1¥ ıcındekıler vs 3

Transkript

1¥ ıcındekıler vs 3
Merhaba
ATILIM ÜN‹VERS‹TES‹ DERG‹S‹
At›l›m Üniversitesi Ad›na Sahibi
Prof. Dr. Abdurrahim Özgeno¤lu
Genel Yay›n Yönetmeni
Prof. Dr. ‹smail Bircan
Editör
Özgür Kal›n
Yaz› ‹flleri Müdürü
Gülflen Orbey
Yay›n Koordinatörü
Meral Çoban fiahin
Yay›n Kurulu
Yrd. Doç. Dr. Hayal Zülfikar • Gülflen Orbey
Özgür Kal›n• Ayla Gö¤kufl • Mustafa Kömürcü
Ozan Budak • Asl› Ersan • Adem Güdük
Dan›flma Kurulu
Prof. Dr. ‹smail Bircan
Prof. Dr. Nami Ça¤an
Prof. Dr. Oya Batum Mentefle
Prof. Dr. ‹brahim Akman
Prof. Dr. Halil ‹brahim Ülker
Cömertlik ve yard›m etmede akarsu gibi ol
fiefkat ve merhamette günefl gibi ol
Baflkalar›n›n kusurunu örtmede gece gibi ol
Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol
Tevazu ve alçakgönüllülükte toprak gibi ol
Hoflgörülülükte deniz gibi ol
Ya oldu¤un gibi görün ya da göründü¤ün gibi ol..
Diyor hepimizce malum yedi ö¤üdünde Yüce Mevlana.
Do¤umunun 800. y›l› olan 2007’yi “Mevlana Y›l›” ilan etti UNESCO.
Hani klifle tabiri ile medeniyetlere befliklik etmifl Anadolu’nun
ba¤r›nda yetiflmifl, kayna¤›n› bu topraklardan alan “de¤erlere”
baflkalar›n›n sahip ç›k›yor olmas› çok manidar!
Hele içinde oldu¤umuz, sevgiye en çok ihtiyaç duydu¤umuz savafl,
ac› ve ihanet günlerinde.
Mevlana gibi Yunus Emre gibi sevgi ve hoflgörüden beslenmifl
fikirlerin co¤rafyas› hep savafl, kan ve gözyafl›… Dost bildiklerimiz
düflman!
*
*
*
ATILIM ÜN‹VERS‹TES‹ YERLEfiKES‹
Art›k uyanman›n ve kendine gelmenin zaman›d›r. Halk›m›z bu
bilince birileri ya da bir fleyler taraf›ndan de¤il, kendi kendine
ulaflmal›d›r.
Tasar›m
Vatan millet sevgisi bayrak asarak olmayaca¤› gibi tek bayrak
alt›nda toplanmad›kça da hiçbir yere var›lmayacakt›r.
K›z›lcaflar Mahallesi ‹ncek 06836 ANKARA
Tel: 0312 586 80 00 • Faks: 0312 586 80 90-91
www.atilim.edu.tr • [email protected]
REMARK, Kuleli Sokak, No: 57/4 G.O.P.-ANKARA
Tel: 0312 436 27 28 • Faks: 0312 436 27 00
www.remarkreklam.com • [email protected]
Bask›: Desen Ofset A.fi.
Birlik Mah. 7. Cad. 67. Sok. No: 2 Çankaya-Ankara
Aral›k, 2007
6 ayda bir yay›mlan›r.
Dergide yay›mlanan yaz›lar kaynak gösterilerek kullan›labilir.
‹mzal› yaz›lardaki görüfller yazarlar›na aittir.
Unutulmamal›d›r ki bu millet Kurtulufl Savafl›’n› yapm›fl, zaferler
kazanm›fl, destanlar yazm›flt›r.
Bu topraklar›n art›k dökülecek tek bir damla kana, feda edilecek
tek bir evlat can›na ihtiyac› yoktur.
‹htiyac› olan fley; düflünen, çal›flan, üreten beyinler ve inanan
yüreklerdir.
*
*
*
‹Z’in bu say›s›n› Türkiye’nin bafl›ndaki terör sorununa ve hemen yan›
bafl›m›zda, komflu ülkelerde yaflanan s›cak geliflmelere ay›rd›k.
Konuyu farkl› yönleri ile ele alan yaz›lar›n ilginizi çekece¤ine
inan›yoruz.
‹Z’in beflinci say›s›n›n haz›rlanmas›na katk› sa¤layan, desteklerini
esirgemeyen, sayg›de¤er hocalar›m›za, de¤erli çal›flma
arkadafllar›ma ve sevgili ö¤rencilerimize teflekkür ediyorum.
Sevgi ve hoflgörü ile kalman›z dile¤iyle.
Meral Çoban fiahin
34-35
KAMPUSTAN KISA KISA
7 Günefl Arabas› Cumhuriyet Sürüflü
9 10 Kas›m Atatürk'ü Anma Töreni
ATILIMLILAR ANITKAB‹R’DE 34
12 Akademik Y›l Aç›l›fl Töreni
GÜNDEM 36
DTP Terörle Mücadelenin Neresinde?
Ö¤r. Gör. Uluç GÜRKAN
13 Mezuniyet Töreni
14 MAKALE
DEVLET KAVRAMI
Prof. Dr.
‹hsan TARAKÇIO⁄LU
MAKALE 38
Küreselleflen Dünyada Terör, Terörizm ve Türkiye
Doç. Dr. Ali Engin OBA
At›l›m Üniversitesi 10. Y›l Kapan›fl Töreni 41
18 7. BAHAR fiENL‹⁄‹
18-19
RÖPORTAJ 42
10. Y›l ‹pini Birlikte Gö¤üsleyenler
MAKALE 46
Türkçenin Söz Varl›¤›ndaki
Yabanc›laflman›n Getirdi¤i Olumsuzluklar
Yrd. Doç. Dr. Hayal ZÜLF‹KAR
20 RÖPORTAJ
Özgün
22 MAKALE
‹letken ve Plastik Bukalemunlar
Yrd. Doç. Dr.
Atilla C‹HANER
PROJE 48
Avrupa Uzaktan Radyo Laboratuvar›
25 II. Ankara Matematik Günleri
26 Ankara Tarih ve Kültür Gezisi
RÖPORTAJ fievval Sam 51
27 EROL EVG‹N ‹LE 10. YIL
Kocatepe Zafer Yürüyüflü 50
27
52-62
28 Sivil Giriflim ve Gönüllü
Çal›flma Programlar›
KULÜPLER 52
30 RÖPORTAJ
Kuzey Irak ve
Terör Sorununa
Genel Bir Bak›fl
Em. Tg. Osman ÖZBEK
30-33
KÜLTÜR SANAT 63
Edebiyatta ‹z B›rakanlar
Sinemada ‹z B›rakanlar
ETK‹NL‹K 68
Mekatronik Mühendisli¤i Günü
Terörün Panzehiri: E¤itim
‹ki paylafl›m savafl› 20. yüzy›lda geride kald›. Sanayi ve teknolojide büyük at›l›mlar gerçeklefltirildi, iletiflim sistemlerindeki at›l›mlarla bilgi ça¤›na ulaflt› insano¤lu. Bu baflar›lar insanlar›n yaflam standard›n› yükseltti, kimi için az, kimi
için daha çok.
Bölgesel ve uluslararas› anlaflmalarla yak›nlaflma artt›.
Uluslararas› flirketler, ulusal s›n›rlar› aflarak ticarete yeni bir
boyut kazand›rd›. Bunlar insanl›k için yeni bir flanst›. ‹nsano¤lu bu flans› elde ederken terör gibi bir tak›m olumsuzluklar da yaflamaya bafllad›. Türkiye de bundan nasibini ald›. Ülkemiz 20 y›l› aflan bir süredir yo¤un bir flekilde terörle mücadele ediyor. Terör günlük yaflam›n bir parças› oldu adeta, 40 bin can verdik teröre.
“Geliflmekte Olan Ükeler” kategorisinden bir türlü kurtulamam›fl, ekonomisi güçlenememifl Türkiye’mizde,
toplumumuzun kimi kesimleri yeterince e¤itilemedi¤i için, çeflitli etkiler alt›nda kalarak, kolayca kand›r›lmakta; iç ve d›fl bask›larla teröre yönlendirilmektedir. Türkiye, OECD ülkeleri aras›nda Gayri Safi Yurt ‹çi
Has›ladan (GSY‹H) e¤itime pay ay›ran ülkeler aras›nda sondan ikinci s›rada yer almaktad›r. OECD ülkelerinde e¤itime ortalama yüzde 6.2 pay ayr›l›rken; Türkiye, GSY‹H’sinin ancak yüzde 3.5’ini e¤itime harcamaktad›r. Yine, OECD ülkelerinde üniversite mezunlar›n›n oran› ortalama yüzde 36, Avusturya’da ise yüzde 60 düzeyinde iken, Türkiye’de bu oran yüzde 10 civar›ndad›r. Ortaö¤retim ba¤lam›nda da durum çok
farkl› de¤ildir.
Bin y›ld›r ayn› co¤rafyada, ayn› de¤erleri ortak payda yaparak yaflayagelmifl olan, adeta ‘’et ile t›rnak ‘’ olan
toplumumuzun kesimleri aras›na etnik ayr›mc›l›k fitnesi sokularak, et t›rnaktan kopar›lmaya ve terör giderek t›rmand›r›lmaya çal›fl›lmaktad›r. Elbirli¤i ile bu s›k›nt›y› aflma planlar› haz›rlamak zorunday›z. E¤itime
önem ve öncelik vermeliyiz. Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘’Ne Mutlu Türküm‘’ diyene ilkesinde bir araya gelmeliyiz. Ulus devlet, laiklik ve demokrasiden ödün vermeden, Atatürk ‹lkeleri etraf›nda kenetlenerek bu sorunlar›n üstesinden gelebiliriz, gelmeliyiz.
At›l›m Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Abdurrahim Özgeno¤lu
KAMPUSTAN KISA KISA
2007’de Çal›flma Yaflam›nda
Düzenlemelere Bak›fl
Ankara’n›n Sosyo-Kültürel ve Tarihsel
Yap›s›
At›l›m Üniversitesi taraf›ndan 10. y›l etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen konferanslar dizisi kapsam›nda ‹smail Bayer taraf›ndan
gerçeklefltirilen “2007’de Çal›flma Yaflam›nda Düzenlemelere Bak›fl ‹stihdam ‹fl ve Sosyal Güvenlikte Geliflmeler” konulu konferans
gerçeklefltirildi.
At›l›m Üniversitesi’nin kuruluflunun 10. y›l etkinlikleri çerçevesinde
“Ankara’n›n Sosyo-Kültürel Yap›s›” konulu bir panel düzenlendi.
8 May›s 2007 tarihinde ‹flletme Fakültesi’nin katk›lar›yla gerçeklefltirilen Vekam Genel Müdürü Zeynep Önen ve eski ATO Baflkan› Ahmet Çavuflo¤lu’nun konuflmac› oldu¤u panelin baflkanl›¤›n› Üniversitemiz Ö¤retim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Reflat Öztürk yapt›.
Seyhan Cengiz Turhan
Konferans Salonu’nda yap›lan konferansta Eski
Çal›flma Genel Müdürü ‹smail Bayer, ifl hukuku
sosyal güvenlik yasas›
konular›nda ö¤rencilere
faydal› bilgiler verdi.
Kiflinin ifl yaflam› boyunca haklar› ve yükümlülükleri konusunda bilgi sahibi olmas› gerekti¤inin alt›n› çizen Bayer, bu flekilde karfl›lafl›labilecek sorunlar›n azalt›labilece¤ini söyledi. ‹fl müfettiflli¤i yapt›¤›
dönemlerde çok çeflitli durumlarla karfl›laflt›¤›n› belirten Bayer,
haklar›n›n ve sorumluluklar›n›n fark›nda olan bireylerin ifl yaflam›nda da baflar›l› olabilece¤ini belirtti.
Yrd. Doç Dr. Reflat Öztürk, “Ankara yi¤it, kendi ayaklar› üzerinde
durmay› tercih eden, kuvay-i milliye ruhlu bir kenttir” diyerek, Ankara’n›n padiflah› tan›madan bir cumhuriyet kenti olabilmeyi baflard›¤›n› söyledi.
Biliflim ve Hukuk Konferans›
Üniversitemizin kuruluflunun 10. y›l› etkinlikleri çerçevesinde At›l›m
Bilgisayar Kulübü iflbirli¤i ile 03 Ekim 2007 Çarflamba günü “Biliflim
ve Hukuk” konulu bir konferans düzenlendi.
‹lk sözü alan Zeynep Önen konuflmas›nda Ankara’n›n e¤itim ve sanat hayat›ndan bilgiler vererek, Osmanl›’dan bu yana e¤itimin evrelerinden bahsetti. Atatürk ve ekibinin baflkent seçti¤i bu flehrin tozlu bir bozk›r kasabas› olmad›¤›n› ifade eden Önen, Ankara’n›n baflkent olmas› dolay›s›yla her zaman en yüksek okuma yazma oran›na
sahip oldu¤unu söyledi.
Endüstri Mühendisleri Odas› Ankara fiubesi Baflkan Yard›mc›s› Gülay fiakiro¤ullar› ve Ankara Üniversitesi Ö¤retim Görevlisi – Avukat
Cemalettin Gürler’in konuflmac› olarak kat›ld›¤› etkinlik Hukuk ve
Mühendislik Fakültesi ö¤rencileri taraf›ndan ilgiyle takip edildi.
Daha sonra söz alan Ahmet Çavuflo¤lu yaklafl›k 400 y›ll›k Ankaral›
olan bir ailenin mensubu oldu¤unu belirterek, atalar›m›z›n bozk›rdan
büyük bir flehir yaratt›¤›n› söyledi.
Mühendislik Fakültesi Cevdet Kösemen Konferans Salonu’nda yap›lan konferansta Gülay fiakiro¤ullar› “ Türkiye sanayi devrimini kaç›rd›, toprak reformunu baflaramad›; son seçene¤i biliflim alan›nda
kendini ortaya koymas›d›r. Ancak bu tren de kaçmak üzeredir” diyerek sektörde yaflanan s›k›nt›lar› ortaya koydu.
Geçmifl y›llardan bu yana Ankara’da meydana gelen mimari ve sosyal de¤ifliklikleri kendi an›lar›ndan yola ç›karak anlatan Çavuflo¤lu,
Ankara’n›n Ata’n›n emaneti oldu¤unu ve gençlerin buna lay›k›yla sahip ç›kmas› gerekti¤ini ifade etti.
Konuflmalar› hukukçu gözüyle de¤erlendiren Cemalettin Gürler, biliflim sektörünün çok h›zl› de¤iflim gösterdi¤ini, bu nedenle kanun
maddeleri oluflturman›n ne denli zor oldu¤unun alt›n› çizdi. Gürler,
Türkiye’de biliflim alan›nda ürün verilmedi¤ini, verilen ürünlerin de
telif haklar›n›n al›nmas› al›flkanl›¤›n›n olmad›¤›n›, bunun
da hukuki yasalar›n oluflmas›nda engel oluflturdu¤unu
belirtti.
Konuflmalar›n ard›ndan Üniversitemiz Rektör Yard›mc›s› Prof. Dr. ‹smail Bircan konuklara kat›l›mlar›ndan ötürü plaketlerini takdim etti.
Program›n sonunda konferans salonu fuayesinde Ankara Kültürü
Yaflatma Derne¤i taraf›ndan
Ankara Seymenleri halk oyunlar› gösterisi düzenlendi. Kat›l›mc›lar›n keyifle izledi¤i gösterinin ard›ndan Ankara’n›n
geçmifl y›llar›na ait foto¤raflar›n yer ald›¤› sergi ö¤retim
üyeleri, idari personel ve ö¤renciler taraf›ndan gezildi.
Konferans, kat›l›mc›lara plaket verilmesinin ard›ndan sona erdi.
4
Ba¤›ms›z adaylar neden bir partiden seçime kat›lm›yor? Yüzde on
baraj›n› geçememe korkusundan m› partilerinden de¤il de ba¤›ms›z olarak seçime kat›l›yorlar? Ba¤›ms›z adaylar›n kazanma flans›
ne? Seçildikleri takdirde Meclis’te ne kadar etkin olabilecekler?
Abbas Güçlü ‹le Genç Bak›fl At›l›m’da
Kanal D televizyonunda canl› olarak yay›nlanan “Abbas Güçlü ile
Genç Bak›fl” program›n›n sezon finali olan seçim özel program› 28
Haziran 2007 tarihinde At›l›m Üniversitesi Mühendislik Fakültesi,
Cevdet Kösemen Konferans Salonu’nda gerçeklefltirildi. Seçime
say›l› günler kala partiler aras›nda yaflanan oy rekabetine bu seçimlerde öne ç›kan ba¤›ms›zlar da
dahil oldu. Geçmifl y›llardaki seçimlere nazaran 22 Temmuz seçimlerinde ba¤›ms›zlar›n a¤›rl›¤›
dikkat çekiyor. “En fazla oyu kim
alacak, hangi partiler baraj› aflacak, hangileri aflamayacak?” diye
tart›fl›l›rken seçime ba¤›ms›z olarak giren milletvekilleri seçimin
kaderini ne yönde etkileyecek?
Tüm bu sorular›n cevab› Tunceli ba¤›ms›z milletvekili aday› Kamer
Genç, Ankara ba¤›ms›z milletvekili aday› Hulki Cevizo¤lu ve Edirne
ba¤›ms›z milletvekili aday› Tuna Bekleviç taraf›ndan verildi.
Ö¤rencilerimizin yo¤un ilgi gösterdi¤i program saatler 01:00’e yaklafl›rken bafllad› ve ö¤rencilerimizin sorular›, telefon ba¤lant›lar› ve
mail ile gelen sorular›n adaylar taraf›ndan cevaplanmas› esnas›nda
yaflanan tart›flmalar ve renkli sahnelerle saatler 04.00’e yaklafl›rken sona erdi.
Tarihte Ankara Konferans›
Yap›sal ‹flsizlikle Mücadele, ‹flgücü
Piyasas›nda Geliflmeler Konulu Konferans
At›l›m Üniversitesi taraf›ndan 10. y›l güz dönemi etkinlikleri çerçevesinde At›l›m Üniversitesi Türk Tarih Platformu iflbirli¤i ile “Tarihte Ankara” konulu bir konferans düzenlendi.
At›l›m Üniversitesi taraf›ndan 10. y›l güz dönemi etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen, Tüsiad Ankara Temsilcisi Dr. Zafer Ali Yavan’›n
konuflmac› oldu¤u “Yap›sal ‹flsizlikle Mücadele, ‹flgücü Piyasas›nda
Geliflmeler” konulu konferans 17 Ekim 2007 tarihinde Üniversitemizin ‹flletme Fakültesi Seyhan Cengiz Turhan Konferans Salonu’nda gerçeklefltirildi.
‹flletme Fakültesi Seyhan Cengiz Turhan Konferans Salonu’nda 18
Ekim 2007 tarihinde gerçeklefltirilen ve Bilkent Üniversitesi Ö¤retim
Üyesi Prof. Dr. Özen Ergenç’in konuflmac› oldu¤u konferansta Osmanl›’dan bu yana Ankara’n›n geliflimi ve tarihi öneminden söz edildi.
Osmanl›’dan bu yana Anadolu’nun en önemli kentlerinden birinin
Ankara oldu¤unu vurgulayarak konuflmas›na bafllayan Prof. Dr. Özen
Ergenç, co¤rafi konumu gere¤i Ankara’n›n do¤u bat› istikametine
geçifl veren bir kent oluflunun alt›n› çizdi.
Gerçekleflen iflsizlik ve yap›sal iflsizlik aras›ndaki farklardan bahseden Dr. Ali Zafer Yavan, Türkiye’de iflsizli¤in azald›¤› dönemlerde
enflasyonun yükseldi¤ine dikkat çekerek, bunun iflgücü maliyetlerinin yüksek olmas›ndan kaynakland›¤›n› belirtti.
Ticaret ve sanayi flehri olmas› nedeniyle Ankara’n›n 16 yy.’da en parlak dönemini yaflad›¤›n› belirtirten Özen, bu dönemlerde kentin en
yüksek nufus yo¤unlu¤una ulaflt›¤›n› söyledi. Türk Devrimi’nin yap›ld›¤› flehrin Ankara oluflunun tesadüf olamayaca¤›n› sözlerine ekleyen Özen, içinde yaflayanlar›n da kentleri önemli yapt›¤›n› vurgulayarak, Ankara’n›n hemflehrilik duygular›n› en erken tan›yan flehirlerden
biri oldu¤unu söyledi. Konferans sonras›nda kat›l›mc›lar Prof Dr. Mustafa Akbulut ve Yard. Doç. Dr. Reflat Öztürk’ün düzenledi¤i
“Ankara” konulu foto¤raf
sergisini gezme f›rsat› buldular.
Dr. Ali Zafer Yavan, konuflmas›nda yap›sal iflsizli¤in 2000 y›l›ndan itibaren h›zla artt›¤›n› belirterek, tamamlanmayan ekonomik uyum
programlar›n›n bu art›flta büyük etkisi oldu¤unu söyledi. ‹stihdam
maliyetlerinin yüksek oluflunun ve vas›f talep uyumsuzlu¤ununda iflsizli¤e etkilerinden bahseden Yavan, mali daralmalar›n iflgücü piyasas›nda ciddi hasarlar b›rakt›¤›nI söyledi. Yap›sal
iflsizli¤in nedenlerine ve
çözümlerine yönelik aç›klamalar›n yap›ld›¤› ve kapsaml› bilgiler verilen konferans ö¤renciler taraf›ndan ilgiyle izlendi.
5
Futbolda Ça¤›n Neresindeyiz Paneli
Türk Telekom’a At›l›m Deste¤i
At›l›m Üniversitesi 10. y›l güz dönemi etkinlikleri çerçevesinde,
At›l›m Üniversitesi spor koordinatörlü¤ü taraf›ndan 10 y›l güz dönemi etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen “Ankara ve Türkiye’de Basketbol” konulu panel, Türk Telekom Basketbol Kulübü ve At›l›m
Üniversitesi ö¤rencilerini bir araya getirdi.
Spor Koordinatörlü¤ümüz taraf›ndan düzenlenen “Futbolda Ça¤›n
Neresindeyiz” konulu panel, 05 Ekim 2007 tarihinde Üniversitemizin Seyhan Cengiz Turhan Konferans Salonu’nda gerçeklefltirildi.
22 Ekim 2007 tarihinde Üniversitemizin Seyhan Cengiz Turhan
Konferans Salonu’nda gerçeklefltirilen ve moderatörlü¤ünü gazeteci yazar Do¤an Ersavafl’›n yapt› panele antrenör Ercümen Sunar,
tak›m menajeri ‹rfan Yücesoy, oyuncular Bar›fl Özcan, Michael
Wright ve Erwin Dudley konuflmac› olarak kat›ld›lar.
Moderatörlü¤ünü gazeteci yazar Do¤an Ersavafl’›n yapt›¤› panelde,
eski antrenör Y›lmaz Vural ve spor yazar›, yorumcusu Zeki Çol,
Türk ve dünya futbolu konular›ndaki görüfllerini dile getirdiler.
‹lk olarak söz alan Y›lmaz Vural, Türk futbolu ile ilgili bilgiler vererek, 1990 y›l›ndan sonra Türkiye’de özerk futbol olufltu¤unu ve bunun sonras›nda kendi yasalar›n› belirlemeye bafllad›¤›n› söyledi.
Futbolun çok güçlü bir olgu oldu¤unun alt›n› çizen Vural, “Futbol
d›fl›nda hiçbir güç, binlerce kifliyi bir araya getirip ayn› hedef için tezahürat yapmas›n› sa¤layamaz” dedi.
Y›lmaz Vural’›n ard›ndan söz alan Zeki Çol, dünyada futbolun hangi
noktalarda oldu¤u konusunda istatiksel verilere dayal› bilgiler vererek, dünyada her befl kifliden birin futbol oynad›¤›n› ve dünyada oluflan futbol pazar›n›n 2.4 milyar dolara ulaflt›¤›n› söyledi. Futbola il-
1990 y›l›ndan bu yana Telekom’da görev yapan antrenör Ercüment
Sunter, Türk Telekom’un devlet kuruluflu olan kulüplerden daha
uzun ömürlü bir tak›m oldu¤unun alt›n› çizdi ve bunun en büyük baflar›lar› oldu¤unu söyledi. Ön plana ç›km›fl, ahlakl›, yetenekli sporcularla çal›flt›klar›n› söyleyen Sunter, bu y›l da önemli baflar›lara bu
tak›mla imza atmak istediklerini belirtterek “Hedefimiz büyük” dedi.
ginin devasa boyutlarda oldu¤unu ifade eden Çol, dolay›s›yla futbol
ekonomisinin ve genifl bir pazar›n olufltu¤unu belirtti. Türkiye’de insanlar›n futbol bilgisinin s›¤ oldu¤unu ileri süren Çol, gündemin tart›flmal› maçlar›ndan olan Befliktafl-Liverpoll maç›n› örnek vererek
“‹nsanlar faul karar›ndan befl saniye sonra at›lan golü tart›fl›yor hala” dedi.
Daha sonra söz alan tak›m menejeri ‹rfan Yücesoy, Ankara tak›m›
olarak ö¤rencilerden ve Ankaral›lardan destek bekledi¤ini söyledi.
Yücesoy, bilet fiyatlar›nda indirim isteyen At›l›ml› ö¤rencilere gereken kolayl›¤› kulüp olarak sa¤layacaklar› sözünü verdi.
Ö¤rencilerin yo¤un ilgi gösterdi¤i program, panelin ard›ndan verilen
kokteylle sona erdi.
Yabanc› as›ll› oyuncular Erwin Dudley ve Michael Wrigt, Türkiye’de
basketbol oynamaktan büyük mutluluk duyduklar›n› dile getirirlerken, Bar›fl Özcan yabanc› oyuncular›n ligin kalitesi art›rd›¤›n›n da alt›n› çizdi.
Panele ö¤renciler yo¤un ilgi gösterirken, tak›m yöneticileri bu y›l Ankara’ya
flampiyonlu¤u getireceklerini belirttiler.
6
KAMPUSTAN KISA KISA
Günefl Arabas› Cumhuriyet Sürüflü
k›m›, Cumhuriyetimizin kuruluflunun 84. y›l›n› coflkuyla kutlad›¤›m›z
29 Ekim 2007 Pazartesi günü saat 15:00’te bir gösteri sürüflü gerçeklefltirdi.
Ankaral›lar›n yo¤un ilgi gösterdi¤i sürüfl, An›ttepe Spor Tesisleri
önünden bafllayarak, An›tpark, Akdeniz Caddesi, Bahçelievler Son
Durak, Aflkabat Caddesi’nde geçti ve 6. Cadde’nin Meraflel Fevzi
Çakmak Caddesi ile kesiflti¤i noktada son buldu.
TÜB‹TAK taraf›ndan 2005 y›l›ndan bu yana düzenlenen Formüla G
Günefl Arabalar› yar›fl›nda üç y›ld›r yer alan At›l›m Üniversitesi, At›l›m Sollar ile alternatif enerji kaynaklar› konusunda duyarl›l›k göstermeye devam ediyor.
Gençler ve genç mühendis adaylar› baflta olmak üzere, toplumun
tüm kesimlerinin alternatif enerji kaynaklar› ve kullan›m› konusuna
ilgi duymalar›n› sa¤lamak amac›yla, At›l›m Sollar Günefl Arabas› Ta-
günde yüzlerce deprem oluyor” dedi.
Kuzey Anadolu Fay›’n›n büyük depremleri do¤udan bat›ya
do¤ru tafl›d›¤›na dikkat çeken Görür, tarihte gerçekleflen
depremlerden örnekler vererek 1939’da Erzincan’da fay›n k›r›lmaya bafllad›¤›n› ve
depremin Kocaeli’ye kadar uzand›¤›n› söyledi.
Beklenen Marmara Depremi ‹le ‹lgili Yeni
Geliflmeler Konferans›
At›l›m Üniversitesi 10. y›l güz etkinlikleri çerçevesinde “Beklenen
Marmara Depremi ‹le ‹lgili Yeni Geliflmeler” konulu konferans düzenlendi.
Mühendislik Fakültesi Cevdet Kösemen Salonu’nda 9 Kas›m 2007
tarihinde gerçeklefltirilen konferansta konuflan ‹stanbul Teknik Üniversitesi Ö¤retim Üyesi Prof. Dr. Naci Görür, olas› Marmara depremi ile ilgili çarp›c› bilgiler verdi.
Marmara Bölgesi’nin deprem bak›m›ndan dünyan›n en aktif yerlerinden biri oldu¤unu söyleyen Görür, “Marmara’n›n taban›nda bir
Marmara Denizi’nin 1200 metre derinliklerinde araflt›rma gemileriyle 7 saatlik incelemeler yapt›¤›n› belirten Görür, bu çal›flmalarda
fay hatlar›ndaki k›r›klar› tespit ettiklerini, fay boyunca gaz ve su ç›k›fllar› oldu¤unu söyleyerek kritik yerlerde kurulacak denizalt› gözlem istasyonlar›yla deprem felaketinin önceden haber verilebilece¤ini ifade etti.
Marmara üzerinde yaflayan insanlar›n büyük tehlike alt›nda olduklar›na dikkat çeken Görür, 1999 y›l›nda yaflanan depremin Marmara depremini tetikledi¤ini vurgulayarak, 30 bine yak›n insan›m›z›
kaybetti¤imiz depremlerden ders alarak tedbirli olmam›z gerekti¤ini hat›rlatt›.
Mühendislik Fakültesi ö¤rencilerinin yo¤un ilgi gösterdi¤i program
verilen kokteylle sona erdi.
7
Mühendislikte Geliflmeler Nanoteknoloji ve Uygulamalar› Konulu Konferans
At›l›m Üniversitesi 10. y›l güz dönemi etkinlikleri
t›rmalar›n daha kolay yap›labilece¤ini belirtti. Na-
çerçevesinde, Fen Bilimleri Ensititüsü taraf›ndan
nobio malzemeler hakk›nda ö¤rencilerden gelen
07 Kas›m 2007 tarihinde düzenlenen “Mühendis-
sorular›n yan›tlanmas›n›n ard›ndan Hacettepe
likte Geliflmeler: Nanoteknoloji ve Uygulamalar›”
Üniversitesi Ö¤retim Üyesi Prof. Dr. Erhan Biflkin,
konferans›, konusunda uzman yetkililerle Mühen-
“Array Teknolojileri” konulu sunumunu yapt›. Bifl-
dislik Fakültesi ö¤renci ve ö¤retim üyelerini bir
kin, bilimsel verilere dayal› olarak gerçeklefltirdi¤i
araya getirdi.
sunumunda biomedikal teknoloji hakk›nda bilgiler
verirken, bu teknoloji sayesinde vücuttaki aktivi-
Seyhan Cengiz Turhan Konferans Salonu’nda ger-
telerin kolayl›kla izlenebilece¤ine ve bu sayede
çeklefltirilen konferans›n aç›l›fl konuflmas›n› ya-
hastal›klar›n erken teflhisinin sa¤lanabilece¤ine
pan rektör Prof. Dr. Abdurrahim Özgeno¤lu, At›-
dikkat çekti.
l›m Üniversitesi’nin 10 y›ll›k gelifliminde Mühendislik Fakültesi’ne özel bir önem verildi¤ini belirte-
‹kinci oturumu 13:30’da bafllayan konferans›n ilk
rek, bunun fakültede dokuz ayr› mühendislik bö-
konu¤u Uluslararas› Nanoteknoloji Araflt›rma
lümü olmas›yla aç›klanabilece¤ini söyledi. Bu
Merkezi’nde görev yapan Yard. Doç. Dr. Erman
konferanslar›n ileride nanoteknoloji alan›nda ya-
Bengü, “Nanoteknoloji ve Nanomalzemeler” ko-
p›lmas› planlanan çal›flmalara da ›fl›k tutar nitelik-
nulu bir sunum gerçeklefltirdi. Nanoteknolojiyi bu
te oldu¤unu belirtti.
yüzy›l›n teknolojisi olarak tan›mlayan Bengü, nanoteknoloji ürünlerinden örnekler vererek, bu dö-
Birinci oturumu 10:30’da bafllayan konferans›n ilk
nemde ak›ll› tekstil ürünleri konusunda çal›flt›kla-
konuflmac›s› ODTÜ Biyolojik Bilimler Bölümü Bi-
r›n› belirtti .
yoteknoloji Araflt›rma Birimi’nde araflt›rmalar›n›
sürdüren Prof. Dr. Vas›f Has›rc›, “Nanobiyo-Mal-
Ö¤rencilerin ve ö¤retim üyelerinin yo¤un ilgi gös-
zemeler” konulu sunumuyla genç mühendis aday-
terdi¤i program›n son konuflmac›s› ise DYO Boya
lar›na önemli bilgiler verdi. Nanoteknolojinin ken-
ve Kimya Grubu Ar-Ge Müdürü Ahmet Kaplan ol-
di içerisinde çeflitli alanlar oluflturdu¤una dikkat
du. Kaplan flirket olarak nanoteknolojiden yarar-
çeken Has›rc›, biometeryal olarak adland›r›lan
land›klar›n› belirterek, lotus çiçe¤inin yap›s›ndan
malzemelerin nanoteknoloji ile birlikte t›bbi alan-
esinlenilerek kendi kendini temizleme özelli¤ine
da kullan›labilece¤ini ve bu sayede bilimsel arafl-
sahip boya üretildi¤ini söyledi.
Nanoteknoloji Konulu Konferans
At›l›m Üniversitesi 10 y›l güz etkinlikleri çerçevesinde 31 Ekim
2007 tarihinde Mühendislik Fakültesi Cevdet Kösemen Konferans
Salonu’nda “Nanoteknoloji” konulu konferans düzenlendi.
Üniversitemizin Uluslararas› Elektrik Elektronik Mühendisli¤i Ö¤renci Kulübü taraf›ndan düzenlenen konferans›n konu¤u Bilkent
Üniversitesi Ö¤retim Görevlisi Evren Mutlugün’dü
Bilkent Üniversitesi Nanoteknoloji Araflt›rma Merkezi’nde araflt›rmac› olarak görev yapan Evren Mutlugün, genç mühendis adaylar›n›n yo¤un ilgi gösterdi¤i konferansta, Nanoteknoloji ve nanokristal ayg›tlar konusunda bir sunum gerçeklefltirdi.
Mutlugün, bilimsel verilere dayal› olarak gerçeklefltirdi¤i sunumda,
önümüzdeki y›llarda gerçeklefltirecekleri projelerden ve yap›lan
çal›flmalardan bahsederek, nanoteknolojinin gelece¤in teknolojisi
olsu¤unu söyledi.
‹leriki y›llarda nanoteknolojinin modern insan yaflam›n› bilgisayardan daha çok etkileyece¤ini, ve gelece¤in ifl alanlar›n› oluflturaca¤›n› belirten Mutlugün, nanoteknolojinin ülkelerin geliflmifllik düzeyini belirleyece¤ini söyledi.
Nanoteknoloji ürünlerinin dünyada ciddi bir pazar oluflturdu¤una
dikkat çeken Mutlugün, bu ürünlerin üretilmesi için yüksek teknolojinin flart oldu¤unun alt›n› çizdi ve teknoloji kullan›m› konusunda
ülke olarak yurtd›fl›ndaki emsallerimize yak›n oldumuzu söyledi.
8
KAMPUSTAN KISA KISA
10 Kas›m Atatürk’ü Anma Töreni
Türkiye’de Neoliberal ‹kdisadi ve Sosyal
Politikalar Nereye Kadar? Paneli
Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk ölümünün 69. y›ldönümünde
Üniversitemizde düzenlenen bir törenle an›ld›.
At›l›m Üniversitesi 10. y›l güz dönemi etkinlikleri çerçevesinde
“Türkiye’de Neoliberal ve Sosyal Politikalar Nereye Kadar?” konulu
panel düzenlendi.
10 Kas›m 2007 Cumartesi günü ‹flletme Fakültesi Cevdet Kösemen
Konferans Salonu’nda saat 08:30’da bafllayan anma program›,
akademik ve idari personelimiz ile çok say›da ö¤rencimizin kat›l›m›yla gerçeklefltirildi.
Seyhan Cengiz Turhan Konferans Salonu’nda 14 Kas›m 2007 tarihinde yap›lan panelin oturum baflkanl›¤›n› ‹flletme Fakültesi Dekan› Prof. Dr. Halil Ülker yaparken, Nazif Eksen, Y›ld›r›m Koç , Doç Dr.
Aziz Konukman ve üniversitemizin ‹flletme Fakültesi ‹ktisat Bölümü
Baflkan› Prof. Dr. Sinan Sönmez konuflmac› olarak kat›ld›lar.
‹lk olarak konuflan Doç. Dr. Aziz Konukman hükümet program› ile
ilgili de¤erlendirmelerde bulunarak, 60. Hükümet’in da¤›n›k bir
ekonomik program izledi¤ini söyledi. AKP döneminde gerçekleflen
ekonomik büyümenin istihdam› olanaks›zlaflt›ran bir büyüme oldu¤unu sözlerine ekleyen Konukman, baflta iflsizlik olmak üzere sosyal sorun olarak görülen tüm problemlerin yürütülen ekonomik
program›n bir sonucu oldu¤unu dile getirdi.
Atatürk’ün hayat›n›n anlat›ld›¤› “Atatürk ve 10 Kas›m” Belgeseli’yle
bafllayan etkinlik saatler 09:05’i gösterdi¤inde Ulu Önderin aziz hat›ras›na sayg› duruflu ve ard›ndan ve ‹stiklal Marfl›’n›n okunmas›yla
devam etti.
Mühendislik Fakültesi Mekatronik Bölümü ö¤rencisi Ayfle Buket
U¤ur ve Yrd. Doç. Dr. Reflat Öztürk’ün günün anlam ve önemini belirten konuflmalar›n›n ard›ndan Kültür Müdürü Mustafa
Kömürcü’nün yönetti¤i ve Hamoy Derne¤i Türk Halk Müzi¤i Korosu’nun seslendirdi¤i “Atatürk Oratoryosu” izleyenlerin duygulu anlar yaflamas›na neden oldu.
Konukman’›n ard›ndan söz alan Y›ld›r›m Koç, e¤itim ve sa¤l›k alan›nda uygulanan neoliberal politikalar›n Türkiye’nin varolufl meselesi oldu¤una dikkat çekerek, bu politikalar›n toplumu bir arada tutan ba¤lar›, ulus olma bilincini ortadan kald›rd›¤›n› belirtti. Sosyal Güvenlik
Yasas›’n›n yozlaflt›r›ld›¤›na dikkat çeken Koç, 2003 ifl yasas› ile birlikte sermayedar s›n›f›n istedi¤i yap›n›n oluflturuldu¤unu söyledi.
Konferans salonu fuayesinde aç›lan Say›n Gülseren Sönmez’e ait
“Atatürk” konulu ya¤l› boya resim sergisi ile Atatürk Foto¤raflar›
Sergisi de kat›lanlar›n büyük ilgisini çekti.
Daha sonra söz alan Nazif Eksen, konuflmas›nda neoliberal politikalar›n uygulama sonuçlar›ndan bahsetti ve bu politikalar›n istihdam büyüme gibi sorunlar› çözemedi¤ini söyledi. Uygulanan ekonomik programla kamunun piyasalardan çekilmesinin sa¤land›¤›n›
belirten Eksen, bunun sonucu olarak serbest piyasan›n olufltu¤unu
ve tekelleflmeye yol açt›¤›n› ifade etti.
Ö¤renci ve ö¤retim üyelerinin yo¤un ilgi gösterdi¤i panelde son olarak söz alan Prof. Dr. Sinan Sönmez ise neoliberal politikalar›n sanayileflme üzerine etkileri konusunda bir konuflma yaparak, bu politikalar›n piyasalara etkisini de¤erlendirdi. Sanayi konusunda ulusal stratejiden uzak bir politika izlendi¤ini belirten Sönmez, kurumlar aras›nda iletiflimsizlik oldu¤unu söyledi.
9
Avrupa Üniversitesi Olabilmek Konulu
Konferans
Küresel Is›nma: Kyoto Protokolü
Üniversitemizin 10. Y›l Güz Etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen
ve Dr. Leyla Üstel’in konuflmac› oldu¤u “Avrupa Üniversitesi
Olabilmek” konulu konferans 21 Kas›m 2007 tarihinde ‹flletme
Fakültesi Seyhan Cengiz Turhan Konferans Salonu’nda gerçeklefltirildi.
At›l›m Üniversitesi 10. y›l güz dönemi etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen At›l›m Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ö¤retim Üyesi Prof. Dr.
Nükhet Turgut’un konuflmac› oldu¤u “Küresel Is›nma: Kyoto Protokolü” konulu konferans 28 Kas›m 2007 tarihinde gerçeklefltirildi.
Seyhan Cengiz Turhan Konferans Salonu’nda yap›lan konferansta,
Kyoto Protokolü’nün amaç ve içeri¤i hakk›nda bilgiler veren Turgut,
Protokol’ün somut hükümlerle taraf olan ülkeleri ba¤lay›c› k›ld›¤›n›
dile getirdi.
