Kamuda Sosyal Politika - Memur-Sen
Transkript
Kamuda Sosyal Politika - Memur-Sen
Memur-Sen Adna Sahibi Ahmet Gündodu Sorumlu Yaz leri Müdürü ve Editör Halit Ortaköy Genel Yayn Yönetmeni Mustafa Güçlü Yayn Kurulu Mahmut Kaçar Ahmet Yldz Yusuf Yazgan Hac Bayram Tonbul Ahmet Kaytan Danma Kurulu Prof. Dr. Naci Bostanc (Gazi Üniversitesi) Prof. Dr. Ali Seyyar (Sakarya Üniversitesi) Doç. Dr. Mustafa entop (Marmara Üniversitesi) Prof. Dr. Yasin Aktay (Selçuk Üniversitesi) Prof. Dr. Kadir Arc (Gazi Üniversitesi) Prof. Dr. Ömer Çaha (Fatih Üniversitesi) Prof. Dr. Mümtaz’er Türköne (Gazi Üniversitesi) Doç. Dr. Oya Akgönenç (Ufuk Üniversitesi) Yrd. Doç. Dr. Cengiz Ank (Gazi Üniversitesi) Yrd. Doç. Dr. Veysi Erken Yrd. Doç. Dr. Erdinç Yazc (Gazi Üniversitesi) Alaettin ahin ahin Ali en Bilimsel makaleler ile ilgili tüm soru ve yazmalarnz için; Mustafa Güçlü [email protected] EDTÖRDEN Halit ORTAKÖY Genel Basn Yayn ve Halkla likiler Sekreteri ÇÖZÜME PAYDA OLMAK Sendikal örgütlenmemizi gerçekletirmeye baladmz doksanl yllarda yüklendiimiz, “kamu sendikaclna dair yeni ve güçlü bir alg oluturmak” misyonunu, siyaset ve bürokrasi meneili her türlü engele ramen bugün de devam ettiriyoruz. “Hak”kn verilen deil çetin mücadeleler sonunda “alnan” bir deer olduu bilincini de barndran bu misyonumuzla, kamu çalanlar adna elde ettiimiz “hak”lar korumak ve gelitirmek adna yaplmas gerekenlerle birlikte insanmzn ve içinde yaadmz toplumun sorunlarna, taleplerine ve beklentilerine de, “önce insan” vizyonuyla hassasiyet göstermekteki öncülüümüzü sürdürmenin çabas içinde olduk. Kurumsal kimliimiz haline gelen bu öncülüümüzün ve sosyal sorumluluumuzun gerei, bir önceki saysnda “Dünya’da ve Türkiye’de Kamu Sendikacl” konusunu ilediimiz “Sosyal Politika” dergimizin bu saysn, “Çalma Hayatmz, Toplu Sözleme ve Grev Hakkmz” konusunu inceleme ve tartma zemini olarak kullanmay uygun bulduk. “Sabr, ükür, kanaat, hogörü,” gibi inanç ve medeniyetimizin kök kavramlarnn, özleriyle örtümez anlam kaymalarna tabi tutularak insanmz ve toplumumuz tarafndan, hakszlklar karsnda duyarszln, dayatma karsnda sessiz kalmann, zorbalk karsnda sorgusuz-sualsiz itaatin, hukuk d ve karanlk emeller karsnda boyun emenin makul gerekçesi ve hakl dayana olarak görülmeye balanmas oldukça düündürücüdür. Yayn dare Merkezi: Memur-Sen GMK Bulvar Özveren Sokak No:9/4 Demirtepe/Ankara Tel: (0312) 230 09 72-73 - 230 48 98 Bürocell: (0533) 657 97 03-04 Faks: (0312) 230 39 89 www.memursen.org.tr Halbuki, asrlar boyu tadmz/tayacamz deerler manzumesinin prensipleri; sürekli daha iyiyi, daha doruyu arayp bulma gayretini, tüm olumsuzluklara kar gücü yettiince mücadele etmeyi ve direnç göstermeyi, yanl düzeltmek için de katkda bulunmay öütlüyor; kaytszl, duyarszl, sorumsuzluu yeriyor; hak arama cehdini, insan ve insanlk haysiyetini korumay da tevik ediyor ve övüyor. Grak Tasarm&Bask Hermes Ofset Ltd. ti. Kazm Karabekir Cad. Murat Çars 39/16 skitler / Ankara Tel: 0312 341 01 97 - 384 34 32 Bu prensipleri özellikle çalma hayat olmak üzere hayatn her alanna yanstmay ilke edinenler olarak, ülkemizin gerek siyasal gerekse sosyo-ekonomik bakmdan içinde bulunduu bu tarihi deiim sürecinde çözüme dair sorumluluklarmzn ne denli önem tadn bir kez daha hatrlamak zorundayz. Bu hatrlama, “Sorunun parças olmak” maduriyeti yerine, “Çözümün payda olmak” maruriyetini yaamamza da vesile olacaktr. Yayn Türü: Yaygn - Süreli Basm Tarihi: 26 Aralk 2009 5000 adet Ücretsiz Datlr. Bu çerçevede, sendikal örgütlenmenin vazgeçilmez unsurlar ve kamu çalanlarnn en temel hakk olan “Toplu Sözleme ve Grev Hakk”n dosya konusu yaptmz dergimizin bu saysnda, çözüme payda olma iradeleriyle kirlerini, düüncelerini, eletirilerini ve aratrmalarn bizimle paylaanlara teekkürlerimi sunuyorum. 2 BU SAYIDA 3 Ahmet GÜNDODU - Varm ve Buradaym 7 Prof. Dr. Naci BOSTANCI - “Çalmak” Üzerine Birkaç Söz 12 Yrd. Doç. Dr. Ali Osman SARI - ILO Normlar Karsnda Kamu Görevlilerinin Toplu Sözleme ve Grev Haklar 18 Gülay ASLANTEPE - Türkiye’de Örgütlenme ve Toplu Pazarlk Hakk ve ILO Sözlemeleri 21 Emin ENVER - AB Üyesi Ülkelerde Kamu Çalanlarnn Örgütlenme ve Grev Hakk 32 Ara. Gör. Okan Güray BÜLBÜL - Türkiye’de Kamu Görevlileri Sendikacl 37 Yrd. Doç. Dr. Cemil RAKICI - Ücretler Üzerindeki Vergi Yükünü Arttran Baz Nedenler 42 Prof. Dr. Ali SEYYAR - Çalma Hayatnda ve yerinde Maneviyat 53 Ara. Gör. Burçin YILMAZ ESER - Sendikaclkta Yaanan Deiim ve Yeni Yönelimler 60 Yrd. Doç. Dr. Mehmet Merve ÖZAYDIN - Türkiye’de gücü Piyasasnn Dinamikleri ve Mesleki Eitim Sorunu 67 Ara. Gör. Volkan IIK - Çalma Yaamnda Kadn gücüne Yönelik Cinsiyet Ayrmcl Uygulamalar 3 Ahmet GÜNDODU Memur-Sen Konfederasyonu Genel Bakan VARIM VE BURADAYIM nsanlarn sahip olduklar kültür; potansiyellerinin farkna varmalarnda ve kendi seçenekleri içinde özgürce seçimler yapabilmelerinde en belirleyici unsurdur, yaadklar dünyay anlamlandrmalarnda, orada egemen olan güç-iktidar ilikilerinin snrlarn görmelerinde en etkili araçtr; bütün hak arama mücadelelerinde olduu gibi, sendikal mücadelenin uzun menzilli yürüyüünün de en büyük kozudur; böylesi yürüyülere katlan bireylere “ Buradaym!” dedirten en büyük inacdr. Buradaym (bu yerdeyim), bir snr durumudur: kendi snrlarnn farknda olma halinin da vurumudur, bir bilinçlenme içeriinin, bilinçlenme gereksinimi ile kesitii yerdir; ayn zamanda bir bakasna seslenmedir, hazr olmay dile getirir; balangç olma anlam tar. Ve zaman içinde ön görülmü bir hedefe (ora’ya) doru ilerlemeyi muhtevasnda tar. Buradaym, geçmiten gelecee doru akn imdide odaklaan sesidir. Baka bir deyile üç ayr bilinç boyutunun bu youn noktadaki kesimesidir: Bilinçlenme yürüyüü srasnda dönüp geriye bakma: Nereden geldim, ne kadar yol aldm? leriye bakma: Nereye doru gidiyorum? Ne kadar yolum kald? Ve imdi: Ne yapyorum, niçin yapyorum? imdi, insann kendi yaad deneyimlerden ve içinde yaad toplumun ona aktard atalarnn geçmiinden oluur. Baka bir söyleyile, her geçmi baka bir geçmiin yaanmlklaryla örülüdür. Çünkü hayat, aralksz bir yürüyütür. Hayat için sürelerden, aamalardan, dönemlerden söz ediliyor olsa bile, gerçekte hayat, bir noktadan baka bir noktaya kat edilen yollar, yllar süren kesintisiz oluumlardr. Ve bu kesintisiz akn belli bir aamasndan sonra, yeni yönler, yeni hedeer belirlenir. Ayn zamanda imdi, daha önce gelimi ve doruuna varm olan bir insanlk evreninden balar. Bu demektir ki insan için yeni bir ey icat etme gereksinimi duymadan, yalnzca içine yerleip, bireysel geliimine balayabilecei bir deer hep olmutur. Bu yüzden insan her defasnda bir kaplan gibi sfrdan balamak zorunda deildir, art bir deerden balar ve büyümesini de bu deerin üzerine ina eder; yaad ve yapt eylerde tüm insanlk geçmiinin kalntlarn bulabilir. Bu anlamda geçmi; mazide kalm, soyut, gerçek d bir kavram deil, bugünü ayakta tutan canl, etkin bir güçtür. O halde insanlar, bugünü tanmlarken kulland kavramlar, modelleri dünden ödünç ald. Toplumsal hayatlarn düzenlerken, maddi kaynaklarn yeniden paylalmasn talep ederken, inancn - yaama biçimini savunurken bavurduu referanslar, yasland temel deerler; hak talep ederken gösterdii gerçekler geçmite sakldr. Ve elbette sendikal mücadelenin gelecei de geçmiinden bamsz düünülemez. Sendikal mücadeleye inanm biri “Buradaym! diyorsa öncü mücadelelerden bamsz söz söylemesi mümkün deildir. Avrupa’da ekonomik alanda güçlenen, devrimci bir snf olarak tarih sahnesine çkan burjuvazi sanayi devrimiyle birlikte ortaya çkan içi snfnn ve köylülerin desteini de yanna alarak ekonomik temelleri sarslmaya balayan aristokrasinin egemenliine son vermeyi bilmitir. Burjuvazi, en güçlü aktör olarak yeni düzende egemenlii tekeline aldktan sonra, ilk ii tamam mülksüz olan içileri ve kadnlar temel haklardan- seçme ve seçilme hakk bata olmak üzere- yoksun brakmak olmutur. Bu durumda içiler için devletten ve sermayeden bamsz bir snf olarak birleip örgütlenerek sendikal mücadeleye girimekten baka bir yol kalmamtr. Böylelikle emek- sermaye arasnda kesintisiz bir ekilde sürecek ekonomik, toplumsal ve ideolojik mücadele balatlm oldu. çinde çok kanl bir ekilde bastrlan ayaklanmalarn da yer ald mücadeleler sonucunda çalma hayatnn düzenlenmesiyle ilgili birçok kazanm elde edilmi, seçme ve seçilme hakknn tüm yurttalar için güvence altna alnmas 4 salanmtr. Ve elbette bu mücadelenin sonuçlar Avrupa ile snrl kalmam, tüm insanlk için yeni bir balangç olmutur. Bize gelince, Cumhuriyetin balangç yllarnda Batl kurumlar ve normlar benimsemi, egemenliin temel dayanan oluturmu bir millet ve bu milletle bütünlemi bir siyasal yapnn amaçlandn söylemek mümkün. Ancak daha sonra hâkim olan tek parti döneminde(1923–1950 ) böyle bir anlay hiçbir zaman hayata geçirilmemitir. Tek parti oligarisinin gözünde halk, topluca eitilerek dönütürülmesi gereken bir yndan ibarettir, bu mantk uyarnca dönütürme ilemleri çok partili hayata geçilinceye kadar aralksz sürdürüldü. Bu diktac yap, eylemlerini hukuka, temel insan haklarna uygun olup olmamasna bakmakszn, yaptklar her eyi meru kabul etti; meruiyetlerinin dayana-kayna olarak da ya kendilerini ya da iaret ettikleri hedeeri dayatt. Böylesi bir iktidar paylamnda her türlü siyasal düünce, siyasal örgütlerin, derneklerin yasaklanmas, muhalif medyann susturulmas zor olmad. Sivil toplum oluumlarna taknlan bu zorba tutum, bireyi yalnz, korumasz, yaln kimliiyle; güçlü, donanml, ceberut bir devletle kar karya brakmtr. Tek parti zihniyetinin yaptklar sadece bununla da kalmamtr. Osmanl mparatorluunun yüzyllk modernleme çabasnn sonucu ortaya çkan birey ve devlet arasndaki arac kurumlar da ortadan kaldrmtr. Özellikle her türlü siyasal parti, dernek ve muhalif medyann yasaklanmas toplumla devlet arasndaki balar yok etmitir. Böyle olunca devletin ve toplumun amaçlarnda ayrma kaçnlmaz sonuç olarak ortaya çkmtr: Bir yanda asker, bürokrat ve devletçi, öte yanda da seçilmi siyasetçilerden oluan ve gücünü toplumdan alm olan siyasal elit biçiminde ikili blok ortaya çkmtr. Bu bölünme ayn zamanda referans ve söylemlerin de ayrmas demektir. kinci dünya savann demokratik rejimler lehine sonuçlanm olmasyla Türkiye’nin referanslarnda da bir dönüüm kaçnlmaz olmutur. Türkiye’de hakim durumda bulunan devletçi anlayn tersine, sivil topluma dayanarak oluturulan bireyci bir anlay, dünyayla e zamanl olarak, yükselen bir deer(paradigma) haline gelmitir. Ancak vesayetçi bürokrasi, dünyadaki ve Türkiye’deki gelimeler karnda bo durmad: Merkeziyetçi bir ekonomi, yönlendirici akl, militan bir laiklik, homojenlik içeren bir cumhuriyet ve bütün bunlarn simgesi olarak da “Kemalizm” diye bir ideo- loji üretti. Ve bu ürettikleri ideoloji, Batl deerlerden ayr bir öz tayormu gibi topluma dayatld. Hatta “Kemalizm” vesayetçi bürokratlarn elinde; her türlü gelimenin, özgürlemenin, demokrasinin, insanln evrensel geliim sürecinin nihai noktasym gibi gösterildi. Bunlar da yetmedi, her on ylda bir askeri darbe yapld. nsanlar, en ar ikencelere maruz brakld, idam edildi, maddi- manevi sermayelerine el konuldu, makamlarndan uzaklatrld. Yetinmediler, gelitirdikleri ve uygulamaya soktuklar plan ve programlarla çocuklar- ailelerin iradelerine ramen- darbeci zihniyeti içselletirmeye zorladlar. Her eyi bir mühendislik olay gibi gören bu vesayetçi bürokrasinin statükocu anlaynn aksine, dünyadaki gelimeleri doru okuyan, kimi aydnlar ve sivil toplum kurulular, liberalizm ve özgürlük gibi kavramlarn savunucusu haline geldi; bürokratlarn bazlar da siyasal iktidara, dolaysyla siyasal partilere balanmaya balad; AB yolunda gerçekleen reformlarn bir soncu olarak da sosyal katlm da sistemin önemli belirleyicilerinden biri oldu. Bu gelimelerin sonunda “toplumsal katlm” sisteme tayan sivil toplum örgütleri, doal olarak daha da güçlenmi, ön plana çkmtr. Ancak tüm dünyada yaanan politik ve ekonomik yönelimler karsnda sendikalarn içine dütüü durum, kaybettikleri mevziler, konuyla ilgilenen herkesin malumudur. Bu durumun, lizlenmeye balayan kamu sendikacl için de riskler tad çok açk. Çünkü hem büyük irketlerin hem de irket gibi hareket eden devlet yaplanmasnn elinde “isizlik” gibi güçlü bir silah var; isizlik bütün dünyada “ yedek içimemur ordusu”nu elinin altnda, hazrda tutmaktadr. Dolaysyla emeini ücret karl satanlardan çok emeini satmaya çalanlarn mevcut olduu bir dünyadayz. Mevcut yapya ilaveten ideoloji- etnik kimlik gibi mücadele ve çatma alanlarnn yaygnlk kazanmas, emek-hak ve özgürlük araynda, çalanlarn iç ve d dünyalarnda bölünme ve yabanclamaya yol açt söylenebilir. Her eye ramen mevcut emaya direnen örgütlü insan tipi de ortaya çkt. Bu insan tipi, insan insan olmaktan alkoyan, onu bir say-sistemin sradan bir bileeni düzeyine indirgemeye çalan, onu varoluunun anlamndan yoksun brakmaya çalan güçlere kar koyma iradesinin bir sonucudur. Aslnda bu yeni insan tipi yeni bir toplumsal öznenin ilandr. Bir yerde bakaldr, direni varsa orada bir özne vardr. Özne, 5 kendi var oluunu, kendi gerçekliini, kendi seçimlerini hiçbir zorba güce brakmamasyla dier insanlardan ayrlr. Düünürün “Gündelik hayat belirleyen genel geçer yasalar onun için belirleyici olamaz. Sradan bir hayatn güçlü akntlarna kar durmasn bilir. Bu kar koyma bilinci, derin bir haklar ve ödevlerde, ahlakllk düzeyinde gerçekleir.”1 diyerek özetledii yeni insan, birey olarak özneye, ayn zamanda da sendikal olmaya giden yolun balangcn iaret etmektedir. Ancak toplumsal özne olmak öyle kolay elde edilebilecek bir duru deildir. Çünkü ülkemizdeki siyasal kültürün olumasnda ve kurumsallamasnda tek parti zihniyetinin baskc, tara tutumu; son elli ylda nerdeyse her on ylda bir tekrarlanan darbelerin yaatt travmalar, öncesi ve sonrasyla darbe iklimi, kendini devletin sahibi gören derin yaplanmann keynce iktidar ve itibar datmas; lemeler, yargsz iten el çektirmeler ve infazlar… Sonuç olarak insanlar, örgütlenme açsndan, sahip olduklar erdemlerin en önemlilerinden biri olan “güven” duygusunu yitirmeye zorlandlar. Güven, sivil toplumun kurucu temeli, mayasdr. “Kendilerini güvensiz hisseden, gelecein getirebileceklerine saknarak bakan ve emniyetlerinden endie eden insanlar, kolektif eylemin gerektirdii riskleri göze alacak kadar özgür deillerdir. Bu insanlar birlikte yaamann alternatif yollarn hayal edecek cüretten ve zamandan yoksundurlar ve kimseyle paylaamayacaklar ilerle o kadar meguldürler ki, brakn ortaklaa giriilebilecek türden ilere enerji ayrmay, bunlar hakknda düünmezler bile.”2 Bunun yannda toplumun büyük bir kesimi devlet merkezli düünmeye devam ediyor. Çünkü devlet, hala temel ayrmalarn belirleyicisi olma konumunu sürdürüyor. Böyle olunca da insanlar arasndaki ilikiyi sosyo-ekonomik faktörlerden çok devletle kurulan ilikiler belirleyebilmektedir. Bu durum sendikal açdan en büyük handikaplardan biri olmaya devam etmektedir. Çünkü bu yap siyasal sistem içinde despotik ve totaliter baskn deerler” de üretmeye devam edecektir. Sendikaclk adna karlatmz en büyük engellerden biri de Osmanl’nn sön dönemlerinde balamak üzere etkisini üzerimizde hala sürdüren Fransz etkisiyle gelitirilen egemenlik paylamnn birbirini yok etmeye dönük snar üzerinden yürütülmesidir. Örgütlü mücadele açsndan gerek dünyadaki gerekse ülkemizdeki gelimeleri dikkate aldmzda en temel yasann sendikalardan yana olduunu söyleyebiliriz: “ Hakszla urayanlarn koalisyonu kendiliinden oluur.” Tarihin her döneminde bu böyle olmutur. Eitlii, özgürlüü ve hakça paylam ortadan kaldran güçler karlarnda hep birilerini bulmulardr. Bu kar koyma biçimi, günümüze ve demokratik yönetim biçimine yaklatkça daha örgütlü bir güce dönümektedir. Ve böylesi örgütlü devletlerde toplumsal düzenin bozulmas son derece zordur. Çünkü snrsz sayda ekonomik, siyasal, ahlaki örgütlenmeler bir ideal uruna sürekli çalrken toplumsal düzeni bozacak eylemlere- buna her türlü cuntaclk da dâhil- izin vermezler. Bizim gibi ülkelerde sendikaclar için en vazgeçilmez ilke birletirici bir demokrasi olmaldr. ‘Eitlikçi sosyal birlik’ ideali üzerine ina edilen birletirici demokrasi, katlm ve ortak yarar ilkeleri, müzakereci siyaset temeline dayanr. Ortak yararn belirlenmesi sürecine sivil toplum ve piyasann dâhil edilmesi, iktidarn meruluunun kolektiikle saland bir yönetim biçimi öngörür. Bu yolla, toplumsal, siyasal ve ekonomik iktidar “merkezi devletten” alarak gönüllü gruplar arasnda datr. Bu anlay bizi “Fransz toplumsal yapsnn temelini oluturan snf temelinin etkisiyle ikincil gruplarn (sivil toplum içindeki yaplar) “birbirlerinin boazlarna yapan” topluluklar haline”3 dönümekten, dolaysyla örneklerini daha önce yaadmz, darbe gerekçesi olan çatma kültürünün insan yok etmeye ayarlanm örgütlü mücadele biçiminden koruyacaktr. Elbette birletirici demokrasi ideali yetmeyecektir. Sendikalar öne sürdükleri görülerin gücünü, gerçekliini, çözüm üretme yeteneini yaanan hayatn içinde, yani pratikte kantlamaldr. Ayaa kalkp: “nsanlk tarihinden aldmz mirasla, ellerimizi bir birimize uzattk ve birlikte ne kadar güçlü olduumuzu gördük. Biz yaptk, biz gerçekletirdik, yok sayldmz, üç be bürokratn insafna terk edildiimiz günlerin sonunu biz getirdik, ilk defa kendi tercihlerimizi yayoruz; her ey bizim irademiz, bizim meziyetlerimiz, bizim emeimizle gerçekleti. Biz ayn zamanda “büyük ve özgür okul olduk.” diyebilmelidirler. Bunun için de sendikalar, mücadelelerine bir “vatan” boyutu katmaldr. Ancak vatan sadece bir toprak parças olmamaldr. Vatan: Toplumun birlikte sahip olduu geçmi, imdi ve gelecektir. Böyle bir tutum sendikal mücadeleyi ksr döngüden de kurtarr. Bu da “buradaym” diyebilen “özne”lerle mümkün olacaktr. 6 Sendikalar, aranlmasna bile gerek duyulmadan, insanlarn ayana giderek onlara ortak sorunlarda birlikte hareket etme, dayanma, hukuki yardm gibi seçenekler sunmaldr. Geleneksel balarn zayad bir yerde, sahici dostluklar sunabilmelidir. Ve bu çabalarn bir sonucu olarak ortaya çkacak birliktelik, ayr ayr bireylerin yerini aldnda, insanlar, söyledikleri dinlenen, kar konulmas zor bir güç olabildiklerinin farkna varacaklardr. Böylelikle varolularnn özneleri konumuna yerletiklerinde, küstah egemenlik biçimlerinin, adaletsiz paylamlarn önüne geçilebilirler. Ancak geleneksel vesayetçi egemenlik biçimi, öylesine bir toplumsal kabul görmü ki insanlarn önemli bir ksmna bu rejim, bu paylam doal, ayn zamanda da metazik deer olarak kabul görebilmektedir. Bunun sonucu olarak eletirel akl – yaanan her türlü Her türlü olumsuzluklara ramen “ insanlar, hiçbir zaman hakl direnilere sar kalamazlar” yasas kaytszlk ya da gelitirilen zorbaca egemenlikler yüzünden uzun süre ilememi olabilir. Böylesi durumlarda sendikalara düen görev, ihmalin ya da zorbaln etkilerini silebilecek orannda çaba sarf etmelidirler. Sonuç olarak, hayatn bütün alanlarn kendi mülkü gören parann, gücün, iktidarn ve itibarn, rüyalarn, arzularn, doyumsuz efendisini yerinden etmenin en güçlü aracnn hâlâ sendikal mücadele olduunu; insanlarn kar koyma ve yenme becerisini belirleyen eyin, örgütlü üyelerin kendilerini “buradaym” diyebilen özneler olarak yetitirmeleriyle mümkün olabileceini düünüyorum. Ve unutmayalm: Ne zaman genç bir kuak canla bala ura verirse dünya deiir. hukuksuzlua ramen- ilemez hale gelebilmektedir. Bu haksz yapnn içselletirildii ve gizlendii yerden aça çkarlmas ve ortadan kaldrlmas sendikalarn DPNOTLAR 1. bk. Touraine Alain (2007), Bugünün Dünyasn Anlamak çin Yeni Bir Paradigma faaliyetleri arasnda önemli bir hedef olarak durmak- 2. bk. Gülgün SVL TOPLUM DERGS OCAK - MART 2003 tadr. 3. bk. Alexis de Tocqueville, çev. Taner Timur, stanbul, 1962 “ÇALIMAK” ÜZERNE BRKAÇ SÖZ 7 Prof. Dr. Naci BOSTANCI Gazi Üniversitesi letiim Fakültesi Dekan “ÇALIMAK” ÜZERNE BRKAÇ SÖZ “Çalma” kavram, ekonomiden felsefeye, tarihten hukuka kadar birçok disiplinin ilgi gösterdii bir anlamlar dizgesine ve pratiine sahiptir. Kavramn bu kadar youn bir ilgiyi hak etmesi artc deildir; çünkü bireysel ilikilerden tutun toplumsal ilikilere kadar her yerde çalmann önemli bir karl vardr. Gündelik hayat içinde yeni birisiyle tantmzda ona dair ilk merak ettiimiz husus, ne i yaptdr. ini örendiimizde onun kimlii, dili, sosyal balar hakknda da bir kir sahibi olacamz düünürüz ve bunda da ciddi bir hakllk pay vardr. Kiinin ii adeta onun toplumsal hiyerarideki yerini tayin eder ve yeni ilikiler kurulurken bu yere dair dikkat mühim bir arka plan olarak devreye girer. Ciddiye alnmas gereken bir ii olduunu düündüümüz kiiye kar tavrmzla sradan bir ii olduunu örendiimiz kiiye kar tavrmz birbirinden farkllk arz eder. “nsanlara eit ekilde davranmak” ahlaki bir ilkedir fakat ahlak her zaman sorgusuz sualsiz hayatmzn içinde olsayd elbette bu kadar çok ahlaktan bahsetmek lüzumunu duymazdk. Evlenmek için bir kza talip olan kiiye ebeveynlerin ilk sorusu ne i yaptdr. Exupery’nin Küçük Prensinde “Güzel bir evden bahsedildiinde yetikinlerin aklna gelen ilk düünce onun kaç para olduudur.” eklindeki eletirel bak, gündelik hayatn teorisinde az sayda yanda bulsa da, pratiinde daha da az uygulaycsnn olduu unutulmamaldr. Ebeveynler de kzlarna talip olan damat adaynn hangi çiçei sevdiini, kiiliinin ilginç yanlarnn neler olduunu örenmeyi önlerindeki muhtemel uzun zamana brakrken bu “çok gerçek hayatn kritik hususlarn” öncelikle örenmek isterler. Bir ii, toplumda bir yeri olan ve böylelikle saygnla kavumu bir damat adaynn bu türden nesnel kriterleri, özel dünyasnn özelliklerinden çok daha ilgi çekici bulunur. Exupery’nin insani ilikiler balamnda bu çok anlaml ve derin vurgusu bir yana, ile kiilik ve o kiinin toplumdaki yeri arasndaki balar tarih kadar eskidir. Elbette bu ilikide “çalma” her zaman ayn türden bir anlam içinde mütalaa edilmemitir. 8 nsanolunun kabile dönemine ilikin çözümle- vermez hem de kabilenin kolektif kimlii kiiler aramelerde, kadn ve erkek arasndaki biyolojik ayrla snda derin uçurumlarn öyle ya da böyle olumasna paralel olarak kesin hatlarla ayrlm ve adeta doal- imkân vermez. Avclk ve toplayclk döneminde yalatrlm bir i ayrlnn da toplumsal hiyerariye ayan insanlarn daha fazla av ellerinde tutmalar, buyerletirildiini görürüz. Erkek avla uraacak, buna nun üzerinden bir zenginlik edinmeleri düünülemez. karlk kadn meyve ve kök toplayacaktr. Erkein ii- Esasen birçok kabilede avcya kendi vurduu av tabu ni, üretimini ve toplumdaki anlamn tayin eden kritik kabul edildii için kiinin üretimini kendisini akn araç yay iken, kadn için bu sepettir. Kadn yaya doku- bir ekilde kabile için yapmas adeta kutsal bir kurala namad gibi, çünkü tabudur, erkek de sepete dokuna- dönümütür. Kabilenin hayatiyetini sürdürmesi için o çok gerekli olan “dayamaz. in bu temel aracna nma” duygusunu salafarkl cinsin dokunmas Avclk üzerinden elde edilen yan önemli unsurlardan kutsal bir yasann ihlalidir. Amacn cinslerin topan ve eref, muhtemel savala- birisi, elbette bu tabudur. bakalar için avlumdaki yerini amaz ve rn moral arka plann olutu- Herkes clk yaptnda, üretim deimez kurallarla tayin rur. Av hem hayat sürdürmek biçimi insanlarn arasnda etmek olduu ortadadr. Erkek savaç kimliini, için gereklidir hem de baka ka- maddi ve moral sürekli güncellenen güçlü balar yiitliini, cesaretini avda bilelerle yaplacak kaçnlmaz oluturur. göstermeli, kendisini böysavalara bir hazrlk olarak P. Clastres, Amazon lelikle ispat etmelidir. Vahyerlileri üzerine yapm i tabiat artlar içinde hadeerlendirilir. in, toplumsal çalmada, batl yatn sürdürmek isteyen hayatn süreklilii açsndan olduu ilerlemeci tarih anlayn bir kabilenin güce, cesakritik bir anlamla donatlmas, nakzeden ilginç bir örrete, savaçla böylesine yüceltici anlamlar yüklegünümüz dünyasnda da klk nekten bahseder. Avclk ve toplayclk ile uraan mesi anlalabilir bir dudeitirmi bir ekilde kar- bir kabile tarm örenir. rumdur. Hayatta kalmak mzdadr. Üretici güçler bunu üphesiz tarmsal üretim için kabile erkeklerinin bu niteliklerde rekabetçi kendi geçimleri ve zenginlikleri daha istikrarl ve daha fazla zenginlik vaat eden bir bir ekilde davranmalar için yaparlarken, ayn zamanüretim biçimidir. Ancak çok önemlidir. Bu vurgu da güçlü ve rekabetçi üretimin buna karlk avclk ve bize ie atfedilen deerler, arkasna yerletirilen ahuluslar aras arenada ülkeleri- toplaycla göre insanlardan çok daha fazla çalaki normlarla toplumsal ne üstünlükler kazandracan lma talep etmektedir. Bu ihtiyaçlar arasndaki ba düünürler. Anlamlarn ölçei kabile tarmsal aamaya hatrlatr. Buna karlk kadn yapt i üzerinden deimitir ama temeldeki ima geçmi, bir ölçüde üretim de yapm, ancak bu hayat erkee benzer bir onurvarln sürdürmektedir. tarznn kendilerinden çok landrmayla karlamaz.. fazla çalma talep ettiiinin risk içermemesi bu ni gördüklerinde yeniden tür bir onurlandrmann yokluu için bir ölçüde açklayc olabilir fakat bu yak- eski avclk toplayclk hayatlarna dönmülerdir. Böylamn dier yannda kadnn toplum içindeki yeri lelikle ilerlemeci tarih anlayna uymayan bir geri dövardr. Bu yer, ad konmasa da, düük statülü bir çal- nü gerçekletirmilerdir. Kabile hayatnda erkek üyenin avcl ayn zamanan konumudur. Kabile hayatnda insanlarn “i”e bak, hayat da savaçl ima eder. Avclk üzerinden elde edilen sürdürmek için gerekeni üretmekle snrldr. Onun an ve eref, muhtemel savalarn moral arka plann ötesinde “biriktirmek” için çalmak, zenginlik edin- oluturur. Av hem hayat sürdürmek için gereklidir mek bir amaç deildir. Hem üretim artlar buna izin hem de baka kabilelerle yaplacak kaçnlmaz sava- 9 lara bir hazrlk olarak deerlendirilir. in, toplumsal hayatn süreklilii açsndan kritik bir anlamla donatlmas, günümüz dünyasnda da klk deitirmi bir ekilde karmzdadr. Üretici güçler bunu kendi geçimleri ve zenginlikleri için yaparlarken, ayn zamanda güçlü ve rekabetçi üretimin uluslar aras arenada ülkelerine üstünlükler kazandracan düünürler. Anlamlarn ölçei deimitir ama temeldeki ima varln sürdürmektedir. Yerleik hayata, yani tarma ve hayvancla geçildiinde, yaplan iin insanlarn bu hayat karsndaki tutumlarn, toplumsal ve politik örgütlenmelerini nasl belirlediini bir kere daha görürüz. Toprakla uraan kii, artk sürekli ava çkarak savaçlk kabiliyetini her gün vahi tabiatta tecrübe eden kii deildir. Klç yerine orakla çalan, üretiminde hayati risk bulunmayan, bizatihi ii sebebiyle sürekli ölümle yüzlemenin getirdii bir cesaretten ve gözü karallktan yoksun tarm toplumunun insan, daha barç niteliklere sahiptir. Baka toplumlar onlarn gözünde ayn ava ortak bu yüzden hasm potansiyeli tayan çevreler deil, tarm ve hayvancln hemen yan banda yükselmeye balayan “ticaret” nedeniyle, ticaret üzerinden birlikte zenginleecekleri “yabanc” ortaklardr. Keza tarm toplumunun insan, üretiminin biriktirmeye ve zenginlemeye, böylelikle toplumsal hiyeraride daha yukarlara trmanmaya imkân verici nitelii sebebiyle yüzünü daha fazla dünyaya dönmü olan kiidir. Onun beklentisi sürekli ekonomik artlarn iyiletirmek, daha iyi refah artlar yakalamak ve gelecek kuaklara bunlar aktarmaktr. Oysa avclk toplayclk döneminin insan için bugünle yarn arasnda bir fark yoktur. Kendisi her ne yapyorsa gelecek kuaklar da aynsn yapmak ve ayn yöntemlerle ekmeklerini kazanmak zorundadrlar. yiletirilecek refah artlar da yoktur. Sadece zorlu tabiat artlarnda hayatta kalmak için kudrete, cesarete, hayatlarn riske ederek kazanabilecekleri “ekmee” ihtiyaçlar vardr. Avclk toplayclk dönemindeki insanlarla tarm toplumuna ait insanlarn karlamalarnda, üretim biçimlerinin belirledii dünya tasavvurlar nedeniyle çatmann yaanmas, bir egemenlik ilikisinin kurulmas büyük ihtimaldir. Burada barç, üretiminde cesarete ihtiyac olmayan tarm insan, gözü kara ve savaç avclk toplayclk dönemindeki insan karsnda son derece dezavantajldr. Göçer bir ekilde yaayan ve ekonomik üretimlerini hayvanclk üzerinden gerçekletiren topluluklar, tabiatla ilikilerinde ve üretim biçimlerinin deerleri ve karakterleri üzerindeki etkileri bakmndan avclk ve toplayclk dönemi insanlarna daha yakndrlar. Bu da onlara yerleik kültürler, tarm topluluklar üzerinden uzun asrlar boyu süren egemen olma ve onlar vergiye balama gücünü bahetmitir. Tarih kitaplarnda bahsedilen Asya bozkrlarnn göçer kabilelerinin adeta Nuh tufan gibi dünyann her tarafna genilemelerinde, yerleik medeniyetlere ba edirmelerinde ve savaç nitelikleriyle imparatorluklar kurmalarnda “üretim biçimlerinin” yani ilerinin önemli yeri vardr. in, üretim biçiminin her zaman insanlar için ayn anlama gelmedii muhakkaktr. Bugünkü dünyamzda çalmaya, hayatmz sürdürmek için gerekli olan bir uratan öte ahlaki bir anlam atfediyoruz. nsan çalmaldr, çünkü bu onun üstüne düen ahlaki bir görevdir. Fakat tarih kitaplar Eski Yunan’da, sitelerde yaayan az saydaki “vatanda”n ie öyle bakmadklarn, daha dorusu çalma biçimleri arasnda çok temel bir ayrm yaptklarn söylüyor. Bunun ne olduundan bahsetmeden önce vatandalarn sitelerdeki yeri üzerine birkaç söz gereklidir. Vatandalar, sadece erkek, yetikin, yerleik insanlardan müteekkil bir kesimdir. Yerleik olmak uzun yllar boyu o ehirde oturmak, oral olmak anlamna geliyor. Vatandalarn saysn snrl tutmak için özel bir gayret olduu anlalyor. Mehur Atina sitesinde, nüfusun üç yüz bine ulat vakitlerde bile vatandalarn says bunun krkta birinin daha üzerinde deildir. Yani yedi bin be yüz erkek yetikin vatanda saylmaktadr. Onlar çeitli ritüellerle kendilerini ötekilerden ayrmakta, ehrin asl sahibi olarak kendilerini görmektedirler. Zaten 10 askerlik, vergileme, hukuk vatandalarn elindedir. Yabanclar ve köleler ise sitenin geçici sakinleri olarak deerlendirilirler. Yabanclar her neyse, köleleri aslnda insan olarak kabul ettikleri de kukuludur. Vatandalar, kas gücüne dayal yaplan ilerin insanlar soysuzlatrd kanaatindedirler. nsan olmak, çalma zorunluluundan bamsz olmakla, felsefe ve sanatlarla, nihayet politika ve retorikle uramakla mümkündür. Vatanda soyut konularda diledii gibi davranmal, serbestçe üretimini yapmal ancak kendisini soysuzlatracak, felsefeden, retorikten uzaklatracak, kaba bir içi konumuna düürecek kol gücüne dayal ilerden kaçnmaldr. O tür iler ayak takmlarna aittir. Yabanclar ve köleler site hayat için gerekli üretimi salayacak çevrelerdir. Vatandalar, mülkün sahipleri olarak üretim için gerekli zemini hazrlayabilirler fakat dorudan üretimde yer almazlar. Eski Yunan’da vatandalarn key, sanat ve estetik alanna yönelik üretimin ötesinde dorudan geçinmek için çalmay hakir görmeleri ve bundan kaçnmalar, ilk bakta modern zamanlardaki çalmay yücelten anlayla bir kartlk oluturur gibi görünür. Nitekim para para para diyen Napolyona kar günümüzün parolas çalma çalma çalmadr. Ancak bu kutsal üçlemenin seslendii insanlar kimlerdir? Her ne kadar bazen toplumun ekonomik elitleri Weber’in bahsettii tarzda çalmak için çalma diyebileceimiz, kar ve kazanc kutsallatran bir mistik anlayla davranmlarsa da bunun tüm elitler için ayn tarzda kabul gördüünü söyleyemeyiz. Asketik hayat tarzndan zevk alan, kazanc biriktirmeyi bir tür kutsal anlayla sürdüren bu elitlerin yan sra çalmaktan kaçnan, bir ekilde olumu zenginliklerini serbestçe, günlerini gün ederek harcayan bir baka elit kesim de türemitir. Özellikle ileri kapitalizm döneminde sermaye sahiplii ile menajerliin birbirinden ayrld dönem, çalmadan, profesyonel yöneticilerin ürettii zenginlik üzerinden hayat sürdürmeye gerçekçi bir zemin kazandrmtr. Kapitalizmin bolluk toplumu, 19. ve 20. yüzylda çalma hayatna ait gelimelerin de iaret ettii gibi daha az çalmay hedeemitir. Kapitalizmin ilk dönemlerindeki 18 saatlik çalma süresi ile günümüzün sekiz saati buna örnektir. Keza Türkiye’de dahi yakn zamanlara kadar cumartesi günleri öleye kadar çalma varken haftada iki günlük tatil “baka türlüsü düünülemeyecek ekilde” yerlemitir. Ancak ileriki dönemlerde part time çalmalarn egemen hale gelmesi ve hafta tatilinin üç güne çkmas karsnda da armamak gerekir. Hem tüketime dolaysyla çalmaya vurgu yapmas buna karlk ayn zamanda bolluk toplumu üzerinden çalma saatlerinin azaltlmas istikametinde deiim göstermesi kapitalizmin bir çelikisi deildir. Her medeniyet nihai hedende zorunlu çalmay reddeden buna karlk gönüllü, kiinin diledii gibi üretmesini esas alan bir anlay dile getirir. Kapitalizmin kendi tarihsel seyri içinde yürüdüü bu istikameti daha radikal yöntemlerle Komünizm de iaret eder. Marks komünizmi, insann üzerindeki maddi artlarn tahakkümünü ortadan kaldracak ve onu insani özüyle buluturarak özgürletirecek bir düzen olarak selamlar. nsanlar komünizm gerçekletiinde diledikleri kadar üretecekler ve istedikleri kadar tüketeceklerdir. Bu bolluk toplumunda kimse tüketmek için üretmek zorunda kalmad için bu tür ekonomik ilikiler marifetiyle insanlar üzerinde egemenlik kurma, onlar kendi amaçlar için araçlatrma da ortadan kalkacaktr. Marks’n hayalini kurduu ve ngiltere’de gerçeklemesini bekledii komünizm ortaya çkmad. Toplumun “bilimsel kurallar” esasnda analizi ie yaramad. Ancak komünizm hakkndaki kanaatimiz ne olursa olsun, zorunlu çalmann insann üzerinde oluturduu tahakküm, onu köleletirme etkisi son derecede önemlidir ve kiinin özgürlemesi ile çalma artlar 11 arasndaki ilikinin balar ortadadr. Bugün içinde bulunduumuz gündelik hayatn içinde dahi insanlarn çalrken bir gün “emekli olmay” ve çalmann belirleyiciliinden uzak bir “emeklilik hayat yaamay” hayal ederek güçlüklere göüs gerdiklerini biliyoruz. Keza yine çalma hayatnn arl karsnda insanlar için önemli bir tela unsuru yine kapitalizmin bir yan unsuru olarak ortaya çkan yaz tatilleridir. Marks’n damad Lafarague, bütün dünyada çok yüksek miktarlarda satm bir risale kaleme almtr. “Tembellik Hakk” isimli bu kitapçk, ii reddetmeye, tembellik etmeye devrimci bir misyon yüklemektedir. Lafarague, sendikalarn kurulmasn ve içilerin daha yüksek ücret daha düük çalma saatleri için çalmalarn bir bakma devrime ihanet olarak deerlendirir. Bu talepler zincirlerinden baka kaybedecek bir eyi olmayan içi snfn evcilletirmi, kapitalizme eklemlemitir. Çalmann insan soysuzlatrdn düünen eski Yunanllar hakldrlar ve çalma ile insann insani özü ve özgürlüü arasndaki derin ba fark etmilerdir. Lafarague’n kitabnn bu kadar yüksek bir ilgi görmesi, en azndan teorik düzeyde tembellie yönelik o derin ilgiyi gösterir. Yine tarihsel emaya dönecek olursak, avclk toplayclktan sonra tarm ve hayvanclk, ondan sonra da ticaret, sanayileme nihayet bilgi veya biliim ça gelir. Her birindeki çalma örgütlenmesi, insanlarn çalma usulleri, çalmaya atfedilen anlam, i ve kazanç arasndaki balar deimektedir. Tarm toplumunda topraa dayal zenginlik anlay ticaret ve sanayide sermayeye, bilgi çanda ise ad üzerinde bilgiye dayanmaktadr. Ayrca ticaret ve sanayi ile birlikte tüm toplumsal süreçleri anlamlandrmak için kullanlan modernleme, çalma hayatna önemli bir ayrm getirmitir. Artk ev ve çalma mekân hem kurulumu, hem örgütlenmesi hem de kriterleri bakmndan deimitir. Aile esasl üretim, ilikilerin hukuk ve gelenekle tayin edildii profesyonel bir ilikiye dönümütür. Tpk insann ev ve iyeri kyafetinin birbirinden ayrlmas gibi bu iki üretim biçimi de birbirlerinden derin bir ekilde ayrlmlardr. Bilgi çann geçmie nispetle önemli bir özellii, mavi ve beyaz yakallar çok kesin bir ekilde birbirinden ayrmas, beyaz yakallar adeta eski Yunan sitelerindeki vatandalara benzer bir kategoriye yükseltmesidir. Onlar için çalma daha sostike, daha soyut, daha akla, dehaya dayal bir i haline gelmitir. Google, Windows gibi markalarn ifade ettii kurulu, üretim ve zenginlik ölçüsü bize bu ayrm hakknda iyi bir kir verebilir. Kas gücüyle çalann ancak sürekli çalarak elde edecei cüzi deere karlk beyaz yakallar daha snrl bir çalma ile yüksek düzeyde deer üretme kapasitesine sahip olmulardr. Bu da onlar çalmann tahakkümünden bir ölçüde çkartm, zamanlarnn daha geni bir ksmn hayatlarn tabir caizse daha estetik düzeyde yaamalarna imkân vermitir. Modern bürokrasilerin de bu açdan ilginç bir özelliini vurgulamak yerinde olacaktr. Weber’in ifade ettii ekliyle rasyonel yaplar olan bürokrasiler, ileri yürütmek için dikkatle düzenlenmi görevler ve yetkiler dalmna sahiptirler. Bu da onlar hiyerarik örgütler haline getirir. Bu hiyerari dikkatle incelendiinde aadan yukarya doru gerçekletirilen iin nitelii ayn zamanda somuttan soyuta doru bir deiim gösterir. En altta yer alanlar en somut ileri yaparlarken yukardakiler için i daha soyut ve teorik bir hale dönüür. Keza buna paralel olarak en çok ii en alttakiler gerçekletirirler. Bu bürokratik hiyeraride yukarya doru trmanma ayn zamanda daha az i yapma anlamn tar. Elbette bununla çelien örnekler vardr fakat zikrettiimiz bu husus dikkate deer ölçüde misale sahiptir. Bu yaplanma da bize i ile insan arasndaki ban istenilen, aranlan, zevk alnan bir ba olmadn, insann esas itibariyle iten kaçndn, mümkünse hiç çalmadan hayatn sürdürmek istediini, çalma ile ancak bir takm motivasyonlar sayesinde barabildiini gösterir. Bu motivasyonlar, toplumda bir yer igal etme, statü kazanma, bakalarnn sayglarn elde etme, evlenme, zenginleerek daha fazla tüketme, nihai olarak da bir çeit emeklilikle çalmadan tamamen kurtulmadr. Bir ngiliz lordu, çalmak insann doasna aykrdr, der. Niçin diye sorduklarnda ilave eder: Çünkü yorulurlar. ngiliz lordunun dedii gibi konuyu insann doasna indirgemesek bile, çalmann bize ezberletildii gibi tüm varlmzla istediimiz, aradmz, talep ettiimiz bir husus olmadn, çeitli zorluklarn ve zaruretlerin iin içine girdiini biliyoruz. Dünya bu konuda önemli bir deiim göstermedii, insan için ii bir zevke dönütürecek bolluk toplumu kurulmad sürece de bu artlar devam edecektir. Elbette çalmaya devam edeceiz fakat bu husus çalma ile aramzdaki balar eletirel bir gözle görmemize mani olmamaldr. Böylelikle hiç olmasa çalma hayatnn tahakkümünden kurtulamasak bile onu ksmen tela edecek yeni yol ve yöntemler gelitirebiliriz. 