Dikey Dünyanın Hakimi: ASANSÖR

Transkript

Dikey Dünyanın Hakimi: ASANSÖR
Sayı 32
Aralık 2012
3 ayda bir yayınlanır.
Dikey Dünyanın Hakimi:
ASANSÖR
Kendinden Tiksinen Deha
Dünyanın En İlginç Marka Talepleri
EGS Business Park B1 Blok No:442
ANKARA
3
Mc Donald's'ın Kahve Keyfi
Genel Yayın Yönetmeni
Kerem GÖKMEN
Cenk SEVİNÇ
Burcu GÖRÜCÜ
Av. Filiz CANKAT
Selçuk AKIN
Nazife ERKOÇ
Burçin B. ARSLAN
Av. Işılay Ş. CENGİZ
İbrahim DEVECİOĞLU
Şule ÇALIŞ
12
8
Dikey Dünyanın Hakimi: ASANSÖR
Marka İle Bir Adım Önde Olmak…
16
Plasma Car bir yere varamadı
2012 Yılının Tanınmış Markaları
Bugün, zihinlerimizde yer etmiş olan tanınmış
markalar, hukuki açıdan daha kapsamlı korumaya
sahip olmalarının yanında, bağlı oldukları firmalara
önemli ölçüde ekonomik fayda ve itibar
sağlamaktadırlar.
Grup Ofis Marka ve Patent Danışmanlığı'nın,
müvekkillerine tanınmış marka olmaları yolunda
verdiği hizmetler önemli çalışmaları arasında yer
almaktadır. 2012 yılında Grup Ofis vekilliği ile
tanınmış marka statüsü kazanan Ayakkabı Dünyası,
Kanal 7, Güral Porselen, Cumhuriyet Sucukları,
Fiskobirlik… gibi markalar, bugün taklit edilme, ihlal
gibi durumlarda özel bir korumaya tabi olmaktadırlar.
Peki bir marka hangi niteliksel özellikleri nedeniyle
tanınmışlık seviyesine ulaşır?
Öncelikle bahsi geçen markalar reklam gücü yüksek,
hizmet anlayışında kalite standardını yakalamış,
ekonomik olarak belirli bir seviyeye ulaşmış ve hedef
kitlesi tarafından refleksif olarak bilinen markalardır.
Türk Patent Enstitüsü ancak bu özelliklere sahip
firmalara tanınmış marka tescilini uygun görmektedir.
Tanınmış marka kavramı; dünyada ilk kez sınaî mülkiyet
haklarının korunması konusundaki ilk uluslararası
sözleşme olan Paris Sözleşmesi ile gündeme gelmiştir.
Ülkemizde ise 1995 yılından itibaren kullanılmaya
başlanmıştır.
Grup Ofis Marka ve Patent
“En İyi Marka Temalı”
Fotoğrafı Arıyor!
Gün içinde, vakit geçirdiğimiz her alanda, markaları görürüz.
Kıyafetlerimiz, yediğimiz yemekler, evimiz, iş yerimiz, sokaklar…
Yani dünya üzerindeki birçok yer, her biri ayrı sembollerden
oluşan markalarla donatılmış durumda. Rutin koşuşturma içinde
belki fark etmiyoruz ama markalar her yerde... Nerede olursanız
olun, kurgu ya da değil objektifinizi en yaratıcı şekilde bir
markaya odaklayın ve hiç tereddüt etmeden deklanşöre basın.
Grup Ofis Marka ve Patent Danışmanlığı, marka olmanın üretici
ve tüketici üzerindeki koruyucu gücüne vurgu yapmak amacıyla
başlattığı “Her Fotoğrafta 1 Marka“ Fotoğraf Yarışması
“facebook/grupofis” sayfası üzerinden devam ediyor.
Yarışmada, Fotoğraf Sanatçısı Mehmet Turgut, Devlet
Tiyatroları Fotoğraf Sanatçısı Gökhan Yolcu, AFSAD
Fotoğrafçılık Eğitmeni Kamuran Feyzioğlu jürilik yapıyor.
Katılımcılardan istenen, markalarla çevrili dünyamızda,
bulundukları herhangi bir yerden, gözlerine kestirdikleri bir
markayı en yaratıcı şekilde fotoğraflayabilmeleri…
Yarışmaya amatör/profesyonel veya yaş sınırı gibi detaylar
söz konusu olmadan herkes katılabiliyor. Fotoğraflar
Facebook oylamaları, Jüri üyeleri ve Grup Ofis yönetimi
tarafından 3 farklı şekilde değerlendirilerek ödüllerin sahibi
belirleniyor.
En başarılı “marka temalı” fotoğrafı çekip
facebook/grupofis sayfasındaki Her Fotoğrafta 1 Marka
uygulamasına yüklemeniz için son tarih 2 Ocak 2013.
Mc Donald's'ın Kahve Keyfi
McCafe adıyla, dünyada 1300'den fazla
restoranda faaliyet gösteren kahve zincirinin
Türkiye'deki adı McD Cafe olarak belirlendi. Bu
ayrımın nedeni, McCafe isminin ülkemizde bir
başka şirket tarafından kahve markası olarak tescil
ettirilmesi.
McD Cafe'de içilen her bir kahve için özenle seçilmiş,
kusursuz, yüzde yüz Arabica kahve çekirdeklerinin kullanıldığını
belirten Başarır, kahvelerin daha sonra deneyimli ekipler
tarafından mükemmel kıvam, aroma ve sıcaklık dengesi
yaratılarak hazırlandığını ifade ediyor.
McDonald's Genel Müdürü Dilek Başarır, 2012 yılı
sonuna kadar 10 tane McD Cafe açmayı
planladıklarını bunun da 3 milyon dolarlık yatırım
anlamına geldiğini belirtti. Mc Donald's'ın bu
hamlesi uzmanlar tarafından, başta Amerika
olmak üzere tüm dünyada büyük hacimli satış
rakamları bulunan Dunkin Donuts'a benzetiliyor.