Kyoto Protokolü’nün ortak fakat farkl›laflt›r›lm›fl sorumluluk ilkesine
dayand›r›ld›¤›na dikkat çeken Turgut, ortak olan küresel ›s›nma sorununa karfl›l›k, ülkelerin geliflmifllik düzeylerine göre belirlenen sorumluluk anlay›fl›n›n benimsendi¤ini söyledi. Ülkelerin geliflmifllik
düzeyleri oran›nda sera gaz› emisyonu gerçeklefltirdiklerini dile getiren Turgut, protokolün taraf olan ülkelere sera gaz› emisyonlar›n›n
azalt›lmas› yükümlülü¤ü getirdi¤ini belirtti. Türkiye’nin protokolce
haz›rlanan geliflmifl ülkelerin yer ald›¤› Ek1 listesinde yer ald›¤›na
dikkat çeken Turgut, ülkemizin protokolde taraf olmamas›n›n gerekçelerinin tam olarak bilinemiyor olmas›ndan yak›nd›. Kyoto Protokolü’ne iliflkin ayr›nt›l› bilgilerin verildi¤i konferans, ö¤renciler taraf›ndan ilgiyle izlendi.
fievval Sam Üniversitemizde Ö¤rencilerle Bulufltu
Türkab Dan›flma Kurulu Üyesi olarak görev yapan Dr. Leyla Üstel “AB Üniversitesi Olabilmek” konulu bir sunum gerçeklefltirerek AB’nin e¤itime iliflkin hedeflerinden ve bu do¤rultuda
gerçeklefltirilen e¤itim sistemlerinin stratejik amaçlar›ndan
bahsetti.
27 ülkenin oluflturdu¤u AB’nin e¤itim ve teknoloji alan›nda standartlar›n› yükseltmek için çeflitli hedefler oluflturdu¤una dikkat
çeken Üstel, bu çerçevede ö¤renmeyle yaflam boyu eriflimin kolaylaflt›r›lmas› ve kaynak kullan›m›n›n iyilefltirilmesinin amaçland›¤›n› söyledi.
Türkiye’nin 1999 y›l›nda Helsinki Anlaflmas› ile AB E¤itim ve
Gençlik Program›’na dahil oldu¤unu belirten Üstel, bu program›n ana bafll›klar›ndan oluflan Socrates ve Erasmus hakk›nda
ayr›nt›l› bilgiler vererek, ö¤retim kurumlar› aras›nda gerçeklefltirilen bu programlar›n önemine de¤indi.
De¤iflim programlar›ndan yararlanacak ö¤rencilerin yo¤un ilgi
gösterdi¤i konferans sonras›nda, Say›n Gülseren Sönmez’in
haz›rlad›¤› “Ebru Sanat›nda Yeni Boyut” konulu resim sergisinin
aç›l›fl› yap›ld›.
10
Yer ald›¤› diziler ve ç›kard›¤› albümlerle büyük be¤eni toplayan ünlü sanatç› fievval Sam Tiyatro Kulübü’nün düzenledi¤i etkinlikle At›l›m Üniversitesi ö¤rencileriyle bulufltu.
Mühendislik Fakültesi Cevdet Kösemen Konferans Salonu’nda 15
Kas›m 2007 tarihinde yap›lan söyleflide Sam, ö¤rencilerin sorular›na içtenlikle yan›t vererek kendi hayat yolculu¤undan bahsetti.Toplumsal sorunlara duyarl› bir insan olarak yaflamaya çal›flt›¤›n› belirten Sam, yapt›¤› her iflte fayda faktörünü ön planda tutmaya çal›flt›¤›n› söyledi. Sorulan bir soru üzerine Sam, televizyon dizilerini be¤enmedi¤ini, bu yüzden yap›lan projelere teklif gelmesine ra¤men
dahil olmak istemedi¤ini belirtti. Evinde TV izlemedi¤ini sözlerine
ekleyen Sam, daha donan›ml› bir insan olmak için daha çok kitap
okuyarak ve müzik
dinleyerek vakit geçirdi¤ini söyledi. fievval Sam söylefli s›ras›nda Karadeniz flark›lar›n› kanun ve kemençe eflli¤inde söylerken ö¤renciler de
kendisine efllik ettiler. Ö¤rencilerin yo¤un iste¤i üzerine son olarak sevilen flark›s› Gül Güzeli’ni söyleyen
Sam, alk›fllarla salondan ayr›l›rken kat›lanlara keyifli anlar yaflatt›.
KAMPUSTAN KISA KISA
At›l›m Üniversitesi’nde
Teröre Lanet Yürüyüflü
At›l›m Üniversitesi ö¤retim üyeleri, ö¤rencileri ve idari personeli son dönemde artan terör olaylar›n› protesto amac›yla,
12:30’da Rektörlük Binas› önünden bafllayarak kampus içinde
sessiz yürüyüfl yapt›lar.
3500’e yak›n ö¤renci, 250 ö¤retim eleman› ve çok say›da idari personel ellerinde bayraklarla Haz›rl›k Okulu binas›na kadar
yürüdüler. “Hepimiz Türk’üz Hepimiz Atatürk’üz Hepimiz Mehmet’iz” yaz›l› pankartlar açan ö¤renciler “Kahrolsun PKK” “Vatan Sana Can›m›z Feda”
sloganlar›yla Atatürk an›t› önüne siyah çelenk b›rakt›lar.
fiehitler an›s›na bir dakikal›k sayg› duruflu ve ‹stiklal Marfl›’n›n okunmas›n›n
ard›ndan bir konuflma yapan At›l›m Üniversitesi Rektörü Prof Dr.
Abdurrahim Özgeno¤lu milletçe birlik ve beraberli¤in bugünlerde çok önemli oldu¤unu vurgulayarak, bu hain sald›r›y› k›nad›¤›n› belirtti. Ard›ndan söz
alan Ö¤retim Görevlisi
Türk Tarih Platformu Akademik Dan›flman› Yard.
Doç. Dr. Reflat Öztürk,
ulus olman›n keder ve
mutlulukta bir olmak demek oldu¤unu belirterek,
bizi içten y›kmak isteyenlerin oldu¤unu ama bunu
asla baflaramayacaklar›n›
söyledi.
Program›n ard›ndan ö¤renciler konvoylar oluflturarak An›tkabir’i ziyaret
ettiler.
Kariyer Yolculu¤unda D›fl Ticaret Semineri
Ayd›nlar›n Türk Diline Karfl› Tutumu Konferans›
At›l›m Üniversitesi Seyhan Cengiz Konferans Salonu’nda “Kariyer
Yolculu¤unda D›fl Ticaret” konulu seminer düzenlendi. Uluslararas›
Pazarlama ve E¤itim Derne¤i’nin katk›lar›yla 07.12.2007 tarihinde
düzenlenen seminere Aksaray Üniversitesi ‹kdisadi ‹dari Bilimler Fakültesi Ö¤retim Üyesi Dr. Murat Can›tez ve D›fl Ticaret Uzman› Yaman Koç konuflmac› olarak kat›ld›lar. Dr. Murat Can›tez konuflmas›nda ticaret alg›s›n›n yurtd›fl› tecrübeler edinilmesiyle birlikte de¤iflti¤ini belirtti. Akademik e¤itimle piyasa bilgisinin bütünlefltirilmesi
gerekti¤ini sözlerine ekleyen Can›tez ancak bu flekilde baflar›l› olunabilece¤ini söyledi. ‹kinci konuflmac› Yaman Koç, Türklerin Amerikan marketing sat›fl sisteminden farkl› olarak kendi ihracat tarzlar›n› yaratt›klar›n›, Türklere has olan iletiflim modelinin tüm dünyada
kabul gördü¤ünü söyledi.
At›l›m Üniversitesi 10. y›l güz dönemi etkinlikleri çerçevesinde
“Dildeki Yabanc›laflman›n Tarihine Genel Bir Bak›fl, Ayd›nlar›n Türk
Diline Karfl› Tutumu” konulu konferans gerçeklefltirildi. Seyhan
Cengiz Turhan Konferans Salonu’nda 29.11.2007 tarihinde gerçeklefltirilen konferansta konuflmac› olan Ankara Üniversitesi Ö¤retim
Üyesi Prof. Dr. Hamza Zülfikar, Türk dilinin tarihinden bahsederek,
günümüzde yaflanan yozlaflman›n nedenlerine iliflkin görüfllerini dile
getirdi. Ö¤rencilerin sorular›n›n yan›tlanmas›n›n ard›ndan, Üniversitemiz Kültür Müdürü Say›n Mustafa Kömürcü, Ö¤retim Üyesi Yard.
Doç. Dr. Cenk Güray ve Tu¤ba Çimen ba¤lama resitali ve dinleti
düzenlediler. Grubun verdi¤i konser büyük be¤eni toplad›. At›l›m Türk
Halk Bilimleri Toplulu¤u iflbirli¤i ile yap›lan resitalde kat›l›mc›lar Türk
Halk Müzi¤i eserlerinden seçkin örnekleri dinleme imkan› buldular.
Düflünce Özgürlü¤ü ve Edebiyat Konulu Konferans
At›l›m Üniversitesi 10. y›l güz dönemi etkinlikleri çerçevesinde, Fen Edebiyat Fakültesi taraf›ndan
düzenlenen “Düflünce Özgürlü¤ü ve Edebiyat” konulu konferans gerçeklefltirildi. Türk edebiyat›na
kazand›rd›¤› eserlerle tan›nan, ünlü yazar Prof. Dr. Erendüz Atasü’nün konuflmac› oldu¤u konferans
05.12.2007 tarihinde Seyhan Cengiz Turhan Konferans Salonu’nda yap›ld›. Atasü, konuflmas›nda
yay›nevlerinin yavafl yavafl yabanc› sermayenin eline geçti¤ine dikkat çekti. Yazar, bu sat›fllar›n gizlendi¤ini, amac›n tamamen yazar›n düflünce özgürlü¤ünü devletin yapamad›¤› kadar k›s›tlayarak,
ona belli bir formasyon, e¤lence için üreten bir sistem getirmek oldu¤unu belirtti. Ö¤rencilerin
yo¤un ilgi gösterdi¤i program, konferans›n ard›ndan verilen kokteylle sona erdi.
11
At›l›m Üniversitesi
Akademik Y›l›
Aç›l›fl Töreni
Üniversitemizin 2007-2008 Akademik Y›l›, Mühendislik Fakültesi
Cevdet Kösemen Konferans Salonu’nda gerçeklefltirilen baflar›l› bir
törenle bafllad›.
SOCIAL SCIENCE CITATION AND EXTENDED SCIENCE
CITATION INDEXED DERG‹LERDE MAKALELER‹ YAYIMLANAN
Ö⁄RET‹M ELEMANLARIMIZ
24 Eylül 2007 Pazartesi günü üniversitemizin yönetim kademesi,
akademik - idari personel ve ö¤rencilerimizin kat›ld›¤› Aç›l›fl Töreni,
flehitlerimizin aziz hat›ralar›na sayg› duruflu ve ard›ndan ‹stiklal Marfl›’n›n okunmas› ile bafllad›.
S.No. Ö¤retim Üyesinin Ad› Soyad›
Rektörümüz Prof. Dr. Abdurrahim Özgeno¤lu’nun Üniversitemizin
10 y›ll›k süreçte ald›¤› mesafeyi de¤erlendirdi¤i aç›l›fl konuflmas›n›n
ard›ndan, Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvar›
Klarnet Grubu küçük bir konser verdi. Kat›l›mc›lar›n keyifle dinledi¤i
konserin ard›ndan tören, her y›l geleneksel olarak gerçeklefltirilen
“ilk ders” ile devam etti.
Rektör Yard›mc›s› ve Hukuk Fakültesi ö¤retim üyesi Prof. Dr. ‹hsan
Tarakç›o¤lu taraf›ndan verilen derste “Devlet Kavram›” konusu ifllendi. ‹lk dersin ard›ndan, bilimsel yay›n ödül törenine geçildi. Üniversitemiz, 2006 y›l›nda yeni aç›lan üniversiteler ile birlikte say›s› 93
olan devlet ve vak›f üniversiteleri aras›nda bilimsel çal›flmalara göre
ö¤retim üyesi bafl›na düflen
yay›n s›ras› s›ralamas›nda
14. s›rada; vak›f üniversiteleri aras›nda ise 8. s›rada
yer ald›. Üniversitemizin bu
baflar›ya ulaflmas›nda eme¤i geçen ve katk› sa¤layan
ö¤retim üyelerine bilimsel
çal›flma ödülleri verildi.
Mühendislik Fakültesi
7
2
Doç.Dr. Atef Fayez Qasrawi
Mühendislik Fakültesi
7
3
Yrd.Doç.Dr. Tolga Ak›fl
Mühendislik Fakültesi
4
4
Prof.Dr. Sergei Khrushchev
Fen Edebiyat Fakültesi
4
5
Prof.Dr. Sofia Ostrovska
Fen Edebiyat Fakültesi
4
6
Yrd.Doç.Dr. Atilla Cihaner
Mühendislik Fakültesi
3
7
Prof.Dr. Hüseyin fiirin Hüseyin
Fen Edebiyat Fakültesi
3
8
Ö¤r.Gör. Ahmet Yaflar Özban
Fen Edebiyat Fakültesi
3
9
Doç.Dr. Anar Dosiev
Fen Edebiyat Fakültesi
2
‹flletme Fakültesi
2
11 Ö¤r.Gör. Seyit Mümün Cilasun ‹flletme Fakültesi
2
12 Prof.Dr. Erman Tekkaya
Mühendislik Fakültesi
2
13 Prof.Dr.‹brahim Akman
Mühendislik Fakültesi
1
14 Prof.Dr. Selçuk Soyupak
Mühendislik Fakültesi
1
15 Prof.Dr. Abdulkadir Erden
Mühendislik Fakültesi
1
16 Yrd.Doç.Dr. Yeter fiahiner
Fen Edebiyat Fakültesi
1
17 Yrd.Doç.Dr. Saleh M. Amaitik
Mühendislik Fakültesi
1
18 Yrd.Doç.Dr. S.Belgin ‹flgör
Mühendislik Fakültesi
1
19 Yrd.Doç.Dr. Nergis Ça¤›ltay
Mühendislik Fakültesi
1
20 Yrd.Doç.Dr. Hürevren K›l›ç
Mühendislik Fakültesi
1
21 Yrd.Doç.Dr. Bülent Ünal
Fen Edebiyat Fakültesi
1
22 Yrd.Doç.Dr. Ali Sezgin
Mühendislik Fakültesi
1
23 Yrd.Doç.Dr. Ali Kara
Mühendislik Fakültesi
1
24 Ö¤r.Gör. Ziya Karakaya
Mühendislik Fakültesi
1
25 Ö¤r.Gör. Filiz Korkmaz
Mühendislik Fakültesi
1
26 Doç.Dr. Alok Mishra
Mühendislik Fakültesi
1
27 Arafl.Gör. Erhan Bat
Mühendislik Fakültesi
Toplam
12
2006 Y›l› Yay›n Sa.
Prof.Dr. Vimal Singh
10 Yrd.Doç.Dr. N. Baflak Ceylan
Akademik Y›l Aç›l›fl Töreni’nin ard›ndan konferans
salonu fuayesinde verilen
kokteyl ve seçmeli derslerden Water Colour Painting
dersi alan ö¤rencilerin
ürün sergilerinin aç›l›fl› ile
tören sona erdi.
Fakültesi
1
1
58
MEZUN‹YET TÖREN‹
At›l›m Üniversitesi 2006-2007 akademik y›l› mezuniyet töreni 23 Haziran 2007 tarihinde
Üniversitemizin kampusunda gerçeklefltirildi.
Rektörümüzün konuflmas›n›n ard›ndan konuflmalar›n› yapmak üzere kürsüye gelen törenin onur konu¤u Devlet Planlama Teflkilat› D›fl
‹liflkiler Genel Müdürü Ferruh T›¤l›, mezun ö¤rencileri tebrik etti ve
ileriki yaflamlar›nda baflar›lar›n›n artarak sürmesini temenni etti¤ini
belirtti. Törende mezun ö¤renciler ad›na konuflma yapan üniversite birincisi Ezgi Erkan geleneksel olarak yafl kütü¤üne isminin yaz›l› oldu¤u plakay› çakt›.
Hayata ve mesle¤e at›lan ilk ad›mlar›n bafllang›c› say›lan mezuniyet
törenleri bir ö¤rencinin ve ailesinin sevinç ve k›vançla bekledi¤i anlardan biri olmufltur her zaman.
Üniversiteyi kazanma telafl›n›n ard›ndan bafllayan zorlu e¤itim süreci sona ermekte, yeni telafllar›n pefline düflülmektedir.
Art›k sorumluluk sahibi yetiflkinler olarak yerlerini alacaklard›r toplumsal hayatta. Kimi iflini kuracak, kimi ifl arayacak, kimi bir aile kuracak ve daha ne planlar ve hayaller gerçekleflecekti.
5 y›ll›k e¤itimleri süresince üstün baflar› göstererek üniversitede
dereceye giren ö¤rencilerin ödülleri ve mezuniyet belgeleri Rektör
Prof. Dr Abdurrahim Özgeno¤lu taraf›ndan verilirken, fakülte ve bölümlerinde dereceye giren ö¤rencilerin ödülleri de fakülte dekanlar› ve bölüm hocalar› taraf›ndan verildi.
Üniversitemizin ö¤rencileri de bu zorlu süreci tamamlayarak mezun
olman›n gururunu yaflad›lar 23 Haziran Cumartesi günü. Güneflli bir
haziran gününü geçirmenin en güzel flekli idi pek ço¤u için. Cüppe
ve kepleri ile ailelerinin eflli¤inde sabah saatlerinde doldurmaya bafllad›lar tören alan›n›. Sadece onlar de¤ildi heyecanl› olanlar; pek çok
ö¤renciyi mezun etmenin hakl› gururunu yaflayan hocalar› da onlar
gibi tören alan›ndayd›lar.
Tören esnas›nda Elektrik Mühendisleri ve Makine Mühendisleri
Odas› Ankara flube baflkanlar›, gelece¤in mühendisleri olarak elektrik-elektronik, endüstri ve mekatronik mühendisli¤inden mezun
olan ö¤rencilerimize rozetlerini takt›lar ve haz›rlam›fl olduklar› hediyeleri takdim ettiler. Ödül töreninin ard›ndan di¤er tüm bölümlerdeki mezun ö¤rencilerin belgeleri da¤›t›ld›. Onlar› bu mutlu günlerinde
yaln›z b›rakmayan velileri de mezuniyet coflkusunu paylaflt›lar. 6.
mezuniyet törenimizi önemli k›lan anlardan biri de Hukuk Fakültemiz’in ve Mekatronik Mühendisli¤i Bölümü’nün bu y›l ilk mezunlar›n› veriyor olmalar›yd›. Bu hem mezunlar›m›z ve aileleri, hem de
Üniversitemiz aç›s›ndan övünç kayna¤› iken ayn› zamanda ülkemiz
için de önemli bir kazan›m oldu.
Üniversitemizin 6. dönem mezuniyet töreni yine böyle bir heyecan
ve telaflla bafllad›. Sayg› duruflu ve ‹stiklal Marfl›’n›n okunmas›n›n ard›ndan aç›l›fl konuflmas›n› yapmak üzere kürsüye gelen Rektörümüz
Prof. Dr. Abdurrahim Özgeno¤lu, üniversitenin bu akademik y›lda
10. y›l›n› idrak etti¤ini belirterek, At›l›m Üniversitesi’nin geçen 10
y›lda, dünyan›n her yerinde ifl bulabilecek mezunlar yetifltirme amac›n› güttü¤ünü, bunu sa¤lamak için yabanc› dilde kaliteli e¤itim vermeyi öncelikli amaç olarak belirledi¤ini ve üniversitenin geliflimi için
gerekli olan müfredat, akademik kadro ve fiziki-teknik alt yap›ya
önem verdi¤ini söyledi. Mezunlar› bundan sonra daha fazla sorumluluklar bekledi¤ini ifade eden Özgeno¤lu, “Diplomalar›n›z› alarak
yaflam›n›z›n yeni bir dönemine bafll›yorsunuz. Atatürk ilkelerine ba¤l› kalarak ülkemizi ça¤dafl uygarl›¤›n üstüne ç›karmak gibi bir göreviniz oldu¤unu unutmay›n”dedi.
Tören sonunda keplerin at›lma an› ise her zamanki gibi mezuniyet
töreninin en coflkulu an› oldu. Konfetiler eflli¤inde keplerin havaya
f›rlat›lmas› ile tüm mezunlar›n 10. y›l Marfl›’n› hep bir a¤›zdan söylemeleri törenin sona erdi¤inin de habercisiydi. Mezuniyet töreninin
ard›ndan havuz bafl›nda verilen kokteyle kat›lan davetli ve ö¤renciler canl› müzik eflli¤inde bu mutlu günün tad›na doyas›ya vard›lar.
13
MAKALE
DEVLET KAVRAMI
vesilelerle yap›lan siyasi yorum ve aç›klamalarda, temsil sisteminin zorunlu sonucu olarak TBMM’de yer alan siyasi partilerle,
baraj nedeniyle TBMM d›fl›nda kalan partiler nedeniyle, milli iradenin tam temsil edilmedi¤i ileri sürülmektedir.
Milli iradenin, TBMM’nin içinde ve d›fl›nda Anayasa’n›n öngördü¤ü kurallar ve koflullara uygun olarak her türlü tezahürünü, yukarda aç›klanan sebeplerle “eksik” oldu¤unu kabul ve beyan etmek, Devletin varolufl unsurlar›na ve milli hakimiyetin bütünlük
ilkesine mutlak manada ayk›r› olur.
Prof. Dr. ‹hsan Tarakç›o¤lu
At›l›m Üniversitesi
Rektör Yard›mc›s› ve
Hukuk Fakültesi Ö¤retim Üyesi
Devletin kurucu unsuru olan milli iradenin, devleti meydana getiren toplum iradesinin korunmas› ve bölünmezli¤i, devletin varl›¤› ile do¤rudan ilgilidir. Ve tarihi boyunca, bu özelli¤ini ve önemini kaybetmemifltir.
Devlet Kelimesinin anlam›:
XVI. asra gelinceye kadar Devlet kavram›n› ifade eden bir kelime
kullan›lmam›flt›r.
Bu kabul ve düflünce tarz›; devlete olan ihtiyac›n boyutlar›n› ve
zorunlulu¤unu araflt›rmaya yöneltmektedir.
Devlet anlafl›lan mânada belli bir s›n›r içinde yaflayan vatandafllar›n hepsini ifade eden bir kavramd›.
Devlete niçin ihtiyaç vard›r?
Toplu halde yaflamak zorunda olan insanlar›n kendi aralar›ndaki
münasebetlerini, belli ve muayyen olan model kurallara uygun
yapmalar› ile karfl›l›kl› olarak bir çok ödev ve sorumluluklar meydana gelir.
Eski Yunanda, devleti “Polis”, Roma’da “Civitas” veya “Respublica”, bir flehir, bir beldeyi belirleyen tabirlerdi.
Türkçemizde kulland›¤›m›z Devlet kelimesinin asl› Arapçad›r ve
bafllang›çta bir Hükümdar veya Hükümdar ailesine ait hâkimiyet
ve saltanat mânas›n› ifade ettikten sonra, ülkeyi içine alan ve soyut mânada hâkimiyet, saltanat mânas›n› alm›flt›r.
Bu sebepledir ki; insanlar bir arada yaflarken, düzenin sa¤lanmas› ve korunmas› için belli kurallara itaat etmek, sayg› duymak ihtiyac›n› hissetmifller ve bu duygu ve irade ile bir tak›m kurallar
meydana getirmifllerdir.
Devletin pek çok hukukçu taraf›ndan yap›lm›fl tariflerini incelersek, hemen hepsinde ortak olan baz› önemli noktalar›n oldu¤unu görürüz. Bunlar› dikkate alarak flöyle bir tarif yapman›n mümkün olabilece¤i düflüncesinden hareketle: Devlet; bir milletin siyasi yönden örgütlenerek hukuki statü kazanmas›d›r” denebilir.
Bu statü; milli s›n›rlar içinde en üstün kamusal iradeyi yani egemenli¤i, uluslararas› münasebetlerde de eflit hukuki süje olmay›
ifade eder.
‹nsanlar›n toplum halinde bir arada yaflamas› sonucu ortaya ç›kabilecek tüm sorunlar› ve uyuflmazl›klar› çözen, toplum düzenini kuran, kollayan, hayat›n uyum içinde devam›n› sa¤layan güven ve sosyal emniyeti oluflturan kaidelere ihtiyaç vard›r. Toplum içinde oluflan kaidelere temel teflkil eden en önemli unsur,
“de¤erdir”. Bu sosyal de¤erler toplum içinde zamanla kendili¤inden oluflmaktad›r. Bütün insan toplumlar›nda ayn› de¤er kavramlar› görülmekle beraber, verilen anlamlar zamana ba¤l› olarak, toplumdan topluma ve hatta ayn› toplum içinde farkl› anlamlara kaynak teflkil etmekte ve de¤iflmektedir.
Bu tarif; milli hakimiyet ya da egemenlik kelimeleriyle aç›klanan
ve devletin varl›k sebebini oluflturan iradenin bütünlü¤ünü, bölünmezli¤ini ve geri alnamazl›¤›n› da teminat alt›na almay› hedefleyen bir mânay› içerir.
Görülüyor ki; zaman içinde kendili¤inden meydana gelen “Sosyal de¤erlerden” her topluma özgü, kendi sosyal de¤erlerine da-
Bu tarifin özelliklerinden birisi de; günümüzde çeflitli sebep ve
14
yal› sosyal düzen ve hukuk kurallar› oluflur. Ve yine bu sebeple; toplumda meydana gelen sosyal çevrede, daha iyi ve
inan›l›r biçimde uygulama imkan› sa¤lan›r. Aksi halde canl› bir organizma olarak
kabul edilen toplum, kendi “de¤erine dayanmayan sosyal düzen kurallar›n› reddeder veya de¤ifltirir. Bu tür kurallar,
toplumun ortak ihtiyaçlar›na cevap veremez hale gelir.
Ortak de¤erlerden oluflan kurallar›n ve
bu de¤erlerin en önemli özellikleri, sosyal geliflmeyi ve medeniyeti aç›klamaya
yarayan bir amac› içermesidir.
“
‹nsanlar›n toplum halinde bir
arada yaflamas› sonucu ortaya
ç›kabilecek tüm sorunlar› ve
uyuflmazl›klar› çözen, toplum
düzenini kuran, kollayan, hayat›n
uyum içinde devam›n› sa¤layan
güven ve sosyal emniyeti
oluflturan kaidelere ihtiyaç
”
vard›r. Toplum içinde oluflan
kaidelere temel teflkil eden en
‹flte, devletin varl›k sebebi ve temel göönemli unsur,
revi; milletin kurucu iradesiyle kendisini
var eden devlet, toplumun huzuru, milli
dayan›flma ve adalet anlay›fl› içinde kendi milletini bölünmez bir
bütün olarak, insan›n maddi ve manevi varl›¤›n›n geliflmesini
sa¤layarak gerekli ortam› ve flartlar› yaratmak ve yaflatmakla,
toplumda uygulamay› temin etmekle yükümlüdür.
“de¤erdir”.
Devlet, tarihin her devrinde flekilleri nas›l olursa olsun bu hizmetleri yerine getirmekle görevli kabul edilmifl, siyasi, hukuki ve
yönetsel yönlerden örgütlenmesi, bu ihtiyaca cevap verecek flekilde örgütlenmesi kabul görmüfltür.
4) Kendi iradesiyle temel organlar› kurabilmesi, de¤ifltirebilmesidir.
Bu unsurlar içinde çok önemli gördü¤ümüz “Millet” ile “Egemenlik” kavramlar›na, bugünün sorunlar› aras›nda yer alan
aç›klamalara yard›mc› olaca¤› düflüncesiyle; deyim yerinde ise yeni bir ifade tarz›
getirmek istiyorum.
Genelde; bu kavramlar pek çok bilim
adamlar› ve siyasiler taraf›ndan de¤iflik
mana kazanacak, ya da düflündükleri siyasi sonuçlara yönelik flekilde izah edilmektedir.
Bu tür anlat›mlar, kavram kar›fl›kl›¤›n› da
beraberinde getirmekte, sorunlara bak›fl
aç›s› ve çözüm tavsiyeleri farkl›laflmakta,
zaman zaman gerçek anlamlar zaafa u¤ra-
maktad›r.
Mesela: millet kavram›, halk deyiminden farkl› bir tarifi ve anlam› belirler. Ve birbirinden ayr›d›r. Oysa, ço¤u kere efl anlaml›
olarak kullan›lmakta ve gerçek anlam› kaybolmaktad›r.
Millet: Bir ve beraber yaflamay›, içten samimi olarak kabul eden
müflterek bir tarihe ve ortak bir geçmifle sahip, gelecekte de,
her türlü flartlarda bir ve beraber olmay›, ortak tarihini, ortak de¤erlerini gelecek nesillere devretmeyi, böylece ortak inanç ve
iradeleriyle geçmifl nesilleri, gelecek nesillerle birlefltiren “bütünlük ruhuna” dayal› bir toplumdan oluflur.
Bu aç›klamalardan anlafl›laca¤› gibi, milli devlet yap›s›; kendi
kendine örgütlenen, bir hukuki düzeni zorunlu k›lar.
Bir devlet; hiçbir devletten veya kurulufltan izin almadan veya
ba¤l› olmadan, toplum yap›s› ve özelli¤ini aç›klamaya çal›flt›¤›m›z
sosyal de¤erlere uygun olarak teflkilatlan›yorsa, egemenli¤ini
muhafaza ediyorsa; üniter, tek ve istiklaliyetine sahip devlettir.
Milletin bu toplum iradesi ve ruh bütünlü¤ü; ortak menfaati meydana getirir ve ortak inançlar›, ortak idealleri, ortak irade ve fluuru temsil eder. Devletin amac› bu ortak menfaati içte ve d›flta
korumaktan ibarettir.
Her insan toplumu dünyadaki devletlerle özgürce, eflit hukuk süjesi olarak devletleraras› münasebetlere girebiliyorsa, egemenli¤ini içte oldu¤u kadar d›fl iliflkilerde de koruyacak bir siyaseti
dengeleyebiliyorsa, varl›¤›n›, bütünlü¤ünü koruyabilecektir. Her
devletin bu gücünü koruyacak iç ve d›fl örgütlenmesini dengelerle korumas› as›ld›r.
Halk deyimi; millete ait bu özellikleri ve devaml›l›¤› olmayan, muayyen bir yer ve zamanda yaflayan, gözle görülüp say›labilen insan toplulu¤udur. Millet tarifindeki ebedilik ile, geçmiflteki ve
gelecekteki nesilleri içine alan bir kavram de¤ildir.
Bu iki kavram aras›ndaki fark› önemsememek, milletin devaml›l›¤›n› ve bütünlü¤ünü meydana getiren hukuki anlay›fla ayk›r›
olur.
Devlete bunun için ihtiyaç vard›r.
Devletin kendini iç ve d›fl güçlerle dengeli ve hakim bir durumda varl›¤›n› sürdürmesi, farkl› manalar› içeren siyaset ve politika
ile yürütmesi genel bir kurald›r.
Milli egemenlik, yukarda tarifi ve içeri¤ini aç›klamaya çal›flt›¤›m›z
bütünlük ruhundan kaynaklanan üstün kamusal iradedir. Ve bölünmezli¤i, kurucu unsurun bütünlü¤ünden kaynaklanan temel
bir unsurdur.
Devletin unsurlar›
Üniter bir devletin temel unsurlar›:
1) Ülke
2) Millet-halk
3) Egemenlik
Bugün, egemenli¤i devletin yegane temel unsuru olarak kabul
etmeyen devletler ve bilim adamlar› var.
Bu yorumlamalarla güçlü oldu¤u kabul edilen devletler, kendi
menfaatlerini ve hayat düzeylerini yükseltmek ve refaha ulafl15
mak için bu imkan ve kaynaklara sahip
olan devletleri çeflitli yollardan antlaflmalarla veya ticari, siyasi iliflkilerle “faydalanma alan›” haline getirmek için politik
amaçl›, düzenledikleri fikirlerle uygun
gördükleri milletleri öne ç›karmaktad›rlar.
Korunmas›n› bilemezseniz, kaynaklar›n›z›
gönüllü olarak emirlerine tahsis edersiniz.
Ülkemizdeki çeflitli kurulufllar›n yorumlar›yla haz›rlanan bu düflünceleri evrensel
de¤erler ve izahlar bafll›¤› alt›nda bulmak
mümkündür. Burada egemenli¤iniz yani
devletiniz art›k yaray› alm›flt›r.
“
Bir devlet; hiçbir devletten veya
kurulufltan izin almadan veya
ba¤l› olmadan, toplum yap›s› ve
özelli¤ini aç›klamaya
çal›flt›¤›m›z sosyal de¤erlere
uygun olarak teflkilatlan›yorsa,
lama taahüdüne girmekte, milli menfaatte yeri ve hakk› olan insan›n milli egemenli¤inde hissedar› olmakta, devletin
varl›¤›nda katk›s› yer almaktad›r.
Milli iradenin bölünmezli¤i ve bütünlü¤ünü ayn› zamanda, devletle kendisine tabiiyet ba¤› ile ba¤l› olan insanlar›n bu hukuki iradelerinin bütünü olarak ifade edilebilmelidir.
Bu münasebetin siyasi ve hukuki neticesi insanla devleti aras›nda vazgeçilemesa; üniter, tek ve istiklaliyetine
yen ve kural olarak geri al›nmas› mümkün olmayan mensubiyete karfl›l›kl› sayBurada önemli gördü¤ümüz di¤er bir kosahip devlettir.
g› ve itaat inanc›, millet iradesinin de
nuyu da gündeme getirmek istiyorum.
kayna¤› olarak kabul edilebilece¤ini düÜniter bir devletin kurucu unsuru olan milli irade di¤er ad› ile
flünüyorum. Bugünkü dünyam›zda devletleri “egemen olan”
egemenlik, belli özellikleri tafl›yan insanlar›n meydana getirdi¤i
“egemen olmayan devlet” ayr›m›n› hakl› gösterecek siyasi ve
sürekli ve devaml› olan mütecanis bir toplum iradesidir. Böyle
anayasal aç›klamalara devam edilmekte, hatta yayg›n hale getibir toplum içinde dünyaya gelen bir insan, toplumun bir üyesidir.
recek inand›r›c›l›¤› güçlü görüfller ve fikri ak›mlar varl›¤›n› ve uyEflit olarak dünyaya gelen insan hür yaflama hakk›na da sahiptir.
gulamas›n› sürdürmektedir.
As›rlarca önce stoisyenlerin ileri sürdükleri bu görüfller, bugün
Milli egemenlik kudretine sahip devlet, itibar›n› ve varl›¤›n› kedahi geçerlidir. Ve insan haklar›n›n kayna¤›n› belirleyen felsefi
sintisiz sürdürebilen gücünü ve milletin refah›n› art›ran, gerekli
ve sosyal kurallard›r.
devlet yap›s›n› hiçbir harici otoritenin herhangi bir flekilde tecel‹nsan, dünyaya geldi¤i toplumun bir üyesidir. Ve üzerinde yaflali edecek müdahalesine izin vermeden tamamlayan, yine gerekd›¤› devlete, o devletin kabul etti¤i ilkelere göre bir hukuki ba¤
ti¤inde kendini s›n›rland›rabilen devlettir.
ile ba¤l›d›r. Bu hukuki münasebete bugün tabiiyet ad› veriliyor.
Bu anlay›fla ve egemen devlet anlam›na olan sadakat, toplumsal
Bu tabiiyet ba¤›, bugün bir ülkede yürürlükte bulunan kurallara
direnmelerin ve ba¤›ms›zl›k savafllar›n›n hala sürmekte olmas›yuygun olarak ya do¤umla, ya da sonradan baz› flartlar›n gerçekla önemini kaybetmedi¤ini ifade etmemde hata olmad›¤›na inanleflmesiyle kazan›lan bir ba¤d›r.Ve genel bir kural olarak özel
mak istiyorum.
haklarla, kamu haklar›n› kazanmaya esas olan hukuki ve siyasi
Federalizmin yayg›nlaflmas›n› önleyecek bir egemenlik anlay›fl›statüye esas olmaktad›r.
n›n
varl›¤› ve devam›n›n her türlü soruna kalkan görevini sa¤laBu hukuki iliflki, ayn› zamanda kan veya toprak esas›na göre inyaca¤›n›
düflünüyorum.
san›n “mensup” yani ba¤l› oldu¤u devleti de tayin eder. Bu men-
egemenli¤ini muhafaza ediyor-
”
subiyet, ba¤l›l›k hukuki bir sonuçtur.
Milli egemenlik ile milli menfaat ve hedeflerin korunmas›, yukarda aç›klad›¤›m›z temel ilkelerle mümkün oldu¤una ve bu iki asli
unsura uygun olarak yürütülecek siyasetin, politika ile gerçeklefltirilmesi, ihmal edilmemesi önem kazanmaktad›r.
Devletler, tabiiyetin kazan›lmas›na ait temel ilkeleri, kendisinin
devaml›l›¤›n› sa¤layacak sa¤lam esaslara dayand›rmak isterler.
Bunun için toplumun birlik ve bütünlü¤ünü dikkate alarak tarihi,
siyasi, ahlaki, dini inanç ve telakkilerini devletin milli menfaatlerini yani insanlar›n toplumda dünyaya geldikten sonra o toplumda var olan ortak menfaatler toplam› devletin milli menfaatlerini
serbestçe tayin etmesi ve tabiiyete ait kurallar› koymakta tam
bir ba¤›ms›zl›¤a sahip olmas› zorunludur.
Bu konudaki düflüncelerimi de özet olarak ifade etmek isterim.
Varl›¤›ndan, milli iradesinden k›smen dahi vazgeçebilen bir devlet, muhatap devletler karfl›s›nda hizmetkâr devlet olarak kabul
edilir. Art›k varl›k sözkonusu olamaz.
Siyasi iktidarlar›n bu konuda ve milli iradenin tecellisinde ve tezahüründe gösterece¤i basiret, topluma de¤er veren demokratik siyasi rejimlerin yerleflmesi için millet deste¤ini sa¤lamas› ve
bu deste¤i devaml› yan›nda ve arkas›nda hissetmesi gerekir.
‹flte üniter devlet yap›s›na uygun olarak örgütlenen toplum hukuki bir ehliyete sahip olur ve milli menfaatleri korumakla yükümlü hale gelir.
Devlet, insan›n mensubiyetini belirleyen bu hukuki münasebetle
onun varl›¤›n› ve insan onuruna yarafl›r flekilde yaflamas›n› sa¤-
‹nsanlar›n bir arada yaflama özelli¤i, sahip olduklar› “sosyal duy16
MAKALE
gu” bir anlamda “sosyal kaderdir”. Çünkü toplumu meydana getiren insanlar aras›nda mevcut kültür birli¤i, kan birli¤i, dil, din
birli¤i, vatan birli¤i gibi temel ba¤lar, “ BÜTÜNLÜK DUYGUSUNA”dönüflür.
mas›nda yararl› olaca¤›n› düflündüklerimi aç›klamak istiyorum.
Milletleraras› politika alan›nda çeflitli devletler, çeflitli iktidarlar,
çeflitli güçler rol sahibidir. Ve bunlar›n hayranlar› ve sempatizanlar›, gücün alan›n› geniflletmektedir.
Toplumdaki bu unsurlar, ORTAKLAfiA düflünmeyi, birlikte hareket etmeyi ve davranmay›, korunmay›, güç birli¤ini, GÜVEN duygusunu oluflturur ve toplum üyeleri aras›nda “birlik ve beraberlik” , “bir arada yaflama” duygusuna yer verir. Hiç flüphesiz bu
ortak duygu ve inan›fl›n, toplumun her katman›nda yer almas›
gerekir. Demokratik siyasal sistemler; topluma de¤er veren,
onun mutlulu¤una çal›flan milli iradenin tecellisi sonucu gerçekleflen rejimlerdir.
Bütün devletler ile büyük devletler birbirleriyle uluslararas› güçlerini aflacak derecede iktidara, prestije, hatta de¤iflik imtiyazlara ulaflmak için siyasi, iktisadi, askeri alanlarda mücadeleye girerler. Bu mücadele türlerini, tarihi aç›dan de¤erlendirmek gerekirse kuvvet politikas›, denge politikas›, hammadde ve enerji
kaynaklar› ve para politikas›, tarafs›zl›k, evrensel de¤erlerin kabulü ile insan haklar›na ait ihlallerin önlenmesi flekillerinde görünmektedir.
Bu davran›fl biçimleri dikkate al›n›rsa, milletleraras› siyaset, devlet politikalar›n›n karfl›l›kl› etkileme hareketleri oldu¤unu görürüz. Bu da kendisini; bar›flç›, yahut gerginlik, zorlama, iflbirli¤i,
rekabet, teknoloji transferi ya da savafl fleklinde ortaya ç›kar›r.
Siyasal iktidarlar arkalar›nda millet deste¤ini buldukça baflar›l›
olurlar. Milletin deste¤ine tek bafl›na seçimlerde sa¤lanan oy
yüzdesiyle sahip olmak yeterli de¤ildir, devlet yap›s›n› oluflturan
temel kurum ve kurulufllar›n millet deste¤i içinde yer alan güçlerle bütünleflmek gerekir. Bu birlik, bir ruh olarak varl›k kazan›rsa, millet deste¤ini parçal› halden veya farkl›laflmaya müsait olmaktan korumak, kurtarmak gerekir.
