DERS KITABI ( formatinda)

Transkript

DERS KITABI ( formatinda)
1
GİRİŞ
1
6
BÖLÜM
11
KAVRAMSAL VE KURAMSAL ÇERÇEVE
1.1 YOĞUNLUK KAVRAMININ ÖNEMİ VE TANMLANMASI
1.2 YOĞUNLUK KADEMELENMESİ VE TÜRLERİ
1.3 YOĞUNLUK, ZAMAN İÇİNDE KENTSEL DEVİNİM-MEKAN İLİŞKİSİ
1.4 YOĞUNLUK-KENT BÜYÜKLÜĞÜ- KENT BİÇİMİ İLİŞKİLERİ
1.5 YOĞUNLUK – FİZİK MEKAN VE BİRLEŞENLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİLER
1.5.1 OTURULABİLİRLİK – YAŞANABİLİRLİK (HABİTABİLİTY)
1.5.2 BİRİM MEKAN BİÇİMLERİ VE BİLEŞENLERİNİN ÇEŞİTLİ DEĞİŞKENLERE GÖRE
YOĞUNLUK İLİŞKİLERİ
1.5.2.1 Walter Gropius Modeli (40)
1.5.2.2 Helligenthal-Lgropius Teoremleri (44)
1.5.2.3 H.E.Beckett Model (45)
1.5.2.4 Beckett Teoremleri (47)
1.5.2.5 Martin-March Teoremleri (52)
1.5.3 ÜLKEMİZDEKİ ÇALIŞMALAR
1.6 YOĞUNLUK – KONUT TİPİ İLİŞKİLERİ
26
27
30
31
35
40
40
48
2
58
BÖLÜM
11
13
18
20
24
25
TOPRAK KULLANMA İLE İLGİLİ KURAMLAR
YIĞILMA (YOĞUNLUK) – MEKAN İLİŞKİLERİ
2.1 TOPRAK DEĞERLERİ – TOPRAK KULLANMA MEKANSAL DAĞILIMI İLİŞKİLERİ61
2.2 YOĞUNLUK – TOPRAK KULLANMA – MEKANSAL DAĞILIM İLİŞKİLERİ
64
2.3 YOĞUNLUK – TABAN ALANI KULLANIMLAR I – MEKANSAL DAĞILIM
İLİŞKİLERİ
75
2.4 TOPRAK KULLANMA – KENTSEL YAPI MODELLERİ
81
2.4.1 KENTSEL YAPI KURAMLARI
82
Eş Merkezli Çemberler Kuramı
(Concentric - Zone Model)
82
2.4.1.1
2.4.1.2 Ulaşım Ağına Bağlı Eş Merkezli Gelişme Kuramı
(Axial development theory) ( 69 )
2.4.1.3 Dilimler Kuramı (Sector, Model)
2.4.1.4 Çok Merkezli Gelişme Kuramı (Multiple – nuclei model)
85
85
85
88
3
90
BÖLÜM
KENTBİLİM VE PLANLAMA KAVRAMSAL DİZİNİNDE TOPRAK KULLANIM (LAND USE)
ÖLÇÜTÜ OLARAK YOĞUNLUK VE TÜREVLERİ
3.1 DEMOGRAFİK YOĞUNLUKLAR
3.1.1 NÜFUS (İNSAN) – TOPRAK İLİŞKİLERİ
3.1.1.1 Yoğunluk Kavramı - Yoğunluklar
3.1.1.2 Donatımlar –Toprak Kullanma Birim Ölçütleri (Standartlar)
3.1.2 NÜFUS (İNSAN) – BİNA (YAPI) İLİŞKİLERİ
3.2 YAPISAL TOPRAK KULLANIM ÖLÇÜTLERİ (YOĞUNLUK-KATSAYILAR9
3.2.1 BİNA (YAPI) – TOPRAK İLİŞKİSİ
90
90
90
95
97
98
98
2
3.2.1.1
3.2.1.2
4
Yapısal Yoğunluklar
Katsayılar
BÖLÜM
98
99
104
TOPRAK KULLANIM VE ÖLÇÜTLERİNİN PLANLAMA ÇALIŞMALARI İLE İLİŞKİLERİ
SONUÇ
109
BÖLÜM KAYNAKLARI
110
KAYNAKLAR
122
3
ÇİZELGELER
Çizelge 1.2’de ülkemiz sınırlarından başlayan ve İstanbul Kentsel Yoğunluk Bölgesindeki örnek
alanlarından seçtiğimiz bir parselde sonuçlanan 1980 yılı nüfuslarına göre nüfus yoğunlukları iki ölçü
birimi cinsinden verilmiş olup planlamada kullanılabilir ölçütlerin hangi yerleşme ölçeklerinde
değiştirileceği somut bir şekilde görülmektedir. Ayrıca birbirlerine göre göreli net-brüt ilişkileri de
izlenmektedir.............................................................................................................................................. 15
Çizelge 1.2 – İstanbul Metropoliten Alanında Yoğunluk Kademelenmesi................................................ 16
Çizelge 1.3- Yoğunluk-Kat Adetleri İlişkileri............................................................................................ 30
Çizelge 1.4- Konut Tipi-Yoğunluk İlişkisi................................................................................................ 49
Çizelge 4.1 Planlamada Kullanılan Toprak Kullanma (land Use) Dağıtım ve Kontrol Ölçütleri Çizelgesi
108
4
ŞEKİLLER
Şekil 1.1- Yerleşmelerin alan, Boy ve Yükseklikleri ile ilgili oranlar. ________________________ 17
Şekil 1.2- Yapılaşmış-Yerleşik Kentsel Alanda Yoğunluk. ___________________________________ 17
Şekil 1.3- Gece ve Gündüzün Belirli Saatlerinde Nüfus Dağılımı, Haziran 1950, Flint, Michigan. ____ 19
Şekil 1.4- Kentsel Yoğunluk Bölgelerinin Biçimlerine Göre Ayırımı ___________________________ 21
Şekil 1.5- Kentsel Alanlarda Kent Biçimine Bağlı Yoğunluk Dağılım TiplerKaynak : Rané Magnan,
“Equipements et Deplacements Urbans”, CRU- Centre de Recherche d’Urbanisme, Paris, 1969, k.31-37.
__________________________________________________________________________________ 22
Şekil 1.6- Manhattan ve Şikago’nun Grid Ada Düzeni Üzerinde Değişik Gelişme Modellerinin
Karşılaştırılması. örnek - manhattan
ve
örnek - şikago
23
Şekil 1.7- W. Gropius’un Önermelerinin Biçimsel Açıklaması.________________________________ 27
Şekil 1.8- Modelin Izometrik Anlatımı ___________________________________________________ 28
Şekil 1.9- Yatak Sayısı B Gerekli Parsel Alanı C Engelleme Açısı ya da Güneş Işığı Açısının Tanjantı
Fonksiyonlarının Hiperbolik anlatımları. _________________________________________________ 29
Şekil 1.10- Modelin İzometrik Anlatıtım _________________________________________________ 32
Şekil 1.11- A Kat Sayısına Bağlı Döşeme Alanı Indeksi İlişkisi,_____________________________ 34
B Kat Sayısına Bağlı Açık Alan Indeksi İlişkisi. ___________________________________________ 34
Şekil 1.12- A Kat Sayısına Bağlı Açık Alandaki Yatak (ya da nüfus) Sayısı Yoğunluğu İlişkisi.____ 34
B Etrafı Açık Alanlarla Çevrili ve Aynı Konut Birimini İçeren 32 Katlı Güneş Işığı Kuleleri (Sunlight
Towers) ___________________________________________________________________________ 36
Şekil 1.14- Yapılaşma Biçimlerinin 3 Farklı Tipi _________________________________________ 37
Şekil 1.15- A Ayrık (Pavilion) Biçimde, B Avlulu Biçimde (court) __________________________ 38
C Sokak Biçiminde (Street) D Sürekli Avlu ya da Haçvari Biçim (Cruciform) __________________ 38
Şekil 1.16- Kat Adedine Bağlı Olarak Yapılaşma Biçimlerinin Bina Potansiyelleri. ________________ 39
Şekil 1.17 , 1.18 , 1.19 , 1.20___________________________________________________________ 42
Şekil 1.21__________________________________________________________________________ 48
Şekil 1.22- Yapı İmar Düzenleri Tipolojisi________________________________________________ 50
Şekil 1.23- Yapı İmar Düzenleri Tipolojisi BD/Yönetmelik __________________________________ 51
Şekil 1.24- BD-APA/Yönetmelik için Çalıştırılan YİD-TİP Benzeşim (Simulation) Modelinin AYKGRAFİK-ABAK’lardaki ilişkilerinin Davranışlarını 3 boyutlu Aksonometrik Anlatımı. ____________ 52
Şekil 1.25- BD-APA/Yönetmelik Alan-yoğunluk-katsayı, AYK-GRAFİK-ABAK’ları (5 kat). _______ 53
Şekil 1.26- BD-APA/Yönetmelik Alan-yoğunluk-katsayı, AYK-GRAFİK-ABAK’ları (5 kat). _______ 54
Şekil 1.27- BD-APA/Yönetmelik Alan-yoğunluk-katsayı, AYK-GRAFİK-ABAK’ları (5 kat). _______ 55
Şekil 1.28 –AD-APA/TAKS = 0,25 Alan-Yoğunluk-Katsayısı, AYK-GRAFİK/ABAK’ları, (5 kat) ___ 56
Şekil 1.29- Konut Tiplerinin Merkezden Uzaklığına Bağlı Olarak Şematik Nüfus Yoğunluğu ile İlişkileri.
__________________________________________________________________________________ 57
Şekil 2.1.Genel Olarak Bir Kentte Toprak Değerlerini Gösterir Şematik Yüzey ___________________ 61
Şekil 2.2. Kentlerde Farklı Kademelerdeki Alışveriş (Ticaret) Merkezlerinin İç Yapıları ____________ 62
Şekil 2.3.- Topeka (Kansas) Kenti İzometrik Toprak Değerleri Dağılımı ________________________ 63
Şekil 2.4.- Şikago Kentsel Alanında Nüfus Yoğunluğunun Uzaklığa Bağlı Düşüş Eğrisi ____________ 65
Şekil 2.5 Üstel (Exponential) Yoğunluk Düşüş Seçenekleri___________________________________ 65
Şekil 2.6. Hyderabat, (Hindistan) ve Şikago (Amerika Birleşik Devletleri) kentleri için Nüfus
Yoğunluğu- Uzaklık İlişkisi ___________________________________________________________ 66
Şekil 2.7- A 1801-1941 yılları arasında Londra Kenti Yoğunluk Uzaklık İlişkileri, B. Cleveland
Kentinde (ABD) Yoğunluk-Zaman İlişkisi (Kesikli çizgi toplam nüfusu, düz çizgiler ise yıllara göre
nüfus eğrilerini göstermektedir) ________________________________________________________ 67
Şekil 2.8. Hanehalkları Açısından Bir Tek Kapsamlı Etkinlik için Artan Rant ve Düşen Ulaşım
Maliyetleri _________________________________________________________________________ 68
Şekil 2.9. Ulaşım Maliyetlerini Azaltacak Konumlanmalar İçin Kentsel Etkinlikler birbirleri ile
yarışırlar. Ulaşım maliyeti tasarrufları kent merkezi yakınındaki bölgelerin fiyatlarını yükseltmek için
kullanıcılara olanak tanır. Kullanıcılar en yüksek değeri ödeyerek kendi kullanımları için gerekli bölgeleri
elde ederler. ________________________________________________________________________ 69
5
Şekil 2.10. Kentteki yolcu ulaşımı ve konut yoğunluğunu denetler, Kent içi devinimi gittikçe kolaylaşır.
Halk merkezdeki konumlanmalar için giderek daha az ödemeyi arzular. Konut döşeme rantları (kiralar)
zaman içinde düşer. Belirlenmiş bir yoğunlukta öncelikle bir konut alanı inşa edildiğinde döşeme rantları
en üst düzeydedir. ___________________________________________________________________ 69
Şekil 2.11 Birçok Etkinlik Arasında, Alan ve Konumlanma için Bölgelenme (Zonning) Yarışı _____ 70
Şekil 2.12 Farklı maliyet Varsayımları ile Zengin ve Fakir Grupların Konut Alanı Yer Seçimi Tercihleri
71
Şekil 2.13 Batılı (A) ve Batılı Olmayan (B) Kentlerin Geçici Karşılaştırmaları __________________ 71
Şekil 2.14 Hindistan Kentlerinde Yoğunluk Düzeylerindeki Değişmenin (Patternleri) Örnekleri ____ 72
Şekil 2.15__________________________________________________________________________ 73
(A) Newling Modeline Göre Gelişmenin Adışık Aşamalarında Kentsel Yoğunluk Profilleri _______ 73
Şekil 2.16 Konut Alanları Yerseçimi Alt Modelinin ŞematikÇalışma Süreci____________________ 74
Şekil 2.17 Paris Kentinde Nüfus Yoğunluğunun Tepe Noktasının Merkezkaç Dalgalanması 1936-1968
arası
75
Şekil 2.18. Taban Alanı Oranının Merkezden Uzaklaştıkça Azalış Grafiği (A) Reading (İngiltere) (B)
Şikago (ABD) ______________________________________________________________________ 76
Şekil 2.19 A Konut Alanı Yoğunluğu ile Toplam Taban Alanı Oranları Arasındaki İlişki. _________ 77
Şekil 2.20- (A) 1956 yılında Hamburg (kentinde) İskan yüzeyindeki kat adeti yoğunluğuna ait grafik
model. Bu modelde işyeri olarak kullanılan binalar dikkate alınmamış ve iskandan başka amaçlara hizmet
eden binalar için alttaki model hazırlanmıştır. _____________________________________________ 79
Şekil 2.21 İstanbul Beyoğlu Bölgesi İşyeri Yoğunluğu Maketi. ______________________________ 80
Şekil 2.22 Kentsel Büyümenin Yoğunluk – Alan İlişkileri __________________________________ 83
Şekil : 2.23 Bir Kentte Hipotetik Olarak Rant – Uzaklık İlişkileri ____________________________ 84
Şekil 2.24 1900-1936 Yılları Arasında 6 Amerikan Kentinde Üst Gelir Gruplarının Tercih Ettiği Konut
Alanlarının Konumundaki Yer Değişirmeler. ______________________________________________ 87
Şekil 2.25 6 Amerikan Kentinde Rant Alanlarının Mekansal Dağılımının Kuramsal Örüntüsü. _____ 87
Şekil 4.1 Yoğunluk – Katsayı, Makro-Mikro Plan İlişkileri ________________________________ 105
6
GİRİŞ
İnsanoğlunun yeryüzünde varoluşu ile başlayan doğa-insan ilişkileri, başka bir deyimle, doğanın
insan gereksinmeleri, çıkarları doğrultusunda kullanılmaya, denetlenmeye çalışılması,
başlangıçta avcı-toplayıcı toplulukların tarıma geçişi ile tarımsal toprak kullanışını, giderek doğal
barınaklardan yapay (saz vb. gibi) barınaklara
geçişi ile de toplu-bir arada yaşama
doğrultusunda, barınma işlevli yerleşmelerde, ilk kentsel nitelikli toprak kullanımını ortaya
çıkarmıştır.
İlk yerleşmelerin barınma, bir arada koruma işlevli olarak ortaya çıkması ile insanoğlu toprak
üzerinde çoklu düzlemleri ya da dikey kullanmayı da başlatmış, bir anlamda doğal mağara
barınaklarından yaprak ve dallarla inşa ettiği barınaklara geçişi ile kentleşmeye ilk adımını
atmıştır. (1)
İlk insan topluluklarının bu evresinde 300-400 kişilik ilkel topluluklar, 20-25 konutluk bazı
yerleşme gruplarını oluşturmuş ve giderek teknolojik düzeylerine bağımlı olarak çadırlı
yerleşmelerden kil, toprak, taş, ahşap, beton gibi malzemelerden yapılmış yerleşmelere değin
tipleri geliştirmiştir.
Kentleşmenin diğer bileşenlerine bağımlı olarak teknolojinin olanakları içinde toprağın çok
düzlemli kullanılışı-dikey kullanış-günümüze değen çeşitli gelişmişlik düzeyinde bulunan
ülkelerde değişik kentsel mekan tipolojileri oluşturmuştur.
Zamanımızdan 9-10 bin yol önceleri 8-10 bin nüfuslu tarim yerleşmelerinin varlığı çeşitli
arkeolojik kazılar sonucunda ortaya çıkarılmıştır. (2)
Bu yerleşmelere ait planlar ve rekonstrüksiyon perspektifler incelendiğinde bugünkü yoğun
toprak kullanım ölçütlerinin, o çağdaki toplumsal yapı ve teknolojilerine göre, ilk örnekleri
oluşturduğu görülmektedir.
M.Ö. 7000’lerde Anadolu’da Çatal Höyük Paleolitik yerleşmesinde yol ağının bulunmadığını,
ilişkilerin barınakların çatılarından sağlandığını, (3) M.Ö. 2000’lerde Mezopotamya’da o
çağlarda dünyanın en büyük kenti olan Ur’da, konut alanlarının bir parçasında izlendiği gibi yol
ağının en az düzeyde olduğu ve avlulu 2 katlı konutlarla yoğun bir yapılaşmanın
gerçekleştirildiğini ve bu kentte 1 km2 de 30.000 kişinin yaşadığını, (4) M.Ö. 1900’lerde Mısır’da
Tell el Amarna işçi yerleşmesinde düzgün dikdörtgen adalardan (grid) oluşmuş dar yol ağı ile bir
katlı yoğun avlulu yapılaşmanın gerçekleştirildiğini, (5) 100.000 kişiden, M.Ö. 82 yıllarında
400.000 kişiye yükseldiğini, bu kestirimlerin yaklaşık 480 kişi/acre (yaklaşık 1200 kişi/hektar)
yoğunluklu bir yerleşimi oluşturduğunu, İmparatorluğun geç dönemlerinde yerleşmenin
merkezinde yoğun 45.000 adet 5-6 katlı sokak blokları (insulea) ile çevrede merkezi Patio’lu
(avlulu) 2000 adet Akdeniz tipi (domus) villalarda toplam 1.2 milyon kişinin yaşadığını, (6)
bilmekteyiz.
Bu yoğun kullanışlar kentlerde yaşayan nüfusun daha derli toplu bir fizik mekanda yer almasını
amaçlamıştır. Günümüze değin yerleşmeler tarihi gözden geçirildiğinde korunma amacının
öncelikli olduğunu, yerleşmelerde etkinliklerin ve nüfusun en yoğun bir biçimde fizik mekanları
kullanmış olduklarını görmekteyiz.
Öncelikle 18. yüzyılda sanayileşme ile başlayan kentlere göçün yarattığı ve kentleşme olarak
tanımladığımız yığılmalar ve yoğunlaşmalar (mekanın yatayda ve düşeyde kullanılması) tüm
bilimsel ve teknolojik gelişmelere karşın insanoğlunun doğasına aykırı sağlıksız yasak
çevrelerini oluşturmaktadır.
Giderek hızlanan kentleşmenin yarattığı sorunlar önemini arttırdıkça bu karmaşık yapıyı
çözümlemede üst düzeydeki çok yönlü araştırmalar yanında ayrıntıda, derinlik kazanmış
7
betimleyici olmaktan çok, oluşumların nedenlerini açıklayıcı olanlarına da gereksinme
duyulmaktadır.
Dar anlamı ile kentleşme, kentlerde yaşayan nüfusun oranının ve kent sayısının artmasını
sağlayan bir nüfus hareketi, geniş anlamda ise sanayileşme ve ekonomik değişmeye koşut
olarak kent sayısının artması ve varolan örgütleşme sonucunu doğuran, toplum yapısında artan
oranda örgütleşme, iş bölümü ve uzmanlaşma yaratan, insanların davranış ve ilişkilerinde
kentlere özgü değişikliklere yol açan bir nüfus birikimi süreci olarak tanımlamaktadır. (7)
Bu tanım kentleşme olgusunu, hem neden hem de sonuçları açısından bir süreç içerisinde
kapsamlı olarak vemektedir. Kentleşme hareketi 18. yüzyılda başlayan ve bugün gelişmiş
ülkeler adı verilen sanayileşmiş ülkelerin geçirmiş olduğu bir olgu olmaktan çıkmış, günümüzde
az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeleri de kapsayan bir dünya sorunu haline gelmiştir. (8).
Dünya kentleşme olgusundaki ortak temel eğilimler; dünya nüfusunun artan bir oranda kentsel
alanlarda yer alması ve büyük kentlerin en hızlı büyümeyi göstermesi, metropoliten alanlardaki
çalışanların kent merkezlerinde yoğunlaşması, (3. sektör) metropollerdeki nüfus büyümelerinin
yerleşmesinin dış kenarlarında görülmesi şeklinde genellenebilir (9).
Kentleşme-Toprak Kullanma İlişkileri
Kentsel alanlarda nüfusun yoğunlaşması, ekonomik büyümenin bir sonucu olarak
görülmektedir. Çalışanların tarımsal etkinliklerden, önceleri sanayi ve daha sonra da 3. sektör
olarak tanımlanan hizmetlere doğru kayarak yığılma göstermesi bu olgunun bir ürünüdür.
Bir yandan istihdam yapısında görülen yapısal değişmeler ve hizmetlerin (3. sektör) büyüyerek
ağırlık kazanması sonucu hizmetlerde yer alan firmaların birbirleri ile yakın ilişkide bulunarak
belirli ekonomileri sağlamak amacına yönelik merkezi konumlanma istekleri, kent merkezinde
çalışmaların artış göstermesine, diğer yandan başlangıçta göçler sonucu yığılan nüfisin bir iş
gücü ortamı-potansiyeli (labourpool) yaratmasının, sanayilerin büyüyen kentlerde yeralmasına
ve giderek çalışma merkezleri haline gelmesine, neden oluşturmaktadır. Bu değişmeler aynı
zamanda kentsel alanda nüfusun dağılımı üzerinde de etki yapmaktadır.
Ticaret ve hizmet etkinliklerinin kent merkezinde ağırlık kazanması ile konut alanları nüfusunun
dağılımında merkez ve yakın çevresinde dışa doğru bir devinime neden olmaktadır. Bu devinim
geliştirilmiş ve yeni ulaşım ağı dizgelerinin nicelik ve niteliklerdine bağımlı olarak bu dağılmayı
(decentralization) kolaylaştırmaktadır.
Genellikle bütün ülkelerde ortak olarak, varolan fiziksel ve kurumsal yapı ile teknolojinin
toplumsal ve ekonomik yapı üzerindeki etkileri ile ortaya çıkan hızlı, değişen mekan
gereksinmeleri arasında bir boşluk, açık bulunmaktadır (10).
Farklı kentsel toprak kullanımları için kentsel mekanın, dağıtılması ya da bölüştürülmesi
bugünün gereksinmelerini yanıtlayacak şekilde olmakla birlikte, aynı zamanda geçmiş yapı
üzerine de temellendirilmekte, başka bir anlatımla, bu bölüşüm gelişmeye yeni açılacak
alanlarda ve güç de olsa, yapılaşmış yerleşik alanlarda sahnelenmektedir.
Geçmişteki gelişmelerin istemleri (talepleri) doğrultusunda örgüzlenmiş kamu kurumlarının bu
hızlı oluşum içerisinde etkin olmaması, fazla bürokratik kalması ve bu hıza çok yavaş uyum
göstermesi, kentsel mekanın kendi kendine şekillenmesine neden olmaktadır.
Kentlerde başlayan toprak kullanmadaki gerek yatayda ve gerekse dikey doğrultularda izlenen
yoğun kullanma istemleri, (talepleri) her zaman kesitinde çağın koşulları gereğince planlamalar
ya da diğer kurumsal yollarla denetlenmek, kontrol edilmek istenmiştir. (11).
8
Ancak bu denetleme-kontrol etme girişimlerinin, ilk kent planının M.Ö. 2000-3000’lerde Mısır’da
işci kentlerinin düzenlenmesinde kullanılmaya başlamasından (12) bu yana fazla da etkin ya da
başarılı olduğunu söylemek günümüz kentlerindeki sorunları çözümlemede geldiğimiz dikey
açısından, olanaklı görülmemektedir.
Her dönemin koşullarına göre sınırlı sayılabilecek toprak üzerinde izlenen, o toplumun
toplumsal-ekonomik ve kültürel yapısına bağımlı, nüfus ve etkinlikleri ve bu etkinliklerin
doğurduğu gereksinme ve istemleri kent fizik mekanındaki toprak kullanma örüntüsünü, yarışma
kuralları içerisinde oluşturmaktadır. Bu yarışma sonucu, fizik mekanda yoğun toprak
kullanmadan doğan ya da başka bir anlatımla mekanın düzenlenerek dağıtımında, günümüze
dek çözümlenmeyen sorunlar, etkin bir planlama-uygulama ikilisini her zamankinden daha çok
gerekli kılmaktadır.
Kentbilim ve planlama yazınında planlamanın, antik çağda başladığını ve o zamandan bu yana
kent fizik mekanının bölüşümü ve örgütlenmesinde araç olarak kullanılmaya çalışıldığını
görmekteyiz (13).
Her planlama aşamasında bu bölüşüm ya da planlama ile ortaya çıkacak değerlerin dağıtımı
mekanizması, tekrarlamaktadır. Bu yinelenmelerde ise kaynakların konumu ve bunlara
erişebilme, ulaşabilme olanakları ve toprak kullanma ölçütleri saptanarak, kişilere ve kamuya ait
mülkün (iyeliğin) kullanış biçimleri belirlenmekte ve kişilerin, toplumun gelir, refah düzeyi
doğrudan doğruya etkilenmektedir (14)
Planlama yoluyla oluşturulan bu kaynak dağıtım mekanizması kent olgusunun mekansal
boyutunda yani fizik mekanda sahnelenmektedir.
Ülkemiz koşullarında gerek kent planlama-uygulama ikilisinde gerekse toprak kullanma
kararlarının saptanması ve uygulanmasında planlanmış-tasarlanmış ölçütlere göre kaynak
dağıtım mekanizması olumlu yönde işletilememektedir.
Planlama sürecinde oluşturulacak kapsamlı kararların tümü coğrafik mekanın bir parçası
üzerinde yaşayan kentlinin sağlıklı, yaşanabilir bir çevrede etkinliklerini sürdürmesini
amaçlamaktadır. Bu amaca yönelik fizik mekan düzenlemeleri, ya da kent mekanının biçimlenişi
de çeşitli güçlerin etkisi altında bulunmaktadır.
Ülkemizde planlama ile ilgili çeşitli görüşlerin tartışılmakta (15) olmasına karşın, planlama
çalışmaları sürdürülmekte ve amacına uygun ya da uygun olmayan ya da planlama-uygulama
ikilisinde hangi etkinlik düzeyinde kullanıldığı bilinmeyen geniş kapsamlı çözümleme çalışmaları
da yapılmaktadır.
Kentsel barınma temel işlevinin toprak kullanımının, başka bir deyimle barınma işlevinin
sürdürüldüğü, konut alanlarının, kent mekanının büyük bir parçasını oluşturduğunu bilmekteyiz.
Genel olarak kent nüfusunun tamamına yakın bir kısmı bu mekanlarda yaşamaktadır. Bu
mekanların biçimlenmesinde daha önce de sözünü ettiğimiz, tüm ayrıntılı çalışmaların yapılmış
olmasına karşın sonuçta parsel ölçeğindeki imar yönetmelikleri ya da yönetmelik içeriğinin
değişik yorumlama ve ölçütlerini kapsayan palan koşulları etken olmaktadır.
Bir yanda kıt kaynak olan kentsel toprağın, sağlıklı çevre oluşturmaya olanak tanımayan küçük
parçalara bölünme eğilimi, diğer yanda bu bölünmeye ya da küçülmeye yasal ışık tutan ve bu
ölçekteki parseller için getirdiği yapılaşma koşulları ile sağlıklı yaşam çevresi elde etme olasılığı
bırakmayan imar yönetmelikleri uygulamaları bir yanda plan elde etme sürecinde ağır işleyen
mekanizmalar, diğer yanda başını alıp giden denetimsiz-yasal olmayan ve yapılaşma kurallarını
kendi belirleyen fizik mekan oluşumları, bir yanda çeşitli düzeylerde sürdürülen, başlangıçta batı
kaynaklı planlama teknik ve modellerinin ülkedeki çalışmalara uyarlanması çabaları ve yaratılan
plan ve plancı ayrımları, giderek fizik İmar planını reddeden görüşler ve sağlıklı hızlı ve etkin bir
planın, kent planı, imar planı, eylem planı, eylemsel planlama vb. gibi planlama süreçleri ya da
9
teknikleri ile elde edilebileceği tartışmaları, diğer yanda ise nüfusun % 50’sinden fazlasının*
planlı kaçak ya da yasa dışı oluşumlarda, kentsel donatımsız, altyapısız yaşayan büyük
kentlerin, yönetiminden, hava kirliliğine değin büyüyen sorunları, bir yanda serbest piyasa
ekonomisi kurallarına göre baskı gruplarının etkin olduğu makro-mikro ölçeklerdeki planlama
çalışmaları, diğer yanda kentbilim ve planlama ile uğraşan akademik ve diğer kurumların
dikkate alınmayan araştırma-geliştirme çalışmaları....; şüphesiz bu paradoksal örnekleri
arttırabiliriz. Ancak burada vurgulamak istenen, çeşitli görüşleri ya da tartışmaları eleştirmek ya
da yanılgılarını ortaya koymak değildir.
Kentler, toplumları ile birlikte yaşamlarını sürdürürken yukarıda sözünü ettiğimiz olumsuzluklar
da alt ölçeklerde, parsel parsel oluşumlarını tamamlamaktadır. Burada üzerinde durulması
gereken, en önemli konu yeni gelişmelerin sağlıklı bir biçimde yönlendirilerek eskiyi, var olanı,
düzeltmede yaratılacak fırsatların kaçırılmamasıdır. (16).
ÇALIŞMANIN KONUSU VE ÖNEMİ
Özellikle 18. yüzyıl sonlarında kentleşme ve sanayileşmenin yarattığı sanayi kentlerinin
sorunları çeşitli bilim dallarının, kenti araştırma alanı olarak seçmesine neden olmuş, bir yandan
mikro ölçeklerde, kentsel yapı-toprak kullanma, mekan organizasyonu-kentsel gelişme kuram
ve modelleri geliştirilmiş, bir yandan da mikro ölçekte parsele bağlı ancak insan etkinliklerinin ve
eylemlerinin yer alacağı, kent mekanlarının sağlıklı bir yaşam çevresi oluşturma doğrultusunda
düzenlemelerine yol gösterecek fizik mekanla ilgili modeller ve araştırmalar gerçekleştirilmiştir.
İster makro ister mikro ölçekli olsun araştırmalar ve planlama çalışmalarında temel yaklaşım,
insan gereksinmeleri için kentsel toprağın, toprak kullanım örüntülerine göre kamu çıkarlarını,
insan mutluluğunu refahını, özetle sağlıklı yaşam çevrelerinin oluşturulmasını gözeten bir
biçimde bölüştürülmesinin ya da dağıtılmasının sağlanması olmak gerekmektedir.
Ülkemizde bu bağlamda her gelişen kentimizin belirli bir düzeyde yapılmış planı olmasına karşın
uygulamalar ağırlıkla imar yönetmeliklerinin yönlendirilmesi ile gerçekleşmektedir. Bu
yönetmelikler ise kenti tanımladığı yapı-imar düzenleri ile şekillendirmektedir. Oysa bu
yönetmeliklerin tanımladığı yapılaşma koşulları ya da yasal anlatımla imar hakları, sağlıklı
yaşam çevresini oluşturmada yeterli olmamaktadır.
Kent planlama çalışmalarında bu olumsuz yapıya koşut, ana plan ölçeklerinde alınan toprak
kullanım kararlarının yoğunluk ölçütleri ile mekana dağılımı, uygulama planlarına geçildiğinde ve
giderek yönetmelikle uygulamalarda mikro ölçekteki kararları hiçe sayar bir niteliğe
dönüşmektedir. Bu noktada, uygulamada izlenen bu olgunun çok değişik güçlerin etkisinde
olması yanında, kullandığımız planlama tekniklerinde toprak kullanma planı ile (ana plan-nazım
plan) uygulama arasındaki bağıntıyı, yönetmeliklerin belirlediği genel geçer yapı-imar düzenleri
açısından sağlayan bir mülkiyet desenine ve parsel ölçeğine indirgenmiş, yoğunluk-yapılaşma
ilişkilerini tanımlayan herhangi bir çalışma bulunmamaktadır.
Ülke yerleşmelerinde bu ve bunun gibi nedenlerle yerleşik alanlara benzer ve hatta zaman
zaman daha da kötü niteliklerde her yıl hektarlarca gelişme alanı yerleşmede açılmakta ve yine
alınan kesitteki kent nüfusunun tamamının yaşamını sürdürdüğü yerleşik alanlarda kat arttırımı,
açık ve yeşil alanların yapılaşmaya dönüştürülmesi gibi oluşumlarla, giderek kötü koşullara
itilmektedir.
*
İstanbul Valiliğince düzenlenen 1. İstanbul Sempozyumunda yapılan açıklamalarda 1982 yılı ortalarında İstanbul
Metropoliten Alanında 244 bin yapının yasal olmadığı ve bu yapılarda da 2 milyon 198 bin kişinin yaşamakta olduğu
belirtilmektedir. Cumhuriyet Gazetesi, 59. yıl-sayı 20769, 29 Mayıs 1982.
10
ÇALIŞMA AMACI VE KAPSAMI
Kent toplumsal ve ekonomik süreçlerin mekansal boyutta yer alması ile varolmaktadır. Kentsel
mekan ise doğrudan bu süreçlerin etkileşimi sonucu biçimlenmektedir. Bu biçimlenmede sözü
edilen süreçlerin oluşturduğu toprak kullanım türleri değişik yoğunluklarla mekanda yer almakta
ve doğrudan insan yaşamını etkilemektedir. Bu nedenledir ki yoğunluk kavramları ve türevleri
toprak kullanmanın, sınırlı toprak kaynağının akılcı bir biçimde bölüşümünü, dağıtımını
denetleme ve yönlendirmede önemli bir araç olmaktadır. Sözünü ettiğimiz bu özellikler
kentleşmenin üst düzeylerde seyrettiği kentsel alanlarda söz konusu olmaktadır.
Bu çalışmada kentleşme olgusunun ya da nüfus ve işgücü yığılmalarının toplumsal-ekonomikkültürel ve politik neden ve sonurgularına girilmeden toprak kullanma kararlarını mekana
indirgeyen yoğunluk ve türevlerinin oluşturdukları yapılaşma ilişkilerinin ya da ters bir anlatımla
yönetmeliklerle tanımlanmış yapılaşma biçimlerinin bu ölçütlerle ilişkilerinin üzerinde
durulacaktır.
Planlama çalışmalarında makro-mikro ölçekler arasındaki nüfus ve işgücünün mekansal
dağılımında toprak kullanma kararları ile uygulama arasındaki ilişkiyi kurmak,
Planlama çalışmalarında fizik mekan çözümlemelerinde eksikliği bilinen bileşenlerin ve
bileşenler arası ilişkilerin özelliklerini ortaya çıkarmak,
Çalışmada, yukarıda tanımlanan genel ve özel amaçlar doğrultusunda toprak kullanmanın
denetim ölçütü olan yoğunluk ve türevlerinin tüm fiziksel bileşenler ile ilişkilerine geniş bir
şekilde yer verilmiştir. Bu denli ayrıntı yoğunluk-mekan ilişkisini anlamak açısından gerekli
görülmüştür.
Çalışmanın birinci bölümünde, toprak kullanmanın (land-use) gereksinme duyduğu toprak
dağılımını denetleme ve yönlendirme aracı olarak tanımlanan yoğunluk, kavram ve türevlerinin
önemi, tanımları, kademelenmesi ve türevleri, zaman içindeki kentsel devinimin yarattığı
yoğunluk farklılaşmaları, kent büyüklüğü ve biçimleri, yoğunluk-fizik mekan ve bileşenleri
arasındaki ilişkiler, ülkemiz ve diğer ülkelerde yapılan çalışmalar ve yoğunluk konut tipi
ilişkilerini geniş bir şekilde tanımlayan kavramsal ve kuramsal çerçeve verilmektedir.
İkinci bölümünde, toprak kullanma ile ilgili kuramlar, toprak değerleri-toprak kullanma ilişkileri,
toprak kullanma-kentsel yapı modellerinin yoğunluk-mekan ilişkileri açısından ayrıntılı olarak
incelenmektedir.
Üçüncü bölümde, kentbilim ve planlama kavramsal dizininde toprak kullanma (land-use) ölçütü
olarak yoğunluk ve türevlerinin diğer ülkelerle ülkemizdeki-kavram ve tanımlamaları üzerinde
karşılaştırmalı tartışmalar yapılarak sistematik bir gruplama gerçekleştirilmektedir.
Dördüncü ve son bölümde ise, toprak kullanmanın ve ölçütlerinin planlama çalışmaları ile
ilişkileri ülkemiz planlama pratiği açısından ele alınmaktadır.
11
1 BÖLÜM
KAVRAMSAL VE KURAMSAL ÇERÇEVE
1.1
YOĞUNLUK KAVRAMININ ÖNEMİ VE TANMLANMASI
İnsanın doğada yaşam ile ilgili bötün amaçları için kullanabileceği toplam yaşam çevresimekanı, yeryüzünün yaşanabilir (habitable surface) yüzeyine eşittir. Bu sınırlı mekan ancak
sözü edilen yüzey arttırılamayacağına göre, yüzeyden yükselerek ya da derinlemesine inilerek
yaratılabilecek yeni düzlemlerle çoğaltılabilinir.
İnsanoğlu antik çağlardan, özellikle kentlerde yaşamayabaşlamasından bu yana yaşanabilir
mekanın ikinci ve üçüncü düzlemlerini ulaşımla uyumlu olarak yaratmıştır. Yirminci yüzyılda ise
teknolojik aşamalar sonucu bu düzlemler, çoğunlukla ulaşımın gereksinmesi olarak kanal
mekanların uygun bir çözümü düşünülmeden çoklu hale gelmiş ve bu uyumsuzluk sonucu ilk
kez önemli derecede çoklu ulaşım düzlemlerini de oluşturmuştur. (1)
Kentin mekansal yapısını, basite indirgeyerek, birbirine bağımlı iki sürecin oluşturduğunu
söylemek olasıdır. Birincisi insan ürünü nesneler, ikincisi ise belirli alanlara dağılmış eylemlerdir.
İnsan ürünü tüm eylemlerin ortaya çıkardığı ve yoğun istemleri (talebi) yanıtlayan yapı stüku v.b.
fizik mekan ile bu stok içinde yer alan eylemler, mekansal organızasyonu belirler. (2)
Eylemlerin zaman içinde türü, dağılımı, yeğinliği (şiddeti), yoğunluğu, toplumun toplumsalekonomik ve kültürel yapısında izlenen değişimlere koşut önemli ölçüde değişikliklere
uğramaktadır.
Eylemlerin işlevsel ilişkileri sonucu mekanda gruplanarak yer almaları ile oluşan kentsel işlev
alanlarında eylemin türüne bağlı olarak değişik tipte ve yoğunlukta toprak kullanım örüntüleri
(kalıpları) ortaya çıkmaktadır. Konut alanları, sanayi alanları, merkezi iş alanları v.b. gibi.
Kentbilim kavramsal dizininde genelde yoğunluk olarak tanımlanan bu toprak kullanım
yeğinlikleri ya da ölçütleri kent planlama çalışmalarında kıt kaynakların dağıtımında önemli bir
araç olarak kullanılmaktadır.
Niteliği ve niceliği ne olursa olsun bir yerleşmede toprak kullanım kalıplarına bağlı, kendine özgü
bir yoğunluk deseni, yerleşme ister kırsal, ister kentsel ya da metropoliten ölçeklerde olsun
sözkonusudur. İnsanların bir arada yaşamaya başlamaları ile birlikte, oluşturdukları
yerleşmelerde eylemlere bağlı mekan kullanışlarında bu kavram, yerleşmeleri tanımlama
sınıflandırma, toprak kullanım standartlarını saptama, gelişmeleri denetleme sağlıklı kent
mekanlarını oluşturma v.b. olgularda önem kazanmıştır.
Başka bir anlatımla yoğunluk, insanların örgütlü olarak bir arada yaşamaları ile ortaya çıkan ve
oluşturdukları toplumsal-ekonomik, kültürel yapılarına bağlı kentsel ya da kırsal yerleşme
örüntülerinde, nüfusun işlev alanlarında, dağılımında değişik türde yoğunlaşmalardan
kaynaklanan toplanma (aglomeration) yığılma (concentration) ve dağılma (decentralization)
ekolojik (3) süreçlerinin bir ölçüsü anlatımı ya da mekana yansıması biçiminde algılanmaktadır.
Bu kavramın ayrıntılarına inmeden önce kısa bir tanımlamasını vermek yararlı olacaktır.
Kentbilim terimleri sözlüğü yoğunluğu genelde, “belli büyüklükte bir alana düşen kişi, aile ya da
konut birimi sayısı” olarak tanımlamaktadır. (4)
Çeşitli yazarların birleştiği nokta, belirli bir alanda yaşayan nüfusun sayısı tanımının oldukça
genel bir yaklaşım olduğudur (5).
12
Böyle bir tanımlama ya da algılamadan yola çıkıldığında, yoğunluğa etki yapan birçok faktörü ya
da bunun kartışı yığılma-yoğunlaşmanın (6) oluşturduğu birçok olgusu, insan sayısının artışı ya
da azalması şeklinde görme, dar kapsamlılığın ortaya çıkmasına ve bunun sonucu olarak da
toprak kullanımın mekansal dağılımını sağlayan bu aracın kent fizik mekanının düzenlenmesiplanlaması çalışmalarında bilinçsiz kullanılmasına neden oluşturacaktır.
Nitekim ülkemizde yapılan planlama çalışmalarının çoğunda, yoğunluk kavramı bu dar
kapsamlılığın ötesine gidememektedir.
Oysa, bir toplumun eylem türleri, oluşturdukları eylem alanları ve bu alanları kullanmadaki
kalıpları toplumsal-ekonomik, kültürel ve demoğrafik yapılarına göre değişiklik göstermektedir.
Sözü edilen alanın fiziksel özellikleri ve boyutları da biraz önce sözü edilen özelliklere
eklendiğinde, bu kavram, o toplulukta yaşayanların sayısının ötesinde geniş kapsamlı-boyutlu
bir içerik kazanmaktadır.
Nüfus yoğunluğu, insanların birbirlerine hizmet etmek için yakın olma istek ve gereksinimi ile
birbirini rahatsız etmeyecek ölçüde uzak olma, isteğinin bileşimi olmakta ve biyolojik, fizyolojik,
psikolojik, toplumsal, ekonomik, teknolojik, estetik v.b. güçler açısından önem taşımaktadır.
İnsanın fiziksel ve ruhsal sağlığı, mutluluğu ve sosyal güvenliği ve onun yaşamını, sürdürmedeki
olanakları mekan ile ilişkilerine bağlı olmaktadır. Örneğin; kentsel ekonomik güçler yüksek
yoğunluğu, biyolojik güçler, düşük yoğunluğu toplumsal ve estetik güçler ise yüksek ve düşük
yoğunlukların sakıncalarını eşit koşullarda optimuma ulaştıracak yoğunlukları elde etme
doğrultusunda çaba göstermektedir (7).
Kentsel alanlarda çeşitli, yarışan toprak kullanımları ile toprak arasındaki işlevsel ilişkiler,
kentbilim ve planlama alanında tartışılan temel sorunlardan birisini oluşturmaktadır (8).
Bu ilişkiler içerisinde yoğunluk kavramı insan yerleşmelerinde kentsel, bölgesel ya da ülkesel
ölçekte-toprak kullanımında sunu (arz) - istem (talep) ikilisini dengelemek amacı ile varolan ve
sınırlı olan kaynakların maximizasyonunu (en çoğü çıkarılmasını) buna karşın kamu
yatırımlarının da minimizasyonu (en aza indirilmesi) için toprak dağıtımını biçimlendiren bir ölçüt
olarak önem kazanmaktadır.
Bu dağıtımda kentsel işlevlerin (barınma, çalışma, dönlenme, eğitim-kültür v.b. gibi) oluşturduğu
alanların kullanımındaki niceliği (yeğinliği) belirleyen nüfusa bağlı yoğunluk kavramları yeterli
olamamaktadır. Bu nedenle değişik işlev alanlarının özelliklerine göre (büyüklük v.b. özellikler)
çeşitli yoğunluk ölçütleri geliştirilmiş ve kullanılmaktadır.
Doxiadis, dünyamızda, artan nüfusa koşut insan yerleşmelerinde, değişen nüfus (artan ya da
azalan) yoğunluklarının yarattıkları sorunları anlayabilmek ve çözümler geliştirebilmek için
aşağıdaki ana başlıklarda verilen birbirleriyle ilişkili konular üzerinde ayrıntılı çalışma
yapılmasının gereğini vurgulamaktadır (9):
Mekanın Yapısı :
Toplam Mekan : yeryüzü, ülkeler, doğal bölgeler v.b.
Geliştirilmiş Mekanlar : yalnız yollarla geliştirilmiş, tarımsal kolaylıklar
Yapılaşmış (Yerleşik) Mekanlar :
Mekanın Büyüklüğü :
Mekanın İşlevleri :Odadan, ekumenopolis’e kadar ekistik ölçeğe temellendirilmiş yerleşmeler.
Mekanın İşlevleri :
Konut, üretim, rekreasyon, ulaşım.
Mekanın Önemliliği :
Psikolojik, fizyolojik, ekonomik, toplumsal, politik, teknolojik ve kültürel
13
.
Mekan ve Zaman :
Zamandan bağımsız mekan, 24 saat içinde mekan-zaman dengesi, biryol, bir ay, bir hafta
boyunca zaman mekan dengesi, yaşamın bir parçası, boyunca zaman-mekan dengesi, yaşamın
bütününde zaman-mekan dengesi.
Gerçekten bu sıralama insana bağlı tüm eylemlerin geçtiği alanlardaki yoğunluğa bağlı
özellikleri, önemlerini vurgulayarak dizgesel bir yöntemle içermektedir. Daha önce de
belirttiğimiz gibi herbir sıradaki konuların incelenmesinde diğerlerinden bağımsız hareket
etmenin insanın ana içeriği oluşturması nedeni ile olanak dışı olduğu görülmektedir.
1.2
YOĞUNLUK KADEMELENMESİ VE TÜRLERİ
İnsanın yaşadığı çevre olarak yeryüzünü en büyük mekan kabul ettiğimizde, insan yaşamının
sürdürebileceği en küçük toprak parçasına değin dizgesel bir yerleşmeler kademelenmesi
oluşturmak olanaklıdır. Kentbilim ve planlama alanında bu tür çalışmalar çeşitli zamanlarda
yapılmış ve değişik görüşler oluşturulmuştur (10).
Bu kademelenmede, amaçlanan ölçemleme alanı büyüklüğü ve nüfusu önem kazanmaktadır.
