aile kavramının değişim süreci ve okul öncesi dönemde ailenin önemi

Transkript

aile kavramının değişim süreci ve okul öncesi dönemde ailenin önemi
Selçuk Üniversitesi
Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Dergisi
Sayı 31, Sayfa 349-361, 2011
AİLE KAVRAMININ DEĞİŞİM SÜRECİ VE OKUL
ÖNCESİ DÖNEMDE AİLENİN ÖNEMİ
Yunus Günindi1, Songül Yaşa Giren2
1
Aksaray Üniversitesi Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü Okul Öncesi A.B.D.
[email protected]
2
Aksaray Üniversitesi Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü Okul Öncesi A.B.D.
ÖZET
Toplumun en temel birimi olan ailenin bireyin yaşamında önemli bir yeri vardır.
Çocuk için topluma uzanan bir köprü görevi gören aile yapısı, zamanla
değişikliğe uğramıştır. Çeşitli nedenlerle zaman içinde meydana gelen bu
değişiklik, çocukların da aile tanımını kavramalarında etkili olmuştur.
Çalışmada, ailenin değişim süreci ve özellikle okul öncesi dönemde ailenin
çocuk üzerindeki etkisi üzerinde durulmuştur. Konuyla ilgili olarak, Aksaray
İli’nde 2009-2010 öğretim yılında anasınıfına devam eden çocuklardan tesadüfi
olarak belirlenen 80 çocuk örneklem alınarak pilot bir uygulama yapılmıştır.
Çocuklarla bireysel olarak görüşülerek aileyi nasıl tanımladıkları sorulmuştur.
Verilen cevaplar kaydedilerek frekans ve yüzdeler çıkarılmıştır. Sonuç olarak,
çocukların % 87.5’inin çekirdek aileyi tanımladıkları görülmüştür. Bu
doğrultuda konu tartışılmış ve çalışma önerileri geliştirilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Aile Kavramı, Aile Değişim Süreci, Okul Öncesi Dönem.
Selçuk Üniversitesi
Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Dergisi
Sayı 31, Sayfa 349-361, 2011
THE CHANGING PROCESS OF FAMILY CONCEPT AND
THE IMPORTANCE OF FAMILY IN PRE-SCOOL PERIOD
Yunus Günindi1, Songül Yaşa Giren2
1
Aksaray University Faculty of Education Departman of Primary Education Pre-School Teacher
Education Programme
[email protected]
2
Aksaray University Faculty of Education Departman of Primary Education Pre-School Teacher
Education Programme
ABSTRACT
Family, the basic unit of the society, has an important role in an individual’s life.
The family structure, which serves as a bridge to the society, has changed in
time. This change, which is caused by various reasons has effected the children’s
understanding of the family definition. This study, emphasizes family’s effect on
the child especially during the preschool period and the changing process of the
family. In connection with the subject, a pilot experiment was carried out with 80
sample students selected randomly from the perschool student in Aksaray in the
2009-2010 academic year. Children were asked to define “the family” privately.
The answers were recorded and frequencies and persentages were calculated. As
a result, it was seen that the 87.5 % of the children defined “the nuclear family”.
Concerning the result, the subject was discussed and some study suggestions
were developed.
Key words: Family-concept, Changing Process of Family, Preschool Period.
Aile Kavramının Değişim Süreci Ve Okul Öncesi Dönemde Ailenin Önemi
351
GİRİŞ
Aile toplumun çekirdeği ve temelidir. Sağlam ve güçlü bir toplum ancak güçlü
ve düzenli ailelerden oluşur. Çocuk; ailenin katkısı ile toplumun değer
yargılarına ve niteliklerine uygun bir birey olarak yetişmektedir. (Altınkaynak,
2004). Dolayısıyla aile, çocuğun topluma ve yaşama uzanması için bir köprü
görevi görmektedir (Wecheselberg & Puyn, 1993). Bireyin yaşamdan doyum
sağlaması, işlevlerini etkin bir şekilde yerine getirmesi ve yaşadığı topluma
uygun bir kişi olarak yetişmesi öncelikle aile ortamında sağlanır. Ailenin
sağlamış olduğu yaşantılar ve sunduğu modeller, çocuğun olumlu sosyal
davranış ve değerler geliştirmesinde önemli bir rol oynamaktadır. (Aral, Gürsoy
ve Köksal, 2001). Kişilerin sağlıklı bireyler olmaları, yaşadıkları ailenin
işlevlerini sağlıklı bir şekilde yerine getirmesi ile mümkündür (Bulut, 1993).
Kavram olarak geniş bir yelpazeye sahip olan ailenin farklı tanımları
yapılmaktadır. Nirun (1994)’e göre aile; üyeleri arasındaki ilişkiler ve etkileşim
yönünden sosyal bir grup, sosyal ve ekonomik yönden bir birlik, sosyal yaşamın
temel göstergelerinden biri olarak bir örgüt, üyelerinin ihtiyaçlarının
karşılanması ve yürütülmesinde sistematik kuralları bulunan en küçük sosyal bir
yapıdır. Geniş anlamda aile; evlenme, kan ya da evlât edinme bağlarıyla birbirine
bağlanmış, aynı evde yaşayan, aynı geliri paylaşan, birbirleri ile devamlı ilişki ve
etkileşim altında olan, karı-koca, ana-baba, kız-oğul, kız kardeş-erkek kardeş
gibi sosyal ilişkileri olan insanların oluşturduğu bir birliktir (Ağdemir, 1991).
