mal beyanı - Türkiye Belediyeler Birliği

Transkript

mal beyanı - Türkiye Belediyeler Birliği
Açıklamalı – İçtihatlı - Örnekli
MAL BEYANI
-Mal Beyanı
-Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele
-Mal Beyanının Amacı
-Kimler Mal Beyanında Bulunmak
Zorundadır?
-Kapsama Giren ve Girmeyen Kişiler
Kimlerdir?
-Kapsama Giren ve Girmeyen Suçlar
Nelerdir?
-Mal Beyanı Nereye Verilir?
-Hangi Mallar Beyan Edilir?
-Beyan Edilecek Servet Unsurları
-Mal Beyanı Ne Zaman Verilir?
-Genel Beyan, Ek Beyan, Eşlerin Mal
Beyanı
-Mal Varlığında Önemli Değişiklik
-Mal Varlığı ve Sebepsiz Zenginleşme
-Haksız Mal Edinme
-Kanuna Uygun Olan ve Olmayan Gelir
-Genel Ahlak, Sosyal Yaşantı
-Ticaret ve Kazanç Getirici Faaliyet
-Beyanların Gizliliği ve İstisnası
-Amirlerin Sorumluluğu
-Mali ve Cezai Sorumluluk
-Beyanların Karşılaştırılması
-İhtar, Suç Duyurusu, Suçun İhbarı
-Soruşturma ve Kovuşturma Usulü
-Mal Beyanı Suçları ve Ceza
-Haksız Mal Edinene Ne Ceza Verilir?
-Zoralım
-Mal Beyannamesi Nasıl Doldurulur?
-Örnek Mal Beyanı
-Yargı Kararları
-Hediye, Etik Kurulu Kararları
-Saydamlığın Artırılması ve
Yolsuzlukların Önlenmesi
Mahalli idare seçimleriyle iş başına gelenler;
-Belediye Başkanları
-Belediye Meclis Üyeleri
-İl Genel Meclis Üyeleri
Belediyeler;
-Büyükşehir Belediyeleri
-İl Belediyeleri
-İlçe Belediyeleri
-Belde Belediyeleri
İl Özel İdareleri
Mahalli İdare Birlikleri;
-Türkiye Belediyeler Birliği
-Vilayetler Hizmet Birliği
-Turizm Alt Yapı Hizmet Birlikleri
Mahalli İdare Bağlı Kuruluşları;
-Su ve Kanalizasyon İdareleri
-ASKİ, İSKİ, ESKİ, İZSU
Mahalli İdare Alt Kuruluşları;
-EGO, İETT, ESHOT
-Memurlar
-Diğer kamu görevlileri
-Yönetim kurulu üyeleri,
-Denetim kurulu üyeleri,
-Beyanları almak ve saklamakla görevli yetkili
merciler
-Bu mercilerin ilgili birimlerinin görevlileri
-Denetim birimleri
-Denetim elemanları
-İnceleme ve soruşturma yapmakla görevli
müfettiş ve muhakkikler
-Personel birimlerinin yöneticileri ve görevlileri
-Eğitim birimleri
-Eğiticiler
-Eğitilecekler
Uğur SÖKMEN
Maliye Bakanlığı Daire Başkanı
Ankara, 2011
i
ii
Açıklamalı – İçtihatlı - Örnekli
MAL BEYANI
Uğur SÖKMEN
Maliye Bakanlığı Daire Başkanı
Ankara, 2011
iiiiii
TÜRKİYE BELEDİYELER BİRLİĞİ
Atatürk Bulvarı No:229, 06680
Kavaklıdere / ANKARA
Tel: (0 312) 419 21 00
Fax: (0312) 419 21 30
www.tbb.gov.tr
[email protected]
ISBN: 978-975-6311-43-1
Baskı: Korza Yayıncılık
Büyük Sanayi 1. Cadde No:95/1
İskitler / ANKARA
Tel: 0312 342 22 08
iv
iv
Gücüme güç katan, canlarım
kızım Gökçe ve oğlum Gökcan’a
ithaf olunur.
v
“Allah korusun kanuna göre yapılması lâzım gelen işleri rüşvet ile geri
bırakıp yasaya aykırı kötü bir işi işleme kadar büyük bir günâh yoktur. Ve devlet
sahiplerine rüşvet hastalığı gibi ilâcı müşkil belki ilâcı yok bir devasız hastalık
yoktur, îyi düşünüp bundan son derece perhiz etmek ve çekinmek lâzımdır.
Meğerki kişinin kendi dostu bir hediye getire, bu hediyeyi almakta sakınca
yoktur. O da bir nesne dolayısıyla olmaya; ancak sevginin artmasını sağlamak
niyeti ile ola.” (1714)
Defterdar Sarı Mehmet Paşa
vi
ÖNSÖZ
Gelişen dünyada büyüyen ekonomilere paralel olarak rüşvet ve
yolsuzluk devleti zafiyete uğratan sosyal bir yaradır. Saydamlığın
artırılması ve yolsuzlukların önlenmesi çerçevesinde Ülkemizde önemli
çalışmalar yapılmış, birçok kanun çıkartılmış, küreselleşme ve bilgi
teknolojilerindeki gelişmelerle birlikte ülke sınırlarını aşan bir yapıya
bürünen rüşvet ve yolsuzluklarla mücadele için uluslararası işbirliğine
yönelik sözleşmeler imzalanmıştır. Bu çalışmalardan en önemlisi 3628
sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele
Kanunu ve bu kanunun uygulanma şeklini gösteren yönetmeliktir. 5176
sayılı Kamu Görevlileri Etik Kurulu Kanunu ve Kamu Görevlileri Etik
Davranış İlkeleri Yönetmeliğinin yürürlüğe konulması da bu kapsamda
yapılan düzenlemelerdendir. Ayrıca, Ülkemiz yolsuzlukla mücadele
alanında faaliyet gösteren Avrupa Konseyinin Yolsuzluğa Karşı
Devletler Grubuna (GRECO) 2004 yılında üye olmuştur. Ülkemizin
yolsuzluklarla mücadelede son yıllarda önemli ilerlemeler kaydettiği
görülmektedir. Bu düzenlemeler ve yapılan çalışmalar ile ulaşılmak
istenen haksız kazanç ve haksız rekabetin kaldırılması ve dolayısıyla
yolsuzluklarla mücadeledir. Yolsuzlukla mücadele, aynı zamanda
yoksullukla, adaletsizlikle mücadeledir. Demokratik kurum ve
kuralların işlediği, hukukun hakim olduğu müreffeh bir Türkiye için
yolsuzlukla mücadele ön şarttır.
Ülkemizde devletin ekonomideki payı ve ekonomiyi yönetmesi
nedeniyle kamu görevlileri özel menfaatlere konu olabilmektedir. Kamu
hizmetinde ve kamu görevinde bulunanların mal beyanına tabi
tutulmasıyla, hak ve adalete uygun olmayan haksız mal edinmenin ve
dolayısıyla rüşvet ve yolsuzluğun önlenmesi amaçlanmıştır. 3628 sayılı
Kanunda mal beyanına tabi tutulanların kapsamı oldukça geniş
tutulmuştur. Kapsama alınanların ortak özelliği, kamuya hizmet eden,
kamuoyunun itibar etmesi beklenen ve kamuyla yüz yüze gelen kişiler
olmalarıdır. İşte bu nedenle kamu hizmetinde ve kamu görevinde
bulunanlara “kamu hizmetçisi” kavramını kullanmayı uygun bulduk.
“Mal Beyanı” adlı bu kitapta, 2005 yılında çalışmaya konu ettiğimiz
Maliye Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü El Kitabının 9 uncusu olan
“3628 sayılı Kanuna Göre Soruşturma ve Suçlar” isimli kurum içi
vii
vii
kitabımdan, İç denetçiler için 2007 yılında eğitici olarak hazırladığım
“Soruşturma ve Disiplin” ders notlarımdan, büyük ölçüde ise 2009
yılında Maliye Bakanlığı yayını olarak çıkan “Kamu İdaresinde
Soruşturma Kovuşturma” isimli eserimden ve Mali Kılavuz Dergisinin
2010 yılı Ocak-Mart sayısında yayımlanan “Kamu Hizmetinde ve Kamu
Görevinde Bulunanların Servet Beyanı” konulu makalemden ve kitaba
kaynak teşkil eden mevzuat ve çalışmalardan faydalanmış
bulunmaktayım.
3628 sayılı Kanun yirmibeş madde olmasına rağmen, sadece
“kanunda sayılanlar” şeklinde geçen bir ifade bile Kanunda ismen
sayılmayanlar olduğu için kestirme bir ifadeden kapsama girenleri tespit
etmek oldukça karmaşık ve güçtür. “Kanunda sayılanlar” ifadesi,
Kanunun sadece ve kamu görevlilerinin tamamını değil, mal beyanında
bulunmakla yükümlü tutulan işçi niteliği taşımayan memurlar ile diğer
kamu görevlilerinin tamamını ve kamu görevlisi olmayan ancak kamu
adına görev yapan bir kısım kişileri, bunların suç ortaklarını, ikinci
dereceye kadar kan ve kayın hısımlarını, gelin ve damadını da
kapsadığını ifade etmesi, kapsamdakilerin hepsine aynı soruşturma
usulünün uygulanmaması, bazı suçların bir kısım kişiler tarafından
işlenmesi halinde usulün farklı olması, Kanunun uygulamasını gösteren
yönetmeliğin ayrıntıdan uzak olması, son yirmi yıl içinde reform
niteliğinde örneğin Türk Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu
gibi tamamen değişen yasalar olması ve ayrıca, “kanunda sayılanlar”
ifadesine herhangi bir yasayla ilişki kurulmadan özel kanunlarına göre
mal beyanında bulunmak zorunda olanların dahil edilmesi de hangi
yasalarla ilişki kurulduğunun çözülmesi için tarafımızdan bir çok
kurumda araştırma yapılmasını ve tespit edilebilen yasaların tek tek
incelenmesini gerektirmiş ve böylece kitap sistematiğinin oluşturulması
bizi hayli uğraştırmış ve yormuştur. Sadece bir ifadeye ilişkin çabamdan
bahsediyorum, bütünü düşünüldüğünde yaptığımız çalışmanın kolay
olmadığını, tahmin edildiğinden çok fazla zorlandığımı ifade etmek
istiyorum.
“Mal Beyanı” adlı bu rehber kitap, yirmibir bölümden oluşmuştur.
Birinci bölüm mal beyanı, rüşvet ve yolsuzluk, yolsuzluklara dair temel
kanunlar, uluslararası sözleşmeler, saydamlığın artırılması ve
yolsuzlukların önlenmesi gibi alt başlıkları içermiştir. İkinci bölümde,
mal beyanı mecburiyeti başlığı altında mal beyanının tarihçesine
viii
viii
değinilmiştir. Üçüncü bölümde mal beyanının amacı açıklanmıştır.
Dördüncü bölümde mal beyanının kapsamı kişiler açısından ve suçlar
açısından ele alınmış, kapsama giren ve girmeyen kişiler, kapsama giren
ve girmeyen suçlar başlıkları ile etraflıca işlenmiştir. Beşinci bölümde
kimlerin mal beyanında bulunmak zorunda olduğu, beyanın nereye
verileceği açıklanmış ve okura kolaylık olması için mal beyanında
bulunmak zorunda olanlar ve verilecek merciiler tablosu
oluşturulmuştur. Altıncı bölümde beyan edilecek servet unsurlarının
neler olduğu tanım ve kavramlarıyla tek tek açıklanmaya çalışılmış ve
yargı kararlarının özetine yer verilmiştir. Yedinci bölümde mal
beyanının ne zaman verileceği konusu işlenmiş, bu bölümün alt
başlıkları ise genel beyan, ek beyan, mal varlığında önemli değişiklik,
mal varlığı, sebepsiz zenginleşme, haksız mal edinme, beyanın
yenilenmesi, eşlerin mal beyanı, birden fazla mal beyanı konularından
oluşmuştur. Sekizinci bölümde beyanların gizliliği ve istisnasına,
dokuzuncu bölümde mal beyannamesi verilmesinde amirlerin
sorumluluğuna değinilmiştir. Onuncu bölümde mal beyanlarının
karşılaştırılması, onbirinci bölümde süresinde mal beyanında
bulunmayanlara ihtar, onikinci bölümde suç duyurusu, onüçüncü
bölümde suçun ihbarı, ondördüncü bölüm soruşturma ve kovuşturma
usulü, on beşinci bölümde mal beyanı suçları ve cezalarına değinilmiş ve
buna ilişkin yargı kararlarının özetine yer verilmiştir. Onaltıncı bölümde
zoralım, onyedinci bölümde ise hediye başlığı altında kamu
görevlilerinin hediye alma yasağı açıklanmış ve Etik Kurulunun
kararlarına özet halinde yer verilmiştir. Onsekizinci bölümde mal
beyannamesinin
nasıl
doldurulacağı
örneklerle
açıklanmıştır.
Ondokuzuncu bölümde servet ve borçların açıklanmasında Tayland
örneğine yer verilmiş, yirminci bölüm konuya ilişkin mevzuat, son
bölüm ise; eklerden oluşmuştur.
Rehber kitapta, 3628 sayılı Kanun kapsamındaki suçlardan sadece
mal beyanına ilişkin suçlar incelenmiştir.
Bu kitabın; Mahalli idare seçimleriyle iş başına gelen Belediye
Başkanları, Belediye Meclis Üyeleri ile İl Genel Meclis Üyeleri,
Belediyeler ve Özel İdareler ile Mahalli idare birliklerinde ve bunlara
bağlı kuruluş veya alt kuruluşlarda aylık, ücret ve ödenek almak
suretiyle kamu hizmeti gören memurları, işçi niteliği taşımayan diğer
kamu görevlileri ile yönetim ve denetim kurulu üyelerine, beyanları
ix
ix
almak ve saklamakla görevli yetkili mercilere ve bu mercilerin ilgili
birimlerinin görevlilerine, denetim birimlerine, denetim elemanlarına,
inceleme ve soruşturma yapmakla görevli müfettiş ve muhakkiklere,
personel birimlerinin yöneticilerine ve görevlilerine, eğitim birimlerine,
eğiticilere, eğitileceklere, mal beyanı verecek olan diğer kişiler
kapsamına girenlere ve konuya ilgi duyanlara yaralı bir rehber ve
kaynak bir kitap olması hedeflenmiştir. Bu çalışmamın herkese ve
Ülkeme faydalı olması için çaba sarf eden bir bireyim. Çalışmam
mükemmel değildir, eksiklikleri olabilir. Ortaya çıkması muhtemel
eksikliklerin hoş görüleceğine inanıyor, okurlardan gelecek eleştirilerin
şükranla karşılanacağını ifade ediyorum. Amacım, Ülkemizde kayıt
dışılığın kayıt altına alınmasında, saydamlığın artırılmasında ve
dolayısıyla rüşvet ve yolsuzluklarla mücadelede bireysel katkı
sağlayabilmektir.
Kitabın gözden geçirilmiş ve yenilenmiş ikinci baskısının
yayınlanmasında göstermiş oldukları yakın ilgi ve destek için Türkiye
Belediyeler Birliği Genel Sekreter Yardımcısı Sayın Cevdet SÖKMEN’e,
İnsan Kaynakları ve Eğitim Müdürü H.İbrahim AZAK’a, Yazı İşleri
Müdürü Sayın Mahmut ÇOLAK’a teşekkürü borç bilirim.
Kitabın basım, yayım ve dağıtımını sağlayan Türkiye Belediyeler
Birliği Genel Sekreteri Sayın Hayrettin GÜNGÖR’e teşekkür ediyorum.
Kitabın kullanacaklara yararlı olmasını diler, okurlardan gelecek
eleştirilerin şükranla karşılanacağını belirtmek isterim.
Uğur SÖKMEN
Ankara, Kasım 2011
xx
SUNUŞ
Türkiye Belediyeler Birliği ülkemizdeki bütün belediyelerin doğal
üye olduğu, kamu tüzel kişiliğine sahip ulusal düzeyde kurulan tek
yerel yönetim birliğidir.
Görevlerimiz arasında; belediyelerin çıkarlarını korumak,
gelişmelerine yardımcı olmak, seçilmiş yöneticileri ile personeline
yönelik eğitimler vermek, ulusal ve uluslararası düzeyde belediyeler
arasında yardımlaşma ve işbirliği ile her düzeyde bilgi paylaşımını
teşvik etmek, belediyecilik alanında dünyada ve Türkiye'deki iyi
uygulama örneklerinin yaygınlaşmasına yardımcı olmak ve belediyelerle
ilgili yasa hazırlıklarına görüş bildirmek yer almaktadır.
Kanunla verilen görevlerimizden hareketle belediyelerimiz için
yararlı olacağına inandığımız platformlarda çalışmalar yürütülmekte;
düzenlenen etkinlik ve yayınlar ile bütün belediyelerimize ulaşılmakta
ve sinerji yaratılmaktadır.
Birliğimiz yayınlarında, belediyelerimizi ilgilendiren çeşitli
konular ele alınarak, geniş bir yelpazede okuyucuların istifadesine
sunulmaktadır.
Bu kapsamda kaleme alınan Açıklamalı - İçtihatlı - Örnekli Mal
Beyanı adlı eser ile sözlük anlamı “mülkiyeti altında bulunan taşınır ve
taşınmaz
malların
listelenerek
istenen
makama
sunulması,
deklarasyonu” olarak açıklanan mal bildirimi konusu ele alınmıştır.
Ülkemizde kamu hizmetine girenlerin mal
bulunmaları Anayasal bir gerekliliktir. Ayrıca Mal
Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu
yasal düzenlemeler de ülkemizin yolsuzlukla mücadele
kararlığını ortaya koymaktadır.
bildiriminde
Bildiriminde
ve ilgili diğer
konusundaki
Tüm kamu görevlilerini ilgilendiren mal beyanı konusunu ayrıntılı
olarak işleyerek, bu kitapta derleyen Uğur SÖKMEN’e teşekkür eder,
yararlı olmasını temenni ederim. Aralık 2011
Hayrettin GÜNGÖR
Türkiye Belediyeler Birliği
Genel Sekreteri
xi
xi
xii
xii
MAL BEYANI
İÇİNDEKİLER
ÖNSÖZ .............................................................................................................Vİİ
SUNUŞ ............................................................................................................... xİ
BİRİNCİ BÖLÜM ............................................................................................. 7
MAL BEYANI, RÜŞVET VE YOLSUZLUK................................................. 7
1. MAL BEYANI ................................................................................................ 7
2. RÜŞVET .......................................................................................................... 8
3. YOLSUZLUK ................................................................................................. 9
3.1. YOLSUZLUKLA MÜCADELEYE DAİR TEMEL KANUNLAR ........... 13
3.2. RÜŞVET VE YOLSUZLUKLA MÜCADELEYE DAİR
ULUSLARARASI SÖZLEŞMELER ................................................................ 15
3.3. SAYDAMLIĞIN ARTIRILMASI VE YOLSUZLUKLARIN
ÖNLENMESİ .................................................................................................... 18
İKİNCİ BÖLÜM .............................................................................................. 24
MAL BEYANI MECBURİYETİ .................................................................... 24
1. 3628 SAYILI KANUN (1990) ÖNCESİ DÖNEMDE
MEMURLARIN MAL BEYANNAMESİ VERME
MECBURİYETİ ............................................................................................... 24
1.1. 1609 SAYILI KANUN ................................................................................ 25
1.2. 4237 SAYILI KANUN ................................................................................ 26
1.3. 5440 SAYILI KANUN ................................................................................ 27
1.4. 2871 SAYILI KANUN ................................................................................ 29
2. 3628 SAYILI KANUN (1990 SONRASI) DÖNEMİNDE
KAMU GÖREVLİLERİNİN MAL BİLDİRİMİNDE BULUNMA
MECBURİYETİ ............................................................................................... 30
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ......................................................................................... 32
MAL BEYANININ AMACI .......................................................................... 32
1. RÜŞVET VE YOLSUZLUKLARI ÖNLEMEK........................................ 32
1
2. YÜKÜMLÜLERİN RÜŞVET VE YOLSUZLUK SUÇU
İŞLEMESİNİ ÖNLEMEK .............................................................................. 33
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM .................................................................................. 34
MAL BEYANININ KAPSAMI ..................................................................... 34
1. KİŞİLER AÇISINDAN KANUNUN KAPSAMI ................................... 34
1.1. KAPSAMA GİREN KİŞİLER .................................................................... 34
1.2. KAPSAMA GİRMEYEN KİŞİLER ........................................................... 83
2. SUÇLAR AÇISINDAN KANUNUN KAPSAMI................................... 85
2.1.KAPSAMA GİREN SUÇLAR .................................................................... 85
2.2. KAPSAMA GİRMEYEN SUÇLAR........................................................... 93
BEŞİNCİ BÖLÜM ......................................................................................... 122
MAL BEYANI VERECEK KİŞİLER VE VERİLECEK
MERCİLER..................................................................................................... 122
1. KİMLER MAL BEYANINDA BULUNMAK ZORUNDADIR?.............. 122
2. MAL BEYANLARI HANGİ MERCİYE VERİLİR? .................................. 123
3. MAL BEYANI VERECEK KİŞİLER VE VERİLECEK
MERCİLER TABLOSU ................................................................................ 124
ALTINCI BÖLÜM ........................................................................................ 131
BEYAN EDİLECEK SERVET UNSURLARI ............................................ 131
1. TAŞINMAZ MALLARI ........................................................................... 132
2. NET AYLIK TUTARININ BEŞ KATINI GEÇEN TAŞINIR
MAL, HAK, ALACAK VE BORÇLARI İLE GELİRLERİ ....................... 143
2.1. GENEL ...................................................................................................... 143
2.2. NET AYLIK .............................................................................................. 144
2.3. PARA VE PARA HÜKMÜNDEKİ KIYMETLİ KÂĞITLARI ............... 145
2.4. HİSSE SENEDİ VE TAHVİLLERİ.......................................................... 155
2.5. ALTIN VE MÜCEVHERATI .................................................................. 160
2.6. HER TÜRLÜ KARA, DENİZ VE HAVA TAŞIT ARAÇLARI ............. 166
2.7. ZİRAAT MAKİNELERİ........................................................................... 172
2.8. İNŞAAT VE İŞ MAKİNELERİ ................................................................ 173
2
2.9. HAYVANLARI......................................................................................... 175
2.10. KOLEKSİYONU..................................................................................... 176
2.11. EV EŞYALARI........................................................................................ 177
2.12. DİĞER TAŞINIR MALLARI ................................................................. 179
2.13. HAKLARI ............................................................................................... 181
2.14. ALACAKLARI ........................................................................................ 183
2.15. BORÇLARI ............................................................................................. 185
2.16. GELİRLERİ ............................................................................................. 189
YEDİNCİ BÖLÜM ........................................................................................ 197
MAL BEYANI NE ZAMAN VERİLİR? .................................................... 197
1. GENEL BEYAN ......................................................................................... 197
2. EK BEYAN .................................................................................................. 198
2.1. MALVARLIĞINDAKİ ÖNEMLİ DEĞİŞİKLİK ..................................... 198
3. BEYANIN YENİLENMESİ ...................................................................... 215
4. EŞLERİN MAL BEYANI .......................................................................... 215
5. BİRDEN FAZLA MAL BEYANI ............................................................. 219
SEKİZİNCİ BÖLÜM .................................................................................... 220
BEYANLARIN GİZLİLİĞİ VE İSTİSNASI ............................................. 220
1.BEYANLARIN GİZLİLİĞİ....................................................................... 220
2. BEYANLARIN GİZLİLİĞİNİN İSTİSNASI ........................................ 222
2.1. BİLGİ VERME ZORUNLULUĞU.......................................................... 222
2.2. KAMU GÖREVLİLERİ ETİK KURULU ................................................ 223
DOKUZUNCU BÖLÜM .............................................................................. 224
MAL BEYANININ VERİLMESİNDE AMİRLERİN
SORUMLULUĞU ......................................................................................... 224
1. AMİR ........................................................................................................... 224
1.1. EN ÜST AMİR ......................................................................................... 225
1.2. EN ÜST İDARİ AMİR ............................................................................. 225
1.3. ATAMAYA YETKİLİ MAKAM .............................................................. 225
1.4. ATAMAYA YETKİLİ AMİR ................................................................... 225
3
2. SORUMLULUK ........................................................................................ 226
2.1. KAMU İDARELERİNİN SORUMLULUĞU ......................................... 226
2.2. AMİR DURUMUNDA OLAN DEVLET MEMURLARININ
GÖREV VE SORUMLULUKLARI ................................................................ 227
2.3. AST DURUMUNDA OLAN DEVLET MEMURLARININ
GÖREV VE SORUMLULUKLARI ................................................................ 227
2.4. HESAP VERME SORUMLULUĞU....................................................... 228
2.5. BİLGİ VERME ZORUNLULUĞU.......................................................... 229
2.6. CUMHURİYET SAVCISINA BİLGİ VE BELGE VERME
ZORUNLULUĞU ........................................................................................... 230
2.7. MAL BEYANINA İLİŞKİN MALİ SORUMLULUK ............................. 230
2.8. MAL BEYANINA İLİŞKİN CEZAİ SORUMLULUK ........................... 230
3. MAL BEYANI VERİLMESİNDE AMİRİN SORUMLULUĞU......... 230
ONUNCU BÖLÜM....................................................................................... 232
MAL BEYANLARININ KARŞILAŞTIRILMASI ................................... 232
1. YENİ BEYANIN ÖNCEKİ BEYANNAME İLE
KARŞILAŞTIRILMASI ............................................................................... 232
ONBİRİNCİ BÖLÜM................................................................................... 234
SÜRESİNDE MAL BEYANINDA BULUNMAYANLARA
İHTAR............................................................................................................. 234
1. SÜRELER GEÇTİKTEN SONRA İHTAR............................................. 234
ONİKİNCİ BÖLÜM ..................................................................................... 240
SUÇ DUYURUSU ......................................................................................... 240
1. RESMİ BİLDİRİM .................................................................................... 240
SUÇUN İHBARI ........................................................................................... 241
1. ÖZEL BİLDİRİM ....................................................................................... 241
SORUŞTURMA VE KOVUŞTURMA USULÜ ....................................... 242
1. SORUŞTURMA VE KOVUŞTURMA USULÜ.................................... 242
2. İDARİ SORUŞTURMA ........................................................................... 243
3. ADLİ KOVUŞTURMA ............................................................................ 244
MAL BEYANI SUÇLARI VE CEZA .......................................................... 246
4
1. İHTARA RAĞMEN SÜRESİNDE MAL BEYANINDA
BULUNMAMA ............................................................................................. 246
2. SORUŞTURMA İLE İLGİLİ OLARAK VERİLEN SÜRE
ZARFINDA MAL BEYANINDA BULUNMAMA .................................. 251
3. GERÇEĞE AYKIRI AÇIKLAMA (GİZLİLİĞE UYMAMA).............. 255
4. GERÇEĞE AYKIRI BİLDİRİMDE BULUNMA .................................. 256
5. HAKSIZ MAL EDİNME, MAL KAÇIRMA VEYA GİZLEME .......... 261
6. MÜFETTİŞ VE MUHAKKİKLERİN İHBAR VE EVRAKI
TEVDİ ETMEMESİ ...................................................................................... 273
7. BİLGİ VERME ZORUNLULUĞUNA UYMAMAK ........................... 274
8. ZAMANAŞIMI.......................................................................................... 275
8.1. ZAMANAŞIMI (MÜRURU ZAMAN) .................................................. 275
8.2. SÜRE ......................................................................................................... 275
8.3. DAVA ZAMANAŞIMI SÜRELERİ........................................................ 275
9. GÖREVLİ MAHKEME ............................................................................ 276
ZORALIM ...................................................................................................... 277
1. ZORALIM (MÜSADERE) ........................................................................... 277
1.1. EŞYA MÜSADERESİ .............................................................................. 278
1.2. KAZANÇ MÜSADERESİ ....................................................................... 278
1.3. ELKOYMA ............................................................................................... 279
HEDİYE .......................................................................................................... 280
1. HEDİYE KAVRAMI ................................................................................. 280
2. KAMU GÖREVLİLERİNİN YURT İÇİNDE HEDİYE KABUL
ETMELERİ ..................................................................................................... 285
2.1. HEDİYE ALMA VE MENFAAT SAĞLAMA YASAĞI ........................ 287
2.2. KAMU GÖREVLİLERİ ETİK KURULUNUN YETKİ ALANINA
GİREN EN AZ GENEL MÜDÜR, EŞİTİ VE ÜSTÜ KAMU
GÖREVLİLERİ ................................................................................................ 289
3. KAMU GÖREVLİLERİNİN YURT DIŞINDA ALDIKLARI
HEDİYELER................................................................................................... 292
ONSEKİZİNCİ BÖLÜM.............................................................................. 296
5
MAL BEYANNAMESİNİN DOLDURULMASI..................................... 296
1. MAL BİLDİRİMİ....................................................................................... 297
2. KİMLİK BİLGİLERİ ................................................................................. 297
3. TAŞIMAZ MAL BİLGİLERİ ................................................................... 298
4. KOOPERATİF BİLGİLERİ ...................................................................... 299
5. TAŞINIR MAL BİLGİLERİ ..................................................................... 300
6. DİĞER TAŞINIR MALLARI .................................................................. 301
7. PARA, BANKA MEVDUATI VE MENKUL DEĞERLERE AİT
BİLGİLER ....................................................................................................... 304
8. ALTIN VE MÜCEVHERAT BİLGİLERİ ............................................... 305
9. BORÇ – ALACAK BİLGİLERİ ................................................................ 306
10. HAKLAR VE BEYANI GEREKLİ GÖRÜLEN DİĞER
SERVET UNSURLARI................................................................................. 308
ONDOKUZUNCU BÖLÜM ....................................................................... 310
SERVET VE BOÇLARIN AÇIKLANMASI ............................................. 310
1. TAYLAND ÖRNEĞİ ................................................................................ 310
1.1. ULUSAL RÜŞVET KOMİSYONU ......................................................... 310
1.2. SERVET VE BORÇLARIN AÇIKLANMASI ......................................... 312
1.3. SENATO SORUŞTURMASI .................................................................. 314
1.4. CEZA YARGILAMASI ............................................................................ 315
YİRMİNCİ BÖLÜM ..................................................................................... 317
MEVZUAT ..................................................................................................... 317
MAL BİLDİRİMİNDE BULUNULMASI, RÜŞVET VE
YOLSUZLUKLARLA MÜCADELE KANUNU ...................................... 317
3628 SAYILI KANUNUN GEREKÇESİ .................................................... 327
MAL BİLDİRİMİNDE BULUNULMASI HAKKINDA
YÖNETMELİK .............................................................................................. 327
YİRMİBİRİNCİ BÖLÜM............................................................................. 357
EKLER ............................................................................................................. 358
KAYNAKÇA .................................................................................................. 421
6
KAMU HİZMETÇİLERİNİN MAL BEYANI
BİRİNCİ BÖLÜM
MAL BEYANI, RÜŞVET VE YOLSUZLUK
1. MAL BEYANI 1
Güncel Türkçe sözlükte mal bildirimi; mülkiyeti altında bulunan
taşınır ve taşınmaz malların listelenerek istenen makama sunulması, mal
beyanı olarak tanımlanmış, servet ise; varlık, zenginlik, mal mülk olarak
tarif edilmiştir.
Ülkemizde kamu hizmetinde ve kamu görevinde bulunanların mal
beyanına tabi tutulmaları Anayasamızın gereğidir. Anayasamızın 71’inci
maddesinde; kamu hizmetine girenlerin mal bildiriminde bulunmaları
ve bu bildirimlerin tekrarlanma sürelerinin kanunla düzenleneceği,
yasama ve yürütme organlarında görev alanların bundan istisna
edilemeyeceği belirtilmiştir. 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun
14’üncü maddesinde; Devlet memurlarının kendileriyle, eşlerine ve
velayetleri altındaki çocuklarına ait taşınır ve taşınmaz malları, alacak ve
borçları hakkında, özel kanunda yazılı hükümler uyarınca, mal bildirimi
verecekleri düzenlenmiştir.
19.04.1990 tarihli ve 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması,
Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanununda 2; “Kanunda sayılanların
mal bildiriminde bulunmalarını, bildirimlerin yenilenmesini, mal edinmelerin
denetimiyle, haksız mal edinme veya gerçeğe aykırı bildirimde bulunma halinde
uygulanacak hükümleri, bu Kanunda belirlenen suçlarla bazı suçlardan dolayı
kamu görevlileri ve suç ortakları hakkında takip ve muhakeme usulü”
düzenlenmiş bulunmaktadır. 3628 sayılı Kanun gereğince verilecek olan
mal bildiriminin şekli, düzenleniş biçimi, sayısı, neleri kapsayacağı,
merciine nasıl ulaştırılacağı ve bu Kanunun uygulanmasına ilişkin diğer
esas ve usulleri 15.11.1990 tarihli ve 20696 sayılı Resmi Gazete’de
SÖKMEN, Uğur: Kamu Hizmetinde ve Kamu Görevinde Bulunanların Servet Beyanı, Mali
Kılavuz Dergisi, Yıl:12, Sayı:47, Ocak-Mart 2010. S. 16-17
19.04.1990 tarihli ve 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla
Mücadele Kanununa kitabın sonunda ilgili mevzuat bölümünde yer verilmiştir.
1
2
7
yayımlanarak yürürlüğe giren 3 Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında
Yönetmelikte düzenlenmiştir. 4
2. RÜŞVET
Rüşvet; Yaptırılmak istenen bir işte yasa dışı kolaylık ve çabukluk
sağlanması için bir kimseye mal veya para olarak sağlanan çıkardır. 5
Rüşvet suçu, Türk Ceza Kanununun ikinci kitabında, millete ve
devlete karşı suçları düzenleyen dördüncü kısmın, kamu idaresinin
güvenilirliğine ve işleyişine karşı suçları düzenleyen birinci bölümünde
düzenlenmiştir.
Türk Ceza Kanununa göre rüşvet, bir kamu görevlisinin, görevinin
gereklerine aykırı olarak bir işi yapması veya yapmaması için kişiyle
vardığı anlaşma çerçevesinde bir yarar sağlamasıdır. 6
Ceza Kanununun rüşvet suçu maddesine ilişkin gerekçesinde ise,
kamu hizmetlerinin gerek eşitlik gerek liyakatlilik açısından adalet
ilkelerine uygun yürütüldüğü, kamu görevlilerinin rüşvet kabul etmez
ve “satın alınamaz” oldukları hususunda toplumda hâkim olan güvenin,
inancın sarsılmaması gerekir. Rüşvete ilişkin suç tanımı, bu güveni
korumayı amaçlamıştır. 7
Kamu görevlisinin, görevini kötüye kullanmak suretiyle maddi
veya diğer şekillerde bir menfaat temin etmesine rüşvet adı verilir.
Kamu görevlisine kendinden beklenen görevi yapması ya da
yapmaması için armağan, komisyon ya da başka bir adla çıkar
sağlanması çok kullanılan bir yöntemdir. Böyle bir durumda,
vatandaşların büyük bir kısmı, yararlandıkları kamu hizmetlerinin daha
hızlı bir şekilde görülmesi amacıyla ilave bir ücret ödemeyi olağan
saymaktadır. Bu şekilde kurumsallaşan rüşvet sayesinde, verimlilik,
rasyonellik ve etkinlik gibi ilkelerden uzak ve ağır bir biçimde işleyen
bürokrasi mekanizması harekete geçmekte, rüşvetle birlikte işlerin çabuk
ve ekonomik bir biçimde yürütülmesi sağlanabilmektedir.
15.11.1990 tarihli ve 20696 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Mal
Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmeliğe kitabın sonunda ilgili mevzuat bölümünde yer
verilmiştir.
4
SÖKMEN, Uğur: “Kamu İdaresinde Soruşturma Kovuşturma”, Maliye Bakanlığı Strateji
Geliştirme Başkanlığı Yayın No: 2009/400, Ankara, 2009, s. 133.
5
SÖKMEN, Uğur: a.g.e. s. 137.
6
5237 s. TCK, md. 25, SÖKMEN, Uğur: a.g.e. s. 142.
7
http://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/kanunlar_sd.durumu?kanun_no=5237
3
8
Devleti temsil eden makamlar topluma karşı bir görev
üstlenmişlerdir. Rüşvet bu görevin suistimal edilmesi ve sosyal
sözleşmenin ihlal edilmesi demektir.
18. yüzyılda yaşamış olan Defterdar Sarı Mehmet Paşa’nın rüşvet
ve hediye konusunda “ Devlet Adamlarına Öğütleri”nde ifade ettikleri
oldukça dikkat çekicidir. 8
“Allah korusun kanuna göre yapılması lâzım gelen işleri rüşvet ile
geri bırakıp yasaya aykırı kötü bir işi işleme kadar büyük bir günâh
yoktur. Ve devlet sahiplerine rüşvet hastalığı gibi ilâcı müşkil belki ilâcı
yok bir devasız hastalık yoktur, îyi düşünüp bundan son derece perhiz
etmek ve çekinmek lâzımdır. Meğerki kişinin kendi dostu bir hediye
getire, bu hediyeyi almakta sakınca yoktur. O da bir nesne dolayısıyla
olmaya; ancak sevginin artmasını sağlamak niyeti ile ola…”
Rüşvet, kamu idaresinin işleyişini de bozar. Kamu idaresinin başlıca
vazifesi kanunların eşit ve genel olarak uygulanmasıdır. Rüşvet veren
kişi kanunların kendisi hakkında uygulanmamasını sağlamış olmaktadır.
Rüşvet sonucu oluşturulan yeni statü sona erene kadar, kamu düzenini
kendi niteliği ve niceliği oranında bozar ve tehdit eder. Bu nedenle
rüşvet Devlet disiplinine karşı işlenmiş bir suçtur.
3. YOLSUZLUK
Yolsuzluk Nedir?
Yolsuzluk, yolunda yapılmayan, kurallara aykırı, uygunsuz,
usulsüz iş ve davranışlardır. 9
Türk Dil Kurumu Türkçe Sözlük'te "yolsuzluk" kelimesi "Bir görevi,
bir yetkiyi kötüye kullanma"'ya karşılık olarak almaktadır.
Dünya Bankası yolsuzluğu, "Kamu gücünün özel çıkar için
kullanılması" şeklinde tanımlamıştır.
4 Ocak 1999 tarihli Avrupa Konseyi Yolsuzlukla Mücadele Özel
Hukuk Sözleşmesi'nin 2 nci maddesinde yolsuzluk; "...doğrudan
doğruya ya da dolaylı yollardan rüşvet ve yasadışı bir menfaat temin
eden kişinin yürüttüğü görevlerin veya gerekli davranışların yasalara
uygun bir şekilde yerine getirilmesinde sapmalara yol açan rüşvet veya
8
9
http://kamyon.politics.ankara.edu.tr/klasik/belgeler/01.pdf (ET: 10.03.2010)
Kamu Yönetimi Sözlüğü, TODAİE, 2008
9
başka her türlü yasadışı menfaatin talep edilmesi, teklif edilmesi,
verilmesi ya da kabul edilmesi" şeklinde tanımlanmıştır.
Birleşmiş Milletler Bölgeler Arası Suç ve Adalet Araştırmaları
Enstitüsü (UNICRI)tarafından yolsuzluk; "kamu ve özel kuruluşların
karar verme mekanizmalarındaki yozlaşma ve bozulma" şeklinde özel
kesimi de kavrayacak şekilde tanımlanmıştır.
Uluslararası Saydamlık Örgütü ise sadece kamu değil özel
kesimdeki yolsuzluğu da dikkate alan daha genel tanımlar yapmayı
tercih etmiştir. Akademisyenlerce farklı yolsuzluk tanımları
yapmaktadır. Pek çok tanımlama çabalarına rağmen, yolsuzluğu tüm
unsurları ile kapsayan, evrensel olarak kabul görmüş tek bir tanım
bulunmamaktadır. Nitekim yolsuzlukla mücadele alanında en önemli
uluslararası belge olan Birleşmiş Milletler Yolsuzlukla Mücadele
Sözleşmesi hazırlık aşamalarında da genel bir yolsuzluk tanımına
ulaşılamamış; bunun için Sözleşmede yolsuzluk tanımı yerine temel
yolsuzluk fiil ve tiplerinin listelenmesi yöntemi seçilmiştir. Türk
hukukunda da "yolsuzluk" tanımı veya bu adda bir suç yoktur. 3628
sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele
Kanununda yolsuzluk ayrı bir suç olarak değil, bir suç kategorisi olarak
ele alınmıştır. Kanun, aslında bir yolsuzluk türü olan rüşveti ayrıca
zikretmiştir.
Yolsuzluk günümüze has bir olgu değildir. Devlet denen soyut
kavramın kurumları ile tecessüm ettiği günden bu yana değişik türde
yolsuzlukların da var olduğunu söylemek yanlış olmaz. Weber'e göre
devlet, meşru güç kullanma tekelidir. Devletin bu tekeli elinde
bulundurması nedeniyle bir takım rantlar ortaya çıkmaktadır ve rantın
olduğu her yerde rüşvet ve yolsuzluk vardır. 10
Yolsuzluk, kamu görevlilerinin konumlarından kaynaklanan
kamusal yetkilerini kişisel çıkarları ya da özel amaçları için yasal
düzenlemelere aykırı olarak kullanmalarıdır.
Yolsuzluk bu bakımdan:
I - Maddesel bedel içerikli yolsuzluk: Rüşvet, haraç, zimmet.
Aykın, Hasan, "Rüşvetin Nedenleri Ekonomik Etkileri ve Rüşvetle Mücadele", Yaklaşım, Ağustos
2000.
10
10
II - Dayanışma içerikli yolsuzluk: Yakınları kayırma-nepotizm, sözü
geçer kişileri kayırma, siyasi temelli kayırma.
olarak iki ana kategoriye ayrılabilir.
Yolsuzluğun temeli ya da özü kişisel çıkar gözetmektir. Yani çıkar
çatışması olayın odağındadır. 11
Her türlü maddi ve manevi çıkar karşılığı iş yapma, yaptırma veya
yetkiyi kullanmanın yanı sıra, teşvik, kredi, ihale ve siyasi içerikli
atamalar, yasalara uygun olsa bile hemşericilik, bölgecilik veya
ayrımcılık yaparak insan işe almak, yaşam koşulları daha kötü olan bir
yerleşim birimine tayini çıkmış olan memurun tayinini başka yere
yaptırmak, birini hakkı olmadığı halde kuralına uydurarak terfi ettirmek
vb. gibi temel ahlak ilkeleri ve yazılı veya sözlü meslek kuralları ile
yürürlükteki hukuk kurallarına aykırı tüm davranışlar yolsuzluk
kavramı içinde değerlendirilebilir. 12
Osmanlı Devletinin en ihtişamlı dönemi olarak bilinen Kanuni
Sultan Süleyman döneminde üç akçelik maaşını alamayan Fuzuli'nin
"Selam verdim rüşvet değildür deyu almadılar/Sualime cevaptan gayri
nesne vermediler." şeklindeki yolsuzluğun en yaygın görünen türü olan
rüşvete karşı serzenişini dile getiren dizeleri konuya ilişkin çarpıcı bir
örnek teşkil etmektedir. Osmanlı Devletinin çöküş dönemine tekabül
eden 19. yüzyılda ise rüşvetin yaygınlaştığını ve bu yüzden, padişah da
dahil, Bab-ı Ali'deki üst düzey yöneticilerin aşağıdaki yemini ettikleri ve
bu yeminin taşradaki memurlarca da halkın önünde tekrarlandığına
şahit olunmuştur.
Yemin metni şöyledir:
"Padişahıma ve devlet-i aliyelerine sadakatten ayrılmayacağıma ve
padişahımın ruhsat-ı seniyesi ile kabulü mecaz olan hedayayı
resmiyeden başka memnu olan hediyeleri kabul etmeyeceğime ve
emval-i miriyeyi irtikab ve telef etmeyip kimseye ettirmeyeceğime ve
lüzum-u hakikisi tebeyyün etmedikçe hazine-i miriyeden masraf
yaptırmayacağıma ve hazine-i miriyeye ait hiçbir nesneyi zatım için
11
8 Ocak 2009 - 27 Ocak 2009 arasında yapılan Etik Liderlik Seminerlerinde Prof. Dr. Ümit
BERKMAN tarafından yapılan "Değişen Etik Anlayışı ve Yolsuzlukla Mücadele" konulu sunum
metninden alınmıştır.
12
Türkiye’de Saydamlığın Arttırılması ve Kamuda Etkin Yönetimin Geliştirilmesi Çalışma Raporu,
Ankara, 2002, Başbakanlık Teftiş Kurulu, Maliye-Adalet-İçişleri Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı ve
Maliye Bakanlığı Masak temsilcilerinden oluşan Yönlendirme Komitesi ve Çalışma Grubu.
11
kullanmayacağıma ve mücerret hatır için memur istihdamına lüzum
görmeyeceğime vallahi ..." 13
Yemin metninin bugünkü Türkçe ile ifadesi ise şöyledir:
"Padişahıma ve Devlete sadakatten ayrılmayacağıma, hangi ad
altında olursa olsun rüşvet almayacağıma, kabulü yasak olmayan
hediyeler dışında kalan yasak hediyeleri kabul ve Devlet malını irtikap
ve ziyan etmeyeceğime ve kimseye de ettirmeyeceğime, mutlaka icap
etmedikçe
Devlet
hazinesinden
masraf
edilmesine
meydan
vermeyeceğime ve sadece hatır-gönül için memur kullanmayacağıma ve
kullanılmasına lüzum görmeyeceğime vallahi billahi ile Kur'an-ı
Kerim'e el basarak yemin ederim." 14
Yolsuzluğun, çok eskiye dayanmasına karşılık, son yıllarda
yolsuzluk ve bunun etkileri konusuna ilginin giderek arttığı
görülmektedir. Gittikçe artan bu ilginin ardında, 1990'lardaki ekonomik
ve politik gelişmelerle birlikte başta rüşvet olmak üzere yolsuzluğun
yaygınlaşarak zirve noktasına ulaşması bulunmaktadır. Yoksa bu
durumu medyadaki gelişmeler neticesinde çok eskilere dayanan bir
olgudan daha fazla haberdar olma şeklinde açıklamak tatmin edici
olmayacaktır. 1960' lı yıllardan bu yana devletin ekonomideki artan rolü
ve birçok ülkede yaşanan ekonomik dönüşüm, küreselleşme, bilişim
teknolojilerindeki gelişmeler ve buna paralel olarak kara para aklama
imkanlarının artması, organize suç örgütlerinin her geçen gün büyümesi
ve sınır tanımaz bir nitelik kazanması yolsuzluğun son yirmi yılda hızlı
bir ivme kazanmasına ve yaygınlaşarak küresel bir nitelik almasına
neden olmuştur. Yolsuzluğun kazandığı bu yeni nitelik uluslararası
alanda da bu tehdit ile mücadele için yeni girişim, sözleşme ve
oluşumları gündeme getirmiştir. 15
Yolsuzlukla Mücadele Neden Önemlidir?
Yolsuzluğun ortaya çıkardığı sonuç, sadece kamu gücünü kötüye
kullanan görevlinin elde ettiği özel çıkarla sınırlı değildir. Yolsuzluk,
toplumun her alanında önemli sorunları da beraberinde getirir. Örneğin,
yeterli şartları taşımadığı halde rüşvetle alınan inşaat ruhsatı sadece
13
ONUR, Vedat; Tanzimat Devrinin Büyük ve Unutulmaz Devlet Adamları, Ankara, 1946, s. 41'den
aktaran TUTUM, Cahit; Kamu Yönetiminde Yeniden Yapılanma, TESAV Yayınları, 1994, s. 63.
14
Sertoğlu, Mithat; "Rüşvet Almayacağına Yemin Eden Padişah", Hürriyet Gazetesi, Pazar Eki,
15
http://www.mtk.gov.tr/Detay.aspx?contentID=192 (ET;19/02/2011)
12
ruhsatı veren makamla ruhsatı talep eden kişi arasında sonuç doğurmaz.
Şartları taşımadan yapılan inşaatın düşük şiddetli bir depremde veya
bazen kendiliğinden çökmesi durumunda ortaya çıkan mal ve can kaybı
aslında doğrudan yolsuzluğun sonucudur. Örneğin yargıya sirayet etmiş
yolsuzluk,
suçluların cezalandırılmaması, adalet duygusunun
zedelenmesini, dolayısıyla kişilerin hukuk dışı yollara sapmasına neden
olur. En temel kurumlara olan inanç zayıflar. Siyasetin ve siyasetçilerin
yozlaşması sonucu ise, halkın iradesinin yerini, çeşitli güç çevreleri alır.
Dolayısıyla yolsuzluk sadece rüşvete konu değer veya zimmete geçirilen
kamu kaynağı gibi unsurlarla sınırlı olmayan, ekonomik, siyasi, hukuki
ve toplumsal açıdan derin sonuçları olan bir olgudur. 16
Gelişen dünyada büyüyen ekonomilere paralel olarak rüşvet ve
yolsuzluk Devleti zafiyete uğratan sosyal bir yaradır. Ülkemizde, rüşvet
ve yolsuzlukla mücadele için birçok kanun çıkartılmış ve yolsuzlukla
mücadele için uluslararası boyutta OECD, Avrupa Konseyi ve Birleşmiş
Milletlerin yolsuzluğa karşı aldığı etkin önlemler TBMM’de uygun
bulunmuş ve Bakanlar Kurulunca kabul edilmiştir.
3.1. YOLSUZLUKLA MÜCADELEYE DAİR TEMEL KANUNLAR
4.1.1961 tarih ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu,
5.1.1961 tarih ve 237 sayılı Taşıt Kanunu,
14.07.1965 tarih ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu,
21.2.1967 tarih ve 832 sayılı Sayıştay Kanunu,
1.4.1981 tarih ve 2443 sayılı Devlet Denetleme Kurulu Kanunu,
28.7.1981 tarih ve 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu,
2.10.1981 tarih ve 2531 sayılı Kamu Görevlerinden Ayrılanların
Yapamayacakları İşler Hakkında Kanun,
8.9.1983 tarih ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu,
31.10.1984 tarih ve 3069 sayılı TBMM Üyeliği ile İlgili Bağdaşmayan
İşler Hakkında Kanun,
19.4.1990 tarih ve 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet
ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu,
16
http://www.mtk.gov.tr/Detay.aspx?contentID=188, SÖKMEN, Uğur: a.g.e. s. 22
13
2.12.1999 tarih ve 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin
Yargılanması Hakkında Kanun,
4.1.2002 tarih ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu,
5.1.2002 tarih ve 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu,
5.6.2003 tarih ve 4875 sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu,
9.10.2003 tarih ve 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu,
10.12.2003 tarih ve 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu,
22.1.2004 tarih ve 5072 sayılı Dernekler ve Vakıfların Kamu Kurum ve
Kuruluşları ile İlişkilerine Dair Kanun,
25.5.2004 tarih ve 5176 sayılı Kamu Görevlileri Etik Kurulu Kanunu,
9.6.2004 tarih ve 5187 sayılı Basın Kanunu,
10.7.2004 tarih ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu,
26.9.2004 tarih ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu,
4.11.2004 tarih ve 5253 sayılı Dernekler Kanunu,
4.12.2004 tarih ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu,
22.2.2005 tarih ve İl Özel İdaresi Kanunu,
26.5.2005 tarih ve 5355 sayılı Mahalli İdare Birlikleri Kanunu,
3.7.2005 tarih ve 5393 sayılı Belediye Kanunu,
19.10.2005 tarih ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu,
16.5.2006 tarih ve 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kanunu,
31.5.2006 tarih ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası
Kanunu,
11.10.2006 tarih ve 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının
Önlenmesi Hakkında Kanun,
21.3.2007 tarih ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu, 20.2.2008
tarih ve 5737 sayılı Vakıflar Kanunu.
3.12.2010 tarih ve 6085 sayılı Sayıştay Kanunu 17
17
Başbakanlık mevzuat bilgi sistemi, http://www.mevzuat.gov.tr/Kanunlar.aspx
14
3.2. RÜŞVET VE YOLSUZLUKLA
ULUSLARARASI SÖZLEŞMELER
MÜCADELEYE
DAİR
Yolsuzlukla Uluslararası Mücadeleyi Gerekli Kılan Nedenler:
Yolsuzluğun yerel olduğu kadar uluslararası alanda da önemli bir
sorun ve tehdit olarak algılanmasının arkasındaki temel nedenler
Birleşmiş Milletler Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesinin Giriş kısmından
hareketle aşağıdaki gibi sıralanabilir:
Demokrasinin kurum ve değerlerini, etik değerleri ve adaleti
zayıflatan, sürdürülebilir kalkınmayı ve hukukun üstünlüğünü tehlikeye
sokan yolsuzluğun toplumların istikrar ve güvenliğine yönelttiği sorun
ve tehditlerin ciddi boyutlara ulaşması,
Kara para aklama dâhil olmak üzere, özellikle örgütlü suçlar ve
ekonomik suçlar gibi diğer suç türleri ile yolsuzluk arasında ciddi
bağlantıların bulunması,
Devlet kaynaklarının önemli bir bölümünü teşkil edecek boyutta
varlıkların yolsuzluğa konu olması ve Devletlerin siyasî istikrar ve
sürdürülebilir kalkınmasını tehdit eden büyük yolsuzluk vakalarının
ortaya çıkması,
Yolsuzluğun artık yerel bir mesele olmayıp, bütün toplum ve
ekonomileri etkileyen, önlenmesi ve kontrol altına alınması için
uluslararası işbirliğini zorunlu kılan bir sınıraşan olgu haline gelmesi,
Yolsuzlukla etkin mücadele edilmesi ve yolsuzluğun önlenmesi için
kapsamlı ve çok yönlü bir yaklaşımın gerekli olması,
Teknik yardımın mevcudiyetinin, kapasite geliştirmeyi ve kurumsal
yapılanmayı da sağlamak suretiyle, Devletlerin yolsuzluğu önleme ve
yolsuzlukla etkin mücadele etme güçlerinin artırılmasında önemli bir rol
oynayabileceği inancı,
Haksız olarak kişisel servet edinmenin özellikle demokratik
kurumlara, ulusal ekonomilere ve hukukun üstünlüğü ilkesine zarar
vermesi,
Haksız olarak edinilmiş varlıkların uluslararası transferlerinin daha
etkin bir biçimde önlenmesi, tespit edilmesi, caydırılması ve varlıkların
geri verilmesi konusunda uluslararası işbirliğinin güçlendirilmesi
ihtiyacı,
15
Yolsuzluğun önlenmesi ve ortadan kaldırılmasının bütün
Devletlerin ortak yükümlülüğü olduğunu ve bu alandaki çabaların etkili
olması amacıyla, sivil toplum, hükümet-dışı kuruluşlar ve yerel toplum
örgütleri gibi kamu sektörü dışındaki birey ve grupların da destek ve
katkıları ile her bir Devletin diğeri ile işbirliği yapmasının zorunlu
olması,
Kamusal işlerin ve kamu malvarlığının düzgün yönetimi, adil olma,
sorumluluk ve yasa önünde eşitlik ilkelerini ve dürüstlüğü koruma ve
yolsuzluğu reddetme kültürünün geliştirilmesi zorunluluğu. 18
Yolsuzlukla mücadele konusu uluslararası toplumun gündemine
özellikle 1990'lı yıllardan itibaren girmiştir. Bu alanda pek çok
uluslararası ve bölgesel örgüt çalışma yürütmektedirler. Bunlardan
başlıcaları aşağıdaki gibidir:
Birleşmiş Milletler, (http://www.unodc.org/)
Afrika Birliği, (http://www.africa-union.org/)
Avrupa Konseyi, (www.coe.int/greco)
Dünya Gümrük Örgütü, (http://www.wcoomd.org/home.htm)
Avrupa Birliği, (www.europa.eu/index_en.htm )
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (http://www.oecd.org/)
Amerikan Devletleri Örgütü (http://www.oas.org/)
Uluslararası ve bölgesel kuruluşların yolsuzlukla uluslararası
mücadeleye yönelik sözleşmeleri aşağıdadır:
18 Mayıs 2006 tarih ve 5506 sayılı Kanunla uygun bulunan Birleşmiş
Milletler Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi,
30 Ocak 2003 tarih ve 4800 sayılı Kanunla uygun bulunan Sınıraşan
Örgütlü Suçlara Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi,
Avrupa Birliği Konseyi tarafından 26 Mayıs 1997 tarihinde kabul
edilen, Avrupa Toplulukları Görevlilerini ya da Avrupa Birliği Üye
Devlet Görevlilerini Kapsayan Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi,
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü tarafından 21 Kasım 1997
tarihinde kabul edilen ve 02 Ocak 2003 tarih ve 4782 sayılı Kanunla
18
http://www.mtk.gov.tr/Detay.aspx?contentID=192 (ET; 19/02/2011)
16
uygun bulunan Uluslararası Ticari İşlemlerde Yabancı Kamu
Görevlilerine Verilen Rüşvetin Önlenmesine Dair OECD Sözleşmesi,
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından 27 Ocak 1999
tarihinde kabul edilen ve 17 Nisan 2003 tarih ve 4852 sayılı kanunla
uygun bulunan Yolsuzluğa Karşı Özel Hukuk Avrupa Konseyi
Sözleşmesi,
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından 4 Kasım 1999
tarihinde kabul edilen ve , 14 Ocak 2004 tarih ve 5065 sayılı kanunla
uygun bulunan Yolsuzluğa Karşı Ceza Hukuku Avrupa Konseyi
Sözleşmesi,
16 Haziran 2004 tarih ve 5191 sayılı Kanunla uygun bulunan Suçtan
Kaynaklanan Gelirlerin Aklanması, Araştırılması, Ele Geçirilmesi ve El
Konulmasına İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi,
Amerikan Devletleri Örgütü tarafından 29 Mart 1996 tarihinde
kabul edilen, Amerikan Devletleri Arasında Yolsuzlukla Mücadele
Sözleşmesi,
Afrika Birliği Devlet ve Hükümet Başkanları tarafından 12 Temmuz
2003 tarihinde kabul edilen Afrika Birliği Yolsuzluğun Önlenmesi ve
Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi. 19
Yukarıya alınan yasalardan anlaşılacağı üzere rüşvet ve yolsuzlukla
mücadele hükümleri içeren mevzuat oldukça çoktur. Bu da
göstermektedir ki sorun mevzuat yetersizliğinde değildir.
Bu nedenle yolsuzlukla mücadele, aynı zamanda yoksullukla,
adaletsizlikle mücadeledir. Demokratik kurum ve kuralların işlediği,
hukukun hakim olduğu müreffeh bir Türkiye için yolsuzlukla mücadele
ön şarttır. 20
19
20
Başbakanlık mevzuat bilgi sistemi, http://www.mevzuat.gov.tr/Kanunlar.aspx
http://www.mtk.gov.tr/Detay.aspx?contentID=188, SÖKMEN, Uğur: a.g.e. s. 22
17
3.3. SAYDAMLIĞIN ARTIRILMASI VE YOLSUZLUKLARIN
ÖNLENMESİ 21
Saydamlığın artırılması ve yolsuzlukların önlenmesi çerçevesinde
Ülkemizde son yıllarda yapılan başlıca düzenlemeler aşağıda
sıralanmıştır:
Kamu ihale sistemi:
Kamu ihale sisteminde saydamlığın geliştirilmesi, kaynakların daha
etkin ve verimli kullanılması ve daha az kaynakla daha fazla kamu
hizmeti üretilmesi amacıyla, kamu kaynağı kullanan bütün kurumları
kapsayan ve ihalelerde açıklığın ve rekabetin sağlanmasını ve
şikâyetlerin incelenmesini teminen Kamu İhale Kurumu kurulmasını
düzenleyen 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu.
Yabancı Yatırımlar :
Doğrudan
yabancı
yatırımların
özendirilmesi,
yabancı
yatırımcıların haklarının korunması, yatırım ve yatırımcı tanımlarında
uluslararası standartlara uyulması ve doğrudan yabancı yatırımların
artırılması amacıyla; yatırımcıların ihtiyaç ve beklentilerini dikkate
alarak hazırlanan, Ülkemizin uluslararası yatırımlara yönelik eşitlikçi ve
liberal yaklaşımının yansıtılması olarak yatırımcıya açık ve anlaşılır
mesajlar veren, yatırımcının değişik mevzuat gereği sahip olduğu haklar
ve tâbi olduğu yükümlülükleri gösteren yasal bir rehber niteliğinde 4875
sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu.
Bilgi Edinme Hakkı :
Herkesin bilgi edinme hakkına sahip olduğunu ve kamu kurum ve
kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının,
kanunda belirtilen istisnalar dışındaki her türlü bilgi ve belgeyi
başvuranların yararlanmasına sunmak ve bilgi edinme başvurularının
etkin, süratli ve doğru sonuçlandırılması için gerekli idarî ve teknik
tedbirleri almakla yükümlü olduklarını hüküm altına almak ve medya
21
“Saydamlığın Artırılması ve Yolsuzlukla Mücadelenin Güçlendirilmesi Stratejisi (2010-2014)”ün
kabulü; Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcılığının 27/1/2010 tarihli ve 65 sayılı yazısı üzerine,
Bakanlar Kurulu’nca 1/2/2010 tarihinde kararlaştırılmıştır. Karar Sayısı: 2010/56, 22 Şubat 2010
tarih ve 27501 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Stratejinin tamamı kitabın sonunda ekler
bölümünde yer almıştır.
18
organlarının ve kişilerin kamuya ait bilgilere daha kolay ulaşabilmesini
sağlamak amacıyla 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu.
Kamu Malî Yönetim;
Harcama birimlerine gerekli esnekliğin sağlanması ve bütün kamu
gelir ve giderlerinin bütçede gösterilmesi ile kamu kaynaklarının
kullanımında uluslararası standartlara uygun iç kontrol ve denetim
mekanizmalarının oluşturulması ve malî saydamlık bakımından
güvenilir ve periyodik malî verilerin üretilmesi amacıyla 5018 sayılı
Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu.
Dernek ve Vakıfların Kamu Kurum ve Kuruluşları ile İlişkileri;
Kamu kurum ve kuruluşlarını, kamu hizmetlerini ve kamu
personelini desteklemek üzere kurulan dernekler ve Türk Medeni
Kanununa göre kurulan vakıfların kamu kurum ve kuruluşları ile olan
ilişkilerinin yeniden düzenlenmesi suretiyle, kamu düzenini olumsuz
yönde etkileyen ve toplumda hoşnutsuzluklara neden olan
uygulamalara son verilmesi ve kamu kaynaklarının etkin olarak
kullanılması amacıyla 5072 sayılı Dernek ve Vakıfların Kamu Kurum ve
Kuruluşları ile İlişkilerine Dair Kanun.
Kamu Görevlileri Etik Kurulu;
Kamu görevlilerinin uymaları gereken saydamlık, tarafsızlık,
dürüstlük, hesap verebilirlik, kamu yararını gözetme gibi etik davranış
ilkelerinin ve standartlarının belirlenmesi ve bu ilkelere aykırı davranan
üst düzey kamu görevlilerine ilişkin şikâyetlerin Kamu Görevlileri Etik
Kurulu tarafından incelenmesi ve sonuçlarının kamuoyuna duyurulması
amacıyla 5176 sayılı Kamu Görevlileri Etik Kurulu Kurulması ve Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun.
Basın;
Basında demokratikleşmenin sağlanması ve özgür bir basın
düzeninin oluşturulması ile düşüncelerin ve haberin en yaygın ve hızlı
bir şekilde dolaşımını sağlayarak kamuoyunun bilinçli bir şekilde
oluşması ve işlemesi amacıyla 5187 sayılı Basın Kanunu.
Yerel Yönetimler;
Yerel yönetimlerin kurumsal kapasitelerinin artırılması, katılım
ve saydamlığın sağlanarak yerinden yönetim ilkesi ve demokrasinin
güçlendirilmesi amacıyla 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu,
19
5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu, 5355 sayılı Mahallî İdare Birlikleri
Kanunu ve 5393 sayılı Belediye Kanunu.
Türk Ceza Sistemi;
Kamu görevlileri tarafından işlenebilen rüşvet, irtikâp, zimmet ve
suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama gibi yolsuzluk
suçlarıyla birlikte, zamanaşımı sürelerini, suç işlemek yoluyla kazanç
elde edilmesini engelleyecek etkin bir yaptırım olarak kazanç
müsaderesini ve özel hukuk tüzel kişilerine uygulanacak güvenlik
tedbirlerini yeniden düzenleyerek, yolsuzluk suçlarıyla mücadele
bakımından etkin bir sistem kurulabilmesi amacıyla uluslararası
sözleşmeler de dikkate alınarak hazırlanan 5237 sayılı Türk Ceza
Kanunu.
Dernekler ve Vakıflar;
Sivil toplumun güçlendirilmesi amacıyla dernek ve vakıf kurma
hakkına ve faaliyetlerine getirilen kısıtlamaların kaldırılması, dernek
işlemleri ve denetimlerinin basitleştirilmesi amacıyla 5253 sayılı
Dernekler Kanunu ve 5737 sayılı Vakıflar Kanunu.
Ceza Muhakemesi;
Yolsuzluk suçlarıyla mücadelede etkin bir sistem kurulabilmesi için
uluslararası sözleşmeler de dikkate alınarak; tutuklama, arama, hak ve
alacaklara el koyma, hâkim veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde
Cumhuriyet savcısının kararıyla telekomünikasyon yoluyla yapılan
iletişimin denetlenmesi, gizli soruşturmacı görevlendirilmesi, teknik
araçla izleme ve örgüt faaliyeti çerçevesinde cebir ve tehdit uygulanarak
işlenen suçlarla mücadele amacıyla özel ağır ceza mahkemeleri
kurulması gibi yeni koruma tedbirleri ve düzenlemeler getiren 5271
sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu.
Bankacılık;
Finansal piyasalarda güven ve istikrarın sağlanmasını, kredi
sisteminin etkin bir şekilde çalışmasını ve tasarruf sahiplerinin hak ve
menfaatlerinin korunmasını sağlamak amacıyla, sistemi engelleyen,
bozan, verileri yok eden veya değiştiren ve gerçeğe aykırı
muhasebeleştirme yapan banka ve finans kurumları için ağır yaptırımlar
öngören 5411 sayılı Bankacılık Kanunu.
20
Sosyal Güvenlik Kurumu;
Sosyal sigortalar sisteminin yönetimini, işleyişi ile ilgili usûl ve
esasları, finansman ve karşılanma yöntemlerini belirleyen, yönetim
organlarında ve karar süreçlerinde ilgili sosyal tarafların etkin katılımını
öngören, Emekli Sandığı, Bağ-Kur ve Sosyal Sigortalar Kurumunu
birleştirerek sosyal güvenlik alanında mükerrer emeklilik ve hak
sahipliğini ortadan kaldıran 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu
Kanunu.
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası;
Sosyal sigortalar ile genel sağlık sigortası hak ve yükümlülüklerini
düzenleyen, kayıt dışı istihdamla mücadele çerçevesinde Sosyal
Güvenlik Kurumu ile bankalar ve ilgili kurum ve kuruluşlar arasında
bilgi paylaşım usûllerini belirleyen, Sosyal Güvenlik Kurumuna en geniş
anlamıyla elektronik ortamda hizmet sunum yetkisi veren, ayrıca işçi
ücretlerinin bankalar vasıtasıyla ödenmesi yükümlülüğü getirerek
ücretlerde kayıtlılığı öngören 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu.
Suç Gelirlerinin Aklanması ve Kaçakçılıkla Mücadele;
Ulusal ihtiyaçların yanı sıra uluslararası düzenlemeler de göz
önünde bulundurularak hazırlanan ve suçla mücadelede malî sektörle
işbirliğinin güçlendirilmesi, güçlü bir veri sistemi kurulması, bu suretle
malî bilgilerden hareketle suça ve suçluya ulaşılması, yükümlülüklere
uyumun takibinde etkinlik ve uluslararası gelişmelerle paralellik
sağlanması amacıyla 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının
Önlenmesi Hakkında Kanun ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele
Kanunu.
Petrol Piyasası;
Petrol piyasasının sağlıklı işleyebilmesini teminen, petrol
kaçakçılığından kaynaklanan haksız rekabetin önlenerek, adil bir rekabet
ortamının ve ürün güvenliğinin sağlanması ve petrol kaçakçılığı ile daha
etkin mücadele edilebilmesi amacıyla 5576 sayılı Petrol Piyasası
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun.
Türk Ceza Kanununda Değişiklik;
Yolsuzlukla mücadele bağlamında uluslararası yükümlülüklerin
yerine getirilmesi amacıyla, yabancı ülkede işlenen rüşvet suçundan
21
yargılama yapılabilmesi için Adalet Bakanının izin vermesi şartının
kaldırılması, suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi ve suçtan
kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçlarının kapsamının
genişletilmesi, özel hukuk çerçevesinde faaliyette bulunan özel hukuk
tüzel kişisinin organ veya temsilcisi ya da görevlileri tarafından;
dolandırıcılık, ihaleye veya edimin ifasına fesat karıştırma, rüşvet, suçtan
kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama, zimmet, kaçakçılık, kaçak
petrole ilişkin suçlar ile terörün finansmanı suçlarının tüzel kişinin
yararına olarak işlenmesi hâlinde ayrıca bu tüzel kişiye idarî para cezası
verilebilmesi amacıyla 5918 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun.
Diğer uygulamalar;
Yapılan kanunî düzenlemelere ek olarak, akaryakıt kaçakçılığı ile
mücadele kapsamında yürürlüğe konulan ulusal marker uygulaması, eDevlet kapsamındaki uygulamalar, suç gelirlerinin aklanmasının
önlenmesine ilişkin çalışmalar, kamu yönetiminde saydamlık ekseninde
yürütülen diğer çalışmalar, mevzuatın basitleştirilmesi, idarî yüklerin ve
kırtasiyeciliğin azaltılması ile yerli ve yabancı yatırımcılar açısından
yatırım ortamının iyileştirilmesine ilişkin çalışmalar ve Ülkenin her
yerinden vatandaşların şikâyet ve taleplerine ilişkin başvuruları alan ve
izleyen Başbakanlık İletişim Merkezinin (BİMER) kurulması,
yolsuzlukların önlenmesi ve saydamlığın artırılması bağlamında önemli
katkılar sağlamıştır.
Ayrıca, yolsuzlukla mücadelenin güçlendirilmesine doğrudan katkı
sağlayacak nitelikte hazırlanarak kabul edilen Yargı Reformu Stratejisi
ve Kayıtdışı Ekonomi ile Mücadele Stratejisi de uygulanmaya
başlamıştır.
Küreselleşme ve bilgi teknolojilerindeki gelişmeler sonucunda, suç
kavramının ülke sınırlarını aşan bir yapıya büründüğü, suçlularla ve
yolsuzlukla mücadelenin daha da zorlaştığı bir gerçektir. Bu kapsamda,
ülke tecrübelerinin paylaşımı ile ikili teknik ve adlî işbirliği büyük önem
taşımaktadır.
Bu çerçevede Ülkemiz;
a) Avrupa Konseyi Yolsuzluğa Karşı Özel Hukuk Sözleşmesini
2003 yılında,
22
b) Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü Uluslararası Ticari
İşlemlerde Yabancı Kamu Görevlilerine Verilen Rüşvetin Önlenmesi
Sözleşmesini 2003 yılında,
c) Sınır Aşan Örgütlü
Sözleşmesini 2003 yılında,
Suçlara
Karşı
Birleşmiş
Milletler
ç) Avrupa Konseyinin Suçtan Kaynaklanan Gelirlerin Aklanması,
Araştırılması, Ele Geçirilmesi ve El Konulmasına İlişkin Sözleşmesini
2004 yılında,
d) Avrupa Konseyi Yolsuzluğa Karşı Ceza Hukuku Sözleşmesini
2004 yılında,
e) Hukuki veya Ticari Konularda Yabancı Ülkelerde Delil
Sağlanması Hakkında Sözleşmeyi 2004 yılında,
f) Birleşmiş Milletler Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesini 2006
yılında,
onaylamıştır.
Ayrıca, Ülkemiz yolsuzlukla mücadele alanında faaliyet gösteren
Avrupa Konseyinin Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubuna (GRECO)
2004 yılında üye olmuştur.
Yukarıda bahsedilen düzenlemeler, çalışmalar ve uluslararası
işbirliğine ilişkin uygulamalar neticesinde, Ülkemizin yolsuzlukla
mücadele alanında önemli ilerlemeler kaydettiği ve bu ilerlemelerin
yolsuzlukla ilgili değerlendirmeler yapan uluslararası kuruluşların
çalışmalarına da yansıdığı görülmektedir. Örneğin, Ülkemiz,
Uluslararası Saydamlık Örgütü (Transparency International) tarafından
yayınlanan Yolsuzluk Algılama Endeksinde (Corruption Perception
Index–CPI) 2003 yılında 3.1 puanla 133 ülke arasında 77 nci sırada yer
alırken, 2009 yılında 4.4 puanla 180 ülke arasında 61 inci sıraya
yükselmiş, 2010 yılında ise 4.4 puanla 178 ülke arasında 56 ncı sıraya
yükselmiştir. 22
22
http://www.transparency.org/(Corruption Perception Index–CPI) (E.T.07.08.2011)
23
İKİNCİ BÖLÜM
MAL BEYANI MECBURİYETİ
Ülkemizde kamu hizmetinde bulunanların mal beyanına tabi
tutulmaları 1926 yılından itibaren Kanun gereği olup, 1960’lı yıllardan
itibaren ise, 1961 ve 1982 tarihli Anayasamızın gereğidir. 23 Mal beyanının
en temel amacı, kanuna veya genel ahlaka uygun olarak sağlandığı ispat
edilemeyen haksız mal edinmenin önlenmesi ve dolayısıyla rüşvet ve
yolsuzluklarla mücadeledir.
Ülkemizde devletin ekonomideki payı nedeniyle kamu görevlileri
özel menfaatlere konu olabilmektedir. Rüşvet ve yolsuzluğun önlenmesi
için gerek ulusal ve gerekse uluslararası boyutta önemli çalışmalar
yapılmış ve yapılmaya devam edilmektedir. Kamu görevlilerinden mal
beyanı alınmasına dair ulusal mevzuatımızda yer alan düzenlemelerin
neler olduğu yani mal beyanının tarihçesi aşağıda açıklanacaktır.
1. 3628 SAYILI KANUN (1990) ÖNCESİ DÖNEMDE
MEMURLARIN MAL BEYANNAMESİ VERME MECBURİYETİ
3628 sayılı Kanun öncesi Cumhuriyet dönemine ilişkin bir inceleme
yaptığımızda kamu hizmetinde bulunanların mal beyannamesi verme
mecburiyetine yönelik yasal düzenlemelerin 85 yıl öncesinde mevcut
olduğu görülmüştür.
17 Mart 1926 tarihli ve 788 sayılı Memurin Kanununun 2 nci
maddesindeki “İş bu kanunun ahkâmı askerden maada bilumum Devlet
memurlarına şamildir…” hükmüne göre kapsama tüm Devlet memurları
dahil edilmiş olup, 10 uncu maddesindeki, “ Her memurun sicili bulunur
ve atideki hususat sicilin esaslarını teşkil eder:… Y- Emlaki ve serveti ve
bunların menşeleri…” hükmüne göre ise tüm Devlet memurlarının
gayrimenkulü ve serveti ve bunların kaynağı ile sebebinin sicil
dosyalarında bulunacağı belirtilmiştir.
1990 öncesi altmış yıllık dönemde, 20.05.1930 tarihli ve 1609 sayılı
Bazı Cürümlerden Dolayı Memurlar ve Şerikleri Hakkında Takip ve
Muhakeme Usulüne Dair Kanun, 29.05.1942 tarihli ve 4237 sayılı
Fevkalade Hallerde Haksız Olarak Mal İktibas Edenler Hakkında Kanun,
23
2709 s. T.C. Anayasası md. 71
24
10.06.1949 tarihli ve 5440 sayılı Memur ve Hizmetlilerden Mal
Beyannamesi Alınması Hakkında Kanun, 09.08.1983 tarihli ve 2871 sayılı
Kamu Görevlileri ile İlgili Mal Bildirimi Kanunu uygulanmıştır. 24
1.1. 1609 SAYILI KANUN
20.05.1930 tarihli ve 1609 sayılı Bazı Cürümlerden Dolayı Memurlar
ve Şerikleri Hakkında Takip ve Muhakeme Usulüne Dair Kanunun 1 inci
maddesindeki; “İrtikaptan rüşvet vermekten, ihtilas ve zimmete para
geçirmekten, gerek doğrudan doğruya ve gerek memuriyet vazifesini suistimal
suretiyle kaçakçılıktan ve resmen vukubulan müzayede ve münakasalara ve alım
ve satıma fesat karıştırmaktan ve Devlet hariciyesine ait mahrem evrakı veya
şifreleri ifşa veya ifşaya sebebiyet vermekten ve bu cürümlere iştirakten maznun
olanlar…” hükmüne göre yapılacak soruşturmalarda 4 üncü ve 5 inci
maddelerindeki; “İrtikap veya rüşvet maznunlariyle şeriklerine müstantik
tarafından gerek kendilerinin ve gerekse karılarının bütün servetlerini ve
yaşayış tarzlarını menbalariyle gösterir bir beyanname vermeleri
emrolunur. Maznunlar bu beyannameyi vermeğe ve beyannamede yazılı
servete haklı bir surette malik olduklarını ispata mecburdurlar. Bu
mecburiyeti ifa etmiyen veya ifada taallül gösteren maznunlar tevkif olunur.
Son tahkikatın açılmasına karar vermek bu beyannameye müsteniden tahkikatın
ikmaline bağlıdır. Dördüncü madde mucibince maznunların vermek
mecburiyetinde bulundukları beyannamenin hilafı anlaşılırsa mahkemece irtikap
ve rüşvetin takdiri delillerinden sayılmağa kafi görülmese bile maznun hakkında
rüşvet ve irtikap davasını gören mahkeme tarafından karar neticesinde ceza
kanununun 343 üncü maddesinin ikinci fıkrası tatbik olunur…” hükümlere
göre sanıklardan ve bu suçlara iştirak edenlerden servet beyannamesi
alınmasını ve bu beyannamenin gerçek dışı olması halinde uygulanacak
ceza belirtilmekte ve Kanunun uygulanabilmesi için, o memurun
Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkata tabi bulunması ve
işlediği suçun Kanununda belirtilen suçlardan olması gerekmekte idi.
Ayrıca adli makam ve mercilerin soruşturmaya başlaması ancak idari
merciin izniyle mümkündü. 25 Bu kanun 19.4.1990 tarih ve 3628 sayılı
Kanunun 23 üncü maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.
SÖKMEN, Uğur: “3628 sayılı Kanuna Göre Soruşturma ve Suçlar”, Maliye Bakanlığı Personel
Genel Müdürlüğü, El Kitabı: 9, Ankara, Mayıs 2005, s. 18-22.
25
SÖKMEN, Uğur: a.g. el kitabı: 9, Ankara, Mayıs 2005, s. 21.
24
25
1.2. 4237 SAYILI KANUN
29.05.1942 tarihli ve 4237 sayılı Fevkalade Hallerde Haksız Olarak
Mal İktibas Edenler Hakkında Kanunun 1, 2 ve 3 üncü maddelerindeki
“Devamlı veya muvakkat surette, ücretli veya ücretsiz, ihtiyari veya mecburi
olarak bir amme vazifesi veya hizmeti gören Devlet veya diğer her türlü amme
müesseseleri memur ve müstahdemleri, diğer kimseleri, müesseselerde
hizmet edenleri, amme menfaatlerine hadim cemiyetlerin idare uzuvlarıyle
ücretli veya ücretsiz memur veya müstahdemleri, hakim ve müddeiumumilerle
hakim sınıfından sayılan şahısların kendileriyle karı veya kocalarının veya
velayeti altında bulunan çocuklarının yaşayış tarzları veya mal durumları,
gelirleriyle mütenasip olmıyanlardan bu kanun hükümlerine göre tevfikan
bir beyanname istenebilir. Mal durumunda gayrimenkul mallarla, para,
esham, tahvilat, altın, mücevher gibi menkul mallar, her türlü alacak ve diğer
haklar dahildir. Beyanname mahrem olarak istenir. Beyanname istemeye alakalı
vekil veya onun selahiyet vereceği amire aittir. Beyanname, alakalının karı
veya kocasiyle, velayeti altında bulunan çocuklarının bütün malları,
yaşayış tarzları, bu malların ne suretle iktisap ve bu yaşayış tarzının
nasıl temin edildiğine ve bunlara ait bütün gelirleri ihtiva eder. “
hükümlerine göre, kimlerden hangi halde beyanname isteneceği,
beyanname
istemeye
selahiyetli
merciler
belirlenmiş,
diğer
hükümlerinde ise, beyanname ve vesikaların verilmesi müddeti,
beyannamenin ihtiva edeceği hususlar, beyanname vermiyen veya
noksan verenler hakkında yapılacak muamele, tahkikat usulü, tahkik
memuru ve selahiyetleri, haciz, işten el çektirme, tahkik emrini veren
merci; tahkikat sonucunda haksız olarak mal iktibas edildiğine, hakikat
hilafi beyanname verildiğine, sahte vesikalar ibraz edildiğine, haksız
olarak iktibas edilen malların kaçırıldığına veya gizlendiğine kanaat
getirirse muhakemeleri yapılmak üzere tahkikat evrakını Cumhuriyet
müddeiumumîsine tevdi ve müddeiumumîsince ayrıca tahkikat icra
etmeksizin iddianame ile mahkemeye verme, mahkemece verilecek
müsadere ve ceza hükümleri belirlenmiştir.
4237 sayılı Fevkalade Hallerde Haksız Olarak Mal İktibas Edenler
Hakkında Kanun adından da anlaşılacağı üzere olağan durumlarda
uygulanmamıştır. Fevkalade hallerde ve dönemlerde yani, umumi veya
kısmi seferberlik, Devletin bir harbe girmesi ihtimali, Türkiye
Cumhuriyetini de alakalandıran yabancı Devletlerarasındaki harp
halinde uygulanan bir kanundur. 18.01.1940 tarih ve 3780 sayılı Milli
26
Koruma Kanununa göre, İcra Vekilleri Heyetince, fevkalade hallerin
zuhuruna binaen 19.01.1940 tarihinde ilan edilen fevkalade hal,
fevkalade hallerin hitam bulduğu 16.09.1960 tarihinden itibaren
kaldırılmıştır. 4237 sayılı Kanun fevkalade halin sona ermesinden
itibaren geçecek beş yıl içinde fevkalade hallerde haksız olarak mal
iktibas edenler hakkında dahi tatbik edildiğinden 16.09.1965 tarihinden
sonra fiilen yürürlükte olmamıştır. Bu nedenle, 16.09.1960 tarihinden
2871 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 10.08.1983 tarihine kadar kamu
görevlilerinden mal beyanı alınmasına dair uygulamalar, 5440 sayılı
Kanun hükümlerine göre yapılmıştır. 26 Bu kanun 09.08.1983 tarihli ve
2871 sayılı Kanunun 21 inci maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.
1.3. 5440 SAYILI KANUN
10.06.1949 tarihli ve 5440 sayılı Memur ve Hizmetlilerden Mal
Beyannamesi Alınması Hakkında Kanunun 1 inci maddesindeki,
“Devamlı veya geçici surette bir amme vazifesi veya hizmeti gören Devlet daire
veya diğer her türlü amme müesseseleriyle 3659 sayılı Kanunun şümulüne
giren teşekkül ve müesseselere ve amme menfaatine hadim cemiyetlere alınacak
hizmetli ve vazifelilerden kendileriyle karı veya kocalarının ve velayetleri
altındaki çocuklarının menkul ve gayrimenkul malları ve borçları
hakkında bir beyanname alınır. Menkul mallar tabirine para, esham,
tahvilat, altın vs mücevher gibi mallarla her türlü alacak ve diğer haklar
dahildir.” hükmü ile 2 nci maddesindeki; “Birinci maddede beyan olunan
daire, müessese, teşekkül ve cemiyetlerde vazife ve hizmet görenler ilk
beyanname tarihinden sonra geçecek her beş yılda yeniden bir beyanname
vermeye ve bu süre içinde menkul ve gayrimenkul mallarında önemli bir
değişiklik vukua geldiği takdirde bunu da bir ay içinde ayrıca bildirmeye
mecburdurlar.” hükmü ile mal beyannamesi ve ek beyan mecburiyeti
getirilmiş, 3 üncü maddesindeki “Birinci maddede bildirilen beyannameyi
vermiyenler diğer kabul şart ve vasıflarını haiz olsalar dahi işe alınmazlar. İkinci
madde gereğince her beş yılın sonunda verilmesi lazımgelen beyannameyi
yapılan tebligata rağmen bir ay içinde vermiyenlerle menkul ve gayrimenkul
mallarında vukua gelen önemli değişiklikleri bir ay içinde bildirmiyenler
hakkında inzibat kurul veya mercileri tarafından gecikme sebebine ve
beyanname vermiyenin durumuna göre gereken inzibati cezalardan her hangi
biri bu cezalara mahsus sebeplere ve sıraya bağlı olmaksızın tertip olunabilir.”
26
SÖKMEN, Uğur: a.g.el kitabı: 9, Ankara, Mayıs 2005, s. 21.
27
hükmü ile de mal beyannamesi vermeyenler hakkında uygulanacak
cezai hükümlerden bahsedilmiştir. Yine Kanunun geçici 2 nci
maddesindeki; “Yukarıdaki maddede yazılı beyannameler inzibat kurulu veya
mercilerince incelenerek durumu şüpheli görülenlerden 4237 sayılı Kanun
uyarınca beyanname istenir. İnzibat kurulu veya mercileri bu beyannameyi ve
birlikte verilmiş vesikalar varsa bunları inceledikten sonra soruşturmaya lüzum
görülürse evrakı alakalının sıfatına göre tabi olduğu mahkeme Cumhuriyet
Savıcısına veya adli amire tevdi ederler. Cumhuriyet Savıcısıyla adli amir
yapacakları hazırlık soruşturması sonunda işi takibe değer görürlerse kamu
davasını açarlar. Bundan sonraki usul muameleleri Ceza Muhakemeleri Usulü
ve Askeri Muhakeme Usulü Kanunları hükümlerine uygun olarak yapılır ve
4237 sayılı Kanunun diğer hükümleri yerine göre uygulanır. Cumhuriyet
savıcısı ve adli amir yapacakları soruşturma sırasında 4237 sayılı Kanunun 10
ncu maddesinde yazılı tedbirin alınmasına lüzum görürlerse hazırlık
soruşturmasında sulh yargıcından ve ilk ve son soruşturmalarda yetkili yargıç
ve mahkemelerden bir karar isterler. Tayinleri ile ait memurlar tarafından
verilen beyannameler hakkında valiler de inzibat kurul ve mercilerinin yukarda
yazılı yetkilerini haiz oldukları gibi ilin tayinleri merkeze ait memurlar hakkında
da “Jandarma ve gümrük muhafaza teşkilatından gayri askerler ile yargıçlar ve
yargıç sınıfından olanlar hariç” o memurun mensup olduğu bakanlığa müracaat
ederek 4237 sayılı Kanuna tevfikan beyanname istenmesini talep ve teklif
edebilirler. Subaylarla askeri memurlar ve askeri hizmette kullanılan aylıklı veya
ücretli sivil memurlar ve gedikli erbaşlar tarafından verilen beyannameler ilk ve
üst sicil amirleri tarafından tetkik olunur. Sicil amirlerinin düşüncelerinde
birlik bulunduğu takdirde doğrudan ve aralarında görüş ayrılığı çıkması halinde
ise muhtar sicil amirinin de mütalaası alındıktan sonra Milli Savunma,
Bakanlığına gönderilir. Bakanlık, sicil amirlerinin ekseriyet reyine göre yukarda
yazılı şekilde işlem yapar.” hükmü ile de kapsama girenler hakkında
soruşturma usulü düzenlenmişti.
5440 sayılı kanun hükümleri, memur ve hizmetlilerin bu göreve ilk
atanmalarında ve belli aralıklarla mal beyanında bulunmaları
yükümlülüğünü getirmekte, ancak beyan edilen malların haksız olarak
ve kanuna aykırı şekilde edinildiği yolundaki ihbar ve şikayetlerin
değerlendirilmesi ve bu şekilde zenginleşme nedenlerinin araştırılması
kanun hükümlerine göre mümkün olamamakta idi. Yine kamu
hizmetinde bulunanlar ile kamu görevlisi olan kimselere, kazandıkları
malları nereden ve nasıl edindikleri yolunda araştırma imkanı veren
28
4237 sayılı Fevkalade Hallerde Haksız olarak Mal İktibas Edenler
Hakkında
Kanun
hükümleri
de
olağan
durumlarda
uygulanamamaktaydı. Dolayısıyla 5440 sayılı Kanun kapsamlı
düzenlenmiş değildi. 4237 sayılı kanunun 16.09.1960 tarihinde fiilen
yürürlükten kalkışı nedeniyle (16.09.1960 – 09.08.1983) döneminde
yürürlükte kalmıştır. Bu kanun 09.08.1983 tarihli ve 2871 sayılı kanunun
21 inci maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır. 27
1.4. 2871 SAYILI KANUN
09.08.1983 tarihli ve 2871 sayılı Kamu Görevlileri ile İlgili Mal
Bildirimi Kanununun 1 inci maddesinde, “…kamu görevlilerinin mal
bildiriminde
bulunmalarını,
bildirimlerin
yenilenmesini,
mal
edinmelerinin denetimiyle haksız mal edinme veya gerçeğe aykırı
bildirimde bulunma hallerinde yapılacak inceleme ve soruşturma
işlemlerini düzenlemektir.” hükmüne göre kanunun amacı belirlenmiş,
kapsam başlıklı 2 nci maddesinde ise hemen hemen bütün kamu
görevlileri kanun kapsamına alınmıştır. Ayrıca, Kanuna veya genel
ahlaka uygun olarak sağlandığı ispat edilemeyen mallar veya ilgilinin
sosyal yaşantısı bakımından geliriyle uygun olduğu kabul edilemeyecek
harcamalar şeklinde ortaya çıkan artışlar, bu Kanunun uygulanmasında
haksız mal edinme sayılmıştır. Diğer maddelerde ise; bildirimlerin
konusu, bildirimin zamanı, bildirimin yenilenmesi, bildirimin verileceği
merciler, bildirimlerin gizliliği, soruşturma ve kovuşturma açılması ile
ceza hükümleri düzenlenmiş, bu kanundaki iş ve işlemler hakkında
genel bir çatı oluşturulmuştur. 28 Ancak, 2871 sayılı Kamu Görevlileri ile
İlgili Mal Bildirimi Kanunu uygulamada istenilen sonucu sağlayamamış
ve bu kanun 19.4.1990 tarih ve 3628 sayılı Kanunun 23 üncü maddesi ile
yürürlükten kaldırılmıştır. 29
SÖKMEN, Uğur: a.g.el kitabı: 9, Ankara, Mayıs 2005, s. 22.
SÖKMEN, Uğur: a.g.el kitabı: 9, Ankara, Mayıs 2005, s. 22.
http://www.mevzuat.gov.tr/Metin.Aspx?MevzuatKod=1.5.3628&MevzuatIliski=0&sourceXmlSear
ch=
27
28
29
29
2. 3628 SAYILI KANUN (1990 SONRASI) DÖNEMİNDE KAMU
GÖREVLİLERİNİN
MAL
BİLDİRİMİNDE
BULUNMA
MECBURİYETİ
2.1. 3628 SAYILI KANUN
3628 sayılı Kanunun çıkarılmasının genel gerekçesinde, rüşvet ve
yolsuzlukla mücadele için 2871 sayılı Kamu Görevlileri ile İlgili Mal
Bildirimi Kanunu uygulamada istenilen sonucu sağlayamamıştır. Bu
itibarla kamu görevlilerinin mal bildiriminde bulunmaları işlemlerine ve
bununla ilgili müeyyidelere işlerlik kazandırmak, cumhuriyet savcısına
izin almadan takibat yetkisi vermek ve bu suretle rüşvet ve
yolsuzluklarla daha etkin mücadele edebilmek için bu kanun teklifi
hazırlanmış bulunmaktadır. 30
2871 sayılı Kamu Görevlileri ile İlgili Mal Bildirimi Kanununa göre,
rüşvet ve yolsuzlukla mücadelede istenilen sonucun sağlanamamasının
bir nedeni de, 1609 sayılı Bazı Cürümlerden Dolayı Memurlar ve
Şerikleri Hakkında Takip ve Muhakeme Usulüne Dair Kanunun 1 inci
maddesindeki “…İrtikap, rüşvet vermek, ihtilas ve zimmete para geçirmek,
gerek doğrudan doğruya ve gerek memuriyet vazifesini suistimal suretiyle
kaçakçılık ve resmen vukubulan müzayede ve münakasalara ve alım ve satıma
fesat karıştırmak ve Devlet hariciyesine ait mahrem evrakı veya şifreleri ifşa
veya ifşaya sebebiyet vermek ve bu cürümlere iştirak etmek…” suçlarından
sanık olanlar hakkında Memurin Muhakematı Kanunu hükümleri
uygulanmayıp, Cumhuriyet Savcısının dava açabilmek için idari
makamdan izin istemesidir. İzin verilmez ise kovuşturma
yapılamıyordu. Bu sebeple, 1609 sayılı Kanunun etkinliği ve istisnai
özelliği sağlanamıyordu.
3628 sayılı Kanun döneminde mal bildiriminde bulunma
zorunluluğunun kapsamı oldukça genişletilmiş ve kamu hizmetinde ve
kamu görevinde bulunanların hepsi kapsama dahil edilmiştir. Ayrıca,
3628 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 19.4.1990 tarihi itibarıyla 1609
sayılı Bazı Cürümlerden Dolayı Memurlar ve Şerikleri Hakkında Takip
ve Muhakeme Usulüne Dair Kanun ve 2871 sayılı Kamu Görevlileri ile
İlgili Mal Bildirimi Kanunu yürürlükten kaldırıldığından, bu iki kanun
birleştirilip genişletilerek hem mal bildirimini, hem de rüşvet ve
TBMM, Tutanak Dergisi, Dönem: 18, Yasama Yılı:3, Cilt 44, 104 üncü Birleşim, 18.04.1990,
Çarşamba.
30
30
yolsuzluklarla mücadele kapsamında kanunda sayılan suçlarla bazı
suçları kapsama dahil edilmiştir.
Mal beyanına yönelik olarak yapılan çalışmalardan en önemlisi ve
kapsamlısı diyebileceğimiz mevzuat 19.04.1990 tarihli ve 3628 sayılı Mal
Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele
Kanunudur. Bu kanunun uygulanma şeklini gösteren 15.11.1990 tarihli
ve 20696 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Mal
Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelikte ise; verilecek olan mal
beyanının şekli, düzenleniş biçimi, sayısı, neleri kapsayacağı, merciine
nasıl ulaştırılacağı ve bu Kanunun uygulanmasına ilişkin diğer esas ve
usuller düzenlenmiştir.
Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele
Kanununun genel gerekçesinde belirtildiği gibi, rüşvet ve yolsuzluk
fiilleri Devleti zafiyete uğratan sosyal bir yaradır. Bununla mücadele için
getirilen 09.08.1983 tarihli ve 2871 sayılı Kamu Görevlileri ile İlgili Mal
Bildirimi Kanunu uygulamada istenilen sonucu sağlayamadığı için
19.04.1990 tarihli ve 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve
Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu çıkartılmıştır.
31
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
MAL BEYANININ AMACI
1. RÜŞVET VE YOLSUZLUKLARI ÖNLEMEK
Ülkemizde devletin ekonomideki payı ve ekonomiyi yönetmesi
nedeniyle kamu görevlileri özel menfaatlere konu olabilmektedir.
Kamu hizmetinde ve kamu görevinde bulunanların gerek
kendileriyle ilgili, gerekse eşleriyle ve velayetleri altındaki çocuklarıyla
ilgili olan, mülkiyetlerinde bulunan bütün taşınır ve taşınmaz malları,
yaşayış tarzları, bu malları ne suretle edindikleri ve yaşayış tarzının nasıl
sağlandığına ait bütün gelirleri, alacak ve borçları ile haklarını mal
beyannamesiyle bildirmek zorundadırlar.
Böylece, kamu hizmetinde ve kamu görevinde bulunanların mal
beyanına tabi tutulmuş olmalarıyla, kanuna, ahlaka, hak ve adalete
uygun olmayan haksız mal edinmenin önüne geçilmiş ve dolayısıyla
rüşvet ve yolsuzluğun önlenmesi amaçlanmış olmaktadır.
Zaten, 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve
Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu gereğince mal bildiriminin en baştaki
amacı rüşvet ve yolsuzluklarla mücadeledir. 31
Buna göre; Rüşvet ve yolsuzluklarla mücadele cümlesinden olarak;
3628 sayılı Kanunda sayılanların mal bildiriminde bulunmalarını,
bildirimlerin yenilenmesini, mal edinmelerin denetimiyle, haksız mal
edinme veya gerçeğe aykırı beyanda bulunma halinde uygulanacak
hükümleri, bu Kanunda belirlenen suçlarla bazı suçlardan dolayı kamu
görevlileri ve suç ortakları hakkında takip ve muhakeme usulünü
düzenlemek olarak mal bildiriminde bulunmanın amacı belirlenmiştir. 32
Görüldüğü üzere, mal beyanının en temel amacı rüşvet ve
yolsuzluklarla mücadeledir.
SÖKMEN, Uğur: Kamu Hizmetinde ve Kamu Görevinde Bulunanların Servet Beyanı, Mali
Kılavuz Dergisi, Yıl:12, Sayı:47, Ocak-Mart 2010. S. 17
32
3628 s. MBBRYMK, Md.1
31
32
2. YÜKÜMLÜLERİN
İŞLEMESİNİ ÖNLEMEK
RÜŞVET
VE
YOLSUZLUK
SUÇU
Mal beyanının en temel amacı rüşvet ve yolsuzluklarla
mücadeledir. Bir diğer amaç ise, mal beyanında bulunmakla yükümlü
tutulanların rüşvet ve yolsuzluk suçu işlemesini önlemek ve rüşvet ve
yolsuzluk suçlamalarından korunmasını sağlamaktır.
Rüşvet ve yolsuzluklarla mücadele edilebilmesi ve dolayısıyla mal
beyanında bulunmakla yükümlü tutulanların rüşvet ve yolsuzluk
suçlamalarından korunmasını sağlamak için kamu hizmetinde ve kamu
görevinde bulunanların gerek kendileriyle ilgili, gerekse eşleriyle ve
velayetleri altındaki çocuklarıyla ilgili olan, mülkiyetlerinde bulunan
bütün taşınır ve taşınmaz malların, yaşayış tarzlarının, bu malların ne
suretle edinildiğinin ve yaşayış tarzının nasıl sağlandığına ait bütün
gelirlerinin, alacak ve borçları ile haklarının bilinmesi gereklidir.
Mal beyanında bulunmakla yükümlü tutulanların rüşvet ve
yolsuzluk suçu işlemesini önlemek ve rüşvet ve yolsuzluk
suçlamalarından korunmasını sağlamaktır. Danıştayın görüşü de bu
yöndedir. “…Bu hükümler birlikte ele alındığında, üstlendiği hizmetin niteliği
dikkate alınarak yasa koyucu tarafından belirlenmiş olan görevlilerin mal
bildirimi vermekle yükümlü kılınmasının amacının, bu kişilerin rüşvet ve her
türlü yolsuzluk suçu işlemesini önlemek ve bu suçlamalardan korunmasını
sağlamak olduğu açıkça görülmektedir. Bu amacın gerçekleşmesi için genel
olarak kişinin her türlü mal, gelir, hak ve borçlarının bilinmesi gereklidir…” 33
33
Danıştay 1. D. 22.1.1991 tarih ve E:1991/3; K:1991/7 sayılı kararı
33
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
MAL BEYANININ KAPSAMI
1. KİŞİLER AÇISINDAN KANUNUN KAPSAMI
3628 sayılı Kanunda mal beyanına tabi tutulanların kapsamı
oldukça geniş tutulmuştur. 3628 sayılı Kanun, sadece kamu görevlilerini
değil, kamu hizmeti gören bazı kişileri ve bunların suç ortaklarını da
kapsamına almıştır. Kapsama alınanların ortak özelliği, kamuya hizmet
eden, kamuoyunun itibar etmesi beklenen ve kamuyla yüz yüze gelen
kişiler olmalarıdır.
1.1. KAPSAMA GİREN KİŞİLER
1.1.1. Kanunda Sayılanlar
3628 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin üçüncü tümcesinde geçen
“…Bu Kanunda sayılanların…” ifadesi kanunun sadece kamu
görevlilerini değil, Kanunun 2 nci maddesinde mal beyanında
bulunmakla yükümlü tutulan işçi niteliği taşımayan kamu görevlilerinin
tamamı ile kamu görevlisi olmayan ancak kamu adına görev yapan bir
kısım kişileri de kapsadığını göstermektedir.
1.1.1.1. Her Tür Seçimle İş Başına Gelen Kamu Görevlileri ve
Dışardan Atanan Bakanlar Kurulu Üyeleri, (Muhtarlar ve İhtiyar
Heyeti Üyeleri Hariç)
Seçim, kendilerine memuriyet, temsil yetkisi verilecek, kanuni
şartlara uygun birden fazla aday arasındaki kişilerin, bir kısım veya
bütün vatandaşlar tarafından tercihte bulunması işlemi; Tayin etme,
atama işleminin zıddı. Seçim; yasama, yürütme ve yargı organlarının
üyelerinin seçiminde de kullanılır.
T.B.M.M. 24. dönem üyelerini belirlemek için 12 Haziran 2011
tarihinde yapılan Milletvekili Genel Seçimleri sonucunda 550 kişi
milletvekili seçilmiştir.
29 Mart 2009 tarihinde yapılan Mahallî İdareler Seçimi sonuçlarına
göre, 16’sı büyükşehir, 143’ü büyükşehir ilçe, 65’i il, 749’u ilçe, 1977’i
belde olmak üzere toplam 2950 kişi belediye başkanı seçilmiştir. Belediye
meclis üyeliğine seçilen kişi sayısı 30450’dir. 34 81 ilin il genel meclisi
34
http://blog.milliyet.com.tr/Yerel_yonetim_secimleri__1_/Blog/?BlogNo=120433 ET: 02.03.2010
34
üyeliğine seçilen kişi sayısı 3269’dir. Yerel seçimle köy ve mahalle
muhtarları da seçilmiştir.
Halk oylamasıyla, genel ve mahalli seçimler ile birlikte, TBMM’nin
kendi içinde yaptığı seçim neticesinde kamu görevine seçilenler ve
dışarıdan atanan Bakanlar Kurulu üyeleri 3628 sayılı Kanunun
kapsamına dahil edilmiş, muhtarlar ve ihtiyar heyeti üyeleri kapsam
dışında tutulmuştur.
Halk
oylamasıyla
iş
başına
gelen
kamu
görevlisi,
Cumhurbaşkanıdır. Cumhurbaşkanı (eski reisicumhur), Cumhuriyet ile
yönetilen ülkelerdeki devlet başkanı. Cumhurbaşkanı, Cumhuriyet
rejimi ile idare edilen ülkelerde, genellikle devlet başkanına verilen
sıfattır. Cumhurbaşkanı 35, kırk yaşını doldurmuş ve yüksek öğrenim
yapmış TBMM üyeleri veya bu niteliklere ve milletvekili seçilme
yeterliğine sahip Türk vatandaşları arasından, halk tarafından seçilir.
Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır. 36
Genel seçimle iş başına gelen kamu görevlileri, Milletvekilleridir.
Milletvekili, demokratik ülkelerde genel seçimler ile seçilerek
parlamentoda halkı temsil hakkı kazanan kişidir. Çoğu modern ülkede,
iki aşamalı meclisler olduğu için, milletvekili genelde alt kanattaki
üyelere verilen isimdir, zira üst kanadın senato gibi farklı bir ismi vardır
zaten. Türkiye‘de tek meclis vardır ve TBMM üyelerine milletvekili
denir. Milletvekilleri genelde belirli siyasi partilere bağlıdır. Bağımsız
olarak da istediği bölgeden seçime katılabilirler. Milletvekili; Anayasaya
göre millet meclisine seçimle giren millet temsilcisi, mebus, parlamenter,
vekil. Halkın, kendilerini temsil etmesi ve onların istekleri
doğrultusunda görev yapması için seçtiği delegelerdir. Ülkemizde
milletvekili olmak için bazı yeterliliklere sahip olunması gerekir. Bunlar:
25 yaşını doldurmuş olmak, en az ilkokul mezunu olmak, askerlik
hizmetini yapmış olmak, taksirli suçlar hariç, toplam 1 yıldan fazla hapis
cezası almamış olmak, devlet sırlarını açığa vurmamış, terör eylemlerine
katılma veya teşvikte bulunmamış olmaktır. Ülkemizde her seçim
35
“Her tür seçimle iş başına gelen kamu görevlileri” tabirine Cumhurbaşkanı dahil midir?
Sorusuna TBMM Genel Kurulunda Adalet Komisyonu Başkanı cevap olarak “Cumhurbaşkanı da
dahildir. Çünki, Cumhurbaşkanı da bir kamu görevlisidir.” Şeklinde cevaplandırmıştır. Anayasada
değişiklik için 21.10.2007 tarihinde yapılan halkoylaması sonucu Cumhurbaşkanı halk tarafından
seçilir.
36
2709 s. T.C. Anayasası md. 101
35
bölgesinden farklı oranlarda olmak üzere, toplamda 550 milletvekili
seçilir. Milletvekilleri yasama dokunulmazlığına sahiptirler. Türkiye
Büyük Millet Meclisinin seçimleri dört yılda bir yapılır. 37
Milletvekilleri seçilen kişiler, genel seçimle iş başına geldiklerinden
3628 sayılı Kanunun kapsamına dahil edilmişlerdir. 38
Dışardan atanan Bakanlar Kurulu üyeleri, Bakanlardır. Bakanlar
Kurulu veya kabine, demokratik devletlerde Başbakan‘ın başkanlık ettiği
ve tüm bakanların bir araya gelip kararlar aldığı kuruldur. Her bakan
kendi bakanlığını ilgilendiren işlerden ve emri altında çalışanların yerine
getirdikleri iş ve eylemlerden sorumludur. Bakanlar kurulu kararlarını
oy birliğiyle alır. Bakan’ın Anayasaya göre milletvekili olma
zorunluluğu yoktur.
Bakanlar Kurulu; Başbakan ve bakanlardan kurulur. Bakanlar
kurulunun öteki adı hükümettir. Başbakan, Cumhurbaşkanı tarafından
TBMM üyeleri arasından atanır. Bakanlar, TBMM üyeleri arasından ya
da milletvekili olma yeterliliğini taşıyan kişiler arasından, Başbakanca
seçilir ve Cumhurbaşkanınca atanır. 39 Bakanlar Kurulu, yürütme
organının siyasi yönden sorumluluk taşıyan kanadını meydana
getirmektedir. Bakanlar Kurulu, Başbakan ve bakanlardan oluşan
kolektif bir organdır.
Bakanlar Kurulu Üyeleri (26);
Başbakan,
Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı (4),
Adalet Bakanı,
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı,
AB Bakanı,
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı,
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı,
Çevre ve Şehircilik Bakanı,
Dışişleri Bakanı,
Ekonomi Bakanı,
37
2839 s. Milletvekili Seçim Kanunu, Md. 3, 5.
3628 s. MBBRYMK, Md. 2/a, 8/a
39
2709 s. TC Anayasası, md. 109.
38
36
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı,
Gençlik ve Spor Bakanı,
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı,
Gümrük ve Ticaret Bakanı,
İçişleri Bakanı,
Kalkınma Bakanı,
Kültür ve Turizm Bakanı,
Maliye Bakanı,
Milli Eğitim Bakanı,
Milli Savunma Bakanı,
Orman ve Su İşleri Bakanı,
Sağlık Bakanı
Ulaştırma Bakanıdır.
TBMM üyesi olmayan kişiler de bakan olarak atanabildiğinden,
dışarıdan atanan Bakanlar Kurulu üyeleri 3628 sayılı Kanun kapsamına
dahil edilmiştir. 40
MAHALLİ İDARE SEÇİMLERİYLE İŞ BAŞINA GELEN KAMU
GÖREVLİLERİ; BELEDİYE BAŞKANLARI, BELEDİYE MECLİS
ÜYELERİ İLE İL GENEL MECLİS ÜYELERİDİR.
Yerel yönetimlerin karar organları seçimle işbaşına gelmektedir.
Yerel seçim beş yılda bir yapılmaktadır. Yerel seçimlere ilişkin usul ve
esaslar kanunla düzenlenmiştir. 41
BELEDİYE BAŞKANLARI:
Belediye başkanlığı seçimlerinde en çok oy alan aday başkanlığa
seçilmektedir. 42 Belediye başkanı, belediye idaresinin başı ve belediye
tüzel kişiliğinin temsilcisidir. Son yerel seçim 29 Mart 2009 tarihinde
yapılmıştır. Yerel seçim sonuçlarına göre, 16’sı büyükşehir, 143’ü
büyükşehir ilçe, 65’i il, 749’u ilçe, 1978’i belde olmak üzere toplam
2950 kişi belediye başkanı seçilmiştir.
40
3628 s. MBBRYMK, Md. 2/a, 8/a
2972 s. Mahalli İdareler İle Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun,
42
2972 s. K. Md. 22
41
37
BELEDİYE MECLİS ÜYELERİ:
Belediye meclisi, belediyenin karar organıdır ve ilgili kanunda
gösterilen esas ve usullere göre seçilmiş üyelerden oluşmaktadır.
Belediye meclisi, belde halkının genel oyuyla seçilen bir genel karar
organıdır. Belediye meclisine, belediye başkanı başkanlık eder. Belediye
meclis üyeliği için, her belde bir seçim çevresidir. Üye sayısı ise beldenin
nüfusuna göre değişir, ancak dokuzdan az olamaz. Sekiz kategorideki
yapıda 9, 11, 15, 25, 31, 37, 45, 55 üye dağılımı şeklinde oluşmaktadır.
Son yerel seçimde belediye meclis üyeliğine seçilen üye sayısı
30450’dir. 43
İL GENEL MECLİS ÜYELERİ:
İl genel meclisi, il özel idaresi yönetiminin karar organıdır. İlçeler
adına seçilen üyelerden oluşur. Meclisin üye sayısı ilçe sayısına ve nüfus
oranına göre ilden ile farklılık gösterir. Görev süresi beş yıldır. İl genel
meclisine, kendi üyeleri arasından seçilmiş meclis başkanı başkanlık
eder. Son yerel seçimde il genel meclisi üyeliğine seçilen üye sayısı
3269’dir.
Her tür seçimle iş başına gelen kamu görevlilerine, mahalli idare
seçimleriyle iş başına gelenler de dahil olduğundan belediye başkanları,
belediye meclis üyeleri ile il genel meclis üyeleri de 3628 sayılı Kanun
kapsamına dahil edilmiştir. 44
TBMM’nin kendi içinde yaptığı seçim neticesinde kamu görevine
seçilenler; Sayıştay Başkan ve Üyeleri ile Radyo ve Televizyon Üst
Kurulu Başkan ve Üyeleridir.
- Sayıştay Başkan ve Üyeleri;
Sayıştay Başkanının seçimi; Sayıştay Başkanı, Sayıştay Kanununda
yazılı niteliklere sahip isteklilerden Ön Seçim Geçici Komisyonunca
belirlenecek iki aday arasından Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel
Kurulunca gizli oyla seçilir. Görev süresinin dolmasından otuz gün önce
veya makamın herhangi bir sebeple boşalmasından on gün sonra
Sayıştay Başkanı seçimine başlanır ve seçime başlama tarihinden itibaren
otuz gün içinde seçim sonuçlandırılır. Bu sürelerin hesabında, Meclisin
ara verme veya tatilde bulunduğu günler dikkate alınmaz. Sayıştay
43
44
http://blog.milliyet.com.tr/Yerel_yonetim_secimleri__1_/Blog/?BlogNo=120433, ET: 02.03.2010
3628 s. MBBRYMK, Md. 2/a, 8/n
38
Başkanı seçilebilmek için Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının
dörtte birinin bir fazlasından az olmamak kaydıyla, toplantıya
katılanların salt çoğunluğunun oyu aranır. Sayıştay Başkanının görev
süresi beş yıldır. Bir kimse en fazla iki defa Sayıştay Başkanı seçilebilir.
Başkanın görev süresi yeni Başkan göreve başlayıncaya kadar devam
eder. Görevi sona eren Başkan boş kadro şartı aranmaksızın Sayıştay
üyesi olarak göreve devam eder, boşalan ilk üye kadrosu kendisine
tahsis edilir ve en kıdemli üye sayılır. 45
Üyelerin seçimi; Sayıştay üyelerinin beşte üçü Sayıştay meslek
mensuplarından, geriye kalanların en az yarısı Maliye Bakanlığı meslek
mensuplarından olmak üzere bu Kanunun 12 nci maddesinde nitelikleri
belirlenen diğer adaylar arasından seçilir. Üyeliklerde boşalma olması
halinde daire başkanlığı kadroları da dahil olmak üzere boşalan
kontenjan için seçim yapılır. Sayıştay Başkanlığı boşalan üyelik sayısının
beşi bulduğu tarihten itibaren yedi gün içinde başlamak üzere, Resmi
Gazete ve diğer basın ve yayın organları aracılığıyla seçim için duyuru
yapar. Başvurular Sayıştaya yapılır. Üye adaylığı için başvuru süresi, ilk
duyuru tarihinden itibaren otuz gündür. Sayıştay Genel Kurulunca,
Sayıştaya başvuranların sicilleri üzerinde yapılacak inceleme sonucunda,
bu Kanunda yazılı niteliklere sahip oldukları anlaşılanlar arasından
mevcut üye sayısının salt çoğunluğunun gizli oyu ile her boş yer için
dörder aday seçilir. Aday seçimi, başvuru süresinin bitiminden itibaren
otuz gün içerisinde sonuçlandırılır. Seçim sonuçları, seçilen adayların
sicil özetleri ile birlikte Sayıştay Başkanlığınca seçimi takip eden üç iş
günü içerisinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulur.
Otuz günlük sürede seçim tamamlanamadığı takdirde, Sayıştay
Başkanlığı aday adaylıkları kabul edilmiş olanların tümünü, sicil özetleri
ile birlikte kontenjan gruplarını da belirtmek suretiyle Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına sunar. 46
Seçim usulü; Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda
yapılacak Sayıştay Başkanlığı ve Sayıştay üyeliği seçimleri için gerekli
değerlendirmeleri yapmak ve aday belirlemek üzere Sayıştay Başkanı ve
Üyeleri Ön Seçim Geçici Komisyonu kurulur. Ön Seçim Geçici
Komisyonu, Plan ve Bütçe Komisyonu üyeleri arasından, siyasi partiler
ile bağımsızların Türkiye Büyük Millet Meclisindeki temsil güçleri
45
46
6085 s. Sayıştay Kanunu, md. 13
6085 s. Sayıştay Kanunu, md. 14
39
oranında ve ad çekme usulü ile belirlenen onbeş kişiden oluşur. Plan ve
Bütçe Komisyonu Başkanı, kendi siyasi parti grubunun kontenjanından
Ön Seçim Geçici Komisyonuna katılır ve başkanlık eder. Ön Seçim Geçici
Komisyonu salt çoğunluk ile toplanır. Sayıştay Başkan adaylarının
seçiminde aday listesi, Sayıştay üye adaylarının seçiminde ise kontenjan
gruplarına göre düzenlenen birleşik oy pusulası kullanılır. Aday
seçimleri gizli oyla yapılır. Aday seçilebilmek için ilk turda üye tam
sayısının salt çoğunluğu, ikinci turda oylamaya katılanların salt
çoğunluğu aranır. İlk iki oylamada sonuç alınamadığı takdirde, üçüncü
oylamada geçerli oyların en yükseğini alanlar seçilmiş sayılır. Adayların
belirlenmesi sırasında oylarda eşitlik olması halinde, eşit oy alanlar
arasında yeniden oylama yapılır. Ön Seçim Geçici Komisyonu gerekli
gördüğü hallerde adaylarla mülakat yapabilir. Kontenjan grupları
oranlarına göre, Ön Seçim Geçici Komisyonu tarafından boş üyelik
sayısının iki katı olarak belirlenen adayların isimleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisi Genel Kuruluna sunulur. Kontenjan grupları oranlarına
göre gösterilen adaylar için ayrı ayrı listeler halinde birleşik oy pusulası
düzenlenir. Adayların adlarının karşısındaki özel yer işaretlenmek
suretiyle gizli oylama yapılır. Seçilecek üyelerin sayısından fazla verilen
oylar geçersiz sayılır. 47
Her tür seçimle iş başına gelen kamu görevlilerine, TBMM’nin
kendi içinde yaptığı seçim neticesinde kamu görevine seçilenler de dahil
olduğundan Sayıştay Birinci Başkanı ve Sayıştay üyeleri de 3628 sayılı
Kanun kapsamına dahil edilmiştir. 48
- Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Başkan ve Üyeleri:
Üst Kurul, en az dört yıllık yüksek öğrenim görmüş, meslekleriyle
ilgili konularda kamu kurum ve kuruluşları veya özel kuruluşlarda en
az on yıl süreyle görev yapmış, meslekî açıdan yeterli bilgiye, deneyime
ve Devlet memuru olma niteliğine sahip, otuz yaşını doldurmuş kişiler
arasından Türkiye Büyük Millet Meclisince seçilen dokuz üyeden oluşur.
Seçim için, siyasî parti gruplarının üye sayısı oranında belirlenecek üye
sayısının ikişer katı aday gösterilir ve Üst Kurul üyeleri bu adaylar
arasından her siyasî parti grubuna düşen üye sayısı esas alınmak
suretiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunca seçilir. Ancak,
47
48
6085 s. Sayıştay Kanunu, md. 16
3628 s. MBBRYMK, Md. 2/a, http://www.sayistay.gov.tr/
40
siyasî parti gruplarında, Türkiye Büyük Millet Meclisinde yapılacak
seçimlerde kime oy kullanılacağına dair görüşme yapılamaz ve karar
alınamaz. Üst Kurul üyelerinin seçimi, adayların belirlenerek ilânından
sonra on gün içinde yapılır. Siyasî parti grupları tarafından gösterilen
adaylar için ayrı ayrı listeler hâlinde birleşik oy pusulası düzenlenir.
Adayların adlarının karşısındaki özel yer işaretlenmek suretiyle oy
kullanılır. Siyasî parti gruplarının ikinci fıkraya göre belirlenen
kontenjanlarından Üst Kurula seçilecek üyelerin sayısından fazla verilen
oylar geçersiz sayılır. Karar yeter sayısı olmak şartıyla seçimde en çok
oyu alan boş üyelik sayısı kadar aday seçilmiş olur. Seçim sonucu Resmî
Gazetede yayımlanır. Üst Kurul üyelerinin görev süresi altı yıldır.
Üyelerin üçte biri iki yılda bir yenilenir. Üyelerin görev sürelerinin
bitiminden iki ay önce; üyeliklerde herhangi bir sebeple boşalma olması
hâlinde, boşalma tarihinden veya boşalma tarihinde Türkiye Büyük
Millet Meclisi tatilde ise tatilin bitiminden itibaren bir ay içinde aynı
usulle seçim yapılır. Bu seçimlerde, boşalan üyeliklerin siyasî parti
gruplarına dağılımı, ilk seçimde siyasî parti grupları kontenjanından
seçilen üye sayısı ve siyasî parti gruplarının hâlihazırdaki oranı dikkate
alınmak suretiyle yapılır. Üyeliklerdeki boşalma sebebiyle yapılan
seçimlerde seçilen üyeler, yerlerine seçildikleri üyelerin görev süresini
tamamlar. 49 Üst Kurul üyeleri, her yıl ocak ayında Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına mal bildiriminde bulunurlar. 50
Her tür seçimle iş başına gelen kamu görevlilerine, TBMM’nin
kendi içinde yaptığı seçim neticesinde kamu görevine seçilenler de dahil
olduğundan ve Üst Kurul üyeleri, her yıl ocak ayında Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına mal bildiriminde bulunduğundan, Radyo ve
Televizyon Üst Kurulu Başkan ve Üyeleri de 3628 sayılı Kanun
kapsamına dahil edilmiştir. 51
6112 s. Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun, Md. 35
6112 s. Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun, Md. 39/7
3628 s. MBBRYMK, Md. 2/a ve son fıkra, 3984 s. K. Md. 10/6,
http://www.rtuk.org.tr/sayfalar/default.aspx
49
50
51
41
1.1.1.2. Kamu Görevlileri ile İşçi Niteliği Taşımayan Diğer Kamu
Görevlileri
Bir sonraki 1.1.2. numaralı alt başlıkta etraflıca açıklanacaktır. 52
1.1.1.3. Noterler
Noterler, hukuki güvenliği sağlamak ve anlaşmazlıkları önlemek
için işlemleri belgelendirir ve kanunlarla verilen başka görevleri
yaparlar. Noterlik bir kamu hizmetidir. Noterlik stajı sonucunda Adalet
Bakanlığı tarafından stajyere bir noterlik belgesi verilir. Bu belge, açık
bulunan üçüncü sınıf noterliklerden birine atanma hakkı verir. 53
Noter, noterlik mesleğini yapan kişidir. Her asliye ve münferit sulh
mahkemesinin bulunduğu yerde, o mahkemenin yargı çevresindeki
noterlik işlerini görmeye yetkili olmak üzere bir noterlik kurulur. Adalet
Bakanlığı, iş yoğunluğunda artış görülen yerlerde birden çok noterlik
açabilir.
Noterlikler dört sınıfa ayrılır. Birinci, ikinci ve üçüncü sınıf
noterlikler, Türkiye Noterler Birliğinin mütalaası alınarak Adalet
Bakanlığınca sınıflandırılır. Bu sınıflandırmada, her noterliğin yetki
çevresi içindeki nüfus, iş yoğunluğu ve noterlik geliri esas tutulur.
Genellikle, aynı mahkemeye bağlı noterlikler aynı sınıftan sayılır. Noter
vekilliği dördüncü sınıf noterliktir.
İlk defa üçüncü sınıf bir noterliğe atanarak mesleğe girenlerin, işe
başladıkları tarihte üçüncü sınıf hizmeti başlar. Noterin ikinci ve üçüncü
sınıfta asgari hizmet süresi dörder yıldır. Bu sürenin sonunda noterin
sınıfının yükselebilmesi, Adalet müfettişi tarafından hakkında
düzenlenen son hal kâğıdında olumlu kanaat belirtilmiş olmasına
bağlıdır. Noterliğin sınıfının yükseltilmesi noterin sınıfına tesir etmez.
Noterlerin meslek odası Türkiye Noterler Birliği‘dir. Yurtdışında
noterlik hizmetini konsolosluklar verir.
Türkiye’deki Noter sayısı 1449’dur. 54
Konfederasyon, federasyon ve sendika başkan ve yöneticileri ile
şube başkanı ve yöneticileri için mal beyanının verileceği merci olarak
52
3628 s. MBBRYMK, Md. 2/d, 8/b,c,d,f,o.
1512 s Noterlik Kanunu, Md. 1, 17/3, 24.
54
http://www.merno.org/noterist.asp (ET:01.06.2010)
53
42
noterler belirlendiğinden, noterler de 3628 sayılı Kanun kapsamına dahil
edilmiştir. 55
1.1.1.4. Türk Hava Kurumunun Genel Yönetim Kurulu Üyeleri,
Merkez Denetleme Kurulu Üyeleri, Merkez Disiplin Kurulu Üyeleri,
Genel Merkez Teşkilatında Görev Alanlar, Şube Başkanları ile Türk
Kuşu Genel Müdürlüğünün Genel Müdürlük Teşkilatında Görev Alanlar
Türkiye‘de havacılık sanayisini kurmak; askeri, sivil, sportif ve
turistik havacılığın gelişmesini sağlamak için 16 Şubat 1925‘te
Atatürk‘ün emri ile kurulmuş bir dernektir. Kurulduğunda Türk
Tayyare Cemiyeti adını taşımaktaydı; 1935 yılında Türk Hava Kurumu
(THK) adını aldı. THK, Türkiye’nin “Havacılık Federasyonu” yetkisini
taşır. 5 Ağustos 1925 tarihinden itibaren ‘kamu yararına çalışan dernek’
statüsündedir. Merkezi Ankara‘dadır. Cumhurbaşkanı ve Bakanlar
Kurulu THK’nın manevi koruyucularındandır. Cumhurbaşkanı,
Başbakan, Kuvvet Komutanları, Ankara Valisi doğal üyeleri arasında
bulunmaktadır. Kurum, üye aidatları; kurban derisi, fitre, zekat toplama
faaliyetleri; pul satışı; kurum işletmelerinin etkinlikleri gibi
kaynaklardan gelir elde eder. 3 Mayıs 1935‘te Türkkuşu adlı eğitim
merkezi kuruldu. Kurum, aralarında dünyanın ilk kadın savaş pilotu
Sabiha Gökçen‘in de bulunduğu, birçok havacı yetiştirdi. THK, sportif
havacılık konusunda, 1990 yılından sonra da uluslararası ilişkilerinde
büyük gelişmeler kaydetti. FAI Genel Kurul ve Komisyon
toplantılarında etkili bir politika izlenerek THK ve Türkiye ön plana
çıkarıldı. Mevcut olan planör, paraşüt, uçuş okulu ve model uçak
okuluna ilave olarak 1996 yılında bünyesinde balon, yelkenkanat ve
yamaç paraşütünün bulunduğu Çok Hafif Hava Araçları Okulu
kuruldu. Türkkuşu Genel Müdürlüğü, Türk Hava Kurumunun icra
organı olarak amatör ve profesyonel havacılık alanında ana faaliyetlerini
sürdürmektedir. Profesyonel havacılık alanında orman yangınlarına
havadan müdahale, zirai aşılama, havacılık ekipman ve yedek
parçalarının satışı, hava taksi ve hava ambulans, model uçak satışı ve
Pilotluk Kursları vermektedir. 1935 yılından bugüne pilot yetiştiren
Türkkuşu Uçuş Eğitim Okulu Türk Hava Yollarına anlaşmalı olarak pilot
yetiştirmektedir.
55
3628 s. MBBRYMK, Md. 2/b, 8/e, http://www.tnb.org.tr/Default.aspx ET: 12.03.2010
43
Türk Hava Kurumu; Büyük Genel Kurul, Genel Yönetim Kurulu,
Merkez Denetleme Kurulu, Merkez Disiplin Kurulu ile Genel Merkez
Teşkilatı, Şubeler ve Türkkuşu Genel Müdürlük Teşkilatından
oluşmaktadır. 56
Türk Hava Kurumu, kamu yararına çalışan dernek statüsünde
olduğundan, Türk Hava Kurumunun Genel Yönetim kurulu üyeleri,
Merkez Denetleme Kurulu üyeleri, Merkez Disiplin Kurulu üyeleri,
Genel Merkez Teşkilatında Görev alanlar, Şube Başkanları ile Türkkuşu
Genel Müdürlüğünün Genel Müdürlük Teşkilatında görev alanlar da
3628 sayılı Kanun kapsamına dahil edilmiştir. 57
1.1.1.5. Türkiye Kızılay Derneğinde, Kızılay’ın Genel Başkanı,
Genel Merkez Yönetim Kurulu ve Genel Merkez Denetim Kurulu Üyeleri,
Merkez Kurullarında Görev Alanlar, Şube Başkanları, Şube Yönetim
Kurulu, Şube Denetçisi ve Kızılay Genel Müdürlüğü Teşkilatında Görev
Alanlar
Türkiye Kızılay Derneği uluslararası anlaşmalara göre tayin edilen
nitelik ve duruma göre; merkezinde genel kurul, yönetim kurulu ve
denetim kurulu, şubelerinde genel kurul ve yönetim kurulu
oluşturulması şartıyla tüzüğünde belirlenen şekilde teşkilatlanır ve
yönetilir. Kızılay’ın iş ve işlemleri; kanunların verdiği görev ve yetkilere,
tüzüğüne ve yönetim kurulunca çıkarılan yönetmeliklere göre
yürütülür. 58
Kızılay, ihtiyaç anında dayanışmanın, ızdırap anında şefkatin,
farklılıklar karşısında hoşgörünün, savaşın en kızgın anında
insancıllığın, merhametin, tarafsızlığın ve barışın simgesidir. Kızılay’ın
kuruluş amacı; her koşulda, yerde ve zamanda, hiçbir ayrım
yapmaksızın, her ne sebeple ortaya çıkarsa çıksın insan ızdırabını
dindirmek amacıyla, korunmasız insanlara yardım etmek, insan hayatını
ve sağlığını koruyarak onun kişiliğine saygı gösterilmesini sağlamak ve
insanlar arasındaki karşılıklı anlayışı, dostluğu, saygıyı, işbirliğini ve
sürekli barışı geliştirmeye destek olarak insan onurunu korumaktır.
Türkiye Kızılay Derneğinin kurumsal yapısı; temsilcilik, şube ve Genel
56
5253 s. Dernekler Kanununa göre Bakanlar Kurulunun 20/10/2008 tarih ve 2008/14307 s. K. ile
yürürlüğe konulan TÜRK HAVA KURUMU TÜZÜĞÜ nün Md. 10, 18, 22, 24, 26,
http://www.thk.org.tr/web2010/ ve http://www.turkkusu.org.tr/ ET: 12.01.2010
57
3628 s. MBBRYMK, Md. 2/c, 8/g, m
58
5253 s. Dernekler Kanunu, Md. 27/A
44
Merkezden, Genel Merkez teşkilatı ise teftiş kurulu ve genel
müdürlükten oluşur. Kızılay Konseyi, Yüksek Disiplin Kurulu ve
benzeri ihtiyari organlar Genel Merkez Genel Kurulu kararı ile
oluşturulabilir. 59
Türk Kızılayı dernek olduğundan, Kızılay’ın Genel Başkanı, Genel
Merkez Yönetim Kurulu ve Genel Merkez Denetim Kurulu üyeleri,
Merkez Kurullarında görev alanlar, Şube Başkanları, Şube Yönetim
Kurulu, Şube Denetçisi ve Kızılay Genel Müdürlüğü Teşkilatında görev
alanlar da 3628 sayılı Kanun kapsamına dahil edilmiştir. 60
1.1.1.6. Siyasi Parti Genel Başkanları
Siyasal partiler, Anayasa ve yasalara uygun olarak; milletvekili ve
yerel yönetim seçimleri yoluyla, tüzük ve programlarında belirlenen
görüşleri doğrultusunda çalışmaları ve açık propagandaları ile milli
iradenin oluşmasını sağlayarak, demokratik bir Devlet ve toplum düzeni
içinde ülkenin çağdaş uygarlık seviyesine ulaşması amacını güden ve
ülke çapında faaliyet göstermek üzere örgütlenen tüzel kişiliğe sahip
kuruluşlardır. 61
Anayasamızın 71 inci maddesine göre yasama organında görev
alanların mal bildiriminden istisna edilemeyeceğinden, siyasi parti genel
başkanları da 3628 sayılı Kanun kapsamına dahil edilmiştir. 62
Siyasi Partilerin Listesine aşağıdaki adresten ulaşılabilir. 63
1.1.1.7. Vakıfların İdare Organlarında Görev Alanlar
Vakıf: Gerçek veya tüzel kişilerin yeterli mal ve hakları belirli ve
sürekli bir amaca özgülemeleriyle oluşan tüzel kişiliğe sahip mal
topluluklarıdır. 64 Vakıf kurma iradesi, noterde düzenleme şeklinde
yapılacak bir resmî senetle veya ölüme bağlı tasarrufla açıklanır. Ancak
vakfın kurulması için yetkili asliye hukuk mahkemesine başvurularak
tescilinin sağlanması gereklidir. Vakıf, yerleşim yeri mahkemesi
nezdinde tutulan sicile tescil ile tüzel kişilik kazanır. Vakıfların idare
59
5253 s. Dernekler Kanununa göre Bakanlar Kurulunun 2/2/2009 tarih ve 2009/14633 s.K. ile
yürürlüğe konulan TÜRKİYE KIZILAY DERNEĞİ TÜZÜĞÜ Md. 6, 27, 29,
http://www.kizilay.org.tr/
60
3628 s. MBBRYMK, Md. 2/c, 8/g, m
61
2820 s. Siyasi Partiler Kanunu Md. 2
62
3628 s. MBBRYMK, Md. 2/f, 8/j,
63
http://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrkiye%27deki_siyasi_partilerin_listesi (ET: 12.1.2010)
64
4721 s. Türk Medeni Kanunu, Md. 101.
45
organları; vakıf senedinde vakfın adının, amacının, bu amaca özgülenen
mal ve hakların, vakfın örgütlenme ve yönetim şeklinin ile yerleşim
yerinin gösterilmesi zorunludur. 65 Buna göre, Vakfın bir yönetim organı
olması zorunludur. Vakıflarda vakfın, amacına ve faaliyetlerine uygun
olarak mütevelli heyeti, yönetim organı ve denetim birimi bulunur.
Vakıflar, dernekler gibi belli bir amaç için kurulup bunun dışında
faaliyette bulunamadıklarından Vakıfların mütevelli heyeti, yönetim
organı ve denetim birimi gibi idare organlarında görev alanlar da 3628
sayılı Kanun kapsamına dahil edilmiştir. 66
Türkiye’de 41 bin 720 adet mazbut vakıf, 288 adet mülhak vakıf, 161
adet cemaat vakfı, 4 bin 449 adet Türk Medeni Kanunu’na göre
kurulmuş yeni vakıf bulunmaktadır. 67
Vakıfların Listesine aşağıdaki adresten ulaşılabilir. 68
1.1.1.8. Kooperatiflerin ve Birliklerinin Başkanları, Yönetim
Kurulun ve Denetim Kurulu Üyeleri ile Genel Müdürleri
Kooperatif: Tüzel kişiliği haiz olmak üzere ortaklarının belirli
ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek ve geçimlerine ait
ihtiyaçlarını işgücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma
ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve kamu tüzel
kişileri tarafından kurulan değişir ortaklı ve değişir sermayeli
ortaklıklara kooperatif denir. 69
Tarım satış kooperatif ve birliklerine ilişkin hükümleri düzenlemek
ve bu kuruluşların yeniden yapılanması için yasal bir çerçeve
oluşturarak, tarım satış kooperatif ve birliklerini etkin ve sürdürülebilir
bir şekilde özerk ve malî yönden bağımsız kılmak amacıyla yasal
düzenleme yapılmıştır. Üreticiler; karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet
suretiyle meslekî faaliyetleri ile ilgili ihtiyaçlarını sağlamak, ürünlerini
daha iyi şartlarla değerlendirmek ve ekonomik menfaatlerini korumak
amacıyla, aralarında sınırlı sorumlu, değişir sayıda ortaklı ve değişir
sermayeli, tüzel kişiliği haiz tarım satış kooperatifleri kurabilirler. Bir
tarım satış kooperatifinin kurulabilmesi için en az otuz üreticinin, bir
65
4721 s. Türk Medeni Kanunu, Md. 106.
3628 s. MBBRYMK, Md. 2/f, 8/r,
67
http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=7758421&tarih=2007-1126(ET:18.3.2010)
68
http://www.vgm.gov.tr/, http://www.gib.gov.tr/
69
1163 s. Kooperatifler Kanunu, Md.1
66
46
tarım satış kooperatifleri birliğinin kurulabilmesi için en az üç tarım satış
kooperatifinin bir araya gelmesi şarttır. Kooperatif ve birliklerin
organları genel kurul, yönetim kurulu ve denetim kuruludur. Yönetim
kurulu üyeleri ve yedekleri, genel kurula katılma hakkına sahip olanlar
arasından seçilir. Birliklerde genel müdür yönetim kurulunun doğal
üyesidir. 70
Kooperatiflerin müşterek menfaatlerini korumak, amaçlarını
gerçekleştirmek için iktisadi faaliyette bulunmak, faaliyetlerini koordine
etmek ve denetlemek, dış memleketlerle olan münasebetlerini
düzenlemek, kooperatifçiliği geliştirmek ve eğitim yapmak,
kooperatifçilik konularında tavsiyelerde bulunmak gibi hizmetlerin
yerine getirilmesi için, Kooperatif birlikleri, kooperatif merkez birlikleri
ve Türkiye Milli Kooperatifler Birliği kurulur. Kooperatif birlikleri,
kooperatifler merkez birlikleri ve Türkiye Milli Kooperatifler Birliği
Yönetim Kurulu üyeleriyle memurları haklarında 62 nci madde hükmü
uygulanır. 71
Kooperatifler: Arsa Kooperatifi, Konut Kooperatifi, Yapı
Kooperatifi, Kent Kooperatifi, Köy Kalkınma Kooperatifi, Şehir Kredi
Kooperatifi, Esnaf ve Sanatkarlar Kredi Kooperatifi, Kefalet Kooperatifi,
Tüketim Kooperatifi, Satın Alma Kooperatifi, Sanayi Ürünleri
Kooperatifi, El Sanatları Üretim ve Satış Kooperatifi, Motorlu Taşıyıcılar
Kooperatifi, Eczacılar Kooperatifi, Ormancılık Kooperatifi, Tarım
Ürünleri Kooperatifi, Tarım Kredi Kooperatifi, Tarım Satış Kooperatifi,
Tarımsal Amaçlı Kooperatif, Pancar Üreticileri Kooperatifi.
Kooperatif birlikleri: Konuları aynı veya birbiriyle ilgili nitelikte
olan 7 veya daha çok kooperatif tarafından birlikler kurulabileceği ana
sözleşmelerinde tespit edilebilir. Bu birlikler kooperatif şeklinde kurulur.
İlgili bakanlık tarafından bölgeler belirlendiği takdirde, bu bölgelerde
aynı çalışma konularına sahip birden fazla kooperatif birliği
kurulamaz. 72
Kooperatifler merkez birlikler: Kooperatif birlikleri kendi
aralarında kooperatif şeklinde merkez birlikleri kurabilirler. Merkez
birliklerinin genel kurulları bu birliğe dahil kooperatifler birliklerinin
4572 s. Tarım Satış Kooperatif ve Birlikleri Hakkında Kanun, md. 1, 4.
1163 s. Kooperatifler Kanunu, Md.70
72
1163 s. Kooperatifler Kanunu, Md.72
70
71
47
genel kurulları tarafından seçilecek temsilcilerden kurulur. Kooperatifler
birliklerinin yönetim kurulları üyeleri merkez birlikleri genel kurullarına
üye seçilebilirler. Aynı çalışma konularına sahip kooperatif birlikleri
birden fazla kooperatif merkez birliği kuramazlar. 73
Türkiye Milli Kooperatifler Birliği: Birlikler veya merkez birlikleri
kooperatif şeklinde Türkiye Milli Kooperatifler Birliğini kurabilirler.
Katılma şartları, Türkiye Milli Kooperatifler Birliği Ana sözleşmesinde
belirtilir. Türkiye Milli Kooperatifler Birliği Genel Kurulu bu Birliğe
dahil birlikler ve merkez birlikleri genel kurullarınca seçilecek
temsilcilerden kurulur. Bu Kurulun kooperatif, birlik ve merkez birlikleri
yönetim kurullarından teşkil olunacağı ana sözleşme ile hüküm altına
alınabilir. 74
Kooperatifler de, vakıflar, dernekler gibi belli bir amaç için kurulup
bunun dışında faaliyette bulunamadıklarından, kooperatiflerin ve
birliklerinin başkanları, yönetim kurulu ve denetim kurulu üyeleri ile
genel müdürleri de 3628 sayılı Kanun kapsamına dahil edilmiştir. 75
Kooperatifler, kooperatif birlikleri, kooperatif merkez birlikleri ve
Türkiye Milli Kooperatifler Birliği Listesine aşağıdaki adresten
ulaşılabilir. 76
1.1.1.9. Yeminli Mali Müşavirler
İşletmelerde faaliyetlerin ve işlemlerin sağlıklı ve güvenilir bir
şekilde işleyişini sağlamak, faaliyet sonuçlarını ilgili mevzuat
çerçevesinde denetlemeye, değerlendirmeye tabi tutarak gerçek durumu
ilgililerin ve resmi mercilerin istifadesine tarafsız bir şekilde sunmak ve
yüksek mesleki standartları gerçekleştirmek üzere, “Serbest Muhasebeci
Mali Müşavirlik” ve “Yeminli Mali Müşavirlik” meslekleri ve hizmetleri
ile Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler
Odaları, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali
Müşavirler Odaları Birliğinin kurulmasına, teşkilat, faaliyet ve
denetimlerine, organlarının seçimlerine dair esasları 3568 sayılı Serbest
Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu’nda
düzenlenmiştir. Bu Kanun hükümlerine göre meslek icrasına hak
73
1163 s. Kooperatifler Kanunu, Md.76
1163 s. Kooperatifler Kanunu, Md.77
3628 s. MBBRYMK, Md. 2/f, 8/k,
76
http://www.turkiyemillikoop.org.tr/
74
75
48
kazananlara “Serbest Muhasebeci Mali Müşavir”, “Yeminli Mali
Müşavir” denir. Birliğin kısa adı TÜRMOB’dur. Yeminli mali müşavir
olabilmenin özel şartları; en az 10 yıl serbest muhasebeci mali müşavirlik
yapmış olmak, yeminli mali müşavirlik sınavını vermiş olmak
(Kanunları uyarınca vergi inceleme yetkisini almış ve mesleki yeterlilik
sınavını vermiş olanlar, yeterlilik sınavını kazandıkları tarihten itibaren
açılacak yeminli mali müşavirlik sınavlarına genel hükümlere göre
katılabilirler. Ancak, bunların yeminli mali müşavir ruhsatını
alabilmeleri için 10 yıllık süreyi tamamlamaları şarttır.), yeminli mali
müşavir ruhsatını almış olmak şeklinde Kanununda düzenlenmiştir. 77
TÜRMOB’a bağlı sekiz odaya bağlı Yeminli Mali Müşavir üye sayısı
3850’dir. 78
Yeminli mali müşavirler de 3628 sayılı Kanun kapsamına dahil
edilmiştir. 79
1.1.1.10. Kamu Yararına
Denetçiler, Şube Başkanları
Sayılan
Derneklerde
Yöneticiler,
Dernek: Kazanç paylaşma dışında, kanunlarla yasaklanmamış
belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere, en az yedi gerçek veya
tüzel kişinin, bilgi ve çalışmalarını sürekli olarak birleştirmek suretiyle
oluşturdukları tüzel kişiliğe sahip kişi topluluklarını ifade etmektedir. 80
Türk Medeni Kanunu‘na göre herkesin önceden izin almadan dernek
kurma hakkı vardır. Fiil ehliyetine sahip her gerçek kişinin dernek
kurma hakkı vardır. Ayrıca, hiç kimse dernek kurmaya veya derneğe
üyeliğe zorlanamaz. Dernekler vakıflar gibi topluma yararlı bir hizmet
gerçekleştirmek için kurulmuş yasal topluluklardandır. Derneklerin
çalışma ve işleyiş hususlarını düzenleyen kanuna Dernekler Kanunu
denir.