Örneğin; yeryüzünde kara toplam alanları üzerinde yaşayanların nüfus yoğunluğu ya da
Türkiye’de ülke sınırları içinde yaşayanların nüfus yoğunluğu v.b. gibi. Yapılan ölçümlemelerin
amacına ve ölçüm sınırlarına, kapsadığı kullanımlara bağlı olarak öncelikle kapsam açısından 3
tür yoğunluktan söz etmek olanaklıdır.
Global (kapsamlı) yoğunluklar,
Gross-Brüz (katkılı) yoğunluklar,
Net (katkısız) yoğunluklar,
Genel olarak bu ayırım Çizelge 1.1.’de verilen yerleşmeler kademelenmesindeki makro ölçekten
mikro ölçeğe yoğunluk ölçümlemelerinin de bir anlatımıdır.
14
Makro,
Global-gross-Brut
(Katkili) Yogunluklar
(kisi/km2)
Doxiadis'in (1)
Ekistik Unite
Kademelendirmesi
Dunya
Kitalar
Buyuk Bolgeler
Ulkeler
Bolgeler
Alt Bolgeler
Iller
Buyuk Kentler
Kentler (Kasabalar)
Semtler
Mahalleler
Konut Adalari
Konut Parselleri
Ekumenopolis
Kent Kitalari
Kent Bolgeleri
Megapolis
Konurbasyon
Metropolis
Genis Kent
Kasaba-Kent
Kucuk Kasaba
Komsuluk
Kucuk Komsuluk
Konut Grubu
Konut
Oda
Insan (birey)
Prof . Egli'nin (2). Kentsel
Yerlesme Kademelenmesi
ITU Mimarlik Fakultesi
Sehircilik Kursusu ve
Enstitusunun (3) Yerlesme ,
Kademelenmesi
( Kentsel Olcek)
Kaza (mahallelerden) kurulu
Yonetsel Birim (Kent) (.)
Mahalle (.)
Kartiye (Semt)(.)
Kucuk Kartiye (.)
Komsuluk Gurubu(.)
Daire Komsulugu
Komsuluk Unitesi
(Komsuluk Birimi (.)
Aile
Insan (birey)
NET (KATKISIZ)
YOGUNLUKLAR
Kisi/Hektar
Kentsel Birim
Semt
Ilkokul Yerlesme Birimi
Komsuluk
Kucuk Komsuluk
Konut Gurubu
Konut
15
Global (kapsamlı-overall) nüfus yoğunlukları; genellikle yerleşmeyi oluşturan ya da yerleşmenin
yayıldığı ve kullandığı tüm alanları (açık alanlar, tarım yapılan alanlar, su yüzeyleri v.b. gibi) çok
kaba sınırlandırmalarla içine alan bir ölçümleme ile elde edilen, Gross-Brüz (katkılı) nüfus
yoğunlukları; yerleşmeyi oluşturan ya da yerleşmenin yayıldığı yerleşik alan sınırlarını içine
alan, net (katkısız) yoğunluklar ise, saptanan herhangibir işlev alanındaki salt bu kullanım için
ayrılan alanları içine alan (yollar hariç) bir ölçümleme ile elde edilen yoğunluklardır. Genellikle
ülke, bölge ölçeklerinde kullanılan yoğunluklar Global, Gross-Brüt, kentsel ölçeklerde ise GrossBrüt (katkılı), net (katkısız) terimleri ile nitelendirilmektedir.
Nüfus yoğunluğundan söz edilecek fizik mekanın büyüklüğüne bağlı olmak üzere global
(kapsamlı), gross-brot (katkılı) yoğunluklardan net (katıksız) yoğunluklara doğru, en büyük birim
olan dünyadan başlayıp birkaç konuttan oluşan küçükr bir yerleşme birimine değin bir
kademeleme söz konusudur (11).
Planlama dilinde, bu kademelemede genellikle büyük ölçekli yerleşmelerde km2 küçük ölçekli
yerleşmelerde ise hektar alan ölçüsü olarak kullanılmaktadır. Bu alan ölçümlemesine göre
yoğunluklar (kişi/km2) (kişi/hektar) birimleri ile anlatım bulunmaktadır. Metrik ölçü dizgelerinin
kullanılmadığı ülkelerde (Amerika, İngiltere v.b.) yoğunluk ölçümü yapılan alanlar yukarıda
sözünü ettiğimiz ölçeklere bağlı olarak km2 yerine mil kare (*) ve hektar yerine de acre (*)
cinsinden yoğunluklar ise mil karede yaşayan nüfus (insan sayısı), (kişi/mil2) acre’da yaşayan
nüfus (kişi/acre) olarak tanımlanmaktadır (12).
Çizelge 1.1’de verilen kademelenmede kentsel yerleşmeler için yapılan ayırımlar çalışma
alanımızın sınırlarını belirlemektedir. Bu kademelenmede brüz (katkılı) ye net (katkısız)
yoğunluk ilişkisinin bir önceki ya da bir sonraki yerleşmenin konumuna göreli olduğunu
söyleyebiliriz.
Daha açık bir anlatımla sözü edilen herhangibir yerleşmenin nüfus yoğunluğu bir üstündeki
yerleşme tipine göre net bir alttaki yerleşme tepine göre brüt olacaktır.
Çizelge 1.2’de ülkemiz sınırlarından başlayan ve İstanbul Kentsel Yoğunluk Bölgesindeki örnek
alanlarından seçtiğimiz bir parselde sonuçlanan 1980 yılı nüfuslarına göre nüfus yoğunlukları iki ölçü
birimi cinsinden verilmiş olup planlamada kullanılabilir ölçütlerin hangi yerleşme ölçeklerinde
değiştirileceği somut bir şekilde görülmektedir. Ayrıca birbirlerine göre göreli net-brüt ilişkileri de
izlenmektedir.
*
1 Hektar
2
1 km
2
1 km
1 acre
2
1 mil
2
1 mil
9 feet
= 2.471 acre
2
= 0.386 mil
= 100 hektar
= 0.405 hektar
2
= 2.599 km
= 259.9 hektar
2
= 0.836 m
16
Çizelge 1.2 – İstanbul Metropoliten Alanında Yoğunluk Kademelenmesi
Türkiye
Marmara Bölgesi
Doğu
Marmara
Alt
Bölgesi
İstanbul
Metropoliten
Alanı (·)
İstanbul (İl)
İstanbul
Kentsel
Yoğunluk Bölgesi (*)
İ.K.Y Bölgesi Batı Yakası
(*)
Fatih İlçesi
Fatih İlçesi Karagümrük
Keçeciler Mah. Örnek Al.
(1982) (**)
Fatih İlçesi Karagümrük
Keçeciler Mah. Örnek Al.
1592
Ada 15 Parsel
(1982) (**)
Nüfus (1980)
Km
44.736.957
435.210
774.815
72.578
77.481.500
7.257.800
Nüfus Yoğunluğu
2
Kişi/H.
Kişi/Km
58
0.577
130
1.30
7.183.029
29.509
2.950.500
243.45
2.43
4.800.000
6.500
650.000
738.46
7.38
4.741.890
5.712
571.200
830
8.30
4.503.590
1.991
199.100
2261.97
22.62
3.122.304
899
89.900
3473
34.73
474.578
13
1300
36506
365.06
11.465
0.1254
12.54
91427
914.27
75
0.000206
0.0206
364078
3641
2
Hektar
Yerleşmelerin kademelendirilmesinde ya da ayrımında nüfus yoğunluğu ölçütlerden birini
oluşturmaktadır. Genelde kırsal kentsel yerleşmeler ayırımı içinde her iki grupta yer alan değişik
kademede ya da ayırımda yerleşmeler bulunmaktadır. Yoğunluklarına göre kırsal ayırımında
avcılık, balıkçılıkla, mera, hayvancılık; ormancılıkla geçinen yerleşmeler, tarım ile uğraşan az
yoğun ve çok yoğun yerleşmeler kentsel ayırımında ise sanayı kentleri, küçük ve orta
büyüklükteki kentler, büyük kentler, kentsel yoğunluk bölgeleri v.b. gibi yerleşmelerden söz
edilebilir (13).
Doxiadis’in yaptığı bir çalışmada yerleşmenin alanı büyüdükçe bina yüksekliklerinin artmasına
karşın ortalama nüfus yoğunluğunun azaldığı saptanmıştır (14).
Şekil 1.1 incelendiğinde yükseklik/uzunluk ve yükseklik/alan oranlarının ekistik üniteleri
kademelenmesine göre yok kabul edilebilecek değerlere düştüğü izlenmektedir. Daha açık
anlatımla, kentler büyükdükçe bina yükseklikleri de artar genel kanısının karşıtını kanıtlayan bir
bulgu ortaya çıkmaktadır (15).
Kaynak : D.İ.E. Genel Nüfus Sayımı, 12.10.1980, İdari Bölünüş, Özet Tablolar Yayın No:945 Ankara,
1981.
·
Tekirdağ Kayalıköprüden, Kocaeli, Hereke hududuna kadar (Yalova hariç) olan alan, BİNP Konut
Sektörü Planlama Grubu
*
Büyük İstanbul Nazım Plan Bürosu, Konut Sektörü Planlama Grubu, Çatalca, Silivri, Şile ve Yalova
İlçeleri hariç tutulduğunda.
**
6. bölümdeki örnek alan çalışmalarından.
**
6. bölümdeki örnek alan çalışmalarından.
17
Şekil 1.1- Yerleşmelerin alan, Boy ve Yükseklikleri ile ilgili oranlar.
Kaynak : C.A. Doxiadis, Ekistics, An Introduction to The Science of Human Settlements. Hutchinson of
London. 1968, s. 126, Şekil-100.
Şekil 1.2- Yapılaşmış-Yerleşik Kentsel Alanda Yoğunluk.
Kaynak : C.A. Doxiadis, Ekistics, An Introduction to The Science of Human Settlements. Hutchinson of
London. 1968, s. 129, Şekil-102.
Şekil 1.2 izlendiğinde ise yerleşmelerde ulaşım olanaklarının gelişmesine koşut alanın
büyüdüğü-yaygnlaştığı buna karşın da nüfus yoğunluğunun azaldığı görülmektedir (16).
Brüt (katkılı) ve net (katkısız) nüfus yoğunlukları ilişkisinde de somut olarak izlediğimiz gibi bu
yoğunluk azalması ya da brüt (katkılı) yoğunluk haline dönüşme, salt bir kesimin barınma
işlevinden başlayarak, kişilerin ve ailelerin oluşturduğu toplum ölçeklerine ulaşan işlev alanlarıtoprak kullanma-çeşitlenmesinin ve bu nedenlerle de alanın yaygınlaşmasının bir sonucudur.
Örneklersek; belirli bir konut alanında ana işlev barınma olduğuna göre bu işlevin yer aldığı
alanlar (parseller) üzerinde yapılan bir ölçümlemede net (katkısız) konut alanı yoğunluğu, ana
işleve koşut konut alanında yer alan ulaşım haberleşme, alt yapı, dinlenme, eğitim-kültür v.b.
donatım alanları da dikkate alındığında, toplam işlev alanları üzerinden yapılacak ölçümlemede
ise brüt (katkılı) konut alanı yoğunluğu-mutlak değer olarak daha küçük saptanacaktır.
Yoğunluk artış ya da azalış göstergeleri ile yerleşmelerin kademelenmesi, kapladıkları alanla
üzerinde yaşayanlar arasında çok sıkı bir ilişki olmasına karşın, salt alan bina yükseklikleri ya da
nüfus bağımlı alan yaygınlaşmaları ile açıklanamaz. Yerleşmenin kentsel, kırsal oluşu, egemen
işlev ya da işlevleri, yerleşmeler dizgesi içindeki konumu ve ilişkileri, kentleşme düzeyleri,
toplumsal-ekonomik, teknolojik gelişme düzeyleri v.b. bilinen olgular bu kademelemede
etkendir.
18
Tüm bu bilinen etkenlere karşın,ş genelde nüfus yoğunluğunun bütün yerleşmelerde kırsaldan,
kentsele doğru aşağıdaki sırada artma eğilinde olduğunu söylemek çok yanlış olmayacaktır
(17).
Göçebe Yerleşmeler - Tarımsal Yerleşmeler - Yoğun Tarım Yerleşmeleri - Kentsel Kırsal
Yerleşmeler-Kentsel Yerleşmeler.
1.3
YOĞUNLUK, ZAMAN İÇİNDE KENTSEL DEVİNİM-MEKAN İLİŞKİSİ
(GECE-GÜNDÜZ YOĞUNLUKLARI)
Şimdiye kadar yaptığımız tanımlamalarda sözü edilen nüfus yoğunluğu, türdeş (homojen) bir
dağılımın anlatımı olmaktadır. Kent fizik mekanında yaşayan nüfus günün 24 saatinde haftalık,
aylık ya da Doxiadis’in belirttiği gibi yaşamının bütününde zaman-mekan ilişkisi içerisinde bir
başka deyimle devinim (urban mobility) halindedir. Bu kentsel mobilite-devinim, temel işlevi
barınma olan kent insanının diğer gereksinmeleri karşılaması için belirli zamanlarda belirli işlev
alanlarını kullanmak istemesinden oluşan bir olgudur. Bu kullanımın yoğunluğu her işlev
alanında ya da toprak kullanmada sahnelenecek eylemlerin türüne ve yeğinliğine bağlı
görülmektedir. Örneklersek, alış veriş eyleminde yaya devinimindeki yoğunluk ile eğitim
yapısındaki ya da rekreasyon alanındaki eylemlerin yoğunlukları farklı değerler verecektir
Geleneksel olarak nüfus sayımları konut alanlarında oturanları istatistiksel yollarla
belirlemektedir. A.B.D.’de yapılan bir çalışmanın raporu, kentsel alan çalışmalarında klasikleşen
bir durumu ortaya koymaktadır (18). Bu çalışmaya göre Manhattan’da nüfus dağılım haritası
üzerinde bir kesimde, o kesimdeki insanların o anda sokakta olmaları sonucu düşük yoğunluk
vermesi herhangibiri tarafından abartılmış olarak yorumlanmıştır. Ancak bu raporun yazımızdan
sonra Mark Jefferson, yeni tip bir nüfusun sayımı yapılmasının gerekliliğini vurgulamaktadı (19).
A.B.D.’de nüfus sayımı bürosu tarafından 1956’larda “günboyu nüfus” tanımlaması aşağıdaki
şekilde yapılmıştır (20).
Belirlenmiş herhangi bir konumda saptanan saatteki gün boyu (gündüz) nüfusunu fiziksel
olarak, çalışma alanlarında, hazırlık okulunda, alış-verişte yönetim personelinin işyerinde, bir
yerden diğerine giden yolda ya da kendi evinden uzakta diğer bir etkinlikte yer alan ve evde
oturan kişilerin o andaki toplam sayısını gösteren sayımlardır.
Kentlerin büyümesi ile artan kentsel devinime koşut bilgilerin toplanmasının durağan yapıdaki
planlama süreçlerine dinamik (devingen) yapı kazandırma eğilimlerine karşın, planlamayı
besleyecek bilgi akımının durağan (statik) özellikli ve belli bir anı saptayan niteliğinden
kurtulmayışı günümüzde büyük bir sorun oluşturmaktadır.
Bu konuda A.B.D.’de yapılan iki önemli çalışma bilgi toplamadaki farklı yaklaşımların gerekliliğini
daha açık bir şekilde ortaya koymaktadır.
T.R. Weir Winnipeg’de yaptığı nüfus çalışmasında, yöntem olarak kentsel alan nüfusunun
(gündüz) normal bir günün çalışma saatlerinde 4 grup halinde incelenmiştir (21).
Konut Alanı Grubu : Ev kadınları, okul öncesi çağdaki çocuklar ve ev hizmetlileri.
Kurumsal Grup : Hastahanelerdeki insanlar, düşkünler evleri, islahevleri, okul ve kolej’ler.
Çalışanlar Grubu : Kentin ticaret ve sanayi alanlarında çalışanlar, bürolarda ya da özel yerlerde
çalışanlar.
19
Bir Yerde Süreli Kalanlar ve Devinim Halinde Olanlar Grubu : Alış-veriş yapanlar, tiyatrodaki
seyirciler, hizmetler kesiminde işleri olanlar, yayalar, özel ya da kamu araçlarındaki yolcular.
Bu grupların kentsel alandaki dağılımlarını saptamada öğleden önceki ve öğleden sonraki
çalışma saatlerinin ortaları en uygun zaman oluşturmaktadır.
Weir’in çalışma grubu gündüz nüfusunun dağılım haritasını oluştururken ada ada toprak
kullanımlarla ilgili saptamaları da beraberinde yaparak toprak kullanım-nüfus dağılımı ilişkisini
kurmuşlardır.
İkinci önemli çalışma ise Chapin ve Stewart tarafından Flint (Michigan –A.B.D.) kentinde günün
belirli saatlerindeki nüfusun dağılımını nüfus yoğunluğunu veren araştırmadır (22).
Bu çalışma Michigan Eyaletinin Karayolları Dairesinin A.B.D. Kamu Yolları Bürosu ile ortaklaşa
yaptıkları Flint Metropoliten Alan Trafik Araştırmasından ve Kuzey Karolina Üniversitesi Sosyal
Bilimler Araştırma Enstitüsü tarafından hazırlanan özel cetvellerden yararlanılarak
gerçekleştirilmiştir.
Şekil 1.3’de gün boyunun (24 saat) belirli saatlerinde Flint kentsel alanında nüfus yoğunluğunun
dağılımını gösteren yoğunluk haritaları izlenmektedir.
Chapin ve Stewart bu çalışmanın sonuçlarından bazı genellemeler çıkartmışlardır.
Çalışma saatlerinde, sanayi ve merkezi iş alanlarından nüfus ortmakta, konut alanlarında ise
düşüş göstermektedir. Nüfus yoğunluğundaki en büyük değişme çalışma alanlarında ortaya
çıkmaktadır. Örneğin sabah 6’dan, öğleden sonra 3’e kadar Merkezi İx Alanlarındaki yoğunluk
yaklaşık 9 kişi/acre olmaktadır. Konut alanlarında yaşayanlar çalışma alanlarından daha az bir
değişim içinde bulunmaktadır. Bu konut alanlarında yaşayanlar çalışma alanlarına yakın
oturmayı tercih etmektedir. En büyük yoğunluk değişimi ise banliyölerdeki konut alanlarında
izlenmektedir. Nüfusun % 25-30’u çalışma saatlerinde Flint kentsel alanındaki küçük çalışma
alanlarında yoğunlaşma göstermektedir. Gece ise yaklaşık nüfusun %97’si konut alanları içine
dağılmaktadır. Gece saat 4 civarında ise nüfus yoğunluğu nüfus sayımlarındaki durağan halini
almakta, başka bir anlatımla konut alanları temelinde yapılan sayımları göstermektedir.
Gercekten günümüzde kent merkezlerinde gündüz yoğunluğu rahatsız edici boyutlara
ulaşmaktadır (23).
Şekil 1.3- Gece ve Gündüzün Belirli Saatlerinde Nüfus Dağılımı, Haziran 1950, Flint, Michigan.
20
Bu nüfus grubunun günlük etkinliklerindeki en düşük nokta, sabahın 4’ünde olmaktadır.
Çoğunlukla evde bulunan saat, gündüz saatlerinde nüfus kendini yeniden düzenlemeye başlar
ve en sonunda, Flint kentindeki en büyük yoğunlaşmalar, buranın en büyük beş fabrikasındaki
vardiya değişimi zamanı olan 15.00’de oluşur.
Kaynak : Michigan Eyaleti Karyolları Dairesinin A.B.D. Kamu Yolları Bürosu ile artaklaşa yaptıkları Flint
Metropoliten Bölgesi Trafik Araştırmasından Kuzey Karoline Üniversitesi sosyal Bilimler araştırma
Enstitüsü tarafından hazırlanan özel cetveller.
F. Stuart Chapin, Jr. “Urban Land Use Planning!” 2. bası. Üniversity of Illinois Press, Urbana 1965 s. 44
Şekil-6.
Raymond E. Murphy, “The American City, An Urban Geography” NcGraw-Hill Book Co. New York, 1966,
s.172, Şekil 10.3.
Böyle bir ayrıntıyı içeren kentsel alanlardaki gün boyu nüfus dağılımını gösteren çalışmalar,
ulaşım planlaması, otoparkların dağılımı, alış-veriş merkezlerinin ve kamu hizmetlerinin
konumlandırılması, özetle kentsel bölgeleme (zonning) ve toprak kullanımı örüntülerinin sağlıklı
yoğunluklarla en uygun bir biçimde planlanmasına yol gösterecektir.
1.4
YOĞUNLUK-KENT BÜYÜKLÜĞÜ- KENT BİÇİMİ İLİŞKİLERİ
Öncelikle kentsel alanın fiziksel yapısına bağımlı olan kent biçimleri, değişik toplumsal ekonomik
ve teknolojik düzeylere göre farklılaşmalar göstermektedir. Bu biçimler ya da yoğunlaşmalar
daha önce sözünü ettiğimiz toplama, yığılma, dağılma gibi ekolojik süreçlere de bağlıdır.
Üç tip kentsel yoğunluktan-kent biçiminden söz etmek olanaklıdır (24). (Şekil: 1.4)
Yatay-yaygın biçimleme, yatay kentsel yoğunluklar,
Düşey-sıkışık biçimleme, düşey kentsel yoğunluklar,
Band-doğrusal biçimleme.
Bu genel ayırımın yanında kent mekanında 5 değişik türdeki yoğunluk dağılımından da söz
edilebilir.
Merkezsel nüfus dağılım kalıpları
Tek merkezli,
Krater tipi merkezli,
Çok merkezli.
Doğrusal nüfis dağılım kalıpları
Bir kutuplu,
İki kutuplu.
R. Magnan’ın yaptığı bir çalışmada kent fizik mekanındaki nüfus yoğunluğu dağılımı
karşılaştırmalı olarak ele alınmaktadır (25). (Şekil: 1.5).
21
Şekil 1.4- Kentsel Yoğunluk Bölgelerinin Biçimlerine Göre Ayırımı
Kaynak : Orhan Göçer, Şehirsel Yoğunluk Bölgeleri ve Sınırlandırma Kriterleri, İ.T.Ü. Mimarlık Fakültesi,
Şehirsel Bölgeler ve Ulaşım Kürsüsü Yayınları-3, İstanbul, 1975, s.15.
Bu çalışmanın varsayımları daha sonraki başlıklarda ayrıntılı bir biçimde incelenecek olan
merkezden dış kesimlere doğru nüfus yoğunluğunun düşeceği ilkesine dayandırılmaktadır. Her
iki dağılım tipinde de merkez olarak belirlenen yerlerden uzaklaştıkca nüfus yoğunluğu
düşmektedir.
Kentbilim ve planlama yazınında çok zamandır tartışılan konuların başında gelen yatay ya da
düşey yoğunlaşmanın birbirlerine göre üstünlükleri çeşitli görüşleri ortaya çıkarmıştır (26).
R.Auzelle’e göre en uygun yoğunluğu 4-5 katlı yapıların oluşturduğu mekanlar vermekte, ancak
aynı yoğunluk gökdelenler grubu ile de elde edilebilmektedir (27).
Ülkemizde yapılan bir araştırmada (28) aynı büyüklükte bir yerleşme alanında, konut tiplerini ve
kat adetlerini değiştirerek katkılı (brüt) konut alanları yoğunluğu ve nüfus aynı kalmak koşulu ile
konut yerleşmesi elde edilebileceğini göstermektedir.
22
Şekil 1.5- Kentsel Alanlarda Kent Biçimine Bağlı Yoğunluk Dağılım TiplerKaynak : Rané Magnan,
“Equipements et Deplacements Urbans”, CRU- Centre de Recherche d’Urbanisme, Paris, 1969,
k.31-37.
23
A
B
D
C
C
Şekil 1.6- Manhattan ve Şikago’nun Grid Ada Düzeni Üzerinde Değişik Gelişme Modellerinin
Karşılaştırılması. Manhattan 2002 Hava Fotografi - Sikago 2002 Hava Fotografi
Gelişme alanı boyunca kamu binalarının ve yeşil alanın etkin bir şekilde düzenlenmesi.
Üç aşamalı gelişme, 1. aşamada ortası yeşil avlulu, 4-6 katlı 1850’li yılların kentlerinin gelişme modeli,
diğer iki aşama ise bulunduğumuz yüzyıldaki çok yoğun gelişme modeli.
Çok yoğun gelişme modeli.
Grid ada düzeni ölçeğinde değişme, Le Corbusier’in 3 milyonluk bir kent önerisindeki konut alanının
Manhattan, grid ada düzenine uyarlanması, yapı biçimlerined sözü edilen yeni olanaklar.
Kaynak : Leslie Martin “The Grid as Generator”, Leslie Martin and Lionel March, Urban Space and
Structures, Cambridge University Press, London, 1972, s.12,13-16,17. Şekil 1.1, 1.2, 1.3, 1.4.
Bu tartışma ve görüşler bahçe şiherlerden günümüzdeki ütopyalara kadar uzanmaktadır.
Bu örnekler çoğaltılabilir. Kentbilim ve planlama yazınında benzer tartışma ve görüşler,
Ebenezer Howard’ın “Bahçeli Kent”inden La Conbusier’in tek blokta topladığı ilkokul yerleşme
ünitesine ve Kenzo Tange’nin Tokyo kenti için önerdiği ütopyalara kadar çeşitleme
göstermektedir (Şekil 1.6).
24
Kentlerin yoğunluk dağılım modellerinin ya da biçimlerinin yanısıra büyüklüklerinin
saptanmasında yoğunluk ölçütlerine dayalı çalışmalar, öneriler görülmektedir (29).
A.B.D. kentleri için 1960 yılı nüfus sayımına temellendirilmiş bir yerleşme büyüklüğü-yoğunluk
çizelgesi aşağıda örnek olarak verilmektedir. Ülkemizdeki eğilimiler açısından oldukça düşük
değerler göstermektedir.
Nüfus Büyüklüğü
1.000.000 - +
500.000 – 1.000.000
250.000 – 500.000
100.000– 250.000
50.000 – 100.000
25.000 50.000
10.000 –
25.000
5.000 –
10.000
2.500 –
5.000
Nüfus Yoğunluğu
Kişi/mil2
13.865
5.885
4.484
4.271
3.910
2.811
2.532
1.954
1.446
Kişi/heklar
53.35
22.64
17.25
16.43
10.04
10.82
9.74
7.52
5.56
Kaynak : A.B.D. Nüfus sayımları bürosunun 1960 yılınüfus sayımlarına temellendirilmiştir. Vol 1, pat A,
Number of inhabitants Introduction, table E, S.xiii. (anan.) R.E. Murphy, “The American City – An urban
Geography”, Mc Graw – Hill Book Company, 1966, s. 159.
Bütün bu tartışma, görüş ve akımlara karşın temel soru insanla insan ya da insanla fiziki çevre,
mekan arasındaki ilişkilerde ya da biyolojik, ekonomik, toplumsal, politik, kültürel estetik,
psikolojik v.b. gibi sorunlarda, hangi düzeydeki yoğunlukların insani çin doyurucu olduğunun
tam olarak bilinmesidir (30).
Başka bir anlatımla somutlaştırılmış belirli yoğunluk kalıpları ya da kent modelleri yerine insanın
mutluluğunu, refahını, toplumsal güvencesini, ruh sağlığını kısacası sağlıklı yaşanabilir çevresini
sağlayan oluşumlara olanak tanıyan her yaklaşım en doğru yol olarak görünmektedir.
1.5
YOĞUNLUK – FİZİK MEKAN VE BİRLEŞENLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİLER
Toprak kullanmanın bir denetim ölçütü olan nüfus yoğunluğu ile belli bir alanda saptanın
yaşayacak nüfusun eylemlerini sürdürebileceği çoklu düzlemlere yani yapılara gereksinmesi
vardır. Özellikle konut alanlarında sağlıklı bir yaşam çevresi oluşturulabilmesi, bu çoklu
düzlemlerin aşağıda belirlediğimiz öğelerinin birbirleri ile ilişkilerine bağlıdır. Aslında konuya
tersinden baktığımızda nüfus yoğunluğu ölçütünün saptanabilmesinin bu öğelerin verdiği
olanaklarla sınırlı olduğunu görmekteyiz. Yoğunluk mekan ilişkisini anlayabilmek, sorunu tüm
kent mekanı ya da mekan parçalarından tek yapı ölçeğine imdirgemekle olanaklı olacaktır.
Tek yapı temelde mekanda 3 bileşen ile yer almaktadır.
Bina (eylem türlerine bağlı)
Binanın yer aldığı toprak parçası-parsel
Yol
Kentlinin eylemlerini sürdüreceği bu 3 bileşenden oluşan birim mekan biçimleri eylem türünün
ya da türlerinin (ki burada barınma eylemi yani konut alanlarından söz edilecektir) gereksinme
duyduğu donatım alanları bu oluşumun dışında bırakıldığında yan yana gelerek kent fizik
mekan örüntüsünü ortaya çıkaracaktır.
Seçilmiş konut tipolojileri ne olursa olsun konut yaşam çevresinde yaşanabilir ortamın
sağlanabelmesi konut, çevre, kiracı ya da oturanlar ve yönetim alt dizgelerinin etkileşiminin
belirlediği dizgenin oturulabilirlik – yaşanabilirlik (habitability) ölçütüne bağlıdır (30).
25
1.5.1
Oturulabilirlik – Yaşanabilirlik (Habitability)
Oturulabilirlik ya da yaşanabilirlik ölçütü için A.G. Onibokun tarafından verilen dizge ve alt
dizgeler çizelgesinde ana başlıklarla şu bileşenler yer almaktadır.
Konu Alt Dizgesi Değişenleri
Yapı (Structure)
Konstrüksiyon tipi bina boyutları, düzenleri ve yoğunluklar, girişler, farlı iç mekanların yer seçimi
v.b.
Bileşenler (Components)
Yaşama-oturma odaları, yatak odaları, mutfak, depo, banyo, helalar, garaj, garaj, çalışma
mekanı v.b.
Kolaylıklar (Facilitics) Teknik Donanım
Sıhhi tesisat, su temini, ısıtma sistemi, pişirme kolaylıkları, asansör ve aydınlatma v.b.
Estetik Değerler
Binanın tasarımı bileşenlerin tasarımı iç mekan dağılımı, renk boyama, binanın temizliği v.b.
Nitelik (Quality)
Yalıtımlar dış koşullardan korunma, pencere ve kapıların niteliği.
Ve diğerleri
Çevre Alt Dizgesi Değişkenleri
Fiziksel Nitelik (Physical Quality)
Konutun dış görünüşü, tasarımı, komşuluk yerleşme biriminin fiziksel koşulları ve görünümü,
binaların birbirleri ile mekan ilişkilerindeki fiziksel koşullar, alandaki gürültü, komşuluk tipi, düşük
ya da yüksek gelirli, v.b.
Toplumsal ve Psikolojik Nitelikler
Konutun yer seçimi ile çalışma alanlarından uzaklığına bağlı ilişkiler, arkadaş ve akrabalardan
uzaklık, komşuluk yerleşme biriminde yaşayan insanların tipi, insanların çevresindeki gizlilik
(mahremiyet), konutun komşuluk yerleşim birimindeki izlenimi, v.b.
Bir Arada Olma Kalıpları (Bağımlılık) (Pattern of Association)
Formel ve informel gruplar, karışım ve ayırım, etkinliklere katılma, konut, komşuluk yerleşme
birimi etkileşimi, ayrılma (segregation) kalıpları v.b.
Ortak Kolaylıklar – Kentsel Donatım – Yerseçimi, Nitelik (Quality) Nicelik (Quantıly) ve
Ulaşabilirlik (Accessibility)
Okulların nitelikleri ve yerleri, bakkal dükkanlarının yer seçimi, diğer alışveriş olanakları,
servisler ve kamu ulaşımı kolaylıkları, otopark kolaylıkları, ailenin kullanabileceğiz özel dış
mekanlar, çöplerin toplanması, rekreasyon, sağlık güvenlik v.b. kolaylıklar.
Ve Diğerleri
Yönetim Alt Dizgesi Değişkenleri
26
Politikalar
Kira (yapısı ve toplanması), hane halkının soba, soğutucu vb. donatılarının sağlanması, çöplerin
toplanması, oturanların ya da kiracıların etkinliklerine yol gösteren kurallar ve yönetmelikler,
genel denetim, kiracı seçimi ve çıkarılması v.b.
Hizmetlilerin Davranışları
Gerekli onarımlarla ilgilenme, konutun bakım, onarım, harcamaları ve sürdürülmesi, kuralların
uygulanması, kiracılara ya da oturanlara bilgi akışının sağlanması v.b.
Ve Diğerleri
Kiracı Ya da Oturanlar – Kullanıcılar Alt Dizgesi Değişkenleri
Oturulabilirlik – yaşanabilirlik kavramsal modelinin odağını oluşturan kullanıcılar (kiracı v.b.) tüm
dizgelerden glen geri beslemelerin (feedback) alıcısı durumundadır. Oturulabilirlik –
yaşanabilirlik ölçütü, konut yaşam çevresindeki kullanıcıların toplumsal – ekonomik özellikleri
yaşama biçimleri (life style), ekonomik statüleri davranış kalıpları (behaviorel patterns) v.b. nin
farklı olması nedeni ile göreli bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır (31).
Yaşanabilirlik – oturulabilirlik kavramının göreli olma özelliğine karşın tüm, farklı toplumsal
yapıların ortaklaşa yer alacakları fizik mekanın koşulları daha evrensel nitelikte bazı ölçülebilir
ve denetlenebilir bileşenleri içermektedir. Bu nedenle burada, diğer bileşenlerin önemini
unutmaksızın, bu denetlenebilir fiziki bileşenlerin yoğunluk ilişkileri üzerinde durulacaktır.
1.5.2
BİRİM MEKAN BİÇİMLERİ VE BİLEŞENLERİNİN ÇEŞİTLİ DEĞİŞKENLERE
GÖRE YOĞUNLUK İLİŞKİLERİ
Bu bileşenler, daha önce tanımladığımız birim mekanın bir araya gelmesinden oluşacak konut
yaşam çevresindeki bina – bina – yoğunluk, bina-parsel- yoğunluk, mekan birimi (bina, parsel,
yol) – yoğunluk ilişkilerinin içerdiği kat adetleri, bina ve parsel büyüklükleri, yol genişlikleri, açık
alanlar, güneşlenme (sunlighting), yönlendirme (orientation) v.b. ölçülebilir ve denetlenebilir
değişkenleri oluşturmaktadır.
Bu konuda ilk defa 1930’da uluslararası 3. Modern Mimari kongresinde Walter Gropius’un
sunduğu “konutlar, sıra evler ya da apartman blıkları” (housing, walk-ups or apartment blocks)
adlı bildiride yukarıda sözünü ettiğimiz ilişkiler kanıtlanmıştır (32).
Gropius’un çalışması Heiligenthal’ın parmak kuralı (rule-of-thumb) (33) üzerine
temellendirilmiştir. Sorun, toprağı en iyi kullanmak için binalar, birim mekan ilişkileri içerisinde
nasıl düzenlenmelidir? Sorusu içinde yatmaktadır.
Heiligenthal kuralında binalar arası uzaklığın, paralel bloklar kuzey-güney doğrultusunda
konumlandırıldığında bina yüksekliğinin 1,5 katı (1,5 H) doğu-batı doğrultusunda
konumlandırıldığında ise bina yüksekliğinin 2,5 katı (2,5 H) olması gerektiği ve toprağın en akılcı
bir biçimde kullanılması için de kuzey-güney doğrultusundaki konumlanmanın uygun olduğu ileri
sürülmektedir.
Gropius bu ilke doğrultusunda 2-10 kat arası kuzey-güney doğrultusunda yer almış bloklar için
aşağıdaki önermeleri yapmaktadır (34).
Verilen bir alanda, 300’lik bir açıyla gelen güneş ışığı ve belirli bir aydınlanma durumu
varsayıldığında, yatak sayısı kat sayısı ile beraber artış gösterir.
27
Belirli bir güneş ışığı açısı kabul edildiğinde (yatak başına 15 m2/ yatak alınarak), belirli bir yatak
sayısının farklı katlarda paralel bloklara dağılımında gerek duyulan parsel alanı büyüklüğü kat
artışına koşut olarak azalır.
Belirli büyüklükte bir parsel alanı ve belli sayıda yatak varsayımı ve değişik kat adetleri ile güneş
ışığı, açısı, döşemelerin sayısı arttıkça azalır. Artan yükseklik aydınlanma koşullarını geliştirir.
Bu kurallar daha sonraları yapılaşma ile ilgili yasa, yönetmeliklerde kullanılmıştır (35).
Orta Avrupa ülkelerinde iki bina arasındaki uzaklığın bina yüksekliğinin 2,5 H – 3 H katı (36)
İngiltere’de Essex yerel yönetimince hazırlanan konut alanları için tasarım kılavuzu “A Design
Guide for Residential Areas” adlı araştırmada, iki bina arasındaki uzaklığın durağan (static)
mekanlar için (kare ya da dikdörtgen avlulu kapalı biçimler) mak. 1:4, devingen (dynamic-linear)
mekanlar için max. 1:2,5 oranında olması önerilmektedir (38).
Ülkemizde ise imar yönetmelikleri ile tanımlanan özel koşullar dışlandığında bina yüksekliğinin 1
H katı (37) olarak kullanıldığı görülmektedir.
Şekil 1.7- W. Gropius’un
Önermelerinin Biçimsel
3 KATLI
1 0 K A TAçıklaması.
LI
Kaynak : Lionel March “Elemantary Models of Built Forms”, Leslie Martin and Lionel March, Urban Space
and Structures, Cambridge University Press, London – 1972 s.72, Şekil: 3.8
Şekil 1.7’de verilen şema W.Gropius’un, Heiligenthal’in kuralına temellendirdiği çalışma sonucu
elde ettiği önermeleri açıklamaktadır. Aydınlatma mühendisi olan H.E.Beckett (1942) İngiltere’de
Gropius’un çalışmasını geliştirerek 2. Dünya savaşı sonrası planlama politikalarının gözden
geçirildiği dönemlerde, araştırmasını yayınlamıştır.
1.5.2.1 Walter Gropius Modeli (40)
Gropius modeline bağımlı değişkenler, yatak sayısı, parsel alanı büyüklüğü ve güneş ışığı
düşey açısı olarak seçilmiştir.
y1= yatak sayısı
y2= parsel alanı (iki blık arasındaki alan + blok taban alanı)
y3= güneş ışığı açısının tanjantı.
Yukarıda verilen herbir bağımlı değişkenin içerdiği Şekil 1.8’de gösterilen diğer değişkenler
aşağıda belirlenmektedir
28
g
h
a r c t a ny 3
f
z1
z
2
Şekil 1.8- Modelin Izometrik Anlatımı
Kaynak : Lionel March, “Elementary Models of Built Forms” Leslie Martin and Lionel March, Urban Space
and Structure, Cambridge University Press, London – 1972 s.73 Şekil : 3.9.
z1= blok’un boyu
z2= bloklar arası uzaklık
f = blok’un eni-derinliği (belli olduğu varsayılan)
h = kat yüksekliği (belli olduğu varsayılan)
g = parapet yüksekliği (belli olduğu varsayılan)
β = birim döşeme alanındaki yatak sayısı (belirli bir oranın verildiği varsayılmakta)
Bu modelde temel bağımsız değişken kat sayısıdır.
x = kat sayısı
Bu değişken sürekli varsayılmaktadır. Her bir Gropius önermesi ya da kuralı aşağıdaki
fonksiyonun davranışlarından çıkarılabilmektedir.
yi = Φi (k, yj,yk) = Φi (x)
(1)
Matematik anlatımla yi değişkenin kat sayısının (x) ve değeri verilmiş diğer iki değişkenin yj ve
yk’nın fonksiyonu olduğu görülmektedir.
Bu fonksiyon temelde yi değerlerindeki artış ve düşüşlerin, x’in artan ya da azalan değerlerine
bağlı olduğunu göstermektedir. Belirlenen bu ilişki ışığındaki matematik anlatımlar
yazılabilmektedir.
Yatak sayısı
Parsel alanı
y1 = β f z1 x
y2 = z1 (f + z2)
(2)
(3)
Güneş ışığı açısının tanjantı
y3 =
(4)
hx + g
z2
Burada eşitliklerin sağındaki değişkenlerin değerleri verilmektedir. Bu üç eşitlikte z1 ve z2
değerlerini ayıklayarak ve elde edilen formülü sıfıra (0) eşitliyerek,
(hy1 - bfy 2 y3 )x +
fy1 y 3 + gy1 = 0
(5)
matematik anlatımı elde edilmekte ve buradan da
y1 = f1 ( x ) = bfy 2 y 3 .
y 2 = f 2 ( x) =
y3 = f 3 ( x) =
(6)
x
hx + fy 3 + g
y1 hx + fy 3 + g
.
bfy 3
x
y1 hx + g
.
f by 2 x - y1
(7)
(8)
29
y1, y2, y3 fonksiyonları çıkartılmaktadır. Birinci eşitlikte yatak sayısı kat sayısına bağlı olarak
artmakta, ikinci eşitlikte ise gerekli parsel alanı kat adedinin artışına bağımlı olarak düşmekte,
son eşitlikte ise gün ışığı açısının tanjantı blok yüksekliği arttıkça küçülme göstermektedir
(Şekil:1.9).
Bu bulgular her durumda diğer verilmiş değişkenlerin değişmez (sabit) olduğu varsayımı ile elde
edilmiştir. Şekil : 1.9’da y1, y2, y3 fonksiyonlarının grafik anlatımları verilmektedir. Bu grafiklerdeki
yatay ve düşey asimptatlır, bina kaç katlı inşa edilirse edilsin bir mak. Yoğunluk sınırının
olduğunu göstermektedir.
Bunu sayısal olarak örneklersek Gropius bulguları daha iyi anlaşılacaktır.
Birim döşeme alanındaki yatak alanı oranı
b
1 2
m / yatak
15
Blokun derinliği
Kat yüksekliği
f = 9 m.
h = 3 m.
Güneş ışığının açısının tanjantı (*)
y3
2
3
Bu değerleri bir hektardaki yatak sayısı yoğunluğunu veren matematik anlatımda yerine
koyarsak,
y1 bfy 3
.10.000
=
y2
h
=
9.2
.10.000
15.3.3
=1333 yatak/hektar – 533 kişi/acre kat adedi kaç kat olursa olsun max olası yoğunluk elde edilir.
(**)
İngiltere’de planlama çalışmalarında bu çeşit gelişmeleri çin, güneş ışığı açısı yerine güneş ışığı
göstergesi (daylight indicatör DI) kullanılmakta ve y3 değeri yaklaşık ½’dir.
A
B
y2
y1
(Y 1 = B fy 2 y 3 )
h
C
y3
(Y 2 = h y 1 )
B fy 3
(Y 3 = h y 1 )
B fy 2
x
x
(X = O )
x
(X = Y 1 )
B y2
Şekil 1.9- Yatak Sayısı B Gerekli Parsel Alanı C Engelleme Açısı ya da Güneş Işığı Açısının Tanjantı
Fonksiyonlarının Hiperbolik anlatımları.
Kaynak : Lionel March, “Elementary Models of Builty Forms” Leslie Martin and Lionel March,
Urban Space and Structures, Cambridge University Press, London, 1972, s.75-76, Şekil:3.10,
3.11, 3.12.
*
Heiligenthal’ın kuzey-güney yönlenmesi için paralel bloklar düzenindeki açı değeri.
2
1 hektar = 10.000 m = 2,47 acre
4 hektar = 10 acre (kabaca)
**
30
Yoğunluğu veren eşitlikteki diğer değişken değerleri değiştirmeden hesaplama yapıldığında,
max. Olası yatak yoğunluğu 1000 yatak/hektar ya da 400 kişi/acre çıkmaktadır.
Aynı hesaplama ülkemiz y3=1 değeri (41) için yapıldığında max. Olası yatak yoğunluğu 2000
yatak/hektar ya da 810 kişi/acre bulunur.
Bu modelde üzerinde durulmesa gerekli olan noktalardan biri, yatak sayısının bina yüksekliğine
bağımlı bir biçimde artmasına karşın, bu artışın belirli bir değerden sonra oran olarak hızla
düşme göstermesidir. Yoğunluk artışı, y1 fonksiyonunun 2. türevi alındığında x’in 3. kuvveti ile
ters orantılı bir oranda gerçekleşmektedir. Ayırı artmalar az katlı yapılaşmalarda görülmektedir
(örneğin 1-6 kat arası).
Yoğunluk üst sınırı oranı =
x
.1333
x+2
Yukarıdaki matematik anlatımla kat adedine bağlı olarak yoğunluk üst sınır oranları aşağıdaki
çizelgede hesaplanarak verilmektedir.
Çizelge 1.3- Yoğunluk-Kat Adetleri İlişkileri
Yoğunluk üst sınır oranı %
Yoğunluk yatak/hektar
Yoğunluk kişi/acre
Kat Adetleri
1
2
33
50
444
667
178
267
3
60
800
320
4
67
888
355
5
71
952
380
6
75
1000
400
Çizelge 1.3’de görüldüğü gibi 1 ve 2 katlı yapılaşmalarda yüksek yoğunluğun nedeni, modelin
aşırı basitleştirilmiş olmasından kaynaklanmaktadır.
Heiliğenthal-Gropius modeli özellikle az katlı düzenlemelerde önem kazanan, yollar, otopark
alanları v.b. alanları içermediği gibi güneşlenme açısı dışında yangın, uygun gizlilik
(mahremiyet) ve benzeri durumlar için yapıların birbiri arasında gerekli uzaklıklar konusundaki
koşulları da kapsamaktadır (42).
Gerçekte Gropius bu modeli yüksek yapıların (10-12 katlı apartmanlar) (hachbau) avantajlarını
sergilemek amacı ile tartışmaya açmıştı, ancak modelin ortaya koyduğu gerçekler, kendisini az
katlı konutlarda (Flachbau( 8lowrise housting) önemli yararlar olduğu sonucuna götürmüş
olabilir.
1.5.2.2 Helligenthal-Lgropius Teoremleri (44)
Beckett’in modelini tanıtmaya başlamadan önce yukarıda tanımlanan birbirine paralel
dikdörtgen blakların ya da yapılaşma biçimlerinin toprak kullanma performansları ile ilgili
biçimsel olarak basit ancak değer taşıyan üç teoremi açıklamak yerinde olacaktır.
Teorem 1 : Belirli bir dikdörtgen alanda verilmiş bir set açısı ve birbirine paralel bloklardan
oluşmuş bir lyapılaşmada toplam döşeme alanı kat adedine bağlı olarak hiperbolik bir biçimde
artış gösterir.
Sonuç : Bu artışın değişme oranının düzeni kat adedinin karesi ile ters orantılı bir biçimde
değişme gösterir. Döşeme alanı asimptotik bir şekilde bina derinliğinin kat yüksekliğine oranının,
parsel alanının ve set açısının tanjantının ürünü olarak üst sınır noktasına yaklaşmaktadır.
31
Teorem 2 : Birbirine paralel ve eşit yapılaşma biçimleri arasında verilmiş bir set açısı kabul
edildiğinde ve değişme (constant) bir döşeme alanının bu biçimler içinde dağılımı
sağlandığında, gereksinme duyulan parsel alanı büyüklüğü kat adedine göre hiperbolik bir
biçimde azalma gösterir.
