Görüntüle - Kandilli Kulübü

Transkript

Görüntüle - Kandilli Kulübü
itibar
6
Bülten - Sonbahar 2010
FAT‹H KURALKAN
KAND‹LL‹ KULÜBÜ KURUCULAR KURULU ÜYES‹
‹LET‹fi‹M VE YAYIN KOM‹TES‹ BAfiKANI
Kandilli Kulübü’nün De¤erli Dostlar›;
Kulüp kürsüsünde a¤›rlad›¤›m›z konuflmac›lar›n ve sayfalar›m›zda yer verdi¤imiz çok de¤erli isimlerin
zengin görüfl ve deneyimlerini paylaflan bir bültenle daha tekrar birlikteyiz. Bir sosyal topluluk olarak
fikir birli¤inden çok, fikir zenginli¤ini benimsemifl olan Kandilli Kulübü’nün bu yaklafl›m›n› yans›tan
yaz›lar› ‹tibar’›n bu say›s›nda da görebilirsiniz. Nobel ödüllü bilimadam› Fritz Albert Lipmann’›n çok
meflhur bir sözü, ‹tibar’›n bu yap›s›na da çok güzel bir aç›klama getirmifl oluyor: “Herkes ayn› fleyi
düflünüyorsa, hiç kimse fazla bir fley düflünmüyor demektir.” ‹tibar’da da farkl› düflünceler, farkl› deneyimler ve farkl› yorumlara rastl›yor olman›z, Kandilli Kulübü toplant›lar›nda farkl› görüfllere sahip insanlar›n konuflmac› olarak yer ald›¤›na flahit olman›z, kulüp olarak fazla fley düflünen insanlar›n bir araya
geldi¤i bir yap› oldu¤umuzun kan›t›d›r diye düflünüyorum.
‹flte bu anlay›flla haz›rlad›¤›m›z ‹tibar’›n alt›nc› say›s›nda da zengin bir içerikle karfl›n›zday›z. Öncelikle
iki toplant› önceki konuflmac›m›z de¤erli ifladam› Ahmet Nazif Zorlu’dan baflar›y› yakalaman›n ve bu
baflar›y› ülke baflar›s› haline dönüfltürmenin s›rlar›n› ö¤renece¤iz. Denizli’nin Babada¤ ‹lçesi’nden bir
dünya markas›na uzanan yolun k›sa tarihini, bu tarihin yazar›ndan okuyaca¤›z.
Baflar› grafi¤ini hiç düflürmeyen, faaliyete bafllad›¤› kategoriyle yetinmeyip, markas›n›n alt›nda bir çok
farkl› kategoride dünya çap›nda baflar› yakalayan bir grubun; Hisar Grubu’nun Yönetim Kurulu Baflkan›
Ayhan Erdo¤an’›n k›ymetli tecrübelerini ve görüfllerini de ilerleyen sayfalarda bulabileceksiniz.
Göreve geldi¤i k›sa süre içerisinde kendini ‹stanbul halk›na sevdiren, sadece ‹stanbul de¤il, Türkiye’nin
birçok kesiminden büyük övgüler alan ‹stanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu da, en son topnat›m›z› flereflendiren konuklar›m›zdand› ve ifladam› Abdülkadir Konuko¤lu’ndan önce k›sa bir selamlama konuflmas›
yapt›. Say›n Mutlu’nun bu s›cak konuflmas›n› da bültenimizde okuyabileceksiniz.
Son toplant›m›z›n de¤erli konuflmac›s› Sanko Holding Yönetim Kurulu Baflkan› Abdülkadir Konuko¤lu’nun, bir Anadolu flirketinin nas›l baflar›l› bir holdinge dönüflebilece¤ine dair ipuçlar› içeren samimi
konuflmas› da bültenin içerisinde sizleri bekliyor olacak. Konuko¤lu’nun kendine has üslubuyla s›cak,
samimi ve ö¤retici görüflleri birço¤umuz için k›lavuz niteli¤inde olacakt›r diye düflünüyorum.
Görüfllerine yer verdi¤imiz bir di¤er baflar›l› yönetici ise THY Yönetim Kurulu Baflkan› Hamdi Topçu.
Say›n Topçu, bizlerle THY’nin göz kamaflt›ran baflar›s›n›n ard›ndaki s›rlar› ve markan›n gelece¤e yönelik hedeflerini paylaflt›.
Kandilli Kulübü’nün Yönetim Kurulu Üyesi ve bir di¤er dünya markam›z Ramsey’in ‹cra Kurulu Baflkan›
Hüseyin Do¤an da görüfllerini bizimle paylaflan isimler aras›nda. Say›n Do¤an’la hem Ramsey’in
baflar›s›n›, hem de Kandilli Kulübü’nün kurulufl amaçlar›n› konufltuk.
Bültenimizin bir di¤er de¤erli misafiri de Enkay Group’un baflar›l› yöneticilerinden Mimar Fatma Betül
Özden’di. Kendisi bizlerle aile flirketlerinde kurumsallaflma ve kad›nlar›n ifl hayat›ndaki yeri konusundaki görüfllerini ve deneyimlerini paylaflt›.
‹tibar’›n yeni kuflaklar›n görüfllerini yans›tt›¤› bölümü Genç Vizyon’da ise üç parlak isim ve üç farkl›
bak›fl aç›s› sizleri bekliyor. Ac›badem Hastaneleri’nin yönetici aday› Zeynep Ayd›nlar, Bahçeflehir Üniversitesi Mimarl›k Fakültesi ö¤rencisi Enes Olpak ve Y›ld›z Teknik Üniversitesi Mimarl›k Fakültesi ö¤rencisi Mehmet Kalyoncu’dan Kandilli Kulübü’nün amaçlar› ve faaliyetlerine dair de¤erli görüfllerin yan›
s›ra, kendi kariyer basamaklar›yla ilgili aç›klamalar da ‹tibar’›n sayfalar›nda yer al›yor.
Zengin içerikli bu bülteni keyifle okuyaca¤›n›z› umar, bir sonraki say›da bulufluncaya dek sa¤l›kl› ve keyifli günler geçirmenizi dilerim.
1 itibar
‹çindekiler
ONUR SOYSAL
Sayfa 4-5
“
Aile, flirket veya devlet ifllerinde pürüzsüz iflleyiflin temel
flart›, bir eylem felsefesine sahip olmakt›r.
AHMET NAZ‹F ZORLU
Sayfa 6-19
“
“
KAND‹LL‹ KULÜBÜ YÖNET‹M KURULU BAfiKANI
ZORLU HOLD‹NG YÖNET‹M KURULU BAfiKANI
“
Sayfa 20-23
“
AYHAN ERDO⁄AN
H‹SAR YÖNET‹M KURULU BAfiKANI
Sizden sonra gelecek olan nesile ifli iyi
ö¤retmeniz ve ayn› zamanda ifli sevdirmifl olman›z
gerekmektedir.
ZEYNEP AYDINLAR
“
Sayfa 24-27
ACIBADEM HASTANELER‹
“
Gelecekte sa¤l›k sektörünü, ifl hayat›n› ve
yöneticili¤i iyi bilen biri olarak flirket
yönetiminde yer almak istiyorum.
HÜSEY‹N DO⁄AN
“
Sayfa 28-37
KAND‹LL‹ KULÜBÜ YÖNET‹M KURULU ÜYES‹
H›zl› karar verme, çok çal›flma ve ayn› zamanda
risk almay› birinci nesil çok iyi yap›yor.
2
“
“
Her zaman hayal kurdum ama hiçbir zaman
hayalperest olmad›m.
HÜSEY‹N AVN‹ MUTLU
“
‹STANBUL VAL‹S‹
Sayfa 38-39
“
Sizlerin üretimi, sizlerin gayreti, sizlerin
sabr›, sizlerin heyecan› ülkemizi büyütüyor
ve güçlendiriyor.
SANKO HOLD‹NG YÖNET‹M KURULU BAfiKANI
Arkadafllar profesyonellefleceksiniz ama iflin
hakimiyeti sizde, patronda olacak.
HAMD‹ TOPÇU
“
Sayfa 52-57
“
“
ABDULKAD‹R KONUKO⁄LU
“
Sayfa 40-51
TÜRK HAVA YOLLARI YÖNET‹M KURULU BAfiKANI
MEHMET KALYONCU
M‹MARLIK FAKÜLTES‹ 1. SINIF Ö⁄RENC‹S‹
Lise müfredat›na ekonomi dersi konmal›.
FATMA BETÜL ÖZDEN
“
ENKAY GROUP, M‹MAR
Sayfa 68-71
“
Sayfa 62-67
“
“
“
“
Sayfa 58-61
Yeni nesli görünce gelece¤e daha güvenle bak›yorum,
aile flirketlerinin de ataerkil düflünce sistemati¤iyle
yönetildiklerine inanm›yorum.
Han›mlar›n ifl dünyas›na daha fazla kat›lmas› ve
etkin roller alabilmesi için yap›labilecek en temel
davran›fl bilinçlenmektir.
ENES OLPAK
M‹MARLIK FAKÜLTES‹ 2. SINIF Ö⁄RENC‹S‹
Kulüp yap›s›n› besleyerek kendimizi de güçlendiriyoruz.
3 itibar
Kandilli Kulübü Yönetim Kurulu Baflkan›
Onur Soysal’›n Aç›l›fl Konuflmas›
ONUR SOYSAL
KAND‹LL‹ KULÜBÜ YÖNET‹M KURULU BAfiKANI
‹lk insan Hz. Adem’den bugüne dek insanl›¤›n belirli bir geliflim kaydetti¤i ve dünya üzerinde daha iyi flartlarda yaflam sürme konusunda ilerleme gösterdi¤i çeflitli dönemler olmufltur. Bu dönemler incelendi¤inde büyük s›çrama dönemlerinin insano¤lunun “de¤er üretti¤i” dönemler oldu¤u görülecektir. ‹nsano¤lu kültürde ve sanatta,
sosyal hayat›n kurallar›n›n belirlenmesinde, bilimde ve nihayet ekonomik alanda “de¤erler üretti¤i” her dönemde büyük ilerlemeler
kaydetmifltir. Meseleyi milletler aç›s›ndan ele alacak olursak di¤er
toplumlara göre yaflam kalitesi daha ileri olan toplumlar hayat›n her
alan›nda “de¤er üreten” toplumlard›r.
“De¤er üretme” meselesi günümüzün rekabetçi ifl ortam›nda flirketlerimizin en çok üzerinde durmalar› gereken meseledir. Gelecekte gerçekten mükemmeli yakalayacak olan kurulufllar, her seviyedeki çal›flanlar›n› hayata faydal› bir “de¤er yaratma” konusunda adama ve ö¤renmeye ikna edenler olacakt›r. Kendi flirketlerine,
flu anda sahip olduklar›n›n toplam› olarak bakan giriflimci ve ifladamlar› de¤il; henüz sahip olmad›klar›n›n, sahip olabileceklerinin
toplam› olarak bakan giriflimci ve ifladamlar› olmal›y›z. fiirketlerimiz
“ürün üreten” flirketler olmaktan “de¤er üreten” flirketler olmaya
do¤ru geçifl yapmal›lar ki dünya çap›ndaki rekabete boyun e¤mek
zorunda kalmas›nlar.
Kandilli Kulübü’nü oluflturmak için yola ç›kt›¤›m›zda, arkadafllar›m›zla kendimize sordu¤umuz temel sorulardan biri fluydu: “Bizim
bir yönetim felsefemiz var m›?” Maalesef, gerçek flu ki, ülkemizi de,
iflletmelerimizi de bir felsefeye, derin ve temel bir anlay›fla sahip olmadan yönetmek istiyoruz. Asl›nda bütün bocalay›fllar›m›z›n temelinde felsefesizlik var.
Felsefe akl›n terbiyesidir. Filo-sofiya, bilgiye duyulan aflkt›r. Bu terbiye ve bu aflkla yola ç›kmayanlar asla iyi yönetici olamazlar. Kandilli Kulübü buluflmalar›nda bir bak›ma ad›m ad›m kendi yönetim
felsefemizi infla ediyoruz. Toplant›lar›m›za kat›lan her konuflmac›, o
felsefeye bir kelime, bir kavram, bir özdeyifl, bir gerçek hayat öyküsü kat›yor. Böylece hayat› hepimiz için daha anlaml› k›lacak bir düzeye yükseldi¤imizi hissediyoruz.
4
“
“
Aile, flirket veya devlet ifllerinde
pürüzsüz iflleyiflin temel flart›, bir
eylem felsefesine sahip olmakt›r.
Aile, flirket veya devlet ifllerinde pürüzsüz iflleyiflin
temel flart›, bir eylem felsefesine sahip olmakt›r.
Felsefesi olmayanlar, muhatap olduklar› insanlar›
motive edemez. Hepimiz tecrübelerimizden biliyoruz ki, ileri derecede motive edilmifl insanlar, kendilerinden daha iyi e¤itilmifl, daha donan›ml›, hatta daha zeki insanlardan genellikle daha baflar›l›
olur, amaçlar›na daha çabuk ulafl›rlar.
Türkiye’de insanlar felsefe kelimesini çok sevmezler; hatta korkarlar. Oysa felsefe son kertede do¤ru düflünebilmek ve düflündü¤ünü muhatab›n›n anlayabilece¤i tarzda ifade edebilmektir. Dilin büyüleyici gücünü fark etmektir. Tarihimizde bize son
derece basit gözüken birçok halk flairi bu s›rr› çözebilmiflti. Mesela Karacao¤lan bu gerçe¤i sezmifl
olmal› ki, insanlar›n "dil kadrini" bilmede zaaf gösterdiklerine flöyle iflaret ediyordu:
Nuh'un gemisine bühtan edenler;
Yelken aç›p yel kadrini ne bilir?
O Süleyman kufl dilini bilirdi;
Her Süleyman dil kadrini ne bilir?
Karaco¤lan der ki belim büküldü;
A¤z›m›n içinde diflim söküldü;
Nuh Nebi'nin haddesinden çekildi;
Saz çalmayan tel kadrini ne bilir?
Kendimiz ve gelece¤imiz için sürdürdü¤ümüz “de¤er üretme” yar›fl›nda “yel kadrini, dil kadrini ve
tel kadrini” asla unutmama dile¤iyle, bültenimizin
bu say›s›n›n tüm kulüp paylafl›mc›lar›m›z için ufuk
aç›c› olmas›n› diliyorum.
5 itibar
“
“
AHMET NAZ‹F ZORLU
Her zaman hayal kurdum ama hiçbir
zaman hayalperest olmad›m.
AHMET NAZ‹F ZORLU
ZORLU HOLD‹NG YÖNET‹M KURULU BAfiKANI
De¤erli Han›mefendiler, çok de¤erli ifladamlar›, hepinizi sayg›yla selaml›yorum. Gerçekten, böyle güzide bir toplulu¤a hitap etmek bana heyecan veriyor. Kandilli Kulübü Baflkan› ve yöneticilerine beni konuflmac› olarak davet ettikleri için teflekkür ediyorum.
Ben Ahmet Nazif Zorlu. 15 yafl›nda ifl hayat›na bafllad›m. Babam ticarete
at›ld›¤›nda, 1953 senesinde, ben 12 yafllar›ndayd›m. Evde 2 tane dokuma
tezgah›m›z vard› ve ayn› zamanda babam ticaretle u¤rafl›yordu. Hafta sonu bir gün bizim oran›n pazar› olurdu. Bütün Babada¤, evinde ikifler, üçer
dokuma tezgahlar› olan ve tamamen dokumac›l›kla ifltigal eden, o gün için
7000 nüfuslu bir kasabayd›. Babam bir taraftan ticaretle u¤rafl›rken ben
evde dokuma tezgahlar›nda masura sarard›m. Babam bana; aram›zda tekstilci arkadafllar›m›z var bilirler, o zamanlar bobin yoktu kelep vard›, “On
kelep saracaks›n, ondan sonra oynamaya gideceksin.” derdi. Ben o on tane kelebi hemen çabucak sarar, arkadafllar›mla oynamaya giderdim. ‹lkokul
döneminde yaz tatillerinde böyle “on kelep saracaks›n, oynamaya gideceksin” derken, ben 12 yafl›nda okulu bitirdim. Bizim Babada¤’da ortaokul olmad›¤› için babam “Dükkanda çal›flacaks›n.” dedi. Hem on kelep ile masura saracaks›n, hem de dükkanda duracaks›n. Tabii ben çocu¤um, arada
s›rada kaytar›rd›m. Böyle böyle devam ederken 13 yafllar›nda tamamen
dükkanda çal›flmaya bafllad›k.
Bizim Babada¤ ticaretle u¤raflt›¤› için ülke içerisinden bütün vilayetlerden
ifladamlar› gelirdi. Bizim de dükkana gelirlerdi. Ben de her zaman hayal
kurard›m, “Ben de büyüyünce ifladam› olaca¤›m.” diye. Gerçi hep söylerim; her zaman hayal kurdum ama hiçbir zaman hayalperest olmad›m. O
gelen fötrlü, kravatl› güzel giyinmifl ifladamlar› geldikçe ben özenirdim. 14
6
7
itibar
“
“
Yapacaksan en iyisini yap, gideceksen
en uza¤a git, ç›kacaksan en yükse¤e ç›k.
E¤er bunlar› yapam›yorsan, hiçbir fley
yapma, git evinde otur.
yafl›na geldi¤imde babama, “Baba bana bir dükkan aç, Bursa’da, ‹stanbul’da, ben dükkan› idare ederim.” dedim. Kendimde o güveni gördüm.
Hayalini kuruyordum, bir ifladam› olmak istiyordum. Allah rahmet eylesin, babam bakard› böyle surat›ma, bir fley söylemez, gülerdi. Ben babama, bana bir dükkan açmas› için devaml› ›srar
ettim. Türkiye’nin de¤iflik illerine biz mal gönderirdik. Dükkanda ilk çal›flmaya bafllad›¤›m zamanlar balya dikmekten, çuval dikmekten sonra
ben biraz daha kendime geldim, mal teslim etmeye, almaya bafllad›m. Ambar yapard›m. Babam›n muhasebesi vard›, muhasebeyi ö¤renmeye
bafllad›m. 14 yafl›nda defter-i kebir tutmay› ö¤renmifltim. 15 yafl›ma geldi¤imde yine ›srarc›
olarak babama dükkan açmas›n› söyledi¤imde
babam yine gülüyordu.
Babamla amcam›n ifl ortakl›¤› vard›. Amcam
bir gün müflterilerine ifl seyahati yaparken, bakir bir bölge olarak Karadeniz’den çok muazzam bir flekilde siparifl ald›. Biz her hafta 7-8
balya yaparken, bafllad›k 30 balya mal yapmaya. O esnada babama dedim ki, “Baba bak orada çok mal sat›l›yor, bana bir ifl yeri aç, ben
oraya gideyim.” Babam yine gülmeye bafllad›.
Ondan sonra amcam biraz destek oldu ve
1959’da çok sat›lan çeflitlerden 25-30 balya
mal yap›p Trabzon’a gittik ve bir depo tuttuk.
Amcamla beraber mal satmaya bafllad›k ve hayat›m›zdaki ilk yedi¤imiz kaz›k, orada bize çok
fley ö¤retmifl oldu. Bir gün amcam geldi, “Falanca yer çok güzel mal istiyor, bunlar› verelim.” dedi. Ne istiyor derken bizim elimizdeki
mallar›n hepsini ald›, 60 gün vadeli satt›k mallar›. Senetleri ald›k. Amcam dedi ki, “Ben hemen gideyim yeniden mal alay›m geleyim, hem
de memlekete gitmifl olurum.” Peki, dedik. Elimizde mal, çeflit falan kalmad›. Babamlar senetleri iplikçiye vermifller, mal alm›fllar.
8
Bir buçuk, iki ay sonra senetler protesto olmaya
bafllad›, me¤ersem bize, mezarl›k isimle dolma
senet vermifl adam. Bize büyük bir tecrübe oldu.
O arada biz biraz sendeledik. Bu senetlerin hepsinin protesto olmas›ndan, sermaye eksikli¤inden falan iplikçiler bize flüpheyle bakmaya bafllad›lar. Bu arada iflimiz devam ederken 4 kifli
olarak ortaklafla bir flirket oluflturdular. 120 bin
sermayeli bir flirketti. O flirket de 1960 ihtilalinde batt›. Bat›nca ben Babada¤’a geldim ama
oradaki dükkan duruyordu. Bakt›m ortaklar
aras›nda da bir geçimsizlik var. O geçimsizlikle
beraber ben gördüm ki durum iyi de¤il. Evde babamlar otururken babama; “Baba, bu flirketten
ayr›l. Bu flirketin durumu iyi de¤il, ortaklar birbirleriyle iyi geçinemiyorlar.” dedim. Hatta benim yan›mda kavga etmifllerdi. Benim de çok
moralim bozulmufltu. Babam ayr›lma karar› verdi. Bize flirketten 30 bin liral›k sermaye yerine
6800 liral›k bir mal iade edildi. Babama aynen;
“Baba bu mal› bana ver. Ben bu mal› seyyarda
satar›m. Bundan bir fleyler yapmaya çal›fl›r›m.”
dedim. Babam, “O¤lum bir de bu biterse, ben
borç para ald›m babannenden, ben ne yapar›m?”
deyince benim laf›m flu oldu: “Bunu da o¤lum
yedi dersin.”
Ben 15 yafl›nda yollara koyuldum tekrar. Tek
bafl›ma iflime devam etmeye bafllad›m. Hiç unutmuyorum birisi vard›, bugün sa¤ m›d›r, bilmiyorum. Kendisinden 5000 lira borç istedim, verdi.
Babama gönderdim, o da bana 15000 liral›k
mal gönderdi. Onu da satt›m, yani iflleri büyütmeye bafllad›m. Biz iyi bir flekilde ifl yapmaya
bafllad›k. Bu arada bizim hemflerilerden bir tanesi ç›kt›, geldi. Biz bunla bafllad›k rekabet etmeye. Birbirimizle nas›l rekabet ama; o kaç liraya verdi, dokuz mu? Ben de sekiz buçuk. Yok sekiz, yedi gidiyor... Rekabet, rekabet, dört sene
para kazanmadan devam ettik. Ben askere gittim, geldim. Onlar batt›lar biz ayakta kald›k
ama biz de zor duruyoruz ayakta. Abim de askerden geldikten sonra onunla beraber tekrar güzel
ifller yapmaya bafllad›k.
1968 senesinde, karfl›m›zda rekabet edecek kimse kalmam›flt›. Bafllad›k baflka ifller araflt›rmaya.
Ne yapal›m falan derken 70’li y›llarda ben ‹stanbul’a geldim. “Ne ifl yapabiliriz” diye araflt›rmaya bafllad›m. Kendi mesle¤imizi mi yapal›m, baflka ifller mi yapal›m? Tabii ‹stanbul o gün de çok
büyük bir flehir. Yine ayn› meslekle ilgili ilk defa
Türkiye’de emprime çarflaf› yapt›k. Kumafl› bir
yerden al›yorduk, emprimesini Bursa’da bir yerde
“
Bu emprime
çarflaf› bast›rd›k,
Babada¤’a geldik
ve dediler ki;
“Zorlu’nun
o¤lu kafay› yedi,
basmadan
çarflaf
yapt›r›yor.”
“
yapt›r›yorduk. Bu emprime çarflaf› bast›rd›k, Babada¤’a geldik ve dediler ki; “Zorlu’nun o¤lu kafay› yedi, basmadan çarflaf yapt›r›yor.” Gerçekten de çok güzel bir ürün ortaya ç›kard›k, piyasaya gösterdik ve piyasa bunu çok tuttu. O zaman
buna bir marka koyal›m, dedim. Kimseye de sormadan, Taç markas›n› o emprime çarflafla beraber koyduk ve mal› s›rada satmaya bafllad›m.
Sonra Bursa’da dokuma tezgahlar› ald›k. Peyderpey iflimizi büyütmeye bafllad›ktan sonra
1975’te neyin ne oldu¤unu ö¤rendik; teflvik almak gibi. 30 milyon $’l›k bir yat›r›m teflvi¤i ald›k. ‹talya’ya gittik. ‹talya’da gezerken, aç›k ve
net olarak söyleyim, lisan›m›z yok, bir “thank you” biliyoruz baflka bir fley bilmiyoruz. Dolafl›yoruz. Dolafl›rken bir standa gitti¤imizde çok güzel
bir yatak örtülük kumafl gördüm. Ama müthifl bir
fleydi. Makina alma niyetiyle de de¤il; ne var, ne
yok diye gezmek için gitmifltik. Ve orada o kumafl›n, kadife yatak örtüsünün makinalar›n› sat›n ald›k, geldik. Teflvi¤imizi ald›k ama, teflvik almak
bir ölüm. Ankara’da iflimizi takip eden bir müflavirimiz vard›; “‹lla yönetim kurulundan birisi
gelsin ondan sonra imzalayal›m.” demifller. Ben
gittim o gün Sanayi Bakanl›¤›’na.
Kamyonlar›m›z garaja giriyor, ama bizim teflvikler bir türlü ç›km›yor. ‹mzalar› da versek ç›km›yor. Son gün, Cuma günüydü, bunu hiç unutmuyorum; müsteflar beni ça¤›rd›, “Siz devleti kand›ramazs›n›z.” dedi. Ben de “Efendim bizim kamyonlar›m›z bekliyor. Günde 300-400 mark demuraj ödüyoruz, lütfen bunu imzalay›n.” dedim. Hala, “Sen devleti kand›ramazs›n.” diyor. “Esta¤furullah! Niye kand›ray›m?” dedim. Biz gümrüksüz mal getiriyoruz ya, istihdam yapaca¤›z ya,
onun için devleti kand›rm›fl oluyoruz. Aynen flunu
dedim; “Bu mallar Suriye’den, K›br›s’tan, fluradan buradan geliyor. Biz burada istihdam yapaca¤›z ve istihdam yapt›ktan sonra bu mallardan
da ihracat yapaca¤›z.” O makinalar› getirdik; bu
sefer Merkez Bankas›’na param›z› yat›rd›k. Param›z transfer olmuyor, dolar artt›kça boyuna
biz para ödüyoruz, artt›kça para ödüyoruz. Neyse gerçekten de o fabrikam›z› kurduk ve kadife
yatak örtülerini s›rada satt›k.
