde
18.4 ve 2017’de yüzde 20.4`e
çıkacağını ön görüyoruz. Bu
da bizim için NAS disklerde
Seagate
Türkiye
Sorumlusu
İlknur Baydak
ve Enterprise NAS disklerde
adetlerimizin katlanarak
büyüyeceğini gösteriyor. Bu
yılın en önemli ürünlerinden
birisi de 3.5 inçlik 10TB
Seagate Enterprise Capacity.
n 10 TB’lık disk ne gibi
özelliklerle karşımıza
çıkıyor?
Teknolojik özelliklerini
yılın başında duyurduğumuz
ürünümüz Ağustos ayı
itibariyle satışta olacak. 10TB
kapasitesiyle, raf başına
yaklaşık yüzde 25 daha fazla
kapasite sağlıyor. Düşük güç
tüketimi ve boyutları sayesinde
veri merkezleri için optimum
Veri miktarı
katlanarak
artarken,
nesnelerin
interneti,
makineler
arası iletişim
gibi yenilikler
büyük veriyi
daha da büyük
hale getiriyor.
Bu nedenle
depolamaya
hak ettiği önemi
vermek şart.
sahip olma maliyeti sağlıyor.
Yaklaşık 2.5 milyon saat
arızasız çalışabilme süresine
sahip. SATA 6Gb/sn arayüzüyle
kolay bir entegrasyon sağlıyor.
n Öncelikleriniz neler?
IoT, M2M gibi eğilimler
bunları nasıl etkiliyor?
Geleneksel veri depolama
çözümlerinin veri üretiminin
katlanarak artan hızına
yetişmesinin imkânsız
olduğunu unutmamak
gerekiyor. Sıklıkla söz ettiğim
bir istatistik var: 2013 yılında
dünyada 600 milyar DVD’yi
doldurmaya yetecek kadar
veri üretildi. Tahminler bu
sayının 2020’de 10’a katlanmış
olacağı görüşünde. IoT kavramı
yayılmaya devam ettiği sürece
önümüzdeki 5 yılda birbirine
ve ağa bağlanacak cihaz
sayısı 50 milyarın üzerinde
olacak. Büyük verinin 2014’ten
2019’a yüzde 20.4 büyüyeceği
ve 2019’da 8.5 milyar
dolar büyüklüğe ulaşacağı
öngörülüyor. Kapasite olarak
bakarsak, 2019’a kadar
yüzde 29.9 büyüme söz
konusu. 2016 yılında dünya,
depolayabileceğimizden
fazla veri üretmeye
başlayacak. Amazon, kısa
süre önce havadan teslimat
yapılabilmesini sağlayan
insansız hava aracını
tanıttı. Google ve diğer
şirketler sürücüsüz arabalar
üzerine çalışıyor. Bütün
yeni teknolojilerin ortak
bir özelliği var: Güvenilir,
güvenli ve etkin veri saklama
gereksinimi. Depolama
endüstrisinin giderek büyüyen
bu sorununun çözümü,
depolama konusunda daha
kapsamlı ve stratejik bir
yaklaşım benimsemekte.
Araştırmaya göre, küresel
bulut depolama pazarı da
önümüzdeki dört yıl içinde üç
kat büyüyecek. Veri üretim hızı
artarken her türlü depolama
çözümüne ihtiyaç duyacağız.
Sabit disklerden SSD’ye,
HAMR’dan flaşa, DNA’dan
elektron depolamaya her şey
dünyanın ürettiği verilerin
güvenle depolanmasında bir
role sahip olacak. Yapılması
gereken depolamaya maliyet
ve erişilebilirlik açısından
bakmak ve ihtiyaca cevap
verecek doğru depolama tipini
bulmak. Veri güvenliğine ilişkin
kamu farkındalığının giderek
artması ve hükümetlerin veri
mahremiyeti, güvenilirliği ve
güvenliği konularında daha
sıkı düzenlemelere gitmesi her
türlü depolama yönteminin
olmazsa olmazlarından.
Ancak güvenli depolama
teknolojilerinin daha kapsamlı
kullanımı tek başına çözüm
olmayacak. 2016 yılında
hem tüketicilerin, hem
de işletmelerin neyi, nasıl
depolayacaklarını düşünmeye
başlaması gerekecek.
Yatırımda en güncel fırsatlar mobilde
Akbank Yatırım Hizmetleri,
müşterilerine mobilden de
hizmet vermeye başlıyor.
Akbank, bu kapsamda
Akbank Direkt’te sunduğu
Akbank Yatırım Hizmetleri ile
yatırımcılara risk profillerini
belirleme, Robo Danışmanlık ile
varlık dağılım önerisi alabilme
ve yatırım danışmanıyla
görüntülü görüşebilme imkanı
sunuyor.
Akbank Yatırım
Hizmetleri’nin mobile taşınması
ile ilgili bilgi veren Akbank
Bireysel Bankacılıktan Sorumlu
Genel Müdür Yardımcısı Arif
İsfendiyaroğlu, şunları söyledi:
“Ak Portföy tarafından
hazırlanan Akbank
Robo Danışmanlık ile
yeni bir hizmet modelini
bireysel müşterilerimizle
buluşturuyoruz. Müşterilerimize
bu hizmet modeli paralelinde
uygunluk testi sonucunda
yaptıkları tercihlere göre bir
“varlık dağılımı” önerisinde
bulunuyor, bu öneriyi
Akbank’da hazır bulunan
ürünlerle gerçekleştirme
fırsatı sunuyoruz. Hazır
sunduğumuz “Portföy
Fikirleri”, piyasa şartları
paralelinde tasarruf sahibinin
varlık dağılımını, profesyonel
yatırım süreçlerine dayanarak
otomatik olarak güncelleyen
bir hizmet. Akbank Robo
Danışmanlığı oluştururken
sadece müşterilerimize yatırım
araçları hakkında en iyi hizmeti
vermeyi değil, aynı zamanda
tasarruf oranı ve yatırım
alışkanlıkları sınırlı olan Türk
hane halkının yatırım araçlarına
erişimini kolaylaştırmayı, uzun
vadede yatırım alışkanlıklarını
değiştirmeyi hedefledik.”
Akportföy Genel Müdürü
Dr. Alp Keler, “Portföy
Fikirleri temel anlamda sadece
büyük tasarruf sahiplerinin
ulaşabildiği özel portföy
yönetimine benzer bir yapının
çok sayıda tasarruf sahibinin
hizmetine sunulmasına da
olanak sağlıyor” derken, Ak
Yatırım Genel Müdürü Mert
Erdoğmuş da, “Müşterilerimiz
yerindelik ve uygunluk testlerini
Akbank Direkt üzerinden
gerçekleştirebiliyor. Artık
mobil uygulama üzerinden
de müşterilerimiz ilgili testleri
gerçekleştirmek suretiyle,
varlık önerilerini takip edebilir
ve yatırım danışmanlarımız
ile görüntülü görüşebilirler”
bilgisini verdi.
28
BThaber
BTnet.com.tr
25 - 31 TEMMUZ
2016
Grafik performansı
daha da gelişiyor
Asus’un profesyoneller için
tasarlanan Asuspro serisi
kapsamındaki yeni dizüstü
bilgisayarı FZ50, yüksek
grafik performansını sunuyor.
ASUSPRO FZ50, 6. Nesil
Intel® Core i7 quad-core
işlemcisi, DirectX 12 destekli
NVIDIA® GTX
960 grafik
kartı ve tercihe
bağlı SSD
özellikleriyle
kullanıcılara,
hızlı yükleme
süreleri ve
veri transfer
imkanı veriyor.
Full HD,
178 derece
açılı, değişik
açılardan
bakıldığında
bile renk değişimini en
aza indiren, parlamayı
engelleyen, mat IPS ekranı,
Asus Splendid teknolojisi
ile tüm görüntüleme
modlarında renk derinliği ve
parlaklığı, Asus Sonicmaster
‘ın ses kalitesi ile FZ50,
ayrıca arkasında bulunan
kapak sayesinde depolama
kapasitesini kullanım ihtiyacı
paralelinde kolayca yükseltme
imkanı veriyor. FZ50’nin tek
Windows 10 Enterprise
için aylık ücret yolda
parça olarak üretilen klavyesi,
dayanıklılığı arttırmak için
yaklaşık 100 lehim noktasına
sahip ve tüm klavye alttan
ışıklandırılıyor.
Microsoft tarafından yapılan
yeni düzenleme ile Windows
10 Enterprise sürümünü
bulut sağlayıcılardan hizmet
olarak alan şirketler, kullanıcı
başına aylık 7 dolarlık ücret
ödeyecekler.
Microsoft’un en yeni
işletim sistemi Windows 10,
geçtiğimiz dönemde Windows
7, 8 ve 8,1 sürülerinin herhangi
birine sahip olan kullanıcılar
için ücretsiz dağıtılmıştı.
Microsoft’un yaptığı yeni
düzenleme ile ücretsiz
kullanım politikası, işletim
sisteminin ticari kullanım alanı
için değişiyor. Windows 10
önümüzdeki dönemde aynen
Office 365 gibi aylık ücret
karşılığı Hizmet Olarak Yazılım
(SaaS) modeliyle kullanıcılara
sunulacak. Windows 10’un
Enterprise sürümünü kullanan
işletmeler bunun için aylık
ücret ödeyecekler. Mevcut
düzenleme ev kullanıcılarını
SpaceX’in roketi
Falcon 9 karaya indi
Falcon 9, fırlatıldıktan sonra
karaya iniş yapmayı başaran
SpaceX’e ait ikinci roket oldu.
