Görüntüle - Kandilli Kulübü
Transkript
Görüntüle - Kandilli Kulübü
itibar 6 Bülten - Sonbahar 2010 FAT‹H KURALKAN KAND‹LL‹ KULÜBÜ KURUCULAR KURULU ÜYES‹ ‹LET‹fi‹M VE YAYIN KOM‹TES‹ BAfiKANI Kandilli Kulübü’nün De¤erli Dostlar›; Kulüp kürsüsünde a¤›rlad›¤›m›z konuflmac›lar›n ve sayfalar›m›zda yer verdi¤imiz çok de¤erli isimlerin zengin görüfl ve deneyimlerini paylaflan bir bültenle daha tekrar birlikteyiz. Bir sosyal topluluk olarak fikir birli¤inden çok, fikir zenginli¤ini benimsemifl olan Kandilli Kulübü’nün bu yaklafl›m›n› yans›tan yaz›lar› ‹tibar’›n bu say›s›nda da görebilirsiniz. Nobel ödüllü bilimadam› Fritz Albert Lipmann’›n çok meflhur bir sözü, ‹tibar’›n bu yap›s›na da çok güzel bir aç›klama getirmifl oluyor: “Herkes ayn› fleyi düflünüyorsa, hiç kimse fazla bir fley düflünmüyor demektir.” ‹tibar’da da farkl› düflünceler, farkl› deneyimler ve farkl› yorumlara rastl›yor olman›z, Kandilli Kulübü toplant›lar›nda farkl› görüfllere sahip insanlar›n konuflmac› olarak yer ald›¤›na flahit olman›z, kulüp olarak fazla fley düflünen insanlar›n bir araya geldi¤i bir yap› oldu¤umuzun kan›t›d›r diye düflünüyorum. ‹flte bu anlay›flla haz›rlad›¤›m›z ‹tibar’›n alt›nc› say›s›nda da zengin bir içerikle karfl›n›zday›z. Öncelikle iki toplant› önceki konuflmac›m›z de¤erli ifladam› Ahmet Nazif Zorlu’dan baflar›y› yakalaman›n ve bu baflar›y› ülke baflar›s› haline dönüfltürmenin s›rlar›n› ö¤renece¤iz. Denizli’nin Babada¤ ‹lçesi’nden bir dünya markas›na uzanan yolun k›sa tarihini, bu tarihin yazar›ndan okuyaca¤›z. Baflar› grafi¤ini hiç düflürmeyen, faaliyete bafllad›¤› kategoriyle yetinmeyip, markas›n›n alt›nda bir çok farkl› kategoride dünya çap›nda baflar› yakalayan bir grubun; Hisar Grubu’nun Yönetim Kurulu Baflkan› Ayhan Erdo¤an’›n k›ymetli tecrübelerini ve görüfllerini de ilerleyen sayfalarda bulabileceksiniz. Göreve geldi¤i k›sa süre içerisinde kendini ‹stanbul halk›na sevdiren, sadece ‹stanbul de¤il, Türkiye’nin birçok kesiminden büyük övgüler alan ‹stanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu da, en son topnat›m›z› flereflendiren konuklar›m›zdand› ve ifladam› Abdülkadir Konuko¤lu’ndan önce k›sa bir selamlama konuflmas› yapt›. Say›n Mutlu’nun bu s›cak konuflmas›n› da bültenimizde okuyabileceksiniz. Son toplant›m›z›n de¤erli konuflmac›s› Sanko Holding Yönetim Kurulu Baflkan› Abdülkadir Konuko¤lu’nun, bir Anadolu flirketinin nas›l baflar›l› bir holdinge dönüflebilece¤ine dair ipuçlar› içeren samimi konuflmas› da bültenin içerisinde sizleri bekliyor olacak. Konuko¤lu’nun kendine has üslubuyla s›cak, samimi ve ö¤retici görüflleri birço¤umuz için k›lavuz niteli¤inde olacakt›r diye düflünüyorum. Görüfllerine yer verdi¤imiz bir di¤er baflar›l› yönetici ise THY Yönetim Kurulu Baflkan› Hamdi Topçu. Say›n Topçu, bizlerle THY’nin göz kamaflt›ran baflar›s›n›n ard›ndaki s›rlar› ve markan›n gelece¤e yönelik hedeflerini paylaflt›. Kandilli Kulübü’nün Yönetim Kurulu Üyesi ve bir di¤er dünya markam›z Ramsey’in ‹cra Kurulu Baflkan› Hüseyin Do¤an da görüfllerini bizimle paylaflan isimler aras›nda. Say›n Do¤an’la hem Ramsey’in baflar›s›n›, hem de Kandilli Kulübü’nün kurulufl amaçlar›n› konufltuk. Bültenimizin bir di¤er de¤erli misafiri de Enkay Group’un baflar›l› yöneticilerinden Mimar Fatma Betül Özden’di. Kendisi bizlerle aile flirketlerinde kurumsallaflma ve kad›nlar›n ifl hayat›ndaki yeri konusundaki görüfllerini ve deneyimlerini paylaflt›. ‹tibar’›n yeni kuflaklar›n görüfllerini yans›tt›¤› bölümü Genç Vizyon’da ise üç parlak isim ve üç farkl› bak›fl aç›s› sizleri bekliyor. Ac›badem Hastaneleri’nin yönetici aday› Zeynep Ayd›nlar, Bahçeflehir Üniversitesi Mimarl›k Fakültesi ö¤rencisi Enes Olpak ve Y›ld›z Teknik Üniversitesi Mimarl›k Fakültesi ö¤rencisi Mehmet Kalyoncu’dan Kandilli Kulübü’nün amaçlar› ve faaliyetlerine dair de¤erli görüfllerin yan› s›ra, kendi kariyer basamaklar›yla ilgili aç›klamalar da ‹tibar’›n sayfalar›nda yer al›yor. Zengin içerikli bu bülteni keyifle okuyaca¤›n›z› umar, bir sonraki say›da bulufluncaya dek sa¤l›kl› ve keyifli günler geçirmenizi dilerim. 1 itibar ‹çindekiler ONUR SOYSAL Sayfa 4-5 “ Aile, flirket veya devlet ifllerinde pürüzsüz iflleyiflin temel flart›, bir eylem felsefesine sahip olmakt›r. AHMET NAZ‹F ZORLU Sayfa 6-19 “ “ KAND‹LL‹ KULÜBÜ YÖNET‹M KURULU BAfiKANI ZORLU HOLD‹NG YÖNET‹M KURULU BAfiKANI “ Sayfa 20-23 “ AYHAN ERDO⁄AN H‹SAR YÖNET‹M KURULU BAfiKANI Sizden sonra gelecek olan nesile ifli iyi ö¤retmeniz ve ayn› zamanda ifli sevdirmifl olman›z gerekmektedir. ZEYNEP AYDINLAR “ Sayfa 24-27 ACIBADEM HASTANELER‹ “ Gelecekte sa¤l›k sektörünü, ifl hayat›n› ve yöneticili¤i iyi bilen biri olarak flirket yönetiminde yer almak istiyorum. HÜSEY‹N DO⁄AN “ Sayfa 28-37 KAND‹LL‹ KULÜBÜ YÖNET‹M KURULU ÜYES‹ H›zl› karar verme, çok çal›flma ve ayn› zamanda risk almay› birinci nesil çok iyi yap›yor. 2 “ “ Her zaman hayal kurdum ama hiçbir zaman hayalperest olmad›m. HÜSEY‹N AVN‹ MUTLU “ ‹STANBUL VAL‹S‹ Sayfa 38-39 “ Sizlerin üretimi, sizlerin gayreti, sizlerin sabr›, sizlerin heyecan› ülkemizi büyütüyor ve güçlendiriyor. SANKO HOLD‹NG YÖNET‹M KURULU BAfiKANI Arkadafllar profesyonellefleceksiniz ama iflin hakimiyeti sizde, patronda olacak. HAMD‹ TOPÇU “ Sayfa 52-57 “ “ ABDULKAD‹R KONUKO⁄LU “ Sayfa 40-51 TÜRK HAVA YOLLARI YÖNET‹M KURULU BAfiKANI MEHMET KALYONCU M‹MARLIK FAKÜLTES‹ 1. SINIF Ö⁄RENC‹S‹ Lise müfredat›na ekonomi dersi konmal›. FATMA BETÜL ÖZDEN “ ENKAY GROUP, M‹MAR Sayfa 68-71 “ Sayfa 62-67 “ “ “ “ Sayfa 58-61 Yeni nesli görünce gelece¤e daha güvenle bak›yorum, aile flirketlerinin de ataerkil düflünce sistemati¤iyle yönetildiklerine inanm›yorum. Han›mlar›n ifl dünyas›na daha fazla kat›lmas› ve etkin roller alabilmesi için yap›labilecek en temel davran›fl bilinçlenmektir. ENES OLPAK M‹MARLIK FAKÜLTES‹ 2. SINIF Ö⁄RENC‹S‹ Kulüp yap›s›n› besleyerek kendimizi de güçlendiriyoruz. 3 itibar Kandilli Kulübü Yönetim Kurulu Baflkan› Onur Soysal’›n Aç›l›fl Konuflmas› ONUR SOYSAL KAND‹LL‹ KULÜBÜ YÖNET‹M KURULU BAfiKANI ‹lk insan Hz. Adem’den bugüne dek insanl›¤›n belirli bir geliflim kaydetti¤i ve dünya üzerinde daha iyi flartlarda yaflam sürme konusunda ilerleme gösterdi¤i çeflitli dönemler olmufltur. Bu dönemler incelendi¤inde büyük s›çrama dönemlerinin insano¤lunun “de¤er üretti¤i” dönemler oldu¤u görülecektir. ‹nsano¤lu kültürde ve sanatta, sosyal hayat›n kurallar›n›n belirlenmesinde, bilimde ve nihayet ekonomik alanda “de¤erler üretti¤i” her dönemde büyük ilerlemeler kaydetmifltir. Meseleyi milletler aç›s›ndan ele alacak olursak di¤er toplumlara göre yaflam kalitesi daha ileri olan toplumlar hayat›n her alan›nda “de¤er üreten” toplumlard›r. “De¤er üretme” meselesi günümüzün rekabetçi ifl ortam›nda flirketlerimizin en çok üzerinde durmalar› gereken meseledir. Gelecekte gerçekten mükemmeli yakalayacak olan kurulufllar, her seviyedeki çal›flanlar›n› hayata faydal› bir “de¤er yaratma” konusunda adama ve ö¤renmeye ikna edenler olacakt›r. Kendi flirketlerine, flu anda sahip olduklar›n›n toplam› olarak bakan giriflimci ve ifladamlar› de¤il; henüz sahip olmad›klar›n›n, sahip olabileceklerinin toplam› olarak bakan giriflimci ve ifladamlar› olmal›y›z. fiirketlerimiz “ürün üreten” flirketler olmaktan “de¤er üreten” flirketler olmaya do¤ru geçifl yapmal›lar ki dünya çap›ndaki rekabete boyun e¤mek zorunda kalmas›nlar. Kandilli Kulübü’nü oluflturmak için yola ç›kt›¤›m›zda, arkadafllar›m›zla kendimize sordu¤umuz temel sorulardan biri fluydu: “Bizim bir yönetim felsefemiz var m›?” Maalesef, gerçek flu ki, ülkemizi de, iflletmelerimizi de bir felsefeye, derin ve temel bir anlay›fla sahip olmadan yönetmek istiyoruz. Asl›nda bütün bocalay›fllar›m›z›n temelinde felsefesizlik var. Felsefe akl›n terbiyesidir. Filo-sofiya, bilgiye duyulan aflkt›r. Bu terbiye ve bu aflkla yola ç›kmayanlar asla iyi yönetici olamazlar. Kandilli Kulübü buluflmalar›nda bir bak›ma ad›m ad›m kendi yönetim felsefemizi infla ediyoruz. Toplant›lar›m›za kat›lan her konuflmac›, o felsefeye bir kelime, bir kavram, bir özdeyifl, bir gerçek hayat öyküsü kat›yor. Böylece hayat› hepimiz için daha anlaml› k›lacak bir düzeye yükseldi¤imizi hissediyoruz. 4 “ “ Aile, flirket veya devlet ifllerinde pürüzsüz iflleyiflin temel flart›, bir eylem felsefesine sahip olmakt›r. Aile, flirket veya devlet ifllerinde pürüzsüz iflleyiflin temel flart›, bir eylem felsefesine sahip olmakt›r. Felsefesi olmayanlar, muhatap olduklar› insanlar› motive edemez. Hepimiz tecrübelerimizden biliyoruz ki, ileri derecede motive edilmifl insanlar, kendilerinden daha iyi e¤itilmifl, daha donan›ml›, hatta daha zeki insanlardan genellikle daha baflar›l› olur, amaçlar›na daha çabuk ulafl›rlar. Türkiye’de insanlar felsefe kelimesini çok sevmezler; hatta korkarlar. Oysa felsefe son kertede do¤ru düflünebilmek ve düflündü¤ünü muhatab›n›n anlayabilece¤i tarzda ifade edebilmektir. Dilin büyüleyici gücünü fark etmektir. Tarihimizde bize son derece basit gözüken birçok halk flairi bu s›rr› çözebilmiflti. Mesela Karacao¤lan bu gerçe¤i sezmifl olmal› ki, insanlar›n "dil kadrini" bilmede zaaf gösterdiklerine flöyle iflaret ediyordu: Nuh'un gemisine bühtan edenler; Yelken aç›p yel kadrini ne bilir? O Süleyman kufl dilini bilirdi; Her Süleyman dil kadrini ne bilir? Karaco¤lan der ki belim büküldü; A¤z›m›n içinde diflim söküldü; Nuh Nebi'nin haddesinden çekildi; Saz çalmayan tel kadrini ne bilir? Kendimiz ve gelece¤imiz için sürdürdü¤ümüz “de¤er üretme” yar›fl›nda “yel kadrini, dil kadrini ve tel kadrini” asla unutmama dile¤iyle, bültenimizin bu say›s›n›n tüm kulüp paylafl›mc›lar›m›z için ufuk aç›c› olmas›n› diliyorum. 5 itibar “ “ AHMET NAZ‹F ZORLU Her zaman hayal kurdum ama hiçbir zaman hayalperest olmad›m. AHMET NAZ‹F ZORLU ZORLU HOLD‹NG YÖNET‹M KURULU BAfiKANI De¤erli Han›mefendiler, çok de¤erli ifladamlar›, hepinizi sayg›yla selaml›yorum. Gerçekten, böyle güzide bir toplulu¤a hitap etmek bana heyecan veriyor. Kandilli Kulübü Baflkan› ve yöneticilerine beni konuflmac› olarak davet ettikleri için teflekkür ediyorum. Ben Ahmet Nazif Zorlu. 15 yafl›nda ifl hayat›na bafllad›m. Babam ticarete at›ld›¤›nda, 1953 senesinde, ben 12 yafllar›ndayd›m. Evde 2 tane dokuma tezgah›m›z vard› ve ayn› zamanda babam ticaretle u¤rafl›yordu. Hafta sonu bir gün bizim oran›n pazar› olurdu. Bütün Babada¤, evinde ikifler, üçer dokuma tezgahlar› olan ve tamamen dokumac›l›kla ifltigal eden, o gün için 7000 nüfuslu bir kasabayd›. Babam bir taraftan ticaretle u¤rafl›rken ben evde dokuma tezgahlar›nda masura sarard›m. Babam bana; aram›zda tekstilci arkadafllar›m›z var bilirler, o zamanlar bobin yoktu kelep vard›, “On kelep saracaks›n, ondan sonra oynamaya gideceksin.” derdi. Ben o on tane kelebi hemen çabucak sarar, arkadafllar›mla oynamaya giderdim. ‹lkokul döneminde yaz tatillerinde böyle “on kelep saracaks›n, oynamaya gideceksin” derken, ben 12 yafl›nda okulu bitirdim. Bizim Babada¤’da ortaokul olmad›¤› için babam “Dükkanda çal›flacaks›n.” dedi. Hem on kelep ile masura saracaks›n, hem de dükkanda duracaks›n. Tabii ben çocu¤um, arada s›rada kaytar›rd›m. Böyle böyle devam ederken 13 yafllar›nda tamamen dükkanda çal›flmaya bafllad›k. Bizim Babada¤ ticaretle u¤raflt›¤› için ülke içerisinden bütün vilayetlerden ifladamlar› gelirdi. Bizim de dükkana gelirlerdi. Ben de her zaman hayal kurard›m, “Ben de büyüyünce ifladam› olaca¤›m.” diye. Gerçi hep söylerim; her zaman hayal kurdum ama hiçbir zaman hayalperest olmad›m. O gelen fötrlü, kravatl› güzel giyinmifl ifladamlar› geldikçe ben özenirdim. 14 6 7 itibar “ “ Yapacaksan en iyisini yap, gideceksen en uza¤a git, ç›kacaksan en yükse¤e ç›k. E¤er bunlar› yapam›yorsan, hiçbir fley yapma, git evinde otur. yafl›na geldi¤imde babama, “Baba bana bir dükkan aç, Bursa’da, ‹stanbul’da, ben dükkan› idare ederim.” dedim. Kendimde o güveni gördüm. Hayalini kuruyordum, bir ifladam› olmak istiyordum. Allah rahmet eylesin, babam bakard› böyle surat›ma, bir fley söylemez, gülerdi. Ben babama, bana bir dükkan açmas› için devaml› ›srar ettim. Türkiye’nin de¤iflik illerine biz mal gönderirdik. Dükkanda ilk çal›flmaya bafllad›¤›m zamanlar balya dikmekten, çuval dikmekten sonra ben biraz daha kendime geldim, mal teslim etmeye, almaya bafllad›m. Ambar yapard›m. Babam›n muhasebesi vard›, muhasebeyi ö¤renmeye bafllad›m. 14 yafl›nda defter-i kebir tutmay› ö¤renmifltim. 15 yafl›ma geldi¤imde yine ›srarc› olarak babama dükkan açmas›n› söyledi¤imde babam yine gülüyordu. Babamla amcam›n ifl ortakl›¤› vard›. Amcam bir gün müflterilerine ifl seyahati yaparken, bakir bir bölge olarak Karadeniz’den çok muazzam bir flekilde siparifl ald›. Biz her hafta 7-8 balya yaparken, bafllad›k 30 balya mal yapmaya. O esnada babama dedim ki, “Baba bak orada çok mal sat›l›yor, bana bir ifl yeri aç, ben oraya gideyim.” Babam yine gülmeye bafllad›. Ondan sonra amcam biraz destek oldu ve 1959’da çok sat›lan çeflitlerden 25-30 balya mal yap›p Trabzon’a gittik ve bir depo tuttuk. Amcamla beraber mal satmaya bafllad›k ve hayat›m›zdaki ilk yedi¤imiz kaz›k, orada bize çok fley ö¤retmifl oldu. Bir gün amcam geldi, “Falanca yer çok güzel mal istiyor, bunlar› verelim.” dedi. Ne istiyor derken bizim elimizdeki mallar›n hepsini ald›, 60 gün vadeli satt›k mallar›. Senetleri ald›k. Amcam dedi ki, “Ben hemen gideyim yeniden mal alay›m geleyim, hem de memlekete gitmifl olurum.” Peki, dedik. Elimizde mal, çeflit falan kalmad›. Babamlar senetleri iplikçiye vermifller, mal alm›fllar. 8 Bir buçuk, iki ay sonra senetler protesto olmaya bafllad›, me¤ersem bize, mezarl›k isimle dolma senet vermifl adam. Bize büyük bir tecrübe oldu. O arada biz biraz sendeledik. Bu senetlerin hepsinin protesto olmas›ndan, sermaye eksikli¤inden falan iplikçiler bize flüpheyle bakmaya bafllad›lar. Bu arada iflimiz devam ederken 4 kifli olarak ortaklafla bir flirket oluflturdular. 120 bin sermayeli bir flirketti. O flirket de 1960 ihtilalinde batt›. Bat›nca ben Babada¤’a geldim ama oradaki dükkan duruyordu. Bakt›m ortaklar aras›nda da bir geçimsizlik var. O geçimsizlikle beraber ben gördüm ki durum iyi de¤il. Evde babamlar otururken babama; “Baba, bu flirketten ayr›l. Bu flirketin durumu iyi de¤il, ortaklar birbirleriyle iyi geçinemiyorlar.” dedim. Hatta benim yan›mda kavga etmifllerdi. Benim de çok moralim bozulmufltu. Babam ayr›lma karar› verdi. Bize flirketten 30 bin liral›k sermaye yerine 6800 liral›k bir mal iade edildi. Babama aynen; “Baba bu mal› bana ver. Ben bu mal› seyyarda satar›m. Bundan bir fleyler yapmaya çal›fl›r›m.” dedim. Babam, “O¤lum bir de bu biterse, ben borç para ald›m babannenden, ben ne yapar›m?” deyince benim laf›m flu oldu: “Bunu da o¤lum yedi dersin.” Ben 15 yafl›nda yollara koyuldum tekrar. Tek bafl›ma iflime devam etmeye bafllad›m. Hiç unutmuyorum birisi vard›, bugün sa¤ m›d›r, bilmiyorum. Kendisinden 5000 lira borç istedim, verdi. Babama gönderdim, o da bana 15000 liral›k mal gönderdi. Onu da satt›m, yani iflleri büyütmeye bafllad›m. Biz iyi bir flekilde ifl yapmaya bafllad›k. Bu arada bizim hemflerilerden bir tanesi ç›kt›, geldi. Biz bunla bafllad›k rekabet etmeye. Birbirimizle nas›l rekabet ama; o kaç liraya verdi, dokuz mu? Ben de sekiz buçuk. Yok sekiz, yedi gidiyor... Rekabet, rekabet, dört sene para kazanmadan devam ettik. Ben askere gittim, geldim. Onlar batt›lar biz ayakta kald›k ama biz de zor duruyoruz ayakta. Abim de askerden geldikten sonra onunla beraber tekrar güzel ifller yapmaya bafllad›k. 1968 senesinde, karfl›m›zda rekabet edecek kimse kalmam›flt›. Bafllad›k baflka ifller araflt›rmaya. Ne yapal›m falan derken 70’li y›llarda ben ‹stanbul’a geldim. “Ne ifl yapabiliriz” diye araflt›rmaya bafllad›m. Kendi mesle¤imizi mi yapal›m, baflka ifller mi yapal›m? Tabii ‹stanbul o gün de çok büyük bir flehir. Yine ayn› meslekle ilgili ilk defa Türkiye’de emprime çarflaf› yapt›k. Kumafl› bir yerden al›yorduk, emprimesini Bursa’da bir yerde “ Bu emprime çarflaf› bast›rd›k, Babada¤’a geldik ve dediler ki; “Zorlu’nun o¤lu kafay› yedi, basmadan çarflaf yapt›r›yor.” “ yapt›r›yorduk. Bu emprime çarflaf› bast›rd›k, Babada¤’a geldik ve dediler ki; “Zorlu’nun o¤lu kafay› yedi, basmadan çarflaf yapt›r›yor.” Gerçekten de çok güzel bir ürün ortaya ç›kard›k, piyasaya gösterdik ve piyasa bunu çok tuttu. O zaman buna bir marka koyal›m, dedim. Kimseye de sormadan, Taç markas›n› o emprime çarflafla beraber koyduk ve mal› s›rada satmaya bafllad›m. Sonra Bursa’da dokuma tezgahlar› ald›k. Peyderpey iflimizi büyütmeye bafllad›ktan sonra 1975’te neyin ne oldu¤unu ö¤rendik; teflvik almak gibi. 30 milyon $’l›k bir yat›r›m teflvi¤i ald›k. ‹talya’ya gittik. ‹talya’da gezerken, aç›k ve net olarak söyleyim, lisan›m›z yok, bir “thank you” biliyoruz baflka bir fley bilmiyoruz. Dolafl›yoruz. Dolafl›rken bir standa gitti¤imizde çok güzel bir yatak örtülük kumafl gördüm. Ama müthifl bir fleydi. Makina alma niyetiyle de de¤il; ne var, ne yok diye gezmek için gitmifltik. Ve orada o kumafl›n, kadife yatak örtüsünün makinalar›n› sat›n ald›k, geldik. Teflvi¤imizi ald›k ama, teflvik almak bir ölüm. Ankara’da iflimizi takip eden bir müflavirimiz vard›; “‹lla yönetim kurulundan birisi gelsin ondan sonra imzalayal›m.” demifller. Ben gittim o gün Sanayi Bakanl›¤›’na. Kamyonlar›m›z garaja giriyor, ama bizim teflvikler bir türlü ç›km›yor. ‹mzalar› da versek ç›km›yor. Son gün, Cuma günüydü, bunu hiç unutmuyorum; müsteflar beni ça¤›rd›, “Siz devleti kand›ramazs›n›z.” dedi. Ben de “Efendim bizim kamyonlar›m›z bekliyor. Günde 300-400 mark demuraj ödüyoruz, lütfen bunu imzalay›n.” dedim. Hala, “Sen devleti kand›ramazs›n.” diyor. “Esta¤furullah! Niye kand›ray›m?” dedim. Biz gümrüksüz mal getiriyoruz ya, istihdam yapaca¤›z ya, onun için devleti kand›rm›fl oluyoruz. Aynen flunu dedim; “Bu mallar Suriye’den, K›br›s’tan, fluradan buradan geliyor. Biz burada istihdam yapaca¤›z ve istihdam yapt›ktan sonra bu mallardan da ihracat yapaca¤›z.” O makinalar› getirdik; bu sefer Merkez Bankas›’na param›z› yat›rd›k. Param›z transfer olmuyor, dolar artt›kça boyuna biz para ödüyoruz, artt›kça para ödüyoruz. Neyse gerçekten de o fabrikam›z› kurduk ve kadife yatak örtülerini s›rada satt›k. 1980’lere geldi¤imizde gerçek bir sanayi kurmak istedik ihtilal oldu. Bursa’da Korteks fabrikam›z›, sonras›nda da tül fabrikas›n› kurduk. O zamanlar piyasa Musevilerin elindeydi sonra bize geçmeye bafllad›. Ondan sonra, “Bu ifl yaln›z dokumayla olmaz, entegre yapal›m, polyester iplik fabrikas›n› kural›m.” diyerek yola ç›kt›k. O gün için 20 ton polyester iplik fabrikas›n› kurmak 9 itibar için yola girdik ve Uzak Do¤u’ya gittik. Tayvan’a 20 ton kuraca¤›z diye 1987’de gittik ki, 300 ton kapasiteyle ve 100 tonluk da ilave yat›r›mla döndük. Uçakla getiriyorlar makinalar›, o kadar talep var. Niye bunlar› söyledim, bugün Türkiye’de bizim tesislerimiz tekstilde gerçekten en büyük kapasiteyle çal›fl›yor. Elektronikte de, beyaz eflyada da çok büyük kapasitelerle çal›fl›yoruz. Çünkü o zamanlardan ö¤rendim ki, büyük kapasiteyle yaparsan›z daha çok rekabetçi olabilirsiniz. Bugün Zorlu Grubu’nun Türkiye’deki kapal› alan› 2 milyon metrekaredir. Bak›n arazi de¤il, fabrika. Bugün için 132 ülkeye ihracat yap›yoruz. Geçen seneki ihracat›m›z 2,5 milyar $. 