1980’lere geldi¤imizde gerçek bir sanayi kurmak
istedik ihtilal oldu. Bursa’da Korteks fabrikam›z›, sonras›nda da tül fabrikas›n› kurduk. O zamanlar piyasa Musevilerin elindeydi sonra bize
geçmeye bafllad›. Ondan sonra, “Bu ifl yaln›z dokumayla olmaz, entegre yapal›m, polyester iplik
fabrikas›n› kural›m.” diyerek yola ç›kt›k. O gün
için 20 ton polyester iplik fabrikas›n› kurmak
9
itibar
için yola girdik ve Uzak Do¤u’ya gittik. Tayvan’a
20 ton kuraca¤›z diye 1987’de gittik ki, 300 ton
kapasiteyle ve 100 tonluk da ilave yat›r›mla
döndük. Uçakla getiriyorlar makinalar›, o kadar
talep var. Niye bunlar› söyledim, bugün Türkiye’de bizim tesislerimiz tekstilde gerçekten en
büyük kapasiteyle çal›fl›yor. Elektronikte de, beyaz eflyada da çok büyük kapasitelerle çal›fl›yoruz. Çünkü o zamanlardan ö¤rendim ki, büyük
kapasiteyle yaparsan›z daha çok rekabetçi olabilirsiniz. Bugün Zorlu Grubu’nun Türkiye’deki
kapal› alan› 2 milyon metrekaredir. Bak›n arazi
de¤il, fabrika. Bugün için 132 ülkeye ihracat yap›yoruz. Geçen seneki ihracat›m›z 2,5 milyar $.
1994’lere geldi¤imizde büyüklü¤ümüzle tekstilde art›k bir yerlere gelmifltik. Art›k baflka bir
sektörde ifl yapmak için aray›fl içerisindeyken
Vestel 1992’lerde sat›l›k diye bize geldiler. Gittik, konufltuk, pazarl›¤›m›z› bitirdik, ama sonra
nedense vazgeçtiler. 1994’te Vestel tekrar sat›l›¤a ç›kt›. Bir yemekteydim, bakt›m karfl›mda
beyaz saçl› birisi oturuyordu, bana bakt› güldü.
10
Ben de güldüm. “Tan›yamad›n galiba, ben Vestel’in CEO’suyum” dedi. “Vestel tekrar sat›l›k.”
deyince ben de “Vestel’le falan ilgilenemem, 2
ay u¤raflt›m, sonra cayd›n›z.” dedim. Bir Pazar
akflam›yd›, ertesi sabah ilgilenen arkadafla “fiurayla bir ilgilen bakal›m.” talimat›n› verdim.
1994’te biz Vestel’i sat›n ald›k. O zaman dediler
ki; “Elektronikte bu çaputçu adam›n ne ifli
var?” Herkes bizden flüphe etti. Batacak, dediler, kimse kredi falan vermedi. O gün için de biz
hiçbir bankadan kredi kullanm›yoruz, öz sermayeyle ifl yap›yoruz. ‹fl Bankas›’na gittik, kredi istedik, “veremeyiz” dediler. “Ben kefil olaca¤›m.” dedim, kefaletle beraber ‹fl Bankas› destek oldu, sa¤ olsunlar.
O zaman kendimize hedefler koyduk. Bana bir
sunum yapt›lar, fabrika 360 bin televizyon üretiyor. Ben bir hesab›n› kitab›n› yapt›m. “Beyler, 1
televizyon bafl› 60 $ gider var. Faiz, iflçilik gideri, genel gider tam 60 $. Rekabet etmem mümkün de¤il.” dedim ve tam 1 milyon adet TV hede-
“
Türkiye’de her zaman en iyisini yapmak
için yola koyulduk. Biz dedikodu
yapmad›k, istihdam yapt›k. Biz dedikodu
yapmad›k, ihracat yapt›k.
Biz dedikodu yapmad›k, vergi verdik.
Türkiye’de her zaman biz en iyisini yapmak için
yola koyulduk. Biz dedikodu yapmad›k, istihdam
yapt›k. Biz dedikodu yapmad›k, ihracat yapt›k.
Biz dedikodu yapmad›k, vergi verdik. Bu vesile
belirtmek isterim ki, Türkiye’de en büyük maharet, neyi, ne zaman, nerede, ne flekilde yapaca¤›n›z› bilmektir. Bak›yorum son zamanlarda herkes ne yap›yor? Enerji. Herkes enerjiye giriyor.
Birisi ne yap›yor? Gayrimenkul. Haydi gayrimenkula giriliyor. Bizim dönüp bakmam›z laz›m. Bizim araflt›rmac› olmam›z laz›m. Yenilikçi neler var, neler yapmam›z laz›m? En önemli
nokta bu. Biz kalk›yoruz, birisi ne yapt›ysa onun
ayn›s›n› yapmak istiyoruz. Ben 1965’lerden bafllayarak günümüze de¤in daima yenilikçi olmaya
çal›flt›m. Her zaman yenilik yapt›m. 1965’te
Trabzon’da kimsede olmayan mallar› satt›m.
Hep yüksek taleple satt›m. Bugün yine ayn› flekilde biz gayr›menkulde en güzelini yapmak için
ortaya ç›kt›k. Gelecek, göreceksiniz inflallah mimarisiyle, yeflil alan›yla Türkiye’nin en güzel
projesi olacak.
“
fi koydum. Herkes korktu: “1 milyon olur mu?”
Arkadafllarla uzun uzun tart›flt›k ve hedefimizi
600 bin olarak tespit ettik, kapasitemizi %80
artt›rd›k. Ondan sonraki sene 1 milyon 200 bin
derken, 2 milyon hedef koyduk. Ve bugün Vestel’in televizyon üretim kapasitesi 12 milyon
adettir. ‹nflallah bu sene 9 milyon LCD üretece¤iz. 10 milyon beyaz eflya kapasitemiz vard›r. O
hedefler ve gerçeklefltirmeler olmasayd› bugün ne
Vestel ortadayd› ne Zorlu Holding ortadayd›.
1997’lere geldi¤imizde biraz daha sermaye edindik, bankay› sat›n ald›k. Bankay› büyüttük, 2006
y›l›nda bankam›z›, hepinizce malum, satt›k.
Ben 1994’te Vestel’i ald›¤›mda arkadafllar›ma
önce flunu söyledim; “Yapacaksan en iyisini yap,
gideceksen en uza¤a git, ç›kacaksan en yükse¤e
ç›k. E¤er bunlar› yapam›yorsan, hiçbir fley yapma, git kendi evinde otur.” Vestel’i ald›¤›mda
herkes korku içindeydi. “Zorlu buray› tekstil fabrikas› yapacak.” diye herkes üretim yapaca¤›na
dedikodu yap›yorlard›. Toplad›m herkesi, “Arkadafllar ben zaten Türkiye’nin en büyük tekstil fabrikalar›na sahibim. Aksi halde ben buray› neden
alay›m? Yabanc›lar, Uzakdo¤ulular yap›yor da
biz neden yapmayal›m?” dedim. ‹flte biz bunu
yapt›k. Bugün Avrupa’n›n heryerinde Vestel’in
sat›fl noktalar› var. Almanya, Fransa, ‹ngiltere,
Hollanda, ‹talya... Bugün bu ihracat› yapmak kolay de¤il. Geçen sene Vestel ihracatta Türkiye
ikincisiydi, sektöründe zaten birinci. 2 milyar
100 milyon $’l›k ihracat yapt›. Otomotiv sanayi
3 milyar $. Yani biz birbirimizin aya¤›na çelme
takmakla, birbirimizi bat›rmakla u¤raflmak yerine enerjimizi bu tür hedefleri gerçeklefltirmek
için harcamal›y›z. Hep dedi¤imiz gibi, dünya bizi pek sevmez. Avrupa bizi sevmez. Biz ne yap›yorduk; kendi içimizde u¤rafl› verirken, kendi
dallar›m›z› keserken, kendi kendimize çelme takarken bir yerlere gidemedik.
Sanayisiz bir ülke, sanayisiz bir Türkiye düflünemiyorum. fiimdi diyorlar ki “Efendim biz hizmet
11 itibar
“
E¤er biz ülke olarak elbirli¤iyle
sanayici, siyasetçi, ifladam› neyi,
ne flekilde, ne zaman yapaca¤›m›z›n
hesab›n› kitab›n› yaparsak
mesafe alaca¤›z.
“
sektörüne geçelim, sanayiiyle olmaz.” E¤er sanayide istihdam yapamazsan›z, hizmet sektöründe
ne yapacaks›n›z? 70 milyonla yaln›z hizmet sektörü ile beslenmeniz mümkün mü? Hiç mümkün
de¤il. Bugün Vestel’de geldi¤imiz nokta: Vestel
kendi bünyesinde 800 tane mühendisi yaln›zca
Ar-Ge bölümünde çal›flt›r›yor. Bu sene belirledi¤imiz Ar-Ge bütçemiz 80 milyon $’d›r. E¤er bugün
Vestel ayakta kalabiliyorsa bu Ar-Ge yaklafl›m›
sayesindedir. Bugün üretti¤imiz 100 televizyondan 90’›n› ihraç ediyoruz. 100 beyaz eflyadan
80’ini ihraç ediyoruz. ‹nflallah bu sene 2,5 milyar
$ Vestel, 300 milyon $ da tekstil grubumuz ihracat yapacak.
Peki, tekstil öldü, bitti diyorlar. Tekstil öldü mü
arkadafllar? Hay›r, tekstil ölmedi. Biz geçen sene
tekstilde 250 milyon $ ihracat yapt›k. Biz yapt›¤›m›z iflleri nas›l, ne flekilde yapaca¤›m›z›n bilincinde olan bir grubuz. Türkiye, 4 sene önce Avrupa’n›n televizyon üretim üssü olmufltur. 20 milyon
televizyon üretti bu ülke. Avrupa’n›n televizyonunun %80’i Türkiye’de üretiliyordu. Bugün
%15’lere düfltü. Bunun sebepleri var. Biz gittik
bürokratlarla, siyasilerle konufltuk. Gelin Türkiye’de flu LCD’nin “C” dedi¤imiz crystal k›sm›n›
yapal›m. Bak›n Avrupa’da % 50’ye varan desteklemeler verdiler. Bugün televizyon üreticileri eski
do¤u blo¤u ülkeleri Polonya, Çek Cumhuriyeti,
Slovakya’ya gittiler. Biz, devletin hiçbir deste¤i
olmadan yine de ayakta kalmay› baflard›k. Türk
ifladam›, giriflimcisi de iflte budur. Bugün Avrupa’n›n göbe¤inde destekleme veriliyor ve Koreli’si, Japon’u, Tayvanl›’s› oraya gitti. Gelin bu tefl-
12
viki verin, burada bu ifli yapal›m, bu memleket, bu
ülke Avrupa’n›n televizyon üssü olsun.
Bundan 15 sene önce flunu söyledim: “Türkiye,
Avrupa’n›n Uzak Do¤usu olur.” Ve olurdu da.
Ama maalesef olamad›. Yine 15 sene önce; “Ben
3. dünya savafl›n›n ç›kaca¤›na inanm›yorum. Zaten savafl›n içindeyiz.” demifltim. Bana göre 3.
dünya savafl› 2008’de yaflanmaya bafllad› ve hala
devam ediyor. E¤er biz ülke olarak elbirli¤iyle sanayici, siyasetçi, ifladamlar› neyi, ne flekilde, ne
zaman yapaca¤›m›z›n hesab›n› kitab›n› yaparsak
mesafe alaca¤›z. Türkiye’de daha yap›lacak çok
çok ifl var. Diyorlar ki, iflsizlik var. ‹flsizlik neden
var? ‹flsizli¤i yapan kim? Bana geçen gün sordular: “Türkiye’nin rakibi kimdir?” Türkiye’nin rakibi Türkiye’dir, kendisidir. fiu AB’yi b›rak›n, biz
kendimiz çal›flal›m, çabalayal›m ve büyük sanayiciler olufltural›m ve o sanayicilerimiz ihracat yaps›nlar. Hedef kondu; 2020 y›l›nda 500 milyar $
ihracat. Hay›r. Bizim bugün 500 milyar $ ihracat
yapmam›z laz›m.
Bakt›¤›n›zda Güney Kore’nin geçen seneki ihracat› 450 milyar $. Bu seneki ihracat› 500 milyar $.
Bizimki, 100 milyar $. Peki bu nas›l olmufl? Güney Kore’de devlet ve sanayici kafa kafaya vermifl
ve demifller ki; “Sen flunu yap, sen bunu yap, sen
de flunu yap, ben de senin yan›nda destekçin olay›m.” Bizde maalesef kafa tersine çal›fl›yor. Nas›l
daha fazla götürürüm, nas›l daha çabuk zengin
olurum? Yine Güney Kore, 2000’lerin bafl›nda 1015 sanayici ile topland›. Devlet ifl bölümü yapt›,
ortak karar ald›lar ve bugünlere geldiler. 1996-
“
“
Temel ahlaki
kurallar› dürüstlük,
sorumluluk, kanun
ve kurallara sayg›,
baflkalar›n›n
hakk›na sayg›,
çal›flkanl›k, tasarruf
ve yat›r›ma inanç,
irade ve dakiklik.
97’de onlar›n bir flirketinin cirosu 800 milyon
$’d›, bizim 1 milyar $. fiimdi bir flirketlerinin cirosu 150 milyar $. Bizim ülke gelirimiz neredeyse
o kadar. fiimdi Türkiye’de hangi flirketimizin o kadar cirosu var. Biz kendi kendimize Zorlu Grubu
olarak 3 milyar $ ihracat yap›yoruz. Devlet e¤er
bu süreçte bizi do¤ru düzgün yönetebilseydi biz 15
milyar $ ihracat yap›yor olacakt›k. 2001 y›l›nda
kriz yafland›¤›nda elime küçük bir gazete kupürü
geçti. 1923-2001 aras›, her 3-4 y›lda bir Türkiye
kriz geçirmifl. 3-5 kurufl kazan›yorsun, tam kendine gelmek üzereyken kriz geliyor.
Geçenlerde internetten elime flöyle bir fley geçti,
bunu okumadan geçemeyece¤im: “Yans›tmak ve
Eylem” bafll›¤›yla…
Zengin ve fakir ülkeler aras›ndaki fark, ülkelerin yafl› de¤ildir. Mesela Hindistan ve M›s›r
gibi ülkelerin 2000 y›ldan fazla geçmifli vard›r
ve fakirdirler. Öbür taraftan Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda gibi 150 y›l önce isim-
13
itibar
leri bilinmeyen ülkeler ise kalk›nm›fl ve zengin
ülkelerdir. Do¤al kaynaklar›n var olup olmamas› da zengin ülke ve fakir ülke aras›ndaki
fark› oluflturamaz. Zengin ve fakir ülkelerin
yöneticilerini birbirileriyle karfl›laflt›rd›¤›n›zda aralar›nda önemli bir fark bulamazs›n›z.
Irk ve deri rengi de önemli de¤ildir. Kendi ülkelerinde tembel olarak tan›nan iflçiler asl›nda zengin Avrupa ülkelerinin arkas›ndaki ana
üretici güçtür. Peki o zaman, aradaki fark nereden gelmektedir? Fark, uzun y›llard›r kültür
ve e¤itim ile içlerinde ifllenen de¤iflik bak›fl
aç›s›d›r. Zengin ve kalk›nm›fl ülke insanlar›n›n
davran›fllar›n› inceledi¤iniz zaman büyük bir
ço¤unlu¤un flu prensiplere kalben inand›¤›n›
görüyoruz: Temel ahlaki kurallar› dürüstlük,
sorumluluk, kanun ve kurallara sayg›, baflkalar›n›n hakk›na sayg›, çal›flkanl›k, tasarruf ve
yat›r›ma inanç, irade ve dakiklik. Geri kalm›fl
ülkelerdeki nüfusun çok küçük bir az›nl›¤› bu
14
prensiplere inanmaktad›r. Biz do¤al kaynaklar›m›z olmad›¤› için veya do¤al flartlar›m›z
uygun olmad›¤› için fakir de¤iliz. Biz do¤ru
bak›fl aç›s›na sahip olmad›¤›m›z için fakiriz.
Zengin ve kalk›nm›fl ülkeleri o noktaya getiren, ifllevsel prensiplere uymak ve bunlar› çocuklara ö¤retmek azmimiz olmad›¤› için hala
fakiriz.
Ben bugünkü toplulu¤u gördü¤üm zaman; nas›l
bir ülke yarataca¤›m›z›, ülkenin nas›l kalk›naca¤›n› hep birlikte, siyasetçiyi de, bürokrasiyi de ikna ederek kararlaflt›ral›m, istiyorum. E¤er birbirimizi karfl›m›za al›p da konuflursak, bu ülke için
daha çok yapacak iflimiz oldu¤unu görürüz. Mesela flu bo¤azlar, dünyan›n baflka hiçbir yerinde
yok. Güzel bir imar çal›flmas›yla 15 – 20 milyar
$ sadece bo¤azlardan gelir elde edersin. Yurtd›fl›na gidiyorsun bir otelde kalmak için 1000 £ veyahut 1000 $ veriyorsun. Ama sen burada otelini
“
“
Avrupal›lar neden kendine bu kadar güven
duyuyor? Dürüstlü¤ün ve çal›flkanl›¤›n
sistemati¤ini kurmufllar da ondan.
100 £’a satam›yorsun, hatta Antalya’da 30 $’a
satam›yorsun. Biz böyle bir yere gidemeyiz. Biz
her fleyiyle birlikte, ülkemizi dizayn ederken kaliteli dizayn etmemiz laz›m. Ürün tasarlarken en
kalitelisini yapmam›z laz›m. ‹nsan›m›z› da kaliteli yetifltirmemiz laz›m. Ben bir laf söylemifltim bir
zamanlar: “Dürüst çal›flkan - çal›flkan dürüst”
Dürüstsün çal›flkan de¤ilsin; bir ifle yaramazs›n.
Çal›flkans›n dürüst de¤ilsin, yine hiçbir ifle yaramazs›n. Avrupal›lar neden kendine bu kadar güven duyuyorlar? Dürüstlü¤ün ve çal›flkanl›¤›n sistemati¤ini kurmufllar da ondan.
‹fladamlar› olarak elbirli¤iyle sistemli bir flekilde
çal›fl›p, bu ülkede gelecek kuflaklar›m›za hiç de¤ilse güzel bir miras b›rakmal›y›z. Bizim kuflaklara
Avrupa’ya gitti¤i zaman “Niye geldin, ne zaman
geri gideceksin?” sorular›n› sormas›nlar. Gene de
bugünlerimize çok flükür. Ben 1980’lerde gitti¤imde kap›larda bizi 4-5 saat beklettiler. Allah’a
flükür ki; o flah›slar flu anda benim yerime, bana ziyarete geliyorlar. 1980’lerde ben stantlarda dolafl›rken “Turkei, price?”, yani “mal alacak paran
var m›” diye soruyorlard›. Çok flükür bugün bir
yerlere geldi Türkiye ama yeterli midir? Hay›r de¤il. Bizim daha çok çal›flmam›z laz›m. Çok daha
agresif olmam›z laz›m; ama yapacaksak en iyisini,
en güzelini yapmam›z laz›m.
rupa’daki ticari savafl› gördükten sonra, içine girdikten sonra söyledim. Bak›n bugün piyasalardaki
euro ve dolar kurlar›na/hareketlerine bakt›¤›n›zda
ifllerin büyük oyuncular›n elinde oldu¤unu görürsünüz. Bugün ekonomik bir savafl var. Geliflmifl
ülkelerin çal›flma sistemine bakmam›z laz›m, onlar›n kurallar›yla oynamam›z laz›m. Biz bu yolda
gidemezsek, bu ekonomik savafl›n içerisinde ezilir
gideriz. Ve eziliyoruz da. 2001’deki krizden ders
almasayd›k, eski tas eski hamam devam etseydik
2008’de yerle bir olurduk. Eskiden toprak için savafl›l›rd›, art›k para için savafl›l›yor. Paralar gelip, gidiyor. Benim demek istedi¤im buydu.
Çok çarp›c› örnekler verdiniz. Özellikle Güney Kore örne¤i çok çarp›c›. Bugün Türkiye’nin milli gelirine göre 6 kat daha fazla milli gelire sahip bir
ülke. Ülkeler tabii ki markalar›n› yaratt›klar› için
bugün buradalar. LG, Hyundai, Kia gibi firmalar
devlet ve özel teflebbüsün ortak akl› bulmas›ndan
dolay› bugün buralara gelmifller. Siz çok güzel
teflhisler koydunuz. Peki Türkiye’de ifladamlar›n›n
kurdu¤u TÜS‹AD vb. gibi sivil toplum kurulufllar›nda neden görev al›p liderli¤e oynam›yorsunuz,
ifladamlar›na önderlik yapm›yorsunuz? Bu kadar
zor mu bu ifl?
Ahmet Bey’e 20-25 yafllar›ndaki ifl yapma heyecan ve gayretini bize aksettirdi¤i için teflekkür
ediyorum. Ve hala ayn› heyecan› tafl›d›¤›n› görüyorum. 2008’de 3. dünya savafl›n›n bafllad›¤›n› ve
devam etti¤ini söylediniz. Bununla herhalde ekonomik savafl› kastettiniz. Bu konuyu bizim için biraz açar m›s›n›z?
fiimdi benim liderli¤imi yapt›¤›m bir grubum var.
Çok yere yetiflmem biraz zor. Onu yapanlar da
var. Ben Ev Tekstili Derne¤i’nin yaklafl›k 7 sene
baflkanl›¤›n› yapt›m. Ben orada baflkanl›k yaparken, ayn› anda Türkiye’de iki tane daha ev tekstilcileri derne¤i olufltu. Ayn› gün iki yerde fuar yap›ld›. Biz iflte buyuz. Bunu yapmamam›z laz›m.
Konuflmam›n bafl›ndan beri bunu anlatmaya çal›fl›yorum. Bilmem aç›klay›c› olabildim mi?
Ben 15 sene önce dedim ki; “3. dünya savafl›n›n
ç›kaca¤›na inanm›yorum.” Bunu da o y›llarda Av-
Sayg›de¤er dostum, size gençler ad›na bir soru
sormak istiyorum. Hepimiz biliriz; ünlü ‹skender,
15
itibar
büyük imparatorlu¤unu kurdu¤unda ve vefat etti¤inde 33 yafl›ndayd›. Büyük Türk, Fatih Sultan
Mehmet ‹stanbul’u fethetti¤inde çok genç bir
yafltayd›. Siz de konuflman›zda harika bir gerçe¤in alt›n› ç izdiniz. Rahmetli baban›z, h ayli
önemli bir servetini, siz 15 yafl›n›zdayken size
güvendi ve teslim etti. Trabzon’a gönderdi, gurbet ellerde giriflimcilik yapman›za ön ayak oldu.
Size bu denli bir özgürlük verdi. Siz flimdi 15 yafl›ndaki bir çocu¤unuza bu kadar güvenip, böyle
büyük bir sermaye verip, bir özgürlük sa¤lar m›s›n›z acaba?
Çok güzel bir soru. Benim flu anda 26 yafl›nda bir
o¤lum var, gayrimenkulün bafl›na getirdim. Bundan önce 2 sene de Vestel’de çal›flt›. Kendisi
elektrik elektronik mühendisidir. Ben gençlere
flunu tavsiye etmek isterim; ben önce Allah’tan,
sonra da iflimi kaybetmekten korkar›m. Bütün
ifladamlar› da öyledir. Ama ben bak›yorum, Türkiye’de bugün gençler iflini kaybetmekten hiç
korkmuyorlar.
Say›n Ahmet Nazif Zorlu Bey’e flunu sormak istiyorum, yönetici ve iflveren olarak, alt kademe yö-
16
neticileriniz ve iflçilerinizle aran›zdaki ba¤lar nas›ld›r? Bize biraz bu iliflkilerinizi anlat›r m›s›n›z?
Benim hiçbir zaman için kap›m kapal› olmam›flt›r, her zaman aç›kt›r. Ancak özel bir toplant›m
varsa kap›y› kapat›r›m. Her hafta fabrikalar›m›
dolafl›r›m. Birisi, rahmetli babam sa¤ken demifl
ki; “Ya senin bu o¤lun ne biçim adam, bu iflçilerin içinde dolafl›yor, hiç can›ndan korkmuyor.”
Ben de, “Ben kimseye bir fley yapmad›m ki korkay›m birinden.” demifltim. Geçenlerde birisi Japonlar›n 5S’sini bana gösteriyor. “Benim 15 seneden beri Vestel’de yapt›rmak istedi¤im bu. Bunu o zamandan beri bana niye yapt›rmad›n›z da
flimdi bana söylüyorsunuz.” dedim. Ben sadece
genel müdürlerimle de¤il, en alttaki müdürlerimle de her zaman için iç içe olurum. Baz›lar› benim
için çok sinirli falan diye konufluyor. Hay›r, sinirli de¤ilim. Sadece ifl iyi yap›lmad›¤›nda sinirli,
stresli olurum. E¤er ifl iyi yap›l›rsa neden sinirli
stresli olay›m. Tekrar bu güzide toplulu¤un içerisinde konuflmaktan büyük bir k›vanç duydu¤umu
belirtmek isterim.
“
“
Ya senin bu o¤lun ne biçim adam,
bu iflçilerin içinde dolafl›yor, hiç
can›ndan korkmuyor.
17
itibar
AHMET NAZ‹F ZORLU
Ahmet Nazif Zorlu, 1944 y›l›nda Denizli Babada¤’da dünyaya geldi. Dokumac›l›k mesle¤ini çocuk yafllarda ö¤rendi. ‹lk gençlik y›llar›nda dokumac›l›k mesle¤ini gelifltirmeye karar veren Ahmet
Zorlu, Trabzon’da ilk tekstil ma¤azas›n› açt›.