Florida’da yer alan platforma
inen roket, şirketin karada
kurulu iniş platformları
üzerine gerçekleştirdiği ikinci
başarılı iniş denemesi oldu.
Bu denemeyle birlikte şirket
bugüne kadar fırlattığı beş
roketi tekrar kullanılabilecek
şekilde geri kazanmayı
başardı. Bu başarılı iniş ise
roketin uzaya taşıdığı Dragon
uzay aracının yörüngeye
yerleşmesinden kısa bir zaman
önce gerçekleşti.
SpaceX tarafından yapılan
ve 2016’nın ilk karaya iniş
denemesi olan bu olaydan
önceki denemelerde, tüm
roketler okyanus üzerine
kurulmuş otonom drone gemi
platformlarına iniş yapmaya
çalışmıştı. Bunun nedeni ise
otonom drone gemilerin
platformlarına yapılan iniş
denemelerinde çok daha az
yakıta ihtiyaç duyulması. Bu
deneme ile birlikte Falcon
9 ikinci defa karaya iniş
yapmayı başardı. Şirketin
önümüzdeki sonbaharda
daha önceden başarılı bir
şekilde iniş yapan roketlerden
birisini tekrar uzaya yollaması
planlanıyor. Geçtiğimiz Nisan
ayında ilk defa şirketin drone
gemilerinden birine iniş yapan
roket ise Eylül ya da Ekim
ayında gerçekleştirilecek bu
yeni görev için hazırlanıyor.
etkilemeyecek.
Microsoft’un açıkladığı
Bulut Çözüm Sağlayıcıları
(CSP) için Windows 10
Enterprise E3 planına göre CSP
ortaklarının, şirketlere hizmet
olarak sundukları Windows
10 Enterprise sürümünün
kullanımı için aylık ücret talep
edebilmelerine izin verilecek.
Konuyla ilgili açıklamalarda
bulunan Microsoft Windows
ve Cihazlar Grubu Kurumsal
Başkan Yardımcısı Yusuf
Mehdi ise şunları söyledi:
“Bu sonbahardan itibaren,
işletmeler kurumsal seviyede
güvenlik ve yönetim
imkânlarına bulut çözüm
sağlayıcılar kanalıyla kullanıcı
başına aylık 7 dolar gibi bir
ücretle sahip olabilecekler. İş
ortaklarımız artık müşterilerine
Windows 10, Office 365,
Dynamics Azure ve CRM içeren
bütünsel bir IT hizmetini tek
kanaldan sunabilecekler”.
The Secure Productive
Enterprise E3 adında yeni bir
yazılım paketi ile sunulacak
bu hizmette, Windows 10
Enterprise sürümünün yanında
Office 365 E3, Enterprise
Mobility ve Security E3
hizmetleri de bulunacak.
Yazılım paketinin kullanıcı
başına ücretleri ise aylık 7 dolar
yıllık olarak da 84 dolar olarak
belirlendi.
Bu yeni ücretlendirme
modeli tüm işletmeler
için mecburi olmamakla
birlikte Microsoft Windows
10 Enterprise sürümünün
mevcut Microsoft lisanslama
politikaları da devam edecek.
Bu uygulama ile Microsoft
Surface tablet bilgisayarlar da
aylık ücret karşılığında yetkili
dağıtıcılar tarafından, Windows
10, Office 365 ve diğer
yazılımlar gibi hizmet olarak
işletmelere aylık ücret karşılığı
sunulabilecek.
DenizBank, temel bankacılık veritabanını
All Flash yapıya HPE ile taşıdı
Hedef
Geleneksel veri depolama altyapısını
All Flash yapıyla değiştirerek daha hızlı
ve çevik bir sisteme kavuşmak.
Yaklaşım
DenizBank, veri depolama
sistemlerindeki altyapı değişikliğini
HPE 3PAR StoreServ 8450
veri depolama çözümleriyle
gerçekleştirmeyi tercih etti.
IT’nin Kazandıkları
• Veri merkezinin performansı ve
çevikliği artırıldı.
• Veri erişilebilirliği artırılırken işlem
süreleri de kısaltıldı.
• Büyük veri analitiği için ayrılan süre
optimize edildi.
İşletmenin Kazandıkları
• Şubelerde ve online ortamda işlem
süreleri kısaldı.
• Müşteri ve çalışan memnuniyeti
artırıldı.
Bir bakışta HPE çözümleri
Donanım
• 3 adet HPE 3PAR StoreServ 8450
DenizBank-Intertech-HPE Proje Ekibi
Yurt içi ve yurt dışında 700’ü aşkın şubesi bulunan DenizBank, finans teknolojileri yatırımlarında her zaman öncü
markalardan biri oldu. DenizBank son olarak, geleneksel veri depolama çözümlerini yenilemek üzere, bünyesindeki
Intertech uzmanlığından da yararlanarak HPE 3PAR StoreServ 8450 çözümünü devreye aldı.
İhtiyaçlar
Daha çevik bir veri depolama altyapısı
1938 yılında kurulan ve 1997 yılında özelleştirildikten sonra
gerek finansal gücünü gerekse hizmet kalitesini sürekli artıran
DenizBank, pek çok farklı segmente finans ve bankacılık
hizmetleri sunuyor.
Türkiye’nin en büyük beşinci özel bankası olan DenizBank,
veri depolama süreçlerinde geleneksel çözümleri
kullanıyordu. Banka, veri güvenilirliğini artırmanın yanı
sıra daha çevik hareket etmeye ihtiyaç duyuyordu; bu
nedenle başta temel bankacılık faaliyetleri veritabanı olmak
üzere, tüm uygulamalarını yeni nesil bir veri depolama
sistemine taşımaya karar verdi. DenizBank, Intertech’in de
yönlendirmesiyle, altyapının All Flash sisteme taşınması
gündeme geldi. Bu sayede veri erişim sürelerinin düşürülmesi
ve daha çevik bir yapıya kavuşulması hedefleniyordu.
Çözüm
HPE 3PAR StoreServ 8450 ile yeni bir dönem
DenizBank, ihtiyaçlarına cevap verebilecek bir All Flash
sisteme geçmek üzere, uzun süreli teknoloji iş ortağı HPE ile
çalışma kararı aldı. DenizBank’ın teknoloji danışmanı Intertech
tarafından “en yüksek performanslı, en güvenilir ve bankacılık
sektörünün ihtiyaçlarına en uygun” teknoloji olarak HPE
3PAR StoreServ 8450 tercih edildi. DenizBank’ın HPE 3PAR
çözümlerini tercih etme nedenlerinden biri de veri depolama
sisteminde bütünlük elde etmekti. Farklı ünitelerin yer aldığı
yapılar yerine, proje sayesinde operasyonu kolay, lokalize
edilebilen, rahat yönetilebilen bir veri depolama sistemi
oluşturulması hedeflendi.
Faydalar
Hız, erişilebilirlik, güvenilirlik
DenizBank, Intertech ile birlikte gerçekleştirdiği ve Türkiye
bankacılık sektöründe bir ilk olan All Flash projesi sayesinde,
veri depolama süreçlerine çok daha yüksek bir performans
kazandırdı. Temel bankacılık hizmetlerinde online işlemler
hızlandı ve böylece gerek şube çalışanları gerekse online
kullanıcılar yüzde 50’ye varan oranda zaman avantajı sağladı.
Diğer taraftan veri yedekliliği ve güvenilirliği konusunda
daha etkili bir çözüme geçilmiş oldu. Veri erişilebilirliği ve
veri işleme süreçlerinde de önemli avantajlar sunan proje
sonucunda, veri ambarı üzerinde önceden 6 saat süren
işlemlerin gerçekleştirilme süresi 1 saate kadar indirildi.
Günümüzde işletmelerin en büyük değerlerinden olan
büyük verinin işlenmesi açısından da HPE 3PAR StoreServ
8450 çözümleri önemli avantajlar kazandırdı. Büyük verinin
kullanıldığı analitik işlemlerin süreleri optimize edildi.
“DenizBank, teknoloji alanında her zaman en güvenilir tedarikçilerle
çalışmayı tercih eder. Bu bağlamda, stratejik iş ortağımız HPE ile
de uzun süredir işbirliği yapıyoruz. Ürün ve çözümlerin yanı sıra,
gördüğümüz en üst kalitede servisin de HPE tarafından verildiğini
rahatlıkla söyleyebiliriz.”
© Copyright 2016 Hewlett Packard Enterprise Development LP. Bu belgede yer alan bilgiler, önceden uyarı yapılmaksızın değiştirilebilir. Hewlett Packard Enterprise ürün ve servisleri için sadece bu ürün ve servislerle birlikte sunulan garanti beyanlarındaki açık taahhütler geçerlidir.
Bu belgede yer alan ifadeler, ek bir teminat anlamına gelmez. Belgedeki teknik ya da yazı hataları ya da eksiklikleri konusunda Hewlett Packard Enterprise sorumlu tutulamaz. 4AA5-1441EEW, Temmuz 2016, Rev. 1
Bu bir ilandır.
– Ömer Uyar, CEO, Intertech
– Ali Rıza Aydın, Altyapı ve Sistem Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı, Intertech
30
BThaber
BTnet.com.tr
25 - 31 TEMMUZ
2016
ARM,
31.4 milyar
dolara satıldı
Nintendo’nun hisseleri yüzde 80 arttı
Nintendo
hisselerinin
değeri
PokemonGo’nun
yakaladığı başarı
sayesinde yüzde
80 arttı.