Ülkemizin iç ve d›fl siyaset alan›nda muhatap devletlerle, kurumlar aras›ndaki görüflmelerde; milli egemenlik ile milli amaç ve hedeflerle, milli menfaatini hiçbir flekilde zaafa u¤ratmayacak bir
siyasetin uygulanmas› tehlikelerden uzak tutulmas› gerekir. Bunun için gündemdeki siyasi olay›n yap›s›n›, amac›n›, etkisini, sadece resmi belge ve konuflmalara, antlaflmalara bakarak de¤erlendirmek yeterli olmamal›d›r. Bu beyan ve konuflmalar›n gerisindeki gayri resmi kurulufl ve kuvvetleri, dernekleri, vak›flar›, enstitüleri vesair kurulufllar›, dinamikleri ve bunlar›n iflleyiflleriyle kaynaklar›n›, birbirleriyle ve devletimizin siyasi muhataplar›yla iliflkileri incelenmeden isabetli kararlara ulaflmak çok güç olabilece¤i gibi, gelece¤i ipotek alt›na alan faaliyetlere ve anlaflmalara gerekçe oluflturur. Muhataplarla olan tarihimiz ihmal edilmemelidir.
Milletimizin varl›¤›, uluslararas› münasebetlerde tam ba¤›ms›zl›kla de¤er kazan›r. Dünya siyasetinde ve konserinde yerini al›r.
Siyasi ba¤›ms›zl›k, devletinin varl›¤›n› ve gelece¤ini güven alt›na
almay› hedefler.
Bu da, devletin varl›¤›n› temin eden ekonomik, siyasi, kültürel, iç
ve d›fl yerli ve yabanc› y›k›c› ortaklara karfl› koyan askeri güçleriyle kolluk kuvvetleriyle bir ruh bütünlü¤ü, ortak inanç ve ortak
iradeyle mümkün olur.
Milli deste¤in sa¤lanmas› da, milli hedeflerin milletçe benimsenmesine ba¤l›d›r. Siyasal toplum örne¤i olan devletin, milli varl›kla ilgili en önemli gözlemlerinden biri ülkenin yani vatan›n herfleye ra¤men varl›¤›n› ve bütünlü¤ünü sa¤lama, korumakt›r.
Siyaset alan›nda karfl›m›zda rol alan yabanc› devletlerden farkl›
bir dine sahip olmam›z milletleraras› menfaatlerimizin, egemenli¤imizin korunmas›nda ve savunulmas›nda yeterli destek, ya da
samimi ve devaml› iflbirli¤i imkan›n› çok fazla daraltmakta, s›n›rlamaktad›r.
Devlet bütünlü¤ü genel olarak siyasi bütünlük fleklinde ifade edilen bir kavramd›r.
Ülkemiz, jeopolitik ve jeostratejik öneminden dolay› devaml› bir
tehdit alt›nda tutulmaktad›r.
Bu bütünlük, müflterek ülkü ve müflterek varl›k kazan›r. Dünya
devletleri karfl›s›nda bu varl›¤›n korunmas› ve güven içinde sürdürülmesi her türlü tart›flman›n d›fl›ndad›r. Bundan hiçbir zamanve hiçbir flekilde, dünya siyaseti içinde dahi yer almak amac›yla bile olsa siyasal olaylar, çok de¤iflik ilmi disiplinlerin konusuna giren, iç içe girmifl olaylard›r. Evrensel bir dili olmamas›na
mukabil, menfaatler çat›flmas›n›n aç›k veya örtülü mücadele alan›n›n s›n›rlar› içinde oluflur.
Örnekleri ço¤altmak mümkündür. Olumlu ve süreklili¤i olan kararlar ve antlaflmalar için, en önemli çarelerden biri; toplumun
her kesim ve kesitini tehditler konusunda fluurland›rmak, gerçeklerle donan›ml› ve her türlü yabanc› propagandaya karfl› güçlendirmek, kitleleri flafl›rtmak, düflündürmek ya da takdir etmek
için kullan›lan her türlü reklamlara karfl› direnifl sa¤lamak, fleklinde ifade edilebilir.
Üniter devletin en etkili ve sa¤lam örne¤ini teflkil eden Devletimizin milli egemenlik ve milli hedef ve menfaatlerinin uluslararas› münasebetlerde korunmas›na temel al›nabilecek siyasi davran›fl›n izah›n› ve Devletimizin mutlak korunmas›nda dikkate al›n-
‹kinci bir yol da; milletleraras› iliflkilerin zararl› hale dönüfltürüldü¤ü aflamalarda, mukabele esas›n›n hep faydal› olaca¤› düflünülmekte; cayd›r›c›, ya da sona erdirici yararlar sa¤lad›¤› kabul
görmektedir.
17
7. Bahar fienli¤i 17-18 May›s tarihlerinde
Üniversitemizin kampusunda yap›ld›.
Üniversitemizin gelenekselleflen ve her y›l büyük bir baflar›
ile organize etti¤i bahar flenli¤i etkinli¤i pek
çok konu¤a ev sahipli¤i yapt›. Önceki y›llarda oldu¤u gibi iki sahnede ve konferans salonlar›nda düzenlenen etkinlikler kat›l›mc›lar›n gönüllerince e¤lenmesine olanak sa¤lad›.
fienlik program›nda profesyonel sanatç›lar›n konserleri, söylefli ve ö¤renci kulüp etkinlikleri yer ald›. Çeflitli amatör müzik gruplar›n›n gün boyu gerçeklefltirdikleri performaslar,
kat›lanlara e¤lenceli saatler yaflatt›.
Sektöründe öncü firmalar›n sponsor olarak destek verdi¤i
flenli¤e, baz› firmalar da standlar› ile kat›ld›lar. fienli¤in, ö¤rencilerimiz, idari ve akademik personelin
yan› s›ra halka aç›k olmas› nedeniyle Üniversitemize gelen pek çok Ankaral› gönüllerince e¤lenme imkan› buldu.
fienli¤in ilk günü At›l›m Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Abdürrahim Özgeno¤lu’nun aç›l›fl konuflmas›yla bafllad›, halk danslar› gösterisi ve eflli danslar›n ard›ndan Do¤a Sporlar› Kulübü’nün gösterisiyle devam etti.
Etkinlik çerçevesinde Can Acar ve Müzik Grubu,
Grup L’al ve Duygu Köksal, Gurup Yobaz ve Grup Trini’nin konserleri kat›l›mc›lara hofl anlar yaflatt›. Lal
Ba¤lama Dörtlüsü’nün Seyhan Cengiz Turhan Konferans Salonu’nda gerçeklefltirdi¤i konser büyük be¤eniyle karfl›land›.
fienlik alan›nda yer alan Ankara Sosyete’nin platformunda ise DJ performanslar› akflam konserleri öncesine kadar devam etti.
fienlikte konser programlar›n›n yan› s›ra sevilen sanatç› Özgün, konser öncesi ‹flletme Fakültesi Seyhan Cengiz Turhan Konferans Salonu’nda ö¤rencilerimizle bir araya gelerek söylefli yapt›. Ö¤rencilerin sorular›n› cevaplayan Özgün, söyleflinin ard›ndan ö¤rencilerimizle birlikte foto¤raf çekilerek imza
da¤›tt›.
Günün ilerleyen saatlerinde havan›n kararmaya bafllamas› ile flenlik alan› gittikçe kalabal›klaflmaya bafllad›. Akflam saatlerinde Üniversitemizin spor koordinatörlü¤ü ve ö¤rencilerimizin oluflturdu¤u step grubunun yapt›¤› gösteri be¤eniyle izlendi.
Saat 21:00’de Özgün’ün sahneye ç›kmas›yla flenlik
daha çoflkulu bir hale dönüfltü. Kendi flark›lar›n›n yan› s›ra son günlerin sevilen popüler flark›lar›n› da seslendiren genç sanatç› Özgün, ö¤renci ve misafirlerimize unutulmaz bir akflam yaflatt›.
Bahar fienli¤i’nin ikinci gününde ise kampüsümüz erken saatlerde misafirlerini ve ö¤rencilerini a¤›rlama-
ya bafllad›. fienli¤in gündüz etkinlikleri ünlü sanatç›
Nur Yoldafl ve Kent Orkestras›’n›n sahne almas› ile bafllad›. Nur Yoldafl ve Kent Orkestras›, izleyicilerin de hep bir
a¤›zdan efllik etti¤i harika bir
müzik dinletisi gerçeklefltirdi.
Ard›ndan sahne alan Ankara’n›n
genç gruplar›ndan Grup Stres’le
coflan gençler, e¤lenceye doydu.
Kampus alan›nda DJ’lerin sergiledikleri performans yeflil alandaki
gençlerin e¤lencesine kesintisiz renk
katt›.
Akflam Sertab Erener konserinden
önce heyecan doruktayd›. Binlerce
kifli sahne önünde çoktan yerlerini
alm›flt›. Saat 21:00’i gösterdi¤inde
ise muhteflem ve büyüleyici sesi
ile Sertab Erener sahnedeydi. Dj
Murat Uncuo¤lu ve Dj Aytekin
Kurt eflli¤inde sevilen flark›lar›n›
yeni bir yorumla seslendiren
Sertab Erener, dinleyicilere harika bir gece yaflatt›.
Eflsiz görüntülere sahne olan 7. Bahar fienli¤i, gecenin sonunda gerçeklefltirilen muhteflem havai fiflek gösterisiyle sona erdi.
19
RÖPORTAJ
ÖZGÜN
Baflar›n›n bir ömür boyu sürece¤ini düflünüp gerekli çal›flma yap›lmaz, altyap› stabil bir flekle oturtulmazsa baflar›s›zl›k kaç›n›lmaz olur.
Türk popunun genel bir de¤erlendirmesini yapacak olursak siz nerede duruyorsunuz?
Türk popu de¤iflik bir yola do¤ru gidiyor. Tüm dünyada oldu¤u
gibi Türkiye’de de R&B ak›m› var. Herkes albümüne R&B bir flark› koymaya çal›fl›yor. Bunun yan›nda bence yükseliflte olan alternatif grup ve rock gruplar›. Bir de kendi tarzlar›n› oturtmaya
çal›flan, pop söyleyen ama içinde rock, R&B ö¤eleri tafl›yan, genifl yelpazede albümler var. Benim ilk albümümde oldu¤u gibi
ikincisi de böyle albümlerden biri. Tek tarz de¤il, yelpazesi genifl
bir albüm. Ben de yavafl yavafl kendi tarz›m› oluflturmaya çal›fl›yorum.
Elveda albümü ile h›zl› bir ç›k›fl yakalad›n›z. Baflar›n›z› devam ettirmek; daha da art›rmak için ne gibi çal›flmalar
içerisindesiniz?
‹kinci albüm için ekibimizi koruduk ve destek için ‹skender Paydafl’›n prodüktörlü¤ünü ald›k. Uzun y›llar›n birikimine ait flark›lar›m›z› ve sözlerini çok ince eleyip s›k dokuduk. ‹sa Gülümser ile
birlikte daha planl› ve disiplinli bir çal›flma sistemi gelifltirdik. ilk
albümümüzden çok daha iyi oldu¤una inand›¤›m›z, uzun y›llard›r
dinlemedi¤imiz kadar iyi bir albüm yapt›k.
Tek flark›- albümlük flark›c›lar var piyasada, siz bunu nas›l
de¤erlendiriyorsunuz?
Pek çok sebebi var. En büyük sebep ekonomik s›k›fl›kl›klar olabilir. ‹kinci albümü yapmak için gerekli finansörü ve yap›mc›y› bulam›yor olabilirler. fianslar› yaver gitmiyor olabilir ya da gerçekten altyap›lar› yeterli olmayabilir.
Klasik müzik e¤itimi ald›¤›n›z halde pop müzik yap›yorsunuz. E¤itiminizin müzik yaflam›n›z katk›lar› neler oldu?
Kendi tarz›n›zda çal›flmalar›n›z da olacak m›?
O farkl› bir platform, o nedenle böyle bir albüm yapmay› düflünmüyorum.
Türkiye’de sürekli albüm ç›k›yor ama
ikincisini ç›kartabilen pek az insan
olabiliyor.
Elton John ile gerçeklefltirmeyi
düflündü¤ünüz bir proje vard›,
biraz bahsedebir misiniz?
Evet ama Elton John’un konser
program› nedeni ile 2008 haziran›nda gerçekleflebilecek. Bu da daha iyi olacak, çünkü önemli bir insan
ben de kendimi haz›rlam›fl olaca¤›m; her fley oturmufl olacak.
Bir anda o baflar›y› yakalay›p hazmetmekle de alakal› bu. ‹lk baflar›n›n
bir ömür boyu sürece¤ini düflünüp
gerekli çal›flmay› yapmazlar, altyap›lar›n› stabil bir flekle oturtmazlarsa
baflar›s›zl›k kaç›n›lmaz olabilir.
20
Geçti¤imiz günlerde gerçeklefltirilen Eurovision fiark› Yar›flmas› sonuçlar› epey kafa kar›flt›rd›. Siz nas›l de¤erlendiriyorsunuz; kat›lacak olsayd›n›z
nas›l bir çal›flma içinde olurdunuz?
Kenan Do¤ulu’yu hem karakter hem de müzik tarz› ve çizdi¤i yol aç›s›ndan çok seviyorum. Eurovision tabi ki bambaflka bir fley, tamamen politik. Kenan’›n flark›s› 1
veya 2. olmal›yd›. Di¤erleri aras›nda da dikkatimi çeken baflka bir flark› olmad›.
Ankarada e¤itim gördünüz ama art›k ‹stanbul’das›n›z. Bu iki hayat› karfl›laflt›rabilir misiniz?
‹stanbul çok büyük bir flehir. Trafik büyük bir sorun ama Ankara’da da s›k›nt›l› bir
hale sokmufllar trafi¤i. Bir süredir gelmiyordum; iki üç ay sonra Ankara’ya döndü¤ümde hiçbir yeri bulamaz oldum. Alt ve üst geçitlerle flehre hiç girmeden bir yerlere ulafl›lan bir flehre dönmüfl Ankara. Ankara’n›n yeri bende baflka ama ‹stanbul
bambaflka bir flehir. Ama Avrupa’da Londra, Amerika’da New York müzi¤in
merkezi ise Türkiye’de müzik ‹stanbul’da.
D›flar› ç›kt›¤›n›zda gördü¤ünüz ilgiden s›k›ld›¤›n›z oluyor
mu?
Do¤ruyu söylemek gerekirse Özgün diye ba¤›r›p üzerime atlayan insanlar olmuyor. Zaten çok fazla d›flar› ç›km›yorum. Ev
hayat›n› daha çok seviyorum. Sürekli d›flar›da oldu¤umuz
için ç›kmamay› tercih ediyorum.
Bir de insan d›flar› ç›kt›¤›nda ekstra düzgün gözükmek zorunda hissediyor kendini. Aman saç›m, aman k›yafetim
diyorsunuz. O bask› yarat›yor insan›n üzerinde. Gerçi
al›flt›m art›k.
Magazin bas›n›nda çok yer alm›yorsunuz. Sebebi nedir?
Benim özel hayat›mda magazinin ilgisini çekecek herhangi bir unsur olmad›¤› için yer alm›yorum. Onlara malzeme verecek de de¤ilim. Röportaj yap›yoruz, yay›nlam›yorlar. Ya birine bir laf söylemeniz gerekiyor ya sansasyonel bir sevgili bulman›z ya da bir gece bir yerde bir
olay ç›kartman›z gerekiyor. Ben böyle davran›fllar sergileyecek biri de¤ilim bu nedenle de onlar›n ilgisini çekecek
bir adam olmuyorum.
7. bahar flenli¤imize kat›larak bizi onurland›rd›n›z.
Üniversitemiz hakk›ndaki izlenimleriniz neler oldu?
‹lk geliflim üniversitenize, ö¤leden sonra ö¤rencilerinizle bir
söylefli yapt›k. Genelde zor geçer üniversitelerdeki söylefliler
ama ö¤rencileriniz çok yak›n davrand›lar bana. Çok da güzel bir
üniversite, zaman geçtikçe daha da güzel olacak .
Bu gece de çok güzel olacak. Umar›m konuklar›n ak›llar›nda iyi
an›lar b›rakarak ayr›l›r›m buradan.
21
MAKALE
‹LETKEN VE PLAST‹K
BUKALEMUNLAR
malar›na ve kendisine olan inanc› O’na 1953 y›l›nda Nobel Kimya
Ödülü’nü getirecekti. Daha sonra 1935 y›l›nda Wallace Carothers’un
naylonu bulunmas› ve Ziegler-Natta taraf›ndan bulunan katalizör ile
düzenli polimerlerin elde edilmesi ile polimer dünyas›nda büyük bir
devrim yafland› ve bu iki çal›flma da Nobel’le taçland›r›ld›.. Ve dördüncü jenerasyon dedi¤imiz iletken polimerler ile bu alandaki çal›flmalar›ndan dolay› Alan J. Heeger, Alan G. MacDiarmid ve Hideki Shirakawa 2000 y›l›n›n kimya Nobel ödülünü almaya hak kazand›lar.
Yrd. Doç. Dr. Atilla Cihaner
At›l›m Üniversitesi
Mühendislik Fakültesi
Kimya Grubu
‹sterseniz iletken polimerlerin günümüzdeki kullan›m alanlar›ndan
ve gelecekte vadettiklerinden bahsetmeden önce polimerlerin temel bitak›m özelliklerden bahsedelim. Latince “poly” kelimesi
“çok”, “birçok”, “mer” ise “birim”, “ünite” anlam›na gelir. Bu durumda “polymer” kelimesi “çok birim” olarak çevirilebilinir. Polimer
bir ipe dizilmifl birbirinin benzeri boncuklar veya birçok zincir halkas›n›n bir araya gelerek oluflturduklar› uzun bir zincir olarak düflünülebilir. DNA buna güzel bir örnektir ve insano¤lu bunun ete kemi¤e
bürünmüfl canl› bir örne¤idir. Genel anlam›yla polimerler bükülebilen, korozyona u¤ramayan, hafif a¤›rl›kta ve elektri¤i iletmeyen
plastikler olarak da tarif edilir. Günlük hayat›m›zda bu tür malzemeleri eldivenden merdivene her yerde kullan›r›z. ‹flte polimerin kendisi ile özdeflleflen yal›tkanl›k özelli¤ini de¤ifltirince ilk bak›flta pek
inand›r›c› olmayan ama say›s›z kullan›m alan› bulabilen iletken polimerler ile karfl›lafl›r›z.
Bilim tarihine bakt›¤›m›zda akl›m›zda kalanlar biraz da bizi güldüren
hikayelerdir. Bu hikayelerin tek bir amac› vard›r, o da genifl kitlelere
seslenebilmektir. Ço¤umuz bilimle ilgilenmesek de sa¤dan soldan
bu hikayelerden birkaç›n› duymufluzdur. Arflimed’in “Eureka!” (Dor
lehçesinde “Buldum!”) diye hayk›rarak kendisini hamamdan anadan
do¤ma, s›r›ls›klam sokaklara atmas› ve hidrostatik ilkesini, Newton’un kafas›na düflen elma ve sonras›nda yerçekimi kuvvetini bulmas› (ki o zamanlar gezegenler aras›ndaki çekimden bahsederken
dünyadaki yerçekiminin fark›nda olmamak pek inand›r›c› gelmiyor)
veya zaman›nda fizi¤in babas› say›lan Rutherford’un ö¤rencisini bir
nevi bafl›ndan savmak için verdi¤i bir deneyde alfa parçac›klar›n›n
platin levhaya çarparken 90o’den daha genifl bir aç›yla sapt›klar›n›
gördükten sonra tepkisini: “Hayat›mda bafl›ma gelen en inan›lmaz
olayd› bu. Bir pelur ka¤›d›na açt›¤›n›z top ateflinde 15 inçlik bir merminin geri dönüp surat›n›za çarpmas› kadar inan›lmazd›.” fleklinde
belirtmesi bu hikayelerden sadece birkaç›d›r. Bu arada radyoaktiflikle ilgili çal›flmalar› Rutherford’a 1908’de Nobel Kimya Ödülü’nü
getirdi¤inde kimyaya olan sevgisini (!) “ Çok beklenmedik bir fley bu.
Üstelik, metamorfoz geçirerek bir kimyac› haline gelmekten epeyce
ürküyorum” demekten de geri kalmam›flt›r. Bu ve buna benzer hikayeler o kadar çoktur ki bir an flunu düflünebilirsiniz, bu sakarl›klar ve
de tesadüfler olmasayd› bu biliminsanlar›n›n hali ne olurdu? ‹flin flakas› bir yana hakk›n› vermeliyiz ki bilimde flans hakedene gülüyor.
‹letken polimerler kimyasal veya elektrokimyasal yöntemlerle sentezlenebilirler. Kimyasal yöntemde tetikleyici bir madde monomerleri bir zincir halkas› gibi aç›p bir sonraki halkaya kapanmas›n› sa¤lar. Elektrokimyasal yöntemde ise bu tetikleyici maddenin yerini bir
potansiyel veya ak›m de¤eri al›r. ‹letken polimerleri genel olarak bildi¤imiz yal›tkan polimerlerden ay›ran temel özellik, s›rayla de¤iflen
tek ve çift ba¤lardan oluflan zincirlere sahip olmas›d›r. Zincir üzerindeki elektron fazlal›¤› veya eksikli¤i “boflluk” tüm zincir boyunca
küçük bir gerilimle domino tafllar›n›n birbiri üzerine devrilmesi misali hareket ederek polimere iletkenlik özelli¤ini kazand›r›r.
‹letken polimerleri metallerden ay›ran en önemli özellik ise bu tür
malzemelerin iletkenlik de¤erine sizin karar vermenizdir. ‹letkenlik
de¤erini istedi¤iniz de¤erde tutup, tekrar bu de¤erle oynay›p yeni
bir iletkenlik de¤eri elde edebilirsiniz. Örne¤in iletken polimerler
için ilk jenerasyon dedi¤imiz, 10-4 S/cm iletkenlik de¤erine sahip
poliasetilen filmlerinin brom, klor ve iyot buharlar›yla afl›lanmas› sonucu, bu filmlerin iletkenlikleri 109 kat art›r›labilir ki bu afl›lanma
Bu hikayelerden birisi de 1976’l› y›llarda bir deney s›ras›nda kullanmas› gereken madde miktar›n›n 1000 kat›n› kullanmak gibi bir gaflette bulunan ö¤rencinin flu an ve de ileride kendisinden çok fleyin
beklendi¤i bir keflfe ön ayak olmas›yd›; iletken polimerlerin keflfi.
1920’lerin sonunda Hermann Staundinger’in makromoleküllerin varl›¤›n› bilim camias›na kabul ettirmesi pek kolay olmam›flt› ama çal›fl22
BA’n›n 2005 Y›l› Seçkin Bilimci Ödülü’ne lay›k görülen ve talihsiz bir
kaza sonucu yitirdi¤imiz Yrd. Doç. Dr. Gürsel Sönmez, elektrokromik polimerlerde yeflil rengin keflfi ile üç ana rengin (k›rm›z›, yeflil
ve mavi, RGB) tamamlanmas›n› sa¤lad›. Böylece küçük potansiyel
de¤iflimleri ile bu üç ana renkteki polimerin uygun flartlarda kar›flt›r›lmas› binlerce hatta milyonlarca farkl› renk tonunun elde edilmesini mümkün hale getirdi. Sönmez’in bu polimerlerin farkl› teknolojilerde kullan›m› konusundaki aç›klamalar› flu flekilde:
miktar› artt›kça 1012 gibi de¤erlere kadar da ulafl›labilir. Yayg›n
olarak günlük hayatta kulland›¤›m›z bak›r›n iletkenli¤ine (108 S/cm
civar›ndad›r) çok yak›n olan bu malzeme hava ortam›nda çabuk bozuldu¤undan, çal›flmalar ikinci jenerasyon iletken polimerlerin sentezine kaym›fl ve bu çal›flmalarda özellikle polipirol, politiyofen, polianilin, polifloren ve benzeri polimerler sentezlenmifltir (fiekil 1).
Örne¤in politiyofen her ne kadar iletkenlik de¤eri olarak (10-200
S/cm) poliasetilenin iletkenlik de¤erine ulaflamam›fl olsa da hava
ortam›nda oldukça dayan›kl› ve kararl› bir davran›m gösterir. Ne var
ki her iki jenerasyonda ortak problem bu tür malzemelerin çözünmemeleri ve bundan dolay› da endüstride kullan›m alanlar›n›n s›n›rl› olmas›d›r. Bunun üzerine üçüncü jenerasyon dedi¤imiz kararl›,
iletken ve çözünür polimerler elde edilmifltir. Malzemenin gerek
akademik gerekse endüstride kullan›m alan› böylece artm›flt›r.
“Bu teknoloji flu andaki hali ile reklam panolar›nda ve saniyenin onda
birinin (0.1 saniye) üzerindeki bir sürede renk de¤iflimine ihtiyaç duyulan bütün göstergelerde kullan›labilir. Çok basit olarak, bu polimerler elektronik cihazlar›n göstergelerinde kullan›labilece¤i gibi, duvarlar›n› bu malzeme ile kaplad›¤›n›z odan›z›n veya herhangi bir mobilyan›z›n rengini küçük voltaj de¤ifliklikleri ile renkten renge sokabilirsiniz. Ya da evinizin veya araban›z›n camlar›n› bu tür malzemeler ile
kaplayarak güneflli havalarda cam› karart›p, kapal› havalarda rengini
açarak ›s›tma ve so¤utma ifllemleri için enerji tasarrufu sa¤layan ak›ll› camlar üretebilir veya arabalar›n dikiz aynalar›n›n karar›p-aç›lmas›
ile gece sürüfllerinde arkadaki araban›n farlar›ndan rahats›z olmadan
keyifli sürüfl sa¤layabilirsiniz.”
fiekil 2. Her ortama göre renk de¤ifltiren bukalemun kamuflajlar
Do¤ay› taklit etmeyi seven insano¤lunun elinde bu malzemeler bir
oyuncak hamuru olup bukalemunculuk bile oynanabilir. Özellikle
savunma ve askeri alanda kullan›lmas› düflünülen bu teknolojide
iletken polimerlerle kaplanm›fl bir k›yafet veya kamuflaj ortama uygun olarak renk de¤ifltirecektir (fiekil 2). Bu da bulundu¤unuz ortamda kolayl›kla kamufle edilmenizi sa¤layacakt›r. Halihaz›rda kullan›m alan› buldu¤u bir di¤er alan ise radara yakalanmayan araçlard›r. Radarda gönderilen sinyalin bir nesneye çarpt›ktan sonra yans›yan k›sm›n›n tekrar ölçülmesi o nesnenin yerinin belirlenmesini
olanakl› k›larken bu malzemeler ile kapl› bir uçakta veya tankta radar sinyalleri gönderdi¤inizde bu polimer radar sinyallerini absorbe
edecek ve böylece geri yans›yan bir sinyal olmad›¤›ndan sanki ortamda hiçbir fley yokmufl izlenimi verecektir. Polimerik ›fl›k yay›c›
diodlar (polymer light emitting diode, PLED) olarak kullan›ma sunulan bu yeni teknolojik malzemeler sayesinde ise parlak renkler elde
edilebilmektedir (fiekil 3). Ampul gibi ›fl›k veren, esnek, hafif ve de
çok ince (bir saç telinin yüzde biri kadar) olan bu malzemeler flimdiden birçok kullan›m alan› için (özellikle ayd›nlatma sektörü) potansiyel malzemeler olacakt›r. Hali haz›rda bugün kulland›¤›m›z ve
çevreyi kirleten malzemeler (a¤›r metaller ve gazlar) yerine kullan›labileceklerdir. Yine ayn› flekilde gece yolculu¤unda araban›n etraf›na yerlefltirilen PLED ile yolculukta farkedilebilirli¤iniz artaca¤› gibi bu malzemelerin yak›n gelecekte televizyon ve dizüstü bilgisayar
ekranlar›nda da kullan›m› mümkün olacakt›r. Geçti¤imiz 2007 y›l›
may›s ay›nda Sony firmas› taraf›ndan üretilen LED ekran› bu gele-
fiekil 1. Yayg›n olarak kullan›lan iletken polimerler
Ak›ll› polimerler s›n›f›nda da yer bulan iletken polimerler ortamda
bir de¤ifliklik oldu¤u zaman tersinir olarak uyar›ya cevap verirler.
‹yonik ortam farkl›l›¤›, pH de¤iflikli¤i, ›fl›k fliddeti, kimyasal maddeler ve s›cakl›k ortamdaki de¤iflikli¤e örnek olarak verilebilir. Bu tür
de¤iflikliklere verdikleri cevaplar genelde iletkenlik de¤erlerindeki
veya fiziksel görünümlerindeki de¤iflikliklerdir (renk de¤iflimleri veya fliflme-büzülme). Endüstrinin ihtiyaç duydu¤u sa¤laml›k, hafiflik,
esneklik, renk ve iletkenli¤e sahip bu malzemeler günümüzde yüksek teknoloji malzemeleri olarak kullan›lmaktad›r. Gelecek vadeden en önemli uygulama alanlar›ndan birisi elektrokromik özellikleridir. ‹letken polimerlere verilen farkl› gerilimlerde farkl› renklere sahip malzemeler elde edilebilinir. Bu renk farkl›l›¤› bir polimer için üç
dört renkten de fazla olabilir. fiu an bu malzemeler renk de¤ifltiren
ak›ll› camlar olarak kullan›m alan› bulmufltur. Gün ›fl›¤›ndan rahats›z oldu¤unuz vakit perde kullanmaks›z›n gün ›fl›¤›n›n bulundu¤unuz
mekana girmemesini uygulayaca¤›n›z küçük bir potansiyel ile cam›n›z›n rengini de¤ifltirerek sa¤layabilirsiniz. Bu renk seçimi tamamen
kullan›c›n›n zevkine kalm›flt›r. Yolculuk s›ras›nda sizi daha iyi görmeleri için veya can›n›z s›k›l›p da araban›z›n rengini de¤ifltirmek istedi¤iniz zaman yine bu polimerler yard›m›n›za koflabilir.
Elektrokromik uygulamalarda k›rm›z› ve mavi renge sahip bir çok
iletken polimer var iken seride eksik kalan tek renk yeflildi. TÜ23
fiekil 5. Elektoaktif polimerlerden yap›lm›fl bir deniz y›ld›z›.
gelece¤in arabalar› olarak gösterilen hibrit arabalarda kullan›lan bu
teknoloji yak›t tüketimini yar› yar›ya azaltmaktad›r. Ayr›ca elektromanyetik perdeleme özelliklerinden dolay› y›ll›k olarak elektronik
cihazlarda meydana gelen 15 milyar dolarl›k bir kay›b›n önüne de
geçilebilinecektir. Yine antistatik özellikleriyle yak›t ve benzeri patlay›c› malzemelerin bir yerden di¤er bir yere tafl›nmalar›nda oluflan
elektrostatik yük depolanmas› sonucu meydana gelecek olas› patlamalar›n önüne geçilcektir. Antikorozyon özellikleri ile bu malzemelerle kaplanan metaller art›k oksitlenmeycek ve art›k bundan
kaynakl› yenileme ifllemleri son bulacakt›r.
fiekil 3. Ifl›k veren, esnek, hafif ve de çok ince PLED ekranlar›.
ce¤e ne kadar yak›n oldu¤umuzu göstermifltir (fiekil 3).
63x63x0.25 mm ebatlar›nda olan bu ka¤›t misali ekranlar› gelecekte bir bilezik gibi kolumuzda tafl›yabilece¤imiz gibi giydi¤imiz k›yafetleri de bir ekran olarak kullanabilece¤iz. Hatta bunun üzerine günümüzde yap›lan çal›flmalar, radara yakalanmad›¤› gibi gözle de görülemeyen askeri araçlar›n yap›lmas›n› olanakl› k›lm›flt›r. Prensipte
nesnenin bir yüzeyine yerlefltirilen kamera, bir di¤er yüzeyinde bulunan malzemeyi ekran olarak kullanarak bu ekrana çektiklerini görüntü olarak aktar›r. Böylece izleyici sanki orda herhangi bir nesne
yokmufl gibi alg›lar. Bu gerçekleflti¤inde sokakta karfl›laflmak istemedi¤iniz kiflilere karfl› k›yafetinizin bu özelli¤ini devreye sokabileceksiniz. (fiekil 4)
Bu malzemelerin bu uygulamalar d›fl›nda bir baflka uygulama alan›
da otomotiv sektörüdür. fiu an sektörde kullan›lan iletken polimerler hava-yak›t kar›fl›m›n› motorun gereklerine göre en az kirlenme
ama maksimum etkinlikte ayarlayabilir. Polimerlerin otomobilin a¤›r
aksamlar› yerine kullan›lmas› ve iletken polimerlerin elektronik devrelerin ve bataryalar›n yerini almas›yla beraber ileriki tarihlerde otomobillerin a¤›rl›klar› çok azalaca¤› gibi otomobilinizin arkas›na park
etmifl bir di¤er otomobili elinizle itekleyerek bu s›k›nt›n›n da üstesinden gelmek mümkün olacakt›r.
Makro ve de nano büyüklükte üretildikleri zaman iletkenliklerinden
pek de birfley kaybetmeyen, s›rada süper iletkenler olarak kullan›lmay› bekleyen bu mucizevi malzemeler günümüzde büyük bütçeli
birçok projenin çal›flma konusu olmufltur ve olmaya da devam edecektir. Bir sakarl›k sonucu bulunan ve ›srarl› bir inceleme sonucu
hayat›m›za giren bu malzemeler hala yeni kullan›m alanlar› için sizi
bekliyor.
fiekil 4. Görünmezlik art›k hayal de¤il.
Son y›llarda iletken polimerlerin gelecek vadeden kullan›m alanlar›ndan biri de yapay kas, organ ve biyo-sensör olarak kullan›lmalar›d›r (fiekil 5). Daha önceleri kalp pili olarak kullan›lan bu malzemelerin özelli¤i tersinir olarak vermifl olduklar› kas benzeri gerilme ve
rahatlama hareketleridir. Bu polimerler t›pta ortapedik ayakkab›lar
ve yataklar›n üretiminde ve gözlerinizi zararl› günefl ›fl›klar›ndan koruyacak gözlüklerinde yap›m›nda kullan›lmaktad›r. Giydi¤iniz k›yafetlerin s›cakl›¤a ba¤l› olarak farkl› fiziksel yap›lara bürünmesi de
olas› olacakt›r; s›cak havalarda serin bir ortam sa¤larken so¤uk havalarda s›cak bir k›yafete dönüflmeleri mümkün olacakt›r. Ayn› flekilde vücuda hap ile beraber al›nan iletken polimer kapsülleri sayesinde vücudun ihtiyac› oldu¤u kadar ilaç sal›n›m› sa¤lanacakt›r.
Nice nice sakarl›klara ve tesadüflere...
KAYNAK
1. “Arflimed’in Hamam›” Sven Ortoli ve Nicolas Witkowski, Yap› Kredi yay›nlar›, 2006.
2. “Büyü k Fizikçiler, Galileo’dan Hawking’e Büyük Hayatlar”, William H. Cropper, O¤lak Yay›nc›l›k ve Reklamc›l›k Ltd. fiti, 2004.
3. “Semiconducting and Matallic Polymers: The Fourth Generation of Polymeric Materials (Nobel Lecture)”, Alan J. Heeger, Angew. Chem. Int. Ed., 2001,
45, 2591-2611.
4. http://www.tuba.gov.tr (Yrd. Doç. Dr. Gürsel Sönmez’in Makalesi Chemical
Communications’a Kapak Oldu)
5. http://blog.scifi.com (Sony shows off flexible full-color OLED screen)
6. http://virtualskies.arc.nasa.gov (Electroactive Polymers 2: Ionic and Conductive Polymers)
7. http://beverlytang.com/materials/
8. http://www.ntu.edu.sg/home/asjma/Soldier2.htm.
9. http://www.oled-display.net
10. http://www.thewebfairy.com (Cloaking technology)
Bu malzemelerin enerji depolama amaçl› olarak süperkapasitörlerde kullan›lmas› ile beraber bu kapasitörlerin depolama kapasitelerini 100 kattan daha fazla art›rabilmek mümkün olmufltur. Süperkapasitörler tekrar doldurulabilir piller mant›¤›nda çal›flmakta fakat
onlardan daha çok tekrar doldurulabildikleri gibi enerjiyi depolama/boflaltma ifllemini de çok h›zl› yapabilmektedirler. Günümüzde
24
ETKİNLİK
II. ANKARA
MATEMAT‹K
GÜNLER‹
Ankara’daki üniversitelerin matematik bölüm baflkanlar› iki y›la yak›n bir süredir her ay düzenli olarak toplanarak matematikle ilgili ortak etkinliklere yönelik de¤erlendirmeler yapmaktad›rlar. Bu toplant›lar sonucu Ankara’daki tüm matematik bölümlerinin kat›l›m›yla ve
ilke olarak her y›l farkl› bir matematik bölümünün organizasyonuyla,
“Ankara Matematik Günleri” isimli bir toplant› düzenlenmesine karar
verilmifltir. Matemati¤in tüm çal›flma alanlar›n› içeren, genç matematikçileri yönlendirmeyi, teflvik etmeyi ve matematikçilerin çal›flmalar›n› anlatabilecekleri bir ortam›n oluflmas›n› sa¤lamay› amaçlayan bu sempozyumlarda iki tür sunum yap›lmas› düflünülmüfltür. Birinci tür sunumlar tecrübeli matematikçilerin yapt›¤› ça¤r›l› konuflmalar, ikinci tür sunumlar ise yapt›klar› araflt›rmalar› ve çal›flmalar›
sunmay› arzu eden, ço¤unlu¤unu gençlerin oluflturdu¤u matematikçilerin yapt›¤› konuflmalard›r.
Sempozyumlardan birincisi 2006 y›l›nda Gazi Üniversitesi Matematik Bölümü’nce düzenlenmifltir. Sempozyumlardan ikincisi, bu y›l,
At›l›m Üniversitesi 10. y›l kutlamalar› çerçevesinde olmak üzere, 1415 Haziran 2007 tarihlerinde At›l›m Üniversitesi Matematik Bölümü’nce “II. Ankara Matematik Günleri” sempozyumu olarak düzenlenmifltir. Toplam 40 bildirinin sunuldu¤u, aç›l›fl konuflmalar›n› At›l›m
Üniversitesi Rektörü Say›n Prof. Dr. Abdürrahim Özgeno¤lu, FenEdebiyat Fakültesi Dekan› Say›n Prof. Dr. Oya Batum Mentefle ve
Prof. Dr. Hüseyin fiirin Hüseyin’in yapt›¤› sempozyuma, Say›n Doç.
Dr. Mustafa Akgül (Ankara, Bilkent Üniversitesi), “Matematik- Bilgisayar ve Aç›k Kaynak Yaz›l›mlar”; Say›n Prof. Dr. Ayd›n Aytuna (‹stanbul, Sabanc› Üniversitesi), “Uysal Fréchet Uzaylar›”; Say›n Prof. Dr.
Elgiz Bayram (Ankara Üniversitesi), “Schrödinger Denklemlerinin
‹kinci Derece Demetlerinin Spektral Analizi” ve Say›n Doç. Dr. ‹lhan
‹keda (‹stanbul, Bilgi Üniversitesi), “Recent Advances in Langlands
Functoriality” bafll›kl› konuflmalar› ile ça¤r›l› konuflmac› olarak kat›lm›fllard›r. Ça¤r›l› konuflmalar›n tümü Üniversitemizin Seyhan Cengiz
Turhan Konferans Salonu’nda gerçeklefltirilmifl olup yaz› tahtas› kullan›larak yap›lan sunumlar kamera-bilgisayar-yans›t›c› kullan›larak
perdeye aktar›lm›flt›r.
Ça¤r›l› konuflmalar d›fl›nda yap›lan bildiri
sunumlar›, ilk gün 3,
ikinci gün 4 olmak
üzere toplam 7 efl zamanl› oturum olarak
Fen Edebiyat Fakültesi
FEF 223 ve FEF 233
s›n›flar›nda yap›lm›flt›r.
‹ki gün süren sempozyumda Ankara’dan 88, Ankara d›fl›ndan 19 olmak üzere 107 ö¤retim eleman› ve Ankara’dan 15, Ankara d›fl›ndan
3 olmak üzere 18 ö¤renci ile 1 uzman ve 1 mühendis olmak üzere
toplam 127 kat›l›mc› haz›r bulunmufltur. Kat›lanlar›n ünvanlar›na göre da¤›l›m›; 34 Prof. Dr, 10 Doç. Dr., 20 Yrd. Doç. Dr., 20 Ö¤r. Gör.
Dr., 23 Arafl. Gör., 10 Yüksek Lisans Ö¤rencisi, 8 Lisans Ö¤rencisi,
1 Uzman, ve 1 Mühendis.
Sempozyum bitiminde Fen Edebiyat Fakültesi önündeki bahçede
organize edilen sempozyumun veda kokteyli de kat›l›mc›lara üniversitemizin bir ikram› olarak organize edilmifltir. Sempozyuma kat›lanlar›n üniversitemize gelifl-gidifllerinde yard›mc› olmak üzere
her iki günde de, sabah 08:45’te Milli Kütüphane önünden At›l›m
Üniversitesi’ne, 18:15’te At›l›m Üniversitesi’nden flehre hareket
eden servisler konulmufltur. Kat›l›mc›lar ça¤r›l› konuflmalar› ve bildirileri dinlemifl olmaktan duyduklar›
memnuniyeti belirterek daha sonraki y›llarda yap›lacak olan
benzeri toplant›lara
da kat›lmaktan zevk
duyacaklar› söylemifllerdir.