Trabzon’daki iflini daha da gelifltirmek üzere
1970 y›l›nda ‹stanbul’a geldi. Ahmet Zorlu’nun
Denizli Babada¤’da bafllay›p ‹stanbul’da devam
eden ifl süreci; tekstil baflta olmak üzere, beyaz eflya, elektronik, gayrimenkul, enerji gibi farkl›
alanlarda üretim yapan flirketleri bünyesinde bulunduran Zorlu Holding’in temellerini atm›flt›r.
18
Ahmet Nazif Zorlu, bugün elektronik ve beyaz eflya, tekstil, enerji ve gayrimenkul sektörlerinde faaliyet gösteren 50’yi aflk›n flirket, 23 bin çal›flan
ve 110 ülkeye gerçeklefltirdi¤i ihracatla Türkiye
ekonomisinin devlerinden biri durumunda olan
Zorlu Grubu’nun Yönetim Kurulu Baflkanl›¤›’n›
yürütmektedir.
Türkiye Ev Tekstili Sanayici ve ‹fladamlar› Derne¤i Yönetim Kurulu Baflkan›, TETS‹AD Baflkan›
Ahmet Nazif Zorlu evli ve üç çocuk babas›d›r.
ZORLU HOLD‹NG
Temelleri 1950’li y›llar›n bafl›nda Denizli, Babada¤’da at›lan ve 2000’li y›llarda, Türkiye’nin en
büyük kurulufllar› aras›na ad›n› yazd›rmay› baflaran Zorlu Holding’in faaliyetleri tekstilden gayrimenkule, elektronikten enerjiye kadar genifl bir
alana yay›lmaktad›r.
1980’li y›llara kadar ev tekstili alan›ndaki çal›flmalar›yla büyümesini sürdüren ve Zorlu Holding
Tekstil Grubu ad› alt›nda Türkiye’nin ev tekstilinde lider markas› olarak kabul edilen TAÇ’› yaratan
Zorlu Holding, 1994 y›l›nda Vestel Elektronik’i
bünyesine katm›flt›r. Holding, 1996 y›l›nda Zorlu
Enerji ile enerji sektörüne ad›m atarak flirketlerinin say›s›n› art›rm›fl, 2006 y›l›nda ise
gayrimenkul sektörüne girifl yapm›flt›r.
1998 y›l›nda 600 milyon dolar olan Grup
ihracat›, 1999 y›l›nda 680 milyon dolara,
2000 y›l›nda ise 852 milyon dolara ulaflm›flt›r. Zorlu Holding’in ihracat rakam›,
ülkemizin a¤›r bir ekonomik kriz yaflad›¤›
2001 y›l›nda dahi artarak, 879 milyon
ABD dolar›n› aflm›flt›r. 2002 y›l›nda ise
1.3 milyar dolara ulaflan ihracat rakam›
2008 y›l›nda 3.153 milyar dolar seviyesine ulaflm›flt›r.
Zorlu Holding, günümüzde dört ana
alanda faaliyet göstermektedir:
Ev tekstili, Polyester iplik,
Zorlu Tekstil Grubu’nun ana faaliyet
konusu iplik, perde ve ev tekstili
ürünleri (çarflaf, nevresim tak›mlar›,
yatak örtüsü, masa örtüsü, pike)
üretimi ve pazarlamas›d›r.
Elektronik ürünler, Bilgi teknolojileri ve Dayan›kl› tüketim mallar›,
Elektronik, beyaz eflya ve
bilgi teknolojisi alanlar›nda faaliyet gösteren ve 12’si yurtd›fl›nda olmak üzere toplam 24 flirketten olu-
flan Vestel fiirketler Grubu, Zorlu Holding’in amiral gemisidir. Sektöründe Türkiye ve uluslararas›
pazarlar›n güçlü oyuncular›ndan biri olan Vestel,
teknoloji ve tasar›m gelifltirme yetkinli¤iyle dünyan›n en büyük üreticileri aras›nda yer al›yor. Bugün
Türkiye'nin en bilinen ve prestijli 10 markas› aras›nda 6. s›rada yer alan Vestel, tüketici beklentilerine yönelik ürünleri ve hizmet kalitesi ile sektöre
yön veriyor.
Enerji Grubu,
Zorlu Enerji Grubu’nun ilk flirketi Zorlu Enerji,
Zorlu Grubu’na ba¤l› tekstil fabrikalar›n›n
elektrik ihtiyac›n› karfl›lamak amac›yla
1993 y›l›nda kurulmufl; fiirketin ilk iki
santrali Lüleburgaz ve Bursa’da infla edilmifltir. Zaman içinde gerek Grubun enerji
ihtiyac›n›n artmas› gerekse grup d›fl› sanayi tesislerinden gelen talep sonucunda yeni santrallere gereksinim duyulmufl, Yalova, Ankara ve Kayseri’de
yeni do¤al gaz santralleri infla edilmifltir.
Gayrimenkul,
Zorlu Gayrimenkul yurt içinde ve
yurt d›fl›nda de¤erli araziler üzerinde dünya standartlar›nda özgün
projelerle nitelikli konut, ofis, ifl
merkezi, al›flverifl merkezi, hastane
ve otel gelifltirmek amac›yla 2006
y›l›nda Zorlu Holding bünyesinde
kurulmufltur. Zorlu Gayrimenkul’ün flu anda aktif olan 3
projesi bulunmaktad›r. Bunlar Zorlu Center, Zorlu Konak Residence ve Zorlu Levent Projeleridir.
Zorlu Holding bugün, 57
flirketi ve yaklafl›k 23.000
çal›flan›yla, Türkiyenin gelece¤i ve Türk insan›n›n
yaflam kalitesi için çal›flmaktad›r.
19 itibar
AYHAN ERDO⁄AN
“
Sizden sonra gelecek olan
nesile ifli iyi ö¤retmeniz ve
ayn› zamanda ifli sevdirmifl
olman›z gerekmektedir.
“
AYHAN ERDO⁄AN
H‹SAR YÖNET‹M KURULU BAfiKANI
Sorular›m›za bafllamadan önce, okuyucular›m›z›n merak›n› gidermek ad›na; alan›nda Türkiye’nin lider markalar›ndan biri olan Hisar’›n do¤uflu ile
ilgili bize biraz bilgi verebilir misiniz?
1960 y›l›nda, a¤abeyim ile ‹stanbul' a geldi¤imizden itibaren, Tahtakale' de
h›rdavat toptanc›l›¤› yap›yorduk ve kendi konumuzla ilgili belli markalar›n
büyük miktarda ba¤lant›lar›n› yaparak, sat›flta avantaj sa¤lay›p ticaretimize
devam ediyorduk. Fakat kafam›zda hep kendimizin pazarlayabilece¤i bir ürünün imalat›n› yaparak, o ürünü marka haline getirmek düflüncesi vard›. Çeflitli konular› araflt›r›yor ve piyasay› takip ediyorduk. Bu düflüncemiz 1968 y›l›nda tahakkuk etti; ilk çatal, kafl›¤› o y›l yapt›k. A¤abeyim ile konular›m›z›
paylaflt›k. Böylece a¤abeyim pazarlamay› ben de imalat› yürütecektim. Ve
öyle de oldu. Birbirimizin sorumluluklar›na hiç kar›flmad›k. A¤abeyim pazarlamay› en iyi flekilde yürütmeye çal›fl›rken ben de imalatta daha iyiyi nas›l yapar›m düflüncesi ile büyük bir özveri göstererek çal›fl›yordum. 1973’den itibaren di¤er bütün konular› b›rak›p kendi imal etti¤imiz ürünlerimizi satmaya bafllad›k. Çünkü sofra zevke hitap eden bir konu idi ve biz de bunu dünya
markas› olan rakiplerimizin izledi¤i yolu takip ederek önce ürün tasar›mlar›m›z› kendimiz yaparak, daha sonra da profesyonel tasar›mc›lara yeni mo-
20
‹tibar’a Tu¤la Koyanlar
21
itibar
del çal›flmalar› yapt›rarak ürünlerimizi bugünkü
durumuna getirdik.
Bu arada makine park›m›z› da dünyadaki ileri
teknoloji ile donanm›fl otomasyonla çal›fl›r hale
getirdik. Bugün markam›z ev, otel, lokanta kesimi olarak hem iç pazarda hem de ihracat yapt›¤›m›z ülkelerde aran›r marka haline gelmifltir.
Kurulufl amaçlar›ndan biri, giriflimci ve yöneticilerin birikimleriyle oluflan deneyimleri sosyal bir
zemin üzerinde paylaflmak olan Kandilli Kulübü’nü ve bu amac›n› gerçeklefltirmeye yönelik faaliyetlerini nas›l de¤erlendiriyorsunuz?
Kandilli Kulübü, siyasi amac› olmayan bir yap›
olarak, günümüzde baflar›l› olmufl sanayici ve
ifladamlar›n›n yaflam ve baflar› deneyimlerini üyelerine aktarmada çok güzel bir ifllevi yerine getiriyor. Konuflmac› olarak gelen arkadafllar›n deneyimlerindeki
püf noktalar› toplant›lara gelen pek çok gence ve
ifladamlar›na ›fl›k tutmaktad›r. Çünkü dünyadaki en
de¤erli fleylerin bafl›nda tecrübe gelmektedir. Kandilli Kulübü’nün genç ve özverili kurucular› da faaliyetlerinde çok baflar›l›lar. Kendilerini tebrik ediyorum.
22
Kandilli Kulübü’nün çok önemsedi¤i ve misyonunun özeti olarak görülebilecek “birbiriyle irtibatl› muteber birlikteliklerin” toplumumuzda örgütlenerek yayg›nlaflmas› için sizce giriflimcilerimiz
ile ifladamlar›m›za ne gibi görevler düflüyor?
Birbiriyle irtibatl› birlikteliklerin, iyi sa¤lanabilmesi için, Kandilli Kulübü’nün bütün toplant›lar›na ifltirak eden veya etmeyen bütün ifladamlar›n›n
ifl kollar›n›, adres ve irtibat bilgilerini toplayarak
ifladamlar›n›n birbirleri ile irtibat sa¤lamalar›nda
faydal› olaca¤›na inan›yorum. Bu durumda ifl
adamlar›na düflen görev de Kandilli Kulübü kanal› ile olan irtibatlarda gereken ilginin ve yaklafl›m›n gösterilmesi gerekti¤ini düflünüyorum. Bu
uygulaman›n da Kandilli Kulübü taraf›ndan kitapç›k haline getirilmesinin faydal› olaca¤› kan›s›nday›m.
Geçti¤imiz say›da kulübün Kurucular Kurulu
Üyesi olan Say›n Selim Erdo¤an ile görüfltük.
Kendisi gerekli koflullar› sa¤layabildiklerinde
aile flirketlerinin çok faydal› birliktelikler oldu¤una inand›¤› söyledi. Özellikle ülkemizde aile
flirketlerinin 3. veya 4. kuflaklara aktar›m›ndaki
“
“
Hangi dönemde olursa olsun
tesadüfen kazan›lm›fl baflar›
ve ifl yoktur.
zorluklar› düflündü¤ümüzde, sizin aile flirketlerine yönelik düflüncelerinizi ö¤renebilir miyiz?
Aile flirketlerinin nesiller aras› geçiflleri çok
önemlidir. Önce bütün ortaklar›n hemfikir olduklar› bir flirket anayasas› oluflturmalar› gerekmektedir.
Sizden sonra gelecek olan nesile ifli iyi ö¤retmeniz ve ayn› zamanda ifli sevdirmifl olman›z gerekmektedir. Aile ortakl›klar›n›n, yabanc› ortakl›klara göre kolayl›klar› ve avantajlar› vard›r. Aile
flirketlerinde ortaklar birbirini tan›r ve her fleyini
bilir, ayr›ca aile flirketlerinde baz› zamanlarda
ortaklar›n birbirlerine naz› ve hat›r› geçebilir.
Ancak yabanc› ile yap›lan ortakl›klarda bu durum
pek söz konusu olmaz. Her zaman mesafeli ve ölçülü olmak zorundas›n›zd›r.
Yaln›z aile flirketlerinde flahsi kaprislere flirket
yönetiminde yer olmad›¤›n› sonraki nesillere ö¤retmelisiniz. ‹fl sorumlulu¤u verece¤iniz kiflinin,
en yak›n›n›z bile olsa belli bir ifl tecrübesine sahip
olduktan sonra sorumluluk verilmesi gerekmektedir. Bütün bu detaylar, flirket anayasas› ile tespit
edilebilir ve ortaklar›n flirket anayasas›na mutlaka uymas› flartt›r.
Özellikle son günlerde uzmanlar taraf›ndan yak›n
gelecekte Türkiye’nin, Avrupa’n›n Çin’i olaca¤›,
ekonomik olarak dünyan›n en büyükleri aras›na
girece¤i söyleniyor. Siz bu tür görüflleri nas›l de¤erlendiriyorsunuz?
mesi için rekabet gücümüzün olmas› gerekmektedir. Rekabet gücümüzün olabilmesi için; ifl gücünün, elektrik, SSK ve daha birçok maliyet girdilerinin cazip olmas› laz›md›r. Yak›n zamanlara
kadar üretime bir destek verilmemifltir. Fakat son
y›llardaki devletin üreticiye deste¤i devam eder
ise ve Çin’deki maliyetlerin de sürekli artaca¤›n›
var sayarsak, Avrupa ve yak›n Türk devletlerinin
merkezi konumunda olan Türkiye’nin iyi bir ihracatç› ve iyi bir ekonomiye sahip olmamas› için hiç
bir sebep yoktur.
Türkiye’nin ticari ve iktisadi anlamda geçmiflteki
zor koflullar›n› düflündü¤ümüzde, çok yo¤un bir
çal›flma temposuyla bugünlere geldi¤iniz muhakkak. Kendinize ve ailenize yeteri kadar zaman
ay›rabildi¤inizi düflünüyor musunuz? E¤er öyleyse bunu nas›l baflard›n›z?
Hangi dönemde olursa olsun tesadüfen kazan›lm›fl baflar› ve ifl yoktur. Olsa da uzun ömürlü olmaz. ‹flin en önemli k›sm› özveridir.
Evliliklerde bir hayat› paylaflt›¤›n›za göre karfl›l›kl› özverilerde bulunacaks›n›z. Ben bu husus da
ailemden gördü¤üm destekten dolay› flansl› say›l›r›m. Ben yaflam›m boyunca ifli eve hiç bir zaman
götürmedim. S›k›nt›lar› da problemleri de hep ifl
yerinde b›rakmaya çal›flt›m.
Yaflam bir tatmin meselesidir. E¤er normal, mazbut bir yaflam tarz›n› hedeflerseniz hem huzurlu
olursunuz, hem iflinize hem de ailenize yetecek
kadar zaman ay›rabilirsiniz.
Türkiye’nin, Avrupa’n›n Çin'i olabilece¤i sözü kula¤a hofl geliyor tabii. Fakat bunun yerine gelebil-
23
itibar
ZEYNEP AYDINLAR
“
Gelecekte sa¤l›k sektörünü,
ifl hayat›n› ve yöneticili¤i iyi bilen
biri olarak flirket yönetiminde
yer almak istiyorum.
“
ZEYNEP AYDINLAR
ACIBADEM SA⁄LIK GRUBU
Zeynep Han›m, acaba okurlar›m›z için kendinizi çok k›saca tan›tabilir
misiniz?
1986 y›l›nda ‹stanbul’da do¤dum. Ortaokul ve lise e¤itimimi Saint-Benoit
Frans›z Lisesi’nde tamamlad›ktan sonra Koç Üniversitesi Uluslararas› ‹liflkiler Bölümü’nden mezun oldum. fiu anda Ac›badem Sa¤l›k Grubu bünyesinde çal›flmaktay›m.
Amaçlar›ndan biri de, aile flirketlerinde görev alan genç profesyonellerin ve
yönetici adaylar›n›n kariyerlerine olumlu katk› sa¤lamak olan Kandilli Kulübü’yle nas›l tan›flt›n›z ve sonras›ndaki tecrübeniz çerçevesinde kulüp hakk›ndaki düflüncelerinizi ö¤renebilir miyim?
Kandilli Kulübü ile ilk tan›flmam babam vas›tas›yla oldu. Daha sonra hemen
hemen bütün toplant›lara kat›ld›m ve gördüm ki Kandilli Kulübü, toplumda
önemli baflar›lar elde etmifl ifl adamlar› ve yöneticilerin uzun seneler sonunda elde ettikleri birikimi benim gibi ifl hayat›na yeni ad›m atm›fl gençlere aktarabildikleri, çok faydal› bir platform.
Kandilli Kulübü’nde yapt›¤› konuflma büyük ilgi ve hayranl›kla dinlenen
Mehmet Ali Ayd›nlar; mükemmeliyetçi oldu¤unu, hep mükemmeli arad›¤›n›
ve asla “ikinci kalite”yi kabul etmedi¤ini söylemiflti. Siz de baban›z gibi
mükemmeliyetçi misiniz?
24
Genç Vizyon
25
itibar
“
Olumlu ya da olumsuz her olay›n ve verdi¤imiz
kararlar›n ard›ndan bir de¤erlendirme
yap›yoruz. Bu de¤erlendirmede ‘neden’, ‘nas›l’
sorular›n›n yan›nda alternaitf kararlar›; hatta
kulland›¤›m›z ses tonu ve mimi¤i bile nedenleri
ile tart›fl›yoruz.
“
Evet, ben de mükemmeliyetçi ve kaliteye önem veren biriyim. ‹fl hayat›nda her zaman mükemmeli
hedeflemek çok iyi bir özellik mutlaka. Ancak; mükemmeliyeti hayat›n her alan›nda arad›¤›n›z zaman hayal k›r›kl›¤› yaflayabilirsiniz.
Sa¤l›k sektörünün Türkiye’deki geliflimini nas›l de¤erlendiriyorsunuz?
Türkiye’de sa¤l›k sektörü son y›llarda önemli bir
ç›k›fl yapt›. Hem kamu sektöründe hem de özel sektörde çok ciddi yat›r›mlar yap›ld›. Türkiye, bölgenin sa¤l›k merkezi olma yolunda h›zla ilerliyor.
Türkiye’nin sa¤l›k sektöründeki önemli markalar›ndan biri olan Ac›badem’i, sizce yak›n gelecekte
nerede görece¤iz?
Ac›badem, nitelikli sa¤l›k hizmeti sunumunda Türkiye’nin en önemli markas› haline geldi. Bizim
amac›m›z bundan sonra Ac›badem’i bir dünya
markas› haline getirmek. Önümüzdeki y›llarda,
Ac›badem’i yurt d›fl›ndaki yat›r›mlar›yla da görece¤imizi umuyorum.
Sizce Türkiye’nin s›n›rlar› d›fl›nda y›ld›z› parlamaya bafllayan sektörlerden birisi olarak sa¤l›k sektörünün döviz gelir kaynaklar› aras›nda hak etti¤i
yeri almas› için neler yapmak laz›m?
Türkiye’nin sa¤l›k turizminden ald›¤› pay her geçen gün art›yor. Biz de Ac›badem Sa¤l›k Grubu
olarak, yurt d›fl›ndan ciddi say›da hasta getiriyoruz. Sa¤l›k turizmi, ülkemiz için deniz-günefl turizminden çok daha önemli bir gelir kayna¤› haline
gelebilir. Tatil için ülkemize gelen turistler çok
26
ucuz fiyatlara tatil yapabiliyorken, tedavi için gelen turistler ülkemize çok daha fazla döviz b›rak›yor. Dolay›s›yla ülkemizde sa¤l›k turizmine gereken önem verilirse yak›n bir gelecekte tatil turizminden elde etti¤imiz gelirden daha fazlas›n› buradan elde edebiliriz. fiu anda yabanc› hastalar özel
hastanelerin kendi çabalar›yla ülkemizde tedavi olmaya geliyor. Bu say›n›n artmas› için kamu ve özel
sektörün iflbirli¤i yaparak ulusal bir politika belirlemesi gerekiyor.
Kiflisel olarak sizin gelecek planlar›n›z nelerdir?
Her insan›n gelece¤ini planlama amac› vard›r ancak; gelece¤ini belirlemek her zaman insan›n kendi elinde olmayabiliyor. Ama ben gelecekte sa¤l›k
sektörünü, ifl hayat›n› ve yöneticili¤i iyi bilen biri
olarak flirket yönetiminde yer almak istiyorum. Buna yönelik bir yol haritas› belirledik ve o do¤rultuda ilerliyoruz.
Bildi¤imiz kadar›yla Ac›badem Grubu’nun yönetici
e¤itim program›nda siz de e¤itim ald›n›z. Bize biraz
hem bu e¤itim program›ndan, mutlaka bu süreçte
ilginç deneyimleriniz de olmufltur, hem de bu deneyimlerinizden bahsedebilir misiniz?
Asl›nda grubun yönetici e¤itim program›nda e¤itim almad›m. ‹fle ilk bafllad›¤›mda sa¤l›k operasyonunu tan›mak ve ö¤renmek için tüm hastanelerimiz ve bu hastanelerimizin tüm birimlerinde çal›flt›m. Ancak bu çal›flma süreci izleme ve gözlemleme fleklinde de¤il; bizzat iflin yap›lmas› fleklinde
gerçekleflti. Bankolarda fatura kesimi, hasta dan›flmanl›¤› ve santral operatörlü¤ü dahil birçok ifli
bizzat yaparak ö¤rendim. Ayn› zamanda hastane-
deki ekipleri ve birimleri yöneten yöneticilerin yan›nda da operasyonel süreçleri uzun süre izledim.
Bu detayl› ifl deneyimi bana sa¤l›k süreçlerini ve
operasyonunu ö¤retti.
fiu anda ise grubumuz üst düzey yöneticilerinden
birinin koçlu¤unda yöneticilik vas›flar›m› gelifltirmeye yönelik bir program uyguluyoruz. Bu programda günü ve olaylar› beraber yafl›yor, beraber
karar veriyoruz. Olumlu ya da olumsuz her olay›n
ve verdi¤imiz kararlar›n ard›ndan bir de¤erlendirme yap›yoruz. Bu de¤erlendirmede “neden”, “nas›l” sorular›n›n yan›nda alternatif kararlar›; hatta
kulland›¤›m›z ses tonu ve mimi¤i bile nedenleriyle
tart›fl›yoruz. Bu program›n yaklafl›k bir sene kadar
sürmesini planlad›k. Bu süre sonunda bana rehberlik yapan yöneticimizle beraber karar verece¤imiz
bir pozisyonda görev al›yor olaca¤›m.
‹lginç deneyimlerim oldu; bir tanesini k›saca aktarmak istiyorum. Kurumumuzda ifle yeni bafllayan
herkes üç günlük, çok yönlü bir oryantasyon e¤itimine tabi oluyor. Ben de ifle bafllamadan önce ayn› e¤itime kat›ld›m. E¤itimin son gününde bir s›nava giriliyordu, o s›navdan önce yan›mda oturan ve
e¤itim boyunca sohbet etti¤im iki kifliyle bir yerde
oturup soru-cevap fleklinde s›nava haz›rlan›yorduk.
Çal›flt›¤›m›z sorulardan bir tanesi de flirketimiz yöneticilerini tan›y›p tan›mad›¤›m›za yönelikti. Art›k
son gün oldu¤undan ve ileriki günlerde hastanelerde görev yaparken benim yönetim kurulu baflkan›n›n k›z› oldu¤umu ö¤reneceklerini düflündü¤üm
için kendimi tan›tmak istedim. Yönetim kurulu
baflkan›n›n k›z› oldu¤umu söyledi¤imde bana uzun
süre inanmad›lar. Bu benim için e¤lenceli oldu¤u
kadar ilginç bir deneyimdi.
Yine son gün, babam e¤itimin yap›ld›¤› salona u¤rayarak befl dakikal›k bir konuflma yapt›. Kimse
beni tan›m›yordu, babam ç›kt›ktan sonra herkes
yorum yapt›. Çok motive olduklar›n›, daha önce
uzun y›llar çal›flt›klar› kurumlarda, de¤il yönetim
kurulu baflkan›n› görmek, ofisinin yerini bile bilmediklerini, böylesine de¤er verildiklerini bilmenin
kendilerini çok iyi hissetmelerini sa¤lad›¤›n› söylediler. Tabii ben de bunlar› memnuniyetle babamla
paylaflt›m.
Son olarak, iflten artan zamanda neler yap›yorsunuz?
Haftan›n belirli gün ve saatlerini önceden programlayarak spor yap›yorum. Özellikle Ac›badem
Fenerbahçe Bayan Voleybol Tak›m›’n›n s›k› bir taraftar›y›m, maçlar›n› kaç›rm›yorum. Ayr›ca, haftada bir saatimi özel ilgi alan›m olan flan dersine
ay›r›yorum. Bu bir saat haftan›n tüm stres ve yorgunlu¤unu atmam› sa¤l›yor.
27
itibar
HÜSEY‹N DO⁄AN
“
“
H›zl› karar verme, çok çal›flma
ve ayn› zamanda risk almay›
birinci nesil çok iyi yap›yor.
HÜSEY‹N DO⁄AN
KAND‹LL‹ KULÜBÜ YÖNET‹M KURULU ÜYES‹
Geliflmifl sanayi ülkelerine bakt›¤›m›zda özellikle aile flirketlerinin çok
önemli bir yere sahip oldu¤unu görüyoruz ve bunun için de profosyonel
destek alarak bir aile anayasas› oluflturuyorlar. Böylelikle aile flirketlerinde de¤iflimi yönetmeye çal›fl›yorlar. Benzer özelliklere sahip Kandilli Kulübü’nün kurucular›ndan birisi olarak Türkiye'de aile flirketlerinin kurumsallaflmas› ve etkin yönetimi hakk›ndaki düflüncelerinizi bizimle paylafl›r
m›s›n›z?