Nintendo tarafından piyasaya
sürülen PokemonGo oyunu,
milyonlarca kişi tarafından
indirilerek şirkete büyük bir
başarı sağladı. PokemonGo
uygulaması, bugüne kadar
sadece ABD’de 7,5 milyon kişi
tarafından indirildi. Uygulamayı
piyasaya süren Nintendo, bu
sayede piyasa değerini 7 milyar
doların üzerinde arttırarak
toplamda 42,5 milyar dolara
çıkardı. Şirketin değeri yüzde
80 arttı. Uygulama piyasaya
çıktığı ilk gün içerisinde Apple
uygulama marketinde ilk sırayı
almayı başardı. Pokemongo,
günlük kullanıcı sayısı Twitter’a
yaklaşan ve aynı zamanda
ABD’de en popüler oyun
olarak anılan Candy Crush’ın
tahtını elinden almış durumda.
Nintendo hisseleri (NTDOY)
oyun öncesinde 17 Dolar iken,
PokemonGo’nun piyasaya
sürülmesi ile 15 Temmuz tarihi
itibariyle 30,55 Dolar’a yükseldi.
Bu 1983 yılından bu yana en
büyük yükseliş olarak kayda
geçti.
Avrupa merkezli bir teknoloji
şirketinin bugüne kadarki en
büyük satın alma işlemi Japonya
merkezli Softbank’ın İngiliz
yonga üreticisi ARM’yi 31.4
milyar dolara satın almasıyla
gerçekleşti. Japonya merkezli
çok uluslu telekomünikasyon ve
internet şirketi Softbank’ın bu
satınalma ile birlikte Nesnelerin
İnterneti alanında daha etkin
olarak yer almayı hedeflediği
belirtiliyor. Konuyla ilgili
açıklama yapan Softbank CEO’su
Masayoshi Son “Softbank olarak
Nesnelerin İnterneti’nin sunduğu
eşsiz fırsatları yakalamak için
yatırımlar yapıyoruz. ARM bu
alandaki girişimlerimizle tam
uyum sağlayan bir yapıya sahip”
dedi. İngiltere’nin düzenlenen
referandum sonrasında Avrupa
Birliği’nden ayrılma kararı alması
sterlinin değerini düşürmüş ve
bu gelişmeyle birlikte birçok
İngiliz şirketine talipler çıkmıştı.
Mevcut anlaşmada ARM
yöneticileri ve çalışanlarının
görevlerine devam edeceği
ve ARM’nin mevcut yonga
ve işlemci üretimi süreçlerini
sürdüreceği belirtildi.
Canon Drupa 2016’da
yeniliklerini tanıttı
Canon, Düsseldorf’ta
düzenlenen ve tüm
dünyada baskı sektörünün
temsilcilerini bir araya getiren
Drupa 2016’da ürünlerini ve
faaliyetlerini tanıttı. Açıklanan
bilgilere göre Canon’un
kesintisiz beslemeli inkjet
baskı makinelerinin ve geniş
formatlı yazıcılarının satışı
fuar süresince, 2012’deki
rakamın iki katına ulaştı.
Canon Avrupa Başkan
Yardımcısı Jeppe Frandsen
konuyla ilgili şöyle konuştu:
“Canon olarak Drupa
2016 fuarında ürün ve
çözümlerimizi, müşterilerimize
gerçek işlerinde yansımasını
görebilecekleri şekilde
sergiledik. Drupa 2016’da
müşterilerin yapmış olduğu
yatırım Drupa 2012 ile
kıyaslandığında yüzde 30’dan
fazla arttı”.
Özellikle Doğu Avrupa,
Türkiye, Latin Amerika
ve Asya’daki müşterilerin
ilgi gösterdiği Canon’un
imagePRESS C10000VP
ürünü, EDP (Avrupa Dijital
Basını-Avrupaan Digital Press)
Kuruluşu Ödülleri tarafından
“Aylık 200 bin A4 baskı
kapasitesine sahip en iyi
yaprak beslemeli renkli A3+
yazıcısı” seçildi.
Fuarda yer alan müşteriler,
standart ofset medyaya
baskı için uyarlanan yeni Océ
ColorStream 6000 Chroma
ve Océ ImageStream 2400
gibi kesintisiz beslemeli
baskı makinelerine yatırım
yaptılar. Yeni ColorGrip
seçeneğiyle standart
ofset medya üzerinde de
yüksek kalitede renkli baskı
yapabilen, Océ VarioPrint
i300 yaprak beslemeli
inkjet baskı makinesi ise
Almanya, Hollanda, Norveç,
Türkiye, Birleşik Krallık ve
ABD’li müşterilerden çeşitli
siparişler aldı. Canon ayrıca
yedi renkli B2+ çift silindirli
inkjet fotoğraf baskı makinesi
Voyager prototipini de tanıttı.
İngiliz taksiciler Uber’e dava açtı
Kalifornia menşeili seyahat
uygulaması Uber, İngiltere’deki
iki taksicinin açtığı dava sonucu
mahkemelik oldu. Şirketin iş
modelindeki uygulamalardan
şikâyetçi olan taksiciler, özellikle
hastalık tazminatı, asgari
ücret ve ücretli tatil gibi haklar
tanımayan uygulamanın iş
modelinin değişmesi için bu
emsal davayı açtıklarını belirttiler.
Kullanıcıların akıllı
telefonlarıyla taksi bulmasını ve
ödemesini gerçekleştirmesini
sağlayan Uber’e Londra’da 30
binden fazla taksi şoförünün
dâhil olduğu belirtiliyor.
İngiltere’de iki taksi şoförü, Uber’in işçi
haklarına aykırı davrandığını iddia ederek
İngiliz İş Mahkemesi’nde dava açtı.
Goldman Sachs ve Alphabet’in
de yatırımcıları arasında
bulunduğu uygulama, tüm
dünya genelinde hızlı bir
büyüme ile 62,5 milyar dolar
piyasa değeri elde etmesine
rağmen birçok ülke ve şehirde
de çeşitli protestolar ve
yasaklamalarla karşılaştı.
İngiltere ve Galler’deki
binlerce Uber sürücüsünü
ilgilendiren bu dava eğer Uber
aleyhine sonuçlanırsa, şirketin
iş modelini derinden etkileyen
sonuçlara neden olacak. Bu
noktada şirketin, bünyesindeki
sürücüleri kendi işinin patronu
olarak sınıflandırması,
çalışma haklarına aykırı
olarak yorumlanıyor.
Şirketin sürücüleri bu şekilde
nitelendirerek tatil ücretleri ve
asgari ücret uygulamasından
kaçındığı belirtiliyor.
32
BThaber
BTnet.com.tr
Bütçe sınırlamaları ve zorlu
proje planlarına rağmen
inovasyon yapma çabasında
olan kurumlar, müşterilerine
daha iyi hizmet sunabilmek ve
müşterileriyle etkileşim yollarını
değiştirip geliştirebilmek için
buluta geçiyor. Her kurumun
buluta adaptasyon süresi
ise farklı aralıklara yayılıyor.
Buluta geçişin sağladığı
verimlilik artışı, maliyet
tasarrufu, yenilikçi hizmetleri
geliştirmenin kolaylaşması
gibi sayısız avantajlar
içeriyor. Bulut pazarının
önemli oyuncularından olan
Amazon Web Services, bulut
bilişim servislerinden en
etkin şekilde yararlanmak ve
başarılı bir bulut politikası
uygulamak isteyen şirketler için
tavsiyelerde bulundu.
BT planlarınız
kurumunuzun
stratejisiyle uyumlu
olmalı
Kurumun temel
yetkinliklerini
değerlendirmeden, bulut
kullanımının en fazla fayda
sağlayacağı alanları belirlemek
mümkün olmuyor. Kurumların
bu süreçte önceliklerini
belirlemek için şu soruları
sorması gerekiyor: Mevcut
ortamda sağlanandan
daha fazla ölçeklenebilirlik,
güvenilirlik veya güvenliğe
ihtiyaç duyan uygulamalarınız
var mı? Donanım ve bant
genişliği kapasitesi ihtiyaçlarınız
neler? Uygulamalarınız
ihtiyaçlarınıza paralel, otomatik
olarak büyüyüp küçülecek olan
altyapınıza uyum sağlayacak
durumda mı? Bulut, IT ve
kurumunuzun hedeflerine nasıl
fayda sağlayabilir?
Başlamak için tek bir
proje seçin
Aşırıya kaçmayın ve tek
seferde çok sayıda projeyle
başlamayın. Öncelikle en
kritik ihtiyacı tanımlayın
ve bunun için bir çözüm
oluşturun. Örneğin, dosya
25 - 31 TEMMUZ
2016
AWS, bulutta başarı için
temel adımları açıkladı
Amazon Web Services (AWS), bulutun sayısız
avantajlarından yararlanmak için kurumların uygulaması
gereken püf noktalarını açıkladı.
paylaşımını kolaylaştıracak
veya kurum çalışanlarının
uzaktan güvenli bir şekilde
çalışmasını sağlayacak
projeler ile bulut servislerini
kullanmaya başlayabilirsiniz.
Çalışanların hızlı bir şekilde
faydalanabileceği bir projeyle
başlamak, buluta ilk adımı
atmada faydalı bir başlangıç
olacaktır.
Projenizde doğru kaynakları
konumlandırmak, tüm takımın
işbirliği ve şirket yönetiminin
desteğini almak projeyi
başarıya götürmek için ilk
günden etkili olacaktır. Fakat
esnek olmaya hazırlanın ve
ilerlemenizi düzenli aralıklarla
inceleyin.
Böylece kurumlar projenin
tasarım aşamasından
başlayarak geliştirme ve
yaygınlaştırma aşamaları
boyunca başarı ve hızlı ilerleme
elde edecekler.