25
GEZİ
Ankara
Tarih ve Kültür Gezisi
Üniversitemize 2007-2008 akademik y›-
sanlar›n merakl› bak›fllar› alt›nda yönü-
l›nda kay›tlar›n› yapt›ran Ankara ili d›fl›n-
müzü I. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne
dan gelen ö¤rencilerimize Ankara’n›n ta-
do¤ru çevirdik.
rihi ve kültürel yerlerini tan›tmak amac›
Yak›n tarihimize tan›kl›k etmifl, milli mü-
ile kültürel bir gezi düzenledik.
cadelenin en önemli yerlerinden olan I.
At›l›ml›lar olarak 21 Eylül sabah› Tunus
Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne güvenlik
Caddesi’ndeki durakta buluflarak
oto-
kontrolünden geçerek girdik. Bizlere
büslerle Ulus’ta bulunan Roma Hamam›
rehberlik eden Yrd. Doç. Dr. Reflat Öz-
kal›nt›lar›na do¤ru harekete geçtik.
türk’ün anlat›mlar› ile mekan›n bar›nd›rd›¤› tarihin ve milli mücadelenin kokusu
Havan›n güneflli ve serin olmas› böylesi
bir kültür gezisi için flartlar› daha uygun
duygusal anlar yaflamam›za neden oldu.
bir hale getirmiflti.
Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde me-
Ekibe baflkanl›k ve ayn› zamanda rehber-
deniyetlere kucak açm›fl Anadolu’nun
lik yapan ‹flletme fakültesi ö¤retim üyele-
bar›nd›rd›¤› güzellikleri hayranl›kla ince-
rimizden Yrd. Doç. Dr. Reflat Öztürk, ziya-
ledik. Ard›ndan Bak›rc›lar Çarfl›s›, Çukur
ret etti¤imiz yerler hakk›nda ayr›nt›l› bilgi-
Han ve Çengel Han’› gezdik.
ler verdi. Roma Hamam› Ankara’n›n Ulus
Kale içinde yedi¤imiz ö¤len yeme¤inin
gibi kalabal›k bir semtinde gizlenmifl, ta-
ard›ndan otobüslerimize binerek An›tka-
rih hakk›nda bilgiler bar›nd›ran bir yer ola-
bir’e do¤ru harekete geçtik. Ata’n›n hu-
rak haf›zalar›m›za kazand›.
zuruna ç›kt›ktan sonra An›tkabir Müze-
Ard›ndan yürüyerek ulaflt›¤›m›z Julian Sü-
si’ni gezdik. Devlet Mezarl›¤›n› ziyareti-
tunu’nu gizemleri ile bafl bafla b›rakarak,
mizin ard›ndan günün sonuna gelmifl,
Agustus Mabedi’ne do¤ru yolumuza de-
enerjimizin de büyük bölümünü tüket-
vam ettik. Agustus Mabedi, Hac› Bayram
mifltik. Ankara’n›n sahip oldu¤u di¤er
Camii ile s›rt s›rta vermifl, dinler aras›
de¤erleri baflka gezilerde görmek için
hoflgörü ve sayg›n›n en güzel simgesi ola-
Tunus Caddesi’ndeki dura¤›m›zda veda-
rak karfl›m›zda duruyordu. Çevredeki in-
laflarak ayr›ld›k.
26
EROL EVG‹N ‹LE
At›l›m Üniversitesi’nin kuruluflunun 10. y›l kutlamalar›
kapsam›nda düzenlenen konserde Erol Evgin,
konuklara muhteflem bir gece yaflatt›.
Üniversitemiz, kuruluflunun 10. y›l›n›, bir y›l süre ile düzenledi¤i pek
çok etkinlikle kutlad›. Bunlardan biri de 2007-2008 Akademik Y›l
Aç›l›fl Töreni çerçevesinde gerçeklefltirilen “Erol Evgin Konseri” oldu.
Haz›rl›klar›na günler öncesinden bafllanan konser, At›l›m Garden
havuz bafl›nda 350 seçkin davetlinin kat›ld›¤› unutulmaz bir geceye dönüfltü.
7 Eylül 2007 tarihinde Üniversitemizin yöneticileri, akademisyenlerimiz ve di¤er davetlilerimiz, eflleri ile beraber havan›n kararmas› ile yavafl yavafl konser alan›ndaki yerlerini almaya bafllad›lar. Konuklar, mum ›fl›¤› alt›nda haz›rlanan masalarda, Türk mutfa¤›ndan özenle seçilmifl bir menüden oluflan yemeklerini yediler. Yemek esnas›nda Grup
Trio’nun enstrümantal konseri de onlara
efllik etti.
Yeme¤in ard›ndan Rektör Prof. Dr. Abdurrahim Özgeno¤lu, konuflma yapmak
üzere kürsüye geldi. 10. y›l›n› kutlayan
Üniversitemizin, bu önemli gecesine kat›lanlara ve katk› sa¤layanlara teflekkür etti.
Gecenin ilerleyen saatlerinde, Türk Müzi¤inin efsane ismi Erol
Evgin, ›fl›k seli ve alk›flla ile birlikte sahnedeki yerini ald›. Bir
dönemin gençli¤inin gönlünde taht kurmufl flark›lar›n› dinleyicilerle beraber söylemeye bafllad›. Pek çok konu¤a “Ahh o günler”
dedirten Erol Evgin, flark›lar›yla oldu¤u kadar esprileri ile de unutulmaz bir gece yaflatt›. Kendi flark›lar›n›n yan› s›ra bir zamanlar›n unutulmaz sanatç›lar›n›n eserlerini onlar›n yorumlar› ile söyleyen Erol Evgin, gece boyunca cofltu, coflturdu.
Gecenin sonunda Erol Evgin ve konuklar
gökyüzünü ayd›nlatan havai fifleklerin alt›nda 10. Y›l Marfl›’n› büyük bir coflku ile
hep bir a¤›zdan söylediler.
Erol Evgin’e gecenin an›s›na düzenlenen
plaketin verilmesinin ard›ndan konser
sone erdi.
At›l›m Üniversitesi
Sivil Giriflim ve
Gönüllü Çal›flma
Programlar›
2007-2008 ders y›l› güz döneminde a¤›rl›kl› olarak gönüllü e¤itim çal›flmalar› yap›ld›. At›l›m Üniversitesi Ankara’n›n
dört bir yan›nda yürütülen aktivitelere gerekli malzemeleri ve ulafl›m› sa¤lad›.
E¤itim fiart
Üniversitemizin farkl› bölümlerinde ö¤renci olan gönüllülere aktivitelere kat›labilmeleri için bir ön e¤itim verildi. Bu
e¤itimde çocuklara yaklafl›m anlat›ld›, multimetre tan›t›ld›,
pil voltaj›n›n ölçümü ö¤retildi. Gönüllüler devre kurup, lehim yapt›lar. Bitirme projesi olarak at›k malzemeler ve
multiLED kullanarak “Çok Renkli Gece Lambas›” yapt›lar.
‹lkö¤retim Okulu Ö¤rencileriyle Elektronik Atölyesi
Geçen y›l oldu¤u gibi bu y›l da Türkiye E¤itim Gönüllüleri
Vakf› (TEGV) ile iflbirli¤i yap›ld› ve ilkö¤retim 5. s›n›f ö¤rencileriyle Elektronik Atölyesi çal›flmas› yap›ld›.
Anaokulu Ö¤rencileriyle M›knat›sl› Oyunlar
Alt› yafl anaokulu ö¤rencilerine yönelik “Okul Öncesinde
Çocuklarla Bilim” çal›flmas› kapsam›nda çocuklarla “M›knat›sl› Oyunlar” oynad›k. Günebakan Anaokulu, ANAÇEV
Dünya Bar›fl› Anaokulu, TEK ‹ncek ‹lkö¤retim Okulu Anas›n›f› ve Aykan Yuva’ya ikifler kez gidildi, gerekli malzemeler üniversitemiz taraf›ndan sa¤land›.
Çocuklarla Piknik
21 Ekim 2007 Pazar günü At›l›m Üniversitesi’nin ‹ncek’teki yerleflkesinde Atatürk Çocuk Yuvas›’ndan gelen çocuklarla piknik yap›lmas› planlanm›flt›. Hava ya¤murlu olunca
B plan› uyguland› ve kapal› ortamda parti düzenlendi.
At›l›m Üniversitesi’nin gönüllü ö¤rencileri çocuklara hediyeler (uzun kollu tiflört, k›rtasiye seti, toka, ay y›ld›zl› flifl28
me balon) verdiler, oyunlar oynad›lar, dans ettiler, yorulunca sohbet ettiler, s›ra e¤lenceli bilime
geldi¤inde Escher’in (Efler okuyun) kaleydo-döngüsünü yapt›rd›lar. Üniversitenin yemek ikram›
muhteflemdi. Bu toplant›lar›n geleneksel bir hale getirilmesi hedefleniyor.
Bu Pazar Ankara’da Günefl Gülüyordu
Arkadafllar size bir soru sormak istiyorum: Ankara’da pazar günü hava
nas›ld›? Cevab›n› ben vereyim. Ço¤u
kifliye göre pazar günü hava bulutlu,
ya¤›fll› ve biraz da so¤uktu. Fakat
benim, daha do¤rusu bizim havam›z
pazar günü bambaflkayd›. Benim havamda p›r›l p›r›l parlayan günefl ve
s›cac›k sevgi vard›. Biliyor musunuz
beni o ya¤an fliddetli ya¤mur ›slatamad›... Pazar günü günefl bana en
güzel, en s›cak gülümseyiflini verdi.
Biz pazar günü kimsesiz çocuklar (ki
onlar kimsesiz de¤il) için okulumuzda yap›lan pikni¤e kat›ld›k. Bu güzel
organizasyonu düzenleyen, bize bu
güzel kap›y› açan okulumuza, Hacer
Hocam›za ve kat›lan arkadafllar›m›za teflekkür ederim.
Hüseyin Emre Güner
At›l›m Üniversitesi Mekatronik Mühendisli¤i 2.s›n›f
fiimdiki Akl›m›zla Oyuncaklar
E¤itim gönüllüsü ö¤renciler verilen
ön e¤itimden ve yapt›r›lan projeden o kadar memnun kald›lar ki,
daha fazlas›n› ö¤renmek istediler.
Bunun üzerine Koordinatörlü¤ümüz “Bilimsel Oyuncak Tasar›m› Atölye Çal›flmalar›n›” bafllatmaya karar verdi. Ö¤rencilerin yan› s›ra ö¤retim üyelerinin de ilgi gösterdi¤i bu aktiviteye devam edilmesi düflünülüyor.
Kitap Yard›m›
Kütüphanelerini gözden geçirenler, y›llard›r ellerini sürmedikleri kitaplar›
Koordinatörlü¤ümüze getirdiler. Bu kitaplar Erzurum-Narman 18 Mart ‹lkö¤retim Okulu’na, Kahramanmarafl-Ekinözü ‹lkö¤retim Okulu’na ve Alanya Yar› Aç›k Cezaevi Kütüphanesi’ne gönderildi. Siz de kitap getirin, ihtiyac› olanlara gönderelim.
29
Bilime Katk›s› Olan Kitaplar
‹lkö¤retim okulu ö¤rencilerine yönelik popüler bilim çocuk
kitaplar› alanlar Koordinatörlü¤ümüze teslim ettiler. Bu kitaplar da ihtiyac› olanlara ulaflt›r›ld›.
Okulumuzda pil çöplü¤ü oludu¤unu biliyor musunuz?
Geçen sene, Tafl›nabilir Pil Üreticileri ve ‹thalatç›lar› Derne¤i (www.tap.org.tr) ile iflbirli¤i yaparak okulumuzda pil çöplü¤ü projesi bafllat›lm›flt›. Bu sene projeye devam ediliyor.
Biten pilleri okulumuzun 13 farkl› köflesine yerlefltirilen pil
çöplüklüklerine at›n›z. Her dönemin sonunda at›k piller dernek taraf›ndan toplan›p ‹stanbul’a götürülecektir.
ATIK P‹LLER
Ne Yap›lmamal›
1.Ev veya ifl yerlerinde kullan›lm›fl (at›k)
piller evsel çöplerle
kesinlikle kar›flt›r›lmamal› ve rasgele sokaklara at›lmamal›d›r.
2.At›k piller topra¤a gömülmemelidir.
3.At›k piller denize, akarsulara, göllere veya kanalizasyona at›lmamal›d›r.
4.At›k piller ateflte yak›lmamal›d›r.
5.At›k nikel-kadmiyum pillerinin insan sa¤l›¤›na oldukça
zararl› kadmiyum maddesi içerdi¤i unutulmamal›d›r.
Ne Yap›lmal›?
1. At›k haldeki piller ayr› bir yerde (naylon torba, kutu,
kavanoz vs.) biriktirilmelidir.
2. Evinizde veya iflyerinizde at›k haldeki piller uzun sürelerle muhafaza edilmemelidir.
3. At›k piller, bulundu¤unuz yere en yak›n at›k pil toplama kutusuna at›lmal› veya sat›n al›nd›¤› yere götürülmelidir.
4. At›k pillerin bünyelerindeki baz› metallerin geri kazan›labilece¤i unutulmamal›d›r.
5. At›k pillerin toplanmas› için düzenlenecek kampanyalara gönüllü olarak kat›l›nmal›d›r.
6. At›k pil toplama noktalar›n›n nerelerde oldu¤unu bilinmelidir.
7. Çevrenizde pil kullananlar bilgilendirilmeli ve yönlendirilmelidir.
GELECEK KUfiAKLARA LÜTFEN DAHA TEM‹Z B‹R
TÜRK‹YE BIRAKALIM (www.tap.org.tr)
RÖPORTAJ
KUZEY IRAK VE
TERÖR SORUNUNA
GENEL B‹R BAKIfi
Emekli Tümgeneral Osman Özbek ile
yapt›¤›m›z röportajda
Kuzey Irak’ta yaflanan geliflmeleri ve
gittikçe t›rmanan terör sorununu de¤erlendirdik.
28 Kas›m itibari ile Hükümet Genel Kurmaya K. Irak’a müdahale izni verdi. Sizce Hükümet’in bu kadar beklemesinin sebebi neydi?
Bu kararda isabet yok, büyük bir gecikme var. K›fl ortas›nda yasak savma gibi bir karar. “Tezkereyi ald›k bu teskerenin silahl›
kuvvetlere gitmesi, onlar›n da bir fleyler yap›yor gibi görünmesi
laz›m” diyerek halk›n tansiyonunu biraz indirmek kabilinden al›nan bir karard›r. 17 Ekim’de al›nan tezkere yetkisi bana göre Silahl› Kuvvetler’e bir hafta içinde iletilmeliydi. Genel Kurmay Baflkan›’n›n yapt›¤› aç›klamalarda “Tezkere yetmez, bize siyasi hedefler laz›m. Çünkü karfl›m›zda sadece PKK yok; Barzani var,
Irak Hükümeti var, baflka güçler var, ABD var.” demiflti. Bir de
Irak’›n hava sahas›n›n kontrolü 2003’ten beri ABD’nin elinde; siyasi ve askeri ajanlar› bölgede cirit at›yor, helikopterleri dolafl›yor, Silahl› Kuvvetlerimize biz buraday›z diye bir mesaj veriliyor.
Silahl› Kuvvetler’e yetkinin gecikmeli verilmesinin nedeni, AKP
Hükümeti’nin kuruldu¤u günden beri yapt›¤› gizli anlaflmalarla
yetkiyi Amerika’ya vermesindendir. Türkiye’nin PKK ile Irak
s›n›rlar› içinde mücadele yetkisi yoktur.
Türkiye, PKK’ya geliflmifl ülkelerden gelen yard›m› engelleyemez ve Kürt halk›n›n sempatisinin önüne geçemezken, Kuzey Irak’a yapaca¤› müdahaleden ne kadar sonuç
alabilir?
Faydas› olmaz. K. Irak’a operasyon yetkisini Silahl› Kuvvetler’e
verirsiniz bir daha da kar›flmazs›n›z. TSK, bir y›l süre ile bu yetkiyi kullan›r. Kuzey Irak’a girer ç›kar, sonuçlar›n› da Türk kamuoyuna aç›klar. Bunu yaparken karfl›s›na Barzani’nin güçleri de ç›kabilir, onlar›n hepsini halleder. Hükümete, halka ve kamuoyuna
bilgi verir; olay budur. Bölge halk›n›n PKK’ya sempatisi yoktur,
Türkiye’ye yönelik bir d›fl tehdit vard›r; bir bafl› ABD, bir bafl›
AB’dir. NATO bile PKK’y› terörist listesine almam›flt›r. Abdullah
Öcalan yakaland›¤›nda üzerinde Güney K›br›s pasaportu vard›.
Yunanistan yard›m etmifl, may›nlar Portekiz ve ‹talya’dan gelmifl,
her ülke silah vermifl, her ülke yard›mda bulunmufl, AB misyonerleri bölgede cirit at›yor, bir tak›m belediyelere kardefl belediye ad› alt›nda kredi aç›l›p direkt para geliyor. PKK Türkiye’yi
bölüp parçalamak, Lozan yerine Sevr’i uygulatmak ad›na uygulanan d›fl tehdidin bir parças›d›r.
Türkiye PKK sorununu önce mecliste çözmeli. Sonra ABD, NATO ve AB ile masaya oturmal› daha sonra Barzani ve Talabani
konusunda gere¤ini yapmal›d›r.
fiu anda yap›lanlar Silahl› Kuvvetler’in mutad operasyonlar›d›r.
PKK istedi¤i yere gitmifltir, gizlenmifltir. fiimdi uygulanan plan terör örgütünün birkaç sene dinlendirilmesi, DTP’nin kullan›larak;
“Kürt Sorunu” ad› alt›nda Türkiye’nin bölünmesi, K. Iraktaki devletin tan›nmas›d›r.
Sorunun temelinde Amerika’n›n BOP Projesi ve bu proje do¤rultusunda Türkiye’deki siyasi uygulamalar yatmaktad›r.
30
“
Her önüne gelen Büyükelçi
DTP ve AKP milletvekillerine yemek veriyor.
ABD Büyükelçili¤i’nde terör konuflulmuyor,
Kürt sorunu konufluluyor.
Kürt sorunu demek Türkiye’nin parçalanmas›,
eyaletlere bölünmesi demek.
K. Irak Devleti’nin Türkiye taraf›ndan
tan›nmas› demektir.
”
du¤u di¤er madde ise Sevr Anlaflmas›’na at›fta bulunarak Türkiye’den toprak talebidir.
Türkiye’nin, 84 y›ll›k Cumhuriyet yönetimi ile ayr›l›kç› etnik bölünmeye karfl› bir politikas› var m›d›r?
Yoktur. ABD aç›s›ndan ele alal›m Amerika’n›n Kuzey Irak’ta bir
Kürt devleti kurma amac› vard›r. 1990’larda Ankara süreci diye
bir süreç vard›. Talabani ve Barzani Ankara’ya gelirdi ve PKK’ya
karfl› kullan›l›rd›. Böylece K. Irak’ta bir devlet kurmalar› ve terör
örgütüne yard›m etmeleri önlenirdi. ABD bundan rahats›zl›k duydu; 1998’de Talabani ve Barzani’ye Ankara’ya gitmeyin, Washington’a gelin dedi ve Washington süreci bafllam›fl oldu. Türkiye davet edilmezken ‹ngiltere bu görüflmelere davet edildi. ‹ncirlik’ten kalkan uçaklar terör kamplar›na yiyecek ve ilaç malzemeleri b›rakt›lar.
ABD Büyükelçisi’nin davetinde kongre üyesi, Kürt kökenli milletvekilleri ile bir toplant› yaparak Kuzey Irak’a geçti. ABD ne yapmak istiyor?
ABD Büyükelçisi yemekler veriyor, en son ‹spanya yemek verdi.
Geçenlerde ‹sveç Büyükelçisi ve AB Dönem Baflkan› olan Portekiz Büyükelçisi Ahmet Türk ile görüfltü. Her önüne gelen büyükelçi DTP ve AKP milletvekillerine yemek veriyor.
ABD Büyükelçili¤i’nde terör konuflulmuyor, Kürt sorunu konufluluyor. Kürt sorunu demek Türkiye’nin parçalanmas›, eyaletlere
bölünmesi demek. K. Irak Devleti’nin Türkiye taraf›ndan tan›nmas› demektir.
Türkiye’nin d›fl politikalar›n›n belirlenmesinde Silahl›
Kuvvetler’in etkisini yads›mak do¤ru olmaz. Türkiye’nin
Irak politikas›n›n belirlenmesinde Silahl› Kuvvetler’in etkisini güncellemek gerekirse neler söylerdiniz?
Eskiden Silahl› Kuvvetler’in Türk D›fl Politikas›’n›n oluflturulmas›nda etkisi vard›. Bugün bunu söylemek mümkün de¤ildir. 1
Mart tezkeresi geçmifl olsa idi Amerika 60 bin askerini 250 tane de uça¤›n› Türkiye’ye getirip konuflland›racakt›. Ana Muhalefet Partisi Baflkan› Say›n Deniz Baykal Say›n Tayyip Erdo¤an’a
“Amerikal›lar ne kadar kalacaklar” diye soruyor, cevap ise “Bilmiyorum” oluyor. Demek ki Amerika Türkiye’ye sormadan plan
yapar, planlar›n› Türkiye ile de paylaflmaz ve hesap vermez.
Tezkere ç›kt›¤› zaman Almanlar ‹stanbul’da bir etkinlik düzenledi. O toplant›da “eyalet sistemi” konufluldu. Almanya’da etnik
kökene dayal› bir eyalet sistemi olmad›¤› halde Türkiye’de etnik
kökene dayal› bir eyalet sistemi istiyorlar.
TESEV diye bir kurulufl var ve bu kurulufl Avrupa Birli¤i’nden kredi al›yor. Tezkere ç›k›nca, daha operasyonlar bafllamadan ‹stanbul’da “Operasyonlarda insan güvenli¤inin sa¤lanmas›” ile ilgili
bir toplant› yapt›lar. TESEV’e ne oluyor? Bir ayda 57 kifli teröre
kurban oldu niye onlarla ilgili toplanm›yorsunuz?
Amerika, Öcalan’› hapse atarak Barzani ve Talabani’yi bölgenin
hakimi haline getirdi, PKK’y› da burada kontrol alt›na al›n dedi.
Irak’a girince Talabani, ‹ngiltere destekli olmas›ndan dolay›
Cumhurbaflkan› oldu, meydan Barzani’ye kald›. fiimdi Barzani
Güneydo¤u’daki dü¤ünlere alt›n-para gönderiyor. Gelecek Barzani’nin. Irak ad›na petrol bakan› ile ABD’de anlaflmalar yapan
Barzani’nin 20 ihale ald›¤›n› duyuyoruz. Barzani anayasaya
“PKK’l› teröristler isterse Barzani devletine ilhak edebilir ve benim vatandafl›m olur, Türkiye bir fley yapamaz” diye bir madde
koydurdu. Türkiye’nin bir teröristi bile alamazs›n diyerek bu
maddeyi iptal ettirmesi gerekirdi. Barzani’nin anayasas›na koy-
Irak topraklar›n›n üçe bölünmesi durumunda Türkiye’nin
Misak-› Milli’den kaynaklanan Musul ve Kerkük’e müdahale hakk› do¤uyor. Sizce böyle bir durum karfl›s›nda Türkiye’nin tavr› ne olur?
fiahsen ben hak iddia ederim. Ama Amerika diyor ki, sen sistemi de¤ifltirmeye bak, Musul’a Kerkük’e de kar›flma, yavafl yavafl
da eyalet sistemine geç, yeni anayasana da bir fleyler eklemeye
baflla; ikinci dille e¤itim gibi. Zaten e¤itim, iki dille yap›lmaya
bafllan›rsa Türkiye biter. Bak›n Almanya Konrad Adenauer Vakf›, Heinrich Böll Vakf› DTP’ye 600 bin Euro yard›m vermifl. Peki
soruyorum neden Atatürkçü Düflünce Derne¤i’ne de¤il neden
31
MHP’ye, CHP’ye de¤il de bu partiye,
ne söylüyor bu partinin adamlar›? Bak›n Zana dün Avrupa’da konufltu eyalet
sistemine geçelim diyor. Kürtçe konuflarak Abdullah Öcalan’› muhatap al›n
diyor. Enteresan de¤il mi? Türkiye’nin
arad›¤› terörist AB Parlamentosu’nda
konufluyor.
“
Sorun sadece güneydo¤u ya da
do¤u halk›yla s›n›rland›r›lmamal›
tüm Türkiye Cumhuriyeti
vatandafllar›n›n ayd›n, bilinçli ve
onurlu davranmalar›n› sa¤lamak
ve beklemek gereklidir.
ristlerin kabiliyetinde olan, kendilerinin
yapabilece¤i birfley de¤ildir gibi bir
aç›klama yap›ld›.
Kandil’e bakt›¤›m›z zaman ‹ngiliz Times muhabiri PKK’l› kad›nlarla röportaj
yap›yor, Alman gazeteci oradayd›. Terör kamp›nda Alman hemflire var. Frans›z televizyonu Kandil’den yay›n yap›yor. Genel Kurmay Baflkan› çok do¤ru
bir fley söyledi “PKK’ya d›fl destek var”. D›fl deste¤in bir siyasi
bir de maddi boyutu var. Siyasi boyutu, meclise sokup devlet
kurmalar›na yard›mc› olmakt›r. Maddi boyutu ise; e¤itim vermek, yaflam alan› ve lojistik destek sa¤lamakt›r.
”
Bölücü örgütün önemli ölçüde silah ve mühimmat› oldu¤u son aylardaki çat›flmalarda iyice belirginleflti. Örgüte lojistik destek nereden geliyor?
Bunun iç ve küçük bir olay oldu¤unu düflünmeyelim. ‹fl, çok büyük ve çok boyutlu, Amerika var Avrupa Birli¤i var. Terörist ç›kt›
AB Parlamentosu’nda konufluyor. Eski CIA baflkan› Gates, göreve geldi¤inde “Irakla, Güney Kore’de oldu¤u gibi taarruz eden
üçüncü ülkeye karfl› bir anlaflma imzalayabiliriz” dedi. Yani bu
Türkiye Kuzey Irak’a girerse Türkiye’ye sald›raca¤›z demektir.
Bunu da Türkiye’de hiç kimse yan›tlamad›.
E¤er 1 Mart tezkeresi meclisten geçmifl olsa idi farkl› bir
manzara içinde olabilir miydik?
Hay›r. Barzani güneyde peflmergeyi kuzeyde PKK’y› kullan›yor.
Amerika PKK’y› Türkiye’ye bir bask› arac› olarak kullan›yor, daha
sonra da ‹ran’da kullanacak. Bölge ile ilgili çok yönlü planlar›
var.
Silahlara bakt›¤›m›zda ABD silahlar›. Mesela Amerika 2 ton patlay›c›m›z, 450 bin uzun-k›sa namlulu silah›m›z kay›p diyor. Nereye gitti? Bak›yorsunuz bölücü örgütün ›s›ya duyarl› roketi var nereden geliyor?
Tezkere geçseydi Amerika’n›n 60 bin askeri Türkiye topraklar›n›,
havaalanlar›n›, limanlar›n› kullanacaklard›. Turistik bölge Antalya
Liman›’n› istediler Trabzon’u istediler. Dünyan›n neresinde görülmüfl, Irak’› iflgal edecek, bir milyon insan› öldüreceksin? 147
kifliden sorumlu diye Saddam’› as›yorsunuz. Ama binlerce insan›n can›ndan sorumlu olan ABD’ye kimse birfley yapam›yor.
5 Kas›m tarihinde Baflbakan Erdo¤an ve Amerikan Baflkan› Bush’un ABD’deki görüflmesinde “Anl›k ‹stihbarat Paylafl›m›” karar› al›nd›. Bunu ne kadar samimi buluyorsunuz?
Samimi bulmuyorum. Gerekli de görmüyorum. Biz istihbarat›m›z› kendimiz al›r›z. ABD’nin verece¤i istihbarata da pek güvenmeyiz. Bugüne kadar niye vermemifl?
ABD’nin Türkiye’yi sürekli “Il›ml› ‹slam” ile iliflkilendirmesinin ve bu yöndeki hükümetleri desteklemesinin sebebi
nedir?
Il›ml› laf›, ›l›ml› Türkiye, ›l›ml› ‹slam, ›l›ml› Alevilik, ›l›ml› PKK, ›l›ml› ordu en son olarak da ›l›ml› yarg›, her fleyin mevcut yönetimin
kontrolünde, ABD taraf›ndan yönetilmesi anlam›na geliyor. Il›ml› ‹slam, Amerika’n›n kontrolündeki siyasette dünya konjonktüründe kullan›lacak ‹slam Devleti’dir.
DTP’nin yaflanan olaylar karfl›s›ndaki tavr›n› ve bu partinin kapat›lmas› ile ilgili geliflmeleri nas›l de¤erlendiriyorsunuz?
Bu kurulufl bana göre yasal ve anayasal parti de¤ildir. Bu nedenle kapat›lmas› gerekir. Çünkü parti kurmak Türkiye’de o kadar
kolay ki. Bir dosya haz›rl›yorsunuz ‹çiflleri’ne gidiyorsunuz parti
kurmak istiyoruz diye. Onlar da dosyay› ald›¤›na dair bir belge
veriyor ve ifl bitiyor. DTP milletvekillerinin birisi hapisten ç›kart›ld›, di¤erinin efli da¤da, genel baflkan 10 sene hapis yatm›fl bir
de sahte belge ile askerlik yapmam›fl. fiimdi yurtd›fl›nda. Dönüp
dönmeyece¤i meçhul.
Da¤l›ca’daki bask›n sonras›nda 8 askerin kaçmas›/kaç›r›lmas› olay›n› siz nas›l de¤erlendiriyorsunuz?
Olay›n ard›ndan, Say›n ‹lker Baflbu¤ “Son 10 y›lda bu kadar büyük bir sald›r› olmad›” dedi. Baflka bir fley var bunun arkas›nda
demek istiyor. “Üç farkl› koldan geldiler, sadece K. Irak tan gelmediler” diyor. Burada baflka güçlerin destekleri akla geliyor diye anl›yorum ben. Orada bir köprü tahribat› var o da PKK’l› terö-
MHP’nin terör suçu iflleyen ya da destek veren vekillerin
dokunulmazl›¤›n›n kald›r›lmas› ile ilgili anayasa de¤iflikli¤i teklifini nas›l de¤erlendiriyorsunuz?
Kürsüde yap›lan konuflmalar d›fl›nda tüm dokunulmazl›klar kald›r›larak Avrupa’daki gibi bir dokunulmazl›k olmal›d›r. AKP Hükümeti buna söz vermiflti ama yerine getirmedi. Cumhurbaflkan›n›n bile yarg›lanabilmesi gereklidir.
32
RÖPORTAJ
Türkiye do¤uda yaflanan terör sorunuyla oldukça meflgul. Bu arada Ermeni meselesi, K›br›s sorunu, Yunan Adalar›’ndaki silahlanma, AB dayatmalar› gibi pek çok sorun
ask›da galiba?
Tabi çok önemli. Terör örgütü, Avrupa da bize soyk›r›m yap›yorlar diyormufl. Türkiye’nin Kültür Bakan› Say›n Ertu¤rul Günay,
Orhan Pamuk gelse benim dan›flman›m olsa diyor. Neden? Nobel ald›¤› için. Nobel’i nas›l alm›fl? “1 milyon Ermeni’yi 30 bin
Kürdü öldürdük” diye alm›fl. Senin benim dedeme katil dedi¤i
için alm›fl.
Türk Ordusu hiçbir zaman yöre halk›na silah çekmez. Hatta bölgede kad›nlar› çocuklar› e¤itmektedir. Hastalar› helikopterlerle
hastanelere götürmektedir. Pek çok sosyal uygulamaya imza atmaktad›r.
Terör art›k küresel bir sorun. Türkiye terör sorununu çözse bile bulundu¤u co¤rafyada farkl› sorunlarla hep bir
arada olacak. Bu co¤rafya hep terör üretecek, ne dersiniz?
Örgüt baz›nda sorarsan›z bu her zaman mümkündür. Ama Türkiye’de demokrasi yerleflirse, insanlara eflit muamele edilirse,
gençler üzerinde durulur, okul ve ifl sahibi yap›l›rlarsa, fabrikalar
aç›l›rsa bunlar›n önüne geçilebilir.
Suriye, demir perde Rusya’n›n etkisindedir diye düflünüyordum,
Amerika ile aras›n›n olmad›¤›n› düflünüyordum, Bekaa Vadisi’n-
deki tüm terör örgütleri ile Amerika’n›n iliflkisi varm›fl. Bekaa Vadisi’ne gitti¤imizde o kamplardaki ö¤retmenlerin sabah Beyrut’tan otobüslerle gelip, ders anlat›p, akflam döndüklerini ö¤rendim. 120 tane kamp vard›. Öcalan nas›l geliyor diye Lübnanl› askerlere sormufltuk; afla¤›da Beyrut-fiam Karayolu var, oraya
geliyor, 15 dakikada tepeye ç›k›yor, akflam 5’te gelen arabalar
ile Suriye gizli örgütünün korumas›nda geri dönüyormufl. Kamp,
Beyrut s›n›rlar› içerisinde ama fiam 25 km mesafede.
Do¤u ve Güneydo¤u halk›n›n beklenti ve ihtiyaçlar› ve terörün çözümüne iliflkin düflünceleriniz nelerdir?
Do¤u ve Güneydo¤u’daki insanlar›m›z iyi ki terör ç›kt› demez,
ayr› bir devlet kurulmas›n› istemez. Ço¤unun Bat› ile Orta Anadolu ile iliflkileri vard›r. Birçok önemli ifl adamlar›m›z da o bölgenin insanlar›d›r.
PKK, Büyük Ortado¤u Projesi kapsam›nda bir Amerika, Avrupa
projesidir. Do¤u’daki halk, devletine milletine ba¤l›d›r, k›flk›rt›lmad›kça hiçbir eylem yapmaz . Orada zaman zaman yap›lan
olaylar PKK, Barzani, Talabani, DTP ve yabanc› ajanlar›n bask›s›
iledir. PKK, d›fl tehdit olarak alg›lanmaz ve bu do¤rultuda ifllem
yap›lmazsa kendine yaflam alan› bulacakt›r. Do¤u ve Güneydo¤u halk›na sorunun ne oldu¤u, kimler taraf›ndan yarat›ld›¤› ve
yaflat›ld›¤› çok iyi anlat›lmal›d›r. Sorun sadece Güneydo¤u ya da
Do¤u halk›yla s›n›rland›r›lmamal› tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandafllar›n›n ayd›n, bilinçli ve onurlu davranmalar›n› sa¤lamak ve
beklemek gereklidir.
at›l›ml›lar
an›tkabir’de
At›l›m Üniversitesi,
idari - akademik personeli ve
ö¤rencileri ile birlikte teröre tepki için
Ata’n›n huzurunda bulufltu.
Son günlerde t›rman›fla geçen ve vatandafllar›m›z› üzüntüye
sevk eden terör olaylar› At›l›m Üniversitesi yönetimi, idari - akademik personeli ve ö¤rencileri taraf›ndan k›nand›.
leyerek ülkemizin birli¤i ve bütünlü¤ünün bozulmas›na yönelik
çal›flmalar›n karfl›s›ndaki kararl› tutumunu, Aslanl› Yolda’ki sessiz yürüyüflü ile dile getirdi.
23 Ekim Sal› günü 2 bin kiflinin kat›l›m› ile kampusta gerçeklefltirilen sessiz yürüyüflün ard›ndan 25 Ekim 2007 Perflembe günü
An›tkabir ziyaret edilerek Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün huzuruna ç›k›ld›.
Askerlerin eflli¤inde gerçeklefltirilen yürüyüfl Mozole’ye çelenk
konulmas›, sayg› duruflu ve ‹stiklal Marfl›’n›n okunmas› ile devam etti. Rektörümüz Prof. Dr. Abdurrahim Özgeno¤lu An›tkabir
Ziyaret Defteri’ne “Aziz Atam, At›l›m Üniversitesi olarak, ilke
ve devrimlerinden ödün vermeden, bizlere emanet etti¤in
Misak-› Milli s›n›rlar›na, Cumhuriyet de¤erlerimize sahip
ç›kaca¤›m›za huzurunda söz vermeye; Türk gençli¤ine
olan hitab›n› tekrar ederek benli¤imize kaz›maya, izinden
ayr›lmayaca¤›m›z› bildirmeye geldik” yazarak imzalad›. An›tkabir Komutanl›¤› taraf›ndan Rektörümüze törenin an›s›na Atatürk Madalyonu’nun takdim edilmesi ile tören sona erdi ve konvoy kampusa do¤ru hareket etti.
Türk Bayraklar› ile donanm›fl yüzlerce araçl›k konvoy saat
11.00’de kampustan hareket ederek ‹ncek-Konya Yolu güzergah› üzerinden An›tkabir’e do¤ru yola ç›kt›. Yol boyunca çevredeki
halk›n sevgi ve deste¤i ile selamlanan konvoy 12.00’de An›tkabir’e ulaflt›.
Baflta Rektör Prof. Dr. Abdurrahim Özgeno¤lu olmak üzere tüm
akademisyenler, ö¤renciler ve idari personeliyle tek yumruk
olan At›l›m Üniversitesi mensuplar› An›tkabir’de tepkilerini yine-
35
GÜNDEM
DTP TERÖRLE MÜCADELEN‹N
NERES‹NDE?
letvekilleri olarak kendilerini ilk a¤›zdan ifade edebilecek olmalar› iyi de¤erlendirilmedi.
Kimi DTP’liler PKK sözcüsü havalar›na girerken, grup olarak da
neredeyse bütün çal›flmalar›n› PKK’n›n meflrulaflt›r›l›p siyasallaflt›r›lmas›na yo¤unlaflt›rd›lar.
*
Uluç Gürkan
*
*
DTP’liler bu konuda, Meclis’in ilk gününde MHP’lilerle el s›k›flarak, baflta medya olmak üzere pek çok çevrede olumlu bir
hava yaratt›lar. Çözüme katk› koyacaklar› beklentisini yaratt›lar.
At›l›m Üniversitesi
‹flletme Fakültesi Ö¤retim Görevlisi
Yolda, telefonda, internette... Kimi dostlar soruyorlar: “Genelkurmay Baflkan› Orgeneral Yaflar Büyükan›t ‘PKK Meclis’te’ dedi
ama, asl›nda DTP’nin Meclis’e girmesi iyi olmad› m›?”
Ancak, bu olumlu hava sürmedi. DTP’liler çözüme gerçekten
“bar›flç›” denilebilecek sa¤l›kl› bir katk› koymad›lar. Bar›fl›
PKK’n›n meflrulaflt›r›lmas›, dolay›s›yla teröre karfl› verilen mücadelenin sonland›r›lmas›yla özdefllefltirdiler.
Elbette, iyi olmufltu, topluma umut da vermiflti.
Kimse kendisini kand›rmas›n. Ortada çözülmesi gereken son
derece önemli bir sorun var. Kimimizin etnik boyutunu öne ç›kartarak “Kürt sorunu” dedi¤i, kimimizin PKK eylemleriyle özdefllefltirip “terör” diye adland›rd›¤› bir sorun.
Meclis’teki DTP Grubu’nun lideri Ahmet Türk’ün, “PKK terör
örgütüdür dersek ne bir misyonumuz, ne de bir rolümüz kal›r”
demesi, bu partinin TBMM üzerindeki hesaplar›n› bütün aç›kl›¤›yla sergiledi.
Amerikan araflt›rma flirketi Pew taraf›ndan bir süre önce yay›nlanan “küresel e¤ilimler” raporuna göre, Türkiye’de halk›n
yüzde 72’si bu sorunu özellikle terör boyutuyla alg›l›yor. Yan›
s›ra, ülkenin de “en büyük sorunu” olarak tan›ml›yor.
Türk’ün bu sözleri, DTP’nin Meclis’teki
misyonunun PKK terörü karfl›s›nda “üç
maymun” rolüyle belirlendi¤ini ortaya
koydu. Terörü görmemek için gözlerini,
duymamak için kulaklar›n›, k›namamak
için a¤z›n› kapayacaks›n.
Buna ra¤men genifl halk kitleleri, terörün askeri yoldan bitirilmesi halinde de sorunun bütünüyle çözülmüfl olaca¤›na inanm›yor. Sorun etnik boyutu da dahil olmak üzere bütün boyutlar›yla ele al›nmas›n›, “Türkiye Cumhuriyeti yurttafll›¤›” temelinde kal›c› bir çözüme kavuflmas›n› da istiyor. DTP’nin
Meclis’e girmesi, sorunun bu anlay›flla çözümü için bir f›rsat
olabilirdi.
Peki, neyi göreceksin, duyacaks›n?
PKK’ya karfl› güvenlik güçlerinin verdi¤i mücadeleyi. Üstelik bu
meflru ve hakl› mücadeleyi de k›namaktan kaç›nmayacaks›n.
Ne dersiniz? Böylesi bir DTP’nin çözüme do¤rudan ya da dolayl› bir katk›s› olabilir mi? DTP’liler terörü görmezden geldikleri, yok varsayd›klar› sürece a¤›zlar›na sak›z ettikleri bar›fl hedefine ulaflabilirler mi?
Ancak, bu sürecin sonras›n› hep birlikte yaflad›k. Sorunun muhataplar›n›n Meclis çat›s› alt›nda Türkiye Cumhuriyeti’nin mil36
“
DTP’liler çözüme gerçekten “bar›flç›” denilebilecek sa¤l›kl› bir katk› koymad›lar.
Bar›fl› PKK’n›n meflrulaflt›r›lmas›, dolay›s›yla teröre karfl› verilen mücadelenin sonland›r›lmas›yla özdefllefltirdiler.