12 ILO NORMLARI KARISINDA KAMU GÖREVLLERNN TOPLU SÖZLEME VE GREV HAKLARI Yrd. Doç. Dr. Ali Osman SARI Sakarya Üniversitesi, ktisadi ve dari Bilimler Fakültesi, Öretim Üyesi Çalma ve Sosyal Güvenlik Bakanl Eski Müfettii ILO NORMLARI KARISINDA KAMU GÖREVLLERNN TOPLU SÖZLEME VE GREV HAKLARI I. GR Türkiye’de kamu görevlilerinin sendikal haklar, özellikle de toplu sözleme ve grev haklarnn bulunup bulunmad uzun bir zamandan beri tartma konusu olmaktadr. Ayn tartma, kamu görevlilerinin sendikal örgütlenme mücadelesi verdii yllarda, kamu görevlilerinin sendika kurma haklarnn bulunup bulunmad konusunda da yaanm, hatta kamu görevlilerinden bazlar sendika kurma hakkn tanyan özel bir yasann çkarlmasn beklemeden ili durum yaratarak 1990 yllarda sendikalarn kurmulardr. te bu nedenle, Türkiye’de memur sendikaclnn ikinci döneminin balangcn 1990 yllar olduu ileri sürülmütür1. Bilindii gibi, memur sendikaclnda birinci dönem,1961 Anayasas’nn tüm çalanlara sendikal örgütlenme hakk verdii,1965 tarihli 624 sayl Devlet Personel Sendikalar Kanunu’nun yürürlükte olduu yedi yllk süreyi kapsayan dönemdir. 1991 ylnn sonlarnda, iktidar oluturan DYP-SHP koalisyonu, kamu görevlilerine, içiler gibi,sendikal haklarn verilmesini hükümet programna alm,daha sonra da Demirel hükümeti,kamu görevlilerinin sendikal haklaryla ilgili yaanan tereddütleri amak amacyla Dantay’a bavurmu,’’Anayasa’nn 51.maddesinin kamu personelini de içerecek derecede geni bir ekilde yorumlanp yorumlanamayaca’’ konusunda resmi görü istemitir.Dantay 1.Dairesi ise 22 Nisan 1992 tarihli oybirlii ile verdii kararda,Anayasa’nn 51.maddesinin kamu görevlilerinin sendikal örgütlenmesine bir engel tekil etmeyeceini belirtmitir.2 Böylece Dantay’dan sendikal haklar konusunda olumlu görü alan Hükümet, kamu görevlilerinin örgütlenmesiyle dorudan ilgili olan Sendika Özgürlüü ve Örgütlenme Hakknn Korunmas Hakknda 87 13 Sayl Uluslararas Çalma Sözlemesi ile 151 Sayl Kamu Hizmetinde Örgütlenme Hakknn Korunmas ve stihdam Koullarn belirlenmesi Yöntemleri Hakknda Uluslararas Çalma Sözlemesi’nin kabulü için gerekli hazrlklara balam ve nihayet bu iki sözleme TBMM tarafndan kabul edilerek 21.5.1992 ylnda Resmi Gazetede yaynlanmtr3.Daha sonra, Anayasa’nn toplu i sözlemesi hakkn güvence altna alan 53.maddesinde 23.7.1995 tarihinde 4121 sayl Kanunla bir deiiklik yaplm ve bu deiiklikle kamu görevlilerine toplu sözleme hakk deil de toplu görüme yapma hakk tannm fakat toplu pazarlkta son söz ve yetki yine kamu idaresine braklmtr. Kamu görevlileri sendikaclnda gelinen bu toplu sözlemesiz ve grevsiz kuru bir toplu görüme hakk, kamu görevlileri yannda bilim çevrelerince de tepki ve eletiriyle karlanmtr. Fakat gerçekten de grev hakkyla donatlm bir toplu sözleme düzeni veya rejimini memur sendikacl alanna tamann kamu görevlileri sendikacln olaanüstü ölçüde güçlendireceini ve böylece güçlenen memur sendikalarnn devlet içinde devlet konumuna yükselecei,yükselen ve iyice kuvvetlenen her gücün kendi grup çkarna öncelik vermesiyle kamu veya toplum çkarn hatta kamu düzenini ikinci plana itebileceini asla hatrdan çkarmamaldr. Fakat memur sendikalarnn olaanüstü güçlenmesi gerekçe gösterilerek, çalanlarn emeinin günümüzde olduu gibi sömürülmesine de sürekli göz yumulamaz.Çalanlarn bilinçli ve örgütlü gücünün bir ç gibi büyüyüp,azmanlap, toplumsal çkarlar veya kamu düzenini bir kaosa sürüklemesini istemiyorsak, çalanlarn emeinin çok kutsal bir deer olduunu,toplumun ihtiyaç duyduu mal ve hizmetlerin de esasen çalanlarn emei tarafndan üretildiini,dolaysyla toplum ekonomisinin çalanlarn emeine dayanm olduunu gözden uzak tutamayz. Tarih içinde, genel olarak,bizim uygarlmzn emee çok büyük bir deer vermi olduunu asla hatrdan çkarmamak gerekir.Dolays ile bu makalede,gerek Uluslararas Çalma Örgütü (LO) belgelerinde,gerek iç hukukumuzda kamu görevlileri sendikalarnn toplu sözleme ve grev haklarnn nasl ele alnm olduu konusu üzerinde durmaya çalacaz. II. ILO Sözlemelerinde Toplu Sözleme ve Grev Hakk ç hukukumuzdaki toplu sözleme ve grev hakknn kamu görevlileri yönünden nasl düzenlenmi ol- Fakat memur sendikalarnn olaanüstü güçlenmesi gerekçe gösterilerek, çalanlarn emeinin günümüzde olduu gibi sömürülmesine de sürekli göz yumulamaz. Çalanlarn bilinçli ve örgütlü gücünün bir ç gibi büyüyüp, azmanlap, toplumsal çkarlar veya kamu düzenini bir kaosa sürüklemesini istemiyorsak, çalanlarn emeinin çok kutsal bir deer olduunu, toplumun ihtiyaç duyduu mal ve hizmetlerin de esasen çalanlarn emei tarafndan üretildiini, dolaysyla toplum ekonomisinin çalanlarn emeine dayanm olduunu gözden uzak tutamayz. duuna geçmeden önce, ILO sözlemelerinde bu hakkn nasl yer aldna bir göz atmak konunun daha iyi anlalmasna katkda bulunacaktr. A. Uluslararas Çalma Örgütünün 87 Sayl Sözlemesi Uluslararas Çalma Örgütünün 31.Konferansnda 17.6.1948 tarihinde kabul edilen ‘’Sendika Özgürlüüne ve Örgütlenme Hakknn korunmasna likin 87 Sayl Sözleme’’ Türkiye tarafndan ancak krk be yllk bir gecikme ile Anayasa’nn 90.maddesi uyarnca bir yasa ile onaylanmtr4. 87 Sayl ILO Sözlemesi’nin temel özellii, onun,temel insan haklar kapsamnda bir uluslararas sözleme olmasdr. nsan Haklar Evrensel Bildirgesi’nden sonra, 87 sayl sözleme sendika hak 14 ve özgürlüünü sözleme kapsamnda uluslararas düzeyde ele alan ilk ve en önemli belgedir.5 Bu sözlemenin dier önemli bir özellii, sendikal örgütlenme hakknn sadece içi ve iverenlere deil, kamu görevlileri de dahil olmak üzere tüm çalanlara tannm olmasdr. Sözleme, sendika kurma ve sendika üyelii açsndan,hiçbir ayrm gözetilmemesi, önceden izin alnmamas ve istenilen sendikal örgütün kurulmas ve bunlara üye olunmasna ilikin güvenceleri kapsamaktadr (Sözleme madde 2 vd.) Sözlemede sendikalarn toplu i sözlemesi ve grev haklar ile ilgili açk bir hükmün veya düzenlemenin mevcut olmad görülmektedir6. Fakat doktrinde sendikal haklarn, temel hak ve özgürlüklerin bir bütün olduu,özellikle sendikal örgütlenme hakknn sendikal haklar denilen sendika kurma,toplu sözleme yapma ve grev haklarn da kapsayan bir hak olduu genellikle kabul edilmektedir. Özellikle Anayasa’nn 48-65.maddelerinde düzenlenen ekonomik ve sosyal haklarn bir biriyle çok yakn iliki içinde olduunda üphe yoktur.Hatta sosyal haklar içerisinde Anayasa’nn 51. ve 52.maddesinde yer alan sendika hakk ve 53.maddede yer alan toplu i sözlemesi hakk ve 54.maddede yer alan grev hakk bir bütünün parçalardr7.Baka bir ekilde belirtmek gerekirse, bu haklardan birinin yokluu dier hakkn kullanlmasn, etkinliini hatta varln ortadan kaldrmakta ya da önemli ölçüde azaltmaktadr8. Sonuç olarak, toplu pazarlk ve grev hakkndan yoksun kalm bir toplu sözleme düzeni, sendikalar, kendisinden beklenen fonksiyonlar bir türlü yerine getiremeyen her hangi bir dernek düzeyine düürmektedir. 87 Sayl Sözleme’nin 3.maddesinin kamu çalanlarnn grev hakkna da yer vermi olduu, doktrinde ifade edilmektedir. Bu maddeye göre ‘’çalanlarn ve iverenlerin örgütleri, tüzük ve iç yönetmeliklerini düzenlemek, etkinliklerin ve i proramlarn serbestçe belirlemek hakkna sahiptirler(m.3/1). Sendikalarn üyelerinin hak ve menfaalerini korumak ve gelitirmek için sahip olduklar en etkili araç grev hakk olduuna göre, bu hakkn kullanlmas da i programlarn serbestçe düzenleme hakknn bir parças olduu açktr’’9. B. 98 Sayl Örgütlenme ve Toplu Pazarlk Hakk Sözlemesi Bu sözleme,Türkiye tarafndan,08.08.1951 tarihli ve 5834 Sayl Tekilatlanma ve Kolektif Müzakere Hakk Prensiplerinin Uygulanmasna Müteallik 98 Numaral Milletleraras Çalma Sözlemesinin Onanmas Hakknda Kanun’la10 kabul edilmitir. ILO’nun bu sözlemesi, sadece içilerle iverenlerin örgütlenme ve toplu pazarlk haklarn kapsamakta olup kamu görevlilerinin sendikal haklarn kapsamaz ve hiçbir surette onlarn haklarna veya statülerine halel getirmez (m.6). Uluslaras Çalma Örgütü’nün 98 sayl sözlemesini onaylayan her üye devlet ‘’çalma koullarn toplu sözlemelerle düzenlemek üzere iverenler veya iveren örgütleri ile içi örgütleri arasnda gönüllü müzakere usulünden faydalanlmasn ve bu usulün tam bir surette gelitirilmesini tevik etmek ve gelitirmek için lüzumu halinde milli artlara uygun tedbirler alnacaktr’’hükmü getirilmitir.Sözlemenin bu hükmü,her üye ülkeye çalma koullarn toplu sözlemelerle düzenlemek üzere serbest pazarlk usulünü gelitirme ve gerçekletirme’’ (m.4) yükümlülüü altna sokmaktadr11. C. 151 Sayl Kamu Hizmetinde Örgütlenme Hakknn Korunmasna ve stihdam Koullarnn belirlenmesi Yöntemlerine likin Sözleme ILO’nun Genel Konferansnda 1978 ylnda kabul edilmi olan bu sözleme Türkiye tarafndan 1993 ylnda onaylanmtr.Kamu kesimine yüklenen sorum- 15 luluklarn artmas,kamusal faaliyetlerin alannn iyice genilemesi,buna bal olarak da kamu görevlileri veya çalanlarnn saysnn artmas sonucunda,bu konuda da bir sözleme kabul edilmesi gerei ortaya çkmtr12. 151 Sayl Sözleme’nin giri bölümünde, 87 ve 98 sayl ILO Sözlemeleri varken,niçin ayrca böyle bir sözlemenin varlna ihtiyaç duyulduu açklanmaktadr: ‘’Bir çok ülkede kamu sektöründeki çalmayla özel sektördeki çalma arasnda mevcut farkllklar nedeniyle ortaya çkan sorunlar gidermek’’ sözlemenin kabulündeki asl gerekçeyi oluturmaktadr. Sözlemede buna örnek olarak 98 sayl sözlemenin kamu görevlilerine uygulanmas konusunda ortaya çkan yorum güçlükleri gösterilmektedir. Baz devletler,kamu çalanlarnn büyük bölümünü 98 Sayl Sözleme’nin kapsam dnda braknca Uluslararas Çalma Örgütü örgütlenme hakknn her türlü kamu görevlisini kapsadn göstermek, bu konuda ortaya çkan yorum farklarn ortadan kaldrmak veya azaltmak amacyla 151 Sayl Sözlemeyi çkartmak gerei duyulmutur13. Sözlemenin 1.maddesine göre,kamu yetkililerince çaltrlan bütün kiilere uygulanan 151 Sayl Sözleme yedek bir sözlemedir.Çünkü bu sözleme,dier uluslararas çalma sözlemelerinde kamu çalanlarna uygulanabilecek daha elverili hükümler bulunmad hallerde, kamu makamlarnca çaltrlan herkese uygulanr. Hem 87, hem 98 Sayl Sözleme, daha ileri bir muhteva ve kapsamla düzenlendiinden, yaplacak bir yasal düzenlemede öncelikle 87 ve 98 sayl sözlemelerin göz önüne alnmas gerektii gibi, 4688 Sayl Kamu Görevlileri Sendikas Kanunu hazrlanrken de ayn ekilde davranlmas gerekirken,buna riayet edilmemi, kanunun bir çok hükmü bu sözlemelere aykr olarak çkarlmtr14. 151 Sayl Sözleme kural olarak ‘’kamu makamlarnca çaltrlan herkesi kapsamakta (m.1/1),fakat baz kamu görevlilerinin yasa hükümlerinin kapsam dnda tutulma yetkisini ulusal yasa koyucuya brakmaktadr. Sözlemeye göre, nitelikleri belirtilen üst düzey görevlilerle, çok gizli nitelikte görevleri yerine getirenler (m.1/2),silahl kuvvetler mensuplar ve polisler (m.1/3 için istisnai düzenlemeler getirilebilir. Sözlemede i uyumazlklarnn çözümü için, taraarn güvenini salayacak ekilde kurulan arabuluculuk, uzlatrma ve tahkim gibi barç çözüm yollarndan yararlanlaca belirtilmi, böylece, barç usullerle daha çok taraarn anlamasna dayanarak veya tarafsz mekanizmalardan yararlanlarak i uyumazlklarnn kamusal hizmetlerin aksamasna yol açmadan sonuçlandrlmas arzu edilmektedir.15 III.ç Hukukumuzda Kamu Görevlilerinin Toplu Sözleme ve Grev Hakknn Düzenlenii Bu gün yürürlükte olan iç hukukumuzda kamu görevlilerinin toplu sözleme haklarnn bulunduu konusunda her hangi bir hükme rastlanmaz. Her eyden önce Anayasa’ya 23.07.1995 tarihinde Anayasa’nn 53.maddesine eklenen 3. fkrasnda ‘’kamu görevlilerinin kanunla kendi aralarnda kurmalarna cevaz verilecek olan ve toplu i sözlemesi ve grev yapma haklarna sahip olmayan sendika ve üst kurulularnn’’ idareyle toplu görüme yapabileceklerini belirtmitir. Dolaysyla Anayasa, kamu görevlileri için ancak toplu görüme yapabilme hakkna yer vermitir.Bu toplu görümeler sonucunda anlamaya varlrsa, bunun toplu sözleme deil de ‘’mutabakat metni’’ olduunu açkça belirtmitir.Anayasa, kurulacak sendika veya üst kuruluunun ‘’toplu sözleme ve grev hakkna sahip olmayan ‘’ bir sendika veya üst kurulutan söz ederek, kamu görevlilerinin Anayasa’da böyle bir hakka yer verilmemi olduunu net bir ekilde ifade etmitir. Ayrca Anayasa’nn 128.maddesine göre, memurlarn ve dier kamu görevlilerinin hak ve yükümlülüklerinin, aylk ve ödeneklerinin ve dier özlük haklarnn‘’kanunla’’ düzenlenebileceini (toplu sözlemeyle deil) ifade etmitir. Sonuç olarak 1982 Anayasas’nn 1995 ylnda deitirilmi metninin toplu sözleme ve grev hakkna tüm kaplar kapatm olduunu söyleyebiliriz. kinci olarak Kamu Görevlileri Sendikalar Kanunu (25.6.2001 tarih ve 4688 sayl ) yönünden konuya baklacak olursa, bu kanunda da 1982 Anayasas’na paralel olarak yine toplu sözleme ve grev haklarnn hiç yer almad görülür. Ad geçen kanun sadece toplu görümeyi tanmlayarak, bunun usul ve esaslarn düzenlemitir( m.3/h ve m.28). Üçüncü olarak 657 sayl Devlet Memurlar Kanunu’na göre devlet memurlar, Anayasa’da ve özel kanunda belirtilen hükümler uyarnca sendikal örgütlenme hakkna sahiptirler.Fakat ayn kanun devlet memurlarna kamu hizmetlerini aksatma yasa ve grev yasa getirmitir. Ad geçen kanuna göre,devlet memurlarnn kastl olarak 1.Birlikte çekilmeleri (istifalar), 2.Görevlerine gelmemeleri, 3.Veya görevlerine gelip de, devlet hizmetlerinin ve ilerinin yavalatlmas veya aksatlmas sonucunu douracak eylem ve hareketlerde bulunmalar yasaktr(m26). 16 Devlet Memurlar Kanunu, bu ii aksatma yasa yannda ayrca kapsamdaki kamu görevlilerine grev yasa da getirmitir. Ad geçen kanuna göre devlet memurlarnn greve karar vermeleri, grev tertiplemeleri, ilan etmeleri, bu yolda propaganda yapmalar yasaktr. Devlet memurlar her hangi bir greve veya grev teebbüsüne katlamaz, grevi destekleyemez veya tevik edemezler(m26). Devlet memurlarnn 26. ve 27.maddelere aykr bu davranlar, aylktan kesme,devlet memurluundan çkarlma yaptrmyla kar karya kalma sonucunu dourmaktadr(m.125). Ad geçen kanunun bu maddelerinde açkça görüldüü gibi, iç hukukumuzda içi sfatn haiz olmayan devlet memurlarna ne toplu sözleme ne de grev haklar tannmtr. Dördüncü olarak, konu Ceza Hukukunu da ilgilendirmektedir. Çünkü 5237 sayl yeni Türk Ceza Kanunu, hukuka aykr olarak ve toplu biçimde, görevlerini terk eden, görevlerine gelmeyen, görevlerini geçici de olsa ksmen veya tamamen yapmayan veya yavalatan kamu görevlilerinin her biri hakknda üç aydan bir yla kadar hapis cezas verileceini(m.260) hüküm altna almtr16. IV. Sonuç ve Deerlendirme Ülkemizde kamu görevlilerinin sendika ve toplu sözleme haklarnn bulunup bulunmad ile ilgili balca iki görüün ortaya çkm olduunu belirtebiliriz. Bunlardan birisi,kamu görevlilerinin her ne kadar iç hukukumuzda düzenlenmemi veya yer verilmemi de olsa toplu sözleme ve grev haklarnn bulunduu dieri de bu haklarn onlara tannmam olduu yönündedir. 657 sayl Devlet Memurlar Kanunu’na göre devlet memurlar, Anayasa’da ve özel kanunda belirtilen hükümler uyarnca sendikal örgütlenme hakkna sahiptirler.Fakat ayn kanun devlet memurlarna kamu hizmetlerini aksatma yasa ve grev yasa getirmitir. A. Kamu görevlilerinin toplu sözleme ve grev haklarnn mevcut olduu görüü Baz yazarlara veya hukukçulara göre, kamu görevlileri toplu sözleme ve grev haklarna sahiptirler. Çünkü Uluslar aras sözlemeler, bu arada ILO Sözlemeleri de Türkiye tarafndan onanmakla iç hukukumuzun bir parças olduklar gibi,bunlarn Anayasaya aykrlk nedeniyle dava açlamamas ve kurallar hiyerarisinde en üst düzeyde hukuk normlar olduklarndan hukuki iliki ve uyumazlklarda dorudan uygulanmas gereken kurallardr.Nitekim 151 Sayl Sözlemenin ‘’bu sözleme,dier uluslar aras çalma sözlemelerinde bu kesime uygulanabilecek, daha elverili hükümler bulunmad durumlarda kamu makamlarnca çaltrlan herkese uygulanr’’ hükmünden (m.1/1) hareketle onun yedek bir sözleme olduunu,asl sözlemeler olan 87 ve 98 sayl ILO sözlemelerinin kamu görevlilerine snrsz bir toplu sözleme hakk tandn,hatta daha da ileri giderek,bu sözlemelerin yorumundan kamu görevlilerinin grev hakkna bile sahip olduunu,dolaysyla 151 Sayl Sözlemeyi brakp, 87 sayl sözlemeyi esas almann gerektiini ileri sürmektedirler17. B. Kamu Görevlileri Sendikalarnn Toplu Sözleme ve Grev haklarnn bulunmad görüü kinci bir görü sahiplerine göre Türkiye’de kamu görevlileri sendikalarnn toplu pazarlk ve grev haklar mevcut deildir. Bu görüte olanlara göre, ‘’ne 87,ne de 98 sayl sözlemelerde ,deil grev, grevi çartran bir söz dahi yoktur.Sadece ILO Uzmanlar Komitesi, verenler Grubu tarafndan da kabul edilmemi olan ve grev hakknn, sendika hakkndan ayrlmaz bir hak olduuna ilikin raporu vardr ki Komite 87 sayl sözlemeden böyle bir anlam çkarmaktadr. Fakat bu raporun balaycl yoktur. Kald ki 151 sayl sözlemenin 1/1.maddesinde ,dier sözlemelerde daha elverili hükümler bulunmad durumlardan söz edilirken bu sözlemeyi kabul eden ILO Genel Kurulunun daha önce kabul ettii dier sözlemelerde nelerin bulunduunu bilmedii söylenemez. Öyle olsayd, 87 sayl sözlemeye gönderme yapar ya da açkça grevden söz eder, barç çözüm yollar önermezdi. Yine de 4688 sayl kanunla getirilen ve son sözü Bakanlar Kuruluna ve TBMM’ne brakan sistemin ne 98 sayl ne de 151 sayl sözlemelerle tam olarak uyutuu söylenemez’’18. 17 YARARLANILAN KAYNAKLAR DPNOTLAR 1. Mahiroullar, Adnan.’’1965’den Günümüze Türkiye’de Memur 1. Aktay, Nizamettin. “Kamu Görevlileri sendikalar ve Getirilmek 2. Baterzi, Süleyman. “Uluslararas Sözlemeler ve ç Hukuk Ku- stenen Yasal Düzenleme”, Mercek, Nisan 1988,s.48. Sendikacl ve ILO normlar’’, Kamu’da Sosyal Politka,Yl 3,Say 10,2009.s.22. 2. rallar Çerçevesinde Kamu Görevlilerinin Toplu Pazarlk ve Top- Gülmez, Mesut.Türkiye’de Memurlar ve Sendikal Haklar 1926- lu Sözleme Sorunu”, Tisk Akademi, 2006/II,s.15-48. 1994,TODAE Yayn, Ankara 1994,s.185-193, Mahiroullar, s.22. 3. 22.4.1992,E.136, K.147, Hukuku Dergisi, Temmuz 1992, s.439. 4. ILO’nun 87 sayl bu sözlemesi 25.11.1992 tarih ve 3847 sayl ya- 3. mu” Prof. Dr. Seyfullah Edis’e Armaan, zmir, 2000, s. 723-738. sayla kabul edilmitir. Resmi Gazete 11.12.1992, No 21432. 5. Gülmez, Mesut. Sendikal Haklarn Uluslararas Kurallar ve Tür- 4. 5. 2008/3, sf.137-170 2000, s.726 vd. Sütçü, Nezih.’’Kamu Çalanlarnn Toplu Pazarlk ve Grev Hak- 6. Mart 20008.s 3. 7. 8. gis’’, Kocayusufpaaolu Armaan, Ankara 2004,s.601. 8. 9. ahlanan, Fevzi. Toplu Sözlemesi, stanbul 1982,s.2. Gülmez, Mesut. Türkiye’de Memurlar ve Sendikal Haklar 19261994, TODAE Yayn,Ankara 1994 Bülent. Anayasa Hukukunda Sosyal Haklar, stanbul 1978, s.111. Kandemir, ‘’Murat. Grev Hakk, Nitelii ve Sosyal Haklarla l- Gülmez, Mesut. Sendikal Haklarn Uluslararas Kurallar ve Türkiye, Ankara 1988 Ulucan, Devrim’’ Mücadelesinin Hizmet Akdine Etkisi’’, Hukuku Dergisi, Cilt II,Say 2, Nisan –Haziran 1991, s.86-87. Tanör, Gülmez, Mesut. Sendikal Haklarda Uluslararas Hukuka ve Avrupa Birliine Uyum Sorunu, Ankara 2006 k’’, Legal ve Sosyal Güvenlik Hukuku Dergisi, Ocak-ubat7. Gülmez, Mesut. “Sendika Hakk,Toplu Sözleme ve Grevi de çeren Toplu Eylem Haklarn Kapsar m?” Çalma ve Toplum, meler Karsndaki Durumu’’, Seyfullah Edis’e Armaan, zmir 6. Gülmez, Mesut. “Aykrlklarla Dolu Kamu Görevlileri Sendikalar Yasas”, Amme daresi Dergisi, Cilt 34,Say 3,Eylül 2001.s.1-21. kiye, Ankara 1988,s.34. Ertürk, ükran. ‘’Türkiye’de Sendikal Yaam Türkiye’nin Onaylam Bulunduu 87 ve 151 Sayl Sözle- Ertürk, ükran. “Türkiye’de Sendikal Yaam, Türkiye’nin Onaylam Bulunduu 87 ve 151 Sayl Sözlemeler Karsndaki Duru- 9. Kandemir, Murat. “Grev Hakk, Nitelii ve Sosyal Haklarla lgisi”, Kocayusufpaaolu Armaan, Ankara 2004. s.589-. 10. Kutal, Metin. “151 Sayl ILO Sözlemesi ve Türkiye’nin Uyu- Kandemir,s.601. mu, ILO Normlar ve Türk Hukuku”, Kamu-, Ankara Kutal,Metin. ’’Grev Hakknn Uluslararas Normlar veTürk Mev- 1997,s.126,127. zuatnn Bunlara Uyumu’’,, Sicil,Yl 3, Say 12, Aralk 2008,s.136. 10. 10 Resmi Gazete 14 Austos 1951 Say 7884. 11. Kutal,Metin ‘’. Uluslararas Çalma Normlar Karsnda 4688 Sayl kamu Görevlileri Sendikalar Kanunu’’, Sicil, eylül 2007, yl 2, say 7, s.66. Ertürk, s.737. 12. Ünsal, Engin. Sendika Özgürlüü ve Uluslararas Çalma Örgütü ile T.C. Hükümetleri likileri, stanbul 2003, s.34,35. 11. Kutal, Metin. “Uluslararas Çalma Normlar Karsnda 4688 Sayl Kamu Görevlileri Sendikalar Kanunu”, Sicil, Eylül 2007, Say 7. 12. Kutal,Metin.”Grev Hakknn Uluslararas Normlar ve Türk Mevzuatnn Bunlara Uyumu”, Sicil,Yl 3, Say 12, Aralk 2008. 13. Mahiroullar, Adnan. “1965’den Günümüze Türkiye’de Memur Sendikacl ve ILO Normlar”, Kamu’da Sosyal Politika, Yl 3, Say 10, 2009. 13. Kutal,Metin. ‘’151 Sayl ILO Sözlemesi ve Türkiye’nin Uyu- 14. Sütçü, Nezih. “Kamu Çalanlarnn Toplu Pazarlk ve Grev Hak- mu, ILO Normlar ve Türk Hukuku ‘’,Kamu-, Ankara k”, Legal ve Sosyal Güvenlik Hukuku Dergisi, Ocak-ubat- 1997,s.126,127. Ertürk,s.731. 14. Gülmez, Mesut. ‘’Aykrlklarla Dolu Kamu Görevlileri Sendikalar Yasas’’, Cilt 34, Say 3, Eylül 2001,s.5. 15. Aktay,Nizamettin ‘’Kamu Görevlileri sendikalar ve Getirilmek stenen Yasal Düzenleme’’ Mercek, Nisan 1988, s.48. 16. Konu ile ilgili ayrntl bilgi ve çeitli yarg kararlar için bkz. Baterzi Süleyman ‘’. Uluslararas Sözlemeler ve ç Hukuk Kurallar Çerçevesinde Kamu Görevlilerinin Toplu Pazarlk ve Toplu Sözleme Sorunu’’, Tisk Akademi,2006/II,s.15-48. Sütçü,s.89 vd. 17. Gülmez, ‘’Mesut.Aykrlklarla Dolu Kamu Görevlileri Sendikalar Yasas’’ Amme daresi Dergisi, Cilt 34,Say 3, Eylül 2001,s.5,6. .Gülmez,Mesut. ‘’ Sendika Hakk,Toplu Sözleme ve Grevi de çeren Toplu Eylem Haklarn Kapsar m?’’ Çalma ve Toplum, 2008/3,s.163 vd. Gülmez, ‘’Mesut. Sendikal Haklarda Uluslararas Hukuka ve Avrupa Birliine Uyum Sorunu’’ Ankara 2006, s.83 vd. 18. Tuncay,A.Can. ‘’Kamu Görevlilerinin Sendikalamas ve Toplu Pazarlk Hakk’’, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 9,Özel Say, 2007, s.174,175. Mart 20008. 15. ahlanan, Fevzi. Toplu Sözlemesi, stanbul 1982. 16. Tanör, Bülent. Anayasa Hukukunda Sosyal Haklar, stanbul 1978, 17. Tuncay, A.Can. “Kamu Görevlilerinin Sendikalamas ve Toplu Pazarlk Hakk”, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 9,Özel Say,2007,s.157-175. 18. Ulucan, Devrim. “ Mücadelesinin Hizmet Akdine Etkisi”, Hukuku Dergisi, Cilt II, Say 2, Nisan –Haziran 1991. 19. Ünsal, Engin. Sendika Özgürlüü ve Uluslararas Çalma Örgütü ile T.C. Hükümetleri likileri, stanbul 2003. 18 TÜRKYE’DE ÖRGÜTLENME VE TOPLU PAZARLIK HAKKI VE ILO SÖZLEMELER Gülay ASLANTEPE ILO Türkiye Temsilcisi TÜRKYE’DE ÖRGÜTLENME VE TOPLU PAZARLIK HAKKI VE ILO SÖZLEMELER Bu yl 90. kurulu yldönümünü kutlamakta olan lenen temel hak ve ilkeleri güvence altna almak ve ge- Uluslararas Çalma Örgütü, kurulduu 1919 ylndan litirmekle yükümlüdürler. Bu sözlemeler içerisinde, bu yana dünyada sosyal adaletin ve çalma barnn Türkiye tarafndan 1992 ylnda onaylanan 87 Sayl salanmas hedeyle çalmaktadr. Hükümet, içi ve Örgütlenme Özgürlüü ve Örgütlenme Hakknn Ko- iveren örgütleri temsilcilerinin yer ald üçlü yaps runmas ile 1951 ylnda onaylanan 98 Sayl Örgütlen- ile özel bir öneme sahip olan ILO, insan haklarnn ve me ve Toplu Sözleme Hakk sözlemeleri ülkemizdeki çalma haklarnn korunmas ve gelitirilmesi ama- sendikal hak ve özgürlüklerin güvence altna alnmas cyla uluslararas sözlemeler ile çalma standartlar açsndan büyük bir öneme sahiptir. oluturmaktadr. Bugüne kadar imzalanan 188 sözle- nsan Haklar Evrensel Bildirgesi’nde bir insan hak- me ile vücut bulan uluslararas çalma standartlarnn k olarak görülen sendikal hak ve özgürlükler, ILO’nun içinde yer alan sekiz temel sözleme özel bir öneme ilgili sözlemelerinde ve Avrupa Sosyal artnn 5. ve 1 sahiptir . 1998 ylnda ILO tarafndan kabul edilen Ça- 6. maddelerinde yer alan sendikal örgütlenme ve top- lmaya likin Temel Hak ve lkeler ILO Deklerasyonu lu pazarlk hakk ile çalma yaammzn vazgeçilmez ile aada isimleri yer alan sekiz ILO sözlemesi özel unsurlar haline gelmitir2. Ancak, ülkemizde, ILO’nun güvence altna alnmtr. Buna göre, ILO’ya taraf olan 87 ve 98 sayl sözlemelerinde güvence altna alnan ülkeler, söz konusu sözlemeleri onaylamam olsalar sendikal örgütlenme ve toplu pazarlk hakknn dü- dahi, ILO’nun üyesi olmakla bu sözlemelerde düzen- zenlendii 2821 sayl Sendikalar Kanunu, 2822 sayl 19 Toplu Sözlemesi, Grev ve Lokavt Kanunu ve 4688 sayl Kamu Görevlileri Sendikalar Kanununda halen ILO normlar çerçevesinde uyumsuzluklar devam etmektedir. Uzun yllardr süren bu uyumsuzluklar nedeniyledir ki, 2009 ylnn 3-19 Haziran tarihleri arasnda Cenevre’de gerçekleen 98. Uluslararas Çalma Konferans’nda toplanan Sözleme ve Tavsiye Kararlarnn Uygulanmas Uzmanlar Komitesi’nde Türkiye mercek altna alnm ve Komite ILO normlar ile uyumsuz olan alanlarn düzenlenmesi için Türkiye’ye Dorudan Temas Heyetinin (direct contact mission) gönderilmesine karar vermitir. Sözleme ve Tavsiye Kararlarnn Uygulanmas Uzmanlar Komitesi’nde gündeme gelen ve ILO standartlarna aykrlklar nedeniyle eletiri konusu olan balca konular öyledir: 1. 87 Sayl Sözleme açsndan: a. Bir iyerinin dahil olduu ikolunun Çalma Bakanl tarafndan belirlenmesine ilikin kriterlere ilikin yaanan sorunlar (2821 sayl yasa, 3 ve 4. md.). b. Sendikalarn kendi iç ileyiine ve faaliyet- lerine ilikin ayrntl hükümlerin varl (2821 sayl yasa). c. Sendikaya üye olabilmek için noter koulunun getirilmesi (2821 sayl yasa, 25. md.). d. Sendikalarn genel kurullarna valilikçe göz- lemci gönderilmesine ilikin hükümün varl (2821 sayl sasa, 14. md.) 2. 98 Sayl Sözleme açsndan: a. Toplu i sözlemesinde baraj uygulamas: Toplu i sözlemesi yapmaya yetkili sendikann, kurulu bulunduu ikolunda çalan içilerin en az %10’unu ve toplu i sözlemesi kapsamna girecek iyerinde çalan içilerin yarsndan fazlasn temsil etme zorunluluunun bulunmas (2822 sayl yasa, 12. md.). b. Grev yasaklarnn çok geni tutulmas: Su, nsan Haklar Evrensel Bildirgesi’nde bir insan hakk olarak görülen sendikal hak ve özgürlükler, ILO’nun ilgili sözlemelerinde ve Avrupa Sosyal artnn 5. ve 6. maddelerinde yer alan sendikal örgütlenme ve toplu pazarlk hakk ile çalma yaammzn vazgeçilmez unsurlar haline gelmitir. Ancak, ülkemizde, ILO’nun 87 ve 98 sayl sözlemelerinde güvence altna alnan sendikal örgütlenme ve toplu pazarlk hakknn düzenlendii 2821 sayl Sendikalar Kanunu, 2822 sayl Toplu Sözlemesi, Grev ve Lokavt Kanunu ve 4688 sayl Kamu Görevlileri Sendikalar Kanununda halen ILO normlar çerçevesinde uyumsuzluklar devam etmektedir. sayl yasa, 29.md.). Buna ek olarak, ilaç imal eden iyerleri hariç olmak üzere, a ve serum imal eden müesseselerle,hastane, klinik, sanatoryum prevantor- elektrik, havagaz, termik santrallarn besleyen linyit yum, dispanser ve eczane gibi salkla ilgili iyerle- üretimi, tabii gaz ve petrol sondaj, üretimi, tasye- rinde, eitim ve öretim kurumlarnda, çocuk bakm si, datm, üretimi nafta veya tabii gazdan balayan yerlerinde ve huzurevlerinde, mezarlklarda, Milli petrokimya ilerinde, banka ve noterlik hizmetlerinde, Savunma Bakanl ile Jandarma Genel Komutanl kamu kurulularnca yürütülen itfaiye, sehiriçi deniz, ve Sahil Güvenlik Komutanlnca dorudan iletilen kara ve demiryolu ve dier rayl toplu yolcu ulatr- iyerlerinde grev ve lokavt yaplmas yasaklanmtr ma hizmetlerinde grev ve lokavt yaplamaz (2822 (2822 sayl yasa, 30. md.). 20 b. Sendika kurucusu olabilmek için öngörülen en az 2 yldan beri kamu görevlisi olarak çalmak (Madde 6), c. Genel Kurulun toplant zaman ve karar says; yönetim kuruluna iten el çektirilmesi (Madde 10 son fkra, tüzüklerde düzenlenmesi gerektii gerekçesiyle eletirilmitir), d. Madde 15’deki düzenlemenin çok geni tutul- duu eletirisi, e. Farkl ikoluna atanma halinde sendika üyeli- inin sona ermesi (Madde 16), f. Sendika üyelerinin ve yöneticilerinin güven- cesini garantiye alacak yaptrmn Yasa’da düzenlenmemi olmas (Madde 18), g. Uyumazln tespiti, çözümü ve Uzlatrma Kurulu’nu düzenleyen Madde 35 grev hakkn önc. Politika amaçl grev, genel grev ve dayanma grevlerinin yasaklanmas (2822 sayl yasa, 25. madde). d. Grev kararnn alnmasndan önceki uzun bekleme dönemi. 3. 151 Sayl Sözleme Açsndan: görmemekte. ILO Uzmanlar Komitesi grev yasann devlet adna kamu otoritesi kullanan snrl bir gruba uygulanabileceini, bu grup dndaki memurlara da grev yasa uygulanmasn hakl bulmamtr. Bu bilgiler nda bir noktann gözden kaçrlmamas gerekmektedir. 2004 ylnda Anayasa’nn 90. maddesinde yaplan deiiklikle birlikte, “Usülüne göre yürürlüe konulmu Milletleraras Andlamalar Kamu hizmetinde örgütlenme hakknn korunmas- kanun hükmündedir. Bunlar hakknda Anayasaya ay- n düzenleyen 151 sayl Sözleme, balangç bölümün- krlk iddias ile Anayasa Mahkemesi’ne bavurula- de, örgütlenme hakknn korunmas açsndan 87 sayl maz. Usülüne göre yürürülüe konulmu temel hak Sözlemeye, toplu pazarlk hakknn korunmas açsn- ve özgürlüklere ilikin milletleraras andlamalarla dan da 98 sayl Sözlemeye gönderme yapmaktadr. kanunlarn ayn konuda farkl hükümler içermesi ne- Sözleme kamu görevlilerine ve kamu görevlilerinin deniyle çkabilecek uyumazlklarda milletleraras örgütlerine salanacak güvenceleri, çalma koullar- andlama hükümleri esasa alnr” hükmü getirilerek nn belirlenmesi yöntemlerini ve uyumazlk halinde izlenecek yöntemleri düzenlemektedir. Örgütlenme ve toplu pazarlk hakk açsndan 87 ve 98 sayl Sözlemelerin esas itibaryla kamu görevlilerine de uygula- uluslararas sözlemeler kanun hükmünde saylmtr. ILO sözlemelerince belirlenen standartlarnn güvence altna alnmas ve uygulanmas da bu hüküm balamnda deerlendirilmelidir. nacandan hareketle Sözleme, 1. maddesinin 2 ve 3. fkralarnda, üst düzey kamu erki (otoritesi) kullanan kamu görevlileriyle silahl kuvvetler ve polise bu Söz- 1. lemeyle salanan güvencelerin (örgütlenme ve toplu pazarlk hakk) nasl uygulanacan ulusal yasalara brakmtr. 4688 sayl Yasa’da ILO Uzmanlar Komitesi tarafndan eletirilen hususlar: a. Meslek veya iyeri esasna göre sendika kuru- lamamas (Madde 4), 2. DPNOTLAR 29 Sayl Zorla Çaltrma Sözlemesi (1930), 87 Sayl Örgütlenme Özgürlüü ve Örgütlenme Hakknn Korunmas Sözlemesi (1948), 98 Sayl Örgütlenme ve Toplu Pazarlk Hakk Sözlemesi, 100 Sayl Eit Ücret Sözlemesi (1951), 105 Sayl Zorla Çaltrmann Yasaklanmas Sözlemesi (1957), 111 Sayl Ayrmclk (stihdam ve Meslek) Sözlemesi (1958), 138 Sayl Asgari Ya Sözlemesi (1973) ve 182 Sayl Çocuk çiliinin En Kötü Biçimleri Sözlemesi (1999). 