Komünar - Komunar.NET

Transkript

Komünar - Komunar.NET
Komünar
1
İÇİNDEKİLER…
Komünardan..............................................2
İdeolojik Çözümleme Kararı Geliştirmedir
Pratik Çözümlenme Tarzı Yakalamadır.......3
15 Şubat Komplosunun Temel Özellikleri.....22
Uluslararası Komplonun 10.Yılı
Ve Görevlerimiz.............................................30
Komplo Bilinci, Kürtler Açısından
En Temel Bilinçtir..........................................59
Özgürlük İradesini
Korumak, İdeolojik
Bağımsızlık
Ve Örgütsel
Güçlenmeyle
Mümkündür
Şahadet Gerçeği, Yüreğimizi Arındırmak
Yüreğimizi Büyütmekle Mümkündür...............73
Ekim Devrimi Ve Komünalizm.....................76
Demokratik Özerklik Devlet Dışı Kalmış
Kesimlerin Çözümüdür..................................83
Laiklik Üzerine...............................................91
Komünar
2
KOMÜNARDAN...
Merhaba,
9 Ekim komplosunun 9'uncu yılını geride bırakıyoruz. 10'uncu yılına girerken komplo hızını
yitirse de devam ettiğini söylemek doğrudur. 10'uncu yıl komployu yeniden ele almayı ve değerlendirmeyi zorunlu kılmaktadır. Şüphesiz bir benzeri daha olmayan bu komployu değerlendirmek bir
yıl ya da yıllarla sınırlandırılamaz. Bu komplo daha çok değerlendirilecek ve değerlendirmeyi de hak
etmektedir. Her ilişkisi ve örgüsü ortaya çıkarılmalıdır. Komplo bir bilinç oluşturmalıdır. Komplo bilinci, Önder APO'nun belirttiği gibi; "Kürtler için en temel bilinç" olmalıdır.
Komplo ilk gündeme geldiğinde üzerinde fazla değerlendirme yapılmasa da, Önderliği imha
etmeyi amaçlamıştı. Halkımızın geliştirdiği muazzam direniş, sergilediği fedai ruh komplocuları
fazlasıyla şaşırtmış, en azından o dönem için gündemlerinden çıkarmalarını sağlamıştı. Halkımızın
tepkisi karşısındaki şaşkınlık yaşayan komplocular imhayı zamana yaymışlardı. Fizik olarak imha
etme gerçekleşmeyince anlam olarak imhayı gerçekleştirmeyi esas almışlardı. Anlam olarak imha
esastı, fizik olarak imha bunu tamamlayacaktı. Plan ve hesapların bunun üzerine kurulduğu, mahkeme
senaryosunun bunun için düzenlendiği bugün daha net ortaya çıkmış durumdadır. "Zamana yaydırılmış imha" anlam olarak yok etme hesaplarının devamıydı.
Türk Devleti intikamcı, çirkin yaklaşımından asla vazgeçmedi. "Bir sefer öldürmektense, her
gün öldürmek" faşist odakların dile getirdikleri bir yaklaşımdı ve zamana yaydırılmış imhayı ifade
ediyordu. Günümüzde ise, zamanı beklemeden imhayı gerçekleştirmek istemektedirler. Bu amaçla
Önderliği zehirlemeyi devreye sokmuşlardır. Zehirlemede sonradan izi kalmayacak ve tespit edilemeyecek olan Strasyum ile Krom elementlerinin bileşimi kullanılmıştır. 2006 Temmuz'undan itibaren
devreye sokulan bu yöntem partimiz tarafından deşifre edilmiştir. Bunun dışında Önderliğin kaldığı
hücrenin boya ve badanasının Önderliğin sağlığını bozucu ve hastalığını derinleştirici tarzda düzenlenmiş olması da bu süreci hızlandırmaktadır.
Devletten vicdan ve ahlaka göre davranması beklenemez ve biz de beklemiyoruz. Ama,
yasalarına uygun davranması beklenebilir. Kendi yasalarına bile uymayan bir devletin yapamayacağı
alçaklık, başvurmayacağı vahşet yoktur. Ve son zamanlarda herhangi bir gerekçeyle hücre içinde
hücre cezaları verilmektedir. Her an gözetilmekte, psikolojik baskı altına alınmaktadır. Çağrımız bir
kez daha kendi hukuklarına uymadır.
Bu sayımızda ayın bu öneminden dolayı uluslararası komplo konulu yazılara ağırlık verdik.
Öncelikle Önderliğin; "15 Şubat Komplosunun Temel Özellikleri" başlıklı ve komployu her yönüyle
işleyen kapsamlı değerlendirmesini; Karasu arkadaşın konu hakkındaki makalesini, Abbas arkadaşla
yaptığımız röportajı yayınlıyoruz. Yine Ekim Ayı şehitleri. Başta Beritan Heval olmak üzere Ekim Ayı
şehitleri üzerine hazırladığımız değerlendirmeleri bu sayımızda bulabilirsiniz. Bu vesileyle Ekim ayı
şehitlerini ve "Güneşimiz Karartamazsınız" eylemcilerini saygı ve minnetle anıyoruz.
Yeni bir sayıda buluşmak dileğiyle...
Komünar
3
İDEOLOJİK ÇÖZÜMLENME KARARI GELİŞTİRMEDİR,
PRATİK ÇÖZÜMLENME TARZI YAKALAMADIR!
Partileşmede olduğu gibi ordulaşmada,
askerileşmede ideolojik çözümleme, bu işin çok
yönlü gerekçeleriyle, kararına çok kapsamlı bir
biçimde kendini hazırlamadır. Hatta askerileşmede, ideolojik sorun politik yoğunlaşmadan
çok daha şiddetli bir biçimde bir yoğunlaşmayı
ifade eder. Askeri yoğunlaşma, verilecek olan
savaşın bütün tarihi, toplumsal, siyasal, örgütsel
yönleri üzerinde büyük bir düşünce gücünün, sel
gibi adeta bir eğilim, bir çizgi, bir iyi özümseme,
yani büyük bir karar haline gelişini ifade eder.
Partileşmede olduğu gibi ordulaşmada eğer çok
büyük terslik ortaya çıkmışsa, bunun en temel
nedeni askeri ordulaşmanın ideolojik boyutunu
tamamen ihmal etmeniz, kör bir cesaretlilikle kaba
bir pratiği esas almanızdır. Sizin savaşma karar
düzeyiniz altında bir ideolojik kesinleştirme yok.
Sadece geri bir intikam duygusu ve çok kaba bir
çaba ile savaşa girdiğiniz için, bütün çabalarınız
şimdi ters tepmiş. Ve bunu aşmadıkça da iflas
etmekle karşı karşıyadır.
Çok büyük bir tersliği buraya kadar getirmenizin yenilir-yutulur bir yanı yok, bağışlanır bir
yanı yok. Yıllardır halen bunu bile çözemeyişiniz
nasıl izah edilecek? Bir büyük savaşın gerekliliği
konusunda ideolojiden, onun gerekçelerinden,
onun düşünce gücünden, irade gücünden bu kadar
koparsanız, bu pratik kontra pratiği olmayacak da
ne olacak? Sonuçta düşmanın yararına kullanılacak bir pratik olmaktan kurtulabilinir mi? Şimdi bu
durumu yaşıyorsunuz. Suç sizin. Hiç kimse savaş
çizgisi olmadan savaşa giremez. Siz icad ettiniz;
çizgi olmadan savaş, ordu, eylem, taktik sizin
icadınız. Kürt cehaletinin, Kürt geriliğinin kararsızlığıyla, umutsuzluğuyla veya sahte kendini
cesaretli gibi göstermesiyle ve hamalcılığıyla
bağlantılı bir pratiktir. Sonuç iflastır, tıpkı sosyal
yaşamda, ekonomik yaşamda olduğu gibi. Durum
bu, o kadar basit. Basit olmasına rağmen bu kadar
karmaşıklaştırmanız, sanki anlaşılmaz, çözümlenemez bir pratikmiş gibi dayatmanız, sadece düşmana hizmet, düşmanın bu savaşı kolayca lehine
çevirmesine malzeme sunmanız, zemin teşkil etmenizdir.
Hâlbuki Partileşmede olduğu gibi askeri
çizgiye ulaşmada, onun karar gücünü oluşturmada
biz yıllarca büyük çaba harcadık. Bütün dünya
klasiklerini taramaktan tutalım, savaş üzerine
Komünar
4
kendi isyanlar tarihimize kadar çok sıkı inceledik.
onu soruyorum. Yaşamı bütünüyle savaşa ters;
Çağdaş bütün ulusal kurtuluş hareketlerini
savaşın hiçbir kuralına güç getirememe, bütün
inceledik ve bir büyük savaşın verilmesi gerektiği
savaş imkânlarımızı düşmanın isteminden daha
sonucuna ulaştık, bu büyük kararı ortaya çıkardık.
fazla çarçur etme. Peki, nereye gidecek bunun
Bu kararla ülkeye adım attık, bu kararla Hilvan
sonu? Hiç düşünmeye yanaşma, hiç sorumluluk
Siverek'e "ateş et" komutunu verdik, daha sonra bu
üstlenme, daha çok sorun çıkar, daha da çok işleri
kararla büyük Botan, yani merkezi Kürdistan
bozmaya çalış, bunu bir de hak belle. Bununla
sahasına yürüdük. Altında dev gibi bir ideolojik
askeri sorun çözümlenir mi? Bununla siz hangi
düzey vardır. Siz kendinizi asker sanıyorsunuz
sorunu çözeceksiniz?
değil mi? Bu dev gibi birikim örneğini,
Kendinize bir-iki soru sorun; "Ben nereye
'Kürdistan'da Zorun Rolü'nü ne kadar özümseyerek
gidiyorum, bu tarzımla? Ne elde edebilirim?".
bu işe girdiniz? Karşımda bir sürü zavallı komutan
Şimdi en Merkezi düzeyimizdeki adama soruyo-
adayı. Tek bir askeri konuda iki laf edemiyor.
rum, "Sen bu pratiğinle başarı sağlayacağına
Sınırsız rütbe dağıttım. Askerin abc'sinden haberi
inanıyor musun? Bununla nereye gitmek istiyor-
olmayanlara tabur komutanlığı verilmiş. Zavallı
sun?" belli değil. Belli olan; kendisini günübirlik,
kendini bile doğru dürüst tanımlayamayacak
kendi basitlikleri uğruna yaşatma. Hiçbir savaş
durumda. İşte örnekler veriyorum; bir cephede her-
komutanlığında bu var mı? Tarih hiç buna tanık
hangi bir düşman taktiği gelişiyor; ona abc kadar,
olmuş mu? Yok. İşte bizim zavallı köylü tekrar
asgari düzeyde bir anlam veremeyecek kişi alan
çıkıyor karşımıza. Çaresiz; "Ne yapayım bugünü de
komutanı oluyor. Ve bütün bunlar da gözleri
kurtarayım"! Teorisi bu kadar. Bu doğru mudur?
önünde gelişiyor, ama o seyrediyor, uzlaşıyor.
Değil! Peki, çaresizlik kader midir? İşte burada
Bununla savaştığınızı sanıyorsunuz. Hangi kitapta
ikiyüzlülük, en basit soruna bile cevap olamama,
bu var söyler misiniz? Şaşırıyorum, çıldıracağım.
ondan sonra da kendi basitliklerini, bin bir küçük
İnsan bu kadar kuralsızlıktan ötürü bin-
hesaplarını örgüte dayatma, ordulaşmaya dayatma.
lerce şehit verir mi? Haydi bir verir, iki verir, üç
Yılları böyle geçirdiniz; sorunları büyüte büyüte,
verir, ama bu kadar gözü kara, fanatik savaşçılık mı
düşmanı adeta hazır bir başarıya götürdünüz. Şimdi
olurmuş? Anlamadan yapma. Nasıl izah ede-
de "Haydi, sen de yenil" komutunu bana veriyor-
ceksiniz kendi pratiğinizi? İğreniyorum artık! İnsan
sunuz. Durum bundan ibaret. "Biz kaybettik, sen de
bir kaybeder, iki kaybeder, üçüncüde sonuç çıkarır.
kaybet; biz yenildik, sen de yenil; bizden bu kadar,
Utanmadan bir de hep karşımıza çıkıyorsunuz.
sen de bununla yetin, razı ol, git". Peki, oldu,
Hatta bir de bunu tarz haline getirip, neredeyse
komutunuzu iyi alacağım. Burada kendim ne kadar
"Kader böyledir, bu iş bu kadar olabilir, başka türlü
zorda da olsam, sizin bu komutunuzla savaşa-
olmaz" diyorsunuz. Siz bununla düşmanın iste-
cağım. Bununla zaten korkunç da savaşıyorum. Bakalım
diğinden daha fazla düşmana hizmet ediyorsunuz.
sonuçta kim haklı çıkacak? Zaten haklılığı bırak da,
Bir sıkılma yok, bir anlama da yok. Körce bir şeyi
tartışma gücünüz bile yok. Yaptığınızı tartışmaya
dayatıp gitme. Nasıl izah edeceksiniz durumunuzu,
bile açamıyorsunuz. İnsan bundan utanıyor.
Komünar
5
Bir asker böyle olmaz. Hiçbir sağlam
tirmeye yeter. Ya ciddi gerekçelendirir, güven
askeri özellik kalmamış. İşte bu, gerekçesiz pratik
duyulur bir yaklaşım gücünde olduğunuzu ortaya
nedenidir. Bunu abartmıyorum, çünkü bir kon-
koyarsınız ya da biz bırakamayız. Diliniz mi kesil-
tranın bile veremeyeceği zararı anı anına veriyor-
di, iradeniz felç mi? Zaten asker demek, dili en
sunuz. Hem de en iyi niyetlisi bunu yapıyor. Bir
güzel konuşan, iradesi en keskin olan kişi demektir.
kural hatası yüzünden peş peşe her gün beş-on
Siz bu tanımı da işlemez duruma getiriyorsunuz.
kayıp vermek görülmüş müdür? Hangi gerilla
Dili, iradesi, gerekçesi olmayan, ne yapacağı
savaşımında bunlar var? İdeolojik gerekçe dediğim
kendinden menkul kişilik öyle de yapar, böyle de.
bütün bunların aydınlanmasıdır, bunları aydınlat-
Hiç kimseye de hesap verme gereği duymaz. Yani
askeri kavramlar bütünlüğüyle oynayan
bütün her şeyi dayatıyorsunuz. Siz böyle
yaptınız. İşte bu dehşet! Buna tahammül
etmek mümkün değil. Bunun adı tasfiyeciliktir, ordu tasfiyeciliği. Ciddi olalım diyorum tekrar.
Askerliğin diğer bir adı da mertliktir. Halk
ordusundaki mertlik, söz ve pratiği arasında bağı sağlam olan kişi demektir. Bizde
de bazı örnekler ortaya çıkıyor. Bu kendini
mayan savaşa girmemelidir. Meşhur "sözünün eri"
cayır cayır yakmanın, kendini bomba yapıp patlat-
lafı asker için söylenir. Siz bunu tam tersine çevir-
manın diğer çok ilginç bir anlamı da, sözle
mişsiniz,; "Sözüyle en çok oynayan askerdir". Çok
yaşamını birleştirmek, sözle pratiğini en azından
iyi bir icat, herhalde dünya tarihine örnek olarak
Önderlik karar çizgisinde, ciddiyet temelinde kanıt-
geçer; ama tersinden. Açıktır, bu kadar kurallarla
lamaktır. Bu, bir sözünün eri olma meselesidir. Bu,
oynayan başka bir ordu yoktur.
PKK' de bir büyüklüğü ifade eder. Sözü
Sözüm ona askeri çizgi sorununa giriş yap-
tepmediğine, sözü çiğnemediğine, sözü değerli kıl-
maya çalışıyorsunuz. Bu sefer biraz ciddi olun.
mak istediğine -ki zaten aynı bunu yazmışlardı-
Yani hiç kimse size; "Gel katıl, anlı-şanlı asker ol,
bunun çok gerekli olduğuna dair, büyük bir kanıttır.
komutanlık yap" demiyor. Siz neredeyse yerinizde
Çünkü söz çok çiğnenmiştir. Zaten bu kişilikler, bu
duramıyorsunuz. "Hazırım, hazırım" deyip duruy-
semboller bunu değerlendirmiştir: "Bu kadar çiğne-
orsunuz. O zaman bu işin ciddiyetini bana kanıtla-
meye biz son vereceğiz, en azından kişiliğimizde"
mak zorundasınız. Can sıkıntınızı ben askeri karar
diyorlar. Bunlar önemli. Siz her saat sözünüzle
olarak değerlendiremem. Hiç olmazsa bu sefer
oynuyorsunuz. Bunun adı keyfiyet oldu, bunun adı
"sözün eri" olma noktasına gelmeliyiz. Bu halinizle
kendi ihtiyaçlarına, dürtülerine göre hareket etme
gönderemem sizi; görev, yetki tanıyamam. Birçok
oldu; hele bu bir de yetkileri gasp etmeye geldi mi
baş belası, bunu taşımak bile bir orduyu kaybet-
durdurulamaz bir eğilim haline gelir. Ne kadar
Komünar
6
komutanlık, o kadar keyfiyet, o kadar çizgiden uza-
Dostu-düşmanı tanıma, bir siyaset sahibi olma,
klaşma, o kadar özerklik. Bu da nedir? En tehlikeli
nasıl yol alacaksa ona karar verme, nasıl bir güç
tasfiyecilik. Şu andaki konumunuz bu.
olunacağını ortaya çıkarma, örgüt olma; bunların
Partileşmede olduğu gibi askerileşmede,
hepsi sadece düşüncede değil, yıllarca tırnakla
ordulaşmada biz yıllarca gerekçe aradık. Tekrar
sökülürcesine, değerlerle bir araya geline geline
vurguluyorum. Bizim için savaş gerekli mi, değil
varılan bir düzeydir.
mi? Birinci soru bu. İkinci soru bununla bağlantılı;
Savaş '80'lere kadar akla bile gelmedi.
bu savaş nasıl bir savaş olacak? Karakterini belir-
Daha doğrusu bir savaş gerekli de, on yıl sadece
leme. Üç; süresi, tarzı nasıl geliştirilecek? Dört;
onun parti öncülüğüne anlam, onun ideolojik,
pratik hazırlıkları nasıl ele alınmalı? Beş; pratik
siyasi çizgisini geliştirmek için harcandı. Sizin gibi
girişler, bizzat eylemlilikler nasıl başlatılmalı?
o zaman kendilerini zor zapt edenler, Siverek
Böylesine sorunlarla biz yıllarca uğraştık. En
kökenli bazı gençlerimiz ilk kurşunları patlattık-
genelde bir savaş bize gerekli yanıtını, biz adeta
larında bütün işler omzumuza yıkıldı. Silah sıkan-
boğulurcasına
yoğunlaşmayla
lar aradan sıyrıldı, düşmanı azıtarak üzerimize
geliştirdik. Ki bu yoğunlaşma bize neyi gösterdi?
attılar. İşte sadece bunun altında ezilmemek için, -
Çürümüş bir halk savaşabilir mi? Bir tek kişi, bırak
Kemal Pir'in sözüydü "Bunları tutup, iki elimle
savaşa hazır olmayı, örgütlenmeye bile hazır değil.
yakalarına yapışacağım" dediği nokta- bu silahı
Yine buna dayanılarak savaş kararı verilebilinir
yersiz, uygunsuz kullandıkları için bir Ortadoğu
mi? Bunu görüyoruz. Tarihi, sosyal, ulusal, siyasal
seferi kaçınılmaz hale geldi ve ancak bu bizi
gerçekliğimizi, sömürgeciliği, işgali, ilhakı, jenosi-
tümüyle yenilmekten kurtarabildi. Parti adı altında
di, hepsini inceledik. Hangi çağda olduğumuzu,
ortada bir şey kalmamış, şuradan buradan bir kaç
emperyalizm çağını, mevcut sosyalizmi; bütün
grubu derleyip parti adı altında birleştirmek için,
bunları inceledik. Ulusal kurtuluşların neye daya-
amansız bir çabayla burada yılları harcadık. Siz
narak geliştirildiğini, en önemli örnekler temelinde
bunları incelemiyorsunuz. Hayret, sözde parti tari-
hepsini yine inceledik. Kürt isyanlarını inceledik.
hini
Kürt ne kadar savaştı, ne kadar savaşabilir? Bunları
yönelebilmek üzere, tam üç-dört yıl burada nefes
da inceledik.
nefese, mezar kadar bir yer bulmak için, bir silahı
bir
ideolojik
inceliyorlar.
Yeniden
ülkeye
silahlı
Bunlar incelemelerimizden bir parti
temin etmek için biz dört yılımızı verdik. Hem de
öncülüğünün gerekli olduğu sonucunu çıkarttık.
sizin bu yaşam tarzınızla değil, nefes nefese,
Partinin kendisi bile savaşa karar vermek için
ormanda adeta hiç yol olmadan yürüme biçiminde.
sadece bir ara kademe, bir araç; yani parti gerekli.
Bir silah için otuz yıl cezayı göze alarak. İşte bir
Yıllarca parti için çalışıldı. Savaşa öncesi karar,
silah ulaştı mı, üç dört gün nefesimizi tutarak bir
partiyi oluşturma kararıdır. Çok vurgulamama rağ-
hazırlık geliştirdik.
men halen parti dersinden tam anladığınızı sanmıy-
Yalnız bu süreçlerde parti içinde tonlarca
orum. Parti kararı, en azından derli-toplu bir
canavarla, tasfiyeciyle mücadele ettim. Tembel,
mücadele kişiliğini ortaya çıkarma kararıdır.
ölümcül bir hastalığa yakalanmış, çoktan her şeyi
Komünar
7
bırakmaya kendini yatırmış. Bunların inançsızlık-
Bunun adı nedir? Bunun adı savaşın ilk
larını, kararsızlıklarını kırmak için dağlar kadar
iki-üç ayında yenilmektir. Kör Kürt isyancılığının
çaba harcadık. Bütün bunları incelemeden sonra
hikayesidir ve hepinizin çizgisi de budur. PKK
karşıma sizin bu savaşçılığınız çıktı. Bunlar her
Merkezi'nde zaten askeri çizgiye sahiplik edecek
şeyi belirleyen çalışmalardır. İnsan kendini siyasi
adam yok. Onlar da sizin gibi kör savaşçılar, kör
anlamda sorumsuzluğa, namussuzluğa yatırmaya
isyancılardır. Şeyh Said bir hafta dayandı. Seyit
görsün, çok berbat olur. Bunlar bizim ölümcül
Rıza zaten yaptığı işin ne olduğunu bile anlaya-
çalışmalarımız, yani ölüm-kalım çalışmaları.
madı. Barzani yirmi dört saat -ki yoktur- aslında
Bunları bir tarafa iteceksiniz, çok uyduruk bir
tümüyle işbirlikçi. Biz bu işe çok iddialı girdik.
savaşçılıkla, gerçekten bizim en büyük hazırlık-
Sizin kör isyancılığınızla, bizim bu işi gerçekten
larımızı, en değme kontranın bile yapamayacağı
planlı, iradeli götürme çabalarımız savaş halinde.
tarzda boşa çıkaracaksınız ve bunun adını da
Sizin tarzınız "bırak ölelim". Yani en iyi niyetlisi bu
savaşçılık koyacaksınız. Ve kendinize de partinin
noktada. "Bu isyan bu kadar olur. Bu isyan bu tarz-
siyasi elemanları, kadroları diyeceksiniz. Kaldı ki
da olur, bırak öleceğiz", budur sizin dediğiniz.
onlar da aslında daha '87'de, '88'de tasfiye olmuşlar.
Diğerleri de, kurnazlar da, "kenardan-köşeden aca-
Kimi vurulmuş, kimi uzlaşmış gitmiş. Ondan sonra
ba bir şeyler gasp edebilir miyiz?"in telaşı içinde.
sizin bu pratik ortaya çıkmış. Benim bu pratiğe güç
Bunun adına kariyerizm bile denilemez. Böyle bir
getirmem, gerçekten TC'ye güç getirmekten daha
kargaşa halindesiniz. Bu çizgi midir? Bu başından
zor. TC'yi çözmek bizim için belki de yüzde bir
beri böyledir ve bir tasfiyeciliktir. Kürt isyancılığı
ağırlıktadır, sizi çözmek yüzde doksan dokuz. Laf
bu kadar, Türk solculuğu bu kadar olur. İçinde Türk
anlamıyorsunuz.
solculuğu da var tabii. Umurunuzda mı? Sizin
Parti'nin çok önemli, mutlak anlaşılması
ayranınız kabarık olabilir, ama biz bu konuda bir
gereken, duygu düzeyini, anlayış, karar düzeyini,
kelime hatası bile yapmak istemiyoruz. Yani sizin
yani can alıcı bir çalışmasını bile hiç göz önüne
korkunç tasfiyeciliğinize, biz kelime hatası yapma-
getirmeden savaştınız yıllarca. Hat-ta neler neler
macasına, sorumlu bir düzeyde bakıyoruz.
yapmışsınız da! Bunların ne anlama geldiğine dair
Şu anda PKK Merkezi, sözüm ona bu
hiç sorgulamaksızın, her gün en önemli değerler
çizgiye sahiplik etmesi gereken birçok kadro da,
kendisiyle birlikte mezara gidiyor. Onu bile bir
adeta gözüne kırk perde örmüş, "Ben gerçekleri
eleştiriyle, bir irdelemeyle hiçbirisi sorgulama
göremem" yaklaşımı içinde. Korkunç bir dogma-
gereği duymuyor. Yenilgiye gidiyorsun, her şeyi
tizm dili. Bebeklerin bile bu kadar gerçekdışı
imha ediyorsun, hiç oralı bile değil. Peki ne olacak?
ağlayacaklarını sanmıyorum. Böyle bir gözü kara
Ondan sonra, bu iş nasıl doğru götürülür diye bir
dogmatizm. Bir kısmı da kör pratiğe batmış. Yani
tek işin taliplisi çıkmayacak. Bir tek anlayışlı adam
bir çobanın çok anlayışlı olduğunu söyleyebilirim,
çıkmadı. Herkes herkesle uzlaşmış; ama herkes.
ama bizim bu kaba pratikçilerin hiçbir şey
Birisi "yalın doğru budur, ben bu doğrudan
anladığını sanmam, hele savaşta. Bir de onlar bu işi
vazgeçmeyeceğim" dese? Var mı böyle diyen biri?
çığırından çıkarmışlar. Haydi, gel de bu işin içinden
Komünar
8
çık! Gerçek bu. Dogmatist bir tarzda sonu bekliyor;
Çözemediğiniz için de hata yaparsınız. Bunun için
kaba pratikçi, kör pratikçi kendine göre bir tarzda
bu halinizle gidemezsiniz diyorum. Bunun hesabını
sonu bekliyor. Benim de yaptığım; bu iş kolay sona
yapıp beni ikna edeceksiniz. Utanmazlığa, savaş
ermez, bu iş sandığınız gibi sonuçlanmaz. Ha bire
kaçkınlığına ben onay veremem. Savaş gerçekliği
süreyi uzatıyorum, imkanları geliştiriyorum, tarzı
ile bu kadar oynamayı benim vicdanım, yüreğim
inceltiyorum. Ama bu sefer siz diyorsunuz "Çok
kaldıramaz. Bu kadar şehidi ben nasıl telafi ede-
sıkıştım,
şuradan
ceğim? Bu en büyük hazırlığımıza da siz böyle
sıkıştırıldık". Evet, düşman sıkıştırıyor, ben
darbe vurursanız, peki bu işin sonu nereye varacak?
sıkıştırıyorum, arada siz ne duruma düşüyorsunuz?
Yani gerçeğinize baktığımda çok rahat oluyor-
Hikaye bundan ibaret. Suç kimde? Suç; kendi
sunuz. Biraz da güç almışsınız. O sizin için yetiyor,
kabalığınızda, dogmatik, fanatik yaklaşımlarınızda.
ama benim için yetmiyor. Benim için şu büyük
Bu çok açık.
hesapları kim verecek? Dogmatizmle, kaba
buradan
sıkıştırıldık,
Yıllardır en hazır çözümlemeleri geliştir-
pratiğinizle hesap verilemez, daha da berbat eder.
dik, dağ-taş çözümleme doldu, ama ilgi yok. Hal-
Bu halinizle aslında büyük bir yüksünüz. Ve bir de
buki çağımızın en güçlü halk savaşçılarından birisi
ne istediğinizi sormuyorsunuz. Size ne lazım diyo-
olan Giap der ki: "Ho Shi Minh'in yarım sayfalık
rum, bundan haberiniz yok. Kim bilir kendi içinden
bir talimatını aldık. Ağustos Ayaklanması'na kadar-
nice basit hesaplarladır. Ne ideolojik gerekçe belli,
ki gerillayı; o büyük Fransız gücüne karşı Dien
ne pratik gerekçe; kim bilir başımıza ne felaketler
Bien Phu da savaşımı öyle verdik". Hiçbir çözüm-
getireceksiniz?
leme yok, Ho Shi Minh'in yaptığı bir pratik hazır-
Her gün bu eylem tarzlarından dörtte üçü
lık da yok. Mavzerli, tüfekli, otuz-otuz beş kişilik
kaba hatalar sonucudur. Şunu demeye getiriyor-
derme-çatma bir grup. Kuzeyden, Giap komutasın-
sunuz, zaten o ünlü alçak, teslimiyetçi, işbirlikçi ve
da Vietnam'ın içlerine girmiş ve gerisini kendileri
ihanet çizgisindeki ne söylüyor; "Bu iş bu kadar
yapmışlardır. Ho Shi Minh'in yaptığı hazırlık bu
olur, gerisi en azgın düşmana teslimiyettir"!
kadar. Yarım sayfalık bir talimat, kırık dökük bir
İçimizde de öyle, dışımızda da öyle. İhanet çok
kaç tüfek; Giap da lisede edebiyat öğretmeni.
açık bir hıyanet halindedir. Saldırı kolu biçiminde
Vietnam Devrimi böyle başladı. Sonuç; tarihin en
işbirlikçi çizgi -ki en üst düzeyde gerillayı temsil
önemli bir halk savaşını gerçekleştirilmesi oldu.
ediyordu- sözüm ona o da en aşağılık bir teslimiyet
Ya siz? Otuz bini aşkın savaşçıyı tepeden
biçimi. Bunlar sizin gerçeğiniz üzerinde inşa
tırnağa burada hazırladım. En modern silahlarla
edilmiştir. Bunu çözemeden, neyi başarabilir,
donattık, sağ salim en uygun dağlara ulaştırdık.
neyinize güvenilebilir? Burada, daha dün yönetim-
Peki, bunun karşılığında siz ne verdiniz? Evet,
imizi dinledim, sizleri dinliyorum. Yapılan, savaşa
günübirlik sizi de besledik, bir gün parasız bırak-
bir engel dayatması. Bu büyük çaba ile işin
madık, bir gün irtibatsız bırakmadık. Peki, siz ne
üzerinde olmasam, serbest kalsaydınız, buradan
karşılık verdiniz? Bu soruya yanıt vermek zorun-
suya kadar gitmeniz bile imkânsızlaşırdı. Gidenler
dasınız.
de eminim ki iki adım atamazlardı.
Vermezseniz,
savaşı
çözemezsiniz.
Komünar
9
Birçok köhne, bencil hesaplar, gerçekler-
Mesela örnek gösteriyorum; "Neden öyle çıktın,
den bağını koparmış dil şarlatanlığı ve bir de umut-
neden o eylem tarzını seçtin?" diyorum, gerekçesi
suzluk nereye götürecek? Kendine saygınlığı da
yok. Nasıl yok, açığa çıkıyor. Düşmanın sağanak
kalmamış kişilikler. Her şeye alış-tırılmışsınız açık
gibi tekniği altında ilk yapılması gereken gizlilik
söyleyeyim. Biz bu kişiliği burada mutlak aşmak
derinliğidir, ona hiç uymuyor. Sonuç; şurada beş
zorundayız. Her şeye alıştırılanın adı bellidir.
kayıp, şurada on kayıp. İşte pratik gerekçe yok. Hiç
Kabul edilebilinir bir ölüm ve yaşam felsefeniz
kimse bunu iddia edemez, ama her gün yaptığınız
yok. Kabul edilebilinir bir parti anlayışınız yok. Bir
bir şey. Şu eylem yanlış, gerekçesi yok.
de bu partiye tepki duyuyorsunuz. Partileşmeyi en
PKK çizgisine göre günlük olarak verilen
vazgeçilmez bir koşul olarak değerlendirmiyor-
eylem kararı halen; "Korucu köyüne şöyle girdik,
sunuz. Halka saygınız yok. İlişkilere hiç anlam ver-
mevzileri şöyle kaldırmaya çalıştık" biçiminde. Bu
miyorsunuz, ilişkileri duman etmekle uğraşıyor-
ne demektir? Gerekçesi olmayan eylem anlayışı
sunuz. Bunların hepsi kontra faaliyetleridir. Tek bir
demektir. Daha doğrusu mahkûm edilen bir
askeri kuralı gözetme yok. Nereye gönderelim peki
anlayışı ısrarla dayatmak demektir. Çünkü diğeri
bu
bencil
sistem gerektirir, diğeri büyük askeri derinlik,
hesaplarınıza, bazı ilkel isyan duygularınıza beni
büyük askeri hazırlık, büyük tartışma, büyük
alet etmek istiyorsunuz. Köklü bir devrim kararınız
sorumluluk gerektirir. Buna gelmiyor, bunun yer-
olduğunu da sanmıyorum veya kuşkuluyum. Köklü
ine; "Hangi mevziyi kaldırayım?" diyor. Mevzi de,
bir devrim kararı olanlar, pratikte bu kadar hata
düşmanın ağır tekniği altında bize yüzde yüz kay-
yapamaz. Bir tökezler, iki tökezler, üçüncüsünde
bettirmedir. "Haydi, korucu köyüne saldır", öyle
ayakları üzerinde sağlam yürürler.
olmaz, o da iyice örgütlenmiş. Bunlar olmayınca da
çerçevede
sizi?
Maceralarınıza,
Aslında ciddi bir askeri derse girmeye
"Eylem olmaz, yapılacak başka bir şey yok" diyor.
imkân bulamıyorum. Çünkü kişiliğinize bir bakıy-
Yapılacak başka bir şey var, o da; PKK askeri
orum, özgürlük anlayışı ne diyorum? Felaket!
çizgisinin derinleştirilmiş, planlanmış, uzun süre
Özgürlükle maceracılığı, sorumsuzluğu tamamen
hazırlıkları yapılmış pratiğidir.
karıştırmış. Bunda örgüt kişiliği nedir diyorum.
Geçen yıllarda kesinlikle -isterse beş bin,
Örgüt ağacılığı, yani örgütü dağıtmak, tam böyle
on bin kişiyle bir hazırlık yap- bunun imkânı vardı.
bir örgüt anlayışı haline gelmiş. Örgüt adı altında
İstediğin kadar silah, istediğin coğrafya, istediğin
örgütsüzlük kişiliği, bencillik daha doğrusu.
fedai savaşçılar, hemen her şey vardı. Ve elli bin
Örgütlenmeye karşı müthiş bencil. Büyük bir
kişilik düşman da gelse adım atamayacak, atsaydı
savunma haline gelmiş bencil kişilik. Bunun daha
da askeri olarak tarihinin en büyük darbesini ala-
da gerisine bakıyorum, gerekçe yok. Ne ideolojik
caktı. Ama gereksiz bir tasfiyecilik uygulandı.
gerekçe var, ne pratik gerekçe. Çünkü sözüm ona
Hiçbir gerekçesi yoktur oradan öyle çekilmenin,
çok pratikçisiniz. İster örgüt, ister askeri, hatta
hiçbir gerekçesi yoktur hazırlıkları düşmana peşkeş
eylemsel anlamda olsun gerekçeleriniz çok uydu-
çekmenin. Sıradan sorumlu bir kişilik, bir eşkıya
ruk. Aslında hiçbir eylemin gerekçesi yoktur.
bile olsa, biraz kurallara bağlı bir direnişçilik
Komünar
10
gösterse düşman oraya giremez. Kendi elinizle
bana söyleyin. "Olmaz"ı nasıl sürdüreceksiniz?
gerekçeyi ortadan kaldırın. Yani büyük bir savaş
Yani kendinizi nasıl gözü kara dert edeceksiniz?
gerekçesini ortadan kaldırma. Nerede? En üst koor-
Yok, eğer "doğrulara varız" diyorsanız, o zaman
dineden hemen hemen bütün yapıya kadar, ucuz bir
beni ikna
ölümü kabul etmişlerdir, ama zafer kazanılabilecek
Hiçbiriniz benim büyük çabalarımı böyle aptal
bir savaş imkânını boşa çıkarmışlardır. Siz bunun
aptal dinleyip de kendince, keyfince uygulayamaz.
içindeydiniz. Yalnız orada mı? Bütün cephelerde
Ben artık kendimi buna alet ettiremem. Siz kim
öyle oldu. Dersimde öyle müthiş dağlar var ki, yani
oluyorsunuz? Böyle dökülmüş, sokak serserilerine
bir dağa bir mangayı yerleştir, bir alay düşman
ben kendimi nasıl alet ettiririm? Dünyanın tüm
oraya kolay giremez. Gittiler hemen hepsini bir
zavallıları toplanmış, savaşçılık adı altında beni
vadiye topladılar. Düşman da ona göre otuz bin
kandırmaya çalışıyorlar.
edin. Neyinize güveniyorsunuz?
askerini -ki tekniği zaten var-, adamını, kar
Rus ordusundan bir film gösterdiler.
elbiselerini almış, karda yürüyen arabaları almış,
Geçen yıl yalnız eğitim tarzında işkencevari yön-
dağın, vadiyi bomba ile doldurabilir. Düşmana
temler uygulanmış. Beş bin kişi öldürülmüş, dehşet
böyle gerekçe sunuluyor. Bu en yapılmayacak bir
verici bir durum vardı. Orduyu ayakta tutmak için
şeydir. Gerekçeleri boşa çıkarmadır. Doğru bir
yaptıkları bir yöntem. Tabii biz o yöntemi uygu-
savaş anlayışına en ters bir yanıttır. Bütün
layamayız. Ama demek ki ordulaşmak için özellik-
Kürdistan'da stratejik üslenmeye uygun dağlar
le sosyalist ideolojiyi terk ettikten sonra, geriye o
fazlasıyla vardır, ama hepsi köylerin en yakınına
işkence yöntemleri kalmış. Türk ordusunda da bu
üslenmişler. Yani yine bir savaş gerekçesini ortadan
böyledir. Korkunç işkenceli bir eğitimdir. Biz ise
kaldırma. Bizimkilerin başını kessen, o zavallı
sosyalistiz, ama biz sosyalistiz diye siz bu kadar
köylülerin başına bela olmaktan alıkoyamazsın. Bu
gönlünüzce, keyfinizce ordulaşmayı zora soka-
da savaş gerekçesini ortadan kaldırmadır.
mazsınız. Zaten bu duruş tarzınızla beni yüzde yüz
Bir de eğitimsizlik, yoldaşa saygısızlık.
sosyalizmden vazgeçmeye zorluyorsunuz, işkenc-
Yarın şahadete gidecek, ona düşman gibi davran-
eye davet ediyorsunuz, sopalı bir eğitime zorluyor-
mak. Yoldaşlık saygı-sevgisini göstermeden, hiçbir
sunuz. Sopayı vuracak yeriniz yok. Hangisine
savaşçısını hazırlamadan bu insanları harcamak.
sopayı vursam hepsi düşer. Bu da bir tasfiyeciliktir.
İçinizde bunu yapmayan komutan var mı? Bu da
Zaten kaçarsınız, ben devlet değilim ki!
ciddi bir savaş gerekçesini komuta kişiliğinde yok
Tekrar başa dönüyorum: "ABC" gibi
etmektir. Bütün bunları siz yaşadınız. Nasıl çöze-
gözükse de, gerçekten önce büyük bir savaşa karar
ceksiniz şimdi bunları? Bunları aştığınıza dair beni
vermeyi bilmelisiniz. Ben bu kararı verdiğinizi de
nasıl ikna edeceksiniz? Bu sefer beni nasıl kandıra-
sanmıyorum. Sizin kafalarınızda örümcekler ağ
caksınız?
içinde
örmüş. Ciddi bir savaş kararınız yok. Olsaydı bu
olduğunuzu söyleyeyim. Bu konularda hepsine
kadar hata yapmazdınız. Bir kararı vermek için ne
anlam veriyorum. Peki bundan sonra hangi
kadar zaman gerekli? Aslında biz bu zamanı çok
numarayla siz bu işi boşa çıkaracaksınız? Bunu
kısaltmıştık. Biz bu zamanı neredeyse bir derse
Haydi
çok
kandırmaca
Komünar
11
kadar indirgedik, ama anlamaktan kaçınan sizsiniz.
Çünkü her şeyi bir eylemle sonuçlandırmak istiyor-
Biz ne kadar kolaylık sunduysak, siz o kadar işin
sunuz. Sizin bütün barutunuz bir eylem içindir,
ucunu koyuverdiniz. Biz ne kadar kestirmeden sizi
ikinci eyleme barutunuz -yani kişiliğiniz, yani
çizgiyle bütünleştirmek istediysek, siz o kadar
kişiliğinizin hazırlık düzeyi- yok. Bunu nereden
çizgisizliği dayattınız. Ve hatta bazıları da bunu
çıkarıyorum? Şundan çıkarıyorum: Bir eyleme
kontra pratiğine dönüştürdü, resmen tasfiyecilik
hazırlığını, sonrasını, başarısını düşünmeden "ya
olarak karşımıza çıkıyor.
herro, ya merro" mantığı ile giriyorsunuz. Yani her
Genelde bir savaş kararınız varsa, bu bir
şey size göre bir eylem içindir. Küçük bir başarıda
halk savaşı kararı olmak zorunda. Halk savaşı,
kendinizi yitiriyor, ülkeyi kurtarmış gibi davranıy-
bizim halkın savaşı, hatta halklarımızın savaş
orsunuz. Zaten çoğunlukla da imha oluyorsunuz.
kararı öyle sizin sandığınız
gibi değildir. Eğer "Bu
halk için gerekli bir savaş
kararı var" diyorsanız,
böyle
kişiliklerinizle
karşımıza çıkamazsınız.
Bu kadar hata ile halk
savaşında en temel kuralları bile bu kadar zorlayan
bir
kişilik
Bu neyi gösteriyor? Uzun
Halk savaşçılığı yapsaydınız
Halkla örgütsel bağlarınız olur
Halkın bütün değerlerine
Yüksek değer biçer
Halkın gerçeğine göre
Müthiş bir sorumlulukla
İnce hesaplarla adım atardınız
Halkın düşmanlarına karşı
Çok etkili olurdunuz
gelişemez.
süreli halk savaşı stratejisine göre kişiliğiniz oluşmamıştır. Sizin kişiliğiniz
çok geri duygulu, kinli ve
bir isyanda kendini ya
zafere götürür ya da sonucu imha olma biçimindeki
kör isyan kişiliğidir.
Bir eylemlik kişiliktir
Demek ki halk savaşı kararını da tam ver-
sizin kişiliğiniz. Ama bu da çizgimizdeki uzun
memişsiniz. Hatta halka ne kadar saygılı olduğunuz
vadeli halk savaşı karakterine tersinden bir yanıttır,
bile tartışmalıdır. Bu yüzden pratiğiniz çoğunlukla
onu boşa çıkarmadır. Olsa bile, haydi "tamam
kontra pratiğine dönüşmüştür. Halkınıza doğru
doğru" diyelim; genelde savaş kararı partinin pro-
sahip çıkamadığınız için hepsini düşman teslim
gramına, siyasetine, stratejisine göredir. Halk
aldı, katletti ve siz gerilla olarak fazla yanıt
savaşıdır, yani halkı esas alan, hainlere, işbir-
veremediniz. Halk savaşçılığı yapsaydınız, halkla
likçilere ve sömürgecilere karşı olan bir savaştır.
örgütsel bağlarınız olur, halkın bütün değerlerine
Bütün eylemlerinize baktığımızda, eylemlerin
yüksek değer biçer, halkın gerçeğine göre müthiş
başarılma hazırlığı yok denecek kadar azdır. Bir
bir sorumlulukla, ince hesaplarla adım atardınız.
defa planı yok, varsa da yanlıştır. Planın öncesi,
Halkın düşmanlarına karşı çok etkili olurdunuz.
sonrası hesaplanmamıştır. Günlük olarak size
Ama neredeyse halk düşmanlarını biz içimizde
örnekler verebilirim. Daha doğrusu çoğu plan-
ürettik.
sızdır, kendiliğindendir. Genel sistemin bir parçası
Bu, sizin savaşı halk savaşı biçiminde
değildir. Hazırlığı yok, kendiliğinden, aniden karar
anlamadığınızı gösteriyor. Halk savaşı uzatmalıdır.
verme biçimindedir. Böylesine hazırlıksız eylemler
Sizin uzatmalı halk savaşı kararınız da yoktur.
kesinlikle kaybettirir. Ve nitekim öyledir. Hazırlık
Komünar
12
kararından tutalım hepsi diyor ki; "keşfedildi,
Siz bu savaşa hangi gerekçeyle ve
görüntüye geldik, düşman nokta operasyonuyla
neyinize güvenerek katıldınız? Düşmanı tanıma
vurdu".
yoksun
yok, savaşı tanıma yok. Nasıl bir savaş, hiçbir
olduğunuzu gösterir. O dağlarda böyle bütün tarzlar
incelemesi yok. Birbirinize bakın. "Canım sıkılıy-
yanlış. Demek ki savaşta hazırlığınız yoktur.
ordu, katıldım; öfkeye kapıldım, katıldım". Bir de
Zavallı zavallı düşmanın gelip sizi vurmasını bek-
bazılarının kararı; "Komutan oldum, hoşuma gitti
liyorsunuz. Ve işte dediğim gibi hazırlıksız, "bir
katılıyorum". Böyle ipsiz-sapsız, kendini, haddini
eylemle ne kadar vurduysak, vurulduysak" kuralına
bilmeyen katılımlardır sizin katılımlarınız. Bu
bağlı olarak yaşıyorsunuz, savaşıyorsunuz. Bu da
korkunç bir şey! Yani kendini, haddini bilmeden
yanlıştır.
kim bu savaşa katılabilir? Bela! Nasıl bir bela?