McD Cafe ile ilgili açıklamalarda bulunan
McDonald's Genel Müdürü Dilek Başarır, “Ürün
yelpazemizi sürekli geliştiriyor ve yeniliyoruz. Bir
yandan mevcut ürünlerimizi geliştirirken, diğer
yandan yeni ürünler ile tüketicilerimizin değişen
ihtiyaçlarına yanıt veriyoruz. McD Cafe'lerde,
espresso'dan capuccino'ya, flat white'dan
americano'ya, latte'den Türk kahvesine, frappe'den
smoothie'ye kadar, birçok sıcak ve soğuk içecek
seçeneklerinin yanında birbirinden lezzetli kek,
kurabiye, muffin gibi damak zevkine hitap eden
yiyecekler de bulunuyor” diye konuştu.
Kaynak: www.mcdonalds.com.tr/ www.aksam.com.tr
Dünyanın En İlginç Marka Talepleri
Gülen surat
2006 yılında Walmart bu gülen
suratı bütün mağazalarında
kullanmış ve bir süre sonra tanınmış
hale geldiğini iddia ederek tescil
ettirmek istemişti.
Footlong
Subway, tüm restoranlarında
sattığı 12 inçlik sandviçleri için
footlong ifadesini tescil ettirmeyi
başarmıştı; fakat bu hala tüm
restoran zincirleri tarafından itiraz
ve davalara konu olmaktadır.
Kay
You are fired(Kovuldun!)
Donald Trump, Türkiye'de de
Çırak olarak çekilen,
The Apprentice Show'daki meşhur sözünü
tescil ettirmek istemiş
fakat başarılı olamamıştı.
Kaynak: www.retail-week.com
Süper kahraman
Turuncu
Syracuse Üniversitesi 2006 yılında turuncu rengi
ynak:
www.retail-week.com
için
başvuruda bulunmuştu; fakat bu renk diğer
üniversiteler tarafından da hala kullanılmaktadır.
1981'den beri Marvel ve DC Comics,
Superhero (Süper kahraman) markasının sahibi.
Kırmızı tabanlar
2012 Eylül'de New York Yüksek Mahkemesi, Christian
Louboutin'in kırmızı tabanlarını onaylamıştır. Firma
YSL'nin aynı renkte ayakkabı ürettiğini öne sürerek dava
açmıştır.
Ses markası
1996'da Harley Davidson, motorlarının
kendine has sesini ses markası olarak tescil
ettirmişti.
'a Akıl Sır Ermiyor!
Google, çok konuşulan akıllı gözlük patentinden sonra
herkesi şaşırtan bir patent daha aldı. Bu patentte en az akıllı
gözlük kadar ilgi çekici…
Geçtiğimiz yıl içerisinde patent başvurusu yapılan buluş
ancak bu yıl patentlenmiş ve kamuoyuna duyurulmuş
durumda. Google'un yeni patentini özel kılan içerik ise elimizi
ara birim şeklinde kullanmamıza yarayacak bir altyapıya
sahip olması. Bu kapsamda ortaya çıkan patentin içeriğini
oluşturan maddeler de hayli dikkat çekici, “Bilgi toplama ve
taşıma için kullanılacak farklı yöntemler ve sistemler” olarak
tanımlanan patent, ilginç bir eldiven tasarımına sahip.
Patentli buluş ile ilgili yapılan açıklamada şunlar söylenmiş:
“Karanlık ortamlarda etrafımızdaki cisimleri bulmak için
elimizi kullanıyoruz. Koltuğun altına kaçan bir cismi yine
bulmak için elimizi oraya sokup almaya çalışıyoruz. Karanlık
olmasına rağmen tüm bunları görebilmek, yaptığımız işi
kolaylaştıracaktır.”
Zaten patenti incelediğimizde, Google'ın ne demek istediğini
daha rahat anlayabiliyoruz. Patent konusu olarak eldivenin
ucuna takılan bir kamera ile normalde göremeyeceğimiz
şeylerin görülmesi düşünülmüş. Tabii ki eldiven, gerektiği
taktirde başka cihazlarla bağlantı da kurabiliyor. Google'ın
son zamanlarda aldığı patentler incelendiğinde bu patentlerin
kullanımıyla ilgili akla gelen şablon, bu eldivenin,
Google'ın akıllı gözlük patenti ile birlikte veya birbirleriyle
bağlantılı olarak kullanılabileceği. Böylece eldiven
patentiyle normalde göremeyeceğimiz birçok şey, akıllı
gözlük patentiyle birlikte gözümüzün önüne gelebilir.
Google'ın yeni aldığı patent gündemi bir süre meşgul
edebilir. Zira artırılmış gerçeklik desteği sunan akıllı
saatlerin patenti artık Google'ın elinde.
Google'ın Google Glass'ın ardından şimdi de 'Smart
Watch' yani akıllı saatlerin patentini alması, gelecekle ilgili
ilginç planları olduğunu ortaya koyuyor.
Artırılmış Gerçeklik olarak Türkçe'ye çevirebileceğimiz
Augmented Reality desteği sunan bu saatlerin ne amaçla
kullanılacağı henüz bilinmiyor.
Saatlerin çalışma sistemi ise oldukça basit. Klasik saatlerde
bulunan camın üzerinde bir katman cam daha bulunuyor
ve bu cam bir kapak şeklinde hazırlanmış.
Saatin sahibi kapağı kaldırdığında bu cam bir ekrana
dönüşüyor ve uygulamaların kullanılması ya da orada
olmayan nesnelerin yaratılması gibi sebeplerle
kullanılabiliyor.
Diğer kullanım alanlarını düşündüğümüzde ise hiç kuşku
yok ki akla ilk olarak GPS geliyor. Navigasyon konusunda
oldukça işe yarayacağından eminiz.Ayrıca tarihi mekânlar
hakkında bilgiler alınması, fiyat etiketlerinin ve QR
kodlarının okutulabilmesi gibi faydalarını ise saymaya bile
gerek yok.
Kaynak: www.fastcompany.com
Dünyanın En
Harika Fikri
m
t
İnsanoğlu ateş, çiftçilik hatta
şarap olmasa ne yapardı?