2006 ylnda gözden geçirilen Avrupa Sosyal art’nn 5. ve 6. maddelerine Türkiye çekince koymutur. AB ÜYES ÜLKELERDE KAMU ÇALIANLARININ ÖRGÜTLENME VE GREV HAKKI 21 Raporu Hazrlayan Emin ENVER Memur-Sen AB Projeleri Danman AB ÜYES ÜLKELERDE KAMU ÇALIANLARININ ÖRGÜTLENME VE GREV HAKKI Türkiye’de kamu görevlisi devlet memurlarna toplu sözleme ve grev hakk verilip verilmemesi uzun zamandr gündemdedir. 2821 Sayl Sendikalar Kanunu, 2822 Sayl Toplu Sözlemesi ve 4688 Sayl Kamu Görevlileri Kanunu hem LO hem Avrupa Sosyal artlar’nn çizdii çerçeveyle uyumlu deildir. Türkiye 1951 ylnda 98 Sayl Örgütlenme ve Toplu Sözleme Hakk ile 1992 ylnda LO’nun 87 Sayl Örgütlenme Özgürlüü Hakknn Korunmas’yla ilgili olarak onaylad sözlemelere uyumlu yasal düzenlemelere gitmemitir. Avrupa Sosyal artnn 5 ve 6. maddelerinde yer alm olan “sendikal örgütlenme ve toplu pazarlk” haklarna uyumlu bir çalma hayat da tesis edememitir. Uluslar aras Çalma Konferans’nda bir araya gelen Sözleme ve Tavsiye Kararlarnn Uygulanmas Uzmanlar Komitesi ülkemizdeki mevcut durumun incelenmesi için Dorudan Temas Heyeti’nin Türkiye’ye gönderilmesine karar vermitir. Tüm bu gelimeler neticesinde 2009 ylnda yaplan toplu müzakereler esnasnda hükümet ile sendikalar ve dier sosyal taraarn kamu çalanlarna grevli ve toplu sözlemeli sendikal haklar verilmesine yönelik olarak 2010 senesinin balarnda bir çaltay yaplmas kararlatrlmtr. Her konuda açlmlarn konuulduu ülkemizde de kamu çalanlarna grevli ve toplu sözlemeli sendikal haklarn verilmemesini yadrgadmz burada bir kez daha tekrarlamak isteriz. Bu açklamalarn nda çalmamzda Avrupa Birlii üyesi ülkelerdeki kamu çalanlar sendikaclna ülke baznda göz atlacaktr. Çalmamzda 22 üye ülke kamu sendikacl ele alndndan dolay verilen bilgiler çok genel ve özet olacaktr. ALMANYA Sendika kurma ve sendikalara üye olma hakk polis ve silahl kuvvetler mensuplar da dâhil bütün kamu 22 çalanlarna verilir (hem kariyer sabihi devlet memurlarna hem de kamu sektörü çalanlarna). Hiçbir devlet memuru sendika üyelii ve sendikaya üye olmama ve sendikal faaliyetleri yerine getirme gerekçesi ile az veya çok kayrlmaz veya disiplin ilemine tabi tutulamaz. Ortak danma ile ilgili olarak, sendikalar ve iveren örgütlerinin çalma artlar hakkndaki yönetmeliklerin hazrlanmas ve uyarlanmasnda baz rolleri vardr: Onlar bütün yasal prosedürlerin erken aamalarnda bilgilendirilirler (stihdam, Mesleki Eitim ve Rekabet gücü kapsamnda sosyal taraarla ibirliine referans yaparak). Gönüllü müzakere mekanizmasnn tesisine gelince, Alman yetkililer 1961 ylnda Avrupa Sosyal art ile uyumlu olarak devlet memurlarnn toplu pazarlk hakkndan hariç tutulduunu beyan etmitir. Öne sürülen sorunlarn toplu i sözlemelerince bir karara balanmas artyla, grev hakk Alman devleti tarafndan yaygn bir ekilde tannmtr. Fakat kamu çalanlar için istihdamn kayt ve artlar mevzuat tarafndan belirlenir ve sonuç olarak bütün kamu çalanlar bu hakkn kullanlmasndan istisna tutulurlar. Bu nedenle de Almanya grev hakknn kullanlmas konusunda Avrupa Sosyal art ile uyumlu deildir. Toplu i sözlemesi ile balantl olmayan grev yasaklanmtr. levleri ne olursa olsun memurlara kati bir grev yasa uygulanr. ITUC’un 2006 ve 2005 aratrmalarna göre, tekrarlanan LO eletirilerine ramen kamu sektöründeki öretmenlerin hala toplu i sözlemesi hakk yoktur. Almanya raporuna dayanarak, LO Uzmanlar Komitesi birliklerin özgürlükleri ve toplu pazarlkla ilgili olarak baz ihlaller belirlemitir. AVUSTURYA Bu ülkede kamu çalanlarnn örgütlenme haklarnn yannda silahl kuvvetler mensuplarnn da örgütlenme haklar vardr. Ayrca ortak danma mekanizmas da mevcut olup fonksiyenel haldedir. Avusturya’da toplu i sözlemesi mekanizmas özel sektördekilerle ayn esaslara göre yürütülmektedir. Bunlarn yannda toplu sözleme kapsamna giren kamu personeli says %1 civarndadr. Bu da kamu çalanlarnn önündeki önemli engellerden birisini oluturmaktadr. Kamu çalanlar için Avrupa Sosyal artnda (Madde 6 IV) yer alan toplu grev hakk verilmemitir. Bu ne- denle de gerek Avrupa Sosyal Haklar Komitesi gerek LO’dan eletirler almaktadr. Bütün devlet memurlarna LO’nun 87, 98 ve 151 sayl anlamalarnca tannan sendikal haklarn tamam verilmedii için Avusturya birlik kurma ve toplu pazarlk özgürlükleri ile ilgili olarak uluslar aras kurallarla uyumlu deildir. BELÇKA Belçika Anayasnda örgütlenme ve sendika kurma hakk teminat altna alnmtr. Sendikalar hükümet müdahalesi olmadan örgütlenmede ve kendi örgütlerini yönetmede serbesttirler. Belçika’da çalan nüfusun %80’i bir sendikaya üyedir ve sosyal taraar çalma hayatnn çeitli alanlarnda aktif bir gücü temsil ederler. Belçika’da kamu çalanlarna örgütlenme hakk verilmitir. Ayrca askeri personelde olduu gibi, ulusal polis mensuplar da belli artlar altnda sendika kurabilir veya sendikaya üye olabilirler. Deiik düzeylerde ve alanlarda ortak danma mekanizmas mevcuttur. Gönüllü müzakereler için de bir mekanizma vardr. Uzlatrma ve tahkim usulleri tatminkârdr. En önemlisi devlet memurlarnn grev haklarnn olmasdr. Silahl kuvvetler mensuplarnn grev yapma hakk yoktur. Polislerin belli snrlamalarla grev yapma hakk Belçika’da kamu çalanlarna örgütlenme hakk verilmitir. Ayrca askeri personelde olduu gibi, ulusal polis mensuplar da belli artlar altnda sendika kurabilir veya sendikaya üye olabilirler. Deiik düzeylerde ve alanlarda ortak danma mekanizmas mevcuttur. Gönüllü müzakereler için de bir mekanizma vardr. Uzlatrma ve tahkim usulleri tatminkârdr. En önemlisi devlet memurlarnn grev haklarnn olmasdr. 23 vardr. Adli olarak grev hakk kstlanabilir. Grevdeki leyecek yetersiz delil nedeniyle, Avrupa Sosyal Hakpersonelin iten çkarlmas hakknda yasal bir kstla- lar Komitesi (ECSR) durumun açkla kavuturulmas için bilgi sormu ve 2006 ylnda kendisi durumun ma yoktur. Ortak danma yöntemleri deiik düzey ve alanlar- tatminkâr olduunu beyan etmitir. Silahl kuvvetlerde da mevcuttur: çalanlarn sendika temsilcileri dan- halen aktif olarak görev yapan personel sendika üyesi maya ve karar alma sürecine de dâhil edilirler. Daimi olamaz. Askeri personelin toplu grev yapma hakk yokDanma Komiteleri Kurulu üç düzeyde mevcuttur. tur Kamu görevlilerinin genel anlamda toplu pazarlk sal ve güvenlii ve çalma ortamnn gelitirilmesi hakk yoktur. Kamu görevlileri sadece sembolik olarak ile ilgili konularda özel danma komiteleri kurulabi- grev yapabilirler. Uzlatrma, danma veya hakemlik usulü ile ilgili herhangi bir hüküm bulunmamaktadr. lir. Genelde Anayasann 50 inci bölümü içilere ve çaBununla birlikte, Avrupa Sosyal Haklar Komitesi durumun iki nedenden dolay Avrupa Sosyal artnn lanlara ekonomik ve sosyal çkarlarn korumak için 6.nc maddesinin 4 paragraf ile uyumlu olmadn yasal artlar ve yöntemlere uygun olarak grev yapma hakk verir. düünmektedir: 1. Kanun açkça ÇEK CUMHURYET CUMHURY grev hakkn tanmaz: Baz Çek Cumhuriyeti’nde sayarg kararlar Gözden Güvenlik ve stihbarat Geçirilmi Avrupa Sosyal lk ve sosyal bakm elemanlar servisi elemanlarnn ekoartnn 31.inci maddesinde kabul edilen snrlarn ve iletiim operatörlerinin grev nomik ve sosyal çkarlarn korumak için sendika kurötesinde grev hakknn haklarnda snrlama vardr. malarna veya bir baka kullanmasn kstlamaktadr. ekilde birlik kurmalarna Grev hakknn kullanlma- izin verilmez. 2. Avrupa Sosyal Haklar Komitesi Belçika Gönüllü müzakereler sna sadece toplu i sözlemeyasalar grevdeki persomekanizmas iler durumlerinin sonuçlandrlmasnda dadr. Arabuluculuk, uznelin iten çkarlmasn yasaklamad için Avruanlamazlklara düülmesi du- latrma ve tahkim usullepa Sosyal art ile uyumlu ri mevcuttur. Grev sadece olmadn da düünmekbir sendika tarafndan ilan rumunda izin verilir. tedir. edilebilir. Yargçlar, savclar, siBULGARSTAN lahl kuvvetler mensuplar ve nükleer güç istasyonla26 Eylül 2003 ve 25 ubat 2005 tarihlerinde dei- rnda, petrol ve doal gaz boru hatlarnda çalan gütirilen Bulgaristan Anayasas içiler ve iverenler için venlik güçleri ve hava trak kontrolörleri, itfaiyecilerin birlik kurma özgürlüü verir. Anayasann 49. maddesi grev hakk yoktur. Salk ve sosyal bakm elemanlar ve iletiim operaiçilerin mesleki çkarlarn savunmak üzere sendikal örgüt kurmada özgür olduklarn belirtir. verenler de törlerinin grev haklarnda snrlama vardr. Grev hakknn kullanlmasna sadece toplu i sözekonomik çkarlarn savunmak için birlik kurabilirler. sonuçlandrlmasnda anlamazlklara lemelerinin Polisler de dâhil, kamu görevlileri sendika kurma düülmesi durumunda izin verilir. ve üye olma hakkna sahiptirler. Üçlü danma giderek artan bir ekilde etkisiz hale Grev kararnn onaylanmasnda ilgili sektörde çagelmektedir. Hükümet sosyal taraarla önceden dan- lanlarn 2/3’sinin oyunun gereklilii Avrupa Sosyal makszn tek tara kararlar almaktadr. Avrupa Kon- Haklar Komitesi (ECSR) tarafndan fazla olarak deerseyi 2004 ylndaki gözlemlerinde sendikalarn, Kamu lendirilmektedir. Hizmetleri Kanununun baz sendikalarn örgütlenme ITUC’un 2006 ve 2005 yllarna ait yllk aratrmahaklarn zayatan ve toplu pazarlklarda yer alma- larna göre, kamu sektöründe toplu i sözlemeleri larn imkânsz klan ar genel mahiyetleri hakknda Kanunu ve uygulama yönetmeliklerince düzenlenir. ikâyetçi olduklarn tespit etmitir. Bu iddiay destek- Fakat bu düzenlemeler tam olarak çalanlarn maala- 24 rn belirler. Küçük istisnalar dnda, maalar üzerinde toplu müzakere yapmak mümkün deildir. Temelde, görünüte ayn kurallar, dier baz kamu sektörü içi haklar için de geçerlidir. 1 Ocak 2005 tarihinde yeni bir yasa yürürlüe girmi fakat bu yasann yürürlüe girii bütçe imkânlar nedeniyle 2007 ylna kadar ertelenmitir. Uzlatrma teebbüslerinin baarsz kabul edilebilmesinden ve grev karar alnabilmesinden önce 30 gün geçmesi zorunludur. FNLANDYA FNLANDY A Polis ve silahl kuvvetler mensuplar da dâhil kamu görevlilerinin örgütlenme hakk ve sendika üyelii gerekçesiyle ayrmcln her türlüsüne kar korunma hakkndan yararlanmalar garanti altna alnmtr. Ortak danma ve katlm hakk vardr. Müzakere mekanizmas ilemektedir. Avrupa Sosyal Haklar Komitesine göre Finlandiya’da örgütlenme özgürlüü ile ilgili durum Avrupa Sosyal art ile tam uyumlu bir çerçevededir. DANMARKA Devlet memurlar ve belediye görevlileri sadece bir toplu i sözlemesinde düzenlenebilecek hedeer uyaDanimarka Anayasasnn 78.inci maddesi yetkilile- rnca greve gidebilirler. Buna ilave olarak, çalanlar rin müdahalesi olmakszn bütün vatandalarn örgüt sadece sendikalar tarafnkurma hakkn teminat aldan ilan edilen grevlerde tna alr. Finlandiya’da hizmetlerin or- yer alabilirler. Danimarka genelde Hizmetlerin organizasörgütlenme hakkyla ilganizasyonu, ilerin oluturul- yonu, ilerin oluturulmas gili olarak uluslararas ve lavedilmesi, bir görev mas ve lavedilmesi, bir görev için gerekli olan beceriler standartlarla uyumludur. Ortak uzlatrma usulü için gerekli olan beceriler ve ve devlet memurlarnn görevleri ve emeklilikler ilemektedir. Kamu sekdevlet memurlarnn görevleri gibi konularn istisnas ile töründeki bütün çalanödeme ve istihdamla ilgili lar toplu i sözlemeleri ve emeklilikler gibi konularn dier bütün artlar üzerinkapsam içerisindedirler. Uzlatrma ve tahkim meistisnas ile ödeme ve istihdam- de müzakere mekanizmas salanmtr. kanizmas iyi düzenlenla ilgili dier bütün artlar üzeDevlet memurlar ve mitir. belediye görevlileri toplu Danimarkann toplu rinde müzakere mekanizmas i sözlemelerince kapsani sözlemeleri ve danmayan hedeere uygun mayla ilgili olarak köklü salanmtr. olarak grev ilan edemeyebir gelenei vardr. Ortak cekleri için Avrupa Sosyal danma yöntemi ile ilgili Haklar Komitesi 2006 ylnda toplu grevin izin verilen olarak, Danimarka’da durum Avrupa Sosyal art ile hede er temelinde Avrupa Sosyal art ile uyumlu oluyumludur. madn belirtmitir. Toplu eylem ve grev hakkyla ilgili olarak durum Kamu görevlileri, yerel hükümet görevlileri ve devAvrupa Sosyal art ile uyumlu deildir. Devlet Melet adna yetki kullanmayan ruhban snfnn grev hakmurlar Kanunu altnda istihdam edilen kamu çalk üzerine ar kstlamalar koyan toplu sözlemeler anlarna grev hakk verilmez. Silahl kuvvetler menhakkndaki yasal düzenlemeler söz konusu olduunda suplar, deniz kuvvetleri ve polis mensuplar, yarg Finlandiya mevzuat ve uygulamalar LO sözlemeleri mensuplar, örnein, demiryollar ve posta hizmetleri ile uyumlu deildir. çalanlar gibi dier çalanlara grev hakk verilmemitir. FRANSA LO da sözlemeli kamu çalanlarndan farkl olarak devlet memurlarnn grev hakk olmadn belirtMemurlar ve kamu içileri sendikal özgürlüklerden mitir. Devlet memuru statüsündeki öretmenler de özel sektör içilerinde olduu gibi ayn artlarda yarargrev hakk olmayanlar kategorisine girerler. lanrlar. Polisler de sendikal özgürlüklerden yararlanrlar. Ortak danma mekanizmas mevcuttur. 25 Gönüllü müzakerelerle sonuçlanan anlamalarn yasal olarak hiçbir yaptrm gücü yoktur ve ayet sadece yasal düzenlemeler ve yönetmeliklerle ilikili olursa yürürlüe girer. Uzlatrma ve tahkim mekanizmas ilemektedir. llerin üst düzey personelinin örgütlenme hakk yoktur. Askeri personelin ve Jandarmann da sendika kurma hakk yoktur. Güvenlik kuvvetleri, dier polis organlar, çileri Bakanlnn iletiim personeli, cezaevi hizmetlerinin yerel birimler çalanlar, yarg mensuplar ve silahl kuvvetler mensuplarnn grev yapmalar yasaktr. çtihat nedeniyle, yetkili konumdaki personel (idari mekanizmann parças olarak deerlendirilenler) ve kamu hizmetlerinin kesintisiz sürdürülebilmesi için iyerinde bulunmas zorunlu olan personelin grev yapmalar yasaktr. Yeni yasal düzenleme, yönetime grevin üzerinden bir hafta geçtikten sonra grevin devam edip etmeyeceini anlamak için gizli oylamada srar etme hakk ve bireysel içiler için ihbar süresi vermektedir. HOLLANDA Hollanda’da yasalar altnda endüstriyel örgütlerin kuruluu ve faaliyetleri, örgütlerin özgürlüü hakknda ki uygulamalar genel anayasal kurullarca düzenlenir. Kayt ve ücretlerle ilgili olarak, sendikalarn üyelerini ve temsilcilerini seçme, yönetimlerini ve faaliyetlerini organize etme veya ulusal ve uluslar aras kurululara itirak etme konular Avrupa Sosyal artnn 5.inci maddesi ile daima uyumlu bulunmutur. Ortak danma mekanizmas mevcuttur. konseyi yönetmelii savunma ve ksmi olarak da eitim dnda kamu sektörüne doru geniletilmitir. Memurlar için bireysel haklar ve ücretler üzerinde toplu pazarlk hakk vardr. Uzlatrma ve tahkim prosedürü mevcuttur. çtihat aracl ile memurlara grev hakk da verilmitir. Yargçlar bir grev bavurusunun vakitsiz olup olmadna karar verebilirler. Hollanda’da kamu hizmetleri bir istihdam sistemidir. Kamu görevlilerinin i güvencesi olmasna ramen, garantili bir kariyer sistemi yoktur. Hollanda kamu görevlilerinin tanm için ilevsel bir yaklam tercih eder: kamu görvlilerinin birçok tanm olmasna ramen en genel olan “kamu görevlileri kamu sektöründe çalan kiilerdir” eklinde olandr. Ortak danma ile ilgili olarak, hükümet ile sosyal taraar arasnda ulusal düzeyde senede iki sefer sosyal politika tartmalar yaplr. Özel politika alanlarnda yl boyunca daha fazla istiareler de yer alr. Toplu Grev Hakknn kullanlmasna gelince memurlara özgü olarak Hollanda Krall kendisinin genelde Avrupa Sosyal artnn 6.nc maddesince balandn kabul etsede devlet memurlarn Avrupa Sosyal artnn 6.nc maddenin 4.üncü paragrafnn uygulamasndan hariç tutar. NGLTERE Sendika kurma ve sendikalara üye olma hakk vardr. Ortak danma, gönüllü müzakereler, uzlatrma ve tahkim usulleri mevcuttur. Sendikalar, içi temsilcileri veya ortak danma kurulu ile ortak danma kamu sektöründe (iyerlerinin %82’si) özel sektörden (rmalarn %43’ü) daha yaygndr. 1982 tarihli stihdam Kanunu grev hakknn kullanlmas üzerine oldukça sk artlar koymaktadr. 2004 Hollanda kamu görevlilerinin tanm için ilevsel bir yaklam tercih eder: kamu görvlilerinin birçok tanm olmasna ramen en genel olan “kamu görevlileri kamu sektöründe çalan kiilerdir” eklinde olandr. Ortak danma ile ilgili olarak, hükümet ile sosyal taraar arasnda ulusal düzeyde senede iki sefer sosyal politika tartmalar yaplr. Özel politika alanlarnda yl boyunca daha fazla istiareler de yer alr. 26 ylnda 1999 tarihli gözden geçirilmi stihdam likileri Kanunu baz deiiklikler getirmitir. Bununla birlikte grev hakknn kullanlmas ile ilgili durum üç sebepten dolay Avrupa Sosyal art ile uyumlu deildir. Grev, eer içi ve iveren arasndaki anlamazlkla snrl ise yasaldr. Her durumda sendikalar grev balamadan önce ek bir grev bildirisi yaynlamak zorunda olduklar için, bir iverene grev için gizli oylama yapmak üzere bildirimde bulunma zorunluluu daima gereksiz bulunmutur. Polis tekilat üyeleri, belirli bir organizasyona katlmakla yükümlüdürler. Sendikalarn kendi üyelik artlarn belirleme hakk kstlanmtr: örnein sendikalar temelde sadece belirli bir siyasi partinin faaliyetlerinde yer alanlar üyelikten hariç tutabilirler. Toplu grev, içiler ve iveren arasndaki anlamazlklar ile snrldr. çiler sadece 12 hafta için korunduu ve grevin yasal ve resmi olmas zorunlu olduu (bir sendika tarafndan izin verildii) halde grevde yer alanlarn istihdamnn korunmas yetersizdir. RLANDA rlanda Avrupa Birlii ülkeleri içerisinde Anayasas kamu hizmetleri hakknda hükümler kapsamayan tek devlettir. Örgütlenme hakk sadece Garda Siochána (ulusal polis) içerisindeki birliklere verilir. Ortak danma prosedürü mevcuttur. Uzlatrma ve tahkim kamu sektörünün belirli kategorileri için sözkonusudur. Grev hakk Garda Siochána (ulusal polis) ve silahli kuvvetler dnda kamu sektörünün bütün branlar için teminat altna alnmtr. rlanda mevzuatna göre bir sendikann toplu pazarlklara katlabilmesi için yetkili olmas ve müzakere belgesine sahip olmas gerekli olduu için Avrupa Sosyal Haklar Komitesi rlanda’da toplu pazarlk hakkyla ilgili durumun Avrupa Sosyal art ile uyumlu olmadn düünmektedir. SPANYA spanya Anayasasnn 28 inci, maddesi herkesin serbestçe birlik kurma hakkna sahip olduklar hükmünü getirmitir. Anayasa silahl kuvvetler mensuplarnn veya askeri kurumlarn yahut askeri disipline tabi dier birliklerin bu hakk kullanmasna snr getirebilir veya bu hakk kullanmaktan hariç tutabilir ve kamu görevlileri için bu hakkn kullanlmas hususlarn düzenler. Danma, gönüllü müzakereler (özel sektördekine benzer) ve anlamazlklarn çözümü mekanizmas mevcuttur. Silahl kuvvetlerin sivil çalanlarnn pazarlk hakk vardr. Adli tekilat, sulh hâkimleri, hâkimler, cumhuriyet savclar profesyonel birliklere üye olabilirler fakat sendikalara üye olamazlar. Ulusal polis memurlar sendika kurabilirler fakat bu sendikalara sadece ulusal polis mensuplar katlabilirler. Silâhaltndaki askerler, mülki muhafzlar, ulusal polis ve baz bölgesel polis kuvvetleri sendikalara üye olamazlar ve sendikalarn faaliyetlerine katlamalarna izin verilmez. Grev yapmas yasaklananlar: silahl kuvvetler mensuplar ve mülkü muhafzlar, yargçlar, sulh hâkimleri ve bölge savclardr. stihdamn genel kayt ve artlar toplu i sözlemelerince belirlenmesine ramen ödeme mekanizmalar devlet tarafndan belirlenir. Hükümetin istisnai durumlarda bir grevi sonlandrmak için yasal olarak konuyu tahkime götürme yetkisi vardr. SVEÇ Çalanlarn ve iverenlerin örgütlenme haklar teminat altna alnmtr. 1 Ocak 1975 tarihli sveç Anayasasnn 17.inci maddesi: ‘Bir kanun veya anlama aksini belirtmedikçe çalanlarn örgütlerinin, iverenlerin veya iveren örgütlerinin i anlamazlna giden hususlarda tedbir alma hakkna sahip’ olduunu belirtir. Gönüllü müzakereler, uzlatrma ve tahkim yöntemleri mevcuttur. Özel sektörde greve izin verilir. Grevin bir örgüt tarafndan ilan edilmesi gerekir. Finlandiya’da olduu gibi, toplu sözlemeler çounlukla birliklerin özgürlüklerini tanmlama mekanizmas olarak kullanlr. Merkezi yönetimde karar alma yöntemi ve yaps oldukça âdemi merkeziyetçi bir durum arz eder. veren olarak devleti genellikle kurum müdürleri temsil ederler. Merkezi yönetimde çalanlar için istihdamn kayt ve artlar özel sektörde çalanlarla ayndr. 27 sveç’te kamu yönetimleri çalanlarnn çounluu sözlemeli çalanlar olarak kabul edilebilir ve onlarn statüleri kamu yasasnca düzenlenir. Ortak danma ile ilgili olarak 1965 tarihli toplu pazarlk hakk reformu sveçte çalanlara pazarlk ve toplu sözlemeleri sonuçlandrmak için geni kapsaml bir hak vermitir. Özel olarak yasaklanmadkça sveç yasalarna göre grev yasal bir haktr. Yasalar ve anlamalar tarafndan yasaklanmadkça herhangi bir sendika ve iveren veya iverenler birlii grev yapmaya yetkilidir. sveç’te kamu yönetimleri çalanlarnn çounluu sözlemeli çalanlar olarak kabul edilebilir ve onlarn statüleri kamu yasasnca düzenlenir. Ortak danma ile ilgili olarak 1965 tarihli toplu pazarlk hakk reformu sveçte çalanlara pazarlk ve toplu sözlemeleri sonuçlandrmak için geni kapsaml bir hak vermitir. Özel olarak yasaklanmadkça sveç yasalarna göre grev yasal bir haktr. Yasalar ve anlamalar tarafndan yasaklanmadkça herhangi bir sendika ve iveren veya iverenler birlii grev yapmaya yetkilidir. Hede yasal ve devam eden grevi desteklemek olmak artyla ikincil veya dayanma grevleri de yasaldr. 1994 ylndan bu yana, devlet artk iveren deildir. Devlet yetkisini sveç Hükümet Çalanlar Ajansna aktarmtr (SAGE). Kurumlar tarafndan seçilen ve hükümet tarafndan atanan 80 temsilciden oluan bu ajans üyelerince (üyelik zorunludur) yönetilir ve nan- se edilir. Ajansn amac üyelerinin menfaatlerini koordine etmek ve merkezi düzeyde toplu pazarlklarda onlar temsil etmektir. TALYA Örgütlenme hakk genellikle Anayasnn 39.uncu maddesi ve 300/1970 sayl çilerin Statüsü Kanunu tarafndan teminat altna alnmtr. Polis ve silahl kuvvetler mensuplar temsilci organlara seçebilirler. Toplu i sözlemeleri pazarlklar ulusal ve ademi merkezi düzeyde yaplr. Toplu eylem/grev esnasnda asgari hizmet düzenlemeleri toplu i sözlemelerinde belirtilmek zorundadr. 11 Nisan 2000 tarihli yasaya göre, grev hakk ve kamu hizmetlerinin devam arasnda bir denge gerekir. Bu kanunun amac herhangi bir kii veya örgütü grevden mahrum brakmak deil temel kamu hizmetlerinin devamn salamaktr. Yargçlar, diplomatlar ve valiler için toplu i sözlemesi hakk yoktur ve silahl kuvvetler ve polis için sadece belirli formlarda toplu i sözlemesi müzakereleri hakk vardr. Zorunlu kamu hizmetlerinin yerine getirilmesinde hükümetin grevi kstlama yetkisi vardr. Temel kamu hizmetlerinde grev hakk üzerindeki kstlamalarla ilgili olarak yasal düzenlemelerde deiiklik yaplmas için sendikalarn eyleme geçmesine ihtiyaç duyulmaktadr. talya’da toplu i sözlemeleri pazarlklar ulusal ve ademi merkezi düzeyde yaplr. Toplu eylem/grev esnasnda asgari hizmet düzenlemeleri toplu i sözlemelerinde belirtilmek zorundadr. LÜKSEMBURG Devlet memurlar ve kamu çalanlar örgütlenme özgürlüüne sahiptir. Silahl kuvvetler ve polis mensuplarna sendika kurma ve sendikalara üye olma hakk verilmitir. Sendika temsilcileri sendikal faaliyetle- 28 Yarg mensuplar, silahl kuvvetler mensuplar, rinden dolay özel korunma hakkna sahiptirler. Ulusal düzeyde ortak danma prosedürü ve uzlatrma ve yasa uygulama organlar, ulusal kamu hizmetleri ve tahkim prosedürü mevcuttur. Kamu sektöründe pren- temel ilevleri yerine getiren kamu görevlilerinin grev yapmalar yasaktr. sipte grev hakk teminat altndadr. Grevin ilgili sektördeki devlet memurlarnn çoPrensipte devlet ve kamu kurumlarnda çalanlarn tamamnn grev hakk vardr. Bununla birlikte dip- unluu tarafndan onaylanmas gerekir. Sendikalarn yetkili olarak tannmas için belirli krilomatlar, yarg mensuplar, üst düzey devlet memurlar, silahl kuvvetler, polis, temel hizmetleri sunduklar terler vardr. Anayasann 70.inci maddesi ve 1989 tarih ve VII saesnada salk ve güvenlik personeli grev yapmas yayl Grev Kanununuyla verilen grev hakk toplu pazarsaklananlar arasnda yer alrlar. Toplu müzakerelerle ilgili olarak, kamu hizmetle- lk kapsam ile snrl deildir. ri, kamu sektörü ve tama sektöründe ortak danma MALTA yöntemi ulusal düzeyde Ekonomik ve Sosyal KonLüksemburg’da devlet meGözden geçirilmi Avsey içerisinde mevcuttur. rupa Sosyal artnn 5.inci murlar ve kamu çalanlar örDevlet memurlarnn promaddesi altnda Avrupa fesyonel örgütleri hükügütlenme özgürlüüne sahip- Konseyindeki problem mete teklierde bulunabiPolis mensuplar ile ilgilirler. tir. Silahl kuvvetler ve polis lidir. 2002 ylnda deiLüksemburg’da devlet memurlar (kamu kurummensuplarna sendika kurma tirilen Polis Kanununa göre polisler, üyelerinin lar haricinde, merkezi ve sendikalara üye olma hakk refahlarn ve profesyonel yönetimde çalanlar) üç yeterliliklerini gelitirmek kategoriye ayrlrlar: devverilmitir. Sendika temsilcileri için birlikler kurabilirler, let memurlar, çalanlar çalma saatleri, izin, ödeve içiler. sendikal faaliyetlerinden dolay meler ve tahsisatlar, emekMACARSTAN özel korunma hakkna sahiptir- li aylklar ve genel olarak hizmet artlar ve disiplin Polisler (silahl kuvvetler. Ulusal düzeyde ortak dan- kurallar, disiplin ilemlelerin bir ksm) ve askeri rinde bireyleri savunmalama prosedürü ve uzlatrma ve rna izin verilir. personel, 1996 tarih ve 46 sayl Yönetmelie uygun Üçlü danma organtahkim prosedürü mevcuttur. larnn olarak, sendika kurma hakdevlet memurlar kna sahiptirler, çalanlar ile ilgili konular kapsayp Kamu sektöründe prensipte üyeliklerini ifa etmeye kapsamad belli deilzorlanamazlar ve sendika grev hakk teminat altndadr. dir. üyelikleri nedeniyle ayrBenzer ekilde uzlatrma kar korunurlar. ma ve tahkimin de kamu Ulusal düzeyde danma mekanizmas mevcuttur. sektöründeki bütün çalanlar ve içiler için mevcut Kamu sektöründe toplu i sözlemeleri sk artlara olup olmad açk deildir. baldr ve bu nedenle kapsam daha dardr. Devlet memurlar için genel müzakere organ yokKamu sektöründeki sendikalardan bir tanesinin tur. veya ortak heyetin toplu i sözlemelerini sonuçlan1976 tarihli Endüstriyel likiler Yasas kamu gödrabilmeleri için ilgili sektördeki i gücünün en az revlilerinin artlar ile ilgili konular için bir Endüstriyel %25’ini kapsamas/kapsamalar gerekir. Mahkeme olarak üçlü bir organn ve bir Ortak MüzaUzlatrma ve tahkim kurallar sadece kamu sek- kere Konseyinin kurulmasn salamtr. Hükümetin törü çalanlarna uygulanr fakat devlet memurlarna verdii bilgilerde konseyin ekli hakknda bilgi eksikuygulanmaz. lii olduu için Avrupa Sosyal Haklar Konseyi duru- 29 mun Avrupa Sosyal art ile uyumlu olmadn düünmektedir. Doktorlar, cerrahlar, silahli kuvvetler, polis, itfaiyeciler, hapishane memurlar, hava trak kontrolörlerinin grev haklar kstldr. Avrupa Sosyal Haklar Komitesi, doktorlar ve cerrahlar gibi baz kamu görevlilerinin grev haklarndaki kstlamalarn çtihatla uyumlu olduunu deerlendirmitir. POLONYA Silahl kuvvetler mensuplar, polis, snr koruma ve hapishane hizmetleri çalanlar sadece tek bir sendika altnda örgütlenebilirler, ancak devlet memurlarnn aksine onlarn grev haklar yoktur. ITUC’un 2005 ve 2006 yl aratrmalarna göre, salk sektörü, su ve orman gibi kamu iktisadi teebbüslerindeki pek çok çalann i akitleri sonlandrlm ve bireysel sözleme ile yenilenmi olduundan, bunlar sendika kuramazlar veya sendikalara üye olamazlar. Toplu grev hakk ile ilgili olarak Polonya Avrupa Sosyal artnn 6.nc maddesinin 4.üncü paPolonya’da atama esasna ragrafnn kendisini balamadn düünür ve bu göre istihdam edilen devlet me- konudaki raporlama ve geçirme prosedümurlar, ç Güvenlik Ajans gö- gözden rüne katlmaz. Anayasa ve Sendikalar Kanunu tarafndan sendika kurma ve üye olma hakk verilmitir. Bununla birlikte, Polonya’da baz revlileri, üst denetleme kurulu kurumlarn çalanlarna PORTEKZ örgütlenme hakk verilbakan ve danman, bakan Kamu personelinin medii için örgütlenme yardmcs ve genel müdürleri, örgütlenme hakk vardr. özgürlüü ile ilgili durum Portekiz Anayasas bütün Avrupa Sosyal artnn üst denetleme kurulu örgütsel vatandalar için örgütlen5.inci maddesi ile uyumlu birimleri, Ulusal Radyo ve Te- me hakkn teminat altna deildir. almtr. Gönüllü müzakereler levizyon Üst Kurulu üyeleri, Danma mekanizmas mekanizmas mevcuttur. mevcuttur. Kamu Güvenyargçlar, vatandalk haklar lii Polisi-büyük kentsel Ortak danma öngörülür. Bütün devlet memurlar komiseri, merkez bankas ba- alanlarda çalan Portekiz için arabuluculuk ve tahpolis gücü, toplu müzakekim mevcuttur. kan, profesyonel askerler, aktif relere katlabilir ve toplu müzakerelerle ilgili olarak Atama esasna göre görevde olan askerler ve sivil silahl kuvvetler mensupistihdam edilen devlet danlabilir. memurlar, ç Güvenlik savunma birliklerinde görevli larna Kamu hizmetlerinde Ajans görevlileri, üst degörevli bütün çalanlar askerler sendika kuramazlar ve netleme kurulu bakan için gönüllü müzakere meve danman, bakan yarsendikalara üye olamazlar. kanizmas ilemektedir. dmcs ve genel müdürleUyumazlklarn çöri, üst denetleme kurulu züm yöntemleri mevcutörgütsel birimleri, Ulusal Radyo ve Televizyon Üst tur. Kamu çalanlar da dâhil bütün çalanlar için Kurulu üyeleri, yargçlar, vatandalk haklar komise- grev hakk tannmtr. ri, merkez bankas bakan, profesyonel askerler, aktif Silahl kuvvetler mensuplar birlikler kurabilirler görevde olan askerler ve sivil savunma birliklerinde fakat sendikalar kuramazlar. Polisler sadece polislerin görevli askerler sendika kuramazlar ve sendikalara üye olabildikleri profesyonel birlikler kurabilirler. Toplu pazarlk ve grev haklarnn kullanlmasn üye olamazlar. Devlet yönetimi ve özerk kurumlarda çalanlar, düzenleyen hükümler hükümetin bu konularda tek yargçlar ve savclar; polis görevlileri ve hapishane gö- tara ve nihai karar almasna imkân verir. Yasa grev durumunda asgari hizmetlerin yan sra, güvenlik ve revlilerinin toplu olarak pazarlk haklar yoktur. 30 gerekli hizmetlerin salanmas ve ekipmanlarn bakm ve kurulumu artlaryla ilgili hükümleri belirlemektedir. Uygulamada polis kuvvetlerinin toplu pazarl problemlidir. Silahl kuvvetler mensuplarnn toplu pazarlk yapmalarna izin verilmez. Silahl kuvvetler ve polis mensuplarnn grev yapmalar da yasaktr. ROMANYA üyelerinin %50’den fazlasnn oyu gerekir. Bu oran Avrupa Sosyal Haklar Komitesi ve LO tarafndan fazla bulunmaktadr. Savunma Bakanl ve çileri Bakanlndaki devlet memurlarnn grev yapma haklar yoktur. ITUC’ün 2006 yl aratrmasna göre, salk hizmetleri, eczaneler, okullar, iletiim, radyo ve televizyon, tama ve temel hizmet tedarii (petrol, elektrik vb.) çalanlarnn grev durumunda normal hizmetlerinin 1/3’ünü vermeleri gerekir. 2003/54 sayl yeni Sendikalar Kanununun 2.inci Slovak Cumhuriyetin’de devbölümü altnda çalanlaSLOVAK ra ve devlet memurlarna let memurlarnn ve merkezi CUMHURYET sendika kurma ve sendikalara üye olma hakk veya yerel düzeylerde devlet Anayasa, saylar üzeverilmitir. Bunun yannrinde herhangi bir kstlahizmetlerinde istihdam edilen ma olmakszn ve belirli da, yeni yasann memurlarn statüleri hakkndaki dier personelin örgütlenme sanayi irketlerinde özel 27.inci bölümü (344/2004) sendikalar tevik etmeközgürlüü ile ilgili durum ge- sizin ekonomik ve sosyal örgütlenme özgürlüünü teminat altna alr. nellikle Avrupa Sosyal artnn menfaatlerini korumak Gönüllü müzakerelerle üzere bütün bireylerin serilgili olarak, kamu hizmetbestçe birlik kurma hakla5.inci maddesi ile uyumludur. leri çalanlar özel sekrn teminat altna almSendikal faaliyetler nedeniyle tr. törde çalanlar gibi ayn haklardan yararlanrlar ve Devlet memurlarnn misillemeye kar korumayla ilprensipte hükümet tarave merkezi veya yerel düfndan belirlenen maalar gili yasal düzenleme mevcuttur, zeylerde devlet hizmetlednda her konuda pazaristihdam edilen difakat uygulamada problemler rinde lk yapabilirler. Uyumazer personelin örgütlenme lklarn çözüm yöntemleri özgürlüü ile ilgili durum devam etmektedir. Memurlar mevcuttur. genellikle Avrupa Sosyal Üst kademe devlet meiçin ortak danma ve gönüllü artnn 5.inci maddesi ile murlar, yönetim görevinmüzakerelerin yannda uzla- uyumludur. de veya üst düzey kamu Sendikal faaliyetler negörevinde bulunanlar, trma ve tahkim prosedürleri deniyle misillemeye kar yargçlar, cumhuriyet savkorumayla ilgili yasal düclar ve Adalet Bakanl mevcuttur. zenleme mevcuttur, fakat personeli, Milli stihbarat uygulamada problemler Hizmetleri, Koruma ve devam etmektedir. MeGüvenlik Hizmetleri, D sithbarat Hizmetleri, Özel murlar için ortak danma ve gönüllü müzakerelerin letiim Hizmetleri veya bunlarn bal tekilatlar yannda uzlatrma ve tahkim prosedürleri mevcuttur. mensuplarna örgütlenme hakk verilmez. Ortak danma ile ilgili olarak toplu pazarlklar için Polislerin Milli Polis Birliine üye olmalar zorun585/2004 sayl kanun Slovakya’da Ekonomik ve Sosludur ancak Birliin sendikal haklar yoktur. Etkin yal Ortakl kurmutur. Bu ortaklk devletin, çalanhizmetteki askeri personele sendikaya üye olma izni larn ve iverenin eit saydaki temsilcilerinden oluur. verilmez. Devlet memurlarnn ve çalanlarn belirli kategoriBir sendika sadece temsil kriterlerini yerine getirilerine grev hakknn kullanlmasnda yasak olup olmayorsa toplu eylem yapabilir. Greve gitmek için sendika 31 dn deerlendirmek mümkün olmad için Avrupa Toplu i sözlemeleri, devlet memurlaryla ilgili Sosyal Haklar Komitesi Slovakya’da durumun Avru- sendikalar ve iveren tarafnda hükümetin atad tempa Sosyal art ile uyumlu olmadn beyan etmitir. silcilerce her düzeyde müzakere edilir. Grevlerin toplu sözleme ile balantl olmas gerekir. Yargçlar, savclar, ceza savclar, acil salk hizmetToplu grev hakk salk, telekomünikasyon, gaz ve leri, silahl kuvvetler mensuplar, itfaiyeciler, hava trapetrol üretimi ve nükleer sektörler gibi sosyal hizmet- k kontrolörlerinin grev yapmalar yasaktr. lerde kstlanmtr. Anayasa yargçlar, savclar, silahl Polis, ceza savclar, acil salk hizmetleri, gümrük kuvvetler mensuplar ve silahl birlikler, itfaiyeciler, ve demiryolu tama çalanlarnn grev yapmalar yahava trak kontrolörlerinin de grev yapmalarn ya- salarla yasaklanm veya snrlanmtr. saklamtr. Grev hakk ile ilgili olarak Slovenya’da durum GözAktif hizmetteki askeri personel ve stihbarat Ser- den Geçirilmi Avrupa Sosyal artnn 5.inci maddesi visindeki görevliler sendiile uyumludur. ka kuramazlar. Polis sendikalar ile müzakere yer Slovenya’da polis, ceza sav- YUNANSTAN almaz, polisler için anlaAvrupa Sosyal art’nn clar, acil salk hizmetleri, mazlklarn çözümlenmesi 5.inci ve 6.nc Maddelemekanizmas da uygulangümrük ve demiryolu tama ri Yunanistan tarafndan maz. onaylanmamtr. Devlet çalanlarnn grev yapmalar memurlar örgütlenme özSLOVENYA yasalarla yasaklanm veya s- gürlüüne ve grev yapma Devlet Çalanlar Kahakkna sahiptirler fakat nrlanmtr. Grev hakk ile il- bunlar yasalarla kstlananunu ve stihdam yasasndan doan Temel Haklar bilir. Memur sendikalar gili olarak Slovenya’da durum yetkilileri misillemeye karuyarnca kamu sektörü çalanlarnn birlik kurma Gözden Geçirilmi Avrupa Sos- korunur. haklar teminat altna alnSilahl kuvvetler: sivil mtr. Polis ve silahl kuvyal artnn 5.inci maddesi ile askeri personelin sendika vetler mensuplarnn senkurma ve sendikalara üye uyumludur. dika kurma ve sendikalara olma hakk vardr. Askeüye olmalaryla ilgili olari personelin de bu hakk rak yasalarda herhangi bir vardr ancak belirli kstlakstlama yoktur. Bu nedenle de Slovenya’da örgütlen- malara tabidir. Polis tekilat da sendika kurabilir ve me hakkyla ilgili durum Gözden Geçirilmi Avrupa sendikaya üye olabilirler ancak grev yapma haklar Sosyal artnn 5.inci maddesi ile uyumludur. yoktur. Sendikalarn faaliyetleri ve kurulmalar demokratik Kamu yönetiminde toplu pazarlk ve kamu görevlibir toplumda milli güvenlii, kamu yararn veya di- lerinin ve sözlemeli personelin süresiz olarak ie alnerlerinin hak ve özgürlüklerini korumak için gerekli mas hakknda 2738/99 sayl Kanunun 2000 ylnda olmas durumunda bir tedbir icap ettii hallerde kst- kabulünden beri, kamu görevlilerine toplu pazarlklanabilir. larda istihdam kayt ve artlarn müzakere etme izni Ortak danma ve gönüllü müzakereler, uzlatrma verilir. Anayasann 23.