1994’lere geldi¤imizde büyüklü¤ümüzle tekstilde art›k bir yerlere gelmifltik. Art›k baflka bir sektörde ifl yapmak için aray›fl içerisindeyken Vestel 1992’lerde sat›l›k diye bize geldiler. Gittik, konufltuk, pazarl›¤›m›z› bitirdik, ama sonra nedense vazgeçtiler. 1994’te Vestel tekrar sat›l›¤a ç›kt›. Bir yemekteydim, bakt›m karfl›mda beyaz saçl› birisi oturuyordu, bana bakt› güldü. 10 Ben de güldüm. “Tan›yamad›n galiba, ben Vestel’in CEO’suyum” dedi. “Vestel tekrar sat›l›k.” deyince ben de “Vestel’le falan ilgilenemem, 2 ay u¤raflt›m, sonra cayd›n›z.” dedim. Bir Pazar akflam›yd›, ertesi sabah ilgilenen arkadafla “fiurayla bir ilgilen bakal›m.” talimat›n› verdim. 1994’te biz Vestel’i sat›n ald›k. O zaman dediler ki; “Elektronikte bu çaputçu adam›n ne ifli var?” Herkes bizden flüphe etti. Batacak, dediler, kimse kredi falan vermedi. O gün için de biz hiçbir bankadan kredi kullanm›yoruz, öz sermayeyle ifl yap›yoruz. ‹fl Bankas›’na gittik, kredi istedik, “veremeyiz” dediler. “Ben kefil olaca¤›m.” dedim, kefaletle beraber ‹fl Bankas› destek oldu, sa¤ olsunlar. O zaman kendimize hedefler koyduk. Bana bir sunum yapt›lar, fabrika 360 bin televizyon üretiyor. Ben bir hesab›n› kitab›n› yapt›m. “Beyler, 1 televizyon bafl› 60 $ gider var. Faiz, iflçilik gideri, genel gider tam 60 $. Rekabet etmem mümkün de¤il.” dedim ve tam 1 milyon adet TV hede- “ Türkiye’de her zaman en iyisini yapmak için yola koyulduk. Biz dedikodu yapmad›k, istihdam yapt›k. Biz dedikodu yapmad›k, ihracat yapt›k. Biz dedikodu yapmad›k, vergi verdik. Türkiye’de her zaman biz en iyisini yapmak için yola koyulduk. Biz dedikodu yapmad›k, istihdam yapt›k. Biz dedikodu yapmad›k, ihracat yapt›k. Biz dedikodu yapmad›k, vergi verdik. Bu vesile belirtmek isterim ki, Türkiye’de en büyük maharet, neyi, ne zaman, nerede, ne flekilde yapaca¤›n›z› bilmektir. Bak›yorum son zamanlarda herkes ne yap›yor? Enerji. Herkes enerjiye giriyor. Birisi ne yap›yor? Gayrimenkul. Haydi gayrimenkula giriliyor. Bizim dönüp bakmam›z laz›m. Bizim araflt›rmac› olmam›z laz›m. Yenilikçi neler var, neler yapmam›z laz›m? En önemli nokta bu. Biz kalk›yoruz, birisi ne yapt›ysa onun ayn›s›n› yapmak istiyoruz. Ben 1965’lerden bafllayarak günümüze de¤in daima yenilikçi olmaya çal›flt›m. Her zaman yenilik yapt›m. 1965’te Trabzon’da kimsede olmayan mallar› satt›m. Hep yüksek taleple satt›m. Bugün yine ayn› flekilde biz gayr›menkulde en güzelini yapmak için ortaya ç›kt›k. Gelecek, göreceksiniz inflallah mimarisiyle, yeflil alan›yla Türkiye’nin en güzel projesi olacak. “ fi koydum. Herkes korktu: “1 milyon olur mu?” Arkadafllarla uzun uzun tart›flt›k ve hedefimizi 600 bin olarak tespit ettik, kapasitemizi %80 artt›rd›k. Ondan sonraki sene 1 milyon 200 bin derken, 2 milyon hedef koyduk. Ve bugün Vestel’in televizyon üretim kapasitesi 12 milyon adettir. ‹nflallah bu sene 9 milyon LCD üretece¤iz. 10 milyon beyaz eflya kapasitemiz vard›r. O hedefler ve gerçeklefltirmeler olmasayd› bugün ne Vestel ortadayd› ne Zorlu Holding ortadayd›. 1997’lere geldi¤imizde biraz daha sermaye edindik, bankay› sat›n ald›k. Bankay› büyüttük, 2006 y›l›nda bankam›z›, hepinizce malum, satt›k. Ben 1994’te Vestel’i ald›¤›mda arkadafllar›ma önce flunu söyledim; “Yapacaksan en iyisini yap, gideceksen en uza¤a git, ç›kacaksan en yükse¤e ç›k. E¤er bunlar› yapam›yorsan, hiçbir fley yapma, git kendi evinde otur.” Vestel’i ald›¤›mda herkes korku içindeydi. “Zorlu buray› tekstil fabrikas› yapacak.” diye herkes üretim yapaca¤›na dedikodu yap›yorlard›. Toplad›m herkesi, “Arkadafllar ben zaten Türkiye’nin en büyük tekstil fabrikalar›na sahibim. Aksi halde ben buray› neden alay›m? Yabanc›lar, Uzakdo¤ulular yap›yor da biz neden yapmayal›m?” dedim. ‹flte biz bunu yapt›k. Bugün Avrupa’n›n heryerinde Vestel’in sat›fl noktalar› var. Almanya, Fransa, ‹ngiltere, Hollanda, ‹talya... Bugün bu ihracat› yapmak kolay de¤il. Geçen sene Vestel ihracatta Türkiye ikincisiydi, sektöründe zaten birinci. 2 milyar 100 milyon $’l›k ihracat yapt›. Otomotiv sanayi 3 milyar $. Yani biz birbirimizin aya¤›na çelme takmakla, birbirimizi bat›rmakla u¤raflmak yerine enerjimizi bu tür hedefleri gerçeklefltirmek için harcamal›y›z. Hep dedi¤imiz gibi, dünya bizi pek sevmez. Avrupa bizi sevmez. Biz ne yap›yorduk; kendi içimizde u¤rafl› verirken, kendi dallar›m›z› keserken, kendi kendimize çelme takarken bir yerlere gidemedik. Sanayisiz bir ülke, sanayisiz bir Türkiye düflünemiyorum. fiimdi diyorlar ki “Efendim biz hizmet 11 itibar “ E¤er biz ülke olarak elbirli¤iyle sanayici, siyasetçi, ifladam› neyi, ne flekilde, ne zaman yapaca¤›m›z›n hesab›n› kitab›n› yaparsak mesafe alaca¤›z. “ sektörüne geçelim, sanayiiyle olmaz.” E¤er sanayide istihdam yapamazsan›z, hizmet sektöründe ne yapacaks›n›z? 70 milyonla yaln›z hizmet sektörü ile beslenmeniz mümkün mü? Hiç mümkün de¤il. Bugün Vestel’de geldi¤imiz nokta: Vestel kendi bünyesinde 800 tane mühendisi yaln›zca Ar-Ge bölümünde çal›flt›r›yor. Bu sene belirledi¤imiz Ar-Ge bütçemiz 80 milyon $’d›r. E¤er bugün Vestel ayakta kalabiliyorsa bu Ar-Ge yaklafl›m› sayesindedir. Bugün üretti¤imiz 100 televizyondan 90’›n› ihraç ediyoruz. 100 beyaz eflyadan 80’ini ihraç ediyoruz. ‹nflallah bu sene 2,5 milyar $ Vestel, 300 milyon $ da tekstil grubumuz ihracat yapacak. Peki, tekstil öldü, bitti diyorlar. Tekstil öldü mü arkadafllar? Hay›r, tekstil ölmedi. Biz geçen sene tekstilde 250 milyon $ ihracat yapt›k. Biz yapt›¤›m›z iflleri nas›l, ne flekilde yapaca¤›m›z›n bilincinde olan bir grubuz. Türkiye, 4 sene önce Avrupa’n›n televizyon üretim üssü olmufltur. 20 milyon televizyon üretti bu ülke. Avrupa’n›n televizyonunun %80’i Türkiye’de üretiliyordu. Bugün %15’lere düfltü. Bunun sebepleri var. Biz gittik bürokratlarla, siyasilerle konufltuk. Gelin Türkiye’de flu LCD’nin “C” dedi¤imiz crystal k›sm›n› yapal›m. Bak›n Avrupa’da % 50’ye varan desteklemeler verdiler. Bugün televizyon üreticileri eski do¤u blo¤u ülkeleri Polonya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya’ya gittiler. Biz, devletin hiçbir deste¤i olmadan yine de ayakta kalmay› baflard›k. Türk ifladam›, giriflimcisi de iflte budur. Bugün Avrupa’n›n göbe¤inde destekleme veriliyor ve Koreli’si, Japon’u, Tayvanl›’s› oraya gitti. Gelin bu tefl- 12 viki verin, burada bu ifli yapal›m, bu memleket, bu ülke Avrupa’n›n televizyon üssü olsun. Bundan 15 sene önce flunu söyledim: “Türkiye, Avrupa’n›n Uzak Do¤usu olur.” Ve olurdu da. Ama maalesef olamad›. Yine 15 sene önce; “Ben 3. dünya savafl›n›n ç›kaca¤›na inanm›yorum. Zaten savafl›n içindeyiz.” demifltim. Bana göre 3. dünya savafl› 2008’de yaflanmaya bafllad› ve hala devam ediyor. E¤er biz ülke olarak elbirli¤iyle sanayici, siyasetçi, ifladamlar› neyi, ne flekilde, ne zaman yapaca¤›m›z›n hesab›n› kitab›n› yaparsak mesafe alaca¤›z. Türkiye’de daha yap›lacak çok çok ifl var. Diyorlar ki, iflsizlik var. ‹flsizlik neden var? ‹flsizli¤i yapan kim? Bana geçen gün sordular: “Türkiye’nin rakibi kimdir?” Türkiye’nin rakibi Türkiye’dir, kendisidir. fiu AB’yi b›rak›n, biz kendimiz çal›flal›m, çabalayal›m ve büyük sanayiciler olufltural›m ve o sanayicilerimiz ihracat yaps›nlar. Hedef kondu; 2020 y›l›nda 500 milyar $ ihracat. Hay›r. Bizim bugün 500 milyar $ ihracat yapmam›z laz›m. Bakt›¤›n›zda Güney Kore’nin geçen seneki ihracat› 450 milyar $. Bu seneki ihracat› 500 milyar $. Bizimki, 100 milyar $. Peki bu nas›l olmufl? Güney Kore’de devlet ve sanayici kafa kafaya vermifl ve demifller ki; “Sen flunu yap, sen bunu yap, sen de flunu yap, ben de senin yan›nda destekçin olay›m.” Bizde maalesef kafa tersine çal›fl›yor. Nas›l daha fazla götürürüm, nas›l daha çabuk zengin olurum? Yine Güney Kore, 2000’lerin bafl›nda 1015 sanayici ile topland›. Devlet ifl bölümü yapt›, ortak karar ald›lar ve bugünlere geldiler. 1996- “ “ Temel ahlaki kurallar› dürüstlük, sorumluluk, kanun ve kurallara sayg›, baflkalar›n›n hakk›na sayg›, çal›flkanl›k, tasarruf ve yat›r›ma inanç, irade ve dakiklik. 97’de onlar›n bir flirketinin cirosu 800 milyon $’d›, bizim 1 milyar $. fiimdi bir flirketlerinin cirosu 150 milyar $. Bizim ülke gelirimiz neredeyse o kadar. fiimdi Türkiye’de hangi flirketimizin o kadar cirosu var. Biz kendi kendimize Zorlu Grubu olarak 3 milyar $ ihracat yap›yoruz. Devlet e¤er bu süreçte bizi do¤ru düzgün yönetebilseydi biz 15 milyar $ ihracat yap›yor olacakt›k. 2001 y›l›nda kriz yafland›¤›nda elime küçük bir gazete kupürü geçti. 1923-2001 aras›, her 3-4 y›lda bir Türkiye kriz geçirmifl. 3-5 kurufl kazan›yorsun, tam kendine gelmek üzereyken kriz geliyor. Geçenlerde internetten elime flöyle bir fley geçti, bunu okumadan geçemeyece¤im: “Yans›tmak ve Eylem” bafll›¤›yla… Zengin ve fakir ülkeler aras›ndaki fark, ülkelerin yafl› de¤ildir. Mesela Hindistan ve M›s›r gibi ülkelerin 2000 y›ldan fazla geçmifli vard›r ve fakirdirler. Öbür taraftan Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda gibi 150 y›l önce isim- 13 itibar leri bilinmeyen ülkeler ise kalk›nm›fl ve zengin ülkelerdir. Do¤al kaynaklar›n var olup olmamas› da zengin ülke ve fakir ülke aras›ndaki fark› oluflturamaz. Zengin ve fakir ülkelerin yöneticilerini birbirileriyle karfl›laflt›rd›¤›n›zda aralar›nda önemli bir fark bulamazs›n›z. Irk ve deri rengi de önemli de¤ildir. Kendi ülkelerinde tembel olarak tan›nan iflçiler asl›nda zengin Avrupa ülkelerinin arkas›ndaki ana üretici güçtür. Peki o zaman, aradaki fark nereden gelmektedir? Fark, uzun y›llard›r kültür ve e¤itim ile içlerinde ifllenen de¤iflik bak›fl aç›s›d›r. Zengin ve kalk›nm›fl ülke insanlar›n›n davran›fllar›n› inceledi¤iniz zaman büyük bir ço¤unlu¤un flu prensiplere kalben inand›¤›n› görüyoruz: Temel ahlaki kurallar› dürüstlük, sorumluluk, kanun ve kurallara sayg›, baflkalar›n›n hakk›na sayg›, çal›flkanl›k, tasarruf ve yat›r›ma inanç, irade ve dakiklik. Geri kalm›fl ülkelerdeki nüfusun çok küçük bir az›nl›¤› bu 14 prensiplere inanmaktad›r. Biz do¤al kaynaklar›m›z olmad›¤› için veya do¤al flartlar›m›z uygun olmad›¤› için fakir de¤iliz. Biz do¤ru bak›fl aç›s›na sahip olmad›¤›m›z için fakiriz. Zengin ve kalk›nm›fl ülkeleri o noktaya getiren, ifllevsel prensiplere uymak ve bunlar› çocuklara ö¤retmek azmimiz olmad›¤› için hala fakiriz. Ben bugünkü toplulu¤u gördü¤üm zaman; nas›l bir ülke yarataca¤›m›z›, ülkenin nas›l kalk›naca¤›n› hep birlikte, siyasetçiyi de, bürokrasiyi de ikna ederek kararlaflt›ral›m, istiyorum. E¤er birbirimizi karfl›m›za al›p da konuflursak, bu ülke için daha çok yapacak iflimiz oldu¤unu görürüz. Mesela flu bo¤azlar, dünyan›n baflka hiçbir yerinde yok. Güzel bir imar çal›flmas›yla 15 – 20 milyar $ sadece bo¤azlardan gelir elde edersin. Yurtd›fl›na gidiyorsun bir otelde kalmak için 1000 £ veyahut 1000 $ veriyorsun. Ama sen burada otelini “ “ Avrupal›lar neden kendine bu kadar güven duyuyor? Dürüstlü¤ün ve çal›flkanl›¤›n sistemati¤ini kurmufllar da ondan. 100 £’a satam›yorsun, hatta Antalya’da 30 $’a satam›yorsun. Biz böyle bir yere gidemeyiz. Biz her fleyiyle birlikte, ülkemizi dizayn ederken kaliteli dizayn etmemiz laz›m. Ürün tasarlarken en kalitelisini yapmam›z laz›m. ‹nsan›m›z› da kaliteli yetifltirmemiz laz›m. Ben bir laf söylemifltim bir zamanlar: “Dürüst çal›flkan - çal›flkan dürüst” Dürüstsün çal›flkan de¤ilsin; bir ifle yaramazs›n. Çal›flkans›n dürüst de¤ilsin, yine hiçbir ifle yaramazs›n. Avrupal›lar neden kendine bu kadar güven duyuyorlar? Dürüstlü¤ün ve çal›flkanl›¤›n sistemati¤ini kurmufllar da ondan. ‹fladamlar› olarak elbirli¤iyle sistemli bir flekilde çal›fl›p, bu ülkede gelecek kuflaklar›m›za hiç de¤ilse güzel bir miras b›rakmal›y›z. Bizim kuflaklara Avrupa’ya gitti¤i zaman “Niye geldin, ne zaman geri gideceksin?” sorular›n› sormas›nlar. Gene de bugünlerimize çok flükür. Ben 1980’lerde gitti¤imde kap›larda bizi 4-5 saat beklettiler. Allah’a flükür ki; o flah›slar flu anda benim yerime, bana ziyarete geliyorlar. 1980’lerde ben stantlarda dolafl›rken “Turkei, price?”, yani “mal alacak paran var m›” diye soruyorlard›. Çok flükür bugün bir yerlere geldi Türkiye ama yeterli midir? Hay›r de¤il. Bizim daha çok çal›flmam›z laz›m. Çok daha agresif olmam›z laz›m; ama yapacaksak en iyisini, en güzelini yapmam›z laz›m. rupa’daki ticari savafl› gördükten sonra, içine girdikten sonra söyledim. Bak›n bugün piyasalardaki euro ve dolar kurlar›na/hareketlerine bakt›¤›n›zda ifllerin büyük oyuncular›n elinde oldu¤unu görürsünüz. Bugün ekonomik bir savafl var. Geliflmifl ülkelerin çal›flma sistemine bakmam›z laz›m, onlar›n kurallar›yla oynamam›z laz›m. Biz bu yolda gidemezsek, bu ekonomik savafl›n içerisinde ezilir gideriz. Ve eziliyoruz da. 2001’deki krizden ders almasayd›k, eski tas eski hamam devam etseydik 2008’de yerle bir olurduk. Eskiden toprak için savafl›l›rd›, art›k para için savafl›l›yor. Paralar gelip, gidiyor. Benim demek istedi¤im buydu. Çok çarp›c› örnekler verdiniz. Özellikle Güney Kore örne¤i çok çarp›c›. Bugün Türkiye’nin milli gelirine göre 6 kat daha fazla milli gelire sahip bir ülke. Ülkeler tabii ki markalar›n› yaratt›klar› için bugün buradalar. LG, Hyundai, Kia gibi firmalar devlet ve özel teflebbüsün ortak akl› bulmas›ndan dolay› bugün buralara gelmifller. Siz çok güzel teflhisler koydunuz. Peki Türkiye’de ifladamlar›n›n kurdu¤u TÜS‹AD vb. gibi sivil toplum kurulufllar›nda neden görev al›p liderli¤e oynam›yorsunuz, ifladamlar›na önderlik yapm›yorsunuz? Bu kadar zor mu bu ifl? Ahmet Bey’e 20-25 yafllar›ndaki ifl yapma heyecan ve gayretini bize aksettirdi¤i için teflekkür ediyorum. Ve hala ayn› heyecan› tafl›d›¤›n› görüyorum. 2008’de 3. dünya savafl›n›n bafllad›¤›n› ve devam etti¤ini söylediniz. Bununla herhalde ekonomik savafl› kastettiniz. Bu konuyu bizim için biraz açar m›s›n›z? fiimdi benim liderli¤imi yapt›¤›m bir grubum var. Çok yere yetiflmem biraz zor. Onu yapanlar da var. Ben Ev Tekstili Derne¤i’nin yaklafl›k 7 sene baflkanl›¤›n› yapt›m. Ben orada baflkanl›k yaparken, ayn› anda Türkiye’de iki tane daha ev tekstilcileri derne¤i olufltu. Ayn› gün iki yerde fuar yap›ld›. Biz iflte buyuz. Bunu yapmamam›z laz›m. Konuflmam›n bafl›ndan beri bunu anlatmaya çal›fl›yorum. Bilmem aç›klay›c› olabildim mi? Ben 15 sene önce dedim ki; “3. dünya savafl›n›n ç›kaca¤›na inanm›yorum.” Bunu da o y›llarda Av- Sayg›de¤er dostum, size gençler ad›na bir soru sormak istiyorum. Hepimiz biliriz; ünlü ‹skender, 15 itibar büyük imparatorlu¤unu kurdu¤unda ve vefat etti¤inde 33 yafl›ndayd›. Büyük Türk, Fatih Sultan Mehmet ‹stanbul’u fethetti¤inde çok genç bir yafltayd›. Siz de konuflman›zda harika bir gerçe¤in alt›n› ç izdiniz. Rahmetli baban›z, h ayli önemli bir servetini, siz 15 yafl›n›zdayken size güvendi ve teslim etti. Trabzon’a gönderdi, gurbet ellerde giriflimcilik yapman›za ön ayak oldu. Size bu denli bir özgürlük verdi. Siz flimdi 15 yafl›ndaki bir çocu¤unuza bu kadar güvenip, böyle büyük bir sermaye verip, bir özgürlük sa¤lar m›s›n›z acaba? Çok güzel bir soru. Benim flu anda 26 yafl›nda bir o¤lum var, gayrimenkulün bafl›na getirdim. Bundan önce 2 sene de Vestel’de çal›flt›. Kendisi elektrik elektronik mühendisidir. Ben gençlere flunu tavsiye etmek isterim; ben önce Allah’tan, sonra da iflimi kaybetmekten korkar›m. Bütün ifladamlar› da öyledir. Ama ben bak›yorum, Türkiye’de bugün gençler iflini kaybetmekten hiç korkmuyorlar. Say›n Ahmet Nazif Zorlu Bey’e flunu sormak istiyorum, yönetici ve iflveren olarak, alt kademe yö- 16 neticileriniz ve iflçilerinizle aran›zdaki ba¤lar nas›ld›r? Bize biraz bu iliflkilerinizi anlat›r m›s›n›z? Benim hiçbir zaman için kap›m kapal› olmam›flt›r, her zaman aç›kt›r. Ancak özel bir toplant›m varsa kap›y› kapat›r›m. Her hafta fabrikalar›m› dolafl›r›m. Birisi, rahmetli babam sa¤ken demifl ki; “Ya senin bu o¤lun ne biçim adam, bu iflçilerin içinde dolafl›yor, hiç can›ndan korkmuyor.” Ben de, “Ben kimseye bir fley yapmad›m ki korkay›m birinden.” demifltim. Geçenlerde birisi Japonlar›n 5S’sini bana gösteriyor. “Benim 15 seneden beri Vestel’de yapt›rmak istedi¤im bu. Bunu o zamandan beri bana niye yapt›rmad›n›z da flimdi bana söylüyorsunuz.” dedim. Ben sadece genel müdürlerimle de¤il, en alttaki müdürlerimle de her zaman için iç içe olurum. Baz›lar› benim için çok sinirli falan diye konufluyor. Hay›r, sinirli de¤ilim. Sadece ifl iyi yap›lmad›¤›nda sinirli, stresli olurum. E¤er ifl iyi yap›l›rsa neden sinirli stresli olay›m. Tekrar bu güzide toplulu¤un içerisinde konuflmaktan büyük bir k›vanç duydu¤umu belirtmek isterim. “ “ Ya senin bu o¤lun ne biçim adam, bu iflçilerin içinde dolafl›yor, hiç can›ndan korkmuyor. 