Harika fikirlerin tarihin
gidişatını değiştirdiği bir
gerçek, ama bir fikrin harika
olduğuna kim, nasıl karar
verebilir? 50 fikrin bulunduğu
bu liste bir internet sitesinde
insanların verdiği oylara göre hazırlandı. Peki, ama
siz oy verenlerle hemfikir misiniz? Hangisi sizin için
daha önemli: Kapitalizm mi yoksa Marksizm mi,
bankacılık mı yoksa çay içmek mi, ekmek pişirmek mi
yoksa internette dilediğiniz gibi gezinmek mi,
kuantum teorisi mi yoksa çömlekçilik mi?
i
z
h
m
t
a
i
g
Büyük fikirler tarihin gidişatını değiştirdiği bir gerçek,
ama bir fikrin büyük olduğuna kim, nasıl karar
verebilir? 50 büyük fikrin bulunduğu bu liste önemli
bir internet sitesinde insanların verdiği oylara göre
hazırlanmış.
e
n
a
Mal ve hizmet fazlalığının yaşandığı günümüzde, içinde
bulunduğumuz çağın imkânlarını değerlendirmeyi başaran
firmalar, farklı olmanın bilincine varmış bir yapıya sahiptirler.
Üretilen her ne ise diğerlerinden yeni ve ayırt edicilik
özellikleri taşıyan bir nitelikte olmalıdır. Peki sadece
düşünmek ve ona hayat vermek yeterli mi?
www.tasarimarama.com İkarus Yazılım tarafından
projelendirilen, tasarımlarınızın özgün ve yeni olup
olmadığının Türk Patent Enstitüsü tarafından yayınlanan
tasarımlar ile karşılaştırabilmesi için hazırlanan özel bir
tarama sitesidir.Sisteme üye girişi yaptıktan sonra tasarım
adına, başvuru sahibi adına ve Locarno sınıfına göre arama
yapabilir, aynı zamanda sektördeki tasarımsal gelişimleri ,
rakiplerinizin durumlarını ve yenilikleri görebilirsiniz.
c
Kitap
www.tasarimarama.com
7
DİKEY DÜNYANIN HAKİMİ:
Asansör
19. yüzyılda bazı maden ocakları ve fabrikalarda gerekli
malzemelerin taşınması için sadece yük asansörleri
kullanılıyordu. Kentlerdeki yapılar insanların
merdivenlerle yukarı çıkabileceği yükseklikte 5-6 katlı
yapılıyordu.
19. yüzyılda buhar gücü ile çalışan, can güvenliğini
tehlikeye atmayan asansörler kullanılmaya başladı. Bu
asansörlerde buhar makinesi bir tamburu döndürüyor,
asansör kabinini çeken halatta tıpkı makaralı balık
oltalarında olduğu gibi bu tamburun üzerine sarılıyordu.
Asansörü Gary Larson icat etmiştir.
Yolcu taşıyan ilk asansör, 1743 yılında Versailles
Sarayı'nda, Kral XV. Louis'nin özel dairesine monte edildi.
Kral, ikinci katta metresi Bayan Chateauroux için bir
daire hazırlatmıştı. Kendi dairesi ise bir alt kattaydı. Canı
istediğinde kolay ve hızlı biçimde bir üst kata çıkabilmek
için bu asansör projesini gerçekleştirdi. Kral, binanın
dışında olan asansöre, dairesinin balkonundan
biniyordu. “Uçan iskemle” diye adlandırılan bu ilk
asansör, bazı ağırlık dengeleriyle hareket ediyor ve
insan gücüyle çalışıyordu.
8
Bir iş merkezine yerleştirilen ilk asansör ise Elisha Graves
Otis tarafından yapıldı. Bu asansör, 23 Mart 1857 günü,
New York'un Broadway semtinde, 5 katlı bir binaya takıldı.
Daha önceleri yük taşıyan asansörler yapan Otis, aynı
zamanda insan taşıyan ilk asansörleri de üretti. Broadway'e
yerleştirilen ilk asansörün maliyeti 300 doları bulmuştu.
Asansörün kullanıldığı ilk otel ise New York'taki 6 katlı Fifth
Avenue Hotel'idir. Sonraki dönemlerde New York'taki
Equitable Life Assurance Building'e asansör takıldı ve bu,
bir iş hanına takılan ilk asansör oldu.
Asansörlerin geliştirilmesi, ABD'de şehircilik ve mimarinin
yeni boyutlar kazanmasına neden oldu. O güne kadar,
yatay olarak büyüyen kentler, dikey olarak büyümeye
başladılar. Başta New York olmak üzere birçok kentte
yüksek binalar hızla çoğaldı. Teknik olarak uzun yıllar önce
düşünülen gökdelenler, yüksek hızlı asansörün
bulunuşuyla hayata geçirildi. 1880 yılında,
Manheim Endüstri Sergisi'nde, Siemens ve
Halske Şirketi, 22 metre yüksekliğinde bir
binaya ilk elektrikli asansörü yerleştirdiler. Bir
ay boyunca hiç arıza yapmadan çalışan bu
asansör, bu süre içinde 8 bin kişiye hizmet
verdi.
Bazı kaynaklara göre ise Eski Roma'da
İmparatorların saraylarında odalar arasında
inip çıkan bazı dolapçıklar bulunmaktaydı.
TÜRKİYE'DE ASANSÖR
Burkhard Gantenbein ve Şeriki adıyla 1865 yılında kurulmuş olan Buga
Otis Türkiye'de yaşayan en eski 7. firmadır. 1920'li yıllarda Wertheim
(Avusturya) firmasının Türkiye temsilciliğini alarak asansör, yürüyen yol
ve yürüyen merdiven imalat, montaj ve servis alanında çalışmaya
başladı. Sayın Eduard Matschnigg ve Sayın Özdemir Gülan
önderliğinde birçok ilke imza atmış olan ve sektörün liderliği görevini
üstlenmiş olan Gantenbein, 1991 yılında Otis ile ortaklık kurdu.
Türkiye'de monte edilmiş en eski asansör, Pera Palas Oteli'ne Otis
tarafından monte edilmiş olan asansördür. Asansör 2010 yılında Buga
Otis tarafından modernize edilerek yeniden hizmete verilmiştir.
9
Safranbolu'daydık
Güzel havaların sona ermeye başladığı günlerde hem sonbaharı
değerlendirmek, hem de farklı bir hafta sonu geçirmek amacıyla
Safranbolu ve Yörükköyü'ne gittik. Ankara'dan sabah erken saatte
yola çıkarak ilk durağımız olan Safranbolu'ya vardık. Dünya Miras
Listesi'nde yer alan tarihi evlerini, konaklarını gezdik. Son olarak 750
yıllık geçmişiyle en eski köy unvanına sahip Yörük Köyü'nün
mükemmel sokakları arasında dolaştık. Son derece keyifli geçen bir
gezinin ardından Ankara'ya geri döndük.