üncü maddesinin 2.inci paragraf ve ve tahkim prosedürleri mevcut olup Avrupa Sosyal 1264/82 sayl Kanunun 19.uncu bölümü grev hakkn art ile uyumludur. Müzakerelerle veya toplu i sözlemelerinin eki ile garanti eder. Bu maddeler, grevin sendikalar tarafnilgili olmad durumlarda greve izin verilmez, sadece dan kullanlan, çalanlara ait bir hak olduu hükmünü sendikalarn ulusal veya yerel branlar yasal olarak getirmitir. grev çars yapmak için yetkilidirler. 32 TÜRKYE’DE KAMU GÖREVLLER SENDKACILII Ara. Gör. Okan Güray BÜLBÜL Gazi Üniversitesi, ktisadi ve dari Bilimler Fakültesi, Çalma Ekonomisi ve Endüstri likileri Bölümü TÜRKYE’DE KAMU GÖREVLLER SENDKACILII “Hürriyetten doan buhranlar ne kadar büyük olursa olsun, hiçbir zaman fazla tazyikin temin ettii sahte güvenlikten daha tehlikeli deildir.” Mustafa Kemal ATATÜRK GR Kamu görevlileri sendikacl, tüm dünyada, içi sendikaclna oranla daha geç balayan ve baz ülke örnekleri istisna kabul edildiinde içi sendikacl kadar gelime gösteremeyen bir süreçtir. Bunun nedeni, sendikalamas söz konusu olan kitlenin statüsü ve verdii hizmetin niteliidir. Ancak, sadece bu durum ileri sürülerek kamu görevlilerini insan haklarndan saylan sendika hakkndan mahrum brakmak sosyal devlet anlay ile badamamaktadr. Tüm bunlar göz önüne alndnda, kamu görevlilerinin sendikal haklar konusunun hassasiyeti ön plana çkmaktadr. Uluslararas insan haklar sözlemelerine de konu olmu sendika hakk, muhakkak ki kamu görevlilerinin özellikleri göz önüne alnarak baz snrlamalar olmak kaydyla, ancak tamamen yasakç bir tutum güdülme- den tannmaldr. Bahsedilen sendika hakk, tam anlamyla toplu pazarlk ve toplu pazarlk sonunda grev hakkn da içeren bir sendika hakk olmaldr. Kamu görevlileri sendikacl birçok yönüyle içi sendikaclndan farkl olup bu yönüyle ayrca incelenmesi gereken bir konudur1. Kamu görevlileri sendikaclnn hem dünyada, hem de Türkiye’deki geliimine bakldnda önce bir yasaklama evresi yaand, daha sonra ise devletin baz yetkilerinden vazgeçmesi suretiyle demokratikleme sürecine girildii gözlenmektedir. Türkiye’de ilk kez 1961 Anayasasnda öngörülen sendikal haklarna 624 Sayl Devlet Personeli Sendikalar Kanunu’yla kavuan kamu görevlileri, 12 Mart 1971 sonrasnda yaplan Anayasa deiiklii ile bu haklarn kaybetmilerdir. Deiiklik ile sendikal haklar yalnzca içiler için öngörülmü olup, 624 sayl Kanun dorultusunda kurulan kamu görevlileri sendikalarnn faaliyetleri sona 33 erdirilmitir. Bu noktadan sonra 22 Eylül 1971’de yü- memitir. Kamu görevlisi ve kamu görevlisi tanm rürlüe giren deiikliklerle kamu görevlileri sendika- içinde memur tanmnn dar olduu ülkelerde dahi dar lar ile ilgili Medeni Kanun uyarnca gerekli tedbirlerin tutulan memur tanm içindekilerin sendikal haklaralnmas ve kamu hizmeti kurulularnn kurulmas ile nn snrl olduu görülmektedir. ilgili hükümlerin kanunla düzenlenecei belirtilmitir2. Kamu görevlileri, hukuku önceleyen bir olgu olaBuna ramen 1980 ylna kadar herhangi bir düzenleme rak balattklar hareketlerini, hükümetlerin basks yaplmam ve kamu görevlilerinin örgütlenmesi ya- altnda kalmadan, haklarnn önemini ve gereklilii saklanmtr. Yasaklama evresinden sonra gelen devle- kavram ve kullanmnda sorumluluk duygusunu öne tin baz yetkilerinden vazgeçmesi ise hiçbir ülkede gö- çkararak, gerekirse baz zorluklara katlanarak sürdürnüllü olmam, muhakkak meli ve insan haklarnn bir mücadelenin sonucunbir gerei olan grevli toplu Türkiye’de kamu görevlileri- sözlemeli sendika hakkn da gerçeklemitir. Türkiye’de kamu gökazanmaldrlar. Bu hem nin sendikal haklar, 4688 sayl revlilerinin sendikal hakkamu görevlileri için, hem Kamu Görevlileri Sendikalar de Türkiye’nin sendikal lar, 4688 sayl Kamu Görevlileri Sendikalar için çok önemli bir Kanunu çerçevesinde düzen- tarihi Kanunu çerçevesinde dümisyon ve gerekliliktir. zenlenmektedir. Kanun ile Kamu görevlileri çkalenmektedir. Kanun ile ilgili ilgili doktrindeki görürlmas dahi hukuki olmadoktrindeki görülerden en ge- yan bir Kanunla sendikal lerden en geni çerçevede olan, Kanunun çkarlmani çerçevede olan, Kanunun haklarnn düzenlenmes ile birlikte kamu görevsini hak etmemektedirler. çkarlmas ile birlikte kamu Ülkelerine ballklarn lileri üzerinde günümüze kadar egemen olan “hügörevlileri üzerinde günümüze defalarca ispat etmi kamu kümdar devlet” anlaygörevlileri, sendikal haklakadar egemen olan “hükümdar nn yerini “koruyucu devrn snrl da olsa ilerletelet” anlayna brakaca rek grevli toplu sözlemeli devlet” anlaynn yerini “kogörüüdür3. Kanunun çsendika hakkn elde etmeruyucu devlet” anlayna b- lidirler. Bu noktada kamu karlmasndan bu yana geçen süre içindeki gelimerakaca görüüdür. Kanunun görevlileri sendikalarnn önündeki en büyük engel lerin bu yönde olmadn çkarlmasndan bu yana geçen ne yazk ki siyasi iktidarlar belirtmek gerekmektedir. deil, ideolojik ve siyasi Kamu görevlileri sendikasüre içindeki gelimelerin bu partilerin dümen suyunda larna baz haklar verilmi yönde olmadn belirtmek ge- izlenilen sendikal politikaancak Kanunun salad lardr. bu snrl haklarn kullarekmektedir. Bu nedenle kamu gönlmasnda dahi basklar revlileri sendikalarnn uygulanmtr. yapmas gereken, yerel yöBununla birlikte belirtmek gerekir ki, Kanunun çkarlmas sürecinde yaa- netim hizmetleri hizmet kolunda ili durum yaratlarak nanlar hukuka uygun deildir. Fazilet Partisinin kapa- toplu sözleme hakknn elde edilmesinin salanmas tld güne rastlayan Kanun teklinin görüülmesinde amacyla mücadele edilmesidir. Kamu görevlilerinin partililer T.B.M.M. oturumunu protesto ederek katl- siyasi görülerinden bamsz olarak gerçekten sendimam ve toplant yeter says bulunmamtr. Buna kal mücadele içine girecek sendika ve konfederasyonramen, hiçbir milletvekilinin görüme esnasnda yok- lara üye olmalar ve idarenin de sendikalar üstündeki lama istememi olmas Kanunun kabul edilmesini sa- basksn azaltmas, kamu görevlileri sendikaclnn ilerlemesinde en önemli admlar olacaktr. Sendikal lamtr4. Kamu görevinin nitelii gerei, kamu görevlileri haklar elde etmek kamu görevlileri sendikalarnn en sendikacl hiçbir ülkede, birkaç ülke istisna kabul büyük hede olmal ve bu misyon ile kesin bir hedefe edilirse, içi sendikaclndaki kazanmlar elde ede- adm adm yürünmelidir. Elbette ki geçmii çok eskile- 34 re dayanmayan kamu görevlileri sendikaclndan bu likler gibi her kanunda bulunmas gereken maddeleri kadar önemli bir misyonu gerçekletirmesini beklemek bir kenara bakldnda %63.15’inde kamu görevlileri ksa vadede çok mümkün deildir. Ancak küçük ve sendikalarnn kendi iç tüzüklerinde saptayabilecei kararl admlarla yürütülecek bir sendikal bilinçlenme hususlar düzenlemesidir. Kanunun sadece 6 maddehareketi, siyasi partilerin uzanda ancak önemli bir sinde hak arama mekanizmas olarak toplu görüme bask grubu niteliinde devam edilecek sendikal an- düzenlenmektedir. Kanunun ILO’nun denetim organlay, sendikal zemini güçlendirici hukuk kurallarnn lar kararlarnda uyumsuzluunun önemli bir bölümü olumasn salama gibi de bu maddelerde ortaya yöntemlerle bu hedefe ulaçkmaktadr. lmas mümkündür. Bu dorultuda yaplKamu görevlileri sendikaKamu görevlileri senmas gereken, bu Kanun cln hede kesinlikle grevli ile hak elde edilemeyeceidikacln hede kesinlikle grevli toplu sözletoplu sözlemeli sendika hakk nin kabulü görüünde birmeli sendika hakk olmal leerek, yeni bir Kanunun olmal ve bu hakk, Türkiye’nin çkarlmas sürecine have bu hakk, Türkiye’nin koullar göz önünde bukoullar göz önünde bulundu- zrlanmaktr. Ancak daha lundurularak ama asla önce de belirtildii üzere rularak ama asla snrlayc ansnrlayc anlayla hazrbu, mücadele vermeden lanmam yeni bir kanunla layla hazrlanmam yeni bir olamayacaktr. Mücadele elde etmeye çalmaldr. ise yine bu Kanun çerçekanunla elde etmeye çalma- vesinde yaplacaktr. Buna Türkiye’nin tarihi geçmiinde önemli emekleri buldr. Türkiye’nin tarihi geçmi- göre Kanundaki eksikliklunan kamu görevlileri bu lerin giderilmesi ve ili inde önemli emekleri bulunan durum yaratlarak toplu hakk çoktan hak etmilerdir. Bu hakk toplumsal kamu görevlileri bu hakk çok- sözleme hakknn elde dengeler ve sorumluluk edilmesi salanmaldr. tan hak etmilerdir. Bu hakk Ulalmas gereken asl hebilinci çerçevesinde kullanabilecek topluluk kesinnoktasnda Kanundaki toplumsal dengeler ve sorum- def likle kamu görevlileridir hükümlerin deitirilmesi ve sorumluluk vermeden luluk bilinci çerçevesinde kul- hedefe ulamakta önemli kamu görevlilerine gülanabilecek topluluk kesinlikle admlar olacaktr. venmemek, devletin kendi ilerini yaptrd gruba kamu görevlileridir ve sorum- SONUÇ yönelik tutumunu belirleluluk vermeden kamu görevKamu görevlileri yecei için son derece yansendikacl anlamnda l bir tutum olarak deerlilerine güvenmemek, devletin Türkiye’de ksa dönemde lendirilmelidir5. kendi ilerini yaptrd gruba önemli admlar atlmtr. 4688 sayl Kamu Göadmlarn atlmasnda revlileri Sendikalar Kayönelik tutumunu belirleyecei Bu marur ve dik bir duruun nunu, kamu görevlilerinin için son derece yanl bir tutum önemli pay söz konususendikalamasn yasal dur. Ülkesine balln temel oturtmas ve bir müolarak deerlendirilmelidir. defalarca hizmetleri ile cadelenin sonucu elde göstermi kamu görevlileedilmesi açsndan önemli, ri, bu süreçten sonra senancak kesinlikle yeterli dedikal mücadelesine hz vererek, grevli toplu sözlemeli 6 ildir . Daha önce de deinildii üzere Kanun, kamu sendika hakkn mutlaka elde etmelidir. görevlilerinin hak kazanmn deil, kamu görevlileri Bu noktada öncelikle 4688 sayl Kamu Görevlileri sendikalarn denetim altnda tutmay amaçlamaktadr. Bununla ilgili en önemli gösterge, Kanunun amaç, Sendikalar Kanunu’nda baz deiiklikler yaplmal tanm, kapsam, yürürlük tarihi ve çkarlacak yönetme- sonrasnda ise yeni bir Kanunla grevli toplu sözlemeli 35 sendika hakk düzenlenmelidir. Bu çerçevede 4688 sayl Kamu Görevlileri Sendikalar Kanunu’nda yaplmas gerekli deiiklikleri unlardr; • Kanunun 3. maddesindeki kamu görevlisi tanm yeniden yaplarak, adaylk veya deneme süresini tamamlamam kamu görevlilerinin de kamu görevlileri sendikalarna üye olabilmesi salanmaldr. • Kanunun 6. maddesindeki sendika kurucusu olabilmek için arad iki yldan beri kamu görevlisi olmak art kaldrlmaldr. • Kanunun 15. maddesindeki geni sendika yasa, askeri kurumlarda ve emniyet tekilatndaki sivil memurlar kapsamayacak ekilde yeniden düzenlenmelidir. Bununla beraber, kamu gücünü dorudan kullanan kamu görevlilerinin tespit edilmesi suretiyle, sadece bu kesime yönelik, bu kesime kendi aralarnda örgüt kurabilmeleri artn öngören bir sendika yasa öngörülmelidir. Bununla beraber polisler ve askeri personel de sendika hakknn içinde olmaldr. Bu noktada bu konularn tartlmas, sosyal diyalog mekanizmas etkin kullanlarak, tüm kesimlerin katlm ve karar ile belirlenmelidir. • Kanunun 18. maddesinde belirtilen sendika üyelerinin ve yöneticilerinin güvenceleri somut önlemler belirlenerek salanmaldr. Maddedeki güvenceler yaptrmlar ile birlikte Kanunda yer almaldr. • Kurum idari kurullar ilevsel hale getirilmeli ve kamu görevlilerinin yönetime katlmalar tevik edilerek kamu görevlilerinin veriminin arttrlmas salanmaldr. • Hizmet kollarnn says azaltlmal ve sendikalarn etkin olduu hizmet kollar yaratlmaldr. • Kanunun öngördüü toplu görümeler, muhakkak toplu pazarlk seviyesine getirilmeli ve toplu görümelerin etkisizlii önlenmelidir. Bu noktada yaplabilecekler ise; toplu görümelerin bütçe görümelerine yakn bir tarihte yaplmas, toplu görümelerin hem sosyal ve maddi haklar olarak ikiye, hem de konfederasyonlar ve hizmet kollarndaki kurulu sendikalar içeren ekilde ikiye ayrlmasdr. Bu uygulama ile birlikte, hem temsil kabiliyeti genileyecek, hem de maa pazarlnda tkanan görümelere yeni açlmlar salanacaktr. Kamu görevlileri sendikalar konfederasyonlarnn katlm ile yaplan görümeler sosyal ve maddi konular olarak ikiye ayrlarak sosyal haklarn geliimi salanacaktr. Bununla beraber, hizmet kollarndaki kamu görevlileri sendikalarn katlm ile daha etkin görümelerde, hizmet koluna ilikin daha ilevsel kararlar alnabilecektir. Tüm bu deiiklikler daha önce de deinildii üzere, asl hedefe ulamakta bir basamak olarak deerlendirilmeli ve grevli, toplu sözlemeli sendika hakk için mücadele vererek sendikalarn hem kamu görevlileri nezdinde, hem de toplumdaki imaj düzeltilmelidir. Bu noktada belirtilen asl hedef için yaplmas gerekenler ise unlardr; • Kamu görevlisi kavram daraltlmal, 4/C statüsünde istihdam kaldrlmal ve sadece kamu gücünü kullananlar ile gizli statüde görev yapanlarn oluturduu bir memur tanm oluturulmaldr. Tanmlanan memur statüsü için, hiçbir sendikal hak öngörülmemeli, ancak bu kesimin ücret rejimi herhangi bir mücadeleye gerek brakmayacak ekilde belirlenmelidir. Ayrca bu kesime kendi aralarnda örgüt kurma hakk tannmaldr. • Memur tanm dnda kalan tüm kesimlere sendika hakk tannmaldr. Polisler ve askeri personel de bu kesimlere dahil edilmelidir. Sendika hakk, sosyal devletlerde en önemli haklardandr. nsan haklarna saygl devlet ilkesinin gerei olarak sendika hakk, kamu hizmetinin devamn aksatmamak kaydyla ve baz zorunlu snrlamalar dnda tüm çalanlara tannmaldr. • Toplu pazarlk hakk, belirtilen memurlar dnda kalan tüm kamu görevlilerine öngörülmelidir. Polis ve askeri personelin maalarnn belirlenmesinde, askeri personel için emir komuta zinciri dnda kalan çalanlar ve polislerin gizli görev ifa edenleri haricindekiler için toplu pazarlk kapsamnda bir mekanizma belirlenerek bu kesimlerin de ücret pazarlnda rol almalar salanmaldr. • Belirtilen memur tanmnda görev yapanlar, askeri personel ve polisler dnda çalan kamu görevlilerine, grev oylamas dâhilinde ve grev yaplamayacak hizmet kollar belirlenmek artyla, idarenin de lokavt hakk bulunmak kouluyla grev hakk salanmaldr. Bu noktada belirtilen grev hakk, tehdit amaçl deil, sendikal mücadelenin en önemli arac olarak bulunmaldr. Bu noktada belirtmek gerekir ki, memurlarn sahip olduu i güvencesi toplu pazarlk ve grev hakknn diyeti olarak görülemez, görülmemelidir. Kamu hizmetinin nitelii ise, grev hakknn kstlanabilirliinin ifadesi olarak yorumlanmal, tamamen yasaklamay öngörmemelidir. Muhakkak ki baz kamu hizmetlerinin durmas söz konusu deildir. Ancak bu tamamen grev hakknn kstlayc bir unsuru olarak kullanlamaz. Sosyal diyalog mekanizmalar ve tüm taraarn bir araya gelmesiyle, grev yaplamayacak hizmet kollar belirlenmeli ve bu dorultuda karar aln- 36 Grev hakk, bir tehdit unsuru deil, insan haklarna saygl devlet ilkesinin bir gerei ve demokratik haklarn balangc saylabilecek bir insan hakkdr. Kendisine kamu hizmeti vermek konusunda güvenilen, ancak ülkesini tehlikeye atp sosyal dengeleri bozma noktasnda güvenilmeyen bir kamu görevlisi anlay kabul edilemez. Grev hakknn toplumsal dengeleri bozabilecei görüü en temelinden zayf ve realiteden uzaktr. maldr. Ayrca daha önce belirtildii gibi grev hakk, bir tehdit unsuru deil, insan haklarna saygl devlet ilkesinin bir gerei ve demokratik haklarn balangc saylabilecek bir insan hakkdr. Kendisine kamu hizmeti vermek konusunda güvenilen, ancak ülkesini tehlikeye atp sosyal dengeleri bozma noktasnda güvenilmeyen bir kamu görevlisi anlay kabul edilemez. Grev hakknn toplumsal dengeleri bozabilecei görüü en temelinden zayf ve realiteden uzaktr. • Tüm belirtilenlerden sonra, kamu görevlileri sendikaclnda atlmas gereken admlarn hede belirlenmeli ve her ne olursa olsun belirtilen hedeften saplmamaldr. Bu hedef daha önce de belirtildii üzere grevli, toplu sözlemeli sendika hakkdr. Bu dorultuda kamu görevlileri sendikalarnn ve konfederasyonlarnn yapmas gereken en önemli husus, siyasal çizgilerini brakp, siyasal partilerin geleceine hizmet etmektense, kamu görevlilerinin çkarlarna hizmet ederek onlarn haklarn gelitirmektir. Eer siyasi çizgiler braklp gerçekten mücadele verilirse, tüm kamu görevlileri bu sürece dahil olacak ve haklarn kazanm kolaylaacaktr. Ancak dier çalan kesimler tarafndan gptayla baklan kamu görevlileri bir de toplumumuzda daha önce denenmi siyasi sendikacla çekilmek istenirse, sendikacln en önemli dayana olan kamuoyu destei de salanamayacak ve “devletine ihanet eden memur” tanmlamalarna geri dönülecektir. Bu noktada daha önce de belirtildii gibi yaplmas gereken, Avrupa nsan Haklar Mahkemesinin yolunu açt yerel yönetimler hizmet kolunda toplu sözlemelerin parasal hükümlerinin yerine getirilmemesi durumunda tazminat hakkndan ilerlemeler salanmal ve ili durum yaratlarak kararn arkasnn gelmesi salanmaldr. Bu hizmet kolunda imzalanabilen toplu sözlemeler dier hizmet kollarna da sirayet ederek, genel anlamda toplu sözleme hakknn dayanan oluturabilir. Mücadele edilmesi gereken nokta, hukuken mevcut olup olmad tartlan bir grev hakknn peinden komaktansa, hukuki olarak elde edilmi bir kararn arkasn getirmek olmaldr. Tüm bunlarla beraber öncelikle yaplmas gereken, kamu görevlisi imajn toplumda temize çkarmak ve yaanan zorluklar anlatarak kamuoyu yaratmaktr. Sendikal bilinç eksiklii kamu görevlileri sendikaclnn önündeki en büyük engeldir. Son söz olarak, kamu görevlileri sendikaclnn hukuku önceleyen yapsndan ve adm adm ilerlemesinden dolay yüklendii misyon çok önemlidir. Bu bakmdan kendine has bir sendikal çizgisi olan hareket, asl hedefe mutlaka ulamal ve Türkiye’de sendikalara olan bak açsn deitirmeyi de vizyon edinmelidir. 1. 2. 3. 4. 5. 6. 1. 2. 3. 4. 5. 6. DPNOTLAR Tutum, Cahit. “Türkiye’de memur sendikalar”, Amme daresi Dergisi, Cilt: 1, Say: 2, Eylül 1968. s. 32. Gülmez, Mesut, “Memur sendikaclnn hukuksal temelleri”, Türk dare Dergisi, Say: 412, Eylül 1996, s. 3. Turan, Kamil. “Dünya’da ve Türkiye’de kamu görevlileri sendikalarnn hukuki gelimeleri”, Kamu - Dergisi, Cilt: 4, Say: 4, Ocak 1999, s. 1. http://yenisafak.com.tr/arsiv/2002/ocak/23/g6.html 18.11.2008. “Resul Akay ile Yaplan Röportaj”. Koç, Yldrm. “Memur sendikaclnda ulalan nokta ve sorunlar”, Mülkiyeliler Birlii Dergisi, Cilt: 16, Say: 146, s. 7. Gülmez, Mesut. Kamu Görevlileri Sendika ve Toplu Görüme Hukuku 788’den 4688’e 1926 2001, Ankara, Todaie Yaynlar, 2002, s. 325. KAYNAKÇA Tutum, Cahit. “Türkiye’de memur sendikalar”, Amme daresi Dergisi, Cilt: 1, Say: 2, Eylül 1968. Gülmez, Mesut, “Memur sendikaclnn hukuksal temelleri”, Türk dare Dergisi, Say: 412, Eylül 1996. Turan, Kamil. “Dünya’da ve Türkiye’de kamu görevlileri sendikalarnn hukuki gelimeleri”, Kamu - Dergisi, Cilt: 4, Say: 4, Ocak 1999. http://yenisafak.com.tr/arsiv/2002/ocak/23/g6.html 18.11.2008. “Resul Akay ile Yaplan Röportaj”. Koç, Yldrm. “Memur sendikaclnda ulalan nokta ve sorunlar”, Mülkiyeliler Birlii Dergisi, Cilt: 16, Say: 146. Gülmez, Mesut. Kamu Görevlileri Sendika ve Toplu Görüme Hukuku 788’den 4688’e 1926 - 2001, Ankara, Todaie Yaynlar, 2002. ÜCRETLER ÜZERNDEK VERG YÜKÜNÜ ARTTIRAN BAZI NEDENLER 37 Yrd. Doç. Dr. Cemil RAKICI KTÜ BF Maliye Bölümü ÜCRETLER ÜZERNDEK VERG YÜKÜNÜ ARTTIRAN BAZI NEDENLER Giri Ücret, üretim faktörlerinden emein karlnda elde edilen iktisadi deerlerdir. Yani, geni anlamda, kiinin emei ile çalmas sonucu para veya mal eklinde bir takm ekonomik deerlere sahip olmas ücreti oluturmaktadr. Vergisel anlamda ise ücret GVK’nn 61.maddesinde u ekilde tanmlanmtr. “Ücret, iverene tabi ve belli bir iyerine bal olarak çalanlara hizmet karl verilen para ve aynlar ile salanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir”. Vergi ise kamu hizmetlerinin nansmann salamak için vatandalardan karlksz ve zorla tahsil edilen iktisadi deerlerdir. Vergi karlksz olmas ve vatandalardan zorla alnmas gibi özellikleri nedeniyle öteden beri varl ve meruiyeti tartma konusu olmutur. Günümüzde ise vergiler meruiyeti açsndan deil de daha çok vergi yükü açsndan tartma konusu olmaktadr. te bu noktada sürekli tartma konusu olan noktalardan bir tanesi ücretler üzerindeki vergi yükünün arldr. Her nedense sürekli tartma konusu olan ücretler üzerindeki vergi yükünün azaltlmas konusunda çok ciddi tedbirler alnmadn görmekteyiz. Son 30 yllk periyot dikkate alndnda, 1980 sonrasnda baz dönemler hariç ülkemizde ücretlilerin vergi yükünün azaltlmasnda çok ciddi önlemler alnmadn söyleyebiliriz. 1981 ylnda gelir vergisi tarifesi, indirim ve istisnalarda yaplan baz güncelletirmeler nedeniyle ücretler üzerindeki vergi yükünde belli azalma meydana gelmitir. Ayrca, söz konusu dönemde özel indirim tutarlarnn yüksek olmas sonucu asgari ücret üzerindeki gelir vergisi yükü sfrlanmtr1. Fakat, daha sonraki dönemlerde ücretler üzerindeki vergi yükünde art meydana gelmeye balamtr. Enasyon nedeniyle tarifedeki gelir dilimlerinin anmas, özel indirim tutarndaki artlarn enasyondaki 38 artn altnda kalarak anlamn yitirmesi, nominal ücretlerdeki artlar mali sürüklenmeye yol açarak ücretlilerin daha yüksek oranda vergilendirilmesi ücretliler üzerindeki vergi yükünü arttrmtr2. Hatta bir dönem Türk Vergi Sistemi büyük ölçüde Gelir Vergisine dayand, Toplam Gelir Vergisi içinde kesinti yoluyla alnan vergilerin %84’e ulamas ve ücretlilerin vergisinin stopaj içindeki paynn da % 68’e kadar çkmas, Gelir Vergisi’nin bir yerde ücretliler üzerinden alnan bir vergi haline gelmesine neden olmutur3. Günümüzde de baz nedenlerden dolay ücretliler üzerideki vergi yükünün fazla olduunu söyleyebiliriz. Sözkonusu bu nedenlerin bazlar; Vergi tarifesinden kaynaklanan nedenler, emek gelirinin sermaye gelirine göre daha yüksek oranda vergilendirilmesi, en az geçim indirimi uygulamasnn tam anlamyla uygulanmamas ve vergi tahsilat yöntemindeki farkllklar gibi nedenlerdir. Vergi Tarifesinden Kaynaklanan Nedenler Vergi tarifesi, vergi miktarnn hesaplanmasnda kullanlan ölçüler olup, vergi borcunun belirlenmesindeki en önemli unsurlardan birisidir. Çünkü, vergi tarifesinin yapsna göre vergi borcunun azalmas veya artmas söz konusudur. Doal olarak vergi borcunun yüksek çkmasna neden olan tarife yaps vergi yükünün de artmasna neden olacaktr. Aksine vergi borcunun düük çkmasna neden olacak tarife yaps ise vergi yükünün azalmasna neden olacaktr. Günümüzde ücretliler üzerideki vergi yükünün artmasna neden olan temel faktörün tarife kaynakl olduunu görmekteyiz. 1980 sonras dönemde ücretliler lehine yaplan en önemli deiiklik ikili tarife yapsna geçilmesi olmutur. Sözkonusu deiiklikle 1998 ylndan itibaren ikili tarife yapsna geçilmi ve ücret geliri elde edenlere uygulanacak tarifedeki oranlar % 5 düürülerek uygulanmtr. Bu nedenle ücretlilerin üzerindeki gelir vergisi yükünde azalma meydana gelmitir4. Yani, ücretlilerin ödedii gelir vergisinin toplam gelir vergisi içindeki pay azalmtr. Fakat, toplam ödenen gelir vergisi içinde ücretlilerin payndaki azalmann en önemli nedenlerinden biri de ücretlilerin milli gelirden aldklar paydaki azalmadr5. Her ne kadar ücretlilerin gelir vergisi yükünde azalma meydana gelmise de farkl dönemlerde alnan tasarruf tevik kesintisi, isizlik sigortas ve sürekli alnan sosyal güvenlik kesintileri gibi nedenlerle ücretlilerin üzerindeki toplam yük artmtr6. Ücret gelirlerine uygulanan ikili tarife yaps olumlu karlanan ve ücretliler üzerindeki gelir vergisi yükünü göreli olarak azaltan bir uygulama olmasna ramen, sözkonusu bu uygulama en son 2005 yl gelirlerine uygulanmtr. 2006 ylndan sonra ücret geliri ve ücret d gelir elde edenler tek bir tarife kapsamnda vergilendirilmektedirler. Dolaysyla, ücret geliri elde edenlerin lehine olan bu uygulamann kaldrlmas ücretlilerin aleyhine bir durum meydana getirmitir. Yani, ücretler lehine oluturulmu %5’lik avantaj ortadan kaldrlm oldu. Aada verilen, 2009 yl gelirleri için uygulanacak gelir vergisi tarifesi ücret gelirleri dahil tüm gelir unsurlarna ayn vergi oranlarnn uygulanmakta olduunu göstermektedir. 2009 Yl Gelirlerine Uygulanacak Gelir Vergisi Tarifesi 8.700 TL’ye kadar %15 22.000 TL’nin 8.700 TL’si için 50.000 TL’nin 22.000 TL’si için 50.000 TL’den fazlasnn 50.000 TL’si için 1.305 Fazlas %20 3.965 Fazlas %27 11.525 Fazlas %35 Gelir vergisinde ikili tarife yapsnn uyguland dönemde ücretlilerin %5 orannda, dier gelir unsurlarna göre daha düük vergilendirilmeleri sonucu ortalama vergi oranlarn da ücretliler lehine düürmütür7. Oysa ikili tarife yapsnn kaldrlarak ücret ve ücret geliri dnda gelir elde edenlerin vergi oranlarnn eitlenmesiyle, yani tekli bir tarife yapsna geçilmesiyle ücretlilerin ortalama vergi oranyla dier gelir unsurlarndan gelir elde edenlerin ortalama vergi oranlar eitlenerek ücretliler lehine olan avantajl durum ortadan kaldrlmtr. Gelir Dilimleri (2009) VO (%) 15 DV KG DKV OVO (%) 15 lk 8.700 1.305 8.700 1.305 Sonra 13.300 20 2.660 22.000 3.965 18,02 gelen ‘’ ‘’ 28.000 27 7.560 50.000 11.525 23.05 50.000’den 35 fazlas Kaynak: GVK 103. madde kullanlarak hazrlanmtr. Yukardaki tabloda 2009 yl gelir vergisi tarifesine göre hesaplanan ortalama vergi oranlarndan da anla- 39 laca üzere ücret ve ücret d gelirlere uygulanan ler, gerekse mevcut gelir vergisi tarifesinin yaps ücret vergi oranlarnn eitlenmesiyle ortalama vergi oran- geliri dndaki kesimlerin lehine ilemektedir. lar da doal olarak eitlenmitir. Vergi yükünün bir Asgari Geçim ndirimi Uygulamasndaki göstergesi olan ortalama vergi oranlarnn eitlenmesi Eksikliklerden Kaynaklanan Nedenler ücretlilerin aleyhine bir uygulama olmutur. kili tarifenin kaldrlmas yannda gelir vergisi taAsgari geçim indirimi, ücretlilerde vergi indirimirifesinde son yllarda yaplan bir takm deiikliklerde nin yerine getirilmi bir uygulama olup, ilgili kanunun düük gelirli gruplarn, dolaysyla ücretlilerin aleyhigerekçesinde emek gelirinin sermaye gelirine oranla ne bir durum meydana getirmitir. lk olarak tarifedeki dilim says 6’dan 5’e ve en üst dilimde yer alan matrah farkl vergilendirilmesini öngören “Ayrma Kuramda azaltlarak tarife basklatrlmtr. Bunun yann- na” atfta bulunulmutur. Kanun gerekçesinde ayrma kuramna atf yaplmas da ilk kez 2006 gelirlerine ücretlilerin lehine bir duuygulanmak üzere vergi Asgari geçim indirimi, ücretrum oluturulduu izleoranlarnda indirime ginimini vermektedir. Oysa dilmitir. Fakat sözkonusu lilerde vergi indiriminin yerine baz nedenlerden dolay vergi oran indiriminden getirilmi bir uygulama olup, söz konusu uygulama ücücretlilerin herhangi bir retlilere çok ciddi menfaat menfaat elde etmediini ilgili kanunun gerekçesinde salamamaktadr. söyleyebiliriz. Çünkü, ücAsgari geçim indirimi ret geliri elde edenlerin ilk emek gelirinin sermaye gelirine uygulamas mevcut haliygelir dilimine uygulanan le, birçok batl ülke taraoranla farkl vergilendirilmesivergi oran %15 olarak fndan uygulanan ve adil ayn kalmtr. Fakat en üst ni öngören “Ayrma Kuramna” bir vergilemenin önemli gelir dilimine uygulanan %40’lk vergi oran %35’e atfta bulunulmutur. Kanun unsurlarndan saylan “En Az Geçim ndirimi” uygudüürülmütür. Ülkemizgerekçesinde ayrma kuramna lamasyla farkl özelliklere de ücretlilerin elde ettii sahiptir. Vergi adaletinin ortalama geliri göz önünatf yaplmas ücretlilerin lehine gerei saylan en az geçim de bulunduracak olursak bir durum oluturulduu izle- indirimi bir mükellen vergi orannn indirilmekendisi ve ailesinin zaruri sinden ücretliler herhangi nimini vermektedir. Oysa baz ihtiyaçlarn karlayacak bir avantaj elde edemedii kadar gelirin vergi d bgörülmektedir. Sözkonusu nedenlerden dolay söz konusu raklmasn art komaktaoran indiriminden bir üc8 . Yani, gelirin marjinal dr uygulama ücretlilere çok ciddi retlinin yararlanabilmesi faydasnn en yüksek oliçin yllk 50.000 TL’nin menfaat salamamaktadr. duu ksm vergi d büzerinde gelir elde etmesi raklmaktadr. Ülkemizde gerekir ki u an için pek uygulanan asgari geçim olas bir durum deildir. indirimi ise mevcut ekonomik artlar göz önünde tuTarifede en üst vergi diliminin düük tutulmas üctulduunda kiinin zaruri ihtiyaçlarn karlayacak ret d gelir elde eden gruplar lehine bir sonuç ortaya çkarmaktadr. Çünkü, 50.000 TL’nin üzerinde gelir gelir ksmnn vergi d braklmadn görmekteyiz. elde edilmesi durumunda ortalama vergi oranlar aza- Çünkü, asgari geçim indiriminde indirim tutarnn helan oranlarda artacaktr. Dolaysyla, ülkemizde ücret- saplanmas için brüt asgari ücret kullanlmaktadr. Örlilerin 50.000 TL’lik snr aamayacan göz önünde nein, 2009 yl için evli, ei çalmayan ve iki çocuklu bulunduracak olursak, bu avantajl durumdan yararla- bir mükellef, gelirinin aylk 500 TL civarndaki ksm namayacaklarn söyleyebiliriz. Netice itibariyle, gerek için indirime tabi olacaktr. Söz konusu bu indirim tugelir vergisi tarifesinde son yllarda yaplan deiiklik- tarnn ücretlinin zaruri ihtiyaçlarn karlayacak gelir olmad ortadadr. Bu indirim tutarn Memur-Sen 40 tarafndan Ekim 2009 için hesaplanan dört kiilik bir ailenin aylk açlk ve yoksulluk snr ile karlatrdmzda 500 TL’lik tutarn ne kadar düük kaldn görebiliriz. Memur-Sen tarafndan hesaplanan Ekim 2009 ay aylk açlk snr 869.616 TL’iken, yoksulluk snr ise 2.332 TL civarndadr. Bu verilerde göstermektedir ki asgari geçim indirimi tutarlar oldukça düük seviyede kalmaktadr. Asgari geçim indirimi daha önce var olan ve ücretlilerin yararland ücretlilerde vergi indirimi sisteminin yerine getirildii için ücretli kesime çok fazla bir katk yapt söylenemez. Çünkü, bir önceki uygulamayla da ücretli kesim belli bir miktar iade almaktayd. Ancak, asgari ücretliler yeni uygulamadan en karl çkan kesim olmutur9. Ayrma Kuramn Bozan Nedenler Ayrma kuram, vergilendirme sürecinde gelirin elde edildii kaynan dikkate alnmasn ifade eder. Bu kapsamda emek gelirinin sermaye gelirine oranla daha düük bir seviyede vergilendirilmesi gerekmektedir10. Türk Gelir Vergisinde sermaye geliri elde edenlere bir takm avantajlar salayan uygulamalar, ücretlilerin vergi yükünü göreli olarak arttrmaktadr. Oysa, asl olmas gereken ayrma kuram kapsamnda emek gelirinin sermaye gelirine oranla daha az vergilendirilmesidir. Fakat, uygulamadaki baz faktörler tam aksine sermaye geliri elde edenleri avantajl klmaktadr. Verginin tahsil edilme biçimi ücret gelirini nispeten dier gelir unsurlarna oranla dezavantajl klmaktadr. Çünkü, ücretlilerin vergisi tevkifat yöntemiyle pein olarak tahsil edilmektedir. Beyan yöntemiyle vergisini ödeyen mükelleer ise bir sonraki takvim ylnda vergisini ödemektedir. Bunun yannda, beyan yöntemiyle vergisini ödeyenler vergiden kaçnma, vergi kaçakçl gibi yollara bavurarak vergi yükünü azaltabilmektedirler11. Ücretlilerin aleyhine olan dier bir uygulama da, ücret dndaki tüm gelir unsurlarnn ile ilgili yaplan harcamalar, indirim konusu yaplabilmektedir. Fakat, ücretlilerin bu tür bir indirimden yararlanmalar sözkonusu deildir. Menkul sermaye gelirlerinin vergilendirilmesindeki bir takm uygulamalar da ayrma kuramn olumsuz yönde etkilemektedir. Menkul sermaye gelirlerinin büyük bir ksm tevkifat yöntemiyle vergilendirilmekte- dir. Örnein, mevduat faizi, repo geliri elde eden bir kii bu gelir türlerinden ne kadar gelir elde ederse etsin %15 orannda tevkifata tabi tutulmaktadr. Tevkifat ise nihai vergilendirme olduundan düz oranl bir vergi tarifesinin uygulandn söyleyebiliriz. Buna karn ortalama gelir elde eden bir ücretli ise artan oranl vergi tarifesine göre vergilendirilmektedir. Dolaysyla, ücret geliri belli bir seviyenin üzerine çkmas durumunda bir üst vergi oranndan vergilendirilecei için daha fazla vergi ödeyerek gelir kaybna uramaktadr. Gerek daha önce bahsettiimiz bir takm nedenlerle gerekse ayrma kuramn zedeleyen faktörler nedeniyle emek gelirlerinin dier gelirlere oranla daha fazla bir vergi yüküyle karlatn görmekteyiz. OECD tarafndan yaynlanan bir raporda Türkiye OECD üyesi ülkeler içerisinde ücretlilerin vergi yükünün en yüksek olduu ülkelerden bir tanesidir. Söz konusu raporda içi sosyal güvenlik pay ile birlikte, ortalama gelir elde eden ücretlilerin toplam gelir vergisi yükü %30,5 olarak gösterilmitir. Bu haliyle Türkiye’de ücretliler üzerindeki vergi yükü OECD ortalamasnn üzerindedir12. Vergi adaletinin salanmas açsndan önemli bir faktör olan ayrma ilkesi, emek üzerindeki vergi yükünün sermaye geliri üzerindeki vergi yükünden daha az olmasn öngörmesine ramen, Türk Gelir Vergisi’nde genel anlamda ayrma ilkesine tam olarak yer verilmediini söyleyebiliriz. Dolaysyla, bu durum ücret geliri elde edenler aleyhine, sermaye geliri elde eden baz gruplar lehine sonuçlar ortaya çkartarak, ücretler üzerindeki vergi yükünün artmasna neden olmaktadr13. Sonuç Vergi, günümüzde kamusal hizmetlerin nansmannda kullanlan birincil derecede kamu geliri türünü 41 Vergi, günümüzde kamusal hizmetlerin nansmannda kullanlan birincil derecede kamu geliri türünü oluturmaktadr. Ayn zamanda vergi, gelir içeri- Vergi yükünün dengeli ve adil datlmas hernekadar anayasal düzeyde ele alnm ise de maalesef baz nedenlerle vergi yükü ülkemizde adil bir ekilde dalmamaktadr. Baz kesimler oldukça yüksek vergi yüküne maruz braklmaktadr. Ücretliler vergi yükünün dalmndan en fazla olumsuz yönde etkilenen kesim olarak karmza çkmaktadr. DPNOTLAR 1. sinde yer alan en önemli maliyet unsurunu oluturmaktadr. Türk Harb-, 2004, s. 51. 