17 itibar AHMET NAZ‹F ZORLU Ahmet Nazif Zorlu, 1944 y›l›nda Denizli Babada¤’da dünyaya geldi. Dokumac›l›k mesle¤ini çocuk yafllarda ö¤rendi. ‹lk gençlik y›llar›nda dokumac›l›k mesle¤ini gelifltirmeye karar veren Ahmet Zorlu, Trabzon’da ilk tekstil ma¤azas›n› açt›. Trabzon’daki iflini daha da gelifltirmek üzere 1970 y›l›nda ‹stanbul’a geldi. Ahmet Zorlu’nun Denizli Babada¤’da bafllay›p ‹stanbul’da devam eden ifl süreci; tekstil baflta olmak üzere, beyaz eflya, elektronik, gayrimenkul, enerji gibi farkl› alanlarda üretim yapan flirketleri bünyesinde bulunduran Zorlu Holding’in temellerini atm›flt›r. 18 Ahmet Nazif Zorlu, bugün elektronik ve beyaz eflya, tekstil, enerji ve gayrimenkul sektörlerinde faaliyet gösteren 50’yi aflk›n flirket, 23 bin çal›flan ve 110 ülkeye gerçeklefltirdi¤i ihracatla Türkiye ekonomisinin devlerinden biri durumunda olan Zorlu Grubu’nun Yönetim Kurulu Baflkanl›¤›’n› yürütmektedir. Türkiye Ev Tekstili Sanayici ve ‹fladamlar› Derne¤i Yönetim Kurulu Baflkan›, TETS‹AD Baflkan› Ahmet Nazif Zorlu evli ve üç çocuk babas›d›r. ZORLU HOLD‹NG Temelleri 1950’li y›llar›n bafl›nda Denizli, Babada¤’da at›lan ve 2000’li y›llarda, Türkiye’nin en büyük kurulufllar› aras›na ad›n› yazd›rmay› baflaran Zorlu Holding’in faaliyetleri tekstilden gayrimenkule, elektronikten enerjiye kadar genifl bir alana yay›lmaktad›r. 1980’li y›llara kadar ev tekstili alan›ndaki çal›flmalar›yla büyümesini sürdüren ve Zorlu Holding Tekstil Grubu ad› alt›nda Türkiye’nin ev tekstilinde lider markas› olarak kabul edilen TAÇ’› yaratan Zorlu Holding, 1994 y›l›nda Vestel Elektronik’i bünyesine katm›flt›r. Holding, 1996 y›l›nda Zorlu Enerji ile enerji sektörüne ad›m atarak flirketlerinin say›s›n› art›rm›fl, 2006 y›l›nda ise gayrimenkul sektörüne girifl yapm›flt›r. 1998 y›l›nda 600 milyon dolar olan Grup ihracat›, 1999 y›l›nda 680 milyon dolara, 2000 y›l›nda ise 852 milyon dolara ulaflm›flt›r. Zorlu Holding’in ihracat rakam›, ülkemizin a¤›r bir ekonomik kriz yaflad›¤› 2001 y›l›nda dahi artarak, 879 milyon ABD dolar›n› aflm›flt›r. 2002 y›l›nda ise 1.3 milyar dolara ulaflan ihracat rakam› 2008 y›l›nda 3.153 milyar dolar seviyesine ulaflm›flt›r. Zorlu Holding, günümüzde dört ana alanda faaliyet göstermektedir: Ev tekstili, Polyester iplik, Zorlu Tekstil Grubu’nun ana faaliyet konusu iplik, perde ve ev tekstili ürünleri (çarflaf, nevresim tak›mlar›, yatak örtüsü, masa örtüsü, pike) üretimi ve pazarlamas›d›r. Elektronik ürünler, Bilgi teknolojileri ve Dayan›kl› tüketim mallar›, Elektronik, beyaz eflya ve bilgi teknolojisi alanlar›nda faaliyet gösteren ve 12’si yurtd›fl›nda olmak üzere toplam 24 flirketten olu- flan Vestel fiirketler Grubu, Zorlu Holding’in amiral gemisidir. Sektöründe Türkiye ve uluslararas› pazarlar›n güçlü oyuncular›ndan biri olan Vestel, teknoloji ve tasar›m gelifltirme yetkinli¤iyle dünyan›n en büyük üreticileri aras›nda yer al›yor. Bugün Türkiye'nin en bilinen ve prestijli 10 markas› aras›nda 6. s›rada yer alan Vestel, tüketici beklentilerine yönelik ürünleri ve hizmet kalitesi ile sektöre yön veriyor. Enerji Grubu, Zorlu Enerji Grubu’nun ilk flirketi Zorlu Enerji, Zorlu Grubu’na ba¤l› tekstil fabrikalar›n›n elektrik ihtiyac›n› karfl›lamak amac›yla 1993 y›l›nda kurulmufl; fiirketin ilk iki santrali Lüleburgaz ve Bursa’da infla edilmifltir. Zaman içinde gerek Grubun enerji ihtiyac›n›n artmas› gerekse grup d›fl› sanayi tesislerinden gelen talep sonucunda yeni santrallere gereksinim duyulmufl, Yalova, Ankara ve Kayseri’de yeni do¤al gaz santralleri infla edilmifltir. Gayrimenkul, Zorlu Gayrimenkul yurt içinde ve yurt d›fl›nda de¤erli araziler üzerinde dünya standartlar›nda özgün projelerle nitelikli konut, ofis, ifl merkezi, al›flverifl merkezi, hastane ve otel gelifltirmek amac›yla 2006 y›l›nda Zorlu Holding bünyesinde kurulmufltur. Zorlu Gayrimenkul’ün flu anda aktif olan 3 projesi bulunmaktad›r. Bunlar Zorlu Center, Zorlu Konak Residence ve Zorlu Levent Projeleridir. Zorlu Holding bugün, 57 flirketi ve yaklafl›k 23.000 çal›flan›yla, Türkiyenin gelece¤i ve Türk insan›n›n yaflam kalitesi için çal›flmaktad›r. 19 itibar AYHAN ERDO⁄AN “ Sizden sonra gelecek olan nesile ifli iyi ö¤retmeniz ve ayn› zamanda ifli sevdirmifl olman›z gerekmektedir. “ AYHAN ERDO⁄AN H‹SAR YÖNET‹M KURULU BAfiKANI Sorular›m›za bafllamadan önce, okuyucular›m›z›n merak›n› gidermek ad›na; alan›nda Türkiye’nin lider markalar›ndan biri olan Hisar’›n do¤uflu ile ilgili bize biraz bilgi verebilir misiniz? 1960 y›l›nda, a¤abeyim ile ‹stanbul' a geldi¤imizden itibaren, Tahtakale' de h›rdavat toptanc›l›¤› yap›yorduk ve kendi konumuzla ilgili belli markalar›n büyük miktarda ba¤lant›lar›n› yaparak, sat›flta avantaj sa¤lay›p ticaretimize devam ediyorduk. Fakat kafam›zda hep kendimizin pazarlayabilece¤i bir ürünün imalat›n› yaparak, o ürünü marka haline getirmek düflüncesi vard›. Çeflitli konular› araflt›r›yor ve piyasay› takip ediyorduk. Bu düflüncemiz 1968 y›l›nda tahakkuk etti; ilk çatal, kafl›¤› o y›l yapt›k. A¤abeyim ile konular›m›z› paylaflt›k. Böylece a¤abeyim pazarlamay› ben de imalat› yürütecektim. Ve öyle de oldu. Birbirimizin sorumluluklar›na hiç kar›flmad›k. A¤abeyim pazarlamay› en iyi flekilde yürütmeye çal›fl›rken ben de imalatta daha iyiyi nas›l yapar›m düflüncesi ile büyük bir özveri göstererek çal›fl›yordum. 1973’den itibaren di¤er bütün konular› b›rak›p kendi imal etti¤imiz ürünlerimizi satmaya bafllad›k. Çünkü sofra zevke hitap eden bir konu idi ve biz de bunu dünya markas› olan rakiplerimizin izledi¤i yolu takip ederek önce ürün tasar›mlar›m›z› kendimiz yaparak, daha sonra da profesyonel tasar›mc›lara yeni mo- 20 ‹tibar’a Tu¤la Koyanlar 21 itibar del çal›flmalar› yapt›rarak ürünlerimizi bugünkü durumuna getirdik. Bu arada makine park›m›z› da dünyadaki ileri teknoloji ile donanm›fl otomasyonla çal›fl›r hale getirdik. Bugün markam›z ev, otel, lokanta kesimi olarak hem iç pazarda hem de ihracat yapt›¤›m›z ülkelerde aran›r marka haline gelmifltir. Kurulufl amaçlar›ndan biri, giriflimci ve yöneticilerin birikimleriyle oluflan deneyimleri sosyal bir zemin üzerinde paylaflmak olan Kandilli Kulübü’nü ve bu amac›n› gerçeklefltirmeye yönelik faaliyetlerini nas›l de¤erlendiriyorsunuz? Kandilli Kulübü, siyasi amac› olmayan bir yap› olarak, günümüzde baflar›l› olmufl sanayici ve ifladamlar›n›n yaflam ve baflar› deneyimlerini üyelerine aktarmada çok güzel bir ifllevi yerine getiriyor. Konuflmac› olarak gelen arkadafllar›n deneyimlerindeki püf noktalar› toplant›lara gelen pek çok gence ve ifladamlar›na ›fl›k tutmaktad›r. Çünkü dünyadaki en de¤erli fleylerin bafl›nda tecrübe gelmektedir. Kandilli Kulübü’nün genç ve özverili kurucular› da faaliyetlerinde çok baflar›l›lar. Kendilerini tebrik ediyorum. 22 Kandilli Kulübü’nün çok önemsedi¤i ve misyonunun özeti olarak görülebilecek “birbiriyle irtibatl› muteber birlikteliklerin” toplumumuzda örgütlenerek yayg›nlaflmas› için sizce giriflimcilerimiz ile ifladamlar›m›za ne gibi görevler düflüyor? Birbiriyle irtibatl› birlikteliklerin, iyi sa¤lanabilmesi için, Kandilli Kulübü’nün bütün toplant›lar›na ifltirak eden veya etmeyen bütün ifladamlar›n›n ifl kollar›n›, adres ve irtibat bilgilerini toplayarak ifladamlar›n›n birbirleri ile irtibat sa¤lamalar›nda faydal› olaca¤›na inan›yorum. Bu durumda ifl adamlar›na düflen görev de Kandilli Kulübü kanal› ile olan irtibatlarda gereken ilginin ve yaklafl›m›n gösterilmesi gerekti¤ini düflünüyorum. Bu uygulaman›n da Kandilli Kulübü taraf›ndan kitapç›k haline getirilmesinin faydal› olaca¤› kan›s›nday›m. Geçti¤imiz say›da kulübün Kurucular Kurulu Üyesi olan Say›n Selim Erdo¤an ile görüfltük. Kendisi gerekli koflullar› sa¤layabildiklerinde aile flirketlerinin çok faydal› birliktelikler oldu¤una inand›¤› söyledi. Özellikle ülkemizde aile flirketlerinin 3. veya 4. kuflaklara aktar›m›ndaki “ “ Hangi dönemde olursa olsun tesadüfen kazan›lm›fl baflar› ve ifl yoktur. zorluklar› düflündü¤ümüzde, sizin aile flirketlerine yönelik düflüncelerinizi ö¤renebilir miyiz? Aile flirketlerinin nesiller aras› geçiflleri çok önemlidir. Önce bütün ortaklar›n hemfikir olduklar› bir flirket anayasas› oluflturmalar› gerekmektedir. Sizden sonra gelecek olan nesile ifli iyi ö¤retmeniz ve ayn› zamanda ifli sevdirmifl olman›z gerekmektedir. Aile ortakl›klar›n›n, yabanc› ortakl›klara göre kolayl›klar› ve avantajlar› vard›r. Aile flirketlerinde ortaklar birbirini tan›r ve her fleyini bilir, ayr›ca aile flirketlerinde baz› zamanlarda ortaklar›n birbirlerine naz› ve hat›r› geçebilir. Ancak yabanc› ile yap›lan ortakl›klarda bu durum pek söz konusu olmaz. Her zaman mesafeli ve ölçülü olmak zorundas›n›zd›r. Yaln›z aile flirketlerinde flahsi kaprislere flirket yönetiminde yer olmad›¤›n› sonraki nesillere ö¤retmelisiniz. ‹fl sorumlulu¤u verece¤iniz kiflinin, en yak›n›n›z bile olsa belli bir ifl tecrübesine sahip olduktan sonra sorumluluk verilmesi gerekmektedir. Bütün bu detaylar, flirket anayasas› ile tespit edilebilir ve ortaklar›n flirket anayasas›na mutlaka uymas› flartt›r. Özellikle son günlerde uzmanlar taraf›ndan yak›n gelecekte Türkiye’nin, Avrupa’n›n Çin’i olaca¤›, ekonomik olarak dünyan›n en büyükleri aras›na girece¤i söyleniyor. Siz bu tür görüflleri nas›l de¤erlendiriyorsunuz? mesi için rekabet gücümüzün olmas› gerekmektedir. Rekabet gücümüzün olabilmesi için; ifl gücünün, elektrik, SSK ve daha birçok maliyet girdilerinin cazip olmas› laz›md›r. Yak›n zamanlara kadar üretime bir destek verilmemifltir. Fakat son y›llardaki devletin üreticiye deste¤i devam eder ise ve Çin’deki maliyetlerin de sürekli artaca¤›n› var sayarsak, Avrupa ve yak›n Türk devletlerinin merkezi konumunda olan Türkiye’nin iyi bir ihracatç› ve iyi bir ekonomiye sahip olmamas› için hiç bir sebep yoktur. Türkiye’nin ticari ve iktisadi anlamda geçmiflteki zor koflullar›n› düflündü¤ümüzde, çok yo¤un bir çal›flma temposuyla bugünlere geldi¤iniz muhakkak. Kendinize ve ailenize yeteri kadar zaman ay›rabildi¤inizi düflünüyor musunuz? E¤er öyleyse bunu nas›l baflard›n›z? Hangi dönemde olursa olsun tesadüfen kazan›lm›fl baflar› ve ifl yoktur. Olsa da uzun ömürlü olmaz. ‹flin en önemli k›sm› özveridir. Evliliklerde bir hayat› paylaflt›¤›n›za göre karfl›l›kl› özverilerde bulunacaks›n›z. Ben bu husus da ailemden gördü¤üm destekten dolay› flansl› say›l›r›m. Ben yaflam›m boyunca ifli eve hiç bir zaman götürmedim. S›k›nt›lar› da problemleri de hep ifl yerinde b›rakmaya çal›flt›m. Yaflam bir tatmin meselesidir. E¤er normal, mazbut bir yaflam tarz›n› hedeflerseniz hem huzurlu olursunuz, hem iflinize hem de ailenize yetecek kadar zaman ay›rabilirsiniz. Türkiye’nin, Avrupa’n›n Çin'i olabilece¤i sözü kula¤a hofl geliyor tabii. Fakat bunun yerine gelebil- 23 itibar ZEYNEP AYDINLAR “ Gelecekte sa¤l›k sektörünü, ifl hayat›n› ve yöneticili¤i iyi bilen biri olarak flirket yönetiminde yer almak istiyorum. “ ZEYNEP AYDINLAR ACIBADEM SA⁄LIK GRUBU Zeynep Han›m, acaba okurlar›m›z için kendinizi çok k›saca tan›tabilir misiniz? 1986 y›l›nda ‹stanbul’da do¤dum. Ortaokul ve lise e¤itimimi Saint-Benoit Frans›z Lisesi’nde tamamlad›ktan sonra Koç Üniversitesi Uluslararas› ‹liflkiler Bölümü’nden mezun oldum. fiu anda Ac›badem Sa¤l›k Grubu bünyesinde çal›flmaktay›m. Amaçlar›ndan biri de, aile flirketlerinde görev alan genç profesyonellerin ve yönetici adaylar›n›n kariyerlerine olumlu katk› sa¤lamak olan Kandilli Kulübü’yle nas›l tan›flt›n›z ve sonras›ndaki tecrübeniz çerçevesinde kulüp hakk›ndaki düflüncelerinizi ö¤renebilir miyim? Kandilli Kulübü ile ilk tan›flmam babam vas›tas›yla oldu. Daha sonra hemen hemen bütün toplant›lara kat›ld›m ve gördüm ki Kandilli Kulübü, toplumda önemli baflar›lar elde etmifl ifl adamlar› ve yöneticilerin uzun seneler sonunda elde ettikleri birikimi benim gibi ifl hayat›na yeni ad›m atm›fl gençlere aktarabildikleri, çok faydal› bir platform. Kandilli Kulübü’nde yapt›¤› konuflma büyük ilgi ve hayranl›kla dinlenen Mehmet Ali Ayd›nlar; mükemmeliyetçi oldu¤unu, hep mükemmeli arad›¤›n› ve asla “ikinci kalite”yi kabul etmedi¤ini söylemiflti. Siz de baban›z gibi mükemmeliyetçi misiniz? 24 Genç Vizyon 25 itibar “ Olumlu ya da olumsuz her olay›n ve verdi¤imiz kararlar›n ard›ndan bir de¤erlendirme yap›yoruz. Bu de¤erlendirmede ‘neden’, ‘nas›l’ sorular›n›n yan›nda alternaitf kararlar›; hatta kulland›¤›m›z ses tonu ve mimi¤i bile nedenleri ile tart›fl›yoruz. “ Evet, ben de mükemmeliyetçi ve kaliteye önem veren biriyim. ‹fl hayat›nda her zaman mükemmeli hedeflemek çok iyi bir özellik mutlaka. Ancak; mükemmeliyeti hayat›n her alan›nda arad›¤›n›z zaman hayal k›r›kl›¤› yaflayabilirsiniz. Sa¤l›k sektörünün Türkiye’deki geliflimini nas›l de¤erlendiriyorsunuz? Türkiye’de sa¤l›k sektörü son y›llarda önemli bir ç›k›fl yapt›. Hem kamu sektöründe hem de özel sektörde çok ciddi yat›r›mlar yap›ld›. Türkiye, bölgenin sa¤l›k merkezi olma yolunda h›zla ilerliyor. Türkiye’nin sa¤l›k sektöründeki önemli markalar›ndan biri olan Ac›badem’i, sizce yak›n gelecekte nerede görece¤iz? Ac›badem, nitelikli sa¤l›k hizmeti sunumunda Türkiye’nin en önemli markas› haline geldi. Bizim amac›m›z bundan sonra Ac›badem’i bir dünya markas› haline getirmek. Önümüzdeki y›llarda, Ac›badem’i yurt d›fl›ndaki yat›r›mlar›yla da görece¤imizi umuyorum. Sizce Türkiye’nin s›n›rlar› d›fl›nda y›ld›z› parlamaya bafllayan sektörlerden birisi olarak sa¤l›k sektörünün döviz gelir kaynaklar› aras›nda hak etti¤i yeri almas› için neler yapmak laz›m? Türkiye’nin sa¤l›k turizminden ald›¤› pay her geçen gün art›yor. Biz de Ac›badem Sa¤l›k Grubu olarak, yurt d›fl›ndan ciddi say›da hasta getiriyoruz. Sa¤l›k turizmi, ülkemiz için deniz-günefl turizminden çok daha önemli bir gelir kayna¤› haline gelebilir. Tatil için ülkemize gelen turistler çok 26 ucuz fiyatlara tatil yapabiliyorken, tedavi için gelen turistler ülkemize çok daha fazla döviz b›rak›yor. Dolay›s›yla ülkemizde sa¤l›k turizmine gereken önem verilirse yak›n bir gelecekte tatil turizminden elde etti¤imiz gelirden daha fazlas›n› buradan elde edebiliriz. fiu anda yabanc› hastalar özel hastanelerin kendi çabalar›yla ülkemizde tedavi olmaya geliyor. Bu say›n›n artmas› için kamu ve özel sektörün iflbirli¤i yaparak ulusal bir politika belirlemesi gerekiyor. Kiflisel olarak sizin gelecek planlar›n›z nelerdir? Her insan›n gelece¤ini planlama amac› vard›r ancak; gelece¤ini belirlemek her zaman insan›n kendi elinde olmayabiliyor. Ama ben gelecekte sa¤l›k sektörünü, ifl hayat›n› ve yöneticili¤i iyi bilen biri olarak flirket yönetiminde yer almak istiyorum. Buna yönelik bir yol haritas› belirledik ve o do¤rultuda ilerliyoruz. Bildi¤imiz kadar›yla Ac›badem Grubu’nun yönetici e¤itim program›nda siz de e¤itim ald›n›z. Bize biraz hem bu e¤itim program›ndan, mutlaka bu süreçte ilginç deneyimleriniz de olmufltur, hem de bu deneyimlerinizden bahsedebilir misiniz? Asl›nda grubun yönetici e¤itim program›nda e¤itim almad›m. ‹fle ilk bafllad›¤›mda sa¤l›k operasyonunu tan›mak ve ö¤renmek için tüm hastanelerimiz ve bu hastanelerimizin tüm birimlerinde çal›flt›m. Ancak bu çal›flma süreci izleme ve gözlemleme fleklinde de¤il; bizzat iflin yap›lmas› fleklinde gerçekleflti. Bankolarda fatura kesimi, hasta dan›flmanl›¤› ve santral operatörlü¤ü dahil birçok ifli bizzat yaparak ö¤rendim. Ayn› zamanda hastane- deki ekipleri ve birimleri yöneten yöneticilerin yan›nda da operasyonel süreçleri uzun süre izledim. Bu detayl› ifl deneyimi bana sa¤l›k süreçlerini ve operasyonunu ö¤retti. fiu anda ise grubumuz üst düzey yöneticilerinden birinin koçlu¤unda yöneticilik vas›flar›m› gelifltirmeye yönelik bir program uyguluyoruz. Bu programda günü ve olaylar› beraber yafl›yor, beraber karar veriyoruz. Olumlu ya da olumsuz her olay›n ve verdi¤imiz kararlar›n ard›ndan bir de¤erlendirme yap›yoruz. Bu de¤erlendirmede “neden”, “nas›l” sorular›n›n yan›nda alternatif kararlar›; hatta kulland›¤›m›z ses tonu ve mimi¤i bile nedenleriyle tart›fl›yoruz. Bu program›n yaklafl›k bir sene kadar sürmesini planlad›k. Bu süre sonunda bana rehberlik yapan yöneticimizle beraber karar verece¤imiz bir pozisyonda görev al›yor olaca¤›m. ‹lginç deneyimlerim oldu; bir tanesini k›saca aktarmak istiyorum. Kurumumuzda ifle yeni bafllayan herkes üç günlük, çok yönlü bir oryantasyon e¤itimine tabi oluyor. Ben de ifle bafllamadan önce ayn› e¤itime kat›ld›m. E¤itimin son gününde bir s›nava giriliyordu, o s›navdan önce yan›mda oturan ve e¤itim boyunca sohbet etti¤im iki kifliyle bir yerde oturup soru-cevap fleklinde s›nava haz›rlan›yorduk. Çal›flt›¤›m›z sorulardan bir tanesi de flirketimiz yöneticilerini tan›y›p tan›mad›¤›m›za yönelikti. Art›k son gün oldu¤undan ve ileriki günlerde hastanelerde görev yaparken benim yönetim kurulu baflkan›n›n k›z› oldu¤umu ö¤reneceklerini düflündü¤üm için kendimi tan›tmak istedim. Yönetim kurulu baflkan›n›n k›z› oldu¤umu söyledi¤imde bana uzun süre inanmad›lar. Bu benim için e¤lenceli oldu¤u kadar ilginç bir deneyimdi. Yine son gün, babam e¤itimin yap›ld›¤› salona u¤rayarak befl dakikal›k bir konuflma yapt›. Kimse beni tan›m›yordu, babam ç›kt›ktan sonra herkes yorum yapt›. Çok motive olduklar›n›, daha önce uzun y›llar çal›flt›klar› kurumlarda, de¤il yönetim kurulu baflkan›n› görmek, ofisinin yerini bile bilmediklerini, böylesine de¤er verildiklerini bilmenin kendilerini çok iyi hissetmelerini sa¤lad›¤›n› söylediler. Tabii ben de bunlar› memnuniyetle babamla paylaflt›m. Son olarak, iflten artan zamanda neler yap›yorsunuz? Haftan›n belirli gün ve saatlerini önceden programlayarak spor yap›yorum. Özellikle Ac›badem Fenerbahçe Bayan Voleybol Tak›m›’n›n s›k› bir taraftar›y›m, maçlar›n› kaç›rm›yorum. Ayr›ca, haftada bir saatimi özel ilgi alan›m olan flan dersine ay›r›yorum. Bu bir saat haftan›n tüm stres ve yorgunlu¤unu atmam› sa¤l›yor. 27 itibar HÜSEY‹N DO⁄AN “ “ H›zl› karar verme, çok çal›flma ve ayn› zamanda risk almay› birinci nesil çok iyi yap›yor. HÜSEY‹N DO⁄AN KAND‹LL‹ KULÜBÜ YÖNET‹M KURULU ÜYES‹ Geliflmifl sanayi ülkelerine bakt›¤›m›zda özellikle aile flirketlerinin çok önemli bir yere sahip oldu¤unu görüyoruz ve bunun için de profosyonel destek alarak bir aile anayasas› oluflturuyorlar. Böylelikle aile flirketlerinde de¤iflimi yönetmeye çal›fl›yorlar. Benzer özelliklere sahip Kandilli Kulübü’nün kurucular›ndan birisi olarak Türkiye'de aile flirketlerinin kurumsallaflmas› ve etkin yönetimi hakk›ndaki düflüncelerinizi bizimle paylafl›r m›s›n›z? Aile flirketlerinin kurumsallaflmas› hali haz›rda dünyan›n gündeminde olan bir konu. Geliflmifl ve zaman içerisinde kendisine daha yükseklere tafl›yabilmifl ülkeler, flirketleri daha kurumsal bir flekilde kurgulama mücadelesinde daha öndeler. Bu konuda daha sa¤lam ad›mlar atm›fl durumdalar. Geliflmifl ekonomilerin sermaye piyasalar› derinlefliyor ve yeni mekanizmalar oluflturuyorlar. Dolay›s›yla Amerika, ‹ngiltere, Almanya gibi geliflmifl ülkeler bu alanda daha ilerideler. Bunun yan›nda ‹talya, Yunanistan, Türkiye gibi aile yap›lar› çok güçlü olan ülkeler ise bu geçifli düzenleme konusunda de¤iflik