”
Bu olacak ifl de¤ildir. PKK’n›n kahpe
Teröre karfl›, maddi koflullar›n› or-
may›n eylemleri, korkak pusu tez-
tadan kald›racak topyekün bir mü-
gahlar› bütün vahfletiyle sürecek.
cadele kaç›n›lmazd›r.
DTP bunu görmezden, duymazdan
Türkiye somutunda terörün maddi
gelecek. PKK vahfletini k›namay›
koflullar›, burada k›sa bir paragrafla
“misyonuma ve rolüme uymaz” di-
geçifltirilemeyecek önemdedir. Bu
yerek reddedecek. Buna karfl›n, f›r-
koflullar, siyasal, kültürel ve insani
sat›n› her buldu¤unda, devletin te-
boyutlar›yla mutlaka ayr› ayr› yaz›-
rörle mücadelesini ac›mas›zca elefl-
lar›n konusu olmal›d›r.
tirecek.
DTP bu yaklafl›m›yla, b›rak›n bizi, en
Bunlarla ilgili çözümler, ayr›ca, Gü-
k›sa sürede tam deste¤ine sahip ol-
neydo¤u odakl› bir ekonomik ve
du¤u yurtd›fl› odaklar›n güvenini de
sosyal iyilefltirme program›yla des-
yitirecektir. DTP’ye her gerekti¤in-
teklenmelidir.
de kol kanat germifl Türkiye’deki ki-
Ancak, terörün maddi koflullar›yla
mi ülkelerin umumi vali edal› büyü-
ilgili bu topyekün mücadele ger-
kelçilerinin DTP’lileri, “PKK ile ara-
çeklili¤i, terörü meflru k›lmaz. Süre-
n›za mesafe koyun” diye uyarmak
gelen vahflete seyirci kal›nmas›na
zorunda kalmalar› tesadüf de¤ildir.
AB Güvenlik Çal›flma Enstitüsü taraf›ndan haz›rlanan Türkiye raporu da,
bu konuda DTP’ye son bir uyar› gibidir. Raporda DTP’nin PKK ile iliflkisinin “bir flekilde PKK’ya ba¤l›l›k”
olarak tan›mlanmas› ve bu durumun
“aç›k s›r” olarak nitelenmesi,
DTP’lilerin kulaklar›na küpe olmal›d›r.
Hiç kuflkusuz, sadece k›nanarak terör engellenemez. Terör, sadece
savaflarak da bitirilemez.
“
hakl›l›k kazand›rmaz. Hele hele, bu-
Genifl halk kitleleri, terörün
günlerde kimi iktidar sözcülerinin
askeri yoldan bitirilmesi halinde
gündeme tafl›maya çal›flt›¤› “pifl-
de sorunun bütünüyle çözülmüfl
olaca¤›na inanm›yor. Sorun
etnik boyutu da dahil olmak
üzere bütün boyutlar›yla ele
manl›k vitrinli af” giriflimlerini hiç
bir biçimiyle meflru k›lmaz.
Kuzey Irak’ta Amerikan himayesinde palazlan›p, Türkiye’de elde silah
eylem üstüne eylem yapan terörist-
al›nmas›n›, “Türkiye
lere karfl› güvenlik güçlerinin verdi-
Cumhuriyeti yurttafll›¤›”
¤i mücadele, teröre karfl› topyekün
”
temelinde kal›c› bir çözüme
kavuflmas›n› da istiyor.
37
mücadelenin ayr›lmaz bir parças›d›r. Hiç bir koflulda, ne vazgeçilebilir ne de ertelenebilir.
MAKALE
Küreselleflen Dünyada
Terör, Terörizm ve Türkiye
kitle imha edici nitelikleri olan silahlar›n kolayca teröristlerin eline geçebilme imkan›d›r. Teröristler de bu olana¤› kullanarak, son
derece büyük kay›plara neden olan giriflimlerde bulunabilirler.
Gerçekten bu flekilde yak›n gelecekte, binlerce, yüzbinlerce insan› öldürmek riski do¤abilecektir.(5)
Ortaya ç›kan yeni terörizmin önemli özelliklerinden biri de baflvurdu¤u fliddetin ekolojik ve dinsel mahiyetidir. Ayr›ca, küçük boyutlu mezhep gruplar›n›n da ortaya ç›kt›klar›n› ve fliddet eylemlerine
baflvurduklar›n› görüyoruz. Baflka bir deyiflle, yeni terörizm çok
ufak gruplara dayanan bir hareket olarak karfl›m›za ç›kmaktad›r.(6)
Yeni terörizmde devletlerin destekledikleri terör ile de karfl› karfl›ya geliyoruz. Bu durum özellikle PKK teröründe ortaya ç›kmaktad›r. PKK terörünü Yunanistan desteklemifl ve Türkiye’yi zay›flat›c› bir nitelik olarak kullanmak istemifltir. Bu amaçla, ülkesinde
PKK e¤itim kamplar›n›n kurulmas›n› sa¤lam›fl ve “düflman›m›n
düflman› benim dostumdur” anlay›fl› içinde Türkiye’ye karfl›t gruplar›n ülkesindeki faaliyetini desteklemifltir.(7) Yunanistan’›n gözü
kararm›fl nitelikteki Türk düflmanl›¤› o kadar fanatik bir flekil alm›flt›r ki, PKK lideri Öcalan, Nairobi’deki Yunanistan Büyükelçisi’nin konutunda yakalanm›flt›r.(8) Yunanistan, Türkiye’ye karfl›t
unsurlar› destekleme politikas›n› geleneksel bir siyaset olarak
hep izlemifl, PKK terörizmini desteklemifl, PKK’l›lara ülkesinde
bar›nma olana¤› sa¤lam›fl ve onlara yukar›da belirtildi¤i üzere e¤itim imkan› vermifl, bu unsurlara lojistik destek de sa¤lam›flt›r.(9)
Ayr›ca, PKK bafl› Öcalan’a da K›br›s Rum Yönetimi taraf›ndan pasaport verilerek seyahatine yard›mc› olunmufltur.(10)
Doç. Dr. Ali Engin Oba
At›l›m Üniversitesi
Uluslararas› ‹liflkiler Bölümü
Ö¤retim Üyesi
TERÖR VE TERÖR‹ZM
11 Eylül 2001’de Newyork ve Washington’da 3000 kiflinin hayat›n› kaybetti¤i ABD’ye yönelik terör hareketi dünya siyasetinde bir
milat niteli¤i tafl›maktad›r. Bu tarihten itibaren geliflen olaylar, Türkiye ve Türk diplomasisini çok yak›ndan ilgilendiren sonuçlar do¤urmufltur. ABD’nin açt›¤› terör savafl›, Afganistan ve Irak’ta giriflilen operasyonlar, ABD ve Nato müttefiklerini zor duruma sokan
mecralara girmifl ve ABD’nin yürüttü¤ü bu savafl, bir yazar›n ifadesine göre, teröristi ortadan kald›raca¤› yerde, yaratm›flt›r.(1)
Gerçekten, teröre karfl› aç›lan savaflta, zafer nas›l kazan›labilir?
Böyle bir savafl sonuçlanabilir mi? Ne kadar sürer? Yeni ve de¤iflik bir tür savafl olan teröre karfl› mücadelenin bütün savafllar gibi kazan›labilece¤ini düflünmek gerekir. Bunun için teröre kaynakl›k eden ideolojinin geçerlili¤ini kaybetmesi, mücadelenin nedeninin anlam›n› yitirmesi, teröre karfl› yürütülen savafl›n kazan›lmas›n› sa¤lar.(2)
Görüldü¤ü gibi, terörizm 21. yüzy›l›n siyasal ve stratejik düflüncesinin önemli bir parças› haline gelmifltir. Terörist örgütler ulusal
ve uluslararas› güvenli¤i etkileme nitelikleri ile günümüzün en
önemli tehdit ve tedirginlik kayna¤› olmufllard›r.(11)
Terörizm as›rlardan beri insanl›k tarihinin bir parças› haline gelmifl
bulunuyor.(3) Ancak burada eski terörizm ile yeni terörizm aras›nda bir ay›r›m yapmak gerekiyor. Eski terörizm s›n›rl› zarar verici nitelik tafl›rken, bugün yeni terörizm ile verilen zarar insanl›¤› son
derece rahats›z edici bir flekle ulaflm›fl bulunmaktad›r.(4)
Terörle ve terörizm ile mücadelenin iki farkl› olay oldu¤u ileri sürülmektedir.(12) Terör ile mücadele yasa uygulay›c›lar›n›; özellikle
güvenlik güçlerini, polisi ilgilendirir. Terörizm ile mücadele ise
“mücadele alan›na konu olan insan topluluklar›n›n ak›l ve kalplerini kazanmaya yönelik faaliyetler toplam›d›r”.(13) Bu çerçevede
gerçeklefltirilmesi istenilen husus insanlar›n terörist olmalar›n›n
önlenerek, teröre kaynakl›k eden nedenlere son vermektir. Terör
21. yüzy›l›n bafl›nda insanl›¤›n bilim ve teknoloji alan›nda gerçeklefltirdi¤i büyük ilerleme hayranl›kla karfl›lan›rken, insan tabiat›n›n
maalesef de¤iflmedi¤ini de görüyoruz. Fanatizm ve delilik derecesine varan mant›k d›fl› tutumlar› insanlar aras›nda görmeye devam
ediyoruz. Ancak, bugün hepimizi büyük risk alt›na alan husus da,
38
ile mücadelenin, terörizm ile mücadele veçhesinin güçlü tutulmas› teröristlerin ço¤almalar›n› engelleyici bir husus olacakt›r.(14)
kültürüne kap›lm›fl ve bu durum ‹slam Dünyas›’n›n radikal güçler
etraf›nda birleflmesine yol açm›fl, buradan kin kültürüne geçilmifltir.(23) Yazar, Avrupa ve ABD’nin ‹slam Dünyas›’n›n sorunlar›n› çözmeye yard›m etmesiyle bir ümit kültürünün ortaya ç›kabilece¤ini
ve Filistin sorununun bu amaçla çözüme kavuflturulmas› gerekti¤ini de vurgulamaktad›r.(24)
Eski ‹ngiliz Baflbakan› Tony Blair, 11 Eylül’de ABD’deki sald›r›n›n
yol açt›¤› geliflmeleri de¤erlendiren yaz›s›nda bir savafl ile karfl›
karfl›ya kal›nd›¤›n›, ancak bu savafl›n klasik bir savafl olmad›¤›n› ve
bunun klasik yöntemlerle kazan›lamayaca¤›n› vurgulamaktad›r.(15)
TÜRK‹YE, KÜRT SORUNU, TERÖR‹ZM VE KUZEY IRAK
ABD’nin terörizme açt›¤› savafl çerçevesinde 20 Mart 2003’te
Irak’a yönelik operasyon Ortado¤u’da Kürt sorunu bak›m›ndan yeni bir dönemin bafllang›c›n› teflkil etmifltir. Hat›rlanaca¤› üzere,
1991’deki Körfez Savafl› sonras›nda oluflturulan uçufla yasak bölge ve güvenli bölge ile Irakl› Kürtler, kendi kurumlar›n› kurma imkan›na kavufltular ve bunu kendi menfaatleri ad›na de¤erlendirdiler. Türkiye, ABD ve ‹ngiltere’nin korunmas›ndaki söz konusu bölge sayesinde Irakl› Kürtler “devlet içinde devlet” gibi davrand›lar.
Baflka bir deyiflle, Körfez Savafl› sonras› ortaya ç›kan dengeyi,
Irakl› Kürtler’in en iyi flekilde de¤erlendirdikleri ileri sürülebilir.(25)
Kürtler, 1991’den 2003’e kadar olan dönemde yönetim deneyimi
kazanmay› baflard›lar.(26) Mesut Barzani liderli¤indeki Irak Kürdistan Demokrat Partisi ve Celal Talabani’nin Irak Kürdistan Yurtseverler Birli¤i aralar›ndaki sorunlara ra¤men 2003 Irak Savafl›’nda
Saddam’a karfl› ortak mücadelede bulundular ve ABD’nin ortaya
att›¤› Büyük Ortado¤u Projesi çerçevesinde de Irak’a yönelik yeniden yap›lanma faaliyetinde ABD’nin müttefiki olarak hareket ettiler.(27) Buradaki Kürtler, ABD, Bat›l› devletler ve Hükümet D›fl› Örgütler’in (HDÖ) kat›l›mlar›yla ayr› ve sürdürülebilir bir yap›ya kavufltular. HDÖ’ler Kuzey Irakl› Kürtler’in uluslararas› alanda tan›nmalar›na ve gerekli deste¤i sa¤lamalar›na ayr›ca yard›mc› oldular.(28)
Blair, savafl›n, Bat›n›n de¤erlerinin di¤er alternatiflere nazaran daha sa¤lam, daha iyi ve daha do¤ru oldu¤unu göstererek kazan›labilece¤ini kaydetmekte, bugünkü küresel terörizm ve ifratç›l›¤›n
kökenlerinin derinlere gitti¤ini ifade ile Arap ve Müslüman dünyas›ndaki siyasal bask› ve di¤er olumsuz durum ve geliflmelere iflaret etmektedir.(16)
Eski ‹ngiliz Baflbakan›, Müslüman dünyas›nda bat›n›n ve Bat› ile
iflbirli¤i yapan ‹slam liderlerinin düflman haline de geldi¤inin alt›n›
çizmektedir.(17) Blair, küreselleflme döneminde ifratç›lar ile ilerleme taraftarlar› aras›ndaki çat›flman›n gelece¤i tayin edece¤ini de
bildirmekte, terörizmin münferit bir olay olmad›¤›n›, küresel bir nitelik tafl›d›¤›n› da söylemektedir.(18)
Teröre karfl› yürütülen savafl› de¤erlendiren, Asyal› tan›nm›fl devlet adam› Lee Kuan Yew de bu konuda yazd›¤› bir makalede, ‹slamc› teröristler üzerinde durmakta ve bu çerçevede, 1993’te
Dünya Ticaret Merkezi’nin ve 1998’de Kenya ile Tanzanya’daki
ABD Büyükelçilikleri’nin bombalanmalar›na dikkat çekmektedir.(19)
Yazar, ABD’nin so¤uk savafl› kazand›¤› gibi, genifl tabanl› bir koalisyon ve uygun bir yöntemle teröre karfl› savafl› da kazanabilece¤ini vurgulamaktad›r.(20)
Terörün ‹slami kökenli oldu¤u yönündeki bu iddialar dünyada bir
‹slam düflmanl›¤› ak›m›n› do¤urmufltur. ‹slamofobiya dünyada süratle geliflirken, bundan maalesef Türkiye de etkilenmektedir. ‹slamofobiya hakk›nda 8 Aral›k 2007 günü ‹stanbul’da ‹slam Dünyas› Sivil Toplum Kurulufllar› Birli¤i taraf›ndan düzenlenen Uluslararas› ‹slamofobiya Konferans›’nda bir konuflma yapan ‹slam Konferans› Teflkilat› Genel Sekreteri Prof. Ekmelettin ‹hsano¤lu, ‹slamofobiya’n›n süratle tehlikeli boyutlar› olan bir hastal›k flekline
geldi¤ini belirtmifl ve karfl› ç›k›l›p durdurulmaz ise, dünya bar›fl› ve
istikrar› için ciddi bir tehdit teflkil edece¤ini, bütün inanç ve kültürlerden halklar için tehlikeler yarataca¤›n› bildirmifl, bu konunun ‹slam dünyas›n›n ve hatta onun da ötesinde bütün uluslararas› toplumun kayg›lar›n›n oda¤›nda yer ald›¤›n› belirtmifl, ‹slamiyet ve H›ristiyanl›k aras›nda tarihi uzlaflmaya gidilmesi gerekti¤i
ça¤r›s›nda bulunmufltur.(21)
Birinci Dünya Savafl› sonras›, kurulan zay›f Irak Devleti geliflmekte olan Kürt milliyetçili¤inin bask›s› alt›nda kalarak, Irak’ta resmi
bir Kürdistan statüsünü kabul etmek zorunda kalm›flt›r.(29) Bu durum, modern Kürt siyaset ve kültürüne geliflme olana¤› sa¤lam›flt›r.(30) Barzani ve Talabani iki lider aile olarak Irak Kürt siyasetinde
etkin bir konuma ulaflm›fllard›r.
Irakl› Kürtler’in yaflad›¤› bölgelerin, Ortado¤u’nun zengin petrol
yataklar›n›n bulundu¤u yerler olmas› da Kürt sorununa ayr› bir boyut eklemektedir. Uluslararas› literatürde, yirmi milyonun üzerindeki nüfusu ile Kürtler devleti olmayan en genifl millet fleklinde tan›mlanmakta ve Kürtler’in ülkemizden baflka Irak, Suriye ve ‹ran’da ba¤›ms›zl›k veya en az kültürel otonomi isteklerinin bu ülkelerce kabul edilmemeleri neticesinde ortaya ç›kan Kürt ayaklanmalar› ile 1. Dünya Savafl› sonras›nda modern Ortado¤u’da bir Kürt
sorununun do¤du¤u belirtilmektedir.(31)
11 Eylül 2001’den sonra Bat› Dünyas›’nda ‹slamiyet’e karfl› bafl
gösteren düflmanl›¤›n Huntington taraf›ndan dile getirilen medeniyetler çat›flmas› fikrinin yanl›fl olmaktan ziyade do¤ru oldu¤unu
ortaya ç›kard›¤› baz› yazarlarca belirtilmektedir.(22) Bu yazarlardan
Dominique Moïsi’ye göre, 11 Eylül’den sonra Bat› Dünyas› bir korku kültürü içine girerken Müslüman Dünyas› ise küçük düflme
Ortado¤u’da meydana gelen üç savafl, ‹ran-Irak Savafl› (19801988), Körfez Savafl› (1991) ve ABD’nin Irak’› iflgali (2003) Kürt
sorununu uluslararas› alana tafl›rken, Kuzey Irak’ta sözde bir Kürt
Devleti’nin meydana ç›kmas›n› sa¤lam›flt›r.(32) Ayr›ca, PKK’n›n
1984’ten itibaren ülkemizdeki terör eylemleri ve Türkiye’nin AB
39
üyeli¤ine adayl›¤›, Kürt sorununun uluslararas› politikada daha görülür hale gelmesini mümkün k›lm›flt›r. Arap ‹srail anlaflmazl›¤›n›n
eski hararetini kaybetme yoluna girmesi ile onun yerini alan Kürt
sorununun jeostrateji aç›s›ndan son derece önemli, Ortado¤u’nun istikrar›n› bozucu bir husus oldu¤u, Kürtler’in petrol ve su
kaynaklar›n› da kontrol etmelerinin Kürt sorununu 21. yüzy›lda
çok önemli duruma getirece¤i ileri sürülmektedir.(33) Türkiye’nin
AB üyeli¤i konusu da, baz› yazarlara göre, Türkiye’nin Kürt meselesini Avrupal›laflt›rm›flt›r.(34)
ülkeleri, Suriye ve ‹ran gibi komflu devletler taraf›ndan da desteklenmifl, bu çerçevede Yunanistan’›n tak›nd›¤› düflmanca tutum
yukar›da belirtilmifl bulunmaktad›r.(37) Baflka bir deyiflle, PKK Türkiye’nin düflmanlar›na tafleronluk yapan bir örgüt olarakda görülmelidir.
Bir terör örgütü oldu¤u medeni dünya taraf›ndan da kabul edilen
PKK’ya karfl› Türk ordusu, Türk diplomasisi ve di¤er devlet örgütleri ile verilen mücadele hiç flüphesiz Türkiye’nin geliflmesini sa¤lamak yolunda sürdürdü¤ü mücadeleyi en olumsuz flekilde etkilemekte, Ülkemizin kalk›nma h›z›n› keserek tüm devlet kurumlar›n›,
diplomasisini meflgul etmektedir. Bu durum, Türkiye’nin düflmanlar›n›n ekme¤ine ya¤ sürmektedir. Bu geliflme, ayr›ca, Türk ve
Kürt kökenli vatandafllar› da etkilemektedir.
Bilindi¤i üzere, Irak 1534’te Osmanl› Devleti’ne kat›lm›fl ve
1918’e kadar Devlet-i Âli’nin bir parças› olmufl ve üç vilayete bölünmüfl olarak Osmanl›larca yönetilmifltir. Bu vilayetler kuzeyde
Musul, merkezde Ba¤dat ve güneyde ise Basra’d›r.
Misak-› Milli’nin s›n›rlar› içerisinde yer alan Musul, Lozan Bar›fl
Konferans›’nda bir sonuç al›namamas› üzerine fieyh Sait isyan›n›n etkisi ve d›fl bask›lar sonucunda, 1926’da imzalanan Ankara
Anlaflmas› ile Türkiye’nin elinden ç›km›fl bulunmaktad›r. Musul vilayeti, Irak Türkleri’nin yaflad›¤› Musul, Kerkük, Erbil gibi Türkmen
flehirleri yan›nda Kürtler’in bulundu¤u Süleymaniye, Duhok ve Zaho gibi yerleflim merkezlerinden oluflan Kuzey Irak’tan meydana
gelmektedir.
Türkiye’nin tarihinde önünü t›kamaya yönelik bütün engeller gibi
21. yüzy›lda h›z›n› kesmeyi amaçlayan bu engeli de aflabilecek
güce ve bilince sahip oldu¤u flüphesizdir. Tüm devlet örgütlerinin
eflgüdümü ve iflbirli¤i ile PKK terörizminin ve Kuzey Irak’tan gelebilecek olumsuz geliflmelerin önüne geçilebilecektir.
D‹PNOTLAR
(1) Philip H. Gordon, Can the War an Terror be Von, Foreign Affairs November - December 2007, s. 53.
(2) ibid., s.54
(3) Walter Laqueur, The New Terrorism, Fanaticism and the Arms of Mas Destruction, Oxford
University Press London 2000, s.3
(4) ibid., s.4
(5) ibid.,
(6) ibid., s.6
(7) Greece and PKK Terrorism I, D›fliflleri Bakanl›¤› yay›n› 1999 Ankara, s.9-10
(8) Yunanistan’›n Öcalan’a verdi¤i destek hakk›nda bak›n›z Greece and PKK Terrorism II, D›fliflleri Bakanl›¤› Yay›n›, Ankara 1999. 79 sayfa.
(9) ibid., s.71
(10) ibid., s. 61
(11) ‹hsan Bal, Terörizm, Uluslararas› Stratejik Araflt›rmalar Kurumu Yay›n›, Ankara 2006, s.1
(12) ibid., s.2
(13) ibid., s.3
(14) ibid.,
(15) Tony Blair, A Battle For Global Values, Foreign Affairs January-February 2007, s.79
(16) ibid.,
(17) ibid., s.80
(18) ibid., s.84
(19) Lee Kuan Yew, The United States, Iraq and The War on Terror, Foreign Affairs January-February 2007, s.2. Afrika’daki terörist tehdit ile ilgili olarak bkz. Princeton N. Lyman and Stephen
Morrison, The Terrorist Threat in Africa, Foreign Affairs January-February 2004, s.75-86
(20) ibid., s.7
(21) Radikal Gazetesi 9 Aral›k 2007, s.7
(22) Dominique Moïsi, The Clash of Emotions, Foreign Affairs January-February 2007, s.8
(23) ibid.,
(24) ibid., s. 12
(25) Mehmet fiahin, “2003 Irak Savafl› ve Irakl› Kürtler”, Körfez Savafl›, Mehmet fiahin, Mesut
Tafltekin, Platin Yay›nlar›, Ankara, 2006, s.233
(26) ibid.,
(27) ibid., s.284
(28) ibid., s.287
(29) Zafer Y›ld›r›m, “1932-1975 dönemi Irak’›n “Ulus - Devlet” yap›s›n› sarsan isyanc› bir hareket olarak Barzaniler ve Irak Kürdistan Demokrasi Partisi” Akademik Ortado¤u Dergisi, cilt 1, say› 2, 2007 s.164
(30) ibid.,
(31) Michael M. Gunter “The Kurdish Problem in International Politics” Turkey and European
Union Edited by Joseph S Joseph Londra 2006, s.96
Ayr›ca, baz›lar›na göre bir milyona varan Kürt Rusya’da birmilyonluk di¤er bir kürt diasporas› da
Bat› Avrupa’da bulunmaktad›r.
(32) ibid.,
(33) ibid.,
(34) Bu konuda bak›n›z Nathalie Tosci, “The Europeanization of Turkey’s Kurdish Question” Turkey and European Union Edited by Joseph S Joseph Londra 2006. s. 123-137
(35) William Hale, Turkey, the US and Iraq, Londra 2007 s.70
(36) Prof. Dr. Ümit Özda¤, Türk Ordusunun PKK Operasyonlar› 1984-2007, Ankara, 2007, s.17
(37) PKK için bak›n›z: Dr. Nihat Özcan, PKK ( Kürdistan ‹flçi Partisi) Ankara, 1999, 424 sayfa
Türkiye’deki Kürtçülük için bkz. Bilal N. fiimflir, Kürtçülük 1787-1923, Ankara, 2007, 613 s.
Irak’›n bugünkü 22 milyon etraf›ndaki nüfusu içerisinde 14 milyon
Arap, 4,5 milyon Kürt, 3,2 milyon kadar Türk nüfusu mevcuttur.
Türkiye terörizm ile 1968’den beri karfl› karfl›ya bulunmaktad›r.
Ancak, PKK taraf›ndan 15 A¤ustos 1984’te Eruh ve fiemdinli karakollar›na yap›lan sald›r›lar ile ülkemizde yeni bir terör dönemi
bafllam›flt›r. Gerilla savafl› ve uygulamas› alan›nda deneyimli Çinli
lider Mao Ze Dung taraf›ndan formüle edilen konsepte uygun olarak mücadele sürdüren bu örgüt Türkiye’deki kanl› terör eylemlerine giriflmifltir. PKK’n›n terörist etkinlikleri 1993’te en yüksek
noktaya ulaflm›fl “kurtar›lm›fl bölgelerin” ihdas edildi¤i bölgelerimiz
olmufl ve 1995’te ordu, durumu PKK aleyhine çevirmeyi baflarm›fl,
PKK bafl› Öcalan’›n 1999’da Kenya’da yakalan›fl› ile PKK faaliyetini 2003 e kadar durdurmufltur. Bu tarihten itibaren yeniden PKK
terörünün bafllad›¤› görülmektedir. PKK terörü Türk bütçesine y›ll›k 6-7 milyar dolarl›k bir yük getirmifl ayn› flekilde binlerce insan›n
hayat›n› kaybetmesine ve yerlerini terk etmelerine yol açm›flt›r.(35)
PKK’n›n terör eylemleri s›ras›nda Kuzey Irak’› bir üs olarak kullanmas›, daha evvel t›pk› Suriye’de oldu¤u gibi bir geri çekilme s›¤›na¤› fleklinde bu bölgeden yararlanmas› Türkiye–Irak ve ABD iliflkilerinde çok olumsuz geliflmeleri meydana getirmifl, Türk güvenlik güçlerinin PKK’l› teröristlere karfl› yürüttü¤ü mücadeleyi olumsuz bir flekilde etkilemifltir.
PKK’n›n ortaya ç›kard›¤› tehdit 1923’ten beri Türkiye’nin toprak
bütünlü¤üne karfl› en büyük meydan okumay› oluflturmufltur.(36)
PKK’n›n eylemleri ayr›ca Türkiye’nin dostu olmayan baz› Avrupa
40
At›l›m Üniversitesi
10. Y›l Kapan›fl Töreni
Kampus
d›fl›nda da il d›fl› ve
içi gezi ve etkinlikler baflar›l› bir
flekilde organize edildi.
Akademik y›l aç›l›fl›n› birlikte yapt›¤›m›z Erol Evgin konseri, bahar
flenli¤i etkinlikleri, sosyal sorumluluk kapsam›nda gerçeklefltirilen
a¤aç dikme flöleni, Ankara konulu konferanslar, paneller ve sergiler; tiyatro toplulu¤unun düzenledi¤i gösteriler; 10 Kas›m ve Atatürk Oratoryosu; nanoteknoloji ve küresel ›s›nma konferanslar›; Ankara ve Afyon kültür gezileri, spor, biliflim, iktisat, hukuk alan›ndaki
konferanslar bunlardan baz›lar› idi.
Üniversitemiz kuruldu¤u günden bu yana pek çok zorluklara ra¤men
h›zla geliflmesinin ve büyümesinin hakl› gururunu yafl›yor.
1997 y›l›nda 200 ö¤rencisi ile ‹ncek Kampusun’da e¤itime bafllayan
Üniversitemiz bugün dörtbine yaklaflan ö¤renci say›s› ile Ankara’n›n
say›l› üniversitelerinden biri haline geldi.
Üniversitemiz kuruluflunun 10. y›l›n›, düzenledi¤i bir dizi etkinlikle
kutlad›. 26 fiubat 2007’de Devlet Resim Heykel Müzesi’nde tüm
idari ve akademik personelin ve baz› ö¤rencilerin kat›ld›¤› tören ve
konser, 10. y›l etkinliklerinin bafllang›c› bafllang›c›yd›.
Törende 10. y›l›n› dolduran idari ve akademik personele de ödül ve
plaketleri verildi.
Ard›ndan y›l boyunca kampus içinde pek çok konferans, panel, seminer ve konser düzenlenip pek çok konu¤a ev sahipli¤i yap›ld›.
Fakültelerimizin dekanl›klar› ve ö¤renci kulüplerimizin katk›lar› ile
düzenlenen etkinlikler; Halkla ‹liflkiler, Kültür Müdürlü¤ü gibi Üniversitemizin pek çok biriminin eflgüdüm ve özverili çal›flmalar›n›n
emeklerinin sonucuydu.
Her fleyin oldu¤u gibi bir y›l›n daha sonuna gelindi. Bir y›l›n genel bir
de¤erlendirmesinin yap›laca¤› kapan›fl töreni ile 10. y›l sona erecek.
26 Aral›k 2007 tarihinde Mühendislik Binas› Cevdet Kösemen Konferans Salonu’nda gerçeklefltirilecek olan kapan›fl töreni, Rektör
yard›mc›s› ‹smail Bircan’›n bir y›ll›k genel de¤erlendirme yapaca¤›
“10. Y›l Öyküsü” ile bafllayacak, ard›ndan Rektör Prof. Dr. Abdurrahim Özgeno¤lu ve Mütevelli Heyet Baflkan› Yalç›n Zaim’in konuflmalar› ile devam edecek. Sevda – Cenap And Müzik Vakf› Çoksesli Koro Konseri’nin ard›ndan, bu dönemde 10 y›l›n› dolduran idari-akademik personelin ödül ve plaketleri; katk› sa¤layan ö¤renci kulüplerine sertifikalar› verilecek.
M.Halis Bozkurt’un “Do¤adan Esintiler” konulu ya¤l›boya resim sergisinin aç›l›fl›n›n ard›ndan Grup Trio’nun konseri eflli¤indeki kokteyle geçilecek.
‹Z DERG‹S‹ olarak At›l›m Üniversitesi’ne daha nice 10. y›llara baflar›
ile ulaflmas›n› diliyoruz.
RÖPORTAJ
10. YIL ‹P‹N‹
B‹RL‹KTE GÖ⁄ÜSLEYENLER
Kuruluflundan itibaren yapt›klar› çal›flmalarla Üniversitemizin bugünkü duruma ulaflmas›nda
eme¤i geçen, idari ve akademik personelimizle 10 y›l› de¤erlendirdi¤imiz bir röportaj gerçeklefltirdik.
Zerlin K›l›ço¤lu
Mütevelli Heyet Üyesi
Hukuk Müflaviri
Okulumuzda 10 y›ld›r eme¤iniz var ve 10. y›l etkinliklerin-
Mütevelli heyet üyesi olarak okulumuzun 10 y›l›n› nas›l de¤erlendiriyorsunuz?
Ben hem mütevelli heyet üyesi olarak
hem de bir hukuk müflaviri olarak de¤erlendirmek isterim; siz de belki biliyorsunuzdur, üniversitenin kurulufl aflamalar›ndan itibaren bu üniversitede çal›fl›yorum. On y›l› k›saca özetlersek çok
büyük bir çaba ile belli bir noktaya
ulaflm›fl bir üniversite oldu¤umuzu düflünüyorum.
de ödül ald›n›z. Bu nas›l bir duyguydu?
Çok mutlu oldum. Tabi benim bafllang›ç noktam hukuk; avukat›m. Avukat olarak bafllad›m, hukuk müflavirli¤inde görev al›yorum, son birkaç senedir de mütevelli heyeti üyesiyim ve idari görevlerim var. ‹dari görevlerim oldukça yo¤un. Üniversitenin üst
organ›nda yer alan bir kifli olarak acaba orada plaket almam
do¤ru muydu, de¤il miydi diye sonradan düflündüm.
Üniversitede görev alm›fl olmak benim için çok büyük bir mutluluk ve onur. Çok da heyecanl›yd›m aç›kças›. Küçümsenemeyecek boyutta eme¤im oldu¤unu düflünüyorum Üniversitemizin
geliflmesinde. Umar›m bundan sonra da bu gayret ve emek kat-
Daha da açarsan›z, ne gibi zorluklar yafland›? O zaman na-
lanarak devam edecektir.
s›ld›, flimdi nas›l üniversitemiz; ne gibi ilerlemeler kaydet-
Üniversitemizi bir on y›l sonras›nda nerelerde görmek is-
ti ve daha neleri hedefliyor?
tersiniz ve hangi noktalara gelebilir sizce?
Türkiye’de flu anda 25 tane vak›f üniversitesi var. Kuruldu¤umuz
Asl›nda flu anda üniversite olarak iyi bir noktaday›z. Belki çok
sene yanl›fl hat›rlam›yorsam 10 tane vak›f üniversitesi vard›. En
daha iyi yerlerde olabilirdik ama yola ç›karken yaln›z de¤ilsiniz,
eskimiz Bilkent üniversitesi. Vak›f üniversiteleri Türkiye’de çok
sadece sizin kiflisel istek ve gayretlerinizle olmuyor. Bunun iflle-
yeniydi kuruldu¤umuz dönemde. Dolay›s›yla kurulufl aflamas›
yifl usulü esaslar› var. Ama daha iyi olmam›z gerekir. ‹ster aka-
çok meflakkatli geçti. Birincisi hedeflerimize varmak pek kolay
demisyen, ister yönetici, ister ö¤renci olsun bundan sonra yapa-
olmuyor, yani kendi büyüme planlamalar›m›zla veya belirlenen
caklar›m›z›n bugüne kadar yapt›klar›m›zdan çok daha iyi ve faz-
hedeflerimizin uygulanmas›, gerçeklefltirilmesi aras›nda zaman-
la olmas› gerekir. Önümüzdeki birkaç sene içerisinde vak›f üni-
lama fark› olabiliyor. ‹kincisi üniversiteye girifl ve s›nav sistemi
versitelerinin say›s› daha da artacak. Biz s›radan bir üniversite
Türkiye’nin genel problemi. Üçüncüsü ise insan kayna¤› sorunu.
olmak istemiyoruz. Parolam›z da aç›k: “Gelece¤e iz b›rak›n” di-
Biz At›l›m Üniversitesi olarak ulusal ve uluslararas› e¤itim ve
yoruz, b›rakal›m istiyoruz. Önümüzdeki on sene içerisinde bir iki
araflt›rma alan›nda etkin olmay›, düflünce ve bilimin üretildi¤i re-
fakülte daha açma düflüncemiz var, yeni aç›lacak bölümlerle ge-
ferans gösterilen üniversite olmay› hedefliyoruz. Bunlar›n kolay
liflen Türkiye ve geliflen dünyaya uyum sa¤layacak, geliflmelere
olmad›¤›n› ve k›sa sürede olamayaca¤›n› da biliyorum.
katk› sa¤layacak ö¤renciler yetifltirmek istiyoruz.
42
10. y›l›n› kutlayan ve h›zla büyüyen bir üniversitede görev yap›yor
olmak nas›l bir duygu?
Güzel, hofl bir duygu. Benim bafllang›c›m üniversiteden de eski. 1995 y›l›nda çal›flmaya bafllad›m. Kuruluflla
ilgili çal›flmalar›n tümünde görev ald›m. Büyüme oldukça h›zl›. Yaklafl›k
50 akademik ve idari personel, 200
Gülflen Orbey
ö¤renciyle bafllad›k. 3 fakülteydik ve
Halkla ‹liflkiler Müdürü bölüm say›lar›m›z azd›. fiu anda 5 fakülte ve 23 bölümde e¤itime devam ediyoruz. Akademik kadromuz 300’lere ö¤renci say›m›z 4000’lere ulaflt›. Bu geliflmeleri izlemek güzel.
Üniversitemizde ayn› zaman da
rektörlük yapm›fl birisi olarak,
geçti¤imiz 10 y›l› nas›l de¤erlendiriyorsunuz?
Üniversitemizin aç›l›fl› ile beraber dekan olarak göreve bafllad›m. 10 y›ll›k
süreçte oldukça yol ald›¤›m›z› söyleyebilirim. Gerçekten zorlu, mücadeleli
aflamalardan geçtik. Gerek YÖK ile geProf. Dr. Ayhan Tan rek kamuoyu ve bas›nla olan mücadelelerin ard›ndan geçti¤imiz 10 y›la ve
At›l›m Üniversitesi
Eski Rektörü
4000 kiflilik kurumumuza bakt›¤›m›zda
‹flletme Fakültesi
oldukça keyifli oluyor. Halen alaca¤›Ö¤retim Üyesi
m›z merhaleler mevcut ama geldi¤imiz
nokta itibar› ile gurur duyuyorum.
Üniversitemizin yönetim kademesinde bulunan biri olarak kuruma bak›fl aç›n›z nas›ld›r?
Bu kurum, yöneticileri itibariyle ufku aç›k olmufltur. Gelece¤e
yönelik düflünceler, bak›fl aç›lar› hep araflt›rma temelli olmufltur
ki benim felsefem de ayn› flekildedir. Üniversitenin, bilimsel
araflt›rma ve yay›nlar›n›n yan› s›ra araflt›rmac›, giriflimci insan
gücünü yetifltirmesi, bunlar› yaparken ders programlar›n›n, metodlar›n, müfredatlar›n bu özelliklere uygun olmas› hedeflenmektedir. Böylece mezunlar›m›z›n di¤er üniversitelerdeki mezun ö¤rencilerden en az›ndan bir ad›m önde olmalar› beklenmektedir.
10. y›l aç›l›fl töreninde plaket ald›n›z. O an›, duygu ve düflüncelerinizi bizlerle paylaflabilir misiniz?
Ben o gece hem önceden rektörlük yapm›fl olmam hem de kurumdaki 10 y›l›m› doldurmam sebebi ile iki plaket ald›m.
Al›nabilecek en güzel ödül. Belli bir emek vermiflsin, belli bir mesafe kaydetmiflsin, hocal›k rektörlük yapm›fls›n. Böylesi bir ödüle lay›k görülmek mesleki yaflam›n en güzel hazlar›ndan birisi.
Tabi ki burada çok aç›k söylemek gerekir ki, di¤er üniversitelerle karfl›laflt›r›ld›¤›nda üniversitemizin demokratik çizgisi de bana
gurur ve güç verdi. Üniversite Mütevelli Heyet Baflkan› Say›n
Yalç›n Zaim’in de bu demokratik anlay›fl› bize ›fl›k tutu. Bu huzur
ve güveni biz de ö¤rencilerimiz yans›tabiliyorsak bu da bir üniversite için “iz”dir.
Halkla iliflkiler müdürü olarak üniversitemizin 10 y›l›n›
nas›l de¤erlendiriyorsunuz?
10 y›l asl›nda bir üniversite için çok uzun bir süre de¤il. fiu anda kurulufl tamamland›, olgunluk dönemine ad›m at›ld›, gelecek
için hedefler belirlendi.
Son olarak flunu söyleyebilirim ki üniversitemiz zorlu mücadelelerin arkas›ndan demokratik çizgisini kaybetmemifltir ve kendisinden taviz vermeden güçlü merhaleleri atlatm›flt›r.
Asl›nda en büyük yük ve sorumluluk bundan sonra mezunlar›m›zda olacak. Bulunduklar› kurumlarda Üniversitemizin ad›n›
daha da ileriye tafl›yacaklar›na eminim.
Son olarak 10. y›l kutlama törenlerinde plaket ald›n›z. O
anki duygular›n›z› bizimle paylafl›r m›s›n›z?
Biraz duygusal anlard›. Benim için esas zor anlar tören bafllad›¤›ndayd›. Ça¤r›lmadan önce herhalde orada duramayaca¤›m dedim çünkü a¤lamaya bafllam›flt›m. Ç›kana kadar toparland›m,
20. y›l› da inflallah görürüz temennileriyle Say›n Yalç›n Zaim’den
plaketimi ald›m. Tabi bu son derece gurur ve onur verici.
Aziz fieren
Genel Sekter
43
Üniversitemizin geride b›rakt›¤›
10 y›l› sizden dinleyebilir miyiz?
Ben 1997 y›l›nda Gazi Üniversitesi’nden emekli olup At›l›m Üniversitesi’nde göreve bafllad›m. Bu 10 y›ll›k süre içerisinde üniversiteyi 9 idari, 27
akademik personelden, 170 kadar idari ve 275 civar›nda akademik personel
kapasitesine ulaflt›rd›k. Bu geliflim süreci içerisinde Genel Sekreterlik birimi
olarak bizim de epey eme¤imiz oldu¤una inan›yorum. Üniversitenin yönetim
yap›lanmas›nda, örgütlenmesinde ve di¤er birçok hususta bizim
de büyük pay›m›z›n oldu¤unu düflünüyorum. Bundan dolay› da
çok büyük mutluluk duyuyorum.
yen, ELT alan›nda en sofistike sistemdir. Bu sistemi gayet güzel
uyguluyoruz ve çok iyi neticeler al›yoruz. Ayr›ca ça¤dafl haz›rl›k
okullar›nda olmas› gereken Bireysel Çal›flma Merkezimiz, Ö¤renci Geliflme ve Dan›flma Merkezimiz, Dil Laboratuvar›m›z, araç ve
gereçlerimiz 10 y›ll›k süreç içerisinde okulumuzda yer alm›flt›r.