Kapsamı daraltın ve
projenizi en kısa süre
içinde test edin
Proje kapsamı başlangıç
aşamasında net olarak
tanımlanmamışsa, daha sonra
süreç içinde sorunlara yol
açabilir. Proje kapsamını en
başta oluşturabilmek için;
proje planının ve sürelerin
tanımlanması, kapsamı en
doğru şekilde tanımlayabilecek
kişilerin projeye dahil
edilmesi, süreçlerin net olarak
oluşturulması ve sureçler arası
ilişki ve geçişlerin belirlenmesi,
proje sınırlarının net olarak
çizilmesi faydalı olacaktır.
Proje kapsamını daraltıp net
bir şekilde tanımladıklarında,
kurumlar hem zamandan
kazanıp hem de geliştirme
ve idari masraflarında hızlıca
tasarruf edebilecekler.
Esnek bulut bilişim ortamı
ile öncelikle bir ihtiyaca
odaklanıp onun çözümü için
oluşturduğunuz bir uygulamayı
sonrasında benzer diğer
ihtiyaçlarınız için yineleyip
kolayca çoğaltabilirsiniz.
Bir ‘Kavram Kanıtlama
(PoC)’ Oluşturun
Bulut üzerinde planlanan
projeler değerlendirildikten
sonra, projesinin finansal
olarak uygulanabilir
olduğunu görebilmek için
bir Kavram Kanıtlama (Proof
of Concept - PoC) yapılmalı.
Böylece projenin kapsamı
doğrulanmalı, geliştirme
ve test aşamasında ortaya
çıkabilecek zorlayıcı noktalar
tespit edilmeli, hizmetin
kritik gereksinimleri karşılayıp
karşılamadığını ve iyi bir
kullanıcı deneyimi sunup
sunmadığını gösterecek örnek
test ile erken aşamada tespitler
elde edilmelidir.
Verimli tasarım
için ‘uygulanabilir
minimum ölçekli
hizmet’ sunun
Hızla piyasaya sunulan bir
hizmet veya projenin, iyi bir
kullanıcı deneyimi sağlaması
için olmazsa olmaz işlevleri
eksik olabilir. Benzer şekilde, bir
hizmet veya proje fazla ayrıntılı
olursa, proje ekipleri projenin
asıl amacının dışında kalan
işlevler için gereksiz zaman
harcayabilir. Bunun çözümü;
uygulanabilir minimum ölçekli
bir hizmet oluşturup ardından
bu hizmeti, kullanıcılardan
alınan geri bildirimler ile
geliştirmek olacaktır. Bulut
hizmetlerinin faydalarından biri
de bir hizmetin veya projenin
çok sayıda sürümünün aynı
anda mevcut ve kullanılabilir
olması ve böylece uygulama
geliştiricilerin servisleri
durdurmadan geliştirme ve
eklemeler yapabilmesi. Bu
tür bir uygulama geliştirme
ve yaygınlaştırma döngüsü,
geliştiricilerin son kullanıcıların
istemeyeceği işlevler üzerinde
çalışmasını en aza indirir ve
verimliliği arttırır.
Unutmayın, tüketicilerin
oyunu almak
(crowdsourcing) sadece
girişimler için değil
Bir hizmet veya ürünü
geliştirmek için tüketicilerden
oy toplamak yeni bir kavram
değil. Müşteri odaklı modern
dünyada tuketicilerin oylarını
almak, kurumsal sorunlara
çözümler bulmak için önemli
bir araç haline geldi. Hizmeti
kullanan bireylerin bilgi ve
tecrübesinden faydalanmak,
tasarım ve geliştirme
aşamalarında kurumlara
yardımcı olabilir.
Rolls-Royce’dan geleceğin otomobili
Dünyanın önde gelen lüks
otomobil markalarından
Rolls-Royce Motor Cars, lüks
otomobillerin geleceğini
yansıtan konsept modeli Vision
Next 100’ü sergiledi.
Rolls-Royce Motor
Cars, Londra’da bulunan
Roundhouse’da geçmişten
hiçbir iz taşımayan, tamamen
gelecekteki teknolojilerin
ve tasarımların yansıtıldığı
konsept otomobili Vision
Next 100’ü sergiledi. Lüks
otomobillerin geleceğine dair
merak uyandıran ve estetik
açıdan dinamik bir vizyon
sunan tamamen kişisel,
zahmetsiz ve otonom sürüş
özelliklerine sahip bir otomobil
olarak tasarlanmış.
Geleceğin lüks müşterilerinin
mobilite taleplerini önceden
gören Vision Next 100, aylar
boyunca yapılan araştırmalar
ve markanın sürekli müşterileri
ile görüşmeler sonrasında
hayata geçirilmiş.
BThaber
KARİYER
25 - 31 TEMMUZ
2016
33
İstihdamda adaletli olmanın yordamı Dijitali tepeden tırnağa
İşe alınacak adaya yaşı, medeni
durumu, kadın adaylara
hamilelik planları, aile ve
özel yaşam odaklı soruların
yöneltilmesi, cinsiyete göre
sürecin de farklı işletilmesi işe
alımın adil olmadığını gösteren
unsurlara örnek oluyor.
Buna karşılık, doğru araç ve
yöntemlerle, objektif ve herkes
için aynı biçimde yürütülen adil
işe alım süreci; yetkinlik bazlı işe
alım olarak kabul ediliyor. Yani
objektif olarak sadece adayın
yetkinliklerine odaklanıldığında,
adalet sağlanabiliyor. BM
Küresel İlkeler Sözleşmesi’ni
imzalayan Assessment Systems
ise iş ortaklarına da adil işe alım
konusunda bilgilendirme ve
yönlendirme yapıyor. Çalışanın
kurumu adil olarak algılaması ile
bağlılığı arasındaki ilişkiye dikkat
çeken Assessment Systems
CEO’su Levent Sevinç’e göre,
adalet duygusunun zedelenmesi
kurumsal bağlılığı düşürüyor,
personel değişim oranını da
artırıyor. Levent Sevinç, işe
alımda adil olunabilmesi için
kurumların yapması gerekenleri
şöyle sıraladı:
öğrenme fırsatı
1. Kullanılan değerlendirme
araçları işle bağlantılı olmalı: İşe
alım sürecinde kullanılan yetkinlik
envanteri, genel yetenek testi
gibi değerlendirme araçlarının
ve Değerlendirme Merkezi
uygulamaları gibi yöntemlerin
sadece iş ile ilişkili olması,
adayların algılarını olumlu
etkiliyor. Adayı değerlendiren
kişinin yetkinliği ve adil tutumu
da adaya güven veriyor.
2. Net ve açık olunmalı:
Tüm adımlarıyla net biçimde
yapılandırılmış ve açık biçimde
paylaşılan işe alım süreçleri adalet
algısını güçlendiriyor. Adayların
tümü için işverenin şeffaflığı, işe
alımın adil olduğunun göstergesi
olarak kabul ediliyor.
3. Değerlendirme Merkezi
uygulaması, en adil işe alım
yöntemi: Değerlendirme merkezi,
birden fazla gözlemci eşliğinde,
iş benzeri içeriğe sahip birden
fazla değerlendirme yöntemi
kullanılarak bireyin yetkinliklerinin
değerlendirildiği bir yöntem. Her
değerlendirme merkezinde en az
iki danışmanın olması da aday ve
kurum için adil bir yaklaşım.
4. Tüm süreçler yetkinlik odaklı
yürütülmeli: Kurumun yetkinlik
modelini oluşturması, her iş
başlığı için yetkinlik setlerini
çıkarması gerek. Pozisyonun
gerektirdiği yetkinliklere beklenen
seviyede sahip çalışanların işe
alınması veya terfi ettirilmesi adil
süreci beraberinde getiriyor.
İŞKUR ile protokol
İŞKUR, eğitim sektörüyle
yürüttüğü işbirliklerini geliştiriyor.
Bu kapsamda İŞKUR, halen 19
önlisans programında eğitim
veren Ataşehir Adıgüzel Meslek
Yüksekokulu ile gerçekleştirilen
Kariyer ve Hizmet Noktası İşbirliği
Protokolü ile halen yüksekokulda
öğrenim gören öğrencilere
“İşbaşı Eğitim Programı” desteği,
mezunlara da iş bulma desteği
sağlayacak. İŞKUR İstanbul İl
Müdürü Muammer Coşkun,
İŞKUR Kadıköy Hizmet Merkezi
Şube Müdürü Aziz Doğan,
Ataşehir Adıgüzel Meslek
Yüksekokulu Mütevelli Heyet
Başkan Yardımcısı Ebru Adıgüzel
Tunaboylu, Mütevelli Heyet
Danışmanı Erdem Tunaboylu
ve Ataşehir Adıgüzel Meslek
Yüksekokulu Müdürü Yrd. Doç.
Dr. Hüsnü Tolu’nun katılımıyla
gerçekleşen imza töreniyle,
E T K İ N L İ K L E R
Ataşehir Adıgüzel Meslek
Yüksekokulu’nda öğrenim
gören öğrencilere “İşbaşı Eğitim
Programı” desteği, mezunlara
da iş bulma desteği sağlanması
yönünde ilk adım atıldı.
Y U R T D I Ş I
7-10 Kasım 2016
Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri [email protected] adresine gönderebilirsiniz.
28 Temmuz 2016
Bilişim 500 Ödül Töreni
İstanbul
AYRINTILI BİLGİ:
www.bilisim500.com/
Y U R T İ Ç İ
25 Ağustos 2016
Teknoloji Platformları - IoT ve
M2M-Büyük Veri ve Bulut
İstanbul
AYRINTILI BİLGİ:
http://www.btvizyon.com.tr
1 Eylül 2016
ardından sertifikaları ve ilk
3’e giren 4 ekibe ödülleri
verildi. Kazanan öğrenciler
IAB Türkiye üyesi firmalarda
1 aylık staj hakkı elde etti.