2. liri dorudan etkileyeceinden vergilendirme sürecinde bir takm hususlara dikkat edilmesi vergi yükünün dalm açsndan önem tamaktadr. Burhan GÜNDODU-Zeliha BEKTA, “Türkiye’de 1980 Sonras Uygulanan Vergi Politikalar ve Gelir Dalm Üzerindeki Etki- Dolaysyla, vergi maliyetinin düük veya yüksek olmas ge- Haydar L. EJDER-Özgür AHAN, “Türkiye’de 1980’den Günümüze Ücretliler Üzerindeki Vergi Yükünün Deerlendirilmesi”, si”, Vergi Dünyas, Say: 294, 2006, s. 94. 3. Emine KOBAN, “Vergi Reformlar ve Türk Vergi Sisteminde Reformlarn Genel Bir Deerlendirilmesi”, http://iktisat.uludag. edu.tr/dergi/3/koban/koban1.html. 4. EJDER-AHAN, a.g.m., s.51. 5. GÜNDODU-BEKTA, a.g.m., s. 95. 6. EJDER-AHAN, a.g.m., s.51. 7. Cemil RAKICI, Gelir Dalmnn Düzenlenmesinde Gelir Vergisinin Rolü: Türkiye Örnei, D.E.Ü. / S.B.E (Yaynlanmam Doktora Tezi), zmir 2008, s. 185. 8. Osman PEHLVAN, Kamu Maliyesi, Trabzon 2009, s. 153. 9. Fatih SARAÇOLU, “Asgari Geçim ndirimi”, http://w3.gazi. edu.tr/web/fatihsaracoglu/dosyalar/Akademik_Calismalar/ Makaleler/Makale_27.pdf. oluturmaktadr. Ayn zamanda vergi, gelir içerisinde 10. sa SABA, Vergi Teorisi , Ankara 2008, s.44. yer alan en önemli maliyet unsurunu oluturmaktadr. 11. RAKICI, a.g.t., s., 205. Dolaysyla, vergi maliyetinin düük veya yüksek olmas geliri dorudan etkileyeceinden vergilendirme 12. OECD, “Special Feature: The Tax Treatment of Minimum Wages”, Taxing Wages, 2005/2006. 13. RAKICI, a.g.t., s., 204. sürecinde bir takm hususlara dikkat edilmesi vergi yükünün dalm açsndan önem tamaktadr. Verginin karlksz olarak alnp, kamusal hizmet- KAYNAKÇA 1. lerin nansmannda kullanlmas vergi yükünün adil bir ekilde toplum içerisinde datlmasn zorunlu kl- Türk Harb-, 2004. 2. maktadr. Çünkü, kamusal hizmetlerden vatandalarn Etkisi”, Vergi Dünyas, Say: 294, 2006. 3. çok ülke anayasasnda bu konuda hükümlere yer veril- edu.tr/dergi/3/koban/koban1.html. 4. 5. kamu giderlerini karlamak üzere, mali gücüne göre, 6. Osman PEHLVAN, Kamu Maliyesi, Trabzon 2009. RAKICI Cemil, Gelir Dalmnn Düzenlenmesinde Gelir Vergisinin Rolü: Türkiye Örnei, D.E.Ü. / S.B.E (Yaynlanmam Dok- vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi yükünün dengeli cdr’’ eklinde bir hüküm getirilerek vergi yükünün OECD, “Special Feature: The Tax Treatment of Minimum Wages”, Taxing Wages, 2005/2006. mitir. Ülkemiz anayasasnn 73. maddesinde “Herkes, ve adaletli dalm, maliye politikasnn sosyal ama- KOBAN Emine, “Vergi Reformlar ve Türk Vergi Sisteminde Reformlarn Genel Bir Deerlendirilmesi”, http://iktisat.uludag. duu kadar adalet prensiplerine uygun bir ekilde topluma datlmas gerekmektedir. Bu nedenledir ki, bir GÜNDODU Burhan - BEKTA Zeliha, “Türkiye’de 1980 Sonras Uygulanan Vergi Politikalar ve Gelir Dalm Üzerindeki eit bir ekilde yararland kabul edildiinden, sözkonusu hizmetlerin ortaya çkard yükün mümkün ol- EJDER Haydar L. - AHAN Özgür, “Türkiye’de 1980’den Günümüze Ücretliler Üzerindeki Vergi Yükünün Deerlendirilmesi”, tora Tezi), zmir 2008. 7. 8. SABA sa, Vergi Teorisi , Ankara 2008. SARAÇOLU Fatih , “Asgari Geçim ndirimi”, http://w3.gazi. dengeli ve adaletli datlmas gerektiine anayasal edu.tr/web/fatihsaracoglu/dosyalar/Akademik_Calismalar/ düzeyde vurgu yaplmtr. Makaleler/Makale_27.pdf. 42 ÇALIMA HAYATINDA VE YERNDE MANEVYAT Prof. Dr. Ali SEYYAR Sakarya Üniversitesi; BF; Çalma Ekonomisi ve Endüstri likileri Bölümü; Sosyal Siyaset ve Sosyal Güvenlik Ana Bilim Dal Bakan ÇALIMA HAYATINDA VE YERNDE MANEVYAT GR Modern çan sosyal sorunlarnn banda çalma hayatnn insanî ve manevî deerlerden halen uzak olmas gelmektedir. Bu balamda çalmak ve üretmek gibi emek youn ilerin ne anlama geldii sorusu, hem etik (ahlâkî), hem de psikolojik (manevî) açdan cevaplandrlmas gereken konular arasna girmektedir. Çalmak ve çalma hayatnn içinde bulunmak hangi ulvî gayeye hizmet etmektedir? Çalmann aslî gayesine yönelik bir soru, ayn zamanda üretim faktörü emein deerine, üretimin ve üretilen ürünün tüketim boyutuna ilikin olarak gelecekteki muhtemel konumuna yönelik sorular da içinde barndrmaktadr. Bir ürünün ve dolaysyla bu ürünün üretildii iyeri ile ilgili gelecekteki konumu, geçerlilii ve fonksiyonu, sadece ekonomi ve ekoloji ile arasndaki ban dengeli olmasna bal deildir. Toplumsal deiim ekseninde fertlerin hayata bak ve deerlere önem vermesi veya vermemesi gibi karmak gelimeler, çalma hayatnn ilevselliini ve yeniden yaplandrlmasn da gündeme getirmektedir. Çalma hayatnda artan rekabet, stres, mobbing ve iini kaybetme gibi güven ortamn sarsan sorunlar, riskler ve endieler, hem iverenleri, hem de igücünü tedirgin edebilmektedir. Salkl ve insana yarar bir üretim sürecinin ve çalma ilikilerinin sosyal taraarca ayn derecede arzu edilmesi durumunda, çalma hayatnn insanîletirilmesi kapsamnda ahlâkî ve manevî deerlere müracaat da kaçnlmaz olacaktr. Son yllarda buna bal olarak özellikle Bat dünyasndaki çalma hayatnn ve somut olarak iyerinin ahlâkî ve manevî yapsna yönelik bilimsel çalmalarda önemli bir art görülmektedir. Ne var ki ülkemizde çalma hayat (iyeri) ve maneviyat ekseninde hemen hiçbir bilimsel çalmann yaplmadn da tespit edebiliriz. Dolaysyla bu makalenin temel amac, çalma hayatnn (iyerinin) manevî boyutunun ana hatlarn tantmak ve bu alanda yaplacak (yaplmas gereken) teorik ve uygulamal aratrmalara hem zemin oluturmak, hem de tevik salamaktr. 43 1. Çalma Hayatnn Manevî Boyutuna Yönelik Bilimsel ve Kurumsal Çalmalar Son dönemlerde çalma hayatnn insanîletirilmesi balamnda maneviyat odakl yaklamlara ve uygulamalara bilimsel ilgi artmaktadr. nternet ortamnda bir aratrma yapldnda “yeri ve Maneviyat” (Workplace and Spirituality) üzerine yüzlerce bilimsel çalma ve kitap bulmak mümkündür. Bat’da iyerinde maneviyat ile ilgili baz kitaplar, en çok satanlar listesinde bile yer alabilmektedir. 1 Amerika’nn en büyük iktisat dergilerinden biri olan Business Week, “Amerika’nn Ekonomi Hayatnda Maneviyatn Önemi Artmaktadr: yerinde Din” baln tayan özel bir say çkartmtr.2 Dier yandan Fortune dergisi de “Tanr ve : Amerikan yerlerinde Manevî Açlma Dönük Sürpriz Talep” baln tayan bir yazda yenilikçi rmalarn iyerlerinde manevî deerlerin yaatlmasna açk olduunu dile getirmitir.3 Bat dünyasnda son yllarda üniversitelere bal olarak maneviyat i dünyas ve çalma hayat açsndan ele alan birçok aratrma merkezi açlmtr.4 Deiik bölümlerden gelen (ilahiyat, iktisat, iletme, yönetim ve organizasyon vb.) bilim adamlar, bu aratrma merkezlerinde multi disipliner bir anlayla genelde çalma hayatnn manevîletirilmesi özelde iyerinde manevî açlm ve destek hizmetleriyle ilgili yüzlerce makale ve kitab yayn dünyasna kazandrmtr. Gelimi ülkelerde aratrma merkezleri ve(ya) dinî kurumlar araclyla son yllarda artan bir oranla maneviyatla ilgili sempozyumlar ve kongreler tertiplenmektedir. Mesela Almanya’da 2009 ylnda tertiplenen “VI. Hristiyan Yöneticiler Kongresi”ne bilim, din ve i dünyasndan 3.800 kii katlmtr.5 Almanya’da çalma hayatn ve insan kaynaklar yönetimini manevî deerler ekseninde oluturmak isteyen 40’n üzerinde Hristiyan iadamlar dernei mevcuttur.6 yerlerinde ahlâk ve maneviyata önem veren ve personelin huzurlu bir ortamda çalmasna manen yardmc olan irketlere 2002 ylndan beri her yl “yerinde Maneviyat Uluslararas Ödülü” (International Spirit at Work Award), Dünya Akademisi (World Business Academy) tarafndan verilmektedir. imdiye kadar 9 ülkeden 22 baarl iletmeye her yl düzenlenen “Spirit in Business” konferans çerçevesinde bu ödül verilmitir. 2. Maneviyatn Kavramsal Çerçevesi Bat dünyasnda maneviyat kavramnn kesin bir tanm yaplamad için, buna bal objektif unsurlar da henüz belirlenememitir. Bununla birlikte maneviyatn kii ve kurumlar üzerindeki müspet etkileri bilinmektedir. Dolaysyla kiilerin özel inançlar dorultusunda gelien maneviyat, farkl bir ekilde de alglansa, her bir ferdin ahsî dünyasn, yaama tarzn ve hakikati anlama biçimini temsil etmektedir. Manevî alandaki bireysel tecrübelerin birbirinden farkl olmas, maneviyat ile ilgili tanmlarn saysn da arttrmaktadr. Nitekim hizmet içi eitim programlar çerçevesinde Mercedes-Benz irketinde çalan üst düzey yöneticilere maneviyatn meslekî eitim programlarna entegre edilebilirlii ile ilgili birçok soru yöneltilmitir. Aada maneviyata yüklenen anlamlar, maneviyatn geni açlml zengin bir kavram olduunu göstermektedir:7 a)Heyecan duyarak ve benimseyerek deerlere (kirlere, ideallere, kurumlara) yönelmek ve bu uurda çalmak. b)Gündelik ilere bir mana vermek suretiyle günlük hayatn ötesinde gelecee umut ile bakabilmek. c)Güven, duru, mana, fedakârlk, hayrseverlik, tutum ve davran gibi ahsî dünyamz ve kimliimizi oluturan ahlâkî ve sosyal unsurlarn toplum hayatna yanstlabilmesi. d)Güçlü ve zayf yönlerimizin varln bilmek ve vicdanî muhasebede bulunabilmek. ahsî tecrübelere dayanan manevî açlmlarn her birisi ayr anlamlar tasa da ortak bir özellik ortaya çkmaktadr. Modern toplumlarn materyalist ve mekanik dünya görülerinden tamamen farkl olarak maneviyat, yaamann ve bu balamda çalmann gerçek anlamn ve hikmetini ortaya çkartma ihtiyacnn zihnî bir aray olarak tanmlanabilir. Hakikati bulma çabas, çou zaman kaçnlmaz olarak insann ftrî derinliklerinden gelen bir arzudur. Gözlerimizin göremedii ve-fakat kalbî duygularmzla hissettiimiz varlk ötesi bir âlemi görebilmek ve hayata bu yönüyle bir anlam yükleyebilmek, ancak manevî açlmlarla mümkündür. Dolaysyla manevî araylar ve keier, sadece insann hakikat merakn gidermekle kalmamakta, insann saln ve huzurunu da temin etmektedir.8 Yaratl hikmeti ne olursa olsun, kii bunun farkna varsn veya varmasn, her insan kaderini yaamakta ve dünyada yaad sürece görevini iyi veya kötü ifa etmektedir. Bir sosyal varlk olan insan, belirli bir toplumun ferdi olarak hak ve mükelleyetler çerçevesinde genelde insanla önemli katklarda bulunmaktadr. Bunun ötesinde insan, insanln bir gerei olarak ken- 44 di iç dünyasna yönelme ihtiyac duymakta ve manevî benlii ile ilgili araylara girmektedir.9 Maneviyat, kiinin metazik tecrübesine dayanan bir idrak, içsel ilham kayna,10 ahsî benliini de aan, onun üzerinde olan bir gerçek olduu kadar11 insann kendisi ve dier insanlarla münasebetlerini, kendi dndaki canllarla ve tüm evrenle bütünleme hissi,12 hayat boyu kazanlan bilgilerin bir sonucu olarak hayatn derin manasn anlama ve kabul etmeye yönelik bir mücadele sürecidir.13 Maneviyat, kiinin davranlar ile kantlanm bir iç deneyim olarak tarif edilebilecei gibi14, yaad müddetçe hayatna bir anlam verebildii ve bundan dolay da benimsedii ve smsk baland deerler olarak da görülebilir.15 Bütün bu tanmlamalardan yola çkarak, maneviyatn davranlarmz önemli derecede biçimlendirdii ahsî özümüz, deerlerimiz, inancmz ve duygularmzdan ibaret olduunu söyleyebiliriz. Dolaysyla insana anlaml gelen unsurlarn yannda hayatn gayesine yönelik olarak hissedilen her ey ve her soru, maneviyatn bir parçasdr. “Hayat ve ölüm nedir?”, “Ölüm sonras ben ne olacam?”, “Ben kimim?” “Ben niçin varm?”, “Benim varlmn hikmeti nedir?” gibi sorular karsnda rasyonel dünya ve bilimsel (pozitivist) bilim, tatmin edici cevaplar verememektedir. Ama akl sahibi ve düünen bir insan, cevapsz kalan bu sorular zihninden atamamakta ve manevî zekâsyla hakikat yolcusu olabilmektedir. Bu yönüyle manevî tecrübe ve uygulama, bu gibi sorulara ve konulara kalbî akl ile yönelmek ve bark bir ruh hâli ile Yaratan’a kulluk görevini ifa etme gayretidir diyebiliriz. Nitekim din psikolou Öznur Ozdoan’a göre “maneviyat, insann var edenle olan badr ve dolaysyla ilahî kaynakldr. Çünkü özü, ilahî olann niteliklerini tamaktadr.’Ben size kendi ruhumdan üedim’ dediine göre, insan kendisiyle, yani özüyle iletiime geçtiinde ilahî olanla da iletiime geçmi olur”.16 Mutlak anlamda dinî kaynakl olmas gerekmedii halde maneviyat, farkl itikadî boyutlar içerse de bütün dinlerin ortaklaa benimsedii bir deerdir. 3. Çalma Hayatnda ve yerinde Maneviyatn Kavramsal Boyutu Rekabetin youn olduu kapitalist çalma hayatnda igörenler, hrsl olmaya kamçlanrken, gayri ihtiyari olarak stres altnda da ezilmektedir. Çalanlarn ruh dünyalarn sarsan bu kaotik ortamdan kurtulmak ve huzur içinde çalabilmek için, insanî ve manevî deerlere dayanan bir çalma atmosferine ihtiyaç vardr. Bu balamda çalma hayatnn insanîletirilmesi, maneviyata bal olarak gerçekleebilmektedir. Genelde çalma hayat, özelde iyeri balamnda maneviyat, çalma ilikilerinde ve iletmelerinde kabul edilen bütün deerlerdir. Yerel kültürün veya dinî inançlarn bir yansmas olarak ortaya çkan bu örgütsel ve organizasyonel deerler, iyerindeki beerî ilikileri düzelttii gibi çalanlarn motivasyonunu, baar duygusunu ve dolaysyla i memnuniyetini de artrmaktadr.17 Plowman ve Duchon’a göre iyerinde maneviyat, anlaml bir i yapmaktan ve(ya) ii anlaml hâle getirmekten dolay, personelin zihninde ve manevî dünyasnda oluan bir bilinç ve duyarllk düzeyidir.18 yerinde maneviyat, i sürecinde bulunanlar arasnda karlkl güven, iyi niyet, dayanma ve dolaysyla ekip ruhu esaslarna dayanan etkili bir sosyal badr. yerinde maneviyat sayesinde çalanlar arasnda ahsî sorumluluk uurunun olumas ile birlikte kurum kültürü ve örgütsel performans da arzu edilen bir noktaya gelebilmektedir. 19 Yukardaki tanm ve açklamalardan yola çkarak, iyerinde maneviyat ile ilgili birkaç ortak özellik belirlemek mümkündür: Çalanlar, sadece özel hayatlarnda deil toplumsal ilikilerin youn olarak yaand çalma hayatnda da manevî deerlerin varlndan kendilerini güvende hissetmektedir. Çalma hayatnda manevî duygularn varl ve bunlarn yaatlmas, güven iklimini pekitirdii için, hem iletme içi sosyal bar temin etmekte, hem personelin ahsî mutluluunu ve sevincini artrmakta, hem de örgütsel performansn geliimine katk salamaktadr. yeri faaliyetlerinin manevî boyut kazanabilmesi, bir baka ifadeyle iyerinde maneviyat odakl faaliyetlerin olabilmesi, baz program ve hizmetlerin kurum kültürünün (kurum maneviyatnn) bir parças olmasna baldr. Buna göre maneviyat dostu bir iletme, u programlar ve hizmetleri benimseyerek gerçekletirmelidir:20 - yerinde vefat eden personel veya yaknlar için cenaze merasimi ve(ya) anma programlar yaplmaldr. - Personele ve yaknlarna psikolojik destekli manevî danmanlk ve rehberlik hizmetleri tertiplenmelidir. - Dinî ve özel günlerde (aylarda) esnek çalma imkânlar ve(ya) personele istee bal olarak izin günleri verilmelidir. - Çalanlarn ahlâkî ve manevî deerlerine sayg ekseninde her inanç grubuna yönelik iletme içinde ibadet yerleri açlmal ve (birlikte) ibadet etme imkânlar salanmaldr. - letme içinde ve dnda çalma ilikilerinin salkl ve etkili olmasn salayan, çalanlar arasnda ve 45 içi ile iveren arasnda sosyal ve manevî dayanmay pekitiren sosyo-kültürel faaliyetler düzenlenmelidir. - Manevî deerleri ve geliimi dikkate alan bir insan kaynaklar yönetimi uygulanmaldr. 3.1. Çalma Hayatnn Maneviletirilmesinin Önemi Kapitalist zihniyetin kaçnlmaz bir yansmas olarak helal haram ayrm yapmakszn daha çok kazanç elde etme hrs, hem çalma hayatn, hem de ekonomi sistemlerini manevî deerlerden uzaklatrmtr. Manevî deerlerden mahrum bir çalma hayat ve düzeni ise, hem çevre kirliliine, hem çalanlarn sömürüsüne, hem de gelir dalmnn adaletsizliine yol açmtr. Çalma hayatnda sosyal barn tesisi bu yüzden hiçbir zaman salam temeller üzerine oturtulamamtr. Sosyal taraarn, yani içi ve iverenlerin karlkl sosyal sorumluluk anlay, manevî bilinç eksikliinden dolay hep snrl kalmtr. Grev ve lokavt hakk, çou zaman mücadelenin ve kamplamann bir arac hâline ge(tiri)lmitir. Küresel ekonomik krizler, doal çevreye yönelik tahribatlar ve toplumdaki sosyal ve ahlâkî çözülmeler, ftrat ve adalet duygularna uygun sosyo-ekonomik sistem araylarna yol açmaktadr. Üretimin, gerek doal çevre artlarnn, gerekse toplumsal taleplerin deiimine bal olarak d çevreye uyum salamak zorunda olmas, aslnda ekonomi sistemlerinin aslna rücu etmesi için bir frsattr. Yeter ki toplumsal deiim, müspet anlamda bir gelime göstersin. Toplumsal anlamda müspet geliim, toplumlarn evrensel manevî deerleri esas alan bir ilerleme arzusudur. Bu çerçevede çalma hayatna ve düzenine yeniden bir manevî boyut kazandrmak, içi ve iverenlere yaratl maksadna uygun gerçek bir sosyal sorumluluk bilincini yükleyecektir. Tabiatn korunmas, iverenlerin çalanlarn emeine sayg göstermesi, içilerin kâra ortak olabilmesi, sosyal diyalog ekseninde içi ve iverenin ayn sorumluluk duygusu ile iletmeyi birlikte yönetebilmeleri, topluma faydal ürünlerin üretilmesi ve tüketilmesi, ksacas çalma hayatnn sosyal adalet ilkeleri ile ileyii, bütün sosyal taraarn manevî duyarllklarna baldr. Maneviyat ekseninde oluturulmu ve gelitirilmi bir çalma hayat, kendisinden beklenen aslî fonksiyonunu gerçek anlamda hayata geçirebilir. Maneviyat ile gerçek anlamn bulan bir çalma hayat, insan ftratna da uygundur. Üretim sürecinde bulunan bütün bireylerin kayglardan uzak mutlu ve huzurlu olabilmesi, buna baldr. Sosyal fayda salayan iler, ayn zamanda hayrl ve kutsal ilerdir. Faydal bir hizmet sunan, helal bir i yapan veya helal bir mamul üreten kii, ayn zamanda ibadet etmiçesine sevap da kazanr. Bu yönüyle üretim sürecinde bulunan iverenler de içiler de hayrl iler-hizmetler yaptklar gibi iç dünyalarnda da huzur bulurlar. Üstelik içilerini kârna (zararna da belirli bir oranda) ortak eden sosyal ve manevî duyarl iverenler, sosyal diyalog mekanizmalarn güçlendirerek, iletmelerini daha da güçlendirirler. Kâr elde etmelerine yardmc olan içilerini koruyan ve kayran iverenler, sosyal ve manevî sorumluluun bir gerei olarak ekonomik ve idarî güçlerini özellikle içileriyle de paylamak isterler. Dolaysyla maneviyatn hâkim olduu bir çalma hayatnda çalan bir içi, bir üretim faktörü ve(ya) bir insan kayna olmaktan ziyade ahsiyetiyle birlikte bir insandr ve hatta üretim siteminin vazgeçilmez bir üyesi olarak iletmenin tabiî ortadr. 21 3.2. Çalma Hayatnn Manevî Boyutunun Evrensel Çerçevesi Bir hukuk devletinde yaayan her bir vatandan izzeti, haysiyeti ve ere dokunulmazdr. Dolaysyla toplumsal ilikiler açsndan insann manevî ahsiyetinin korunmas, çalma hayat açsndan da insana yakr bir iyerinde istihdam edilmesinin temini, hem hukuk siteminin, hem de bütün kurumlarn görevidir. nsana dair bu temel heden sosyal hayatmzn bütün alanlarnda geçerlilik kazanabilmesi için, herkese sosyal ve manevî sorumluluk dümektedir. Bu durum, çalma hayat için de geçerlidir. Buna göre kiinin çalma hayatnda onurlu ve ahsiyetli bir fert olarak yer alabilmesi, çalma ilikileri sürecinde onun haysiyetine zarar ge(tiri)lmemesine baldr. Bu yönüyle çalma, kiiye onurlu bir hayatn idamesini salayabilmelidir. Kiinin sosyal hayatn ahlakî ve manevî yönden tahrip eden bir çalma ilikisi, bir anlam ifade etmekten uzaktr. Sosyal devletler, anlam yüklü i ve istihdam alanlarnn yaygnlamasna bu yüzden destek vermek durumundadrlar.22 Anglikan kilisesine mensup ve-fakat Hristiyanlk d ritüelleri benimsemesinden dolay papann talebi üzerine Katolik kilisesinden ve bu kiliseye bal olarak çalt üniversiteden uzaklatrlan bilim adam Mathew Fox’un tespitlerine göre, ekonomik krizlerin ve isizlik korkusunun etkileri altnda kalnarak ne pahasna olursa olsun iyerlerinin korunmasna dönük her türlü istihdam politikalarna arlk verilirken, iin mahiyeti ile ilgili bir sorgulama boyutu ihmal edilmektedir. Niçin insan çalr, nasl ve kimin için çalmaldr gibi so- 46 rulara cevap verilmeden, çalma hayatnn düzeni de büyük monoteist dinlerin yannda hümanistik, felsek sarsntya uratlmaktadr. Fox’a göre, iyerlerinin i ve manevî gruplarn temsilcilerini bir araya getirerek, ile balants, yapraklarn aaç ile ilikisine benzemek- önemli bir çalmann altna imza atmtr. nsan onutedir. Aaç, hastalandnda yapraklar da sararp dü- runa yakr bir çalma hayat konseptinin oluturulmektedir. Aacn yapraklarn tedavi etmeye kalk- masna yönelik olarak ortak evrensel deerlerin tespiti makla aacn iyilemesi salanamamaktadr. Nasl ki yaplrken, ILO, insan onuruna zarar vermedikçe dier aacn tedavisi, köklerinde ve gövdesinde ortaya çkan dinlerin-inanç sistemlerinin farkl görülerine de sayg rahatszlklar gidermekle mümkün ise çalma haya- göstermektedir. Ne de olsa örgütlenme hakk, çocuk tnda ortaya çkan krizin giderilmesi de çalmann asl çaltrma ve zorla çaltrma (angarya) yasa, iyeringayesinin bilinmesi ve anlalmas ile mümkündür. - de ayrmclk yapmama ve çevre dostu üretim gibi ilyerlerinin oluturulmas, çalmaya atfedilen deer ve keleri dikkate alan her türlü felsefî ve dinî yaklamlar, hayata verdiimiz anlamla insana yakr i konseptiyakndan ilgilidir. Hasta nin olumasna katk saManevî çalma hayatna dö- layabilmektedir. Genelde bir aaca, yaprak yerletirmekle aac kurtarmak bütün gelimi toplumnük bilim adamlarnn bireysel larda, mümkün olmad gibi, çalma hayatnn anlamsz ve maneviyattan çalmalarnn yannda kurum- bir ahlâkî boyutunun oluzak bir istihdam anlay duu kabul edilmektedir. sal nitelikte bilimsel aratrma- Özellikle çalan (içi) ve ile iyerlerinin kalc olmas düünülemez. yerlerilar da yaplmaktadr. öyle ki çaltran (iveren) açsnnin varl, sürekli olarak dan her iki sosyal tarafa Uluslar aras Çalma Örgütü tehdit altnda ise bu, istihda hak ve sorumluluklar dam politikalarnn insanî (ILO), insan onuruna yakr ça- dümektedir. Dolaysyla ve manevî boyuttan mahdeiik dinlerin temsilcilma hayatnn (Decent Work) leri ve dier inanç ve dürum olduunun bir iaretidir. 23 ünce gruplar arasndan salanmasna yönelik temel deÇalma alkanlklaroluacak (oluturulan) bir mzn ve çalma hayatna erleri oluturmak adna 2004 forum sayesinde insana klâsik bakmzn deiik yakr i konseptinin içeylnda, bütün büyük monote- riinin de katlmclarn alanlarda ve farkl yöntemlerle devrimsel bir yakist dinlerin yannda hümanis- dünya görülerine uygun lamla deitirebileceini bir zeminde hazrlanmas tik, felsek ve manevî gruplarn mümkün olacaktr. Böysavunan Fox, bunun ilk bata her bir ferdin ruh ve temsilcilerini bir araya getire- lece evrensel manevî ve gönül dünyasnda gerçekfelsek deerler ekseninde rek, önemli bir çalmann alt- insan onuruna yarar bir lemesini önermektedir. Ruh ve gönül ilikilerini çalma hayatnda siyasî, na imza atmtr. doru düzenleyen her bir kültürel, hukukî ve sosyal insan, yaama ve çalma araçlarn belirlenmesi de evkini de her zaman kosalanabilmektedir.26 ruyabilecektir. Manevî dünyasn zenginletiren bir 3.3. yerinde Kurum Kültürü ve insan, sahip olduu mesleini daha çok sevecek ve Maneviyat Arasndaki Ba mesleinin hakkn verecektir, çalt iyerinde ayr bir nee kayna olacak, topluma faydal olabilmenin Kurum kültürü, “bir kurulutaki çalanlarn i permanevî hazzn yaayacaktr.24 Manevî çalma hayatna dönük bilim adamlarnn formansn ideal bir seviyeye çkartmak maksadyla, bireysel çalmalarnn yannda kurumsal nitelikte bi- üst yönetim tarafndan tanmlanan ve uygulanmas limsel aratrmalar da yaplmaktadr. öyle ki Uluslar istenilen davranlarn, inançlarn ve kuruma-örgütearas Çalma Örgütü (ILO), insan onuruna yakr ça- iletmeye ait spesik deerlerin toplamdr”. Bir baka lma hayatnn (Decent Work)25 salanmasna yönelik ifadeyle kurum kültürü, herhangi bir kurumun kendi temel deerleri oluturmak adna 2004 ylnda, bütün tarihi içinde, kurumda vazife alanlarn ortak bilgi ve 47 kültür birikimi, hâkim normlar, ahlâk anlaylar, örf- tevik edilmesi ise, verimlilik, i memnuniyeti, meslekî leri, dünya görüleri, insana yönelik bak açlar, de- etik deerler ve demokratik katlmclk açsndan erleri, idrakleri, kendilerine has lisanlar, sembolleri olumlu sonuçlar douracaktr. ve yorumlar ile birlikte meydana getirdii tutum ve 3.4. yerinde Manevî Sosyal Hizmetler davran birliidir”.27 Kurum kültürü, çou zaman kurum liderlerinin ve Bat dünyasnda deiik Hristiyan mezheplerine kurucularnn sahip olduu dünya görüleri ve manevî bal hemen her Kilise Kurumu çats altnda özel ve deerlerinden olumakkamu sektörüne ait bütün tadr. Kurumun misyon, vizyon, politika ve çalManeviyat içerikli kurum iletmelere dönük31 manevî sosyal hizmetler (Betrima kurallar gibi temel kültürünün, evrensel deerler ebsselsorge) sunan birimstratejik deerleri, kurum mevcuttur. Bu birimler kültürünün önemli unsurile bütün felsek ve dinî inanç- ler sayesinde özellikle ekonolarndandr. Kurum külmik krizlere bal olarak lara ayn saygy göstermesi dutürünün sürdürebilirlii isiz kalma riski ve(ya) de kurumun bandaki en rumunda, çalan personel kentehdidi altnda çalmak etkin pozisyonda olan lidi manevî deerlerini kaybetme ve(ya) mobbing kurban derinin kendi deerlerine (psiko-sosyal terör magösterdii sadakatiyle yatehlikesiyle kar karya gel28 duru) olmak gibi iyerinde kndan ilgilidir. Maneviyat içerikli kumeden kuruma uyum salaya- deiik türde sorunlar yaayan insanlarn yannda rum kültürünün, evrensel bilecektir. Bu, kurum içinde çok i arayan isizlere sosyodeerler ile bütün felseekonomik ve psikolojik k ve dinî inançlara ayn katmanl ve plüralist bir manevî arlkl manevî destek saygy göstermesi durukültürün varl anlamna gel- hizmetleri verilmektedir.32 munda, çalan personel Kilisenin temsilcisi kendi manevî deerlerimektedir. Çoulcu kurum kül- olan manevî danmanlar, ni kaybetme tehlikesiyle türünü gelitiren iletmeler, per- sk sk iletmeleri ziyaret kar karya gelmeden ederek, sendika temsilcilekuruma uyum salayabisonelin farkl inançlarna sayg ri ve iyeri konseyi üyelelecektir. Bu, kurum içinde çok katmanl ve plüralist göstermekte ve yeni personel riyle iletme içi gelimeler hakknda bilgi edinmekte bir manevî kültürün varalmnda da (dinî) inançlar bave görü al veriinde bul anlamna gelmektedir. lunmaktadr. çi ve iveÇoulcu kurum kültürülamnda hiçbir ayrmclk yapren ilikilerinde yaanan nü gelitiren iletmeler, makszn iletmelerine kendi psiko-sosyal sorunlarn personelin farkl inançlagiderilmesinde rna sayg göstermekte ve dünya görülerine yakn olan- inde arabuluculukgerektigöreyeni personel almnda da vini de üstlenebilmektelardan ziyade liyakatli olanlar (dinî) inançlar balamnda dir. Bu çerçevede manevî hiçbir ayrmclk yapmaktercih etmektedir. danmanlar, hem nsan szn iletmelerine kendi Kaynaklar Yönetimi müdünya görülerine yakn 29 dürleri ile görümekte, olanlardan ziyade liyakatli olanlar tercih etmektedir. özel sorunlar olan içilere manevî danmanlk ve rehBöyle bir yaklam ve politika, çalann zikî, sosyal, zihnî ve manevî kapasitesini güçlendireceinden berlik hizmetleri vermekte, hem de hizmet içi eitim 33 kurumun örgütsel performansn da artracaktr. Bir programlarna aktif eitimciler olarak katlmaktadr. Çalma hayatnda yaanan yapsal ve organizabaka ifadeyle kiisel manevî deerlerin sayg görmesyonel deiimlerin dourduu olumsuzluklar âdil, dii ve yaatlmad iyerlerinde personelin stresten sosyal ve insan onuruna yakr bir ekilde yeniden düuzak huzur içinde çalmas ve verimli olmas da mümkün görünmemektedir. yerinin manevîletirilmesinin zenlemeyi ve çalma ilikilerinde sosyal bar ve da- 48 yanmay temin etmeyi amaçlayan iyerinde manevî sosyal hizmetlerin temel hedeeri ve bu balamda faydalar u ekilde özetlenebilir: a) Çalanlarn, psiko-sosyal ve manevî risk ve hastalklara kar sürekli olarak teyakkuz hâlinde olmalarn salamak ve deiik manevî tehdit ve tehlikelere kar direnç gösterebilmelerine yardmc olmak. b) Çalanlar, ahlâkî ve manevî sorumluluk üstlenebilecek konuma getirmek. Çalanlarn tutum ve davranlarnda salam bir istikrar göstermelerine, genel anlamda güzel ahlâk, dar anlamda i ve meslek ahlâk ilkelerine gönülden bal kalmalarna ve bu yönde bir davran göstermelerine destekçi olmak. c) Duygu, kalp ve vicdann oluturduu “iç kontrol” eitimleri sayesinde çalanlarn, davranlarn ahlâkî ve manevî deerlere göre tanzim edebilmelerini temin eden KURUM KÜLTÜRÜ’nü (KURUM MANEVYATI’n) oluturmak. d) Çalanlarn, kendi ruh âlemleriyle bark olmalarna, çalmaktan manen haz almalarna, dier i arkadalar ve üstleriyle birlikte huzur içinde çalmalarna yardmc ve destekçi olmak. 3.5. Manevî Sosyal Hizmetler Açsndan sizlik Manevî sosyal hizmetler, çalma hayatnda aktif olarak yer alanlarn sorunlarna dönük danmanlk hizmetlerinde bulunduu gibi, henüz emek piyasasna girememi ve bundan dolay da maddî yönden sknt içinde olanlara da yönelmektedir. sizlik ve buna bal olarak gelir kayb, önemli bir sosyal risk türüdür. Hakikaten çalma gücü ve iradesine sahip olan insanlarn, geçimlerini salayabilecekleri bir ie sahip olamamalar, kiiler ve toplum açsndan maddî ve manevî tehlikeler barndran bir durumdur. Gelir kaynann ortadan kalkmas ile isiz kalan bir insann sadece sosyal statüsü ortadan kalkmamakta ayn zamanda toplum içindeki sosyal münasebetleri de gerileyebilmektedir. Buna bal olarak kiinin zaman duygusu, düzen algs ve sorumluluk anlay da olumsuz yönde deimektedir. Bir baka ifadeyle topluma ve sosyal çevreye faydal olma duygusu kaybolmaktadr. Sosyal çevreden uzaklama eilimlerinin ba göstermesi ile yalnz olma duygusu, kötümser yaklamlar ve psiko-somatik rahatszlklar da kendisini gösterebilmektedir. Bazen de öz saygnn zedelenmesine bal olarak kii içine kapanmakta ve(ya) manevî, ahlakî ve sosyal sapmalarn içine girebilmektedir. Gerek bireysel, gerekse toplumsal boyutlaryla ortaya çkan bütün bu psiko-sosyal olumsuzluklar, neti- ce itibariyle sosyal düzeni ve beerî kaynaklar tahrip edebilmektedir. Peki isizlik olgusuna sosyo-ekonomik tahlillerin yannda manevî boyutuyla da bakmak gerekirse olguya farkl bir anlam yüklemek mümkün müdür? sizliin yol açabilecei maddî olumsuzluklar ve kaymalar, manevî bak yöntemleriyle engellenebilir mi? Genelde isiz kalan bir insan, psikolojik olarak birden yoksullaacan düünmekte ve kiilik yapsna göre iç dünyasnda az veya çok gelecek (rzk) endiesi tayabilmektedir. Halbuki kii, daha önceden elde ettii gelirlerinden (belki de) bir tasarrufa sahiptir ve bu sayede yeni bir i bulana kadar rzkn garanti altna alabilecektir. Dürüst bir ekilde sosyal sigortal olarak çal(trl)m ise (belki de) isizlik sigortas fonundan isizlik ödenei bile elde edebilecektir. htimal ki sosyal devletin ve(ya) STK’larn sosyal yardmlarndan da yararlanabilecektir. Sivil sosyal dayanma mekanizmalarndan olan akraba veya dost ilikilerine bal olarak (belki de) geçici bir süre için hayrseverlerden maddî destek görebilecektir. Ve belki de hiç ummad bir anda sürpriz bir ekilde yeni ve daha uygun bir i bulabilecektir. Kii, azmini ve umudunu yitirmedii müddetçe, her türlü giriimin olumlu sonuçlar er veya geç kendisini gösterecektir. Mesela isiz bir kii, bu dönemde -KUR’a veya belediyelerin tertipledii meslek kurslarna müracaat ederek, yeniden bir meslek örenebilir veya i becerilerini gelitirebilir ve emek piyasasnda daha yüksek ücretli bir i bulabilir. Ahmet Selim’in de ifade ettii gibi, “bo vakit, mecburiyetlerden sonra kullanabileceimiz ve istediimiz gibi doldurabileceimiz çok deerli bir frsattr. Düünebilecein, hayal kurabilecein, okuyabilecein, kendini yenileyip onarabilecein zaman o bo vakitlerde bulacaksn.”34 sizlik döneminde kii, bu bo vakitlerini iyi deerlendirmezse, kendini maddî ve manevî yönden yeniden kefetme ve gelitirme yöntemlerine bavurmazsa hayat n kaybedebilir, karamsarla düüp meru olmayan yollara düebilir. nsan, yaratl gerei acelecidir ve hemen her konuda süratli bir ekilde olumlu bir sonuç bekler. Ancak baz iler, bazen kiinin arzulad gibi cereyan etmez ve bu durumlarda kiiye tevekkül ve sabr gerekebilir. Bu durumlarda kii, aktif bir sabrla rzkn ararken, asla ümitsizlie dümemeli ve asla haram yollardan rzkn aramamaldr. Aksi taktirde gelir elde edeyim derken, hem dünyasn, hem de ahiretini tehlikeye sokabilir. C. Hak, bu gibi durumlara düen kiileri uyarmaktadr: “eytan içinize yoksulluk korkusu düürür ve çirkin eyler yapmanz emreder. Allah ise kendinden bir balama 49 ve lütuf sözü vermektedir. Allah, her eyi kuatmakta ve her de tahammül edilebilir geçici bir durumdur. Ancak eyi bilmektedir”. 