Sonuç : Bu azalışın edğişme oranının düzeni kat adedinin karesiyle ters orantılı olarak değişir
bir biçimde kat yüksekliğinin bina derinliğine oranının, döşeme alanının ve set açısının
cotanjantının ürünü olarak düşük değerlere doğru yaklaşım gösterir.
Teorem 3: Dikdörtgen biçimde verilmiş bir parsel alanında ve değişmez (constant) döşeme alanı
eşit ve paralel bloklara dağıtıldığında set açısı artan kat adedine bağımlı olarak hiperbolik bir
biçimde azalma gösterir.
Sonuç : Azalışın değişme oranının düzeni kat adedinin, karesi ile ters orantılı olarak değişir. Set
açısının tanjantı asimptotik bir biçimde kat yüksekliğinin, bina derinliğine ve döşeme alanının
parsel alanına oranını (kat alanı katsayısı-floorspace index) ürünü olarak düşük değerlere doğru
yaklaşım gösterir.
1.5.2.3 H.E.Beckett Model (45)
Beckett’in 1942 nüfus yoğunluğu ve binaların yükseklikleri (population Density and the Heights
of Buildings) konulu bildirisi, kendi deyimi ile matematiksel modellerin toprak kullanım ve
yapılaşma biçimleri sorunlarına ilk uygulanış çabasıdır (46).
Bildiri özetle şunları ileri sürmektedir: Her ne kadar bugünlerde belirli bir nüfus yoğunluğunun
daha yüksek ve daha büyük yapılarda yeniden yerleştirilmesi, genelde, olası daha iyi
aydınlanma koşullarını sağlayacağı kabul edilmekteyse de görüşler henüz açıklık kazanmış
değildir.
Bu kabulün doğruluğu özel bir konumda yer alan paralel bloklarda matematiksel
çözümlemelerle kanıtlanmaya çalışılmıştır. Bu çözümleme kentlerde az karşılaşılan çok aralıklı
fizik mekan gelişmelerinin dışında, bina yüksekliğinin artması, belirli bir nüfus
yerleşterilebileceğini göstermektedir. Ancak bu durumda sık rastlanan bir konu, artan nüfus
yoğunluğuna koşut olarak kişi başına düşen açık alanların da artması gereğidir. Çözümlemeler
şu varsayıma dayandırılmaktadır.
Belirli bir yönlendirme ile verilmiş bloklarda aydınlanma koşulları zemin kat pencelerindeki
parapet düzeyinden alınacak set açısının tanjantı (y3) ile tanımlanmaktadır.
Beckett’in modeli kesişen yol ağında birbirine paralel dikdörtgen blokları ele almakta, yol ağı
(Heiligenthal-Gropius’un) modelinin geliştirilmesi ile oluşturulmaktadır. (Şekil:1.10)
Daha önceki modelden küçük fakat önemli bir farklılığı, çatı parapetinin yerden itibaren alınması
ve set açısının bu düzeyden ölçümlenmesidir.
32
(1 - l ) z 1
g
h
i
a rc ta n
l z1
y3
z2
Şekil 1.10- Modelin İzometrik Anlatıtım
Kaynak : Lionel March, “Elementary Models of Built Forms”, L. Martin and L. March Urban
Space and Structures, Cambridge University Press, London 1972, s. 80, Şekil:3.13, 3.14.
Beckett modelinin değişkenleri aşağıda verilmektedir.
z1= Parselin boyu (yol ve yan bahçeler dahil)
z2= Bloklararası uzaklık
f = Blokun eni – derinliği
h = kat yüksekliği
g = parapet yüksekliği
i = set açısının bina cephesini kestiği yerin yüksekliği ( 0 < i < h )
β = Birim döşeme alanındaki yatak sayısı (*
Λ = parsel boyunun verilmiş blok boyuna oranı
Λz1 = blok boyu
(1-λ)z1 = bloklar arasındaki boylamasına uzaklık
x = kat sayısı
y1 = yatak sayısı (ya da kişi v.b. sayısı(*)
y2 = parsel alanı
y3 = set açısının tanjantı
y4 = açık alanların toplamı
Beckett tarafından çalışmada kullanılan başlıca bağımlı
belirlenmektedir (*).
u1 = y1/y2 parsel alanındaki yatak sayısı (ya da nüfus yoğunluğu)
u2 = y4/y2 açık alan indeksi
u3 = u1/u2 açık alandaki yatak sayısı ( ya da nüfus) yoğunluğu (*)
*
değişkenler
ise
aşağıda
(β) boyutu (y1), (u1) ve (u2) değişkenleri için anlam taşımaktadır. Bundan dolayı, eğer birim döşeme
alanındaki yatak sayısı olarak ölçümlenecekse( y1) değişkeni yatak sayısını, (Gropius’un çalışmasında
olduğu gibi) yok eğer birim döşeme alanındaki nüfus sayısı olarak ölçümlenecekse (y1) değişkeni insan
sayısını, (u1) parseldeki yoğunluğu, (u3) ise birim açık alandaki insan sayısını tanımlayacaktır. (Beckett’in
çalışmalarında olduğu gibi). Eğer (β) 1 gibi bir sayıya eşit olursa (y1) toplam döşeme alanını, (u19 ise
döşeme alanı indeksini (floorspace indeş – KAKS) vermektedir. (Beckett’in ölçümlemeleri).
33
Bu değişkenler arasındaki ilişkilerden önce yapılaşma düzeninden çıkan tanımlamaların
matematiksel anlatımları aşağıdaki şekillerde yazılabilir.
Yatak (ya da) nüfus sayısı
Parsel alanı
Set açısının tanjantı
Açık alanın toplamı
y1 = blfz1 x
y 2 = z1 ( f + z 2 )
hx + g - i
y3 =
2
y
y4 = y2 - 1
bx
(1)
(2)
(3)
(4)
y1, y2, y3 arasındaki ilişkileri veren eşitlik z1 ve z2 terimlerinin ayıklanması ile elde edilmektedir.
(hy1 - blfy 2 y 3 ) x + ( fy 3 + g - i ) y1 = 0
(5)
Bu matematik anlatım Gropius’un geliştirdiği modeldeki (5) nolu eşitlikle karşılaştırıldığında
Heiligenthal-Gropius modeli, Beckett modelinin λ=1 (devamlı bloklar) ve i=0 (set açısınıntoprak
üstünden ölçümlenmesi) değerleri için özel bir durumu gibi görülmektedir.
Beckett’in eşitlikleri aşağıdaki şekillerde oluşturulmuştur
u1 = f 1 ( x) = blfy 3 .
u1 = f 2 ( x) = 1 -
x
hx + fy 3 + g - i
lfy 3
hx + fy 3 + g - i
(6)
(7)
u1 değerini yerine koyarak,
u2 = 1 -
u1
bx
(8)
u 3 = f 3 ( x) = fy 3 ,
x
hx + (1 - l ) fy 3 + g - 1
(9)
u1 ve y3 değerlerini yerine koyarak,
u1 =
bu1 x
bx - u1
y3 = f 3 ( x) =
u1 hx + g - i
.
f blx - u1
(10)
Bu eşitliklerin tanımladığı fonksiyonlar grafik yolla çizildiğinde hiperbolik eğriler verdiği
görülmüştür.
Şekil :1.11 ve Şekil 1.12’de bağımsız değişkenlerin özel değerleri için çizilmiş grafikler
verilmektedir. (g=0, f=3h, i=0,6 h, λ=0,75)
Yukarıda oluşturulan fonksiyonların davranışları, bazı durumlarda önceden kestirilememektedir.
Örneğin bazı koşullar altında Φ1 (x) fonksiyonu kat sayısına göre artış, bazı koşullar altında da
düşüş göstermektedir.
34
Şekil 1.11-
A Kat Sayısına Bağlı Döşeme Alanı Indeksi İlişkisi,
B Kat Sayısına Bağlı Açık Alan Indeksi İlişkisi.
Kaynak : Lionel March, “Elementary Models of Built Forms”, L. Martin and L. March, Urban Space and
Structures, Cambridge University Press, London – 1972, s.83, Şekil:3.15, 3.16.
Şekil 1.12-
A Kat Sayısına Bağlı Açık Alandaki Yatak (ya da nüfus) Sayısı Yoğunluğu İlişkisi.
B Kat Sayısına Bağlı Set Açısı Tanjant Değerleri İlişkisi
Kaynak : Lionel March, “Elementary Models of Built Forms”, L. Martin and L. March, Urban Space and
Structures, Cambridge University Press, London – 1972, s.83, Şekil:3.17, 3.18
35
1.5.2.4 Beckett Teoremleri (47)
Teorem 1 : Paralel ve eşit yapılanma biçimindeki bloklar arasındaki net açısının değişmezliği
(sabit) varsayıldığında, nüfus yoğunluğu (48) hiperbolik olarak artma, ya da set açısının (arc
tanjant (i-g)/f) değerinden büyük, eşit ve küçük olmasına göre kat adedi artışına bağımlı bir
şekilde hiperbolik bir azalma gösterir.
Sonuç : Nüfus yoğunluğundaki değişme oranının düzeni kat adedinin karesi ile ters orantılı
olarak değişir. Yoğunluk asimptotik bir biçimde (λfy3/h) ile belirlenen çok sayıda kat adedi için
sınırlı bir değere yaklaşım gösterir.
Teorem 3 : Birbirine eşit ve paralel bloklardan oluşmuş yapılaşmada bloklar arasındaki set
açısının ya da böyle bir gelişme için nüfus yoğunluğunun değişmez (sabit) olduğu varsayımı ile
açık alan katsayısı, artan kat sayısına bağımlı olarak hiperbolik bir artma gösterir.
Sonuç : Açık alan katsayısındaki artış oranının düzeni kat sayısının karesi ile ters orantılı olarak
değişir ve katsayı çok sayıdaki kat için (1) üst sınır değerine asimptotik bir yaklaşım gösterir.
Teorem 4 : Birbirine eşit ve paralel bloklardan oluşmuş yapılaşmada, bloklar arasındaki set
açısının değişmez olduğu varsayımı ile açık alana düşen kişi yoğunluğu set açısının (arc tanjant
8i-g)/(i-λ)f9 değerinden büyük, eşit ya da küçük olmasına göre asimptotik bir biçimde azalma
gösterir.
Sonuç : Açık alana düşen kişi yoğunluğunun değişme oranının düzeni, kat sayısının karesiyle
ters orantılı olarak değişir. Bu yoğunluk, nüfus yoğunluğunu sınırlayan (λfy3/h) değerine eş
değer olan üst sınır noktasındaki kat sayısı değerine doğru asimptatik bir biçimde yaklaşır.
Teorem 5 : Paralel ve eşit bloklardan oluşmuş yapılaşmada nüfus yoğunluğu değişmez (sabit)
varsayıldığında, set açısı, nüfus yoğunluğunun (βλ((i-g)/h) değerinden büyük ve küçük olmasına
bağlı olarak hiperbolik bir biçimde artma, değişme (sabit) ya da azalma gösterir.
Sonuç : Set açısındaki bu değişmenin düzeni kat adedinin karesiyle ters orantılı olarak değişir
ve çok sayıda kat için sınırlı bir değere yaklaşım gösterir (arc tanjant hu1/βλf))
Heiligenthal-Gropius modeli, ilişkilerin doğrusal (linear) değil hperbolik ve modelin özelliği olarak
da fonksiyonların davranışlarının uyumlu olduğu göstermektedir.
Beckett ise, modelde yapılacak küçük düzeltmelerin, fonksiyonların davranışlarında önemli
değişikliklere yol açacağını kanıtlamaktadır. Geliştirilecek modeller, yeni öğeleri gözönüne
aldıkça fonksiyonların dovranışlarında, kritik ilişkiler nedeni ile yanılgı paylarını da beraberinde
getirdiği görülmektedir. Olası durumların sayısı arttırıldıkça bilgi ilem tekniğine başvurmak
kaçınılmaz olmaktadır (49).
Pratik açıdan bakıldığında Helligenthal-Gropius modeli, Beckett’in modeli kadar iyi ve şüphesiz
kullanmak ve anlamak için daha çok yalın bir yapıyı ortaya koymaktadır. Ancak Beckett’in
modeli de mimari bir dizgedeki birkaç değişkenin karmaşık yapısını ve davranışlarını ortaya
koymak açısından çok yararlı olarak görülmektedir.
Paralel bloklarla oluşturulan bu iki model dışında, Walter Gropius’un Şekil 1.13’de verilen 4 katlı
avlulu gelişme ile aynı konut birimini içeren 32 katlı kuleler karşılaştırması ana tezini
oluşturmaktaydı.
36
Şekil 1.13-
A İç Avlulu 4, Katlı Apartman Binaları
B Etrafı Açık Alanlarla Çevrili ve Aynı Konut Birimini İçeren 32 Katlı Güneş Işığı Kuleleri
(Sunlight Towers)
Kaynak : Lionel March, “Elementary Models of Built Forms”, L. Martin and L. March, Urban Space and
Structures, Cambridge University Press, London – 1972, s.83, Şekil:3.19 a,b.
Bu görüş başlangıç noktası alınarak, 4 değişik kentsel mekan biçimi için toprak kullanımda
yoğunluk-güneşışığı v.b. değişkenler için model çalışmaları yapılmıştır (50).
Şekil: 1.14 ve 1.15’de model geliştirilen kentsel mekan biçimlenmeleri gösterilmektedir. Modelin
değişkenleri aşağıda tanımlanmaktadır.
f = yapılaşma biçiminin eni, derinliği
h= bir katın yüksekliği
z = bloklar arası uzaklık
x = kat sayısı
y1 = ada alanı (yolların yarısı dahil)
y2 = toplam döşeme alanı
y3 = set açısının tanjantı
Bu modelde başlıca bağımlı değişken (u olarak, tek bağımsız değişken de (y3) olarak
seçilmektedir.
u = y 2 / y1 kat alanı katsayısı (KAKS)
Ayrık kule tipi
ada alanı
döşeme alanı
set açısının tanjantı
y1 IoI = ( fxz )
y 2 IoI = f 2 x
hx
y3 =
z
2
Avlulu tip
y1 I 2 I = 4( f + z ) 2
y2 I 2I = 4 f ( f + z) x
(1)
(2)
(3)
Eşitlik (3) te,
z= hx/y3 olduğundan,
(1) ve (2) nolu matematik anlatımlarda (z) değişkeni ayıklanarak aşağıdaki eşitlikler elde
edilmektedir.
37
Şekil 1.14-
Yapılaşma Biçimlerinin 3 Farklı Tipi
3 tipe indirgenmiş farklı yapılaşma biçimleri ve oluşturdukları kuramsal kent
dokusu.
A ayrık (pavilion) ya da kule (tower)
B sokak (street) ya da paralel bloklar
C haçvari tipin oluşturduğu sürekli avlular örüntüsü.
Kaynak : Leslie Martin, Lionel March and Others, “Speculations”, Leslie Martin and Lionel March, Urban
Space and Structures, Cambridge University Press, London – 1972, s.36, Şekil:2.3.
38
Şekil 1.15-
A Ayrık (Pavilion) Biçimde,
B Avlulu Biçimde (court)
C Sokak Biçiminde (Street)
D Sürekli Avlu ya da Haçvari Biçim (Cruciform)
lerindeki Kentsel Mekan Oluşumları.
Kaynak : Lionel March, “Elementary Models of Built Forms”, L. Martin and L. March, Urban Space and
Structures, Cambridge University Press, London – 1972, s.90,93, Şekil:3.20, 3.21, 3.22, 3.23.
2
u
Ayrık Kule Tipi
Avlulu Tip
u
2
O
æ fy 3 ö
÷÷ .x
= çç
è fy 3 + hx ø
æ fy 3 ö
÷÷.x
= çç
è fy 3 + hx ø
(4)
(5)
Sokak tipi ile sürekli avlulu haçvari tipin ilişkileri için oluşturulan modelde ise aşağıdaki eşitlikler
geliştirilmiştir.
Paralel bloklar için oluşturulan eşitlikler :
(2)
y1 = ( f + z ) 2
Ada alanı
Döşeme alanı
y2
( 2)
Kat alanı katsayısı
u2
( 2)
= f ( f + z ).zx
(7)
æ fy 3 ö
÷÷.x
= çç
è fy 3 + hx ø
(8)
Sürekli avlulu haçvari tip için oluşturulan eşitlikler :
(4)
Ada alanı
y1 = ( f + z ) 2
(4)
Döşeme alanı
y2
Kat alanı katsayısı
u ( 4)
(6)
= f ( f + 2z) x
fy ( fy + 2hx)
= 3 3
( fy 3 + hx) 2
(9)
(10)
(11)
Eşitlik (4), (8) ve (11) yeniden yazılarak bu üç kentsel mekan biçimlernişinin karşılaştırılması
yapılabilir (51).
39
Ayrık kule tipi
u
0
= fy 3
( fy 3 + 0.hx)
.x
( fy 3 + hx) 2
Sokak tipi
u
2
= fy 3
( fy 3 + 1.hx)
.x
( fy 3 + hx) 2
u
4
= fy 3
( fy 3 + 2.hx)
.x
( fy 3 + hx) 2
Sürekli avlulu tip
(haçvari)
Bu üç matematik anlatımdan bütün tipleri tanımlayabilecek aşağıdaki genel eşitlik (α)’nın 0,1,2
değerleri içni yazılabilir.
u ( 2a ) = fy 3
( fy 3 + a .hx)
.x
( fy 3 + hx) 2
Üzerinde tartışma yapılan üç mekansal yapılaşma biçiminin aşağıdaki eşitliklerle ilişkileri
saptanmaktadır ve
u ( 4) - u ( 2) = u ( 2) - u (0) =
fhy 3 x 2
( fy 3 + hx) 2
bu eşitlikte her x > 0 değeri için aşağıdaki karşılaştırma çıkarılmaktadır.
u(4) > u(2) > u(0)
Bu ilişki Martin March modelinde, mekansal yapılaşma biçimleri düzeninin toprak kullanma
performanslarını (yeterlik) en gerçekçi bir biçimde sıraya koymaktadır. Belli bir kat sayısına göre
kat alanı katsayısı (katkılı-brüt) (u) sürekli avlulu (haçvari) biçimindeki yapılaşma düzeninde,
sokaka (paralel bloklar) biçimindeki düzenden ve dolayısıyle ayrık kule biçimindeki
yapılaşmalardan daha büyük çıkmaktadır. (Şekil 1.16).
Şekil 1.16- Kat Adedine Bağlı Olarak Yapılaşma Biçimlerinin Bina Potansiyelleri.
Kaynak : Leslie Martin, Lionel March and Others, “Speculations”, Leslie Martin and Lionel March, Urban
Space and Structures, Cambridge University Press, London – 1972, s.37, Şekil:2.4.
Martin-March modeline bağlantılı olarak iki basit teorem geliştirilmiştir.0
40
1.5.2.5 Martin-March Teoremleri (52)
Teorem – 1 : Verilmiş bir set açısı tarafından kontrol edilmiş dikdörtgen yapılaşma formlarının
pek çok düzenlemelerini karşılaştırırken, sürekli avlulu bir düzenlemenin katkılı kat alanı
katsayısı, verilmiş herhangi bir kat sayısına göre, (KAKS-FSI Floorapace Index) daima, sokak
tipi (paralel bloklar) bir düzenlemeden, bu da sırasıyla, ayrık kule tipi bir düzenlemeden daha
büyüktür.
Teorem- 2 : Bazı ölçülür kat sayılarına göre ayrık kule tipi bir düzenleme için maximum bir kat
alanı katsayısı değeri vardır ve aynı kat sayısına göre sürekli avlulu ve sokak tipi
düzenlemelerin katsayıları, anılan sıraya göre ayrık kule tipi düzenlemeden iki ve üç kez
maximum bir değerde uygulanabilir olmaktadır.
1.5.3
ÜLKEMİZDEKİ ÇALIŞMALAR
Ülkemizde şimdiye kadar tanımlamaya çalıştığımız yoğunluk-fizik mekan ve bileşenleri
arasındaki ilişkileri içeren, kısmen çok değişkenli, derli toplu ilk yayın İrfan Bayhan’ın 81969)
“Şehir Planlaması” adlı kitabıdır (53). Bu yayında ;
Kat Alanı Katsayısı (KAKS)- Konut Tipleri, (Şekil-253, s.234).
Kat sayılarına göre Kat Alanı Katsayısı Yapı Alanı oranları (Şekil – 254 s.236).
Net Konut Alanları Yoğnluğu – Kişi başına düşen Parsel Alanı, (Şekil – 255 s.237)
Yerleşme alanı – Brüt Konut Alanları Yoğunluğu (Şekil – 256 s.239)
Kişi başına düşen konut alanına göre Net Konut Alanları Yoğunluğu- Kat Alanı Kartsayısı
(KAKS), (Şekil – 257 s. 241)
Kat Alanı Katsayısı – Parsel Alanının Kat Alanları toplamına oranı (Şekil 258 s.242)
İlişkileri grafiklerle verilmektedir. Ancak yukarıda sıralanan ilişkiler incelendiğinde fizik mekan
oluşumunda önemli olan birçok değişkenin (güneş ışığı, iki bina arasındaki uzaklıklar, yapılaşma
biçimleri v.b.) bu karşılaştırmalara katılmadıkları görülmektedir.
Bu çalışmadan başka, Büyük İstanbul Nazım Plan Bürosu, Konut Sektörü Planlama Grubunca
“Konut Yoğunlukları Üzerine Bir Araştırma” adını taşıyan bir çalışma başlatılmış ancak
tamamlanamamıştır (54).
Bu çalışmada yönetmeliklerin tanımladığı yapı imar düzenlerinden kaynaklanan ancak belirli
nüfus büyüklüklerini içeren bir yöntem uygulanmıştır. 3 tip yerleşme büyüklüğü, komşuluk
ünitesi (5000 kişi), Malle (15.000 kişi), Mahalle Grubu (45.000 kişi) seçilmiş ve bu büyüklüklerin
tüm donatım alanlarını kapsar nitelikte yoğunluk – katsayı ve donatım alanları ilişkileri
kurulmuştur.
Daha önce de belirttiğimiz gibi tamamlanamamış olması nedeni ile çalışmanın yöntem ve
modeli hakkında daha ayrıntılı bilgiye sahip olamamaktayız.
Son zamanlarda İller Bankası, İmar Planlama Dairesinde İlhan Gülgeç 81981) tarafından
geliştirilmiş “yoğunluk, Emsal ve Yapı Nizamlarına Göre Bölünme (parsel) YEB-ABAK” adlı bir
araştırma izlenmektedir (55).
Çalışmanın amacı kısaca şöyle belirlenmektedir.
Ülkemizde kent planlama çalışmaları nicelik ve niteliksel yönde gelişmekte ve planlama
tekniklerindeki yeni aşamalarla giderek yöre koşulların uygun teknik ve planlama biçimleri
kullanılmaktadır. Ayrıca yakın gelecekte imar planı turistik planlama ulaşım planlaması gibi
çeşitli çalışmaları tek ve “kapsamlı bir plan” altında toplamakla planlamanın; uygulama
yönünden esneklik ve bilimselliği artacak farklı planlar arasındaki tutarsızlıklar giderilip bütüncül
bir anlayışla kontrol ve yönlendirici özelliği kuvvetlenecektir.
41
İmar uygulamalarına açıklık ve kolaylık getirebilmek için, imar planlarındaki yapılaşma koşulları
giderek; yönetmeliklere beşvurmayı en aza indirecek biçimde, ayrıntılı olarak planlar üzerine
yazılmakta ve planla birlikte onanmaktadır. Böylece, her türlü yapılaşma koşullarının, imar ve
mülkiyet durumunun, bölünme koşullarının, formüle edilip planlar üzerine işaretlenmesi gereği
doğmaktadır.
Yukarıda değinilen yapılaşma koşullarının hesaplanmasında kolaylık, doğruluk, esneklik ve hız
sağlayacak “ABAK tablolarının” elektronik hesaplayıca (bilgisayarla) elde ederek kullanıcıların
hizmetine sunmaktadır.
Çalışmada varsayılan sınırlamalar ve kabuller aşağıda belirlenmektedir.
Konut alanı
En az
40
En çok
120 m2
Kişi başına konut alanı
“ “
15
“ “
60 m2
Net nüfus
“ “
50
“ “
1250 kişi/ha.
Konutta ortalama nüfus
“ “
1,1.5,2
“ “
7 kişi
Kat adedi
“ “
1,2
“ “
6 kat
120 m2
En az parsel alanı
Ayrık düzende 252 m2 diğer düzenlerde
En küçük TAKS
0,05
En az; bina cephesi 6 m, yanbahçe 3 m, ön bahçe 5 m, arka bahçe 3 m, kabulünden yapı
düzenlerine göre en az parsel cephesi
İkili Blok Düzen
Bitişik Düzen
Ayrık Düzen
12 m.
9 m.
6 m.
En az parsel derinliği :
Ayrık Düzen
Ön Bahçeli
26 m.
Ön Bahçesiz
21 m.
İkili Blok Düzen
15 m.
10 m.
Bitişik Düzen
15 m.
10 m.
Parsel büyüklüklerinin hesaplanmasında bir katta bir konut olduğu varsayımından hareket
edilmekte, bir katta birden fazla konut olması halinde yalnızca hektardaki parsel adedinin
azaldığı belirtilmektedir. Yönetmeliklerin tanımladığı çıkma hakkı bu nedenle dikkate
alınmamaktadır.
Kanımızca ülkemiz koşulları dikkate alındığında gecikmiş ve yararları büyük olan kapsamlı bir
çalışmadır. Ancak özellikle yerleşik alanlardaki varolan iyelik (mülkiyet) örüntüsüne bu
çalışmanın uygulanması ve yönetmeliklerle geliştirilmiş bazı özelliklerin günümüze dek
uygulamalar sonucu oluşturduğu belirli yapılaşma geleneklerinin belirginleşmeiş olması bu
çalışmanın tamamlanması gerekli yanlarını ortaya koymaktadır.
Gönül Aslan Evyapan (1981) tarafından yapılan ve 1981 yılında yayınlanan “Kentleşme
Olgusunun Hızlanması Nedeniyle Yapılar Yakın Çevresi Düzeyined Açık Alan ve Mekanların
Değişimi”adlı ülkemiz kent mekanlarının zaman içindeki değişimini özümleme yöntemiyle ortaya
koyan araştırma ile yoğunluk-kent mekanının biçimlenişi, güneş ışığı alma (güneşlenme) v.b.
ilişkileri örnek kent kesimi üzerinde saptanmaktadır (56).
42
BIR KONUT 70 m2
2.4
1.00
0.90
0.80
0.70 0.60
0.50
0.40
0.06
0.06
0.06
PARSEL
T.A.K.S
T.A.K.S
K.A.K.S
1900
2000
1700
2000
1900
1700
1600
0.45
2
1
0.06
1200
1100
0.08
900
1000
8
7
6
5
4
3
0.05
0.45
1.00
0.700.80
0.60
0.50
PARSEL
6
5
4
3
2
0.09
100
1300
1
100
0.10
100 100
200
0.07
2
200
200
7
800
100
200
3
700
300
2
1.0
9
8
4
300
300
300
500
100
400
400
3
5
400
2
400
1.5
1.4
1.3
1.2
1.1
6
0.20
100
3
7
500
400
1.6
8
500
500
4
1.7
600
0.25
4
700
600
300
6
4
2.0
1.8
600
500
600
5
5
TABAN VE KAT
ALANI KATSAYILARI
2.1
700
600
700
6
2.4
2.3
2.2
0.30
2000
1900
100
800
8 7
7
PARSEL , KAT
2.5
1.9
9 8
6
2
900 800
900 800 700
10 9
7
5
1000
800
2.7
2.6
8
6 7
0.40
4
10
1000 900
5
0.35
5
11
1100
4
2 3
100
150
7
6
1000
900
200
8
8
11
3.0
2.9
2.8
50
NET YOGUNLUK (KISI / HEK)
9
2
1600
2
1
0.05
PARSEL
10 9
3 3
1700
100
0.06
1
100
7
6
5
4
3
5
4
3
2
200
1200
100 100
8
2
200
200
1300
300
1100
100
200
0.07
2
0.08
100
300
3
1.0
9
8
7
6
3
1000
2
5
4
300
300
0.09
100
3
400
400
1.1
900
2
4
400
0.10
4
2
4
1.2
6
400
500
5
5
1.3
7
500
11 10
1.4
8
500
800
6
3 3
100
600
6.5 1200
1200
1200 11
1.5
600
700
7
6
5
700
500
6
6
7
1.6
600
1000
BIR KONUT 100 m2
3.1
1000
5.5 1200
ALANI KATSAYILARI
1.7
600
600
4
700
2.0
3.2
1200
1100
1.9
700
500
5
800
9 8
8 7
TABAN VE KAT
3.4
3.3
4.5 1100
5
1.8
10 9
7
7
6
900 800
900 800 700
0.20
8
8
1000
2.2
2.1
400
9
10
2.4
2.3
8
6 7
300
10 9
11
800
5
200
11
11 10
11
1000 900
4
2 3
0.30
1200
1200
1100
900
0.40
6.5 1200
7
1000
PARSEL , KAT
2.5
K.A.K.S
1000
5.5 1200
6
2.6
3.5
1100
1200
KONUTTA
ORTALAMA
KISI
2.7
1000
1200
1100
4
2.8
4.5 1100
5
BIR KONUT 90 m2
3.0
2.9
1100
1200
KONUTTA
ORTALAMA
KISI
K.A.K.S
T.A.K.S
3.5
4
2
1
1800
100
2
100
0.06
100
4
3
1500
100
100
7
6
5
3
1600
100
100
8
4
0.06
2
6
5
1
0.06
2
200
2
2
200
200
200
1100
3
7
3
300
300
0.06
300
1400
400
4
3
3
8
900
5
4
9
4
300
1200
400
1.0
5
400
1000
5
6
400
500
500
6
1.1
7
600
500
600
6
1.2
0.07
700
8
500
800
7
7
1.5
1.4
1.3
600
0.08
700
0.09
8
6
4
1.6
600
600
8
7
5
700
700
1900
2000
1700
100
9
8
3
800
700
0.10
4
800
500
5
900 800
900
10 9
TABAN VE KAT
ALANI KATSAYILARI
1.7
400
6
1.8
10
11
7
800
300
NET YOGUNLUK (KISI / HEK)
8
1000
900
0.20
9
PARSEL , KAT
2.0
1.9
0.25
10
10
1000
8
6 7
5
4
2 3
2.1
0.15
11
1100
900
100
11
2
1800
1500
1600
0.06
1
1400
1200
2
1300
900
1000
0.07
700
800
0.08
600
0.10
0.09
500
400
0.20
PARSEL
300
2
0.25
100
100
4
3
0.15
100
100
100
7
6
5
3
1
100
100
8
4
0.25
100
2
2
5
2
200
200
200
200
2
6
3
300
300
300
3
0.35
2
400
4
4
3
300
100
3
3
7
4
400
5
5
8
5
400
1200
1200
9
9
6
400
500
500
1.0
1.0
7
500
600
6
5
6
4
600
7
6
150
7
7
7
1.1
8
200
8
8
600
500
700
0.30
4
700
8
50
5
800
9
11
6.5 1200
1.4
1.3
600
1.00
0.90
0.70 0.80
0.60
0.50
0.40
6
700
700
1.2
9
7
800
900
100
150
8
1000
10
10 9
50
9
10
NET YOGUNLUK (KISI / HEK)
NET YOGUNLUK (KIS I / HEK)
10
11
1.00
0.700.80
0.60
0.50
11
11
0.35
1200
5.5
1000
6
1000
1200
150
1.5
1100
6.5 1200
7
1200
900 800
1100
ALANI KATSAYILARI
1.6
1.5
11
TABAN VE KAT
2.2
50
800
900
1000
1100
1.7
1100
200
1000
1.8
2.4
2.3
1000
4.5
1200
5
0.30
5
4
2 3
2.5
0.35
1000
1100
8
6 7
PARSEL , KAT
2.0
1.9
5.5 1200
6
2.0
900
1100
1200
K ONUTTA
ORTALAMA
KISI
2.1
1000
1100
4.5
1200
5
2.6
4
2.2
K.A.K.S
K ONUTTA
ORTALAMA
KISI
BIR KONUT 80 m2
2.7
3.5
2.3
1100
1200
1300
3.5
4
T.A.K.S
Şekil 1.17 , 1.18 , 1.19 , 1.20
Kaynak :İlhan Gülgeç, YEB-ABAK TABLOLARI İller Bankası, İmar Planlama Dairesi Ankara, 1981
Gülgeç (1981) tarafından yapılan çalışmayı daha önce sözü edilen özellikler nedeni ile
tamamlar niteliklerde bir çalışma da 1982 yılında gerçekleştirilmiştir (57).
Emre Aysu (1982), “Kentsel Mekan Biçimlenmesinde, Yapı-İmar Düzenleri Tipolojisi, Toprak
Kullanma İlişkileri (YİD-TİP Benzeşim Modeli, AYK-Grafik-Abakları) adlı araştırmasında
çalışmanın amacı aşağıdaki şekilde belirlenmektedir (58).
Kent toplumsal ve ekonomik süreçlerin mekansal boyutta yer alması ile varolmaktadır. Kentsel
mekan ise doğrudan bu süreçlerin etkileşimi sonucu biçimlenmektedir. Bu biçimlenmede sözü
edilen süreçlerin oluşturduğu toprak kullanım türleri değişik yoğunluklarla mekanda yer almakta
ve doğrudan insan yaşamını etkilemektedir.Bu nedenlerledir ki yoğunluk kavramları ve türevleri
toprak kullanmanın, sınırlı toprak kaynağının akılcı bir biçimde bölüşümünü, dağıtımını
denetleme ve yönlendirme önemli bir araç olmaktadır. Sözünü ettiğimiz bu özellikler
kentleşmenin üst düzeylerde seyrettiği kentsel alanlarda söz konusu olmaktadır.
43
Bu çalışmada kentleşme olgusunun ya da nüfus işgücü yığılmalarının
kültürel ve politik neden ve sonurgularına girilmeden toprak kullanma
indirgeyen yoğunluk ve türevlerinin oluşturdukları yapılaşma ilişkileri ya
yönetmeliklerle tanımlanmış yapılaşma biçimlerinin bu ölçütlerle
durulacaktır.
toplumsal-ekonomikkararlarının mekana
da ters bir anlatımla
ilişkilerinin üzerinde
Özellikle bir kez daha vurgulamak gerekirse, bu çalışma, ülkemizde kentsel mekanların
biçimlenmesinde imar yönetmelikleri ile belirlenmiş, genel-geçer yapı-imar tipolojilerinin
tanımlanmasını ve toprak kullanma ölçütleri açısından, insanın tüm gereksinmelerin, eylemlerini
doğrudan ilgilendiren fiziksel mekanın analojik, çözümleyici bir yaklaşımla anatomik (mekan
bileşenlerinin yapısı ve birbirleri ile ilişkileri) fizyolojik (mekan bileşenlerinin görevleri ve
görevlerin nasıl oluştuğu) ve patolojik (fizik mekanın yarattığı rahatsızlıklar, hastalıklar) yapısının
ortaya konmasının, içerdikleri potansiyel ve performans göstergeleri ile sağlıklı konut yaşam
çevreleri arasındaki ilişkilerin saptanmasını amaçlamaktadır.
Gerçekten böyle bir çalışma ya da kentsel fizik mekanların bileşenleri – alt dizgeleri arasındaki
yukarda sözü edilen ilişkilerin saptanması ile daha önce de belirttiğimiz gibi, tüm mekan
dizgesinin durumunu ve düzenli olup olmadığını ortaya çıkarabilecek ve kentsel mekan
dizgesinin oluşumunu ve durumunu anlamak, gelecekteki durumunu kestirmek, yönlendirmek ve
denetlemek açısından yararlı olacaktır.
Ülkemizde kentsel mekanların biçimlenmesinde imar yönetmeliklerinin tanımladığı yapılaşma
tipolojilerinin yapısı, toprak kullanma ilişkileri, potansiyel ve performans göstergelerinin
saptanması olarak ortaya konan amaçların gerisinde, çalışma daha özel amaçları da
içermektedir.
Bu amaçların bazıları aşağıda verilmektedir.
Ülkemiz kentsel mekanının biçimlenmesinde egemen olan yapılaşma tipolojilerini belirlemek,
Bu tipolojilerin doğrudan insanın yaşam çevresini ilgilendiren, olumlu, olumsuz özelliklerini
ortaya çıkarmak,
Toplumun değer kalıpları – yargıları ve yaşam biçimleri açısından bu tipolojilerin sürekliliği kabul
görecekse ya da görüyorsa, sağlıklı çevre oluşturmada uygulanabilir özelliklerini saptamak, aksi
halde yeni tipolojilerin oluşturulmasına yol göstermek,
Özellikle kentlerimiz yerleşik alanlarındaki iyelik (mülkiyet) deseninin nicelik, nitelik ve tipolojik
biçimlenmeleri dikkate alındığında bu alanların yeniden geliştirilmeleri için yapılacak
düzenlemelerde iyelik desininin aynen kalması halinde varolan yapılaşma tipolojilerinin
uygulanabilir abaklarını oluşturmak,
Planlama çalışmalarında fizik mekan çözümlemelerinde eksikliği bilinen bileşenlerin ve
bileşenler arası ilişkilerin özelliklerini ortaya çıkarmak,
Çalışmada, yukarıda tanımlanan genel ve özel amaçlar doğrultusunda toprak kullanmanın
denetim ölçütü olan yoğunluk ve türevlerinin tüm fiziksel bileşenler ile ilişkilerine geniş bir
şekilde yer verilmiştir. Bu denla ayrıntılı yoğunluk-mekan ilişkisini anlamak açısından gerekli
görülmüştür.
Sanayileşme ve kentleşmenin sonurgusu mekanda nüfus ve işgücü yığılmalarının en üst
düzeyde olması, mekansal organızasyonun ya da biçimlenmenin ağırlıkla imar yönetmeliklerinin
tanımladığı yapılaşma ve yasa dışı (gecekondu, hisseli ifrazlar, kaçak inşaatlar, vb.) tipolojiler ile
oluşması ve yakın zamana kadar yönetimsel, mekansal kaos içinde olması, nedenleri ile
İstanbul Metropoliten Alanı, bu araştırmada örnek çalışma alanı olarak seçilmiştir.
Gelişmekte olan ülkemizin, tüm ülkesel ve kentsel çelişkilerinin yer aldığı yönetimden,
planlamaya değin bütün sorunları içeren İstanbul Metropoliten Alanı genellemeler yaşabilmek
açısından önem taşımaktadır.
44
Çalışmada varsayılan sınırlamalar, kabuller, model formülasyonu, model tasarımı v.b. ayrıntı
aşağıda belirlenmektedir.
Ülkemiz kentlerinde, özellikle İstanbul Kenti ve Metropoliten Alanında, İmar Yönetmeliklerinin
tanımladığı – kentlerin yerleşik (meskun) ve gelişme alanlarında parsel ölçeğinde geniş bir
uygulama alanı bulan Yapı-İmar Düzenleri Tipolojisinin (YİD-TİP) ve türevlerinin çeşitleme
göstermesi, gerçekte planlama ile sağlıklı bir konut yaşam çevresinin oluşturulmasını
amaçlayan arayışların bir sonucudur. Ancak YİD-Tipolojisinin bu tür çevreleri yaratmadaki
olanaklarının, potansiyel ve performans göstergelerinin ne olduğu hakkında bu güne değin
mekana yönelik ayrıntılı bir bilgi de bulunmamaktadır.
Genellikle ülke kalkınma planlarında devamlı olarak yinelenen ve kent (imar) planlama
çalışmalarının temel stratejilerini oluşturan kentlerin düzenli ve sağlıklı gelişmesini sağlamak
imar uygulamalarına işlerlik kazandırmak v.b. gibi sağlıklı yaşam çevreleri yaratmada
amaçlanan ve saptanan politika ve stratejilere karşın planlama-uygulama ikilisinde tüm
oluşumların, kentlerimizdeki iyelik (mülkiyet) örüntüsünün bir sonucu olarak tek parsel
ölçeğindeki yapılaşmaya indirgenmesi ve bu parsellerin bir araya gelmesinden kent fizik mekan
bütünlerinin oluşması devam edegelmektedir.
Bütün bu oluşum özelliklerinin bilinmesine karşın kent (imar) planlama çalışmalarında kullanılan
gerek planlama teknikleri ve gerekse yasal planlama araçları sözü edilen çevrelerin elde
edilmesinde esnek bir uygulama olanağı tanımamakta, bu nedenle de fizik mekan sonuçları
açısından tüm geliştirilmiş ya da geliştirilmekte olan planlama çalışmalarını da bir anda anlamsız
kılmaktadır.
Gerçekte bu oluşumların planlamada toprak kullanma kararlarının bir ürünü olması gerekirken
bu süreç, tartışması yapılmış olan çeşitli nedenlerle tersine çalışmaktadır.
Çalışmada belirlenen amaçlar doğrultusunda, kentsel fizik mekanların biçimlenmesinde en çok
kullanılan –genl, geçer 4 YID- tipi saptanmakta, bu tiplerin parsel ölçeğine bağımlı olarak bina –
parsel – yol bileşenleri arasındaki ilişkilerini toprak kullanma ölçütleri açısından ortaya koymak
için gerçek yaşamda uygulanan imar yönetmeliklerinin tüm özelliklerini içeren bir benzeşim
(simulation) modeli geliştirilmekte ve elektronik bilgi işlem tekniği kullanılarak sonuçlar elde
edilmektedir.
Bu çalışma, gerçekte tüm YİD- Tipolojisindeki temel yapılaşma düzenlerini ve türevlerinin
incelenmesini amaçlayan ve bütünün parçasını oluşturamaktadır. Burada seçilen 4 tip İstanbul
Kenti ve Metropoliten Alanında en çok kullanılmakta ve parsel tipi olarak da çoğunluğu
oluşturmaktadır.Burada seçilen 4 tip İstanbul Kenti ve Metropoliten Alanında en çok
kullanılmakta ve parsel tipi olarak da çoğunluğu oluşturmaktadır.
Yapı – İmar Düzenleri Tipolojisini Düzenleri Tipolojisi setinde saptanan 4 tip aşağıda
berlenmektedir.
Bitişik Düzen – Ara Parsel
Yönetmelik Uygulaması
(BD-APA / YÖNETMELİK)
Blok Düzen – Ara Parsel
Yönetmelik Uygulaması
(BL – APA / YÖNETMELİK)
Ayrık Düzen – Ara Parsel
Yönetmelik Uygulaması
(AD – APA / YÖNETMELİK)
45
Ayrık Düzen – Ara Parsel
TAKS Uygulaması
(AD – APA / TAKS 0,25)
Bu modelin kurgusunu İstanbul Belediyesi İmar Yönetmeliği, Tip Yönetmelikler, İmar Tüzüğü, ve
İmar Kanununun ilgili maddeleri, Otopark Yönetmeliği v.b. yapılaşmayı denetleyen, yol gösteren
yasal araçların gerçek yaşamdaki tüm özelliklerini içeren işleyiş şemaları oluşturmaktadır. Bu
işleyişin ya da başka bir anlatımla, sözü edilen yasal araçlardan yararlanılarak belirli parsel
boyutlarına göre yapılaşma koşullarının belirlenmesi sürecinin, bir benzeşim (simulation) modeli
haline getirilmesi yönetmeliklerde tanımlanan Yapı-İmar Düzenlerinin herbirinin saptanan
sınırlar içerisindeki, bina-parsel- yol bileşenleri ilişkilerinin matematik yolla ortaya konması ile
elde edilen fonksiyonların davranışlarının çözümlenerek sonuçlara gidilmesini amaçlamaktadır.
Her modelde olduğu gibi bu YİD – Tipolojik Benzeşim Modelinde de gerçek bir dizge
soyutlanmakta ve dizgenin performansını geliştirmek çabası ile de dizgenin davranışları
çözümlenmek istenmektedir.
Bu modelin öğeleri aşağıdaki şekilde tanımlanabilir :
Dizge; İnsan (kullanıcı) ile bina – parsel – yol bileşenlerinden oluşan en küçük fizik mekan
bileşenleri arasındaki ilişkileri temsil etmek için kullanılan sembol, eşitlik ve parametreler kümesi
(seti),
Dizge Bileşenleri ; İnsan, bina, parsel yol ve insanın kentsel gereksinmelerini yanıtlayan kentsel
donatım öğeleri (otopark, yeşil v.b.)
Dizge Değişkenleri ve Parametreleri; insan sayısı (TNUFS), kişi başına düşen konut birim alanı
(ALAN), aile büyüklüğü (AİLE), kişi başına düşen yeşil birim alanı (YEBİR), parsel cephesi (
PC), parsel derinliği (PD), bina cephesi (BCZ), bina derinliği (BDZ), ön, yan, arka bahçe
uzaklıkları (OB, YB, AB), ön, yan, arka kapalı çıkma ölçüleri (OC, YC, AC), Yol genişliği (YOG),
kat adetleri (BK).
Dizge İlişkileri; konut birimi büyüklüğü (ROMAL), konut birim adedi (BKON), Parseldeki nüfus
(TNFUS), araç adedi (ARAÇ), otopark alanı (PARK), parsele düşen yol alanı (YOL), gerekli yeşil
alan (YEŞİL), toplam donatım alanı (DONA), parsel alanı (PA), katkılı (brüt) konut alanı
(BRTAL), katkısız (net) yoğunluk (YNET), katkılı (brüt) yoğunluk (YBRT), konut toplam parsel
alanı (RONAL), toplam otopark alanı (PRKAL), parsel adedi (PADET), toplam donatı alanı oranı
(TERKO),
Dizge öğeleri tanımlanan YİD-Tipolojik Benzeşim (simulation) modeli bir matematik çözümleme
modeli olarak geliştirilmiş ve Komputer Algoritmleri (Algorithm) ile elektronik bilgi işlem
makinalarında FORTRAN IV-V dilleri ile işlenebilecek hale getirilmiştir.
Geliştirilen YİD-Tipolojik Benzeşim (simulation) modeli genel, geçer 4 tipin köşe parsellerini de
içeren 9 ana program halinde tasarlanmıştır.
Çalışmada verilmek üzere seçilmiş 4 ana programın çıktılarına göre yerleşik (meskun)
alanlarda seçilmiş parseller üzerinde başlangıç verilerinin değiştirilmeksizin kat adedi artışları
sonuçlarının grafik yolla ve ikili korrelasyon tekniği ile karşılaştırılması 8 adet programla
gerçekleştirilmiştir.
Ayrıca seçilmiş 4 ana YİD-Tipolojik Benzeşim (simulation) modeli çıktılarına göre elde edilen
grafiklerdeki eğrilerin düzenliliği E.H.B. Merkezince gelilştirilmiş, en küçük kareler ve Eğri
Geçirme paket (Hazır) Programı kullanılarak test edilmiş ve eğri denklemleri saptanmıştır.
Bu programlar Yıldız Üniversitesi (İDMM Akademisi) Elektronik Hesap Bilimleri Merkezindeki
IBM 1130 ve INTERDATA 8-32 Bilgisayarlarında günde 3-4 saatlik bir çalışma ile yaklaşık 2-2,5
aylık bir sürede geliştirilmiş ve çıktılar elde edilmiştir. Merkezde çalıştırılan programlar aşağıda
verilmektedir.