görüfller ve öneriler ortaya sunuyorlar. Ülkemizde oluflan sermaye birikimi son 50 y›lda, ülkemizin de geliflmesiyle önemli ölçüde artt›. Özellikle 1980 y›l›ndan sonra önemli geliflmeler oldu. Do¤al olarak da geliflmekte olan flirketler belli ailelerle birlikte kalk›nd› ve büyüdü. fiirketlerin sahipleri genel olarak ailelerden oluflmaya bafllad›. Bunun birçok nedeni olmakla birlikte, piyasalar›n mekanizmalar›n›n tam oturmam›fl olmas› daha öne ç›kan bir ö¤e olarak göze çarpt›. Büyüyen ve kamudan özel 28 ‹tibar’a Tu¤la Koyanlar 29 itibar “ “ Kanaatimce do¤ru olan, aileler çocuklar›n›n flirketlerin devam›nda rol alma rotas›na, çocuklar›n›n iyi yetiflmifl olmas›na bakarak karar vermeliler. sektöre geçiflte bu ifle özen gösteren aileler yeni oluflmaya bafllad›. Son zamanlarda bu sorun daha öne ç›kmaya bafllad› çünkü aileler ifl sahibi olmaya da bafllad›lar ve büyüdüler. Birinci kuflaktan ikinciye, flimdi de ikinci kuflaktan üçüncüye geçifl gerçeklefliyor. Birçok ailenin asl›nda çözmesi gereken en önemli sorunlardan bir tanesi de bu. Zaman içerisinde baz›lar› bu konuya daha fazla e¤ildiler. Baz›lar› duyarak baz›lar› da hissederek bu yola girdiler ama ne olursa olsun sonuç olarak bunun çözüm üretilmesi gereken bir sorun oldu¤unu herkes kabul ediyor. Biz de Kandilli Kulübü olarak bu konuyu da içine alacak flekilde yeni bir yap› izlemeye çal›flt›k. Her birimizin ileride do¤mas› muhtemel konular için fikir gelifltirece¤i, neler üretilece¤i ve nas›l davran›lmas› gerekti¤i konusundaki bilgi birikimlerini paylaflaca¤› bir kurgu oluflturduk. Çünkü flirketlerimizi ileriye ne denli sa¤l›m flekilde tafl›yabilirsek, Türkiye o kadar baflar›l› olacakt›r. Hepimizin bildi¤i gibi birinci kuflak ifli kuruyor, büyütüyor ve belirli bir noktaya getiriyor. ‹kinci nesil baflar›l› ise ifli daha yukar›ya tafl›yor ancak ifl üçüncü ve dördüncü nesle gelince e¤ri afla¤›ya do¤ru dönebiliyor veya geliflme durabiliyor. Dolay›s›yla tüm hedef bu seyri hiçbir zaman afla¤›ya inmeyecek flekilde gelifltirmek. Burada temel yap› olan “güç, etkinlik ve h›z”› birinci kuflaklar çok iyi kullan›yorlar. Yani h›zl› kara veriyor ve çok çal›fl›yorlar. Bunlar bir giriflim için çok önemli unsurlar. ‹fli büyütmek ve gelifltirmek için risk alacaks›n›z, çok çal›flacaks›n›z ve h›zl› hareket edeceksiniz. Bunlar büyük flirketler için vazgeçilmez unsurlar. Çünkü iflletmeler zamanla büyüdükçe önlerine ç›kan en önemli fleyler hantall›k, 30 h›zl› karar ve yeterince risk alamama. Asl›nda flu anda çok büyük flirketlerin en önemli sorunlar›ndan biri bu. Ama birinci kuflak bunlar› çok h›zl› yapabiliyor. ‹kinci kufla¤a geçince, e¤er aile iliflkileri dolu bir zemine oturtulmuflsa, bu devam edebiliyor. Hatta yeni kuflak bu konuda daha e¤itimli oldu¤u için yeni ufuklar açabiliyor. E¤er aile sa¤lam bir iliflki gelifltirebilmiflse bu durum daha pozitif yans›yabiliyor. Ama ne olursa olsun do¤al olarak zaman içerisinde karar vericilerin say›s› artmaya bafll›yorlar. Bir tane pasta var ve bunu en baflta üç kifli paylafl›yor ve bunlar›n hepsi de çal›fl›yor, büyük gayret veriyorlar. Ama ikinci kuflakta pasta ayn› büyüklükte kal›rsa, paylaflanlar üç kifliden yirmiye ç›karsa ve herkes birbirine ifl b›rakmaya bafllarsa ifl zora giriyor. Dolay›s›yla bu noktada aileler içerisinde ayr›flmalar oluyor. ‹liflkiler zedelenebiliyor. ‹lerleyen dönemde de bölünmüfl küçük küçük flirketler haline geliyorlar. Bu kadar rekabetçi bir ortamda küçük kalanlar ve birleflemeyenler daha kazan›yorlar ve gelifliyorlar. Tüm mesele, birinci kufla¤›n dinamizminin bir sonraki kuflaklara nas›l tafl›naca¤›. Bu konuda da bir tane do¤ru yok asl›nda. Kurumsallaflma da burada öne ç›k›yor. fiirketlerin hedeflerini ve vizyonlar›n› befl, on, yirmi y›ll›k planlar halinde kurguluyorlar. Tüm bunlar› profesyonel bir kurguda yapabilmek çok önemli. ‹deal olansa flirket sahiplerinin bunu yak›ndan takip etmesi. Ayn› zamanda hisseleri koruyan, borsaya aç›lma, hisse senedi satma gibi baz› yap›lar› da harekete geçirmek gerekiyor. Avrupa’da aile flirketlerinin 80-90 ortaklar› var ama tüm yap›y› temsil eden bir yönetim kurulu bulunuyor. Aile bu yönetim kurulunu oluflturarak yoluna devam ediyor. Dolay›s›yla ifli yöneten insanlar da profesyoneller oluyor. E¤er onlar da baflar›l› ise mekanizma do¤ru ifllemifl oluyor. Aileler flirketlerinin geliflimi aflamas›nda çocuklar›na rol verirken, onlar›n yetiflmifllik düzeyine bakarak karar vermeliler. fiirketi yönetebilecek düzeyde olup olmad›klar›na bakmamal›lar. E¤er çocuklarda niyet ve yetenek olarak bu özellikler yoksa flirket zaten küçülmüfl oluyor. Bu durum bir yandan çocu¤u mutsuz ederken bir yandan da flirketi küçültüyor. ‹stenen fley çocuklar›n bafla geçmesi ve flirketi büyütmesi. Ama flirketleri mutlaka çocuklar›n yönetmesi gerekmiyor. fiirket sahibi olmak baflka fley, yönetmek ise baflka fleydir. Bunu ay›rmak ve do¤ru yap›land›rmak gerekiyor. Yeni kurulan bir flirketin göze ald›¤› riske ve tafl›d›¤› sorumlulu¤a göre yürüyen bir holdingin tafl›d›¤› sorumluluk çok daha fazla. Üçüncü kufla¤a daha fazla sorumluluk yükleniyor, böyle bir dezavantaj› var. Bu dezavantaj› nas›l bertaraf etmeli? Çünkü çocuklar babas›na diyor ki; “Siz bu flirketi kurarken kurmak zorundayd›n›z, yapacak bir fleyiniz yoktu. Fakat bize öyle bir yük b›rak›yorsunuz ki bizim bunu tafl›mama gibi bir alternatifimiz olmal›.” Baz› kiflilerin mesafeli yaklaflt›¤› kurumsallaflma burada devreye giriyor. Benim anlad›¤›m kurumsallaflma, mekanizmalar›n rasyonel bir flekilde oturmufl olmas› ve ayn› zamanda bunun takip edilebilir olmas›d›r. Yönetim kurulu ya da patron da olsan›z, bu mekanizmay› kurup takip edebilmeniz gerekiyor. Siz bu sorumlulu¤u altyap›s›z bir zeminde b›rak›r ve riske atarsan›z tafl›namaz bir yük yarat›rs›n›z. E¤er çocuklar›n›z do¤ru flekilde yetiflmemiflse bu mekanizmalar›n neye göre tafl›naca¤›n›, o çocu¤un neye göre iflletmeye al›naca¤›n› iyi belirleyememiflsiniz demektir. Bugün aile anayasas› diye ifade edilen belli kurallar› oluflturmam›flsan›z, iyi yetiflmemifl, iflin içine girmemifl birisine bu benim veliaht›md›r veya k›z›md›r diye yaklafl›rsan›z, elbette o yük ona a¤›r gelecektir. Türk markalar›n›n dünyaya aç›lmas›nda do¤ru örneklerden biri olarak gösterilen bir flirketin, bir markan›n icra kurulu baflkan›s›n›z. Türk markalar›n›n uluslararas› pazarlarda rekabet koflullar› aç›s›ndan Türkiye’nin markalaflma karmesini nas›l de¤erlendiriyorsunuz? Türkiye’nin, özellikle bizim sektörde üretici kimli¤iyle öne ç›km›fl bir yap›s› var. 1980’li y›llardan sonra ülkenin d›fl dünyaya aç›lma süreci, ondan sonra d›fl dünyaya ihracat yapma kabiliyeti, Türkiye’deki eme¤in uygun maliyette yap›l›yor olmas›, çal›flan alt yap›s›n›n e¤itimle geliflmesi, ifl yapma dinami¤i gibi kurgulardan dolay› haz›r giyim sektörü Türkiye’de h›zla geliflti. Ve bugün gö¤sümüzü kabartacak bir noktaya geldi. Bu durum yö- 31 itibar netim gücü bak›m›ndan çok anlaml›yd› ve de¤erliydi. Ancak Türkiye gelifltikçe sadece üretimin ve üretimdeki maliyetin, eme¤inizin ucuzlu¤uyla ileriye gitme flans›n›z yok. Do¤al olarak ülke gelifltikçe eme¤iniz de de¤erlenecek. Nitekim de öyle oldu ve üretimdeki baflar›s›n› sat›fla tafl›maya bafllad›. Markal› flekilde sat›fla geçmek herkes için önemli bir hedefti. Biz de flirket olarak 1990’l› y›llar›ndan bafl›ndan itibaren hedefimizi bu flekilde kurgulad›k. fiirketi 1985 y›l›nda kurduk ve hemen markalaflma hedeflerini gerçeklefltirmek için çal›flmalara bafllad›k. Türkiye’de art›k markal› ürünleri hem kendi ülkemizde, hem de ülkemiz d›fl›nda satabilme kabiliyetine ve becerisine erifltik ve bu yetene¤i sürekli olarak gelifltiriyoruz. Türk markalar› olarak da bakarsan›z asl›nda benzer bir yap› var ortada. Bugün gururla söyleyebiliriz ki Türk markalar›n›n dünya pazar›nda flu anda iki bin tane ma¤azas› var. Bunun tüm dünyada 10 y›l içerisinde yirmi bin ma¤azaya ç›kaca¤›n› tahmin ediyoruz. Bu tahminlerimiz sa¤lam verilere dayan›yor. Çünkü Türk markalar›n›n geliflme stratejisi yurt d›fl›nda büyüme hedeflerini de içeriyor. Bizim markam›z için de böyle ülkemizdeki birçok marka için de. Art›k markalar›m›z Türkiye’ye s›¤maz oldular. Yurtd›fl›nda birçok al›flverifl merkezinde markalar›m›z› görebiliyoruz. Türkiye’nin karnesini baflar›l› buluyorum. Önümüzdeki dönemde de bu baflar›n›n çok fazla artaca¤›n› görüyorum. Belki biz ülke olarak bu yar›fla çok geç kat›ld›k, daha erken y›llarda keflke kat›labilseydik. Bu de¤iflimi keflke daha erken y›llarda yapabilseydik ama art›k geçmiflteki duruma yorum yapman›n çok faydas› olmad›¤›na göre Türkiye’nin performans›n›n çok daha gelifltirebilece¤ini söylemek mümkün. Bildi¤imiz kadar›yla Türkiye ile birlikte yirmi farkl› ülkede, yüz otuzun üzerinde sat›fl noktas›nda müflteriyle bulufluyorsunuz. Yurt d›fl› pazar›nda kendi ma¤azalar›m›zla, kendi markalar›m›zla yer almak Türkiye için flirketlerin küreselleflmesi noktas›nda nas›l bir etkiye sahip olabilir? Markalaflmayla ülkenizin imaj› çok paralel bir iliflki ifade eder. Yurtd›fl›ndaki pazarlarda markal› ürün satabilmeniz için geldi¤iniz ülkenin imaj›n›n, alg›s›n›n yüksek olmas› gerekiyor. Bu asl›nda 32 çok önemli bir konu. Biz flunu çok aç›kl›kla söyleyebiliriz ki son on y›lda özellikle ülkemiz çok büyük bir itibar kazand›. Hem bat›da, Uzak Do¤u’da, Orta Do¤u’da, Afrika’da hem de Rusya’da... Gerçekten dünya üzerinde neresi olursa olsun ülkemizin imaj›n› çok gelifltirdik. Tabii bununla birlikte az önce söyledi¤imiz markalaflma süreci fazlas›yla h›zland›. Yani imaj› ve gücü yerinde olan bir ülkenin dolay›s›yla potansiyelini d›flar› aktarmas›, paylaflmas› çok daha kolay oluyor. Bu anlamda Türk markalar›n›n önünün aç›lmas›nda Türkiye’nin son y›llardaki performans›n›n çok etkili oldu¤unu düflünüyorum. Bu durum ister istemez bir sinerji de do¤uyor diyebilir miyiz? Ülkenin genel imaj› düzeltildi¤iniz zaman onunla birlikte flirketlerin de önü aç›lm›fl oluyor. Bir flirketin performans› di¤er flirketin performans›na, bir markan›n gücü di¤er markan›n gücüne olumlu etki yap›yor. Herhangi bir sektördeki markam›z›n yabanc› bir ülkedeki baflar›s›, onun rekabetçisi olan baflka bir markan›n o ülkeye gelmesine neden oluyor. Bununla çok s›k karfl›lafl›yoruz. Çok baflar›l› oldu¤umuz bir bölgede bir bak›yoruz ki o bölgenin bu ifli yapan esnaf› veya tüccar› hemen gelip bizim rakibimiz olan bir markay› karfl›m›za yerlefltiriyor. Dolay›s›yla bu o Türk sektörüne olumlu katk› sa¤lam›fl oluyor. Hepimizin bildi¤i gibi Ramsey markas› çok k›sa zamanda çok büyük ifller baflard›. Önümüzdeki y›llar için nas›l bir strateji ve hedef gelifltirdi? Hem kendi ülkesinde, hem dünyada bu markay› herkesin bildi¤i, tan›d›¤› ve memnun oldu¤u bir noktaya getirmek istiyoruz. Bu marka için ve tüm markalar›m›z için art›k uzaklar yak›n oldu. Öncelikli hedefimiz ise yak›n co¤rafyam›z. Ondan sonra çemberi geniflleterek daha uzak co¤rafyalara do¤ru ilerlemeyi hedefliyoruz. Önemli olan markan›n özünü koruma ve belli de¤erlerle rekabetçi, h›zl› ve dinamik bir yap›da tutabilme baflar›s›d›r. En büyük hedefimiz ve stratejimiz markam›z› halkalar halinde geniflletmek ve bunu di¤er nesillere tafl›mak. “ Kad›nlar›n ifl hayat›nda çok daha aktif de¤erlendirilmesi gerekti¤ine; ülke baflar›s›na, flirket baflar›s›na ve aile baflar›s›na büyük katk› sa¤layabileceklerine inan›yorum. Bizim en büyük de¤erlerimizden birinin bu oldu¤unu düflünüyorum. Çok genç ve çok çabuk ö¤renen bir nüfusa sahibiz. Ben genç arkadafllarla çal›flma karar›mdan hep pozitif sonuçlar ald›m. Yani yetkiyi olabildi¤ince genç arkadafllara verdi¤imde, aç›kças› hayal k›r›kl›¤›na u¤ramad›m. Gençlere ne kadar güvenirseniz, onlar›n iyi yetiflmifl oldu¤una inan›rsan›z ve arkas›nda sa¤lam durursan›z, o kadar de¤erli sonuçlar alabiliyorsunuz. Buna ek olarak kad›nlar›n da ifl hayat›nda çok daha aktif de¤erlendirilmesi gerekti¤ini ve bu konudaki ülke baflar›s›na, flirket baflar›s›na ve aile baflar›s›na büyük katk› sa¤layabileceklerine inan›yorum. Potansiyelin bu taraf›n›n da asla ihmal edilmemesi gerekti¤ini düflünüyorum. Biliyorsunuz ailelerde genellikle erkek evlada yönelik bir e¤ilim vard›r. Bizim Anadolu’daki geleneksel aile yap›m›za göre erkek evlat daha önemlidir. Eskiden daha çok kas gücüne dayanan ifller oldu¤u için erkekler ön plana ç›k›yordu. Haneyi ve yap›y› ancak erkek evlat koruyabiliyordu. Biliyorsunuz erkek evlat olarak ne kadar kalabal›ksan›z kendinizi o kadar güvende hissediyordunuz. Art›k bu de¤iflti ve etkinli¤in tarifi farkl›laflt›. Art›k bilgi ça¤›nda ya- flad›¤›m›za göre etkinlik, bilgiyi do¤ru kullanma, do¤ru bilgiye h›zl› ulaflma ve onu da icra etmedir. En önemli ifl, icra etme meselesidir. ‹cra ederken burada cinsiyetten çok iflin ne kadar etkin yürütüldü¤ü daha önemli. “ Türkiye’nin sahip oldu¤u en büyük de¤erlerden ve potansiyellerden biri iflgücü dediniz. Siz bu potansiyelin kullan›lmas›nda bir ilke takip ediyor musunuz? ‹cra etme iflini do¤ru bilgiye sahip, h›zl› bilgiye ulaflabilen kad›nlar da çok rahatl›kla en az erkekler kadar iyi yapabilir. Ben bunu dört k›z babas› olarak da söylüyor olabilirim ama buna da inan›yorum gerçekten. Mesela dört-befl tane flirketin bafl›nda bayanlar var. Hem genç bir nesle güvenmeyi ve onun arkas›nda durmay› hem de han›mlar›m›z›n da bu faaliyetlerini kullanmay› hem flirketler aç›s›ndan, hem aile aç›s›ndan ve hem de ülke aç›s›ndan çok önemli görüyorum. Bu potansiyel asl›nda bizim en önemli dinamizmimiz. Bunu da kullanmamak büyük bir yanl›fl olur. Sadece nitelikli ifl gücü de¤il günümüzde ifl gücüne sahip orta ve üst kademe yöneticilere de ihtiyaç var. Türkiye’de bu standart›n yükselmesi için neler yapmak gerekir? Genel olarak ülkede hangi kademeden olursa olsun insanlar›n belli bir vizyon ve hedefle bütünlefltirilmesi çok önemli. Üniversitede e¤itim alm›fl bir insan›n da geliflmifl, kabul edilebilir bu vizyonunun olmas› laz›m. Bana göre orta ve üst yönetim kademesini e¤itimle beraber bizim ifl hayat›m›zla bir- 33 itibar “ Özelliklerinizle katma de¤er yaratacak, farkl›l›k oluflturacak birfley yapam›yorsan›z o zaman bugün Çin’den, yar›n Hindistan’dan ya da Vietnam’dan korkars›n›z. Genel olarak Türk sanayi için geçerli olsa da özellikle tekstil sektörü için biliyorsunuz Çin mallar› ile ilgili bir tehdit alg›lamas› var. Siz nas›l br de¤erlendirme yap›yorsunuz ve bir senaryo veya eylem plan› haz›rlad›n›z m›? Dünya büyük olmakla birlikte belli bir s›n›r› var. Çin son dönemde sahip oldu¤u nüfus potansiyelini üretim gücüne dönüfltürme kabiliyetini gösterdi. Dolay›s›yla ürünleri ucuza üretti ve dünya piyasalar›na bu anlamda ürün sunma konusunda çok baflar›l› oldu. “Ne yaparsan›z yap›n Çin ile rekabet edemezsiniz” olgusu genel bir hakim görüfl olarak ortaya ç›k›yor gibi görünse de, kendi firmam›zla ilgili elbetteki rekabet gücünde s›n›rlar›n aç›ld›¤› bir süreç söz konusu olacak. Buna göre de yap›lanmak gerekiyor. Dünyada nitelik aç›s›ndan maliyete dayal› rekabet gücü sadece para demek de¤ildir. Baflka özelliklerinizle katma de¤er yaratacak, farkl›l›k oluflturacak bir fley yapam›yorsan›z bugün Çin’den, yar›n Hindistan’dan korkars›n›z. 34 “ lefltirebiliyor olmam›z gerekir. Yani en büyük s›k›nt›lar›m›zdan birisi de e¤itim sürecinde pratik hayat› yeterince yaflam›yor oluflumuzdur. E¤itimle ö¤renilenlerin meslek hayat› içerisinde edinilen tecrübelerle birlefltirilmesi çok önemli. Bunu yapabilen kifliler çok ileriye gidebiliyorlar. Bunun yan›nda bir de uzmanlaflma meselesi var. Örne¤in e¤itim sitemimizde tekstil mühendisi, makine mühendisi gibi tan›mlamalar kullan›l›yor. Ama o kadar genel bir konuyu, içerik olarak ifade ediyor ki insanlar o ana dal üzerindeki uzmanlaflmas›n› bütünlefltiremiyor. Dolay›s›yla bu konuda bir de e¤itim hayat›m›zda eleman yetifltirmede belli alanlarda uzmanlaflmaya gidilmesini önemsiyorum. Çünkü her sektör için uzmanlaflma çok önemlidir. Dolay›s›yla bu korkunun da sonu yok. Konsantrasyonunuzu korkmak yerine “benim bu iflte ne yapmam laz›m” felsefesini gelifltirecek flekilde art›rman›z laz›m. Tamamen emek gücüne dayal› bir farkl›l›k oluflturmada kal›rsan›z, yapaca¤›n›z çok fazla bir fley yoktur. Özellikle bizim sektörümüzde emek çok önemli bir maliyet içerir ama bizim mutlaka eme¤in de¤erinden daha farkl› de¤erler oluflturmam›z gerekir. Bu rekabetçi gücümüzü devam ettirebilme anlam›nda çok önemli. Bugün ben Çin’den korkmuyorum ve korkmad›¤›m da yapt›¤›m›z iflten belli. Çünkü Çin’in yapt›¤›ndan daha farkl› bir ifl yap›yorum. Çin’in yapamad›¤› kaliteyi yap›yorum, Çin’in veremedi¤i h›z› veriyorum, Çin’in gerçeklefltiremedi¤i organizasyon yap›s›na sahibim. Bunu hizmetle ve fiyatla yap›yorum. Bir de bunlar› marka çat›s› alt›nda yapabiliyorum. Biz flirket olarak Çin tehdidinden kormuyoruz hatta tam tersi bu olay› f›rsat pazar›na nas›l dönüfltürece¤imiz ile ilgili çal›flmalar› yap›yoruz. ‹nan›lmaz bir potansiyele sahip bir yer. Türkiye’nin potansiyeli pazar, nüfus ve al›m gücü olarak Avrupa ve Amerika’ya benziyor. Düflük maliyetlerle üretmek rekabette avantajl› olabilir ama pazara yak›nl›k da baflka bir rekabet silah›d›r. Pazara yak›nl›k, h›zl› karar vermek ve dinamik olmak günümüzde çok büyük bir de¤erdir. Gelir seviyesi ve al›m gücü yüksek tüketim yapan bölgelere çok yak›n›z. ‹nan›lmaz bir lojistik kabiliyetimiz var. Baz› markalar üretim operasyonlar›n› Tayland veya M›s›r’a kayd›r›yor. Sizin fabrikan›z ise Anadolu’da. Bu tercihi yaparken neyi önceliyorsunuz veya siz yönetici olarak karar›n›z› hangi kriterlere göre verdiniz? Önemli olan art›k üretimi nerede yapt›¤›n›z de¤il. Mutlaka ülkenizde yapacaks›n›z diye de bir kural yok. Önemli olan bu ülkenin insan›n›n toplamda bu operasyonu baflar›l› flekilde yürütebilmesidir. Çin’de de olabilir M›s›r’da da. Önemli olan de¤er oluflturmakt›r. Almanya’da birçok müflterimiz var, ‹ngiliz müflterilerimiz de var. Onlar Almanya’da veya ‹ngiltere’de üretim yapm›yorlar, Türkiye’de üretim yap›yorlar ve markalar›n› sa¤l›kl› bir flekilde gelece¤e tafl›yorlar. Kaliteli ve nitelikli üretim yapt›r›yorlar. Ama markan›n sahibine bakarsan›z d›flar›dan çal›flan almazlar. Dolay›s›yla biraz genifl düflünmek laz›m. Daha kapal›, k›- s›tlay›c› kurguyla de¤il de daha genifl, daha do¤ru perspektiften yaklaflmak laz›m. Koruma anlay›fllar› belli bir yere kadar baflar›l› olabilir, onun ötesinde amac›na ulaflamaz. Koruman›n negatif taraf› da sizi kapat›r, küçültür ve geliflmenizin önünde engel olabilir. Türkiye de bu süreci yaflad›. Biz de flirket olarak aynen böyle bak›yoruz. Bugün ‹stanbul’da üretmekten çok Anadolu’da üretme yoluna gittik. Hakikaten insanlar› bulunduklar› yerlerden ‹stanbul’a s›k›nt› içerisinde yaflayacaklar› yerlere getirip, orada onlara fabrika açmak mutsuz bir kitle yarat›yor. Dolay›s›yla mutsuz bir kitleden kaliteli üretim almak yerine, 35 itibar farkl› tecrübelerle, fedakarl›k da yaparak bu yap›lar› kendi memleketimize tafl›d›k. Bütünleflme çok daha fazla oldu. Orada nitelikli ifl gücü oluflturduk. Onlar kendi bulunduklar› co¤rafyada, kendi memleketlerinde ifl bulman›n sevincini ve mutlulu¤unu çok daha fazla yaflad›lar. Biz de bu bütünleflmeyi çok daha az maliyetli olarak kendi memleketimize yapm›fl olman›n hazz›n› duyduk. Bu sektörde tasar›m aç›s›ndan ‹talya hala öncü rolunu oynuyor mu? konuda bizden çok öndeler. Nitelikli bir alt yap›lar› var, nitelikli insan kaynaklar› var ama Türkiye de onlar›n peflinden kendi anlam›nda çok h›zl› bir flekilde ilerliyor. Türkiye yükselen bir y›ld›z. Bugün tasar›mlar›m›z, tasar›mc›lar›m›z, markalar›m›z bakt›¤›n›zda dünya piyasalar›nda geçmifl y›llara göre çok daha etkin rol alabiliyorlar. Bu yeterli mi? De¤il ama flu h›z›m›za bakarsak önümüzdeki y›llarda onlar› yakalar›z diye düflünüyorum. Çok uzun y›llardan beri ‹talya, Fransa gibi bat›l› ülkelerde bu anlamda çok büyük bir altyap› mevcut. Türkiye de bu konuyla ilgili çok h›zl› bir flekilde onlar›n arkas›ndan gidiyor. Elbette bu Kandilli Kulübü’nün kurucular kurulu üyesi olarak bize biraz da kulübün kurulufl amac› ve etkilerinden k›saca bahsedebilir misiniz? 