35 yoksulluk geçici olmaldr, kiinin gayreti ve azminin Demek ki, eytan özellikle ekonomik krizlerin yol yannda sosyal çevrenin duyarll ile geçici olmaldr. açt isizlik gibi zor durumlarda bo durmamakta ve Helal rzk konusunda hassas olan ve bunun gerekleriisiz kiilerin psikolojilerini yoksulluk tehdidi ile boza- ni yerine getiren isiz bir insan, er veya geç isizlikten bilmektedir. Yoksulluk ve açlk korkusu ise, manevî bo- ve yoksulluktan kurtarlmaldr. yutuyla yersiz korkularn banda gelmektedir. Çünkü Dier taraftan isiz iken helal yoldan i arayan inAllah, Rezzak ismiyle her yaratlann rzkna tekeffül sanlarn cihat edercesine sevap kazanacaklar da baka olmaktadr. Hadiselere bu yönüyle bakan sabrl ve fe- hadislerde zikredilmitir. Ama haram yollardan rzkn rasetli insanlar, C. Hakk’n elde edip zenginleen bir lutfuna da er veya geç insan, itibarn, ereni ve mazhar olabilmektedir. Her para getiren i, meru ol- haysiyetini de yitirebilir. Nitekim slâm PeygamToplum nezdinde bu her mamakla beraber kiiye hayr zaman böyle deilse de berimi de C. Hakk’n bu müjdesini u ekilde teyit nezdinde bu mutda getirmemektedir. O halde Allah etmektedir: laktr. Maddî meselelerde bazen onurlu ve vakarl bir e- Allah’a itaat etmemek, “Ruhulkudüs (Hz. Cebrail), kalbime u bilgiyi gedünyevî zenginlik kilde yoksul kalmak, izzetini ve kiiye tirdi: Hiçbir kimse rzkn ve öhret getirse dahî netüketmeden ölmeyecektir. u ereni yitirmekten daha iyidir tice itibariyle kii farkna halde Allah’tan korkunuz ve varmadan manevî yöndemek mümkündür. Yoksulrzknz güzel, meru yolden kayptadr. slâm’n lardan talep ediniz. Rzkn luk, açla ve ölüme yol açma- sosyal ve ticarî hayata dögecikmesi, sizi Allah’n emirnük temel yaklam, hem d sürece zor da olsa yine de maddî, hem de manevî lerini çineyerek onu elde etmeye itmesin. Çünkü Allah tahammül edilebilir geçici bir zenginlik üzerine kurulkatnda bulunanlar ancak mutur. Bu da helal kadurumdur. Ancak yoksulluk zanç getiren ilerin ifasyla O’na itaatle elde edebilir”.36 Buna göre bazen C. ancak mümkündür.37 geçici olmaldr, kiinin gayreti Hak, bizim teslimiyet uurumuzu ve aktif sabr ve azminin yannda sosyal çev- SONUÇ anlaymz denemek ve renin duyarll ile geçici olMateryalizm ve bubu ekilde manevî geliina bal olarak maddî mimize yardmc olmak maldr. Helal rzk konusunda (iktisadî) rasyonellik ve bizi kendisine daha çok hassas olan ve bunun gerekleri(aklclk), iddial ve nefse yaklatrmak maksadyla, ho gelecek bir biçimde rzkn bilerek geciktirni yerine getiren isiz bir insan, modern insan zihnen ve mektedir. nsann, isizmanen ablukaya alarak, er veya geç isizlikten ve yoklikten ve gelir kaybndan çalmay, para kazanmakurtulmasn bir süre için sulluktan kurtarlmaldr. y, hrs, kariyeri, tüketistemeyen C. Hak, bu yönmeyi ve rekabeti sorgusuz temle kiinin Kendisine ve sualsiz olarak adeta yönelik itaat derecesini ölçmek istemektedir. Yeni gelir 38 Böyle belirsiz ve kark bir zamanda putlatrmtr. kaynaklarnn peinde koan isiz insann, helal kazanç yoksulluk içinde kvrananlarn yannda maddî zenginelde etme noktasnda sebat göstermesi halinde, Allah’a lie ulat halde bir türlü huzur bulamayan ve doteslimiyet imtihann baar ile tamamlayacaktr. Her para getiren i, meru olmamakla beraber kii- laysyla kendi insanlk durumu üzerinde düünmeye ye hayr da getirmemektedir. O halde bazen onurlu ve ve kendini yeniden kefetmeye yönelen insanlar, gayri vakarl bir ekilde yoksul kalmak, izzetini ve ereni yi- ihtiyari olarak manevî araylara girmilerdir. Genel anlamda maneviyat, dar anlamda din(ler), tirmekten daha iyidir demek mümkündür. Yoksulluk, açla ve ölüme yol açmad sürece zor da olsa yine çarpk toplum hayat ve buna bal olarak çalma ili- 50 kilerinin ortaya çkartt sosyo-ekonomik ve ahlâkî sorunlarn çözümünde önemli bir yer tekil etmektedir. Bir hakikat, huzur ve iç denge ölçüsü olarak maneviyat (manevî rasyonellik), toplumun bütün fertlerini sosyal sorumluluk içinde toplumsal ilikilerini salkl bir ekilde yeniden düzenlemesini ve dolaysyla sosyal sermayenin güçlenmesini salayan bir unsur olduu kadar çalma hayatnda bozulan içi-iveren ilikilerini de yeniden düzene koyan bir araçtr. Çalma ilikilerinin salkl ve etkin bir ekilde ileyebilmesi, bundan böyle sosyal taraarn maneviyata verdikleri deer nispetinde mümkün olacaktr. Bu balamda çalma hayatnn manevîletirilmesine yönelik olarak aadaki önerilerin ülkemiz açsndan da sosyal faydas olacaktr: - slâm’n manevî haritas, itikat ve ibadet içerdii kadar, toplum içinde sosyal ve ahlâkî iliki alarn da düzenleyen bir yapya sahiptir. Buna bal olarak slâm’n evrensel manevî mesajlarnn insanî ve toplumsal boyutu, gerek ilahiyatçlar, gerekse sosyal bilimciler tarafndan günümüzün diliyle anlatlmal ve bu balamda çalma hayatnn manevî ilkeleri belirlenmeli, uygulamaya dönük projeler gelitirilmeli ve sosyal taraarn da destei alnarak, uygun bir i mevzuat oluturulmaldr. - Diyanet leri Bakanl ve(ya) dier dinî kurulular, özel ve kamu sektörüne ait iletmeler ve fabrika- Genel anlamda sosyal hayata, dar anlamda çalma hayatna ve bu balamda iyerlerine yönelik manevî danmanlk ve rehberlik hizmetlerinin daha planl, kapsaml ve verimli bir ekilde yürütülebilmesi için, profesyonel eleman yetitirilmeli ve maneviyat alannda ortaya çkan yeni metot ve anlaylarn takibine ve uygulanmasna yönelik aratrma merkezleri oluturulmaldr. lardaki ilgililerin talepleri ve ihtiyaçlar dorultusunda dinî esaslara uygun çalma düzeni ve ilikilerine dönük manevî danmanlk ve rehberlik hizmetleri sunabilecek bir altyapya kavuturulmaldr. - Genel anlamda sosyal hayata, dar anlamda çalma hayatna ve bu balamda iyerlerine yönelik manevî danmanlk ve rehberlik hizmetlerinin daha planl, kapsaml ve verimli bir ekilde yürütülebilmesi için, profesyonel eleman yetitirilmeli ve maneviyat alannda ortaya çkan yeni metot ve anlaylarn takibine ve uygulanmasna yönelik aratrma merkezleri oluturulmaldr. - Temiz bir doal çevre ve ekolojik denge, manevî sorumluluun bir gerei olarak korunmas gereken ilahî bir emanettir. letmelerin, doal çevreye kar sosyal ve manevî duyarllk gösterebilmesine yönelik olarak sosyal devlet, sosyal taraarn yannda resmî ve özel dinî kurumlarn temsilcileriyle birlikte çevre ve maneviyat dostu sosyal politikalar gelitirmelidir. - Bir iletmede çalan bütün personelin düünce, alglama ve davranlarnn bütünü, kurum kültürünün bir parçasdr. Kendini yenilemek ve huzurlu bir çalma atmosferini yakalamak isteyen iletmeler, çalanlarnn duygusal, rasyonel (akademik) ve manevî zekâlarn dikkate alarak, güven temelli ve çok boyutlu bir kurum kültürü oluturmaldr. Ksacas çalanlarn manevî dünyalar, kurum kültürüne entegre edilmeli ve kurum politikalarna yanstlmaldr. - Maneviyat içerikli kurum kültürüne sahip olan iletme yönetiminin kararlar, sevgi, sayg, umut, nezaket, hogörü, merhamet, adalet, effak, dürüstlük ve güvenilirlik gibi sosyal ve manevî deerlerle bir tutarllk içinde olmaldr. Yönetim, bu tutarllk dorultusunda güven ortam oluturarak, çalanlarn korkmadan dile getirdiklerini samimî bir ekilde dinlemeli ve taleplerini mümkün mertebe karar mekanizmalarna dâhil etmelidir. - Çalanlara belirli bir inanc veya manevî düünceyi dikte etmek, çalma atmosferini ve üretimi olumsuz yönde etkileyeceinden dolay iletmeler, bunun yerine herkesin dinî görülerini ifade edebilecek bir yönetim anlayn desteklemeli ve çalanlarn farkl manevî ihtiyaçlarn karlamalarna yardmc olmaldr. - nsan sermayesi, yani fertlerin (çalanlarn) bilimsel-teknik-meslekî bilgi ve becerileri, manevî kaynak, donanm ve tecrübeleriyle desteklenmelidir ki, (dar anlamda) çalma ve (geni anlamda) toplum hayatnda sosyal sermaye, yani fertlerin güven ortamnda oluturabilecekleri iliki alar daha da güçlenebilsin. Maneviyat içerikli insan sermayesi güçlü olan fertler, sosyal sermayelerini daha kolay oluturabilecek, bir 51 baka ifadeyle çalma hayatnda i verimliliklerini artrabilecek ve toplumsal refah ve huzura daha büyük katkda bulunabilecektir. Manevî sermayesi azalan fertlerin ise bireysel geliimleri ve dolaysyla topluma yönelik sosyal faydalar da gerileyecektir. Ezcümle sosyal devlet, gerek çalma, gerekse toplum hayatnda yer alan kiilerin manevî sermayelerini koruyacak, gelitirecek ve sosyal faydaya dönütürecek insan ve ftrat odakl sosyal politikalar üretmelidir. DPNOTLAR yerinde maneviyat üzerine yazlan ve çok satan kitaplar arasnda unlar bulunmaktadr: 1) Saving The Corporate Soul (irketin Ruhunu Kurtarmak); Yazar: David Batstone; 2) Liberating the Corporate Soul (irketin Ruhunu Özgürletirmek)l, Yazar: Richard Barret; 3) Spirit at Work: Discovering the Spirituality in Leadership (yerinde Maneviyat: Liderlikte Maneviyat Kefetmek), Yazar: Jay A. Conger; 4) Working from the Heart: A Guide to Cultivating the Soul at Work (Kalben Çalmak: te Ruhu Yeertmek çin Rehber Kitap), Yazarlar: McMakin, Jacqueline and Dyer, Sonya; 5) Jesus CEO: Using Ancient Wisdom for Visionary Leadership (Genel Müdür Hz. sa: Ufku Gören Liderlik çin Eski Vecizeleri Kullanmak), Yazar: Laurie Beth Jones. 2. Conlin, Michelle; “The Growing Presence of Spirituality in Corporate America: Religion in the Workplace“;, (Amerika’nn Ekonomi Hayatnda Maneviyatn Önemi Artmaktadr: yerinde Din); Business Week November 1999. Makalenin tam metnini internet ortamnda okumak için ayrca bkz.: http://www.businessweek. com/1999/99_44/b3653001.htm. 3. Fortune; “God and Business: The Surprising Quest for Spiritual Renewal in the American Workplace”; (Tanr ve : Amerikan yerlerinde Manevî Yenilenmeye Dönük Sürpriz Talep); July 9, 2001. 4. Bunlarn arasnda Kanada, Halifax kentinde bulunan Sobey School of Business; Saint Mary’s Üniversitesinde açlan “yeri ve Maneviyat Aratrma Merkezi” (Research Center for Spirituality and the Workplace) gelmektedir. ABD’de bulunan dier baz aratrma merkezleri ise unlardr: nanç ve Kültür Merkezi (The Center for Faith and Culture) Yale Üniversitesi; yerinde Maneviyat Merkezi (The Center for Spirit at Work), New Heaven Üniversitesi; Mana ve Merkezi (The Center for Meaning and Work) Washington, D.C.; Maneviyat ve Organizasyonel Liderlik Enstitüsü (The Institute for Spirituality and Organizational Leadership) Californien Santa Clare Üniversitesi. 5. http://www.christlicher-kongress.de/index.php?id=134: Eriim: 01.11.2009. 6. http://www.jesusaufderchefetage.de/eine_weltweite_bewegung.html: Eriim: 01.11.2009. 7. Götz, K. Ve Philipp, T.; Beruiche Bildung und Spiritualität: Gedanken über Spiritualität im Raum des Bildungswesens der Mercedes – Benz AG; (Meslekî Eitim ve Maneviyat: Mercedes-Benz A’nin Eitim Yaps Çerçevesinde Maneviyat le lgili Görüler); Zeitschrift für Berufs- und Wirtschaftspädagogik, (Meslek ve ktisat Pedagojisi Dergisi); Nr. 3, 1993, ss. 312-314. 8. Martin, Bruno; Handbuch der spirituellen Wege: Eine Entdeckungsreise; (Manevî Yollar El Kitab: Bir Keif Yolculuu); Sphinx Verlag, Basel; 1993; s. 40. 9. Richmond, Lewis: Arbeit und Spiritualität: Ein buddhistischer Weg zu innerem Wachstum und Zufriedenheit im Beruf; ( ve Maneviyat: Meslekte ç Refah ve Memnuniyete Yönelik Budist Yol ); Wilhelm Goldmann Verlag, München 2000; s. 31. 10. Dehler. G.E. and Welsh, M.A.; Spirituality and Organizational Transformation, Implications for the New Management Paradigm; (Maneviyat ve Organizasyonel Transformasyon, Yeni darî Paradigma çin Açlmlar); Journal of Managerial Psychology, 9(6); 1994; ss. 1-10. 1. 11. Walach H: Spiritualität als Ressource. Chancen und Probleme eines neuen Forschungsfeldes; (Bir Kaynak Olarak Maneviyat; Yeni Bir Aratrma Alana Yönelik Frsat ve Sorunlar ); EZW-Texte 181; 2005. s. 17. 12. Mitroff, I. I., and Denton E. A.; A study of spirituality in the workplace; (yerinde Maneviyata Dair Bir Aratrma); Sloan Management Review; Nr. 40(4); 1999; ss. 83-92. 13. Çetinkaya, Bengü; Altunda, Sebahat; Azak, Arife; Spritüel Bakm ve Hemirelik; Adnan Menderes Üniversitesi; Tp Fakültesi Dergisi; Cilt 8, Say 1, 2007; s. 48. 14. McCormick, D.W.; Spirituality and Management; (Maneviyat ve dare); Journal of Managerial Psychology; Nr. 9(6); 1994; ss. 5-8. 15. Gibbons, P.; Spirituality at Work: Denitions, Measures, Assumptions, and Validity Claims; (te Maneviyat: Tanmlar, Tedbirler, Tahminler, Deerler Talebi); Paper Presented at the Academy of Management; Toronto; 2000.; Neck, C. P., and Milliman, J. F; Thought Self-leadership: Finding Spiritual Fulllment in Organizational Life; (Kendi Kendine Liderlik Düüncesi: Organizasyon Hayatnda Manevî Tatminlii Bulmak); Journal of Managerial Psychology; Nr. 9(6); 1994; s. 9. 16. Özdoan, Öznur; Akn Yanmz Maneviyat; Özdenöze Yaynlar; Ankara; 2009; s. 9. 17. Giacalone, R.A, ve Jurkiewicz, C. L.; The Handbook of Workplace Spirituality and Organizational Performance, (yeri Maneviyat ve Organizsayonel Performans El Ktab); M. E. Sharpe; 2003; s. 13. 18. Plowman, Ashmos, D. ve Duchon, D. “Nurturing the Spirit at Work: Impact on Work Unit Performance”, (Çalrken Ruhu Beslemek: Çalma Prformansna Etkisi); The Leadership Quarterly, Vol. 16, No: 5, ss. 808-832. 19. Marques Joan; “Socializing a Capitalistic World: Redening the Bottom Line,” (Kapitalist Dünyay Sosyalletirme: Asgari Geliri Yeniden Tanmlamak); Journal of American Academy of Business, Vol. 7, No. 1; 2005; ss. 283-287. 20. Guillory, William; “The Living Organization: Spirituality in the Workplace”; (Yaayan Organizasyon: yerinde Maneviyat); http://www.innovint.com/downloads/default.asp; Eriim: 10.11.2009. 21. Alt, Franz; Das Ökologische Wirtschaftswunder: Arbeit und Wohlstand für alle (Ekolojik Ekonomi Mucizesi: Herkese ve Refah); Aufbau taschenbuch Verlag; Berlin; 2005; 149. 22. http://www.sternenmantel.de/html/arbeit1.html. Eriim: 08.11.2009. 23. Fox, Mathew; The Reinvention of Work: A New Vision of Livelihood for our time; (Çalmann Yeniden Ke: Günümüzün Geçimine Dönük Yeni Bir Ufuk); HarperCollins; 1994; Almanca Tercümesi: Revolution der Arbeit: Damit alle sinnvoll leben und arbeiten können (Çalmann Devrimi: Herkesin anlaml bir hayat sürdürebilmesi ve çalabilmesi için); Kösel-Verlag, München; 1996; s. 15. 24. Fox, Mathew; Spuren (zler: sviçre Dergisi); “Beruf und Berufung”; (Meslek ve Manevî Misyon); 1995; ss. 40–41. 25. Decent Work, “düzgün i”, “insana yakr i” veya “insan haysiyetine yarar bir i” olarak da tercüme edilmektedir. 26. “nsana Yakr le lgili Felsek ve Manevî Perspektier” hakknda daha fazla bilgi için bkz.: Peccoud, Dominique (ed.); Philosophical and Spiritual Perspectives on Decent Work;); nternational Labour Ofce; Geneva; 2004. 27. Seyyar, Ali ve Selek, Cihan; nsan Kaynaklar Terimleri (Ansiklopedik Sözlük); Deiim Yaynevi; 2007; s. 245. 28. Konz, N.P.G., and Ryan, F.X.; Maintaining an organizational spirituality: no easy task.; (Organizasyon Balamnda Maneviyat Oluturmak: Hiçte de Kolay Bir deil); Journal of Organizational Change Management; 12(3); 1999; ss. 200-210. 29. Giberson, T.R., Resick, C.J., and Dickson, M.W.; Embedding Leader Characteristics: An Examination of Homogeneity of Personality and Values in Organizations; (Lider Karakterlerini Kapsam Altna Almak: irketlerde ahsiyetin Tek Düzeylilii ve Deerler Üzerine Bir Aratrma); Journal of Applied Psychology; Nr. 90(5); 2005; s. 1007. 52 30. Manevî sosyal hizmetler, genel anlamda psiko-sosyal rahatszlklara yakalanm, kendini manen iyi hissetmeyen, inanç ve düüncede sapknlklar içinde olan kiilerin yeniden eski ruh salklarna kavumalarna yönelik manevî telkin ve terapi yöntemleri içeren bir hizmet anlaydr. yerinde manevî sosyal hizmetler ise çalma hayatnda ve ilikilerinde ortaya çkan psiko-sosyal rahatszlklarn giderilmesinde gerek zarar görene, gerekse zarar meydana getirine yönelik olarak uygulanan sosyal içerikli manevî rehabilitasyon programlardr. Manevî sosyal hizmetlerin genel açlmlar ile ilgili daha fazla bilgi için bkz.: Seyyar, Ali; (Ed.); Manevî Sosyal Hizmetler; Rabet Yaynlar; stanbul; Kasm 2008. 31. Schrader, Harald; “Kirchlicher Dienst in der Arbeitswelt” (Çalma Dünyasnda Kilise Hizmetleri); Die Nordelbische Zeitung; 05.08.2007; s. 16. 32. http://www.bistum-passau.de/gemeinschaft-glauben/ pastoral-seelsorge/betriebsseelsorge; Eriim: 10.11.2009. 33. Selim, Ahmet, “Normalleme En Büyük htiyaç”; Zaman Gazetesi; 01.11.2009. 35. Kuran- Kerim; el Bakara Suresi; Âyet 268. 36. Heysemi; Mecma’a’uz-zevaid; II; ss. 71-72. 37. Seyyar, Ali; “Maddî ve Manevî Boyutuyla sizlik ve Yoksulluk”; Zabta Gazetesi; Say 19; Eylül 2009. 38. Arendt, Hannah; nsanlk Durumu; (Tercüme: Bahadr Sina ener); letiim Yaynlar; stanbul; 1994; ss.14-15. KAYNAKLAR Alt, Franz; Das Ökologische Wirtschaftswunder: Arbeit und Wohlstand für alle (Ekolojik Ekonomi Mucizesi: Herkese ve Refah); Aufbau taschenbuch Verlag; Berlin; 2005. 2. Arendt, Hannah; nsanlk Durumu; (Tercüme: Bahadr Sina ener); letiim Yaynlar; stanbul; 1994. 3. Conlin, Michelle; “The Growing Presence of Spirituality in Corporate America: Religion in the Workplace“;, (Amerika’nn Ekonomi Hayatnda Maneviyatn Önemi Artmaktadr: yerinde Din); Business Week November 1999. 4. Çetinkaya, Bengü; Altunda, Sebahat; Azak, Arife; Spritüel Bakm ve Hemirelik; Adnan Menderes Üniversitesi; Tp Fakültesi Dergisi; Cilt 8, Say 1, 2007. 5. Dehler. G.E. and Welsh, M.A.; Spirituality and Organizational Transformation, Implications for the New Management Paradigm; (Maneviyat ve Organizasyonel Transformasyon, Yeni darî Paradigma çin Açlmlar); Journal of Managerial Psychology, 9(6); 1994. 6. Fortune, God & Business; “God and Business: The Surprising Quest for Spiritual Renewal in the American Workplace”; (Tanr ve : Amerikan yerlerinde Manevî Yenilenmeye Dönük Sürpriz Talep); July 9, 2001. 7. Fox, Mathew; Spuren (zler: sviçre Dergisi); “Beruf und Berufung”; (Meslek ve Manevî Misyon); 1995. 8. Fox, Mathew; The Reinvention of Work: A New Vision of Livelihood for our time; (Çalmann Yeniden Ke: Günümüzün Geçimine Dönük Yeni Bir Ufuk); HarperCollins; 1994; Almanca Tercümesi: Revolution der Arbeit: Damit alle sinnvoll leben und arbeiten können (Çalmann Devrimi: Herkesin anlaml bir hayat sürdürebilmesi ve çalabilmesi için); Kösel-Verlag, München; 1996. 9. Giacalone, R.A, ve Jurkiewicz, C. L.; The Handbook of Workplace Spirituality and Organizational Performance, (yeri Maneviyat ve Organizsayonel Performans El Ktab); M. E. Sharpe; 2003. 10. Gibbons, P.; Spirituality at Work: Denitions, Measures, Assumptions, and Validity Claims; (te Maneviyat: Tanmlar, Tedbirler, Tahminler, Deerler Talebi); Paper Presented at the Academy of Management; Toronto; 2000. 11. Giberson, T.R., Resick, C.J., and Dickson, M.W.; Embedding Leader Characteristics: An Examination of Homogeneity of Personality and Values in Organizations; (Lider Karakterlerini Kapsam Altna Almak: irketlerde ahsiyetin Tek Düzeylilii ve Deerler Üzerine Bir Aratrma); Journal of Applied Psychology; Nr. 90(5); 2005. 1. 12. Götz, K. Ve Philipp, T.; Beruiche Bildung und Spiritualität: Gedanken über Spiritualität im Raum des Bildungswesens der Mercedes – Benz AG; (Meslekî Eitim ve Maneviyat: Mercedes-Benz A’nin Eitim Yaps Çerçevesinde Maneviyat le lgili Görüler); Zeitschrift für Berufs- und Wirtschaftspädagogik, (Meslek ve ktisat Pedagojisi Dergisi); Nr. 3, 1993. 13. Guillory, William; “The Living Organization: Spirituality in the Workplace”; (Yaayan Organizasyon: yerinde Maneviyat); http://www.innovint.com/downloads/default.asp;Eriim: 10.11.2009. 14. Heysemi; Mecma’a’uz-zevaid; C. II. 15. http://www.bistum-passau.de/gemeinschaft-glauben/ pastoral-seelsorge/betriebsseelsorge 16. http://www.christlicher-kongress.de/index.php?id=134 17. http://www.jesusaufderchefetage.de/eine_weltweite_bewegung.html 18. http://www.sternenmantel.de/html/arbeit1.html 19. Konz, N.P.G., and Ryan, F.X.; Maintaining an organizational spirituality: no easy task.; (Organizasyon Balamnda Maneviyat Oluturmak: Hiçte de Kolay Bir deil); Journal of Organizational Change Management; 12(3); 1999. 20. Kuran- Kerim; el Bakara Suresi; Âyet 268. 21. Marques Joan; “Socializing a Capitalistic World: Redening the Bottom Line,” (Kapitalist Dünyay Sosyalletirme: Asgari Geliri Yeniden Tanmlamak); Journal of American Academy of Business, Vol. 7, No. 1; 2005. 22. Martin, Bruno; Handbuch der spirituellen Wege: Eine Entdeckungsreise; (Manevî Yollar El Kitab: Bir Keif Yolculuu); Sphinx Verlag, Basel; 1993. 23. McCormick, D.W.; Spirituality and Management; (Maneviyat ve dare); Journal of Managerial Psychology; Nr. 9(6); 1994. 24. Mitroff, I. I., and Denton E. A.; A study of spirituality in the workplace; (yerinde Maneviyata Dair Bir Aratrma); Sloan Management Review; Nr. 40(4); 1999. 25. Neck, C. P., and Milliman, J. F; Thought Self-leadership: Finding Spiritual Fulllment in Organizational Life; (Kendi Kendine Liderlik Düüncesi: Organizasyon Hayatnda Manevî Tatminlii Bulmak); Journal of Managerial Psychology; Nr. 9(6); 1994. 26. Özdoan, Öznur; Akn Yanmz Maneviyat; Özdenöze Yaynlar; Ankara; 2009. 27. Peccoud, Dominique (ed.); Philosophical and Spiritual Perspectives on Decent Work;); nternational Labour Ofce; Geneva; 2004. 28. Plowman, Ashmos, D. ve Duchon, D. “Nurturing the Spirit at Work: Impact on Work Unit Performance”, (Çalrken Ruhu Beslemek: Çalma Prformansna Etkisi); The Leadership Quarterly, Vol. 16, No: 5. 29. Richmond, Lewis: Arbeit und Spiritualität: Ein buddhistischer Weg zu innerem Wachstum und Zufriedenheit im Beruf; ( ve Maneviyat: Meslekte ç Refah ve Memnuniyete Yönelik Budist Yol ); Wilhelm Goldmann Verlag, München 2000. 30. Schrader, Harald; “Kirchlicher Dienst in der Arbeitswelt” (Çalma Dünyasnda Kilise Hizmetleri); Die Nordelbische Zeitung; 05.08.2007. 31. Selim, Ahmet, “Normalleme En Büyük htiyaç”; Zaman Gazetesi; 01.11.2009. 32. Seyyar, Ali ve Selek, Cihan; nsan Kaynaklar Terimleri (Ansiklopedik Sözlük); Deiim Yaynevi; 2007. 33. Seyyar, Ali; (Ed.); Manevî Sosyal Hizmetler; Rabet Yaynlar; stanbul; Kasm 2008. 34. Seyyar, Ali; “Maddî ve Manevî Boyutuyla sizlik ve Yoksulluk”; Zabta Gazetesi; Say 19; Eylül 2009. 35. Walach H: Spiritualität als Ressource. Chancen und Probleme eines neuen Forschungsfeldes; (Bir Kaynak Olarak Maneviyat; Yeni Bir Aratrma Alana Yönelik Frsat ve Sorunlar); EZW-Texte 181; 2005. SENDKACILIKTA YAANAN DEM VE YEN YÖNELMLER 53 Ara. Gör. Burçin YILMAZ ESER Karadeniz Teknik Üniversitesi, Çalma Ekonomisi ve Endüstri likileri Bölümü SENDKACILIKTA YAANAN DEM VE YEN YÖNELMLER 1.Giri Sanayi Devrimi’nin yol açt olumsuz çalma koullarna bir tepki olarak ortaya çkan sendikalar, 2. Dünya Sava’ndan sonra giderek güçlenmi ve 1970’li yllara kadar altn çalarn yaamlardr. Bu dönemden itibarense giderek güçlerini kaybetmeye balamlar, özellikle 1980’li yllardan sonra küresellemenin de etkisiyle eski etkinliklerini yitirmilerdir. Oluan güç kayplar 1990’l yllarda sendikalarn geleceine ilikin çeitli senaryolarn ileri sürülmesine neden olmutur. Bu senaryolar içerisinde en ar basan görüü gelecekte sendikalarn varlklarn sürdüremeyecekleri ve sendikasz bir endüstri ilikileri sisteminin yaanaca oluturmaktadr. 21. yüzyla gelindiinde ise, sendikalarn son bulaca yönünde yaplan tahminlerin tutarsz olduu ortaya çkmtr. Küresellemenin ortaya çkard sorunlar ve çalma hayatnda yaanan bir dizi olumsuzluklar bir sivil toplum örgütü olan sendikalara yeniden ihtiyaç duyulmasna neden olmu ve yeni bir süreci balatmtr. Bu süreç içerisinde sendikalar eski güçlerine kavumak için üye saylarn artrmak amacyla çok çeitli stratejiler uygulamaya balamlardr. Bu çalmada, sendikacln güç kaybetmesine neden olan çeitli etkenler ortaya koyularak günümüzde sendikalarn eskiye kyasla güçlerini önemli derecede kaybettikleri üzerinde durulmu, sendikaclkta yaanan sorunlar ele alnarak sendikalarn geleceine yönelik beklentiler genel hatlaryla ele alnmtr. Ardndan uygulama alan bulan ve sendikalarn yerine geçecei düünülen sendikasz endüstri ilikileri sistemi ve insan kaynaklar yönetimi uygulamalarna ksaca deinilmitir. Son olarak da bu olumsuz tablo karsnda sendikalarn neler yapmas gerektii belirtilmi ve bu balamda sendikalarn eski güçlerini kazanmaya yö- 54 nelik ne tür uygulamalar içerisinde olduklar ortaya koyulmutur. 2. Sendikalarda Deiime Neden Olan Etkenler 1970’li yllarla birlikte birçok gelimi ülkede sendikalar için altn ça sona ermitir. Sendikalar uygulanan neo-liberal politikalarn ve hemen hemen her alanda yaanan çok saydaki deiim neticesinde eski güçlerini kaybetmeye balamlardr. 1970’lerde balayan ve genel olarak küreselleme olarak adlandrlan bir dizi teknolojik, demograk, kültürel ve politik bu deiiklikler dünyann bütün ülkelerinde ekonomik yapy, özellikle de çalma hayatn etkilemi1, izlenen neo-liberal politikalar da sendikalarn güçlerini eskiye kyasla yitirmelerine neden olmulardr. ILO tarafndan yaynlanan 1996-1997 yllarna ait Dünya stihdam Raporu’nda, sendikalama oranlarnn gelimi ülkelerde azalmasna yol açan etkenler u ekilde sralanmtr:2 • Mavi yakal igücünün, sanayideki istihdam oranlarnn dümesine paralel olarak azalmas ve beyaz yakal sendikalama hareketinden uzak igücünün art göstermesi, • Yeni igücü tiplerinin gelierek (kadn, genç ve yüksek nitelikli çalanlar) ademi merkeziyetçi bir kimlie bürünmeleri, • Finansal piyasalarn küreselleerek ulusal makro ekonomik politikalar etkilemesi (Keynesyen politikalarn terk edilmesi), • Üretimin yüksek igücü maliyetlerinden kurtulmak için düük igücü maliyetinin olduu ülkelere kaymas, • Kamu sektörünün sanayi üretimindeki rolünün azalmas. Sralanan etkenler aslnda, 1980’lerden sonra hz kazanan küreselleme sürecinin beraberinde getirdii ekonomik gelimelere iaret etmektedir. Küreselleme sendikalar birçok açdan olumsuz etkilemitir. Bu balamda öncelikli olarak, sendikacla kar bir tür sava açm, artan isizliin sorumlusu olarak sendikacl göstermi, üretimin ve yatrmlarn hiçbir yasal korumann olmad ülkelere kaymasna neden olmutur.3 Küresel ekonominin yaand süreçte, artk mobil olan sermaye sendikalardan kaçm ve kendine sendikalarn varolamayaca alanlar yaratmtr. Örnein, Amerika’daki imalat sanayi, içi maliyetleri artt zaman düük ücret cenneti olan Meksika’ya kaymtr. l980’li yllardan günümüze küreselleme eilimi ile birlikte ulusal ve uluslararas rekabetin artmas rmalarda köklü deiimleri gündeme getirmitir. Deien küresel ekonomi, insan kaynaklarna yeni ve gittikçe artan eilimlerin domasna yol açmtr. Böylece, yöneticiler düünce sistemlerinde kalite ve verimlilik gelitirme amaçl yeni yönetim tekniklerine öncelik vermeye balamlardr. Amerika’daki bilgisayar yazlmclar sendikalatnda, iler Hindistan veya Çin’deki programclara daha düük bir ücretle yaptrlmtr. Hükümetler, içilerin haklarn savunmalar ve organize olmalarn kolaylatran yasal düzenlemeleri getirmeleri halinde sermayenin ülkeyi terk etmesi tehdidiyle kar karya kalmlardr. Bu da hükümetlerin ekonomilerini korumak için yasalarda yumuamaya gitmelerine neden olmutur.4 Sendikalarn 1970’lerden sonra yaadklar güç kaybn, ülkelerin sendika younluk oranlarna bakarak görmek mümkündür. Sendika younluk oran, tüm istihdam içerisinde sendikaya üye olanlarn orann, yani sendikal içilerin yüzdesini göstermektedir. Bu balamda ABD, Japonya, Fransa gibi çou ülkede özellikle 1980’lerden sonra sendika younluklarnn dütüü görülmektedir. Örnein; 1980-1990-2000 yllarnda sendika younluk oran ABD’de %22,3 - %15,5 - %12,8, Japonya’da %31,1 - %25,4 - %21,5, Fransa’da %18,3 - %10,1 - %9,7, Almanya’da %34,9 - %31,2 -%25, talya’da %49,6 - %38,8 - %34,9 olarak gerçeklemitir.5 Sendika younluklarnda meydana gelen azalma Tablo 1’de çok daha net bir ekilde ortaya koyulmutur. AB, ABD ve Japonya’nn ele alnd Tablo 1’de sendika younluklarnn 1970 ylndan itibaren önemli derecede küçülme yaad açkça gözlenmektedir. Sendika younluu 1970-2003 yllar arasnda AB’de % 55 11,5; ABD’de % 11,1; Japonya’da ise % 15,4 orannda azalmtr. Tablo 1: AB, ABD ve Japonya’da Sendika Younluklar (1970-2003/%) Yl AB ABD Japonya 1970 37,8 23,52 35,1 1980 39,7 19,53 31,1 1990 33,1 15,5 25,4 2000 27,3 12,8 21,5 2003 12,4 19,7 Yüzdelik deiim 1970-1980 1,9 -2,54 -4 1980-1990 -6,7 -45 -5,8 1990-2000 -6,7 -3,1 -5,6 1970-2003 -11,51 -11,16 -15,4 Kaynak: Jelle Visser (2006), “Union Membership Statistics in 24 Countries”, Monthly Labor Review, p.45. 1 1970-2002, 21973, 31983, 41983-1990, 51983-1990, 619832003 Sendika üye saylar açsndan bakldnda da durumun deimedii görülmektedir. Özellikle 1980 ylndan itibaren AB, ABD ve Japonya’da sendikalar önemli derecede üye kayb yaamlardr. Sendikalardaki üye says 1983-2003 yllar arasnda ABD’de % 11,3; 1970-2003 yllar arasnda ise Japonya’da % 9,3 orannda azalma göstermitir. Dier ülkelere nazaran AB genelinde sendikalarn üye kayplar daha az olmu, hatta 1970 yl ile kyaslandnda 2002 ylnda sendikalarn üye says % 6,8 orannda artmtr.6 Bu durum, sendikalarn, doduklar yer olan Avrupa’da hala dier ülkelere göre daha güçlü durumda olduklarn göstermektedir. 3. Küreselleme Sürecinde Sendikaclkta Yaanan Yeni Yönelimler Sendikalar emei pahallatrd ve rekabeti olumsuz etkiledii düüncesiyle küresel düzenin önünde bir engel olarak görülmülerdir. Bu balamda, sendikalar kabule dayal anlay yerine, günümüzde sendikasz iyerleri, insan kaynaklar yönetimi gibi yeni yönetim teknikleri ortaya çkmtr. Yaanan gelimelere paralel olarak sendikalarda yaanan sorunlar da sendikasz sivil toplumu ön plana çkarmtr.7 3.1. Sendikasz Endüstri likileri Endüstri ilikilerindeki dönüüm sürecinde ortaya çkan temel eilimlerden biri, sendikalarn güç kayplarna bal olarak sendikasz endüstri ilikilerinin yaygnlamasdr. Özellikle 1990’l yllarda, birçok rma tarafndan sendikasz endüstri ilikileri sendikal endüstri ilikileri yerine ikame edilmeye çallmtr. Bu dönemde ortaya atlan görüler, sendikasz endüstri ilikileri sisteminin geliimini sürdürecei ve gelecekte geleneksel endüstri ilikilerinin yerini alaca yönünde olmutur.8 Sendikasz sistemin geliim süreci birtakm aamalardan geçmitir. Bu aamalarn ilki, 1970’lerden sonra bütün dünyada ortaya çkan ekonomik kriz ve isizliin artt dönemde olmutur. Çünkü bu kriz sonucu çok sayda insan isiz kalm ve sendikalar güç kaybetmitir. kinci aama, 1980’lerden sonra artan uluslararas rekabet ve uluslararas alanda baarl olmak isteyen rmalarn bavurduklar sendikaszlatrma politikalardr. Sendikasz sistemin alternatif bir sistem olarak geliip olgunlamas ise, 1990’lardan sonra sendikasz rma saysnda meydana gelen art ve bu konuda rmalarn sendikasz yönetim konusunda gelitirdikleri yeni yöntemlerdir.9 3.2. nsan Kaynaklar Yönetimi l980’li yllardan günümüze küreselleme eilimi ile birlikte ulusal ve uluslararas rekabetin artmas rmalarda köklü deiimleri gündeme getirmitir. Deien küresel ekonomi, insan kaynaklarna yeni ve gittikçe artan eilimlerin domasna yol açmtr. Böylece, yöneticiler düünce sistemlerinde kalite ve verimlilik gelitirme amaçl yeni yönetim tekniklerine öncelik vermeye balamlardr.10 nsan kaynaklar yönetimi uygulamasnn sendikalara yönelik yarataca tehditler, üç ekilde ortaya çkmaktadr. Bunlardan birincisi; iletmelerde insan kaynaklar yönetiminin bireysel tevikleri ve ödül sistemlerini gelitirmek ve eleman seçiminde kontrolü salamak için iletiim kanallarn gelitirmesi ve sendikalar bu sürecin dnda tutmaya çalmasdr. kincisi; insan kaynaklar yönetiminin iletmelerde gerçekletirdii yönetim anlaynn, çalanlarn kararlara itiraz etme ve deitirilmesini isteme gücünü zayatmasdr. Bu tür iletmelerde tevik edici ücret planlar, bireyselletirilen ödül planlar, uzun çalma saatleri ve dier ödemelerle ilgili anlamalarn yaplmas sendikalarn rolünü azaltc etki meydana getirmektedir. Üçüncü ise; insan kaynaklar yönetiminin uyguland iletmelerde yeteneklere uygun yönetim anlaynn benimsenmesi sebebiyle sendikalarn faaliyetlerine kar bir mücadeleye yol açmasdr.11 56 Sendikalarn ilgi alanna giren bütün konularn günümüzde de varln sürdürdüü bir gerçektir. Sendikalar, içi snfnn sömürülmesine, yoksullua, gelir dalmndaki adaletsizlie ve isizlie kar çkmak amacyla kurulmu örgütlerdir. Bu sosyal sorunlar bugün de fazlasyla mevcut bulunmaktadr. Dolaysyla böyle bir ortam sendikaszlamaya meydan vermemektedir. 4. Sendikalarn Güç Kazanmaya Yönelik Yapmalar Gerekenler Sendikalarn geleceine yönelik olarak ortaya koyulan olumsuz senaryolara karlk günümüzde bakldnda, gelecekte sendikalarn yerine alternatif olabilecek bir baka kurumun varl görülmemektedir. 21. yüzylda oluan genel eilim, sendikalarn üye saylarnn ve etkinliklerinin azalsa bile tamamen çökmelerinin söz konusu olmayaca yönündedir. 1990’larn ikinci yarsndan itibaren sendikalama oranndaki azalma eiliminin yavalamas, bu düünceyi destekler nitelikte görülmektedir. Bu dorultuda birçok gelimi ülkede sendikasz bir ekonomiden ziyade mevcut sendikalarn örgüt yaplarnda deiiklik yaplmaya gidilmektedir.12 Sendikalarn ilgi alanna giren bütün konularn günümüzde de varln sürdürdüü bir gerçektir. Sendikalar, içi snfnn sömürülmesine, yoksullua, gelir dalmndaki adaletsizlie ve isizlie kar çkmak amacyla kurulmu örgütlerdir. Bu sosyal sorunlar bugün de fazlasyla mevcut bulunmaktadr. Dolaysyla böyle bir ortam sendikaszlamaya meydan vermemektedir. Ayn zamanda önemli bir sivil toplum örgütü olan sendikalarn, yine sivil örgütlenmenin etkin olaca bilgi toplumunda yok olacaklarn iddia etmek de bir çeliki olarak karmza çkmaktadr.13 O halde 21. yüzyla gelindiinde sendikalarn gücündeki zayflama tamamen giderilememi, sendikal yap ve fonksiyonlar tam netletirilmemi olsa da, sendikalarn sonu gibi tahminlerin geçersiz olduunu söylemek yanl olmayacaktr. Küresellemenin ortaya çkard olumsuzluklar, sendikalardan istifa eden veya ettirilenlerin içine dütükleri olumsuz artlar, iverenlerin veya yeni yönetim tekniklerinin içilere sunduu sendikasz çalma ilikilerinin çalanlar tatmin etmemesi ayrca sendikasz iyerlerinde toplu pazarlk sisteminin yerine geçebilecek alternatif bir sistemin kurulamamas ve çözümlerin ksa vadeli olmas sendikalara duyulan ihtiyac artrm ve yeni bir süreci balatmtr.14 Bu süreçte sendikalar açsndan temel sorunu ,ortaya çkan yeni çalan modeline ve içi snfna uygun bir yaplanma geçirme konusunda yava hareket etmeleri oluturmaktadr.15 Sendikalarn yaanan bu süreci kendi lehlerine çevirecek doru politikalar uygulamalar güçlerini geri kazanmalar açsndan son derece önemli olacaktr. Bu balamda, sendikalarn bu süreçte gelitirecekleri yeni stratejileri dört balk altnda toplamak mümkündür:16 1) Çalanlara ve üyelere yeni hizmetlerin sunulmas: Bu yeni hizmetler arasnda mesleki danma hizmetleri, mesleki iletiim programlarnn gelitirilmesi, üyelik aidat ve borçlarda indirim salanmas saylabilir. 