IP Expo Fuarı
Her yıl düzenlenen IP Expo Fuarı bu yıl ilk kez İtalya'da gerçekleştirildi.
24 Eylül 2012, Pazartesi günü Avrupa'daki pek çok ülkeden uzman,
Parma'ya gelerek meslektaşlarıyla toplantılara ve seminerlere katıldı.
Etkinliğe şirketimizden Avukat Işılay Cengiz ile Uluslararası Marka ve
Tasarım Departmanı Müdürü Burçin Arslan katıldı.
Grup Ofis 5. Geleneksel Fotoğraf Yarışması
Şirketimizin çalışanları arasında
gerçekleştirilen 5. Geleneksel Fotoğraf
Yarışması'nda bu yılda çok başarılı
fotoğraflar yer aldı. 1.lik ödülünü Kıvanç
Ok, 2.lik ödülünü Şule Gözalan, 3.'lük
ödülünü ise Kerem Gökmen kazandı. Diğer
yarışmalardan farklı olarak çalışan
oylamaları ile en çok oy alan fotoğrafın
sahibi Sabriye Ustaoğlu mansiyon ödülünü
aldı.Her yıl olduğu gibi bu yılda birinci olan
fotoğraf, Grup Ofis 2013 duvar takviminin
görseli olarak kullanılacak.
10-11 Eylül
Tasarım Koruması Konferansı
10-11 Eylül tarihinde INTA
sponsorluğunda Kopenhag'da
düzenlenen Tasarım Koruması
Konferansı'na Grup Ofis'i temsilen katılan
Kıvanç Ok, tasarım koruması hakkındaki
sunumlardan bilgi edinme, farklı
ülkelerden konferansa katılım sağlayan
vekillerle görüşme ve gündem konularını
tartışma imkanı buldu.
Marka İle Bir Adım Önde Olmak…
Ekonomik rekabetin artık bir savaşa dönüştüğü
günümüz ticaret dünyasında ulusal ve uluslararası
alanda varlığını duyurmak, rakiplerinden farkını
kanıtlamak ve tüketicinin zihninde yer etmek için
markalaşma, bir kurumun en önemli yatırımlarından biri
haline gelmekte ve şirketlerin gücü, sahip oldukları
maddi varlıklardan çok, markalarının değeriyle
ölçülmektedir.
Markalaşmada, ürün ya da firmaya kişilik kazandırılması
önemlidir. Marka kişiliğinin tüketicilerin satın alma
kararları üzerinde büyük bir etkiye sahip olduğu
bilinmektedir. Tüketicinin söz konusu markalı ürünleri
kullanması ya da söz konusu marka/firmadan alışveriş
yapması mevcut ya da özlem duyduğu yaşam tarzını,
başkalarına göstermek istediği farklılığını ifade etmesine
olanak tanımaktadır. Marka kendini hedef kitleye kişiliği
ile kabul ettirir. Örneğin markada zirve noktasına
ulaşmış küçükten büyüğe herkesin bildiği Coca Cola ve
Mercedes örneklerindeki kişilikleri ele alacak olursak.
Mercedes konforu seven, güçlü, büyük sorunlarda
dayanıklı, dış görünüşüne önem veren, eli açık (yakıt
konusunda),hemen pes etmez, gösterişli, orta yaşlı bir
erkek imajı vermektedir. Coca Cola'nın da kişiliğini
hayal ettiğimizde eğlenceyi seven, aynı zamanda
12
eğlendirmeyi bilen, kıpır
kıpır, her ortama uyum
sağlayabilen, hayat dolu
Tülay Doğru
bir insan profili
Marka
ve Tasarım
çizmektedir. Her iki
Danışmanı
örnekte de görüldüğü
gibi belirtilen özellikler
hem insan hem de marka için kullanılabilir. “Marlboro
lights” kadınsı, “Marlboro” ise daha erkeksi bir havaya
sahiptir. Bunu oluşturan yine markanın kişiliğidir. Markalar
açısından önemli olan nokta önce bu kişiliği oluşturmak
ardından bu kişiliği yönetmek olmalıdır.
Markalaşma, tüketicilerin satın alma kararlarını
etkilemekte ve markalaşmamış ürünlere göre rekabette
avantaj sağlamaktadır. Tüketiciler ihtiyaçlarını karşılamaya
yönelik satın almalarında sepetlerinde markalı ürün
olmasına dikkat ederler. Çünkü markalaşmış ürün,
tüketicinin alışverişinde, standart kalite ve hizmet garantisi
içerdiği algısı yaratarak, markalaşmamış ürün ve firmalara
tercih edilmesine sebep olmaktadır. Marka tüketicinin
korunmasını sağlar, ürün satın alımından sonra tüketici
eğer ürünle ilgili sorunla karşılaşırsa yasalara uygun
olarak hakkını arayabilir. Tüketicilerin markalı ürünleri
kullanması, psikolojik olarak tatmin olmasına, saygınlık
kazanmasına olanak sağlar.
Markalaşmada iletişim kanallarının etkin kullanılması
veya kendi iletişim kanallarının oluşturulması önemlidir.
İletişim olmadan ve iletişim tekniklerini bilmeden bir
marka yaratmak olanaksızdır. Marka yaratırken amaç,
müşterilere ulaşmak ve onların ilgisini markamıza çekmek
olduğuna göre marka yaratma aşamasının öncesinde ve
sonrasında sık sık başvurulacak teknikler iletişim teknikleri
olmaktadır. Marka sahibi, tüketici ile etkili iletişim
kurarak, tüketicinin ürünü kullandığında nasıl hissedeceği
algısını ön görerek, "araştırma ve geliştirme" planları
uygulayarak müşterinin gelecekteki zevklerine uygun ürün
ortaya çıkartır ve promosyon teknikleri uygulayarak bu
yeni ürün karakterlerini veya ürünü bütün müşterilerinin
bilgisine sunmaya gayret gösterir. Bir markanın kabul
görmesi ve müşteri tarafından sadık bir biçimde satın
alınması, iyi bir ün ve sürekli bir tutundurma faaliyeti ile
mümkün olmaktadır. Tüketicinin ihtiyaçlarını karşılaması
amacıyla sadece içinde bulunulan zamanda değil,
gelecek dönemlerde de belirli bir markayı tercih etmesi,
satın alma davranışı bilinçli bir hale gelinceye dek, aynı
markayı tekrar tekrar satın almayı sağlanması ile üretim
maliyetlerinin çok üstünde satışlar gerçekleştirebilir.