36 “ Seviyeli, nezaketli ve hakikaten kaliteli bir iliflki paylafl›m›n› yayg›nlaflt›rmaya, gelifltirmeye çal›fl›yoruz. “ Bir araya gelirken temel hedefimiz bir dost meclisi oluflturmakt›. Bu dost meclisi, birbirine inanan, güvenen, birbiriyle olmaktan mutlu olan, birbirlerine destek olan insanlardan olufluyor. Her birimiz farkl› sektörlerden insanlar olarak bilgi paylafl›m› ve dostluk anlay›fl› temelinde biraraya geldik. Bu yap›y› geniflleterek her birimiz dostlar›m›z›, arkadafllar›m›z› bu kurgunun içersine alarak bu bilgi paylafl›m›ndan, dost meclisinden destek almak istedik. Buradan hepimiz destek alal›m ve kendimizi gelifltirelim. Çünkü dost edinmesi, insan›n arkadafl› olmas›, nitelikli insanlarla arkadafll›k yap›yor olmas› her birimiz için büyük bir kazanç vesilesi olur diye düflündük. Hakikaten dürüst giriflimci bir ruhu olan, heyecan› olan ve birbirlerine katk› sa¤lamay› özünde bütünlefltiren birçok arkadafl›m›zla birlikte olma imkan›, bu kulüp çat›s› alt›nda do¤du. Ayn› zamanda bu yap›n›n olabildi¤ince gelifltirilerek büyütülmesi gerekti¤ine inan›yorum. Kandilli Kulübü Türkiye’deki sosyal yap›lardan biraz farkl› bir kulüp diyebilir miyiz? Evet diyebiliriz. Yani kulüp ifadesi zaten oradan ç›k›yor. Biz dernek de¤iliz, bir fikir kulübü de¤iliz. Ama bu fikirlerimiz yok anlam›na gelmez, her birimizin çeflitli fikirleri var. Hatta farkl› farkl› fikirlerimiz de var. Birçok alanda, konuda dünya görüflü itibariyle de farkl›l›klar›m›z var. Hayata bak›fl aç›m›z, ifl yapma tarz›m›z dolay›s›yla biz bunun renk oldu¤unu bilerek özellikle toplan›yoruz. Paylafl›mla, fleffaffl›kla birbirine güven duyabilecek bir iliflkiyi oluflturmak asl›nda en büyük hedefimiz. Buradan bir ifl yapma hedefimiz yok, parti veya cemaat gibi bir yap›y› destekleme yaklafl›m›m›z yok. Tam tersi buradan bir dostluk geliflimi talebimiz var. Bu vesileyle bir sinerji oluflturmak, birbirimizle bilgi paylafl›m›yla hem bize hem ailelerimize ve çocuklar›m›za katk› sa¤lamak, dolay›s›yla düzgün bir ortamda kalabilmeyi baflarmak amac›m›z. Bir icraat yapacaks›n›z nezaketiniz olacak, paylafl›m›n›z olacak. Ayr›ca bunu suni olarak yapmayacaks›n›z, gönülden yapacaks›n›z. Seviyeli, nezaketli ve hakikaten kaliteli bir iliflki paylafl›m›n› yayg›nlaflt›rmaya, gelifltirmeye çal›fl›yoruz. Yayg›nlaflt›rabildi¤imiz ölçüde ilk önce kendimize, ondan sonra ailemize, çocuklar›m›za, arkadafllar›m›za, dostlar›m›za, ye¤enlerimize ve bütün herkese faydal› olabilece¤imiz bir ortam oluflturmak istiyoruz. 37 itibar HÜSEY‹N AVN‹ MUTLU “ “ Sizlerin üretimi, sizlerin gayreti, sizleri sabr›, sizlerin heyecan› ülkemizi büyütüyor ve güçlendiriyor. HÜSEY‹N AVN‹ MUTLU ‹STANBUL VAL‹S‹ Böylesine güzel bir bahar sabah›nda sizlerle birlikte olmaktan fevkalade mutlu oldu¤umu ifade etmek istiyorum. Soyad›m ‘Mutlu’ olunca, mutlu olmak da adeta bizle özdefllefliyor. Ama tabii bunu gerçekten böylesine güzel birlikteliklerle elde etmek de ayr› bir keyif. Kandilli, ‹stanbulumuz’un en güzel köflelerinden birisi. ‹stanbul dünyan›n en güzel flehri diyoruz. Bizim ortak gururumuz, ortak sevincimiz, ortak zevkimiz. Kandilli de bu güzel flehrin müstesna köflelerinden bir tanesi. Gerçekten bu güzelli¤i yaflamak, paylaflmak bizler için çok büyük bir sevinç. Ve burada farkl› bir güzellik daha var: Ülkemizin ifl dünyas›n›n çok de¤erli temsilcileri ve kendi alan›nda çok baflar›l› olmufl insanlar. Kandilli Kulübü’nün bünyesinde zaman zaman bir araya geliyorlar ve ortak tecrübelerini paylafl›yorlar. Yani güzel insanlar bir araya geliyorlar ve Kandilli ile bütünlefliyorlar. Gerçekten ifl dünyam›za minattar›z. Ülkemiz bugün dünyan›n 16. büyük ülkesi. Güçlü, sayg›n, sözü dinlenen ve kendini daha fazla hissettiren bir pozisyona gelmiflse bunda ifl dünyam›z›n çok büyük gayretlerinin, çabalar›n›n sonucu var. O nedenle siz ülkemizin gücüsünüz. Size burada bu vesileyle teflekkür etmek istiyorum. Bu güçle birlikte olmak ve onlar› dinlemek benim için de ayr› bir keyif. Bugün de bu gücü gerçekten artt›ran çok önemli sanayicilerinden bir tanesi Say›n Konuko¤lu’nu ben de dinlemekten ayr›ca büyük bir zevk alaca¤›m ve tecrübelerinden istifade edece¤im. Ben ifl dünyas›n›n bir temsilcisi de¤ilim ama gönlümde her zaman bir müteflebbüs olma arzusu olmufltur. Belki Karadenizlili¤in de verdi¤i bir hususiyettir. fiayet idareci olmasayd›m mutlaka bir müteflebbis olmay› çok arzu ederdim. Hala gönlümde iyi bir restoran iflletmecili¤i yatar. ‹fl dünyas›yla birlikte olmaktan o nedenle büyük keyif al›yorum. Ben çok uzun konuflmak istemiyorum ve hemen size konuflmac›y› takdim ediyorum. Herkese sevgilerimi ve sayg›lar›m› ifade ediyorum. Bu kulüp, Kandilli Kulübü diye geçiyor. ‹smi çok güzel bu kulübün ama belki yan›na “Dostlar Kulübü” diye de bir ilavede bulunmak laz›m. Böyle bir dostlar kulübünün içerisinde olmak büyük bir keyif. Hepinize sayg›lar sunuyorum. 38 39 itibar ABDULKAD‹R KONUKO⁄LU “ “ Arkadafllar profesyonellefleceksiniz ama iflin hakimiyeti sizde, patronda olacak. ABDULKAD‹R KONUKO⁄LU SANKO HOLD‹NG YÖNET‹M KURULU BAfiKANI Say›n Valim, say›n baflkanlar, de¤erli misafirler, size Gaziantep’ten kucak dolusu sevgi getirdim. K›sa zaman içerisinde bir hayat› anlatmak çok zor ama Anadolu insan›n›n diliyle basitçe anlatmaya çal›flaca¤›m. ‹mam Hatip Okulu’nda okuyordum ama ifl ortam›n› da çok seviyordum. Okula gitmek istemedim. Okuldan ayr›l›r ayr›lmaz iflletmede çal›flmaya bafllad›m. Atölyede bana alt› ay yer süpürttüler. Ustam›z ara s›ra çöp tenekesini döker, “Buray› temizledin mi?” diye sorarak bana tokat atard›. O tokad›n nedenini daha sonra anlad›m. ‹taat etmeyi ö¤retmeyi amaçl›yordu. Kademe kademe geldim, usta yard›mc›l›¤›, ustal›k derken genel müdürlü¤e kadar yükseldim. 1975-1994 y›llar› aras›nda Genel Müdür olarak çal›flt›m. 1994 y›l›nda babam›n vefat›ndan sonra kardefllerimle birlikte ifli devrald›k. Zaten son 3-4 y›ld›r babam›n rahats›zl›¤› dolay›s›yla ifli biz yürütüyorduk. 1995 y›l›nda Sanko Grup flirketlerini holding çat›s› alt›nda yap›land›rd›k. Sanko Holding bugün 14 sektörde faaliyet gösteriyor. Amiral gemimiz tekstil olmakla beraber, mümkün oldu¤unca enerji sektöründe yat›r›mlara a¤›rl›k veriyoruz. Ama her zaman ana sektörümüz tekstildir. Sosyal sorumluluk projelerimizi yürüttü¤ümüz bir vakf›m›z var: Sani Konuko¤lu Vakf›. Bu vak›f senede ortalama 8-10 trilyon lira yard›mda bulunuyor. Bu yard›mlar kapsam›nda üniversite e¤itimi yapan 1.500-2.000 40 41 itibar civar›nda ö¤renciye burs veriyoruz. Bu sene yaklafl›k 60.000 aileye g›da yard›m› yapt›k. ‹lk ve orta ö¤retimde yaklafl›k 15.000 ö¤renciye k›yafet ve k›rtasiye yard›m› gerçeklefltirdik. Yard›mlar›n tamam›n› valiliklerle iflbirli¤i içerisinde yap›yoruz. Yani yard›mlar› kamyondan da¤›tma diye bir fley yok. Belirli bir sistem dahilinde gerçeklefltiriyoruz. ‹htiyaç sahiplerini mahalle muhtarlar› ve Valilik Sosyal Yard›mlaflma Vak›flar› ile birlikte belirliyoruz. Bugüne kadar 20 dolay›nda okul yapt›rd›k. Camiler ve farkl› sosyal tesisler de var. Benim bir söylemim var: “Dünyada Türkiyem, Türkiye’de Gaziantepim.” Yat›r›mlar› ve her türlü hizmetimizi yaparken, bu anlay›flla hareket ederiz. Yard›mlar›m›z› gerçeklefltirirken Gaziantep önceli¤imizdir. Hangi flehirde tesisimiz var ise o flehirdeki kazanc›m›za göre orada hay›r ve zekat fonumuzu ayarl›yoruz. Ama birinci s›rada Gaziantep var. Kimseyi suçlam›yorum ama Türkiye’nin as›l derdinden birisi de baz› arkadafllar›n flehrini terk ederek ‹stanbul’a yerleflmesidir. Bu kadar büyük flehirde kaybolmas› ve terk edilen o flehirlerin geliflmifllik anlam›nda geride kalmas›d›r. Bizi en çok üzen durum budur. Bak›n, flehirleri birkaç aile yönetir, yönlendirir; o aileler öncülük yapar. E¤er o aileler b›rak›p giderlerse o flehirler geriye gitmekten kurtulamazlar. Örne¤in, Adana’n›n 10-15 y›ll›k mazisine bak›n. Birkaç aile Adana’y› b›rak›nca, Adana sanayide geri kald›. Ama Gaziantep farkl›. Baflka flehirlerde okuyan› da Gaziantep’e gelir, zengini de Gaziantep’te kal›r. Hatta gelen memurlar da Gaziantep’te kal›r. ‹flin enteresan taraf› a¤layarak gelirler, a¤layarak da giderler. Ço¤u da emeklilik sonras› Gaziantep’te kal›r. Yaklafl›k 1,5 milyon civar›nda nüfusumuz var. Gaziantep’i tan›tmadan edemem. Çünkü sizleri oraya yat›r›mc› olarak bekliyoruz. Gaziantep, Güneydo¤u’nun ana çark›d›r. Gaziantep Sanayi Odas›’na girdi¤iniz zaman bu tabloyu görürsünüz. Gaziantep’in difllisi dönmeye bafllad›¤› zaman yan›nda fianl›urfa dönmeye bafllar, sonra Diyarbak›r döner, yavafl yavafl öbürleri devreye 42 girer. fiu anda 5. organize sanayi bölgesini kuruyoruz. Gaziantepliler olarak yat›r›mc›lara karfl› çok cömertiz. Sanko’dan fazla bahsetmeyece¤im. fiirketlerimizi zaten biliyorsunuz, söylememe gerek yok. fiu anda flirketlerimizin tamam› baflar›l› bir flekilde çal›fl›yor. Ürünlerimiz de piyasada var. Tek tek saymaya gerek yok. Esas Türkiye’nin orta esnaf› ve Türkiye’deki aile flirketlerinin yap›s›ndan biraz bahsedelim. Bak›yorsunuz Türkiye’deki flirketler çok uzun yaflam›yor. Allah’a flükür Sanko’da ben dördüncü kufla¤›m ve 1904 y›l›ndan bu yana 106 y›l oldu. fiuanda alt›nc› kuflak iflin bafl›nda. En önemli nokta aile büyüklerinin iyi yönetmesi ve koordinasyonu iyi sa¤lamas›d›r. Türkiye’de babalar ne yap›yor? Baz›lar›, “Oh, benim o¤lum çok iyi, aslan gibi okudu; çok da baflar›l›. Gezsin, tozsun.” diyor. Eve, iflyerine geliyor mu? Hay›r. Çocuk belli bir noktaya gelene kadar, üniversite bitene kadar okul hayat› ile meflgul oluyor. Adam› getiriyorsun, “pat” diye denizin içine at›yorsun, sudan ç›km›fl bal›¤a dönüyor. Sanayici çocu¤u oldu¤u halde iflçiyle muhatap olmay› ö¤renmemifl, iflçinin hayat›n› bilmemifl, fabrikada çal›flmam›fl. Biz ne yap›yoruz? Çocuk ilkokula bafllamadan bütün tatillerinde fabrikada diflli silmeye bafll›yor. Eli karar›r, yüzü kirlenir. Arkadafl, yok öyle fley. Çok aile tan›yorum, çocuklar› çok ak›ll› ve baflar›l›. Yahu b›rak çocuk s›n›f› geçsin geçti¤i kadar; çal›fls›n ama ifl hayat›n› da ö¤rensin. Çocuk okulu bitiriyor, belli bir yafla geliyor, harcad›¤› paran›n limiti yok. Derken evleniyor, bir de bak›yorsun öbür kardefl de evleniyor. Ondan sonra ailelerde kavga bafll›yor. Sebep de; iflte kardeflinin han›m› flunu takt›, bugün flu saati ald›; yok efendim öteki p›rlanta yüzük tak›yor veya flöyle bir arabaya biniyor… Böyle fleylerin önünü kesmemiz gerekiyor. Bu noktada baban›n iki görevi var; Görevlerden birisi çocuk askerden geldi; ifl hayat›na at›lacak; yan›nda da çal›flmak istiyor. Bir sene d›flar›da, baflka bir iflyerinde çal›fls›n. En az bir sen sonra çocu¤u ça¤›racaks›n. “ ‹ki kifli ortaksa üçüncü ortak Cenab-› Allah’t›r, ne kadar çok orta¤›n›z olursa, asl›nda o kadar iyidir; art›k dünya da bunu kabul etmifltir. “ Bu yöntemi çocuklar›ma uygulad›m. “O¤lum bak, benim gücüm 1 lira. Sana bunun 50 kuruflunu veya 25 kuruflunu sermaye olarak verebilirim. Git istersen baflka bir ifl yap, istersen gel benimle çal›fl.” Çünkü aradan 15 sene geçti¤i zaman, “Baba sen bana serbest çal›flma f›rsat› m› verdin ki? Yan›na ald›n o günden beri de çal›fl›yoruz.” demesin. Bunun için “O¤lum istersen al flu sermayeyi git bildi¤in ifli yap, istersen gel benimle çal›fl.” önerisinde bulunun. Di¤er çocuklara da ayn› öneriyi yapacaks›n›z. Sonra iflyerinizde çocu¤unuza maafl belirleyeceksiniz. ‹ster 1 lira, ister 10 lira, ister 100 lira. Türkiye’de genelde flöyle yap›l›yor; “Ben o¤lumdan neden esirgeyeyim ki! O¤lum istedi¤in kadar al.” Baz› çocuklar var ki, al›p da onu harcayamaz, baz›s› da var ki, har vurur, harman savurur. Ama çocu¤un maafl›n› belirlersen hiç bir sorun ç›kmaz. Sonraki çocuklar›n için de ayn› uygulamay› yapacaks›n. K›dem s›ras›na göre kademe koyacaks›n. ‹ki y›l önce ifle bafllayan ile 5 y›l sonra gelenin maafllar› farkl› olacak. O maafl içerisinde kendisini yönetmeyi bilecek. ‹ster gitsin han›m›na p›rlanta als›n, ister gitsin araba als›n, ister gitsin arazi als›n. Ne al›rsa als›n; ama bu çerçeve içerisinde. “Kasan›n anahtar› sende, istedi¤in kadar para çek.” dedi¤in zaman ailenin da¤›lma süreci de bafllam›fl oluyor. ‹kinci önemli mesele, babalar›n ölünceye kadar hakimiyeti b›rakmamas›. Yani ölene kadar ifli yönetmesi. Allah korusun siz öldü¤ünüz zaman, ki hepimiz ölece¤iz. Ben dedemi de gördüm, babam› da gördüm, hiç bir fley götürmediler. Ölüm sonras›nda bir aray›fl bafll›yor. Niye? Çünkü yönetim kime geçecek sorunu bafll›yor. Büyük kardefl baflar›s›z; ne yapal›m ailede herkes baflar›l› olacak diye bir kural m› var? Her adam ak›ll› olacak diye bir kural yok. Cenab-› Allah 5 parma¤›n 5’ini de ayr› yaratm›fl. Bütün insanlara da aln›na yazd›¤› yaz›ya göre birer görev vermifl. O görevleri yönetiyoruz. E¤er baba belirli bir noktaya geldikten sonra, mesela ben kendime 65 yafl› belirledim, iflten ayr›lmal› ve en baflar›l› evlad› mümkün oldu¤u kadar desteklemelidir. “O¤lum sen Yönetim Kurulu Baflkan›s›n.” demeli. fiimdi Türkiye’de flöyle bir kavram var: “Aile flirketleri tamamen profesyonelleflmiyor.” Kardeflim tamam da biz neyiz, profesyonel de¤il miyiz? Biz de profesyoneliz. fiirketleri yönetiyor muyuz? Yönetiyoruz. Büyütüyor muyuz? Büyütüyoruz. ‹flçi idare edebiliyor muyuz? Ediyoruz. Peki nas›l oluyor da bu aile flirketleri profesyonelleflmiyor. Profesyonellefleceksiniz ama iflin hâkimiyeti sizde, yani patronda olacak. Profesyonel arkadafllar ne kadar k›zarsa k›zs›n. Çok zeki, çok iyi yöneten 43 itibar “ ‹yi bir sanayicinin üç görevi vard›r: 1- ‹flinizi iyi bileceksiniz; 2- ‹flinizi iyi yöneteceksiniz; 3- Vergi kanunlar›ndan iyi anlayacaks›n›z. Biz yine kardefllerin iliflkisine dönelim. Baba vefat ediyor, ondan sonra büyük kardefl nerede güzel gayrimenkuller varsa servetin bafl›na oturuyor. fiöyle bir etraf›n›za bak›n; kaç aile mirastan dolay› kavga etmifl, kaç aile parçalanm›fl, kaç ortakl›k bitmifl. Dedi¤im gibi kardefller aras›ndaki ayr›flman›n ana nedeni, kardefllere belirli bir maafl sistemini tam uygulamaman›zd›r. Ortaklar›n kavga etmesinin nedeni de, hangi baflkan baflar›l›ysa onun alt›n›n oyulmas›d›r. Türkiye’nin bir hastal›¤› var. Biri baflar›l› olmuflsa öbür ortak onun aya¤›n› çekiyor, baflar›l› olmas›n diye. Sonunda da ortakl›k parçalan›yor. Bir söz vard›r; “‹ki kifli ortaksa, üçüncü ortak Cenab-› Allah’t›r.” Ne kadar çok orta¤›n›z olursa, asl›nda o kadar daha iyidir ve art›k dünya bunu kabul etmifltir. 