Türk e¤itim camias›na kaliteli, güzel bir üniversite kazand›r›lmas›nda eme¤imin geçmifl olmas› bana büyük bir haz veriyor. Daha önce de kuruculuk görevlerinde bulundum ancak, emekli olduktan sonra böyle güzel ifllerde bulunmak çok güzel bir duygu.
‹nflallah, üniversitemize daha çok katk›lar›m›z olacak.
Peki, 10. y›l etkinliklerimizi nas›l buldunuz ve plaket ald›¤›n›zda neler hissettiniz?
10. y›l etkinlikleri gerçekten çok anlaml› bir törendi. Çok duyguland›m. Kuruluflundan bugüne kadar geçen 10 y›ll›k bir süreç
içerisinde, Üniversitemizin büyük ad›mlarla büyüdü¤üne ve geliflti¤ine birebir tan›k olmaktan ve de ald›¤›m sorumluluklar çerçevesinde katk›lar›mdan dolay› çok mutluyum, k›vançl›y›m ve
gururluyum. Bu anlaml› gecede, bu plaketi hak etmek çok güzel
duyguydu, benim için.
Üniversitemizde 10. y›l›n›z› tamamlam›fl olman›zdan ötürü size verilen ödülle ilgili ne söylemek istersiniz?
Kurumlar kendilerine hizmet eden insanlar›n vefas› ve özverisiyle ayakta durur ve geliflirler. Bu nedenle 10. y›l kutlamalar› s›ras›nda son derce büyük bir onur ve mutluluk duydum. Emek veren insanlar›n ödüllendirilmesi, onlar›n daha bir flevkle çal›flmas›n› sa¤lar. Tabi, ilk 10 y›l›m›z› tamamlam›fl olmak da ayr› bir heyecan. ‹nflallah bundan sonra nice 10 y›llara kavufluruz.
10 y›ld›r At›l›m Üniversitesi’nde
görev yapmaktas›n›z. Geçti¤imiz
10 y›la dönüp bakt›¤›n›zda de¤erlendirmeleriniz nelerdir?
Üniversitemiz kuruldu¤u günden
bu yana ‹ngilizce e¤itim vermekte.
Bu anlay›fl› nas›l de¤erlendiriyorsunuz?
Son derece olumlu olarak de¤erlendiriyorum. Hepimizin bildi¤i gibi küreselleflen dünyam›zda iletiflim ve bilim dili ‹ngilizce. O nedenle bütün amac›m›z ö¤Aytuna Kocab›y›ko¤lu rencilerimizin okulumuzdan mezun olHaz›rl›k Okulu Müdürü duktan sonra uluslararas› platformlarda rekabet edecek bireyler olarak yetiflmesi. Bu ba¤lamda tabi
ki dil çok önemli. ‹ngilizce ö¤renmek bir süreç. Haz›rl›k Okulu’ndan sonra fakültelerde e¤itimin ‹ngilizce olmas› çok önemli.
Oldukça olumlu de¤erlendirmelere sahibim. Hatta zaman zaman 8-9 y›ld›r
burada olan di¤er arkadafllar›m›zla konufluyoruz nerelerden nerelere geldik
Ö¤r. Gör.
Hayriye Özen
‹flletme Fakültesi
Ö¤retim Görevlisi
diye. Bunun en güzel göstergesi de 10.
y›lda düzenlenmifl olan törendi.
Çünkü At›l›m ilk kuruldu¤unda bir araya geldi¤imizde bir masa etraf›nda
olurduk. Ama flimdi o kadar kalabal›klaflt›k ki. O törende yüzlerce insan vard›.
Sadece istihdam aç›s›ndan de¤il; kampusun geliflmesi, hocalar,
Elefltirel bir gözle bakt›¤›n›zda Haz›rl›k Okulu’nun 10 y›l
içerisindeki geliflimini nas›l de¤erlendirirsiniz?
fiöyle ki; 10 y›l içerisinde Haz›rl›k Okulu ça¤dafl bir konuma gelmifltir. Bu arada flunu ifade etmek istiyorum, Mütevelli Heyeti
Baflkan›m›z Say›n Yalç›n Zaim Bey’in görevlendirmesi do¤rultusunda birçok üniversiteyi ziyaret ettim. Haz›rl›k okullar›n› tan›mak
ve onlarla kendimizi mukayese etme f›rsat›n› yakalad›m. Gördüm
ki biz Haz›rl›k Okulu olarak bir çok üniversitenin haz›rl›k okulundan daha ileri konumday›z. 1999’dan beri kur sistemi uyguluyoruz. Bu sistem inan›n birçok haz›rl›k okulunda uygulanmas› istenen ancak, pahal› ve uygulamas› zor oldu¤u için tatbik edileme-
fakülteler, bölüm say›s› aç›s›ndan ve en önemlisi ö¤renci kalitesi aç›s›ndan çok ciddi geliflmeler kaydettik.
Tören esnas›nda bir plaket ald›n›z. O anki duygular›n›z
nelerdi?
Çok heyecan vericiydi. Çok sevindim ve duyguland›m. Elim
aya¤›m birbirine doland›.
Tabi bunlar çok önemli fleyler. Kurumsal ba¤l›l›¤›m›z var ama
iflveren ve çal›flan aras›ndaki iliflkiler anlam›nda karfl›l›kl› oluflu,
takdir edilmesi çok motive edici, gurur verici.
44
At›l›m’›n geçti¤imiz 10 y›l›n› nas›l
de¤erlendirirsiniz?
On y›ld›r At›l›m Üniversitesi’ndeyim ve
bu on y›l›m için o gece bir ödül ald›m.
At›l›m’›n 10 y›l›n› de¤erlendirirsek tabi
ilk kuruluflunda bir tak›m zorluklar yaflad›k.
O zamandan beri birçok bölüm ve faKieran Uchehera
külteler aç›ld›. Bu zaman içerisinde, bir
‹flletme Fakültesi
Ö¤retim Görevlisi
tak›m inifl-ç›k›fllar ve zorluklarla, iyi ve
Zeycan Er
Santral Memuresi
10. y›l kutlamalar›n›n yap›ld›¤› gece emeklerinizin karfl›l›¤› olarak bir ödül ald›n›z. Neler
hissettiniz?
Asl›na bakarsan›z böyle bir fley beklemiyorduk. Benim için hofl
bir sürprizdi. Güzel bir motivasyon oldu. Yapt›¤›m›z ifli daha bir
severek yapmam›z› sa¤lad›.
kötü günlerimiz oldu.
Bafllad›¤›m›z günden, geldi¤imiz noktaya kadar ö¤retim görevlisi
ve ö¤renci say›s›nda ciddi art›fllar oldu.
10 y›lda benim neler düflündü¤ümü sorarsan›z her fley çok iyiydi ve iyi olarak devam etmekte. Durmaks›z›n çal›fl›yor ve ilerle-
10 y›ld›r üniversitemizde görev
yapm›fl biri olarak bugün gelinen
noktay› nas›l de¤erlendirirsiniz?
At›l›m Üniversitesi de¤iflti, geliflti, o kadar büyüdü ki ben bile art›k tan›yam›yorum. Tabi, hofluma gidiyor bu geliflim.
Örne¤in bir yerde konuflurken ben At›l›m Üniversitesi’nde çal›fl›yorum demek
bana mutluluk veriyor. Çok heyecan
Levent Avc›
duyuyorum At›l›m deyince. 10 y›l nas›l
Ofis Memuru
geçti hiç anlamad›m, daha dün gibi her
fley. Öyle güzel geçti ki zaman At›l›m’da anlatamam. Hocalar›m,
arkadafllar›m, ö¤renciler herkes benim için çok özel. Benim için
bambaflka At›l›m, çocu¤um gibi. Benim 8 yafl›nda bir k›z›m var
ama At›l›m 10 yafl›nda, ilk çocu¤um benim. Burada olmaktan büyük gurur duyuyorum, severek ve heyecan duyarak çal›fl›yorum.
me kaydetmeye çal›fl›yoruz.
At›l›m Üniversitesi’nin geçti¤imiz
10 y›l›n› nas›l de¤erlendiriyorsunuz?
10 y›ld›r At›l›m Üniversitesi’nde çal›flmaktan gurur duyuyorum. Buraya ilk
geldi¤imde At›l›m Lisesi’nde ders veriyordum. Üniversite kurulunca haz›rl›k
okulunda okutman olarak göreve
Ian Philipe Airey
Haz›rl›k Okulu
Okutman
Okulumuzun 10. y›l›n› nas›l de¤erlendirisiniz?
At›l›m Üniversitesi kuruldu¤unda çok
az say›dayd›k. fiimdi gerek personel,
gerekse ö¤renci say›s› olarak artt›k tabi ki. Geliflen bir üniversiteyiz. Çocuk
gibi düflünün, flu an 10 yafl›nda olan
bir çocuk. Tabi ki daha da büyüyüp,
geliflecek, böyle kalmayacak. Gelecekten umutluyum.
bafllad›m.
O zamanlar Haz›rl›k Okulu, Fen Edebi-
yat Fakültesi ve Hukuk Fakültesi’nin bulundu¤u binadayd›. Haz›rl›k Okulu’nda ilk baflta kur sistemi yoktu. Aytuna Hoca’dan
Peki törende ödül al›rken neler hissettiniz?
O geceyi hiç sormay›n, müthifl heyecanl›yd›m. Ödül alma s›ras›
bana geldi¤inde sahneye ç›karken heyecandan nefes alamad›m.
Asl›na bakarsan›z Say›n Yalç›n Zaim’ in elinden ödül almak heyecan›m› daha da art›rm›flt›. O kadar hofluma gitti ki anlatamam,
çok güzel bir duyguydu. Ödül töreninden yaklafl›k 10-15 gün önce bir bebe¤imiz daha oldu¤u için, geceye eflimi getiremedim, 8
yafl›ndaki k›z›mla gelmifltim. Sahneye ç›k›p, ödül al›p da k›z›m›n
yan›na geri döndü¤ümde k›z›m›n ‘’Babac›¤›m seninle gurur duyuyorum’’ demesi beni gerçekten çok duyguland›rd›. Bu yüzden
benim için At›l›m demek, heyecan demek, güzellik demek.
sonra kur sistemi uygulanmaya baflland›. Sonra her fley yavafl
yavafl büyüdü. ‹lk bafllarda her fley tek binadayken, herfley güzel
bir flekilde yavafl yavafl büyüdü ve geliflti.
At›l›m Üniversitesi’nin 10. y›l›nda bir ödül ald›n›z; neler
hissediyorsunuz?
Gecede ödül al›nca çok sevindim. Tören çok iyiydi, tabi bir de
alt›n verdiler o daha iyiydi. Herkes oradayd› hep birlikteydik.
Güzeldi.
45
MAKALE
TÜRKÇEN‹N SÖZ VARLI⁄INDAK‹
YABANCILAfiMANIN GET‹RD‹⁄‹ OLUMSUZLUKLAR
rek h›zland›r›yor. Bize önemsiz bir iki örnek gibi gelen bu tür kelimeler, sözlükler, bilimsel eserler, makaleler, dergiler, gazeteler
tarand›¤›nda konunun ürkütücü boyutu ortaya ç›k›yor. Bu durum
ne yaz›k ki toplumun gözünden kaç›yor ve y›llar sonra gösterilen
ihmalin ac› sonuçlar› ortaya ç›k›nca ifl iflten geçmifl oluyor. Bu
durum Osmanl› Türkçesinin oluflumunda görülmüfl ve hatadan
dönüfl yüzy›llar sonra gerçekleflmifltir. Gözlemekte oldu¤umuz
bu geliflmeyle Türkçenin yeniden bir yabanc›laflma sürecine girmekte oldu¤unu söylemek zorunday›z.
Yrd. Doç. Dr. Hayal Zülfikar
At›l›m Üniversitesi
‹flletme Fakültesi Ö¤retim Üyesi
Konunun bir baflka ürkütücü yan› esemes, sidi, tivi gibi k›saltmalar›n geldi¤i dildeki söyleyiflleriyle kabul etmemizdir. Geldi¤i dildeki söyleyifliyle kelimeleri kabul etmemiz as›l kelime ve terimlerde görülmektedir.
Türkçenin bin y›l boyunca Arapça ve Farsçadan beslenmesi, bu
dillerden kelime almas› veya Arapça ve Farsçan›n köklerine ve
eklerine dayanarak kelime türetmesi, onun iflleyiflini, üretkenli¤ini durdurmufltu. Bu olumsuzlu¤a Cumhuriyet Döneminde son verilmifl ve 1932 y›l›ndan itibaren Türkçe köklerden Türkçe eklerle
kelime türetme yolu aç›lm›flt›r. Türkçe köklerden Türkçe eklerle
kelime türetme Türkçenin yeniden canlanmas›n›, üretkenli¤ini
sa¤lam›fl ve Türkçe köklere dayanan ve belli bir s›kl›¤a eriflen kelimeler dilde yer etmeye bafllam›flt›r. Bu olumlu geliflme son y›llarda yön de¤ifltirmifl, türetilen yeni karfl›l›klar›n yerini bu kez yavafl yavafl bat› dillerinden gelen kelimeler almaya bafllam›flt›r. Örnek olarak gayrikanuni sözü yasad›fl› örne¤inde oldu¤u gibi Türkçe bir kelimeyle karfl›lan›rken bunun yerini son y›llarda illegal alm›flt›r. Hakikat kelimesine karfl›l›k olan gerçek Cumhuriyet Döneminde ortaya at›lm›fl ve belli bir kullan›m s›kl›¤›na ulaflm›fl bir kelime idi. Günümüzde ise her iki sözün yerini realite almaya bafllam›flt›r.
Cumhuriyet Döneminde bafllat›lm›fl olan Türkçelefltirme çal›flmalar›nda Arapça, Farsça ön ve son eklerin Türkçe karfl›l›klar›
bulunmaya çal›fl›lm›fl ve bu yolda belli bir aflama kaydedilmiflti.
Son y›llarda bat›dan gelen pre-, para-, a-, dis-, anti-, re-, mono, oto- poli- gibi hemen hemen bütün yabanc› ön ekler Türkçede
kullan›lmaya bafllanm›flt›r. Bu geliflme de yabanc›laflman›n bir
baflka boyutunu oluflturmaktad›r. Bir t›p bilginin pre- ön ekiyle
kurulmufl prematüre kelimesini erkendo¤an, bir di¤er ise tenyasit terimini tenyak›ran biçiminde karfl›lamas›n› ve bu karfl›l›klar›
Bunun yanda as›l kelime ak›n› birtak›m yeni kavramlara bat›l›lar›n verdi¤i adlar›n oldu¤u gibi Türkçeye girmesiyle bafllam›flt›r.
Örnek olarak korozyon, kontür, on-line, fokus veya kaos dile girdi
mi ve vaktinde bir karfl›l›k bulunmad› m›, yabanc›laflmaya bir yenisi daha ekleniyor. ‹flin as›l düflündürücü yan› çok geçmeden kaos, korozyon, medya gibi isimleri bunlar›n kaoitik, korozif, medyatik, örneklerinde oldu¤u gibi s›fat biçimleri izliyor. Aerobik örne¤inde oldu¤u gibi s›fatlar›n isim gibi kullan›lmalar› da söz konusu
olabiliyor. Sürekli katlanan örnekler dildeki yabanc›laflmay› gide46
benimsemesini sevindirici bir haber olarak karfl›l›yoruz. Erken
do¤an sözünün karfl›l›¤› da geçdo¤an diye önerilmifltir. Bu tür tek
tük yerinde ve kurall› önerileri duydukça yüre¤imize gerçekte su
serpiliyor.
Bu tür tek tük örnek d›fl›nda genel olarak ayd›nlar›m›z›n bu yolda kafa yormamalar›, haz›ra konmalar›, bilinçsizlik göstermeleri
Türkçenin yeniden 1932 y›l›ndan önceki eski hâline dönece¤i
endiflesi do¤urmaktad›r.
Performans, detone, depresyon gibi yar›flma programlar›nda s›k
kullan›lan kelimeler veya super, soft, ultra gibi reklamlarda yer
alan sözler çok geçmeden tabana iniyor ve toplumun her kesiminde kullan›lmaya bafllan›yor. Böyle bir olumsuz geliflmede yaz›l› ve sözlü bas›n›n özellikle televizyonlar›n rolü çok fazlad›r. Art›k dev gibi kurulufllar hâline gelen ve dünya çap›nda yay›n yapan bas›n›n bu kollar›nda çal›flanlar› yönlendirmek, Türkçeye davet etmek mümkün olmamakta, ifl onlar›n insaf›na, bir bilinçlenmelerine kalmaktad›r.
Türkçenin yabanc› dillerden kelime almas› dil bilimine ters bir
durum de¤ildir. Her dil baflka dillerden kelime al›r veya baflka
dillere kelime verir. Ancak onun da bir s›n›r› vard›r. Al›nan her
yabanc› kelime o dilin ses düzenine ve kurallar›na uyar. Örnek
olarak vaktiyle Farsçadan al›nm›fl olan çep u rast kelimesi Türkçede çapraz biçimine dönüflmüfltür. Ancak bugün off-shor, talk
show, raiting kendi imlas›yla dile girmifl ve bu imla ile dilde yer
etmifltir. Örnekleri bir hayli olan bu tür kelimelerin pek ço¤u kolayl›kla Türkçe kelimelerle karfl›lanabilir. Off-shor için türetilmifl
olan k›y› bankac›l›¤› bunlardan biridir. Mortgage söylenifli ve yaz›l›fl› ile Türkçeye ters bir kelimedir. Bunun için önerilmifl olan tutulu sat›fl dil de yer etmelidir.
rerek tabelalardaki yabanc›laflmay› engellemeye çal›flmaktad›r.
Onlar›n da bu konuda ne kadar etkili oldu¤u tart›fl›l›r. Dikkatleri
çeken bu durum, dildeki y›k›m›n bir baflka boyutu olmakla birlikte as›l yabanc›laflma kelime seçiminde, dile giren yabanc› kelimelerin telaffuzunda ve imlas›ndad›r. Dildeki yabanc›laflman›n
öteki boyutlar› nedense görülmemekte ve gizlenmektedir. Bilim
dallar›ndaki yabanc›laflmaya kimse e¤ilmemekte, bilim adamlar›
dile giren yabanc› kelime ve terimi uluslararas› sözler olarak niteleyip hiç birine dokunmamaktad›r. Prospektüs için tan›tmal›k
önerilmiflti. Bu bile bilim adamlar›nca kabul görmedi.
Her y›l dil bayramlar›nda, ulusal günlerimizde, Atatürk’ü anma
toplant›lar›nda yapt›¤›m›z konuflmalarla dildeki geliflmeleri de
örnek gösterir ve bu geliflmeyi Atatürk’e borçlu oldu¤umuzu
söyleriz. Ancak “Bu geliflme nereye kadar sürdü, Atatürk’ten
sonra neler oldu?” diye bir konu ele al›nmaz; dilin bu kez bat› dillerinin, boyunduru¤u alt›na girmeye bafllad›¤›n› söylemeye bir
türlü dilimiz varmaz. Atatürk’ün sa¤l›¤›nda cetvel-i kerrat, terimi
çarp›m cetveli daha sonra çarp›m çizelgesi, çarp›m tablosu oldu.
Kesr-i adi terimi baya¤› kesir oldu. Onun döneminde gösterilen
bilinç, giderek köreldi. Ulusal günlerde, gösterdi¤imiz bilinci, tak›nd›¤›m›z tavr› dile de yans›tmal›, dilin içinde bulundu¤u durumu konu etmeliyiz.
Yabanc› bir kelime kullan›c›n›n söz hazinesine girdi mi onun de¤ifltirilmesi, Türkçesinin kullan›lmas› güçlefliyor. Çok kimse, kaynak da kullanmad›¤›ndan en az›ndan sözlükte söz konusu kelimenin ne gibi Türkçe karfl›l›klar›n›n bulundu¤unu araflt›rmad›¤›ndan, karfl›lafl›lan yabanc› sözün anlam›n› bilsin bilmesin bat›
damgas›n› tafl›d›¤› için büyük bir özenle kullan›yor.
Türkçenin söz varl›¤›ndaki yabanc›laflmay› s›n›rl› örneklerle dile
getirmeye ve baz› tespitler yapmaya çal›flt›m. Dilin toplum hayat›ndaki yeri ve önemi göz ard› edilirse ve Türkçenin e¤itimine gerekli önem ve ciddiyet verilmezse, bas›n›m›z, bilim adamlar›m›z
dil karfl›s›nda kendilerini sorumlu saymazlarsa yabanc›laflman›n
önü al›namaz. Küçülen dünyada ve yaflanan yo¤un iletiflim ortam›nda bask›n kültürlerin etkisi alt›nda dilin yabanc›laflmas› gün
geçtikçe daha çok hissedilecektir.
Bat› dillerinden gelen kelime ak›n›n›n çarfl›ya, pazara yans›mas›,
tabelalarda yer almas› halk›m›z›, ilgilileri tedirgin etmifl ve bu yolda bir kamuoyu oluflmufltur. Konuflulan, elefltirilen tabelalardaki
yabanc› kelimeler olmufltur Ancak al›nan yasal bir tedbir yoktur.
Yaln›zca baz› belediyeler Türk Dil Kurumu ile bir ifl birli¤i içine gi47
PROJE
AVRUPA UZAKTAN RADYO LABORATUVARI PROJES‹
(EUROPEAN REMOTE RADIO LABORATORY PROJECT)
• Teorik ön bilgi
• Deneyler
• Deney föyleri
• Kullan›c›n›n bilgisini ölçme amaçl› testler
At›l›m Üniversitesi Elektrik
Elektronik Mühendisli¤i ve Yaz›l›m Mühendisli¤i Bölümleri,
Dr. Ali Kara’n›n koordinatörlü¤ünde 2006 y›l› bafl›nda ERRL
projesi için ilk ad›m› att›. Ulusal
Ajans’a sunulan proje teklifi
ayn› y›l›n ortalar›nda Leonardo
da Vinci Pilot Program›’ndan istedi¤i deste¤i büyük oranda ald›. 3-4 Kas›m 2006’da Ankara’da Türkiye ve Avrupa’dan
kat›lan di¤er yedi ortakla birlikte yap›lan bafllang›ç (kick-off)
toplant›s› ile iki y›l süreli bu
proje fiilen bafllat›lm›fl oldu.
Projenin gelmifl oldu¤u aflamada birçok üniversitemiz çal›flan›n›n
yo¤un eme¤i bulunmaktad›r. Proje genel kordinatörlü¤ünü Dr. Ali
Aç›l›m› Avrupa Uzaktan Radyo Laboratuvar› olarak çevrilebilecek
olan projenin amac› internet eriflimli, teori ve ölçme de¤erlendirme
destekli bir radyo ve haberleflme laboratuvar› platformu oluflturmakt›r. Bu giriflimi flimdiye kadar gerçeklefltirilmifl uzaktan eriflimli laboratuvar uygulamalar›ndan ay›ran iki temel unsur vard›r. Öncelikle,
kullan›c›lar›n simülasyon ortam›nda de¤il At›l›m Üniversitesi ERRL laboratuvar›nda bulunan fiziksel cihazlara gerçek zamanl› eriflimleri
hedeflenmektedir. Projeyi di¤erlerinden farkl› k›lan ikinci önemli unsur ise, uzaktan eriflime aç›lacak olan cihazlar›n varolan uzaktan laboratuvar uygulamalar›ndaki gibi temel elektronik ya da kontrol cihazlar› de¤il, ileri teknoloji ürünü yüksek frekans cihazlar› olmalar›d›r. RF haberleflme deneylerinde kullan›lan bu cihazlar yüksek maliyeti nedeni ile her kurumun kolayca edinebilece¤i cihazlar olmad›¤›
gibi, ehil olmayan kiflilerin fiziksel kullan›m›na sunulamayacak kadar
da hassast›r.
ERRL laboratuvar›ndaki deney düzene¤inden bir görüntü
Kara yapmaktad›r. Dr. Elif Ayd›n ve Dr. Nergiz Ercil Ça¤›ltay iflpaketi kordinatörlükleri yan›nda projenin içeri¤inin oluflturulmas›nda ve
gelifltirilen sistemin e¤itsel ç›kt›lar›n›n araflt›r›lmas› konular›nda görev almaktad›rlar. Dr. Mehmet Efe Özbek projenin teknik sorumlusu olarak fikirlerin gerçe¤e dönüflmesini sa¤lam›flt›r. Bu ekibi desteklemekte olan yüksek lisans ö¤encimiz Cansu Çi¤dem Ayd›n,
teknisyenimiz Özgür Özen, desteklemifl olan Mehmet Y›ld›z, Hüseyin Ellezer, Mustafa Özen ve gönüllü olarak destek veren dördüncü s›n›f ö¤rencilerimiz Erdem Özyurt ve Fatma ‹rem Sökmen, yüksek lisans ö¤rencilerimiz Burcu Özdo¤ru, Ceren Alparslan, uzman›m›z Musa Atafl, ayr›nt›lar›n bir araya gelerek bütünü oluflturmas›n›
sa¤lam›fllard›r. Projenin gerçekleflmesine At›l›m Üniversitesi’ndeki
ekibin yan› s›ra yurtiçi ve yurtd›fl› ortaklar›m›z Bal›kesir Üniversitesi,
Romanya’dan Braflov Üniversitesi, Norveç’den UniK, Yunanistan’dan Atina Ulusal Teknik Üniversitesi, ICCS, Finlandiya’dan EVTEK Üniversitesi, Almanya’dan BIAT- Flensburg Üniversitesi ve
Fransa’dan ESIEE Paris – CCIP, de¤iflik konulardaki uzmanl›klar› ile
katk›da bulunmaktad›rlar.
Projenin ilk y›l›n›n tamamlanm›fl oldu¤u bu günlerde, ERRL laboratuvar›m›zda bulunan cihazlardan Vector Network Analyzer baflar›l› bir
flekilde uzaktan eriflime aç›lm›fl, bu cihaz ile belirli birkaç deneyin
uygulamas› yap›labilir hale getirilmifltir (http://errlmoodle.atilim.edu.tr). Proje kapsam›nda gelifltirilen kullan›c› arayüzü, sadece
cihaza eriflimi de¤il afla¤›daki sunumlar› da içermektedir:
ERRL laboratuvar› kapsam›ndaki deneyler genel elektrik, elektronik
veya bilgisayar konular›n› de¤il, daha dar kapsaml› ve uzmanlaflm›fl
radyo haberleflme deneylerini içerir. Bu deneylerin ilgili oldu¤u ko-
• Cihaz›n ön panel gösterimi üzerindeki interaktif butonlar arac›l›¤›
ile cihaz›n tan›t›m› (daha önce cihaz› kullanmam›fl olanlar için)
48
fiu andaki girifl sayfas›ndan bir görüntü
Teorik bilgi sayfas›
nular, telekomünikasyon, güvenlik sistemleri ve savunma sistemleri gibi entdüstrilerde kullan›lan tekniklerin iskeletini oluflturur. Bu
alanda çal›flan veya çal›flmaya aday olan mühendislerin ve teknisyenlerin, radyo ve haberleflme ile ilgili teorik altyap› d›fl›nda pratik
• Teknisyenler, ö¤retmenler ve telekom/radyo konular› gerektiren
ifllerde görev alanlard›r.
ERRL’in hayata geçirilmesi ile daha fazla ö¤renci veya çal›flan›n daha iyi e¤itim almalar› ve yetkinliklerini art›rmalar› sa¤lanacak, maliyeti yüksek ve hassas cihazlara fiziksel kullan›m›n verece¤i zarar
azalt›lacak ve hayat boyu e¤itim programlar›na önemli bir destek
sa¤lanm›fl olacakt›r.
Projenin teknik hedeflerine ulaflmas›n›n yan›nda hedef gruplar›na
tan›t›lmas› da gerek üniversitemizin gerekse Leonardo da Vinci
Program›’n›n büyük önem verdi¤i bir konudur. Tan›t›m aktiviteleri
Valorizasyon iflpaketi alt›nda Dr. Ruflen Öktem koordinatörlü¤ünde
yürütülmektedir. Bu kapsamda ö¤retim üyelerimiz yurtd›fl›nda ve
yurtiçinde yap›lan panellere, konferans ve seminerlere kat›lman›n
d›fl›nda ortaklar›m›z ile birlikte bir çal›fltay organizasyonu gerçeklefltirmifl ve bir özel oturumun da organizasyonuna bafllam›fllard›r.
7 Eylül 2007 tarihinde Atina’da Mühendislik E¤itiminde Uzaktan ve
Sanal Laboratuvar Uygulamalar› bafll›¤› alt›nda gerçeklefltirilmifl
olan çal›fltaya ö¤retim üyelerimiz sunumlar› ile katk›da bulunmufllard›r. Düzenlenecek olan özel oturum ise 22-24 May›s 2008 tarihleri aras›nda Romanya’n›n Braflov kentinde OPTIM’08 konferans›na ba¤l› olarak
gerçeklefltirilecektir.
Aktivitelerimiz
ve
projemiz ile ilgili ek
bilgiler, teknik yay›nlar ve bilgi al›nabilecek adresler http://
errl.evtek.fi adresinden temin edilebilir.
Gerçek zamanl› deney menüsü
Vector Network Analyzer cihaz›n›n interaktif tan›t›m sayfas›
deneyime de sahip olmas› çok önemlidir. Ancak birçok okulda, haberleflme ile ilgili birçok ders oldu¤u halde, ö¤renilen teorik bilgilerin uygulanabilece¤i ve deneylerin yap›labilece¤i laboratuvarlar bulunmamaktad›r. Bunun temel sebebi yüksek-frekans haberleflme/radyo laboratuvarlar›n›n yüksek teknolojiye sahip, maliyeti çok
yüksek cihazlardan oluflmas›d›r. Bu proje ile hizmet verilmesi düflünülen gruplar:
• Elektrik, elektronik, telekomünikasyon ve bilgisayar mühendisli¤i
ö¤rencileri.
• Telekom/radyo konular›nda teorik ve/veya pratik eksikleri olan
yeni mezun elektrik, elektronik, telekomünikasyon ve bilgisayar
mühendisli¤i ö¤rencileri
49
Kocatepe
Zafer Yürüyüflü
Kurtulufl mücadelemizin baflar›ya ulaflmas›nda ve Cumhuriyet’e kavuflmam›zda tart›flmas›z önemi olan ve bizzat
Baflkomutan, Ulu Önderimiz
Mustafa Kemal Atatürk taraf›ndan yönetilen Büyük Taarruz'un y›ldönümünde, Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi'nin ev sahipli¤i yapt›¤› etkinliklerde At›l›m Üniversitesi
olarak biz de yer ald›k. Üniversitemizi Yrd. Doç. Dr Reflat Öztürk ve At›l›m Yay›n
Toplulu¤u ö¤rencilerinden Fatmanur Ünkesen, Adem Güdük, Nihal
Tokman ve Recep Kaya temsil etti.
25 A¤ustos Cumartesi günü Afyonkarahisar'›n tarihi yerlerini gezen
grubumuz, saat 17:00 civar›nda, tüm kat›l›mc›larla birlikte fiuhut ilçesine do¤ru yola ç›kt›. Yaklafl›k yar›m saattlik bir yolculuktan sonra fiuhut ilçesine ulaflan grubumuz, ilk olarak Ata'm›z›n Büyük Taaruz'un bafllamas›na kadar konaklad›¤› ve taarruzdan bir kaç saat
önce taarruz plan› üzerinde son çal›flmalar›n› yapt›¤› evi ziyaret etti.
Daha sonra fiuhut Stadyumu'ndaki etkinlikleri izleyen grubumuz, saatler geceyar›s›n› gösterdi¤inde Kocatepe Zafer Yürüyüflü'nün bafllang›ç noktas› olan Gazi Çeflmesi'ne do¤ru yola ç›kt›. 01:00'da ise
Kocatepe Zafer Yürüyüflü bafllam›flt›. Aylardan A¤ustos olmas›na
ra¤men yürüyüfl güzergah›n›n
yüksekli¤i ve yürüyüflün gece
yap›lmas› nedeniyle hava oldukça so¤uktu. Her fleye ra¤men kat›l›m ise oldukça yo¤undu. Yaklafl›k 25 kilometrelik uzun bir t›rman›fl›n ard›ndan, 45 üniversitenin ve yerel
halktan birçok insan›n yer ald›¤› yürüyüflün son dura¤› Kocatepe'ydi. Kocatepe, 85 y›l
önce Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün tüm dünyaya üstün
Türk zekas›n› ve azmini gösterdi¤i yer. Burada bizleri hofl bir sürpriz bekliyordu. Dünyaca ünlü
piyanistimiz Fahir Atako¤lu'nun Atam›z için besteledi¤i Sar› Zeybek'i
de içeren resitalini dinleyerek güneflin do¤uflunu izleme flans›na sahip olduk. Ard›ndan tam 85 y›l öncesi yaflat›ld›; önce top at›fllar›, ard›ndan yap›lan taaruz ve halktaki coflku... Tabi ki top at›fllar› ve taarruz temsiliydi, amaç o günleri anlatabilmek ve bu büyük baflar›n›n
mimarlar› olan atalar›m›z› ve Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ü sayg›yla anmakt›. Ancak, oradaki binlerce kat›l›mc›n›n coflkusu ve vatan sevgisi aynen 85 y›l önceki gibiydi. Tüm kat›l›mc›lar, atalar›m›z›n miras›na sahip ç›kt›¤›m›z› göstermek için hep bir a¤›zdan
ba¤›r›yorduk ''Ne Mutlu Türküm Diyene!''
Adem Güdük / At›l›m Üniv. Yay›n Toplulu¤u Baflkan›
50
fiEVVAL SAM
Baz› insanlar öyle yüksek bir ruha sahip olurlar ki, bedene
ihtiyaç duymazlar iz b›rakmak için.
Müzik yaflant›n›zda anneniz mutlaka bir örnek teflkil ediyordur. Örnek ald›¤›n›z, çal›flmaktan keyif ald›¤›n›z ya da mutlaka beraber çal›flmal›y›m dedi¤iniz baflka sanatç›lar var m›d›r?
Ben asl›nda halihaz›rda çok iyi müzisyenlerle çal›fl›yorum. Sek albümü ile Türkiye’de, Istanbul’s Secrets ile yurtd›fl›nda. Bu gerçekten
büyük flans benim için çünkü her müzisyen ayn› dili (müzikal anlamda) konuflabildi¤i birileriyle bir araya gelmek ister.
Sanat›n pek çok dal›nda
yer alan çok yönlü bir
sanatç›s›n›z, özelliklerinizi göz önüne ald›¤›n›zda kendinizi hangisi ile
daha iyi tan›ml›yorsunuz?
Sanat benim için kendini ifade etme biçimidir. Dolay›s›yla o dönemde sanat›n hangi dal› ile u¤rafl›yorsam kendimi orada buluyorum diyebilirim.
Karadeniz Türküleri size çok yak›flt› ve fazlas›yla be¤eni toplad›.
Planlar›n›z aras›nda bir Karadeniz Albümü ç›kartmak var m›?
Evet, art›k bu büyük bir talep haline geldi. Repertuar çal›flmas›na
bafllad›k bile. Sek gibi bir konsept içerisinde sade, Karadeniz klasiklerinden oluflan bir albüm olacak.Baharda piyasada olur herhalde.
“Süper Baba”, “Feride”, “Aflk›n Da¤larda Gezer”, “Gülbeyaz”, “Yaflanm›fl fiehir Hikayeleri” ve “Müjgan Bey” gibi birçok dizide önemli
roller ald›n›z. Türkiye’de dizicili¤in yo¤unlaflmad›¤› dönemde bu kadar önemli ifllerde yer alan bir oyuncu olarak flimdilerdeki dizi enflasyonu için nas›l bir yorumda bulunabilirsiniz?
Yorumlanacak pek bir fley kalmad› asl›nda. Sadece çok fazlalar. Bu
durumda en iyisi biraz uzak kalmakt›; ben de onu yap›yorum. Birbirine benzer dizilerin fazla flans› yok; fark yaratmak gerekti¤ini düflünüyorum. Bir de dediklerine göre aklanmas› gereken çok kara para
varm›fl ve diziler de bunun için biçilmifl kaftanm›fl.
Rahmetli Kaz›m Koyuncu ile çok iyi bir dostlu¤unuz oldu¤unu biliyoruz. Büyük ustay› anmak ad›na hakk›nda bir fleyler söylemek ister misiniz?
Baz› insanlar öyle yüksek bir ruha sahip olurlar ki, bedene ihtiyaç
duymazlar iz b›rakmak için. Kaz›m, düflünceleriyle de hala bir çok
kifliye ulafl›yor.
Toplumsal sorunlara, bir sanatç› sorumlulu¤u ile bakt›¤›n›zda de¤erlendirmeleriniz nas›l oluyor?
Ço¤unlukla umutsuzlu¤a kap›l›yorum. Bunun sebebi sadece her fleyin kötü olmas› de¤il. Gençlerin de ezber üzerinden gitmeleri ve yeni, cesaretli bir ak›m yaratmamalar› da ayn› zamanda. Delikanl›l›¤›
bir elbise gibi giymesinler, içsellefltirsinler ve dünyay› –önce kendilerinden bafllayarak-de¤ifltirebilecek ad›mlar ats›nlar istiyorum.
Yeni dizilerde sizi göremiyoruz. Yak›n gelecekte bir plan›n›z var m›?
‹yi bir hikaye elime geçerse ve fark yaratabilece¤imi düflünürsem
yapar›m. Üzerine düflünüp çal›flt›¤›m bir hikaye var ama gelifltirmemize ba¤l›.
Medya önündeki insanlar›n toplumsal sorunlara yaklaflfl››mlar›n› nas›l de¤erlendiriyorsunuz?
Kitleleri peflinden sürükleyen insanlar›n ayn› zamanda toplum karfl›s›nda hem bir sorumluluk, hem de bir misyonu vard›r. Ben
veya benim konumumdakiler bunlar› dile
getirmedi¤i müddetçe, alternatif bak›fl aç›lar› oluflmayacak. ‹nsanlar soru sormay›
unuttular, hesap sormay› unuttuklar› gibi.
Gemisini (ya da günü) kurtaran kaptan olmak; ya da benden sonra tufan demek, bilmem, kime fayda sa¤lar.
Leman Sam gibi büyük bir sanatç›n›n k›z›s›n›z. Bunun sizin hayat›n›zda oynad›¤› rolden bahsedebilir misiniz?
Herhangi biri, hayatta en çok etkilendi¤i
kiflinin annesi oldu¤unu söyleyebilir.Bu
güzel bir fleydir. Ben söyledi¤imde Leman
Sam’dan bahsetmifl oluyorum, bu flahane
bir fley.
51
KULÜPLER
Tiyatro Kulübü
Tiyatro Kulübü olarak etkinli¤imiz sadece sene boyunca oyun çal›fl›p, sene sonunda onu sahnelemek de¤il elbette. Sene içinde
di¤er Üniversitelere turne oyunlar› düzenler, okulla birlikte topluca oyun izlemeye gider, söylefliler düzenler, sivil toplum örgütleriyle beraber de çal›flmalar düzenleriz.
15 Kas›m 2007 Perflembe günü sevilen oyuncu – baflar›l› flark›c›
– güzel sunucu fievval Sam’› okulumuzda misafir ettik. Hayata
karfl› söyledi¤i sözleri, kuvvetle savundu¤u fikirleri olan, birçok
baflar›l› ifle imza atm›fl sanatç›yla yapt›¤›m›z, çok konuflulacak
flark›l› türkülü keyifli bir söylefliydi.
Bu sene düzenlenen “12. Uluslararas› Ankara Tiyatro Festivali”
kapsam›nda sahne alan “Odtü Oyuncular›”n›n Balkon adl›
oyunlar›n› izledik ve oyun sonras›nda oyuncu arkadafllarla tan›flt›k.
2000 y›l›nda kurulan ve At›l›m Üniversitesi’nin en köklü, en tan›nm›fl ve ö¤rencileri taraf›ndan en çok ilgi görmüfl topluluklar›n›n bafl›nda gelen At›l›m Tiyatro Kulübü olarak, yeni sezon çal›flmalar›m›za tüm enerjimizle bafllad›k.
24 Kas›m 2007 Cumartesi günü Baflkent TV’de canl› yay›nlanan
“Genç Çal›flmalar” adl› ö¤renci kulüp faaliyetlerinin konufluldu¤u
bir programa kat›ld›k. Okulumuz üzerine, tiyatro üzerine, kulübümüz üzerine ve faaliyetlerimiz üzerine konufltu¤umuz dolu dolu
bir program oldu.
Her sene yapt›¤›m›z gibi, kulübümüze kat›lmak isteyen tiyatrosever arkadafllar›m›zla tan›flmak için bir tan›flma toplant›s› düzenledik. Çok k›sa sürede atlatt›¤›m›z al›flma sürecinden sonra; beden
dili, diksiyon, mimik, yarat›c› drama dersleriyle oyun öncesi gerekli olan oyunculuk derslerimizi tamamlad›k. fiu s›ralar, sezon içinde
sahnelemeyi düflündü¤ümüz oyunlar›n çal›flmalar› devam ediyor.