Bagavos ve Martin (2002)’e göre ise aile, doğum, evlilik veya evlat edinme yolu
ile birbirine bağlı ve bir arada yaşayan iki veya daha fazla üyeden oluşan gruptur.
Pesechkian (1999)’a göre; aile, edebi bir biyolojik ve psikolojik birim gibi
görünmesine rağmen, aile formları insanlık tarihi boyunca değişmiştir. Ama
ailenin bir tek bakış açısı aynı kalmıştır: Aile, bireyin dolayısıyla toplumun
gelişiminin ilk çevresidir demektedir.
Özgüven (2001)’e göre Türk toplumunda aile; evlilik bağıyla başlayan, akrabalık
ve sosyal bağlarla birbirlerine bağlanan, çeşitli rollere sahip, birbirlerini
etkileyen, çoğunlukla aynı evde yaşayan fertlerden oluşan, üyelerinin psikolojik,
sosyal, kültürel ve ekonomik ihtiyaçlarını karşılayan bir birim olarak
tanımlanmaktadır.
Aile tanımı birçok araştırmacı tarafından farklı şekillerde tanımlanmakla beraber;
hepsinin ortak noktası toplumun temel biriminin aile olduğunu işaret etmesidir.
Aile kavramı bütün toplumlarda önemini korumakla birlikte zaman içerisinde
yapısal olarak değişikliklere uğramıştır.
Zaman İçerisinde Değişen Aile Yapısı
Bir kurum olarak aile, 20. yüzyıl toplumlarında, işlevlerinden bazılarını diğer
kurumlara devretmesine karşılık, başka bir şekilde yerine getirilmesi mümkün
Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Dergisi, Sayı 31, Sayfa 349-361, 2011
352
Y. Günindi, S. Yaşa Giren
olmayan temel işlevleri nedeniyle varlığını ve önemini sürdürmektedir. Kısacası
aile bu nitelikleriyle vazgeçilmez bir önceliğe sahiptir (Asagem, 2008).
Aile, bir sistem olarak düşünüldüğünde, toplum sistemleri içinde yer alan ve
kendi içinde alt sistemlere ayrılan birimdir. Sistemlerin genel özelliği gereği
içinde bulunan bireylerin birbirleri ile etkileşimi söz konusudur ki, aile de içinde
yaşanılan her durumla ilgili olarak, diğer aile üyeleri üzerinde etkili
olabilmektedir (Dokur ve Profeta, 2006).
Ailede çoğu kez “ alt gruplar” vardır (Özgüven, 2000). Özgüven’ e göre bu alt
gruplar duruma göre sürekli değişebilir, şekillenebilir, genişleyebilir veya
ortadan kalkabilir. Alt grupların her birinin özel görevleri vardır, belli kurallara
göre işler, öğretici yanları vardır.
Aile yapısı kavramını tanımlarken farklı aile tiplerinden bahsedilebilir. Bu
anlamda, evde bulunan evli çift sayısı ve kuşakların genişliği temel değişken
olarak alınabilir. Bu temel değişkenlerin oluşturduğu aile yapıları; geniş aile,
çekirdek aile, geçiş aile ve parçalanmış/eksik ailedir. Budak (2000) tarafından
tanımlandığı gibi geniş aile, “özellikle geleneksel toplumlarda gözlenen ve
birkaç kuşağın, evlilik ve kan bağıyla akraba olan çok sayıda insanın tek bir çatı
altında veya birbirine yakın evlerde yasadığı bir aile yapısıdır”. Bu tanımın biraz
daha küçültülmüş biçimi olarak Marshall (1999) ise geniş aile yapısını tek bir
hanede birden çok kuşağın bir arada yasadığı bir aile sistemi olarak
tanımlamaktadır.
Çekirdek aile ise, eşlerden hiçbirinin ailesinin yanında olmayan, yeni bir yerde
kurulan bir aile tipi olmuştur (Erol, 1992). Kandiyoti (1984)’ye göre anne, baba
ve evlenmemiş çocuklardan oluşan ailelere çekirdek aile denir. Çekirdek aile,
birbirini özgürce seçen eşler tarafından, anne ve baba ailelerinden bağımsız bir
yerde ve akrabalık ilişkilerinden büyük ölçüde yalıtılmış olarak kurulur. Adak
(2005) tarafından belirtildiği gibi tarihsel süreç içinde aile giderek küçülme
eğilimi taşımaktadır. Sanayi toplumlarında ailenin, eğitim, üretim, sosyal
güvenlik gibi işlevlerini başka kurumlar tarafında üstlendiği ve ailenin yalnız
üreme, çocukların bakımı ve sosyalleşmeyi, üyelerinin psikolojik
gereksinmelerinin karşılanması gibi sınırlı işlevleri olduğu ileri sürülmektedir.