44 Ailenin parçalanmas›n›n nedenlerinden birisi de, bilhassa zengin ailelere bak›n, muhakkak miras paylafl›m›ndan dolay› kavgal› olduklar›n› göreceksiniz. Burada en büyük görev a¤abeye düfler. Nas›l baba babal›¤›n› yaparsa, a¤abey de a¤abeyli¤ini yapmal›. Herkesin pay›na düfleni adil olarak vermeli. Bunu yaparken kardefller aras›ndaki itaati de sa¤lamal›. Bir küçü¤üm benden 5 yafl küçük, elimi öpmeden yan›ma girmez. Onun küçü¤ü de öyle, onun küçü¤ü de öyle, onun küçü¤ü de öyle… Burada a¤abeye düflen görev, baban›n vefat›ndan sonra, aile içerisinde miras olay›n› h›zl›ca çözmektir. Uzay›nca v›z›lt›lar hemen bafllar. Babam hastanede yat›yor. Bir komaya giriyor, bir ç›k›yor. Bitiflik odada da baflka hasta yat›yor. O da komaya girdi ama doktorlar dedi ki, “Art›k mümkün de¤il.” Hastanenin kafesinde akflam çorba içiyorum, arka masada bir kavga bafllad›. Dikkatimi çekti, niye kavga ediyorlar diye. Bir damat, bir o¤lan, anas› ve k›z›. O diyor ki “Anahtar› ben alaca¤›m, o diyor ben.” Çorba bitti, bir çorba daha istedim. Onlar› dinlerken bir taraftan da içimden, “Yarabbi, ben ne yapaca¤›m?” diye düflünüyorum. Adam afla¤›da yat›yor, can çekifliyor. Bu arada akl›ma geldi, biz de anam›n, anas›n›n, anas›n›n f›st›k bahçelerini o güne kadar bölüflememifltik. Samimi söylüyorum, her sene f›st›k bahçelerinden bana bir ayran tas› kadar f›st›k düflüyor. Allah, Allah! Düflündüm, day›lar›m kavgal›. Mirastan dolay› 1-2 sene küs kalm›fllar. Büyük ailelere bakt›m hepsinde bu sorun var. Bizde de rahmetli babam sayesinde gayrimenkul çoktu. fiirketler kolay, çünkü flirketlerin hisse senetleri var, herkesin pay› belli. Babam› bir süre sonra kaybettik. Ama ben bu arada bizim durumumuzda olan bütün aileleri araflt›rd›m. Nas›l çözmüfller bu olay› diye bakt›m. Do¤ru dürüst çözen de pek “ arkadafllar›m›z var; ama bir noktaya geliyor ve orada kal›yor. Bence profesyonellerin yönetece¤i flirketler var, profesyonel olmay›p bizlerin yönetece¤i flirketler var. Tamamen bir profesyonele verin, ceketi al›p ç›kars›n›z. Tamamen profesyonellere teslim etti¤im flirketlerin tümünde hesab› da kapatt›m. Bir noktaya kadar geliyor, sonras›nda yürümüyor. ‹flin bafl›nda patron mutlaka olacak. Dedik ki, kar›flmayal›m her fley tamamen profesyonel olsun. O flirkete hiç gitmedim, sadece 3 ayda bir bilânçolara bakt›m. Her bilanço döneminde içeri giriyor. Yani bir noktaya kadar getiriyorlar, patron gibi yumru¤u masaya vuramad›¤› için orada ifl geriye sar›yor. O kiflinin kötü niyetinden dolay› de¤il, son yumru¤u masaya vurmad›¤›ndan dolay›. Son yumru¤u vurdu¤u zaman risk almas› laz›m. Profesyoneller maalesef riski üzerine alm›yor. Tam riski alamad›¤› için de ortada kal›yor. fiimdi profesyonelli¤imiz tescil oldu mu? Yani sizler birer profesyonel de¤il misiniz? Yani çal›flm›yor musunuz? Çal›fl›yorsunuz. yok asl›nda. Cenazeniz oldu¤u zaman Antep’te ‹stanbul’daki gibi “Üç gün otur, git.” yok. O zamanlar 30-40 gün evden ç›kmazs›n›z. Türlü dedikodular; biri diyor ki: “Da¤›l›rlar.”, öteki diyor ki bilmem ne. Babam rahmetli olduktan 15-20 gün sonra, han›ma, “Ben bu miras› bölece¤im.” dedim. Han›m, “Ay›p de¤il mi, daha kaç gün oldu ki!” diye itiraz etti. Biz de tapu müdürlü¤ünden ayr›lan, tapu ifllerimizle u¤raflan bir arkadafl›m›z vard›, onu ça¤›rtt›m. Kardefllerime de söyledim. “A¤abey, sen ne diyorsan odur.” dediler. Zaten en büyükleri hariç, hepsi okulda. Amcama bahsettim, o da “O¤lum ay›p” dedi. “Vallahi millet ne derse desin. Kavga etmektense flimdi bölüflmek en iyisidir.” dedim. Bütün tapular›, bilirkifli olarak seçti¤imiz heyete teslim ettim. “Bana da sak›n göstermeyin, numaraland›r›p bir torbaya koyun.” dedim. Anne vekilimiz olan babam›n ikinci han›m›na öncelik verdim ve ilk çekimi o yapt›. Daha sonra en küçük kardeflime çektirdim. Torbadan çekifl s›ras›, küçükten büyü¤e do¤ru oldu. Diyelim ki, kardeflim 10 lira fazla çekti, torban›n içine ya para at, ya da çektiklerinden en küçü¤ünü torbaya geri b›rak, aradaki fark› “torbadan alaca¤›m” diye yaz. Herkes çekip ben kal›nca, torbadaki de bana kalm›fl oldu. Amcalar›m oturuyor, eniflteler var, kardefller var. Yani aile meclisini toplad›k; iki kifli de katiplik yap›yor. ‹fllem bir saatin içinde bitti. fiimdi kimse demiyor ki, “A¤abey sen flu arsay› üzerine alm›fls›n, bana da bunu vermiflsin.” Herkes eliyle çekti¤i için itiraz söz konusu olmuyor. Fazla uzatmayay›m, hemen tapudan ifllemleri yapt›k, vergi dairesine ödemeleri yapt›k. Herkes tapusunu ald›. Tabii birkaç kifli “Bak hemen mal› böldüler.” diye bizi k›nad›. Ama flimdi herkes “Niye sizin ailede hiç kavga ç›kmad›.” diye soruyor. Niye kavga ç›ks›n? Benim ald›¤›m maafl belli, kardeflimin ald›¤› maafl belli, ötekinin ald›¤› belli. Ben ister arabaya veririm, ister arsa al›r›m, istersem alt›n al›r›m han›m›ma takar›m, bu anlamda kimse kimsenin ne yapt›¤› ile ilgilenmedi¤i için bizde kavga çok flükür ç›kmaz. 45 itibar “ “ ‹flin hilesi dürüstlüktür. Dürüst oldu¤unuz zaman her zaman büyürsünüz. Kavga ç›kmamas›n›n bir nedeni de bütün kardeflleri hiçbir zaman ayn› odaya koymam ve ayn› ifli vermem. Kesinlikle mümkün oldu¤u kadar ifl bölümü yap›n. Hiçbir zaman hepsini bir araya oturtmad›m. Herkesin odas› ayr›d›r, herkesin yönetti¤i grup ayr›d›r. Eskiden bir fabrika yönetiyorlard›, flimdi her biri 8-10 fabrika yönetiyorlar. Buna, çocuklar›m da dahil. Kavga nereden ç›k›yor biliyor musunuz? “A¤abey, flu masaya sen geldin, erken oturdun, flu mal› sen satt›n, onu ben satacakt›m.” gibi nedenlerden dolay›. Özellikle flirketten para çekme ve ifl bölümündeki hatalar ön plana ç›k›yor. Bunlar› ayarlad›¤›n›zda ailelerin büyümemesi mümkün de¤il. Müesseseleflmeye gelince, rahmetli babam derdi ki, “Hiç tavu¤un bu¤day y›¤›n›n üzerine ç›kt›¤›n› gördünüz mü? Kufllar konar ama hiçbir zaman tavu¤un bu¤day y›¤›n›n tepesine ç›kt›¤›n› göremezsiniz. Tavuk bu¤day y›¤›n› üzerine de¤il, gübreli¤e gider. O¤lum iflinizi nizama, intizama al›n. Gidin bu¤day y›¤›n›n üzerinde oturun.” derdi. Düflünün bunlar› bize 35 y›l önce, 1975’te söylerdi. Eskiden servet beyan› vard› bilirsiniz, adam›n serveti var ancak gösteremez. Niye? Çünkü faturas›z mal satm›flt›r, para kazanm›flt›r ama ortaya koyamaz ve büyüyemez. E¤er siz her iflinizi kural›na uygun yaparsan›z, ifli iyi yönetirsiniz. O hesab›n takibi ile u¤raflmazs›n›z. Onunla muhasebeciler u¤rafl›r. Onu profesyoneller yönetsin, takip etsin. Siz mal almayla, mal satmayla u¤rafl›n. Tabi büyüme- 46 nin baflka s›rlar› da var; k›saca söylemem gerekirse çok çal›flmak ve dürüst olmak. ‹flin hilesi dürüstlüktür. Dürüst oldu¤unuz zaman her zaman büyürsünüz. Bir verene Allah bin veriyor. Öncelikle konuflman›zdan dolay› teflekkür ediyorum. Konuflman›zda hep o¤ullardan bahsettiniz. K›zlar›n durumunu ö¤renebilir miyim? Efendim, bugün k›z evlatlar› da o¤lan evlatlar› kadar de¤erli. Art›k ifl hayat›na da giriyorlar, bizden de baflar›l›lar. Art›k yak›nda biz bayrak açaca¤›z ve diyece¤iz ki, “Bize de hak, bize de özgürlük.” Bir k›z›m, iki o¤lum, 9 torunum var. Bir o¤lumun 3 k›z›, di¤er o¤lumun 2 k›z› var. K›zlara kald›k zaten; k›z›m›n da 3 o¤lu var. Bir röportaj›n›zda evlendi¤iniz gün saat 4’e kadar çal›flt›¤›n›z› okumufltum. fiimdi yeni nesil için söylüyorum; tan›flt›¤›m›z günün y›ldönümü, niflanl›l›k y›ldönümü , evlendi¤imiz günün y›ldönümü. Bugün eve geç gitti¤imizde dahi aile saadetimiz zedelenmifl oluyor. Bu noktada gençlere ne tavsiye edersiniz? 1948 do¤umluyum, 62 yafl›nday›m ve daha izine gidemedim. Az söyleyeyim çok anla; Bir laf vard›r “Sanayicinin han›m› dul, paras› puldur.” Baflar›l› ifl adam›n›n arkas›nda baflar›l› bir han›m vard›r. Bunun ana nedeni ne biliyor musunuz? Eve gitti¤iniz zaman sorun ç›karmaz, size “Beni flura götürdün; fluraya götürmedin.” diye… Herhalde benim han›m›n babas› da sanayici oldu¤u için bu durumu ö¤renerek gelmifl. Allah raz› olsun 44 y›ll›k evliyim, han›m›m bir gün bile “Sen bu seyahate niye gittin?” demedi. Biliyor niye gitti¤imi, ifl için gidiyoruz. Onun için evlenme y›ldönümü filan, biz bunlar› sonradan ö¤rendik. Eskiden bunlar yoktu. Bundan 15 y›l önce Antep’te do¤um günü gibi kutlamalar pek yoktu. Belirli aileler yapar, herkes yapamazd›. Kusura bakmay›n ama flimdi maflallah bebekken bafllan›yor. Geçenlerde bir esnaf arkadafl, “Bu çocuk her gün, affedersiniz cebime pisliyor.” fleklinde flikayet edince, niye diye sorum. Cevab›, “Eskiden bez olurdu; flimdi ha babam haz›r bez al›p geliyorum.” oldu. Abdulkadir bey, bu kadar teferruattan sonra size flunu sormak isterim. Zekat hesab›n›z› kurumsal olarak m› yap›yorsunuz, bireysel olarak m›? Zekat hesab›n› aile nas›l yönetiyor? Dedemden ve babamdan ö¤rendi¤imiz en önemli fleylerden biri de zekat ve hay›r fonunun, vergi kadar önemli oldu¤udur. Eskiden Ramazan’da dedem mal›m›z› ölçerek ve tartarak de¤erlendirirdi, flimdi bilançolar ç›kt›. Her y›l 31 Aral›k’ta holdingin net para de¤eri olan öz sermayeyi ç›kar›r, zekat›n› alt›n olarak o tarihte yazar›z. Y›l içerisinde yapt›¤›m›z da¤›t›mlar› her ay›n sonunda alt›n hesab›ndan düfleriz. Zaman zaman üniversitelerde konufluyorum, bana soruyorlar, “Senin bir menfaatin mi var?” Tabi ki menfaatim var, yoksa niye da¤›tay›m. Ama önce bir hikaye anlataca¤›m; adam›n birisi çok zenginmifl. Çoluk çocu¤u da yok. Camiye her gün gidermifl. Camide hoca dermifl ki, “Allah bir verene on veriyor, yüz veriyor, bin veriyor.” Adam hemen ç›km›fl, bütün mal›n› mülkünü da¤›tm›fl. Bir gün getiren yok, iki gün getiren yok, üç gün getiren yok. Adam sefil olmufl. Derken hamamc›n›n külhanc›s› ayr›lm›fl. Caminin hocas› da hamamc›ya, “Bu adam cami de yat›p kalkaca¤›na hem hamamda çal›fls›n hem de yatacak bir yeri olsun.” demifl. 15 sene sonra yan›nda çal›flt›¤› hamamc› ölmüfl. Cemaat toplanm›fl, “Hamamc›n›n kad›nca¤›z› dul kald›, bir de çocu¤u var. Bunu külhanc› ile evlendirelim. Hiç olmazsa hem han›ma hem de hamama bakar.” demifl. Adam hamamc›- n›n dul efli ile evlenmifl, giyinmifl, kuflanm›fl ve yine bir Cuma günü camiye gitmifl. Hoca yine kürsüde, “Bir verene Allah on veriyor, yüz veriyor, bin veriyor.” diye vaaz veriyor. Tabi 15 y›l külhanda ter döken adam›m›z hemen aya¤a kalkm›fl ve “Hocam, hocam!” diye seslenmifl. Tabi hoca de¤iflmifl, y›llar geçmifl, onun mazisini bilmiyor. “Buyur evlad›m.” Deyince; adam›m›z, “Hocam bire on, bire yüz, bire bin var da, bunun ucunda 15 sene külhanda yatmak da var. Buna dayanabilen var, dayanamayan var.” demifl. Yani bu örnekle anlatmak istedi¤im, dayanmas›n› bilmek laz›m. fiimdi arkadafllar soruyor, “Sen bu hayr› yap›yorsun ama öbür dünya ne olacak?”. “Kardeflim EFT yap›yoruz.” Bir insan hayr›, zekât› niye verir, 47 itibar “ “ Kaybetti¤imiz ifller de var, kazand›¤›m›z ifller de. Ama hiçbir zaman maneviyat›n› k›rmayacaks›n, ifline devam edeceksin. sebep ne? Nas›l ki, emeklilik için bir para ay›r›yorsunuz, öbür taraf için de bir birikim yapmak için bugünden bu yöntemler bir EFT yolluyoruz. Siz flirketinizde EFT yapt›¤›n›zda paray› görüyor musunuz? Hay›r. Bankaya talimat› veriyorsun, EFT gidiyor, karfl› taraf da al›yor. Biz burada da¤›t›yoruz, öbür tarafta emeklili¤imiz var. Ne zaman büyük bir yard›m yapsam, arkas›ndan muhakkak bir fley oluyor. Yani bir iki ay içerisinde büyük bir ifl yap›yorum, fazlas›yla al›p geçiyorum. Bu güne kadar hiç eksilmedi, hep ço¤ald›. Babam›z›n tarlas›n› m› satt›k da büyüdük, sebep ne? Biz halkla paylaflmas›n› biliyoruz. Halkla paylaflmad›¤›n›z zaman belirli noktalara kadar ç›k›yorsunuz. Cenab-› Allah; “Hayr›n›, zekat›n› verenin mal›n›n sigortas› benim.” diyor. “Niye sigorta yapt›r›yoruz?” Bir fley olursa sigortadan paray› alal›m diye. O da bir sigorta iflte; Cenab-› Allah’›n sigortas›, o daha garanti. Samimi söylüyorum, kaç sefer flahit oldum. Fabrikan›n birinde yang›n ç›kt›. Her zaman bat›dan do¤uya do¤ru esen rüzgar, yang›n bafllad›¤›nda yönünü de¤ifltirdi. ‹nan›r m›s›n›z havada çok bulut yoktu, ya¤mur bafllad›. Arkadafllar itfaiyeden daha önce ya¤mur çat›y› so¤uttu, biz o badireyi atlatt›k. Ne zaman darda kalsak s›¤›nd›¤›m›zda Allah yard›m ediyor. E¤er siz gerçekten inan›r, darda kald›¤›n›zda dua yaparak ça¤›r›rsan›z yard›m›n›za kofluyor. 48 Maltepe Üniversitesi ‹flletme Bölümü dördüncü s›n›f ö¤rencisiyim. Siz 1974’te çok genç denecek bir yaflta genel müdürlük koltu¤una oturdunuz. Bu durum hem baban›zla aran›zdaki iliflkide hem de kendi kariyeriniz aç›s›ndan nas›l bir etki b›rakt›? fiimdi bizim zaman›m›zda Gaziantep’te ustal›k çok önemliydi. Yani mühendis zaten yoktu. Tabi ki benim genel müdür olmamda babam›n fabrikas›n›n olmas›n›n %75 pay› var, bunu kabul etmemek nankörlüktür. Ama belirtmeliyim ki, Türkiye’de tekstil üzerine hangi mühendis hangi hoca varsa gelsin, yar›fl›r›m. Genel müdürlük yapt›msa e¤er, babam bende o ›fl›¤› görmeseydi, zaten o zaman orta¤›m›z da vard› beni oraya koymazd›. Oraya kademe kademe, ad›m ad›m ve baflar›lar›mdan dolay› geldim. Tabii ki babam›n fabrikas›n›n olmas› bir avantajd›. Hamurun üstüne büyük hamur yapt›k. Bu hamuru kaybedenler de var arkadafl, hamuru büyütmek laz›m. Çok aile baflar›yor ama siz de çok çal›flacaks›n›z. Bak ne diyorum, daha bu sene olmufl izne gidemedim. Barajlar›m›z vard›, onlarla u¤raflt›k, gittik barajda yatt›k. Devlet normalde on befl senede bitiriyor baraj› biz üç buçuk senede bitiriyoruz, kolay de¤il. Ama yirmi dört saat çal›fl›yor, projektörler alt›nda çal›fl›yoruz. Gecenin birinde, ikisinde flantiyeye gidip kontrol ediyoruz. Bunlar her babayi¤itin harc› de¤il. Evde yatarak büyümedi bu flirketler. Tünelde yürümek bile bir mesele; 18 km olan tünellerimiz var. Her fley kolay de¤il, masada oturarak yönetmiyoruz. Sana tavsiyem, üniversiteyi bitirdi¤in an muhakkak git önce iflinin ç›rakl›¤›n› yap. ‹fl hayat›nda yaflad›¤›n›z k›r›lma noktalar›n› da göz önüne alarak, gençlere ne gibi tavsiyeleriniz olur? Spot bir iki cümleyle nas›l ifade edersiniz, acaba? Zaman zaman zarar etti¤imiz ifller de oldu. Kaybetti¤imiz ifller de var, kazand›¤›m›z ifller de. Ama hiçbir zaman maneviyat›n› k›rmayacaks›n, ifline devam edeceksin. Düflen düflmüfl; k›r›lan k›r›lm›flt›r. K›r›lan› yap›flt›rmak için u¤raflma. Eme¤ini yeni fleyler yapmak için harca. Gerçekten flunu yapmasayd›m veya yapsayd›m dedi¤iniz bir fley oldu mu hayat›n›zda? Tabii ki var. Keflke okusayd›m, keflke yabanc› dil bilseydim. Zaman zaman üzülüyorum. Babam çok istedi okumam›; tabi ki biz zanaat› seçtik. Acaba üniversiteye gitseydim bu kadar baflar›l› olur muydum, bilmiyorum. Ama ailede benden baflka üniversite mezunu olmayan yok. Hepsi aslan gibi yabanc› dil de konufluyor. Benim ondan bir avantaj›m var, onlar direkt konufluyor müflte- riyle veya makina pazarl›¤›nda, ben diyorum ki “Ne dedi?”. O ne dedi¤ini bana anlatana kadar ben bu arada düflünüyorum sonra söylüyorum. Bilmeyerek baz› arkadafllar›m›z› k›rd›msa özür dilerim. Profesyonel arkadafllar da bana k›r›lmas›nlar. Bak›n flu anda bizde profesyonel ve mühendis çal›flan arkadafl›m›z üç binin üstünde. Biz sadece grup baflkanlar›y›z yani belirli noktalara geldi¤iniz zaman hepsini siz yapacak haliniz yok. Tabi ki yönetimi onlarla paylaflacaks›n›z ama komutay› tamamen b›rakmayacaks›n›z. Her ay›n sonunda bilançoya bir bak›n. Arkadafllar bilanço okumas›n› bilin, vergi kanunlar›ndan haberdar olun ve lütfen biraz okuyun. ‹yi bir sanayicinin üç tane görevi var: 1- iflini iyi bilecek; 2- yönetecek; 3- vergi kanunlar›ndan anlayacak. Yoksa inan öyle hatalar yapars›n›z ki, bir hesap uzman› gelir sizin can›n›za okur, sizi bitirir. Onun için biraz ö¤reneceksiniz. Bu üç kural çok önemli. Baz› arkadafllar›m›z tamamen muhasebecinin üstüne b›rak›yor, o da Allah ne verdiyse onu yap›yor. Onun için lütfen üç ayda bir önünüze bilançoyu al›n; nereden geliyor, nereye gidiyor, bir bak›n. Hepinize sabr›n›zdan dolay› çok teflekkür ederim. 49 itibar ABDULKAD‹R KONUKO⁄LU Anadolu sanayinin önderlerinden Sani Konuko¤lu’nun ilk çocu¤u olarak 1948 y›l›nda dünyaya gelen Abdulkadir Konuko¤lu, 1962 y›l›nda çal›flma hayat›na ilk ad›m›n› att›. Ç›rakl›ktan bafllayarak iflletmenin her kademesinde çeflitli görevlerde bulunan Konuko¤lu, 1974 y›l›nda genç yafl›na ra¤men baflar›s› sayesinde Genel Müdürlük görevi ile yönetim kademesinde yerini ald›. Abdulkadir Konuko¤lu, babas› Sani Konuko¤lu’nun vefat› sonras›nda 1994 y›l›nda SANKO Grup’u flirketlerinin bafl›na geçti. Babas›n›n, “‹flin hilesi dürüstlüktür.” sözünü, ifl hayat›n›n temel felsefesi yapan Konuko¤lu, Sanko Grup’u 1996 y›l›nda Sanko Holding ad› alt›nda yap›land›rd›. Sanko Holding bugün tekstil, enerji, inflaat, ambalaj, ifl makineleri, iklimlendirme, AVM, biliflim, yat üretimi, finans, g›da, e¤itim ve sa¤l›k sektörlerinde faaliyet gösteren, Türkiye’nin dört bir yan›na da¤›lm›fl iflletmelerinde yaklafl›k 15 bin kifliyi istihdam eden, birçok ülkeyle ifl iliflkileri bulunan dev bir kurulufl haline geldi. ‹fl hayat›nda her zaman giriflimci ve kat›l›mc› anlay›fl sergileyen Konuko¤lu, sosyal sorumluluk pro- 50 jelerine verdi¤i deste¤in yan›nda pek çok mesleki sivil toplum kuruluflunda önemli görevler üstlendi. Abdulkadir Konuko¤lu halen, Gaziantep Sanayi Odas› Meclis Baflkanl›¤›, TOBB Yüksek Koordinasyon Kurulu Üyeli¤i, TOBB Sanayi Konseyi Üyeli¤i, TOBB Tekstil Sektör Meclisi Baflkanl›¤› ve Pamuklu Tekstil Sanayicileri Birli¤i Baflkanl›¤› görevlerini yürütmektedir. Konuko¤lu, topluma yapt›¤› katk›lar› nedeniyle iki kez Milli Prodüktivite Merkezi’nce olmak üzere, ülkemizin önde gelen sayg›n yay›n kurulufllar›, sivil toplum örgütleri ve üniversiteler taraf›ndan “Y›l›n En ‹yi ‹fl Adam›”, “Y›l›n En ‹yi ‹flletmecisi”, “Y›l›n Giriflimcisi’’, “Y›l›n Alt›n Adam›”, “Y›l›n En Baflar›l› ‹fladam›”, “Stratejik Vizyon Sahibi ‹fladam›’’ ve “Y›l›n Sanayicisi’’ ödüllerine lay›k görüldü. Halk›n refah›, e¤itimi, mutlulu¤u ve sosyal geliflimi için yararl› hizmetlerde bulundu¤undan dolay› TBMM Baflkanl›¤›’nca “Üstün Hizmet Ödülü’’, Gaziantep Üniversitesi’nce de “Fahri Doktora’’ unvan› verilen Abdulkadir Konuko¤lu, evli ve 3 çocuk babas›d›r. SANKO Holding’in temeli befl kuflak önce, 1904 y›l›nda büyük dede Sani Konuko¤lu’nun bir dokuma tezgah› ile at›ld›. 