Yurtiçinde ya da yurtdışında marka olabilmiş, ürününü
tanınmış ve güvenilir bir marka haline getirmiş irili ufaklı
tüm firmalar, kendilerinden kat kat fazla üretim hacmi ve
istihdamı olan ama markalaşamamış firmalardan çok daha
yüksek kar marjları elde edip, sadece markaları üzerinden
büyük bir artı değer yaratmış oluyorlar. Bu farkı yaratan şey
ise, kalite ve güvenilirlik konularında kendini ispatlamış bir
marka yaratabilmekte yatıyor.
Sonuç olarak markalaşma, ürününüzü ve hizmetinizi
farklılaştırır, ona değer katar, rekabet gücü kazandırır ve
işinizi daha kârlı bir hale getirmenize yardımcı olur.
Rakiplerinizden bir adım öne geçmenize olanak sağlar.
Marka bir firmanın en stratejik yatırımlarından biridir.
Markalaşmanın en önemli kısmı ise 'tescilli bir markaya
sahip olmak' ve 'bu markaya yatırım yapmak'tan
geçmektedir. Bu nedenle markalaşmayı yalnızca isim,
sembol, tasarım gibi düşünmemek, riskli bir girişim
anlamında değerlendirmek gerekmektedir. Bu konuda
“doğru marka” nın seçimi, Türkiye ve Dünya'da tescil
edilebilirlik kriterlerine uygunluğu, markanın kullanılacağı
alanların eksiksiz tespit edilmesi önemlidir. Bu nedenle
markalaşmanın ilk aşamasında Sınai ve Mülkiyet Hakları
konusunda bilgili ve deneyimli marka danışmanları ile
çalışmak yararlı olacaktır.
Markalaşma sürecinde Grup Ofis Uzmanları ile bağlantıya
geçebilir markanızın Türkiye ve Dünya'da tescil edilebilirliği
ve diğer sınai mülkiyet hakları konusunda tüm detaylı
bilgileri talep edebilirsiniz.
13
Konuk Marka
Bu sayımızda Lescon Mali İşler Müdür Yardımcısı Sayın Ayhan Erbay
ile bir röportaj gerçekleştirdik. Kendisine bizlere zaman ayırdığı için
çok teşekkür ediyoruz.
Bizlere markanızın geçmişinden kısaca bahsedebilir misiniz?
Şirket olarak sektördeki varlığımız 1980'li yıllara dayanmakla
birlikte, Lescon'un tarihi 1992 yılında başlar. Lescon olarak sektöre
ilk adımımızı spor ayakkabısı üretimi ile attık, sonrasında Lescon'u
tanınır ve güvenilir bir marka haline getirecek olan ilk çıkışımızı ise
ilk halı saha ayakkabısını üreterek yaptık. Doksanlı yılların sonuna
gelindiğinde Lescon spor ayakkabı sektöründe çeşitliliği ve kalitesi
ile tercih edilen bir marka haline gelmişti. Takip eden yıllarda,
marka misyonumuz gereği, ürün çeşitliliğimize spor giyim ürünlerini
ve aksesuarlarını da ekleyerek, spor yapan veya spor giyinen
tüketicilerin tüm ihtiyaçlarına kaliteli bir şekilde cevap verebilecek bir
marka haline geldik. Bu süreçte, marka olmanın ve çağdaş
pazarlama yönteminin olmazsa olmazı olarak mağazalaşma ve bayi
ağımızı arttırma faaliyetlerimize ağırlık verdik. Bugün Lescon, Türkiye
ve yurtdışında franchise mağazalar dahil 40'a yakın konsept
mağazası ve tüm Türkiye'ye yayılmış 600'den fazla bayisi ile
sektördeki ilk ve tek Türk spor giyim ve ayakkabı markasıdır.
14
Türkiye ve dünyada birçok ünlü spor markası var bildiğiniz
üzere , Lescon'u bu anlamda nasıl konumlandırıyorsunuz?
Belirttiğiniz gibi sektörde birçok ulusal ve uluslararası spor
markası mevcut, dolayısıyla rekabet üst düzeyde. Bu rekabette
öne çıkmak ve tercih edilebilir olmak için, tüketicinin gözünde
farklı bir konuma sahip olmanız gerekir. İlk sorunuza verdiğim
cevapta da belirttiğim gibi Lescon'un ürün gamında eşofmandan
tenis ayakkabısına, basketbol topundan futbol formasına,
terlikten masa tenisi raketine kadar spor giyim ve aksesuarlarında
tüketicinin ihtiyaç duyacağı tüm ürünler mevcut. Her sezon ar-ge
faaliyetlerine verdiğimiz önem ile dönemin tüketici zevkine uygun,
teknolojik üretim teknikleri ile oluşturulmuş, spor giyimin
gereksinimlerine cevap verebilen ürünler geliştirmeye çalışıyoruz.
Ürün geliştirmede sahip olduğumuz bu vizyon, Lescon'u
Türkiye'de sektörün önde gelen markalarından biri haline
getirmektedir. Sektörü ulusal markalar açısından incelerseniz
ulusal spor markalarının sadece bir ürün çeşidine sahip olduğunu
göreceksiniz; yani sadece spor ayakkabısı veya sadece spor giyim
ürünleri üretmek gibi. Lescon ise tüm spor ürünlerini bir marka
altında tüketicinin beğenisine sunabilen tek Türk markasıdır.
Genellikle tanıtım olarak hangi kanalları kullanıyorsunuz?
Özellikle Futbol dışında diğer alanlarda da aktiviteleriniz
var mı?