Bütün
bunlar
hazırlıktan
Bunun altında daha da başka şeyler de var.
Çoğu savaşta bir ağırlık, hiçbir kuralı uygulamıyor.
Esasta siz büyük kazanma iradesinden de yok-
Gel de bunu dağda yaşat; oraya getir, buraya götür.
sunuz. Büyük kazanma iradesi neye bağlı?
Hiçbir ordu bunu kaldıramaz. Kendini tanımadan
Düşmanı büyük tanımaya bağlıdır. Bırak savaşa
niye savaşa girdin? Önce bunu halledeceksiniz.
karar vermeyi, siz daha düşmanı tam tanıya-
Kendini tanımak şu demektir: "Ben bu savaşı
mamışsınız. Nasıl bir düşman? Mesela ben belki de
kaldırabilir miyim, kaldıramaz mıyım? Bu savaşı
on yılımı düşmanı doğru tanımaya sarf ettim. "Beni
tanıyor muyum, tanımıyor muyum? Savaşa karar
besleyen devletten benim savaşmam gereken
vermiş miyim, vermemiş miyim? Bu savaşın düş-
devlet" düşüncesine ulaşmak için belki de yirmi
manını tanıyor muyum, tanımıyor muyum? Bu
yılım gerekti. Ama halen sizin ünlü komutanlarınız
savaşın halkını tanıyor muyum, tanımıyor muyum?
bir faşist komando karşısında dut yemiş bülbüle
Bu savaşın aracını, yani partisini, strateji ve taktiği-
veya kediye dönmüşse, demek ki özde siz düşmanı
ni tanıyor muyum, tanımıyor muyum?"
tanımıyorsunuz. Ve halen düşman günlük olarak
Savaş her zaman bir stratejiye dayalıdır.
propagandada sizin o zayıf duygularınıza hitap
Yani temel müttefikleri kimdir, temel dayanakları
ederek "gelin, özlediğiniz yaşam var" diyorsa,
kimlerdir, cephe gerileri, yedekleri kimlerdir; en
kişiliğinizi çözmüş olduğu içindir. Düşman
azından komuta düzeyinde bunların bilinmesi
karşısında bu tarzda hitap edilecek bir konum-
lazım. "Taktiği nedir? Günübirlik, nasıl yaşanılır?
daysanız ve
düşman bu taktiğe giderek önem
Savaşa göre benim yaşamım yeterli mi, değil mi?
veriyorsa, o zaman siz düşmanı tanımıyorsunuz
Savaşa göre ben disiplinli miyim, değil miyim?
demektir. Kendinizi de tanımıyorsunuz, kendinizi
Kurallara bağlı mıyım, değil miyim? Bir de zinde
tanısaydınız bu savaşa böyle girmezdiniz. Kara
miyim, değil miyim? Savaş kişiliği taş gibi kişilik
cehalet örneği derken burayı kastediyorum.
ister; taş gibi miyim, değil miyim?". Evet, böyle bir
Düşmanı tanımadığı gibi kendisini de tanımıyor. Ve
kendini tanımayı da ister. Kişiliğiniz böyle mi? Siz
ben bundan da nefret ediyorum. Çünkü ilk söylen-
bir gün bile kendinizi böyle tanıtacak dürüstlüğü
mesi gereken söz kişinin kendini tanıması, haddini-
gösterdiniz mi? En hastalıklı, en problemli kişil-
hududunu bilmesidir biraz da.
iğinizi getirip dayatmayı utanmandan hak bildiniz.
Komünar
13
Kendini böyle savaş kimliğinde tanıtmak mümkün
hele, sorun! Burada özellikle sorumsuz kişiliklere
mü? Size göre olur, ama bize göre olmaz!
söylüyorum: anaların acılarına nasıl yanıt olacak-
İşte savaşın ideolojik gerekçeleri derken,
sınız? Bu sorumsuz, namussuz kişilikle mi?
bütün bu hususları kastediyorum. Yani savaş ve
Hepsini bana yıkacaksınız, bütün acılara dayanma
ideoloji diye bir ders verirsek; bu bahsettiğim bütün
gücü ben olacağım, bütün bu yersiz kayıpların
sorunları çok kapsamlı inceleyip sonuca götürmek
hesabını ben kendi içimde vereceğim, sen de orada
gerekir. Burada önce bunu yapmalıydınız. Ben
namussuzun teki gibi "daha da öldürmeye
müdahale etmesem hiç aklınıza bile gelmeyecek,
yatırayım" diyeceksin. Burada vicdan yok, burada
sıyırıp geçeceksiniz. Sonuç nereye varır? Şimdiye
korkunç bir durum var. Halen komutanların ezici
kadar olan neyse, oraya. İdeolojik hazırlık derken,
bir kesimi böyledir. Birliklerinden haberi olmayan,
bu sorunlara olumlu cevap vermekten bahsediliyor.
onları hiç eğitmeyen, hiç sevmeyen böyle bir çok
Haberi olmayan bir sürü komutansınız burada. Ne
adam, bize baş belası komutanlığı dayatıyor. Biraz
cesaretle sorumluluk üstleneceksiniz? "Keyfimiz
vicdan! Böyle olur mu, çılgın mısınız?
için! Babadan kalma usullerle biz ne yapacağımızı
Analar bir tek şartla çocuklarını verebilir-
biliriz". Zaten ne yaptığınızı bildiğiniz gibi, neyi
ler. Sizin için zaten sorun değil, ama moral değeri
bize dayattığınız da ortadadır. Başardınız mı her-
olan birisi için çok önemlidir. Ki ülkemizde bir
hangi bir şeyi? En sıradan bir üslenme sorunlarına
genç çocuğu savaşa vermek, dünyanın en zor işidir.
bile yanıt var mı?
Ama bir sorun kendinize: Onu beslediniz mi, onu
Zor bela ben bir kaç savaşçı yetiştire-
yetiştirdiniz mi, ona yeteneklerinizin onda birini
ceğim, siz gidip bunları bir günde çarçur ede-
verdiniz mi? Bu konuda kendi kendinize hesap
ceksiniz. İnsaf! Tanrı bile olsam, yetmez. Beş PKK
soruyor musunuz? Bir yerde yirmi, bir yerde otuz
gerillasıyla bir vilayet basılabilinir, beş yüz düşman
kaybedenleriniz az değil. Hem de aptalca bir kör-
vurulabilinir. Kesinlikle bunu kafasına koyan bir
lükten, hazırlık yoksunluğundan. Yanlış sorgu-
manga komutanı hepsini yapabilir. Siz ne yapıyor-
lamış. Bazılarını hiç kaldıramıyorum.
sunuz? "Ver elime bölüğü, sırtında istediğim gibi
Burada bunların hepsi izah edilmeli.
yaşayayım"! Bir ana bir çocuğu yirmi yaşına kadar
Sosyalistiz diye, hep itinayla davranıyoruz diye,
büyütmek için akla hayale gelmez çaba harcıyor.
"anlamaz, bilmez, keyfimizce her şeyi yaparız"
Sen nasıl oluyor da bunları bir günde, hem de
durumuna sokmayacaksınız kendinizi. Biraz vic-
yedisini birden bitiriyorsun? Vicdan da yok,
danınızı çalkalandırın. Kaldı ki ölsünler, ama bir
intikam duygusu da yok; "Ver gerillayı, ver gerilla
amaç için, bir savaş için ölsünler. Savaşçısıyla hiç
taburunu, bölüğün üzerinde bilmem ne yapayım"!
ilgilenmeyen, savaşçısının istikametini belir-
Aslında çoğunu kurşuna dizmek gerekiyordu.
lemeyen, savaşçısına emir bile vermeyen birçok
Politika nedeniyle yapmıyoruz. Komutan böyle
sahte komutan. Siz nereden çıkardınız bunları?
olur mu hiç? Ya derhal defolup gideceksiniz, ya
Kim söyledi size bunu? Güçlü müsünüz? Babanız
doğru bir komuta anlayışına ulaşacaksınız. Kim
en büyük ağa bile olsa kaç para eder? Bunu siz
size söyledi? Bir anaya sorun, işte gelmişler, sorun
hiçbir şeyle izah edemezsiniz ki bunun izahı yok-
Komünar
14
tur. Bunun izahı düşkünlüktür. "Düşkündüm yap-
limiyetçilere nereye kadar, nasıl, daha da neler
tım"!. Düşkünün savaşta işi ne, ne geziyor içimiz-
yapacaksınız? Avrupa kurtaracakmış! Ne Avrupa
de? Serserilik, lümpenlik! Serseri, lümpenin burada
sı? Nereden kurtaracak? Yarın özel örgüt kurarız.
işi olamaz. Siz bunu yaptınız. Zor mudur peki
Birçok uğraşılacak biçim var. Gizli ihanetlere karşı,
savaşçısını doğru üslendirmek, zor mudur savaş-
gizli örgüt kurulur. Bize karşı hiçbir kuralı dinle-
çısını iyi eğitmek? Ben hepinizi, milyonları günlük
meyenlere karşı, biz de hiçbir kural dinlemeden
olarak eğiteceğim, sen üç ay bir mangayı bile eğit-
planımızı
uygulayacağız.
Bunların
hepsini
meyeceksin. "İdeoloji gereksiz." Peki neyle savaştıracaksın? "Partinin verdiği imkanları bitirerek".
Nereden çıkardın sen bu sonucu? Partinin yetki
verdiğini nereden çıkarıyorsun? Önderliğin bu
yetkiyi kabul ettiğini nereden çıkarıyorsun? Yürüyorsunuz ve kötüsünüz. Tek silahınız kör cehalet,
Boşluk gördünüz; ne yaparsanız
Yanınıza kâr kalacağını sandınız
Mezarda bile olsanız hesap soracağız
Soruyoruz da
Mezara böyle gitmenin kendisi
Bir hesap sormadır
kendini ölüme yatırma, bela olma, lümpenlik.
Kişiliğinizden bunları söküp atacaksınız.
yapacağız. Boşluk gördünüz; ne yaparsanız
Atmayan buradan adım bile atamaz. Benden görev
yanınıza kâr kalacağını sandınız. Mezarda bile
isteyen bunu bu temelde kanıtlamazsa, görev ala-
olsanız hesap soracağız, soruyoruz da. Mezara
maz. Kaçacakmış, TC'ye gidecekmiş! TC senin
böyle gitmenin kendisi bir hesap sormadır.
sülaleni mahvetsin. Ben o TC'ye sırf bunun için
Defalarca söyledik; disiplinli olun, değerlere bağlı
korkunç bir öfkeyle gittim. Seni orada da
kalın, diye. Kimse size demedi ki savaşa girin,
yakalarım; orada yakalayacağım seni. Sana ne
kimse demedi ki kolay savaşa girin. Dağlar kadar
kadar, ne yapacağımı göstereceğim. Kaç bakalım,
eğitim imkânıyla kendinizi hazırlayın ve kendinizi
nereye kadar? Evet, sırf seni orada yakalamak için,
hazır hissettiğinizde gidin, dedim. Çoğu zavallı
bunun için TC'yle uğraşacağım. Haydi bakalım!
gitti, kurban oldu. Ben bunlara da çok öfkeleniyo-
Korkunç inadımı göstereceğim, sülalenize kadar
rum. Savaşa kurban olmak için girilmez; savaşa
girişeceğim. İntikamım, kinim dağlar kadar. Hiç
zafer kazanmak için girilir. Her biri birer ucube
seni orada bırakmayacağım. Kaçacaksınız değil
haline gelmiş. Şavaşa gideceklermiş! Savaşçının
mi? Bir de ucuz yaşayacaksınız, ucuz yaşamı da
büyük onur, şerefi vardır. Savaşçı, hele komutan bir
size göstereceğim. Göstermişim, daha fazla
defa yıldız gibidir. Zaten bunun için rütbelerinde
göstereceğim.
yıldızlar vardır. Bir yıldız, iki yıldız daha sonra ay
Ben neden kendimi böyle hazırlıyorum?
Böyle kişiliklere karşı, kutsal gerçeklerle oyna-
olur. Durum bu iken, sizin yaptığınız tam tersini
sanki kadermiş gibi bize dayatma.
yarak ortaya çıkanlara karşı büyük yanıt olabilmek
Bütün bunlar savaş ve ideoloji sorun-
için. Siz en gerekli olanla böyle alay ederseniz,
larıdır. Tartışın, neyiniz eksik burada, sonuna kadar
hakkını veremezseniz, tabii sonucu bu olur. İhanete
tartışın, tam aydınlatın. Ona göre, herhangi bir
karşı ben savaşı nasıl geliştirdim? İçinizdeki o tes-
köşesinde yer alın, ama şerefiyle, onuruyla, yani
Komünar
15
yıldız gibi. İnsan gurur duysun kişiliğinizle. Zor
doğru değerlendirme, günlük pratik, bir de çok ver-
değil ki! Hasret kaldık; bir dağ planı yapmak çok
imli olma, sonuç çıkarma. Neler sığdırılmadı ki
mu zor? En yakın dağ Cudi Dağı'dır. Cudi Dağı'nın
pratikte buralara! Neler yoktan var edilmedi ki?
kayalıklarında ikişerli, üçerli, beşerli, onarlı ve
Açık, ben bunun dökümünü yapmak istemiyorum.
hatta isterseniz bir bölükle mevzilenmek, üstlen-
Yirmi yılı inceleyin. Neler var neler? Bütün ürettik-
mek çok mu zordur? Neden yıllardır bunu kangrene
lerimizi size verdim, hiçbir şeyi kendi yanımda
döndürdünüz? Yalnız bir üs sorununa ilişkin doğru
bırakmadım. Gittiler, hepsini fethedilecek dağlarda
bir yanıt bulamadık şimdiye kadar. Yok, tersini
tükettiler.
yapmaya var. Şuna benzetiyorum sizi; gurbetçiler
Mesela o dörtlü çete takımından bazıları
gibi hemen eve koşma. Sanki evi varmış gibi. Ev
"Daha önce hırsızlık temelinde biz zor bela
yok, köy yok, kalanı da düşman zaten kaldırdı.
karnımızı doyuruyorduk, şimdi PKK rüyamızda
Halen köylüye, köylülüğe, köylü kişiliğine dayalı
bile göremeyeceğimiz imkanları verdi bize" diyor-
savaşçılık. Ondan eser kaldı mı?
du. Adamlar çeteciliği dayattılar ve en büyük
Bunlar yalnız ideolojik boyutta halledilmesi gereken sorunlar, açmak istemiyorum, istersem dağlar kadar açarım. Pratik düzeyde de çok
korkunçsunuz. Savaşın pratik gerekçeleri de yok.
Nedir pratik gerekçeleri? Pratik gerekçeler; bir silah temininden tutalım bir dağa ulaşma, daha çok
değerlerimizi yok ettiler. Daha sonra bununla
uzlaşarak bu tarzı icad ettiniz. Pratik tarzınız bu.
Pratik tarzınız çetecilikle uzlaşma tarzı. Haydutça
değerleri gasp etme, "kıyısından-köşesinden bize
de bir parça düşer" temelinde bir pratik. Bütün
savaşçılığınız böyle özetlenebilir. Öyle değil mi?
Değerler nasıl elimizden alınıyor? Bir silah bile
da düşmana yem olmamak için bir hareket tarzında,
elde etmek için, pratik hazırlık gereğinden
-yani taktik diyoruz- taktik düzeyde yanıt olabilme.
bahsediyorum. Sizde böyle bir duygu var mı? Bir
Bu da ne anlama gelir? Düşman uykudayken yol al-
bölge yönetiminden alınan silahlara bakın yıllık
ma. Günlük olarak buna pratikte yakalanmama,
olarak. Biz her tür pratik zorluğu göze alarak bun-
düşman uykudayken vurma, onun önüne tuzak
ları kazanacağız, sen öyle kaybedeceksin. İşte hay-
hazırlama, kendi savaşçı birliğini günü gününe,
dutluk tarzı budur! Böyle zavallıdır. Bunu da fazla
saati saatine hazır tutma, vermekte olacağı o anki
açmak istemiyorum.
eylem için morali tam tutma, kurulmuş yay gibi.
Biz pratikte sadece günlük olarak var ediy-
Şimdi durum böyle midir? Sizde pratik düzey yok.
oruz. Benim de bir pratik tarzım var burada, hiç
Her an düşman tepenizde, pasif savunma anlayışı
sizin gibi adam harcamıyorum. Sizin gibi sorunları
içinde tükenip gidiyorsunuz.
geliştirmiyorum. Sizin gibi günü kaybetmiyorum.
Bununla şunu kastediyorum: Ben de aslın-
Sizin gibi değerleri çarçur etmiyorum. Sürekli bir
da savaşın bir sorumlusuyum, ama dikkat ederseniz
katkım var. En büyük tehlike üzerimizde, hala
düşmanı şimdiye kadar hiç semtime bile yaklaştır-
vurulmadık. Burada yersiz bir-iki kayıp ya vardır,
madım. Nerede duracağımı, orada nasıl üsleneceği-
ya yoktur. O da bazı kişilerin hatalarından oldu.
mi biliyorum. Yine ciddiye alıyorum. Yalnız bu
Bizim ihmalimizden dolayı hiçbir hatalı kayıp yok-
mevzimiz yirminci yılına girdi. Sabır, inat, sürekli
tur. Tam tersine dağlar kadar hatalarınız, bizi bura-
Komünar
16
da bile perişan etmeye yol açıyor. Burada, bu oku-
belki inanmış halk çocukları; ama onlar da bu bü-
lumuzda bile yapılan hata ve yetmezliklerle siz
yük sorumsuzluğu, zavallılığı aşacaklar mı, aşmay-
adam kaçırttınız. Siz günleri boşa harcadınız,
acaklar mı? Savaş kişiliğine gerçekten kendilerini
çarçur ettiniz. Bizimkisi sadece güçlendirmek.
bu temelde hazır kıldılar mı, kılacaklar mı, kılmay-
Bunların hepsi sorumluluk gereğidir. Biz sorumlu
acaklar mı? Ucube adamlarla savaşa gidilmez,
davranacağız, çalışacağız, sen bunların üzerine yat-
savaş en derli toplu kişiliklerin işidir. Kelime hatası
acaksın. Bu köylü kurnazlığı değil de nedir? Ben de
bile yapmamak komutanın en temel özelliğidir. Bu
günlük pratikçiyim. Dağlar kadar pratik üretiyoruz.
kadar şikâyet dili olan, bu kadar hastalıklı, bu kadar
Karnınızı doyurmak bir pratiktir, güvenliğinizi
çaresiz kişilik, asla savaş sorumluluğunun altına
sağlamak bir pratiktir. Doktora her gün sizi
girmemelidir. Savaş çok ciddi bir iş.
muayeneye, ameliyata götürmek bir pratiktir.
Ucube adamlarla savaşa gidilmez
Savaş en derli toplu kişiliklerin işidir
Kelime hatası bile yapmamak
Komutanın en temel özelliğidir
Bu kadar şikâyet dili olan
Bu kadar hastalıklı
Bu kadar çaresiz kişilik
Asla savaş sorumluluğunun
Altına girmemelidir
Savaş çok ciddi bir iş
Aslında zamanım olsaydı, tek tek sizleri
biraz sorgulasaydım. Buna gerçekten zaman
bulamıyorum. Yoksa bu duruşlarınız bana hiç
inandırıcı gelmiyor. Çok kaypak, sabun gibi kişilik,
hep elde sıkıyorsun, fırlıyor. Zamanı biraz daha
uzatsaydım mı diye düşünüyorum. Başka işlerim
var. Geçmişte de hep sözlere güvendim, güvenimiz
maalesef hep kötü kullanıldı. En iyi niyetlisi bile
sözüne yanıt olamadı. Bu açıdan tüm gücümü kullanarak aldığım tedbirlerle, hem sizin üzerinizde,
hem bu sözüm ona karargâhlarda uzun süredir var
Bunların hepsi de çok pahalı yürütülmektedir.
olan hazırlıklarımın veya çabalarımın sonuçlarını
Aileleriniz olsaydı, onlar bile size böyle bakma-
biraz daha iyi derlemek istiyorum. Bunu biraz
zlardı. Bunların hepsi bir pratik. Bunlar kendiliğin-
anlayın. Size bundan sonra değil savaş fırsatı ver-
den mi oluyor? Yok. Peki, sizin de pratikleriniz
meyi, sizleri bu dağlara bile yaklaştırmayacağım.
vardır. Savaşçılarınız yanı başınızda en olmadık
Yavaş yavaş tedbirlerimi alıyorum. Size böyle ucuz
hatalar temelinde öldüler, aç kaldılar, sakat kaldılar,
savaş kahramanlığını vermem. Yok, o geçti. O şere-
moralsiz kaldılar, değil mi? Çoğunuzun komutası
fi size bahşetmeyeceğim, o şeref size layık değildir.
altında bunların hepsi olmadı mı? Buranın imkân-
Bazıları süper bir ayıyı oynuyorlar. Ayı
ları mı fazla, oranın imkânları mı? Oranınki
savaşın belki maskotu olabilir, ama komutanı ola-
fazladır, kanıtlayabiliriz. Bunları daha fazla açma
maz. Hatta PKK'nin herhangi bir görevlisi gibi yap-
gereği de duymuyorum.
mayı bile düşünmüyor. Belki öyle sanırsınız kendi-
Acaba gerçekten siz şimdi bütün bu husus-
nizi. Sanın, ama ben de ciddiye almam, almadığım
larda, savaşın ideolojik gerekçeleriyle birlikte
gibi siz mi beni kandırırsınız, ben mi sizi
pratik gerekçelerine doğru anlam verecek misiniz,
kandırırım? Açık söylüyorum ben kandırmak
vermeyecek misiniz? İçinizden bazıları dürüst,
istemedim. Açıkça, mütevazice, gerçekten aldan-
Komünar
17
mamak, aldatmamak için her şeyimi ortaya koy-
minde Peygamber'e karşı çok akıllıydı. Sizinki Ebu
dum. Ama siz kandırmaca ya devam ederseniz,
Cehil'den daha da beter. Cehaletlilerin babası
benim kadar kurnaz adamın olmadığını da
rolünü oynuyor. Bu konuda kararlılık düzeyim tam.
bilmelisiniz. TC'yi çözen adamı, emperyalizmin
Her gün bir sürü rapor geliyor, gözüm zor
günümüzde bu kadar gücü karşısında bile kendini
okumasına karşın okuyorum, tahammül ediyorum.
yaşatan adamı, siz nasıl kandıracaksınız? Hırsız,
Bu gerçeği konuşuyor musunuz? Hazırlığınız tam
yankesici marifetlerine göre "buldum boşluğu, ben
mıdır?
bunu kandırırım" der, çeker. Peki bu zavallı halini-
gelişmişse, değil bu kadar, bana beş tane adam
zle beni nasıl kandıracaksınız? Savaşta, parti
verin, ben bu işleri en başarılı bir biçimde götürey-
olayında mümkün mü? Şu anda dünyanın en güçlü
im. Ama gerçekten sözünün sahibi beş adam verin
kişisiyim, kendimi bu kadar örgütlemiş bir kişiyim.
bana, fazla bir şey istemiyorum. Savaş istediniz de,
Ben rica etmedim ki; "gelin benimle savaşın" diye.
biz mi yol açmadık? Kargalar güler buna. Beni
Kendi kendinize bir savaşçılık uydurmuşsunuz,
kandırmayın, bu temelde kendinizi kandırmayın.
kim kabul eder bunu? Bunu gidin babanıza satın,
Bu da bana biraz güven verebilir. Bu kadar kandır-
gidin sülale savaşçılığı yapın, gidin hizip
macılık, beni mahvediyor. Haydi, komutan sözü
savaşçılığı yapın. Ama bunu bana yutturmak
veremiyorsanız, bari kandırma gibi bir sahtekârlığa
gerçekten çok zor.
da girmeyin. Bunu istemek sizden çok şey istemek
Kararlılık
düzeyiniz
bu
çerçevede
Benim size gösterdiğim saygıyı siz kötüye
midir? Neden beni bu kadar kandırıyorsunuz?
kullandınız. Hâlbuki biz ilk savaşı ailede verdik.
Kandırmak bir marifet mi? Bozgunculuk yapmak
Daha ilk yaşlarda ailede başkaldıran bir adamı,
bir ordulaşma gereği midir? Ajanlar bunu yapar,
yine TC gibi kimsenin bakmaya bile cesaret
ama ajan da biraz planlı yapar. Yani ajanın bu yap-
edemediği bir olaya bakan, çözen ve onunla bu
tığına bir anlam verebiliriz, ama ajandan daha beter
kadar savaşı geliştiren bir adamı, kim, nasıl
kandırmak ne anlama gelir? Bundan vazgeçin.
kandırabilir? Saygısız adamlar! Bununla kandırdı,
Kişiliğinize bakıyorum, toptan bir kandırma kişil-
oldubitti. Birçok böyle zavallı kişilikler! İnsan
iği, savaşla bağlantısı olmayan kişilikler.
utanır kendi halinden. Gücünüz mü var sizin? Ciddi
Sizin dramınız o kadar tuhaf ki; şu noktaya
değilsen niye adım atıyorsun? Ben neden bu kadar
kadar getireceksiniz ve diyeceksiniz "bırak
ciddiyim? İşte sabrımı, inadımı gösterdim. Neden
yakamızı". Ama aslında siz benim yakamı bırak-
siz göstermiyorsunuz? İşte kurallara bağlılığımı,
mıyorsunuz. Ben sizin yakanızı bırakmaya varım,
işte iğne ucu kadar bir imkânı nasıl ele geçirdiğimi
ama nereye gideceksiniz? Sonuçta şuraya gelip
size gösterdim. Neden siz böyle kaybediyorsunuz?
dayanmışsınız: "Göz göre göre biz çürüyüp öle-
Hazırlık konusunda ne kadar ciddi olduğumu gös-
ceğiz". Buna da bizim gönlümüz yatmaz. Sizin gibi
terdim. Neden siz bu kadar keyfi, hazırlıksız yak-
delikanlılara insan çok üzülüyor. Yazık değil mi sizi
laşıyorsunuz? Kim söyledi, kim öğretti size bu
göz göre göre ölüme terk etmek! Çoğunuz bu
savaşçılığı böyle? Zavallılar! Cehalet, Ebu Cehil,
anlamda, yani savaşçılıkta daha adı konmamış
yani cehaletin babası. Kaldı ki Ebu Cehil döne-
bebekler gibisiniz. Size değil komutan adı takmak,
Komünar
18
isminiz ne zaman konulacak belli değil. İsim koya-
kandırmaya çalışmadan, bir an önce söz verebile-
bilmek için, biraz oğlan mı, kız mı olduğunuz belli
cek misiniz? Sözlerinizle ciddi olmayı gösterebile-
olmalı. Bu kadar zavallısınız. Erkek ismi mi koya-
cek misiniz? Değilse, o zaman konuşmayın! Ne
cağız, kadın ismi mi, belli değil; bu bir. İki; yiğit
söyledik: "Gerçeğin kadar söz ol, sözün kadar
Agit ismini mi koyacağız, tırsonek ismini mi koya-
gerçek ol!" Bunu sağlamayan adam düşkündür.
cağız? Veya bé akıl mı koyacağız, ahmak mı koya-
Lafıyla gerçeği arasında Çanakkale boğazı kadar
cağız? belli değil. Aslında bu temelde size isim ver-
açık vardır. Neye yarar? Asker hiç böyle olur mu?
mek gerekiyor. Ama isim vermek bile çok zor şu
Sözle pratiği arasında bu kadar çelişkili olan adam,
anda. Ne sanıyorsunuz? Bu size verilen adların
bir halk için en büyük baş belasıdır.
hepsinin tarihte yeri var. Mesela Agit, mesela
Dünyanın bütün zavallılarını benim başı-
Muhammed, mesela Ali, bunların hepsi tarihte
ma atmışlar, "haydi APO çöz"! Sihirbaz bile olsam,
büyük kahramanlık yaratmış. Durumlarınız çok
bu halinizle sizi çözmem zor. Çünkü laf anlamaya
zavallıca. Ya bu isimleri kendinize koymayın, ayıp-
yanaşmıyorsunuz. Bütün bunlar neyi gösterir; tas-
tır ya da hakkını verin. Bir halk için ne kadar acı;
fiyeciliği. Siz aslında her ne kadar "kararlılık
ona doğru öncülük edecek tek bir evladı bile
düzeyimiz çok gelişmiştir" diyorsanız da, bu
sağlam gözükmüyor. Ondan sonra da, yalanların
söylediğim çerçevede beni tatmin etmezseniz, ince
bülbülü hepsi veya ağlama ustaları; "ah vah, ne
bir tasfiyeciliği dayatma yanınız daha ağır basmış
haldeyim"!
olabilir. Sonuçta, ünlü alçak teslimiyetçilerin yap-
Kim kimi ciddiye almalı? Ben mi sizi, siz
tığı gibi, "Bu savaş olmaz! Bu orduyla savaşılmaz,
mi beni? Ben savunmamı böyle çarpıcı bir biçimde
kuzu gibi gider uşaklığı yapılır" noktasına varılır.
yapıyorum. Yanlışsa, eleştiri hakkınızı kullan-
Bu doğru ise ve eğiliminiz buysa, gerçekten sizi
abilirsiniz. Lütfen, saygılı bir biçimde, ciddi. Hem
dövmeden serbest bırakacağız. Ama davranış-
"Başkan" diyeceksiniz, hem "genel komutan", ama
larınızın altını eşelediğimde bunları görüyorum.
-haydi sizi yine komutan yerine koyalım- lafı bile
Yani siz doğru dürüst bir çizginin zavallı, sorumsuz
anlayamayan komutan! Ne kadar büyük ayıp
askerisiniz, daha doğrusu vasat askeri, yani iti-
olduğunu bilmiyor musunuz? Bu temelde halk
rafçısı olmaya doğru gidiyorsunuz.
ordumuzun temellerini sarsıyorsunuz veya halk
Burada şunu kanıtlamaya çalışıyorum;
ordusu adını da taktık kendimize, bunu da gülünç
gerçekten sağlıklı bir halk savaşçısı, onun bir
duruma sokuyorsunuz. Haydi tekrar sizin komuta
grubu, onun bir sorumlusu çıkmalı, ama gerçekten
olmanıza yüksek değer biçelim, ama bu çerçevede
çıkmalı. Çünkü haddi-hesabı belli ol-mayan devrel-
ciddi olabilecek misiniz? Tek bir şey, "ciddi ola-
er, hazırlıklar yaptık, çıkmadı. Ben kendimden de
bilecek misiniz?" O güç var mı sizde? İşte bir taslak
giderek çok kuşkulanıyorum ve öfkeleniyorum.
çerçeve koydum. Ciddi yaklaşacak, ciddi anlaya-
Hatta kusur bendeyse diye korkunç yükleniyorum.
cak, "asker sözüyle oynamaz" diyen, sözünün eri
Düşmanı bile çıldırtacak hazırlıklar yapıyorum,
kişilik! Bu sefer sözünün eri olunur mu acaba? Bu
buna rağmen sizin yüzünüzden kendimden kuşku-
noktada iseniz, ikiyüzlülüğe başvurmadan, beni
lanıyorum. Aslında dikkat edilirse birçok kitaba da
Komünar
19
geçmiştir, bende kimse kusur bulmuyor. İşbirlikçi
Demek ki yapılması gereken: Bir, savaş
de dâhil, "taştan adam yaratır" diyor. Bütün
gerekçesini ideolojik esaslarıyla; iki, onun bütün
operasyonların benim iradem tarafından boşa
pratik gerekçeleriyle birlikte, ikna edici bir biçimde
çıkarıldığını da yazıyor, okudunuz. Kusur sizde.
kendinize izah etmelisiniz. Hiçbir baskı altına
Bunun için gerçekten bu bizden onay bekleyen,
girmeden, tam objektif gerçekliklerle, yine bütün
bizden ilgi bekleyen size oldukça değer verdiğimi
sonuçlarına katlanma dürüstlüğünü göstererek.
yine söylemeliyim. Hem durumunuza üzülüyorum,
Hangi görev olursa olsun, onların gereklerine
hem de bu karar düzeyinizi aslında değerli de
ulaşarak; yetki, sorumlulukla bunları iliklerinize
buluyorum, ama öyle çok gerçekçi bulduğumu
kadar hissederek, oldukça gerçekçi üzerinde durun.
söyleyemem.
Böyle onuru kurtarma biçiminde değil de, büyük
Hayat koşulları sizi fazlasıyla yutuyor.
bir tutku haline gelerek. Savaş esasta nedir? Savaş;
Moral bile olmuyor. Ama benim tarzımda bir
bizim için kaybedilen her şeyin kazanılması
komutanlık böyle olamaz. Komutanlığın icra
çabasıdır. Savaş; sanatların en hünerlisidir. Savaş;
edildiği yerde sinek bile vızıldayamaz. Ama her şey
kısa yoldan kaybettiklerinizin en etkili çaresidir.
sizi yutuyor, farkına varmıyorsunuz. Ben şimdi bu
Savaş;
komutanlığınıza nasıl güveneceğim? Dağlar kadar
dönüştürülmesi çaresidir. Savaş; özellikle vatansız
kuralsızlık, yanlışlık, hazırlıksızlık! Gözlerinizin
olunamamanın çaresidir. Savaş; gasp edilen her tür
önünde, hatta "en benim" diyen komutan kişiliğinin
emek
sorumluluğu altında olmuş, kılınızı bile kıpırdat-
edilmesinin çabasıdır. Bizde daha somut olarak
mamışsınız. Ben şimdi size nasıl güveneyim? Bu
savaş, bu ülkede yapılabilecek tek iş olma
sefer derli-toplu, ciddi olacağınıza, kimden ve nasıl
gerçeğidir. Yani başka bir iş yok. Bütün işler özel
kaynaklanırsa kaynaklansın uyutmayacağınıza,
savaş tarafından gasp edilmiştir. Ülke, toprak,
yutmayacağınıza, tetikte olacağınıza, günübirlik
zenginlikler, güzellikler, köyler, kentler; her şey
cevap olacağınıza beni nasıl ikna edeceksiniz? İkna
zapt edilmiş. Bir işi ancak ajanlığı kabul edersen
ederseniz ben sizi burada onaylayabilirim.
bulabilirsin. Bu da özel savaşın askeri olma anlamı-
müthiş
değerlerinin,
çirkinleşmenin
sahiplerine
güzelliğe
geri
iade
İşte analarınız, ağabeyleriniz buraya geliy-
na gelir. Peki bizim halk savaşçılığımız neyin
or; hepsi gözü yaşlı. Hepsi aslında sizi istiyor. Ayıp
karşılığında? İşte ülkeyi kazanma, işi kazanma,
olmasaydı verirdik, "gidin" derdik. Ama nereye?
şehri, köyü, toprağı kazanma, özgürlüğü kazanma,
Ama "ille savaşçılık" diyorsanız da, benim
zenginlikleri kazanma; savaşın tanımı budur. Bu
çizdiğim bu çerçevede olur. Bunu ben onaylaya-
büyük bir tanımdır ve doğru bir tanımdır. Bu
bilirim. Buna dayanarak da kendimi yaşatabilirim;
ülkede en doğru tanım. Dolayısıyla kendini vere-
daha doğrusu bu savaş kişiliğiyle ben de önderlik
ceğin iş, savaş işidir.
yaparım. Biraz vicdanlı olun. Bazılarınız kendini
Ben dünyada en zor savaşa karar verecek
oldukça güçlü görüyor. Gücünüz gerçekten güçse,
bir adamım. Ama "bu ülkede en değerli iş nedir"
haydi bu konuda hiç olmazsa bu sefer sağlam bir
sorusu için yıllarca uğraştım ve en son "en verimli
başlangıç yapalım!
iş, savaş işidir" biçiminde bilimsel bir cevabı bul-
Komünar
20
duğumda kendimi kattım. Aslında benim kadar
Ama bunları elinizden aldık diye ağladınız. Yanlış!
emeği ile sonuçları arasında bağ kuran adam yok-
O
tur. Biz yedi yaşımızdan beri ekmek savaşını çok
Gelmezseniz, o zaman savaş veremezsiniz.
iyi verdik. Kendimi boş işlere hiç vermem. Herkes
Yaptığınız işi tanımazsanız, -yaptığınız iş çobanlık
verir, ben vermem. Küçük işlere de vermem, boş
mı, ziraatçılık mı, sanayi işi mi, hizmet işi mi- siz
işlere hiç vermem. Bütün bu nedenlerle, bu büyük
nasıl
savaş işini tespit ettikten sonra kendimi verdim ve
Bankayla, çobanın kulübesini karıştırırsanız, iş
gördüğünüz gibi şu anda altın değerinde iş benim
yapabilir misiniz? Banka işi kendi memurunu ister,
işimdir. Çünkü bu halk, bu işi en değerli iş olarak
dağ da çoban ister. Yani işleri daha kelime
görüyor. En büyük şirket işi, en büyük fabrika işi
düzeyinde bile tanımlayamayanlar yapamaz. Böyle
olarak görüyor. Ve milyonlar bu işe katılıyor,
acayip yanlarınız var.
destek veriyor. Bu, bu işin büyüklüğünden
ötürüdür.
zaman
gidip
savaş
tanımına
çalışacaksınız?
gelmiyorsunuz.
Bilmiyorsunuz.
Gerilla savaşının da tanımı sizde yok.
"Kalk" desem birinize ve "gerilla savaşını tanımla-
Savaş tanımına ilişkin ben bir kitap yaza-
manızı" istesem, kesinlikle doğru bir tanım yapa-
yım. Sizin ihmal ettiğiniz savaş tanımını, ben
mazsınız. Daha da somut, "Kürdistan'da gerilla
gerçekten bir roman akıcılığındaki kitap kadar, hem
savaşı ne anlama gelir" desem, daha da bir kara
de bilimsel olarak açabilirim. Ama siz daha kural-
cehalet örneğinden kurtulamayacağınızı göre-
larını bile bilmiyorsunuz. Bilseydiniz, savaşa böyle
ceksiniz. Hiç tanımını veremezsiniz. Bir de sanattır,
yaklaşmazdınız. "Savaş, her şeyimizdir. Savaş,
kılı kırk yaran ince yolu-yordamı vardır. "Bunları
kaybettiğimiz her şeyin icadıdır" deseydiniz, bu
yerine getirin" desem, elleriniz ayaklarınız bir-
kadar savaş pratiği konusunda yanlış yapar mıy-
birine dolanır. Bu kadar cahilsiniz bu işte. Onun
dınız? Savaş tanımınız yok! Sözüm ona yıllardır
için diyorum, ben neyinize güveneceğim bu kadar
savaşıyorsunuz. Ben bir şey istemiyorum, yalnız
hata yaptıktan sonra?
bir tanım; savaş nedir? Eğer doğru bir cevabınız
"Komutanlık tanımını söyle" desem,
olsaydı, her biriniz savaşın çok ünlü bir işçisi, yani
komutanlık açısından tam bir yüzkarası, kara
komutanı olurdunuz, general olurdunuz. Demek ki
cahilsiniz. Kürdistan'da bir askeri komutan tanımı-
tanım yok. Sizin için savaş, kendi egoizmini tatmin
na hiç kimse ulaşmamıştır. Hepsi onun üze-rinde
etme; sizin için savaş, kendi küçük hesaplarını
oyun oynuyor. Ağzına, gözüne bulaştırmışlar.
kurma; sizin için savaş -hatta bir nevi hırsızlık-
Doğru komutanlık tanımı yok. Bırak yıllardır
başkalarının emeği üzerine kendini ağa yapma.
komutanlık yapmayı, siz daha onun tanımını yap-
Bazıları için de sigarayı kurtarma. Bunun için biz
mamışsınız. Komutan kimdir, nasıldır? Üç-dört
sigarayı yasakladık. Yani savaş, sigarayı kurtarma
temel özelliği nedir ve bir de gerçekten bu özellik-
değil; savaş, bir yerde hediye kazanma değil.
ler özümsenmiş mi? Buna yanıt olacak bir kaç kişi
Bunlar savaşa hakaret olur. Savaş, hele küçük
gösterin. Bu yok. Bunun yerine neyi getirdiniz?
hesaplar için hiç değil; çünkü savaş en büyük
Kavramları alt-üst etme, kav-ramlarla alay etme,
hesabı gerektirir. Bunun için yasakladık bunları.
bir de tersini pratikleştirme. İşte bana bunu dayatıy-
Komünar
21
orsunuz, bana diyorsunuz ki; "buna izin, onay ver".
işin bir kenarından sağlam tutarak, "ben de yanıl-
Zor! Çok iyi yürekliyim, insanlarla gerçekten
mam yanıltmam, düşmem düşürmem; işte işin hem
benim kadar arkadaşlık yapmak isteyen yok, ama
esaslarıyla hem pratik yanlarıyla aldatıcı yaklaş-
veremiyorum. Bu kandırmaca ya, bu tersliğe
mam, kimseyi de yaklaştırmam. Sözümün eriyim.
gücüm yetmiyor artık. Onay veremem.
Ciddiyetimi an be an gösteririm. Öyle "giderim de
Bütün bunlarla sizi kötülemek gibi bir
dağda gösteririm" biçiminde değil, "burada
niyetim yok. Keşke sizi biraz daha da güçlendirsey-
gösterme gücündeyim" deyin. Böyle yiğit bir kişi-
dik de, bu istediğiniz şeylere sizi kavuştursaydık.
lik sergileyin, bizden ne koparırsanız sizin olsun.
Hem savaşta, hem yaşamda o çok istediğiniz şey-
Beni bile sollayın veya beni bile ezip geçin, her şey
leri imkan dahiline soksaydık. Bunu istiyoruz, ama
sizin olsun. Bunu istemeyen kim? Ben kendimi
gerçeğiniz bununla o kadar tezat teşkil ediyor ki!
sıradan, mütevazı bir yaşama göre de hazırlamış
Ne kadar hazırlık da sunsam, ki yaşamın özgürlük
birisiyim. Önünüzü tutmakmış, değer vermemek-
düzeyi için korkunç çaba harcandı; yine savaşçılığı
miş, hayır. Biz neyi yarattığımızın farkındayız.
geliştirmek için hakeza öyle, ama kişiliğiniz almıy-
Ama gidip de pat diye dökülmek olmaz. Sizin
or. Çürümüş, her tarafı dağılmış. Hangi ilacı veriy-
hesabınıza üzülüyoruz, kendi hesabımıza değil.
orsam ters tepiyor. Hangi ameliyatı uyguluyorsam
Çünkü biz yine çalışır kazanırız. Siz o kadar adsız
daha da ağırlaşıyor. Buna rağmen, işte gördüğünüz
şehit gibi anılmamaca-sına giderseniz ne olacak?
gibi halen size güveniyorum. Muazzam üzerinizde
Bu bizi endişelendiriyor. Savaşçının gidişi böyle
çaba yürütüyoruz. Kim kime değer veriyor, ortada.
olmamalı. Hele komutan adayı kesinlikle böyle
Hem yaşamda, hem savaşta kim kime itimat gös-
olamaz! Bunun şakası da olamaz. Ucuz sözü hiç
teriyor? Kim kime gerçek değeri veriyor, ortada.
olamaz. Bunun sözü yakıcıdır! Bunun iradesi
Ama bir şeye değer vermem. Nedir o? Yalana değer
keskindir! Bunun adım atışı çarpıcıdır!
vermem, uydurukluğa değer vermem, serseriliğe,
Eğer böyleyseniz bir kez daha bu işi değer-
çürümüşlüğe, biçimsizliğe değer vermem. Tabii ki
lendirelim, bu çerçevede değerlendirelim. Ciddi
bunları lanetlerim. Yalancı-lığa, hafifliğe, değer arz
değerlendirelim,
etmeyen her tür duygu ve davranışa, dağınık cümle
Gerçekten sonuna kadar sonuçlarına katlanarak bir
oyunlarına, tabii ki değer veremem. Bunlara değer
başlangıç yapalım. Engel tanımaksızın bu sefer bir
vermemi benden isteyemezsiniz. Hakkınız olamaz.
büyük çıkışa hazırlanalım. O zaman eğer başarı
Diğer şeylerde müthiş değer üstüne değer katıy-
gelişmezse, eğer bu düşmanın arkasında on tane
oruz. Ortada! Savaşı değerli buluyorsanız, kim
daha dünya da olsa başaramazsak, yine sorumluluk
yarattı? Özgür yaşamı değerli buluyorsanız, kim
bana aittir. Ama bu tarzda yapmak gerekir. Bu,
yarattı? Ortada! Kim onunla amansız uğraştı?
kesin başarı tarzıdır! Bu, savaşın tanımına göre
Onun büyük sabrını, onun büyük sorumluluğunu,
bütün esaslarda, iğne ucu kadar da olsa imkânlarla
onun büyük ustalığını kim gösterdi? Ortada!
baş-lama, ama sonunu zafere götürme tarzıdır!
anlayarak
değerlendirelim.