Geniş aileden çekirdek aileye doğru yönelimde olan aile yapısı ise geçiş ailesi
olarak tanımlanabilir. Bu aile tipi ise; toprağa bağlı üretimden endüstrileşmiş bir
üretime doğru hızlı bir geçişin olduğu, nüfusun hızla arttığı, toplumsal yapı ve
yaşam biçimi kavramlarının hızla geliştiği toplumlarda görülmektedir (Özgüven,
2000). Nüfusun artması, yasalarda bireysel miras haklarının tanınması,
toprakların küçük parçalara ayrılması, makinelerin kullanımı ile insan gücüne
ihtiyacın azalması, toprağın tüm aileyi doyurmaya yetmemesi gibi ekonomik
nedenlerle kırdan kente göç artmış, endüstri merkezlerinde çalışacak insan
gücüne ihtiyaç arttıkça bireyler sanayi merkezlerinde çekirdek aile biçiminde
yaşamaya başlamışlardır.
Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Dergisi, Sayı 31, Sayfa 349-361, 2011
Aile Kavramının Değişim Süreci Ve Okul Öncesi Dönemde Ailenin Önemi
353
Parçalanmış aile; Adak (2005), Özcan (1994), Thornton ve Fricke (1987)
tarafından “ölüm, boşanma, ayrı yaşama gibi nedenlerle karı ve kocadan birinin
ya da her ikisinin bulunmadığı aile tipi” olarak tanımlanmaktadır.
Parçalanmış/eksik aile, boşanmış eşlerden biri ile çocuklardan oluştuğu gibi,
evlilik bağı olmayan çiftler ve çocuklarının oluşturduğu aileler de parçalanmış/
tamamlanmamış aile sayılmaktadır (Dikeçligil, 1995).
Türk toplumunda, geniş aile yapısının, çekirdek aile yapısından daha yüksek
oranda olduğu düşünülmektedir. Oysaki son yirmi yıl içerisinde yapılan
araştırmalar, bu varsayımın yanlış olduğunu göstermektedir. Başbakanlık Aile ve
Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü’nün 1993 yılında Türkiye genelinde,
aileye ve eğitime yönelik politikalar oluşturmalarına temel teşkil edebilecek
verileri belirlemek amacıyla “Ailede Çocuk Eğitimi Araştırması”
gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın kapsamına okul öncesi çağda ve ilköğretim
birinci kademe çağında çocuğu bulunan tüm aileler dahil edilmiştir. Yapılan
çalışmada; il ve ilçe merkezlerinde yaşayan ailelerin %80’inin, kırsalda yaşayan
ailelerin ise %70’inin çekirdek aile yapısında olduğu tespit edilmiştir.
Başbakanlık Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü’nün 1997 yılında
yapmış olduğu diğer bir çalışmada ise; İstanbul, Ankara ve Konya'da yaşayan
işçi ailelerinin bir meslek grubu veya sosyal tabaka mensubu olarak aile yapıları
ve ailesel özelliklerine bakılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre deneklerin
%89'unun şu anda çekirdek aile şeklinde yaşadıkları, evlilikle beraber kurulan
çekirdek ailenin %49 ve evlendikten sonraki süreçte de çekirdek aileye geçişin
%40 olduğu bulunmuştur.
Federal Almanya’da yaşayan Türklerin aile yapısı ve sorunları ile ilgili 2005
yılında araştırmada; aile tipleriyle ilgili sınıflamalar açısından bakıldığında
ailelerin, % 77.7 gibi yüksek bir oranının çekirdek ailelerden oluştuğu
görülmüştür (http://www.aile.gov.tr).
Geçmişten günümüze değişen toplumsal yaşantı geniş aileden çekirdek aileye
doğru bir geçiş yaşanmasına neden olmuştur. Geniş aileden çekirdek aileye
geçmenin nedenlerinden biri olan sanayileşme, insan gücüne ihtiyacın artmasına,
insanların kırsal kesimden ve geniş aileden ayrılarak endüstri merkezlerine göç
etmesine yol açmıştır. Çekirdek aileye geçişin diğer bir nedeni, endüstrileşmenin
etkisiyle yeni bir kentleşme ve kültür oluşmasıdır. Bu da doğal olarak aile
yapısını etkilemiştir. Sosyal ve ekonomik sebeplerle aile ölçüsü daralmış, geniş
aileler çekirdek ailelere dönüşmüştür. Bireysellik gelişmeye başladıkça geniş
ailenin sürdürülmesi ekonomik olmaktan çıkmış, yavaş yavaş çözülerek yerini
çekirdek ailelere bırakmıştır. Diğer bir önemli neden ise değişen toplumsal
yaşantı ve kadınların iş hayatına girmelerinden dolayı aile yapısında değişiklikler
meydana gelmesidir. Zorunlu olarak ortaya çıkan bu süreç esnasında, geniş aile
yapısından, çekirdek aile yapısına doğru bir geçiş görülmektedir.
Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Dergisi, Sayı 31, Sayfa 349-361, 2011
354
Y. Günindi, S. Yaşa Giren
Bütün bu yaklaşımlardan yola çıkarak, çocuklar açısından ailenin hangi
öğelerden oluştuğunun tespitinde bulunmak; küreselleşen dünyada aile yapısının
nasıl değiştiği hakkında bilgi vermesi açısından önem taşımaktadır.
Okulöncesi Dönemde Ailenin Önemi
Okulöncesi dönem, öğrenmenin en yoğun olduğu, temel alışkanlıkların
kazanıldığı ve bilişsel yeteneklerin hızlı gelişip biçimlendiği 0–6 yaş (0–72 ay)
çocuklarını kapsayan bir dönemdir. Bu dönem çocuğunun eğitimini üstlenen
okulöncesi eğitim kurumları, bebeklerin/çocukların gelişimlerini, sağlıklı ve
düzenli fiziksel koşullar içinde, toplumsal/kültürel açıdan en doğru biçimde
yönlendiren, onlarda sağlam bir kişiliğin, sosyal duyarlılığın ve yaratıcı zekânın
temellerini atan, uzman eğitimci kadroya sahip, temel işlevinin eğitim olması
amaçlanan kuruluşlardır (Ömeroğlu, 2000; Poyraz ve Dere, 2003).
Bryan, Coleman, Ganong, ve Bryan (1986) ve Wood, Chapin ve Hannah (1988)
göre; ailelerin yapısı ve kültürel özellikleri, çocukların gelişimleri hakkında
ipucu verir. Erken çocukluk yıllarında çocuk, başkaları ile iletişim kurmaktan
hoşlanmış ise, daha sonraki dönemlerde kişilerarası ilişki kurmada daha olumlu
davranışlar gösterecektir. Eğer ilk çocukluk yıllarında çocuk sağlıklı iletişim
kuramazsa sonraki dönemdeki ilişkilerinin de olumsuzlaşması kaçınılmazdır
(İnanç, Bilgin ve Atıcı, 2005). Çocuğun aile içerisindeki yeri, ileriki yaşantısında
toplum içindeki yerini belirler (Orçan, 2008). Aile, büyüyen çocuk için çevre ve
topluma doğru uzanan bir köprü görevi yapmaktadır. Bu nedenle aile önemli bir
sosyal kurumdur (Bulut, 2005).
Yaşamın ilk altı yılını kapsayan okulöncesi dönem, çocuğun fiziksel, duygusal,
zihinsel ve dil gelişim alanlarında olduğu gibi toplumsal gelişim alanında da hızlı
gelişmelerin olduğu bir dönemdir. Bu dönemde, çocuğun her yönüyle en iyi
şekilde yetişmesinde en büyük görev ailelere düşmektedir (Hatipoğlu, 1996).
Erken çocukluk yıllarında, çocuğun gelişim ve eğitiminden sorumlu iki eğitim
ortamı; onun ailesi ve okulöncesi eğitim kurumlarıdır. Ancak okulöncesi eğitim
kurumları ve ailenin bu eğitim sürecinde tek başına istenilen başarıyı elde etmesi
pek mümkün değildir (Kaya, 2002). Okulöncesi eğitim kurumlarında verilen
eğitim ne kadar iyi hazırlanmış olsa da aile tarafından desteklenmediği sürece
etkili olmamaktadır (Tezel Şahin ve Ünver, 2005).
Birçok araştırmacı; çocukların cinsiyet rollerine bakış açıları ile ebeveyn rolleri
arasındaki ilişkiyi incelemişlerdir (Smith & Grenier 1975, Aldous 1972,
Dowell 1970, Schvaneveldt 1970, Cox 1962, Hess & Torney 1962, Emmerich
1961, Hartley 1960, Kagan & Lemkin 1960, Kagan 1956). Araştırmacılar farklı
yaş gruplarıyla yaptıkları bu çalışmalarda farklı özellikler üzerinde yoğunlaştığı
için sonuçlar da değişik özellikler içermektedir. Her ne kadar araştırma
özellikleri ve sonuçları farklıda olsa; “çocukların, bütün gelişimsel aşamalarında,
ailenin yapısal özelliği önemli bir rol oynamaktadır” tezini savunmaktadırlar.
Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Dergisi, Sayı 31, Sayfa 349-361, 2011
Aile Kavramının Değişim Süreci Ve Okul Öncesi Dönemde Ailenin Önemi
355
İlgili araştırmalar incelendiğinde çocukların aileyi oluşturan öğelere bakışını
inceleyen araştırma sayısının yeterli olmadığı görülmüştür. Dolayısıyla bu
çalışmanın değişen toplum yaşantısı içinde çocukların aile yapısına bakış
açısının değerlendirilmesi açısından fayda sağlayacağı düşünülmektedir.