Aile flirketlerinin kurumsallaflmas› hali haz›rda dünyan›n gündeminde olan
bir konu. Geliflmifl ve zaman içerisinde kendisine daha yükseklere tafl›yabilmifl ülkeler, flirketleri daha kurumsal bir flekilde kurgulama mücadelesinde daha öndeler. Bu konuda daha sa¤lam ad›mlar atm›fl durumdalar.
Geliflmifl ekonomilerin sermaye piyasalar› derinlefliyor ve yeni mekanizmalar oluflturuyorlar. Dolay›s›yla Amerika, ‹ngiltere, Almanya gibi geliflmifl
ülkeler bu alanda daha ilerideler. Bunun yan›nda ‹talya, Yunanistan, Türkiye gibi aile yap›lar› çok güçlü olan ülkeler ise bu geçifli düzenleme konusunda de¤iflik görüfller ve öneriler ortaya sunuyorlar. Ülkemizde oluflan
sermaye birikimi son 50 y›lda, ülkemizin de geliflmesiyle önemli ölçüde
artt›. Özellikle 1980 y›l›ndan sonra önemli geliflmeler oldu. Do¤al olarak
da geliflmekte olan flirketler belli ailelerle birlikte kalk›nd› ve büyüdü. fiirketlerin sahipleri genel olarak ailelerden oluflmaya bafllad›. Bunun birçok
nedeni olmakla birlikte, piyasalar›n mekanizmalar›n›n tam oturmam›fl olmas› daha öne ç›kan bir ö¤e olarak göze çarpt›. Büyüyen ve kamudan özel
28
‹tibar’a Tu¤la Koyanlar
29
itibar
“
“
Kanaatimce do¤ru olan, aileler
çocuklar›n›n flirketlerin devam›nda rol
alma rotas›na, çocuklar›n›n iyi yetiflmifl
olmas›na bakarak karar vermeliler.
sektöre geçiflte bu ifle özen gösteren aileler yeni
oluflmaya bafllad›. Son zamanlarda bu sorun daha
öne ç›kmaya bafllad› çünkü aileler ifl sahibi olmaya da bafllad›lar ve büyüdüler. Birinci kuflaktan
ikinciye, flimdi de ikinci kuflaktan üçüncüye geçifl
gerçeklefliyor. Birçok ailenin asl›nda çözmesi gereken en önemli sorunlardan bir tanesi de bu. Zaman içerisinde baz›lar› bu konuya daha fazla e¤ildiler. Baz›lar› duyarak baz›lar› da hissederek bu
yola girdiler ama ne olursa olsun sonuç olarak
bunun çözüm üretilmesi gereken bir sorun oldu¤unu herkes kabul ediyor. Biz de Kandilli Kulübü
olarak bu konuyu da içine alacak flekilde yeni bir
yap› izlemeye çal›flt›k. Her birimizin ileride do¤mas› muhtemel konular için fikir gelifltirece¤i,
neler üretilece¤i ve nas›l davran›lmas› gerekti¤i
konusundaki bilgi birikimlerini paylaflaca¤› bir
kurgu oluflturduk. Çünkü flirketlerimizi ileriye ne
denli sa¤l›m flekilde tafl›yabilirsek, Türkiye o kadar baflar›l› olacakt›r.
Hepimizin bildi¤i gibi birinci kuflak ifli kuruyor,
büyütüyor ve belirli bir noktaya getiriyor. ‹kinci
nesil baflar›l› ise ifli daha yukar›ya tafl›yor ancak
ifl üçüncü ve dördüncü nesle gelince e¤ri afla¤›ya
do¤ru dönebiliyor veya geliflme durabiliyor. Dolay›s›yla tüm hedef bu seyri hiçbir zaman afla¤›ya
inmeyecek flekilde gelifltirmek. Burada temel yap›
olan “güç, etkinlik ve h›z”› birinci kuflaklar çok
iyi kullan›yorlar. Yani h›zl› kara veriyor ve çok
çal›fl›yorlar. Bunlar bir giriflim için çok önemli
unsurlar. ‹fli büyütmek ve gelifltirmek için risk
alacaks›n›z, çok çal›flacaks›n›z ve h›zl› hareket
edeceksiniz. Bunlar büyük flirketler için vazgeçilmez unsurlar. Çünkü iflletmeler zamanla büyüdükçe önlerine ç›kan en önemli fleyler hantall›k,
30
h›zl› karar ve yeterince risk alamama. Asl›nda flu
anda çok büyük flirketlerin en önemli sorunlar›ndan biri bu. Ama birinci kuflak bunlar› çok h›zl›
yapabiliyor. ‹kinci kufla¤a geçince, e¤er aile iliflkileri dolu bir zemine oturtulmuflsa, bu devam
edebiliyor. Hatta yeni kuflak bu konuda daha e¤itimli oldu¤u için yeni ufuklar açabiliyor. E¤er aile sa¤lam bir iliflki gelifltirebilmiflse bu durum daha pozitif yans›yabiliyor. Ama ne olursa olsun do¤al olarak zaman içerisinde karar vericilerin say›s› artmaya bafll›yorlar. Bir tane pasta var ve bunu en baflta üç kifli paylafl›yor ve bunlar›n hepsi de
çal›fl›yor, büyük gayret veriyorlar. Ama ikinci kuflakta pasta ayn› büyüklükte kal›rsa, paylaflanlar
üç kifliden yirmiye ç›karsa ve herkes birbirine ifl
b›rakmaya bafllarsa ifl zora giriyor. Dolay›s›yla bu
noktada aileler içerisinde ayr›flmalar oluyor. ‹liflkiler zedelenebiliyor. ‹lerleyen dönemde de bölünmüfl küçük küçük flirketler haline geliyorlar. Bu
kadar rekabetçi bir ortamda küçük kalanlar ve
birleflemeyenler daha kazan›yorlar ve gelifliyorlar. Tüm mesele, birinci kufla¤›n dinamizminin bir
sonraki kuflaklara nas›l tafl›naca¤›. Bu konuda da
bir tane do¤ru yok asl›nda. Kurumsallaflma da
burada öne ç›k›yor. fiirketlerin hedeflerini ve vizyonlar›n› befl, on, yirmi y›ll›k planlar halinde kurguluyorlar. Tüm bunlar› profesyonel bir kurguda
yapabilmek çok önemli.
‹deal olansa flirket sahiplerinin bunu yak›ndan takip etmesi. Ayn› zamanda hisseleri koruyan, borsaya aç›lma, hisse senedi satma gibi baz› yap›lar› da harekete geçirmek gerekiyor. Avrupa’da aile flirketlerinin 80-90 ortaklar› var ama tüm yap›y› temsil eden bir yönetim kurulu bulunuyor. Aile bu yönetim kurulunu oluflturarak yoluna devam
ediyor. Dolay›s›yla ifli yöneten insanlar da profesyoneller oluyor. E¤er onlar da baflar›l› ise mekanizma do¤ru ifllemifl oluyor. Aileler flirketlerinin
geliflimi aflamas›nda çocuklar›na rol verirken, onlar›n yetiflmifllik düzeyine bakarak karar vermeliler. fiirketi yönetebilecek düzeyde olup olmad›klar›na bakmamal›lar. E¤er çocuklarda niyet ve
yetenek olarak bu özellikler yoksa flirket zaten
küçülmüfl oluyor. Bu durum bir yandan çocu¤u
mutsuz ederken bir yandan da flirketi küçültüyor.
‹stenen fley çocuklar›n bafla geçmesi ve flirketi büyütmesi. Ama flirketleri mutlaka çocuklar›n yönetmesi gerekmiyor. fiirket sahibi olmak baflka
fley, yönetmek ise baflka fleydir. Bunu ay›rmak ve
do¤ru yap›land›rmak gerekiyor.
Yeni kurulan bir flirketin göze ald›¤› riske ve tafl›d›¤› sorumlulu¤a göre yürüyen bir holdingin tafl›d›¤› sorumluluk çok daha fazla. Üçüncü kufla¤a
daha fazla sorumluluk yükleniyor, böyle bir dezavantaj› var. Bu dezavantaj› nas›l bertaraf etmeli?
Çünkü çocuklar babas›na diyor ki; “Siz bu flirketi kurarken kurmak zorundayd›n›z, yapacak bir
fleyiniz yoktu. Fakat bize öyle bir yük b›rak›yorsunuz ki bizim bunu tafl›mama gibi bir alternatifimiz olmal›.”
Baz› kiflilerin mesafeli yaklaflt›¤› kurumsallaflma
burada devreye giriyor. Benim anlad›¤›m kurumsallaflma, mekanizmalar›n rasyonel bir flekilde
oturmufl olmas› ve ayn› zamanda bunun takip edilebilir olmas›d›r. Yönetim kurulu ya da patron da
olsan›z, bu mekanizmay› kurup takip edebilmeniz
gerekiyor. Siz bu sorumlulu¤u altyap›s›z bir zeminde b›rak›r ve riske atarsan›z tafl›namaz bir
yük yarat›rs›n›z. E¤er çocuklar›n›z do¤ru flekilde
yetiflmemiflse bu mekanizmalar›n neye göre tafl›naca¤›n›, o çocu¤un neye göre iflletmeye al›naca¤›n› iyi belirleyememiflsiniz demektir. Bugün aile
anayasas› diye ifade edilen belli kurallar› oluflturmam›flsan›z, iyi yetiflmemifl, iflin içine girmemifl
birisine bu benim veliaht›md›r veya k›z›md›r diye
yaklafl›rsan›z, elbette o yük ona a¤›r gelecektir.
Türk markalar›n›n dünyaya aç›lmas›nda do¤ru
örneklerden biri olarak gösterilen bir flirketin, bir
markan›n icra kurulu baflkan›s›n›z. Türk markalar›n›n uluslararas› pazarlarda rekabet koflullar›
aç›s›ndan Türkiye’nin markalaflma karmesini nas›l de¤erlendiriyorsunuz?
Türkiye’nin, özellikle bizim sektörde üretici kimli¤iyle öne ç›km›fl bir yap›s› var. 1980’li y›llardan
sonra ülkenin d›fl dünyaya aç›lma süreci, ondan
sonra d›fl dünyaya ihracat yapma kabiliyeti, Türkiye’deki eme¤in uygun maliyette yap›l›yor olmas›, çal›flan alt yap›s›n›n e¤itimle geliflmesi, ifl yapma dinami¤i gibi kurgulardan dolay› haz›r giyim
sektörü Türkiye’de h›zla geliflti. Ve bugün gö¤sümüzü kabartacak bir noktaya geldi. Bu durum yö-
31
itibar
netim gücü bak›m›ndan çok anlaml›yd› ve de¤erliydi. Ancak Türkiye gelifltikçe sadece üretimin ve
üretimdeki maliyetin, eme¤inizin ucuzlu¤uyla ileriye gitme flans›n›z yok. Do¤al olarak ülke gelifltikçe eme¤iniz de de¤erlenecek. Nitekim de öyle oldu
ve üretimdeki baflar›s›n› sat›fla tafl›maya bafllad›.
Markal› flekilde sat›fla geçmek herkes için önemli
bir hedefti. Biz de flirket olarak 1990’l› y›llar›ndan bafl›ndan itibaren hedefimizi bu flekilde kurgulad›k. fiirketi 1985 y›l›nda kurduk ve hemen markalaflma hedeflerini gerçeklefltirmek için çal›flmalara bafllad›k. Türkiye’de art›k markal› ürünleri
hem kendi ülkemizde, hem de ülkemiz d›fl›nda satabilme kabiliyetine ve becerisine erifltik ve bu yetene¤i sürekli olarak gelifltiriyoruz. Türk markalar› olarak da bakarsan›z asl›nda benzer bir yap› var
ortada. Bugün gururla söyleyebiliriz ki Türk markalar›n›n dünya pazar›nda flu anda iki bin tane
ma¤azas› var. Bunun tüm dünyada 10 y›l içerisinde yirmi bin ma¤azaya ç›kaca¤›n› tahmin ediyoruz. Bu tahminlerimiz sa¤lam verilere dayan›yor.
Çünkü Türk markalar›n›n geliflme stratejisi yurt
d›fl›nda büyüme hedeflerini de içeriyor. Bizim
markam›z için de böyle ülkemizdeki birçok marka
için de. Art›k markalar›m›z Türkiye’ye s›¤maz oldular. Yurtd›fl›nda birçok al›flverifl merkezinde
markalar›m›z› görebiliyoruz. Türkiye’nin karnesini baflar›l› buluyorum. Önümüzdeki dönemde de bu
baflar›n›n çok fazla artaca¤›n› görüyorum. Belki
biz ülke olarak bu yar›fla çok geç kat›ld›k, daha erken y›llarda keflke kat›labilseydik. Bu de¤iflimi
keflke daha erken y›llarda yapabilseydik ama art›k
geçmiflteki duruma yorum yapman›n çok faydas›
olmad›¤›na göre Türkiye’nin performans›n›n çok
daha gelifltirebilece¤ini söylemek mümkün.
Bildi¤imiz kadar›yla Türkiye ile birlikte yirmi
farkl› ülkede, yüz otuzun üzerinde sat›fl noktas›nda müflteriyle bulufluyorsunuz. Yurt d›fl› pazar›nda kendi ma¤azalar›m›zla, kendi markalar›m›zla
yer almak Türkiye için flirketlerin küreselleflmesi
noktas›nda nas›l bir etkiye sahip olabilir?
Markalaflmayla ülkenizin imaj› çok paralel bir
iliflki ifade eder. Yurtd›fl›ndaki pazarlarda markal› ürün satabilmeniz için geldi¤iniz ülkenin imaj›n›n, alg›s›n›n yüksek olmas› gerekiyor. Bu asl›nda
32
çok önemli bir konu. Biz flunu çok aç›kl›kla söyleyebiliriz ki son on y›lda özellikle ülkemiz çok büyük bir itibar kazand›. Hem bat›da, Uzak Do¤u’da, Orta Do¤u’da, Afrika’da hem de Rusya’da... Gerçekten dünya üzerinde neresi olursa
olsun ülkemizin imaj›n› çok gelifltirdik. Tabii bununla birlikte az önce söyledi¤imiz markalaflma
süreci fazlas›yla h›zland›. Yani imaj› ve gücü yerinde olan bir ülkenin dolay›s›yla potansiyelini d›flar› aktarmas›, paylaflmas› çok daha kolay oluyor. Bu anlamda Türk markalar›n›n önünün aç›lmas›nda Türkiye’nin son y›llardaki performans›n›n çok etkili oldu¤unu düflünüyorum.
Bu durum ister istemez bir sinerji de do¤uyor diyebilir miyiz?
Ülkenin genel imaj› düzeltildi¤iniz zaman onunla
birlikte flirketlerin de önü aç›lm›fl oluyor. Bir flirketin performans› di¤er flirketin performans›na,
bir markan›n gücü di¤er markan›n gücüne olumlu
etki yap›yor. Herhangi bir sektördeki markam›z›n
yabanc› bir ülkedeki baflar›s›, onun rekabetçisi
olan baflka bir markan›n o ülkeye gelmesine neden oluyor. Bununla çok s›k karfl›lafl›yoruz. Çok
baflar›l› oldu¤umuz bir bölgede bir bak›yoruz ki o
bölgenin bu ifli yapan esnaf› veya tüccar› hemen
gelip bizim rakibimiz olan bir markay› karfl›m›za
yerlefltiriyor. Dolay›s›yla bu o Türk sektörüne
olumlu katk› sa¤lam›fl oluyor.
Hepimizin bildi¤i gibi Ramsey markas› çok k›sa
zamanda çok büyük ifller baflard›. Önümüzdeki
y›llar için nas›l bir strateji ve hedef gelifltirdi?
Hem kendi ülkesinde, hem dünyada bu markay›
herkesin bildi¤i, tan›d›¤› ve memnun oldu¤u bir
noktaya getirmek istiyoruz. Bu marka için ve tüm
markalar›m›z için art›k uzaklar yak›n oldu. Öncelikli hedefimiz ise yak›n co¤rafyam›z. Ondan sonra çemberi geniflleterek daha uzak co¤rafyalara
do¤ru ilerlemeyi hedefliyoruz. Önemli olan markan›n özünü koruma ve belli de¤erlerle rekabetçi,
h›zl› ve dinamik bir yap›da tutabilme baflar›s›d›r.
En büyük hedefimiz ve stratejimiz markam›z› halkalar halinde geniflletmek ve bunu di¤er nesillere
tafl›mak.
“
Kad›nlar›n ifl hayat›nda çok daha
aktif de¤erlendirilmesi gerekti¤ine;
ülke baflar›s›na, flirket baflar›s›na
ve aile baflar›s›na büyük katk›
sa¤layabileceklerine inan›yorum.
Bizim en büyük de¤erlerimizden birinin bu oldu¤unu düflünüyorum. Çok genç ve çok çabuk ö¤renen bir nüfusa sahibiz. Ben genç arkadafllarla çal›flma karar›mdan hep pozitif sonuçlar ald›m. Yani yetkiyi olabildi¤ince genç arkadafllara verdi¤imde, aç›kças› hayal k›r›kl›¤›na u¤ramad›m.
Gençlere ne kadar güvenirseniz, onlar›n iyi yetiflmifl oldu¤una inan›rsan›z ve arkas›nda sa¤lam
durursan›z, o kadar de¤erli sonuçlar alabiliyorsunuz. Buna ek olarak kad›nlar›n da ifl hayat›nda
çok daha aktif de¤erlendirilmesi gerekti¤ini ve bu
konudaki ülke baflar›s›na, flirket baflar›s›na ve aile baflar›s›na büyük katk› sa¤layabileceklerine
inan›yorum. Potansiyelin bu taraf›n›n da asla ihmal edilmemesi gerekti¤ini düflünüyorum. Biliyorsunuz ailelerde genellikle erkek evlada yönelik
bir e¤ilim vard›r.
Bizim Anadolu’daki geleneksel aile yap›m›za
göre erkek evlat daha önemlidir. Eskiden daha
çok kas gücüne dayanan ifller oldu¤u için erkekler ön plana ç›k›yordu. Haneyi ve yap›y› ancak erkek evlat koruyabiliyordu. Biliyorsunuz erkek evlat olarak ne kadar kalabal›ksan›z kendinizi o kadar güvende hissediyordunuz. Art›k bu de¤iflti ve
etkinli¤in tarifi farkl›laflt›. Art›k bilgi ça¤›nda ya-
flad›¤›m›za göre etkinlik, bilgiyi do¤ru kullanma,
do¤ru bilgiye h›zl› ulaflma ve onu da icra etmedir.
En önemli ifl, icra etme meselesidir. ‹cra ederken
burada cinsiyetten çok iflin ne kadar etkin yürütüldü¤ü daha önemli.
“
Türkiye’nin sahip oldu¤u en büyük de¤erlerden ve
potansiyellerden biri iflgücü dediniz. Siz bu potansiyelin kullan›lmas›nda bir ilke takip ediyor musunuz?
‹cra etme iflini do¤ru bilgiye sahip, h›zl› bilgiye
ulaflabilen kad›nlar da çok rahatl›kla en az erkekler kadar iyi yapabilir. Ben bunu dört k›z babas›
olarak da söylüyor olabilirim ama buna da inan›yorum gerçekten. Mesela dört-befl tane flirketin
bafl›nda bayanlar var. Hem genç bir nesle güvenmeyi ve onun arkas›nda durmay› hem de han›mlar›m›z›n da bu faaliyetlerini kullanmay› hem flirketler aç›s›ndan, hem aile aç›s›ndan ve hem de ülke aç›s›ndan çok önemli görüyorum. Bu potansiyel
asl›nda bizim en önemli dinamizmimiz. Bunu da
kullanmamak büyük bir yanl›fl olur.
Sadece nitelikli ifl gücü de¤il günümüzde ifl gücüne sahip orta ve üst kademe yöneticilere de ihtiyaç
var. Türkiye’de bu standart›n yükselmesi için neler yapmak gerekir?
Genel olarak ülkede hangi kademeden olursa olsun insanlar›n belli bir vizyon ve hedefle bütünlefltirilmesi çok önemli. Üniversitede e¤itim alm›fl bir
insan›n da geliflmifl, kabul edilebilir bu vizyonunun
olmas› laz›m. Bana göre orta ve üst yönetim kademesini e¤itimle beraber bizim ifl hayat›m›zla bir-
33
itibar
“
Özelliklerinizle katma de¤er yaratacak,
farkl›l›k oluflturacak birfley yapam›yorsan›z
o zaman bugün Çin’den, yar›n Hindistan’dan
ya da Vietnam’dan korkars›n›z.
Genel olarak Türk sanayi için geçerli olsa da özellikle tekstil sektörü için biliyorsunuz Çin mallar›
ile ilgili bir tehdit alg›lamas› var. Siz nas›l br de¤erlendirme yap›yorsunuz ve bir senaryo veya eylem plan› haz›rlad›n›z m›?
Dünya büyük olmakla birlikte belli bir s›n›r› var.
Çin son dönemde sahip oldu¤u nüfus potansiyelini
üretim gücüne dönüfltürme kabiliyetini gösterdi.
Dolay›s›yla ürünleri ucuza üretti ve dünya piyasalar›na bu anlamda ürün sunma konusunda çok baflar›l› oldu. “Ne yaparsan›z yap›n Çin ile rekabet
edemezsiniz” olgusu genel bir hakim görüfl olarak
ortaya ç›k›yor gibi görünse de, kendi firmam›zla
ilgili elbetteki rekabet gücünde s›n›rlar›n aç›ld›¤›
bir süreç söz konusu olacak. Buna göre de yap›lanmak gerekiyor. Dünyada nitelik aç›s›ndan maliyete dayal› rekabet gücü sadece para demek de¤ildir. Baflka özelliklerinizle katma de¤er yaratacak, farkl›l›k oluflturacak bir fley yapam›yorsan›z
bugün Çin’den, yar›n Hindistan’dan korkars›n›z.
34
“
lefltirebiliyor olmam›z gerekir. Yani en büyük s›k›nt›lar›m›zdan birisi de e¤itim sürecinde pratik
hayat› yeterince yaflam›yor oluflumuzdur. E¤itimle ö¤renilenlerin meslek hayat› içerisinde edinilen
tecrübelerle birlefltirilmesi çok önemli. Bunu yapabilen kifliler çok ileriye gidebiliyorlar. Bunun
yan›nda bir de uzmanlaflma meselesi var. Örne¤in
e¤itim sitemimizde tekstil mühendisi, makine mühendisi gibi tan›mlamalar kullan›l›yor. Ama o kadar genel bir konuyu, içerik olarak ifade ediyor ki
insanlar o ana dal üzerindeki uzmanlaflmas›n› bütünlefltiremiyor. Dolay›s›yla bu konuda bir de e¤itim hayat›m›zda eleman yetifltirmede belli alanlarda uzmanlaflmaya gidilmesini önemsiyorum.
Çünkü her sektör için uzmanlaflma çok önemlidir.
Dolay›s›yla bu korkunun da sonu yok. Konsantrasyonunuzu korkmak yerine “benim bu iflte ne yapmam laz›m” felsefesini gelifltirecek flekilde art›rman›z laz›m. Tamamen emek gücüne dayal› bir
farkl›l›k oluflturmada kal›rsan›z, yapaca¤›n›z çok
fazla bir fley yoktur. Özellikle bizim sektörümüzde emek çok önemli bir maliyet içerir ama bizim
mutlaka eme¤in de¤erinden daha farkl› de¤erler
oluflturmam›z gerekir. Bu rekabetçi gücümüzü
devam ettirebilme anlam›nda çok önemli. Bugün
ben Çin’den korkmuyorum ve korkmad›¤›m da
yapt›¤›m›z iflten belli. Çünkü Çin’in yapt›¤›ndan
daha farkl› bir ifl yap›yorum. Çin’in yapamad›¤›
kaliteyi yap›yorum, Çin’in veremedi¤i h›z› veriyorum, Çin’in gerçeklefltiremedi¤i organizasyon yap›s›na sahibim. Bunu hizmetle ve fiyatla yap›yorum. Bir de bunlar› marka çat›s› alt›nda yapabiliyorum. Biz flirket olarak Çin tehdidinden kormuyoruz hatta tam tersi bu olay› f›rsat pazar›na nas›l dönüfltürece¤imiz ile ilgili çal›flmalar› yap›yoruz. ‹nan›lmaz bir potansiyele sahip bir yer. Türkiye’nin potansiyeli pazar, nüfus ve al›m gücü olarak Avrupa ve Amerika’ya benziyor. Düflük maliyetlerle üretmek rekabette avantajl› olabilir ama
pazara yak›nl›k da baflka bir rekabet silah›d›r.
Pazara yak›nl›k, h›zl› karar vermek ve dinamik
olmak günümüzde çok büyük bir de¤erdir. Gelir
seviyesi ve al›m gücü yüksek tüketim yapan bölgelere çok yak›n›z. ‹nan›lmaz bir lojistik kabiliyetimiz var.
Baz› markalar üretim operasyonlar›n› Tayland
veya M›s›r’a kayd›r›yor. Sizin fabrikan›z ise Anadolu’da. Bu tercihi yaparken neyi önceliyorsunuz
veya siz yönetici olarak karar›n›z› hangi kriterlere göre verdiniz?
Önemli olan art›k üretimi nerede yapt›¤›n›z de¤il.
Mutlaka ülkenizde yapacaks›n›z diye de bir kural
yok. Önemli olan bu ülkenin insan›n›n toplamda
bu operasyonu baflar›l› flekilde yürütebilmesidir.
Çin’de de olabilir M›s›r’da da. Önemli olan de¤er
oluflturmakt›r. Almanya’da birçok müflterimiz
var, ‹ngiliz müflterilerimiz de var. Onlar Almanya’da veya ‹ngiltere’de üretim yapm›yorlar, Türkiye’de üretim yap›yorlar ve markalar›n› sa¤l›kl›
bir flekilde gelece¤e tafl›yorlar. Kaliteli ve nitelikli üretim yapt›r›yorlar. Ama markan›n sahibine
bakarsan›z d›flar›dan çal›flan almazlar. Dolay›s›yla biraz genifl düflünmek laz›m. Daha kapal›, k›-
s›tlay›c› kurguyla de¤il de daha genifl, daha do¤ru perspektiften yaklaflmak laz›m. Koruma anlay›fllar› belli bir yere kadar baflar›l› olabilir, onun
ötesinde amac›na ulaflamaz. Koruman›n negatif
taraf› da sizi kapat›r, küçültür ve geliflmenizin
önünde engel olabilir. Türkiye de bu süreci yaflad›. Biz de flirket olarak aynen böyle bak›yoruz.