Bu tarz renkli faaliyetlerle tiyatroyla ilgilenen; etkinliklerimize kat›lan arkadafllar›m›z›n say›s›
her sene art›yor. Etkinliklerimize ve çal›flmalara olan destek artt›kça, bizim faaliyetlerimiz de artacakt›r. Tüm etkinliklerimizde sizleri de aram›zda görmek istiyoruz.
Bu sene için birbirinden keyifli ve e¤lenceli iki yeni komedi oyunu çal›fl›yoruz. Bunlardan biri; geçmiflimizi bizlere eksiksiz anlatmaya çal›flan usta yazar Turgut Özakman’›n “Resimli Osmanl› Tarihi” adl› muhteflem komedisi. Çok e¤lenece¤imiz ayn› zamanda
yak›n tarihimizi hat›rlayaca¤›m›z zevkli bir oyun.
Robot Toplulu¤u
29-04-2003 tarihinde At›l›m Üniversitesi Mühendislik Fakültesi bünyesinde say›n Prof. Dr. Abdülkadir ERDEN öncülü¤ünde kurulmufltur. At›l›m Robot Toplulu¤u olarak robot yapmak
isteyen ama yapma konusunda yeterli bilgisi olmayan veya
bilgi sahibi olup, malzemesi olmayan arkadafllara yard›m
amac›yla e¤itim seminerleri verilmektedir. Üyelerine yapacaklar› projeler için gerekli her türlü teknik ekipman› belirli
kurallar dahilinde sunar. Robotik ve Mekatronik alan›ndaki
Orhan Soylu/At›l›m Üniv. Tiyatro Kulübü Baflkan›
ulusal ve uluslararas› yar›flmalara At›l›m Üniversitesi’ni temsilen kat›l›r. Yeni yönetim ve arkadafllar›m›z ile birlikte etkinliklerimize devam etmekteyiz. 3 hafta boyunca yapt›¤›m›z e¤itimlere kat›lan arkadafllar çok memnun kald›klar›n› , kendileri aç›s›ndan yararl› oldu¤unu düflündüklerini ve çal›flmalar›n
devam›n› beklediklerini belirttiler. Ayr›ca Milli E¤itim Bakanl›¤› ve Japonya’n›n ortak düzenledi¤i flubat ay›nda yap›lacak
olan II. Robot yar›flmas›na kat›laca¤›z. Çal›flmalar›m›za kat›lmak isteyenleri bekliyoruz.
An›l Güçlü/At›l›m Üniv. Robot Toplulu¤u Baflkan›
52
At›l›mc› Hukukçular
Toplulu¤u
01.01.2006 tarihinde Prof. Dr. Nükhet Turgut'un akademik dan›flmanl›¤›nda kurulan toplulu¤umuz hukukçu arkadafllar›m›z›n, baflta
hukuk olmak üzere tüm alanlardaki geliflmeleri takip etmelerini sa¤layacak, bireysel ve sosyal geliflmelerine katk›da bulunacak ve buna yönelik konferans, seminer, sempozyum, geziler ve paneller düzenleyecektir. Bunlar›n yan›nda kulübümüz, Hukuk Fakültesi’nde ki
dayan›flmay› art›rmak, ö¤rencilerin birbirleri ile daha iyi iliflkiler kurmas›n› sa¤lamak, genç hukukçular›n proje üretme konusundaki yeteneklerini gelifltirmek ve üst s›n›ftaki ö¤rencilerin yeni gelen hukuk
fakültesi ö¤rencilerine yard›m etmesi gibi birçok faaliyette bulunmaktad›r.
Bunlar d›fl›nda di¤er ö¤renci kulüplerinden farkl› olarak At›l›mc›
Hukukçular Toplulu¤unda yönetim kurulunun yan›nda dört farkl›
departman bulunmaktad›r. Bunun amac› ise kulüpteki görev da¤›l›m›n› adil bir flekilde yapmak ve tüm hukukçu arkadafllar›m›za farkl›
sorumluluklar yüklemektir.
Bu departmanlar flu flekildedir:
1-‹letiflim, 2-Aktivite, 3-Divan, 4-Bülten olarak dört farkl› kolda görev da¤›l›m› yap›lm›flt›r.
At›l›m Üniversitesi Hukuk Fakültesi ö¤rencisi olan tüm arkadafllar›m›z kulübümüzün do¤al üyesi say›lmaktad›rlar.
Bizlere ulaflmak; soru, görüfl ve önerilerini bizlerle paylaflmak isteyen arkadafllar›m›z için iletiflim adreslerimiz:
[email protected]
[email protected] (msn)
[email protected]
Malzeme
Mühendisli¤i
Ö¤renci Toplulu¤u
Malzeme Mühendisli¤i Ö¤renci Kulübünün amaçlar›n›n aras›nda yönetim
kurulumuzla birlikte bölümümüzü gerek sosyal, gerek kültürel, gerekse
mesleki anlamda gelifltirmek, ö¤rencilerini kolayca kaynaflt›rmak, ö¤rencilerin sürekli bir flekilde hem akademik
hem de sosyal hayatta irtibatta olmalar›n› sa¤lamak vard›r. Bu do¤ultuda
ö¤renci kulübümüz çeflitli faaliyetler yapmakta ve planlamaktad›r. Bu faaliyetlerden baz›lar›;
• 10 Kas›m 2007’de fas›l düzenlenmifltir.
• 7 Aral›k 2007’de Akdafl Döküm A.fi’ye teknik gezi yap›lacakt›r.
• 12– 15 Aral›k tarihleri aras›nda Ere¤li Demir Çelik Fabrikas› ve
Bursa Asil Çelik’e teknik geziler organize edilmifltir.
• Bahar döneminde (Tarihi henüz belirlenmedi) TAI’ye teknik bir
gezi planlanmaktad›r.
• Sosyal konularda ve malzeme bilimleri konular›nda uzman konuflmac› davetleri yap›lacakt›r.
• 1.Dönem sonu ise Amasra gezisi gündemdedir.
Amaçlar›m›z ve Genel ‹lkelerimiz
• Hukukçu arkadafllar›m›z›n, baflta hukuk olmak üzere tüm alanlardaki geliflmeleri takip etmelerini sa¤lamakt›r.
• Bireysel ve sosyal geliflmemizi sa¤layacak çal›flmalar yapmak,
grupça hukukun temel ilkelerini hayat›n her alan›nda uygulayacak
bir düflünce yap›s› oluflturmakt›r.
• Hukukun temel niteli¤i itibar› ile her zaman insan için oldu¤u
prensibini göz önünde bulundurmak ve arkadafllar›m›z›n bu do¤rultuda hareket etmelerini engelleyecek her türlü zorlu¤a karfl› daima
dayan›flma ve güç birli¤i içinde çal›flmay› amaç ve ilke edinmektir.
• Hukuk düflüncemizin geliflebilmesi için alan›nda uzman kiflilerle
konferans, seminer, sempozyum ve paneller düzenlemektir.
· Toplulu¤umuz Türkiye Cumhuriyeti’nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlü¤ünü korumay› amaç edinen ve cumhuriyetin temel niteliklerine ba¤l› tüm ideolojik düflüncelere sayg›l›d›r. Ancak toplulu¤umuz hiçbir ideolojinin savunuculu¤unu yapmayacak ve buna yönelik faaliyetlerde bulunmayacakt›r.
Meltem Banko/At›l›mc› Hukukçular Toplulu¤u Baflkan Yard›mc›s›
53
Baflta topluluk dan›flman›m›z Yar. Doç. Dr Hilal Türko¤lu
fiaflmazel’in yard›mlar› ve yönetim kurulumuz ile birlikte toplulu¤umuzu üniversitemizde etkin bir konuma getirmek için özveriyle çal›flmaktay›z.
Malzeme Mühendisli¤i Ö¤renci Kulubümüz’ü daha da ön plana
ç›karmak için okul yönetimimizin de deste¤ine flüphesiz ki ihtiyac›m›z vard›r. Toplulu¤umuzun henüz bir odas› bulunmamakla birlikte, rutin toplant›lar›m›z› yaparken de s›k›nt› çekmekteyiz. Ancak tüm bunlara ra¤men, kulübümüzün her bir bireyi Malzeme
Mühendisli¤i Ö¤renci Toplulu¤u için çal›flmaktan büyük zevk
duymaktad›r. En büyük amac›m›z ise; k›sa zamanda büyük ifller
baflararak hem okulumuzun hem de ö¤retmenlerimizin bizimle
gurur duymas›n› sa¤lamak ve her bak›mdan yeterli mühendisler
olarak, gelece¤e iz b›rakmakt›r.
Eray Tan/At›l›m Üniv. Malzeme Müh. Ö¤renci Toplulu¤u Baflkan›
Bilgisayar Kulübü
fiubesi taraf›ndan ACC arac›l›¤›yla düzenlenen Biliflim ve
Hukuk konulu söylefli büyük ilgi gördü.
Üniversite yaflam› belki de hayat›m›z›n en önemli dönemlerinden
biri... 4 y›l boyunca bu ortamda paylafl›lanlar, hayat›n omuzlar›m›za yükledi¤i sorumluluklar›n bilinciyle farkl› bir flekle bürünüyor.
Üniversiteden önceki okul yaflant›m›z›n bize katt›¤› çocuksu havadan kurtulup hayat›n zorluklar›na haz›r bireyler haline gelmek için
çabal›yoruz, kendimizi gelifltiriyoruz. Bir yanda hayata at›lma telafl›, bir yanda hayat›m›z› kazanaca¤›m›z mesle¤i ö¤renmenin heyecan› varken bu sentezle kocaman 4 y›l›n nas›l geçti¤ini anlamadan tamaml›yoruz. Bu ba¤lamda okulumuzda bizlere yararl› bir
fleyler ö¤retmek ve farkl› bir bak›fl aç›s› kazand›rmak amac›yla kurulmufl birçok ö¤renci kulübü bulunuyor. Düzenledi¤i her aktiviteyle her geçen gün büyüyen bizlere, farkl›laflan düflüncelerimize
yeni bir fleyler katan bu kulüplerden birisi de At›l›m Üniversitesi
Bilgisayar Kulübü (At›l›m Computer Club -ACC)...
Bu y›l EMO (Elektrik Mühendisleri Odas›) Ankara fiubesi
ve Bilkent Üniversitesi Bilgisayar Mühendisli¤i Bölümü’nün
katk›lar›yla 27-30 Eylül 2007
tarihleri aras›nda düzenlenen
“3.Ulusal Yaz›l›m Mühendisli¤i
Sempozyumu ve Sergisine”
sa¤lad›¤› yüksek kat›l›mla okulumuzun ad›n›n bu alanda da duyulmas›n› sa¤lad›. (UYMS 2007)
Bu y›l ACC’nin de büyük bir kat›l›m sa¤lad›¤›, do¤u ile bat› aras›ndaki köprü konumuyla Avrasya’ya aç›lan en önemli ticaret kap›s›
CeBIT Biliflim Eurasia, 140 bini aflk›n profesyoneli 2 – 7 Ekim 2007
tarihlerinde ‹stanbul’da bir araya getirdi. ‹stanbul’u dünyan›n say›l› teknoloji ticareti merkezlerinden biri olarak konumlayan CeBIT
Biliflim Eurasia, 20 ülkeden 908 kat›l›mc› a¤›rlad›. Toplamda 60
bin metrekarelik alana yay›lan fuar, yerli – yabanc› 140 bini aflk›n
ziyaretçi ve 1.852 bas›n mensubunu a¤›rlad›. Tüm bu ziyaretçilere, 8.250 kat›l›mc› flirket görevlisi yeni ürün ve hizmetlerini tan›tt›.
Bireylerin baflka ortamlarda edinme olana¤› k›s›tl› olan bilgileri fuarda uzun süre kalarak ald›klar› görüldü. Tüm ziyaretçiler fuarda,
ürünlerin fiziksel özelliklerinin ötesinde kendilerine ya da kurumlar›na sa¤layaca¤› yararlar› birinci elden ö¤renmek üzere bulundu.
At›l›m Üniversitesi Bilgisayar Kulübü, Bilgisayar Mühendisli¤i, Yaz›l›m Mühendisli¤i ve Biliflim Sistemleri Mühendisli¤i ö¤rencilerini
bilgisayar, yaz›l›m ve biliflim alan›ndaki yeniliklerden ve teknolojideki geliflmelerden haberdar etmek ve bilgi paylaflmak amac›yla
kurulan bir kulüptür. ACC’nin görevi, Türkiye’deki bilgisayar, biliflim konular› ve teknolojideki son geliflmeleri takip ederek ilgilileri
haberdar etmek, bölüme ve üniversiteye yeni gelen ö¤rencilere ihtiyaçlar› do¤rultusunda yard›mc› olmak, ö¤renciler aras›ndaki iletiflimi art›rarak bilgi paylafl›m›n›n artmas›n› sa¤lamakt›r.
ACC, bu amaçla birçok etkinlik yapt›. 12-15 Nisan 2007 tarihlerinde Eskiflehir Osmangazi Üniversitesi’nde Bilgisayar Mühendisli¤i Ö¤rencileri kapsam›nda düzenlenen etkinlikte At›l›m Üniversitesi Bilgisayar Mühendisli¤i ö¤rencileriyle, Türkiye’nin dört bir yan›ndaki 40 üniversiteden gelen 180 Bilgisayar Mühendisli¤i ö¤rencisini Eskiflehir’de buluflturdu. Bu etkinlik, üç gün boyunca yo¤un bir içerik ve gündemle devam etti.
Biliflim sektöründeki sivil toplum kurulufllar›n›n (STK) ev sahipli¤inde fuara gelen yerli – yabanc› ticaret heyetleriyle zenginleflen
CeBIT Biliflim Eurasia, ülkeler aras› iflbirli¤i aray›fllar›n›n gerçe¤e
dönüfltü¤ü bir zemin oldu. Bir bilgilendirme platformu olman›n
ötesine geçerek, gerek bireysel, gerekse kurumsal kullan›c›lar›n
yeni teknolojilerden nas›l yararlanabilecekleri sorusuna yan›tlar
sunan CeBIT Biliflim Eurasia’n›n ziyaretçi profili ifl dünyas› yönünde a¤›rl›k kazand›. Fuara kat›lan ACC yönetimi ve üyelerinin biliflimdeki son geliflmeleri ö¤renmelerini sa¤layan fuar, ayn› zamanda ACC’nin düzenlemifl oldu¤u fuar içi ve fuar d›fl› birçok aktiviteyle fuara kat›lan At›l›m Üniversitesi ö¤rencilerinin e¤lenceli zaman geçirmelerini sa¤lad›.
Ayr›ca, Linux ve Özgür Yaz›l›m fienli¤i ve Konferans›na yo¤un bir
kat›l›m sa¤lad›. Düzenledi¤i birçok etkinlikle dikkatleri üzerine çeken ACC, Bilim ve Teknik Dergisi’nde ad›n›
duyurdu ve Haziran
2007 say›s›nda 106107. sayfalarda Kaleydeskop yap›m maceras› anlat›ld›.
16 Ekim Sal› günü saat 18.30’da Mühendislik Fakültesi Cevdet
Kösemen Konferans Salonu’nda ACC’nin kurucusu ve Bilgisayar
Mühendisi Arda ÖDEM‹fi taraf›ndan “Visual Studio 2005 (.NET)
ve SQL Server 2005” e¤itimi yap›ld›. Yaklafl›k 3 saat süren e¤itimde, kat›l›mc›lar›n ö¤rendiklerini daha iyi kavrayabilmeleri için
bir demo program› tasarland› ve kodland›.
EMO (Elektrik Mühendisleri Odas›) Ankara
54
Hasat ‹stanbul
Parktan Sonra
“gittigidiyor”da
Günümüzde her ülkede yap›lan alternatif enerji kaynaklar›
aray›fl›na birkaç senedir Tübitak’ ›n deste¤i ile üniversitelerimiz de kat›ld›. 3 senedir yar›flmalar düzenlenerek birçok
üniversitenin kat›l›m›yla gerçeklefltirilen yar›flmalarla hem
ülkemizdeki çeflitli ifl alanlar›n›n ilgisini çekmek hem de vatandafllar›m›z›n bu konuda bilgilendirilmesi amaçlanm›flt›r.
Biz de bu amaçla yola ç›karak 3 sene önce yapm›fl oldu¤umuz arac›m›z› geçen haftalarda gittigidiyor.com aç›k art›rma sitesinde sat›fla ç›kard›k. Tabii ki as›l amac›m›z gözbebe¤imiz olan arac›m›z› satmak de¤il, alternatif enerji kaynaklar›ndan sadece biri olan günefl enerjisini tan›tmakt›.
Bunun yan›nda temiz enerji kaynaklar›n› günlük ihtiyaçlar
17 Ekim 2007 günü saat 12.00’de MSP (Microsoft Student Partner) ve MVP (Microsoft Most Valuable Proffessional) kat›l›m›yla
Microsoft ve ACC taraf›ndan “Microsoft Akademik Programlar›
Tan›t›m›” düzenlendi.
7 Kas›m 2007 tarihinde okulumuz Bilgisayar Mühendisli¤i mezun
ö¤rencilerinden Hakan BAYINDIR’›n kat›l›m›yla “Türkiye’de Grid
Teknolojileri Semineri” düzenleyen ACC, ö¤rencilerin kendilerini
gelifltirmeleri için büyük bir olanak sundu.
8 Kas›m 2007’de Bilgisayar, Biliflim Sistemleri ve Yaz›l›m Mühendisli¤i Bölümleri’ne yeni gelen ö¤rencilere ACC tan›flma kokteyli
düzenlendi. Ö¤retim görevlilerimizin ve Dekan›m›z Prof. Dr. ‹brahim Akman’›n da destekleri ile gerçeklefltirilen kokteyle, yaklafl›k
300 ö¤renci kat›ld›. Dekan›m›z ‹brahim Akman’›n aç›l›fl konuflmas› ile bafllayan ve devam›nda kulübümüzün tan›t›c› sunumunun
yap›ld›¤›, daha sonra konuklar›m›za içecek ve yiyecek ikram› edildi¤i tan›flma kokteyli sona erdi.
PC Magazin Internet Editörü Ali R›za Babao¤lan taraf›ndan 3 Aral›k 2007 tarihinde Cevdet Kösemen Konferans Salonu’nda “Internet Teknolojileri’nin Dünü, Bugünü ve Yar›n› &Web 3.0” adl› seminer gerçeklefltirildi.
Bugüne kadar okulumuz ö¤rencilerinin yararlanabilecekleri bir
çok etkinlik düzenlemifl olan ACC’nin bundan sonra da en az bu
kadar baflar›l› ifllere imza atacaklar›n› biliyor, baflar›lar›n›n devam›n› diliyorum. Okulumuzun kaliteli e¤itimi ve ACC’nin yararl› organizasyonlar›yla vizyonu
son derece genifl gençler
olarak hayata at›laca¤›m›za eminim...
ACC iletiflim:
0312586 87 18 /
[email protected] /
acc.atilim.edu.tr
Emine Karabacak/At›l›m Üniv. Bilgisayar Mühendisli¤i Ö¤rencisi
55
için kullan›labilece¤ini göstermekti. Arac›n sat›fla ç›kma hikayesi ise çok ilginç bir flekilde oldu. Tak›m arkadafllar›m›zla kendi fizik kitaplar›m›z› gittigidiyor.com’da aç›k art›rmaya ç›kar›rken akl›m›za en ilginç fikir olarak ilk günefl arabam›z olan HASAT geldi ve çok büyük ilgi çekece¤ini düflündük. Türkiye’ de bir ilki gerçeklefltirerek Gittigidiyor
platformunda arac›m›z›n ilan›n› yay›nlad›k. Nitekim insanlar›n ilgisini de çekti. 3 günde yaklafl›k 3000 kifli arac›m›z›
incelemededi. ‹nsanlar sadece ilanda verdi¤imiz bilgiyle
yetinmeyerek alternatif enerjilerle ve özellikle de günefl
enerjisiyle ilgili sorular yönelttiler bize, biz de mümkün oldu¤unca onlara ayr›n›l› bilgi vererek amac›mza ulaflmaya
çal›flt›k. Bunun yan›nda trajikomik mailler de görmedik de¤il tabii ki. HASAT’› “imam›n kay›¤›”na benzetenler oldu ,
“benzinli mi dizel mi?” gibi sorular› görmek bizleri bir yandan güldürürken bir yandan üzdü. Sonuç olarak ülkemizin
her türlü alternatif enerjiyi elde edebilece¤i kaynaklar›n
bulunmas›ndan dolay› temiz enerji kaynaklar›n› ne kadar
çok kullanabilirsek fosil yak›tlara olan ba¤›ml›l›¤›m›z› o kadar azaltabiliriz.
• IEEE “Society” , “Section” , “Chapters” ve ”Student Branch”
lerden oluflan genifl bir a¤d›r,
At›l›m
IEEE
• Endüstriyel ve mesleki hayat›n geliflmesine hizmet eden bir
araçt›r,
• Mühendislerin baflar›lar›n› ödüllendirerek varl›klar›n› kabul
eder,
• Dünya çap›ndaki di¤er teknik organizasyonlarla birliktelik kurar.
IEEE Nedir?
IEEE mühendisli¤in yarat›c›l›k gelifltirme, bütünlefltirme, paylaflt›rma ifllevine, elektro teknoloji ve bilgi teknolojisine, insanl›¤a
yararl› bilimlere ve uzmanl›k alanlar›na katk›da bulunan kar amac› olmayan en büyük teknik mesleki organizasyondur. Tarihi geliflimine bakt›¤›m›zda AIEE (Amerikan Elektrik Mühendisleri Enstitüsü) ve IRE (Radyo Mühendisleri Enstitüsü) topluluklar›n›n birleflmesi ile 1963 y›l›nda resmen kurulan IEEE’nin 2005 y›l› itibariyle 150 ülkede 370.000’den fazla üyesi bulunmaktad›r.
At›l›m IEEE
Durup dururken gelecek için hayaller kurdu¤umuz ve ard›ndan
bu hayallerimizin bir k›sm›n› dahi olsa gerçeklefltirebilmek için
bir an önce çal›flmak istedi¤imiz zamanlar olur ya; hani neredeyse hepsinde çal›flmaya bafllamadan erteledi¤imiz yahut üflengeçli¤imizden olsa gerek yapmaktan vazgeçti¤imiz, f›rsatlar
bekledi¤imiz gelen f›rsatlar›n ise fark›na varmad›¤›m›z zamanlar.
Üniversite, ço¤u zaman bir ifl için kazan›lmas› gerekilen yar›fl›n
pistleri ödül ise hepimizce malum diploma. ‹flte san›r›m üniversite de bizlerin yapmaktan vazgeçmedi¤i ifllerimizden biri haliyle. Hepimiz flimdi bu iflin bafl›nday›z ve yar›n›m›z için bu ifli en iyi
flekilde bitirme gayretindeyiz.
• IEEE tüm dünyada elektrik-elektronik ve bilgisayar mühendisli¤i yay›nlar›n›n yaklafl›k %25’ini tek bafl›na yay›nlamaktad›r;
• Ayl›k yay›nlanan dergiler, kitaplar, standartlar, konferans notlar›, elektronik ürünler ve çeflitli medya ürünlerini yay›nlama
program›,
Bu zaman içerisinde kendimizi en iyi flekilde yetifltirip gelifltirmemiz gerçe¤ini göz ard› etmiyor, fakat bir türlü nereden bafllayaca¤›m›z› bilemiyor, bu konu için uygun zaman› kolluyor, uygun
kifliyi ar›yorduk. Derken bir sabah girifl kap›s›nda bir duyuru :
“At›l›m Üniversitesi IEEE Ö¤renci Kolu Kuruluyor!!! ”. Hemen
sonras›nda tan›t›m toplant›s›na kat›l›p IEEE’yi iyice tan›y›p kurulum için gerekli flartlar› ö¤rendik. Zira bizler gerçekten bizlere
fayda sa¤layabilecek bir
fleyler yapmak istedi¤imizden önümüze ç›kan bu f›rsat› kaç›rmay›p de¤erlendirmek için zaman kaybetmeden çal›flmalara bafllad›k.
Asl›nda yeni anlam›flt›k uygun zaman› beklemek yerine uygun zaman› yaratmam›z gerekti¤ini ve uygun kiflinin asl›nda hemen yan›m›zda oldu¤unu, bu ifli yapabilmek için daha önce
• Y›lda 300’den fazla konferans,
• 700’den fazla standart gelifltirme gruplar›,
• 39 teknik kurum ve bir teknik konsey.
• IEEE, üyelerinin hayat boyu süren ö¤renim sürecinde onlara
mesleki aç›dan çok önemli yard›mlarda bulunur.
• Ulusal ve uluslararas› konferanslar, seminerler, kariyer gelifltirme ve network üzerine mesleki toplant›lar,
• Gönüllü aktivitelerle liderlik ve di¤er kiflisel becerileri gelifltirme f›rsat›,
• 300’den fazla sürekli-e¤itim ve gelifltirme program›,
• Kariyer yönetimi ekipmanlar› ve kaynak materyaller,
• Finansal servisler ve portatif yarar programlar›.
IEEE dünya çap›ndaki üyelerinden oluflan bir toplulu¤u flöyle oluflturur:
56
kendi e¤itimi s›ras›nda kendi üniversitesinde IEEE Ö¤renci Kolu’nu kurmufl birisinden daha iyi birini bulmam›z güç olurdu herhalde. Neyse ki kurulum için gerekli flartlar› sa¤lamam›z ve onay al›p kurulum sürecini tamamlamam›z, iflin ciddiyetinin ve öneminin fark›nda olan e¤itmenlerimizin yard›m›yla pek uzun sürmedi. 5 Nisan 2007’de onay alan ö¤renci kolumuz gerçeklefltirdi¤i ilk toplant›da uygun bir tarih belirleyip yönetim kurulu seçimine gitti.
Neler Yapt›k?
Kurulumumuzun hemen ard›ndan 6 Nisan 2007 de tan›t›m konferans› düzenleyerek IEEE’yi tan›tt›k. Ayn› gün yüksek
gerilim ve transformatörler hakk›nda ayr›nt›l› bilgi ve transformatörlerin üretim
teknikleri, iç yap›lar›n› içeren “Transformatörler ve Yüksek Gerilim” konulu konferans düzenledik.
Sonras›nda günümüzde mühendisli¤in
vazgeçilmez programlar›ndan olan Matlab&Simulink üzerine Figes’ten Sistem
Modelleme ve Kontrol Grubu mühendislerinden Emre Karalarl›’n›n kat›l›m›yla
Matlab konulu bir seminer düzenledik.
Derslerin kesim tarihine çok az bir süre
olmas›na ra¤men yola ç›karken düfllediklerimiz için zaman kaybetmeden etkinliklere bafllad›k. Biri tan›t›m, ikisi e¤itim semineri olmak üzere üç seminer
düzenlemifl, dönemi piknik ile noktalam›flt›k. Üye say›m›z› ise çok k›sa bir sürede 42 kifliye ç›karm›fl; az da olsa dikkatleri üzerimize çekmifltik. Öyle ki “The
Institute” dergisinde Türkiye’de yer alan
ilk ö¤renci kolu olduk.
Ard›ndan dönemin stresini üzerimizden
atmak ve e¤lenmek için Göksu Park›’nda haftasonu pikni¤i ile dönemi noktalad›k.
K›sa dönemde yapt›¤›m›z etkinlikler dikkat çekmifl olmal› ki üye oldu¤umuz 8.
bölgedeki “The Institute” dergisine röportaj veren ilk ö¤renci kolu olduk.
Bu y›l döneme bir tan›flma toplant›s› ile
bafllad›k.
Amatör ruhumuza ra¤men bilincimizin
verdi¤i profesyonelli¤e güvenen bizler
bu yar›fl› tamamlamaktan ziyade dereceye girmekten bahsediyoruz ve size orada
durup bizi izlemek yerine gelip bizimle
bu baflar›y› paylaflman›z› teklif ediyoruz.
Ard›ndan üniversitemizden bir otobüs
kald›rarak “CeBIT Eurasia Biliflim
Fuar›”na kat›ld›k.
SELEX Komünikasyon A.fi.’ye teknik
içerikli gezi düzenleyerek flirketin kurulufl amac› ve flirket yap›s›n›n anlat›ld›¤›
konuflmadan sonra üyelerimiz ile Selex
Komünikasyon A.fi. Tesislerinin “NATO
Gizli” Seviyesinde Tesis Güvenlik Belgesine ve “Hizmete Özel Milli Tesis Güvenlik” belgesine sahip tesisini gezdik.
Gelin ve siz de bu tak›mda yerinizi al›n.
Zira bu yar›fl›n sonunda bizler alk›fllanman›n alk›fllamaktan daha e¤lenceli olaca¤› düflüncesindeyiz.
At›l›m IEEE olarak, bizlere kurulum için
gerekli her türlü yard›m› sa¤layan Say›n
Ali Kara, Say›n Elif Uray AYDIN, Say›n Ruflen ÖKTEM hocalar›m›za ve bu f›rsat›
görmemizi sa¤lay›p bafl›ndan sonuna kadar yan›m›zda olan asistan›m›z Say›n Mehmet YILDIZ’a teflekkürlerimizi sunar›z.
Günümüz teknolojilerinden Nanoteknoloji konusunda Dr. Evren MUTLUGÜN’ün
kat›ld›¤› Nanoteknoloji semineri ile nanoteknoloji, nanoteknolojinin dünyada geldi¤i nokta ve Türkiye’de yap›lan çal›flmalar
üzerine seminer düzenledik.
Raz›k Hileno¤lu/At›l›m Üniv. IEEE Ö¤renci Kolu Temsilcisi
57
Türk Tarih Toplulu¤u
“Varl›¤›m›z; Türk Varl›¤›na Arma¤an Olsun! Ne Mutlu Türk’üm Diyene!..”
Rehberimiz; en afla¤› 5000
y›ll›k engin Türk tarihi, ölçümüz; Türk örf, adet ve gelenekleri,
hedefimiz;
Büyük Türk
Milleti’nin müreffeh gelece¤idir.
davalar›m›za sahip ç›kabilmektir.
Bu ba¤lamda; kuruldu¤umuz
günden bu yana, sahip oldu¤umuz Türklük ve tarih fluuru
ve Büyük Türk Milleti’ne hizmet edebiliyor olabilmek
inanc›n›n verdi¤i flevk ile aral›ks›z yürüttü¤ümüz çal›flma
ve faaliyetlerimizden sadece
birkaç›:
2003 y›l›nda, Yrd. Dç. Dr.
Reflat Öztürk’ün akademik
dan›flmanl›¤› ve rehberli¤inde
kurulan ve bugün 603 aktif
üyesi ile birlikte üniversitemizin en genifl kat›l›ml› ve
faal ö¤renci kulüp ve topluluklar›n›n bafl›nda gelen Türk Tarih Platformu olarak, yaflam›m›zda ve yürüttü¤ümüz faaliyetlerimizde, esas olarak kabul etti¤imiz ve referans ald›¤›m›z tek fley; Türk’ün eflsiz lideri, Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ve O’nun bizlere açt›¤›
büyük 盤›r, gösterdi¤i yoldur. O’nun emanetçisi olan Türk
Gençli¤i olarak, bu uzun ve kutlu yolda dayanak noktam›z; Atatürk ‹lke ve ‹nk›laplar›na, bizlere kutsal bir emanet olan Laik,Demokratik ve Ça¤dafl Türkiye Cumhuriyeti’ne; Türk Devletinin Vatan› ve Milleti ile bölünmez birlik ve bütünlü¤üne, Cumhuriyetimizin ve Milli Devletimizin kurulufl felsefesi olan; Tek
Devlet, Tek Millet, Tek Vatan, Tek Bayrak ve Tek Dil Ülküsüne
ve mensubu olmaktan onur duydu¤umuz Büyük Türk Milleti’ne
olan sars›lmaz inanc›m›z ve ba¤l›l›¤›m›zd›r.
• 4 y›ld›r düzenlene gelen,
“Geleneksel Çanakkale fiehitlikleri Ziyaretlerimiz.”
• Her sene, akademik y›l bafllang›c› ertesinde düzenlenen, “Geleneksel An›tkabir, I. ve II. TBMM, DDY Müzesi, Atatürk Orman Çiftli¤i ve Devlet Mezarl›¤› Ziyaretlerimiz.”
• Her sene; akademik dönem içerisinde düzenlenen, “Geleneksel, Etnografya Müzesi Gezilerimiz.”
• Her sene, akademik dönem içerisinde, bunlardan farkl› olarak
ve yine tarihi ve kültürel öneme haiz bir baflka flehrimize düzenlenen, “Geleneksel, Türk tarihi ve kültürünün tan›t›lmas› ve
yerinde incelenmesine yönelik gezilerimiz.”
• Üye e-posta haberleflme sisteminin ve internet sitesinin kurulmas›.
• Her y›l, ramazan ay› içerisinde ö¤renci arkadafllar›m›z›n genifl
kat›l›m› ile düzenlene gelen, “Geleneksel, Türk Tad›nda ‹ftar
Yemeklerimiz.”
Bu çerçevede yürüttü¤ümüz faaliyetlerimizde, asla taviz vermedi¤imiz, temel ilkelerimiz ise; hayata iz b›rakmak ve gelece¤imizi infla etmek ad›na, ayd›n birer beyin olarak yetiflti¤imiz At›l›m
Üniversitesi’ni ve O’nun tart›fl›lmaz bir marka olmufl ad›n› iç ve
d›fl tüm alanlarda en iyi flekilde temsil edebilmek, At›l›m markas›n› her yerde ve her flekilde bizlere yak›fl›rcas›na tafl›yabilmek;
bununla birlikte yapt›¤›m›z her organizasyon ve etkinli¤in yüksek
Türk karakterine uygun flekilde, büyük Türk kültürünün ve engin
Türk tarihinin tan›t›lmas›na hizmet edebilmek ad›na ve milli meselelerimizi, milli ruh ›fl›¤›nda araflt›rabilme, tart›flabilme ve milli
• Çeflitli sivil tolum kurulufllar› ve muhtelif bir tak›m derneklerin
tertip etmifl oldu¤u “Türkçe Dil Çal›flmalar› ve Türk Dili’nin Korunmas›” adl› kampanyaya aktif kat›l›m sa¤lanarak destek olunmas›. Üniversitemiz sath›nda ise bu çal›flmalar›n taraf›m›zdan
yürütülmesi.
• Polis Akademisi’nin çeflitli zaman aral›klar›nda tertipledi¤i
sergilere, davetli olarak kat›lmak.
58
• Her y›l, 21 Mart tarihinde, akademik dan›flman›m›z Yrd. Dç. Dr. Reflat Öztürk’ün
konuflmalar› ve çeflitli sunumlarla düzenlene gelen, “Gelenseksel Türk’ün Bahar
Bayram›: NEVRUZ, kutlama konferanslar›m›z.”
• Türk Tarih Kurumu Baflkan› Prf. Dr. Yusuf Halaço¤lu’nun okulumuza davet edilerek; “Sözde Ermeni Soyk›r›m› ve Gerçekler” adl› bir konferans›n organize edilmesi.
• Emekli Korgeneral Hasan Kundakç› Pafla’n›n okulumuza davet edilerek: “Terörle Mücadele ve Milli Davam›z K›br›s” adl› bir konferans›n tertip edilmesi.
• Emekli Büyükelçilerimizden, ASAM Ermeni ‹ddialar› Masas› Baflkan›, Sn. Bilal fiimflir’in okulumuza davet edilerek; “Ermeni ‹ddialar› ve Türkiye’nin Tutumu”
adl› bir söyleflinin tertip edilmesi.
• “‹stanbul’un Fethi” gibi Türk tarihi bak›m›ndan büyük öneme haiz günlerin kutlanmas›, “Çanakkale, Sar›kam›fl ve Milli Mücadele fiehitleri’nin” y›l dönümlerinde an›lmas› gibi tarihi ac›lar›m›z›n da unutturulmamas› amac› ile tertip edilen etkinlikler.
• Genelde,Türk Dünyas› ve Türklü¤ün tarihi meseleleri, daha özelde ise; Do¤u
Türkistan, Karaba¤, Kerkük, Bosna, Kosova, Ah›ska, ve K›r›m Türkleri’nin maruz
kald›¤› bask›lar, u¤rad›klar› zulümler ve Türklük camias›n›n ortak birer sorunu
olan bu ve benzeri konularda çal›flma guplar›n›n oluflturulmas›.
• Her sene, üniversitemizce düzenlenen, Bahar fienliklerinde rol almak ve aktif
kat›l›m sa¤lamak. (Türkmen Çad›r› kurulmas›, Ebru Sanat› stand› aç›lmas› vb gibi.)
• Son dönemde yaflad›¤›m›z terör olaylar›n› tel’in, akabinde verdi¤imiz flehitlerimizi rahmetle anmak ve milli birli¤imize sahip ç›kmak ad›na tertipledi¤imiz
“Teröre Lanet, fiehitlere Rahmet Yürüyüflü” ise yaklafl›k 3000 bin ö¤rencinin kat›l›m› ile gerçeklefltirilmifl, tepki yürüyüflü ve Ulu Atatürk’ün huzuruna ç›k›fl ile sonland›r›lm›flt›r. Ayr›ca bu faaliyetimiz, ulusal bas›nda da yer alm›flt›r.
Evet, burada sayamayaca¤›m›z daha birçok farkl› ve özgün çal›flmalar›m›zla bizler;
bir an bile olsun nefes almadan ve duraksamadan, bu uzun ve kutlu yürüyüfle devam ediyoruz ve bundan sonra da ayn› heyecan, inanç ve yeni faaliyetlerimiz ile devam edece¤iz. Türk gençli¤inin ayd›nlat›lmas› ve gençli¤in kendini gelifltirebilmesi
noktas›nda; kuruldu¤umuz günden bu yana, bizlerden desteklerini bir an bile olsun
esirgemeyen ve her alanda bizlere imkan sunan Say›n Rektörümüze, Rektör Yard›mc›lar›m›za, Kültür Müdürümüze, Halkla ‹liflkiler Departman›’n›n de¤erli çal›flanlar›na; her faaliyetimizde bizlere fikren ve manen destek olarak, yol gösteren akademik dan›flman›m›z Yrd. Dç. Dr. Reflat Öztürk’e, platformumuzun yönetiminde ve di¤er karar organlar›nda canla baflla çal›flan k›ymetli çal›flma arkadafllar›ma ve son
olarak toplulu¤umuzun ve faaliyetlerimizin merkezi ve gerçek sahibi olan tüm üye
arkadafllar›m›za da teflekkürü bir zaruret bilerek, flükranlar›m› sunar›m.
Mehmet Çürüksu/At›l›m Üniv. Türk Tarih Platformu Yönetim Kurulu Baflkan›
59
Do¤a Harikas› Ilgaz
2007-2008 ö¤retim y›l›n›n bafllamas›na bir hafta
kala, geçen sene flubat ay›nda yapt›¤›m›z Ilgaz
kamp›n› bu sefer zirveyle sonuçland›rma karar› ald›k fakat bu seferki etkinli¤imizde pek fazla kalabal›k de¤ildik.13 Eylül 2007 tarihinde saat
15:30’da Aflti’de Kemal ile buluflarak Ankara-Kastamonu Huzur Turizm’in otobüsüne bindik. Planlad›¤›m›z gibi saat 19.00’da karayollar› binas›n›n
önünde otobüsten indik. Hava bekledi¤imizden
so¤uktu ve yaklafl›k 30 dakikal›k bir yürüyüflten
sonra büyük kamp yerine vard›k. Amac›m›z büyük
kamp yerinin sol taraf›ndaki terk edilmifl ormanc›
kulübesinde kalmakt›, geçen k›fl terkedilmiflti fakat bu sefer içeride küçük bir soba, birkaç çay
barda¤› ve tozlu bir yatak vard›, buran›n sahibinin
gelebilece¤ini düflünerek büyük kamp ile küçük
kamp aras› bir düzlükte çad›r›m›z› kurduk. Karfl›m›zda büyük kamp yeri vard›, etraf›m›z yemyeflildi.
Hava çoktan kararm›flt›; malum karn›m›z da çoktan ac›km›flt›. Domates çorbas›, makarna, ve
yan›nda kakaolu puding yaparak karn›m›z› doyurduk. Güzel bir sohbetin ard›ndan uykuya dald›k.
Saat 08.00 sular›nda uyand›k. Kahvalt›m›z yapt›ktan sonra eflyalar›m›z toplayarak zirve yoluna koyulduk. Büyük kamp yerinin orta taraflar›ndan orman›n içine girerek yukar› do¤ru ilerledik. Saat 11.00 sular›nda etraf›m›za bakt›¤›m›zda Ilgaz’›n dumanl› zirve-
sinin bulutlar› deldi¤ini gördük, 3000 metrenin alt›nda bir zirve olmas›na ra¤men bize Hasan Da¤›’n› and›r›yordu. Karfl›m›zda
Hacettepe Tepesi vard›. Zirve öncesi vadiye inmemiz ve tekrar yükselmemiz gerekiyordu biraz irtifa kaybettikten sonra zirve
vadisinin afla¤›s›na indik. fiimdi ise karfl›m›zda 45 derecelik bir yol vard›; yavafl yavafl ilerlemeye bafllad›k. Yaklafl›k 30 dakika sonra kimin h›zl› kimin yavafl tempoda
ilerledi¤i ortaya ç›kt›. Benim tempomun
düflük olmas›ndan dolay› zirveye 50 metre kala Kemal sisin içinde kayboldu. H›zlanarak yaklafl›k 5 dakika sonra onu sisin
içinde bana s›cak s›v› haz›rlarken buldum.