O zaman sizden istediğimiz; bu sefer hiç
11Temmuz 1998
olmazsa haddini bilerek, anlayarak, mümkünse bu
Reber APO
Komünar
22
15 ŞUBAT KOMPLOSUNUN TEMEL ÖZELLİKLERİ
15 Şubat komplosunu tarihsel açıdan
yorumladığımızda önemli özellikler ortaya çıkmaktadır:
1- Komplonun genelde Doğu-Batı çatışma
çizgisi üzerinde gerçekleştiği görülmektedir. Beni
Anadolu'-nun, Türkiye'nin zayıflatan noktası
olarak değerlendirmektedirler. Batının şımarık
çocuğu ve uç noktası ola-rak Yunan siyaseti beni
hep ilkesiz, sadece zarar veren bir pozisyonda
görmek istemiştir. Tersine, ilişkimin kendilerine
zarar vereceğini görür görmez ateşe atmaktan çekinmemiştir. Fakat son komplodaki rolü, esas olarak
dostluğu kullanan hain işbirlikçilik biçimindedir.
Bizzat planlayan ve uygulayan değil, daha çok
taşe-rondur. Bu taşeronluk karşılığında ilerde
Kıbrıs ve Ege konusunda taviz beklediği çok açık-
Clinton, komplonun hazırlıkları yoğunlaştığında
tır. Sonraki ge-lişmelerde bu husus fazlasıyla açık-
Monica şantajıyla etkisiz duruma getirilmiştir ve
lığa kavuşmuştur. Bizzat teslim etme emrini
verenin Başkan Clinton olduğu özel temsilcisi
Blindken tarafından basına açıklanmıştır. Bunu
terörizme karşı tavırla izah etmek dar bir yaklaşım olur.
Bunun arkasında İsrail'in olduğu kesindir.
İsrail sağının savaş yanlısı aşırı uç kesiminin
Türkiye'ye verdi-ği sözle bağlantısı güçlüdür.
Dönemin İsrail Başbakanı sağcı blok Likud lideri
Benjamin Netenyahu'dur. İsrail Ortadoğu'nun
stratejik dengesinde Türkiye'yi yanında tutmak için
komplonun gerçekleştirilmesinde baş aktör durumundadır; fakat yalnız değildir. Ayrıca İsrail sol
demokratlarıyla, Şimon Perez çizgisiyle bağ-lantısı
olacağını tahmin etmiyorum. Unutmamak gerekir ki,
İzak Rabin suikastı da sağ uçlarla bağlantılıdır.
İsrail lobi-sinin bir dediğini iki etmeyecek durumdadır. Hem karısı Hillary, hem de Monica'nın
elinde şantajla birçok Başkanlık kararını çıkarmak
imkân dahiline girmiştir.
Burada İsrail ve Yunan stratejisi arasında
Türkiye konusunda geçici bir işbirliği durumu doğmaktadır. Clinton bunu koordine etmektedir.
Koordinasyonun temelleri Londra'da atılmış olup,
beni izole ederek Kürt-leri ve PKK'yi kendi kontrollerine almanın hesabı çok güçlüdür. Benim
önderlik konumum Kürtler üzerinde geleneksel
Batı politikasını sarsmaktadır. Olayın özü de bu
gerçekliğe dayanmaktadır. Avrupa bu nedenle tasfiye edilmemi çıkarlarına uygun bulmuştur. Çünkü
uzun süredir yürüttüğü Kürt politikası yine benim
Komünar
23
yü-zümden boşa çıkmaktadır. Birleştikleri daha
de çıkarlarına gelmiyordu. Geleneksel sömürgeci-
genel bir özellik, Doğu kültürünü benim şahsımda
lik politikasının en kirli bir kalıntısı olarak değer-
çözememiş olmalarıdır.
lendirmekten vazgeçmek istemiyorlardı. Stratejik
2- Bu husus teslim edilmemin psikolojik
olarak çözümlenmiş bir Kürt sorunu, onlar için he-
ve kültürel gerekçesini teşkil etmiştir. Batı
nüz zamanı gelmemiş bir konuydu. İran, Irak ve
kültürünün beni eri-tebilecek bir yapıda olama-
Türkiye ile hesaplarını tam olarak görünceye kadar
ması, dışlanması gereken bir kişilik olarak
Kürt kozunu saklı tutma pozisyonu açıkça görülüyordu.
görülmemde etkili olmuştur. Maddi ekonomik
Bu, tıpkı Türkiye'de bazı kesimlerin çıkar-
çıkarlar bunda belirleyici olmakla birlikte, kültürel
larını sorunun çözümsüz olarak sürüp gitmesine
temel de göz ardı edilemez. Batının güya ikin-ci bir
bağlamaları gi-bi bir tavırdır. Bu, Kürtler açısından
Lenin veya Humeyni çıkarmak istemeyen havaları
'ne öl ne kal' politikasıdır. Ölmeyecek kadar sahip
bunda etkili olmuştur. Kendi kültürlerinin işbirlik-
çıkma, yaşamayacak kadar uçurumda tutma gibi
çisi veya taklitçisi olmayan, kendini aşağılayıp
vahşi bir yaklaşımdır. Biraz destek verselerdi,
onları üstün olarak kabul etmeyen birisine hiç de
doğru temelde son derece olumlu koşullar doğa-
hoşgörülü yaklaşmadıkları netçe ortaya çıkmıştır.
bilirdi. Örneğin bugünkü Kosova ve Makedonya'da
Uygar-barbar
ayrımı çizgisini
bu olayda korumuşlardır. Kişiliğim konusunda
uzun süre gözlem
yaptıkları
belliydi. Kendi
gösterdikleri yak-
Teslim edilmemde Kürt Özgürlük Hareketi ve
Önderliğinin tasfiyesi belirgin bir amaçtır.
Kürt işbirlikçilerle yıllarca yürütülen ilişkil
bu tasfiyeyle tekrar işlevsel kılınmak istenmiştir.
Güya liberal-demokratik Kürt önderliği yaratılacak,
her devletin kendisi için hazırladığı
Kürt öğeler doğacak
boşluktan çeşitli örgütler yaratacaklardı
laşımı
Kürtler
için de ısrarla
sergileselerdi,
sorunlar çoktan
hal yoluna girerdi. Benzer bir
durum İsrail ile
Araplar ve Rusya
mantalitelerine aykırı olduğumu çoktan kararlaştır-mış gibi bir
ile Çe-çenler için de geçerlidir. Çıkarları sorunların
atmosferde buldum kendimi. Bu atmosfer bilinçli
uzun vadeli sürmesinde
yaratılmış bir durumdu.
Avrupa'nın içini, yakınını ilgilendirdiğinde, hızlı ve
yatmaktadır. Ama
3- Avrupa kapitalizminin son iki yüz yıllık
yoğun davranabilmekte ve çözüm geliştirebilmek-
Kürt politikasına özünde bağlı kalınmıştır. Bu poli-
tedirler. Benim duru-mum konjonktürel olarak bu
tikanın te-melinde, başta Türkler olmak üzere İran
tür çözümü çıkarlarına uygun kılmadığından
ve Arapları kendine bağlı kılmakta Kürtleri bir
dışlanmayı olağan kılmaktadır.
tehdit aracı olarak kullanma yatmaktadır. Ben Kürt
4- Teslim edilmemde Kürt Özgürlük
sorununda ya savaş ya da barışla nihai bir çözümü
Hareketi ve Önderliğinin tasfiyesi belirgin bir
zorlamaktaydım. Onlar ise bu sorunu hep ellerinde
amaçtır. Kürt işbirlik-çilerle yıllarca yürütülen
kullanacakları bir koz olarak bulundurmayı esas
ilişkiler bu tasfiyeyle tekrar işlevsel kılınmak isten-
almaktaydılar. Bu silahın elle-rinden alınması hiç
miştir. Güya liberal-demokratik Kürt önderliği
Komünar
24
yaratılacak, her devletin kendisi için hazırladığı
yollarını geliştiremeyenler, askeri olarak kazan-
Kürt öğeler doğacak boşluktan çeşitli örgütler
salar bile, sonunda boşa çı-karılmaktan kurtulama-
yaratacaklardı. Bu konuda Almanya başı çekmekte-
zlar. Barış konusunda yanlış bir hesap en önemli
dir. Alman yanlısı Türk, Kürt, Arap ve İranlı gru-
askeri kazanımları bile anlamsızlaştırır. Halkına ve
plar ya-ratmak, eski bir Ortadoğu politikasıdır ve
askerine karşı sorumlu önderler, barış sorunlarını
bu politika Enver Paşa'dan beri işlevsel olmuştur.
en az askeri sorunlar kadar incelemeyi ve gerçekçi
Iraklı Kürtler bu politikanın kurdu olmuşken, son
çözümler bulmayı amaç edinen kişiliklerdir. Bunu
dönemlerde Türkiye'de de ileri adımlar atılmak
beceremeyen önderler ve komutanlar kaybet-mek-
istenmiştir. Dış güçlerin himayesi altında palazlan-
ten kurtulamazlar.
mak bir geçim tarzına dönmüştür.
Kürt
tasfiye
tutumların kimlerden kaynaklandığına bakıldığın-
edilmemesi, bir kez daha tasfiye ve parçalama
da, sürekli yozluk, marjinallik, hizipçilik ve düş-
çabalarına ağırlık ver-meye yol açacak ya da
manlığı bir sanat haline getirenlerin bunda rol
dağılıp gideceklerdir. Ayrıca sınırlı da olsa gelişen
oynadığı görülecektir. Çünkü anlamlı ve ciddi olan
barış koşullarını istismar etmeye çalışacaklar;
bir barış; sahte, topluma hizmet etmeyen ve bireyi
özgürlük hareketinin özgür sivil toplumu yaratama-
yüceltmeyen kaosu ortadan kaldırır, yasadışı
ması istismar çabalarını arttıracaktır. Dolayı-sıyla
durumları önler, düzenin meşru geçim ve yaşam
gerek eski tarikat tarzı gerici örgütlenmelere,
tarzını egemen kılar. Yeteneği ve yaşam tarzı buna
gerekse işbirlikçi sahte sivil toplum kuruluşlarına
göre denk olmayanlar ve zamanında dönüşmeyen-
dikkat etmek, halkı aldatmalarına fırsat vermemek
ler, barışı ne anlar ne de isterler. Bunlar savaşın
büyük önem taşır.
acılarını ve zorluklarını da bilmezler. Buna rağmen
5-
Özgürlük
İmralı sürecindeki barış çabalarına yönelik
İmralı
Hareketinin
sürecini
Anadolu
ve
sürecin ciddiyeti görülmelidir. Tam başarıya gitse
Mezopotamya'nın kardeş kültürlerindeki barışın
de gitmese de, bu süreç önemlidir. Bunun ardından
dirilmesine vermek savaş-tan daha zor, sonuçları
gelişecek bir savaş bile eskisinden farklı olacaktır.
ise daha devrimci ve üretkendir. Kültürel varlık-
Türkiye Cumhuriyeti'nin yaşadığı tarihinin en uzun
ların özgür kullanımına dayalı bir barış, Anadolu ve
süreli krizi, geçmiş savaşın sonucudur. Bu doğru
Mezopotamya Rönesans'ı ile Türkiye Cumhuri-
itiraf edilmeden ve adil bir barışa dönüştürülmeden
yeti'nin devrimci özüne de en doğru yanıt olacaktır.
kriz ortadan kalkmaz. Çünkü krizin nedeni doğru
Her savaşın bir barışı olduğu ilkesini gözeterek,
teşhis edilmek istenmi-yor. O halde tedavi de doğru
halkların çıkarına en uygun barış çabaları son de-
olmayacaktır. Türkiye 2000'li yıllarda bu çelişkiyi
rece gerekli ve önemlidir. Savaşlarının barışını
yaşamaktadır. Kriz ya yeni ve daha kanlı bir
getiremeyenler, başka güçlerce hem de kendileri
savaşla, ya da adil ve onurlu bir barışla ortadan
aleyhine kullanılmaktan kurtulamazlar.
kaldırılabilir. Aksi halde günlük olarak ya-şanan
Barışı araştırmak ve sınırlı da olsa
toplumsal kâbustan kurtulamaz.
geliştirmek, kayıp veya boş işlerle vakit kaybetmek
6- İmralı süreci, Kürt halkı için ve kurum-
anlamına asla gel-mez. Savaşlarının gerçekçi barış
sal olarak benim açımdan üçüncü doğuş dönemidir.
Komünar
25
Birinci dö-nem, tarımcıl köy toplumunun 20.
çelişkilerini yete-rince anlamakta ve zamanında
yüzyılla çelişen koşullarındaki anadan doğuş ve
çözmekte geciktiği için doğal olarak kriz sürecine
resmi model topluma kadar geçen süreyi kapsar. Bu
girmiştir ve bir türlü çıka-mamaktadır.
dönem arada 15 bin yıllık tarih bulunan bir kopuş
Süreç tüm güçler açısından yeniden bir
sürecinin büyük anlam ve yetersizlikleri içinde
doğuşu ve şekillenmeyi zorlamaktadır. Devletten
geçti. 15 bin yıl öncesi ve sonrası yaşam ağı
ekonomiye, si-yasetten hukuka, ahlâktan sanata
çözümlenememektedir. Bu çözümsüzlük, aile içi ve
kadar her alan sarsılmakta, bunalmakta ve krizle
köy sosyal savaşımına yol açtı. Bir köy isyancısıy-
birlikte çözümü aramakta-dır. Benim İmralı sürec-
dım. Bu isyan resmi topluma geçişe kadar de-vam
im bu gerçeği tetikleme anlamına da gelmektedir.
etti. Daha sonra bu sürece ilkokulla başlayan ve
Nasıl ki daha önceki süreç 'ben ve savaş' olgusu
çeşitli aşamalardan geçerek oligarşik cumhuriyete
olarak anlam bulmuşsa, bu yeni süreç de 'ben ve
karşı başkaldırıya kadar devam eden ikinci yaratılış
barış' olgusu anlamına gelmektedir. Kurum-sal
süreci eklendi. Donkişot'un yel değirmenine
olarak varlığımın temel bir parçası, Kürt özgürlük
saldırısına ben-zeyen bu dönem, sorunların açığa
bilinci ve iradesidir. Savaşla deneyimden geçen bu
çıkmasına ve daha da ağırlaşmasına yol açtı.
bilinç ve irade şimdi barış sürecinden geçmektedir.
Neolitik ve feodal toplumun çelişkilerine kapitalist
Savaş
özellikler de katıldı. Devrimci tarz olmadığı için,
cumhuriyet olarak kendini formüle ederken, barış
bir kargaşa ortamı egemen oldu. Başvurulan isyan
süreci 'demokratik ve laik cumhuriyet' olarak özde
kendi içindeki gericiliği bile çözümleyemedi.
ve biçimde kendini yenilemek biçiminde ifade
Yirmi yıl kadar süren bu isyan aşaması, böl-ge ve
etmektedir. Ayrılık ve şiddet arzu edilmiyor ve sis-
dünya çapında etkilemelere yol açtıktan sonra,
temden tümüyle dışlanmak isteniyorsa, Kürtlerin
önüne çıkan çıkmazların sonucu olarak İmralı
emekleriyle tarih boyunca Türklerle yaşadıkları
sürecine dönüştü.
devletleşme ve uluslaşma sürecinden zorla, inkâr
süreci
anti-feodal
ve
anti-oligarşik
İmralı koşulları yalnız kişi olarak değil,
edilerek dışlanmaması gerekmektedir. Barış,
cumhuriyet ve halk olarak üçüncü bir doğuş
siyasetin ve hukukun Kürtlerin kültürel varlıklarını
anlamına gelmekte-dir. İkinci doğuş şiddet ve
diledikleri gibi özgürce yaşayarak cumhuriyetle
savaşla doğmayı, temizlenmeyi ifade ediyordu.
bütünleşmelerine yer vermesini şart kılmaktadır.
Doğada ve toplumda her olguda geçerli zıtlıkların
Özgür Kürt iradesinin inkârına dayalı
varlığı ve birliği yasası gereğince şiddet temelinde
cumhuriyet oligarşiktir ve bunun şiddeti ve ayrılığı
yeterince uzun süren oligarşik cumhuri-yete
doğurması ka-çınılmazdır. Özgür birliğe, yani
karşıtlık dönemi, yerini demokratikleşmeyle
demokratik uzlaşıya açık olması, barış ve birlik
gerçekleşecek olan laik ve demokratik cumhuriyete
içinde yaşamak demektir. Bunun uygulanmaması,
bıraka-caktır. Çelişkisiz gelişme sağlanamayacağı
oligarşik cumhuriyetle demokratik cumhuriyet
gibi, çözümsüz kalan anlamsız çelişkilerle sürekli
arasındaki mücadelenin henüz sonuç-lanmamasın-
boğuşmakla gelişmenin sağlanması şurada kalsın,
dan ötürüdür. Bu açıdan sembolik olarak İmralı
ancak tahribat, yıkım ve krizler gelişebilir. Türkiye
süreci tarihsel bir evreyi işaret etmektedir. Bu süreç
Komünar
26
ya barışı doğuracaktır; ya da eğer bunda başarılı
uluslararası koşullar içinde ele alarak doğru bir
olunmaz ve oligarşik cumhuriyetin inkâr ve imha
tanımla-maya ve çözüme gitmektir. Bu yapıl-
po-litikaları devam ederse, o zaman bunu daha
madıkça, krizin çok boyutlu olarak daha da tırman-
yoğun ve kapsamlı bir şiddetle birlikte ayrımın
ması kaçınılmazdır.
derinleştiği bir süreç izleyecektir.
Kişi ve önderliksel kurum olarak İmralı
Türkiye'nin tarihinde ilk defa en derin-
sürecim, bu çerçeve altında sorunu değer-
liğine yaşadığı krizin altında bu temel gerçeklik
lendirmeyi gerektirmek-tedir. Faydacı ve ucuz kul-
yatmaktadır. Çö-zümleyici saha olan siyaset
lanmacı zihniyetlerle bu gerçekleşmeyince, ister
olgusunun Meclis ve Hükümet olarak konuyu
resmi devlet çevresinden, ister işbirlikçi Kürt
gerçekçi değerlendirerek zama-nında ele alıp
çevrelerinden gelsin, geliştirilen inkâr, iftira ve
üstüne düşeni yapmaması, sorunların üstünü örtüp
imhacı yaklaşımlar ucu yine çıkmaza dayalı bir
çürümeye ve çözümsüzlüğe terk etmesi, basında da
savaş
yoğun işlendiği gibi krizin kaynağının siyaset
düşmemek için çok duyarlı ve anlayışlı davran-
olduğunu göstermektedir. Siyaset idam kararını
makla birlikte İmralı'da maddi ve manevi imhama
üzerimde Demokles'in kılıcı gibi sallayarak sonuç
dayalı bir gelişmenin tüm Türk ve Kürt özgür irade
alacağını sanmakta ve en büyük yanlışı burada yap-
güçlerinin imhaları anlamına geleceğini bilerek,
dönemini
özgürlük
AİHM'ne giderken
Sadece Türkiye Cumhuriyeti'nin
AİHS'ne aykırı durumunu değil
Esas olarak AB ve ABD'nin şahsımda
Kürt özgürlük iradesine karşı
İşledikleri hukuk ve ahlâkdışı
Sorumluluklarını yargılamada
Göz önünde bulundurmak
Birincil öncelik taşımaktadır
dayatmaktadır.
savaşımının
Bu
halklarımızın
oyuna
lehine
sonuçlanması için, meşru savunma savaşının tüm
stratejik ve taktik hazırlıklarının yarın savaş
başlayacakmış gibi sağlam yürütülmesi, bu sürecin başarısının en temel koşullarından birisidir.
İmralı'nın devlet, toplum, halkımız, PKK ve benim
açımdan tarihsel anlamı budur.
7- 15 Şubat komplosunun Avrupa, ABD ve
AİHS açısından da doğru tanımlanması gereken bir
anlamı vardır. Kürt özgürlük iradesine karşı gir-
makta-dır. Bu yaklaşım Türkiye'yi dıştan ve içten
işilen ve kesinlikle hukuk dışı ve AİHS'ne aykırı
dayatılan ve özünde rantçılık ve yolsuzluk çetesine
olan gözaltı ve tu-tuklanma durumum, Türkiye
dayanan bir sisteme, dolayısıyla krize mahkûm
Cumhuriyeti'nden ziyade, ABD ve AB kurumlarını
etmekte; her yıl, hatta her ay milyarlarca Dolar
hem hukuki hem siyasal olarak sorumlu kılmak-
maddi kayıp verdirmekte, manevi olarak da bu
tadır. Çünkü savunmamda kapsamlı olarak açık-
ülkeyi derin acılara ve sıkıntılara boğmaktadır.
ladığım gibi, söz konusu güçler ve kurumlar
Madem on beş yıllık savaşta, toplam bilânço olarak
sömürgeci bir siyasal anlayışla Avrupa İnsan
40 bin kişinin ölümü ve yüzlerce milyara varan
Hakları Sözleşmesini çiğneyen, hukuka aykırı bir
maddi kayıp söz konusudur. O halde yapılma-sı
tutum
gereken bu olguyu bütün tarihsel, toplumsal ve
Dolayısıyla AİHM'ne giderken, sadece Türkiye
sonucu
bu
durumu
yaratmışlardır.
Komünar
27
Cumhuriyeti'nin AİHS'ne aykırı durumunu değil,
Deiphobos'un kılığına girerek savaşın ate-şine atıp
esas olarak AB ve ABD'nin şahsımda Kürt özgür-
tasfiye edebilir. Böylece Anadolu'nun kapısını aça-
lük iradesine karşı işledik-leri hukuk ve ahlâkdışı
bilir. Bu gerçeklik mitolojide geçer. Ama ben
sorumluluklarını yargılamada göz önünde bulun-
2000'e bir kala, 20. yüzyılda yaşarken bu tuzağa
durmak birincil öncelik taşımaktadır.
düşürüldüm. Kendileri beni öldürseydi, bir kom-
Avrupa'nın üç önemli başkentinde gerile-
ployla da olsa kaza süsü vererek bunu gerçekleş-
ceğim veya içine konulacağım çarmıh (Kürtçe keli-
tirseydi gam yemezdim. Kültürleri gereği olup bite-
me: dört çi-viyle çakılmak) veya tabutluğuma çivi
rdi. Ama hiçbir insanlık kitabında ve hiçbir ahlâki
çakılmıştır. Sonra ince bir kapitalist oyunla Afrika
ilke içinde yeri olmayan paketleme usulü bir hediye
yamyamlarının elinden Türk uçağına atılmışım.
halinde, 30 bine ya-kın şehidin acıları ve şehit ana-
Çarmıha ilk gerildiğim yer, başkent
larının gözyaşları arasında, hiç de hazır olmadığım
Atina'dır. Atina, ister şaşkınlığından ister kör
ve hala benden bir şeyler umut ettikleri en kritik bir
intikamcılığından esin-lenen gerici bir kültür ve
anda, Türk özel savaş timlerine teslim etmeye nasıl
korkak bir ruhla, Anadolu üzerindeki üç bin yıllık
cesaret edebilir? Arkalarında ABD Başkanı Clinton
egemenliğini kaybetmesinin acı-sını çıkarmak
varmış, o emretmiş. (Özel Danışmanı Blindken
istemiş; benden Anadolu Türklüğüne karşı ucuz ve
bunu resmen basına açıkladı.) Yunan Hükümeti de
ilkesiz bir zafer beklemiştir. Bunun pek mümkün
dostlukla oynayarak bunu uygulamış.
olmayacağına anlayınca, sanki benim sahibim
Clinton o dönemde Senatonun Monica
kendileriymiş gibi, Kıbrıs ve Ege'de bazı tavizler
Skandalının yargılama kıskacı altındadır. Karısı
karşılığında bir hediye paketi veya bir kurbanlık
Hillary ve sevgi-lisi Monica, ikisi de çok önceden
koyun gibi Türk Hükümetine sunma ihanetinin tar-
hazırlanıp Beyaz Saray'ın içine sokulmuş iki
ihte eşi görülmemiş alçaklığını ve dostluk kitabın-
Yahudi kökenli kadın ajan-dır. Yahudiler bu sanatı
da hiç yeri olmayan şerefsizliğini göstermiş; AB
kendilerine Allah'ın verdiğini söylerler. Tevrat'ta
üyesi olarak, AİHS'ne karşı hukuk suçunu
İbraniler bahsinde geçtiği gibi, ilk kadın ajan olarak
işlemiştir. Hiçbir karşı bahane ileri sürülmeden, bu
fahişe Rahab'dan övgüyle bahsedilirken, Clinton,
olaydaki büyük ahlâksızlığı ve hukuk karşısındaki
Kızılderilileri avlayan beyaz adamın kovboy
suçu nettir. Gerekirse bu çok sayıda tanık ve açık-
kültürlü haddini bilmez son temsilcisidir. Sırf
lamayla kanıtlanabilir.
yaşadığı Monica Skandalından ucuz kurtulmak
Yunanlı yazar Kazancakis, 'İsa'nın Yeniden
için, MOSSAD'ın şart kıldığı beni teslim etme
Çarmıha Gerilmesi' romanını çoktan yazmıştır.
iradesinin uygulanması, Yunan Hükümetinin göre-
Ama benim konumum bireysel değildir. Önder-
vi olamazdı. Büyük ABD Başkanının desteği için
liğine ölümüne bağlı milyonlarca özgür iradeli
her şey yapıldı. Yoksa başka türlü bu komplonun
Kürt'e de çarmıha gerilme eylemi uygulanmıştır.
ahlâksızlığı ve hukuk dışılığı göze alınamazdı.
Yunanlılar kendilerini tanrı Zeus'tan beri çok kur-
İsrail, Türkiye üzerinden stratejik bir
naz sayabilirler. Zeus'un alnından yarattığı kızı tan-
denge kurmak için beni kurban etme hakkına sahip
rıça Athenna, hileyle Troyalı Hektor'u kardeşi
olamazdı. Ortak atamız Hz. İbrahim bile insan kur-
Komünar
28
ban etmeyi ilk dinden kaldıran peygamberdir.
Avrupa'nın mukaddes başkenti Roma'da
O'nun anısına, dinine saygı gereği, MOSSAD'ın bu
çakılan üçüncü çivi Papanın gözü önünde
kurbanlık eylemine girmemesi gerekirdi. Üstünlük
çakılmıştır. Her ne kadar başta büyük insan Aziz
için bir ahlâki sınır olmalıdır. Hiç olmazsa Yunan
Paul da Roma'da ilk öldürülen Hıristiyan olmuşsa
Hükümeti bu kirli oyuna alet olmamalıydı. Türkiye
da, benim için ölümden beter bir süreç dayatılma-
üzerinde böylesine ince oyunlarla aralarında
malıydı. Avrupa ve Roma çağdaş uygarlığı temsil
anlaşıp hiç de akıllı olabileceğine inanmadıkları
ettiği iddiasındadır. Roma 2000'e bir yıl kala Saint
halde, benim gibi bir Kürt'ü bir canlı atom bom-
Paul'a yapılan bir uygulamayı ikinci kez dene-
bası gibi kullanmamalıydılar. Bir gün Kürt'ün de
memeliydi. Aynen onun gibi ben de Şam'dan geliy-
aklının başına geleceği ve intikamını örgütleyebile-
ordum. Uygarlık üzerine bazı gerçekleri dilimin
ceği hesaplanmalıydı. Binde bir de olsa bu ihtimal
döndüğü kadarıyla anlatacaktım. Neden bu kadar
de hesapta tutulmalıydı. Ortodoks Hıristiyanlığın
kabul etmez duruma geldiler? 66 gün demirden bir
merkezinde her bakımdan İsa Mesih'in ruhunu
kafes içinde tutar gibi, her tarafıma çelik gibi
yeniden çarmıha geren bu suç böylesine ucuz işlen-
polisler yerleştire-rek gaddarca davrandılar. Ben
memeliydi. Yahuda İskariyotluğun çağdaş türevi
henüz adını bile kabul ettirememiş, hiçbir insani
olunmamalıydı. Daha da kötüsü, sahtekârca açıkla-
hakkı tanınmayan tarihin en eski bir halkının var-
malarla bu vahim ahlâksızlık-la suçluluk örtbas
lığını ve özgürlük istemlerini de dillendirecektim.
edilmemeliydi. Fazla uzatmayacağım. Atina'da
Bunun Avrupa siyasal ve hukuki de-ğerlerine göre
hazırlanan çarmıhın veya tabutuma ilk çivinin
bir hak ve demokratik talep olduğu açıktır. Bu
çakılmasının tarihsel ve insani anlamı bu
hakka hiç saygı gösterilmedi. Kaçırtılmam için her
çerçevededir. Eğer dürüst davranmak esas olacak-
şey yapıldı. Çarmıha gerilmenin bütün psikolojik
sa, bunun hem siyasal hem de hukuki yönlerinin
işlevleri yerine getirildi ve postalandım. AİHM
kesinlikli göz önüne alınması gerekir.
gerçek-liğin bu yönü üzerinde durup, AB'ne biçim
İkinci çivi Moskova'da çakılmıştır. Buna
ve ruh vermiş olan başkent Roma'da neden böyle
hiç şaşırmadım ve kızmadım. Şikâyet etmeyi de
bir durum ge-lişti diye hesap sormalı ve gereğini
pek anlamlı bulmuyorum. En soylu değerlerine bile
göz önüne getirmelidir.
en aşağılık biçimlerde vurdumduymaz kalan
Rusların ve Hükümeti-nin herhangi bir insani ve
ahlâki kaygı taşıdığına ihtimal vermedim. Ruslar
para için feda etmeyecekleri bir değerin olmadığını
bu dönemde fazlasıyla kanıtlamışlardır. Avrupa
Konseyi üyesi olarak Rusya, Avrupa İnsan Hakları
Sözleşmesine bağlıdır. Dolayısıyla parlamento
durumunda olan Duma'nın bire karşı 298 oyla
kabul ettiği siyasal iltica istemimi göz ardı edip,
Kenya'nın
başkentine
kaçırılmam
tamamıyla Avrupa ve ABD'nin ortak iradesiyle
gerçekleşmiştir. En aşağılık rolü de şımarık çocukları Yunan Hükümetine oynatmışlardır. Bunun
hikâyesi uzundur. Kısmen bah-settim. Bu kaçırılma
ve Kenya Elçiliklerinde teslim etme gerçeğini
gerekirse sözlü olarak da AİHM'ne uzun uzun ve
kanıtlamalı olarak anlatırım. İpe çekme, paketi,
beni zorla Rusya'dan atması hukuk dışıdır. Bu da
tabutluğu veya çarmıhı taşıtma görevinin çok iyi
AB ve AİHM'ni ilgilendirir.
terbiye ettikleri Afrika'nın Kenyalı yamyamlarının
Komünar
29
elleriyle gerçekleştirilmesi komplonun en kirli
Kürtleri stratejik bir ağ içine almaya çalışmaktadır.
işlerinden birisidir. Güya Avrupa tertemiz oldu,
Bu ağı parçalamam ve oldukça bağımsız hareket
suçu Kenya işledi! Açık ki, Avrupa, halkları kırdırt-
etmem, ayrıca işbirlikçilerin hareket sahalarını
mada epey tecrübe kazanmıştır. Burada da basit bir
sürekli daraltmam ve Arap sahasında çok kalmam,
siyasal cellât rolü oynatmıştır. Kamuoyundan ve
hakkımda dünya çapında strateji geliştirmelerine
yasalardan çekindikleri için, biraz da bu taktiği
yol açtı. İsrail için sanırım Arafat'tan çok daha fazla
devreye sokmuşlardır. Yani Avrupa'da asla kirli iş
istenmez bir durum arz ediyorum. Türkiye'yle
olmaz; olsa olsa yamyamlar ara-sında olur!
benim hakkımda stratejik ittifaka girmelerinde bu
Kenya'da ABD'nin rolü açıktır. Zaten ABD
etken-ler temel rol oynamıştır. Bu stratejinin İsrail
Başkanı kendi rolüne, yani teslim etme emrine
sağına ait olduğundan kuşkum olmamakla birlikte,
sahip çıkmış-tır. Bence Yunan İstihbaratıyla
solu temsil eden Şimon Perez çizgisince ne kadar
CIA'nin bu dolabı Türkiye aşkına çevirmedikleri
benimsenip benimsenmediği açığa çıkmış değildir.
kesindir. Ölümümün Türk-lerin elinde gerçek-
İsrail 9 Ekim 1998'den önce bana el atmıştır. 6
leşmesini stratejik bir amaç olarak benimsedik-
Mayıs 1996 bombalamasından haberi ve desteği
lerinden kuşku duymuyorum. İngilizlerin yak-
vardır. Yunanistan'ın ne kadar taşeron olarak kul-
laşımının da bu olduğuna inanıyorum. Bana göre
lanıldığı incelenmeye değer bir konudur. Başbakan
kısmen benim kaba bir direnişçi gibi Türk düşman-
Primakov'un beni Moskova'dan sürmesi kesinlikle
lığı yapmamam, kısmen de Türk Genelkur-
İsrail ve Yahudi lobisiyle bağlantılıdır. Bizzat son
maylığının ihtiyatlı yaklaşımı, bu oyundan bek-
seferinde Ariel Şaron'un geldiğini hatırlıyorum.
ledikleri bombanın hem de benim şahsımda on bin-
İtalya'yı ABD üzerinden sıkıştıran da İsrail'dir.
lerin canına mal olabilecek biçimde patlamasını
Londra'da, Avrupa'da istenmeyen adam olarak tavır
önlemiştir. 21. yüzyılın bir Kürt-Türk çatışması
çizilmesinin arkasındaki gücün de MOSSAD
yüzyılı haline gelmesi önlenmiştir. Fakat her iki
olduğu güçlü bir olasılıktır. ABD'yi aleyhimde tes-
tarafa da, hem Türklere hem de Kürtlere dostluk
lim etme emrini vermeye zorlayan da Yahudi
maskesi altında oynanan bu oyunun tarihte eşine
gerçeğidir. Ben İsrail'in bu tavrını hep Çıkış'ta
hiç rastlanmayan, Bizans oyunlarından da beter en
Musa'nın başına getirdikleri ve belki de öldürdük-
alçakça ve şerefsizce bir komplo olduğu açıktır.
leri tavra benzetirim. Demokratik bir Ortadoğu'da
Hem Türklerin hem de Kürtlerin komplonun bu
Yahudi halkının da yerinin olmasını hep isterim.
yönünü mutlaka görmeleri gerektiği inancındayım.
Yine Yahudi bilim, sanat ve felsefe gücüne hayran-
İsrail, benim dünya çapında tecrit ve tes-
lık ve saygı duydum. Bana karşı yaptıklarıyla
lim edilmemde belirleyici rol oynamıştır. Benim
kendilerine çok zarar verdiklerini her geçen gün
Ortadoğu'ya çı-kışımı ve Kürt hareketinde yeni bir
daha iyi anlayacak-lardır. Kürtler bu yönlü gerçeği
çizgi geliştirmemi stratejik açıdan kendine rakip ve
gördükçe daha çok uyanacaklar, güçlerine kavuşa-
tehlikeli bulmuştur. İsrail, geleneksel olarak Kürt
caklar ve adaleti gerçekleş-tirebileceklerini kanıt-
hareketi denilince Irak Kürt işbirlikçi güçlerini esas
layacaklardır.
almakta, çok yönlü ilişki-lerle onlar vasıtasıyla tüm
Reber APO
Komünar
30
ULUSLAR ARASI KOMPLONUN 10. YILI VE
GÖREVLERİMİZ
Duran KALKAN
İçinde bulunduğumuz süreç içerisinde 9
Ekim 1998'de önderliğe yönelik geliştirilen komplo, anti Kürt ittifakıyla birlikte yeni bir biçim
kazanarak sürdürülmektedir. Yeni bir konsept
temelindeki bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Tarihi 9 Ekim 1998 uluslararası komplosu
onuncu yılına giriyor. Hareket ve halk olarak onuncu yılda başarıyla yerine getirilmesi gereken kapsamlı görevler bizi bekliyor. Geçen dokuz yılın Önderlik çizgisine uygun bir analizi yapılması ve derslerinin çıkarılması temelinde onuncu yılın görevlerini başarıyla yürütmemiz mümkün olacaktır.
Geçen 9 yılda uluslararası komplo üzerine
çok şey söylenip-yazılmıştır. Belki de en çok
tartışılan ve üzerinde görüş belirtilen konulardan
birisi, Önder APO'ya yönelik geliştirilen bu uluslararası komplo olmuştur. Tabi herkesten çok da
Önder APO bu konu üzerinde düşünmüş, yoğunlaşmış ve fırsat bulduğu ölçüde görüşlerini halka ve
kamuoyuna sunmaya çalışmıştır. Uluslararası komploya ilişkin en somut, derin, bilimsel ve gerçekçi
çözümlemeler Önder APO tarafından yapmıştır. Bu
bakımdan komplonun amaçları, planlanışı, sahipleri; komploya katılan güçler; komploda izlenen
strateji ve taktiklerin konuları büyük ölçüde aydınlatılmış ve bilinir hale getirilmiştir. Ancak halen
analiz edilmesi, açığa çıkartılması gereken yönler
de vardır. Nitekim her yeni kapsamlı siyasi olay
ortaya çıktıkça, bunun uluslararası komployla bağı
ve bu temelde komplonun yeni bir yönü ortaya çık-
maktadır. Kürtlere ve Kürdistan'a ilişkin her türlü
gelişmede bu gerçeği görmek mümkündür. Kaldı
ki, sadece Kürdistan'la ilişkili de değil, Ortadoğu'daki tüm siyasi ve askeri gelişmelerin altında şu
veya bu düzeyde uluslararası komplo vardır.
Bölgede yaşanan ve adına üçüncü dünya
savaşı denen bu büyük çatışmanın da uluslararası
komployla ne denli bağlı olduğu hem Önder APO,
hem de çok farklı düşünür ve yazarlar tarafından
ortaya konmuştur. Bu bakımdan Önder APO'ya yöneltilen 9 Ekim uluslararası komplosu sadece Kürtleri ve Kürdistan'ı kapsayan değil onun da ötesinde
bölgesel ve uluslararası bağları olan bir olaydır.
Biz geçen 9 yıl boyunca hep şunu
söyledik: Kürdistan'da gerçek yurtsever bilince
sahip olabilmek ve ulusal demokratik çizgide görev
ve sorumlulukları doğru belirleyerek, onları pratikte başarıyla yürütebilmek, ancak uluslararası kom-
Komünar
31
plo gerçeğinin doğru, yeterli ve derinlikli kavran-
gerçekleştirmek, bu temelde PKK hareketinin tas-
masından geçer. Bu belirleme günümüz açısından
fiyesini sağlamak, tüm bunlara dayanarak da Kürt
da geçerliliğini korumaktadır. Gerçekten de Kür-
toplumu üzerinde uygulanan inkâr ve imha süreci-
distan'da tutarlı yurtsever olabilmek, ulusal demok-
ni başarıya götürmektir. Dolayısıyla uluslararası
ratik çizgi temelinde görev ve sorumlulukları orta-
komplonun imha ve tasfiye amacı nettir. Önder
ya çıkartabilmek ve bunları doğru bir örgüt ve ey-
APO'yu imha, PKK'yi tasfiye ve Kürt toplumu
lem anlayışıyla pratikte başarıyla hayata geçirebil-
üzerindeki inkâr ve imha sürecini sonuca götür-
mek, bunun gerektirdiği bilinci, cesareti ve feda-
erek, Kürt toplumunun tarihsel yok oluşunu sağla-
kârlığı gösterebilmek, uluslararası komplo gerçeği-
ma bu komplonun temel amacı olmaktadır.
nin bilincine derinden varmakla mümkündür.
Bu bakımdan imha amacı komplonun daha
Önder APO'nun deyimiyle; komplo gerçeğini yani
ilk anından uygulamaya konan, daha ilk adımların-
Kürdistan üzerinde uygulanan inkâr ve imha
da saklı olan bir gerçekliktir. Nitekim son dönem-
gerçeğini, "iliklerimize kadar" hissettiğimiz ölçü-
lerde Önder APO uluslararası komplonun doğru
de buna karşı görev ve sorumluluklarımızı doğru
anlaşılıp,
belirleyebilir, daha da ötesinde bunları pratikte
Yunanistan davasını önemsemektedir. Mutlaka bir
başarıyla hayata geçirebilecek cesareti ve fedakâr-
çaresinin bulunarak, komploda Yunanistan'ın
lığı ortaya çıkartabiliriz.
rolünün açığa çıkartılmasını istemektedir. Elbette
Bu nedenle 10. yıl görevlerini başarıyla
yeterince aydınlatılması açısından
üzerinde durduğu önemli husus; yasal olarak
yerine getirebilmek için uluslararası komplo gerçe-
girdiği Yunanistan'dan
ğinin derinliğine kavranması, bilince çıkartılması
kaçılarak Kenya'ya götürülmesinin ve Türkiye
ve ona karşı mücadele gereğinin derinden anlaşıl-
yönetimine teslim edilmesinin ispatlanmasıdır.
ması gerekir. Öncelikle burada şunu ifade edelim:
Mahkemelerde hukuki açıdan bu durumun ispat-
Bazıları uluslararası komplonun 15 Şubat'ta baş-
lanması hem Yunanistan'ın komplodaki rolünü
ladığını ve pratikleştiğini sanıyorlar. Dolayısıyla da
daha iyi açığa çıkartacak, hem de komplonun nasıl
sonraki gelişmelere bakarak uluslararası komplo-
uygulandığını, uluslararası hukuk ve insan hakları
nun Önder APO'ya yönelen gerçeğini, yani onun
açısından nasıl bir ters konumu ifade ettiğini açığa
imhacı özelliğini dolayısıyla Önder APO şahsında
çıkaracaktır. Tabi en çok da bir Avrupa Birliği
Kürt halkına yöneltilen imha saldırısını göremiyor-
ülkesinden kaçırılmış olması nedeniyle de, AB
lar. Bu da bu tür çevreleri uluslararası komplo
yasalarının Yunanistan tarafından ihlal edilmesinin
gerçeğini doğru ve yeterli anlamamaya, dolayısıyla
ortaya konup, gerçekler açığa çıkartılarak, Avrupa
da komploya karşı mücadelede dar, yüzeysel ve
hukuku düzeyinde haklarının ortaya çıkmasını
geçiştirmeci bakmaya götürüyor.
sağlamaktır.
yasadışı
yöntemlerle
Oysa Önder APO'ya yöneltilen uluslar
Önder APO bu çerçevede Yunanistan'dan
arası komplo, 9 Ekim 1998 tarihinde fiilen
yasa dışı yollarla kaçırılma üzerinde dururken,
başlatılan ve uygulamaya konan bir saldırı olayıdır.
aslında komplonun daha baştan tezgahlanmasında
Onun en temel amacı, Önder APO'nun imhasını
Yunanistan'ın rolünün, oynadığı misyonun daha net
Komünar
32
ve kapsamlı açığa çıkartılıp, kamuoyunun önüne
dayatıldığı süreçtir. Bu süreç 9 Ekim 1998 tarihiyle
serilmesini de istemektedir. Bu bakımdan aslında
başlamış, 99 yılının Nisan-Mayıs aylarına kadar
Yunanistan'ın komplodaki esas olumsuz rolü;
sürmüştür. Önder APO'nun imhasının boşa
Önder APO'nun Şam'dan çıkartılıp, Yunanistan'a
çıkartıldığı, kendisiyle avukatlarının ilişki kurduğu
götürülmesi süreciyle başlamıştır. Her ne kadar
ve mahkeme sürecinin başlatıldığının ilan edildiği
Yunanistan'ın da bağlı olduğu hiyerarşik devletçi
zamana kadar, Önder APO'ya yönelik uluslararası
sistemin günümüzdeki egemen güçleri ABD,
komplo gerçeği imhayı amaçlayan ve diğer
İngiltere, İsrail gibi devletler tarafından planlanıp,
amaçlarını Önder APO'nun imhası temelinde
hayata geçirilmiş ve yönlendirilmiş olsa da ulus-
gerçekleştirmeyi hedefleyen bir saldırı olmuştur.
lararası komplonun pratikleştirilmesinde Yunanis-
Bu bakımdan da daha ilk günde, 9 Ekim gününde
tan gibi ülkelerin rolü çok belirgin olmuştur.
bu
amaç
temelinde
komplonun
Komployu
planlayan ve yönlendiren çevreler birçok
devleti, yine örgütü
bu doğrultudaki amaçları için kullanmışlardır. Bu anlamda en
çok kullanılan belki
de dar-şoven, milliyetçi yaklaşımları ge-
planlanıp,
yürütülme
komplonun geçen 9 yılını
Üç ana bölüm halinde değerlendirebiliriz
Birincisi; Önder APO'nun imhası temelinde
PKK'nin tasfiyesi ve Kürtlerin yok edilmesi
Sürecinin işletilmek istendiği dönemdir Yani
Önder APO'ya
İmha saldırılarının dayatıldığı süreçtir
Bu süreç 9 Ekim 1998 tarihiyle başlamış
99 yılının Nisan-Mayıs aylarına kadar
Sürmüştür
reği kendi çıkarıyla
vardır.
durumu
Uluslararası
komplonun
imhayı
gerçekleştirme hedefi
ilk gün olan 9 Ekim'de sağlanmak istenmiştir. Bunu birçok
kez Önder APO'nun
kendisi de dile getirdi.