Bugün ‹stanbul’da üretmekten çok Anadolu’da
üretme yoluna gittik. Hakikaten insanlar› bulunduklar› yerlerden ‹stanbul’a s›k›nt› içerisinde yaflayacaklar› yerlere getirip, orada onlara fabrika
açmak mutsuz bir kitle yarat›yor. Dolay›s›yla
mutsuz bir kitleden kaliteli üretim almak yerine,
35
itibar
farkl› tecrübelerle, fedakarl›k da yaparak bu yap›lar› kendi memleketimize tafl›d›k. Bütünleflme
çok daha fazla oldu. Orada nitelikli ifl gücü oluflturduk. Onlar kendi bulunduklar› co¤rafyada,
kendi memleketlerinde ifl bulman›n sevincini ve
mutlulu¤unu çok daha fazla yaflad›lar. Biz de bu
bütünleflmeyi çok daha az maliyetli olarak kendi
memleketimize yapm›fl olman›n hazz›n› duyduk.
Bu sektörde tasar›m aç›s›ndan ‹talya hala öncü
rolunu oynuyor mu?
konuda bizden çok öndeler. Nitelikli bir alt yap›lar› var, nitelikli insan kaynaklar› var ama Türkiye de onlar›n peflinden kendi anlam›nda çok
h›zl› bir flekilde ilerliyor. Türkiye yükselen bir
y›ld›z. Bugün tasar›mlar›m›z, tasar›mc›lar›m›z,
markalar›m›z bakt›¤›n›zda dünya piyasalar›nda
geçmifl y›llara göre çok daha etkin rol alabiliyorlar. Bu yeterli mi? De¤il ama flu h›z›m›za bakarsak önümüzdeki y›llarda onlar› yakalar›z diye düflünüyorum.
Çok uzun y›llardan beri ‹talya, Fransa gibi bat›l› ülkelerde bu anlamda çok büyük bir altyap›
mevcut. Türkiye de bu konuyla ilgili çok h›zl› bir
flekilde onlar›n arkas›ndan gidiyor. Elbette bu
Kandilli Kulübü’nün kurucular kurulu üyesi olarak bize biraz da kulübün kurulufl amac› ve etkilerinden k›saca bahsedebilir misiniz?
36
“
Seviyeli, nezaketli ve
hakikaten kaliteli bir iliflki
paylafl›m›n› yayg›nlaflt›rmaya,
gelifltirmeye çal›fl›yoruz.
“
Bir araya gelirken temel hedefimiz bir dost meclisi oluflturmakt›. Bu dost meclisi, birbirine inanan, güvenen, birbiriyle olmaktan mutlu olan,
birbirlerine destek olan insanlardan olufluyor.
Her birimiz farkl› sektörlerden insanlar olarak
bilgi paylafl›m› ve dostluk anlay›fl› temelinde biraraya geldik. Bu yap›y› geniflleterek her birimiz
dostlar›m›z›, arkadafllar›m›z› bu kurgunun içersine alarak bu bilgi paylafl›m›ndan, dost meclisinden destek almak istedik. Buradan hepimiz
destek alal›m ve kendimizi gelifltirelim. Çünkü
dost edinmesi, insan›n arkadafl› olmas›, nitelikli
insanlarla arkadafll›k yap›yor olmas› her birimiz
için büyük bir kazanç vesilesi olur diye düflündük.
Hakikaten dürüst giriflimci bir ruhu olan, heyecan› olan ve birbirlerine katk› sa¤lamay› özünde bütünlefltiren birçok arkadafl›m›zla birlikte olma
imkan›, bu kulüp çat›s› alt›nda do¤du. Ayn› zamanda bu yap›n›n olabildi¤ince gelifltirilerek büyütülmesi gerekti¤ine inan›yorum.
Kandilli Kulübü Türkiye’deki sosyal yap›lardan biraz farkl› bir kulüp diyebilir miyiz?
Evet diyebiliriz. Yani kulüp ifadesi zaten oradan
ç›k›yor. Biz dernek de¤iliz, bir fikir kulübü de¤iliz. Ama bu fikirlerimiz yok anlam›na gelmez, her
birimizin çeflitli fikirleri var. Hatta farkl› farkl›
fikirlerimiz de var. Birçok alanda, konuda dünya
görüflü itibariyle de farkl›l›klar›m›z var. Hayata
bak›fl aç›m›z, ifl yapma tarz›m›z dolay›s›yla biz
bunun renk oldu¤unu bilerek özellikle toplan›yoruz. Paylafl›mla, fleffaffl›kla birbirine güven duyabilecek bir iliflkiyi oluflturmak asl›nda en büyük
hedefimiz. Buradan bir ifl yapma hedefimiz yok,
parti veya cemaat gibi bir yap›y› destekleme yaklafl›m›m›z yok. Tam tersi buradan bir dostluk geliflimi talebimiz var. Bu vesileyle bir sinerji oluflturmak, birbirimizle bilgi paylafl›m›yla hem bize
hem ailelerimize ve çocuklar›m›za katk› sa¤lamak, dolay›s›yla düzgün bir ortamda kalabilmeyi
baflarmak amac›m›z.
Bir icraat yapacaks›n›z nezaketiniz olacak, paylafl›m›n›z olacak. Ayr›ca bunu suni olarak yapmayacaks›n›z, gönülden yapacaks›n›z. Seviyeli, nezaketli ve hakikaten kaliteli bir iliflki paylafl›m›n›
yayg›nlaflt›rmaya, gelifltirmeye çal›fl›yoruz. Yayg›nlaflt›rabildi¤imiz ölçüde ilk önce kendimize,
ondan sonra ailemize, çocuklar›m›za, arkadafllar›m›za, dostlar›m›za, ye¤enlerimize ve bütün herkese faydal› olabilece¤imiz bir ortam oluflturmak
istiyoruz.
37
itibar
HÜSEY‹N AVN‹ MUTLU
“
“
Sizlerin üretimi, sizlerin gayreti, sizleri
sabr›, sizlerin heyecan› ülkemizi büyütüyor
ve güçlendiriyor.
HÜSEY‹N AVN‹ MUTLU
‹STANBUL VAL‹S‹
Böylesine güzel bir bahar sabah›nda sizlerle birlikte olmaktan fevkalade mutlu
oldu¤umu ifade etmek istiyorum. Soyad›m ‘Mutlu’ olunca, mutlu olmak da adeta bizle özdefllefliyor. Ama tabii bunu gerçekten böylesine güzel birlikteliklerle
elde etmek de ayr› bir keyif. Kandilli, ‹stanbulumuz’un en güzel köflelerinden birisi. ‹stanbul dünyan›n en güzel flehri diyoruz. Bizim ortak gururumuz, ortak sevincimiz, ortak zevkimiz. Kandilli de bu güzel flehrin müstesna köflelerinden bir
tanesi. Gerçekten bu güzelli¤i yaflamak, paylaflmak bizler için çok büyük bir sevinç. Ve burada farkl› bir güzellik daha var: Ülkemizin ifl dünyas›n›n çok de¤erli temsilcileri ve kendi alan›nda çok baflar›l› olmufl insanlar. Kandilli Kulübü’nün
bünyesinde zaman zaman bir araya geliyorlar ve ortak tecrübelerini paylafl›yorlar. Yani güzel insanlar bir araya geliyorlar ve Kandilli ile bütünlefliyorlar.
Gerçekten ifl dünyam›za minattar›z. Ülkemiz bugün dünyan›n 16. büyük ülkesi.
Güçlü, sayg›n, sözü dinlenen ve kendini daha fazla hissettiren bir pozisyona gelmiflse bunda ifl dünyam›z›n çok büyük gayretlerinin, çabalar›n›n sonucu var. O
nedenle siz ülkemizin gücüsünüz. Size burada bu vesileyle teflekkür etmek istiyorum. Bu güçle birlikte olmak ve onlar› dinlemek benim için de ayr› bir keyif.
Bugün de bu gücü gerçekten artt›ran çok önemli sanayicilerinden bir tanesi Say›n Konuko¤lu’nu ben de dinlemekten ayr›ca büyük bir zevk alaca¤›m ve tecrübelerinden istifade edece¤im.
Ben ifl dünyas›n›n bir temsilcisi de¤ilim ama gönlümde her zaman bir müteflebbüs
olma arzusu olmufltur. Belki Karadenizlili¤in de verdi¤i bir hususiyettir. fiayet
idareci olmasayd›m mutlaka bir müteflebbis olmay› çok arzu ederdim. Hala gönlümde iyi bir restoran iflletmecili¤i yatar. ‹fl dünyas›yla birlikte olmaktan o nedenle büyük keyif al›yorum. Ben çok uzun konuflmak istemiyorum ve hemen size konuflmac›y› takdim ediyorum. Herkese sevgilerimi ve sayg›lar›m› ifade ediyorum.
Bu kulüp, Kandilli Kulübü diye geçiyor. ‹smi çok güzel bu kulübün ama belki yan›na “Dostlar Kulübü” diye de bir ilavede bulunmak laz›m. Böyle bir dostlar kulübünün içerisinde olmak büyük bir keyif. Hepinize sayg›lar sunuyorum.
38
39
itibar
ABDULKAD‹R
KONUKO⁄LU
“
“
Arkadafllar profesyonellefleceksiniz
ama iflin hakimiyeti sizde,
patronda olacak.
ABDULKAD‹R KONUKO⁄LU
SANKO HOLD‹NG YÖNET‹M KURULU BAfiKANI
Say›n Valim, say›n baflkanlar, de¤erli misafirler, size Gaziantep’ten kucak
dolusu sevgi getirdim. K›sa zaman içerisinde bir hayat› anlatmak çok zor
ama Anadolu insan›n›n diliyle basitçe anlatmaya çal›flaca¤›m.
‹mam Hatip Okulu’nda okuyordum ama ifl ortam›n› da çok seviyordum.
Okula gitmek istemedim. Okuldan ayr›l›r ayr›lmaz iflletmede çal›flmaya
bafllad›m. Atölyede bana alt› ay yer süpürttüler. Ustam›z ara s›ra çöp tenekesini döker, “Buray› temizledin mi?” diye sorarak bana tokat atard›.
O tokad›n nedenini daha sonra anlad›m. ‹taat etmeyi ö¤retmeyi amaçl›yordu.
Kademe kademe geldim, usta yard›mc›l›¤›, ustal›k derken genel müdürlü¤e
kadar yükseldim. 1975-1994 y›llar› aras›nda Genel Müdür olarak çal›flt›m.
1994 y›l›nda babam›n vefat›ndan sonra kardefllerimle birlikte ifli devrald›k.
Zaten son 3-4 y›ld›r babam›n rahats›zl›¤› dolay›s›yla ifli biz yürütüyorduk.
1995 y›l›nda Sanko Grup flirketlerini holding çat›s› alt›nda yap›land›rd›k.
Sanko Holding bugün 14 sektörde faaliyet gösteriyor. Amiral gemimiz
tekstil olmakla beraber, mümkün oldu¤unca enerji sektöründe yat›r›mlara
a¤›rl›k veriyoruz. Ama her zaman ana sektörümüz tekstildir.
Sosyal sorumluluk projelerimizi yürüttü¤ümüz bir vakf›m›z var: Sani Konuko¤lu Vakf›. Bu vak›f senede ortalama 8-10 trilyon lira yard›mda bulunuyor. Bu yard›mlar kapsam›nda üniversite e¤itimi yapan 1.500-2.000
40
41 itibar
civar›nda ö¤renciye burs veriyoruz. Bu sene yaklafl›k 60.000 aileye g›da yard›m› yapt›k. ‹lk ve orta
ö¤retimde yaklafl›k 15.000 ö¤renciye k›yafet ve
k›rtasiye yard›m› gerçeklefltirdik. Yard›mlar›n tamam›n› valiliklerle iflbirli¤i içerisinde yap›yoruz.
Yani yard›mlar› kamyondan da¤›tma diye bir fley
yok. Belirli bir sistem dahilinde gerçeklefltiriyoruz.
‹htiyaç sahiplerini mahalle muhtarlar› ve Valilik
Sosyal Yard›mlaflma Vak›flar› ile birlikte belirliyoruz. Bugüne kadar 20 dolay›nda okul yapt›rd›k.
Camiler ve farkl› sosyal tesisler de var. Benim bir
söylemim var: “Dünyada Türkiyem, Türkiye’de
Gaziantepim.” Yat›r›mlar› ve her türlü hizmetimizi yaparken, bu anlay›flla hareket ederiz. Yard›mlar›m›z› gerçeklefltirirken Gaziantep önceli¤imizdir. Hangi flehirde tesisimiz var ise o flehirdeki kazanc›m›za göre orada hay›r ve zekat fonumuzu
ayarl›yoruz. Ama birinci s›rada Gaziantep var.
Kimseyi suçlam›yorum ama Türkiye’nin as›l derdinden birisi de baz› arkadafllar›n flehrini terk ederek ‹stanbul’a yerleflmesidir. Bu kadar büyük flehirde kaybolmas› ve terk edilen o flehirlerin geliflmifllik anlam›nda geride kalmas›d›r. Bizi en çok
üzen durum budur. Bak›n, flehirleri birkaç aile yönetir, yönlendirir; o aileler öncülük yapar. E¤er o
aileler b›rak›p giderlerse o flehirler geriye gitmekten kurtulamazlar.
Örne¤in, Adana’n›n 10-15 y›ll›k mazisine bak›n.
Birkaç aile Adana’y› b›rak›nca, Adana sanayide
geri kald›. Ama Gaziantep farkl›. Baflka flehirlerde okuyan› da Gaziantep’e gelir, zengini de Gaziantep’te kal›r. Hatta gelen memurlar da Gaziantep’te kal›r. ‹flin enteresan taraf› a¤layarak gelirler, a¤layarak da giderler. Ço¤u da emeklilik sonras› Gaziantep’te kal›r. Yaklafl›k 1,5 milyon civar›nda nüfusumuz var.
Gaziantep’i tan›tmadan edemem. Çünkü sizleri
oraya yat›r›mc› olarak bekliyoruz. Gaziantep,
Güneydo¤u’nun ana çark›d›r. Gaziantep Sanayi
Odas›’na girdi¤iniz zaman bu tabloyu görürsünüz. Gaziantep’in difllisi dönmeye bafllad›¤› zaman yan›nda fianl›urfa dönmeye bafllar, sonra
Diyarbak›r döner, yavafl yavafl öbürleri devreye
42
girer. fiu anda 5. organize sanayi bölgesini kuruyoruz. Gaziantepliler olarak yat›r›mc›lara karfl›
çok cömertiz.
Sanko’dan fazla bahsetmeyece¤im. fiirketlerimizi
zaten biliyorsunuz, söylememe gerek yok. fiu anda flirketlerimizin tamam› baflar›l› bir flekilde çal›fl›yor. Ürünlerimiz de piyasada var. Tek tek saymaya gerek yok.
Esas Türkiye’nin orta esnaf› ve Türkiye’deki aile
flirketlerinin yap›s›ndan biraz bahsedelim. Bak›yorsunuz Türkiye’deki flirketler çok uzun yaflam›yor. Allah’a flükür Sanko’da ben dördüncü kufla¤›m ve 1904 y›l›ndan bu yana 106 y›l oldu. fiuanda alt›nc› kuflak iflin bafl›nda. En önemli nokta aile büyüklerinin iyi yönetmesi ve koordinasyonu iyi
sa¤lamas›d›r.
Türkiye’de babalar ne yap›yor? Baz›lar›, “Oh, benim o¤lum çok iyi, aslan gibi okudu; çok da baflar›l›. Gezsin, tozsun.” diyor. Eve, iflyerine geliyor
mu? Hay›r. Çocuk belli bir noktaya gelene kadar,
üniversite bitene kadar okul hayat› ile meflgul oluyor. Adam› getiriyorsun, “pat” diye denizin içine
at›yorsun, sudan ç›km›fl bal›¤a dönüyor. Sanayici
çocu¤u oldu¤u halde iflçiyle muhatap olmay› ö¤renmemifl, iflçinin hayat›n› bilmemifl, fabrikada
çal›flmam›fl.
Biz ne yap›yoruz? Çocuk ilkokula bafllamadan bütün
tatillerinde fabrikada diflli silmeye bafll›yor. Eli karar›r, yüzü kirlenir. Arkadafl, yok öyle fley. Çok aile
tan›yorum, çocuklar› çok ak›ll› ve baflar›l›. Yahu b›rak çocuk s›n›f› geçsin geçti¤i kadar; çal›fls›n ama ifl
hayat›n› da ö¤rensin. Çocuk okulu bitiriyor, belli bir
yafla geliyor, harcad›¤› paran›n limiti yok. Derken
evleniyor, bir de bak›yorsun öbür kardefl de evleniyor. Ondan sonra ailelerde kavga bafll›yor. Sebep de;
iflte kardeflinin han›m› flunu takt›, bugün flu saati ald›; yok efendim öteki p›rlanta yüzük tak›yor veya
flöyle bir arabaya biniyor… Böyle fleylerin önünü
kesmemiz gerekiyor. Bu noktada baban›n iki görevi
var; Görevlerden birisi çocuk askerden geldi; ifl hayat›na at›lacak; yan›nda da çal›flmak istiyor. Bir sene d›flar›da, baflka bir iflyerinde çal›fls›n. En az bir
sen sonra çocu¤u ça¤›racaks›n.
“
‹ki kifli ortaksa üçüncü ortak
Cenab-› Allah’t›r, ne kadar
çok orta¤›n›z olursa, asl›nda
o kadar iyidir; art›k dünya da
bunu kabul etmifltir.
“
Bu yöntemi çocuklar›ma uygulad›m. “O¤lum
bak, benim gücüm 1 lira. Sana bunun 50 kuruflunu veya 25 kuruflunu sermaye olarak verebilirim.
Git istersen baflka bir ifl yap, istersen gel benimle çal›fl.” Çünkü aradan 15 sene geçti¤i zaman,
“Baba sen bana serbest çal›flma f›rsat› m› verdin
ki? Yan›na ald›n o günden beri de çal›fl›yoruz.”
demesin. Bunun için “O¤lum istersen al flu sermayeyi git bildi¤in ifli yap, istersen gel benimle
çal›fl.” önerisinde bulunun. Di¤er çocuklara da
ayn› öneriyi yapacaks›n›z. Sonra iflyerinizde çocu¤unuza maafl belirleyeceksiniz. ‹ster 1 lira, ister 10 lira, ister 100 lira. Türkiye’de genelde
flöyle yap›l›yor; “Ben o¤lumdan neden esirgeyeyim ki! O¤lum istedi¤in kadar al.” Baz› çocuklar
var ki, al›p da onu harcayamaz, baz›s› da var ki,
har vurur, harman savurur. Ama çocu¤un maafl›n› belirlersen hiç bir sorun ç›kmaz. Sonraki
çocuklar›n için de ayn› uygulamay› yapacaks›n.
K›dem s›ras›na göre kademe koyacaks›n. ‹ki y›l
önce ifle bafllayan ile 5 y›l sonra gelenin maafllar› farkl› olacak. O maafl içerisinde kendisini yönetmeyi bilecek. ‹ster gitsin han›m›na p›rlanta
als›n, ister gitsin araba als›n, ister gitsin arazi
als›n. Ne al›rsa als›n; ama bu çerçeve içerisinde.
“Kasan›n anahtar› sende, istedi¤in kadar para
çek.” dedi¤in zaman ailenin da¤›lma süreci de
bafllam›fl oluyor.
‹kinci önemli mesele, babalar›n ölünceye kadar hakimiyeti b›rakmamas›. Yani ölene kadar ifli yönetmesi. Allah korusun siz öldü¤ünüz zaman, ki hepimiz ölece¤iz. Ben dedemi de gördüm, babam› da
gördüm, hiç bir fley götürmediler. Ölüm sonras›nda
bir aray›fl bafll›yor. Niye? Çünkü yönetim kime geçecek sorunu bafll›yor. Büyük kardefl baflar›s›z; ne
yapal›m ailede herkes baflar›l› olacak diye bir kural
m› var? Her adam ak›ll› olacak diye bir kural yok.
Cenab-› Allah 5 parma¤›n 5’ini de ayr› yaratm›fl.
Bütün insanlara da aln›na yazd›¤› yaz›ya göre birer
görev vermifl. O görevleri yönetiyoruz. E¤er baba
belirli bir noktaya geldikten sonra, mesela ben kendime 65 yafl› belirledim, iflten ayr›lmal› ve en baflar›l› evlad› mümkün oldu¤u kadar desteklemelidir.
“O¤lum sen Yönetim Kurulu Baflkan›s›n.” demeli.
fiimdi Türkiye’de flöyle bir kavram var: “Aile flirketleri tamamen profesyonelleflmiyor.” Kardeflim
tamam da biz neyiz, profesyonel de¤il miyiz? Biz
de profesyoneliz. fiirketleri yönetiyor muyuz? Yönetiyoruz. Büyütüyor muyuz? Büyütüyoruz. ‹flçi
idare edebiliyor muyuz? Ediyoruz. Peki nas›l oluyor da bu aile flirketleri profesyonelleflmiyor.
Profesyonellefleceksiniz ama iflin hâkimiyeti sizde, yani patronda olacak. Profesyonel arkadafllar
ne kadar k›zarsa k›zs›n. Çok zeki, çok iyi yöneten
43 itibar
“
‹yi bir sanayicinin üç görevi vard›r:
1- ‹flinizi iyi bileceksiniz;
2- ‹flinizi iyi yöneteceksiniz;
3- Vergi kanunlar›ndan iyi anlayacaks›n›z.
Biz yine kardefllerin iliflkisine dönelim. Baba vefat
ediyor, ondan sonra büyük kardefl nerede güzel
gayrimenkuller varsa servetin bafl›na oturuyor.
fiöyle bir etraf›n›za bak›n; kaç aile mirastan dolay› kavga etmifl, kaç aile parçalanm›fl, kaç ortakl›k
bitmifl. Dedi¤im gibi kardefller aras›ndaki ayr›flman›n ana nedeni, kardefllere belirli bir maafl sistemini tam uygulamaman›zd›r. Ortaklar›n kavga
etmesinin nedeni de, hangi baflkan baflar›l›ysa
onun alt›n›n oyulmas›d›r. Türkiye’nin bir hastal›¤›
var. Biri baflar›l› olmuflsa öbür ortak onun aya¤›n›
çekiyor, baflar›l› olmas›n diye. Sonunda da ortakl›k parçalan›yor. Bir söz vard›r; “‹ki kifli ortaksa,
üçüncü ortak Cenab-› Allah’t›r.” Ne kadar çok orta¤›n›z olursa, asl›nda o kadar daha iyidir ve art›k
dünya bunu kabul etmifltir.
44
Ailenin parçalanmas›n›n nedenlerinden birisi de,
bilhassa zengin ailelere bak›n, muhakkak miras
paylafl›m›ndan dolay› kavgal› olduklar›n› göreceksiniz. Burada en büyük görev a¤abeye düfler. Nas›l baba babal›¤›n› yaparsa, a¤abey de a¤abeyli¤ini yapmal›. Herkesin pay›na düfleni adil olarak
vermeli. Bunu yaparken kardefller aras›ndaki itaati de sa¤lamal›. Bir küçü¤üm benden 5 yafl küçük,
elimi öpmeden yan›ma girmez. Onun küçü¤ü de
öyle, onun küçü¤ü de öyle, onun küçü¤ü de öyle…
Burada a¤abeye düflen görev, baban›n vefat›ndan
sonra, aile içerisinde miras olay›n› h›zl›ca çözmektir. Uzay›nca v›z›lt›lar hemen bafllar.
Babam hastanede yat›yor. Bir komaya giriyor, bir
ç›k›yor. Bitiflik odada da baflka hasta yat›yor. O da
komaya girdi ama doktorlar dedi ki, “Art›k mümkün de¤il.” Hastanenin kafesinde akflam çorba içiyorum, arka masada bir kavga bafllad›. Dikkatimi
çekti, niye kavga ediyorlar diye. Bir damat, bir o¤lan, anas› ve k›z›. O diyor ki “Anahtar› ben alaca¤›m, o diyor ben.” Çorba bitti, bir çorba daha istedim. Onlar› dinlerken bir taraftan da içimden,
“Yarabbi, ben ne yapaca¤›m?” diye düflünüyorum.
Adam afla¤›da yat›yor, can çekifliyor.