IAB Türkiye Eğitim Yürütme
Kurulu Başkanı ve Maxus
CEO’su Neslihan Olcay,
programı şöyle değerlendirdi:
“İlkini geçen yıl
düzenlediğimiz bu eğitimi
tamamlayan 50 öğrenciden
34’ünün dijital sektörde staj
ve iş imkanı bulması bize
doğru yolda olduğumuzu
gösterdi. Önümüzdeki
dönemde de dijital sektörün
gelişmesine “çekirdekten”
katkı sağlamaya devam
edeceğiz.”
BlueCap’in rehberi Babaoğlan olacak
WebSummit
Lizbon, Portekiz
AYRINTILI BİLGİ:
https://websummit.net/
E T K İ N L İ K L E R
Gençlerin dijital dünyadaki
kariyer fırsatlarını
öğrenmesi hedefiyle IAB
Türkiye tarafından bu
yıl ikincisi düzenlenen
Algida UniChallenge+
Dijital Öğrenci İşleri Kampı
tamamlandı. Kamp,
başvuranlar arasından seçilen
50 üniversite öğrencisinin
katılımı ile 20 Haziran-1
Temmuz tarihleri arasında
Boğaziçi Üniversitesi’nde
düzenlendi. Geçtiğimiz yıl
136 öğrencinin başvurduğu
eğitim programına başvuru
sayısı bu yıl 208 olurken,
başvuran üniversite sayısı
da 49’a ulaştı. IAB Türkiye
tarafından “eğlenerek
öğrenme” yaklaşımı
ile tasarlanan eğitim
programının katılımcıları,
2 hafta boyunca dijitali
sektör profesyonellerinden
dinledi, örnek çalışma ortamı
olarak Project House Dijital
Reklam Ajansı’nı gezdi,
Escapist/Odadan Kaçış
Oyunu ve Karanlıkta Diyalog
Sergisi gibi aktivitelere
katıldı, Algida’nın verdiği
bilgilendirmeler ile proje
üretti. 50 kişilik öğrenci
ekibine, final sunumları
ve jüri değerlendirmesinin
AYRINTILI BİLGİ:
http://www.btvizyon.com.tr
29 Eylül 2016
BTvizyon Toplantıları
Adana
AYRINTILI BİLGİ:
http://www.btvizyon.com.tr
BTvizyon Toplantıları
Erzurum
Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri [email protected] adresine gönderebilirsiniz.
LinkedIn Türkiye Bölge Direktörlüğü görevi
nedeniyle uzun süredir yurtdışında bulunan
Ali Rıza Babaoğlan, Estonya merkezli
yatırım fonu BlueCap Strategic Solutions’in
Türkiye’deki teknoloji yatırımlarına öncülük
edecek. Bir süredir BT alanında bireysel
yatırımlara da imza atan Babaoğlan’ın
Ali Rıza
ortağı olduğu yeni nesil mobil reklam
Babaoğlan
şirketi REKMOB geçtiğimiz Şubat ayında
satılmıştı. Babaoğlan’ın halen Segmentify.com, Noluyo.tv ve
Temizlikyolda.com gibi yatırımları bulunuyor. Öte yandan,
bu işbirliği ile Türkiye BT pazarına daha da fazla odaklanmayı
hedefleyen, İsrail ve Amerika’da da yatırımları olan BlueCap ise
son olarak BirBileneSor isimli Türk şirketine yatırım yapmıştı.
TP Vision Türkiye’nin Ülke
Müdürü Ünal Masalcı
Philips markalı televizyonları pazara sunan
TP Vision Türkiye’nin yeni ülke müdürü Ünal
Masalcı oldu. 1997 yılından bu yana Philips
markası için çalışan Ünal Masalcı, 2012
yılından bu yana Philips TV Türkiye’nin satış
direktörlüğü görevini yürütüyordu. Üniversite
eğitimini Dokuz Eylül Üniversitesi’nde
Ünal
tamamlayan Masalcı, Yeditepe
Masalcı
Üniversitesi’nde MBA yaptı. İş hayatına 1996
yılında Unilever bünyesinde başlayan, bir yıl sonra Philips Türkiye
ekibine katılan Masalcı, 2012’ye kadar Philips bünyesinde çeşitli
pozisyonlarda görevler üstlendi. 2012’de TP Vision Türkiye
ofisinin açılmasıyla TP Vision ekibine dahil olan Masalcı, son
olarak şirkette Satış Direktörü olarak görev yapıyordu.
34
BThaber
KARİYER
25 - 31 TEMMUZ
2016
İlk yarıda sınırlı hareketlilik kendini gösterdi
Kariyer.net’in Haziran 2016
dönemine ait İstihdam Endeksi
verilerine göre, Haziran’da
yayınlanan toplam 59 bin 521 iş
ilanı sayısı, 2015’in Haziran ayına
oranla yüzde 5 artış, bir önceki
aya göre ise yüzde 1 düşüş
gösterdi. Haziran ayında Kariyer.
net’te 15 bin 762 yeni iş ilanı
yayınlanırken, bu sayı 2015’in
Haziran ayına ve bir önceki aya
kıyasla yüzde 2 düşüş sergiledi.
Haziran ayında yayınlanan iş
ilanları ile 55 binden fazla kişi
iş fırsatı yakaladı. Kariyer.net
Genel Müdürü Yusuf Azoz’a
göre, yılın ilk yarısı 2015’in
aksine hareketli geçti ve toplam
137 bin 30 ilan yayınlandı. “Bu
rakam, geçtiğimiz yılın aynı
dönemine göre yüzde 16 artışa
sahne oldu” bilgisini veren Yusuf
Azoz, yeni ilan sayısının 99 bin
360 olarak, 2015’in ilk altı ayına
göre yüzde 8 arttığına işaret
etti. Azoz’a göre, bu oranlar,
2016’nın istihdam piyasasında
olumlu seyrin devam ettiğini
gösteriyor.
Haziran ayında en çok ihtiyaç
duyulan pozisyon 8 bin 409
ilan ile Satış Temsilcisi oldu. Bu
pozisyonu sırasıyla Mühendis
(5.766), Muhasebe Elemanı
(2.825), Teknisyen (1.270),
Satış Müdürü (1.067), Tekniker
(984), Mağaza Müdürü (975),
İnsan Kaynakları Uzmanı (763),
Stajyer (755) ve Çağrı Merkezi
Elemanı (649) ilanları izledi. 2015
Haziran’ı ile kıyaslandığında en
çok artış gösteren pozisyon ise
Çağrı Merkezi Elemanı oldu.
Sektör bazında
öne çıkanlar
Tekstil sektörü 5.848 başvuru
yapılan ilan sayısına ulaşırken,
onu sırasıyla Yapı (5.520), Üretim
(5.028), Hizmet (4.577), Sağlık
(4.395), Bilişim (4.105), Otomotiv
(4.064), Ticaret (3.792), Elektrik
& Elektronik (2.742) ve Turizm
(2.492) sektörleri izledi. Ticaret
sektörü de başvuru yapılan ilan
sayısında geçtiğimiz aya oranla
yüzde 4, bir önceki yılın aynı
ayına göre de yüzde 7 arttı.
Yusuf Azoz, bu sektörün özellikle
alışveriş merkezlerinin artması
Pisano Yazılım Kampı başladı
2014 senesinde dört
bilgisayar mühendisi
girişimci tarafından kurulan
Pisano, sektöre yeni
yazılımcılar kazandırmak
için Pisano Yazılım
Kampı’16 projesini hayata
geçirdi. Pisano Kurucu
Ortağı Özkan Demir de,
“Hedefimiz bu kampı her
yıl tekrarlayarak geleneksel hale
getirmek” dedi.
3 aylık ön eleme döneminde
kampa 845 kişi başvurdu. 11
Temmuz’da başlayıp 19 Ağustos’a
kadar Pisano Zorlu Center
ofisinde devam edecek kampa
katılım hakkı kazanan adaylar ise
Mert Ejder, Hanefi Önaldı, Merve
Durdağı, Mahitap
Tokpınar, Berkan
Yavrı, Çağla Şenol ve
Merve Güngör oldu.
Pisano’nun eğitmenleri
ve sektörün lider
kuruluşlarından konuk
eğitmenler ile adaylar
6 hafta boyunca
kendilerini geliştirme
imkanı bulacaklar. Detayların
http://kamp.pisano.co/ sitesinde
yer aldığı kampta tören ise 19
Ağustos’ta yapılacak.
ve e-ticaret sektörünün etkisiyle
istihdam fırsatları yarattığına
işaret etti. Zira Mağazacılık
sektörü yüzde 52 ile ticaret
sektörünün alt sektörleri arasında
en çok istihdamı yaratıyor ve
bunu sırasıyla E-ticaret, İthalat
– İhracat, Alışveriş Merkezi,
Market ve İç Ticaret alt sektörleri
izliyor. Ticaret sektöründe en
çok ilan yayınlanan pozisyonlar
ise sırasıyla Satış Temsilcisi
(%54), Mağaza Müdürü (%17),
Muhasebe Elemanı (%7),
Mühendis (%6), Kasiyer (%5),
Satış Müdürü (%3), Stajyer
(%2), Depo Elemanı (%2),
Stand Sorumlusu (%2), İnsan
Kaynakları Uzmanı (%2).