2) Üye tabann geniletmek: Kadnlar, gençler, küçük ve orta ölçekli iletmelerde çalanlar, istikrarsz ilerde çalanlar, enformel ilerde çalanlar ve dier marjinal ilerde çalanlar da dahil yeni üyelere yönelmek sendikalar için önemli açlm salayacaktr. 3) Uluslararas sendikal ibirlii ve örgütlenme: Küreselleme üretim, yatrm ve sermaye hareketleri kadar nansal akmlarda da ulusal snrlar am ve snrlar ötesi ekonomik faaliyet arlk kazanmtr. Bu gelimeler, sendikalar baka ülkelerdeki benzer örgütlerle ilikiler kurmaya ve mevcut ilikileri gelitirmeye yöneltmitir. Kamuoyunu bilgilendirme ve uyarma kampanyalar uluslararas engelleri aarak yürütülmeye balanm ve olumlu etkileri de ortaya çkmtr. 4) Yeni birlemelere gitmek: Ayn amaçlar paylaan veya ayn toplum kesimlerine hitap eden sivil toplum örgütleri ile birlemek veya ibirlii yapmak sendikalara yeni bir ses ve güç salayabilir. Bunlarn yannda sendikalar bilgi iletiim teknolojilerinden yararlanarak sendikaclk hizmetlerini daha etkin bir ekilde sunmaldrlar. Bilgi ekonomisinde 57 Sendikalar kamuoyu ve üyelerle ilikilerini gelitirecek politikalar, örgütlenmeyi artracak stratejiler ve teknolojiye uyum salayacak faaliyetler içerisinde de yer almaktadrlar. Örnein; genç üyeler kazanmak amacyla sendikal taban, örencileri ve isizleri de kapsayacak ekilde geniletilmektedir. Örgütlenme alan iyeri düzeyinden kurtarlp, okullar ve sosyal faaliyetlerin gerçekletirildii ortamlar da örgütlenme alan içerisine dahil edilmektedir. gerek rmalar, gerek çalanlar ve gerekse tüm ekonominin kazanmlar salamas için çalanlarn haklarn, bilgi ekonomisine dönüüm sürecinin gereklerini dikkate alarak koruyacak ve kendilerini yeni düzene uyduracak, beeri sermaye ile rmalarn birlikte ülke ekonomilerinin asli unsurlar olduunun bilincinde olan bir sendikaclk anlaynn yerlemesine büyük ihtiyaç bulunmaktadr.17 Günümüzde sendikalar içinde bulunduklar bu durumun farkna varm, güçlerini artrmaya yönelik yeni uygulamalar içerisine girmilerdir. Bu gelime sendikalarn gelecei açsndan oldukça umut vericidir. Nitekim günümüzde sendikalar azalan üye saylar ve güçleri karsnda kadnlar, gençler, isizler gibi baz gruplarn sendikalamasna yönelik çeitli uygulamalar yürütmektedirler. Ayrca bu amaç dorultusunda sendikalar kamuoyu ve üyelerle ilikilerini gelitirecek politikalar, örgütlenmeyi artracak stratejiler ve teknolojiye uyum salayacak faaliyetler içerisinde de yer almaktadrlar. Örnein; genç üyeler kazanmak amacyla sendikal taban, örencileri ve isizleri de kapsayacak ekilde geniletilmektedir. Örgütlenme alan iyeri düzeyinden kurtarlp, okullar ve sosyal faaliyetlerin gerçekletirildii ortamlar da örgütlenme alan içerisi- ne dahil edilmektedir. Bu balamda, Avusturya’da ve Almanya’da meslek okullarn ve dier okullar gezen bir sendikal bilgilendirme ve örgütleme otobüsü kullanlmaktadr. Buna ilaveten, okullarda bulunduklar zaman zarfnda örencilerin otobüs çevresinde toplanmasn ve dikkatlerini çekmek için, kalem kitap ve benzeri sendikal logolar tayan eyalar datmakta, müzik yayn, çeitli içecek ve yiyecek servisi yapmaktadrlar. Bu yolla sadece Avusturya’da ve 2001 yl içerisinde 3800 gencin sendikalara üye olmas salanmtr. rlanda’da IBOA Sendikas hokey maçlarnda biletlerin büyük bir ksmn almakta ve gençlerin maça daha ucuz gidebilmelerini ve sendikayla ilikiye geçmelerini salamaktadr.18 Kadnlarn sendika yönetimlerinde daha fazla temsil edilebilmelerini salamak için de son dönemlerde sendikalar, yönetim organlarnda kadnlara belirli sayda sandalye ayrabildikleri gibi, kadnlar nispi temsil esasna göre yönetimde bulundurabilmekte veya kadn üyeler için kota uygulamasna gidebilmektedirler. Örnein talya’da CGIL’de ve Almanya ve Hollanda’nn önde gelen baz sendikalarnda delege seçimlerinde ve yönetim kurullarnn oluumunda kadnlar için olumlu eylem programlar hazrlanmakta veya kota uygulanmaktadr.19 sizlere yönelik olarak da birçok ülkede sendikalar isizlerden üyelik aidat almamakta veya daha az üyelik aidat alma yolunu tercih etmektedirler. siz sendika üyeleri, örnein Belçika’da normal aidatn üçte birini, Hollanda’da yarsn ödemektedirler. Avrupa sendikalarnn bazlar ise isizler için ayr örgütsel yap oluturmulardr. Örnein Belçika, Danimarka ve Fransa’da sendikalarn sadece isizleri biraraya getiren lokal komiteleri bulunmaktadr.20 Bunlarn yannda sendikalar üye saylarn artrmak için kamuoyu ve üyeleriyle ilikilerini gelitirmeyi amaçlayan politikalar da üretmeye balamlardr. Örnein AFL-CIO kamuoyundaki imajn düzeltmek amacyla “sendikaya evet” kampanyas düzenlemi, bu kampanyada sendika liderleri televizyon programlar için eitilmi, ünlülerin kullanld çeitli programlar hazrlanmtr. ngiltere’de “sendikaya evet” kampanyas ile okul ve kiliselerde sendika tantmlar ve ulusal sendika liderleri ile toplantlar yaplmtr.21 Sendikalarn uluslararas düzeyde etkin örgütler kuramamalar yaadklar güç kaybnn önemli bir nedeni olarak gösterilmektedir.22 Bu anlamda sendikalar örgütlenme açsndan uluslararas düzeyde Uluslararas Sendika A’n (UNI) kurmulardr. UNI, 1998 yl 58 boyunca süren youn görüme trainden sonra uluslararas dört sendika federasyonunun -CI, IGF, MEI, FIET- 1999 ylnda yaptklar kongrelerinde aldklar karar sonrasnda 1 Ocak 2000 günü resmen kurulmutur. Böylece 140 ülkeden 800 sendikada örgütlü 15 milyonu akn içi gücünü birletirmi olmutur.23 Sendikalar iletiim teknolojisi alannda yaanan gelimeleri benimseme konusunda da ciddi mesafe almlardr. Özellikle ABD gibi ülkelerde, sendikalar iletiim teknolojisinin unsurlarndan yararlanmak için gerekli altyapy oluturma konusunda ciddi faaliyetlerde bulunmaktadrlar. Bu balamda, sanal sendika ya da internet sendikacl ad verilen yeni sendika tipinin yakn bir gelecekte kamuoyunun gündemine yerleecei tahmin edilmektedir.24 nternet, sendikalara üç frsat alan sunmaktadr. Birinci olarak, bilgi salama fonksiyonu dorultusunda, online kullanclara çeitli bilgi kaynaklar salamaktadr. kinci olarak, sendika üyeleriyle direkt iletiim kurmada bir araç görevi üstlenmektedir. Elektronik mesajlar araclyla, potansiyel üyelerle iletiim kurmak kolaylamaktadr. Üçüncü olarak, online tartma forumlaryla ve buralarda sorulan sorular yantlayarak üyelerle ya da dierleriyle interaktif konumay yaygnlatrmaktadr.25 5. Sonuç 18. yüzyl sonlarna doru Sanayi Devrimi’nin yaratt olumsuz çalma koullarna bir tepki olarak ortaya çkan sendikalar, büyük dünya buhrannn ardndan benimsenen Keynesyen ekonomik politikalarla birlikte 2. Dünya Sava’ndan sonra 1970’li yllara kadar olan dönemde altn çalarn yaamlardr. Keynesyen politikalarn terk edilip neo-liberal politikalara geçildii 1970’li yllardan sonra ise güç kaybetmeye balamlar, özellikle küreselleme sürecinin yaand 1980’li yllardan itibaren etkinliklerini önemli ölçüde kaybetmilerdir. Yaanan güç kayb neticesinde sendikalarn geleceine ilikin çeitli görüler ortaya atlmtr. Bunlar arasnda en önemli olann sendikalarn gelecekte varlklarn zayf da olsa sürdüremeyecekleri yönündeki görü oluturmaktadr. 1990’l yllarda bu görüün geçerliliini gösteren bulgular ortaya çkmaya balamtr. Sendikalar küresel düzenin önünde emei pahallatrd ve rekabeti olumsuz etkiledii düüncesiyle bir engel olarak görülmülerdir. Bu balamda, sendikasz iyerleri ve insan kaynaklar yönetimi gibi yeni yönetim teknikleri ortaya çkm, sendikasz sivil toplum önem kazanmtr. Örnein; youn ekilde isizlik yaanmakta, çalanlar sömürülmekte, bu balamda çalan yoksul olarak adlandrlan yeni bir snf domaktadr. ILO düzgün ilerin yaratlmas hususunda önemli çabalar göstermektedir. Yaplan projeksiyonlarn bu sorunlarn daha da artacan ortaya koymas sendikalar bir kez daha tarih sahnesine tamaktadr. Dolaysyla, sendikalarn varlklarn yitirecekleri yönündeki görülerin tutarszl ortaya çkmtr. 21. yüzyla gelindiinde ise sosyal sorunlarn varln sürdürdüü görülmektedir. Örnein; youn ekilde isizlik yaanmakta, çalanlar sömürülmekte, bu balamda çalan yoksul olarak adlandrlan yeni bir snf domaktadr. ILO düzgün ilerin yaratlmas hususunda önemli çabalar göstermektedir. Yaplan projeksiyonlarn bu sorunlarn daha da artacan ortaya koymas sendikalar bir kez daha tarih sahnesine tamaktadr. Dolaysyla, sendikalarn varlklarn yitirecekleri yönündeki görülerin tutarszl ortaya çkmtr. Bu süreçte, sendikalarn doru politikalar uygulamalar halinde kaybettikleri güçlerini tekrar kazanmaya balayacaklar düünülmektedir. Çünkü sendikalarn yaadklar olumsuzluklarn esasn ortaya çkan yeni çalma modellerine ve içi snfna uygun bir yaplanma geçirme konusunda oldukça yava hareket etmeleri oluturmaktadr. Bu anlamda sendikalar çan deiimine süratle ayak uyduracak politikalar gelitirmelidirler. Günümüzde sendikalar bu durumun önemini kavram görünmekte ve gerek kadn, genç, isiz gibi belirli gruplarn sendikalamasna yönelik çeitli hizmetler sunmakta gerekse kamuoyu ve üyelerle ilikileri gelitirecek, örgütlenmeyi artracak, teknolojiye uyum salayacak politikalar üretmektedirler. 59 Sonuç olarak günümüzde sendikalara olan ihtiyacn artt gözlenmektedir. Sendikalar da bu durum karsnda çeitli stratejiler gelitirerek üye saylarn artrmaya ve güç kazanmaya çalmaktadrlar. Kanmzca, çan gerekleri ve artlar gözönünde tutularak yaplacak düzenlemeler sayesinde sendikalar endüstri ilikileri sisteminde tekrar hakettikleri yeri almaya balayacaklardr. Yaanlan bilgi çann sivil toplum örgütlerini ön plana çkard düünüldüünde, bir sivil toplum örgütü olan sendikalarn da asla yok olmayacaklarn ve giderek daha önemli hale geleceklerini söylemek yanl olmayacaktr. 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9. 10. 11. 12. 13. 14. 15. 16. 17. 18. DPNOTLAR Aye Bura v.d., “Çalma Hayatndaki Yeni Gelimeler ve Türkiye’de Sendikalarn Deien Rolü”, (Çevrimiçi) www.spf. boun.edu.tr/docs/BU_SPF_Arastirma_Projesi-_Sendikalar.pdf, 16.05.2008. Hüseyin Önlem Ersöz, (2006), “Deien Teknoloji ve Küresellemenin nsan Kaynaklar Politikalar ve Sendika likilerine Etkileri”, (Yaymlanmam Yüksek Lisans Tezi, Adnan Menderes Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Aydn), s. 59. Metin Kutal, (2005), “Türk Sendikacln Çevreleyen Olumsuz Koullar, Özellikler ve Yeni Bir Yaplanma htiyac”, Çalma ve Toplum, Say: 5, s. 12. Abdulkadir enkal, (2005), Küreselleme Sürecinde Sosyal Politika, Alfa Yaynlar, stanbul, s. 544-545. OECD, (Çevrimiçi) www.oecd.org/dataoecd/25/42/39891561. xls, 22.05.2008. Jelle Visser, (2006), “Union Membership Statistics in 24 Countries”, Monthly Labor Review, p.43. Saym Yorgun, (2007), “Sivil Toplum Düzeninde Sendikalarn Gelecei”, Sosyal Siyaset Konferanslar, Prof. Dr. Hamet Baar’a Armaan Özel Says, stanbul Üniversitesi ktisat Fakültesi Yayn, 53. Kitap, stanbul, s. 319. Mehmet Hüseyin Bilgin, (2001), “Endüstri likilerinde Dönüüm ve Yeni Eilimler”, Kamu- Hukuku ve ktisat Dergisi, Cilt: 6, Say: 2, s. 73. Abdulkadir enkal, (1999), Sendikasz Endüstri likileri (Genel Olarak Dünyada ve Türkiye’de), Kamu- Yaynlar, Ankara, s. 58. Ahmet Selamolu, (2003), “çi Sendikaclnda Yeniden Yaplanma ve Örgütlenme Modeli”, Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, No: 6, s. 63. Mustafa Aykaç, (2000), “Sendikalarn Gelecei: Küreselleme ve Yapsal Deiiklikler Açsndan Bir Analiz”, Prof. Dr. Nusret Ekin’e Armaan, TÜHS Yayn, Yayn No: 38, Ankara, s. 578. Aysen Tokol, (2002), “Sendikalarn Üye Saysnda Azalma Nedenleri ve Sendikalarn zledikleri Yeni Politikalar”, (Çevrimiçi) http://www.isgucdergi.org/?p=arc_view&ex=282&inc=arc&cil t=4&sayi=1&year= 2002, 12.05.2008. enkal, Küreselleme Sürecinde Sosyal Politika, s. 548. Yorgun, a.g.e., s. 324-325. enkal, Küreselleme Sürecinde Sosyal Politika, s. 548. Aykaç, a.g.e., s. 584-585. Mehmet Ali Kelleci, (2003), Bilgi Ekonomisi, gücü Piyasasnn Temel Aktörleri ve Eitsizlik: Eilimler, Roller, Frsatlar ve Riskler, DPT, Yayn No: 2674, Ankara, s. 54, (Çevrimiçi), ekutup.dpt. gov.tr/isgucu/kellecim/bilgiekon.pdf, 15.05.2008. Fatih Aydemir, (2003), “21. Yüzylda Sendikal Örgütlenme Sorunu ve Yeni Sendikal Stratejiler”, Basn- Sendikas 16. Olaan Genel Kurul Çalma Raporu, (Çevrimiçi) http://basinis.sayfamtr. net/2003GK_orgutlenme.doc, 15.05.2008. 19. Banu Uçkan, (2000), “Sendikalararas Rekabet Politikalarnda Yeni Araylar”, Prof. Dr. Nusret Ekin’e Armaan, TÜHS Yayn, Yayn No: 38, Ankara, s. 759-760. 20. Tokol, a.g.e. 21. Tokol, a.g.e. 22. enkal, Küreselleme Sürecinde Sosyal Politika, s. 550. 23. Aydemir, a.g.e. 24. Abdulkadir enkal, (2003), “letiim Teknolojisi ve Sendikalar (Sanal Sendika ya da nternet Sendikacl)”, Çimento veren Dergisi, Cilt: 17, Say: 1, s. 44. 25. Abdurrahman Benli, (2005), “Sendikalar, Bilgi Teknolojileri ve nternet”, stanbul Üniversitesi ktisat Fakültesi Mecmuas, Prof. Dr. Toker Dereli’ye Armaan Says, Cilt: 55, Say: 1, stanbul, s. 225-238. 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9. 10. 11. 12. 13. 14. 15. 16. 17. KAYNAKÇA Aydemir, Fatih, (2003), “21. Yüzylda Sendikal Örgütlenme Sorunu ve Yeni Sendikal Stratejiler”, Basn- Sendikas 16. Olaan Genel Kurul Çalma Raporu, (Çevrimiçi) http://basinis.sayfamtr. net/2003GK_orgutlenme.doc, 15.05.2008. Aykaç, Mustafa, (2000), “Sendikalarn Gelecei: Küreselleme ve Yapsal Deiiklikler Açsndan Bir Analiz”, Prof. Dr. Nusret Ekin’e Armaan, TÜHS Yayn, Yayn No: 38, Ankara. Benli, Abdurrahman, (2005), “Sendikalar, Bilgi Teknolojileri ve nternet”, stanbul Üniversitesi ktisat Fakültesi Mecmuas, Prof. Dr. Toker Dereli’ye Armaan Says, Cilt: 55, Say: 1, stanbul, s. 221249. Bilgin, Mehmet Hüseyin, (2001), “Endüstri likilerinde Dönüüm ve Yeni Eilimler”, Kamu- Hukuku ve ktisat Dergisi, Cilt: 6, Say: 2, s. 67-74. Bura, Aye v.d., “Çalma Hayatndaki Yeni Gelimeler ve Türkiye’de Sendikalarn Deien Rolü”, (Çevrimiçi) www.spf. boun.edu.tr/docs/BU_SPF_Arastirma_Projesi-_Sendikalar.pdf, 16.05.2008. Ersöz, Hüseyin Önlem, (2006), “Deien Teknoloji ve Küresellemenin nsan Kaynaklar Politikalar ve Sendika likilerine Etkileri”, (Yaymlanmam Yüksek Lisans Tezi, Adnan Menderes Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Aydn). Kelleci, Mehmet Ali, (2003), Bilgi Ekonomisi, gücü Piyasasnn Temel Aktörleri ve Eitsizlik: Eilimler, Roller, Frsatlar ve Riskler, DPT, Yayn No: 2674, Ankara, (Çevrimiçi), ekutup.dpt.gov.tr/isgucu/ kellecim/bilgiekon.pdf, 15.05.2008. Kutal, Metin, (2005), “Türk Sendikacln Çevreleyen Olumsuz Koullar, Özellikler ve Yeni Bir Yaplanma htiyac”, Çalma ve Toplum, Say: 5, s.11-26. OECD, (Çevrimiçi) www.oecd.org/dataoecd/25/42/39891561. xls, 22.05.2008. Selamolu, Ahmet, (2003), “çi Sendikaclnda Yeniden Yaplanma ve Örgütlenme Modeli”, Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, No: 6, s.63-98. enkal, Abdulkadir, (1999), Sendikasz Endüstri likileri (Genel Olarak Dünyada ve Türkiye’de), Kamu- Yaynlar, Ankara. , (2003), “letiim Teknolojisi ve Sendikalar (Sanal Sendika ya da nternet Sendikacl)”, Çimento veren Dergisi, Cilt: 17, Say: 1, s.30-44. , (2005), Küreselleme Sürecinde Sosyal Politika, Alfa Yaynlar, stanbul. Tokol, Aysen, (2002), “Sendikalarn Üye Saysnda Azalma Nedenleri ve Sendikalarn zledikleri Yeni Politikalar”, Güç nsan Kaynaklar ve Endüstri likileri Dergisi, Cilt: 4, Say: 1, (Çevrimiçi) http://www.isgucdergi.org/?p=arc_ view&ex=282&inc=arc&cilt=4&sayi =1&year=2002, 12.05.2008. Uçkan, Banu, (2000), “Sendikalararas Rekabet Politikalarnda Yeni Araylar”, Prof. Dr. Nusret Ekin’e Armaan, TÜHS Yayn, Yayn No: 38, Ankara. Visser, Jelle, (2006), “Union Membership Statistics in 24 Countries”, Monthly Labor Review. Yorgun, Saym, (2007), “Sivil Toplum Düzeninde Sendikalarn Gelecei”, Sosyal Siyaset Konferanslar, Prof. Dr. Hamet Baar’a Armaan Özel Says, stanbul Üniversitesi ktisat Fakültesi Yayn, 53. Kitap, stanbul. 60 TÜRKYE’DE GÜCÜ PYASASININ DNAMKLER VE MESLEK ETM SORUNU Yrd. Doç. Dr. Mehmet Merve ÖZAYDIN Gazi Üniversitesi, ktisadi ve dari Bilimler Fakültesi, Öretim Üyesi TÜRKYE’DE GÜCÜ PYASASININ DNAMKLER VE MESLEK ETM SORUNU GR Eitim, bir toplumun yaam tarznn belirlenmesindeki zihniyetini, kültürünün gelecek kuaklara salkl olarak aktarlmasndaki milli hassasiyetini, toplum kalknmasn ve toplumun varlnn temel varolu ilkelerini koruyan ve gelitiren bir nitelie sahiptir. (Akn; imek;Erdem,2007;7) Bu denli toplumsal etkilere sahip olan eitim meselesi son dönemde çalma hayatnn da önemli bir tartma konusu olarak dikkat çekmektedir. Teknolojik deimelerin i organizasyonlar ve igücü piyasalar üzerindeki etkileri, çalma hayatnda koruyucu düzenlemelerin azalmasna ve bireylerin sahip olduklar beceri ve niteliklerin önem kazanmasna yol açmtr. Küreselleme ekseninde güç kazanan rekabet anlay, igücü performansnn ölçülmesine ilikin gereklerin istihdam öncesi ve sonrasnda önem kazanmasn salamtr. stihdam öncesinde igücü piyasalarnn ihtiyaçlarnn karlanmasna yönelik tartmalar mesleki eitim sistemi üzerinde youn- larken, istihdam sürecinde de hizmet içi eitim ve performans yönetimi uygulamalar öne çkmaktadr. letmeler sürekli performans deerlendirme çalmalar ile snrl sayda yüksek nitelikteki çalanlar ellerinde tutabilme çabas içindedirler. Yeni dönemde, i güvencesini salayan özellik, örgütlenmenin verdii güç ya da i hukuku kurallarnn korumac nitelii deil, bireyin istihdama girmesini ve orada kalabilmesini salayacak bilgi, beceri ve yeteneklerindeki geliimi ifade eden istihdam edilebilirlik kavram olmutur. Birey bu özelliklerini gelitirebildii ölçüde iinde baarl olacak, i aramas gerektiinde i arama süresi azalacak ve nitelikleri ile igücü piyasasna dönebilme ans her zaman mevcut olacaktr. Tüm bu ihtiyaçlar bireyin sahip olduu eitim düzeyinin önemini artrmakta ve mesleki eitim, istihdam edilebilirliin en önemli unsurlarndan biri olarak öne çkmaktadr. Eitim-istihdam ilikisinin çalma hayatnn temel alanlarndan biri haline gelmesi, igücü piyasalarnn etkin düzenlenmesi ihtiyacn ortaya çkarmaktadr. 61 I.GÜCÜ PYASALARININ DÜZENLENMES GERE Emek arz ve talebinin etkin ekilde karlamas her eyden önce igücü piyasalarnn doru düzenlenmesine baldr. Sosyal politika disiplini igücü piyasalarnn düzenlenmesinde çalma hayatnn sosyal ortaklar olarak kabul edilen, içi, iveren ve devlet için baz sorumluluklar belirlemitir. Sosyal devlet anlayndaki deimelere ve farkl ulusal uygulamalara karn bu sorumluluklarn yerine getirilmesi, igücü piyasalarnn daha ilevsel hale gelmesini salayacaktr. gücü piyasalarndaki taraarn rolleri ve etkinlikleri, ekonomik, sosyal ve kültürel etkenlere bal olarak ülkeden ülkeye farkllklar gösterse de her ekonomik modelin ekillenmesinde önem tar. Kapitalizmin bir krizi olarak ortaya çkan 1970’li yllardaki petrol oklarnn ardndan mevcut ekonomi politikalarnn kriz etkilerini ortadan kaldrmada yetersiz kalmas, sosyal harcamalar kontrol edemeyen devlete yönelen suçlamalarn artmasn salamtr. Küreselleme etkisi ile güç kazanan ticari liberalizasyonun nans piyasalar üzerindeki etkisi, 1980’lerden sonra devletin dorudan mal ve hizmet üreticisi olma konumunu terk etmesine neden olmutur. Bu süreçte, devletin düzenleyici rolü eletirilerek ekonomiye müdahale alan daraltlmaya çallm, piyasalara ve rekabet gücüne daha fazla önem verilerek devletin küçülmesi ve temel fonksiyonlarna döndürülmesi planlanmtr. Sanayi toplumunun çalma sistemi; fordist üretim tekniine, tam süreli çalmaya ve niteliksiz içilie dayanyordu. Ancak 1970’li yllarn ortalarndan itibaren yönetim ve organizasyon düüncesinde ortaya çkan yeni yaklamlar, yeni bir yönetim sistemi yaklamn gündeme tamtr. Bilgi teknolojilerinin geliimi ve bu teknolojilerin, iletmelerin yönetsel ve örgütsel süreçlerinde kullanlmas örgütsel kademelerin azalmasna ve yataylamasna neden olmutur. Esnek üretim anlay ve deiimin yakalanmas örgütlerin boyut olarak da küçülmelerine neden olmutur.(Tutar;200:95-96) Uluslararas irketlerin kâr hadlerini artrmak amacyla izledikleri stratejilere bal olarak yeniden yaplandrlan uluslararas ibölümünün temelini “esnek uzmanlama” oluturmutur. Çalanlarn iç yapsndaki bu farkllama, çekirdek igücü ile çevre igücü arasndaki farkll ortaya çkarmtr. Geçmite imalat sanayi içilerinin oluturduu çekirdek igücünü bugün, teknolojik ve bilgi youn sektörlerde yüksek ücret ve rahat çalma koullarnda çalan hizmet sektörü içileri oluturmaktadr. Hizmetler sektöründeki genilemenin teknoloji arlkl olmas, nitelikli istihdamn deerini artrrken, niteliksiz igücünde arz fazlal olumutur. (Yalnpala;2002:281) Yeni dönemin igücü piyasalarndaki farkl özelliklerini u ekilde sralamak mümkündür. sizlik gelimilik düzeyi ne olursa olsun tüm ekonomilerde bir sorun halini alarak sürekli nitelik kazanmtr. Sanayi Devriminin sürekli statüde çalmaya dayal anlay güç kaybetmi ve esnek çalma ekilleri yaygnlamtr. Teknolojik gelimeleri izleyebilmek ve rekabet gücünü yüksek tutabilmek için eitim gerekleri artm ve eitimli igücü önem kazanmtr. Gelien teknolojik yap baz meslek ve çalma ekillerinin ortadan kalkmasna neden olmutur. gücü piyasalarnda kadnlarn oranlarnda artlar yaanmtr. Nitelikli ve niteliksiz çalanlar arasnda, çalma koullar ve ücret gibi konularda farkllklar artmtr. Özellikle düük nitelik düzeyinde çalanlarn oluturduu kaytd kesim büyümütür. Devletin “sosyal” niteliine yönelik eletiriler ve piyasann salkl ileyiini engelledii iddias, igücü Kapitalizmin bir krizi olarak ortaya çkan 1970’li yllardaki petrol oklarnn ardndan mevcut ekonomi politikalarnn kriz etkilerini ortadan kaldrmada yetersiz kalmas, sosyal harcamalar kontrol edemeyen devlete yönelen suçlamalarn artmasn salamtr. Küreselleme etkisi ile güç kazanan ticari liberalizasyonun nans piyasalar üzerindeki etkisi, 1980’lerden sonra devletin dorudan mal ve hizmet üreticisi olma konumunu terk etmesine neden olmutur. Bu süreçte, devletin düzenleyici rolü eletirilerek ekonomiye müdahale alan daraltlmaya çallm, piyasalara ve rekabet gücüne daha fazla önem verilerek devletin küçülmesi ve temel fonksiyonlarna döndürülmesi planlanmtr. 62 piyasalarndaki kamusal düzenleme araçlarnn etkinliklerini yitirmesine ve düzenleyici gücün piyasa dinamiklerine devredilmesine neden olmutur. Nitelikli igücünün oluturduu merkez igücü için kariyer yönetimi ve sürekli eitim gibi insan kaynaklar yönetimi uygulamalar gündeme gelirken, çevre igücü, sosyal politikann snrlandrlm koruma alanna terk edilmitir. Bilginin stratejik bir üretim faktörü olarak ekonomik niteliinin ön plana çkmas, mesleki ve teknik eitim sisteminin örgütlenmesi ve uygulanmasna yönelik ilginin artmasna neden olmutur. sizliin önlenmesi ile toplumsal, bireyin sevdii ii yapabilmesi ile bireysel ve iletmelerdeki verimlilik düzeylerinin artrlarak kalknmay salamas ile ekonomik etkilere sahip olan mesleki eitim sorunu, sosyal taraarn son dönemde üzerindeki en çok kafa yorduklar konularn da banda gelmektedir. Konu ekonomik, sosyal ve hatta siyasal tartma alanlarnn konusu olurken, eitim meselesinde yaanan gelimeler, igücü piyasalarnn dinamiklerinin dikkatle izlenmesi gerekliliini ortaya koymaktadr. Yaanan ekonomik krizler ve istikrarszlk igücü piyasalarnda sürekli istihdam ansn azaltm durumdadr. Yeni dönemde tam süreli istihdam hedeerinde çok, igücü piyasalarnda bulunabilme becerisini ifade eden “istihdam edilebilirlik” kavram önem kazanmtr. II. stihdam Edilebilirlik stihdam edilebilir olma; bireyin istihdama girmesini ve çalma hayat boyunca istihdamda kalmasn , baka bir deyile i güvencesini salayacak bilgi beceri ve yeteneklerdeki geliimi ifade etmektedir. (HM Treasury;1997:1) stihdam edilebilirliin çerçevesini Bireysel faktörler, Kiisel faktörler ve dsal faktörler eklinde bir analize tabi tutabilmek mümkündür. Buna göre; (Kurnaz;2007:20-21) istihdam edilebilir olmada bireysel unsurlar, stihdam Edilebilirlik beceri ve nitelikleri:Temel nitelikler: sosyal beceriler, güvenilirlik, çalma istei, olay ve sonuçlar arasnda balant kurabilme gibi, Bireysel yetkinlik: insiyatif almak, kararllk, güven, Temel kazanlabilir beceriler: sözlü anlatm- okur yazarlk, Yüksek düzey kazanlabilir beceriler: sorun çözme, uyum ,takm çalmas, zaman yönetimi, liderlik yetenei, En üst düzey kazanlabilir beceriler: rasyonel düünme, i odakl olmak, ticari bilinç, Uzmanlk becerileri: akademik ve teknik niteliklilik, Temel i ve meslek bilgisi:i tecrübesi, mesleki beceriler(genel-özel), gücü piyasasna yönelik ilgi: istihdam süresi, isizlik oran hakknda bilgi sahibi olmak eklinde sralamak mümkündür. Bunun yannda demograk özellikler(Ya- cinsiyet), salk ve kii- Bilginin stratejik bir üretim faktörü olarak ekonomik niteliinin ön plana çkmas, mesleki ve teknik eitim sisteminin örgütlenmesi ve uygulanmasna yönelik ilginin artmasna neden olmutur. sizliin önlenmesi ile toplumsal, bireyin sevdii ii yapabilmesi ile bireysel ve iletmelerdeki verimlilik düzeylerinin artrlarak kalknmay salamas ile ekonomik etkilere sahip olan mesleki eitim sorunu, sosyal taraarn son dönemde üzerindeki en çok kafa yorduklar konularn da banda gelmektedir. Konu ekonomik, sosyal ve hatta siyasal tartma alanlarnn konusu olurken, eitim meselesinde yaanan gelimeler, igücü piyasalarnn dinamiklerinin dikkatle izlenmesi gerekliliini ortaya koymaktadr. sel refah ve i arama bilgi ve yetenekleri de arama kaynaklarnn kullanm, toplumsal bilgi alarn etkin kullanma, özgeçmi oluturma, mülakat yetenei, referans kullanm, güçlü ve zayf yönleri bulma, i hedefleri konusunda gerçekçi yaklam, igücü piyasas hak. bilgi sahibi olmak) dier bireysel faktörlerdir. Bireyin uyum yetenei ve hareketlilii, ücret ve çalma koullarndaki esneklii de istihdam edilebilirliini artran dier unsurlardr. stihdam edilebilir olmada dsal faktörler ise talebi etkileyen faktörlerdir. Bu çerçevede igücü piyasasn etkileyen faktörler:Yerel talep düzeyi, iler için yarma 63 düzeyi, rakipler, makro ekonomik faktörler:ekonomik istikrar, ulusal igücü talebi, açk ilerin özellikleri: ücret, çalma koullar, çalma saatleri, ter, istihdam koullar: ie alma prosedürleri, iveren tercihleri, ayrmclk, iverenlerin belirli niteliklere yönelmesidir. Daha çok devletin düzenleme sahasn belirleyen altyapya ilikin faktörler ise; istihdam politikalar: kamu hizmetlerine eriim, i bulma yöntemlerinin etkinlii, kurumlarn etkin çalmas, tevik ve vergi indirimleri, okuldan i piyasasna geçiin kolaylamas, eitime ulama, istihdam edilebilirliin okul ortamna tanmas, destekleyici politikalar: toplu tama, çocuk bakm hizmetleri, ulam imkanlar v.b uygulamalardr. III. Türk Milli Eitim Sistemi ve Mesleki Eitim Türk milli eitim sistemi, örgün ve yaygn eitim olmak üzere iki bölümden olumaktadr. Örgün eitim okul öncesi eitim, ilköretim, orta öretim ve yüksek öretim olmak üzere dört kademeden olumaktadr. Yaygn eitim ise örgün eitim sistemine hiç girmemi veya herhangi bir kademesinde bulunan ya da ayrlm vatandalara örgün eitimin yannda ya da dnda düzenlenen eitim, öretim, rehberlik ve uygulama faaliyetlerinin tümünü içermektedir. (MEB;2009:XI-XV) Türkiye’de mesleki eitim örgün ve yaygn eitim kurumlarnda verilmektedir. Orta öretim düzeyinde genel ortaöretim yannda yer alan mesleki ve teknik ortaöretim, i ve meslek alanlarna igücü yetitiren ve örencileri yüksek öretime hazrlayan ortaöretim kurumlardr. Mesleki ve teknik ortaöretim okullar endüstriyel ve teknik, ticaret ve turizm, sosyal hizmetler ve din hizmetleri alanlarndaki 30’a yakn farkl türdeki okuldan olumaktadr. Yüksek öretimde mesleki ve teknik eitim, önlisans düzeyinde meslek yüksekokullarnca verilirken, lisans eitimi veren mesleki eitim ve teknik eitim fakültelerinde baz deiikliklere gidilmitir. Buna göre 02.11.2009 tarihli Bakanlar Kurulu karar ile Mesleki Eitim, Teknik Eitim, Mesleki ve Teknik Eitim, Ticaret ve Turizm ve Endüstriyel Sanatlar fakülteleri kapatlmtr. Bunlarn yerlerine Teknoloji, Sanat ve Tasarm ve Turizm fakülteleri kurulmutur. IV. Mesleki Eitim Sisteminin Sorunlar ve Alternatif Çözümler Ülkemizde mevcut yap içinde uygulanagelen diploma ve unvan sistemi, igücü piyasalarnn beklentilerini karlayamamaktadr. Özellikle mesleki eitim sisteminden çkarak istihdam ans bulamayanlar arasnda, eitim faaliyetleri sonucunda verilen diploma ve belgelerin, kiilerin sahip olduu bilgi ve becerileri yeterince ve güvenilir biçimde yanstmad ve i yaamnn kendine has dinamiklerine cevap vermedii eletirisi sklkla yaplmaktadr. (Akba;2002:1) Eitimin artan önemi bireylerin sahip olduu bilgi ve becerileri esas alan yaklamlarn deer kazanmasn salamtr. Yeni çalma ekillerinde diploma bazl istihdamn yerini beceri bazl istihdam almaktadr. Bu konuda beceri esasl istihdam destekleyen yaklamlarn kamuoyunda yaygnlatrlmas ihtiyac vardr. gücü piyasalar ile eitim kurumu arasndaki ilikinin güçlendirilmesinde meslek standartlarnn gelitirilmesi ve uluslararas ölçütlerinin belirlenmesi konusu büyük önem tamaktadr. Uzun yllardr ülkemizde meslek eitim sistemi için eletiri konusu olan bu sorun, 2006 ylnda bu konudaki kurumsal yaplanmann oluturulmas ile giderilmitir. Meslek standartlarn temel alarak, teknik ve mesleki alanlarda ulusal yeterliliklerin esaslarn belirlemek, denetim, ölçme ,deerlendirme, belgelendirme ve sertikalandrmaya ilikin faaliyetleri yürütmek üzere 21.Eylül.2006 tarihinde 5544 sayl kanun ile mesleki yeterlilik kurulu kurulmutur. Kurumun temel görevi Avrupa Birlii ile uyumlu “ulusal mesleki yeterlilik” sistemini kurmak ve iletmektir. Bu konudaki yönetmeliin ilgili maddelerine göre belirlenecek mesleklere ilikin yeterlik düzeyleri, AB tarafndan belirlenen seviyelere ve 23.Nisan.2008 tarihinde kabul edilen Hayat boyu örenmede Avrupa yeterlik çerçevesine uygun olmak zorundadr. Dolaysyla Avrupa Birlii katlm süreci de bu gelimeye destek verecektir. Mesleki yeterlilikler kurumunun ortaöretim bazl standart çalmalar yannda, yüksek öretime yönelik çalmalar da geniletilmelidir. Türk Mesleki Eitim sistemi içerisinde yaplan tüm çalmalara karn okul-iletme ilikisi kurulamamtr. Mesleki eitim sisteminin temel hede i ve meslek alanlar için gerekli olan igücünün yetitirilmesidir. Böyle bir fonksiyonun icra edilebilmesi için, iki uygulama alan arasndaki ibirlii büyük önem tamaktadr. Eitim sisteminin çktlarnn igücü piyasalar ve iletmeler için girdi olduu unutulmamaldr. Eitim kurumlar iletmeleri isteksiz davranmakla ve eitim için gönderilen örencilerin eitim d ilerde kullanldklar konusunda suçlarken, iletmelerde bürokratik ilemlerin skcl konusunda eletiriler getirmektedir. Bu konudaki diyaloun gelitirilmesinde l Mesleki Eitim Kurullarnn da büyük yarar vardr. Bu kurullarn etkinliinin artracak düzenlemeler, yerel ölçekte okul-iletme ibirliinin gelitirilmesi açsndan önemlidir. Meslee yönlendirme konusunda yaanan sorunlar da mesleki eitimdeki dier bir sorun alann ifade et- 64 mektedir. Çalma performansnn artrlmasndaki en IV.1. Ortaöretim Düzeyinde Yaanan önemli unsur, bireyin sahip olduu özellikler ile iin Sorunlar ve Çözüm Önerileri gerektirdii nitelikler arasndaki uyumun salanmasdr. Bu uyum, bireyin çalma motivasyonunun da Mesleki Eitime Olan lginin Azalmas: Amac temel aracdr. Ülkemizde meslee yönlendirme fa- ülkenin igücü piyasalarnn ihtiyaç duyduu elemanaliyetlerinin ilköretimin ikinci düzeyinde rehberlik larn yetitirilmesi olan meslek okullarna ilgi ciddi servislerince yerine getirilmeye çallsa da yeterince ekilde azalmtr. Gelimi Avrupa ülkeleri ve uluslaetkin olduunu söylemek mümkün deildir. Özellikle raras standartlarla karlatrldnda meslek okullailköretimin ardndan ortaöretimde mesleki eitim r ve genel okul oranlarnn ülkemizde tam tersine bir kurumlarna yönlendirilecek örencilere mesleki reh- yaplanma içinde olduu görülmektedir. Mesleki lisesi berlik hizmetlerinin etkin olarak sunulmas gerekmek- mezunlar ise genellikle iletmelerde çalmak yerine tedir. yüksek öretime devam etmek arzusundadr. Sonuçta Meslee yönlendirmede aile ve çevresel faktörlerin sanayi uluslararas rekabette nitelik sahibi ara insangübaskn karakteri mesleki cünden yoksun kalrken, eitim sisteminin geliigençler mesleksiz ekilde minin önündeki bir dier Mesleki teknik eitim, dier üniversite diplomas ile engeldir. Üniversite okuisiz duruma dümektemann toplumda sahip eitim programlarna oranla dirler Meslek liselerine olduu prestij, ailelerin ilginin azalmasndadaha yüksek maliyetler içeren olan adeta servet saylabilecek ki bir dier sorun da topbedelleri dershanelere bir eitim programdr. Bu ih- lumda meslek liselerine ilikin kafa karklnn ödemelerine ve üniversite tiyacn göz önünde bulundugiderilememi olmasdr. sonrasnda çocuklarnn Son yllarda imam hatip uzun isizlik sürelerine rularak kamu bütçesinden ayr- liseleri ve katsay tarttanklk etmelerine neden lan payn gelitirilmesi önemli malar gölgesinde yaplan olmaktadr. meslek liselerinin gelecei Avrupa Birlii ülkeleribir gerekliliktir. Ancak bu tek sorunu, salkl bir zemine nin birçounda 10-11olan meslee yönlendirme ya, bana yeterli olmayp Avrupa tanmak zorundadr. Çok önemli nitelik farklar ve ülkemizde 14-15 yalaülkeleri örneinde olduu gibi, istihdam anslar olmamarnda balamaktadr. Bu sna karn genel liselere durum özellikle çraklk iletmelerin, ticaret ve sanayi duyulan güvenin meslek eitimi yapan mesleki eiodalarnn ve sendikalarn kat- liselerine de olumas için tim merkezlerinde önemli çalmalar yaplmaldr. bir kan kaybnn yaanklarn da bu alana yönlendirilToplumsal hayatn en çok masna neden olmutur. ihtiyaç duyduu, kalkn(METED;2006:3) Meslee mesi ihtiyac vardr. mann ve gelimenin ana yönlendirme için kesintiunsurlarndan birisi olan siz eitim düzenlemesini yeniden tanmmesleki teknik eitimi ve mezunlarn de zedelemeden bir çözüm bulma ihtiyac ortadadr. lamak ve bu okullar birer cazibe merkezi haline getirÖrgün ile yaygn eitimi, ortaöretim ile yüksek öremek gerekmektedir. timi bütünletirecek esnek bir yaplanma oluturulaMesleki teknik eitimin nansmanna katknn mamtr. Bu durum ihtiyaç duyulan alanlarda eleman artrlmas: Mesleki teknik eitim, dier eitim progskntsnn çekilmesine neden olurken, uzun dönemde ramlarna oranla daha yüksek maliyetler içeren bir dahi ihtiyaç olmayan alanlarda youn bir eitim süreeitim programdr. Bu ihtiyacn göz önünde bulunducinin devam etmesine neden olmaktadr. rularak kamu bütçesinden ayrlan payn gelitirilmesi Yaanan genel sorunlarn yannda ortaöretim ve önemli bir gerekliliktir. Ancak bu tek bana yeterli yükseköretim sisteminin ileyiinden kaynaklanan olmayp Avrupa ülkeleri örneinde olduu gibi, iletbir takm sorunlarda mevcuttur. Bu sorunlarn genel melerin, ticaret ve sanayi odalarnn ve sendikalarn sorunlarn yannda ayr bir snamaya tabi tutulma katklarn da bu alana yönlendirilmesi ihtiyac vardr. ihtiyac vardr. Eitimciler: Meslek dersleri öretmenlerinin iletme- 65 lerle ilikilerinin güçlendirilmesi gerei ortaöretim sistemin güçlü ve zayf yönlerinin belirlenmesi için sistemindeki en önemli sorunlardan biridir. Meslek arttr. Mezunlarn durumu ve i performanslarna ilidersleri öretmenleri ile iletmelerin eitim sorumlular kin veriye sahip olmayan bir mesleki ve teknik eitim ve eitici personelinin ilikilerinin gelitirilmesi gerek- kurumunun kusur ve noksanlklarn sürdürme ihtilidir. Mesleki teknik eitimde belirlenmi olan hedee- mali yüksektir. Mesleki ve teknik eitim kurumlarnn re ulalmas, yeter sayda ve iyi yetimi öretmenlerle mezunlarn izleyecek ve deerlendirecek bir sistem mümkün olacaktr. Bunun için, hem bu okullarn ihti- gelitirmelidir. (TSK; 2004) yaç duyulan alanlarna iyi öretmen yetitirilmeli, hem IV.2. Yükseköretim de öretmenlerin, sanayi Sistemi Sorunlarna ve hizmet alanlarndaki Ülkemizde son yllarda yaa- likin Çözüm bilgi ve tecrübelerinin arÖnerileri: trlmas salanmaldr. nan ekonomik büyümenin istih(TSK;2004) Meslek StandartlarMalzemelerin Günceldam yaratmayan sonuçlar, konn Tanmlanmas: Meslenmesi ve Programlarn nunun daha detayl analizlere lek yüksek okullarnn bir güncellenmesi sorunu: mezuniyet sonKaliye ara elemann yemuhtaç olduunu ortaya koy- çounun ras da çalacaklar mestitirilmesinde, sanayi ve maktadr. Bu noktada isizlikle leklerin tanmlamas net hizmet sektörünün deideildir. Özellikle mesleen ve gelien artlarna mücadelede çalma hayatnn ki yeterlilik sisteminin bu uygun ders araç ve gereçlerinin tespiti, tasarm, sosyal taraarnn yaklamlar eitim düzeyinde bulunanlara ilikin tanmlama salanmas ve kullanma önem kazanmaktadr. sizlik yapma ihtiyac yüksektir. hazr hale getirilmesi büYüksekokullar yük bir ihtiyaçtr. Aksi sadece devlet düzenlemeleri ve Meslek meslek liselerinin bir uzhalde mevcut malzeme müdahaleleri ile çözümlenebile- manlama alan olarak göaltyaps ile sürekli gelirülmeli ve bu okullardan en teknolojiye uygun bir cek bir sorun da deildir. Özel- mezun olan örencilerle eitim sürecinin planlanmas mümkün deildir. likle igücü piyasalarnda nitelik meslek liseleri örencileri arasnda meslek standartÖrgün ve yaygn mesleki düzeyinin rekabet gücüne bal larnda düzeysel farklar ve teknik eitim kurumlarnda uygulanan eitim olarak önem kazanmas, nitelik oluturulmaldr. Snavsz Geçi Sisteprogramlar, bu programlarla yetitirilen becerili düzeyinin yükselmesi konusun- mi: Meslek liselerinden ve teknik igücü ile igümeslek yüksekokullarna da mesleki eitim sorununun snavsz geçie ilikin dücü piyasasnn ihtiyaçlar arasnda nitelik ve nicelik tüm taraarn katlm ile çözü- zenleme hedeenen baayönünden bir uyum görülry salamamtr. Meslek münü gerekli klmaktadr. memektedir. Bu durumun yüksekokullarndaki kaligenelde mesleki eitime te dümü ve bu okullarda olumsuz etkileri olmaktaeitim görmek sradanladr. letmelerde beceri eitimi de belirtilen durumdan mtr. Bu sistemin yerine rekabetçi bir ortamn temini olumsuz yönde etkilenmektedir. Hangi mesleklerin amacyla, alannda meslek lisesinde görmü olduu hangi seviyede yetikinlik gerektirdii, eitim talebi- meslek derslerinden oluan bir snava tabi tutularak nin örgün ve yaygn hangi eitim kurumlarnda etkili bu okullara alnmaldrlar. 