Dernekler, dernek şube veya temsilcilikleri, federasyonlar,
konfederasyonlar ve yabancı dernekler ile merkezleri yurt dışında
bulunan dernek ve vakıf dışındaki kâr amacı gütmeyen kuruluşların
Türkiye’deki şube veya temsilciliklerinin yasak ve izne tâbi faaliyetleri,
3568 s. Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu, Md. 1, 9.
http://www.turmob.org.tr/TurmobWeb/turkce/popup.aspx?Sayfa=/Arsiv/turmobwebdb/dosyalar/is
tatistikler9.pdf (ET:01.06.2010)
79
3628 s. MBBRYMK, Md. 2/f, 8/l,
80
5253 s. Dernekler Kanunu, Md. 2/a
77
78
49
yükümlülükleri, denetimleri ve uygulanacak cezalar ile derneklere
ilişkin diğer hususlar 5253 sayılı Dernekler Kanununda düzenlenmiştir.
Kamu yararına çalışan dernekler: Kamu yararına çalışan dernekler,
ilgili bakanlıkların ve Maliye Bakanlığının görüşü üzerine, İçişleri
Bakanlığının teklifi ve Bakanlar Kurulu kararıyla tespit edilir. Bir
derneğin kamu yararına çalışan derneklerden sayılabilmesi için, en az bir
yıldan beri faaliyette bulunması ve derneğin amacı ve bu amacı
gerçekleştirmek üzere giriştiği faaliyetlerin topluma yararlı sonuçlar
verecek nitelikte ve ölçüde olması şarttır. Kamu yararına çalışan dernek
statüsünün kazanılması, kaybedilmesi ve gerekli belgeler ile diğer esas
ve usuller yönetmelikte düzenlenir. Kamu yararına çalışan dernekler en
az iki yılda bir denetlenir. Yapılan denetimler sonucunda düzenlenen
raporlar üzerine, kamu yararına çalışan derneklerin organlarında görev
alan üyeler veya ilgili personel, hapis cezası verilmesini gerektiren
suçların işlendiğinin tespit edilmesi halinde, geçici bir tedbir olarak
İçişleri Bakanınca görevden uzaklaştırılabilir. Dernek merkezinin
bulunduğu ilin valisi, görevden uzaklaştırılma kararının derneğe
bildirilmesiyle eş zamanlı olarak, görevden uzaklaştırılan organların
yerlerine; Türk Medenî Kanunu hükümlerine göre dernek merkezinin
bulunduğu yerdeki sulh hukuk mahkemesinden kayyım atanmasını
ister. Mahkeme bir hafta içinde, öncelikle dernek üyeleri arasından
görevden uzaklaştırılanların sayısı kadar kayyım atanmasına karar verir
ve bu kararda kayyımın görev ve yetkileri ile dernek tarafından kayyıma
verilecek ücret de belirtilir. Kayyımın görevi dava sonucu verilen hüküm
kesinleşinceye kadar devam eder. Çeşitli nedenlerle boşalan bu
kayyımların yerine, aynı usûlle yeni kayyım atanır. Türkiye Kızılay
Derneği ve Türk Hava Kurumunun tüzüklerini onaylamaya Bakanlar
Kurulu yetkilidir. Kamu yararına çalışan derneklerin mallarına karşı suç
işleyenler Devlet malına karşı suç işlemiş gibi cezalandırılır. 81
Ayrıca, uluslararası nitelikteki teşekküllerle ilgili, 3335 sayılı
Kanunla kurulmasına izin verilen teşekküllerin denetimleri, hükmi
şahsiyetlerinin sona ermesi ve faaliyetten alıkonmaları hususunda; 5253
sayılı Dernekler Kanununun ilgili hükümleri uygulandığından
uluslararası nitelikteki teşekküllere de burada yer vermekte faydalı
olacağı düşüncesindeyiz.
81
5253 s. Dernekler Kanunu, Md. 27
50
Uluslararası alanda beraberlik ve işbirliği yapılmasında fayda
görülen hallerde, Türk ve yabancı hakiki veya hükmi şahısların veya
yalnız hükmi şahısların, kazanç paylaşma amacı dışında ve kanunlarla
yasaklanmamış olmak kaydıyla ekonomik ve teknik alanlarda işbirliğini
geliştirmek, bu konularda bilgi, görgü ve karşılıklı teknolojilerinden
yararlanmak maksadıyla Türkiye’de veya yurt dışında: a) En az
yedisinin; uluslararası nitelikte birlik, federasyon veya benzeri
teşekküller kurmaları veya kurulmuş bu gibi teşekküllerin şubelerini
açmaları, b) Uluslararası faaliyette bulunmaları, c) Mevcut kuruluş ve
benzeri derneklere katılmaları veya bunlarla işbirliğinde bulunmaları,
Dışişleri Bakanlığının görüşü alınmak suretiyle İçişleri Bakanlığının
teklifi üzerine, Bakanlar Kurulunun iznine tabidir. Türkiye’de kurulan
teşekküller, kuruluş bildirisini ve eklerini, merkezlerinin bulunduğu
mahallin en büyük mülki amirliğine vermek suretiyle tüzelkişilik
kazanırlar. 82
Dernekler belli bir amaç için kurulup bunun dışında faaliyette
bulunamadıklarından, kamu yararına sayılan derneklerde yöneticiler,
denetçiler, şube başkanları da 3628 sayılı Kanun kapsamına dahil
edilmiştir. 83
Türkiye’de 88706 faal dernekten, 417’si kamu yararına çalışan
derneklerdir. 84
Kamu yararına sayılan dernekler ile uluslararası teşekküllerle ilgili
listeye aşağıdaki adresten ulaşılabilir. 85
1.1.1.11. Yazılı Basın Kuruluşlarında, Gazete Sahibi Gerçek Kişiler,
Yönetim ve Denetim Kurulu Üyeleri, Sorumlu Müdürler, Başyazarları,
Fıkra Yazarları
Gazetecilik mesleği ve gazetecilik sektörüne günümüzde medya
dünyası denilmektedir. Bu sektördeki kuruluşlar yazılı, görsel ve dijital
olarak; gazete, radyo, televizyon, internet gibi kitlesel yayın organları ile
faaliyette bulunmaktadırlar. Medya kuruluşları gazeteden ibaret
olmadığı için, yazılı, görsel ve dijital medyanın tamamının sahip ve
3335 s. Uluslararası Nitelikteki Teşekküllerin Kurulması Hakkında Kanun, Md. 1
3628 s. MBBRYMK, Md. 2/f, 8/m,
84
http://www.dernekler.gov.tr/index.php?option=com_content&view=category&layout=blog&id=
51&Itemid=66&lang=tr (ET:15.08.2011)
85
http://www.dernekler.gov.tr/
82
83
51
yöneticileri ile bu sektörde görev alanlarında 3628 sayılı Kanunun
kapsamına alınması gerektiği düşünülmektedir.
Gazete: Haber, bilgi ve reklam içeren, genellikle düşük maliyetli
kâğıt kullanılarak basılan ve dağıtımı yapılan bir yayım olup halka
güncel olaylara ilişkin bilgi verme amacı gütmektedir. Genel olarak
yayınlandığı gibi, özel bir konu üzerinde de yayınlanabilir ve genellikle
günlük ya da haftalık olarak yayınlanır. Bir gazetenin hazırlanmasında
ve çıkarılmasında görev alan kişilere gazeteci adı verilir.
Süreli yayın: Belli aralıklarla yayımlanan gazete, dergi gibi basılmış
eserler ile haber ajansları yayınları ifade etmektedir. 86
Gazete sahibi (Süreli yayın sahibi): Gerçek ve tüzel kişiler ile kamu
kurum ve kuruluşları süreli yayın sahibi olabilirler. 87
Yönetim ve denetim kurulu üyeleri: Yazılı basın kuruluşunun
yönetiminde ve denetiminde görev alan kişilerdir.
Sorumlu müdürler: Her süreli yayının bir sorumlu müdürü
bulunur. Sorumlu müdür, birden fazla ise her birinin sorumlu olduğu
bölüm belirtilir. 88
Yazarlar: Yazar terimi, yazılı bir iş, eser üreten herkes için
kullanılabilmekle birlikte, genelde yaratıcılığını kullanarak profesyonel
bir şekilde veya farklı formatlarda çok sayıda eseri olan kişiler için
kullanılır. Bir yazar, farklı formatlarda yazılar yazabilir; şiir, roman, kısa
hikâye, güfte, senaryo gibi. Yazdıkları yazım türlerine göre farklı sıfatlar
da alabilir; Şair, güftekar, hikâyeci, senarist, makaleci, köşe yazarı gibi.
Köşe yazarı (Fıkra yazarı): Gazete, dergi, internet ortamlarında
sürekli bir yazı köşesi olan yazardır. Genellikle günlük gazetelerde bir
başyazar (editör) bulunur. Başyazar, gazetenin genel politikasını günlük
olaylara göre okura aktarır. Bir genel köşe başlığı olan yazarlara fıkra
yazarı denir. Akademik olmayan, halk ağzıyla yazan, nasihatçi
yazarlardır. Fıkra yazarı meslekten, çekirdekten yetişir. Muhabirlikle
başlar, gazete yöneticiliği yapar ve sürekli yazarlığa başlar. Alanında
uzman kişilerin yazdığı, genellikle sanat ve edebiyat yazılarıyla ortaya
çıkan yazarlara eleştirmen denir. Politikadan magazine her alanda, kesin
olmayan haberler, kaynağı belirtilmeden yazanlar, dedikodu yazarıdır.
5187 s. Basın Kanunu, Md. 2/c
5187 s. Basın Kanunu, Md. 5
88
5187 s. Basın Kanunu, Md. 6
86
87
52
Gazetenin çizerleri, karikatüristleri mizah yazarıdır. Diğer yazarlar,
mutfak yazarları, hava durumu yazarları, hukuk yazarı, borsa yazarı gibi
alanlardadır. 89
Gazete sahibi gerçek kişiler, yönetim ve denetim kurulu üyeleri,
sorumlu müdürler, başyazarları, köşe yazarları da 3628 sayılı Kanun
kapsamına dahil edilmiştir. 90
Türkiye’de ülke genelinde 46, yerel ve bölgesel yayınlanan 66 olmak
üzere 110 gazete bulunmaktadır.
Gazetelerle ilgili listeye aşağıdaki adresten ulaşılabilir. 91
1.1.2. Kamu Görevlileri 92
1.1.2.1. Genel Olarak Kamu Görevlileri
Kamu idarelerinde çalışan kamu görevlilerinin sayısı 2.482.179
olup, 2012 yılı Bütçe Gerekçesindeki tabloya kitabın sonunda (EK- 2) yer
verilmiştir. 93
1.1.2.1.1. Kamu görevlisi
Kamu yönetiminin insan öğesine denmektedir. Devlet hizmetinde
çalışan kişidir. Kamu personeli. 94 Kamusal faaliyetin yürütülmesine
atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli
veya geçici olarak katılan kişi. 95
1.1.2.1.2. Diğer kamu görevlisi
Genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü bulunan kamu
hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevleri yürüten ve atamaya
tabi personel. 96
1.1.2.1.3. Memur
Devlet hizmetinde aylıkla çalışan kimse, görevli: Görevi olan,
vazifeli: Resmî görevi olan kimse, memur. 97
89
http://tr.wikipedia.org/wiki/Gazete ET: 12.01.2010
3628 s. MBBRYMK, Md. 2/g, 8/p,
91
http://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Gazeteler_(liste)&action=edit&redlink=1(ET:
12.1.2010)
92
SÖKMEN, Uğur: “Kamu İdaresinde Soruşturma Kovuşturma”, Maliye Bakanlığı Strateji
Geliştirme Başkanlığı Yayın No: 2009/400, Ankara, 2009, s.29-31
93
http://www.bumko.gov.tr/TR/Genel/BelgeGoster.aspx?
94
Güncel Türkçe Sözlük, TDK
95
5237 s. TCK, Md. 6/c
96
Anayasa Mahkemesinin 4.4.1991 tarih ve E.1990/12; K.1991/7 sayılı kararı
97
Güncel Türkçe Sözlük, TDK
90
53
Anayasaya göre memur: Anayasada doğrudan bir memur tanımı
yapılmamıştır. Anayasanın; 121 inci maddesinde “kamu hizmeti
görevlileri”, 39 uncu maddesinde “kamu görev ve hizmetinde
bulunanlar”, 68 ve 76 ncı maddelerinde “kamu kurum ve kuruluşlarının
memur statüsündeki görevlileri ile yaptıkları hizmet bakımından işçi
niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri”, 71 inci maddesinde “kamu
hizmetine girenler”, 128 ve 129 uncu maddelerinde “memurlar ve diğer
kamu görevlileri”, 137 inci maddesinde “kamu hizmetlerinde herhangi
bir sıfat ve surette çalışmakta olan kimse”, 128 ve 129 uncu
maddelerinde ifadesini bulan “genel idare esaslarına göre yürütülen asli
ve sürekli görevler” prensip olarak memurlar tarafından yerine
getirilmektedir.
Devlet memuru: Mevcut kuruluş biçimine bakılmaksızın, Devlet ve
diğer kamu tüzel kişiliklerince genel idare esaslarına göre yürütülen asli
ve sürekli kamu hizmetlerini ifa ile görevlendirilenler, bu Kanunun
uygulanmasında memur sayılır. Yukarıdaki tanımlananlar dışındaki
kurumlarda genel politika tespiti, araştırma, planlama, programlama,
yönetim ve denetim gibi işlerde görevli ve yetkili olanlar da memur
sayılır. 98
Memurin Kanununa göre memur: Kendisine Devlet hizmeti tevdi
olunan ve sicili mahsusunda mukayyet olarak umumi veyahut hususi
bütçelerden maaş alan kimseye memur denir. 99
1.1.2.1.4. Personel
Bir hizmet veya kuruluşun görevlileri, bir iş yerinde çalışanların
tümü. Devlet ve diğer kamu kuruluşlarında çalışan, etkinliğe çeşitli
görevleriyle katılan gerçek kişiler. 100
Kamu personeli: Kamu görevlisidir. 101
Kadrolu personel: Bir kadroya bağlı olarak genel idare esaslarına göre
yürütülen asli ve sürekli görevleri yerine getiren memurlar ile işçi
kadrolarında belirsiz süreli iş sözleşmeleriyle çalıştırılan sürekli
işçilerdir.
98
657 s. DMK, Md. 4/A
788 s. Memurin Kanunu, Md. 1/1
Güncel Türkçe Sözlük, TDK
101
Güncel Türkçe Sözlük, TDK
99
100
54
Kadro karşılığı sözleşmeli personel: Bir kadroya Devlet memuru olarak
atanan ve bu kadroda çalışırken sadece ücreti, kuruluş kanunlarındaki
özel hükümlerin verdiği yetkiye dayanılarak BKK ile belirlenen ve ücret
sözleşmesi yapılan kamu hizmeti görevlileridir.
Sözleşmeli personel: Bakanlar Kurulunca belirlenen esas ve usuller
çerçevesinde kurumun teklifi ve Devlet Personel Başkanlığının görüşü
üzerine Maliye Bakanlığınca vizelenen pozisyonlarda, mali yılla sınırlı
olarak sözleşme ile çalıştırılmasına karar verilen ve işçi sayılmayan kamu
hizmeti görevlileridir. 102
Geçici personel: Bir yıldan az süreli veya mevsimlik hizmet olduğuna
Devlet Personel Başkanlığı ve Maliye Bakanlığının görüşlerine
dayanılarak Bakanlar Kurulunca karar verilen görevlerde ve belirtilen
ücret ve adet sınırları içinde sözleşme ile çalıştırılan ve işçi sayılmayan
kimselerdir. 103
Kapsam dışı personel: Sözleşmeden yararlanan işçiler kapsam içi,
sözleşme dışına çıkarılanların ise kapsam dışı personel olarak
adlandırılır. 104
KİT personeli: Genel olarak kamusal kaynakları kullanmak yoluyla
ekonomik alanda faaliyet gösteren Devlet kuruluşlarında çalışan
personeldir. Teşebbüs ve bağlı ortaklıklarda hizmetler memurlar,
sözleşmeli personel ve işçiler eliyle gördürülür. 399 sayılı KHK’nın 1
sayılı cetvelinde kadro unvanları gösterilen personel memur, teşebbüs ve
bağlı ortaklıkların genel idare esasları dışında yürüttükleri hizmetlerinde
bir sözleşme ile çalıştırılan ve işçi statüsünde olmayan personel
sözleşmeli personel, toplu iş sözleşmeleri ile çalışanlar işçidir.
1.1.2.2. 3628 Sayılı Kanuna Göre Kamu Görevlileri ve Diğer Kamu
Görevlileri
3628 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin (d) fıkrasında, “Genel ve
katma bütçeli daireler, …” şeklinde yer alan ifade, 5018 sayılı Kamu Mali
Yönetimi ve Kontrol Kanununa göre katma bütçe kalmadığından “
102
657 s. DMK, Md. 4/B
657 s. DMK, Md. 4/C
104
Uyuşmazlık Mahkemesinin 26.11.1994 t. ve 1994/39 s. K.
103
55
Genel ve Katma Bütçeli Daireler” yerine “Genel
Kapsamındaki Kamu İdareleri” olarak dikkate alınacaktır.
Yönetim 105
Genel yönetim: Uluslararası sınıflandırmalara göre belirlenmiş olan,
merkezî yönetim kapsamındaki kamu idareleri, sosyal güvenlik
kurumları ve mahallî idarelerdir. 106
Merkezî yönetim: Genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri,
yükseköğretim kurulu, üniversiteler ve yüksek teknoloji enstitüleri ile
özel bütçeli diğer idareleri ve düzenleyici ve denetleyici kurumlardır. 107
1.1.2.2.1. Genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinde 108 aylık, ücret ve
ödenek almak suretiyle kamu hizmeti gören memurları, işçi niteliği taşımayan
diğer kamu görevlileri ile yönetim ve denetim kurulu üyeleri,
(I) sayılı cetvel: Genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri 109
1) Türkiye Büyük Millet Meclisi
2) Cumhurbaşkanlığı
3) Başbakanlık
4) Anayasa Mahkemesi
5) Yargıtay
6) Danıştay
7) Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu
8) Sayıştay
9) Adalet Bakanlığı
10) Millî Savunma Bakanlığı
11) İçişleri Bakanlığı
12) Dışişleri Bakanlığı
13) Maliye Bakanlığı
14) Millî Eğitim Bakanlığı
16) Sağlık Bakanlığı
SÖKMEN, Uğur: “Kamu İdaresinde Soruşturma Kovuşturma”, Maliye Bakanlığı Strateji
Geliştirme Başkanlığı Yayın No: 2009/400, Ankara, 2009, s. 25.
106
5018 s. Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu, Md. 3/a
107
5018 s. Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu, Md. 3/b
108
5018 s. Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu, I,II,III,IV sayılı cetvel.
109
3/6/2011 tarihli ve 643 sayılı KHK’nin Md. 13 ve 29/6/2011 tarihli ve 644 sayılı KHK’nin Md.
37 ile cetvelde yer aldığı şekilde değiştirilmiştir.
105
56
17) Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı
19) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
21) Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı
22) Kültür ve Turizm Bakanlığı
24) Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı
25) Avrupa Birliği Bakanlığı
26) Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı
27) Çevre ve Şehircilik Bakanlığı
28) Ekonomi Bakanlığı
29) Gençlik ve Spor Bakanlığı
30) Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı
31) Gümrük ve Ticaret Bakanlığı
32) Kalkınma Bakanlığı
33) Orman ve Su İşleri Bakanlığı
34) Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği
35) Millî İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı
36) Jandarma Genel Komutanlığı
37) Sahil Güvenlik Komutanlığı
38) Emniyet Genel Müdürlüğü
39) Diyanet İşleri Başkanlığı
40) Hazine Müsteşarlığı
42) Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı
43) Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu
44) Devlet Personel Başkanlığı
45) Türkiye İstatistik Kurumu
46) Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı
47) Gelir İdaresi Başkanlığı
49) Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü
50) Meteoroloji Genel Müdürlüğü
52) Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü
57
53) Türkiye Halk Sağlığı Kurumu
54) Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu
(II) sayılı cetvel: Özel bütçeli idareler
a) Yükseköğretim Kurulu, üniversiteler, yüksek teknoloji
enstitülerinde aylık, ücret ve ödenek almak suretiyle kamu hizmeti gören
memurları, işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri ile yönetim ve denetim
kurulu üyeleri,
1) Yükseköğretim Kurulu
2) Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı
3) İstanbul Üniversitesi
4) İstanbul Teknik Üniversitesi
5) Ankara Üniversitesi
6) Karadeniz Teknik Üniversitesi
7) Ege Üniversitesi
8) Atatürk Üniversitesi
9) Orta Doğu Teknik Üniversitesi
10) Hacettepe Üniversitesi
11) Boğaziçi Üniversitesi
12) Dicle Üniversitesi
13) Çukurova Üniversitesi
14) Anadolu Üniversitesi
15) Cumhuriyet Üniversitesi
16) İnönü Üniversitesi
17) Fırat Üniversitesi
18) Ondokuz Mayıs Üniversitesi
19) Selçuk Üniversitesi
20) Uludağ Üniversitesi
21) Erciyes Üniversitesi
22) Akdeniz Üniversitesi
23) Dokuz Eylül Üniversitesi
58
24) Gazi Üniversitesi
25) Marmara Üniversitesi
26) Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi
27) Trakya Üniversitesi
28) Yıldız Teknik Üniversitesi
29) Yüzüncü Yıl Üniversitesi
30) Gaziantep Üniversitesi
31) Abant İzzet Baysal Üniversitesi
32) Adnan Menderes Üniversitesi
33) Afyon Kocatepe Üniversitesi
34) Balıkesir Üniversitesi
35) Celal Bayar Üniversitesi
36) Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi
37) Dumlupınar Üniversitesi
38) Gaziosmanpaşa Üniversitesi
39) Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü
40) Harran Üniversitesi
41) İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü
42) Kafkas Üniversitesi
43) Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi
44) Kırıkkale Üniversitesi
45) Kocaeli Üniversitesi
46) Mersin Üniversitesi
47) Muğla Üniversitesi
48) Mustafa Kemal Üniversitesi
49) Niğde Üniversitesi
50) Pamukkale Üniversitesi
51) Sakarya Üniversitesi
52) Süleyman Demirel Üniversitesi
53) Zonguldak Karaelmas Üniversitesi
59
54) Eskişehir Osmangazi Üniversitesi
55) Galatasaray Üniversitesi
56) Ahi Evran Üniversitesi
57) Kastamonu Üniversitesi
58) Düzce Üniversitesi
59) Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi
60) Uşak Üniversitesi
61) Rize Üniversitesi
62) Namık Kemal Üniversitesi
63) Erzincan Üniversitesi
64) Aksaray Üniversitesi
65) Giresun Üniversitesi
66) Hitit Üniversitesi
67) Bozok Üniversitesi
68) Adıyaman Üniversitesi
69) Ordu Üniversitesi
70) Amasya Üniversitesi
71) Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi
72) Ağrı Dağı Üniversitesi
73) Sinop Üniversitesi
74) Siirt Üniversitesi
75) Nevşehir Üniversitesi
76) Karabük Üniversitesi
77) Kilis 7 Aralık Üniversitesi
78) Çankırı Karatekin Üniversitesi
79) Artvin Çoruh Üniversitesi
80) Bilecik Üniversitesi
81) Bitlis Eren Üniversitesi
82) Kırklareli Üniversitesi
83) Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi
60
84) Bingöl Üniversitesi
85) Muş Alparslan Üniversitesi
86) Mardin Artuklu Üniversitesi
87) Batman Üniversitesi
88) Ardahan Üniversitesi
89) Bartın Üniversitesi
90) Bayburt Üniversitesi
91) Gümüşhane Üniversitesi
92) Hakkâri Üniversitesi
93) Iğdır Üniversitesi
94) Şırnak Üniversitesi
95) Tunceli Üniversitesi
96) Yalova Üniversitesi
97) Türk-Alman Üniversitesi
98) Yıldırım Beyazıt Üniversitesi
99) Bursa Teknik Üniversitesi
100) İstanbul Medeniyet Üniversitesi
101) İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi
102) Konya Üniversitesi
103) Kayseri Abdullah Gül Üniversitesi
104) Erzurum Teknik Üniversitesi
105) Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesi
b) Özel bütçeli diğer idarelerde aylık, ücret ve ödenek almak suretiyle
kamu hizmeti gören memurları, işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri ile
yönetim ve denetim kurulu üyeleri,
1) Savunma Sanayi Müsteşarlığı
2) Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu
3) Atatürk Araştırma Merkezi
4) Atatürk Kültür Merkezi
5) Türk Dil Kurumu
61
6) Türk Tarih Kurumu
7) Türkiye ve Orta-Doğu Amme İdaresi Enstitüsü
8) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu
9) Türkiye Bilimler Akademisi
10) Türkiye Adalet Akademisi
11) Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu
12) Karayolları Genel Müdürlüğü
13) Spor Genel Müdürlüğü
14) Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü
15) Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü
16) Orman Genel Müdürlüğü
17) Vakıflar Genel Müdürlüğü
18) Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü
20) Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü
21) Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü
22) Türk Akreditasyon Kurumu
23) Türk Standartları Enstitüsü
25) Türk Patent Enstitüsü
26) Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü
27) Türkiye Atom Enerjisi Kurumu
28) Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme İdaresi
Başkanlığı
30) Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı
32) GAP Bölge Kalkınma İdaresi
33) Özelleştirme İdaresi Başkanlığı
35) Ceza ve İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İş Yurtları Kurumu
36)Meslekî Yeterlilik Kurumu
37) Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı
38) Türkiye Yazma Eserler Başkanlığı
39) Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı
62
40) Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı
41) Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı
42) Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü
43) Türkiye Su Enstitüsü
44) Türkiye İlaç ve Tıbbî Cihaz Kurumu
(III) sayılı cetvel: Düzenleyici ve denetleyici kurumlarda aylık, ücret
ve ödenek almak suretiyle kamu hizmeti gören memurları, işçi niteliği
taşımayan diğer kamu görevlileri ile yönetim ve denetim kurulu üyeleri,
1) Radyo ve Televizyon Üst Kurulu
2) Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu
3) Sermaye Piyasası Kurulu
4) Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu
5) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu
6) Kamu İhale Kurumu
7) Rekabet Kurumu
8) Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu
9) Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu
(IV) sayılı cetvel: Sosyal güvenlik kurumlarında aylık, ücret ve
ödenek almak suretiyle kamu hizmeti gören memurları, işçi niteliği taşımayan
diğer kamu görevlileri ile yönetim ve denetim kurulu üyeleri,
1- Sosyal Güvenlik Kurumu
2- Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü
Genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin aylık, ücret ve
ödenek almak suretiyle kamu hizmeti gören memurları, işçi niteliği
taşımayan diğer kamu görevlileri ile yönetim ve denetim kurulu üyeleri
de 3628 sayılı Kanun kapsamına dahil edilmiştir. 110
110
3628 s. MBBRYMK, Md. 2/d ve son fıkra, 8/b, c, d, f, i,o ve son fıkra
63
1.1.2.2.2. İL ÖZEL İDARELERİNDE VE BUNLARA BAĞLI
KURULUŞ VEYA ALT KURULUŞLARDA, AYLIK, ÜCRET VE ÖDENEK
ALMAK SURETİYLE KAMU HİZMETİ GÖREN MEMURLARI, İŞÇİ
NİTELİĞİ TAŞIMAYAN DİĞER KAMU GÖREVLİLERİ İLE YÖNETİM
VE DENETİM KURULU ÜYELERİ,
İL ÖZEL İDARELERİ (81):
İl özel idarelerinin kuruluşu herhangi bir şekle bağlı değildir, ilin
kurulmasına dair kanunla kurulur ve ilin kaldırılmasıyla tüzel kişiliği
sona erer.
İL GENEL MECLİSİ:
İl özel idaresi yönetiminin karar organıdır. İlçeler adına seçilen
üyelerden oluşur. Meclisin üye sayısı ilçe sayısına ve nüfus oranına göre
ilden ile farklılık gösterir. Görev süresi beş yıldır. İl genel meclisine,
kendi üyeleri arasından seçilmiş meclis başkanı başkanlık eder.
İL DAİMİ ENCÜMENİ:
İl encümeni valinin başkanlığında, il genel meclisinin her yıl kendi
üyeleri arasından bir yıl için gizli oyla seçeceği beş üye ile biri malî
hizmetler birim amiri olmak üzere valinin her yıl birim amirleri
arasından seçeceği beş üyeden oluşur. Valinin katılamadığı encümen
toplantısına genel sekreter başkanlık eder.
VALİ:
Vali, il özel idaresinin başı ve tüzel kişiliğinin temsilcisidir. Vali, il
özel idaresini stratejik plâna uygun olarak yönetir, il özel idaresinin
kurumsal stratejilerini oluşturur, bu stratejilere uygun olarak bütçeyi, il
özel idaresi faaliyetlerinin ve personelinin performans ölçütlerini
hazırlar ve uygular, bunlarla ilgili raporları meclise sunar. İl genel
meclisi ve encümen kararlarını uygular. Vali ilçe düzeyindeki il özel
idare hizmetlerini kaymakam eliyle yürütebilir. Kaymakamlar il özel
idare hizmetlerinin yürütülmesinden dolayı valiye karşı sorumludurlar.
İL ÖZEL İDARESİ TEŞKİLATI:
İl özel idaresi teşkilatı; genel sekreterlik, malî işler, sağlık, tarım,
imar, insan kaynakları, hukuk işleri birimlerinden oluşur. Genel sekreter,
il özel idaresi hizmetlerini vali adına ve onun emirleri yönünde yürütür.
İlçelerde, özel idare işlerini yürütmek amacıyla kaymakama bağlı ilçe
özel idare teşkilâtı oluşturulabilir.
64
Ülkemizde, özel idare-belediye hizmet birliği sayısı 15’dir.
İl Özel idarelerinde ve bunlara bağlı kuruluş veya alt kuruluşlarda
aylık, ücret ve ödenek almak suretiyle kamu hizmeti gören memurları,
işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri ile yönetim ve denetim
kurulu üyeleri de 3628 sayılı Kanun kapsamına dahil edilmiştir. 111
İl Özel idarelerinde ve bunlara bağlı kuruluş veya alt kuruluşlarda
çalışan personel sayısı kitabın sonunda (Ek-3) yer almıştır.
1.1.2.2.3 MAHALLİ İDARELER VE BUNLARA BAĞLI KURULUŞ
VEYA ALT KURULUŞLARDA AYLIK, ÜCRET VE ÖDENEK ALMAK
SURETİYLE KAMU HİZMETİ GÖREN MEMURLARI, İŞÇİ NİTELİĞİ
TAŞIMAYAN DİĞER KAMU GÖREVLİLERİ İLE YÖNETİM VE
DENETİM KURULU ÜYELERİ
BELEDİYELER:
Belediyelerin teşkilat ve görevlerine ilişkin temel yasa, 03.07.2005
tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanunudur. Bu Kanun, 13.07.2005 tarihli
ve 25874 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Bu Kanunla beraber
belediye yönetimleri idari ve mali özerkliğe sahip birer kamu tüzel
kişiliğine dönüşmüştür.
BELEDİYE İDARESİNİN ORGANLARI:
Belediye meclisi, belediye encümeni ve belediye başkanından
oluşmaktadır. 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu da benzer bir
düzenleme öngörmüştür.
BELEDİYE MECLİSİ:
Belediyenin karar organıdır ve ilgili kanununda gösterilen esas ve
usullere göre seçilmiş üyelerden oluşmaktadır. 112
BELEDİYE ENCÜMENİ:
Encümen, belediye başkanının başkanlığında; il belediyelerinde ve
nüfusu 100.000’in üzerindeki belediyelerde, belediye meclisinin her yıl
kendi üyeleri arasından bir yıl için gizli oyla seçeceği üç üye, malî
hizmetler birim amiri ve belediye başkanının birim amirleri arasından
bir yıl için seçeceği iki üye olmak üzere yedi kişiden; diğer belediyelerde,
belediye meclisinin her yıl kendi üyeleri arasından bir yıl için gizli oyla
111
112
3628 s. MBBRYMK, Md. 2/d, 8/b, c, f, i, n.
2972 s. Mahalli İdareler İle Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun,
65
seçeceği iki üye, malî hizmetler birim amiri ve belediye başkanının birim
amirleri arasından bir yıl için seçeceği bir üye olmak üzere beş kişiden
oluşur. Bu düzenleme ile küçük ölçekli belediyelerde daha pratik bir
organ oluşumu amaçlanmıştır.
BELEDİYE BAŞKANI:
Belediye idaresinin başı ve belediye tüzel kişiliğinin temsilcisidir.
Ülkemizde, 16 büyükşehir belediyesi, l43 büyükşehir ilçe belediyesi,
65 il belediyesi, 749 ilçe belediyesi ve 1977 belde belediyeleri olmak üzere
2950 belediye bulunmaktadır.
MAHALLİ İDARE BİRLİKLERİ
Anayasanın 127 nci maddesi ile 5355 sayılı Mahalli İdare Birlikleri
Kanununa istinaden İçişleri Bakanlığının teklifi ve Bakanlar Kurulunun
kararı ile kurulan kamu tüzel kişiliğine haiz kamu kuruluşlarıdır. Birlik
kurulabilmesi için Anayasa’nın 127 nci maddesi gereğince Bakanlar
Kurulu’ndan izin alınması gerekmektedir.
5355 sayılı Mahalli İdare Birlikleri Kanununda öngördüğü birlik
çeşitleri ve sayıları: ulusal düzeyde birlikler, belediye hizmetleri birliği,
özel idare-belediye hizmet birliği, kalkınma birliği, çevre ve alt yapı
y.hizmet birliği, turizm birlikleri, sulama birlikleri, içme suyu birliği,
köylere hizmet götürme birlikleri, diğer birlikler olmak üzere toplam
sayısı yaklaşık 1793 civarındadır. 113 Yaklaşık diyoruz çünkü çalışma
yaparken dahi Resmi Gazete’de yeni kurulan birliklere ait bakanlar
kurulu kararı yayınlanarak birlik sayısı her geçen gün artmaktadır.
909’u köylere hizmet götürme birliği (KHGB), 411’i sulama birliği,
164’ü içmesuyu birliği, 63’ü belediye hizmet birliği, 70’i turizm birliği,
125’i çevre altyapı hizmet birliği, 15’i özel idare-belediye hizmet birliği,
2’si ulusal düzeyde birlik, 13’ü kalkınma birliği ve 21’i diğer birlikler
olmak üzere toplam birlik sayısı 1.793’tür. 114
MAHALLİ İDARE BİRLİĞİ
birden fazla mahallî idarenin (il özel idaresi, belediye ve köy),
yürütmekle görevli oldukları hizmetlerden bazılarını birlikte görmek
113
http://www.migm.gov.tr/Dokumanlar/2010%20MAHALLI_IDARELER_GENEL_FAALIYET_RA
PORU.pdf (ET:18.08.2011)
114
http://www.migm.gov.tr/Dokumanlar/2010%20MAHALLI_IDARELER_GENEL_FAALIYET_RA
PORU.pdf (ET:18.08.2011)
66
üzere kendi aralarında kurdukları kamu tüzel kişiliğine haiz ve
kendilerine özgü bütçeleri olan kamu idareleridir. Mahallî idare birlikleri
özerk yapıları olan yerel yönetim niteliğinde kamu kuruluşlarıdır.
Birliğin meclis, encümen ve başkan olmak üzere üç organı vardır.
Kanunda öngörülen istisnalar hariç mahalli idare birliği organları
seçimle gelir.
ÜLKE DÜZEYİNDE KURULAN BİRLİKLER;
Mahallî idarelerin menfaatlerinin korunması, gelişmelerine
yardımcı olunması, personelinin eğitilmesi ve mahallî idarelerle ilgili
kanun hazırlıklarında görüş bildirilmesi amacıyla Ülkemizde iki birlik
kurulmuştur. Bunlar; Ülkemizdeki bütün belediyeleri temsil etmek üzere
Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ile bütün il özel idarelerini temsil etmek
üzere Vilayetler Hizmet Birliği (VHB) kurulmuştur.
ÜYE SAYISI YÜZDEN FAZLA OLAN BİRLİKLER;
Birden çok ili kapsayan, bazen belli bir coğrafik bölgedeki mahalli
idarelerin oluşturduğu mahalli idare birlikleridir. Marmara Belediyeler
Birliği, Ege Belediyeler Birliği gibi.
TURİZM ALTYAPI HİZMET BİRLİKLERİ;
Kültür ve turizmin korunması, geliştirilmesi, tanıtımı, kültür ve
turizme ilişkin sosyal ve teknik altyapının gerçekleştirilmesi ve
işletilmesini sağlamak amacıyla alandaki bütün mahalli idarelerin
katılımı ile kurulur.
SULAMA BİRLİKLERİ;
Sadece tarım arazilerinin sulanması faaliyetlerini yürütmek amaçlı
kurulan mahallî idare birlikleridir. Ülkenin su varlık ve kaynaklarının
rasyonel kullanımı maksadıyla umumi sulardan faydalanmak üzere
Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından inşa edilmiş veya halen
inşa edilmekte olan ya da inşa edilmesi planlanan sulama tesislerini
gayelerine uygun şekilde kullanmak, işletmek, Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğünün onayını almak suretiyle işlettirmek, bu tesislerin bakım,
onarım ve yönetim sorumluluğunu yürütmek, tesisi geliştirmeye yönelik
yeni projeler yapmak, yaptırmak veya tesisi yenilemekle görevli sulama
birliklerinin kuruluşu, organlar ile görev ve yetkilerini düzenlemek
amacıyla 8/3/2011 tarihinde Sulama Birlikleri Kanunu çıkartılmış olup,
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte 26/5/2005 tarihli ve 5355 sayılı
67
Mahalli İdare Birlikleri Kanununa göre kurulmuş olan sulama birlikleri
22.9.2012 tarihine kadar durumlarını 6172 sayılı Kanuna uygun hale
getirmek zorundadır. 115
KÖYLERE HİZMET GÖTÜRME BİRLİKLERİ;
İlçelerde, yol, su, kanalizasyon ve benzeri altyapı tesisleri ile
köylere ait diğer hizmetlerin yürütülmesine yardımcı olmak, bizzat
yapmak, yaptırmak ve kırsal kalkınmayı sağlamak üzere, tüm köylerin
iştiraki ile o ilçenin adını taşıyan, köylere hizmet götürme birliği
kurulabilir.
DİĞER BİRLİKLER;
Yukarıdaki birliklerin dışında kurulan birliklerdir.
BAĞLI KURULUŞLAR;
Belediyelere bağlı, kanun kurulan ayrı bütçeli ve kamu tüzel
kişiliğine haiz su ve kanalizasyon, otobüs, ulaştırma ve benzeri
hizmetleri yürüten idarelerdir. Ülkemizde belediyelere bağlı idare,
sadece büyükşehir belediyelerinde bulunmaktadır. Bunlar; ASKİ, İSKİ,
EGO, İETT gibi idarelerdir.
Belediyelere bağlı kuruluş sayısı 19’dur.
SU VE KANALİZASYON İDARELERİ
Adana Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (ASKİ)
Adapazarı Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (ADASU)
Ankara Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (ASKİ)
Antalya Su ve Atıksu İdaresi Genel Müdürlüğü (ASAT)
Bursa Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (BUSKİ)
Diyarbakır Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (DİSKİ)
Erzurum Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (ESKİ)
Eskisehir Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (ESKİ)
Gaziantep Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (GASKİ)
İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (İSKİ)
İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (İZSU)
115
6172 s. Sulama Birlikleri Kanunu, Md. Geç.1
68
Kayseri Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (KASKİ)
Kocaeli Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (İSU)
Konya Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (KOSKİ)
Mersin Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (MESKİ)
Samsun Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (SASKİ)
DİĞER BAĞLI İDARELER
Ankara Elektrik, Gaz ve Otobüs Genel Müdürlüğü (EGO)
İstanbul Elektrik Tramvay ve Tünel İşletmeleri Genel Müdürlüğü
(İETT)
İzmir Elektrik, Su,
Müdürlüğü (ESHOT)
Havagazı,
Otobüs ve Tramvay
Genel
Mahalli idareler ve bunlara bağlı kuruluş veya alt kuruluşlarda
aylık, ücret ve ödenek almak suretiyle kamu hizmeti gören memurları,
işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri ile yönetim ve denetim
kurulu üyeleri de 3628 sayılı Kanun kapsamına dahil edilmiştir. 116
Mahalli idarelerde çalışan toplam 288.087 personelin; 215.998’i
belediyelerde, 39.797’si il özel idarelerinde, 27.307’si belediye bağlı
idarelerinde, 4.955’i mahalli idare birliklerinde (KHGB hariç)
çalışmaktadır. 117
Mahalli idareler ve bunlara bağlı kuruluş veya alt kuruluşlarda
çalışan personel sayısı kitabın sonunda (Ek-3) yer almıştır.
1.1.2.2.4. Kamu iktisadi teşebbüsleri (İktisadi devlet teşekkülleri ve kamu
iktisadi kuruluşları) ile bunlara bağlı müessese, bağlı ortaklık ve işletmelerinde
aylık, ücret ve ödenek almak suretiyle kamu hizmeti gören memurları, işçi
niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri ile yönetim ve denetim kurulu üyeleri
1982 Anayasasının “Kamu İktisadi Teşebbüslerinin denetimi”
başlıklı 165 inci maddesinde KİT deyimi kullanılmış olup “KİT”
kapsamı; sermayesinin yarısından fazlası doğrudan doğruya veya
dolaylı olarak Devlete ait olan kamu kuruluşları olarak tanımlanmıştır.
116
3628 s. MBBRYMK, Md. 2/d, 8/b, c, f, i, n.
117
http://www.migm.gov.tr/Dokumanlar/2010%20MAHALLI_IDARELER_GENEL_FAALIYET_RAP
ORU.pdf (ET:18.08.2011
69
1982 Anayasa’sından sonra yürürlüğe giren 2929 Sayılı “İktisadi
Devlet Teşekkülleri ve Kamu İktisadi Kuruluşları Hakkında Kanun” 60
Sayılı KHK değiştirilerek kabul edilmiş ve 22.10.1983’te yürürlüğe
girmiştir. 18.6.1984 tarihinde ise 233 Sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri
Hakkında KHK yürürlüğe girmiştir.
Kamu iktisadi teşebbüsleri (KİT): İktisadi devlet teşekkülü (İDT)
ile kamu iktisadi kuruluşlarının (KİK) ortak adıdır.
Bu düzenleme ile KİT bir şemsiye olarak tanımlanmış bunun altında
yer alan İDT ticari esaslara göre faaliyet gösterirken KİK’lerde sosyal yön
ağır basmaktadır.
Devlet payı % 50’nin üstünde olan A.Ş.’lerde bağlı ortaklık,
% 50’nin altında ise iştirak olarak tanımlanmıştır.
İktisadi devlet teşekkülleri: İktisadi devlet teşekkülü (İDT);
sermayesinin tamamı devlete ait, iktisadi alanda ticari esaslara göre
faaliyet göstermek üzere kurulan kamu iktisadi teşebbüsüdür.
Kamu İktisadi Kuruluşları: Kamu iktisadi kuruluşu (KİK);
sermayesinin tamamı devlete ait olan ve tekel niteliğindeki mallar ile
temel mal ve hizmet üretmek ve pazarlamak üzere kurulan kamu
hizmeti niteliği ağır basan kamu İktisadi teşebbüsleridir.
Kamu iktisadi teşebbüsleri (İktisadi devlet teşekkülleri ve kamu
iktisadi kuruluşları) ile bunlara bağlı müessese, bağlı ortaklık ve
işletmelerinde aylık, ücret ve ödenek almak suretiyle kamu hizmeti
gören memurları, işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri ile
yönetim ve denetim kurulu üyeleri de 3628 sayılı Kanun kapsamına
dahil edilmiştir. 118
Kamu iktisadi teşebbüsleri listesine ve sayısına kitabın sonunda
(EK-4, EK-5) yer verilmiştir.
1.1.2.2.5. Özel kanunlarla veya özel kanunların verdiği yetkiye
dayanılarak kurulan ve kamu hizmeti gören kurum ve kuruluşlar ile
bunların alt kuruluşlarının veya komisyonlarının aylık, ücret ve ödenek
almak suretiyle kamu hizmeti gören memurları, işçi niteliği taşımayan
diğer kamu görevlileri ile yönetim ve denetim kurulu üyeleri,
118
3628 s. MBBRYMK, Md. 2/d, 8/b, c, f, i.
70
190 sayılı KHK kapsamındaki diğer kamu idareleri olarak da
adlandırdığımız bu idareler şunlardır; Atatürk Orman Çiftliği
Müdürlüğü, İller Bankası Genel Müdürlüğü, Milli Piyango İdaresi Genel
Müdürlüğü, Üniversiteler Arası Kurul Başkanlığı, MSB Akaryakıt İkmal
ve NATO POL Tesisleri İşletmesi Başkanlığı ve Toplu Konut İdaresi
Başkanlığı.
Dolayısıyla, 190 sayılı KHK kapsamındaki diğer kamu idareleri
olarak da adlandırdığımız yukarıdaki idareler de özel kanunlarla veya
özel kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan ve kamu hizmeti
gören kurum ve kuruluşlar olduklarından, bu idareler ile bunların alt
kuruluşlarının veya komisyonlarının aylık, ücret ve ödenek almak
suretiyle kamu hizmeti gören memurları, işçi niteliği taşımayan diğer
kamu görevlileri ile yönetim ve denetim kurulu üyeleri de 3628 sayılı
Kanun kapsamına dahil edilmiştir. 119
1.1.3. Diğer Kişiler
Özel Kanunlarına göre mal bildiriminde bulunmak zorunda olanlar
da bu Kanun hükümlerine tabidir. 120
1.1.3.1 Asker Kişiler
Subay ve astsubaylar, kendileriyle eşlerine ve velayetleri altındaki
çocuklarına ait taşınır ve taşınmaz malları, alacak ve borçları hakkında,
özel kanunda yazılı hükümler uyarınca mal bildiriminde bulunurlar. 121
Özel Kanunlarına göre mal beyanında bulunmak zorunda olanlar
da 3628 sayılı Kanun hükümlerine tabi olduklarından, Türk Silahlı
Kuvvetleri Personel Kanununa tabi subay ve astsubaylar da 3628 sayılı
Kanun kapsamına dahil edilmiştir. 122
1.1.3.2. Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu Üyeleri
Kurul üyeleri göreve başlama ve görevden ayrılma tarihlerinden
itibaren bir ay içinde ve görevleri devam ettiği sürece her iki yılda bir
mal beyanında bulunmak zorundadır. 123
Özel Kanunlarına göre mal beyanında bulunmak zorunda olanlar
da 3628 sayılı Kanun hükümlerine tabi olduklarından, Enerji Piyasası
3628 s. MBBRYMK, Md. 2/d ve son fıkra, 8/b, c, f, i,
3628 s. MBBRYMK, Md.2/son fıkra
121
926 s. Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu, md.5
122
3628 s. MBBRYMK, Md. 2/son fıkra.
123
4628 s. Elektrik Piyasası Kanunu md. 7.
119
120
71
Düzenleme Kurulu Başkan ve Üyeleri de 3628 sayılı Kanun kapsamına
dahil edilmiştir. 124
1.1.3.3. Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurulu Üyeleri
Kurul üyeleri göreve başlama ve görevden ayrılma tarihlerinden
itibaren bir ay içinde ve görevleri devam ettiği sürece her iki yılda bir
mal beyanında bulunmak zorundadır. 125
Özel Kanunlarına göre mal beyanında bulunmak zorunda olanlar
da 3628 sayılı Kanun hükümlerine tabi olduklarından, Tütün ve Alkol
Piyasası Düzenleme Kurulu Başkan ve Üyeleri de 3628 sayılı Kanun
kapsamına dahil edilmiştir. 126
1.1.3.4. Kamu İhale Kurulu Üyeleri
Kurul üyeleri göreve başlama ve görevden ayrılma tarihlerini
izleyen bir ay içinde ve görevleri devam ettiği sürece her yıl genel mal
beyanında bulunmak zorundadır. 127
Özel Kanunlarına göre mal beyanında bulunmak zorunda olanlar
da 3628 sayılı Kanun hükümlerine tabi olduklarından, Kamu İhale
Kurulu Başkan ve Üyeleri de 3628 sayılı Kanun kapsamına dahil
edilmiştir. 128
1.1.3.5. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Üyeleri
Üst Kurul üyeleri, her yıl ocak ayında Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına mal bildiriminde bulunurlar. 129
Özel Kanunlarına göre mal beyanında bulunmak zorunda olanlar
da 3628 sayılı Kanun hükümlerine tabi olduklarından, Radyo ve
Televizyon Üst Kurulu Başkan ve Üyeleri de 3628 sayılı Kanun
kapsamına dahil edilmiştir. 130
1.1.3.6. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu Başkan ve
Üyeleri
Kurul Başkan ve üyeleri 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması,
Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanununa tâbidir. 131
3628 s. MBBRYMK, Md. 2/son fıkra.
4733 s. Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun, Md. 4/7
126
3628 s. MBBRYMK, Md. 2/son fıkra.
127
4734 s. KİK, Md. 53/f
128
3628 s. MBBRYMK, Md. 2/son fıkra.
129
6112 s. Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun, Md. 39/7
130
3628 s. MBBRYMK, Md. 2/son fıkra.
131
5411 s. Bankacılık Kanunu, Md. 86/5
124
125
72
Özel Kanunlarına göre mal beyanında bulunmak zorunda olanlar
da 3628 sayılı Kanun hükümlerine tabi olduklarından, Bankacılık
Düzenleme ve Denetleme Kurulu Başkan ve Üyeleri de 3628 sayılı
Kanun kapsamına dahil edilmiştir. 132
1.1.3.7. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Başkan ve Üyeleri
Fon Kurulu Başkan ve üyeleri 3628 sayılı Mal Bildiriminde
Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanununa tâbidir. 133
Özel Kanunlarına göre mal beyanında bulunmak zorunda olanlar
da 3628 sayılı Kanun hükümlerine tabi olduklarından, Tasarruf
Mevduatı Sigorta Fonu Başkan ve Üyeleri de 3628 sayılı Kanun
kapsamına dahil edilmiştir. 134
1.1.3.8. Bankaların Yönetici ve Diğer Görevlileri, Bankaların
Yönetim Kurulu Başkan ve Üyeleri ile Müdürler Kurulu Başkan ve
Üyeleri, Genel Müdür ve Yardımcıları ve İmza Yetkisine Sahip
Mensuplarından Bölge Müdürleri, Şube Müdürleri ve Genel Müdürlük
Merkez Teşkilatında Yer Alan Bölüm, Kısım, Grup ve Bunlara Eşdeğer
İsimler Altında Faaliyet Gösteren Birimlerin Yöneticileri ve Diğer
Görevliler
Banka: Faizle para alınıp verilebilen, kredi, iskonto, kambiyo
işlemleri yapan, kasalarında para, değerli belge, eşya saklayan ve bunun
dışındaki diğer ekonomik etkinliklerde bulunan kuruluşlara banka
denir. Banka kelimesi İtalyanca banca kelimesinden Türkçeye geçmiştir.
Para bozma gişesi, para bozma yeri anlamına gelir. Bankalar, sermaye,
para ve kredi işlemlerini yapan ticari kuruluşlardır. Evrensel bir banka
kişi ve kuruluşlara kredi tahsis eder, mevduat hesaplarını korur,
sermaye, para ve kredi ile ilgili her türlü işlemleri yapar.
Bankaların yönetim kurulu üyeleri ile müdürler kurulu başkan ve
üyeleri, seçilmeleri veya atanmalarından sonra yerel ticaret mahkemesi
huzurunda yemin etmedikçe göreve başlayamazlar. Bu kişiler ile genel
müdür ve yardımcıları ve imza yetkisine sahip mensuplarından bölge
müdürleri, şube müdürleri ve genel müdürlük merkez teşkilatında yer
alan bölüm, kısım, grup ve bunlara eşdeğer isimler altında faaliyet
gösteren birimlerin yöneticileri 3628 sayılı Mal Bildiriminde
3628 s. MBBRYMK, Md. 2/son fıkra.
5411 s. Bankacılık Kanunu, Md. 115/5 fıkra.
134
3628 s. MBBRYMK, Md. 2/son fıkra.
132
133
73
Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu hükümlerine
tâbidirler. Yemin ve mal beyanına ilişkin usûl ve esaslar Kurulca
belirlenir. 135
Bankaların yönetim kurulu başkan ve üyeleri ile müdürler kurulu
başkan ve üyeleri, genel müdür ve yardımcıları ve imza yetkisine sahip
mensuplarından bölge müdürleri, şube müdürleri ve genel müdürlük
merkez teşkilatında yer alan bölüm, kısım, grup ve bunlara eşdeğer
isimler altında faaliyet gösteren birimlerin yöneticileri 19.04.1990 tarihli
ve 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla
Mücadele Kanunu ve ilgili mevzuatta yer alan usul ve esaslar dahilinde
ve aşağıda belirtilen şekilde mal bildiriminde bulunmakla
yükümlüdürler. a) Mal beyanları üzerine “gizlidir” şerhi konulmuş
kapalı zarf içerisinde ve tek nüsha olarak göreve başlama ve ayrılma
tarihinden itibaren bir ay içinde banka genel müdürlüklerine verilir. Ek
mal beyanı ve mal beyanının yenilenmesine ilişkin olarak 3628 sayılı
Kanun ve bu Kanuna ilişkin mevzuatta yer alan usul ve esaslar
uygulanır. Bu bildirimlerden, yönetim kurulu başkan ve üyeleri,
müdürler kurulu başkan ve üyeleri ile genel müdür ve yardımcılarına ait
olanlardan 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve
Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu ile 10.08.1990 tarihli ve 90/748 sayılı
Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Mal Bildiriminde
Bulunulması Hakkında Yönetmelikte belirtilen mercilere gönderilenler
haricinde kalanlar veriliş tarihini izleyen ayın sonunda bir liste ekinde
topluca Kuruma gönderilir. Diğer görevlilere ait mal bildirimleri, ilgili
bankanın personelin özlük işleri ile ilgili birimlerinde, ilgili mevzuat
çerçevesinde ve talep halinde Kuruma iletilmek üzere muhafaza edilir.
b) Yükümlülerin mal beyanlarını süresi içinde vermemeleri halinde,
gerekli işlemlerin tesisi amacıyla, verilmesi gereken tarihten itibaren en
geç otuz gün içerisinde bankalarca keyfiyet ve ilgilinin bilinen adresleri
Kuruma bildirilir. 136
Özel Kanunlarına göre mal beyanında bulunmak zorunda olanlar
da 3628 sayılı Kanun hükümlerine tabi olduklarından, Bankaların
5411 s. Bankacılık Kanunu, Md. 27
Bankaların Üst Yönetimine Atanacakların Bildirimi, Yemin ve Mal Beyanında Bulunulması ve
Karar Defterlerinin Tutulmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik Md. 10 (Resmi
Gazete'nin 1 Kasım 2006 tarih ve 26333 sayılı nüshasında yayımlanmıştır)
135
136
74
Yönetici ve Diğer Görevlileri de 3628 sayılı Kanun kapsamına dahil
edilmiştir. 137
Türkiye Bankalar Birliği (TBB) tarafından bankacılık sektöründe
çalışan sayısının 178 bin 504 kişiye yükseldiği açıklanmıştır. 138
Bankaların listesine aşağıdaki adresten ulaşılabilir. 139
1.1.3.9. Konfederasyon Başkanı ve Yöneticileri
3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla
Mücadele Kanununun mal bildiriminde bulunacaklar başlıklı 2 nci
maddesinin son fıkrasında, özel kanunlarına göre mal bildiriminde
bulunmak zorunda olanların da bu Kanun hükümlerine tabi olacağı
belirlenmiştir. Öte yandan, 2821 sayılı Sendikalar Kanununun mal
bildirimine ilişkin 42 nci maddesinde, Konfederasyon sendika ve
sendika şubelerinin başkanlarıyla diğer yöneticilerinin göreve
seçildikten sonra üç ay içinde, kendilerinin, eşlerinin, velayetleri
altındaki çocuklarının mal varlıklarına ait bildirimlerini notere vermek
zorunda oldukları belirtilerek bu bildirimlerin verildiğini gösteren
noterlikten alınacak belgelerin sendika denetçilerine verileceği, yönetim
kurulu karar defterinin özel bir sayfasına da işleneceği, ayrıca, bu
zorunluluğa uymayanların Konfederasyon, sendika veya sendika
şubesindeki yöneticilik sıfatlarının bildirim süresinin bitiminden itibaren
bir ay içinde son bulacağı mal bildiriminde bulunan kişilerin görev
süreleri sonunda tekrar seçilmeleri halinde yeniden beyanda bulunmak
zorunda oldukları açıklanarak beş yıl süreyle saklanacak bu bildirimlerin
herhangi bir suretle açıklanamayacağı, ancak yargı mercilerince veya
inceleme ve denetleme yetkisine sahip diğer makam, organ ve mercilerce
iade edilmek koşuluyla alınabileceği hükme bağlanmak suretiyle bu
bildirimlerin nasıl yapılacağı konusunda ayrı bir düzenleme getirilmiştir.
2821 sayılı Sendikalar Kanununa göre mal bildiriminde bulunmak
zorunda olan konfederasyon başkanlarıyla diğer yöneticilerinin 3628
sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele
Kanunu hükümlerine tabi olduğu anlaşılmakla beraber, 3628 sayılı
Yasada yer almayan konularda ise, 2821 sayılı Sendikalar Kanunundaki
3628 s. MBBRYMK, Md. 2/son fıkra.
http://ozkankac.wordpress.com/2011/01/18/bankalarin-sube-ve-calisan-sayisi-rekorda/
(ET:16.08.2011)
139
http://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrkiye%27deki_bankalar_listesi(ET:28.5.2010)
137
138
75
özel düzenlemelerinin Konfederasyon
hakkında uygulanması gerekmektedir. 140
başkanlarıyla
yöneticileri
Ayrıca, Kamu Görevlileri Sendikaları ile ilgili 4688 sayılı Kanunda,
Bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde 2821 sayılı Sendikalar
Kanunu, 5253 sayılı Dernekler Kanunu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu
ile sendika ve konfederasyonlarda görev alacaklar hakkında kamu
görevlilerinin tabi oldukları personel kanunlarının ilgili hükümleri
uygulanır. 141
Diğer taraftan, dernekler, dernek şube veya temsilcilikleri,
federasyonlar, konfederasyonlar ve yabancı dernekler ile merkezleri yurt
dışında bulunan dernek ve vakıf dışındaki kâr amacı gütmeyen
kuruluşların Türkiye’deki şube veya temsilciliklerinin yasak ve izne tabi
faaliyetlerini, yükümlülüklerini, denetimlerini ve uygulanacak cezalar ile
derneklere ilişkin diğer hususları 5253 sayılı Dernekler Kanununda
düzenlenmiştir. Buna göre; Derneklerin oluşturduğu tüzel kişiliği
bulunan
federasyonlar
ve
federasyonların
oluşturduğu
142
konfederasyonlar üst kuruluşu ifade etmektedir.
Özel Kanunlarına göre mal bildiriminde bulunmak zorunda olanlar
da 3628 sayılı Kanun hükümlerine tabi olduklarından, Konfederasyon
Başkanı ve Yöneticileri de 3628 sayılı Kanun kapsamına dahil
edilmiştir. 143
Konfederasyonların Listesine aşağıdaki adresten ulaşılabilir. 144
1.1.3.10. Sendika Başkanı ve Yöneticileri, Şube Başkanı ve
Yöneticileri
3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla
Mücadele Kanununun mal bildiriminde bulunacaklar başlıklı 2 nci
maddesinin son fıkrasında, özel kanunlarına göre mal bildiriminde
bulunmak zorunda olanların da bu Kanun hükümlerine tabi olacağı
belirlenmiştir. Öte yandan, 2821 sayılı Sendikalar Kanununun mal
bildirimine ilişkin 42 nci maddesinde, Konfederasyon sendika ve
sendika şubelerinin başkanlarıyla diğer yöneticilerinin göreve
seçildikten sonra üç ay içinde, kendilerinin, eşlerinin, velayetleri
Danıştay l. Dairesinin 26/06/1990 tarih ve E:1990/106, K:1990/97 sayılı kararı
4688 s. Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu, Md. 43
142
5253 s. Dernekler Kanunu, Md. 2/g.
143
3628 s. MBBRYMK, Md. 2/son fıkra.
144
http://www.cgm.gov.tr/articles.php?category_id=204
140
141
76
altındaki çocuklarının mal varlıklarına ait bildirimlerini notere vermek
zorunda oldukları belirtilerek bu bildirimlerin verildiğini gösteren
noterlikten alınacak belgelerin sendika denetçilerine verileceği, yönetim
kurulu karar defterinin özel bir sayfasına da işleneceği, ayrıca, bu
zorunluluğa uymayanların Konfederasyon, sendika veya sendika
şubesindeki yöneticilik sıfatlarının bildirim süresinin bitiminden itibaren
bir ay içinde son bulacağı, mal bildiriminde bulunan kişilerin görev
süreleri sonunda tekrar seçilmeleri halinde yeniden beyanda bulunmak
zorunda oldukları açıklanarak beş yıl süreyle saklanacak bu bildirimlerin
herhangi bir suretle açıklanamayacağı, ancak yargı mercilerince veya
inceleme ve denetleme yetkisine sahip diğer makam, organ ve mercilerce
iade edilmek koşuluyla alınabileceği hükme bağlanmak suretiyle bu
bildirimlerin nasıl yapılacağı konusunda ayrı bir düzenleme getirilmiştir.
2821 sayılı Sendikalar Kanununa göre mal bildiriminde bulunmak
zorunda olan sendika ve sendika şubelerinin başkanlarıyla diğer
yöneticilerinin 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve
Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu hükümlerine tabi olduğu anlaşılmakla
beraber, 3628 sayılı Yasada yer almayan konularda ise, 2821 sayılı
Sendikalar Kanunundaki özel düzenlemelerinin sendika ve sendika
şubelerinin
başkanlarıyla
yöneticileri
hakkında
uygulanması
145
gerekmektedir.
Ayrıca, Kamu Görevlileri Sendikaları ile ilgili 4688 sayılı Kanunda,
Bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde 2821 sayılı Sendikalar
Kanunu, 5253 sayılı Dernekler Kanunu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu
ile sendika ve konfederasyonlarda görev alacaklar hakkında kamu
görevlilerinin tabi oldukları personel kanunlarının ilgili hükümleri
uygulanır. 146
Özel Kanunlarına göre mal beyanında bulunmak zorunda olanlar
da 3628 sayılı Kanun hükümlerine tabi olduklarından, Sendika Başkanı
ve Yöneticileri, Şube Başkanı ve Yöneticileri de 3628 sayılı Kanun
kapsamına dahil edilmiştir. 147
Sendikaların listesine aşağıdaki adresten ulaşılabilir. 148
Danıştay l. Dairesinin 26/06/1990 tarih ve E:1990/106, K:1990/97 sayılı kararı
4688 s. Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu, Md. 43
3628 s. MBBRYMK, Md. 2/son fıkra.
148
http://www.cgm.gov.tr/articles.php?category_id=206
145
146
147
77
1.1.3.11. Federasyon Başkanı ve Yöneticileri, Şube Başkanı ve
Yöneticileri
Federasyonlar ve konfederasyonlar: Federasyonların üye sayısının
beşten ve konfederasyonların üye sayısının üçten aşağı düştüğü ve bu
durum üç ay içinde giderilmediği takdirde haklarında kendiliğinden
sona erme hükümleri uygulanır. Federasyonlar ve konfederasyonlar
temsilcilik dışında her ne ad altında olursa olsun, başka bir örgüt
kuramazlar. 149
Dernekler, dernek şube veya temsilcilikleri, federasyonlar,
konfederasyonlar ve yabancı dernekler ile merkezleri yurt dışında
bulunan dernek ve vakıf dışındaki kar amacı gütmeyen kuruluşların
Türkiye’deki şube veya temsilciliklerinin yasak ve izne tabi faaliyetlerini,
yükümlülüklerini, denetimlerini ve uygulanacak cezalar ile derneklere
ilişkin diğer hususları 5253 sayılı Dernekler Kanununda düzenlenmiştir.
Buna göre; Derneklerin oluşturduğu tüzel kişiliği bulunan
federasyonlar ve federasyonların oluşturduğu konfederasyonlar üst
kuruluşu ifade etmektedir. 150
Gençlik ve spor kulüpleri;
Derneklerden başvurmaları halinde; spor faaliyetine yönelik olanlar
spor kulübü, boş zamanları değerlendirme faaliyetine yönelik olanlar
gençlik kulübü ve her iki faaliyeti birlikte amaçlayanlar gençlik ve spor
kulübü adını alır.
Bu kulüpler, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünce tutulacak
kütüğe kayıt ve tescil edilir.
Kulüplerin organları, bu organların görev ve yetkileri, kulüplerin
Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünce de denetlenmesi ve bunlara
yapılacak yardımların şekil ve şartları, üst kuruluş oluşturmada
uyulacak esas ve usuller, gençlik ve spor faaliyetlerini yürüteceklerin
nitelikleri ve bunlara uygulanacak disiplin işlemleri, kulüplerin kayıt ve
tesciline ilişkin esaslar İçişleri Bakanlığının uygun görüşü üzerine
Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün bağlı olduğu Bakanlıkça
yürürlüğe konulacak yönetmelikte düzenlenir. 151
149
5253 s. Dernekler Kanunu, Md. 8
5253 s. Dernekler Kanunu, Md. 2/g.
151
5253 s. Dernekler Kanunu, Md. 14
150
78
Örneğin; Spor federasyonları ile ilgili düzenlemelerden sadece
futbol federasyonu ile ilgili düzenlemeye bakıldığında 05.05.2009 tarihli
ve 5894 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri
Hakkında Kanunun 18 inci maddesinin ikinci fıkrasında, “Bu Kanunda,
TFF Statüsü ve ilgili diğer talimatlarda hüküm bulunmayan hallerde
04.11.2004 tarihli ve 5253 sayılı Dernekler Kanunu ile 22.11.2001 tarihli ve
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümleri kıyasen uygulanır.” hükmü
yer almıştır.
Her spor federasyonun ayrı birer ana statüsü de bulunmaktadır.
Bu federasyonlar şunlardır;
Atıcılık ve Avcılık, Atletizm, Badminton, Hokey, Dağcılık, Dans,
İşitme Engelliler, İzcilik, Judo ve Kuraş, Oryantiring, Otomobil Sporları,
Özel Sporcular Spor Fed. Bşk., Basketbol, Bedensel Engelliler Beyzbol,
Softbol, Korumalı Futbol ve Ragbi, Bilardo, Binicilik, Bisiklet, Bocce
Bowling Dart, Boks, Briç, Buz Paten, Buz Hokeyi, Cimnastik, Eskrim,
Futbol, Geleneksel Spor Dalları Gelişmekte Olan Spor Branşları, Golf
Görme Engelliler, Güreş, Herkes İçin Spor Halk Oyunları, Halter, Hava
Sporları, Hentbol, Kano, Karate Kayak, Kızak, Kick Boks, Kürek, Masa
Tenisi, Modern Pentatlon, Motosiklet, Muay Thai, Okçuluk, Okul
Sporları, Satranç, Sualtı Sporları, Sutopu, Taekwondo, Tenis, Triatlon,
Üniversite Sporları, Voleybol, Vücut Geliştirme ve Fitness, Wushu,
Yelken, Yüzme.
Dolayısıyla, Özel Kanunlarına göre mal beyanında bulunmak
zorunda olanlar da 3628 sayılı Kanun hükümlerine tabi olduklarından,
Federasyon Başkanı ve Yöneticileri, Şube Başkanı ve Yöneticileri de 3628
sayılı Kanun kapsamına dahil edilmiştir. 152
Federasyonların listesine aşağıdaki adresten ulaşılabilir. 153
1.1.4. Kamu Görevlilerinin Suç Ortakları
3628 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin son tümcesinde yer alan
“…bu Kanunda belirlenen suçlarla bazı suçlardan dolayı kamu görevlileri ve
suç ortakları…” ifadesi ile 19 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan
“…Cumhuriyet Savcısı soruşturmaya başladığında ihbarı doğrulayan emareler
bulduğu takdirde sanıktan, haksız edinilen malın kaçırıldığı yolunda delil ve
3628 s. MBBRYMK, Md. 2/son fıkra.
http://www.cgm.gov.tr/articles.php?category_id=204,www.gsgm.gov.tr/sayfalar/gsgm_federasyo
nlar.htm
152
153
79
emare elde edildiği takdirde sanığın ikinci dereceye kadar kan ve sıhrî
hısımları ile gelini ve damadından mal bildiriminde bulunmalarını ister.
Bu istemin sanığa ve diğer ilgililere ulaştığı tarihten itibaren yedi gün içinde
Cumhuriyet Savcısına mal bildiriminin verilmesi zorunludur. Soruşturmanın
müfettiş veya muhakkik tarafından yapılması halinde müfettiş veya muhakkik de
sanıktan ve yukarıda sayılan ilgililerden mal bildirimi isteminde bulunurlar. Bu
istemin sanık ve ilgililere ulaştığı tarihten itibaren yedi gün içinde müfettiş veya
muhakkike mal bildiriminin verilmesi keza zorunludur…” ifadesi ve 17 nci
maddesinin birinci fıkrasında geçen “…Bu Kanunda ve 5411 154 sayılı
Bankacılık Kanununda yazılı suçlarla, irtikâp, rüşvet, basit ve nitelikli zimmet,
görev sırasında veya görevinden dolayı kaçakçılık, resmî ihale ve alım ve
satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarının açıklanması veya açıklanmasına
sebebiyet verme suçlarından veya bu suçlara iştirak etmekten sanık
olanlar…” ifadesinden kamu görevlilerinin suç ortakları hakkında bu
kanunun uygulanacağı ve kanun kapsamına alındığı anlaşılmaktadır.
Dolayısıyla, kamu görevlilerinin suç ortağı olabilecek olan,
şüphelinin ikinci dereceye kadar kan ve kayın hısımları ile gelini ve
damadını mal beyanında bulunmak zorunda olan diğer kişilere dahil
edebiliriz.
Ancak, suç ortağı bunların dışındaki üçüncü kişiler de olabilir.
Örneğin, taşınır veya taşınmaz mal, mal beyanında bulunmak
zorunda olan kişinin kendisine, eşine veya çocuklarına ait olduğu halde,
meşru olmayan yoldan edinilmiş ise, bu haksız edinilen malı gizlemek
için başkasının adına gösterilmesi, başkasının adına kayıt ettirilmesi
halinde, bu başkaları dediğimiz üçüncü kişiler suç ortağı olmaktadır.
1.1.4.1. İkinci Dereceye Kadar Kan ve Kayın Hısımlığı 155
Kan ve kayın hısımlarından ne anlamak gerekir?
Sanık memur veya diğer kamu görevlisinin ikinci dereceye kadar
kan ve sıhrî (kayın) hısımlarının kimler olduğuna ilişkin bilgilere aşağıda
yer verilmiştir.
Kanun, haksız edinilen malın kaçırıldığı yolunda delil ve emare
elde edildiği takdirde sanığın ikinci dereceye kadar kan ve kayın
5411 s. Kanun, 4389 s. Kanunu yürürlükten kaldırmıştır.
SÖKMEN, Uğur: “Kamu İdaresinde Soruşturma Kovuşturma”, Maliye Bakanlığı Strateji
Geliştirme Başkanlığı Yayın No: 2009/400, Ankara, 2009, s.266-268
154
155
80
hısımları ile gelini ve damadından mal bildiriminde bulunmalarının
istenilebileceğini hüküm altına almıştır. 156
Bu durumda, soruşturma sırasında sanığın nüfusa kayıtlı olduğu
nüfus idaresinden nüfus kayıt örneği istenilmeli, eş ve çocukların sayısı
ile bunların açık kimlikleri tespit edilmelidir.
Çocukların evli olmaları durumda gelin ve damattan mal beyanında
bulunmalarının isteneceği tabiidir.
Hısımlık, kişinin yakın çevresi ile ilişkisini, yani başkalarına olan
yakınlığını (akrabalığını) ifade eder.
Hısımlığın, kan (soy) hısımlığı ve hukuksal işlemden (akitten)
doğan hısımlık olmak üzere iki türü vardır.
Kan (Soy) Hısımlığı:
Birbirinin soyundan ya da ortak bir soydan gelen kişiler arasındaki
hısımlıktır. Buna göre kan hısımlığının iki türü olmaktadır. Bunlar usulfüruu (üst soy-alt soy) hısımlığı ve civar (yansoy) hısımıdır.
Kayın Hısımlığı (Hukuksal İşlem İle Doğan Hısımlık):
Bir kimsenin eşinin kan hısımları ile arasındaki hısımlıktır. Medeni
Kanunumuza göre, eşlerden biri ile diğer eşin kan hısımları, aynı tür ve
dereceden kayın hısımları olur.
Kayın hısımlığı, kendisini meydana getiren evliliğin sona ermesiyle
ortadan kalkmaz. O halde kayın hısımlığı, eşlerden birinin, diğerinin kan
hısımları ile olan hısımlığıdır. Evlenme ile sadece bu kişiler arasında
hısımlık kurulur. Eşlerin kan hısımları birbirleriyle hısım haline
gelmezler. Ayrıca, eşler birbirinin hısımı değildir. Onlar arasındaki ilişki
yasalarımızda sadece karı-koca ilişkisi olarak ön görülmüştür.
Kayın hısımlığının doğması için eşler arasında evlilik bağının
kurulması yeterlidir.
1.1.4.2. Hısımlığı Anlamak
Hısım, evlilik yoluyla birbirine bağlı olan kimselerdir. 157 Hısımlık
konusunu 3628 sayılı Kanun açısından değerlendirecek olursak, sanığın,
ikinci dereceden kan ve kayın hısımlarından aşağıdaki kişileri anlamak
gerekir.
156
157
3628 s. MBBRYMK, Md. 19
Güncel Türkçe Sözlük, TDK
81
Kan Hısımlığını Anlamak: Kan hısımlığının derecesi, hısımları
birbirine bağlayan doğum sayısıyla belli olur. 158
Büyük Nine-Büyük Dede (3. Derece)
Nine-Dede (2. Derece)
Amca-Hala-Dayı-Teyze (3. Derece)
Ana-Baba (1. Derece)
Akrabalık Derecesi Hesaplanacak Kişi
Kardeş (2. Derece)
Çocuk (1. Derece)
Yeğen (3. Derece)
Torun (2. Derece)
Torunun Çocuğu (3. Derece)
Kayın (Evlenme İle Olan) Hısımlığını Anlamak: Eşlerden biri ile
diğer eşen kan hısımları, aynı tür ve dereceden kayın hısımları olur.159
Cumhuriyet savcıları ile müfettiş ve soruşturmacılar, haksız
edinilen malın kaçırıldığı yolunda delil ve emare elde ettiği takdirde
sanığın yakınları olan ve yukarıda sayılan kişilerden mal beyanında
bulunmalarını isteme yetkilerini taşırlar.
1.1.4.3. Eş, Damat, Gelin 160
Soruşturma sırasında eş ve çocukların sayısı ile bunların açık
kimlikleri tespit edilecektir. Yükümlünün çocuklarının da evli olmaları
durumda gelin ve damattan ayrı ayrı mal beyanında bulunmaları
istenebilecektir. Eş: Karı kocadan her biri, hayat arkadaşı, refik, refika. 161
Damat: Evlenmekte olan bir erkeğe, evlenme töreni sırasında verilen ad,
güveyi. 162 Gelin: (1) Evlenmek için hazırlanmış, süslenmiş kız veya yeni
evlenmiş kadın. (2) Aileye evlenme yoluyla girmiş olan kadın. 163
158
4721 s. Türk Medeni Kanunu, Md. 17/1
4721 s. Türk Medeni Kanunu, Md. 18/1
160
SÖKMEN, Uğur: “Kamu İdaresinde Soruşturma Kovuşturma”, Maliye Bakanlığı Strateji
Geliştirme Başkanlığı Yayın No: 2009/400, Ankara, 2009, s.152.
161
Güncel Türkçe Sözlük, TDK
162
Güncel Türkçe Sözlük, TDK
163
Güncel Türkçe Sözlük, TDK
159
82
1.2. KAPSAMA GİRMEYEN KİŞİLER
1.2.1. Muhtarlar ve İhtiyar Heyeti Üyeleri
Muhtar: Köy veya mahalle tüzel kişiliğinde, yönetiminin başında
bulunan kişidir. Muhtar, köy veya mahalle halkı tarafından seçilir.
Muhtar seçiminde siyasi partiler aday gösteremezler. Türkiye’de
muhtarların görev süresi 5 yıldır. Muhtar köy tüzel kişiliğini temsil eder.
Muhtar köye ilişkin kararlarını 4 azasıyla birlikte alır. Muhtar köyün yol,
köprü, çeşme vb. ortak mallarını inşa ettirir, inşa olunanların bakım ve
onarımını yaptırır. Muhtar köyde yapılması gereken işleri imece usulu
ile gerçekleştirir. Aynı zamanda muhtar, genel yönetimin temsilcisi
sıfatıyla da yasaları ve hükümet emirlerini halka duyurur, köy içinde
dirlik ve düzeni sağlar. Genel yönetimle ilgili işlerin köyde
uygulanmasına yardımcı olur.
İhtiyar heyeti: belediye encümeni gibi iki tür üyeden oluşur.
Bunlardan bir kısmı “Seçilenler” diğeri “Doğal” üyelerdir. Seçilenler beş
yıl için köy derneği tarafından seçilirler. Bu seçimde adaylığını koyma
yöntemi yoktur. Siyasi partiler de aday gösteremezler. Üye sayısı nüfusu
1.000’den az olan köylerde 8, fazla olanlarda 12’dir. Bunların yarısı asıl,
yarısı yedektir. Seçimde en çok oyu alanlar arasından asıl ve yedekler
saptanır. Seçimler beş yılda bir, mahalli idareler seçimi ile beraber
yapılır. Köy Öğretmeni, köy imamı ihtiyar meclisinin “doğal” üyeleridir.
İhtiyar meclisi haftada en az bir kez toplanır. İhtiyar meclisinin görevleri
Köy Kanununda gösterilmiştir. Buna göre köy ihtiyar heyeti, köy işlerini
sıraya koyar; imece ve salmaya karar verir; Köy muhtarının
harcamalarını denetler; köy bütçesini kabul eder; köylüler arasındaki
uyuşmazlıkları uzlaştırma yolu ile gidermeye çalışır; köyün zorunlu
işlerini yapmayanlara, ya da paylarını ödemeyenlere para cezası verir.
1982 Anayasasının yürürlüğe girmesiyle birlikte yerel seçimlere
ilişkin yasal düzenleme de yenilenmiş ve yerel seçimlere ilişkin usul ve
esasları düzenleyen 18.01.1984 tarih ve 2972 sayılı Mahalli İdareler ile
Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun
çıkarılmıştır. Aynı Kanunun 5 inci maddesine göre de mahalli idareler
seçimi 5 yılda bir yapılır. Köy muhtarlığı ve köy ihtiyar meclisi üyeliği
mahalle muhtarlığı ve mahalle heyeti üyeliği seçimlerinde adaylık usulü
yoktur. En az altı aydan beri o mahalle veya köyde oturmak şartıyla 25
yaşını dolduran her Türk vatandaşı, kanunda da öngörülen hükümlerce
83
seçilmeye mani olmamak kaydıyla muhtar, ihtiyar meclisi ve ihtiyar
heyeti üyesi seçilebilir.
Bunlar için ilkokul mezuniyeti şartı aranmaz; okuryazar olmak
yeterlidir. Köy veya mahalle muhtarlığının herhangi bir sebeple
boşalması halinde ihtiyar meclisi veya heyetinin birinci üyesi durumu
yazılı olarak ilgili seçim kuruluna ve mahallin en büyük mülkiye amirine
bildirmek zorundadır.
3628 sayılı Kanunun mal bildiriminde bulunacaklar başlıklı 2 nci
maddesinin (a) fıkrasında parantez içinde muhtarlar ve ihtiyar heyeti
üyeleri hariç denilmek suretiyle kapsam dışında tutulmuş
olduklarından, Muhtarlar ve ihtiyar heyeti üyeleri 3628 sayılı Kanun
kapsamına dahil edilmemiştir. 164
1.2.2. İşçiler 165
İşçi: Başkasının yararına bedenini, kafa gücünü veya el becerisini
kullanarak ücretle çalışan kimse. Amele: Gündelikle çalışan işçi, emekçi. 166
İşçiler: Memur, sözleşmeli personel ve geçici personel dışında kalan
ve ilgili mevzuatı gereğince tahsis edilen sürekli işçi kadrolarında
belirsiz süreli iş sözleşmeleriyle çalıştırılan sürekli işçiler ile mevsimlik
veya kampanya işlerinde ya da orman yangınıyla mücadele
hizmetlerinde ilgili mevzuatına göre geçici iş pozisyonlarında altı aydan
az olmak üzere belirli süreli iş sözleşmeleriyle çalıştırılan geçici
işçilerdir. 167
Anayasa Mahkemesi, işçilerin Anayasanın 128 inci maddesindeki
memur ve diğer kamu görevlilerinden sayılamayacağına karar
vermiştir. 168
Aynı şekilde, Yargıtay da işçilerin, diğer
sayılamayacaklarına karar vermiş bulunmaktadır. 169
kamu
görevlisi
Dolayısıyla, bu nitelikleri itibarıyla işçiler memur sayılmadıkları ve
diğer kamu görevlisi statüsünde de bulunmadıklarından işçiler
3628 s. MBBRYMK, Md. 2/a (…) fıkra.
SÖKMEN, Uğur: “Kamu İdaresinde Soruşturma Kovuşturma”, Maliye Bakanlığı Strateji
Geliştirme Başkanlığı Yayın No: 2009/400, Ankara, 2009, s.188
166
Güncel Türkçe Sözlük, TDK
167
657 s. DMK, Md. 4/D
168
Anayasa Mahkemesinin 9.2.1993 tarihli ve 44/7 sayılı kararı, SÖKMEN, s, 188
169
Yargıtay HGK. 08.02.1995 tarihli ve E: 1994/10-75; K:1995/45 sayılı kararı, SÖKMEN, s,188
164
165
84
hakkında, mal bildirimine
uygulanamayacaktır.
ilişkin
olarak
3628
sayılı
Kanun
3628 sayılı Kanunda işçi niteliği taşımayan kamu görevlileri
denilmek suretiyle işçiler kapsam dışında tutulmuş olduklarından,
işçiler, 3628 sayılı Kanun kapsamına dahil edilmemiştir. 170
2. SUÇLAR AÇISINDAN KANUNUN KAPSAMI
3628 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin son tümcesinde “…bu
Kanunda belirlenen suçlarla bazı suçlardan dolayı kamu görevlileri ve suç
ortakları hakkında takip ve muhakeme usulü düzenlenmiştir.” hükmü yer
almıştır. 17 nci maddesinde ise, “Bu Kanunda ve 5411 171 sayılı Bankacılık
Kanununda yazılı suçlarla, irtikâp, rüşvet, basit ve nitelikli zimmet, görev
sırasında veya görevinden dolayı kaçakçılık, resmî ihale ve alım ve satımlara
fesat karıştırma, Devlet sırlarının açıklanması veya açıklanmasına sebebiyet
verme suçlarından veya bu suçlara iştirak etmekten sanık olanlar hakkında
4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında
Kanun hükümleri uygulanmaz. Yukarıdaki fıkra hükmü müsteşarlar, valiler ve
kaymakamlar hakkında uygulanamaz. Görevleri veya sıfatları sebebi ile özel
soruşturma ve kovuşturma usulüne tabi olan sanıklarla ilgili kanun hükümleri
saklıdır.” hükmü yer almıştır. Bu hükümlerden, bu Kanunda belirlenen
suçlarla, Bankacılık Kanununda yazılı suçların ve bazı suçların kanun
kapsamına alındığı anlaşılmaktadır.
2.1.KAPSAMA GİREN SUÇLAR 172
2.1.1. Bu Kanunda Yazılı Suçlar
2.1.1.1. İhtara Rağmen Süresinde Mal Beyanında Bulunmama Suçu
Belirtilen sürelerde mal beyanında bulunmayana beyannamelerinin
verileceği mercilerce ihtarda bulunulmasına rağmen, ihtarın kendisine
tebliğinden itibaren otuz gün içinde mazeretsiz olarak beyanda
bulunmamak, ihtara rağmen süresinde mal beyanında bulunmama suçunu
oluşturmaktadır. 173
170
3628 s. MBBRYMK, Md. 2/d.
5411 s. Kanun, 4389 s. Kanunu yürürlükten kaldırmıştır.
172
SÖKMEN, Uğur: “Kamu İdaresinde Soruşturma Kovuşturma”, Maliye Bakanlığı Strateji
Geliştirme Başkanlığı Yayın No: 2009/400, Ankara, 2009, s.241-242
173
3628 s. MBBRYMK, Md. 6–10/1
171
85
2.1.1.2. Soruşturma ile İlgili Olarak Verilen Süre Zarfında Mal
Beyanında Bulunmama Suçu
Soruşturma ile ilgili olarak verilen süre zarfında mal beyanında
bulunmamak, bu suçu oluşturmaktadır. Cumhuriyet Savcısı
soruşturmaya başladığında ihbarı doğrulayan emareler bulduğu
takdirde sanıktan, haksız edinilen malın kaçırıldığı yolunda delil ve
emare elde edildiği takdirde sanığın ikinci dereceye kadar kan ve sıhrî
hısımları ile gelini ve damadından mal beyanında bulunmalarını ister.
Bu istemin sanığa ve diğer ilgililere ulaştığı tarihten itibaren yedi gün
içinde Cumhuriyet Savcısına mal bildiriminin verilmesi zorunludur.
Soruşturmanın müfettiş veya muhakkik tarafından yapılması halinde
müfettiş veya muhakkik de sanıktan ve yukarıda sayılan ilgililerden mal
bildirimi isteminde bulunurlar. Bu istemin sanık ve ilgililere ulaştığı
tarihten itibaren yedi gün içinde müfettiş veya muhakkike mal
bildiriminin verilmesi keza zorunludur. 174
2.1.1.3. Gerçeğe Aykırı Açıklama Suçu
Özel kanunlardaki hükümler saklı kalmak kaydıyla beyanda
bulunanın özel dosyasında saklanan mal beyannamelerinin içeriği
hakkında açıklama yapmak ve bilgi vermek ve mal beyannamelerindeki
bilgiler ve kayıtlar esas alınarak içeriği hakkında yayında bulunmak,
gerçeğe aykırı açıklama suçunu oluşturmaktadır. 175
2.1.1.4. Gerçeğe Aykırı Beyanda Bulunma Suçu
Bildirilmek zorunda olunan taşınır, taşınmaz tüm mal ve hakların,
gelir, alacak ve borçların ve bunların kaynaklarının miktar, evsaf ve
mahiyetlerine ilişkin her türlü bilgiyi gerçeğe aykırı olarak beyanda
bulunmak, gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçunu oluşturmaktadır. 176
2.1.1.5. Haksız Mal Edinme, Mal Kaçırma veya Gizleme Suçu
Kanuna veya genel ahlaka uygun olmayan mal edinmek veya
geliriyle uygun olmayan aşırı harcamalar yapmak, haksız mal edinme,
mal kaçırma veya gizleme suçunu oluşturmaktadır. 177
174
3628 s. MBBRYMK, Md. 10/2–19
3628 s. MBBRYMK, Md. 9, 11
3628 s. MBBRYMK, Md. 12
177
3628 s. MBBRYMK, Md. 13
175
176
86
2.1.1.6. Muhakkik ve Müfettişlerin İhbar ve Evrakı Tevdi Etmemesi
Suçu
Müfettiş ve muhakkikin görevi ihmal suçudur. Müfettiş ve
muhakkikin 3628 sayılı Kanun kapsamına giren suçlardan dolayı delil
veya emare elde etmesine rağmen, durumu yetkili ve görevli
Cumhuriyet Başsavcılığına ihbar ve evrakı tevdi etmemesi bu suçu
oluşturmaktadır. 178
2.1.1.7. Bilgi Verme Zorunluluğuna Uymamak Suçu
3628 sayılı Kanuna göre takip, soruşturma ve kovuşturmaya yetkili
kişi olan başta Cumhuriyet savcıları ve muhakkik ve müfettişler ile
Maliye Bakanlığı Baş Hukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel
Müdürlüğü veya temsilcisi ve Kamu Görevlileri Etik Kurulunca istenen
bilgilerin, özel kanunlarında aksine bir hüküm bulunsa bile ilgili gerçek
veya tüzel kişiler veya kamu kurum ve kuruluşlarınca verilmemesi veya
eksik verilmesi, bilgi verme zorunluluğuna uymamak suçunu
oluşturmaktadır. 179
2.1.2. Bankacılık Kanununda Yazılı Suçlar
19.10.2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunun 150, 151, 152,
153, 154, 155, 156, 157, 158, 159, 160, 161 maddelerinde belirtilen suçlar
adli suçlar olarak sayılmıştır. Bu suçlar;
2.1.2.1.İzinsiz faaliyette bulunma suçu;
Bu Kanuna göre alınması gereken izinleri almaksızın banka gibi
faaliyet gösteren ya da mevduat kabul eden yahut katılım fonu toplayan
gerçek kişiler ile tüzel kişilerin görevlileri, üç yıldan beş yıla kadar hapis
ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Ayrıca, bu suçun
bir işyeri bünyesinde işlenmesi hâlinde bu işyerlerinin bir aydan bir yıla
kadar, tekerrür hâlinde ise sürekli olarak kapatılmasına karar verilebilir.
Bu Kanuna göre alınması gereken izinleri almaksızın ticaret
unvanlarında, her türlü belge, ilân ve reklamlarında veya kamuoyuna
yaptıkları açıklamalarda banka adını ya da banka gibi faaliyet
gösterdikleri ya da banka gibi mevduat veya katılım fonu topladıkları
izlenimini uyandıracak söz ve deyimleri kullanan gerçek kişiler ile tüzel
kişilerin görevlileri, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar
178
179
3628 s. MBBRYMK, Md. 18/3
3628 s. MBBRYMK, Md. 20
87
adlî para cezası ile cezalandırılır. Ayrıca, bu işyerlerinin bir aydan bir
yıla kadar, tekerrür hâlinde ise sürekli olarak kapatılmasına karar
verilebilir. Yukarıdaki fıkralara aykırılık hâlinde Kurumun ilgili
Cumhuriyet başsavcılığını muhatap talebi üzerine sulh ceza hâkimince,
dava açılması hâlinde davaya bakan mahkemece işyerlerinin faaliyetleri
ve reklamlar geçici olarak durdurulur, ilânları toplatılır. Bu tedbirler,
hâkim kararıyla kaldırılıncaya kadar devam eder. Bu kararlara karşı
itiraz yolu açıktır. 180
2.1.2.2.Mevduat ve katılım fonu sahiplerinin haklarını engelleme
suçu;
Bu Kanunun 61 inci maddesi hükmüne aykırı davrananlar altı
aydan iki yıla kadar hapis ve beşyüz güne kadar adlî para cezası ile
cezalandırılır. 181
2.1.2.3.Düzeltici, iyileştirici ve kısıtlayıcı önlemleri almama suçu;
Bu Kanunun 68, 69 ve 70 inci maddelerine ve bu Kanunla
yürürlükten kaldırılan 4389 sayılı Bankalar Kanununun 14 üncü
maddesine göre, Kurul veya Kurumca alınması istenen önlemleri
almayan bankaların bu önlemleri almakla yükümlü olan mensupları, iki
yıldan dört yıla kadar hapis ve bin günden beşbin güne kadar adlî para
cezasıyla cezalandırılırlar. Birinci fıkrada belirtilen önlemleri almamak,
bankanın nitelikli paya sahip ortaklarına veya bunların iştirak ve
kuruluşlarına yarar sağlamak amacıyla yapıldığı takdirde dört yıldan
altı yıla kadar hapis cezasına ve onbin güne kadar adlî para cezasına
hükmedilir. 182
2.1.2.4.Yetkili merciler ile denetim görevlilerince istenen bilgi ve
belgeleri vermeme ve görevlerini yapmalarını engelleme suçu;
Bu Kanunla yetkilendirilen mercilerin ve denetim görevlilerinin
istedikleri bilgi ve belgeler ile bu Kanun kapsamındaki kuruluşların,
konsolide finansal tabloların hazırlanmasını teminen 38 inci madde
kapsamında istedikleri bilgi ve belgeleri vermeyen kişi bir yıldan üç yıla
kadar hapis ve beşyüz günden binbeşyüz güne kadar adlî para cezası ile
cezalandırılır. Bu Kanunla yetkilendirilen denetim görevlilerinin
5411 s. Bankacılık Kanunu, Md. 150
5411 s. Bankacılık Kanunu, Md. 151
182
5411 s. Bankacılık Kanunu, Md. 152
180
181
88
görevlerini yapmalarına engel olan kişi iki yıldan beş yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır. 183
2.1.2.5.Belgelerin saklanması yükümlülüğüne aykırı davranma
suçu; Bu Kanunun 42 nci maddesinde belirtilen belgelerin saklanması
yükümlülüğüne uymayanlar bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşyüz
günden binbeşyüz güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılırlar. 184
2.1.2.6.Gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçu;
Bu Kanun kapsamındaki kuruluşların, bu Kanunda gösterilen
merciler ile denetim görevlilerine ve mahkemelere verdikleri veya
yayımladıkları belgelerdeki gerçeğe aykırı beyanlardan dolayı, bunları
ve bunların düzenlenmesine esas teşkil eden her türlü belgeleri imza
edenler, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve binbeşyüz günden az olmamak
üzere adlî para cezası ile cezalandırılır. 185
2.1.2.7.İşlemlerin kayıt
muhasebeleştirme suçu;
dışı
bırakılması
ve
gerçeğe
aykırı
Bu Kanun kapsamındaki kuruluşların işlemlerinin kayıt dışı
bırakılmasından, gerçek mahiyetlerine uygun düşmeyen bir şekilde
muhasebeleştirilmesinden, kanunî ve yardımcı defter ve kayıtları,
şubeleri, yurt içi ve yurt dışındaki muhabirleri ile hesap mutabakatı
sağlanmadan yıl sonu bilançolarını kapatmalarından dolayı, bunları ve
bunların düzenlenmesine esas olan her türlü belgeleri imza edenler bir
yıldan üç yıla kadar hapis ve binbeşyüz günden az olmamak üzere adlî
para cezası ile cezalandırılır. Gerçeğe aykırı olarak düzenlendiğini bildiği
halde bu belgeleri onaylayan bağımsız denetim kuruluşu görevlileri de
aynı şekilde cezalandırılır. 186
2.1.2.8.Sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme
suçu;
Bu Kanuna tâbi kuruluşlar, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 244
üncü maddesinde tanımlanan sistemi engelleme, bozma, verileri yok
etme veya değiştirme suçu açısından banka veya kredi kurumu olarak
kabul edilir. 187
5411 s. Bankacılık Kanunu, Md. 153
5411 s. Bankacılık Kanunu, Md. 154
185
5411 s. Bankacılık Kanunu, Md. 155
186
5411 s. Bankacılık Kanunu, Md. 156
187
5411 s. Bankacılık Kanunu, Md. 157
183
184
89
2.1.2.9.İtibarın zedelenmesi suçu;
Bu Kanunun 74 üncü maddesine aykırı davrananlar bir yıldan üç
yıla kadar hapis ve bin günden ikibin güne kadar adlî para cezası ile
cezalandırılır. Yukarıdaki fıkrada yazılı fiil neticesinde özel veya
kamusal bir zarar doğarsa verilecek ceza altıda bir oranında artırılarak
hükmolunur. 188
2.1.2.10.Sırların açıklanması suçu;
Bu Kanunun 73 üncü maddesinin birinci ve üçüncü fıkralarında
belirtilen yükümlülüğe uymayanlar için bir yıldan üç yıla kadar hapis ve
bin günden ikibin güne kadar adlî para cezası hükmolunur. Banka ve
müşterilere ait sırları açıklayan üçüncü kişiler hakkında da aynı cezalar
uygulanır. Yukarıdaki fıkrada belirtilen kimseler sırları kendileri ya da
başkaları için yarar sağlamak amacıyla açıklamış olursa verilecek cezalar
altıda bir oranında artırılır. Ayrıca, fiilin önemine göre sorumluların bu
Kanun kapsamına giren kuruluşlarda görev yapmaları, iki yıldan aşağı
olmamak üzere geçici veya sürekli olarak yasaklanır. 189
2.1.2.11.Zimmet suçu;
Görevi nedeniyle zilyetliği kendisine devredilmiş olan veya koruma
ve gözetimiyle yükümlü olduğu para veya para yerine geçen evrak veya
senetleri veya diğer malları kendisinin ya da başkasının zimmetine
geçiren banka yönetim kurulu başkan ve üyeleri ile diğer mensupları,
altı yıldan oniki yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası
ile cezalandırılacakları gibi bankanın uğradığı zararı tazmine mahkûm
edilirler. Suçun, zimmetin açığa çıkmamasını sağlamaya yönelik hileli
davranışlarla işlenmesi hâlinde faile on iki yıldan az olmamak üzere
hapis ve yirmibin güne kadar adli para cezası verilir; ancak, adli para
cezasının miktarı bankanın uğradığı zararın üç katından az olamaz.
Ayrıca meydana gelen zararın ödenmemesi hâlinde mahkemece re'sen
ödettirilmesine hükmolunur. Faaliyet izni kaldırılan veya Fona
devredilen bir bankanın; hukuken veya fiilen yönetim ve denetimini
elinde bulundurmuş olan gerçek kişi ortaklarının, kredi kuruluşunun
kaynaklarını, kredi kuruluşunun emin bir şekilde çalışmasını tehlikeye
düşürecek şekilde doğrudan veya dolaylı olarak kendilerinin veya
başkalarının menfaatlerine kullandırmak suretiyle, kredi kuruluşunu her
188
189
5411 s. Bankacılık Kanunu, Md. 158
5411 s. Bankacılık Kanunu, Md. 159
90
ne suretle olursa olsun zarara uğratmaları zimmet olarak kabul edilir. Bu
fiilleri işleyenler hakkında on yıldan yirmi yıla kadar hapis ve yirmibin
güne kadar adlî para cezasına hükmolunur; ancak, adlî para cezasının
miktarı bankanın uğradığı zararın üç katından az olamaz. Ayrıca,
meydana gelen zararın müteselsilen ödettirilmesine karar verilir.
Soruşturma başlamadan önce, zimmete geçirilen para veya para yerine
geçen evrak veya senetlerin veya diğer malların aynen iade edilmesi
veya uğranılan zararın tamamen tazmin edilmesi hâlinde, verilecek
cezanın üçte ikisi indirilir. Kovuşturma başlamadan önce, gönüllü
olarak, zimmete geçirilen para veya para yerine geçen evrak veya
senetlerin veya diğer malların aynen iade edilmesi veya uğranılan
zararın tamamen tazmin edilmesi hâlinde, verilecek cezanın yarısı
indirilir. Bu durumun hükümden önce gerçekleşmesi hâlinde, verilecek
cezanın üçte biri indirilir. Zimmet suçunun konusunu oluşturan para
veya para yerine geçen evrak veya senetlerin veya diğer malların
değerinin azlığı nedeniyle, verilecek ceza üçte birden yarıya kadar
indirilir. 190
2.1.2.12.Diğer kanunlara aykırılıklar suçu;
Bu Kanuna göre suç teşkil eden hareket ve fiiller başka kanunlara
göre de cezayı gerektirdiği takdirde, failleri hakkında en ağır cezayı
gerektiren kanun maddesi uygulanır. 6762 sayılı Türk Ticaret
Kanununun sorumluluğu gerektiren hükümleri saklıdır. 191
2.1.3. Bazı Suçlar
2.1.3.1. İrtikâp Suçu
İrtikap: Kötü iş yapma, kötülük etme, yiyicilik, yalan söyleme, hile
yapmadır. 192 Kamu görevlisinin; görevinin sağladığı nüfuzu kötüye
kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlanmasına veya
bu yolda vaatte bulunulmasına bir kimseyi icbar etmesi veya görevinin
sağladığı güveni kötüye kullanmak suretiyle gerçekleştirdiği hileli
davranışlarla, kendisine veya başkasına yarar sağlanmasına veya bu
yolda vaatte bulunulmasına bir kimseyi ikna etmesi ile işlediği suç
irtikap suçunu oluşturur. 193
5411 s. Bankacılık Kanunu, Md. 160
5411 s. Bankacılık Kanunu, Md. 161
192
Güncel Türkçe Sözlük, TDK
193
5237 s. TCK, Md. 250
190
191
91
2.1.3.2. Rüşvet Suçu
Bir kamu görevlisinin, görevinin gereklerine aykırı olarak bir işi
yapması veya yapmaması için kişiyle vardığı anlaşma çerçevesinde bir
yarar sağlaması ile işlediği suç rüşvet suçunu oluşturur. 194
2.1.3.3. İhtilas ve Zimmete Para Geçirme Suçu
İhtilas: Aşırma, bir malı açıkça sahibinden veya evinden hızla kapıp
almadır. Zimmet ise, bir kimsenin yasal olmayan yollardan üzerine
geçirip ödemeye zorunlu olduğu paradır. 195 Kamu görevlisinin görevi
nedeniyle zilyedliği kendisine devredilmiş olan veya koruma ve
gözetimiyle yükümlü olduğu malı kendisinin veya başkasının
zimmetine geçirmesiyle işlediği suç ihtilas ve zimmete para geçirme
suçunu oluşturur. 196
2.1.3.4. Resmi İhale, Alım ve Satımlara Fesat Karıştırma Suçu
Kişilerin, kamu kurum veya kuruluşları adına yapılan mal veya
hizmet alım veya satımlarına ya da kiralamalara ilişkin ihalelere ve
yapım ihalelerine fesat karıştırması ile işlediği suç bu suçu oluşturur. 197
2.1.3.5. Görev Sırasında veya Görevinden Dolayı Kaçakçılık Suçu
Kaçakçılık fiillerini önlemek, izlemek, araştırmak ve soruşturmakla
görevli kişilerin, ithalatın ve ihracatın kanuni gereği yerine getirilmeden
yapılması veya meslek ve sanatın sağladığı kolaylıklardan yararlanmak
suretiyle veya belgede sahtecilik yapılarak veya bu suçların işlenmesine
kasten göz yummak suretiyle işlemesi ile işlediği suç görev sırasında
veya görevinden dolayı kaçakçılık suçunu oluşturur. 198
2.1.3.6. Devlet Sırlarının
Sebebiyet Verme Suçları
Açıklanması
veya
Açıklanmasına
Devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri açıklama
veya gizli kalması gereken bilgileri açıklama veya Devlet sırlarından
yararlanma, Devlet hizmetlerinde sadakatsizlik veya yasaklanan bilgileri
açıklama, yasaklanan bilgileri siyasal veya askerî casusluk maksadıyla
194
5237 s. TCK, Md. 252
Güncel Türkçe Sözlük, TDK
196
5237 s. TCK, Md. 247
197
5237 s. TCK, Md. 235, 236; 2886 s. K, Md. 83 – 4734 s. K, md 60
198
5607 s. Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu, Md. 3, 4
195
92
açıklama suçu Devlet sırlarının açıklanması veya açıklanmasına
sebebiyet verme suçlarını oluşturur. 199
2.2. KAPSAMA GİRMEYEN SUÇLAR
Genel olarak 3628 sayılı Kanunda yazılı olmayan suçlar, kapsama
girmeyen suçlardır. Ancak, 3628 sayılı Kanunda yazılı suçlar kapsamına
girdiği halde soruşturma usulü bakımından kapsam dışına çıkarılan
kişiler açısından bu “kapsama girmeyen suçlar” başlığı kullanılmıştır.
3628 sayılı Kanunun 17 nci maddesinde ise, “Bu Kanunda ve 5411
sayılı Bankalar Kanununda yazılı suçlarla, irtikâp, rüşvet, basit ve nitelikli
zimmet, görev sırasında veya görevinden dolayı kaçakçılık, resmî ihale ve alım
ve satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarının açıklanması veya açıklanmasına
sebebiyet verme suçlarından veya bu suçlara iştirak etmekten sanık olanlar
hakkında 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması
Hakkında Kanun hükümleri uygulanmaz. Yukarıdaki fıkra hükmü
müsteşarlar, valiler ve kaymakamlar hakkında uygulanamaz. Görevleri
veya sıfatları sebebi ile özel soruşturma ve kovuşturma usulüne tabi
olan sanıklarla ilgili kanun hükümleri saklıdır.” hükmü yer almıştır. Bu
hükümden, bu Kanunda belirlenen suçlarla bazı suçların müsteşarlar,
valiler ve kaymakamlar ile görevleri veya sıfatları sebebi ile özel
soruşturma ve kovuşturma usulüne tabi olanların işlemeleri halinde
soruşturma usulünün 3628 sayılı Kanunda yazılı şekilde olmayacağını
düzenlediği anlaşılmaktadır.
2.2.1 Müsteşar, Vali ve Kaymakamların İşlediği Suçlar
3628 sayılı Kanun kapsamına giren suçları, 3628 sayılı Kanunda ve
5411 sayılı Bankacılık Kanununda yazılı suçlarla, irtikâp, rüşvet, basit ve
nitelikli zimmet, görev sırasında veya görevinden dolayı kaçakçılık,
resmî ihale ve alım ve satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarının
açıklanması veya açıklanmasına sebebiyet verme suçlarını müsteşar, vali
ve kaymakamların işlemesi durumunda, haklarında 3628 sayılı Kanunda
öngörülen soruşturma yöntemi uygulanmayıp, 4483 sayılı Memurlar ve
Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri
uygulanır. Müsteşar, vali ve kaymakamlar söz konusu suçlardan şüpheli
olsalar bile haklarında Cumhuriyet savcısı doğrudan soruşturma
yapamayacak, 4483 sayılı Kanundaki soruşturma usulüne göre, yetkili
199
TCK, Md. 329, 330, 333, 336, 337
93
merciden izin talep edecektir. Yetkili merci, haklarında soruşturma izni
vermez ise haklarında takibat yapılamayacaktır.
2.2.2. Görevleri veya Sıfatları Sebebi ile Özel Soruşturma ve
Kovuşturma Usulüne Tabi Olanların İşlediği Suçlar
3628 sayılı Kanun kapsamına giren suçları, 3628 sayılı Kanunda ve
5411 sayılı Bankacılık Kanununda yazılı suçlarla, irtikâp, rüşvet, basit ve
nitelikli zimmet, görev sırasında veya görevinden dolayı kaçakçılık,
resmî ihale ve alım ve satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarının
açıklanması veya açıklanmasına sebebiyet verme suçlarını görevleri veya
sıfatları sebebi ile özel soruşturma ve kovuşturma usulüne tabi olanların
işlemesi durumunda, haklarında 3628 sayılı Kanunda öngörülen
soruşturma yöntemi uygulanmayıp, ilgili Kanun hükümleri uygulanır.
Anayasa Mahkemesi;
Anayasa Mahkemesi onyedi üyeden kurulur. Anayasa Mahkemesi
Cumhurbaşkanını, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanını, Bakanlar
Kurulu üyelerini, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Askerî
Yargıtay, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi Başkan ve üyelerini,
Başsavcılarını, Cumhuriyet Başsavcıvekilini, Hâkimler ve Savcılar
Yüksek Kurulu ve Sayıştay Başkan ve üyelerini görevleriyle ilgili
suçlardan dolayı Yüce Divan sıfatıyla yargılar.
Genelkurmay Başkanı, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri
Komutanları ile Jandarma Genel Komutanı da görevleriyle ilgili
suçlardan dolayı Yüce Divanda yargılanırlar.
Yüce Divanda, savcılık görevini Cumhuriyet Başsavcısı veya
Cumhuriyet Başsavcıvekili yapar. 200
Görevleri veya sıfatları sebebi ile özel soruşturma ve kovuşturma
usulüne tabi olanlar aşağıda sayılmıştır.
2.2.2.1. Cumhurbaşkanı
Cumhurbaşkanının, Anayasa ve diğer kanunlarda Başbakan ve
ilgili bakanın imzalarına gerek olmaksızın tek başına yapabileceği
belirtilen işlemleri dışındaki bütün kararları, Başbakan ve ilgili
bakanlarca imzalanır; bu kararlardan Başbakan ve ilgili bakan
sorumludur. Cumhurbaşkanının resen imzaladığı kararlar ve emirler
200
2709 s. TC Anayasası Md. 146, 148
94
aleyhine Anayasa Mahkemesi dahil, yargı mercilerine başvurulamaz.
Cumhurbaşkanı, vatana ihanetten dolayı, Türkiye Büyük Millet Meclisi
üye tamsayısının en az üçte birinin teklifi üzerine, üye tamsayısının en
az dörtte üçünün vereceği kararla suçlandırılır. 201
2.2.2.2. Başbakan ve Bakanlar
Başbakan veya bakanlar hakkında, Türkiye Büyük Millet Meclisi
üye tamsayısının en az onda birinin vereceği önerge ile, soruşturma
açılması istenebilir. Meclis, bu istemi en geç bir ay içinde görüşür ve gizli
oyla karara bağlar. Soruşturma açılmasına karar verilmesi halinde,
Meclisteki siyasî partilerin güçleri oranında komisyona verebilecekleri
üye sayısının üç katı olarak gösterecekleri adaylar arasından her parti
için ayrı ayrı ad çekme suretiyle kurulacak onbeş kişilik bir komisyon
tarafından soruşturma yapılır. Komisyon, soruşturma sonucunu belirten
raporunu iki ay içinde Meclise sunar. Soruşturmanın bu sürede
bitirilememesi halinde, komisyona iki aylık yeni ve kesin bir süre verilir.
Bu süre içinde raporun Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
teslimi zorunludur. Rapor Başkanlığa verildiği tarihten itibaren on gün
içinde dağıtılır, dağıtımından itibaren on gün içinde görüşülür ve gerek
görüldüğü takdirde ilgilinin Yüce Divana sevkine karar verilir. Yüce
Divana sevk kararı ancak üye tamsayısının salt çoğunluğunun gizli
oyuyla alınır. Meclisteki siyasî parti gruplarında, Meclis soruşturması ile
ilgili görüşme yapılamaz ve karar alınamaz. 202
2.2.2.3. TBMM Üyeleri
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Meclis çalışmalarındaki oy ve
sözlerinden, Mecliste ileri sürdükleri düşüncelerden, o oturumdaki
Başkanlık Divanının teklifi üzerine Meclisçe başka bir karar alınmadıkça,
bunları Meclis dışında tekrarlamak ve açığa vurmaktan sorumlu
tutulamazlar. Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir
milletvekili, Meclisin kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez,
tutuklanamaz ve yargılanamaz. Ağır cezayı gerektiren suçüstü hali ve
seçimden önce soruşturmasına başlanılmış olmak kaydıyla Anayasanın
14 üncü maddesindeki durumlar bu hükmün dışındadır. Ancak, bu
halde yetkili makam durumu hemen ve doğrudan doğruya Türkiye
Büyük Millet Meclisine bildirmek zorundadır. Türkiye Büyük Millet
201
202
2709 s. TC Anayasası, Md. 105
2709 s. TC Anayasası, Md. 100
95
Meclisi üyesi hakkında, seçiminden önce veya sonra verilmiş bir ceza
hükmünün yerine getirilmesi, üyelik sıfatının sona ermesine bırakılır;
üyelik süresince zamanaşımı işlemez. Tekrar seçilen milletvekili
hakkında
soruşturma
ve
kovuşturma,
Meclisin
yeniden
dokunulmazlığını kaldırmasına bağlıdır. Türkiye Büyük Millet
Meclisindeki siyasî parti gruplarınca, yasama dokunulmazlığı ile ilgili
görüşme yapılamaz ve karar alınamaz. 203
2.2.2.4. Yüksek Mahkemelerin Başkan ve Üyeleri
Anayasa Mahkemesi Başkan ve Üyeleri:
6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri
Hakkında Kanunun İkinci bölümünde Disiplin İşlemleri ile Suç ve
Cezalara İlişkin Hükümlere yer verilmiştir.
Başkan ve üyeler hakkında inceleme ve soruşturma; Başkan ve
üyelerin görevlerinden doğan veya görevleri sırasında işledikleri iddia
edilen suçları, kişisel suçları ve disiplin eylemleri için soruşturma
açılması Genel Kurulun kararına bağlıdır. Ancak, ağır ceza
mahkemesinin görevine giren suçüstü hâllerinde, soruşturma genel
hükümlere göre yürütülür. Başkan, müstear adla yapılan veya yapıldığı
anlaşılan imzasız, adressiz yahut belli bir olayı ve nedeni içermeyen,
delilleri ve dayanakları gösterilmeyen ihbar ve şikâyetleri işleme
koymaz. Ancak, bu ihbar ve şikâyetlerin somut delillere dayanması
durumunda konu hakkında gerekli inceleme ve araştırma yapılır.
Başkan gereken hâllerde, işi Genel Kurula götürmeden önce üyelerden
birine ön inceleme yaptırabilir. Soruşturma açılmasına yer olup
olmadığının belirlenmesi için gerekli incelemeyi yapmak üzere
görevlendirilen üye, incelemesini tamamladıktan sonra, durumu bir
raporla Başkana bildirir. Konu, Başkan tarafından gündeme alınarak
Genel Kurulda görüşülür. Hakkında işlem yapılan üye görüşmeye
katılamaz. Genel Kurulca, soruşturma açılmasına yer olmadığına karar
verildiği takdirde, karar ilgili üye ile ihbar ve şikâyette bulunanlara
tebliğ edilir. Soruşturma açılmasına karar verildiği takdirde, Genel
Kurul, üyeler arasından üç kişiyi Soruşturma Kurulunu oluşturmak
üzere seçer. Kıdemli üye Soruşturma Kuruluna başkanlık eder.
Soruşturma Kurulu, 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi
Kanununun Cumhuriyet savcısına tanıdığı bütün yetkilere sahiptir.
203
2709 s. TC Anayasası, Md. 83
96
Kurulun soruşturma ile ilgili yapılmasını istediği işlemler, mahallinde
yetkili adli makamlar tarafından derhâl yerine getirilir. Ön inceleme
yaptırılmasına,
Soruşturma
Kurulu
üyelerinin
seçilmesine,
soruşturmanın yapılmasına ve gereken diğer kararların verilmesine dair
esaslar İçtüzükle düzenlenir. Başkanın yukarıda yazılı hâl ve
hareketlerinin görülmesi veya öğrenilmesi hâlinde, Başkan tarafından
yapılması gereken işlemler kıdemli başkanvekilince yürütülür. 204
Adli soruşturma ve kovuşturma; Ağır ceza mahkemesinin görevine
giren kişisel suçlarla ilgili suçüstü hâli istisna olmak üzere,
görevlerinden doğan veya görevleri sırasında işledikleri iddia edilen
suçları ve kişisel suçları nedeniyle Başkan ve üyeler hakkında koruma
tedbirlerine ancak bu madde hükümlerine göre karar verilebilir. Ağır
ceza mahkemesinin görevine giren kişisel suçlarla ilgili suçüstü
hâllerinde soruşturma genel hükümlere göre yürütülür. İddianame
hazırlanması hâlinde kovuşturma Yargıtay Ceza Genel Kurulunca
yapılır. Ağır ceza mahkemesinin görevine giren kişisel suçlarla ilgili
suçüstü hâli dışındaki görevden doğan veya görev sırasında işlendiği
iddia edilen suçlar ile kişisel suçlarda Soruşturma Kurulu, soruşturma
sırasında 5271 sayılı Kanunda ve diğer kanunlarda yer alan koruma
tedbirlerinin alınması talebinde bulunursa, Genel Kurulca bu konuda
karar verilir. Soruşturma Kurulu soruşturmayı tamamladıktan sonra
kamu davasının açılmasına gerek görmezse kovuşturma yapılmasına yer
olmadığına karar verir. Kurul, kamu davası açılmasını gerekli görürse
düzenleyeceği iddianameyi ve dosyayı görevleriyle ilgili suçlarda Yüce
Divan sıfatıyla yargılama yapmak üzere Anayasa Mahkemesine, kişisel
suçlarda ise Yargıtay Ceza Genel Kuruluna tevdi olunmak üzere
Başkanlığa gönderir. Soruşturma Kurulunun vereceği kararlar şüpheliye
ve varsa şikâyetçiye tebliğ olunur. 205
Disiplin soruşturması işlemleri; Başkan ve üyelerin hâkimlik
mesleğinin vakar ve şerefi ile bağdaşmayan veya hizmetin aksamasına
yol açan hâl ve hareketlerinden dolayı haklarında 16 ncı maddede
belirlenen kurallar çerçevesinde disiplin soruşturması yapılır. Genel
Kurul, eldeki bilgi ve deliller ile isnat olunan hâl ve hareketin niteliğine
göre disiplin soruşturması yapılmasına yer olup olmadığına karar verir.
Ceza soruşturma ve kovuşturmaları, disiplin işlemlerinin ayrıca
204
205
6216 s. Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun, Md. 16
6216 s. Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun, Md. 17
97
yapılmasına ve uygulanmasına engel olmaz. Disiplin soruşturmasını
gerektiren eylemlerin öğrenilmesinden itibaren bir yıl geçmiş olması
hâlinde disiplin soruşturması açılamaz. Disiplin cezasını gerektiren
eylemin işlendiği tarihten itibaren beş yıl geçmiş olması hâlinde disiplin
cezası verilemez. Disiplin cezasını gerektiren eylem, aynı zamanda bir
suç teşkil eder, bu suç için kanunda daha uzun bir zamanaşımı süresi
öngörülmüş olur ve ceza soruşturması veya kovuşturması da açılır ise,
bu fıkrada belirtilen süre yerine zamanaşımı süreleri uygulanır. Genel
Kurulca kovuşturma sonucunun beklenmesine karar verilenler hakkında
ise, kovuşturmayı yürüten mahkeme kararının kesinleşmesinden
itibaren bir yıl geçmekle ceza verme yetkisi zamanaşımına uğrar. Genel
Kurul disiplin soruşturması açılmasına karar verirse Soruşturma Kurulu,
konu ile ilgili bilgileri toplar ve sübut delillerini tespit eder, lüzum
gördükleri kimseleri yeminle dinler, isnat olunan hâl ve hareketi
bildirerek ilgiliyi onbeş günden az olmamak üzere tanınacak süre içinde
savunmasını yapmaya davet eder. İlgili, savunmasının istendiği andan
itibaren, soruşturma evrakını incelemeye yetkilidir. Kamu idareleri,
kamu görevlileri, diğer gerçek ve bankalar dâhil tüzel kişiler,
Soruşturma Kurulunun sorularına cevap vermek ve soruşturmayla ilgili
taleplerini yerine getirmek zorundadırlar. Soruşturma Kurulu inceleme
neticesinde, elde ettiği bilgi ve delilleri gösteren ve bunlara göre disiplin
cezası verilmesine yer olup olmadığı hakkındaki kanaatlerini içeren bir
rapor hazırlayarak rapor ve eklerini Genel Kurula iletmek üzere
Başkanlığa sunar. Başkan, soruşturma sonucunu ilgiliye yazılı olarak
bildirir ve ilgiliyi beş günden az olmamak üzere tayin edeceği süre
içinde Genel Kurul huzurunda sözlü ya da yazılı savunmasını vermeye
davet eder. Genel Kurul, yapılan disiplin soruşturmasının sonucuna
göre, gerekirse soruşturmanın genişletilmesine, isnat olunan hâl ve
hareketi sabit görmezse dosyanın işlemden kaldırılmasına, sabit görmesi
hâlinde ise eylemine uyan disiplin cezasına karar verir. 206
Disiplin cezaları ve yerine getirilmesi; Başkan ve üyelerin, asli
görevleri dışında resmî veya özel bir görev almaları ya da yaptıkları
yeminle veya üyeliğin vakar ve şerefi ile bağdaşmayan, hizmetin
aksamasına yol açan hâl ve hareketlerinin sabit görülmesi hâlinde,
eylemin niteliğine göre, uyarma, kınama ya da üyelikten çekilmeye
206
6216 s. Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun, Md. 18
98
davet edilme cezalarından birisine karar verilir.Üyelikten çekilmeye
davet edilme cezasına karar verilebilmesi için Genel Kurulun üçte iki oy
çokluğu aranır. Disiplin cezasına ilişkin Genel Kurul kararına karşı ilgili,
kararın kendisine tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde Genel Kurula
yeniden inceleme başvurusunda bulunabilir. Genel Kurulca yapılacak
yeniden inceleme sonucunda verilen karar kesindir. Genel Kurul kararı
Başkan tarafından ilgiliye tebliğ edilir ve yerine getirilir. Hakkında
üyelikten çekilmeye davet cezası verilen üye, tebliğ tarihinden itibaren
bir ay içinde buna uymazsa istifa etmiş sayılır ve bu süre içinde izinli
kabul edilir. 207
Yargıtay Başkan ve Üyeleri ile Başsavcı ve Vekili:
Yargıtay Birinci Başkanı, birinci başkanvekilleri, daire başkanları,
üyeleri, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcı vekilinin görevleriyle ilgili veya kişisel suçlarından dolayı
haklarında soruşturma yapılabilmesi Birinci Başkanlık Kurulunun
kararına bağlıdır. Ancak, ağır cezayı gerektiren suçüstü hallerinin
hazırlık ve ilk soruşturması genel hükümlere tabidir. Birinci Başkanlık
Kurulu kendisine intikal eden veya ettirilen ihbar ve şikayetleri
inceleyerek soruşturma açılmasını gerektirir nitelikte gördüğü takdirde,
ilk soruşturma yapılması için ceza dairesi başkanlarından birini
görevlendirir. Aksi takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar
verir. Bu karar kesindir. Soruşturma ile görevlendirilen başkan,
soruşturmayı ikmal ettikten sonra evrakı Birinci Başkanlık Kuruluna
gönderir. Soruşturmayı yapan ceza dairesi başkanı sorgu hakiminin
yetkisini haiz olup Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun ilk
soruşturmaya ait hükümlerini uygular. Vereceği tutuklama ve
tutuklamanın kaldırılması veya kefaletle salıvermeye ait kararları Birinci
Başkanlık Kurulunun onaması ile tekemmül eder. Birinci Başkanlık
Kurulu, incelediği evrakı eksik bulursa soruşturmayı yapan başkana
tamamlattırır. Son soruşturmanın açılmasına gerek görmediği takdirde
evrakın işlemden kaldırılmasına, aksi halde son soruşturmanın
açılmasına karar verir ve görevle ilgili suçlarda Anayasa Mahkemesine,
kişisel suçlarda Yargıtay Ceza Genel Kuruluna tevdi olunmak üzere
dosyayı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderir. Evrakın işlemden
kaldırılmasına dair verilen kararlar kesindir. Sanık, Ceza Genel
207
6216 s. Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun, Md. 19
99
Kurulunca verilen kararın tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren onbeş
gün içinde yeniden incelenmesini isteyebilir.
Haklarında inceleme ve soruşturma yapılacakların, inceleme ve
soruşturma mercilerinin tayininde son görev ve sıfatları esas alınır.
Sıkıyönetim Kanununda sözü edilen yetkili izin mercii, Yargıtay Büyük
Genel Kuruludur.
Ceza yönünden açılan soruşturma ve kovuşturmalar, disiplin
işlemlerinin ayrıca yapılmasına ve uygulanmasına engel olmaz. 208
Danıştay Başkan ve Üyeleri ve Başsavcısı:
Danıştay Başkanı, Başsavcı, başkanvekilleri, daire başkanları ve
üyelerin görevlerinden doğan veya görevleri sırasında işlemiş
bulundukları suçlardan dolayı, Danıştay Başkanının seçeceği bir daire
başkanı ile iki üyeden oluşan bir kurul tarafından ilk soruşturma yapılır.
Danıştay Başkanı hakkında soruşturma, kendisinin katılmayacağı
Başkanlık Kurulunca seçilecek bir daire başkanı ile iki üyeden oluşan bir
kurul tarafından yürütülür, soruşturma sonunda düzenleyeceği
fezlekeyi ve buna ilişkin evrakı Danıştay Başkanına, soruşturma
Danıştay Başkanı hakkında ise fezlekeyi ve evrakı başkanvekiline verir.
Bu husustaki dosya Danıştay Başkanı veya vekili tarafından gerekli
karar verilmek üzere İdari İşler Kurulu Başkanlığına tevdi edilir. Bu
Kurulun vereceği kararlar sanığa ve varsa şikayetçiye tebliğ olunur.
Men’i kararı kendiliğinden ve son soruşturmanın açılmasına dair
kararlar itiraz üzerine İdari İşler Kurulu Başkan ve üyelerinin
katılmayacağı Danıştay Genel Kurulunda incelenir. Danıştay Genel
Kurulunun bu toplantılarında yeter sayı en az otuzbirdir. Toplantıda
hazır bulunanlar çift sayıda ise en kıdemsiz üye toplantıya katılmaz.
Birinci derecede verilen kararlara itiraz süresi bu kararın sanığa veya
şikayetçiye tebliğ tarihinden itibaren on gündür. Yukarıdaki yazılı
kurullarda inceleme evrak üzerinde yapılır. Sanıklar, soruşturma
dosyalarını son soruşturmanın açılmasına dair kararın tebliği üzerine,
kararı veren kurulun tetkik hakiminin gözetimi altında inceleyebilirler.
Kararlar, kurulun tetkik hakimi tarafından Tebligat Kanunu
hükümlerine göre ilgililere tebliğ edilir. Son soruşturmanın açılmasına
dair kararlar üst kurulca onanmak veya itiraz olunmamak suretiyle
kesinleştikten sonra, soruşturma dosyası, gereği yapılmak üzere
208
2797 s. Yargıtay Kanunu, Md. 46, 47
100
Danıştay Başkanı veya vekili tarafından Cumhuriyet Başsavcısına
gönderilir. Soruşturma yapanlar, soruşturmalar üzerine karar verecek
olan kurulların toplantılarına katılamazlar.
Yapılacak soruşturmalar ile verilecek kararlarda, bu Kanunda
hüküm bulunmayan hallerde, Ceza Muhakemesi Kanununun
soruşturmaya ilişkin hükümleri uygulanır. Soruşturma kurulları sorgu
hakiminin yetkilerini haizdir.
Danıştay Başkanı, Başsavcı, başkanvekilleri, daire başkanları ve
üyelerin şahsi suçlarının takibinde Yargıtay Başkanı, Cumhuriyet
Başsavcısı ve üyelerinin şahsi suçlarının takibi ile ilgili hükümler
uygulanır. 1402 sayılı Sıkıyönetim Kanunu gereğince, Danıştay Başkanı,
başkanvekilleri, Danıştay Başsavcısı ve daire başkanları ile üyeler
hakkında kovuşturma yapılması Başkanlık Kurulunun iznine tabidir. 209
Sayıştay Başkan ve Üyeleri:
6085 sayılı Sayıştay Kanununun İkinci bölümünde Disiplin ve Ceza
işlerine ilişkin hükümlere yer verilmiştir.
Sayıştay Başkanı, daire başkanları ve üyeler hakkında disiplin
kovuşturması; Daire başkanları ve üyelerin görevlerinin vakar ve şerefi
ile bağdaşmayan veya hizmetin aksamasını mucip olan hal ve hareketleri
görülür veya öğrenilirse, Sayıştay Başkanı durumu inceledikten sonra
sonucuna göre, haklarında disiplin kovuşturması yapılır. Sayıştay
Başkanının yukarıda yazılı hal ve hareketlerinin görülmesi veya
öğrenilmesi halinde, Yüksek Disiplin Kurulu Başkanı, olayı Yüksek
Disiplin Kuruluna intikal ettirir. Yüksek Disiplin Kurulu, eldeki bilgi ve
delillere ve isnat olunan hal ve hareketin mahiyetine göre disiplin
kovuşturması yapılmasına yer olup olmadığını takdir eder. Kurul,
disiplin kovuşturması yapılmasına karar verirse, Kurul dışındaki daire
başkanları ve üyeler arasından seçeceği üç kişiyi soruşturma yapmakla
görevlendirir. Soruşturmayı yapmakla görevlendirilenler, ilgiliye isnat
olunan hal ve hareketi bildirir; lüzum gördükleri kimseleri yeminle
dinler, konu ile ilgili bilgileri toplar ve sübut delillerini tespit eder. Bütün
kamu idareleri ile gerçek ve tüzel kişiler, sorulan hususlara cevap
vermek ve soruşturmaya ilişkin diğer istekleri yerine getirmek
zorundadır. Soruşturmayı yapanlar, yaptıkları soruşturmaları ve elde
209
2575 s. Danıştay Kanunu, Md. 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82.
101
ettikleri bilgi ve delilleri gösteren ve bunlara göre disiplin cezaları
verilmesine yer olup olmadığı hakkındaki kanaatlerini belirten bir rapor
hazırlayıp dayanak belgelerini de bu rapora ekleyerek Yüksek Disiplin
Kuruluna verirler. Kurul Başkanı soruşturma sonucunu ilgiliye yazılı
olarak bildirir ve yedi günden az olmamak üzere tayin edeceği süre
içinde yazılı savunmasını vermeye davet eder. Kurul Başkanı,
soruşturma dosyasını raportör olarak Yüksek Disiplin Kurulu
üyelerinden birine havale eder. Kurul işi evrak üzerinde inceler ve
gerekirse soruşturmanın genişletilmesine ve derinleştirilmesine karar
verir. Yüksek Disiplin Kurulu, yedi günden az olmamak üzere süre
vererek ilgilinin ek savunmasını alır ve isnat olunan hal ve hareketi sabit
görmezse dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verir. Kurul bu hal ve
hareketleri sabit gördüğü takdirde bunların mahiyetine ve ağırlığına
göre ilgilinin uyarılmasına veya istifa etmeye yahut emekliliğini
istemeye davete karar verir. İlgilinin uyarılmasına karar verildiği
takdirde, Kurul kararı Sayıştay Başkanı tarafından ilgiliye tebliğ edilir.
Karar Sayıştay Başkanı hakkında ise Yüksek Disiplin Kurulu Başkanınca
tebliğ olunur. Yüksek Disiplin Kurulunca hizmet süresine göre istifa
etmeye yahut emekliliğini istemeye davete karar verilmesi halinde, olay
en geç bir hafta içinde bir defa da Sayıştay Genel Kurulunda görüşülür.
Bir haftalık süre, kanuni tatillere ve 64 üncü madde gereğince çalışmaya
ara verme süresine rastlarsa, bu tatillerin bitimi tarihinden başlar. Genel
Kurul, Yüksek Disiplin Kurulu kararını onaylar veya ilgilinin
uyarılmasına karar verir. Bu halde Genel Kurul, üye tamsayısının üçte
iki çoğunluğu ile toplanarak katılanların üçte iki çoğunluğu ile karar
verir. Hakkında kovuşturma yapılan üye toplantıya katılamaz. Genel
Kurul kararı ilgiliye yukarıda açıklanan esaslar dairesinde tebliğ edilir.
İlgili, emekliliğini istemeye veya istifa etmeye davete dair karara, tebliğ
tarihinden itibaren bir ay içinde uymazsa istifa etmiş sayılır. İlgili, bu
süre içinde izinli kabul edilir. 210
Sayıştay Başkanı, daire başkanları ve üyeler hakkında ceza
kovuşturması: Sayıştay Başkanı, daire başkanları ve üyelerden birinin
görevleri sebebiyle işlediği iddia edilen bir suçtan dolayı Sayıştay Genel
Kurulunca seçilecek üç daire başkanı ve iki üyeden kurulu bir heyet
tarafından ön inceleme yapılarak hazırlanacak rapor ile sair evrak
210
6085 s. Sayıştay Kanunu, Md. 65
102
soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine esas alınmak üzere
Daireler Kuruluna verilir. Bu Kurulun soruşturma izni verilmemesine
ilişkin kararı kendiliğinden ve soruşturma izni verilmesine ilişkin
katılanların üçte iki çoğunluğu ile verilen karar, itiraz üzerine Genel
Kurulca incelenir. İtiraz süresi kararın tebliği tarihinden itibaren onbeş
gündür. Genel Kurulun soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararı
kesindir. Soruşturma izni verilmesine ilişkin karar katılanların üçte iki
çoğunluğu ile alınır. Soruşturma kurulunun seçimine ilgililer katılamaz.
Soruşturma izni verilmesi veya verilmemesi kararına ilişkin görüşmelere
soruşturma kurulu üyeleri ile ilgililer katılamaz. Yukarıdaki fıkrada
yazılı olanların görev sırasında, ancak ilgilinin görevi ile ilgisi
bulunmayan şahsi bir suç işlemeleri halinde soruşturma izni verilmesine
veya verilmemesine karar verilmesi işlemi bu maddede yazılı usuller
dairesinde yürütülür. Daireler Kurulu kararları şahsi davacılar varsa
onlara da tebliğ olunur. Soruşturma izni verilmesine ilişkin verilen kesin
karar üzerine dosya Anayasa Mahkemesine tevdi olunur. Bunların
görevleri ile ilgisi bulunmayan şahsi bir suç işlemeleri halinde yapılacak
kovuşturmada Yargıtay üyelerinin şahsi suçlarının kovuşturmasına
ilişkin hükümler uygulanır. 211
Sayıştay Başkanı, daire başkanları ve üyeler dışındaki meslek
mensupları hakkında disiplin kovuşturması; Sayıştay Başkanı, daire
başkanları ve üyeler dışındaki meslek mensuplarının; mesleğin vakar ve
şerefi ile bağdaşmayan veya hizmetin veya görevlerinin aksamasını
mucip olan, çalışma düzenini veya disiplini bozan hal ve hareketleri
görülmesi veya öğrenilmesi üzerine Sayıştay Başkanı durumu
inceledikten sonra sonucuna göre haklarında bu Kanun hükümleri
uyarınca disiplin kovuşturması yapılmak üzere Meslek Mensupları
Yükseltme ve Disiplin Kuruluna bildirir. Bu Kurul eldeki bilgi ve
karinelere ve isnat olunan hal ve hareketin mahiyetine göre disiplin
kovuşturması yapılmasına lüzum olup olmadığını takdir eder.
Kovuşturma yapılmasına karar verilirse, Kurulca Kurul dışından
seçilecek bir üyenin başkanlığında bir uzman denetçi ile bir
başdenetçiden teşekkül eden kurul tarafından soruşturma yapılır.
Soruşturma şekli ve raporun verilmesi, rapor üzerinde Meslek
Mensupları Yükseltme ve Disiplin Kurulunca yapılacak işlemle diğer
211
6085 s. Sayıştay Kanunu, Md. 66
103
hususlar hakkında 65 inci maddede yazılı hükümler uygulanır. Meslek
Mensupları Yükseltme ve Disiplin Kurulunca dosya üzerinde gizli
olarak yapılan inceleme ve görüşme sonunda isnat olunan hal ve hareket
sabit görülmezse dosyanın işlemden kaldırılması, bu hal ve hareket sabit
görüldüğü takdirde 68 inci maddede yazılı disiplin cezalarından birinin
verilmesi karar altına alınır. Sayıştay Başkanı, daire başkanları ve üyeler
dışındaki Sayıştay meslek mensuplarına uygulanacak disiplin cezaları
hakkında 657 sayılı Kanunun ilgili hükümleri uygulanır. 212
Sayıştay Başkanı, daire başkanları ve üyeler dışındaki meslek
mensupları hakkında ceza kovuşturması; Sayıştay Başkanı, daire
başkanları ve üyeler dışındaki meslek mensuplarının görevleri sebebiyle
bir suç işlediklerinin iddia edilmesi halinde Sayıştay Başkanı tarafından
görevlendirilecek bir üyenin başkanlığında bir uzman denetçi ile bir
başdenetçiden teşekkül eden bir kurul ön incelemeyi yaparak
düzenleyeceği raporu Meslek Mensupları Yükseltme ve Disiplin
Kuruluna verir. Bu Kurul soruşturma izni verilmesine veya
verilmemesine karar verir. Karar şüpheliye varsa şikayetçiye tebliğ
edilir. İlgililerin, tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde karara
itirazları halinde dosya bir defa da Yüksek Disiplin Kurulunda incelenir.
Bu Kurulca da soruşturma izni verilmesine karar verilirse dosya
Yargıtaya tevdi olunur. Kurulca verilen kararlar ilgililere tebliğ edilir.
Yargılama Yargıtayın görevli ceza dairesinde yapılır. Bunların kişisel
suçları hakkında, soruşturma ve kovuşturma yetkisi Ankara Cumhuriyet
Başsavcısı ve Ağır Ceza Mahkemesine, grup başkanlığı kurulan illerde
ise; grup başkanlığının kurulduğu ilin Cumhuriyet başsavcısı ve ağır
ceza mahkemesine aittir. 213
Askeri Yargıtay Başkan ve Üyeleri ile Başsavcı ve Vekili:
Askerî yargı, askerî mahkemeler ve disiplin mahkemeleri
tarafından yürütülür. Bu mahkemeler; asker kişiler tarafından işlenen
askerî suçlar ile bunların asker kişiler aleyhine veya askerlik hizmet ve
görevleriyle ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla
görevlidir. Devletin güvenliğine, anayasal düzene ve bu düzenin
212
213
6085 s. Sayıştay Kanunu, Md. 67, 68
6085 s. Sayıştay Kanunu, Md. 69
104
işleyişine karşı suçlara ait davalar her halde adliye mahkemelerinde
görülür. 214
Askeri Yargıtay Başsavcısı, İkinci Başkanı, daire başkanları ve
üyelerinin görevle ilgili suçlarını her ne suretle olursa olsun haber alan
Başkan, ilgililer hakkında soruşturma açılmasına lüzum olup olmadığına
karar vermek üzere konuyu Genel Kurula intikal ettirir. Askeri Yargıtay
Başkanının görevle ilgili suçlarına ait ihbar ve şikayetler Milli Savunma
Bakanı tarafından Genel Kurula intikal ettirilir. Genel Kurul önce
soruşturma açılmasına yer olup olmadığının belli edilmesi için bir veya
üç kişiyi görevlendirir. Bu üye veya üyeler incelemelerini yaptıktan
sonra kanaatlerini belirtmeksizin durumu bir raporla Başkanlığa
bildirirler. Bu rapor üzerine Genel Kurulda yapılacak görüşme sonunda
kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği takdirde, kararın bir örneği
ilgiliye, bir örneği de varsa şikayette bulunana tebliğ olunmak üzere
Başkanlığa sunulur.
Bu karar kesindir. Soruşturma açılmasına karar verildiği takdirde
Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanununa göre
gerekli soruşturmayı yapmak üzere gizli oyla üç üye görevlendirilir. Bu
kurula, üyelerden en kıdemlisi başkanlık eder. Kurul, askeri savcıların
soruşturma yetkisine sahiptir. Soruşturma Kurulu, yaptığı soruşturma
sonucunu bir raporla tespit ederek Genel Kurul Başkanına arz eder.
Genel Kurul son soruşturmanın açılmasına karar verdiği takdirde
soruşturma dosyası Askeri Yargıtay Başkanlığı tarafından Yüce Divana
sunulmak üzere Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilir. İmzasız, adressiz
veya takma adla yapılan ihbar ve şikayetler işleme konulmaz.
Askeri Yargıtay Başsavcısı, İkinci Başkanı, daire başkanları ve
üyelerinin askeri yargıya tabi şahsi suçlarını her ne suretle olursa olsun
haber alan başkan, konuyu Genel Kurula intikal ettirir. Askeri Yargıtay
Başkanının askeri yargıya tabi şahsi suçlarına ait ihbar ve şikayetler Milli
Savunma Bakanı tarafından Genel Kurula intikal ettirilir. Soruşturma
yapılabilmesi için Genel Kurul gizli oyla kendi arasından üç kişilik bir
kurul seçer. Kurula üyelerden en kıdemlisi başkanlık eder. Kurul askeri
savcıların soruşturma yetkisine sahiptir. Bu Kurul, yapılan ihbar ve
şikayeti kovuşturmaya değer görmez veya yapılan soruşturmayı kamu
davasının açılmasını haklı göstermeye yeterli bulmaz ise kovuşturmaya
214
2709 s. TC Anayasası Md. 145
105
yer olmadığına ve kanuni şartların mevcut olması halinde
soruşturmanın geçici olarak tatiline karar verir. Bu kararlar kesindir.
Kurulca dava açılmasına karar verildiği takdirde bu karar ve soruşturma
dosyası Başkanlıkça Askeri Yargıtay Başsavcılığına gönderilir. Askeri
Yargıtay Başsavcısı bir iddianame ile dava dosyasını Askeri Yargıtay
Başkanlar Kurulunun belli edeceği Askeri Yargıtay Dairesine verir. Bu
daireye ve temyiz yolu ile inceleme yapacak Daireler Kuruluna
soruşturma yapan veya hükümde bulunan üyeler katılamaz. Bu hallerde
daire veya Daireler Kurulu toplanamazsa noksan üyeler diğer
dairelerden tamamlanır. Hükmü veren daire, Daireler Kurulu kararına
karşı direnebilir. Direnme üzerine Daireler Kurulunca yeniden verilecek
karara uyulması zorunludur. Askeri Yargıtay Başsavcısı hakkındaki
yargılamada Başsavcılık görevi 4 üncü maddede belli edilen kanuni
vekili tarafından yapılır. Askeri Yargıtay Başkanı, Başsavcısı, İkinci
Başkanı, daire başkanları ve üyelerinin genel yargıya tabi şahsi suçların
kovuşturulmasında Yargıtay Başkan ve üyeleri ile Cumhuriyet
Başsavcısının şahsi suçlarının kovuşturulmasına ilişkin hükümler
uygulanır. 215
Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başkanı, Daire Başkanı ve Üyeleri
ile Başsavcı:
Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başsavcısı, Daire Başkanları,
üyeleri ve genel sekreterin görevle ilgili suçlarını haber alan Başkan,
ilgililer hakkında kovuşturma açılmasına lüzum olup olmadığına karar
verilmek üzere konuyu, Genel Kurula intikal ettirir. (Askeri Yüksek
İdare Mahkemesi Başkanının görevle ilgili suçlarına ait ihbar ve
şikayetler, Milli Savunma Bakanı tarafından Genel Kurula intikal
ettirilir.) Genel Kurul, önce soruşturma açılmasına yer olup olmadığının
belli edilmesi için bir veya üç üyeyi görevlendirir. Üye veya üyeler
incelemelerini yaptıktan sonra kanaatlerini belirtmeksizin durumu bir
raporla Genel Kurul Başkanlığına bildirirler. Bu rapor üzerine Kurulda
yapılacak görüşme sonunda, kovuşturmaya yer olmadığına karar
verildiği takdirde kararın bir örneği ilgiliye, bir örneği de varsa şikayette
bulunana tebliğ edilmek üzere Başkanlığa sunulur. Bu karar kesindir.