Haziran ayı verilerine göre
Birçok başlıkta verim
‘ortak çalışma’ alanlarında
Küresel bazda faaliyet
gösteren çalışma alanı
tedarikçisi Regus’un
araştırmasına göre, çalışanların
yüzde 84’ü ortak çalışmanın
sağlık için önemli olduğu,
evde yalnız kalmak yerine
ortak çalışma alanlarına
geçilmesinin gerektiği
kanısında. Çalışanların yüzde
66’sına göre ortak çalışma,
daha iyi bir iş-yaşam dengesi
SAP B1 alanında uzmanlaşmak üzere eğitime alınacak,
herhangi bir ERP ile baştan sona implimentasyon yapmış,
orta vadede kurumumuzun Teknik Ekip Başı olmaya aday,
Start-Up teknogirişim firması kültürüne uygun,
“ERP Uzmanı”
İş süreçlerine yönelik olarak departmanlardan gelen talepler doğrultusunda Microsoft .NET (MVC) platformunda web ve iş uygulamaları projelerinin geliştirilmesi, teknik analizlerinin ve kodlamalarının
yapılması ve mevcut yazılımların iyileştirilmesiyle ilgili çalışmaların
gerçekleştirilmesi konularında görev alacak ekip arkadaşı arıyoruz.
aramaktayız.
[email protected]
KIDEMLİ YAZILIM GELİŞTİRME UZMANI
• Microsoft .NET teknolojilerine hakim (Web Form, Windows
Form, MVC, Web Api, Client Side Development, Web
Servisleri vb.),
• Mobil Uygulama konularında tecrübeli,
• Microsoft SQL konusunda deneyim sahibi,
• DevExpres vb. Araçlarında deneyim sahibi,
• Analitik, sonuç odaklı, ekip çalışmasına yatkın,
• İstanbul Avrupa Yakasında ikamet eden adayların
başvurularını bekliyoruz.
Not: Erkek adayların askerlik görevini tamamlamış olması tercih
edilmektedir.
Başvurularınızı [email protected] mail adresimize gönderebilirsiniz.
İstanbul Avrupa yakasında
21.520, Anadolu yakasında
17.579 olmak üzere İstanbul
genelinde toplam 39.099
ilan yayınlandı ve onu Ankara
(6.892), İzmir (4.614), Bursa
(4.177) ve Kocaeli (3.673)
izledi. İllere göre sektörlerin
yükselişlerine bakıldığında,
Telekomünikasyon sektöründe
yayınlanan ilan sayıları geçtiğimiz
yılın Haziran ayına göre
Tunceli’de yüzde 53, Kilis’te
yüzde 52, Kırıkkale’de yüzde
40, Bitlis’te yüzde 38, Artvin’de
yüzde 34, Bingöl’de ise yüzde
31 artış gösterdi. Bu illerde
Telekomünikasyon sektöründe en
çok ilan yayınlanan pozisyon ise
Satış Temsilcisi oldu.
Norton Güvenlik Ürünleri satışı için
Bölgesel Satış Yöneticileri
aranmaktadır.
[email protected]
kurmayı sağlıyor. Araştırmaya
katılanların yüzde 82’si daha
fazla konum özgürlüğünün,
ortak çalışma ofislerinde
çalışanlara istedikleri yere
daha yakın olma imkânı
verdiği kanısında. Bir diğer
unsur ise karma ve dinamik
bir sosyal çevrenin, normal
ofislere göre çok daha keyifli
olması.
Araştırmaya göre,
çalışanların yüzde 53’ü ortak
çalışmanın stresi azalttığını
bildiriyor. Çalışanların yüzde
76’sı teknolojiye erişim
imkânları bakımından
ortak çalışma ofislerinde
çalışanların evden çalışanlarla
karşılaştırıldığında daha iyi
şartlara sahip olduğunu
düşünüyor.
Farklı sektörlerle
buluşma fırsatı
Regus Türkiye Ülke Müdürü
Hakan Atalay, ortak çalışma
anlayışının hızla geliştiğine
dikkat çekti ve şu bilgileri
verdi:
“Kurumsal şirketler de daha
esnek çalışma modellerine
geçiş yapıyor, çalışanların
talepleri de şirketleri ortak
çalışma alanlarında bulunan
daha rahat ve işbirliğine dayalı
atmosfere yönlendiriyor.
Böylece iş-hayat dengesi
açısından daha büyük başarı
elde ediliyor. Ortak çalışma
alanlarının bir faydası da
sosyalleşme. Dünya genelinde
iş insanları, ortak çalışma
alanlarını farklı sektörlerden
ve şirketlerden çalışanlarla
bir araya gelmek için ideal
ortamlar olarak görüyor. “
36
BThaber
MEKTUP
Sıkıntılı bir haftadan merhaba,
Zorlu gündemi takip etme
gücünü borçlu olduğum
Arçelik Selamlique Kapsüllü
Türk Kahvesi Makinesi, kahve
alışkanlığımı daha da pekiştirdi.
Geleneksel, okkalı, damla
sakızlı, kafeinsiz, tarçınlı,
çikolatalı ve kakuleli çeşitleriyle
Arçelik Selamlique Kapsüllü
Türk Kahvesi Makinesi, tüm
Arçelik mağazalarında satışta,
söylemedi deme…
Haftalık kahve detayımı
verdiğime göre, hepimizin
bildiği acı bir gerçeği
seninle paylaşabilirim: HSBC
Grubu’nun “Emekliliğin
Geleceği: Nesiller ve Hayat
Yolculuğu” raporuna göre;
çalışma çağındakiler emeklilik
birikimi yapma konusunda
önceki nesle göre çok
daha fazla baskı hissediyor.
Araştırma, 60 yaşında emekli
olmayı bekleyenlerin emeklilik
için 30 yaşında birikim
yapmaya başladığını ve bu
sürenin önceki nesle göre 7
yıl uzadığını gösteriyor. Yıllar
geçiyor ama dert bitmiyor
anlayacağın.
Sürdürülebilirliği kurumsal
bir değer olarak ele alan VİKO
by Panasonic, ülkemizin WWF
- Green Office Sertifikası’na
sahip sayılı kuruluşlarından
biri ve bu yıl da Dünya Çevre
Haftası kapsamında birbirinden
anlamlı çalışmalara imza
atmış. Hazır ‘sürdürülebilirlik’
demişken, Valmet de 20162018 dönemi için belirlediği
sürdürülebilirlik ajandasında
uygulamak üzere yeni eylem
planları saptamış. Bu eylem
planları sürdürülebilirlikle ilgili
odak alanların her biri için
ayrıntılı eylemler ve hedefler
içeriyormuş. Yeni eylem
planları da 2016 başında
ayrıntılı olarak gözden geçirilen
ajandaya göre hazırlanmış.
360o Sürdürülebilirlik
(Sustainability360o) adı verilen
25 - 31 TEMMUZ
2016
Kurumsal devamlılık
için sürdürülebilirlik
çalışma programı, faaliyetlerde
sürdürülebilirlik için kapsamlı
yaklaşımları içeriyormuş.
Philips de yeni sürdürülebilirlik
programı ‘Sağlıklı insanlar,
sürdürülebilir gezegen’
kapsamında cirosunun yüzde
70’ini yeşil gelirlerden, yüzde
15’ini döngüsel gelirlerden
elde etmeyi hedefliyormuş.
Bu gibi örneklerin artması,
sürdürülebilirlik farkındalığının
gelişmesi dileğiyle…
Çevreyi ve tasarrufu
elektrikte buluşturayım: Enerji
Piyasası Düzenleme Kurulu
(EPDK) 1 Temmuz 2016’dan
itibaren geçerli olacak elektrik
birim fiyatlarını açıkladı.
Ulusal elektrik fiyatları Ekim
2016’ya kadar evler için
0,221020 TL, iş yerleri için
0,221208 TL olacak. Elektrik
tedarikçisi değiştirme internet
sitesi EnCazip’in hesaplarına
göre de aylık 120 TL’den
fazla fatura ödeyen serbest
tüketici grubundaki aboneler,
perakende satış yapan elektrik
tedarikçilerinin açıklanan
birim fiyat bedelleri üzerinden
yapacakları indirimlerden
2016
www.bthaber.com
www.linkedin.com/groups/BThaber
twitter.com/bthaber
www.facebook.com/BThaber
Okur Temsilcisi
Behçet Envarlı
[email protected]
başarı haberlerini paylaşmak
düşecek.
Böylece ödül vakti de
geldi… Samsung Electronics,
tüketici odaklı kampanyalara
planlı bir şekilde odaklanarak
pazarlamada yaratıcılık ve
mükemmelliğe sağladığı katkı
ile Cannes LIONS Uluslararası
Yaratıcılık Festivalinde
“Pazarlama Alanında Yılın
En Yaratıcı Şirketi” (Creative
Marketer of the Year) ödülü
de dahil olmak üzere tam 29
ödül kazanmış. HSBC Grubu
da dünyanın önde gelen finans
yayın gruplarından Euromoney
tarafından düzenlenen
‘Mükemmellik Ödülleri
2016’da “Dünyanın En İyi
Yatırım Bankası” ve “Kurumsal
Şirketler İçin En İyi Banka”
olmak üzere iki kategoride
ödüllendirilmiş.
Geri sayım haberini
geçtiğimiz haftalarda verdiğim
Türkiye Sermaye Piyasaları
Birliği (TSPB) tarafından
düzenlenen “Kamera Elinde
Geleceğin Cebinde” Kısa
Film Yarışması’nda dereceye
giren ilk 10 film belli olmuş.
REKLAM SATIŞ GRUBU
YIL 22
SAYI 1081
25 - 31 TEMMUZ
yararlanarak yüzde 20’ye varan
tasarruf sağlayabiliyormuş.