2010 yl snav takviminde olarak karlanabilecei belirlenmelidir. Bu durum uy- bu okullara snavsz geçiin kaldrlmasna ilikin bir gulanan mesleki ve teknik eitim programlarnn yeni- yaklam vardr. Ancak kontenjanlarn fazla olmas ve den tanmlanmasn gerektirecektir. puanlarn anlamsz bir noktaya dümesinden de kaçMezunlar zleme: Mesleki ve teknik eitim ku- nlmaldr. rumlarnn mezunlarnn igücü piyasasndaki duruAyn içerikteki farkl programlar: Gerek lisans gemunun izlenmesi, eitimle bireye kazandrlan mesleki rekse önlisans düzeyinde ayn içeriklere sahip farkl yeterliliklerin i hayat ile uyumun deerlendirilmesi, 66 programlar mevcuttur. Bu uzmanlamay engelledii gibi büyük bir kaynak israfna da neden olmaktadr. Üniversiteli Olma Yaklam: Meslek yüksekokulu eitiminin, çok önemli ilevleri olan bir üniversite eitimi olduu dikkate alnarak, bu okullarn, ziksel alanlarnn üniversite kampüsleri içerisine alnmaya çallmas gereklidir. Örencilere daha ileri bir eitim düzeyinde ve “üniversiteli” olduklar özgüveni verilmelidir. Sanayi Merkezlerine Yaknlk ve birlii: Baz yerleim merkezlerinin sosyo-ekonomik yönden gelitirilmesi amacna dayanan popülist yaklamlar terk edilerek, meslek yüksekokullarnn sanayi, hizmet ve ticaret bölgelerinde veya bu bölgelere çok yakn merkezlerde kurulmas salanmaldr. Akademik Kadro: Meslek yüksekokullarndaki öretim eleman kadrosu, uygulanan programn evrensel ve yerel teorisini ve gelime boyutlarn örenciye anlatacak olan öretim üyelerinden, o alandaki bilimsel çalmalaryla yeterliliini kantlam, o meslein teori ve pratiini içselletirip onu yeniden üreterek örenciye aktaracak öretim görevlilerinden ve o meslein yönelecei i kolunun inceliklerini bilen, oralarda uzun yllar yöneticilik yapm, yüksekokul mezunu, profesyonel yöneticilerden olumal ve bunlar bir denge içerisinde dersleri vermelidirler. Eitim Sistemi Dndaki Sorunlar ve Öneriler: Meslek Yüksekokullarna olan ilgiyi artrmada eitim program dnda da baz düzenlemeler gelitirebilmek mümkündür. Askerlik süresinin, lise mezunlarna oranla bu okul mezunlar için belirli bir orannda azaltlmas ilginin artrlmasnda önemli bir katk salayacaktr. Yine meslek yüksekokullar mezunlar için giriimciliin gelitirilmesi kapsamnda destekler verilmelidir. Bu okul mezunlarndan, kendi alannda i yeri açma ve gelitirme çabas içindekilere destekleme kredileri verilmelidir. Meslek Yüksekokulu mezunlarn çaltran iletmelere prim ve vergi muayetlerinin getirilmesi, bu örencilerin tercih edilmesine ve okullarn itibar kazanmasna katk salayacaktr. SONUÇ Günümüz dünyasnda ekonomik ve sosyal kalknmann temel unsuru nitelikli insangücüdür. Dolaysyla bu insangücünün eitilmesi sorunu ayn zamanda bir kalknma sorunu olarak gündeme gelmektedir. Ülkemizde igücü piyasalarnn ihtiyaçlar ile eitim sistemi arasnda salkl bir iliki bütün çabalara karn kurulamamtr. Eitim sisteminin çktlarnn igücü piyasalarnn girdisi durumunda olmas gibi dorudan bir etkileim söz konusu olmasna karn, eitim-istihdam ilikisinin istenilen düzeyde salanamamtr. Bunda eitim kurumu için ele alnan düzenlemelerin çou zaman istihdam gerekleri düünülmeden kurgulanmas ve igücü piyasalarnn da eitim sorunlar karsnda duyarsz kalmas gibi karlkl bir etkiden söz etmek mümkündür. Birçok sosyal meselenin çözümünde ihtiyaç duyulan diyalog mekanizmasnn bu konuda da iletilemedii açktr. Sahip olduu genç nüfus ile büyük bir insan kaynaklar potansiyeline sahip olan Türkiye, ekonomik istikrarszlk ve buna bal isizlik sorunlaryla uzun yllardr mücadele etmektedir. sizlik, sadece kriz dönemlerinde analiz edilecek ve çözümü ekonomi politikalarnn baars ile snrlanabilecek bir sorun deildir. Ülkemizde son yllarda yaanan ekonomik büyümenin istihdam yaratmayan sonuçlar, konunun daha detayl analizlere muhtaç olduunu ortaya koymaktadr. Bu noktada isizlikle mücadelede çalma hayatnn sosyal taraarnn yaklamlar önem kazanmaktadr. sizlik sadece devlet düzenlemeleri ve müdahaleleri ile çözümlenebilecek bir sorun da deildir. Özellikle igücü piyasalarnda nitelik düzeyinin rekabet gücüne bal olarak önem kazanmas, nitelik düzeyinin yükselmesi konusunda mesleki eitim sorununun tüm taraarn katlm ile çözümünü gerekli klmaktadr. Eitim-istihdam ilikisinin kurulmas gereklilii her zamankinden daha yüksek düzeyde bir ihtiyaç durumundadr. Türkiye emek arz ve talebinin bulumasnda kurumsal düzenlemelerin yannda, insan kaynaklarnn nitelik yönünden gelitirilmesi yaklamlarna da yönelmek zorundadr. Bu çerçevede mesleki eitim sistemi tüm taraarn aktif olarak katld bir süreçte yeniden yaplandrlmaldr. KAYNAKÇA 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9. Akba, Bayram; “Ulusal Meslek Standartlar Kurumunun Kurulmasna likin Çalmalar”, AB Genel Sekreterlii Workshop Sunumu, Eylül-2002. Akn, Fetullah;imek,Osman;Erdem,Tevk, Türkiye’de Eitim Sorunu, Toplumsal Aktörlerine Göre Eitim Sorunlarna Bak, Türk Eitim-Sen Yaynlar, Ankara-2007. HM Treasury; UK Employment Action Plan, Treasury Pres Release 122/97, 13 th October: Gordon Brown Unveils, London-1997. KURNAZ, Il; stihdam Edilebilirliin Önemi Açsndan Eitimstihdam likisi ve Ankara Bölgesinde malat Sanayi Uygulamas, Yaymlanmam Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara-2007. MEB, Milli Eitim statistikleri, Örgün Eitim 2008-2009, T.C. Milli Eitim Bakanl Strateji Gelitirme Bakanl Yaynlar, Ankara-2009. METED; 17.Milli Eitim uras Günden Maddeleriyle lgili Öneriler, Ankara-2006, http://www.meted.org.tr/d_w_l/17milliegit imsurasiileilgilioneriler.pdf, Eriim Tarihi:10.12.2009. TSK; Mesleki Eitim Sistemimiz ve letmelerdeki Beceri Eitimi Sorunlar ve Çözüm Önerileri Raporu, 2004, http://www.tisk. org.tr/yayinlar.asp?sbj=ic&id=1169, Eriim Tarihi: 02.12.2009. TUTAR, Hasan; Küreselleme Sürecinde letme Yönetimi, Hayat Yaynclk, stanbul-2000. YALINPALA, Jale; “Küresellemenin Emek Piyasas ve stihdam Üzerindeki Etkileri”, Küreselleme: ktisadi Yönelimler ve SosyoPolitik Kartlklar, Der:Alkan SOYAK, Om Yaynevi, stanbul-2002. ÇALIMA YAAMINDA KADIN GÜCÜNE YÖNELK CNSYET AYRIMCILII UYGULAMALARI 67 Ara. Gör. Volkan IIK Gazi Üniversitesi ..B.F. Çalma Ekonomisi ve Endüstri likileri Bölümü ÇALIMA YAAMINDA KADIN GÜCÜNE YÖNELK CNSYET AYRIMCILII UYGULAMALARI GR fabrikalarda istihdam edilen kadn igücünün, toplum Kadnlarn i yaamnda kurmu olduklar ilikiler da da devam etmitir. Bunun sonucunda kadnlarn ataerkil sistemden etkilenmektedir. Erkek ii olarak ta- çalma yaamndaki yeri, sermayenin ataerkil hane- nmlanan iler daha itibarl ve yüksek ücretli olurken, lerden oluan sosyal yapya sahip organizasyonlarnda yaplan iin “kadn ii” olarak tanmlanyor olmas, bu geleneksel bakla örtüen kalplar içinde oluturul- iin toplum tarafndan düük statülü, düük ücretli mutur. olarak alglanmasna yol açmaktadr. tarafndan tanmlanan geleneksel konumu, i hayatn- Türkiye’de ve Dünyann pek çok ülkesinde aile, Çalma yaamnda cinsiyet eitsizliinin günü- toplumun mutlak birimi olarak görülmektedir. Ana- müzde halen devam etmesinin merkezinde, cinsiyet dolu kültüründe hala çok yaygn bir dil kaymasyla, ayrmclnn yatt bilinmektedir. Cinsiyet ayrmc- erkeklerin elerini belirtmek için ‘aile’ sözcüünü kul- l, kadnlarn ücretlerini, amaçlarn, isteklerini ve gö- lanmalar, kadnla ailenin özdeletirilmesinden kay- rülerini snrlamaktadr. Endüstrileme sonras eko- naklanmaktadr. Bu sosyo-kültürel dayatmann sonucu nomilerde, çalma yaamnda kadn igücüne yönelik kadnlarn birincil rolü, evin ve çocuklarn bakmdr. cinsiyet ayrmnn azaltlmas ve eitliin desteklenme- Kz çocuklar da, büyük oranda, ilerde bu rollerine ha- sine yönelik çeitli hukuki düzenlemeler yaplmsa da zrlanacak biçimde yetitirilmektedir. Sosyo-ekonomik cinsiyet ayrmclnn ortadan kalkmas salanama- olarak daha üst snarda bile kadna belli bir yaam mtr. Çünkü cinsiyet ayrmclnn nedeni sadece bu düzeni dayatlmakta ve kadndan buna uygun davran- konudaki hukuki boluklar deildir. mas beklenmektedir. Geleneksel ve kültürel nedenlerle erkein einin I. Çalma Yaamnda Cinsiyet Ayrmclna Yol Açan Tutum ve Davranlarn Nedenleri darda çalmasna izin vermemesi, kadn evde enformel üretime yönlendirmektedir. Bu nedenle; sigorta kapsamnda olmayan, herhangi bir emeklilik olanandan yararlanmayan tüm kadnlar açsndan olduu gücü piyasalarna erkek çalanlardan çok sonra giren kadn çalanlar, bu alanda kendileri için tanmlanm ileri yapmak zorunda kalmlardr. lerin cin- gibi, enformel üretim yapan kadnlar için de gelecein tek güvencesi etir1. Toplumsal ilikiler bir bütün olarak; örnein, ya, siyet temeline göre bölümlenerek “kadn ii”, “erkek din, rk, snf, ve cinsiyet gibi toplumsal farkllklar ara- ii” olarak ayrlmas kadnlarn çalma yaamlarnn sndaki güç ilikileriyle sürdüünden, eitim de bu güç her evresinde amalar gereken bir engel olarak önle- ilikilerinin bir parçasdr. Eitim ve kadnlarn igü- rine çkmtr. cüne katlmlar arasndaki iliki güçlü, olumlu ve ei- Gerçekten de toplumlarda gerek geleneksel ve timin kadnlarn yaamn deitirmedeki itici gücünü kültürel nedenlerle gerekse eitimden kaynaklanan kantlar niteliktedir. Ancak; cinsiyete dayal zihniyet nedenlerle kadn “özel (eve ait)”, erkek ise “kamusal” kalplar ve maddi olanakszlklar ile eitimde aileler sorumluluk alanlaryla ilikilendirilmitir. Sanayi dev- tarafndan erkek çocuklara tannan öncelikler, kadnla- rimi ile birlikte çalma ortamnn deitirilmesiyle, rn eitimlerini olumsuz etkilemektedir. 68 Tablo 1: Türkiye’de Kadnlarn Eitim Durumuna leme artlarnn oluturulmasnda, gerekse de sözle- Göre gücüne Katlma Oranlar menin sona ermesi aamasnda; bir içisine dierinden farkl ilem yapmas, daha düük ücret kararlatrmas, Yllar Lise Alt Eitimliler Lise ve Dengi Meslek Okullar Yükseköretim 2005 19.9 30.2 69.1 adm daha ileri giderek sadece dorudan deil, dolayl 2006 20.1 30.9 68.8 cinsiyet ayrmcln ve özel olarak da hamilelik nede- 2007 19.6 31.2 69.4 niyle ayrmclk yaplmasn da yasaklamaktadr. Bu 2008 20.2 32.5 70.0 2009 Eylül 23.1 33.8 71.7 özel koruyucu hüküm uygulamas veya baz haklardan yoksun brakmas Kanunun 5.madde hükümleri gerei mutlak bir biçimde yasaklanmtr. Hatta Kanun, bir Kaynak: TUK Hanehalk gücü Anketi Sonuçlar Tablo 1’de de görüldüü gibi eitim düzeyi, kadnlarn çalma kararlln yönlendiren önemli bir etkendir. gücüne katlma oranlar, eitim düzeyiyle paralel bir ekilde art göstermektedir. Düük eitimli kesimde bulunabilen ilerin, düük ücretli ve çalma koullarnn zor olmas ise, katlm olumsuz yönde etkilemektedir. II. Çalma Yaamnda Cinsiyet Ayrmcl Uygulamalar Eit davranma ilkesi, Anayasa ile hüküm ve güvence altna alnan eitlik ilkesinin i hukukundaki ortaya çk eklidir. Eit davranma, iverenin içilerine key ekilde farkl davranamamas, ayn durumdaki içilere hakl sebepler bulunmadkça, eit davranmas gerektiini ifade eder2. Bu anlam ile eit davranma ilkesi sadece bireysel i ilikisini ilgilendirmektedir. 1475 sayl Kanunu cinsiyet ayrmcl konusunda sadece ücretler düzeyinde bir koruma salamaktadr. Bu kapsamda kanun; bir iyerinde ayn nitelikteki ilerde ve eit verimle çalan kadn ve erkek içilere sadece cinsiyet ayrl sebebi ile farkl ücret verilemeyeceini ve toplu i sözlemelerine ve hizmet akitlerine buna aykr hüküm konamayacan hükme balamtr (1475 .K.mad.26). Ancak, ülkemizde ve dünyada kadna yönelik ayrmclk sadece bu konularla snrl deildir. Bu sebeple uluslararas mevzuata göre yeniden düzenlenen 4857 sayl Kanun cinsiyetler aras ayrmclk ile ilgili daha geni bir bak açsna sahiptir. 4857 sayl Kanunla getirilen düzenleme, cinsiyet ayrmcln sadece ücretler bakmndan deil, i ilikisinin bütün süreçlerinde yasaklamaktadr. Buna göre; iverenin ayn ve eit deerde bir i için cinsiyeti nedeniyle gerek i sözlemesinin yaplmasnda, gerek söz- nedenle, iverenin cinsiyet ayrmcl uygulamas her eyden önce Türk Kanununun eit davranma ilkesine aykrlk tekil edecektir. Çalma yaamnda cinsiyet ayrmcl konusunda; ulusal alanda 4857 Sayl Kanunu ile getirilen düzenlemeye ilaveten, uluslararas alanda da Birlemi Milletler Kadnlara Kar Her Türlü Ayrmcln Önlenmesi Sözlemesi, Avrupa nsan Haklar Sözlemesi, Avrupa Sosyal art ve Avrupa Birlii Topluluk Anlamalar ile özellikle Türkiye’nin de onaylad ILO’nun 100 nolu: eit deerde i için erkek ve kadn içiler arasnda ücret eitlii hakknda sözlemesi, 158 nolu: hizmet ilikisine iveren tarafndan son verilmesi sözlemesi, 111 nolu: i ve meslek bakmndan ayrm hakknda sözleme gibi cinsiyet ayrmcln önlemeye yönelik sözlemeleri bu alanda pek çok koruyucu hüküm içermektedir. 69 Çalma yaamnda cinsiyet ayrmcl konusunda; ulusal alanda 4857 Sayl Kanunu ile getirilen düzenlemeye ilaveten, uluslararas alanda da Birlemi Milletler Kadnlara Kar Her Türlü Ayrmcln Önlenmesi Sözlemesi, Avrupa nsan Haklar Sözlemesi, Avrupa Sosyal art ve Avrupa Birlii Topluluk Anlamalar ile özellikle Türkiye’nin de onaylad ILO’nun 100 nolu: eit deerde i için erkek ve kadn içiler arasnda ücret eitlii hakknda sözlemesi, 158 nolu: hizmet ilikisine iveren tarafndan son verilmesi sözlemesi, 111 nolu: i ve meslek bakmndan ayrm hakknda sözleme gibi cinsiyet ayrmcln önlemeye yönelik sözlemeleri bu alanda pek çok koruyucu hüküm içermektedir. Bütün bu hukuki düzenlemelerin uygulamaya ne ölçüde yansd ise büyük bir soru iaretidir. Halen ülkelerin gelimilik seviyelerine göre farkllk gösterse de bütün dünyada; gerek mesleklere yönlendirme ve i ilikisinin kurulmas esnasnda, gerek i ilikisi içerisinde; ücret, ter ve hamilelik durumlarnda, gerekse i ilikisinin sona ermesi aamalarnda kadnlara yönelik cinsiyet ayrmcl yasann ihlal edildii görülmektedir. Çalma yaamnda cinsiyet ayrmclnn temelinde yatan; geleneksel ve kültürel nedenler ile eitimden kaynakl nedenlerin sebep olduu kadnn biyolojik farkllndan ötürü ona toplumsal olarak biçilen roldür. Dolaysyla çalma yaamna giren kadnlar, kendilerini rekabet ortamnda bulmakta ve becerileri konusunda özgüven eksiklii hissetmektedirler. Ayrca aile yaamnda, ev ve çocuk sorumluluunun kadna yüklenmi olmas ise kadnn i yaamnda yükselmesine, kariyer yapmasna engel olmaktadr. A. Mesleklere Yönlendirme ve Sözlemesinin Kurulmas Esnasnda Cinsiyet Ayrmcl Geleneksel tavr ve davranlarda kadnn birincil etkinlik alan ”ev” olarak benimsenmitir. Erkek ve kadn cinslerine ait alan belirleme sürecinde, tarihsel ve toplumsal tanmlamalar ve açklamalar ile kadna çalma faaliyeti pek de yaktrlamamtr. Ancak günümüzün farkllaan toplum biçimi kadnn çalma hayatna katlmasn zorunlu klmtr3. Buna ramen aadaki tabloda da görüldüü gibi istihdam oranlarna bakldnda; kadn istihdamnn, erkek istihdamna göre oldukça düük düzeyde olduu görülmektedir. Tablo 2: Türkiye’de Cinsiyete Göre stihdam Oranlar Yllar Toplam (bin kii) Kadn (%) Erkek (%) 2005 2006 2007 2008 22.046 22.330 21.189 21.194 25.8 26 26 26,3 74.1 73.9 73.9 73,6 2009 Eylül 22.020 28 72,0 Kaynak: TUK Hanehalk gücü Anketi Sonuçlar Kadnlarn istihdam içerisindeki oranlarnn geçmiten bugüne erkeklere göre oldukça düük düzeyde seyretmesi, toplumun kadna biçtii rolle doru orantldr. Toplumun kadna biçtii roller meslek seçiminde de kendisini göstermektedir. Buna göre; kz ve erkek çocuklarn toplumsal yönlendirmeleri farkllamaktadr. Farkl gelimilik düzeylerinde olsalar da, her ülkenin emek piyasasnda cinsiyet ayrmcl devam etmektedir. Ülkeden ülkeye “kadn ii” “erkek ii” ayrmalar deiik kalplar sergileyebilmektedirler. Örnein, araba tamircilii, genel müdürlük ve müfettilik erkek meslei olarak snandrlrken; hemirelik, kütüphanecilik ve sekreterlik kadnlar için uygun meslekler olarak kabul edilmektedir. Dolaysyla, yöneticilik, mühendislik gibi geleneksel erkek mesleklerinin icra edilecei pozisyonlarda, ie almda kadnlar yerine erkeklerin tercih edildii görülmektedir. Kadnlara yönelik ayrmclk uygulamalar incelendiinde; uygulamalarda öne çkan ilk unsur, kadnlarn, kstlanm alanlarda istihdam edilmesi ve snrl alanlarda yükselebilmeleri olarak karmza çkmaktadr. Kadnlarn, snrl alanlarda istihdam, dier alanlarda deneyim kazanmalarn engellemekte bunun sonucunda, üst yönetim kademelerine terlerini zorlatrmaktadr. Kadnlarn kariyer geliimini, kültürel ve ekonomik koullarn ekillendirdii, sosyallemeye bal bireysel ve kurumsal tutumlar engellemektedir. Gerçekten de; ekonomik gereklilikler ile kültürel norm ve deerler, kadnlarn ve erkeklerin sosyalleme sürecini etkilemektedir. Sosyalleme sürecinde kadnn çalmasna ve cinsiyet rollerine ilikin gelitirilen tutumlar, ileriki yllarda ailelere ve kurumlara tanacaktr. Bu tutum- 70 larn olumsuz olmas, kadnn einden, ailesinden ve i yerinden daha az destek almas ve daha çok engelle karlamas anlamna gelmektedir. Bu da ev ve aile sorumluluklarn dengelemede güçlük çekmesine neden olacaktr ki, bunun hem kariyerine, hem de aile yaantsna etkileri son derece olumsuzdur. Bu olumsuzluk yaandnda, kadnn çalmasnn bireye ve aileye olan zararna ilikin inanç kuvvetlenecek ve tutumlar daha da olumsuz yönde gelimeye devam edecektir4. Hukuki açdan bakldnda ise; i hukukunda ie alma esnasnda iverenin eit davranma borcu iverenin, içiler arasnda key (örnein cinsiyetleri nedeniyle) uygulamalarn önleme amac gütmekte, ayrca 5. maddenin 3. fkrasnda düzenlenen i sözlemesinin yaplmasnda cinsiyet ayrmcl yasa; birincil hedef olarak kadn ve erkeklerin çalma hayatna atlmada frsat eitliinin salanmasn amaçlamaktadr. Kanun koyucu 5. maddenin 3. fkrasnda ie alma esnasnda cinsiyet ayrmcln yasaklad halde, sebebi anlalmaz bir ekilde, 6. fkrasnda getirilen, 4 aylk ücrete kadar tazminat yaptrmndan bu yöndeki ayrmcl muaf tutmutur. Zira 6. fkra “i ilikisinde veya sona ermesinde yukardaki fkra hükümlerine aykr davranldnda içi, dört aya kadar ücreti tutarndaki uygun bir tazminattan baka yoksun brakld haklarn da talep edebilir” hükmünü içermektedir. Kanunda geçen i ilikisinde kavram, doal olarak bir i sözlemesinin varln art komaktadr. Oysa bir i için bavuran ve cinsiyeti nedeniyle bavurusu reddedilen kimse ile iveren arasnda bir i sözlemesinin ve ilikisinin varlndan söz etmek mümkün olmayacaktr5. Yorum yolu ile ie almadaki ayrmcln Kanundaki 4 aylk ücret tutar kadar tazminat yaptrmna balanma imkan da maalesef Kanunun açk ve kesin hükmü karsnda mümkün deildir. Zira Kanun i ilikisinde demekle tazminata hükmedilebilmesi için i ilikisinin varln art komaktadr. hukukunda genel kabul gören görüe göre, i ilikisi ancak i sözlemesinin yaplmas ile balamaktadr. Ayrca Kanun, tazminat talep hakkn içiye tanmtr. sözlemesinin yaplmas esnasnda cinsiyet ayrmclna urayan kimse ile ayrmcl yapan iveren arasnda herhangi bir sözleme mevcut olmad için ortada ne bir i ilikisi nede bu kimsenin içi sfat yoktur. Kanun koyucunun burada i sözlemesinin yaplmas esnasnda yaplacak cinsiyet ayrmclna herhangi bir yaptrm öngörmedii gayet açktr. B. likisi çerisinde ve Sona Ermesinde Cinsiyet Ayrmcl 1. Ücret le lgili Ayrmclk Uygulamalar Kadn ve erkeklerin belirli ikollarnda younlamas ve eitimde ve i tecrübesinde erkeklerin avantajl konumu, kadnlara ödenen ücretin düük olmas sonucunu dourmaktadr6. Kadnlarn çaltklar i kollarnn bu özellii, artan rekabet ortam ve yaygnlaan esnek çalma koullar ile daha da artmtr. Kadn çalanlar kariyerlerinde erkeklerle eit ilerleseler bile, ücret konusunda ayrmclkla karlamaktadrlar. Bunun nedeni yönetim seviyesinde, erkek ve kadnlarn kazançlar arasndaki farklla neden olan faktörlere balanabilir. Bu faktörler7; • Bilgideki cinsiyet farkllklar. • Kadn yöneticilere kar oluan güvenin erkek yöneticilere göre oldukça düük olmas, • Kadnlarn baskn olduklar ve daha az kazanç getiren mesleklere odaklanmalar. • Kadnlarn yönetimsel hiyerarilerde daha düük sayda temsil edilmesi. • Snrl otoriteye sahip olmalardr. Eitim, irket deneyimi, çallan saatler ve tabi ki cinsiyet, yöneticilerinin kazançlarn etkilemektedir. Aratrmalar, erkeklerin kadnlara göre irket pozisyonu yetkilerini ücret artna dönütürmede daha etkili olduklarn göstermektedir. Bunun sebebi ise; erkeklerin, kadnlara göre daha yüksek hiyerarilerde yer almalardr. 2. Terfi le lgili Ayrmclk Uygulamalar Yllardr cinsiyete dayal ayrmcln belki de en fazla vurguland alan terlerdir. Kadn çalanlarn nitelik gerektirmeyen ilerdeki arlkl istihdam, eitim düzeylerinin yeterli olmamas gibi sebepler terlerini zorlatrmaktadr. Yönetim vasfn kazanmak yolunda kadnlar baz kazançlar elde etmi olsalar da üst yönetim seviyesinde karlalan ayrmclk uygulamalar, i yerindeki otoritede cinsiyet ayrmclnn ortadan kalkmasn engellemi ve bu yüzden kadnlarn, kariyerlerinde yükselmelerini zorlatrmtr. Kadnlarn, iyerlerinde yükselmesine imkan veren somut bir 71 destein olmamas, kadnlarn yetkiye ulama sürecini zorlatrmaktadr8. Kadn yöneticilerin hizmet sektöründeki saysal artlarna ramen, yükselmelerinde, baz engellerle karlatklar bilinmektedir. Bu durum literatürde “kariyer engeli” olarak tanmlanmaktadr. Kariyer engeli, kiinin i yaamnda belli bir hedefe ulamak, kariyer basamaklarnda yükselerek bunun karlnda daha fazla güç, saygnlk ve para elde etmek, kariyer geliimini salamak yönündeki istek ve ihtiyacnn örgüt tarafndan karlanamamas ve çeitli ekillerde engellenmesidir9. Sonuç itibariyle ter aamasnda cinsiyet ayrmclna maruz kalan kadnlar kariyerlerinin orta seviyesine saplanp kalmaktadrlar. Kadnlarn, kariyerlerinin orta seviyesinde saplanp kalm olmasna yol açan kariyer engeli, “cam tavan” olarak adlandrlmtr. Cam tavan kavram, 1970’lerde ABD’de ortaya atlm ve kadnlarn üst düzey yönetim görevlerine gelmesine engel olan davransal ve örgütsel önyargyla oluan “görünmez engeller” olarak tanmlanmtr10. Baka bir ifade ile cam tavan, kadnlarn organizasyonlarn üst yönetim düzeylerine ilerlemelerini durduran engellerdir. Cam tavan olgusunun olumas ve devam etmesinde, erkeksi(maskülen) örgütsel kültüre dikkat çekilmektedir. Erkek egemen kültürün, kadnlarn kariyerlerinde engelleyici bir rol oynad ileri sürülmektedir. Bunun nedeni ise; örgütlenmeler de kadnlardan çok erkeklerin bal olduu normlar ve inançlarn temel almasdr. Günümüz i dünyasnda, cam tavan etkisi en baskn problemlerden biridir ve çalma yaamnda kadnlarn yükselmesini engellemektedir. Bu engeller ise; kadnlarn, kadn ya da erkek yöneticileri ya da erkek i arkadalar tarafndan yaratlmaktadr. Kadnlar için, çalma hayatndaki en büyük engeli oluturan cam tavann ortaya çkmasndaki belirgin faktörler çounlukla sosyo-kültürel nitelikte olup; sosyalleme süreci, normlar, kanunlar ve kurumsal düzenlemeler, eitim düzeyi ve endüstriyel geliim seviyesi ile birebir ilikilidir. Sonuç itibariyle kadnlarn çalma yaamnda ter etmelerinin önünde büyük bir engel olan cinsiyet ayrmcl ile kadnlarn, geleneksel olarak organizasyon içinde gücü büyük oranda ellerinde tutan, eski erkek patron kua tarafndan üst yönetim seviyelerine geçileri engellenmektedir. Erkek yöneticiler tarafndan konulan engellere örnek olarak ise; kadnlarn verilen üst düzey ileri yapamayaca, kiilik, kararllk ve azim açsndan yetersiz olduklar ve erkeklerin kadnlarla çalrken iletiim kurmakta zorlanmas gibi baz önyargl görüler saylabilir. 3. Hamilelik Durumundaki Ayrmclk Uygulamalar Hukuki açdan; bir kadnn hamilelii esnasnda ya da izni esnasnda veya ie dönüünden sonraki dönemde, hamilelik veya doum ile ve bunun sonuçlar ile ilgili olan nedenlerle iten çkarlmasnn kanun d olduu ulusal ve uluslararas kanunlarda, yönetmeliklerde veya düzenlemelerde belirtilmitir. ten çkarmann hamilelik, doum ve onun sonuçlar veya bakm ile ilgili olmadn kantlama yükümlülüü ise iverene verilmitir. Hukuki düzenlemelere karn çalma yaamn düzenleyen kural ve uygulamalar, erkekler göz önünde bulundurularak yaplandrld için, kadnlarn hamilelik durumlarnda çalma koullar daha da zorlamaktadr. Günümüzde birçok büyük iletme, belirli sorumluluk isteyen mevkilere kadn istihdam etme konusunda, kadnlarn hamilelik ve annelikle ilgili psikolojik durumlarn gerekçe göstererek, cinsiyet ayrmcl uygulamaktadr11. verenler ie almlarda hamile bayan istihdam etmekten kaçnmakta, hatta ie almda özel hayat ilgilendiren konularda soru sorulmamas gereine karn, evli kadna ileride hamilelik düüncesi olup olmad sorulmakta ve eer böyle bir düüncesi varsa yine istihdamdan kaçnlmaktadr. SONUÇ Kadnlarn i yaamna girmesiyle birlikte, igücü piyasalar da bir deiim sürecine girmitir. yaamna dahil olan kadnlar daha geni frsatlar yakalayp ekonomik özerkliklerini kazanmada baarl olmulardr. Ancak sosyo-kültürel nedenlerin sebep olduu kadnerkek eitsizlii kadnlarn çalma yaamna girdii dönemde olduu gibi bugün de istihdam sorunlarnn bütün yönlerini etkilemektedir. Kadnlar hala düük ücret alan, atipik ya da haklar yeterince salanamayan çalanlar arasnda çounluu oluturmaktadr. yaamnda kadnlara yönelik cinsel ayrmclk ve cinsiyete bal basklar, tarihsel süreç içinde genellikle 72 “yok” varsaylan, ancak kadnlarn i yaamnda youn olarak hissettikleri toplumsal bir olgudur. Anaerkil toplum yaplarnda kadnlarn ibölümü sürecinde üretken bir varlk olarak kabul edilmesine karn, ataerkil toplumlarda kadnn ibölümündeki yeri edilgen olarak görülmü, i yaamnda katma deer yaratmayan bir ibölümüne mahkum edilmitir. Kadn igücünü deerlendiren yaklamlar incelendiinde, arlkl olarak, kadnn asli görevini, ev ve ailenin sorumluluklar olarak tanmlayan, ataerkil anlayn yansmasnn igücü piyasalarnda da kabul gördüü görülmektedir. Cinsiyete dayal ayrmclk uygulamalar, kadnlar çalma yaamnda dezavantajl klmakta, mesleklere yönlendirmeden, örgütler içindeki uygulamalara kadar pek çok alanda etkili olmaktadr. Kadnlarn enformel sektörlerde ve yar-zamanl çalmalar ise, sosyal güvenlik dahil pek çok haklarn kstlamaktadr. Bilindii gibi; eitlik en temel haktr ve çalanlar için i hukukunda büründüü ekli, eit davranma ilkesidir. Eit davranma ilkesinin kadn içi için arz ettii önem, urad ayrmc davranlara kar onda oluturduu korumadr. Ancak, uluslararas sözlemelerle kabul gören, Anayasada açk bir ekilde belirtilen ve Kanunumuzun 5. maddesinde detayl olarak açklanan eit davranma ilkesine dayanarak, çalma yaamnda, kadnlarn urad ayrmcl ortadan kaldrmak; daha açk bir ifadeyle, salt kanun çkarmak suretiyle kadn erkek eitliinin salanmas ya da cinsiyet ayrmcln engellemek rasyonel bir yol olarak görülmemelidir. Sadece kanunlarla kadn erkek eitliini salamaya çalmak, giderek eitlik yerine eitsizlie doru bir dönüümü beraberinde getirebilir. Cinsiyet ayrmcln önlemeye yönelik oluturulan yasal düzenlemeler, sosyal adaletin, dolaysyla bölgesel eitliin ve kadnn toplum içindeki yerinin kesin olarak belirlenmesi ile ilgili her türlü toplumsal, eitsel ve kültürel alt yapnn hazrlanmas ile desteklendiinde sonuca ulaacaktr. linler aras Buluma (Yeditepe Üniversitesi, G.S.F. Yayn,1-4 Mart 2004,Sempozyum Bildirileri,2004), s. 23-41. 4. Z. Aycan, 9. Ulusal Yönetim ve Organizasyon Kongresi Bildirileri, 5. Cavit Demiral, “4857 Sayl Kanununda Cinsiyet Ayrmcl Yasa- 24-26 Mays 2001,stanbul, s.179. ”, E-Akademi Hukuk,Ekonomi ve Siyasal Bilimler Aylk nternet Dergisi, (Eriim) http://www.e-akademi.org/makaleler/cdemiral-1.htm, S.37, Mart 2005, 03.11.2009. s.15. 6. Soul, Hoffman,Susan L.Everett, Women and The Economy: Family, Work and Pay (Pearson Addison Wesley,2005), s.275-276. 7. Cathy Burges,”Gender and Salaries in Hotel Financial Management: it’s Still a Man’s World”, Women in Management Review, Cilt:18, Say:1/2,2003, s.50-59. 8. Margaret Palmer,Beverly Hyman,Yönetimde Kadnlar, Çeviren:Vedat 9. Serpil Aytaç,”yerindeki Kronik Stres Kaynaklar”,(Eriim) www.is- Üner,Rota Yaynlar, 1993, s.40. guc.org, 01.12.2009. 10. H. Tütek , Z. Ecevit ve B. Çolak ; “Manisa’da Özel Sektör ve Üniversitede Çalan Kadn Yöneticilerin Özellikleri, Sorunlar ve Çözüm Önerileri”, 4. Ulusal Kadn Çalsmalar Toplants, zmir, 7-9 Eylül 1998, s. 290. 11. Coriaan de Villiers, Addressing Systemic Sex Discrimination: Employer Defences to Discrimination in Canada and South Africa, Yüksek Lisans Tezi, Toronto Üniversitesi, Kanada, 2000, s.55. KAYNAKÇA 1. ARAT, Necla; “Türkiye’de Kadnlarn Çalma Yaamnda Karlatklar Zorluklarn Sosyo-Kültürel Nedenleri”, Türkiye’de Kadn Olmak, Say Yaynlar, kinci Bask, stanbul, Nisan 1996. 2. AYCAN, Z.; 9. Ulusal Yönetim ve Organizasyon Kongresi Bildirileri, 24-26 Mays 2001,stanbul. 3. AYTAÇ, Serpil; ”yerindeki Kronik Stres Kaynaklar”,(Eriim) www.isguc.org, 01.12.2009. 4. BURGES, Cathy; ”Gender and Salaries in Hotel Financial Management: it’s Still a Man’s World”, Women in Management Review, Cilt:18, Say:1/2,2003. 5. CORIAAN, de Villiers; Addressing Systemic Sex Discrimination: Employer Defences to Discrimination in Canada and South Africa, Yüksek Lisans Tezi, Toronto Üniversitesi, Kanada, 2000. 6. DEMRAL, Cavit; “4857 Sayl Kanununda Cinsiyet Ayrmcl Yasa”, E-Akademi Hukuk,Ekonomi ve Siyasal Bilimler Aylk nternet Dergisi, (Eriim) http://www.e-akademi.org/makaleler/cdemiral-1.htm, S.37, Mart 2005, 03.11.2009. 7. EYÜPOLU, Aye, ÖZAR, emsa, TANRIÖVER, H.Tufan; Kentlerde Kadnlarn Yaamna Katlm Sorunlarnn SosyoEkonomik ve Kültürel Boyutlar, KSSGM Yayn, Mays 2000. 8. FDAN, Fatma, Ç, Öznur; ”Çalsan Kadn Aslnda Çalmak stemiyor mu? Zorunluluk mu? Gereklilik mi?”, Kadn Çalmalarnda Disiplinler aras Buluma, Yeditepe Üniversitesi, G.S.F. Yayn,1-4 Mart 2004, Sempozyum Bildirileri. 9. HOFFMAN, Soul, EVERETT, Susan L.; Women and The Economy: Family, Work and Pay, Pearson Addison Wesley, 2005. DPNOTLAR 1. Aye Eyübolu, emsa Özar ve H.Tufan Tanröver, Kentlerde Kadnla- 10. PALMER, Margaret, HYMAN, Beverly; Yönetimde Kadnlar, Çeviren:Vedat Üner,Rota Yaynlar, 1993. rn Yaamna Katlm Sorunlarnn Sosyo-Ekonomik ve Kültürel 11. TUNCAY, Can; Hukukunda Eit Davranma lkesi, stanbul, 1982. Boyutlar, KSSGM Yayn, Mays 2000, s.81-157. 12. TÜTEK, H., ECEVT, Z., ÇOLAK, B.; “Manisa’da Özel Sektör ve 2. Can Tuncay, Hukukunda Eit Davranma lkesi, stanbul, 1982, s.7. Üniversitede Çalan Kadn Yöneticilerin Özellikleri, Sorunlar ve 3. Fatma Fidan, Öznur çi,”Çalsan Kadn Aslnda Çalmak stemiyor Çözüm Önerileri”, 4. Ulusal Kadn Çalmalar Toplants, z- mu? Zorunluluk mu? Gereklilik mi?”,Kadn Çalmalarnda Disip- mir, 7-9 Eylül 1998.