1926’da dede Zekeriye Konuko¤lu’nun gelifltirdi¤i ifli, 1943 y›l›nda baba Sani Konuko¤lu devrald› ve mütevaz› aile iflletmesini vizyonu ve çal›flmalar›yla büyük iflletmeler haline getirdi. SANKO, daima temel ve gerekli ürün ve hizmetlere yat›r›m yaparak, topluma kaliteli ürün ve servis sunma çabas›ndad›r. Sani Konuko¤lu’nun “‹flin hilesi dürüstlüktür” ilkesini benimseyen SANKO, kurucusunun ileri görüflü ve koydu¤u hedeflerle dünya çap›nda ürün ve servisler sunan, yaklafl›k 15.000 kiflinin istihdam edildi¤i bir flirketler toplulu¤u haline geldi. Baflta grubun amiral gemisi konumundaki tekstil olmak üzere di¤er sektörlerde de her zaman en son teknolojiyle çal›flan SANKO, kaliteyi en üst düzeyde sa¤lamak için, teknolojiye, yenilemeye ve çal›flanlar›na yat›r›mlar›n› aksatmad›. Her zaman ticari iliflkide olduklar› kiflilerin, çal›flanlar›n›n ve toplumun mutlulu¤unu ön planda tutan SANKO, toplumun ç›kar›na olmayan hiçbir faaliyette bulunmamaya azami özen göstermektedir. Say›s› her gün artan büyük bir aile olan SANKO, yeni ifl sahalar› açarak bu say›y› daha da art›rmay› amaçlamaktad›r. SANKO’yu bu noktalara, çal›flanlar ve ticari iliflkide bulunulan kiflilerin, ‘’ailenin temel direkleri’’ olarak görülmesi anlay›fl› getirmifltir. Çal›flanlar ve ticari iliflkide bulunulan kiflilerin mutlulu¤u ve refah›, SANKO yönetiminin vazgeçilmez ilkesidir. SANKO yönetimi, bulunduklar› yerin as›l yerleri oldu¤unu asla düflünmüyor. Befl kuflakt›r tekstilde faaliyet gösteren SANKO, 1990’l› y›llar›n bafl›ndan itibaren hayata geçirdi¤i de¤iflik ifl kollar›na girme karar› sonucunda bugün tekstil, inflaat, finans, ambalaj, enerji, içecek, iklimlendirme, ifl makineleri, biliflim, yat üretimi, AVM, sa¤l›k ve e¤itim alanlar›nda faaliyet gösteriyor. Tüm kurulufllar›nda en üst kalitede ürünler sunmay› amaçlayan ve birçok sektörde hizmet veren SANKO flirketleri dünyan›n her köflesine ulaflabilme gücündedir. Dünya standartlar›ndaki flirketleriyle, büyük miktarlarda ve sürekli ihracat yaparak, ülkemize önemli ölçüde döviz kazand›ran 51 itibar HAMD‹ TOPÇU “ Yeni nesli görünce gelece¤e daha güvenle bak›yorum, aile flirketlerinin de ataerkil düflünce sistemati¤iyle yönetildiklerine inanm›yorum. “ HAMD‹ TOPÇU TÜRK HAVA YOLLARI YÖNET‹M KURULU BAfiKANI Giriflimci ve yöneticileri hedefleyen sosyal içerikli amaçlar›yla farkl› bir konumlamaya sahip olan Kandilli Kulübü ve kulübün ifl hayat›ndaki yeri hakk›ndaki görüfllerinizi bizimle paylafla bilirmisiniz? ‹fl dünyas›n›n ticari ve ahlaki kimli¤iyle tan›nm›fl, baflar›l› ifl adamlar›n› ayn› çat› alt›nda toplayarak, birliktelikten do¤an sinerji ile giriflimcilere yeni ufuklar açan bir paylafl›m ortam› sa¤l›yorsunuz. Kulübünüzün bu özellikleriyle pekçok baflar›l› ifle öncü olaca¤›n›, ülke ekonomisi ve istihdama katk› sa¤layaca¤› inanc›nday›m. Aileleri de bu kulübün içine alarak, gelece¤in ifl adamlar›na etik de¤erleri ve ifl ahlak›n› afl›layarak gelecekteki ifl hayatlar›nda yol göstermifl oluyorsunuz. Kandilli Kulübü bu özellikleriyle ülkemiz için güzel bir örnek teflkil etmektedir. Uluslararas› platformda operasyon derinli¤i çok yüksek farkl› ad›mlar›n sahibi üst düzey bir yönetici olarak sizce, son y›llarda Türkiye’deki iflletmelerin markalaflman›n önemine iliflkin yaklafl›mlar› ile rekabet anlay›fllar›nda bir dönüflüm söz konusu mu? Türkiye art›k kabu¤unu k›rm›fl, dünyaya kap›lar›n› sonuna kadar açm›fl, çevresinde olanlar›n fark›nda olan, dünyada ortaya ç›kan yeni durumlara ve yeni pozisyonlara göre stratejiler gelifltiren bir dünya devletidir. Bu dünya devletinin vatandafllar› da dünya vatandafl› olmufllard›r. Bundan 10 sene önce uça¤a binmek bir lüks idi. Bugün uçaklar hayat›m›z›n bir parças› oldu ve 52 ‹tibar’a Tu¤la Koyanlar 53 itibar “ “ Bundan 10 sene önce uça¤a binmek bir lüks idi. Bugün uçaklar hayat›m›z›n bir parças› oldu ve uzaklar yak›n oldu. uzaklar yak›n oldu. Günümüzde pekçok vatandafl›m›z gerek tatil için, gerek ifl sebebiyle dünyan›n heryerine gidiyorlar. Globalleflen dünyan›n bir parças› olarak, iyiyi-kötüyü, pahal›y›-ucuzu, kaliteliyikalitesizi de¤erlendirecek kültürel alt yap›ya sahip art›k insan›m›z. Bu noktada rekabet çok yönlü olarak kendini hissettiriyor. Kalitenin standard› günümüzde marka ile ifade ediliyor. Kaliteli bir ürün sahibi olsan›z da marka de¤ilseniz rekabet koflullar›nda ayakta durman›z güç. yetleri yürüttük. Dünya koflullar›nda ayakta kalabilmek ve büyümek için marka olman›n gereklili¤i muhakkakt›r. Türk Hava Yollar›’ndan örnek vermek gerekirse kalite, konfor ve uçufl emniyeti konular›nda çok hassas davrand›k ve ciddi yat›r›mlar yapt›k. Havayolu flirketleri ve havalimanlar›n› verdikleri hizmet ve kalite standartlar› yönünden 750 parametrede de¤erlendiren ve havac›l›k endüstrisinin ‘Oscar’lar› olarak adland›r›lan, “Skytrax Ödülleri En ‹yi Havac›l›k fiirketleri de¤erlendirme sonuçlar›na göre Turkish Do&Co”nun ekonomi s›n›f›nda verdi¤i ikram hizmeti dünyan›n en iyisi seçildi. Türk Hava Yollar› ilk kez 2007 y›l›nda elde etti¤i dört y›ld›zl› havayolu flirketi ünvan›n› 2010 y›l›nda da sürdürmeyi baflard›. Skytrax ayr›ca Türk Hava Yollar›`n›n, Güney Avrupa Bölgesi’nin en iyi havayolu flirketi ünvan›n› korudu¤unu ve Avrupa genelinde “En iyi 3. Havayolu fiirketi” olarak tescillendi¤ini aç›klad›. THY hizmet verdi¤i tüm kategorilerde 4 y›ld›z alan tek havayolu flirketi oldu. Kalitemiz ad›m›zla özlefltirdik ve marka de¤erimizi artt›rd›k. Türkiye’de sanayileflmenin bafllad›¤›, cumhuriyetin ilk y›llar›ndan itibaren pekçok flirket, fabrika, çeflitli üretim kollar›nda faaliyet gösteren atölyeler ve benzeri birçok iflletme aile üyelerinin birli¤iyle kurulmufltur, yahut bireylerin kurdu¤u flirketler zamanla genç kuflaklar›n kat›l›m›yla aile flirketine dönüflmüfltür. Osmanl›’dan kalma genifl aile yap›s›, ailenin birli¤i, ba¤l›l›¤›, güvenilirli¤i gibi birçok etken bu tip aile flirketlerini günümüzde de mant›kl› k›l›yor. Büyürken da¤›lan, parçalanan pek çok örnek olmas›na karfl›n, Türkiye’nin en tan›nm›fl, markalaflm›fl, büyük flirketlerine bak›nca karfl›m›za arka planda aile flirketi ancak yönetim olarak profesyonelleflmifl flirketler ç›k›yor. Ça¤›m›z›n gerektirdi¤i profesyonel yönetim anlay›fl›, ifl bölümü konular›nda profesyonel deneyimlerden yararlan›lmal›. Kalitemizi ve markam›z› duyurmak ad›na, dünyan›n en büyük spor kulüpleri ile sponsorluk anlaflmalar› yapt›k, dünya y›ld›zlar›yla reklam çal›flmalar› yapt›k ve markam›z› milyonlarla paylaflt›k. Pekçok havayolu flirketinin iflas etti¤i veya küçülme karar› ald›¤› bir dönemde biz bu sayd›¤›m faali- 54 Türkiye’nin uluslararas› bilinirli¤i en yüksek flirketinin Yönetim Kurulu Baflkan› olarak, küresel birer oyuncu olman›n gereklerini de göz önünde bulundurdu¤umuz da Türkiye’deki aile flirketlerinin gelece¤ini ve yönetim anlay›fl›n› nas›l de¤erlendirdi¤inizi bizimle paylaflabilir misiniz? Ülkemizdeki aile flirketlerine bakt›¤›m›zda genç jenerasyonun dünya standartlar›nda e¤itim ald›klar›n›, flirketlerinde çeflitli kademelerde görev ald›klar›n›, deneyim kazand›klar›n›, belirli bir süreç sonras› tabiri caizse pifltiklerini görüyoruz. Eskiden ticaret yaflanarak deneyimle ö¤reniliyordu, günümüzde globalleflen dünyada yer alabilmek için dünyan›n ortak diliyle konuflmak, ortak mant›kla düflünmek gerekiyor. Yeni nesli görünce gelece¤e daha güvenle bak›- yorum, aile flirketlerinin de ataerkil düflünce sistemati¤iyle yönetildiklerine inanm›yorum. Profesyonel anlamda idare edildikleri, günümüzün ihtiyaçlar›n› yönelik kendilerini güncelledikleri kanaatindeyim. Gerek ‹stanbul’da gerekse Anadolu’da büyüyen bütün flirketlere profesyonelleflme söz konusu. Çünkü art›k böyle ayakta kabileceklerinin fark›ndalar. THY’nin son y›llarda yakalad›¤› büyüme h›z›, uluslararas› piyasadaki gücü, potansiyeli ve enerjisi sizce temelde hangi etmenlere ba¤l›? Bizim deneyimlerimiz gösteriyor ki, birbiriyle efl anl› yürüyen iki sürecin örtüflmesiyle. Bunlar dünyada ve Türkiye’de yaflanan de¤iflime, yönetim olarak haz›r olmam›z ve bu de¤iflimlere uygun kararlar almam›z. Bak›n dünyada rekabet artt›kça tek bafl›n›za ayakta durman›z mümkün de¤il. Star Alliance ittifak›na üye olmam›z bu okuman›n sonucu. Türkiye hem co¤rafi olarak hem de geçmiflteki kültürel ve tarihsel ba¤lar› itibariyle hem Do¤u - Bat› hem de Kuzey - Güney aras›nda önemli bir yerde duruyor. Bak›n Türkiye son y›llarda NATO’dan AB’ye, BM’den Arap Birli¤i ve Afrika Birli¤i’ne kadar dünyadaki tüm uluslararas› kurumlarla çeflitli projeler yürütüyor. ‹spanya ile Medeniyetler Projesi’nin Eflbaflkanl›¤›’n› yap›yor, AB ile üyelik müzakerelerini sürdürüyor, Ortado¤u’da ve ‹ran’›n nükleer çal›flmalar› ile ilgili olarak bar›flç› çabalar›n önemli bir parças›. Bunun d›fl›nda 10 y›l öncesine kadar dört taraf›m›z düflman ile çevrili iken flimdi komflu ülkelerle vizeleri kald›rma noktas›na geldik. Rusya turizm dahil bir çok alanda en önemli partnerimiz haline geldi. Bütün bunlar Türk Hava Yollar› olarak bize yeni imkânlar sundu. Türkiye’nin uluslararas› alanda yükselmesi bizim d›fl hatlarda büyümemize paralellik gösterdi. Yeni uçaklar, yeni d›fl hatlarla bu geliflmeye cevap verdik. Ayn› flekilde Türkiye’deki ekonomik geliflmeye paralel olarak havayolunu kullanacak yeni potansiyel yolcular or- 55 itibar taya ç›karken, biz de pazarlama stratejimiz gere¤i farkl› fiyat kategorileri ile bu talebe cevap vermeye çal›flt›k. Bu strateji baflar›l› da oldu. ‹ç hat say›m›z h›zla artt›. Bu bahsetti¤imiz tablodan yola ç›karak, Türk Hava Yollar› 2003’ten bu yana, bir yönetim plan› çerçevesinde, kalite, fiyat avantaj›, uçufl öncesi ve sonras› hizmetler, emniyet, filonun gençleflmesi ve büyümesi, uçufl a¤›n›n genifllemesi gibi birçok alana yat›r›mlar yapt›. Tüm dünyan›n kriz psikolojisiyle kemer s›kt›¤› bir dönemde biz, yat›r›mlar›m›z› sürdürerek, yeni uçak sipariflleri verdik. Yeni uçaklar›m›zla, yeni hatlara uçmaya bafllad›k, uçufl a¤›m›z› genifllettik. K›saca THY olarak dünyadaki ve Türkiye’deki geliflmeleri iyi ve zaman›nda okuyarak ve buna uygun yat›r›mlar yaparak büyüdük. Mesela 2003’te 28 olan iç hat say›s›n› 2010’da 39’e ç›kard›k. Buna ek olarak daha uygun fiyata yolcu tafl›mak için Nisan 2008’de AnadoluJet markas›n› oluflturduk. ‹ç hatlardaki rakamlara bakt›¤›m›zda bu geliflmeyi görüyoruz. 56 Türk Hava Yollar› olarak iç hatlarda 2003 y›l›nda 5 milyon yolcu tafl›rken, 2009 sonunda bu rakam 12.3 milyona yükselmifl yani yüzde 125 civar›nda bir art›fl sa¤lanm›flt›r. Bu rakama AnadoluJet’in 2009’da tafl›d›¤› 2,9 milyon yolcuyu ekledi¤inizde bu say› 15,2 milyon’a ulaflmaktad›r. Uçufl a¤›m›z›n genifllemesi konusunda, Türkiye’nin co¤rafi konumunun bize sa¤lad›¤› baz› avantajlar› da kulland›k. Dünyadaki k›talararas› havac›l›k trafi¤inin % 66’s›n› paylaflan Avrupa-Asya koridorunda çok önemli bir co¤rafik konuma sahip Türkiye. Böyle bir co¤rafi konumda olup, bu kadar büyük bir pazardan yararlanmamak olmazd›. Nitekim son y›llarda ‹stanbul, uluslararas› alanda önemli bir aktar›m noktas› olmaya bafllad›. Türkiye’nin d›fl politikada izledi¤i stratejinin sonuçlar›n› d›fl hatlarda da görüyoruz. 2003 y›l›nda d›fl hat say›m›z 76 iken 2009 sonunda 119, 2010’da ilk 7 ay›n sonunda 127’ye ulaflm›flt›r. D›fl hat say›s›n›n art›fl›na ba¤l› olarak uçak say›m›z da art›fl göstermifltir. 2003 y›l›nda uçak say›m›z 65 iken, 2010 y›l› Ekim ay› itibariyle uçak say›m›z “ Türk Hava Yollar› da benim için sadece ifl demek de¤il, ayn› zamanda kocaman bir aile. Türkiye’nin vize muafiyeti konusunda pekçok ülke ile yapt›¤› anlaflmalar da yeni yolcu talepleri oluflturdu. Örne¤in Suriye ve Libya'ya vize muafiyeti, ilgili pazarlarda yolcu talebinde ciddi art›fl sa¤lad›. Avrupa Ülkeleri ile de vize muafiyet anlaflmas› yap›lmas›n› temenni ediyoruz. Türkiye, belki hiçbir ülkenin yapmad›¤› birfley yapt› ve hem duygusal, hem rasyonel gerekçelerle birçok alanda kendine 2023 gibi bir hedef koydu. Bu çerçevede 2023 projeksiyonunda THY kendisine nas›l bir rol tan›mlamas› yapt›. Her alanda oldu¤u gibi 2023 için Türk Hava Yollar›’n›n hedefi var. Tabi bu hedef her alanda dünyan›n en iyisi olmak. fiu anda Avrupa’n›n 4., dünyan›n 22. büyük havayoluyuz. Hedefimiz öncelikle Avrupa’n›n en iyisi, dünyan›n ilk onu aras›na girmektir. Planlar›m›z› bu yönde yapt›k, çal›flmalar›m›z› bu do¤rultuda sürdürüyoruz. 2023 y›l›nda 350 uça¤a sahip y›lda 100 milyon yolcu tafl›yan bir Türk Hava Yollar› olmak hedefimiz. ‹nsanlara büyük oranda zaman kazand›ran bir hizmet sunan flirketin Yönetim Kurulu Baflkan›, kendi zaman›n› etkin olarak yönetebiliyor mu? “ 149’a ç›km›flt›r. Yolcu say›m›z d›fl hatlarda 2003 y›l›nda 5.4 milyon iken, 2009 sonunda bu rakam 12.9 milyona yükselmifltir, yani yüzde 130 civar›nda bir art›fl söz konusudur. Türk Hava Yollar›n›’n›n baflar›s›, bunu yapt›¤›m› gösteriyor. (Gülüflmeler) fiaka bir yana, zaman› tasarruflu kullanmad›¤›n›z takdirde hem iflinizde hem de aile hayat›n›zda baflar›l› ve mutlu olabilmeniz mümkün de¤il. Ortakl›¤›m›z büyüdükçe iflimiz de büyüyor, THY için dünyan›n heryerinde hat aç›l›fllar›na, organizsayonlara kat›l›yoruz, dünyan›n heryerinden gelen misafirlerimiz oluyor, projeler gelifltiriyoruz. Takdir edersiniz ki zaman bizim için çok de¤erli. Son olarak; böyle yo¤un bir performans›n içerisinde kendinize ifl yaflam›n›n d›fl›nda sosyal anlamda zaman ay›rabiliyor musunuz? Mümkün oldu¤u kadar ay›r›yorum. Öncelik tabi ki, aileme ve yak›n dostlar›ma vakit ay›rmak ve onlarla beraber olmak. Türk Hava Yollar› da benim için sadece ifl demek de¤il, ayn› zamanda kocaman bir aile. THY için çal›flmak ayn› zamanda ülkemin bayra¤›n› tafl›makt›r. Bu duyguyu tafl›d›¤›n›z sürece yapt›¤›n›z ifli sadece ifl olarak görmüyorsunuz. 57 itibar MEHMET KALYONCU “ “ Lise müfredat›na ekonomi dersi konmal›. MEHMET KALYONCU M‹MARLIK FAKÜLTES‹ 1. SINIF Ö⁄RENC‹S‹ Mehmet Bey, okurlar›m›z için kendinizi çok k›saca tan›tabilir misiniz? 1992 Gaziantep do¤umluyum. Ümraniye Anadolu Lisesi mezunuyum. Y›ld›z Teknik Üniversitesi mimarl›k bölümü birinci s›n›f ö¤rencisiyim. ‹leri derecede ‹ngilizce, bafllang›ç seviyesinde Almanca biliyorum. 9 senedir piyano çal›yorum, bu çerçevede London College of Music 6. seviye s›nav sertifikas›na sahibim; ayn› zamanda iyi bir yüzücüyüm. Öncelikle Kandilli Kulübü’nden nas›l haberdar oldunuz ve kat›ld›¤›n›z ilk program sonras›nda zihninizde nas›l bir etki olufltu? Kandilli Kulübü’nü ilk defa babamdan iflitmifltim. Kendisi kulübün etkinliklerine önceden beri kat›l›yor. Kandilli Kulübü’nün bir kahvalt›s›n›n öncesinde babam kendisine efllik etmemi teklif etti ve ben kulübün ilk program›na bu vesileyle kat›lm›fl oldum. Aç›kças› yafl ortalamas›n›n daha yüksek olaca¤›n› ve daha so¤uk bir ortam bekliyordum. Fakat benimle ayn› yafl grubunda birçok kifliyi gördüm. Gayet samimi ve s›cak bir atmosfer vard› Kandilli Kulübü’nde. Kandilli Kulübü gibi, tüm unsurlar›yla Türk ifl hayat›n› sosyo-kültürel ve ekonomik anlamda gelifltirmek isteyen sivil toplum kurulufllar›n›n varl›¤›n› nas›l de¤erlendiriyorsunuz? Sivil toplum kurulufllar›n›n her alanda oldu¤u gibi ifl dünyas›nda da önemli bir yere sahip oldu¤unu düflünüyorum. Ayn› zamanda STK’lar birçok konuda 58 Genç Vizyon 59 itibar “ “ Art›k neredeyse bütün büyük flirketlerin sosyal sorumluluk politikalar› var; bu tür projeler flirketlere de¤er kat›yor. devletin en büyük yard›mc›s› ve hatta bazen devletin yapamad›klar›n› yapan kurulufllard›r. Bu aç›dan ifl dünyas›n›n da bölünmez bir parças›d›r. Türk ifladamlar›n›n ve iflkad›nlar›n›n dünya ile bütünleflmesinde, ekonomik geliflmelerden haberdar olmas›nda, ekonomi politikalar›n›n gelifltirilmesinde çok önemli rolleri var. Özellikle STK’lar tecrübe ve bilgi paylafl›m› için bulunmaz bir ortam haz›rl›yor. Art›k neredeyse bütün büyük flirketlerin sosyal sorumluluk politikalar› var ve bu tür projeler flirketlere de¤er kat›yor, flirketin itibar›n› art›r›yor. Bu anlamda flirketlerin etkin bir flekilde sosyal sorumluluk projelerini yürütmesine de yard›mc› oluyor STK’lar. Bildi¤imiz kadar›yla Kandilli Kulübü’nün çok önemsedi¤i “giriflimcilik kültürü” sizin de yak›ndan ilgilendi¤iniz bir kavram. Yurtiçi ve yurtd›fl› birçok ilgili faaliyeti yak›ndan takip etti¤inizi biliyoruz. Bize bu yöndeki ilginizden biraz bahseder misiniz? Ülkemiz son y›llarda yüksek büyüme rakamlar›na sahipken ve eskiden hayal edemeyece¤imiz mebla¤larda yat›r›mlar yap›l›rken ben bu ortam›n iyi de¤erlendirilmesi gerekti¤ini düflünüyorum. Burada da “giriflimcilik kültürü” ön plana ç›k›yor, var olan flartlar›n en verimli flekilde kullan›lmas› ve oluflan f›rsatlar›n geç kal›nmadan de¤erlendirilmesi için ülkemizin giriflimcilerinin özellikle de genç giriflimcilerinin art›k eskisinden daha aktif olmas› gerekti¤i kan›s›nday›m. Fakat bu anlamda gençlerin ne kadar motive edildi¤i ise ayr› bir konu. Örne¤in bence lise müfredat›na seçmeli olarak ekonomi dersi konmas› gerekiyor; on befl, on alt› yafl›nda bir ö¤renci enflasyonu sadece televizyonda ana haber bültenlerinden duymamal›. Bu aç›dan ülkemizde giriflimcilik kültürünün oturmas› için Kandilli Kulübü gibi sosyal kurulufllara çok ifl düflüyor. Ben 60 de bu anlamda kendimi gelifltirmeye çal›fl›yorum, gerek ilgili yay›nlar› takip ederek gerekse çeflitli etkinliklere kat›larak. Çok tutkulu oldu¤um Mimarl›k için giriflimcilik ad›na örnek vermek gerekirse geçen yaz Oxford Üniversitesi taraf›ndan lise ö¤rencileri için yürütülen yaz okuluna kabul edilen ilk Türk ö¤renci oldum ve orada mimarl›kla ilgili akademik çal›flmalar yürüttüm. Ayr›ca önümüzdeki haftalarda Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi taraf›ndan düzenlenecek “Avrupal› Genç Giriflimciler” semineri için Brüksel’de olaca¤›m ve “Giriflimcilik Kültürü” ile ilgili çal›fltaylara kat›laca¤›m. Türkiye’de son y›llarda h›zla büyüyen aile flirketlerinden birinin genç kuflak temsilcisi olarak aile flirketlerinde kurumsallaflma ve yönetimin delegasyonu konular›ndaki düflüncelerinizi bizimle paylafl›r m›s›n›z? Türkiye’de fiubat 2010’da yap›lan bir araflt›rmay› inceledim geçen günlerde; bu araflt›rmaya göre Türkiye’deki aile flirketlerinin %38’i birinci kuflak, % 47’si ikinci kuflak, %13’ü üçüncü kuflak ve ancak %2’si dördüncü kuflak ve sonras› taraf›ndan yönetiliyor. Bu çok az say›da flirketin ikinci kuflaktan sonra varl›¤›n› devam ettirdi¤ini gösteriyor bize. Aile flirketlerinin son bulmas›nda birçok neden var. Bunlar›n bafl›nda ise sonraki kuflaklarla birlikte yönetime dahil olmak isteyen kiflilerin say›s›n›n artmas› ve baz›lar›n›n aralar›nda ihtilafa düflmeleri geliyor. Bu problemler ile neden karfl›lafl›ld›¤›n› ise yine ayn› araflt›rmadan anlayabiliriz. Araflt›rmaya göre aile flirketlerinin %70’nin aile anayasas› yok. Yani flirketi yönetenlerden sonraki nesillere planl› olarak ifllerin devredilebilmesi ve iflletmelerinin süreklili¤inin sa¤lanabilmesi için oluflturulmufl bir sistemleri mevcut de¤il. Bu da yönetimin devri s›ras›nda pürüzlere neden oluyor. Bu aç›dan aile flirketlerinin kurumsallaflmas› için bence aile anayasas› ve aile üyelerinin fikirlerinin aç›kça beyan edebilecekleri aile konseyi flart. Tabi aile anayasas› ve aile konseyinin yap›s› ailelerin kendi kültürlerine göre farkl›l›k gösterebilir. Ayr›ca kurumsallaflma ve büyümenin devaml›l›¤› için stratejik planlama, ARGE, organizasyon flemas›n›n oluflturulmas› ve insan kaynaklar› yönetimi de çok önemli oldu¤unu düflündü¤üm di¤er hususlar Kalyon Grup bünyesinde en fazla görünürlük teflkil eden Kalyon ‹nflaat’› dikkate ald›¤›n›zda ve ayn› zamanda mimarl›k e¤itimi alan birsi olarak Türkiye’deki inflaat flirketlerinin son y›llarda yapt›¤› yat›r›mlar, projeler ve at›l›mlar hakk›ndaki de¤erlendirmeniz ne yöndedir? Ülkemiz büyürken bu büyümeye katk› sa¤layan sektörlerin bafl›nda inflaat sektörü geliyor. Türk inflaat firmalar› art›k dünyada ön s›ralar› zorluyor ve gerçekten en zorlu flartlarda, en uçuk-kaç›k projeleri bile hakk›yla yerine getirebiliyor. Türk müteahhitler hem h›zl›, hem de kaliteli iflçilikleriyle art›k en çok tercih edilenler aras›nda. Hatta 2009’da yap›lan bir araflt›rmaya göre Çin’den sonra en baflar›l› müteahhitler Türkiye’den ç›k›yor. O yüzden bu tür yat›r›mlar gerçekten sevindirici. Fakat yeni toplu konutlar, ifl merkezleri, al›flverifl merkezleri yaparken bunun çok iyi düflünülmesi gerekiyor. Zira, ‹stanbul gibi bir flehre bina yapmak s›radan bir fley olmamal› çünkü bu flehrin bir tarihi, bir silueti var. Ayr›ca günden güne artan trafik problemleri yüzünden bu yat›r›mlar›n çok iyi planlanmas› gerekti¤ini düflünüyorum. ‹nsanlar bu flehirde kendilerinden sonra çocuklar›n›n, torunlar›n›n yaflayaca¤›n› unutmamal›. Son olarak; fütürist bir yaklafl›mla cevaplaman›z› istersek, özelde kendinizi genelde ise Türkiye’yi gelecekte nas›l bir yerde görmek istersiniz? fiunu kesinlikle söyleyebilirim ki dünya art›k yeni bir düzenlenme içinde; güçlerin da¤›l›m› de¤ifliyor ve bu yeni yap›lanma içinde baflrolde olacak olan ülkelerden birisi de Türkiye. ABD’de ve AB ülkelerinde artan iflsizlik oranlar›na, kapanan bankalara bakt›¤›m›zda AB ve ABD için durumun pek de iç aç›c› olmad›¤›n› söyleyebiliriz. Fakat BRIC (Brazil-Russia-India-China) diye tan›mlanan ülkeler aksine geliflen ekonomileriyle art›k AB ve ABD’ye meydan okumaktad›rlar. Fakat BRIC’de unutulan bir fley var o da Türkiye yani BRIC bundan sonra T-BRIC olacak. Türkiye için üretilebilecek teoriler sonsuz. Çünkü öyle bir yerde bulunuyoruz ki, birçok bölgeyle do¤rudan iliflkimiz var ve son y›llarda izlenen yurtd›fl› politikalar›yla bu iliflkiler pürüzsüz bir flekilde idare ediliyor. Bu da ekonomimize artan ithalat ve ihracat rakamlar›yla olumlu flekilde yans›yor. Ben de dünyada söz sahibi olaca¤›n› düflündü¤üm ülkeme ve dolay›s›yla dünyaya katk›da bulunmak isterim. Ayn› flekilde ülkemiz gibi flirketlerimizin de büyüyerek kendi sektörlerinde küresel bir rol oynayaca¤›na inan›yorum. 