Şam'dan çeşitli vaatler verilerek ve yasal
da uyumlu gördüğü için, yüksek bir istekle bu işe
yollar
oluşturularak,
çıkartılıp
Yunanistan'a
sarılan güç; Yunanistan'ın Simitis hükümeti olmuş-
götürülme süreci aslında uluslararası komplonun
tur. Bu hükümetin daha baştan amacı Önder
temel amacı olan, Önder APO'nun imhasını sağlan-
APO'yu imha, PKK'yi tasfiye ve Kürtleri yok etme
ma sürecidir. Bunun içinde öncelikle yasal yollar
olan uluslararası komplonun başarıyla pratikleştir-
gösterilmiş, Yunanistan'a gidebileceği yönetim
ilmesi için çaba harcayan, görev ve rol üstlenen
temsilcileri tarafından Önder APO'ya iletilmiş,
bunların da pratikleştirilmesinde etkin çaba ortaya
ancak Şam'dan çıkartılıp da Atina havaalanına git-
konan bir güç olmuştur.
tiği zaman, bizzat Yunanistan istihbarat şefi tarafın-
Bu genel belirlemeler ışığında uluslararası
dan, Yunanistan'a giremeyeceği ve geldiği ülke
komplonun geçen 9 yılını üç ana bölüm halinde
olan Şam'a geri gönderileceği ifade edilerek, ülk-
değerlendirebiliriz. Birincisi; Önder APO'nun
eye sokulmamıştır. Önder APO bu noktada şu
imhası temelinde PKK'nin tasfiyesi ve Kürtlerin
gerçekleri ifade etti: "Aslında Atina'ya götürülüş
yok edilmesi sürecinin işletilmek istendiği
süreci ardından geri dönüş Türkiye'yle birlikte
dönemdir. Yani Önder APO'ya imha saldırılarının
örgütlenmiş süreç olmaktaydı". Yani Yunanistan
Komünar
33
ve Türkiye arasındaki uzlaşmalar temelinde, bir
çeşitli pazarlıklar yapılmıştır. Nitekim Rusya-ABD
kere Şam'dan çıkartılıp belirsiz ortama sürük-
arasında yoğun bir diplomatik ilişkiler ve pazarlık
lendikten sonra, tekrar Atina'dan havalandırıldığın-
etme süreci yaşanmıştır. Sadece bununla kalın-
da ve Akdeniz üzerine çıktığında nereden geldiği
mamış, Moskova yönetiminin temsilcileri benzer
belli olmayan vuruşlarla uçağının imha edilmesi ve
pazarlık konusunu Türkiye yönetimiyle de yap-
dolayısıyla Önder APO'nun da bu biçimde
mışlardır. Hem Ankara'da, hem de Moskova'da bu
imhasının
hedeflenmiştir.
pazarlıklar sürmüş, çeşitli ekonomik kolaylıklar,
Dolayısıyla komploda Yunanistan'ın rolü bu denli
ihale verimi ve para karşılığında Rusya yöneti-
önemli ve Önder APO'nun imhasını gerçekleştirme
minin Önder APO'nun Rusya toprakları içerisinde
görevini üstlenmiş olmasında yatmaktadır. Bu
barındırmama kararına ulaşması sağlanmıştır. Bu
oldukça uygulanabilir bir plan dâhilindedir.
biçimde sıkıştırılarak imha süreci işletilmek iste-
Nitekim
APO'nun
nilirken, bunu da bozmak üzere Önder APO
Yunanistan'a girememesi durumunda yapacak bir
Moskova'dan Roma'ya gitmeyi gerçekleştirmiş,
şeyin olamayacağını, dolayısıyla da herhangi bir
böylece uluslararası komplonun imha amacını
itiraz göstermeden tekrar Şam'a dönmek zorunda
başarısız kılma, komployu sürece yayma ve kom-
kalacağını, bu çerçevede kendisine hazırlanan yolla
ploya karşı bir mücadele süreci geliştirme fırsat ve
gideceğini, başka çaresinin olmayacağını düşün-
imkânını ortaya çıkarmıştır.
gerçekleştirilmesi
planı
yapanlar,
Önder
müş, hesap etmiş ve imha planını bunun üzerine
Önder APO'nun Roma'ya gidişi ve İtalya
kurmuşlardır. İşte burada ilk ve tehlikeli imha gir-
hükümetinin denetimine girişi, İtalya'da iltica
işimini Önder APO'nun bozma durumu yaşan-
ederek legal bir konum kazanması, uluslararası
mıştır. Komployu düzenleyenler Önder APO'yu
komployu en çok zayıflatan, darbeleyen, başarısız
Şam'dan çıkartıp Atina havaalanına götürenler,
kılma durumunu açığa çıkartan bir girişim ve
O'nun Şam'a geri dönmesini sağlamaya çalışanlar
gelişme olmuştur. Gerçekten de Önder APO
bunun hazırlıklarını yaparken; Önder APO bu
Roma'ya gidince uluslararası komplo çerçevesinde
durumu reddederek belli ilişkiler sağlayıp,
imhasını gerçekleştirmek isteyen çevreler derin bir
Moskova'ya gitmeyi başarmıştır. Geri dönüşü red-
kaygı ve telaş içine girmişlerdir. Bir yandan ABD
dedip başka bir alana gitme düşüncesine ulaşmak,
yönetimi, diğer yandan Türkiye yönetimi, yine
bunu karar haline getirip, uygulamaya koymak,
Fransa, Almanya, İngiltere gibi AB yönetimleri bu
uluslararası komplonun ilk imha girişimini boşa
durumu tersine çevirebilmek için çok yoğun bir
çıkartıp, başarısız kılmak anlamına gelmektedir.
çaba içine girmişlerdir. Özellikle Türkiye hüküme-
Nitekim
kararla
tinin NATO çerçevesinde ve AB ilişkiler kapsamın-
Moskova'ya uçması ve Rusya'ya gitmesi, Atina'dan
da bu güçlere, Önder APO'nun İtalya'dan çıkartıl-
tekrar Suriye'ye döndürme çerçevesinde Önder
ması yönündeki baskıları en ileri düzeye varmıştır.
APO'yu imha etmek isteyenlerin hesaplarını boz-
Sadece bununla da yetinilmemiş, İtalya'nın sosyal
muş, başarısız kılmıştır. Ardından Rusya'da bulun-
demokrat hükümetini başarısız kılabilmek için,
duğu sürede Önder APO'nun imhası üzerinde
Türkiye'de yoğun bir kampanya başlatılmış, İtalya
Önder
APO'nun
ani
bir
Komünar
34
mallarını boykot adı altında İtalya yönetimine karşı
derilmesi sağlanmıştır. Her ne kadar Önder APO
bir kitlesel tepki düzeyi bizzat Türkiye yönetimi
Yunanistan'a açık bir biçimde girmemişse de,
inisiyatifinde ve istihbarat güçleri eliyle örgütlenip,
Yunanistan'a girişinden sonra avukatı aracılığıyla
devreye konmuştur. Çünkü İtalya'da kalması duru-
iltica etmiş ve Yunanistan'da konumunu yasal düz-
munda Önder APO'ya dönük uluslararası komplo-
eye getirmiştir. Buna karşı komplocu güçler Önder
nun başarısız kalacağı, en azından imha amacının
APO'nun imhasının giderek zorlaştığını görmeleri
gerçekleştirilemeyeceği, daha da ötesi hem iktidar-
sonucu, onun Yunanistan'dan kaçırılması ve eğer
da bir sosyal demokrat koalisyonun bulunması,
imha edilemiyorsa Türkiye'ye iadesinin sağlanma
hem de AB'nin yasal çerçevesi dikkate alındığında
sürecini başlatmışlardır. Bir yandan Yunanistan
uluslararası komplonun tümden boşa çıkarıl-
yönetiminin
masının sağlanacağı endişesi bu güçlerde oluşmuş-
güvencesi vermeleri temelinde, Önder APO'nun
tur. İtalya'nın solcu hükümeti bu anlamda yasalara
Kenya'ya gidişi sağlanmış, diğer yandan ABD-
dikkat edebilir. İnsan hakları çerçevesinde, yine
Türkiye görüşmeleri çerçevesinde, Kenya'da Önder
Önder APO'nun siyasi kişiliği çerçevesinde
APO'nun Türkiye yönetimine teslim edilmesi
demokratik bir tutum gösterebilirdi. İtalya'nın
pazarlığı başlatılmıştır.
sosyal
demokrat
hükümeti
buna
temsilcilerinin
devlet sözü ve
yatkındı.
Kenya sürecinde hala ikili yön mevcuttur.
Dolayısıyla bu durum komployu planlayan ve
Bir yandan Önder APO'nun imhası için açık bir
yürüten güçleri ciddi bir telaş içerisine sokmuş, bu
ortam söz konusu iken, diğer yandan bunun kısmen
güçleri oyunlarını yeni yöntemlerle ve çok daha
artık zorlaşmış olması sonucunda Türkiye'ye
yoğun biçimde geliştirmeye yöneltmiştir. Bir yan-
iadesinin yapılması gibi bir süreç içerisine gir-
dan birçok oyunu devreye koyarken, diğer yandan
ilmiştir.
İtalya hükümeti üzerinde baskının her türünü gün-
çevrelerinin imha amaçlı girişimlerine daha önce-
deme getirmişlerdir.
den komplonun imha amacını boşa çıkartmayı
Yunanistan
hükümetinin
çeşitli
Bunlar sonunda olacak ki, Önder APO
sağlayan Önder APO'nun sağduyulu yaklaşımları
kendisine iltica hakkı vermiş, kapıları açmış olan
gelişmiş, bu temelde imha amaçlı girişimlerin
İtalya hükümetinin kendisinden dolayı daha fazla
yeniden başarısız kılınması sağlanmıştır. Kenya'da
baskı görmemesi amacıyla, İtalya'dan ayrılma
imhasının gerçekleşmeyeceği ortaya çıkınca son
kararı vermiştir. Önder APO'nun İtalya'dan ayrılıp
çare olarak Türk özel timlerine teslim edilerek
tekrar Rusya topraklarına geçirilmesi süreci,
Türkiye'ye kaçırılması gündeme gelmiş ve 15
giderek uluslararası komplocu güçlerin, Önder-
Şubat 1999 tarihinde uluslararası hukukun her
liğimiz üzerindeki denetimlerini daha çok artır-
ölçüsüne karşıt bir biçimde Önder APO'nun,
malarının gelişme süreci olmuştur. Uluslararası
Kenya'dan kaçırılıp Türkiye'ye götürülmesi sağlan-
istihbarat çevrelerinin işbirliği, tabi karşılıklı
mıştır. Bu süreçte hala imha amacını içinde taşı-
pazarlıkları sonucu söz konusu devletlerin denetim
maktadır. Nitekim Önder APO'yu Kenya'dan alıp
sağlaması gelişmiş, bu çerçevede adeta "bu işi
Türkiye'ye götüren özel timler, açıkça imha ile
başlatan bitirmelidir" dercesine Yunanistan'a gön-
tehdit etmişlerdir. "İstersek seni uçaktan denize
Komünar
35
atar, kim vurdu ya getirebiliriz" demişlerdir.
mek amacıyla, fedai eylem sürecini başlatmış,
Demek ki hala imha ortamı mevcuttur. İmha süreci
giderek artan bir eylemlilik içine girmiştir. Bu
işlemektedir. Ancak 9 Ekim 1998'den 15 Şubat
durum 15 Şubat 99'da korsanca kaçırma hareketi
1999'a kadar geçen 4 aylık süre içerisinde olay
ardından doruğa çıkmıştır. Gerillanın genelde
kamuoyuna yansımış, epeyce deşifre olmuş, birçok
Özgürlük Hareketimizin ve halkın "Güneşimizi
kez imha boşa çıkartılmış, sonuçta mızrak çuvala
karartamazsınız" çerçevesinde, Önder APO'yu
sığmaz olmuş, yani bu katliam planı pratikte uygu-
savunma ve sahiplenme eylemliliği uluslararası
lanamaz hale gelmiştir. Nitekim Türkiye'ye tesli-
komployu kararlaştıran, planlayan ve yürüten
minde de bu görülmüş, Önder APO'nun da yine
güçler üzerinde oldukça korkutucu etkide bulun-
sağduyulu, çözümleyici yaklaşımları sonucu
muştur. Nitekim komployu birinci derecede plan-
imhanın boşa çıkması, yasal sürecin Türkiye'de
layıp-yürüten devlet konumunda olan ABD'nin
geliştirilmesi sağlanmıştır.
Dışişleri Bakanı M. Albright, "Bu kadar fazla tepkinin olacağını hesaplamadıklarını"
daha sonraki süreçte basına açıkça itiraf etmiştir. Nihayetinde
Önder
APO'yu sahiplenme temelinde halkın gösterdiği direnişin
komplocu
güçler üzerinde ne
denli etkide bulunduğu, onları korkuttuğu, dolayısıyla
Elbette bütün bu süreçte Kürt halkının gös-
imha amacından vazgeçmelerini sağlattığı açığa
terdiği fedai direnişinin çok belirgin bir payı vardır.
çıkmaktadır. Bu durum Önder APO'yla avukat-
Nitekim daha 9 Ekim komplosunun başlangıcı
larının görüşüp, yasal sürecin başlaması, yani
ardından, Kürt halkı ayağa kalkmış "Güneşimizi
Önder APO'nun mahkeme edileceğinin kararının
karartamazsınız" kampanyası çerçevesinde tam
açıklanıp, takvime bağlanmasıyla bu çeşitli oyun-
bir fedai direniş süreci geliştirmiştir. Cezaevlerinde
larla aldatıp korsanca kaçırma yöntemleriyle imha
birçok
etme süreci sona ermiştir.
militan
kendini
yakma
eylemleri
geliştirirken, Kürdistan'ın dört parçasında ve yurt-
Uluslararası komplonun yürütülmesinde
dışında benzer eylemlilikler ortaya çıkmıştır. En
ikinci süreç mahkeme sürecidir. Bu süreç Nisan
önemlisi gerilla Önderliği savunmak ve sahiplen-
99'da başlamış, Ocak 2002 yılına kadar devam
Komünar
36
etmiştir. Nitekim Önder APO'nun yargılanacağının
Hareketimiz ve halkımız da uygun tavır almış ve
açıklanması bu sürecin başlangıcı olurken, idam
idamı önleyecek bir sonucun ortaya çıkartılmasını
kararının meclise götürülmeyip hükümette bek-
sağlamıştır.
letileceğinin kararlaştırılmasıyla, bu süreç önemli
mahkemede ortaya koyduğu tutum, yaptığı açıkla-
ölçüde tamamlanmıştır. Esas olarak ise 2 Ağustos
malar ve geliştirdiği savunmalar oldukça etkili
2002 yılında, Türkiye Anayasası'ndan idam ceza-
olmuştur. Türkiye'nin idamcı güçlerini, yani faşist
sının çıkartılmasıyla bu süreç tamamlanmış olmak-
milliyetçi çevrelerini daraltma sonucunu yarat-
tadır. Bu ikinci sürecin temel özelliği şudur:
mıştır. Yine uluslararası demokratik güçlerin tep-
Komplocu yöntemlerle başarılamayan Önder
kisini geliştirmiş, dolayısıyla da Türkiye hüküme-
APO'nun imhası, yasal yollarla sözde hukuka
tinin yasal yollarla ve idam yöntemleriyle imhayı
uygun mahkeme edilerek, idam cezası verilmesi ve
yeniden değerlendirmesi gereğini ortaya çıkar-
cezanın infazı temelinde gerçekleştirilmesi biçi-
mıştır. Mahkeme süreci ilerledikçe hem Önderliğin
mindedir. Dolayısıyla uluslararası komplo yine
gösterdiği tavır, hem hareketin ve halkın bununla
yürürlüktedir. Komplonun imha amacı yine esastır.
bütünlük içerisinde ortaya koyduğu tutum ve
Fakat bunun yöntemi değişmiştir. Korsanca
mücadele etmesi, hem de Önderlikle en ileri
kaçırıp,
kişinin
düzeyde bütünleşmesi giderek Türkiye yönetimini
imhasının sağlanması değil de sözde yasalar
idam edip etmeme konusunda yeniden durum
çerçevesinde mahkeme edilip idam cezası veril-
değerlendirmesi yapmaya sürüklemiştir. Nihayet
erek, imhanın gerçekleştirilmesi anlamında bir
bu süreç Türkiye yönetimi tarafından da idamın
yöntem değişikliğini ifade etmektedir. Ancak ulus-
Türkiye'ye daha fazla zararlı vereceği, idam
lararası komplonun teşhir edilmesinde, başarısı-
etmemenin Türkiye açısından daha doğru olacağı
zlığının geliştirilmesinde ve ona karşı mücadele
değerlendirmesine götürmüş ve hükümetin idamı
strateji ve taktiklerinin oluşturulmasında ve kom-
meclise taşımama kararına yol açmıştır. Bunu
ployu boşa çıkartıcı bir mücadele durumunun
yaparken Türkiye yönetimi Önder APO'nun
geliştirilmesinde bu mahkeme süreci önemli bir
imhasından vazgeçmiş değildir. Kürt sorununun
avantaj sunmuştur. Nitekim belli bir zamanı içer-
çözümü yönünde herhangi bir olumlu adım atma
mektedir. Yine Önder APO'nun kendisini kısmen
sürecine girmiş değildir. Ne düşüncede ne de poli-
bile olsa ifade etmesine, düşüncelerini Türkiye ve
tik alanda böyle bir gelişme kesinlikle söz konusu
dünya kamuoyuna sunmasına fırsat vermiştir. Yine
değildir. Sadece Türkiye'nin yarar ve zarar konusu
Kürt halkının tepkilerini daha güçlü ortaya koya-
hesap edilerek böyle bir tutuma yönelinmiştir.
bilmesi için fırsat sunmuştur. İşte bu durum Önder-
Burada yapılan hesap şudur: İdam ile Türkiye'ye
liğimiz ve halkımız tarafından yetkin bir biçimde
karşı bütün Kürtlerin tepkisinin gelişeceği ve
kullanılmış, uluslararası komplonun mahkeme
Türkiye'nin Kürtlerle sonu gelmez bir savaşa girip
yoluyla imhayı gerçekleştirme amacı da başarısız
zarar göreceği değerlendirilerek, yine Önderliği
kılınmıştır. Bu süreçte Önder APO'nun mahkemede
idamın PKK'yi tasfiye etmek yerine daha güçlen-
geliştirdiği tutuma uygun olarak Özgürlük
mesine yol açacağı hesap edilerek, İmralı sistemi
bilinmeyen
biçimlerde
bir
Bu
çerçevede
Önder APO'nun
Komünar
37
içerisinde müebbet hapis çerçevesinde tutulup,
ratlık, insan haklarına saygı veya Kürt sorununun
çürütülme yoluyla PKK'nin tasfiyesinin daha kolay
çözümüne yaklaşma sonucunda kesinlikle değildir.
sağlanabileceği, bu anlamda Önderlik vurulma ya
Sadece böyle bir yöntem değişikliğinin Türkiye'nin
da idam biçiminde imha edilerek PKK'nin tasfiyesi
daha çok faydasına olacağını düşündükleri için,
yerine cezaevinde tutulup, çürütülerek ve bu
yine bu biçimde Önder APO'nun imhasının ve
biçimde zamana yayılarak, PKK'nin tasfiyesinin de
PKK'nin tasfiyesinin daha kolay olacağı, Türki-
sağlanabileceği,
bu yöntemin Türkiye için daha kolay olacağı hesap
edilmiş, PKK'nin
tasfiyesi açısından yeni bir yöntem belirleme temelinde Önder-
ye'ye daha az za-
Uluslararası komplonun üçüncü süreci
İmralı Mücadele süreci olmaktadır
Buna kıran kırana bir savaş süreci de diyebiliriz
Sürecin temel karakteri
Önder APO üzerinde her türlü fiziki ve psikolojik
İşkencenin uygulanması temelinde
Fiziki ve psikolojik olarak çürütülmesi
Buna dayanılarak PKK'nin tasfiyesinin
Sağlanmasıdır
liğin idamı mecli-
rar vereceği hesap edildiğinden
İm ral ı s is te mi
içinde ağırlaştırılmış müebbet
hapis kapsamında
tutulması PKK'yi
tasfiye ve Kürt
halkı üzerindeki
se taşınmamıştır. Yoksa öyle çözümleyici bir yak-
inkar ve imha sistemini başarıya götürücü prati-
laşım yoktur. Var olan ve gündemleştirilen ise
ğinin bu temelde yürütülmesine karar verilmiştir.
başka bir yöntemle, Önderliğin imhasını ve
Uluslararası komplonun üçüncü süreci,
PKK'nin tasfiyesini gerçekleştirmek. Yani birden
İmralı mücadele süreci olmaktadır. Buna kıran
bire işte bazı faşist çevrelerin ifade ettiği gibi "bir
kırana bir savaş süreci de diyebiliriz. Sürecin temel
kere öldürme değil de her gün öldürme yön-
karakteri Önder APO üzerinde her türlü fiziki ve
temiyle" Önderliği çürütme ve imhasını sağlama,
psikolojik işkencenin uygulanması temelinde, fizi-
diğer yandan ise Önderliğin İmralı sistemi
ki ve psikolojik olarak çürütülmesi, buna
içerisinde tutulması temelinde, bu durumdan yarar-
dayanılarak PKK'nin tasfiyesinin sağlanmasıdır.
lanılarak ve sürece yayılarak PKK'nin tasfiyesinin
Böyle bir sürece karar veren ve gündemleştiren-
sağlanması hesap edilmiştir. Bu biçimde hem
lerin hesapları, planları bu çerçevede olmuştur.
Önderliğin yok edilmesi, hem de PKK'nin tasfiye
Buna karşı Önder APO'da binde bir imkan bile
temelinde ortadan kaldırılması Türkiye için daha
denilemeyecek bir ortamda, bu denli ağır fiziki ve
kolay bir yöntem olarak değerlendirilmiştir.
psikolojik işkence koşullarında direnme ve
Devletin bütün kurumları yaptıkları uzun süreli
mücadele etme temelinde gelişme sağlayacağına,
toplantılar ve tartışmalar sonucunda bu yöntemin
PKK'yi yenileyerek yeniden yapılandırıp ulus-
kendileri açısından daha başarılı sonuç vereceğine
lararası komployu boşa çıkartacak bir hareket
inandıklarından, bunu Önder APO'ya, PKK'ye ve
haline getireceğine inanmış, binde bir fırsat, imkan
Kürt halkına yönelik bir mücadele yöntemi olarak
bile denemeyecek bu durumdan yararlanıp
belirlemişlerdir. Yani bir iyilik veya bir demok-
mücadele ederek, başarılı olma temelinde bu
Komünar
38
mücadeleyi kabul etmiştir. Zaten içinde bulunduğu
sa arttırılsın bütün bunlara karşı yüksek bir deha ile
koşullar böyle bir mücadele durumunu kabul
moral ve inanç gücüyle, bilinçle direnerek Önder
etmekten başka bir çaresi de yoktur. Uluslararası
APO, uluslararası komplo gerçeğini çözümleyecek
komplonun geldiği süreç bunu gerektirmektedir.
ve ona karşı mücadelenin strateji ve taktiklerini
Eğer onun başarısız kılınması mümkün olacaksa,
geliştirecek değerler yaratmayı başarmıştır. Bu
ancak
göze alınarak,
çerçevede AİHM'e sunulan "Demokratik Uygarlık
göğüslenerek yürütmenin ustalığı gösterilerek
Manifestosu" adlı savunma büyük bir anlam ifade
gerçekleştirilebilir. Nitekim Önder APO'da kendi
etmektedir. Nitekim bu savunmasında Önder APO,
düşünce ve anlatım gücüne, yine bilinç, inanç ve
uluslararası komplonun tarihsel dayanaklarını,
iradesine güvenerek böyle bir mücadeleyi başarıya
günümüzdeki bağlantılarını, bölgedeki durumla
götüreceğine inanmış ve bu mücadele sürecini
ilişkisini ve bu çerçevede hiyerarşik devletçi sis-
böyle
bir
mücadele
kabul etmiştir. İmralı mücadele sürecini de kendi
içinde üç bölüm halinde değerlendirebiliriz.
Birincisi; Ecevit hükümeti sürecidir. Ocak
2000 tarihinden başlayarak, 3 Kasım 2002 seçimlerinde AKP'nin iktidara gelişine kadar geçen süreç
olarak ifade edebiliriz. Bu sürecin temel karakterleri şöyledir: Türkiye devleti adına Ecevit DSPANAP-MHP koalisyonu çok çeşitli yöntemler kullanarak Önderlik üzerinde tecrit ve baskıyı geliştirerek bir yandan kamuoyuyla bağlantılarını kesme
ve halka unutturma çabalarını, diğer yandan ise
Önderliği yıpratma ve çürütme çabasını geliştirip
sonuç alma istemidir. Ecevit hükümeti çok değişik
söylemleri içinde barındıran bir hükümet olma
özelliğine dayanarak, bu süreci başarıyla götürüp,
Önder APO'ya bu biçimde yaklaşma temelinde
PKK'nin zayıflatılması ve tasfiye edilmesini
temin Kürdistan üzerinde geliştirdiği inkar ve imha
sağlayacağına inanmıştır. Bunu gerçekleştirmek
düzeninin
için de İmralı'da sistematik bir işkence düzeni
günümüzde uluslararası komplo biçiminde ortaya
geliştirilmiştir. Her türlü engelleme içinde olun-
çıkan bu inkar ve imha sistemini aşmanın yöntemi
muştur. Bunu boşa çıkarmak için Önder APO'nun
olarak, Türkiye'nin demokratikleştirilmesini, yine
ve hareketimizin geliştirdiği önemli bir direniş
Ortadoğu'da demokratik dönüşümün sağlanması
gerçeği vardır. Her şeyden önce koşullar ne kadar
temelinde Demokratik Ortadoğu Birliği'nin sağlan-
ağır olursa olsun, ne kadar işkenceli bir yaşam day-
masını bir çözüm olarak görmüştür. Burada De-
atılırsa dayatılsın, yine izolasyon ne kadar arttırılır-
mokratik Ortadoğu Özgür Kürdistan formülasyonu
çözümlenmesini
gerçekleştirerek,
Komünar
39
temelinde, Demokratik Cumhuriyet çerçevesinde
çözümlemeler ve program geliştirmesine dayalı
Kürt sorununun barışçıl, demokratik yöntemlerle
olarak, yeni strateji temelinde PKK'nin kendini
çözümünü sağlayacak programı Türkiye için
yeniden yapılandırıp uluslararası komploya karşı
olduğu kadar, bölgesel düzeyde de olmuştur. Kürt
kitle gücünü arttırarak, demokratik siyasal mücade-
realitesini Ortadoğu çerçevesinde ve tarihsel
leyi geliştirmesiyle karşılaşınca Ecevit hükümeti
gerçeğine dayanarak tanımlamış, günümüzde dörde
eliyle yürütmekte olduğu çürütme ve tasfiye etme
bölünmüş Kürdistan gerçeğini ortaya koyarak, her
politikasının başarısız kaldığı sonucuna ulaşmıştır.
dört parçada Kürt sorununun barışçıl demokratik
Bu nedenlerdir ki, bir ay içerisinde mecliste çoğun-
çözüm programının ve yöntemlerinin nasıl ola-
luğu olan Ecevit hükümeti paramparça hale getir-
cağını netleştirerek yeni bir teorik çerçeve ve poli-
ilmiş ve 3 Kasım erken seçimlerini yapmak zorun-
tik program ortaya çıkartmıştır.
da bırakılmıştır. Başarısız kalan, kitle temelini
Bu çözümlemelerle bir yandan Kürt soru-
kaybeden, Kürt toplumunda iyice teşhir ve tecrit
nunun barışçıl demokratik yöntemlerle çözümünün
olan, dolayısıyla toplumu kazanma temelinde
mümkün olduğunu gösterirken, diğer yandan da
PKK'yi tasfiye etme görevini başaramayan Ecevit
bölge çapında, Ortadoğu çapında demokratik
hükümetinin sonu gelmiş, bu görevleri başarmak
çözüm programını ilk defa geliştirmeyi başarmıştır.
üzere yeni bir hükümet 3 Kasım 2002 seçimleriyle
Önder APO'nun geliştirdiği bu kapsamlı teorik
gündeme getirilmiştir. Bilindiği gibi bu da AKP
çözümlemeler ve program yenilemesi Özgürlük
hükümeti olmuştur.
Hareketimiz açısından bir stratejik değişimi ve
İmralı mücadele sürecinin ikinci dönemi,
yeniden yapılanmayı ifade etmiştir. Hareketimiz bu
AKP iktidarı dönemidir. Kürdistan'da iyice teşhir
teorik ve programsal gelişmeye dayanarak kendisi-
ve tecrit olan DSP-ANAP-MHP gerçekliğine
ni yenilemeye, yeniden yapılandırmaya ve bu
karşın başta dini ve tarikatçılığı kullanma
çerçevede uluslararası komploya karşı demokratik
temelinde, çeşitli yaklaşımlar geliştirerek Kürt
mücadele çerçevesinde, bir mücadele geliştirmeye
halkından belli bir destek almayı başaran, bu
yönelmiştir.
Meşru savunma çizgisinde ve
temelde de PKK'yi tasfiye mücadelesini diğer par-
demokratik siyasal mücadele strateji temelinde
tilere göre daha güçlü yürütme imkanına bir yandan
geliştirilen bu kitlesel mücadele giderek Önderlik
ABD gibi dış güçlerin desteğiyle, diğer yandan ise
gerçeğini topluma taşımayı, daha geniş kitleleri
Türkiye devleti gibi iç güçlerin desteğiyle iktidara
Önderlik çizgisine kazanmayı, dolayısıyla da
taşınmıştır. AKP'nin iktidara getirilmesi kesinlikle
PKK'nin yeniden yapılandırarak kitle gücünün
ve tamamen, PKK'ye karşı mücadele etmesi içindir.
daha da büyümesini sağlamıştır. İmralı işkence sis-
PKK'ye karşı daha etkili ve güçlü mücadeleyi
temi adı altında Önder APO'nun çürütüleceğini,
ancak AKP'nin yürütebileceğine inanıldığı için,
siyasal olarak yenilgiye uğratılacağını, bu temelde
AKP hükümet yapılmış, ona gereken destek ver-
PKK'nin tasfiyesinin sağlanıp Kürt Özgürlük
ilmiştir. İster başını ABD'nin çektiği dış güçlerin
Hareketinin yok edileceğini düşünen ve hesap eden
desteği olsun, isterse TÜSİAD ve bazı askeri
devlet karşısında, Önder APO'nun yeni teorik
çevreler gibi iç güçlerin desteği olsun bütün bun-
Komünar
40
ların hepsi, PKK'nin tasfiye edilmesi mücade-
karşı Genelkurmay merkezli yürütülen askeri
lesinde, kitle gücüne sahip olan, çeşitli yöntemler
çerçeveye olduğu gibi onay vermiştir. Yani
geliştirme imkânı bulunan gücün AKP olması
Genelkurmay'ın her türlü saldırı yürütmesini kabul
nedeniyledir. Yani AKP'nin hükümet yapılması,
ettiği, onay verdiği halde Kürt kamuoyuna, Türkiye
PKK'nin tasfiyesini başarması temelindedir.
ve Avrupa demokratik güçlerine ise tersi izlenim
AKP'de baştan itibaren bu gerçeği bildiği için, daha
vermiştir. Güya işte Kürt sorununun demokratik
önceki hükümetin geliştirdiği çürütme politikasını
barışçıl çözümünün bir gücü olabileceğini, bu
yeni yöntemlerle ve kitlelere daha fazla dayanarak,
çerçevede umutlu olunmasını herkese göstermeye
halkı başta din sömürücülüğü olmak üzere, birçok
çalışmıştır. Bu durumun oldukça aldatıcı özellik
yöntemi kullanıp aldatarak sürdürmek istemiştir.
taşıdığını bilmek gerekiyor. AKP'nin bu yaklaşım-
AKP'nin bu anlamda iç ve dış siyasal gücü PKK'yi
ları PKK'yi ideolojik olarak tasfiye etme ve kendi
tasfiye mücadelesinde daha çok görülmüş ve bu bir
yörüngesine çekme politikasıyla da birleşince, bu
planlamaya
APO'nun
yönlü hareketimize dönük AKP politikaları giderek
üzerinde uygulanan çürütme politikası yeniden
provakatif tasfiyeci bir eğilimin içten hareketimize
planlanıp, yeni bir çürütme ve tasfiye süreci bu
dayatılması noktasına varılmıştır.
kavuşturularak
Önder
sefer AKP eliyle geliştirilmek istenmiştir. Bu
Özellikle 2003 yılı ve 2004 başlarında
temelde AKP'nin geliştirip uyguladığı politikalar
ABD'nin Irak'ı işgal ettiği zemine de dayanılarak
çok güçlü olmuştur. Öncelikle Önder APO
bu tasfiyeci provakatif eğilimin geliştirilmesi, içten
üzerindeki İmralı işkence sistemini olduğu gibi
harekete saldırtılması ve buna dayanılarak PKK'nin
korumuş, fiziki ve işkence düzenini daha da
tasfiyesinin gerçekleştirilmesi hedeflenmiştir. Bu
geliştirmiştir.
APO'nun
yöntemin başarılı olacağına, sonuç alacağına, bu
düşüncelerinin kamuoyuna taşırılmasının engellen-
biçimde PKK'nin yok edileceğine bunu örgütleyip
mesinde gördüğü için, Önder APO üzerindeki tecri-
yönlendiren güçler tarafından iyice inandırılmıştır.
di daha çok arttırmış bunun için birçok aldatıcı
Gerçekten de bir hareket açısından en tehlikeli
yönteme başvurmuştur. Bu biçimde bir yandan
saldırı yöntemlerinden birisi budur. Nitekim bir
Önder APO üzerindeki çürütme politikalarını
yandan Irak'taki ABD egemenliğine dayanarak
aynen uygularken, diğer yandan Kürt kamuoyuna
Türkiye'deki AKP hükümetine, onunla ilişki
daha ılımlı mesajlar vermeyi, sözde Önder APO'ya
içerisinde olan KDP-YNK güçlerine dayanarak bu
ve Kürt sorununun çözümüne daha yumuşak yak-
tasfiyeci güçlerin PKK'ye dönük saldırıları çok ileri
laşıyormuş gibi bir izlenim vererek halkı aldat-
düzey kazanmış, belki de PKK mücadele tarihinin
maya, Özgürlük Hareketini ise kararsız kılmaya
en kapsamlı örgütsel darbelerinden birini vurmayı
çalışmıştır. Hareketimize ve halkımıza dönük AKP
sağlatmıştır. Bu saldırı örgütü çizgiden uzaklaştır-
politikaları gerçekten de çok ince ve değişik yön-
ma, Önderlikten koparma, çizgi ve ölçülerde
temler içermiştir. Bir yandan hep barışçıl
muğlâklaştırma, dolayısıyla inancı zayıflatma,
demokratik çözüme yaklaşacakmış gibi ılımlılık
inançtan koparma özgürlük, eşitlik, demokrasi
görüntüsü verirken, diğer yandan gerillaya ve halka
mücadelesini geliştirme yerine basit yaşam
Başarısını
Önder
Komünar
41
arayışlarına kadroyu yöneltme temelinde ideolojik,
teminin ortaya çıkartılmasını ifade etmektedir. Bu
örgütsel duruşta ciddi tahribatlara yol açmıştır.
gelişmeler bir yandan köklü bir ideolojik yenilen-
Örgütü adeta tümden tasfiyeyle tehdit eder bir nok-
me, diğer yandan onun hayata geçirecek örgütsel
taya ulaşmıştır. Bunu gören, bu temelde bir
sistemin ifadesi olmuştur. Bunun öncü parti
saldırıyla yüz yüze olunduğunu fark eden esas
örgütlülüğü ve
olarak da başlattığı stratejik değişim ve yeniden
örgütlülüğü biçiminde ortaya konmuş ve tüm bun-
yapılanma sürecini daha da ileriye götürmeyi hede-
ların meşru savunma çizgisi temelinde geliştirile-
fleyen Önder APO olmuştur. Ve bu gelişmeler
ceği ifade edilmiştir. Kürt sorununun çözümünün
karşısında teorik çözümlemelerini yine programsal
halkın demokratik örgütlülüğüne dayalı olarak
halkın demokratik konfederal
ve örgütsel formülasyonlarını daha ileri
bir düzeye vardırarak, provakatif tasfiyeci eğilimi tasfiye
edecek bir mücadeleyi dayatmıştır. Her
şeyden önce demokratik sosyalizm çizgisini geliştirmiştir.
Yani reel sosyalizmin
hiyerarşik
geliştirilmesi, prova-
Önder APO
Bir yandan AKP yönetimi altında geliştirilen
Provakatif tasfiyeci saldırıya karşı
Yeni bir teorik çözümleme temelinde
İdeolojik mücadeleyi geliştirirken,
Diğer yandan da ABD'nin Ortadoğu'ya
Müdahalesi çerçevesinde ortaya çıkan
Yeni Ortadoğu durumu karşısında
Kürt halkının kendi varlığını koruyabilmesi
İçin meşru savuma duruşunu
Güçlendirmesi gereğini ortaya koymuştur
devletçi
katif tasfiyeci eğilimin, ilkel milliyetçi,
pasifist, bireyci Kürt
so ru nunu çö zm e k
yerine bireysel yaşamını
sürdürmesini
öne alan devletçi ideolojik duruşu karşısında güçlü bir üstünlük sağlamış, kadroların bu yeni dü-
sistemle bağını ortaya çıkartarak devletçi sosyal-
şünceye kazanılmasını başararak provakatif tas-
izmin yanlışlığını, sosyalist ideolojinin devletçi
fiyeci eğilimin daraltılıp tasfiye edilmesini sağla-
temelde uygulanamayacağını çözümleyip, buna
mıştır.
karşı doğru sosyalist uygulama olarak demokratik
Önder APO bir yandan AKP yönetimi
sosyalizm çizgisini ortaya çıkarmış ve geliştir-
altında geliştirilen provakatif tasfiyeci saldırıya
miştir. Kadın özgürlüğüne ve ekolojik devrime
karşı yeni bir teorik çözümleme temelinde ideolo-
dayalı demokratik sistemi, emekçi halkın var olma
jik mücadeleyi geliştirirken, diğer yandan da
ve yaşam sistemi olarak ortaya koymuştur. Bu
ABD'nin Ortadoğu'ya müdahalesi çerçevesinde
temelde
veya
ortaya çıkan yeni Ortadoğu durumu karşısında Kürt
demokratik komünalizm olarak tanımladığı, devlet
halkının kendi varlığını koruyabilmesi için meşru
dışı demokratik halk örgütlenme sistemini ortaya
savuma duruşunu güçlendirmesi gereğini ortaya
çıkartmıştır. Bu hem emekçi halkın sosyalist ide-
koymuştur. Bunun hareketimiz tarafından değer-
olojisinde köklü bir paradigmasal değişimi ve
lendirilmesi bir yandan ideolojik mücadeleyi
yenilenmeyi ifade etmekte, hem de böyle bir sis-
yürütürken, diğer yandan da artan baskı ve
teme dayalı olarak halkın örgütlenme ve yaşam sis-
saldırılar karşısında meşru savunma direnişinin
demokratik
konfederalizm
Komünar
42
geliştirilmesi gereğine karar verilmesi olmuştur. Bu
serhildan
yaklaşım hareketimizi 1 Haziran 2004 aktif savun-
Genelkurmay'la birlikte imha konseptini hayata
ma hamlesinin geliştirilmesine götürmüştür.
geçirebilmek için 2006 Temmuz'unda yeni bir plan
Nitekim bir yandan Önder APO'nun geliştirdiği
geliştirmeye çalışmıştır. Nitekim Abdullah Gül
yeni teorik ve programsal çerçeve olan demokratik
başkanlığındaki terörle mücadele kurulunun iki
sosyalizm çizgisiyle halkın demokratik konfederal-
günlük toplantısı ardından Tayyip Erdoğan
izm sistemi içinde örgütlenmesi, diğer yandan
hükümetinin onay vermesi ve MGK'nin de kabul
hareketimizin 1 Haziran Atılımı temelinde
etmesiyle Temmuz 2006'da PKK'yi tasfiye planı
geliştirdiği yeni aktif savunma direnişiyle
oluşturulmuş ve uygulanmaya konmuştur.
hem
eklenince,
AKP
hükümeti
AKP'nin oyunlarını bozmuş, hem de ABD-AKP
Bu planın PKK'ye karşı genelkurmay ve
uzlaşması temelinde geliştirilen bu provakatif tas-
AKP hükümeti uzlaşması temelinde hazırlanıp
fiyeci saldırıyı başarısız kılarak, hareketi Apo'cu
pratiğe geçirildiği bir gerçektir. Nitekim bu
çizgide yeniden toparlamayı ve yeni bir mücadele
çerçevede işbölümü de yapılmıştır. Genelkurmay
sürecine çekmeyi başarmıştır. Provakatif
tasfiye-
daha çok sert tutum göstermeyi esas alırken, hem
ci eğilimin tasfiye edilmesi gerçekleştikten ve 1
sözde hem de pratikte böyle bir tutumun temsilcisi
Haziran Atılımı'nın sürekliliğinin sağlandığı ortaya
olurken; AKP hükümeti bu imha ve tasfiye planının
çıktıktan sonra, AKP hükümeti başarısız kalan bu
ekonomik ve diplomatik yönlerini üzerine alıp
planlarını yeni yöntemlerle geliştirme arayışına gir-
sürdüren, daha çok aldatıcı yaklaşımlar geliştiren
miştir. Nitekim bazı aldatıcı sözler Amed'de
bir tutumun sahibi olmuştur. Bir yandan Kürt
söyledikten sonra, 23 Ağustos 2005 tarihli MGK
kamuoyunu ve orta kesimlerini bu çerçevede aydın
toplantısında Kürt Özgürlük Hareketini bastırmayı
ve siyasetçilerini aldatıcı yaklaşımlar gösterilmiştir.
ve ezmeyi içeren yani, Kürtler üzerindeki klasik
Diğer yandan bu çevreler eliyle Kürt Özgürlük
inkar ve imha siyasetini yeni planlarla pratik-
Hareketi ateşkes süreci içine çekilmiş, imha edilme
leştirmeyi hedefleyen yeni bir saldırı konsepti
ortamı sağlanmak istenmiştir. Tabi bunlarla birlikte
ortaya çıkartılmıştır. Bu 1 haziran atılımının engel-
başta ABD ve AB olmak üzere bütün dünya
lenememesi ve provakatif tasfiyeci eğilim ile iste-
üzerinde PKK'yi terör örgütü saydırıp, teşhir ve
nen sonucun alınamaması sonrasında inkar ve imha
tecrit edebilmek, onun siyasi, ekonomik kanallarını
sisteminin geliştirdiği yeni bir konsept olmuştur.
kurutabilmek için AKP hükümeti çok yönlü diplo-
Ancak böyle bir imha ve tasfiye konseptiyle
matik bir
PKK'nin gelişiminin engellenebileceği, darbelenip
2006'da Genelkurmay-AKP uzlaşması temelinde
ezilebileceği sonuca varılmıştır. Nitekim bu yönlü
oluşturulan PKK'yi imha ve tasfiye planının içeriği
ilk uygulamalar 2005 Kasım'ında Şemdinli'de
şöyledir: Birincisi, 9 Ekim 1998 günü başlatılan
deşifre olduktan sonra, kirli savaş yöntemlerinin
uluslararası komplonun Önder APO'yu imha
uygulanmasında bir dönem zorluk çekilmiştir.
amacının İmralı işkence sistemi adı altında
Buna bir de 2006 baharında 3-4 aylık süre boyunca
zehirleme yöntemiyle gerçekleştirilmesi hedeflen-
Kürt halkının çok değişik yöntemlerle geliştirdiği
miştir. AKP'nin PKK'yi imha ve tasfiye planı olarak
çalışma içinde olmuştur. Temmuz
Komünar
43
geliştirdiği birinci halkası sistematik zehirleme
zehirlenmesi yönündeki uygulamaların pratikte
yöntemiyle Önder APO'nun imhasıdır. Mevcut
geliştirilmesi gibi en ileri düzeyde uygulanmaya
çürütme politikasının başarısız kalması her türlü
konmuştur. Kürdistan'da Türk ordusunun saldırıları
işkence uygulamasına rağmen Önder APO'nun
çerçevesinde en çatışmalı dönem böyle bir süreçte
direnmesi ve çalışarak hareketi, halkı ideolojik
yaşanmıştır. PKK'yi imha ve tasfiye planının diğer
olarak beslemesi karşısında, artık bu sürece
bir hedefi kuşkusuz halktır. En başta kuzey'deki
dayanamayan AKP yönetiminin zehirleme yön-
halktır. Bu halk üzerinde açlıkla terbiye etmekten
temiyle öldürücü hastalıklarla Önder APO'nun
tutalım da din sömürüsüne kadar, her türlü saldırı
imhasını sağlamayı gündeme alması gerçek-
yöntemi uygulanmıştır. Kadınlara karşı, gençliğe
leşmiştir. 2006 yaz başında İmralı'da, Önder
karşı her türlü düşürücü yönteme başvurulmuştur.