Bu arada akl›ma geldi, biz de anam›n, anas›n›n,
anas›n›n f›st›k bahçelerini o güne kadar bölüflememifltik. Samimi söylüyorum, her sene f›st›k
bahçelerinden bana bir ayran tas› kadar f›st›k düflüyor. Allah, Allah! Düflündüm, day›lar›m kavgal›. Mirastan dolay› 1-2 sene küs kalm›fllar. Büyük
ailelere bakt›m hepsinde bu sorun var. Bizde de
rahmetli babam sayesinde gayrimenkul çoktu.
fiirketler kolay, çünkü flirketlerin hisse senetleri
var, herkesin pay› belli. Babam› bir süre sonra
kaybettik. Ama ben bu arada bizim durumumuzda olan bütün aileleri araflt›rd›m. Nas›l çözmüfller
bu olay› diye bakt›m. Do¤ru dürüst çözen de pek
“
arkadafllar›m›z var; ama bir noktaya geliyor ve
orada kal›yor. Bence profesyonellerin yönetece¤i
flirketler var, profesyonel olmay›p bizlerin yönetece¤i flirketler var. Tamamen bir profesyonele
verin, ceketi al›p ç›kars›n›z. Tamamen profesyonellere teslim etti¤im flirketlerin tümünde hesab›
da kapatt›m. Bir noktaya kadar geliyor, sonras›nda yürümüyor. ‹flin bafl›nda patron mutlaka
olacak. Dedik ki, kar›flmayal›m her fley tamamen
profesyonel olsun. O flirkete hiç gitmedim, sadece 3 ayda bir bilânçolara bakt›m. Her bilanço döneminde içeri giriyor. Yani bir noktaya kadar getiriyorlar, patron gibi yumru¤u masaya vuramad›¤› için orada ifl geriye sar›yor. O kiflinin kötü
niyetinden dolay› de¤il, son yumru¤u masaya
vurmad›¤›ndan dolay›. Son yumru¤u vurdu¤u zaman risk almas› laz›m. Profesyoneller maalesef
riski üzerine alm›yor. Tam riski alamad›¤› için de
ortada kal›yor. fiimdi profesyonelli¤imiz tescil
oldu mu? Yani sizler birer profesyonel de¤il misiniz? Yani çal›flm›yor musunuz? Çal›fl›yorsunuz.
yok asl›nda. Cenazeniz oldu¤u zaman Antep’te ‹stanbul’daki gibi “Üç gün otur, git.” yok. O zamanlar 30-40 gün evden ç›kmazs›n›z. Türlü dedikodular; biri diyor ki: “Da¤›l›rlar.”, öteki diyor ki
bilmem ne. Babam rahmetli olduktan 15-20 gün
sonra, han›ma, “Ben bu miras› bölece¤im.” dedim.
Han›m, “Ay›p de¤il mi, daha kaç gün oldu ki!” diye itiraz etti.
Biz de tapu müdürlü¤ünden ayr›lan, tapu ifllerimizle u¤raflan bir arkadafl›m›z vard›, onu ça¤›rtt›m. Kardefllerime de söyledim. “A¤abey, sen ne
diyorsan odur.” dediler. Zaten en büyükleri hariç,
hepsi okulda. Amcama bahsettim, o da “O¤lum
ay›p” dedi. “Vallahi millet ne derse desin. Kavga
etmektense flimdi bölüflmek en iyisidir.” dedim.
Bütün tapular›, bilirkifli olarak seçti¤imiz heyete
teslim ettim. “Bana da sak›n göstermeyin, numaraland›r›p bir torbaya koyun.” dedim. Anne vekilimiz olan babam›n ikinci han›m›na öncelik verdim
ve ilk çekimi o yapt›. Daha sonra en küçük kardeflime çektirdim. Torbadan çekifl s›ras›, küçükten
büyü¤e do¤ru oldu. Diyelim ki, kardeflim 10 lira
fazla çekti, torban›n içine ya para at, ya da çektiklerinden en küçü¤ünü torbaya geri b›rak, aradaki
fark› “torbadan alaca¤›m” diye yaz. Herkes çekip
ben kal›nca, torbadaki de bana kalm›fl oldu. Amcalar›m oturuyor, eniflteler var, kardefller var. Yani
aile meclisini toplad›k; iki kifli de katiplik yap›yor.
‹fllem bir saatin içinde bitti. fiimdi kimse demiyor
ki, “A¤abey sen flu arsay› üzerine alm›fls›n, bana
da bunu vermiflsin.” Herkes eliyle çekti¤i için itiraz söz konusu olmuyor. Fazla uzatmayay›m, hemen tapudan ifllemleri yapt›k, vergi dairesine ödemeleri yapt›k. Herkes tapusunu ald›.
Tabii birkaç kifli “Bak hemen mal› böldüler.” diye
bizi k›nad›. Ama flimdi herkes “Niye sizin ailede hiç
kavga ç›kmad›.” diye soruyor. Niye kavga ç›ks›n?
Benim ald›¤›m maafl belli, kardeflimin ald›¤› maafl
belli, ötekinin ald›¤› belli. Ben ister arabaya veririm, ister arsa al›r›m, istersem alt›n al›r›m han›m›ma takar›m, bu anlamda kimse kimsenin ne yapt›¤›
ile ilgilenmedi¤i için bizde kavga çok flükür ç›kmaz.
45 itibar
“
“
‹flin hilesi dürüstlüktür.
Dürüst oldu¤unuz zaman
her zaman büyürsünüz.
Kavga ç›kmamas›n›n bir nedeni de bütün kardeflleri hiçbir zaman ayn› odaya koymam ve ayn› ifli
vermem. Kesinlikle mümkün oldu¤u kadar ifl bölümü yap›n. Hiçbir zaman hepsini bir araya oturtmad›m. Herkesin odas› ayr›d›r, herkesin yönetti¤i
grup ayr›d›r. Eskiden bir fabrika yönetiyorlard›,
flimdi her biri 8-10 fabrika yönetiyorlar. Buna, çocuklar›m da dahil. Kavga nereden ç›k›yor biliyor
musunuz? “A¤abey, flu masaya sen geldin, erken
oturdun, flu mal› sen satt›n, onu ben satacakt›m.”
gibi nedenlerden dolay›. Özellikle flirketten para
çekme ve ifl bölümündeki hatalar ön plana ç›k›yor.
Bunlar› ayarlad›¤›n›zda ailelerin büyümemesi
mümkün de¤il.
Müesseseleflmeye gelince, rahmetli babam derdi
ki, “Hiç tavu¤un bu¤day y›¤›n›n üzerine ç›kt›¤›n›
gördünüz mü? Kufllar konar ama hiçbir zaman tavu¤un bu¤day y›¤›n›n tepesine ç›kt›¤›n› göremezsiniz. Tavuk bu¤day y›¤›n› üzerine de¤il, gübreli¤e
gider. O¤lum iflinizi nizama, intizama al›n. Gidin
bu¤day y›¤›n›n üzerinde oturun.” derdi. Düflünün
bunlar› bize 35 y›l önce, 1975’te söylerdi.
Eskiden servet beyan› vard› bilirsiniz, adam›n serveti var ancak gösteremez. Niye? Çünkü faturas›z
mal satm›flt›r, para kazanm›flt›r ama ortaya koyamaz ve büyüyemez. E¤er siz her iflinizi kural›na uygun yaparsan›z, ifli iyi yönetirsiniz. O hesab›n takibi ile u¤raflmazs›n›z. Onunla muhasebeciler u¤rafl›r. Onu profesyoneller yönetsin, takip etsin. Siz
mal almayla, mal satmayla u¤rafl›n. Tabi büyüme-
46
nin baflka s›rlar› da var; k›saca söylemem gerekirse çok çal›flmak ve dürüst olmak. ‹flin hilesi dürüstlüktür. Dürüst oldu¤unuz zaman her zaman
büyürsünüz. Bir verene Allah bin veriyor.
Öncelikle konuflman›zdan dolay› teflekkür ediyorum. Konuflman›zda hep o¤ullardan bahsettiniz.
K›zlar›n durumunu ö¤renebilir miyim?
Efendim, bugün k›z evlatlar› da o¤lan evlatlar› kadar de¤erli. Art›k ifl hayat›na da giriyorlar, bizden
de baflar›l›lar. Art›k yak›nda biz bayrak açaca¤›z
ve diyece¤iz ki, “Bize de hak, bize de özgürlük.”
Bir k›z›m, iki o¤lum, 9 torunum var. Bir o¤lumun
3 k›z›, di¤er o¤lumun 2 k›z› var. K›zlara kald›k
zaten; k›z›m›n da 3 o¤lu var.
Bir röportaj›n›zda evlendi¤iniz gün saat 4’e kadar
çal›flt›¤›n›z› okumufltum. fiimdi yeni nesil için söylüyorum; tan›flt›¤›m›z günün y›ldönümü, niflanl›l›k y›ldönümü , evlendi¤imiz günün y›ldönümü. Bugün eve
geç gitti¤imizde dahi aile saadetimiz zedelenmifl
oluyor. Bu noktada gençlere ne tavsiye edersiniz?
1948 do¤umluyum, 62 yafl›nday›m ve daha izine
gidemedim. Az söyleyeyim çok anla; Bir laf vard›r
“Sanayicinin han›m› dul, paras› puldur.” Baflar›l› ifl adam›n›n arkas›nda baflar›l› bir han›m vard›r.
Bunun ana nedeni ne biliyor musunuz? Eve gitti¤iniz zaman sorun ç›karmaz, size “Beni flura götürdün; fluraya götürmedin.” diye… Herhalde benim
han›m›n babas› da sanayici oldu¤u için bu durumu
ö¤renerek gelmifl. Allah raz› olsun 44 y›ll›k evliyim, han›m›m bir gün bile “Sen bu seyahate niye
gittin?” demedi. Biliyor niye gitti¤imi, ifl için gidiyoruz. Onun için evlenme y›ldönümü filan, biz
bunlar› sonradan ö¤rendik. Eskiden bunlar yoktu.
Bundan 15 y›l önce Antep’te do¤um günü gibi kutlamalar pek yoktu. Belirli aileler yapar, herkes
yapamazd›. Kusura bakmay›n ama flimdi maflallah
bebekken bafllan›yor. Geçenlerde bir esnaf arkadafl, “Bu çocuk her gün, affedersiniz cebime pisliyor.” fleklinde flikayet edince, niye diye sorum. Cevab›, “Eskiden bez olurdu; flimdi ha babam haz›r
bez al›p geliyorum.” oldu.
Abdulkadir bey, bu kadar teferruattan sonra size
flunu sormak isterim. Zekat hesab›n›z› kurumsal
olarak m› yap›yorsunuz, bireysel olarak m›? Zekat
hesab›n› aile nas›l yönetiyor?
Dedemden ve babamdan ö¤rendi¤imiz en önemli
fleylerden biri de zekat ve hay›r fonunun, vergi kadar önemli oldu¤udur. Eskiden Ramazan’da dedem mal›m›z› ölçerek ve tartarak de¤erlendirirdi,
flimdi bilançolar ç›kt›. Her y›l 31 Aral›k’ta holdingin net para de¤eri olan öz sermayeyi ç›kar›r, zekat›n› alt›n olarak o tarihte yazar›z. Y›l içerisinde
yapt›¤›m›z da¤›t›mlar› her ay›n sonunda alt›n hesab›ndan düfleriz. Zaman zaman üniversitelerde
konufluyorum, bana soruyorlar, “Senin bir menfaatin mi var?” Tabi ki menfaatim var, yoksa niye da¤›tay›m.
Ama önce bir hikaye anlataca¤›m; adam›n birisi
çok zenginmifl. Çoluk çocu¤u da yok. Camiye her
gün gidermifl. Camide hoca dermifl ki, “Allah bir
verene on veriyor, yüz veriyor, bin veriyor.” Adam
hemen ç›km›fl, bütün mal›n› mülkünü da¤›tm›fl.
Bir gün getiren yok, iki gün getiren yok, üç gün
getiren yok. Adam sefil olmufl. Derken hamamc›n›n külhanc›s› ayr›lm›fl. Caminin hocas› da hamamc›ya, “Bu adam cami de yat›p kalkaca¤›na
hem hamamda çal›fls›n hem de yatacak bir yeri olsun.” demifl. 15 sene sonra yan›nda çal›flt›¤› hamamc› ölmüfl. Cemaat toplanm›fl, “Hamamc›n›n
kad›nca¤›z› dul kald›, bir de çocu¤u var. Bunu külhanc› ile evlendirelim. Hiç olmazsa hem han›ma
hem de hamama bakar.” demifl. Adam hamamc›-
n›n dul efli ile evlenmifl, giyinmifl, kuflanm›fl ve yine bir Cuma günü camiye gitmifl.
Hoca yine kürsüde, “Bir verene Allah on veriyor,
yüz veriyor, bin veriyor.” diye vaaz veriyor. Tabi 15
y›l külhanda ter döken adam›m›z hemen aya¤a
kalkm›fl ve “Hocam, hocam!” diye seslenmifl. Tabi
hoca de¤iflmifl, y›llar geçmifl, onun mazisini bilmiyor. “Buyur evlad›m.” Deyince; adam›m›z, “Hocam bire on, bire yüz, bire bin var da, bunun ucunda 15 sene külhanda yatmak da var. Buna dayanabilen var, dayanamayan var.” demifl. Yani bu örnekle anlatmak istedi¤im, dayanmas›n› bilmek laz›m. fiimdi arkadafllar soruyor, “Sen bu hayr› yap›yorsun ama öbür dünya ne olacak?”. “Kardeflim
EFT yap›yoruz.” Bir insan hayr›, zekât› niye verir,
47 itibar
“
“
Kaybetti¤imiz ifller de var,
kazand›¤›m›z ifller de. Ama
hiçbir zaman maneviyat›n›
k›rmayacaks›n, ifline devam
edeceksin.
sebep ne? Nas›l ki, emeklilik için bir para ay›r›yorsunuz, öbür taraf için de bir birikim yapmak
için bugünden bu yöntemler bir EFT yolluyoruz.
Siz flirketinizde EFT yapt›¤›n›zda paray› görüyor
musunuz? Hay›r. Bankaya talimat› veriyorsun,
EFT gidiyor, karfl› taraf da al›yor. Biz burada da¤›t›yoruz, öbür tarafta emeklili¤imiz var.
Ne zaman büyük bir yard›m yapsam, arkas›ndan
muhakkak bir fley oluyor. Yani bir iki ay içerisinde büyük bir ifl yap›yorum, fazlas›yla al›p geçiyorum. Bu güne kadar hiç eksilmedi, hep ço¤ald›.
Babam›z›n tarlas›n› m› satt›k da büyüdük, sebep
ne? Biz halkla paylaflmas›n› biliyoruz. Halkla paylaflmad›¤›n›z zaman belirli noktalara kadar ç›k›yorsunuz. Cenab-› Allah; “Hayr›n›, zekat›n› verenin mal›n›n sigortas› benim.” diyor. “Niye sigorta yapt›r›yoruz?” Bir fley olursa sigortadan paray›
alal›m diye. O da bir sigorta iflte; Cenab-› Allah’›n
sigortas›, o daha garanti.
Samimi söylüyorum, kaç sefer flahit oldum. Fabrikan›n birinde yang›n ç›kt›. Her zaman bat›dan do¤uya do¤ru esen rüzgar, yang›n bafllad›¤›nda yönünü de¤ifltirdi. ‹nan›r m›s›n›z havada çok bulut
yoktu, ya¤mur bafllad›. Arkadafllar itfaiyeden daha önce ya¤mur çat›y› so¤uttu, biz o badireyi atlatt›k. Ne zaman darda kalsak s›¤›nd›¤›m›zda Allah yard›m ediyor. E¤er siz gerçekten inan›r, darda kald›¤›n›zda dua yaparak ça¤›r›rsan›z yard›m›n›za kofluyor.
48
Maltepe Üniversitesi ‹flletme Bölümü dördüncü s›n›f ö¤rencisiyim. Siz 1974’te çok genç denecek bir
yaflta genel müdürlük koltu¤una oturdunuz. Bu durum hem baban›zla aran›zdaki iliflkide hem de kendi kariyeriniz aç›s›ndan nas›l bir etki b›rakt›?
fiimdi bizim zaman›m›zda Gaziantep’te ustal›k
çok önemliydi. Yani mühendis zaten yoktu. Tabi ki
benim genel müdür olmamda babam›n fabrikas›n›n olmas›n›n %75 pay› var, bunu kabul etmemek
nankörlüktür. Ama belirtmeliyim ki, Türkiye’de
tekstil üzerine hangi mühendis hangi hoca varsa
gelsin, yar›fl›r›m. Genel müdürlük yapt›msa e¤er,
babam bende o ›fl›¤› görmeseydi, zaten o zaman
orta¤›m›z da vard› beni oraya koymazd›. Oraya
kademe kademe, ad›m ad›m ve baflar›lar›mdan dolay› geldim. Tabii ki babam›n fabrikas›n›n olmas›
bir avantajd›. Hamurun üstüne büyük hamur yapt›k. Bu hamuru kaybedenler de var arkadafl, hamuru büyütmek laz›m. Çok aile baflar›yor ama siz
de çok çal›flacaks›n›z. Bak ne diyorum, daha bu
sene olmufl izne gidemedim. Barajlar›m›z vard›,
onlarla u¤raflt›k, gittik barajda yatt›k. Devlet normalde on befl senede bitiriyor baraj› biz üç buçuk
senede bitiriyoruz, kolay de¤il. Ama yirmi dört saat çal›fl›yor, projektörler alt›nda çal›fl›yoruz. Gecenin birinde, ikisinde flantiyeye gidip kontrol ediyoruz. Bunlar her babayi¤itin harc› de¤il. Evde yatarak büyümedi bu flirketler. Tünelde yürümek bile
bir mesele; 18 km olan tünellerimiz var. Her fley
kolay de¤il, masada oturarak yönetmiyoruz. Sana
tavsiyem, üniversiteyi bitirdi¤in an muhakkak git
önce iflinin ç›rakl›¤›n› yap.
‹fl hayat›nda yaflad›¤›n›z k›r›lma noktalar›n› da göz
önüne alarak, gençlere ne gibi tavsiyeleriniz olur?
Spot bir iki cümleyle nas›l ifade edersiniz, acaba?
Zaman zaman zarar etti¤imiz ifller de oldu. Kaybetti¤imiz ifller de var, kazand›¤›m›z ifller de. Ama
hiçbir zaman maneviyat›n› k›rmayacaks›n, ifline
devam edeceksin. Düflen düflmüfl; k›r›lan k›r›lm›flt›r. K›r›lan› yap›flt›rmak için u¤raflma. Eme¤ini
yeni fleyler yapmak için harca.
Gerçekten flunu yapmasayd›m veya yapsayd›m dedi¤iniz bir fley oldu mu hayat›n›zda?
Tabii ki var. Keflke okusayd›m, keflke yabanc› dil
bilseydim. Zaman zaman üzülüyorum. Babam
çok istedi okumam›; tabi ki biz zanaat› seçtik.
Acaba üniversiteye gitseydim bu kadar baflar›l›
olur muydum, bilmiyorum. Ama ailede benden
baflka üniversite mezunu olmayan yok. Hepsi aslan gibi yabanc› dil de konufluyor. Benim ondan
bir avantaj›m var, onlar direkt konufluyor müflte-
riyle veya makina pazarl›¤›nda, ben diyorum ki
“Ne dedi?”. O ne dedi¤ini bana anlatana kadar
ben bu arada düflünüyorum sonra söylüyorum.
Bilmeyerek baz› arkadafllar›m›z› k›rd›msa özür dilerim. Profesyonel arkadafllar da bana k›r›lmas›nlar. Bak›n flu anda bizde profesyonel ve mühendis
çal›flan arkadafl›m›z üç binin üstünde. Biz sadece
grup baflkanlar›y›z yani belirli noktalara geldi¤iniz
zaman hepsini siz yapacak haliniz yok. Tabi ki yönetimi onlarla paylaflacaks›n›z ama komutay› tamamen b›rakmayacaks›n›z. Her ay›n sonunda bilançoya bir bak›n. Arkadafllar bilanço okumas›n›
bilin, vergi kanunlar›ndan haberdar olun ve lütfen
biraz okuyun. ‹yi bir sanayicinin üç tane görevi
var: 1- iflini iyi bilecek; 2- yönetecek; 3- vergi kanunlar›ndan anlayacak. Yoksa inan öyle hatalar
yapars›n›z ki, bir hesap uzman› gelir sizin can›n›za
okur, sizi bitirir. Onun için biraz ö¤reneceksiniz.
Bu üç kural çok önemli. Baz› arkadafllar›m›z tamamen muhasebecinin üstüne b›rak›yor, o da Allah ne verdiyse onu yap›yor. Onun için lütfen üç ayda bir önünüze bilançoyu al›n; nereden geliyor, nereye gidiyor, bir bak›n. Hepinize sabr›n›zdan dolay› çok teflekkür ederim.
49
itibar
ABDULKAD‹R KONUKO⁄LU
Anadolu sanayinin önderlerinden Sani Konuko¤lu’nun ilk çocu¤u olarak 1948 y›l›nda dünyaya gelen Abdulkadir Konuko¤lu, 1962 y›l›nda çal›flma
hayat›na ilk ad›m›n› att›. Ç›rakl›ktan bafllayarak
iflletmenin her kademesinde çeflitli görevlerde bulunan Konuko¤lu, 1974 y›l›nda genç yafl›na ra¤men baflar›s› sayesinde Genel Müdürlük görevi ile
yönetim kademesinde yerini ald›. Abdulkadir Konuko¤lu, babas› Sani Konuko¤lu’nun vefat› sonras›nda 1994 y›l›nda SANKO Grup’u flirketlerinin
bafl›na geçti.
Babas›n›n, “‹flin hilesi dürüstlüktür.” sözünü, ifl
hayat›n›n temel felsefesi yapan Konuko¤lu, Sanko
Grup’u 1996 y›l›nda Sanko Holding ad› alt›nda
yap›land›rd›. Sanko Holding bugün tekstil, enerji,
inflaat, ambalaj, ifl makineleri, iklimlendirme,
AVM, biliflim, yat üretimi, finans, g›da, e¤itim ve
sa¤l›k sektörlerinde faaliyet gösteren, Türkiye’nin
dört bir yan›na da¤›lm›fl iflletmelerinde yaklafl›k
15 bin kifliyi istihdam eden, birçok ülkeyle ifl iliflkileri bulunan dev bir kurulufl haline geldi.
‹fl hayat›nda her zaman giriflimci ve kat›l›mc› anlay›fl sergileyen Konuko¤lu, sosyal sorumluluk pro-
50
jelerine verdi¤i deste¤in yan›nda pek çok mesleki
sivil toplum kuruluflunda önemli görevler üstlendi.
Abdulkadir Konuko¤lu halen, Gaziantep Sanayi
Odas› Meclis Baflkanl›¤›, TOBB Yüksek Koordinasyon Kurulu Üyeli¤i, TOBB Sanayi Konseyi
Üyeli¤i, TOBB Tekstil Sektör Meclisi Baflkanl›¤›
ve Pamuklu Tekstil Sanayicileri Birli¤i Baflkanl›¤›
görevlerini yürütmektedir.
Konuko¤lu, topluma yapt›¤› katk›lar› nedeniyle iki
kez Milli Prodüktivite Merkezi’nce olmak üzere,
ülkemizin önde gelen sayg›n yay›n kurulufllar›, sivil toplum örgütleri ve üniversiteler taraf›ndan
“Y›l›n En ‹yi ‹fl Adam›”, “Y›l›n En ‹yi ‹flletmecisi”, “Y›l›n Giriflimcisi’’, “Y›l›n Alt›n Adam›”,
“Y›l›n En Baflar›l› ‹fladam›”, “Stratejik Vizyon
Sahibi ‹fladam›’’ ve “Y›l›n Sanayicisi’’ ödüllerine
lay›k görüldü.
Halk›n refah›, e¤itimi, mutlulu¤u ve sosyal geliflimi için yararl› hizmetlerde bulundu¤undan dolay›
TBMM Baflkanl›¤›’nca “Üstün Hizmet Ödülü’’,
Gaziantep Üniversitesi’nce de “Fahri Doktora’’
unvan› verilen Abdulkadir Konuko¤lu, evli ve 3 çocuk babas›d›r.
SANKO Holding’in temeli befl kuflak önce, 1904
y›l›nda büyük dede Sani Konuko¤lu’nun bir dokuma tezgah› ile at›ld›. 1926’da dede Zekeriye Konuko¤lu’nun gelifltirdi¤i ifli, 1943 y›l›nda baba
Sani Konuko¤lu devrald› ve mütevaz› aile iflletmesini vizyonu ve çal›flmalar›yla büyük iflletmeler
haline getirdi.
SANKO, daima temel ve gerekli ürün ve
hizmetlere yat›r›m yaparak, topluma kaliteli ürün
ve servis sunma çabas›ndad›r.
Sani Konuko¤lu’nun “‹flin hilesi dürüstlüktür” ilkesini benimseyen SANKO, kurucusunun ileri görüflü ve koydu¤u hedeflerle dünya çap›nda ürün ve
servisler sunan, yaklafl›k 15.000 kiflinin istihdam
edildi¤i bir flirketler toplulu¤u haline geldi.
Baflta grubun amiral gemisi konumundaki tekstil
olmak üzere di¤er sektörlerde de her zaman en
son teknolojiyle çal›flan SANKO, kaliteyi en üst
düzeyde sa¤lamak için, teknolojiye, yenilemeye ve
çal›flanlar›na yat›r›mlar›n› aksatmad›.
Her zaman ticari iliflkide olduklar› kiflilerin, çal›flanlar›n›n ve toplumun mutlulu¤unu ön planda tutan SANKO, toplumun ç›kar›na olmayan hiçbir
faaliyette bulunmamaya azami özen göstermektedir. Say›s› her gün artan büyük bir aile olan SANKO, yeni ifl sahalar› açarak bu say›y› daha da art›rmay› amaçlamaktad›r. SANKO’yu bu noktalara, çal›flanlar ve ticari iliflkide bulunulan kiflilerin,
‘’ailenin temel direkleri’’ olarak görülmesi anlay›fl› getirmifltir. Çal›flanlar ve ticari iliflkide bulunulan kiflilerin mutlulu¤u ve refah›, SANKO yönetiminin vazgeçilmez ilkesidir.
SANKO yönetimi, bulunduklar› yerin as›l yerleri
oldu¤unu asla düflünmüyor. Befl kuflakt›r tekstilde faaliyet gösteren SANKO, 1990’l› y›llar›n bafl›ndan itibaren hayata geçirdi¤i de¤iflik ifl kollar›na girme karar› sonucunda bugün tekstil, inflaat,
finans, ambalaj, enerji, içecek, iklimlendirme, ifl
makineleri, biliflim, yat üretimi, AVM, sa¤l›k ve
e¤itim alanlar›nda faaliyet gösteriyor.