46
İ9 adet YİD-Tipolojik Benzeşim Modeli Çözümleme Programı
Bitişik Düzen – Ara Parsel
(BD – APA / YÖNETMELİK) PRG.NO – EA/81001
Bitişik Düzen Köşe Parsel
(BD – CPA / YÖNETMELİK) PRG.NO – EA/81002
Ayrık Düzen – Ara Parsel
(AD – APA / TAKS = 0,25) PRG.NO – EA/81003
Ayrık Düzen – Köşe Parsel
(AD – CPA / TAKS = 0,25) PRG.NO – EA/81004
Blok Düzen – Ara Parsel
(BL – APA / YÖNETMELİK) PRG.NO – EA/81005
Blok Düzen – Ara Parsel – Blok Başı
(BL- APA / BB / YÖNETMELİK) PRG.NO – EA/81006
Ayrık Düzen- Ara Parsel
(AD – APA / YÖNETMELİK) PRG.NO – EA/81007
Ayrık Düzen – Köşe Parsel
(AD –CPA/ YÖNETMELİK) PRG. NO-EA/81008
Blok Düzen – Köşe Parsel
(BL-CPA/YÖNETMELİK) PRG. NO-EA/81009
ii- 4 adet YİD-Tipolojik Benzeşim modeli çıktılarına göre seçilmiş parseller üzerinde başlangıç
verileri değiştirilmeksizin kat adedi artışları sonuçlarının karşılaştırılması programları.
BD - APA / YÖNETMELİK PRG. NO-EA / 82001
AD – APA / TAKS = 0,25 PRG. NO-EA / 82002
BL - APA / YÖNETMELİK PRG. NO-EA / 82003
AD – APA / YÖNETMELİK PRG. NO-EA / 82004
iii- 4 adet YİD-Tipolojik Benzeşim Modeli çıktılarına göre seçilmiş parseller üzerinde başlangıç
verileri değiştirilmeksizin kat adedi artışları sonuçlarının ikili korrelasyon tekniği ile
karşılaştırılması.
BD – APA / YÖNETMELİK PRG. NO-EA / 82005
AD – APA / TAKS = 0,25 PRG. NO-EA / 82006
BL – APA / YÖNETMELİK PRG. NO-EA / 82007
AD – APA / YNETMELİK PRG. NO-EA / 82008
YİD Tipolojik Benzeşim (simulation) Genel Modelinde giriş bölümünde belirlediğimiz model için
veri oluşturacak bazı sınırlamalar ile soyutlamalara gidilmiştir. Bunları şöyle sıralayabiliriz:
Parsellerin her iki boyutunda da eğim bulunmadığı,
Parsellerin düzgün (diktörtgen) geometrik biçimlerde olduğu,
Parsel cephe ve derinlik ölçülerinin YİD – Tipolojisinden seçilmiş 4 tip için İmar Yönetmeliğinin
tanımladığı en az ve en çok değerleri arasında 1’er metrelik aralıklarla değiştiği,
Ençok 8 kat için modelin çalıştırılacağı,
Konut dışı kullanımlardan yönetmeliğin tanımladığı yol, otopark ve yasanın tanımladığı yeşil
alan değerleri ile yakın konut yaşam çevresinde yer alacak olan kentsel donatımların modele
girdi oluşturacağı,
İki bina arasındaki uzaklığın bina yüksekliğine eşit ve bu ölçüyle de güneşlenme içing üneş
yükseliş açısının 450 olduğu
Varsayılmaktadır.
Ayrıca :
İmar Kanununun tanımladığı (2) kişi başına yeşil alanın 7 m2/kişi (madde 28).
47
Belediyeler İmar Yönetmeliklerine ek yönetmelik (otopark yönetmeliği) maddelerine göre (3) 4
daire (konut birim) için 1 otopark yerinin ve 1 araç içinden 25 m2/araç (Madde 5 ve 6).
Kişi başına birim konut alanının 15, 20, 25, 30, 35, 40 m2-kişi
Aile büyüklüklerinin 3,4,5,6 kişi
Kat yüksekliklerinin 3 m ve su basmanın da 0,50 m.
Ön bahçe uzaklığı OB = 5 m. yan bahçe uzaklığı YB= 4 m.
En çok (max) bina derinliği BDZmax= 20 m., en küçük (min) bina derinliği derinliği BDZmin=7 m.,
en küçük (min) bina cephesi BCZmin= 6 m. ölçüleri modelin değişmez (sabit) değerleri olarak
kabul edilmiştir.
Bu kabul ve varsayımlarla çalıştırılan YİD-Tipolojik Benzeşim (simulation) modeli çıktıları iki tür
kullanıma eleverişli hale getirilmiştir.
Her 4 tipolojik düzen için parsel alanı (PA) parsel cephesi (PC) parsel derinliği (PD) Kat Alanı
Katsayısı (KAKS), Taban Alanı Katsayısı (TAKS), Aile Büyüklüğü (AİLE) ve kişi başına birim
konut alanı büyüklüğüne göre Katkısız (Net) yoğunluklar arası ilişkileri veren ve her kat için ayrı
ayrı çizilen ve Tipolojik kodları ile tanımlanan AYK-GRAFİK-ABAK’lar,
Her 9 tipolojik düzen için Katadedi (BK), Parsel Cephesi (PC) parsel derinliği (PD), Bina taban
alanı (TA), Toplam Kat Alanı (TDA), Çıkma Oranı (ÇIKOR), Taban Alanı Katsayısı (TAKS), Kat
Alanı Katsayısı (KAKS), Boşluk Alanı Katsayısı (BAKS), 1 Hektarda Parsel Adedi (HEKPA),
bilgileri.
Her 4 tipolojik düzen için aile büyüklüğü ile kişi başına düşen birim konut alanı 4/6’lık bir matrix
düzeni içerisinde; Kat Adedi (BK), Parsel Derinliği (PD), Parsel Cephesi (PC), Konut Birim
Büyüklüğü (DOMAL), Konut Birim Adedi (BKON), Parseldeki Nüfusk (TNUFS), Otü Adedi
(ARAÇ), Otopark Alanı (PARK), Parsele Düşen Yol Alanı (YOL), Gerekli Yeşil Alan (YEŞİL),
Toplam Donatım Alanı (TDONA), Parsel Alanı (PA), Brüt Konut Alanı (BRTAL), Katkısız (Net)
Yoğunluk (YNET), Katkılı (Brüt) Yoğunluk (YBRT), Konut Toplam Parsel Alanı (RONAL),
Toplam Yeşil Alan (YESAL), Toplam Yol Alanı (YOLAL), Toplam Otopark alanı (PRKAL), Parsel
Adedi (PADET), Toplam Donatı Alanı Oranı (TERKO) bilgileri,
Her 4 tipolojik düzen için Çıkma Oranı (ÇIKOR), Kat Adedi (BK) Parsel Alanı (PA) ilişkilerini
veren ve Tipolojik kodları ile tanımlanan AC-GRAFİK-ABAK’lar,
Her 4 tipolojik düzen için Parsel Derinliği (PD), Bina Derinliği (BDZ), Arka Bahçe (AB) ilişkilerini
veren ve Tipolojk kodları ile tanımlanan AB-GRAFİK ve ÇİZELGELER,
Her tipolojik düzendeki Ara Parseller (APA) için gecerli olan parsel derinliği (PD), Yol Genişliği
(YOG), ilişkisi GRAFİK – ABAK ve ÇİZELGE’ler,
Konut parsellerinin katkılı konut alanı içindeki oranına göre katkısız (net)- ve katkılı (brüt)katkısız (net) yoğunluk ÇEVİRİM ÇİZELGELERİ,
YİD – Tipolojik Benzeşim (simulation) Modelinin komputerize edilmiş algoritmlerinde imar
yönetmeliğinin işleyişinde ortaya çıkan özel durumlar kontrol deyimleri ile denetlenerek
olanaklar elverdiğince gerçek yaşamdaki sonuçların –çıktıların elde edilmesine çalışılmıştır.
Ancak bu benzeşim (simulation) çalışmasında, imar yönetmeliğinin kendi içindeki tutarlı
işleyişinin dışında, İstanbul Belediyesi İmar Müdürlüğünün uygulamada aldığı prensip
kararlarının tamamı özellikle her özel konuma üretilen özel kararlar modele girdi
oluşturulamamıştır.
Yine İstanbul Belediyesi İmar Müdürlüğünden farklo alarak arka bahçe (AB) uzaklıklarının
saptanmasında bina yüksekliğinin yarısı (BYUK/G) formülü yönetmelik olumlu yjönde
yorumlanarak bina derinliği en az 9 m. olma koşuluna göre öncelikle modelde kullanılmıştır.
Oysa İmar Müdürlüğü tarafından ve genellikle tüm ülke kentsel yerleşmelerinde parsel derinliği
kat adedine göre hesaplanan arka bahçe uzaklığını sağlamıyorsa bu durumda 3 m.’lik bir
uzaklığa kadar bina derinliği arttırılmaktadır. Bu yorum ise yaygın bir kullanışla kat adedi ne
olursa olsun arka bahçe uzaklığını 3 m. gibi sağlıksız bur boyuta indirilmesini getermektedir.
48
Genel olarak tüm Alan – Yoğunluk – Katsayı – AYK –GRAFİK –ABAK’ları incelendiğinde her bir
parsel derinliği ya da cephe boyutu için hiperbolik eğriler setinin başka bir deyimle Yoğunluk –
Katsayı düzleminin (3 boyutlu) oluştuğu görülmektedir. Genel olarak bütün AYK – GRAFİK –
ABAK’larda kalın ve kesikli çözgiler parsel derinliği, ince ve devamlı çizgiler de parsel cephesi
setini simgelemektedir.
Gerçekte yatay (x) ve düşey (y) eksenlerine göre 2 boyutlu geliştirilen bu grafiklerde parsel
alanını (PA) oluşturan, parsel cephesi (PC) ve parsel derinliği (PD) matrix’inin de bu abaklarrda
yeralması ile ara değerlerin saptanabilmesi kolaylaştırılmıştır.
Parsel alanı (PA) çok değişik parsel cephe (PC) ve derinlik ( PD) ölçüleri ile elde edilebileceğine
göre bu grafiklerde sözü edilen sakınca ortadan kaldırılmış olmaktadır.
AYK- GRAFİK –ABAK’larında, ilişkileri veren eğriler seti ya da yüzeyi nedeni ile parsel cephesi
(PC) ya da derinliği (PD) eğrisi için aynı taban alanı katsayısı (TAKS) seti oluşmaktadır.Tüm
eğriler için bu TAKS değerlerini vermek yerine genel davranışı belirlemek amacı ile bir eğrinin
TAKS seti belirlenmekte ve bu tüm eğriler için aynı değerleri simgelemektedir.
Bu grafiklerde yatay (x) ekseni Parsel Alanı (PA) ve Taban Alanı Katsayılarını (TAKS) düşey (y)
ekseni ise Kat Alanı Katsayısı (KAKS) ile katkısız (net) yoğunluğun (YNET) birim konut alanı
(m2/kişi) ve aile büyüklüğüne göre 6 seçenekli değerler seti oluşturmaktadır.
Bu seçenekli yoğunlukta aynı zamanda 15 m2/kişi kolonu aile büyüklüğüne bağlı olarak 45, 60,
75, 90 m2’lik, 20 m2/kişi kolonu, 60, 80, 100, 120 m2’lik, 25 m2/kişi kolonu, 75, 100, 125, 150
m2’lik, 30 m2/kişi kolonu 90, 120, 150, 180 m2’lik, 35 m2/kişi kolonu, 105, 104, 175, 210 m2’lik 40
m2/kişi kolonu ise 120, 160, 200, 240 m2’lik katkılı (brüt) konut birimlerini simgelemektedir.
Şekil :1.22, 1.23, 1.24, 1.25, 1.26, 1.27, 1.28.
3.5
K.A.K.S
2000
1900
1700
0.45
1
0.05
0.60
0.50
1.00
0.700.80
PARSEL
4
3
2
7
6
5
1600
100
1200
100
900
100
8
0.07
1
1100
200
1000
100
200
200
0.09
100
2
800
2
200
300
1.0
9
8
7
6
5
4
3
2
3
0.10
3
1.2
1.1
4
300
0.08
400
300
700
2
100
300
1.3
5
600
3
400
400
400
1.5
1.4
6
500
2
100
4
4
7
500
500
5
5
1.7
1.6
8
500
600
400
600
2.0
1.9
1.8
600
500
6
6
2.1
600
0.20
2
100
700
6
3
700
300
3
7
7
4
700
ALANI KATSAYILARI
2.3
2.2
0.30
4
8
8
7
5
800
2.4
700
0.40
5
9
9
8
7
6
900
800
10 9
TABAN VE KAT
2.5
0.25
8
10
900 800
5
2.9
2.8
2.7
2.6
8
6 7
0.35
9
1000
100
NET YOGUNLUK (KISI / HEK)
10
10
11
1100
4
2 3
800
150
11
11
11
1000 900
900
200
1200
1000
PARSEL , KAT
3.0
1000
50
7
3.2
3.1
1200
1100
1200
3.3
1100
1300
4.5
5.5 1200
6
3.4
1000
5
6.5 1200
3.5
1200
KONUTTA
ORTALAMA
KISI
BIR KONUT 110 m2
3.7
3.6
1100
0.06
4
T.A.K.S
Şekil 1.21
Kaynak : İlhan Gülgeç, YEB-ABAK TABLOLARI, İller Bankası, İmar Planlama Dairesi, Ankara, 1981.
1.6
YOĞUNLUK – KONUT TİPİ İLİŞKİLERİ
Kentsel alanlarda temel barınma işlevinin oluşturduğu konut alanlarında yaşayanlar günümüze
dek kendi bulundukları toplumun yaşam düzeylerine, toplumsal değerlerine, aile yapılarına,
gelenek ve göreneklerine, özetle toplumsal-ekonomik-kültürel yapılarına bağımlı olarak değişik
konut tipleri ve konut yaşam çevreleri ortaya koymuşlardır.
49
Bu konut tipleri ya da konut yaşam çevrelerinin oluşturduğu konut alanları yine toplumun bu
özelliklerine göre değişik yoğunluk kalıplarını belirlemektedir.
İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre konut tiplerine bağlı yoğunluk değerleri aşağıdaki
çizelge : 1.4’de verilmiştir (59).
Çizelge 1.4- Konut Tipi-Yoğunluk İlişkisi
Konut Tipi
Ayrık Evler
İkiz Evler
2 Katlı sıra evler
3 katlı sıra evler
3-4 katlı ferah bloklar
4-7 katlı ferah bloklar
4-7 katlı sıkışık bloklar
10 katlı sıkışık bloklar
10 katlı paralel bloklar
Yoğunluk
Oda/Hektar
50-75
75-125
125-200
200-280
250-300
300-400
400
500-600
Kaynak : Gündüz Özdeş, “Yerleşme Yoğunluğu Bakımından Standartlaşma”, İTÜ, YAK. 1. Konut Paneli
İstanbul, 1963, s.19.
Yerel Yönetim ve Konut Bakanlığı tarafından yapılan bu araştırmadaki konut tiplerine bağlı oda
yoğunluğunun anlam kazanabilmesi için bu çizelgeye koşut odada yaşayacak olan ortalama
insan sayısı, konut tiplerinin oda sayılarını ve büyüklüklerini belirleyecek olan konutun mekan
programı, kişi başına düşen döşeme alanı, konut tipinin yer alacağı parselin eni – boyu ve
büyüklüğü, önündeki yol genişliği diğer donatı alanları v.b. gibi ayrıntının da bilinmesi gereklidir.
Bu saydığımız değişkenlere göre yukarıda verilen yoğunluklar daha önce de belirttiğimiz
toplumsal yapı özellikleri ile değişik değerler verecektir.
A.B.D.’de yapılan bir araştırmaya göre Şekil 1.22’de verilen, konut tiplerinin çok katlı
apartmanlardan tek katlı ayrık düzendeki evlere doğru, merkezden banliyölere gidildikçe düşen
bir yoğunlukla konumlandıklarını şematik bir şekilde göstermektedir (60).
Çizelge 1.4’de verilen değerlerdeki düşüş ile bu çalışma benzer bir yapı göstermektedir. Ancak
daha önce özellikle vurguladığımız toplumların kendine özgü yapılarının oluşturdukları ya da
kullandıkları konut tipleri ve konut yaşam çevreleri farklı olabilmektedir.
50
Şekil 1.22- Yapı İmar Düzenleri Tipolojisi
Kaynak : Emre Aysu, KENTSEL MEKAN BİÇİMLENMESİNDE YAPI-İMAR DÜZENLERİ TİPOLOJİSİ,
TOPRAK KULLANMA İLİŞKİLERİ YİD-TİP BENZEŞİM MODELİ, AYK-GRAFİK-ABAKLARI, Y.Ü. Mimarlık
Fakültesi, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü, Üniversite Yayın no:217, Fakülte Yayın No : MF-ŞBP
90.027, İstanbul, 1990 (baskıya hazırlanıyor).
51
Şekil 1.23- Yapı İmar Düzenleri Tipolojisi BD/Yönetmelik
Kaynak : Emre Aysu, KENTSEL MEKAN BİÇİMLENMESİNDE YAPI-İMAR DÜZENLERİ TİPOLOJİSİ,
TOPRAK KULLANMA İLİŞKİLERİ YİD-TİP BENZEŞİM MODELİ, AYK-GRAFİK-ABAKLARI, Y.Ü. Mimarlık
Fakültesi, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü, Üniversite Yayın no:217, Fakülte Yayın No : MF-ŞBP
90.027, İstanbul, 1990 (baskıya hazırlanıyor).
52
Şekil 1.24- BD-APA/Yönetmelik için Çalıştırılan YİD-TİP Benzeşim (Simulation) Modelinin AYK-GRAFİKABAK’lardaki ilişkilerinin Davranışlarını 3 boyutlu Aksonometrik Anlatımı.
Kaynak : Emre Aysu, KENTSEL MEKAN BİÇİMLENMESİNDE YAPI-İMAR DÜZENLERİ TİPOLOJİSİ,
TOPRAK KULLANMA İLİŞKİLERİ YİD-TİP BENZEŞİM MODELİ, AYK-GRAFİK-ABAKLARI, Y.Ü. Mimarlık
Fakültesi, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü, Üniversite Yayın no:217, Fakülte Yayın No : MF-ŞBP
90.027, İstanbul, 1990 (baskıya hazırlanıyor).
53
Şekil 1.25- BD-APA/Yönetmelik Alan-yoğunluk-katsayı, AYK-GRAFİK-ABAK’ları (5 kat).
Kaynak : Emre Aysu, KENTSEL MEKAN BİÇİMLENMESİNDE YAPI-İMAR DÜZENLERİ TİPOLOJİSİ,
TOPRAK KULLANMA İLİŞKİLERİ YİD-TİP BENZEŞİM MODELİ, AYK-GRAFİK-ABAKLARI, Y.Ü. Mimarlık
Fakültesi, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü, Üniversite Yayın no:217, Fakülte Yayın No : MF-ŞBP
90.027, İstanbul, 1990 (baskıya hazırlanıyor).
54
Şekil 1.26- BD-APA/Yönetmelik Alan-yoğunluk-katsayı, AYK-GRAFİK-ABAK’ları (5 kat).
Kaynak : Emre Aysu, KENTSEL MEKAN BİÇİMLENMESİNDE YAPI-İMAR DÜZENLERİ TİPOLOJİSİ,
TOPRAK KULLANMA İLİŞKİLERİ YİD-TİP BENZEŞİM MODELİ, AYK-GRAFİK-ABAKLARI, Y.Ü. Mimarlık
Fakültesi, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü, Üniversite Yayın no:217, Fakülte Yayın No : MF-ŞBP
90.027, İstanbul, 1990 (baskıya hazırlanıyor).
55
Şekil 1.27- BD-APA/Yönetmelik Alan-yoğunluk-katsayı, AYK-GRAFİK-ABAK’ları (5 kat).
Kaynak : Emre Aysu, KENTSEL MEKAN BİÇİMLENMESİNDE YAPI-İMAR DÜZENLERİ TİPOLOJİSİ,
TOPRAK KULLANMA İLİŞKİLERİ YİD-TİP BENZEŞİM MODELİ, AYK-GRAFİK-ABAKLARI, Y.Ü. Mimarlık
Fakültesi, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü, Üniversite Yayın no:217, Fakülte Yayın No : MF-ŞBP
90.027, İstanbul, 1990 (baskıya hazırlanıyor).
56
Şekil 1.28 –AD-APA/TAKS = 0,25 Alan-Yoğunluk-Katsayısı, AYK-GRAFİK/ABAK’ları, (5 kat)
Ülkemiz koşullarında bu olguyu değerlendirdiğimizde yukarıda sıralandığımız konut tiplerinden
farklı bir yaklaşımla karşılaşmaktayız. Bilindiği gibi kent mekanlarının gelişimi hernekadar imar
planlarına dayalı olarak gerçekleşiyorsa da yapı tipolojisini çoğunlukla imar yönetmeliklerinin
tanımladığı yapı-imar düzenleri ile belirlenmektedir.
KONUT TOPRAK KULLANIMININ
KATKILI (GROSS) YOGUNLUGU
57
ÇOK KATLI
APARTMANLAR
AZ KATLI APARTMANLAR ve
SIRA EVLER
DUPLEX
KONUTLAR
KENT
MERKEZI IS
ALANI
AYRIK
KONUTLAR
KENT
ÇEVRESI
MERKEZDEN
UZAKLIK
Şekil 1.29- Konut Tiplerinin Merkezden Uzaklığına Bağlı Olarak Şematik Nüfus Yoğunluğu ile İlişkileri.
Kaynak : Marion Clawson, R. Burnell Held and Charles H. Stoddard, “Land For the Future”, John Hapkins
Press, Baltimore 1960, Şekil:6, (anan.) Raymond E. Murpy, “The American City, an Urban Geography,
Mc Fraw – Hill Book Company New York, 1966, s.159.
Bu tipolojinin oluşturduğu konut çevrelerinin yoğunluğu ile ülkemiz kentlerinde iyelik (mülkiyet)
örüntüsüne yani parselin nitelik ve niceliğine bağlı olmaktadır.
Burada kısaca değindiğimiz yapı-imar düzenleri tipolojisi ve oluşturdukları yoğunluklar yalnızca
konut tipleri ile yoğunluklar açısından benzerliklerinin olmadığını belirtmekle yetineceğiz.
Kentbilim, planlama yazınında konut tipleri-yoğunluk ilişkisinde tartışılan konulardan biri de az
katlı konut tipleri ile çok katlıların oluşturduğu değerlere yakın yoğunlukların elde edilip
edilemeyeceğidir. Özellikle çok katlı yapılanmayı savunanlar, az katlı yapıların yaygın
kullanmayı getireceğini, bunun ise alt yapı servis, v.b. maliyetleri arttıracağını ve inşaat
maliyetlerinin de az katlılara oranla daha düşük düzeyde kalacağını ileri sürmektedir.
Oysa az katlı yapılarla elde edilebilecek toplumsal faydalar yanında çok katlı yapılaşmaya
oranla bazı durumlarda % 50’ye varan bir oranda ekonomi de sağlanabilmektedir. Genellikle bir
algılama alışkanlığı olarak yüksek yoğunluğun düşük düzeyli yaşama koşullarını, düşük
yoğunlukların ise iyi yaşama koşullarını içerdiği kanısı yaygındır (61). Ancak ülkemizde sözünü
ettiğimiz yapı –imar düzenleri tipolojisi ile oluşturulan yüksek yoğunluklu iyi ve kötü koşullu konut
yaşam çevreleri yasa dışı yollarla elde edilen ve başlangıçta düşük yoğunluklu, çoğunlukla kötü
koşullu, konut yaşam çevreleri (gecekondular) kent mekanlarının büyük bir kısmını
biçimlendirmektedir.
58
2
BÖLÜM
TOPRAK KULLANMA İLE İLGİLİ KURAMLAR
YIĞILMA (YOĞUNLUK) – MEKAN İLİŞKİLERİ
Sanayi devrimi ile kentlerde ortaya çıkan olağanüstü nüfus büyümeleri (yığılmalar) ve hızlı
değişmelere koşut izlenen toplumsal ve mekansal farklılaşmalar kenti ilgi alanı olarak kabul
eden disiplinlerin artmasına neden oluşturmuş ve özellikle sosyolog, ekolog, ekonomist ve
coğrafyacıların geliştirdikleri kuramlar, kentbilim’in gelişmesi açısından önemli katkılarda
bulunmuştur.
Bu araştırmalar; kentsel yoğunlaşmaların (concentrations) ve sanayileşmenin insan
davranışlarını belirli bazı kalıplara sokarak şekillendirdiğini ve bu kalıpların da kentin mekansal
yapısı ile doğrudan ilişkili olduğunu ortaya koymaktadır (1).
Kentleşme geniş çapta bir ekonomik olaydır (fenomendir). Kentsel alanların iç organizasyonları
bu sürece katılan ekonomik alt-dizgelerin fonksiyonunun işleyişini kolaylaştıran ekonomik
aktivitelerin ve oturma sınıflarının farklı gereksinimlerinin aynası olan herhangi bir kentsel alan
içinde gelişir ve bu eğilim bütün şehirlerde, coğrafik konumuna, kökenine, büyüklüğüne
bakılmaksızın sergilenmektedir(2).
19. Yüzyılın başlarında sanayinin yer aldığı kentlerde, gelişmenin ilk aşamalarında sanayi-konut
işlevlerinin iç içeliği nedeni ile varolan yerleşik alanlarda büyük işgücü – nüfus yığılmaları
görülmüş, ancak sonraları sanayi tesislerinin genişleme istekleri sonucu kent mekanı sadece bu
işlevin yer aldığı bölgelerin oluşturulması konut alanları gibi kent merkezini de ticaret ve
hizmetler işlevlerinde belirgin hale getirmiştir(3).
Bu süreç sonunda kentsel işlevlerdeki farklılaşmanın mekana yansıması birbirleri ile yarışan
toprak kullanış türlerinin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Sanayileşme, kentleşme olguları ile
büyüyen kentlerde genelde, yerleşilebilecek alanların, başka bir deyimle toprağın, sınırlı bir
kaynak olması ve serbest piyasa (mekanizması) ekonomisinin geçerli olduğu ülke kentlerinde
toprağın kar amacı ile alınıp satıldığı kentsel toprak pazarında, başta sözü edilen olgulara koşut,
istemler (talep) yanıtlamadaki zorlukların izlenmesi sonucu plansız ve denetimsiz olarak
uygulanan toprak kullanma kararları, tarıma elverişli toprağın büyük çapta tahribine yol açmış
karşılığında da oldukça sağlıksız dağınık bir kentsel mekan organizasyonunu ortaya çıkarmıştır.
Özel mülkiyet elinde bulunan ve serbest piyasa ekonomisi kuralları içinde denetimsiz olarak
topraktan aşırı kar sağlama (spekülatif) eğilimleri – kar maksimizasyonu ya da kentsel topraktan
elde edilecek yararların en iyi ve en yüksek düzeyde oluşması isteği bu fizik mekan
şekillenmesinin başlıca nedenlerini oluşturmaktadır.
Oysa günümüzde biliyoruz ki hangi ekonomik dizgeyi benimsemiş olursa olsun, tüm ülkelerde
bu özellik iyelik (mülkiyet) hakkı yolu ile kamu ve toplum tarafından yaratılmış değerlerden aşırı
ve topluma zarar verici düzeyde çıkarlar elde edilememekte, başka bir deyimle iyelik hakkı
çeşitli araçlarla denetim altına alınmaktadır(4).
Özel iyelikteki toprak ister kırsal isterse kentsel amaçlarla kullanılsın değerinin belirlenmesinde
topraktan elde edilecek kira ya da rant (5) etken olmaktadır.
Toprak kullanma ile ilgili geliştirilen kuramların temelini, en önemli belirleyici olarak, toprak
ekonomisi oluşturmaktadır.
59
Kentsel toprak ekonomisi mikro ölçekte kentsel ekonominin makro ölçekte de ülkenin ve
bölgenin ekonomisine koşut yapısal işleyişin etkisindedir. Dışsal ve içsel ekonomik güçler,
kentsel toprak kullanım kalıpları ve piyasasının kendi içine dönük yöntem ve işleyişini
etkilemekte ve toprak kullanma kalıplarını şekillendirmektedir(6).
Bu görüşe göre kentsel toprağın en küçük birimi olan parselin kullanımını da diğer mallar gibi
kentsel arazi piyasasındaki sunu (arz) (7) istem (talep) dengesi belirlemektedir.
Kentsel toprakların değerini açıklamaya çalışan bir çok düşünce okulu, bir yandan toprak
fiyatlarının artışı, hızlı kentleşme, nüfus artışı, ekonomik konjöktür gibi makro ekonomik diğer
yandan da toprak piyasasının özgün etkenlerine bağlı olarak gelişmiştir.
Toprak fiyatı, toprağın ekonomik rantının içerdiği gibi toprağa yatırılan sermayeden umulan geliri
de kapsamaktadır(8).
Ancak kentsel toprağın gelecekte gelir yaratma potansiyeline sahip olması nedeni ile
başlangıçta bir değerinin var olduğu ileri sürülmektedir(9).
Ricardo’nun kırsal topraklar için ortaya attığı ve J.H.Von Thunen’in (1826) geniş kapsamlı bir
biçimde geliştirdiği, pazara yakın olma ve pazar çerçevesinde bir yarışma sonucunda rant
sıralamasına girme kuramı Hurd tarafından kentsel topraklara uygulanarak 1903 yılında “Kent
toprak değerlerinin ilkeleri” (Principles of City of Land Values) adlı yapıtında yayınlandı.
Hurd’e göre; bir kent geliştikçe kent merkezinden dışa doğru bir kentsel toprak rantı hiyerarşisi
(kademelenmesi) oluşmaktadır. Bu görüşte kentsel toprağı sınıflara ayırmakta, kent merkezinde
yer alan topraklar 1. sınıf olmak üzere her gelişmede en büyük rantın 1. sınıftan başlayarak 2. 3.
ve ... n. sınıf topraklara doğru dağıldığını ileri sürmektedir. Bu kademelenmede kent sınırları
dışındaki topraklar hiçbir değer taşımamaktadır.
Bu görüşe göre toprağın, toprak kullanma biçimi ve rantı kent merkezinden uzaklığına bağlı
olarak beraberce oluşmaktadır.
Ayrıca Hurd toprak değerinin oluşan ekonomik ranta; ekonomik rantın konuma (location),
konumun uygunluğa (convenience), uygunluğun yakınlığa, bağımlı olduğunu ileri sürmekte ve
aradaki aşamalar göz ardı edilirse sonuç olarak değerin yakınlığa bağımlı olduğu önermesini
getirmektedir (11). Burada sözü edilen ekonomik etkinliklerin toplandığı merkeze yakınlık
(proximity) kavramıdır. Hurd’un bu yaklaşımı günümüze dek geliştirilen kuramların temelini
oluşturmuştur.
Alfred Marshall’a göre toprak değerinin temelini tarımsal değer oluşturmakta, bu değerin üzerine
konum değeri de (location value) eklendiğinde kentsel toprak değeri ortaya çıkmaktadır (12). Bu
görüş bugünkü kentsel toprak fiyatları ile ilgili kuramların temelini oluşturmaktadır. Ayrıca toprak
kullanıcılar arasında bir yarışma söz konusu da. Bu yarışmada toprak en yüksek fiyatı ödeyende
kalmaktadır.
Hurd ve Marshall’ı izleyen R.M.Haig ulaşım masrafları ile rant arasında sıkı ilişkiyi vurgulayarak
kendi kuramını (1926) ortaya atmıştır. Bu kurama göre; rant kentsel toprağın sahibine, o toprağı
kullanmak ulaşım giderlerinden sağlanmış olan tasarruflar karşılığında yapılan ödemedir (13).
Bu görüşe göre mekansal sürtünme (spatial friction) olarak tanımlanan olgunun ulaşıma bağlı
olarak azalması ya da çoğalması rantı etkilemektedir.
Haig’in yaklaşımında iki farklı yapıyı veren kentsel toprak kullanma türünün rant özellikleri şöyle
belirlenmektedir.
60
Ticari kullanışlarda toprak değerinde konumun egemen öğe olması, belirli bir konumda bir
başka konuma göre daha yüksek ciro sağlayabilme olanağından kaynaklanmaktadır.
Konut alanları kullanışlarında ise toprak değerlerinde ulaşılabilirlik, yakınlık (accessibility),
hizmetler, istihdam, iş yeri konumu önem kazanmaktadır.
Şimdiye kadar sözünü ettiğimiz kuramlar daha çok ekonomik niteliklidir. Bir başka toprak fiyatları
okulu da ekolojiden (human ecology) kaynaklanmakta ve ekolojik kavramlara dayalı toprak
değerlerini ele alan sonuçlardır.
Bu kuramın başlangıç noktası ise sosyolojidir. Hawley tarafından geliştirilen bu kurama göre
toprak fiyatları toprağın potansiyel kullanıcılar arasındaki yarışmanın bir ürünüdür. Bu yarışma
süreci de kent içinde çeşitli toprak kullanımlarının konumlarını belirlemektedir. Ve sonuç olarak
toprak fiyatları, toprağın kullanımını etkileyen ve belirleyen en önemli öğe olmaktadır (15).
Bu kuram diğerlerinden farklı olarak konut alanları sorunu ile ilgilenmektedir.
Hawley konutların genellikle toprak fiyatlarına göre dağıldığı görüşünü taşımaktadır. Ancak bu
dağılımın oluşturduğu bir paradoks ortaya çıkmaktadır. Bir yanda toprak fiyatı yüksek olan
alanlar üzerinde kötü koşullarda çok sayıda konut bulunmaktadır. Bu konut alanlarının çalışma
alanlarına (ticaret+sanayi) yakın olmaları, sahiplerinin spekülatif beklentileri sonucu toprakları
ellerinden çıkarmamaları, sahip oldukları binalarda onarım harcamalarından kaçınmaları
alandaki konutların eski, düşük nitelikli ve düşük fiyatlı olmalarını nedenlemektedir (16).
Diğer yanda ise ticari alan olarak kullanılması söz konusu olmayan ve bu nedenle de ucuz olan
topraklar üzerinde yeni konutlar yapılmaktadır.
Bu paradoks konut kiralarının (rantlarının) toprak fiyatları ile ters orantılı olarak değiştiğini
göstermektedir. Konuya sosyo-ekonomik açıdan bakıldığında da düşük gelirli ailelerin paralı
topraklar üzerinde yüksek gelirli ailelerin ucuz topraklar üzerinde oturması paradoksu ortaya
çıkmaktadır.
Bütün bunlardan çıkarılmak istenen sonuç toprak değerinin, mevcut kullanımından değil, ileride
konuttan ticarete doğru gerçekleşeceği düşünülen ya da beklenen toprak kullanım değişiminin
yaratacağı gelir artışlarından oluşacağıdır. Şimdiye değin genel olarak tartışılan; toprak
değerlerinin toprak kullanım örüntüsünü oluşturduğu görüşüne karşıt olarak toprak örüntüsünün
de toprak değerlerini etkilemekte olduğu ortaya çıkmaktadır (17).
Kentsel toprak kullanımını düzenlemede konuya iki yönden yaklaşmak olanaklıdır. Birinci
yaklaşımda kentsel toprağın belirli bir parçasının (bu parsel ölçeğinde de olabilir) hangi
kullanıma verileceğinin, ikinci yaklaşımla ise, belirli bir kentsel aktivitenin kentsel alanın hangi
parçasında ya da neresinde yer alacağının yani konumlandırılacağının belirlenmesidir (18).
Bu görüşün ışığında, dizgesel bir yaklaşımla, toprak kullanmanın düzenlenmesi ya da
planlanmasında, alt bölgelerden, (parsel ölçeği) çok durumlu bölgelere kadar alanı,
kademelendirmek için simgesel olarak değişkenler seti oluşturulabilir (19).
Toprak kullanımının tipi (kalitatif-niteliksel değişkenler)
Toprak kullanmanın yoğunluğu (kantitatif-niceliksel değişkenler)
Coğrafik konum – yer seçimi (konum değişkenleri)
Şimdiye değin kısaca tanımlanmaya çalışılan kentsel toprakla ilgili kuramlar, yukarıdaki
yaklaşımları da içeren 4 kavramı önemli kılmaktadır (20).
Konumlandırma yer seçimi (location)
Erişebilirlik – ulaşılabilirlik (accesibility)
61
Tamamlayıcılık (complementarity) Uygunluk (convenience)
Bağdaşmazlık – Zıtlık (imcompatibility)
2.1
TOPRAK DEĞERLERİ – TOPRAK KULLANMA MEKANSAL DAĞILIMI
İLİŞKİLERİ
Toplumsal mekansal her kentin kendi yerel özelliklerine bağlı bir yapı göstermesine karşın
genelde toprak kullanma örüntülerinin belirleyicisi olarak tanımlanan toprak değerlerinin yapısı
kentlerin iç yapısını çözümlemede yardımcı olmaktadır.
Genellikle her kentte aşağıda verilen 3 özellik toprak değerleri yapısını belirlemektedir.
Toprak değerleri, kent merkezlerinde en yüksek düzeye ulaşırlar. Bu değerler kentsel alanın uç
noktalarına doğru değişik düzeylerde düşüş gösterirler.
Toprak değerleri ana ulaşım yolları boyunca, bu yollardan uzak noktalara göre daha yüksek
düzeydedirler.
Ana ulaşım yollarının kesişme noktalarında, kent merkezinden ayrı uzaklıkta bulunan yerlerdeki
genel toprak değerlerinden daha yüksek (zirve) değerler oluşur (21) Şekil 2.-1.
Son özellik merkezler kademelenmesi için de geçerlidir (22). Garner (1966) bir kentte merkezi iş
alanına göreli olarak, alt merkezlerin toprak değerinde, genel düşüş oranla sivrilmelerin
oluştuğunu öne sürmektedir (Şekil 2.2.)
İlk çalışma Hoyt (1939) tarafında Şikago kentinin toprak değerlerinin mekansal dağılımı ile ilgili
genel yapısını ortaya koymak için yapılmış, daha sonraları Seyfried (1963) tarafından Seattle,
(Amerika Birleşik Devletlerinde) yerleşmesinde toprak değerlerinin merkezden dış noktalara
doğru üstsel (exponential) eğilimli bir eğri yapısı gösterdiği açık bir şekilde ortaya konmuş,
benzer bir bulgu. Topeka kenti için Knoss (1962) tarafından gerçekleştirilmiştir (23) Şekil 2.3.
Şekil 2.1.Genel Olarak Bir Kentte Toprak Değerlerini Gösterir Şematik Yüzey
Kaynak:B.J.L.Berry,B.J.Tennant, B.J.Garner, J.W.Simmons, Commercial Structure and Commercial
Blight,University of Chicago, Department of Geography, Research Paper, 85, (anan.) Richard J. Chorley,
Peter Haggett, Socio-Ecomonic Models in Geography, Open University Set. Book, Methuen and Co. Ltd.,
London, 1967, s.337.
62
Şekil: 1.25’den izlenebileceği gibi toprak değerleri kent merkezinde göreli olarak çevre
değerlerinden çok yükseklerde yer almaktadır. Topeka kenti üzerinde yaptığı çalışmada Knoss
tprak değerleri ile kullanımı arasındaki ilişkiyi, daha önce belirlediği tprak değerlerinin kent
merkezinden uzaklaştıkça, uzaklıkla ters orantılı olarak azalacağı varsayımına karşın, değerlerin
uzaklığın evrik değeriyle ters orantılı olarak değiştiğini, ayrıca aynı şekilde toprak değerlerinin bu
merkezde birleşen, ışınsal anayollardan uzaklaştıkça uzaklığın evrik değeriyle ters orantılı
olarak azalacağını bulmuştur (24).
B
UZAKLIK
C
TOPRAK DEGERI
TOPRAK DEGERI
TOPRAK DEGERI
A
UZAKLIK
UZAKLIK
BÖLGESEL
(MAHALLE)
SEMT
KOMSULUK ÜNITESI
Şekil 2.2. Kentlerde Farklı Kademelerdeki Alışveriş (Ticaret) Merkezlerinin İç Yapıları
Kaynak:
B.J.Garner, The International Structure of Shopping Centres, Northwestern University,
Studies in Geography, 12, 1996, (anan.) Richard J.Chorley, Peter Haggett, Socio-Economic Models in
Geography, Open University Set Book, Methuen and Co. Ltd, London, 1967 , s.351.
Ancak tek merkezi ve küçük bir yerleşme olması nedeni ile Topeka’dan daha büyük yada
büyüyen kentlerde (metropollerde) bu bulgular daha karmaşık bir yapı göstermektedir.
Toprak kullanmadaki sektörel farklılaşmaların değişik toprak değerleri yapısı göstereceği
üzerindeki çalışmalar ise Şikago’da Hayes (1957), Mayer (1942) ve çok yakın tarihlerde de
Berry, Tennant, Garner ve Simmons (1963) tarafından yapılan çalışmalarla ortaya konmuştur.
Şekil 2.1.-2.2.
Çok kapsamlı bir çalışma Yeates (1968) tarafından yine Şikago kenti için yapılmıştır. Yeates’e
göre 6 değişkenli bir çoklu regresyon modeli (multiple regression model) Şikago kenti toprak
değerleri yüzeyini açıklamaktadır (25).
63
Şekil 2.3.- Topeka (Kansas) Kenti İzometrik Toprak Değerleri Dağılımı
Kaynak:
Duane S. Knoss, Distribution of Land Values in Topeka, Kansas Lawrence: Center for
Research in Business, The University of Kansas may, 1962, (anan.) F. Stuart Chapin, Jr., Urban Land
Use Planning, İkinci bası, University of Illinois Press, Urbana, 1965, s.12.
Bu değişkenler
Merkezi iş alanından (CBD).
En yakın bölgesel düzeyde (Shopping Centre) alış-veriş merkezinden uzaklık.
Michigan gölünden uzaklık.
En yakın hareketli metro hattından uzaklık.
Belirlenmiş alanlarda yer alan bloklarda (adalarda) beyaz olamyan nüfusun yüzdesi.
Nüfus yoğunluğu, olarak tanımlanmaktadır.
64
1960 verilerine göre anlamlı bir sonuç vermemesine karşın aynı model, sektörel bileşenlerin
eklenmesi ile daha önce belirlediğimiz genel toprak değerleri dağılım ilkelerini onaylar nitelikte
sonuçlar vermiştir.
2.2
YOĞUNLUK – TOPRAK KULLANMA – MEKANSAL DAĞILIM İLİŞKİLERİ
Bu çalışmalara koşut toprak kullanma ile mekan başka bir deyişle toprak kullanmada izlenen
demografik yapıya bağlı yığılmalar ile mekan arasındaki yoğunluk – mekan ilişkilerini ele alan
kuramlar da geliştirilmiştir. Ancak şunu belirtmekte yarar görülmektedir. Toprak değerleri –
yoğunluk mekan ilişkileri birbirinden bağımsız değişkenler olarak görülmemelidir.
Başta değindiğimiz dizgesel toprak kullanma değişkenler setinin ikincisi olan toprak kullanmanın
yoğunluğu – kantitatif (niceliksel) değişkenler, Knoos’un geniş bir şekilde kabul gören toprak
değerlerinin, toprak kullanım yoğunluğunu etkilediği yolundaki deneysel çalışması ile
kanıtlanmıştır.
Knoos’un ve Homer Hoyt’un çalışmalarında toprak değerleri değiştikçe zamanla yoğunluğunda
değişeceği ve kullanım yoğunluğu ile toprak değerleri arasında karmaşık bir geri besleme (feed
back) ilişkisi olduğu bulgulanmıştır. Bu üçlü ilişki (toprak kullanma – değer ve kullanma
yoğunluğu) kent toplumunun toplumsal ve ekonomik geçmişine bağımlı olarak bir çok değişken
tarafından etkilenmektedir (26).
Bütün kentlerde, katkılı (gross) nüfus yoğunluğu dağılımı, bu kentlerin kendilerine özgü toprak
kullanım kalıpları (örüntüleri) olmasına karşın, benzer bir yapı göstermektedirler.
Yoğunluklar kent merkezine uzaklığın negatif üstsel fonksiyonu olarak azalmakta ya da
çoğalmaktadır. Ress’in (1970) oluşturduğu matematik anlatımla;
D(k)= D0 e-bk (1) (Şekil 2.5-A)
Şeklinde tanımlanmaktadır (27).
Burada;
D(k) = Merkezi iş alanından (CBD) belli bir uzaklıktaki (d) nüfus yoğunluğu.
b = Yoğunluk eğrisinin düşüş eğilimini veren ölçü.
D0 = Merkezi alanın ya da uzaklığı (0) sıfır olan alanın yoğunluğu.
k = Merkezi iş alanından (CBD) olan uzaklığı.
e = Doğal logaritma tabanı (2.71828)
yukarıda verilen formülasyondaki uzaklık k=0 olduğu zaman (e-bk ) =1 olacağından D0 kent
merkezindeki yoğunluğu gösterecektir. Bu matematik anlatımın en küçük kareler yöntemi ile
elde edilen logaritmik formu aşağıdaki şekilde tanımlanmaktadır(28).
log D(k) = log D0 – bk (2) (Şekil –2.5-B)
Ancak Alan W. Evans uzaklığa göre log D(k) nın değişme oranı (-b) terimine eşit, birçok
araştırıcının da bu terimi yoğunluk derecesi olarak tanımlamakta olduğunu, fakat oranın
uzaklığa bağlı değişen yoğunluk oranı olmadığını belirtmekte ve aşağıdaki matematik anlatımla
kanıtlanmaktadır (29).
D’ (k) = D(k) = -b.D0 .e-bk =-b. D(k)
Başka bir yaklaşımla da D(k)’nın diferansiyeli alınarak belirleyen b’nin bir oran olduğu ortaya
çıkmaktadır.
b = d.D(k)____
Matematik anlatımla,
d D(k) = b D0 e-bk dk
D0 e-bk dk
65
Şeklinde tanımlanmaktadır.
BIR MIL 'DEKI NÜFUS YOGUNLUGU
(pd) (BIN)2
Yoğunluk fo0nksiyonu, bir birim uzaklıktan diğerine geçişte azalma oranının bir değişmez değer
olması için merkezden uzaklığına göre, nüfus yoğunluğunun nasıl bir düşme göstereceğini
belirleyen bir eğridir.
100
KENTSEL
10
BANLIYÖ (YÖRE
KENT)
1
UYDU
KENTLER
KIRSAL NÜFUS
0,1
0,01
Şekil 2.4.- Şikago Kentsel Alanında Nüfus Yoğunluğunun Uzaklığa Bağlı Düşüş Eğrisi
KENT
MERKEZI
NÜFUS
YOGUNLUGUNUN
TEPE
NOKTASI
SÜREKLI
YAPILANMA
ALANI SINIRI
BANLIYÖ
BÜYÜME
SINIRI
YAKIN
ÇEVRE
(COMMUTING
SINIRI)
Kaynak:
B.J.L.Berry, F.E.Horton, Geographic Perspectives on Urban Systems Englewood
Cliiffs,M.J.1970 s.280 (anan.) P.Haggett, A.D.Cliff, A.Frey, Locational Analysis in Human Geography,
Locational Models,ikinci bası, valume I Edward Arnold, London, 1977, s.195.