AMAÇ
Aile kavramı ve değişen aile yapısına ilişkin literatür bilgileri doğrultusunda,
okul öncesi eğitim kurumuna devam eden altı yaşındaki 80 çocukla pilot bir
çalışma yapılarak çocukların ailenin kimlerden oluştuğuna ilişkin görüşlerinin
alınması amaçlanmıştır.
YÖNTEM
Araştırmanın evrenini, 2009–2010 öğretim yılında Aksaray İli Merkez İlçe’sinde
bulunan ilköğretim okullarına bağlı anasınıfına devam eden altı yaşındaki
çocuklar oluşturmuştur. Araştırma evreninden tesadüfî örnekleme yöntemiyle,
altı yaşında ve 38’i kız 42’si erkek olmak üzere toplam 80 çocuk örnekleme
alınmıştır.
Çocuklar sınıf ortamında iken, bireysel olarak görüşülmüş ve ailenin kimlerden
oluştuğuna ilişkin soruyu cevaplamaları istenmiştir. Çocukların kişisel bazı
bilgileri ve sorulan soruya verdikleri cevaplar yazılı olarak kaydedilmiş ve
değerlendirmeye alınmıştır. Verilerin analizinde frekanslar verilmiş ve yüzdelik
dağılımı yapılmıştır.
BULGULAR
Bu bölümde, görüşme yapılan çocukların kardeş sayısı ve ailenin kimlerden
oluştuğuna ilişkin verdikleri cevaba ilişkin bilgilere yer verilmiştir. Tablo 1’de
anasınıfına devam eden altı yaş grubu kız ve erkek çocukların kardeş sayılarına
göre dağılımı görülmektedir.
Tablo 1. Anasınıfına Devam Eden Altı Yaş Çocuklarının Kardeş Sayılarına Göre Dağılımı
Kardeş Sayısı
Tek Çocuk
İki kardeş
Üçkardeş ve
üzeri
Toplam
n
16
12
14
42
Erkek
%
38
29
n
12
14
33
100.0
12
38
Kız
%
31.5
37
n
28
26
31.5
100.0
26
80
Toplam
%
35
32.5
32.5
100.0
Tablo 1 incelendiğinde, çocukların % 35’inin tek çocuk, % 32,5’inin iki kardeş,
% 32,5’inin üç ve daha fazla kardeşe sahip olduğu görülmektedir.
Tablo 2’de anasınıfına devam eden altı yaş çocuklarının ailenin kimlerden
oluştuğuna ilişkin soruya verdikleri cevapların dağılımı verilmiştir.
Tablo 5. Anasınıfına Devam Eden Altı Yaş Grubu Çocukların “Aile Kimden Oluşur” Sorusuna
Verdikleri Cevaplara İlişkin Toplam Dağılımları
Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Dergisi, Sayı 31, Sayfa 349-361, 2011
356
Y. Günindi, S. Yaşa Giren
n
%
Aile Kimden Oluşur
Anne-baba-çocuk
Anne-baba-çocuklar
Anne-baba-çocuklarbabaanne/dede
Anne-baba-çocuklar-anne
veya baba ebeveynleri ve
kardeşleri
Toplam
Erkek
Kız
Toplam
Erkek
Kız
Toplam
16
20
12
22
28
42
20
25
15
27.5
35
52.5
4
2
6
5
2.5
7.5
2
2
4
2.5
2.5
5
42
38
80
52.5
47.5
100
Tabloda da görüldüğü gibi; görüşme yapılan çocukların % 87.5’i “Aile kimden
oluşur?” sorusuna “anne-baba-çocuk/çocuklardan oluşur” cevabını vererek
çekirdek aileyi; % 7.5’i “anne-baba-çocuklar-babaanne/dede” cevabını vererek
geçiş aileyi ve % 5’i “anne-baba-çocuklar-anne veya baba ebeveynleri ve
kardeşleri” cevabını vererek geniş aileyi tanımlamışlardır.
SONUÇ VE TARTIŞMA
Modernleşme süreci, aile kurumunu yapısal olarak değiştirmiş ve geleneksel
geniş aileden çekirdek aileye doğru geçiş sosyolojik bir olgu olarak ortaya
çıkmıştır. Parsons, Bales ve Merton, modernleşmenin teknolojik ve kültürel
boyutlarının aile kurumunda yapısal ve fonksiyonel değişikliklere neden olduğu
noktasında aynı görüşü paylaşmaktadırlar (Parsons & Bales 1956; Merton 1957).
Çocuğun içinde bulunduğu çevreye uyum sağlamasında aile-çocuk ilişkilerinin
önemi oldukça büyüktür. Yapısı nasıl olursa olsun; çocukluk döneminde, ailesi
nedeniyle sosyal ve duygusal yönden problemler yaşayan bir bireyin bu
problemleri, ileriki yaş dönemlerinde de devam edebilmekte ve aile içi
iletişiminin iyi olmamasından dolayı birey kendini daha yalnız
hissedebilmektedir. Bu nedenle aile ilişkilerinin bir bireyin yalnızlık düzeyi
üzerinde oldukça etkili olduğu ifade edilebilir (Hortaçsu, 1997). İster geniş aile
olsun ister çekirdek aile olsun, çocuğun sosyal ve duygusal yönden
desteklenmesi için aile içindeki birey sayısının fazla olmasından çok aile içi
iletişimin etkin olması önemlidir.