Sıra başarılarda… Ar-Ge ve
inovasyon şirketi Canovate,
Mayıs itibariyle Turquality
programına bilgi teknolojileri
sektöründe giren ilk firma
olmuş. İK süreçlerinde zaman
ve kaynak tasarrufu sağlayan
Yuzyuzeyiz.biz platformu
da küreselleşen hedefleri
paralelinde faaliyetlerine
Peoplise ismiyle etme kararı
alırken, Türkiye’nin önde gelen
teknoloji yatırımcılarından Revo
Capital’dan da yatırım almış.
Dünyayı değiştirecek fikirleri
buluşturmayı hedefleyen
Google Bilim Fuarı 2016’da
bölgesel finalistler belli olmuş.
Bu yılın Toplumsal Etki Ödülü
kategorisinde Türkiye’den de
iki proje finale kalan adaylar
arasında: ‘Midye ile Herkese
Daha Temiz Su’ ve ‘Geri
Dönüştürülmüş Kutularla
Depreme Hazırlık’. Bölgesel
finale kalanlar, 28 Eylül’de
Kaliforniya’da düzenlenecek
ödül törenine katılacak Global
Finalistler arasında yer almak
için yarışacak, dilerim bize de
BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. adına Sahibi
Bülent Nevres
[email protected]
BThaber Grubu
Yayın Koordinatörü
Ayhan Sevgi
[email protected]
Yazı İşleri Müdürü
(Sorumlu)
Bülent Nevres
[email protected]
Bültenlerinizi
Editörler
Handan Aybars
[email protected]
Sedef Özkan (Ankara)
[email protected]
Alp Yaşar Terlemez
[email protected]
[email protected]
adresine gönderebilirsiniz
Görsel Tasarım
Nevzat Karataş
[email protected]
Mukadder Keskingözler
[email protected]
Katkıda Bulunanlar
Dilay Sağbili
Abone ve Dağıtım
[email protected]
Satış ve İş Geliştirme Müdürü
Günay Kaya
Satış Grubu
Kutay Göçe
Abdurrahman Koyuncu
Funda Koyuncu (Ankara)
Reklam Rezervasyon
[email protected]
Yönetim Yeri:
BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş.
Fetih Mah. Tahralı Sokak Kavakyeli Plaza
C Blok 7/5 34704 Ataşehir/İSTANBUL
Telefon: (0216) 291 13 90
Ankara Ofisi:
Adres : Nergis Sok Via Flat İş Merkezi No:7/2
Söğütözü-Ankara
Telefon: (0312) 258 64 24
Faks: (0312) 258 63 02
ISSN 1300-6495
“Bugünü Yaşa, Yarını Hesapla”
mottosuyla düzenlenen
yarışmaya düzenli para
biriktirme, tasarruf etme ve
planlı harcama temasına uygun
olarak hazırlanan Türkiye’nin
her bölgesinden 109 film
katılmış. Yerim sınırlı malum,
sen iyisi mi detayları www.
kameraelindegelecegincebinde.
com sitesinden takip et.
Haftaya noktayı bu sıcak
yaz günlerine anlam katmasını
dilediğim bir proje ile
koyuyorum.
Pera Müzesi, uluslararası
alanda internetin en kapsamlı
web ansiklopedisi Vikipedi
ile yeni bir projeyi hayata
geçiriyor. Vikipedi’nin Pera
Müzesi ile gerçekleştireceği
GLAM projesinde katılımcılar,
müzede sergilenen
‘Kesişen Dünyalar: Elçiler
ve Ressamlar’daki eserler
hakkında içerikler hazırlayacak.
Yerel bir Vikipedi oluşumu olan
Wikimedia Topluluğu Kullanıcı
Grubu Türkiye (WMTR) ve
Pera Müzesi işbirliğinde
gerçekleştirilen projede
eserlere Vikipedi üzerinden
en geniş katkıda bulunan
beş yazar da Pera Müzesi
tarafından ödüllendirilecek.
Yarışmaya katılmak için
Vikipedi’ye üye olmak yeterli.
Ardından http://bit.ly/2920Gnh
linkinde duyurulacak olan
projenin sayfası üzerinden
belirlenen eserler hakkında
içerik oluşturulabilecek. Pera
Müzesi, 15 Ağustos tarihine
dek Vikipedi kriterlerine göre,
“iyi yazılmış, kapsamlı, doğru,
tarafsız ve kalıcı” içerikleriyle
yarışmaya dâhil olan herkese
proje sonunda küçük hediyeler
verecek. İçeriklere en geniş
katkıda bulunan ilk beş
kullanıcıyı ise özel hediyeler
bekliyor.
Böylece bu hafta da bu
kadar, dilerim sakin bir
gündemde buluşuruz,
Türkiye’nin en köklü bilişim
teknolojileri yayını olan BThaber,
1995 yılından bu yana bilişim ve
teknoloji dünyasındaki en son
haberleri, yenilikleri ve bilgileri
okuyucularına kesintisiz bir
şekilde sunmaya devam ediyor.
Her hafta yüzde 35’i BT, yüzde
65’i ise finans, otomotiv ve sağlık
gibi farklı sektörlerde yer alan
şirketlerin ve kamu kurumlarının
yöneticilerinden oluşan 7500’ün
üzerinde kişiye ulaşmakta ve
online platformlar üzerinden her
hafta on binlerce kişiye erişim
sağlamaktadır.
Cilt, Baskı, Poşetleme: Apa Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.
WEEKLY
INFORMATION
TECHNOLOGY AND
ECONOMY
NEWSPAPER
Employees that provide services
to Turkey’s information and
communication infrastructure
faced with the most difficult test
experienced so far after the coup
attempt carried out on July 15,
2016. Secret heroes managed
to keep up the infrastructure
shaping Turkey’s digital nerves
and networks based on cloud
computing such as e-government
and finance applications and
handled the process successfully
preventing the incident cause
worse scenarios.
As it is the same for many
countries in the world that the
services such as communications,
finance, e-government,
education, transportation and
trade that shape everyday
lives take support from IT
infrastructure to provide faster
and more efficient service.
For continuity of daily life and
healthy communication in Turkey
in times of chaos; continuity of
services based on information
and communication technologies
are vital.
Tough Day for
Telecom Operators
All institutions, especially
telecom operators in Turkey
passed a major test at this point.
Institutions, despite the direct
interference in centers where
critical processes take place, they
were able to provide continuity
of service thanks to the brave
attitude and determination of
the staff.
In the process, Turkcell
announced to give minutes, SMS
and internet for citizens to have
uninterrupted communication
in case of an emergency need.
Also, in order everyone to reach
the news and official statements
from mobile devices, Turkcell TV
+ application was offered to the
users. Vodafone Turkey provided
Turkish information and communication
infrastructure has successfully
passed the most difficult test
The night of July 15, 2016 for the prevention of the most difficult events in Turkey;
the most critical tasks were taken on by information and communication networks.
Undertaking very important responsibilities for ensuring communication and
information flow and functioning of daily life, Turkey’s secret heroes have risen to
the challenge very successfully during the chaos experienced.
free minutes and internet
to all subscribers to support
their urgent communication
needs. Holding Turkey’s main
communications backbone
Turk Telekom continued to
provide uninterrupted service
despite the interventions
made to their centers and
providing its customers free
Wi-Fi, home phone and mobile
communication packages
and ensured the continuity of
communication.
IT NGOs condemned
the attempt
NGOs in IT field condemned
the attempted coup on July 15
with a press statement: “As IT
NGOs, we strongly condemn
the irrational and treacherous
attempt experienced on July 15,
2016 Friday night. We report
that we are against all kinds
of anti-democratic initiatives,
violence and oppression. In
this manner, we reiterate our
unshakable faith in democracy
and national will, and we
announce with respect that
under all circumstances we will
continue defend democracy,
freedom, peace and life.”
NGOs condemning the attempted coup
BGD – Association of
Information Security
BİYESAM – Association
of Information and
Software Work Owners
BMD – Association of
Information Reporters
ÇMD – Association of Call
Centers
ECİD – Association of
Electronic Device
Producers
EDER – Association
of E-Commerce
Infrastructure Providers
EHD - Association of
E-Commerce and
Internet Law
INETD – Association of
Internet Technologies
IPTV – Association of
Internet Based TV
Technologies
Association of Internet /
ISOC - TR
İTO – Telecommunication
Professional Committee
President
MOBİSAD – Association of
Mobile Communication
Devices and Information
Technologies
Businessmen
MOBİLSİAD – Association of
Mobile Service Provider
Businessmen
OYUNDER – Association
of Game Designers,
Developers, Producers
and Publishers
ASSCOCIATION OF HEALTH
INFORMATICS
SİNERJİTÜRK Foundation of
Effective Business and
Coalition
TBD –Turkey Informatics
Association
TBP – Technology
Acknowledgement
Platform
TBV –Turkey Informatics
Foundation
TECHNOLOGICAL GRUOP
TEDER- Association of
Telecommunication
Internet and
Information
Technologies
TELKODER – Association
of Independent
Telecommunication
Managers
TESİD – Association of
Turkish Electronic
Industrial Businessmen
TİD – Association of All
Internets
TOBB Turkey Software
Assembly
TOSYÖV – Turkey
Small and Medium
Scale Enterprises,
Independent
Professionals and
Managers Foundation
TÜBİDER – Association of
Informatics Industry
TÜBİFED – Federation of
Informatics Associations
TÜBİSAD – Association of
Informatics Industrial
Businessmen
TÜTED – Association of
All Telecommunication
Businesspeople
TZV – Turkey Intelligence
Foundation
YASAD - Association of
Software Industrial
Businessmen
Time to give security the attention it deserves
When it comes to technology,
we like to get the latest product, we say ‘expensive is good’
but we go and get the cheapest security service. “This approach needs to change particularly in security.” says Intel Security Turkey - Azerbaijan
Regional Director İlkem Özar. It
used to be enough to locate the
best product or solution in certain fields and titles. But today,
these structures should create
an integrated structure or they
cannot be effective. Hence, as
the product’s functionality, its
integration capability, competence and efficiency have great
importance. İlkem Özar gives an
example of a football team. The
team wins not because of its
best player but thanks to the 11
players that worked together in
harmony. Security is also a similar concept. If the door outside
and the door inside do not talk
to each other, that means there
is a big problem. The prevalence
of this problem also brings diversity in the types of attacks. However, with an integrated system;
the alarm switches on in case of
an anomaly and all endpoints
get informed. Thus, in the words
of Özar, an integrated, real-time
security structure is being established which continuously learning with many different data
sources.