Tüm kurulufllar›nda en üst kalitede ürünler sunmay› amaçlayan ve birçok sektörde hizmet veren
SANKO flirketleri dünyan›n her köflesine ulaflabilme gücündedir. Dünya standartlar›ndaki flirketleriyle, büyük miktarlarda ve sürekli ihracat yaparak, ülkemize önemli ölçüde döviz kazand›ran
51
itibar
HAMD‹ TOPÇU
“
Yeni nesli görünce gelece¤e daha
güvenle bak›yorum, aile flirketlerinin
de ataerkil düflünce sistemati¤iyle
yönetildiklerine inanm›yorum.
“
HAMD‹ TOPÇU
TÜRK HAVA YOLLARI YÖNET‹M KURULU BAfiKANI
Giriflimci ve yöneticileri hedefleyen sosyal içerikli amaçlar›yla farkl› bir konumlamaya sahip olan Kandilli Kulübü ve kulübün ifl hayat›ndaki yeri hakk›ndaki görüfllerinizi bizimle paylafla bilirmisiniz?
‹fl dünyas›n›n ticari ve ahlaki kimli¤iyle tan›nm›fl, baflar›l› ifl adamlar›n› ayn› çat› alt›nda toplayarak, birliktelikten do¤an sinerji ile giriflimcilere yeni ufuklar açan bir paylafl›m ortam› sa¤l›yorsunuz. Kulübünüzün bu özellikleriyle pekçok baflar›l› ifle öncü olaca¤›n›, ülke ekonomisi ve istihdama katk› sa¤layaca¤› inanc›nday›m. Aileleri de bu kulübün içine alarak, gelece¤in
ifl adamlar›na etik de¤erleri ve ifl ahlak›n› afl›layarak gelecekteki ifl hayatlar›nda yol göstermifl oluyorsunuz. Kandilli Kulübü bu özellikleriyle ülkemiz
için güzel bir örnek teflkil etmektedir.
Uluslararas› platformda operasyon derinli¤i çok yüksek farkl› ad›mlar›n sahibi üst düzey bir yönetici olarak sizce, son y›llarda Türkiye’deki iflletmelerin markalaflman›n önemine iliflkin yaklafl›mlar› ile rekabet anlay›fllar›nda
bir dönüflüm söz konusu mu?
Türkiye art›k kabu¤unu k›rm›fl, dünyaya kap›lar›n› sonuna kadar açm›fl, çevresinde olanlar›n fark›nda olan, dünyada ortaya ç›kan yeni durumlara ve yeni pozisyonlara göre stratejiler gelifltiren bir dünya devletidir. Bu dünya devletinin vatandafllar› da dünya vatandafl› olmufllard›r. Bundan 10 sene önce
uça¤a binmek bir lüks idi. Bugün uçaklar hayat›m›z›n bir parças› oldu ve
52
‹tibar’a Tu¤la Koyanlar
53 itibar
“
“
Bundan 10 sene önce uça¤a
binmek bir lüks idi. Bugün uçaklar
hayat›m›z›n bir parças› oldu ve
uzaklar yak›n oldu.
uzaklar yak›n oldu. Günümüzde pekçok vatandafl›m›z gerek tatil için, gerek ifl sebebiyle dünyan›n
heryerine gidiyorlar. Globalleflen dünyan›n bir parças› olarak, iyiyi-kötüyü, pahal›y›-ucuzu, kaliteliyikalitesizi de¤erlendirecek kültürel alt yap›ya sahip
art›k insan›m›z. Bu noktada rekabet çok yönlü olarak kendini hissettiriyor. Kalitenin standard› günümüzde marka ile ifade ediliyor. Kaliteli bir ürün
sahibi olsan›z da marka de¤ilseniz rekabet koflullar›nda ayakta durman›z güç.
yetleri yürüttük. Dünya koflullar›nda ayakta kalabilmek ve büyümek için marka olman›n gereklili¤i
muhakkakt›r.
Türk Hava Yollar›’ndan örnek vermek gerekirse
kalite, konfor ve uçufl emniyeti konular›nda çok
hassas davrand›k ve ciddi yat›r›mlar yapt›k. Havayolu flirketleri ve havalimanlar›n› verdikleri hizmet
ve kalite standartlar› yönünden 750 parametrede
de¤erlendiren ve havac›l›k endüstrisinin ‘Oscar’lar›
olarak adland›r›lan, “Skytrax Ödülleri En ‹yi Havac›l›k fiirketleri de¤erlendirme sonuçlar›na göre
Turkish Do&Co”nun ekonomi s›n›f›nda verdi¤i ikram hizmeti dünyan›n en iyisi seçildi. Türk Hava
Yollar› ilk kez 2007 y›l›nda elde etti¤i dört y›ld›zl› havayolu flirketi ünvan›n› 2010 y›l›nda da sürdürmeyi baflard›. Skytrax ayr›ca Türk Hava Yollar›`n›n, Güney Avrupa Bölgesi’nin en iyi havayolu
flirketi ünvan›n› korudu¤unu ve Avrupa genelinde
“En iyi 3. Havayolu fiirketi” olarak tescillendi¤ini
aç›klad›. THY hizmet verdi¤i tüm kategorilerde 4
y›ld›z alan tek havayolu flirketi oldu. Kalitemiz ad›m›zla özlefltirdik ve marka de¤erimizi artt›rd›k.
Türkiye’de sanayileflmenin bafllad›¤›, cumhuriyetin
ilk y›llar›ndan itibaren pekçok flirket, fabrika, çeflitli üretim kollar›nda faaliyet gösteren atölyeler
ve benzeri birçok iflletme aile üyelerinin birli¤iyle
kurulmufltur, yahut bireylerin kurdu¤u flirketler zamanla genç kuflaklar›n kat›l›m›yla aile flirketine
dönüflmüfltür. Osmanl›’dan kalma genifl aile yap›s›,
ailenin birli¤i, ba¤l›l›¤›, güvenilirli¤i gibi birçok etken bu tip aile flirketlerini günümüzde de mant›kl›
k›l›yor. Büyürken da¤›lan, parçalanan pek çok örnek olmas›na karfl›n, Türkiye’nin en tan›nm›fl, markalaflm›fl, büyük flirketlerine bak›nca karfl›m›za arka planda aile flirketi ancak yönetim olarak profesyonelleflmifl flirketler ç›k›yor. Ça¤›m›z›n gerektirdi¤i profesyonel yönetim anlay›fl›, ifl bölümü konular›nda profesyonel deneyimlerden yararlan›lmal›.
Kalitemizi ve markam›z› duyurmak ad›na, dünyan›n en büyük spor kulüpleri ile sponsorluk anlaflmalar› yapt›k, dünya y›ld›zlar›yla reklam çal›flmalar› yapt›k ve markam›z› milyonlarla paylaflt›k.
Pekçok havayolu flirketinin iflas etti¤i veya küçülme karar› ald›¤› bir dönemde biz bu sayd›¤›m faali-
54
Türkiye’nin uluslararas› bilinirli¤i en yüksek flirketinin Yönetim Kurulu Baflkan› olarak, küresel birer
oyuncu olman›n gereklerini de göz önünde bulundurdu¤umuz da Türkiye’deki aile flirketlerinin gelece¤ini ve yönetim anlay›fl›n› nas›l de¤erlendirdi¤inizi bizimle paylaflabilir misiniz?
Ülkemizdeki aile flirketlerine bakt›¤›m›zda genç jenerasyonun dünya standartlar›nda e¤itim ald›klar›n›, flirketlerinde çeflitli kademelerde görev ald›klar›n›, deneyim kazand›klar›n›, belirli bir süreç sonras›
tabiri caizse pifltiklerini görüyoruz. Eskiden ticaret
yaflanarak deneyimle ö¤reniliyordu, günümüzde globalleflen dünyada yer alabilmek için dünyan›n ortak
diliyle konuflmak, ortak mant›kla düflünmek gerekiyor. Yeni nesli görünce gelece¤e daha güvenle bak›-
yorum, aile flirketlerinin de ataerkil düflünce sistemati¤iyle yönetildiklerine inanm›yorum. Profesyonel
anlamda idare edildikleri, günümüzün ihtiyaçlar›n›
yönelik kendilerini güncelledikleri kanaatindeyim.
Gerek ‹stanbul’da gerekse Anadolu’da büyüyen bütün flirketlere profesyonelleflme söz konusu. Çünkü
art›k böyle ayakta kabileceklerinin fark›ndalar.
THY’nin son y›llarda yakalad›¤› büyüme h›z›, uluslararas› piyasadaki gücü, potansiyeli ve enerjisi
sizce temelde hangi etmenlere ba¤l›?
Bizim deneyimlerimiz gösteriyor ki, birbiriyle efl
anl› yürüyen iki sürecin örtüflmesiyle. Bunlar dünyada ve Türkiye’de yaflanan de¤iflime, yönetim olarak haz›r olmam›z ve bu de¤iflimlere uygun kararlar almam›z.
Bak›n dünyada rekabet artt›kça tek bafl›n›za ayakta durman›z mümkün de¤il. Star Alliance ittifak›na üye olmam›z bu okuman›n sonucu. Türkiye hem
co¤rafi olarak hem de geçmiflteki kültürel ve tarihsel ba¤lar› itibariyle hem Do¤u - Bat› hem de Kuzey - Güney aras›nda önemli bir yerde duruyor. Bak›n Türkiye son y›llarda NATO’dan AB’ye, BM’den
Arap Birli¤i ve Afrika Birli¤i’ne kadar dünyadaki
tüm uluslararas› kurumlarla çeflitli projeler yürütüyor. ‹spanya ile Medeniyetler Projesi’nin Eflbaflkanl›¤›’n› yap›yor, AB ile üyelik müzakerelerini
sürdürüyor, Ortado¤u’da ve ‹ran’›n nükleer çal›flmalar› ile ilgili olarak bar›flç› çabalar›n önemli bir
parças›. Bunun d›fl›nda 10 y›l öncesine kadar dört
taraf›m›z düflman ile çevrili iken flimdi komflu ülkelerle vizeleri kald›rma noktas›na geldik. Rusya turizm dahil bir çok alanda en önemli partnerimiz
haline geldi. Bütün bunlar Türk Hava Yollar› olarak bize yeni imkânlar sundu. Türkiye’nin uluslararas› alanda yükselmesi bizim d›fl hatlarda büyümemize paralellik gösterdi. Yeni uçaklar, yeni d›fl
hatlarla bu geliflmeye cevap verdik. Ayn› flekilde
Türkiye’deki ekonomik geliflmeye paralel olarak
havayolunu kullanacak yeni potansiyel yolcular or-
55
itibar
taya ç›karken, biz de pazarlama stratejimiz gere¤i
farkl› fiyat kategorileri ile bu talebe cevap vermeye çal›flt›k. Bu strateji baflar›l› da oldu. ‹ç hat say›m›z h›zla artt›.
Bu bahsetti¤imiz tablodan yola ç›karak, Türk Hava Yollar› 2003’ten bu yana, bir yönetim plan› çerçevesinde, kalite, fiyat avantaj›, uçufl öncesi ve sonras› hizmetler, emniyet, filonun gençleflmesi ve büyümesi, uçufl a¤›n›n genifllemesi gibi birçok alana
yat›r›mlar yapt›. Tüm dünyan›n kriz psikolojisiyle
kemer s›kt›¤› bir dönemde biz, yat›r›mlar›m›z› sürdürerek, yeni uçak sipariflleri verdik. Yeni uçaklar›m›zla, yeni hatlara uçmaya bafllad›k, uçufl a¤›m›z› genifllettik. K›saca THY olarak dünyadaki ve
Türkiye’deki geliflmeleri iyi ve zaman›nda okuyarak ve buna uygun yat›r›mlar yaparak büyüdük.
Mesela 2003’te 28 olan iç hat say›s›n› 2010’da
39’e ç›kard›k. Buna ek olarak daha uygun fiyata
yolcu tafl›mak için Nisan 2008’de AnadoluJet markas›n› oluflturduk. ‹ç hatlardaki rakamlara bakt›¤›m›zda bu geliflmeyi görüyoruz.
56
Türk Hava Yollar› olarak iç hatlarda 2003 y›l›nda
5 milyon yolcu tafl›rken, 2009 sonunda bu rakam
12.3 milyona yükselmifl yani yüzde 125 civar›nda
bir art›fl sa¤lanm›flt›r. Bu rakama AnadoluJet’in
2009’da tafl›d›¤› 2,9 milyon yolcuyu ekledi¤inizde
bu say› 15,2 milyon’a ulaflmaktad›r.
Uçufl a¤›m›z›n genifllemesi konusunda, Türkiye’nin
co¤rafi konumunun bize sa¤lad›¤› baz› avantajlar›
da kulland›k. Dünyadaki k›talararas› havac›l›k trafi¤inin % 66’s›n› paylaflan Avrupa-Asya koridorunda çok önemli bir co¤rafik konuma sahip Türkiye.
Böyle bir co¤rafi konumda olup, bu kadar büyük
bir pazardan yararlanmamak olmazd›. Nitekim
son y›llarda ‹stanbul, uluslararas› alanda önemli
bir aktar›m noktas› olmaya bafllad›.
Türkiye’nin d›fl politikada izledi¤i stratejinin sonuçlar›n› d›fl hatlarda da görüyoruz. 2003 y›l›nda
d›fl hat say›m›z 76 iken 2009 sonunda 119,
2010’da ilk 7 ay›n sonunda 127’ye ulaflm›flt›r. D›fl
hat say›s›n›n art›fl›na ba¤l› olarak uçak say›m›z da
art›fl göstermifltir. 2003 y›l›nda uçak say›m›z 65
iken, 2010 y›l› Ekim ay› itibariyle uçak say›m›z
“
Türk Hava Yollar› da
benim için sadece ifl demek
de¤il, ayn› zamanda
kocaman bir aile.
Türkiye’nin vize muafiyeti konusunda pekçok ülke
ile yapt›¤› anlaflmalar da yeni yolcu talepleri oluflturdu. Örne¤in Suriye ve Libya'ya vize muafiyeti,
ilgili pazarlarda yolcu talebinde ciddi art›fl sa¤lad›.
Avrupa Ülkeleri ile de vize muafiyet anlaflmas› yap›lmas›n› temenni ediyoruz.
Türkiye, belki hiçbir ülkenin yapmad›¤› birfley yapt› ve hem duygusal, hem rasyonel gerekçelerle birçok alanda kendine 2023 gibi bir hedef koydu. Bu
çerçevede 2023 projeksiyonunda THY kendisine
nas›l bir rol tan›mlamas› yapt›.
Her alanda oldu¤u gibi 2023 için Türk Hava Yollar›’n›n hedefi var. Tabi bu hedef her alanda dünyan›n en iyisi olmak. fiu anda Avrupa’n›n 4., dünyan›n 22. büyük havayoluyuz. Hedefimiz öncelikle
Avrupa’n›n en iyisi, dünyan›n ilk onu aras›na girmektir. Planlar›m›z› bu yönde yapt›k, çal›flmalar›m›z› bu do¤rultuda sürdürüyoruz. 2023 y›l›nda 350
uça¤a sahip y›lda 100 milyon yolcu tafl›yan bir
Türk Hava Yollar› olmak hedefimiz.
‹nsanlara büyük oranda zaman kazand›ran bir hizmet sunan flirketin Yönetim Kurulu Baflkan›, kendi
zaman›n› etkin olarak yönetebiliyor mu?
“
149’a ç›km›flt›r. Yolcu say›m›z d›fl hatlarda 2003
y›l›nda 5.4 milyon iken, 2009 sonunda bu rakam
12.9 milyona yükselmifltir, yani yüzde 130 civar›nda bir art›fl söz konusudur.
Türk Hava Yollar›n›’n›n baflar›s›, bunu yapt›¤›m› gösteriyor. (Gülüflmeler) fiaka bir yana, zaman› tasarruflu kullanmad›¤›n›z takdirde hem iflinizde hem de aile
hayat›n›zda baflar›l› ve mutlu olabilmeniz mümkün
de¤il. Ortakl›¤›m›z büyüdükçe iflimiz de büyüyor,
THY için dünyan›n heryerinde hat aç›l›fllar›na, organizsayonlara kat›l›yoruz, dünyan›n heryerinden gelen
misafirlerimiz oluyor, projeler gelifltiriyoruz. Takdir
edersiniz ki zaman bizim için çok de¤erli.
Son olarak; böyle yo¤un bir performans›n içerisinde kendinize ifl yaflam›n›n d›fl›nda sosyal anlamda
zaman ay›rabiliyor musunuz?
Mümkün oldu¤u kadar ay›r›yorum. Öncelik tabi ki,
aileme ve yak›n dostlar›ma vakit ay›rmak ve onlarla beraber olmak. Türk Hava Yollar› da benim için
sadece ifl demek de¤il, ayn› zamanda kocaman bir
aile. THY için çal›flmak ayn› zamanda ülkemin bayra¤›n› tafl›makt›r. Bu duyguyu tafl›d›¤›n›z sürece
yapt›¤›n›z ifli sadece ifl olarak görmüyorsunuz.
57
itibar
MEHMET KALYONCU
“
“
Lise müfredat›na ekonomi
dersi konmal›.
MEHMET KALYONCU
M‹MARLIK FAKÜLTES‹ 1. SINIF Ö⁄RENC‹S‹
Mehmet Bey, okurlar›m›z için kendinizi çok k›saca tan›tabilir misiniz?
1992 Gaziantep do¤umluyum. Ümraniye Anadolu Lisesi mezunuyum. Y›ld›z
Teknik Üniversitesi mimarl›k bölümü birinci s›n›f ö¤rencisiyim. ‹leri derecede ‹ngilizce, bafllang›ç seviyesinde Almanca biliyorum. 9 senedir piyano çal›yorum, bu çerçevede London College of Music 6. seviye s›nav sertifikas›na
sahibim; ayn› zamanda iyi bir yüzücüyüm.
Öncelikle Kandilli Kulübü’nden nas›l haberdar oldunuz ve kat›ld›¤›n›z ilk
program sonras›nda zihninizde nas›l bir etki olufltu?
Kandilli Kulübü’nü ilk defa babamdan iflitmifltim. Kendisi kulübün etkinliklerine önceden beri kat›l›yor. Kandilli Kulübü’nün bir kahvalt›s›n›n öncesinde babam kendisine efllik etmemi teklif etti ve ben kulübün ilk program›na
bu vesileyle kat›lm›fl oldum. Aç›kças› yafl ortalamas›n›n daha yüksek olaca¤›n› ve daha so¤uk bir ortam bekliyordum. Fakat benimle ayn› yafl grubunda birçok kifliyi gördüm. Gayet samimi ve s›cak bir atmosfer vard› Kandilli
Kulübü’nde.
Kandilli Kulübü gibi, tüm unsurlar›yla Türk ifl hayat›n› sosyo-kültürel ve
ekonomik anlamda gelifltirmek isteyen sivil toplum kurulufllar›n›n varl›¤›n›
nas›l de¤erlendiriyorsunuz?
Sivil toplum kurulufllar›n›n her alanda oldu¤u gibi ifl dünyas›nda da önemli
bir yere sahip oldu¤unu düflünüyorum. Ayn› zamanda STK’lar birçok konuda
58
Genç Vizyon
59
itibar
“
“
Art›k neredeyse bütün büyük
flirketlerin sosyal sorumluluk
politikalar› var; bu tür projeler
flirketlere de¤er kat›yor.
devletin en büyük yard›mc›s› ve hatta bazen devletin yapamad›klar›n› yapan kurulufllard›r. Bu aç›dan ifl dünyas›n›n da bölünmez bir parças›d›r. Türk
ifladamlar›n›n ve iflkad›nlar›n›n dünya ile bütünleflmesinde, ekonomik geliflmelerden haberdar olmas›nda, ekonomi politikalar›n›n gelifltirilmesinde
çok önemli rolleri var. Özellikle STK’lar tecrübe ve
bilgi paylafl›m› için bulunmaz bir ortam haz›rl›yor.
Art›k neredeyse bütün büyük flirketlerin sosyal sorumluluk politikalar› var ve bu tür projeler flirketlere de¤er kat›yor, flirketin itibar›n› art›r›yor. Bu
anlamda flirketlerin etkin bir flekilde sosyal sorumluluk projelerini yürütmesine de yard›mc› oluyor
STK’lar.
Bildi¤imiz kadar›yla Kandilli Kulübü’nün çok
önemsedi¤i “giriflimcilik kültürü” sizin de yak›ndan ilgilendi¤iniz bir kavram. Yurtiçi ve yurtd›fl›
birçok ilgili faaliyeti yak›ndan takip etti¤inizi biliyoruz. Bize bu yöndeki ilginizden biraz bahseder
misiniz?
Ülkemiz son y›llarda yüksek büyüme rakamlar›na
sahipken ve eskiden hayal edemeyece¤imiz mebla¤larda yat›r›mlar yap›l›rken ben bu ortam›n iyi
de¤erlendirilmesi gerekti¤ini düflünüyorum. Burada da “giriflimcilik kültürü” ön plana ç›k›yor, var
olan flartlar›n en verimli flekilde kullan›lmas› ve
oluflan f›rsatlar›n geç kal›nmadan de¤erlendirilmesi için ülkemizin giriflimcilerinin özellikle de genç
giriflimcilerinin art›k eskisinden daha aktif olmas›
gerekti¤i kan›s›nday›m. Fakat bu anlamda gençlerin ne kadar motive edildi¤i ise ayr› bir konu. Örne¤in bence lise müfredat›na seçmeli olarak ekonomi dersi konmas› gerekiyor; on befl, on alt› yafl›nda
bir ö¤renci enflasyonu sadece televizyonda ana haber bültenlerinden duymamal›. Bu aç›dan ülkemizde giriflimcilik kültürünün oturmas› için Kandilli
Kulübü gibi sosyal kurulufllara çok ifl düflüyor. Ben
60
de bu anlamda kendimi gelifltirmeye çal›fl›yorum,
gerek ilgili yay›nlar› takip ederek gerekse çeflitli
etkinliklere kat›larak. Çok tutkulu oldu¤um Mimarl›k için giriflimcilik ad›na örnek vermek gerekirse geçen yaz Oxford Üniversitesi taraf›ndan lise
ö¤rencileri için yürütülen yaz okuluna kabul edilen
ilk Türk ö¤renci oldum ve orada mimarl›kla ilgili
akademik çal›flmalar yürüttüm. Ayr›ca önümüzdeki haftalarda Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi taraf›ndan düzenlenecek “Avrupal› Genç Giriflimciler” semineri için Brüksel’de olaca¤›m ve
“Giriflimcilik Kültürü” ile ilgili çal›fltaylara kat›laca¤›m.
Türkiye’de son y›llarda h›zla büyüyen aile flirketlerinden birinin genç kuflak temsilcisi olarak aile flirketlerinde kurumsallaflma ve yönetimin delegasyonu konular›ndaki düflüncelerinizi bizimle paylafl›r
m›s›n›z?
Türkiye’de fiubat 2010’da yap›lan bir araflt›rmay›
inceledim geçen günlerde; bu araflt›rmaya göre
Türkiye’deki aile flirketlerinin %38’i birinci kuflak,
% 47’si ikinci kuflak, %13’ü üçüncü kuflak ve ancak %2’si dördüncü kuflak ve sonras› taraf›ndan
yönetiliyor. Bu çok az say›da flirketin ikinci kuflaktan sonra varl›¤›n› devam ettirdi¤ini gösteriyor bize. Aile flirketlerinin son bulmas›nda birçok neden
var. Bunlar›n bafl›nda ise sonraki kuflaklarla birlikte yönetime dahil olmak isteyen kiflilerin say›s›n›n
artmas› ve baz›lar›n›n aralar›nda ihtilafa düflmeleri geliyor. Bu problemler ile neden karfl›lafl›ld›¤›n›
ise yine ayn› araflt›rmadan anlayabiliriz. Araflt›rmaya göre aile flirketlerinin %70’nin aile anayasas› yok. Yani flirketi yönetenlerden sonraki nesillere
planl› olarak ifllerin devredilebilmesi ve iflletmelerinin süreklili¤inin sa¤lanabilmesi için oluflturulmufl bir sistemleri mevcut de¤il. Bu da yönetimin
devri s›ras›nda pürüzlere neden oluyor. Bu aç›dan
aile flirketlerinin kurumsallaflmas› için bence aile
anayasas› ve aile üyelerinin fikirlerinin aç›kça beyan edebilecekleri aile konseyi flart. Tabi aile anayasas› ve aile konseyinin yap›s› ailelerin kendi kültürlerine göre farkl›l›k gösterebilir. Ayr›ca kurumsallaflma ve büyümenin devaml›l›¤› için stratejik
planlama, ARGE, organizasyon flemas›n›n oluflturulmas› ve insan kaynaklar› yönetimi de çok önemli oldu¤unu düflündü¤üm di¤er hususlar
Kalyon Grup bünyesinde en fazla görünürlük teflkil
eden Kalyon ‹nflaat’› dikkate ald›¤›n›zda ve ayn›
zamanda mimarl›k e¤itimi alan birsi olarak Türkiye’deki inflaat flirketlerinin son y›llarda yapt›¤› yat›r›mlar, projeler ve at›l›mlar hakk›ndaki de¤erlendirmeniz ne yöndedir?
Ülkemiz büyürken bu büyümeye katk› sa¤layan sektörlerin bafl›nda inflaat sektörü geliyor. Türk inflaat
firmalar› art›k dünyada ön s›ralar› zorluyor ve gerçekten en zorlu flartlarda, en uçuk-kaç›k projeleri bile hakk›yla yerine getirebiliyor. Türk müteahhitler
hem h›zl›, hem de kaliteli iflçilikleriyle art›k en çok
tercih edilenler aras›nda. Hatta 2009’da yap›lan bir
araflt›rmaya göre Çin’den sonra en baflar›l› müteahhitler Türkiye’den ç›k›yor. O yüzden bu tür yat›r›mlar gerçekten sevindirici. Fakat yeni toplu konutlar,
ifl merkezleri, al›flverifl merkezleri yaparken bunun
çok iyi düflünülmesi gerekiyor. Zira, ‹stanbul gibi bir
flehre bina yapmak s›radan bir fley olmamal› çünkü
bu flehrin bir tarihi, bir silueti var. Ayr›ca günden
güne artan trafik problemleri yüzünden bu yat›r›mlar›n çok iyi planlanmas› gerekti¤ini düflünüyorum.