Biraz dinlendikten ve eylül ay› oldu¤u halde so¤u¤u içimizde hissettikten sonra
12.30 civar›nda zirveye vard›k. Zirve defteri yoktu, Ilgaz’› ziyaret edenler tafllarla
isimlerini yazm›fllard›. Biz de kulübümüzün ad›n› büyük harflerle yazd›k. Kahve ve
at›flt›rma molas›ndan sonra saat 13.15’te
dönüfl için yola koyulduk. Fazla mola vermeden tekrar büyük
kamp yerine; ordan da karayollar› binas›na döndük. Saat
17.00’de Kastamonu’dan kalkan Ankara otobüsüne yetifltik ve
içimizde da¤lardan ayr›lman›n verdi¤i bir hüzünle uykuya dald›k.
Nanoteknoloji Toplulu¤u
Nerelerde Kullan›labilecek?
Nanoteknoloji Nedir?
“Midget-çok küçük” anlam›na gelen Yu-
Nanoteknoloji birçok alanda kullan›lacakt›r ama en çok t›p ala-
nanca bir kelimeden türeyen nano bir
n›nda etkili olacakt›r. Belki ileride yapt›¤›m›z nano robotlarla
ölçü birimi ön ekidir ve milyar›nc› parça-
hastal›klar› daha ortaya ç›kmadan saptayabilece¤iz. Bunun ya-
y› gösterir. Ve genel olarak söylenecek
n›nda g›da sentezini sa¤layarak dünyadaki açl›¤a son verebile-
olursa nanoteknoloji bir maddeyi atom bo-
ce¤iz. Özellikle son dönemde kanserli hücreleri tedavi etmek
için bu konuda büyük araflt›rmalar yap›lmaktad›r.
yutuna indirmek olarak tan›mlanabilir.
Bunlar bugün bize hayal gibi görünse bile yak›n gelecekte bu
Nanoteknoloji bize atomlar› istedi¤imiz gibi
olaylar›n birço¤u gerçekleflecektir.
dizilim yapmam›z› sa¤layarak bugün bilinen makinalar› çok kücük boyutlarda yapmam›za olanak sa¤lar. Bu özellik de ileride
Nanoteknoloji anlafl›laca¤› gibi gele-
küçük boyutta robotlar yapmam›z› sa¤lar ve hayat›m›z› büyük
cek yüzy›l›n yap›lanmas›n›
ölçekte rahatlat›r. Buradan anlafl›laca¤› gibi nanoteknoloji ge-
sa¤layacak teklonojinin temelini
lece¤in teklonojisini oluflturacak ve hayat›m›zda büyük yenilikler
oluflturacakt›r. Ülkemizde de
maydana getirecektir.
son dönemde bu konu
Nanoteknolojide Nas›l Bir Üretim Gerçeklefltirilir?
ile ilgili büyük çal›flmalar
Günümüzde kullan›lan teknoloji teknikleri çok kabad›r. Bundan
yap›lmaktad›r. Son dö-
dolay› gerekli dayan›kl›l›kta hassasl›kta ve ucuza mal olacak bir
nemde Ankara’da kuru-
üretim gerçeklefltirilmektedir. Ancak nanoteknoloji teknikleri sa-
lan UNAM(Ulusal Nano-
yesinde söyledi¤imiz tüm özelliklerde ürünler ortaya c›karabiliriz.
teknoloji Araflt›rma Merkezi) bu-
Bilim adamlar›na göre bu oluflum 3 ad›mda gerçekleflecektir:
nun en büyük ispat›d›r. Fakat hala ülkemiz di¤er ülkeler kadar bu konu-
1. Bilim adamlar›n›n atomlar› tek tek toplayarak bir araya getir-
ya ilgi göstermemektedir.
mek için yeterli teknolojinin gelifltirilmesi,
Amac›m›z
2. Gelifltirilen teknolojiyi kullanarak atomlar›, molekülleri bir ara-
Ülkemizin gelecekte bu teknolo-
ya getirecek ‘derleyici’ lerin yap›lmas›,
jiden geri kalmamas› için nano-
3. Derleyicilerin ço¤alt›lmas› için kopyalama yapabilecek maki-
teknoloji toplulu¤u olarak okulu-
nalar›n, robotlar›n yap›lmas›.
muz gençli¤ine bu yeni teknolojiyi
tan›tmak ve varolan geliflmelerden haber-
Bilim adamlar›na göre bu üç ad›m nanoteknolojinin her alanda
dar etmektir.
kullanabilmesini sa¤layacakt›r. Bu teknolojinin gelifltirilmesi için
Amerika baflta olmak üzere birçok ülke büyük yat›r›mlar yapmaktad›r.
Alperen Öz
At›l›m Üniv.
Nanoteknoloji Toplulu¤u
Baflkan›
Özellikle Rusya son dönemde bu konu üzerine 7 milyar dolar
bütçe ay›rd›¤›n› aç›klam›flt›r.
61
Erciyes T›rman›fl›
Cumartesi saat 11:00’da Erciyes Kulübü’nden Selçuk ve
Ömer’le da¤ evinde (Beden terbiye) bulufltuk.
Ç›k›fl› fleytan rotas›ndan yapmaya ve kamp kurmadan direk da¤
evinden etkinli¤e bafllamaya karar verdik. Ç›k›fl saatine kadar
uyuduk, yemek yedik, sohbet ettik.
Akflam saat 22:30’da da¤ evinden t›rman›fla bafllad›k. 1 saat yürüdükten sonra ilk istasyona vard›k. Buraya kadar hava çok güzeld, gökyüzünde dolunay her yeri ayd›nlat›yordu ve zirve muhteflem görünüyordu. Hava s›cakl›¤› ise -5 dereceydi. ‹lk istasyonda 5 dakikal›k moladan sonra ikinci istasyona yürümeye bafllad›k, hava s›cakl›¤› düflmeye bafllam›flt› ve daha 2. istasyona
varmadan fliddetli rüzgar bizi zorlamaya bafllad›. ‹kinci istasyonda kulübeye girdik. Derme çatma kulübede kapatabildi¤imiz kadar aç›k yerleri kapamaya çal›flt›k, s›cak s›v› al›p birfleyler at›flt›rd›ktan sonra Ömer durumunun iyi olmad›¤›n›, devam edemeyece¤ini söyledi. Çok fazla titriyordu ve midesinde de problem vard›. Ömer geri dönerken biz de 2. istasyondan ayr›lm›flt›k ve zorlu etap bafllam›flt›. Çok fazla rüzgar vard› ve beklenmeyen daha
do¤rusu havan›n güzel görüntüsü nedeniyle beklemedi¤imiz bir
so¤uk vard›. -15 -20 derecelerde ve müthifl bir rüzgara karfl›
kamp alan›na vard›k. Mola verdik ancak esen rüzgar vücudumuzun so¤umas›na neden oluyordu; bu da bizi çok fazla üflütüyordu. K›sa k›sa molalarla ilerlemeye devam ettik. Buraya kadar kar
diz boyuna kadar geliyordu. B nedenle Selçuk’la de¤iflmeli iz
aç›yorduk. Ekibimizin durumu bu noktaya kadar iyiyidi. Benim
yüksek tempo ›srar›m sonuçsuz kalsa da zaman olarak kayb›m›z
yoktu. Art›k zirve tüm heybetiyle üstümüzde belirmiflti ve sanki
kendine çekiyordu. Tam kendimi kapt›rm›flt›m ki bu noktada
beklenmeyen birfley oldu. Kahvalt› kayal›¤›na yaklafl›k 15 dakikal›k mesafe kala, Selçuk midesine kramp girdi¤ini ve durumunun kötü oldu¤unu söyledi. Ben ileride oldu¤um için yanlar›na
döndüm ve ‹lmi’yle beraber geri dönme karar› verdik. Selçuk ilk
bafllarda karfl› ç›ksa da onaylad›. Hemen s›cak bir çay yap›p Selçuk’a verdim. Küçük bir kayal›¤›n kuytusunda biraz dinlendik
ama durdukça üflümek bizi sinir ediyordu ve son bir kez zirveye
bak›p geri dönüfl yoluna koyulduk.
T›rman›fl›n en zevkli yerine gelmiflken fleytan rotas›n›n bafl›nda
kendimi kazma kramponla t›rman›fla haz›rlarken, hatta ERC‹YES’‹N Z‹RVES‹NE DOKUNACAKKEN böyle bir flanss›zl›k yaflamam›z bizi çok üzmüfltü. Fakat ekip anlay›fl›n›n ve ekip olman›n
gere¤ini yerine getirmek bizlere ayr› bir gurur vermiflti.
‹lmi’yle zirveye bakarak sözlefltik; tekrar gelecektik. Bir dahaki seferin hayalini kurarken dönüfl çok k›sa sürmüfltü. Mümkün oldu¤unca
az mola verip, vücudumuz “s›cak ve tempolu tutup, saat 7:00 gibi
da¤ evine döndük ve döner dönmez tulumlar›n içine girdik.
Bizimle bereber bu zorlu t›rman›fla kat›l›p bize rehberlik eden
Selçuk ve Faruk’a sonsuz teflekkürler.
Kemal Sezen
At›l›m Üniv. Do¤a Sporlar› Kulübü
“Bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olunmaz” der U¤ur
Mumcu. ‹nsan, deneyim ve kültür arac›l›¤›yla
bilgilenir. Yani, öncelikle somut yaflant›lar›, daha
sonra da kültür araçlar› arac›l›¤›yla sürekli artmakta
olan bir bilgi birikimine ulafl›r. Yaflant›lardan
edindi¤imiz bilgilenme biz fazla emek sarfetmeden
olur. Ancak kültür araçlar›na ulaflmak ve bunlar›
de¤erlendirmek belli bir bilinç gerektirir.
Yaflant›lardan edindi¤imiz deneyimleri bilgiye
dönüfltürmek zeka iflidir. Ama kültür arac›l›¤› ile
bilgilenmek kültür araçlar›na ulaflabilmeyi, bunlar›
seçmeyi ve iyi de¤erlendirmeyi gerektirir. KültürSanat sayfalar›m›z›n öncelikli amaçlar›ndan biri,
üniversitemiz ö¤rencilerine kültür araçlar›ndan
baz›lar›n› tan›tmak ve bunlar› seçme imkan›
sa¤lamak.
Peki, bilgilenmek insana ne getirir? Mumcu'nun
deyimiyle fikir sahipli¤i... Fikir sahipli¤i de hayata
karfl› kararl› bir tutumu olan bir kiflilik ve de
zorluklarla daha ak›lc› ve daha kolay bafla ç›kabilen
bireyi oluflturur. Kültür, yaflamdan tat almay› sa¤lar.
Bireyi birey, ulusu ulus yapar.
Yeni say›m›z›n Kültür-Sanat sayfalar›nda a¤›rl›¤› yine
kültürün vazgeçilmez ö¤esi olan kitaba verdik. Tabii
ki vazgeçilmez olan “yedinci sanat”› da
unutmadan... Say›m›z›n yenili¤i ise fliir sayfam›z...
Kültür-Sanat'la kal›n...
KÜLTÜR & SANAT
EDEB‹YATTA
iz b›rakanlar...
Amin Maalouf
SEMERKANT
11. yüzy›ldan 20. yüzy›la uzanan bir öykü Semerkant. Yazar, karakterleri ve yüzy›llar›
birlefltirmek için Titanik’le birlikte batan Hayyam’›n rubaileri
ve dönemin tarihini içeren el
yazmas›n›n as›rlar boyu bafl›ndan geçenleri anlat›r ve bu flekilde buluflturur Selçuklu veziri Nizamülmülk’le 20. yüzy›l
serüvencisi Benjamin Lesage’›. Hayyam’›n rubailerini yazd›¤› topraklar üzerinde
ve dönemde yaflan›lan tarihi olaylar teker teker hayat
bulur Maalouf’un sat›rlar›nda. Hasan Sabbah’›n Alamut Kalesi’nden yönetti¤i bugünkü teröristlerin g›pta
etti¤ini düflündü¤üm korkunç ‘Haflflaflinler’, Selçuklular›n Nizamülmülk yönetimi ve Sultan Melikflah hükümdarl›¤› alt›nda yaflad›¤› mezhep kavgalar› ve tüm
bu karmafla içerisinde Hayyam’›n derin felsefesi ve sade ve güzel sözleriyle anlatt›¤› Cihan’a olan aflk›, Tanr›yla konuflmalar›… Hepsi, insanda kitap okumufltan
çok film izlemifl etkisi b›rakacak kadar detayl›, bir o
kadar keyifli. Kitab›n ikinci hikâyesine geçip de 20.
yüzy›la gelindi¤inde, yazmadan haberdar olan ve onu
bulmak için ‹ran’da darbe ve devrimlerle dolu bir maceraya sürüklenen Amerikal› Benjamin Omar Lesage
ve ‹ran Prensesi fiirin’in Hayyam’›n Yazma’s› sayesinde kesiflen yollar› çizilir kelimelerle. Bir de Bat›’yla Do¤u’nun aras›nda Amin Maalouf’un gördü¤ü tüm farkl›l›klar. San›r›m, fiirin ve Benjamin’in Yazma’n›n Atlantik’te bat›fl›n›, kaybolup gidiflini izledikten sonraki tutumlar› Bat› ve Do¤u aras›ndaki fark›n küçük bir örne¤i. Yollar›n› kesifltiren Yazma’yla beraber yitip gitmeyi
tercih eden fiirin ve Yazma’ya ne denli de¤er verirse versin her fleyden
önce hala soluyabildi¤ine
sevinen ve fiirin’in Yazma’n›n yok oluflundan
ötürü hissetti¤i kederi anlayamayan Benjamin…
Yani gelenekçi ve geçmiflinde yaflayan Do¤u, yenilikçi ve yüzünü gelece¤e dönen Bat›…
Ahmet Ümit
BEYO⁄LU RAPSOD‹S‹
Türk polisiye roman›na yepyeni
bir soluk getiren Ahmet Ümit
muhteflem bir Beyo¤lu görüntüsünün gözlerimizin önüne serildi¤i, Beyo¤lu kültürünün buram buram koktu¤u sat›rlardan bahseder Beyo¤lu Rapsodisi’nde. ‹çinde, Homeros’un fliirlerindeki olaylardan birini iflleyen flark› veya
parçaya “rapsodi” denir. Ümit de
bu kitab›nda Homeros’un fliirlerinden birini kula¤›m›za
f›s›ldar adeta. Beyo¤lu’nda bafllay›p yine Beyo¤lu’nda
bitten üç arkadafl›n hikâyesidir bu. Sokaklar›n, binalar›n, bildi¤imiz bilmedi¤imiz köflelerin ama en çok insanlar›n hikâyesi bu. Çocukluktan bafllayan bir dostlu¤un bugününü anlat›yor “Beyo¤lu Rapsodisi”. Üç farkl› yaflam tarz›n›n birleflti¤i bir noktada bu dostluk. Önce onlar› bafltan sona tan›yoruz, hayatlar›na tan›k oluyoruz. San›yoruz ki, her fley hep böyle do¤al devam
edecek. San›yoruz ki, hayat normal seyrini sürdürecek. Ama gün geliyor bir foto¤raf sergisi hayatlar›n›
de¤ifltiriyor. Önce bir kad›n giriyor bu üçlünün aras›na,
bir Rus. Sonra cinayet fikri hayatlar›n›n bir parças› oluyor. Soruflturmalar, sorular… Ve s›rlar geliyor ard›ndan. Ahmet Ümit okuyucular›, yazar›n yaratt›¤› muhteflem kurguyu asl›nda sezerler çünkü yazar bu kurguyu
hemen hemen her eserinde ustaca kaleme al›r. Ümit,
polisiye gerilim edebiyat›n›n s›n›rlar›n› fevkalade zorlamaktad›r. Okuyucusunu sürpriz bir sonla ödüllendirirmenin yan› s›ra ölümsüzlük üzerine, dostluk üzerine, aile
üzerine, sahip olma duygusu
üzerine sorular sorduruyor.
Ahmet Ümit, bu kitab›nda da
heyecan dozu yüksek bir polisiye roman bekleyenleri hayal k›r›kl›¤›na u¤ratmayacak.
Ad›m ad›m Beyo¤lu ve kar›fl
kar›fl insan var bu romanda.
64
Gündüz Vassaf
TAR‹H‹ YARGILIYORUM
Bunca zamand›r yaz›lm›fl, dile getirilmifl tarihin yalan söylemifl olmas› hiç
de uzak bir ihtimal gibi durmuyor düflününce. Gündüz Vassaf’›n bu kitab›,
yalan söyleyen tarihin, uzunca bir süredir yanmakta olan mumunu söndürme çabas›, bir anlamda. Tüm yalanlara
cevap vermesi mümkün olmasa da
duydu¤umuz, gerçek oldu¤unu düflündü¤ümüz baz› yalanlar›, söylenme amac›n› aç›klayarak daha olas› görünen do¤rularla de¤ifltiren Vassaf’›n sadece
geçmifle de¤il ayn› zamanda tarihin dolayl› olarak ilgilendi¤i günümüz ve gelece¤in dünyas›na iliflkin sözlerini de dile
getirmesine olanak sa¤lam›fl Tarihi Yarg›l›yorum.
Vassaf’›n gelece¤in tarihçilerinin günümüzü yazarkenki tav›rlar›n›n nas›l olaca¤› ve kullanaca¤› kelimelerin neleri ça¤r›flt›raca¤›na dair merak›, geçmifl, flimdiki ve gelecek zamanl› cümlelerin harmanland›¤›, günümüze miras kalan tarih yaz›m›n›n sa¤l›kl› olmad›¤›n› dile getirdi¤i bu kitab› yazmas›na neden olmufl gibi. Toplumlar›n çevreye, etraf›ndakilere ve kendilerine verdikleri zararlardan habersiz olufllar›n›n verdi¤i kayg›yla gelece¤in tarihçilerinin bugünle ilgili bir
fleyler yazabilmek için gelece¤in olmas› gerekti¤ini ve bundan kuflkusu oldu¤unu ima eder kitab›n›n son sat›r›nda.
Kitaplarda hiç durmadan bahsi geçen savafllar›n ve savafl
kahramanlar›n›n efsaneleflmifl öykülerinin gölgesinde kalan,
daha do¤ru bir söylemle, gölgesinde b›rak›lan tarihin günümüzün ve gelece¤in dünyas›n›n da savafl toplumlar› ve savafl kitaplar› üretece¤i anlat›l›r kitapta. Yüzlerce y›l süren bar›fllar›n kitaplarda yer almamas›na karfl›l›k bar›fl dönemleriyle karfl›laflt›r›nca daha k›sa süren savafllar›n binlerce y›ld›r
yüceltilmesini elefltirir yazar.
Tarihe ilgisi olan biri olarak daha önce duymad›¤›m geri
kalm›fll›¤› ve ayn› zamanda geliflmiflli¤i örneklendirdi¤i cümlelerle, türümüzle ilgili umutsuzlu¤a kap›lmam›z› önledi¤i
gibi, geliflme sürecinde ondan
çok fazla fley beklemememiz
gerekti¤i konusunda da bizi
uyar›yor sanki yazar. Yani, olan
bitenleri okuduktan sonra ne
iyimser ne de kötümser olabiliyor insan.
Alev Alatl›
SCHRÖD‹NGER’‹N KED‹S‹ (Kabus)
2020’li y›llarda Türkiye’nin sonuna neden olacak karmaflan›n tohumlar›n›n
at›ld›¤›, bu tohumlar›n, ortaya ç›kan
yayg›n madde ba¤›ml›l›¤›, postmodern-faflizm, radikal ‹slamc›l›k gibi
ak›mlarla efl zamanl› olarak yeflerdi¤i
y›llar› an›msayan psikoterapist ‹mre
Kad›zade ve Türkiye toplumunu temsil
eden ailesinin öyküsü Kâbus. Alev
Alatl›’n›n bilimden dine, felsefeden sosyoloji ve psikolojiye
kadar birçok alandan oluflan 704 sayfal›k genifl yelpazesi
yorucu olmas›na ra¤men bakt›¤›m ama göremedi¤im fley65
leri görmemi sa¤lad›¤› için bilinçlendirici bir seyahat gibiydi.
Yazar›n kurgusal bir dünya
üzerinden gerçeklere iflaret etmesi ve dil ve bilinç aras›ndaki
iliflkiyle ilgili yorumlar› George
Orwell’in 1984’ünü epey hat›rlatsa da günümüz Türkiyesi’nde olan bitenin ayr›m›na varmam› sa¤lamas›yla ‘iyi ki okudum’ dedi¤im kitaplardan. Tavsiye ederim.
Haz›rlayanlar: Gülay Gülp›nar, Fatmanur Ünkesen (‹ng. Dil. Ed. Ö¤rencileri)
S‹NEMADA
iz b›rakanlar
gory Peck); ifllemedi¤i bir suçla yarg›lanan ve yarg›lamas› bitmeden s›rf siyah oldu¤u için suçlu kabul edilmifl san›¤›, toplumun bütün bask›lar›na karfl›n savunur. Atticus, gösterdi¤i cesaret ve erdem nedeniyle tüm zamanlar›n en iyi karakteri olarak sinema tarihine geçip, bir de Oskar ödülü al›r.
Amerikan Film Enstitüsü’nün gelmifl geçmifl en iyi filmler s›ralamas›nda ilk yüz aras›nda 25. s›rada yer alan ve en iyi uyarlama senaryo dal›nda bir Oscar ödülü daha olan filmin prodüktörlü¤ünü
Alan J. Pakula, yönetmenli¤ini Robert Mulligan yapar ve usta
oyuncu Robert Duvall “Boo Radley” rolüyle sinemaya ilk kez bu
filmle ad›m atar. Filmde Scout rolündeki Mary Badham da küçük
yafl›na karfl›n en iyi yard›mc› kad›n oyuncu dal›nda Oskar’a aday
gösterilir. Final sahnesi, jenerikte oldu¤u gibi yine bu küçük k›z
taraf›ndan doldurulur. Çocuk duyarl›l›¤›yla söyledi¤i "Boo bizim arkadafl›m›zd›. Bize sabundan yap›lm›fl iki bebek, bozuk bir saat ve
hayat›m›z› verdi…. " cümlesiyle hayat›m›zda küçük roller oynayan
kiflilerin yaflam denilen senaryomuzu nas›l de¤ifltirebilece¤ini dile
getirir.
Robert Mulligan
TO KILL A MOCKINGBIRD
Bülbülü Öldürmek
Siyah beyaz filmlerin büyüsü baflkad›r.
Belki de perdeye yans›yan bu sadelik; sanatç›lar›n teatral ifadeleriyle birleflince anlat›lmak istenilen duygular daha keskinleflir, daha derin izler b›rak›r bizde. Öyle ya,
günümüzle k›yasland›¤›nda teknoloji ve
kurgu hilelerinden mahrum yönetmenin
elinde senaryosu, oyuncular› ve kendi yetene¤inden baflka olana¤› yoktur. "To kill a mockingbird” filmi
1962 yap›m› olmas›na karfl›n, belki etkisini art›rmak ve
1930’lu y›llar› daha iyi hissettirmek için siyah beyaz çekilmifltir. ‹yi oyuncular› ve olay örgüsü, gerçe¤e göre belki daha mant›kl› senaryosuyla bize bir dönemin en sa¤lam tasvirinden birini sunar.
Robert Zemeckis
BEOWULF - ÖLÜMSÜZ KAHRAMAN
Kral Hrotghar halk›n›n bafl›na bela
olan yarat›k Grendel'den kurtulmak için dört bir yana haber gönderir ve Grendel'i öldürecek olan
her kim olursa ona ülkesinin sahip
oldu¤u alt›nlar›n yar›s›n› verece¤ini
duyurur. Bunun üzerine Beowulf
adamlar›yla birlikte Hrothgar'›n ülkesine gider ve istenildi¤i gibi
Grendel’i öldürür. Ancak bu kahramanl›¤›n›n onu nelerin içine sürükleyece¤inden habersizdir.
Film, Harper Lee'nin ayn› adla yay›mlanan ve 1961’de Pulitzer
ödülü kazanan tek roman›ndan uyarlan›r. Kitap öylesine sevilmifltir ki, Amerika’da ‹ncil’den sonra en önemli eser olarak
kendinden söz ettirir. 1929 ekonomik buhran› sonras›, Amerika’da yaflanan ›rk çat›flmalar›ndan ekonomik zorluklara, ahlak
de¤erlerinden, çocuk e¤itimine kadar pek çok alanda bizlere
çarp›c› örnekler gösterir. Adalet, dürüstlük, korku, sevgi, sadakat, samimiyet gibi hayata dair her fleyi bir çocu¤un kelimeleriyle özetler. ‹ki küçük elin aralad›¤› tahta bir kutudan ç›kan çocuksu hazineler ve fonda görüntülere efllik eden tatl› m›r›lt›larla oluflturulmufl jeneri¤i, döneminin çok ilerisinde bir anlay›flla
çekilmifl küçük bir özet olarak kabul edilir. Filmin ad›, o küçük
elin karalamalar›yla ortaya ç›kar ve ayn› eller birkaç saniye önce çizilmifl bir kuflu y›rtarak ilerleyen sahnelerde neler olaca¤›na dair ipuçlar› verir. “Bülbülü Öldürmek” olarak Türkçe’ye
uyarlanan filmde, söz konusu “bülbül” kimilerine göre Jem,
Tom Robinson, Dill, Boo Radley gibi karakterlerin masumiyetini simgeler.
‹ngiliz edebiyat›n›n bilinen en eski kahramanl›k fliiri olan Beowulf,
yaz›l›fl›ndan yaklafl›k 1200 y›l sonra Robert Zemeckis taraf›ndan
beyazperdeye uyarland›. Beowulf-Ölümsüz Kahraman'›n edebi bir
eserden, özellikle de çok eski bir kahramanl›k destan›ndan uyarlanm›fl olmas› s›k›c› bir yap›m oldu¤unu düflündürebilir. Ancak,
Gelece¤e Dönüfl, Forest Gump, Kutup Ekspresi gibi filmlerin Oscarl› yönetmeni Robert Zemeckis'in ola¤anüstü baflar›s›, filmi eski ve s›k›c› bir destandan, macera dolu, görsel efektlerle süslenmifl, sürükleyici ve fantastik bir kahramanl›k hikayesine dönüfltürüyor. Anthony Hopkins, Angelina Jolie, John Malkovich, Robin
Wright Penn, Brendan Gleeson gibi oyuncular›n yer ald›¤› filmde
Beowulf karakterini Ray Winstone canland›rm›fl.
Genel olarak ›rk ayr›mc›l›¤› üstüne kurulu filmde “bülbül öldürmenin günah oldu¤unu” söyleyen avukat baba Atticus (Gre66
Haz›rlayanlar: Ayla Gö¤kufl, Adem Güdük
ALTIN PORTAKAL NOTLARI
Türk Sinemas›'n› Dünya Sinemas›'yla buluflturan
Antalya Alt›n Portakal Film Festivali, dünyaca ünlü
oyuncu, yönetmen, senarist ve yap›mc›lar› konuk
ederken, Türk Sinemas›'na eme¤i geçen usta isimlerle genç oyuncular› görkemli bir organizasyonla bir araya getirdi.
19-28 Ekim 2007 tarihleri aras›nda düzenlenen ''44. Uluslararas› Antalya Film
Festivali'', Türkiye, Avrupa ve Asya ülkeleri baflta olmak üzere yurt içi ve
yurt d›fl›ndan çok say›da ünlü konu¤u
a¤›rlad›. Festival, her y›l oldu¤u gibi bu
y›l da Türkiye ve dünyadan ünlü y›ld›zlar›n, sinema dünyas›na damgas›n› vuran
usta yönetmenlerin, yap›mc›lar›n ve senaristlerin buluflma noktas› oldu. 44. Uluslararas› Antalya Film Festivali'nin yabanc› konuklar› aras›nda, 3'ncü Uluslararas› Avrasya Film Festivali, ''Onur Konu¤u'' usta yönetmen Francis Ford Coppola, 2007 y›l›nda yönetmen olarak ikinci filmine
imza atan ve ''Hotel R›v›era'' filminin galas›na kat›lacak Frans›z sanatç›
Sophie Marceau ve filmin baflrol oyuncusu Christopher Lambert, ''Alt›n
Ça¤''›n yönetmeni, sinema dünyas›n›n yeni dahisi olarak da an›lan Shekhar
Kapur ve filmin oyuncular›ndan, 4 kez Goya Ödülü'ne aday gösterilmifl
genç yetenek Jordi Molla, ünlü görüntü yönetmeni Christopher Doyle, efsanevi ‹ngiliz yönetmen Nicolas Roeg ve son filmi ''Puffball''da rol alan Miranda Richardson ve ''Doktor Jivago''nun baflrol oyuncusu Rita Tushingham
bulundu. Uzakdo¤u sinemas›n›n dev ismi, Oscar ödüllü Tayvan do¤umlu yönetmen Ang Lee'nin festivalin perdelerini açacak son filmi Lust Caution'›n
Çinli güzel y›ld›z› Joan Chen, ''Yaflam›n K›y›s›nda'' filminin oyuncular› Nurgül Yeflilçay, Hanna Schygulla, Tuncel Kurtiz, Baki Davrak ve filmin yönetmeni Fatih Ak›n, Cannes'te yar›flan ''Yas Orman›'' filminin yönetmeni Naomi Kawase'nin yer alaca¤› festival, ''Günbat›m›'' filminin oyuncular›ndan,
Meryl Streep'in k›z› Mamie Gummer, ''Uyuyan Sudan Kork'' filminin senaristi ve yönetmeni Jacques Deschamps, bu y›l Fransa'n›n Oscar aday› ''Indigenes'' filminin yazar›, 2007 y›l›nda en iyi senaryo dal›nda Cesar ödülünü
kazanan senarist Ol›v›er Lorelle, Ken Loach'›n son filmi ''‹flte Özgür Dünya''n›n baflar›l› oyuncular› Kierston Wareing ve Juliette Ellis'i a¤›rlad›. Ulusal
Uzun Film Yar›flmas›’nda bu y›l, töre, günah-sevap ve kad›n-erkek iliflkileri
üzerine farkl› bir bak›fl aç›s› sunan, Türk Sinemas›’n›n önemli senarist-yönetmenlerinden Bar›fl Pirhasan’›n, alt› sene sonra dönüfl yapt›¤› filmi
“Adem’in Trenleri”, farkl› kiflilikleri tesadüflerin gölgesinde bir araya getiren
ve önce kendileriyle, ard›ndan birbirleriyle iletiflim kurmaya zorlayan olaylar›n konu edildi¤i, Berkun Oya yönetmenli¤indeki “‹yi Seneler Londra”, kasaba’n›n genç delisi Jan Jan’›n naif aflk öyküsünün anlat›ld›¤› yönetmenli¤ini Ayd›n Sayman’›n üstlendi¤i “Jan Jan”, Zülfü Livaneli’nin ayn› isimli kitab›ndan uyarlanan Abdullah O¤uz yönetmenli¤indeki “Mutluluk”, Türk bir
delikanl›n›n, Alman s›¤›nma sisteminin içine düflüp, o çark›n içinde eriyip
gitmesini anlatan, Reis Çelik’in senaryosunu yaz›p yönetti¤i “Mülteci”, üç
farkl› gazete haberinden yola ç›k›larak çekilen ve ça¤›n çürüyen ruhunun
resmini çizmeye çal›flan, Yavuz Altun yönetmenli¤indeki “Münferit”,suç ve
günah temalar›n› derinlemesine inceleyen, senaristli¤ini ve yönetmenli¤ini
Tayfun Pirselimo¤lu'nun yapt›¤› “R›za”, namus cinayetlerini konu alan, Handan ‹pekçi’nin senaryosunu yaz›p, yap›mc›l›¤›n› ve yönetmenli¤ini de üstlendi¤i “Sakl› Yüzler”, Turgut Yasalar’›n Ahmet Ümit’in roman›ndan uyarlad›¤› “Sis ve Gece”, bu seneki Cannes Film Festivali’nde ‘en iyi senaryo’
ödülünü kazanan, senaristli¤ini ve yönetmenli¤ini Fatih Ak›n’›n yapt›¤› “Yaflam›n K›y›s›nda”, flehir hayat› ile do¤up büyüdü¤ü kasaba aras›nda s›k›fl›p
67
kalm›fl bir karakterin ifllendi¤i, Cannes Film Festivali’nde gösterilen, Semih
Kaplano¤lu’nun senaryosunu yaz›p yönetti¤i ‘Yumurta’ , insanlar aras›ndaki
yabanc›laflma, çaresizlik ve aflk duygular›n› konu alan, Cemal fian’›n senartistli¤ini ve yönetmenli¤ini yapt›¤› “Zeynep'in Sekiz Günü” yar›flt›. 44'üncü
Antalya Alt›n Portakal Film Festivali Ulusal Uzun Metraj Film Yar›flmas› En ‹yi
Film Ödülü’nü Yumurta, Dr. Avni Tolunay Jüri Özel Ödülü’nü Yaflam›n K›y›s›nda, Behlül Dal En ‹yi Genç Yetenek Ödülü’nü Saadet Ifl›l Aksoy (Yumurta), En
‹yi Yönetmen Ödülü’nü Fatih Ak›n (Yaflam›n K›y›s›nda), En ‹yi Senaryo Ödülü’nü "Yumurta" (Semih Kaplano¤lu, Orçun Köksal), En ‹yi Erkek Oyuncu
Ödülü’nü Murat Han (Mutluluk), En ‹yi Kad›n Oyuncu Ödülü’nü Özgü Namal
(Mutluluk), En ‹yi Yard›mc› Erkek Oyuncu Ödülü’nü Tuncel Kurtiz (Yaflam›n
K›y›s›nda), En ‹yi Yard›mc› Kad›n Oyuncu Ödülü’nü Nursel Köse (Yaflam›n K›y›s›nda) evlerine götürdü. Bu y›l Festivale “dayak” gölgesi düflse de Alt›n
Portakal a¤›rlad›¤› yabanc› konuklar› ve Ulusal Uzun Film Yar›flmas› heyecan› ile yaflamaya ve takip edilmeye de¤erdi.
Benim Annem Güzel Annem
Son dönem sinemam›z›n en önemli isimleri aras›nda yer alan Semih Kaplano¤lu, ilk filmi Herkes
Kendi Evinde’yi 2001’de çekti. O tarihe kadar reklamc›l›k ve köfle yazarl›¤› yapt›. Kitlesel e¤ilimleri
ve medyatik olma kayg›s› tafl›madan son derece
kiflisel bir sinema dili gelifltirdi. 2005’te yapt›¤›
Mele¤in Düflüflü ile daha soyut bir sinema dilini
benimsedi. Senaryosunun kiflisel olmas› ve baz›
zorlama ö¤eleri nedeniyle film çok elefltirildi.
Bir üçleme olarak tasarlanan Yumurta, Yusuf (Nejat ‹fller) isimli kahraman›n annesinin ölümü üzerine do¤up büyüdü¤ü Tire’ye dönüflünü anlat›yor. Özellikle Zeki Demirkubuz,
Nuri Bilge Ceylan gibi yönetmenlerin sinemalar›nda ifade ettikleri “yabanc›laflm›fl entelektüel” tiplemesi, Kaplano¤lu’nun yaratt›¤› Yusuf karakteri ile
denk düflüyor. Bu karakter çevresine karfl› donuk, iletiflimsiz ve sevgisiz bir
büyükflehir insan›. ‹stanbul’un yabanc›laflm›fl, samimiyetsiz ortam›na, bütün
s›k›c›l›¤›n›n tersine kasaba yaflant›s›na özlem, aray›fl ve yolculuk üzerine bir
film Yumurta. Asl›nda bir anlamda da “taflraya övgü”. Kaplano¤lu, Mele¤in
Düflüflü ile belirgin hale gelen soyut sinema yaklafl›m›n› Yumurta ile daha
belirgin hale getiriyor. Umutsuz sahaf dükkan›na t›k›lan Yusuf için akrabas›
Ayla (Saadet Ifl›l Aksoy) asl›nda bir yaflama umududur. Ancak yönetmen
bizlere, filmin ilk sahnesinde Yusuf’un içindeki taflral›¤›n kaybolmad›¤›n›n
sinyallerini gönderiyor. Sahaf›na gelen kad›na çok de¤erli bir kitab› bir flifle
flarap karfl›l›¤›nda verecek kadar da alçakgönüllü. Yusuf, annesinin ada¤›n›
yerine getirdikten sonra köpek ve koyun sürüsüyle geçirdi¤i, do¤ayla bafl
bafla kald›¤›, çözüldü¤ü gecenin ard›ndan Tire’deki annesinin evine dönüflünün hikayesidir asl›nda. Yumurta Yusuf Üçlemesi’nin (Yumurta, Süt, Bal)
kronolojik olarak son filmi. Kaplono¤lu’nun son filmden bafllamas›n›n sebebi ise Yusuf’a kendisini daha yak›n hissetmesi. Cannes’da “Yönetmenlerin
On Befl Günü” bölümünde gösterilen Yumurta, Antalya’da En ‹yi Film de dahil olmak üzere yedi ödül ald›. Yumurta, Tire’deki hayat gibi yavafl bir film.
Yusuf’un ölen annesini hiç görmesek de izleyici olarak tan›flmasak da, saks›lardaki çiçeklerde, bir bardak demli çayda, kahvalt› masas›nda, salondaki
örtülerde, Yusuf’un aya¤›na geçirdi¤i terlikte, kendi evinde kurdu¤u düzende asl›nda var oldu¤unu bilmek, Yusuf’un evine geri dönmesiyle birleflince
içimizdeki umudu körüklüyor. Nejat ‹fller ve Saadet Ifl›l Aksoy’un oyunculuklar› ve Semih Kaplano¤lu’nun yönetimi ile birleflince görülmesi zorunlu hale
gelen bir film ç›k›yor karfl›m›za.
Son olarak, ‘Süt’ün de yine Cannes’da gelecek y›l içinde çekilecek projeleri
tan›tt›klar› bir bölüme seçildi¤ini, çekimlerinin bu y›l›n ekim ay›nda bafllad›¤›n›, gelecek y›l›n sonbahar›nda gösterime girece¤ini, ‘Bal’›n ise 2009
y›l›nda gösterime girece¤ini söylemekte fayda var.
Haz›rlayan: Zeynep Ünal
ETKİNLİK
MEKATRON‹K MÜHEND‹SL‹⁄‹ GÜNÜ
malar yap›ld›. E¤lenceler ile birlikte ö¤renciler üst s›n›flarda
alacaklar› derslerin çal›flmalar›n› yak›ndan inceleyerek ders
içerikleri hakk›nda bilgi edindiler ve gelecek seneler için bilinçlendiler.
Ö¤rencilerimizin yo¤un ilgisinin yan›nda ö¤renci ailelerinin,
okulumuzda görev alan tüm personelin yap›lan yar›flmalara
ve sergilenen çal›flmalara karfl› büyük bir ilgisi vard›. 10. y›l
etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen bu günümüzde, Rektörümüz Prof. Dr. Abdurrahim Özgeno¤lu ve Mütevelli Heyet
Baflkan›m›z ‹. Yalç›n Zaim bölümümüzde yap›lan çal›flmalar›
4. S›n›f Projesi - Kaplumba¤ams› Robotlar
ve bunlar›n ürünlerini yak›ndan incelediler ve bizi yaln›z b›rak-
Geliflen teknolojik gereksinimlerinden do¤an ve Türkiye’de
say›l› üniversitelerde bulunan Mekatronik Mühendisli¤i Bölümümüz bu y›l ilk kez “Mekatronik Mühendisli¤i Günü” düzenledi. De¤iflik s›n›flardaki ö¤rencilerin birbiriyle kaynaflmas›,
senelere ve derslere göre çal›fl›lan projelerin ve araflt›rmalar›n
paylafl›m› için düzenlenen At›l›m Üniversitesi Mekatronik Mühendisli¤i Bölümü Günü, 25 May›s 2007 Cuma günü tüm gün
Mühendislik Fakültesi’nde devam etti. Bu etkinlikte, bölüm
ö¤rencilerimizle birlikte Robot Toplulu¤u ö¤rencilerimiz, ö¤rencilerimizin büyük emekler harcad›¤› günefl arabas›n›n ekibi, birinci s›n›flar›m›zdan yüksek lisans ö¤rencilerimize kadar
herkes görev ald›.
mayarak. ‹kinci s›n›flar›m›z›n halat üzerinde giden araçlar› ile
z›playan mekanik araçlar› ve dördüncü s›n›flar›m›z›n yapm›fl
oldu¤u günefl enerjisi ile çal›flan kaplumba¤ams› robotlar büyük ilgi toplad›.
Günün sonunda ö¤rencilerimiz onuruna verilen kokteylde o
güne kat›lan tüm ö¤rencilerimize kat›l›m belgesi da¤›t›ld› ve
gelecek sene de bu organizasyonun yap›lmas› kararlaflt›r›ld›.
Emeklerini sergileyen ö¤rencilerimize, bu günü haz›rlamam›zda büyük eme¤e geçen okulumuzun Halkla ‹liflkiler Bölümü’ne, bölümümüzün baflkan› Prof. Dr. Abdulkadir ERDEN’e
sonsuz teflekkürler. Seneye görüflmek üzere....
Bölümümüzün ders kapsam›ndaki çal›flmalar›m›z›n ve ö¤renci
ürünlerimizin sergilendi¤i Mekatronik Mühendisli¤i Günü’nde
ö¤rencilerin gelifltirdi¤i çeflitli araçlar aras›nda testler, yar›fl-
Arfl. Gör. Aylin Konez Ero¤lu
Mekatronik Mühendisli¤i Bölümü
68

Benzer belgeler