Soruşturma açılmasına karar verildiği takdirde gerekli soruşturmayı,
Askeri Mahkemeler Kuruluş ve Yargılama Usulü Kanununa göre
215
1600 s. Askeri Yargıtay Kanunu, Md. 37, 38.
106
yapmak üzere gizli oyla üç üye görevlendirilir. Bu kurula üyelerden en
kıdemlisi başkanlık eder. Kurul, askeri savcıların yetkisine sahiptir.
Soruşturma Kurulu, yaptığı soruşturma sonucunu bir raporla tespit
ederek Genel Kurul Başkanına arz eder. Genel Kurul son soruşturmanın
açılmasına karar verdiği takdirde soruşturma dosyası Askeri Yüksek
İdare Mahkemesi Başkanlığı tarafından Yüce Divana sunulmak üzere
Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilir. İmzasız, adressiz veya takma adla
yapılan ihbar ve şikayetler işleme konulmaz.
Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başsavcısı, Daire Başkanları ve
üyelerinin askeri yargıya tabi suçlarını her ne suretle olursa olsun haber
alan Başkan, konuyu Genel Kurula intikal ettirir. Yüksek İdare
Mahkemesi Başkanının askeri yargıya tabi şahsi suçlarına ait ihbar ve
şikayetler Milli Savunma Bakanı tarafından Genel Kurula intikal ettirilir.
Soruşturmanın yapılabilmesi için Genel Kurul gizli oyla kendi arasından
üç kişilik bir kurul seçer. Kurula üyelerden en kıdemlisi Başkanlık eder.
Kurul askeri savcıların soruşturma yetkisine sahiptir. Bu Kurul, yapılan
ihbar ve şikayeti kovuşturmaya değer görmez veya yapılan
soruşturmayı kamu davasının açılmasını haklı göstermeye yeterli
bulmaz ise kovuşturmaya yer olmadığına ve kanuni şartların mevcut
olması halinde soruşturmanın geçici olarak tatiline karar verir. Bu
kararlar kesindir. Kurulca dava açılmasına karar verildiği takdirde bu
karar ve soruşturma dosyası Başkanlıkça Askeri Yargıtay Başsavcılığına
gönderilir. Askeri Yargıtay Başsavcısı bir iddianame ile dava dosyasını
Askeri Yargıtay Başkanlar Kurulunun belli edeceği Askeri Yargıtay
Dairesine verir. Bu Daireye ve temyiz yolu ile inceleme yapacak Daireler
Kuruluna soruşturma yapan veya hükümde bulunan üyeler katılamaz.
Bu hallerde Daire veya Daireler Kurulu toplanmazsa noksan üyeler
diğer dairelerden tamamlanır. Hükmü veren Daire, Daireler Kuruluna
karşı direnebilir. Direnme üzerine Daireler Kurulunca yeniden verilecek
karara uyulması zorunludur. Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başkanı,
Başsavcı, Daire Başkanları ve üyelerin genel yargıya tabi şahsi suçlarının
kovuşturulmasında Yargıtay Başkan ve üyeleri ile Cumhuriyet
Başsavcılarının şahsi suçlarının kovuşturulmasına ilişkin hükümler
uygulanır. 216
216
1602 s. Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu, Md. 32, 33.
107
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu;
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, mahkemelerin bağımsızlığı ve
hâkimlik teminatı esaslarına göre kurulur ve görev yapar. Hâkimler ve
Savcılar Yüksek Kurulu yirmiiki asıl ve oniki yedek üyeden oluşur; üç
daire halinde çalışır. 217
Kurulun Başkanı, Bakandır. Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kurulun
tabiî üyesidir. Müsteşar bulunmadığı zaman kendisine vekâlet etmekte
olan, Kurul toplantılarına katılır. Kurul; Bakan, Adalet Bakanlığı
Müsteşarı, Cumhurbaşkanınca seçilecek dört asıl, Yargıtaydan seçilecek
üç asıl ve üç yedek, Danıştaydan seçilecek iki asıl ve iki yedek, Türkiye
Adalet Akademisinden seçilecek bir asıl ve bir yedek, birinci sınıf olan
adlî yargı hâkim ve savcıları arasından seçilecek yedi asıl ve dört yedek
ile birinci sınıf olan idarî yargı hâkim ve savcıları arasından seçilecek üç
asıl ve iki yedek üyeden oluşur. Kurul, görevlerini yerine getirirken ve
yetkilerini kullanırken bağımsızdır. Hiçbir organ, makam, merci veya
kişi, Kurula emir ve talimat veremez. Kurul, mahkemelerin bağımsızlığı
ile hâkimlik ve savcılık teminatı esaslarını gözeterek adalet, tarafsızlık,
doğruluk ve dürüstlük, tutarlılık, eşitlik, ehliyet ve liyakat ilkeleri
çerçevesinde görev yapar. 218
Üçüncü Dairenin görevleri şunlardır: Hâkim ve savcıların
görevlerini; kanun, tüzük, yönetmelik ve genelgelere (hâkimler için idarî
nitelikteki genelgelere) uygun olarak yapıp yapmadıklarına ilişkin
denetleme işlemlerini Teftiş Kuruluna yaptırmak. Hâkim ve savcılar
hakkındaki ihbar ve şikâyetleri inceleyip gereğini yapmak. Hâkim ve
savcıların görevlerinden dolayı veya görevleri sırasında suç işleyip
işlemediklerini, hâl ve eylemlerinin sıfat ve görevleri icaplarına uyup
uymadığını Kurul müfettişleri veya müfettiş yetkilerini haiz kıdemli
hâkim veya savcı eliyle araştırma ve gerektiğinde haklarında inceleme
ve soruşturma işlemleri için teklifte bulunmak. 219
Teftiş Kurulu; Teftiş Kurulu Başkanı, iki başkan yardımcısı ile
yeteri kadar Kurul başmüfettişi ve müfettişi ile bürolardan oluşur. Teftiş
Kurulu, Üçüncü Daire Başkanının gözetiminde Kurul adına görev yapar.
Adlî ve idarî yargı hâkim ve savcılarının görevlerini kanun, tüzük,
2709 s. TC Anayasası, Md. 159
6087 s.Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanunu Md. 3
219
6087 s.Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanunu Md. 9-(3/b,c,ç)
217
218
108
yönetmelik ve genelgelere (hâkimler için idarî nitelikteki genelgelere)
uygun olarak yapıp yapmadıklarını denetlemek; görevlerinden dolayı
veya görevleri sırasında suç işleyip işlemediklerini, hâl ve eylemlerinin
sıfat ve görevleri icaplarına uyup uymadığını araştırmak ve gerektiğinde
haklarında inceleme ve soruşturma işlemlerini yapmak. 220
Kurul müfettişlerinin görev ve yetkileri; Hâkim ve savcıların
görevlerini kanun, tüzük, yönetmelik ve genelgelere (hâkimler için idarî
nitelikteki genelgelere) uygun olarak yapıp yapmadıklarını denetlemek.
Hâkim ve savcıların görevlerinden dolayı veya görevleri sırasında suç
işleyip işlemediklerini, hâl ve eylemlerinin sıfat ve görevleri icaplarına
uyup uymadığını araştırma ve gerektiğinde haklarında inceleme ve
soruşturma yapmak. 221
Üyelerin disiplin soruşturma ve kovuşturması işlemleri; Kurulun
seçimle gelen üyelerinin, disiplin suçu oluşturan eylemleri sebebiyle,
haklarında yürütülecek disiplin soruşturması ve kovuşturması, bu
Kanun hükümleri uyarınca Genel Kurul tarafından yapılır. Kurulun
seçimle gelen üyeleri hakkında yapılan ihbar ve şikâyetlerde, Başkan, işi
Genel Kurula götürmeden önce daire başkanlarından birine ön inceleme
yaptırabilir. Görevlendirilen bu daire başkanı, incelemesini yaptıktan
sonra, durumu bir raporla Başkana bildirir. Başkan, ihbar veya şikâyeti
doğrudan ya da inceleme yaptırdıktan sonra Genel Kurula sunar.
Yapılan görüşme sonucunda; soruşturma açılmasına yer olmadığına ya
da soruşturma açılmasına karar verilir. Soruşturma açılmasına karar
verilmesi hâlinde, üyeler arasından, gizli oyla, üç kişilik bir soruşturma
kurulu seçilir. Soruşturma kuruluna, en yüksek oyu alan, oyların eşitliği
hâlinde ise yaşça büyük olan başkanlık eder. Soruşturma kurulu, konu
ile ilgili bilgileri toplar ve sübut delillerini tespit eder, lüzum gördüğü
kimseleri yeminle dinler, ilgiliye isnat olunan hâl ve hareketi bildirerek
savunmasını alır. İlgili savunmasının istendiği andan itibaren, bizzat
veya vekili aracılığıyla soruşturma evrakını incelemeye yetkilidir.
Soruşturma kurulu, yaptığı soruşturmayı, elde ettiği bilgi ve delilleri
gösteren ve bunlara göre disiplin cezası verilmesine yer olup olmadığı
hakkındaki kanaatini belirten bir rapor hazırlayarak, rapor ve eklerini
Genel Kurula verir. Soruşturma sonucu ilgiliye yazılı olarak bildirilir ve
220
221
6087 s.Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanunu Md. 14
6087 s.Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanunu Md. 17
109
yedi günden az olmamak üzere tayin edilen süre içinde Genel Kurul
huzurunda kovuşturma aşamasına ilişkin olarak, bizzat veya vekili
aracılığıyla sözlü ya da yazılı savunmasını vermeye davet edilir. Genel
Kurul, disiplin kovuşturması kapsamında, hazırlanmış olan disiplin
soruşturması dosyası ve raporunu inceler, ilgili yazılı savunma vermişse
bu savunmayı okur, sözlü savunma yapmak istemişse sözlü
savunmasını dinler; tüm evrak kapsamını gözönüne alarak; Gerekirse
soruşturmanın genişletilmesine veya derinleştirilmesine, İsnat olunan
hâl ve hareketi sabit görmezse dosyanın işlemden kaldırılmasına, İsnat
olunan hâl ve hareketi sabit görürse eyleme uyan disiplin cezasına, karar
verir. Ceza yönünden soruşturma veya kovuşturma başlatılmış olması,
ayrıca disiplin soruşturması yapılmasına ve disiplin cezası verilmesine
engel
olmaz.
Disiplin soruşturmasını gerektiren eylemlerin
işlenmesinden itibaren üç yıl geçmişse disiplin soruşturması açılamaz.
Disiplin cezasını gerektiren eylemin işlendiği tarihten itibaren beş yıl
geçmişse disiplin cezası verilemez. Disiplin cezasını gerektiren eylem,
aynı zamanda bir suç teşkil eder ve bu suç için kanunda daha uzun bir
zamanaşımı süresi öngörülmüş olur ve ceza soruşturması veya
kovuşturması da açılır ise, bu fıkrada belirtilen süre yerine bu süreler
uygulanır. Genel Kurulca kovuşturma sonucunun beklenmesine karar
verilenler hakkında ise, mahkeme kararının kesinleşmesinden itibaren
iki yıl geçmekle ceza verme yetkisi zamanaşımına uğrar. Kurulun
seçimle gelen üyelerinin, Kurul üyesi olmadan önceki eylemlerinden
dolayı disiplin soruşturma veya kovuşturmaları Kurul tarafından,
bulunduğu aşamadan itibaren, bu Kanundaki usul çerçevesinde,
ilgililerin özel kanunlarındaki hükümleri esas alınmak suretiyle karara
bağlanır. 222
Disiplin cezaları ve yerine getirilmesi; Kurulun seçimle gelen
üyeleri, hizmetin aksamasına yol açan veya Kurul üyeliğinin vakar ve
şerefi ile bağdaşmayan hâl ve hareketlerinin sabit görülmesi hâlinde,
eylemin niteliğine ve ağırlığına göre uyarılır veya Kurul üyeliğinden
çekilmeye davet edilir. Bu konuda alınan kararlar ilgiliye tebliğ edilir.
Disiplin cezasına ilişkin Genel Kurul kararlarına karşı yeniden inceleme
başvurusu yapılabilir. Genel Kurulun yeniden inceleme sonucunda
verdiği kararlar kesindir. Kurul üyeliğinden çekilmeye davete ilişkin
222
6087 s.Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanunu Md. 36
110
kesinleşen kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde görevden
çekilmeyen ilgilinin Kurul üyeliği sona erer. Bu bir aylık süre içinde ilgili
izinli sayılır. 223
Üyelerin adlî suçlarıyla ilgili soruşturma ve kovuşturma usulü;
Kurulun seçimle gelen üyelerinin görevleriyle ilgili suçları ile kişisel
suçları hakkındaki soruşturma ve kovuşturma izni işlemleri Genel Kurul
tarafından, kovuşturma açılması kararı ve kovuşturma mercilerinin
belirlenmesi ise gösterilen yetkili merciler tarafından bu Kanun
hükümleri uyarınca yapılır. Kurulun seçimle gelen üyeleri hakkında
yapılan ihbar ve şikâyetlerde Başkan, işi Genel Kurula götürmeden önce
daire başkanlarından birine ön inceleme yaptırabilir. Görevlendirilen bu
daire başkanı, incelemesini yaptıktan sonra, durumu bir raporla Başkana
bildirir. Başkan suç ihbar veya şikâyetini doğrudan ya da inceleme
yaptırdıktan sonra Genel Kurula sunar. Yapılan görüşme sonucunda;
soruşturma açılmasına yer olmadığına ya da soruşturma açılmasına
karar verilir. Soruşturma açılmasına karar verilmesi hâlinde, üyeler
arasından, gizli oyla, üç kişilik bir soruşturma kurulu seçilir. Soruşturma
kuruluna, en yüksek oyu alan, oyların eşitliği hâlinde ise yaşça büyük
olan başkanlık eder. Soruşturma kurulu, 5271 sayılı Kanuna göre işlem
yapar ve kanunların Cumhuriyet savcısına tanıdığı bütün yetkileri
kullanır. Soruşturma sırasında hâkim kararı alınması gereken hususlarda
ilgililer hakkında isnat edilen suçun niteliğine göre belirlenmiş bulunan
kovuşturma mercilerine başvurur. Soruşturma kurulu, soruşturmayı
tamamladıktan sonra kovuşturma açılmasına yer olup olmadığı
hakkındaki kanaatini belirten bir rapor hazırlayarak, rapor ve eklerini
Genel Kurula verir. Genel Kurul, dosyayı inceledikten ve varsa
eksiklikleri tamamlattıktan sonra, kovuşturma yapılmasına gerek
görmediği takdirde evrakın işlemden kaldırılmasına karar verir; aksi
hâlde kovuşturma yapılmasına izin verir. Kovuşturma yapılmasına
ilişkin verilen iznin kesinleşmesi üzerine dosya; Görevle ilgili suçlarda
Yüce Divan sıfatıyla Anayasa Mahkemesine, Kişisel suçlarda Yargıtay
Ceza Genel Kuruluna, kamu davası açılmak üzere Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığına gönderilir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı iddianamesini
düzenleyerek evrakı, Yargıtayın görevli ceza dairesine verir. Yargıtayın
görevli ceza dairesi tarafından iddianamenin bir örneği 5271 sayılı
223
6087 s.Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanunu Md. 37
111
Kanun hükümleri gereğince, ilgiliye tebliğ olunur. Bu tebliğ üzerine
ilgili, on gün içinde delil toplanmasını ister veya kabul edilebilir istekte
bulunursa bu husus göz önünde tutulur ve gerekirse soruşturma daire
tarafından derinleştirilir. Yapılan bu işlemler sonucunda, kovuşturma
açılmasına veya kovuşturma açılmasına yer olmadığına dair karar
verilir. Kovuşturma açılmasına dair karar verilmesi durumunda evrak
hemen bu Kanunda belirlenen kovuşturma mercilerine gönderilir.
Kovuşturma açılmasına yer olmadığına dair karara karşı, kararı veren
ceza dairesinin numara olarak kendisini izleyen ceza dairesine; kararı
son numaralı ceza dairesi vermişse birinci ceza dairesine usulünce itiraz
edilebilir. Ağır ceza mahkemesinin görevine giren suçüstü hâllerinde
soruşturma genel hükümlere göre yürütülür ve durum hemen Kurula
bildirilir. Soruşturma sonucunda dosya, düzenlenen fezleke ile birlikte
Kurula gönderilir. Kurulun seçimle gelen üyelerinin, Kurul üyesi
olmadan önceki suç teşkil eden eylemlerinden dolayı soruşturma
yapılması ve kovuşturma izni verilmesi işlemleri, bulunduğu aşamadan
itibaren Genel Kurul tarafından bu Kanun hükümlerine göre yürütülür. 224
2.2.2.5. Bölge Adliye Mahkemelerinin Başkan ve Üyeleri
Bölge adliye mahkemesi başkanı, daire başkanları, üyeleri,
Cumhuriyet başsavcısı ve Cumhuriyet savcılarının görevden doğan veya
görev sırasında işlenen suçları ile şahsî suçlarından, sıfat ve görevleri
gereklerine uymayan tutum ve davranışlarından dolayı haklarında
yapılacak soruşturma ve kovuşturmalarda özel kanunlarında yazılı
hükümler uygulanır. Şu kadar ki, bunların görevden doğan veya görev
sırasında işledikleri suçlar nedeniyle soruşturma ve kovuşturma mercii
olarak kanunda yazılı ağır ceza mahkemesi ile bu mahkeme nezdindeki
Cumhuriyet başsavcısına verilen görevler, en yakın bölge adliye
mahkemesi ceza dairesinin suç türüne göre görevli ceza dairesi ile bu
mahkeme nezdindeki Cumhuriyet başsavcısı tarafından yerine getirilir.
Kovuşturma mercii Yargıtay’ın görevli ceza dairesidir. Bölge adliye
mahkemesi başkan ve üyeleri ile Cumhuriyet başsavcısı ve Cumhuriyet
savcılarının şahsî suçları hakkında genel hükümlere göre yapılacak
soruşturma ve kovuşturma görevi, en yakın bölge adliye mahkemesi
224
6087 s.Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanunu Md. 38
112
Cumhuriyet başsavcısı ile bu bölge adliye mahkemesi ceza dairesinin suç
türüne göre görevli ceza dairesine aittir. 225
2.2.2.6. Hakimler, Cumhuriyet Başsavcıları ve Cumhuriyet Savcıları
Adalet hizmetleri ile savcıların idarî görevleri yönünden Adalet
Bakanlığınca denetimi, adalet müfettişleri ile hâkim ve savcı
mesleğinden olan iç denetçiler; araştırma, inceleme ve soruşturma
işlemleri ise adalet müfettişleri eliyle yapılır. Buna ilişkin usul ve esaslar
kanunla düzenlenir. 226
Soruşturma: Hakim ve savcıların görevden doğan veya görev
sırasında işlenen suçları, sıfat ve görevleri gereğine uymayan tutum ve
davranışları nedeniyle, haklarında inceleme ve soruşturma yapılması
Adalet Bakanlığının iznine bağlıdır. Adalet Bakanı inceleme ve
soruşturmayı, adalet müfettişleri veya hakkında soruşturma yapılacak
olandan daha kıdemli hakim veya savcı eliyle yaptırabilir. Soruşturma
ile görevlendirilen hakim ve savcılar, adalet müfettişlerinin 101 inci
maddedeki yetkilerini haizdirler. Adalet müfettişlerinin denetim veya
soruşturma sırasında öğrendikleri ve gecikmesinde sakınca bulunan
konuların soruşturması için önceden izin alınması gerekmez. Ancak,
durum hemen Adalet Bakanlığına bildirilir. Hakim ve savcıların
savunmaları, soruşturmayı yapan görevlilerin üç günden az olmamak
üzere verdiği süre içinde veya belirttiği bir tarihte alınır. Süresi içinde
veya belirtilen tarihte savunmasını yapmayan bu hakkından vazgeçmiş
sayılır. Soruşturma sırasındaki tutuklama istemleri, son soruşturma
açılmasına karar vermeye yetkili merci tarafından incelenir ve karara
bağlanır. Hakim ve savcıların suçlarına iştirak edenler aynı soruşturma
ve kovuşturma mercilerine tabidirler. Hakim ve savcılar hakkında
tamamlanan soruşturma evrakı Bakanlık Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne
gönderilir. Bu Genel Müdürlük tarafından yapılacak inceleme sonunda
düzenlenecek düşünce yazısı üzerine kovuşturma yapılmasına veya
disiplin cezası uygulanmasına gerek olup olmadığı Bakanlıkça takdir
edilerek evrak ilgili mercilere tevdi olunur veya işlemden kaldırılır. Ağır
ceza mahkemesinin görevine giren suçüstü hâlleri dışında suç işlediği
ileri sürülen hakim ve savcılar yakalanamaz, üzerleri ve konutları
aranamaz, sorguya çekilemez. Ancak, durum Adalet Bakanlığına derhal
5235 s. Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve
Yetkiler Hakkında Kanun, Md. 47
226
2709 s. TC Anayasası, Md. 144.
225
113
bildirilir. Yukarıdaki hükümlere aykırı hareket eden kolluk kuvvetleri
amir ve memurları hakkında yetkili Cumhuriyet savcılığı tarafından
genel hükümlere göre doğrudan doğruya soruşturma ve kovuşturma
yapılır. 227
Kovuşturma: Hakim ve savcılar hakkında görevden doğan veya
görev sırasında işledikleri suçlar nedeniyle kovuşturma yapılması
gerekli görüldüğü takdirde evrak, Adalet Bakanlığınca ilgilinin yargı
çevresinde bulunduğu ağır ceza mahkemesine en yakın ağır ceza
mahkemesi Cumhuriyet savcılığına; Adalet Bakanlığı merkez, bağlı ve
ilgili kuruluşlarında görevli hakim ve savcılar hakkındaki evrak ise
Ankara Cumhuriyet Savcılığına gönderilir. Cumhuriyet savcısı beş gün
içinde iddianamesini düzenleyerek evrakı, son soruşturmanın açılmasına
veya son soruşturmanın açılmasına yer olmadığına karar verilmek üzere
ağır ceza mahkemesine verir. İddianamenin bir örneği Ceza
Muhakemesi Kanunu gereğince, hakkında kovuşturma yapılana tebliğ
olunur. Bu tebliğ üzerine ilgili, Kanunda yazılı süre içinde delil
toplanmasını ister veya kabul edilebilir istekte bulunursa bu husus göz
önünde tutulur ve gerekirse soruşturma başkan tarafından derinleştirilir.
Haklarında son soruşturma açılmasına karar verilenlerden; birinci sınıfa
ayrılmış olanlarla ağır ceza mahkemeleri heyetine dahil bulunan hakim
ve Cumhuriyet savcılarının, son soruşturmaları Yargıtay’ın görevli ceza
dairesinde görülür. Birinci fıkra dışındaki hakim ve savcıların son
soruşturmaları, yargı çevresi içinde bulundukları ağır ceza
mahkemesinde yapılır. Bu Kanun gereğince haklarında kovuşturma
yapılacak olanların, son soruşturma mercilerinin saptanmasında, son
soruşturma zamanındaki son soruşturmadan önce görevden ayrılanların
ise ayrılma zamanındaki sıfatları esas alınır. Geçici yetkililer hakkında
soruşturma ve kovuşturma mercilerinin saptanmasında yetkili
bulundukları yerdeki sıfatları esas tutulur. Yukarıda yazılı mercilerin
tutuklamaya ve salıvermeye veya son soruşturmanın açılmasına yer
olmadığına ilişkin kararlarına Cumhuriyet savcısı veya hakkında
soruşturma yapılan tarafından genel hükümlere göre itiraz olunabilir. Bu
itiraz, ilgilinin yargı çevresi içinde bulunduğu ağır ceza mahkemesi hariç
olmak üzere, kararı veren mahkemeye en yakın ağır ceza mahkemesinde
incelenir. 228
227
228
2802 s. Hakimler ve Savcılar Kanunu, Md. 82-88
2802 s. Hakimler ve Savcılar Kanunu, Md. 89-92
114
Kişisel suçlar: Hakim ve savcıların kişisel suçları hakkında
soruşturma, ilgilinin yargı çevresinde bulunduğu ağır ceza
mahkemesine en yakın ağır ceza mahkemesi Cumhuriyet başsavcısına ve
son soruşturma o yer ağır ceza mahkemesine aittir. Adalet Bakanlığı
merkez, bağlı ve ilgili kuruluşlarındaki hakim ve savcıların kişisel suçları
hakkında soruşturma ve kovuşturma Ankara Cumhuriyet Başsavcısı ve
ağır ceza mahkemesine aittir. 229
Tazminat davaları: Hâkim ve savcıların bir soruşturma,
kovuşturma veya davayla ilgili olarak yaptıkları işlem, yürüttükleri
faaliyet veya verdikleri her türlü kararlar nedeniyle: Ancak Devlet
aleyhine tazminat davası açılabilir. Kişisel kusur, haksız fiil veya diğer
sorumluluk sebeplerine dayanılarak da olsa hâkim veya savcı aleyhine
tazminat davası açılamaz. Devlet aleyhine açılacak tazminat davası
ancak dava konusu işlem, faaliyet veya kararın dayanağı olan;
Soruşturma sonucunda verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair
kararın veya kamu davası açılmış ise kovuşturma sonucunda verilen
hükmün, Dava sonunda verilen hükmün, kesinleştiği tarihten itibaren
bir yıl içinde açılabilir. Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın veya
hükmün kesinleşmesinden önce, hâkim veya savcının söz konusu işlem,
faaliyet veya kararıyla ilgili olarak görevinin gereklerine aykırı hareket
etmek suretiyle görevini kötüye kullanmaktan mahkûmiyeti hâlinde ise
tazminat davası bu hükmün kesinleşmesinden itibaren bir yıl içinde
açılabilir. Devlet, ödediği tazminattan dolayı, tazminat davasına konu
işlem, faaliyet veya kararla ilgili olarak görevinin gereklerine aykırı
hareket etmek suretiyle görevini kötüye kullanan hâkim veya savcıya
rücu eder. Kanun yoluna başvurulması için miktar veya değere ilişkin
olarak öngörülen sınırlamalar, hâkim ve savcıların işlem, faaliyet veya
kararlarına dayanılarak açılan her türlü tazminat ve rücu davalarında
uygulanmaz. Hâkim ve savcıların bir soruşturma, kovuşturma veya
davayla ilgili olarak yaptıkları işlem, yürüttükleri faaliyet veya verdikleri
her türlü kararlar nedeniyle Devlet aleyhine açılacak tazminat davaları
ile rücu davalarında bu madde hükümleri; bu maddede hüküm
bulunmayan hâllerde ise ilgisine göre Hukuk Usulü Muhakemeleri
Kanunu ile Ceza Muhakemesi Kanunu hükümleri uygulanır. Bu madde
hükümleri; Yüksek mahkemelerin başkanları, başkanvekilleri, daire
229
2802 s. Hakimler ve Savcılar Kanunu, Md. 93
115
başkanları ve üyeleri ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, Danıştay
Başsavcısı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekilinin bir soruşturma,
kovuşturma veya davayla ilgili olarak yaptıkları işlem, yürüttükleri
faaliyet veya verdikleri her türlü kararlar, Hâkimler ve Savcılar Yüksek
Kurulu müfettişleri ile adalet müfettişlerinin, yetkilerini kullanırken
yaptıkları işlem, yürüttükleri faaliyet veya verdikleri her türlü kararlar
nedeniyle açılacak tazminat davaları hakkında da uygulanır. 230
2.2.2.7. Askeri Hakim, Savcı ve Yardımcıları ile Adli Müşavirler
Soruşturma ve Kovuşturma: Askeri hakimler ve askeri savcılar ile
yardımcılarının, adli müşavirlerin, Askeri Adalet İşleri Başkanlığı ile
Askeri Adalet Teftiş Kurulu Başkanlığı kadrolarında bulunan askeri
hakimlerin görevlerinden dolayı veya görevleri sırasında işledikleri
suçlar veya sıfat ve görevlerinin gereklerine uymayan hal veya eylemleri
yahut askeri yargıya tabi şahsi suçları şikayet ve ihbar edilir veya
cereyan eden işlemlerden öğrenilirse soruşturma izni verilmesine lüzum
olup olmadığının tespiti için Milli Savunma Bakanı tarafından ilgili
şahıstan kıdemli bir askeri adalet müfettişi görevlendirilir. Zorunlu
hallerde bu görev en kıdemli askeri adalet müfettişi tarafından yerine
getirilir. Şikayet veya ihbar incelemeyi gerektiren belli bir sebebi
kapsamaz veya gerçek kimlik ve doğru adres gösterilerek yapılmazsa
evrak işlemden kaldırılır. Milli Savunma Bakanı tarafından
görevlendirilen askeri adalet müfettişi lüzumlu gördüğü kimseleri
yeminle dinleyebilir. Sübut delillerini, gereken bilgileri bütün daire ve
kurumlardan doğrudan doğruya toplayabilir. Askeri adalet müfettişince
yapılacak bu işlemlerde Devlet organları ve kurumları ile diğer gerçek ve
tüzel kişiler, yönetilen sorulara hemen karşılık vermek ve istekleri derhal
yerine getirmek zorundadırlar. Askeri adalet müfettişi bu soruşturma
sırasında arama, tutuklama ve diğer tedbirler hakkında karar verilmesi
için en yakın askeri mahkeme ve diğer yargı organlarından istemde
bulunabilir. Hakkında işlem yapılan kişinin görevine devamının,
soruşturmanın selametine yahut yargı erkinin nüfuz ve itibarına zarar
vereceğine kanaat getirilirse geçici bir tedbir olarak işten el çektirilmesi
hususunda askeri adalet müfettişince Milli Savunma Bakanından
istemde bulunulur. Milli Savunma Bakanı tarafından yerine getirilen
işten el çektirme işlemi, mahiyet ve sonuçları itibariyle Askeri
230
2802 s. Hakimler ve Savcılar Kanunu, Md. 93/A
116
Mahkemelerin Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunundaki hükümlere
tabidir. Milli Savunma Bakanı, soruşturma yapmaya memur edilen
askeri adalet müfettişince düzenlenen ve düşüncesini de kapsayan
evrakı inceler, elde edilen sonuca göre hazırlık soruşturması yapılması
için izin verilmesine veya disiplin cezası tayinine yahut kovuşturma
yapılmasına lüzum görmezse evrakın işlemden kaldırılmasına karar
verir. Milli Savunma Bakanınca hazırlık soruşturması açılmasına izin
verildiği takdirde düzenlenmiş olan evrak gereği yapılmak üzere
ilgilinin görevli bulunduğu yere en yakın askeri mahkemenin savcısına
gönderilir. Bir suçtan dolayı yapılacak ceza soruşturması disiplin cezası
uygulanmasına engel olmaz. Askeri adalet müfettişince düzenlenen
evrak kendisine gönderilen askeri savcı, suç, Disiplin Mahkemeleri
Kuruluşu, Yargılama Usulü ve Disiplin Suç ve Cezaları hakkındaki
Kanunda yazılı olsa bile, Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama
Usulü Kanunu hükümlerine göre gerekli işlemi yapar. Disiplin
Mahkemeleri Kuruluşu, Yargılama Usulü ve Disiplin Suç ve Cezaları
Hakkındaki Kanunun 2’nci kısmında yer alan disiplin suç ve cezalarına
ait hükümler askeri mahkemeler tarafından da uygulanır. Askeri adalet
müfettişince yapılan soruşturma hazırlık soruşturması olarak kabul
edilebilir. Askeri hakimler ve askeri savcılar ile yardımcıları hakkındaki
davalar, diğer davalara, göre öne alınarak görülür. Kanuni
zorunluluklardan doğan engeller olmadıkça bu davalar üç aydan fazla
uzayamaz. Askeri hakimler ve askeri savcılar ile yardımcılarının, adli
müşavirlerin, Askeri Adalet İşleri Başkanlığı ve Askeri Adalet Teftiş
Kurulu Başkanlığı kadrolarında ve askeri yargı ile ilgili idari görevlerde
bulunan askeri hakimlerin genel yargıya tabi şahsi suçları hakkında
genel hükümler uygulanır. Ancak soruşturma ve kovuşturma o yer ağır
ceza mahkemesi savcılığı ve sorgu hâkimliğince, son soruşturma ise ağır
ceza mahkemesince yapılır. 231
2.2.2.8. Avukatlar
Avukatların avukatlık veya Türkiye Barolar Birliği ya da baroların
organlarındaki görevlerinden doğan veya görev sırasında işledikleri
suçlardan dolayı haklarında soruşturma, Adalet Bakanlığının vereceği
izin üzerine, suçun işlendiği yer Cumhuriyet savcısı tarafından yapılır.
231
357 s. Askeri Hakimler ve Askeri Savcılar Kanunu, Md. 23-28.
117
Avukat yazıhaneleri ve konutları ancak mahkeme kararı ile ve
kararda belirtilen olayla ilgili olarak Cumhuriyet savcısı denetiminde ve
baro temsilcisinin katılımı ile aranabilir. Ağır ceza mahkemesinin görev
alanına giren bir suçtan dolayı suçüstü hali dışında avukatın üzeri
aranamaz. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ile Ceza Muhakemesi
Kanununun duruşmanın inzibatına ilişkin hükümleri saklıdır. Şu kadar
ki, bu hükümlere göre avukatlar tutuklanamayacağı gibi, haklarında
disiplin hapsi veya para cezası da verilemez. Yapılan soruşturmaya ait
dosya Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne tevdi olunur.
İnceleme sonunda kovuşturma yapılması gerekli görüldüğü takdirde
dosya, suçun işlendiği yer ağır ceza mahkemesine en yakın bulunan ağır
ceza mahkemesi Cumhuriyet Savcılığına gönderilir. Cumhuriyet Savcısı
beş gün içinde, iddianamesini düzenleyerek dosyayı son soruşturmanın
açılmasına veya açılmasına yer olmadığına karar verilmek üzere ağır
ceza mahkemesine verir. İddianamenin bir örneği, Ceza Muhakemeleri
Usulü Kanununun hükümleri uyarınca, hakkında kovuşturma yapılan
avukata tebliğ olunur. Bu tebliğ üzerine avukat, kanunda yazılı süre
içinde bazı delillerin toplanmasını ister veya kabule değer bir istemde
bulunursa nazara alınır, gerekirse soruşturma başkan tarafından
derinleştirilir.
Haklarında son soruşturmanın açılmasına karar verilen avukatların
duruşmaları, suçun işlendiği yer ağır ceza mahkemesinde yapılır.
Durum avukatın kayıtlı olduğu baroya bildirilir. Mahkemelerin
tutuklama veya salıverilmeye yahut son soruşturmanın açılmasına yer
olmadığına dair kararlarına karşı Cumhuriyet Savcısı veya sanık
tarafından genel hükümler uyarınca itiraz olunabilir. Bu itiraz, suçun
işlendiği yer ağır ceza mahkemesi hariç olmak üzere, itiraz edilen kararı
veren mahkemeye en yakın ağır ceza mahkemesinde incelenir.
Suçüstü halinde soruşturma, bizzat Cumhuriyet savcısı tarafından
genel hükümlere göre yapılır. 232
2.2.2.9. Noterler
Noterler, geçici yetkili noter yardımcıları, noter vekilleri ile noter
kâtipleri ve kâtip adayları noterlikteki görevleri, Türkiye Noterler Birliği
organlarında görev alan noterler ise ayrıca bu görevleri ile bağlantılı
232
1136 s. Avukatlık Kanunu, Md. 58-61.
118
olarak işledikleri suçlardan dolayı Türk Ceza Kanununun uygulanması
bakımından kamu görevlisi sayılırlar. Türkiye Noterler Birliği Genel
Sekreterliğine veya saymanlığına noter olmayan bir kişinin seçilmesi
halinde, bu kimseler hakkında da uygulanır. Aynı maddede yazılı
görevleri yerine getirmeleri sırasında veya görevleri sebebiyle işlenen
suçlarla ilgili olarak Türk Ceza Kanununun uygulanması bakımından
kamu görevlisi sayılırlar. Noterlerin, görevden doğan veya görev
sırasında işledikleri suçlarından dolayı kovuşturma yapılabilmesi Adalet
Bakanlığının iznine bağlıdır. Adalet müfettişleri veya mahalli
Cumhuriyet Savcısı tarafından düzenlenen dosya, Adalet Bakanlığı Ceza
İşleri Genel Müdürlüğüne tevdi olunur. İnceleme sonunda kovuşturma
yapılması gerekli görüldüğü takdirde dosya, suçun işlendiği yer Ağır
Ceza Mahkemesine en yakın bulunan Ağır Ceza Mahkemesi
Cumhuriyet Savcılığına gönderilir. Cumhuriyet Savcısı beş gün içinde,
iddianamesini düzenleyerek dosyayı son soruşturmanın açılmasına veya
açılmasına yer olmadığına karar verilmek üzere Ağır Ceza Mahkemesine
verir. İddianamenin bir örneği, Ceza Muhakemesi Kanununun
hükümleri uyarınca, hakkında kovuşturma yapılan notere tebliğ olunur.
Bu tebliğ üzerine noter, kanunda yazılı süre içinde bazı delillerin
toplanmasını ister veya kabule değer bir istemde bulunursa nazara
alınır. Gerekirse soruşturma Başkan tarafından derinleştirilir. Haklarında
son soruşturmanın açılmasına karar verilen noterlerin duruşmaları,
suçun işlendiği yer Ağır Ceza mahkemesinde yapılır. Mahkemelerin
tutuklama veya salıverilmeye yahut son soruşturmanın açılmasına yer
olmadığına dair kararlarına karşı Cumhuriyet Savcısı veya sanık
tarafından genel hükümler uyarınca itiraz olunabilir. Bu itiraz, suçun
işlendiği yer Ağır Ceza Mahkemesi hariç olmak üzere, itiraz edilen
kararı veren mahkemeye en yakın Ağır Ceza Mahkemesinde incelenir.
Ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren bir suçtan dolayı suçüstü
halinde soruşturma genel hükümlere göre yapılır. 233
2.2.2.10. YÖK Başkan ve Üyeleri ile Rektörler, Öğretim Elemanları
ve Üniversite Personeli
Ceza soruşturması usulü: Yükseköğretim üst kuruluşları başkan ve
üyeleri ile yükseköğretim kurumları yöneticilerinin, kadrolu ve
sözleşmeli öğretim elemanlarının ve bu kuruluş ve kurumların 657 sayılı
233
1512 s. Noterlik Kanunu, Md. 151-156
119
Devlet Memurları Kanununa tabi memurlarının görevleri dolayısıyla ya
da görevlerini yaptıkları sırada işledikleri ileri sürülen suçlar hakkında
aşağıdaki hükümler uygulanır:
İlk soruşturma: Yükseköğretim Kurulu Başkanı için, kendisinin
katılmadığı, Milli Eğitim Bakanının başkanlığındaki bir toplantıda,
Yükseköğretim Kurulu üyelerinden teşkil edilecek en az üç kişilik bir
kurulca, diğerleri için, Yükseköğretim Kurulu Başkanınca veya diğer
disiplin amirlerince doğrudan veya görevlendirecekleri uygun sayıda
soruşturmacı tarafından yapılır. Öğretim elemanlarından soruşturmacı
tayin edilmesi halinde, bunların, hakkında soruşturma yapılacak öğretim
elemanının akademik unvanına veya daha üst akademik unvana sahip
olmaları şarttır.
Son soruşturmanın açılıp açılmamasına;
- Yükseköğretim Kurulu Başkan ve üyeleri ile Yükseköğretim
Denetleme Kurulu Başkan ve üyeleri hakkında Danıştayın 2 nci Dairesi,
- Üniversite rektörleri, rektör yardımcıları ile üst kuruluş genel
sekreterleri hakkında, Yükseköğretim Kurulu üyelerinden teşkil edilecek
üç kişilik kurul,
- Üniversite, fakülte, enstitü ve yüksekokul yönetim kurulu üyeleri,
fakülte dekanları ve dekan yardımcıları, enstitü ve yüksekokul
müdürleri ve yardımcıları ile üniversite genel sekreterleri hakkında,
rektörün başkanlığında rektörce görevlendirilen rektör yardımcılarından
oluşacak üç kişilik kurul,
- Öğretim elemanları, fakülte, enstitü ve yüksekokul sekreterleri
hakkında üniversite yönetim kurulu üyeleri arasından oluşturulacak üç
kişilik kurul,
- 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi memurlar hakkında,
mahal itibariyle yetkili il idare kurulu, Karar verir. 234
2.2.2.11. TODAİE Mensupları
Türkiye ve Orta - Doğu Amme İdaresi Enstitüsü mensuplarının
Enstitüdeki görevleri dolayısıyla veya görevlerini yapma sırasında
işledikleri suçlar üzerine, Memurin Muhakematı Kanununun
234
2547 s. Yükseköğretim Kanunu, Md. 53
120
gerektirdiği ilk tahkikat, Umum Müdürün gereğine göre tayin edeceği
bir veya iki muhakkik tarafından yapılır.
Umum Müdür hakkında yapılacak tahkikat muhakkiklerini
Başvekil tayin eder. Tahkikat evrakı ve fezleke, Başvekil tarafından
Devlet Şurasına gönderilir. Maznun hakkında muhakemenin lüzumuna,
Devlet Şurasının ilgili dairesince karar verilir. Bu kararlara karşı, ilgililer
veya Başvekil tarafından yapılacak itirazlar Devlet Şurası Umumi
Heyetinde incelenerek nihai karara bağlanır. 235
235
7163 s. Türkiye ve Orta-Doğu Amme İdaresi Enstitüsü Teşkilat Kanunu, Md.27
121
BEŞİNCİ BÖLÜM
MAL BEYANI VERECEK KİŞİLER VE VERİLECEK
MERCİLER
1. KİMLER MAL BEYANINDA BULUNMAK ZORUNDADIR? 236
Kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da
herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişiler 237 ile
kamu hizmetinde bulunan ancak kamu görevlisi sayılmayan bazı kişiler,
kendileriyle, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına 238 ait taşınır ve
taşınmaz malları, alacak ve borçları hakkında, mal beyanında bulunmak
zorundadırlar. 239
Ayrıca, kamu görevlileri ile kamu hizmetinde bulunan ancak kamu
görevlisi sayılmayan bazı kişiler hakkında yapılan soruşturma sırasında
haksız edinilen malın kaçırıldığı yolunda delil ve emare elde edildiği
takdirde şüphelinin ikinci dereceye kadar kan ve kayın hısımları ile gelin
ve damatları da mal beyanında bulunmak zorundadırlar. 240
Danıştayın istişari düşüncesinde belirttiği gibi “…Bu hükümler
birlikte ele alındığında, üstlendiği hizmetin niteliği dikkate alınarak yasa koyucu
tarafından belirlenmiş olan görevlilerin mal bildirimi vermekle yükümlü
kılınmasının amacının, bu kişilerin rüşvet ve her türlü yolsuzluk suçu
işlemesini önlemek ve bu suçlamalardan korunmasını sağlamak olduğu açıkça
görülmektedir. Bu amacın gerçekleşmesi için genel olarak kişinin her türlü mal,
gelir hak ve borçlarının bilinmesi gereklidir…” 241
Bu bölümün sonundaki tabloda gösterilenler mal beyanında
bulunmak zorunda olan kişilerdir.
SÖKMEN, Uğur: Kamu Hizmetinde ve Kamu Görevinde Bulunanların Servet Beyanı, Mali
Kılavuz Dergisi, Yıl:12, Sayı:47, Ocak-Mart 2010. S. 17
237
5237 s. TCK, Md. 6/c
238
4721 s. Türk Medeni Kanunu, Md. 335, 11, Ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan
çocuklar.
239
3628 s. MBBRYMK, Md. 2, Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 3
240
3628 s. MBBRYMK, Md. 19/2
241
Danıştay 1. D. 22.1.1991 tarih ve E:1991/3; K:1991/7 sayılı kararı
236
122
2. MAL BEYANLARI HANGİ MERCİYE VERİLİR? 242
Beyan yükümlülüğünde olanların mal beyannamelerini hangi
merciye vereceklerini Kanunda düzenlenmiş bulunmaktadır. Genel
olarak, kamu kurum ve kuruluşlarında görevli personel için özlük
işleriyle ilgili sicil ve belge raporlarının bulunduğu makam veya merci,
diğerleri için Kanunda yazılı mercilerdir. Ayrıca, mal beyanı verecek son
merciler için ise kendi kuruluşlarının özlük işleri ile ilgili makam veya
mercilere mal beyanında bulunacaklardır. 243
Beyannamelerin verileceği mercilere bölümün sonundaki tabloda
yer verilmiştir.
Kamu kurum ve kuruluşları, 3628 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin
(d) fıkrasında, genel ve katma bütçeli daireler, il özel idareleri, belediyeler
ve bunlara bağlı kuruluş veya alt kuruluşlar, kamu iktisadi teşebbüsleri (İktisadi
devlet teşekkülleri ve kamu iktisadi kuruluşları) ile bunlara bağlı müessese, bağlı
ortaklık ve işletmeler, özel kanunlarla veya özel kanunların verdiği yetkiye
dayanılarak kurulan ve kamu hizmeti gören kurum ve kuruluşları şeklinde
belirtilmiştir. 3628 sayılı Kanunla birlikte birçok kanunda da “Genel ve
katma bütçeli daireler” olarak yazılmış ve bütçelerine göre daireler bu
haliyle uzun yıllar yaygın şekilde kullanılmıştır. Ancak, 5018 sayılı
Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun 01.01.2005 tarihinde
yürürlüğe girmiş olması ve katma bütçenin kalmaması nedeniyle bu
çalışmamızda “Genel ve Katma Bütçeli Daireler” yerine “Genel
Yönetim 244 Kapsamındaki Kamu İdareleri” olarak dikkate alınacak ve
kullanılacaktır.
Genel Yönetim: Uluslararası sınıflandırmalara göre belirlenmiş
olan, merkezî yönetim kapsamındaki kamu idareleri, sosyal güvenlik
kurumları ve mahallî idarelerdir. 245
Merkezî Yönetim: Genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri,
yükseköğretim kurulu, üniversiteler ve yüksek teknoloji enstitüleri ile
özel bütçeli diğer idareleri ve düzenleyici ve denetleyici kurumlardır. 246
Genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin listesi kitabın
sonunda yer alan Ek-1 Listelerde gösterilmiştir.
SÖKMEN, Uğur: Kamu Hizmetinde ve Kamu Görevinde Bulunanların Servet Beyanı, Mali
Kılavuz Dergisi, Yıl:12, Sayı:47, Ocak-Mart 2010. S. 17
243
3628 s. MBBRYMK, Md. 8, Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 6
244
SÖKMEN, Uğur: “Kamu İdaresinde Soruşturma Kovuşturma”, Maliye Bakanlığı Strateji
Geliştirme Başkanlığı Yayın No: 2009/400, Ankara, 2009, s. 25.
245
5018 s. Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu, Md. 3/a
246
5018 s. Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu, Md. 3/b
242
123
3. MAL BEYANI VERECEK KİŞİLER VE VERİLECEK
MERCİLER TABLOSU 247
MAL BEYANI VERECEK KİŞİLER
MAL BEYANININ VERİLECEĞİ
MERCİLER
1) HER TÜR SEÇİMLE İŞ BAŞINA
GELEN KAMU GÖREVLİLERİ
(Muhtarlar ve İhtiyar Heyeti Üyeleri
hariç)
Cumhurbaşkanı
Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği
TBMM Üyeleri
TBMM Başkanlığı
Bakanlar Kurulu
atanan dahil)
üyeleri
(Dışardan
TBMM Başkanlığı
Belediye Başkanları
İçişleri Bakanlığı
Belediye Meclis üyeleri
Belediye Başkanları
İl Genel Meclis üyeleri
Valiler
Sayıştay Başkan ve Üyeleri
Sayıştay Genel Sekreterliği
Radyo ve Televizyon
Başkan ve Üyeleri
Üst
Kurulu
TBMM Başkanlığı
SÖKMEN, Uğur: Kamu Hizmetinde ve Kamu Görevinde Bulunanların Servet Beyanı, Mali
Kılavuz Dergisi, Yıl:12, Sayı:47, Ocak-Mart 2010. S. 18-19
247
124
2) KAMU GÖREVLİLERİ İLE İŞÇİ
NİTELİĞİ TAŞIMAYAN DİĞER
KAMU GÖREVLİLERİ
1. Genel yönetim kapsamındaki kamu
idarelerinde
1.1.Merkezi Yönetim
a) Genel bütçe kapsamındaki kamu
idarelerinde
b) Özel bütçeli
idarelerde(Yükseköğretim Kurulu,
üniversiteler, yüksek teknoloji
enstitülerinde ve Özel bütçeli diğer
idarelerde)
c) Düzenleyici ve denetleyici
kurumlarda
-Aylık, ücret ve ödenek almak suretiyle
kamu hizmeti gören memurları
-İşçi niteliği taşımayan diğer kamu
görevlileri
-Yönetim ve denetim kurulu üyeleri
-Merkezi Yönetim kapsamındaki
kamu idarelerinin özlük İşleri ile
ilgili sicil ve belge raporlarının
bulunduğu makam ve merci
-Yüksek mahkemelerin daire
başkanları ve üyeleri için
mahkemenin başkanı
-Mal beyannamesi verecek son
merciler için kendi kuruluşlarının
özlük işleriyle ilgili makam veya
merci
1.2. Sosyal güvenlik kurumlarında
a)Sosyal Güvenlik Kurumu
b)Türkiye İş Kurumu Genel
Müdürlüğü
-Aylık, ücret ve ödenek almak suretiyle
kamu hizmeti gören memurları
-İşçi niteliği taşımayan diğer kamu
görevlileri
-Yönetim ve denetim kurulu üyeleri
-Sosyal Güvenlik kurumlarının
özlük İşleri ile ilgili sicil ve belge
raporlarının bulunduğu makam
ve merci
1.3.Mahalli idareler
a) Belediyeler ve bunlara bağlı kuruluş
veya alt kuruluşlarda
-Aylık, ücret ve ödenek almak suretiyle
-Belediyelerin özlük İşleri ile ilgili
sicil ve belge raporlarının
125
kamu hizmeti gören memurları
-İşçi niteliği taşımayan diğer kamu
görevlileri
-Yönetim ve denetim kurulu üyeleri
bulunduğu makam ve merci
b) İl Özel idarelerinde ve bunlara bağlı
kuruluş veya alt kuruluşlarda
-İl Özel İdarelerinin özlük İşleri ile
ilgili sicil ve belge raporlarının
bulunduğu makam ve merci
-Aylık, ücret ve ödenek almak suretiyle
kamu hizmeti gören memurları
-İşçi niteliği taşımayan diğer kamu
görevlileri
-Yönetim ve denetim kurulu üyeleri
2. Kamu iktisadi teşebbüsleri (İktisadi
devlet teşekkülleri ve kamu iktisadi
kuruluşları) ile bunlara bağlı
müessese, bağlı ortaklık ve
işletmelerinde
-Genel Müdür ve yönetim ve denetim
kurulu üyeleri
-İşçi niteliği taşımayan diğer kamu
görevlileri
3. Özel kanunlarla veya özel
kanunların verdiği yetkiye
dayanılarak kurulan ve kamu hizmeti
gören kurum ve kuruluşlar ile
bunların alt kuruluşlarının veya
komisyonlarının
-Genel Müdür ve yönetim ve denetim
kurulu üyeleri
-İlgili Bakanlık
-Atamaya yetkili makam veya
merci
-İlgili Bakanlık
-Atamaya yetkili makam veya
merci
-İşçi niteliği taşımayan diğer kamu
görevlileri
3) NOTERLER
126
Adalet Bakanlığı
4) TÜRK HAVA KURUMUNUN
Genel Başkanı
İçişleri Bakanlığı
Genel Yönetim Kurulu üyeleri
İçişleri Bakanlığı
Merkez Denetleme Kurulu üyeleri
İçişleri Bakanlığı
Merkez Disiplin Kurulu üyeleri
İçişleri Bakanlığı
Genel Merkez Teşkilatında Görev alanlar
THK Genel Başkanlığı
Şube Başkanları
İl Valilikleri
Türk Kuşu Genel Müdürlüğünün Genel
Müdürlük Teşkilatında görev alanlar
Genel Müdürlük
5) TÜRKİYE KIZILAY
DERNEĞİNİN
Genel Başkanı
İçişleri Bakanlığı
Genel Merkez Yönetim Kurulu üyeleri
İçişleri Bakanlığı
Genel Merkez Denetim Kurulu üyeleri
İçişleri Bakanlığı
Merkez Kurullarında görev alanlar
İçişleri Bakanlığı
Kızılay Genel Müdürlüğü Teşkilatında
görev alanlar
Dernek Genel Başkanlığı
Şube Başkanları, Şube Yönetim Kurulu,
Şube Denetçisi
İl Valilikleri
6) SİYASİ PARTİ GENEL
BAŞKANLARI
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
7) VAKIFLARIN İDARE
ORGANLARINDA GÖREV
ALANLAR
Vakıflar Genel Müdürlüğü
127
8) KOOPERATİFLERİN VE
BİRLİKLERİNİN
Başkanları
Yönetim Kurulun Üyeleri
Denetim Kurulu Üyeleri
Genel Müdürleri
1163 sayılı Kooperatifler Kanununa
tabi kooperatif veya üst kuruluşun,
4572 sayılı Kooperatif ve Birlikleri
Hakkında Kanun hükümlerine göre
faaliyet
gösteren
tarım
satış
kooperatiflerinin
merkezinin
bulunduğu ilin Sanayi ve Ticaret İl
Müdürlüklerine
9) YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER
Maliye Bakanlığı
10) KAMU YARARINA SAYILAN
DERNEKLERDE
Yöneticiler
Denetçiler
Şube Başkanları
İçişleri Bakanlığı
İçişleri Bakanlığı
İl Valilikleri
11) YAZILI BASIN
KURULUŞLARINDA
-Gazete Sahibi Gerçek Kişiler
-Yönetim Kurulu Üyeleri
-Denetim Kurulu Üyeleri
-Sorumlu Müdürler
-Başyazarları
-Fıkra Yazarları
128
-Bulundukları yerin en büyük mülki
amirliği
12) ÖZEL KANUNLARINA GÖRE
MAL BİLDİRİMİNDE BULUNMAK
ZORUNDA OLANLAR
1. Asker kişiler
-Askeri Makamlar
2. Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu
Üyeleri
-Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı
3. Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme
Kurulu Üyeleri
-İlişkili Devlet Bakanlığı
4.Kamu İhale Kurulu Üyeleri
-Maliye Bakanlığı
5.Radyo
Üyeleri
ve
Televizyon
Üst
Kurulu
6.Bankacılık Düzenleme ve Denetleme
Kurulu Başkan ve Üyeleri
7.Tasarruf Mevduatı
Başkan ve Üyeleri
Sigorta
Fonu
8. Bankaların Yönetici ve Diğer
Görevlileri
a)Bankaların yönetim kurulu başkan ve
üyeleri ile müdürler kurulu başkan ve
üyeleri, genel müdür ve yardımcıları ve
imza yetkisine sahip mensuplarından
bölge müdürleri, şube müdürleri ve genel
müdürlük merkez teşkilatında yer alan
bölüm, kısım, grup ve bunlara eşdeğer
isimler altında faaliyet gösteren birimlerin
yöneticileri
b) Diğer görevliler
-TBMM Başkanlığı
-Başbakanlık
Bakanlığı
veya
İlişkili
Devlet
- Başbakanlık veya İlişkili Devlet
Bakanlığı
-Bankacılık Düzenleme ve Denetleme
Kurumu
-Bankaların özlük işleri ile ilgili birimi
9.Konfederasyon Başkanı ve Yöneticileri
-Noterler
10.Sendika Başkanı ve Yöneticileri, Şube
Başkanı ve Yöneticileri
-Noterler
11.Federasyon Başkanı ve Yöneticileri,
Şube Başkanı ve Yöneticileri
-Noterler
129
13) SORUŞTURMA SIRASINDA MAL
BİLDİRİMİNDE
BULUNMAK
ZORUNDA
OLAN
KAMU
GÖREVLİLERİ İLE BUNLARIN SUÇ
ORTAKLARI
1.Soruşturmaya başladığında ihbarı
doğrulayan emareler bulduğu takdirde
şüpheli kamu görevlisi veya kamu
hizmetinde bulunandan
-Cumhuriyet Savcısı, müfettiş veya
muhakkikler
2.Yukarıda sayılanlar hakkında yapılan
soruşturma sırasında haksız edinilen
malın kaçırıldığı yolunda delil ve emare
elde edildiği takdirde şüphelinin
a) İkinci Dereceye Kadar Kan ve Kayın
Hısımları
-Cumhuriyet Savcısı, müfettiş veya
muhakkikler
- Baba, anne, çocuklar (10 kan)
- Kardeş, torun, büyükanne,
büyükbaba(20 kan)
- Kayınpeder, kayınvalide (10 kayın)
- Eşinin 20 kan hısımları (20 kayın)
b) Gelini
-Cumhuriyet Savcısı, müfettiş veya
muhakkikler
c) Damadı
-Cumhuriyet Savcısı, müfettiş veya
muhakkikler
130
ALTINCI BÖLÜM
BEYAN EDİLECEK SERVET UNSURLARI 248
Kanun kapsamına giren görevlilerin kendilerine, eşlerine ve
velayetleri altındaki ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan
çocuklarına ait bulunan taşınmaz malları ile görevliye yapılan aylık net
ödemenin, ödeme yapılmayan görevlilerin ise, birinci derece Devlet
memurlarına yapılan aylık net ödemenin beş katından fazla tutarındaki
her biri için ayrı ayrı olmak üzere, para, hisse senetleri ve tahviller ile
altın, mücevher ve diğer taşınır malları, hakları, alacakları ve gelirleriyle
bunların kaynakları, borçları ve sebepleri mal beyanının konusunu teşkil
eder. 249
Kendilerine aylık ödenenler, net aylık tutarının beş katından; aylık
ödenmeyenler ise Genel İdare Hizmetleri sınıfında birinci derecenin
birinci kademesindeki şube müdürüne ödenen net aylığın beş katından
fazla değer ve tutarındaki mal, hak, gelir, alacak ve borçlarındaki
değişiklikler mal beyanına konu teşkil etmektedir. 250 Genel İdare
Hizmetleri sınıfında birinci derecenin birinci kademesindeki şube
müdürüne ödenen her türlü zam ve tazminatlar dâhil net aylık miktarı,
aylıklara uygulanan katsayının belirlenmesini müteakip Maliye
Bakanlığınca tespit ve ilan edilmektedir. 01.07.2011 tarihi itibarıyla bu
tutarın 2.327,67 TL. olduğu Maliye Bakanlığınca ilan edilmiştir. 251
Mal (Emval): Bir kimsenin, bir tüzel kişinin mülkiyeti altında
bulunan, taşınır veya taşınmaz varlıkların bütünü. Alınıp satılabilen her
türlü ticaret eşyası, tüccar malı, emtia. Emval: Mülkiyet konusu olabilen
bütün maddi eşya ile bir mameleke girebilen bütün haklar. Arazi, taşınır
mal, irtifak hakkı, alacaklar, telif hakkı, tercüme hakkı gibi. Kelimenin
çoğulu emval. 252
Taşınır (Menkul): Taşınabilen (eşya). Para, çek, senet, tahvil vb.
değerli kâğıt, taşınabilir, menkul. Otomobil, mobilya, beyazeşya, menkul
SÖKMEN, Uğur: Kamu Hizmetinde ve Kamu Görevinde Bulunanların Servet Beyanı, Mali
Kılavuz Dergisi, Yıl:12, Sayı:47, Ocak-Mart 2010. S. 20-22
249
3628 s. MBBRYMK, Md. 5
250
Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 8/b
251
Maliye Bakanlığının (BÜMKO) 08.07.2011 tarihli ve 115912/8995 sayılı Genelgesinin 5. Md.
252
KARDEŞ, Salahaddin; “Tüm Kamu İdarelerinin Bütçe ve Muhasebe Ansiklopedisi”, Maliye
Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı Yayın No: 2009/387, Ankara, 2009, Cilt: 2, s. 898.
248
131
değer ve para gibi bir yerden başka bir yere taşınabilen mallar. Emval-i
menkule: Bir yerden diğer bir yere götürülebilen maddi varlıklar veya
sökülüp kaldırılabilen her çeşit mal. Menkul mallar. Taşınır. Taşınır
mallar. Taşıtlı mallar. 253
Taşınmaz (Gayrimenkul): Taşınması mümkün olmayan anlamına
gelir. Bir eşya hukuku terimi olan taşınmaz, genellikle ekonomik bir
terim olarak kullanılmaktadır. Arsa, arazi, bina, apartman, işyeri, konut,
villa, fabrika ve benzeri değerlerin genel adı olarak kullanılışı oldukça
yaygındır. Emval-i gayrimenkule: Tarla, ev, arsa, apartman gibi yeri
değiştirilemeyen mal. Gayrimenkul mal. Taşınmaz mal. Taşınmaz.
Taşıtsız mal. 254
Malların değeri: Kanun kapsamına girenler kendilerine, eşlerine ve
velayetleri altındaki ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan
çocuklarına ait bulunan, aşağıdaki servet unsurlarını beyan tarihindeki
değerlerini esas almak suretiyle beyan etmek zorundadırlar. 255
1. TAŞINMAZ MALLARI 256
Mal beyanında bulunmakla yükümlü kişi kendisine, eşine ve
velayeti altında bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını
doldurmayan çocuklarına ait olan taşınmaz malları ile ilgili beyanda
bulunmak zorundadır.
Taşınmaz mallar: Bina, ev, apartman dairesi, kat mülkiyeti, villa,
konut, işyeri, büro, dükkân, mağaza, arsa, tarla, bağ, bahçe, arazi,
madenler, tapuya kayıtlı irtifak hakları gibi taşınamayan mülk
(gayrimenkul) ile üyesi oldukları arsa ve yapı kooperatifleri ve bu
kooperatiflere ait hisseleridir.
Velayeti altında olmayan onsekiz yaşını dolduran çocuklarına, ana,
baba, kardeş ve diğer yakın akrabasına, boşandığı veya nikâhsız eşine ait
taşınmaz mallarla ilgili bildirim yapılmasına gerek bulunmamaktadır.
Taşınmaz mallar değeri ne olursa olsun beyan konusudur.
Taşınmaz mallar, beyan tarihindeki değerleri esas alınmak suretiyle
beyan olunur.
KARDEŞ, Salahaddin; a.g.e. Cilt: 1, s. 420.
KARDEŞ, Salahaddin; a.g.e. Cilt: 1, s. 453.
Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 8/2. fıkra
256
3628 s. MBBRYMK, Md. 5, Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 8/a.
253
254
255
132
Konuya ilişkin yargının verdiği kararlar özet olarak şöyledir:
1- Sanığın göreve başlaması nedeniyle verdiği 6.6.1996 tarihinde verdiği
mal bildiriminde 22.6.1995 tarihinde satın aldığı taşınmazı göstermediği, dava
konusu taşınmazın ipotekli olmasının bildirim zorunluluğunu ortadan
kaldırmaz. 257
2- 3628 sayılı Yasanın 5. maddesinde öngörülen “….” hüküm dikkate
alınıp, sanığın daha evvel boşanmış olduğu eşine ve velayeti altında olmayan
kızına ait mal varlıklarının …. tarihli mal bildiriminin konusunu
oluşturmaz. 258
3- Sanığın geliriyle orantılı olmayacak şekilde mal varlığında artış
olduğuna 28.02.2000 tarihinde verdiği mal beyanında belirtilen 2 adet dükkan
ile 1 adet evin edinme tarihlerinden itibaren 1 ay içerisinde bildirmediğine dair
soruşturma raporu nazara alındığında mevcut delillerin takdir ve
değerlendirmesi mahkemesine ait bulunduğu gözetilmeden itirazın kabulu
yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiş ve …Ağır
C.Mhk.nin kararının bozulması. 259
4- Sanığın 6.2.1998 tarihinde edindiği iki adet arsayı bir ay içinde ek mal
bildiriminde bulunmadığı ve 2000 yılına ait mal bildiriminde ise arsalardan
birini mal bildiriminde göstermemiş ise de; müfettiş soruşturmasında arsanın
varlığının ortaya çıkarıldığı dosya kapsamından anlaşılmış olup, sanık
savunmasında söz konusu arsayı mal bildiriminde bulunmadan önce haricen
sattığını, bu nedenle mal bildiriminde göstermediğini ileri sürmüş bulunmasına
göre,sanığın arsayı sattığı … şahsın duruşmada dinlenerek aralarında resmi
devir yapılmadan önce haricen satış anlaşması yapılıp yapılmadığı böyle bir
anlaşma yapılmış ise tarihi de belirlenerek, sanığın 2000 yılı şubat ayında
yenilediği mal bildiriminden önce haricen sattığının anlaşılması halinde arsanın
mal bildiriminde gösterilmemiş olmasında sanığın suç işleme kastı bulunup
bulunmadığı degerlendirilerek ,hasıl olacak sonuca göre hukuki durumunun
tayini gerekir. 260
5- Sanıklar savunmalarında, haksız edindikleri iddia olunan malların
kaynağı olarak, babalarından miras yoluyla intikal eden gayrimenkuller ile
bunların kira geliri, yakınlarından aldıkları ziynet eşyaları, ticari
Yargıtay 7. CD. 27.6.2001 t. ve E:2001/4748, 2001/12155 s.K. (Uğur, s, 138.)
Yargıtay 7. CD. 7.7.2003 tarih ve E: 2003/1322, K:2003/5799 s. K. (Uğur, s, 132.)
Yargıtay 7. CD. 28.5.2007 t. ve E:2006/17634, 2007/4269 s.K. (Uğur, s, 138.)
260
Yargıtay 7. CD. 4.7.2002 t. ve E:2002/8710, 2002/10652 s.K. (Uğur, s, 139.)
257
258
259
133
faaliyetlerinden ve maaşlarından elde ettikleri kazançları gösterdikleri cihetle,
sanıkların mal varlıkları ve edinilme tarihleri saptanıp, babalarından kalan
servet ve bunun kardeşler arasındaki taksimi ile kendilerine ziynet eşyası
verdikleri ileri sürdükleri yakınlarının gelir durumu, sahip oldukları
gayrimenkullerin rayiç kira getirisinin ne olabileceği, kira ödeyen kiracılarının
varsa ticari defter ve vergi kayıtları incelenip, sanıkların gelir elde ettikleri
şirketlerin giderleri belirlenip karlılık durumları saptanıp, sosyal durumlarına
göre yapmaları gereken harcamalarda nazara alınacak şekilde, yasal ve genel
ahlaka uygun gelirleri ile sahip oldukları mallar, Sayıştay denetçilerinden
oluşturulacak üç kişilik bilirkişi heyeti ne tespit ettirilerek, sonucuna göre
hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekir. 261
6-... Başmüfettişi tarafından 19.11.2002 tarihinde hazırlanan … sayılı ile
“...1995-2000 yılı genel ve ek bildirimlerinizin incelendiği, karşılaştırma
yapıldığı ve mal bildirimlerinde farklılık görüldüğünün anlaşılması üzerine
Komisyona vermiş olduğunuz izahatların ve mal bildirimlerinin yeniden
incelenmesi neticesinde; Anılan Yönetmeliğin 7’nci maddesinin 2’nci fıkrası
gereğince, Komisyonca izahatlarınız yeterli görülmediğinden hakkınızda bu
konuda inceleme başlatılmıştır. Bu konudaki ifadenizi 7 gün içerisinde
Müfettişliğimizin aşağıdaki adresine göndermenizi rica ederim” şeklinde
hazırlanarak sanığa tebliğ edilen yazı üzerinde sanığın düzenlediği 10.12.2002
tarihli cevap dilekçesinde 12.08.2002 tarihinde adına tapu senedi düzenlenen
Yakuplu Köyü … ada … parsel sayılı taşınmaz ile ilgili açıklamada
bulunmadığı anlaşılmakta ise de; sanıktan yeniden bir mal bildirimi istenmemiş
olduğu cihetle, sanığın düzenlediği dilekçenin 3628 sayılı yasada belirtilen yeni
bir mal bildirimi niteliğinde bulunmadığı düşünülmeden, sanığın beraati yerine
yazılı şekilde hüküm tesisi yasaya aykırıdır. 262
7- Sanığın soruşturma nedeni ile 21.7.2000 günü verdiği ek mal
beyanında Kaynaşlı’da bulunan arsasını, Bilecik’te bulunan tarlasını,
Bayrampaşa Vakıfbank şubesindeki hesapta bulunan 3.642.171.017 lira ile 6413
USD.nı göstermediği ve mal beyanında bulunmama suçunu işlediği bilirkişi
raporu ve ek mal bildirim raporu ile tespit edildiği halde yazılı şekilde beraat
kararı verilmesi 263
Yargıtay 7. CD. 5.4.2004 t. ve E:2004/5450, 2004/4693 s.K. (Uğur, s, 127.)
Yargıtay 7. CD. 27. 09. 2007 t. ve E: 2007/3297, K:2007/6555 s. K., (Uğur, s, 172.)
263
Yargıtay 7. CD. 08.12.2005 t. ve, E:2004/498, K:2005/21078 s. K. (Uğur, s, 173.)
261
262
134
8- Sanık maliki olduğu tarlaların metre karesini eksik bildirmişse de maddi
hataya dayandığı anlaşıldığından bu husus bozma nedeni sayılmamıştır. 264
9- Sanığın kendisi adına 6.6.2000 ve 18.3.2003 tarihli, eşi adına 3.12.2001
tarihli ek mal bildirimi verdiği bu tarihler itibariyle maliki bulunduğu
Gebze’deki … ve … no’lu parsellerde 2252 ve 1240 metrekarelik tarlalar, İzmir
Karaburun Merkez Mahallesinde 20.6.1991 tarihinde edindiği 1960
metrekarelik tarla, Antalya Kesirler Köyünde kız kardeşi ... ile müştereken sahip
olduğu 26.12.1997 tarihinde edindiği 3356 metrekarelik arsa, İstanbul Üsküdar
Beylerbeyi Mahallesi Havuzbaşı Sokak … pafta,… ada, ... parselde 26.11.1999
tarihinde edinilen 294 metrekarelik ahşap ev,aynı yer... parselde aynı tarihte
edinilen 8/6 hissesine sahip olduğu 119 metrekarelik arsa, İstanbul Çavuşbaşı Y.
Selim Mahallesi Güzelbahçede B2 vasfında tapusuz arazi olduğu kabul edilip
miras kaldığı ileri sürülen 5000 metrekarelik arsa ve bu arsa üzerinde
31.12.1999 tarihinde yapılan üç adedi 300 metrekare, bir adedi 180 metrekare
olan betonarme binalar, emekli olmadan önce 11.9.2002 tarihinde 2 milyar lira
karşılığı hissesinin -ki sermaye artırımı sonucu 23.12.2002 itibariyle 400 milyar
liraya çıkmıştır- yüzde kırkına ortak olduğu .... Denizcilik A.Ş.deki ortaklığı ile
1998 yılından itibaren çeşitli bankalarda milyarlarca liralık ve yüzbin doları
aşan hesap hareketleri ve emekliliğinden beş ay sonraki tarih itibariyle
Takasbank’ta çeşitli menkul kıymet şirketlerinde 6 ayrı hesapta 3,5 trilyon lirayı
aşkın hisse senetlerini bildirmediği gibi, edinim tarihi dosyadan belli olmamakla
birlikte eşi ….’e miras kaldığı belirtilen İstanbul Fatih Haydar Mahallesi … ada,
… parselde hisseli 41 metrekarelik arsa, Unkapanı’nda yarı hisseli bir apartman
dairesi ve .... Denizcilik A.Ş.deki hissesini de bildirmediği, böylece dört yıl içinde
verdiği üç ayrı mal bildiriminde gerçeğe aykırı bildirimlerde bulunduğu sabit
olduğu halde dosyada mevcut üç ayrı bilirkişi raporundan “sanığın her yıl
muntazaman mal beyanında bulunduğu ve mal varlığındaki değişimleri de
beyan ettiği” yönünde dosyayla uyuşmayan, afaki bilgiler içeren 7.2.2006 tarihli
rapora itibar edilerek delil yetersizliği ve unsurları itibariyle suçun
oluşmadığından bahisle beraat kararı verilmesi 265
10- Sanık savunmasında, 1997 yılında Gölbaşı’ndaki evini 2.500.000.000
liraya satarak paranın bir kısmını faiz geliri için bankaya yatırdığını, geçen
zaman içinde paranın faiz geliriyle tespit edilen miktara ulaştığını, mal
bildiriminde sadece ana parayı yazdığını, faiz gelirini yazmadığını, çevresindeki
kişilerin kendisine faizi bildirme dediklerini, bu nedenle mal bildiriminde
264
265
Yargıtay 7. CD. 30.12.2003t. ve, E:2003/1327, K:2003/13103 s. K. (Uğur, s, 173.)
Yargıtay 7. CD. 4.7.2007 t. ve, E:2006/7187, K:2007/5352 s. K. (Uğur, s, 186.)
135
bankadaki parayı eksik bildirdiğini, suç kastının bulunmadığını ileri sürmüş
olup, Ziraat Bankasından gönderilen ve sanığın hesaplarında bulunan paraların
vade başlangıçlarını gösteren 08.09.2000 tarihli yazıda hesapların hangi tarihte
ve miktarla açıldığı gösterilmemiş bulunduğu cihetle, adı geçen bankadan
sanığın mevduat hesaplarının hangi tarihte, hangi miktarla açıldığını ve hesap
hareketlerini gösteren ayrıntılı dokümanın getirtilerek incelenmesini müteakip
olup, savunmada ileri sürülen hususların doğruluğunun saptanması halinde,
mal bildiriminde bankadaki paranın eksik gösterilmesinin ve döviz hesabının
gösterilmemesinin beşeri hatadan kaynaklanıp kaynaklanmadığı ve sanığın suç
işleme kastının bulunup bulunmadığı tartışılıp sonucuna göre sanığın hukuki
durumunun değerlendirilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde
hüküm tesisi, 266
11- Sanığın Bodrum ilçesi Yalıkavak’ta bulunan 1253 metrekare taşınmazı
2.3.1995 tarihinde satın aldıktan sonra 15.3.1995 tarihinde sattığı 1/2 payını
21.12.1998 tarihinde tekrar satın alarak üzerine dubleks ev inşaatına başladığı,
12.3.2000 tarihinde inşaatı tamamlayarak belediyeye emlak beyanında
bulunduğu anlaşılan taşınmazı, 3628 sayılı yasa hükümlerine göre hakkında
yapılan soruşturma sırasında verdiği 5.5.2000 tarihli mal bildiriminde ve önceki
mal bildirimlerinde göstermediği ancak soruşturma esnasında tapu
müdürlükleri ile yapılan yazışmalar sonucunda Bodrum Tapu Müdürlüğünün
11.8.2000 tarihli bildirimi ile tespit edildiği cihetle, gerçeğe aykırı mal
bildirimde bulunması nedeniyle 3628 sayılı yasanın 12. maddesi uyarınca
cezalandırılması gerekirken, suç kastının bulunmadığı gerekçesiyle beraatına
karar verilmesi 267
12- Sanığın vermiş olduğu mal bildirimlerinde göstermediği iddia edilen,
Ankara Gaziosmanpaşa semtindeki dairesinin iktisap tarihi ile evin kimin adına
kayıtlı olduğunun tapu sicil kayıtlarından yoklanarak belgelerin dosyaya
eklenmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Sanık tarafından verilen her üç
beyannamede de 1 adet Mercedes marka araç gösterilmiş olup beyan dışı
bıraktığı iddia edilen … plakalı Toros marka ve … plakalı Opel Vectra marka
araçların sanık adına 1996 yılında tescil edildiği ve bu nedenle 1994-1995
yıllarına ait mal bildirimlerinde gösterilmesinin mümkün olamayacağı ve oğlu
… adına 5.2.1996 tarihinde tescil edilen … plakalı Mercedes marka aracın ise
bu tarihte reşit olan oğlu adına kayıtlı bulunması nedeniyle beyan zorunluluğu
bulunmadığının nazara alınmaması, Hükmün gerekçesinde sanığın 1994
266
267
Yargıtay 7. CD. 31.5.2005 t. ve, E:2003/13600, K:2005/5204 s. K. (Uğur, s, 186.)
Yargıtay 7. CD. 26.12.2001 t.ve, E:2001/15738, K:2001/20165 s. K. (Uğur, s, 188.)
136
yılında Belediye Başkanı seçildiği sırada 17-18 milyar lira değerinde Türk
parası, yabancı para ile menkulünün bulunduğu açıklanmış ise de buna ilişkin
delillerin (banka kayıt ve belgelerin) nelerden ibaret bulunduğunun denetime
olanak verecek şekilde gösterilmemesi, Sanık ve eşi adına kayıtlı bulunan
gayrimenkullerden hangi gayrimenkullerin bildirilmediği hususunun her türlü
denetime olanak verecek şekilde tesbit edilmeden eksik araştırmaya dayalı olarak
yazılı şekilde hüküm tesisi, yasaya aykırıdır. 268
13- 3628 sayılı Kanunun amacının; rüşvet ve yolsuzlukla mücadele
cümlesinden olarak kanuna ve genel ahlaka aykırı, haksız mal edinimini cezai
müeyyide altına almak olduğu nazara alındığında; sanığın var olan taşınmaz
mallarını gizleyip bildirmeme olmayıp aksine gerçekte mevcut olmayan iki daire
ve bir arsaya malikmiş gibi beyanda bulunma niteliğindeki fiilinin kanunun 12.
maddesindeki gerçeğe aykırı bildirimde bulunma suçu olarak kabulü mümkün
değildir. Sanığın fiili olsa olsa disiplin soruşturmasına konu olabilir. Davaya
konu suç maddi ve manevi unsurlarıyla oluşmamıştır. Bu itibarla sanığın
beraati yerine yazılı şekilde cezalandırılmasına karar verilmesi, kanuna aykırı
sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde olduğundan hükmün
BOZULMASINA, isteme aykırı olarak 24.12.1998 gününde oybirliğiyle karar
verildi. 269
14- Dört yıl içinde verilen üç ayrı mal bildiriminde gerçeğe aykırı
bildirimlerde bulunulduğu sabit olduğu halde dosyada mevcut üç ayrı bilirkişi
raporundan “sanığın her yıl muntazaman mal beyanında bulunduğu ve mal
varlığındaki değişimleri de beyan ettiği” yönünde dosyayla uyuşmayan, afaki
bilgiler içeren 7.2.2006 tarihli rapora itibar edilerek delil yetersizliği ve
unsurları itibariyle suçun oluşmadığından bahisle beraat kararı verilmesi
yasaya aykırıdır. 270
15- Sanığın 2000 yılında verdiği 28.02.2000 tarihli mal bildiriminde,
kendisine ait Batıkent’te konut, Kumburgaz’da apart daire, Bodrum,
Gündoğan’da kooperatif ve 06 ... plakalı 1993 model Toyoto otomobili beyan
etmiş olup, eşi tarafından 24.01.2000 tarihinde çalıştığı kuruma ...verilen
beyannamede gösterilen İzmir-Üçkuyular ... parseldeki daireyi göstermemek
suretiyle 3628 sayılı Kanunun 5’inci maddesine aykırı davrandığı sabittir.
Ancak aynı Kanunun 12’nci maddesinde düzenlenen “Gerçeğe aykırı bildirimde
bulunmak” suçunun oluşması için sanığın bu Kanunun amacına aykırı olarak
Yargıtay 7. CD. 11.10.1999 t. ve, E:1999/9424, K:1999/10212 s. K. (Uğur, s, 189.)
Yargıtay 7. CD. 24.12.1998 t. ve, E:1998/10419, K:1998/11215 s. K. (Uğur, s, 190.)
270
Yargıtay 7. CD. 4.7.2007 t. ve, E:2006/7187, K:2007/5352 s. K. (Uğur, s, 186.)
268
269
137
mal bildirimini gerçeğe aykırı şekilde vermek kastının mevcudiyeti
gerekmektedir. Sanığın aynı gün verdiği ilk beyannamede 2000 yılında da
olduğu gibi eşine ait konutu göstermeyip, göstermesi gerektiğini öğrendikten
hemen sonra verdiği beyannamede göstermiş olması da suç kastının
bulunmadığını göstermektedir. 271
16- Sanık hakkında, 07.10.1994 günlü iddianame ile, 15.01.1990 tarihli
mal bildiriminde gösterdiği dairesini 03.06.1990 günlü bildirimde beyan
etmediği, 03.06.1990 günlü bildirimde belirtmesine rağmen tarlasına
15.01.1990 tarihli mal beyanında yer vermediği, babasından kalan altınlarla,
kooperatif hissesini hiç bildirmediği, bu suretle 3628 sayılı Yasanın 12.
maddesine aykırı davrandığı iddiasıyla dava açılmıştır. 19.01.1995 günlü
iddianamede ise sanığın taşınmazlarını, babasından kaldığını iddia ettiği
altınlardan önce satın aldığı anlaşıldığından haksız mal edindiği belirtilerek
3628 sayılı Yasanın 12 ve 13. maddeleri uyarınca cezalandırılması talep
olunmuş ve davalar birleştirilerek sanığın beraatine karar verilmiştir. Yine
sanık, gelirlerini belirleyemediği iddia olunan taşınmazlardan en sonuncusunu
11.10.1989 tarihinde ölen babasının ölümünden önce 27.09.1989 tarihinde satın
alarak adına tescil ettirmiştir. 3628 sayılı Yasanın 12 ve 13. maddelerinde
düzenlenen eksik bildirimde bulunma ve haksız mal edinme suçlarının ani birer
suç olduklarında, mal bildirimi için öngörülen sürenin bitimi ile haksız mal
edinme tarihlerinde oluştuklarında ise kuşku yoktur. Sanık bu yasal
düzenlemeler uyarınca 15.01.1990 ve 03.06.1990 tarihlerinde ve süresi
içerisinde mal bildirimlerinde bulunmuştur. 272
17- Sanığın, 30.4.1985 tarihli mal beyanında; 2.400.000 TL. para, 300.000
TL değerli bilezik ve iki tabanca, 21.5.1990 tarihli mal beyanında; Dikmen’de
40.000.000 TL değerli ev, 6.000.000 TL para, 3.600.000 TL. değerli 10 adet
bilezik, iki adet tabanca, 24.8.1993 tarihli ek mal beyanında; 215.000.000 TL.
değerinde Etlik’te daire, 8.7.1994 tarihli ek mal beyanında; 175.000.000 TL,
1993 model Renault Broadvay marka araç, 6.1.1995 tarihli mal beyanında;
Etlik’te ve Dikmen’de daire, 1993 model Broadvay araç, 50.000.000 TL. para, 10
adet bilezik, iki adet tabanca, 25.1.2000 tarihli mal beyanında; Etlik ve
Dikmen’de daire, 1993 model Broadvay araç, iki tabanca, 23.8.2000 vadeli
1.480.000.000 TL.’lik hazine bonosu, 19.4.2000 vadeli 5.325.000.000 TL’lik
hazine bonosu, 2100 USD, 10 adet altın bilezik, 5.3.2004 tarihli ek bayanında;
271
272
AY3D, 11.01.2005 t. ve, E:2005/15, K:2005/15 s. K. (Uğur, s, 192.)
Yargıtay CGK. 03.02.1998 t. ve, E:1997/7-288, K:1998/11 s. K. (Uğur, s, 234.)
138
2.3.2004 edinme tarihli 42.500.000 TL. değerli 2004 model Opel Astra marka
otomobil, 18.1.2005 tarihli beyanında; Dikmen ve Etiler’de daire, Opel Astra
marka otomobil, iki tabanca, 3.10.2005 vadeli 125.000.000.000 TL’lik hazine
bonosu, 20 adet altın bilezik bildirimlerinde bulunduğu 14.2.2005 tarihli
müfettişliğe verdiği mal beyanında; Çankaya ve Keçiören’de daire (1986 ve 1993
edinme tarihli) Opel marka araç, iki tabanca 3.10.2005 vadeli 125.000.000.000
TL’lik hazine bonosu ve 20 adet bilezik bildirmiştir. Sanığın bir oğlunun
12.10.1998 tarihinden itibaren bir şirkette çalıştığı, net maaşının 2004 yılı
Eylül ayı itibariyle 608.620.000 TL. olduğu, diğer oğlunun … Belediyesinde
veteriner hekim olarak görev yaptığı 2004 yılı Ekim ayı itibariyle net maaşının
854.639.000 TL olduğu, gelininin ise 2004 yılı Aralık ayı net maaşının
474.000.000 TL. olduğu dosyada mevcut evrakla anlaşılmıştır. Sanığın
oğullarından … tarafından 15.3.2004 tarihinde satın alınan Bursa Orhangazi
İlçesi Hüdavendigar mahallesi … parsel’de kayıtlı taşınmaza ve diğer oğlu …
tarafından 10.11.2004 tarihinde satın alınan Bursa Orhangazi ilçesi Çekirge
mahallesi … parsele ait tapu kayıtları dosyada mevcut olup sanık bu dairelerin
bir miktarının kendi parası bir miktarının oğullarının tasarrufuyla 18 milyar ve
73 milyara satın alındığını belirtmiştir. Sanığın bankalardaki hesaplarına ait
tüm kayıtlar celbolunmuştur. Dairemizce tayin edilen üç kişilik-bilirkişi heyeti
sundukları 7.8.2006 tarihli raporlarında; Sanığın 2000-2005 yılları arasında
banka kredisi gibi bir borçlanma olmaksızın mal varlığında meydana gelen
kayda değer artışa rağmen bu artış ve harcamalarının kaynak olarak gösterdiği
(kendisinin ve çocuklarının maaşları ile iki evin kira bedelleri ve bankadaki
paraların faizi) gelirlerinin birikim ve harcamaları ile orantılı olduğu,
edinimlerinin haksız mal edinme niteliğinde oluşmadığı kanaatini
bildirmişlerdir. Sanığın üzerine atılı müsnet suçu işlediğine dair dosyada
iddiadan başka mahkumiyeti için yeterli kesin ve inandırıcı delil elde
edilemediğinden BERAATİNE 273
18- Müdahil vekilinin haksız mal edinme suçundan verilen beraat kararına
yönelik temyizine göre yapılan incelemede; Sanığın 1995 ve 2000 tarihli mal
bildirimlerinde gösterdiği Ankara Eryaman’daki ev ile bildirimde bulunmadığı
İstanbul Üsküdar’da eşi adına kayıtlı evin raiç değeri araştırılıp, eşine ait
Akbank … Şubesindeki … no’lu döviz hesapları ile eşiyle müşterek olan
Koçbank … şubesi vadeli ve vadesiz hesaplardaki 110.150 ve 69 USD. para
gözetilip malvarlığının kaynağı olarak gösterilen kayınpederine ait ticari
273
Yargıtay 7. CD. 15.11.2006 t. ve, E:2005/1, K:2006/1 s. K. (Uğur, s, 236.)
139
taksinin kayınpederi vefat etmeden önce 3.4.1995 tarihinde 190.000.000 TLye
satıldığı da nazara alınarak yasal gelirleri ile mal varlığındaki aktif ve pasiflerin
birlikte değerlendirilmesi suretiyle, konusunda uzman bilirkişiye incelettirilerek
sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturma ve inceleme ile
yazılı şekilde hüküm tesisi yasaya aykırıdır. 274
19- Sanığın hazırlıkta müfettişçe CMUK.nun 135. maddesine uygun
şekilde alınan beyanında, karısının Pelitköy-Burhaniye’de bulunan yapı
kooperatifine kendisinin bilgisi dışında üye olduğunu, bu durumun 1996 yılı
sonunda eşinin ödeme güçlüğüne düşmesi üzerine öğrendiğini, borcu kapatmak
amacıyla kooperatif hissesini, 1996 yılında …’ya devrettiklerini, kooperatifine o
tarihte halen inşaat halinde olduğunu belirttiği cihetle, sanığın eşi … ile
kooperatif hissesini o tarihte devraldığı iddia olunan …nın dinlenilerek
kooperatife ait kayıt ve belgelerde getirtilip hisse devir işleminin hangi tarihte ye
ne suretle yapıldığı tespit edilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken
eksik araştırmayla yazılı şekilde hüküm tesisi 275
20- Sanıklar savunmalarında, haksız edindikleri iddia olunan mallarının
kaynağı olarak, babalarından miras yoluyla intikal eden gayrimenkuller ile
bunların kira geliri, yakınlarından aldıkları ziynet eşyaları, ticari
faaliyetlerinden ve maaşlarından elde ettikleri kazançları gösterdikleri cihetle,
sanıkların mal varlıkları ve edinilme tarihleri ayrıntılı şekilde saptanıp,
babalarından kalan servet ve bunun kardeşler arasındaki taksimi ile kendilerine
ziynet eşyası verdikleri ileri sürdükleri yakınlarının gelir durumu, sahip
oldukları gayrimenkullerin rayiç kira getirişinin ne olabileceği, kira ödeyen
kiracılarının varsa ticari defter ve vergi kayıtları incelenip, sanıkların gelir elde
ettikleri şirketlerin giderleri belirlenip kârlılık durumları saptanıp, sosyal
durumlarına göre yapmaları gereken harcamalarda nazara alınacak şekilde,
yasal ve genel ahlaka uygun gelirleri ile sahip oldukları mallar, Sayıştay
denetçilerinden oluşturulacak üç kişilik bilirkişi heyetine tespit ettirilerek,
sonucuna göre hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekirken, sanıkların
sundukları belgeler ve gösterdikleri savunma tanıklarının anlatımlarına ilişkin,
karşıt inceleme yapılmaksızın hazırlanan yetersiz bilirkişi raporlarına itibarla,
eksik soruşturmaya dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi 276
21- Sanık baştan beri değişmeyen beyanlarında -boş zamanlarında boyabadana işj ile uğraştığını, … İlköğretim Okulu ve … Lisesi olmak üzere çeşitli
Yargıtay 7. CD. 22.3.2007 t. ve, E:2004/19055, K:2007/1972 s. K. (Uğur, s, 240.)
Yargıtay 7. CD.28.2.2005 t. ve, E:2003/11854, K:2005/1197 s. K. (Uğur, s, 244.)
276
Yargıtay 7. CD. 5.4.2004 t. ve, E:2004/5450, K:2004/4693 s. K. (Uğur, s, 244.)
274
275
140
okulların badana işini yaptığını sürücü kurslarında Milli Eğitim sınav
sorumlusu olarak görev aldığını ve … Lisesinde kurslarda yöneticilik ve Bölge
İdare Mahkemelerinde bilirkişilik yaparak evinin bir odasını kapatıp okullara
ciltçilik yaparak ek gelir elde ettiğini savunması karşısında bu savunmaları da
nazara alınarak ve değerlendirilerek adına kayıtlı bulunan taşınmaz mallar ile
otomobilin edinme tarihi itibariyle değerleri tesbit edilerek edinim tarihinden
önceki dönemde sanığın mal bildirimlerindeki aktifler yasal ve genel ahlaka
uygun gelirleri karşılaştırılarak edinimlerin tamamının haksız mal edinme
niteliğinde olup olmadığının konusunda uzman 3 kişilik bilirkişi heyetine tesbit
ettirilmeden eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi 277
22- Sanık baştan beri değişmeyen savunmalarında eşinin hemşire olması
nedeni ile boş zamanlarında sağlıkla ilgili faaliyetleri olduğu, kendisinin de
memuriyet sıfatı ile resmi kayıtlı olmasa da ticari faaliyetleri bulunduğunu
savunması karşısında bu savunmalarda nazara alınarak bu konuda idari
soruşturma olup olmadığı da tesbit edilip kendisi ve eşinin adlarına kayıtlı
bulunan taşınmaz mallar ile otomobilin edinme tarihleri itibarı ile değerleri
tesbit edilerek, edinim tarihlerinden önceki dönemde sanığın mal
bildirimlerindeki aktifler, özlük ve kadro durumu itibarı ile maaşı ve sınav
komisyonlardaki görevleri nedeni ile aldığı ek ücretlerde nazara alınarak yasal ve
genel ahlaka uygun tüm gelirleri karşılaştırılıp edinimlerinin tamamının haksız
mal edinme niteliğinde olup olmadığının konusunda uzman üç kişilik bilirkişi
heyetine tesbit ettirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve
takdiri gerektiğinin gözetilmemesi 278
23- Sanık baştan beri değişmeyen savunmasında dava konusu gayrı
menkullerin babasından intikal ettiğini ve miras yolu ile kardeşleri ve
yakınlarına intikal eden hisselerin satın alınması sureti ile sahip olunduğunu
belirtmekle anılan gayrı menkullerden miras yolu ile doğrudan hissesine intikal
edenler dışında aile içi satışa konu olan taşınmazların konumu da dikkate
alınarak edinme tarihi itibarı ile değerleri tesbit edilerek edinim tarihinden
önceki dönemlerdeki mal bildirimlerindeki aktifler, yasal ve genel ahlaka uygun
gelirleri, mahsul gelirleri karşılaştırılarak, edinimlerin haksız mal edinme
niteliğinde olup olmadığı belirlendikten sonra hasıl olacak sonuca göre suç vasfı
ve sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiğinin gözetilmemesi 279
Yargıtay 7. CD. 4.7.2001 t. ve, E:2001/11007, K:2001/12591 s. K. (Uğur, s, 246.)
Yargıtay 7. CD. 27.6.2001 t. ve, E:2001/4749, K:2001/12154 s. K. (Uğur, s, 246.)
279
Yargıtay 7.CD. 20.12.2000 t. ve, E:2000/15143, K:2000/17585 s. K. (Uğur, s, 246.)
277
278
141
24- Sanığın beyanlarında 1975 yılında memuriyete başladığını, eşinin de
memur olduğunu ve 16 yıldan beri birlikte çalıştıklarını, eşine babasından 1984
yılından 2.600.000 lira miras kaldığını kendisinin babasından kalma ev, arsa
hisselerinin olduğunu, bu ek gelirlerle ve birlikte aldıkları maaşlarla dava
konusu taşınmazları aldıklarını, haksız mal edinmediğini savunması karşısında
ve 1995 yılında verilen mal bildiriminde gösterilen nüfus vakfından alınan
18.000.000 liralık borç ve savunmaları nazaran alınarak ve değerlendirilerek
sanığın ve eşinin 1995 yılı ve önceki yıllarda verdikleri mal bildirimleri
getirtilip, savunmada öne sürülen hususların doğruluğu araştırılıp tespit
edilerek edinimlerin tamamının haksız mal edinme niteliğinde olup olmadığı
konusunda yeniden 3 kişilik uzman bilirkişi heyetine tespit yaptırılarak
sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak
karar verilmesi 280
25- CMUK.nun 259. maddesi uyarınca açılan davada … parsel nolu
Payamlı köyündeki taşınmazın eşi …. adına kayıtlıyken 3.2.2001 tarihli
beyannamede kendisi adına bildirmiş olup suçun kasıt unsuru oluşmadığından
sanığın beraatı yerine mahkumiyetine karar verilmesi 281
26- Şikayet üzerine maliye müfettişliğince yapılan tahkikat sonucunda elde
edilen bilgilere, mahkemede dinlenen tanık beyanları ile müfettişçe dinlenen
tanık beyanları arasında hiçbir farklılık bulunmamakla beraber anlatımları ve
savcılıkça yaptırılmış bulunan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen
ayrıntılı raporda da dayanakları gösterilen deliller ve 3628 sayılı Kanunun
4.5.1990 tarih ve 20508 sayılı Resmi Gazete de yayınlanarak yürürlüğe girmiş
bulunan geçici 1. maddesinde “Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihi takip eden
bir ay içinde 2 nci maddede sayılanlar mal bildiriminde bulunurlar. Mal
bildiriminde bulunmayan veya gerçeğe aykırı beyanda bulunanlar hakkında
üçüncü bölümdeki ceza hükümleri uygulanır” amir hükmü karşısında sanığın
25.5.1990 tarihinde beyan ettiği mal bildiriminden sonra önceki bildirimden
farklı olarak müfettişlikçe kendisinden istenen 12.12.1994 tarihli mal
bildirimlerinde sanık ve ailesinin mal varlıklarında kendisinin üç adet
gayrimenkul ve bir adet kooperatif hissesi, eşinin bir adet dubleks dairesi ve
oğlunun bir adet daire ve iki adet kooperatif hisseleri ile döviz ve menkulleri
şeklindeki mal varlıklarının haksız mal edindiğinin belirtilmiş olmasına rağmen
mahkemece dinlenen bilirkişilerin kişisel kanaatlerine dayalı anlatımları esas
alınarak yukarıda sözü edilen bilirkişi raporunun kabul edilmeyiş nedenleri
280
281
Yargıtay 7.CD. 28.12.2001 t ve, E:2001/17160, K:2001/20327 s. K. (Uğur, s, 249.)
Yargıtay 7. CD. 1.7.2003 t. ve, E:2002/22854, K:2003/5655 s. K. (Uğur, s, 249.)
142
olarak gösterilen sanığın savunmasının alınmamış hususu da varit olmayıp,
zira sanığın ayrıntılı olarak müfettişlikçe ifadesinin alındığı ve delilleri ibraz
etmesi karşısında dosya içeriğine ters düşen gerekçe ile yazılı şekilde hüküm
tesisi 282
2. NET AYLIK TUTARININ BEŞ KATINI GEÇEN TAŞINIR
MAL, HAK, ALACAK VE BORÇLARI İLE GELİRLERİ 283
2.1. GENEL 284
Mal beyanında bulunmakla yükümlü kişinin kendisinin, eşinin ve
velayeti altında bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını
doldurmayan çocuklarının taşınır mal, hak, gelir, alacak ve borçları ile
ilgili net aylık tutarının beş katından fazla değer ve tutarındakiler 285
beyana konu olacaktır. Net aylık tutarının beş katını geçmeyen mal, hak,
gelir, alacak ve borçları ile velayeti altında olmayan veya onsekiz yaşını
dolduran çocuklarına, ana, baba, kardeş ve diğer yakın akrabası ile
boşandığı veya nikâhsız eşine ait taşınır mal, hak, gelir, alacak ve
borçları ile ilgili beyanda bulunulmasına gerek bulunmamaktadır. Yani,
taşınır mal, hak, gelir, alacak ve borçların tamamı değil, net aylık
tutarının beş katını geçenler bildirilecektir. Bir diğer husus ise taşınır
mallar, mal bildirim tarihindeki değerleri esas alınmak suretiyle beyan
olunacağıdır.
Yasa ve yönetmelik, bildirilmesi gerekli olan borç, alacak ve diğer
haklar için net aylık gelirinin beş katından fazla değer ve tutarı,
kendisine aylık ödenmeyenler için de benzer bir ölçüyü esas almıştır. Bu
miktarın üstünde olan her hak ve borcun kendi içindeki toplamlarının
bildirilmesi zorunluluğu yasada “…beş katından fazla tutarındaki her
biri için ayrı ayrı olmak üzere…”, yönetmelikte ise “…ayrı ayrı toplam
değerleri…” şeklinde ifade edildiğinden, ayrı ayrı borçları, net aylığının
beş katından az, ancak toplam borcu net aylığının beş katından fazla
olan kişinin mal bildirimi formunda bu borcu bildirmesi zorunludur. 286
Yargıtay 7. CD. 14.7.1998 t. ve, E:1998/4303, K:1998/6635 s. K. (Uğur, s, 251.)
3628 s. MBBRYMK, Md. 5, Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 8/b.
284
SÖKMEN, Uğur: Kamu Hizmetinde ve Kamu Görevinde Bulunanların Servet Beyanı, Mali
Kılavuz Dergisi, Yıl:12, Sayı:47, Ocak-Mart 2010. S. 22
285
Ödeme yapılmayanlar için 01.07.2011 tarihi itibarıyla 2.327,67 x 5 = 11.638,35 TL. dikkate
alınacaktır.
286
Danıştay Birinci Dairesinin 22.01.1991 tarih ve E:1991/3, K:1991/7 sayılı kararı.
282
283
143
Bir başka husus ise, malı mülkü olmayan yükümlünün malları
olmadığını bildirmesi de mal beyanı hükmündedir.
2.2. NET AYLIK
Güncel Türkçe sözlükte aylık, birine, görevi karşılığı olarak veya
geçimi için her ay ödenen para, maaş olarak, Net ise kesintilerden sonra
geri kalan miktarda olan, safi olarak tarif edilmiştir. Net aylık: Kamu
görevlisine görevi sebebiyle yapılan maaş, sosyal yardımlar, tazminatlar
gibi her türlü mutat ödemenin net tutarıdır. 287 Kendilerine aylık
ödenenler net aylık tutarının beş katını dikkate alacaklardır. Ödeme
yapılmayanlar için ise, aylıklara uygulanan katsayının belirlenmesini
müteakip, Maliye Bakanlığınca tespit ve ilan edilen Genel İdare
Hizmetleri sınıfında birinci derecenin birinci kademesindeki şube
müdürüne ödenen her türlü zam ve tazminatlar dâhil net aylık miktarın
beş katı 288 dikkate alınacaktır.
Konuya ilişkin yargının verdiği kararlar özet olarak şöyledir:
1- Sanığın …yılında bildirimde bulunması gereken aracın değerinin 3628
sayılı yasanın 5. maddesi gereğince kendisine yapılan aylık net ödemenin beş
katından fazla olup olmadığı araştırılarak bildirim konusu olup olmayacağı
tespit edilmesi gerekir. 289
2- 3628 sayılı Yasanın 5. maddesine göre, sanık….nın maaşının tespiti
yapılarak şikayet konusu borçlarının bu madde kapsamında mal bildiriminin
konusunu teşkil edip etmeyeceği belirlenmesi gerekir. 290
3- Suça konu üç araca ait trafik dosyaları getirtilip alım satım tarihleri
araştırılarak ne zaman beyannamelere konu edilebileceğinin saptanması, sanığın
gelirleri ve şirket ortaklığının ayrı ayrı tespit edilerek diğer edinimlerinin
maaşının 5 kat fazlası olup olmadığının araştırılması ve buna göre her bir
eyleminin tespiti ile mal bildirimlerini vermesi gerektiği tarihlerin saptanması
gerekir. 291
SÖKMEN, Uğur: a.g.e. s. 135.
01.07.2011 tarihi itibarıyla 2.327,67 x 5 = 11.638,35 TL.
289
Yargıtay 7.CD. 24.06.2004 t. ve E:2004/10108, K:2004/8772 s. K. (Aktaran: UĞUR,
Hüsamettin, “Açıklamalı - İçtihatlı Mal Bildiriminde Bulunulması Rüşvet ve Yolsuzluklarla
Mücadele Kanunu Ulusal ve Uluslararası Boyutta Yolsuzlukla Mücadele”, Adalet Yayınevi,
Ankara, Ocak 2010, s, 132.)
290
Yargıtay 7. CD. 09.12.2003 t. ve E:2003/3503, K:2003/11970 s. K. (Uğur, s, 132.)
291
Yargıtay 7. CD. 30.12.2003 t. ve E:2003/1327, 2003/13103 s.K. (Uğur, s, 132.)
287
288
144
4- 3628 sayılı Kanunun 5. maddesinde, bildirim konusu olan malların
kamu görevlisinin fiilen kullanımında olup olmaması bakımından bir ayrım
yapılmadığından ve mal bildirimlerinin, mal varlığında önemli bir değişiklik
olduğunda bir ay içinde verilmesi zorunlu olduğundan sanığın, adına kayıtlı
bulunan ve edinme tarihi…olan…marka ve edinme tarihi …olan…marka binek
otomobillerini mal bildiriminde beyan etmemesi gerçeğe aykırı mal bildiriminde
bulunmak suçunu oluşturmaktadır. 292
5- Suça konu üç araca ait trafik dosyaları getirtilip alım satım tarihleri
araştırılarak ne zaman beyannamelere konu edilebileceğinin saptanması, sanığın
gelirleri ve şirket ortaklığının ayrı ayrı tespit edilerek diğer edinimlerinin
maaşının 5 kat fazlası olup olmadığı hususunun araştırılması ve buna göre her
bir eyleminin tesbiti ile mal bildirimlerini vermesi gerektiği tarihlerin
saptanmasından sonra TCK.nun 80. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı
hususunun tartışılması gerektiği gözetilmeden 293
6- Sanığın 2000 yılında bildirimde bulunması gereken aracın değerinin
3628 sayılı yasanın 5. maddesi gereğince kendisine yapılan aylık net ödemenin
beş katından fazla olup olmadığı araştırılarak bildirim konusu olup olamayacağı
tespit edilmeden karar verilmesi 294
7- 3628 sayılı Kanunun 5. maddesinde öngörülen “Bu kanun kapsamına
giren görevlilerin kendilerine, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait
bulunan taşınmaz malları... mal bildiriminin konusunu teşkil eder” hüküm
dikkate alınıp, sanığın daha evvel boşanmış olduğu eşine ve velayeti altında
olmayan kızına ait mal varlıklarının 9.6.1998 tarihli mal bildiriminin konusunu
oluşturmayacağı 295
2.3. PARA VE PARA HÜKMÜNDEKİ KIYMETLİ KÂĞITLARI 296
Mal beyanında bulunmakla yükümlü kişi kendisine, eşine ve
velayeti altında bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını
doldurmayan çocuklarına ait olan para ve para hükmündeki kıymetli
kâğıtları ile ilgili net aylık tutarının beş katından fazla değer ve
tutarındakiler ile ilgili beyanda bulunmak zorundadır.
AY 3.D. 1.5.2007 tarih ve E:2007/1055, K:2007/1052 s.K. (Uğur, s, 132.)
Yargıtay 7. CD. 30.12.2003t. ve, E:2003/1327, K:2003/13103 s. K. (Uğur, s, 173.)
294
Yargıtay 7. CD. 24.6.2004 t ve, E:2004/10108, K:2004/8772 s. K. (Uğur, s, 188.)
295
Yargıtay 7. CD. 7.7.2003 t. ve, E:2003/1322, K:2003/5799 s. K. (Uğur, s, 188.)
296
3628 s. MBBRYMK, Md. 5, Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 8/b-1.
292
293
145
Para ve para hükmündeki kıymetli kâğıtları; nakit para,
yurtiçindeki veya yurt dışındaki bankalar ile özel finans kuruluşlarında
bulunan para, döviz, banka mevduatıdır.
Para: Devletçe bastırılan, üzerinde itibari değeri yazılı kağıt ya da
metal ödeme aracıdır. Fiyatlarla değerleri ifade eden bir araç olan para
malların alım ve satımında değişim aracı olarak kullanılır, insanlar ve
ülkeler arasında el değiştirerek ticari etkinliklerin yürütülmesini sağlar.
Başka bir ifadeyle para, karşılığında mal ve hizmet almaya ve vermeye
ve bunların ekonomik değerlerini takas etmeye yarayan üzerinde
rakamsal değerler taşıyan kâğıttır (kâğıt olarak değer taşımayan kâğıt
parçası).
Döviz: Türkçede yabancı ülkelerin paralarına döviz denmektedir.
Banka mevduatı: Bankalara ve benzeri kredi kurumlarına
istenildiğinde ya da belli bir vade ya da ihbar süresi sonunda çekilmek
üzere yatırılan paralardır.
Net aylık tutarının beş katını geçmeyen para ve para hükmündeki
kıymetli kâğıtları ve velayeti altında olmayan onsekiz yaşını dolduran
çocuklarına, ana, baba, kardeş ve diğer yakın akrabası ile boşandığı veya
nikâhsız eşine ait para ve para hükmündeki kıymetli kâğıtları ile ilgili
bildirim yapılmasına gerek bulunmamaktadır. Yani, para ve para
hükmündeki kıymetli kâğıtların tamamı değil, net aylık tutarının beş
katını geçenler bildirilecektir.
Ayrı ayrı para ve para hükmündeki kıymetli kâğıtları, net aylığının
beş katından az, ancak toplam para ve para hükmündeki kıymetli
kâğıtları net aylığının beş katından fazla olan kişinin bu para ve para
hükmündeki kıymetli kâğıtları bildirmesi zorunludur.
Para ve para hükmündeki kıymetli kâğıtları, bildirim tarihindeki
değerleri esas alınmak suretiyle beyan olunur.
Konuya ilişkin yargının verdiği kararlar özet olarak şöyledir:
1- Suç tarihinde yürürlükte bulunan mülga 765 sayılı TCK.nun 44.
maddesindeki “Kanunu bilmemek mazeret sayılmaz” hükmü karşısında,
sanığın kanunları tam olarak bilmediği için söz konusu …’yı .mal bildirimine
yazmadığına yönelik temyiz sebeplerinde de haklılık görülmemiştir. 297
297
AY 3.D. 1.5.2007 t. ve E:2007/1055, K:2007/1052 s. K. (Uğur, s, 133.)
146
2- 29.11.2004 ve 15.7.2004 tarihli bilirkişi raporlarında, sanığın çeşitli
bankalarda bulunan hesaplarındaki mevduatın değerlendirilmediği, mal
varlığına esas alınmadığı ve gelir-gider karşılaştırılmasına dahil edilmediği ve
kaynağının açıklanmadığı anlaşıldığından yetersiz bilirkişi raporuna
dayanılarak yazılı şekilde hüküm tesisi yasaya aykırı görüldüğünden hükmün
bozulmasına. 298
3- Sanığın soruşturma nedeni ile 21.7.2000 günü verdiği ek mal
beyanında Kaynaşlı’da bulunan arsasını, Bilecik’te bulunan tarlasını,
Bayrampaşa Vakıfbank şubesindeki hesapta bulunan 3.642.171.017 lira ile 6413
USD.nı göstermediği ve mal beyanında bulunmama suçunu işlediği bilirkişi
raporu ve ek mal bildirim raporu ile tespit edildiği halde yazılı şekilde beraat
kararı verilmesi 299
4- ÖZET: Dört yıl içinde verilen üç ayrı mal bildiriminde gerçeğe aykırı
bildirimlerde bulunulduğu sabit olduğu halde dosyada mevcut üç ayrı bilirkişi
raporundan “sanığın her yıl muntazaman mal beyanında bulunduğu ve mal
varlığındaki değişimleri de beyan ettiği” yönünde dosyayla uyuşmayan, afaki
bilgiler içeren 7.2.2006 tarihli rapora itibar edilerek delil yetersizliği ve
unsurları itibariyle suçun oluşmadığından bahisle beraat kararı verilmesi
yasaya aykırıdır. “…Sanığın kendisi adına 6.6.2000 ve 18.3.2003 tarihli, eşi
adına 3.12.2001 tarihli ek mal bildirimi verdiği bu tarihler itibariyle maliki
bulunduğu Gebze’deki … ve … no’lu parsellerde 2252 ve 1240 metrekarelik
tarlalar, İzmir Karaburun Merkez Mahallesinde 20.6.1991 tarihinde edindiği
1960 metrekarelik tarla, Antalya Kesirler Köyünde kız kardeşi ... ile müştereken
sahip olduğu 26.12.1997 tarihinde edindiği 3356 metrekarelik arsa, İstanbul
Üsküdar Beylerbeyi Mahallesi Havuzbaşı Sokak … pafta, … ada, ... parselde
26.11.1999 tarihinde edinilen 294 metrekarelik ahşap ev,aynı yer ... parselde
aynı tarihte edinilen 8/6 hissesine sahip olduğu 119 metrekarelik arsa, İstanbul
Çavuşbaşı Y. Selim Mahallesi Güzelbahçede B2 vasfında tapusuz arazi olduğu
kabul edilip miras kaldığı ileri sürülen 5000 metrekarelik arsa ve bu arsa
üzerinde 31.12.1999 tarihinde yapılan üç adedi 300 metrekare, bir adedi 180
metrekare olan betonarme binalar, emekli olmadan önce 11.9.2002 tarihinde 2
milyar lira karşılığı hissesinin -ki sermaye artırımı sonucu 23.12.2002 itibariyle
400 milyar liraya çıkmıştır- yüzde kırkına ortak olduğu ... Denizcilik A.Ş.deki
ortaklığı ile 1998 yılından itibaren çeşitli bankalarda milyarlarca liralık ve
298
299
Yargıtay 7. CD. 19.2.2008 t. ve E:2005/6246, 2008/5514 s.K. (Uğur, s, 128.)
Yargıtay 7. CD. 08.12.2005 t. ve, E:2004/498, K:2005/21078 s. K. (Uğur, s, 173.)
147
yüzbin doları aşan hesap hareketleri ve emekliliğinden beş ay sonraki tarih
itibariyle Takasbank’ta çeşitli menkul kıymet şirketlerinde 6 ayrı hesapta 3,5
trilyon lirayı aşkın hisse senetlerini bildirmediği gibi, edinim tarihi dosyadan
belli olmamakla birlikte eşi …’e miras kaldığı belirtilen İstanbul Fatih Haydar
Mahallesi … ada, … parselde hisseli 41 metrekarelik arsa, Unkapanı’nda yarı
hisseli bir apartman dairesi ve ... Denizcilik A.Ş.deki hissesini de bildirmediği,
böylece dört yıl içinde verdiği üç ayrı mal bildiriminde gerçeğe aykırı
bildirimlerde bulunduğu sabit olduğu halde dosyada mevcut üç ayrı bilirkişi
raporundan “sanığın her yıl muntazaman mal beyanında bulunduğu ve mal
varlığındaki değişimleri de beyan ettiği” yönünde dosyayla uyuşmayan, afaki
bilgiler içeren 7.2.2006 tarihli rapora itibar edilerek delil yetersizliği ve
unsurları itibariyle suçun oluşmadığından bahisle beraat kararı verilmesi…” 300
5- Sanık savunmasında, 1997 yılında Gölbaşı’ndaki evini 2.500.000.000
liraya satarak paranın bir kısmını faiz geliri için bankaya yatırdığını, geçen
zaman içinde paranın faiz geliriyle tespit edilen miktara ulaştığını, mal
bildiriminde sadece ana parayı yazdığını, faiz gelirini yazmadığını, çevresindeki
kişilerin kendisine faizi bildirme dediklerini, bu nedenle mal bildiriminde
bankadaki parayı eksik bildirdiğini, suç kastının bulunmadığını ileri sürmüş
olup, Ziraat Bankasından gönderilen ve sanığın hesaplarında bulunan paraların
vade başlangıçlarını gösteren 08.09.2000 tarihli yazıda hesapların hangi tarihte
ve miktarla açıldığı gösterilmemiş bulunduğu cihetle, adı geçen bankadan
sanığın mevduat hesaplarının hangi tarihte, hangi miktarla açıldığını ve hesap
hareketlerini gösteren ayrıntılı dokümanın getirtilerek incelenmesini müteakip
olup, savunmada ileri sürülen hususların doğruluğunun saptanması halinde,
mal bildiriminde bankadaki paranın eksik gösterilmesinin ve döviz hesabının
gösterilmemesinin beşeri hatadan kaynaklanıp kaynaklanmadığı ve sanığın suç
işleme kastının bulunup bulunmadığı tartışılıp sonucuna göre sanığın hukuki
durumunun değerlendirilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde
hüküm tesisi, 301
6- 3628 sayılı Kanunun 5. maddesinde öngörülen “Bu kanun kapsamına
giren görevlilerin kendilerine, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait
bulunan taşınmaz malları... mal bildiriminin konusunu teşkil eder” hüküm
dikkate alınıp, sanığın daha evvel boşanmış olduğu eşine ve velayeti altında
300
301
Yargıtay 7. CD. 4.7.2007 t. ve, E:2006/7187, K:2007/5352 s. K. (Uğur, s, 186.)
Yargıtay 7. CD. 31.5.2005 t. ve, E:2003/13600, K:2005/5204 s. K. (Uğur, s, 186.)
148
olmayan kızına ait mal varlıklarının 9.6.1998 tarihli mal bildiriminin konusunu
oluşturmayacağı 302
7- Sanığın vermiş olduğu mal bildirimlerinde göstermediği iddia edilen,
Ankara Gaziosmanpaşa semtindeki dairesinin iktisap tarihi ile evin kimin adına
kayıtlı olduğunun tapu sicil kayıtlarından yoklanarak belgelerin dosyaya
eklenmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Sanık tarafından verilen her üç
beyannamede de 1 adet Mercedes marka araç gösterilmiş olup beyan dışı
bıraktığı iddia edilen … plakalı Toros marka ve … plakalı Opel Vectra marka
araçların sanık adına 1996 yılında tescil edildiği ve bu nedenle 1994-1995
yıllarına ait mal bildirimlerinde gösterilmesinin mümkün olamayacağı ve oğlu
… adına 5.2.1996 tarihinde tescil edilen … plakalı Mercedes marka aracın ise
bu tarihte reşit olan oğlu adına kayıtlı bulunması nedeniyle beyan zorunluluğu
bulunmadığının nazara alınmaması, Hükmün gerekçesinde sanığın 1994
yılında Belediye Başkanı seçildiği sırada 17-18 milyar lira değerinde Türk
parası, yabancı para ile menkulünün bulunduğu açıklanmış ise de buna ilişkin
delillerin (banka kayıt ve belgelerin) nelerden ibaret bulunduğunun denetime
olanak verecek şekilde gösterilmemesi, Sanık ve eşi adına kayıtlı bulunan
gayrimenkullerden hangi gayrimenkullerin bildirilmediği hususunun her türlü
denetime olanak verecek şekilde tesbit edilmeden eksik araştırmaya dayalı olarak
yazılı şekilde hüküm tesisi, yasaya aykırıdır. 303
8- Sanığın kardeşi ...’nin, aynı tarihlerde kendi tasarrufu olan 700-800
milyon ve 1994 yılında emekli olduğunda da 700 milyon lira verdiğine ilişkin
beyanının da doğru bulunmadığı, daha önce açıklandığı gibi 1002-1994 yılları
arasında nemalandırılmaya başlayan miktarın 530 milyon lira civarında
bulunması, öte yandan 1990-1991 yıllarında birikimi olan 700-800 milyon
lirayı verdikten yaklaşık 2,5 yıl sonra emekli olduğu 1994 yılında 700 milyon
lirayı sanığa verdiğini açıklamasına rağmen, adı geçenin emekli olduğu
14.07.1994 tarihinde toplam 274.100.209 lira aldığı anlaşılmış olup, bu sürede
almış olduğu bu miktarı 700 milyon liraya tamamlamasının olanaksız olduğu,
kaldı ki, söz edilen tarih ve yakın süreler içinde belirtilen miktarda herhangi bir
paranın tasarruf sistemine dahil olmadığı, bu nedenle ifadelerinin gerçeği
yansıtmadığı; Sanığın eşinin anlatımlarının da gerçeğe uymadığı, sanığın
anlatımları ile çeliştiği; çünkü, eşinin altınların bozdurulduğundan söz
etmesine karşılık, sanığın ise 4 milyar lira civarında değeri bulunan ziynet
eşyasının bulunduğunu bildirdiği; Bütün bunlara göre, 1990-1991 yıllarında
302
303
Yargıtay 7. CD. 7.7.2003 t. ve, E:2003/1322, K:2003/5799 s. K. (Uğur, s, 188.)
Yargıtay 7. CD. 11.10.1999 t. ve, E:1999/9424, K:1999/10212 s. K. (Uğur, s, 189.)
149
sanığın babası tarafından verildiği iddia olunan 11 milyar lira ile yakınları
tarafından bu miktara yapılan ilaveler ile son tasarruf rakamına ulaşılmadığı,
18.12.1992 tarihinde yatırılıp işletilmeye başlanılan 35 milyon liradan başlamak
suretiyle, 18.12.1992-1994 Haziran ayına kadar peyder pey yatırılmış olan 530
milyon lira, 1994 yılı Haziran, Ekim ve Kasım aylarındaki yaklaşık 4 milyar
lira, 10.12.1997-16.09.1998 tarihleri arasında 150 milyar lira ve 1999 yılı içinde
de 100 milyar lira civarındaki naktin dışarıdan sisteme sokularak sağlandığının
anlaşıldığı; Bu itibarla, sanığın ifadelerinde samimi olmadığı, doğru beyanda
bulunmadığı, avukatından almış olduğu hukuki yardıma göre açıklama yaptığı,
belirlenen değere ulaşımı sağlayacak beyanların verilmesi hususunda yakın
çevresinin çaba sarfettiği, ancak bu ifadeler ile gerçeğin gizlenmeye çalışıldığı
kanaatine varıldığı; Sonuç olarak, sanığın saptanmış olan tasarrufunu mal
bildirimlerinde göstermeyip gizlemeye çalıştığı, son durum olarak belirlenen ve
bloke edilen miktarlara ulaşmayı sağlayan ana paranın, sanık ve yakınlarının
beyan ettiğinin aksine, onlar tarafından işletilmek üzere verilmeyip, 1992
yılından başlamak üzere işletilmeye başlanılan ve artan birikimin tekrar tekrar
devreye sokulması yanı sıra, sisteme dışarıdan yapılan büyük miktarlardaki
ilavelerle oluştuğu, işletim zinciri içine sonradan dahil olan miktarlar olduğu
kadar sistemden çekilen paraların da yekun teşkil ettiğinin belirlendiği, Devlet
memuru sıfatını taşıyan sanığın bu denli bir tasarrufa ulaşmış olmasının
hayatın olağan akışına uymadığı, mal varlığının geliriyle uyumlu bulunmadığı
sonucuna varıldığı belirtilmiştir. 304
9- Sanığın, 30.4.1985 tarihli mal beyanında; 2.400.000 TL. para, 300.000
TL değerli bilezik ve iki tabanca, 21.5.1990 tarihli mal beyanında; Dikmen’de
40.000.000 TL değerli ev, 6.000.000 TL para, 3.600.000 TL. değerli 10 adet
bilezik, iki adet tabanca, 24.8.1993 tarihli ek mal beyanında; 215.000.000 TL.
değerinde Etlik’te daire, 8.7.1994 tarihli ek mal beyanında; 175.000.000 TL,
1993 model Renault Broadvay marka araç, 6.1.1995 tarihli mal beyanında;
Etlik’te ve Dikmen’de daire, 1993 model Broadvay araç, 50.000.000 TL. para, 10
adet bilezik, iki adet tabanca, 25.1.2000 tarihli mal beyanında; Etlik ve
Dikmen’de daire, 1993 model Broadvay araç, iki tabanca, 23.8.2000 vadeli
1.480.000.000 TL.’lik hazine bonosu, 19.4.2000 vadeli 5.325.000.000 TL’lik
hazine bonosu, 2100 USD, 10 adet altın bilezik, 5.3.2004 tarihli ek bayanında;
2.3.2004 edinme tarihli 42.500.000 TL. değerli 2004 model Opel Astra marka
otomobil, 18.1.2005 tarihli beyanında;Dikmen ve Etiler’de daire, Opel Astra
304
Yargıtay CGK. 30.05.2006 t. ve, E:2005/7-173, K:2006/145 s. K. (Uğur, s, 230.)
150
marka otomobil, iki tabanca, 3.10.2005 vadeli 125.000.000.000 TL’lik hazine
bonosu, 20 adet altın bilezik bildirimlerinde bulunduğu 14.2.2005 tarihli
müfettişliğe verdiği mal beyanında; Çankaya ve Keçiören’de daire (1986 ve 1993
edinme tarihli) Opel marka araç, iki tabanca 3.10.2005 vadeli 125.000.000.000
TL’lik hazine bonosu ve 20 adet bilezik bildirmiştir. Sanığın bir oğlunun
12.10.1998 tarihinden itibaren bir şirkette çalıştığı, net maaşının 2004 yılı
Eylül ayı itibariyle 608.620.000 TL. olduğu, diğer oğlunun Bursa Belediyesinde
veteriner hekim olarak görev yaptığı 2004 yılı Ekim ayı itibariyle net maaşının
854.639.000 TL olduğu, gelininin ise 2004 yılı Aralık ayı net maaşının
474.000.000 TL. olduğu dosyada mevcut evrakla anlaşılmıştır. Sanığın
oğullarından …. tarafından 15.3.2004 tarihinde satın alınan Bursa Orhangazi
İlçesi Hüdavendigar mahallesi … parsel’de kayıtlı taşınmaza ve diğer oğlu ….
tarafından 10.11.2004 tarihinde satın alınan Bursa Orhangazi ilçesi Çekirge
mahallesi … parsele ait tapu kayıtları dosyada mevcut olup sanık bu dairelerin
bir miktarının kendi parası bir miktarının oğullarının tasarrufuyla 18 milyar ve
73 milyara satın alındığını belirtmiştir. Sanığın bankalardaki hesaplarına ait
tüm kayıtlar celbolunmuştur. Dairemizce tayin edilen üç kişilik-bilirkişi heyeti
sundukları 7.8.2006 tarihli raporlarında; … 2000-2005 yılları arasında banka
kredisi gibi bir borçlanma olmaksızın mal varlığında meydana gelen kayda değer
artışa rağmen bu artış ve harcamalarının kaynak olarak gösterdiği (kendisinin
ve çocuklarının maaşları ile iki evin kira bedelleri ve bankadaki paraların faizi)
gelirlerinin birikim ve harcamaları ile orantılı olduğu, edinimlerinin haksız mal
edinme niteliğinde oluşmadığı kanaatini bildirmişlerdir. Sanığın üzerine atılı
müsnet suçu işlediğine dair dosyada iddiadan başka mahkumiyeti için yeterli
kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden BERAATİNE 305
10- Tüm dosya kapsamına göre, şüpheli … ile birlikte eşi … ve kardeşi ….
adlarına İmar Bankasında 21, Vakıfbank’ta 7, Tekfenbank’ta 5 ve Pamukbank’ta
3 adet olmak üzere toplam 36 adet farklı hesap bulunduğu, bahsedilen
hesaplardaki mali varlık toplamının 2003 yılı Mart ayı sonu itibarıyla 251.074
USD ve 72 milyar Türk lirası olup, bahsedilen tarih itibarıyla 397 milyar Türk
lirasına tekabül ettiği, bu miktarın …’nın geliriyle mütenasip olmayıp,
kaynağının tam olarak tespit edilemediği gibi … Başmüfettişi tarafından 3628
sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele
Kanunu uyarınca, kendisi ve eşinin mal beyanını bildirmesi 05/04/2004 tarihli
yazı ile talep edildiğinde adı geçen ….’ün 397 milyar Türk lirasının 80 milyar
305
Yargıtay 7. CD. 15.11.2006 t. ve, E:2005/1, K:2006/1 s. K. (Uğur, s, 236.)
151
Türk lirasını bildirdiği halde, geriye kalan miktarını ise soruşturmayı yürüten
… Başmüfettişine bildirmediği gibi, muhtelif tarihlerde Bakanlığa verdiği mal
bildirim beyannamelerinde de göstermediği cihetle, mevcut delillerin tartışılması
ve değerlendirilmesinin son soruşturma aşamasında davayı görecek olan
mahkemeye ait bulunduğu gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesinde
isabet görülmemiş 306
11- Sanığın, duruşma esnasında verdiği yazılı savunmada, kendisine
havale yolu ile kayınbiraderi ..., kardeşi …, oğlu …’un kirvesi olan …
tarafından çeşitli zamanlarda döviz ve Türk Lirası cinsinden para gönderildiğini
iddia etmesi, yine kayınpederi tarafından kendine sürekli maddi yardımda
bulunulduğunu belirtmesi karşısında, bu kişilerin tanık olarak dinlenmesi ve
gönderildiği iddia olunan maddi yardımların miktarı ve neye dair
gönderildiğine ilişkin ifadelerinin tespiti gerekirken beyanları alınmadan ve
sanığın dosyaya sunduğu dekontlar ilgili bankalardan sorulmak suretiyle
araştırılmadan eksik inceleme ile karar verilmesi, 29.11.2004 ve 15.7.2004
tarihli bilirkişi raporlarında, sanığın çeşitli bankalarda bulunan hesaplarındaki
mevduatın değerlendirilmediği, malvarlığına esas alınmadığı ve gelir-gider
karşılaştırılmasına
dahil
edilmediği
ve
kaynağının
açıklanmadığı
anlaşıldığından yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde hüküm
tesisi yasaya aykırı görüldüğünden hükmün BOZULMASINA 307
12- Müdahil vekilinin haksız mal edinme suçundan verilen beraat kararına
yönelik temyizine göre yapılan incelemede; Sanığın 1995 ve 2000 tarihli mal
bildirimlerinde gösterdiği Ankara Eryaman’daki ev ile bildirimde bulunmadığı
İstanbul Üsküdar’da eşi adına kayıtlı evin raiç değeri araştırılıp, eşine ait
Akbank Acıbadem Şubesindeki … no’lu döviz hesapları ile eşiyle müşterek olan
Koçbank Bahariye şubesi vadeli ve vadesiz hesaplardaki 110.150 ve 69 USD.
para gözetilip malvarlığının kaynağı olarak gösterilen kayınpederine ait ticari
taksinin kayınpederi vefat etmeden önce 3.4.1995 tarihinde 190.000.000 TLye
satıldığı da nazara alınarak yasal gelirleri ile mal varlığındaki aktif ve pasiflerin
birlikte değerlendirilmesi suretiyle, konusunda uzman bilirkişiye incelettirilerek
sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturma ve inceleme ile
yazılı şekilde hüküm tesisi yasaya aykırıdır. 308
13- Sanık hakkında, 10.10.1996 suç tarihinde Yaşarbank Ankara
Necatibey şubesine yatırdığı 13 milyar liralık birikimini, aldığı maaşla
Yargıtay 7. CD. 2008 tarih ve E:2006/13770, K:2008/19344 s. K. (Uğur, s, 239.)
Yargıtay 7. CD. 19 2 2008 t. ve, E:2005/6246, K:2008/5514 s. K. (Uğur, s, 240.)
308
Yargıtay 7. CD. 22.3.2007 t. ve, E:2004/19055, K:2007/1972 s. K. (Uğur, s, 240.)
306
307
152
gerçekleştiremeyeceği böylece haksız mal edinip, haksız edinilen malı
gizlediğinden bahisle kamu davası açılmış olup, yargılama ve muhakkik
soruşturması aşamasında sanık yurtdışındaki yakınlarının yardımı yanında,
ailesinin hububat satışından elde ettiği gelirlerinden de faydalandırdığını
savunması karşısında, savunmanın değerlendirilmesi açısından suç tarihlerini
kapsayan dönemde Toprak Mahsulleri Ofisine sanık veya ailesi tarafından
hububat satışı yapılıp yapılmadığı ve babasının serveti ile adına kayıtlı tarlaları
bulunup bulunmadığı varsa bunların tapu kayıtları, ekiminden gelir elde edip
etmediği araştırılarak tesbiti ile dosyanın yeniden hukukçu, emlakçı ve
muhasebecilerden oluşan üç kişilik bilirkişi heyetine tevdi edilip sanığın mal
varlığının yasal ve genel ahlaka uygun gelirleri ile karşılaştırılarak
edinimlerinin haksız mal edinme niteliğinde olup olmadığı saptanıp hasıl olacak
sonuca göre suç vasfı ve sanığın hukuki durumunun tayin ve taktiri gerekirken
eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi 309
14- Sanığın beyanlarında 1975 yılında memuriyete başladığını, eşinin de
memur olduğunu ve 16 yıldan beri birlikte çalıştıklarını, eşine babasından 1984
yılından 2.600.000 lira miras kaldığını kendisinin babasından kalma ev, arsa
hisselerinin olduğunu, bu ek gelirlerle ve birlikte aldıkları maaşlarla dava
konusu taşınmazları aldıklarını, haksız mal edinmediğini savunması karşısında
ve 1995 yılında verilen mal bildiriminde gösterilen nüfus vakfından alınan
18.000.000 liralık borç ve savunmaları nazaran alınarak ve değerlendirilerek
sanığın ve eşinin 1995 yılı ve önceki yıllarda verdikleri mal bildirimleri
getirtilip, savunmada öne sürülen hususların doğruluğu araştırılıp tespit
edilerek edinimlerin tamamının haksız mal edinme niteliğinde olup olmadığı
konusunda yeniden 3 kişilik uzman bilirkişi heyetine tespit yaptırılarak
sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak
karar verilmesi 310
15- Emekli Sayıştay Uzman Denetçilerinden oluşturulan üç kişilik
bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 14.06.2002 tarihli raporda ise özetle;
Dosyadaki hesap ekstrelerinin tek tek incelenmesinde, söz konusu paraların
büyük bölümünün faiz gelirlerinden müteşekkil olduğunun görüldüğü, sadece
Trabzon İş Bankasından, aynı bankanın Anafartalar şubesine ve son olarak da
Vakıflar bankası Meşrutiyet şubesine intikal eden hesaptan, 30.05.2000 tarihi
itibariyle elde edilen faiz gelirinin 389.350.826.510 lira olduğu, o yıllarda faiz
oranlarının yüksek olması nedeniyle diğer hesaplardan da yüksek faiz geliri elde
309
310
Yargıtay 7. CD. 12.11.2002 t. ve, E:2002/16028, K:2002/15956 s. K. (Uğur, s, 245.)
Yargıtay 7.CD. 28.12.2001 t ve, E:2001/17160, K:2001/20327 s. K. (Uğur, s, 249.)
153
edildiği; Sanığın, kendisi ve karısı adına olan banka hesaplarını vergi dairesine
beyan ettiği, 1998-1999 yıllarında tahakkuk eden gelir vergisini ödediklerinin
tespit edildiği; Dava dosyasındaki belgelerden, tanık ifadelerinden, söz konusu
hesaplardaki paraların ilk açılış miktarlarının aile fertleri tarafından sanığa
verildiği, Maltepe şubesindeki hesabın evveliyatının da sanığın eşi adına açılan
16.978.412.400 lira olarak açılan hesap olup, dolayısıyla bu paranın sanığın
eşine ait olduğu, ilk açılış miktarının da mal bildirimlerindeki değerlerle
örtüştüğü; Sanığın düzenli olarak mal beyanı verdiği, menkul, gayrimenkul ve
ziynet eşyalarını tek tek beyan ettiği, fakat mal bildirimi ile ilgili yasayı yanlış
yorumlayarak kendi adına bankada bulunan fakat ailenin tamamına ait olan
paraları beyan etmediği, dosya kapsamına nazaran sanığın babası ve
kardeşlerinin mal varlıkları ve gelir düzeylerinin söz konusu hesaplardaki ana
paraları sağlayabilecek durum da olduğunun anlaşıldığı; Sonuç olarak sanığın
haksız mal edinmediği, dava konusu banka hesaplarındaki paraları, mal
bildirimine ilişkin yasayı hatalı yorumlayarak bildirmediği, sanığın gizleme
kastının bulunmadığı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir. 311
16- ÖZET: Daire; sanığın iddia konusu malları haksız biçimde edindiği
yönündeki ortaya çıkan şüphenin aksinin ispatlanamadığını, keza, sosyal
yaşantısı bakımından geliriyle uygun olduğu kabul edilemeyecek harcamaların
olduğunun da kanıtlanmadığını, bunun sonucu olarak da ortaya çıkan şüpheli
durumun, sanık lehine yorumlanarak, isnat konusu eylem hakkında beraat
kararı verilmesi gerektiğim belirterek, mahkumiyet hükmünün sübut (esas)
yönünden bozulmasına karar vermiştir. “…Dava dosyasında yer alan ve sanığa
ait kredi kartı harcamalarını gösteren hesap döküm çizelgelerinden de
anlaşılacağı üzere, sanık (nakit parayla yaptığı harcamalar dikkate
alınmamasına rağmen) 1999-2002 yılları arasındaki süreçte gelir ve konumu ile
izah edilemeyecek biçimde lüks ve geniş maddi birikim gerektiren bir hayat
standardı içerisinde yaşamaya başlamıştır. Sanığın edinmiş olduğu mal
varlığının ve gelirlerinin; kanuna uygunluğunu ispatlayacak emarelerin mevcut
olmaması ve gelirleri ile harcamaları arasındaki aşırı orantısızlığının
kaynağının açıklanamadığı somut olayda, haksız mal edinmek suçunun
oluştuğunun kabulü gerekir…” 312
17- Şikayet üzerine maliye müfettişliğince yapılan tahkikat sonucunda elde
edilen bilgilere, mahkemede dinlenen tanık beyanları ile müfettişçe dinlenen
tanık beyanları arasında hiçbir farklılık bulunmamakla beraber anlatımları ve
311
312
Yargıtay CGK. 30.05.2006 t. ve, E:2005/7-173, K:2006/145 s. K. (Uğur, s, 230.)
AYDK, 1.4.2005 tarih ve, E:2005/27, K:2005/32 s. K. (Uğur, s, 252.)
154
savcılıkça yaptırılmış bulunan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen
ayrıntılı raporda da dayanakları gösterilen deliller ve 3628 sayılı Kanunun
4.5.1990 tarih ve 20508 sayılı Resmi Gazete de yayınlanarak yürürlüğe girmiş
bulunan geçici 1. maddesinde “Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihi takip eden
bir ay içinde 2 nci maddede sayılanlar mal bildiriminde bulunurlar. Mal
bildiriminde bulunmayan veya gerçeğe aykırı beyanda bulunanlar hakkında
üçüncü bölümdeki ceza hükümleri uygulanır” amir hükmü karşısında sanığın
25.5.1990 tarihinde beyan ettiği mal bildiriminden sonra önceki bildirimden
farklı olarak müfettişlikçe kendisinden istenen 12.12.1994 tarihli mal
bildirimlerinde sanık ve ailesinin mal varlıklarında kendisinin üç adet
gayrimenkul ve bir adet kooperatif hissesi, eşinin bir adet dubleks dairesi ve
oğlunun bir adet daire ve iki adet kooperatif hisseleri ile döviz ve menkulleri
şeklindeki mal varlıklarının haksız mal edindiğinin belirtilmiş olmasına rağmen
mahkemece dinlenen bilirkişilerin kişisel kanaatlerine dayalı anlatımları esas
alınarak yukarıda sözü edilen bilirkişi raporunun kabul edilmeyiş nedenleri
olarak gösterilen sanığın savunmasının alınmamış hususu da varit olmayıp,
zira sanığın ayrıntılı olarak müfettişlikçe ifadesinin alındığı ve delilleri ibraz
etmesi karşısında dosya içeriğine ters düşen gerekçe ile yazılı şekilde hüküm
tesisi 313
2.4. HİSSE SENEDİ VE TAHVİLLERİ 314
Mal beyanında bulunmakla yükümlü kişi kendisine, eşine ve
velayeti altında bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını
doldurmayan çocuklarına ait olan hisse senedi ve tahvilleri ile ilgili net
aylık tutarının beş katından fazla değer ve tutarındakiler ile ilgili
beyanda bulunmak zorundadır.
Hisse senedi ve tahvilleri; hisse senetleri, tahviller, katılma intifa
senetleri, kâr ve zarar ortaklığı belgeleri, banka bonoları ve banka
garantili bonolar, finansman bonoları, kıymetli maden bonoları, varlığa
dayalı menkul kıymetler, gayrimenkul sertifikaları, yabancı sermaye
piyasası araçları, ipotek teminatlı menkul kıymetler, ipoteğe dayalı
menkul kıymetler, varantlar, varlık teminatlı menkul kıymetler,
eurobond, diğer menkul kıymetler ve şirket hissesidir.
Yargıtay 7. CD. 14.7.1998 t. ve, E:1998/4303, K:1998/6635 s. K. (Uğur, s, 251.)
3628 s. K, Md. 5, Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 8/b-2,
http//www.spk.gov.tr
313
314
155
Hisse senetleri: Anonim ortaklıklar tarafından çıkarılan, belirli
ortaklık sermayesine katılma payını temsil eden, yasal şekil şartlarına
uygun olarak düzenlenmiş kıymetli evraka hisse senedi denir. Hisse
senedi sahipleri temel olarak iki tür gelir elde ederler: Bunlar, kar payı
(Temettü) geliri ve sermaye kazancıdır.
Tahvil: Tahvil devletin ya da özel sektör şirketlerinin borçlanarak
orta veya uzun vadeli fon sağlamak üzere çıkarttıkları borç senetleridir.
Finansman bonosu: İhraççının borçlu sıfatı ile düzenleyip, sattıkları
emre veya hamiline yazılı menkul kıymetlerdir. Kısa vadeli borçlanma
aracı olup, vadesi 60 günden az 720 günden fazla olamaz. İskonto
esasına göre satılır.
Kar ve zarar ortaklığı belgesi: En az 3 ay en çok 7 yıl vadeli olarak
ihraç edilebilen araçlardır. Kar garantisi olmayan bu araçlarda, belli
hesaplama kriterleri çerçevesinde yatırımcı kar ve zarara katılmaktadır.
Gayrimenkul sertifikası: İhraççıların bedellerini inşa edilecek veya
edilmekte olan gayrimenkul projelerinin finansmanında kullanılmak
üzere ihraç ettikleri, hamiline yazılı menkul kıymettir. İhraççıların Kurul
tarafından belirlenen bazı şartları taşıması gerekmektedir.
Menkul değer (Menkul kıymet): Hisse senedi, devlet tahvilleri,
özel kesim tahvilleri ve poliçe gibi finansal varlıklara verilen genel ad.
Poliçe: Türk Ticaret Kanunu’nun esas olarak düzenlediği kambiyo
senedi poliçedir. 315 Bu itibarla bazı istisnalar olmakla birlikte poliçedeki
birçok hüküm çek ve bonolar için de aynen geçerlidir. Poliçe üçlü bir
havale ilişkisidir. Havale çifte yetki veren hukuki bir işlemdir. Havalede
en az üç kişi vardır. Muhatap, keşideci ve lehdar. Muhatap poliçeyi
kabul etmekle asıl borçlu olur. Kabul etmedikçe keşideci asıl borçludur.
Bu havale ilişkisi çekte de vardır. Ama çekte muhatap üçüncü şahıstır.
Bonoda ise bir keşideci bir borçlu vardır. Muhatap yoktur. Kural olarak
poliçenin devri ciro ile gerçekleşir. Poliçe, kanunen emre yazılı senettir.
Nama yazılı senede tahvil edilebilir (çevrilebilir).
Şirket hissesi: Şirketteki ortaklık payıdır. Kurucu hisse senetleri:
Şirket kurucularına ya da şirket açısından önem arz eden şahıslara
genellikle bedelsiz olarak verilen, oy hakkından yoksun ve sadece genellikle diğer adi hisse sahiplerine göre imtiyazlı bir- temettü hakkı
315
6762 s. Türk Ticaret Kanunu, Md. 583-687.