It is important that security
firms are willing to move together. Özar adds: “This means an
investment cost, though losses
may be much higher in case of
a potential risk. It is very important to get consultancy support
and design a construction in the
light of corporate structure and
priorities. There is not enough
awareness on this issue. Not only IT security, all corporate security must be ensured through a
design. It is necessary to position different solutions in each
endpoint as well as determining who is responsible for these
solutions.
I mean a responsibilities structure which includes human resources unit should be able to
put forward. This allows efficient integration. The central
perspective that integrates security should be able to develop in
this way.”
Cyber threat has still
a very low level of
awareness
According to a survey carried out by RSA
in 81 countries, 75% of respondents were
severely exposed to cyber security risks and
many institutions have taken an investment
decision only after the exposure.
RSA; Security Division of EMC
has published data showing
that institutions investing in detection and reaction technologies rather than the solutions
based on the environment have
better defense against cyber
threats.
Held once a year, in 81 countries, bringing together 878
participants from more than 24
industries; second RSA Cyber
Security Deficiency Index doubled the number of participants
compared to the previous year.
The report of the survey carried
out for two consecutive years,
75% of this year’s participants
were severely exposed to cyber
security risks. The skills in especially Incident Response – IR are
very insufficient. Almost half of
the enterprises stated that their
IR basic skills are “temporary”
or “not available”. However, in-
stitutions once faced the security threats seem to pay attention
to programs designed to boost
cyber security capabilities. The
survey also shows that most organizations have difficulty in efforts to improve cyber security
because they do not understand
how they might be affected by
the risk of cyber activities.
Stating that the institutions
from all sizes, all sectors and
all regions feel unprepared for
threats, EMC Safety Unit RSA
President Amit Yoran says that:
“We have to change our way
of thinking about security, we
need to focus more than just to
block it and we need to develop
a strategy that emphasizes the
detection and response. The
institutions should have new
agendas, create comprehensive
strategies and take action before a violation occurs.”
TSE will give authority to IT
consultants and companies
TSE Information Technology Testing and Certification
Department Director Mariye Umay Akkaya gave information
about ‘IT Companies Accreditation and Certification System’
to BThaber.
In the scope of
‘Certification System
Establishment of IT
Companies’ entering the
e-government tenders with
Science and Technology
High Council’s decision No.
2013/103; The Ministry
of Science, Industry and
Technology is considered
‘director’ and TSE is
‘responsible’ organizations.
As a result of studies
conducted since 2013 in
this context, on February 17,
2016, 29th BTYK meeting
was concluded and decision
mentioned as BTYK No.
2013/103 has reached a
verdict. Mariye Umay Akkaya
shared developments on
the subject: “In addition,
the R&D reform package
prepared by the Ministry
of Science, Industry and
Technology is published
in the Official Gazette No.
29636, dated February 26,
2016. R&D Reform Package
included the Article 30,
KHK 635, Article 2 Section
G; making the necessary
efforts to improve IT sector
and its competitiveness,
authorizing the companies
supplying for the public IT
projects for competences
and/or standards, cancelling
or temporarily stopping
authorization when
necessary, determining the
principles and procedures
to be followed in public
informatics projects in the
public institutions for quality,
competency and safety.”
KAYSİS be tested by TSE
Akkaya explained the ‘IT
Companies Accreditation
and Certification System’
outlines: “Information
knowledge assets of public
institutions and organizations
are classified according their
degree of confidentiality.
Prime Ministry uses KAYSİS in
this stage. ‘Information Asset
Classification Privacy Degrees
Criteria’ draft was prepared by
the TSE. KAYSİS began to be
revised by the Prime Ministry;
it will be tested by the TSE
after revision. In ‘IT Companies
Authorization’, minimum
quality and safety criteria
for public IT projects will be
determined by TSE and BSTB
will publish a regulation
about it. Authorization in
electronic environment will
be carried out on a web
portal to be prepared by
BSTB. In this context, quality
and safety criteria were
prepared by TSE. These
criteria will be published by
BSTB as ‘Public Information
Tender Attendee Informatics
Companies Authorization
and Type General
Technical Specifications /
Administrative Contract
Regulation’; companies and
public institutions will be
given a transition period for
the new system. General
Communiqué of KİK revision
should also be made at the
same time.”
Entertainment and future of media re-shaped
Entertainment and media
companies are trying to
achieve growth and value in
this increasingly complex and
competitive global market;
while the growing demand
of young consumers also
presents new opportunity
areas for players who are new
entrants to the market as well
as existing companies.
According to the Global
Entertainment and Media
Industry at a Glance 2016
-2020 Report published by
PwC, the total revenue of the
worldwide entertainment and
media industry will increase
with an annual combined
growth rate (CAGR) of 4.4%
in the next five years and
reach $2.14 trillion in 2020.
This growth rate shows
that the industry will have a
decline in revenue compared
to last year’s 5.5% growth
rate and will be behind the
overall global economic
growth in the next five
years. However, when
examined more closely; a
different picture emerges.
Entertainment and media
sector has a stable and
sustainable growth and a
highly dynamic sector. Strong
overall growth is not shared
equally by all participants,
though; there are impressive
growth and opportunities
in many areas of industry.
Significant decline and
stagnation in some areas
take place simultaneously
with the dramatic expansion
in “active” countries,
regions, and sectors and this
is creating a global media
environment that offers
multiple variations.
According to the PwC
report, in 36 of 54 countries,
the entertainment and media
spending is growing more
quickly than GDP and at
a rate of more than 50%.
Venezuela is at the top of
the list. In this country, the
growth in entertainment and
media spending is expected
to exceed the GDP growth
rate of 2016 by more than
14%. Where there is a dense
population in countries such
as Brazil, Pakistan and Nigeria;
entertainment and media
markets are expected to
record relatively high growth
rates in entertainment and
media, as well.
www.asirbil.com
Elite x2
BT için tasarlandı,
kullanıcılar tarafından
beğenildi
Elite x2 1012, kurumsal düzeyde performanstan
ve verimlilikten taviz vermez.
Windows 10 Pro. Harika işler çıkarın.
Daha fazla bilgi için: Asır Bilgisayar - Merkez
Defterdar Mah. Sakız Ağacı Sok. No: 4
Ayvansaray 34050
Eyüp - İSTANBUL
Tel : +90 212 212 20 97 pbx
Faks : +90 212 217 45 92
E-Posta : [email protected]
Kurumsal düzeyde güvenlik
Yerinde hizmet imkanı 1
Ustaca işlendi
Sektörün önde gelen güvenlik
sistemi, verilerinizin hareket
halindeyken, hatta cihazınızı
başlatmadan önce,
korunmasına yardımcı olur.
BT uzmanları, masraflı kesinti
sürelerini azaltmaya yardımcı
olmak için, bileşenleri yerinde
değiştirebilir.
Sınıfının en iyisi klavye ile birlikte
şık ve güzel bir tarz.
HP Advanced Keyboard, ayrı veya opsiyonel bir özellik olarak satın alınabilir. Özelliklerin hepsi, Windows'un tüm sürümlerinde bulunmayabilir
Windows işlevlerinden eksiksiz yararlanabilmeleri için, sistemlerin yükseltilmiş ve/veya ayrıca satılan donanım, sürücü, yazılım veya
BIOS güncellemelerine gereksinimi olabilir. Windows 10 otomatik güncellemeleri her zaman etkindir. İnternet Servis Sağlayıcı ücretleri
uygulanabilir ve gelecekte güncellemeler için ilave gereklilikler bulunabilir. www.microsoft.com adresini ziyaret edin.
1 Bu hizmet, HP Destek, HP Lisanslı Teknisyenleri, HP Yetkili Hizmet Sağlayıcıları veya HP Self-Maintainer Program katılımcıları
tarafından sunulmaktadır.
Ses destekli Cortana, mürekkep oluşturma ve Continuum'un dâhil olduğu bazı özellikler daha gelişmiş donanım gerektirir.
microsoft.com/enus/windows/features adresini ziyaret edin. Ekranlar temsilidir, farklılık gösterebilir.
Windows Store uygulamaları ayrı satılır. Uygulamaların kullanılabilirliği ve deneyim pazara göre değişebilir.
Microsoft, Windows ve Windows Logo, Microsoft Corporation'ın ABD'de ve/veya diğer ülkelerdeki ticari markası
veya tescilli ticari markasıdır.

Benzer belgeler

IoE ve Endüstri 4.0`ı es geçme lüksümüz yok!

IoE ve Endüstri 4.0`ı es geçme lüksümüz yok! RSA’in gerçekleştirdiği ankete göre, katılımcıların yüzde 75’i ciddi şekilde siber güvenlik riskine maruz kalmış.

Detaylı