APO'nun kaldığı zeminlerde yapılan onarım çalış-
Ajanlaştırma faaliyetleri aç bırakmaya dayalı
malarıyla, yine kaldığı hücrelerin boyanması sonu-
olarak en ileri düzeyde geliştirilmeye çalışılmıştır.
cunda çeşitli kimyasal maddeler solumasına ve bu
Göçertmeler,
temelde hem sinüzit hastalığının ağırlaşmasına,
sürdürülmüştür. Özellikle AKP'nin aldatıcı yön-
nefes borusunu işlevsiz kılan hastalık durumunun
temleri dinciliği, tarikatçılığı ileri düzeyde
gelişmesine, hem de benzer bazı hastalıkların
geliştirmesi, diğer yandan ise hem aç bırakıp hem
yaratılarak imhasının hızlandırılması devreye kon-
de birkaç torba makarnaya insanları satın almaya
muştur. Dolayısıyla 2006 planının en temel ayağı
çalışması temelinde, Kürt toplumu tüm değer-
budur. Vahşidir, alçakçadır, insanlık dışıdır. Ancak
lerinden koparılmak istenmiştir. Bu politikalar
Önder APO'nun direnişi karşısında çaresiz kalma
sadece Kuzey Kürdistan'daki halkla sınırlı
ve yenilmenin ortaya çıkardığı bir davranış
kalmamış, Kürdistan'ın diğer parçalarına ve yurt-
biçimidir. Eğer bir hükümet bu kadar vahşi bir yak-
dışına da taşırılmak istenmiştir.
laşıma girmişse, bu onun ne kadar zorlandığının ve
başarısız kaldığının bir göstergesidir.
tehditler
ileri
düzeyde
Bu çerçevede İran'la, Suriye'yle ittifaklar
yapılarak Doğu ve Batı Kürdistan'daki halk
Bu tasfiye planının ikinci hedefi kuşkusuz
üzerinde de benzer politikalar en ileri düzeyde
gerilladır. Dolayısıyla 2006 yazı, güzü yine kışı ve
uygulanmaya çalışılmıştır. Yine Güney Kürdistan'a
2007 baharı süresince Türk ordusunun gerillaya
ekonomik yöntemler aracılığıyla sızılmış, buradaki
karşı operasyonları geçmiş uygulamaların en ileri
halk da tümüyle bağımlı, kendisine muhtaç hale
düzeyine ulaşmıştır. Tüm ordu seferber edilerek
getirilmiştir. Bu düzey daha da ileriye katliamlara
ağır kış koşullarında kuzeyde gerillanın ağır bir
kadar vardırılmıştır. AB ülkeleriyle, yine Kürtlerin
biçimde darbelenip marjinal konuma düşürülmesi,
bulunduğu diğer devletlerle ikili ilişkiler geliştiril-
Medya savunma bölgelerine de 2007 baharında
erek, oradaki Kürt toplumu üzerinde de yozlaştırma
saldırılarak ezici darbenin burada vurulup, geril-
yöntemleri geliştirilmek istenmiştir. Halka dönük
lanın artık siyasi gündemi etkileyemez, siyasi değer
uygulamalar giderek daha şiddetli bir hal almak-
taşımaz bir duruma getirilmesi hedeflenmiştir.
tadır. Özellikle baskı, sömürü giderek tutuklama,
Buna dönük uygulamalarda tıpkı Önder APO'nun
işkenceye alma, cezaevlerine koyma yöntemleriyle
Komünar
44
birlikte; Güney'de Şengal katliamı, Kuzey'de
karşı Kürt halkı ve demokratik güçlerin mücadele
Beytüşebap ve Dersim'deki katliamlar ile halka
süreci başlatılmıştır. Dolayısıyla imha ve tasfiye
dönük geçmişin faili meçhul saldırılarına benzer
planının birinci hedefi olan Önder APO'yu imha
yeni bir katliam sürecinin bu yönetim eliyle
çabaları kamuoyu nezdinde teşhir edilmiş,
geliştirilmekte olduğu açığa çıkmıştır. Ancak
karşı bir mücadelenin geliştirilmesi sağlanmıştır.
Genelkurmay ve AKP uzlaşmasına dayanan,
Diğer yandan gerillaya ve halka dönük saldırılar
PKK'yi imha ve tasfiye planının bu çok yönlü ve
karşısında, 1 ekim 2006 tarihinden itibaren beşinci
vahşi uygulamaları Önderliğimizin, hareketimizin
tek yanlı ateşkes süreci geliştirilmiş, böylece geril-
ve halkımızın geliştirdiği direniş karşısında
layı ezme ve imha etme konsepti boşluğa
Gerillanın bütün saldırılar
Karşısındaki direnişi
Kahramanlık çizgisinde sürmüştür
Halkın bütün işkence ve baskı
Yöntemlerine karşı
Önderlikle ve Özgürlük Hareketiyle
Bütünleşme süreci devam etmiş
Her türlü baskı karşısında
Özgürlük ve demokrasi çizgisinde
Direneceği kesinleşmiştir
ona
düşürülmeye çalışılmıştır. Böyle bir politika
karşısında Türk Genelkurmayı'nın savaş yanlısı
militarist, faşist yüzü daha çok teşhir edilmiş,
dolayısıyla da bu durum gerilla direnişiyle birleştirilerek, Kuzey'deki gerillayı ezme ve marjinalleştirme çabaları başarısız kılınmıştır. Özellikle
ateşkes sürecinin siyaset üzerindeki etkisine
dayanılarak, 2007 baharında Güney Kürdistan'a
dönük operasyonun koşulları ortadan kaldırılmış,
sonuçta Türk Genelkurmayı kararlaştırıp, plan-
başarısız kalmıştır. En başta bütün saldırılara,
laştırdığı halde medya savunma bölgelerine dönük
geliştirilen işkencelere karşı tarihte gösterilen en
aktif operasyon yapamamıştır. Bu da gerillanın
büyük direnişi ortaya çıkartarak direnmiş; hem
imha ve tasfiye amaçlı planı boşa çıkartıp, başarısız
moral düzeyini yüksek tutmuş hem de üretim
kılmasını sağlamıştır. Bütün ekonomik, siyasi, idari
sürecini devam ettirmiştir. Diğer yandan gerillanın
saldırılara rağmen Kürt halkı özgürlük için,
bütün saldırılar karşısındaki direnişi kahramanlık
demokrasi için, eşitlik için, onur ve şeref için
çizgisinde sürmüştür. Halkın bütün işkence ve
sürdürdüğü direnişten geri adım atmamış, her türlü
baskı yöntemlerine karşı Önderlikle ve Özgürlük
baskıyı, işkenceyi, tutuklamayı göğüsleyerek ser-
Hareketiyle bütünleşme süreci devam etmiş, her
hildanı başta Kuzey ve yurtdışı olmak üzere bütün
türlü baskı karşısında özgürlük ve demokrasi
parçalarda sürekli kılmıştır.
çizgisinde direneceği kesinleşmiştir. Bir yandan
İşte bunlar sonucundadır ki 2007 baharı
AKP'nin aldatıcı oyunları bozulup, teşhir edilirken
gelip Cumhurbaşkanlığı seçimi kapıya dayandığın-
diğer yandan da geliştirilen imha amaçlı saldırılar
da, PKK'yi imha ve tasfiye planı başarılmadığı için
boşa çıkartılıp, başarısız kalmıştır.
rejim 11. Cumhurbaşkanı'nın seçimini yapamaz
Önder APO'ya yönelik zehirleme saldırısı
duruma düşmüştür. PKK'nin tasfiyesine dayalı
belli bir sürede açığa çıkartılıp, teşhir edilmiş, 1
olarak hesaplanan, planlanan Cumhurbaşkanlığı
Mart 2007 tarihinden itibaren bu alçakça saldırıya
seçimi PKK'yi imha ve tasfiye planının başarısız
Komünar
45
kılınması sonucunda yapılamaz hale gelmiştir.
oluşan bir grubun gönderilmesini sağlamıştır.
Türkiye boşa çıkartılan PKK'yi imha ve tasfiye
Böylece daha önceki süreçte 1 Ekim ateşkesiyle
planı ortamında, PKK'ye karşı nasıl mücadele ede-
PKK'yi imha ve tasfiye planını boşa çıkardığı gibi
ceği belli olmayan politikasız bir duruma
izlediği seçim politikasıyla da bir grubun meclise
düşmüştür. Bunun sonucudur ki, rejim krizi diye
gönderilmesini sağlayarak
tabir
gelmiş,
Genelkurmay-AKP uzlaşmasına dayalı bir meclis
Cumhurbaşkanlığı seçimi yapılamamış tersine bu
ve yönetim gerçeğinin ortaya çıkmasını zorlamıştır.
seçim
mücadeleye
Bu da taktik kazanım olarak ortaya çıkmıştır.
dönüştürülmüş, sonuçta Yaşar Büyükanıt-Tayyip
Temmuz 2006'da oluşturulan PKK'yi imha ve tas-
Erdoğan uzlaşması sağlanarak, yani Genelkurmay
fiye planının 2007 baharında boşa çıkartılıp
ile AKP yönetiminin yeniden uzlaşması gerçek-
başarısız kılınmasını, İmralı mücadelesinin 2002
leştirilerek, 22 Temmuz erken seçimi gündemleştir-
Kasım'ından itibaren AKP eliyle sürdürülmesi
ilmiş ve bu temelde yeni bir plan ortaya
döneminin de boşa çıkartılmasını sağlamıştır.
çıkartılmıştır. Aslında Yaşar Büyükanıt-Tayyip
Ecevit hükümetinden sonra çürütme ve tasfiye
Erdoğan görüşmesi PKK'ye karşı yeni bir imha ve
politikasını AKP hükümeti eliyle sürdürme ve
tasfiye planının temel ilkelerini ortaya çıkartan,
başarıya götürme çabaları da bu biçimde sonuçsuz
dolayısıyla 22 Temmuz seçimleriyle ortaya çıkacak
kalmıştır.
edilen
ciddi
kriz
bir
süreci
iç
gündeme
politik
aslında
tamamen
yeni hükümetin izleyeceği programın ilkelerini
Bu temelde 22 Temmuz seçimlerine dayalı
veren bir sonuç doğurmuştur. Bu temelde AKP,
olarak, yani AKP'nin ikinci kez seçim kazanıp ikti-
genelkurmay politikasına daha çok yaklaşmış,
dara getirilmesi çerçevesinde yine Genelkurmay ve
Genelkurmay'ın politik ilkelerini gözetir hale
AKP uzlaşması temelinde, yeni bir PKK'yi imha ve
gelmiştir. Genelkurmay da AKP'nin yeniden
tasfiye planı tasarlanmıştır. Bu önce Yaşar
hükümet olmasına, rant kapılarını elde tutmasına
Büyükanıt-Tayyip Erdoğan görüşmesinde sağlan-
bir kez daha yol vermiştir. Böyle bir uzlaşmaya
mış, ardından karşılıklı mesajlarla taraflar bunu
dayalı olarak girilen 22 Temmuz seçimlerinden
kabul eder hale gelmiş, 22 Temmuz seçimleri ile
AKP yeni bir seçim başarısıyla çıkmış, dolayısıyla
böyle bir süreç netleşmiştir. Türkiye yönetiminin
sivil yönetim üzerindeki gücünü, etkinliğini daha
seçimle birlikte yeniden yapılanması ve yeni bir
çok artırmıştır. Meclisteki gücünü korurken,
hükümet programını ortaya çıkarması tamamen
yeniden
hükümeti
Cumhurbaşkanlığı
kurmuş
ve
bu
süreçte
PKK'yi imha ve tasfiye planı üzerinde olmuştur.
seçimini
de
kazanmıştır.
İşte bu, İmralı mücadele sürecinin üçüncü dönemi
Yönetim tümüyle Genelkurmay ile AKP'den oluş-
olmaktadır.
muştur. İkisinin uzlaşmasına dayandırılmıştır. Bu
22 Temmuz seçimleriyle birlikte İmralı
sürece karşı hareketimiz de politik mücadeleyi
mücadelesinde üçüncü döneme girilmiş olmaktadır.
geliştirme
Bu dönemin temel özelliği daha ileri düzeyde bir
tutumu
göstererek
hem
halkın
demokratik taleplerini öne çıkarmış, hem de
Genelkurmay-AKP
uzlaşmasına
dayanıyor
meclise Kürt halkının seçilmiş temsilcilerinden
olmasıdır. Bu uzlaşma temelinde Önder APO'ya
Komünar
46
dönük uluslararası komplonun imha amacını
amaçlarını korumaktadır. Bu amaç Önder APO'nun
zehirleme ve tecrit yöntemlerini daha ileri düzeyde
imha amacıydı. 9 Ekim'den sonra çeşitli komplo
uygulayarak gerçekleştirmeyi hedeflemesidir. Bu
yöntemleriyle imha edilmek istenmiştir. 99 yılında
planının önemli bir gerçeği budur. Yine gerillaya
mahkeme yöntemiyle idam edilerek imha edilmek
karşı operasyonlar en ileri savaş düzeyinde
istendi, 2000 yılından itibaren ağır işkence, izo-
sürdürülmektedir. Kürt halkına da her türlü açlık,
lasyon altında çürütülerek imha edilmek istendi.
aldatıcılık, baskı, işkenceyle birlikte katliamlar
Ancak bu çürütülme politikası boşa çıkartılınca
dayatılmaktadır. İşte Şengal katliamı, Beytüşebap
bugün zehirleme yöntemiyle her türlü hastalık
katliamı, Dersim'de köylülerin kurşuna dizilmesi
bu gerçeği ifade ediyor. Kısaca İmralı mücadelesinin üçüncü dönemi gelip yeniden Önderliği
imha, gerillayı ezme, halka katliam saldırısı halini
almıştır. Kısaca Ocak 2000'de Ecevit hükümetinin
İmralı sistemi içerisinde mücadele ederek idam
yerine çürütme ve tasfiye politikasını uygulama
temelinde, Önder APO'yu ve PKK'yi yok etme
amacı başarısız kalmış, şimdi bu İmralı mücadelesinin üçüncü döneminde yeniden çıplak bir
biçimde Önder APO'ya dayatılır hale gelmiş, gerillaya karşı saldırılar en ileri düzeye çıkartılmış,
Kürt halkına da katliamlar, faili meçhul saldırılar
yeniden dayatılmaya başlanmıştır. Bu durum şunu
göstermektedir ki, İmralı mücadelesinde kazanan
Önder APO ve PKK olmuştur! Kaybeden Ecevit
türetilerek imhası hızlandırılmak istenmektedir.
ve Erdoğan hükümetleri, Türkiye yönetimi olmuş-
Yani Önder APO'yu imha yine gündemdedir, day-
tur. Çürütme ve tasfiye planı amacı boşa çıktığı
atılmaktadır. Uluslararası komplonun temel amacı
için şimdi yeniden açık bir biçimde imha ve
budur. Bu amacını hala korumaktadır. Dolayısıyla
katliam dayatması noktasına Türkiye yönetimi
yeni AKP hükümeti yeni bir uluslararası komplo
gelmiştir. Şimdi ikinci AKP yönetimi döneminde,
hükümetidir, özel savaş hükümetidir. Ondan başka
Genelkurmay-AKP uzlaşmasına dayalı olarak
bir şey kesinlikle değildir. Önder APO'nun
geliştirilen yeni PKK'yi imha ve tasfiye planı,
zehirleme yöntemiyle imhasının hızlandırılmasına
uluslararası komplonun baştaki gibi açık imha
dayalı olarak ve gerillaya karşı operasyonlar savaş
yöntemleriyle sürdürülür hale gelmesini ifade
düzeyinde geliştirilerek PKK tasfiye edilmek
etmektedir. Bu tabi yeni bir konsepttir, uluslararası
istenmektedir. Dolayısıyla Önder APO'nun imhası-
komplonun
göstermektedir.
na dayalı PKK'yi tasfiye amacı da günümüzde
Uluslararası komplo her şeyden önce temel
olduğu gibi sürmektedir. Diğer yandan Önder
devam
ettiğini
Komünar
47
APO'nun imhası PKK'nin tasfiyesine dayanarak
katılmış, dolayısıyla Genelkurmay'la uzlaşmıştır.
Kürt halkı üzerinde uygulanan inkâr ve imha
Bu bakımdan onuncu yıldaki uluslararası komplo
sürecinin başarıya götürülmesi amacıyla devam
planı çerçevesinde geliştirilen imha ve tasfiye kon-
edilmektedir. Önderliğin imhasının hızlandırılması,
septi her şeyden önce, Genelkurmay-AKP uzlaş-
gerillaya karşı artan operasyonlarla PKK'nin tas-
masına dayanmaktadır.
fiye edilmek istenmesine dayalı olarak, birde açık
Bu ittifakın bölgesel müttefikleri de vardır.
katliamlar dayatılarak Kürt halkı yok edilmek, tari-
Bu müttefiklerin başında İran yönetimi gelmekte-
hten silinmek istenilmektedir. Bu konseptin temel
dir. Gerçekten de Tayyip Erdoğan yönetimiyle,
çerçevesi de budur. Ve bu çerçeve uluslararası
Ahmedinecat yönetimi kardeş iki yönetim olarak
komplonun amaçlarıyla uyumludur. Onun içinde
stratejik ittifak yapmışa benzemektedirler. İdeolo-
bu yeni imha ve tasfiye konsepti yeni bir ulus-
jik olarak da birbirlerine yakındırlar, siyasi olarak
lararası komplo konsepti olmaktadır.
da özellikle Kürt politikasında bütünlük arz etmek-
Uluslararası komplocu güçler 9 ekim kom-
tedirler. Dolayısıyla kendi aralarında stratejik bir
plosunun onuncu yılına da yeni bir imha ve tasfiye
ittifak yapmıştırlar. Bu bölgesel ittifaka Suriye de
konseptini dayatmak istemektedir. İmha, tasfiye ve
katılmaktadır. Belki İran kadar gücü yoktur, destek
yok etme sürecini onuncu yılda da geliştirmek ve
verememektedir, yine de Türkiye-İran ittifakına en
başarıya götürmekteki karalılıklarını ve ısrarlarını
güçlü destek veren ülkelerden biri Suriye'dir.
ortaya koymaktadırlar. Türkiye yönetiminin tavır-
Türkiye'de
ları bunu göstermektedir, diğer ortakları da bu
dayanan Türkiye-İran-Suriye ittifakı Irak'ı da yanı-
çerçevede destek vermektedir. Dolayısıyla ulus-
na çekmeye çalışmaktadır. Özellikle Güney
lararası komplo her ne kadar geçen süreçteki
Kürdistan yönetimini tasfiye ederek, Saddam döne-
mücadeleyle zayıflatılmış, defalarca başarısız kılın-
mine benzer yeni bir Irak sistemi yaratıp onunla
mış, bir günde gerçekleştirilmek istenen imha ve
ittifak yapmaya çalışmaktadırlar. Ancak Irak henüz
tasfiye on yıla yayılmış olsa da hala tümüyle yenil-
ortadadır. Irak üzerinde ABD ile Türkiye arasında
giye uğratılmış olmaktan uzaktır. Uluslararası kom-
ciddi bir mücadele yaşanmaktadır. Bu bakımdan
plo tamamen aşılamamıştır. Onuncu yıla da kendi-
uluslararası komplonun günümüzdeki konseptinin
ni yeni bir imha ve tasfiye konseptiyle dayatmak ve
bölgesel ittifakı; Türkiye-İran-Suriye ittifakı
böylece Önder APO'yu imha, PKK'yi-gerillayı tas-
olmaktadır. Bölgenin diğer güçlerinden Suudi
fiye, Kürt halkını yok etme amacını gerçek-
Arabistan, Ürdün gibi güçlerden de bu ittifak
leştirmek istemektedir. Bu durumu çok iyi
destek almaktadır. Yine bu ittifak AB'den destek
görmemiz, anlamamız gerekiyor. Bu konsepti tabi
almaya çalışmaktadır, kısmi bir desteği vardır. En
Türkiye yönetimi sürdürüyor. Bu inkar ve imha
önemlisi bu ittifak yeni konsepti hayata geçirmek
konseptinin günümüzdeki temsilciliği Türkiye
için, ABD'den destek almaya çalışmaktadır. ABD
yönetimidir.
içerisinde
ideolojik açıdan Türkiye'nin geliştirdiği PKK'yi
Genelkurmay bu konsepti hazırlayan ve yürüten
imha ve tasfiye konseptine destek vermekte, katıl-
baş güç konumundadır. AKP'de bu konsepte
maktadır. Bu anlamda PKK'yle çelişki ve çatışma
Türkiye
yönetimi
Genelkurmay-AKP
uzlaşmasına
Komünar
48
içinde olan konumu ABD sürdürüyor. Ancak
katletme amacını gütse ve yine bu çerçevede
günümüzde ABD
açıdan
Türkiye yönetimi başta İran ve Suriye olmak üzere
Türkiye'yle ciddi bir çelişki yaşamaktadır.
bazı güçlerin desteğini alsa da, on yıl önce olduğu
Türkiye'nin PKK'ye karşı ABD'den istediği destek,
gibi bölgesel ve uluslararası düzeyde komplo
günümüzde ABD tarafından tam karşılanmamak-
amaçları çerçevesinde bir birlik söz konusu
tadır. Çünkü ABD'nin Türkiye'yle politik askeri
değildir. Birlik zayıflamıştır, Avrupa'nın komploya
çelişkisi vardır. Türkiye'nin PKK karşısındaki poli-
katılımında bir değişiklik vardır, ABD'nin kom-
tik istemlerini kabul etmek demek, ABD'nin Kürt
ployu desteklemesi, katılması süreci değişmiştir.
politikasını tümden değiştirebilir, dolayısıyla KDP-
Bu çerçevede KDP-YNK'nin uluslararası kom-
YNK'ye ve Doğu Kürdistan'a karşı da Türkiye'nin
ploya katılma düzeyinde değişiklikler ortaya çık-
izlediği politikalara benzer politikalara gelmesi
mıştır. 9 yıllık mücadele bu sonucu ortaya çıkarmış,
demektir. Bu da ABD'nin günümüzdeki Ortadoğu
dolayısıyla Türkiye yönetiminin merkezde olduğu
politikalarıyla çelişmektedir. Daha da ötesi küresel
durumu ve ısrarla yürütmek istediği uluslararası
sermaye sisteminin Ortadoğu'yu denetim altına
komplo gerçeği 9 yıllık mücadele içerisinde iyice
alma çabasıyla ve politikasıyla uyumlu değildir. Bu
teşhir edilmiş, daraltılmış ve zayıflatılmış bir kon-
nedenle Türkiye-ABD ittifakı ikili bir karakter arz
umdadır. Her ne kadar Türkiye yönetimi yeni imha
etmektedir. PKK'ye karşı oluşturulan imha ve tas-
ve tasfiye konsepti temelinde uluslar arası komplo-
fiye konseptine ideolojik açıdan ABD tümüyle
nun hedeflerini başarıya götürmek için çalışsa ve
katılır ve destek verirken, siyasi-askeri açıdan
buna kısmen bölgede ve uluslararası destek bulsa
Türkiye'nin istediği düzeyde katılamamakta ve
da, bu destekler sınırlıdır, zayıftır. Dolayısıyla
gerekli desteği vermemektedir. Bu da Türkiye
PKK'yi imha ve tasfiye konseptine on yıl önce olan
tarafından ABD'nin terörü destekler ülke olması
bölgesel ve uluslararası destek ve bu anlamda PKK
biçiminde suçlanmasına yol açmaktadır. Türkiye
karşıtı birlik mevcut değildir.
siyasi ve
askeri
ile ABD arasında ciddi bir politik savaşım bu
çerçevede yaşanmaktadır. 2007'nin Ortadoğu düze-
Bu Konsept Önderlik Üzerinde Nasıl
Uygulanıp, Geliştiriliyor?
yindeki en sert politik savaşımı bu bakımdan ABD
Komplocu güçlerin Önder APO'ya yönelik
ile Türkiye arasında yaşanan savaşım olmuştur.
uygulamalarını birinci soruda ortaya koyduk. Bu
Taraflar istediklerini tam yürütemeyince birbirler-
uygulamaların amaçlarını ve yöntemlerini göster-
ine kısmi tavizler de vermektedirler. Yani bir yan-
dik. Onuncu yıla dayatılmak istenen yeni imha ve
dan kısmi tavizler gelişirken, diğer yandan henüz
tasfiye konsepti bu uygulamaların bir devamı
tam sonuca gitmeyen, uzlaşma sağlanamayan bir
olmaktadır. Amacı ortaktır. Önder APO'nun
politik çelişki ve savaşım durumu mevcuttur.
imhasını içermektedir. Daha sonra 2000 yılından
Bu bakımdan uluslararası komplonun on
itibaren geliştirilen çürütme politikası başarısız
yıl önce olduğu gibi sürmesi söz konusu değildir.
kalmıştır. Dolayısıyla daha önceki idam ya da kom-
Her ne kadar Genelkurmay-AKP uzlaşması Önder
plo yöntemleriyle imha etmeyi gerçekleştiremey-
APO'yu imha, PKK'yi tasfiye, Kürt halkını
ince şimdi İmralı koşullarında yeni bir komplo yön-
Komünar
49
temini devreye koymuşlardır. Bu zehirleme
hale gelmiştir. Bu da ciddi bir tehlikedir. Dikkat
temelinde imha yöntemidir. Bu da komplocu bir
edilirse bunlar durduk yere olmaz. Tümüyle kaldığı
yöntemdir. Tıpkı 9 Ekim'de Atina'dan, Akdeniz
ortamla ilişkilidir. Nefes borusu niye iflas etsin?
üzerine havalandırıp bilinmeyen bir füzeyle vurma
Sigara içmiyor, herhangi olumsuz bir şey yemiyor,
gibi,
yöntemlerle Önder
solumuyor. Besbelli ki, olduğu yerde zehir soluyor,
APO'nun hastalık kapmasına ve imha olmasına yol
onun sonucunda solunum borusu iflas ediyor. İşte
açmayı hedeflemektedir. Aslında bu bakımdan
mevcut oda sistemi ve boyama böyle bir sonucu
adeta yöntem olarak başa dönülmüş olunuyor. Yine
ortaya çıkartmıştır. Bu bakımdan yeni konseptle
komplocu imha yöntemi devreye konuluyor. Önder
Önder APO üzerinde komplocu vahşi bir imha yön-
APO üzerinde kronik zehirleme temelinde bir imha
temi uygulanmaya konulmaktadır.
sözde bilinmeyen
süreci uygulanıyor. Bu yeni konseptin çerçevesi de
bu temeldedir.
Şimdi bununla birlikte tabi ağır bir fiziki
ve psikolojik işkence durumu da söz konusudur.
Yani Temmuz 2006'da oluşturulan imha ve
Özellikle psikolojik işkence durumu artık dayanıl-
tasfiye planının bu alana dönük yöntemi olduğu
mayacak düzeyde geliştirilmiştir. Örneğin en küçük
gibi devralınmış ve devam ettirilmeye çalışılmak-
bir sözü bahane edilerek, hücre içinde hücre cezası
tadır. Zehirlemenin bulunduğu odadaki onarım ve
verilmektedir. 20 gün, bir ay kitap, radyo her şey
boyama ile geliştirildiği açığa çıkmıştır. Onarım adı
elinden alınarak bir odada hiçbir şey yapamaz,
altında Önder APO'nun kaldığı hücre zehirleme
duyamaz halde bırakılıp sinir sistemi tahrip
yapacak bir konuma getirilmiştir. Penceresi kap-
edilmek istenmektedir. Yine yaşamın bütün
atıldığında oksijensiz kalınmakta ve solunum
unsurları işkence haline getirilmiştir. Mazgal delik-
yapılamamaktadır. Boğulma durumu ortaya çık-
lerinden bakılarak, mazgal demirleri çekilip
maktadır. Pencere açılınca da yerleştirilen klima ile
bırakılarak sürekli dikkati dağıtılmaktadır. Sürekli
aşırı soğuk hava verilerek, odanın nem oranı kat kat
izlenmektedir. Yine Önder APO'nun belirttiğine
artırılmaktadır. Böylece oda yaşanmaz hale
göre; bir yemek veriş, su alış yaşamın bütün diğer
gelmektedir. Birde perdelere kadar tüm oda özel bir
alanları sinir sistemini tahrip etmek üzere bir
boya ile boyanmıştır. Bunun özelliği, nem tutucu ve
psikolojik işkenceye dönüştürülmüş durumdadır.
arttırıcı olmasıdır. Nitekim pencere açılıp, klima
Bu biçimde Önder APO'nun sinir sistemi yok
etkisiyle odada nem arttırılınca mevcut boya siste-
edilmek, ağır bir baskı altına alınmak, düşünme
mi bunu hem uzun süre tutmakta, hem de oda daha
gücü ve iradesi kırılmak, dengesiz hale getirilmek
fazla arttırmaktadır. Bu biçimde Önder APO'nun
istenmektedir. Böylece ya dengesini koruyamaz
sağlığı bozulmakta, ağır hastalıkları kapması
duruma düşürme, ya da bu zorlamalarla intihara
sağlanmaya çalışılmaktadır. Daha şimdiden bir yılı
sürükleme amacının güdüldüğü bizzat Önder
aşan süre içerisinde yapılan bu uygulama sonucun-
APO'nun kendisi tarafından ifade edilmiş durum-
da, sinüzit hastalığı çok ağır bir duruma varmıştır.
dadır. Bunlar aşırı işkence yöntemleridir. İki hafta-
Acil bir tedavi olmazsa hayati tehlike arz edecektir.
da yirmi kilo vermesi yaşanmıştır. Yaşanan kilo
Yine solunum borusu iflas etmiş, işlev göremez
kaybı tümüyle uygulanan fiziki ve psikolojik
Komünar
50
işkencenin sonucu gelişmiştir. Tüm bunların
askeri harekâtını, hareketlerini bu 8 aylık süre
işkence altında imha etme uygulaması olduğu
içerisinde hayata geçirdi. Dersim'de, Erzurum'da,
tartışma götürmez. Bu yöntemler uzmanların
Botan'da, Serhat'ta, Zagros'da, Amanos'da yani
incelemesiyle bulunmuş yöntemlerdir. Tümü fiziki
Kürdistan'ın dört bir yanında en sert kış koşullarına
ve psikolojik bakımdan imhaya dönük uygula-
rağmen her türlü savaş tekniğini kullanarak, bir
malardır.
imha saldırısı yürüttü. Gerilla ateşkes konumun-
Hâlbuki güvenliğinden sorumlu sayıldığı
dayken, silah kullanmazken Türk ordusu ise her
konumdayken Türkiye devleti bunu yapmaktadır.
türlü silahı kullanma temelinde saldırı içerisinde
Dolayısıyla hukuk bunda yoktur, ahlak yoktur,
oldu. Bu bir yerde eli ayağı bağlı insana, tekme
insanlık değerleri yoktur. Mevcut hükümetin Önder
tokat vurma gibi oluyor. Bunun da ne kadar ahlak
APO üzerindeki uygulamalarının anlaşılır ve kabul
dışı olduğunu herkes bilir. Kalleşçe bir yöntem
görür hiçbir yönü olamaz. Hukuk dışıdır bunlar,
denir buna, dolayısıyla Türk ordusunun geçen
ahlak dışıdır, insanlık dışıdır her türlü etik değerden
ateşkes sürecinde gerillaya karşı saldırıları kalleşçe
kopmayı ifade eder. Ne sağcı bunu yapar, ne solcu;
saldırılardı gerçekten. Ateşkes konumunda olan bir
ne Müslüman bunu yapar, ne de kendisine insanım
güce karşı tek yanlı saldırı yapmayı ifade ediyordu.
diyen biri. İnsanlık dışı uygulama, alçakça yöntem-
Hem de öyle bir saldırı yürütmeye çalıştılar ki, bu
lerle Önder APO üzerinde sürdürülmek istenmekte-
ateşkes süreci içerisinde gerillayı ezip bitirmeliyiz
dir. İmralı sistemi gibi dünyadan yalıtılmış tarihte
diye çaba harcadılar. Yiğitsen o da savaşırken
eşi benzeri görülmeyen bir sistem içinde tutu-
savaş, niye o ateşkesteyken tüm gücünü kullanıp da
lurken, bir de bu uygulamalar ile gerçekten de bir
bitirmek istiyorsun. Demek ki, korkuyorsun ondan;
kişiye yapılacak baskının en büyüğü yapılmaktadır.
demek ki bitirme gücün yok; demek ki başarısız
Tarihte büyük düşünce önderlerine İsa'lara,
kalmışsın. Türk ordusunun Kürt gerillaları karşısın-
Babek'lere yapılan zulmün kat kat fazlası bugün
daki duruşu kesinlikle böyledir. Namertliktir,
Önder APO üzerinde uygulanmaktadır. Faşist
başarısızlıktır, kalleşçedir. Bu durumunu şimdi de
çevreler "bir sefer öldürmek yerine, her gün ve her
sürdürüyor. Yeni süreçte de Türk ordusunun
an işkence ile öldürmekten" söz etmişlerdi. Şimdi
operasyonel saldırılarında herhangi bir azalma yok-
AKP hükümetinin Önder APO üzerindeki uygula-
tur. Zaten Yaşar Büyükanıt da, İlker Başbuğ da
maları o faşist çevrelerin öngördüklerinin hayata
ellerindeki her türlü çabayı gerillayı ezme
geçirilmesi oluyor.
temelinde
harcadıklarını
kamuoyuna
açıkça
Bu Konsept Temelinde Gerillaya Yönelik
söylüyorlar. Herhangi bir gizleme, saklama durum-
Geliştirilen Operasyonları Nasıl Değerlendirmek
ları yoktur. Düşman ilan etmişlerdir açıkça. En
Gerekir?
büyük tehdit görüyorlar Türkiye'nin güvenliği için.
1 Ekim'den, Mayıs 2007 sonuna kadar
geçen sekiz aylık süre içerisinde gerilla ateşkes
Yine bir gerilla kalmayıncaya kadar savaşı sürdüreceklerini ifade etmiş durumdalar.
konumundaydı. Bu ateşkese ciddi bir biçimde de
Bu savaşta her türlü yöntemi de kullanıy-
uyuldu. Fakat Türk ordusu tarihinin en büyük
orlar. Yine araç gereci kullanıyorlar tank, top, uçak,
Komünar
51
helikopterden zehir'e kadar her yönteme başvuruy-
leri anlamına geliyor. Kürt halkı, gençliği gerillayı
orlar. Tankla, topla, uçakla, helikopterle vura-
sürekli bu temelde yeniledi ve yenilmez bir güç
madıklarını ajanlar örgütleyerek, zehir yollayarak
haline getirdi. Kürt gerillası kimseye zarar vermiy-
vurmak, imha etmek istiyorlar. Çok çeşitli
or, gereksiz yere bir damla kan akıtmak bile
kimyasal gaz kullanıyorlar. Birçok yerde toplu
istemiyor.
katliamlarla bu yöntemin kullanıldığı ortaya çıkıy-
"Dünyayı ezecek gücü bile olsa kimseye saldır-
or. Örneğin Teninê'de 11 gerillanın şahadetinde
mayacak, ama dünya birleşip gelse de meşru
bunun kullanıldığı açıktı. Ertesi gün hayvanlar git-
haklarından bir adım geri atmayacak, sonuna
tiğinde öldüler o havada bunu herkes gördü.
kadar direnecek". Bu kararlılık içerisinde olan bir
Demek ki öldürücü gaz kullanılmıştır. Birçok yerde
gerilla var. Tamamen meşru savunma çizgisinde
bu tür yakıcı, öldürücü gazlar kullanıyorlar. Yine
kendini koruyor, halkı koruyor, Önderliği koruyor.
vahşi yöntemler uyguluyorlar gerillanın cesedi
İmha etmek amacıyla gelen saldırılar karşısında
Çizgisini
Önder APO
belirledi:
üzerinde. Kesiyorlar, parçalıyorlar yani ölü cesetten intikam alacak kadar sadisttirler. Bayan-erkek
bu tür uygulamalara gerilla güçlerimiz, arkadaşlarımız maruz kalıyorlar. Her tarafa gelişi güzel
top, tank atışı yapılıyor. Tank, top havan ve katyuşalarla hem Türkiye hem İran tarafından Güney
Kürdistan toprakları, medya savunma alanları
sürekli dövülüyor. Böylece doğa yakılıyor, yıkılıyor tahrip ediliyor. Orman bırakılmadı Kuzey Kürdistan'da. Örneğin her taraf yakılıp, yıkılmıştır. En
son olarak halkı katlediyorlar, kurşuna diziyorlar,
"iki terörist vuruldu" diyerek geçiyorlar, "beş terörist vuruldu" deyip geçiyorlar. Nerede gerilladan
Bu çok haklı
Ve savunma geliştirme direnişidir
Kürt halkı ve gençliği
Böyle bir direniş gücünü
Gerillayı ortaya çıkarmış
Ve 23 yıldır yaşatmış durumda
Bundan sonra da
Büyük bir kararlılıkla yaşatacaktır
Halk elinden gelen tüm desteği
Tüm parçalarda ve yurtdışında
Gerillaya verecektir
Gerilla onun ruhudur, kalbidir
Beynidir, onurudur, şerefidir
Her şeyidir
bir darbe yerlerse, hemen halktan birkaç kişiyi vuruyor, o çatışmada vurulmuş süsü vererek kamuo-
savunma direnişi yürütüyor. Bu çok haklı ve savun-
yuna duyuruyorlar. Böyle halkı katletme yöntemini
ma geliştirme direnişidir. Kürt halkı ve gençliği
de gerillaya karşı savaş içerisinde kullanıyorlar.
böyle bir direniş gücünü, gerillayı ortaya çıkarmış
Bütün bunlar şunu gösteriyor; gerçekten
ve 23 yıldır yaşatmış durumda. Bundan sonra da
yenilmiş, başarısız kalmış, sonuç alamamış bir
büyük bir kararlılıkla yaşatacaktır. Halk elinden
ordu gerçeği var Türkiye'de. Bunu en son Kara
gelen tüm desteği, tüm parçalarda ve yurtdışında
Kuvvetleri Komutanı İlker Başbuğ da ifade etti.
gerillaya verecektir. Gerilla onun ruhudur, kalbidir,
"Gerillaya katılımı engelleyemedik" diyor, yani
beynidir, onurudur, şerefidir; her şeyidir. Kürt ger-
gerillanın büyümesini, kendini yenilemesini durdu-
illa ile var oluyor, her şeyini gerillayı büyütüp
ramamışlardır. Bu da başarısız kaldıkları, yenildik-
geliştirmekte kesinlikle kararlıdır. Hem gerillayı
Komünar
52
destekleyecek hem de mevcut katliamlar karşısında
verildiğini bizzat Abdullah Gül'ün kendisi açıkladı.
kendini savunmak için öz savunma örgütlülüğünü
Dolayısıyla şimdi onun için Cumhur-başkanı ya-
geliştirecektir. Kürt gençliği şimdiye kadar en
pıldı. Verdiği o yetkilerin nimetini Cumhurbaşkanı
temel örgütü olarak gerillayı bildi. Kız erkek deme-
olarak yemeye çalışıyor. Tayyip Erdo-ğan'da bütün
den tüm gücüyle katıldı. En zor koşullarda coşku
rant kapılarını elinde tutuyor. Yakın çevrelerine,
içerisinde savaşan ve yeni özgür yaşamı üreten bir
taraftarlarına, dostlarına dağıtıyor. Böylece Türki-
gerilla gücünü ortaya çıkarttı. Kürt gençliğinin
ye'nin imkânlarını eşe dosta, ahbaba yediriyor. O
onurudur, şerefidir gerilla. Onun yenilmezliği Kürt
da Genelkurmay'a ve özel savaş güçlerine verdiği
gençliğinin gücünün itirafıdır. Dolayısıyla bundan
ön açıcılığın karşılığını bu biçimde rant kapılarını
sonra da kız erkek bütün Kürt gençleri
başka hiçbir yerde durmadan, daha
fazla gerillaya koşacaklar, dağa çıkacaklar, HPG saflarına katılacaklar;
onurlarını, şereflerini, özgürlüklerini
gerilla
orta-mında
ve
direnme
içerisinde kazana-caklardır. Bundan
hiçbir kuşku yok, bütün genç-liğin
bundan sonra on binler halinde
Kürdistan dağına çıkacağı ve bu inkârcı ve imhacı sistemi direniş temelinde
yenip,
yok
edeceği
bir
süreç
yaşanacaktır.
elinde tutarak almaya çalışıyor. Bu bakımdan AKP,
Bir Taraftan Ilımlı İslam Temelinde
Genelkurmay çizgisine, klasik Cumhuriyet çizgi-
Geliştirilen İdeolojik İşgal, Öbür Taraftan
sine teslim oldu. O artık rantı elde tutmak, kişisel,
Sömürü ve Askeri Saldırılar İçerisinde AKP'nin
ailesel çıkar sağlamak için iktidar güçlerine, devlet
Rolü Nedir? Nasıl Değerlendiriyorsunuz?
güçlerine teslim olmuş bir konumdadır. Bu anlam-
Söz konusu oyun ve saldırıları geliştiren
da takkiyecidir. Geçen dönemde aydınlarla
baş güç: AKP'nin kendisidir. Ardına kadar Kürt
görüşmesi ardından, yine Amed'e gelerek Kürt
halkına ve gerillaya saldırının önünü açmıştır. Bu
sorunundan, Kürt halkından, çözümden bahsetti.
konuda
yetk-
Bunlar belli ki genelkurmayı uzlaşmaya çekmek
ilendirmiştir. Onunla da kalmamış tüm kontr- geril-
için geliştirilen bir oyundu. Tutarsız bir yaklaşım
la güçlerini, ajan yapıyı Kürt halkına dönük faili
içinde oldu. Kürt halkını ve demokratik çevreleri
meçhul saldırılara yöneltmiştir. Bizzat Abdullah
öyle anlaşılıyor ki, kandırmaya çalıştı. Diğer yan-
Gül'ün kendisi bu yetkiyi verdi. Temmuz 2006'da
dan orduyu da tehdit etti, uzlaşmaya çekti. Sonuçta
terörle mücadele kurulu başkanıyken, her türlü uy-
sağlanan uzlaşmayla 2006-2007 yılında PKK'yi
gulama yetkisinin Genelkurmay'a ve ilgili güçlere
imha ve tasfiye saldırılarını birlikte geliştiriyorlar.
Genelkurmayı
sonuna
kadar
Komünar
53
Öyle Tayyip Erdoğan-Yaşar Büyükanıt
arasında
bir
çelişki
yoktur,
uzlaşmışlardır.
den, inkâr eden, imha etmeye çalışan bir savaşa
destek veren bir güç haline gelmiş olduğu için de,
Kuşkusuz ideolojik farklılıklar vardır. Her biri
AKP'nin
kendi çıkarını yürütüyor, kendi anlayışını uygula-
alakaları kalmamıştır. Onlar için münafık demek
mak istiyorlar, ama PKK karşısında, Kürtler kar-
bile hafif kalıyor. Müminlikle bir alakaları yok, ter-
şısında ikisi de birbirine muhtaçtır ve uzlaşmış-
sine bir küfür çizgisindedirler.
yöneticilerinin
Müslümanlıkla
bir
lardır. Yaşar Büyükanıt için AKP'den daha iyi kul-
İslamiyet'i bizde iyi biliyoruz. Kürt
lanılacak güç yoktur, inkâr ve imha savaşını
toplumu kadar Müslüman ve dinine bağlı olan bir
yürütmesinde. Tayyip
toplum
Erdoğan
içinde
rant
yoktur.
Müslüman'ı
Müslümanlığını
kapılarını tutabilmek için Yaşar Büyükanıt'la uzlaş-
hakkıyla yapar. Yezidi'si Yezidiliğini hakkıyla
maktan başka çare kalmamıştır. O da PKK'ye karşı
yapar, Alevi'si Aleviliğini hakkıyla yapıyor,
savaş demektir. Demek ki, her ikisi de anti-Kürt
Hıristiyan'ı Hıristiyanlığını hakkıyla yapıyor. Yani
ittifakta uzlaşmışlardır. Anti-Kürt çizgide bir araya
Kürt toplumu bu işi bir kültür olarak hakkıyla
gelmişlerdir. Çıkarlarını orada sağlıyorlar. Çizgi-
yapıyor. Dolayısıyla küfrün ne olduğunu iyi biliyor,
lerini bu ittifaka dayalı olarak yürütüyorlar. İdeolo-
bütün dinlere göre. Bugünkü AKP'nin bu çizgisi
jilerini böyle sürdürüyorlar. Çok birlik midirler?
din kardeşine, bilmem kendine en büyük destek
Değil. Aslında PKK direnişi olmasa, Kürtler
vermiş bir halkı katletme çizgisi olarak, küfür
olmasa ikisi birbirinin baş düşmanı olacaklar.