156
olan bir “adi senet”. Sermaye artırımı: Bir şirketin esas sermayesine
karşılık olan hisse senetlerinin bedelleri ödendikten sonra genel kurul
kararı ile yeni hisse senedi çıkarılarak şirket sermayesinin artırılmasıdır.
Temettü (Kar payı): Ortaklıkların dönem içinde elde ettikleri kârdan
mevcut ortakların pay alma hakkıdır. Söz konusu hak, hisse senedine
bağlı “Kâr Payı Kuponları“ karşılığında ve ayrıca hisse senedi ibrazına
gerek kalmaksızın kullandırılır. Borsa‘da işlem gören şirketler kar payı
dağıtmaları halinde nakit ve/veya hisse senedi şeklinde dağıtılabilir.
Net aylık tutarının beş katını geçmeyen hisse senedi ve tahvilleri
ve velayeti altında olmayan onsekiz yaşını dolduran çocuklarına, ana,
baba, kardeş ve diğer yakın akrabası ile boşandığı veya nikâhsız eşine ait
hisse senedi ve tahvilleri ile ilgili bildirim yapılmasına gerek
bulunmamaktadır. Yani, hisse senedi ve tahvillerin tamamı değil, net
aylık tutarının beş katını geçenler bildirilecektir.
Ayrı ayrı hisse senedi ve tahvilleri, net aylığının beş katından az,
ancak toplam hisse senedi ve tahvilleri net aylığının beş katından fazla
olan kişinin bu hisse senedi ve tahvilleri bildirmesi zorunludur.
Hisse senedi ve tahvilleri, bildirim tarihindeki değerleri esas
alınmak suretiyle beyan olunur.
Konuya ilişkin yargının verdiği kararlar özet olarak şöyledir:
1- Suç tarihinde yürürlükte bulunan mülga 765 sayılı TCK.nun 44.
maddesindeki “Kanunu bilmemek mazeret sayılmaz” hükmü karşısında,
sanığın kanunları tam olarak bilmediği için söz konusu …’yı .mal bildirimine
yazmadığına yönelik temyiz sebeplerinde de haklılık görülmemiştir. 316
2- ÖZET: Dört yıl içinde verilen üç ayrı mal bildiriminde gerçeğe aykırı
bildirimlerde bulunulduğu sabit olduğu halde dosyada mevcut üç ayrı bilirkişi
raporundan “sanığın her yıl muntazaman mal beyanında bulunduğu ve mal
varlığındaki değişimleri de beyan ettiği” yönünde dosyayla uyuşmayan, afaki
bilgiler içeren 7.2.2006 tarihli rapora itibar edilerek delil yetersizliği ve
unsurları itibariyle suçun oluşmadığından bahisle beraat kararı verilmesi
yasaya aykırıdır. “…Sanığın kendisi adına 6.6.2000 ve 18.3.2003 tarihli, eşi
adına 3.12.2001 tarihli ek mal bildirimi verdiği bu tarihler itibariyle maliki
bulunduğu Gebze’deki … ve … no’lu parsellerde 2252 ve 1240 metrekarelik
tarlalar, İzmir Karaburun Merkez Mahallesinde 20.6.1991 tarihinde edindiği
316
AY 3.D. 1.5.2007 t. ve E:2007/1055, K:2007/1052 s. K. (Uğur, s, 133.)
157
1960 metrekarelik tarla, Antalya Kesirler Köyünde kız kardeşi ... ile müştereken
sahip olduğu 26.12.1997 tarihinde edindiği 3356 metrekarelik arsa, İstanbul
Üsküdar Beylerbeyi Mahallesi Havuzbaşı Sokak … pafta, … ada, ... parselde
26.11.1999 tarihinde edinilen 294 metrekarelik ahşap ev,aynı yer ... parselde
aynı tarihte edinilen 8/6 hissesine sahip olduğu 119 metrekarelik arsa, İstanbul
Çavuşbaşı Y. Selim Mahallesi Güzelbahçede B2 vasfında tapusuz arazi olduğu
kabul edilip miras kaldığı ileri sürülen 5000 metrekarelik arsa ve bu arsa
üzerinde 31.12.1999 tarihinde yapılan üç adedi 300 metrekare, bir adedi 180
metrekare olan betonarme binalar, emekli olmadan önce 11.9.2002 tarihinde 2
milyar lira karşılığı hissesinin -ki sermaye artırımı sonucu 23.12.2002 itibariyle
400 milyar liraya çıkmıştır- yüzde kırkına ortak olduğu ... Denizcilik A.Ş.deki
ortaklığı ile 1998 yılından itibaren çeşitli bankalarda milyarlarca liralık ve
yüzbin doları aşan hesap hareketleri ve emekliliğinden beş ay sonraki tarih
itibariyle Takasbank’ta çeşitli menkul kıymet şirketlerinde 6 ayrı hesapta 3,5
trilyon lirayı aşkın hisse senetlerini bildirmediği gibi, edinim tarihi dosyadan
belli olmamakla birlikte eşi …’e miras kaldığı belirtilen İstanbul Fatih Haydar
Mahallesi … ada, … parselde hisseli 41 metrekarelik arsa, Unkapanı’nda yarı
hisseli bir apartman dairesi ve ... Denizcilik A.Ş.deki hissesini de bildirmediği,
böylece dört yıl içinde verdiği üç ayrı mal bildiriminde gerçeğe aykırı
bildirimlerde bulunduğu sabit olduğu halde dosyada mevcut üç ayrı bilirkişi
raporundan “sanığın her yıl muntazaman mal beyanında bulunduğu ve mal
varlığındaki değişimleri de beyan ettiği” yönünde dosyayla uyuşmayan, afaki
bilgiler içeren 7.2.2006 tarihli rapora itibar edilerek delil yetersizliği ve
unsurları itibariyle suçun oluşmadığından bahisle beraat kararı verilmesi…” 317
3- 3628 sayılı Kanunun 5. maddesinde öngörülen “Bu kanun kapsamına
giren görevlilerin kendilerine, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait
bulunan taşınmaz malları... mal bildiriminin konusunu teşkil eder” hüküm
dikkate alınıp, sanığın daha evvel boşanmış olduğu eşine ve velayeti altında
olmayan kızına ait mal varlıklarının 9.6.1998 tarihli mal bildiriminin konusunu
oluşturmayacağı 318
4- Sanığın, 30.4.1985 tarihli mal beyanında; 2.400.000 TL. para, 300.000
TL değerli bilezik ve iki tabanca, 21.5.1990 tarihli mal beyanında; Dikmen’de
40.000.000 TL değerli ev, 6.000.000 TL para, 3.600.000 TL. değerli 10 adet
bilezik, iki adet tabanca, 24.8.1993 tarihli ek mal beyanında; 215.000.000 TL.
değerinde Etlik’te daire, 8.7.1994 tarihli ek mal beyanında; 175.000.000 TL,
317
318
Yargıtay 7. CD. 4.7.2007 t. ve, E:2006/7187, K:2007/5352 s. K. (Uğur, s, 186.)
Yargıtay 7. CD. 7.7.2003 t. ve, E:2003/1322, K:2003/5799 s. K. (Uğur, s, 188.)
158
1993 model Renault Broadvay marka araç, 6.1.1995 tarihli mal beyanında;
Etlik’te ve Dikmen’de daire, 1993 model Broadvay araç, 50.000.000 TL. para, 10
adet bilezik, iki adet tabanca, 25.1.2000 tarihli mal beyanında; Etlik ve
Dikmen’de daire, 1993 model Broadvay araç, iki tabanca, 23.8.2000 vadeli
1.480.000.000 TL.’lik hazine bonosu, 19.4.2000 vadeli 5.325.000.000 TL’lik
hazine bonosu, 2100 USD, 10 adet altın bilezik, 5.3.2004 tarihli ek bayanında;
2.3.2004 edinme tarihli 42.500.000 TL. değerli 2004 model Opel Astra marka
otomobil, 18.1.2005 tarihli beyanında;Dikmen ve Etiler’de daire, Opel Astra
marka otomobil, iki tabanca, 3.10.2005 vadeli 125.000.000.000 TL’lik hazine
bonosu, 20 adet altın bilezik bildirimlerinde bulunduğu 14.2.2005 tarihli
müfettişliğe verdiği mal beyanında; Çankaya ve Keçiören’de daire (1986 ve 1993
edinme tarihli) Opel marka araç, iki tabanca 3.10.2005 vadeli 125.000.000.000
TL’lik hazine bonosu ve 20 adet bilezik bildirmiştir. Sanığın bir oğlunun
12.10.1998 tarihinden itibaren bir şirkette çalıştığı, net maaşının 2004 yılı
Eylül ayı itibariyle 608.620.000 TL. olduğu, diğer oğlunun Bursa Belediyesinde
veteriner hekim olarak görev yaptığı 2004 yılı Ekim ayı itibariyle net maaşının
854.639.000 TL olduğu, gelininin ise 2004 yılı Aralık ayı net maaşının
474.000.000 TL. olduğu dosyada mevcut evrakla anlaşılmıştır. Sanığın
oğullarından …. tarafından 15.3.2004 tarihinde satın alınan Bursa Orhangazi
İlçesi Hüdavendigar mahallesi … parsel’de kayıtlı taşınmaza ve diğer oğlu ….
tarafından 10.11.2004 tarihinde satın alınan Bursa Orhangazi ilçesi Çekirge
mahallesi … parsele ait tapu kayıtları dosyada mevcut olup sanık bu dairelerin
bir miktarının kendi parası bir miktarının oğullarının tasarrufuyla 18 milyar ve
73 milyara satın alındığını belirtmiştir. Sanığın bankalardaki hesaplarına ait
tüm kayıtlar celbolunmuştur. Dairemizce tayin edilen üç kişilik-bilirkişi heyeti
sundukları 7.8.2006 tarihli raporlarında; … 2000-2005 yılları arasında banka
kredisi gibi bir borçlanma olmaksızın mal varlığında meydana gelen kayda değer
artışa rağmen bu artış ve harcamalarının kaynak olarak gösterdiği (kendisinin
ve çocuklarının maaşları ile iki evin kira bedelleri ve bankadaki paraların faizi)
gelirlerinin birikim ve harcamaları ile orantılı olduğu, edinimlerinin haksız mal
edinme niteliğinde oluşmadığı kanaatini bildirmişlerdir. Sanığın üzerine atılı
müsnet suçu işlediğine dair dosyada iddiadan başka mahkumiyeti için yeterli
kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden BERAATİNE 319
319
Yargıtay 7. CD. 15.11.2006 t. ve, E:2005/1, K:2006/1 s. K. (Uğur, s, 236.)
159
2.5. ALTIN VE MÜCEVHERATI 320
Mal beyanında bulunmakla yükümlü kişi kendisine, eşine ve
velayeti altında bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını
doldurmayan çocuklarına ait olan altın ve mücevheratı ile ilgili net aylık
tutarının beş katından fazla değer ve tutarındakiler ile ilgili beyanda
bulunmak zorundadır.
Altın ve mücevheratı; altın ve altın alaşımlı; çeyrek, yarım, lira ve
büyük altın ve külçe altın, bilezik, bileklik, gerdanlık, broş, alyans,
yüzük, kolye, küpe, aksesuar, taç, set, saat, gözlük gibi takı olarak
kullanılan süs eşyaları ile inci, elmas gibi değerli taşlı ziynet eşyasıdır.
Altın: Kimyada Au sembolü ile gösterilen yumuşak, parlak sarı
renkte metalik bir element. Altın, tarih boyunca en kıymetli metallerden
sayılmıştır. Kuyumculukta altının genellikle gümüşlü, palladyumlu,
bakırlı veya platinli alaşımları çok kullanılır. Altının bazı özelliklerini
(kullanış gayesine göre) değiştirmek için çeşitli alaşımları yapılır.
Altın-gümüş alaşımları: % 75 altın, % 25 gümüş alaşımı yeşil renkte
olup mücevher yapımında kullanılır. % 40 altın % 60 gümüş alaşımı
serttir.
Altın-nikel alaşımı: Mücevher yapımında kullanılan beyaz altının
esasını teşkil eder. Bu alaşımda % 80 altın, % 16 nikel, % 3 çinko ve % 1
bakır kullanılır.
Altın-bakır alaşımı: Para basımında yaygın olarak kullanılır.
Kolayca işlenebilir.
Altın-palladyum alaşımı: Kolayca işlenebilir. En fazla sertlik
gösterenler % 60-65 palladyum ihtiva edenlerdir. Düşük sıcaklıklardaki
yüksek direnci sebebiyle potansiyometre yapımında kullanılır.
Altın ayarı: Altının kimyadaki saflığı “yüzde” ile, mücevhercilikteki
saflığı ise “karat” veya “ayar” terimleriyle ifade edilir. Buna göre 24 ayar
(veya karat) altın % 100 saf altını, 22 ayar ise % 91,6 saf altını ifade
etmektedir. 18 ayar altın %75 ,14 ayar altın %58,5 oranında altın
içerir.Altına gümüşün ilavesi yeşilimsi, nikel ve platinin ilavesi beyaz,
çinkonun ilavesi sarı, ve bakır ilavesi de bakır miktarına göre sarıdan
kırmızıya kadar değişen renkler kazandırılabilir..
3628 s. MBBRYMK, Md. 5, Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 8/b-3.
http://tr.wikipedia.org/wiki/Alt%C4%B1n, ET: 14.04.2010
320
160
Net aylık tutarının beş katını geçmeyen altın ve mücevheratı ve
velayeti altında olmayan onsekiz yaşını dolduran çocuklarına, ana, baba,
kardeş ve diğer yakın akrabası ile boşandığı veya nikâhsız eşine ait altın
ve mücevheratı ile ilgili bildirim yapılmasına gerek bulunmamaktadır.
Yani, altın ve mücevheratın tamamı değil, net aylık tutarının beş katını
geçenler bildirilecektir.
Ayrı ayrı altın ve mücevheratı, net aylığının beş katından az, ancak
toplam altın ve mücevheratı net aylığının beş katından fazla olan kişinin
bu altın ve mücevheratı bildirmesi zorunludur.
Altın ve mücevheratı, bildirim tarihindeki değerleri esas alınmak
suretiyle beyan olunur.
Konuya ilişkin yargının verdiği kararlar özet olarak şöyledir:
1- Suç tarihinde yürürlükte bulunan mülga 765 sayılı TCK.nun 44.
maddesindeki “Kanunu bilmemek mazeret sayılmaz” hükmü karşısında,
sanığın kanunları tam olarak bilmediği için söz konusu …’yı .mal bildirimine
yazmadığına yönelik temyiz sebeplerinde de haklılık görülmemiştir. 321
2- Sanıklar savunmalarında, haksız edindikleri iddia olunan malların
kaynağı olarak, babalarından miras yoluyla intikal eden gayrimenkuller ile
bunların kira geliri, yakınlarından aldıkları ziynet eşyaları, ticari
faaliyetlerinden ve maaşlarından elde ettikleri kazançları gösterdikleri cihetle,
sanıkların mal varlıkları ve edinilme tarihleri saptanıp, babalarından kalan
servet ve bunun kardeşler arasındaki taksimi ile kendilerine ziynet eşyası
verdikleri ileri sürdükleri yakınlarının gelir durumu, sahip oldukları
gayrimenkullerin rayiç kira getirisinin ne olabileceği, kira ödeyen kiracılarının
varsa ticari defter ve vergi kayıtları incelenip, sanıkların gelir elde ettikleri
şirketlerin giderleri belirlenip karlılık durumları saptanıp, sosyal durumlarına
göre yapmaları gereken harcamalarda nazara alınacak şekilde, yasal ve genel
ahlaka uygun gelirleri ile sahip oldukları mallar, Sayıştay denetçilerinden
oluşturulacak üç kişilik bilirkişi heyeti ne tespit ettirilerek, sonucuna göre
hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekir. 322
3- 3628 sayılı Kanunun 5. maddesinde öngörülen “Bu kanun kapsamına
giren görevlilerin kendilerine, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait
bulunan taşınmaz malları... mal bildiriminin konusunu teşkil eder” hüküm
dikkate alınıp, sanığın daha evvel boşanmış olduğu eşine ve velayeti altında
321
322
AY 3.D. 1.5.2007 t. ve E:2007/1055, K:2007/1052 s. K. (Uğur, s, 133.)
Yargıtay 7. CD. 5.4.2004 t. ve E:2004/5450, 2004/4693 s.K. (Uğur, s, 127.)
161
olmayan kızına ait mal varlıklarının 9.6.1998 tarihli mal bildiriminin konusunu
oluşturmayacağı 323
4- Sanığın kardeşi ...’nin, aynı tarihlerde kendi tasarrufu olan 700-800
milyon ve 1994 yılında emekli olduğunda da 700 milyon lira verdiğine ilişkin
beyanının da doğru bulunmadığı, daha önce açıklandığı gibi 1002-1994 yılları
arasında nemalandırılmaya başlayan miktarın 530 milyon lira civarında
bulunması, öte yandan 1990-1991 yıllarında birikimi olan 700-800 milyon
lirayı verdikten yaklaşık 2,5 yıl sonra emekli olduğu 1994 yılında 700 milyon
lirayı sanığa verdiğini açıklamasına rağmen, adı geçenin emekli olduğu
14.07.1994 tarihinde toplam 274.100.209 lira aldığı anlaşılmış olup, bu sürede
almış olduğu bu miktarı 700 milyon liraya tamamlamasının olanaksız olduğu,
kaldı ki, söz edilen tarih ve yakın süreler içinde belirtilen miktarda herhangi bir
paranın tasarruf sistemine dahil olmadığı, bu nedenle ifadelerinin gerçeği
yansıtmadığı; Sanığın eşinin anlatımlarının da gerçeğe uymadığı, sanığın
anlatımları ile çeliştiği; çünkü, eşinin altınların bozdurulduğundan söz
etmesine karşılık, sanığın ise 4 milyar lira civarında değeri bulunan ziynet
eşyasının bulunduğunu bildirdiği; Bütün bunlara göre, 1990-1991 yıllarında
sanığın babası tarafından verildiği iddia olunan 11 milyar lira ile yakınları
tarafından bu miktara yapılan ilaveler ile son tasarruf rakamına ulaşılmadığı,
18.12.1992 tarihinde yatırılıp işletilmeye başlanılan 35 milyon liradan başlamak
suretiyle, 18.12.1992-1994 Haziran ayına kadar peyder pey yatırılmış olan 530
milyon lira, 1994 yılı Haziran, Ekim ve Kasım aylarındaki yaklaşık 4 milyar
lira, 10.12.1997-16.09.1998 tarihleri arasında 150 milyar lira ve 1999 yılı içinde
de 100 milyar lira civarındaki naktin dışarıdan sisteme sokularak sağlandığının
anlaşıldığı; Bu itibarla, sanığın ifadelerinde samimi olmadığı, doğru beyanda
bulunmadığı, avukatından almış olduğu hukuki yardıma göre açıklama yaptığı,
belirlenen değere ulaşımı sağlayacak beyanların verilmesi hususunda yakın
çevresinin çaba sarfettiği, ancak bu ifadeler ile gerçeğin gizlenmeye çalışıldığı
kanaatine varıldığı; Sonuç olarak, sanığın saptanmış olan tasarrufunu mal
bildirimlerinde göstermeyip gizlemeye çalıştığı, son durum olarak belirlenen ve
bloke edilen miktarlara ulaşmayı sağlayan ana paranın, sanık ve yakınlarının
beyan ettiğinin aksine, onlar tarafından işletilmek üzere verilmeyip, 1992
yılından başlamak üzere işletilmeye başlanılan ve artan birikimin tekrar tekrar
devreye sokulması yanı sıra, sisteme dışarıdan yapılan büyük miktarlardaki
ilavelerle oluştuğu, işletim zinciri içine sonradan dahil olan miktarlar olduğu
323
Yargıtay 7. CD. 7.7.2003 t. ve, E:2003/1322, K:2003/5799 s. K. (Uğur, s, 188.)
162
kadar sistemden çekilen paraların da yekun teşkil ettiğinin belirlendiği, Devlet
memuru sıfatını taşıyan sanığın bu denli bir tasarrufa ulaşmış olmasının
hayatın olağan akışına uymadığı, mal varlığının geliriyle uyumlu bulunmadığı
sonucuna varıldığı belirtilmiştir. 324
5- Emekli Sayıştay Uzman Denetçilerinden oluşturulan üç kişilik bilirkişi
kurulu tarafından düzenlenen 14.06.2002 tarihli raporda ise özetle; Dosyadaki
hesap ekstrelerinin tek tek incelenmesinde, söz konusu paraların büyük
bölümünün faiz gelirlerinden müteşekkil olduğunun görüldüğü, sadece Trabzon
İş Bankasından, aynı bankanın Anafartalar şubesine ve son olarak da Vakıflar
bankası Meşrutiyet şubesine intikal eden hesaptan, 30.05.2000 tarihi itibariyle
elde edilen faiz gelirinin 389.350.826.510 lira olduğu, o yıllarda faiz oranlarının
yüksek olması nedeniyle diğer hesaplardan da yüksek faiz geliri elde edildiği;
Sanığın, kendisi ve karısı adına olan banka hesaplarını vergi dairesine beyan
ettiği, 1998-1999 yıllarında tahakkuk eden gelir vergisini ödediklerinin tespit
edildiği; Dava dosyasındaki belgelerden, tanık ifadelerinden, söz konusu
hesaplardaki paraların ilk açılış miktarlarının aile fertleri tarafından sanığa
verildiği, Maltepe şubesindeki hesabın evveliyatının da sanığın eşi adına açılan
16.978.412.400 lira olarak açılan hesap olup, dolayısıyla bu paranın sanığın
eşine ait olduğu, ilk açılış miktarının da mal bildirimlerindeki değerlerle
örtüştüğü; Sanığın düzenli olarak mal beyanı verdiği, menkul, gayrimenkul ve
ziynet eşyalarını tek tek beyan ettiği, fakat mal bildirimi ile ilgili yasayı yanlış
yorumlayarak kendi adına bankada bulunan fakat ailenin tamamına ait olan
paraları beyan etmediği, dosya kapsamına nazaran sanığın babası ve
kardeşlerinin mal varlıkları ve gelir düzeylerinin söz konusu hesaplardaki ana
paraları sağlayabilecek durum da olduğunun anlaşıldığı; Sonuç olarak sanığın
haksız mal edinmediği, dava konusu banka hesaplarındaki paraları, mal
bildirimine ilişkin yasayı hatalı yorumlayarak bildirmediği, sanığın gizleme
kastının bulunmadığı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir. 325
6- Sanık hakkında, 07.10.1994 günlü iddianame ile, 15.01.1990 tarihli mal
bildiriminde gösterdiği dairesini 03.06.1990 günlü bildirimde beyan etmediği,
03.06.1990 günlü bildirimde belirtmesine rağmen tarlasına 15.01.1990 tarihli
mal beyanında yer vermediği, babasından kalan altınlarla, kooperatif hissesini
hiç bildirmediği, bu suretle 3628 sayılı Yasanın 12. maddesine aykırı davrandığı
iddiasıyla dava açılmıştır. 19.01.1995 günlü iddianamede ise sanığın
taşınmazlarını, babasından kaldığını iddia ettiği altınlardan önce satın aldığı
324
325
Yargıtay CGK. 30.05.2006 t. ve, E:2005/7-173, K:2006/145 s. K. (Uğur, s, 230.)
Yargıtay CGK. 30.05.2006 t. ve, E:2005/7-173, K:2006/145 s. K. (Uğur, s, 230.)
163
anlaşıldığından haksız mal edindiği belirtilerek 3628 sayılı Yasanın 12 ve 13.
maddeleri uyarınca cezalandırılması talep olunmuş ve davalar birleştirilerek
sanığın beraatine karar verilmiştir. Yine sanık, gelirlerini belirleyemediği iddia
olunan taşınmazlardan en sonuncusunu 11.10.1989 tarihinde ölen babasının
ölümünden önce 27.09.1989 tarihinde satın alarak adına tescil ettirmiştir. 3628
sayılı Yasanın 12 ve 13. maddelerinde düzenlenen eksik bildirimde bulunma ve
haksız mal edinme suçlarının ani birer suç olduklarında, mal bildirimi için
öngörülen sürenin bitimi ile haksız mal edinme tarihlerinde oluştuklarında ise
kuşku yoktur. Sanık bu yasal düzenlemeler uyarınca 15.01.1990 ve 03.06.1990
tarihlerinde ve süresi içerisinde mal bildirimlerinde bulunmuştur. 326
7- Sanığın, 30.4.1985 tarihli mal beyanında; 2.400.000 TL. para, 300.000
TL değerli bilezik ve iki tabanca, 21.5.1990 tarihli mal beyanında; Dikmen’de
40.000.000 TL değerli ev, 6.000.000 TL para, 3.600.000 TL. değerli 10 adet
bilezik, iki adet tabanca, 24.8.1993 tarihli ek mal beyanında; 215.000.000 TL.
değerinde Etlik’te daire, 8.7.1994 tarihli ek mal beyanında; 175.000.000 TL,
1993 model Renault Broadvay marka araç, 6.1.1995 tarihli mal beyanında;
Etlik’te ve Dikmen’de daire, 1993 model Broadvay araç, 50.000.000 TL. para, 10
adet bilezik, iki adet tabanca, 25.1.2000 tarihli mal beyanında; Etlik ve
Dikmen’de daire, 1993 model Broadvay araç, iki tabanca, 23.8.2000 vadeli
1.480.000.000 TL.’lik hazine bonosu, 19.4.2000 vadeli 5.325.000.000 TL’lik
hazine bonosu, 2100 USD, 10 adet altın bilezik, 5.3.2004 tarihli ek bayanında;
2.3.2004 edinme tarihli 42.500.000 TL. değerli 2004 model Opel Astra marka
otomobil, 18.1.2005 tarihli beyanında; Dikmen ve Etiler’de daire, Opel Astra
marka otomobil, iki tabanca, 3.10.2005 vadeli 125.000.000.000 TL’lik hazine
bonosu, 20 adet altın bilezik bildirimlerinde bulunduğu 14.2.2005 tarihli
müfettişliğe verdiği mal beyanında; Çankaya ve Keçiören’de daire (1986 ve 1993
edinme tarihli) Opel marka araç, iki tabanca 3.10.2005 vadeli 125.000.000.000
TL’lik hazine bonosu ve 20 adet bilezik bildirmiştir. Sanığın bir oğlunun
12.10.1998 tarihinden itibaren bir şirkette çalıştığı, net maaşının 2004 yılı
Eylül ayı itibariyle 608.620.000 TL. olduğu, diğer oğlunun … Belediyesinde
veteriner hekim olarak görev yaptığı 2004 yılı Ekim ayı itibariyle net maaşının
854.639.000 TL olduğu, gelininin ise 2004 yılı Aralık ayı net maaşının
474.000.000 TL. olduğu dosyada mevcut evrakla anlaşılmıştır. Sanığın
oğullarından … tarafından 15.3.2004 tarihinde satın alınan Bursa Orhangazi
İlçesi Hüdavendigar mahallesi … parsel’de kayıtlı taşınmaza ve diğer oğlu …
326
Yargıtay CGK. 03.02.1998 t. ve, E:1997/7-288, K:1998/11 s. K. (Uğur, s, 234.)
164
tarafından 10.11.2004 tarihinde satın alınan Bursa Orhangazi ilçesi Çekirge
mahallesi … parsele ait tapu kayıtları dosyada mevcut olup sanık bu dairelerin
bir miktarının kendi parası bir miktarının oğullarının tasarrufuyla 18 milyar ve
73 milyara satın alındığını belirtmiştir. Sanığın bankalardaki hesaplarına ait
tüm kayıtlar celbolunmuştur. Dairemizce tayin edilen üç kişilik-bilirkişi heyeti
sundukları 7.8.2006 tarihli raporlarında; Sanığın 2000-2005 yılları arasında
banka kredisi gibi bir borçlanma olmaksızın mal varlığında meydana gelen
kayda değer artışa rağmen bu artış ve harcamalarının kaynak olarak gösterdiği
(kendisinin ve çocuklarının maaşları ile iki evin kira bedelleri ve bankadaki
paraların faizi) gelirlerinin birikim ve harcamaları ile orantılı olduğu,
edinimlerinin haksız mal edinme niteliğinde oluşmadığı kanaatini
bildirmişlerdir. Sanığın üzerine atılı müsnet suçu işlediğine dair dosyada
iddiadan başka mahkumiyeti için yeterli kesin ve inandırıcı delil elde
edilemediğinden BERAATİNE 327
8- Sanıklar savunmalarında, haksız edindikleri iddia olunan mallarının
kaynağı olarak, babalarından miras yoluyla intikal eden gayrimenkuller ile
bunların kira geliri, yakınlarından aldıkları ziynet eşyaları, ticari
faaliyetlerinden ve maaşlarından elde ettikleri kazançları gösterdikleri cihetle,
sanıkların mal varlıkları ve edinilme tarihleri ayrıntılı şekilde saptanıp,
babalarından kalan servet ve bunun kardeşler arasındaki taksimi ile kendilerine
ziynet eşyası verdikleri ileri sürdükleri yakınlarının gelir durumu, sahip
oldukları gayrimenkullerin rayiç kira getirişinin ne olabileceği, kira ödeyen
kiracılarının varsa ticari defter ve vergi kayıtları incelenip, sanıkların gelir elde
ettikleri şirketlerin giderleri belirlenip kârlılık durumları saptanıp, sosyal
durumlarına göre yapmaları gereken harcamalarda nazara alınacak şekilde,
yasal ve genel ahlaka uygun gelirleri ile sahip oldukları mallar, Sayıştay
denetçilerinden oluşturulacak üç kişilik bilirkişi heyetine tespit ettirilerek,
sonucuna göre hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekirken, sanıkların
sundukları belgeler ve gösterdikleri savunma tanıklarının anlatımlarına ilişkin,
karşıt inceleme yapılmaksızın hazırlanan yetersiz bilirkişi raporlarına itibarla,
eksik soruşturmaya dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi 328
327
328
Yargıtay 7. CD. 15.11.2006 t. ve, E:2005/1, K:2006/1 s. K. (Uğur, s, 236.)
Yargıtay 7. CD. 5.4.2004 t. ve, E:2004/5450, K:2004/4693 s. K. (Uğur, s, 244.)
165
2.6. HER TÜRLÜ KARA, DENİZ VE HAVA TAŞIT ARAÇLARI 329
Mal beyanında bulunmakla yükümlü kişi kendisine, eşine ve
velayeti altında bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını
doldurmayan çocuklarına ait olan her türlü kara, deniz ve hava taşıt
araçları ile ilgili net aylık tutarının beş katından fazla değer ve
tutarındakiler ile ilgili beyanda bulunmak zorundadır.
Her türlü kara, deniz ve hava taşıt araçları; Otomobil, motosiklet,
otobüs, kamyon, minibüs, dolmuş, taksi, karavan, kayık, sandal, motor,
surat teknesi, yelkenli, yat, gemi, vapur, helikopter, uçaktır.
2.6.1.Kara Taşıt Araçları
Araç: Karayolunda kullanılabilen motorlu, motorsuz ve özel amaçlı
taşıtlar ile iş makineleri ve tarım veya orman traktörlerinin genel adıdır.
Taşıt: Karayolunda insan, hayvan ve yük taşımaya yarayan araçlardır.
Bunlardan makine gücü ile yürütülenlere “motorlu taşıt”, insan ve
hayvan gücü ile yürütülenlere “motorsuz taşıt” denir. 330 Otomobil:
Yapısı itibarıyla, sürücüsü dahil en çok dokuz oturma yeri olan ve insan
taşımak için imal edilmiş bulunan motorlu araçtır. Motosiklet: İki veya
üç tekerlekli, sepetli veya sepetsiz motorlu araçlardır. Bunlardan karoseri
yük taşıyabilecek şekilde sandıklı veya özel biçimde yapılmış olan ve
yolcu taşımalarında kullanılmayan üç tekerlekli motosikletlere yük
motosikleti (triportör) denir. Otobüs: Yapısı itibarıyla sürücüsü dahil
dokuzdan fazla oturma yeri olan ve insan taşımak için imal edilmiş olan
motorlu araçtır. Troleybüsler de bu sınıfa dahildir. Yapısı itibarıyla
sürücü koltuğu dışında sekizden fazla koltuğu olan ve azami yüklü
ağırlığı 5.000 kilogramı geçmeyen otobüslere minibüs denir. Kamyon:
İzin verilebilen azami yüklü ağırlığı 3.500 kilogramdan fazla olan ve yük
taşımak için imal edilmiş motorlu taşıttır. Kamyonet: İzin verilebilen
azami yüklü ağırlığı 3.500 kilogramı geçmeyen ve yük taşımak için imal
edilmiş motorlu taşıttır. Dolmuş: Yolcu taşımaya yarayan otomobil,
minibüs vb. küçük taşıt. Taksi: İlgili mevzuata göre yetkilendirilmiş ve
taksimetre veya tarife ile belediye mücavir alanları içerisinde yolcu
taşıyan ticari otomobildir. Kamp taşıtı: Yük taşımasında kullanılmayan;
329
330
3628 s. K, Md. 5, Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 8/b-4,
2918 s.Karayolları Trafik Kanunu, 3/1-a
166
iç dizaynı tatil yapmaya uygun teçhizatlarla donatılmış, hizmet
edebileceği kadar yolcu taşıyabilen motorlu taşıttır. 331
2.6.2.Deniz Taşıt Araçları
Gemi: Su üstünde yüzen, insan ve yük taşımaya yarayan büyük
taşıt, sefine. Vapur: Su buharı gücüyle çalışan gemi. Yat: Özel gezinti
gemisi, Yelkenli: Yelkeni olan, yelkenle giden deniz veya göl taşıtı,
yelken. Sürat teknesi: Bir tür küçük hızlı giden deniz taşıtı. Motor:
Akaryakıtla işleyen deniz aracı. Sandal: İnsan taşıyacak biçimde
yapılmış, kürekle yürütülen deniz teknesi. Kayık: Kürek veya yelkenle
yürütülen ufak tekne.
2.6.3.Hava Taşıt Araçları
Uçak: Kanatlarının altına havanın yaptığı basınç yardımıyla
yükselip ilerleyebilen motorlu hava taşıtı, tayyare. Helikopter: Dik iniş
ve çıkış yapabildiği için dar yerlerde de kullanılabilen, tepeden pervaneli
uçan taşıt.
Net aylık tutarının beş katını geçmeyen her türlü kara, deniz ve
hava taşıt araçları ve velayeti altında olmayan onsekiz yaşını dolduran
çocuklarına, ana, baba, kardeş ve diğer yakın akrabası ile boşandığı veya
nikâhsız eşine ait her türlü kara, deniz ve hava taşıt araçları ile ilgili
bildirim yapılmasına gerek bulunmamaktadır. Yani, her türlü kara,
deniz ve hava taşıt araçların tamamı değil, net aylık tutarının beş katını
geçenler bildirilecektir.
Ayrı ayrı her türlü kara, deniz ve hava taşıt araçları, net aylığının
beş katından az, ancak toplam her türlü kara, deniz ve hava taşıt
araçları net aylığının beş katından fazla olan kişinin bu her türlü kara,
deniz ve hava taşıt araçları bildirmesi zorunludur.
Her türlü kara, deniz ve hava taşıt araçları, bildirim tarihindeki
değerleri esas alınmak suretiyle beyan olunur.
Konuya ilişkin yargının verdiği kararlar özet olarak şöyledir:
1- Sanığın …yılında bildirimde bulunması gereken aracın değerinin 3628
sayılı yasanın 5. maddesi gereğince kendisine yapılan aylık net ödemenin beş
331
2918 s.Karayolları Trafik Kanunu, 3/1-c
167
katından fazla olup olmadığı araştırılarak bildirim konusu olup olmayacağı
tespit edilmesi gerekir. 332
2- Suça konu üç araca ait trafik dosyaları getirtilip alım satım tarihleri
araştırılarak ne zaman beyannamelere konu edilebileceğinin saptanması, sanığın
gelirleri ve şirket ortaklığının ayrı ayrı tespit edilerek diğer edinimlerinin
maaşının 5 kat fazlası olup olmadığının araştırılması ve buna göre her bir
eyleminin tespiti ile mal bildirimlerini vermesi gerektiği tarihlerin saptanması
gerekir. 333
3- Sanık, Renault Megane marka otomobili babası adına Oyak
kampanyasından aldığını, taksit ödememelerini babasının yaptığını, araç kendi
adına kayıtlı olmakla birlikte fiilen kendisine ait olmaması nedeniyle beyan
etmediğini, Fiat Albea marka otomobili ise, borcunu ödemediği için kredi veren
banka tarafından haciz konması nedeniyle mülkiyetinde olmadığını düşünerek
beyan etmediğini ileri sürmekte ve temyiz dilekçesinde belirtmekte ise de, 3628
sayılı Kanunun 5. maddesinde bildirim konusu olan malların kamu görevlisinin
fiilen kullanımında olup olmaması bakımından bir ayrım yapılmadığı,
borçlarında mal bildiriminde “Bölüm-7 Borç Alacak Bilgileri” hanesinde
gösterilmesi gerektiği, ayrıca, beyan edilen mal veya nakitin nereden, hangi
tarihte ve nasıl temin edildiğinin açıklanması yapılmak suretiyle
belirtilebileceğinden, temyiz sebepleri kabule değer görülmemiştir.
4- Suç tarihinde yürürlükte bulunan mülga 765 sayılı TCK.nun 44.
maddesindeki “Kanunu bilmemek mazeret sayılmaz” hükmü karşısında,
sanığın kanunları tam olarak bilmediği için söz konusu …’yı .mal bildirimine
yazmadığına yönelik temyiz sebeplerinde de haklılık görülmemiştir. 334
5- Suça konu üç araca ait trafik dosyaları getirtilip alım satım tarihleri
araştırılarak ne zaman beyannamelere konu edilebileceğinin saptanması, sanığın
gelirleri ve şirket ortaklığının ayrı ayrı tespit edilerek diğer edinimlerinin
maaşının 5 kat fazlası olup olmadığı hususunun araştırılması ve buna göre her
bir eyleminin tesbiti ile mal bildirimlerini vermesi gerektiği tarihlerin
saptanmasından sonra TCK.nun 80. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı
hususunun tartışılması gerektiği gözetilmeden 335
Yargıtay 7.CD. 24.06.2004 t. ve E:2004/10108, K:2004/8772 s. K. (Uğur, s, 132.)
Yargıtay 7. CD. 30.12.2003 t. ve E:2003/1327, 2003/13103 s.K. (Uğur, s, 132.)
AY 3.D. 1.5.2007 t. ve E:2007/1055, K:2007/1052 s. K. (Uğur, s, 133.)
335
Yargıtay 7. CD. 30.12.2003t. ve, E:2003/1327, K:2003/13103 s. K. (Uğur, s, 173.)
332
333
334
168
6- Sanık aşamalardaki savunmalarında dava konusu aracın ağabeyi için
alındığını ancak satıcıdan devri zamanında almadığını, araca haciz gelmesi
üzerine zorunlu olarak vergi dairesindeki borcun kardeşi tarafından ödenerek
aracın tescilinin kendisi üzerine yapıldığını gerçekte aracın kendisine ait
olmadığını, bundan dolayı da mal beyanında göstermediğini belirttiği cihetle bu
hususların araştırılmasından sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri
gerekirken eksik soruşturmaya dayalı olarak hüküm kurulması, Sanığın 2000
yılında bildirimde bulunması gereken aracın değerinin 3628 sayılı yasanın 5.
maddesi gereğince kendisine yapılan aylık net ödemenin beş katından fazla olup
olmadığı araştırılarak bildirim konusu olup olamayacağı tespit edilmeden karar
verilmesi 336
7- 3628 sayılı Kanunun 5. maddesinde öngörülen “Bu kanun kapsamına
giren görevlilerin kendilerine, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait
bulunan taşınmaz malları... mal bildiriminin konusunu teşkil eder” hüküm
dikkate alınıp, sanığın daha evvel boşanmış olduğu eşine ve velayeti altında
olmayan kızına ait mal varlıklarının 9.6.1998 tarihli mal bildiriminin konusunu
oluşturmayacağı 337
8- Sanığın vermiş olduğu mal bildirimlerinde göstermediği iddia edilen,
Ankara Gaziosmanpaşa semtindeki dairesinin iktisap tarihi ile evin kimin adına
kayıtlı olduğunun tapu sicil kayıtlarından yoklanarak belgelerin dosyaya
eklenmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Sanık tarafından verilen her üç
beyannamede de 1 adet Mercedes marka araç gösterilmiş olup beyan dışı
bıraktığı iddia edilen … plakalı Toros marka ve … plakalı Opel Vectra marka
araçların sanık adına 1996 yılında tescil edildiği ve bu nedenle 1994-1995
yıllarına ait mal bildirimlerinde gösterilmesinin mümkün olamayacağı ve oğlu
… adına 5.2.1996 tarihinde tescil edilen … plakalı Mercedes marka aracın ise
bu tarihte reşit olan oğlu adına kayıtlı bulunması nedeniyle beyan zorunluluğu
bulunmadığının nazara alınmaması, Hükmün gerekçesinde sanığın 1994
yılında Belediye Başkanı seçildiği sırada 17-18 milyar lira değerinde Türk
parası, yabancı para ile menkulünün bulunduğu açıklanmış ise de buna ilişkin
delillerin (banka kayıt ve belgelerin) nelerden ibaret bulunduğunun denetime
olanak verecek şekilde gösterilmemesi, Sanık ve eşi adına kayıtlı bulunan
gayrimenkullerden hangi gayrimenkullerin bildirilmediği hususunun her türlü
336
337
Yargıtay 7. CD. 24.6.2004 t ve, E:2004/10108, K:2004/8772 s. K. (Uğur, s, 188.)
Yargıtay 7. CD. 7.7.2003 t. ve, E:2003/1322, K:2003/5799 s. K. (Uğur, s, 188.)
169
denetime olanak verecek şekilde tesbit edilmeden eksik araştırmaya dayalı olarak
yazılı şekilde hüküm tesisi, yasaya aykırıdır. 338
9- Sanığın 2000 yılında verdiği 28.02.2000 tarihli mal bildiriminde,
kendisine ait Batıkent’te konut, Kumburgaz’da apart daire, Bodrum,
Gündoğan’da kooperatif ve 06 ... plakalı 1993 model Toyoto otomobili beyan
etmiş olup, eşi …. tarafından 24.01.2000 tarihinde çalıştığı kuruma ...verilen
beyannamede gösterilen İzmir-Üçkuyular ... parseldeki daireyi göstermemek
suretiyle 3628 sayılı Kanunun 5’inci maddesine aykırı davrandığı sabittir.
Ancak aynı Kanunun 12’nci maddesinde düzenlenen “Gerçeğe aykırı bildirimde
bulunmak” suçunun oluşması için sanığın bu Kanunun amacına aykırı olarak
mal bildirimini gerçeğe aykırı şekilde vermek kastının mevcudiyeti
gerekmektedir. Sanığın aynı gün verdiği ilk beyannamede 2000 yılında da
olduğu gibi eşine ait konutu göstermeyip, göstermesi gerektiğini öğrendikten
hemen sonra verdiği beyannamede göstermiş olması da suç kastının
bulunmadığını göstermektedir. 339
10- Sanığın, 30.4.1985 tarihli mal beyanında; 2.400.000 TL. para, 300.000
TL değerli bilezik ve iki tabanca, 21.5.1990 tarihli mal beyanında; Dikmen’de
40.000.000 TL değerli ev, 6.000.000 TL para, 3.600.000 TL. değerli 10 adet
bilezik, iki adet tabanca, 24.8.1993 tarihli ek mal beyanında; 215.000.000 TL.
değerinde Etlik’te daire, 8.7.1994 tarihli ek mal beyanında; 175.000.000 TL,
1993 model Renault Broadvay marka araç, 6.1.1995 tarihli mal beyanında;
Etlik’te ve Dikmen’de daire, 1993 model Broadvay araç, 50.000.000 TL. para, 10
adet bilezik, iki adet tabanca, 25.1.2000 tarihli mal beyanında; Etlik ve
Dikmen’de daire, 1993 model Broadvay araç, iki tabanca, 23.8.2000 vadeli
1.480.000.000 TL.’lik hazine bonosu, 19.4.2000 vadeli 5.325.000.000 TL’lik
hazine bonosu, 2100 USD, 10 adet altın bilezik, 5.3.2004 tarihli ek bayanında;
2.3.2004 edinme tarihli 42.500.000 TL. değerli 2004 model Opel Astra marka
otomobil, 18.1.2005 tarihli beyanında; Dikmen ve Etiler’de daire, Opel Astra
marka otomobil, iki tabanca, 3.10.2005 vadeli 125.000.000.000 TL’lik hazine
bonosu, 20 adet altın bilezik bildirimlerinde bulunduğu 14.2.2005 tarihli
müfettişliğe verdiği mal beyanında; Çankaya ve Keçiören’de daire (1986 ve 1993
edinme tarihli) Opel marka araç, iki tabanca 3.10.2005 vadeli 125.000.000.000
TL’lik hazine bonosu ve 20 adet bilezik bildirmiştir. Sanığın bir oğlunun
12.10.1998 tarihinden itibaren bir şirkette çalıştığı, net maaşının 2004 yılı
Eylül ayı itibariyle 608.620.000 TL. olduğu, diğer oğlunun … Belediyesinde
338
339
Yargıtay 7. CD. 11.10.1999 t. ve, E:1999/9424, K:1999/10212 s. K. (Uğur, s, 189.)
AY3D, 11.01.2005 t. ve, E:2005/15, K:2005/15 s. K. (Uğur, s, 192.)
170
veteriner hekim olarak görev yaptığı 2004 yılı Ekim ayı itibariyle net maaşının
854.639.000 TL olduğu, gelininin ise 2004 yılı Aralık ayı net maaşının
474.000.000 TL. olduğu dosyada mevcut evrakla anlaşılmıştır. Sanığın
oğullarından … tarafından 15.3.2004 tarihinde satın alınan Bursa Orhangazi
İlçesi Hüdavendigar mahallesi … parsel’de kayıtlı taşınmaza ve diğer oğlu …
tarafından 10.11.2004 tarihinde satın alınan Bursa Orhangazi ilçesi Çekirge
mahallesi … parsele ait tapu kayıtları dosyada mevcut olup sanık bu dairelerin
bir miktarının kendi parası bir miktarının oğullarının tasarrufuyla 18 milyar ve
73 milyara satın alındığını belirtmiştir. Sanığın bankalardaki hesaplarına ait
tüm kayıtlar celbolunmuştur. Dairemizce tayin edilen üç kişilik-bilirkişi heyeti
sundukları 7.8.2006 tarihli raporlarında; Sanığın 2000-2005 yılları arasında
banka kredisi gibi bir borçlanma olmaksızın mal varlığında meydana gelen
kayda değer artışa rağmen bu artış ve harcamalarının kaynak olarak gösterdiği
(kendisinin ve çocuklarının maaşları ile iki evin kira bedelleri ve bankadaki
paraların faizi) gelirlerinin birikim ve harcamaları ile orantılı olduğu,
edinimlerinin haksız mal edinme niteliğinde oluşmadığı kanaatini
bildirmişlerdir. Sanığın üzerine atılı müsnet suçu işlediğine dair dosyada
iddiadan başka mahkumiyeti için yeterli kesin ve inandırıcı delil elde
edilemediğinden BERAATİNE 340
11- Müdahil vekilinin haksız mal edinme suçundan verilen beraat kararına
yönelik temyizine göre yapılan incelemede; Sanığın 1995 ve 2000 tarihli mal
bildirimlerinde gösterdiği Ankara Eryaman’daki ev ile bildirimde bulunmadığı
İstanbul Üsküdar’da eşi adına kayıtlı evin raiç değeri araştırılıp, eşine ait
Akbank Acıbadem Şubesindeki .. ve … no’lu döviz hesapları ile eşiyle müşterek
olan Koçbank Bahariye şubesi vadeli ve vadesiz hesaplardaki 110.150 ve 69
USD. para gözetilip malvarlığının kaynağı olarak gösterilen kayınpederine ait
ticari taksinin kayınpederi vefat etmeden önce 3.4.1995 tarihinde 190.000.000
TLye satıldığı da nazara alınarak yasal gelirleri ile mal varlığındaki aktif ve
pasiflerin birlikte değerlendirilmesi suretiyle, konusunda uzman bilirkişiye
incelettirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturma
ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi yasaya aykırıdır. 341
12- Sanık baştan beri değişmeyen beyanlarında -boş zamanlarında boyabadana işj ile uğraştığını, Büyükçekmece İlköğretim Okulu ve Bahçelievler
Lisesi olmak üzere çeşitli okulların badana işini yaptığını sürücü kurslarında
Milli Eğitim sınav sorumlusu olarak görev aldığını ve Bahçelievler Lisesinde
340
341
Yargıtay 7. CD. 15.11.2006 t. ve, E:2005/1, K:2006/1 s. K. (Uğur, s, 236.)
Yargıtay 7. CD. 22.3.2007 t. ve, E:2004/19055, K:2007/1972 s. K. (Uğur, s, 240.)
171
kurslarda yöneticilik ve Bölge İdare Mahkemelerinde bilirkişilik yaparak evinin
bir odasını kapatıp okullara ciltçilik yaparak ek gelir elde ettiğini savunması
karşısında bu savunmaları da nazara alınarak ve değerlendirilerek adına kayıtlı
bulunan taşınmaz mallar ile otomobilin edinme tarihi itibariyle değerleri tesbit
edilerek edinim tarihinden önceki dönemde sanığın mal bildirimlerindeki aktifler
yasal ve genel ahlaka uygun gelirleri karşılaştırılarak edinimlerin tamamının
haksız mal edinme niteliğinde olup olmadığının konusunda uzman 3 kişilik
bilirkişi heyetine tesbit ettirilmeden eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi 342
13- Sanık baştan beri değişmeyen savunmalarında eşinin hemşire olması
nedeni ile boş zamanlarında sağlıkla ilgili faaliyetleri olduğu, kendisinin de
memuriyet sıfatı ile resmi kayıtlı olmasa da ticari faaliyetleri bulunduğunu
savunması karşısında bu savunmalarda nazara alınarak bu konuda idari
soruşturma olup olmadığı da tesbit edilip kendisi ve eşinin adlarına kayıtlı
bulunan taşınmaz mallar ile otomobilin edinme tarihleri itibarı ile değerleri
tesbit edilerek, edinim tarihlerinden önceki dönemde sanığın mal
bildirimlerindeki aktifler, özlük ve kadro durumu itibarı ile maaşı ve sınav
komisyonlardaki görevleri nedeni ile aldığı ek ücretlerde nazara alınarak yasal ve
genel ahlaka uygun tüm gelirleri karşılaştırılıp edinimlerinin tamamının haksız
mal edinme niteliğinde olup olmadığının konusunda uzman üç kişilik bilirkişi
heyetine tesbit ettirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve.
takdiri gerektiğinin gözetilmemesi 343
2.7. ZİRAAT MAKİNELERİ 344
Mal beyanında bulunmakla yükümlü kişi kendisine, eşine ve
velayeti altında bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını
doldurmayan çocuklarına ait olan ziraat makineleri ile ilgili net aylık
tutarının beş katından fazla değer ve tutarındakiler ile ilgili beyanda
bulunmak zorundadır.
Ziraat makineleri; traktör, biçer-döver, harman makinesi ve diğer
ziraat makineleridir.
Tarım veya orman traktörü: Ana işlevi çekme gücü sağlamak olan
ve tarım veya ormancılık alanlarında kullanılan aletleri çekmek, itmek,
Yargıtay 7. CD. 4.7.2001 t. ve, E:2001/11007, K:2001/12591 s. K. (Uğur, s, 246.)
Yargıtay 7. CD. 27.6.2001 t. ve, E:2001/4749, K:2001/12154 s. K. (Uğur, s, 246.)
344
3628 s. K, Md. 5, Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 8/b-4
342
343
172
taşımak veya kullanmak için özel olarak tasarlanmış, yük ve yolcu da
taşıyabilen en az iki dingilli, tekerlekli veya paletli, motorlu araçtır. 345
Net aylık tutarının beş katını geçmeyen ziraat makineleri ve
velayeti altında olmayan onsekiz yaşını dolduran çocuklarına, ana, baba,
kardeş ve diğer yakın akrabası ile boşandığı veya nikâhsız eşine ait
ziraat makineleri ile ilgili bildirim yapılmasına gerek bulunmamaktadır.
Yani, ziraat makinelerinin tamamı değil, net aylık tutarının beş katını
geçenler bildirilecektir.
Ayrı ayrı ziraat makineleri, net aylığının beş katından az, ancak
toplam ziraat makineleri net aylığının beş katından fazla olan kişinin bu
ziraat makineleri bildirmesi zorunludur.
Ziraat makineleri, bildirim tarihindeki değerleri esas alınmak
suretiyle beyan olunur.
Konuya ilişkin yargının verdiği kararlar özet olarak şöyledir:
1- Suç tarihinde yürürlükte bulunan mülga 765 sayılı TCK.nun 44.
maddesindeki “Kanunu bilmemek mazeret sayılmaz” hükmü karşısında,
sanığın kanunları tam olarak bilmediği için söz konusu …’yı .mal bildirimine
yazmadığına yönelik temyiz sebeplerinde de haklılık görülmemiştir. 346
2- 3628 sayılı Kanunun 5. maddesinde öngörülen “Bu kanun kapsamına
giren görevlilerin kendilerine, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait
bulunan taşınmaz malları... mal bildiriminin konusunu teşkil eder” hüküm
dikkate alınıp, sanığın daha evvel boşanmış olduğu eşine ve velayeti altında
olmayan kızına ait mal varlıklarının 9.6.1998 tarihli mal bildiriminin konusunu
oluşturmayacağı 347
2.8. İNŞAAT VE İŞ MAKİNELERİ 348
Mal beyanında bulunmakla yükümlü kişi kendisine, eşine ve
velayeti altında bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını
doldurmayan çocuklarına ait olan inşaat ve iş makineleri ile ilgili net
aylık tutarının beş katından fazla değer ve tutarındakiler ile ilgili
beyanda bulunmak zorundadır.
2918 s.Karayolları Trafik Kanunu, 3/1-c
AY 3.D. 1.5.2007 t. ve E:2007/1055, K:2007/1052 s. K. (Uğur, s, 133.)
Yargıtay 7. CD. 7.7.2003 t. ve, E:2003/1322, K:2003/5799 s. K. (Uğur, s, 188.)
348
3628 s. K, Md. 5, Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 8/b-4
345
346
347
173
İnşaat ve iş makineleri; inşaat vinci, beton vibratör, perdah,
betoniyer, kompaktör, asfalt kesme, harç arabası, tuğla sepeti, kalıp
kelepçesi, demir kesme-bükme makinesi, dozer, ekskavatör, greyder,
skreyper, yükleyici (loder), silindir, boru döşeyici ve diğer iş
makineleridir.
İş makinesi: Paletli veya madeni tekerlekli traktör, biçerdöver ve
yol inşaat makineleri ile tarım, sanayi, bayındırlık, milli savunma ve
benzeri iş ve hizmetlerde kullanılan, iş amacına göre üzerine çeşitli
ekipmanlar monte edilmiş, karayolunda insan, hayvan, yük taşımasında
kullanılamayan motorlu araçtır. 349
Net aylık tutarının beş katını geçmeyen inşaat ve iş makineleri ve
velayeti altında olmayan onsekiz yaşını dolduran çocuklarına, ana, baba,
kardeş ve diğer yakın akrabası ile boşandığı veya nikâhsız eşine ait
inşaat ve iş makineleri ile ilgili bildirim yapılmasına gerek
bulunmamaktadır. Yani, inşaat ve iş makinelerinin tamamı değil, net
aylık tutarının beş katını geçenler bildirilecektir.
Ayrı ayrı inşaat ve iş makineleri, net aylığının beş katından az,
ancak toplam inşaat ve iş makineleri net aylığının beş katından fazla
olan kişinin bu inşaat ve iş makineleri bildirmesi zorunludur.
İnşaat ve iş makineleri, bildirim tarihindeki değerleri esas alınmak
suretiyle beyan olunur.
Konuya ilişkin yargının verdiği kararlar özet olarak şöyledir:
1- Suç tarihinde yürürlükte bulunan mülga 765 sayılı TCK.nun 44.
maddesindeki “Kanunu bilmemek mazeret sayılmaz” hükmü karşısında,
sanığın kanunları tam olarak bilmediği için söz konusu …’yı .mal bildirimine
yazmadığına yönelik temyiz sebeplerinde de haklılık görülmemiştir. 350
2- 3628 sayılı Kanunun 5. maddesinde öngörülen “Bu kanun kapsamına
giren görevlilerin kendilerine, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait
bulunan taşınmaz malları... mal bildiriminin konusunu teşkil eder” hüküm
dikkate alınıp, sanığın daha evvel boşanmış olduğu eşine ve velayeti altında
olmayan kızına ait mal varlıklarının 9.6.1998 tarihli mal bildiriminin konusunu
oluşturmayacağı 351
2918 s.Karayolları Trafik Kanunu, 3/1-c
AY 3.D. 1.5.2007 t. ve E:2007/1055, K:2007/1052 s. K. (Uğur, s, 133.)
351
Yargıtay 7. CD. 7.7.2003 t. ve, E:2003/1322, K:2003/5799 s. K. (Uğur, s, 188.)
349
350
174
2.9. HAYVANLARI 352
Mal beyanında bulunmakla yükümlü kişi kendisine, eşine ve
velayeti altında bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını
doldurmayan çocuklarına ait olan hayvanları ile ilgili net aylık tutarının
beş katından fazla değer ve tutarındakiler ile ilgili beyanda bulunmak
zorundadır.
Hayvanları; küçükbaş (keçi, koyun, tavşan, kürk hayvanı),
büyükbaş (sığır, manda, at, eşek, katır,), kümes (tavuk, hindi, kaz, ördek,
bıldırcın, deve kuşu), su ürünü hayvanlar (tatlı su ve tuzlu su balıkları),
kanatlı hayvanlar (arı, ipek böceği) gibi hayvanların üretilmesi,
beslenmesi ve yetiştirmesidir.
Büyükbaş hayvancılık: Sığırcılık, mandacılık, at, eşek ve katır
yetiştiriciliğini kapsayan hayvancılık dalıdır. Süt ve besi sığırcılığı çeşitli
ürünleri ile gerek insan beslenmesi ve sağlığı gerekse çeşitli
endüstrilerini temin etmesiyle ülke ekonomilerinde önemli rol alır.
Mandacılık, eski önemini kaybetmektedir ve hayvan sayısı giderek
azalmaktadır. İş gücünden yararlanılan at, eşek, katırın, motorlu
araçların gelişimiyle önemi ve hayvan sayıları azalmıştır.
Küçükbaş hayvancılığı: Koyunculuk, keçicilik, tavşan ve kürk
hayvanı yetiştiriciliğini kapsayan hayvancılık dalıdır.
Su ürünleri yetiştiriciliği: Avcılık faaliyetinden ayrı olarak, tatlı ve
tuzlu suların ayrılmış bir bölümünde veya oluşturulan gölet ve
havuzlarında, balık ve diğer deniz hayvanlarının yetiştiriciliğini
kapsayan hayvancılık dalıdır. Tatlı su hayvancılığında sazan ve alabalık
başta gelmektedir.
Kümes hayvancılığı: Tavukçuluk, hindicilik, kaz ve ördek
yetiştiriciliği, bıldırcın yetiştiriciliği, deve kuşu yetiştiriciliği gibi kanatlı
hayvanların yetiştiriciliğini kapsayan hayvancılık dalıdır. Etçi kümes
hayvancılığı, kanatlı hayvanlardan et üretmek amacı ile yapılan
faaliyetlerin bütününe denir.
Arıcılık: bal arısının, bal, balmumu gibi ürünlerini elde etmek için
yapılan yetiştiriciliğe denir.
3628 s. MBBRYMK,, Md. 5, Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 8/b-4,
http://tr.wikipedia.org/wiki/Hayvanc%C4%B1l%C4%B1k, ET: 13.04.2010
352
175
İpek böcekçiliği: ipek böceğinden ipek ipliği üretmek amacı ile
yapılan yetiştiriciliğe denir.
Net aylık tutarının beş katını geçmeyen hayvanları ve velayeti
altında olmayan onsekiz yaşını dolduran çocuklarına, ana, baba, kardeş
ve diğer yakın akrabası ile boşandığı veya nikâhsız eşine ait hayvanları
ile ilgili bildirim yapılmasına gerek bulunmamaktadır. Yani,
hayvanlarının tamamı değil, net aylık tutarının beş katını geçenler
bildirilecektir.
Ayrı ayrı hayvanları, net aylığının beş katından az, ancak toplam
hayvanları net aylığının beş katından fazla olan kişinin bu hayvanları
bildirmesi zorunludur.
Hayvanları, bildirim tarihindeki değerleri esas alınmak suretiyle
beyan olunur.
Konuya ilişkin yargının verdiği kararlar özet olarak şöyledir:
1- Suç tarihinde yürürlükte bulunan mülga 765 sayılı TCK.nun 44.
maddesindeki “Kanunu bilmemek mazeret sayılmaz” hükmü karşısında,
sanığın kanunları tam olarak bilmediği için söz konusu …’yı .mal bildirimine
yazmadığına yönelik temyiz sebeplerinde de haklılık görülmemiştir. 353
2- 3628 sayılı Kanunun 5. maddesinde öngörülen “Bu kanun kapsamına
giren görevlilerin kendilerine, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait
bulunan taşınmaz malları... mal bildiriminin konusunu teşkil eder” hüküm
dikkate alınıp, sanığın daha evvel boşanmış olduğu eşine ve velayeti altında
olmayan kızına ait mal varlıklarının 9.6.1998 tarihli mal bildiriminin konusunu
oluşturmayacağı 354
2.10. KOLEKSİYONU 355
Mal beyanında bulunmakla yükümlü kişi kendisine, eşine ve
velayeti altında bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını
doldurmayan çocuklarına ait olan koleksiyonu ile ilgili net aylık
tutarının beş katından fazla değer ve tutarındakiler ile ilgili beyanda
bulunmak zorundadır.
Koleksiyonu; yerli ve yabancı pul, eski madeni para ve eski kâğıt
para, hatıra para, jeton, madalya, fotoğraf, saat vs.dir.
AY 3.D. 1.5.2007 t. ve E:2007/1055, K:2007/1052 s. K. (Uğur, s, 133.)
Yargıtay 7. CD. 7.7.2003 t. ve, E:2003/1322, K:2003/5799 s. K. (Uğur, s, 188.)
355
3628 s. MBBRYMK, Md. 5, Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 8/b-4
353
354
176
Güncel Türkçe sözlükte, “koleksiyon“ öğrenme, yarar sağlama
veya zevk amacıyla bir araya getirilmiş ve özelliklerine göre sınıflara
ayrılmış nesnelerin bütünü, derlem olarak, “koleksiyoncu“ koleksiyon
yapmaya meraklı kimse, derlemci olarak tarif edilmiştir. 356
Net aylık tutarının beş katını geçmeyen koleksiyonu ve velayeti
altında olmayan onsekiz yaşını dolduran çocuklarına, ana, baba, kardeş
ve diğer yakın akrabası ile boşandığı veya nikâhsız eşine ait koleksiyonu
ile ilgili bildirim yapılmasına gerek bulunmamaktadır. Yani,
koleksiyonunun tamamı değil, net aylık tutarının beş katını geçenler
bildirilecektir.
Ayrı ayrı koleksiyonu, net aylığının beş katından az, ancak toplam
koleksiyonu net aylığının beş katından fazla olan kişinin bu koleksiyonu
bildirmesi zorunludur.
Koleksiyonu, bildirim tarihindeki değerleri esas alınmak suretiyle
beyan olunur.
Konuya ilişkin yargının verdiği kararlar özet olarak şöyledir:
1- Suç tarihinde yürürlükte bulunan mülga 765 sayılı TCK.nun 44.
maddesindeki “Kanunu bilmemek mazeret sayılmaz” hükmü karşısında,
sanığın kanunları tam olarak bilmediği için söz konusu …’yı .mal bildirimine
yazmadığına yönelik temyiz sebeplerinde de haklılık görülmemiştir. 357
2- 3628 sayılı Kanunun 5. maddesinde öngörülen “Bu kanun kapsamına
giren görevlilerin kendilerine, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait
bulunan taşınmaz malları... mal bildiriminin konusunu teşkil eder” hüküm
dikkate alınıp, sanığın daha evvel boşanmış olduğu eşine ve velayeti altında
olmayan kızına ait mal varlıklarının 9.6.1998 tarihli mal bildiriminin konusunu
oluşturmayacağı 358
2.11. EV EŞYALARI
Mal beyanında bulunmakla yükümlü kişi kendisine, eşine ve
velayeti altında bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını
doldurmayan çocuklarına ait olan ev eşyaları ile ilgili net aylık tutarının
beş katından fazla değer ve tutarındakiler ile ilgili beyanda bulunmak
zorundadır.
356
Güncel Türkçe Sözlük, TDK.
AY 3.D. 1.5.2007 t. ve E:2007/1055, K:2007/1052 s. K. (Uğur, s, 133.)
358
Yargıtay 7. CD. 7.7.2003 t. ve, E:2003/1322, K:2003/5799 s. K. (Uğur, s, 188.)
357
177
Ev eşyaları; antika eşyalar, kıymetli tablolar, kıymetli cihazlardır.
Antika: Maddi değeri olan eski eşya demektir. Bir eşyanın ya da
sanat yapıtının “antika” sayılabilmesi için yaşlı olmasının yanında az
bulunur özellikte olması gerekir. Ne var ki her eski eşya da antika
sayılmaz.
Bazı antika eşyalar şunlardır: Cam eşya, saatler, metal eşya,
mobilya, seramik ve porselen eşya, halı ve kilim, eski gümüş, eski
mobilyalar, eski halı, eski kilim, eski işlemeli bez, eski kadife bez, eski
yatak örtüleri, eski bakır eşyalar, eski avizeler, eski tablolar, eski
resimler, eski kartpostallar, efemeralar, pul, eski paralar, eski radyo, eski
telefon, eski daktilo, eski mekanik eşyalar, eski el yazması kitaplar, eski
çizgi romanlar, eski taş plak, eski plak ve pikaplar, eski askeri kıyafetler,
eski kılıç, eski kama, eski madalya ve nişanlardır. 359
Kıymetli tablolar: Bez, tahta, kâğıt vb. maddeler üzerine yapılmış
yağlı boya, sulu boya, pastel veya kara kalem resimlerin değerli
ressamların yapmış olduğu tablolar.
Kıymetli cihazlar: Ev eşyası olarak kullanılan elektrikli, elektronik
veya dijital aletler.
Net aylık tutarının beş katını geçmeyen ev eşyaları ve velayeti
altında olmayan onsekiz yaşını dolduran çocuklarına, ana, baba, kardeş
ve diğer yakın akrabası ile boşandığı veya nikâhsız eşine ait ev eşyaları
ile ilgili bildirim yapılmasına gerek bulunmamaktadır. Yani, ev
eşyalarının tamamı değil, net aylık tutarının beş katını geçenler
bildirilecektir.
Ayrı ayrı ev eşyaları, net aylığının beş katından az, ancak toplam ev
eşyaları net aylığının beş katından fazla olan kişinin bu ev eşyaları
bildirmesi zorunludur.
Ev eşyaları, bildirim tarihindeki değerleri esas alınmak suretiyle
beyan olunur.
Konuya ilişkin yargının verdiği kararlar özet olarak şöyledir:
1- Suç tarihinde yürürlükte bulunan mülga 765 sayılı TCK.nun 44.
maddesindeki “Kanunu bilmemek mazeret sayılmaz” hükmü karşısında,
359
http://tr.wikipedia.org/wiki/Antika. ET: 16.04.2010
178
sanığın kanunları tam olarak bilmediği için söz konusu …’yı .mal bildirimine
yazmadığına yönelik temyiz sebeplerinde de haklılık görülmemiştir. 360
2- 3628 sayılı Kanunun 5. maddesinde öngörülen “Bu kanun kapsamına
giren görevlilerin kendilerine, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait
bulunan taşınmaz malları... mal bildiriminin konusunu teşkil eder” hüküm
dikkate alınıp, sanığın daha evvel boşanmış olduğu eşine ve velayeti altında
olmayan kızına ait mal varlıklarının 9.6.1998 tarihli mal bildiriminin konusunu
oluşturmayacağı 361
2.12. DİĞER TAŞINIR MALLARI 362
Mal beyanında bulunmakla yükümlü kişi kendisine, eşine ve
velayeti altında bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını
doldurmayan çocuklarına ait olan diğer taşınır malları ile ilgili net aylık
tutarının beş katından fazla değer ve tutarındakiler ile ilgili beyanda
bulunmak zorundadır.
Diğer taşınır malları; silah (tabanca, tüfek, bıçak, kılıç), kamara,
fotoğraf makinası, telefon, bilgisayar, note-book, vs.dir.
Silah: İnsanların ve toplumların bir başka insana veya toplumlara
karşı savunma ve saldırı amaçlı kullandığı bir araçtır. Ateşsiz yaralayıcı
ve ölümcül silahlar; Gürz, bıçak, kılıç, mızrak, kargı, kırbaç, yay, cirit,
bumerang, kalkan, zırh, mancınık, koçbaşı, hançer, balta, kama, kılıç,
Meç, şimşir, gaddare, yatağan, Mancınık, kasatura. Ateşli silahlar;
tabanca, tüfek, bombaatar, top, obüs, havan. 363
Kamera: Sinema, televizyon, fotoğrafçılıkta görüntüyü kaydeden
alet, cihaz. Hareket ediyormuş sanısı uyandıran görüntüler kaydetmek
için kullanılan aygıt. (Film kamerası.) Durağan görüntü kaydetmek
(fotoğraf çekmek) için kullanılan aygıt. Bilgisayar üzerinden görüntü
yollamaya yarayan bilgisayar donanımı, Webcam. Fotoğraf makinesı:
Fotoğraf çekmekte kullanılan aygıt. Telefon: Birbirinden uzakta bulunan
iki kişinin konuşmasını sağlayan aygıt, Bilgisayar: Bilgi depolayan, bu
bilgiye bir dizi mantıksal işlem uygulayan ve istenildiğinde bu işlemlerin
sonucunu bilgi olarak sunan elektronik aygıt. 364
AY 3.D. 1.5.2007 t. ve E:2007/1055, K:2007/1052 s. K. (Uğur, s, 133.)
Yargıtay 7. CD. 7.7.2003 t. ve, E:2003/1322, K:2003/5799 s. K. (Uğur, s, 188.)
362
3628 s. MBBRYMK, Md. 5, Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 8/b-4
363
http://tr.wikipedia.org/wiki/Silah#Ate.silahlar ET: 16.04.2010
364
http://tr.wikipedia.org/wiki/Kamera ET: 17.04.2010
360
361
179
Net aylık tutarının beş katını geçmeyen diğer taşınır malları ve
velayeti altında olmayan onsekiz yaşını dolduran çocuklarına, ana, baba,
kardeş ve diğer yakın akrabası ile boşandığı veya nikâhsız eşine ait diğer
taşınır malları ile ilgili bildirim yapılmasına gerek bulunmamaktadır.
Yani, diğer taşınır mallarının tamamı değil, net aylık tutarının beş katını
geçenler bildirilecektir.
Ayrı ayrı diğer taşınır malları, net aylığının beş katından az, ancak
toplam diğer taşınır malları net aylığının beş katından fazla olan kişinin
bu diğer taşınır malları bildirmesi zorunludur.
Diğer taşınır malları, bildirim tarihindeki değerleri esas alınmak
suretiyle beyan olunur.
Konuya ilişkin yargının verdiği kararlar özet olarak şöyledir:
1- Suç tarihinde yürürlükte bulunan mülga 765 sayılı TCK.nun 44.
maddesindeki “Kanunu bilmemek mazeret sayılmaz” hükmü karşısında,
sanığın kanunları tam olarak bilmediği için söz konusu …’yı .mal bildirimine
yazmadığına yönelik temyiz sebeplerinde de haklılık görülmemiştir. 365
2- 3628 sayılı Kanunun 5. maddesinde öngörülen “Bu kanun kapsamına
giren görevlilerin kendilerine, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait
bulunan taşınmaz malları... mal bildiriminin konusunu teşkil eder” hüküm
dikkate alınıp, sanığın daha evvel boşanmış olduğu eşine ve velayeti altında
olmayan kızına ait mal varlıklarının 9.6.1998 tarihli mal bildiriminin konusunu
oluşturmayacağı 366
3- Sanığın, 30.4.1985 tarihli mal beyanında; 2.400.000 TL. para, 300.000
TL değerli bilezik ve iki tabanca, 21.5.1990 tarihli mal beyanında; Dikmen’de
40.000.000 TL değerli ev, 6.000.000 TL para, 3.600.000 TL. değerli 10 adet
bilezik, iki adet tabanca, 24.8.1993 tarihli ek mal beyanında; 215.000.000 TL.
değerinde Etlik’te daire, 8.7.1994 tarihli ek mal beyanında; 175.000.000 TL,
1993 model Renault Broadvay marka araç, 6.1.1995 tarihli mal beyanında;
Etlik’te ve Dikmen’de daire, 1993 model Broadvay araç, 50.000.000 TL. para, 10
adet bilezik, iki adet tabanca, 25.1.2000 tarihli mal beyanında; Etlik ve
Dikmen’de daire, 1993 model Broadvay araç, iki tabanca, 23.8.2000 vadeli
1.480.000.000 TL.’lik hazine bonosu, 19.4.2000 vadeli 5.325.000.000 TL’lik
hazine bonosu, 2100 USD, 10 adet altın bilezik, 5.3.2004 tarihli ek bayanında;
2.3.2004 edinme tarihli 42.500.000 TL. değerli 2004 model Opel Astra marka
365
366
AY 3.D. 1.5.2007 t. ve E:2007/1055, K:2007/1052 s. K. (Uğur, s, 133.)
Yargıtay 7. CD. 7.7.2003 t. ve, E:2003/1322, K:2003/5799 s. K. (Uğur, s, 188.)
180
otomobil, 18.1.2005 tarihli beyanında;Dikmen ve Etiler’de daire, Opel Astra
marka otomobil, iki tabanca, 3.10.2005 vadeli 125.000.000.000 TL’lik hazine
bonosu, 20 adet altın bilezik bildirimlerinde bulunduğu 14.2.2005 tarihli
müfettişliğe verdiği mal beyanında; Çankaya ve Keçiören’de daire (1986 ve 1993
edinme tarihli) Opel marka araç, iki tabanca 3.10.2005 vadeli 125.000.000.000
TL’lik hazine bonosu ve 20 adet bilezik bildirmiştir. Sanığın bir oğlunun
12.10.1998 tarihinden itibaren bir şirkette çalıştığı, net maaşının 2004 yılı
Eylül ayı itibariyle 608.620.000 TL. olduğu, diğer oğlunun Bursa Belediyesinde
veteriner hekim olarak görev yaptığı 2004 yılı Ekim ayı itibariyle net maaşının
854.639.000 TL olduğu, gelininin ise 2004 yılı Aralık ayı net maaşının
474.000.000 TL. olduğu dosyada mevcut evrakla anlaşılmıştır. Sanığın
oğullarından …. tarafından 15.3.2004 tarihinde satın alınan Bursa Orhangazi
İlçesi Hüdavendigar mahallesi … parsel’de kayıtlı taşınmaza ve diğer oğlu ….
tarafından 10.11.2004 tarihinde satın alınan Bursa Orhangazi ilçesi Çekirge
mahallesi … parsele ait tapu kayıtları dosyada mevcut olup sanık bu dairelerin
bir miktarının kendi parası bir miktarının oğullarının tasarrufuyla 18 milyar ve
73 milyara satın alındığını belirtmiştir. Sanığın bankalardaki hesaplarına ait
tüm kayıtlar celbolunmuştur. Dairemizce tayin edilen üç kişilik-bilirkişi heyeti
sundukları 7.8.2006 tarihli raporlarında; … 2000-2005 yılları arasında banka
kredisi gibi bir borçlanma olmaksızın mal varlığında meydana gelen kayda değer
artışa rağmen bu artış ve harcamalarının kaynak olarak gösterdiği (kendisinin
ve çocuklarının maaşları ile iki evin kira bedelleri ve bankadaki paraların faizi)
gelirlerinin birikim ve harcamaları ile orantılı olduğu, edinimlerinin haksız mal
edinme niteliğinde oluşmadığı kanaatini bildirmişlerdir. Sanığın üzerine atılı
müsnet suçu işlediğine dair dosyada iddiadan başka mahkumiyeti için yeterli
kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden BERAATİNE 367
2.13. HAKLARI 368
Mal beyanında bulunmakla yükümlü kişi kendisine, eşine ve
velayeti altında bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını
doldurmayan çocuklarına ait olan hakları ile ilgili net aylık tutarının beş
katından fazla değer ve tutarındakiler ile ilgili beyanda bulunmak
zorundadır.
Hakları; ihtira beratı, patent, alâmetifarika (tescilli marka, ticari
marka, amblem) ve telif hakları (kitap, makale, resim, fotoğraf gibi)dır.
367
368
Yargıtay 7. CD. 15.11.2006 t. ve, E:2005/1, K:2006/1 s. K. (Uğur, s, 236.)
3628 s. MBBRYMK, Md. 5, Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 8/b-5
181
İhtira beratı: Bilinen araç, gereçlerle ve yaratıcı güçle yeni bir şey
bulana, bulduğu şeyden bir süre yalnız kendisinin yararlanması için
devletçe verilen belge; Patent.
Patent (Buluş belgesi): Ürün veya buluş sahibine, icat ettiği ürünün
satışı, pazarlanması, çoğaltılması, bir benzerinin üretilmesi gibi alanlarda
ayrıcalıklar getiren resmî bir belge ve unvandır. Türkiye‘de patent verme
yetkisi, Türk Patent Enstitüsü‘ne aittir.
Alâmetifarika: Bir ticaret hukuku terimi olup ticari bir malı diğer
benzerlerinden ayırmaya yarayan işaret, özellik anlamına gelir. Tescilli
marka, ticari marka veya amblem gibi isimler de bu anlamda
kullanılabilirler.
Telif hakkı: Herhangi bir bilgi veya düşünce ürününün
kullanılması ve yayılması ile ilgili hakların, yasalarla belirli kişilere
verilmesidir. Kısaca, orijinal bir yaratının kopyalanmasına veya
kullanılmasına izin verme hakkıdır. Telif hakkı, genellikle belirli bir süre
için geçerlidir. Sembolü çember içinde bir “C“ harfidir, © harfi üzerinde
bulunduğu yaratının telif haklarının korunduğunu belirtir ve İngilizce
“copyright“ kelimesini ifade eder.
Net aylık tutarının beş katını geçmeyen hakları ve velayeti altında
olmayan onsekiz yaşını dolduran çocuklarına, ana, baba, kardeş ve diğer
yakın akrabası ile boşandığı veya nikâhsız eşine ait hakları ile ilgili
bildirim yapılmasına gerek bulunmamaktadır. Yani, haklarının tamamı
değil, net aylık tutarının beş katını geçenler bildirilecektir.
Ayrı ayrı hakları, net aylığının beş katından az, ancak toplam
hakları net aylığının beş katından fazla olan kişinin bu hakları bildirmesi
zorunludur.
Hakları, bildirim tarihindeki değerleri esas alınmak suretiyle beyan
olunur.
Konuya ilişkin yargının verdiği kararlar özet olarak şöyledir:
1- Suç tarihinde yürürlükte bulunan mülga 765 sayılı TCK.nun 44.
maddesindeki “Kanunu bilmemek mazeret sayılmaz” hükmü karşısında,
sanığın kanunları tam olarak bilmediği için söz konusu …’yı .mal bildirimine
yazmadığına yönelik temyiz sebeplerinde de haklılık görülmemiştir. 369
369
AY 3.D. 1.5.2007 t. ve E:2007/1055, K:2007/1052 s. K. (Uğur, s, 133.)
182
2- 3628 sayılı Kanunun 5. maddesinde öngörülen “Bu kanun kapsamına
giren görevlilerin kendilerine, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait
bulunan taşınmaz malları... mal bildiriminin konusunu teşkil eder” hüküm
dikkate alınıp, sanığın daha evvel boşanmış olduğu eşine ve velayeti altında
olmayan kızına ait mal varlıklarının 9.6.1998 tarihli mal bildiriminin konusunu
oluşturmayacağı 370
2.14. ALACAKLARI 371
Mal beyanında bulunmakla yükümlü kişi kendisine, eşine ve
velayeti altında bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını
doldurmayan çocuklarına ait olan alacakları ile ilgili net aylık tutarının
beş katından fazla değer ve tutarındakiler ile ilgili beyanda bulunmak
zorundadır.
Alacakları; bir hesap gereğince alınacak olan para, mal ve bu
alacağın kaynağıdır.
Alacak: Bir hesap gereğince daha alınmamış olan para, mal vb. şey,
matlup, verecek karşıtı. Alınması gerekli şey. Bir paranın ödenmesi, bir
malın teslimi veya bir işin görülmesini karşı taraftan isteme hakkı.
Vadeli alacak: Ticari ilişkilerde alacaklının, borçlunun ödemeyi
belirli bir süre sonra yerine getireceği durumlarda yararlanacağı,
sözleşmeyle veya kanunen belirlenmiş kıymetli evraktır. Çek ve senet
(bono) olmak üzere iki türü vardır.
Çek: Kıymetli evrak niteliğine sahip bir kambiyo senedi olup, bir
havalenin ödenmesi için çıkarılan teyit emri. Çek, bir borç senedi ya da
senetlerde olduğu gibi belli bir süre sonunda senet bedelinin ödenmesi
vaadi değildir. Çekler, ancak bankalar üzerine keşide edilebilir ve çek
olarak bankalarca çıkarılan çek karneleri kullanılabilir. Bankalar dışında
bir kimse üzerine çek keşidesi, havale niteliğindedir ve bu durumda
çeklere ilişkin kurallar uygulanmaz. Çek düzenleyen sahibine “keşideci”,
çekin muhatabı ve meblağı alacak kişiye “lehdar”, ödeme yapacak olan
tarafa da “muhatap” denir. Bankada bir karşılığı olmadan düzenlenen
çeklere “karşılıksız çek“ denir. Çekin üzerinde lehdarın adı yazılı ise
“nama yazılı çek”, lehdarın adı bulunmuyorsa “hamiline çek” denir.
Hamiline çek, (hamil:taşıyıcı) çeke sahip olan kişiye ödenir. Türkiye’de
370
371
Yargıtay 7. CD. 7.7.2003 t. ve, E:2003/1322, K:2003/5799 s. K. (Uğur, s, 188.)
3628 s. MBBRYMK, Md. 5, Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 8/b-6
183
çekler vadeli bir ödeme aracıdır, belli bir süre sonunda bedelinin ödeme
vaadidir, ödenmediğinde çok ağır hapis cezaları öngörülmüştür.
Senet: İktisadi mahiyeti itibari ile kredi vasıtasıdır. Ayrıca ödeme,
ispat ve teminat vasıtası olarak da kullanılır. Senet, piyasada halk
arasındaki bono adı yerine kullanılan bir vadeli alacak terimidir.
Net aylık tutarının beş katını geçmeyen alacakları ve velayeti
altında olmayan onsekiz yaşını dolduran çocuklarına, ana, baba, kardeş
ve diğer yakın akrabası ile boşandığı veya nikâhsız eşine ait alacakları ile
ilgili bildirim yapılmasına gerek bulunmamaktadır. Yani, alacakların
tamamı değil, net aylık tutarının beş katını geçenler bildirilecektir.
Ayrı ayrı alacakları, net aylığının beş katından az, ancak toplam
alacakları net aylığının beş katından fazla olan kişinin bu alacakları
bildirmesi zorunludur.
Alacakları, bildirim tarihindeki değerleri esas alınmak suretiyle
beyan olunur.
Konuya ilişkin yargının verdiği kararlar özet olarak şöyledir:
1- Suç tarihinde yürürlükte bulunan mülga 765 sayılı TCK.nun 44.
maddesindeki “Kanunu bilmemek mazeret sayılmaz” hükmü karşısında,
sanığın kanunları tam olarak bilmediği için söz konusu …’yı .mal bildirimine
yazmadığına yönelik temyiz sebeplerinde de haklılık görülmemiştir. 372
2- ...gerçeğe aykırı mal bildiriminde bulunma suçuna gelince; Sanığın,
30.09.1999 ve 05.10.1999 tarihlerinde …’tan aldığı borçlarla ilgili olarak …’un
tanık sıfatıyla dinlenerek alacak-borç ilişkisinin bulunup bulunmadığı, var ise
ödeme süresi ve miktarı konusunda beyanının tespitinden sonra sonucuna göre
karar verilmesi gerekirken eksik soruşturma ile yazılı şekilde hüküm tesisi, 373
3- 3628 sayılı Kanunun 5. maddesinde öngörülen “Bu kanun kapsamına
giren görevlilerin kendilerine, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait
bulunan taşınmaz malları... mal bildiriminin konusunu teşkil eder” hüküm
dikkate alınıp, sanığın daha evvel boşanmış olduğu eşine ve velayeti altında
olmayan kızına ait mal varlıklarının 9.6.1998 tarihli mal bildiriminin konusunu
oluşturmayacağı 374
AY 3.D. 1.5.2007 t. ve E:2007/1055, K:2007/1052 s. K. (Uğur, s, 133.)
Yargıtay 7. CD. 12.3.2007 t. ve, E:2004/2012, K:2007/1547 s. K. (Uğur, s, 185.)
374
Yargıtay 7. CD. 7.7.2003 t. ve, E:2003/1322, K:2003/5799 s. K. (Uğur, s, 188.)
372
373
184
2.15. BORÇLARI 375
Mal beyanında bulunmakla yükümlü kişi kendisine, eşine ve
velayeti altında bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını
doldurmayan çocuklarına ait olan borçları ile ilgili net aylık tutarının beş
katından fazla değer ve tutarındakiler ile ilgili beyanda bulunmak
zorundadır.
Borçları; geri verilmek üzere alınan veya ödenecek olan para, mal
ve bu borcun sebebidir.
Borç: Geri verilmek üzere alınan veya ödenmesi gerekli para, başka
bir şeydir. Alacaklı ve borçlu adı verilen iki taraf arasında meydana
gelen ve borçlu olan tarafın alacaklıya karşı belli bir davranış biçiminde
(edimde) bulunmakla yükümlü olduğu, alacaklının da borçludan bu
davranış biçiminin yerine getirilmesini isteyebileceği (ifayı talep
edebileceği) hukuksal bir bağdır. Borcun kaynakları, taraflar arasında bir
borç ilişkisi doğmasına yol açan olaylar, olgulardır.
Akitden doğan borçlar; bir hukuki işlemden doğan borçlardır.
Hukuki işlem, hukuki bir sonuç doğurmak amacıyla, irade beyanında
bulunmaktır.
Net aylık tutarının beş katını geçmeyen borçları ve velayeti altında
olmayan onsekiz yaşını dolduran çocuklarına, ana, baba, kardeş ve diğer
yakın akrabası ile boşandığı veya nikâhsız eşine ait borçları ile ilgili
bildirim yapılmasına gerek bulunmamaktadır. Yani, borçların tamamı
değil, net aylık tutarının beş katını geçenler bildirilecektir.
Ayrı ayrı borçları, net aylığının beş katından az, ancak toplam
borçları net aylığının beş katından fazla olan kişinin bu borçları
bildirmesi zorunludur.
Borçları, bildirim tarihindeki değerleri esas alınmak suretiyle beyan
olunur.
Konuya ilişkin yargının verdiği kararlar özet olarak şöyledir:
1- 3628 sayılı Yasanın 5. maddesine göre, sanık….nın maaşının tespiti
yapılarak şikayet konusu borçlarının bu madde kapsamında mal bildiriminin
konusunu teşkil edip etmeyeceği belirlenmesi gerekir. 376
375
376
3628 s. MBBRYMK, Md. 5, Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 8/b-7
Yargıtay 7. CD. 09.12.2003 tarih ve E:2003/3503, K:2003/11970 s. K. (Uğur, s, 132.)
185
2- Yasa ve yönetmelik, bildirilmesi gerekli olan borç, alacak ve diğer haklar
için net aylık gelirinin beş katından fazla değer ve tutarı, kendisine aylık
ödenmeyenler için de benzer bir ölçüyü esas almıştır. Bu miktarın üstünde olan
her hak ve borcun kendi içindeki toplamlarının bildirilmesi zorunluluğu yasada
“…beş katından fazla tutarındaki her biri için ayrı ayrı olmak üzere…”,
yönetmelikte ise “…ayrı ayrı toplam değerleri…” şeklinde ifade edildiğinden,
ayrı ayrı borçları, net aylığının beş katından az, ancak toplam borcu net
aylığının beş katından fazla olan kişinin mal bildirimi formunda bu borcu
bildirmesi zorunludur. 377
3- Sanık, Renault Megane marka otomobili babası adına Oyak
kampanyasından aldığını, taksit ödememelerini babasının yaptığını, araç kendi
adına kayıtlı olmakla birlikte fiilen kendisine ait olmaması nedeniyle beyan
etmediğini, Fiat Albea marka otomobili ise, borcunu ödemediği için kredi veren
banka tarafından haciz konması nedeniyle mülkiyetinde olmadığını düşünerek
beyan etmediğini ileri sürmekte ve temyiz dilekçesinde belirtmekte ise de, 3628
sayılı Kanunun 5. maddesinde bildirim konusu olan malların kamu görevlisinin
fiilen kullanımında olup olmaması bakımından bir ayrım yapılmadığı,
borçlarında mal bildiriminde “Bölüm-7 Borç Alacak Bilgileri” hanesinde
gösterilmesi gerektiği, ayrıca, beyan edilen mal veya nakitin nereden, hangi
tarihte ve nasıl temin edildiğinin açıklanması yapılmak suretiyle
belirtilebileceğinden, temyiz sebepleri kabule değer görülmemiştir.Suç tarihinde
yürürlükte bulunan mülga 765 sayılı TCK.nun 44. maddesindeki “Kanunu
bilmemek mazeret sayılmaz” hükmü karşısında, sanığın kanunları tam
olarak bilmediği için söz konusu …’yı .mal bildirimine yazmadığına yönelik
temyiz sebeplerinde de haklılık görülmemiştir. 378
4- ...gerçeğe aykırı mal bildiriminde bulunma suçuna gelince; Sanığın,
30.09.1999 ve 05.10.1999 tarihlerinde …’tan aldığı borçlarla ilgili olarak …’un
tanık sıfatıyla dinlenerek alacak-borç ilişkisinin bulunup bulunmadığı, var ise
ödeme süresi ve miktarı konusunda beyanının tespitinden sonra sonucuna göre
karar verilmesi gerekirken eksik soruşturma ile yazılı şekilde hüküm tesisi, 379
5- 3628 sayılı Kanunun 5. maddesinde öngörülen “Bu kanun kapsamına
giren görevlilerin kendilerine, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait
bulunan taşınmaz malları... mal bildiriminin konusunu teşkil eder” hüküm
dikkate alınıp, sanığın daha evvel boşanmış olduğu eşine ve velayeti altında
Danıştay Birinci Dairesinin 22.01.1991 tarih ve E:1991/3, K:1991/7 sayılı kararı.
AY 3.D. 1.5.2007 t. ve E:2007/1055, K:2007/1052 s. K. (Uğur, s, 133.)
379
Yargıtay 7. CD. 12.3.2007 t. ve, E:2004/2012, K:2007/1547 s. K. (Uğur, s, 185.)
377
378
186
olmayan kızına ait mal varlıklarının 9.6.1998 tarihli mal bildiriminin konusunu
oluşturmayacağı 380
6- Sanığın, 30.4.1985 tarihli mal beyanında; 2.400.000 TL. para, 300.000
TL değerli bilezik ve iki tabanca, 21.5.1990 tarihli mal beyanında; Dikmen’de
40.000.000 TL değerli ev, 6.000.000 TL para, 3.600.000 TL. değerli 10 adet
bilezik, iki adet tabanca, 24.8.1993 tarihli ek mal beyanında; 215.000.000 TL.
değerinde Etlik’te daire, 8.7.1994 tarihli ek mal beyanında; 175.000.000 TL,
1993 model Renault Broadvay marka araç, 6.1.1995 tarihli mal beyanında;
Etlik’te ve Dikmen’de daire, 1993 model Broadvay araç, 50.000.000 TL. para, 10
adet bilezik, iki adet tabanca, 25.1.2000 tarihli mal beyanında; Etlik ve
Dikmen’de daire, 1993 model Broadvay araç, iki tabanca, 23.8.2000 vadeli
1.480.000.000 TL.’lik hazine bonosu, 19.4.2000 vadeli 5.325.000.000 TL’lik
hazine bonosu, 2100 USD, 10 adet altın bilezik, 5.3.2004 tarihli ek bayanında;
2.3.2004 edinme tarihli 42.500.000 TL. değerli 2004 model Opel Astra marka
otomobil, 18.1.2005 tarihli beyanında;Dikmen ve Etiler’de daire, Opel Astra
marka otomobil, iki tabanca, 3.10.2005 vadeli 125.000.000.000 TL’lik hazine
bonosu, 20 adet altın bilezik bildirimlerinde bulunduğu 14.2.2005 tarihli
müfettişliğe verdiği mal beyanında; Çankaya ve Keçiören’de daire (1986 ve 1993
edinme tarihli) Opel marka araç, iki tabanca 3.10.2005 vadeli 125.000.000.000
TL’lik hazine bonosu ve 20 adet bilezik bildirmiştir. Sanığın bir oğlunun
12.10.1998 tarihinden itibaren bir şirkette çalıştığı, net maaşının 2004 yılı
Eylül ayı itibariyle 608.620.000 TL. olduğu, diğer oğlunun Bursa Belediyesinde
veteriner hekim olarak görev yaptığı 2004 yılı Ekim ayı itibariyle net maaşının
854.639.000 TL olduğu, gelininin ise 2004 yılı Aralık ayı net maaşının
474.000.000 TL. olduğu dosyada mevcut evrakla anlaşılmıştır. Sanığın
oğullarından …. tarafından 15.3.2004 tarihinde satın alınan Bursa Orhangazi
İlçesi Hüdavendigar mahallesi … parsel’de kayıtlı taşınmaza ve diğer oğlu ….
tarafından 10.11.2004 tarihinde satın alınan Bursa Orhangazi ilçesi Çekirge
mahallesi … parsele ait tapu kayıtları dosyada mevcut olup sanık bu dairelerin
bir miktarının kendi parası bir miktarının oğullarının tasarrufuyla 18 milyar ve
73 milyara satın alındığını belirtmiştir. Sanığın bankalardaki hesaplarına ait
tüm kayıtlar celbolunmuştur. Dairemizce tayin edilen üç kişilik-bilirkişi heyeti
sundukları 7.8.2006 tarihli raporlarında; … 2000-2005 yılları arasında banka
kredisi gibi bir borçlanma olmaksızın mal varlığında meydana gelen kayda
değer artışa rağmen bu artış ve harcamalarının kaynak olarak gösterdiği
380
Yargıtay 7. CD. 7.7.2003 t. ve, E:2003/1322, K:2003/5799 s. K. (Uğur, s, 188.)
187
(kendisinin ve çocuklarının maaşları ile iki evin kira bedelleri ve bankadaki
paraların faizi) gelirlerinin birikim ve harcamaları ile orantılı olduğu,
edinimlerinin haksız mal edinme niteliğinde oluşmadığı kanaatini
bildirmişlerdir. Sanığın üzerine atılı müsnet suçu işlediğine dair dosyada
iddiadan başka mahkumiyeti için yeterli kesin ve inandırıcı delil elde
edilemediğinden BERAATİNE 381
7- Sanığın hazırlıkta müfettişçe CMUK.nun 135. maddesine uygun
şekilde alınan beyanında, karısının Pelitköy-Burhaniye’de bulunan yapı
kooperatifine kendisinin bilgisi dışında üye olduğunu, bu durumun 1996 yılı
sonunda eşinin ödeme güçlüğüne düşmesi üzerine öğrendiğini, borcu kapatmak
amacıyla kooperatif hissesini, 1996 yılında …devrettiklerini, kooperatifine o
tarihte halen inşaat halinde olduğunu belirttiği cihetle, sanığın eşi …. ile
kooperatif hissesini o tarihte devraldığı iddia olunan …’nın dinlenilerek
kooperatife ait kayıt ve belgelerde getirtilip hisse devir işleminin hangi tarihte ye
ne suretle yapıldığı tespit edilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken
eksik araştırmayla yazılı şekilde hüküm tesisi 382
8- Sanığın beyanlarında 1975 yılında memuriyete başladığını, eşinin de
memur olduğunu ve 16 yıldan beri birlikte çalıştıklarını, eşine babasından 1984
yılından 2.600.000 lira miras kaldığını kendisinin babasından kalma ev, arsa
hisselerinin olduğunu, bu ek gelirlerle ve birlikte aldıkları maaşlarla dava
konusu taşınmazları aldıklarını, haksız mal edinmediğini savunması karşısında
ve 1995 yılında verilen mal bildiriminde gösterilen nüfus vakfından alınan
18.000.000 liralık borç ve savunmaları nazaran alınarak ve değerlendirilerek
sanığın ve eşinin 1995 yılı ve önceki yıllarda verdikleri mal bildirimleri
getirtilip, savunmada öne sürülen hususların doğruluğu araştırılıp tespit
edilerek edinimlerin tamamının haksız mal edinme niteliğinde olup olmadığı
konusunda yeniden 3 kişilik uzman bilirkişi heyetine tespit yaptırılarak
sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak
karar verilmesi 383
Yargıtay 7. CD. 15.11.2006 t. ve, E:2005/1, K:2006/1 s. K. (Uğur, s, 236.)
Yargıtay 7. CD.28.2.2005 t. ve, E:2003/11854, K:2005/1197 s. K. (Uğur, s, 244.)
383
Yargıtay 7.CD. 28.12.2001 t ve, E:2001/17160, K:2001/20327 s. K. (Uğur, s, 249.)
381
382
188
2.16. GELİRLERİ 384
Mal beyanında bulunmakla yükümlü kişi kendisine, eşine ve
velayeti altında bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını
doldurmayan çocuklarına ait olan gelirleri ile ilgili net aylık tutarının beş
katından fazla değer ve tutarındakiler ile ilgili beyanda bulunmak
zorundadır.
Gelirleri; aylık ücret dışında gelen para, kira, getiri, nema, faiz gibi
gelirleri ve bu gelirlerin kaynaklarıdır.
Gelir: Kişinin dönem başındaki servetinin dönem sonundaki
servetine eşit olması koşuluyla, o dönem içinde tüketebileceği mal ve
hizmet miktarı toplamıdır.
Gelir; bir gerçek kişinin, bir takvim yılı içerisinde elde ettiği kazanç
ve iratların safi (net) tutarıdır. Geliri oluşturan kazanç ve iratlar
şunlardan oluşmaktadır:
1. Ticarî kazançlar,
2. Ziraî kazançlar,
3. Ücretler,
4. Serbest meslek kazançları,
5. Gayrimenkul sermaye iratları,
6. Menkul sermaye iratları,
7. Diğer kazanç ve iratlar.
Gelir Vergisi Kanununda aksine hüküm olmadıkça, yukarıda yazılı
kazanç ve iratlar gelirin tespitinde gerçek ve safi miktarları ile nazara
alınır. 385
Kazanç: Satılan bir mal, yapılan bir iş veya harcanan bir emek
karşılığında elde edilen para, getiri, temettü. Yarar, çıkar, kâr
Sermaye: 1. Belli bir bedel karşılığı üretim sürecinde üretim
faktörlerinden biri olarak yer alan birden çok dönemde kullanılan,
emeğin verimliliğini artıran ve kendisi de üretilmiş olan her türlü araç
gereç. 2. Gelir yaratma yeteneğine sahip mali veya fiziksel her türlü
varlık.
384
385
3628 s. MBBRYMK, Md. 5, Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 8/b-8.
193 s. Gelir Vergisi Kanunu Md.1 ve 2
189
Kira Geliri: Bir konutun, bir mülkün veya taşıt gibi herhangi bir
şeyin belli bir bedel karşılığında, bir süre için sahibi tarafından başkasına
verilmesi, icar, sonucu elde edilen gelir.
Faiz: İşletmek için bir yere ödünç verilen paraya karşılık alınan kâr,
getiri, ürem, nema.
Ücret Geliri: Aylık ücret dışında, iş gücünün karşılığı olan para ve
mal. Emek karşılığında alınan para.
Net aylık tutarının beş katını geçmeyen gelirleri ve velayeti altında
olmayan onsekiz yaşını dolduran çocuklarına, ana, baba, kardeş ve diğer
yakın akrabası ile boşandığı veya nikâhsız eşine ait gelirleri ile ilgili
bildirim yapılmasına gerek bulunmamaktadır. Yani, gelirlerin tamamı
değil, net aylık tutarının beş katını geçenler bildirilecektir.
Ayrı ayrı gelirleri, net aylığının beş katından az, ancak toplam
gelirleri net aylığının beş katından fazla olan kişinin bu gelirleri
bildirmesi zorunludur.
Gelirleri, bildirim tarihindeki değerleri esas alınmak suretiyle beyan
olunur.
Konuya ilişkin yargının verdiği kararlar özet olarak şöyledir:
1- Suça konu üç araca ait trafik dosyaları getirtilip alım satım tarihleri
araştırılarak ne zaman beyannamelere konu edilebileceğinin saptanması, sanığın
gelirleri ve şirket ortaklığının ayrı ayrı tespit edilerek diğer edinimlerinin
maaşının 5 kat fazlası olup olmadığının araştırılması ve buna göre her bir
eyleminin tespiti ile mal bildirimlerini vermesi gerektiği tarihlerin saptanması
gerekir. 386
2- Suç tarihinde yürürlükte bulunan mülga 765 sayılı TCK.nun 44.
maddesindeki “Kanunu bilmemek mazeret sayılmaz” hükmü karşısında,
sanığın kanunları tam olarak bilmediği için söz konusu …’yı .mal bildirimine
yazmadığına yönelik temyiz sebeplerinde de haklılık görülmemiştir. 387
3- Sanıklar savunmalarında, haksız edindikleri iddia olunan malların
kaynağı olarak, babalarından miras yoluyla intikal eden gayrimenkuller ile
bunların kira geliri, yakınlarından aldıkları ziynet eşyaları, ticari
faaliyetlerinden ve maaşlarından elde ettikleri kazançları gösterdikleri cihetle,
sanıkların mal varlıkları ve edinilme tarihleri saptanıp, babalarından kalan
386
387
Yargıtay 7. CD. 30.12.2003 t. ve E:2003/1327, 2003/13103 s.K. (Uğur, s, 132.)
AY 3.D. 1.5.2007 t. ve E:2007/1055, K:2007/1052 s. K. (Uğur, s, 133.)
190
servet ve bunun kardeşler arasındaki taksimi ile kendilerine ziynet eşyası
verdikleri ileri sürdükleri yakınlarının gelir durumu, sahip oldukları
gayrimenkullerin rayiç kira getirisinin ne olabileceği, kira ödeyen kiracılarının
varsa ticari defter ve vergi kayıtları incelenip, sanıkların gelir elde ettikleri
şirketlerin giderleri belirlenip karlılık durumları saptanıp, sosyal durumlarına
göre yapmaları gereken harcamalarda nazara alınacak şekilde, yasal ve genel
ahlaka uygun gelirleri ile sahip oldukları mallar, Sayıştay denetçilerinden
oluşturulacak üç kişilik bilirkişi heyeti,ne tespit ettirilerek, sonucuna göre
hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekir. 388
4- ÖZET: Dört yıl içinde verilen üç ayrı mal bildiriminde gerçeğe aykırı
bildirimlerde bulunulduğu sabit olduğu halde dosyada mevcut üç ayrı bilirkişi
raporundan “sanığın her yıl muntazaman mal beyanında bulunduğu ve mal
varlığındaki değişimleri de beyan ettiği” yönünde dosyayla uyuşmayan, afaki
bilgiler içeren 7.2.2006 tarihli rapora itibar edilerek delil yetersizliği ve
unsurları itibariyle suçun oluşmadığından bahisle beraat kararı verilmesi
yasaya aykırıdır. “…Sanığın kendisi adına 6.6.2000 ve 18.3.2003 tarihli, eşi
adına 3.12.2001 tarihli ek mal bildirimi verdiği bu tarihler itibariyle maliki
bulunduğu Gebze’deki … ve … no’lu parsellerde 2252 ve 1240 metrekarelik
tarlalar, İzmir Karaburun Merkez Mahallesinde 20.6.1991 tarihinde edindiği
1960 metrekarelik tarla, Antalya Kesirler Köyünde kız kardeşi ... ile müştereken
sahip olduğu 26.12.1997 tarihinde edindiği 3356 metrekarelik arsa, İstanbul
Üsküdar Beylerbeyi Mahallesi Havuzbaşı Sokak … pafta, … ada, ... parselde
26.11.1999 tarihinde edinilen 294 metrekarelik ahşap ev,aynı yer ... parselde
aynı tarihte edinilen 8/6 hissesine sahip olduğu 119 metrekarelik arsa, İstanbul
Çavuşbaşı Y. Selim Mahallesi Güzelbahçede B2 vasfında tapusuz arazi olduğu
kabul edilip miras kaldığı ileri sürülen 5000 metrekarelik arsa ve bu arsa
üzerinde 31.12.1999 tarihinde yapılan üç adedi 300 metrekare, bir adedi 180
metrekare olan betonarme binalar, emekli olmadan önce 11.9.2002 tarihinde 2
milyar lira karşılığı hissesinin -ki sermaye artırımı sonucu 23.12.2002 itibariyle
400 milyar liraya çıkmıştır- yüzde kırkına ortak olduğu ... Denizcilik A.Ş.deki
ortaklığı ile 1998 yılından itibaren çeşitli bankalarda milyarlarca liralık ve
yüzbin doları aşan hesap hareketleri ve emekliliğinden beş ay sonraki tarih
itibariyle Takasbank’ta çeşitli menkul kıymet şirketlerinde 6 ayrı hesapta 3,5
trilyon lirayı aşkın hisse senetlerini bildirmediği gibi, edinim tarihi dosyadan
belli olmamakla birlikte eşi …’e miras kaldığı belirtilen İstanbul Fatih Haydar
388
Yargıtay 7. CD. 5.4.2004 t. ve E:2004/5450, 2004/4693 s.K. (Uğur, s, 127.)
191
Mahallesi … ada, … parselde hisseli 41 metrekarelik arsa, Unkapanı’nda yarı
hisseli bir apartman dairesi ve ... Denizcilik A.Ş.deki hissesini de bildirmediği,
böylece dört yıl içinde verdiği üç ayrı mal bildiriminde gerçeğe aykırı
bildirimlerde bulunduğu sabit olduğu halde dosyada mevcut üç ayrı bilirkişi
raporundan “sanığın her yıl muntazaman mal beyanında bulunduğu ve mal
varlığındaki değişimleri de beyan ettiği” yönünde dosyayla uyuşmayan, afaki
bilgiler içeren 7.2.2006 tarihli rapora itibar edilerek delil yetersizliği ve
unsurları itibariyle suçun oluşmadığından bahisle beraat kararı verilmesi…” 389
5- Sanık savunmasında, 1997 yılında Gölbaşı’ndaki evini 2.500.000.000
liraya satarak paranın bir kısmını faiz geliri için bankaya yatırdığını, geçen
zaman içinde paranın faiz geliriyle tespit edilen miktara ulaştığını, mal
bildiriminde sadece ana parayı yazdığını, faiz gelirini yazmadığını, çevresindeki
kişilerin kendisine faizi bildirme dediklerini, bu nedenle mal bildiriminde
bankadaki parayı eksik bildirdiğini, suç kastının bulunmadığını ileri sürmüş
olup, Ziraat Bankasından gönderilen ve sanığın hesaplarında bulunan paraların
vade başlangıçlarını gösteren 08.09.2000 tarihli yazıda hesapların hangi tarihte
ve miktarla açıldığı gösterilmemiş bulunduğu cihetle, adı geçen bankadan
sanığın mevduat hesaplarının hangi tarihte, hangi miktarla açıldığını ve hesap
hareketlerini gösteren ayrıntılı dokümanın getirtilerek incelenmesini müteakip
olup, savunmada ileri sürülen hususların doğruluğunun saptanması halinde,
mal bildiriminde bankadaki paranın eksik gösterilmesinin ve döviz hesabının
gösterilmemesinin beşeri hatadan kaynaklanıp kaynaklanmadığı ve sanığın suç
işleme kastının bulunup bulunmadığı tartışılıp sonucuna göre sanığın hukuki
durumunun değerlendirilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde
hüküm tesisi, 390
6- 3628 sayılı Kanunun 5. maddesinde öngörülen “Bu kanun kapsamına
giren görevlilerin kendilerine, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait
bulunan taşınmaz malları... mal bildiriminin konusunu teşkil eder” hüküm
dikkate alınıp, sanığın daha evvel boşanmış olduğu eşine ve velayeti altında
olmayan kızına ait mal varlıklarının 9.6.1998 tarihli mal bildiriminin konusunu
oluşturmayacağı 391
7- Emekli Sayıştay Uzman Denetçilerinden oluşturulan üç kişilik bilirkişi
kurulu tarafından düzenlenen 14.06.2002 tarihli raporda ise özetle; Dosyadaki
hesap ekstrelerinin tek tek incelenmesinde, söz konusu paraların büyük
Yargıtay 7. CD. 4.7.2007 t. ve, E:2006/7187, K:2007/5352 s. K. (Uğur, s, 186.)
Yargıtay 7. CD. 31.5.2005 t. ve, E:2003/13600, K:2005/5204 s. K. (Uğur, s, 186.)
391
Yargıtay 7. CD. 7.7.2003 t. ve, E:2003/1322, K:2003/5799 s. K. (Uğur, s, 188.)
389
390
192
bölümünün faiz gelirlerinden müteşekkil olduğunun görüldüğü, sadece Trabzon
İş Bankasından, aynı bankanın Anafartalar şubesine ve son olarak da Vakıflar
bankası Meşrutiyet şubesine intikal eden hesaptan, 30.05.2000 tarihi itibariyle
elde edilen faiz gelirinin 389.350.826.510 lira olduğu, o yıllarda faiz oranlarının
yüksek olması nedeniyle diğer hesaplardan da yüksek faiz geliri elde edildiği;
Sanığın, kendisi ve karısı adına olan banka hesaplarını vergi dairesine beyan
ettiği, 1998-1999 yıllarında tahakkuk eden gelir vergisini ödediklerinin tespit
edildiği; Dava dosyasındaki belgelerden, tanık ifadelerinden, söz konusu
hesaplardaki paraların ilk açılış miktarlarının aile fertleri tarafından sanığa
verildiği, Maltepe şubesindeki hesabın evveliyatının da sanığın eşi adına açılan
16.978.412.400 lira olarak açılan hesap olup, dolayısıyla bu paranın sanığın
eşine ait olduğu, ilk açılış miktarının da mal bildirimlerindeki değerlerle
örtüştüğü; Sanığın düzenli olarak mal beyanı verdiği, menkul, gayrimenkul ve
ziynet eşyalarını tek tek beyan ettiği, fakat mal bildirimi ile ilgili yasayı yanlış
yorumlayarak kendi adına bankada bulunan fakat ailenin tamamına ait olan
paraları beyan etmediği, dosya kapsamına nazaran sanığın babası ve
kardeşlerinin mal varlıkları ve gelir düzeylerinin söz konusu hesaplardaki ana
paraları sağlayabilecek durum da olduğunun anlaşıldığı; Sonuç olarak sanığın
haksız mal edinmediği, dava konusu banka hesaplarındaki paraları, mal
bildirimine ilişkin yasayı hatalı yorumlayarak bildirmediği, sanığın gizleme
kastının bulunmadığı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir. 392
8- Sanığın, duruşma esnasında verdiği yazılı savunmada, kendisine havale
yolu ile kayınbiraderi .., kardeşi .., oğlu …un kirvesi olan ... tarafından çeşitli
zamanlarda döviz ve Türk Lirası cinsinden para gönderildiğini iddia etmesi,
yine kayınpederi tarafından kendine sürekli maddi yardımda bulunulduğunu
belirtmesi karşısında, bu kişilerin tanık olarak dinlenmesi ve gönderildiği iddia
olunan maddi yardımların miktarı ve neye dair gönderildiğine ilişkin
ifadelerinin tespiti gerekirken beyanları alınmadan ve sanığın dosyaya sunduğu
dekontlar ilgili bankalardan sorulmak suretiyle araştırılmadan eksik inceleme ile
karar verilmesi, 29.11.2004 ve 15.7.2004 tarihli bilirkişi raporlarında, sanığın
çeşitli bankalarda bulunan hesaplarındaki mevduatın değerlendirilmediği,
malvarlığına esas alınmadığı ve gelir-gider karşılaştırılmasına dahil edilmediği
ve kaynağının açıklanmadığı anlaşıldığından yetersiz bilirkişi raporuna
dayanılarak yazılı şekilde hüküm tesisi yasaya aykırı görüldüğünden hükmün
BOZULMASINA 393
392
393
Yargıtay CGK. 30.05.2006 t. ve, E:2005/7-173, K:2006/145 s. K. (Uğur, s, 230.)
Yargıtay 7. CD. 19 2 2008 t. ve, E:2005/6246, K:2008/5514 s. K. (Uğur, s, 240.)
193
9- Müdahil vekilinin haksız mal edinme suçundan verilen beraat kararına
yönelik temyizine göre yapılan incelemede; Sanığın 1995 ve 2000 tarihli mal
bildirimlerinde gösterdiği Ankara Eryaman’daki ev ile bildirimde bulunmadığı
İstanbul Üsküdar’da eşi adına kayıtlı evin raiç değeri araştırılıp, eşine ait
Akbank Acıbadem Şubesindeki … ve … no’lu döviz hesapları ile eşiyle müşterek
olan Koçbank Bahariye şubesi vadeli ve vadesiz hesaplardaki 110.150 ve 69
USD. para gözetilip malvarlığının kaynağı olarak gösterilen kayınpederine ait
ticari taksinin kayınpederi vefat etmeden önce 3.4.1995 tarihinde 190.000.000
TLye satıldığı da nazara alınarak yasal gelirleri ile mal varlığındaki aktif ve
pasiflerin birlikte değerlendirilmesi suretiyle, konusunda uzman bilirkişiye
incelettirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturma
ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi yasaya aykırıdır. 394
10- Sanıklar savunmalarında, haksız edindikleri iddia olunan mallarının
kaynağı olarak, babalarından miras yoluyla intikal eden gayrimenkuller ile
bunların kira geliri, yakınlarından aldıkları ziynet eşyaları, ticari
faaliyetlerinden ve maaşlarından elde ettikleri kazançları gösterdikleri cihetle,
sanıkların mal varlıkları ve edinilme tarihleri ayrıntılı şekilde saptanıp,
babalarından kalan servet ve bunun kardeşler arasındaki taksimi ile kendilerine
ziynet eşyası verdikleri ileri sürdükleri yakınlarının gelir durumu, sahip
oldukları gayrimenkullerin rayiç kira getirişinin ne olabileceği, kira ödeyen
kiracılarının varsa ticari defter ve vergi kayıtları incelenip, sanıkların gelir elde
ettikleri şirketlerin giderleri belirlenip kârlılık durumları saptanıp, sosyal
durumlarına göre yapmaları gereken harcamalarda nazara alınacak şekilde,
yasal ve genel ahlaka uygun gelirleri ile sahip oldukları mallar, Sayıştay
denetçilerinden oluşturulacak üç kişilik bilirkişi heyetine tespit ettirilerek,
sonucuna göre hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekirken, sanıkların
sundukları belgeler ve gösterdikleri savunma tanıklarının anlatımlarına ilişkin,
karşıt inceleme yapılmaksızın hazırlanan yetersiz bilirkişi raporlarına itibarla,
eksik soruşturmaya dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi 395
11- Sanık hakkında, 10.10.1996 suç tarihinde Yaşarbank Ankara
Necatibey şubesine yatırdığı 13 milyar liralık birikimini, aldığı maaşla
gerçekleştiremeyeceği böylece haksız mal edinip, haksız edinilen malı
gizlediğinden bahisle kamu davası açılmış olup, yargılama ve muhakkik
soruşturması aşamasında sanık yurtdışındaki yakınlarının yardımı yanında,
ailesinin hububat satışından elde ettiği gelirlerinden de faydalandırdığını
394
395
Yargıtay 7. CD. 22.3.2007 t. ve, E:2004/19055, K:2007/1972 s. K. (Uğur, s, 240.)
Yargıtay 7. CD. 5.4.2004 t. ve, E:2004/5450, K:2004/4693 s. K. (Uğur, s, 244.)
194
savunması karşısında, savunmanın değerlendirilmesi açısından suç tarihlerini
kapsayan dönemde Toprak Mahsulleri Ofisine sanık veya ailesi tarafından
hububat satışı yapılıp yapılmadığı ve babasının serveti ile adına kayıtlı tarlaları
bulunup bulunmadığı varsa bunların tapu kayıtları, ekiminden gelir elde edip
etmediği araştırılarak tesbiti ile dosyanın yeniden hukukçu, emlakçı ve
muhasebecilerden oluşan üç kişilik bilirkişi heyetine tevdi edilip sanığın mal
varlığının yasal ve genel ahlaka uygun gelirleri ile karşılaştırılarak
edinimlerinin haksız mal edinme niteliğinde olup olmadığı saptanıp hasıl olacak
sonuca göre suç vasfı ve sanığın hukuki durumunun tayin ve taktiri gerekirken
eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi 396
12- Sanık baştan beri değişmeyen beyanlarında -boş zamanlarında boyabadana işj ile uğraştığını, … İlköğretim Okulu ve … Lisesi olmak üzere çeşitli
okulların badana işini yaptığını sürücü kurslarında Milli Eğitim sınav
sorumlusu olarak görev aldığını ve … Lisesinde kurslarda yöneticilik ve Bölge
İdare Mahkemelerinde bilirkişilik yaparak evinin bir odasını kapatıp okullara
ciltçilik yaparak ek gelir elde ettiğini savunması karşısında bu savunmaları da
nazara alınarak ve değerlendirilerek adına kayıtlı bulunan taşınmaz mallar ile
otomobilin edinme tarihi itibariyle değerleri tesbit edilerek edinim tarihinden
önceki dönemde sanığın mal bildirimlerindeki aktifler yasal ve genel ahlaka
uygun gelirleri karşılaştırılarak edinimlerin tamamının haksız mal edinme
niteliğinde olup olmadığının konusunda uzman 3 kişilik bilirkişi heyetine tesbit
ettirilmeden eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi 397
13- Sanık baştan beri değişmeyen savunmalarında eşinin hemşire olması
nedeni ile boş zamanlarında sağlıkla ilgili faaliyetleri olduğu, kendisinin de
memuriyet sıfatı ile resmi kayıtlı olmasa da ticari faaliyetleri bulunduğunu
savunması karşısında bu savunmalarda nazara alınarak bu konuda idari
soruşturma olup olmadığı da tesbit edilip kendisi ve eşinin adlarına kayıtlı
bulunan taşınmaz mallar ile otomobilin edinme tarihleri itibarı ile değerleri
tesbit edilerek, edinim tarihlerinden önceki dönemde sanığın mal
bildirimlerindeki aktifler, özlük ve kadro durumu itibarı ile maaşı ve sınav
komisyonlardaki görevleri nedeni ile aldığı ek ücretlerde nazara alınarak yasal ve
genel ahlaka uygun tüm gelirleri karşılaştırılıp edinimlerinin tamamının haksız
mal edinme niteliğinde olup olmadığının konusunda uzman üç kişilik bilirkişi
396
397
Yargıtay 7. CD. 12.11.2002 t. ve, E:2002/16028, K:2002/15956 s. K. (Uğur, s, 245.)
Yargıtay 7. CD. 4.7.2001 t. ve, E:2001/11007, K:2001/12591 s. K. (Uğur, s, 246.)
195
heyetine tesbit ettirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve.
takdiri gerektiğinin gözetilmemesi 398
14- ÖZET: Daire; sanığın iddia konusu malları haksız biçimde edindiği
yönündeki ortaya çıkan şüphenin aksinin ispatlanamadığını, keza, sosyal
yaşantısı bakımından geliriyle uygun olduğu kabul edilemeyecek harcamaların
olduğunun da kanıtlanmadığını, bunun sonucu olarak da ortaya çıkan şüpheli
durumun, sanık lehine yorumlanarak, isnat konusu eylem hakkında beraat
kararı verilmesi gerektiğim belirterek, mahkumiyet hükmünün sübut (esas)
yönünden bozulmasına karar vermiştir. “…Dava dosyasında yer alan ve sanığa
ait kredi kartı harcamalarını gösteren hesap döküm çizelgelerinden de
anlaşılacağı üzere, sanık (nakit parayla yaptığı harcamalar dikkate
alınmamasına rağmen) 1999-2002 yılları arasındaki süreçte gelir ve konumu ile
izah edilemeyecek biçimde lüks ve geniş maddi birikim gerektiren bir hayat
standardı içerisinde yaşamaya başlamıştır. Sanığın edinmiş olduğu mal
varlığının ve gelirlerinin; kanuna uygunluğunu ispatlayacak emarelerin mevcut
olmaması ve gelirleri ile harcamaları arasındaki aşırı orantısızlığının
kaynağının açıklanamadığı somut olayda, haksız mal edinmek suçunun
oluştuğunun kabulü gerekir…” 399
398
399
Yargıtay 7. CD. 27.6.2001 t. ve, E:2001/4749, K:2001/12154 s. K. (Uğur, s, 246.)
AYDK, 1.4.2005 tarih ve, E:2005/27, K:2005/32 s. K. (Uğur, s, 252.)
196
YEDİNCİ BÖLÜM
MAL BEYANI NE ZAMAN VERİLİR? 400
1. GENEL BEYAN
Kamu görevine ilk atanmada, göreve giriş için gerekli belgelerle
birlikte göreve başlamadan önce; seçimle gelinen görevlerde seçimin
kesinleşmesi tarihini izleyen iki ay içinde, diğer seçim ve atamalar ile
yazılı basın kuruluşlarında işe veya görevlerine başlama tarihini izleyen
bir ay içinde, göreve devam halinde ise, sonu (0) ve (5) ile biten yılların
şubat ayı sonuna kadar; görevin sona ermesi halinde, ayrılma tarihini
izleyen bir ay içinde, beyanların verilmesi gerekmektedir. 401
Yasa ve yönetmelik, mal beyanında bulunmakla yükümlü
kılınanların ne zaman beyanda bulunacaklarını düzenlemiştir. Buna
göre, göreve girişte (atanma, seçilme, işe başlama), göreve devam
edildiği sürede ve görevin sona ermesi halinde belirtilen sürelerde mal
beyanında bulunulmaktadır. Böylece, ilk bildirim, bildirim tekrarı ve son
bildirime “genel beyan” denilmektedir.
Konuya ilişkin yargının verdiği kararlar özet olarak şöyledir:
1- 18.4.1999 tarihinde yapılan seçimlerde milletvekili seçilen sanığın seçim
sonuçlarının kesinleştiği 27.4.1999 tarihinden itibaren iki ay içerisinde vermesi
gereken mal bildirimini beş ay onbir gün gecikmeli olarak 8.12.1999 tarihinde
verdiği anlaşılmaktadır. 402
2- Sanığın göreve başlaması nedeniyle verdiği 6.6.1996 tarihinde verdiği
mal bildiriminde 22.6.1995 tarihinde satın aldığı taşınmazı göstermediği, dava
konusu taşınmazın ipotekli olmasının bildirim zorunluluğunu ortadan
kaldırmaz. 403
3- 3628 sayılı Kanunun 5. maddesinde öngörülen “Bu kanun kapsamına
giren görevlilerin kendilerine, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait
bulunan taşınmaz malları... mal bildiriminin konusunu teşkil eder” hüküm
dikkate alınıp, sanığın daha evvel boşanmış olduğu eşine ve velayeti altında
SÖKMEN, Uğur: Kamu Hizmetinde ve Kamu Görevinde Bulunanların Servet Beyanı, Mali
Kılavuz Dergisi, Yıl:12, Sayı:47, Ocak-Mart 2010. S. 23-25
401
3628 s. MBBRYMK, Md. 6,7
402
A. Mhk. (Yüce Divan) 5.10.2007 t. ve E:2004/4, K:2007/2 s. K. (Uğur, s, 137.)
403
Yargıtay 7. CD. 27.6.2001 t. ve E:2001/4748, 2001/12155 s.K. (Uğur, s, 138.)
400
197
olmayan kızına ait mal varlıklarının 9.6.1998 tarihli mal bildiriminin konusunu
oluşturmayacağı 404
2. EK BEYAN
3628 sayılı Kanun kapsamında sayılan görevlerde bulunanlar,
eşlerinin, velayeti altındaki ergin olmayan yani onsekiz yaşını
doldurmayan çocuklarının ve kendilerinin şahsi mal varlıklarında net
aylıklarının beş katını aşan önemli bir değişiklik olduğunda, değişikliği
izleyen bir ay içinde yeni edindikleri mal, hak, gelir, alacak ve borçlara
münhasır olmak üzere ek beyan vermek zorundadırlar. 405 Ek beyanla
sadece yeni edinilen mal, hak, gelir, alacak ve borçlar bildirilecek, daha
önceki genel beyanında yer alanlar bildirilmeyecektir. İki genel beyan
arasındaki değişiklikler ek beyanla bildirilir. İlk bildirim, bildirim tekrarı
ve son bildirim arasında yapılan bu bildirime “ek beyan” denir.
2.1. MALVARLIĞINDAKİ ÖNEMLİ DEĞİŞİKLİK
Malvarlığında “önemli bir değişiklik” olduğunda bir ay içinde ek
beyanda bulunulması gerekmektedir. Malvarlığındaki önemli değişiklik,
net aylıklarının beş katını aşan 406 mahiyet ve miktardaki malın iktisabı
ile hak, alacak veya gelir sağlanması veya borçlanılması olarak tarif
edilmiştir. 407 Önemli değişiklik sadece mal varlığındaki artış için değil,
azalma içinde geçerlidir. Artış veya azalma şeklindeki değişikliklerin
beyana konu olabilmesi için net aylığının beş katını aşması gerekir. Net
aylığın beş katını aşmayan artış veya azalma şeklindeki değişiklikler için
beyanda bulunma zorunluluğu yoktur.
Konuya ilişkin yargının verdiği kararlar özet olarak şöyledir:
1- 3628 sayılı Kanunun 5. maddesinde, bildirim konusu olan malların
kamu görevlisinin fiilen kullanımında olup olmaması bakımından bir ayrım
yapılmadığından ve mal bildirimlerinin, mal varlığında önemli bir değişiklik
olduğunda bir ay içinde verilmesi zorunlu olduğundan sanığın, adına kayıtlı
bulunan ve edinme tarihi…olan…marka ve edinme tarihi …olan…marka binek
Yargıtay 7. CD. 7.7.2003 t. ve, E:2003/1322, K:2003/5799 s. K. (Uğur, s, 188.)
3628 s. MBBRYMK, Md. 6/d, Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 10
406
Ödeme yapılmayanlar için 01.07.2011 tarihi itibarıyla 2.327,67 x 5 = 11.638,35 TL. dikkate
alınacaktır.
407
Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 10
404
405
198
otomobillerini mal bildiriminde beyan etmemesi gerçeğe aykırı mal bildiriminde
bulunmak suçunu oluşturmaktadır. 408
2- Sanığın geliriyle orantılı olmayacak şekilde mal varlığında artış
olduğuna 28.02.2000 tarihinde verdiği mal beyanında belirtilen 2 adet dükkan
ile 1 adet evin edinme tarihlerinden itibaren 1 ay içerisinde bildirmediğine dair
soruşturma raporu nazara alındığında mevcut delillerin takdir ve
değerlendirmesi mahkemesine ait bulunduğu gözetilmeden itirazın kabulu
yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiş ve …Ağır
C.Mhk.nin kararının bozulması. 409
3- Sanığın 6.2.1998 tarihinde edindiği iki adet arsayı bir ay içinde ek mal
bildiriminde bulunmadığı ve 2000 yılına ait mal bildiriminde ise arsalardan
birini mal bildiriminde göstermemiş ise de; müfettiş soruşturmasında arsanın
varlığının ortaya çıkarıldığı dosya kapsamından anlaşılmış olup, sanık
savunmasında söz konusu arsayı mal bildiriminde bulunmadan önce haricen
sattığını, bu nedenle mal bildiriminde göstermediğini ileri sürmüş bulunmasına
göre, sanığın arsayı sattığı … şahsın duruşmada dinlenerek aralarında resmi
devir yapılmadan önce haricen satış anlaşması yapılıp yapılmadığı böyle bir
anlaşma yapılmış ise tarihi de belirlenerek, sanığın 2000 yılı şubat ayında
yenilediği mal bildiriminden önce haricen sattığının anlaşılması halinde arsanın
mal bildiriminde gösterilmemiş olmasında sanığın suç işleme kastı bulunup
bulunmadığı değerlendirilerek, hasıl olacak sonuca göre hukuki durumunun
tayini gerekir. 410
4- 3628 sayılı Kanunun 10/1 ve 6/d maddelerinde “mal varlığında önemli
bir değişiklik olduğunda bir ay içinde” bildirimlerinin verileceği merciilere mal
bildirimlerin verilmesi zorunlu olduğu, bu lazimeye riayet etmeyen sanığa
merciince ihtarda bulunulması gerektiği, ihtarın kendisine tebliğinden itibaren
otuz gün içinde mazeretsiz olarak bildirimde bulunmayanın tecziyesi cihetine
gidileceği gözetilerek öncelikle yetkili mercii tarafından sanığa usulüne uygun
yapılmış bir ihtaratın olup olmadığı 411
5- 3628 sayılı Kanunun 5. maddesinde öngörülen “Bu kanun kapsamına
giren görevlilerin kendilerine, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait
bulunan taşınmaz malları... mal bildiriminin konusunu teşkil eder” hüküm
dikkate alınıp, sanığın daha evvel boşanmış olduğu eşine ve velayeti altında
AY 3.D. 1.5.2007 tarih ve E:2007/1055, K:2007/1052 s.K. (Uğur, s, 132.)
Yargıtay 7. CD. 28.5.2007 t. ve E:2006/17634, 2007/4269 s.K. (Uğur, s, 138.)
Yargıtay 7. CD. 4.7.2002 t. ve E:2002/8710, 2002/10652 s.K. (Uğur, s, 139.)
411
Yargıtay 7. CD. 6.4.2000 t. ve, E:2000/73, K: 2000/5372 s. K. (Uğur, s, 175.)
408
409
410
199
olmayan kızına ait mal varlıklarının 9.6.1998 tarihli mal bildiriminin konusunu
oluşturmayacağı 412
6- Sanığın vermiş olduğu mal bildirimlerinde göstermediği iddia edilen,
Ankara Gaziosmanpaşa semtindeki dairesinin iktisap tarihi ile evin kimin adına
kayıtlı olduğunun tapu sicil kayıtlarından yoklanarak belgelerin dosyaya
eklenmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Sanık tarafından verilen her üç
beyannamede de 1 adet Mercedes marka araç gösterilmiş olup beyan dışı
bıraktığı iddia edilen … plakalı Toros marka ve … plakalı Opel Vectra marka
araçların sanık adına 1996 yılında tescil edildiği ve bu nedenle 1994-1995
yıllarına ait mal bildirimlerinde gösterilmesinin mümkün olamayacağı ve oğlu
… adına 5.2.1996 tarihinde tescil edilen … plakalı Mercedes marka aracın ise
bu tarihte reşit olan oğlu adına kayıtlı bulunması nedeniyle beyan zorunluluğu
bulunmadığının nazara alınmaması, Hükmün gerekçesinde sanığın 1994
yılında Belediye Başkanı seçildiği sırada 17-18 milyar lira değerinde Türk
parası, yabancı para ile menkulünün bulunduğu açıklanmış ise de buna ilişkin
delillerin (banka kayıt ve belgelerin) nelerden ibaret bulunduğunun denetime
olanak verecek şekilde gösterilmemesi, Sanık ve eşi adına kayıtlı bulunan
gayrimenkullerden hangi gayrimenkullerin bildirilmediği hususunun her türlü
denetime olanak verecek şekilde tesbit edilmeden eksik araştırmaya dayalı olarak
yazılı şekilde hüküm tesisi, yasaya aykırıdır. 413
2.1.1. Malvarlığı
Malvarlığı, bir kişinin hukuki bütünlük teşkil etmek üzere sahip ve
yükümlü olabileceği para ile ölçülebilen mal, hak ve borçlarının
tamamıdır. 414 Malvarlığı, gerek maddi gerek gayri maddi, taşınır veya
taşınmaz, somut veya soyut her türlü varlık ve bu tür varlıklara ilişkin
tasarruf hakkını veya ayni hakkı tevsik eden yasal belgeler veya araçlar
anlamına gelir. 415
2.1.2. Sebepsiz Zenginleşme
Sebepsiz zenginleşme; haklı bir sebep olmadığı halde başkası
aleyhine zenginleşmedir. Sebepsiz zenginleşen kişi, bu zenginleşmeyi,
aleyhine zenginleştiği şahsa iade etmek mecburiyetindedir. 416 Haksız
Yargıtay 7. CD. 7.7.2003 t. ve, E:2003/1322, K:2003/5799 s. K. (Uğur, s, 188.)
Yargıtay 7. CD. 11.10.1999 t. ve, E:1999/9424, K:1999/10212 s. K. (Uğur, s, 189.)
414
SÖKMEN, Uğur: a.g.e. s. 23.
415
BM Sözleşmesi “Sınıraşan Suçlara Karşı Md.2/d.” ve “Yolsuzlukla Mücadele Md.”
416
SÖKMEN, Uğur: a.g.e. s. 23.
412
413
200
zenginleşme; bir kamu görevlisinin mal varlığında meydana gelen ve
yasal geliri ile mantıklı bir açıklama getiremediği önemli bir artıştır. 417
Sebepsiz Zenginleşmeden Doğan Borç İlişkileri; Haklı bir sebep
olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen,
bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür. Bu yükümlülük, özellikle
zenginleşmenin geçerli olmayan veya gerçekleşmemiş ya da sona ermiş
bir sebebe dayanması durumunda doğmuş olur.
Borçlanılmamış edimin ifası; Borçlanmadığı edimi kendi isteğiyle
yerine getiren kimse, bunu ancak, kendisini borçlu sanarak yerine
getirdiğini ispat ederse geri isteyebilir. Zamanaşımına uğramış bir
borcun ifasından veya ahlaki bir ödevin yerine getirilmiş olmasından
kaynaklanan zenginleşmeler geri istenemez. Borç olmadığı hâlde
ödenmiş olan edimin geri istenmesine ilişkin diğer kanun hükümleri
saklıdır.
Zenginleşenin yükümlülüğü; Sebepsiz zenginleşen, zenginleşmenin
geri istenmesi sırasında elinden çıkmış olduğunu ispat ettiği kısmın
dışında kalanı geri vermekle yükümlüdür. Zenginleşen, zenginleşmeyi
iyiniyetli olmaksızın elden çıkarmışsa veya elden çıkarırken ileride geri
vermek zorunda kalabileceğini hesaba katması gerekiyorsa,
zenginleşmenin tamamını geri vermekle yükümlüdür.
Giderleri isteme hakkı; Zenginleşen iyiniyetli ise, yaptığı zorunlu ve
yararlı giderleri, geri verme isteminde bulunandan isteyebilir.
Zenginleşen iyiniyetli değilse, zorunlu giderlerinin ve yararlı
giderlerinden sadece geri verme zamanında mevcut olan değer artışının
ödenmesini isteyebilir. Zenginleşen, iyiniyetli olup olmadığına
bakılmaksızın, diğer giderlerinin ödenmesini isteyemez. Ancak,
kendisine karşılık önerilmezse, o şey ile birleştirdiği ve zararsızca
ayrılması mümkün bulunan eklemeleri geri vermeden önce ayırıp
alabilir.
Geri istenememe; Hukuka veya ahlaka aykırı bir sonucun
gerçekleşmesi amacıyla verilen şey geri istenemez. Ancak, açılan davada
hâkim, bu şeyin Devlete mal edilmesine karar verebilir.
Zamanaşımı; Sebepsiz zenginleşmeden doğan istem hakkı, hak
sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak iki
417
BM Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi Md. 20
201
yılın ve her hâlde zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten başlayarak on
yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Zenginleşme, zenginleşenin bir
alacak hakkı kazanması suretiyle gerçekleşmişse diğer taraf, istem hakkı
zamanaşımına uğramış olsa bile, her zaman bu borcunu ifadan
kaçınabilir. 418
2.1.3. Haksız Mal Edinme
Kanuna veya genel ahlaka uygun olarak sağlandığı ispat
edilemeyen mallar veya ilgilinin sosyal yaşantısı bakımından geliriyle
uygun olduğu kabul edilemeyecek harcamalar şeklinde ortaya çıkan
artışlar, haksız mal edinme sayılır. 419
Her türlü taşınmaz mal artışı ile net aylık tutarının beş katını geçen
taşınır mallar, hak, gelir, alacak ve borçlarında meydana gelen değişiklik,
3628 sayılı Kanuna göre mal varlığındaki önemli değişiklik olarak
nitelendirilmiştir. Mal varlığında vuku bulan önemli değişikliklerden,
Kanuna veya genel ahlaka uygun olarak sağlandığı ispat
edilemeyenlerin “haksız mal artışı” olarak dikkate alınması
gerekmektedir. 420
Haksız mal edinme tanımında iki ayrı tümce yer almıştır.
Birincisine göre; Kanuna veya genel ahlaka uygun olarak sağlandığı
ispat edilemeyen mallar haksız edinmedir. İkincisine göre ise; ilgilinin
sosyal yaşantısı bakımından geliriyle uygun olduğu kabul
edilemeyecek harcamalar şeklinde ortaya çıkan artışlar haksız
edinmedir. Böylece, yaşayış tarzları ve mal varlığı gelirleriyle uygun
olmayanların bu durumları belirlendiği takdirde, bu malları ne surette
edindiklerini yani Kanuna veya genel ahlaka uygun olarak sağlandığını
ve bu yaşayış tarzının nasıl temin edildiğini yani, sosyal yaşantısında
geliriyle uygun olmayan harcama artışı olmadığını ispat etmekle
yükümlüdür. İspat edemeyenlerin haksız mal edinmiş sayılacaklarını
Kanun kabul etmiştir. Başka bir ifadeyle, kişiler mal varlıklarının kanuna
ve genel ahlaka uygun olarak sağlandığını, sosyal yaşantısı ve
harcamalarının hukuka uygun gelirlere dayandığını belgeleriyle ispat
edeceklerdir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu, Md. 77- 82
3628 s. K, Md. 4, Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 2
SÖKMEN, Uğur: “3628 sayılı Kanuna Göre Soruşturma ve Suçlar”, Maliye Bakanlığı Personel
Genel Müdürlüğü El Kitabı: 9, Ankara, Mayıs 2005, s. 34.
418
419
420
202
Mal beyanında, bir malın edinim şekli nakit, kredi, borç gibi izah
ediliyor ve edinimin, Kanuna veya genel ahlaka uygun olarak sağlandığı
tapu, banka kayıtları gibi resmi belgelerle ispat ediliyorsa, haksız edinme
söz konusu olmayacaktır.
Kanuna uygun gelir, görev sebebiyle yapılan maaş, sosyal
yardımlar, tazminatlar gibi kayıt altındaki her türlü mutat ödemelerdir.
Bunun dışında kalan ve yasal açıklama getirilemeyen ekonomik değerler
kanuna uygun olmayan gelirlerdir. Yasa dışı işlerden elde edilen gelirin
vergilendirilmesi de ona meşruluk kazandırmaz. Örneğin; tefecilik,
medyumluk, falcılık suçtur. Suç olan bu eylemlerden elde edilen kazanç
213 sayılı VUK 9/2 maddesine göre vergi mükellefiyeti doğurup
vergilendirilse de bunlar 3628 sayılı Kanun açısından kanuna aykırı
kazançlardır.
Genel ahlak deyimi, belli bir zamanda, belli bir toplumun büyük
çoğunluğunca benimsenmiş bulunan ahlak kurallarıyla ilgili hareketleri
gösteren ve kolayca anlaşılan bir anlam taşımaktadır. 421 Genel ahlaka
karşı suçlar; hayasızca hareketler, müstehcenlik, fuhuş, kumar,
dilenciliktir. 422
Sosyal yaşantı ölçütü değişkendir, kişiden kişiye farklılık gösterir.
Sosyal çevre ve buna uygun yaşantıya göre insanların harcama ve
tasarruf oranları değişkenlik gösterebilir. Sosyal yaşantı bakımından
geliriyle uygun olduğu kabul edilmeyecek harcamalarda bulunup
bulunmadığı olayın özelliğine, kişinin statüsüne ve çevresine göre tespiti
güç ve değişken olabileceğinden, ancak bilirkişi incelemesiyle tespit
edilebilecek bir ölçüttür.
Memurların ticaret ve diğer kazanç getirici faaliyette bulunmaları
yasaktır. Memurlar Türk Ticaret Kanununa göre (Tacir) veya (Esnaf)
sayılmalarını gerektirecek bir faaliyette bulunamaz, ticaret ve sanayi
müesseselerinde görev alamaz, ticari mümessil veya ticari vekil veya
kollektif şirketlerde ortak veya komandit şirkette komandite ortak
olamazlar. (Görevli oldukları kurumların iştiraklerinde kurumlarını
temsilen alacakları görevler hariç). Memurlar, meslekî faaliyette veya
serbest meslek icrasında bulunmak üzere ofis, büro, muayenehane ve
benzeri yerler açamaz; gerçek kişilere, özel hukuk tüzel kişilerine veya
421
422
Anayasa Mahk. 1964 tarih ve E:1963/128, K:1964/8 s.K. (Uğur, s, 124.)
5237 s. TCK. Md. 225-229.
203
kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına ait herhangi bir
işyerinde veya vakıf üniversitelerinde çalışamaz. Memurların üyesi
oldukları yapı, kalkınma ve tüketim kooperatifleri, kamu kurumu
niteliğindeki meslek kuruluşları ve kanunla kurulmuş yardım
sandıklarının yönetim, denetim ve disiplin kurulları üyelikleri görevleri,
özel kanunlarda belirtilen görevler ile kurumundan izin alınmak
kaydıyla yapılan insanî ve sosyal amaçlı gönüllü çalışmalar bu
yasaklamanın dışındadır. Eşleri, reşit olmayan veya mahcur olan
çocukları, yasaklanan faaliyetlerde bulunan memurlar bu durumu 15
gün içinde bağlı oldukları kuruma bildirmekle yükümlüdürler. 423 Kamu
görevlisinin ticareti yasaktır. Yürüttüğü görevin sağladığı nüfuzdan
yararlanarak, bir başkasına mal veya hizmet satmaya çalışan kamu
görevlisi, altı aya kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır. 424
Dolayısıyla, kamu görevlilerinin yasaklanmış bulunan bu ticari
faaliyetten elde ettiği kazanç kanuna uygun olmayan gelir olduğu için
3628 sayılı Kanuna göre haksız mal edinmedir.