61 itibar FATMA BETÜL ÖZDEN “ “ Han›mlar›n ifl dünyas›na daha fazla kat›lmas› ve etkin roller alabilmesi için yap›labilecek en temel davran›fl bilinçlenmektir. FATMA BETÜL ÖZDEN ENKAY GROUP, M‹MAR Öncelikle okurlar›m›z için çok k›saca kendinizi tan›tabilir misiniz? 12 Haziran 1975 Malatya Merkez do¤umluyum. E¤itimimi Y›ld›z Teknik Üniversitesi Mimarl›k Fakültesinde tamamlad›m. Evli ve 6 – 8 yafllar›nda iki k›z çocu¤u annesiyim. Bildi¤iniz gibi Kandilli Kulübü, aile flirketlerinde kurumsallaflmaya ba¤l› olarak etkin yönetimin önünü açarak aile bireyleri aras›nda farkl› ve çift tarafl› bir ba¤ kurmay› amaçl›yor. Siz de önemli bir aile flirketinin mensubu ve yöneticisi olarak Kandilli Kulübü’nün bu yaklafl›m› hakk›nda neler söylemek istersiniz? Bir aile flirketinin bireyi olarak; sürdürülebilir etkin ve baflar›l› yönetimin sa¤lanabilmesi için herkesin çaba sarf etmesi gerekti¤ini düflünüyorum. Bak›n büyük bir yük gemisinde kamaralardan birinin duvar›ndaki küçücük bir vida, ben bu gemi için çok küçük ve önemsiz bir parçay›m, flu duvardan ç›k›p düflsem ve kaybolsam kimse benim yok oldu¤umu fark etmez ve görevimi yerine getirmedi¤im için bir problem ç›kmaz diye düflünmüfl ve oray› terk etmeye karar vermifl. Bunu sesli olarak düflündü¤ü için duvar paneli itiraz etmifl; sen düflersen ben de yerimden ç›kar›m. Tavan seslenmifl duvar ve kap› olmazsa bende yerimden oynar›m. Lambalar söylenmeye bafllam›fl o zaman biz de yerimizde duramay›z. Bu sefer kirifl ve kolonlar bizi tutan vida ve somonlar da yerinden oynar, elektrik kablolar› ba¤›rm›fl, bizim uçlar›m›z aç›kta kal›r yang›n ç›kabilir, 62 ‹tibar’a Tu¤la Koyanlar 63 itibar “ Aile biriyenin birbirleri ile olan iliflkisinin sevgi ve sayg› s›n›rlar› içinde olabilmesini sa¤layacak ortamlar›n oluflturulmas›, büyükler kadar küçüklerin de vazifesidir. “ derken di¤er tüm ba¤lant› elemanlar› koro halinde itiraz etmeye bafllam›fllar. Ya bizim durumumuz nice olur diye. Bu hikayede oldu¤u gibi her bir bireyin yüklendi¤i ayr› bir görev, her bir bireyin ayr› bir önemi vard›r. Biri olmadan di¤eri ve bir bütün olamaz. Sorumuza geri dönersek aile bireyinin birbirleri ile olan iliflkisinin sevgi ve sayg› s›n›rlar› içinde olabilmesini sa¤layacak ortamlar›n oluflturmas›, büyükler kadar küçüklerin de vazifesidir. Demek istiyorum ki büyükler, küçüklerin önünü aç›p haklar›n› muhafaza ederken, onlar›, gelece¤e haz›rlayacak do¤ru ad›mlar› atmaya yönlendirirken, küçükler de hadlerini bilecek ve çok ama çok disiplinli bir flekilde çal›flacaklar. Çünkü sahip olduklar› varl›¤›n yani ailelerin k›ymetlerini bilip, onlar› ileriye tafl›yacak olanlar ancak gençlerdir. Gençlerin bu bilinçle yetiflebilmesi ise uygun rol modeller bulmalar› ile mümkün olabilir. ‹flte burada bu misyonu Kandilli Kulübü gibi sosyal etkinliklerin düzenlenmesini sa¤layan oluflumlar üstlenmek durumundad›r. Hayatta en zor ve maliyetli kazan›lan fley tecrübedir. Bizim memleketimizde nesiller boyu devam eden flirketler say›s› iki elin parmaklar›ndan az iken, zaman ile say›lar› artmaktad›r. Bu yap›lar›n sürdürülebilmesi de tecrübelerin paylafl›m› ile kolaylaflacakt›r. Tabii ki 64 Amerika’y› tekrar keflfetmeye gerek yok. Birileri oray› keflfetmifl. Bize düflen bu kefliften en iyi nas›l yararlanabilece¤imizi bulmakt›r. Bu da ancak tecrübelerin paylafl›m› ile olabilir. Tecrübelerin en k›sa yoldan, yüksek bedeller ödemeden dostlarla paylafl›m›n› sa¤layan Kandilli Kulübü oluflumuna gönülden teflekkürlerimi sunuyorum. Baflar›l› bir kad›n yönetici gözüyle de¤erlendirdi¤inizde, Türkiye’de kad›nlar›n ifl hayat›na daha fazla kat›lmas› ve daha etkin roller alabilmesi için neler yap›labilir? Han›mlar›n ifl dünyas›na daha fazla kat›lmas› ve etkin roller alabilmesi için yap›labilecek en temel davran›fl bilinçlenmektir. Günümüz toplumunda kad›n ifl, efl ve anne olmak üçgeni aras›nda üstlendi¤i yük alt›nda ezilmemelidir. Bu da paylafl›m› ve organizasyonu gerektirir. Yükleri paylaflmak, sevgimizi organize etmek, sayg›m›z› korumak durumunday›z. Demek istiyorum ki; Süper iflkad›n›, en müflfik anne, en vefakar efl rollerinin hepsini üstlenmek yerine aile için de görev da¤›l›m› ve yük paylafl›m› yapmal›y›z. Birey olarak hem çocuklar›na daha iyi rol model, hem daha iyi bir efl, hem de daha baflar›l› ifl insan› olabiliriz. Bu da ancak paylafl›m ile olabilir, Bak›n›z, bizler han›m› ticaretle u¤raflan bir Peygamberin ümmetiyiz. Burada en büyük görev babalara, a¤abeylere, o¤ullara ve nihayetinde efllere düflüyor. Ancak onlar›n destek ve yard›m› ile dengeli bir hayata ve baflar›ya ulaflabiliriz. Çocuklar›m›z› üretken, paylafl›mc› ve mutlu bireyler olacak flekilde yetifltirmek üzere çaba sarf etmeliyiz. Ancak üreten beyinler mutlu bireylere dönüflebilir. Mutlu bireylerde ailenin temel tafllar›d›r. Toplumlar ancak aile yap›s›n› muhafaza edebilirse dejenerasyondan kendini koruyabilirler. E¤itim ve ö¤retim önce yuvada bafllar. Çocuklar› yetifltiren onlar›n rol modelleri önce anneleri, babalar› sonra da yak›n çevreleridir. Bu ba¤lamda biz han›mlara çok büyük sorumluluklar düflüyor. Bunun bilincine varmal› ve ona göre kendimizi yetifltirmeliyiz. Çal›flmak demek 9-5 mesai demek de¤ildir. Han›mlar çok okumal›, araflt›rmal› ve ö¤rendiklerini hayatlar›na, çevrelerine adapte etmelidir. Hayata yön veren annelerimizdir. Bir çocu¤un daha anne karn›nda iken ö¤renmeye bafllad›¤› bugün bilimsel 65 itibar olarak kan›tlam›fl bir gerçektir. Bunu biz han›mlar bilip hayatlar›m›z› ve çocuklar›m›z›n gelece¤ini ona göre yönlendirmeliyiz. Bu ba¤lamda tabii ki efllerimizin tam deste¤ini arkam›zda hissedebilmeliyiz ki baflar›l› olabilelim. Günümüzün flartlar›nda han›mlar ifl hayat›na daha etkin kat›lmakta bu da han›mlar›n ekonomik özgürlüklerini kazanmalar›n› sa¤lamaktad›r. Ak›ll› han›mlar bunu birer silah olarak de¤il, yap›c›l›kta kullanmal›d›r. Art›k üniversitede baflar› say› yüzdelerinde bayan say›s› yüzdesinde her geçen y›l art›fl olmaktad›r. Bu da ifl hayat›nda her geçen gün bayan say›s›n›n artaca¤›n› gösterir. Bu art›fl olurken toplumun temel tafl› olan aile kurumunun bozulmamas› için yap›lmas› gerekenler düflünülmeli ve bunun ile ilgili at›l›mlar yap›lmal›d›r. temlerini çok fazla konuflmaya gerek yoktur. Çünkü han›mlar bu konuyu aflmaya bafllam›fllard›r. As›l konuflulmas› gereken bu s›n›rlar afl›l›rken toplumun temel tafl› olan aile yap›s›n›n korunmas›, çocuklar için sevgi ve güven ortam›n›n oluflturulmas›d›r. Ben hayat›m boyunca sahip oldu¤un tüm disiplinleri ö¤renmek için bu disiplinlerin e¤itimini ald›m. Ama anne oluncaya kadar nas›l iyi anne olurumun e¤itimini almam›flt›m. Bunun gere¤inin de fark›nda de¤ildim. Böyle bir e¤itim zorunlulu¤u da karfl›ma ç›kmam›flt›. Bireylere sorulmas› gereken soru: “Son derece do¤al bir durum gibi görünen bu küçük mucizelerin k›ymetini biliyor muyuz? Onlar› gelece¤in bireyleri olarak yetiflebilmeleri için bizler neler yap›yoruz? Neler yapmal›y›z?” Bence günümüz dünyas› ekonomisinde kad›n›n ifl dünyas›nda daha etkin roller alabilmesinin yön- Günümüzde kimi akademisyenler ve uzmanlar, bir alanda ihtisaslaflman›n ve derinlemesine yo- 66 “ “ Firmalar aç›s›ndan farkl› alanlarda ifl disiplinleri oluflturman›n, firmalar›n devaml›l›¤›n› ve baflar›s›n› olumlu yönde etkiledi¤ini düflünüyorum. ¤unlaflman›n daha efektif olaca¤›n› savunurken, baz›lar› birçok farkl› alanda gelir getiren ifller yapman›n gelece¤e yönelik daha faydal› olaca¤› görüflünde. Siz de farkl› alanlarda baflar›l› ifllere imza atm›fl bir grubun yöneticisi olarak, büyümek isteyen iflletmelere bu konuyla ilgili nas›l bir öngörüde bulunursunuz? Kifliler söz konusu oldu¤unda bir alanda ihtisaslaflman›n bireylerin üretkenli¤ini art›r›rken, tecrübe oluflumu ile baflar›s›n› da art›raca¤›n› düflünüyorum. Ancak, firmalar aç›s›ndan farkl› alanlarda ifl disiplinleri oluflturman›n, firmalar›n devaml›l›¤›n› ve baflar›s›n› olumlu yönde etkiledi¤ini düflünüyorum. fiirketler de her disiplinde kendi birikimini olufltururken, tüm birikimlerin birleflmesi farkl›l›¤› ve baflar›y› getirecektir. Tek seslilik yeknesakl›¤› getirir ki, bu bir süre sonra ivme kaybetmemize sebep olur. Bu sebep ile yönetimlerde farkl› görüfllerin, farkl› disiplinlerin bar›nmas›na olanak sa¤lanmal›d›r. Kandilli Kulübü’nde konuflmac› olarak yer alan baz› ifladamlar›, y›k›c› rekabettense paylafl›mc› rekabetin Türkiye ve iflletmeler ad›na daha yararl› olaca¤› görüflünde birlefliyorlar. Siz de bu görüfle kat›l›yor musunuz? Kuflkusuz rekabet oldu¤u sürece daha iyiye ulaflma arzusu oluflacakt›r. Bu da üretkenli¤i, verimlili¤i, art›racak daha disiplinli çal›flmay› getirecektir. Teknolojiyi örnek gösterirsek ilk ç›kan cep telefonlar› nas›l hantal ve basit iken rekabet içindeki üreticiler Ar-Ge araflt›rmalar› ile yeni ürünler gelifltirerek bir ad›m öne ç›kmaya ve daha düflük maliyetlerle kitlelere ulaflmaya çal›flt›- lar. Sonunda bunda da baflar›l› oldular. Bir X firmas›n›n pazarda elinde tuttu¤u yüzde oran› düfltü belki, ancak rekabetle pazar büyüdü¤ü için düflük yüzdesi bile bir önceki yüzdesinden büyük olabildi. Sonunda karfl›s›ndakileri yok etmeye yönelik olmayan bir rekabet ortam› tüm taraflar›; üreticileri de, tüketicileri de memnun eder. Kuflkusuz toplumun yarar›na ve refah›na yönelik oluflan rekabet ortamlar› kesinlikle olumlu bir rekabet türü olacakt›r. Tasar›mlar›n›zda dikkat etti¤iniz unsurlar ve uygulad›¤›n›z disiplinlerden bize biraz bahsedebilirmisiniz? Mekanlar› kurgularken rahat, klasik, do¤aya dönük bir yaflam›n alt yap›s›n› oluflturan malzemelere yönelmeye çal›fl›r›m. Planlamaya uygun olarak seçilen tüm mobilyalarda esteti¤in yan› s›ra s›cakl›k ile günlük kullan›ma uygunluk ön plandad›r. Frans›z klasizmini özellikle de provence stilini mekanlarda yaflatmay› severim. Bu ba¤lamda çal›fl›rken mekan kullan›c›lar›n›n kendilerini mekan›n bir parças› olarak hissetmelerini sa¤lamay› amaçl›yoruz. Sade ve uyumlu renkler ile birlikte mat lakeli, cilas›z yüzeylerde kullan›lan eskitme patine çal›flmalar›yla farkl›l›k yarat›rken, esas unsur huzur ve ferahl›k duygusunu oluflturabilmektir. Orta¤›m ve en büyük destekçim k›z kardeflim Hümeyra Çetinkaya ile beraber tasar›m yaparken hep bir tiyatro sahnesindeki rol ezberi gibi ezber yapar, yaflanacaklar› karfl›l›kl› canland›rmaya çal›fl›r›z. Her daim karfl› görüflleri savunup kifliler ve mekanlar için en do¤ru tasar›m› oluflturmay› amaçlar›z. 67 itibar “ “ ENES OLPAK Kulüp yap›s›n› besleyerek kendimizi de güçlendiriyoruz. ENES OLPAK M‹MARLIK FAKÜLTES‹ 2. SINIF Ö⁄RENC‹S‹ Enes Bey, okurlar›m›z için bize k›saca kendinizden ve gelecek hedeflerinizden bahsedebilir misiniz? 1991 ‹stanbul do¤umluyum. Özel Asfa Fen Lisesi'nden mezun oldum. fiu anda da, Bahçeflehir Üniversitesi Mimarl›k Bölümü 2. S›n›f ö¤rencisiyim. Gelecek planlar›m flimdilik çok saf hallerinde, aflamalar›ndalar elbette. Ama hayalini kurdu¤um önemli gelecek planlar›mdan birisi, çok köklü bir mimari ve tarihi geçmifli olan ‹stanbul'a, flehir anlam›nda yeni bir mimari perspektif getirebilmektir. Hem iflletme sahiplerini, hem profesyonelleri, hem de flirket sahibi ailelerin mensuplar›n› bir araya getirmeyi amaçlayan Kandilli Kulübü’nün çal›flmalar›n›, Kurucular Kurulu Üyesi bir baban›n o¤lu olarak nas›l de¤erlendiriyorsunuz? Kandilli Kulübü ile tan›flmam elbette ilk olarak babam sayesinde oldu. Giderek daha çok ilgimi çekti¤i bir dönemde de, ilk defa bir faaliyete davet edildim. Kurucular ve bir k›s›m misafirlerin davet edildi¤i bir toplant›da, bana da söz verilip fikrimin al›nmas› ise beni son derece gururland›rd›. Bu ilk davetin beni çok heyecanland›rd›¤›n› hatta sevindirdi¤ini hat›rl›yorum. Son 1 y›ld›r yakinen ve etkin bir flekilde takip ediyorum Kandilli Kulübü'nü. ‹fl dünyas›nda muazzam baflar›lar yakalam›fl insanlar› dinlemek, bu kadar yetkin ve seçkin bir toplulukla beraber olmak benim için heyecan verici gerçekten. 68 Genç Vizyon 69 itibar “ “ E¤itim seviyesi ve kalitesi yükseldikçe ifl bulma oran› da art›yor. Kandilli Kulübü’nün gelecek kurgusu içerisinde gençlerin önemli bir yere sahip oldu¤unu görüyoruz. Acaba Kandilli Kulübü ile kulübün genç paylafl›mc›lar› aras›nda güçlü bir ba¤ kurmak için neler yap›lmal›? Kandilli Kulübü ile olan ba¤›m›z›n ilk ve en güçlü aya¤› elbette ebeveynlerimiz kaynakl›. Kurucular Kurulu Üyesi bir baban›n o¤lu olarak sürekli iç içeyim geliflmelerle. Bu elbette di¤er üyelerimiz ve çocuklar› için de geçerli. Bundan sonra, daha önceden tan›flm›fl oldu¤umuz ama yak›ndan tan›yamad›¤›m›z ancak bu oluflum içerisinde bulunan akranlar›m›zla olan iletiflimimizi ve samimiyetimizi ilerletmemiz geliyor. Bu önemli ve uzun vadede oluflabilecek, ancak hayati derecede önemli olacak bir ba¤ belki de. Kandilli Kulübü'nün vizyonu ve misyonu göz önüne al›nd›¤›nda da, bunun gerçekten can al›c› bir nokta oldu¤u daha net bir flekilde gözler önüne seriliyor. Süregelen bir baflka yol da, benzer fikir yap›s›na sahip, benzer kayg›lar› tafl›yan insanlarla tan›flmak. Bu sayede Kulüp yap›s›n› besleyerek kendimizi de güçlendiriyoruz. Son olarak, benim de dahil oldu¤um genç paylafl›mc›lar›n ilgisini çekecek aktiviteler düzenlemek önem tafl›yor bence. Bu hususta da kurgu içerisinde var olan Gençlik Komitesi'nin faaliyete geçmesini merakla bekliyorum. Gerek ülkemizde, gerekse dünya pazarlar›nda baflar›ya ulaflan flirketlerin kurucular›n› da göz önünde bulundurarak; sizce ülkemizdeki gençler risk ve sorumluluk alma konular›nda geçmifl dönemlerle k›yaslad›¤›n›zda daha m› pasif yoksa daha m› giriflimci? 70 Ülkemizde son dönemlerde gençler giriflimcilik konusunda bence daha aktif. Bunun bafll›ca sebepleri de sosyal ve ekonomik olanaklar›m›z›n daha fazla oluflu ve do¤ru bilgiye h›zl› ve güvenilebilir flekilde ulaflabilmemizdir. Ça¤dafllaflan ülke yap›s›yla beraber yeni ifl olanaklar›, yeni ifl alanlar› da ortaya ç›km›fl durumda ve global anlamda teknolojiden etkin bir flekilde istifade edebilen biz gençler, bu alanlara daha rahat adapte olabiliyoruz. Teknolojik imkanlardan etkin bir flekilde faydalanman›n bir getirisi olarak da do¤ru enformasyona güvenilir ve h›zl› bir flekilde ulaflabiliyoruz ve bu bizi kendimizi gelifltirebilmemiz için besliyor. Bu konuda da Kandilli Kulübü taraf›ndan, tecrübelerinden faydalanabilmek amaçl› bize sunulan çeflitli ve nitelikli imkanlar var. Benim gibi genç giriflimciler için böyle tecrübelerden faydalanabilmek; çok arzu edilen ancak bulunmas› çok güç, eflsiz bir olanak. E¤itimin genifl halkas› içerisinde yer alan ve ileride ifl hayat›nda rol alacak bir genç olarak sence, Türkiye’de e¤itim politikalar› belirlenirken ifl hayat›n›n ihtiyaçlar› dikkate al›n›yor mu? ‹fl dünyas›n› çok tan›mamakla beraber kendi gözlemlerime dayanarak eskiye nazaran e¤itim politikas›n›n düzenlenmesinde, sektörler taraf›ndan gelen talep ve ihtiyaçlar›n daha etkin bir rol oynad›¤›n› belirtmeliyim. Ancak nitelikli ve e¤itimli insanlar›n iflsizlik oranlar›na bak›ld›¤›nda söylemeliyim ki yürümemiz gereken çok yol var. Bir önceki soruyu biraz daha özele indirgeyerek sormak gerekirse, Türkiye’deki e¤itim imkan› ve kalitesinin artmas› ile gençlerin ifl bulma ve istihdam oran› aras›nda nas›l bir iliflki görüyorsunuz? Bence bu kavramlar aras›nda do¤rusal bir iliflki var. Daha önce de bahsetti¤im gibi insan kaynaklar› art›k daha kolay adapte oluyor. E¤itim seviyesi ve kalitesi yükseldikçe ifl bulma oran› da ba¤lant›l› olarak art›yor. En az›ndan benim çevremde gözlemlediklerim bu flekilde. ‹stihdam oranlar› da bu görüflümü destekler nitelikte. E¤itim kalitesi artt›kça iflsizlik oran› azal›yor. Son olarak; Kandilli Kulübü’nde bugüne kadar Türkiye’nin en önemli ifladamlar›n› konuflmac› olarak a¤›rlad›k. Bugüne kadarki toplant›lar›m›zda dinledi¤in konuklar›m›z hakk›ndaki genel de¤erlendirmeni ö¤renebilir miyiz? alan giriflimcilere ilham kayna¤› olmufl ve bu alanda kilometre tafl› haline gelmifl de¤erli isimlerle, yaln›zca ayn› çat› alt›nda olmak bile çok heyecan verici. Kendi hikayelerini, görüfllerini birinci a¤›zdan dinleyebilmek büyük bir ayr›cal›k, büyük bir f›rsat. Bunlar›n yan› s›ra, bu kiflilerle konuflabilmek, onlara soru sorabilmek de benim için ilgi çekici, bu sayede daha aktif olabiliyorum. Kulüp faaliyetlerine kat›lan di¤er arkadafllar›mla yapt›¤›m bilgi paylafl›mlar›ndan, de¤erlendirmelerden elde etti¤im görüfller de bu yönde. Normal hayat›m›zda bize çok uzak görünen ve hatta uzak olan bunca baflar›l›, ifl dünyas›nda yer 71 itibar Yay›n Kurulu: Onur Soysal, Dr. Mustafa Özel, Fatih Kuralkan, O¤uz Özcan, fiafak fiahin Adres: Dereboyu Caddesi No: 303 Maslak ‹stanbul [email protected] Tasar›m: Tanzer Ercanpolat Bask›: Mavi Ofset Bas.Yay.San.Tic.Ltd.fiti. Eskoop San.Sit. C1 Blok No:25 ‹kitelli/‹ST. Kandilli Kulübü toplant›lar›na kat›lanlara ücretsiz da¤›t›l›r. Para ile sat›lmaz. Üç ayda bir yay›nlan›r. Kaynak gösterilerek al›nt› yap›labilir. Yaz›lar›n sorumlulu¤ulu yazarlara aittir. 72 Kurucular Kurulu: Onur Soysal Nail Olpak Faruk Çelik Hüseyin Do¤an P›nar Topdafl Selim Erdo¤an Ahmet Said Kavurmac› Mücahit Y›ld›z Muhammet Çetinkaya Fatih Kuralkan O¤uz Özcan (Genel Sekreter)