çizgisidir. Bunu herkes biliyor, hiç kimse farklı
Necmettin Erbakan'ın, Turgut Özal'ın, Adnan
gösteremez. Şimdi bu noktada daha açık bazı
Menderes'in başına gelenlere bakılırsa Tayyip
hususları belirtelim: Aslında ılımlı İslam, radikal
Erdoğan'ın başına nelerin gelebileceği rahatlıkla
İslam diye bir şey çok gerçekçi değil. Fazla önem-
görülebilir. Eğer şimdi böyle bir durum başına
li de değil. Ilımlı ya da radikal İslam değil de, siyasi
gelmiyor da Cumhurbaşkanı, Başbakan yapılıyor-
İslam var, kültürel İslam var. İslam bir tarihtir
sa, bu PKK sayesindedir. Kürt halkının demokratik
dolayısıyla bir kültürdür. Kürt toplumu, Türkiye
direnişi sayesindedir. Bu demokratik direnişi
toplumu ağırlıklı olarak Müslüman'dır. Dolayısıyla
bastırabilmek için faşist milliyetçi, despotik güçler
İslam kültürüne sahiptir. Kültürel İslam'ı benimser.
işte müttefik arıyorlar, bu da AKP gibi çevreler
Tıpkı İslam kültürü gibi Hıristiyanlık kültürü de
oldu. Eğer PKK bugün yok olsa, yarın sabah
var, Musevilik kültürü de var. Bunların hepsi birer
Abdullah Gül'ün yatağında ölü bulunacağı kesindir.
tarihtir, değerdir. Kimse bunları inkâr edemez,
Yoksa Yaşar Büyükanıt, İlker Başbuğ gibi faşist
herkes sahiplenir. Bu anlamda İslam kültürüne ve
milliyetçi yaratıkların Tayyip Erdoğan'ın, bilmem
değerlerine PKK kadar bağlı hiçbir güç yoktur.
Abdullah Gül'ün yönetimine katlanmaları mümkün
Kürt toplumu kadar bağlı hiçbir güç yoktur.
mü? Eğer bugün katlanıyorlarsa, bir uzlaşma
Hakkıyla kültürel İslam'ı benimsemek, korumak
aralarında varsa, kesinlikle PKK direnişi karşısında
da, geliştirmek de hayata geçirmektedir. İslam
böyle oluyor. Ortak düşmana karşı ittifak yapıyor-
kültürünü yeni sürece güçlü bir biçimde taşıyıp,
lar. Böyle bir ittifak çizgisine girmiş, halkını katle-
ilerletmektedir. Bu anlamda yine hiç kimse PKK'ye
Komünar
54
farklı gözle bakamaz. Ama İslam kültürü ayrı yani
temdir. Kesinlikle başarı getirmez. Geçmişte
kültürel İslam ayrı, siyasal İslam ayrıdır. İslam
Sovyetler Birliği'ne karşı "Yeşil Kuşak" projesiyle
kültürünü esas almak, onu yaşamak, yaşatmak, iler-
bu siyasi İslam'ı geliştirmeye çalıştı. Şimdi İran'da,
letmekle İslam'ı siyasetin aracı yapmak, siyasal
Afganistan'da, Pakistan'da en son Türkiye'de
İslam'ı geliştirmek ayrıdır. Birisi değerlere bağlı
gelişen siyasi İslam kesinlikle, ABD'nin Sovyetler
olup onları yüceltmeyi ifade eder, diğerleri o değer-
Birliği'ne karşı sıcak denizlere indirmeme poli-
leri siyasal çıkarlar için, rant elde etmek için kul-
tikası doğrultusunda geliştirdiği Yeşil Kuşak pro-
lanmayı ifade eder. Şimdi siyasi İslam demek İsla-
jesinin bir sonucu olmuştur. ABD'nin desteğiyle
mi değerleri kişisel, ailesel çıkarlar için kullanmak
oldu, bugün de destekliyor.
demektir. AKP'nin çizgisi de siyasi İslam çizgisidir.
Bugün kimisi radikal olmuş bu siyasi
Öyle başka bir çizgi değildir. İran yönetiminin
İslam'ın, kimisi ılımlı olmuştur. Radikallik de, ılım-
çizgisi de siyasi İslam çizgisidir. Taliban'ın çizgisi
lılık da ABD karşısındaki duruşa göre belirleniyor.
de siyasi İslam çizgisidir. El-kaide'nin çizgisi de
AKP politikaları yarın ABD ile çelişir hale gelse,
siyasi İslam çizgisidir. Şimdi esas olan, dikkate
ABD dönüp AKP'ye de diyecek ki radikal İslam'dır.
alınıp değerlendirilmesi gereken işte bu siyasi
El-Kaide yarın ABD politikalarıyla uyumlu hale
İslam gerçeğidir. Bir kere siyasi İslam olduktan
gelse, ABD diyecek ki, ılımlı İslam'dır. Nitekim
sonra, ılımlılıkla, radikallik bir dereceyi ifade ediy-
1980'li yıllarda Sovyetler Birliği'ne karşı mücadele
or. Yani siyasi İslam'da ılımlı veya radikal olmayı
ederken, Taliban ılımlı İslam sayılıyor, ABD
ifade etmektedir. Bu göreceli bir duruştur. Bugün
tarafından yetkince destekleniyordu. ABD'yle
ılımlı olan siyasi İslam, yarın bir durumda radikal
çelişir hale gelince radikal İslam oldu ve ABD'yle
İslam'a dönüşebilir. Bugün radikal olan siyasi İslam
savaşır hale geldi. Dolayısıyla bu ılımlılık,
yarın koşullar değişir kendisini ılımlı hale getire-
radikalliği belirleyen de ABD oluyor. Öyle başka
bilir. Yani siyasi İslam'ı uygulama yöntemlerini
herhangi bir güç kararı falan değil, tamamen ABD
radikal ya da ılımlı yapabilir. Ilımlılık ya da
politikaları tarafından belirleniyor. Kısaca şunu
radikallik bir derecedir. Bir yöntemdir yoksa bir
görmemiz lazım: Siyasi İslam bir ABD poli-
siyasal duruş değildir. Esas olan siyasal duruş olan
tikasıdır. Ilımlısını da, radikalini de geliştiren
ise siyasi İslam duruşudur. Dolayısıyla AKP siyasi
ABD'dedir. Bölgeye dışarıdan dayatılmaktadır.
İslam duruşundadır. Bunun ılımlılığı, radikalliği
İslam toplumunun o kültürel değerlerini siyasete
hiçbir şeyi ifade etmez. Siyasi İslam'ın hepsi bir-
alet etmektedirler. İslam toplumunu bütün dünyaya
birine benzer ve kardeştirler. Dolayısıyla AKP'nin
tehdit olarak göstermişlerdir. İslam'ı saldırgan,
mevcut siyasi İslam duruşu Ahmedinecat'ın
saldıran gerici bir güç gibi dünyaya lanse
duruşuyla aynıdır, Taliban'ın duruşuyla aynıdır,
etmişlerdir. Toplumu da bu temelde aldatmaya
Usame Bin Ladin'in duruşuyla aynıdır. Hiçbir farkı
çalışıyorlar.
yoktur. Bir de sanki farklıymış gibi El-Kaide'ye
Müslüman toplumları bu siyasi İslam güya
karşı AKP İslam'ıyla mücadele edilirmiş gibi yön-
ABD'yle diğer dış güçlerle çelişki içindeymiş gibi
tem benimsiyor özellikle ABD. Bu yanlış bir yön-
aldatmaya çalışıyor. Sözde emperyalizme karşı,
Şimdi
Ortadoğu
toplumlarının
Komünar
55
sözde sömürüye karşı! Bunların hepsi yalandır.
değil, demokratik siyasete sahip çıkmalıyız,
Ilımlı İslam hangi emperyalizme karşı, siyasi İslam
demokratik siyasetten yana olmalıyız. Bu biçimde
hangi emperyalizme karşı? Bunlar emperyalistlerin
de tabi dışa bağımlı olarak geliştirilen bu AKP oyu-
yarattığı şeylerdir. Daha eskiden de Türkiye'de
nunu Türk ve Kürt toplumlarına dayatılan bu siyasi
İslam siyasetini Almanya yarattı. Her zaman Türk-
İslam oyununu iyi görüp, buna karşı çıkmak, bun-
İslam sentezini Almanya destekledi ve emperyal-
ları teşhir edip onu daraltarak aşmak gerekiyor.
izm kaynaklı oldu. Sonra ABD destekledi. Şimdi de
Özellikle Önderlik Üzerinde Geliştirilen
ABD desteğinde oluyor. Devletçidirler, demokra-
Tasfiye ve İmha Girişimlerine Karşı, Özgürlük
tlıkları sahtedir. Baskıcıdırlar, zulüm uyguluyorlar.
Hareketinizin "Êde Bese" "Önderliği Yaşa,
İşte Kürt halkının en demokratik haklarını bile ver-
Yaşat" Şiyarıyla Geliştirdiği Ulusal Hamle
miyorlar. Bir halkın kültürel hakkını, anadil eğitim
Sürecini Nasıl Geliştirmek Gerekiyor?
hakkını, kimlik hakkını tanımayan bir
siyasi İslam nasıl
demokratik olabilir?
Onun demokratlığı
Süleyman Demirel'in
demokratlığına benziyor. Kendisi başbakan olsun demokratlığı vardır, kendisi
olmazsa demokrasi
Önder APO üzerinde bu alçakça
İşkence ve imha sistemi uygulanırken
Onuru, Şerefi olan hiç kimse dayanamaz
Bu Önderlik on binlerce şehidi temsil ediyor
Bunlar şahsında
Kırk milyon Kürdü temsil ediyor
Özgürlüğü, demokrasiyi
Kardeşliği temsil ediyor
Her türlü saldırı
Böyle yüce değerleri temsil eden
Bir Önderliğe karşı yapılıyor
Her türlü işkence yöntemi uygulanıyor
de yoktur. Yani her
Ê Dİ
BESE!
ART IK YET E R.
Kürt halkı için bıçağın kemiğe dayanmış
olduğu anlamına gelir. Bu kadar aşağılanmaya, onur, şeref,
haysiyet kırmaya hiçbir insan, hiçbir halk,
hiçbir canlı yaratık
dayanamaz. Dolayısıyla da artık yeter
şey bana olsun, çıkarcılığını ifade eden bir konum-
diyerek direnişe geçer. Direnmek bu anlamda düşü-
da. Bu bir tehlikedir, AKP çok takkiyeci, ikiyüzlü,
nen canlı olmanın en temel hakkıdır. En önde gelen
çok dışa bağlı bağımlı; bir de halkın din ve mezhep
insan ve toplum haklarından birisidir. Kim dayan-
duygularını çok sömürüyor. Kürt halkı da diğer
abilir? Önder APO üzerinde bu alçakça işkence ve
toplumlar da buna karşı duyarlı olmalılar. Siyasi
imha sistemi uygulanırken, onuru, şerefi olan hiç
İslam tehlikelidir, siyasi İslam İslam'ı ilerletmez,
kimse dayanamaz. Bu Önderlik on binlerce şehidi
kurtarmaz tam tersine İslami değerlerin bazı kişiler,
temsil ediyor. Bunlar şahsında kırk milyon Kürdü
aileler için kullanılmasını sağlar. Oysa İslami kül-
temsil ediyor. Özgürlüğü, demokrasiyi, kardeşliği
türe sahip çıkmak, onu ilerletmek, korumak doğru-
temsil ediyor. Her türlü saldırı böyle yüce değerleri
dur. Siyaseti ise İslam'ın dışında yapmak gerekiyor.
temsil eden bir Önderliğe karşı yapılıyor. Her türlü
Demokratik siyaset İslam kültürünü,
işkence yöntemi uygulanıyor. Tarihte eşi görül-
değerlerini en çok koruyacak, yaşatacak ve
memiş bir işkence sistemi içerisine konulmuş
geliştirecek siyasettir. Onun için siyasi İslam'a
bulunuyor. Onun içerisinde de yeni işkence yön-
Komünar
56
temleri geliştirildikçe geliştiriliyor. Zehirlemedir,
var. "Önder" dediği için, ROJ TV'de konuştuğu için
fiziki işkencelerdir, psikolojik işkencedir. Her türlü
ceza alanlar var. Her türlü bahaneyle Kürt gençleri,
yaşam ölçüsünün işkence haline dönüştürülmesidir.
kadınları, emekçileri tutuklanıyor. Her türlü onur
Şimdi göz göre göre böyle bir insanlık Önderliğinin
kırıcı davranış gösteriliyor. İnsanlar kaçırılıyor her
imha edilmesine seyirci kalınabilir mi? Hiçbir vic-
türlü işkenceye tabi tutuluyor ve ajanlaştırılmaya
dan, yürek, akıl bunu kabul edebilir mi? Onur, şeref
çalışılıyor. Düşürmenin her türlü yöntemine başvu-
bunu kabul edebilir mi? Elbette edemez. Bu bakım-
ruluyor. Hapisler Kürtlerle doldurulmuş. İstendiği
dan Kürt halkı diyor: "Artık yeter!" Bu iş böyle
gibi sokak ortasında Kürt insanı katlediliyor. He-
sürmez. Önderliğe yapılan kuşkusuz tüm halka
men "terörist vurulmuştur" demek, bu katliamı ört-
yapılıyor, gerillaya yapılıyor. Önder APO bir müca-
mek için yetiyor. Sanki herkesin Kürdü katletme
dele gücünün Önderliği, bir halkın Önderliğidir.
hakkı varmış ve bu hak kullanılıyormuş gibi davra-
O'nun şahsında yapılan tüm halka karşı bir zulüm-
nılıyor. Bu da yetmiyor, katliamlar geliştiriliyor.
dür. Zaten fiiliyatta da öyle oluyor. Gerillaya karşı
Örneğin Şengal katliamı; gerçekten de hiç kimse
da, halka karşı da tıpkı Önderliğe uygulanan imha
böyle bir katliama maruz kalmaz. Beytüşebap'tan
ve katliam sürecinin bir benzeri uygulanıyor. Ge-
Dersim'e kadar uygulanan katliamlar var. Geçen
rillaya karşı her türlü saldırı yürütülüyor. Uçak kul-
yıllarda da İstanbul'dan bilmem Eskişehir'e kadar
lanılıyor, tank kullanılıyor, top kullanılıyor, heli-
bir sürü yerde her türlü onur kırıcı davranış göste-
kopter kullanılıyor, bomba kullanılıyor, zehir kul-
rildi Kürt insanına karşı. Adeta linç girişimleri ge-
lanılıyor; her şey kullanılıyor. Gerilla hareket eder-
liştirilmeye çalışıldı. Başbakan Tayyip Erdoğan
ken de kullanılıyor, direnirken de kullanılıyor, ateş-
bile "çocuk-kadın demez hepsini vururuz" dedi,
kesteyken de kullanılıyor. Bu gerilla, Kürt halkının
Amed'de direnen halka karşı. Ne ile vuruyorsun,
ruhunu temsil ediyor, bilincini temsil ediyor.
kimi vuruyorsun, vurmak sadece senin elinde mi?
Örgütlü gücünü oluşturuyor, iradesini temsil ediy-
Silah sadece sende mi var? Birisi kalkar seni vur-
or. Bir halkın onuruna, şerefine, iradesine, bilincine
mak isterse sen ne yapacaksın, hiç düşünüyor mu-
böyle saldırılırsa devam et denebilir mi, buna seyir-
sun? NATO'nun gemisine binmiş, sırtını ABD'ye
ci kalınabilir mi? Gerilla üzerinde bu kadar alçakça
dayamış, despotik devlet güçlerine, faşist yönetici-
ve çok yönlü imha saldırısının yürütülmesine halk
lere dayamış halka karşı zulüm makinesini uygu-
seyirci kalabilir mi? Elbette kalamaz ve kalmıyor
luyor. Her türlü katliamı, onur kırıcı davranışı reva
şimdi Kürt halkı bunun için diyor: "artık yeter!"
görüyor. Kürt halkı diyor: "ARTIK YETER, ben
Bu despotik, aşağılık, küstahça savaşın so-
bu kadar onursuz, şerefsiz değilim. Bu kadar haka-
nu gelmeli. Zulüm savaşı sona ermeli. Senin hakkın
reti kaldırmam, bu kadar zulüm karşısında, imha
yok bu kadar despotizm uygulamaya, zulüm yap-
karşısında sessiz kalamam gücüm var, onurum var,
maya, insanlığa karşı katliam yürütmeye. Diğer
örgütüm var direneceğim!" işte bütün örgütlü güç-
yandan halk üzerindeki baskılarda benzerdir. Önder
leriyle birlikte Kürt halkı yaşanan süreç karşısında
APO'ya "sayın" dediği için yıllarca hapis cezası
bu noktaya gelmiştir. Artık yeter direnme zamanı-
alan, cezaevlerine giren çürüyen yurtsever insanlar
dır, noktasıdır bu.
Komünar
57
Nasıl "Artık Yeter"in gereği pratikte yerine
göstermeliyiz. Hepsini iyi ortaya koymalıyız. Sözü
getirilecek? Tabi en başta her şeyden önce Önderlik
doğru yerinde ve yeterince söylemeliyiz. Diploma-
gerçeğinin doğru anlaşılmasıyla, Apocu çizginin
simizi yapmalıyız, kendimizi iyi anlatmamız gere-
doğru özümsenip hayata geçirilmesiyle, Önderliğin
kiyor. Dost edinmemiz gerekiyor, durmadan çalış-
iyi kavranmasıyla olacaktır. Önder APO'yu yaşa ve
mamız gerekli bu konuda. Öyle birileri gelsin aya-
yaşat sloganı sadece bu nedenle gündeme getiril-
ğımıza biz konuşalım değil, biz gitmeliyiz herkese
miştir. Ancak Önder APO'yu iyi anlayanlar, doğru
derdimizi anlatmalıyız. Halkın durumunu anlat-
kavrayanlar, özümseyenler, yaşayanlar başarıyla
malıyız, Önder APO'nun durumunu anlatmalıyız.
mücadele edebilirler ve Önder APO'yu yaşatabilir-
Dost kazanmak, ilişki bulmak ve Türkiye'nin bu
ler. Kürt halkını özgür ve demokrasi ilkeleri teme-
zulüm düzenini teşhir etmek zorundayız. Bunu sağ-
linde yaşatabilirler. Yoksa Önderliği öğrenmeden,
lamalıyız. Örgüt çalışmaları yürütmeliyiz, kendini
Önderlik çizgisini yaşar hale gelmeden hiç kimse
örgütlemeyen, demokratik konfederalizmi inşa
özgür, demokratik yaşam gücüne ulaşamaz. Bu ba-
etmeyen, meclislere dayalı halk örgütlülüğü sis-
kımdan bir kere "artık yeter"in pratikte gereğini
temini geliştirmeyen elbette direnemez. Direnmek
yerine getirmek için Önderlik çizgisini iyi özümse-
örgütle olur, mücadele etmek örgütle olur. Onun
mek, Önderlik gerçeğini yaşar hale gelmek gereki-
için bir araya geleceğiz, örgütleneceğiz. Kadın bir-
yor. O temelde mücadele ettiği zaman insan Önder-
liği kuracağız, gençlik birliği kuracağız, emekçi
liği yaşatır, gerillayı yaşatır, halkı yaşatır. Bu ba-
birliği kuracağız, kültür birliği kuracağız, okuma
kımdan da tabi Önderliği yaşa ve yaşat sloganıyla,
birliği kuracağız, dil eğitim birliği kuracağız; bun-
Önderlik gerçeğini güçlü bir biçimde özümsemeye,
ların hepsini bir halk meclisine dayandıracağız.
yaşar hale gelmeye ihtiyaç var. Önderlik gerçeğini
Köyde bir halk meclisimiz olmalı, kasabada bir
yaşar hele gelmek demek, tabi onu mücadeleye dö-
halk meclisimiz olmalı, mahallede olmalı, şehirde
nüştürmek demek, yüksek bir temsil gücü kazan-
olmalı her yerde halk meclisi olmalı. Yönetimler
mak demektir. Bu da eylemdir, mücadeledir. Bulu-
seçilmeli, o yönetimlerde bütün örgütleri kurmalı
nulan her yerde direnmektir. Önderlik üzerindeki
ve koordine etmeliler. Sonunda da meclise hesap
uygulamaya artık yeter, gerilla üzerindeki karşı
vermeliler. Böyle bir örgütlenme olursa, her tülü
saldırıya artık yeter, halk üzerindeki zulme, katlia-
saldırıya karşı direnebiliriz. Güç olabilir, "artık ye-
ma artık yeter diyerek onurlu, şerefli, namuslu olan
ter" sözümüzü gerçekleştirebiliriz. Tabi bu örgüt-
özgür ve demokratik yaşamak isteyen her Kürt ka-
lenmeyle birlikte eylem gereklidir. Eylem nedir?
dın, erkek, çocuk, genç, yaşlı mücadele etmek, ol-
Serhildan, serhildan, serhildan. Çocuklar, gençler,
duğu yerde gücü neye yetiyorsa o temelde diren-
kadınlar, emekçiler; herkes serhildana kalkmalıdır.
mek zorundadır. Böyle bir mücadeleye katılım gerekiyor.
Kürt toplumu, insanı kendine dönük katliamlara
Nedir mücadele? Propagandayı iyi yap-
dur demeli, kaderini eline almalıdır. Önderliğe dö-
malıyız, zulmü iyi teşhir etmeliyiz, düşman
nük imha saldırılarına dur demeli, Önderliği sahip-
gerçeğini iyi ortaya koymalıyız, AKP'nin ikiyü-
lenmeli, savunmalı çünkü iradesi ordadır. Onun
zlülüğünü, saldırganlığını, ordunun zulmünü
için de her türlü eylemi yapabilir. Protestolar
Komünar
58
bilir, bir mücadele geliştirebilir. Mutlaka gericiliği
teşhir eden, ona darbe vuran Önderliği sahiplenme
mücadelesini, özgürlük mücadelesini adım adım
geliştiren bir şeyler yapabilir. Herkes kendi koşullarını, yerini değerlendirerek bir şeyler mutlaka yapabilir. Onun için de çok konuşmaktan ziyade, tartışmayı bırakarak neler yapacağımız üzerinde kafa
yorup, yol yöntem bularak mutlaka eyleme geçmek
gerekiyor. Doğrusu budur, gerekli olan budur. Bu
geliştirebilir, işgal yapabilir, baskın yapabilir, teşhir
temelde insanlar her şeyi yapabilirler. Serhildan
edebilir, açıklamalar yapabilir. Biraz daha kitle şid-
Kürdistan'ın dört parçasında ve yurtdışında mutla-
detini kullanan, gerici odakları zorlayan, teşhir
ka geliştirilmeli. Bu konuda kimse kimseyi bekle-
eden bir eylemlilik içerisinde olabilir. Gençler,
memeli, herkes bir yarış içinde olmalı. Yine gerilla
emekçiler bunları rahatlıkla yapabilirler.
güçlü bir eylemlilik içinde olmalı, en önemlisi de
Tabi aynı biçimde gerillanın da eylemi
örgütsel yarış için de olmalıyız. Hem kendimizi
yükseltmesi gerekiyor. Aktif savunma savaşını
güçlü bir direniş geliştirebilmek için örgütleye-
yüksek düzeyde geliştirmesi lazım. Orta yoğunluk-
bilmeliyiz, hem de gerillayı büyütmeliyiz. Bütün
lu savaş dedik biz buna. Böyle bir savaş düzeyi
örgütler, bütün halk gerillaya gençleri göndermeli,
gelişecektir, gerilla bu konuda kahramanca direni-
teşvik etmeli, kimse gerillaya katılımları engelle-
yor. Yeni süreci anlamaya çalışıyor, onun taktiğini,
mesin. Bunu ajanlık sayacağız artık. Ne ad altında
tarzını bulmaya çalışıyor. Bunları buldukça önü-
olursa olsun, kim ki gençlerin gerillaya katılımını
müzdeki süreçte bu zulüm makinesinin bütün sal-
engelliyorsa o bir ajandır. Vazgeçmeli ajanlıktan,
dırılarına karşı direnecek, onu etkisiz kılacak savaşı
İlker Başbuğ'un çizgisine hizmet ediyordur vazgeç-
geliştirecektir. Yaptıklarını misliyle ona ödetecek,
meli İlker Başbuğ'un çizgisine hizmetten, yurtsev-
yoksa o Yaşar Büyükanıt'ın, bilmem İlker Başbuğ'-
erlik çizgisine gelmelidir. O bakımdan da herkesi
un yaptıkları yanına kar kalmayacaktır. O faşist or-
gençleri gerillaya katılımını desteklemeye çağırıy-
du sürülerinin halk üzerindeki, gerilla üzerindeki
oruz. Bütün Kürt gençlerini kız erkek bu süreçte
katliamlarının bir bir hesabı sorulacak, intikamları
Önderliği savunabilmek, Kürt halkını savunabil-
alınacaktır. Gerilla fedai çizgisindedir, bu kararı
mek, kendimizi savunabilmek, onurumuzu, şere-
vermiştir. Bunun gereklerini sonuna kadar direne-
fimizi, özgürlüğümüzü savunabilmek için özgürlük
rek yerine getirecektir. Kısaca artık yeter demek
dağlarına çıkmalıyız, gerilla saflarına katılmalıyız.
sözün bittiği, eylemin başladığı yer demektir. O ba-
Tüm gençleri özgürlük alanlarına, özgürlük kalele-
kımdan çok konuşmak artık yeter'e uygun düşmüy-
rimize, yine özgürlük örgütümüze katılmaya çağırı-
or. Çok konuşmak değil de eyleme geçmek, hareke-
yoruz. Önder APO'nun ifade ettiği gibi: "Zulme
te geçmek gerekiyor. Bunun nasıl olacağını bulmak
dayalı despotik düzenler yıkılacak, özgürlüğe ve
zor değildir. Herkes bulabilir, olduğu yerde direne-
eşitliğe dayalı insanca düzen kazanacaktır" diyoruz.
Komünar
59
KOMPLO BİLİNCİ, KÜRTLER AÇISINDAN
EN TEMEL BİLİNÇTİR
Mustafa KARASU
9 Ekim bizim açımızdan çok zor bir gün ve
dönem olarak mücadele tarihimize girdi. Önderlik
Hareketi olarak başlayan bir hareket olduğumuz
için, Önderliğimize karşı geliştirilen bu saldırı
bütünüyle hareketimize karşı ge-liştirilen bir
saldırıydı. Hareketimiz herhangi bir yerden kadro
ve imkân elde ederek ortaya çıkmadı. Nasıl ki
peygamberler tek bir düşünceden başlayarak bir
ideoloji oluşturmuş, kadro yaratmış ve sonra sistemlerini kur-muşlarsa, Önderliğimiz de hareketimizi böyle başlattı; Önderliğimiz de hareketimizi
peygambersel bir hareket gibi başlatarak bu günlere getirdi. Tabii ilk çıkışı başlattığı ve bütün
sürece hâkim olduğu için, bir nevi örgütümü-zün
hafızası ve her şeyiydi. Önderlik herhangi bir kişi
değil, örgütü özü ve biçimiyle bütünlüğünü temsil
eden bir kişiydi; örgütsel bütünlüğü ifade ediyordu.
Önderliğimize karşı geliştirilen bu saldırı, çıkışından kaynaklanan özel-liğinden dolayı hareketimiz
açısından sonuçları sarsıcı olan bir saldırıydı.
Önderliğimiz ve hareketimize karşı bu saldırıların
başlatılmasının nedeni, hareketimizin siyasi ve ideolojik yapısından kaynaklanmaktadır.
Hareketimiz 1973-74'lerden başlayarak
kendi ideolojik sistemini oluşturmuştu. Bu çıkış
baştan itibaren in-kârcı ve imhacı Türk Devletine
karşı gelişmişti. Dönem itibariyle Türkiye NATO'nun en önemli ülkelerinden biriydi ve dolayısıyla
Türkiye'ye karşı gelişen mücadelemiz, NATO'ya
karşı gelişen bir mücadele ve saldırı olarak algılan-
mıştı. Kaldı ki doğrusu da buydu. Dolayısıyla daha
baştan itibaren hareketimizin çıkışı ideolojik ve
siyasi bir çıkış olarak ele alınıp değerlendirildi. Bu
özellikleriyle en baştan inkârcı Türk devletinin,
daha genel olarak da kapita-list sistemin temsilcisi
olan NATO'nun düşmanlığını kazandı.
Hareketimiz baştan itibaren çeşitli komplolarla karşılaştı. Hareketimiz başlangıçta bu
kadar büyük, güçlü, et-kili ve dünya çapında bir
hareket olmadığı için, bütün dünyanın da ciddiye
aldığı ve karşısında harekete geçtiği bir hareket
değildi. İlk başlarda Türk Devleti de hareketimizi
ciddiye olmadı. Ama daha sonra o da bu hareketin
farklı bir hareket olduğunu, diğer hareket ve partilere benzemediğini gördü ve ciddiye almaya başladı. Bakışında bu netlik sağlandıktan sonra hare-
Komünar
60
ketimize karşı tasfiye saldırılarını her dönem yük-
kapsamlı bir saldırı başlattı. Bu saldırı hareke-
seltti. 12 Eylül faşist cuntası esas olarak hareke-
timizde belki belli sıkıntılara yol açtı. Ama düşman
timizi yok etmeye yönelik gelişti. Şüphesiz bu dö-
güçlerin sonuca ulaşmalarına da fırsat verilmedi.
nemde Türkiye'de de bazı gelişmeler vardı, ama
Dahası, saldıran güçlere ciddi darbeler de vuruldu.
bunun en önemli boyutu hareketimiz ve onun geli-
'92 konsepti kapsamlı saldırı operasyonlarıyla hare-
şimiydi. 12 Eylül faşist rejimi bizzat NATO, ABD
ketimizi boğma girişimiydi. Ancak bu saldırılar
ve AB'nin desteğiyle gerçekleşen bir rejimdi. 12
boşa çıkarıldı. 1998'lere, komplonun başladığı
Eylül rejiminin esas amacı hareketimizi tasfiye et-
döneme ilerlediğimizde, hareketimizin siyasi ve
mekti. Birinci amacı buy-du. Bütün bu saldırılara
ideolojik gücü çok yük-sekti. Bütün Kürtleri etkisi
rağmen hareketimiz NATO'nun desteğini de arkası-
altına almış, Ortadoğu'daki diğer halklar açısından
na alan Türkiye'nin tüm saldırılarını ve etkilerini
da önemli bir saygınlık kazanmıştı. Bölge poli-
boşa çıkartarak 15 Ağustos Atılımı'nı başarıyla ger-
tikalarının belirlenmesinde göz ardı edilemeyecek
çekleştirdi. Bununla birlikte giderek sadece Kuzey
kadar etkili ve güçlü bir pozisyondaydı.
Kürdistan'la sınırlı kalmadı, Kürdistan'ın bütün par-
Askeri anlamda belli bazı sıkıntılar yaşan-
çalarında ve Ortadoğu'da bütün Kürtleri etkisi altı-
mış, dolayısıyla istenilen hedeflere ulaşılamamıştı.
na alan bir güç haline geldi. Güney'i, Güneybatı'yı,
Buradan başlaya-rak ve dışarıdan etkilerle hareket
Doğu'yu, bütün Avrupa'yı, dünyada yaşayan tüm
içerisinde Şemdin Sakık eliyle bir kışkırtma geliş-
Kürtleri etkileyen bir hare-kete dönüştü.
tirildi ve bununla sonuca gi-dilmek istendi. Bunun-
NATO ve Türkiye birçok kez hareke-
la hareketi dağıtma, ele geçirme, istedikleri çizgiye
timizin önünü kesmek, tasfiye etmek amacıyla
getirme amaçlanmıştı. Kesinlikle Şem-din'in çizgi-
çeşitli tezgâhlar ve komp-lolar kurmalarına rağmen
siyle Ferhat ve Botan'ın çizgisi arasında hiçbir fark
gelişmesini durduramadılar. Belki hareketimiz
yoktu. Adları farklı olsa da, esasta aynı şeylerdi.
büyük askeri zaferler kazanamadı veya önüne koy-
Sadece birisi daha erkenden açığa çıkmış, kendine
duğu askeri hedef ve stratejilerin hepsine ulaşa-
biraz daha fazla güvenmiş, herkesi etkisizleştirerek
madı; belli sıkıntılar, zorlanmalar ve kayıplar da
örgüt içerisinde etkili olacağını düşünmüştü.
yaşadı. Ama ideolojik ve siyasi olarak hep yükselen
Önderliğin de belirttiği gibi, "Önderliği Allah, ken-
bir grafik çizdi. İdeolojik ve siyasi olarak hiçbir
disini peygamber" gibi göstererek kendisini etkili
zaman bir gerileme yaşamadı. Özellikle siyasi alan-
hale getirmek, partinin güç, etki ve yetkisini ele
da etkisini bütün alanlara yaydı ve sürdürdü. Bu
geçirmek ve bu temelde ideolojik, siyasi ve örgüt-
çerçevede 1990'ların başlarına gelindiğinde hareke-
sel yaşam çizgisini oturtmak istemişti.
timizin etkisi sadece Türkiye'yle sınırlı kalmadı;
Zeki'nin bu yaklaşımı Önderlik tarafından
giderek Türkiye'yi de aşan ve bölgedeki ege-men
fark edildi. Çünkü harekete karşı her zaman böyle
ülkelerin sistemini tehdit eden bir düzeye ulaştı.
bir yaklaşım ol-muştu. İlk çıkışımızdan bu yana bu
Bilindiği gibi 1992'de Türkiye Güneyli
yaklaşımları
biliyorduk.
İlk
çıkışı
gerçek-
güçlerle birlikte ve uluslararası güçlerin de desteği-
leştirdiğimiz dönem olan 1970'lerde bile, "Apo
ni alarak hareketi-mize karşı son derece yoğun ve
olduğu müddetçe bu örgüte bir şey yapılamaz. Apo
Komünar
61
olduğu sürece örgütte yaşam duruşu, kadro duruşu
ABD ve Batı tarafından oluşturulan
bozulamaz" deniliyordu. Böyle bir yaklaşım hep
Kürtler içerisindeki işbirlikçi ayakların zayıfladığı
var olmuş ve bu bakımdan Önderlik başından beri
görülmüştür. Diğer ta-raftan Araplar, Farslar ve
hedeflenmişti. "Bu hareketi hareket yapan Apo'dur.
Türkiye üzerindeki etkileri durdurulamadığı tak-
O olmazsa rahatlıkla diğerlerini ideolojik, örgütsel
tirde, Önderlik gerçeğine dayanan yeni bir
ve siyasi olarak etkisiz-leştirilebiliriz" dediler.
Ortadoğu sisteminin nüvelerinin gelişmeye başlay-
Şemdin de bu yönlü bir çaba gösterdi. Bu her
acağını görmüşlerdir. Belki Türkiye, İran ve Arap
bakımdan hareketin ruhunu değiştirme ha-reketiydi
dünyası tutucu güçlerdir, sistemden vazgeçecek bir
ve boşa çıkarıldı. Komplonun gerçekleştirilmesinin
konumda değiller, ama mevcut durumda da zorlan-
nedeni esas olarak da budur. Yani bütün provokasy-
maktadırlar. PKK'nin yükselişi karşısında kendi
on-lara, Şemdin gibi bütün provokatörler ve tas-
egemenlikleri altındaki Kürtler ayağa kalktığı gibi,
fiyecilerin saldırılarına rağmen hareket etkisi-
böyle bir Kürt gerçekliğiyle sorunu çözmek isteyen
zleştirilemeyip yükseli-şi durdurulamayınca komp-
güçler de ortaya çıkmaktadır. Bunun taraftarları ve
lo devreye girmiştir.
sempatizanları ortaya çıkmaktadır. Yani PKK
Komplocular eğer PKK ve Apocu Hareket
önderliğindeki Kürt hareketinin itibari bütün
durdurulamazsa bütün Kürtler üzerinde büyük bir
Ortadoğu da artmaktadır. PKK'yi ideolojik düzeyde
etki yaratacağını görmüşlerdi. Önder APO ve
bir tehlike ola-rak gördüklerinden böyle bir kom-
PKK'den başka Kürdistan'da Kürt halkıyla bütün-
ployu gerekli görmüşlerdir.
leşen ve onun çıkarlarını ifade eden bir güç yoktu.
ABD dünyanın olduğu kadar bölgenin de
Ne Barzani'nin, ne de YNK'nin gücü Kürt halkının
en önemli gücüdür. Öte yandan etkili bir güç olarak
bütünlüklü çıkarlarını savunmaya yetmez. Zaten
İsrail vardır. İsrail nasıl bir güçtür? O, bölgedeki
Barzani ve Talabani Türkiye'nin desteğiyle ayakta
bütün siyasal gelişmelerin kendi inisiyatifinde
durmaktadır. Bunlar Türkiye destek vermezse bir
olmasını isteyen bir güçtür. İs-rail inisiyatifinde
günde dağı-lacak hareketlerdir. YNK'nin durumunu
olmayan her türlü gelişmeyi kendisi için bir tehlike
biliyoruz; Talabani'yle defalarca görüşmüşüz, ken-
olarak görür. PKK öncülüğünde gelişen bu hareket
disini gayet iyi tanıyoruz. Yalvar yakar "Siz
ise, İsrail'in inisiyatifinde olmayı bir yana
olmasanız ne yaparız? Gerçek PKK'li biziz,
bırakalım, tüm egemenlik ilişkileri ve inisiyati-
PKK'ye sadece siz mi sahip çıkacaksınız? PKK
flerinin dışına çıkan ve Ortadoğu'yu başta İsrail
bütün Kürtlerin örgütüdür" diyen ve aslında çok
olmak üzere tüm egemenlik ilişkileri ve yön-
fazla gücü olmayan bir harekettir. Bu bakımdan
lendirmesinin dışında bir sisteme doğru yönelten
bütün Kürtleri temsil kabiliyeti ve hukukunu aslın-
bir harekettir. Bundan dolayıdır ki, İsrail, PKK ve
da hareketimiz üstlenmiştir. Talabani ve Barzani
Önderliğini kendisi için en büyük tehlike olarak
dengeler üzerinde ayakta durmakta ve yaşamak-
görmüştür. Çünkü Önderliğin güçlü ve etkili
tadır. Talabani'yi ayakta tutan da biziz. Biz denge
olduğu Ortadoğu'yu yönlendirmesi bir yana,
kuvveti olmasaydık, Barzani onu çoktan bitirmiş,
gelişmeleri kontrol etmesi bile zorlaşmaktadır.
süpürüp atmış olacaktı.
Hem Suriye'de, hem Güney Kürdistan'da, hem
Komünar
62
İran'da, hem de Türkiye'de yaşanan gelişmeler
Türkiye, NATO ve Avrupa'ya, "Ben artık eski tarz
PKK'nin inisiyatifinde olmaktadır. Önderlik ve
ve yöntemle yürütemem. Ekonomik, siyasal,
PKK siyasal gelişmeleri yönlendiren, gündemi
kültürel her açıdan çökebilirim. Artık buna taham-
belirleyen, tartıştıran ve kendi ekseninde siyaset
mül edemem, sağa sola saldırırım" demiştir.
yapılmasını sağlayan bir güç merkezidir. Tabii bu
Yıkılacağını, çökeceğini söyleyerek şantaj yap-
da ABD ve bölgenin etkin bir gücü olan İsrail
mıştır. Türkiye'nin yıkılması aslında İsrail'in de
açısından önemli bir tehlike olarak görülmüştür.
yıkılması anlamına gelmektedir. Türkiye emper-
Emperyalist egemenlik sistemi açısından ABD'nin
yalist sistemin ve İsrail'in buna izin vermeyecek-
ön-gördüğü ya da kendilerinin her zaman güçlü,
lerini ve kendisini koruyacaklarını iyi bilmekte, en
etkili ve inisiyatifli olduğu bir Ortadoğu yerine,
azından böyle düşünmektedir. İsrail ile Türkiye
farklı bir Ortadoğu gerçekliğinin çıkmaya başla-
birbirine bağlıdır. İsra-il'i ayakta tutan Türkiye'dir,
ması ya da kurgulananın önünde engel olarak
Türkiye'yi de ayakta tutan İsrail'dir. Türkiye'nin
ortaya çıkması, onları uluslararası komp-loyu
yıkıldığını, ABD ve İsrail'in deneti-minden çık-
tezgâhlamaya itmiştir.
tığını düşünün: Bu durumda İsrail'in ayakta
Diğer yandan Türkiye de bu komplonun
içerisindedir. Türkiye NATO'nun önemli bir ülkesidir; yüz elli yıldır Batı için hazırlanan bir ülkedir.
kalması düşünülemez. Bu tarihsel bir gerçektir ve
Türkiye bunu da her zaman kullanmıştır.
İsrail'in, İsrail lobilerinin her daim
Türkiye'yi desteklemeleri tesadüf değildir. Bu
İsrail ile Türkiye birbirine bağlıdır
İsrail'i ayakta tutan Türkiye'dir
Türkiye'yi de ayakta tutan İsrail'dir
Türkiye'nin yıkıldığını
ABD ve İsrail'in
Denetiminden çıktığını düşünün:
Bu durumda İsrail'in ayakta kalması
Düşünülemez
sadece bir taktik, sıradan bir yaklaşım olarak
görülemez. İsrail'in Ortadoğu'da varlığını ayakta
tutabilmek için Türkiye'nin desteğine ihtiyacı
vardır. Ortadoğu tümden demokratikleşmediği
sürece İsrail bu kaygıyı hep yaşayacaktır. Bu kaygı
temelinde de Türkiye'yi hep kullanacaktır. Nasıl
kullanacaktır? Türkiye'nin hem güçlü hem de kendisine bağlı olmasını isteye-cektir. İsrail bu ikili
Ortadoğu'da Batının değerleriyle bu kadar bütün-
politikayı birlikte izleyecek ve yürütecektir. Bu
leşen başka bir ülke yoktur. Ne Ürdün ve Mısır, ne
çerçevede Türkiye ABD ve Avrupalı güçlere "Ben
de başka bir ülke Batının ekonomik, siyasal, sosyal
bu işi götüremiyorum" demiştir. İsrail ve ABD'nin
ve kültürel değerleriyle bu kadar bütünle-
dayatmaları ve kendileri için de engel olan bu
şebilmiştir. ABD ve Batı, bölgede Türkiye gibi
hareketi tasfiye etmek amacıyla bu güçler de
başka ülkeler de yaratmak istemektedir. İşte şimdi
geliştirilen komplo içerisinde yer almışlardır.
bakıyorsunuz Irak'la uğraşıyorlar. Peki, istedikleri
ABD ve İsrail bununla ne yapmak
oluyor mu? Öyle bir ülkeye el atmak, değiştirmek
istemiştir? Onlar bununla yeni oluşturacakları
ve kendisine benzeştirmek kolay değildir. Bu
Ortadoğu'da Türkiye'yi daha fazla kendilerine
düzeyde Batı sistemiyle bütünleşen bir ülke olan
bağlayacaklardır. APO ve PKK denildiğinde,
Komünar
63
Türkiye kendisini bırakalım Amerika'ya, Patagon
bakış açısına ve dünya görüşüne sahip olduğu için,
ya'ya bile pazarlamaya hazırdır. Türkiye, PKK ve
sistem ideolojik ve siyasi hedefleri olan bir kom-
Kürt karşıtlığı temelinde, kendisini dünyanın bilin-
ployla Önderli-ğimizi büyük bir takip altına
meyen bir gücüne bile pazarlayıp satacak bir
almıştır. Önderliğimiz Yunanistan'a, Rusya'ya ve
durumdadır. Ortadoğu gibi ABD ve İsrail'in etkili
Avrupa'ya gitmiş; bilindiği gibi Ro-ma'da en makul
olduğu bir alanda, yeter ki Kürt sorunun-dan,
önerileri sunmuştur. Roma'da geliştirdiği öneriler
APO'dan ve PKK'den kurtulsun, kırk kere kendisi-
son derece makul öneriler olmasına rağmen, hiç
ni satar. ABD ve İsrail de bunu bildiklerinden kom-
kimse tarafından dikkate alınmamıştır.
ployu tez-gâhlamışlardır. Bu komplonun gelişi-
Anlaşılan, sorun sunulan önerilerin makul
minin, biçim kazanmasının ve ortaya çıkmasının
olup olmaması değildir. Önderliğin geliştirdiği
ideolojik ve siyasal koşullarını kesinlikle böyle
önerilerden daha ma-kul bir öneriyi hiçbir Kürt dile
tanımlamamız gerekiyor. Komplo böyle bir atmos-
getiremez ve sorunun çözümü kapsamında ileri
ferde gelişti.
süremezdi. Ulusal kurtuluş mücade-lesi veren,
Dünyada hiçbir önderliğe
karşı böyle bir komplo ve takip
olmamıştır. Böylesi bir takip
Kartacalı
büyük
komu-tan
Hannibal'a karşı geliştirilmiştir.