Konuya ilişkin yargının verdiği kararlar özet olarak şöyledir:
1- Anayasa Mahkemesi (Yüce Divan) Kararı 425
ÖZET: Mal varlığındaki artışların ispatında rakamsal açıdan kesin bir
uyuşmadan daha çok “kabul edilebilir” bir açıklamanın ortaya konulmasının
amaçlandığı anlaşılmaktadır. Mal varlığındaki artışların kaynağının varlığının
kabul edilebilecek bir biçimde ispatlanması durumunda haksız mal edinmeden
söz edilemez.
“Haksız mal edinen kişi” tabirinden, Kanun’un 2. maddesi gereğince mal
bildiriminde bulunması zorunlu bulunan kişilerin anlaşılması gerektiği her
türlü izahtan varestedir. Milletvekilleri ve Bakanlar maddenin birinci fıkrasının
(a) bendinde sayılan kişilerdendir.
Davada çözümlenmesi gereken husus, sanığın mal varlığında meydana
geldiği iddia edilen artışın 3628 sayılı Kanun’un 4. maddesi anlamında haksız
mal edinme olup olmadığımın açıklığa kavuşturulmasıdır. Bunun için öncelikle
1995 ve 1999 tarihinde verileri mal bildirimlerinin hangi kalemlerinde farklılık
423
657 s. DMK. Md. 28
5237 s. TCK. Md. 259
425
http://www.anayasa.gov.tr/images/loaded/pdf_dosyalari/k2007-2.pdf (ET:12.01.2010), Anayasa
Mahkemesinin 5.10.2007 tarih ve, E:2004/4 (Yüce Divan), K:2007/2 sayılı Kararı,
424
204
olduğu ve izahı gereken mal varlığı miktarının gerçekte ne olduğunun
belirlenmesi gerekmektedir.
...bilirkişilerce sanığın mal varlığındaki artış miktarı tam olarak
saptanamamış, çeşitli olasılıklar ortaya konmuştur. Esasen somut olayda,
taşınmazların satış tarihinden yaklaşık on yıl geçtikten sonra geriye doğru rayiç
değerlerini ve maliyetlerini her türlü şüpheden uzak ve net bir şekilde
belirleyebilmek de oldukça güçtür. Bir başka ifadeyle, sanığın mal varlığındaki
artış konusunda bir belirsizliğin bulunduğu ortadadır. Bu durumda, ceza
yargılamasında geçerli olan “şüpheden sanık yararlanır” (in dubio pro reo)
ilkesi gereğince, bilirkişi raporunda “taraf beyanlarına göre belirlenen satış
gelirleri ile maliyet ve giderlerin asgarisi baz alınarak sanık lehine yapılan
hesaplamadan dikkate alınması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Kaldı ki, bilirkişi raporuna göre ortaya çıkan olasılıklardan hangisi dikkate
alınırsa alınsın, mal varlığında meydana gelen ve izah edilemeyen miktarın,
sanığın Bakanlık yaptığı dönem içerisinde elde edildiğine ilişkin kesin bir delilin
de bulunmadığı açıktır.
Açıklanan nedenlerle, sanığın mal varlığında meydana gelen artışın
kaynağı tanık beyanları, noter sözleşmeleri, tapu kayıtları ve yeterli kabul edilen
bilirkişi raporlarıyla izah edildiğinden, sanığa yüklenen suçun maddi
unsurlarının oluşmamıştır.
2- Mal varlığındaki artışların ispatında rakamsal açıdan kesin bir
uyuşmadan daha çok, “kabul edilebilir” bir açıklamanın ortaya konulmasının
amaçlandığı, mal varlığındaki artışların kaynağının varlığının kabul edilebilecek
bir biçimde ispatlanması durumunda haksız mal edinmeden söz
edilemeyecektir. 426
3- Sanıklar savunmalarında, haksız edindikleri iddia olunan malların
kaynağı olarak, babalarından miras yoluyla intikal eden gayrimenkuller ile
bunların kira geliri, yakınlarından aldıkları ziynet eşyaları, ticari
faaliyetlerinden ve maaşlarından elde ettikleri kazançları gösterdikleri cihetle,
sanıkların mal varlıkları ve edinilme tarihleri saptanıp, babalarından kalan
servet ve bunun kardeşler arasındaki taksimi ile kendilerine ziynet eşyası
verdikleri ileri sürdükleri yakınlarının gelir durumu, sahip oldukları
gayrimenkullerin rayiç kira getirisinin ne olabileceği, kira ödeyen kiracılarının
varsa ticari defter ve vergi kayıtları incelenip, sanıkların gelir elde ettikleri
426
Anayasa Mahk.5.10.2007 tarih ve E:2004/4, K:2007/2 s.K. (Uğur, s, 123.)
205
şirketlerin giderleri belirlenip karlılık durumları saptanıp, sosyal durumlarına
göre yapmaları gereken harcamalarda nazara alınacak şekilde, yasal ve genel
ahlaka uygun gelirleri ile sahip oldukları mallar, Sayıştay denetçilerinden
oluşturulacak üç kişilik bilirkişi heyetine tespit ettirilerek, sonucuna göre hukuki
durumlarının tayin ve takdiri gerekir. 427
4- Doğruluğu sanık tarafından da kabul edilen ve sanığın gelir ve
giderlerinin tespitine ilişkin bilirkişi incelemesinde açıklandığı üzere, 1999 yılı
itibariyle sanığın sadece kredi kartlarına yatırdığı para bir yıllık süre
içerisindeki toplam gelirinden …. TL. fazladır. Sanık ve eşinin gelirleri ile
sanığın sadece kredi kartları için harcadığı para arasındaki aleyhe fark (açık)
tutarı 2000 yılı itibariyle …TL iken, bu miktar 2001 yılı içerisinde …TL.ye ve
nihayetinde 2002 yılında …TL. Çıkmıştır. Sanığın edinmiş olduğu mal
varlığının ve gelirlerinin, kanuna uygunluğunu ispatlayacak emarelerin mevcut
olmaması ve gelirleri ile harcamaları arasındaki aşırı orantısızlığın kaynağının
açıklanamadığı somut olayda, haksız mal edinmek suçunun oluştuğunun kabulü
gerekir. 428
5- Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 3.2.1998 gün ve 7/288-11 sayılı
kararında da belirtildiği üzere haksız mal edinme suçları ani suç niteliğinde
olduklarından, suç tarihinin mal veya paranın haksız edinim tarihi ile mal
beyanında bulunulması gereken tarih olduğu cihetle, sanığın DİKİLİ ilçesinde
haksız edindiği gayrimenkulu satın aldığı 10.7.1995 ve ÇINARCIK ilçesinde
bulunan gayrimenkulun satışından elde ettiği 1.100.000.000 lira için bildirimde
bulunması gereken 23.5.1998 tarihleri itibariyle suç tarihinde yürürlükte
bulunan 765 sayılı TCK.nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen
zamanaşımı süresi temyiz inceleme gününde tahakkuk etmiş bulunduğundan
hükmün BOZULMASINA, sanık hakkındaki kamu davasının anılan maddeler
uyarınca zamanaşımı nedeniyle ORTADAN KALDIRILMASINA 429
6- ÖZET: 3628 sayılı Kanunun 12 ve 13. maddenin 1. fıkrasında
düzenlenen suçlar, yerleşmiş yargısal kararlarda da kabul edildiği üzere, ani
suçlardandır. 13. maddenin 2. fıkrasındaki suç ise, kaçırma ve gizleme
eylemlerinin yapısı gereği, temadiye elverişli nitelik arz etmektedir. Bu
nedenledir ki, aynı suç işleme kararı altında birden fazla işlenmesi halinde
anılan suçlarda teselsül hükümlerinin uygulanması olanaklıdır. “…Maddenin
birinci fıkrasındaki suç, bu Yasanın kapsamına giren görevlerde bulunan
Yargıtay 7. CD. 5.4.2004 t. ve E:2004/5450, 2004/4693 s.K. (Uğur, s, 127.)
AY D.Kur. 1.4.2005 tarih ve E:2005/27, K:2005/32 s.K. (Uğur, s, 122.)
429
Yargıtay 7. CD. 08.12.2005 t. ve, E:2004/498, K:2005/21078 s. K. (Uğur, s, 173.)
427
428
206
kişilerin haksız mal edinmesi ile oluşur. Üçüncü kişilerin bu suçu işlemesi, suça
katılma hükümleri haricinde olanaksızdır. Bu suretle yasa Koyucu, haksız
edinilen malın üçüncü kişilerce kaçırılması veya gizlenmesi eylemlerini
engellemeyi amaçlamıştır. Hayatın doğal akışı gereği, haksız edinilen malın
gizlenmesi söz konusudur. Haksız mal edinme, dolayısıyla bünyesinde gizlemeyi
de barındırmaktadır. Maddenin ikinci fıkrasında düzenlenen suç ise, haksız
edinilen malı kaçıran ve gizleyenleri de birinci fıkra uyarınca cezalandırmayı
gerektirmektedir. Bu suç, ancak üçüncü kişiler tarafından işlenebilen bir suçtur.
Birinci fıkradaki suçun faili olan haksız mal edinen kişi, bu suçun faili
olamaz…” 430
7- ÖZET: Daire; sanığın iddia konusu malları haksız biçimde edindiği
yönündeki ortaya çıkan şüphenin aksinin ispatlanamadığını, keza, sosyal
yaşantısı bakımından geliriyle uygun olduğu kabul edilemeyecek harcamaların
olduğunun da kanıtlanmadığını, bunun sonucu olarak da ortaya çıkan şüpheli
durumun, sanık lehine yorumlanarak, isnat konusu eylem hakkında beraat
kararı verilmesi gerektiğim belirterek, mahkumiyet hükmünün sübut (esas)
yönünden bozulmasına karar vermiştir. “…Dava dosyasında yer alan ve sanığa
ait kredi kartı harcamalarını gösteren hesap döküm çizelgelerinden de
anlaşılacağı üzere, sanık (nakit parayla yaptığı harcamalar dikkate
alınmamasına rağmen) 1999-2002 yılları arasındaki süreçte gelir ve konumu ile
izah edilemeyecek biçimde lüks ve geniş maddi birikim gerektiren bir hayat
standardı içerisinde yaşamaya başlamıştır. Sanığın edinmiş olduğu mal
varlığının ve gelirlerinin; kanuna uygunluğunu ispatlayacak emarelerin mevcut
olmaması ve gelirleri ile harcamaları arasındaki aşırı orantısızlığının
kaynağının açıklanamadığı somut olayda, haksız mal edinmek suçunun
oluştuğunun kabulü gerekir…” 431
8- Sanık hakkında, 07.10.1994 günlü iddianame ile, 15.01.1990 tarihli mal
bildiriminde gösterdiği dairesini 03.06.1990 günlü bildirimde beyan etmediği,
03.06.1990 günlü bildirimde belirtmesine rağmen tarlasına 15.01.1990 tarihli
mal beyanında yer vermediği, babasından kalan altınlarla, kooperatif hissesini
hiç bildirmediği, bu suretle 3628 sayılı Yasanın 12. maddesine aykırı davrandığı
iddiasıyla dava açılmıştır. 19.01.1995 günlü iddianamede ise sanığın
taşınmazlarını, babasından kaldığını iddia ettiği altınlardan önce satın aldığı
anlaşıldığından haksız mal edindiği belirtilerek 3628 sayılı Yasanın 12 ve 13.
maddeleri uyarınca cezalandırılması talep olunmuş ve davalar birleştirilerek
430
431
Yargıtay CGK. 30.05.2006 t. ve, E:2005/7-173, K:2006/145 s. K. (Uğur, s, 219.)
AYDK, 1.4.2005 tarih ve, E:2005/27, K:2005/32 s. K. (Uğur, s, 252.)
207
sanığın beraatine karar verilmiştir. Yine sanık, gelirlerini belirleyemediği iddia
olunan taşınmazlardan en sonuncusunu 11.10.1989 tarihinde ölen babasının
ölümünden önce 27.09.1989 tarihinde satın alarak adına tescil ettirmiştir. 3628
sayılı Yasanın 12 ve 13. maddelerinde düzenlenen eksik bildirimde bulunma ve
haksız mal edinme suçlarının ani birer suç olduklarında, mal bildirimi için
öngörülen sürenin bitimi ile haksız mal edinme tarihlerinde oluştuklarında ise
kuşku yoktur. Sanık bu yasal düzenlemeler uyarınca 15.01.1990 ve 03.06.1990
tarihlerinde ve süresi içerisinde mal bildirimlerinde bulunmuştur. 432
9- Sanığın kardeşi …’nin, aynı tarihlerde kendi tasarrufu olan 700-800
milyon ve 1994 yılında emekli olduğunda da 700 milyon lira verdiğine ilişkin
beyanının da doğru bulunmadığı, daha önce açıklandığı gibi 2002-1994 yılları
arasında nemalandırılmaya başlayan miktarın 530 milyon lira civarında
bulunması, öte yandan 1990-1991 yıllarında birikimi olan 700-800 milyon
lirayı verdikten yaklaşık 2,5 yıl sonra emekli olduğu 1994 yılında 700 milyon
lirayı sanığa verdiğini açıklamasına rağmen, adı geçenin emekli olduğu
14.07.1994 tarihinde toplam 274.100.209 lira aldığı anlaşılmış olup, bu sürede
almış olduğu bu miktarı 700 milyon liraya tamamlamasının olanaksız olduğu,
kaldı ki, söz edilen tarih ve yakın süreler içinde belirtilen miktarda herhangi bir
paranın tasarruf sistemine dahil olmadığı, bu nedenle ifadelerinin gerçeği
yansıtmadığı; Sanığın eşinin anlatımlarının da gerçeğe uymadığı, sanığın
anlatımları ile çeliştiği; çünkü, eşinin altınların bozdurulduğundan söz
etmesine karşılık, sanığın ise 4 milyar lira civarında değeri bulunan ziynet
eşyasının bulunduğunu bildirdiği; Bütün bunlara göre, 1990-1991 yıllarında
sanığın babası tarafından verildiği iddia olunan 11 milyar lira ile yakınları
tarafından bu miktara yapılan ilaveler ile son tasarruf rakamına ulaşılmadığı,
18.12.1992 tarihinde yatırılıp işletilmeye başlanılan 35 milyon liradan başlamak
suretiyle, 18.12.1992-1994 Haziran ayına kadar peyder pey yatırılmış olan 530
milyon lira, 1994 yılı Haziran, Ekim ve Kasım aylarındaki yaklaşık 4 milyar
lira, 10.12.1997-16.09.1998 tarihleri arasında 150 milyar lira ve 1999 yılı içinde
de 100 milyar lira civarındaki naktin dışarıdan sisteme sokularak sağlandığının
anlaşıldığı; Bu itibarla, sanık ...’nin ifadelerinde samimi olmadığı, doğru
beyanda bulunmadığı, avukatından almış olduğu hukuki yardıma göre açıklama
yaptığı, belirlenen değere ulaşımı sağlayacak beyanların verilmesi hususunda
yakın çevresinin çaba sarfettiği, ancak bu ifadeler ile gerçeğin gizlenmeye
çalışıldığı kanaatine varıldığı; Sonuç olarak, sanığın saptanmış olan
432
Yargıtay CGK. 03.02.1998 t. ve, E:1997/7-288, K:1998/11 s. K. (Uğur, s, 234.)
208
tasarrufunu mal bildirimlerinde göstermeyip gizlemeye çalıştığı, son durum
olarak belirlenen ve bloke edilen miktarlara ulaşmayı sağlayan ana paranın,
sanık ve yakınlarının beyan ettiğinin aksine, onlar tarafından işletilmek üzere
verilmeyip, 1992 yılından başlamak üzere işletilmeye başlanılan ve artan
birikimin tekrar tekrar devreye sokulması yanı sıra, sisteme dışarıdan yapılan
büyük miktarlardaki ilavelerle oluştuğu, işletim zinciri içine sonradan dahil olan
miktarlar olduğu kadar sistemden çekilen paraların da yekun teşkil ettiğinin
belirlendiği, Devlet memuru sıfatını taşıyan sanığın bu denli bir tasarrufa
ulaşmış olmasının hayatın olağan akışına uymadığı, mal varlığının geliriyle
uyumlu bulunmadığı sonucuna varıldığı belirtilmiştir. 433
10- Emekli Sayıştay Uzman Denetçilerinden oluşturulan üç kişilik
bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 14.06.2002 tarihli raporda ise özetle;
Dosyadaki hesap ekstrelerinin tek tek incelenmesinde, söz konusu paraların
büyük bölümünün faiz gelirlerinden müteşekkil olduğunun görüldüğü, sadece
Trabzon İş Bankasından, aynı bankanın Anafartalar şubesine ve son olarak da
Vakıflar bankası Meşrutiyet şubesine intikal eden hesaptan, 30.05.2000 tarihi
itibariyle elde edilen faiz gelirinin 389.350.826.510 lira olduğu, o yıllarda faiz
oranlarının yüksek olması nedeniyle diğer hesaplardan da yüksek faiz geliri elde
edildiği; Sanığın, kendisi ve karısı adına olan banka hesaplarını vergi dairesine
beyan ettiği, 1998-1999 yıllarında tahakkuk eden gelir vergisini ödediklerinin
tespit edildiği; Dava dosyasındaki belgelerden, tanık ifadelerinden, söz konusu
hesaplardaki paraların ilk açılış miktarlarının aile fertleri tarafından sanığa
verildiği, Maltepe şubesindeki hesabın evveliyatının da sanığın eşi Fatma adına
açılan 16.978.412.400 lira olarak açılan hesap olup, dolayısıyla bu paranın
sanığın eşine ait olduğu, ilk açılış miktarının da mal bildirimlerindeki değerlerle
örtüştüğü; Sanığın düzenli olarak mal beyanı verdiği, menkul, gayrimenkul ve
ziynet eşyalarını tek tek beyan ettiği, fakat mal bildirimi ile ilgili yasayı yanlış
yorumlayarak kendi adına bankada bulunan fakat ailenin tamamına ait olan
paraları beyan etmediği, dosya kapsamına nazaran sanığın babası ve
kardeşlerinin mal varlıkları ve gelir düzeylerinin söz konusu hesaplardaki ana
paraları sağlayabilecek durum da olduğunun anlaşıldığı; Sonuç olarak sanığın
haksız mal edinmediği, dava konusu banka hesaplarındaki paraları, mal
bildirimine ilişkin yasayı hatalı yorumlayarak bildirmediği, sanığın gizleme
kastının bulunmadığı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir. 434
433
434
Yargıtay CGK. 30.05.2006 t. ve, E:2005/7-173, K:2006/145 s. K. (Uğur, s, 230.)
Yargıtay CGK. 30.05.2006 t. ve, E:2005/7-173, K:2006/145 s. K. (Uğur, s, 230.)
209
11- Sanığın, 30.4.1985 tarihli mal beyanında; 2.400.000 TL. para, 300.000
TL değerli bilezik ve iki tabanca, 21.5.1990 tarihli mal beyanında; Dikmen’de
40.000.000 TL değerli ev, 6.000.000 TL para, 3.600.000 TL. değerli 10 adet
bilezik, iki adet tabanca, 24.8.1993 tarihli ek mal beyanında; 215.000.000 TL.
değerinde Etlik’te daire, 8.7.1994 tarihli ek mal beyanında; 175.000.000 TL,
1993 model Renault Broadvay marka araç, 6.1.1995 tarihli mal beyanında;
Etlik’te ve Dikmen’de daire, 1993 model Broadvay araç, 50.000.000 TL. para, 10
adet bilezik, iki adet tabanca, 25.1.2000 tarihli mal beyanında; Etlik ve
Dikmen’de daire, 1993 model Broadvay araç, iki tabanca, 23.8.2000 vadeli
1.480.000.000 TL.’lik hazine bonosu, 19.4.2000 vadeli 5.325.000.000 TL’lik
hazine bonosu, 2100 USD, 10 adet altın bilezik, 5.3.2004 tarihli ek bayanında;
2.3.2004 edinme tarihli 42.500.000 TL. değerli 2004 model Opel Astra marka
otomobil, 18.1.2005 tarihli beyanında; Dikmen ve Etiler’de daire, Opel Astra
marka otomobil, iki tabanca, 3.10.2005 vadeli 125.000.000.000 TL’lik hazine
bonosu, 20 adet altın bilezik bildirimlerinde bulunduğu 14.2.2005 tarihli
müfettişliğe verdiği mal beyanında; Çankaya ve Keçiören’de daire (1986 ve 1993
edinme tarihli) Opel marka araç, iki tabanca 3.10.2005 vadeli 125.000.000.000
TL’lik hazine bonosu ve 20 adet bilezik bildirmiştir. Sanığın bir oğlunun
12.10.1998 tarihinden itibaren bir şirkette çalıştığı, net maaşının 2004 yılı
Eylül ayı itibariyle 608.620.000 TL. olduğu, diğer oğlunun … Belediyesinde
veteriner hekim olarak görev yaptığı 2004 yılı Ekim ayı itibariyle net maaşının
854.639.000 TL olduğu, gelininin ise 2004 yılı Aralık ayı net maaşının
474.000.000 TL. olduğu dosyada mevcut evrakla anlaşılmıştır. Sanığın
oğullarından … tarafından 15.3.2004 tarihinde satın alınan Bursa Orhangazi
İlçesi Hüdavendigar mahallesi … parsel’de kayıtlı taşınmaza ve diğer oğlu …
tarafından 10.11.2004 tarihinde satın alınan Bursa Orhangazi ilçesi Çekirge
mahallesi … parsele ait tapu kayıtları dosyada mevcut olup sanık bu dairelerin
bir miktarının kendi parası bir miktarının oğullarının tasarrufuyla 18 milyar ve
73 milyara satın alındığını belirtmiştir. Sanığın bankalardaki hesaplarına ait
tüm kayıtlar celbolunmuştur. Dairemizce tayin edilen üç kişilik-bilirkişi heyeti
sundukları 7.8.2006 tarihli raporlarında; Sanığın 2000-2005 yılları arasında
banka kredisi gibi bir borçlanma olmaksızın mal varlığında meydana gelen
kayda değer artışa rağmen bu artış ve harcamalarının kaynak olarak gösterdiği
(kendisinin ve çocuklarının maaşları ile iki evin kira bedelleri ve bankadaki
paraların faizi) gelirlerinin birikim ve harcamaları ile orantılı olduğu,
edinimlerinin haksız mal edinme niteliğinde oluşmadığı kanaatini
bildirmişlerdir. Sanığın üzerine atılı müsnet suçu işlediğine dair dosyada
210
iddiadan başka mahkumiyeti için yeterli kesin ve inandırıcı delil elde
edilemediğinden BERAATİNE 435
12- Sanığın malvarlığındaki artış nedeniyle, edinme tarihleri itibariyle
değerleri tespit edilerek edinim tarihinden önceki dönemde sanığın mal
bildirimlerindeki aktifler yasal ve genel ahlaka uygun gelirleri karşılaştırılarak
edinimlerin haksız mal edinme niteliğinde olup olmadığının konusunda uzman
3 kişilik bilirkişi heyetine tespit ettirilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde
hüküm tesisi, 436
13- Müdahil vekilinin haksız mal edinme suçundan verilen beraat kararına
yönelik temyizine göre yapılan incelemede; Sanığın 1995 ve 2000 tarihli mal
bildirimlerinde gösterdiği Ankara Eryaman’daki ev ile bildirimde bulunmadığı
İstanbul Üsküdar’da eşi adına kayıtlı evin raiç değeri araştırılıp, eşine ait
Akbank Acıbadem Şubesindeki … ve … no’lu döviz hesapları ile eşiyle müşterek
olan Koçbank Bahariye şubesi vadeli ve vadesiz hesaplardaki 110.150 ve 69
USD. para gözetilip malvarlığının kaynağı olarak gösterilen kayınpederine ait
ticari taksinin kayınpederi vefat etmeden önce 3.4.1995 tarihinde 190.000.000
TLye satıldığı da nazara alınarak yasal gelirleri ile mal varlığındaki aktif ve
pasiflerin birlikte değerlendirilmesi suretiyle, konusunda uzman bilirkişiye
incelettirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturma
ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi yasaya aykırıdır. 437
14- Sanıklar savunmalarında, haksız edindikleri iddia olunan mallarının
kaynağı olarak, babalarından miras yoluyla intikal eden gayrimenkuller ile
bunların kira geliri, yakınlarından aldıkları ziynet eşyaları, ticari
faaliyetlerinden ve maaşlarından elde ettikleri kazançları gösterdikleri cihetle,
sanıkların mal varlıkları ve edinilme tarihleri ayrıntılı şekilde saptanıp,
babalarından kalan servet ve bunun kardeşler arasındaki taksimi ile kendilerine
ziynet eşyası verdikleri ileri sürdükleri yakınlarının gelir durumu, sahip
oldukları gayrimenkullerin rayiç kira getirişinin ne olabileceği, kira ödeyen
kiracılarının varsa ticari defter ve vergi kayıtları incelenip, sanıkların gelir elde
ettikleri şirketlerin giderleri belirlenip kârlılık durumları saptanıp, sosyal
durumlarına göre yapmaları gereken harcamalarda nazara alınacak şekilde,
yasal ve genel ahlaka uygun gelirleri ile sahip oldukları mallar, Sayıştay
denetçilerinden oluşturulacak üç kişilik bilirkişi heyetine tespit ettirilerek,
sonucuna göre hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekirken, sanıkların
Yargıtay 7. CD. 15.11.2006 t. ve, E:2005/1, K:2006/1 s. K. (Uğur, s, 236.)
Yargıtay 7. CD. 12.3.2007 t. ve, E:2004/2012, K:2007/1547 s. K. (Uğur, s, 240.)
437
Yargıtay 7. CD. 22.3.2007 t. ve, E:2004/19055, K:2007/1972 s. K. (Uğur, s, 240.)
435
436
211
sundukları belgeler ve gösterdikleri savunma tanıklarının anlatımlarına ilişkin,
karşıt inceleme yapılmaksızın hazırlanan yetersiz bilirkişi raporlarına itibarla,
eksik soruşturmaya dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi 438
15- Sanık hakkında, 10.10.1996 suç tarihinde Yaşarbank Ankara
Necatibey şubesine yatırdığı 13 milyar liralık birikimini, aldığı maaşla
gerçekleştiremeyeceği böylece haksız mal edinip, haksız edinilen malı
gizlediğinden bahisle kamu davası açılmış olup, yargılama ve muhakkik
soruşturması aşamasında sanık yurtdışındaki yakınlarının yardımı yanında,
ailesinin hububat satışından elde ettiği gelirlerinden de faydalandırdığını
savunması karşısında, savunmanın değerlendirilmesi açısından suç tarihlerini
kapsayan dönemde Toprak Mahsulleri Ofisine sanık veya ailesi tarafından
hububat satışı yapılıp yapılmadığı ve babasının serveti ile adına kayıtlı tarlaları
bulunup bulunmadığı varsa bunların tapu kayıtları, ekiminden gelir elde edip
etmediği araştırılarak tesbiti ile dosyanın yeniden hukukçu, emlakçı ve
muhasebecilerden oluşan üç kişilik bilirkişi heyetine tevdi edilip sanığın mal
varlığının yasal ve genel ahlaka uygun gelirleri ile karşılaştırılarak
edinimlerinin haksız mal edinme niteliğinde olup olmadığı saptanıp hasıl olacak
sonuca göre suç vasfı ve sanığın hukuki durumunun tayin ve taktiri gerekirken
eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi 439
16- Sanık baştan beri değişmeyen beyanlarında -boş zamanlarında boyabadana işj ile uğraştığını, … İlköğretim Okulu ve … Lisesi olmak üzere çeşitli
okulların badana işini yaptığını sürücü kurslarında Milli Eğitim sınav
sorumlusu olarak görev aldığını ve … Lisesinde kurslarda yöneticilik ve Bölge
İdare Mahkemelerinde bilirkişilik yaparak evinin bir odasını kapatıp okullara
ciltçilik yaparak ek gelir elde ettiğini savunması karşısında bu savunmaları da
nazara alınarak ve değerlendirilerek adına kayıtlı bulunan taşınmaz mallar ile
otomobilin edinme tarihi itibariyle değerleri tesbit edilerek edinim tarihinden
önceki dönemde sanığın mal bildirimlerindeki aktifler yasal ve genel ahlaka
uygun gelirleri karşılaştırılarak edinimlerin tamamının haksız mal edinme
niteliğinde olup olmadığının konusunda uzman 3 kişilik bilirkişi heyetine tesbit
ettirilmeden eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi 440
17- Sanık baştan beri değişmeyen savunmalarında eşinin hemşire olması
nedeni ile boş zamanlarında sağlıkla ilgili faaliyetleri olduğu, kendisinin de
memuriyet sıfatı ile resmi kayıtlı olmasa da ticari faaliyetleri bulunduğunu
Yargıtay 7. CD. 5.4.2004 t. ve, E:2004/5450, K:2004/4693 s. K. (Uğur, s, 244.)
Yargıtay 7. CD. 12.11.2002 t. ve, E:2002/16028, K:2002/15956 s. K. (Uğur, s, 245.)
440
Yargıtay 7. CD. 4.7.2001 t. ve, E:2001/11007, K:2001/12591 s. K. (Uğur, s, 246.)
438
439
212
savunması karşısında bu savunmalarda nazara alınarak bu konuda idari
soruşturma olup olmadığı da tesbit edilip kendisi ve eşinin adlarına kayıtlı
bulunan taşınmaz mallar ile otomobilin edinme tarihleri itibarı ile değerleri
tesbit edilerek, edinim tarihlerinden önceki dönemde sanığın mal
bildirimlerindeki aktifler, özlük ve kadro durumu itibarı ile maaşı ve sınav
komisyonlardaki görevleri nedeni ile aldığı ek ücretlerde nazara alınarak yasal ve
genel ahlaka uygun tüm gelirleri karşılaştırılıp edinimlerinin tamamının haksız
mal edinme niteliğinde olup olmadığının konusunda uzman üç kişilik bilirkişi
heyetine tesbit ettirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve.
takdiri gerektiğinin gözetilmemesi 441
18- Sanık baştan beri değişmeyen savunmasında dava konusu gayrı
menkullerin babasından intikal ettiğini ve miras yolu ile kardeşleri ve
yakınlarına intikal eden hisselerin satın alınması sureti ile sahip olunduğunu
belirtmekle anılan gayrı menkullerden miras yolu ile doğrudan hissesine intikal
edenler dışında aile içi satışa konu olan taşınmazların konumu da dikkate
alınarak edinme tarihi itibarı ile değerleri tesbit edilerek edinim tarihinden
önceki dönemlerdeki mal bildirimlerindeki aktifler, yasal ve genel ahlaka uygun
gelirleri, mahsul gelirleri karşılaştırılarak, edinimlerin haksız mal edinme
niteliğinde olup olmadığı belirlendikten sonra hasıl olacak sonuca göre suç vasfı
ve sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiğinin gözetilmemesi 442
19- Sanığın beyanlarında 1975 yılında memuriyete başladığını, eşinin de
memur olduğunu ve 16 yıldan beri birlikte çalıştıklarını, eşine babasından 1984
yılından 2.600.000 lira miras kaldığını kendisinin babasından kalma ev, arsa
hisselerinin olduğunu, bu ek gelirlerle ve birlikte aldıkları maaşlarla dava
konusu taşınmazları aldıklarını, haksız mal edinmediğini savunması karşısında
ve 1995 yılında verilen mal bildiriminde gösterilen nüfus vakfından alınan
18.000.000 liralık borç ve savunmaları nazaran alınarak ve değerlendirilerek
sanığın ve eşinin 1995 yılı ve önceki yıllarda verdikleri mal bildirimleri
getirtilip, savunmada öne sürülen hususların doğruluğu araştırılıp tespit
edilerek edinimlerin tamamının haksız mal edinme niteliğinde olup olmadığı
konusunda yeniden 3 kişilik uzman bilirkişi heyetine tespit yaptırılarak
sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak
karar verilmesi 443
442
Yargıtay 7. CD. 27.6.2001 t. ve, E:2001/4749, K:2001/12154 s. K. (Uğur, s, 246.)
Yargıtay 7.CD. 20.12.2000 t. ve, E:2000/15143, K:2000/17585 s. K. (Uğur, s, 246.)
443
Yargıtay 7.CD. 28.12.2001 t ve, E:2001/17160, K:2001/20327 s. K. (Uğur, s, 249.)
441
213
20- ÖZET: Daire; sanığın iddia konusu malları haksız biçimde edindiği
yönündeki ortaya çıkan şüphenin aksinin ispatlanamadığını, keza, sosyal
yaşantısı bakımından geliriyle uygun olduğu kabul edilemeyecek harcamaların
olduğunun da kanıtlanmadığını, bunun sonucu olarak da ortaya çıkan şüpheli
durumun, sanık lehine yorumlanarak, isnat konusu eylem hakkında beraat
kararı verilmesi gerektiğim belirterek, mahkumiyet hükmünün sübut (esas)
yönünden bozulmasına karar vermiştir. “…Dava dosyasında yer alan ve sanığa
ait kredi kartı harcamalarını gösteren hesap döküm çizelgelerinden de
anlaşılacağı üzere, sanık (nakit parayla yaptığı harcamalar dikkate
alınmamasına rağmen) 1999-2002 yılları arasındaki süreçte gelir ve konumu ile
izah edilemeyecek biçimde lüks ve geniş maddi birikim gerektiren bir hayat
standardı içerisinde yaşamaya başlamıştır. Sanığın edinmiş olduğu mal
varlığının ve gelirlerinin; kanuna uygunluğunu ispatlayacak emarelerin mevcut
olmaması ve gelirleri ile harcamaları arasındaki aşırı orantısızlığının
kaynağının açıklanamadığı somut olayda, haksız mal edinmek suçunun
oluştuğunun kabulü gerekir…” 444
21- Şikayet üzerine maliye müfettişliğince yapılan tahkikat sonucunda elde
edilen bilgilere, mahkemede dinlenen tanık beyanları ile müfettişçe dinlenen
tanık beyanları arasında hiçbir farklılık bulunmamakla beraber anlatımları ve
savcılıkça yaptırılmış bulunan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen
ayrıntılı raporda da dayanakları gösterilen deliller ve 3628 sayılı Kanunun
4.5.1990 tarih ve 20508 sayılı Resmi Gazete de yayınlanarak yürürlüğe girmiş
bulunan geçici 1. maddesinde “Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihi takip eden
bir ay içinde 2 nci maddede sayılanlar mal bildiriminde bulunurlar. Mal
bildiriminde bulunmayan veya gerçeğe aykırı beyanda bulunanlar hakkında
üçüncü bölümdeki ceza hükümleri uygulanır” amir hükmü karşısında sanığın
25.5.1990 tarihinde beyan ettiği mal bildiriminden sonra önceki bildirimden
farklı olarak müfettişlikçe kendisinden istenen 12.12.1994 tarihli mal
bildirimlerinde sanık ve ailesinin mal varlıklarında kendisinin üç adet
gayrimenkul ve bir adet kooperatif hissesi, eşinin bir adet dubleks dairesi ve
oğlunun bir adet daire ve iki adet kooperatif hisseleri ile döviz ve menkulleri
şeklindeki mal varlıklarının haksız mal edindiğinin belirtilmiş olmasına rağmen
mahkemece dinlenen bilirkişilerin kişisel kanaatlerine dayalı anlatımları esas
alınarak yukarıda sözü edilen bilirkişi raporunun kabul edilmeyiş nedenleri
olarak gösterilen sanığın savunmasının alınmamış hususu da varit olmayıp,
444
AYDK, 1.4.2005 tarih ve, E:2005/27, K:2005/32 s. K. (Uğur, s, 252.)
214
zira sanığın ayrıntılı olarak müfettişlikçe ifadesinin alındığı ve delilleri ibraz
etmesi karşısında dosya içeriğine ters düşen gerekçe ile yazılı şekilde hüküm
tesisi 445
3. BEYANIN YENİLENMESİ
Kamu görevlilerinin tamamı ile seçimle veya atamayla iş başına
gelenler göreve devam etmeleri halinde, sonu (0) ve (5) ile biten yılların
şubat ayı sonuna kadar; kendilerine ve eş ve velayetleri altındaki ergin
olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan çocuklarına ait taşınır ve
taşınmaz malları, gelirleri, alacak ve borçları hakkındaki mal beyanlarını
yenilemeleri gerekmektedir. 446 Sonu (0) ve (5) ile biten beş yılda bir
yapılan bildirim tekrarı genel beyan kapsamındadır. Mal beyanı
yenilenirken, önceki genel beyanda bildirilenler ile ek beyanda
bildirilenlerin tamamı son bildirimde birleştirilerek yeni durum ve
değerler esas alınarak beyan olunur.
Beş yıllık bir süre uzun bir süredir. İhbar ya da soruşturma
olmadığı sürece var olan bir usulsüzlük ancak beş yıl sonraki
karşılaştırmada ortaya çıkartılabildiğinden suçun zamanaşımına
uğratılmaması, haksız mal edinmenin önlenmesi, mal varlığının
gizlenmemesi ve dolayısıyla rüşvet ve yolsuzluğun önlenmesi için ek
beyan ve beş yıllık süre kaldırılıp, bunun yerine her yıl ocak ayında mal
beyanında bulunulur şeklinde yasal düzenleme yapılmalıdır.
4. EŞLERİN MAL BEYANI
Her ikisi de kapsamda bulunan eşlerin her biri ayrı ayrı mal
beyanında bulunmak zorundadır. Bu takdirde, eşlerden her biri, eşi ile
velayeti altındaki ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan
çocuklarının da mallarını bildirecektir. 447 Eşlerden her ikisi de mal
beyanında bulunmak zorunda iseler, eşlerden her birisi, eşi ile velayeti
altında bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan
çocuklarının taşınmaz malları ile net aylık tutarının beş katını geçen
taşınır mallar, hak, gelir, alacak ve borçlarını da kendi beyanında
göstermek zorundadır.
Yargıtay 7. CD. 14.7.1998 t. ve, E:1998/4303, K:1998/6635 s. K. (Uğur, s, 251.)
3628 s. MBBRYMK, Md. 7, Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 11
447
Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 4
445
446
215
Eşlerden her ikisi de mal beyanı yükümlüsü ise, eşlerin her biri ayrı
ayrı mal beyanında bulunacaktır. Mal beyanında bulunmak zorunda
olan kişinin, eşinin beyanda bulunduğu gerekçesiyle mal beyanında
bulunmaması veya boş veya eksik vermesi söz konusu olamayacaktır.
Eşlerden sadece birisi beyan kapsamında ise, kapsama girmeyen karı
veya kocanın beyanda bulunma zorunluluğu yoktur. Ancak, kapsama
giremeyen karı veya kocanın beyan konusu olabilecek malı bulunması
halinde, kapsama giren eş, karısına veya kocasına ait mal varlığını da
bildirecektir. Burada nikâhlı eşler (karı veya koca) beyan kapsamında
olacağından, nikâhsız eşin veya boşanmış eşin mal varlığı beyan
kapsamına girmeyecektir.
Konuya ilişkin yargının verdiği kararlar özet olarak şöyledir:
1- 3628 sayılı Yasanın 5. maddesinde öngörülen “….” hüküm dikkate
alınıp, sanığın daha evvel boşanmış olduğu eşine ve velayeti altında olmayan
kızına ait mal varlıklarının …. tarihli mal bildiriminin konusunu
oluşturmaz. 448
2- Sanığın vermiş olduğu mal bildirimlerinde göstermediği iddia edilen,
Ankara Gaziosmanpaşa semtindeki dairesinin iktisap tarihi ile evin kimin adına
kayıtlı olduğunun tapu sicil kayıtlarından yoklanarak belgelerin dosyaya
eklenmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Sanık tarafından verilen her üç
beyannamede de 1 adet Mercedes marka araç gösterilmiş olup beyan dışı
bıraktığı iddia edilen … plakalı Toros marka ve … plakalı Opel Vectra marka
araçların sanık adına 1996 yılında tescil edildiği ve bu nedenle 1994-1995
yıllarına ait mal bildirimlerinde gösterilmesinin mümkün olamayacağı ve oğlu
… adına 5.2.1996 tarihinde tescil edilen … plakalı Mercedes marka aracın ise
bu tarihte reşit olan oğlu adına kayıtlı bulunması nedeniyle beyan zorunluluğu
bulunmadığının nazara alınmaması, Hükmün gerekçesinde sanığın 1994
yılında Belediye Başkanı seçildiği sırada 17-18 milyar lira değerinde Türk
parası, yabancı para ile menkulünün bulunduğu açıklanmış ise de buna ilişkin
delillerin (banka kayıt ve belgelerin) nelerden ibaret bulunduğunun denetime
olanak verecek şekilde gösterilmemesi, Sanık ve eşi adına kayıtlı bulunan
gayrimenkullerden hangi gayrimenkullerin bildirilmediği hususunun her türlü
denetime olanak verecek şekilde tesbit edilmeden eksik araştırmaya dayalı olarak
yazılı şekilde hüküm tesisi, yasaya aykırıdır. 449
448
449
Yargıtay 7. CD. 7.7.2003 tarih ve E: 2003/1322, K:2003/5799 s. K. (Uğur, s, 132.)
Yargıtay 7. CD. 11.10.1999 t. ve, E:1999/9424, K:1999/10212 s. K. (Uğur, s, 189.)
216
3- Sanığın 2000 yılında verdiği 28.02.2000 tarihli mal bildiriminde,
kendisine ait Batıkent’te konut, Kumburgaz’da apart daire, Bodrum,
Gündoğan’da kooperatif ve 06 ... plakalı 1993 model Toyoto otomobili beyan
etmiş olup, eşi ... tarafından 24.01.2000 tarihinde çalıştığı kuruma ...verilen
beyannamede gösterilen İzmir-Üçkuyular ... parseldeki daireyi göstermemek
suretiyle 3628 sayılı Kanunun 5’inci maddesine aykırı davrandığı sabittir.
Ancak aynı Kanunun 12’nci maddesinde düzenlenen “Gerçeğe aykırı bildirimde
bulunmak” suçunun oluşması için sanığın bu Kanunun amacına aykırı olarak
mal bildirimini gerçeğe aykırı şekilde vermek kastının mevcudiyeti
gerekmektedir. Sanığın aynı gün verdiği ilk beyannamede 2000 yılında da
olduğu gibi eşine ait konutu göstermeyip, göstermesi gerektiğini öğrendikten
hemen sonra verdiği beyannamede göstermiş olması da suç kastının
bulunmadığını göstermektedir. 450
4- Tüm dosya kapsamına göre, şüpheli ... ile birlikte eşi ... ve kardeşi ...
adlarına İmar Bankasında 21, Vakıfbank’ta 7, Tekfenbank’ta 5 ve Pamukbank’ta
3 adet olmak üzere toplam 36 adet farklı hesap bulunduğu, bahsedilen
hesaplardaki mali varlık toplamının 2003 yılı Mart ayı sonu itibarıyla 251.074
USD ve 72 milyar Türk lirası olup, bahsedilen tarih itibarıyla 397 milyar Türk
lirasına tekabül ettiği, bu miktarın ...’ün geliriyle mütenasip olmayıp,
kaynağının tam olarak tespit edilemediği gibi … Başmüfettişi tarafından 3628
sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele
Kanunu uyarınca, kendisi ve eşinin mal beyanını bildirmesi 05/04/2004 tarihli
yazı ile talep edildiğinde adı geçen ...’ün 397 milyar Türk lirasının 80 milyar
Türk lirasını bildirdiği halde, geriye kalan miktarını ise soruşturmayı yürüten
… Başmüfettişine bildirmediği gibi, muhtelif tarihlerde Bakanlığa verdiği mal
bildirim beyannamelerinde de göstermediği cihetle, mevcut delillerin tartışılması
ve değerlendirilmesinin son soruşturma aşamasında davayı görecek olan
mahkemeye ait bulunduğu gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesinde
isabet görülmemiş 451
5- Sanığın hazırlıkta müfettişçe CMUK.nun 135. maddesine uygun
şekilde alınan beyanında, karısının Pelitköy-Burhaniye’de bulunan yapı
kooperatifine kendisinin bilgisi dışında üye olduğunu, bu durumun 1996 yılı
sonunda eşinin ödeme güçlüğüne düşmesi üzerine öğrendiğini, borcu kapatmak
amacıyla kooperatif hissesini, 1996 yılında…devrettiklerini, kooperatifine o
tarihte halen inşaat halinde olduğunu belirttiği cihetle, sanığın eşi .... ile
450
451
AY3D, 11.01.2005 t. ve, E:2005/15, K:2005/15 s. K. (Uğur, s, 192.)
Yargıtay 7. CD. 2008 tarih ve E:2006/13770, K:2008/19344 s. K. (Uğur, s, 239.)
217
kooperatif hissesini o tarihte devraldığı iddia olunan … dinlenilerek kooperatife
ait kayıt ve belgelerde getirtilip hisse devir işleminin hangi tarihte ye ne suretle
yapıldığı tespit edilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik
araştırmayla yazılı şekilde hüküm tesisi 452
6- Sanık baştan beri değişmeyen savunmalarında eşinin hemşire olması
nedeni ile boş zamanlarında sağlıkla ilgili faaliyetleri olduğu, kendisinin de
memuriyet sıfatı ile resmi kayıtlı olmasa da ticari faaliyetleri bulunduğunu
savunması karşısında bu savunmalarda nazara alınarak bu konuda idari
soruşturma olup olmadığı da tesbit edilip kendisi ve eşinin adlarına kayıtlı
bulunan taşınmaz mallar ile otomobilin edinme tarihleri itibarı ile değerleri
tesbit edilerek, edinim tarihlerinden önceki dönemde sanığın mal
bildirimlerindeki aktifler, özlük ve kadro durumu itibarı ile maaşı ve sınav
komisyonlardaki görevleri nedeni ile aldığı ek ücretlerde nazara alınarak yasal ve
genel ahlaka uygun tüm gelirleri karşılaştırılıp edinimlerinin tamamının haksız
mal edinme niteliğinde olup olmadığının konusunda uzman üç kişilik bilirkişi
heyetine tesbit ettirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve.
takdiri gerektiğinin gözetilmemesi 453
7- Sanığın beyanlarında 1975 yılında memuriyete başladığını, eşinin de
memur olduğunu ve 16 yıldan beri birlikte çalıştıklarını, eşine babasından 1984
yılından 2.600.000 lira miras kaldığını kendisinin babasından kalma ev, arsa
hisselerinin olduğunu, bu ek gelirlerle ve birlikte aldıkları maaşlarla dava
konusu taşınmazları aldıklarını, haksız mal edinmediğini savunması karşısında
ve 1995 yılında verilen mal bildiriminde gösterilen nüfus vakfından alınan
18.000.000 liralık borç ve savunmaları nazaran alınarak ve değerlendirilerek
sanığın ve eşinin 1995 yılı ve önceki yıllarda verdikleri mal bildirimleri
getirtilip, savunmada öne sürülen hususların doğruluğu araştırılıp tespit
edilerek edinimlerin tamamının haksız mal edinme niteliğinde olup olmadığı
konusunda yeniden 3 kişilik uzman bilirkişi heyetine tespit yaptırılarak
sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak
karar verilmesi 454
8- CMUK.nun 259. maddesi uyarınca açılan davada … parsel nolu
Payamlı köyündeki taşınmazın eşi ... adına kayıtlıyken 3.2.2001 tarihli
Yargıtay 7. CD.28.2.2005 t. ve, E:2003/11854, K:2005/1197 s. K. (Uğur, s, 244.)
Yargıtay 7. CD. 27.6.2001 t. ve, E:2001/4749, K:2001/12154 s. K. (Uğur, s, 246.)
454
Yargıtay 7.CD. 28.12.2001 t ve, E:2001/17160, K:2001/20327 s. K. (Uğur, s, 249.)
452
453
218
beyannamede kendisi adına bildirmiş olup suçun kasıt unsuru oluşmadığından
sanığın beraatı yerine mahkumiyetine karar verilmesi 455
5. BİRDEN FAZLA MAL BEYANI
Kamu görevlilerinden asli görevleri uhdelerinde kalmak kaydıyla
ikinci bir görevi yürütenler (yönetim kurulu veya danışma kurulu
üyeliği gibi) ya da vekâleten veya tedviren görev yürütenler, sadece asli
görevlerinden dolayı tek mal beyanında bulunurlar. İkinci görev veya
vekalet edilen görevden dolayı ayrıca beyanda bulunmazlar.
Kamu görevlisi olmayıp da, birden fazla merciye mal beyanında
bulunması gerekenler, bu mercilerden yalnız birine beyanda bulunurlar.
Ancak, mal beyanında bulunulan mercii, diğer kuruma da bilgi
vermekle yükümlüdür. 456
455
456
Yargıtay 7. CD. 1.7.2003 t. ve, E:2002/22854, K:2003/5655 s. K. (Uğur, s, 249.)
Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 5
219
SEKİZİNCİ BÖLÜM
BEYANLARIN GİZLİLİĞİ VE İSTİSNASI 457
1.BEYANLARIN GİZLİLİĞİ
Yasa koyucu, başkalarına faydalar sağlayabilecek ve kişiye zarar
verebilecek servet bilgilerinin bilmesi gerekenlerden başkası tarafından
bilinmesini ve açıklanmasını sakıncalı görmüş ve beyanların gizliliği
esasını kabul etmiştir. Buna göre; mal beyanları gizli tutulacak, gizli
kalmasını sağlamak için beyanın verildiği mercilerde ve beyanda
bulunanın özel dosyasında kilitli dolap ya da odalarda saklanacak,
beyan merciindeki bu iş için görevli ve yetkili olan kişilerce mal
beyannamelerinin içeriği hakkında, kimseye hiçbir şekilde açıklama
yapılmayacak ve bilgi verilmeyecektir.
Mal beyanları, özel kanunlardaki hükümler saklı kalmak kaydıyla
beyanda bulunanın özel dosyasında saklanır. Bildirimlerin içeriği
hakkında, Kanunla soruşturma ve kovuşturmaya yetkili kılınan kişi ve
mercilerce istenen bilgilerin eksiksiz verilmesi dışında hiçbir şekilde
açıklama yapılamaz ve bilgi verilemez. Ayrıca mal bildirimlerindeki
bilgiler ve kayıtlar esas alınarak içeriği hakkında yayında
bulunulamaz. 458 Mal bildirimleri, mevzuatında belirtilen makam veya
mercilerin ilgili birimlerinde, ilgililerin varsa sicil yoksa özel
dosyalarında saklanır. Mal bildirimlerinin içeriği hakkında soruşturma
ve kovuşturmaya yetkili merciler dışındakilere açıklama yapılmaz, bilgi
verilemez. 459
Gizli bilgileri açıklamak yasaktır. Devlet memurlarının kamu
hizmetleri ile ilgili gizli bilgileri görevlerinden ayrılmış bile olsalar,
yetkili bakanın yazılı izni olmadıkça açıklamaları yasaktır. 460 Gizliliğe
uymamak suçtur. Özel kanunlardaki hükümler saklı kalmak kaydıyla
beyanda bulunanın özel dosyasında saklanan mal beyanları içeriği
hakkında açıklama yapmak ve bilgi vermek ve mal beyanlarındaki
bilgiler ve kayıtlar esas alınarak içeriği hakkında yayında bulunmak
suçtur. Verilen bilginin, yapılan açıklamanın veya yayının kaynağı olan
SÖKMEN, Uğur: Kamu Hizmetinde ve Kamu Görevinde Bulunanların Servet Beyanı, Mali
Kılavuz Dergisi, Yıl:12, Sayı:47, Ocak-Mart 2010. S. 25-26
458
3628 s. MBBRYMK, Md. 9/1
459
Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 15
460
657 s. DMK. Md. 31
457
220
belgenin doğru olması yasağı ortadan kaldırmaz. Çünkü beyanlar
gizlidir ve hiç kimseye açıklama yetkisi verilmemiştir. Gizliliğin ihlali
suçtur. Gizli kalması gereken bilgileri açıklayan kimseler ile yayın
yoluyla bu bilgileri açıklayan kişiler üç aydan bir yıla kadar hapis cezası
ile cezalandırılır. Bu fiilin basın yoluyla işlenmesi halinde verilecek ceza
yarı oranında artırılır. 461
3628 sayılı Kanunun beyanların gizliliğini hükme bağlayan 9 uncu
maddesi, Kanunun en çok eleştirilen maddesidir. Mal beyanlarının gizli
tutulup beyanda bulunanın özel dosyasında saklanması, beyanların
içeriği hakkında açıklama yapma, bilgi verme ve yayın yapma yasağı,
yeni beyanların yetkili mercilerce daha önceki beyanlarla karşılaştırma
görevini yerine getirmedikleri düşünüldüğünde şeffaflıktan, kamuoyu
denetiminden uzak bir şekilde bu suçlarla mücadele edilemeyeceği
ortadadır. Kanun teklifi TBMM’de görüşülürken kamu görevlilerinin
kamuoyunun denetiminde kalması edindikleri malları kamuoyunun
denetimine sunmaları isteniyorsa, yasadan beklenen amacın sağlanması
için mal beyanlarının gizli değil, alenilik ilkesi gereği kamuya açık
tutulması gerektiği aksi halde iki beyan arasındaki farkın, artışın
yeterince denetlenemeyeceği, bu haliyle de rüşvet ve yolsuzluklarla
mücadele
edilmeyeceği
yönünde
eleştiriler
yapılmıştır. 462
Milletvekillerince, 3628 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin
değiştirilmesi, başlığı ile birlikte değiştirilmesi, bir fıkra eklenmesi, 11
inci maddesinin kaldırılması için TBMM ne kanun teklifinde
bulunulmuş ise de teklifler yasallaşmamıştır. Son olarak, 2006 yılında
Mal Beyanı Yasasında değişiklik konusunda yapılan bir çalışmada da;
mal beyanlarının sürekli kamuya açık hale gelmesinin yol açacağı
sıkıntılar üzerinde durulmuştur. Örneğin, bir liderin kooperatifte hissesi
varsa o kooperatife talep artacak ya da arsası varsa arsanın yerini
öğrenip bu durumdan rant elde etmeye çalışanlar çıkabilir, bu açıdan
olumsuz sonuçlar doğabilir, bir de mal beyanlarının sürekli açık olması
güvenlik nedeniyle bazı riskler taşıyabilir. Bu nedenle, geliriyle mal
varlığı arasında farklılık olan kamu görevlilerinin mal beyanlarının
kamuya açıklanıp açıklanmamasına Etik Kurulu yapısındaki bir
mekanizmanın karar vermesi formülü gündeme getirilmiştir. Ancak, batı
461
3628 s. MBBRYMK, Md. 11
TBMM, Tutanak Dergisi, Dönem: 18, Yasama Yılı:3, Cilt 44, 104 üncü Birleşim, 18.04.1990,
Çarşamba.
462
221
da böyle risk yok, Türkiye de rant aracı haline gelebileceği endişeleri ile
mal beyanını sürekli kamuya açık olmasının olumsuz sonuçlar
doğuracağından istismara yol açacak bir düzenleme yapılmasının uygun
olmayacağı ve farklı seçeneklerinde değerlendirilerek kapsamlı bir
çalışma yapılması gerektiğine karar verilerek TBMM gündeminden
çıkartılmıştır. 463
Mal beyanları “kamuoyuna açık olmalı” tartışması sürekli gündeme
getirilse de, güvenlik ve suiistimal gibi bazı riskler taşıması nedeniyle
seksen yıl öncesinde olduğu gibi günümüzde de beyanların gizliliği esası
korunmakta ve uygulanmaktadır.
2. BEYANLARIN GİZLİLİĞİNİN İSTİSNASI
2.1. BİLGİ VERME ZORUNLULUĞU
Özel kanunlarında aksine bir hüküm mevcut olsa dahi, ilgili gerçek
veya tüzel kişiler ile özel ve kamu kurum ve kuruluşları, 3628 sayılı
Kanunla soruşturma ve kovuşturmaya yetkili kılınan Cumhuriyet
Savcısı, müfettiş veya muhakkiklerce, Maliye Bakanlığı Baş Hukuk
Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü veya temsilcisince ve
diğer mercilerce istenen bilgileri gecikmeksizin makul sürede eksiksiz
vermek zorundadırlar. 464
3628 sayılı Kanuna göre takip, soruşturma ve kovuşturmaya yetkili
kişi olan başta Cumhuriyet savcılarınca ve muhakkik ve müfettişlerce,
Maliye Bakanlığı Baş Hukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel
Müdürlüğünce veya temsilcisince ve diğer mercilerce istenen bilgileri
vermeyen veya eksik veren gerçek veya tüzel kişiler ile kamu kurum ve
kuruluşlarının yetkili kişileri hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis
cezası verilir. Bu ceza, para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilemez
ve ertelenemez.
3628 sayılı Kanuna göre takip, soruşturma ve kovuşturmaya yetkili
kişi olan başta Cumhuriyet savcıları ve muhakkik ve müfettişler, ilgili
gerçek veya tüzel kişiler ile özel ve kamu kurum ve kuruluşlarından
sadece mal beyanları ile mal beyanlarının doğruluğunu sağlayacak
bilgileri değil, kanun kapsamındaki kişiler ve suç ortaklarının kapsama
463
464
http://www.habervitrini.com/haber.asp?id= 08 Şubat 2006 =ET:20.11.2009
3628 s. MBBRYMK, Md. 20, Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 16
222
giren suçlara yönelik soruşturma ve kovuşturma konusu her türlü bilgiyi
isteyebilecektir.
Buna göre soruşturma ve kovuşturmaya yetkili kişi olan başta
Cumhuriyet savcıları ve muhakkik ve müfettişlerin muhatabı olacak
ilgili gerçek veya tüzel kişiler ile özel ve kamu kurum ve kuruluşlarının
yetkili kişileri, mal beyanlarının gizliliğini veya özel kanunlarda mevcut
aksine bir hükmü ileri sürerek bilgi vermekten çekinemezler.
2.2. KAMU GÖREVLİLERİ ETİK KURULU
Kamu Görevlileri Etik Kurulu 465 mal beyanlarını gerektiğinde
inceleme yetkisine sahiptir. Mal beyanlarındaki bilgilerin doğruluğunun
kontrolü amacıyla ilgili kişi ve kuruluşlar ile bankalar ve özel finans
kurumları talep edilen bilgileri en geç otuz gün içinde Kurula vermekle
yükümlüdürler. 466 Ayrıca, Bakanlıklar ve diğer kamu kurum ve
kuruluşları, kurulun başvuru konusu ile ilgili olarak istediği bilgi ve
belgeleri vermek zorundadırlar. Kurul, bu Kanun kapsamındaki
kuruluşlardan ve özel kuruluşlardan ilgili temsilcileri çağırıp bilgi alma
yetkisine sahiptir. 467 Buna göre, Etik Kurulu, mal beyanları ve mal
beyanlarındaki bilgilerin doğruluğunun kontrolü amacıyla ilgili kişi ve
kuruluşlar ile bankalar ve özel finans kurumlarından gerekli bilgileri
isteyebilecektir. Kurulun soruşturma görevi yoktur, ancak inceleme
yapabilir. Gizli tutulan ve saklanan mal beyanlarının 3628 sayılı Kanuna
göre soruşturma yapılması dışında denetim elemanlarınca veya başka
yetkililerce incelenmesi olanağı bulunmamaktadır. Yasa inceleme
yetkisini sadece Kamu Görevlileri Etik Kuruluna vermiştir. Tabi etik
kurulu gerektiğinde inceleme yapabileceğinden, gerekmediği sürece mal
beyanlarının incelenebilmesi mümkün olamayacaktır.
5176 s. Kanunla 25.05.2004 tarihinde kurulmuştur.
3628 s. MBBRYMK, Md. 9/2
467
5176 s. Kanun Md. 6.
465
466
223
DOKUZUNCU BÖLÜM
MAL BEYANININ VERİLMESİNDE AMİRLERİN
SORUMLULUĞU 468
Mal beyannamesini almaya yetkili olan merciler, mal beyanlarının
süresi içinde verilmesini sağlamakla sorumludurlar. Bu merciler mal
beyannamelerinin verilmesini izlemek için birim veya personel
görevlendirirler. Ayrıca, müsteşarlar, 469 merkez teşkilatları ile varsa bağlı
ve ilgili kuruluşlarında görevli her düzeydeki kamu personelinin mal
beyanlarının verilmesinden, verilen mal beyanlarına ilişkin olarak
gerekli inceleme ve karşılaştırmaların yapılmasını sağlamaktan ve bu
çerçevede yapılacak çalışmalar sonucunda, gerekli görülen hallerde
personelin mal beyanları hakkında ilgili denetim birimlerince inceleme
yapılması için girişimde bulunmaktan veya konuyu Cumhuriyet
Başsavcılıklarına bildirmekten görevli ve sorumludur. 470
1. AMİR
Güncel Türkçe sözlükte “amir”; bir işte emir verme yetkisi bulunan
kimse olarak tarif edilmiştir. 471 Âmir ise, buyurucu, buyuran, üst olarak
tanımlanmıştır. 472 Dolayısıyla amiri, resmi bir biçimde belirlenen
amaçların gerçekleştirilmesi için astlarının faaliyetlerini yönlendiren ve
denetleyen kişi olarak tanımlamak mümkündür. Kısaca amir, belli
faaliyetlerde bulunan ve belli yetkiler taşıyan kişidir.
Emir: Güncel Türkçe sözlükte “emir”; buyruk, komut, talimat,
ferman, istek olarak tanımlanmıştır. 473 Türk Ceza Kanunda emir ile ilgili
hüküm mevcut olup, buna göre; Kanunun hükmünü yerine getiren
kimseye ceza verilmez. Yetkili bir merciden verilip, yerine getirilmesi
görev gereği zorunlu olan bir emri uygulayan sorumlu olmaz. Konusu
suç teşkil eden emir hiçbir surette yerine getirilemez. Aksi takdirde
yerine getiren ile emri veren sorumlu olur. Emrin, hukuka
uygunluğunun denetlenmesinin kanun tarafından engellendiği hâllerde,
SÖKMEN, Uğur: Kamu Hizmetinde ve Kamu Görevinde Bulunanların Servet Beyanı, Mali
Kılavuz Dergisi, Yıl:12, Sayı:47, Ocak-Mart 2010. S. 26, SÖKMEN, Uğur: a.g.e. s. 33-41, 49-59
469
Bakandan sonra gelen ve idari otoritenin en üst noktasında bulunan amir.
470
Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 7
471
Güncel Türkçe Sözlük, TDK
472
BSTS/Medeni Hukuk Terimleri Sözlüğü 1966
473
Güncel Türkçe Sözlük, TDK
468
224
yerine getirilmesinden emri veren sorumlu olur. 474 Devlet memuru
amirinden aldığı emri, Anayasa, kanun, tüzük ve yönetmelik
hükümlerine aykırı görürse, yerine getirmez ve bu aykırılığı o emri
verene bildirir. Amir emrinde ısrar eder ve bu emrini yazı ile yenilerse,
memur bu emri yapmağa mecburdur. Ancak emrin yerine
getirilmesinden doğacak sorumluluk emri verene aittir. Konusu suç
teşkil eden emir, hiçbir suretle yerine getirilmez; yerine getiren kimse
sorumluluktan kurtulamaz. Acele hallerde kamu düzeninin ve kamu
güvenliğinin korunması için kanunla gösterilen istisnalar saklıdır. 475
1.1. EN ÜST AMİR
Bakan, bakanlık kuruluşunun en üst amiridir. 476
1.2. EN ÜST İDARİ AMİR
Siyasi otoriteyi temsil eden bakandan sonra gelen ve idari otoritenin
en üst noktasında bulunan, Başbakanlıkta başbakanlık müsteşarı,
bakanlıklarda bakanlık müsteşarları, ilgili ve bağlı kuruluşlarda ise
müsteşarlar, genel müdürler ve kurum başkanları en üst idari amirdir. 477
1.3. ATAMAYA YETKİLİ MAKAM
Atama işlemi, kimi zaman tekli bir makam, kimi zamanda bir kurul
tarafından yapılır. Atamaya yetkili makamlar genellikle kurumların
kuruş kanunlarında gösterilir. 657 sayılı Kanunda “atamaya yetkili amir”
deyimi geçmekle birlikte, bu amirlerin kimler olduğu belirtilmemiştir.
Ancak, 2451 ve 2477 sayılı Kanunlarla atama usulleri düzenlenmiştir.
Böylece, Bakanlar Kurulu Kararı ile atama yapılacak görevler ve
müşterek kararla atama yapılacak görevler tek tek sayılmıştır. Bunların
dışındaki görevlere yapılacak atamalar için kuruluş kanunları ile özel
kanunlardaki hükümler uygulanacaktır.
1.4. ATAMAYA YETKİLİ AMİR
Atama usul ve esaslarını belirleyen mevzuat hükümleriyle atama
yetkisi tanınan memurlardır. Müşterek kararla veya Bakanlar Kurulu
Kararı ile atanan memurlar bakımından ise inha eden makamdır. 478
474
5237 s. TCK, Md. 24
657 s. DMK, Md. 11
476
3046 s. BKGEHK. Md. 21
477
Danıştay 1. D. 31.12.2000 tarihli ve 2000/59-2000/29 sayılı kararı
478
Devlet Memurları Sicil Yönetmeliği, Md. 3/c
475
225
2451 sayılı Kanuna ekli (1) sayılı cetvelde gösterilen unvanları
taşıyan görevlere Bakanlar Kurulu kararı ile (2) sayılı cetvelde gösterilen
unvanları taşıyan görevlere müşterek kararla atama yapılır. 479 2451
sayılı Kanuna ekli cetvellerde yer almayan unvanları taşıyan kadro ve
görevlere yapılacak atama ve nakillerde, Kanunun kapsamına giren
kuruluşların teşkilat kanunlarına veya özel kanunlarındaki hükümlerine
göre atama yapılır. 480
Atamaya yetkili amirler, her kurumun teşkilat kanunlarında
belirlenmiştir. Buna göre, 2451 sayılı Kanun hükümlerine göre Müşterek
kararla veya Bakanlar Kurulu Kararı ile atanan memurlar dışında kalan
memurların atanmaları Bakan tarafından yapılır. Bakan bu yetkilerini
gerekli gördüğü alt kademelere devredebilir.
Valilerin görüşü alınarak bakanlıkların ve tüzel kişiliğe haiz genel
müdürlüklerin kendi teşkilat kanunlarına göre illere atanan ya da
bakanlıklar ve tüzel kişiliğe haiz genel müdürlükler tarafından
doğrudan doğruya illere atanan ya da merkez teşkilatında görev yapan
memurlar için Bakan, İl merkez teşkilatına bağlı ve il idare şube
başkanının inhası üzerine atanan memurlar için vali, İlçe şube
başkanlarının inhası üzerine atanan memurların kaymakam, atamaya
yetkili amirlerdir. 481
2. SORUMLULUK
Kişinin kendi davranışlarını veya kendi yetki alanına giren
herhangi bir olayın sonuçlarını üstlenmesi, sorum, mesuliyet: 482
Uyulması gereken bir yargıya, bir kural ya da yetkili üstün verdiği
buyruğa uyulmaması üzerine suçlu düşme durumu. 483
2.1. KAMU İDARELERİNİN SORUMLULUĞU
Malî karar ve işlemlere ilişkin her türlü kayıt, bilgi ve belgeler,
kamu idareleri tarafından düzenli olarak muhafaza edilir. Kamu
idareleri ve görevlileri; malî yönetim ve kontrol sistemleri ile bütçenin
hazırlanması, uygulanması, sonuçlandırılması, muhasebeleştirilmesi,
raporlanması işlemlerine ait bilgi ve belgeleri denetimle görevlendirilmiş
2451 s. Bakanlıklar ve Bağlı Kuruluşlarda Atama Usulüne İlişkin Kanun, Md. 2
2451 s. Bakanlıklar ve Bağlı Kuruluşlarda Atama Usulüne İlişkin Kanun, Md. 3
481
5442 s. İl İdaresi Kanunu, Md. 7-8
482
Güncel Türkçe Sözlük, TDK
483
BSTS/Ceza Yargılama Yöntemi Yasası Terimleri Sözlüğü 1972
479
480
226
olanlara ibraz etmek, görevin sağlıklı yapılmasını sağlayacak önlemleri
almak ve her türlü yardım ve kolaylığı göstermek zorundadır. 484
2.2. AMİR DURUMUNDA OLAN DEVLET MEMURLARININ
GÖREV VE SORUMLULUKLARI
Devlet memurları amiri oldukları kuruluş ve hizmet birimlerinde
kanun, tüzük ve yönetmeliklerle belirlenen görevleri zamanında ve
eksiksiz olarak yapmaktan ve yaptırmaktan, maiyetindeki memurlarını
yetiştirmekten, hal ve hareketlerini takip ve kontrol etmekten görevli
sorumludurlar. Amir, maiyetindeki memurlara hakkaniyet ve eşitlik
içinde davranır. Amirlik yetkisini kanun, tüzük ve yönetmeliklerde
belirtilen esaslar içinde kullanır. Amir, maiyetindeki memurlara
kanunlara aykırı emir veremez ve maiyetindeki memurdan hususi bir
menfaat temin edecek bir talepte bulunamaz, hediyesini kabul edemez
ve borç alamaz. 485 Amirler, emirlerindeki memurların, görevlerini
dikkat ve itina ile yerine getirmelerini, Devlet malını korumak ve her an
hizmete hazır halde bulundurmak için gerekli tedbirleri almalarını temin
ve takip etmekle görevli ve sorumludurlar. Memurlarca verilen
zararların miktarının tespiti ve ilgililerden bu yönetmelik veya genel
hükümlere göre tahsili konusunda yapılacak işlemlerin zamanında ve
eksiksiz yürütülmesinden, zararı veren memurların görevli bulundukları
kurum ve kuruluşların o mahaldeki amirleri müteselsilen
sorumludurlar. 486 Usulüne uygun olarak yapılmış şikayet ve müracaatı,
görevi olduğu halde zamanında ve eksiksiz işleme koymayan ya da
karara bağlamayan amirlerin sorumludur. Bu sorumluluğu yerine
getirmeyen amirler hakkında durumun niteliğine ve ağırlık derecesine
göre 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun değişik 125 nci
maddesinde sayılan disiplin cezalarından birisi verilir. 487
2.3. AST DURUMUNDA OLAN DEVLET MEMURLARININ
GÖREV VE SORUMLULUKLARI
Devlet memurları kanun, tüzük ve yönetmeliklerde belirtilen
esaslara uymakla ve amirler tarafından verilen görevleri yerine
getirmekle yükümlü ve görevlerinin iyi ve doğru yürütülmesinden
484
5018 s. Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu, Md. 76
657 s. DMK, Md. 10
486
Devlete ve Kişilere Memurlarca Verilen Zararların Nevi ve Miktarlarının Tespiti, Takibi,
Amirlerinin Sorumlulukları, Yapılacak Diğer İşlemler Hakkında Yönetmelik, Md. 9/a-b
487
Devlet Memurlarının Şikayet ve Müracaatları Hakkında Yönetmelik, Md. 14
485
227
amirlerine karşı sorumludurlar. Devlet memuru amirinden aldığı emri,
Anayasa, kanun, tüzük ve yönetmelik hükümlerine aykırı görürse,
yerine getirmez ve bu aykırılığı o emri verene bildirir. Amir emrinde
ısrar eder ve bu emrini yazı ile yenilerse, memur bu emri yapmağa
mecburdur. Ancak emrin yerine getirilmesinden doğacak sorumluluk
emri verene aittir. Konusu suç teşkil eden emir, hiçbir suretle yerine
getirilmez; yerine getiren kimse sorumluluktan kurtulamaz. Acele
hallerde kamu düzeninin ve kamu güvenliğinin korunması için kanunla
gösterilen istisnalar saklıdır. 488 Memurlar görevlerini dikkat ve itina ile
yerine getirmek; Devlet malını korumak ve her an hizmete hazır halde
bulundurmak için gerekli tedbirleri almakla görevli ve sorumludurlar.
Memurlar, bu görev ve sorumlulukların yerine getirilmemesi sebebiyle
doğan zararları bu yönetmelikte belli edilen usul ve esaslar uyarınca
tazminle
mükelleftirler.
Sayıştaya
karşı
sorumlu
olanların
sorumlulukları hakkında 832 sayılı Sayıştay Kanunu hükümleri
saklıdır. 489
2.4. HESAP VERME SORUMLULUĞU
Her türlü kamu kaynağının elde edilmesi ve kullanılmasında
görevli ve yetkili olanlar, kaynakların etkili, ekonomik, verimli ve
hukuka uygun olarak elde edilmesinden, kullanılmasından,
muhasebeleştirilmesinden, raporlanmasından ve kötüye kullanılmaması
için gerekli önlemlerin alınmasından sorumludur ve yetkili kılınmış
mercilere hesap vermek zorundadır. 490 Bakanlar, hükümet politikasının
uygulanması ile bakanlıklarının ve bakanlıklarına bağlı, ilgili ve ilişkili
kuruluşların stratejik planları ile bütçelerinin kalkınma planlarına, yıllık
programlara uygun olarak hazırlanması ve uygulanmasından, bu
çerçevede diğer bakanlıklarla koordinasyon ve işbirliğini sağlamaktan
sorumludur. Bu sorumluluk, Yükseköğretim Kurulu, üniversiteler ve
yüksek teknoloji enstitüleri için Millî Eğitim Bakanına, mahallî idareler
için İçişleri Bakanına aittir. Bakanlar, kamu kaynaklarının etkili,
ekonomik ve verimli kullanılması ile hukuki ve mali konularda
Başbakana ve Türkiye Büyük Millet Meclisine karşı sorumludurlar. 491
Bakanlıklarda müsteşar, diğer kamu idarelerinde en üst yönetici, il özel
488
657 s. DMK, Md. 11
Devlete ve Kişilere Memurlarca Verilen Zararların Nevi ve Miktarlarının Tespiti, Takibi,
Amirlerinin Sorumlulukları, Yapılacak Diğer İşlemler Hakkında Yönetmelik, Md. 4
490
5018 s. Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu, Md. 8
491
5018 s. Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu, Md. 10
489
228
idarelerinde vali ve belediyelerde belediye başkanı üst yöneticidir.
Ancak, Millî Savunma Bakanlığında üst yönetici Bakandır. Üst
yöneticiler, idarelerinin stratejik planlarının ve bütçelerinin kalkınma
planına, yıllık programlara, kurumun stratejik plan ve performans
hedefleri ile hizmet gereklerine uygun olarak hazırlanması ve
uygulanmasından, sorumlulukları altındaki kaynakların etkili,
ekonomik ve verimli şekilde elde edilmesi ve kullanımını sağlamaktan,
kayıp ve kötüye kullanımının önlenmesinden, malî yönetim ve kontrol
sisteminin işleyişinin gözetilmesi, izlenmesi ve Kanunda belirtilen görev
ve sorumlulukların yerine getirilmesinden Bakana; mahallî idarelerde ise
meclislerine karşı sorumludurlar. Üst yöneticiler, bu sorumluluğun
gereklerini harcama yetkilileri, malî hizmetler birimi ve iç denetçiler
aracılığıyla yerine getirirler. 492
5018 sayılı Kanunun ilgili maddeleri gereğince, kamu görevlileri;
kamu kaynaklarının etkili, ekonomik, verimli ve hukuka uygun olarak
elde edilmesinden, yönetilmesinden, kullanılmasından, korunmasından,
kötüye kullanılmaması ve her an hizmete hazır bulundurulması için
gerekli önlemlerin alınmasından sorumludurlar. Kontrol, denetim,
inceleme, kesin hükme bağlama veya yargılama sonucunda tespit edilen
kamu zararının geri ödenmesi sürecine, kamu görevlileri ile birlikte
ilgililer de dahil edilir. 493
2.5. BİLGİ VERME ZORUNLULUĞU
Özel kanunlarında aksine bir hüküm bulunsa bile ilgili gerçek veya
tüzel kişiler veya kamu kurum ve kuruluşları; bu Kanuna göre takip,
soruşturma ve kovuşturmaya yetkili kişi, Maliye Bakanlığı Baş Hukuk
Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü veya temsilcisi ve bu
Kanundaki diğer mercilerce istenen bilgileri gecikmeksizin makul sürede
eksiksiz vermek zorundadır. Aksine davranan kişiler hakkında bir
yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir. Bu ceza, para cezasına veya
tedbirlerden birine çevrilemez ve ertelenemez. 494
492
5018 s. Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu, Md. 11
Kamu Zararlarının Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik, Md. 5/1-2
494
3628 s. MBBRYMK, Md. 20
493
229
2.6. CUMHURİYET SAVCISINA BİLGİ VE BELGE VERME
ZORUNLULUĞU
Cumhuriyet savcısı, doğrudan doğruya veya emrindeki adlî kolluk
görevlileri aracılığı ile her türlü araştırmayı yapabilir; yukarıdaki
maddede yazılı sonuçlara varmak için bütün kamu görevlilerinden her
türlü bilgiyi isteyebilir. 495 Diğer kamu görevlileri de, yürütülmekte olan
soruşturma kapsamında ihtiyaç duyulan bilgi ve belgeleri, talep eden
Cumhuriyet
savcısına
vakit
geçirmeksizin
temin
etmekle
496
yükümlüdür.
Kanun tarafından kendilerine verilen veya kanun
dairesinde kendilerinden istenen adliye ile ilgili görev veya işlerde
kötüye kullanma veya ihmalleri görülen kamu görevlileri hakkında
Cumhuriyet savcılarınca doğrudan doğruya soruşturma yapılır. 497
2.7. MAL BEYANINA İLİŞKİN MALİ SORUMLULUK
Haksız edinilmiş olan malların zoralımına hükmolunur. Bu
malların elde edilememesi veya bir malın tümünün haksız mal edinme
konusu teşkil etmemesi sebepleri ile zoralımın mümkün olmadığı
hallerde haksız edinilen değere eşit bedelinin hazineye ödenmesine
karar verilir. Bu bedel, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında
Kanun Hükümlerine göre tahsil olunur. 498
2.8. MAL BEYANINA İLİŞKİN CEZAİ SORUMLULUK
3628 sayılı Kanunda yazılı olanlarca istenen bilgileri, özel
kanunlarında aksine bir hüküm mevcut olsa bile ilgili kişiler, özel veya
kamu kuruluşları eksiksiz vermek zorundadır. Aksine davranış, üç
aydan altı aya kadar hapis cezası ile cezalandırılacaktır. 499 İhtara rağmen
süresinde mal beyanında bulunmayan, gerçeğe aykırı açıklama yapan,
haksız mal edinme, mal kaçırma veya gizleyen Kanunda yazılı ceza ile
cezalandırılır. 500
3. MAL BEYANI VERİLMESİNDE AMİRİN SORUMLULUĞU
Mal bildirimi yönetmeliğinin 6 ncı maddesinde belirtilen merciler,
mal bildirimlerinin süresi içinde verilmesini sağlamakla sorumludurlar.
Bu merciler mal bildirimlerinin verilmesini izlemek için birim veya
495
5271 s. CMK, Md. 161/1
5271 s. CMK, Md. 161/4
497
5271 s. CMK, Md. 161/5
498
3628 s. MBBRYMK, Md. 14
499
3628 s. MBBRYMK, Md. 20
500
3628 s. MBBRYMK, Md. 10-11-12-13
496
230
personel görevlendirirler. Ayrıca, müsteşarlar, merkez teşkilatları ile
varsa bağlı ve ilgili kuruluşlarında görevli her düzeydeki kamu
personelinin mal bildirimlerinin verilmesi, verilen mal bildirimlerine
ilişkin olarak 18 nci madde uyarınca gerekli inceleme ve
karşılaştırmaların yapılmasını sağlamak ve bu çerçevede yapılacak
çalışmalar sonucunda, gerekli görülen hallerde personelin mal
bildirimleri hakkında ilgili denetim birimlerince inceleme yapılması için
girişimde bulunmak veya konuyu Cumhuriyet başsavcılıklarına
bildirmekle görevli ve sorumludur. 501
501
Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 7
231
ONUNCU BÖLÜM
MAL BEYANLARININ KARŞILAŞTIRILMASI 502
1.
YENİ
BEYANIN
KARŞILAŞTIRILMASI
ÖNCEKİ
BEYANNAME
İLE
Yeni ve ek beyanlar, yetkili merciler tarafından daha önceki
beyannameler ile karşılaştırılır. 503 Yetkili mercilerde toplanan mal
beyannamelerinde yer alan bilgiler, Başbakanlıkça belirlenecek esaslar
çerçevesinde, kamu kurumları bilgisayarlarında mevcut bilgilerle
bilgisayar ortamında ve gizliliği sağlanacak şekilde karşılaştırılır.
Yapılan karşılaştırma sonucunda gerçeğe aykırı beyanda bulundukları
veya haksız mal edindikleri, kaçırdıkları veya gizledikleri anlaşılanlar
hakkında yetkili mercilerce Cumhuriyet Başsavcılıklarına suç
duyurusunda bulunulur. Yetkili merciler, mal beyanlarının süresi içinde
verilmesini sağlamakla sorumludurlar. Bu merciler mal beyanlarının
verilmesini izlemek için birim veya personel görevlendirirler. Ayrıca,
müsteşarlar, merkez teşkilatları ile varsa bağlı ve ilgili kuruluşlarında
görevli her düzeydeki kamu personelinin mal beyannamelerinin
verilmesi, verilen beyannamelere ilişkin olarak gerekli inceleme ve
karşılaştırmaların yapılmasını sağlamak ve bu çerçevede yapılacak
çalışmalar sonucunda, gerekli görülen hallerde personelin mal beyanları
hakkında ilgili denetim birimlerince inceleme yapılması için girişimde
bulunmak veya konuyu Cumhuriyet Başsavcılıklarına bildirmekle
görevli ve sorumludur. 504
Mal beyannamelerinde yer alan bilgilerin, kamu kurum ve
kuruluşlarının bilgisayarlarında mevcut bilgilerle bilgisayar ortamında
karşılaştırılması gerekmektedir. Bu karşılaştırma; kurulacak komisyonlar
marifeti ile Mal Beyanı Formu Formatı kullanılarak mal
beyannamelerindeki bilgiler ilişkisel veri tabanı yönetim sistemi
yapısında bilgisayar ortamına aktarılarak yapılacaktır. Öncelikle mal
beyanlarında yer alan bilgilerden taşıt ve tapu kayıtlarına ilişkin
bilgilerin Emniyet Genel Müdürlüğü ile Tapu ve Kadastro Genel
Müdürlüğü bilgisayarlarındaki taşıt ve tapu bilgileri ile karşılaştırılması
SÖKMEN, Uğur: Kamu Hizmetinde ve Kamu Görevinde Bulunanların Servet Beyanı, Mali
Kılavuz Dergisi, Yıl:12, Sayı:47, Ocak-Mart 2010. S. 26
3628 s. MBBRYMK, Md. 7, Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 18/1
504
Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 18/2-3
502
503
232
yapılacaktır. Karşılaştırma sonucunda “beyan-bilgi farklılıkları” ile ilgili
kamu görevlisinden de açıklama ve ispatlayıcı belgelerini sunmaları
istenilecek, açıklama yeterli görülmezse ilgili birimlerce incelenmesi
sağlanacaktır. İnceleme sonucuna göre durum gerektiğinde Cumhuriyet
Başsavcılığına intikal ettirilecektir. 505
Başbakanlığın genelgesinden sonra, bazı kamu kurum ve
kuruluşları yasal yükümlülüklerini yerine getirmek suretiyle, mal beyan
formlarının elektronik ortamda arşivlenmesi ve bu belgelerin
komisyonca güvenli ve hızlı biçimde incelenmesini ve önceki beyanla
karşılaştırmayı elektronik olarak yapmayı sağlayan sistem kurmuşlardır.
Bu teknolojik alt yapı sayesinde beyanda bulunmayan kişileri ve mal
varlığında anormal değişiklik olanları anında tespit edebilmektedirler.
Bu bilgisayar sistemini kuramayan ya da kullanmayan kamu kurum ve
kuruluşları mal beyanlarına ilişkin yeni ve ek beyanları daha önceki
beyannameler ile yapacakları inceleme ve karşılaştırma bilgisayar
ortamında olmadığından, sadece manuel olacaktır.
Mal beyanları bilgisayar ortamında alınmalı ve bilgisayar
ortamında incelenip karşılaştırılmalıdır. 3628 sayılı Kanun ve
Yönetmelikte, mal beyanlarının inceleme ve karşılaştırma görevinin,
hangi ölçütlere göre yapılacağına ilişkin ayrıntılı bir düzenleme
bulunmamaktadır. Yeni ve ek beyanlar, yetkili merciler tarafından daha
önceki beyannameler ile karşılaştırılır. Karşılaştırma sırasında beyanın
doğruluğunun kontrolünün tespitine yönelik yeterli ve nesnel inceleme,
ölçme, saptama ve değerlendirme yöntemleri mal beyanı mevzuatında
düzenlenmemiştir. Bu da yapılan karşılaştırmanın beyan ve önceki
beyan karşılaştırmasının ötesine gidilememesi anlamına gelmektedir.
Halbuki, banka, tapu, trafik, maliye, belediye vb. kurum kayıtlarına
ulaşılmasındaki güçlük yapılacak yasal düzenleme ile giderilmiş ve
elektronik ortamda kurumlararası bilgi paylaşımı sağlanmış olsa, mal
varlığında anormal değişiklik olanlar ile beyanın süresinde yapılıp
yapılmadığını ve beyanda bulunmayanları sistem kendiliğinden tespit
edecek ve geliriyle mal varlığı arasında büyük farklılıklar bulunanlar da
ortaya çıkmış olacaktır. Böylece, yıllardır biriktirilen ve saklanan on
binlerce mal beyanı evrakının üzerine yeni binlercesinin eklenmesi
önlenmiş olacaktır.
505
Başbakanlığın 2000/16 sayılı Genelgesi.
233
ONBİRİNCİ BÖLÜM
SÜRESİNDE MAL BEYANINDA BULUNMAYANLARA
İHTAR 506
1. SÜRELER GEÇTİKTEN SONRA İHTAR
Kamu görevine ilk atanmada, göreve giriş için gerekli belgelerle
birlikte göreve başlamadan önce; seçimle gelinen görevlerde seçimin
kesinleşmesi tarihini izleyen iki ay içinde; diğer seçim ve atamalar ile
yazılı basın kuruluşlarında işe veya görevlerine başlama tarihini izleyen
bir ay içinde; mal varlığında önemli bir değişiklik olduğunda bir ay
içinde; görevin sona ermesi halinde, ayrılma tarihini izleyen bir ay
içinde; mal beyanında bulunmayanlara, beyanın verileceği mercilerce
yazılı olarak ihtarda bulunulur. Bu ihtar, ilgilisine Tebligat Kanunu
hükümlerine göre tebliğ olunur. 507
Mal beyanında bulunmayanlara, “otuz gün içinde mal beyanında
bulunması için” yazılı olarak ihtarda bulunulacaktır. Yazılı olarak
yapılacak ihtarda otuz günlük süre de belirtilmelidir. İhtarın belirtilen
sürelerden sonra, bu süreler geçtikten sonra yapılması gerekir. Yani otuz
günlük süre geçtikten sonra, otuz gün süre verilerek ihtarda bulunulur.
Örneğin, mal varlığında önemli bir değişiklik olduğunda kanunen
tanınan bir aylık süre geçmeden onbeşinci veya yirminci günde mal
beyanı için ihtarda bulunulamayacaktır. İhtarın 7201 sayılı Tebligat
Kanununa uygun bir şekilde yapılması gerekir. Sürelerin
hesaplanmasında; gün ile belirlenen süreler, tebligatın yapıldığının ertesi
günü işlemeye başlar. Süre ay olarak belirlenmişse, tebligatın yapıldığı
günün, son ayda sayı itibarıyla karşılığı olan günün mesai saati
bitiminde sona erer. 508
Mal varlığında önemli değişiklik olduğunda, belirlenen sürede yani
bir ay içinde, mal beyanında bulunmamanın cezai yaptırımı 3628 sayılı
Kanunda bulunmamaktadır. İhtarın kendisine tebliğinden itibaren otuz
gün içinde mazeretsiz olarak beyanda bulunmayana üç aya kadar hapis
cezası verilir. 509 Görüldüğü üzere, tebligata rağmen mazeretsiz olarak
SÖKMEN, Uğur: Kamu Hizmetinde ve Kamu Görevinde Bulunanların Servet Beyanı, Mali
Kılavuz Dergisi, Yıl:12, Sayı:47, Ocak-Mart 2010. S. 28
507
3628 s. MBBRYMK, Md. 10/1, Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 17/1
508
5271 s. CMK, Md. 39
509
3628 s. MBBRYMK, Md. 6/d, 10/1
506
234
beyanda bulunmama cezalandırılmıştır. Mal varlığındaki önemli
değişiklikten bir şekilde idarenin haberi olacak ve yükümlüye tebligat
yapılacak, bu tebligata rağmen mazeretsiz olarak beyanda bulunmadığı
takdirde cezai yaptırım uygulanabilecektir.
3628 sayılı Kanunun 7 nci maddesine göre, göreve devam halinde
sonu (0) ve (5) ile biten yılların Şubat ayı sonuna kadar yenilenmesi
gereken mal beyanını yenilemeyenler için ihtar yapılmasına gerek
bulunmamaktadır.
Çünkü
ihtar
süresinde
mal
beyanında
bulunmayanlara yapılmaktadır ve süresinde mal beyanı da bir aylık ve
iki aylık süreler şeklinde belirlenmiş ve göreve devam halinde sonu (0)
ve (5) ile biten yılların Şubat ayı sonuna kadar yenilenmesi gereken mal
beyanı için belirlenmemiştir. Ayrıca, 3628 sayılı Kanunun ceza maddeleri
içerisinde 7 nci maddesi hükmünün yerine getirilmemesi için bir
yaptırım öngörülmemiştir.
Her hangi bir ihtar yapılmadan ceza verilebilir mi? Mal varlığından
veya değişiklikten haberdar olunup, her hangi bir ihtar yapılmadığı
halde, süresinde mal beyanında bulunulmadığını mal beyanının
yenilenmesi döneminde öğrenen idarenin memurlara disiplin cezası
verdiği idari yargı kararlarından anlaşılmaktadır. Ceza hukuka uygun
olabilir ancak hakkaniyete uygun mudur tartışılır. Mal varlığını beyan
eden kişiye beyanını niçin geç verdin, süresini geçirmişsin, zamanında
vermen gerekiyordu gibi gerekçelerle zamanaşımı süresi geçmemişse
disiplin cezası uygulanabilir. Burada iki memur ele alalım; birisi iki yıl
önceki değişikliği bildirmişse zamanaşımı nedeniyle ceza almayacak,
diğeri iki yıl içindeki değişikliği bildirince ceza ile karşı karşıya
kalacaktır. Bu davranış, uygulamada memurların süresi içinde
yapmadıkları beyanlarını iki yıl geçtikten sonra hatta yalnızca genel
beyan dönemlerinde yapmalarına neden olacaktır. İki yıl içindeki
değişikliği bildirenlere beyannameni geç verdin diye disiplin cezası
veren idarelerin bu uygulamaları doğru değildir. Yani beyanda
bulunana ceza, beyanda bulunmayana ceza yok böyle uygulama olabilir
mi? Şöyle ki, Bu cezalar kanuni olabilir. 657 sayılı Kanunun 125/B-b
maddesine göre; eşlerinin, reşit olmayan veya mahcur olan çocuklarının
kazanç getiren sürekli faaliyetlerini belirlenen sürede kurumuna
bildirmemek “kınama cezasını”, 125/D-j maddesine göre; belirlenen
durum ve sürelerde mal beyanında bulunmamak, “kademe ilerlemesinin
durdurulması cezasını” gerektirmektedir. Fakat mal gizlemesi, mal
235
kaçırması, haksız mal edinmesi yoksa beyan yapana beyanından dolayı
ceza vermenin hakkaniyete uygun değildir. Ayrıca, bu ceza Devlet
memurlarına uygulanabilmekte olup, mal beyanı yükümlüsü memur
olmayanlara uygulanamamaktadır. Sırf 657 sayılı Kanunda yaptırımı var
mantığı ile ceza uygulaması doğru değildir. Kaldı ki 3628 sayılı
Kanunda geç bildirme cezalandırılmamış, ihtara rağmen süresinde
beyanda bulunmayan cezalandırılmıştır. Dolayısıyla özel yasasında
cezalandırılmayan bir durumun memur yasasında yaptırımı var
düşüncesiyle ceza uygulamak yanlış olacaktır. Diğer taraftan, diğer
kamu görevlisi kişiler hakkında uygulanamayan disiplin cezasının
memurlara uygulanması Anayasamızın 10 uncu maddesinde yer alan
eşitlik ilkesine de ters düşmektedir.
Konuya ilişkin yargının verdiği kararlar özet olarak şöyledir:
1- 3628 sayılı Kanunun 10/1 ve 6/d maddelerinde “mal varlığında önemli
bir değişiklik olduğunda bir ay içinde” bildirimlerinin verileceği merciilere mal
bildirimlerin verilmesi zorunlu olduğu, bu lazimeye riayet etmeyen sanığa
merciince ihtarda bulunulması gerektiği, ihtarın kendisine tebliğinden itibaren
otuz gün içinde mazeretsiz olarak bildirimde bulunmayanın tecziyesi cihetine
gidileceği gözetilerek öncelikle yetkili mercii tarafından sanığa usulüne uygun
yapılmış bir ihtaratın olup olmadığı 510
2- … Başmüfettişi tarafından 19.11.2002 tarihinde hazırlanan … sayılı ile
“...1995-2000 yılı genel ve ek bildirimlerinizin incelendiği, karşılaştırma
yapıldığı ve mal bildirimlerinde farklılık görüldüğünün anlaşılması üzerine
Komisyona vermiş olduğunuz izahatların ve mal bildirimlerinin yeniden
incelenmesi neticesinde; Anılan Yönetmeliğin 7’nci maddesinin 2’nci fıkrası
gereğince, Komisyonca izahatlarınız yeterli görülmediğinden hakkınızda bu
konuda inceleme başlatılmıştır. Bu konudaki ifadenizi 7 gün içerisinde
Müfettişliğimizin aşağıdaki adresine göndermenizi rica ederim” şeklinde
hazırlanarak sanığa tebliğ edilen yazı üzerinde sanığın düzenlediği 10.12.2002
tarihli cevap dilekçesinde 12.08.2002 tarihinde adına tapu senedi düzenlenen
Yakuplu Köyü … ada… parsel sayılı taşınmaz ile ilgili açıklamada bulunmadığı
anlaşılmakta ise de; sanıktan yeniden bir mal bildirimi istenmemiş olduğu
cihetle, sanığın düzenlediği dilekçenin 3628 sayılı yasada belirtilen yeni bir mal
510
Yargıtay 7. CD. 6.4.2000 t. ve, E:2000/73, K: 2000/5372 s. K. (Uğur, s, 175.)
236
bildirimi niteliğinde bulunmadığı düşünülmeden, sanığın beraati yerine yazılı
şekilde hüküm tesisi yasaya aykırıdır. 511
3- … Başmüdürlüğü emrinde görevli iken 30.3.2001 tarihinde müstafi
sayılan sanığa, idarece 3628 sayılı yasanın 6/f maddesince mal bildiriminde
bulunması için 7201 sayılı yasa gereğince tebligat yapıldığı, sanığın hazırlıkta
CMUK.nun 135. maddesine uygun olarak alınan ilk samimi beyanında tebligatı
kapısına yapıştırılmış vaziyette gördüğünü, ancak görevde olmaması nedeniyle
mal bildiriminde bulunmadığını belirttiği cihetle, sanığın eyleminin 3628 sayılı
yasanın 10/1. maddesinde belirtilen suçu oluşturduğu ve anılan maddede
öngörülen cezanın tür ve miktarı da dikkate alınıp sanığa TCK.nun 119.
maddesi gereğince önödeme ihtaratında bulunulup sonucuna göre bir karar
verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi, yasaya aykırıdır. 512
4- Sanık savunmasında, yurt dışında bulunması nedeniyle mal
bildiriminde bulunamadığını ileri sürmüş bulunmasına göre, sanığın pasaportu
incelenerek, valilik tarafından mal bildiriminde bulunması için yapılan tebligat
tarihinde ve bu tarihten sonraki dönemde yurt dışında bulunup bulunmadığı,
sanık ülkeye döndükten sonra ne kadar süre içinde mal bildiriminde bulunduğu
hususları araştırılıp tespit edildikten sonra, yurt dışında bulunduğu tarihte
tebligatın yapıldığı ve bu tarihten itibaren bir aylık dönem içinde de yurt
dışında bulunduğunun anlaşılması halinde mal bildiriminde bulunmamış
olmasında suç kastının bulunmayacağı 513
5- Basın beyannamesinin verildiği 22.7.2000 tarihinden üç gün sonra
25.7.2000 günü sanığa tebliğ edilen valilik yazısı, içeriği itibariyle 3628 sayılı
yasanın 6. maddesinin hatırlanmasından ibaret olup, anılan yasanın 10.
maddesinde sözü edilen ihtar niteliğinde bulunmadığı ve bu nedenle atılı suçun
unsurlarının gerçekleşmediği gözetilmeden sanığın beraati yerine
mahkumiyetine hükmedilmesi, yasaya aykırıdır. 514
6- Sanıklar hakkında uygulanan mal bildiriminde bulunulması, rüşvet ve
yolsuzlukla mücadele Kanununun 16. maddesi “Bu bölümde yazılı olan cezalar
10. maddenin 1. fıkrası hariç tecil edilemez, şahsi hürriyeti bağlayıcı olanlar
para ve tedbire çevrilemez, failleri hakkında TCK’nın 119. maddesi hükümleri
uygulanamaz” hükmünü taşımakta olup, anılan kanunun 10/1 maddesi
gereğince uygulama yapıldığına göre bu maddede öngörülen cezanın miktarı
Yargıtay 7. CD. 27. 09. 2007 t. ve E: 2007/3297, K:2007/6555 s. K., (Uğur, s, 172.)
Yargıtay 7. CD. 21.12.2006 t. ve E: 2004/6397, K:2006/19430 s. K. (Uğur, s, 172.)
Yargıtay 7. CD. 17.10.2002 t. ve, E:2002/14395, K:2002/14224 s. K.) (Uğur, s, 173.)
514
Yargıtay 7. CD. 19.10.2004 t. ve, E:2004/9715, K:2004/11448 s. K. (Uğur, s, 173.)
511
512
513
237
dikkate alınıp TCK.nun 119. maddesinin tatbikine kanunen engel bulunmadığı
cihetle sanıklara TCK.nun 119 .maddesi gereğince önödeme ihtaratında
bulunulup sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı
şekilde hüküm tesisi, 515
7- Mahalli gazete sahibi olan sanıktan herhangi bir soruşturma ile ilgili
olmadan mal bildiriminde bulunulması istenilmişse de; 3628 sayılı yasanın
10/1. maddesinde “6. maddede belirtilen sürelerde mal bildiriminde
bulunmayanlara bildirimlerin verileceği mercilerce ihtarda bulunulur. İhtarın
kendisine tebliğinden itibaren otuz gün içinde mazeretsiz olarak bildirimde
bulunmayanlara üç aya kadar hapis cezası verilir” denilmesine rağmen,
kısıtlayıcı biçimde 23.12.1996 tarihinde tebliğ edilen yazıyla 27.12.1996 tarihine
kadar 18.2.1997 günü tebliğ edilen yazıyla da 21.2.1997 tarihine kadar
bildirimde bulunulmasının istenildiği dikkate alınıp buna göre sanığın hukuki
durumunun tayini gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi, 516
8- Sanık hakkında 3628 sayılı Kanun’un 12. maddesi uyarınca gerçeğe
aykırı mal bildiriminde bulunma suçundan dava açıldığı gözetilmeden anılan
yasanın 10. maddesinde düzenlenen mal bildiriminde bulunmama suçunun
unsuru olan ilgili mercilerce ihtarat yapılmaması nedeniyle suçun unsurunun
gerçekleşmediğinden bahisle beraat kararı verilmişse de; Suç tarihi gerçeğe aykırı
son mal bildiriminin verildiği 07.05.1999 tarihi olup temyiz inceleme gününde
sanık yararına olan TCK.nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen
zamanaşımı tahakkuk etmiş bulunduğundan hükmün BOZULMASINA, anılan
maddeler uyarınca sanık hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle
ORTADAN KALDIRILMASINA 517
9- Tüm dosya kapsamına göre, şüpheli ... ile birlikte eşi ... ve kardeşi ...
adlarına İmar Bankasında 21, Vakıfbank’ta 7, Tekfenbank’ta 5 ve Pamukbank’ta
3 adet olmak üzere toplam 36 adet farklı hesap bulunduğu, bahsedilen
hesaplardaki mali varlık toplamının 2003 yılı Mart ayı sonu itibarıyla 251.074
USD ve 72 milyar Türk lirası olup, bahsedilen tarih itibarıyla 397 milyar Türk
lirasına tekabül ettiği, bu miktarın ...’ün geliriyle mütenasip olmayıp,
kaynağının tam olarak tespit edilemediği gibi Adalet Başmüfettişi tarafından
3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele
Kanunu uyarınca, kendisi ve eşinin mal beyanını bildirmesi 05/04/2004 tarihli
yazı ile talep edildiğinde adı geçen ...’ün 397 milyar Türk lirasının 80 milyar
Yargıtay 7. CD. 12.11.2002 t. ve, E:2002/16296, K:2002/15994 s. K. (Uğur, s, 174.)
Yargıtay 7. CD. 27.6.2000 t. ve, E:2000/6488, K: 9821 s. K. (Uğur, s, 174.)
517
Yargıtay 7. CD. 21.03.2007 t. ve, E:2004/11490, K:2007/1851 s. K. (Uğur, s, 185.)
515
516
238
Türk lirasını bildirdiği halde, geriye kalan miktarını ise soruşturmayı yürüten
Adalet Başmüfettişine bildirmediği gibi, muhtelif tarihlerde Bakanlığa verdiği
mal bildirim beyannamelerinde de göstermediği cihetle, mevcut delillerin
tartışılması ve değerlendirilmesinin son soruşturma aşamasında davayı görecek
olan mahkemeye ait bulunduğu gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesinde
isabet görülmemiş 518
518
Yargıtay 7. CD. 2008 tarih ve E:2006/13770, K:2008/19344 s. K. (Uğur, s, 239.)
239
ONİKİNCİ BÖLÜM
SUÇ DUYURUSU 519
1. RESMİ BİLDİRİM
Mal beyanında bulunması için yapılan ihtarın kendisine tebliğinden
itibaren bir ay içinde geçerli mazereti olmaksızın beyanda
bulunmayanlar hakkında gerekli işlem yapılmak üzere yetkili
Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulur.
Müfettiş ve muhakkikler de soruşturma ile ilgili olarak verdikleri
süre zarfında mal beyanında bulunmayanlar hakkında yetkili
Cumhuriyet Başsavcısına suç duyurusunda bulunurlar.
Yapılan karşılaştırma sonucunda gerçeğe aykırı beyanda
bulundukları veya haksız mal edindikleri, kaçırdıkları veya gizledikleri
anlaşılanlar hakkında yetkili mercilerce Cumhuriyet Başsavcılıklarına
suç duyurusunda bulunulur. 520
SÖKMEN, Uğur: Kamu Hizmetinde ve Kamu Görevinde Bulunanların Servet Beyanı, Mali
Kılavuz Dergisi, Yıl:12, Sayı:47, Ocak-Mart 2010. s. 28
520
Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 17/2-3, 18/3
519
240
ONÜÇÜNCÜ BÖLÜM
SUÇUN İHBARI 521
1. ÖZEL BİLDİRİM
3628 sayılı Kanunda yazılı suçlara ilişkin ihbarlar 522 doğrudan
Cumhuriyet Başsavcılıklarına yapılır. İhbar üzerine derhal bir ihbar
tutanağı düzenlenir ve bir örneği muhbire 523 verilir. Acele ve
gecikmesinde sakınca umulan hallerde tutanak düzenlenmesi sonraya
bırakılabilir. Muhbirlerin kimlikleri, rızaları olmadıkça açıklanmaz. İhbar
asılsız çıktığında aleyhine takibat yapılanın istemi üzerine muhbirin
kimliği açıklanır.
Yapılan ihbar veya takipsizlik kararı ve iddianame Cumhuriyet
Başsavcılığınca, Maliye Bakanlığı Baş Hukuk Müşavirliği ve Muhakemat
Genel Müdürlüğü ile varsa diğer ilgili kamu kurum veya kuruluşlarına
bildirilir. Hazine avukatının yazılı başvuruda bulunması hâlinde Maliye
Bakanlığı, başvuru tarihinde müdahil sıfatını kazanır.
3628 sayılı Kanunda yazılı suçlardan dolayı müfettiş ve
muhakkikler de soruşturma neticesinde delil veya emare elde ettikleri
takdirde, işi yetkili ve görevli Cumhuriyet Başsavcılığına ihbar ve evrakı
tevdi ederler. Cumhuriyet Başsavcılığı müfettiş ve muhakkikler
tarafından kendisine tevdiine lüzum görülmediği halde dahi evrakın
taalluk ettiği iş hakkında soruşturma yapmak üzere gerekçe göstererek
evrakı ait olduğu merciden isteyebilir.
3628 sayılı Kanunda yazılı suçlardan dolayı delil veya emare elde
eden müfettiş ve muhakkikler durumu yetkili ve görevli Cumhuriyet
Başsavcılığına ihbar ve evrakı tevdi etmedikleri takdirde bunlar
hakkında da yapılacak takibattan dolayı Memurin Muhakematı
Hakkında Kanunu Muvakkat Hükümleri uygulanmaz.
İhbar konusu müsnet suç hakkında dava açılıncaya kadar bilgi
vermek ve yayın yapmak yasaktır. 524
SÖKMEN, Uğur: Kamu Hizmetinde ve Kamu Görevinde Bulunanların Servet Beyanı, Mali
Kılavuz Dergisi, Yıl:12, Sayı:47, Ocak-Mart 2010. s. 28
522
Suç konusu olayı yetkili makama gizlice bildirme. bakınız, SÖKMEN, Uğur: a.g.e. s. 123.
523
İhbarcı. Daha geniş bilgi için bakınız, SÖKMEN, Uğur: a.g.e. s. 123.
524
3628 s. MBBRYMK, Md. 18
521
241
ONDÖRDÜNCÜ BÖLÜM
SORUŞTURMA VE KOVUŞTURMA USULÜ
1. SORUŞTURMA VE KOVUŞTURMA USULÜ525
Cumhuriyet Savcısı, 3628 sayılı Kanunda yazılı suçların işlendiğini
öğrendiğinde sanıklar hakkında doğrudan doğruya ve bizzat
soruşturmaya başlamakla beraber durumu atamaya yetkili amirine 526
veya 3628 sayılı Kanunda sayılan mercilere bildirir.
Cumhuriyet Savcısı soruşturmaya başladığında ihbarı doğrulayan
emareler bulduğu takdirde sanıktan, haksız edinilen malın kaçırıldığı
yolunda delil ve emare 527 elde edildiği takdirde sanığın ikinci dereceye
kadar kan ve kayın hısımları 528 ile gelini ve damadından 529 mal
beyanında bulunmalarını ister. Bu istemin sanığa ve diğer ilgililere
ulaştığı tarihten itibaren yedi gün içinde Cumhuriyet Savcısına mal
beyanının verilmesi zorunludur. Soruşturmanın müfettiş veya muhakkik
tarafından yapılması halinde müfettiş veya muhakkik 530 de sanıktan ve
yukarıda sayılan ilgililerden mal beyanı isteminde bulunurlar. Bu
istemin sanık ve ilgililere ulaştığı tarihten itibaren yedi gün içinde
müfettiş veya muhakkike mal beyanının verilmesi keza zorunludur.
Cumhuriyet Savcısı, kamu davası açılmadan önce haksız edinildiği
yolunda delil veya emare elde edilen para veya mal ile ilgili tedbirin
alınmasını görevli mahkemeden veya para veya malın bulunduğu yer
hukuk mahkemesinden isteyebilir. 531
Müsteşar, vali ve kaymakam hakkında 3628 sayılı Kanun
kapsamına giren suçlardan dolayı soruşturmaları 4483 sayılı Kanuna
göre yapılır. Ayrıca, görevleri ve sıfatları sebebiyle özel soruşturma ve
kovuşturma usulüne tabi olan; yasama organı mensupları, hakimler ve
savcılar, avukatlar, noterler, rektörler, öğretim elemanları ve yüksek
öğretim personelinin de bulunduğu çok sayıdaki kamu görevlisinin
SÖKMEN, Uğur: a.g.e. s. 261-264.
Bakan, Vali, Kaymakam. Daha geniş bilgi için bakınız, SÖKMEN, Uğur: a.g.e. s. 149-150.
527
İspat vasıtası; beyan, belge, belirti. Daha geniş bilgi için bakınız, SÖKMEN, Uğur: a.g.e. s. 148.
528
Üst soy (ana-baba, nine-dede), yan soy (kardeş), alt soy (çocuk, torun), Daha geniş bilgi için
bakınız, SÖKMEN, Uğur: a.g.e. s. 151.
529
Bknz, SÖKMEN, Uğur: a.g.e. s. 152.
530
Bknz, SÖKMEN, Uğur: a.g.e. s. 148.
531
3628 s. MBBRYMK, Md. 19/3
525
526
242
işledikleri suçlar, 3628 sayılı Kanun kapsamına giren suçlardan olsa dahi,
soruşturulması kendi kanunlarında belirtilen özel soruşturma ve
kovuşturma usulüne tabi olacaklardır. 532
Haksız mal edinmekten dolayı haklarında soruşturma yapılan
kamu görevlilerinin 4483 sayılı yasaya göre değil, 3628 sayılı yasaya göre
Cumhuriyet Başsavcılığına doğrudan soruşturması gerekir. 533
2. İDARİ SORUŞTURMA 534
Soruşturma, yetkili mercilerce suç şüphesinin öğrenilmesinden
iddianamenin kabulüne kadar geçen evredir. Kısaca, soruşturmak işidir.
Bir sorunu açıklığa kavuşturmak amacıyla bir idari veya adli makamın
yönettiği, ilgililerden ve tanıklardan bilgi toplama, konuyu inceleme işi,
tahkik, tahkikattır. 535 İdari Soruşturma ise idarenin iç işleyişine ilişkin
mevzuatla belirlenen kurallara aykırı eylem ve işlemleri görülen
memurun idari, hukuki, mali ve cezai sorumluluk durumunun ortaya
çıkarılması için idare tarafından yapılan araştırma ve inceleme
işlemidir. 536
3628 sayılı Kanunda belirlenen suçların, idari makam ve
görevlendireceği soruşturmacılar tarafından incelenecek işlem idari
soruşturma niteliğindedir. Şöyle ki, 3628 sayılı Kanunda sayılan mal
beyanı suçlarının işlenip işlenmediğinin tespiti için idarenin yaptığı
soruşturma Cumhuriyet Başsavcılığına ihbarı gereken bir suç konusunun
olup olmadığının ön araştırmasını yapma, incelemesini yapma
niteliğindedir.
Özellikle; beyanların süresinde verilip verilmediğini tespit etmek,
beyan vermeyenlere ihtarda bulunmak, ihtara rağmen geçerli bir
mazeret olmadan beyanda bulunmayanları tespit etmek, beyanların
doğruluğunu araştırmak, mal beyanlarını önceki beyan ile karşılaştırmak,
arada farklılıklar var ise, farklılığın nedenlerini, geliri ile uygun olup
olmadığını tetkik ve tahkik etmek, beyanda bulunana mal varlığındaki
artışın kaynağını ispat hakkı tanımak gibi işlemler tümüyle idari makam
veya görevlendireceği soruşturmacılar marifetiyle yapılacak işlemlerdir.
532
3628 s. MBBRYMK, Md. 17/3
Danıştay İkinci Dairesinin 25.09.2002 tarih ve E:2002/810, K:2002/3157 sayılı kararı.
534
SÖKMEN, Uğur: a.g.e. s. 263.
535
SÖKMEN, Uğur: a.g.e. s. 1.
536
SÖKMEN, Uğur: a.g.e. s. 2.
533
243
Mal beyanı suçu işlendiğine ilişkin delil veya emare elde edildiği,
teftiş ve inceleme sırasında veya ihbar veya şikâyetlerin araştırılması
sonucunda da ortaya çıkabilir.
İdari soruşturma sonucunda, Kanunun uygulama kapsamındaki
yazılı suçlardan dolayı, delil veya emare elde edildiğinde durumun
derhal yetkili ve görevli Cumhuriyet Başsavcılığına bildirmesi ile birlikte
tüm bilgi ve belgelerin de Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesi
gerekir.
İdari soruşturma sırasında müfettiş veya soruşturmacılar 3628 sayılı
Kanuna aykırı davranışta bulunulduğu şüphesine varır ise ilgiliden mal
beyanında bulunulmasını isteyebilir. Bu istemin ilgiliye ulaştığı tarihten
itibaren 7 gün içerisinde beyanda bulunma zorunluluğu vardır. Ancak
müfettiş veya soruşturmacı haksız mal edinme tespit ettiğinde görevli
Mahkemeden tedbir alınmasını isteyemez, bu yetki Cumhuriyet
Başsavcılığına aittir.
3. ADLİ KOVUŞTURMA 537
Kovuşturma,
iddianamenin
kabulüyle
başlayıp,
hükmün
kesinleşmesine kadar geçen süredir. Kısaca, kovuşturmak işidir. Suçlu
sanılan biri için yapılan soruşturma ve araştırma, takibat, takiptir. 538 Adli
kovuşturma ise, Türk Ceza Kanununda ve diğer ceza hükümlü özel
kanunlarda açık olarak suç sayılan eylemler, cürüm ve kabahatler ile
ilgili ceza yargılanmasının gerçekleşebilmesi için suç isnadına ilişkin
Cumhuriyet Savcıları tarafından kamu davasının açılarak mahkemede
iddianamenin kabulüyle başlayıp, hükmün kesinleşmesine kadar geçen
sürede adli makamlar tarafından yürütülen kovuşturmadır. 539
3628 sayılı Kanun, uygulama kapsamına aldığı suçları işleyen kamu
görevinde veya kamu hizmetinde bulunan sanıklar ve bunların suç
ortakları olan sanıklar hakkında soruşturma yapma yetkisini
Cumhuriyet Başsavcısına tanımıştır. Buna göre, bu Kanun kapsamındaki
suçların ihbarı doğrudan doğruya Cumhuriyet Başsavcılığına
yapılacaktır. Cumhuriyet Başsavcısı kendisine intikal eden bu suçlarla
SÖKMEN, Uğur: a.g.e. s. 264.
SÖKMEN, Uğur: a.g.e. s. 4.
539
SÖKMEN, Uğur: a.g.e. s. 4.
537
538
244
ilgili doğrudan doğruya ve bizzat soruşturmaya başlayarak durumu
sanığın atamaya yetkili amirine bildirecektir. 540
Cumhuriyet Başsavcılığı müfettiş ve soruşturmacılar tarafından
kendisine tevdiine lüzum görmediği halde dahi evrakın taalluk ettiği iş
hakkında soruşturma yapmak üzere gerekçe göstererek evrakı ait
olduğu merciden isteme ve soruşturma açma yetkisine sahiptir. Bu
Kanun kapsamındaki suçlarla ilgili delil ve emare elde eden müfettiş ve
soruşturmacılar durumu yetkili ve görevli Cumhuriyet Başsavcılığına
ihbar ve tevdi etmedikleri takdirde bunlar hakkında da yapılacak
takibattan dolayı 4483 sayılı Kanun hükümleri uygulanmaz, genel
hükümlere göre kovuşturma yapılır. 541
Cumhuriyet Başsavcısı soruşturmaya başlayıp ihbarı doğrulayan
deliller bulduğunda sanıktan, haksız edinilen malın kaçırıldığı yolunda
delil ve emare elde edildiği takdirde sanığın ikinci dereceye kadar kan ve
sihri hısımları ile gelini ve damadından mal beyanında bulunmalarını
isteyecektir. Bu istemin sanık memura ve suç ortaklarına veya diğer
ilgililere ulaştığı tarihten itibaren 7 gün içinde Cumhuriyet Başsavcısına
mal beyanının verilmesi zorunludur. 542
Cumhuriyet Başsavcısı kamu davası açılmadan önce haksız
edinildiği yolunda delil veya emare elde edilen para veya mal ile ilgili
tedbirin alınmasını görevli mahkemeden veya para veya malın
bulunduğu yer hukuk mahkemesinden isteyebilecektir. 543
3628 sayılı Kanuna göre kovuşturma yapan Cumhuriyet
Başsavcısınca istenen bilgiler, özel kanunlarında aksine bir hüküm
mevcut olsa bile ilgili kişiler ile özel ve kamu kuruluşlarınca eksiksiz
verilmek zorundadır. Aksine davranan kişiler hakkında üç aydan altı
aya kadar hapis cezası verilir. 544
Cumhuriyet Başsavcılığı yaptığı soruşturma sonucunda 3628 sayılı
Kanuna aykırı davranış tespit ettiğinde ilgililerin cezalandırılması
amacıyla kamu davası açar.
540
3628 s. MBBRYMK, Md. 18, 19
3628 s. MBBRYMK, Md. 18/3
542
3628 s. MBBRYMK, Md. 19/2
543
3628 s. MBBRYMK, Md. 19/3
544
3628 s. MBBRYMK, Md. 20
541
245
ONBEŞİNCİ BÖLÜM
MAL BEYANI SUÇLARI VE CEZA 545
Suç, törelere, ahlak kurallarına ve yasalara aykırı davranıştır. 546
Ceza ise suç karşılığında uygulanan yaptırımdır. 547
1. İHTARA
BULUNMAMA
RAĞMEN
SÜRESİNDE
MAL
BEYANINDA
Belirtilen sürelerde mal beyanında bulunmayana beyanların
verileceği mercilerce ihtarda bulunulmasına rağmen, ihtarın kendisine
tebliğinden itibaren otuz gün içinde mazeretsiz olarak beyanda
bulunmamak, ihtara rağmen süresinde mal beyanında bulunmama suçunu
oluşturmaktadır. 548
Suç: Belirtilen sürelerde mal beyanında bulunmayana beyanların
verileceği mercilerce ihtarda bulunulmasına rağmen, ihtarın kendisine
tebliğinden itibaren otuz gün içinde mazeretsiz olarak beyanda
bulunmamak. Sonu (0) ve (5) ile biten yılların şubat ayı sonuna kadar
yapılan mal beyanı yenilemesi hariçtir. 549
Fail: Mal beyanında bulunmakla yükümlü olan kişilerdir.
Ceza: İhtarın kendisine tebliğinden itibaren otuz gün içinde
mazeretsiz olarak beyanda bulunmayana üç aya kadar hapis cezası
verilir. 550 Failleri hakkında Türk Ceza Kanununun ön ödeme başlıklı 75
inci maddesi hükümleri uygulanır.
Konuya ilişkin yargının verdiği kararlar özet olarak şöyledir:
1- 3628 sayılı Kanunun 10/1 ve 6/d maddelerinde “mal varlığında önemli
bir değişiklik olduğunda bir ay içinde” bildirimlerinin verileceği merciilere mal
bildirimlerin verilmesi zorunlu olduğu, bu lazimeye riayet etmeyen sanığa
merciince ihtarda bulunulması gerektiği, ihtarın kendisine tebliğinden itibaren
otuz gün içinde mazeretsiz olarak bildirimde bulunmayanın tecziyesi cihetine
SÖKMEN, Uğur: a.g.e. s. 238-242.
SÖKMEN, Uğur: a.g.e. s. 7-16.
547
SÖKMEN, Uğur: a.g.e. s. 16-20.
548
3628 s. MBBRYMK, Md. 6–10/1
549
3628 s. Kanunun ceza maddeleri içerisinde 7 nci madde hükmünün yerine getirilmediğinde bir
yaptırım öngörülmemiştir.
550
3628 s. MBBRYMK, Md. 6, 10/1
545
546
246
gidileceği gözetilerek öncelikle yetkili mercii tarafından sanığa usulüne uygun
yapılmış bir ihtaratın olup olmadığı 551
2- Mülkiye Başmüfettişi tarafından 19.11.2002 tarihinde hazırlanan …
sayılı ile “...1995-2000 yılı genel ve ek bildirimlerinizin incelendiği,
karşılaştırma yapıldığı ve mal bildirimlerinde farklılık görüldüğünün
anlaşılması üzerine Komisyona vermiş olduğunuz izahatların ve mal
bildirimlerinin yeniden incelenmesi neticesinde; Anılan Yönetmeliğin 7’nci
maddesinin 2’nci fıkrası gereğince, Komisyonca izahatlarınız yeterli
görülmediğinden hakkınızda bu konuda inceleme başlatılmıştır. Bu konudaki
ifadenizi 7 gün içerisinde Müfettişliğimizin aşağıdaki adresine göndermenizi
rica ederim” şeklinde hazırlanarak sanığa tebliğ edilen yazı üzerinde sanığın
düzenlediği 10.12.2002 tarihli cevap dilekçesinde 12.08.2002 tarihinde adına
tapu senedi düzenlenen Yakuplu Köyü 645 ada 2 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili
açıklamada bulunmadığı anlaşılmakta ise de; sanıktan yeniden bir mal bildirimi
istenmemiş olduğu cihetle, sanığın düzenlediği dilekçenin 3628 sayılı yasada
belirtilen yeni bir mal bildirimi niteliğinde bulunmadığı düşünülmeden, sanığın
beraati yerine yazılı şekilde hüküm tesisi yasaya aykırıdır. 552
3- İstanbul Gümrükleri Başmüdürlüğü emrinde görevli iken 30.3.2001
tarihinde müstafi sayılan sanığa, idarece 3628 sayılı yasanın 6/f maddesince mal
bildiriminde bulunması için 7201 sayılı yasa gereğince tebligat yapıldığı,
sanığın hazırlıkta CMUK.nun 135. maddesine uygun olarak alınan ilk samimi
beyanında tebligatı kapısına yapıştırılmış vaziyette gördüğünü, ancak görevde
olmaması nedeniyle mal bildiriminde bulunmadığını belirttiği cihetle, sanığın
eyleminin 3628 sayılı yasanın 10/1. maddesinde belirtilen suçu oluşturduğu ve
anılan maddede öngörülen cezanın tür ve miktarı da dikkate alınıp sanığa
TCK.nun 119. maddesi gereğince önödeme ihtaratında bulunulup sonucuna
göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi, yasaya
aykırıdır. 553
4- Sanık savunmasında, yurt dışında bulunması nedeniyle mal
bildiriminde bulunamadığını ileri sürmüş bulunmasına göre, sanığın pasaportu
incelenerek, valilik tarafından mal bildiriminde bulunması için yapılan tebligat
tarihinde ve bu tarihten sonraki dönemde yurt dışında bulunup bulunmadığı,
sanık ülkeye döndükten sonra ne kadar süre içinde mal bildiriminde bulunduğu
hususları araştırılıp tespit edildikten sonra, yurt dışında bulunduğu tarihte
Yargıtay 7. CD. 6.4.2000 t. ve, E:2000/73, K: 2000/5372 s. K. (Uğur, s, 175.)
Yargıtay 7. CD. 27. 09. 2007 t. ve E: 2007/3297, K:2007/6555 s. K., (Uğur, s, 172.)
553
Yargıtay 7. CD. 21.12.2006 t. ve E: 2004/6397, K:2006/19430 s. K. (Uğur, s, 172.)
551
552
247
tebligatın yapıldığı ve bu tarihten itibaren bir aylık dönem içinde de yurt
dışında bulunduğunun anlaşılması halinde mal bildiriminde bulunmamış
olmasında suç kastının bulunmayacağı 554
5- Basın beyannamesinin verildiği 22.7.2000 tarihinden üç gün sonra
25.7.2000 günü sanığa tebliğ edilen valilik yazısı, içeriği itibariyle 3628 sayılı
yasanın 6. maddesinin hatırlanmasından ibaret olup, anılan yasanın 10.
maddesinde sözü edilen ihtar niteliğinde bulunmadığı ve bu nedenle atılı suçun
unsurlarının gerçekleşmediği gözetilmeden sanığın beraati yerine
mahkumiyetine hükmedilmesi, Kabul ve uygulamaya göre de; Sanık hakkında
uygulanan Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzlukla Mücadele
Kanununun 16. maddesi “Bu bölümde yazılı olan cezalar 10. maddenin l. fıkrası
hariç tecil edilemez, şahsi hürriyeti bağlayıcı olanlar para ve tedbire çevrilemez,
failleri hakkında TCK.nun 119. maddesi hükümleri uygulanamaz” hükmünü
taşımakta olup, anılan kanunun 10/1. maddesi gereğince uygulama yapıldığına
göre; bu maddede öngörülen cezanın miktarı dikkate alınıp TCK.nun 119.
maddesinin tatbikine kanunen engel bulunmadığı cihetle, sanığa TCK.nun 119.
maddesi gereğince önödeme ihtaratında bulunulup sonucuna göre bir karar
verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi, yasaya aykırıdır. 555
6- Sanıklar hakkında uygulanan mal bildiriminde bulunulması, rüşvet ve
yolsuzlukla mücadele Kanununun 16. maddesi “Bu bölümde yazılı olan cezalar
10. maddenin 1. fıkrası hariç tecil edilemez, şahsi hürriyeti bağlayıcı olanlar
para ve tedbire çevrilemez, failleri hakkında TCK’nın 119. maddesi hükümleri
uygulanamaz” hükmünü taşımakta olup, anılan kanunun 10/1 maddesi
gereğince uygulama yapıldığına göre bu maddede öngörülen cezanın miktarı
dikkate alınıp TCK.nun 119. maddesinin tatbikine kanunen engel bulunmadığı
cihetle sanıklara TCK.nun 119. maddesi gereğince önödeme ihtaratında
bulunulup sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı
şekilde hüküm tesisi, 556
7- İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü Polis Teftiş Kurulu
Başkanlığının 5.8.1997 tarihli yazısı ile mal bildirimi ile ilgili resmi belgeleri
göndermediğinden bahisle suç duyurusunda bulunulmuş ve 26.9.1997 günlü
iddianamede de 1996 yılı Eylül ayında mal bildiriminde bulunulması istenen
sanığının vermiş olduğu bildirimde önceki yıllara oranla artışlar olduğundan 30
günlük süre içerisinde mal bildiriminde belirtilen mallarla ilgili resmi belgelerin
Yargıtay 7. CD. 17.10.2002 t. ve, E:2002/14395, K:2002/14224 s. K. (Uğur, s, 173.)
Yargıtay 7. CD. 19.10.2004 t. ve, E:2004/9715, K:2004/11448 s. K. (Uğur, s, 173.)
556
Yargıtay 7. CD. 12.11.2002 t. ve, E:2002/16296, K:2002/15994 s. K. (Uğur, s, 174.)
554
555
248
gönderilmesi istenilmiş ancak sanığın mazeretsiz olarak bu süre içerisinde
herhangi bir belgeyi Emniyet Genel Müdürlüğüne göndermediği anlatılarak
3628 sayılı Kanunun 10/1-2. maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle dava
açılmış olup gerçeğe aykırı bildirimde bulunma eylemi iddianamede konu
edilmediği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi, Kabule göre de; ek savunma
hakkı verilmeden sanık hakkında 3628 sayılı Kanunun 15. maddesi uygulanarak
CMUK’nun 258. maddesine aykırı davranılması, 557
8- Mahalli gazete sahibi olan sanıktan herhangi bir soruşturma ile ilgili
olmadan mal bildiriminde bulunulması istenilmişse de; 3628 sayılı yasanın
10/1. maddesinde “6. maddede belirtilen sürelerde mal bildiriminde
bulunmayanlara bildirimlerin verileceği mercilerce ihtarda bulunulur. İhtarın
kendisine tebliğinden itibaren otuz gün içinde mazeretsiz olarak bildirimde
bulunmayanlara üç aya kadar hapis cezası verilir” denilmesine rağmen,
kısıtlayıcı biçimde 23.12.1996 tarihinde tebliğ edilen yazıyla 27.12.1996 tarihine
kadar 18.2.1997 günü tebliğ edilen yazıyla da 21.2.1997 tarihine kadar
bildirimde bulunulmasının istenildiği dikkate alınıp buna göre sanığın hukuki
durumunun tayini gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi, 558
9- Sanık hakkında 3628 sayılı Kanun’un 12. maddesi uyarınca gerçeğe
aykırı mal bildiriminde bulunma suçundan dava açıldığı gözetilmeden anılan
yasanın 10. maddesinde düzenlenen mal bildiriminde bulunmama suçunun
unsuru olan ilgili mercilerce ihtarat yapılmaması nedeniyle suçun unsurunun
gerçekleşmediğinden bahisle beraat kararı verilmişse de; Suç tarihi gerçeğe aykırı
son mal bildiriminin verildiği 07.05.1999 tarihi olup temyiz inceleme gününde
sanık yararına olan TCK.nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen
zamanaşımı tahakkuk etmiş bulunduğundan hükmün BOZULMASINA, anılan
maddeler uyarınca sanık hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle
ORTADAN KALDIRILMASINA 559
Kamu görevine ilk atanmada, göreve giriş için gerekli belgelerle
birlikte göreve başlamadan önce; seçimle gelinen görevlerde seçimin
kesinleşmesi tarihini izleyen iki ay içinde; diğer seçim ve atamalar ile
yazılı basın kuruluşlarında işe veya görevlerine başlama tarihini izleyen
bir ay içinde; mal varlığında önemli bir değişiklik olduğunda bir ay
içinde; görevin sona ermesi halinde, ayrılma tarihini izleyen bir ay
içinde; mal beyanında bulunmayanlara, beyanın verileceği mercilerce
Yargıtay 7. CD. 2.11.2001t. ve, E:2001/14331, K:2001/16905 s. K. (Uğur, s, 174.)
Yargıtay 7. CD. 27.6.2000 t. ve, E:2000/6488, K: 9821 s. K. (Uğur, s, 174.)
559
Yargıtay 7. CD. 21.03.2007 t. ve, E:2004/11490, K:2007/1851 s. K. (Uğur, s, 185.)
557
558
249
yazılı olarak ihtarda bulunulur. Bu ihtar, ilgilisine Tebligat Kanunu
hükümlerine göre tebliğ olunur. 560 Mal beyanında bulunmayanlara,
“otuz gün içinde mal beyanında bulunması için” yazılı olarak ihtarda
bulunulacaktır.
Mal varlığında önemli değişiklik olduğunda, belirlenen sürede yani
bir ay içinde, mal beyanında bulunmamanın cezai yaptırımı 3628 sayılı
Kanunda bulunmamaktadır. İhtarın kendisine tebliğinden itibaren otuz
gün içinde mazeretsiz olarak beyanda bulunmayana üç aya kadar hapis
cezası verilir. 561 Görüldüğü üzere, tebligata rağmen mazeretsiz olarak
beyanda bulunmama cezalandırılmıştır. Mal varlığındaki önemli
değişiklikten bir şekilde idarenin haberi olacak ve yükümlüye tebligat
yapılacak, bu tebligata rağmen mazeretsiz olarak beyanda bulunmadığı
takdirde cezai yaptırım uygulanabilecektir.
3628 sayılı Kanunun 7 nci maddesine göre, göreve devam halinde
sonu (0) ve (5) ile biten yılların Şubat ayı sonuna kadar yenilenmesi
gereken mal beyanını yenilemeyenler için ihtar yapılmasına gerek
bulunmamaktadır.
Çünkü
ihtar
süresinde
mal
beyanında
bulunmayanlara yapılmaktadır ve süresinde mal beyanı de bir aylık ve
iki aylık süreler şeklinde belirlenmiş ve göreve devam halinde sonu (0)
ve (5) ile biten yılların Şubat ayı sonuna kadar yenilenmesi gereken mal
beyanı için belirlenmemiştir. Ayrıca, 3628 sayılı Kanunun ceza maddeleri
içerisinde 7 nci maddesi hükmünün yerine getirilmemesi için bir
yaptırım öngörülmemiştir.
Her hangi bir ihtar yapılmadan ceza verilebilir mi? Mal varlığından
veya değişiklikten haberdar olunup, her hangi bir ihtar yapılmadığı
halde, süresinde mal beyanında bulunulmadığını mal beyanının
yenilenmesi döneminde öğrenen idarenin memurlara disiplin cezası
verdiği idari yargı kararlarından anlaşılmaktadır. Ceza hukuka uygun
olabilir ancak hakkaniyete uygun mudur tartışılır. Mal varlığını beyan
eden kişiye beyanını niçin geç verdin, süresini geçirmişsin, zamanında
vermen gerekiyordu gibi gerekçelerle zamanaşımı süresi geçmemişse
disiplin cezası uygulanabilir. Burada iki memur ele alalım; birisi iki yıl
önceki değişikliği bildirmişse zamanaşımı nedeniyle ceza almayacak,
diğeri iki yıl içindeki değişikliği bildirince ceza ile karşı karşıya
560
561
3628 s. MBBRYMK, Md. 10/1, Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 17/1
3628 s. MBBRYMK, Md. 6/d, 10/1
250
kalacaktır. Bu davranış, uygulamada memurların süresi içinde
yapmadıkları beyanlarını iki yıl geçtikten sonra hatta yalnızca genel
beyan dönemlerinde yapmalarına neden olacaktır. İki yıl içindeki
değişikliği bildirenlere beyannameni geç verdin diye disiplin cezası
veren idarelerin bu uygulamaları doğru değildir. Yani beyanda
bulunana ceza, beyanda bulunmayana ceza yok böyle uygulama olabilir
mi? Şöyle ki, Bu cezalar kanuni olabilir. 657 sayılı Kanunun 125/B-b
maddesine göre; eşlerinin, reşit olmayan veya mahcur olan çocuklarının
kazanç getiren sürekli faaliyetlerini belirlenen sürede kurumuna
bildirmemek “kınama cezasını”, 125/D-j maddesine göre; belirlenen
durum ve sürelerde mal beyanında bulunmamak, “kademe ilerlemesinin
durdurulması cezasını” gerektirmektedir. Fakat mal gizlemesi, mal
kaçırması, haksız mal edinmesi yoksa beyan yapana beyanından dolayı
ceza vermenin hakkaniyete uygun değildir. Ayrıca, bu ceza Devlet
memurlarına uygulanabilmekte olup, mal beyanı yükümlüsü memur
olmayanlara uygulanamamaktadır. Sırf 657 sayılı Kanunda yaptırımı var
mantığı ile ceza uygulaması doğru değildir. Kaldı ki 3628 sayılı Kanunda
geç bildirme cezalandırılmamış, ihtara rağmen süresinde beyanda
bulunmayan
cezalandırılmıştır.
Dolayısıyla
özel
yasasında
cezalandırılmayan bir durumun memur yasasında yaptırımı var
düşüncesiyle ceza uygulamak yanlış olacaktır. Diğer taraftan, diğer
kamu görevlisi kişiler hakkında uygulanamayan disiplin cezasının
memurlara uygulanması Anayasamızın 10 uncu maddesinde yer alan
eşitlik ilkesine de ters düşmektedir.
2. SORUŞTURMA İLE İLGİLİ OLARAK VERİLEN SÜRE
ZARFINDA MAL BEYANINDA BULUNMAMA
Soruşturma ile ilgili olarak verilen süre zarfında mal beyanında
bulunmamak, bu suçu oluşturmaktadır. Cumhuriyet Savcısı
soruşturmaya başladığında ihbarı doğrulayan emareler bulduğu
takdirde sanıktan, haksız edinilen malın kaçırıldığı yolunda delil ve
emare elde edildiği takdirde sanığın ikinci dereceye kadar kan ve sıhrî
hısımları ile gelini ve damadından mal beyanında bulunmalarını ister.
Bu istemin sanığa ve diğer ilgililere ulaştığı tarihten itibaren yedi gün
içinde Cumhuriyet Savcısına mal beyanının verilmesi zorunludur.
Soruşturmanın müfettiş veya muhakkik tarafından yapılması halinde
müfettiş veya muhakkik de sanıktan ve yukarıda sayılan ilgililerden mal
beyanı isteminde bulunurlar. Bu istemin sanık ve ilgililere ulaştığı
251
tarihten itibaren yedi gün içinde müfettiş veya muhakkike mal beyanının
verilmesi keza zorunludur. 562
Suç: Soruşturma ile ilgili olarak verilen süre zarfında mal
beyanında bulunmamak.
Fail: Mal beyanında bulunacağı belirtilen kişiler ile Cumhuriyet
Savcısının ve müfettiş ve muhakkikin beyanda bulunmasını istediği
kişilerdir.
Ceza: Soruşturma ile ilgili olarak verilen süre zarfında mal
beyanında bulunmayana üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir. 563
Bu ceza tecil edilemez, şahsi hürriyeti bağlayıcı olanlar para veya tedbire
çevrilemez, failleri hakkında Türk Ceza Kanununun ön ödeme başlıklı 75
inci maddesi hükümleri uygulanamaz. 564 Ancak; erteleme ve güvenlik
tedbirleri ile ilgili yeni düzenlemeler içeren 5237 sayılı yeni TCK’nın
yürürlüğe girmesiyle birlikte özel yasalardaki düzenlemeler 565 1 Ocak
2009 tarihinden itibaren hükümsüz kalmış bulunduğundan; tecil, paraya
çevirme, ön ödeme yasağı ile ilgili bu konu mahkemelerin görev ve yetki
alanına girmesi nedeniyle daha fazla değerlendirme yapılmamıştır.
Konuya ilişkin yargının verdiği kararlar özet olarak şöyledir:
1- … Başmüfettişi tarafından 19.11.2002 tarihinde hazırlanan … sayılı ile
“...1995-2000 yılı genel ve ek bildirimlerinizin incelendiği, karşılaştırma
yapıldığı ve mal bildirimlerinde farklılık görüldüğünün anlaşılması üzerine
Komisyona vermiş olduğunuz izahatların ve mal bildirimlerinin yeniden
incelenmesi neticesinde; Anılan Yönetmeliğin 7’nci maddesinin 2’nci fıkrası
gereğince, Komisyonca izahatlarınız yeterli görülmediğinden hakkınızda bu
konuda inceleme başlatılmıştır. Bu konudaki ifadenizi 7 gün içerisinde
Müfettişliğimizin aşağıdaki adresine göndermenizi rica ederim” şeklinde
hazırlanarak sanığa tebliğ edilen yazı üzerinde sanığın düzenlediği 10.12.2002
tarihli cevap dilekçesinde 12.08.2002 tarihinde adına tapu senedi düzenlenen
Yakuplu Köyü … ada … parsel sayılı taşınmaz ile ilgili açıklamada
bulunmadığı anlaşılmakta ise de; sanıktan yeniden bir mal bildirimi istenmemiş
olduğu cihetle, sanığın düzenlediği dilekçenin 3628 sayılı yasada belirtilen yeni
562
3628 s. MBBRYMK, Md. 10/2–19
3628 s. MBBRYMK, Md. 10/2, 19/2
3628 s. MBBRYMK, Md. 16
565
5237 s. TCK. Md. 5
563
564
252
bir mal bildirimi niteliğinde bulunmadığı düşünülmeden, sanığın beraati yerine
yazılı şekilde hüküm tesisi yasaya aykırıdır. 566
2- Sanığın soruşturma nedeni ile 21.7.2000 günü verdiği ek mal
beyanında Kaynaşlı’da bulunan arsasını, Bilecik’te bulunan tarlasını,
Bayrampaşa Vakıfbank şubesindeki hesapta bulunan 3.642.171.017 lira ile 6413
USD.nı göstermediği ve mal beyanında bulunmama suçunu işlediği bilirkişi
raporu ve ek mal bildirim raporu ile tespit edildiği halde yazılı şekilde beraat
kararı verilmesi 567
3- İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü Polis Teftiş Kurulu
Başkanlığının 5.8.1997 tarihli yazısı ile mal bildirimi ile ilgili resmi belgeleri
göndermediğinden bahisle suç duyurusunda bulunulmuş ve 26.9.1997 günlü
iddianamede de 1996 yılı Eylül ayında mal bildiriminde bulunulması istenen
sanığının vermiş olduğu bildirimde önceki yıllara oranla artışlar olduğundan 30
günlük süre içerisinde mal bildiriminde belirtilen mallarla ilgili resmi belgelerin
gönderilmesi istenilmiş ancak sanığın mazeretsiz olarak bu süre içerisinde
herhangi bir belgeyi Emniyet Genel Müdürlüğüne göndermediği anlatılarak
3628 sayılı Kanunun 10/1-2. maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle dava
açılmış olup gerçeğe aykırı bildirimde bulunma eylemi iddianamede konu
edilmediği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi, Kabule göre de; ek savunma
hakkı verilmeden sanık hakkında 3628 sayılı Kanunun 15. maddesi uygulanarak
CMUK’nun 258. maddesine aykırı davranılması, 568
4- Mahalli gazete sahibi olan sanıktan herhangi bir soruşturma ile ilgili
olmadan mal bildiriminde bulunulması istenilmişse de; 3628 sayılı yasanın
10/1. maddesinde “6. maddede belirtilen sürelerde mal bildiriminde
bulunmayanlara bildirimlerin verileceği mercilerce ihtarda bulunulur. İhtarın
kendisine tebliğinden itibaren otuz gün içinde mazeretsiz olarak bildirimde
bulunmayanlara üç aya kadar hapis cezası verilir” denilmesine rağmen,
kısıtlayıcı biçimde 23.12.1996 tarihinde tebliğ edilen yazıyla 27.12.1996 tarihine
kadar 18.2.1997 günü tebliğ edilen yazıyla da 21.2.1997 tarihine kadar
bildirimde bulunulmasının istenildiği dikkate alınıp buna göre sanığın hukuki
durumunun tayini gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi, 569
5- Tüm dosya kapsamına göre, şüpheli ... ile birlikte eşi ... ve kardeşi ...
adlarına İmar Bankasında 21, Vakıfbank’ta 7, Tekfenbank’ta 5 ve Pamukbank’ta
Yargıtay 7. CD. 27. 09. 2007 t. ve E: 2007/3297, K:2007/6555 s. K., (Uğur, s, 172.)
Yargıtay 7. CD. 08.12.2005 t. ve, E:2004/498, K:2005/21078 s. K. (Uğur, s, 173.)