CHICAGO MERKEZI ALANINDAN UZAKLIK (d)
NÜFUS YOGUNLUGU (pd)
ESITLIK A
ESITLIK C
ESITLIK B
ESITLIK D
MERKEZI ALANINDAN UZAKLIK (d)
Şekil 2.5 Üstel (Exponential) Yoğunluk Düşüş Seçenekleri
Kaynak:
P.Haggett, A.D. Cliff, A.Frey. Locational Analysis in Human Geography, Locational
Models,ikinci bası, valume Edward Arnold, London, 1977, s.194.
Bu nedenlerle nüfus yoğunluğu düşüş eğimi az olan daha küçük, çok olan ise daha geniş
yerleşmeleri tanımlamaktadır (30)
Mills(1969) bu konut alanları yoğunluğu üstel düşüşün kent merkezinden uzaklığa bağlı toplam
ulaşım maliyetlerindeki artışın bir fonksiyonu olduğunu göstermiştir. Bu formülasyonda D0 terimi
yukarıda sözü edilen nedenlerle merkezi yoğunluğu tanımlamadaki güçlükleri kanıtlamıştır.
Winsborough (1961) merkezin yoğunluğunun kendi yoğunluk düzeyine bakmaksızın, bir kentin
kapsamlı nüfus yoğunluğunun bir fonksiyonu olduğunu göstererek bu problemin dolambaçlı
yolla üstesinden gelmiştir (31).
66
Bir kentin kapsamlı nüfus yoğunluğu, önemli olarak, imalat sektöründe çalışanların ölçüsü,
kentin büyüklüğü, konutların yaşları ile ilişkilidir. Böylece merkezin yoğunluğu, bu özelliklerle
farklılaşacaktır.
Negatif üs, tipik bir batılı kentin konut alanları yoğunluğu için yoğunluk düzeyini anlatmada en
uygun formülasyonu vermektedir. Bununla birlikte 3 güçlük vardır. Birincisi, kentsel ve kırsal
yoğunluk düzeylerinin bir arada olduğu kentsel alanın çevresindeki düşüşün- eğimin
tanımlanması ele alınmalıdır. Bu aşağıdaki Şekil: 2.4 de görüleceği üzere birleştirilmiş eğrilerle
modellenebilir.
İkinci güçlük ise, egemen olan ticari bölgedeki düşük konut alanları yoğunluğunun (gece nüfusu)
neden olduğu kentin merkezindeki nüfus yoğunluk krateri(çöküntüsü) nin en iyi şekilde nasıl
yerleştirileceğidir. Formüldeki ilk değişiklik (modification) kent merkezinden uzaklığın karesi ile
tanımlanmıştır.
D(k) = Do . e-bk
2
(3) (Şekil: 2.5-c)
Newling (1969) ve Casetti (1967) bu düşünceyi bir genel 2. Dereceden (quadratic) ilişki ile
genişletmişlerdir.
D(k) = Do e-b1k –b2k
2
(4) (Şekil 2.5-D)
Bu eşitlik 2 nolu matematik anlatımda olduğu gibi doğal logaritmalara uyarlanarak ve çoklu bir
regresyon eşitliği şeklinde çözümlenerek ampirik verilere uygun hale getirilmiştir (32).
İlk kez Clark (1951) dünyanın değişik yerlerindeki 36 kentte yaptığı çalışma ile nüfus
yoğunluklarının, kent merkezlerinden uzaklaşıldıkça değişmeyen bir hızla düştüğünü öne
sürülmüştür. Şekil: 2.6’da Hyderabad ve Şikago kentleri için yaptığı çalışmanın sonuç grafikleri
verilmiştir.
A
NUFUS YOGUNLUGU
(LOGARITYMIK)
12
10
B
X
X
8
6
MÜLTECI
YERLESMELERI
5
ASKERI
BOLGE
6
1
2
4
3
0
6
4
KENT MERKEZINDEN
UZAKLIK(MIL)
Şekil 2.6.
Hyderabat, (Hindistan) ve Şikago (Amerika Birleşik Devletleri) kentleri için Nüfus
Yoğunluğu- Uzaklık İlişkisi
Kaynak:
P.Haggett, Locational Analysis in Human Geography, London,1965.
B.J.L.Berry, J.W. Simmons, R.J. Tennant, Urban Population Desities: Sturucture and Change,
Geographical Rewiew, 53.1963, s. 389-405.
Richard, J. Chorley, Peter Haggett, Socio-Ecomonic Models in Geography, Open University Set Book,
Methuen and Co.Ltd.,London, 1967, s.344
67
Clark’ın çalışmasına temellendirilebilecek iki genelleme yapılabilir. Birincisi büyüyen kentlerle
birlikte yoğunluk düzeyinde devamlı bir düşüş gözlenmektedir (dağılma eğilimi–decompaction).
Aşağıda verilen Şekil: 2.7 – (A) da 1801-1941 yılları arasında Londra için yaptığı çalışma
izlenmektedir. Bu bulgular Paris, Berlin, Şikago, New York ve Brisbane kentleri içinde benzer
özellikler göstermektedir.
YOGUNLUK
İkincisi merkezi alanın yoğunluğu, zamana karşı çizildiğinde artmakta ve sonra düşmektedir.
Şekil: 2.7’de Cleveland (Ohio, A.B.D.) için bu eğilim gösterilmektedir (33).
A
B
10
NÜFUS
X
(P )
100
10
6
1930
1910
10
5
1870
1850
1941
1
1921
4
10
1871
0.1
1841
1
2
3
1830
3
1801
10
4
5
6
7
8
MIL
1830
1870
1930
CLEVELAND'IN
BETIMLEMESI
ZAMAN(t)
Şekil 2.7A 1801-1941 yılları arasında Londra Kenti Yoğunluk Uzaklık İlişkileri, B. Cleveland
Kentinde (ABD) Yoğunluk-Zaman İlişkisi (Kesikli çizgi toplam nüfusu, düz çizgiler ise yıllara göre nüfus
eğrilerini göstermektedir)
Kaynak:
Colin Clark, “Urban Population Densities”, Journal of the Royal Statistical Society,
ser.A,114, no.4,1951 (anan.) Alan W.Evans, The Economics of Residential Location, The B.J.L.Berry,
R.J.Tennant, B.J.Garner, J.W.Simmons, Commercial Structure and Blight, University of Chicago.
Department of Geography, Research Papers, 85,1963, R.D.Mc Kenzie, The Metropoliten Community,
New York 1933, (anan.) P.haggett, A.D. Cliff, A.Frey, Locational Models, İkinci bası, Volume I, Edward
Arnold, London, 1977, s.221.
Bu çalışmalar sonucunda Clark’ın bu ikinci örnek kentler (cleveland) araştırmasından şu
sonuçlar çıkartılmaktadır.
Kesik Çizgilerle gösterilen Cleveland’ın toplam nüfusu baştan sona kadar devam eden bir artma
göstermektedir.
Kentin yasal sınırlarının devam eden genişlemesi merkezden dışa doğru yayılan, düz çizgi ile
gösterilen nüfus eğrileri düşey yığılmayı içermektedir.
İç kesimin nüfusunda karakteristik yükselmeler ve sonra düşmeler izlenmektedir (34).
Muth (1962)un yaptığı araştırmalar bu tarihe kadar yapılan çalışmalarda, kentlerin nüfus
yoğunluğu farklılaşma özelliklerinin hiçbir şekilde ortaya konamadığını göstermektedir.
Araştırmalarında 20 adet kontrol edilebilir değişkenli regresyon çözümlemeleriyle, yoğunluk
düzeylerindeki farklılaşmaları açıklamaya çalışmıştır. Bu değişkenler kentsel alanda nüfus
başına özel araba adedi, merkezi alanda imalatta (2. Sektör) çalışan işçi oranı ve düşük koşullu
birim konut oranı, kentsel alanın büyüklüğü ve benzerlerini içermektedir.
68
Bu çalışma sonucu düşük ulaşım maliyetine sahip geniş kentlerde, merkezi kesimdeki
köhneme, diğer kentlerden daha kompakt bir yapı gösterdiği bulgulanmıştır.
Bir başka genellenmiş bulgu da daha yaygın ve daha eski sanayi kentleri, diğer tipteki
kentlerden daha yüksek kapsamlı bir nüfus yoğunluğuna sahip olma eğilimindedir (35).
Bu ve buna benzer (Winsborough (1962) – Berry (1963)) çalışmalar sonucu nüfus yoğunluğu
dağılımının çok değişik etkenlere bağımlı olduğu ve her kentin kendine özgü bir yoğunluk
dağılım yapısının olabileceği vurgulanmıştır. Ayrıca, her ne kadar bu deneylere ve gözlemlere
dayalı bulgular, tam kesin bir açıklama getirmiyorlaarsa da tartışma ve araştırmalar devam
etmektedir.
Son zamanlarda Alonso (1964) ve Muth (1969) Bunge (1971) ve Harvey (1972-73) yoğunluk
farklılaşmalarında ya da doğrudan yoğunluk dağılımında ulaşım maliyetleri ile hane halkları
arasındaki ilişkilerin, önemli bir değişken olduğu üzerinde tartışmaktadırlar (36). (Şekil: 2.8).
Şekil: 2.8 –2.9’dan da izleneceği gibi ulaşım maliyetleri rant ve uzaklık temel ilişkilerine, hane
halkları açısından yaklaşıldığında merkeze yakın yer alma isteklerinde çok az ya da yok
denecek düzeyde ulaşım maliyetlerine karşın yüksek düzeyde rantın, bunun karşıtı olarak da
merkezden uzaklaştıkça ulaşım maliyetlerindeki artışa karşın düşük rantın ortaya çıkacağı
görülmektedir (37).
ULASIM
MALIYETLERI
ÖDENEN
ÜCRET
RANT
BEDELI
KENT
MERKEZI
(CALISMA
MERKEZI)
KENT SINIRI
MERKEZDEN
UZAKLIK
Şekil 2.8. Hanehalkları Açısından Bir Tek Kapsamlı Etkinlik için Artan Rant ve Düşen Ulaşım Maliyetleri
Kaynak :T.A.Broadbent, , Methuen and Co. Ltd, London, 1977, s.123.
69
TICARI
ENDUSTRIYEL
KONUTSAL
TICARI
KENT
MERKEZI
(ÇALISMA
MERKEZI)
ENDUSTRIYEL
KONUTSAL
KIR
KIR
Şekil 2.9.
Ulaşım Maliyetlerini Azaltacak Konumlanmalar İçin Kentsel Etkinlikler birbirleri ile
yarışırlar. Ulaşım maliyeti tasarrufları kent merkezi yakınındaki bölgelerin fiyatlarını yükseltmek için
kullanıcılara olanak tanır. Kullanıcılar en yüksek değeri ödeyerek kendi kullanımları için gerekli bölgeleri
elde ederler.
Kaynak:
Ronald Abler, Joan S. Adams, Peter Gould, Spatial Organization The Geographer’s
view of the World. Prentice Hall International Inc., London, 1971,s.357.
Bu temel ilişki ulaşım türlerine göre de değişik yoğunlukları ve rantları oluşturmaktadır. Şekil:
2.10’da Kentteki (yolcu) ulaşım türlerinin merkezden dışa doğru yarattığı yoğunluk düzeyleri ve
konut alanları oluşumu belirlenmektedir. Kentsel alanda yolcu ulaşım dizgesi nüfus ve konut
yoğunluk dağılımını denetlemektedir.
C
I
R1
TICARET VE
ENDUSTRIYEL
MERKEZ
R2
R3
KONUT AL 1
KENT
MERKEZINDEN
UZAKLIK
YAYA ULASIM
DÖNEMI
TRAMVAY
DONEMI
R4
KONUT AL 2
KONUT AL 3
YENIDEN
CANLANDIRILMIS
OTOMOBIL
DÖNEMI
OTOYOLLAR
DÖNEMI
KONUT AL 4
Şekil 2.10.
Kentteki yolcu ulaşımı ve konut yoğunluğunu denetler, Kent içi devinimi gittikçe kolaylaşır.
Halk merkezdeki konumlanmalar için giderek daha az ödemeyi arzular. Konut döşeme rantları (kiralar)
zaman içinde düşer. Belirlenmiş bir yoğunlukta öncelikle bir konut alanı inşa edildiğinde döşeme rantları
en üst düzeydedir.
Kaynak:
Ronald Abler, John S. Adams, Peter Gould, Spatial Organization the Geographer’s View,
of the World, Prentice/Hall International Inc.London, 1971, s.358
70
Değişik maliyet varsayımlarına göre birçok etkinlik alan ve yer seçimi için yarışmaya girerler.
Şekil :2.11.
Bu yarışmada yüksek gelir grupları (zengin) ve düşük gelir grupları (fakir) konut alanı yer
seçimlerinde şekil 2.12’de görüldüğü şekilde davranmaktadırlar.
Şekil 2.11
Birçok Etkinlik Arasında, Alan ve Konumlanma için Bölgelenme (Zonning) Yarışı
Kaynak:
1977, s.122.
T.A.Broadbent,Planning and profit in the Urban Economy, Methuen and Co. Ltd, London,
Daha sonraları yapılan çalışmalarda, Berry (1963) Clark’ın bulgularının batılı kentler için uygun
olduğunu doğrulamaktadır, ancak batılı olmayan kentlerde bu bulguların uygulanabilir
olmadığını ileri sürmektedir. 1881- 1951 yılları arasında Calcutta’da yaptığı bir çalışmada
yoğunluk düzeyinin aşağı yukarı sabit kaldığını saptamakta ve bir dağılma (decompaction)
eğiliminin olmadığını söylemekte ve buna karşın da merkez yoğunluğunun yükselmekte devam
ettiğini bulgulamaktadır. Berry ve Hurton’a (1970) göre, bütün zaman kesitlerinde, batıllı
kentlerde mekan sıkışıklığı ve kalabalıklık azalırken, batılı olmayan kentlerde ise artan fazla
kalabalıklığı, değişmeyen sıkışıklığı ve kentin kenarlarındaki yayılmayı daha aza indirmeyi
denemektedir (38). Şekil :2.13'’e her iki tip kent karşılaştırması verilmiştir.
Batılı olmayan kent toplumlarında, geniş yaşantı olanakları istendiğinde konut alanı seçimini
kentin kenar kesimlerinde yapmaya yönelinmektedir. Batılı olmayan kentler, batı kent
modellerinin evriminde ilk aşamadaki durumlarını içermektedir.
rush (1968) tarafından çalışmada Hindistan’daki kentlerde bu iki modelin benzerlerini ve ara
tiplerini bulgulamaktadır. Şekil :2.14’de bazı kentlerde kabul edilir bir doğallıkla Hindistan’a özgü
yapıdaki biçimlemeler, bazılarında İngiliz koloni biçimlenmeleri bazılarında her iki tipteki
biçimlenmenin geçiş etkileri ve çok az sayıda kentte de, tam anlamı ile 20. yüzyıl planlama
etkileri görülmektedir.
71
B
TICARI
(MIA)
KULLANISLARI
RANT/ACRE
RANT/ACRE
TICARI
(MIA)
KULLANISLARI
FAKIR GRUPLAR
(MALIYET)
C
RANT/ACRE
A
ZENGIN GRUP YURUME ZAMANI
ZENGIN GRUPLAR
(ZAMAN)
FAKIR GRUP (YURUME ZAMANI)
ZENGIN GRUP (ARAÇLI YOL ZAMANI)
FAKIR GRUPLAR (ZAMAN)
ZENGIN GRUPLAR
(MALIYET)
FAKIR
ZENGIN
CBD
FAKIR
FAKIR
ZENGIN
ZENGIN
FAKIR
CBD
ZENGIN
UZAKLIK
UZAKLIK
CBD
FAKIR GRUP (ARAÇLI YOL ZAMANI)
Şekil 2.12
Farklı maliyet Varsayımları ile Zengin ve Fakir Grupların Konut Alanı Yer Seçimi Tercihleri
Ulaşım maliyetlerini ödeme gücü üzerine temellendirilmiş toprak kullanma örüntüleri (patterns)
Yüksek ve düşük gelir gruplarının Seyahat zamanı, fırsat maliyetleri (opportunity costs) üzerine
temellendirilmiş toprak kullanma örüntüleri (Patterns)
Seyahat modlarına göre tanımlanmış, seyahat zamanı fırsat maliyetleri üzerine temellendirilmiş toprak
kullanma örüntüleri )Patterns)
Kaynak:
D.W.Harvey, Society, -he city and the space economy of Urbanism, Association of
AmericanGeographers, Commissionon Collage Geography, Resource Paper, 18, 1972, s.17-18 (anan.)
P.Haggett, A.D. Cliff, A.Frey, Location Analysis in Human Geograpy, Locational Models, İkinci bası
VolumeI, Edward Arnold, 1977, s.229.
NÜFUS YOGUNLUGU LOGARITMIK OLÇEK
Clark, 20, yüzyılın deyimi ile batılı bir kentin yayılmasını açıklamak için elde edilebilir, elverişli ve
maliyeti aza indirilmiş hızlı transit kolaylıkların olanakların varlığı öne sürmüştür. Diğer yandan
kentin çevresinde oldukça çok olanaklı olan, az yoğunluklu mekanlarda yaşama istekleri de bu
yayılmayı açıklar niteliktedir.
(B)
(A)
BATILI KENT
BATILI OLMAYAN KENT
B
B
C
C
t3
t1
0
t1
t2
0
KENT MERKEZINDEN UZAKLIK (MIL/d)
Şekil 2.13
Batılı (A) ve Batılı Olmayan (B) Kentlerin Geçici Karşılaştırmaları
t2
t3
72
Kaynak:
B.J.L.Berry, J.W.Simmons, R.J. Tennant, Urban Population Densities: Sturucture and
Change, Geographical Review, 53 1963, s.400-403. (anan.) P. Haggett, A.D.Cliff, A.Frey, Locational
Analysis in Human Geography, Locational Models, İkinci bası Volume I, Edward Arnold, 1977, s.222.
İstekleri temellendirme sürecinin, ne olduğunun bütçeye uygunluğa yardım eden daha uzun
yolculuktan, kısa iş yolculuğuna olan isteklerden doğan sonuçlar, bütçeye uygun ve yardımcı
olarak kabul edilmektedir. Güçlü bir çelişki batılı olmayan kentlerdeki zenginlik, bolluk kent
merkezindeki konutlarda aranmaktadır. Bu nedenle de hareketliliği (mobilitesi) az olan gruplar
kent çevresinde yerleşme eğilimi göstermektedir. Kent çevresinde yer alanlar, kentin ve iş-konut
yolculuklarının mekansal yayılmasını başka bir deyimle kentin yayılmasını şekillendirmektedirler
(39).
Buraya kadar, yapılmış olan gözlem ve deneylere, çözümleme çalışmalarına dayalı olarak
geliştirilmiş yoğunluk dağılımının, mekansal yapısı ile ilgili çeşitli bulgular incelenmiştir.
Newling (1969)’in kendi geliştirdiği 2. dereceden üstel modelin parametrelerindeki hangi
değişmelerin yoğunluk profilini kentsel gelişmenin karakteristik bir çoklu aşamalar ardışığına yol
göstereceği belirtilmiştir. Şekil :2.15
B
NUFUS YOGUNLUGU KISI/ARCE (Pd) (LOG.Ölçek)
A
1000
1000
100
100
10
10
1
0
1
2
3
5
4
6
1
0
7
1
2
3
4
5
6
D
C
1000
7
1000
I YERLI TIP MERKEZ
II INGILIZ TIPI MERKEZ
100
100
I
10
10
II
1961 DÜZEYI
1961 ÖNCESIDÜZEY
1
0
1
2
3
4
5
6
7
1
0
1
2
3
4
5
6
7
KENT MERKEZINDEN UZAKLIK (d)
Şekil 2.14
Hindistan Kentlerinde Yoğunluk Düzeylerindeki Değişmenin (Patternleri) Örnekleri
Büyük bir çoğunlukla merkezi pazar tipi, Hindistan kentleri, Ahmedabad ve Poona
Güçlü İngiliz etkisindeki merkezi iş alanları (CBD) tipi kentler, Bombay, Kalkütta, Madras, Merkezdeki
Nüfusta azalma (Central population crater)
İki odaklı, (merkezi) Pazar ve İngiliz tipi kentler, genellikle birbirinden 3 mil uzaklıktadırlar. Haydarabad,
Bangalore.
Merkez yoğunlaşması olmayan modern planlanmış kentler, Jamshed-pur ve Chandigarh.
Kaynak:
J.E. Brush, Spatial Patterns of population in Indian Cities, Geographical Review,
58, 1968, s.362 – 391, (Anan.) Peter Haggett, A.D.Cliff, A.Frey, Locational Analysis in Human
Geography, Locational Models, İkinci bası Volume I, Edward Arnold, 1977, s.224.
de nüfus yapısına bağımlı olarak nüfus yoğunluğunun uzaklığına göre dağılımı verilmektedir.
Benzer neticeler, diğer yollarla da elde edilebilmektedir. Örneğin yoğunluk yüzeyine ikili
değişimli normal dağılım olarak baktığımızda ve sonra merkezdeki çukurun gelişmesi, sadece
73
böyle bir ikili dağılımın arasındaki fark olarak görülebilir. Şekil: 2.15 (B)’de , üstteki grafikte
merkezde çukurlaşma, krater olarak gösterilmektedir.
P
max
P
max
NÜFUS YOGUNLUGU - (pd)
GENÇLER
OLGUNLUK SONRASI
i
0
0
0
P
P
max
OLGUNLUK
ONCESI
max
YASLILIK
ÇAGI
i-j
0
0
0
KENT MERKEZINDEN UZAKLIK (MIL/d)
Şekil 2.15
(A)
(B)
Newling Modeline Göre Gelişmenin Adışık Aşamalarında Kentsel Yoğunluk Profilleri
Normal dağılım eğrisi ile kentsel yoğunluk profilleri modellemesi arasındaki farklılıklar
Newling modelinin, anlamayı kolaylaştıran bir yararı onun kritik bir nüfus yoğunluğu
notasyonudur (Pmax) Bu notasyona göre yoğunluk önce kritik nüfus yoğunluğuna (Pmax) Kadar
yükselecek ve daha sonra da kritik nüfus yoğunluğundan (Pmax) düşme gösterecektir. Newling,
bu kritik yoğunluk deyimini (sosyal – toplumsal) maliyetlerin (social costs) bir terimi olarak
belirtmektedir (40).
Lowry (1964)’nin konut alanları yer seçimi alt modelinde öne sürdüğü uzaklığa ve zamana bağlı
konut alanları dağılım süreci şematik olarak Şekil: 2.16’da verilmektedir. Lowry’ye göre; bu
model konut alanlarının etrafında ışınsal, simetrik bir örüntü içinde dağılmaktadır. Oysa çalışma
alanlarına ulaşabilme-erişebilmenin düzensizliği topografik ve planlamanın getirdiği zorlamalar,
alanın konut alanı kullanımına elverişli olup olmaması vb. etmenler nedeni ile bu dağılım
gerçekte ışınsal asimetrik bir biçim göstermemektedir.
Ayrıca Şekil: 2.16’da görüldüğü gibi kentin merkezinde yer alan konut alanları nüfus
yoğunluğunun belirli bir noktayı aşmasından sonra bu alanda bir sıkışma yaratmakta ve bu
zorlama sonucu yeni konut alanlarına doğru bir devinim-taşma olayı görülmektedir. Bu, yeniden
konut alanlarının dağılımı merkezde bir boşalma oluşturmaktadır (41).
Bazı optimum durumların üstünde olan yoğunlukların neden olduğu katlanılamayacak
ölçülerdeki çöküntü alanları, cinayet ve suçluluk gibi patolojik koşullar, vb.leri, yoğunlukta kendi
kendini düzenleyen bir düşmeye yol gösterirler, yöneltirler (42).
74
B
A
ÇALISMA
MERKEZI
ZORLAMA-BASKI
NÜFUS ORANI
NÜFUS ORANI
KONUT
ALANLARININ
DAGILIMI
UZAKLIK
ÇALISMA
MERKEZI
C
D
SONUÇTA KONUTSAL
KONUM - YERSEÇIM
NÜFUS ORANI
NÜFUS ORANI
DISA ZORLAMANIN
YENIDEN DAGILIMI
UZAKLIK
ÇALISMA
MERKEZI
UZAKLIK
ÇALISMA
MERKEZI
UZAKLIK
Şekil 2.16
Konut Alanları Yerseçimi Alt Modelinin ŞematikÇalışma Süreci
Kaynak: I.S.Lowry, A Model of Metropolis, Rand Corporation, Santa Monica, California, 1964, (anan.)
David Crowther, Marcial Echeni que, Development of a Model of Urban Spatial Structure, L.Martin and
L.March, Urban Space and Stuructures, Cambridge University Press, London, 1972, s.186. Şekil:8.4.
Bu konuda özellikle aşırı kalabalığın yarattığı mekansal güçlükler tarafından insanlığın çektiği
eziyetler, acıların toplumsal patolojisi üzerine bazı deneysel çalışmalar yapılmıştır. Ancak
deliller, bulgular henüz tartışılmaktadır (Getis, Boots, 1971).
Gelişme zamanının bir temsilcisi olarak kent büyüklüğünü (Px) Clark’ın formülasyonuna sokmak
suretiyle bir seçenek yaklaşım Sander’s (1975) tarafından tanımlanmıştır.
Aşağıda verilen matematik anlatımla yoğunluk büyümesinin zamanın bir oranıolarak, Clark’ın
negatif üstel yoğunluk fonksiyonunda nasıl şekillenebileceği gösterilmiştir.
dD( k )
d. p
x
=D0 .e-bk (
1 dD0
db
- k)
D0 db
dP x
Bu eşitlikte D(k), D0, k ve b daha önceki formüllerde tanımlanmıştı. Bu matematik anlatım
uzaklık ve kent büyüklüğü cinsinden çözümlendiğinde aşağıdaki şekli almaktadır.
k.px =
1.dbD0
D0 db
(k) uzaklık terimi büyüyen bir kentte zaman içinde artmaktadır. Burada Sanders’in yukarıdaki
eşitliğinde (k) uzaklık parametresinin nüfus yoğunluğu dağılımının tepe noktasını
gösterebileceği söylenebilir. Bu tepe noktası, yoğunluğun düştüğü, kentsel alanın merkezi kısmı
ile yolculuğun hala artmakta olduğu dış kısımlar arasındaki bölücü – ayırıcı çizgiyi
75
göstermektedir (43). Aşağıdaki Şekil: 2.17’de merkez kaç dalgaların tepe noktası, düzgün ve
dairesel ve içi boyalı alan sınırı şeklinde belirtilmiştir.
Şekilden de izleneceği gibi, 1936, 1954, 1962 ve 1968 yılları için metropoliten alanın yayılma
alanı sınırları ve periyod sonundaki 12 milyon nüfusun yerleşeceği alanın dış sınırları
verilmektedir.
Şekil 2.17
1968 arası
Paris Kentinde Nüfus Yoğunluğunun Tepe Noktasının Merkezkaç Dalgalanması 1936(Paris 2002 Hava Fotografi)
Kaynak: E. Sanders, Urban Population Density Function of Two Polar Variables, Regional Studies,9,
1975 –s.4-63 (anan.) Peter Haggett, A.D.Cliff, A.Frey, Locational Analysis in Human Geograpy,
Locational Analysis in Human Geography, Locational Models, İkinci bası Volume I, Edward Arnold, 1977,
s.225
.
2.3
YOĞUNLUK – TABAN ALANI KULLANIMLAR I – MEKANSAL DAĞILIM
İLİŞKİLERİ
Yoğunluk ve toprak değerlerinin mekansal dağılımında olduğu gibi ampirik olarak, taban alanı
oranı (floorspace ratio – katkılı) kent merkezinden uzaklaştıkça üstel (exponentially) olarak
azalır. Bu yaklaşım M. Echenique tarafından Şikago (1968) ve Reading (1969) kentleri için
irdelenmiştir (44). Şekil: 2.18
Tamamen ampirik bulgulardan kaynaklanan bu model aşağıdaki şekilde şekillendirilebilir.
f j = Ø exp ( -β . d j )
1.0
A
READING
0.8
0.6
0.4
0.2
0
Şekil 2.18.
Şikago (ABD)
5
MERKEZDEN UZAKLIK (km)
10
TABAN ALANI ORANI
TABAN ALANI ORANI
76
1.0
B
0.8
SIKAGO
0.6
0.4
0.2
0
5
10
15
20
25
MERKEZDEN UZAKLIK (km)
30
Taban Alanı Oranının Merkezden Uzaklaştıkça Azalış Grafiği (A) Reading (İngiltere) (B)
Kaynak:
David Crowther and Marcial Echenique, Development of a Model of Urban Spatial
Structure, L.Martin and L. March. Urban Space and Structures, Cambiridge University Pres, London,
1972,s.202. Şekil: 8.6-a,b
Bu matematik anlatımda: Notasyonlar aşağıdaki şekilde tanımlanmaktadır.
fj :
j birim alanında taban alanı oranı
dj :
j birim alanının kent merkezinden uzaklığı
Ø:
Oransal bir değişmez (sabit) (Uzaklık birimlerinden taban alanı oranına dönüştürmek
için)
Β:
Parametre.
Wingo (1969), Alonso (1964) ve Brighan (1964) kent merkezinden dışarıya doğru toprak
değerleri yüzeyindeki böyle bir düşmenin ulaşım maliyetlerindeki doğrusal olmayan (non-linear)
artışlar tarafından oluşturulduğunu ileri sürmekte ve toprak değerleri ile ulaşım maliyetleri
arasında kurumsal bir ilişki kurmaktadır (45). Kain (1961) ise toprak değerleri ile nüfus
yoğunlukları arasında ilişki kurarak ulaşım maliyetleri ve farklı toplumsal ekonomik grupların
varlığı nedeni ile çalışma alanlarından dışa doğru nüfus yoğunluğunun düşme gösterdiğini
açıklamaktadır. Ayrıca farklı ulaşım ve konut harcamaları ile karşı karşıya gelen düşük gelir
gruplarının çalışma alanlarının yakınındaki yüksek yoğunluklu alanlarda, yüksek gelir grubunu
ise çalışma alanlarından uzakta ve düşük yoğunluklu alanlarda konumlanma eğiliminde
olacaklarını ileri sürmektedir (46).
Clark (1967) ampirik gözlemlerine dayanarak, konut alanları yoğunluğunun çalışma
alanlarından belli bir uzaklıktan sonra üstel olarak düşmeye başladığını belirtmektedir (47).
Ancak, bu merkezlerin yakın çevrelerinde oluşan yoğunluklardaki düşmeyi açıklamak için
yetersizdir. Önceleri, bu düşüşler konut alanları taban alanının çalışma etkinlikleri tarafından ele
geçirilmesinin ve yerinden edilmiş bu konutlarda oturanların kıra doğru çekilmesinin bir sonucu
olarak görülmektedir.
Böylece konut alanı yoğunlukları grafiği, anacak çalışma merkezlerine yaklaşıldığında en
yüksek noktaya çıktıktan sonra düşüş gösteren basit bir üstel fonksiyon olmaktan çıkmaktadır.
Bu noktada, nüfus yoğunluğu ve taban alanı oranlarının mekansal dağılımları
karşılaştırıldığında, başlangıçta, nüfusun devinime girmesi, başka bir anlatımla konut olarak
77
kullanılan binaların (stokun) merkez etkinlikleri tarafından işgal edilmesi ve varolan potansiyelleri
ile kullanılması, her iki dağılımı simgeleyen eğrilerin farklılaşmasına yol açmaktadır.
Bu olguda, merkezden dışarıya doğru devinime girenlerin oluşturduğu farklı konut alanları
ölçütleri nedeniyle nüfus yoğunluk eğrisi değişim gösterirken taban alanı oranları grafiği
değişmez (sabit) kalacaktır.
Zaman içinde, kentin nüfusunun artması ile taban alanı oranı eğrisi yani yerleşenleri
barındırmak için uzamakta, konut alanı eğrisi ise kökten (radikal) bir değişime uğramaktadır.
Merkezde oturanlar, yeni hizmetlerin ve çalışanların alanda giderek artması ile dışa doğru
zorlanmaktadır. Merkezde yer alan var olan, toplam bina stoku, teknolojik ve tarihi nedenlerle
zaman içinde çok yavaş bir artma göstermektedir. Şekil: 2.19- Zaman içindeki bu oluşumu
grafikler yardımı ile açıklamaktadır.
(B)
(A)
KONUT
ALAN
YOGUNLUGU
UZAKLIK
ÇALISMA MERKEZI
Şekil 2.19
YOGUNLUK TABAN ALANI ORANI
YOGUNLUK TABAN ALANI ORANI
TOPLAM
TABAN
ALANI ORANI
A
B
TOPLAM
TABAN
ALANI ORANI
KONUT
ALAN
YOGUNLUGU
ÇALISMA MERKEZI
UZAKLIK
Konut Alanı Yoğunluğu ile Toplam Taban Alanı Oranları Arasındaki İlişki.
Nüfus Büyümesi Yoğunluk ve Taban Alanı Oranı.
Kaynak:
David Crowther and Marcial Echenique, Development of a Model of Urban
Spatial Structure, L.Martin and L.March, Urban Space and Structures, Cambiridge University
Press, London, 1972, s.205, Şekil: 8,7 a-b
Bu görüş açısından bakıldığında taban alanı oranı dağılımının, daha önce tanımladığımız
matematik anlatımı aşağıdaki şekilde yazılabilir (48).
fj = Σi Ei Ø exp. ( - β dij )
Burada notasyonlar: aşağıdaki şekilde tanımlanmaktadır.
fj :
Ei :
dij :
Ø:
Β:
j birim alanındaki taban alanı oranı
i birimindeki çalışan sayısı
i ve j birim alanlarının birbirine uzaklığı
Oransal değişmez (sabit)
Parametre.
Stok alt modeli (stok submodel) olarak tanımlanan bu modelin, tüm kentteki dağılımı
yapabilmesi için diğer toprak kullanımlarla ilgili taban alanı kullanışlarını da içermesi
gerekmektedir. Bu nedenle tüm kentteki taban alanı oranı değerleri yerine (w) ile tanımlanan,
kentteki toplam çalışanlara düşen toplam taban alanı oranını kullandığımızda aşağıdaki
matematik anlatım ortaya çıkmaktadır.
78
Fj : Σi.Ai.Ei.w.Lj.exp.(-βf dij )
Burada notasyonlar aşağıdaki şekilde tanımlanmaktadır.
j birim alanında bütün toprak kullanımlar için taban alanı ölçüsü.
Fj :
Ei.:
i birim alanında çalışan ücretlilerin toplam sayısı.
w:
Kentin tamamında toplam çalışanların, toplam taban alanına oranı.
j biriminde gelişme için elde edilebilir toprak büyüklüğü.
Lj. :
Ulaşım ağında i ve j birim alanlar arasındaki uzaklık (i ve j birim alanlar arasındaki
dij :
yolculuk maliyeti yerine kullanılmıştır.)
βf :
Etkinliklerin yer seçiminde zorlayıcı olarak uzaklığın önemini belirleyen parametre.
Ai. = 1 / Σj .W js exp .( -βs dij ) ye eşit olan normalizasyon terimi
ΣJ SJ = Σi Ri v den sağlanabilir.
a
W SJ = I (EJ / ΣJ EJ) + (Fsj / ΣJ Fsj ) I ya
Eşit olan servislerin yer seçimi için j birim alanının çekimi:
Ri :
i birim alanında yaşayan nüfus.
j birim alanında serviste çalışanlar
SJ :
a:
ölçek ekonomileri sağlamak için servislerin kümelenme derecesi olarak tanımlanan
parametre
Yapılaşma yoğunluğunun mekansal dağılımını anlatan grafik (izometrik) ya da maket modeller
kullanılmaktadır.
Hamburg kentinde 1956 yılı sayımlarına göre, konut alanları ile merkezdeki binaların kat adetleri
yoğunluklarının farklılaşmasını gösteren izometrik modeller Şekil:2.20-‘de görüldüğü gibi
oluşturulmuştur. Burada benzer ölçek kullanılması ile aradaki büyük maketi görülmektedir (50).
79
Şekil 2.20- (A) 1956 yılında Hamburg (kentinde) İskan yüzeyindeki kat adeti yoğunluğuna ait grafik
model. Bu modelde işyeri olarak kullanılan binalar dikkate alınmamış ve iskandan başka amaçlara hizmet
eden binalar için alttaki model hazırlanmıştır.
(B)
1956 yılında Hamburg kentinde merkezdeki kat adeti yoğunluğuna ait grafik model, yukarıdaki,
grafik ölçeği aynen kullanılmış olmasına rağmen arazi kullanma katsayısının çok yüksek oluşu ilgi
çekicidir.
Kaynak:
İrfan Bayhan, Şehir Planlaması, İskender Matbaası,İstanbul,1969, s.194-195
80
Şekil 2.21
Kaynak:
İstanbul Beyoğlu Bölgesi İşyeri Yoğunluğu Maketi.
Büyük İstanbul, Nazım Plan Bürosu, 1971-72 Çalışmaları, Mimarlık, Sayı: 7, Temmuz, 1972 s.114.
2.4
TOPRAK KULLANMA – KENTSEL YAPI MODELLERİ
Kırsal ve kentsel toprakla ilgili değişik düşünce okullarının özellikle fizyokratların kırsal toprak
değerlerinin açıklaması ile başlayan model-kuram geliştirme çalışmaları günümüzde aşağıda
sıralanan çeşitlilikteki modellerin oluşturulmasına neden olmuştur (51).
TOPRAK KULLANMA – KENTSEL YAPI – MEKAN ORGANİZASYONU – KADEMELİ
GELİŞME MODELLERİ – GELENEKSEL (KLASİK) MODELLER
Eş Merkezli Çemberler Modeli – Kuramı
(E.W.Burgess –1927)
Ulaşım Ağına Bağlı Eş Merkezli Yıldız Gelişme Modeli – Kuramı
(F.M.Babcock –1932)
Dilimler Modeli – Kuramı
(H.Hoyt –1939)
Çok Merkezli Gelişme Modeli – Kuramı
(R.D.McKenzie –1933 / C.D.Harris – E.L.Ullman –1945)
KENTSEL GELİŞME MODELLERİ
Lowry Modeli
(I.S.Lowry –1960)
Ulaşılabilirlik –Fırsat Modeli
(G.T.Lathrop – J.R.Hamburg –1965)
Mills’in Modeli
(E.S.Mills – 1961)
TOPRAK FİYATI VE KENT YAPISI MODELLERİ
L.Wingo Modeli
(London Wingo – 1961)
W.Alonso Modeli
(W.Alonso – 1960 )
Penn – Jersey Modeli
Dinamik Kentsel Toprak Fiyatı Gelişme Modeli
Sherman J. Maisel’in Modeli
(Sherman J.Maisel – 1963 )
Rene Mayer Modeli
(Rene Mayer - 1965 )
Wendt’in Modeli
(P.F.Wendt – 1957 )
Pöyhönen’in Modeli
(Penti Pöyhönen – Finlandiya – 1955 )
Salmela’nın Modeli
(Arto Salmela – Finlandiya – 1964 )
Burada, kentsel toprak kullanma – kentsel yapı çözümlemelerine fizik mekan açısından
ağırlıklı açıklama getiren ilk gruptaki 4 Model – Kuram incelenecektir. Bu model – şema ya
da kuramlar, kentsel toprak kullanma ve toprak (52) değerleri dokusunun – yapısının, zaman
içinde kent fizik mekanında gösterdikleri değişimleri ya da var olan kentlerin mekansal
yapılarını ve nasıl geliştiklerini açıklamak amacı ile geliştirilmiştir.
2.4.1
KENTSEL YAPI KURAMLARI
F.S.Chapin tarafından mekan organizasyon kavramları olarak tanımlanan (53) bu modeller,
ilk çalışmalar olup en yenisinin 1940 lı yıllarda ortaya konduğunu ve bu modellerden sonra
daha yeni ve çok yönlü – kapsamlı modeller geliştirildiğini bilmekteyiz. Geleneksel kuramlar
olarak da tanımlanmaktadır (54).
Bu ilk modeller temelde betimleyici (açıklayıcı – descriptive) olup, kent sosyolojisi, kent
ekolojisinden kaynaklanmaktadırlar. Bu kuramlarda varolan yapı, kendi kendine gelişme
süreci içinde, başka bir anlatımla, planlı gelişmeleri dikkate almadan incelenmektedir.
2.4.1.1
Eş Merkezli Çemberler Kuramı
(Concentric - Zone Model)
Sosyolog Ernest W. Burgess (1927) bu kuramı, Şikago kentsel gelişme alanı üzerinde
topladığı verilere dayanarak yaptığı çalışmaya temellendirmiştir (55).
Bu kuramda bir kentin belli başlı işlev alanlarının ya da toprak kullanma alanlarının kent
merkezinin çevresinde eş merkezli çemberler halinde yer aldığı ileri sürülmektedir. Şekil:
2.22-A’da bu çemberlerin hangi bölgeleri içerdiği belirlenmiştir.
Kuram, piyasa ekonomisinin geçerli olduğu bir toplumda, kent yapısını açıklamaya
çalışmaktadır. Ana ilke rant ya da konum rantı denen bir ekonomik olgudur. Ayrıca kentsel
toprak piyasasındaki yarışma ortamında çeşitli toprak kullanımları merkeze yakınlıklarının
sağlayacağı rant karşılığında ödemeyi göze alabilecekleri fiyatlara uygun olarak yerlerini alır
ve konumlanırlar. Bazen kullanımlar genellikle beraberce bir arada gruplanma eğilimindedir
(56).
Diğer bir anlatımla benzer ya da fonksiyonel- işlevsel olarak birbirleri ile ilişkili etkinlikler
(activities) kent merkezinden eşit uzaklıklarda konumlanacaklardır (57).
Şekil: 2.23’de 3 ayrı etkinliğin farklı rant ödeme güçleri ile merkezden dışarıya doğru
sıralanışları izlenmektedir.
Buna göre kent merkezinden uzaklaştıkça toprak ve yoğunluk değerleri düşer (58). Çünkü
kent merkezi en değerli ve talebi (isterleri) en yüksek, olan ekonomik eylemlerin yerleşme
alanıdır. Bundan sonraki çemberlerde yer alan kentsel alanlar, talebin yoğunluğu ve yaratılan
talebin ödeme gücüne bağımlı olarak biçimlenecektir (59).
Bu biçimlenmede, merkeze bitişik, geçiş halinde bulunan bölge ile işçilerin oturduğu bölge
yukarıda verilen toprak değerlerinin düşüşüne paradoks oluşturacak bir tutarsızlık
göstermektedir.
A
B
1
2
1
2
3
4
5
10
4
3
1 3
3
3
2
3
5
4
C
3
2
1
3
5
3
4
7
6
9
Şekil 2.22
8
Kentsel Büyümenin Yoğunluk – Alan İlişkileri
A Eşmerkezli B sektör – Dilimler C Çok merkezi gelişme kuramları
Kaynak
A.Pred, The Intrametropoliten Location of American Manifacturing, Annals of
the Association of American Geographers, s.54, 1964, s.80-165. / (anan.) Peter Haggett,
Andrew D.Cliff, Allan Frey, Locational Analysis in Human Geography, Locational Models,
Volume I, Edward Arnold, London, 1977,s.226.
Ruşen Keleşi işçilerin bu kesimde mülk sahibi olmadıkları, fakat mülk sahiplerinin
konutlarında yüksek kiralar ödeyerek işyerine yakın olma isteği ile zorunlu olarak oturdukları
gerçeğini vurgulamaktadır (60).
Eş merkezli çemberler, (61) kuramın gerçekten bir kuram olmadığı, ancak bir çok kentin
toprak kullanma örüntüsünü (land-use pattern) genel şekilde tanımlayan, genelleştirilmiş bir
şema olduğu öne sürülmektedir.
Gerçekten günümüzde eş merkezli çemberler kuramın öngörmediği nüfus ulaşım maliyetleri
ve diğer model parametrelerindeki değişmelerden kaynaklanan sorunların çözümlenmesinde,
modern mekansal modeller (modern spatial equilibrium models) yol gösterir (63).
Kent büyüdükçe, merkezden dışa doğru ekolojistlerin “işgal – yerine geçme” (invasion –
succession) ardıllığı (müteakip) olarak tanımladıkları süreçte bir bölgedeki toprak kullanım,
kendinden sonra gelen alanı işgal etmeye yönelecektir. Bu dalgalanma eğiliminin ilerleme
hızı, kentteki ekonomik gelişmeye ve nüfusun büyüme hızına bağlı kalacaktır. Kentsel
alanların nüfusu azaldıkça, dış alanlar hareketsiz kalma eğilimi gösterecekler, geçiş
bölgesinin (transitional area) merkeze bitişik parçası ise ticari konut yapılarını, barındıran bir
köhneme bölgesi (residential slum) olarak kalacaktır (64).
RANT
A
B
C
0
P
Q
UZAKLIK
R
TICARI
ALANLAR
SANAYI
ALANLARI
KONUT
ALANLARI
Şekil : 2.23
Bir Kentte Hipotetik Olarak Rant – Uzaklık İlişkileri
Kaynak:
W. Garrison, B.J.L.Berry, D.F.Marble, J.D.Nystuen and R.L.Morrill, Studies of
Highway Development and Geographic Change, Saattle – 1959, s.64 (anan.) Richard
J.Chorley and Peter Haggett, Socio-Economic Models in Geography, Open University Set
Book, Methuen and Co. Ltd. London, 1967,s.340.
Bu kurama ya da kavramsal şemaya aşağıda belirlenen çeşitli eleştiriler yapılmıştır.
Kentteki toprak kullanımı ana işlevsel bölgelerinin ve yıllar geçtikçe bunların nasıl değiştiğinin
kuramsal bir açıklaması olarak, bu yaklaşımın temel basitliği, çoğu kişiye çekici gelmesine
karşın (65) kentlerin bu denli düzenli bir gelişme göstermesi olanaklı görülmektedir. Feodal
yapıdan kalmış kentleri bir ölçüde açıklayabilir nitelikler taşımasına karşın günümüz kentleri
açıklamada yetersiz kalmaktadır (66).
Kenti donmuş ya da dondurulmuş kalıplar içine sokmaktadır. Sosyal sınıf ya da gelir
gruplarının mekanda bu denli dondurulmuş alanlar oluşturması günümüz kentlerinde pek
görülmemektedir (67).
Bir kentin topografik ve klimatik yapısı ve ulaşım sistemi eş merkezli çemberler düzenini
bozabilir (68).
2.4.1.2 Ulaşım Ağına Bağlı Eş Merkezli Gelişme Kuramı
(Axial development theory) ( 69 )
Bu kuram bir önceki eş merkezli çemberler kuramının merkezden dışa doğru gelişen
bölgeleri ile ulaşımı odak noktası alan, görüşün ortaya attığı belli bir ulaşım ağının üst üste
çakıştırılmasından oluşturulmuştur.