Ürünleriniz ne kadar kaliteli, ne kadar güzel olursa olsun, eğer
tüketici sizi tanımıyorsa ve üstüne bir de yeterli satış ağınız yoksa
emeğiniz karşılığını almanız pek mümkün olmayacaktır. Bu
yüzdendir ki, Lescon olarak kurulduğumuz günden bu yana
markamızın tanıtımına çok önem verdik ve hem yazılı hem de
görsel basında yer alan bir çok tanıtım ve reklam faaliyetinde
bulunduk. Şu an için tanıtım faaliyetlerimiz içerisinde futbol
mecra olarak ilk sırada yer almaktadır. Türkiye'de insanların
futbola duyduğu ilginin düzeyi ve futbola yönelik bir çok
Kardemir Karabükspor'a ve Almanya Bundesliga takımlarından
Eintracht Frankfurt'a yaptığımız teknik sponsorlukları, bu
faaliyetlerimize örnek olarak gösterebiliriz. Başka sponsorlukları
tabiî ki düşünüyoruz ve gelecekte bir Türk markası olarak Türk
Milli Takımlarına sponsor olmayı arzu etmekteyiz.
ürünümüzün bulunması bu tercihimizde belirleyici olmaktadır.
Futbol dışındaki spor dallarında da zaman zaman çeşitli
aktiviteler ve tanıtım faaliyetleri gerçekleştirdik. Önümüzdeki
dönemlerde reklam ve tanıtım faaliyetlerinde çeşitliliğimizi
arttırarak markamızın bilinirliğini üst düzeye çıkarmak istiyoruz.
Sponsorluklar konusunda ne düşünüyorsunuz? Sizce
sponsorlukların reklama etkisi büyük mü? Başka
sponsorluk düşünceleriniz var mı?
Hem sponsorluk yaptığınız kurum veya projeye destek olunması
hem de markanızın tanıtımına faydalı olması sebebi ile Lescon
olarak özellikle son beş senedir bir çok sponsorluk faaliyetinde
bulunduk. Dolayısıyla sponsorluğu sadece bir tanıtım aracı
olarak değil aynı zamanda markamızın sosyal sorumluluk
faaliyeti olarak görüyoruz ve bu şekilde değerlendiriyoruz. Şu ana
kadar, Türkiye Süper Lig takımlarından İBB Spor, Gaziantepspor,
Denizlispor, Diyarbakırspor, Manisaspor, Kasımpaşaspor ve
Uzun vadedeki planlarınız arasında neler bulunmakta?
Lescon olarak Türkiye dışındaki spor giyim piyasalarında da kalıcı
yer edinmek istiyoruz; bu bizim en büyük hedeflerimizden biridir.
Tabi bunun için ilk önce ulusal pazardaki yerimizi
sağlamlaştırmak, tanınırlığımızı üst düzeye çıkarmak ve satış
ağımızı; hem mağazalaşma hem de bayi anlamında ideal
seviyeye yülseltmek istiyoruz. Çünkü, ulusal pazarda sahip
olduğumuz marka gücünün, uluslararası pazardaki
faaliyetlerimizde bizim için yönlendirici ve belirleyici olacağını
düşünüyoruz. Bu yurt dışı açılımını gerçekleştirirken de, belli bir
kurumsal plan ve pazarlama stratejisi içerisinde hareket etmek
istiyoruz; çünkü idealimiz sadece ürünlerimizin yurtdışındaki
reyonlarda yer alması ve satılması değil , Lescon'un yurtdışında ki
tüketicilere bir marka kimliği ile sunulmasıdır. Bu da ancak doğru
plan ve strateji ile mümkün olacaktır.
Son olarak, Grup Ofis hakkındaki düşüncelerinizi alabilir
miyiz?
Grup Ofis ile olan işbirliğimiz Lescon'un kuruluşundan bu yana
istikrarlı bir şekilde devam etmekte. Uzun zamandan beri süre
gelen işbirliğimizde, markalarımızın ve tasarımlarımızın hem
yurtiçinde hem de yurtdışında Grup Ofis tarafından korunuyor ve
takip ediliyor olmasının her zaman memnuniyeti ve güveni
içerisinde olduk. Bu bağlamda, tüm Grup Ofis ailesine
desteklerinden dolayı çok teşekkür ederiz.
15
Plasma Car bir yere varamadı
Müvekkilimiz Bey Uluslararası Ticaret ve Otomotiv
San. A.Ş.'nin distribütörlüğünü yaptığı, son dönemlerde
ülkemizde oldukça yaygın ve popüler hale gelen çocuk
arabalarının Bitene Kadar Bilgi Teknolojileri ve Ticert
A.Ş. tarafından tescili alınmak üzere TPE'ye başvurusu
yapılmıştır.
Bir tasarım başvurusunun tescile bağlanabilmesinin
olmazsa olmazı bu tasarımın yenilik ve ayırt edicilik
özelliklerini bir arada taşımasıdır.
Söz konusu bu tasarım, İlk olarak yurtdışında tanıtımına
ve kullanımına başlanılan,
yenilik özelliğini yitirmiş, son
dönemde ülkemizde aileler
tarafından çocukları için
tercih edilen bir oyun
aracıdır.
Mucize çocuk arabası, plazma car, space car ya da
swing car olarak da bilinen oyuncağın çalışma prensibi ve
özelliği; üzerine oturmak suretiyle ayak ya da bacak ile
hiçbir şekilde kuvvet uygulamadan sadece direksiyona
uygulanan sağa sola çevirme hareketi ile hızlanan ve ileri
doğru giden eğlenceli bir araba olmasıdır. Bu arabada
pedal, pil ya da motor bulunmamaktadır. Üzerinde yer alan
direksiyona uygulanan sağa ve sola döndürme kuvvetiyle
hareket kabiliyeti sağlanmaktadır.
Neticede, söz konusu başvurunun, yenilik ve ayırt edicilik
özelliğinin bulunmaması nedeniyle iptalini sağlanmak üzere
itiraz edilmesine karar verilmiştir. Şekil itibariyle
karşılaştırıldıklarında ise itiraz edilen tasarım başvurusu ile
dünya üzerindeki benzer tasarımlar arasında hiçbir şekilde
farklılık bulunmadığı, bu tasarımların neredeyse birebir aynı
tasarımlar oldukları itiraza eklenen belgelerle kanıtlanmıştır.
İtirazı değerlendiren TPE, başvurusu yapılan tasarım ile
itiraza eklenen eski tarihli belgelerde yer alan çocuk
oyun arabalarının aynı olduğunu tespit ederek, itirazın
kabulüne ve söz konusu tasarım tescilinin iptaline karar
vermiştir.