Yargıtay 7. CD. 2.11.2001t. ve, E:2001/14331, K:2001/16905 s. K. (Uğur, s, 174.)
569
Yargıtay 7. CD. 27.6.2000 t. ve, E:2000/6488, K: 9821 s. K. (Uğur, s, 174.)
566
567
568
253
3 adet olmak üzere toplam 36 adet farklı hesap bulunduğu, bahsedilen
hesaplardaki mali varlık toplamının 2003 yılı Mart ayı sonu itibarıyla 251.074
USD ve 72 milyar Türk lirası olup, bahsedilen tarih itibarıyla 397 milyar Türk
lirasına tekabül ettiği, bu miktarın ...’ün geliriyle mütenasip olmayıp,
kaynağının tam olarak tespit edilemediği gibi Adalet Başmüfettişi tarafından
3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele
Kanunu uyarınca, kendisi ve eşinin mal beyanını bildirmesi 05/04/2004 tarihli
yazı ile talep edildiğinde adı geçen ...’ün 397 milyar Türk lirasının 80 milyar
Türk lirasını bildirdiği halde, geriye kalan miktarını ise soruşturmayı yürüten
Adalet Başmüfettişine bildirmediği gibi, muhtelif tarihlerde Bakanlığa verdiği
mal bildirim beyannamelerinde de göstermediği cihetle, mevcut delillerin
tartışılması ve değerlendirilmesinin son soruşturma aşamasında davayı görecek
olan mahkemeye ait bulunduğu gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesinde
isabet görülmemiş 570
6- Sanığın hazırlıkta müfettişçe CMUK.nun 135. maddesine uygun
şekilde alınan beyanında, karısının Pelitköy-Burhaniye’de bulunan yapı
kooperatifine kendisinin bilgisi dışında üye olduğunu, bu durumun 1996 yılı
sonunda eşinin ödeme güçlüğüne düşmesi üzerine öğrendiğini, borcu kapatmak
amacıyla kooperatif hissesini, 1996 yılında …’ya devrettiklerini, kooperatifine o
tarihte halen inşaat halinde olduğunu belirttiği cihetle, sanığın eşi … ile
kooperatif hissesini o tarihte devraldığı iddia olunan …’nın dinlenilerek
kooperatife ait kayıt ve belgelerde getirtilip hisse devir işleminin hangi tarihte ye
ne suretle yapıldığı tespit edilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken
eksik araştırmayla yazılı şekilde hüküm tesisi 571
7- Şikayet üzerine maliye müfettişliğince yapılan tahkikat sonucunda elde
edilen bilgilere, mahkemede dinlenen tanık beyanları ile müfettişçe dinlenen
tanık beyanları arasında hiçbir farklılık bulunmamakla beraber anlatımları ve
savcılıkça yaptırılmış bulunan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen
ayrıntılı raporda da dayanakları gösterilen deliller ve 3628 sayılı Kanunun
4.5.1990 tarih ve 20508 sayılı Resmi Gazete de yayınlanarak yürürlüğe girmiş
bulunan geçici 1. maddesinde “Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihi takip eden
bir ay içinde 2 nci maddede sayılanlar mal bildiriminde bulunurlar. Mal
bildiriminde bulunmayan veya gerçeğe aykırı beyanda bulunanlar hakkında
üçüncü bölümdeki ceza hükümleri uygulanır” amir hükmü karşısında sanığın
25.5.1990 tarihinde beyan ettiği mal bildiriminden sonra önceki bildirimden
570
571
Yargıtay 7. CD. 2008 tarih ve E:2006/13770, K:2008/19344 s. K. (Uğur, s, 239.)
Yargıtay 7. CD.28.2.2005 t. ve, E:2003/11854, K:2005/1197 s. K. (Uğur, s, 244.)
254
farklı olarak müfettişlikçe kendisinden istenen 12.12.1994 tarihli mal
bildirimlerinde sanık ve ailesinin mal varlıklarında kendisinin üç adet
gayrimenkul ve bir adet kooperatif hissesi, eşinin bir adet dubleks dairesi ve
oğlunun bir adet daire ve iki adet kooperatif hisseleri ile döviz ve menkulleri
şeklindeki mal varlıklarının haksız mal edindiğinin belirtilmiş olmasına rağmen
mahkemece dinlenen bilirkişilerin kişisel kanaatlerine dayalı anlatımları esas
alınarak yukarıda sözü edilen bilirkişi raporunun kabul edilmeyiş nedenleri
olarak gösterilen sanığın savunmasının alınmamış hususu da varit olmayıp,
zira sanığın ayrıntılı olarak müfettişlikçe ifadesinin alındığı ve delilleri ibraz
etmesi karşısında dosya içeriğine ters düşen gerekçe ile yazılı şekilde hüküm
tesisi 572
8- Sanığın 6.2.1998 tarihinde edindiği iki adet arsayı bir ay içinde ek mal
bildiriminde bulunmadığı ve 2000 yılına ait mal bildiriminde ise arsalardan
birini mal bildiriminde göstermemiş ise de; müfettiş soruşturmasında arsanın
varlığının ortaya çıkarıldığı dosya kapsamından anlaşılmış olup, sanık
savunmasında söz konusu arsayı mal bildiriminde bulunmadan önce haricen
sattığını, bu nedenle mal bildiriminde göstermediğini ileri sürmüş bulunmasına
göre,sanığın arsayı sattığı … şahsın duruşmada dinlenerek aralarında resmi
devir yapılmadan önce haricen satış anlaşması yapılıp yapılmadığı böyle bir
anlaşma yapılmış ise tarihi de belirlenerek, sanığın 2000 yılı şubat ayında
yenilediği mal bildiriminden önce haricen sattığının anlaşılması halinde arsanın
mal bildiriminde gösterilmemiş olmasında sanığın suç işleme kastı bulunup
bulunmadığı değerlendirilerek ,hasıl olacak sonuca göre hukuki durumunun
tayini gerekir. 573
3. GERÇEĞE AYKIRI AÇIKLAMA (GİZLİLİĞE UYMAMA)
Özel kanunlardaki hükümler saklı kalmak kaydıyla beyanda
bulunanın özel dosyasında saklanan mal beyanlarının içeriği hakkında
açıklama yapmak ve bilgi vermek ve mal beyannamelerindeki bilgiler ve
kayıtlar esas alınarak içeriği hakkında yayında bulunmak, gerçeğe aykırı
açıklama suçunu oluşturmaktadır. 574
Suç: Özel kanunlardaki hükümler saklı kalmak kaydıyla beyanda
bulunanın özel dosyasında saklanan mal beyanlarının içeriği hakkında
Yargıtay 7. CD. 14.7.1998 t. ve, E:1998/4303, K:1998/6635 s. K. (Uğur, s, 251.)
Yargıtay 7. CD. 4.7.2002 t. ve E:2002/8710, 2002/10652 s.K. (Uğur, s, 139.)
574
3628 s. MBBRYMK, Md. 9, 11
572
573
255
açıklama yapmak ve bilgi vermek. Mal beyannamelerindeki bilgiler ve
kayıtlar esas alınarak içeriği hakkında yayında bulunmak.
Fail: Gizli kalması gereken bilgileri açıklayan kimseler ile yayın
yoluyla bu bilgileri açıklayan kişilerdir. Genellikle bu bilgilere mal
beyannamelerinin verildiği mercilerde bulunan kişiler muttali olurlar.
Ceza: Mal beyannamelerinin muhtevası hakkında açıklama yapan
veya bilgi veren üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu
fiilin basın yoluyla işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında
artırılır. 575 Bu suçtan cezalandırılanlara ceza süresi kadar kamu
hizmetlerinden yasaklanma cezası hükmolunur. Bu ceza tecil edilemez,
şahsi hürriyeti bağlayıcı olanlar para veya tedbire çevrilemez, failleri
hakkında Türk Ceza Kanununun 75 inci maddesi hükümleri
uygulanamaz. 576 Ancak; erteleme, güvenlik tedbirleri ve belli hakları
kullanmaktan yoksun bırakılma ile ilgili yeni düzenlemeler içeren 5237
sayılı yeni TCK’nın yürürlüğe girmesiyle birlikte özel yasalardaki
düzenlemeler 577 1 Ocak 2009 tarihinden itibaren hükümsüz kalmış
bulunduğundan; kamu hizmetlerinden yasaklanma, tecil, paraya
çevirme, ön ödeme yasağı ile ilgili bu konu mahkemelerin görev ve yetki
alanına girmesi nedeniyle daha fazla değerlendirme yapılmamıştır.
4. GERÇEĞE AYKIRI BİLDİRİMDE BULUNMA
Bildirilmek zorunda olunan taşınır, taşınmaz tüm mal ve hakların,
gelir, alacak ve borçların ve bunların kaynaklarının miktar, evsaf ve
mahiyetlerine ilişkin her türlü bilgiyi gerçeğe aykırı olarak beyanda
bulunmak, gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçunu oluşturmaktadır. 578
Suç: Gerçeğe aykırı olarak beyanda bulunmak.
Fail: Bildirilmek zorunda olunan taşınır, taşınmaz tüm mal ve
hakların, gelir, alacak ve borçların ve bunların kaynaklarının miktar,
evsaf ve mahiyetlerine ilişkin her türlü bilgiyi gerçeğe aykırı olarak
bildiren kişilerdir.
Ceza: Kanunen daha ağır bir cezayı gerektirmediği takdirde gerçeğe
aykırı beyanda bulunana altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir. 579
575
3628 s. MBBRYMK, Md. 9/1, 11
3628 s. MBBRYMK, Md. 15,16
577
5237 s. TCK. Md. 5
578
3628 s. MBBRYMK, Md. 12
579
3628 s. MBBRYMK, Md. 12
576
256
Bu suçtan cezalandırılanlara ceza süresi kadar kamu hizmetlerinden
yasaklanma cezası hükmolunur. Bu ceza tecil edilemez, şahsi hürriyeti
bağlayıcı olanlar para veya tedbire çevrilemez, failleri hakkında Türk
Ceza Kanununun 75 inci maddesi hükümleri uygulanamaz. 580 Ancak;
erteleme, güvenlik tedbirleri ve belli hakları kullanmaktan yoksun
bırakılma ile ilgili yeni düzenlemeler içeren 5237 sayılı yeni TCK’nın
yürürlüğe girmesiyle birlikte özel yasalardaki düzenlemeler 581 1 Ocak
2009 tarihinden itibaren hükümsüz kalmış bulunduğundan; kamu
hizmetlerinden yasaklanma, tecil, paraya çevirme, ön ödeme yasağı ile
ilgili bu konu mahkemelerin görev ve yetki alanına girmesi nedeniyle
daha fazla değerlendirme yapılmamıştır.
Konuya ilişkin yargının verdiği kararlar özet olarak şöyledir:
1- 3628 sayılı Kanunun 5. maddesinde, bildirim konusu olan malların
kamu görevlisinin fiilen kullanımında olup olmaması bakımından bir ayrım
yapılmadığından ve mal bildirimlerinin, mal varlığında önemli bir değişiklik
olduğunda bir ay içinde verilmesi zorunlu olduğundan sanığın, adına kayıtlı
bulunan ve edinme tarihi…olan…marka ve edinme tarihi …olan…marka binek
otomobillerini mal bildiriminde beyan etmemesi gerçeğe aykırı mal
bildiriminde bulunmak suçunu oluşturmaktadır. 582
2- Sanığın soruşturma nedeni ile 21.7.2000 günü verdiği ek mal
beyanında Kaynaşlı’da bulunan arsasını, Bilecik’te bulunan tarlasını,
Bayrampaşa Vakıfbank şubesindeki hesapta bulunan 3.642.171.017 lira ile
6413 USD.nı göstermediği ve mal beyanında bulunmama suçunu işlediği
bilirkişi raporu ve ek mal bildirim raporu ile tespit edildiği halde yazılı şekilde
beraat kararı verilmesi 583
3- İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü Polis Teftiş Kurulu
Başkanlığının 5.8.1997 tarihli yazısı ile mal bildirimi ile ilgili resmi belgeleri
göndermediğinden bahisle suç duyurusunda bulunulmuş ve 26.9.1997 günlü
iddianamede de 1996 yılı Eylül ayında mal bildiriminde bulunulması istenen
sanığının vermiş olduğu bildirimde önceki yıllara oranla artışlar olduğundan 30
günlük süre içerisinde mal bildiriminde belirtilen mallarla ilgili resmi belgelerin
gönderilmesi istenilmiş ancak sanığın mazeretsiz olarak bu süre içerisinde
herhangi bir belgeyi Emniyet Genel Müdürlüğüne göndermediği anlatılarak
580
3628 s. MBBRYMK, Md. 15,16
5237 s. TCK. Md. 5
AY 3.D. 1.5.2007 tarih ve E:2007/1055, K:2007/1052 s.K. (Uğur, s, 132.)
583
Yargıtay 7. CD. 08.12.2005 t. ve, E:2004/498, K:2005/21078 s. K. (Uğur, s, 173.)
581
582
257
3628 sayılı Kanunun 10/1-2. maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle dava
açılmış olup gerçeğe aykırı bildirimde bulunma eylemi iddianamede konu
edilmediği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi, Kabule göre de; ek savunma
hakkı verilmeden sanık hakkında 3628 sayılı Kanunun 15. maddesi uygulanarak
CMUK’nun 258. maddesine aykırı davranılması, 584
4- ...gerçeğe aykırı mal bildiriminde bulunma suçuna gelince; Sanığın,
30.09.1999 ve 05.10.1999 tarihlerinde …’tan aldığı borçlarla ilgili olarak …’un
tanık sıfatıyla dinlenerek alacak-borç ilişkisinin bulunup bulunmadığı, var ise
ödeme süresi ve miktarı konusunda beyanının tespitinden sonra sonucuna göre
karar verilmesi gerekirken eksik soruşturma ile yazılı şekilde hüküm tesisi, 585
5- Sanık hakkında 3628 sayılı Kanun’un 12. maddesi uyarınca gerçeğe
aykırı mal bildiriminde bulunma suçundan dava açıldığı gözetilmeden anılan
yasanın 10. maddesinde düzenlenen mal bildiriminde bulunmama suçunun
unsuru olan ilgili mercilerce ihtarat yapılmaması nedeniyle suçun unsurunun
gerçekleşmediğinden bahisle beraat kararı verilmişse de; Suç tarihi gerçeğe aykırı
son mal bildiriminin verildiği 07.05.1999 tarihi olup temyiz inceleme gününde
sanık yararına olan TCK.nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen
zamanaşımı tahakkuk etmiş bulunduğundan hükmün BOZULMASINA, anılan
maddeler uyarınca sanık hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle
ORTADAN KALDIRILMASINA 586
6- ÖZET: Dört yıl içinde verilen üç ayrı mal bildiriminde gerçeğe aykırı
bildirimlerde bulunulduğu sabit olduğu halde dosyada mevcut üç ayrı bilirkişi
raporundan “sanığın her yıl muntazaman mal beyanında bulunduğu ve mal
varlığındaki değişimleri de beyan ettiği” yönünde dosyayla uyuşmayan, afaki
bilgiler içeren 7.2.2006 tarihli rapora itibar edilerek delil yetersizliği ve
unsurları itibariyle suçun oluşmadığından bahisle beraat kararı verilmesi
yasaya aykırıdır. “…Sanığın kendisi adına 6.6.2000 ve 18.3.2003 tarihli, eşi
adına 3.12.2001 tarihli ek mal bildirimi verdiği bu tarihler itibariyle maliki
bulunduğu Gebze’deki … ve … no’lu parsellerde 2252 ve 1240 metrekarelik
tarlalar, İzmir Karaburun Merkez Mahallesinde 20.6.1991 tarihinde edindiği
1960 metrekarelik tarla, Antalya Kesirler Köyünde kız kardeşi ... ile müştereken
sahip olduğu 26.12.1997 tarihinde edindiği 3356 metrekarelik arsa, İstanbul
Üsküdar Beylerbeyi Mahallesi Havuzbaşı Sokak … pafta, … ada, ... parselde
26.11.1999 tarihinde edinilen 294 metrekarelik ahşap ev ,aynı yer ... parselde
Yargıtay 7. CD. 2.11.2001t. ve, E:2001/14331, K:2001/16905 s. K. (Uğur, s, 174.)
Yargıtay 7. CD. 12.3.2007 t. ve, E:2004/2012, K:2007/1547 s. K. (Uğur, s, 185.)
586
Yargıtay 7. CD. 21.03.2007 t. ve, E:2004/11490, K:2007/1851 s. K. (Uğur, s, 185.)
584
585
258
aynı tarihte edinilen 8/6 hissesine sahip olduğu 119 metrekarelik arsa, İstanbul
Çavuşbaşı Y. Selim Mahallesi Güzelbahçede B2 vasfında tapusuz arazi olduğu
kabul edilip miras kaldığı ileri sürülen 5000 metrekarelik arsa ve bu arsa
üzerinde 31.12.1999 tarihinde yapılan üç adedi 300 metrekare, bir adedi 180
metrekare olan betonarme binalar, emekli olmadan önce 11.9.2002 tarihinde 2
milyar lira karşılığı hissesinin -ki sermaye artırımı sonucu 23.12.2002 itibariyle
400 milyar liraya çıkmıştır- yüzde kırkına ortak olduğu ... Denizcilik A.Ş.deki
ortaklığı ile 1998 yılından itibaren çeşitli bankalarda milyarlarca liralık ve
yüzbin doları aşan hesap hareketleri ve emekliliğinden beş ay sonraki tarih
itibariyle Takasbank’ta çeşitli menkul kıymet şirketlerinde 6 ayrı hesapta 3,5
trilyon lirayı aşkın hisse senetlerini bildirmediği gibi, edinim tarihi dosyadan
belli olmamakla birlikte eşi ...’e miras kaldığı belirtilen İstanbul Fatih Haydar
Mahallesi … ada, … parselde hisseli 41 metrekarelik arsa, Unkapanı’nda yarı
hisseli bir apartman dairesi ve ... Denizcilik A.Ş.deki hissesini de bildirmediği,
böylece dört yıl içinde verdiği üç ayrı mal bildiriminde gerçeğe aykırı
bildirimlerde bulunduğu sabit olduğu halde dosyada mevcut üç ayrı bilirkişi
raporundan “sanığın her yıl muntazaman mal beyanında bulunduğu ve mal
varlığındaki değişimleri de beyan ettiği” yönünde dosyayla uyuşmayan, afaki
bilgiler içeren 7.2.2006 tarihli rapora itibar edilerek delil yetersizliği ve
unsurları itibariyle suçun oluşmadığından bahisle beraat kararı verilmesi…” 587
7- Sanığın Bodrum ilçesi Yalıkavak’ta bulunan 1253 metrekare taşınmazı
2.3.1995 tarihinde satın aldıktan sonra 15.3.1995 tarihinde sattığı 1/2 payını
21.12.1998 tarihinde tekrar satın alarak üzerine dubleks ev inşaatına başladığı,
12.3.2000 tarihinde inşaatı tamamlayarak belediyeye emlak beyanında
bulunduğu anlaşılan taşınmazı, 3628 sayılı yasa hükümlerine göre hakkında
yapılan soruşturma sırasında verdiği 5.5.2000 tarihli mal bildiriminde ve önceki
mal bildirimlerinde göstermediği ancak soruşturma esnasında tapu
müdürlükleri ile yapılan yazışmalar sonucunda Bodrum Tapu Müdürlüğünün
11.8.2000 tarihli bildirimi ile tespit edildiği cihetle, gerçeğe aykırı mal
bildirimde bulunması nedeniyle 3628 sayılı yasanın 12. maddesi uyarınca
cezalandırılması gerekirken, suç kastının bulunmadığı gerekçesiyle beraatına
karar verilmesi 588
8- Sanığın vermiş olduğu mal bildirimlerinde göstermediği iddia edilen,
Ankara Gaziosmanpaşa semtindeki dairesinin iktisap tarihi ile evin kimin adına
kayıtlı olduğunun tapu sicil kayıtlarından yoklanarak belgelerin dosyaya
587
588
Yargıtay 7. CD. 4.7.2007 t. ve, E:2006/7187, K:2007/5352 s. K. (Uğur, s, 186.)
Yargıtay 7. CD. 26.12.2001 t.ve, E:2001/15738, K:2001/20165 s. K. (Uğur, s, 188.)
259
eklenmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Sanık tarafından verilen her üç
beyannamede de 1 adet Mercedes marka araç gösterilmiş olup beyan dışı
bıraktığı iddia edilen … plakalı Toros marka ve … plakalı Opel Vectra marka
araçların sanık adına 1996 yılında tescil edildiği ve bu nedenle 1994-1995
yıllarına ait mal bildirimlerinde gösterilmesinin mümkün olamayacağı ve oğlu
… adına 5.2.1996 tarihinde tescil edilen … plakalı Mercedes marka aracın ise
bu tarihte reşit olan oğlu adına kayıtlı bulunması nedeniyle beyan zorunluluğu
bulunmadığının nazara alınmaması, Hükmün gerekçesinde sanığın 1994
yılında Belediye Başkanı seçildiği sırada 17-18 milyar lira değerinde Türk
parası, yabancı para ile menkulünün bulunduğu açıklanmış ise de buna ilişkin
delillerin (banka kayıt ve belgelerin) nelerden ibaret bulunduğunun denetime
olanak verecek şekilde gösterilmemesi, Sanık ve eşi adına kayıtlı bulunan
gayrimenkullerden hangi gayrimenkullerin bildirilmediği hususunun her türlü
denetime olanak verecek şekilde tesbit edilmeden eksik araştırmaya dayalı olarak
yazılı şekilde hüküm tesisi, yasaya aykırıdır. 589
9- 3628 sayılı Kanunun amacının; rüşvet ve yolsuzlukla mücadele
cümlesinden olarak kanuna ve genel ahlaka aykırı, haksız mal edinimini cezai
müeyyide altına almak olduğu nazara alındığında; sanık ...’nın var olan
taşınmaz mallarını gizleyip bildirmeme olmayıp aksine gerçekte mevcut
olmayan iki daire ve bir arsaya malikmiş gibi beyanda bulunma niteliğindeki
fiilinin kanunun 12. maddesindeki gerçeğe aykırı bildirimde bulunma suçu
olarak kabulü mümkün değildir. Sanığın fiili olsa olsa disiplin soruşturmasına
konu olabilir. Davaya konu suç maddi ve manevi unsurlarıyla oluşmamıştır. Bu
itibarla sanığın beraati yerine yazılı şekilde cezalandırılmasına karar verilmesi,
kanuna aykırı sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde olduğundan hükmün
BOZULMASINA, isteme aykırı olarak 24.12.1998 gününde oybirliğiyle karar
verildi. 590
10- Sanığın 2000 yılında verdiği 28.02.2000 tarihli mal bildiriminde,
kendisine ait Batıkent’te konut, Kumburgaz’da apart daire, Bodrum,
Gündoğan’da kooperatif ve 06 ... plakalı 1993 model Toyoto otomobili beyan
etmiş olup, eşi ... tarafından 24.01.2000 tarihinde çalıştığı kuruma ...verilen
beyannamede gösterilen İzmir-Üçkuyular ... parseldeki daireyi göstermemek
suretiyle 3628 sayılı Kanunun 5’inci maddesine aykırı davrandığı sabittir.
Ancak aynı Kanunun 12’nci maddesinde düzenlenen “Gerçeğe aykırı bildirimde
bulunmak” suçunun oluşması için sanığın bu Kanunun amacına aykırı olarak
589
590
Yargıtay 7. CD. 11.10.1999 t. ve, E:1999/9424, K:1999/10212 s. K. (Uğur, s, 189.)
Yargıtay 7. CD. 24.12.1998 t. ve, E:1998/10419, K:1998/11215 s. K. (Uğur, s, 190.)
260
mal bildirimini gerçeğe aykırı şekilde vermek kastının mevcudiyeti
gerekmektedir. Sanığın aynı gün verdiği ilk beyannamede 2000 yılında da
olduğu gibi eşine ait konutu göstermeyip, göstermesi gerektiğini öğrendikten
hemen sonra verdiği beyannamede göstermiş olması da suç kastının
bulunmadığını göstermektedir. 591
11- Tüm dosya kapsamına göre, şüpheli ... ile birlikte eşi ... ve kardeşi ...
adlarına İmar Bankasında 21, Vakıfbank’ta 7, Tekfenbank’ta 5 ve Pamukbank’ta
3 adet olmak üzere toplam 36 adet farklı hesap bulunduğu, bahsedilen
hesaplardaki mali varlık toplamının 2003 yılı Mart ayı sonu itibarıyla 251.074
USD ve 72 milyar Türk lirası olup, bahsedilen tarih itibarıyla 397 milyar Türk
lirasına tekabül ettiği, bu miktarın ...’ün geliriyle mütenasip olmayıp,
kaynağının tam olarak tespit edilemediği gibi … Başmüfettişi tarafından 3628
sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele
Kanunu uyarınca, kendisi ve eşinin mal beyanını bildirmesi 05/04/2004 tarihli
yazı ile talep edildiğinde adı geçen ...’ün 397 milyar Türk lirasının 80 milyar
Türk lirasını bildirdiği halde, geriye kalan miktarını ise soruşturmayı yürüten
Adalet Başmüfettişine bildirmediği gibi, muhtelif tarihlerde Bakanlığa verdiği
mal bildirim beyannamelerinde de göstermediği cihetle, mevcut delillerin
tartışılması ve değerlendirilmesinin son soruşturma aşamasında davayı görecek
olan mahkemeye ait bulunduğu gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesinde
isabet görülmemiş 592
12- CMUK.nun 259. maddesi uyarınca açılan davada ... parsel nolu
Payamlı köyündeki taşınmazın eşi ... adına kayıtlıyken 3.2.2001 tarihli
beyannamede kendisi adına bildirmiş olup suçun kasıt unsuru oluşmadığından
sanığın beraatı yerine mahkumiyetine karar verilmesi 593
5. HAKSIZ MAL EDİNME, MAL KAÇIRMA VEYA GİZLEME
Kanuna veya genel ahlaka uygun olmayan mal edinmek veya
geliriyle uygun olmayan aşırı harcamalar yapmak, haksız mal edinme,
mal kaçırma veya gizleme suçunu oluşturmaktadır. 594
Suç: Kanuna veya genel ahlaka uygun olmayan mal edinmek veya
geliriyle uygun olmayan aşırı harcamalar yapmak.
AY3D, 11.01.2005 t. ve, E:2005/15, K:2005/15 s. K. (Uğur, s, 192.)
Yargıtay 7. CD. 2008 tarih ve E:2006/13770, K:2008/19344 s. K. (Uğur, s, 239.)
Yargıtay 7. CD. 1.7.2003 t. ve, E:2002/22854, K:2003/5655 s. K. (Uğur, s, 249.)
594
3628 s. MBBRYMK, Md. 13
591
592
593
261
Fail: Haksız mal edinen, haksız edinilen malı kaçıran veya gizleyen
kişilerdir.
Ceza: Kanunun daha ağır bir cezayı gerektirmediği takdirde haksız
mal edinene üç yıldan beş yıla kadar hapis ve beş milyon liradan on
milyon liraya kadar ağır para cezası verilir. Haksız edinilen malı kaçıran
veya gizleyene de aynı ceza verilir. 595 Bu suçtan cezalandırılanlara
müebbetten kamu hizmetlerinden yasaklanma cezası hükmolunur. Bu
ceza tecil edilemez, şahsi hürriyeti bağlayıcı olanlar para veya tedbire
çevrilemez, failleri hakkında Türk Ceza Kanununun 75 inci maddesi
hükümleri uygulanamaz. 596 Haksız edinilmiş olan malların zoralımına
hükmolunur. Bu malların elde edilememesi veya bir malın tümünün
haksız mal edinme konusu teşkil etmemesi sebepleri ile zoralımın
mümkün olmadığı hallerde haksız edinilen değere eşit bedelinin
hazineye ödenmesine karar verilir. Bu bedel, Amme Alacaklarının Tahsil
Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil olunur. 597 Ancak;
erteleme, güvenlik tedbirleri, belli hakları kullanmaktan yoksun
bırakılma ve müsadere ile ilgili yeni düzenlemeler içeren 5237 sayılı yeni
TCK’nın yürürlüğe girmesiyle birlikte özel yasalardaki düzenlemeler 598 1
Ocak 2009 tarihinden itibaren hükümsüz kalmış bulunduğundan;
müsadere, kamu hizmetlerinden yasaklanma, tecil, paraya çevirme, ön
ödeme yasağı ile ilgili bu konu mahkemelerin görev ve yetki alanına
girmesi nedeniyle daha fazla değerlendirme yapılmamıştır.
Konuya ilişkin yargının verdiği kararlar özet olarak şöyledir:
1- ÖZET: Daire; sanığın iddia konusu malları haksız biçimde edindiği
yönündeki ortaya çıkan şüphenin aksinin ispatlanamadığını, keza, sosyal
yaşantısı bakımından geliriyle uygun olduğu kabul edilemeyecek harcamaların
olduğunun da kanıtlanmadığını, bunun sonucu olarak da ortaya çıkan şüpheli
durumun, sanık lehine yorumlanarak, isnat konusu eylem hakkında beraat
kararı verilmesi gerektiğim belirterek, mahkumiyet hükmünün sübut (esas)
yönünden bozulmasına karar vermiştir. “…Dava dosyasında yer alan ve sanığa
ait kredi kartı harcamalarını gösteren hesap döküm çizelgelerinden de
anlaşılacağı üzere, sanık (nakit parayla yaptığı harcamalar dikkate
alınmamasına rağmen) 1999-2002 yılları arasındaki süreçte gelir ve konumu ile
595
3628 s. MBBRYMK, Md. 13
3628 s. MBBRYMK, Md. 15,16
3628 s. MBBRYMK, Md. 14
598
5237 s. TCK. Md. 5
596
597
262
izah edilemeyecek biçimde lüks ve geniş maddi birikim gerektiren bir hayat
standardı içerisinde yaşamaya başlamıştır. Sanığın edinmiş olduğu mal
varlığının ve gelirlerinin; kanuna uygunluğunu ispatlayacak emarelerin mevcut
olmaması ve gelirleri ile harcamaları arasındaki aşırı orantısızlığının
kaynağının açıklanamadığı somut olayda, haksız mal edinmek suçunun
oluştuğunun kabulü gerekir…” 599
2- Anayasa Mahkemesi (Yüce Divan) Kararı 600
ÖZET: Mal varlığındaki artışların ispatında rakamsal açıdan kesin bir
uyuşmadan daha çok “kabul edilebilir” bir açıklamanın ortaya konulmasının
amaçlandığı anlaşılmaktadır. Mal varlığındaki artışların kaynağının varlığının
kabul edilebilecek bir biçimde ispatlanması durumunda haksız mal edinmeden
söz edilemez.
“Haksız mal edinen kişi” tabirinden, Kanun’un 2. maddesi gereğince mal
bildiriminde bulunması zorunlu bulunan kişilerin anlaşılması gerektiği her
türlü izahtan varestedir. Milletvekilleri ve Bakanlar maddenin birinci fıkrasının
(a) bendinde sayılan kişilerdendir.
Davada çözümlenmesi gereken husus, sanığın mal varlığında meydana
geldiği iddia edilen artışın 3628 sayılı Kanun’un 4. maddesi anlamında haksız
mal edinme olup olmadığımın açıklığa kavuşturulmasıdır. Bunun için öncelikle
1995 ve 1999 tarihinde verileri mal bildirimlerinin hangi kalemlerinde farklılık
olduğu ve izahı gereken mal varlığı miktarının gerçekte ne olduğunun
belirlenmesi gerekmektedir.
...bilirkişilerce sanığın mal varlığındaki artış miktarı tam olarak
saptanamamış, çeşitli olasılıklar ortaya konmuştur. Esasen somut olayda,
taşınmazların satış tarihinden yaklaşık on yıl geçtikten sonra geriye doğru rayiç
değerlerini ve maliyetlerini her türlü şüpheden uzak ve net bir şekilde
belirleyebilmek de oldukça güçtür. Bir başka ifadeyle, sanığın mal varlığındaki
artış konusunda bir belirsizliğin bulunduğu ortadadır. Bu durumda, ceza
yargılamasında geçerli olan “şüpheden sanık yararlanır” (in dubio pro reo)
ilkesi gereğince, bilirkişi raporunda “taraf beyanlarına göre belirlenen satış
gelirleri ile maliyet ve giderlerin asgarisi baz alınarak sanık lehine yapılan
hesaplamanın dikkate alınması gerektiği sonucuna varılmıştır.
AYDK, 1.4.2005 tarih ve, E:2005/27, K:2005/32 s. K. (Uğur, s, 252.)
http://www.anayasa.gov.tr/images/loaded/pdf_dosyalari/k2007-2.pdf (ET:12.01.2010), Anayasa
Mahkemesinin 5.10.2007 tarih ve, E:2004/4 (Yüce Divan), K:2007/2 sayılı Kararı,
599
600
263
Kaldı ki, bilirkişi raporuna göre ortaya çıkan olasılıklardan hangisi dikkate
alınırsa alınsın, mal varlığında meydana gelen ve izah edilemeyen miktarın,
sanığın Bakanlık yaptığı dönem içerisinde elde edildiğine ilişkin kesin bir delilin
de bulunmadığı açıktır.
Açıklanan nedenlerle, sanığın mal varlığında meydana gelen artışın
kaynağı tanık beyanları, noter sözleşmeleri, tapu kayıtları ve yeterli kabul edilen
bilirkişi raporlarıyla izah edildiğinden, sanığa yüklenen suçun maddi
unsurlarının oluşmamıştır.
3- Anayasa Mahkemesi (Yüce Divan) Kararı: Mal varlığındaki
artışların ispatında rakamsal açıdan kesin bir uyuşmadan daha çok, “kabul
edilebilir” bir açıklamanın ortaya konulmasının amaçlandığı, mal varlığındaki
artışların kaynağının varlığının kabul edilebilecek bir biçimde ispatlanması
durumunda haksız mal edinmeden söz edilemeyecektir. 601
4- Sanıklar savunmalarında, haksız edindikleri iddia olunan malların
kaynağı olarak, babalarından miras yoluyla intikal eden gayrimenkuller ile
bunların kira geliri, yakınlarından aldıkları ziynet eşyaları, ticari
faaliyetlerinden ve maaşlarından elde ettikleri kazançları gösterdikleri cihetle,
sanıkların mal varlıkları ve edinilme tarihleri saptanıp, babalarından kalan
servet ve bunun kardeşler arasındaki taksimi ile kendilerine ziynet eşyası
verdikleri ileri sürdükleri yakınlarının gelir durumu, sahip oldukları
gayrimenkullerin rayiç kira getirisinin ne olabileceği, kira ödeyen kiracılarının
varsa ticari defter ve vergi kayıtları incelenip, sanıkların gelir elde ettikleri
şirketlerin giderleri belirlenip karlılık durumları saptanıp, sosyal durumlarına
göre yapmaları gereken harcamalarda nazara alınacak şekilde, yasal ve genel
ahlaka uygun gelirleri ile sahip oldukları mallar, Sayıştay denetçilerinden
oluşturulacak üç kişilik bilirkişi heyeti,ne tespit ettirilerek, sonucuna göre
hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekir. 602
5- Doğruluğu sanık tarafından da kabul edilen ve sanığın gelir ve
giderlerinin tespitine ilişkin bilirkişi incelemesinde açıklandığı üzere, 1999 yılı
itibariyle sanığın sadece kredi kartlarına yatırdığı para bir yıllık süre
içerisindeki toplam gelirinden …. TL. fazladır. Sanık ve eşinin gelirleri ile
sanığın sadece kredi kartları için harcadığı para arasındaki aleyhe fark (açık)
tutarı 2000 yılı itibariyle …TL iken, bu miktar 2001 yılı içerisinde …TL.ye ve
nihayetinde 2002 yılında …TL. Çıkmıştır. Sanığın edinmiş olduğu mal
601
602
Anayasa Mahk.5.10.2007 tarih ve E:2004/4, K:2007/2 s.K. (Uğur, s, 123.)
Yargıtay 7. CD. 5.4.2004 t. ve E:2004/5450, 2004/4693 s.K. (Uğur, s, 127.)
264
varlığının ve gelirlerinin, kanuna uygunluğunu ispatlayacak emarelerin mevcut
olmaması ve gelirleri ile harcamaları arasındaki aşırı orantısızlığın kaynağının
açıklanamadığı somut olayda, haksız mal edinmek suçunun oluştuğunun kabulü
gerekir. 603
6- Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 3.2.1998 gün ve 7/288-11 sayılı
kararında da belirtildiği üzere haksız mal edinme suçları ani suç niteliğinde
olduklarından, suç tarihinin mal veya paranın haksız edinim tarihi ile mal
beyanında bulunulması gereken tarih olduğu cihetle, sanığın Dikili ilçesinde
haksız edindiği gayrimenkulu satın aldığı 10.7.1995 ve Çınarcık ilçesinde
bulunan gayrimenkulun satışından elde ettiği 1.100.000.000 lira için bildirimde
bulunması gereken 23.5.1998 tarihleri itibariyle suç tarihinde yürürlükte
bulunan 765 sayılı TCK.nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen
zamanaşımı süresi temyiz inceleme gününde tahakkuk etmiş bulunduğundan
hükmün BOZULMASINA, sanık hakkındaki kamu davasının anılan maddeler
uyarınca zamanaşımı nedeniyle ORTADAN KALDIRILMASINA 604
7- ÖZET: 3628 sayılı Kanunun 12 ve 13. maddenin 1. fıkrasında
düzenlenen suçlar, yerleşmiş yargısal kararlarda da kabul edildiği üzere, ani
suçlardandır. 13. maddenin 2. fıkrasındaki suç ise, kaçırma ve gizleme
eylemlerinin yapısı gereği, temadiye elverişli nitelik arz etmektedir. Bu
nedenledir ki, aynı suç işleme kararı altında birden fazla işlenmesi halinde
anılan suçlarda teselsül hükümlerinin uygulanması olanaklıdır. “…Maddenin
birinci fıkrasındaki suç, bu Yasanın kapsamına giren görevlerde bulunan
kişilerin haksız mal edinmesi ile oluşur. Üçüncü kişilerin bu suçu işlemesi, suça
katılma hükümleri haricinde olanaksızdır. Bu suretle yasa koyucu, haksız
edinilen malın üçüncü kişilerce kaçırılması veya gizlenmesi eylemlerini
engellemeyi amaçlamıştır. Hayatın doğal akışı gereği, haksız edinilen malın
gizlenmesi söz konusudur. Haksız mal edinme, dolayısıyla bünyesinde gizlemeyi
de barındırmaktadır. Maddenin ikinci fıkrasında düzenlenen suç ise, haksız
edinilen malı kaçıran ve gizleyenleri de birinci fıkra uyarınca cezalandırmayı
gerektirmektedir. Bu suç, ancak üçüncü kişiler tarafından işlenebilen bir suçtur.
Birinci fıkradaki suçun faili olan haksız mal edinen kişi, bu suçun faili
olamaz…” 605
8- ÖZET: Daire; sanığın iddia konusu malları haksız biçimde edindiği
yönündeki ortaya çıkan şüphenin aksinin ispatlanamadığını, keza, sosyal
AY D.Kur. 1.4.2005 tarih ve E:2005/27, K:2005/32 s.K. (Uğur, s, 122.)
Yargıtay 7. CD. 08.12.2005 t. ve, E:2004/498, K:2005/21078 s. K. (Uğur, s, 173.)
605
Yargıtay CGK. 30.05.2006 t. ve, E:2005/7-173, K:2006/145 s. K. (Uğur, s, 219.)
603
604
265
yaşantısı bakımından geliriyle uygun olduğu kabul edilemeyecek harcamaların
olduğunun da kanıtlanmadığını, bunun sonucu olarak da ortaya çıkan şüpheli
durumun, sanık lehine yorumlanarak, isnat konusu eylem hakkında beraat
kararı verilmesi gerektiğim belirterek, mahkumiyet hükmünün sübut (esas)
yönünden bozulmasına karar vermiştir. “…Dava dosyasında yer alan ve sanığa
ait kredi kartı harcamalarını gösteren hesap döküm çizelgelerinden de
anlaşılacağı üzere, sanık (nakit parayla yaptığı harcamalar dikkate
alınmamasına rağmen) 1999-2002 yılları arasındaki süreçte gelir ve konumu ile
izah edilemeyecek biçimde lüks ve geniş maddi birikim gerektiren bir hayat
standardı içerisinde yaşamaya başlamıştır. Sanığın edinmiş olduğu mal
varlığının ve gelirlerinin; kanuna uygunluğunu ispatlayacak emarelerin mevcut
olmaması ve gelirleri ile harcamaları arasındaki aşırı orantısızlığının
kaynağının açıklanamadığı somut olayda, haksız mal edinmek suçunun
oluştuğunun kabulü gerekir…” 606
9- Sanık hakkında, 07.10.1994 günlü iddianame ile, 15.01.1990 tarihli mal
bildiriminde gösterdiği dairesini 03.06.1990 günlü bildirimde beyan etmediği,
03.06.1990 günlü bildirimde belirtmesine rağmen tarlasına 15.01.1990 tarihli
mal beyanında yer vermediği, babasından kalan altınlarla, kooperatif hissesini
hiç bildirmediği, bu suretle 3628 sayılı Yasanın 12. maddesine aykırı davrandığı
iddiasıyla dava açılmıştır. 19.01.1995 günlü iddianamede ise sanığın
taşınmazlarını, babasından kaldığını iddia ettiği altınlardan önce satın aldığı
anlaşıldığından haksız mal edindiği belirtilerek 3628 sayılı Yasanın 12 ve 13.
maddeleri uyarınca cezalandırılması talep olunmuş ve davalar birleştirilerek
sanığın beraatine karar verilmiştir. Yine sanık, gelirlerini belirleyemediği iddia
olunan taşınmazlardan en sonuncusunu 11.10.1989 tarihinde ölen babasının
ölümünden önce 27.09.1989 tarihinde satın alarak adına tescil ettirmiştir. 3628
sayılı Yasanın 12 ve 13. maddelerinde düzenlenen eksik bildirimde bulunma ve
haksız mal edinme suçlarının ani birer suç olduklarında, mal bildirimi için
öngörülen sürenin bitimi ile haksız mal edinme tarihlerinde oluştuklarında ise
kuşku yoktur. Sanık bu yasal düzenlemeler uyarınca 15.01.1990 ve 03.06.1990
tarihlerinde ve süresi içerisinde mal bildirimlerinde bulunmuştur. 607
10- Sanığın kardeşi …’nin, aynı tarihlerde kendi tasarrufu olan 700-800
milyon ve 1994 yılında emekli olduğunda da 700 milyon lira verdiğine ilişkin
beyanının da doğru bulunmadığı, daha önce açıklandığı gibi 2002-1994 yılları
arasında nemalandırılmaya başlayan miktarın 530 milyon lira civarında
606
607
AYDK, 1.4.2005 tarih ve, E:2005/27, K:2005/32 s. K. (Uğur, s, 252.)
Yargıtay CGK. 03.02.1998 t. ve, E:1997/7-288, K:1998/11 s. K. (Uğur, s, 234.)
266
bulunması, öte yandan 1990-1991 yıllarında birikimi olan 700-800 milyon
lirayı verdikten yaklaşık 2,5 yıl sonra emekli olduğu 1994 yılında 700 milyon
lirayı sanığa verdiğini açıklamasına rağmen, adı geçenin emekli olduğu
14.07.1994 tarihinde toplam 274.100.209 lira aldığı anlaşılmış olup, bu sürede
almış olduğu bu miktarı 700 milyon liraya tamamlamasının olanaksız olduğu,
kaldı ki, söz edilen tarih ve yakın süreler içinde belirtilen miktarda herhangi bir
paranın tasarruf sistemine dahil olmadığı, bu nedenle ifadelerinin gerçeği
yansıtmadığı; Sanığın eşinin anlatımlarının da gerçeğe uymadığı, sanığın
anlatımları ile çeliştiği; çünkü, eşinin altınların bozdurulduğundan söz
etmesine karşılık, sanığın ise 4 milyar lira civarında değeri bulunan ziynet
eşyasının bulunduğunu bildirdiği; Bütün bunlara göre, 1990-1991 yıllarında
sanığın babası tarafından verildiği iddia olunan 11 milyar lira ile yakınları
tarafından bu miktara yapılan ilaveler ile son tasarruf rakamına ulaşılmadığı,
18.12.1992 tarihinde yatırılıp işletilmeye başlanılan 35 milyon liradan başlamak
suretiyle, 18.12.1992-1994 Haziran ayına kadar peyder pey yatırılmış olan 530
milyon lira, 1994 yılı Haziran, Ekim ve Kasım aylarındaki yaklaşık 4 milyar
lira, 10.12.1997-16.09.1998 tarihleri arasında 150 milyar lira ve 1999 yılı içinde
de 100 milyar lira civarındaki naktin dışarıdan sisteme sokularak sağlandığının
anlaşıldığı; Bu itibarla, sanık ...’nin ifadelerinde samimi olmadığı, doğru
beyanda bulunmadığı, avukatından almış olduğu hukuki yardıma göre açıklama
yaptığı, belirlenen değere ulaşımı sağlayacak beyanların verilmesi hususunda
yakın çevresinin çaba sarfettiği, ancak bu ifadeler ile gerçeğin gizlenmeye
çalışıldığı kanaatine varıldığı; Sonuç olarak, sanığın saptanmış olan
tasarrufunu mal bildirimlerinde göstermeyip gizlemeye çalıştığı, son durum
olarak belirlenen ve bloke edilen miktarlara ulaşmayı sağlayan ana paranın,
sanık ve yakınlarının beyan ettiğinin aksine, onlar tarafından işletilmek üzere
verilmeyip, 1992 yılından başlamak üzere işletilmeye başlanılan ve artan
birikimin tekrar tekrar devreye sokulması yanı sıra, sisteme dışarıdan yapılan
büyük miktarlardaki ilavelerle oluştuğu, işletim zinciri içine sonradan dahil olan
miktarlar olduğu kadar sistemden çekilen paraların da yekun teşkil ettiğinin
belirlendiği, Devlet memuru sıfatını taşıyan sanığın bu denli bir tasarrufa
ulaşmış olmasının hayatın olağan akışına uymadığı, mal varlığının geliriyle
uyumlu bulunmadığı sonucuna varıldığı belirtilmiştir. 608
11- Emekli Sayıştay Uzman Denetçilerinden oluşturulan üç kişilik
bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 14.06.2002 tarihli raporda ise özetle;
608
Yargıtay CGK. 30.05.2006 t. ve, E:2005/7-173, K:2006/145 s. K. (Uğur, s, 230.)
267
Dosyadaki hesap ekstrelerinin tek tek incelenmesinde, söz konusu paraların
büyük bölümünün faiz gelirlerinden müteşekkil olduğunun görüldüğü, sadece
Trabzon İş Bankasından, aynı bankanın Anafartalar şubesine ve son olarak da
Vakıflar bankası Meşrutiyet şubesine intikal eden hesaptan, 30.05.2000 tarihi
itibariyle elde edilen faiz gelirinin 389.350.826.510 lira olduğu, o yıllarda faiz
oranlarının yüksek olması nedeniyle diğer hesaplardan da yüksek faiz geliri elde
edildiği; Sanığın, kendisi ve karısı adına olan banka hesaplarını vergi dairesine
beyan ettiği, 1998-1999 yıllarında tahakkuk eden gelir vergisini ödediklerinin
tespit edildiği; Dava dosyasındaki belgelerden, tanık ifadelerinden, söz konusu
hesaplardaki paraların ilk açılış miktarlarının aile fertleri tarafından sanığa
verildiği, Maltepe şubesindeki hesabın evveliyatının da sanığın eşi … adına
açılan 16.978.412.400 lira olarak açılan hesap olup, dolayısıyla bu paranın
sanığın eşine ait olduğu, ilk açılış miktarının da mal bildirimlerindeki değerlerle
örtüştüğü; Sanığın düzenli olarak mal beyanı verdiği, menkul, gayrimenkul ve
ziynet eşyalarını tek tek beyan ettiği, fakat mal bildirimi ile ilgili yasayı yanlış
yorumlayarak kendi adına bankada bulunan fakat ailenin tamamına ait olan
paraları beyan etmediği, dosya kapsamına nazaran sanığın babası ve
kardeşlerinin mal varlıkları ve gelir düzeylerinin söz konusu hesaplardaki ana
paraları sağlayabilecek durum da olduğunun anlaşıldığı; Sonuç olarak sanığın
haksız mal edinmediği, dava konusu banka hesaplarındaki paraları, mal
bildirimine ilişkin yasayı hatalı yorumlayarak bildirmediği, sanığın gizleme
kastının bulunmadığı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir. 609
12- Sanığın, 30.4.1985 tarihli mal beyanında; 2.400.000 TL. para, 300.000
TL değerli bilezik ve iki tabanca, 21.5.1990 tarihli mal beyanında; Dikmen’de
40.000.000 TL değerli ev, 6.000.000 TL para, 3.600.000 TL. değerli 10 adet
bilezik, iki adet tabanca, 24.8.1993 tarihli ek mal beyanında; 215.000.000 TL.
değerinde Etlik’te daire, 8.7.1994 tarihli ek mal beyanında; 175.000.000 TL,
1993 model Renault Broadvay marka araç, 6.1.1995 tarihli mal beyanında;
Etlik’te ve Dikmen’de daire, 1993 model Broadvay araç, 50.000.000 TL. para, 10
adet bilezik, iki adet tabanca, 25.1.2000 tarihli mal beyanında; Etlik ve
Dikmen’de daire, 1993 model Broadvay araç, iki tabanca, 23.8.2000 vadeli
1.480.000.000 TL.’lik hazine bonosu, 19.4.2000 vadeli 5.325.000.000 TL’lik
hazine bonosu, 2100 USD, 10 adet altın bilezik, 5.3.2004 tarihli ek bayanında;
2.3.2004 edinme tarihli 42.500.000 TL. değerli 2004 model Opel Astra marka
otomobil, 18.1.2005 tarihli beyanında; Dikmen ve Etiler’de daire, Opel Astra
609
Yargıtay CGK. 30.05.2006 t. ve, E:2005/7-173, K:2006/145 s. K. (Uğur, s, 230.)
268
marka otomobil, iki tabanca, 3.10.2005 vadeli 125.000.000.000 TL’lik hazine
bonosu, 20 adet altın bilezik bildirimlerinde bulunduğu 14.2.2005 tarihli
müfettişliğe verdiği mal beyanında; Çankaya ve Keçiören’de daire (1986 ve 1993
edinme tarihli) Opel marka araç, iki tabanca 3.10.2005 vadeli 125.000.000.000
TL’lik hazine bonosu ve 20 adet bilezik bildirmiştir. Sanığın bir oğlunun
12.10.1998 tarihinden itibaren bir şirkette çalıştığı, net maaşının 2004 yılı
Eylül ayı itibariyle 608.620.000 TL. olduğu, diğer oğlunun … Belediyesinde
veteriner hekim olarak görev yaptığı 2004 yılı Ekim ayı itibariyle net maaşının
854.639.000 TL olduğu, gelininin ise 2004 yılı Aralık ayı net maaşının
474.000.000 TL. olduğu dosyada mevcut evrakla anlaşılmıştır. Sanığın
oğullarından … tarafından 15.3.2004 tarihinde satın alınan Bursa Orhangazi
İlçesi Hüdavendigar mahallesi … parsel’de kayıtlı taşınmaza ve diğer oğlu …
tarafından 10.11.2004 tarihinde satın alınan Bursa Orhangazi ilçesi Çekirge
mahallesi … parsele ait tapu kayıtları dosyada mevcut olup sanık bu dairelerin
bir miktarının kendi parası bir miktarının oğullarının tasarrufuyla 18 milyar ve
73 milyara satın alındığını belirtmiştir. Sanığın bankalardaki hesaplarına ait
tüm kayıtlar celbolunmuştur. Dairemizce tayin edilen üç kişilik-bilirkişi heyeti
sundukları 7.8.2006 tarihli raporlarında; Sanığın 2000-2005 yılları arasında
banka kredisi gibi bir borçlanma olmaksızın mal varlığında meydana gelen
kayda değer artışa rağmen bu artış ve harcamalarının kaynak olarak gösterdiği
(kendisinin ve çocuklarının maaşları ile iki evin kira bedelleri ve bankadaki
paraların faizi) gelirlerinin birikim ve harcamaları ile orantılı olduğu,
edinimlerinin haksız mal edinme niteliğinde oluşmadığı kanaatini
bildirmişlerdir. Sanığın üzerine atılı müsnet suçu işlediğine dair dosyada
iddiadan başka mahkumiyeti için yeterli kesin ve inandırıcı delil elde
edilemediğinden BERAATİNE 610
13- Sanığın malvarlığındaki artış nedeniyle, edinme tarihleri itibariyle
değerleri tespit edilerek edinim tarihinden önceki dönemde sanığın mal
bildirimlerindeki aktifler yasal ve genel ahlaka uygun gelirleri karşılaştırılarak
edinimlerin haksız mal edinme niteliğinde olup olmadığının konusunda uzman
3 kişilik bilirkişi heyetine tespit ettirilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde
hüküm tesisi, 611
14- Müdahil vekilinin haksız mal edinme suçundan verilen beraat kararına
yönelik temyizine göre yapılan incelemede; Sanığın 1995 ve 2000 tarihli mal
bildirimlerinde gösterdiği Ankara Eryaman’daki ev ile bildirimde bulunmadığı
610
611
Yargıtay 7. CD. 15.11.2006 t. ve, E:2005/1, K:2006/1 s. K. (Uğur, s, 236.)
Yargıtay 7. CD. 12.3.2007 t. ve, E:2004/2012, K:2007/1547 s. K. (Uğur, s, 240.)
269
İstanbul Üsküdar’da eşi adına kayıtlı evin raiç değeri araştırılıp, eşine ait
Akbank Acıbadem Şubesindeki … ve … no’lu döviz hesapları ile eşiyle müşterek
olan Koçbank Bahariye şubesi vadeli ve vadesiz hesaplardaki 110.150 ve 69
USD. para gözetilip malvarlığının kaynağı olarak gösterilen kayınpederine ait
ticari taksinin kayınpederi vefat etmeden önce 3.4.1995 tarihinde 190.000.000
TLye satıldığı da nazara alınarak yasal gelirleri ile mal varlığındaki aktif ve
pasiflerin birlikte değerlendirilmesi suretiyle, konusunda uzman bilirkişiye
incelettirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturma
ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi yasaya aykırıdır. 612
15- Sanıklar savunmalarında, haksız edindikleri iddia olunan mallarının
kaynağı olarak, babalarından miras yoluyla intikal eden gayrimenkuller ile
bunların kira geliri, yakınlarından aldıkları ziynet eşyaları, ticari
faaliyetlerinden ve maaşlarından elde ettikleri kazançları gösterdikleri cihetle,
sanıkların mal varlıkları ve edinilme tarihleri ayrıntılı şekilde saptanıp,
babalarından kalan servet ve bunun kardeşler arasındaki taksimi ile kendilerine
ziynet eşyası verdikleri ileri sürdükleri yakınlarının gelir durumu, sahip
oldukları gayrimenkullerin rayiç kira getirişinin ne olabileceği, kira ödeyen
kiracılarının varsa ticari defter ve vergi kayıtları incelenip, sanıkların gelir elde
ettikleri şirketlerin giderleri belirlenip kârlılık durumları saptanıp, sosyal
durumlarına göre yapmaları gereken harcamalarda nazara alınacak şekilde,
yasal ve genel ahlaka uygun gelirleri ile sahip oldukları mallar, Sayıştay
denetçilerinden oluşturulacak üç kişilik bilirkişi heyetine tespit ettirilerek,
sonucuna göre hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekirken, sanıkların
sundukları belgeler ve gösterdikleri savunma tanıklarının anlatımlarına ilişkin,
karşıt inceleme yapılmaksızın hazırlanan yetersiz bilirkişi raporlarına itibarla,
eksik soruşturmaya dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi 613
16- Sanık hakkında, 10.10.1996 suç tarihinde Yaşarbank Ankara
Necatibey şubesine yatırdığı 13 milyar liralık birikimini, aldığı maaşla
gerçekleştiremeyeceği böylece haksız mal edinip, haksız edinilen malı
gizlediğinden bahisle kamu davası açılmış olup, yargılama ve muhakkik
soruşturması aşamasında sanık yurtdışındaki yakınlarının yardımı yanında,
ailesinin hububat satışından elde ettiği gelirlerinden de faydalandırdığını
savunması karşısında, savunmanın değerlendirilmesi açısından suç tarihlerini
kapsayan dönemde Toprak Mahsulleri Ofisine sanık veya ailesi tarafından
hububat satışı yapılıp yapılmadığı ve babasının serveti ile adına kayıtlı tarlaları
612
613
Yargıtay 7. CD. 22.3.2007 t. ve, E:2004/19055, K:2007/1972 s. K. (Uğur, s, 240.)
Yargıtay 7. CD. 5.4.2004 t. ve, E:2004/5450, K:2004/4693 s. K. (Uğur, s, 244.)
270
bulunup bulunmadığı varsa bunların tapu kayıtları, ekiminden gelir elde edip
etmediği araştırılarak tesbiti ile dosyanın yeniden hukukçu, emlakçı ve
muhasebecilerden oluşan üç kişilik bilirkişi heyetine tevdi edilip sanığın mal
varlığının yasal ve genel ahlaka uygun gelirleri ile karşılaştırılarak
edinimlerinin haksız mal edinme niteliğinde olup olmadığı saptanıp hasıl olacak
sonuca göre suç vasfı ve sanığın hukuki durumunun tayin ve taktiri gerekirken
eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi 614
17- Sanık baştan beri değişmeyen beyanlarında -boş zamanlarında boyabadana işi ile uğraştığını, … İlköğretim Okulu ve … Lisesi olmak üzere çeşitli
okulların badana işini yaptığını sürücü kurslarında Milli Eğitim sınav
sorumlusu olarak görev aldığını ve … Lisesinde kurslarda yöneticilik ve Bölge
İdare Mahkemelerinde bilirkişilik yaparak evinin bir odasını kapatıp okullara
ciltçilik yaparak ek gelir elde ettiğini savunması karşısında bu savunmaları da
nazara alınarak ve değerlendirilerek adına kayıtlı bulunan taşınmaz mallar ile
otomobilin edinme tarihi itibariyle değerleri tesbit edilerek edinim tarihinden
önceki dönemde sanığın mal bildirimlerindeki aktifler yasal ve genel ahlaka
uygun gelirleri karşılaştırılarak edinimlerin tamamının haksız mal edinme
niteliğinde olup olmadığının konusunda uzman 3 kişilik bilirkişi heyetine tesbit
ettirilmeden eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi 615
18- Sanık baştan beri değişmeyen savunmalarında eşinin hemşire olması
nedeni ile boş zamanlarında sağlıkla ilgili faaliyetleri olduğu, kendisinin de
memuriyet sıfatı ile resmi kayıtlı olmasa da ticari faaliyetleri bulunduğunu
savunması karşısında bu savunmalarda nazara alınarak bu konuda idari
soruşturma olup olmadığı da tesbit edilip kendisi ve eşinin adlarına kayıtlı
bulunan taşınmaz mallar ile otomobilin edinme tarihleri itibarı ile değerleri
tesbit edilerek, edinim tarihlerinden önceki dönemde sanığın mal
bildirimlerindeki aktifler, özlük ve kadro durumu itibarı ile maaşı ve sınav
komisyonlardaki görevleri nedeni ile aldığı ek ücretlerde nazara alınarak yasal ve
genel ahlaka uygun tüm gelirleri karşılaştırılıp edinimlerinin tamamının haksız
mal edinme niteliğinde olup olmadığının konusunda uzman üç kişilik bilirkişi
heyetine tesbit ettirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve.
takdiri gerektiğinin gözetilmemesi 616
19- Sanık baştan beri değişmeyen savunmasında dava konusu gayrı
menkullerin babasından intikal ettiğini ve miras yolu ile kardeşleri ve
Yargıtay 7. CD. 12.11.2002 t. ve, E:2002/16028, K:2002/15956 s. K. (Uğur, s, 245.)
Yargıtay 7. CD. 4.7.2001 t. ve, E:2001/11007, K:2001/12591 s. K. (Uğur, s, 246.)
616
Yargıtay 7. CD. 27.6.2001 t. ve, E:2001/4749, K:2001/12154 s. K. (Uğur, s, 246.)
614
615
271
yakınlarına intikal eden hisselerin satın alınması sureti ile sahip olunduğunu
belirtmekle anılan gayrı menkullerden miras yolu ile doğrudan hissesine intikal
edenler dışında aile içi satışa konu olan taşınmazların konumu da dikkate
alınarak edinme tarihi itibarı ile değerleri tesbit edilerek edinim tarihinden
önceki dönemlerdeki mal bildirimlerindeki aktifler, yasal ve genel ahlaka uygun
gelirleri, mahsul gelirleri karşılaştırılarak, edinimlerin haksız mal edinme
niteliğinde olup olmadığı belirlendikten sonra hasıl olacak sonuca göre suç vasfı
ve sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiğinin gözetilmemesi 617
20- Sanığın beyanlarında 1975 yılında memuriyete başladığını, eşinin de
memur olduğunu ve 16 yıldan beri birlikte çalıştıklarını, eşine babasından 1984
yılından 2.600.000 lira miras kaldığını kendisinin babasından kalma ev, arsa
hisselerinin olduğunu, bu ek gelirlerle ve birlikte aldıkları maaşlarla dava
konusu taşınmazları aldıklarını, haksız mal edinmediğini savunması karşısında
ve 1995 yılında verilen mal bildiriminde gösterilen nüfus vakfından alınan
18.000.000 liralık borç ve savunmaları nazaran alınarak ve değerlendirilerek
sanığın ve eşinin 1995 yılı ve önceki yıllarda verdikleri mal bildirimleri
getirtilip, savunmada öne sürülen hususların doğruluğu araştırılıp tespit
edilerek edinimlerin tamamının haksız mal edinme niteliğinde olup olmadığı
konusunda yeniden 3 kişilik uzman bilirkişi heyetine tespit yaptırılarak
sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak
karar verilmesi 618
21- Şikayet üzerine maliye müfettişliğince yapılan tahkikat sonucunda elde
edilen bilgilere, mahkemede dinlenen tanık beyanları ile müfettişçe dinlenen
tanık beyanları arasında hiçbir farklılık bulunmamakla beraber anlatımları ve
savcılıkça yaptırılmış bulunan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen
ayrıntılı raporda da dayanakları gösterilen deliller ve 3628 sayılı Kanunun
4.5.1990 tarih ve 20508 sayılı Resmi Gazete de yayınlanarak yürürlüğe girmiş
bulunan geçici 1. maddesinde “Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihi takip eden
bir ay içinde 2 nci maddede sayılanlar mal bildiriminde bulunurlar. Mal
bildiriminde bulunmayan veya gerçeğe aykırı beyanda bulunanlar hakkında
üçüncü bölümdeki ceza hükümleri uygulanır” amir hükmü karşısında sanığın
25.5.1990 tarihinde beyan ettiği mal bildiriminden sonra önceki bildirimden
farklı olarak müfettişlikçe kendisinden istenen 12.12.1994 tarihli mal
bildirimlerinde sanık ve ailesinin mal varlıklarında kendisinin üç adet
gayrimenkul ve bir adet kooperatif hissesi, eşinin bir adet dubleks dairesi ve
617
618
Yargıtay 7.CD. 20.12.2000 t. ve, E:2000/15143, K:2000/17585 s. K. (Uğur, s, 246.)
Yargıtay 7.CD. 28.12.2001 t ve, E:2001/17160, K:2001/20327 s. K. (Uğur, s, 249.)
272
oğlunun bir adet daire ve iki adet kooperatif hisseleri ile döviz ve menkulleri
şeklindeki mal varlıklarının haksız mal edindiğinin belirtilmiş olmasına rağmen
mahkemece dinlenen bilirkişilerin kişisel kanaatlerine dayalı anlatımları esas
alınarak yukarıda sözü edilen bilirkişi raporunun kabul edilmeyiş nedenleri
olarak gösterilen sanığın savunmasının alınmamış hususu da varit olmayıp,
zira sanığın ayrıntılı olarak müfettişlikçe ifadesinin alındığı ve delilleri ibraz
etmesi karşısında dosya içeriğine ters düşen gerekçe ile yazılı şekilde hüküm
tesisi 619
6. MÜFETTİŞ VE MUHAKKİKLERİN İHBAR VE EVRAKI
TEVDİ ETMEMESİ
Müfettiş ve muhakkikin görevi ihmal suçudur. Müfettiş ve
muhakkikin 3628 sayılı Kanun kapsamına giren suçlardan dolayı delil
veya emare elde etmesine rağmen, durumu yetkili ve görevli
Cumhuriyet Başsavcılığına ihbar ve evrakı tevdi etmemesi bu suçu
oluşturmaktadır. 620
Suç: Müfettiş ve muhakkikin görevi ihmal suçudur. Müfettiş ve
muhakkikin 3628 sayılı Kanun kapsamına giren suçlardan dolayı delil
veya emare elde etmesine rağmen, durumu yetkili ve görevli
Cumhuriyet Başsavcılığına ihbar ve evrakı tevdi etmemek.
Fail: 3628 sayılı Kanun kapsamına giren suçu tespit etmesine
rağmen Cumhuriyet Başsavcılığına bildirmeyen muhakkik ve
müfettişlerdir.
3628 sayılı Kanun kapsamına giren suçlardan dolayı delil veya
emare elde eden müfettiş ve muhakkikler durumu yetkili ve görevli
Cumhuriyet Başsavcılığına ihbar ve evrakı tevdi etmedikleri takdirde
bunlar hakkında da yapılacak takibattan dolayı Memurin Muhakematı
Hakkında Kanunu Muvakkat hükümleri uygulanmaz. 621 Kanunlarda
MMHK uygulanmayacağı belirtilen hallerde, genel hükümler
uygulanır. 622 Buna göre, müfettiş ve muhakkikler hakkında 4483 sayılı
Kanun uygulanmayacak ve ihbar ve evrakı tevdi etmeme suçu işlendiği
takdirde, 3628 sayılı Kanun uygulanarak soruşturma yapılacaktır.
Yargıtay 7. CD. 14.7.1998 t. ve, E:1998/4303, K:1998/6635 s. K. (Uğur, s, 251.)
3628 s. MBBRYMK, Md. 18/3
3628 s. MBBRYMK, Md. 18/4
622
4483 s. MDKGYHK, Md. 16
619
620
621
273
Ceza: Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında,
görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek, kişilerin
mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız
bir kazanç sağlayan kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası
ile cezalandırılır. 623
Konuya ilişkin yargıya intikal etmiş bir karara ulaşılamamıştır.
7. BİLGİ VERME ZORUNLULUĞUNA UYMAMAK
3628 sayılı Kanuna göre takip, soruşturma ve kovuşturmaya yetkili
kişi olan başta Cumhuriyet savcıları ve muhakkik ve müfettişler ile
Maliye Bakanlığı Baş Hukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel
Müdürlüğü veya temsilcisi ve Kamu Görevlileri Etik Kurulunca istenen
bilgileri, özel kanunlarında aksine bir hüküm bulunsa bile ilgili gerçek
veya tüzel kişiler veya kamu kurum ve kuruluşlarınca vermemesi veya
eksik vermesi. bilgi verme zorunluluğuna uymamak suçunu
oluşturmaktadır. 624
Suç: 3628 sayılı Kanuna göre takip, soruşturma ve kovuşturmaya
yetkili kişi olan başta Cumhuriyet savcıları ve muhakkik ve müfettişler
ile Maliye Bakanlığı Baş Hukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel
Müdürlüğü veya temsilcisi ve Kamu Görevlileri Etik Kurulunca istenen
bilgileri, özel kanunlarında aksine bir hüküm bulunsa bile ilgili gerçek
veya tüzel kişiler veya kamu kurum ve kuruluşlarınca vermemek veya
eksik vermek.
Fail: İstenen bilgileri vermeyen veya eksik veren gerçek veya tüzel
kişiler ile kamu kurum ve kuruluşlarının yetkili kişileridir.
Ceza: İstenen bilgileri vermeyen veya eksik veren gerçek veya tüzel
kişiler ile kamu kurum ve kuruluşlarının yetkili kişileri hakkında bir
yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir. Bu ceza, para cezasına veya
tedbirlerden birine çevrilemez ve ertelenemez. 625
Ancak; erteleme, güvenlik tedbirleri ve belli hakları kullanmaktan
yoksun bırakılma ile ilgili yeni düzenlemeler içeren, 5237 sayılı yeni
TCK’nın yürürlüğe girmesiyle birlikte özel yasalardaki düzenlemeler 626 1
Ocak 2009 tarihinden itibaren hükümsüz kalmış bulunduğundan;
623
5237 s. TCK, Md. 257/2
3628 s. MBBRYMK, Md. 20
3628 s. MBBRYMK, Md. 20
626
5237 s. TCK. Md. 5
624
625
274
erteleme, kamu hizmetlerinden yasaklanma, tecil, paraya çevirme, ön
ödeme yasağı ile ilgili bu konu mahkemelerin görev ve yetki alanına
girmesi nedeniyle daha fazla değerlendirme yapılmamıştır.
Konuya ilişkin yargıya intikal etmiş bir karara ulaşılamamıştır.
8. ZAMANAŞIMI 627
8.1. ZAMANAŞIMI (MÜRURU ZAMAN)
Yasanın belli ettiği koşullar altında belli bir sürenin geçmesi ve
bunun sonucunda kimi hakların kazanılması ya da düşmesi. 628
Zamanaşımı: Yasalarda belirtilen konular gerçekleştikten ve
sınırları çizilen süreler geçirildikten sonra bir yükümlülükten kurtulmuş
olma. 629
8.2. SÜRE
Bir olayın başı ile sonu arasında geçen zaman parçası, zaman
aralığı, zaman bölümü, müddet: “süre” olarak tanımlanmaktadır. 630
Sürelerin hesaplanması: Gün ile belirlenen süreler, tebligatın
yapıldığının ertesi günü işlemeye başlar. Son gün bir tatile rastlarsa süre,
tatilin ertesi günü biter. Süre, ay olarak belirlenmiş ise tebligatın
yapıldığı günün, son ayda sayı itibarıyla karşılığı olan günün mesai saati
bitiminde sona erer. Son bulduğu ayda sayı itibarıyla karşılığı olan gün
yoksa; süre, ayın son günü mesai saati bitiminde sona erer. 631
8.3. DAVA ZAMANAŞIMI SÜRELERİ
“Belli sürelerin geçmesi” halinde de, kamu davası ortadan
kalkmaktadır. Bu süreler; Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarında 30,
Müebbet hapis cezalarında 25, 20 yıldan aşağı olmayan süreli hapis
cezalarında 20, 5-20 yıl arasındaki süreli hapis cezalarında 15, 5 yıldan az
süreli hapis cezalarında 8 yıl olarak belirlenmiştir. 632
Buna göre, 3628 sayılı Kanunda düzenlenen suçlarda üst sınır
itibarıyla beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suç bulunmadığından
SÖKMEN, Uğur: “Kamu İdaresinde Soruşturma Kovuşturma”, Maliye Bakanlığı Strateji
Geliştirme Başkanlığı Yayın No: 2009/400, Ankara, 2009, s. 114, s. 20
628
BSTS/Ceza Yargılama Yöntemi Yasası Terimleri Sözlüğü 1972
629
BSTS/Tecim, Maliye, Sayışmanlık ve Güvence Terimleri Sözlüğü 1972
630
Güncel Türkçe Sözlük, TDK
631
5271 s. CMK, Md. 39
632
5237 s. TCK, Md. 66
627
275
bu Kanuna muhalefet suçlarından
zamanaşımı süresi sekiz yıldır. 633
açılacak
kamu
davalarında
9. GÖREVLİ MAHKEME
Mahkemelerin görevleri Kanunla belirlenir. 634 3628 sayılı Kanunun
10 uncu ve 11 inci maddeleri yönünden görevli mahkeme Sulh Ceza
Mahkemeleridir. Diğer maddeleri yönünden ise görevli mahkeme Asliye
Ceza Mahkemesidir. 635
633
5237 s. TCK. Md. 66/1-e
5237 s. TCK, Md. 3
635
5235 s. K. Md. 10-11
634
276
ONALTINCI BÖLÜM
ZORALIM
1. ZORALIM (Müsadere)
Zoralım, yasada gösterilen neden ve koşullara göre, kamu yararına
olarak bir kimsenin taşınır ve taşınmaz mallarının devlet ya da kamu
tüzel kişiliğince elinden alınmasıdır. 636 Müsadere, bir şeyin mülkiyetinin
devlete geçmesini sonuçlayan bir yaptırımdır. Diğer bir deyimle işlenen
bir suç karşılığı olarak, suçlunun malvarlığının tamamı veya bir bölümü
üzerindeki mülkiyete son verilmesi ve bu mülkiyetin kamusal bir
teşekküle (Devlete) devredilmesi anlamına gelen ve bir yaptırım
çeşididir.
Haksız mal edinmenin yargı kararı ile kesinleşmesi üzerine, haksız
edinilmiş olan malların zoralımına hükmolunur. Bu malların elde
edilememesi veya bir malın tümünün haksız mal edinme konusu teşkil
etmemesi sebepleri ile zoralımın mümkün olmadığı hallerde haksız
edinilen değere eşit bedelinin hazineye ödenmesine yargı organınca
karar verilmesi ve bu kararın kesinleşmesi üzerine bu bedel, Amme
Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun Hükümlerine göre tahsil
olunur. 637
Haksız mal edinmenin yargı kararı ile kesinleşmesi üzerine, malın
zoralımı veya haksız edinilen değere eşit bedelin hazineye ödenmesini
sağlamak için; davayı takip eden hazine avukatı tarafından, merkezde
Maliye Bakanlığı Baş Hukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel
Müdürlüğü, taşrada İl Defterdarlığı Muhakemat Müdürlüğü vasıtasıyla
konu vergi dairesine intikal ettirilir ve tahsilât vergi daireleri tarafından
yapılır.
Ancak; haksız edinilen malın zoralımı ile ilgili yeni düzenlemeler
içeren, 5237 sayılı yeni TCK’nın yürürlüğe girmesiyle birlikte özel
yasalardaki düzenlemeler 638 1 Ocak 2009 tarihinden itibaren hükümsüz
kalmış bulunduğundan, müsadere genel olarak açıklanacaktır.
5237 Sayılı TCK, suç karşılığı olarak uygulanacak yaptırımları, ceza
ve güvenlik tedbiri olarak belirlemiştir. Suç karşılığında yaptırım olarak
BSTS / Ceza Yargılama Yöntemi Yasası Terimleri 1972
3628 s. MBBRYMK, Md. 14
638
5237 s. TCK. Md. 5
636
637
277
uygulanacak güvenlik tedbirleri içinde, 54 üncü maddede “Eşya
müsaderesi”ne, 55 inci madde de ise “Kazanç müsaderesi”ne yer
verilmiştir.
Bu iki temel hüküm dışında, 5237 sayılı TCK’nın genel hükümler
kısmında; “Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbirleri” başlığını taşıyan
60 ıncı maddede, “Sanığın veya hükümlünün ölümü” başlığını taşıyan
64 üncü maddede, “Af” başlığını taşıyan 65 inci maddede, “Müsaderede
zamanaşımı” başlığını taşıyan 70 inci maddede, “Davanın ve cezanın
düşmesinin etkisi” başlığını taşıyan 74 üncü maddede, “Önödeme”
başlığını taşıyan 75 inci maddede müsadereye ilişkin düzenlemeler yer
almaktadır.
1.1. EŞYA MÜSADERESİ
Eşya müsaderesinin konusu “kasıtlı bir suçun işlenmesinde
kullanılan veya suçun işlenmesine tahsis edilen ya da suçtan meydana
gelen eşyadır. Canlı, cansız, taşınır, taşınmaz her şey eşya müsaderesinin
konusu olabilir. Müsadere edilecek eşyanın, iyiniyetli üçüncü kişilere ait
olması durumunda müsadere kararı verilemeyecektir. Müsadere
koşulları gerçekleşmesine rağmen, müsadere edilecek eşya satılmış,
elden çıkarılmış veya yok edilmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mahkeme,
eşyanın değeri kadar bir para tutarının müsaderesine karar verecektir.
Mahkemece suçta kullanılan eşyanın müsadere edilmesinin işlenen suça
nazaran daha ağır sonuçlar doğuracağı ve bu nedenle hakkaniyete aykırı
olacağı anlaşıldığında, müsaderesine hükmetmeyebilecektir. Bir şeyin
sadece bazı kısımlarının müsaderesi gerektiğinde, tümüne zarar
verilmeksizin bu kısmı ayırmak olanaklı ise, sadece bu kısmın
müsaderesine karar verilir. Ortak mülkiyet halinde müsadereye cevaz
verilmiştir. Müsadere edilecek eşya üzerinde birden fazla kişinin
müşterek veya iştirak mülkiyet şeklinde ortak mülkiyeti söz konusu
olabilir. Birden fazla kişinin paydaş olduğu eşya ile ilgili olarak, sadece
suça iştirak eden kişinin payının müsaderesine hükmolunacaktır. 639
1.2. KAZANÇ MÜSADERESİ
Suçun işlenmesi ile elde edilen veya suçun konusunu oluşturan ya
da suçun işlenmesi için sağlanan maddî menfaatler ile bunların
değerlendirilmesi veya dönüştürülmesi sonucu ortaya çıkan ekonomik
639
5237 s. TCK. Md. 54
278
kazançların müsaderesine karar verilir. 640 Bu müsadere çeşidinde eşya
değil, suçla ilgili olan “ekonomik kazanç/maddi menfaatler”dir. Madde
gerekçesine göre; bu düzenleme ile güdülen temel amaç, suç işlemek
yoluyla kazanç elde edilmesinin önüne geçilmesidir. Bu nedenle yeni,
hükümde kazanç müsaderesi kapsamlı bir biçimde düzenlenmiş ve suç
işlemek suretiyle veya suç işlemek dolayısıyla elde edilen ekonomik
kazançların müsaderesi olanaklı hale getirilmiştir. Böylece kazanç
müsaderesi, karapara aklama, uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti,
dolandırıcılık, kaçakçılık, ihaleye fesat karıştırma gibi ekonomik çıkar
elde etme amacıyla işlenen suçlara karşı etkin bir biçimde caydırıcılık
özelliği olan yaptırım niteliğine kavuşmuştur. Bu hükmün
uygulanmasında mağdurun ve iyi niyetli üçüncü kişilerin hakları
korunacak, bunlara ait maddi değerler kazanç müsaderesine tabi
tutulmayacaktır. Kazanç müsaderesine karar verilebilmesi için maddî
menfaatin suçun mağduruna iade edilememesi gerekir. Müsadere
konusu eşya veya maddî menfaatlere elkonulamadığı veya bunların
merciine teslim edilmediği hâllerde, bunların karşılığını oluşturan
değerlerin müsaderesine hükmedilir.
1.3. ELKOYMA
Suçun veya tehlikelerin önlenmesi amacıyla veya suçun delili
olabileceği veya müsadereye tâbi olduğu için, bir eşya üzerinde, rızası
olmamasına rağmen, zilyedin tasarruf yetkisinin kaldırılması işlemine
elkoyma denilir. Arama sonucunda bazı eşyaya elkoyma söz konusu
olduğunda, hâkim kararı ile elkoyma işlemi gerçekleştirilebilir.
Soruşturma veya kovuşturma konusu suçun işlendiğine ve bu suçlardan
elde edildiğine dair kuvvetli şüphe sebebi bulunan hallerde, şüpheli
veya sanığa ait; taşınmazlara, kara, deniz veya hava ulaşım araçlarına,
banka veya diğer malî kurumlardaki her türlü hesaba, gerçek veya tüzel
kişiler nezdindeki her türlü hak ve alacaklara, kıymetli evraka, ortağı
bulunduğu şirketteki ortaklık paylarına, kiralık kasa mevcutlarına, diğer
malvarlığı değerlerine, el konulabilir.
640
5237 s. TCK. Md. 55
279
ONYEDİNCİ BÖLÜM
HEDİYE
1. HEDİYE KAVRAMI 641
Birini sevindirmek, mutlu etmek için verilen şey, armağan
hediyedir. Kamu görevlisinin tarafsızlığını, performansını, kararını veya
görevini yapmasını etkileyen veya etkileme ihtimali bulunan, ekonomik
değeri olan ya da olmayan, doğrudan ya da dolaylı olarak kabul edilen
her türlü eşya ve menfaat hediye olarak tanımlanmıştır.
Mevzuatımızda, kamu görevlilerinin, görevleri esnasında veya
görevleri dışında, görevlerinden dolayı herhangi bir şekilde kişisel
menfaat sağlamaları ve hediye kabul etmeleri açık bir şekilde
yasaklanmıştır.
Günümüzde, yalnız kamu yönetiminde değil, toplumun her
alanında genel anlamda ahlaki problemlerle karşı karşıya bulunulduğu
konusunda ortak bir kanaat oluşmaktadır. Özellikle siyasal ve yönetsel
alanda ortaya çıkan yozlaşmanın temelinde, siyasal ve yönetsel sistemin
bu olgu karşısında gösterdiği zaafın yanında, toplumsal etiğin erozyona
uğraması da yatmaktadır. Başka bir anlatımla, sözünü ettiğimiz
alanlarda, etik değerlere gereken önem verilmemektedir ve bu nedenle
de ortada ciddi bir etik sorunu vardır. Sorun sadece "ahlaka aykırı"
sayılan davranışların toplumda yaygınlık ve saygınlık kazanması
değildir. Daha da ciddi olan ve bunlara yol açan sorun, neyin ahlaklı
neyin ahlaksız olduğu konusundaki ölçülerin yitirilmeye başlamasıdır.
Artık, ahlaklı ve ahlaksız davranışı birbirinden ayırmakta zorluk
çekilmektedir.
Kamu görevlileri, aldıkları kararlar ve sergiledikleri davranışlar
esnasında her biri farklı değer taşıyan alternatif seçenekler arasından
tercih yapmakta zorlanmakta, başka bir ifade ile neyin ahlaklı ve neyin
ahlak dışı olduğu konusunda tereddüde düşmekte ve etik ikilemlerle
karşı karşıya kalabilmektedir. Etik ikilem, iki veya daha fazla yarışan
değerin çatışma halinde olmasıdır. Eğer, çatışan bu değerlerden birisi
korunursa, diğeri korunamamakta ya da bir veya daha fazlasını
641
SÖKMEN,Uğur:a.g.e.s.139-140.; Yrd. Doç. Dr. Mustafa Lütfi ŞEN; Kamu Görevlilerini Yoldan
Çıkaran Bubi Tuzakları: Hediye ve Kişisel Kullanım Amacıyla Yapılan Bağışlar, Sakarya
Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi - 2010 (ET: 10.05.2010)
280
koruyabilmek için, diğerlerini göz ardı etmek zorunluluğu
bulunmaktadır. Kamu görevlisi, karşılaştığı her biri farklı bir değer
taşıyan alternatifler içerisinden birisini seçmekle, değer taşıyan diğer
alternatifi reddetmiş olmaktadır. Görevlinin bu seçimi, yasalara uygun
olsa bile, ahlaki bakımdan iyi ve doğru olmayabilmektedir.
Kamu görevlilerine sağlanan kişisel çıkarlar, onların davranışlarını,
kararlarını ve seçimlerini çıkar sağlayan lehine etkilemektedir. Kamu
görevlisine kişisel çıkar sağlama denilince akla ilk olarak "rüşvet"
gelmektedir. Rüşvetin, kamu görevlisini yasa dışı ve ahlaka aykırı bir
şekilde davranmaya sevk ettiği konusunda kuşku bulunmamaktadır.
Bununla birlikte kamu görevlileri, kesin bir şekilde "rüşvet" olarak
nitelendirilemeyen, ancak davranış, karar ve seçimlerini etkileme
"ihtimal"i bulanan çıkar çatışmalarıyla da karşı karşıya kalabilmektedir.
Bu çalışmanın amacı, kamu görevlilerini yoldan çıkarabilecek, onları
yolsuzluk yapmaya yönlendirebilecek "bubi tuzağı" niteliğindeki çıkar
çatışmaları içinde değerlendirilen hediyeler ve kişisel kullanım amacıyla
yapılan bağışları irdelemek ve kamu yönetimi etiği açısından
değerlendirmektir.
Hediye ve kişisel kullanım amacıyla yapılan bağışların "bubi
tuzağı"na benzetilmesi tesadüfi değildir. Bilindiği gibi, kurnazca
hazırlanan, şüphe uyandırmayan, tehlikesiz zannedilen ve kurbanı daha
rahat çekebilmek için çekici bir cisim kullanılan tuzaklara "bubi tuzağı"
denilmektedir. "Bubi tuzağı", bir insanın görünürde zararsız olan bir
nesneye dokunması veya yaklaşması veya görünürde güvenli olan bir
eylemi yapması neticesinde, beklenmedik bir şekilde faaliyete geçen,
öldürmek ve yaralamak üzere tasarlanmış, imal edilmiş veya uyarlanmış
her türlü cihaz veya malzeme anlamına da gelmektedir. Ahlaki değerlere
önem veren bir kamu görevlisi, açıkça rüşvet almaz veya kişisel bir
menfaat sağlamaz. Buna karşılık, kendisine verilen ve ilk anda masum,
zararsız ve tehlikesiz olarak görülebilecek hediyeleri ya da kişisel
kullanımı için yapılmış bağışları kabul edebilir. Zaten geleneksel
değerler açısından bir kişinin kendisine verilen bir hediyeyi geri
çevirmesi hoş karşılanmamaktadır. Ancak, hediye verenin veya bağışta
bulunanın gerçek niyeti belli olmadığı için, söz konusu hediye veya
bağışlar, ileride kamu görevlisinin "tarafsızlığı"nı zedeleyecek bir tuzağa
dönüşebilecek ve "etik ikilem"lerle karşı karşıya kalmasına neden
olabilecektir.
281
Hediye alan ve kişisel kullanım amacıyla yapılan bağışları kabul
eden kamu görevlilerinin karşılaşabileceği ikilemlere örnek olarak
aşağıdaki senaryolar verilebilir.
1.Bir kamu kurumunda ihale komisyonu başkanı olarak görev
yapan Kağan Bey, yıllık kırtasiye alımı ile ilgili ihalede son kararı
verecek kişidir. Her bakımdan şartları aynı olan ve aynı teklifi veren üç
firma arasından seçim yapacaktır. Ancak firmalardan birisinin sahibi,
daha önce Kağan Beyi ailesi ile birlikte sahip olduğu tatil köyünde bir
hafta sonu ağırlamıştır. Kağan Bey, diğer iki firmanın sahibini ise
tanımamaktadır. Bu durumda Kağan Bey nasıl davranacaktır?
2. Bir kasabada sağlık ocağında tabip olarak çalışan Gökçe Hanım,
gelen hastaların getirdikleri meyve, sebze ve yiyecekleri hediye olarak
kabul etmektedir. Bir kasa şeftali getiren bir hasta, muayene olduktan
sonra Gökçe Hanımdan, sağlık güvencesi bulunmayan fakir bir
komşusunun sürekli olarak kullandığı ilacı kendi reçetesine eklemesi
ricasında bulunur. Gökçe Hanım nasıl davranacaktır?
Örnek olarak yer verilen olaylara senaryo denilmesi, bunların hiç
gerçekleşmediği ve hayal ürünü olduğu anlamına gelmemelidir. Bunun
aksine, söz konusu olaylar günlük hayatımızda yaşanan ve sıkça
karşılaşılan niteliktedir.
3. Canan Hanım, lise müdürü olarak görev yapmaktadır. Okulun
bulunduğu ilçenin ileri gelenlerinden Uğur Bey, müdürün kullanması
için bir dizüstü bilgisayar bağışlamıştır. Müdür bilgisayarı okulun
demirbaşına kaydettirmiş ve kullanmaya başlamıştır. İlerleyen günlerde
Uğur Bey, okulda okuyan yeğeninin başarısız olduğu dersler için
müdürden yardım istemiştir. Canan Hanım nasıl davranacaktır?
4. Belediye başkanı Gökcan Beye çelik mutfak gereçleri üreten
fabrikanın açılışında 96 parça çatal-kaşık-bıçak takımı hediye edilmiştir.
Daha sonra belediye görevlilerinin yaptığı denetimlerde, söz konusu
fabrikanın arıtma tesisinin bulunmadığı ve çevreyi kirlettiği tespit
edilerek ceza tutanağı düzenlenmiştir. Fabrikanın sahibi Gökcan Beyi
arayarak yardımcı olmasını istemektedir. Gökcan Bey nasıl
davranacaktır?
Örneklerde de görüldüğü gibi, kamu yönetiminde etik ikilemler
deyince, daha çok çıkar çatışmaları akla gelmektedir. Çıkar çatışması ile
ilgili düzenlemeler, İngiliz gelenek hukukuna dayanmaktadır. Söz
282
konusu hukuka göre, bir kamu görevlisi, itimada dayanan bir
yükümlülüğe sahiptir. Yönetsel faaliyetlerinde ne doğrudan ne de
dolaylı bir çıkar sağlayamaz; sadece kamu çıkarına göre hareket etmek
zorundadır.
Hediye ile rüşveti birbirinden ayırmak oldukça zordur. Çoğu
zaman rüşvet ile hediye birbirine karıştırılmaktadır.
Bütün toplumlarda, insanlar arası ilişkilerin bir gereği olarak hediye
almak ve vermek doğal bir davranış olarak değerlendirilmektedir. Hatta
geleneksel değerler açısından verilen bir hediyeyi kabul etmemek ve geri
çevirmek doğru bir davranış olarak görülmemektedir. Bu çerçevede,
cumhurbaşkanından en alt kademedeki memura kadar, kamu
görevlileri, özel kişi ve kuruluşlardan veya emrindeki diğer kamu
görevlilerinden hediye alabilmektedir. Hediye, genellikle kamu
görevlisinin bir isteği ve talebi olmaksızın verilmektedir.
Kamu görevlilerine verilen hediyeleri hediye verenin niyeti
açısından ikiye ayırmak mümkündür. Birincisinde hediye verenin
herhangi bir menfaat beklentisi bulunmamaktadır. Örneğin yabancı bir
ülkeyi ziyaretinde Cumhurbaşkanına verilen "Pekin Ördekleri",
Öğretmenler Günü'nde öğretmene verilen bir dolmakalem, yöneticilik
görevine getirilen amirlerini ziyaret eden memurların verdikleri saksı
çiçeği, yılbaşında verilen ajanda ve benzeri hediyeler bu kapsamda
değerlendirilebilir. Yine aldığı kamu hizmetinden memnun kalan bir
vatandaş, memnuniyetini ifade etmek için kamu görevlisine içinden
gelerek "bahşiş" olarak da adlandırılabilen hediyeler verebilmektedir.
Hastanede yatan bir hastanın kendisine iyi muamele eden hemşirelere
taburcu olduktan sonra getirdiği bir pasta ya da arabası çalınan bir
kişinin arabayı kısa sürede bulan polislere hediye ettiği bir gömlek buna
örnek olarak verilebilir. Bu tür hediyeler daha çok sembolik niteliktedir.
İkincisinde ise hediyeyi verenin bir menfaat elde etme ya da
hizmetin kolayca ve süratle görülmesi yönünde bir beklentisi bulunmaktadır. Bu durumda hediyeyi veren, ayrıcalıklı işlem yapmasını
beklediği kamu görevlisine, önceden meşruiyet kazandırılmış çıkarlar
sağlama yoluna gitmekte, böylece doğrudan rüşvet vermenin risklerini
en aza indirmeye çalışmaktadır. Araba ya da ev tahsis etmek, tuttuğu
takımın kombine maç biletlerini hediye etmek, konferans verdirmek,
inceleme amaçlı gezilere davet etmek, gerçek fiyatının çok altında
283
gayrimenkul satmak, herhangi bir eşyasını ücretsiz tamir etmek, ücretsiz
yemek ve konaklama imkânı sunmak kamu görevlilerine menfaat elde
etme amacıyla sağlanan çıkarlardan bazılarıdır. Bu kapsamda
değerlendirilebilecek başka bir uygulama, kamu görevlisinin ayrıcalıklı
işlem yapılması beklenen işe önceden ortak edilmesidir. Örneğin,
kurulma aşamasındaki bir tesise ortak edilen bir bürokrattan, ileride,
işletmenin bürokrasi kademelerinde karşılaşabileceği zorluklar
karşısında bizzat ya da başka bürokratlar üzerinde etkili olmak suretiyle
yardımcı olması istenmektedir. Keza imar açısından problemli bir arazi
üzerinde kurulan bir kooperatife, yetkili bürokratlar önceden üye
kaydedilmek suretiyle (aidatsız ya da çok cüzi bir aidatla), problemin
halledilmesinde yardımcı olmaları amaçlanmaktadır. Bu kapsamdaki
hediyeler genellikle sembolik olmanın ötesinde kamu görevlisine belli
bir çıkar sağlamayı hedeflemektedir.
İkinci durumda, hediyeyi veren başlangıçta niyetini açıkça belli
etmemektedir. Çoğu zaman hediyenin verildiği anda kamu görevlisi ile
hediyeyi veren arasında hizmetle ilgili bir bağlantı da bulunmamaktadır.
Böyle durumlarda kamu görevlisi hediyeyi verenin uzun dönemdeki
niyetini sezememekte ve durumdan şüphelenmeyerek hediyeyi kabul
etmektedir.
Ancak bazı durumlarda da hediyeyi verenin niyeti açıkça belli
olmaktadır. Örneğin, bazı firmalar promosyon adı altında hediye ve
numune ilaç dağıtmakta ve hekimlerin kendi ilaçlarını yazmalarını
sağlamak amacıyla, tıp kongrelerinde onların konaklama, ulaşım ve
kongre kayıt ücretlerini karşılamaktadır. Yine kamu hizmetlerini ihale
yoluyla yürüten yüklenici firmalar, hak edişlerde kolaylık sağlaması
amacıyla kontrol mühendislerine araç tahsis etmekte ve çeşitli hediyeler
vermektedir.
Rüşvet ile Hediye Arasındaki Farklar; Yukarıdaki açıklamalar
ışığında rüşvet ile hediye arasındaki temel farklılıkları şöyle açıklamak
mümkündür: Rüşvet her durumda karar vericiyi etkilemek ve çıkar
sağlamak amacıyla verilmektedir. Rüşvette, sağlanan bir çıkar karşılığında kamu görevlisinin görev gereklerine aykırı hareket etmesi
konusunda tarafların karşılıklı anlaşmaları söz konusudur. Süreci kimin
başlattığı önemli değildir. Rüşveti alan kamu görevlisi "kesinlikle" karşı
tarafa bir menfaat sağlayacaktır.
284
Hediye ise her zaman çıkar sağlamak amacıyla verilmemektedir.
Hediyede genellikle süreci hediyeyi veren başlatmaktadır. Kamu
görevlisi, hediye alma karşılığında hediye verene çıkar sağlama
konusunda bir taahhütte bulunmamaktadır. Hediyeyi alan kamu
görevlisinin hediyeyi veren tarafa bir çıkar sağlama "ihtimal"i söz
konusudur.
Hediye verme, rüşvetten farklı gibi görünse de, verenin veriş
amacının gerisinde yatan gerçeği saklamaktan öteye geçmemektedir. Bir
menfaat elde etmek için kamu görevlisine açıkça rüşvet veremeyenler,
hediye vermek suretiyle ona çıkar sağlamaktadırlar. Bu anlamda
hediyeyi, rüşvet olarak değerlendirmek mümkündür. 642
2. KAMU GÖREVLİLERİNİN YURT İÇİNDE HEDİYE KABUL
ETMELERİ
Kamu görevlilerinin yurt içinde doğrudan doğruya veya aracı
eliyle hediye istemeleri veya almaları, görevleri sırasında olmasa dahi
menfaat sağlama amacı ile hediye kabul etmeleri yasaklanmış
bulunmaktadır. 643 Aynı yasak sözleşmeli personel için de geçerlidir. 644
Kamu görevlilerinin hediye almaması, kamu görevlisine hediye
verilmemesi ve görev sebebiyle çıkar sağlanmaması temel ilke olarak
kabul edilmiştir. Kamu görevlilerinin yürüttükleri görevle ilgili bir iş,
hizmet veya menfaat ilişkisi olan gerçek veya tüzel kişilerden kendileri,
yakınları veya üçüncü kişi veya kuruluşlar için doğrudan doğruya veya
aracı eliyle herhangi bir hediye alamayacakları ve menfaat
sağlayamayacakları düzenlenmiştir. Ayrıca, özel şahıs veya şirketlerce
çeşitli vesilelerle sunulan hediyeleri kamu görevlilerinin iade etmeleri
gerektiği ilke olarak kabul edilmiştir. 645 Bu düzenleme ile kamu
görevlileri ile hizmet sundukları kişiler, yani vatandaşlar arasındaki
çıkar ilişkileri düzenlenmiştir. Burada, hediye istemek ya da görev
dışında da olsa menfaat sağlama amacı ile hediye kabul etmek ve borç
istemek ya da almak yasaklanmıştır. Görev dışında, menfaat sağlama
amacı taşımayan ve geleneklerin gereği olarak yapılan hediyeleşmeler,
bu maddenin kapsamı dışında kalmaktadır. Evlenen, çocuğu sünnet olan
http://www.etikturkiye.com/etik/kam1/3MustafaLutfiSEN.pdf. Yrd. Doç. Dr. Mustafa Lütfi ŞEN;
Kamu Görevlilerini Yoldan Çıkaran Bubi Tuzakları: Hediye Ve Kişisel Kullanım Amacıyla Yapılan
Bağışlar, Sakarya Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi - 2010 (ET: 10.05.2010)
643
657 s. DMK, Md. 29
644
399 s. KHK Md. 16
645
Kamu Görevlileri Etik Kurulunun 2007/1 sayılı İlke Kararı.
642
285
ya da ev alan bir kamu görevlisine komşu ve yakınlarının verdikleri
hediyeler bu kapsamdadır. Ancak böyle durumlarda bile, hediye veren
ile hediye alan kamu görevlisi arasında “kamu hizmeti” ilişkisi
bulunabilir. Bir kişinin çocuğunun öğretmeni ve aynı zamanda komşusu
olan bir öğretmene “evlilik hediyesi” vermesi bu duruma örnek olarak
verilebilir. Öte yandan, yukarıda da vurgulandığı üzere, hediyenin hangi
amaçla verildiğini belirlemek, bazı durumlarda kolay olmayabilir.
Örneğin, yeni bir göreve atanan kamu görevlisine tebrik ziyaretine gelen
kurum çalışanlarının, yeni amirlerine verdikleri hediye, geleneklerin
gereği olarak ya da amire hoş görünmek için verilmiş olabilir. Bu
düzenleme ile sadece görev esnasında değil, görev dışında da menfaat
sağlama amacıyla hediye kabul edilmesini yasaklamaktadır. Bu
durumda, kamu görevlisiyle iş ilişkisi içinde olan vatandaşlarla, o anda
iş ilişkisi içinde olmamakla beraber, gelecekte muhtemelen iş ilişkisinde
olabilecek vatandaşların, menfaat sağlamak amacıyla kamu görevlisine
hediye vermesi ya da kamu görevlisinin bu kişilerden hediye kabul
etmesi kesin olarak yasaklanmıştır. Bunun yanında, ikincil mevzuata
bakıldığında; özellikle denetim birimlerinin yönetmeliklerinde, denetim
elemanlarının denetledikleri birimin çalışanlarından ikram kabul
edemeyecekleri, borç alıp vermeyecekleri ya da denetimde bulundukları
yerdeki görevlilerle alışveriş yapamayacakları düzenlenmiştir.
Amir memur arasındaki çıkar ilişkisi ise yani hediye ve borç ilişkisi
şöyle düzenlenmiştir. Amir, maiyetindeki memurlardan hususi bir
menfaat temin edecek bir talepte bulunamaz, hediyesini kabul edemez
ve borç alamaz. 646 Burada yer alan çıkar ilişkilerinden birisi,
geleneğimizde de var olan, yükselmek ya da hoş görünmek amacıyla
memurun amirine hediye vermesidir. İkincisi, amirin memurla ilgili
herhangi bir tasarrufta bulunma ya da bulunmama karşılığında, ondan
bir çıkar elde etmeye çalışmasıdır. Amirin memurdan borç alması da,
çıkar ilişkisi kapsamında değerlendirilebilecek bir husustur.
Günümüzün ekonomik koşullarında, memurların birbirinden borç alıp
vermeleri olağan bir uygulama haline gelmiştir. İki memur arasında
gerçekleştiğinde sorun ortaya çıkarmayan böyle bir uygulamanın, amirle
memur arasında cereyan etmesi sakıncalıdır. Amirle memur arasındaki
söz konusu çıkar ilişkileri, ast-üst arasında objektif bir ilişkinin
646
657 s. DMK. Md. 10
286
kurulmasını engelleyici bir unsurdur. Ayrıca tarafsızlık ve eşitlik
ilkelerini de zedelemektedir.
Yukarıda belirttiğimiz düzenlemelerde, hediye tanımlanmamış,
miktar ya da büyüklükle ilgili herhangi bir ölçüt konulmamıştır. Bu
durum, her türlü hediyenin alış verişinin yasaklandığı anlamına
gelebilir. Ancak, uygulamada miktarı fazla büyük olmayan hediyelerin
alınıp verildiği ve bununla ilgili olarak, hediye alan kamu görevlileri
hakkında, yetkili mercilerce herhangi bir işlem yapılmadığı
görülmektedir. Uygulamada var olan hediye verme geleneğini,
mevzuatla tamamen yasaklamak mümkün görünmemektedir. Kesin
yasaklamaya rağmen hediye alış verişi devam etmektedir. Böyle bir
ortamda, gerçekten çıkar sağlama amacına yönelik hediyeler de
diğerlerinden ayırt edilememekte, rahatça alınıp verilebilmektedir.
18 inci yüzyılda yaşamış olan Defterdar Sarı Mehmet Paşa’nın
rüşvet ve hediye konusunda “ Devlet Adamlarına Öğütler”inde ifade
ettikleri oldukça dikkat çekicidir. 647 “Allah korusun kanuna göre yapılması
lâzım gelen işleri rüşvet ile geri bırakıp yasaya aykırı kötü bir işi işleme kadar
büyük bir günâh yoktur. Ve devlet sahiplerine rüşvet hastalığı gibi ilâcı müşkil
belki ilâcı yok bir devasız hastalık yoktur, îyi düşünüp bundan son derece perhiz
etmek ve çekinmek lâzımdır. Meğer ki kişinin kendi dostu bir hediye getire,
bu hediyeyi almakta sakınca yoktur. O da bir nesne dolayısiyle olmaya;
ancak sevginin artmasını sağlamak niyeti ile ola.”
2.1. HEDİYE ALMA VE MENFAAT SAĞLAMA YASAĞI648
Kamu görevlisinin tarafsızlığını, performansını, kararını veya
görevini yapmasını etkileyen veya etkileme ihtimali bulunan, ekonomik
değeri olan ya da olmayan, doğrudan ya da dolaylı olarak kabul edilen
her türlü eşya ve menfaat hediye kapsamındadır. Kamu görevlilerinin
hediye almaması, kamu görevlisine hediye verilmemesi ve görev
sebebiyle çıkar sağlanmaması temel ilkedir. Kamu görevlileri,
yürüttükleri görevle ilgili bir iş, hizmet veya menfaat ilişkisi olan gerçek
veya tüzel kişilerden kendileri, yakınları veya üçüncü kişi veya
kuruluşlar için doğrudan doğruya veya aracı eliyle herhangi bir hediye
alamazlar ve menfaat sağlayamazlar. Kamu görevlileri, kamu
647
648
http://kamyon.politics.ankara.edu.tr/klasik/belgeler/01.pdf (ET: 10.03.2010)
Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri İle Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik, Md.
15
287
kaynaklarını kullanarak hediye veremez, resmi gün, tören ve bayramlar
dışında, hiçbir gerçek veya tüzel kişiye çelenk veya çiçek gönderemezler;
görev ve hizmetle ilgisi olmayan kutlama, duyuru ve anma ilanları
veremezler. Uluslararası ilişkilerde nezaket ve protokol kuralları
gereğince, yabancı kişi ve kuruluşlar tarafından verilen hediyelerden,
3628 sayılı Kanunun 3 üncü maddesi hükümleri saklı kalmakla birlikte,
sözkonusu maddede belirtilen sınırın altında kalanlar da beyan edilir.
Aşağıda belirtilenler hediye alma yasağı kapsamı dışındadır: a)
Görev yapılan kuruma katkı anlamına gelen, kurum hizmetlerinin
hukuka uygun yürütülmesini etkilemeyecek olan ve kamu hizmetine
tahsis edilmek, kurumun demirbaş listesine kaydedilmek ve kamuoyuna
açıklanmak koşuluyla alınanlar (makam aracı ve belli bir kamu
görevlisinin hizmetine tahsis edilmek üzere alınan diğer hediyeler hariç)
ile kurum ve kuruluşlara yapılan bağışlar, b) Kitap, dergi, makale, kaset,
takvim, cd veya buna benzer nitelikte olanlar, c) Halka açık
yarışmalarda, kampanyalarda veya etkinliklerde kazanılan ödül veya
hediyeler, d) Herkese açık konferans, sempozyum, forum, panel, yemek,
resepsiyon veya buna benzer etkinliklerde verilen hatıra niteliğindeki
hediyeler, e) Tanıtım amacına yönelik, herkese dağıtılan ve sembolik
değeri bulunan reklam ve el sanatları ürünleri, f) Finans kurumlarından
piyasa koşullarına göre alınan krediler.
Aşağıda belirtilenler ise hediye alma yasağı kapsamındadır: a)
Görev yapılan kurumla iş, hizmet veya çıkar ilişkisi içinde
bulunanlardan alınan karşılama, veda ve kutlama hediyeleri, burs,
seyahat, ücretsiz konaklama ve hediye çekleri, b) Taşınır veya taşınmaz
mal veya hizmet satın alırken, satarken veya kiralarken piyasa fiyatına
göre makul olmayan bedeller üzerinden yapılan işlemler, c) Hizmetten
yararlananların vereceği her türlü eşya, giysi, takı veya gıda türü
hediyeler, d) Görev yapılan kurumla iş veya hizmet ilişkisi içinde
olanlardan alınan borç ve krediler.
Bu Yönetmelik kapsamına giren en az genel müdür, eşiti ve üstü
görevliler, bu maddenin beşinci fıkrası ve altıncı fıkrasının (a) bendinde
sayılan hediyelere ilişkin bir önceki yılda aldıklarının listesini, herhangi
bir uyarı beklemeksizin her yıl Ocak ayı sonuna kadar Kurula bildirirler.
288
2.2. KAMU GÖREVLİLERİ ETİK KURULUNUN YETKİ
ALANINA GİREN EN AZ GENEL MÜDÜR, EŞİTİ VE ÜSTÜ KAMU
GÖREVLİLERİ
TBMM ve Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğinde; Genel
Sekreter, Genel Sekreter Yardımcısı, Devlet Denetleme Kurulu Üyeleri
Başbakanlık ve Bakanlıklarda; Müsteşar, Müsteşar Yardımcısı,
Genel Müdür, Teftiş Kurulu Başkanı, Kurul Başkanı (Ek göstergesi 6400
ve üzerinde olanlar), Valiler, Kaymakamlar, Büyükelçiler, Daimi
Temsilciler, Başbakan Başmüşaviri
Bağlı-İlgili ve İlişkili Kurum ve Kuruluşlarda; Müsteşar, YÖK
Başkanı, Yürütme Kurulu Üyeleri, Genel Sekreteri ve ÖSYM Başkanı,
Müsteşar Yardımcısı, Genel Müdür, Teftiş Kurulu Başkanı ve Diğer
Denetim Kurullarının Başkanları, Genel Sekreter ve Genel Sekreter
Yardımcıları (Ek göstergesi 6400 ve üzeri), Başkan (Ek göstergesi 6400 ve
üzeri olanlar), Düzenleyici ve Denetleyici Kurum ve Kurul Başkan ve
Yardımcıları, Kurul Üyeleri, Kurum ve Kuruluş Başkan Yardımcıları (Ek
göstergesi 6400 ve üzeri olanlar), Kamu İktisadi Teşekkülleri ve Bağlı
Ortaklıklarının Genel Müdürü, Kamu İktisadi Teşekkülleri Yönetim ve
Denetim Kurulu Üyeleri
Mahalli İdarelerde; Büyükşehir Belediye Başkanı, İl ve İlçe Belediye
Başkanları, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri ve Genel Sekreter
Yardımcıları, Büyükşehir Belediyesi ve Bağlı Kuruluşları Genel Müdürü,
Büyükşehir Belediyesi Teftiş Kurulu Başkanı, İl Belediye ve İl Özel İdare
Birlikleri ile bunların Üst Birlik Başkanları, Büyükşehir Belediye
Şirketleri Genel Müdürleri, Yönetim ve Denetim Kurulu Üyeleri,
Büyükşehir sınırları içindeki Belediye Başkanları
Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarında; Yönetim
Kurulu Başkanı, Üst Birliklerde Başkan, Yönetim Kurulu Üyeleri ve
Genel Sekreter
5176 sayılı Kanun çerçevesinde; ilgili mevzuatında özlük hakları
veya emeklilik yönünden Müsteşar, Müsteşar Yardımcısı, Genel Müdür
statüsünde olduğu belirtilenler, Kanun kapsamında bulunan kurum ve
kuruluşlardaki diğer Yönetim ve Denetim Kurulu Üyeleri ile teşkilat
yapısı ve yürüttükleri hizmetlerin niteliği dikkate alınarak Kurul
tarafından en az genel müdür veya eşiti sayılan diğer Kamu Görevlileri.
289
Yönetmelikte sembolik nitelikteki (kitap, kaset, tanıtım amaçlı
hediyeler vb.) hediyeler yasak kapsamı dışında tutulmaktadır. Bazı
ülkelerde de bu şekilde belli bir limitin altında kalan hediyeler yasak
kapsamına alınmamaktadır. Bu durumda limitin ne olacağı tartışmalı bir
konudur. Bir kamu görevlisi 20 TL değerindeki bir hediyeden
etkilenebilir, diğeri ise 500 TL değerindeki bir hediyeden
etkilenmeyebilir. Kamu görevlisinin ekonomik durumu, hiyerarşi
içindeki yeri, etik değerlere bağlılığı vb. koşullar etkilenme derecesini
belirleyecektir. Hediye veya ikrama atfedilen geleneksel değerler de
kamu görevlisini etkileyecek bir başka unsurdur. “Bir kahvenin kırk yıl
hatırı vardır” özdeyişinin kabul gördüğü ülkemizde sembolik
hediyelerin bile kamu görevlisini etkileyebileceği göz ardı
edilmemelidir. Öte yandan, hediye ile ilgili bir limitin konulması ya da
bazı hediyelerin kapsam dışında tutulması durumunda, alınan
hediyenin yasak kapsamına girip girmediğinin saptanması ya da rayiç
bedelinin belirlenmesi önemli bir sorun olarak karşımıza çıkacaktır.
Örneğin Yönetmelikte yapılan düzenleme ile tanıtım amacına yönelik,
herkese dağıtılan ve sembolik değeri bulunan reklâm ve el sanatları
ürünleri yasak kapsamı dışında tutulmuş, buna karşılık hizmetten
yararlananların vereceği her türlü eşya, giysi, takı veya gıda türü
hediyeler yasak kapsamında değerlendirilmiştir. Bu durumda, belediye
sınırları içerisinde faaliyet gösteren bir işyerince reklâm amaçlı olarak
herkese dağıtılan yağmurlukların söz konusu işyerini denetlemekle
görevli zabıta memurlarına hediye edilmesi yasak kapsamına girer mi?
Bu soruya net bir cevap vermek zor görünmektedir. Yönetmelikte,
istisna olarak değerlendirilen hediyelerin hangi sıklıkta alınabileceğine
ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Örneğin bir kamu görevlisine
her ay üç dört kitap hediye edilmesi ya da haftalık bir süreli yayına
ücretsiz olarak abone edilmesi yasak kapsamında değerlendirilecek
midir? Yine bir müzik şirketinin tüm yeni çıkan cd ve kasetlerden kamu
görevlilerine hediye etmesi hediye alma yasağı içerisinde midir? Bu
hususların şüpheye yer vermeyecek şekilde ayrıntılı olarak
düzenlenmesi gerekmektedir. Bize göre, hediye ile ilgili istisnaların
tamamen kaldırılması yerinde olacaktır. Hediye alma yasağının tek
istisnası “herkese verilen hediyeler” olmalıdır. 649
649
http://www.etikturkiye.com/etik/kam1/3MustafaLutfiSEN.pdf (ET: 10.05.2010)
290
Hediye alma ve menfaat sağlama yasağı ile ilgili olarak 2 Nisan
2010 tarihli Akşam Gazetesi’nde çıkan habere ilişkin Etik Kurulundan
02.04.2010 tarihinde yapılan açıklama aynen şöyledir;
2 Nisan 2010 tarihli Akşam Gazetesi’nde, Sayın Ali Ekber ERTÜRK,
“‘Etik Kurulu rüşvet tarifesi” başlıklı yazısında özetle, Kurulumuz ile Avrupa
Birliği ve Avrupa Konseyi ile birlikte yürütülmekte olan “Yolsuzluğun
Önlenmesi İçin Etik Projesi” çerçevesinde 2009 yılında kamu görevlileri için
yayınlanan Etik Rehberi’nde “hediye alma” başlığı altında yer alan bazı
örneklerden yola çıkarak Kurulumuzca, memura 20 lira para verilmesinin etik
dışı kabul edilmediğini iddia etmiştir. Söz konusu yazı, kamuoyunu yanlış
bilgilendirmekte ve Kurulumuzun 2005 yılından bu yana kamuda etik
kültürünü yerleştirmek amacıyla yürüttüğü faaliyetler ile bağdaşmamaktadır.
Etik Rehberi, etik davranış ilkelerini, Avrupa Konseyi ile birlikte yürütülen
“Yolsuzluğun Önlenmesi İçin Etik Projesi” çerçevesinde, gerçek hayatta olması
olası durumları sanal örneklerle açıklamak amacıyla hazırlatılmış eğitici ve
öğretici bir kitapçıktır. Bu kitapçıkta yer alan anlatımları ve örnekleri, başlangıç
ve sonuç hükümleriyle bağlantılı olarak değerlendirmek gerekir. Söz konusu
Rehber’de, hediye alma yasağına geniş yer ayrılmış ve bu konuda bir sınıflama
yapılmıştır. Söz konusu sınıflamada hediyeler, “iyi niyetle verilen hediyeler” ve
“çıkar sağlama amacıyla verilen hediyeler” olarak iki grupta değerlendirilmiştir.
Sonunda ise aynen, “ister iyi niyetle, isterse çıkar sağlama amacıyla verilsin,
kamu görevlilerinin hediye almaması, kamu görevlisine hediye verilmemesi ve
görev sebebiyle çıkar sağlanmaması temel ilkedir” denilmiştir. Daha sonra
Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri ile Başvuru Usul ve Esasları Hakkında
Yönetmeliğin 15’inci maddesinde düzenlenen “hediye alma ve menfaat sağlama
yasağı”na ayrıntılı olarak yer verilmiştir. Öte yandan, Rehber’in “Hediye
Alma” başlığını taşıyan bölümünün giriş kısmında; “…İlk anda masum,
zararsız ve tehlikesiz olarak görülebilecek hediyeler, çoğu zaman kamu
görevlisinin tarafsızlığını, kararını ve görevini etkilemekte, adeta “bubi
tuzağı”na dönüşmektedir.” ifadesi yer almaktadır. Hal böyle olunca, Rehber’deki
“iyi niyetle verilen hediyeler” sınıflaması içinde yer alan sanal örnekleri meşru
gösterecek bir yaklaşım sergilemek gerçeklerle, Rehber’in amacıyla ve Kurul
kararlarımızla bağdaşmamaktadır. Kaldı ki Kurulumuzun, iddia edildiği gibi,
bahşişi meşrulaştıracak yönde alınmış bir kararı da bulunmamaktadır. Söz
konusu Yönetmelik hükmüne göre; kamu görevlisinin tarafsızlığını,
performansını, kararını veya görevini yapmasını etkileyen veya etkileme ihtimali
bulunan, ekonomik değeri olan ya da olmayan, doğrudan ya da dolaylı olarak
291
kabul edilen her türlü eşya ve menfaat hediye kapsamındadır. Kamu
görevlilerinin hediye almaması, kamu görevlisine hediye verilmemesi ve görev
sebebiyle çıkar sağlanmaması temel ilkedir. Sonuç olarak, mevzuatımızda,
Kararlarımızda, tüm çalışmalarımızda, eğitimlerde ve konferanslarda belirtildiği
gibi, Yönetmelikte, hediye alma yasağı kapsamı dışında sayılan sınırlı sayıdaki
istisnalar haricinde, “hediye “ olayında “sıfır tolerans prensibi” kabul
edilmektedir. Doğru bilgilendirmek adına kamuoyuna saygıyla duyurulur. 650
3. KAMU GÖREVLİLERİNİN YURT DIŞINDA ALDIKLARI
HEDİYELER
Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri ile Başvuru Usul ve Esasları
Hakkında Yönetmeliğin 15 inci maddesinde; “hediye alma ve menfaat
sağlama yasağı” ayrıntılı olarak düzenlenmiş ve 3628 sayılı Kanunun
3 üncü maddesine atıf yapılarak uluslararası ilişkilerde nezaket ve
protokol kuralları gereğince, yabancı kişi ve kuruluşlar tarafından
verilen hediyeler yasak kapsamı dışında tutulmuştur. Kamu
görevlilerinin, Türk uyruğunda olmayan herhangi bir gerçek veya tüzel
kişi veya kuruluştan, yurt dışında aldıkları hediye veya hibe
niteliğindeki eşyayı, değeri on aylık net asgari ücret toplamını aşması
halinde, bu hediye eşyayı bir ay içinde kendi kurumlarına teslim etmek
zorundadırlar. 651
Görüldüğü gibi, buradaki hediye, yabancı devlet, milletlerarası
kuruluş ya da Türk uyruğunda olmayan herhangi bir özel veya tüzel kişi
veya kuruluş tarafından kamu görevlisine verilmektedir. Veriliş amacı
da milletlerarası protokol, mücamele veya nezaket kaideleri uyarınca
veya diğer herhangi bir sebepledir. Kanun, bu tür hediyeleri çıkar amaçlı
saymamaktadır. Ancak on aylık asgari ücret toplamı gibi bir limit
koymakta, bunun üzerindeki bir değere sahip olan hediyelerin kuruma
teslim edilmesi zorunluluğunu getirmektedir. Kanuna göre limitin
altındaki hediyelerin bildirilme zorunluluğu yoktur. Buna karşın, Kamu
Görevlileri Etik Davranış İlkeleri ile Başvuru Usul ve Esasları Hakkında
Yönetmeliğin 15 inci maddesi ile limitin altındaki hediyelere de beyan
zorunluluğu getirilmiştir. Kanunda yer almayan beyan zorunluluğunun
Yönetmelikle getirilmesi hukuk mantığına ters düşmektedir. Bu
düzenlemeden, Yönetmeliği hazırlayan Kamu Görevlileri Etik
650
651
http://www.etik.gov.tr/duyurular/tekzip/tekzip_aksam.htm (ET: 10.05.2010)
Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 13.
292
Kurulu’nun nezaket ve protokol kuralları gereğince, yabancı kişi ve
kuruluşlar tarafından verilen hediyelere aslında sıcak bakmadığı
anlaşılmaktadır. Gerçekten de söz konusu düzenleme, çeşitli
olumsuzluklar içermektedir. Birincisi, hediyenin veriliş amaçları
arasında “diğer herhangi bir sebep” ifadesi yer almaktadır. Milletlerarası
bir kuruluş ya da yabancı bir devlet, hediyeyi çıkar amaçlı olarak
verebilir. Örneğin yabancı bir devlet, kendi menfaatlerini gözetme
konumundaki bir kamu görevlisine, sık sık hediye verebilir. Yabancı
devlet, hediyeyi bu amaçla vermese dahi, verilen hediyeler kamu
görevlisinin o ülkeye karşı olan tutumunu etkileyebilir. İkincisi, hediye
vermesi meşru kabul edilenler arasında “Türk uyruğunda olmayan
herhangi bir özel veya tüzelkişi veya kuruluş” ifadesi yer almaktadır.
Günümüzde, birçok yabancı kişi ve kuruluş, ülkemizde çeşitli ihalelere
katılmakta ve yatırımlar yapmaktadır. Söz konusu kişi ve kuruluşlar,
işleriyle ilgili olarak diğer Türk vatandaşları gibi kamu görevlileriyle
muhatap olmaktadırlar. Bu kişi ve kuruluşların kamu görevlilerine
verecekleri hediyeler, çıkar amaçlı olabilir. Hediye vermenin Türklere
tamamen yasaklanması, Türk uyruğunda olmayan kişi ve kuruluşlara
ise serbest olması bir çelişkidir. Üçüncüsü, verilen hediyelerin kamu
görevlisinde kalıp kalmayacağını belirleyen limit olan on aylık asgari
ücret toplamı, çeşitli kamu görevlileri açısından göreceli bir miktardır.
Söz konusu miktar, farklı konumdaki iki kamu görevlisi açısından farklı
biçimde algılanabilir.
Bu nedenlerle, 3628 sayılı Kanunda yer alan hediye ile ilgili
düzenleme yasa metninden çıkarılmalıdır.
Konuya ilişkin Etik Kurulunun verdiği kararlar şöyledir: 652
Hediye Alma ve Menfaat Sağlama Yasağı ile ilgili Etik Kurulunun
Resmi Gazete’de yayımlanan kararlarını bu bölüme alınmıştı. Ancak,
Danıştay, 5176 sayılı Kanunla ilgili Anayasa Mahkemesine gitmiştir.
Danıştay Beşinci Dairesinin İtiraz Yoluyla Anayasa Mahkemesine
Başvurulması Kararı incelendiğinde; hakkında etik dışılık kararı alınan
kamu görevlisi ile ilgili kararının Kanun’un 5 inci maddesine göre Resmi
Gazete’de yayımlanmasının, Anayasa’nın 38 inci maddesinin dördüncü
fıkrasında,”Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu
sayılamaz” hükmüne aykırı olacağı, bir kamu görevlisinin işleminin
652
http://www.etik.gov.tr/kurulkararlari/kurulkararlari.htm (ET: 10.05.2010)
293
veya eyleminin “suç” olduğu henüz yargı yerlerince saptanmamış iken,
bir başka ifadeyle, henüz ortada “hükmen” kesinleşmiş bir suçu mevcut
değil iken, bu kamu görevlisi hakkında Kurul’ca verilen kararın
Anayasa’nın 38/4 maddesine aykırı olarak Resmi Gazete’de
yayımlanması, o kamu görevlisinin Anayasa ile korunmuş olan kişilik
haklarının ihlali anlamını taşıyacağı belirtilmiştir.
25.5.2004 günlü, 5176 sayılı Kamu Görevlileri Etik Kurulu
Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun’un 5. maddesinin üçüncü fıkrasının Anayasa’ya aykırı olduğuna
ve İPTALİNE, 4.2.2010 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir. 653
Anayasa Mahkemesi Başkanlığından:
“…Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri ve Başvuru Usul ve Esasları
Hakkında Yönetmeliğin bazı hükümlerinin iptali ve yürürlüğünün
durdurulması istemi ile açılan davada, itiraz konusu kuralın Anayasa’ya aykırı
olduğu kanısına varan Danıştay Beşinci Dairesi iptali için başvurmuştur.
Başvuru kararında, 5176 sayılı Yasa’nın 5. maddesinin üçüncü fıkrasında,
Kamu Görevlileri Etik Kurulu tarafından kamu görevlisinin etik ilkeye
aykırılığının tespitine ilişkin kararının ve bu kararın yargı tarafından iptali
halinde de yargı kararının Resmi Gazete’de yayınlanacağına ilişkin
düzenlemenin, tespit niteliğindeki Kurul kararlarının idari davaya konu
olabilecek icrai işlem niteliğini taşımaması ve suçluluğu hükmen sabit olmayan
bir durumun alenileştirilerek kişilik haklarının ihlaline neden olması
gerekçeleriyle Anayasa’nın 38. maddesine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
5176 sayılı Yasa’nın 1. maddesinde, bu Kanun’un amacı, kamu
görevlilerinin uymaları gereken saydamlık, tarafsızlık, dürüstlük, hesap
verebilirlik, kamu yararını gözetme gibi etik davranış ilkeleri belirlemek ve
uygulamayı gözetmek üzere Kamu Görevlileri Etik Kurulunun kuruluş, görev
ve çalışma usul ve esaslarının belirlenmesi olarak gösterilmiştir. Etik Kurulun,
etik ilkeye aykırı davranışın tespitine ilişkin karar verme ve inceleme ve
araştırma sonucunu ilgililere ve Başbakanlığa yazılı olarak bildirme yetkisi
kamuda etik kültürünün yerleşmesi ve kamu görevinin işleyişinde etkinliğin
sağlanması için gerekli görülebilirse de bu yazılı bildirimin 5176 sayılı Yasa
kapsamında kamu görevlilerinin kendileri ve bunların hiyerarşik üstlerine
bildirilmesi ile yetinilmeyip, idari yargı denetimine açık olan bu eylemlerin
653
Anayasa Mahkemesinin 4.2.2010 t. ve E:2007/98, K;2010/33 s.K. (18.5.2010 t. ve 27585 s. R.G.
yayımlanmıştır.
294
yargısal kesinlik kazanmadan Resmi Gazete ile kamuoyuna duyurulması
ilgilinin herkese teşhiri anlamına gelmekte; bu durum ise bütün temel hak ve
özgürlükler için dokunulmaz ve her türlü değerler ölçütünün dışında kabul
edilen insan onuru ile kişinin maddi ve manevi varlığının önemli ölçüde
zedelenmesine yol açmaktadır.
Öte yandan, Kamu Görevlileri Etik Kurulu kararının idari yargı
tarafından iptal edilerek maddi olguların mevcut olmadığının tespiti halinde,
Yasa gereği bu iptal kararının da Resmi Gazete’de yayımlanmasının, daha
önceki yayım nedeniyle yazılı ve görsel medyaya haber teşkil edip farklı sübjektif
değerlendirmelere maruz kalarak onuru zedelenen ve toplum önünde teşhir
edilen kişilerin, uğradıkları manevi zararlarını tümüyle gidermeyeceği de
açıktır.
Hukuk devletinin temel gereklerinden olan insan haklarının, demokratik
toplum içinde nitelikli bir şekilde kullanılabilmeleri sağlanırken, bu kullanımın
sonucunda ortaya çıkacak düzensizliklerin
olumsuz sonuçlarının
kaldırılabilmesi belli bir dengenin kurulmasını gerektirir. Kamuda etik
kültürünün yerleşmesi için etik ilkeye aykırılık kararları ile bunların denetimi
sonucu idari yargı tarafından verilen iptal kararlarının Resmî Gazete’de
yayımlanmasının suç niteliği taşımayan bir konuda kişinin teşhirine, dolayısıyla
toplum içindeki konumunun, maddi ve manevi varlığının ağır bir şekilde
etkilenmesine yol açması, kişi özgürlüğü ile kamu gücünün kullanılması
arasındaki hassas dengenin özgürlük aleyhine bozulması demektir. Bu nedenle
kural demokratik toplum düzeninin gereklerine ve adalet ilkelerine dolayısıyla
hukuk devletine ve kişinin maddi ve manevi varlığını geliştirme hakkına aykırı
bulunmaktadır.
Açıklanan nedenlerle itiraz konusu kural Anayasa’nın 2. ve 17.
maddelerine aykırıdır ve iptali gerekir...”
295
ONSEKİZİNCİ BÖLÜM
MAL BEYANNAMESİNİN DOLDURULMASI 654
Mal beyanının şekli, düzenleniş biçimi, sayısı, neleri kapsayacağını
kanun koyucu bir yönetmeliğe bırakmıştır. 655
Bakanlar Kurulu tarafından 10.08.1990 tarihli ve 90/748 sayılı
kararname ile çıkarılan Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında
Yönetmelik, mal bildirim formunun şeklini, yani beyannameyi belirlemiş
ve bunun doldurulması konusunda, mal bildirim formunun tek nüsha
doldurulacağını ve tarih belirtilmek suretiyle imzalanacağını
düzenlemiştir. 656
Mal beyanlarının gizliliği ilkesi nedeniyle, yükümlünün beyanına
ilişkin mal bildirim formu doldurulmasını müteakip, doldurulmuş form
“mal beyanı zarfı” içine konularak, zarfın ağzı kapatılır ve zarfın
üzerine; düzenleyenin adı ve soyadı, sicil no, unvanı, birimi, görev yeri,
genel beyan/ek beyan, düzenlenme tarihi yazılmak ve imza edilmek
suretiyle yetkili makam veya merciye verilir.
Mal bildirimi formunda, bildirimi zorunlu olan mal, hak, alacak ve
borçlar için ayrı ayrı toplam değerlerin gösterilmesini sağlamak için form
örneğinde değişiklik yapılması gerekir. 657
Mal
beyannamesinin
şekli
yönetmelikle
Beyannamede şekli bazı eksiklikler bulunmaktadır.
belirlenmiştir.
Şöyleki, mal beyanı önceki yıllar beyanları ile kıyaslama ve çapraz
kontrol yapılmasına olanak sağlamamaktadır. Beyanname, önceki yıllar
beyanları ile kıyaslama ve çapraz kontrol yapılmasına olanak sağlayacak,
değişmelerin nedenlerini, artışların kaynaklarını, varsa borçlanma ve
edinim usullerini gösteren, içeren biçimde olmalıdır. Ayrıca, ispat
belgelerinin ve edinim usulüne dair belgelerin beyannameye
eklenmesini sağlayacak şekilde düzenleme yapılmalıdır. Bu konuda,
teknoloji çağındaki en önemli eksiklik, beyanın yaş kalemle veya
SÖKMEN, Uğur: Kamu Hizmetinde ve Kamu Görevinde Bulunanların Servet Beyanı, Mali
Kılavuz Dergisi, Yıl:12, Sayı:47, Ocak-Mart 2010. S. 36-45
655
3628 s. MBBRYMK, Md. 22
656
Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 12.
657
Danıştay Birinci Dairesinin 22.01.1991 tarih ve E:1991/3, K:1991/7 sayılı kararı.
654
296
bilgisayar daktilo gibi kullanılarak doldurulması ve beyanın elden
verilmesidir.
Mal beyanının formatı bellidir, vergi mükellefi internet vergi
dairesini kullanarak beyannamesini düzenleyebiliyor, benzer bir
programla desteklenerek mal beyannamelerinin bilgisayar ortamında
doldurulmasına imkân sağlayacak düzenleme yapılmalıdır. Şekli
eksikliklerin bir an önce giderilmesi ve teknolojik alt yapının
kullanılmasına imkân sağlayacak düzenleme yapılmasının zor olmadığı
düşünülmektedir.
1. MAL BİLDİRİMİ
MAL BİLDİRİMİ
KURUMU
GÖREVİ
SİCİL NO
T.C. KİMLİK NO:
Mal beyanında bulunmakla yükümlü olan kişi, T.C. kimlik
numarasını, kurumunu, görevini ve sicil numarasını bu bölüme
yazacaktır.
2. KİMLİK BİLGİLERİ
Mal beyanında bulunmakla yükümlü olan ilk satıra kendisini, evli
ise ikinci satıra eşini, sonraki satıra çocukları var ise velayeti altında olan
ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan çocuklarının kimlik
bilgilerini nüfus cüzdanlarındaki bilgilere göre sıralı bir şekilde
yazacaktır. Yakınlığı sütununa “kendi, eşi, oğlu, kızı” yazılır.
Mal beyanında bulunmakla yükümlü olan kendisinin, eşinin veya
velayeti altında olan ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan
çocuklarının beyan edilecek herhangi bir malı bulunmasa dahi, eşi ve
velayeti altındaki çocukları çalışsa da çalışmasa da, her birinin kimlik
bilgilerini yazacaktır. Eş, 3628 sayılı Kanun kapsamında ise kendi
kurumuna vereceği beyanda kendisini, eşini ve velayeti altındaki ergin
olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan çocuklarını ayrıca yazacaktır.
Beyanda bulunacak kişi sadece kendisini, eşini ve velayeti altında
bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan çocuklarını
bildirecektir. Velayeti altında olmayan veya onsekiz yaşını dolduran
297
çocuklarını, ana, baba, kardeş ve diğer yakın akrabalarını ve boşandığı
ve nikâhsız eşini yazmayacaktır.
Örnek Beyan:
BÖLÜM - 1 KİMLİK BİLGİLERİ
SIRA
NO
ADI VE SOYADI
DOĞUM
TARİHİ
DOĞUM YAKINLIĞI
YERİ
(1)
Beyanda bulunanın
kendisinin adı ve
soyadı
Kendi
Eşinin adı ve soyadı
Eşi
2011
Velayeti altında
Ağustos ayı
bulunan ergin olmayan
çin;
yani onsekiz yaşını
31.07.1993
doldurmayan
tarihinden
çocuklarının adı ve
sonra
soyadı
doğanlar
Oğlu, Kızı
TÜRKİYE
CUMHURİYETİ
KİMLİK NUMARASI
Kendisi, eşi ve
velayeti altında
bulunan ergin
olmayan yani
onsekiz yaşını
doldurmayan
çocuklarının T.C.
Kimlik numarası
3. TAŞIMAZ MAL BİLGİLERİ
Taşınmaz malları: Mal beyanında bulunmakla yükümlü olan kişi
sadece kendisine, eşine ve velayeti altında bulunan ergin olmayan yani
onsekiz yaşını doldurmayan çocuklarına ait olan bina, ev, apartman
dairesi, kat mülkiyeti, villa, konut, işyeri, büro, dükkân, mağaza, arsa,
tarla, bağ, bahçe, arazi, madenler, tapuya kayıtlı irtifak hakları gibi
taşınamayan mülk gayrimenkulleri yazacaktır. Velayeti altında olmayan
veya onsekiz yaşını dolduran çocuklarına, ana, baba, kardeş ve diğer
yakın akrabası ile boşandığı ve nikâhsız eşine ait taşınmaz mallarla ilgili
beyanda bulunmasına gerek bulunmamaktadır. Taşınmaz mallar değeri
ne olursa olsun bildirim konusudur.
Değeri sütununa taşınmaz malların bildirim tarihindeki gerçek
değerleri yazılır ve tapu ve resmi kayıtlar esas alınır.
Taşınmaz malı olmayan yükümlünün, taşınmaz malı olmadığını
bildirmesi de mal beyanı hükmündedir.
298
Örnek Beyan:
BÖLÜM - 2 TAŞINMAZ MAL BİLGİLERİ
ADRESİ
SIRA
TAŞINMAZIN (mahal, ada,
DEĞERİ
NO
CİNSİ (2)
parsel nosu
dahil)
Bina, ev,
apartman
dairesi, kat
Kendisi, eşi ve
mülkiyeti, villa,
velayeti altında
konut, işyeri,
bulunan ergin
büro, dükkân,
olmayan yani
mağaza, arsa,
Beyan
onsekiz yaşını
tarihindeki tarla, bağ,
doldurmayan
bahçe, arazi,
gerçek
çocuklarına ait
madenler,
değerleri
olan taşınmazın
tapuya kayıtlı
adresi, ada ve
irtifak hakları
parsel numarası.
gibi
taşınamayan
mülk
(gayrimenkul)
HİSSE
MİKTARI
Kendisi, eşi ve
velayeti altında
bulunan ergin
olmayan yani
onsekiz yaşını
doldurmayan
çocuklarına ait
olan
taşınmazın
hisse miktarı
Tam
1/2
3/4
1/240
MALİKİN
TÜRKİYE
EDİNME
TARİHİ CUMHURİYETİ
KİMLİK
NUMARASI
Kendisi, eşi
ve velayeti
Kendisi, eşi ve
altında
velayeti altında
bulunan
bulunan ergin
ergin
olmayan yani
olmayan yani
onsekiz yaşını
onsekiz
doldurmayan
yaşını
çocuklarından
doldurmayan
taşınmaz mal
çocuklarına
kime ait ise onun
ait olan
T.C. Kimlik
taşınmazın
numarası
edinme tarihi
4. KOOPERATİF BİLGİLERİ
Üyesi oldukları Kooperatifler: Mal beyanında bulunmakla
yükümlü olan kişi sadece kendisine, eşine ve velayeti altında bulunan
ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan çocuklarının üyesi
olduğu;
Kooperatifler; üyesi oldukları arsa ve yapı kooperatifleri ve bu
kooperatiflere ait hisselerini yazacaktır. Velayeti altında olmayan veya
onsekiz yaşını dolduran çocuklarına, ana, baba, kardeş ve diğer yakın
akrabası ile boşandığı ve nikâhsız eşine ait kooperatiflerle ilgili beyanda
bulunmasına gerek bulunmamaktadır. Kooperatif hisseleri hisse değeri
ne olursa olsun beyan konusudur. Hisse değeri sütununa kooperatifin
beyan tarihindeki gerçek hisse değerleri yazılır ve resmi kayıtlar esas
alınır.
Herhangi bir kooperatif üyesi olmayan veya kooperatifte hissesi
bulunmayan yükümlünün, kooperatif üyesi olmadığını bildirmesi de
mal beyanı hükmündedir.
299
Örnek Beyan:
BÖLÜM – 3 KOOPERATİF BİLGİLERİ
HİSSEDARIN
SIRA
KOOPERATİFİN ADI
NO
VE YERİ
HİSSE DEĞERİ
ÜYELİK
TÜRKİYE
TARİHİ
CUMHURİYETİ
Kendisi, eşi
ve velayeti
altında
bulunan
ergin
olmayan
yani onsekiz
yaşını
doldurma
yan
çocuklarının
kooperatife
üyelik tarihi
Kendisi, eşi ve velayeti
altında bulunan ergin
olmayan yani onsekiz
yaşını doldurmayan
çocuklarından
kooperatif üyeliği kime
ait ise onun T.C.
Kimlik numarası
KİMLİK NUMARASI
Kendisi, eşi ve velayeti
altında bulunan ergin
olmayan yani onsekiz
yaşını doldurmayan
çocuklarının üyesi
olduğu arsa ve yapı
kooperatiflerin adı ve
adresi
Kendisi, eşi ve
velayeti altında
bulunan ergin
olmayan yani
onsekiz yaşını
doldurmayan
çocuklarının üyesi
olduğu
kooperatifin hisse
değeri
Tam= 1x1
1/2= 1x1/2
3/4= 1x3/4
1/240= 1x1/240
5. TAŞINIR MAL BİLGİLERİ
Taşınır malları (Her türlü kara, deniz ve hava taşıt araçları):
Beyanda bulunacak kişi sadece kendisine, eşine ve velayeti altında
bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan çocuklarına ait
olan taşınır mallarından her türlü kara, deniz ve hava taşıt araçları ile
ilgili net aylık tutarının beş katından fazla değer ve tutarındaki
Otomobil, motosiklet, otobüs, kamyon, minübus, dolmuş, taksi,
karavan, kayık, sandal, motor, surat teknesi, yelkenli, yat, gemi, vapur,
helikopter, uçak gibi ulaşım araçlarını bildirecektir.
Net aylık tutarının beş katını geçmeyen taşıtları ile velayeti altında
olmayan veya onsekiz yaşını dolduran çocuklarına, ana, baba, kardeş ve
diğer yakın akrabası ile boşandığı ve nikâhsız eşine ait ulaşım araçları ile
ilgili beyanda bulunmasına gerek bulunmamaktadır. Yani, kara, deniz ve
hava taşıt araçlarının tamamı değil, net aylık tutarının beş katını
geçenler bildirilecektir. Bu taşıt araçları, mal bildirim tarihindeki
değerleri esas alınmak suretiyle beyan olunacaktır.
300
Ayrı ayrı taşıtları, net aylığının beş katından az, ancak toplam taşıtı
net aylığının beş katından fazla olan kişinin mal beyannamesinde bu
taşıtlarını bildirilmesi zorunludur.
Her türlü kara, deniz ve hava taşıt araçları olmayan yükümlünün,
taşıtı olmadığını bildirmesi de mal beyanı hükmündedir.
Örnek Beyan:
BÖLÜM - 4 TAŞINIR MAL BİLGİLERİ
(Taşıt araçlarının tamamı değil, net aylık tutarının beş katını geçenler bildirilecektir)
A - TAŞIT BİLGİLERİ
SIRA PLAKA
NO
NO
TAŞITIN
CİNSİ (3)
Otomobil,
motosiklet,
otobüs,
kamyon,
minübus,
dolmuş,
taksi,
karavan,
kayık,
sandal,
motor,
surat
teknesi,
yelkenli,
yat, gemi,
vapur,
helikopter,
uçak
TAŞITIN
MARKASI
Kendisi, eşi
ve velayeti
altında
bulunan
ergin
olmayan
yani
onsekiz
yaşını
doldurmayan
çocuklarına
ait olan
kara, deniz
ve hava
taşıt
araçlarının
markası
EDİNME
DEĞERİ
Kendisi, eşi
ve velayeti
altında
bulunan
ergin
olmayan
yani
onsekiz
yaşını
doldurmayan
çocuklarına
ait olan
kara, deniz
ve hava
taşıt
araçlarını
edinme
değeri
MODEL
YILI
EDİNME
TARİHİ
Kendisi, eşi
ve velayeti
altında
bulunan
ergin
olmayan
yani
onsekiz
yaşını
doldurmayan
çocuklarına
ait olan
kara, deniz
ve hava
taşıt
araçlarını
edinme
tarihi
SAHİBİNİN
TÜRKİYE
CUMHURİYET
İ KİMLİK
NUMARASI
Kendisi, eşi ve
velayeti
altında
bulunan ergin
olmayan yani
onsekiz yaşını
doldurmayan
çocuklarından
kara, deniz ve
hava taşıt
araçları kime
ait ise onun
T.C. Kimlik
numarası
6. DİĞER TAŞINIR MALLARI
a) Ziraat makineleri: Traktör, biçer-döver, harman makinesi ve
diğer ziraat makineleridir.
b) İnşaat ve iş makineleri: İnşaat vinci, beton vibratör, perdah,
betoniyer, kompaktör, asfalt kesme, harç arabası, tuğla sepeti, kalıp
kelepçesi, demir kesme-bükme makinesi, dozer, ekskavatör, greyder,
skreyper, yükleyici (loder), silindir, boru döşeyici ve diğer iş
makineleridir.