Roma İmparatorluğu kendi döneminin emperyal gücüdür, dünyanın
hâkimidir, tüm sınırlar ondan
sorulmaktadır. Her yönüyle bir
merkezdir, tıpkı bugünkü ABD
gibi. Nasıl ABD kendisini dünya
çapında sistemin koruyucusu ve
bekçisi olarak görüyorsa, Roma İmparatorluğu da
demokratik ulus mücadelesi veren hiçbir hareket de
aynı yaklaşımla hareket ediyor ve kendisini tüm
o derece makul öneriler ileri sürememiş, sürmeye
dünyadan sorumlu olarak görüyordu. Hannibal,
de cesaret etmemiştir. Hiçbir Kürt hareketi bu tür
aynı sistem çerçevesinde de olsa, Roma'ya karşıttı
öneriler geliştirmeye cesaret bile edememiştir.
ve ona karşı savaş ilan etmişti. Tabii Roma İmpara-
Önderliğimiz o koşullarda en makul yaklaşımları
torluğu'na yenilince Roma'nın amansız takibine
geliştirmesine ve sorunu kan dökülmeden çözmek
uğramış ve en sonunda intihar etmiştir. Roma
istemesine rağmen, herkes bu çözüm önerilerine
toprakları o zaman evrensel bir imparatorluktur;
kulaklarını tıkamıştır. Çünkü Kürt sorunu, Ortado-
tıpkı ABD'nin Önderliğe yaptığı gibi Hannibal de
ğu sorunu büyük dengeler sorunudur. Halk-ların
nereye gitse takip edilmiş ve intihara sürüklen-
iradesiymiş, özgürlüğüymüş, bunlar sistem açısın-
miştir. Önderliğimiz sistem karşıtı ideolojik bir
dan hikâye kabilinden söylemlerdir. Aslolan, ege-
Komünar
64
men güçler ve sistemlerin çıkarlarıdır. Önderlik bu
bir hesapla hareket etmiş, hem Kıbrıs ve Ege
durumu, "Avrupa'ya gidince sermayenin buz gibi
konusunda taviz almak, hem de Önderliğin
kâr-çıkar ilişkisiyle karşılaştım" sözleriyle değer-
yakalanması ya da imhasıyla gelişebilecek bir
lendirdi. Avrupa'nın kapitalist yüzüyle, fırsatı
Kürt-Türk savaşının kendi çıkarına olacağı düşün-
geldiğinde kâr-çıkar ilişkilerindeki o soğuk yüzüyle
cesiyle bu komplo içerisinde yer almıştır.
nasıl karşılaştığını, yine onun nasıl çok çıkarcı ve
Önderlik tarihte bir benzeri daha olmayan
istismarcı bir sistem olduğunu kapsamlıca değer-
böyle bir komplo ile karşılaşmıştır. Çünkü kom-
lendirdi. ABD'nin de isteğiyle Önderliğimize barın-
ployu geliştirenler, APO'yu etkisizleştirmeden
ma izni vermeyerek esaret altına alınmasında
PKK'yi etkisizleştirmenin mümkün olmadığını gör-
Avrupa da rolünü oynamıştır.
müşlerdir. APO etkisizleştirilmeden PKK'nin irade-
Şüphesiz Avrupa'nın komplodaki rolü
sini kırmak mümkün değildir. Yine APO'yu etkisi-
sadece bununla sınırlı değildir. Örneğin Almanya,
zleştirmeden iradeli Kürt'ü teslim almak mümkün
Önderliğimiz hakkında açtığı davaya bile sahip
değildir. Önderliğimiz esas olarak iradeli Kürt'ü
çıkmamış, tersine davayı düşürmüştür. Almanya'-
ortaya çıkarmıştır, iradeli kadroyu ortaya çıkar-
nın kendi yasaları ve hukukundan bu kadar kolay
mıştır, iradeli ve özgücüne güvenen Kürt'ü ortaya
vazgeçmesi mümkün müdür? Almanya bir polis
çıkarmıştır. İradeli Kürt ise ele avuca sığmayan,
devletidir, yasaları esas aldığını ve her şeyin üs-
kontrol edilemeyen Kürt'tür. Bunu yaratan da
tünde tuttu-ğunu söyleyen bir devlettir ve gerçek-
Önder APO'dur. Önderliğimize yönelen saldırıların
ten de buna uyar. Öyle ki, bir insanın yarım günlük
esası budur. Adeta "Sen neden Kürt'ü iradeli yapıy-
hapis cezası varsa onu bile yatırır, hiç affetmez.
orsun, nasıl hesaplarımızı bozuyorsun? Nasıl
Hukuken parası alınması gerekiyorsa parasını alır,
Ortadoğu'da ve bölgede hesaplarımızı ve planları-
yasa ne diyorsa onu uygular. Bu an-lamıyla Alman-
mızı bozuyor, istediğimiz çizgiye girmiyorsun?"
ya bir hukuk devletidir, bir polis devletidir. Buna
denmekte ve buna düşmanlık yapılmaktadır. Kürt
rağmen, Önderliğimiz yakınına geldiği, yasaları
özgürlük hareketi olmasaydı, APO olmasaydı,
çerçevesinde açmış olduğu dava kapsamında
PKK olmasaydı, emperyalistler Ortadoğu'daki
Önderliğimizi alabilecek imkânları olduğu halde
hesaplarını engelsiz, daha rahat göreceklerdi. Kürt-
oralı bile olmamıştır. Önderliğimizin Avrupa'nın
leri biraz kullanacak, belki Kürtlere sınırlı imkân
dışına sürülmesini istediği için böyle davranmıştır.
verecek ve rahatlıkla düzenlerini kuracaklardı. Bu
Aynı şekilde Rusya'da Duma Önder-
güçler Önder-liğin öncülük ettiği APO Kürt'üyle,
liğimizi tek ret oyuna karşılık büyük bir oy çoğun-
PKK'yle istedikleri temelde uzlaşma yolları bula-
luğuyla kabul etmesine rağmen, Rus yönetimi
mıyorlar. Dolayısıyla kendi sis-temlerini kurabile-
Önderliğimizi kabul etmemiştir. Demek ki böylesi
cek bir kombinezon da oluşturamıyorlar. PKK ço-
bir durumda halkların iradesi önemli de-ğildir.
mak sokuyor. İradeli Kürt "Ben de varım" diyor. İradeli
Rusya satılmıştır, büyük ihaleler karşılığı Önder-
Kürt olmasa bu işler kolaylıkla yürütülecektir.
liğimizi sınır dışı ederek satılmışlığını gözler önüne
Kürt sorunu herkesi ilgilendiriyor; İran,
sermiş-tir. Aynı biçimde Yunanistan da çok yönlü
Suriye, Irak ve Türkiye'yi ilgilendiriyor. İradeli
Komünar
65
olan Kürt bu güçlerin geliştirdiği planları bozuyor.
konusu yapıyordu. "Kendinizi iyi planlayacak,
Bunun için büyük bir öfkeyle hareketimiz PKK'yi
eyleminizi iyi düzenleyecek, cezaevine düş-meye-
etkisizleştirmek istediler, istiyorlar. Saldırının çok
cektiniz" diyordu. Önderlik cezaevine düşmeyi
boyutlu amacını görmemiz gerekiyor. Saldırının
bile bir başarısızlık olarak değerlendiriyordu.
ideolojik, siyasi, örgütsel, psikolojik boyutları var-
Önderlik, komplo olduğu zaman, "Neden
dır, yeni kuracakları Ortadoğu sistemiyle ilişkili
bu komplo oldu, nasıl bu komployu boşa çıkarta-
boyutları vardır. Bu çerçevede ele almak gerekiyor.
bilirim?" yaklaşımı içe-risinde olmuştur. Bu
yoğunlaşma daha uçaktayken başlamıştır. Telaşa
Önderliğimizin yaklaşımı
İlk günden itibaren bu komployu
Tüm yönleriyle açığa çıkarma
Yönünde olmuştur
Yani Önderliğimiz
"Böyle bir komplo gerçekleşmişse
Bunda bizim eksikliklerimiz
Ve yetersizliklerimizin payı da
Mutla-ka olmuştur" diyerek
Komplonun üzerinde yükseldiği
Zemini de açığa çıkarmıştır
kapılmamış, komployu anlamaya ve o ortam-da da
sorunu çözmeye çalışmıştır. Önderliğin yerinde biz
veya başka birileri olsa hemen telaşa kapılır, belki
dü-şünme yeteneğini bile kaybederdi. Bir strateji,
teori ve plan kurma yeteneğinde olamazdık. Hani
derler ya, kafa-mızı taşlara vururduk. Önderlik
kesinlikle yakalandığı andan itibaren komployu
boşa çıkarmanın çarelerini aramış-tır. Kendisine
verilen uyuşturucu iğnenin etkisinden kurtulur kurtulmaz, komployu nasıl boşa çıkaracağını, bunun
için nasıl bir yaklaşım izleyeceğini düşünmüş ve
Tarihte Önderliğimize karşı geliştirilen bu
hemen pratiğe geçirmiştir. Uçakta söylediği sözler
komplo gibi bir komplo kimseye karşı gerçek-
kesinlikle bi-linçlidir. Orada hemen bir mücadele
leştirilmemiştir. Bu komplo karşısında Önder-
başlatmıştır. "Yeni pozisyonumu nasıl alabilirim"
liğimizin duruşu önemlidir. Komplolar tarihinde
düşüncesiyle uçaktaki sözleri söylemiştir. İmralı
Önderliğimizin duruşu örnektir ve ilk defa bu
koşullarında da kendi bulunduğu alanı bir
düzeyde yoğunlaşan ve bir komplonun nasıl boşa
mücadele mevzisi haline getirmiştir. Yılmak, ken-
çıkartılacağı üzerinde duran bir yaklaşım göster-
dini bırakmak, koyuvermek gibi yaklaşımlar
ilmiştir. Önderliğimizin yaklaşımı ilk günden
Önderlikte kesinlikle yoktur. Çünkü onda tarihe,
itibaren bu komployu tüm yönleriyle açığa çıkar-
şehitlere ve halka karşı büyük bir sorumluluk bil-
ma yönünde olmuştur. Yani Önderliğimiz, "Böyle
inci vardır. Halkımıza ve hareketimize bu kadar
bir komplo gerçekleşmişse, bunda bizim eksiklik-
öncülük yapmıştır; bunu bırakmaz, bıra-kamaz.
lerimiz ve yetersizliklerimizin payı da mutla-ka
Önderlik "Ben cezaevine düştüm, ne
olmuştur" diyerek, komplonun üzerinde yükseldiği
yaparsanız yapın, kendi başınızın çaresine bakın"
zemini de açığa çıkarmıştır. Önderlik cezaevine
diyecek durumda olmamıştır ve demez. Önderlik
düşmemiz-den dolayı bize her zaman "Siz ceza-
açısından mücadelenin yeri, zamanı ve sınırı yok-
evine düştüyseniz, yetersizliklerinizden dolayı
tur. Pes etmek ise Önderliğe yabancı bir kavramdır.
düştünüz" diyor, cezaevine düşmeyi bile bir eleştiri
Uçakta söylenen sözler bu açıdan son derece
Komünar
66
önemlidir ve yeni bir mücadele sürecini başlat-
üzerinde müthiş yoğunlaşmıştır. Önderliğin her sö-
mıştır. Komployu boşa çıkarmak için daha esnek
zünü her zaman iyi anlamalı, doğru değerlendirme-
yaklaşıp, o an Türkiye'de yaşanan siyasi linç girişi-
liyiz. Eğer iyi bir PKK'li ve gerçek birer Apocuy-
mini de dikkate alarak bir yaklaşım göstermiş,
sak, Önderliğin her sözünde "Nasıl daha etkili
ayrıca o yaklaşımı doğru görmüş, böylece
mücadele ederiz?" yaklaşımı olduğunu görmemiz
yaşananlar sonrasında mücadeleye nefes aldır-mak
ve anlamamız gerekir. "Nasıl daha etkili sonuç
istemiştir. Türkiye'de iktidara gelen yeni güçlere
alırız?" Önderliğin temel yaklaşımı işte budur.
fırsat tanımak istemiştir. Zaten böyle bir noktaya
Önder APO, geri adım atmak ve ters yüz olmak bir
gelin-mişti. Sorunun çözümünün gündemleşmesi
yana, mücadeleyi daha fazla geliştirme yaklaşımı
açısından da bu yaklaşım önemliydi. Bu yaklaşım
içerisinde olmuştur. Önderli-ğin ruhu da budur,
Türkiye üzerinde önemli bir baskı yaratmış, çözüm
tarzı da budur, temposu da budur, üslubu da budur.
yönünde bir birikimi açığa çıkarmış, uluslararası
alanda da Kürt sorununun çözümü açısından
önemli bir dayatmanın doğmasına yol açmıştı.
Bunu denemek, yani demokrasi güçlerine fırsat
vermek ve Kürdistan halkının o biriken halk
gücünü devreye sokmak, Türkiye'deki komployu
sonuca götürecek saldırıları boşa çıkarmak
istemiştir. Yine uluslararası komplocuların iki
halkı bir kör dövüşe sürükleme istek ve planlarını
engelle-mek için gerilla güçlerini Türkiye sınırlarının dışına çıkartma planını geliştirmiştir.
Önderliğimiz
İmralı Savunmaları'yla
örgüte yeni bir mücadele perspektifi ve yeni bir
yaklaşım sundu. Savun-maları kesinlikle böyle
Taktik her zaman yapılır, her zaman zen-
anlamalıyız. Bu konuda yanlış anlamalar var.
gin taktikler olabilir. Ama genel ideolojik, örgütsel
Önderlik, Savunmaları'nda görülen duruşunda
ve
daha az mücadele etmeyi, geri çekilmeyi ve
demokratik ve mücadele eden bir duruştur. İmralı
mücadele temposunu düşürmeyi bir yana bıraka-
Savunmaları da bu çerçevede ele alınmış-tır. Zaten
lım, mücadelesiz kal-mamak ve daha etkili müca-
Önderliğin yaklaşımı önemli sonuçlar çıkarma ve
dele etmek için yeni bir ideolojik, teorik ve örgüt-
daha etkili mücadele eder bir konuma gelme
sel duruş geliştirdi. Bu tamamen bu-nunla bağlan-
olduğu için, yoğunlaşmaları sonucunda "En rafine
tılıdır. Önderlikte mücadelesizlik, sistemle ideolo-
düşüncelere ulaştım" diyebilmiştir. "En rafine
jik olarak uzlaşma, sistem içileşme, sistemin geri-
düşüncelere ulaştım" ne demektir? Bunun anlamı
lik-leri karşısında pes etme ve gerileme yoktur.
"Kendi eksiklerimi de çözdüm, dünyayı da,
Aksine, Önderlik o zor koşullarda bile mücadele
dünyayı yöneten egemen güçleri ve sistemleri-ni
stratejik
duruş
tamamen
özgürlükçü,
Komünar
67
de, bunların esas şifrelerini de çözdüm" demektir.
rik çözümleme düzeyini or-taya çıkarmıştır. Orada
Tabii her şeyi anlamak, derinleştirmek mümkün
sadece dar bir yaklaşım değil, insanlığın kurtuluş
değildir. Ama şifrelerini çözme anlamında, kendi
ve özgürlük savaşımında en iyi nasıl mücadele edi-
durumu, nerede eksik yapıldığı, neyin nerede
lir, bir daha nasıl sistemin mezhebi olunmaz, nasıl
doğru yapılması gerektiği, neyin güçlendirilmesi
sistemin parçası haline gelmez yaklaşımının açığa
gerektiği konularında, Önderlik öyle bir sonuca
çıkarılması vardır. Önderlik sömürücü ve baskıcı
ulaştığını ortaya koymuştur.
sistem karşısında kendi sistemini nasıl kurar yak-
Önderliğimiz İmralı'da kendi durumuna
göre bir mücadele duruşu geliştirmiştir. İlk başta
laşımıyla hare-ket etmiştir. Önderliğin komploya
karşı duruşunu böyle tanımlamak gerekir.
mahkemedeki ko-nuşmasında yumuşak yaklaşım
Bu arada komplodan sonraki sürece
gösterirken bile, hani amiyane deyimle toplumun
gelmeden önce halkın durumuna bakmak gerekir.
gazını alma derler ya, tepkileri hafifletmeye
Halkın durumu bizim açımızdan örnek bir duruş-
çalışmış; hatta "Bakın işte, bugüne kadar sorun
tur. Bir Önderlik hareketi olarak gelişen partimiz,
savaştı. Savaş durdu, gerilla sınırların dışına çıktı,
Önderliğimizin yaşadığı bu sorunun getirdiği duy-
biz de buradayız, o zaman sorunu çözün" demiş ve
gusallıkların da etkisiyle geriye çekmeler yaşadı.
ortamı buna uygun hale getirmiştir. Yani ken-
Ama halkımız kimsenin beklemediği düzeyde Ön-
disinin esaret al-tında olmasını bile büyük bir
derliğine sahip çıktı. Amerikan Dışişleri Bakanı
çözüme dönüştürmek istemiştir. Başından itibaren
halkımızın gösterdiği tepki ve Önderliğini
Önderliğin ilk sözünde ve duru-şunda hep mücade-
sahiplenme düzeyi kar-şısında şaşırdığını, böyle
leyi yükseltme yaklaşımı vardır. İmralı yargılama
bir
ve Savunmalarından sonra Atina Savunması ve
"Güneşimizi Karartamazsınız" Kampanyasını da
diğer savunmalar geldi. Bunların hepsini kesinlik-
salt kahramanlık eylemlilikleri olarak görmemek
le ideolojik ve teorik olarak yenilenme, nasıl daha
gerekir. Bu eylemlerin Önderliği sahiplenici
iyi mücadele eder hale geliriz sorusuna çözüm
eylemler olmasının yanı sıra, aynı zamanda Kürt
arayışları olarak anlayacağız.
halkının kendini yeniden yapılandırması olarak
Reel sosyalizmin yarattığı klasik sol da
sonuç
beklemediklerini
dile
getirdi.
görmek gerekir. Derler ya, halkların, toplulukların
aynı şeyleri söylüyor, fakat mücadelesiz kalıyorlar.
ulusal,
Kendini yenileme yoktur, bu yönüyle etkisiz kalıy-
Toplulukların kültürel özellikleri çeşitli tarihsel
orlar. Önderlik ise özgürlükten, demokrasiden,
dönemlerde şekillenir. "Güneşimizi Karartamaz-
çocukluk ütopyalarından vazgeç-meden, yeni ide-
sınız" eylemleri, yine 90'larda yaşanan serhildanlar
olojik yaklaşım ve yenilenmelerle kendisini bir sis-
bir şekillenme yaratmıştı. Güneşimizi Karartamaz-
teme kavuşturmayı düşünmüştür. Bu öyle bir so-
sınız eylemleri de aslında Kürt toplumunun yeni
rumluluk düzeyidir ki, sadece yaratılan komplo
özelliklerini, kültürel değerlerini açığa çıkarmış,
karşısında örgütü kurtarma değil, neolitik toplum-
Kürt toplumunu yeniden yoğuran serhildanlar sü-
dan günümüze kadar özgürlük ve demokrasi savaşı
reci olmuştur. Kürt toplumu fedaice işin içerisine
veren bütün toplumlardaki ideolojik duruş ve teo-
girmiş, fedailik Kürt halkının ruhuna işlenmiştir.
etnik
ve
kültürel
özellikleri
olur.
Komünar
68
Bu yönüyle Önderliğe bağlılık temelinde
yasındaki halkın tutumunu görerek ürkmüşler,
geliştirilen ve ateş topu haline gelen "Güneşi Ka-
imhayı gerçekleştirmemişlerdir. İmhayı gerçek-
rartamazsınız" Kam-panyasını herhangi bir eylem
leştirmenin doğuracağı olumsuz sonuçları göze
olarak değerlendirmemek gerekiyor. "Güneşimizi
alamamışlardır. Bu eylemler hem imhayı durduran,
Karartamazsınız" eylemlerini top-lumu yeniden
hem de halka ve bize güç veren eylemlerdir. O
şekillendiren, Kürt halkının yeni bilinç ve duygu
bakımdan halkın bu direnişini hep saygıyla
düzeyini açığa çıkaran, dayanıklılığını güçlendiren
anacağız. Halkın bu eylemliliği bize ruh
direniş süreci olarak değerlendirmek gerekiyor.
kazandırdı. Bize Önderliği sahiplenme gücü verdi.
Onun için bu kampanya Kürt halkına çok şey ver-
Eğer halk o kadar Önderliği sahiplenme gücü ver-
miştir. Belki belli duygusallıklar ve kırılmalar
meseydi, belki içimizdeki alçaklar daha erkenden
olmuştur, ama bunlar geçicidir. Esas olan direnme
ortaya çıkabilirlerdi. Belki daha boyutlu da çıka-
ruhudur ve önemli bir şekillenme ortaya çıkmıştır.
bilirlerdi. Ama halkın Önderli-ğini sahiplenmesi
Yine "Güneşimizi Karartamazsınız" kampanyası
sonraki duruşları da belirlemiş, herkesi biraz daha
olmasaydı, Türkiye belki dünyayı da dikkate al-
dikkatli davranmaya itmiş, kadroyu da, hare-keti
madan Önderliğimizi tasfiye edebilir, Önder-
de Önderliğe daha fazla bağlamıştır.
liğimizin kaçırılmasını fiziki imhayla tamamlaya-
Komplodan sonra hesap kitap yapanlar
bilirdi. Eğer fiziki imha gerçekleştirilmediyse, bu
çok olmuştur. Özellikle 1970'lerde bizim karşımız-
eylemsel kampanyadan dolayıdır. ABD, Avrupa ve
da yenilgiye uğrayan artıklar, 75'in artıkları,
Türkiye "Güneşimizi Kararta-mazsınız" Kampan-
Özgürlük Yolu'nun, DDKD'nin, Rızgari'nin, hep-
Komünar
69
sinin artıkları fırsat doğdu diyerek, 1970'lerin
"Artık bitti, artık bize bırakın" diyor. Sadece İsmet
rövanşını alma hesabı içerisine girmişlerdir.
Şerif Vanlı değil, hemen hepsi böyle bir yaklaşım
"Tamam, APO gitti, PKK'yi etkisizleştirebiliriz.
içerisine girdiler. Daha sonra Talabani'nin böyle
Artık PKK'de örgüt anlayışı bozulabilir, kadro ve
yaklaşımları oldu. Talabani'nin ifadelerinde bir
yaşam duruşu bozulabilir. Artık PKK Önderliği
nevi "APO yakalandı, gelip bizim parçamız olun,
olmadığı dönemde örgüt, kadro ve yaşam duruşu
bizim şemsiyemiz altına girin" yaklaşımları
dağılabilir" düşünce ve yaklaşımı içerisinde
görülmüştür. Bunlar ulusla-rarası komplocu güç-
olmuşlardır. Bu güçler başta olmak üzere, çe-şitli
lerin
güçler her zaman şunu belirttiler: "Bu Apo olduğu
amaçlarından biri; işbirlikçi Kürt'ün önünü açmak-
sürece bu örgüt ve yaşam duruşu, kadro duruşu
tı. Önderlik yakalanır yakalanmaz işbirlikçi Kürt,
bozulmaz. Apo ne yapıyor? Örgütü baskı altında
"APO gitti, artık bütün imkânlara sahip çıkabiliriz.
tutuyor, iradesini kırıyor, bu yüzden bu örgüt
Artık bütün Kürt hareketi ve toplumunu Doğu'da
dağılmıyor. Apo onları şart-landırıyor." Tabii
da, Güney'de de, Kuzey'de de, Avrupa'da da biz
onların dediği gibi değil, kadroların partiye ve
kontrol ederiz" hesabı içeri-sine girmişler, böyle
Önderliğe yaklaşımları, birlik ve bütünlüklü olma-
bir yaklaşım içerisinde olmuşlardır.
amaçlarıydı.
Komplonun
en
önemli
ları tamamen ideolojik ve örgütseldir. Hiç kimse
zorla tutulmuyor. Zorla bir insanı bir örgütte tutmak mümkün mü? Hiç kimse zorla ideolojik ve
örgütsel çizgiye getirilmez. Önderlik bunu eğitimle, ikna çalışmasıyla, yönetim gücüyle, yönetim
gücünün ideolojik ve örgütsel duruşuyla, yaşam
duruşunun pratikte yarattığı sonuçları kadro ve
halka göstererek yapıyordu. Kadro ve örgütü de o
Kongremiz
Önderliğimizin yaklaşımlarına
Sahip çıkarak, daha doğrusu
Pratikte yapılan şeyleri
Kongre'de karar altına alarak
Önderliğin duruşunu sahiplenmiştir
Bu, komploya karşı
Hareketin duruşu olmuştur
çizgide tutuyordu.
Önderliğin yakalanmasından sonra böyle
Tabii buna karşı hareketimiz önemli bir
hevesler içerisine girenler oldu. İsmet Şerif Vanlı
duruş sergilemiştir. Önderliğe, Önderlik çizgisine
gibi elli yıldır Kür-distan'dan uzaklaşan, Kürtçeyi
7. Kongre'den baş-layarak sahip çıkmıştır. Önder-
bilmeyen, Ortadoğu'yu tanımayan, dünyadan ve
liğimizin 7. Kongre'nin önüne koyduğu perspekti-
politikadan habersiz birisi şöyle bir haber göndere-
fler vardı ve bunlar önemli yaklaşım-lardı.
bilmiştir: "Siz bu işi bilmezsiniz, artık bu siyaseti
Kongremiz Önderliğimizin yaklaşımlarına sahip
bize bırakın." Kürtçeyi unutmuş, ne Suriye'yi, ne
çıkarak, daha doğrusu pratikte yapılan şeyleri
İran'ı, ne Türkiye'yi, ne de Irak'ı bilir. Buralarda
Kongre'de karar altına alarak Önderliğin duruşunu
hiç yaşamamış, bu dengeleri bilmeyen, siyaseti bir
sahiplenmiştir. Bu, komploya karşı hareketin
adım bile yü-rütemeyecek birisinin "Bize bırakın,
duruşu olmuştur. Bu hareke-tin Önderliğini
biz yaparız" demesi söz konusu olmuştur. Bu da
sahipleneceği ve bırakmayacağı, Önderliğinin ide-
şunu gösteriyor; İsmet şerif Vanlı hevesleniyor;
olojik, teorik, pratik yaklaşımlarının gereklerini
Komünar
70
yerine getireceği ortaya çıkmıştır. Tabii bu, kom-
PKK ruhunu ortadan kaldırmak ve başkalaşıma
ploya karşı hareketin bir duruşuydu. Ama kom-
uğratıp sistemin Kürt ağa ve beylerinin belirlediği
plocular boş dur-mamış, bu hareketin örgüt
çizgiye çekmek istediler.
duruşunu, kadro ve yaşam duruşunu yıkmaya
Otuz yıldır zaten bunun için uğraşmışlar,
çalışmışlardır. Örgütün kadro ve yaşam duruşu
ama başaramamışlardı. Çünkü Önder APO önle-
ortadan kaldırılmadıkça PKK'nin tasfiye olmaya-
rinde engeldi. Önder APO'nun olmadığı koşullarda
cağını, mücadeleden vazgeçmeyeceğini ve koparı-
örgütü nasıl dağıtırız düşünceleri geliştirildi,
lamayacağını; PKK'nin örgütsel yapısıyla, kadro-
bunun planları yapıldı. Örgüt anlayışını, kadro
suyla, yaşam duruşu ve yönetim anlayışıyla müca-
anlayışını, yaşam anlayışını ve mücadele ruhunu
delesini sürdürebileceğini gören uluslararası kom-
yerle bir edecek bir yaklaşım dayattılar. Tabii belir-
plocu güçler ve çeşitli çevreler hareketin içerisine
li dü-zeyde sonuç da aldılar. Bu anlamda tasfiyecil-
el atmışlardır. Önderliğimizin Atina Savunması'n-
iğin hiç sonuç almadığını, tamamen etkisiz
da ifade ettiği örgütü yeniden yapılandırma süreci-
kaldığını söyleyemeyiz. Zaten onlar da komplonun
ni de fırsat bilerek harekete geçmişlerdir.
uzantısıydı. Komployla aynı amaçla hareket ediy-
Yeniden yapılanma süreci hareket açısın-
or, başarıya ulaşmak istiyorlardı. Komp-lonun
dan neydi? Bir kez daha burada vurgulama gereği-
sahipleri ve tasfiyeciler "Niye benim çizgime
ni hissediyoruz: 1- ABD'nin bölgeye müdahalesine
gelmiyorsunuz, neden hala kendinizde diretiyor-
karşı halkların seçeneğini açığa çıkartmak. Atina
sunuz?" diyor-lar, "Neden hala bu dünyanın adamı
savunmasında bu açık ve nettir. 2- Kürt egemen
olmak istemiyorsunuz?" diyerek kulak kabartan-
sınıflarının kendi meclislerini halkın meclisleri
lara sesleniyorlardı. Önderli-ğimiz hiçbir zaman
olarak göstermelerinin önüne geçmek. 3- PKK'nin
bu dünyanın adamı olmadı. Komplo "Bu sistemin
otuz yıldır geliştirdiği halk özgürlük eğilimini
adamı olacaksın" diyordu. İçimizdeki tasfiyeci-ler
demokratik kurumlaştırmaya kavuşturmak. Bu üç
de "Nedir bu dünyanın adamı olmamak? Biz bu
temel nokta önü-müze konulmasına rağmen,
dünyanın adamı olacağız" diyorlardı. Tabii bu
bazıları da bu yaklaşımın tersine ABD'ye karşı
dünyanın adamı olmak, bu sistemin parçası olmak
halkların seçeneğini geliştirmeyi değil, işbirlikçisi
eğiliminin tohumlarını bu örgüt içerisine attılar.
olmayı öne çıkardılar. Kürt ağalarının meclisi
Komplonun bilinci çok önemlidir. Önder-
karşısına halk meclisini çıkarmak yerine, Kürt
liğin kendi kitabında komplo için belirttikleri var.
ağaları ve beylerinin yedeklenmiş meclisi haline
Önderlik, "Ekolojik bilinç en temel bilinçtir" diyor.
gelmek için çalıştılar. Otuz yıllık halk özgürlük
Kürtler için en önemli bilinç ise, bu komplonun
eğilimini daha güçlü bir mü-cadeleyle halkların
kavranması ve boşa çıkarılmasıdır. Komployu bil-
umudu ve özgürlük sistemi haline getirmek yerine,
ince çıkarmadan, Kürt gerçeğini açığa çıkarmak
Kürt ağaları ve beylerinin hizmetine koş-maya
mümkün değildir. Önderliğimiz komployu kavran-
çalıştılar. Bu anlayış ve yaklaşımlar Kongremize
ması gereken en temel bilinç olarak değerlendirdi.
dayatıldı ve esas olarak bu yaklaşımlarla örgütün
Tasfiyecilik, uluslararası komplocu güçlerin bir
kimyasını dağıtmak, Önderliğin vermiş olduğu
devamıydı. Aslında önceden de bu tür eğilimler
Komünar
71
vardı, ama cesaretleri yoktu. Şimdi de içimizde
ilmeden Kürdistan'da yaprak bile kımıl-damazdı.
tasfiyecilik çıkıyor, provokasyon çıkı-yor. Çıkar.
Bu yaprak kımıldatmayı PKK neyle yaptı? Önder-
Bu örgüt dünyada en fazla ideolojik ve siyasal
lik tarzıyla yaptı. Tasfiyeciliği uluslararası kom-
baskı gören bir örgüttür. Bu örgütte mücadele
plonun bir parçası olarak görmek gerekiyor.
yürütmek kolay değildir. Askeri, siyasi, kültürel,
Komploculuğun etkileri devam ediyor. Örgütü
ideolojik baskı var. Bu baskıyı kaldırmak kolay
dağıtma, işte liberalizm, yanlışlık-lara karşı
değildir. Bu baskılar altında mücadele yürütmek
mücadele etmeme, böyle de yürünebilirmiş yak-
her babayiğidin harcı değildir. Ancak güçlü bir
laşımları hala şu ya da bu düzeyde görülebiliyor.
duruşla, güçlü yaşam duruşuyla bu mücadele
Anala-rımız "Aklı bir karış havada" derdi ya,
sürdürülebilir. Bu açıdan dışarıdaki tazyik oldukça
mücadeleyi bu şekilde yürütebileceğimizi sanmak
fazladır. PKK gerçeği, dünyanın adamı olmayan
gaflettir. Komplo esasta örgütsel düzeyi dağıtmak
bir Önderlik, dünyanın istediğine gelmeyen bir
istiyor, bunu amaçlıyordu.
örgüt her türlü baskıyı yaşıyor. Bu baskılar
İdeolojik belirlemeler doğru yapılabilir.
karşısında her zaman yanlış eğilimler filiz verir,
Eğer bunun örgütsel duruşunu, yöntemini ve tar-
yanlış eğilimler cesaret bulur, yanlış eğilimler
zını ortaya çıkara-mazsanız, Ortadoğu'da bir adım
tahrik edilir. Bu kadar dış ve iç tahrik var. Bu
bile atamaz ve varlığınızı koruyamazsınız. Şemdin
bakımdan tasfiyeciliğin çıkması normaldir. İşin
kaçtığında şunu söylemiştim: "Şemdin bu dağlara
gerçeği böyledir.
bir mangalık güç çıkartsın, ben arkasındayım."
Kolay mıdır bu
dünyada özgürlükçü duruşu, iradeli duruşu sergileyerek yaşamak, hele
hele Ortadoğu da yaşamak? Komplodan sonra
uluslararası güçlerin bu
yardakçılarının böyle ortaya çıkmaları anlaşılırdır. ABD de yakınla-rına gelip askerleriyle Irak'a
Kürdistan'da, Ortadoğu'da PKK yaşam tarzı olma-
girince rahatlıkla bu işi yürütürüz demişlerdir. Bu,
dan, Türkiye'de ve birçok alanda kimse hiçbir şey
bu kadar açıktır. Kürt siyasi ger-çekliğini,
yapamaz. Kimse kendisini aldatmasın. Eğer biz
Kürdistan'da ideolojik, siyasi ve örgütsel duruş
siyaset yapıyorsak, PKK tarzına dayandığımız için
olarak kendisini ayakta tutmak sorununu bu
yapıyoruz. PKK tarzı olmasa, o lafları bile söy-
çerçevede kapsamlı görmek gerekir. Ortadoğu'da
leyemeyiz. Konuşuyorsak, kesinlikle PKK gerçek-
sorunlar ve olaylara tek taraflı ve dar yaklaşılarak
liği ile ilgilidir. Türkiye'de ters bir şey söyleyeni
yürünemez. Önderlik her zaman "70'lerde yaprak
yerle bir ederler. Biz PKK gerçeğiyle ayak-ta kalı-
kımıldamıyordu" diyordu. Büyük mücadele ver-
yor ve yaşamımızı sürdürebiliyoruz. Komplo esas
Komünar
72
olarak mücadele eden yöntemi ortadan kaldırmak
sadece kavrıyor denilebilir. Önderlik mücadele
istedi. Tarzı, yöntemi, üslubu, örgüt anlayışını kü-
eden bir güçtür, yoksa belirttiği gibi "yaşlı bir
çümsemeyeceksiniz. Bunlar pratikleşme gücüdür.
bilge" değildir. "Pratiğin içerisinde bir gücüm"
Pratikleşme gücü olmadan Ortadoğu'da neyi yapa-
dediğine göre, Önderlik böyle anlaşılmalıdır. Ali
bilirsiniz?
Nihat Özcan "Ben Apoculardan ve PKK'den daha
Gerçekten tasfiyecilik komplo gerçeğinin
fazla Öcalan'ı anlıyorum" diyormuş. Başka
devamıydı ve olumsuz etkileri oldu. Bugün örgüt
bazıları da benzer şeyler söylüyor-larmış. İçimiz-
Türkiye'deki duru-mu değerlendiriyor. Tasfiyecili-
den bazı arkadaşlar da, "Dışımızdakiler Önderliği
ğin etkisidir, bunu kendileri söylüyor ve "Tasfiye-
bizden daha iyi anlıyorlar" diyebiliyorlar. Tabii
cilik devam ediyor" diyorlar. Tür-kiye'de yaşanan
bunların hepsi safsatadır. Önderliği ne sözle anla-
şey tasfiyeciliktir. Özgür Yurttaş Konferansı'nda
manın bir ifadesi var, ne de Önderliği dışımızdak-
birçok arkadaş bunu belirtti. Örgüt duruşuyla,
iler anlıyorlar. Bu bir pratikleşme sorunudur.
yaşam duruşuyla hangi dünyada yaşıyor, farkında
Önderlik devrimci bir önderliktir. Yaşamı,
değildir. Önderlik "Kürt nasıl ölüyor, onu bile
dünyayı değiştiren bir Önderliktir. Ortadoğu gibi
bil-mez" derdi. Ölmüş, çürümüş, bitmiş, artık bir
bir alanda deği-şimi gündemleştirmiş ve bunun
şey yoktur. Fakat hala kendisinin farkında değildir.
için de büyük bir mücadele vermiştir. Ortadoğu
Neden? İşte bunların hepsi tasfiyeciliğin etkisidir.
gibi bir alanda değişimi gündem-leştirme büyük
Uluslararası komplonun yaratmak istediği
şey, Önderliği ortadan kaldırarak, Önderliksiz
ortamda örgütü is-tediği gibi yönlendirmek ve tasfiye etmekti. Tasfiyeciler belki kaçtılar, bazıları
kovuldu ve başaramadılar. Ama tasfiyeciliğin etkileri sürdü, sürüyor. Uluslararası komplo Önderliği-
bir mücadele vermeyi gerekli kılar. Ortadoğu gibi
dünya dengelerinin kurulduğu bir yerde mücadelesiz değişim yaratmayı bir yana bırakın, kendinizi
bile değiştiremezsiniz. Günlük kendi nefsinize
karşı, duruşunu-za karşı mücadele edemezseniz
ayakta duramazsınız. İradeli duruş olmadan, canlı
tutan duygu yüksekliği olmadan, büyük bağlılıklar
mizi yakaladı. Ama niye yakaladı? Önderliğimizi
olmadan gelişme sağlanamaz. Önderlik Şemdin'e
yakalayarak hangi amaçlarına ulaşmak istiyorlar-
şöyle diyordu: "Bin yıl da geçse biz davamızdan
dı? Uluslararası komplonun Önderlik tarzını, üslu-
vazgeçmeyeceğiz". Yani bin yıl da geçse, yüz bin
bunu, gerçeğini ortadan kaldırmayı hedeflediğini
yıl da geçse mücadeleyi sürdürecektir. Tabii ruh
göreceğiz. Önderlik soyut bir şey değildir. Önder-
önemlidir. Or-tadoğu'da bu ruhla ayakta durmak,
lik, "Ben yaşlı bilge değilim, çocuk da değilim.
bu baskı ve basınç karşısında kolay değildir.
Devamlı siyaset yapan, bir tarzı ve üslubu olan
9 Ekim komplosu Önderliğin tanım-
bir gerçeğim. Kimse bana farklı yaklaşamaz"
ladığımız bu özelliklerinden ve sistem karşıtı yak-
dedi. Önderlik kendi tarzıyla, üslubuyla Önderlik-
laşımlarından ve yine bu dünyanın adamı olma-
tir, kazandıran tarzıyla Önderlik Önderliktir. Yoksa
madan kaynaklı olarak geliştirildi. Önderlik bir
Önderliğin bir düşüncesini herhangi bir üniversit-
diken gibi sistemin ayağına batıyordu. Komplo
ede bir profesör de bilebilir ve söyleyebilir. Ama
bunun için geliştirildi. Vahşiydi, alçakçaydı; halen
bunun hiçbir anlamı yok-tur. Bizim açımızdan
de bu vahşilikleri ve alçaklıkları devam ediyor.
Komünar
73
ŞAHADET GERÇEĞİ YÜREĞİMİZİ ARINDIRMAK
YÜREĞİMİZİ BÜYÜTMEKLE MÜMKÜNDÜR
Rotinda ENGİN
Tarih, bizim toplumsal bilincimiz, belle-
isyanlarını olduğu kadar umuda, sevgiye ve özgür-
ğimiz olduğu kadarıyla, kim olduğumuzu, nerden
lüğe olan susamışlığını kendi yüreklerinde taşıyan
geldiğimizi ve nasıl yaşadığımızı ifade eder.
biricik yoldaşlarımızdı. Onlar, hiçbir zaman
Egemenlerin tarihi karşısında kendi öz tarihimizi
köleliğin, zavallılığın bir kader olmadığını, tam
gün ışığına çıkarmak, anlamlandırmak ve onun
tersine bunu derinden yaşayan bir halkın ya da bir
üzerinden geleceğe bakmak bizim varlık ve kimlik
toplumun kendi öz değerlerine ve tarihine kavuş-
gerekçemizdir. Güncelliği ise inandığımız değerler
tukça dirileceğini ve özgürlüğe en yakın konuma
uğruna anlam gücüyle yaşamayı ya da o güncellik
geleceğinin bilincinde olan yoldaşlardı. Halk
içersinde, her koşulda bedeller ödemeyi bilmekle
olarak köklü ve eski bir tarihimiz olmakla birlikte,
tarihe mal ederiz. Bizim gibi özgürlük mücadelesi
en çok katliama, asimilasyona ve şiddetin her tür-
veren, vermekte olan bir hareket yaşadığı her günü
lüsüne maruz kaldık ve bu gerçeğe direnen bin-
böylesine bir güncellik içersinde karşılamaktadır.
lerce, yoldaşımızı kaybettik. Acıya karşı direniş,
Bizler anlamlı bir yaşamı yaratmak kadar acı tecrübelerin yarattığı bedelleri de
güçlü karşılamaya, sahiplenmeye çalıştık. Hemen
her ayda, zamansız ve ansızın aramızdan ayrılan ve
teslimiyete karşı direniş, asimi-
Onlar, bir halkın acılarını
İsyanlarını olduğu kadar
Umuda, sevgiye ve özgürlüğe
Olan susamışlığını
Kendi yüreklerinde taşıyan
Biricik yoldaşlarımızdı
erkenden toprağa düşen yüz-
lasyona, kimliksizliğe karşı
direniş, en önemlisi de mevcut olana alıştırılmaya, değersizleştirilmeye karşı direniş
biz de kültür haline geldi.
Ekim ayında şehit düşen
Beritan Hevi (Gülnaz Karataş)
lerce, binlerce yoldaşımızı şehitler gerçeği içeri-
yoldaşımız bu direniş kültürün amansız bir takipçi-
sinde tarihe mal etmeyi, yarattıkları değerleri koru-
sidir. O'nun ihanet ve işbirlikçiliğe teslim olmayıp
mak kadar büyütebilmeyi ve onların özgürlük
o genceçik bedenini uçuruma bırakıp, özgürlük
ütopyalarını gerçekleştirme mücadelesi içerisinde
çizgisinin bir neferi, bir fedaisi olduğunu bugün
olmayı en temel görevimiz bildik.
yediden yetmişe herkes bilmektedir. Şehitler
Özgürlük mücadelemiz içersinde Ekim
gerçeğine ve mirasına en çok bağlı olan Önder
ayında şehit düşen tüm kadın yoldaşlarımızı böyle-
Apo, Beritan yoldaşımızın direniş çizgisini şu
sine tarihsel ve güncellik içersinde yeniden anmak
cümleleriyle çok güzel ifade etmiştir: "Beritan
kadar, onların onurlu ve soylu özgürlük çizgisinde
bize vasiyettir. O kızı unutabilir miyiz? O
kararlıklarını kendi kişiliklerimizde oluşturmanın
mesajdır. O bize çağrıdır. O bizim için bir Jeanne
mücadelesini veriyoruz. Onlar, bir halkın acılarını,
D'Arc'tır. Onun gibi yüzlercesi var. Onu esas ala-
Komünar
74
cağız, onurumuzdur. Onun eylemi sevdanın, onu-
neti ve işbirlikçiliği içeren yaşam anlayışları
run eylemi-dir. Biz onun olduğu yerdeyiz. Son
karşısındaki onurlu direnişlerini geliştirmek, bizim
ferde kadar savaşacağız. Şeref ve özgürlük için,
şehitler karşısındaki sözümüz ve pratiğimizle
onur için savaşacağız. Şehit Beritan çizgisi benim
mümkün olacaktır.
için çok önemli. Beritan'ın anısı ve çizgisi diyo-
Kadın şehitler ayı olan bu Ekim ayında
rum. Şehit Beritan'ın yaşamını çizgileştirmeliyiz.
Zeynep (Gurbetelli Ersöz), Meryem (Meryem
Ben bu çizginin bir neferiyim. Onurlu barış
Çolak), Azime, Helin Çerkez, Ronahi Alman,
gelene kadar bu çizgiyi sürdürecekler."
Mizgin Türk, Rotinda (Aynur Aytemur), Kurde
(Selamet Menteşe) ve onların ardılları olan onlarca, yüzlerce kadın yoldaşımız bu çizgiye bağlılığın
gereği olarak kendi yaşamlarını ortaya koydular.