16
Av. Filiz Cankat
Dizayn Farklılıkları Tescil Yolunu Açtı
Müvekkillerimizden, ADVENT SOFTWARE INC, 1983
yılında Amerika'da kurulmuş, 30 yıla yakındır, yatırım
yönetimi şirketlerine güvenilir çözümler sağlayan bir
yazılım firmasıdır.
Müvekkil aynı zamanda ticaret ünvanı olan ADVENT
isminin ülkemizde de tescili için, “Finansal ve/veya yatırım
uygulamalarıyla ilişkili bilgisayar yazılımları; finansal
yönetim, yatırım takip, portfolyo analizi, portfolyo
yönetimi, yatırım raporlama, yatırım performans ölçümü,
finansal araç ticaretinin takibi, mutabakat hesabı ve
muhasebe alanlarında kullanılmak için bilgisayar
yazılımları” emtialarını içeren üç ayrı marka başvurusu
yapmıştır. Söz konusu bu başvuruların hepsi yine
Amerika'da yerleşik RECOTON AUDIO CORPORATION
firmasının, ülkemizde 9.sınıfta aynı türden mallar için
tescilli ADVENT markası sebebi ile reddedilmiştir. Bu red
kararlarının hepsine ayrı ayrı dosyalanan itirazlarda,
markaların farklı unsurlardan oluştuğu, farklı
kompozisyonlara sahip olduğu, sektörel farklılıklarının
bulunduğu belirtilmiştir. Ayrıca yine RECOTON AUDIO
CORPORATION firmasının, Müvekkil markasının
Türkiye'de tesciline izin verdiğini gösterir, yurtdışında bir
çok ülkede geçerliliği olan ancak ülkemizde resmi bir
geçerliliği olmayan, rıza mektupları, itiraza eklenmiştir.
Söz konusu bu itirazlardan ADVENT ve ADVENT
SOFTWARE için yapılan itirazlar nihai olarak reddedilse
de; diğerlerinden farklı bir dizaynı olan ve farklı bir logo
ile tescil edilmek istenen ADVENT markasının itirazı
kabul edilerek, markanın Resmi Marka Bülteni'nde
ilanına karar verilmiştir. Her ne kadar resmi bir niteliği ve
geçerliliği olmasa da bu, dizayn farklılığı yanında,
sunulan rıza mektubunun da Enstitü uzmanının
kanaatine olumlu rol oynadığı düşünülmektedir. Ancak
eski marka sahibinin rızasının, aynı mallar için tescil
edilmek istenen birebir ya da birebire yakın markalar için
geçerli olmayacağı da bilinmektedir.
Av. Işılay Şimsek Cengiz
17
Marka bulmaca
18
30. Sayının Cevapları
31. Sayının Kazananları
1. Sinan Şişeci
Vatan Gıda
2. Şahin Aslan
Gaziantep Fıstık Dünyası
3. Fatih Söğünmez
Tekin Çorapları
4. Aylin Kutsal
Severoğlu Mimarlık
5. Ebru Karakoç
Derya Büro
31. Sayının Cevapları
Marka Bulmacamızı eksiksiz çözen ve ekteki formu doldurarak 312. 468 44 55 nolu faksımıza ya
da [email protected] e-posta adresimize yollayan katılımcılar arasında Noter huzurunda
yapılacak çekilişle 3 katılımcıya "Lescon" dan "Eşofman Takımı" hediye edilecektir.
15 Şubat 2013
1. Greenpeace
2. Harley Davidson
3. Hello Kitty
4. Lego
5. New Balance
6. Nivea
7. Sega
8. Shell
9. Timberland
10. Unicef
11. Ups
12. Wikipedia
19
Kelime Bulmaca
Tabloda karışık harfler
arasına gizlenmiş 5 adet
markayı bulunuz.
31. Sayının Cevapları
20
Denizin Ortasında Motorlu Küvet
Bir Hollanda firmasının ürettiği bu aletler, keyif olayına yeni bir boyut
kazandırmış. Durgun deniz veya göllerde hem seyir yapıyorsunuz, hem de
sıcak su küvetinin içinde rahatlayıp keyif çatıyorsunuz. İçerideki su ise
odun sobası ile ısıtılıyor. Özel olarak dizayn edilen soba sayesinde
istediğiniz dereceyi ayarlayabiliyorsunuz. Motoru oldukça sessiz çalışan bu
aracın fiyat aralığı 9.000 ile 17.000 Euro arasında.
Kaynak: www.hottug.nl
21
Mucit Hikayeleri
Kendinden tiksinen deha
Yalnızlık ve hüzün içinde geçen hayatı hüzünlü bir şekilde
biten, ama adı dünyanın en prestijli ödülüyle akıllara
kazınmış olan dinamitin mucidi Alfred Nobel'in hayat
hikâyesi.
Bugün kendi adıyla verilen Nobel Ödülleri ile tanınan Alfred
Nobel, 1 Ekim 1833'te iflas etmiş bir iş adamının oğlu
olarak İsveç'te dünyaya geldi. Tarihe 'dinamitin mucidi'
olarak geçen Alfred Nobel, patlayıcılara olan düşkünlüğünü
babasından aldı. 1937'de Alfred henüz 4 yaşında bir
çocukken babası Immanuel Nobel, Saint Petersburg'a
taşındı ve burada bir mayın fabrikası kurdu.
Rusya'da fizik-kimya eğitimi gören Alfred Nobel,
Stockholm'e döndükten sonra kimya çalışmalarını babasının
laboratuvarında yürütür ve zaman içinde Alfred Nobel'in
patlayıcılara olan ilgisi artar. 1866 yılında yüzde 75
oranında nitrogliserini, yüzde 25 oranında emici bir toprak
türü olan kieselguhr ile karıştırır ve o 'müthiş' maddeyi bulur.
Nobel'in Güvenlik Barutu ya da daha çok bilinen adıyla
dinamit. Bu buluşu, Nobel'in kısa sürede bütün Avrupa'da
dinamit kralı olarak tanınmasına neden olur.