Çocuğun ailesi ile yaşadığı her türlü yaşantının temelinde, aile üyeleri tarafından
çocuğa açıktan ve gizlice gönderilen mesajlar yatmaktadır. Bu durum, çocuğun
hangi aile üyesine yönelik ne düşündüğünün ve devamında onunla nasıl bir ilişki
kuracağının da belirleyicisidir (Schrodt, 2005). Ailenin fonksiyonel olması,
çocuğun sağlıklı gelişmesine yardımcı olur. Aile içi etkileşim, bireylerin
sağlığını etkiler, bir üyenin sağlıksız olması da tüm aile üyelerinde bazı
sorunların ortaya çıkmasına neden olabilir (Chan, 2002). Buradan yola çıkarak;
çekirdek aile ortamında yetişen çocuklarla, geniş aile ortamında yetişen
çocukların, anne-baba-kardeş üçlemi dışında kalan, kan bağıyla bağlı olduğu
kişilerle iletişimi ile ilgili araştırmalar yapılabilir.
Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Dergisi, Sayı 31, Sayfa 349-361, 2011
Aile Kavramının Değişim Süreci Ve Okul Öncesi Dönemde Ailenin Önemi
357
Cumhuriyet Döneminin ilk yıllarında geleneksel geniş ailenin ya da ataerkil
geniş ailenin kısmen de geçici geniş ailenin egemen olduğu görülmektedir.
Nüfusun, daha çok kırsal kesimde yoğunlaştığı, kentleşme ve sanayileşme çok
hızlı olmadığı için çekirdek ailenin gelişiminin yavaş bir seyir takip ettiği
görülmektedir (http://turkoloji.cu.edu.tr). Zaman içerisinde sanayileşmenin hız
kazanması ve köyden kente geçişinde etkisiyle aile yapısında da değişiklik
meydana gelmiştir. 1990 yılı rakamlarına göre çekirdek ailelerin toplam
hanelerin %67’sini oluşturduğu görülmektedir (Gökçe, 1996). 2006 yılında
ASAGEM ve TUİK tarafından yapılan bir araştırmaya göre, çekirdek ailelerin
toplam hanelerin %80.7’sini oluşturduğu bulunmuştur (TUİK, 2006).
Başbakanlık Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü’nün 1997’de göç
eden ailelerin aile biçimi ile ilgi yapmış olduğu araştırmada; ailelerin sadece
%21’inin geniş aile yapısında olduğu bulunmuştur (http://www.aile.gov.tr).
Toplumumuzun değişen sosyo-ekonomik yapısında meydana gelen değişimler
dikkate alınarak yapılan bu pilot çalışma sonucuna göre; anasınıflarına devam
eden altı yaş çocuklarının “Aile kimden oluşur?” sorusuna verdiği cevapla %
87.5’inin çekirdek aileyi tanımladıkları bulunmuştur.
Bu sonuçlar doğrultusunda;
• Daha kapsamlı bir çalışma ile daha geniş bir örneklem grubunun kullanıldığı,
ailenin ve ailedeki bireylerin rollerinin de sorgulandığı bir çalışma ile önemli
veriler elde edileceği düşünülmektedir.
• Sanayileşme ve kentleşme ile birlikte, aile yapısını “çekirdek aile”lerin
oluşturması ve ailenin başlıca işlevleri arasında yer alan çocuğun bakımı ve
sosyalleştirilmesi gibi temel görevleri büyük ölçüde aile dışındaki toplumsal
kurumlara devretmesi (Giddens, 1990), bu kurumlara önemli sorumluluklar
yüklemektedir. Buradan yola çıkarak, özellikle okulöncesi eğitim kurumlarının
programları düzenlenirken; çocukların bu gelişim alanlarında oluşan eksiklerin
giderilmesine yönelik olarak düzenlenebilir.
• Aile, Türk toplumunda zaman içerisinde değişimlere uğramıştır fakat
etkinliğini ve önemini kaybetmemiş bir kurumdur. Millî ve manevî değerlerin
korunmasında ve geliştirilmesinde, millî bütünlüğün ve dayanışmanın
pekiştirilmesinde aile kurumunun güçlendirilmesi gerekmektedir. Ailenin
toplumsal ve ekonomik değişime uyumunu sağlayacak önlemler alınarak aile
bireyleri arasında bağlılık ve dayanışmayı geliştirici ve özendirici politikalara
ağırlık verilmelidir.
KAYNAKLAR
Adak, N. (2005). “Toplumun Temel Yapı Taşı: Aile”, Kurumlara Sosyolojik Bir
Bakış. Güçlü S. (Ed.), İstanbul: Birey Yayınevi, 58.
Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Dergisi, Sayı 31, Sayfa 349-361, 2011
358
Y. Günindi, S. Yaşa Giren
Ağdemir, S. (1991). Aile ve Eğitim. Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu
Başkanlığı Dergisi, 1(1), 11-14.
Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü (Asagem). (2008). Aile
Hizmetlerinde Sivil Toplum Kuruluşları ile İstişare Toplantı Raporu.
http://www.aile.gov.tr/images/icerik/200831856195/pdf/ Veri Tabanına Ulaşım
Tarihi; 11 Mayıs 2008.
Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü (Asagem). (2010). Ailede Çocuk
Eğitimi Araştırması. http://www.aile.gov.tr/index/index/konu/123 Veri Tabanına
Ulaşım Tarihi; 11 Mart 2010.
Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü (Asagem). (2010). Ailede Çocuk
Eğitimi Araştırması. http://www.aile.gov.tr/index/index/konu/123#03 Veri
Tabanına Ulaşım Tarihi; 11 Mart 2010.
Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü (Asagem). (2010). Ailede Çocuk
Eğitimi Araştırması. http://www.aile.gov.tr/files/almanya.pdf Veri Tabanına
Ulaşım Tarihi; 11 Mart 2010.
Aldous, J. (1972). Children’s Perceptions of Adult Role Assignment: Father
Absence, Class, Race and Sex Influences. Journal of Marriage and the Family.
34,55-64 .
Altınkaynak,
S.
(2004).
Çocuk
Eğitimi
Ailede
Başlar.
http://www.aksam.com.tr/arsiv/aksam/2003/06/29.ozgurplatform/ozgurplatform
3. html. (07.02.2004).
Aral, N., Gürsoy F. ve Köksal, A. (2001). Okulöncesi Eğitiminde Oyun. Ya-Pa
Yayınları. İstanbul.
Bagavos, C. and Martın C. (2002). What Happens to the European Family.
Family Observer, European Observatory on Family Matters, No.3. European
Commission Employment and Social Affairs. 20–28.
Bryan, L. R., Coleman, M., Ganong, L. H., and Bryan, S.H., (1986). Person
Perception: Family Structure as a Cue for Stereotyping. Journal of Marriage and
the Family.48, 169-174.
Budak, S. (2000). Psikoloji Sözlüğü, Ankara: Bilim ve Sanat Yayıncılık, 319.
Bulut, A. (2005). Erken Çocukluk Döneminde Cinsel Eğitim. Erken Çocuklukta
Gelişim ve Eğitimde Yeni Yaklaşımlar. Müzeyyen S. (Ed.). Morpa Kültür
Yayınları, 2.Cilt, İstanbul.
Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Dergisi, Sayı 31, Sayfa 349-361, 2011
Aile Kavramının Değişim Süreci Ve Okul Öncesi Dönemde Ailenin Önemi
359
Bulut, I. (1993). Ruh Sağlığının Aile İşlevlerine Etkisi. Ankara: Başbakanlık
Kadın ve Sosyal Hizmetler Müsteşarlığı Yayınları, (15)
Chan, O. (2002). Health and Family. A Medical Sociological Analysis. New
York, The MacMillian Company; 112.
Cox, F.N. (1962). An assesment of Children's Attitudes Toward Parent Figures.
Child Development.33,821-830.
Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Merkezi (2006). Cumhuriyetten
Günümüze
Türk
Ailesinin
Dünü,
Bugünü
Geleceği.
http://turkoloji.cu.edu.tr/GENEL/genel_ana.php Veri Tabanına Ulaşım Tarihi; 26
Kasım 2009.
Dikeçligil, B. (1995). Türk Toplumunun Aile Tipleri, Yüzyıl Biterken
Cumhuriyet Dönemi Türk Ansiklopedisi, Cilt: 11, İstanbul: İletişim Yayınları.
Dokur, M. ve Profeta, Y. (2006). Aile ve Çift Terapisi, Psikoloji Dizisi, İstanbul,
Morpa KültürYayınları.
DoweII, J. (1970). Children's Conceptions of Parent-Role Behavior.
Unpublished Doctoral Dissertation. The Florida State University, USA.
Emmerich, W. (1961). Family Role Concepts of Children Ages Six to Ten. Child
Development. 32,609-624.
Erol, M. (1992). Geniş Aileden Çekirdek Aileye Geçiş Sürecinde Aile İçi
İlişkilerde Meydana Gelen Değişmelerin Aile Üyeleri Üzerindeki Etkileri.
Yayınlanmamış Doktora Tezi. Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Ankara.
Giddens, A. (1990). Sociology. Polity Press, Cambridge.
Gökçe, B. (1996). Türkiye’nin Toplumsal Yapısı ve Toplumsal Kurumları,
Ankara: Savaş Yayınevi, 169.
Hartly, R.E. (1960). Some Implications of Current Changes in Sex Role Patterns.
Merill Palmer Quarterly.6,153-163.