Babcock (1932) belirli bir ulaşım, sisteminde, ulaşılabilirliğin zaman maliyet ikilisinin ilişkileri
olarak düşünülebileceğini ve bunun da ulaşım aksları üzerinde, merkezden dışa doğru
Burgess’in tanımladığı bölgelerin değişik uzaklıklarda yer alacağını ve düzgün çemberlerin
ulaşım doğrultularına bağlı olarak yıldız şekline dönüşeceğini ileri sürmektedir (70).
Bu kuram, yıldız şeklindeki oluşumda ulaşım doğrultuları arasında kalan, bölge dışı alanların
ise ulaşım kolaylığı açısından kayıplarını, merkeze olan uzaklık ve zaman olarak yakınlıkları
ile kapatabileceğini ve gelişme göstereceğini öngörmektedir.
Babcock’un bu görüşü, Burgess’in eş merkezli çemberler kuramına, merkeze uzaklığın bazı
mekansal eşitsizliklerle anlam değiştirebileceğini benimsemekten öte bir yenilik
getiremediğinden çoğu yazarlar (71) bu kurama, tek başına bir kuram ya da model olarak,
toprak kullanma kentsel yapı modelleri arasında yer vermektedir.
2.4.1.3 Dilimler Kuramı (Sector, Model)
Dilimler Kuramı Burgess’in çalışmasını izleyen on yılın yani 1930’ların sonunda Hurd’un
Aksiyal gelişme kuramı (axial development theory) çalışmalarına temellendirilerek Homer
Hoyt (1939) tarafından geliştirilmiş bir betimleyici modeldir (72).
Amerika Birleşik Devletlerine 204 Kentsel yerleşmeden toplanmış olan bilgi üzerine
temellendirilmiş ve tümevarım yöntemi ile oluşturulmuştur. Bu modelin çıkış noktası ise
bundan önce tanımladığımız eş merkezli çemberler kuramının eleştirisidir (73). Hoyt’un konut
alanları üzerinde tümevarımcı yaklaşımla elde ettiği, bilgiler, toprak kullanma kalıplarının
belirlenmesi hakkında, modeli oluşturacak yeni ipuçları vermiş ve bu bulgularla Şekil 2.22
B’de verilen modeli geliştirmiştir.
H.Hoyt, Burgess’in eş merkezli çemberler kuramını bölge bölge eleştirerek bu bölgelerin
oluşturduğu modeldeki yeni konumlamalarını aşağıdaki şekilde tanımlamıştır. (74)
Merkezi iş alanı salt ticaret ve kültür merkezi değildir ve sınırları da eş merkezli çemberler
modelindeki gibi kesin değildir. Merkezi iş alanlarından dışa doğru ticaretin, ana ulaşım
aksları boyunca büyümesi söz konusudur.
Toptancı ticaret bölgesi çoğu zaman merkezi iş alanının tamamını çevrelemez.
Sanayi alanları kentin çevresinde kalma eğilimindedir. Buralarda karayollarını, akarsu
vadilerini, deniz kıyılarını izler. Sanayi alanlarına yerleşim biçimi genellikle eş merkezli
çemberler kuramından önemli ölçülerde ayrılıklar gösterir.
Çalışanların (işçilerin) konutlarında merkezi iş alanını çevreleme eğilimi yoktur.
Yüksek nitelikli (standartlı) konut alanları kimi zaman merkezi iş alanına bitişik olarak yer
almaktadır.
Yeni göç edenlerin oturduğu (uzerişim bölgesi – commuters zone) bölge eş merkezli
çemberler modelinde tanımlanan homogen – türdeş niteliklere sahip değildir. Bu bölgede
değişik toplumsal gruplar yer almaktadır.
Bu eleştiriler ışığında, dilimler kuramı ulaşımın kent formunu belirleyici önemli bir etken
olduğunu kabul etmektedir ve ulaşım akslarının geçtikleri yerde, kenti o yöne doğru
geliştireceğini vurgulamaktadır. Bu gelişmeler de genellikle orta ve yüksek gelirli toplumsal
katmanlar, toprak değerlerini ödeyebilme güçleri nedeni ile önderlik etmektedirler. Ayrıca
daha önce vurgulandığı gibi ulaşım merkezi gelişme yönünü belirlemekte ve gelir gruplarına
göre kentlinin yerleşme tercihlerini oluşturmaktadır (75). Bu görüşler ışığında, bir anlamda bir
ulaşım –toprak kullanım modeli oluşturulmaya çalışılmıştır (76).
H.Hoyt temelde kent mekanını 5 dilime ayırmaktadır. Şekil: 2.22 B Bu dilimler kentin çeşitli
işlevlerinin yer aldığı alanları – sektörleri niteliğindedir. Kurama göre farklı gelir dilimlerinde
ve farklı toplumsal katmanlardaki gruplar farklı bölgelerde oturmaktır. Gelirlerinde olabilecek
yükselme ile de aynı dilim içinde merkezden çevreye doğru hareket etmektedirler (77).
Şekil: 2.24’de 1900-1936 yılları arasında 6 Amerikan kentinde, konut alanlarındaki yer
değiştirme eğilimleri izlenmektedir.
Bu model, kenti eş merkezli çemberler yerine, sektörlerin örüntüsüne uyma eğilimindeki rant
alanları olarak algılamaktadır. Bu rant alanları birbirlerinden ortalama rant düzeyleri ile
ayrılmaktadır. H.Hoyt, yüksek, orta ve alçak rant alanları olmak üzere üç tür alan
belirlemektedir (78).
Şekil: 2.25’de 6 Amerikan kentinde kuramsal olarak saptanan rant alanları verilmiştir. Bir
kentteki yüksek rant alanları bir ya da iki dilimde konumlanma eğilimindedir. Bu yüksek rant
alanlarından her doğrultuya doğru derece derece rant değerlerinde düşüş görülmektedir.
Orta düzeydeki rant alanları ise yüksek rant alanlarına bir ya da iki kenarından bitişik
durumdadır ve yüksek rant alanları ile aynı dilimde konumlanma eğilimindedir (79).
Şekil 2.24
1900-1936 Yılları Arasında 6 Amerikan Kentinde Üst Gelir Gruplarının Tercih Ettiği
Konut Alanlarının Konumundaki Yer Değişirmeler. (Boston 2002 Hava Fotografi)
Kaynak The Structure and growth of residential Neighborhoods in American Cities,
U.S.Federal Housing, Administration, Washington, D.C. 1939, (anan.) R.E., Murphy, The
American City an Urban Geography, Mc Graw – Hill Book Company, New York, 1966, s.213.
Topraktan yararlanma biçimlerinin temel düzenindeki değişmeleri ve özellikle az gelişmiş
ülkelerdeki kent yapılarını, eş merkezli çemberler kuramından daha iyi açıklaması
bakımından dikkate değer görülmektedir (80).
Şekil 2.25
6 Amerikan Kentinde Rant Alanlarının Mekansal Dağılımının Kuramsal Örüntüsü.
Kaynak
The Structure and growth of residential Neighborhoods in American
Cities,M.S.Federal Housing, Administration, Washington, D.C. 1939, (anan.) R.E., Murphy,
The American City an Urban Geography, Mc Graw – Hill Book Company, New York, 1966,
s.212.
Hoyt’un nu kuramı ile ilgili önemli eleştiriler aşağıda sıralanmaktadır.
Dilimler Kuramı toplu8msal sınıfların yapısını gereksiz yere basite indirgemekte ya da belirli
kalıplara sokmaktadır (81). Her ne kadar insanların mekan tercihleri gelirleri ile mekanın fiyatı
arasındaki ilişkiye bağımlı ise de diğer toplumsal ve ekonomik nedenlerle sınıfların iç içe
bulunmaları, ya da yan yana olmaları olasıdır(82).
Bu model 19. Yüzyıl liberalizminin egemen olduğu bir konut düzenini veri olarak almakta,
yerinden yönetim kurallarını ve planlama kararlarını da hesaba katmamaktadır (83).
2.4.1.4 Çok Merkezli Gelişme Kuramı (Multiple – nuclei model)
İlk kez Mc Kenzie tarafından önerilen bu kuram, toprak kullanım örüntülerinin
belirlenmesinde bundan önce incelenen iki kuramdaki yerleşmenin tek merkez etrafında
toplanması yerine çoklu merkezler dizisi çevresinde yer alma gözlemi üzerine geliştirilmiştir
(84).
1940 larda Kentlerin doğası (The nature of cities) üzerine yazdıkları bir yazı da bu kavramı
genişleten Harris ve Ullman (1945) zaman zaman bunların metropoliten bölgeden
kaynaklanan, birbirlerinden ayırt edilebilir merkezler olduklarını, büyüme aralarındaki bölgeyi
doldurdukça, hala merkez olarak varlıklarını sürdürdüklerini ve bazen kentleşme arttıkça yeni
merkezler olarak ortaya çıktıklarını gözlemlediklerini belirtmektedir (85).
Böyle bir olgunun ortaya çıkışını açıklayan 4 etken tanımlamışlardır (86).
Bazı tür etkinliklerinin birbirlerine bağlı oldukları ve birbirleriyle yakın fiziksel uzaklık içinde
bulunmaya duydukları gereksinmeler,
Bazı tür etkinliklerin bir araya gelmeleri her biri için daha karlı olacağından, kümeler
oluşturmaya duydukları doğal eğilimleri, (bu olgu, alışveriş merkezlerinde, bir dereceye kadar
tıbbi merkezlerde ve kentin dışında kalan büro yapılarında görülmektedir.) birbirleriyle mal
ilişkisi içinde olan, ticaret – depolama, sanayi yan kuruluşları, sanayi – sanayi ilişkileri gibi dış
ekonomileri yaratan ilişkiler, rantı ödeyebilme koşulları ile birlikte bulunma eğilimi
göstermektedirler (87).
Birbirlerine hiçbir belirli yakınlığı olmayan ama ortaya çıkardıkları trafik nedeniyle,
gerektirdikleri geniş demiryolu ve kamyon yükleme – boşaltma tesisleri vb. gibi başka çeşit
kullanımlar için uygun olmayan merkezlerin ortaya çıkması.
Çekirdekleşme süresi içindeki kullanımları kendine çekme veya itme etkisi olan yüksek
toprak maliyetleri faktörleri,
Bu kuram sanayi kentinden metropoliten kente geçiş aşamasını açıklayan bir model olarak
da görülmektedir (88).
Çok merkezli gelişme kuramında toprak rantının, mekanda yer alan ekonomik etkinlikleri
yönlendirdiği ve bu ilkeye bağlı olarak da talep fonksiyonuna göre kent mekanında birden
fazla belirli uzmanlaşma düzeylerinde merkezlerin yer alabileceği, toprak rantının konut
alanları yer seçiminde tercihleri yönlendirdiği, görüşleri yer almaktadır (89).
Şekil:2.22 C’den de görüleceği üzere bu kurama göre kent fizik mekanı 9 bölgeden
oluşmaktadır. Ancak Amerikan şehirleri için 5 genellenmiş bölge tanımlanmaktadır (90).
Merkezi iş alanı.
Ulaşım kolaylıklarının ayrı olarak odaklandığı alanın yanında toptancılık ve hafif imalat
sanayi.
Şimdiki ya da gelecekteki kentin dış kenarlarına yakın ağır sanayi bölgesi.
Çeşitli farklılaşmış konut bölgeleri
Kent çevresinde yatakhane kent (yatı kent)
Bu kuramın da kendine özgü eleştirilecek yanları bulunmaktadır. Ancak diğer iki kuramdan
daha gelişmiş olarak metropoliten alanla ilgili bazı gerçekleri ortaya koymaktadır.
Bütün olumlu yanlarına karşın kuram ampirik araştırmalarla desteklenmemiştir (91). Kentsel
toprak kullanım kuramı olabilmesi için Hoyt tarafından yürütülen deneysel araştırmalar
niteliğinde çalışmalara dayandırılarak daha açık ve ayrıntılı hale getirilmesi gerekmektedir
(92).
Değişimin dinamiğini ve yapısını açıklayan etkenler arasında da daha belirgin, açık bir
ayırıma gereksinme duyulmaktadır (93).
Yeni çekirdeklerin kentsel mekanın neresinde ve nasıl ortaya çıkacağı, oluşacağı hakkındaki
koşulların belirlenmesi gerekmektedir (94).
3 BÖLÜM
KENTBİLİM VE PLANLAMA KAVRAMSAL DİZİNİNDE
TOPRAK KULLANIM (LAND USE) ÖLÇÜTÜ OLARAK
YOĞUNLUK VE TÜREVLERİ
Yoğunluklar ve diğer yoğunluk kavramlarını (türevlerini) etkileyen ya da açan, destekleyen
toprak kullanım ölçütlerini genelde 2 başlık altında toplamak olanaklıdır (1).
Demografik toprak kullanım ölçütleri (yoğunluklar-donatım ölçütleri)
Nüfus (insan) – toprak ilişkisi
Nüfus (insan) – bina (yapı) ilişkisi
Yapısal toprak kullanım ölçütleri (yoğunluklar-katsayılar)
Bina (yapı) –toprak ilişkisi
Çok çeşitli gruplamalar yapılmış olmasına karşın ilişkide olan ögelerin özellikleri gereği
yukarıda verilen sıralama, toprağı çoklu düzlemlerle yoğun bir biçimde kullanmada,
çözümleme ve planlama çalışmaları için daha dizgesel bir dizin oluşturacaktır.
Değişik yazarlar (2) tarafından çeşitli sıralamalarla tanımlamaya çalışılan nüfus yoğunluğu ve
türevleri incelendiğinde, yukarıda gruplanan ilişkileri içerdiği görülmektedir.
3.1
3.1.1
DEMOGRAFİK YOĞUNLUKLAR
Nüfus (İnsan) – Toprak İlişkileri
Genel olarak nüfusa bağlı toprak ilişkilerinin ölçümlemesine dayanan ölçütleri iki alt başlık
altında toplamak olanak içinde görülmektedir.
Birim Alanda yaşayan ya da çalışan (eylemlerde bulunan) nüfus (insan sayısı) YOĞUNLUK
KAVRAMI (nüfus – işgücünün alandaki türdeş (homogen) dağılımı)
Kişi başına düşen alan (işlevsel eylem alanı) TOPRAK KULLANIM BİRİM ÖLÇÜTLERİ –
DONATIMLAR (kişi için gerekli olan birim toprak kullanma ölçütleri)
3.1.1.1 Yoğunluk Kavramı - Yoğunluklar
Genel olarak bu ilişkiler grubunda belirlenecek alanda ya da alt alanlarda yaşamakta olan
nüfusun toprak üzerinde yarattığı yoğunluklar (yığılma oranları) ortaya konmaktadır. Kent
bilim ve planlama kavramsal dizininde nüfus yoğunluğu olarak tanımlanmaktadır. Ancak bu
temel tanımlama ya da yoğunluk türü önüne getirilecek çeşitli nitelemeleri ölçümlenmesi
istene alanın büyüklüğüne, kapsadığı toprak kullanma temellerine ve diğer özelliklere ya da
planlamada amaçlanan ayrıntılara bağlı olarak değişik şekillerde kullanılmaktadır.
Nüfus Yoğunluğu =
Nüfus
= kişi / km2 , kişi / ha.
Alan(km 2 )(ha.)
Geçerli olan formül nüfusun alana oranı olduğuna göre yukarıda da izlendiği gibi yoğunluk
kavramının önüne takılan nitelemeler, ölçümün hangi alanlarda ya da hangi yerleşme
birimlerinde yapıldığını belirlemektedir. Daha önceki başlıkta yoğunluk kademelenmesi
çizelgesinde verilen yerleşmeler kademelenmesine göre, örneğin konut alanlarında, brüt-net
ilişkileri istenilen alanların hesap dışı tutulması yolu ile Katkılı (brüt)-1, Katkılı (brüt)2,.....,Katkısız(net) konut alanı yoğunlukları elde edilebilir.
Matemetik anlatımında kavramın uygulandığı yerleşme kademelenmesindeki yerine bağımlı
olarak, kullanılan alan birimi coğrafik nüfus yoğunluğu ölçütlerinde ve ülke, bölge planlama
çalışmalarında km2, kent planlama çalışmalarında ise hektardır.
Bölge planlama çalışmalarında 3 değişik niteleme ile kullanılmaktadır.
Nüfus
= kişi / km2 (yönetim birimi)
2
Alan(km )
Global (nüfus) Yoğunluk =
Kırsal (nüfus) Yoğunluk =
Nüfus
= kişi / km2 (yönetim birimi)
2
Alan(km )
Kentsel (nüfus) Yoğunluk =
Nüfus
= kişi / km2 (yönetim birimi)
Alan(km 2 )
Bu yoğunluklar, coğrafik ya da planlama birimi olarak saptanan bir bölgede ve alt yönetim
birimlerinde, “Global Yoğunluk”la kırsal ve kentsel toplam nüfusun, “Kırsal Yoğunluk”la kırsal
nüfusun, “Kentsel Yoğunluk”la kentsel nüfusun yığılma oranlarını belirlemektedir.
Genel yapısı ile katkılı (Gross-Brüt) yoğunluklar olup alandaki yığılmanın homojen dağılımını
vermekte, ele alınan coğrafik mekan içindeki yönetim birimlerinin alanına, yerleşmelerin
gruplaşmalarına nicelik ve niteliklerine, sosyo ekonomik yapılarına göre, yerleşme birimlerini
karşılaştırmalı olarak çözümlemeye yaramaktadır. Bu yoğunluklar bölge ya da yönetim birim
ölçeğinde hesaplandığı için yerleşik alanlar dışındaki tüm alanları da (tarım, orman, göl, vb.)
içermektedir.
Metropoliten Alan-Kentsel Yoğunluk Bölgeleri ve kent Planlama çalışmalarında nüfus
yoğunluğu 2 ana başlıkta ele alınabilir.
Genel Yoğunluklar
İşlev Alanlarındaki Yoğunluklar
Konut Alanlarında
Çalışma Alanlarında
A.
Genel Yoğunluklar
Her kentin il ölçeğinden başlayan merkez ilçe ve belediye ölçeğine inen, bir yönetimsel
bölüntüsü ve planlama ile ilgili komşu (mücavir) alan, kent (imar) planlama ve yerleşme alanı
(iskan) bulunmaktadır.
Merkez ilçe kentsel yoğunluk bölgesi ya da metropoliten alan sınırları içinde, kentsel
yerleşme nüfusunun, yığılma oranı istendiğinde, aşağıda tanımlanan matematik anlatım,
Nüfus
Alan(hektar )
Katkılı (Gross-Brüt) Nüfus Yoğunluk =
Kentsel yerleşme, (iskan) sınırları içindeki yığılma oranları istendiğinde, aşağıda tanımlanan
matematik anlatım,
Yerleşme Yoğunluğu (3) =
Nüfus
Alan (hektar) (Yerleşme Sınırı içi)
kullanılmaktadır.
Burada yerleşme alanı, yapılaşmış ya da yapılaşması öngörülen alan (parsellenmiş boş
alanlar) yol alanları, yeşil alanlar, resmi yapıya ait alanlar, ticaret, sanayi ve eğitim alanlarını,
özetle kentin kentsel yoğunluk bölgesinin kullanımında olan tüm işlev alanlarını
kapsamaktadır. Bu nedenle yerleşme yoğunluğu, kentsel etkilerin geçtiği tüm alanda
yaşayanların yığılma oranını vermektedir. Bu duruma benzer nüfuslu yerleşmelerde fizik
mekanın çeşitli nedenlerle farklılaşması ile değişik oranlarda karşımıza çıkmaktadır. Çoklu
işlev alanlarını kapsadığı için bu yoğunluk katkılı (gross-brüt) ölçüt olarak kullanılmaktadır.
Genellikle bu ölçütlerde yerleşik nüfus, (4) ölçümlemeye temel oluşturmaktadır. Ancak böyle
bir brüt ölçümleme günü birliğine ya da belirli mevsimlerde çalışmaya ya da konaklamaya
gelen kentsel mekanı kullanan nüfusu içermemektedir.
Oysa yerleşmelerin sınıflandırılmasında bu tür kullanımlardan doğan yoğunluklarda önem
taşımaktadır (5).
Yerleşmelerin (kırsal ya da kentsel) planlama çalışmalarında, toprak kullanım kararlarına
göre nüfusun alanlardaki dağılımını kontrol edebilecek nitelikteki yoğunluklar konut alanı
katkısız net ve katkılı brüt yoğunlukları olabilmekte, ancak yerleşmede yaşaması düşünülen
toplam nüfusun donatım alanlarının, yeterli olup olmadığının kıyaslama ile saptanması için
“Yerleşme” ya da “Yerleşik Alan” yoğunluğunun kullanılması daha uygun olmaktadır.
B. İşlev Alanlarındaki Yoğunluklar
Konut Alanlarında Yoğunluk Kavramları
Kent bilim ve planlama kavramsal dizininde, en çok kullanılan , ve planlamada toprak
kullanım kararlarının verilmesinde etken olan ölçüt “Konut Alanları Yoğunluğu”dur. Eski adı
ile ikamet ya da iskan yoğunluğu olan (6) bu ölçütte, yerleşik alan nüfusu, başka bir deyimle
konut alanlarında yaşayan nüfus-gece nüfusu yoğunluğunun saptanmasında temel
oluşturmaktadır. Ölçüm alanı ise istenen ayrıntıya göre seçilir ve bu alanların niteliğine göre
de değişik tanımlamalarla kullanılmaktadır.
Kapsamlı Konut Alanları Yoğunluğu =
Nüfus
Alan(hektar )
(Overall residential Density) (7)
(İkamet ya da İskan Yoğunluğu) (8)
(Yerleşik Alan Yoğunluğu)
Bu yoğunluk ölçütü kentsel alana bir bütün olarak uygulanmakta, kentin konut alanlarındaki
nüfusun -yerleşik nüfusun- sanayi ve bütün kamu açık alanlarını, bütün okulları ve diğer
bütün kentsel kullanımları içeren ve hektar cinsinden ölçümlenen alana oranı olarak
hesaplanmaktadır. Geliştirilmemiş ve tarımsal topraklar bu alana dahil edilmemektedir.
Genellikle İngiltere’de yerel planlama amaçları için kullanılmayan bu yoğunluk türü, daha çok
bir kentin gelişme yoğunluğunun diğer bir kentle karşılaştırılabilmesi için bölge ve ulusal
planlamada büyük bir önem taşımaktadır (9).
Katkılı (brüt) Konut Alanları Yoğunluğu =
Nüfus
Alan(hektar )
(Gross-Residential Density) (10)
(Brüt İkamet Yoğunluğu) (11)
(Gross Density) (10)
Kentbilim terimleri sözlüğünde (12) barınma yoğunluğu belli bir oturma (iskan) biriminde
genellikle bir konutta, odada ya da oturma bölgesinde yaşayan hektar başına kişi ya da
oturma bölgesinde yaşayan hektar başına kişi yada konut birimi sayısı olarak
tanımlanmaktadır. Ancak ülkemiz planlama kavramsal dizininde bir odada yaşayan kişi oranı
barınma yoğunluğu deyimi ile tanımlanmadığından bu niteleme yerine Konut Alanları
Yoğunluğu daha uygun görülmektedir. Ülkemizde kent planlama çalışmalarında kent
bütününde ya da komşuluk birimi ölçeğinde toprak kullanma kontrol ölçütü olarak Katkısız
(Net) konut alanları yoğunluğu ile birlikte yaygın bir biçimde yaygın kullanılmaktadır. Bu
yoğunluk kavramında Katkılı (Brüt) konut alanının tanımı önem kazanmaktadır.
İngiliz planlama kavramsal dizininde (13) bu yoğunluk ölçütü bir komşuluk biriminin tüm
alanında ya da gelişme planında Katkılı Konut Alanını (Gross Residential Areas) olarak
tanımlanan alana uygulanmaktadır. Bu plan konutlar ve bahçelerini, yolları, yerel dükkanları
ilk okulları ve bütün açık alanları (open spaces) içermektedir. Sanayi alanlarını, ortaokul, lise,
kent parkı ve kent merkezi gibi diğer bütün kentsel kullanımlar dışında bırakılmaktadır.
Gelişmenin kontrolü için kullanılmaz, ancak hangi alanlarda yüksek ya da alçak yoğunlukların
yer alabileceğini tanımlayan gelişme planlarının hazırlanmasında önem taşımaktadır.
Ülkemizde bu konuda kargaşa söz konusudur. Katkılı Konut Alanı Yoğunluğunun
ölçümlendiği alanın kapsamı, hakkında değişik kabuller ve görüşler bulunmaktadır. Bunların
aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz.
Katkılı (Brüt) Konut Alanı:
Tüm konut yapılarının parsel alanlarını, yol alanlarını, yeşil alanları vb. tüm diğer donatım
alanlarını (14)
Alan bütünü için tüm kullanım alanlarını (15)
Konut yapı adalarını, yolları, ilkokul ve yeşil alanları (konutla ilgili)
Ve diğer bileşimleri (16) içermektedir.
Gerçekten bu kavram kargaşası, toprak kullanmanın kent planları yolu ile kontrol
edilmesinde, farklı davranışları ve farklı sonuçları ortaya çıkarmakta ve bu farklılaşma Ana
Plan (Nazım Plan) dan uygulama planına ve yönetmeliklerle uygulamaya değin toprak
kullanım kararlarının, planlama stratejilerinin değişmesine neden olacak ölçülere
varmaktadır.
Deneyimlerimiz sonucu, görüşümüz bu alanın konut dışındaki tüm kullanım alanlarındaki
değişmelerin etkisinin en aza indirilebilmesi açısından, ilkokul yerleşme biriminin
kapsayacağı kullanımları içermesi doğrultusundadır.
Daha açık bir anlatımla, ülkemiz bakımından planlama-uygulama ikilisinde, konut alanları
dışındaki kullanımların, gerçekleşebilmesi olasılıklarının zayıflığı nedeni ile ana plan
kararlarının çok büyük ölçülerde sapmasını önlemek açısından, nüfus dağılımının ilkokul
yerleşme biriminin içerdiği donatımları kapsar nitelikte yapılması uygun olacaktır.
Katkısıız (Net) Konut Alanları Yoğunluğu =
Nüfus
Alan(hektar )
(Net Residential Density) (17)
(Net İkamet Yoğunluğu) (18)
(Oturma Yoğunluğu) (19)
(Net Density) (20)
Kent bilim terimleri sözlüğünde (21) Katkısız Oturma Yoğunluğu (Net Residential Density)
“Nüfusun oda ya da Konut birim sayısının katkısız oturma alanı yüzölçümüne oranı” şeklinde
tanımlanmaktadır. Yine dil-birliği açısından oturma yoğunluğu yerine katkısız konut alanları
yoğunluğu deyimi daha açıklayıcı nitelikte görülmektedir.
Ülkemizde kentbilim ve planlama kavramsal dizininde tartışmasız bir biçimde tüm ilgililer
tarafından kabul gören katkısız konut alanının kapsamı, konut yapılarının oturduğu parseller
toplamıdır. Tek işlev alanındaki toprak kullanımını kontrol eden bu yoğunluk kavramı 1/1000
ölçekli imar uygulama (düzen tasar) planlarında, 1/25.000-1/5.000 ölçekli ana imar
planlarındaki, (ana düzen tasar) katkılı konut alanları yoğunluklarına bağımlı olarak
kullanılmaktadır. Gelişmenin kontrolü için en önemli temeli oluşturmaktadır.
İngiliz kentbilim ve planlama kavramsal dizininde bu yoğunluk ölçütünün uygulandığı alankatkısız (net) alanı-konut ve bahçelerin toprak kullanma ölçütleri açısından gerekli olmayan
ancak konutun özel olarak kullandığı yeşil alanları ve genişliği 6 metreyi geçmeyen yolların
yarısını kapsamaktadır(22)
Ülkemizde çok seyrek olmakla birlikte gelişmeyi kontrol etmede bu tür yoğunluk kavramı
kullanılmaktadır (23).
Çalışma Alanlarında Yoğunluk Kavramları
Kentsel alanlarda ya da metropoliten kentsel yoğunluk bölgelerinde 2 temel çalışma
alanından söz edilebilir.
Merkezi İş Alanları (Ticaret (büro) Hizmetler – 3. Sektör)
Sanayi (İşleyim) Alanları (2.Sektör)
,
Yaygın bir biçimde kullanılmamakla birlikte Merkezi İş Alanlarında, sanayi alanlarında
kullanılan çalışanların adı geçen alanlardaki yığılma oranlarını tanımlayan yoğunluk
kavramları geliştirilmiştir.
Sanayi alanlarında, (24) ya da Ticaret- Hizmet alanlarında,
Çalışma Alanları Yoğunluğu =
Çalışan
Alan (hektar)
Bu matematik anlatımda çalışma alanının tanımı katkılı (brüt) ya da katkısız (net)
olabilmektedir. Katkılı (brüt) çalışma alanı, çalışma işlevinin yerine getirildiği yapı ya da yapı
gruplarının oturduğu parsel ya da parsellerin toplamı, bu parsellere hizmet eden yoları ve
yine bu işleve hizmet eden donatım alanlarını, katkısız (net) çalışma alanı ise yalnızca
çalışma işlevinin yerine getirildiği yapı ya da yapı gruplarının oturduğu parsel ya da
parsellerin toplam alanını kapsamaktadır. Bu iki tür alanda yapılacak ölçümlenmelerle katkılı
(brüt) Çalışma Alanı Yoğunluğu ve Katkısız (net) Çalışma Alanı Yoğunluğu Kavramları
oluşturulabilir. Kent merkezlerinde ayrıca, bu alanda çalışmayan ancak merkezi belirli
sürelerde kullanılan ziyaretçi (alışverişe gelen, kültürel etkinliklere katılanlar, yönetimle
ilişkileri olanlar vb.) yoğunluklarından söz edilmektedir (25). Ancak ölçümlenmesi, ülkemiz
koşullarında, oldukça güç bir kavramdır.
3.1.1.2 Donatımlar –Toprak Kullanma Birim Ölçütleri (Standartlar)
Kentsel yerleşmelerde, kentsel işlevlerin oluşturduğu eylemlerin gereksinme duydukları ve
her işlevsel eylemin özelliğine bağlı büyüklükleri içeren ölçütlerdir. Bu ölçütler, yoğunluk
kavramında olduğu gibi yerleşme de yaşayan toplumun, toplumsal-ekonomik-kültürel vb.
gelişmişlik düzeylerine ve yerleşmelerin aşama sıralarına (hiyerarşi) koşut büyüklükler ve
çeşitlenmeler göstermektedir.
Bu ölçütler, kentsel alanların fiziki oluşumunu kontrol etmek, kentsel alan gereksinmelerini
karşılamak ve güvenlik, sağlık, refah, rahatlık, verimlilik gibi insanı doğrudan ilgilendiren
olguları sağlamak, amacı ile düzenlenmekte ve geliştirilmektedir.
Ancak günümüzde var olan ölçütlerin geniş kapsamlı ya da tanımlanabilir (definitive) kesin bir
dizinin oluşturulamaması kaynakların çeşitliliğinden ortaya çıkmaktadır (26).
Bu çalışma kapsamında kentsel toprak kullanım türlerinin ölçütlerini tanımlamakla
yetinilecektir.
Genel matematik anlatımı aşağıdaki şekilde tanımlanmaktadır.
S nk =1 TKk =
S nk =1 Ak
= m2/kişi
N
Burada, notasyonlar aşağıdaki terimlerin karşılığı olarak kullanılmıştır.
TK
A
N
K
=
=
=
=
Toprak kullanma ölçütü – m2/kişi
Toprak kullanım alanları
Yerleşik alan nüfusu
1,n-e kadar toprak kullanma türleri
(konut,eğitim, ticaret, hizmetler, sağlık, yollar vb.)
Bu formülasyonda yerleşmede yaşayan nüfus (kişi) başına düşen toprak kullanma türleri,
başka bir deyimle işlev alanlarının her biri ölçümlenmekte ve bunların toplamı da kişi başına
düşen yerleşik alan ölçütünü oluşturmaktadır.
Bundan önce ayrıntılı bir biçimde incelediğimiz yoğunluk kavramı ile koşutluk kurabilmek için
bu ölçütleri de 2 gruba ayıracağız.
Konut Alanı Kullanımları
Konut Dışı Alan Kullanımları
(Konut alanı dışında, yollar, eğitim, kültür, ticaret, sanayi, sağlık vb. kullanımlar)
Konut Alanı Kullanımlarında Donatım Ölçütleri
Konut Alanlarında toprak kullanım ölçütü katkısız konut alanı üzerinden-toplam parsel
alanları hesaplanmaktadır. Buna göre, Konut Alanı Kullanımı
TKkon =
Akon
= m2 / kişi
N
olarak formüle edilmektedir.
Matematik anlatımdaki notasyonlar aşağıdaki şekilde tanımlanmaktadır.
Konut alanı kullanım ölçütü m2/ kişi
TKkon =
=
Toplam katkısız konut alanları (m2) (parsel alanları toplamı)
Akon
N
=
Yerleşik alan nüfusu
Bu ölçüt kentbilim ve planlama kavramsal dizininde konut alanlarının büyüklüğünü
saptamada ya da planlama,konut alanı için duyulan gereksinmenin alt ya da üst sınırlarını
elde etmede, ülkemizde ve diğer ülkelerde çok değişik büyüklüklerde kullanılmaktadır (27).
Konut Alanı Dışı Kullanımlarda Donatım Ölçütleri
Konut alanı dışı kullanımların matematik anlatımı aşağıdaki şekilde verilmektedir.
TKkd =
Akd
= m2 / kişi
N
Burada notasyonlar,
(kd) türde konut dışı kullanım ölçütleri = m2/ kişi
TKkd =
Akd
=
(kd) türde kullanım alanları (m2)
N
=
Yerleşik alan nüfusu
olarak tanımlanmaktadır.
Bu toprak kullanım ölçütleri konut alanları dışındaki tüm kentsel işlev alanlarını
kapsamaktadır. Bu ölçütlerin ayrıntıları çalışmanın içeriği dışına çıktığından burada yalnızca
ana başlıklar verilecektir.
Merkez
Ticaret
Yönetim tesisleri
Sosyal Tesisler (dini, kültürel, sağlık vb.)
Eğitim tesisleri
Sanayi
Yeşil alanlar
Yollar
Teknik servisler
Vb. gibi.
Doğal olarak ana başlıkları verilen toprak kullanımları, ayrıntılı alt başlıkları da içermektedir
(28).
Nüfus (insan) toprak ilişkisinden oluşan, kent fizik mekanını şekillendirmede kullanılan bu
ölçütler, tek başlarına kullanıldıklarında yoğunluklar; plan kararlarının ve toprak kullanma
kararlarının verilmesinde nüfus ve işgücünün mekana dağıtılmasında ve işlevsel eylemlerin
yer alacağı yapıların boyutlarının saptanmasında etken olmamakta, donatım ölçütleri ise
nüfus ve işgücü büyüklüklerine göre alan gereksinmesini hesaplamadan öteye
gidememektedir. Daha açık bir anlatımla nüfus ve işgücü sayıları saptanmış bir kentte bu
sayıların alanda hangi oranlarda yer alması gerektiğini ortaya koyabilen, insan-toprak
ilişkisini veren yoğunluk ve donatım ölçütleri, bu nüfusun ve işgücünün – insan (nüfus), bina
ilişkisinin – fizik mekanda hangi oranlarda yapılaşma ile kurulabileceği konusunda açıklayıcı
olamamaktadır.
Bu nedenlerle yerleşmedeki mülkiyet deseni yapı tipolojileri, konut tipleri, parsel büyüklükleri,
konut büyüklükleri, kat adetleri, yol genişlikleri, vb. gibi fizik mekan örüntüsünü oluşturan
bileşenler daha açıklayıcı, sınırlayıcı, yönlendirici, ayrıntıda bir takım ölçütlere gereksinme
doğurmaktadır
3.1.2
Nüfus (İnsan) – Bina (Yapı) İlişkileri
Bu başlık altında tanımlamaları yapılacak olan ölçütleri ile yapılaşma arasındaki bağlantıyı
kuracaktır.
Bu ölçütler de 2 grupta incelenecektir:
Konut Alanları ile İlgili Ölçütler
Diğer Kentsel İşlev Alanları İle İlgili Ölçütler
Konut Alanları ile İlgili Ölçütler
Konut alanları yoğunluk ve donatım ölçütleri ile bağlantılı bir şekilde kullanılacak
tanımlamalar sırası ile şunlardır.
Barınma Büyüklüğü=
Yerleşik Nüfus
Birim Konut Sayısı
= Kişi/ birim konut
(Barınma Kat Sayısı) (29)
(Oturma Adedi) (30)
(İkamet Adedi, Aile Büyüklüğü) (31)
(Occupancy Rate) (32)
Birim konut terimi ile bağımsız kullanılan ev ya da çok aileli konutlarda (apartmanlarda) kat
konut (daire) tanımlanmaktadır. Bu matematik anlatım, birim konutta yaşayan ev halkı
büyüklüğünü vermektedir. Birim konut büyüklüğü ile ilişki kurulduğunda, kişi başına düşen
birim konut alanı saptanabilir, Ülkemizde tek başına toprak kullanım ölçütü olarak
kullanılmamaktadır. Çözümleme çalışmalarında daha yaygın bir kullanma alanı bulmuş olan
barınma yoğunluğu, yaşanabilir – oturulabilir (habitable rooms) bir oda da barınan kişi sayısı
olarak tanımlanmaktadır.
= kişi/oda
Yerleşik Nüfus
Yaşanabilir Oda Sayısı
Bu ölçütte ülkemiz koşullarında konut birimlerinin özellikleri, büyüklükleri ve mekansal
içeriklerinin bilinmesi nedeni ile bu konuda bilgi toplanmış yerleşmelerin birbirleri ile
karşılaştırılmalarından öteye gidememektedir.
Barınma Yoğunluğu (33) =
Bu ölçüt aile başına düşen oda sayısı olarak da tanımlanmaktadır (34).
Oda büyüklükleri bilindiğinde barınma yoğunluğu, kişi başına düşen oda alanı olarak daha
anlamlı bir şekilde değerlendirilebilir.
Konut stokunun nitelik ve nicelik bakımından yeterli ya da yetersiz olarak
değerlendirilmesinde göstergelerden biri barınma yoğunluğu ölçütüdür. Oda başına düşen
kişi sayısı (nüfus) yüksek ise, kişi başına düşen birim konut döşeme alanı düşük ise konut
biriminde sağlık koşullarının bozuk ve konutlarda aşırı sıkıştırma olduğu söylenebilir (35).
Birim Konut Kat (Döşeme) Alanı (BDA) =
Kat Alanları Toplamı (TDA) (m2)
Konut Yapılarında Oturan Nüfus (TNUFS)
Bu formülasyonda nüfus terimi yerine aile sayısı alındığında aile başına düşen birim konut
alanı büyüklüğü bulunabilir. Aile büyüklüğüne bağlı konut birimi büyüklüklerinin bulunması da
oldukça önemli bir ölçüttür (36).
Bina Taban Alanı Toplamı (TTA) (m2)
Konut Yapılarında Oturan Nüfus (TNUFS)
Birim Konut Taban Alanı (BTA) =
Her iki ölçüt konut alanlarında yer alacak nüfusun ne tür bir yapılaşma ile yerleştirilebileceğini
göstermektedir. Bu ölçütler daha sonraki başlıklarda inceleyeceğimiz toprak kullanma ya da
yapılaşma katsayıları ile yoğunluklar arasında bir köprü oluşturmaktadır.
Her yerleşmenin toplumsal-ekonomik yapısına ülkelerin gelişmişlik düzeylerine, toplumların
değer dizgelerine, yaşantı kalıplarına vb. göre bu ölçütler değişlik gösterirler.
Diğer Kentsel İşlev Alanları İle İlgili Ölçütler
Diğer kentsel işlev alanları ile ilgili ölçütler matematik anlatım olarak konut alanları için
geliştirilmiş formülasyonlardır. Ancak pay ve paydayı oluşturan parametreler değişmektedir.
= çalışan/işyeri
Birim Çalışan Sayısı (37) = Çalışan Sayısı (Toplam Kişi)
İşyeri Sayısı
=m2/çalışan
Birim Çalışma Alanı =
İşyeri Alanları Toplamı
(Sektörde) (38)
Toplam Çalışan sayısı
Birim Öğrenci Sayısı (39)
=
Toplam Öğrenci Sayısı(kişi) = öğrenci /derslik
Derslik Sayısı
Birim Derslik Alanı(40)
=
Derslik Alanlar Toplamı(m2) = m2/ öğrenci
Toplam Öğrenci Sayısı
Çalışma ve eğitim alanlarındaki yapılaşmalar için verdiğimiz bu ölçütler diğer toprak kullanım
türleri içinde tanımlanabilir.
Bu tür ölçütler, öğrenci sayısının planlama yolu ile saptanan işgücünün çalışma ya da eğitim
alanlarında hangi büyüklüklerle fizik mekana yansıtılacağını saptamada kullanılmaktadır.
3.2
YAPISAL TOPRAK KULLANIM ÖLÇÜTLERİ (YOĞUNLUK-KATSAYILAR9
Yapısal yoğunluklar genellikle demografik toprak kullanım ölçütleri ile alan büyüklükleri,
nüfusa ya da işgücü ve yoğunlukları saptanmış alanlarda, yapı-toprak ilişkisini en somut ve
kesin bir biçimde oluşturmaktadırlar. Bu ölçütlerde yapının inşa edileceği toprak parçası yani
alan parametresi parsel ölçeğine indirgenmiştir.
3.2.1
Bina (Yapı) – Toprak İlişkisi
Şimdiye kadar yaptığımız gibi bu başlıklar altında toplayacağımız ölçütlerde yoğunluk ve
katsayılar olarak 2 grupta incelenecektir.
3.2.1.1 Yapısal Yoğunluklar
Konut Alanı Kullanımları
Konut Dışı Alan Kullanımları (yollar, eğitim, kültür, ticaret, sanayi, sağlık vb. kullanımlar)
Konut Alanı Kullanımları
Bu ölçütler konut alanı kullanımlarında ülkemizde yaygın olarak kullanılmakla birlikte
yerleşmelerin fiziksel yapılarının çözümlenmesinde bir göstergedir (41)
Matematik anlatımı iki şekilde yapılmaktadır.
Konut Yoğunluğu
=
Konut Birim Yoğunluğu
(dwelling Per hectare) (42)
Konut Yapıları Sayısı
Alan
=konut / ha.
=
= konut birimi/ha.
Oturulabilir Yaşanabilir Oda
Yoğunluğu (Habitable Rooms
Per hectare (43))
Konut Birim Sayısı
Alan (ha)
=
Oda Sayısı
Alan (ha.)
Bu iki formülasyonda alan teriminin katkılı ya da katkısız ölçümlenmesi ile sözü edilen
yoğunluklar katkılı ya da katkısız olarak nitelendirilmektedir. İngiliz Kentbilim ve Planlama
Kavramsal dizininide bu iki yoğunluk türü katkısız (net) konut alanları yoğunluğunun değişik
bir biçimde ölçümlenmesi için kullanılmaktadır. Yaşanabilir oturulabilir oda yoğunluğu yerine
bir hektarda yatak odası (bed space) yada yatak sayısı yoğunluğu konut istemini çok büyük
bir yakınlıkla yansıtan bir ölçüt olarak tanımlanmaktadır (44).
Ülkemizde turistik bölgeler planlamasında bu ölçüt hektarda yatak sayısı olarak da kullanım
görmektedir (45).
Konut Dışı Alan Kullanımları İle İlgili Ölçütler
Konut dışı alanı kullanımlarında, konut yapıları yerine tüm yapılar ya da ölçümlenmesi
istenen kullanımlardaki yarıların bir hektardaki sayısını veren ölçütlerdir.
Bina yoğunluğu
= Yerleşik Alanda Toplam Yapılar Sayısı = yapı/ha.
Alan
Yine bu ölçüt alanın niteliğine bağımlı olarak katkılı (brüt) ya da katkısız (net) olarak
ölçümlenmektedir. Konut –Bina yoğunluğu karşılaştırmalarından alandaki yapı kullanım
dolayısıyla da toprak kullanım ağırlıklarını saptamak olanaklıdır (46).
3.2.1.2 Katsayılar
Buraya kadar tanımlamaya çalıştığımız ölçütler, belirli bir alanda yer alması gerekli ya da yer
alan insan, bina, konut vb. ögelerin genel olarak büyüklüklerini saptayarak toprak kullanım
kararlarının alınmasında sınırlandırıcı –yol gösterici- kontrol edici olmaktadır. Ancak kentsel
yerleşmelerde işlevsel eylemlerin, yer alacağı en küçük toprak parçası olan parsel üzerindeki
yapılaşma boyutlarının, bu ölçütlerle saptanması çok sayıda, ölçütün birbirini tamamlar
nitelikte birarada kullanılması ile olanak kazanmaktadır.
Çeşitli yazarlarca (47) farklı biçimlerde kavramsallaştırılmış yapılaşma katsayıları olarak
adlandıracağımız yapı-parsel ilişkilerini veren ölçütler günümüzde de uygulama planı yapım
aşamasında ve uygulamada, çoklukla kullanılan toprak kullanma kontrol araçlarındandır.
Günümüzde iki boyutlu olarak alansal ölçümlemelere dayanan, bu ölçütler, gelecekte
etkinliklerin (activity) artması, teknolojik gelişmelerin getireceği üç boyutlu dolaşım
olanaklarının ortaya çıkması ile üç boyutlu dolaşım olanaklarının ortaya çıkması ile üç
boyutlu, hacimsel (cubic) yoğunluk ölçütlerine dönüşecektir (48).
Yapılaşma katsayılarının matematik
tanımlamak gerekmektedir.
anlatımlarına
girmeden
önce
bazı
kavramları
Taban Alanı (TA), (49)
(Taban Alanları – Bina Sahası (50)
Bir yapının, tasar ve yönetmeliklere göre düzenlenmiş parsel (yer bölümde) de kapladığı alan
Kat Alanları Toplamı (TDA) (51)
(Toplam İnşaat Alanları) (52)
Bir yapının, yapım yer bölümü (Parselde kapladığı alan) başta olmak üzere, kullanılan bütün
katkılı (brüt9 kat alanlarının toplamı
Parsel (Yerbölüm) (PA) (53)
Kentin imar planına (düzen tasarı) ve yasalara uygun olarak üzerinde yalnız bir yapının
yapılabileceği toprak parçası bir kentin toprağının bölünebileceği en küçük birim.
Boşluk Alanı (BA) (54)
Bir parselde (yerbölüm) yer alacak yapının taban alanının kapladığı alandan arta kalan boş
alanlar toplamı
Taban Alanı Katsayısı (TAKS) (55)
(Floor Space İndex-Floor Area Ratio –FSI) (61)
(Bina Sahası Emsali BSE) (56)
(grundfǎchenzahl GRZ ) (60)
(Arsa Kullanış Katsayısı) (57)
(Yapı Alanı Oranı – Yapı Sahası Yüzdesi) (58)
(İnşaat Endisi) (59)
Başlıkta izlediğimiz gibi, ülkemizde kısa (TAKS) olarak tanımladığımız ve bina taban
alanlarının parsel içindeki oranlarını ölçen, taban alanı katsayısı çok değişik nitemelerle
kavramlaştırılmıştır. Matematik anlatım ile
Taban Alanı Katsayısı (TAKS) = Bina Taban Alanları (TTA) (m2)
Parsel Alanları (TPA) (m2)
TA
TTA ya da tek parsel için
TPA
PA
Şeklinde gösterilmektedir. İki parametreden değişkenden birincisi pay da yeralan, bina taban
alanı (TA), İkincisi ise payda da yer alan parsel alanı (PA)’dır.