301
c) Hayvanları: Küçükbaş (keçi, koyun, tavşan, kürk hayvanı),
büyükbaş (sığır, manda, at, eşek, katır), kümes (tavuk, hindi, kaz, ördek,
bıldırcın, deve kuşu), su ürünü hayvanlar (tatlı su ve tuzlu su balıkları),
kanatlı hayvanlar (arı, ipek böceği) gibi hayvanların üretilmesi,
beslenmesi ve yetiştirmesidir.
d) Koleksiyonu: Yerli ve yabancı pul, eski madeni para ve eski
kâğıt para, hatıra para, jeton, madalya, fotoğraf, saat vs.dir.
e) Ev eşyaları:
cihazlardır.
Antika
eşyalar, kıymetli
tablolar,
kıymetli
f) Diğer taşınır malları: Silah (tabanca, tüfek, bıçak, kılıç), kamera,
fotoğraf makinası, telefon, bilgisayar, note-book, vs.dir.
Mal beyanında bulunmakla yükümlü olan kişi sadece kendisine,
eşine ve velayeti altında bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını
doldurmayan çocuklarına ait diğer taşınır mallarından ziraat
makineleri, inşaat ve iş makineleri, hayvanları, koleksiyonu, ev
eşyaları, diğer taşınır malları ile ilgili net aylık tutarının beş katından
fazla değer ve tutarındakileri bildirecektir. Net aylık tutarının beş katını
geçmeyen diğer taşınır malları ile velayeti altında olmayan veya onsekiz
yaşını dolduran çocuklarına, ana, baba, kardeş ve diğer yakın akrabası
ile boşandığı ve nikâhsız eşine ait diğer taşınır malları ile ilgili beyanda
bulunmasına gerek bulunmamaktadır. Yani, diğer taşınır malların
tamamı değil, net aylık tutarının beş katını geçenler bildirilecektir. Bu
diğer taşınır malları, mal bildirim tarihindeki değerleri esas alınmak
suretiyle beyan olunacaktır.
Ayrı ayrı diğer taşınır malları, net aylığının beş katından az, ancak
toplam diğer taşınır malları net aylığının beş katından fazla olan kişinin
mal beyannamesinde bu diğer taşınır malları bildirilmesi zorunludur.
Diğer taşınır malları olmayan yükümlünün, diğer taşınır malları
olmadığını bildirmesi de mal beyanı hükmündedir.
302
Örnek Beyan:
B - DİĞER TAŞINIR MALLAR
SIRA
NO
TAŞINIR MALIN CİNSİ (4)
(Diğer taşınır malların
tamamı değil, net aylık
tutarının beş katını geçenler
bildirilecektir.)
Ziraat makineleri: Traktör,
biçer-döver, harman
makinesi ve diğer
İnşaat ve iş makineleri:
İnşaat vinci, beton vibratör,
perdah, betoniyer,
kompaktör, asfalt kesme,
harç arabası, tuğla sepeti,
kalıp kelepçesi, demir kesmebükme makinesi, dozer,
ekskavatör, greyder,
skreyper, yükleyici (loder),
silindir, boru döşeyici ve
diğer iş makineleri.
Hayvanları: Küçükbaş (keçi,
koyun, tavşan, kürk
hayvanı), büyükbaş (sığır,
manda, at, eşek, katır),
kümes (tavuk, hindi, kaz,
ördek, bıldırcın, deve kuşu),
su ürünü hayvanlar (tatlı su
ve tuzlu su balıkları), kanatlı
hayvanlar (arı, ipek böceği)
gibi hayvanların üretilmesi,
beslenmesi ve yetiştirmesi.
Koleksiyonu: Yerli ve
yabancı pul, eski madeni
para ve eski kâğıt para, hatıra
para, jeton, madalya,
fotoğraf, saat vs.
Ev eşyaları: Antika eşyalar,
kıymetli tablolar, kıymetli
cihazlar,
Diğer taşınır malları: Silah
(tabanca, tüfek, bıçak, kılıç),
kamara, fotoğraf makinesi,
telefon, bilgisayar, note-book,
vs.
EDİNME
DEĞERİ
Kendisi, eşi
ve velayeti
altında
bulunan
ergin
olmayan
yani onsekiz
yaşını
doldurma
yan
çocuklarına
ait olan diğer
taşınır
malların
edinme
değeri
MODEL
YILI
EDİNME
TARİHİ
Kendisi, eşi
ve velayeti
altında
bulunan
ergin
olmayan
yani onsekiz
yaşını
doldurma
yan
çocuklarına
ait olan
diğer taşınır
malların
edinme
tarihi
SAHİBİNİN
TÜRKİYE
CUMHURİYE
Tİ KİMLİK
NUMARASI
Kendisi, eşi ve
velayeti altında
bulunan ergin
olmayan yani
onsekiz yaşını
doldurmayan
çocuklarından
diğer taşınır
mal kime ait ise
onun T.C.
Kimlik
numarası
303
7. PARA, BANKA MEVDUATI VE MENKUL DEĞERLERE AİT
BİLGİLER
a) Para ve para hükmündeki kıymetli kâğıtları: Nakit para,
yurtiçindeki veya yurt dışındaki bankalar ile özel finans kuruluşlarında
bulunan para, döviz, banka mevduatıdır.
b) Hisse senedi ve tahvilleri: Hisse senetleri, tahviller, katılma
intifa senetleri, kâr ve zarar ortaklığı belgeleri, banka bonoları ve banka
garantili bonolar, finansman bonoları, kıymetli maden bonoları, varlığa
dayalı menkul kıymetler, gayrimenkul sertifikaları, yabancı sermaye
piyasası araçları, ipotek teminatlı menkul kıymetler, ipoteğe dayalı
menkul kıymetler, varantlar, varlık teminatlı menkul kıymetler,
eurobond, diğer menkul kıymetler ve şirket hissesidir.
Beyanda bulunacak kişi sadece kendisine, eşine ve velayeti altında
bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan çocuklarına ait
para, banka ve menkul değerler ile ilgili net aylık tutarının beş katından
fazla değer ve tutarındaki para ve para hükmündeki kıymetli kâğıtları,
hisse senedi ve tahvilleri bildirecektir. Net aylık tutarının beş katını
geçmeyen para, banka mevduatı ve menkul değerleri ile velayeti altında
olmayan veya onsekiz yaşını dolduran çocuklarına, ana, baba, kardeş ve
diğer yakın akrabası ile boşandığı ve nikâhsız eşine ait para ve para
hükmündeki kıymetli kâğıtları, hisse senedi ve tahvilleri ile ilgili
beyanda bulunmasına gerek bulunmamaktadır. Yani, para ve para
hükmündeki kıymetli kâğıtları, hisse senedi ve tahvillerin tamamı
değil, net aylık tutarının beş katını geçenler bildirilecektir.
Ayrı ayrı para, banka mevduatı ve menkul değerleri, net aylığının
beş katından az, ancak toplam para, banka mevduatı ve menkul
değerleri net aylığının beş katından fazla olan kişinin mal
beyannamesinde bu para, banka mevduatı ve menkul değerleri
bildirilmesi zorunludur.
Para, banka mevduatı ve menkul değerleri olmayan yükümlünün,
para, banka mevduatı ve menkul değerleri olmadığını bildirmesi de mal
beyanı hükmündedir.
304
Örnek Beyan:
BÖLÜM - 5 BANKA VE MENKUL DEĞERLERE AİT BİLGİLER
SIRA
NO
PARA VEYA MENKUL DEĞERİN
NİTELİĞİ (5)
(Para ve para hükmündeki kıymetli
kâğıtları, hisse senedi ve tahvillerin
tamamı değil, net aylık tutarının beş
katını geçenler bildirilecektir.)
MİKTARI
Nakit
TL
Döviz
Banka
mevduatı
Para ve para hükmündeki kıymetli
kâğıtları: Nakit para, yurtiçindeki veya
yurt dışındaki bankalar ile özel finans
kuruluşlarında bulunan para, döviz,
banka mevduatı.
Hisse senedi ve tahvilleri: Hisse
senetleri, tahviller, katılma intifa
senetleri, kâr ve zarar ortaklığı belgeleri,
banka bonoları ve banka garantili
bonolar, finansman bonoları, kıymetli
maden bonoları, varlığa dayalı menkul
kıymetler, gayrimenkul sertifikaları,
yabancı sermaye piyasası araçları, ipotek
teminatlı menkul kıymetler, ipoteğe
dayalı menkul kıymetler, varantlar,
varlık teminatlı menkul kıymetler,
eurobond, diğer menkul kıymetler ve
şirket hissesidir.
CİNSİ
…Pay
TL
Döviz
Diğer
SAHİBİNİN
TÜRKİYE
CUMHURİYETİ
KİMLİK
NUMARASI
Kendisi, eşi ve
velayeti altında
bulunan ergin
olmayan yani
onsekiz yaşını
doldurmayan
çocuklarından
Para, Banka
Mevduatı ve
Menkul Değerler
kime ait ise onun
T.C. Kimlik
numarası
8. ALTIN VE MÜCEVHERAT BİLGİLERİ
Beyanda bulunacak kişi sadece kendisine, eşine ve velayeti altında
bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan çocuklarına ait
altın ve mücevheratı ile ilgili net aylık tutarının beş katından fazla değer
ve tutarındaki altın ve altın alaşımlı; çeyrek, yarım, lira ve büyük altın ve
külçe altın, bilezik, bileklik, gerdanlık, broş, alyans, yüzük, kolye, küpe,
aksesuar, taç, set, saat, gözlük gibi takı olarak kullanılan süs eşyaları ile
inci, elmas gibi değerli taşlı ziynet eşyasını bildirecektir. Net aylık
tutarının beş katını geçmeyen altın ve mücevheratı ile velayeti altında
olmayan veya onsekiz yaşını dolduran çocuklarına, ana, baba, kardeş ve
diğer yakın akrabası ile boşandığı ve nikâhsız eşine ait altın ve
mücevheratı ile ilgili beyanda bulunmasına gerek bulunmamaktadır.
Yani, altın ve mücevheratın tamamı değil, net aylık tutarının beş katını
geçenler bildirilecektir. Bir diğer husus ise taşınır mallar, mal bildirim
305
tarihindeki değerleri esas alınmak suretiyle beyan olunacağından altın
ve mücevheratta beyan tarihindeki değerleri üzerinden beyan olunur.
Ayrı ayrı altın ve mücevheratı, net aylığının beş katından az, ancak
toplam altın ve mücevheratı net aylığının beş katından fazla olan kişinin
mal beyannamesinde bu altın ve mücevheratı bildirilmesi zorunludur.
Altın ve mücevheratı olmayan yükümlünün, altın ve mücevheratı
olmadığını bildirmesi de mal beyanı hükmündedir.
Örnek Beyan:
BÖLÜM - 6 ALTIN VE MÜCEVHERAT BİLGİLERİ
SIRA
NO
CİNSİ
(Altın ve mücevheratın tamamı
değil, net aylık tutarının beş
katını geçenler bildirilecektir.)
Altın ve altın alaşımlı; çeyrek,
yarım, lira ve büyük altın ve külçe
altın, bilezik, bileklik, gerdanlık,
broş, alyans, yüzük, kolye, küpe,
aksesuar, taç, set, saat, gözlük gibi
takı olarak kullanılan süs eşyaları
ile inci, elmas gibi değerli taşlı
ziynet eşyası
DEĞERİ
MİKTARI
Beyan
…adet
tarihindek …gram
i gerçek
değerleri
SAHİBİNİN
TÜRKİYE
CUMHURİYETİ
KİMLİK
NUMARASI
Kendisi, eşi ve
velayeti altında
bulunan ergin
olmayan yani onsekiz
yaşını doldurmayan
çocuklarından altın
ve mücevherat kime
ait ise onun T.C.
Kimlik numarası
9. BORÇ – ALACAK BİLGİLERİ
Borçları: Geri verilmek üzere alınan veya ödenecek olan para, mal
ve bu borcun sebebi.
Alacakları: Bir hesap gereğince alınacak olan para, mal ve bu
alacağın sebebi.
Beyanda bulunacak kişi sadece kendisine, eşine ve velayeti altında
bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan çocuklarına ait
alacak ve borçları ile ilgili net aylık tutarının beş katından fazla değer ve
tutarındaki borç ve alacaklarını bildirecektir. Net aylık tutarının beş
katını geçmeyen alacak ve borçları ile velayeti altında olmayan veya
onsekiz yaşını dolduran çocuklarına, ana, baba, kardeş ve diğer yakın
akrabası ile boşandığı ve nikâhsız eşine ait alacak ve borçları ile ilgili
beyanda bulunmasına gerek bulunmamaktadır. Yani, alacak ve
borçların tamamı değil, net aylık tutarının beş katını geçenler
306
bildirilecektir. Borç ve alacakların, mal bildirim tarihindeki son
durumları dikkate alınmak suretiyle beyan olunur.
Ayrı ayrı borçları, net aylığının beş katından az, ancak toplam borcu
net aylığının beş katından fazla olan kişinin mal beyannamesinde bu
borcu bildirmesi zorunludur. Aynı şekilde, ayrı ayrı alacakları, net
aylığının beş katından az, ancak toplam alacağı net aylığının beş
katından fazla olan kişinin mal beyannamesinde bu alacağı bildirmesi
zorunludur.
Borçları ve alacağı olmayan yükümlünün, alacak ve borcu
olmadığını bildirmesi de mal beyanı hükmündedir.
Örnek Beyan:
BÖLÜM - 7 BORÇ-ALACAK BİLGİLERİ
(Alacak ve borçların tamamı değil, net aylık tutarının beş katını geçenler bildirilecektir)
SIRA
NO
BORÇLUNUN ADI VE
SOYADI (6)
ALACAKLININ ADI VE
SOYADI (6)
Kendisi, eşi ve velayeti altında
bulunan ergin olmayan yani
onsekiz yaşını doldurmayan
çocuklarından, borç kime ait ise
onun adı ve soyadı.
Kendisi, eşi ve velayeti altında
bulunan ergin olmayan yani
onsekiz yaşını doldurmayan
çocukların borçlu olmaları
durumunda, alacak kime ait
ise onun adı ve soyadı veya
ticaret unvanı
BORÇ/ALACAK
TUTARI
(Alınan borç miktarı, Borcun
(…Bankası… Şubesi gibi)
sebebi, borcu ödeme şekli: …TL,
Ev kredisi, 120 ay gibi)
Kendisi, eşi ve velayeti altında
Kendisi, eşi ve velayeti altında
bulunan ergin olmayan yani
bulunan ergin olmayan yani
onsekiz yaşını doldurmayan
onsekiz yaşını doldurmayan
çocuklarından, alacak kime ait
çocukların alacaklı olmaları
ise onun adı ve soyadı.
durumunda, borç kime ait ise
(Alacağın kaynağı)
onun adı ve soyadı veya ticaret
unvanı
307
10. HAKLAR VE BEYANI GEREKLİ GÖRÜLEN DİĞER SERVET
UNSURLARI
Hakları: İhtira beratı, patent, alâmetifarika (tescilli marka, ticari
marka, amblem) ve telif hakları (kitap, makale, resim, fotoğraf gibi).
Gelirleri: Aylık ücret dışında gelen para, kira, getiri, nema, faiz gibi
gelirleri ve bu gelirlerin kaynaklarıdır.
Beyanda bulunacak kişi sadece kendisine, eşine ve velayeti altında
bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan çocuklarına ait
hakları ve gelirleri ile ilgili diğer servetleri ile ilgili net aylık tutarının
beş katından fazla değer ve tutarındaki hakları ve gelirleri ile ilgili
diğer servetlerini bildirecektir. Net aylık tutarının beş katını geçmeyen
hakları ve gelirleri ile ilgili diğer servetleri ve velayeti altında olmayan
veya onsekiz yaşını dolduran çocuklarına, ana, baba, kardeş ve diğer
yakın akrabası ile boşandığı ve nikâhsız eşine ait hakları, gelirleri ve ilgili
diğer servetleri ile ilgili beyanda bulunmasına gerek bulunmamaktadır.
Yani, hakların ve gelirleri ile ilgili diğer servetlerin tamamı değil, net
aylık tutarının beş katını geçenler bildirilecektir. Hakları ve gelirleri ile
ilgili diğer servetleri, mal bildirim tarihindeki gerçek durumları esas
alınmak suretiyle beyan olunur.
Ayrı ayrı hakları, gelirleri ile ilgili diğer servetleri net aylığının beş
katından az, ancak toplam hakları, gelirleri ile ilgili diğer servetleri net
aylığının beş katından fazla olan kişinin mal beyannamesinde bu hakları,
gelirleri ile ilgili diğer servetleri bildirmesi zorunludur.
Hakları ve gelirleri ile ilgili diğer servetleri olmayan yükümlünün,
hakları ve gelirleri ile ilgili diğer servetleri olmadığını bildirmesi de mal
beyanı hükmündedir.
308
Örnek Beyan:
BÖLÜM - 8 HAKLAR VE BEYANI GEREKLİ GÖRÜLEN DİĞER SERVET UNSURLARI
SIRA
NO
HAK (7) VEYA BEYANI GEREKLİ
GÖRÜLEN DİĞER SERVET UNSURLARI
(Net aylık tutarının beş katını geçenler
bildirilecektir)
İhtira beratı, patent, alâmetifarika (tescilli
marka, ticari marka, amblem)
Telif hakları (kitap, makale, resim, fotoğraf
gibi)
Aylık ücret dışında gelen para, kira, getiri,
nema, faiz gibi gelirleri ve bu gelirlerin
kaynakları.
EDİNME
ŞEKLİ
SAHİBİNİN
TÜRKİYE
CUMHURİYETİ
KİMLİK
NUMARASI
Kendisi, eşi ve
velayeti altında
bulunan ergin
olmayan yani
onsekiz yaşını
doldurmayan
çocuklarına ait
olan hakları ve
gelirleri ile
ilgili diğer
servetler i
edinme şekli
Kendisi, eşi ve
velayeti altında
bulunan ergin
olmayan yani
onsekiz yaşını
doldurmayan
çocuklarından,
haklar ve gelirler ile
ilgili diğer servetler
kime ait ise onun
T.C. Kimlik
numarası
309
ONDOKUZUNCU BÖLÜM
SERVET VE BOÇLARIN AÇIKLANMASI 658
1. TAYLAND ÖRNEĞİ
1932’deki hükümet değişikliğinden sonra oluşan yönetim sistemi,
hem politikacıların hem de bürokratların, kamuya hesap vermeden
dilediklerini yapmalarına imkan sağlıyordu. Bu çevrelerin iktidarına
karşı tek gerçek sınır, rakip klik ya da çıkar çevrelerinin egemenlik
alanına sarkmaları veya bunlara karşı tehdit oluşturacak kadar güçlü
hale gelmeleri durumu idi. Kamusal çıkarlar ve mülkiyet ile özel çıkar ve
mülkiyet arasındaki ayırım, Tayland toplumunda olgunlaşmamıştı.
Tayland dilinde, “çıkar çatışması” kavramını karşılayacak bir sözcük ya
da deyim yoktur. Bunun sonucunda, Tayland siyasal sistemi 60 yılı aşkın
bir süredir, siyasi liderler ve yüksek bürokratlar aleyhinde yolsuzluk ve
rüşvet iddiaları ile durmaksızın çalkantı içinde olmuştur. Tayland, yeni
Anayasasında öngörülen, servet ve borçların açıklanması esası ve
yolsuzluk ve rüşvetle mücadele işlevini üstlenmiş güçlü ve bağımsız bir
kamusal kurum ile yolsuzluk ve rüşvet ile etkili bir mücadele yürütmeyi
amaçlamaktadır.
1.1. ULUSAL RÜŞVET KOMİSYONU
1932’den 1975’e kadar, rüşvet ve yolsuzluk ile ilgili yasal
düzenlemeler, ceza yasasında yer almaktaydı. Yasada bu suçlar için
öngörülen yüksek cezalar, böyle bir suçlamanın kanıtlanması için Ceza
Yargılaması
Usulü
Yasası’nın
aradığı
doğrudan
delillerin
toplanmasındaki güçlük nedeniyle uygulanamıyor ve etkisiz kalıyor.
Ayrıca, rüşvet ve yolsuzluk suçlarının Ceza Yasası’nda yer alan
tanımları, girişimci ruhlu yetkililerin bulduğu yeni yöntemleri
kapsamayabiliyordu. Bu nedenle, bu yeni tür rüşvet ve yolsuzluk
eylemleri, hukuk tekniği bakımından suç oluşturmuyordu. Bunun
sonucunda, Ceza Yasası hükümleri, alt düzey memur ve yetkililer
tarafından işlenen daha küçük ölçekli ve basit yolsuzluk ve rüşvet
eylemleri ile sınırlı kalıyor, bu yasayı yapan ve onaylayan üst düzey
yetkililerin karıştığı büyük ölçekli yolsuzluk ve rüşvet eylemleri ile
sınırlı kalıyordu.
658
310
1970’lerin ortalarında yaşanan ve kısa süren sivil demokratik
yönetim zamanında Parlamento, “Yolsuzlukla Mücadele Yasası’nı
çıkararak, Tayland’da ilk kez bir “Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu”
(Counter Corruption Commission-CCC) kurdu. Ancak, komisyon
üyelikleri için bir aday listesi oluşturulması dahi 16 ay sürdü. Aday
listesi Parlamento’da görüşülmek üzereyken, 6 Ekim 1976’daki askeri
darbe ile sivil yönetim işbaşından uzaklaştırıldı.
Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu, kuruluşundan beri bir “kağıttan
kaplan”dı. Soruşturma yetkileri çok kısıtlı, kamu davası açma yetkisi ise
hiç yoktu. Resmi bir şikayet olmadan soruşturma başlatması mümkün
değildi. Ne Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu’nun, ne de başka
herhangi bir resmi kurumun, bakan olmayan bir Parlamento üyesi
hakkında soruşturma yapma yetkisi yoktu. Başbakan ya da bakanlar
hakkındaki bir şikayetin soruşturulması da, şikayetin Başbakan ya da
bakanın görevinin bitmesinden itibaren bir yıl içinde sonuçlandırılması
zorunluluğu vardı. Bu koşullar altında, güçlü liderler ve yönetim desteği
dahi, komisyonun görevini yerine getirmesindeki güçlükleri aşmaya
yetmiyordu.
Komisyonun can alıcı zayıflığı, suçlamada bulunma ve dava açma
yetkisinin olmayışı idi. Komisyon, soruşturmasını tamamlıyor, hakkında
soruşturma yapılan kamu görevlisinin amirine rapor sunuluyor ve görev
burada bitiyordu. Bundan sonra adım atma yetkisi suçlanan kişinin
amirindeydi. Bu sürecin ilk adımı, komisyon raporunu inceleyecek bir
raporun oluşturulmasıydı. Bu noktada, konu kolaylıkla hasıraltı
edilebiliyor, ya da disiplin cezası verilerek geçiştirilebiliyordu. İddia
buna elvermeyecek kadar büyük ve fütursuzca bir eylemi içeriyorsa,
dava açması için başsavcıya aktarılıyor, bu durumda dahi iddianın
kanıtlanmasına yetecek kadar doğrudan delil bulunması güç oluyordu.
1997 Anayasası, Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu’nun bu
zafiyetini gidermek için, Ulusal Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu’nun
kurulmasını öngörmektedir. Ulusal Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu,
geniş soruşturma yetkilerine sahip bağımsız bir kurumdur. Daha da
önemlisi, savcıyı aşarak kamu davası açma yetkisine sahiptir. Bununla,
Tayland tarihinde ilk kez bağımsız bir kuruma kamu davası açma yetkisi
verilmiştir.
311
Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu, Başbakan emrinde bulunması
ve üyelerinin de çoğunluğunu iktidar partisi üyelerinin oluşturduğu
Temsilciler Meclisi tarafından atanması nedeniyle, siyasi etkilere çok
açıktı. Ayrıca, üyelik süresinin iki sene ile sınırlı olması nedeniyle, bu işi
ciddiye alan bir üyenin görevden uzaklaştırılması çok kolaydı. Buna
karşılık, yeni Ulusal Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu, kendi idari
birimlerine sahip bağımsız bir kurumdur ve üyeleri 9 yıllık bir süre için
Senato tarafından seçilir.
Komisyon üyelerinin seçiminde siyasi nüfuzun rol oynamasını
engellemek için, Anayasa karmaşık bir aday gösterme süreci
öngörmektedir. Adaylar, 15 kişilik bir komite tarafından belirlenir. Bu
komite, Yüksek Mahkeme Başkanı, Anayasa Mahkemesi Başkanı,
Yüksek İdare Mahkemesi Başkanı, yedi yüksek öğretim kurumunun
seçimle iş başına gelen rektörleri ve Temsilciler Meclisi’nde üyesi
bulunan siyasi partilerin birer temsilcisinin kendi aralarından seçtikleri
beş üyeden oluşmaktadır. Komite, gereken üye sayısının iki katı kadar
adayı Senato’ya bildirmekte, Senatoda en fazla oyu alan adaylar üye
olarak atanmaktadır.
Adaylar, tam zamanlı olarak bu işte çalıştıklarını baştan kabul etmiş
olmalıdır. Anayasa Mahkemesi üyeleri gibi, bu Komisyonun üyeleri de,
atanmalarından itibaren 15 gün içinde, resmi görevlerinden,
şirketlerinden veya bağımsız mesleklerinden ayrılmalıdırlar. Bunu
yapmadıkları takdirde atamaları geçersiz sayılır ve yerine yeni adaylar
belirlenir.
Siyasi nüfuzun etkisini daha da azaltmak için adayların belli
kriterlere uygun olmaları öngörülmüştür. Örneğin aday gösterildikleri
sırada Temsilciler Meclisi’nin ya da yerel bir meclisin üyesi olmaları
gerekir. Senatör ya da yerel yönetici de olmamaları gerekir. Ayrıca, aday
gösterildikleri tarihten itibaren üç yıl öncesine kadar, herhangi bir siyasi
partinin üyesi ya da yetkilisi olmamış olmaları aranır. Evvelce bakanlık
yapmamış olmaları da gerekli koşullar arasındadır.
1.2. SERVET VE BORÇLARIN AÇIKLANMASI
Ulusal Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu, geniş soruşturma
yetkileri ile donatılmıştır. Soruşturma başlatmak için şikayet beklemek
zorunda değildir. Anayasa, kurula, politikacıların kişisel servetlerini
takip etme ve olağanın dışında zenginleşip, zenginleşmedikleri görevini
312
vermiştir. Daha önce belirtildiği gibi, Ceza Yargılaması Usulü Yasası, bir
yolsuzluk ya da rüşvet iddiasının kanıtlanması için, yazılı kanıt
aramaktaydı. Çoğu durumda, rüşvetin belgesi olmadığından, kanıt
gösterilmemekteydi. Belli bir rüşvet ya da yolsuzluk eyleminin
kanıtlanmasındaki bu güçlüğü aşmak için “olağan dışı zenginlik”
karinesi konmuştur. Basit bir anlatımla, suçlanan kişinin gelirinde veya
servetindeki önemli artışların yolsuzluk ve rüşvetle elde edildikleri
varsayılmakta, gelir ya da servet artışının kaynağının meşru olduğunu
kanıtlayarak bu suçlamalardan kurtulmak, suçlanan kişinin kendisine
düşmektedir.
Bu yöntemi işler kılmak için, Başbakan, bakanlar, temsilciler meclisi
ve senato üyeleri, kimi başka siyasi yetkililer, yerel yöneticiler ve yerel
meclislerin üyeleri göreve geldikten sonraki 30 gün ve görevden
ayrıldıktan sonraki 30 gün içinde, Ulusal Yolsuzlukla Mücadele
Komisyonu’na servet beyanlarını ve bir önceki yıla ait vergi
beyannamelerini vermek zorundadırlar. Eşleri ve bakmakla yükümlü
oldukları çocukları için de aynı kural geçerlidir. Bu konuda ayrıca
çıkarılması öngörülen bir yasa ile, bu zorunluluğun kapsamı üst düzey
bürokratları da kapsayacak şekilde genişletilmiş ve komisyonun
soruşturma yetkileri daha da artırılmıştır.
Servet beyanı zorunluluğu eski yasada da vardı. Ancak yasa gereği
bu beyanlar gizli tutulmakta, bir şikayet sonucu soruşturma
başlatılmadıkça komisyon üyelerince dahi ulaşılmamakta idi. Yeni yasa
gereğince, komisyon bu beyanları incelemek ve beyanlarda soruşturma
açılmasını gerektirecek bir durum bulunup bulunmadığını belirtmekle
görevlidir.
1997 Anayasası’nın 293 üncü maddesi gayet yenilikçi ve
kamuoyunun beğenisini kazanan bir metindir. Maddenin amacı,
medyanın ve vatandaşların servet beyanlarını inceleyebilmesini ve
böylece, komisyonun görevini yerine getirip getirmediğini denetlemesini
sağlamaktadır. Chavalit ve Chuan hükümetlerinin servet beyanları
Tayland gazetelerinde pek çok makalenin konusunu oluşturmuştur. Şu
sorular sıklıkla sorulmuştur: Neden bakanlar fakir, eşleri zengindir,
neden bakanlar bu kadar az vergi öderler? Bangkok Post Gazetesi,
bakanların ve ailelerinin serveti ile ilgili günlük sütunlar
yayınlamaktadır. Bu sütunda bakanların servetleriyle ilgili, eldeki ve
bankadaki nakit, halka açık ya da özel şirketlerdeki hisseler,
313
gayrimenkuller, basit bir Toyota’dan Jaguar’a kadar uzanan yelpazedeki
arabalar, elmas yüzükler, Rolex saatler gibi pek çok ayrıntı yer
almaktadır.
Politikacılar, bu beyanları ciddiye almak durumundadır. Komisyon,
herhangi birinin yanlış ya da yanıltıcı beyanda bulunduğu kanısına
varırsa, bunu Anayasa Mahkemesi’ne bildirmek zorundadır. Anayasa
Mahkemesi, komisyon ile aynı kanıya varırsa, kişi derhal görevinden
uzaklaştırılmakta ve beş yıl süreyle siyasi nitelikte bir kamu görevi
yapamamaktadır.
Komisyon, herhangi birinin servetinin olağanın dışında arttığı
kanısına varırsa, senato başkanına, senato soruşturması prosedürünü
başlatması, başsavcıya da yüksek mahkemenin siyasi makamlardaki
kişilerin yargılanması ile görevli ceza dairesinde dava açması için bir
rapor ve dayanağı olan belgeleri göndermekle yükümlüdür.
1.3. SENATO SORUŞTURMASI
1997’den önce, kamu görevlilerinin yargılanması ile ilgili Anayasal
bir düzenleme yoktu. Atanmış görevlilerin ya da Parlamento üyelerinin
görevden uzaklaştırılması kurumların iç meselesi idi. Bakanlar, ancak
gensoru ve güven oylaması yoluyla görevden uzaklaştırılabilir, bu da
Parlamento üyeliği sıfatlarını etkilemezdi.
Atama yoluyla görevlendirilen kamu görevlilerinin görevden
alınması, zor bir işti. Görevden atma ya da yargılama yerine, erken
emeklilik, kızağa çekme ya da uzak yerlere tayin yöntemleri
uygulanıyordu. Seçimle gelen kamu yöneticilerinin görevden
uzaklaştırılması her ne kadar daha şeffaf bir prosedüre tabi idiyse de,
oldukça seyrek rastlanan bir durumdu. Evvelki anayasalardan bazıları,
beş senatör veya milletvekilinin bir başkası hakkında şikayette
bulunmalarına olanak tanıyor, bu şikayet üzerine toplanan siyasi
nitelikteki anayasa Tribünali bu konuda karar veriyordu.
1997 Anayasası ise, yolsuzluklardan sorumlu yetkililerin yalnızca
görevden uzaklaştırılmasına değil haklarında ceza davası açılmasına da
olanak verecek düzenlemeler içermektedir. Temsilciler Meclisi
üyelerinin en az dörtte biri, meclis üyeleri, Başbakan ya da bakanlar,
herhangi bir mahkemenin başkan ya da yargıçları, başsavcı ya da
savcılar, seçim kurulu üyeleri, müfettiş, ombudsman ya da herhangi bir
314
üst düzey kamu görevlisi aleyhinde senato başkanına şikayette
bulunabilecekler. Bu anayasanın getirdiği ilklerden biri de en az 50 bin
seçmenin de aynı görevliler hakkında -senato üyeleri hariç- şikayette
bulunma hakkına sahip olmalarıdır.
Senato Başkanı’na yapılan şikayet, ilgili kişinin görevden
uzaklaştırılmasına dair bir senato kararına yönelik prosedürü başlatır.
Bu kararın alınması için yapılacak gizli oylamada senatörlerin beşte
üçünün olumlu oy vermesi gerekir. Bu noktada, Anayasayı hazırlayan
komisyonun 200 üyeli senatonun apolitik bir yapıya sahip olması için
özel dikkat sarf ettiğini vurgulamak gerekir. Senatörlerin siyasi,
bürokratik ya da ekonomik çıkar odaklarından ziyade sivil toplumun
temsilcileri olması amaçlanmıştır. Bu sayede bir kamu görevlisinin
görevden alınması kararının siyasi, bürokratik ya da ekonomik
çevrelerle ilişkilerinden çok, olayın kendi oluş tarzı ile hukuk ve
hakkaniyetin gereklerine dayanacağı unutulmaktadır.
Şikayetin alınması üzerine senato başkanının şikayeti Ulusal
Yolsuzlukla Mücadele Komisyonuna soruşturma yapılması için iletmesi
gerekir. Soruşturma sonucunda komisyon kendi vardığı sonucu bildiren
bir raporu ve ilgili tüm belgeleri senatoya geri gönderir. Senato başkanı
bunun üzerine konuyu gündeme koyar ve senato bu konuyla ilgili
oturumun sonunda oylama yapar. Üyelerin en az beşte üçünün olumlu
oyuyla suçlanan yetkilinin görevi o anda sona erer ve beş yıl boyunca
siyasi ya da idari nitelikte bir kamu görevi alamaz.
1.4. CEZA YARGILAMASI
Şikayet, senato soruşturmasının yanı sıra ceza davası açılmasını da
gerektirebilir. Komisyon kararına göre, eylem aynı zamanda bir suç
oluşturmuyorsa, Senato’ya gönderilen rapor ve belgelerin aynısı, Yüksek
Mahkeme’nin siyasi makamlardaki kişilerin yargılanması ile görevli ceza
dairesinde dava açması için başsavcıya da gönderilir. Başsavcının siyasi
etkilerle dava açmaması olasılığına karşı, komisyonda da dava açma
yetkisi tanınmıştır. Başsavcı, komisyon raporunu ve belgeleri
inceledikten sonra takipsizlik kararı verirse, komisyon kendi adına ya da
tayin edeceği bir avukat vasıtasıyla aynı mahkemede ceza davası
açılabilir.
Davayı ister başsavcı, ister komisyon ya da avukatı açsın, görevli
yargı mercii Yüksek Mahkeme’nin, siyasi makamlardaki kişilerin
315
yargılanması ile görevli ceza dairesidir. Bu mahkeme, ceza davasını,
hakkında şikayette bulunulan kişiyi azmettiren ya da ona yardım eden
kişileri de kapsayacak şekilde genişletmekle yetkili ve görevlidir. Bu
benzersiz düzenleme ile, perde arkasında kalarak yolsuzlukları
örgütleyen ya da bunlara yardım eden kişileri de kapsayacak şekilde
genişletmekle yetkili ve görevlidir. Bu benzersiz düzenleme ile, perde
arkasında kalarak yolsuzlukları örgütleyen ya da bunlara yardım eden
kişilerin caydırılması amaçlanmıştır.
1997 Anayasası ile getirilen, kamu yönetiminde denetlenebilir ve
şeffaflığın sağlanmasına yönelik bu düzenlemeler Tayland’ın siyasi
reform sürecinde çok önemli bir yer tutmaktadır. Her millet toplumdaki
yolsuzluk ve rüşvet eğilimleri ve eylemleriyle mücadele etmek
zorundadır. Bunun tamamen yok edilmesi imkansız bir hedeftir, ancak
büyük ölçüde kontrol altına alınması ve boyutlarının küçültülmesi
mümkündür. Tayland, siyasi tarihi boyunca neredeyse geleneksel hale
gelen kamu görevlilerinin yolsuzluk ve rüşvetle istismar edilmesi kısır
döngüsünü aşamamıştır. Komisyonun yolsuzluğa karışan yüksek
düzeyli kamu görevlilerine karşı kısa zamanda bir başarı elde
edememesi bu kısır döngünün yoğunluluğunu artırarak sürmesine yol
açacaktır. Bu da vatandaşların gözünde reformun başarısız kalması
dahası, Anayasanın göstermelik olmaktan öteye gidememesi anlamına
gelecektir.
316
YİRMİNCİ BÖLÜM
MEVZUAT
MAL
BİLDİRİMİNDE
BULUNULMASI,
YOLSUZLUKLARLA MÜCADELE KANUNU
RÜŞVET
VE
Kanun Numarası
: 3628
Kabul Tarihi
: 19.4.1990
Yayımlandığı R.Gazete : Tarih: 4.5.1990 Sayı: 20508
BİRİNCİ BÖLÜM
Genel Hükümler
Amaç
Madde 1 – Bu Kanunun amacı, rüşvet ve yolsuzluklarla mücadele
cümlesinden olarak; bu Kanunda sayılanların mal bildiriminde bulunmalarını,
bildirimlerin yenilenmesini, mal edilmelerin denetimiyle, haksız mal edinme
veya gerçeğe aykırı bildirimde bulunma halinde uygulanacak hükümleri, bu
Kanunda belirlenen suçlarla bazı suçlardan dolayı kamu görevlileri ve suç
ortakları hakkında takip ve muhakeme usulünü düzenlemektir.
Mal bildiriminde bulunacaklar
Madde 2 – a) Her tür seçimle iş başına gelen kamu görevlileri ve dışardan
atanan Bakanlar Kurulu üyeleri, (Muhtarlar ve ihtiyar heyeti üyeleri hariç)
b) Noterler,
c) Türk Hava Kurumunun genel yönetim ve merkez denetleme kurulu
üyeleri ile genel merkez teşkilatında ve Türk Kuşu Genel Müdürlüğünde,
Türkiye Kızılay Derneğinin merkez kurullarında ve Genel Müdürlük
teşkilatında görev alanlar ve bunların şube başkanları,
d) Genel ve katma bütçeli daireler, il özel idareleri, belediyeler ve bunlara
bağlı kuruluş veya alt kuruluşlarda, kamu iktisadi teşebbüsleri (İktisadi devlet
teşekkülleri ve kamu iktisadi kuruluşları) ile bunlara bağlı müessese, bağlı
ortaklık ve işletmelerde, özel kanunlarla veya özel kanunların verdiği yetkiye
dayanılarak kurulan ve kamu hizmeti gören kurum ve kuruluşlar ile bunların
alt kuruluşlarında veya komisyonlarında aylık, ücret ve ödenek almak suretiyle
317
kamu hizmeti gören memurları, işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri ile
yönetim ve denetim kurulu üyeleri,
e) (Mülga)
f) Siyasi parti genel başkanları, vakıfların idare organlarında görev alanlar,
kooperatiflerin ve birliklerinin başkanları, yönetim kurulun üyeleri ve genel
müdürleri, yeminli mali müşavirler, kamu yararına sayılan dernek yönetici ve
deneticileri,
g) Gazete sahibi gerçek kişiler ile, gazete sahibi şirketlerin yönetim ve
denetim kurulu üyeleri, sorumlu müdürleri, başyazarları ve fıkra yazarları,
Mal bildiriminde bulunmak zorundadırlar.
Özel Kanunlarına göre mal bildiriminde bulunmak zorunda olanlar da bu
Kanun hükümlerine tabidir.
Hediye
Madde 3 – Yukarıdaki maddede sayılan kamu görevlileri, milletlerarası
protokol, mücamele veya nezaket kaideleri uyarınca veya diğer herhangi bir
sebeple, yabancı devletlerden, milletlerarası kuruluşlardan, sair milletlerarası
hukuk tüzelkişiliklerinden, Türk uyruğunda olmayan herhangi bir özel veya
tüzelkişi veya kuruluştan; aldıkları tarihteki değeri on aylık net asgari ücret
toplamını aşan hediye veya hibe niteliğindeki eşyayı aldıkları tarihten itibaren
bir ay içinde kendi kurumlarına teslim etmek zorundadırlar. Ancak, yabancı
devlet adamları ve milletlerarası kuruluş temsilcileri tarafından verilen imzalı
hatıra fotoğraflarının çerçeveleri bu madde hükümlerine dahil değildir.
Hediyelerin bedellerinin tespiti çıkarılacak yönetmeliğe göre Maliye ve
Gümrük Bakanlığınca yapılır.
Haksız mal edinme
Madde 4 – Kanuna veya genel ahlaka uygun olarak sağlandığı ispat
edilmeyen mallar veya ilgilinin sosyal yaşantısı bakımından geliriyle uygun
olduğu kabul edilemeyecek harcamalar şeklinde ortaya çıkan artışlar, bu
Kanunun uygulanmasında haksız mal edinme sayılır.
318
İKİNCİ BÖLÜM
Mal Bildirimleri
Bildirimlerin konusu
Madde 5 – Bu Kanun kapsamına giren görevlilerin kendilerine, eşlerine ve
velayetleri altındaki çocuklarına ait bulunan taşınmaz malları ile görevliye
yapılan aylık net ödemenin, ödeme yapılmayan görevlilerin ise, 1 inci derece
Devlet Memurlarına yapılan aylık net ödemenin beş katından fazla tutarındaki
her biri için ayrı olmak üzere, para, hisse senetleri ve tahviller ile altın,
mücevher ve diğer taşınır malları, hakları, alacakları ve gelirleriyle bunların
kaynakları, borçları ve sebepleri mal bildiriminin konusunu teşkil eder.
Bildirimin zamanı
Madde 6 – Mal Bildirimlerinin;
a) Bu Kanun kapsamındaki göreve atanmada, göreve giriş için gerekli
belgelerle,
b) Bakanlar Kurulu üyeliğine atanmalarda, atamayı izleyen bir ay içinde,
c) Seçimle gelinen görevlerde seçimin kesinleşmesi tarihini izleyen iki ay
içinde,
d) Mal varlığında önemli bir değişiklik olduğunda bir ay içinde,
e) Yönetim ve denetim kurulu üyelikleri ile komisyon üyeliklerine seçim ve
atamalarda göreve başlama tarihini izleyen bir ay içinde,
f) Görevin sona ermesi halinde, ayrılma tarihini izleyen bir ay içinde,
g) Gazete sahibi gerçek kişiler ile, gazete sahibi şirketlerin yönetim ve
denetim kurulu üyeleri faaliyete geçme tarihini, sorumlu müdürleri,
başyazarları ve fıkra yazarları bu işe veya görevlerine başlama tarihini izleyen
bir ay içinde,
Verilmesi zorunludur.
(a) Bendinde yazılı bildirim verilmedikçe göreve atama yapılamaz.
Bildirimin yenilenmesi
Madde 7 – Bu Kanun kapsamındaki görevlere devam edenler, sonu (0) ve
(5) ile biten yılların en geç şubat ayı sonuna kadar bildirimlerini yenilerler. Yeni
bildirimler yetkili merci tarafından daha önceki bildirimler ile karşılaştırılırlar.
Bildirimlerin verileceği merciler
Madde 8 – Bildirimlerin verileceği merciler şunlardır:
319
a) Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Bakanlar Kurulu Üyeleri için Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığı,
b) Kamu kurum ve kuruluşlarında görevli personel için özlük işleriyle
ilgili sicil ve belge raporlarının bulunduğu makam veya merci,
c) Kurum, teşebbüs, teşekkül ve kuruluşların Genel Müdürleri, yönetim ve
denetim kurulu için ilgili Bakanlık,
d) Yüksek mahkemelerin daire başkan ve üyeleri için mahkemenin başkanı,
e) Noterler için Adalet Bakanlığı,
f) Diğer kurum ve kuruluşların memur ve hizmetlileri için atamaya yetkili
makam veya merci,
g) Türk Hava Kurumu ile Türkiye Kızılay Derneğinde görev alanlar için
kurum ve dernek genel başkanlığı,
h) (Mülga)
i) Görevlerinden ayrılanlar için bu görevlerinde iken bildirimlerinin
vermeleri gereken makam veya merci,
j) Siyasi parti genel başkanları için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı,
k) Kooperatifler ve birliklerin başkanları, yönetim kurulu üyeleri ve genel
müdürleri için kooperatiflerin ve birliklerin denetimlerinin yapıldığı kuruluşlar,
l) Yeminli mali müşavirler için Maliye ve Gümrük Bakanlığı,
m) Türk Hava Kurumunun, Türkiye Kızılay Derneğinin ve Kamu
yararına sayılan derneklerin genel yönetim ve merkez denetleme kurulu üyeleri
için İçişleri Bakanlığı, bunların şube başkanları için bulundukları İl Valilikleri,
n) İl Genel Meclisi Üyeleri için Valiler, Belediye Meclis Üyeleri için
Belediye Başkanları, Belediye Başkanları için İçişleri Bakanlığı,
o) Mal bildirimi verecek son merciler için, kendi kuruluşlarının özlük işleri
ile ilgili makam veya merci,
p) Gazete sahibi gerçek kişiler ile, gazete sahibi şirketlerin yönetim ve
denetim kurulu üyeleri, sorumlu müdürleri, başyazarları ve fıkra yazarları
bulundukları yer en büyük mülki amirliği,
r) Vakıfların idare organlarında görev alanlar için Vakıflar Genel
Müdürlüğü,
Görevleri sebebiyle birden fazla mal bildiriminde bulunması gerekenler asli
görevlerinden dolayı bir tek mal bildiriminde bulunurlar.
320
Bildirimlerin gizliliği
Madde 9 – Mal bildirimleri, özel kanunlardaki hükümler saklı kalmak
kaydıyla bildirimde bulunanın özel dosyasında saklanır. Bildirimlerin içeriği
hakkında, 20 nci madde hükmü dışında hiçbir şekilde açıklama yapılamaz ve
bilgi verilemez. Ayrıca mal bildirimlerindeki bilgiler ve kayıtlar esas alınarak
içeriği hakkında yayında bulunulamaz.
Ancak, Kamu Görevlileri Etik Kurulu mal bildirimlerini gerektiğinde
inceleme yetkisine sahiptir. Mal bildirimlerindeki bilgilerin doğruluğunun
kontrolü amacıyla ilgili kişi ve kuruluşlar (bankalar ve özel finans kurumları
dahil) talep edilen bilgileri en geç otuz gün içinde Kurula vermekle
yükümlüdürler.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Ceza Hükümleri
Madde 10 –
6 ncı maddede belirtilen sürelerde mal bildiriminde bulunmayana
bildirimlerin verileceği mercilerce ihtarda bulunulur. İhtarın kendisine
tebliğinden itibaren otuz gün içinde mazeretsiz olarak bildirimde bulunmayana
üç aya kadar hapis cezası verilir.
Soruşturma ile ilgili olarak verilen süre zarfında mal bildiriminde
bulunmayana üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.
Gerçeğe aykırı açıklama
Madde 11 – Mal bildiriminin muhtevası hakkında 9 uncu maddeye aykırı
davranan üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Bu fiilin basın yoluyla işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında
artırılır.
Gerçeğe aykırı bildirimde bulunma
Madde 12 – Kanunen daha ağır bir cezayı gerektirmediği takdirde gerçeğe
aykırı bildirimde bulunana altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
Haksız mal edinme, mal kaçırma veya gizleme
Madde 13 – Kanunun daha ağır bir cezayı gerektirmediği takdirde haksız
mal edinene üç yıldan beş yıla kadar hapis ve beş milyon liradan on milyon
liraya kadar ağır para cezası verilir.
Haksız edinilen malı kaçıran veya gizleyene de aynı ceza verilir.
321
Zoralım
Madde 14 – Haksız edinilmiş olan malların zoralımına hükmolunur. Bu
malların elde edilememesi veya bir malın tümünün haksız mal edinme konusu
teşkil etmemesi sebepleri ile zoralımın mümkün olmadığı hallerde haksız
edinilen değere eşit bedelinin hazineye ödenmesine karar verilir. Bu bedel,
Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun Hükümlerine göre tahsil
olunur.
Kamu hizmetlerinden yasaklanma
Madde 15 – Bu Kanunun 11 ve 12 nci maddeler hükümleri ile
cezalandırılanlara ceza süresi kadar; 13 üncü madde hükmüne göre
cezalandırılanlara müebbeten kamu hizmetlerinden yasaklanma cezası
hükmolunur.
Tecil, paraya çevirme ve ön ödeme yasağı
Madde 16 – Bu bölümde yazılı olan cezalar 10 uncu maddenin birinci
fıkrası hariç tecil edilemez, şahsi hürriyeti bağlayıcı olanlar para veya tedbire
çevrilemez, failleri hakkında Türk Ceza Kanununun 119 uncu maddesi
hükümleri uygulanamaz.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Bu Kanunda Yazılı Suçlar ile Bazı Suçlardan Dolayı Soruşturma Usulü
Soruşturma
Madde 17 – Bu Kanunda ve 18.6.1999 tarihli ve 4389 sayılı Bankalar
Kanununda yazılı suçlarla, irtikâp, rüşvet, basit ve nitelikli zimmet, görev
sırasında veya görevinden dolayı kaçakçılık, resmî ihale ve alım ve satımlara
fesat karıştırma, Devlet sırlarının açıklanması veya açıklanmasına sebebiyet
verme suçlarından veya bu suçlara iştirak etmekten sanık olanlar hakkında
2.12.1999 tarihli ve 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin
Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri uygulanmaz.
Yukarıdaki fıkra hükmü müsteşarlar, valiler ve kaymakamlar hakkında
uygulanamaz.
Görevleri veya sıfatları sebebi ile özel soruşturma ve kovuşturma usulüne
tabi olan sanıklarla ilgili kanun hükümleri saklıdır.
Suçun ihbarı
Madde 18 – Yukarıdaki maddede yazılı suçlara ilişkin ihbarlar doğrudan
Cumhuriyet Başsavcılıklarına yapılır. İhbar üzerine derhal bir ihbar tutanağı
322
düzenlenir ve bir örneği muhbire verilir. Acele ve gecikmesinde sakınca umulan
hallerde tutanak düzenlenmesi sonraya bırakılabilir. Muhbirlerin kimlikleri,
rızaları olmadıkça açıklanmaz. İhbar asılsız çıktığında aleyhine takibat yapılanın
istemi üzerine muhbirin kimliği açıklanır.
Yukarıdaki fıkraya göre yapılan ihbar veya takipsizlik kararı ve iddianame
Cumhuriyet başsavcılığınca, Maliye Bakanlığı Baş Hukuk Müşavirliği ve
Muhakemat Genel Müdürlüğü ile varsa diğer ilgili kamu kurum veya
kuruluşlarına bildirilir. Hazine avukatının yazılı başvuruda bulunması hâlinde
Maliye Bakanlığı, başvuru tarihinde müdahil sıfatını kazanır.
Bu suçlardan dolayı müfettiş ve muhakkikler de soruşturma neticesinde
delil veya emare elde ettikleri takdirde, işi yetkili ve görevli Cumhuriyet
Başsavcılığına ihbar ve evrakı tevdi ederler. Cumhuriyet Başsavcılığı müfettiş ve
muhakkikler tarafından kendisine tevdiine lüzum görülmediği halde dahi
evrakın taalluk ettiği iş hakkında soruşturma yapmak üzere gerekçe göstererek
evrakı ait olduğu merciden isteyebilir.
17 nci maddede yazılı suçlardan dolayı delil veya emare elde eden müfettiş
ve muhakkikler durumu yetkili ve görevli Cumhuriyet Başsavcılığına ihbar ve
evrakı tevdi etmedikleri takdirde bunlar hakkında da yapılacak takibattan dolayı
Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat Hükümleri uygulanmaz.
İhbar konusu müsnet suç hakkında dava açılıncaya kadar bilgi vermek ve
yayın yapmak yasaktır.
Soruşturma usulü
Madde 19 – Cumhuriyet Savcısı 17 nci maddede yazılı suçların
işlendiğini öğrendiğinde sanıklar hakkında doğrudan doğruya ve bizzat
soruşturmaya başlamakla beraber durumu atamaya yetkili amirine veya 8 inci
maddede sayılan mercilere bildirir.
Cumhuriyet Savcısı soruşturmaya başladığında ihbarı doğrulayan
emareler bulduğu takdirde sanıktan, haksız edinilen malın kaçırıldığı yolunda
delil ve emare elde edildiği takdirde sanığın ikinci dereceye kadar kan ve sıhri
hısımları ile gelini ve damadından mal bildiriminde bulunmalarını ister. Bu
istemin sanığa ve diğer ilgililere ulaştığı tarihten itibaren yedi gün içinde
Cumhuriyet Savcısına mal bildiriminin verilmesi zorunludur. Soruşturmanın
müfettiş veya muhakkik tarafından yapılması halinde müfettiş veya muhakkik de
sanıktan ve yukarıda sayılan ilgililerden mal bildirimi isteminde bulunurlar. Bu
323
istemin sanık ve ilgililere ulaştığı tarihten itibaren yedi gün içinde müfettiş veya
muhakkike mal bildiriminin verilmesi keza zorunludur.
Cumhuriyet Savcısı, kamu davası açılmadan önce haksız edinildiği
yolunda delil veya emare elde edilen para veya mal ile ilgili tedbirin alınmasını
görevli mahkemeden veya para veya malın bulunduğu yer hukuk
mahkemesinden isteyebilir.
Bilgi verme zorunluluğu
Madde 20 – Özel kanunlarında aksine bir hüküm bulunsa bile ilgili gerçek
veya tüzel kişiler veya kamu kurum ve kuruluşları; bu Kanuna göre takip,
soruşturma ve kovuşturmaya yetkili kişi, Maliye Bakanlığı Baş Hukuk
Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü veya temsilcisi ve bu Kanundaki
diğer mercilerce istenen bilgileri gecikmeksizin makul sürede eksiksiz vermek
zorundadır. Aksine davranan kişiler hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis
cezası verilir. Bu ceza, para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilemez ve
ertelenemez.
Asker kişilerin soruşturması
Madde 21 – Bu Kanunda yazılı suçların asker kişiler tarafından işlenmesi
halinde soruşturmaları askeri savcılar tarafından bu Kanun hükümlerine göre
yürütülür.
BEŞİNCİ BÖLÜM
Çeşitli Hükümler
Yönetmelik
Madde 22 – Mal bildiriminin şekli, düzenleniş biçimi, sayısı, neleri
kapsayacağı ve merciine nasıl ulaştırılacağı hususları ile Kanunun uygulanması
bakımından gerekli görülecek diğer konular, Kanunun yayımını izleyen altı ay
içinde Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir ve bu
yönetmelik Resmi Gazete’de yayımlanır.
Kaldırılan hükümler
Madde 23 – 9 Ağustos 1983 tarih ve 2871 sayılı Kamu Görevlileri ile
ilgili Mal Bildirimi Kanunu ile bu Kanunun yürürlükten kaldırdığı Kanunlar
ve 15.5.1930 tarih ve 1609 sayılı Bazı Cürümlerden Dolayı Memurlar ve
Şerikleri Hakkında Takip ve Muhakeme Usulüne Dair Kanun yürürlükten
kaldırılmıştır.
324
Geçici Madde 1 –
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihi takip eden bir ay içinde 2 nci
maddede sayılanlar mal bildiriminde bulunurlar.
Mal bildiriminde bulunmayan veya gerçeğe aykırı beyanda bulunanlar
hakkında üçüncü bölümdeki ceza hükümleri uygulanır.
Geçici Madde 2 –
Bu Kanunun 2 nci maddesinde sayılanlardan 22 nci maddeye müsteniden
çıkartılacak yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihe kadar 9 Ağustos 1983 tarih
ve 2871 sayılı Kanuna göre hazırlanan beyannamenin alınmasına devam
olunur.
Geçici Madde 3 –
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce bu Kanunla kapsama yeni
alınan suçlardan dolayı, Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat
Hükümlerine göre, kesinleşmiş lüzumu muhakeme veya meni muhakeme
kararları hariç, yapılan tahkikat evrakı derhal ilgili Cumhuriyet
Başsavcılıklarına gereği için tevdi olunur.
Yürürlük
Madde 24 – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
Madde 25 – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
325
326
3628 SAYILI KANUNUN GEREKÇESİ
DÖNEM: 18
YASAMA YILI: 3
T. B. M. M.
TUTANAK DERGİSİ
CİLT : 44
104 üncü Birleşim
18.4.1990 Çarşamba
İÇİNDEKİLER
Sayfa
I. — GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II. — GELEN KÂĞITLAR
III. — YOKLAMA
IV. — BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
4
5
6
6
A) GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
6
1. — Kocaeli Milletvekili Ömer TÜRKÇAKAL’ın, çimento, toprak, kimya ve lastik
sanayi işkollarındaki grev ve bu grevler sonucu ortaya çıkan duruma ilişkin gündem dışı
konuşması ve Devlet Bakanı Kamuran İNAN’ın cevabı
6,12
B) TEZKERELER VE ÖNERGELER
12,15
1. — Avusturya’ya gidecek olan Devlet Bakam Güneş Taner’in dönüşüne kadar
Devlet Bakanlığına, Devlet Bakanı H. Hüsnü Doğan’ın vekillik etmesinin uygun görüldüğüne
ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1206)
12
327
Yasama Yılı : 3
Dönem: 18
(S. Sayısı: 356)
T. B. M. M.
Kırşehir Milletvekili Gökhan Maraş ye 4 Arkadaşının, Rüşvet
ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu Teklifi ve Adalet
Komisyonu Raporu (2/200)
T.B.M.M. Anavatan Partisi
Grup Başkanlığı
Sayı : 01-89/72
16.6.1989
TÜRKÎYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Rüşvet ve Yolsuzlukla Mücadele Kanunu başlıklı teklifimiz gerekçesi ile
birlikte ilişikte sunulmuştur.
Saygılarımızla,
Gökhan MARAŞ
Kırşehir
Şevki GÖĞÜSGER
Kırşehir
Mehmet ŞİMŞEK
Konya
Yılmaz SANİOĞLU
Ordu
Yasin BOZKURT
Kars
GENEL GEREKÇE
Rüşvet ve yolsuzluk fiilleri Devleti zafiyete uğratan sosyal yaradır. Bunlarla
mücadele için getirilen kanunlar cümlesinden olarak 9.8.1983 tarih ve 2871 sayılı
Kamu Görevlileri ile İlgili Mal Bildirimi Kanunu uygulamada istenen sonucu
sağlayamamıştır. Ayrıca zimmet, ihtilasen zimmet, irtikâp, rüşvet alıp verme,
resmen vukubulan müzayede ve münakaşalara ve alım satıma fesat karıştırma,
Devlet Hâriciyesine ait mahrem evrakı veya şifreleri ifşa ve ifşasına sebebiyet
verme, gerek doğrudan doğruya, gerek memuriyet vazifesini suiistimal suretiyle
kaçakçılık ve cürümlere iştirakten dolayı yapılacak takibatlarla Memurun
Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat hükümlerinin uygulanmasını kaldıran
15.5.1930 tarih ve 1609 sayılı Bazı Cürümlerden Dolayı Memurlar ve Şerikleri
Hakkında Takip ve Muhakeme Usulüne Dair Kanun, mezkûr suçların failleri
hakkında Cumhuriyet Savcılarınca doğrudan takibata geçilmesi imkânı getirmekle
beraber, takibatı memurun atama merciinden izin alınması koşuluna bağlayan
hükmü muvacehesinde, bu iznin verilmemesi halinde takibat yapılamaması
sebebiyle, Kanunun etkinliği ve istisnai özelliği kalmamış bulunmaktadır.
Bu itibarla, kamu görevlilerinin mal bildiriminde bulunmaları işlemlerine ve
bununla ilgili müeyyidelere işlerlik kazandırmak, 1609 sayılı Kanunu yürürlükten
kaldırarak, Cumhuriyet savcısına izin almadan takibat yetkisi vermek, rüşvet ve
yolsuzlukla mücadele olaylarının aydınlatılmasına yardımcı olanlara ikramiye
vermek ve bu suretle rüşvet ve yolsuzluklarla daha etkin mücadele edebilmek için
bu Kanun teklifi hazırlanmış bulunmaktadır.
328
—2—
MADDE GEREKÇELERİ
Madde 1. Amaç maddesi olup, rüşvet ve yolsuzluklarla etkin şekilde mücadeleyi
sağlayacak usul esasları düzenlemenin Kanunun amacı olduğu belirtilmektedir.
Madde 2. Maddede, mal bildiriminde bulunmak mecburiyetinde olanlar
gösterilmektedir.
Madde 3. Maddede, haksız mal edinmenin tanımı yazılmaktadır.
Madde 4. Bu maddede, mal bildirimine konu teşkil eden hususlar
belirtilmektedir.
Madde 5. Bu maddede, mal bildiriminde bulunma zorunluluğunda olan kişilerin,
bu bildirimleri ne zaman yapacakları hususu düzenlenmektedir.
Madde 6. Maddede, bildirimlerin yenileceği zaman gösterilmektedir. Buna göre
mal Bildirimlerin sonu (0) ve (5) ile biten yılların en geç Şubat ayı sonuna kadar
yenilenmeleri gerekmektedir.
Madde 7. Maddede, mal bildirimlerinin verileceği merciler gösterilmektedir.
Madde 8. Maddede, mal bildirimlerinin gizliliği esası getirilerek, ancak
bildirimlerin muhtevası hakkında soruşturma ve yargılama yapacak mercilere bilgi
verilebileceği bildirilmektedir.
Madde 9. Maddede, süresinde mal bildiriminde bulunmama fiillerinin
müeyyideleri düzenlenmektedir.
Madde 10. Madde, mal bildirimlerini Kanundaki istisnalar dışında açıklayanlara
veya bilgi verenlere cezaî müeyyide uygulanmasını düzenlemektedir.
Madde 11. Maddede, gerçeğe aykırı beyanda bulunacaklara uygulanacak
müeyyide getirilmektedir.
Madde 12. Haksız mal edinme, mal kaçırma veya gizleme fiillerinin cezaları
düzenlenmiştir.
Madde 13. Maddede, haksız edinilmiş malların zoralımına ilişkin hükümler
düzenlenmektedir.
Madde 14. Maddeye göre, Kanunun 3 üncü bölümünde düzenlenmiş olan suçları
işleyen suç faillerine ayrıca kamu hizmetlerinden yasaklanma cezası da
hükmolunacaktır.
Madde 15. Madde ile Kanunun 3 üncü bölümünde yazılı suçları işleyenlerin
cezalarının tecil edilmemesi ve şahsî hürriyeti bağlayıcı nitelikte olanların paraya veya
tedbire çevrilmemesi, Türk Ceza Kanununun 119 uncu maddesinin bu suçlarda
uygulanamaması esası getirilmektedir.
Madde 16. Maddede, bu Kanunun üçüncü bölümünde yazılı suçlarla, irtikâp,
rüşvet alıp verme, ihtilas ve zimmete para geçirme, görev sırasında veya görevinden
dolayı kaçakçılık, resmî ihale ve alım ve satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarının
açıklanması veya açıklanmasına sebebiyet verme suçlarından veya bu suçlara iştirak
etmekten sanık olanlar hakkında Memurun Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat
hükümlerinin uygulanmaması esası getirilmekte, bu hükmün istisnaları gösterilmektedir.
Madde 17. Maddede, vatandaşlar tarafından yapılacak ihbarlarla müfettiş ve
muhakkikler tarafından yapılacak suç duyurulan ile ilgili hükümler yer almaktadır.
Madde 18. Maddede, Kanunun 14 üncü maddesinde belirtilen suçların
soruşturulması usulü düzenlenmektedir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
(S. Sayısı: 356)
329
—3—
Madde 19. Maddenin birinci fıkrasıyla, Bakanlar Kurulu kararı veya müşterek
kararla atanmış memurlar bakımından mezkûr suçlardan dolayı soruşturma ve yargılama
yetkisinin en yakın bir il merkezindeki adlî mercie ait bulunduğu belirtilmektedir. Bu
memurların görevlerinin özelliği dikkate alınarak ve bulundukları mahal adlî merciince
yargılanmaları halinde memuriyet nüfuz ve otoritelerine nakise gelmesi veya bunların
tahkikatın veya davanın seyrine etkili olmaları ihtimaline binaen ayrı esasa
bağlanmışlardır. Maddenin ikinci fıkrasında, bu suçların soruşturma veya
kovuşturmalarının yer veya zaman kaydına bakılmaksızın 3005 sayılı Meşhut Suçların
Muhakeme Usulü Kanununa göre yapılmaları esası getirilmektedir.
Madde 20. Maddede, bu Kanuna göre yapılacak soruşturma ve kovuşturmalarda,
özel ve kamu kuruluşlarının istenen bilgileri eksiksiz vermek zorunda oldukları
belirtilmektedir.
Madde 21. Askerî şahıslar bakımından askerî savcıların da bu Kanun
hükümlerine göre soruşturma yapabilmelerini temin amacıyla madde düzenlenmiş
bulunmaktadır.
Madde 22. Maddeye göre, muhbir ikramiyesi ancak 14 üncü maddede yazılı
suçlan Cumhuriyet Başsavcılığına ihbar edenlere ödenecek, Cumhuriyet Başsavcılığı
dışındaki mercilere yapılacak ihbarlar ikramiyeye hak kazandırmayacaktır.
Madde 23. Maddede ikramiyenin kapsamı, hesaplanması ve ödenmesi
gösterilmektedir.
Madde 24. Yönetmelik maddesidir.
Madde 25. Yürürlükten kaldırılan kanunlar belirtilmektedir.
Geçici Madde 1. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir ay içinde mal
bildiriminde bulunma zorunluluğu getirilmekte ve bulunmayanlara uygulanacak
hükümler belirtilmektedir.
Geçici Madde 2. Bu Kanuna göre yeni yönetmelik çıkıncaya kadar, eski
yönetmeliğe göre hazırlanan beyannamelerin alınmasına devam olunacağı esası
getirilmektedir.
Geçici Madde 3. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce, bu Kanunla
kapsama yeni alınan suçlardan dolayı, haklarında Memurun Muhakematı Hakkında
Kanunu Muvakkat hükümlerine göre, kesinleşmiş olan lüzumu muhakeme veya men’i
muhakeme kararlan hariç, yapılmakta olan tahkikat evrakı derhal ilgili Cumhuriyet
savcılıklarına gereği için tevdi olunacaktır. Kesinleşmiş olan lüzumu muhakeme veya
men’i muhakeme kararları hakkında mevcut hükümlerine göre işlem yapılacağı tabiidir.
Madde 26. Yürürlük maddesidir.
Madde 27. Yürütme maddesidir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
330
(S. Sayısı: 356)
—4—
Adalet Komisyonu Raporu
Türkiye Büyük Mîllet Meclisi
25.1.1990
Adalet Komisyonu
Esas No. : 2/200
Karar No. : 17
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Komisyonumuzca Alt Komisyona havale edilmiş olan, Kırşehir Milletvekili
Gökhan Maraş ve 4 Arkadaşının; Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu Teklifi
Adalet Bakanlığı temsilcilerinin ve Teklif sahibinin de katılmalarıyla alt komisyonun
hazırlamış olduğu rapor ve metin de dikkate alınarak incelenip görüşülmüş ve maddeler
üzerinde yapılan kabul, ilave ve değişiklikler sırasıyla aşağıda açıklanmıştır.
1. Kanun Teklifi genel olarak mal bildiriminde bulunmayı ve bunun
müeyyidelerini düzenlemektedir. Ancak, mevcut başlığı itibarı ile her mal bildiriminde
bulunan kişinin rüşvet ve yolsuzluğa karıştığı gibi bir intiba uyanmaktadır. Bu yanlış
anlamayı önlemek ve teklifin içeriği ile uygunluğu sağlamak amacıyla teklif başlığı “Mal
Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu Teklin” şeklinde
değiştirilmiştir.
2. Teklifin 1 inci maddesinde yer alan “kamu görevlilerinin” ibaresi kamu
görevlisi olmayanları da kapsaması açısından “bu Kanunda sayılanların”, “memurlar”
kelimesi kapsamı genişletmek amacıyla “kamu görevlileri” şeklinde değiştirilmiştir.
3. Teklifin 2 nci maddesinin (a) bendinde yer alan “Türkiye Büyük Millet Meclisi
Üyeleri ile Bakanlar Kurulu Üyeleri” ibaresi genel ve mahallî idareler seçimleri ile
birlikte Türkiye Büyük Millet Meclisinin kendi içinde yaptığı seçim neticesinde kamu
görevine seçilenlerin tamamını kapsaması amaçlanarak “her tür seçimle işbaşına gelen
kamu görevlileri ve dışarıdan atanan Bakanlar Kurulu Üyeleri” şeklinde değiştirilmiş
ancak, muhtarlar ve ihtiyar heyeti üyeleri bendin kapsamı dışında tutulmuştur.
Maddenin (d) bendinde redaksiyon yapılmış ve yaptıkları görevin önemi
sebebiyle madde kapsamına alınması gerekenler için maddeye bir (0 bendi ile özel
kanunlarına göre mal bildiriminde bulunmak zorunda olanları da bu Kanun kapsamına
dahil etmek üzere bir fıkra eklenmiştir.
4. Teklife, Milletlerarası protokol ve nezaket kaideleri gereği yabancı devletlerden
kamu görevlilerine verilen hediyelere açıklık getiren ve bunlardan hangilerinin hazineye
intikal edeceğini gösteren “Hediye” başlıklı 3 üncü madde eklenmiştir.
5. Teklifin 3 üncü maddesi 4 üncü madde olarak aynen kabul edilmiştir.
6. Teklifin 4 üncü maddesinde yer alan “usûl ve fürularına, ikinci dereceye kadar
(bu derece dahil) kan ve sihri hısımlarına, evlat edinen ile evlatlığına” ibaresi “velayetleri
altındaki çocuklarına” şeklinde değiştirilmiş ve 5 inci madde olarak kabul edilmiştir.
7. Teklifin 5 inci maddesi 6 ncı madde, 6 ncı maddesi 7 nci madde olarak aynen
kabul edilmiştir.
8. Teklifin 2 nci maddesinde yapılan ilavelere paralel olarak teklifin 7 nci
maddesinde de gerekli düzenlemeler yapılmış ve 8 inci madde olarak kabul edilmiştir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (S. Sayısı: 356)
331
—5—
9. Teklifin 8 inci maddesi, mal bildirimindeki bilgiler ve kayıtlar esas alınarak
içeriği hakkında yayında bulunulamayacağına ilişkin bir cümle ilave edilerek yeniden
düzenlenmiş ve 9 uncu madde olarak kabul edilmiştir.
10. Teklifin 9 uncu maddesinde mal bildiriminde bulunmayanlara hangi mercice
ihtarda bulunulacağı ve ihtar üzerine kaç gün içinde mal bildiriminde bulunulacağı
konularına açıklık getirilmiş ve ilk fıkradaki hapis cezasının azamî haddi, cezalar
arasında uyum sağlamak amacıyla altı aydan üç aya indirilmiş, ve 10 uncu madde olarak
kabul edilmiştir.
11. Teklifin 10 uncu maddesinin başlığı diğer maddelerde yapılan değişiklik
doğrultusunda “Gerçeğe aykırı açıklama” olarak değiştirilmiş ve madde metninde madde
numaralarının kayması sebebiyle gerekli düzeltme yapılarak 11 inci madde olarak kabul
edilmiştir.
12. Teklifin 11 inci maddesi 12 nci, 12 nci maddesi 13 üncü ve 13 üncü maddesi
14 üncü madde olarak aynen kabul edilmiştir.
13. Teklifin 14 üncü maddesinde madde numaralarının kayması nedeniyle gerekli
düzeltme yapılmış, ayrıca 10 uncu madde hükümlerine göre cezalandırılanlar bu madde
kapsamı dışında bırakılmış ve 15 inci madde olarak kabul edilmiştir.
14. Teklifin 15 inci maddesinde 14 üncü maddede yapılan değişikliğe paralel
olarak 10 uncu maddenin birinci fıkrası madde kapsamından çıkarılmış ve 16 nci madde
olarak kabul edilmiştir.
15. Teklifin dördüncü bölüm başlığında redaksiyon yapılmış ve 16 nci madde 17
nci madde olarak aynen kabul edilmiştir.
16. Teklifin 17 nci maddesinin ikinci Arkasındaki “Bakanlıktan” kelimesi
“merciden” şeklinde düzeltilmiş ve maddeye ihbar konusu müsnet suç hakkında dava
açılıncaya kadar bilgi vermeyi ve yayın yapmayı yasaklayan bir fıkra eklenmiş ve 18 inci
madde olarak kabul edilmiştir.
17. Teklifin 18 ve 19 uncu maddeleri soruşturma usulünü düzenlemeleri sebebiyle
tek başlık altında birleştirilmiş ve 19 uncu madde olarak kabul edilmiştir. Ayrıca, ikinci
dereceye kadar kan ve sihri hısımlar ile gelin ve damatlardan soruşturmaya başlandıktan
sonra Cumhuriyet Savası tarafından mal bildiriminde bulunmalarının istenmesini
sağlamak amacıyla gerekli düzenleme yapılmıştır.
18. Teklifin 20 nci maddesine, istenen bilgileri vermeyen kişilere uygulanacak
müeyyideyi göstermek amacıyla bir cümle eklenmiştir.
19. Teklifin 21 inci maddesine açıklık getirmek amacıyla madde başlığı ile
birlikte yeniden düzenlenmiştir.
20. Teklifin “Muhbir ikramiyesi” başlıklı beşinci bölümü muhbire ikramiye
ödenmesinin doğurabileceği sonuçlar göz önüne alınarak teklif metninden çıkarılmıştır.
21. Teklifin 24 ve 25 inci maddeleri 22 ve 23 üncü madde olarak, Geçici 1, Geçici
2 ve Geçici 3 üncü maddeleri aynen, 26 ncı maddesi 24, 27 nci maddesi 25 inci madde
olarak kabul edilmiştir.
Raporumuz Genel Kurulun onayına sunulmak üzere saygı ile arz olunur.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (S. Sayısı: 356)
332
—6—
Başkan
Alpaslan Pehlivanlı
Ankara
Sözcü
A. Reyhan Sakalltoğlu
Sakarya
Üye
Mehmet Çevik
Ankara
Üye
Beytullah Mehmet Gazioğlu
Bursa
(imzada bulunamadı)
Üye
Mehmet Pürdeloğhı
Hatay
Üye
Ali Haydar Erdoğan
İstanbul
(2-3-9-10-11-17 maddelere muhalifim)
Üye
Burhan Cahit Gündüz
İzmir
Üye
Mehdin Işık
Muş
(imzada bulunamadı)
Üye
Güneş Gürseker
Tekirdağ
(2-3-9-10-11-17 maddelere karşıyım)
Başkan Vekili
Gökhan Maraş
Kırşehir
Katip
Ali Pınarbaşı
Konya
Üye
Hasan Namal
Antalya
(Muhalefet şerhim eklidir)
Üye
Hasan Tanrıöver
Gaziantep
Üye
Rüştü Kâzım Yücelen
İçel
Üye
Ömer Türkçakal
Kocaeli
(2-3-9-10-11-17 maddelere muhalifim)
Üye
Murat Basesgioğlu
Kastamonu
Üye
İhsan Nuri Topkapı
Ordu
(Mevcut yasa hükümleri muvacehesinde
yeni yasa çıkarılmasına muhalifim)
Üye
Orhan Veli Yıldırım
Tunceli
(2-3-9-10-11-17 maddelere muhalifim)
KARŞI OY YAZISI
Teklifin 2 nci maddesinin (a) bendinin Milletvekilleri, Bakanlar Kurulu Üyeleri ve
Cumhurbaşkanı olarak düzeltilmesi ve yine aym maddenin (e) bendinde yer alan ve gelir
vergisi mükelleflerinin bu maddeden çıkarılması yönünden, 3 üncü maddede bazı kamu
görevlilerine dış Ülkelerden verilen hediyeler düzenlendiği halde, Türkiye içerisinde
kamu görevlilerine hudutları rüşvete varacak şekilde olan hediyelere yer verilmemesine,
5 inci maddede mal bildireceklerin kapsamının dar tutulmasına ve Yürürlük maddesine,
yayımı tarihinden değil, 12 Eylül 1980 tarihi olarak değiştirilmesi gerektiğine dair karşı
oy yazımdır. 22.1.1990
Türkiye Büyük Millet Meclisi
(S. Sayısı: 356)
Hasan Namal
Antalya
333
—8—
KIRŞEHİR MİLLETVEKİLİ GÖKHAN MARAŞ VE 4 ARKADAŞININ TEKLİFİ
Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu Teklifi
BİRİNCİ BÖLÜM
Genel Hükümler
Amaç
MADDE 1. — Bu kanunun amacı, rüşvet ve yolsuzluklarla mücadele
cümlesinden olarak; kamu görevlilerinin mal bildiriminde bulunmalarını, bildirimlerin
yenilenmesini, mal edinmelerin denetimiyle, haksız mal edinme veya gerçeğe aykırı
bildirimde bulunma halinde uygulanacak hükümleri, bu Kanunda belirlenen suçlarla
bazı suçlardan dolayı memurlar ve suç ortaklan hakkında takip ve muhakeme usulünü,
haksız mal edinenlerle bazı suç faillerini ihbar edenlere ödenecek ikramiye ile ilgili usul
ve esasları düzenlemektir.
Mal bildiriminde bulunacaklar
MADDE 2. — a) Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyeleri ile Bakanlar Kurulu
üyeleri,
b) Noterler,
c) Türk Hava Kurumunun genel yönetim ve merkez denetleme kurulu üyeleri ile
genel merkez teşkilatında ve Türk Kuşu Genel Müdürlüğünde, Türkiye Kızılay
Derneğinin merkez kurullarında ve genel müdürlük teşkilatında görev alanlar,
d) Genel ve katma bütçeli daireler, il özel idareleri, belediyeler ve bunlara
bağlı kuruluş veya alt kuruluşlarda, kamu iktisadî teşebbüsleri ve kuruluş ve alt
kuruluşlarında, özel kanunlarla veya özel kanunların verdiği yetkiye dayanılarak
kurulan ve kamu hizmeti gören kurum ve kuruluşlar ile bunların alt kuruluşlarında veya
komisyonlarında aylık, ücret ve ödenek almak suretiyle kamu hizmeti gören memurları,
işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri ile yönetim ve denetim kurulu üyeleri,
e) Kamu Kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarında görevli olanlar ile bunların
yönetim ve denetim kurulu üyeleri,
Mal bildiriminde bulunmak zorundadırlar.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
334
(S. Sayısı: 356)
—9—
ADALET KOMİSYONUNUN KABUL ETTİĞİ METİN
Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu Teklifi
BİRİNCİ BÖLÜM
Genel Hükümler
Amaç
MADDE 1. — Bu Kanunun amacı, rüşvet ve yolsuzluklarla mücadele
cümlesinden olarak; bu Kanunda sayılanların mal bildiriminde bulunmalarını,
bildirimlerin yenilenmesini, mal edinmelerin denetimiyle, haksız mal edinme veya
gerçeğe aykırı bildirimde bulunma halinde uygulanacak hükümleri, bu Kanunda
belirlenen suçlarla bazı suçlardan dolayı kamu görevlileri ve suç ortakları hakkında takip
ve muhakeme usulünü düzenlemektir.
Mal bildiriminde bulunacaklar
MADDE 2. — a) Her tür seçimle iş başına gelen kamu görevlileri ve dışarıdan
atanan Bakanlar Kurulu üyeleri, (Muhtarlar ve ihtiyar heyeti üyeleri hariç)
b) Noterler,
c) Türk Hava Kurumunun genel yönetim ve merkez denetleme kurulu üyeleri
ile genel merkez teşkilatında ve Türk Kuşu Genel Müdürlüğünde, Türkiye Kızılay
Derneğinin merkez kurullarında ve Genel Müdürlük teşkilatında görev alanlar ve
bunların şube başkanları,
d) Genel ve katma bütçeli daireler, il özel idareleri, belediyeler ve bunlara bağlı
kuruluş veya alt kuruluşlarda, kamu iktisadî teşebbüsleri (İktisadî devlet teşekkülleri ve
kamu iktisadî kuruluşları) ile bunlara bağlı müessese, bağlı ortaklık ve işletmelerde, özel
kanunlarla veya özel kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan ve kamu hizmeti
gören kurum ve kuruluşlar ile bunların alt kuruluşlarında veya komisyonlarında aylık,
ücret ve ödenek almak suretiyle kamu hizmeti gören memurları, işçi niteliği taşımayan
diğer kamu görevlileri ile yönetim ve denetim kurulu üyeleri,
e) Kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarında görevli olanlar ile bunların
yönetimi ve denetim kurulu üyeleri,
f) Siyasî parti genel başkanları, vakıfların idare organlarında görev alanlar,
kooperatiflerin ve birliklerinin başkanları, yönetim kurulu üyeleri ve genel müdürleri,
yeminli malî müşavirler, kamu yararına sayılan dernek yönetici ve deneticileri,
Mal bildiriminde bulunmak zorundadırlar.
Özel Kanunlarına göre mal bildiriminde bulunmak zorunda olanlar da bu
Kanun hükümlerine tabidir.
Hediye
MADDE 3. — Yukarıdaki maddede sayılan kamu görevlileri, milletlerarası
protokol, mücamele veya nezaket kaideleri uyarınca veya diğer herhangi bir sebeple,
yabancı devletlerden,
milletlerarası kuruluşlardan, sair milletlerarası hukuk tüzelkişiliklerinden, Türk
uyruğunda olmayan herhangi bir özel veya tüzelkişi veya kuruluştan; aldıkları tarihteki
değeri on aylık net asgarî ücret toplamını aşan hediye veya hibe niteliğindeki eşyayı
aldıkları tarihten itibaren bir ay içinde kendi kurumlarına teslim etmek zorundadırlar.
Ancak, imzalı hatıra fotoğraflarının çerçeveleri bu madde hükümlerine dahil değildir.
Hediyelerin bedellerinin tespiti çıkarılacak yönetmeliğe göre Maliye ve
Gümrük Bakanlığınca yapılır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
(S. Sayısı: 356)
335
— 10 —
(Kırşehir Milletvekili Gökhan Maraş ve 4 Arkadaşının Teklifi)
Haksız mal edinme
MADDE 3. — Kanuna veya genel ahlaka uygun olarak sağlandığı, ispat
edilmeyen mallar veya ilgilinin sosyal yaşantısı bakımından geliriyle uygun olduğu kabul
edilemeyecek harcamalar şeklinde ortaya çıkan artışlar, bu Kanunun uygulanmasında
haksız mal edinme sayılır.
İKİNCİ BÖLÜM
Mal Bildirimleri
Bildirimlerin konusu
MADDE 4. — Bu Kanun kapsamına giren görevlilerin kendilerine, eşlerine, usul
ve firularına, 2 nci dereceye kadar (bu derece dahil) kan ve sıhrî hısımlarına, evlat
edinen ile evlatlığına ait bulunan taşınmaz malları ile görevliye yapılan aylık net
ödemenin, ödeme yapılmayan görevlilerin ise 1 inci derece devlet memurlarına yapılan
aylık net ödemenin beş katından fazla tutarındaki her biri için ayrı olmak üzere, para
hisse senetleri ve tahviller ile altın, mücevher ve diğer taşınır malları, hakları,
alacaklıları ve gelirleriyle bunların kaynakları, borçları ve sebepleri mal bildiriminin
konusunu teşkil eder.
Bildirimin zamanı
MADDE 5. — Mal Bildirimlerinin;
a) Bu Kanun kapsamındaki göreve atanmada, göreve giriş için gerekli belgelerle,
b) Bakanlar Kurulu Üyeliğine atamalarda, atamayı izleyen bir ay içinde,
c) Seçimle gelinen görevlerde seçimin kesinleşmesi tarihini izleyen 2 ay içinde,
d) Mal varlığında önemli bir değişiklik olduğunda bir ay içinde,
e) Yönetim ve Denetim Kurulu üyelikleri ile komisyon üyeliklerine seçim ve
atamalarda göreve başlama tarihini izleyen bir ay içinde
f) Görevin sona ermesi halinde, ayrılma tarihini izleyen bir ay içinde
Verilmesi zorunludur.
(a) Bendinde yazılı bildirim verilmedikçe göreve atama yapılamaz.
Bildirimin yenilenmesi
MADDE 6. — Bu Kanun kapsamındaki görevlere devam edenler, sonu (0) ve (5)
ile biten yılların en geç Şubat ayı sonuna kadar bildirimlerini yenilerler. Yeni bildirimler
yetkili merci tarafından daha önceki bildirimler ile karşılaştırılırlar.
Bildirimlerin verileceği merciler
MADDE 7. — Bildirimlerin verileceği merciler şunlardır:
a) Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Bakanlar Kurulu üyeleri için TBMM
Başkanlığı,
b) Kamu kurum ve kuruluşlarında görevli personel için özlük işleriyle ilgili sicil
ve belge raporlarının bulunduğu makam veya merci,
c) Kurum, teşekkül ve kuruluşların genel müdürleri, yönetim ve denetim kurulu
için ilgili Bakanlık,
d) Yüksek mahkemeler üyeleri için mahkemenin başkanı,
e) Noterler için Adalet Bakanlığı,
Türkiye Büyük Millet Meclisi
336
(S. Sayısı: 356)
— 11 —
(Adalet Komisyonunun Kabul Ettiği Metin)
Haksız mal edinme
MADDE 4. — Kanuna veya genel ahlâka uygun olarak sağlandığı ispat
edilmeyen mallar veya ilgilinin sosyal yaşantısı bakımından geliriyle uygun olduğu
kabul edilemeyecek harcamalar şeklinde ortaya çıkan artışlar, bu Kanunun
uygulanmasında haksız mal edinme sayılır.
İKİNCİ BÖLÜM
Mal Bildirimleri
Bildirimlerin konusu
MADDE 5. — Bu Kanun kapsamına giren görevlilerin kendilerine, eşlerine ve
velayetleri altındaki çocuklarına ait bulunan taşınmaz malları ile görevliye yapılan aylık
net ödemenin, Ödeme yapılmayan görevlilerine ise, 1 inci derece Devlet Memurlarına
yapılan aylık net ödemenin beş katından fazla tutarındaki her biri için ayrı olmak üzere,
para, hisse senetleri ve tahviller ile altın, mücevher ve diğer taşınır malları, hakları,
alacakları ve gelirleriyle bunların kaynakları, borçları ve sebepleri mal bildiriminin
konusunu teşkil eder.
Bildirimin zamanı
MADDE 6. — Mal Bildirimlerinin;
a) Bu Kanun kapsamındaki göreve atanmada, göreve giriş için gerekli belgelerle,
b) Bakanlar Kurulu üyeliğine atanmalarda, atamayı izleyen bir ay içinde,
c) Seçimle gelinen görevlerde seçimin kesinleşmesi tarihini izleyen iki ay içinde,
d) Mal varlığında önemli bir değişiklik olduğunda bir ay içinde,
e) Yönetim ve denetim kurulu üyelikleri ile komisyon üyeliklerine seçim ve
atamalarda göreve başlama tarihini izleyen bir ay içinde,
f) Görevin sona ermesi halinde, ayrılma tarihini izleyen bir ay içinde,
Verilmesi zorunludur.
(a) bendinde yazılı bildirim verilmedikçe göreve atama yapılamaz.
Bildirimin yenilenmesi
MADDE 7. — Bu Kanun kapsamındaki görevlere devam edenler, sonu (0) ve (5)
ile biten yılların en geç Şubat ayı sonuna kadar bildirimlerini yenilerler. Yeni bildirimler
yetkili merci tarafından daha önceki bildirimler ile karşılaştırılırlar.
Bildirimlerin verileceği merciler
MADDE 8. — Bildirimlerin verileceği merciler şunlardır :
a) Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Bakanlar Kurulu Üyeleri için Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığı,
b) Kamu kurum ve kuruluşlarında görevli personel için özlük işleriyle ilgili sicil
ve belgeler raporlarının bulunduğu makam veya merci,
c) Kurum, teşebbüs, teşekkül ve kuruluşların Genel Müdürleri, yönetim ve
denetim kurulu için ilgili Bakanlık,
d) Yüksek mahkemeler üyeleri için mahkemenin başkanı,
e) Noterler için Adalet Bakanlığı,
Türkiye Büyük Millet Meclisi
(S. Sayısı: 356)
337
— 12 —
(Kırşehir Milletvekili Gökhan Maraş ve 4 Arkadaşının Teklifi)
f) Diğer kurum ve kuruluşların memur ve hizmetlileri için atamaya yetkili makam
veya mercii,
g) Türk Hava Kurumu ile Türkiye Kızılay Derneğinde görev alanlar için kurum ve
dernek genel başkanlığı,
h) Kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarında görevli olanlar kurum
başkanlığı,
i) Görevlerinden ayrılanlar için bu görevlerinde iken bildirimlerini vermeleri
gereken makam veya mercii
Bildirimlerin gizliliği,
MADDE 8. — Mal bildirimleri, özej kanunlardaki hükümler saklı kalmak kaydı
ile görevlinin sicil dosyasında saklanır. Bildirimlerin muhtevası hakkında, soruşturma
veya yargıların yapmaya yetkili merciler hariç hiçbir şekilde açıklama yapılamaz ve
bilgi verilemez.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Ceza Hükümleri
Süresinde mal bildiriminde bulunmama
MADDE 9. - 5 inci maddede belirtilen sürelerde mal bildiriminde bulunmayana
ihtarda bulunulur. İhtara rağmen bildirimde bulunmayana bir aydan 6 aya kadar hapis
cezası verilir. Soruşturma ile ilgili olarak verilen süre zarfında mal bildiriminde
bulunmayana 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezası verilir.
Gizliliğe uymama
MADDE 10. — Mal bildiriminin muhtevası hakkında 8 inci madde hükmü
dışında açıklama yapan veya bilgi yeren 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
Gerçeğe aykırı bildirimde bulunma,
MADDE 11. — Kanunen daha ağır bir cezayı gerektirmediği takdirde gerçeğe
aykırı bildirimde bulunana 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası verilir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
338
(S. Sayısı: 356)
— 13 —
(Adalet Komisyonunun Kabul Ettiği Metin)
f) Diğer kurum ve kuruluşların memur ve hizmetlileri için atamaya yetkili
makam veya mercii,
g) Türk Hava Kurumu ile Türkiye Kızılay Derneğinde görev alanlar için kurum
ve dernek genel başkanlığı,
h) Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarında görevli olanlar için kurum
başkanlığı, bunlann yönetim ve denetim kurulu üyeleri için ilgili bulunduktan
Bakanlıklar,
i) Görevlerinden ayrılanlar için bu görevlerinde iken bildirimlerini vermeleri
gereken makam veya merci,
j) Siyasî parti genel başkanları için \argıtay Cumhuriyet Başsavcılığı,
k) Kooperatifler ve birliklerin başkanları, yönetim kurulu üyeleri ve genel
müdürleri için kooperatiflerin ve birliklerin denetimlerinin yapıldığı kuruluşlar,
1) Yeminli malî müşavirler için Maliye ve Gümrük Bakanlığı,
m) Türk Hava Kurumunun, Türk Kızılay Derneğinin ve kamu yararına sayılan
derneklerin genel yönetim ve merkez denetleme kurulu üyeleri için İçişleri Bakanlığı,
bunların şube başkanları için bulunduktan ti Valilikleri,
n) İl Genel Meclisi Üyeleri için Valiler, Belediye Meclis Üyeleri için Belediye
Başkanları, Belediye Başkanları için İçişleri Bakanlığı,
o) Mal bildirimi verecek son merciler için, kendi kuruluşlarının özlük işleri ile
ilgili makam veya merci,
Görevleri sebebiyle birden fazla mal bildiriminde bulunması gerekenler aslî
görevlerinden
dolayı bir tek mal bildiriminde bulunurlar.
Bildirimlerin gizliliği
MADDE 9. — Mal bildirimleri, özel kanunlardaki hükümler saklı kalmak
kaydıyla görevlinin sicil dosyasında saklanır. Bildirimlerin içeriği hakkında, 20 nci
madde hükmü dışında hiçbir şekilde açıklama yapılamaz ve bilgi verilemez. Ayrıca mal
bildirimlerindeki bilgiler ve kayıtlar esas alınarak içeriği hakkında yayında bulunulamaz.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Ceza Hükümleri
MADDE 10. — 6 nci maddede belirtilen sürelerde mal bildiriminde
bulunmayana bildirimlerin verileceği mercilerce ihtarda bulunulur. İhtarın kendisine
tebliğinden itibaren otuz gün içinde mazeretsiz olarak bildirimde bulunmayana üç aya
kadar hapis cezası verilir. Soruşturma ile ilgili olarak verilen süre zarfında mal
bildiriminde bulunmayana üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.
Gerçeğe aykırı açıklama
MADDE 11. Mal bildiriminin muhtevası hakkında 9 uncu maddeye aykırı
davranan
üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Gerçeğe aykırı bildirimde bulunma
MADDE 12. — Kanunen daha ağır bir cezayı gerektirmediği takdirde gerçeğe
aykırı bildirimde bulunana altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
(S. Sayısı: 356)
339
— 14 —
(Kırşehir Milletvekili Gökhan Maraş ve 4 Arkadaşının Teklifi)
Haksız mal edinme, mal kaçırma veya gizleme
MADDE 12. — Kanunen daha ağır bir cezayı gerektirmediği taktirde haksız mal
edinene 3 yıldan 5 yıla kadar hapis ve S milyon liradan 10 milyona kadar ağır para
cezası verilir.
Haksız edinilen malı kaçıran veya gizleyene de aynı ceza verilir.
Zoralım
MADDE 13. — Haksız edinilmiş olan malların zoralımına hükmolunur. Bu
malların elde edilememesi veya bir malın tümünün haksız mal edinme konusu teşkil
etmemesi sebepleri ile zoralımın mümkün olmadığı hallerde haksız edinilen değere eşit
bedelinin hazineye ödenmesine karar verilir. Bu bedel, Amme Alacaklarının Tahsil
Usulü Hakkında Kanun Hükümlerine göre tahsil olunur.
Kamu hizmetlerinden yasaklanma
MADDE 14. — Bu Kanunun 9,10,11 inci maddeler hükümleri ile
cezalandırılanlara ceza süresi kadar; 12 inci madde hükmüne göre cezalandırılanlara
müebbeten kamu hizmetlerinden yasaklanma cezasına hükmolunur.
Tecil, paraya çevirme ve ön ödeme yasağı
MADDE 15. — Bu bölümde yazılı olan cezalar tecil edilemez, şahsî hürriyeti
bağlayıcı olanlar para veya tedbire çevrilemez, failleri hakkında Türk Ceza Kanununun
119 uncu maddesi hükümleri uygulanamaz.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Bu Kanunun Üçüncü Bölümdeki Suçlar ile Bazı Suçlardan
Dolayı Takip ve Yargılama Usulü
Suçlar
MADDE 16. — Bu Kanunun 3 üncü bölümde yazılı suçlarla, irtikâp, rüşvet,
ihtilas ve zimmete para geçirme, görev sırasında veya görevinden dolayı kaçakçılık,
resmî ihale ve alım ve satımlara fesat karıştırma, devlet sırlarının açıklanması veya
açıklanmasına sebebiyet verine suçlarından veya bu suçlara iştirak etmekten sanık
olanlar hakkında memurun muhakematı hakkında kanunu muvakkat hükümleri
uygulanmaz.
Yukarıdaki fıkra hükmü müsteşarlar, valiler ve kaymakamlar hakkında
uygulanamaz.
Görevleri veya sıfatları sebebi ile özel soruşturma ve kovuşturma usulüne tabiî
olan sanıklarla ilgili kanun hükümleri saklıdır.
Suçun ihbarı
MADDE 17. — Yukarıdaki maddede yazılı suçlara ilişkin ihbarlar doğrudan
Cumhuriyet Başsavcılıklarına yapılır, ihbar üzerine derhal bir ihbar tutanağı düzenlenir
ve bir örneği muhbire verilir. Acele ve gecikmesinde sakınca umulan hallerde tutanak
düzenlenmesi sonraya bırakılabilir. Muhbirlerin kimlikleri, rızaları olmadıkça
açıklanmaz.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
340
(S. Sayısı: 356)
— 15 —
(Adalet Komisyonunun Kabul Ettiği Metin)
Haksız mal edinme, mal koçuma veya gizleme
MADDE 13. — Kanunen daha ağır bir cezayı gerektirmediği takdirde haksız mal
edinene üç yıldan beş yıla kadar hapis ve beş milyon liradan on milyon liraya kadar ağır
para cezası verilir.
Haksız edinilen malı kaçıran veya gizleyene de aynı ceza verilir.
Zoralım
MADDE 14. — Haksız edinilmiş olan malların zoralımına hükmolunur. Bu
malların elde edilememesi veya bir malın tümünün haksız mal edinme konusu teşkil
etmemesi sebepleri ile zoralımın mümkün olmadığı hallerde haksız edinilen değere eşit
bedelinin hazineye ödenmesine karar verilir. Bu bedel, Amme Alacaklarının Tahsil
Usulü Hakkında Kanun Hükümlerine göre tahsil olunur.
Kamu hizmetlerinden yasaklanma
MADDE 15. — Bu Kanunun 11 ve 12 nci maddeler hükümleri ile
cezalandırılanlara ceza süresi kadar; 13 üncü madde hükmüne göre cezalandırılanlara
müebbeten kamu hizmetlerinden yasaklanma cezası hükmolunur.
Tecil, paraya çevirme ve ön ödeme yasağı
MADDE 16. — Bu bölümde yazılı olan cezalar 10 uncu maddenin birinci fıkrası
hariçtecil edilemez, şahsî hürriyeti bağlayıcı olanlar para veya tedbire çevrilemez, failleri
hakkında Türk Ceza Kanununun 119 uncu maddesi hükümleri uygulanamaz.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Bu Kananda Yazılı Suçlar İle Bazı Suçlardan Dolayı Soruşturma Usulü
Soruşturma
MADDE 17. — Bu Kanunda yazılı suçlarla, irtikâp, rüşvet, ihtilas ve zimmete
para geçirme, görev sırasında veya görevinden dolayı kaçakçılık, resmî ihale ve alım ve
satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarının açıklanması veya açıklanmasına sebebiyet
verme suçlarından veya bu suçlara iştirak etmekten samk olanlar hakkında Memurin
Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat Hükümleri uygulanmaz.
Yukarıdaki fıkra hükmü müsteşarlar, valiler ve kaymakamlar hakkında
uygulanamaz.
Görevleri veya sıfatları sebebi ile özel soruşturma ve kovuşturma usulüne tabi
olan sanıklarla ilgili kanun hükümleri saklıdır.
Suçun ihbarı
MADDE 18. — Yukarıdaki maddede yazılı suçlara ilişkin ihbarlar doğrudan
Cumhuriyet Başsavcılıklarına yapılır, thbar üzerine derhal bir ihbar tutanağı düzenlenir
ve bir örneği muhbire verilir. Acele ve gecikmesinde sakınca umulan hallerde tutanak
düzenlenmesi sonraya bırakılabilir.
Muhbirlerin kimlikleri, rızaları olmadıkça açıklanmaz.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
(S. Sayısı: 356)
341
— 16 —
(Kırşehir Milletvekili Gökhan Maraş ve 4 Arkadaşının Teklifi)
Bu suçlardan dolayı müfettiş ve muhakkikler ve soruşturma neticesinde delil veya
emare elde ettikleri takdirde, işi yetkili ve görevli Cumhuriyet Başsavcılığına ihbar ve
evrakı tevdi ederler. Cumhuriyet Başsavcılığı müfettiş ve muhakkikler tarafından
kendisine tevdiine lüzum görülmediği halde dahi evrakın taalluk ettiği iş hakkında
soruşturma yapmak üzere gerekçe göstererek evrakı ait olduğu bakanlıktan isteyebilir.
14 üncü maddede yazılı suçlardan dolayı delil veya emare elde eden müfettiş ve
muhakkikler durumu yetkili ve görevli Cumhuriyet Başsavcılığına ihbar ve evrakı tevdi
etmedikleri takdirde bunlar hakkında da yapılacak takibattan dolayı memurin
muhakematı hakkında kanunu muvakkat hükümleri uygulanmaz.
Soruşturma usulü
MADDE 18. — Cumhuriyet Savası 14 üncü maddede yazılı suçların işlendiğini
öğrendiğinde sanıklar hakkında doğrudan doğruya ve bizzat soruşturmaya başlamakla
beraber durumu atamaya yetkili amirine veya 7 nci maddede sayılan mercilere bildirir.
Cumhuriyet Savcısı soruşturmaya başladığında sanıktan mal bildiriminde
bulunmasını ister. Bu istemin sanığa ulaştığı tarihten itibaren yedi gün içinde
Cumhuriyet Savcısına mal bildiriminin verilmesi zorunludur. Soruşturmanın müfettiş
veya muhakkik tarafından yapılması halinde müfettiş veya muhakkik de ilgiliden mal
bildirimi isteminde bulunurlar. Bu istemin ilgiliye ulaştığı tarihten itibaren yedi gün
içinde müfettiş veya muhakkike mal bildiriminin verilmesi keza zorunludur.
Cumhuriyet savcısı, kamu davası açılmadan önce haksız edinildiği yolunda delil
veya emare elde edilen para veya mal ile ilgili tedbirin alınmasını görevli mahkemeden
veya para veya malın bulunduğu yer hukuk mahkemesinden isteyebilir.
Yetki
MADDE 19. —Bakanlar Kurulu Kararı veya müşterek kararla atanan memurlar
hakkında Devlet Güvenlik Mahkemesinin görevine giren suçlar hariç yukarıda yazılı
suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturmalar görevli bulundukları yere en yakın il
merkezinde yapılır. Yukarıda yazılı suçları işleyenler hakkında yapılacak soruşturma ve
kovuşturmalar yer ve zaman kaydına bakılmaksızın 3005 Sayılı Meşhut Suçların
Muhakeme Usulü Kanununa göre yapılır.
Bilgi verme zorunluluğu
MADDE 20. — özel kanunlarında aksine bir hüküm mevcut olsa bile, ilgili
kişiler, özel veya kamu kuruluşlar bu Kanuna göre soruşturma ve kovuşturmaya yetkili
kişi ve mercilerce istenen bilgileri eksiksiz vermek zorundadır.
Askerî savcılar
MADDE 21. — Cumhuriyet savcıları deyimine askerî savcılar da dâhildir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
342
(S. Sayısı: 356)
— 17 —
(Adalet Komisyonunun Kabul Ettiği Metin)
Bu suçlardan dolayı müfettiş ve muhakkikler de soruşturma neticesinde delil veya
emare elde ettikleri takdirde, işi yetkili ve görevli Cumhuriyet Başsavcılığına ihbar ve
evrakı tevdi ederler. Cumhuriyet Başsavcılığı müfettiş ve muhakkikler tarafından
kendisine tevdiine lüzum görülmediği halde dahi evrakın taalluk ettiği iş hakkında
soruşturma yapmak üzere gerekçe göstererek evrakı ait olduğu merciden isteyebilir.
17 nci maddede yazılı suçlardan dolayı delil veya emare elde eden müfettiş ve
muhakkikler durumu yetkili ve görevli Cumhuriyet Başsavcılığına ihbar ve evrakı tevdi
etmedikleri takdirde bunlar hakkında da yapılacak takibattan dolayı Memurin
Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat Hükümleri uygulanmaz.
İhbar konusu müsnet suç hakkında dava açılıncaya kadar bilgi vermek ve yayın
yapmak yasaktır.
Soruşturma usulü
MADDE 19. — Cumhuriyet Savcısı 17 nci maddede yazılı suçların işlendiğini
öğrendiğinde sanıklar hakkında doğrudan doğruya ve bizzat soruşturmaya başlamakla
beraber durumu atamaya yetkili amirine veya 8 inci maddede sayılan mercilere bildirir.
Cumhuriyet Savcısı soruşturmaya başladığında ihbarı doğrulayan emareler
bulduğu takdirde sanıktan, haksız edinilen malın kaçırıldığı yolunda delil ve emare elde
edildiği takdirde sanığın ikinci dereceye kadar kan ve sihri hısımları ile gelini ve
damadından mal bildiriminde bulunmalarını ister. Bu istemin sanığa ve diğer ilgililere
ulaştığı tarihten itibaren yedi gün içinde Cumhuriyet Savasına mal bildiriminin verilmesi
zorunludur. Soruşturmanın müfettiş veya muhakkik tarafından yapılması halinde
müfettiş veya muhakkik de sanıktan ve yukarıda sayılan ilgililerden mal bildirimi
isteminde bulunurlar. Bu istemin sanık ve ilgililere ulaştığı tarihten itibaren yedi gün
içinde müfettiş veya muhakkike mal bildiriminin verilmesi keza zorunludur.
Cumhuriyet Savcısı, kamu davası açılmadan önce haksız edinildiği yolunda
delil veya emare elde edilen para veya mal ile ilgili tedbirin alınmasını görevli
mahkemeden veya para veya malın bulunduğu yer hukuk mahkemesinden isteyebilir.
Bilgi verme zorunluluğu
MADDE 20. — Özel Kanunlarında aksine bir hüküm mevcut olsa bile ilgili
kişiler özel veya kamu kuruluşları bu Kanuna göre soruşturma ve kovuşturmaya yetkili
kişi ve mercilerce istenen bilgileri eksiksiz vermek zorundadır. Aksine davranan kişiler
hakkında üç aydan altı aya kadar hapis cezası yerilir.
Asker kişilerin soruşturması
MADDE 21. — Bu Kanunda yazılı suçların asker kişiler tarafından işlenmesi
halinde soruşturmaları askeri savalar tarafından bu Kanun hükümlerine göre yürütülür.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
(S. Sayısı: 356)
343
— 18 —
(Kırşehir Milletvekili Gökhan Maraş ve 4 Arkadaşının Teklifi)
BEŞİNCİ BÖLÜM
Muhbir İkramiyesi
İkramiye
MADDE 22. — 14 üncü maddede yazılı suçları Cumhuriyet Başsavcılığına ihbar
edenlere muhbir ikramiyesi ödenir.
İkramiyenin kapsamı, hesabı ve ödenmesi
MADDE 23. — Muhbir ikramiyesi, taban ve tavan sınırları Bakanlar Kurulunca
belirlenen gösterge rakamı ile her yıl Bütçe Kanununda gösterilen ikramiye katsayısının
çarpımı sonucu bulunacak miktar kadar meblağdan ibarettir.
Gösterge rakamı ihbarın önemi ve kapsamı nazara alınarak tespit edilir.
İkramiye, ihbar konusu suça dair mahkûmiyet kararının kesinleşmesini müteakip
ödenir.
Zoralıma karar verilen para veya malların değerinin yarısı kadar para dahi
ayrıca muhbire ikramiye olarak ödenir.
Muhbirin ölümü halinde ikramiye kanunî mirasçılarına ödenir.
Asılsız ve maksatlı ihbarda bulunan muhbire ikramiye ödenmez.
İkramiyenin yukarıdaki esaslar dahilinde hesap edilerek muhbire ödenmesine,
ihbar konusu suça dair mahkumiyet kararını veren mahkemenin bulunduğu yerin en
büyük mülkî amiri yetkilidir.
ALTINCI BÖLÜM
Çeşitli Hükümler
Yönetmelik
MADDE 24. — Mal bildiriminin şekli, düzenleniş biçimi, sayısı, neleri
kapsayacağı ve merciine nasıl ulaştırılacağı hususları ile Kanunun uygulanması
bakımından gerekli görülecek diğer konular, Kanunun yayımını izleyen altı ay içinde
Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir ve bu yönetmelik
resmî gazetede yayınlanır.
Kaldırılan hükümler
MADDE 25. — 9 Ağustos 1983 tarih ve 2871 Sayılı Kamu Görevlileri ile ilgili
Mal Bildirimi Kanunu ile bu Kanunun yürürlükten kaldırdığı kanunlar ve 15.5.1930
tarih ve 1609 Sayılı Bazı Cürümlerden Dolayı Memurlar ve Şerikleri Hakkında Takip ve
Muhakeme Usulüne Dair Kanun yürürlükten kaldırılmıştır.
GEÇİCİ MADDE 1. — Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihi takip eden bir ay
içinde 2 nci maddede sayılanlar mal bildiriminde bulunurlar.
Mal bildiriminde bulunmayan veya gerçeğe aykırı beyanda bulunanlar hakkında
üçüncü bölümdeki ceza hükümleri uygulanır.
GEÇİCİ MADDE 2. — Bu Kanunun 2 nci maddesinde sayılanlar 22 nci maddeye
müsteniden çıkartılacak yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihe kadar 9 Ağustos 1983
tarih ve 2871 Sayılı Kanuna göre hazırlanan beyannamenin alınmasına devam olunur.
GEÇİCİ MADDE 3. — Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce bu kanunla
kapsama yeni alınan suçlardan dolayı, Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu
Muvakkat hükümlerine göre, kesinleşmiş lüzumu muhakeme veya meni muhakeme
kararları hariç, yapılan tahkikat evrakı derhal ilgili Cumhuriyet Başsavcılıklarına gereği
için tevdi olunur.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (S. -Sayısı: 356)
344
-19(Adalet Komisyonunun Kabul Ettiği Metin)
BEŞİNCİ BÖLÜM
Çeşitli Hükümler
Yönetmelik
MADDE 22. — Mal bildiriminin şekli, düzenleniş biçimi, sayısı, neleri
kapsayacağı ve merciine nasıl ulaştırılacağı hususları ile Kanunun uygulanması
bakımından gerekli görülecek diğer konular, Kanunun yayımını izleyen altı ay içinde
Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir ve bu yönetmelik
resmî gazetede yayınlanır.
Kaldırılan hükümler
MADDE 23. — 9 Ağustos 1983 tarih ve 2871 sayılı Kamu Görevlileri ile ilgili
Mal Bildirme Kanunu ile bu Kanunun yürürlükten kaldırıldığı Kanunlar ve 15.5.1930
tarih ve 1609 sayılı Bazı Cürümlerden Dolayı Memurlar ve Şerikleri Hakkında Takip ve
Muhakeme Usulüne dair Kanun yürürlükten kaldırılmıştır.
GEÇİCİ MADDE 1. — Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihi takip eden bir ay
içinde 2 nci maddede sayılanlar mal bildiriminde bulunurlar. Mal bildiriminde
bulunmayan veya gerçeğe aykırı beyanda bulunanlar hakkında üçüncü bölümdeki ceza
hükümleri uygulanır.
GEÇİCİ MADDE 2. — Bu Kanunun İnci maddesinde sayılanlardan 22 nci
maddeye müsteniden çıkartılacak yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihe kadar 9 Ağustos
1983 tarih ve 2871 sayılı Kanuna göre hazırlanan beyannamenin alınmasına devam
olunur.
GEÇİCİ MADDE 3. — Bu Kanunun yürüdüğe girdiği tarihten önce bu Kanunla
kapsama yeni alınan suçlardan dolayı, Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu
Muvakkat Hükümlerine göre, kesinleşmiş lüzumu muhakeme veya meni muhakeme
kararları hariç, yapılan tahkikat evrakı derhal ilgili Cumhuriyet Başsavcılıklarına gereği
için tevdi olunur.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
(S. Sayısı: 356)
345
— 20 —
(Kırşehir Milletvekili Gökhan Maraş ve 4 Arkadaşının Teklifi)
Yürürlük
MADDE 26. — Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 27. — Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
346
(S. Sayısı: 356)
— 21 —
(Adalet Komisyonunun Kabul Ettiği Metin)
Yürürlük
MADDE 24. — Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 25. — Bu Kanun hükümlerini Balkanlar Kurulu yürütür.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
(S. -Sayısı: 356)
347
MAL BİLDİRİMİNDE BULUNULMASI HAKKINDA YÖNETMELİK
Bakanlar Kurulu Kararının Tarihi: 10.8.1990, No: 90/748
Yayımlandığı R. Gazetenin Tarihi: 15.11.1990, No: 20696
BİRİNCİ BÖLÜM
Genel Hükümler
Amaç
Madde 1 – Bu Yönetmeliğin amacı; 3628 sayılı Kanun gereğince verilecek
olan mal bildiriminin şeklini, düzenleniş biçimini, sayısını, neleri
kapsayacağını, merciine nasıl ulaştırılacağını ve bu Kanunun uygulanmasına
ilişkin diğer esas ve usulleri düzenlemektir.
Haksız mal edinme
Madde 2 – Mevzuata veya genel ahlaka uygun olarak sağlandığı ispat
edilemeyen mallar veya ilgilinin sosyal yaşantısı bakımından geliriyle uygun
olduğu kabul edilemeyecek harcamalar şeklinde ortaya çıkan artışlar, bu
Yönetmeliğin uygulanmasında haksız mal edinme sayılır.
İKİNCİ BÖLÜM
Mal Bildiriminde Bulunacaklar ve Verileceği Merciler
Mal bildiriminde bulunacaklar
Madde 3 – Aşağıda sayılanlar mal bildiriminde bulunmak zorundadırlar:
a) Her türlü seçimle iş başına gelen kamu görevlileri ve dışarıdan atanan
Bakanlar Kurulu üyeleri (muhtarlar ve ihtiyar heyeti üyeleri hariç),
b) Noterler,
c) Türk Hava Kurumunun genel yönetim ve merkez denetleme kurulu
üyeleri ile genel merkez teşkilatında ve Türk Kuşu Genel Müdürlüğünde,
Türkiye Kızılay Derneğinin merkez kurullarında ve Genel Müdürlük
teşkilatında görev alanlar ve bunların şube başkanları,
d) Genel ve katma bütçeli daireler, il özel idareleri, belediyeler ve bunlara
bağlı kuruluş veya alt kuruluşlarda, kamu iktisadi teşebbüsleri (iktisadi devlet
teşekkülleri ve kamu iktisadi kuruluşları) ile bunlara bağlı müessese, bağlı
ortaklık ve işletmelerde, özel kanunlarla veya özel kanunların verdiği yetkiye
dayanılarak kurulan ve kamu hizmeti gören kurum ve kuruluşlar ile bunların
348
alt kuruluşlarında veya komisyonlarında aylık, ücret ve ödenek almak suretiyle
kamu hizmeti gören memurları, işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri ile
yönetim ve denetim kurulu üyeleri,
e) Kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarında görevli olanlar ile
bunların yönetim ve denetim kurulu üyeleri (5590 sayılı Kanuna göre kurulan
oda ve borsaların oda ve borsa meclisi ile yönetim kurulu üyeleri dahil),
f) Siyasi parti genel başkanları, vakıfların idare organlarında görev alanlar,
kooperatiflerin ve birliklerinin başkanları, yönetim kurulu üyeleri ve genel
müdürleri, yeminli mali müşavirler, kamuya yararlı dernek yönetici ve
deneticileri,
g) Gazete sahibi gerçek kişiler ile gazete sahibi şirketlerin yönetim ve
denetim kurulu üyeleri, sorumlu müdürleri, başyazarları ve fıkra yazarları,
h) Özel kanunlarına göre mal bildiriminde bulunmak zorunda olanlar
(konfederasyon, sendika ve sendika şubesi başkan ve yöneticileri dahil).
Eşlerin mal bildirimi
Madde 4 – Her ikisi de 3 üncü madde kapsamında bulunan eşlerin her biri
ayrı ayrı mal bildiriminde bulunmak zorundadır. Bu takdirde, eşlerden her biri,
eşi ile velayeti altındaki çocuklarının da mallarını bildirirler.
Birden fazla mal bildirimi
Madde 5 – Kamu görevlilerinden asli görevleri uhdelerinde kalmak
kaydıyla ikinci bir görevi yürütenler (yönetim kurulu veya danışma kurulu
üyeliği gibi) ya da vekaleten tedvir edenler, sadece asli görevlerinden dolayı tek
mal bildiriminde bulunurlar.
Kamu görevlisi olmayıp da 3628 sayılı Kanuna göre birden fazla mal
bildiriminde bulunması gerekenler, bu mercilerden yalnız birine mal
bildiriminde bulunurlar. Ancak, mal bildiriminde bulunulan mercii, diğer
kuruma da bilgi vermekle yükümlüdür.
Mal bildiriminin verileceği merciler
Madde 6 – Mal bildiriminin verileceği merciler şunlardır:
a) Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Bakanlar Kurulu üyeleri için, Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığı,
b) Kamu kurum ve kuruluşlarında görevli personel için, özlük işleri ile
ilgili birimler,
349
c) Kurum, teşebbüs, teşekkül ve kuruluşların genel müdürleri ile yönetim
ve denetim kurulu üyeleri için, ilgili bakanlıklar,
d) Yüksek mahkemelerin daire başkan ve üyeleri için, ilgili mahkemenin
başkanı,
e) Noterler için Adalet Bakanlığı,
f) Diğer kurum ve kuruluşların memur ve hizmetlileri için, atamaya yetkili
makamları,
g) Türk Hava Kurumu ile Türkiye Kızılay Derneğinde görev alanlar için,
kurum ve dernek genel başkanlığı,
h) Kamu Kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarında görevli olanlar için,
kurum başkanlığı; bunların yönetim ve denetim kurulu üyeleri için, ilgili
bulundukları bakanlıklar,
i) Görevlerinden ayrılanlar için, bu görevlerinde iken bildirimlerini
vermeleri gereken makam veya merci,
j) Siyasi parti genel başkanları için, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı,
k) Kooperatifler ve birliklerinin başkanları, yönetim kurulu üyeleri ve genel
müdürleri için, kooperatiflerin ve birliklerinin denetimlerinin yapıldığı
kuruluşlar,
l) Yeminli mali müşavirler için, Maliye ve Gümrük Bakanlığı,
m) Türk Hava Kurumunun, Türkiye Kızılay Derneğinin ve kamu yararına
sayılan derneklerin genel yönetim ve merkez denetleme kurulu üyeleri için,
İçişleri Bakanlığı; bunların şube başkanları için, bulundukları il valilikleri,
n) İl genel meclisi üyeleri için, ilgili valilikler, belediye meclisi üyeleri için,
ilgili belediye başkanlıkları, belediye başkanları için, İçişleri Bakanlığı,
o) Mal bildirimi verecek son merciler için, kendi kuruluşlarının özlük işleri
ile ilgili makam veya merci,
p) Gazete sahibi gerçek kişiler ile gazete sahibi şirketlerin yönetim ve
denetim kurulu üyeleri, sorumlu müdürleri, başyazarları ve fıkra yazarları için,
bulundukları yer en büyük mülki amirliği,
r) Vakıfların idare organlarında görev alanlar için, Vakıflar Genel
Müdürlüğü.
Sorumluluk
Madde 7 – 6 ncı maddede belirtilen merciler, mal bildirimlerinin süresi
içinde verilmesini sağlamakla sorumludurlar. Bu merciler mal bildirimlerinin
verilmesini izlemek için birim veya personel görevlendirirler.
350
Ayrıca, müsteşarlar, merkez teşkilatları ile varsa bağlı ve ilgili
kuruluşlarında görevli her düzeydeki kamu personelinin mal bildirimlerinin
verilmesi, verilen mal bildirimlerine ilişkin olarak 18 nci madde uyarınca gerekli
inceleme ve karşılaştırmaların yapılmasını sağlamak ve bu çerçevede yapılacak
çalışmalar sonucunda, gerekli görülen hallerde personelin mal bildirimleri
hakkında ilgili denetim birimlerince inceleme yapılması için girişimde bulunmak
veya konuyu Cumhuriyet başsavcılıklarına bildirmekle görevli ve sorumludur.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Mal Bildirimleri
Mal bildiriminin konusu
Madde 8 – 3 üncü maddede sayılanların kendilerine, eşlerine ve
velayetleri altındaki çocuklarına ait bulunan;
a) Taşınmaz malları (arsa ve yapı kooperatif hisseleri dahil),
b) Kendilerine aylık ödenenler, net aylık tutarının beş katından; aylık
ödenmeyenler ise Genel İdare Hizmetleri sınıfında birinci derecenin birinci
kademesindeki şube müdürüne ödenen net aylığın beş katından fazla değer ve
tutarındaki;
1) Para ve para hükmündeki kıymetli kağıtları,
2) Hisse senedi ve tahvilleri,
3) Altın ve mücevheratı,
4) Her türlü kara, deniz ve hava taşıt araçları, traktör, biçer-döver, harman
makinası ve diğer ziraat makinaları, inşaat ve iş makinaları, hayvanlar,
koleksiyon ve ev eşyaları ile diğer taşınır malları,
5) Hakları,
6) Alacakları,
7) Borçları,
8) Gelirleri,
mal bildirimine konu teşkil eder. (b) bendinde belirtilen mal, hak, alacak,
borç ve gelirlerin ayrı ayrı toplam değerleri tek kalem halinde gösterilir.
Mallar, mal bildirimi tarihindeki değerleri esas alınmak suretiyle beyan
olunur.
Genel İdare Hizmetleri sınıfında birinci derecenin birinci kademesindeki
şube müdürüne ödenen her türlü zam ve tazminatlar dahil net aylık miktarı,
351
aylıklara uygulanan katsayının belirlenmesini müteakip Maliye ve Gümrük
Bakanlığınca tesbit ve ilan olunur.
Mal bildiriminin verilme zamanı
Madde 9 – Mal bildirimlerinin;
a) 3 üncü maddede sayılan görevlere atanmada, göreve giriş için gerekli
olan belgelerle birlikte,
b) Bakanlar Kurulu üyeleri için, atamayı izleyen bir ay içinde,
c) Seçimle gelinen görevlerle, seçimin kesinleşme tarihini izleyen iki ay
içinde,
d) Yönetim ve denetim kurulları ile komisyon üyeliklerine seçilen veya
atananlar için, göreve başlama tarihini izleyen bir ay içinde,
e) Görevi sona erenler ayrılma tarihini izleyen bir ay içinde,
f) Gazete sahibi gerçek kişiler ile gazete sahibi şirketlerin yönetim ve
denetim kurulu üyeleri için, faaliyete geçme tarihini; sorumlu müdürleri,
başyazarları ve fıkra yazarları için, bu işe veya görevlerine başlama tarihini
izleyen bir ay içinde,
g) Özel kanunlarına göre mal bildiriminde bulunması gerekenler için,
kanunlarında öngörülen süre içinde,
verilmesi zorunludur.
(a) bendinde yazılı durumlarda mal bildirimi verilmedikçe atama işlemi
yapılamaz.
Ek mal bildirimi
Madde 10 – 3 üncü maddede sayılan görevlerde bulunanlar, eşleri velayeti
altındaki çocukları ve kendilerinin şahsi mal varlıklarında önemli bir değişiklik
olduğunda, değişikliği izleyen bir ay içinde yeni edindikleri mal, hak, gelir,
alacak ve borçlara münhasır olmak üzere ek mal bildirimi vermek zorundadırlar.
8 inci maddede gösterilen mahiyet ve miktardaki malın iktisabı ile hak, alacak
veya gelir sağlanması veya borçlanılması, mal varlığında önemli değişiklik
sayılır.
Mal bildiriminin yenilenmesi
Madde 11 – 3 üncü maddede belirtilen görevlere devam edenler, sonu (0)
ve (5) ile biten yıların en geç Şubat ayı sonuna kadar bildirimlerini yenilemek
zorundadırlar.
352
Mal bildirim formunun doldurulması
Madde 12 – Ekli “Mal Bildirimi Formu” tek nüsha olarak doldurulur ve
tarih belirtilmek suretiyle imzalanır.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Hediye ve Hibeler
Hediye ve hibe
Madde 13 – 3 üncü maddede belirtilen kamu görevlileri, milletlerarası
protokol, mücamele veya nezaket kaideleri uyarınca veya diğer herhangi bir
sebeple yabancı devletlerden, milletlerarası kuruluşlardan, sair milletlerarası
hukuk tüzel kişiliklerinden, Türk uyruğunda olmayan herhangi bir gerçek veya
tüzel kişi veya kuruluştan, aldıkları tarihteki değeri on aylık net asgari ücret
toplamını aşan her hediye veya hibe niteliğindeki eşyayı, aldıkları tarihten
itibaren bir ay içinde kendi kurumlarına teslim etmek zorundadırlar.
Ancak, yabancı devlet adamları ve milletlerarası kuruluş temsilcileri
tarafından verilen imzalı hatıra fotoğraflarının çerçeveleri bu madde
hükümlerine dahil değildir.
Hediye ve hibe eşyalarda yapılacak işlem
Madde 14 – 3 üncü maddede belirtilen kamu görevlileri ve bunların
eşlerine, milletlerarası protokol, mücamele veya nezaket kaideleri uyarınca veya
diğer herhangi bir sebeple yabancı devletlerden, milletlerarası kuruluşlardan,
sair milletlerarası hukuk tüzel kişiliklerinden, Türk uyruğunda olmayan
herhangi bir gerçek veya tüzel kişi veya kuruluş tarafından verilen hediye veya
hibe niteliğindeki eşyayı alan ilgilisi, bu eşya değerinin on aylık net asgari ücret
toplamını aşan değerde olduğunu belirlemesi halinde, yurtiçinde aldıkları
tarihten, yurtdışında yurda dönüşleri tarihinden itibaren ongün içinde
bulundukları il defterdarlığına (takdir komisyonu başkanlığına) değer takdiri
için kurumları vasıtasıyla gönderir.
Hediye veya hibe niteliğindeki bu eşyanın (yabancı devlet adamları ve
milletlerarası kuruluş temsilcileri tarafından verilen imzalı hatıra
fotoğraflarının çerçeveleri hariç) gerçek değerinin takdiri ile net asgari ücretin
on aylık toplamını aşıp aşmadığı, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun değişik 72
nci maddesine göre kurulan takdir komisyonunca en geç on gün içinde tesbit
olunarak ilgiliye ve bağlı bulunduğu kuruma bildirilir.
Kıymet takdirini müteakip, takdir komisyonu tarafından ilgilisine geri
verilen hediye veya hibe niteliğindeki eşyadan değeri net asgari ücretin on aylık
353
toplamını aşanlar, ilgilisi tarafından en geç on gün içinde kendi kurumlarına
verilir.
Bu eşyalar, kurumca sergilenmek veya başka bir şekilde muhafaza edilmek
suretiyle değerlendirilir veya ilgisi sebebiyle diğer bir kuruma tevdi edilebilir.
BEŞİNCİ BÖLÜM
Çeşitli Hükümler
Mal bildirimlerinin gizliliği
Madde 15 – Mal bildirimleri, 6 ncı maddede belirtilen makam veya
mercilerin ilgili birimlerinde, ilgililerin varsa sicil yoksa özel dosyalarında
saklanır. Mal bildirimlerinin içeriği hakkında soruşturma ve kovuşturmaya
yetkili merciler dışındakilere açıklama yapılmaz, bilgi verilemez.
Bilgi verme zorunluluğu
Madde 16 – Özel kanunlarında aksine bir hüküm mevcut olsa dahi, ilgili
kişiler ile özel ve kamu kuruluşları, 3628 sayılı Kanunla soruşturma ve
kovuşturmaya yetkili kılınan kişi ve mercilerce istenen bilgileri eksiksiz vermek
zorundadır.
Süresinde mal bildiriminde bulunmama
Madde 17 – Bu Yönetmelikte belirtilen süreler içinde mal bildiriminde
bulunmayanlara, bildirimin verileceği mercilerce yazılı olarak ihtarda
bulunulur. Bu ihtar, ilgilisine Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebliğ olunur.
İhtarın kendisine tebliğinden itibaren bir ay içinde bildirimde
bulunmayanlar hakkında gerekli işlem yapılmak üzere yetkili Cumhuriyet
başsavcılığına suç duyurusunda bulunulur.
Müfettiş ve muhakkikler de, soruşturma ile ilgili olarak verdikleri süre
zarfında mal bildiriminde bulunmayan hakkında yetkili Cumhuriyet
başsavcısına suç duyurusunda bulunurlar.
Mal bildirimlerinin karşılaştırılması
Madde 18 – Yeni ve ek bildirimler, 6 ncı maddede belirtilen yetkili
merciler tarafından daha önceki bildirimler ile karşılaştırılır.
6 ncı maddenin (b) ve (c) bendlerinde belirtilen mercilerde toplanan mal
bildirimlerinde yer alan bilgiler, Başbakanlıkça belirlenecek esaslar çerçevesinde,
kamu kurumları bilgisayarlarında mevcut bilgilerle bilgisayar ortamında ve
gizliliği sağlanacak şekilde karşılaştırılır.
354
Yapılan karşılaştırma sonucunda gerçeğe aykırı bildirimde bulundukları
veya haksız mal edindikleri, kaçırdıkları veya gizledikleri anlaşılanlar hakkında
yetkili mercilerce Cumhuriyet başsavcılıklarına suç duyurusunda bulunulur.
Hukuki dayanak
Madde 19 – Bu Yönetmelik, 19/4/1990 tarihli ve 3628 sayılı Mal
Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanununun 22
nci maddesi uyarınca düzenlenmiştir.
Yürürlük
Madde 20 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
Madde 21 – Bu Yönetmelik hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ KİMLİK NUMARASI
MAL
BİLDİRİMİNDE
BULUNULMASI
HAKKINDA
YÖNETMELİKTE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK,
Bakanlar Kurulu’nca 4/1/2010 tarihinde kararlaştırılmıştır. Karar Sayısı:
2010/2, (5 Şubat 2010 CUMA - Sayı: 27484 Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.)
“MADDE 1 – 10/8/1990 tarihli ve 90/748 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı
ile yürürlüğe konulan Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmeliğin
eki “Mal Bildirimi Formu”nda yer alan “NÜFUS CÜZDAN SERİ NO”
ibareleri “TÜRKİYE CUMHURİYETİ KİMLİK NUMARASI” olarak
değiştirilmiştir.”
355
EK - Mal Bildirimi Formu
MAL BİLDİRİMİ
KURUMU
GÖREVİ
SİCİL NO.
3628 sayılı Kanunun 2 nci ve Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmeliğin 8 nci maddesine göre mal bildiriminde bulunacak olanlar kendileri ile eşleri ve velayetleri
altındaki çocuklarının taşınır ve taşınmaz mallan ile arsa ve yapı kooperatifi gibi kooperatiflerde bulunan hisselerini değerleri ne olursa olsun formun 2 nci ve 3 ncü bölümlerine
kaydetmek zorundadırlar. Formun 4 - 8 nci bölümlerine kaydedilmesi gereken her türlü kara, deniz ve hava taşıt araçları, traktör, biçer döver, harman makinası ve diğer ziraat
makinalan, inşaat ve iş makinalan, hayvanlar, kolleksiyon ve antika ev eşyaları ile haklan, alacaklar, borçlar ve gelirlerden, kendilerine ödeme yapılanlara aylık net ödemenin,
ödeme yapılmayanlara ise GİH sınıfındaki 1 . derece Şube Müdürüne yapılan aylık net ödemenin, beş katından fazla tutardaki kısmı beyan edilir.
KİMLİK BİLGİLERİ
BÖLÜM - 1
SIRA
NO.
YAKINLIĞI (1)
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
KİMLİK NO.
HİSSE
MİKTARI
EDİNME TARİHİ
MALİKİN TÜRKİYE
CUMHURİYETİ KİMLİK NO.
HİSSE
DEĞERİ
ÜYELİK TARİHİ
HİSSEDARIN TÜRKİYE
CUMHURİYETİ KİMLİK NO.
EDİNME DEĞERİ
MODEL YILI EDİNME TARİHİ
SAHİBİNİN TÜRKİYE
CUMHURİYETİ KİMLİK NO.
EDİNME DEĞERİ
MODEL YILI EDİNME TARİHİ
SAHİBİNİN TÜRKİYE
CUMHURİYETİ KİMLİK NO.
TAŞINMAZ MAL BİLGİLERİ
BÖLÜM - 2
SIRA
NO.
DOĞUM
YERİ
DOĞUM TARİHİ
ADI VE SOYADI
TAŞINMAZIN
CİNSİ (2)
DEĞERİ
ADRESİ (mahal, ada, parsel nosu dahil)
KOOPERATİF BİLGİLERİ
BÖLÜM - 3
SIRA
NO.
KOOPERATİFİN ADI VE YERİ
TAŞINIR MAL BİLGİLERİ
BÖLÜM - 4
A -TAŞIT BİLGİLERİ
SIRA
NO.
PLAKA NO.
TAŞITIN
CİNSİ (3)
TAŞITIN
MARKASI
B - DİĞER TAŞINIR MALLAR
SIRA
NO.
356
TAŞINIR MALIN CİNSİ (4)
BÖLÜM - 5
SIRA
NO.
BANKA VE MENKUL DEĞERLERE AİT BİLGİLER
PARA VEYA MENKUL DEĞERİN NİTELİĞİ (5)
BÖLÜM -6
CİNSİ
BÖLÜM -7
BÖLÜM - 8
SAHİBİNİN TÜRKİYE
CUMHURİYETİ KİMLİK NO.
MİKTARI
SAHİBİNİN TÜRKİYE
CUMHURİYETİ KİMLİK NO.
ALTIN VE MÜCEVHERAT BİLGİLERİ
SIRA
NO.
SIRA
NO.
CİNSİ
MİKTARI
DEĞERİ
BORÇ -ALACAK BİLGİLERİ
BORÇLUNUN ADI VE SOYADI (6)
ALACAKLININ ADI VE SOYADI (6)
BORÇ / ALACAK TUTARI
HAKLAR VE BEYANI GEREKLİ GÖRÜLEN DİĞER SERVET UNSURLARI
SIRA
NO. HAK (7) VEYA BEYANI GEREKLİ GÖRÜLEN DİĞER SERVET UNSURLARI
EDİNME ŞEKLİ
AÇIKLAMALAR
BİLDİRİM SAHİBİNİN
1) Yakınlığı sütununa "kendi", "eşi" veya "çocuğu" ibaresi yazılacaktır.
ADI
2) Bu bölüme "bina", "arsa" veya "arazi" yazılacaktır.
SOYADI :
3) Bu bölüme kara, deniz veya hava ulaşım araçları yazılacaktır,
TARİH :
4) Silah, pul, diğer kolleksiyonlar, antikalar, kıymetli tablolar, hayvanlar vs.
SAHİBİNİN TÜRKİYE
CUMHURİYETİ KİMLİK NO.
:
İMZA
5) Yurtiçindeki veya yurt dışındaki bankalar ile özel finans kuruluşlarında bulunan para veya
menkuldeğerler yazılacaktır.
6) Tüzel kişilerde unvan yazılacaktır.
7) Menkul mallara ait ihtira berati, alameti farika ve telif hakkı gibi haklar yazılacaktır.
357
YİRMİBİRİNCİ BÖLÜM
EKLER
EK-1: GENEL YÖNETİM KAPSAMINDAKİ KAMU İDARELERİ
Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri (I) Sayılı Cetvel
1) Türkiye Büyük Millet Meclisi
2) Cumhurbaşkanlığı
3) Başbakanlık
4) Anayasa Mahkemesi
5) Yargıtay
6) Danıştay
7) Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu
8) Sayıştay
9) Adalet Bakanlığı
10) Millî Savunma Bakanlığı
11) İçişleri Bakanlığı
12) Dışişleri Bakanlığı
13) Maliye Bakanlığı
14) Millî Eğitim Bakanlığı
16) Sağlık Bakanlığı
17) Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı
19) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
21) Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı
22) Kültür ve Turizm Bakanlığı
24) Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı
25) Avrupa Birliği Bakanlığı
26) Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı
27) Çevre ve Şehircilik Bakanlığı
28) Ekonomi Bakanlığı
29) Gençlik ve Spor Bakanlığı
358
30) Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı
31) Gümrük ve Ticaret Bakanlığı
32) Kalkınma Bakanlığı
33) Orman ve Su İşleri Bakanlığı
34) Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği
35) Millî İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı
36) Jandarma Genel Komutanlığı
37) Sahil Güvenlik Komutanlığı
38) Emniyet Genel Müdürlüğü
39) Diyanet İşleri Başkanlığı
40) Hazine Müsteşarlığı
42) Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı
43) Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu
44) Devlet Personel Başkanlığı
45) Türkiye İstatistik Kurumu
46) Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı
47) Gelir İdaresi Başkanlığı
49) Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü
50) Meteoroloji Genel Müdürlüğü
52) Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü
53) Türkiye Halk Sağlığı Kurumu
54) Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu
Özel Bütçeli İdareler (II) Sayılı Cetvel
a.Yükseköğretim
Enstitüleri
Kurulu,
Üniversiteler,
Yüksek
Teknoloji
1. Yükseköğretim Kurulu
2. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı
3. İstanbul Üniversitesi
4. İstanbul Teknik Üniversitesi
359
5. Ankara Üniversitesi
6. Karadeniz Teknik Üniversitesi
7. Ege Üniversitesi
8. Atatürk Üniversitesi
9. Orta Doğu Teknik Üniversitesi
10. Hacettepe Üniversitesi
11. Boğaziçi Üniversitesi
12. Dicle Üniversitesi
13. Çukurova Üniversitesi
14. Anadolu Üniversitesi
15. Cumhuriyet Üniversitesi
16. İnönü Üniversitesi
17. Fırat Üniversitesi
18. Ondokuz Mayıs Üniversitesi
19. Selçuk Üniversitesi
20. Uludağ Üniversitesi
21. Erciyes Üniversitesi
22. Akdeniz Üniversitesi
23. Dokuz Eylül Üniversitesi
24. Gazi Üniversitesi
25. Marmara Üniversitesi
26. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi
27. Trakya Üniversitesi
28. Yıldız Teknik Üniversitesi
29. Yüzüncü Yıl Üniversitesi
30. Gaziantep Üniversitesi
31. Abant İzzet Baysal Üniversitesi
32. Adnan Menderes Üniversitesi
33. Afyon Kocatepe Üniversitesi
34. Balıkesir Üniversitesi
360
35. Celal Bayar Üniversitesi
36. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi
37. Dumlupınar Üniversitesi
38. Gaziosmanpaşa Üniversitesi
39. Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü
40. Harran Üniversitesi
41. İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü
42. Kafkas Üniversitesi
43. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi
44. Kırıkkale Üniversitesi
45. Kocaeli Üniversitesi
46. Mersin Üniversitesi
47. Muğla Üniversitesi
48. Mustafa Kemal Üniversitesi
49. Niğde Üniversitesi
50. Pamukkale Üniversitesi
51. Sakarya Üniversitesi
52. Süleyman Demirel Üniversitesi
53. Zonguldak Karaelmas Üniversitesi
54. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi
55. Galatasaray Üniversitesi
56. Ahi Evran Üniversitesi
57. Kastamonu Üniversitesi
58. Düzce Üniversitesi
59. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi
60. Uşak Üniversitesi
61. Rize Üniversitesi
62. Namık Kemal Üniversitesi
63. Erzincan Üniversitesi
64. Aksaray Üniversitesi
361
65. Giresun Üniversitesi
66. Hitit Üniversitesi
67. Bozok Üniversitesi
68. Adıyaman Üniversitesi
69. Ordu Üniversitesi
70. Amasya Üniversitesi
71. Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi
72. Ağrı Dağı Üniversitesi
73. Sinop Üniversitesi
74. Siirt Üniversitesi
75. Nevşehir Üniversitesi
76. Karabük Üniversitesi
77. Kilis 7 Aralık Üniversitesi
78. Çankırı Karatekin Üniversitesi
79. Artvin Çoruh Üniversitesi
80. Bilecik Üniversitesi
81. Bitlis Eren Üniversitesi
82. Kırklareli Üniversitesi
83. Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi
84. Bingöl Üniversitesi
85. Muş Alparslan Üniversitesi
86. Mardin Artuklu Üniversitesi
87. Batman Üniversitesi
88. Ardahan Üniversitesi
89. Bartın Üniversitesi
90. Bayburt Üniversitesi
91. Gümüşhane Üniversitesi
92. Hakkâri Üniversitesi
93. Iğdır Üniversitesi
94. Şırnak Üniversitesi
362
95. Tunceli Üniversitesi
96. Yalova Üniversitesi
97) Türk-Alman Üniversitesi
98) Yıldırım Beyazıt Üniversitesi
99) Bursa Teknik Üniversitesi
100) İstanbul Medeniyet Üniversitesi
101) İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi
102) Konya Üniversitesi
103) Kayseri Abdullah Gül Üniversitesi
104) Erzurum Teknik Üniversitesi
105) Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesi
b. Özel bütçeli diğer idareler
1) Savunma Sanayi Müsteşarlığı
2) Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu
3) Atatürk Araştırma Merkezi
4) Atatürk Kültür Merkezi
5) Türk Dil Kurumu
6) Türk Tarih Kurumu
7) Türkiye ve Orta-Doğu Amme İdaresi Enstitüsü
8) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu
9) Türkiye Bilimler Akademisi
10) Türkiye Adalet Akademisi
11) Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu
12) Karayolları Genel Müdürlüğü
13) Spor Genel Müdürlüğü
14) Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü
15) Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü
16) Orman Genel Müdürlüğü
17) Vakıflar Genel Müdürlüğü
363
18) Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü
20) Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü
21) Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü
22) Türk Akreditasyon Kurumu
23) Türk Standartları Enstitüsü
25) Türk Patent Enstitüsü
26) Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü
27) Türkiye Atom Enerjisi Kurumu
28) Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme İdaresi
Başkanlığı
30) Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı
32) GAP Bölge Kalkınma İdaresi
33) Özelleştirme İdaresi Başkanlığı
35) Ceza ve İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İş Yurtları Kurumu
36) Meslekî Yeterlilik Kurumu
37) Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı
38) Türkiye Yazma Eserler Başkanlığı
39) Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı
40) Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı
41) Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı
42) Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü
43) Türkiye Su Enstitüsü
44) Türkiye İlaç ve Tıbbî Cihaz Kurumu
364
Düzenleyici ve Denetleyici Kurumlar (III) Sayılı Cetvel
1. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu
2. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu
3. Sermaye Piyasası Kurulu
4. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu
5. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu
6. Kamu İhale Kurumu
7. Rekabet Kurumu
8. Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu
9) Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu
Sosyal Güvenlik Kurumları (IV) Sayılı Cetvel
1. Sosyal Güvenlik Kurumu
2. Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü
365
EK-2: KAMU GÖREVLİLERİ SAYISI
Genel Bütçe Y.Ö.K.,
Kapsamındaki ÜniversiteKamu
ler, Yüksek
İdareleri
Teknoloji
Enstitüleri
2.045.333
301.339
Özel
Bütçeli
Diğer
İdareler
59.182
Düzenleyici Sosyal
ve
Güvenlik
Denetleyici KurumlaKurumlar rı
4.787
37.003
Döner
190 Sayılı
Sermayeler K.H.K.