Nobel, 1896 yılında San Remo'da beyin kanaması sonucu
yaşama veda eder. Yanında sadece bir hizmetçisi,
yapayalnız ölen, köpeğinin bile arkasından yas tutmadığı
söylenen Alfred Nobel, vasiyetinde, servetinin 1 milyon
kronunun yeğenleri ve bir dönem aşık olduğu Sofie Hess
arasında paylaştırılmasını, geri kalan 33 milyon 200 bin
kronunu da her yıl insanlığa hizmette bulunanlara
sunulmasını istemişti. Bu ödüller fizik, kimya, tıp ya da
22
fizyoloji, edebiyat ve barışa
hizmet olmak üzere toplam
beş dalda verilecekti.
Dinamiti bulduktan sonra boş
durmayan Alfred Nobel,
Stockholm, Hamburg, Ardeer,
Paris, Karlskoga ve San
Remo'da laboratuvarlar kurdu. Sadece patlayıcıyla
kalmayıp, latik teknolojisini, suni deri gibi sentetik
maddeleri geliştirdi. Öldüğü zaman 355 patentin
sahibiydi. Yirmi ülkede doksan fabrika kurmuştu.
Mucitliğini başarılı ve dinamik işadamlığıyla pekiştiren
Alfred Nobel, dünya ekonomisinde halen önemli rol
oynayan şirketler kurdu.
Asık suratlı romantik
Yazmayı çok severdi. Mektuplarının kopyasını saklardı. Aşk,
erotizm gibi konularda açık vermemeye dikkat ettiğinden
bu konularda ne konuşur ne de yazardı. Gizemli bir
yaşamı vardı. Paris'te eczanede çalışan bir kıza aşık olmuş
ancak kız tanışmalarından kısa bir süre sonra ölmüştü.
Belki ilk kez yakalandığı bu aşkın hüsranla sonuçlanması
Alfred Nobel'i yıkmış, uzun süre kendini toparlayamamıştı.
Ama çevresindekiler asık suratın arkasında romantik bir
dünyanın gizli olduğuna inanırlardı.
Talihsiz bir aşk daha
Yaşamındaki boşluğu Avusturya'da kaplıcada tanıştığı Sofie
Hess ile doldurmak istedi. Aralarında başlayan ilişki üzerine
Nobel genç kızı Paris'te bir daireye yerleştirdi. Fakat Sofie,
Fransızca öğrenmekte zorluk çektiğinden bir süre sonra da
ailesini özlediğinden Viyana'ya geri döndü. Bu arada
Sofie'nin başkasıyla ilişkisinden bir de çocuğu oldu. Nobel
buna rağmen genç kıza para yollamaya devam etti. Talihsiz
ilişki Nobel'in ölümünden sonra da tatsız olaylara yol açtı.
Sofie “Mektupları satarım” tehdidiyle Nobel Vakfı'ndan para
talep etti. Sonunda bir milyon kron alarak mektupları vakfa
teslim etti.
Yaşamı boyunca “Gaddar, ruhsuz” diye suçlanan Alfred
Nobel'e, servetini ödüllere bıraktığından dolayı ölümünden
sonra da deli dendi. Üstelik vasiyeti tuhaf bulup şaşıranların
başında İsveç Kralı ile İsveç Bilimler Akademisi ve tıp ödülü
hakkında karar veren Karolinska Enstitüsü gelmekteydi. Hatta
Kral, “Bu ödül saplantısını adamın kafasına Kontes Kinsky
soktu” deyip vasiyeti yargı yoluyla bozdurmak için Alfred'in
yeğeni Emanuel'i Rusya'dan çağırdı. Ancak Emanuel,
amcasının vasiyetini beğendiğini söyleyerek Kral'ı dinlemedi
ve Nobel ödüllerinin de önünü açmış oldu.
23
Marka Hikayeleri
Marka İsimleri nereden geliyor?
Adobe: Grafik yazılımlarıyla
endüstrinin en önde gelen
firmalarından biri olan Adobe,
ismini kurucusu John
Warnock'un evinin arkasındaki
Adobe Koyu'ndan alıyor.
Amazon: Jeff Bezos sanal alışveriş şirketinin
isminin alfabetik sırada önde çıkması için “A”
harfiyle başlamasını istedi. Sözlükte isim ararken
dünyanın en büyük nehri kabul edilen Amazon'da
karar kıldı çünkü şirketinin de bir gün o kadar
büyük olmasını istiyordu.
24
Audi: Almanya'nın en
önemli otomobil
firmalarından olan Audi'nin
kurucusu August Horch'un
ismi latincede 'dinle' anlamına
geliyordu; ancak Horch bu ismi başka bir araba şirketine
vermişti. Semboldeki 4 daire araba şirketlerinin birliğini
gösteriyor: Audı ve DKW, Horch ve Wanderer.
Canon: Adını şirketin ürettiği ilk kamera olan
'The Kwanon'dan alıyor. 1935'te dünyaca
tanınabilmesi için ismi 'Canon' olarak
değiştirildi.
Ebay: 'Echo Bay Technology Group' adlı şirket, alan adı
olarak echobay.com'u kullanmak istedi;
ancak bu alan adı başka şirketler
tarafından alınmıştı. Şirket,
ikinci seçenek olarak ismini
kısalttı ve ortaya 'ebay' çıktı.
INTEL: Dünyanın en önemli teknoloji şirketi ve işlemci
üreticilerinden 'intel' ismini 'Integrated Electronics'in
kısaltılmış halinden alıyor.
NIKE: Dünyanın önde gelen spor ürünleri üreticisi
'Nike'nin ismi, Yunan mitolojisinde zafer tanrıçası olarak
bilinen 'Nikea'dan geliyor. Markanın işareti tanrıçanın
uçuşunu sembolize ediyor. Türkiye'de çinileriyle ünlü İznik
kentinin de eski ismi 'Nikea'ydı.
IKEA: 'IKEA' farklı harflerin birleşimi. 'IK' harfleri, kurucu
Ingvar Kamprad'ın isim ve soyisminden, 'EA' ise
büyüdüğü köy Elmtaryd Agunnaryd'ın baş harflerinden
geliyor.
Kaynak:www.editorturk.com
NIKON: Japonya'nın önde gelen fotoğraf makinesi
ve aksesuarı üreticisi 'Nikon'un ismi Japon optiği
anlamına gelen 'Nippon Kogaku'nun
kısaltılmasından geliyor.
25

Benzer belgeler