TAKS =
Bu oranda taban alanı katsayısı değerleri 0.00 ile 1.00 sınırları bir başka anlatımla üzerinde
yapı bulunmayan parsel ile tamamı bina taban alanı ile kaplanmış, parsel arasında değişim
göstermektedir. Başka bir anlatımla (TAKS) değerleri 1.00 ile sınırlıdır. Genellikle parsel
ölçeğine bağlı planlama ve uygulama dizgelerinde tabanda yayılmayı kontrol etmesi
bakımından önemlidir.
Kat Alanı Katsayısı (KAKS) (62)
(Plot Ratio) (63)
(Geschossflǎchenzahl GFZ) (64)
(Yapım yer bölümü Katsayısı = İnşaat Sahası Emsali) (65)
(İnşaat Sahası (Emsali)) (İSE) (66)
(Kullanma Endisi9 (67)
(Faydalanma Adedi – İstifade Adedi) (68)
(İnşaat Katsayısı – İnşaat Endisi) (69)
(Arsa Kullanış Emsali) (70)
Yine başlıkta izlediğimiz gibi, ülkemizde kısaca (KAKS) olarak tanımladığımız ve kat alanları
toplamının (döşeme ya da inşaat alanları bina taban alanı katsayısı (KAKS) çok değişik
nitelemelerle kavramsallaştırılmıştır. Matematik anlatım ile,
Kat Alanı Katsayısı (KAKS) = Toplam Kat Alanları (TDA) (m2)
Parsel Alanı (PA) (m2)
KAKS =
TDA
TPA
ya da tek parsel için
TDA
PA
Şeklinde gösterilmektedir. Ancak değişik parametrelerle bu formülasyon aşağıdaki şekilde de
anlatım bulabilir. Eğer bina taban alanı (TA) ile normal kat alanı (DA) farklı ise (çıkmalar
varsa)
KAKS = Bina Taban Alanı (m2) + (Kat Alanı (m2) x Kat Adedi –1 )
Parsel Alanı (m2)
KAKS =
TA + (DA x (BK –1))
PA
Ya da bina taban alanı ile normal kat alanı aynı ise (çıkması ise),
KAKS =
TA x BK
PA
Yukarıdaki matematik anlatımlarından, izleneceği üzere kat alanı katsayısı (KAKS) payda yer
alan bina taban alanı (TA), kat alanı (DA) ve kat adedi (BK) ve payda da yer alan parsel alanı
(PA) parametre değişkenlerine bağımlı olarak 0 – ¥ (sonsuz) bir başka deyimle üzerinde
yapı yapılmamış parsel ile kuramsal olarak teknolojik gelişmişlik düzeyine göre sonsuz katta
yapı yapılmış parsel değerleri arasında değişme göstermektedir.
Ancak bu amaç yaşanabilir bir çevrenin oluşturulması olduğuna göre TAKS ve kAKS
değerlerine belirli sınırlamalar getirmek gerekli görülmektedir.
Boşluk Alanı Katsayısı (BAKS) (71)
(Freiflǎchenzal FFZ) (72)
Ülkemizde yeni kullanılan bir toprak kullanım ölçütüdür. Taban Alanı (TAKS) ve Kat Alanı
Katsayılarına (KAKS) bağımlı olarak parseldeki boşluk alanını denetlemek amacı ile
geliştirilmiştir. Parsel ölçeğine bağlı planlama ve uygulama dizgelerinde yapının tabanda ve
3. boyutta (bina yüksekliği) yayılmasını kontrol etmektedir. Matematik anlatım ile,
Boşluk Alanı Katsayısı (BAKS) = Toplam Kat Alanları (TDA) (m2)
Boşluk Alanı (BA) (m2)
BAKS =
TDA
BA
BAKS =
TA + (DA x(BK - 1)) (m 2 )
PA - TA
Şekillerinde gösterilebilir.
Kat Alanı Katsayısı (KAKS) ve Taban Alanı Katsayısı (TAKS) ile ilişkilerini de tanımlamak için
aşağıdaki eşitlikleri yazmak
BAKS =
KAKS (226)
1 - TAKS
BAKS = TAKS x BK
1 - TAKS
Ya da zemin kattan sonra normal katlarda hesaba katılacak çıkmalar varsa
( DA x (BK - 1)
PA
1 - TAKS
TAKS +
BAKS =
Olanaklıdır.
Bu ilişkiler sonucu Kat Alanı Katsayısı (KAKS) aşağıda verilen eşitlikteki gibi matematik yolla
anlatılabilir.
KAKS =
BK x BAKS
BK + BAKS
Ancak bu formülasyonda normal katlarda çıkma söz konusu değildir. Boşluk Alanı Katsayısı,
Parsel Alanı (PA), inşa edilecek binanın taban alanı (TA) ve kat adedi (BK) parametrelerinedeğişkenlerine bağlıdır. Ancak diğer katsayılardan farkı bir anlamda TAKS ve KAKS’ı da
içermesidir. İnşa edilecek binanın taban alanı (TA) arttıkça, boşluk alanının (BA) azalacağı
ve Boşluk Alanı Katsayısı (BAKS) ın artacağı, tersine ise BAKS’ın azalacağı matematik
anlatımdan anlaşılmaktadır ve sınırları 0 ile ¥ (sonsuz)dur. Burada üst sınır KAKS’da olduğu
gibi toplam kat alanlarına bağlı değildir. TAKS değeri 1.00 olduğu an, BAKS değeri de
¥ (sonsuz) olmaktadır. (73)
Yaşanabilir çevreler elde etme açısından bakıldığında BAKS değerinin azalması olumlu,
artması ise olumsuz bir gösterge olarak nitelenmektedir.
İngiliz Kentbilim ve planlama kavramsal dizininde Taban Alanı Katsayısı (TAKS) (Floor
Space index – FSI) katkılı (brüt) Kat Alanı Katsayısı (KAKS) gibi kullanılmaktadır. Daha çok
ticari alanlarda uygulanan bu katsayıda gerçekleştirilecek alan (parsel ölçeğinde ise) etrafını
çevreleyen yolların yarısını, otopark alanlarının giriş yollarını ve yaya yolları gibi hizmet
alanlarını içermektedir.
Geliştirilecek alanın yarısı kadar (%50) yol, otopark, vb. hizmet alanları düşünüldüğünde
katkılı (brüt) alana verilen 2:1 (FSI) katsayı değeri ile katkısız (net) yerleşme alanına 3 katlı,
2/3 üne 6 katlı, 1/6 sına da 12 katlı yapı yapma olanağı yaratılmaktadır.
Kat Alanı Katsayısı (KAKS) (Plot Ratio) ile ülkemizdeki uygulamalar gibi katkısız (net)
yerleşme alanı üzerinden değerler verilmektedir (74).
Son yıllarda ülkemizde özellikle İstanbul Metropoliten alanında KAKS değerinin, bazı
donatım alanlarının bedelsiz olarak Kamu eline geçmesinde katkılı alan üzerinden
kullanıldığı izlenmektedir.
Alansal ve Hacimsel Mekan Doluluk Oranı
Son yıllarda, parsel ölçeğinin egemen olduğu alanlardaki uygulamalarda yasalar ya da
yönetmeliklerle tanımlanan yapılaşma koşullarının yaşanabilir çevreyi olumsuz yönde etkiler
olması, daha açık bir anlatımla, tabandaki yapılar yüzeyinin açık alanları (yollar ve parselde
yapı dışındaki boşluk alanları (BA)) yok edecek şekilde artması, öncelikle alansal sonraları
da hacimsel –3. Boyutta- mekan doluluk oranı ölçütünü, bu gelişmeyi denetlemek amacı ile
oluşturmuştur. Matematik anlatımlarla,
Alansal Mekan Doluluk katsayısı =
Toplam Bina Taban Alanları (TTA) (m 2 )
Alanlar (Yollar + Parseller) (m 2 )
Hacimsel Mekan Doluluk Katsayısı (75) = Toplam Taban Alanları x Kat Yüksekliği x Adedi
Alanlar (Yollar + Parseller) (m2)
Şekillerinde gösterilmektedir.
Hacimsel Mekan Doluluk Katsayısı, Sanayi alanlarında gelişmeyi denetleyen, yönlendiren bir
ölçüt olarak ülkemizdeki planlama çalışmalarında kullanılmaktadır.
4 BÖLÜM
TOPRAK KULLANIM VE ÖLÇÜTLERİNİN PLANLAMA
ÇALIŞMALARI İLE İLİŞKİLERİ
Araştırmanın başta belirlediğimiz sınırları nedeni ile ölçek olarak kent (imar) planlama
çalışmalarının toprak kullanma ve ölçütleri ile ilişkileri bu başlık altına incelenecektir.
Ülkemizde uygulanan kent planlama sürecinde genellikle izlenen yöntem kentin fizik
mekanını düzenleyen İmar Planı” nı elde etmede kaba hatları ile aşağıda verilen sıra
içerisinde uygulanmaktadır (1).
Araştırma –Değerlendirme
Ana (Nazım Plan)
* Kesin
Uygulama Planı
* Kesin
* Eskiz
* Eskiz
Genel olarak bu sıralamada, Ana Plan aşamasında toplumsal-ekonomik ve fiziki yapısı
belirlenen yerleşmenin ülke ve bölge ölçeğinden gelen veriler ile birlikte, belirli plan dönemleri
için, saptanan nüfus ve işgücü sayıları, toprak kullanım kararlarına dönüştürülerek mekanda
yerleştirilmeye çalışılmaktadır.
Bu yer seçim ve toprak kullanımı kararları, yasal olarak ya da planlama kurumları tarafından
tanımlanmış toprak kullanım ölçütleri çizelgelerinden bazı ön kabuller yapılarak “baz temel
yoğunlukların” ve “baz (temel) kentsel donatım” ölçütlerinin belirlenmesi ile alınmaktadır.
Her ülke, planlama çalışmalarında kullanılmak üzere kendi toplumsal, ekonomik, kültürel,
politik, vb. yapılarına koşut ve belirledikleri yerleşme kademelenmesine göre toprak kullanma
ölçütleri, yoğunluklar, kentsel donatımlar ve türevleri ile ilgili yasal ya da kurumsal somut
çizelgeler oluşturmuşlardır (2).
Ülkemiz planlama çalışmalarında da İmar İskan Bakanlığının, genelde ya da özelde İller
Bankası İmar Planlama Dairesinin ve Akademik kurumların ayrı ayrı saptadıkları, ancak
tamamı yasal dayanaktan yoksun ve sonuçta uygulamaların ölçülendirdiği, somut yoğunluk,
kentsel donatım ve türevleri ile ilgili çizelgeler kullanılmaktadır.(3)
Ana plan çalışmalarının 1/1000 ölçekli uygulama planındaki ayrıntıyı içermemesi ya da
planlama sürecinin, bir aşama bittikten sonra diğer aşamaya başlanır, doğrusal akış
doğrultusunda görülmesi, uygulama planı aşamasında, ön kabullerle saptanan baz yoğunluk
ve kentsel donatım ölçütlerinin Ana Plan kararlarını ters yüz edecek şekilde değişmesine
neden olmaktadır.
Oysa tüm tasarım çalışmalarında olduğu gibi birbirleri ile geri besleme (Feedback) ilişkisi
bulunan çalışma adımlarını ve her adımın sonunda da karar verme mekanizmasını oluşturan
kentli, yönetim ve plancı üçlüsünün değerlendirmesine açık bir dinamik çalışma akısının
oluşturulması böyle bir ters yüz olma olgusunu ortadan kaldıracak ya da en aza
indirgeyecektir (4).
Ancak tüm geri beslemeli döngüsel – dinamik sürece karşın karar vermede önemli olan karar
verenlerin karar sorunsalı hakkındaki ayrıntılı ve yeterli bilgiyle donatılmış olmalarıdır.
Bu bilgilenme düzeyi, sorunsal ile çözümleri ve gerçekleşme aşamaları arasındaki ilişkiyi
tanımlamada belirleyicidir. Bu nedenlerle, karar kuramına göre tam bilgi ile eksik bilgi
arasındaki aşamalar, planlamanın etkinlik düzeyini ya da başka bir deyimle planlama
tekniklerinde farklı yaklaşımları ortaya koyacaktır. Belirlilik halinde karar verme ile belirsizlik
ya da kısmi bilgi halinde, karar verme planlama yaklaşımlarında değişik teknikler kullanılmayı
zorunlu kılmaktadır (5).
Bu nedenlerle, ölçekler arası ilişkiler kurarak geri beslemelerle Ana Plan ölçeğinde saptanan
yoğunluklarla uygulama planı ölçeğindeki gerçek fizik mekana bağlı veriler sınanarak,
dengeleme yapılması son zamanlarda uygulanan en pratik ve esnek çözüm yolu olarak
görülmektedir.
Ancak bu süreçte ölçekler arası ve kullanılacak yoğunluk kavramları arasında bir dil birliği ve
eşgüdümün sağlanması gerekmektedir. Daha açık bir anlatımla saptanan nüfus ve
işgücünün mekana yansıtılmasında yerleşme macro formu, uygulama ölçeğine inildiğinde
elde edilecek kesin yoğunluk ve kentsel donatım ölçütlerinin ilk değerlere göre değişmesi ile
doğrudan etkileneceğinden geri beslemeli bir yöntemle saptanmalıdır.
Burada genel hatları ile toprak kullanma (Land-Use) planı niteliğinde olan Ana (Nazım) plan
ile parsel ölçeğinde yapılaşma koşullarını içeren imar uygulama planı arasında kademeli bir
yoğunluk – katsayı kavramsal dizininin oluşturulması önem kazanmaktadır.
Kentsel Donatım
Ölçütleri
Yerleşme Yoğunluğu
Kapsamlı Konut
Alanları Yoğunluğu
Katkılı Konut
Alanları Yoğunluğu
Katkısız Konut
Alanları Yoğunluğu
Şekil 4.1
En, Boy, Büyüklük , Eğim, Özel-Kamu İyelikleri
ANA P LAN
(Toprak Kullanım P lanı
Makro Ölçek
TOPRAKTAKİ İYELİK (MÜLKİYET) ÖRÜNTÜSÜ
Bu dizinde ağırlıklı toprak kullanmanın konut alanlarında olması nedeni ile aşağıdaki
sıralama kavram kargaşasını da ortadan kaldırmak üzere en uygun kademelenmeyi verecek
nitelikte görülmektedir. (Şekil: 4.1.)
UYGULAMA P LANI
(P arsel ölçeğinde
yapılanma planı
Mikro ölçek
Yapı İmar
Düzenleri
Yoğunluk – Katsayı, Makro-Mikro Plan İlişkileri
TAKS
KAKS
BAKS
Mekan Doluluk
Katsayısı
(Alansal-Hacimsel)
Yerleşmenin makro formunu belirleyecek olan toprak kullanma kararlarının uygulama planı
aşamasında ve özellikle uygulamada yerleşmenin mülkiyet desenindeki özellikler yada
zorlamalar nedeni ile çeşitli yollarla değiştirildiğini bilmekteyiz. Doğal olarak bu değişiklikler,
çok yönlü etkiler sonucu oluşmaktadır. Ancak burada makro formu ters yüz edecek
değişmelerin, toprak kullanma kontrol ölçütlerindeki plan ölçekleri arası geçişte ortaya
çıktığından söz edilmektedir.
Bu ölçütler dışında ülkemizde genel geçer bir tip, imar yönetmeliğinin tanımladığı ve daha
önce sözünü ettiğimiz makro ölçekten, mikro ölçeğe ve tekrar makro ölçeğe gidip gelen geri
beslemeli nüfus ve işgücünün mekanda yer almasının yoğunluklarla dengelenmesi işleminin
çoğunlukla dışında kalan bir yapı – imar düzenleri tipolojisi bulunmaktadır.
Konuya ülke ölçeğinde bakıldığında ve sınırlı sayılabilecek konut tipleri belirlenmiş yerel imar
planları ile yapılan uygulamalar dışlandığında (ki bu uygulamalar da belirli büyüklükteki
kentlerimizde söz konusu olmaktadır) Kent fizik mekanlarının büyük bir kısmının kesinlikle
ana plan kararları ve ölçütleri dışındaki ölçeklerde şekillendiği görülür.
Bu çalışmada kentsel mekan yapısını belirleyen bileşenleri basite indirgediğimizde, yerleşik
nüfusun tüm kentsel etkinliklerinin sahnelendiği değişik türde, soyut mekan, kişisel mekan,
algılanabilir mekan, sembolik mekan, toplumsal mekan, fizik mekan gibi birbirlerinden
ayrılmaz tanımlamalar yapılmış (6) olmasına karşın konunun sınırları için de kalmak amacı
ile fizik mekanın temelini oluşturan iki türünden söz edilecektir.
İnsan eylemlerine ve etkinliklerine uyarlanmış ve bir kentin varolan bina ve alan stokunu
belirleyen mekanlar ile bu eylemlerin ve etkinliklerin gerçekleştirilmesinde iletişimi sağlayan
kanal mekanlar, (7)
Kentin yerleşik alanı için yaptığımız bu basite indirgeme stok sözcüğü genellendiğinde,
kentin gelişme alanları için de geçerli olmaktır. Aynı şekilde kentsel mekanın ana bileşenleri
olan uyarlanmış mekanlarla, kanal mekanlar bir kentin gelecekteki nüfus yapısına göre bu
gelişme alanları üzerinde yeni yerleşik alanları oluşturacaklardır.(8)
Gerçekte başlı başına inceleme konusu olabilecek bu konuya, çalışmamızda fazla ayrıntıya
inilmeden, mekansal bileşenleri tanımlama açısından değinilecektir.
Planlama çalışmalarında bu kısa tanımlamadan sonra planlanacak kentin mekansal yapısı iki
grupta düşünülebilir (9).
Yerleşik Alanlar (Yapılaşmış Stok)
Varolan etkinlikler ve eylemler tarafından oluşturulmuş yapılaşmış ya da açık uyarlanmış
mekanlar, insan, mal, bilgi akımlarını sağlayan kanal mekanlar (bu grupta kullanılmakta olan
toprak (parsel), bina, yol stokunun birbirleri ile ilişkileri.).
Gelişme Alanları (Ham Stok)
Kentin yerleşik alanındaki etkinlik ve eylemlerin gelişme – büyüme doğrultusunda
gereksinme duyacağı yeni uyarlanmış ve kanal mekanlara yerleşik alan çevresinde,
işlenmemiş kentsel amaçlar dışında kullanılmakta olan toprak ve diğer doğal değerler stoku.
Planlamada geleneksel olarak yerleşik alanlarda sürdürülen bilgi toplama çalışmaları,
ülkemizde her iki gruptaki toprak yapısı ile ilgili fazla ayrıntıyı içermemektedir. Oysa daha
önceki başlıklarda önemini çeşitli yaklaşımlarla vurguladığımız toprak bileşeni mekansal
oluşumun belirleyicisi olmaktadır.
Chadwick (1971) insan, doğa ilişkisini döngüsel bir şema ile açıklarken, insanın değerler
dizgesi içinde oluşturduğu değer kalıpları, hedefleri vb.nin insanın etkinlikleri dizgesini
oluşturduğunu, bu dizgenin bir uyarlanmış mekanlar dizgesini şekillendiğini ve bunun da ekodizge içersinde yer aldığını belirtmektedir (10).
Bu genel döngüden yola çıkarak bir planlamada, saptanan ya da kestirilen nüfus ve iş
gücünün, varolan ve gelecekteki etkinlik ve eylemlerin, toplumun değer kalıpları ve hedefleri
doğrultusunda şekillendirilmesinde ortaya çıkacak olan toprak kullanım kararlarının, ekodizgenin bir parçasını oluşturan yerleşik ve gelişme alanlarındaki dağılımının etkin bir şekilde
yapılması önem kazanmaktadır.
Bu dağılımın, planlama teknikleri açısından, araçları ise bundan önceki başlıkta geniş bir
biçimde incelene toprak kullanma ölçütleri yoğunluk ve türevleri olmaktadır. Planlama
çalışmalarında en önemli teknik araçlardan birini oluşturan bu ölçütler toplu olarak ayrıntılı bir
biçimde Çizelge:4.1’de verilmektedir.
Bu ölçütlerin bilinçli olarak kullanılması, insan için yaratılacak fizik mekanlarla ilgili,ayrıntılı
ampirik (deneysel) ya da analitik (çözümlenmiş) bilgilere gereksinme duyulmaktadır. Bu bilgi
düzeyinin nitelik ve niceliksel olarak artması, planlar yolu ile sağlıklı yaşam çevrelerinin elde
edilmesinde önemli girdilerden birini oluşturmaktadır.
Çizelge 4.1
Planlamada Kullanılan Toprak Kullanma (land Use) Dağıtım ve Kontrol Ölçütleri Çizelgesi
SONUÇ
Bu çalışmada ele alınan toprak kullanma ölçütü olarak yoğunluk ve türevleri, kent planlama
dizininde, toprak kullanma kararları ile bu kararların özelliklerine bağlı fiziksel mekanların
biçimlendirilmesi arasındaki bağlantıyı sağlayan – somuta indirgeyen – başka bir anlatımla
toprağın amacına uygun dağılımını ve kullanımını kamunun ve yaşam çevrelerinde oturanların
çıkarları açısından dengeleyen önemli planlama teknik araçlarından birisini oluşturmaktadır.
Planlama çalışmalarında üst düzey kararları ile parsele dayalı alt ölçek (makro-mikro plan
ölçekleri) uygulama kararlarının sağlıklı bir biçimde üretilebilmesi ve ölçekler arası ilişkinin
kurulebilmesi, yoğunluk kavramsal dizinin ülkemiz planlama kavramsal dizininde görülen
çeşitlenme ve kargaşadan kurtarılması kendi içinde tutarlı, kapsamı, içeriği ve sınırları
tanımlanmış bir iç ilişkiler setinin oluşturulmasına bağlı görülmektedir.
Çalışmada bu ilişkiler setinin yerleşme kademelenmesi ile bağlantıları kurulmuş ve kentsel
yerleşmelerdeki konut alanları ağırlığı dikkate alınarak, planlama çalışmalarında izlenen ölçekler
arası teknik aksaklıkların ortadan kaldırılması için kademeli bir konut alanları yoğunluk –
katsayısı seti oluşturulmuştur.
Planlama çalışmalarında nüfusun ya da işgücünün mekana dağılımını sağlayan bu aracın
ölçekler arası ilişkilerde kent makro formu ile ilgili plan kararlarını ters yüz eden alt ölçek
ayrıntılarını içermesi ve bu ölçeklerdeki sağlıklı yaşam çevrelerinin gerektirdiği ölçütleri de üst
ölçeklere aktarabilmesi gerekmektedir. Bu nedenlerle yoğunluk ve türevlerinin, yakın konut
yaşam çevresindeki gerçekleşme olasılığı daha fazla olan kentsel donatımları içeren bir temele
oturtulması, bu temelden kalkarak kademelenmesi ve makro form kararlarının parsel
ölçeğindeki ayrıntının bilinmemesi nedeni ile ters yüz olmasını ortadan kaldırıcı bir içerikte
kullanılması, oluşturulacak yoğunluk – katsayısı kavramsal seti için en uygun öneri olmaktadır.
Yoğunluğun (yığılmanın) etkilediği ve etkilendiği ya da etkileşim halinde olduğu toprak
kullanmanın toprak değerleri, yerseçimi ve konumlanma kararları, ulaşılabilirlik-merkezden (ya
da çalışma alanlarından) uzaklıklar ile ilişkileri kentin biçimlenmesinde en önemli değişkenleri
oluşturmaktadır.
BÖLÜM KAYNAKLARI
GİRİŞ-KAYNAKLARI
CALLION, A.B. EISNER, S., The Urban Pattern-City Planning and Design, D.Van Nostrand Co.
Inc, London – 1963, s.3.
WHITICK, A., Encyclopedia of Urban Planning, McGraw-Hill Book Company, New York, 1974, /
GALLION, A.B., EISNER, S. The Urban Pattern-City Planning and Design, a.g.e., / GÜVENÇ,
B., İnsan ve Kültür, Antropolojiye Giriş, Sosyal Bilimler Derneği Yayınları, G-1, Ankara, 1972, /
MELLAART, J., Çatal Höyük- a Neolithic Town in Anatolia, Thames and Hudson, London, 1967.
MELLAART, J., y.a.g.e., s. 57-62.
ÖZDEŞ, G. “Yerleşim Yoğunluğu Bakımından Standartlaşma”, İTÜ YAK. 1. Konut Paneli’ne
sunulan bildiri, İstanbul, 1963, WHITTICK, A., Encyelopedia of Urban Planning, a.g.e., s.43-45/
HAWKES, J. WOOLEY, S.L., History of Mankind, Cultural and Scientific Development, Volume
– 1, Prehistory and The Beginnings of Civilization, Harper and Row Publishers, New Pork, 1963,
s.420-430.
WHITICK, A., Encyclopedia of Urban Planning, a.g.e., s.40-42,
y.a.g.e., s.70-72
YAVUZ, F., KELEŞ, B., GERAY, C., Şehircilik, Sorunlar – Uygulama ve Politika, A.Ü. Siyasal
Bilgiler Fakültesi Yayınları, No:415, 2. bası, Ankara, 1978, s.21-22.
ARSLAN, R., Sosyo-Ekonomik Açıdan Keat, İDMMA, Mimarlık Fakültesi, Yerleşme Bilimleri ve
Şehircilik Enstitüsü Yayını, No:1, İstanbul, 1980, s.54.
DARIN-DRAPKIN, H., Land Policy and Urban Growth, Pergamon Press, Oxford, 1977, s.9.
y.a.g.e., s.10.
BELL, C. And R., City Fathers, Pelican Geography and Environmental Studies, Penguin Books,
Middlesex, England, 1972, s.9.
WHITICK, A., Encyclopedia of Urban Planning, a.g.e., s.40-42 / SAARINEN, E., The City, MIT
Press, Cambridge Massachusett 1965, s.39.
y.a.g.e., s.10.
MUNFORD., L., The City in History, Secker and Warburg, London, 1961/ HARVEY, D., Social
Justice and The City, Edward Arnold, London, 1976, s.53 / AREN, F.Ü. Kent (İmar) Planlarının
Değerlendirilmesi İçin Bir Yöntem Öneriis, İDGSA, Mimarlık Fakültesi, doktora Tezi,
(basılmamış), 1980, s.6.
Bu tartışmalar için aşağıdaki kaynaklara bakınız :
GÖK, T., 8derleyen), Türkiye’de İmar Planlaması, semineri, 17-18 Mayıs 1979, ODTÜ, Şehir ve
Bölge Planlama Bölümü, Ankara, 1980/ GÖK, T., (derleyen), Kent Planlamada Kuram ve Kılgı,
semineri, 13-14 Kasım 1980, ODTÜ, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü, Ankara, 1980,/ KİPER,
P., UĞREL, Ü.N. (derleyen), İmar Planları Yapım ve Uygulama Süreçleri, semineri, 18-19 Aralık
1980, ŞPMMO, Ankara, 1981/ KAPTAN, H., KILINÇASLAN, T., AYSU, E., ZEREN, N.,
GÜLMEZ, A., GÜNNUR, I., Planlama Süreci Enstitüler Arası Ortak Çalışma Grubu Komisyonu
Raporu, İDMMA, Mimarlık Fakültesi, Yerleşme Bilimleri ve Şehircilik Enstitüsü Yayını, No:2,
İstanbul, 1980.
AREN, F.Ü., Kent (İmar) Planlarının Değerlendirilmesi İçin Bir Yöntem Önerisi), a.g.e., s.7.
BÖLÜM – KAYNAKLARI
DOXIADIS, C.A, Ekistics, An Introduction To The Science of Human Settlements, Hutchinson of
London, 1968, s.129-130.
CROWHER, D., and ECHINEQUE, M., “Development of A Model Of urban Spatial Structures,
Cambridge University Press, Oxford, 1972. s. 176.
LUNDBERG, G.A., SCHRAG, C.C., LARSEN, O.N., Sosyoloji , (çeviri : Özer Ozankaya, Ülker
Gürkan), Cilt-II, Türk Siyasi İlimler derneği Yayını No:20, Ankara, 1970, s.60.
KELEŞ, R., Kentbilim Terimleri Sözlüğü, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara, 1980, s.129.
WHITICK, A., Encyclopedia of Urban Planning, McGraw-Hill Book Company, New York, 1974,
s.328/ ARU, K.A., Şehirsel Yerleşmeler Ders Notları, İTÜ. Mimarlık Fakültesi, İstanbul, 1982,
s.45/ ÖZDEŞ, C., Şehir Bölgeleri Şehirlerde Zoning Kavramı, Kuramları, ve Çalışma Bölgeleri,
İTÜ, Mimarlık Fakültesi, İstanbul 1974/ BAYHAN, İ., Şehir Planlaması, İskender Matbaası,
İstanbul, 1969, S.228 / GÖÇER, O., Şehirsel yoğunluk Bölgeleri ve Sınırlandırma Kriterleri, İTÜ,
Mimarlık Fakültesi, İstanbul, 1975, s.9.
Yığılma; “Büyük Kent merkezlerinde ya da böyle merkezlerin bazı kesimlerinde nüfus
yoğunluğunu en çoka çıkarma eğilimi gösten ekolojik süreçler,. Nüfus yoğunluğu ile ölçülür.”
Şeklinde tanımlanmaktadır.
LUNDBERG, G.A., SCHRAG, C.C., LARSEN, O.N., Sosyoloji, a.g.e. s.379.
DOXIADIS, C.A, Ekistics, An Introduction To The Science of Human Settlements, a.g.e., s.125
RATCLIFFE, J., An Introduction to Town and Country Planning, Hutchinson and Co., Ltd.
London, 1977, s.293.
DOXIADIS, C.A, Ekistics, An Introduction To The Science of Human Settlements, a.g.e., s.129.
Daha ayrıntılı bilgi için bakınız :
BAYHAN, I., Şehir Planlaması, a.g.e. /
BAYHAN, I., Mesken Tipleri ve Yerleşme Formları, İTO Yayınları, No :84, İstanbul, 1962/
ÇETİNER, A., ŞEHİRCİLİK Çalışmalarında Donotım İlkeleri, İTÜ Mimarlık Gakültesi, İstanbul,
1972 / DOXIADIS, C.A, Ekistics, An Introduction To The Science of Human Settlements, a.g.e.,
/ GÖÇER, O., Şehirsel yoğunluk Bölgeleri ve Sınırlandırma Kriterleri a.g.e./ ARU, K.A.,
Yerleşmeler ve Konut Politikası, Ders Notları, İTÜ Mimarlık Fakültesi, İstanbul, 1978.
ARU, K.A., Şehirsel Yerleşmeler Ders Notları, a.g.e., s.45.
RATCLIFFE, J., An Introduction to Town and Country Planning, a.g.e., s.291-312
JEFFERSON, M., The Antropogeography of Some Creat Cities, s.542 (anan;) ÇETİNER, A.,
Şehircilik Çalışmalarında Donatım İlkeleri, a.g.e., s.7 / GÖÇER, O., Şehirsel Yoğunluk Bölgeleri
ve Sınırlandırma Kriterleri, a.g.e., s.9-13.
DOXIADIS, C.A, Ekistics, An Introduction To The Science of Human Settlements, a.g.e., s.129.
Bu çalışmada en küçük Ekistik birim olan oda, oda yüksekliği h = 3 m. odanın eni, boyu = 3 x
4,5 m. ve odanın alanı 13.5 m2 ölçüleri ile ele alındığında yükseklik/ uzunluk (boy), yükseklik/
alan oranları h/f = ¾,5 = 0,66, h/ alan= 3/13,5 =0,22 olarak saptanmaktadır. Bu oranlar birim
konut olduğunda düşmektedir. Bir konutun eni ya da boyu 12 m ve alanı da 150 m2
varsayıldığında bu oranlar h/1 = 3/12 m = 0,25, h/alan =3/150 = 0,02 olmaktadır. Y.a.g.e., s.
129, Şekil 102.
y.a.g.e., s.126.
ÖZDEŞ, G., Arazi Kullanış Planlaması Ders Notları, İTÜ. Mimarlık Fakültesi, İstanbul.
MURPHY, E.R., The American City, An Urban Geography, Mc Graw-Hill Book Company, New
York, 1966, s.169.
JEFFERSON, M., The World’s City Folks, Geographical Review, Vol. 21, 1931, s.446-465.
(ananJ y.a.g.e., s.170.
U.S. Bureau of the Census, Population Estimates for Survival Planning, Prepared for the
Federal Civil Defense Administration Department of Commerce, 1956, Vol. 1, s.9. (anan)
y.a.g.e., s.170.
WEIER, T.R., A. Survey of the Daytime Population of Winnipeg, Queen’s Quarterly, Vol. 67, no.
4, Winter, 1961, (anan) y.a.g.e., s.170.
CHAPIN, F.S. Jr. And STEWART, P.H., Population Densities Around the Clock, The American
City, Vol. 68, no:10, Ekim, 1953, s.98, 99 (anan) y.a.g.e., s.171 / CHAPIN, F.B., Jr., Urban Land
Use Planning, İkinci bası, University of Illinois Press, Urbana, 1965, s.43, 44 / MAYER, H.M.,
KOHN, C.F., Readings in Urban Geography, The University of Chicago Press, 7. bası, Chicago,
1969, s.180-182.
ÖZDEŞ, G., Arazi Kullanış Planlaması Ders Notları, a.g.e./ÖZDEŞ, G., Şehir Bölgeleri,
Şehirlerde Zoning Kavramı, Kuramları ve Çalışma Bölgeleri, a.g.e., s.61/ MURPHY, R.E., The
American City, An Urban Geography, a.g.e., s.158-163.
GÖÇER, O., Şehirsel Yoğunluk Bölgeleri ve Sınırlandırma Kriterleri, a.g.e., s.14-15.
MAGNAN, R., Equipements et Deplacements Urbans, CRU-Centre de Recherche d’urbanisme,
Paris, 1969, s.31.
AYSU, E., “Trabzon Kenti Planlama Çalışmaları ve Tarihsel Çevre Koruma İlişkileri” adlı 6,7,8
Kasım 1981, Türkiye 1. Şehircilik Kongresi’ne sunulan bildiri, ODTÜ-Şehir ve Bölge Planlama
Bölümü, Ankara / ÖZDEŞ, G., Şehir Bölgeleri, Şehirlerde Zoning Kavramı Kuramları ve Çalışma
Bölgeleri, a.g.e., s.61-71 / ÖZDEŞ, G., Yerleşim Yoğunluğu Bakımından Standartlaşma, İTÜ.
YAK. 1. Konut Paneli’ne sunulan bildiri, İstanbul, 1963.
AUZELLE, R., 323 Citations sur L’urbanisme Paris, Vincent Freal, 1964, (anan.) TILMONT, M.,
CROIZE, J.C., Les I.G.H. Dans La Ville, CRU-Centre de Recherche d’Urbanisme, Paris, 1978,
s.86-92.
BAYHAN, I., Şehir Planlaması, a.g.e., s.273-277.
Bu konuda ayrıntılı bilgi için aşağıdaki kaynaklara başvurabilirsilinir.
ÇETİNER, A., Şehircilik Çalışmalarında Donatım İlkeleri, a.g.e./ ÖZDEŞ, G., Şehir Bölgeleri,
Şehirlerde Zoning Kavramı, Kuramları ve Çalışma Bölgeleri, a.g.e. / GÖÇER, O., Şehirsel
Yoğunluk Bölgeleri ve Sınırlandırma Kriterleri, a.g.e./ BAYHAN, İ., Şehir Planlaması, a.g.e. /
GALLION, A.B., EISNER, S., The urban Pattern, City Planning Design, D.Van Notrand
Company Inc. New York, 1963
ÖZDEŞ, G., Arazi Kullanış Planlaması Ders Notları, a.g.e.
ONIBOKUN, A.G., A System for Evaluating the Relative Habitability of Housing, Ekistics,
Volume-36, No:216, November, 1973, s.313-317.
HARTMAN, C.W., Social Values and Housing Orientations, The Journal of Social Issues, Vol.
XIX, No.2, 1963, s.128-129 / YOUNG, M., WILLMOTT, P., Family and Kinship in East London,
Penguin Books, Baltimore, Maryland, 1962 / BEYER, G.H., Housing and Personal Values,
Cornell University, Ithaca, New York, 1959/ MUELLER, E., Effects of Consumer Attitudes on
Purchases, American Economic Review, Vol. 47, December, 1967, s.946-965/ (aman.)
ONIBOKUN, A.G., y.a.g.e., s.316
MARCH, L., Elementary Models of Built Forms, MARTIN, L., MARCH, L., Urban Space and
Structures, Cambridge University Press, London, 1972, s.71.
K. Frampton’a göre bu kural Sovyetler Birliğinde 1930-32 yılları arasındaki, hepsi sonuçta uygun
bulunmuş, kent planlamalarında Kategorik olarak uygulanmıştır. Bu sorunla ilgili günümüz
Sovyet çalışmaları için V.G. Davidovich tarafından yapılan araştırma dikkate değerdir. Bu
araştırma, yerleşmeler ve kentlerin büyüklükleri, binaların yükseklikleri ve nüfus yoğunlukları
arasındaki ilişkileri içermektedir.
FRAMPTON, K., Notes on Soviet Urbanism, 1917-32 in LEWIS, D., Urban Structure, Elek,
London, 1968.
DAVIDOVICH, V.G., Town Planning in Industrial Districts (from the Russian) Israel Program for
Scientific Translations (Jerusalem), 1968/ (anan.) MARTIN, L., MARCH, L., Urban Space and
Structures, a.g.e. s.71.
GROPIUS. W., Scope of Total Architecture, Allen and Unwin, London, 1956, (anan.), MARCH,
L., Elementary Models of Built Forms, MARTIN, L., MARCH, L., a.g.e., s.72.
Bu bilgi İngiltere’de ve Galler’deki savaş sonrası planlama pratiği ve yasalarının temellendirildiği
genel ilkelerden yola çıkmış olan W.Allen ve D. Crompton (1947) un makalesine dayanmaktadır.
ALLEN, W., CROMPTON, D., A From of Control of Building Development in Terms of
Daylighting, R.I.B.A. Journal, August, 1947 (anan.) MARCH, L., Elementary Models of Built
Forms, MARTIN, L., MARCH, L., a.g.e., s.73.
BAYHAN, I., Mesken Tipleri ve Yerleşme Formları, a.g.e.
T.C. İstanbul Belediyesi, İstanbul İmar Yönetmeliği Değişiklikler ve Ek Yönetmelikleriyle,
İstanbul Belediyesi Matbaası, İstanbul, 1979, s.13.
A Design Guide For Residential Areas, Country Council of Essex, Essex, December, 1973,
s.128.
BECKETT, H.E., Population Density and the Heights of Buildings, Transactions of the
Illuminating Engineering Society, London, July, 1942, (anan.) MARCH, L., Elementary Models of
Built Forms MARTIN, L., MARCH, L., a.g.e. s.73.
GROPIUS. W., Scope of Total Architecture, a.g.e., (anan.), MARCH, L., Elementary Models of
Built Forms, MARTIN, L., MARCH, L., a.g.e., s.73-79.
T.C. İstanbul Belediyesi, İstanbul İmar Yönetmeliği Değişiklikler ve Ek Yönetmelikleriyle, a.g.e.,
s.13
CROGHAN, D., HAWKES., D., Spacing of Low Rise Terrace Housing, Architects Journal, 26
February, 1970, (anan.), MARCH, L., Elementary Models of Built Forms, MARTIN, L., MARCH,
L., a.g.e., s.78.
40 yıldır çağdaş planlama ve mimarlık uygulamalrı, Gropius’un önermelerinin etkisi altında
kalmıştır. Son zamanlarda tasarımcılar az katlı yüksek yoğunluklu yerleşmeler konusunda ciddi
yaklaşımlarda bulunmaktadır. Bütünde olmasa da temel olarak toplumsal nedenlerden çok
geometrik nedenlerden kaynaklanmaktadır. A.T. Edwards (1968) ve W. Segal (1964) sürekli
yüksek yapılanmanın geometrik zayıflığına değinmişlerdir.
EDWARDS, A.T., Towards Tomorrows’s Architecture The Triple Approach, Phoenix House,
London, 1968.
V.G. Davidovich’de daha geniş kapsamlı modelinin temelinde 5 kattan yüksek yapıların,
ekonomik verimliliğinin olmadığının kabul edildiğini belirtmektedir. Sosyalist toplumlarda
gökdelenlerin savunulamayacağını belirterek, Amerika’da yüksek toprak değerleri sermaye
birikimi ve ticari yaşam ile toplmun doymazlığının, gökdelenlerin oluşmasını nedenlediğini
söylemektedir.
DAVIDOVICH, V.G., Town Planning in Induustrial Districts, (From Russian), Israel Program for
Scientific Translations, Jerusalem, 1968, (anan.) MARCH, L., Elementary Models of Built
Forms, MARTIN, L., MARCH, L., a.g.e., s.78.
MARCH, L., Elementary Models of Built Forms, MARTIN, L., MARCH, L., a.g.e., s.79
BECKETT, H.E., Population Density and the Heights of Buildings, Transactions of the
Illuminating Engineering Society, a.g.e., (anan.) MARCH, L., Elementary Models of Built Forms
MARTIN, L., MARCH, L., a.g.e. s.78-79.
MARCH, L., Elementary Models of Built Forms, MARTIN, L., MARCH, L., a.g.e., s.79.
y.a.g.e., s.87.
Örneğin; D. Hawkes ve R. Stibbs (1969) in geliştirdikleri çevresel model ile karmaşık mimari
çözümlerde aydınlanma ısınma, soğutma ve akustik koşullarını irdelemeyi amaçlamışlardır.
HAWKES, D., STIBBS, R., The Environmental Evaluation of Buildings, 1. A Mathematical
Model, L.U.B.F.S. Working Paper No. 15, 1969, (anan.) MARCH, L., Elementary Models of Built
Forms, MARTIN, L., MARCH, L., a.g.e., s.88.
MARCH, L., Elementary Models of Built Forms, MARTIN, L., MARCH, L., a.g.e., s.90.
MARTIN, L., MARCH, L., Land Use and Built Forms, a.g.e., / FIELITZ, E.S., Dichte in Stadtbau,
Bauen und Wohnen, February, 1968, Zurich, (anan.) MARCH, L., Elementary Models of Built
Forms, MARTIN, L., MARCH, L., a.g.e., s.94.
MARCH, L., Elementary Models of Built Forms, MARTIN, L., MARCH, L., a.g.e., s.95.
BAYHAN, İ., Şehir Planlaması, a.g.e., s.228-242.
Büyük İstanbul Nazım Plan Bürosu – Konut Sektörü Planlama Grubu Arşivi.
GÜLGEÇ, İ., YEB-ABAK Tabloları, İller Bankası İmar Planlama Dairesi, Ankara, 1981,
(TÜBİTAK, tarafından basılmaktadır.)
EVYAPAN, G.A., Kentleşme Olgusunun Hızlanması Nedeniyle Yapılar Yakın Çevresi
Düzeyindeki Açık alan ve Mekanların Değişimi, ODTÜ Mimarlık Fakültesi, Ankara, 1981.
AYSU, E., Kentsel Mekan Biçimlenmesinde, Yapı-İmar Düzenleri Tipolojisi, Toprak Kullanma
İlişkileri, YİD-TİP Benzeşim Modeli, AYK-GRAFİK-ABAKLARI, Y.Ü. Mimarlık Fakültesi, İstanbul,
1982.
y.a.g.e.
Ministry of Hosing an Local Government, The Density of Residential Areas, HMSO, Tablo-4,
1952, s.18, (anan.), ÖZDEŞ, G., Yerleşme Yoğunluğu Bakımından Standartlaşma, a.g.e., s.19.
MURPHY, R.E., The American City, a.g.e., s.158-159.
BAYAZIT, N., Az Katlı Yüksek Yoğunluklu Konutlar, Mimarlık, Sayı.8, 1970, s.54.
BÖLÜM KAYNAKLARI
CHAPIN, F.S., Jr., Urban Land Use Planning, a.g.e., s.7.
GOODALL, B., The Economics of Urban Areas, Pergamon Press, Ltd., London (oxford), 1972,
s.80 / LEAN, W., GOODALL, B., Aspect of Land Economics, The Estates Gazette Limited,
London, 1966, s.133.
KILINÇASLAN, İ., İstanbul Kentleşme Sürecinde Ekonomik ve Mekansal Yapı İlişkileri, İTÜ,
Mimarlık Fakültesi, İstanbul, 1981, s.41.
SERİM, E., Yıkım- Yapım – Satım, Olgusu ve Kentsel Yenileme, EÜ, Güzel Sanatlar Fakültesi
Şehir Planlama Bölümü, (basılmamış), Doktora Tezi, İzmir, 1979 / DOĞANAY, Ü., Toplum
Yararı ve Kamu Yararı Kavramları, Mimarlık, Sayı 7, İstanbul, 1974, s.5-6.
“... Toprak arzı, talebine göre sınırlı olduğundan toprağın kullanılması ile elde edilen istifadenin
karşılığı olarak sahibine gelir sağlayan bir fiyat ödenmelidir. Herhangi bir maliyeti karşılanması
zorunlu olmayan bu ödemeye rant adı verilir...”
ALKİN, E., İktisat, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi, İstanbul, 1974, s.99.
“... Halk dilinde rant kelimesi kira anlamında kullanılmakta ve herhangi bir ürünün (ev, otomobil,
v.b.) kiralanması karşılığında yapılan periyodik ödemeleri ifade etmektedir...”
Ak İktisat Ansiklopedisi, Cilt-2, 13. Fasikül, 8 Haziran 1973, Akyayınlar Ltd. Şti., İstanbul, 1973,
s.785.
CHAPIN, F.S., Jr., Urban Land Use Planning, a.g.e., s.8.
ALKİN, E., İktisat, a.g.e., s.100 / CHAPIN, F.S., Jr., Urban Land Use Planning, a.g.e., s.8 /
DARIN-DRAPKIN, H., Land Policy and Urban Growth, Pergamon Press, Oxford, 1977, s.141
DARIN-DRAPKIN, H., Land Policy and Urban Growth, a.g.e., s.141 / ALKİN, E., İktisat, a.g.e.,
s.101.
HOYT, H., One Hundred Years of Land Values in Chicago, University of Chicago Press,
Chicago, 1933, s.449, (anan.) CHAPIN, F.S., Jr., Urban Land Use Planning, a.g.e., s.449.
Toprak değerlerinin oluşumunu, tarımsal model, iş alanları (kentsel iş adamları), konut alanları
(hanehalkları) bağımsız dengeleyiciler (individual equilibrium), Pazar dengeleyicileri (market
equilbrium) açısından incelemektedir.
ALONSO, W., A Theory of the Urban Land Market, COOPER, J.R., GUNTERMANN, K.L., Real
Estate and Urban Land Analysis Lexington Books, London, 1974, s.57-65 / ALONSO, W.,
Location and Land Use Toward A General Theory of Land Rent, Harvard University Press,
Massachusetts, 1977, s.5., (anan.) DARIN-DRAPKIN, H., Land Policy and Urban Growth,
a.g.e., s.141.