Kefalet
KapsamındaSandıkları ki Diğer
Kamu
İdareleri
27.132
GENEL TOPLAM
7.403
2.482.179
Kaynak: http://www.bumko.gov.tr/TR/Genel/BelgeGoster.aspx/2012Yılı Bütçe
Gerekçesi
190 Sayılı K.H.K. Kapsamındaki Diğer Kamu İdareleri
- Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü
- İller Bankası Genel Müdürlüğü
- Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü
- Üniversiteler Arası Kurul Başkanlığı
- MSB Akaryakıt İkmal ve NATO POL Tesisleri İşletme Başkanlığı
- Toplu Konut İdaresi Başkanlığı
366
EK-3: MAHALLİ İDARELER PERSONEL SAYISI
MEMUR
SÖZLEŞMELİ
SÜREKLİ
İŞÇİ
GEÇİCİ
İŞÇİ
TOPLAM
İl Özel
İdaresi (81)
9.404
1537
28626
260
39827
Belediyeler
(2950)
81732
13621
112909
7736
215998
Belediyelere
Bağlı
İdareler (19)
7404
1104
18470
327
27307
454
364
2537
1270
4955
99,326
16,626
162,542
9,593
288,087
İDARE
Mahalli
İdare
Birlikleri
(1793)
GENEL
TOPLAM
Kaynak:http://www.migm.gov.tr/Dokumanlar/2010%20MAHALLI_IDARELE
R_GENEL_FAALIYET_RAPORU.pdf (ET:18.08.2011)
367
EK-4: KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ PERSONEL SAYISI
UNVAN
Üst Düzey Unvanlılar
(1 sayılı Liste)
SAYI
4.255
Diğer Unvanlılar
(2 sayılı Liste)
TOPLAM
70.551
Kaynak: http://www.dpb.gov.tr/dpb_istatistikler.html
368
74.806
EK-15: YÜCE DİVAN KARARI
YÜCE DİVAN KARARI 659
(TÜRK MİLLETİ ADINA)
Esas Sayısı: 2004/4 (Yüce Divan)
Karar Sayısı: 2007/2
Karar Günü: 5.10.2007
…
I- DAVANIN YÜCE DİVANA GELİŞ BİÇİMİ
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 6.1.2004 gün ve 792 numaralı
kararı üzerine (9/8) Esas Numaralı Meclis Soruşturması Komisyonu
kurulmuş, bu komisyonun 21.10.2004 gün ve Esas: A.01.1.GEÇ.9/8-226,
Karar: 8 sayılı raporu Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda
9.11.2004 günü görüşülmüş ve 827 sayılı kararla eski …. Bakanı ... Yüce
Divana sevkedilmiştir.
…
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 12.11.2004 gün ve 25641 sayılı
Resmi Gazete’de yayımlanan kararı şöyledir:
“Karar No: 827 Karar Tarihi: 9.11.2004
Sayın Bakan’ın çeşitli dönemlerinde verdiği mal bildirimlerinde
özellikle döviz varlıkları yönünden büyük farklılıklar bulunduğu, 1995
yılındaki mal bildirimi ile Komisyonumuza verdiği mal bildirimi
arasındaki farklılık ve artışların-özellikle 29.05.1999
ile 05.09.2001 tarihi arasındakilerin-izah edilemediği,
…
Anayasanın 100 üncü maddesi uyarınca Yüce Divana sevkine 2
geçersiz, 8 boş, 3 çekimser ve 9 red oyuna karşılık 408 kabul oyuyla karar
verilmiştir.”
659
http://www.anayasa.gov.tr/images/loaded/pdf_dosyalari/k2007-2.pdf (ET:12.01.2010)
369
II- SANIĞA YÜKLENEN SUÇLAR
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 827 sayılı Yüce Divana sevk
kararına esas alınan Meclis soruşturması komisyonunun 21.10.2004
günlü, E: 9/8, K: 8 sayılı raporunda;
…
E- Sanığın, çeşitli dönemlerde verdiği mal bildirimlerinde özellikle
döviz varlıkları yönünden büyük farklılıklar bulunduğu, 1995 yılındaki
mal bildirimi ile 1999 yılındaki mal bildirimi arasındaki farklılık ve
artışların -özellikle 29.5.1999 ile 5.9.2001 tarihi arasındakilerin izah
edilememesi nedeniyle haksız mal edindiği, eylemleri yüklenerek
sanığın, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK)’nun 240. ve 366. maddeleri
ile 3628 Sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla
Mücadele Kanunu’nun 13. maddesine göre yargılanması ve
cezalandırılması istenmiştir
…
III- SUÇLAMALARA İLİŞKİN MADDİ OLGULAR
A- Soruşturma Önergesi
B- Meclis Soruşturması Komisyonu Raporu
…
5.6- Mal Varlığı
Raporumuzun III.C bölümünde yapılan ayrıntılı açıklamalardan da
anlaşılacağı üzere:
1- … Eski Bakanı ..., 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması,
Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu’nun 6 ncı maddesine göre
seçimlerin kesinleşmesinden itibaren 2 ay içinde vermesi gereken 1999
mal bildirimini, 18.04.1999 tarihinde yapılan ve kesin sonucu 27.04.1999
tarihli ve sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak kesinleşen seçimden 7 ay
11 gün sonra 08.12.1999 tarihinde vermiştir. Dolayısıyla 1999 mal
bildiriminin 5 ay 11 gün gecikmeyle verildiği anlaşılmıştır.
Ayrıca 08.12.1999 tarihinde TBMM evrak giriş kaydı yapılan mal
bildiriminin düzenlenme tarihi 10.09.1999 olarak belirtilmesine rağmen
yapılan incelemede, söz konusu mal bildiriminde beyan edilen 1.617.000
370
DM ile 395.000 ABD Doları tutarındaki döviz hesaplarının 03.11.1999
tarihinde
(Koçbank
Ulus
Şubesinde)
açıldığı,
dolayısıyla
mal
bildiriminin geçmiş tarihli olarak düzenlendiği tespit edilmiştir.
2- Diğer yandan 3628 sayılı Kanunun 4 üncü maddesine göre,
kanuna veya genel ahlaka uygun olarak ispat edilmeyen mallar veya
ilgilinin sosyal yaşantısı bakımından geliriyle uygun olduğu kabul
edilemeyecek harcamalar şeklinde ortaya çıkan artışlar, bu Kanunun
uygulanmasında haksız mal edinme sayılır.
Aynı Kanunun 13 üncü maddesinde ise, kanunen daha ağır bir
cezayı gerektirmediği takdirde haksız mal edinene, üç yıldan beş yıla
kadar hapis ve beş milyon liradan on milyon liraya kadar ağır para
cezası verileceği hükme bağlanmıştır.
İzleyen 14 üncü maddede ise “Haksız edinilmiş olan malların
zoralımına hükmolunur. Bu malların elde edilememesi veya bir malın
tümünün haksız mal edinme konusu teşkil etmemesi sebepleri ile
zoralımın mümkün olmadığı hallerde haksız edinilen değere eşit
bedelinin hazineye ödenmesine karar verilir. Bu bedel, Amme
Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun Hükümlerine göre tahsil
olunur” denilmektedir.
Raporumuzun ilgili bölümlerinde belirtildiği üzere ...’ın 1999 yılı
malvarlığı kalemlerinde 1995 yılına kıyasla, taşınmaz mallardaki artış
dışında sadece döviz varlığında toplam olarak 2.320.000 ABD Doları ve
2.317.000 DM (1.718.033.952.500.-TL) ve TL. cinsinden 79.415.410.967-TL
artış olmuştur. Bilindiği üzere mal varlığındaki artış harcanmayarak
tasarruf edilen gelirlerin değerlendirilmesi yoluyla elde edilebilir. … Eski
Bakanı ...’ın Komisyonumuzca tespit edilen 1995 ve 1999 yılları
arasındaki ticari gelirleri ile milletvekilliği maaşlarının tamamı tasarruf
edilse dahi, söz konusu gelirler yukarıda belirtilen servet artışının çok
gerisinde kalmaktadır. Raporun yukarıdaki bölümlerinde açıklandığı
üzere ilgilinin ticari faaliyetleri nedeniyle vergi dairelerine beyan ettiği
gelirleri ile milletvekili olarak aldığı maaşları Toptan Eşya Fiyatları
Endeksindeki artışlar dikkate alınarak 1999 yılına irca edildiğinde anılan
371
5
yıllık
dönemdeki
gelirleri
toplamı
39.622.469.086.-TL
olarak
hesaplanmıştır.
Dolayısıyla, incelenen dönemde sadece döviz ve TL cinsinden
varlığında ortaya çıkan toplam 1.797.449.363.467.-TL artış ile 5 yıllık
dönemdeki
gelirleri
toplamı
olan
39.622.469.086.-TL
arasındaki
1.757.826.894.381.-TL. tutarında fark oluşmaktadır.
Bu verilere göre … Eski Bakanı ...’ın tespit edilen yasal gelirlerine
kıyasla mal varlığındaki artış oldukça yüksek olup ilgilinin izahını
gerektirmektedir. … Eski Bakanı ..., 14.07.2004 tarihinde Soruşturma
Komisyonumuza verdiği ifadede, bu konuda tatminkar bir açıklamada
bulunmamış, ayrıntılı rakamsal açıklamalar yapmaksızın, Ankara’da 545
adet konut inşa ederek sattığını ifade etmiştir. İlgilinin bu açıklaması
yeterli görülmediğinden, 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması,
Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu’nun 4, 13 ve 14 üncü
maddelerindeki hükümler uyarınca yargılanması gerektiği sonucuna
varılmıştır.
……………………
-3628 sayılı Kanun’a aykırılık oluşturan herhangi bir eyleminin
olmadığını, bu nedenle hakkındaki bu Kanun’a aykırılık iddiasının
hukuksal dayanaktan yoksun olduğunu, hakkında verilen (9/8) Esas
Numaralı Soruşturma Önergesinde yazılı olmayan iddialarla ilgili
soruşturma yapılamayacağını, bakanlık yaptığı dönemi kapsamayan
30.6.1995 - 29.5.1999 tarihleri arasındaki dönemde 3628 sayılı Kanun’a
aykırılık oluşturan bir fiil isnadında bulunulamayacağını ve böyle bir
fiilin yargılanamayacağını,
- 3628 sayılı Kanun’la düzenlenen suçların mahsus suçlar olduğunu,
30.6.1995 29.5.1999 tarihleri arasındaki döneme ilişkin olarak 3628 sayılı
Kanun’a bağlı mal bildiriminde bulunması gerekli kişilerden olmadığını,
o dönemde vatandaş … olduğunu, bu nedenle 1995 - 1999 tarihleri
arasında söz konusu yasaya aykırılık oluşturacak bir fiilin mahsus faili
olmasının mümkün olmadığını, soruşturma komisyonu raporunda
bakanlık yaptığı 1999 - 2001 dönemi için özellikle 29.5.1999 - 5.9.2001
372
tarihi arasındakilerin izah edilemediği şeklinde iddiada bulunulmasına
rağmen, raporun hiç bir yerinde bu döneme ilişkin verdiği mal
bildirimleri arasında herhangi bir biçimde malvarlığı artışı iddiasına yer
verilmediğini,
-3628 sayılı Kanun’a göre, bakanlığı sırasında ilk olarak 8.12.1999
gününde ve daha sonra 3.5.2000 gününde mal bildirimi verdiğini,
bakanlık döneminden sonra ise Kasım 2002 genel seçiminden sonra ve
soruşturma komisyonunun isteği üzerine 10.5.2004 gününde mal
bildiriminde bulunduğunu, 3.5.2000 günlü mal bildiriminde, 8.12.1999
tarihinde
verdiği
mal
bildiriminin
aynıdır
şeklinde
beyanda
bulunduğunu, daha sonraki mal bildirimlerinde ise mal varlığı değerleri
arasında değişiklikler olmasına rağmen, toplamda mal varlığında bir
artışın olmadığını,
……
373
C- Davaya Katılanlar ve Savları
Müşavir Hazine Avukatları … ve …;
1- SANIĞIN;
Çeşitli dönemlerinde verdiği mal bildirimlerinde, özellikle döviz
varlıkları yönünden büyük farklılıklar bulunduğu, 1995 yılındaki mal
bildirimi ile TBMM Soruşturma Komisyonuna verdiği mal bildirimi
arasındaki farklılık ve artışların özellikle 29/5/1999 ile 5/9/2001 tarihi
arasındakilerin izah edilemediği,
3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzlukla
Mücadele Kanununun 13. maddesini ihlal ettiği, 3628 sayılı Kanuna
ilişkin iddialarla ilgili eyleminden dolayı, 3628 sayılı Kanunun 13. ve 15.
maddeleri uyarınca CEZALANDIRILMASINA,
Haksız edinilen malların 3628 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca
ZORALIMINA,
Haksız edinilen malın tespitinde;
a- Satıldıktan sonra iade edilen dört (4) adet Dairenin,
b- Yolalan İnşaat Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti. tarafından yapılıp
satılan Dikmen Ata (Huzur) Mahallesinde yapılan konutların, sanık ...’ın
söz konusu inşaat taahhüt işiyle ilgisinin anılan şirketin kar payı
dağıtmış olması halinde mümkün olacağı ve Vergi Dairesindeki Resmi
kayıtlardan şirketin “kar dağıtımı” yapmadığı anlaşıldığından, resmi
kayıtlara itibar edilerek, bu konutların sanık ...’ın mal varlığıyla hiçbir
şekilde ilişkilendirilmemesini, sanık ...’ın mal varlığı izahında taşınmaz
satış geliri ve maliyeti olarak, sadece kendi adına akdettiği sözleşmelere
istinaden Birlik mahallesinde yapılan daire ve iş yerlerinin,
c- Taşınmazların satış bedellerinin (taksit tutarlarının) Türk Lirasına
çevrilip mal bildirim tarihine kadar TEFE endeksiyle irca edilmesi
yerine, satış bedeli olarak alınan ve elde tutulduğu beyan edilen
dövizlerin mal bildirim tarihindeki kur üzerinden Türk Lirasına
çevrilmesi suretiyle hesaplanması,
d- Sanık ve ailesinin gelir ve giderlerinin, asgari yaşam standardı ve
koşulları ile sosyo-ekonomik durum ve konumları göz önünde
bulundurularak hesaplanması gerektiği,
Hususlarının dikkate alınmasını,
374
Sonuç olarak; Evvelce bilirkişi raporlarına karşı vermiş olduğumuz
beyanlarda ayrıntıları ile açıklandığı üzere;
1- Sanık ...’ın beyanına göre toplam taşınmaz satış gelirinin
2.280.000 DM. ve 2650.000 USD olduğu, bu rakamın içinde bulunan
760.000. USD ve 330.000. DM’nin yani satıldıktan sonra iade edilen dört
(4) adet Dairenin satış bedelinin de bulunduğu, dolayısıyla bunların satış
gelirinin toplam taşınmaz satış gelirinden düşülmesi gerektiği, bu düşme
sonucunda toplam satış gelirinin 1.950.000 DM ve 1.890.000. USD olması
gerektiği,
Yine bu rakamın mal beyanı tarihindeki T.C. Merkez Bankası döviz
alış kuru esas alınarak;
1.950.000 DM x 270.722 = 527.907.900.000 TL
1.505.468.800.000 TL
1.890.000 USD x 517.228 = 977.560.900.000 TL
Şeklinde hesaplanması gerektiği,
2- Bilirkişi raporunda yer aldığı üzere, diğer gelirler olan
35.883.935.431. TL. ile sanığın beyanındaki milletvekili maaşı
14.657.144.924 TL.’nin toplamı olan 50.541.080.355 TL.’nin taşınmaz satış
gelirleri ile toplandığında, tüm gelirlerinin 1.556.009.880.355 TL. olduğu,
3- Toplam inşaat maliyetlerinin bilirkişi raporunda hesaplanan
447.829.522.417 TL.olarak kabulü, ancak Dikmen konutlarının Yolalan
İnşaat şirketine ait olması nedeniyle maliyet ve gelirinin dikkate
alınmaması suretiyle, bu rakamdan 73.871..235.425 TL.’nin düşülmesi
sonucu, toplam inşaat maliyetinin 373.958.286.992 TL. olarak hesaplanan
rakamın toplam gelirden düşülmesi,
4-Şahsi ve ailevi giderlerinin de, sanığın konumu nedeniyle daha
fazla olması gerekmekle ve bu konudaki itirazımızı tekrarlamakla
birlikte, bilirkişi raporunda yer aldığıüzere, 32.159.806.958. TL. olarak
kabulü ile inşaat maliyetleri ile birlikte toplam giderin 406.118.093.950
TL. olduğu, Bu açıklamalar çerçevesinde; 1.556.009.880.355 TL. olan
toplam gelirden, 406.118.093.950 TL. olan toplam giderin düşülmesi
sonucu elde edilen 1.149.891.786.405 TL.’nin, dava konusu izahı istenen
1.757.826.894.381 TL.’yi karşılayamadığının, aradaki 607.935.107.976
TL.’nin izah edilemeyen rakam olarak ortaya çıktığı,
375
Ve elde edilen mal varlığındaki söz konusu haksız artışın, olay
tarihinden itibaren yürütülecek faizi ile birlikte; Yüce Mahkemeniz
tarafından sanık ...’ın kendisinin, eşinin ve çocuklarının 2.320.000 USD ve
2.317.000 DM (karşılığı Euro) değerindeki para, taşınır ve taşınmaz
malları üzerinde kamu davası sonuçlanıncaya kadar, harcama, satma,
devretme, bağışlama, temlik vb. gibi tasarrufta bulunma hakkının
kısıtlanması için 3628 sayılı Yasa’nın 5., 14. ve 19/3. maddeleri uyarınca,
16/12/2004 tarihinde verilen ve infaz edilen ihtiyati tedbir kararına
konu varlıklardan TAHSİLİNE KARAR VERİLMESİNİ talep ederiz.
…
A- 3628 sayılı Kanun Yönünden,
a) Maliye Bakanlığı adına vermiş olduğumuz, 21/2/2005 tarihli
dilekçemizle; söz konusu davaya Ceza Muhakemeleri Usulü
Kanunu’nun 365. maddesi gereğince müdahil olarak katılmamızın
kabulü ile birlikte, sanığın 3628 sayılı Yasanın 13. maddesine muhalefet
suçundan cezalandırılmasına, aynı Yasanın 14. maddesi uyarınca haksız
edinilmiş olan malların zoralımına bunun mümkün olmaması halinde
bedelinin Hazineye ödenmesine, Hazine şahsi haklarının saklı
tutulmasına karar verilmesi talep etmiştik.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın sanık ...’ın 3628 sayılı Mal
Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele
Kanunu’nun 12., 13., 14. ve 15. maddelerine aykırı eylemleri nedeniyle
yargılandığı, mahkum olması ve müsadereye karar verilmesi halinde
mal varlığının elden çıkartılması ihtimali nedeniyle kararın infaz
edilemeyeceği ileri sürülerek kendisinin, eşinin ve çocuklarının 2.320.000
USD ve 2.317.000 DM değerindeki para, taşınır ve taşınmaz malları
üzerine kamu davası sonuçlanıncaya kadar ihtiyati tedbir kararı
konulması istemine ilişkin yaptığı başvuru üzerine; Yüce Mahkemeniz
tarafından sanık ...’ın kendisinin, eşinin ve çocuklarının 2.320.000 USD ve
2.317.000 DM (karşılığı Euro) değerindeki para, taşınır ve taşınmaz
malları üzerinde kamu davası sonuçlanıncaya kadar, harcama, satma,
devretme, bağışlama, temlik vb. gibi tasarrufta bulunma hakkının
kısıtlanması için 3628 sayılı Yasa’nın 5., 14. ve 19/3. maddeleri uyarınca,
16/12/2004 tarihinde ihtiyati tedbir kararı verilmiş ve söz konusu karar
infaz edilmiş olduğundan, 3628 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca
haksız edinilmiş olan malların ZORALIMINA karar verilmesini,
…
376
D- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Esas Hakkındaki Görüşü
…
D.HAKSIZ MAL EDİNME İDDİASINA GELİNCE
1. Genel Olarak
Yüce Divana sevk kararında, “Sanık Bakan’ın çeşitli dönemler(…)de
verdiği mal bildirimlerinde özellikle döviz varlıkları yönünden büyük farklılıklar
bulunduğu, 1995 yılındaki mal bildirimi ile Komisyon(…)a verdiği mal
bildirimi arasındaki farklılık ve artışların -özellikle 29.05.1999 ile 05.09.2001
tarihi arasındakilerin- izah edilemediği… bu fiili(yle)… 3628 sayılı Mal
Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanununun 13.
maddesini ihlal ettiği”
İddia edilmektedir.
Meclis soruşturma komisyonu raporunun “C- SAYIN ...’IN MAL
VARLIĞI İLE İLGİLİ İNCELEMELER” (s.128–138) ve “5,6- Mal Varlığı”
(s.222–223) başlıklı bölümlerinde; sanığın 17.06.1994, 30.06.1995, 08.12.1999,
05.05.2000, 22.01.2003 ve 10.05.2004 tarihli mal bildirimleri ayrıntılı şekilde
incelenip mukayese edilerek; 1999 yılı mal varlığı kalemlerinde 1995 yılına
kıyasla, taşınmaz mallardaki artış dışında 2.320.000 USD, 2.317.000 DM
(1.718.033.952.500.-TL) ve 79.415.410.967-TL artış olduğu, oysa sanığın aynı
dönemdeki ticari faaliyetleri nedeniyle vergi dairelerine beyan ettiği gelirleri ile
milletvekili olarak aldığı maaşlar toplamının -Toptan Eşya Fiyatları
Endeksindeki artışlar da dikkate alınarak 1999 yılına irca edildiğinde39.622.469.086.-TL olarak hesaplandığı belirtilmiş ve dolayısıyla, incelenen
dönemde sadece döviz ve TL cinsinden ortaya çıkan toplam 1.797.449.363.467.TL artış ile beş yıllık dönemdeki gelirleri toplamı olan 39.622.469.086.-TL
arasındaki 1.757.826.894.381.-TL’lik artışın haksız edinildiği sonucuna
ulaşılmıştır. Belirtelim ki, gerek Yüce Divana sevk kararında gerekse
soruşturma komisyonu raporunda mal varlığının bütün kalemlerindeki artış
inceleme konusu yapılmakta, ancak döviz ve TL cinsinden oluşan nakit mal
varlığı kalemine özel bir vurgu yapılmaktadır. İddianın değerlendirilebilmesi
için öncelikle iki mal varlığı arasındaki farkın ortaya konulması ve daha sonra
artışın sanığın savunma ve beyanlarında belirttiği kaynaklardan karşılanıp
karşılanamayacağının irdelenmesi gerekmektedir.
2. 30.06.1995 ve 08.12.1999 Tarihli Mal Bildirimlerinin Mukayesesi
a) 30.06.1995 Tarihli Mal Beyanı
377
aa) Taşınmaz Mal Beyanı
T.B.M.M Başkanlığı’na 08.12.1999 tarihinde verilen söz konusu
bildirimin düzenlenme tarihi 09.10.1999 olarak belirtilmiştir. Bununla birlikte
söz konusu bildirimde yer alan 1.617.500 DM ve 395.000 USD tutarlarındaki
banka hesaplarının eşi Eşi adına (Koçbank-Ulus Şubesinde) açılış tarihi,
03.11.1999’dur.
Kime Ait Olduğu Cinsi ve Çeşidi Bulunduğu Yer ve Adresi Hisse Miktarı
Değeri
... Daire (sehven bildirilen) Onur Sok…. Maltepe/Ankara 2.500.000.000.TL
... Triplex Villa Palamut Sok. … Sincan/Ankara 4.000.000.000.-TL
Eşi adına Daire 2. Cad. … Dikmen/Ankara47 2.000.000.000.-TL
Eşi adına Daire … Ada … Parsel İnşaat Dikmen/Ank48 2.000.000.000.TL
Eşi adına Daire … Ada … Parsel İnşaat Dikmen/Ank.. 2.000.000.00 0.-TL
... Mağaza Rüzgarlı Sok. … Ulus/Ankara 5.000.000.000.-TL
... Mağaza Rüzgarlı Sok. … Ulus/Ankara 3.000.000.000.-TL
Eşi adına Kooperatif Hissesi S.S. Çağkent Yapı Koop. Hissesi 1 Hisse
175.000.000.TL
... Koop. Hissesi Timko Tüm İnşaat Malzemeleri İşyeri Koop. Hissesi 1
Hisse 160.000.000.TL
... Şirket Yolalan İnş. Mal. Tic. San. Ltd. Şti. ¾ Hisse 375.000.000.TL
... Şirket Yolalan İnş.Tic.San.Ltd. Şti. ½ Hisse 250.000.000.TL
... Daire Emlak Bankası İzmit Yenişehir Yahya Kaptan Konutları … Da.17
200.000.000.TL
Sanık 18.11.2005 günlü dilekçesinde (s.4), bu taşınmazın aslında … ait
olduğunu ve sehven yazıldığını bildirmiştir. Eşi adına bildirilen taşınmazın,
1999 tarihli mal bildiriminde adres değişikliği nedeniyle “Atahuzur Mah. 2.
Cad. … Dikmen/Ankara” olarak bildirilen taşınmaz olduğu anlaşılmıştır
(Sanığın 13.03.2007 tarihli beyanı, s.395).
Uzakdoğu şirketine satılan 10 daireden bir olması nedeniyle 08.12.1999
tarihli mal bildiriminde yer almamıştır (Sanığın 13.03.2007 tarihli beyanı,
s.395).
378
08.12.1999 tarihli mal bildiriminde “Huzur Mah. 2. Sok. 3/6
Dikmen/Ankara” olarak bildirilen daire (Sanığın 13.03.2007 tarihli beyanı,
s.394).
bb)Taşınır Mal Beyanı
Kime Ait Olduğu Cinsi ve Çeşidi Miktarı Değeri
... 1984 Model Mercedes Otomobil …. 1 Adet 700.000.000.-TL
... 1991 Model Mazda Oto (…) 1 Adet 350.000.000.-TL
Eşi adına Altın Bilezik 35 Adet 300.000.000.-TL
... Silah 2 Adet 125.000.000.-TL
b) 08.12.1999 Tarihli Mal Beyanı
aa) Taşınmaz Mal Beyanı
Kime Ait Olduğu Cinsi ve Çeşidi Bulunduğu Yer ve Adresi Yüz Ölçümü
Hisse Miktarı Değeri
... Triplex Villa Pınarbaşı Mahallesi … Sitesi Sincan Ankara 729 m2
Tamamı 40.000.000.000.-TL.
... 2 Dükkan Fevzipaşa Mahallesi Rüzgarlı Sok. … Ulus/Ankara 88 m2
Tamamı 375.000.000.000.-TL.
... Daire Yahya Kaptan 1. Bölge … Daire … İzmit 100 m2 Tamamı
25.000.000.000.-TL.
... Kooperatif Hissesi Timko Tüm İnş.Malz.İşyeri Kooperatifi 1 Hisse
7.000.000.000.-TL.
... Şirket Yolalan İnş.Malz. İnş. ve San. Tic. Ltd. Şti. ¾ Hisse Sermaye
50.000.000.000.-TL.
... Şirket Yolalan İnş. Tic. ve San. Ltd. Şti. ½ Hisse Sermaye
20.000.000.000.-TL.
... Şirket Esenboğa İnş.Turz.Teks.Gıda San. Tic. A.Ş. 240/1 Hisse Sermaye
240.000.000.000.-TL (değeri 1 milyar TL).
... Şirket İmaj Yorgan Sanayi ve Tic.A.Ş. Sermaye 5.000.000.000.-TL.
... Şirket ... İnş.Müt. …. Ada Çukurca/Çankaya 45 konut 22 İşyeri İnşaatı
Eşi adına Daire Ata huzur Mah. … Dikmen/Ankara 100 m2 Tamamı
15.000.000.000.-TL.
379
Eşi adına Daire Huzur Mah. ... Dikmen/Ankara 51 100 m2 Tamamı
15.000.000.000.-TL.
Eşi adınaDükkan Köyiçi Sokak …Sincan/Ankara 50 m2 Tamamı
55.000.000.000..-TL.
Eşi adına Kooperatif Hissesi S.S. Çağkent Arsa ve Konut Yapı Kooperatifi
1 Hisse 5.000.000.000.-TL.
50 Eşi adına adına bildirilen taşınmazın, 1995 tarihli mal bildiriminde
adres farklılığı nedeniyle “2.Cadde … Dikmen/Ankara” olarak bindirilen
taşınmaz olduğu anlaşılmıştır (Sanığın 13.03.2007 tarihli beyanı, s.395). …
ada… parselden gelen taşınmazdır. 07.09.1999 yılında alınmıştır (Sanığın
13.03.2007 tarihli beyanı ve tapu kaydı).
bb)Taşınır Mal Beyanı
Kime Ait Olduğu Cinsi ve Çeşidi Banka Adı Banka Hesap No Miktarı
... Banka Hesabı Koç Bank Ulus Şubesi 36.430.246.558-TL.
Oğlu …adına Banka Hesabı İş Bankası Maltepe Şubesi 700.000.000.-TL.
Eşi adına Banka Hesabı Koç Bank 1.617.500 DM
Eşi adına Banka Hesabı Koç Bank 395.000 USD
Eşi adına Banka Hesabı Koç Bank Ulus Şubesi 39.002.410.940.-TL.
babası adına
787.898.781.-TL.
Banka
Hesabı
Ziraat
Bankası
Yıldızevler
Şubesi
oğlu adına Banka Hesabı Ziraat Bankası Yıldızevler Şubesi 797.898.781.TL.
oğlu adına Banka Hesabı Ziraat Bankası Yıldızevler Şubesi 86.955.904.TL.
babası adına Banka Hesabı Şekerbank Anafartalar Şubesi 1.000.000.000.TL. Döviz 1.925.000.USD Döviz 700.000.DM
Eşi adına Altın ve Takı 140.000.000.000.-TL.
... 1994 Model E 200 Mercedes … 58.000.DM
3. Mal varlığındaki Artış ve Değerlendirmesi
Tablolar incelendiğinde görüleceği üzere, 08.12.1999 tarihli bildirimde
30.06.1995 tarihli bildirimden farklı olarak iki şirket ortaklığı, 45 konut ve 22
işyeri inşaatı, eşi adına bir işyeri, eşi ve çocukları adına bankalarda
79.415.410.967.-TL, 1. 617.500.- DM395.000.- USD mevduat ile nakit olarak
380
1.925.000.- USD ile 700.000.- DM yer almıştır. Ayrıca önceki beyanda
300.000.000.- TL olarak bildirilen mücevherat 140.000.000.000.TL’ye
yükselmiştir.
30.06.1995 tarihli bildirimde Eşi adına adına yer alan bir daire, 1984
model bir Mercedes marka otomobil ile 1991 model Mazda marka otomobil ve iki
silah, 08.12.1999 tarihli bildirimde yer almamıştır. Daire, Uzakdoğu Şirketine
satılan 10 daireden biri olup bu kapsamda 1999 tarihli bildirimdeki nakit mal
varlığı artışına, iki otomobil ise 1999 tarihli mal beyanındaki otomobile kaynak
oluşturmuştur. Ayrıca 1995 tarihli bildirimdeki mücevheratın, 1999 tarihli
beyanda 140 milyar TL olarak bildirilene 20 milyar TL’lik kaynak oluşturduğu
anlaşılmıştır.
Sanığın çocukları adına bankalarda yer alan mevduatın dede tarafından
karşılandığı savunulmuştur. İki şirket ortaklığının ise Bakanlık döneminden
önce gerçekleştiği anlaşılmıştır. Bu durumda meydana gelen ve izahı gereken
artış;
Bankalarda eşi ve kendi adına mevduat olarak yer alan;
—75.432.657.498.-TL,
—1. 617.500.- DM,
— 395.000.- USD,
Nerede tutulduğuna dair bilgiye yer verilmeyen nakit bildirim olarak;
—1.925.000.- USD,
— 700.000.- DM,
Mücevherat olarak;
—120.000.000.000.-TL ve nihayet,
Gayrimenkul olarak;
—55.000.000.000.-TL değerinde, tapuda Eşi adına adına Ankara-Sincan
Köyiçi Sokak … adresindeki dükkân ile
—45 konut ile 22 işyerinden satılmayarak elde tutulan daire ve
dükkânlardan,
İbarettir.
Sanık ve müdafiinin, artışın kaynağının -esas olarak- kat karşılığı yapılıp
satılan konut ve işyerlerinden elde edilen kazancın (Birlik mahallesindeki daire
ve dükkânlardan 2.650.000 USD ve 2.280.000 DM, Dikmen’deki dairelerden ise
381
102. 466.649.488.-TL) oluşturduğuna ilişkin savunma ve beyanlarının
geçerliliği üzerinde durulması zorunlu bulunmaktadır. Tanıkların daire ve
dükkânların satış bedelleri konusundaki savunma paralelindeki beyanları; gerek
resmi kayıtlarla olan çelişkileri ve destekleyici nitelikte hiçbir yazılı belge
bulunmaması, gerekse kendi içlerindeki tutarsızlıkları nedeniyle inandırıcı
olmaktan uzaktır. Gerçekten gayrimenkul alım satımlarına ilişkin tapu işlemleri
sırasında düşük değer beyan edildiği sık sık karşılaşılan bir vakıa olmakla
birlikte; alım satım sırasında beyanlara göre- oldukça yüksek sayılabilecek
miktardaki bir paranın ödenmesinde, özellikle tapu devirlerinin uzun zaman
sonra gerçekleşeceği bir durumda ticari teamül gereğince mutlaka bir sözleşme
yapılacağı ve buna dayanılarak yapılan ödemelerin tevsikini sağlayan belgelerin
mevcut olacağı, olağan yaşam deneyimleri de bunu gerektirdiği halde, ne satıcı
sanık ne de alıcı tanıklar tarafından herhangi bir belge ibraz edilmemiştir. Bu
nedenle alım satım bedelleri konusunda sanığın ve tanıkların, sanığın da ortağı
olduğu Yolalan İnşaat Ticaret Ltd. Şti. nin hissedarı ve yöneticisi olan ..:’nın
beyanlarına itibar etmek mümkün görülmemiştir.
İkinci olarak duruşmada alınan bilirkişi asıl ve ek raporları olayı
aydınlatmaya elverişli bulunmamaktadır. Şöyle ki;
— Bilirkişiler gerek ilk gerekse ek raporlarında, keşfe konu taşınmazların
satış tarihindeki rayiç değerinin tespiti için; keşfin yapıldığı 22.11.2006 tarihi
itibariyle kabul edilen rayiç değerden hareketle TEFE endeksini (indirgeme
katsayıları) kullanarak satış tarihine indirgeme yöntemine dayanmışlardır.
Bunun isabetli bir yöntem olmadığını Yüce Divana sunduğumuz 28.12.2006
tarihli yazılı görüşümüzde ayrıntılı şekilde açıklamıştık. Bilindiği üzere
Ülkemizde emlak fiyatları; özellikle 2002 yılından itibaren faiz oranlarındaki
düşüş, ipotekli konut finansman sisteminin (mortgage) hazırlıkları ve
yabancılara emlak satışının mümkün kılınması sonucunda, yoğunlaşan talebe
paralel olarak diğer sektörlere göre çok daha fazla artmış, emlak fiyatlarındaki bu
artışın tersine diğer birçok sektörde ve toplamda enflasyonda düşüş yaşanmıştır.
Böylece gerek TÜFE endeksi,gerekse TEFE/ÜFE endeksi emlak piyasasında
özellikle son dört yıldaki artışın çok altında kalmıştır. Bunun doğal sonucu
olarak 22.11.2006 tarihi itibariyle belirlendiği söylenen rayiç değer üzerinden
TEFE endeksleri esas alınarak, indirgeme yöntemiyle satış tarihindeki rayiç
bedelin tespit edilmeye çalışılması isabetli olmamıştır. Sanık 05.05.2000
tarihinde TBMM Başkanlığı’na verdiği mal bildiriminde “18 Nisan 1999
tarihinde milletvekili seçilmem nedeniyle verdiğim mal bildiriminin aynısıdır.”
şeklindeki açıklamasıyla mal varlığında bir artış ve eksilmenin meydana
382
gelmediğini ifade etmiş bulunmaktadır. Oysa sanık ve müdafii, mal varlığındaki
artışın kaynağı konusundaki beyanlarında 26129 ada 2 (10 ve 12 numaralı
dükkân) ve 3 nolu (3 numaralı daire ile 11 numaralı dükkân) parsellerden
satıldığı, ancak daha sonra vazgeçilmesi nedeniyle iade edildiği söylenen daire ve
dükkânlar için alındığını ifade ettikleri 330.000 DM ve 760.000 USD ile ilgili
olarak söz konusu bildirimde bir açıklama bulunmamaktadır. Bu durum gerçekte
söz konusu alışverişin gerçekleşmediği ve buradan belirtilen miktarda bir kaynak
temin edilmemiş olduğunu açık bir biçimde ortaya çıkarmaktadır.
Özetlersek mal varlığı artışına kaynak olarak gösterilen daire ve
dükkânların gerçek satış bedelleri resmi kayıtlar bir yana yazılı herhangi bir
belgeye dayalı olarak açıklanamamakta, bundan da özellikle kaçınılmaktadır.
Dinlenen tanık beyanları biraz önce belirttiğimiz nedenlerle gerçeği
yansıtmamakta, bunları temel alan ve sağlam bilgilere dayanmayan bilirkişi
raporlarında da yararlanılabilecek yeterli veri bulunmamaktadır. Kaldı ki,
raporlarda biraz önce sözünü ettiğimiz ve hiç gerçekleşmediği anlaşılan 330.000
DM ve 760.000 USD’lik miktarlar sanığın gelir kalemindeki hesaplamaya dâhil
edilerek gerçek durumdan daha da uzaklaşılmıştır. Bu durumda sonuca
varabilmek için, dosyadaki diğer tüm bilgi ve belgeler ile olağan ticari davranış
biçimleri, satıcı ve alıcıların güvence ihtiyaçları dikkate alınarak bütünlük içinde
değerlendirme yapılması gerekmektedir. Bu şekilde tarafsız olarak yapılan
değerlendirme sonucunda sanığın mal varlığındaki artışın, savunmada
belirtilen daire ve dükkân satışlarından elde edilmesinin mümkün olmadığı açık
bir şekilde ortaya çıkmaktadır.
Bu değerlendirmemizden sonra sanığın bakanlık yaptığı dönemde mal
varlığında ortaya çıkan ve açıklanamayan artışı şu şekilde ortaya koyabiliriz:
Artışın dövizler açısından T.C. Merkez Bankasının 2.11.1999 tarihli53
efektif döviz alış kurları dikkate alındığında; (1.925.000 USD + 395.000 USD)
x 481.784 .- TL = 1.117.738.880.000.-TL, ( 1.617.500 DM + 700.000DM ) x
259.027.-TL = 600.295.072.500.- TL ve toplam olarak 1.718.033.952.500.-TL
olduğu, bu miktara bankalarda eşi ve kendi adına yer alan 75.432.657.498.-TL
ile eşine ait 120.000.000.000.TL değerinde mücevherat ve nihayet
55.000.000.000.-TL değerinde gayrimenkul değerleri eklendiğinde toplamda
1.968.466.609.998.-TL olduğu görülmektedir.
Sanığın aynı dönemde ispatlanabilen geliri ise, ortak olduğu şirketlerin
ticari faaliyetleri nedeniyle vergi dairelerine beyan ettiği gelirleri ile milletvekili
olarak aldığı maaşların (TEFE’deki artışlar dikkate alınarak 1999 yılına irca
383
edildiğinde) toplamı olan 39.622.469.086.-TL’den ibarettir. Bu gelirden sanığın
kendisi ve ailesi için yaptığı 32.159.806.958.-TL54 düşüldüğünde net gelirin
7.462.662.128.-TL olduğu görülmektedir.
Sanığın bu geliriyle 1999 yılında bakan olması nedeniyle verdiği mal
bildirimindeki artış (1.968.466.609.998.-TL) farkı olan 1.961.003.947.870.-TL,
kanuna uygun olarak sağlandığı ispat edilemeyen haksız edinim olarak ortaya
çıkmaktadır.
4. Savunmadaki Bazı Hususların Değerlendirmesi Sanık ... 18 Nisan 1999
tarihinde milletvekili seçilmiş, 29.05.1999 tarihinde ise bakanlık görevine
atanmıştır.
Sanık yasa gereğince milletvekili seçilmesi nedeniyle en geç 27.06.1999
tarihine mal bildiriminde bulunması zorunlu iken,56 gecikmeli olarak,
29.05.1999 tarihinde bakanlık görevine atanmasında sonra ve her iki görevi
nedeniyle, 08.12.1999 tarihinde TBMM Başkanlığı’na teslim etmiştir.
Bu durumda sanığın bakan olarak atandığı 29.05.1999 tarihinden
görevinden ayrıldığı 05.09.2001 tarihine kadar olan dönemde meydana gelen
haksız edinme iddialarının Yüce Divanın kovuşturma yetkisi olduğu
tartışmasızdır.
Sanığın 08.12.1999 tarihli mal beyanından da anlaşılacağı üzere özellikle
nakit mal varlığı kalemlerindeki artış da bu dönemde ortaya çıkmıştır. Söz
konusu bildirimde ortaya çıkan artış belirlenmeye çalışılırken bu bildirimden
önceki 30.06.1995 tarihli mal bildiriminin esas alınması bir zorunluk olup, bu
durum sanığın bakan olarak görevli olmadığı bir dönemin kovuşturma
kapsamına alındığı anlamına gelmemektedir.
Açıklanan nedenlerle sanık ve müdafiinin 1995–1999 dönemi için Yüce
Divanın yargılama yapamayacağı yönündeki beyanlarının da hukuki dayanağı
bulunmamaktadır. 1.617.000 DM ile 395.000 ABD Doları tutarındaki döviz
hesaplarının 03.11.1999 tarihinde (Koçbank Ulus Şubesinde) açılmıştır. Sanık
(ve müdafii) ayrıca aşamalardaki savunma ve beyanlarında siyasete
atılmasından itibaren geçimini ailesinin sağladığını ifade etmiş ise de, hayatın
olağan akşına da uygun olmayan bu savunmasına dayanak oluşturabilecek
somut bir kanıt göstermemiştir. Bu nedenle Bilirkişilerin ek raporlarında
sanığın kendisinin, eş ve çocuklarının sosyal konum ve yaşantılarına uygun
olarak hesaplanan giderleri ile inşaat maliyetlerini eksideğer olarak
hesaplamalara dâhil etmeleri isabetlidir (Bkz. Ek Bilirkişi Raporu, s.5). Bu
nedenle sanık bakan olarak 3628 sayılı Kanunun 2/1-a.maddesi gereğince faillik
384
sıfatına haizdir. Zira seçim sonucu 27.04.1999 tarihinde Resmi Gazete’de
yayımlanarak kesinleşmiştir.
…
V.SANIĞA İSNAT EDİLEN SUÇLAR İLE FİİLLERİN HUKUKİ
NİTELENDİRMESİ
…
A.GENEL OLARAK
B.GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇU
C. İHALEYE FESAT KARIŞTIRMA SUÇU
D.DEVLET ALIM SATIM VE YAPIMINA FESAT KARIŞTIRMA
SUÇU
E. HAKSIZ MAL EDİNME SUÇU
3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla
Mücadele Kanununun 2. maddesinin (a) bendi uyarınca; her türlü seçimle iş
başına gelen kamu görevlileri ve dışardan atanan Bakanlar Kurulu üyeleri
(muhtarlar ve ihtiyar heyeti üyeleri hariç) mal bildiriminde bulunmak
zorundadır.
Haksız mal edinme suçu (md.13/1);
Failin kasten,
—Haksız mal edinmesiyle,
Oluşmaktadır.
Haksız edinimden söz edilebilmesi için ise;
—Bir malın kanuna veya genel ahlaka uygun olarak sağlandığının ispat
edilememesi veya
—İlgilinin sosyal yaşantısı bakımından geliriyle uygun olduğu kabul
edilemeyecek harcamalar şeklinde artışların ortaya çıkması,
Gerekmektedir (md.4).
Hile TDK Güncel Türkçe Sözlükte, “birini aldatmak, yanıltmak için
yapılan düzen, dolap, oyun, desise, entrika; çıkar sağlamak için bir şeye değersiz
bir şey katma” (http://www. tdk. gov. tr/ TDKSOZLUK/ SOZBUL. ASP?
kelime=hile, 03.01.06; Aynı şekilde: Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi,
Milliyet Yayınları, Cilt 10, İstanbul (tarihsiz), s.5273); hukuk sözlüklerinde ise
BK’nin 28.maddesine paralel şekilde, “bir kimsenin kendi davranış biçimi veya
385
sarf ettiği sözlerle diğer bir kimseyi bir irade beyanında bulunmaya veya bir
sözleşme yapmaya yöneltmek için yanlış bir fikir doğuşuna veya yanlış fikrin
devamına bile bile neden olması”( Yılmaz, Ejder, Hukuk Sözlüğü, Genişletilmiş
5. Baskı, Ankara 1996, s. 351; Türk Hukuk Lügati, Türk Hukuk Kurumu, 4.
Baskı, Ankara 1998, s.128) şeklinde tanımlanmaktadır.
“…Sanık hakkında kendisi ile eşine ait malvarlıklarında meydana gelen
önemli değişiklikleri görev yaptığı kuruma bildirmediği ve geliriyle uygun
olduğu kabul edilemeyecek harcamalar da bulunduğundan bahisle 3628 sayılı
yasanın 13/1 – 2 maddesine göre dava açıldığı gözetilerek, sanığın eşi ve
çocuklarının adlarına kayıtlı menkul ve gayrimenkul mallar ile bankadaki para
hesapları da dikkate alınıp dosyanın konusunda uzman bilirkişiye tevdi edilerek
inceleme yaptırılıp edinme tarihleri itibariyle değerleri tespit edilerek, edinim
tarihlerinden önceki dönemde sanığın mal bildirimindeki aktifler, yasal ve genel
ahlaka uygun gelirleriyle karşılaştırılıp haksız mal edinme niteliğinde olup
olmadığının tespitiyle sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve
takdiri gerekirken eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak yazılı şekilde
hüküm tesisi…” (Yargıtay 7. CD, 06.12.2000, 2000/10977–16673.).
Aynı yönde: CGK, 30.05.2005 T, E.2006/7–173, K.2006/145.
F. SANIĞIN SABİT GÖRDÜĞÜMÜZ FİİLLERİNİN AÇIKLAMALAR
IŞIĞINDA DEĞERLENDİRMESİ
4. Öte yandan malvarlığında meydana gelen artışlarla ilgili olarak
delillerin değerlendirilmesi başlığı altında ayrıntılarını açıkladığımız üzere;
sanığın bakanlık dönemi içinde verdiği 08.12.1999 tarihli mal bildiriminde
ortaya çıkan 1.968.466.609.998.-TL artışın 1.961.003.947.870.-TL’lik
bölümünün kanuna uygun şekilde sağlanmadığı anlaşıldığından, müsnet haksız
mal edinme suçu bütün unsurlarıyla oluşmuştur.
…
386
VI. SONUÇ
…
B. Haksız mal edinme suçundan;
1.
3628 sayılı Kanunun
CEZALANDIRILMASINA;
13
ve
15.maddeleri
gereğince
2. Aynı Kanunun 14. maddesi gereğince haksız edinildiği anlaşılan
1.961.003.947.870.-TL’nin hazineye ödenmesine; infazın sağlanmasından sonra
16.12.2004 tarih ve 2004/4 sayılı kararla sanığın kendisi, eşi ve çocuklarının
döviz, para, taşınır veya taşınmaz malları üzerine konan ihtiyati tedbirin
kaldırılmasına,
…
Karar verilmesi, kamu adına talep ve mütalaa olunur.”
E- Savunma
1- Sanığın Esas Hakkındaki Savunması
Sanık esasa ilişkin savunmasını 24.5.2007 günlü oturumda
yapmıştır. Sanığın esas hakkındaki savunmasının özetine, sanığa
yüklenen suçların incelenmesi bölümünde yer verilmiştir.
2- Sanık Müdafiinin Esas Hakkındaki Savunması
Sanık müdafii Av. …. esasa ilişkin savunmasını 24.5.2007 günlü
oturumda yapmıştır. Sanık müdafiinin esas hakkındaki savunmasının
özetine, sanığa yüklenen suçların incelenmesi bölümünde yer verilmiştir.
V. USUL SORUNLARI
A- Türkiye Büyük Millet Meclisinin Yüce Divana Sevk Kararına
Yönelik İtirazlar ve Verilen Kararlar
…
- Sanık hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunun
Yüce Divana sevk kararında mal varlığıyla ilgili iddianın “Sanık Bakanın
çeşitli dönemlerde verdiği mal bildirimlerinde özellikle döviz varlıkları
yönünden büyük farklılıklar bulunduğu, 1995 yılındaki mal bildirimiyle
komisyonumuza verdiği mal bildirimi arasındaki farklılık ve artışların özellikle 29.5.1999 ile 5.9.2001 tarihi arasındakilerin- izah edilemediği...”
şeklinde olduğunu, burada her ne kadar sanığın bakanlık yaptığı dönem
dışındaki mal bildirimlerine de göndermede bulunulmakta ise de bunun
387
iddialara açıklık getirilmek amacıyla yazıldığının anlaşıldığını, bu
ibareden sanığın bakanlık yaptığı dönem dışındaki mal varlığının dava
kapsamına alındığı şeklinde bir yorum yapılmasının mümkün
olmadığını, sadece mal varlığındaki farklara işaret edilmek suretiyle
29.5.1999 ile 5.9.2001 tarihleri arasında mal varlığında meydana gelen
artışın açıklanmaya çalışıldığını,
…
3- Bakanlık Dönemiyle ve Bakanlık Göreviyle İlgisi Olmayan
30.6.1995 ila 29.5.1999 Tarihleri Arasındaki Döneme İlişkin 3628 Sayılı
Kanun’a Aykırılık İddiasında Bulunulamayacağı İtirazı
3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla
Mücadele Kanunu’nun “Mal Bildiriminde Bulunacaklar” başlığını
taşıyan 2. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde “Her türlü seçimle
iş başına gelen kamu görevlileri ve dışarıdan atanan Bakanlar Kurulu
üyeleri”nin, anılan Kanun’un 6. maddesinin birinci fıkrasının (c)
bendinde “seçimin kesinleşmesi tarihini izleyen iki ay içinde” mal
bildiriminde bulunmasının zorunlu olduğu hükümlerine yer verilmiştir.
Görüldüğü üzere aynı zamanda milletvekili olan bakanların seçimlerin
kesinleşme tarihinden itibaren iki ay içerisinde mal bildirimi verme
zorunluluğu bulunmaktadır.
18.4.1999 tarihinde yapılan seçimlerde milletvekili seçilen sanık ...’ın
seçim sonuçlarının kesinleştiği 27.4.1999 tarihinden itibaren iki ay
içerisinde vermesi gereken mal bildirimini beş ay onbir gün gecikmeli
olarak 8.12.1999 tarihinde verdiği anlaşılmaktadır.
Sanığa isnat olunan suç, 3628 sayılı Kanun’un 13. maddesinde
düzenlenen “Haksız mal edinme” suçudur. Bu suç, Kanun’un 4.
maddesinde “Kanuna veya genel ahlaka uygun olarak sağlandığı ispat
edilmeyen mallar veya ilgilinin sosyal yaşantısı bakımından geliriyle
uygun olduğu kabul edilemeyecek harcamalar şeklinde ortaya çıkan
artışlar, bu Kanunun uygulanmasında haksız mal edinme sayılır.”
şeklinde tarif edilmiştir.
Meclis soruşturması komisyonu tarafından, sanık Bakanın yasal
süre içerisinde mal bildiriminde bulunmaması nedeniyle 1995 ve 1999
yıllarında verdiği mal bildirimleri karşılaştırılmış, sanığın milletvekili
seçildiği tarihteki mal varlığı miktarı hesap edilmiş ve bu belirlenen mal
388
varlığı ile gecikmeli olarak verdiği mal bildirimine kadar geçen süre
içerisinde mal varlığı değerlerinde fahiş artış olduğu iddia edilmiştir.
Yüce Divanın sanığın bakanlık yapmadığı 1995 ila 1999 yılları
arasındaki gelir ve giderlerini araştırma yetkisi bulunmamakta ise de
Meclis soruşturması komisyonunun yaptığı gibi sanığın, bakanlığı
döneminde mal varlığındaki artışı tespit edebilmek için zorunlu olarak
milletvekili seçilmeden önceki gelir ve giderlerinin bilinmesine ihtiyaç
vardır. Soruşturma komisyonunun sanık Bakanın 1995 - 1999 yılları
arasındaki mal varlığını inceleme konusu yapması bu tür bir
zorunluluktan kaynaklanmaktadır.
Sanık Bakan, milletvekili seçildiği tarihten sonra yasal süre
içerisinde mal bildiriminde bulunsaydı, mal varlığındaki artışlar,
milletvekili (Bakan) seçilmeden önce gerçekleşmiş sayılacağından 3628
sayılı Kanun’a göre Yüce Divanda yargılanmayacaktı.
Başkan …, Başkanvekili …, Üyeler …, …’den oluşan Yüce Divan
24.2.2005 günlü oturumda, sanık hakkında bakanlık dönemiyle ve
bakanlık göreviyle ilgisi olmayan 30.6.1995-29.5.1999 tarihleri arasında
3628 sayılı Kanun’a aykırılık oluşturduğu ileri sürülen eylem nedeniyle
isnatta bulunulamayacağından bu döneme ilişkin eylemlerden
yargılama yapılamayacağına karar verilmesi, yargılanmasına karar
verilmesi halinde ise dosyanın tefrik edilerek beraat kararı verilmesi
yönündeki istemin, yukarıda belirtilen nedenlerle REDDİNE,
OYBİRLİĞİ ile karar vermiştir.
Sanık müdafiinin 30.3.2005 günlü oturumda, sanık Bakanın mal
varlığıyla ilgili olarak 1999 ve 2001 arasındaki bakanlık dönemiyle ilgili
hangi mal varlığı değeri veya değerlerinin 3628 sayılı Kanun’un 13.
maddesine aykırı olduğunun ya iddia makamına açıklattırılması veya
Yüce Divanca resen açıklanması gerektiği yönündeki istemi hakkında da
24.2.2005 günlü oturumda bu konuda karar verilmiş olduğundan ikinci
kez karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
…
B- Davaların Birleştirilmesine İlişkin İstemler
C- Bilirkişi İncelemesi Yaptırılmasına İlişkin İstemler
389
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı iki konuda bilirkişi incelemesi
yaptırılması yönünde istemde bulunmuştur. Katılan idare vekilleri de
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının bu istemine iştirak etmişlerdir.
1- Haksız Mal Edinme Suçuna İlişkin Bilirkişi İncelemesi
Yaptırılması İstemi
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı vekilinin 30.3.2005 günlü oturumda,
bilirkişi incelemesi yaptırılmasına ilişkin istemi şöyledir:
“…Sanığın bakanlık yaptığı 29.5.1999 ila 5.9.2001 tarihli dönemde
önceki son mal bildirimi olan 30.6.1995 tarihli ve bu dönemden sonraki
ilk mal bildirimi olan 8.12.1999 tarihli mal bildirimleri esas alınmak
suretiyle;
Her kalemin ayrı ayrı mukayese edilerek mal varlığında meydana
gelen toplam artış veya eksilmenin miktarının tarih tarih ve ayrı ayrı
belirlenmesi,
Sanığın kendisinin, eş ve çocuklarının giderleri de göz önünde
tutulmak suretiyle, 1995 ve bakanlık döneminin bir kısmını da kapsayan
1999 yılları arasındaki ticari gelirleri (ortak olduğu şirketlerden elde
ettiği gelirler, kira ve faiz gelirleri, savunmalarında belirttiği veya
belirteceği inşaatlarından satarak elde ettiği gelirler gibi) milletvekilliği
maaşlarından elde ettiği gelirlerle önceki mal bildiriminin aktifinde
bulunan ve sonrakine kaynak oluşturan değerler dikkate alınarak, haksız
edinildiği iddia edilen malların tespit edilmesi olduğu talep olunur.”
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı vekili 20.12.2005 günlü oturumda da
yukarıdaki istemlerine ek olarak;
“...sanık tarafından bağımsız bölümlerin satıldığı kişilerce noterden
yaptığı bir satış vaadi sözleşmesi veya kendi aralarında alacak hakkı
doğuran bir protokol bulunup bulunmadığı sorulduğunda, henüz yeterli
bir cevap vermediğini, Yüce Heyetce de belirtildiği gibi, varsa bu gibi
belgelerin ibraz edilip toplanmasıyla ve ayrıca kat karşılığı inşaat
sözleşmesi gereği bağımsız bölümlerin yapılması nedeniyle, gerek arsa
sahibi için gerek sanığın kendisi için gerekse de ortağı olduğu firmalar
için yapılan bağımsız bölümler dolayısıyla oluşan giderlerin de tespit
olunacak emsal rayiç değerlerden mahsubu suretiyle net gelirinin de
tayininin gerekeceği ve ayrıca sanık tarafından bildirilen satış
değerlerinin de, satış tarihindeki emsal rayiç değerlere uygun olup
390
olmadığının da tespitinin gerekeceği, bu nedenle önceki taleplerimiz de
gözetilerek bir bilirkişi tayin edilmesinin de gerektiğini”
ifade etmiştir.
Katılan Maliye Bakanlığı vekilleri de oturumlardaki beyanlarında
ve özellikle 1.2.2006 günlü dilekçeleriyle haksız mal edinme suçu ile ilgili
olarak bilirkişi incelemesi yaptırılmasını talep etmişlerdir.
Sanık müdafii Av. … ise 19.6.2006 günlü dilekçesi ile 28.6.2006
günlü oturumdaki beyanında, Yüce Divanın 24.2.2005 gününde verdiği
ara kararı uyarınca 1995-1999 döneminin yargılama dışında kalması
nedeniyle bu döneme ilişkin bilirkişi incelemesi yaptırılamayacağını,
kaldı ki söz konusu ara kararında belirtilen “zorunlu görülme” durumu
nedeniyle taşınmazı satın alanların tanık sıfatıyla dinlendiğini, bu
kişilerin yalan söylediği veya muvazaalı işlem yaptığı konusunda bir
iddianın ileri sürülmediğini, taşınmazların satışının tapu kayıtları, şirket
defter ve faturalarıyla ispat edildiğini ileri sürerek bu konuda bilirkişi
incelemesi yaptırılması isteminin reddine karar verilmesini talep
etmiştir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 63. maddesinin birinci
fıkrasında “Çözümü uzmanlığı, özel veya teknik bilgiyi gerektiren
hâllerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına re’sen, Cumhuriyet
savcısının, katılanın, vekilinin, şüphelinin veya sanığın, müdafiinin veya
kanunî temsilcinin istemi üzerine karar verilebilir. Ancak, hakimlik
mesleğinin gerektirdiği genel ve hukukî bilgi ile çözülmesi olanaklı
konularda bilirkişi dinlenemez.” hükmüne yer verilmiştir.
Bu yasal düzenleme karşısında sanığın mal varlığı değerlerinde
meydana gelen artma ve eksilmeler ile özellikle sanık tarafından mal
varlığındaki artışın kaynağı olarak gösterilen taşınmaz satışlarının satış
tarihlerindeki rayiç bedellerinin ve maliyetlerinin saptanması
konularının uzmanlık istediği, hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ya
da hukuki bilgi ile çözülmesinin mümkün olmadığı anlaşıldığından,
bilirkişi incelemesi yaptırılması isteminin kabulü gerektiği sonucuna
varılmıştır.
Başkan …, Başkanvekili …, Üyeler …, …’den oluşan Yüce Divan
28.6.2006 günlü oturumda, bu konuda bilirkişi incelemesi yaptırılması
yönündeki istemin, yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜNE,
OYBİRLİĞİ ile karar vermiştir.
391
VI- ESASA İLİŞKİN TESPİT VE DEĞERLENDİRMELER
…
VII- SANIĞA YÜKLENEN SUÇLARIN İNCELENMESİ
…
C- Haksız Mal Edinme Suçuna İlişkin İddia
Soruşturma komisyonu raporunda, sanığın 30.6.1995 ve 8.12.1999
tarihinde verdiği mal bildirimleri karşılaştırılmış ve 1999 tarihli mal
bildiriminde kendisi, eşi ve çocukları adına bankalarda ve elinde
bulundurduğunu beyan ettiği döviz (2.320.000 USD ve 2.317.500. DM) +
TL(79.415.410.967 TL) =1.797.449.363.467. TL’lik bir gelir artışının olduğu
ve bu artıştan sanığın şirketleri ve milletvekilliğinden elde ettiği toplam
39.622.469.086 TL’nin düşülmesi sonucunda 1.757.826.894.381 TL
tutarında izah edilemeyen bir mal varlığının bulunduğu iddia edilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı esas hakkındaki görüşünde
sanık ve tanıkların taşınmazların satışına ilişkin beyanlarına yazılı belge
ile desteklenmediği için itibar edilemeyeceğini, bilirkişi raporlarının da
olayı aydınlatmaya elverişli bulunmadığını, bu nedenle sanığın mal
varlığındaki artış miktarı olan 1.961.003.947.870.-TL’nin kanuna uygun
olarak sağlandığı ispat edilemeyen haksız edinim olarak ortaya çıktığını
ileri sürmüştür.
Katılan Maliye Bakanlığı vekilleri esas hakkındaki görüşlerinde,
sanığın 1.556.009.880.355 TL olan toplam gelirinden, 406.118.093.950 TL
olan toplam giderin düşülmesi sonucu elde edilen 1.149.891.786.405
TL’nin izahı istenen 1.757.826.894.381 TL’yi karşılayamadığını ve bu
nedenle 607.935.107.976 TL’nin izah edilemeyen rakam olarak ortaya
çıktığını ileri sürmüşlerdir.
Sanık 24.5.2007 günlü oturumda yaptığı esasa ilişkin savunmasında
özetle;
-Soruşturma komisyonu ve Yüce Divanda, bakanlık yaptığı dönem
içerisinde mal varlığında bir artışın olup olmadığı yönünde bir araştırma
yapılmadığını, araştırma ve incelemenin bakanlık döneminden öncesine
ilişkin olarak yapıldığını ve sonuçta bakanlık yaptığı dönemde mal
varlığında her hangi bir artışın saptanamadığını,
-Suçlamanın temel nedeninin mal varlığı beyannamesini birkaç ay
gecikmeli olarak vermesi olduğunu,
392
-Soruşturma komisyonunun kendisini sadece milletvekili maaşıyla
geçinen bir kişi olarak görmesine karşın, yargılamada iş adamlığı
kimliğinin ortaya konduğunu,
-Sattığı taşınmazları satın alanların tamamının tanık olarak
dinlendiğini, tanıkların beyanları arasında her hangi bir çelişkinin
olmadığını, tanık beyanlarının fatura ve muhasebe kayıtlarıyla teyit
edildiğini,
-Taşınmazların satışına ilişkin belge sunulamadığı iddiasının
geçersiz olduğunu, satın alanların taşınmazların tapusunu almalarının
en büyük delil ve belge olduğunu, tapunun alınmasından sonra
sözleşme veya diğer belgelerin saklanmasının bir anlamının olmadığını,
kaldı ki tanıklardan birisinin (…) söz konusu belgeleri saklayıp
mahkemeye ibraz etme başarısını da gösterdiğini, ancak Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığının tüm bu delilleri yok saydığını,
-Yüce Divanın mal varlığı araştırması konusunda bilirkişi
incelemesi yoluna başvurmasının, mahkemece bu konunun “teknik bir
iş” olarak kabul edildiğini, ek rapor alınmasından sonra da yapılan
itirazları reddetmesinin bilirkişi raporuna itibar ettiği anlamına
geldiğini,
-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ek bilirkişi raporuna itiraz
edip yeni bilirkişi heyeti oluşturulmasına ilişkin isteminin Yüce Divanca
reddedilmesinden sonra bu kararın geri alınmasını istememesinin
bilirkişi raporunu kesin kanıt olarak kabul etmesi anlamına geldiğini,
-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının esas hakkındaki mütalaasının
27. sayfasında taşınmazların satışından elde edilen değerlerin kabul
edilmesine karşın sonuç olarak bu gelirleri görmezden gelerek çelişkili
bir görüş ortaya koyduğunu,
-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca bilirkişi raporunda yapılan
maliyet hesabı doğru bulunurken, aynı bilirkişilerin dairelerin gelirinden
maliyetleri çıkararak kendisi lehine bulduğu artı değeri kabul
etmemesinin çifte standart olduğunu,
beyan etmiştir.
Sanık müdafii Av. … 24.5.2007 günlü oturumda da yinelediği aynı
günlü esasa ilişkin savunmasını içeren dilekçesinde özetle;
393
-Yüce Divanın 24.2.2005 günlü ara kararıyla sanık Bakanın sade
vatandaş olduğu 1995 - 1999 dönemime ilişkin “bakma kapsamında”
işlem yapacağına karar vermiş olmasına karşın bu ara kararına
uymayarak söz konusu dönemi fiilen yargıladığını,
-Soruşturma önergesi ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin önergeyi
kabul kararında 1995-1999 dönemiyle ilgili bir isnadın bulunmadığını,
bu nedenle soruşturma komisyonu raporunun ve Yüce Divana sevk
kararının hukuken yok hükmünde olduğunu,
-Türk hukukunda 1995 - 1999 dönemine ilişkin olarak “nereden
buldun kanunu” şeklinde bir yasa veya yasa hükmünün bulunmadığını,
-Soruşturma komisyonunca taşınmaz mallardaki artış dışında
sadece sanığın döviz ve TL cinsinden sahip olduğu paralarındaki artışın
izahının istendiği ve mahkemenin bu isnatla bağlı olması gerektiği halde
tüm mal varlığı değerlerine bakıldığını,
-Sanığın yargılamaya konu edinilen fiili 8.12.1999 - 2003 mal
bildirimleri olduğunu ve yapılan yargılama sonucunda bu döneme
ilişkin sanığın mal varlığında bir azalmanın olduğunun ispatlandığını,
-3628 sayılı Kanun’un Bakana mal beyanı dışında ve mal beyanıyla
ilgili olarak iddiaya konu mal hareketlerinin sadece kaynağını açıklama
yükümlülüğünü getirdiğini,
-3628 sayılı Kanun’un 4. maddesi emri gereğince beyan/kaynak
karşılaştırılmasında, matematik/bilançosal denklik yerine itibari
denkliğin esas alınması gerektiğini,
-Sanık Bakanın 8.12.1999 tarihinde verdiği mal beyanında, Gelir
Vergisi Kanunu’nun 42/1. maddesinde yıllara sari inşaat ve onarım
işlerinde maliyetin inşaatın bitiminden sonra dikkate alınacağı hükmünü
gözeterek inşaat maliyetlerini beyanına dahil etmediğini,
-Sanığın 1997, 1998 ve 1999 yıllarında verdiği Yıllık Gelir Vergisi
Beyannamelerinde inşaatların senelere sari devam etmesi nedeniyle
kar/zarar tablosunun çıkarılamadığını,
-Bilirkişi raporlarıyla mal beyanlarının yeterli kaynağa dayandığı ve
açıklanamayan bir mal varlığı değerinin bulunmadığının ortaya
konduğunu,
394
-Bilirkişilerin sanık Bakanın aleyhine usul ve takdirlerde
bulunmalarına karşın sonuç itibarıyla lehe bir durumun ortaya çıkması
nedeniyle raporlara karşı itirazda ısrarcı olmadıklarını,
-Mahkemenin bilirkişi raporunu aldıktan sonra yeni bir bilirkişi
incelemesine gitmemesinin bilirkişi incelemesini yeterli ve kabul etmesi
anlamına geldiğini, bu nedenle mahkemenin rapordaki tespit ve
görüşlerle bağlı olduğunu,
-Yüce Divan yargılamasının tek dereceliliği mevcut bilirkişi
raporunun sonucu itibarıyla kesinlik derecesinde bir bağlayıcılığının
bulunduğunu,
-1995 - 1999 dönemine ilişkin mal varlığı değerlerinin tapu kayıtları,
tanık beyanları ve bilirkişi kurulu incelemesiyle ispatlandığını,
-Taşınmazları satın alan kişilerin tapularını aldıktan sonra satıma
ilişkin belgeleri belli bir süre saklamaları gerektiğine ilişkin her hangi bir
yasal mevzuatın bulunmadığını,
-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının taşınmazların rayiç değerinin
kendisine göre bir usulle tespit edilmesini istediğini ancak buna ilişkin
bir tespitte bulunmadığı gibi Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 67/6. ve
178. maddeleri uyarınca uzman kişiden görüş alma yoluna da
gitmediğini,
-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının taşınmazları sıfır değer olarak
kabul etmesinin esas hakkındaki görüşünün amacını ve iradesini açık bir
biçimde ortaya koyduğunu,
beyan etmiştir.
Soruşturma komisyonunca sanığın 30.6.1995 ve 8.12.1999
tarihlerinde verdiği iki mal bildirimi karşılaştırılmıştır. Sanık ..., 1991 ila
1995 yılları arasında milletvekilliği yapmış, 1995 yılından 18.4.1999
tarihine kadar da ticari faaliyette bulunmuştur. 18.4.1999 tarihinde
yapılan genel seçimlerde milletvekili seçilmiş ve akabinde 29.5.1999
tarihinde Bayındırlık ve İskan Bakanlığına atanmıştır. Bu görevini
5.9.2001 tarihine kadar sürdürmüştür.
Soruşturma komisyonu raporunda 30.6.1995 ile 8.12.1999 tarihli mal
bildirimleri arasında farklılıktan söz edilmekle birlikte, izahı gereken mal
varlığı kalemlerinin özellikle döviz ve TL’den oluşan mal varlığı
kalemleri olduğu iddia edilmektedir.
395
Sanığa yüklenen eylem, 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması,
Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu’nun 13. maddesinde
düzenlenen haksız mal edinme suçudur. Söz konusu 13. madde şöyledir:
“Kanunun daha ağır bir cezayı gerektirmediği takdirde haksız mal
edinene üç yıldan beş yıla kadar hapis ve beş milyon liradan on milyon
liraya kadar ağır para cezası verilir. Haksız edinilen malı kaçıran veya
gizleyene de aynı ceza verilir.”
Suçun maddi unsuru “ Haksız mal edinme” dir. Haksız mal
edinmenin ne olduğu hususu, Kanun’un 4. maddesinde “Kanuna veya
genel ahlaka uygun olarak sağlandığı ispat edilmeyen mallar veya
ilgilinin sosyal yaşantısı bakımından geliriyle uygun olduğu kabul
edilemeyecek harcamalar şeklinde ortaya çıkan artışlar, bu Kanun’un
uygulanmasında haksız mal edinme sayılır.” şeklinde tarif edilmiştir.
Buna göre;
-Kanuna veya genel ahlaka uygun olarak sağlandığı ispat
edilmeyen mallar,
-İlgilinin sosyal yaşantısı bakımından geliriyle uygun olduğu kabul
edilemeyecek
harcamalar şeklinde ortaya çıkan artışlar,
“Haksız mal edinme”dir.
Bu suç genel kasıtla işlenebilen suçlardan olup ayrıca özel kasıt
aranmaz.
Mal varlığındaki artışların ispatında rakamsal açıdan kesin bir
uyuşmadan daha çok “kabul edilebilir” bir açıklamanın ortaya
konulmasının amaçlandığı anlaşılmaktadır. Mal varlığındaki artışların
kaynağının varlığının kabul edilebilecek bir biçimde ispatlanması
durumunda haksız mal edinmeden söz edilemez.
“Haksız mal edinen kişi” tabirinden, Kanun’un 2. maddesi
gereğince mal bildiriminde bulunması zorunlu bulunan kişilerin
anlaşılması gerektiği her türlü izahtan varestedir. Milletvekilleri ve
Bakanlar maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde sayılan kişilerdendir.
Davada çözümlenmesi gereken husus, sanığın mal varlığında
meydana geldiği iddia edilen artışın 3628 sayılı Kanun’un 4. maddesi
anlamında haksız mal edinme olup olmadığının açıklığa
396
kavuşturulmasıdır. Bunun için öncelikle 1995 ve 1999 tarihinde verilen
mal bildirimlerinin hangi kalemlerinde farklılık olduğu ve izahı gereken
mal varlığı miktarının gerçekte ne olduğunun belirlenmesi
gerekmektedir.
Sanığa ait her iki mal bildirimi karşılaştırıldığında, 1995 tarihli mal
bildiriminde yer alan iki silahın 1999 tarihli mal bildiriminde yer
almadığı (eksilme), buna karşılık iki şirket ortaklığı, sanığın kendisi, eşi
ve çocukları adına bankalarda bulunan toplam 79.415.410.967 TL
tutarındaki mevduat, 45 konut ve 22 işyeri inşaatı, eşinin altınlarındaki
120.000.000.000. TL’lik artış, eşi adına bir işyeri ile toplam 2.320.000 USD
ve 2.317.500 DM döviz varlığının (artma) bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu
durum tablo halinde şöyle gösterilebilir:
1999 Mal Bildirimine Göre Eksilen Kalemler
1995 Mal Bildirimine Göre Artış Olan Kalemler
...’a ait iki silah
Eşine ait Sincan’daki bir dükkan
Esenboğa İnş.Turz.Teks. Gıda San. Tic. A.Ş.’de ...’a ait 1/240 şirket
hissesi
İmaj Yorgan Sanayi ve Tic. A.Ş.’de ...’a ait % 30 şirket hissesi
Sanığın kendisi, eşi ve çocukları adına bankalardaki 79.415.410.967.
TL 2.320.000 USD (1.925.000 nakit-395.000 bankada)
2.317.500. DM (700.000 nakit-1.617.500 bankada)
Eşinin altınlarındaki 120.000.000.000.TL’lik artış
45 konut ve 22 işyeri inşaatı
Soruşturma komisyonu sanığın Esenboğa İnş. Turz. Gıda San. Tic.
A.Ş.’deki hisse oranının 1/240 olması nedeniyle gelir hesabında dikkate
almamıştır. Buna karşılık sanığın İmaj Yorgan Sanayi ve Tic. A.Ş.’deki
şirket kar paylarından elde ettiği gelirler sanığın gelirinin
hesaplanmasında dikkate alınmıştır. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre
sanığın İmaj Yorgan Sanayi ve Tic. A.Ş.’ye 1997 yılında, Esenboğa İnş.
Turz. Gıda San. Tic. A.Ş.’ye 1998 yılında ortak olduğu, bir başka ifadeyle
bu iki şirket ortaklığının sanığın Bakan olmadığı tarihten önce
gerçekleştiği anlaşıldığından, bu mal varlığı kaynağının izah edilebilir
olduğu açıktır.
397
Sanığın kendisi, eşi ve çocuklarının bankalarda bulunan
79.415.410.967 TL tutarındaki mal varlığı kalemlerine ilişkin banka
kayıtlarının incelenmesinde; söz konusu meblağın çoğunluğunu
oluşturan ... adına Koçbank Ulus Şubesinde bulunan 36.430.246.558 TL
ile Eşi adına adına aynı şubede bulunan 39.002.410.940. TL’lik mevduat
hesaplarının sanığın Bakan olmadan önceki tarihlerde açılmış
bulunduğu ve repo yapılarak elde edildiği anlaşıldığından, söz konusu
mal varlığı kaleminin de izah edilebilir bir kaynağının bulunduğu kabul
edilmiştir.
Yine, 79.415.410.967 TL’lik meblağın içerisinde kalan sanığın
çocukları adına çeşitli bankalarda bulunan toplam 3.982.753.466 TL’nin
de sanığın babası tarafından karşılandığına ilişkin savunmanın aksini
ispatlayacak bir delil elde edilemediğinden, bu miktarın da izah
edilebilir nitelikte olduğu kabul edilmiştir.
Bu durumda, sanığın izah etmesi gereken mal varlığı kalemlerinin,
- 2.320.000 USD (1.925.000 kendisi elinde nakit-395.000 bankada eşi
adına),
- 2.317.500. DM (700.000 kendisi elinde nakit-1.617.500 bankada eşi
adına),
-Eşi adına Sincan’daki 55.000.000.000. TL değerinde olduğu
bildirilen bir dükkan,
-Eşinin altınlarında meydana gelen 120.000.000.000.TL tutarındaki
artış,
olduğu ortadadır.
Soruşturma komisyonu bu kalemlerden döviz (2.320.000 USD ve
2.317.500 DM) ile 79.415.410.967 TL’yi dikkate almış, buna karşılık diğer
iki mal varlığı kalemiyle ilgili bir iddiada bulunmamıştır.
Yukarıdaki açıklamalarda belirtildiği üzere 79.415.410.967 TL’lik
meblağın izah edilebilir nitelikte olduğunun açıklığa kavuşması
nedeniyle, bu miktarın soruşturma komisyonu raporunda izahı istenen
toplam tutardan düşülmesi gerektiği ortadadır.
Buna göre, soruşturma komisyonunca izah edilemediği iddia edilen
1.757.826.894.381 TL’den 79.415.410.967 TL’nin çıkarılması sonucunda,
soruşturma komisyonuna göre döviz ve TL varlıklarındaki izahı gereken
miktarın 1.678.411.483.414 TL olduğu göz önünde bulundurulmalıdır. Bu
398
rakama, sanığın eşi adına kayıtlı Sincan’da bulunan 55.000.000.000 TL
değerindeki dükkan ile eşinin altınlarındaki artış miktarı olan
120.000.000.000. TL eklendiğinde sanığın izahı gereken toplam mal
varlığı tutarı 1.853.411.483.414. TL’dir. Sanık savunmalarında mal
varlığında meydana gelen bu artışın kaynağını ağırlıklı olarak kendisi ve
ortağı olduğu Yolalan Şirketi adına yapıp sattığı taşınmazlardan elde
edilen gelirleri gösterdiğinden, taşınmaz satımlarının gerçek olup
olmadığının belirlenmesi amacıyla, taşınmazlara ilişkin tapu kayıtları,
kat karşılığı inşaat yapım sözleşmeleri, taşınmazları satın alan firmaların
buna ilişkin fatura ve defterleri getirtilip incelenmiş, ayrıca taşınmazları
satın alan kişiler tanık olarak dinlenilmiştir.
Söz konusu tanıklar beyanlarında; taşınmazları 1995 ila 1999 yılları
arasında henüz proje aşamasında, döviz cinsinden ve vadeli olarak satın
aldıklarını, ödemeleri elden veya makbuz karşılığında yaptıklarını ancak
tapularını almaları ve aradan uzun zaman geçmesi nedeniyle buna
ilişkin belgeleri saklamadıklarını beyan etmiş iseler de tanıklardan
sadece
… beyanını doğrular biçimde satın aldığı taşınmaza ilişkin senet ve
protokolü ibraz etmiştir.
Tapu kayıtları, noterde düzenlenen kat karşılığı bina yapım
sözleşmeleri ile firmaların fatura ve defterlerinin incelenmesinden, söz
konusu taşınmazların sanık tarafından inşa edilip, tanıklara satılıp,
tapularının da verildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının esas hakkındaki
görüşünde ileri sürdüğü sanık ve tanıkların taşınmazların satışına ilişkin
beyanlarına yazılı belge ile desteklenmediği için itibar edilemeyeceğine
ilişkin iddiasının, taşınmazların satışının yapıldığının resmi belge
niteliğindeki tapu kayıtlarıyla ispatlanması nedeniyle geçerliliğinin
bulunmadığı ortadadır.
Yukarıda açıklandığı üzere, sanığın savunmasında ileri sürdüğü
taşınmaz satımlarının gerçekleştiğinin anlaşılması nedeniyle, sanığın
bakanlık yaptığı dönemden önce 30.6.1995 ve bakan olduktan sonra
8.12.1999 tarihlerinde verdiği mal bildirimleri arasında soruşturma
komisyonunca izah edilemediği iddia edilen farkın, sanığın kendisinin,
eş ve çocuklarının giderleri, varsa gelirleri ve bunların kaynakları göz
önünde tutularak 1995 ve bakanlık döneminin bir kısmını da kapsayan
399
1999 yılları arasındaki her türlü şirket kazançları, şahsî maaş, kira, faiz ve
benzeri gelirleri ile inşaatlarından elde ettiği gelirlerin elde edildiği
tarihteki rayiç bedelleri üzerinden bunların sağlanması için yapılan
giderler de dikkate alınarak önceki mal bildiriminin aktifinde bulunan
ve sonrakine kaynak oluşturulan değerler ile, iddia, savunma ve dosya
içindeki tüm bilgi ve belgeler incelenerek, izah edilemeyen bir malvarlığı
olup olmadığı; var ise bu miktar konusunda ayrıntılı rapor verilmesi için
dosyanın bilirkişilere tevdiine karar verilerek gereğinin yerine
getirilmesi için naip Üye … refakatinde, Prof. Dr. …, Prof. Dr. … ve
…’den oluşan bilirkişi heyeti aracılığıyla mahallinde 22.11.2006 gününde
keşif yapılmıştır.
Bilirkişi heyeti raporunu 18.12.2006 gününde Yüce Divana
sunmuştur. Ancak, söz konusu rapora Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
ve Katılan İdare Vekillerince;
-Taşınmazların keşif tarihindeki rayiç bedellerinin hangi kriterler
baz alınarak saptandığı ve varsa bunu ilişkin belgelerin dosyaya ibraz
edilmesi gerektiği,
-İnşaatların maliyet hesabında ruhsat tarihi ile iskan tarihi
arasındaki dönemin mi yoksa inşaatların fiili bitim tarihinin mi veyahut
sanık müdafiince ileri sürülen 8.12.1999 tarihine kadar geçekleşen
maliyetlerin mi dikkate alınacağı,
-Sanığın kat karşılığı yapım sözleşmesinde yer alan 26129 ada 4
numaralı parselde inşa edilen toplam sekiz bağımsız bölümünün yapım
giderlerinin inşaatların maliyet hesabında dikkate alınmadığı,
-Bilirkişi incelemesi yapılmasına ilişkin 13.9.2006 günlü oturumdaki
ara kararında
“Sanığın bakanlık yaptığı dönemden önce 30.6.1995 ve bakan
olduktan sonra 8.12.1999 tarihlerinde verdiği mal bildirimleri arasında
soruşturma komisyonunca izah edilemediği iddia edilen farkın”
araştırılması istendiği halde, iki mal bildirim arasında farklılık bulunan
mal varlığı kalemlerinin tamamı üzerinde ayrıntılı bir inceleme ve
araştırma yapılmadığı,
-Raporun 35. ve 37. sayfalarında yer alan 16 ve 17 numaralı
tablolarda Birlik mahallesindeki taşınmazların Amerikan Doları baz
alınarak hesap edilen gelirlerinde hesaplama hatasının yapıldığı,
400
-Bilirkişi incelemesi yapılmasına ilişkin 13.9.2006 günlü oturumdaki
ara kararında, sanığın kendisinin, eşinin ve çocuklarının giderlerinin
dikkate alınmasının istendiği halde, raporda bu hususa değinilmediği,
ileri sürülerek itiraz edilmesi ve bunlara ek olarak Yüce Divanca resen
belirlenen;
-Taşınmaz satımlarının çoğunluğunun vadeli olarak yapıldığı tanık
ve sanık beyanlarından anlaşıldığı halde, bilirkişilerin sanık ve tanık
beyanlarını baz alarak kullandıkları hesaplama yönteminde satımların
tamamının peşin olarak yapıldığı varsayımından hareket ettikleri,
-Bilirkişi raporunda sanığın gelir vergisi beyannameleri esas
alınarak hesaplanan gelirleri içerisinde şirket kar paylarının olup
olmadığı, konularında, bilirkişilerden ek rapor alınmasına karar verilmiş
ve bilirkişiler ek raporlarını 7.3.2007 gününde sunmuşlardır.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ve Katılan İdare Vekilleri ek
bilirkişi raporunun da talep ve itirazlarını karşılamadığını ancak, ikinci
bir bilirkişi heyetince inceleme yapılması konusunu Yüce Divanın
takdirine bıraktıklarını ifade etmişlerdir.
Mahkememizce yapılan değerlendirme sonucunda, bilirkişi
raporlarında varılan sonuç ve kullanılan yöntemler dikkate alındığında,
raporların yeterli ve dosya kapsamına uygun olduğu kabul edildiğinden,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ve Katılan İdare Vekillerinin
itirazına itibar edilmeyerek, 13.3.2007 günlü oturumda, bu konudaki
itirazların reddine karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ve Katılan İdare Vekilleri, sanığın
Yolalan şirketi adına Dikmen’de yapıp sattığı dairelerin gelirinin dikkate
alınamayacağını ileri sürmüş iseler de söz konusu taşınmazların satış
gelirlerinden sanığın şirketteki hissesi oranında yararlanacağı açık
olduğundan, itiraz yerinde görülmemiştir.
Yine, sanığın önce satıp parasını alıp daha sonra iade ettiğini
belirttiği dört taşınmazın satış gelirlerinin de bilirkişilerce dikkate
alınmasına Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ve Katılan İdare
Vekillerince itiraz edilmiş ise de söz konusu taşınmazların satın
alındıktan bir müddet sonra iade edildiği aksi kanıtlanamayan savunma
tanık beyanlarıyla da doğrulandığından, itiraz yerinde görülmemiştir.
401
Mahkememizce hükme esas alınan bilirkişi raporlarında bilirkişi
heyetince, keşifte belirlenen rayiç değer üzerinden geriye doğru; sanık ve
tanık beyanlarında belirtilen satış bedellerine göre de ileriye doğru, DİETEFE ve İTO-TEFE fiyat endeksleri dikkate alınarak ikili bir hesaplama
yapılmıştır. Ancak, mahkememizce yapılan değerlendirmede Devlet
İstatistik Kurumu (DİE - TÜİK)’nca belirlenen TEFE endeksine göre
yapılan hesaplama dikkate alınmıştır. Buna göre, sanığın taşınmazların
satışından elde ettiği gelirlerin toplamı;
-Keşifte belirlenen değerlere göre 2.059.435.000.000 TL,
-Tarafların beyanlarına göre ise 2.233.422.468.150 TL,
olarak hesaplanmıştır.
Bilirkişilerce verilen ek raporda inşaat maliyetleri konusunda da
ikili bir hesaplama yapılmıştır. Birinci hesaplamada aylık bazda
hesaplanan maliyetler dağıtıldıkları aydan itibaren aylık tutarları 1999
yılı sonuna irca (uyarlama) edilmiştir. İkinci hesaplamada ise aylık
maliyetler dağıtıldıkları yıl sonundaki toplam tutarları 1999 yılı sonuna
uyarlanmıştır.
Buna göre taşınmazların maliyetleri;
-Birinci yönteme göre 447.829.522.417 TL,
-İkinci yönteme göre ise 363.808.352.032 TL,
olarak hesaplanmıştır.
Bilirkişiler sanığın ailevi giderleri konusunda maaşının tamamını
harcadığı
varsayımından
hareketle
ikili
bir
hesaplamada
bulunmuşlardır. Birinci hesaplamada maaşlar TEFE endeksi baz alınarak
aylık bazda 1999 yılı sonuna uyarlanmıştır. İkinci hesaplamada ise
maaşlar yıllık bazda 1999 yılı sonuna uyarlanmıştır. Buna göre sanığın
1995 ila 1999 yılları arasındaki giderleri;
-Birinci yönteme göre 32.159.806.958 TL,
-İkinci yönteme göre ise 25.463.486.751 TL,
olarak hesaplanmıştır.
Bilirkişi raporlarının incelenmesinde sonuç olarak;
-Taraf beyanlarına göre belirlenen satış gelirleri ile maliyet ve
giderlerin asgarisi baz alındığında sanık lehine 216.280.226.303 TL’lik,
402
-Taraf beyanlarına göre belirlenen satış gelirleri ile maliyet ve
giderlerin azamisi baz alındığında sanık lehine 125.562.735.716 TL’lik,
-Keşifte belirlenen satış gelirleri ile maliyet ve giderlerin asgarisi baz
alındığında sanık lehine 42.292.758.153 TL’lik,
-Keşifte belirlenen satış gelirleri ile maliyet ve giderlerin azamisi baz
alındığında sanık aleyhine 48.424.732.434 TL’lik,
bir farkın oluştuğu ortaya çıkmaktadır.
Bilirkişi raporlarında Sincan’da sanığın eşi adına kayıtlı işyeri ile
sanığın eşinin altın takılarında meydana gelen artış, hesaplamalarda
dikkate alınmamıştır.
Görüldüğü üzere, bilirkişilerce sanığın mal varlığındaki artış
miktarı tam olarak saptanamamış, çeşitli olasılıklar ortaya konmuştur.
Esasen somut olayda, taşınmazların satış tarihinden yaklaşık on yıl
geçtikten sonra geriye doğru rayiç değerlerini ve maliyetlerini her türlü
şüpheden uzak ve net bir şekilde belirleyebilmek de oldukça güçtür. Bir
başka ifadeyle, sanığın mal varlığındaki artış konusunda bir belirsizliğin
bulunduğu ortadadır. Bu durumda, ceza yargılamasında geçerli olan
“şüpheden sanık yararlanır” (in dubio pro reo) ilkesi gereğince, bilirkişi
raporunda “taraf beyanlarına göre belirlenen satış gelirleri ile maliyet ve
giderlerin asgarisi baz alınarak sanık lehine yapılan hesaplamanın
dikkate alınması gerektiği sonucuna varılmıştır
Kaldı ki, bilirkişi raporuna göre ortaya çıkan olasılıklardan hangisi
dikkate alınırsa alınsın, mal varlığında meydana gelen ve izah
edilemeyen miktarın, sanığın Bakanlık yaptığı dönem içerisinde elde
edildiğine ilişkin kesin bir delilin de bulunmadığı açıktır.
Açıklanan nedenlerle, sanığın mal varlığında meydana gelen artışın
kaynağı tanık beyanları, noter sözleşmeleri, tapu kayıtları ve yeterli
kabul edilen bilirkişi raporlarıyla izah edildiğinden, sanığa yüklenen
suçun maddi unsurlarının oluşmadığı kanaatine varılarak isnat olunan
eylemden dolayı sanığın beraatine karar vermek gerekmiştir.
403
VIII- HÜKÜM
Ayrıntıları ve dayanakları yukarıda açıklandığı üzere;
…
E- Sanık ...’ın haksız mal edinme suçundan dolayı 3628 Sayılı Mal
Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele
Kanunu’nun 13. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle Yüce
Divana sevk kararı ile açılan davada sanığın eyleminin sabit olmaması
nedeniyle BERAATİNE, OYBİRLİĞİYLE,
Mahkememizin 16.12.2004 günlü, “sanığın kendisinin, eşinin ve
çocuklarının döviz, para, taşınır ve taşınmaz malları üzerinde kamu
davası sonuçlanıncaya kadar ihtiyati tedbir konulmasına” ilişkin
kararının kaldırılmasına,
F- Yargılama giderlerinin kamu üzerinde bırakılmasına,
5 Ekim 2007 gününde kısmen isteme aykırı ve kesin olarak verilen
karar, sanık ..., sanık müdafii Avukat …, katılan idare vekilleri Avukat
…, Avukat …’ın yüzlerine karşı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekili ve Yargıtay Cumhuriyet Savcısı
hazır bulunduğu halde açıkça okundu, anlatıldı.
404
EK-16: SAYDAMLIĞIN ARTIRILMASI VE YOLSUZLUKLA
MÜCADELENİN GÜÇLENDİRİLMESİ STRATEJİSİ
(2010-2014) 660
1. GİRİŞ
Kamu gücü ve kaynakları ile özel kuruluşlardaki görev, yetki ve
kaynakların, toplumun zararına olarak özel çıkarlar için kullanılması
şeklinde tanımlanabilen yolsuzluk; rekabeti engelleyerek ekonomik
büyümeyi yavaşlatmakta, doğrudan yabancı sermaye girişini ve vergi
gelirlerini azaltmakta, gelir dağılımını bozarak yoksulluğu artırmakta,
kamu kaynaklarının israf edilmesine yol açarak eğitim, sağlık, güvenlik
gibi zorunlu kamu yatırımlarını olumsuz etkilemekte, kamu
kurumlarına, yöneticilerine ve adalet sistemine duyulan güveni
zedelemekte ve toplumda ahlakî bozulmaya yol açmaktadır.
Saydamlığın artırılması ve yolsuzlukla mücadelede başarının
sağlanabilmesi için, önceden belirlenmiş tedbirler ve faaliyetler içeren
stratejiler önem taşımaktadır. Böylece, yolsuzlukla mücadelede öncelikli
alanlar belirlenerek sonuca daha kararlı ve etkili bir şekilde gidilmesi
mümkün olmaktadır. Ayrıca, yolsuzlukla mücadele dönemsel bir çaba
olmayıp, ekonomik ve sosyal hayattaki gelişmelere göre süreklilik
gerektiren faaliyetler bütünüdür.
Bu vizyon çerçevesinde ilgili tüm kesimlerin katılımıyla
“Saydamlığın Artırılması ve Yolsuzlukla Mücadelenin Güçlendirilmesi
Stratejisi” geliştirilmiştir. Saydamlığın Artırılması ve Yolsuzlukla
Mücadelenin Güçlendirilmesi Stratejisi (Strateji) hazırlanırken, 58 inci, 59
uncu ve 60 ıncı Hükümet programları, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu Raporu, Dokuzuncu Kalkınma
Planı, Avrupa Birliği Müktesebatının Üstlenilmesine İlişkin Türkiye
Ulusal Programı ve çeşitli uluslararası kuruluşların Ülkemizle ilgili
değerlendirmelerinden yararlanılmıştır. Ayrıca bakanlıklar, kamu
kurum ve kuruluşları, sivil toplum kuruluşları ve ilgili uluslararası
kuruluşların görüşleri de alınmıştır.
660
“Saydamlığın Artırılması ve Yolsuzlukla Mücadelenin Güçlendirilmesi Stratejisi (20102014)”ün kabulü; Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcılığının 27/1/2010 tarihli ve 65 sayılı yazısı
üzerine, Bakanlar Kurulu’nca 1/2/2010 tarihinde kararlaştırılmıştır. Karar Sayısı: 2010/56, 22
Şubat 2010 tarih ve 27501 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
405
2. SAYDAMLIĞIN ARTIRILMASI VE YOLSUZLUKLA
MÜCADELE ALANINDA SON YILLARDA YAPILAN BAŞLICA
DÜZENLEMELER
Saydamlığın artırılması ve yolsuzlukların önlenmesi çerçevesinde
Ülkemizde son yıllarda yapılan başlıca düzenlemeler aşağıda
sıralanmıştır:
a) Kamu ihale sisteminde saydamlığın geliştirilmesi, kaynakların
daha etkin ve verimli kullanılması ve daha az kaynakla daha fazla kamu
hizmeti üretilmesi amacıyla, kamu kaynağı kullanan bütün kurumları
kapsayan ve ihalelerde açıklığın ve rekabetin sağlanmasını ve
şikâyetlerin incelenmesini teminen Kamu İhale Kurumu kurulmasını
düzenleyen 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu.
b) Doğrudan yabancı yatırımların özendirilmesi, yabancı
yatırımcıların haklarının korunması, yatırım ve yatırımcı tanımlarında
uluslararası standartlara uyulması ve doğrudan yabancı yatırımların
artırılması amacıyla; yatırımcıların ihtiyaç ve beklentilerini dikkate
alarak hazırlanan, Ülkemizin uluslararası yatırımlara yönelik eşitlikçi ve
liberal yaklaşımının yansıtılması olarak yatırımcıya açık ve anlaşılır
mesajlar veren, yatırımcının değişik mevzuat gereği sahip olduğu haklar
ve tâbi olduğu yükümlülükleri gösteren yasal bir rehber niteliğinde 4875
sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu.
c) Herkesin bilgi edinme hakkına sahip olduğunu ve kamu kurum
ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının,
kanunda belirtilen istisnalar dışındaki her türlü bilgi ve belgeyi
başvuranların yararlanmasına sunmak ve bilgi edinme başvurularının
etkin, süratli ve doğru sonuçlandırılması için gerekli idarî ve teknik
tedbirleri almakla yükümlü olduklarını hüküm altına almak ve medya
organlarının ve kişilerin kamuya ait bilgilere daha kolay ulaşabilmesini
sağlamak amacıyla 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu.
ç) Harcama birimlerine gerekli esnekliğin sağlanması ve bütün
kamu gelir ve giderlerinin bütçede gösterilmesi ile kamu kaynaklarının
kullanımında uluslararası standartlara uygun iç kontrol ve denetim
mekanizmalarının oluşturulması ve malî saydamlık bakımından
güvenilir ve periyodik malî verilerin üretilmesi amacıyla 5018 sayılı
Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu.
d) Kamu kurum ve kuruluşlarını, kamu hizmetlerini ve kamu
406
personelini desteklemek üzere kurulan dernekler ve Türk Medeni
Kanununa göre kurulan vakıfların kamu kurum ve kuruluşları ile olan
ilişkilerinin yeniden düzenlenmesi suretiyle, kamu düzenini olumsuz
yönde etkileyen ve toplumda hoşnutsuzluklara neden olan
uygulamalara son verilmesi ve kamu kaynaklarının etkin olarak
kullanılması amacıyla 5072 sayılı Dernek ve Vakıfların Kamu Kurum ve
Kuruluşları ile İlişkilerine Dair Kanun.
e) Kamu görevlilerinin uymaları gereken saydamlık, tarafsızlık,
dürüstlük, hesap verebilirlik, kamu yararını gözetme gibi etik davranış
ilkelerinin ve standartlarının belirlenmesi ve bu ilkelere aykırı davranan
üst düzey kamu görevlilerine ilişkin şikâyetlerin Kamu Görevlileri Etik
Kurulu tarafından incelenmesi ve sonuçlarının kamuoyuna duyurulması
amacıyla 5176 sayılı Kamu Görevlileri Etik Kurulu Kurulması ve Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun.
f) Basında demokratikleşmenin sağlanması ve özgür bir basın
düzeninin oluşturulması ile düşüncelerin ve haberin en yaygın ve hızlı
bir şekilde dolaşımını sağlayarak kamuoyunun bilinçli bir şekilde
oluşması ve işlemesi amacıyla 5187 sayılı Basın Kanunu.
g) Yerel yönetimlerin kurumsal kapasitelerinin artırılması, katılım
ve saydamlığın sağlanarak yerinden yönetim ilkesi ve demokrasinin
güçlendirilmesi amacıyla 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu,
5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu, 5355 sayılı Mahallî İdare Birlikleri
Kanunu ve 5393 sayılı Belediye Kanunu.
ğ) Kamu görevlileri tarafından işlenebilen rüşvet, irtikâp, zimmet
ve suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama gibi yolsuzluk
suçlarıyla birlikte, zamanaşımı sürelerini, suç işlemek yoluyla kazanç
elde edilmesini engelleyecek etkin bir yaptırım olarak kazanç
müsaderesini ve özel hukuk tüzel kişilerine uygulanacak güvenlik
tedbirlerini yeniden düzenleyerek, yolsuzluk suçlarıyla mücadele
bakımından etkin bir sistem kurulabilmesi amacıyla uluslararası
sözleşmeler de dikkate alınarak hazırlanan 5237 sayılı Türk Ceza
Kanunu.
h) Sivil toplumun güçlendirilmesi amacıyla dernek ve vakıf kurma
hakkına ve faaliyetlerine getirilen kısıtlamaların kaldırılması, dernek
işlemleri ve denetimlerinin basitleştirilmesi amacıyla 5253 sayılı
Dernekler Kanunu ve 5737 sayılı Vakıflar Kanunu.
407
ı) Yolsuzluk suçlarıyla mücadelede etkin bir sistem kurulabilmesi
için uluslararası sözleşmeler de dikkate alınarak; tutuklama, arama, hak
ve alacaklara el koyma, hâkim veya gecikmesinde sakınca bulunan
hallerde Cumhuriyet savcısının kararıyla telekomünikasyon yoluyla
yapılan iletişimin denetlenmesi, gizli soruşturmacı görevlendirilmesi,
teknik araçla izleme ve örgüt faaliyeti çerçevesinde cebir ve tehdit
uygulanarak işlenen suçlarla mücadele amacıyla özel ağır ceza
mahkemeleri kurulması gibi yeni koruma tedbirleri ve düzenlemeler
getiren 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu.
i) Finansal piyasalarda güven ve istikrarın sağlanmasını, kredi
sisteminin etkin bir şekilde çalışmasını ve tasarruf sahiplerinin hak ve
menfaatlerinin korunmasını sağlamak amacıyla, sistemi engelleyen,
bozan, verileri yok eden veya değiştiren ve gerçeğe aykırı
muhasebeleştirme yapan banka ve finans kurumları için ağır yaptırımlar
öngören 5411 sayılı Bankacılık Kanunu.
j) Sosyal sigortalar sisteminin yönetimini, işleyişi ile ilgili usûl ve
esasları, finansman ve karşılanma yöntemlerini belirleyen, yönetim
organlarında ve karar süreçlerinde ilgili sosyal tarafların etkin katılımını
öngören, Emekli Sandığı, Bağ-Kur ve Sosyal Sigortalar Kurumunu
birleştirerek sosyal güvenlik alanında mükerrer emeklilik ve hak
sahipliğini ortadan kaldıran 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu
Kanunu.
k) Sosyal sigortalar ile genel sağlık sigortası hak ve
yükümlülüklerini düzenleyen, kayıt dışı istihdamla mücadele
çerçevesinde Sosyal Güvenlik Kurumu ile bankalar ve ilgili kurum ve
kuruluşlar arasında bilgi paylaşım usûllerini belirleyen, Sosyal Güvenlik
Kurumuna en geniş anlamıyla elektronik ortamda hizmet sunum yetkisi
veren, ayrıca işçi ücretlerinin bankalar vasıtasıyla ödenmesi
yükümlülüğü getirerek ücretlerde kayıtlılığı öngören 5510 sayılı Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu.
l) Ulusal ihtiyaçların yanı sıra uluslararası düzenlemeler de göz
önünde bulundurularak hazırlanan ve suçla mücadelede malî sektörle
işbirliğinin güçlendirilmesi, güçlü bir veri sistemi kurulması, bu suretle
malî bilgilerden hareketle suça ve suçluya ulaşılması, yükümlülüklere
uyumun takibinde etkinlik ve uluslararası gelişmelerle paralellik
sağlanması amacıyla 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının
408
Önlenmesi Hakkında Kanun ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele
Kanunu.
m) Petrol piyasasının sağlıklı işleyebilmesini teminen, petrol
kaçakçılığından kaynaklanan haksız rekabetin önlenerek, adil bir rekabet
ortamının ve ürün güvenliğinin sağlanması ve petrol kaçakçılığı ile daha
etkin mücadele edilebilmesi amacıyla 5576 sayılı Petrol Piyasası
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun.
n) Yolsuzlukla mücadele bağlamında uluslararası yükümlülüklerin
yerine getirilmesi amacıyla, yabancı ülkede işlenen rüşvet suçundan
yargılama yapılabilmesi için Adalet Bakanının izin vermesi şartının
kaldırılması, suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi ve suçtan
kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçlarının kapsamının
genişletilmesi, özel hukuk çerçevesinde faaliyette bulunan özel hukuk
tüzel kişisinin organ veya temsilcisi ya da görevlileri tarafından;
dolandırıcılık, ihaleye veya edimin ifasına fesat karıştırma, rüşvet, suçtan
kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama, zimmet, kaçakçılık, kaçak
petrole ilişkin suçlar ile terörün finansmanı suçlarının tüzel kişinin
yararına olarak işlenmesi hâlinde ayrıca bu tüzel kişiye idarî para cezası
verilebilmesi amacıyla 5918 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun.
Yapılan kanunî düzenlemelere ek olarak, akaryakıt kaçakçılığı ile
mücadele kapsamında yürürlüğe konulan ulusal marker uygulaması, eDevlet kapsamındaki uygulamalar, suç gelirlerinin aklanmasının
önlenmesine ilişkin çalışmalar, kamu yönetiminde saydamlık ekseninde
yürütülen diğer çalışmalar, mevzuatın basitleştirilmesi, idarî yüklerin ve
kırtasiyeciliğin azaltılması ile yerli ve yabancı yatırımcılar açısından
yatırım ortamının iyileştirilmesine ilişkin çalışmalar ve Ülkenin her
yerinden vatandaşların şikâyet ve taleplerine ilişkin başvuruları alan ve
izleyen Başbakanlık İletişim Merkezinin (BİMER) kurulması,
yolsuzlukların önlenmesi ve saydamlığın artırılması bağlamında önemli
katkılar sağlamıştır.
Ayrıca, yolsuzlukla mücadelenin güçlendirilmesine doğrudan katkı
sağlayacak nitelikte hazırlanarak kabul edilen Yargı Reformu Stratejisi
ve Kayıtdışı Ekonomi ile Mücadele Stratejisi de uygulanmaya
başlamıştır. Küreselleşme ve bilgi teknolojilerindeki gelişmeler
sonucunda, suç kavramının ülke sınırlarını aşan bir yapıya büründüğü,
409
suçlularla ve yolsuzlukla mücadelenin daha da zorlaştığı bir gerçektir.
Bu kapsamda, ülke tecrübelerinin paylaşımı ile ikili teknik ve adlî
işbirliği büyük önem taşımaktadır.
Bu çerçevede Ülkemiz;
a) Avrupa Konseyi Yolsuzluğa Karşı Özel Hukuk Sözleşmesini
2003 yılında,
b) Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü Uluslararası Ticari
İşlemlerde Yabancı Kamu Görevlilerine Verilen Rüşvetin Önlenmesi
Sözleşmesini 2003 yılında,
c) Sınır Aşan Örgütlü Suçlara Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesini
2003 yılında,
ç) Avrupa Konseyinin Suçtan Kaynaklanan Gelirlerin Aklanması,
Araştırılması, Ele Geçirilmesi ve El Konulmasına İlişkin Sözleşmesini
2004 yılında,
d) Avrupa Konseyi Yolsuzluğa Karşı Ceza Hukuku Sözleşmesini
2004 yılında,
e) Hukuki veya Ticari Konularda Yabancı Ülkelerde Delil
Sağlanması Hakkında Sözleşmeyi 2004 yılında,
f) Birleşmiş Milletler Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesini 2006
yılında,
onaylamıştır.
Ayrıca, Ülkemiz yolsuzlukla mücadele alanında faaliyet gösteren
Avrupa Konseyinin Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubuna (GRECO) 2004
yılında üye olmuştur.
Yukarıda bahsedilen düzenlemeler, çalışmalar ve uluslararası
işbirliğine ilişkin uygulamalar neticesinde, Ülkemizin yolsuzlukla
mücadele alanında önemli ilerlemeler kaydettiği ve bu ilerlemelerin
yolsuzlukla ilgili değerlendirmeler yapan uluslararası kuruluşların
çalışmalarına
da
yansıdığı
görülmektedir.
Örneğin,
Ülkemiz,
Uluslararası Saydamlık Örgütü tarafından yayınlanan Yolsuzluk
Algılama Endeksinde 2003 yılında 3.1 puanla 133 ülke arasında 77 nci
sırada yer alırken, 2009 yılında 4.4 puanla 180 ülke arasında 61 inci
sıraya yükselmiştir.
410
Katedilen mesafe, yolsuzlukla mücadelede siyasi kararlılık ve
sahiplenmenin önemini göstermekte, ancak suç ve suçlunun dinamik ve
değişken profili, yolsuzlukla mücadelede aynı dinamizm ve kararlılığın
sürdürülmesi gerektiğine de işaret etmektedir.
3. STRATEJİNİN AMACI
Bu Stratejinin amacı; 2002 yılından bu yana kararlılıkla sürdürülen
reformların bir devamı niteliğinde, gelişen ve değişen şartları da göz
önünde bulundurarak, saydamlığı engelleyen ve yolsuzluğu besleyen
faktörlerin ortadan kaldırılması suretiyle daha adil, hesap verebilir,
saydam ve güvenilir bir yönetim anlayışının geliştirilmesidir.
4. STRATEJİNİN TEMEL BİLEŞENLERİ
2010–2014 yılları arasında uygulanacak olan Stratejinin temel
bileşenleri;
A) Önlemeye,
B) Yaptırımların Uygulanmasına,
C) Toplumsal Bilincin Artırılmasına,
yönelik tedbirler olmak üzere üç ana başlık altında toplanmıştır.
Bu temel bileşenler altında öngörülen ve aşağıda sıralanan
tedbirlerin bazılarının hayata geçirilebilmesi için başta Anayasa olmak
üzere kanunlarda ve diğer düzenleyici işlemlerde değişiklikler
gerekebilecektir. Bu tedbirlere ilişkin Faaliyet Tablosu, Stratejinin ekinde
yer almaktadır.
A) Önlemeye Yönelik Tedbirler
Saydamlığın, hesap verebilirliğin, etkin denetimin ve kurumsal
kapasitenin artırılması suretiyle yolsuzluğu besleyen faktörlerin ortadan
kaldırılmasına ilişkin olarak;
a) Siyasi partilerin ve seçim kampanyalarının finansmanında,
açıklık ve şeffaflığa ilişkin uygulamaların geliştirilmesi ve denetimin
etkinleştirilmesi,
b) Siyasi etik ile ilgili çalışmaların tamamlanması,
c) Kamu Denetçiliği Kurumu (Ombudsman) kurulmasına ilişkin
çalışmaların tamamlanması,
ç) Genel İdari Usul Kanununa ilişkin çalışmaların tamamlanması,
411
d) Yeni Sayıştay Kanununun yasalaşma sürecinin tamamlanması,
e) 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve
Yolsuzluklarla Mücadele Kanunundaki mal bildirimlerine ve diğer
uygulamalara ilişkin hükümlerin gözden geçirilmesi,
f) Kamu görevinden ayrılanların yapamayacağı işlerle ilgili kanunî
düzenlemelerin ve uygulama etkinliğinin gözden geçirilmesi,
g) Devlet sırları ve ticari sırlara ilişkin çalışmaların tamamlanması,
ğ) Kamu ihale sisteminin gözden geçirilmesi,
h) Yerel yönetimlerin imar, ruhsat ve diğer işlem süreçlerinde
saydamlık ve hesap verebilirliğin artırılması,
ı)
Yerel
yönetimlerin
iştirakleri
üzerindeki
mekanizmalarının etkinliğinin gözden geçirilmesi,
denetim
i) Yerel yönetimlerde seçimle işbaşına gelenler için etik ilkelerin
belirlenmesi ve izleme mekanizmalarının kurulması,
j) Denetim birimlerinin kapasitesinin güçlendirilmesi,
k) Denetim raporlarından hareketle yolsuzluğa açık risk alanlarının
belirlenmesi ve gerekli tedbirlerin alınması,
l) Kamu Görevlileri Etik Kurulu rehberliğinde kamu yönetimi
içerisindeki her bir meslek grubu için ayrı etik ilkelerin belirlenmesi ve
çıkar çatışmalarının engellenmesi,
m) Özel sektör kuruluşlarında
yolsuzluğun önlenmesi,
saydamlığın
artırılması
ve
n) Sivil toplum kuruluşlarında
yolsuzluğun önlenmesi,
saydamlığın artırılması
ve
o) Yolsuzluk suçlarına ilişkin yargılama sonuçları ile Devlet
Personel Başkanlığında disiplin cezası alan kamu görevlileri hakkında
oluşturulan veri tabanlarından yararlanılarak risk alanlarının
belirlenmesi,
yönünde tedbirlerin alınması öngörülmektedir.
B) Yaptırımların Uygulanmasına Yönelik Tedbirler
Saydamlığın artırılması, yolsuzluk ile mücadelede ilgili
kurumlararasında koordinasyonun sağlanması ve bazı sınırlamaların
kaldırılması suretiyle soruşturma, kovuşturma ve cezalandırmada
etkinliğin geliştirilmesine ilişkin olarak;
412
a) Kamu görevlileriyle ilgili soruşturmalardaki izin sisteminin
gözden geçirilmesi,
b) Kamu kurum ve kuruluşları ile özel sektör ve sivil toplum
kuruluşlarında meydana gelen yolsuzluk olaylarını yetkili mercilere
bildirenlerin korunmasına ilişkin düzenlemelerin oluşturulması,
c) Yolsuzlukla mücadelede görev alan birimler arasında etkin
işbirliği, bilgi paylaşımı ve koordinasyonun sağlanması,
yönünde tedbirlerin alınması öngörülmektedir.
C) Toplumsal Bilincin Artırılmasına Yönelik Tedbirler
Toplumsal bilincin artırılmasına ilişkin olarak;
a) Vatandaşların, haksız bir uygulama ile karşılaştıklarında
kanunlar ve idarî düzenlemelerle kendilerine tanınan haklar ile
başvuruda bulunabilecekleri merciler konusunda bilgilendirilmesi,
b) Düzenli aralıklarla yolsuzluk algılama anketi yaptırılması,
c) Milli Eğitim Bakanlığı ders müfredatında dürüstlük konularının
işlenmesi,
ç) Yolsuzlukla mücadele ve temiz toplum temasını içeren sosyal
aktivitelerin desteklenmesi,
d) Radyo ve Televizyon Üst Kurulunca televizyon ve radyo
yayınlarında dürüstlük konularına yer verilmesinin sağlanması,
e) Medya
güçlendirilmesi,
organlarının yolsuzlukla mücadeledeki rollerinin
f) Strateji doğrultusunda oluşturulan temel ilke ve yöntemlerin tüm
kamuoyu, sivil toplum kuruluşları ve kamu görevlileri tarafından
benimsenmesi amacıyla seminer, çalıştay ve konferanslar düzenlenmesi,
yönünde tedbirlerin alınması öngörülmektedir.
5. STRATEJİNİN UYGULANMASI
5/12/2009 tarihli ve 27423 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan
2009/19 sayılı Başbakanlık Genelgesi ile; Stratejinin uygulamasını
gerçekleştirmek üzere “Türkiye’de Saydamlığın Artırılması ve
Yolsuzlukla Mücadelenin Güçlendirilmesi Komisyonu” ve “Türkiye’de
Saydamlığın Artırılması ve Yolsuzlukla Mücadelenin Güçlendirilmesi
Yürütme Kurulu” kurulmuştur. Başbakanlık Teftiş Kurulu ise
413
Türkiye’de Saydamlığın Artırılması ve Yolsuzlukla Mücadelenin
Güçlendirilmesi Komisyonu (Komisyon)’na ve Türkiye’de Saydamlığın
Artırılması ve Yolsuzlukla Mücadelenin Güçlendirilmesi Yürütme
Kurulu (Yürütme Kurulu)’na görevlerini yerine getirmede teknik destek
sağlamak ve sekretarya hizmeti vermekle görevlendirilmiştir. Bu
kapsamda, Komisyon yılda en az iki defa toplanmak suretiyle stratejide
belirtilen amaçlara ulaşılmasında etkinliği ve koordinasyonu
sağlayacaktır.
Yürütme Kurulu, üç ay içerisinde Stratejide yer alan tedbirler
doğrultusunda ilgili sivil toplum kuruluşlarının da katılımıyla, yapılması
gerekenleri ve sorumlu kuruluşları gösteren detaylı eylem planını
hazırlayarak Komisyonun onayına sunacaktır. Yürütme Kurulu yılda en
az dört kez toplanacaktır.
Yürütme Kurulu; yargı reformu çalışmaları, e-Devlet uygulamaları,
kayıtdışı ekonominin kayıt altına alınması, örgütlü suçlar ve kara para
aklama suçu gibi yolsuzlukla mücadele ile ilgili diğer konularda
yürütülen çalışmaları da göz önünde bulunduracaktır.
6. SONUÇ
Bu Strateji, ekonomik ve sosyal hayatı olumsuz etkileyen, ahlakî
değerleri aşındıran, vatandaşın kamu kurumlarına olan güvenini
derinden zedeleyen yolsuzluğa karşı kurumsal kapasitenin geliştirilmesi
ve saydamlığın artırılması amacıyla hazırlanmıştır.
Stratejideki tedbirlerin uygulanmasıyla; adil, hesap verebilir,
saydam ve güvenilir bir yönetim anlayışının geliştirilmesi ve yolsuzluğa
karşı toplumsal bilincin artırılarak yolsuzluk suçlarına yönelik
eğilimlerin engellenmesi suretiyle sistemin etkinliğini artırmak
amaçlanmaktadır.
Saydamlığın artırılması ve yolsuzlukla mücadelede son yıllarda
önemli ilerlemeler kaydedilmiş olup, Stratejide belirlenen tedbirlerin
hayata geçirilmesi ile bu çabalar daha da ileriye taşınmış olacaktır.
Stratejide belirlenen tedbirlerin hayata geçirilmesi, toplumun tüm
kesimlerinin refah düzeyinin artmasına da katkı sağlayacaktır.
414
FAALİYET TABLOSU
00
HAZIRLIK ÇALIŞMALARI
01
01
02
01
01
01
02
03
04
02
03
04
05
06
01
02
03
04
Çalışma usûl ve esasları ile detaylı eylem planının
belirlenmesi
Yürütme Kurulu ve çalışma gruplarının çalışma usûl ve
esaslarının belirlenmesi
Detaylı eylem planının hazırlanması ve kabulü
ÖNLEMEYE YÖNELİK TEDBİRLER
Siyasi partilerin ve seçim kampanyalarının
finansmanında, açıklık ve şeffaflığa ilişkin
uygulamaların geliştirilmesi ve denetimin
etkinleştirilmesi
Çalışma Grubunun oluşturulması
Yapılması gereken düzenlemelere ilişkin bir rapor
hazırlanması ve Yürütme Kuruluna teslim edilmesi
Rapora ilişkin Yürütme Kurulu önerisinin ilgili mercilere
gönderilmesi
Öneri doğrultusunda gerekli çalışmaların yapılması
Siyasi etik ile ilgili çalışmaların tamamlanması
Kamu Denetçiliği Kurumu (Ombudsman) kurulmasına
ilişkin çalışmaların tamamlanması
Genel İdari Usul Kanununa ilişkin çalışmaların
tamamlanması
Yeni Sayıştay Kanununun yasalaşma sürecinin
tamamlanması
3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve
Yolsuzluklarla Mücadele
Kanunundaki mal bildirimlerine ve diğer uygulamalara
ilişkin hükümlerin gözden geçirilmesi
Uygulamaya ilişkin aksaklıklar ve sorunların tespiti
amacıyla çalışma grubu oluşturulması
Yapılması gereken düzenlemelere ilişkin bir rapor
hazırlanması ve Yürütme Kuruluna teslim edilmesi
Rapora ilişkin Yürütme Kurulu önerisinin ilgili mercilere
gönderilmesi
Öneri doğrultusunda gerekli çalışmaların yapılması
415
07
01
02
03
04
08
09
01
02
03
04
10
01
02
03
04
11
01
02
03
416
Kamu görevinden ayrılanların yapamayacağı işlerle ilgili
kanunî düzenlemelerin ve uygulama etkinliğinin
gözden geçirilmesi
Uygulamaya ilişkin aksaklıklar ve sorunların tespiti
amacıyla çalışma grubu oluşturulması
Yapılması gereken düzenlemelere ilişkin bir rapor
hazırlanması ve Yürütme Kuruluna teslim edilmesi
Rapora ilişkin Yürütme Kurulu önerisinin ilgili mercilere
sunulması
Öneri doğrultusunda gerekli çalışmaların yapılması
Devlet sırları ve ticari sırlara ilişkin çalışmaların
tamamlanması
Kamu ihale sisteminin gözden geçirilmesi
Uygulamaya ilişkin aksaklıklar ve sorunların tespiti
amacıyla çalışma grubu oluşturulması
Yapılması gereken düzenlemelere ilişkin bir rapor
hazırlanması ve Yürütme Kuruluna teslim edilmesi
Rapora ilişkin Yürütme Kurulu önerisinin ilgili mercilere
gönderilmesi
Öneri doğrultusunda gerekli çalışmaların yapılması
Yerel yönetimlerin imar, ruhsat ve diğer işlem
süreçlerinde saydamlık ve hesap verebilirliğin
artırılması
Uygulamaya ilişkin aksaklıklar ve sorunların tespiti
amacıyla çalışma grubu oluşturulması
Yapılması gereken düzenlemelere ilişkin bir rapor
hazırlanması ve Yürütme Kuruluna teslim edilmesi
Rapora ilişkin Yürütme Kurulu önerisinin ilgili mercilere
gönderilmesi
Öneri doğrultusunda gerekli çalışmaların yapılması
Yerel yönetimlerin iştirakleri üzerindeki denetim
mekanizmalarının etkinliğinin gözden geçirilmesi
Uygulamaya ilişkin aksaklıklar ve sorunların tespiti
amacıyla çalışma grubu oluşturulması
Yapılması gereken düzenlemelere ilişkin bir rapor
hazırlanması ve Yürütme Kuruluna teslim edilmesi
Rapora ilişkin Yürütme Kurulu önerisinin ilgili mercilere
gönderilmesi
04
12
01
02
03
13
01
02
03
04
05
06
14
01
02
03
04
15
01
Öneri doğrultusunda gerekli çalışmaların yapılması
Yerel yönetimlerde seçimle işbaşına gelenler için etik
ilkelerin belirlenmesi ve izleme mekanizmalarının
kurulması
Kamu Görevlileri Etik Kurulu tarafından, etik ilkelerin
belirlenmesinde izlenecek genel ilkelerin tespit edilmesi
Bu genel ilkeler çerçevesinde etik ilkelerin belirlenmesi
Kamu Görevlileri Etik Kurulunun uygun görüşüyle etik
ilkelerin yayımlanması ve uygulama etkinliği için gerekli
idarî tedbirlerin alınması
Denetim birimlerinin kapasitesinin güçlendirilmesi
Denetim elemanlarının kamuda mevcut veri tabanlarına
(tapu, araç, banka, vergi v.s) ulaşabilmelerinin sağlanması
için bir çalışma grubunun oluşturulması
Uygulamaya ilişkin aksaklıklar ve sorunların tespiti
amacıyla çalışma grubu oluşturulması
Kamuda denetim standartlarının oluşturulması
Yapılması gereken düzenlemelere ilişkin bir rapor
hazırlanması ve Yürütme Kuruluna teslim edilmesi
Rapora ilişkin Yürütme Kurulu önerisinin ilgili mercilere
gönderilmesi
Öneri doğrultusunda gerekli çalışmaların yapılması
Denetim raporlarından hareketle yolsuzluğa açık risk
alanlarının belirlenmesi ve gerekli tedbirlerin alınması
Uygulamaya ilişkin aksaklıklar ve sorunların tespiti
amacıyla çalışma grubu oluşturulması
Yapılması gereken düzenlemelere ilişkin bir rapor
hazırlanması ve Yürütme Kuruluna teslim edilmesi
Rapora ilişkin Yürütme Kurulu önerisinin ilgili mercilere
gönderilmesi
Öneri doğrultusunda gerekli çalışmaların yapılması
Kamu Görevlileri Etik Kurulu rehberliğinde kamu
yönetimi içerisindeki her bir meslek grubu için ayrı etik
ilkelerin belirlenmesi ve çıkar çatışmalarının
engellenmesi
Kamu Görevlileri Etik Kurulu tarafından, mesleki etik
ilkelerin belirlenmesinde izlenecek genel ilkelerin tespit
edilmesi
417
02
03
04
16
01
02
03
04
17
01
02
03
04
05
18
01
02
418
Mesleki etik ilkelerin belirlenmesi için çalışma gruplarının
görevlendirilmesi ve mesleki etik ilkeleri taslaklarının
hazırlanması
Yapılması gereken düzenlemelere ilişkin bir rapor
hazırlanması ve Yürütme Kuruluna teslim edilmesi
Kamu Görevlileri Etik Kurulunun uygun görüşüyle
mesleki etik ilkelerin yayımlanması ve
uygulama etkinliği için gerekli idarî tedbirlerin alınması
Özel sektör kuruluşlarında saydamlığın artırılması ve
yolsuzluğun önlenmesi
Uygulamaya ilişkin aksaklıklar, sorunlar ve mevzuattaki
boşluklar çerçevesinde riskli alanların tespiti amacıyla
çalışma grubu oluşturulması
Yapılması gereken düzenlemelere ilişkin bir rapor
hazırlanması ve Yürütme Kuruluna teslim edilmesi
Rapora ilişkin Yürütme Kurulu önerisinin ilgili mercilere
gönderilmesi
Öneri doğrultusunda gerekli çalışmaların yapılması
Sivil toplum kuruluşlarında saydamlığın artırılması ve
yolsuzluğun önlenmesi
Uygulamaya ilişkin aksaklıklar, sorunlar ve mevzuattaki
boşluklar çerçevesinde riskli alanların tespiti amacıyla
çalışma grubu oluşturulması
Yapılması gereken düzenlemelere ilişkin bir rapor
hazırlanması ve Yürütme Kuruluna teslim edilmesi
Sivil toplum kuruluşlarının denetim ve malî bilgilerini
kamuoyuna açıklama zorunluluğunun getirilmesi
Rapora ilişkin Yürütme Kurulu önerisinin ilgili mercilere
gönderilmesi
Öneri doğrultusunda gerekli çalışmaların yapılması
Yolsuzluk suçlarına ilişkin yargılama sonuçları ile
Devlet Personel Başkanlığında disiplin cezası alan kamu
görevlileri hakkında oluşturulan veri tabanlarından
yararlanılarak risk alanlarının belirlenmesi
Adli Sicil veri tabanındaki bilgilerden yararlanılarak
yolsuzluk suçlarına ilişkin istatistiklerin oluşturulması
Yolsuzluk suçlarına ilişkin soruşturma ve kovuşturmalarla
ilgili veri tabanlarındaki bilgilerin ve istatistiklerin analiz
edilerek risk alanlarının belirlenmesi
03
02
01
01
02
03
04
02
01
02
03
04
03
01
02
03
04
03
01
Devlet Personel Başkanlığında oluşturulan disiplin
suçlarına ilişkin veri tabanının tüm kamu görevlilerini
kapsayacak şekilde uygulamaya konulması ve bu veri
tabanından tüm kamu kurumlarının yararlanması
YAPTIRIMLARIN UYGULANMASINA YÖNELİK
TEDBİRLER
Kamu görevlileriyle ilgili soruşturmalardaki izin
sisteminin gözden geçirilmesi
Konuya ilişkin gerekli inceleme ve araştırmayı yapmak
amacıyla çalışma grubu oluşturulması
Yapılması gereken düzenlemelere ilişkin bir rapor
hazırlanması ve Yürütme Kuruluna teslim edilmesi
Rapora ilişkin Yürütme Kurulu önerisinin ilgili mercilere
gönderilmesi
Öneri doğrultusunda gerekli çalışmaların yapılması
Kamu kurum ve kuruluşları ile özel sektör ve sivil
toplum kuruluşlarında meydana gelen yolsuzluk
olaylarını yetkili mercilere bildirenlerin korunmasına
ilişkin düzenlemelerin oluşturulması
Konuya ilişkin gerekli inceleme ve araştırmayı yapmak
amacıyla çalışma grubu oluşturulması
Yapılması gereken düzenlemelere ilişkin bir rapor
hazırlanması ve Yürütme Kuruluna teslim edilmesi
Rapora ilişkin Yürütme Kurulu önerisinin ilgili mercilere
gönderilmesi
Öneri doğrultusunda gerekli çalışmaların yapılması
Yolsuzlukla mücadelede görev alan birimler arasında
etkin işbirliği, bilgi paylaşımı ve koordinasyonun
sağlanması
Konuya ilişkin gerekli inceleme ve araştırmayı yapmak
amacıyla çalışma grubu oluşturulması
Yapılması gereken düzenlemelere ilişkin bir rapor
hazırlanması ve Yürütme Kuruluna teslim edilmesi
Rapora ilişkin Yürütme Kurulu önerisinin ilgili mercilere
gönderilmesi
Öneri doğrultusunda gerekli çalışmaların yapılması
TOPLUMSAL BİLİNCİN ARTIRILMASINA YÖNELİK
TEDBİRLER
Vatandaşların, haksız bir uygulama ile karşılaştıklarında
419
01
02
03
04
02
03
04
05
06
07
420
kanunlar ve idarî düzenlemelerle kendilerine tanınan
haklar ile başvuruda bulunabilecekleri merciler
konusunda bilgilendirilmesi
Konuya ilişkin gerekli inceleme ve araştırmayı yapmak
amacıyla çalışma grubu oluşturulması
Yapılması gereken düzenlemelere ilişkin bir rapor
hazırlanması ve Yürütme Kuruluna teslim edilmesi
Rapora ilişkin Yürütme Kurulu önerisinin ilgili mercilere
gönderilmesi
Öneri doğrultusunda gerekli çalışmaların yapılması
Düzenli aralıklarla yolsuzluk algılama anketi
yaptırılması
Milli Eğitim Bakanlığı ders müfredatında dürüstlük
konularının işlenmesi
Yolsuzlukla mücadele ve temiz toplum temasını içeren
sosyal aktivitelerin desteklenmesi
Radyo ve Televizyon Üst Kurulunca televizyon ve radyo
yayınlarında dürüstlük konularına yer verilmesinin
sağlanması
Medya organlarının yolsuzlukla mücadeledeki rollerinin
güçlendirilmesi
Strateji doğrultusunda oluşturulan temel ilke ve
yöntemlerin tüm kamuoyu, sivil toplum kuruluşları ve
kamu görevlileri tarafından benimsenmesi amacıyla
seminer, çalıştay ve konferanslar düzenlenmesi
KAYNAKÇA
• SÖKMEN,
Uğur:
“Açıklamalı-İçtihatlı-Örnekli
Hizmetçilerinin MAL BEYANI”, Ankara, 2010.
Kamu
• SÖKMEN, Uğur: “Kamu İdaresinde Soruşturma Kovuşturma”,
Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı Yayın No: 2009/400,
Ankara,
2009.
(http://www.sgb.gov.tr/Sreli%20Yaynlar/Forms/AllItems.aspx)
• SÖKMEN, Uğur: Soruşturma ve Disiplin, Kamu İdaresi İç
Denetçileri Eğitim Programı basılmamış ders notları (Maliye Bakanlığı İç
Denetim Koordinasyon Kurulunca düzenlenen İç Denetçiler Eğitim
Programı; 1.Dönem, Aralık- 2007…11.Dönem, Mayıs – 2011)
• SÖKMEN, Uğur: “3628 sayılı Kanuna Göre Soruşturma ve
Suçlar”, Maliye Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü, El Kitabı: 9,
Ankara, Mayıs 2005.
• UĞUR, Hüsamettin: Açıklamalı - İçtihatlı Mal Bildiriminde
Bulunulması Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu Ulusal ve
Uluslararası Boyutta Yolsuzlukla Mücadele, Adalet Yayınevi, Ankara,
Ocak 2010
• SÖKMEN, Uğur: Kamu Hizmetinde ve Kamu Görevinde
Bulunanların Servet Beyanı, Mali Kılavuz Dergisi, Yıl:12, Sayı:47, OcakMart 2010.
• KARDEŞ, Salahaddin; “Tüm Kamu İdarelerinin Bütçe ve
Muhasebe Ansiklopedisi”, Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme
Başkanlığı Yayın No: 2009/387, Ankara, 2009, Cilt: 1–2.
• T.C. Anayasası
• 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu
• 213 sayılı Vergi Usul Kanunu
• 357 sayılı Askeri Hakimler ve Askeri Savcılar Kanunu
• 237 sayılı Taşıt Kanunu
• 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu
• 788 sayılı Memurin Kanunu (Mülga)
• 832 sayılı Sayıştay Kanunu (Mülga)
421
• 926 sayılı Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanunu
• 1136 sayılı Avukatlık Kanunu
• 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu
• 1512 sayılı Noterlik Kanunu
• 1600 sayılı Askeri Yargıtay Kanunu
• 1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu
• 2443 sayılı Devlet Denetleme Kurulu Kanunu
• 2451 sayılı Bakanlıklar ve Bağlı Kuruluşlarda Atama Usulüne
İlişkin Kanun
• 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu
• 2531 sayılı Kamu Görevlerinden Ayrılanların Yapamayacakları
İşler Hakkında Kanun
• 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu
• 2575 sayılı Danıştay Kanunu
• 2797 sayılı Yargıtay Kanunu
• 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu
• 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu
• 2839 sayılı Milletvekili Seçim Kanunu
• 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu
• 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu
• 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama
Usulleri Hakkında Kanun
• 2972 sayılı Mahalli İdareler İle Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar
Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun
• 3069 sayılı TBMM Üyeliği ile İlgili Bağdaşmayan İşler Hakkında
Kanun
• 3335 sayılı Uluslararası Nitelikteki Teşekküllerin Kurulması
Hakkında Kanun
• 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali
Müşavirlik Kanunu
422
• 3628 sayılı Mal Bildiriminde
Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu
Bulunulması,
Rüşvet
ve
• 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları
Hakkında Kanun
• 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması
Hakkında Kanun
• 4572 sayılı Tarım Satış Kooperatif ve Birlikleri Hakkında Kanun
• 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu
• 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu
• 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu
• 4733 sayılı Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu Teşkilat
ve Görevleri Hakkında Kanun
• 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu
• 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu
• 4782 sayılı Kanun
• 4800 sayılı Kanun
• 4852 sayılı Kanun
• 4875 sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu
• 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu
• 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu
• 5065 sayılı Kanun
• 5072 sayılı Dernekler ve Vakıfların Kamu Kurum ve Kuruluşları
ile İlişkilerine Dair Kanun
• 5176 sayılı Kamu Görevlileri Etik Kurulu Kurulması ve Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
• 5187 sayılı Basın Kanunu
• 5191 sayılı Kanun
• 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu
• 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye
Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun
• 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
423
• 5253 sayılı Dernekler Kanunu
• 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu
• 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu
• 5355 sayılı Mahalli İdare Birlikleri Kanunu
• 5393 sayılı Belediye Kanunu
• 5411 sayılı Bankacılık Kanunu
• 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu
• 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kanunu
• 5506 sayılı Kanun
• 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu
• 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında
Kanun
• 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu
• 5737 sayılı Vakıflar Kanunu
• 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu
• 7163 sayılı Türkiye ve Orta - Doğu Amme İdaresi Enstitüsü
Teşkilat Kanunu
• 399 sayılı KHK
• 6085 s. Sayıştay Kanunu
• 6112 s. Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri
Hakkında Kanun
• 6172 s. Sulama Birlikleri Kanunu
• 6087 s. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanunu
• 6098 s.Türk Borçlar Kanunu
• 6216 s. Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri
Hakkında Kanun
• OECD Sözleşmesi; Uluslar arası Ticari İşlemlerde Yabancı Kamu
Görevlilerine Verilen Rüşvetin Önlenmesine Dair Sözleşme
• Birleşmiş Milletler Sözleşmeleri; Sınıraşan Örgütlü Suçlara Karşı
Sözleşme, Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi
424
• Avrupa Konseyi Sözleşmeleri; Yolsuzluğa Karşı Özel Hukuk
Sözleşmesi, Yolsuzluğa Karşı Ceza Hukuku Sözleşmesi, Suçtan
Kaynaklanan Gelirlerin Aklanması, Araştırılması, Ele Geçirilmesi ve El
Konulmasına İlişkin Sözleşme
• Türk Hava Kurumu Tüzüğü
• Türkiye Kızılay Derneği Tüzüğü
• Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik
• Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri ile Başvuru Usul ve
Esasları Hakkında Yönetmelik
• Devlet
Yönetmelik
Memurlarının
Şikayet
ve
Müracaatları
Hakkında
• Devlet Memurları Sicil Yönetmeliği (Mülga)
• Devlete ve Kişilere Memurlarca Verilen Zararların Nevi ve
Miktarlarının Tespiti, Takibi, Amirlerinin Sorumlulukları, Yapılacak
Diğer İşlemler Hakkında Yönetmelik
• Kamu Zararlarının Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında
Yönetmelik
• Bankaların Üst Yönetimine Atanacakların Bildirimi, Yemin ve
Mal Beyanında Bulunulması ve Karar Defterlerinin Tutulmasına İlişkin
Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik
• TBMM, Tutanak Dergisi
• Anayasa Mahkemesi Kararları
• Uyuşmazlık Mahkemesi Kararları
• Yargıtay Kararları
• Danıştay Bilgi Bankası
• Danıştay Dergileri
• Saydamlığın
Artırılması
Güçlendirilmesi Stratejisi
ve
Yolsuzlukla
Mücadelenin
• Türkiye’de Saydamlığın Arttırılması ve Kamuda Etkin Yönetimin
Geliştirilmesi Çalışma Raporu
425
• Başbakanlığın 1997/47 ve 2000/16 sayılı Genelgesi
• Kamu Görevlileri Etik Kurulunun 2007/1 sayılı İlke Kararı.
• Kamu Görevlileri Etik Kurulunun 5.11.2009 tarih ve 2009/40
sayılı Kararı
• Kamu Görevlileri Etik Kurulunun 11.06.2009 tarih ve 2009/23
sayılı Kararı
• Kamu Görevlileri Etik Kurulunun 23.01.2009 tarih ve 2009/1
sayılı Kararı
• Maliye Bakanlığının (BÜMKO) 09.07.2010 tarihli ve 115912/10261
sayılı Genelgesi
• Maliye Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğünün 12.11.1991
tarihli ve G.SİC. / 102212 sayılı Mal bildirimi genelgesi.
• Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğünün 01.01.2006
tarihli ve 2006/88 no.lu genelgesi
• Sağlık Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğünün 15.01.2002 tarihli
ve 4696 sayılı genelgesi.
• Maliye Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğünün 08.01.2010
tarihli ve B.07.0.PER.0.26–402-2-2/529 (2010/1) sayılı Mal bildirimi
genelgesi.
• İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğünün
04.02.2010 tarihli ve 3834/45134 sayılı (2010/8) genelgesi.
• Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğünün
12.01.2010 tarihli ve 115912/267 sayılı genelgesi.
• Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğünün
05.01.2011 tarihli ve 115912/76 sayılı genelgesi.
• Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğünün
08.07.2011 tarihli ve 115912/8995 sayılı genelgesi.
• BSTS / Ceza Yargılama Yöntemi Yasası Terimleri 1972
• BSTS/Medeni Hukuk Terimleri Sözlüğü 1966
• Güncel Türkçe Sözlük, TDK
• Kamu Yönetimi Sözlüğü, TODAİE, 2008
• http://www.anayasa.gov.tr
426
• http://www.basbakanlık.gov.tr
• http://www.mevzuat.gov.tr
• http://www.tbmm.gov.tr
• http://www.etik.gov.tr
• http://www.gib.gov.tr
• http://www.bumko.gov.tr
• http://www.pergen.gov.tr
• http://www.danistay.gov.tr
• http://www.sayistay.gov.tr
• http://www.mtk.gov.tr
• http://www.rtuk.org.tr
• http://www.tdk.gov.tr
• http://www.migm.gov.tr
• http://www.vgm.gov.tr
• http://www.cgm.gov.tr
• http//www.spk.gov.tr
• http://www.dernekler.gov.tr
• http://kamyon.politics.ankara.edu.tr
• http://blog.milliyet.com.tr
• http://hurarsiv.hurriyet.com.tr
• http://www.ntvmsnbc.com
• http://www.habervitrini.com
• http://www.etikturkiye.com
• http://www.tnb.org.tr
• http://www.thk.org.tr
• http://www.turkkusu.org.tr
• http://www.kizilay.org.tr/
• http://www.turkiyemillikoop.org.tr
• http://www.turmob.org.tr
• http://www.merno.org
• http://tr.wikipedia.org
• http://www.transparency.org/
427
Yazarın Özgeçmişi
UĞUR SÖKMEN; 1964 yılında Samsun’un Kavak ilçesinde
doğmuştur. Demiryolcu Erdoğan SÖKMEN’ in oğludur. İlk ve orta
öğrenimini Sivas’ta okumuştur. İstanbul Maliye Okulunun ilk
mezunlarındandır. Eskişehir Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi İktisat
Bölümünde Lisansını tamamlamıştır.
Maliye Bakanlığı taşra teşkilatında 1981-1993 yıllarında çalışmış ve
görevde yükselme sınavları sonucu sırasıyla, Personel Şefi, Personel Müdür
Yardımcısı ve Personel Müdürü olarak görev yapmıştır. 1994 yılında Maliye
Bakanlığı merkez teşkilatında Personel Şube Müdürlüğü görevine taltifen
tayin edilmiş, 2001 yılında Maliye Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğüne
Daire Başkanı olarak atanmış ve halen aynı görevini yürütmektedir.
Maliye Bakanlığı merkez teşkilatındaki görevi sırasında yıllarında
Maliye Bakanı Özel Kalem Müdürü, Maliye Müsteşarı Özel Kalem Müdürü
ve Maliye Müsteşarı Danışmanı görevlerini ifa etmiştir.
Maliye Bakanlığı ile çeşitli kurum ve kuruluşlarda, Devlet Teşkilatı,
Maliye Bakanlığı Teşkilatı, Bakanlık tanıtımı, 657 sayılı Devlet Memurları
Kanunu, Personel Yönetmelikleri, Personel Mevzuatı, Disiplin ve
Soruşturma konularında kurs, eğitim ve seminer gibi programlarda eğitici
olarak ders vermiştir. Aralık 2007 – Mayıs 2011 tarihleri arasında Maliye
Bakanlığı İç Denetim Koordinasyon Kurulunca 11 dönem halinde
düzenlenen Kamu İdaresi İç Denetçileri Eğitim Programında Soruşturma ve
Disiplin dersinde “657 sayılı Kanuna göre Soruşturma, 4483 sayılı Kanuna
göre soruşturma, 3628 sayılı Kanuna göre soruşturma” eğitici olarak İç
Denetçiler ile bilgi paylaşımında bulunmuştur. “Disiplin”, “Disiplin
Cezalarının Affı”, “Görevden Uzaklaştırma”, “Memurluğun Sona Ermesi”,
“Takdirname Ödül”, “Güvenlik Soruşturması”, “Kamu Etik Kurulu Ve
Maliye Bakanlığı Etik Komisyonu”, “4483 Sayılı Kanuna Göre İdarenin
Yapacağı İşler Ve Ön İnceleme”, “3628 Sayılı Kanuna Göre Soruşturma Ve
Suçlar” konularındaki 9 adet el kitabı ile “Kamu Personelinin İzinleri”,
“Kamu İdaresinde Soruşturma Kovuşturma” ve “Açıklamalı-İçtihatlıÖrnekli Kamu Hizmetçilerinin Mal Beyanı” adlı yayımlanmış eserleri
bulunmaktadır.
“Kamu Hizmetinde ve Kamu Görevinde Bulunanların Servet Beyanı”
ve “ Kamu İdaresinde Mahkumiyeti Olanların Devlet Memuru Olmaları ve
Memuriyet Statüsünü Kaybetmeleri” ve “657 Sayılı Kanun Uygulamasında
Vekalet Görevi ve Aylık Verilmesinin Şartları” başlıklı makaleleri kurumsal
dergilerde yayımlanmış olup, kamu görevlileri ile ilgili konularda
çalışmaları devam etmektedir.
428

Benzer belgeler