Hatipoğlu, Z. T. (1996). Ergenlik Çağındaki Öğrencilerin Benlik Tasarım
Düzeyleri ile Algınan Anne Davranışları Arasındaki İlişkinin İncelenmesi.
Yüksek Lisans Tezi. Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Eğitim
Bilimleri Anabilim Dalı eğitimde Psikolojik Hizmetler Bilim Dalı, İstanbul.
Hess, R. and Torney, J.V. (1962). Religion, Age, and Sex in Children's
Perceptions of Family Authority. Child Development. 33,781-789.
Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Dergisi, Sayı 31, Sayfa 349-361, 2011
360
Y. Günindi, S. Yaşa Giren
Hortaçsu, N. (1997), İnsan İlişkileri, 2.baskı, Ankara: İmge Kitabevi.
İnanç, A., Bilgin, M. ve Atıcı, M. K. (2005). Gelişim Psikolojisi: Çocuk ve
Ergen Gelişimi. 2. Baskı. Nobel Kitapevi. Adana.
Kagan, J. (1956). The Child's Perception of the Parent. Journal of Abnormal and
Social Psychology. 53,257-258.
Kagan, J. and Lemkin, J. (1960). The Child’s Differential Perception of Parental
Attributes. Journal of Abdormal and Social Psychology. 61, 440-447.
Kandiyoti, D. (1984). Rural Transformation in Turkey and Its Implications for
Women's Studies. Pp. 17-29 in Women on the Move: Contemporary
Transformations in Family and Society. Paris: UNESCO.
Kaya, Ö. M. (2002). Okulöncesi eğitim Kurumlarında Uygulanan Programlara
Ailelerin İlgi ve Katılımları ile Okulöncesi Eğitim Kurumlarının Aile Eğitimine
Katkısı Konusunda Anne –Baba Görüşleri. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi.
Anadolu Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü. Eskişehir.
Marshall, G. (1999). Sosyoloji Sözlüğü, Ankara: Bilim ve Sanat Yayınevi, 265.
Merton, R. (1957). Social Theory and Social Structure, New York: CollerMacmillan Press, 275-281
Nirun, N. (1994). Sistematik Sosyoloji Yönünden Aile ve Kültür, A.K.M.
Yayınları, Ankara.
Orçan, M. (2008). Sosyal Gelişim. Erken Çocukluk Döneminde Gelişim. Edit:
M. Engin Deniz. Maya Akademi, Ankara.
Ömeroğlu, E. (2000). Okulöncesi Eğitim Kurumlarının Fiziksel ve Eğitsel
Ortamları, Okulöncesi Eğitim İlke ve Yöntemleri. Şefik Y. (Ed.). Eskişehir:
Anadolu Üniversitesi Yayınları.
Özcan, N. (1994). “Boşanma, ölüm ya da terk nedeniyle ebeveynlerin birinin ya
da her ikisinin yokluğu”. Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi,
Sayı:1-2, Aralık, 149-158.
Özgüven, İ. E. (2000). Evlilik ve Aile Terapisi, Ankara, PDREM Yayıncılık.
Özgüven, İ. E. (2001). Ailede İletişim Ve Yaşam, PDREM Yayınları, Ankara.
Parsons, T. and Bales, R. (1956). Family. London:The Free Press, 35.
Pesechkian, N. (1999). Pozitif Aile Terapisi, İstanbul, Beyaz Yayınları.
Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Dergisi, Sayı 31, Sayfa 349-361, 2011
Aile Kavramının Değişim Süreci Ve Okul Öncesi Dönemde Ailenin Önemi
361
Poyraz, H. ve Dere H. (2003). Okulöncesi Eğitimin İlke ve Yöntemleri. Ankara:
Anı Yayıncılık
Schrodt, P. (2005). Family Communication Schemata and The Circumplex
Model of Family Functioning. Western Journal of Communication. (69)
Schvaneveldt, J. (1970). Concepts of “Badness” and “Goodness” of Parents as
Perceived by Nursery School Children. Family Coordinator.19,98–103
Smith, N.F. and Grenier, M.K. (1975). English and French Canadian Children's
Views of Parents. Canadian Journal of Behavioral Science.7,40-53.
Tezel, Ş.F., Ünver, N. (2005). Okulöncesi eğitim Programlarına aile Katılımı.
Kastamonu Eğitim Dergisi. 13:23-30.
Thornton, A. and Fricke, T. (1987). “Social Change and the Family:
Comparative Perspectives From The West, China and South Asia”, Sociological
Forum, Vol:2, 746-766.
Türkiye İstatistik Kurumu (2006). Aile Yapısı Araştırması. TUİK Matbası.
Ankara, 1.
Wechselberg, K. and Puyn, U. (1993). Anne ve Çocuk. Çeviren: Kınalıbay E.
İstanbul: Remzi Kitabevi
Wood, J., Chapin, K., Hannah, M.E. (1988). Family Environment and Its
Relationship to Under-Achievement. Adolescence. 23:90, 283-.291
Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Dergisi, Sayı 31, Sayfa 349-361, 2011
362
Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Dergisi, Sayı 31, 2011