DARIN-DRAPKIN, H., Land Policy and Urban Growth, a.g.e., s.141.
y.a.g.e., s.142.
y.a.g.e., s.142.
y.a.g.e., s.143.
y.a.g.e., s.143.
y.a.g.e., s.144.
LEAN, W., GOODALL, B., Aspect of Land Economics, a.g.e., s.200.
GOODALL, B., The Economics of Urban Areas, a.g.e., s.83.
SCHLAGER, K.J., A Land Use Plan Design Model, COOPER, J.R., GUNTERMANN, K.L., Real
Estate and Urban Land Analysis, a.g.e., s.119-127.
GOODALL, B., The Economics of Urban Areas, a.g.e., s.83-91.
CHORLEY, R.J., HAGGETT, P., Socio-Economic Models in Geography Open University Set
Book, Methuen and Co., Ltd., London, 1968, s.336.
y.a.g.e., s.350-351.
y.a.g.e., s.338 / CHAPIN, F.S., Jr., Urban Land Use Planning, a.g.e., s.11.
CHAPIN, F.S., Jr., Urban Land Use Planning, a.g.e., s.11.
YEATES, M., Some Factors Affecting the Spatial distribution of Chicago Land Values, 1910-60,
Economic Geography, 41, 1965, s.57-70, (anan.) CHORLEY, RJ., HAGGETT, P. SocioEconomic Models in Geography, a.g.e., s.338.
CHAPIN, F.S., Jr., Urban Land Use Planning, a.g.e., s.13
CLARK, C., Urban Population Densities, Journal of the Royal Statistical Society, series, A:114,
London, 1961, s.490-496, (anan.) CHORLEY, R.J., HAGGETT, P. Socio-Economic Models in
Geography, a.g.e., s.343 / EVANS, A.W., The Economics of Residential Location, The
Macmillan Press Ltd. London, 1973, s.182 / HAGGETT, P., CLIFF, A.D., FREY, A., Locational
Analysis in Human Geography, Locational Models, ikinci bası, Volume-I, Edward Arnold,
London, 1977, s.194.
EVANS, A.W., The Economics of Residential Location, a.g.e., s.182/ HAGGETT, P., CLIFF,
A.D., FREY, A., Locational Analysis in Human Geography, Locational Models, a.g.e., s.195.
EVANS, A.W., The Economics of Residential Location, a.g.e., s.183.
BISH, R.L., NOURSE, H.O., Urban Economics and Policy Analysis, Mac Graw – Hill
Kogakusha, Ltd. Tokyo, 1975, s.99-100.
WINSBOROUGH, H.H., A Comparative Study of Urban population densities, University of
Chicago, Ph. D. Thesis, 1961, (anan.), HAGGETT, P., CLIFF, A.D., FREY, A., Locational
Analysis in Human Geography, Locational Models, a.g.e., s.195.
HAGGETT, P., CLIFF, A.D., FREY, A., Locational Analysis in Human Geography, Locational
Models, a.g.e., s.195-196.
y.a.g.e., s.222 / EVANS, A.W., The Economics of Residential Location, a.g.e., s.181-182.
HAGGETT, P., CLIFF, A.D., FREY, A., Locational Analysis in Human Geography, Locational
Models, a.g.e., s.222.
CHORLEY, RJ., HAGGETT, P. Socio-Economic Models in Geography, a.g.e., s.344.
y.a.g.e., s.345 / HAGGETT, P., CLIFF, A.D., FREY, A., Locational Analysis in Human
Geography, Locational Models, a.g.e., s.228-229 / HARVEY, D. Social Justice and The City,
Edward Arnold Ltd. London, 1973, s.153-194.
BROADBENT, T.A., Planning and Profit in the Urban Economy, Methuen and Co., Ltd., London,
1977, s.121.
HAGGETT, P., CLIFF, A.D., FREY, A., Locational Analysis in Human Geography, Locational
Models, a.g.e., s.223.
y.a.g.e., s. 224.
y.a.g.e., s. 224-225.
CROWTHER, D., ECHINEQUE, M., Development of a Model of Urban Spatial Structure,
MARTIN, L., MARCH, L., Urban Space and Structures, a.g.e., s.180-194.
GETIS, A., BOOTS, B.N., Spatial Behaviour: Rats and Man., Professional Geographer, 23,
1971, s.11-14, (anan.) HAGGETT, P., CLIFF, A.D., FREY, A., Locational Analysis in Human
Geography, Locational Models, a.g.e., s.225.
HAGGETT, P., CLIFF, A.D., FREY, A., Locational Analysis in Human Geography, Locational
Models, a.g.e., s.226.
ECHINEQUE, M., Urban Systems : Toward an Explorative Model, L.U.B.F.S., Working Paper
No:7, 1968 / ECHINEQUE, M., CROWTHER, D., LINDSAY, W., STIBBS, W. And R. Models of
a Town: Reading, L.U.B.F.S., Working Paper, No:26, 1969, (anan.) CROWTHER, D.,
ECHINEQUE, M., Development of a Model of Urban Spatial Structure, MARTIN, L., MARCH, L.,
Urban Space andu Structures, a.g.e., s.203.
WINGO, L., Transportation and Urban Land, Johns Hopkins Press, Baltimore, 1969 / ALONSO,
W., Location and Land Use: Toward a General Theory of Land Rents, Harvard University Press,
1964/ BRIGHAM, E.F., A Model of Residential land Values, Rand Corporation, Santa Monica,
California, 1964, (anan.), CROWTHER, D., ECHINEQUE, M., Development of a Model of Urban
Spatial Structure, MARTIN, L., MARCH, L., Urban Space and Structures, a.g.e. s.203.
KAIN, J.F., The Journey to Work as a Determinant of Residential Location, Rand Corporation,
Santa Monica, California, 1961, (anan.), CROWTHER, D., ECHINEQUE, M., Development of a
Model of Urban Spatial Structure, MARTIN,L., MARCH, L., Urban Space and Structures, a.g.e.,
s.203 / İZKARAKOÇ, Y., Kent Planlamasında Modeller, Dinamik Bir Konutsal Alanlar PlanlamaTasarlama Modeli, İTÜ, Mimarlık Fakültesi, Doktora Tezi, İstanbul, 1973, s.77.
CROWTHER, D., ECHINEQUE, M., Development of a Model of Urban Spatial Structure,
MARTIN, L., MARCH, L., Urban Space and Structures,, a.g.e., s.203.
y.a.g.e., s.204.
BAYHAN, İ., Şehir Planlaması, a.g.e., s.194-195, Şekil 219, 220.
Büyük İstanbul Nazım Plan Bürosu, 1971-72, Çalışmaları, Mimarlık, Sayı : 7, Temmuz, 1972,
s.1.
DARIN-DRABKIN, Haim, Land Policy and urban Grawth, a.g.e., s.144-166 / BISH, R.L.,
NOURSE, O.H., Urban Economics and Policy Analysis, a.g.e., s. 86-87 / CHORLEY, R.J.,
HAGGETT, P. Socio-Economic Models in Geography, a.g.e., s.338-343 / HAGGETT, P., CLIFF,
A.D., FREY, A., Locational Analysis in Human Geography, Locational Models, a.g.e., s.226-230
/ ARSLAN, R., Planlama Teorileri, İ.D.M.M.A. Mimarlık Fakültesi Lisansüstü Kent Planlama
Ders Notları, İstanbul, 1981/ CHAPIN, S.F., Jr., Urban Land Use Planning, a.g.e., 1965, s.14-21
/ CHAPIN, S.F., Jr., Land Use Perspectives in COOPER, R.J., GUNTERMANN, K.L., Real
Estate and Urban Land Analysis, Lexington books, London, 1974, s.44-56 / KELEŞ, R.,
Şehirciliğin Kuramsal Temelleri, A.Ü., Siyasal Bilgiler Fakültesi, Yayın No:332, Ankara, 1972,
s.5-13 / GOODALL, Brian, The Economics of Urban Areas, a.g.e., S.109-113 / MURPHY, E.R.,
The American City, An Urban Geography, a.g.e., s.207-218 / LUNDBERG, G.A., SCHRAG,
C.C., LARSEN, O.N., Sosyoloji, a.g.e, s. 52-59 / KOHN, F.C., MAYER, a.g.e., s.277-286.
Çeşitli yazarlar bu gruptaki dört çalışma için, çizelge-model-şema- kuram gibi değişik anlamlar
ieren deyimler kullanmışladır. DARIN-DRABKIN, Haim, Land Policy and urban Grawth, a.g.e.,
s.144-147 / / BISH, R.L., NOURSE, O.H., Urban Economics and Policy Analysis, a.g.e., s. 8687/ CHORLEY, R.J., HAGGETT, P. Socio-Economic Models in Geography, a.g.e., s.338-343 /
HAGGETT, P., CLIFF, A.D., FREY, A., Locational Analysis in Human Geography, Locational
Models, a.g.e., s.226-230 / CHAPIN, S.F., Jr., Urban Land Use Planning, a.g.e., s.14-21 /
CHAPIN, S.F., Jr., Land Use Perspectives, a.g.e., s.44-56 / KELEŞ, R., Şehirciliğin Kuramsal
Temelleri, a.g.e., s.5-13 / GOODALL, Brian, The Economics of Urban Areas, a.g.e., S.10-113/
GOODALL, B., LEAN, W., Aspects of Land Economics the Estates Gezette Ltd., London, 1966,
s.193-201 / MURPHY, E.R., The American City, An Urban Geography, a.g.e., s.207-218 /
LUNDBERG, A.G., SCHRAG, C.C., LARSEN, N.O., Sosyoloji, a.g.e, s. 52-59 / KOHN, F.C.,
MAYER, M.H., Readings in Urban Geography, a.g.e., s.277-286/ ÖZDEŞ, G., Şehir Bölgeleri,
a.g.e., s.39-45.
CHAPIN, S.F., Jr., Urban Land Use Planning, a.g.e., s.15.
KELEŞ, R., Şehirciliğin Kuramsal Temelleri, a.g.e., s.5 / ARSLAN, R., Planlama Teorileri, a.g.e.
DARIN-DRAPKIN, H., Land Policy and Urban Growth, a.g.e., s.144 / HAGGETT, P., CLIFF,
A.D., FREY, A., Locational Analysis in Human Geography, Locational Models, a.g.e., s.144 /
DICKINSON, R.E., City and Region, a Geographical Interpretation, London, 1964, s.44-131.
GOODALL, B., The Economics of Urban Areas, a.g.e., S.109 / MURPHY, E.R., The American
City, An Urban Geography, a.g.e., s.207.
GOODALL, B., LEAN, W., Aspects of Land Economics, a.g.e., s.195.
HAGGETT, P., CLIFF, A.D., FREY, A., Locational Analysis in Human Geography, Locational
Models, a.g.e., s.226-227.
ARSLAN, R., Planlama Teorileri, a.g.e.,
KELEŞ, R., Şehirciliğin Kuramsal Temelleri, a.g.e., s.6
BISH, R.L., NOURSE, H.O., Urban Economics and Policy Analysis, a.g.e., s. 86.
CHAPIN, S.F., Jr., Urban Land Use Planning, a.g.e., s.17.
BISH, R.L., NOURSE, H.O., Urban Economics and Policy Analysis, a.g.e., s. 86.
CHAPIN, S.F., Jr., Urban Land Use Planning, a.g.e., s.17.
y.a.g.e., s.17 / KELEŞ, R., Şehirciliğin Kuramsal Temelleri, a.g.e., s.6
ARSLAN, R., Planlama Teorileri, a.g.e.,
y.a.g.e.
y.a.g.e. / KELEŞ, R., Şehirciliğin Kuramsal Temelleri, a.g.e., s.6 / GOODALL, B., The
Economics of Urban Areas, a.g.e., s.111.
GOODALL, B., The Economics of Urban Areas, a.g.e., s.111 / GOODALL, B., LEAN, W.,
Aspects of Land Economics, a.g.e., s.196.
GOODALL, B., a.g.e., s.111 / GOODALL, B., LEAN, W., a.g.e., s.196.
DARIN-DRAPKIN, H., Land Policy and Urban Growth, a.g.e., s.144-147 / / BISH, R.L.,
NOURSE, O.H., Urban Economics and Policy Analysis, a.g.e., s. 86-87/ CHORLEY, R.J.,
HAGGETT, P. Socio-Economic Models in Geography, a.g.e., s.338-343 / HAGGETT, P., CLIFF,
A.D., FREY, A., Locational Analysis in Human Geography, Locational Models, a.g.e., s.226-230
/ ARSLAN, R., Planlama Teorileri, a.g.e.,/ CHAPIN, S.F., Jr., Urban Land Use Planning, a.g.e.,
s.14-21 / KELEŞ, R., Şehirciliğin Kuramsal Temelleri, a.g.e., s.5-13.
DARIN-DRAPKIN, H., Land Policy and Urban Growth, a.g.e., s.145 / CHORLEY, R.J.,
HAGGETT, P. Socio-Economic Models in Geography, a.g.e., s.34 / HAGGETT, P., CLIFF, A.D.,
FREY, A., Locational Analysis in Human Geography, Locational Models, a.g.e., s.227.
DARIN-DRAPKIN, H., Land Policy and Urban Growth, a.g.e., s.145.
y.a.g.e., s.146.
ARSLAN, R., Planlama Teorileri, a.g.e.,
GOODALL, B., The Economics of Urban Areas, a.g.e., s.112.
KELEŞ, R., Şehirciliğin Kuramsal Temelleri, a.g.e., s.7.
DARIN-DRAPKIN, H., Land Policy and Urban Growth, a.g.e., s.146.
MURPHY, E.R., The American City, An Urban Geography, a.g.e., s.212.
ALONSO, W., The Form of Cities in Developing Contries, PRRSA, V.13, 1964, s.168, (anan.) /
KELEŞ, R., Şehirciliğin Kuramsal Temelleri, a.g.e., s.8.
ARSLAN, R., Planlama Teorileri, a.g.e., / KELEŞ, R., Şehirciliğin Kuramsal Temelleri, a.g.e.,
s.8.
ARSLAN, R., Planlama Teorileri, a.g.e.,
RODWIN, L., “The Theory of Residential Growth and Structure”, Appraisal Jurnal, July, 1950,
s.312, (anan.) / KELEŞ, R., Şehirciliğin Kuramsal Temelleri, a.g.e., s.8.
McKENZIE, R.D. The Metropolitan Community, McGraw-Hill Book Co. Ltd. New-York, 1933,
s.197-198, (anan.), CHAPIN, S.F., Jr., Urban Land Use Planning, a.g.e., s.19.
HARRIS, D.C., ULLMAN, L.E., “The Nuture of Cities” The Annals oof the Amerian Academy of
Political and social Sciences, November, 1945, (anan.), CHAPIN, S.F., Jr., Urban Land Use
Planning, a.g.e., s.9 / KELEŞ, R., Şehirciliğin Kuramsal Temelleri, a.g.e., s.9 / GOODALL, B.,
The Economics of Urban Areas, a.g.e., s.113 / GOODALL, B., LEAN, W., Aspects of Land
Economics, a.g.e., s.199.
CHAPIN, S.F., Jr., Urban Land Use Planning, a.g.e., s.20 / GOODALL, B., LEAN, W., Aspects
of Land Economics, a.g.e., s.200 / DARIN-DRAPKIN, H., Land Policy and Urban Growth, a.g.e.,
s.146 / CHORLEY, R.J., HAGGETT, P. Socio-Economic Models in Geography, a.g.e., s.342 /
KELEŞ, R., Şehirciliğin Kuramsal Temelleri, a.g.e., s.9.
ARSLAN, R., Planlama Teorileri, a.g.e.,
CHAPIN, S.F., Jr., Urban Land Use Planning, a.g.e., s.20 / KILINÇASLAN, I., İstanbul
Kentleşme Sürecinde Ekonomik ve Mekansal Yapı İlişkileri, İTÜ, Mimarlık Fakültesi, İstanbul,
1981, s.42.
ARSLAN, R., Planlama Teorileri, a.g.e.,
CHORLEY, R.J., HAGGETT, P. Socio-Economic Models in Geography, a.g.e., s.342
KELEŞ, R., Şehirciliğin Kuramsal Temelleri, a.g.e., s.10.
CHAPIN, S.F., Jr., Urban Land Use Planning, a.g.e., s.20.
y.a.g.e.
KELEŞ, R., Şehirciliğin Kuramsal Temelleri, a.g.e., s.10 / CHAPIN, S.F., Jr., Urban Land Use
Planning, a.g.e., s.20.
BÖLÜM KAYNAKLARI
AYSU, E., Eski Kent Mekanlarının Düzenleme İlkeleri, İ.D.M.M.A., Mimarlık Fakültesi, 1977,
s.322.
GÖÇER, O., Şehirsel Yoğunluk Bölgeleri ve Sınırlandırma Kriterleri, A.G.E., 1975, S.9 /
MEYER, K., Bauehungszahlen und Begriffe für die koordination von Bevalkerung und Raum,
Handwörterbuch der Raumforschung und Raumordnun, Cilt-I, Hannover, 1970, s.259-266.
BAYHAN, İ., Şehir Planlaması, a.g.e., s.228, / BAYHAN, İ., Mesken Tipleri ve Yerleşme
Formları, a.g.e., s.182 / ÖZDEŞ, G., Şehir Bölgeleri, a.g.e., s.66.
KELEŞ, R., Kentbilim Terimler Sözlüğü, a.g.e., 1980
GÖÇER, O., Şehirsel Yoğunluk Bölgeleri ve Sınırlandırma Kriterleri, a.g.e., s.66
BAYHAN, İ., Şehir Planlaması, a.g.e., s.228 / BAYHAN, İ., Mesken Tipleri ve Yerleşme
Formları, a.g.e., s.182 / ÖZDEŞ, G., Şehir Bölgeleri, a.g.e., s.66.
RATCLIFFE, J., An Introduction to Town and Country Planning, a.g.e., s.293-294.
BAYHAN, İ., Şehir Planlaması, a.g.e., s.228 / BAYHAN, İ., Mesken Tipleri ve Yerleşme
Formları, a.g.e., s.182 / ÖZDEŞ, G., Şehir Bölgeleri, a.g.e., s.66
Ministry of Housing and local Gouverment, The Density of Residential Areas, HMSO, 1952,
(anan.), RATCLIFFE, J., An Introduction to Town and Country Planning, a.g.e., s.293
y.a.g.e., s.295 / LYNCH, K., Site Planning, The M.T.T. Press, Cambridge, Massachusetts, 1969,
s.34.
BAYHAN, İ., Şehir Planlaması, a.g.e., s.228 / BAYHAN, İ., Mesken Tipleri ve Yerleşme
Formları, a.g.e., s.182
KELEŞ, R., Kentbilim Terimleri Sözlüğü, a.g.e., s.24.
Ministry of Housing and local Gouverment, The Density of Residential Areas, a.g.e., (anan.),
RATCLIFFE, J., An Introduction to Town and Country Planning, a.g.e., s.294
BAYHAN, İ., Kent Planlamasında Yoğunluk, a.g.e.
B.İ.N.P. Konut Sektörü Planlama Grubu, Konut Yoğunlukları Üzerine Araştırma.
Ülkemizde İller Bankası kanalı ile yürütülen planlama çalışmalarında izlenen farklılaşmalar.
Ministry of Housing and Local Gouverment, The Density of Residential Areas, a.g.e., (anan.)
RATCLIFFE, J., An Introduction to Town and Country Planning, a.g.e., s. 294.
BAYHAN, İ., Şehir Planlaması, a.g.e., s.228 / BAYHAN, İ., Mesken Tipleri ve Yerleşme
Formları, a.g.e., s.294.
TANERİ, E., Şehircilik Konuları, İ.D.M.M.A., Mimarlık Fakültesi Şehircilik Kürsüsü Yay. 5,
İstanbul, 1978, s.85.
LYNCH, K., Site Planning, a.g.e., s.34.
KELEŞ, R., Kentbilim İlkeleri, S.B.D. Yay. G.5, Sevinç matbaası, ankara, 1976, s.66.
RATCLIFFE, J., An Introduction to Town and Countries Planning, a.g.e., s.294.
B.İ.N.P. Konut Planlama Sektörü, Konut Yoğunlukları Üzerine Bir Araştırma,
RATCLIFFE, J., An Introduction to Town and Countries Planning, a.g.e., s.344-349
BAYHAN, İ., Şehir Planlaması, a.g.e., s.193 / BAYHAN, İ., Kent Planlamasında Yoğunluk
İ.D.M.M.A. Mimarlık Fakültesi Lisans Ders Notları, 1982.
RATCLIFFE, J., An Introduction to Town and Countries Planning, a.g.e., s.291.
Ayrıntılı bilgi için bakınız :
ÖZDEŞ, G., Şehir Bölgeleri, a.g.e., s.1-22 / ÇETİNER, A., Şehircilik Çalışmalarında Donatım
İlkeleri, İ.T.Ü. Mimarlık Fakültesi, İstanbul, 1972, / ÇETİNER, A., Şehir Planlamasında Çalışma
Yöntemleri ve İfade Teknikleri, İ.T.Ü. Mimarlık Fakültesi, İstanbul, 1979 / TANERİ, E., Şehircilik
Konuları, a.g.e. / ARU.K.A., Şehirsel Yerleşmeler, İ.T.Ü. Mimarlık Fakültesi, Şehirsel Tasarım ve
Şehir Yenileme Kürsüsü, İstanbul, 1982 / GÖÇER, O., Şehir Alt Birimleri ile Arazi Kullanışı
Arasındaki İlişkiler, a.g.e.
Ayrıntılı bilgi için bakınız :
ÖZDEŞ, G., Şehir Bölgeleri, a.g.e., s.1-22 / ÇETİNER, A., Şehircilik Çalışmalarında Donatım
İlkeleri, a.g.e. / ÇETİNER, A., Şehir Planlamasında Çalışma Yöntemleri ve İfade Teknikleri,
a.g.e. / TANERİ, E., Şehircilik Konuları, a.g.e. / ARU.K.A., Şehirsel Yerleşmeler, a.g.e./
RATCLIFFE, J., An Introduction to Town and Country Planning, a.g.e., s.291-312
KELEŞ, R., Kentbilim Terimleri Sözlüğü, a.g.e., s.24.
TANERİ, E., Şehircilik Konuları, a.g.e., s.86.
BAYHAN, İ., Şehir Planlaması, a.g.e., s.229 / BAYHAN, İ., Mesken Tipleri ve Yerleşme
Formları, a.g.e.
RATCLIFFE, J., An Introduction to Town and Countries Planning, a.g.e., s.294
TANERİ, E., Şehircilik Konuları, a.g.e. s. 88 / ARU.K.A., Yerleşmeler ve Konut Politikası, a.g.e.
İller Bankası, Zonguldak Analitik Etüdleri, Ankara, 1971, s.319.
ARU, K.A., Yerleşmeler ve Konut Politikası, a.g.e., s.25.
İller Bankası, Zonguldak Analitik Etüdleri, a.g.e.
İller Bankası, Gaziantep Analitik Etüdleri, Ankara, 1972, s.109-110 / İstanbul Metropoliten alan
İçinde Soğanlık Yerleşmesinin Toplumsal-Ekonomik ve Fiziki Çevre Çözümleme Çalışması,
1978, İ.D.M.M.A., Mimarlık Fakültesi Şehircilik ve Proje Kürsüsü, İstanbul, 1979, s.70-71.
y.a.g. eserler
İller Bankası, Trabzon Analitik Etüdleri, a.g.e., s.114 / Gaziantep Analitik Etüdleri, a.g.e., s. 63 /
Sivas Analitik Etüdleri, a.g.e., s.131 / İstanbul Metropoliten Alan İçinde Soğanlık Yerleşmesinin
Toplumsal, Ekonomik ve Fiziki Çevre Çözümleme Çalışması, a.g.e., s.88.
y.a.g. eserler
İller Bankası, Trabzon Analitik Etüdleri, a.g.e., s.66 / Sivas Analitik Etüdleri, a.g.e., s.78 /
Gaziantep Analitik Etüdleri, a.g.e., s. 102-103 / İzmit Analitik Etüdleri, s.231 / Zonguldak Kozlu
Kilimli, Çatalağzı Analitik Etüdleri, a.g.e., s.319.
RATCLIFFE, J., An Introduction to Town and Countries Planning, a.g.e., s.294
y.a.g.e.
y.a.g.e.
Turizm Bakanlığı Arazi Kullanım Kalıpları.
İller Bankası, Gaziantep Analitik Etüdleri, a.g.e., 112-113 İzmit Analitik Etüdleri, a.g.e., 232.
BAYHAN, İ., Mesken Tipleri ve Yerleşme Formları, a.g.e., s.185/ BAYHAN, İ., Şehir Planlaması,
a.g.e., s.232/ TANERİ, E., Şehircilik Konuları, a.g.e., s.88 / KELEŞ, R., Kentbilim Terimleri
Sözlüğü, a.g.e, s.99/ ÇETİNER, A., Şehircilik Çalışmalarında Donatım İlkeleri, a.g.e., s.43 /
ÖZDEŞ, G., Şehir Bölgeleri, a.g.e., s.68-69 / ÇETİNER, A., Şehir Planlamasında Çalışma
Yöntemleri ve İfade Teknikleri, a.g.e., s.114-115 / ARU, K.A., Şehirsel Yerleşmeler, a.g.e., s.47 /
LYNCH, K., Site Planning, a.g.e., s.33 / ROSENBORG, G., “A Standard for the Control of
Building Built in Business Areas”, Town Planning Institute Journal September, 1969, (anan.),
RATCLIFFE, J., An ıntroduction to Town and Contry Planning, a.g.e., s.300-301.
LYNCH, K., Site Planning, a.g.e., s.33.
KELEŞ, R., Kentbilim Terimleri Sözlüğü, a.g.e., s.98.
BAYHAN, İ., Şehir Planlaması, a.g.e., s.232.
KELEŞ, R., Kentbilim Terimleri Sözlüğü, a.g.e., s.69.
ÇETİNER, A., Şehir Planlamasında Çalışma Yöntemleri ve İfade Teknikleri, a.g.e., s.114.
KELEŞ, R., Kentbilim Terimleri Sözlüğü, a.g.e., s.123.
AYSU, E., Eski Kent Mekanları Düzenleme ilkeleri, a.g.e., s.341-342 / GRABE, H.,
Entwicklungsanalyse und Stadtebaulinche Kalkulation-Studien im Rahmen der Bauleitpinning
für eine Kleinstadt. Karl Kramer Verlag, Stuttgart, 1970, s.61-63.
AYSU, E., Eski Kent Mekanları Düzenleme ilkeleri, a.g.e., s.331 / KELEŞ, R., Kentbilim
Terimleri Sözlüğü, a.g.e., s.99 / SERİM, E., “Yıkım, Yapım, Satım” Olgusu ve Kentsel Yenileme,
Eğe Üniversitesi, G.S. Fakültesi, Kent Planlama Bölümü, (Basılmamış doktora tezi), İzmir, 1979
/ İller Bankası, İzmit Analitik Etüdleri, s.218 / Gaziantep Analitik Etüdleri, s.110 / Trabzon Analitik
Etüdleri, s.69 / Sivas Analitik Etüdleri, s.79 / İstanbul Belediyesi, Belediye Terimleri Sözlüğü,
Belediye Basımevi, İstanbul, 1981, s.77.
EVYAPAN, G.A., Kentleşme Olgusunun Hızlanması Nedeniyle Yapılar Yakın Çevresi
Düzeyinde Açık Alan ve Mekanların Değişimi, O.D.T.Ü. Mimarlık Fakültesi, Ankara, 1981 /
ERSAN, O., İŞPİR, Y., İLTER, G., İmar Hukuku, Yeni Desen Matbaası, Ankara, 1973, s.212.
ÇETİNER, A., Şehir Planlamasında Çalışma Yöntemleri ve İfade Teknikleri, a.g.e., s.114.
BAYHAN, İ., Şehir Planlaması, a.g.e., s.232/ BAYHAN, İ., Mesken Tipleri ve Yerleşme Formları,
a.g.e., s.185.
ÖZDEŞ, G., Şehir Bölgeleri, a.g.e., s.68.
GASSNER, E., St Wendel, Strukturgutachten zur Sanierung der Altstadt, Institut für stadtebau,
Siedlungswesen und Kulturtechnik, Bonn, 1963, s.80.
ROSENBURG, G., A Standart for the Control of Building Built in Business Areas, a.g.e., (anan.)
RATCLIFFE, J., An Introduction to Town and Countries Planning, a.g.e., s.300.
AYSU, E., Eski Kent Mekanları Düzenleme İlkeleri, a.g.e., s.335 / SERİM, E., Yıkım-YapımSatım Olgusu ve Kentsel Yenileme, a.g.e., s.138/ İller Bankası, İzmit Analitik Etüdleri, a.g.e.,
s.218 / İller Bankası, Gaziantep Analitik Etüdleri, s.110 / İller Bankası, Zonguldak, Kozlu Kilimli,
Çatalağzı, a.g.e.
ROSENBURG, G., A Standart for the Control of Building Built in Business Areas, a.g.e., (anan.)
RATCLIFFE, J., An Introduction to Town and Countries Planning, a.g.e., s.301.
GASSNER, E., St Wendel, Strukturgutachten zur Sanierung der Altstadt, a.g.e., s.82.
KELEŞ, R., Kentbilim Terimleri Sözlüğü, a.g.e., s.117.
ERSAN, O., IŞPIR. Y., İLTER, G., İmar Hukuku, a.g.e., s.215 / EVYAPAN, G.A., Kentleşme
Olgusu Hızlanması Nedeniyle Yapılar Yakın Çevresi Düzeyinde Açık Alan ve Mekanların
Değişimi, a.g.e., s.10 / İstanbul Belediyesi, Belediye Terimleri Sözlüğü, a.g.e., s.37.
ÖZDEŞ, G., Şehir Bölgeleri, a.g.e., s.69.
BAYHAN, İ., Şehir Planlaması, a.g.e., s.232 / BAYHAN, İ., Mesken Tipleri ve Yerleşme
Formları, a.g.e., s.185.
ÇETİNER, A., Şehir Planlamasında Çalışma Yöntemleri ve İfade Teknikleri, a.g.e., s.185.
ARU, K.A, Şehirsel Yerleşmeler, ders notları, a.g.e., s.47
AYSU, E., Eski Kent Mekanları Düzenleme İlkeleri, a.g.e., s.341 / SERİM, E., Yıkım-YapımSatım Olgusu ve Kentsel Yenileme, a.g.e., s.125.
GRABE, H., Entwicklungsanalyse und Stadtebaulingche Kalkulation Studien im Rahmen der
Bauleitplanning for eine Kleinstadt, a.g.e., s. / GONSIOR, G., Die Samierung des Histrischen
Stadtkernes von Alsfeld, Universitat Bonn, 1972, s.77.
AYSU, E., Eski Kent Mekanları düzenleme İlkeleri, a.g.e., s.341.
RATCLIFFE, J., An Introduction to Town and Countries Planning, a.g.e., s.301.
AREN, F.Ü., Kent (İmar) Planlarının Değerlendirilmesi, İçin bir Yöntem Önerisi, İ.D.G.S.A.,
(Basılmamış Doktora Tezi), İstanbul, 1980, s.82.
BÖLÜM KAYNAKLARI
KAPTAN, H., KILINÇASLAN, T., AYSU, E., ZEREN, N., GÜLMEZ., A., GÜNUR, İ., Planlama
Süreci, Enstitüler arası Ortak Çalışma Grubu Komisyon Raporu, İ.D.M.M.A., Mimarlık Fakültesi,
Yerleşme Bilimleri, ve Şehircilik Enstitüsü Yay. No: 2, İstanbul, 1980/İller Bankası, İmar
Planlarının Tanzimi, ile ilgili Teknik Şartlaşma, Ankara, 1972.
Bu konuda ayrıntılı bilgi için aşağıdaki kaynaklara başvurulabilir :
ÇETİNER, A., Şehircilik Çalışmalarında Donatım İlkeleri, a.g.e., TANERİ, E., Şehircilik Konuları,
a.g.e. /YAVUZ, F., KELEŞ, R., GERAY, C., Şehircilik Sorunlar –Uygulama ve Politika, a.g.e.,
s.239-289 / ÖZDEŞ, G., Şehir Bölgeleri, a.g.e., s8-22 / BAYHAN, İ., Şehir Planlaması, a.g.e.,
s.280-294 / GÜREL, S., Türkiye’de Kent Mekansal Standartlar Üzerine Bir Deneme, İ.T.Ü.,
Mimarlık Fakültesi, İstanbul, 1974.
y.a.g.eserler
AYSU, E., Eski Kent Mekanları Düzenleme İlkeleri, a.g.e., s.66.
HALAÇ, O., Kantitatif Karar Verme Teknikleri, Yöneylem Araştırması, İ.Ü. Yay. No:2501, İşletme
Fakültesi, Yay.No: 86, İstanbul, 1978, s.21-26/ ACKOFF, L.R., SASIENI, M.W., Fundamentals
of Operations Research, John Wiley and Sons Inc., New York, 1967, s.32.
ÜNAL, Y., Ağır Sanayi Yatırımlarının Kentsel Mekan Bütününe Etkileri, Ereğli Örneği,
İ.D.M.M.A., Mimarlık Fakültesi, (Basılmamış doktora tezi), İstanbul, 1981, s.12-17.
CHADWICK, G., A Systems View of Planning, Towards a Theory of the Urban and Degional
Planning Process, Pergamon Press, Oxford, 1971, s.1-21.
Bu konuda oldukça ayrıntılı bir çalışma yapılmıştır. Daha fazla bilgi için bakınız :
ÖZKARAKOÇ, Y., Kent Planlarında Modeller, Dinamik bir Konutsal Alanlar, PlanlamaTasarlama Modeli, a.g.e., / CROWTHER, D., ECHINEQUE, M., “Development of a Model of
Urban Spatial Structure”, MARTIN, L., MARCH, L., Urban Space and Structures, a.g.e., s.175218.
AYSU, E., Trabzon Kenti Planlama Çalışmaları ve Tarihsel Çevre Koruma İlişkileri a.g.e., s.23.
CHAWICK, G., A System View of Planning, Towards a Theory of the Urban and Regional
Planning, a.g.e., s.18-21
KAYNAKLAR
ACKOFF, L.R., SASIENI, M.W., Fundamentals of Operations Research, John Wiley and Sons
Inc., New York, 1968.
ALKIN, E., İktisat, İ.Ü., İktisat Fakültesi, İstanbul, 1974.
ALONSO, W., A Theory of the Urban Land Market, COOPER, J.R., GUNTERMANN, K.L., Real
Estate and Urban Land Analysis, Lexington Books, London, 1974
ANON, İzmit Analitik Etüdleri, İller Bankası, İmar Planlama Dairesi Yayını, Ankara, 1970.
ANON, Gaziantep Kent Bütünü Analitik Etüdleri, İller Bankası, İmar Planlama Dairesi Yayını ve
ekleri, Ankara, 1972.
ANON, Sivas Analitik Etüdleri, İller Bankası, İmar Planlama Dairesi Yayını, Ankara
ANON, Trabzon Analitik Etüdleri, İller Bankası, İmar Planlama Dairesi Yayını, Ankara, 1968
ANON, Zonguldak, Kozlu, Kilimli, Çatalağzı
Dairesi Yayını, Ankara, 1971
Analitik Etüdleri, İller Bankası, İmar Planlama
ANON, Ak İktisat Ansiklopedisi, Cilt II, 13. Fasikül, Ak Yayınlar Ltd. Şti., 8 Haziran 1973,
İstanbul, 1973.
ANON, İstanbul Metropoliten Alan İçinde Soğanlık Yerleşiminin Toplumsal-Ekonomik ve Fiziki
Çevre Çözümleme Çalışması, 1978, İ.D.M.M.A., Mimarlık Fakültesi, Şehircilik ve Proje Kürsüsü
Yayını, PL-001-79, İstanbul, 1979.
ARSLAN, R., Planlama Teorileri, İ.D.M.M.A. Mimarlık Fakültesi Lisansüstü Kent Planlama Ders
Notları, İstanbul, 1981
ARU, K.A., Şehirsel Yerleşmeler Ders Notları, İTÜ. Mimarlık Fakültesi, Şehirsel Tasarım ve
Şehir Yenileme Kürsüsü, İstanbul, 1982
ARU, K.A., Yerleşmeler ve Konut Politikası, Ders Notları, İTÜ Mimarlık Fakültesi, İstanbul, 1978
AUZELLE, R., 323 Citations sur L’Urbanisme Paris, Vincent Freal, 1964.
AYSU, E., Eski Kent Mekanlarının Düzenleme İlkeleri, İ.D.M.M.A., Mimarlık Fakültesi, 1977
AYSU, E., Trabzon Kenti Planlama Çalışmaları, ve Tarihsel Çevre Koruma İlişkileri, Türkiye 1.
Şehircilik Kongresi, ODTÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümü, 1. ve 2. Cilt, Ankara, 1982.
AYSU, E., Kentsel Mekan Biçimlenmesinde, Yapı-İmar Düzenleri Tipolojisi, Toprak Kullanma
İlişkileri, YİD-TİP Benzeşim Modeli, AYK-GRAFİK-ABAKLARI, Y.Ü. Mimarlık Fakültesi, İstanbul,
1982
BAYAZIT, N., Az Katlı Yüksek Yoğunluklu Konutlar, Mimarlık, 1970/8
BAYHAN, İ., Mesken Tipleri ve Yerleşme Formları, İ.D.M.M.A. Yayını, No:84, İstanbul, 1962
BAYHAN, İ., Şehir Planlaması, İskender Matbaası, İstanbul, 1969
BAYHAN, İ., Kent Planlamasında Yoğunluk, İ.D.M.M.A. Mimarlık Fakültesi, Mimarlık Lisans
Ders Notları, İstanbul 1981.
BISH, R.L., NOURSE, H.O., Urban Economics and Policy Analysis, Mac Graw – Hill
Kogakusha, Ltd. Tokyo, 1975
BROADBENT, T.A., Planning and Profit in the Urban Economy, Methuen and Co., Ltd., London,
1972.
Büyük İstanbul Nazım Plan Bürosu 1971-72 çalışmaları, Mimarlık, 1972/7
Büyük İstanbul Nazım Plan Bürosu, Konut Sektörü Planlama Grubu, Konut Yoğunlukları
Üzerine Araştırma.
CHADWICK, G., A Systems View of Planning, Pergamon Press Ltd, London, (Oxford), 1974
CHAPIN, F.B., Jr., Urban Land Use Planning, University of Illinois Press, Urbana, 1965/1972
CHAPIN, S.F., Jr., Land Use Perspectives in COOPER, R.J., GUNTERMANN, K.L., Real Estate
and Urban Land Analysis, Lexington book, London, 1974
CHORLEY, R.J., HAGGETT, P., Socio-Economic Models in Geography, Methuen and Co., Ltd.,
London, 1972
CROWTHER, D., ECHINEQUE, M., Development of a Model of Urban Spatial Structure,
MARTIN, L., MARCH, L., Urban Space and Structures, Cambridge University Press, Oxford,
1972.
ÇETİNER, A., Şehircilik Çalışmalarında Donatım İlkeleri, İ.T.Ü. Mimarlık Fakültesi Doçentlik
Tezi, İstanbul, 1972.
ÇETİNER, A., Şehir Planlamasında Çalışma Yöntemleri ve İfade Teknikleri, İ.T.Ü. Mimarlık
Fakültesi, İstanbul, 1979
DARIN-DRAPKIN, H., Land Policy and Urban Growth, Pergamon Press, Oxford, 1977
DOXIADIS, C.A, Ekistics, An Introduction To The Science of Human Settlements, Hutchinson of
London, 1968
ECHINEQUE, M., “Development of a Model of Urban Spatial Structure”, MARTIN, L., MARCH,
L., Urban Space andu Structures, Cambridge University Press, Oxford, 1972.
ERSAN, O., İŞPİR, Y., İLTER, G., İmar Kanunu, Yeni Desen Matbaası, Ankara, 1973
EVANS, A.W., The Economics of Residential Location, The Macmillan Press Ltd. London, 1973
EVYAPAN, G.A., Kentleşme Olgusunun Hızlanması Nedeniyle Yapılar Yakın Çevresi
Düzeyindeki Açık alan ve Mekanların Değişimi, ODTÜ Mimarlık Fakültesi, Ankara, 1981
GALLION, A.B., EISNER, S. The Urban Pattern-City Planning and Design, D. Van Nostrand Co.
Inc., London, 1963.
GASSNER, E., St Wendel, Strukturgutachten zur Sanierung der Altstadt, Institut für Stadtebau,
Siedlungswesen und Kulturtechnik, Bonn, 1968
GONSIOR, G., Die Samierung des Histrischen Stadtkernes von Alsfeld, Universitat Bonn, 1972
GOODALL, B., The Economics of Urban Areas, Pergamon Press, Ltd., London (oxford), 1972
GRABE, H., Kommunale Entwicklungsanalyse und Stadtebaulinche Kalkulation,-Studien im
Rahmen der Bauleitpinning für eine Kleinstadt. Karl Kramer Verlag, Stuttgart, 1970
GÖÇER, O., Şehirsel yoğunluk Bölgeleri ve Sınırlandırma Kriterleri, İTÜ, Mimarlık Fakültesi,
İstanbul, 1975
GÖÇER, O., Şehir Alt Birimleri ile Arazi Kullanışı Arasındaki İlişkiler, İTÜ, Mimarlık
Fakültesi,Şehirsel Bölgeler ve Ulaşım Kürsüsü Yayını, İstanbul, 1975
GÜLGEÇ, İ., YEB-ABAK Tabloları, İller Bankası İmar Planlama Dairesi, Ankara, 1981,
(TÜBİTAK, tarafından basılmaktadır.)
GÜREL, S., Türkiye’de Kent Mekansal Standartlar Üzerine Bir Deneme, İ.T.Ü., Mimarlık
Fakültesi, İstanbul, 1974.
HAGGETT, P., CLIFF, A.D., FREY, A., Locational Analysis in Human Geography, Locational
Models, ikinci bası, Volume-I, Edward Arnold, London, 1977
HALAÇ, O., Kantitatif Karar Verme Teknikleri, (Yöneylem Araştırması), İ.Ü. Yay. No:2501,
İşletme Fakültesi, Yay.No: 86, İstanbul, 1978
HARVEY, D., Social Justice and The City, Edward Arnold, London, 1976
KAPTAN, H., KILINÇASLAN, T., AYSI E., ZEREN, N., GÜLMEZ, A., GÜNNUR, I., Planlama
Süreci Enstitüler Arası Ortak Çalışma Grubu Komisyonu Raporu, İDMMA, Mimarlık Fakültesi,
Yerleşme Bilimleri ve Şehircilik Enstitüsü Yayını, No:2, İstanbul, 1980.
KELEŞ, R., Şehirciliğin Kuramsal Temelleri, A.Ü., Siyasal Bilgiler Fakültesi, Yayın No:332,
Ankara, 1972
KELEŞ, R., Kentbilim İlkeleri, Sosyal Bilimler Derneği Yayınları. G.5, Sevinç Matbaası, Ankara,
1976
KELEŞ, R., Kentbilim Terimleri Sözlüğü, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara, 1980
KILINÇASLAN, İ., İstanbul Kentleşme Sürecinde Ekonomik ve Mekansal Yapı İlişkileri, İTÜ,
Mimarlık Fakültesi, Doçentlik Tezi, İstanbul, 1981
LEAN, W., GOODALL, B., Aspect of Land Economics, The Estates Gazette Limited, London,
1966
LUNDBERG, G.A., SCHRAG, C.C., LARSEN, O.N., (çeviri : Ozankaya Ö., Gürkan Ü.),
Sosyoloji , Cilt-1-2,, Türk Siyasi İlimler Derneği Yayını No:20, Ankara, 1970
LYNCH, K., Site Planning, The M.T.T. Press, Cambridge, Massachusetts, 1969
MAGNAN, R., Equipements et Deplacements urbains, CRU-Centre de Recherche d’urbanisme,
Paris, 1969
MARCH, L., Elementary Models of Built Forms, MARTIN, L., MARCH, L., Urban Space and
Structures, Cambridge University Press, London, 1972
MAYER, H.M., KOHN, C.F., Readings in Urban Geography, The University of Chicago Press, 7.
bası, Chicago, 1969
MURPHY, E.R., The American City, An Urban Geography, Mc Graw-Hill Book Company, New
York, 1966
ONIBOKUN, A.G., A System for Evaluating teh Relative Habitability of Housing, Ekistics,
Volume-36, No:216, November, 1973
ÖZDEŞ, G., Yerleşme Yoğunluğu Bakımından Standartlaşma, 1. Konut Paneli, İstanbul, 1963
ÖZDEŞ, G., Şehir Bölgeleri-Şehirlerde Zoning Kavramı, Kuramları ve Çalışma Bölgeleri, İ.T.Ü.
Mimarlık Fakültesi, İstanbul, 1974.
ÖZDEŞ, G., Arazi Kullanış Planlaması, İTÜ. Mimarlık Fakültesi, M.M.L. Ders Notları, İstanbul
ÖZKARAKOÇ, Y., Kent Planlamasında Modeller, Dinamik bir Konutsal Alanlar, PlanlamaTasarlama Modeli, İ.T.Ü. Mimarlık Fakültesi Doktora Tezi, İstanbul,, 1973.
RATCLIFFE, J., An Introduction to Town and Country Planning, Hutchinson and Co., Ltd.
London, 1977
SCHLAGER, K.J., “A Land Use Plan Design Model”, COOPER, J.R., GUNTERMANN, K.L.,
Real Estate and Urban Land Analysis, Lexington Book, London, 1974.
SERİM, E., Yıkım-Yapım- Satım Olgusu ve Kentsel Yenileme, Ege Üniversitesi, Güzel Sanatlar
Fakültesi, Kent Planlama Bölümü Doktora Tezi (Basılmamış), İzmir 1979.
TANERİ, E., Şehircilik Konuları, İ.D.M.M.A., Mimarlık Fakültesi Şehircilik ve Proje Kürsüsü- 5,
İstanbul, 1978
T.C. İstanbul Belediyesi, İstanbul İmar Yönetmeliği Değişiklikler ve Ek Yönetmelikleriyle,
İstanbul Belediyesi Matbaası, İstanbul, 1979
TILMONT, M., CROIZE, J.C., Les I.G.H. Dans La Ville, CRU-Centre de Recherche
d’Urbanisme, Paris, 1978
WHITTICK, A., Encyelopedia of Urban Planning,McGraw-Hill Book Company, New York, 1974.
ÜNAL, Y., Ağır Sanayi Yatırımlarının Kentsel Mekan Bütününe Etkileri, Ereğli Örneği,
İ.D.M.M.A., Mimarlık Fakültesi, (Basılmamış doktora tezi), İstanbul, 1981
YAVUZ, F., KELEŞ, B., GERAY, C., Şehircilik, Sorunlar – Uygulama ve Politika, A.Ü. Siyasal
Bilgiler Fakültesi Yayınları, No:415, 2. bası, Ankara, 1978

Benzer belgeler