‹nsanlar bu flehirde kendilerinden sonra çocuklar›n›n, torunlar›n›n yaflayaca¤›n› unutmamal›.
Son olarak; fütürist bir yaklafl›mla cevaplaman›z›
istersek, özelde kendinizi genelde ise Türkiye’yi gelecekte nas›l bir yerde görmek istersiniz?
fiunu kesinlikle söyleyebilirim ki dünya art›k yeni
bir düzenlenme içinde; güçlerin da¤›l›m› de¤ifliyor
ve bu yeni yap›lanma içinde baflrolde olacak olan
ülkelerden birisi de Türkiye. ABD’de ve AB ülkelerinde artan iflsizlik oranlar›na, kapanan bankalara
bakt›¤›m›zda AB ve ABD için durumun pek de iç
aç›c› olmad›¤›n› söyleyebiliriz. Fakat BRIC (Brazil-Russia-India-China) diye tan›mlanan ülkeler
aksine geliflen ekonomileriyle art›k AB ve ABD’ye
meydan okumaktad›rlar. Fakat BRIC’de unutulan
bir fley var o da Türkiye yani BRIC bundan sonra
T-BRIC olacak. Türkiye için üretilebilecek teoriler
sonsuz. Çünkü öyle bir yerde bulunuyoruz ki, birçok bölgeyle do¤rudan iliflkimiz var ve son y›llarda
izlenen yurtd›fl› politikalar›yla bu iliflkiler pürüzsüz
bir flekilde idare ediliyor. Bu da ekonomimize artan ithalat ve ihracat rakamlar›yla olumlu flekilde
yans›yor. Ben de dünyada söz sahibi olaca¤›n› düflündü¤üm ülkeme ve dolay›s›yla dünyaya katk›da
bulunmak isterim. Ayn› flekilde ülkemiz gibi flirketlerimizin de büyüyerek kendi sektörlerinde küresel
bir rol oynayaca¤›na inan›yorum.
61
itibar
FATMA BETÜL ÖZDEN
“
“
Han›mlar›n ifl dünyas›na daha fazla
kat›lmas› ve etkin roller alabilmesi
için yap›labilecek en temel davran›fl
bilinçlenmektir.
FATMA BETÜL ÖZDEN
ENKAY GROUP, M‹MAR
Öncelikle okurlar›m›z için çok k›saca kendinizi tan›tabilir misiniz?
12 Haziran 1975 Malatya Merkez do¤umluyum. E¤itimimi Y›ld›z Teknik
Üniversitesi Mimarl›k Fakültesinde tamamlad›m. Evli ve 6 – 8 yafllar›nda
iki k›z çocu¤u annesiyim.
Bildi¤iniz gibi Kandilli Kulübü, aile flirketlerinde kurumsallaflmaya ba¤l›
olarak etkin yönetimin önünü açarak aile bireyleri aras›nda farkl› ve çift
tarafl› bir ba¤ kurmay› amaçl›yor. Siz de önemli bir aile flirketinin mensubu ve yöneticisi olarak Kandilli Kulübü’nün bu yaklafl›m› hakk›nda neler söylemek istersiniz?
Bir aile flirketinin bireyi olarak; sürdürülebilir etkin ve baflar›l› yönetimin sa¤lanabilmesi için herkesin çaba sarf etmesi gerekti¤ini düflünüyorum. Bak›n büyük bir yük gemisinde kamaralardan birinin duvar›ndaki küçücük bir vida, ben
bu gemi için çok küçük ve önemsiz bir parçay›m, flu duvardan ç›k›p düflsem ve
kaybolsam kimse benim yok oldu¤umu fark etmez ve görevimi yerine getirmedi¤im için bir problem ç›kmaz diye düflünmüfl ve oray› terk etmeye karar vermifl. Bunu sesli olarak düflündü¤ü için duvar paneli itiraz etmifl; sen düflersen
ben de yerimden ç›kar›m. Tavan seslenmifl duvar ve kap› olmazsa bende yerimden oynar›m. Lambalar söylenmeye bafllam›fl o zaman biz de yerimizde duramay›z. Bu sefer kirifl ve kolonlar bizi tutan vida ve somonlar da yerinden oynar, elektrik kablolar› ba¤›rm›fl, bizim uçlar›m›z aç›kta kal›r yang›n ç›kabilir,
62
‹tibar’a Tu¤la Koyanlar
63
itibar
“
Aile biriyenin birbirleri ile olan
iliflkisinin sevgi ve sayg› s›n›rlar›
içinde olabilmesini sa¤layacak
ortamlar›n oluflturulmas›,
büyükler kadar küçüklerin de
vazifesidir.
“
derken di¤er tüm ba¤lant› elemanlar› koro halinde
itiraz etmeye bafllam›fllar. Ya bizim durumumuz nice olur diye. Bu hikayede oldu¤u gibi her bir bireyin
yüklendi¤i ayr› bir görev, her bir bireyin ayr› bir
önemi vard›r. Biri olmadan di¤eri ve bir bütün olamaz. Sorumuza geri dönersek aile bireyinin birbirleri ile olan iliflkisinin sevgi ve sayg› s›n›rlar› içinde
olabilmesini sa¤layacak ortamlar›n oluflturmas›, büyükler kadar küçüklerin de vazifesidir. Demek istiyorum ki büyükler, küçüklerin önünü aç›p haklar›n›
muhafaza ederken, onlar›, gelece¤e haz›rlayacak
do¤ru ad›mlar› atmaya yönlendirirken, küçükler de
hadlerini bilecek ve çok ama çok disiplinli bir flekilde çal›flacaklar. Çünkü sahip olduklar› varl›¤›n yani
ailelerin k›ymetlerini bilip, onlar› ileriye tafl›yacak
olanlar ancak gençlerdir. Gençlerin bu bilinçle yetiflebilmesi ise uygun rol modeller bulmalar› ile mümkün olabilir. ‹flte burada bu misyonu Kandilli Kulübü gibi sosyal etkinliklerin düzenlenmesini sa¤layan
oluflumlar üstlenmek durumundad›r. Hayatta en zor
ve maliyetli kazan›lan fley tecrübedir. Bizim memleketimizde nesiller boyu devam eden flirketler say›s›
iki elin parmaklar›ndan az iken, zaman ile say›lar›
artmaktad›r. Bu yap›lar›n sürdürülebilmesi de tecrübelerin paylafl›m› ile kolaylaflacakt›r. Tabii ki
64
Amerika’y› tekrar keflfetmeye gerek yok. Birileri
oray› keflfetmifl. Bize düflen bu kefliften en iyi nas›l
yararlanabilece¤imizi bulmakt›r. Bu da ancak tecrübelerin paylafl›m› ile olabilir. Tecrübelerin en k›sa
yoldan, yüksek bedeller ödemeden dostlarla paylafl›m›n› sa¤layan Kandilli Kulübü oluflumuna gönülden
teflekkürlerimi sunuyorum.
Baflar›l› bir kad›n yönetici gözüyle de¤erlendirdi¤inizde, Türkiye’de kad›nlar›n ifl hayat›na daha
fazla kat›lmas› ve daha etkin roller alabilmesi
için neler yap›labilir?
Han›mlar›n ifl dünyas›na daha fazla kat›lmas› ve
etkin roller alabilmesi için yap›labilecek en temel
davran›fl bilinçlenmektir. Günümüz toplumunda
kad›n ifl, efl ve anne olmak üçgeni aras›nda üstlendi¤i yük alt›nda ezilmemelidir. Bu da paylafl›m›
ve organizasyonu gerektirir. Yükleri paylaflmak,
sevgimizi organize etmek, sayg›m›z› korumak durumunday›z. Demek istiyorum ki; Süper iflkad›n›,
en müflfik anne, en vefakar efl rollerinin hepsini
üstlenmek yerine aile için de görev da¤›l›m› ve
yük paylafl›m› yapmal›y›z. Birey olarak hem çocuklar›na daha iyi rol model, hem daha iyi bir efl,
hem de daha baflar›l› ifl insan› olabiliriz. Bu da
ancak paylafl›m ile olabilir, Bak›n›z, bizler han›m› ticaretle u¤raflan bir Peygamberin ümmetiyiz.
Burada en büyük görev babalara, a¤abeylere,
o¤ullara ve nihayetinde efllere düflüyor. Ancak onlar›n destek ve yard›m› ile dengeli bir hayata ve
baflar›ya ulaflabiliriz. Çocuklar›m›z› üretken, paylafl›mc› ve mutlu bireyler olacak flekilde yetifltirmek üzere çaba sarf etmeliyiz. Ancak üreten beyinler mutlu bireylere dönüflebilir. Mutlu bireylerde ailenin temel tafllar›d›r.
Toplumlar ancak aile yap›s›n› muhafaza edebilirse
dejenerasyondan kendini koruyabilirler. E¤itim ve
ö¤retim önce yuvada bafllar. Çocuklar› yetifltiren
onlar›n rol modelleri önce anneleri, babalar› sonra
da yak›n çevreleridir. Bu ba¤lamda biz han›mlara
çok büyük sorumluluklar düflüyor. Bunun bilincine
varmal› ve ona göre kendimizi yetifltirmeliyiz. Çal›flmak demek 9-5 mesai demek de¤ildir. Han›mlar
çok okumal›, araflt›rmal› ve ö¤rendiklerini hayatlar›na, çevrelerine adapte etmelidir. Hayata yön
veren annelerimizdir. Bir çocu¤un daha anne karn›nda iken ö¤renmeye bafllad›¤› bugün bilimsel
65
itibar
olarak kan›tlam›fl bir gerçektir. Bunu biz han›mlar
bilip hayatlar›m›z› ve çocuklar›m›z›n gelece¤ini
ona göre yönlendirmeliyiz. Bu ba¤lamda tabii ki
efllerimizin tam deste¤ini arkam›zda hissedebilmeliyiz ki baflar›l› olabilelim. Günümüzün flartlar›nda
han›mlar ifl hayat›na daha etkin kat›lmakta bu da
han›mlar›n ekonomik özgürlüklerini kazanmalar›n› sa¤lamaktad›r. Ak›ll› han›mlar bunu birer silah
olarak de¤il, yap›c›l›kta kullanmal›d›r. Art›k üniversitede baflar› say› yüzdelerinde bayan say›s›
yüzdesinde her geçen y›l art›fl olmaktad›r. Bu da
ifl hayat›nda her geçen gün bayan say›s›n›n artaca¤›n› gösterir. Bu art›fl olurken toplumun temel tafl› olan aile kurumunun bozulmamas› için yap›lmas› gerekenler düflünülmeli ve bunun ile ilgili at›l›mlar yap›lmal›d›r.
temlerini çok fazla konuflmaya gerek yoktur.
Çünkü han›mlar bu konuyu aflmaya bafllam›fllard›r. As›l konuflulmas› gereken bu s›n›rlar afl›l›rken toplumun temel tafl› olan aile yap›s›n›n korunmas›, çocuklar için sevgi ve güven ortam›n›n
oluflturulmas›d›r. Ben hayat›m boyunca sahip oldu¤un tüm disiplinleri ö¤renmek için bu disiplinlerin e¤itimini ald›m. Ama anne oluncaya kadar
nas›l iyi anne olurumun e¤itimini almam›flt›m.
Bunun gere¤inin de fark›nda de¤ildim. Böyle bir
e¤itim zorunlulu¤u da karfl›ma ç›kmam›flt›. Bireylere sorulmas› gereken soru: “Son derece do¤al bir durum gibi görünen bu küçük mucizelerin
k›ymetini biliyor muyuz? Onlar› gelece¤in bireyleri olarak yetiflebilmeleri için bizler neler yap›yoruz? Neler yapmal›y›z?”
Bence günümüz dünyas› ekonomisinde kad›n›n ifl
dünyas›nda daha etkin roller alabilmesinin yön-
Günümüzde kimi akademisyenler ve uzmanlar,
bir alanda ihtisaslaflman›n ve derinlemesine yo-
66
“
“
Firmalar aç›s›ndan farkl› alanlarda
ifl disiplinleri oluflturman›n, firmalar›n
devaml›l›¤›n› ve baflar›s›n› olumlu yönde
etkiledi¤ini düflünüyorum.
¤unlaflman›n daha efektif olaca¤›n› savunurken,
baz›lar› birçok farkl› alanda gelir getiren ifller
yapman›n gelece¤e yönelik daha faydal› olaca¤›
görüflünde. Siz de farkl› alanlarda baflar›l› ifllere
imza atm›fl bir grubun yöneticisi olarak, büyümek
isteyen iflletmelere bu konuyla ilgili nas›l bir öngörüde bulunursunuz?
Kifliler söz konusu oldu¤unda bir alanda ihtisaslaflman›n bireylerin üretkenli¤ini art›r›rken, tecrübe oluflumu ile baflar›s›n› da art›raca¤›n› düflünüyorum. Ancak, firmalar aç›s›ndan farkl› alanlarda ifl disiplinleri oluflturman›n, firmalar›n devaml›l›¤›n› ve baflar›s›n› olumlu yönde etkiledi¤ini düflünüyorum. fiirketler de her disiplinde kendi
birikimini olufltururken, tüm birikimlerin birleflmesi farkl›l›¤› ve baflar›y› getirecektir. Tek seslilik yeknesakl›¤› getirir ki, bu bir süre sonra ivme
kaybetmemize sebep olur. Bu sebep ile yönetimlerde farkl› görüfllerin, farkl› disiplinlerin bar›nmas›na olanak sa¤lanmal›d›r.
Kandilli Kulübü’nde konuflmac› olarak yer alan
baz› ifladamlar›, y›k›c› rekabettense paylafl›mc›
rekabetin Türkiye ve iflletmeler ad›na daha yararl› olaca¤› görüflünde birlefliyorlar. Siz de bu görüfle kat›l›yor musunuz?
Kuflkusuz rekabet oldu¤u sürece daha iyiye ulaflma arzusu oluflacakt›r. Bu da üretkenli¤i, verimlili¤i, art›racak daha disiplinli çal›flmay› getirecektir. Teknolojiyi örnek gösterirsek ilk ç›kan
cep telefonlar› nas›l hantal ve basit iken rekabet
içindeki üreticiler Ar-Ge araflt›rmalar› ile yeni
ürünler gelifltirerek bir ad›m öne ç›kmaya ve daha düflük maliyetlerle kitlelere ulaflmaya çal›flt›-
lar. Sonunda bunda da baflar›l› oldular. Bir X firmas›n›n pazarda elinde tuttu¤u yüzde oran› düfltü belki, ancak rekabetle pazar büyüdü¤ü için
düflük yüzdesi bile bir önceki yüzdesinden büyük
olabildi. Sonunda karfl›s›ndakileri yok etmeye
yönelik olmayan bir rekabet ortam› tüm taraflar›; üreticileri de, tüketicileri de memnun eder.
Kuflkusuz toplumun yarar›na ve refah›na yönelik
oluflan rekabet ortamlar› kesinlikle olumlu bir
rekabet türü olacakt›r.
Tasar›mlar›n›zda dikkat etti¤iniz unsurlar ve uygulad›¤›n›z disiplinlerden bize biraz bahsedebilirmisiniz?
Mekanlar› kurgularken rahat, klasik, do¤aya dönük bir yaflam›n alt yap›s›n› oluflturan malzemelere yönelmeye çal›fl›r›m. Planlamaya uygun olarak
seçilen tüm mobilyalarda esteti¤in yan› s›ra s›cakl›k ile günlük kullan›ma uygunluk ön plandad›r.
Frans›z klasizmini özellikle de provence stilini
mekanlarda yaflatmay› severim. Bu ba¤lamda çal›fl›rken mekan kullan›c›lar›n›n kendilerini mekan›n bir parças› olarak hissetmelerini sa¤lamay›
amaçl›yoruz. Sade ve uyumlu renkler ile birlikte
mat lakeli, cilas›z yüzeylerde kullan›lan eskitme
patine çal›flmalar›yla farkl›l›k yarat›rken, esas
unsur huzur ve ferahl›k duygusunu oluflturabilmektir. Orta¤›m ve en büyük destekçim k›z kardeflim Hümeyra Çetinkaya ile beraber tasar›m yaparken hep bir tiyatro sahnesindeki rol ezberi gibi ezber yapar, yaflanacaklar› karfl›l›kl› canland›rmaya çal›fl›r›z. Her daim karfl› görüflleri savunup kifliler ve mekanlar için en do¤ru tasar›m›
oluflturmay› amaçlar›z.
67
itibar
“
“
ENES OLPAK
Kulüp yap›s›n› besleyerek
kendimizi de güçlendiriyoruz.
ENES OLPAK
M‹MARLIK FAKÜLTES‹ 2. SINIF Ö⁄RENC‹S‹
Enes Bey, okurlar›m›z için bize k›saca kendinizden ve gelecek hedeflerinizden bahsedebilir misiniz?
1991 ‹stanbul do¤umluyum. Özel Asfa Fen Lisesi'nden mezun oldum. fiu
anda da, Bahçeflehir Üniversitesi Mimarl›k Bölümü 2. S›n›f ö¤rencisiyim.
Gelecek planlar›m flimdilik çok saf hallerinde, aflamalar›ndalar elbette.
Ama hayalini kurdu¤um önemli gelecek planlar›mdan birisi, çok köklü bir
mimari ve tarihi geçmifli olan ‹stanbul'a, flehir anlam›nda yeni bir mimari
perspektif getirebilmektir.
Hem iflletme sahiplerini, hem profesyonelleri, hem de flirket sahibi ailelerin mensuplar›n› bir araya getirmeyi amaçlayan Kandilli Kulübü’nün çal›flmalar›n›, Kurucular Kurulu Üyesi bir baban›n o¤lu olarak nas›l de¤erlendiriyorsunuz?
Kandilli Kulübü ile tan›flmam elbette ilk olarak babam sayesinde oldu. Giderek daha çok ilgimi çekti¤i bir dönemde de, ilk defa bir faaliyete davet edildim. Kurucular ve bir k›s›m misafirlerin davet edildi¤i bir toplant›da, bana da
söz verilip fikrimin al›nmas› ise beni son derece gururland›rd›. Bu ilk davetin
beni çok heyecanland›rd›¤›n› hatta sevindirdi¤ini hat›rl›yorum. Son 1 y›ld›r yakinen ve etkin bir flekilde takip ediyorum Kandilli Kulübü'nü. ‹fl dünyas›nda
muazzam baflar›lar yakalam›fl insanlar› dinlemek, bu kadar yetkin ve seçkin
bir toplulukla beraber olmak benim için heyecan verici gerçekten.
68
Genç Vizyon
69
itibar
“
“
E¤itim seviyesi ve kalitesi
yükseldikçe ifl bulma
oran› da art›yor.
Kandilli Kulübü’nün gelecek kurgusu içerisinde
gençlerin önemli bir yere sahip oldu¤unu görüyoruz. Acaba Kandilli Kulübü ile kulübün genç paylafl›mc›lar› aras›nda güçlü bir ba¤ kurmak için
neler yap›lmal›?
Kandilli Kulübü ile olan ba¤›m›z›n ilk ve en güçlü aya¤› elbette ebeveynlerimiz kaynakl›. Kurucular Kurulu Üyesi bir baban›n o¤lu olarak sürekli iç içeyim geliflmelerle. Bu elbette di¤er üyelerimiz ve çocuklar› için de geçerli. Bundan sonra, daha önceden tan›flm›fl oldu¤umuz ama yak›ndan tan›yamad›¤›m›z ancak bu oluflum içerisinde bulunan akranlar›m›zla olan iletiflimimizi
ve samimiyetimizi ilerletmemiz geliyor. Bu
önemli ve uzun vadede oluflabilecek, ancak hayati derecede önemli olacak bir ba¤ belki de. Kandilli Kulübü'nün vizyonu ve misyonu göz önüne
al›nd›¤›nda da, bunun gerçekten can al›c› bir
nokta oldu¤u daha net bir flekilde gözler önüne
seriliyor. Süregelen bir baflka yol da, benzer fikir
yap›s›na sahip, benzer kayg›lar› tafl›yan insanlarla tan›flmak. Bu sayede Kulüp yap›s›n› besleyerek
kendimizi de güçlendiriyoruz. Son olarak, benim
de dahil oldu¤um genç paylafl›mc›lar›n ilgisini
çekecek aktiviteler düzenlemek önem tafl›yor
bence. Bu hususta da kurgu içerisinde var olan
Gençlik Komitesi'nin faaliyete geçmesini merakla bekliyorum.
Gerek ülkemizde, gerekse dünya pazarlar›nda baflar›ya ulaflan flirketlerin kurucular›n› da göz
önünde bulundurarak; sizce ülkemizdeki gençler
risk ve sorumluluk alma konular›nda geçmifl dönemlerle k›yaslad›¤›n›zda daha m› pasif yoksa daha m› giriflimci?
70
Ülkemizde son dönemlerde gençler giriflimcilik konusunda bence daha aktif. Bunun bafll›ca sebepleri
de sosyal ve ekonomik olanaklar›m›z›n daha fazla
oluflu ve do¤ru bilgiye h›zl› ve güvenilebilir flekilde
ulaflabilmemizdir. Ça¤dafllaflan ülke yap›s›yla beraber yeni ifl olanaklar›, yeni ifl alanlar› da ortaya
ç›km›fl durumda ve global anlamda teknolojiden etkin bir flekilde istifade edebilen biz gençler, bu
alanlara daha rahat adapte olabiliyoruz. Teknolojik imkanlardan etkin bir flekilde faydalanman›n
bir getirisi olarak da do¤ru enformasyona güvenilir ve h›zl› bir flekilde ulaflabiliyoruz ve bu bizi kendimizi gelifltirebilmemiz için besliyor. Bu konuda
da Kandilli Kulübü taraf›ndan, tecrübelerinden
faydalanabilmek amaçl› bize sunulan çeflitli ve nitelikli imkanlar var. Benim gibi genç giriflimciler
için böyle tecrübelerden faydalanabilmek; çok arzu
edilen ancak bulunmas› çok güç, eflsiz bir olanak.
E¤itimin genifl halkas› içerisinde yer alan ve ileride ifl hayat›nda rol alacak bir genç olarak sence, Türkiye’de e¤itim politikalar› belirlenirken ifl
hayat›n›n ihtiyaçlar› dikkate al›n›yor mu?
‹fl dünyas›n› çok tan›mamakla beraber kendi gözlemlerime dayanarak eskiye nazaran e¤itim politikas›n›n düzenlenmesinde, sektörler taraf›ndan gelen talep ve ihtiyaçlar›n daha etkin bir rol oynad›¤›n› belirtmeliyim. Ancak nitelikli ve e¤itimli insanlar›n iflsizlik oranlar›na bak›ld›¤›nda söylemeliyim ki yürümemiz gereken çok yol var.
Bir önceki soruyu biraz daha özele indirgeyerek
sormak gerekirse, Türkiye’deki e¤itim imkan› ve
kalitesinin artmas› ile gençlerin ifl bulma ve istihdam oran› aras›nda nas›l bir iliflki görüyorsunuz?
Bence bu kavramlar aras›nda do¤rusal bir iliflki
var. Daha önce de bahsetti¤im gibi insan kaynaklar› art›k daha kolay adapte oluyor. E¤itim seviyesi ve kalitesi yükseldikçe ifl bulma oran› da ba¤lant›l› olarak art›yor. En az›ndan benim çevremde gözlemlediklerim bu flekilde. ‹stihdam oranlar› da bu görüflümü destekler nitelikte. E¤itim kalitesi artt›kça iflsizlik oran› azal›yor.
Son olarak; Kandilli Kulübü’nde bugüne kadar
Türkiye’nin en önemli ifladamlar›n› konuflmac›
olarak a¤›rlad›k. Bugüne kadarki toplant›lar›m›zda dinledi¤in konuklar›m›z hakk›ndaki genel
de¤erlendirmeni ö¤renebilir miyiz?
alan giriflimcilere ilham kayna¤› olmufl ve bu
alanda kilometre tafl› haline gelmifl de¤erli isimlerle, yaln›zca ayn› çat› alt›nda olmak bile çok heyecan verici. Kendi hikayelerini, görüfllerini birinci a¤›zdan dinleyebilmek büyük bir ayr›cal›k, büyük bir f›rsat. Bunlar›n yan› s›ra, bu kiflilerle konuflabilmek, onlara soru sorabilmek de benim için
ilgi çekici, bu sayede daha aktif olabiliyorum. Kulüp faaliyetlerine kat›lan di¤er arkadafllar›mla
yapt›¤›m bilgi paylafl›mlar›ndan, de¤erlendirmelerden elde etti¤im görüfller de bu yönde.
Normal hayat›m›zda bize çok uzak görünen ve
hatta uzak olan bunca baflar›l›, ifl dünyas›nda yer
71
itibar
Yay›n Kurulu:
Onur Soysal, Dr. Mustafa Özel,
Fatih Kuralkan, O¤uz Özcan, fiafak fiahin
Adres: Dereboyu Caddesi No: 303 Maslak
‹stanbul
[email protected]
Tasar›m: Tanzer Ercanpolat
Bask›: Mavi Ofset Bas.Yay.San.Tic.Ltd.fiti.
Eskoop San.Sit. C1 Blok No:25 ‹kitelli/‹ST.
Kandilli Kulübü toplant›lar›na kat›lanlara
ücretsiz da¤›t›l›r.
Para ile sat›lmaz.
Üç ayda bir yay›nlan›r.
Kaynak gösterilerek al›nt› yap›labilir.
Yaz›lar›n sorumlulu¤ulu yazarlara aittir.
72
Kurucular Kurulu:
Onur Soysal
Nail Olpak
Faruk Çelik
Hüseyin Do¤an
P›nar Topdafl
Selim Erdo¤an
Ahmet Said Kavurmac›
Mücahit Y›ld›z
Muhammet Çetinkaya
Fatih Kuralkan
O¤uz Özcan (Genel Sekreter)

Benzer belgeler