Zeynep yoldaş devrimci bir gazeteciydi. Önce
kalemiyle yüreğinin özlemini ve ardından silahıyla
özgürlük umudunu tattı. Meryem yoldaş herşeyden
önce bir anaydı. Ama o biricik evladına duyduğu
sevgiyi yüreğinde büyeterek tüm Kürt çocuklarının
daha özgür yaşaması için Mezopatamyanın kutsal
topraklarına yöneldi. Savaşın en sıcak döneminde
Zeynep ve Meryem yoldaşlar, Önderliğe ve kadının direniş çizgisine olan bağlılığın ve sevginin
gereği canlarıyla savaştılar. Azime yoldaş bir
öğretmendi. Bir toplumun ya da bir halkın geleceği
olan çocukların dilini, kültürünü, kısacası kimliğini
özgürce ifade edebilmenin savaşımını vere-
Beritan yoldaş yaşam anlayışıyla, yoldaş-
bilmek için dağların yüreğine yöneldi. Helin
lık sevgisiyle en önemliside Önderliğimizi derin-
Çerkez, Mizgin Türk yoldaşlar, duruşlarıyla,
den anlama ve O'na yol arkadaşı olma istemiyle bir
yaşamlarıyla ve hissetikleriyle halkların kardeşli-
çizgi devrimcisi, fedaisidir. Bugün bizler, Beritan
yoldaşın özgürlük duruşuyla, emeğiyle yarattığı
değerleri güncelleştirip, güçlendirerek kadın
özgürlük mücadelemizi Beritan çizgisi temelinde
geliştiriyor, büyütüyoruz. Ve biliyoruz ki, Beritan
yoldaş şahsında tüm Ekim ayı kadın şehitlerimizi
anmak kadar, Onların yaşam duruşlarını, çizgi
mücadelesindeki kararlılıklarını ve her türlü iha-
ğinin eşsiz timsali oldular. Ronahi Alman yoldaş
batının bitiren, tüketen ve insanlığı özdeğerlerinden koparan yaklaşımlarına sırtını dönerek
kendi tarihinin yaşam kaynağına yüzünü dönmüştür. Önderliğimize çok çirkince ve sinsice
geliştirilen uluslararası 9 Ekim komplosuna karşı
en erkenden Midyat Cezaevinde bedenlerini ateşe
Komünar
75
vererek Önder Apo'ya olan bağlılıklarını eylem-
Önderliğimizin ve şehit yoldaşlarımızın sonsuz
leriyle gösteren Rotinda ve Kurde yoldaşlar,
emek, özveri ve çabalarıyla öğrendik. Onurlu bir
Beritan çizgisinin amansız takipçileri oldular.
yaşamın kendi öz kimliğimizle, varlığımızla
Bizler bu Ekim ayında Beritanca yaşamanın,
mümkün olabileceğini ve bunun için direniş
Beritanca direnmenin ve onurlu bir mücadelenin
mücadelemizi her yerde ve her zaman güçlü
sahibi olabilmek için şehit yoldaşlarımızı Önder-
tutarak, gelişecek her türlü saldırılar karşısında
liğimizin deyimiyle toprağa değil, yüreğimize
nasıl cevap verileceğini kendi özgücümüzle tüm
ekiyoruz. Çünkü biliyoruz ki, şahadet gerçeğine
dünyaya gösterdik. Yaptığımız ya da katıldığımız
bağlılığın
arındırmak,
her eylemde Önder Apo'yu sahiplenme, kendimizi
yüreğimizi büyütmek ve bir halkın özlemlerine
sahiplenme en önemlisi de şehitlerimizi ve değer-
cevap olabilmek bununla mümkün.
lerimizi sahiplenme olduğunu bilerek hareket ettik.
gereği,
yüreğimizi
Bugün içinden geçtiğimiz süreci göz
Bir çizgi devrimcisi, fedaisi olmanın yaşam
önünde bulundurursak, kadın şehitler ayının biz-
duruşlarımızla, yoldaşlık değerlerimizle ve özgürlük mücadelesini kişiliklerimizde ve ortamımızda güçlü tutarak gelişebileceğini öğrendik.
Önder Apo'nun, dolayısıyla Kürt halkının kaderini belirleyecek bu tarihsel sürecin
Ekim ayında halkımızın, özellikle tüm Kürt kadınlarımızın ve
tüm yoldaşlarımızın Beritan
çizgisine yaşamlarıyla, eylemleriyle öncülük edeceklerini,
lere yüklediği büyük sorumluluklar var. Bizler bu
Beritan, Zeynep, Meryem, Azime, Mizgin Türk,
çizgi temelinde mücadelemizi sürdürme kararlığı
Helin Çerkez, Ronahi Alman, Rotinda, Kurde
ve bilinciyle direniş ruhumuzu geliştireceğiz.
yoldaşlar şahsında tüm şehit kadın yoldaşlarımızın
Özellikle uluslararası komplonun Önderliğimiz
direniş geleneğini sürdüreceklerini biliyoruz. Ve
şahsında halkımıza yönelik daha da geliştirilerek
yine biliyoruz ki, yüreğimizi ve beynimizi büyüt-
sürdürülmesi ve bir halkın öz değerlerinin yok
memiz, Önder Apo'nun yolunda yürümekle, başta
edilmek istenmesi, yediden yetmişe hepimizi sü-
Kürt halkının en yürekli çocukları olan ve yürek-
reç karşısında daha sorumlu ve vicdanlı davran-
leri ve zihinlerini Önder Apo'nun ışığıyla bilemiş
maya itmektedir. Bizler kim olduğumuzu, nereden
şehitlerimizin yarattığı değerlerle yürümekle
geldiğimizi ve nasıl özgür yaşamamız gerektiğini
gerçekleştirebiliriz.
Komünar
76
EKİM DEVRİMİ VE KOMÜNALİZM
Cemal ŞERİK
ekonomik ve toplumsal krizi derinleştirmiş, aynı
Rusya'da 1917 yılında gerçekleşen Bolşe-
zamanda muhalif güçlerin Çarlık rejimine karşı
vik Devrimi 90. yıldönümüne girmiş bulunmak-
mücadelelerini yükseltmelerine de olanak sunmuş-
tadır. Her ne kadar Rusya'da gerçekleşen bu
tu. 1917 Şubat'ında gerçekleşen devrim böylesi bir
devrim çözülmüş de olsa, bugün hala etkisini dün-
ortamda yaşanmış, Çar'ın iktidardan uzaklaştırıl-
ya üzerinde göstermektedir. Kimi Bolşevik Dev-
masına olanak sunmuştu. Çar'ın iktidardan uzak-
rim'i yaşanan çözülmeden hareketle tarihin bir
laştırılmasıyla kurulan yeni hükümet, Rusya için
yanlış olarak değerlendirirken, kimileri de sadece
yeni bir dönemin başlangıcı anlamına geliyordu.
uygulamadan kaynaklı yaşanan hataların bir sonu-
Ancak bu süreç sosyalizme dayanan Bolşevik
cu olarak başarısız bir deney biçiminde değerlen-
Devrim'i ile sonuçlanmamış, bir anlamda bu
dirilmektedir. Gerçekten öyle midir? Yoksa çözü-
devrimin öngünü olarak değerlendirilmişti. Genel
lüşün başka nedenleri de var mıdır? Reel Sosyaliz-
olarak Çarlık karşıtı güçlerin içerisinde yer aldığı
min çözülüşünden bu yana yapılan tartışmalarda
bir devrim olma niteliğini taşıyordu. O nedenledir
cevabı aranan sorular olarak bunlar önümüzde
ki gerçekleşen bu devrime "Şubat Burjuva
durmaktadır.
Devrimi" denilmişti. 1917 Şubat'ında Çarın iktidar
Bugün Ekim Devrimi'nin 90. yılında
koltuğundan uzaklaştırılmasını yeterli görmeyen
aranan bu soruların yanıtına cevap bulabilmek için
Bolşevikler, bu dönem ve gelişmeleri "proleter
yeniden devrimin gerçekleştiği yıllara ve bu devri-
devrimin" gerçekleştirilebileceği yeni bir süreç
me temel teşkil eden felsefik ve ideolojik yakla-
haline getirmek istiyorlardı. O nedenle de "tüm
şımın kökenine inmek gerekmektedir. Ancak böyle
iktidar Sovyetlere" sloganını geliştirerek yeni bir
yapılırsa Bolşevik Devrimi'nin "tarihin yaşadığı
devrimci süreç başlatmışlardı. Aldıkları karar
bir yanlış mı?" yoksa başka nedenler sonucunda mı
doğrultusunda başlattıkları bu sürecin ayaklan-
çözülmeyi yaşadığı sorularına yanıt bulunabilir.
maya dönüştürülmesi her ne kadar deşifre olsa da,
Ekim Devrimi Gerçekleştiği Tarihsel
Koşullar İçerisinde Ele Alınmalıdır
aynı yılın Ekim ayında gerçekleştirilen geniş
katılımlı bir ayaklanma ile iktidar ele geçirmişti.
Ekim Devrimi 1917 yılında Çarlık
Tarihe Ekim Devrimi olarak geçen Bolşevik
Rusya'sı toprakları üzerinde gerçekleşmiştir. O
Devrimi böylece gerçekleşmiş, tarihte ilk kez
günün tarihsel koşulları itibariyle dünyaya hakim
ezilen sınıflar devlet yönetme gücüne ulaşıyorlardı
olan emperyalistler güçler arasında dünyaya hakim
ve bu sonraki yıllar ve insanlığın zihniyet ve
olma yaklaşımları sonucunda Birinci Paylaşım
yaşamı üzerinde büyük değişikliklere yol açacaktı.
Savaşı'nın yaşanması gündeme gelmişti. Rusya da
Ekim Devrimi'yle birlikte başlayan süreç, aynı
bu savaşta yer almıştı. Savaş, Rusya'da siyasal,
zamanda dünya açısından da yeni bir dönemin
Komünar
77
başlaması anlamına geliyordu. Emperyalizm
önemli bir darbe yemiş, sömürge uluslar ve halklar
Reel Sosyalizmin Çözülmesi Sosyalizmin
Yenilgisi Değildir
kurtuluş sürecine girmişlerdi. O nedenledir Ekim
Sosyalist öğreti 1917 Devrimi'yle birlikte
Devrimi ile başlayan çağ sosyalistlerce; "Proletar-
ortaya çıkmamıştır. Ekim Devrimi, sosyalist öğre-
ya ve Ulusal Kurtuluş Devrimleri Çağı" olarak
tinin bir pratikleşme biçimi olarak yaşanmıştır.
tanımlanmıştı. Sosyalistlerce Ekim Devrimi'yle
Sosyalizm teorik kuram olarak 19. yüzyılda bir
başlayan sürece böylesine tarihsel anlam verilme-
formülasyona kavuşmuş olsa da, kökleri insanlığın
sinin nedeni; işçilerin iktidar mekanizmasını ege-
tarih boyunca yaşadığı baskı, sömürü ve zora karşı
menlerin elinden almaları ve kendi iktidarlarını
gelişen mücadeleler ve gerçekleşen arayışlarına
kurmalarıydı. Böylece insanın eşitlik ve özgürlük
kadar uzanabilmektedir. Ancak bir öğreti olarak
ütopyası olan yeni bir dünya yaratma yolunda ilk
gelişmesi, sistematize olması, temel prensiplere
adımlar atılmış oluyordu. Gerçekleşen bu devrim
kavuşturulması ve devletçi sosyalizm biçiminde
ile birlikte diğer halkların da burjuva egemenlikleri
bir karaktere büründürülmesi 19. yüzyılda geliştir-
yıkıp iktidarı ele geçirmeleri için gerekli koşulların
ilmiştir.
oluştuğu da öngörülüyordu. Böylece Ekim Dev-
18. yy.daki ütopik sosyalistlerin arayışla-
rimi ile birlikte dünya devrimler çağının başladığı
rının sonuçsuz kalması ve Paris Komünü'ün yenil-
da kabul edilmiş oluyordu.
gisi, iktidarcı sosyalist arayışların gelişmesine im-
Ekim devriminin ardından, dünyanın bir-
kan sunmuştur. Ütopikler tasarılarını gerçekleştire-
çok yerinde proleter sınıf hareketleri belirli bir
memiş ve komün başarısız olmuşsa, bunun nedeni
gelişme göstermiş, birçok ülke de Rusya Devri-
iktidarın ele geçirilememiş olması biçiminde
mi'nin örneğini izleyerek kendi iktidarlarını kur-
değerlendirilmesi böylesi bir yaklaşımın gelişme-
maya başlamışlardı. İkici Dünya Savaşı'ndan son-
sine temel teşkil etmiştir. Bu süreçten itibaren
raki yıllara gelindiğinde ise, neredeyse "dünyanın
sosyalizmin ancak iktidar olunarak kurulabileceği
üçte biri" diye adlandırılan bir kısmında da etkili
yaklaşımı, sosyalist öğretinin temel yaklaşımların-
hale gelmişlerdir. Yaşanan bu gelişme 70 yıl de-
dan biri haline gelmiştir. Bu yaklaşım Ekim
vam etmiş, ancak kendisini yenileyemediğinden
Devrimi'nin gelişiminde de belirleyici olmuştur.
giderek daralmış ve ardından yaşanan bir çözülme
Devrimin iktidarın ele geçirilmesiyle
ile son bulmuştur. Ortaya çıkan bu sonuç Ekim
gerçekleşeceğini
Devrimi'yle başlayan ve insanlığın zihniyet yapısı
takvime göre 23 Ekim, yeni takvime göre de 7
üzerinde önemli sonuçlara yol açan bu sürecin
Kasım günü gerçekleştirdikleri ayaklanmayla ikti-
sorgulanmasını da beraberinde getirmiştir. Yapılan
darı alaşağı edip kendi iktidarlarını kurmuşlardır.
sorgulamalarda ise, daha çok hayal kırıklığı ve
İktidarı ele geçirmelerinin ardından mülkiyet
kapitalizmin zafer kazandığı yaklaşımları öne çı-
toplumsallaştırılmaya başlanmıştır ve bu temelde
karılmıştır. Oysa gerçeklik, ulaşılan bu sonuçtan
sosyalizmin kurulmasında temel önemde ham-
tamamen farklıdır. Yaşanan ne kapitalizmin zaferi
lelerin yapıldığına inanılmıştır. İktidarın ele geçir-
ne de sosyalizmin yenilgisidir.
ilmesi ve mülkiyetin toplumsallaştırılması, sosyal-
düşünen
Bolşevikler,
eski
Komünar
78
izm olarak algılanmıştır. Yanılgı da burada
olma özelliğine de sahiptir. Çünkü sömürülen
başlamıştır ve teori üzerinde etkili olmuştur. Bu
sınıfların ve ezilen halkların mücadelelerine
temelde şekilde iktidara dayalı sosyalizm anlayışı
dayandırılarak gerçekleşmiştir. Ekim Devrimi'ne
ancak 70 yıl ayakta kalmış, ardından da yıkılmıştır.
karakter kazandıran da bu yöndür. Rusya'da işçi-
İktidara dayalı Sosyalizm anlayışı ters tepmiştir.
lerin ve köylülerin sürekli ayaklanmaları yaşan-
Ele geçirdikleri iktidar, iktidarı ile geçirenleri tes-
mıştır. Baskıya ve zora karşı tepkiler gelişmiştir.
lim almıştır.
Bir paradoksmuş gibi görülse de
Toprak ve özgürlük talepleri temelinde büyük
aslında yaşanan bu gerçeklikten başka bir şey
direnişler yaşanmıştır. Ekim Devrimi tüm bu
olmamıştır.
ihtiyaçlara yanıt olma temelinde gerçekleşmiştir. O
Rêber Apo'nun devlet ve iktidar çözümlemeleri esas alınarak bir yaklaşım gösterildiğinde,
neden böyle olduğunu anlamak o kadar da zor
olmamaktadır. İktidar ve devlet olgusu tarih sahnesine sınıflı, sömürücü, egemenlikli bir karakterle
çıkmışlardır. Egemen sınıflı bir karaktere sahip
olan devlet demokratik komünal değerler taşıyan
topluluklar karşısında tarihte gerçekleşen ilk karşı
devrimdir. Özü itibarıyla komünalite karşısında bir
karşı devrim olan devlete ve iktidara dayalı sosyalizmin gerçekleşmesi de mümkün değildir. O
nedenle ütopik sosyalistlerin başarısızlığı ve Paris
nedenle de ezilenlerin, sömürülenlerin sömürü ve
Komünü'nün yenilgisinden çıkarılan yanlış bir
egemenliğe
sonuç olan iktidarcı, devletçi sosyalizm mantığı
Devrimi'nin bu yönü görülmeli ve ona göre de
özünde sosyalist düşünce ve öğretiden de bir
sahip çıkılmalıdır. Sadece bu da değil; geliştirilen
sapma anlamına gelmektedir. O nedenle de böyle
mücadeleyle egemenlik sisteminin yıkılıp yerle bir
bir sapmanın büyük oranda etkisini taşıyan Ekim
edileceği de ortaya konulmuş ve bu samimi bir
Devrimi'nin gerçekleşmesinin ardında 70 yıl sonra
şekilde savunulmuştur. Tüm bunlar sömürü ve ege-
çözülmesi ve yeniden burada devletin kazanması
menliğe karşı olan mücadelelerin hanesine yazılan
anlaşılmaz bir durum olmadığı gibi yadırganacak
bir kazanımdır. Bu kazanımlar iyi değer-
bir sonuç olarak da görülmemelidir. Ortaya çıkan
lendirildiğinde sömürü ve egemenliğe karşı güçlü
bu sonucu da sosyalizmin yenilgisi olarak ele
karşı koyuşlar yaşanacağı gibi belirli sonuçlara
almamak gerekmemektedir.
ulaşmak da olanaklı hale gelecektir. Buradan
karşı
bir
mücadelesidir.
Ekim
1917'de Rusya'da gerçekleşen Bolşevik
hareketle de sömürü ve egemenliğe karşı olanların
devrim her ne kadar iktidarcı, devletçi bir nitelik
Ekim devrimine sahip çıkmaları ve bunu verdiği
taşımış olsa da, o zamana kadarki insanlığın sömü-
mücadelenin dayandığı tarihsel temellerden biri
rü ve egemenliğe karşı mücadelelerinin bir devamı
olarak kabul etmeleri gerekmektedir.
Komünar
Ekim Devrimi Sosyalist Mücadelenin Bir
Kazanımıdır
Ekim Devrimi'yle birlikte devriminin
açtığı yoldan ilerleyen halklar olmuştur. Çünkü
79
sosyalizmin gerçek anlamda pratikleştirilmesinin
nasıl mümkün olacağının doğru anlaşılmasını
olanaklı kılmıştır. Bu da sosyalizmin gerçek
tanımının yapılmasını beraberinde getirmiştir.
Rusya'da Çar'ın yıkılması diğer halklar için bir
Sosyalizm Komünalitedir
umut yaratmıştır. Dünyanın birçok ülkesinde Ekim
Ekim Devrimi sanıldığından çok daha
Devrimi'ni izleyen halklar bu şekilde umutlarını
fazla sosyalizm mücadelesine katkıda bulunmuş-
gerçekleştirmek için iktidar mücadelesine yönel-
tur. Devrimin bir iktidar sorunu olmadığı Ekim
mişlerdir. İktidara dayalı sosyalizm mücadeleleri
Devrimi pratiğiyle ortaya çıkmıştır. Devrimle ikti-
her ne kadar başarısızlıkla sonuçlansa da, egemen-
dar ele geçirilse ve yeni iktidar kurulsa da kazanan
ler olmadan da kendi yaşamlarını kendilerinin
devrim olmamaktadır. Bunu en yakıcı bir şekilde
örgütleyebileceklerini görmüşlerdir. Bu onlar için
öğreten Ekim Devrimi'dir. Ekim Devrimi büyük
bir kazanımdır. Sadece bu da değil, kendi yaşam-
fedakarlıklar ve mücadele ile gerçekleşmiştir. Halk
larını kendileri örgütlerken olmaması gerekenleri
büyük acılar yaşamıştır. Sosyalizmi kurmak ve
yine kendi pratikleriyle öğrenmişlerdir.
korumak için tarihten o güne kadar eşine rastlan-
İktidar ve devlet araçlarına başvurarak
madık büyük çaba ve kahramanlıklar göster-
toplumun kendi kendini yönetmesi mümkün olma-
ilmiştir. Tüm bunların bir sonucu olarak da büyük
maktadır. İktidarı ele geçirdikten bir süre sonra
maddi değerler yaratmışlardır. Ancak tüm bunlar
kendi kendilerini yönettiklerini sansalar da, aslında
devlet ve iktidar odaklı olduğu için sonuçta kaybe-
o süre zarfında ele geçirdikleri iktidar onların
dişe dönüşmüştür.
yaşamına yön veren bir organ haline gelmektedir.
Ekim Devrimi'nin gerçekleştiği Rusya
Bu da yeniden toplum içerisinde bir farklılaşmaya
dünyanın en büyük devletlerinden biri haline
neden olmakta ve sınıfları ortaya çıkarmaktadır.
gelmiş, ekonomik ve teknik olarak çok ileri
Reel sosyalizm pratiği, bu gerçeğin çok
düzeylere ulaşmış ve kendisiyle rekabet halinde
somut bir biçimde yaşanmasından başka bir şey
olan fazla bir güç de kalmamıştı. Yakalanan bu
değildir. Önce iktidar ele geçirilmiş, ardından ise
düzey ile eğer iktidar ve devlet yoluyla sosyalizmi
kapitalizm iktidar koltuğunda kendini farklı biçim-
gerçekleştirebilseydi, halklar, özellikle de Rus
ler kazanarak yaşatmıştır. Buradan çıkartılacak
halkı bugüne kadar çoktan sosyalizmi en ileri
sonuç bile, kendi başına sosyalist öğreti pratik-
düzeyde yaşar duruma gelmiş olacaktı. Ama böyle
leştirirken, nelerinin olmaması gerektiğinin somut
olmadı. Devlet büyüdü, iktidar güçlendi, ekonomi
göstergeleri olmaktadır. Yaşanan bu pratiklere day-
gelişme kaydetti, teknik alanda büyük bir atılımlar
alı olarak sosyalizmin nasıl gerçekleşebileceği
kaydedildi. Bu gelişmelere rağmen iktidarcı
yönünde sonuçların çıkarılması olanaklı hale
devletçi yapılanma bunlardan başka bir sonuç
gelmiştir. Sosyalizmin devleti ele geçirmek ve
yaratamadı. Aksine toplumu sosyalist değerlerden
mülkiyeti kamulaştırmak olmadığı, Komünalite
uzaklaştırdı. Sosyalizmin salt maddi olgu, maddi
olduğu açığa çıkmıştır. Bu da sosyalist öğretinin,
olgunun da ekonomik kalkınma olduğu gibi bir
Komünar
80
yanılsama yarattı. Sosyalizmin moral, ahlaki ve
memurların kontrolü altına verilmiştir. Burada
felsefi boyutu ikinci plana itildi. Kaba materyalist
gelişen komünalizm değildir. Tamamen Jakoben
ve ekonomist yan öne çıkarıldı. Böyle olunca da
tarzda toplumun tepeden şekillendirmek isteme-
karşı olunan sömürü ve egemenliğe dayanan sis-
sindir. Oysa komünalizm; ortaklaşacılık ve özye-
temin bir parçası haline gelindi. Bu da kapitalizmin
terlilik temelinde toplumun tabandan başlayarak
yeniden ve daha güçlü bir şekilde örgütlendirilerek
kendi kendisini örgütlemesidir. Aslında Ekim
yaşanmasında başka bir sonuç yaratmadı. Ortaya
Devrimi'nin dayandığı stratejinin teorik temelleri
çıkan bu sonuç sosyalizmin gerçekliğinin ne
de ortaklaşacılık ve devlet dışı örgütlenmeye
olduğunu bir kez daha doğru temellerde sorgulan-
dayanmaktadır. Ama buna rağmen devrim sonra-
masını beraberinde getirdi. Bu noktada da sosyal-
sında izlenen politika ile bu yaklaşımdan ciddi bir
izmin devletçi ve iktidarcı değil, komünalite
sapma içerisine girilmiştir.
olduğu gerçekliği açığa çıkmış oldu.
Proletaryaya göre devrim ile devlet ele
Sosyalizm komünalitedir. O nedenledir ki,
geçirildikten sonraki var olan devlet tam devlet
ancak komünlere dayanarak yaşamsallaşacaktır.
değildir; yarı ve sönmeye doğru yüz tutan bir
Komünlerin oluşumu ise toplumun devlet dışında
devlettir. Oysa Ekim Devrimi'nden sonra izlenen
kendi kendine yeterlilik temelinde örgütlemesiyle
yol tam da bunun tersi olmuştur. Devlet iyice
mümkün olacaktır.
Rusya'da Ekim Devrimi
büyütülmüş ve sağlamlaştırılmıştır. Dünyanın en
gerçekleşirken "Tüm iktidar sovyetlere" sloganının
güçlü devletlerinden biri haline gelinmiştir.
belirlemesiyle ilk başta bu ilkeden sapılmıştır.
Böylece devrimin hedeflerinden sapılarak karşıtlık
Rusya'da tüm iktidarı Sovyetler devralmıştır.
temelinde ona karşı mücadele edilen sisteme güç
Böylece Sovyetler iktidarı devralırken, aslında
verilmiştir. Reber APO'nun belirttiği gibi sonuçta
devrimi de iktidara devretmiştir. Ekim Devrimi'nin
"kapitalizmin mezhebi" haline gelinmekten kurtu-
ardından izlenen NEP (Yeni Ekonomik Politika)
lunamamıştır.
önü
Burada gerçek sosyalizmin ne olduğu ve
açılmıştır. Burada en çok dikkat çeken de; iktidarı
dünya insanlığının sosyalizm mücadelesini hangi
ele geçiren proletaryanın burjuvazinin gerçek-
temellerde ve nasıl bir yöntem izleyerek geliştir-
leştiremediği kapitalist gelişimi sağlama görevini
mesinin gereği de ortaya çıkmış olmaktadır. Sos-
de kendi işiymiş gibi üstlenmiş olmasıdır. Bununla
yalizm, kapitalizm ile birlikte oluşan bir düşünce
da sadece iktidarın Sovyetlere geçmesiyle kazanan
ve öngörülen bir yaşam biçimi olarak ortaya çık-
iktidar olmamış, ekonomik olarak ta kapitalizmin
mamıştır. İnsanlığın toplumsallaşmaya başladığı
gelişimin önü daha fazla açılmıştır. Burada
doğal toplumda var olan komünal yaşam ilişkiler-
kazanan proletarya olmamıştır.
ine dayanmaktadır. Egemenlikli devletçi toplum
ile
de
Ekonomide
kapitalistleşmenin
Sovyetler iktidara dayalı kamulaştırmalar
karşısında komünal yaşam değerlerini savunan ve
yoluyla kendini örgütlemeye başlamıştır. Kamu-
yaşayan topluluklar geliştirdikleri mücadeleyle
laştırılan mülk devletin elinde toplanmıştır.
kapitalizm öncesi süreçte hep de var olagelmiştir.
Devletin elinde toplanan mülkün kontrolü de
Kapitalizmde ise bu mücadele devam etmiştir.
Komünar
81
Ancak kapitalizmde gelişen sosyalizm
Komünalite diye tanımlayabileceğimiz bu
mücadeleleri önceki süreçteki yaşananlardan fark-
yol, devletin ele geçirilerek Jakoben bir tarzda top-
lı yönler içermiştir. Sınıflı uygarlığın bir gerçek-
lumun tavandan sosyalizasyonunun gerçekleştiril-
leşme biçimi olan kapitalizmde sömürünün
mesi değildir. Bu yol, tabandan toplumun devlet-
toplumun bütününe yayılması ve büyük toplumsal
siz, komünal yaşam üzerinde demokratik değerlere
sınıfları ortaya çıkarması, sosyalizm mücadeleler-
bağlı bir şekilde kendini gerçekleştirme yoludur.
ine ilişkin yeni yorum ve biçimlerin yaşanmasına
Komünalite reel sosyalizmi çağrıştıran yaklaşım-
neden olmuştur. Toplumun büyük çoğunluğunu
lardan da farklıdır. Bu nedenle aynılaştırılmamalıdır.
oluşturan işçi sınıfı sosyalizm mücadelesinde
Komünalizm reel sosyalizm değildir.
temel güç ve dayanak olarak ele alınmaya başlan-
Reel sosyalizm, kapitalizmin bir mezhebi
mıştır. Tarihin önceki dönemlerinde doğal toplum
haline gelen bir devletçiliktir. Gerçekleşme man-
özelliklerini yaşayan toplulukların içerisinde
tığıyla çeliştiği ve ona ters düştüğü için de
yaşanan komünalitenin aksine, kapitalizm ile bir-
çözülmekten kurtulamamıştır. Sonuçta ait olduğu
likte şehir uygarlığı içinde ortaya çıkan prole-
yere dönmüştür. Gerçekleşen bu sosyalizm pratiği,
taryanın öncülüğünde geliştirilebilecek bir yaşam
komünizmi de ideolojik anlamda aşındırmış,
ve toplum biçimi olarak ele alınmaya başlanmıştır.
toplumun gözünde itibar kaybetmesine neden
Ekim Devrimi de böyle bir yaklaşımın sonucu
olmuştur. Ayrıca bu pratik komünizmin, yarı
olarak gerçekleşmiştir.
devletin kendi kendini yok etmesi ile gerçekleşe-
Bu yaklaşıma göre, sosyalizm mücadelesi
bileceği fikrini esas almış, teorik olarak da doğa ve
kapitalizmin geliştiği işçi sınıfının nitel ve nicel
toplum arasında bir çelişkinin hakim olacağı bir
olarak var olduğu ülkelerde başarıya ulaşacaktır.
toplum olarak algılanmasına neden olmuştur.
Bu ülkelerin başında da Avrupa Kıtası'nda bulunan
Komünalizm her ne kadar bu komünist
ve kapitalizmin geliştiği ülkeler gelmektedir. Rus-
öğretiyle örtüşen, birbirini çağrıştıran yanlar taşısa
ya'da gerçekleşen Ekim Devrimi bu yaklaşımı çü-
da, birçok farkı da içermiştir. Öncelikle devleti
rüten bir durum yaratmıştır. Çünkü Rusya ne tam
reddetmektedir. Devletsiz toplumun kendi yaşa-
bir Avrupa ülkesi ne de kapitalizmin fazlaca geliş-
mını örgütleyebileceği tezinden hareket etmekte-
tiği bir ülkedir. Buna rağmen Rus Devrimi'ni ya-
dir. Devletin var olduğu koşullarda kendini örgüt-
panlar var olan teorik tespiti reddetmemişler,
leyebileceğini savunmaktadır. Komünalite ve ko-
gerçekleştirdikleri devrim ile burjuvazinin yapa-
münizmin yorum ve teorilerinde ifade edilen yarın,
madığı görevi üstlenmişlerdir. Bu da yapmış old-
belirsiz bir gelecekte yaşanacak bir ilişki ve yaşam
ukları devrim ile hedefledikleri toplumsal yaşamın
biçimi değildir; bugünden oluşacak bir yaşam biçi-
aksine karşı oldukları sistemin daha da güçlendiril-
mi ve ilişki tarzıdır. Sahip olduğu bilinçte; sosyal-
mesi sonucunu yaratmıştır. Bu gerçeklik de göster-
izmin kapitalizm sonrasında insanlığın yaşayacağı
miştir ki komünalizme ulaşmak, Ekim Devrimi'yle
bir evre olacağı düşüncesi bulunmamaktadır. Bu
birlikte izlenen sosyalizmi gerçekleştirme mücade-
anlamda tarih bilinci tamamen farklı bir yaklaşım-
lesinden farklı bir yol izlenerek mümkün olacaktır.
la sosyalizmi ele almasına neden olmaktadır.
Komünar
82
Bu yaklaşım, doğal toplumla başlayan
Kimilerine göre Ekim devrimi "bir varmış
süreçte yaşanmaya başlayan komünalizmin, hiyer-
bir yokmuş" misali ele alınan bir olgu değildir. Bir
arşik ve egemenlikli devletçi toplumların yaşan-
varmış, hep varmış biçiminde ifadeye kavuşturula-
maya başladığı tarihsel süreçlerde de hep var
bilecek halkların komünal yaşam arayışlarını
olduğu şeklinde bir yaklaşımı savunması gibi bir
gerçekleştirmek üzere verilen bir mücadeledir.
sonuç yaratmıştır. Tarihi sınıflar arası bir mücadele
Tarihte benzer örnekler de yaşanmıştır. Spartaküs,
ile değil, toplum-devlet arasındaki çelişki ile açık-
Şeyh Bedrettin vb. de aynı yaşam utkusu ve
larken, komünalizmin ekolojik, demokratik, cin-
mücadelesi içerisinde olmuşlardır. Arayışlarını
siyet özgürlükçü bir yaklaşımla gerçekleşebile-
somutlaştırmaya çalışmışlardır. Bir süre somut-
ceğini savunmaktadır. Bu yönüyle komünizm
laştırma süreçlerini de yaşamışlardır. Daha sonra
yorum ve teorisinde dile getirilen doğa ve toplum
çok ciddi zorlanmalarla karşılaşmış ve bir geri çek-
çelişkisi dışına da çıkılmış olmaktadır. Tüm bu
ilme içine girmişlerdir. İzledikleri yöntem
farklılıklar, reel sosyalizmi çağrıştıran komünizm
istemedikleri bir sonuçla karşılaşmalarına neden
yorum ve teorisi ile komünalizm arasındaki farkı
olsa da, o mücadeleler devam etmiştir. Spartaküs
ortaya koymaktadır. O nedenle de aradaki farkı
Şeyh Bedrettin'de yaşamış, Şeyh Bedrettin Marks,
koymak için Komünalizm belirlemesinin yapıl-
Engels ve Lenin'de yaşamıştır. Aydın Ortaklar'daki
ması çok daha gerekli hale gelmektedir.
ortaklaşa yaşam, Paris'te Komüne, Rusya'da
Sonuç:
Sovyetlere dönüşmüştür. Tüm bu denemeler geri
Ekim Devrimi'nin doksanıncı yılını geride
çekilmelerle sonuçlanmış olsalar da, hep birbir-
bırakıyoruz. Kuşkusuz Ekim Devrimi ütopya ve
lerinin devamı şeklinde tarih içindeki yerlerini
verilen mücadele itibariyle halkların tarihinde
almış ve bugün farklı tarzda da olsa yaşamaya
önemli bir yer edinmiştir. Yetmiş yılı bulan iktidar-
devam etmektedirler.
laşma süreci içerisinde yaşananlar da sosyalizm
90. yılında Ekim Devrimi'ni ele alırken bu
mücadelesi açısından büyük bir kazanım yarat-
bilinçle bir yaklaşım içerisinde olmak büyük önem
mıştır. Bu kazanım, halkların mücadeleleri açısın-
taşımaktadır. Bu bilinçle yürüttüğümüz komünal-
dan büyük bir deney ve tecrübe yaratmıştır. Bu
izm mücadelesinde Ekim Devrimi'nin yaşatıldığını
deney sayesindedir ki, sosyalizmin devlete dayalı
da burada belirtmek gerekmektedir. O nedenle de
olarak değil, devlet dışında gerçekleşebileceği,
90. yılında Ekim Devrimi her ne kadar gerçek-
demokrasinin de toplumun devletsiz bir şekilde
leştiği Rusya'da reel sosyalizmin çözülmesiyle bir
örgütlenmesi olduğu gerçeği açığa çıkmıştır.
geri çekilme yaşamış olsa da, yaşamaya devam
Artık halklar bu deneyden yola çıkarak
etmektedir. Bu yaşam sadece Rusya'da değil, tüm
yollarını daha gerçekçi bir şekilde görebilmiş ve
sosyalizm mücadelesi veren ülkelerde halkların
buna göre bir mücadele içerisine girme şansına
duygu, düşünce ve bilincinde yaşamaktır.
ulaşabilmişlerdir.
Komünar
83
DEMOKRATİK ÖZERKLİK DEVLET DIŞI KALMIŞ
KESİMLERİN ÇÖZÜMÜDÜR
"...Etnik gurupların, tüm zorluklara
etmektir. Sınıflı toplum tarihi bu anlamda çarpıtma
dayanarak açlığa, hastalıklara ve saldırılara
ve manipülelerle doludur. Ezilenler, emekçiler ve
karşı koyarak çölleri dağlar ve ormanların derin-
halklar adına hareket ettiklerini söyleyenlerin de
liklerinde yaşamayı başarmaları bile insanlık
bunun dışına çıkmamaları bu değirmene su taşı-
adına büyük bir demokratik birikimdir. Halk
malarından öteye bir işlevleri olmamıştır.
guruplarının tüm bu sınır tanımaz imha seferler-
Uğrunda mücadele edilen değerlere ters
ine karşı dağların orman ve çöllerin derinlik-
düşmemenin ilk ve en önemli yolu çarpıtma ve
lerinde geçirdikleri tüm zamanları demokrasi tar-
manipülelerle oluşan zihniyet çemberini kırarak
ihini yazmayıp kimin adına yazacağız? Yâda hiç
dışına çıkmaktır. Bu olmazsa ne kadar görkemli bir
bahsetmeyip yok mu sayacağız? Tarih böyle
mücadele ve fedakârlık gösterilirse gösterilsin,
anlam bulabilir mi? Bulsa bile zorbalığın
sonuçta gelinen nokta aynı olacaktır. Reel sosyal-
gaspçılığın anlamlılığından öteye geçebilir mi?
izm pratiği bu konuda anlamlı derslerle doludur.
küçük bir aşiret direnişinin bile ne kadar
"Tilkinin dönüp dolaştığı yer kürkçü dükkânıdır"
destanlara konu olduğunu anlamaya çalışırsak
deyiminde olduğu gibi, başlandığı noktaya gelmek
göçebelerin, etnisitenin demokratik değerini
kaçınılmaz olur. Bunu aşmanın yolu; sistemin
daha iyi anlamış oluruz..." REBER APO
bilme sınırlarına ulaşma ve aşma, sistemin oluştur-
Tarihin düz ve kesintisiz bir çizgi halinde
duğu zihniyet kalıplarını, düşünce formatlarını
gelişmediği, karşılıklı çelişki ve çatışma içerisinde
kırma, yeni bir zihniyet ve düşünce yaratmaktan
geliştiği söylenen bir gerçek olmasına rağmen, en
geçmektedir. Önderlik buna; "Zihniyet devrimi"
fazla unutulan, değerlendirme konusu dahi yapıl-
demektedir. Paradigmal değişim, özü itibariyle
mayan da bu gerçekliktir. Bu durum en fazla da
zihniyet değişimidir. Zihniyet devrimi gerçek-
sosyal bilimciler tarafından tarihsel gelişmeler
leştirilmeden yapılacak her türlü değerlendirme
anlatılırken göz ardı edilmektedir. Tarihi ve
yetersizlik ve yanlışlıklarla dolu olacaktır. O yüz-
toplumu Sümerlerle başlatmaları -ki bu devletin
den zihniyet devrimi veya yeni paradigmaya giriş
başlangıcıdır- öncesini görmemeleri, "ilkel" diy-
işin şifresi ve gerçekliği aramanın anahtarı duru-
erek küçümsemeleri bunun en açık ifadesidir. Oysa
mundadır. Yanlış anahtarlarla kapının açılabileceği
evrendeki hiçbir olay ve olgu partneri olmadan
görülmüş müdür? Bunu yapmaya çalışmak akın-
oluşmaz. Partner göz ardı edilerek olgu, doğru ve
tıya karşı kürek çekmek olacaktır.
tam bir izaha kavuşturulamaz. Bunu izah etmeye
Bu genel değerlendirmeleri şunun için
çalışmak en hafif deyimle çarpıtmak ve manipüle
yapıyoruz: Zihniyet devrimi yapılmadan doğru
Komünar
84
yapmanın imkânı yoktur. Zihniyet devrimi işin
Demokratik özerklik, bir geçiş çağı olan
amentüsü gibidir. Kavramlardaki bu kadar farklılı-
demokratik uygarlık çağında iktidar dışı kalmış
ğın ve muğlâklığın altında yatan gerçeklik budur.
kesimlerin kendilerini örgütleyerek bir ifadeye
Geçmişin zihniyet kalıntıları ve paradigmayla olay
kavuşturmalarıdır. Buna demokratik toplumda
ve olgulara yaklaşıldığında ortaya çıkacak sonuç,
dezavantajlı konumda bulunanlara tanınan pozitif
eskiyi tekrarı olacaktır.
ayrımcılık demek de mümkündür.
Reber Apo Bir Halkı Savunmak adlı eseri
Demokratik özerkliği daha derinden
başta olmak üzere, diğer çözümleme ve değerlen-
tanımlayabilmek için yaşadığımız çağı kısaca
dirmelerinde yeni bir bakış açısı, yeni bir zihniyet
değerlendirmek gerekir. Önderlik Sümer Rahip
ve yeni bir paradigma yarattı. Bununla kavramlara
Devletinden, Demokratik
yeni anlamlar yükledi. Daha doğrusu içi boşaltılan,
eserinde, içinde yaşadığımız çağı demokratik
çarpıtılan kavramları yeniden özüyle buluşturdu.
uygarlık
Marks'ın baş üstü duran Hegel diyalektiğini ayak-
"…Buna göre demokratik uygarlık çağı sınıflı
ları üzerine oturtması gibi, Önderlik de kavramları
uygarlık çağlarının bilimsel bir teknik evrime
gerçeğiyle buluşturdu.
bağlı olarak aşılmasının tam sağlanmadığı
Bu kavramlardan birisi de; demokratik
çağı
olarak
Cumhuriyete adlı
değerlendirmektedir:
yenisinin de tam belirginleşmediği uzun süreli bir
özerkliktir.
Sınıfçı ve devletçi paradigmayla demokratik özerklik ele alınırsa ilkel milliyetçi bir konuma düşülür. Zaten kendi başına özerklik, ilkel milliyetçiliğin temel hedefidir. Bunda amaç iktidarın
sağladığı nimetlerden küçük de olsa pay almaktır,
yani çıkardır. Oysa Demokratik Ekolojik Cinsiyet
Özgürlükçü Toplum paradigmasıyla yaklaşıldığında, demokratik özerkliğin hiç de iktidar nimetle-
tarihsel dönemin kavramsallaştırılmasını ifade
rinden pay kapma ve çıkar elde etme olmadığı gö-
etmektedir. Yeni ile eski iç içe ama barışçıl tarzda
rülecektir. Demokratik özerklik en genel anlamda
dönüşümünü öngörmektedir. Mevcut teknik
bir devletin sınırları içerisinde kalan, ama onunla
düzeyin zora başvurmaksızın her türlü dönüşüme
bütünleşmemiş, devlet dışı kalmış kesimlerin,
maddi zemin oluşturacak kadar elverişli koşullar
etnisitelerin, cinslerin, inanç guruplarının kendi-
sağladığı görüşüne dayanmaktadır. Klasik devle-
lerini geliştirme ve örgütleme tazıdır. Ya da
tle kapalı toplumun aşıldığını üçüncü alan olarak
devletin siyasal sınırlarına dokunmadan, herkes-
etkinlik kazandırdığını ileri sürdürmektedir.
imin bulunduğu ortamda kendini özgürce ifade
Birinci ve ikinci alan olan devlet ve toplum ara-
edebilmesidir.
sında üçüncü alan olan sivil toplumun sivrilmesi,
Komünar
85
federatif yönetim ve yaşam tarzını öne çıkarmak-
dan dolayı sonrasında geliştirilen yorum ve analiz-
tadır. İdeolojik, ekonomik, sosyal, etnik, cinsi,
ler yetersizlikler ve yanlışlıklar içermektedir.
ırki ve siyasal farklılıklar toplumun zenginliği
Yukarıda da belirttiğimiz gibi, bizce de-
olarak düşünülmekte her gurubun ifade özgür-
mokrasi insanın var oluş ve yaşayış tarzıdır. Yani
lüğüne sahip olarak istediği bilinç ve örgütlülük-
yaşamın içerisinden gelen, kaynağını buradan alan
le yönetim ve yaşamın en doğru ifadesi toplumun
sosyal bir olaydır. Yaşamın canlılığı gibi canlıdır.
ve devletin federatif temelde gerekli her türlü ku-
O yüzden demokrasiyi kalıplara sokmak daralt-
rumlaşmaya kavuşması olmaktır. Monolotik, oto-
maktır, buda işin özünü sakatlar.
riter ve totaliter yönetim ve yaşam tarzı ne kadar
Toplumsallığı ve bilinçliği emekle yaratan
demokratik değerlere ters düşüyorsa, sivil toplum
ve doğadaki diğer canlılardan ayrışan insanın
kuruluşlarına dayalı federatif ve yaşam tarzı da
yaşamı demokratiktir. Doğanın kısıtlayıcı yakla-
çağdaş demokrasiye o kadar uygun düşmektedir.
şımlarının dışında hiçbir kısıtlama yoktur. Yaşam
Buna dayanarak çağımızın genel bir kavramlaş-
coşkun bir ırmak gibi durmadan, özgürce akar.
tırmasını yapmak istediğimizde dünya demokra-
Demokrasi de bunun gibi özgür ve akışkandır.
tik federasyon çağı uygun düşmektedir..." Çağın
Demokrasinin başlangıcında, kök hücresinde iki
bu özelliğinden dolayı devlet dışı kalmış kesim-
temel kavram esastır. Bunlardan birisinin olma-
lerin kendilerini en özgür ve en rahat ifade edebile-
ması demokrasiyi yetersiz ve eksik bırakır ki, bu
cekleri örgütlenme, yönetme ve yaşam tarzı de-
da demokrasiyi gerçekliğinden uzaklaştırılır.
mokratik özerkliktir. Yani demokratik uygarlık ça-
Bunlar; toplumsallık ve bilinç öğeleridir. Demek
ğının örgütleme biçimi demokratik özerkliktir.
ki demokrasi topluma ve onun bilincine dayanır.
Kavramlara değişik anlamlar yükleyerek
çıkarlarına geldiği gibi kullanmak neredeyse
Toplumsallığı ve bilinci gelişmemiş toplumların,
demokrasileri de gelişmemiştir.
çağımızın hastalığı durumundadır. Bunu her alan-
Toplumun bilinçli yaşaması önündeki her
da görmek mümkündür. Konumuzla bağlantılı
engeli bir demokrasi engeli olarak görmek ve
olarak demokrasiyi ele aldığımızda bu daha çarpıcı
bir şekilde görülecektir. Kimine göre demokrasi
çoğunluğun azınlığa; kimine göre sınıfın sınıfa tahakkümü; kimine göre bir yönetim biçimi; kimine
onunla mücadele etmek temel sorundur. Demokratik uygarlık çağının militanlığı da demokrasi militanlığıdır. Yani toplumu bilinç temelinde yeniden
kurmak ya da doğal özüyle buluşturmaktır. Bunun
dışında geliştirilen teorilerin hepsi demokrasiyi
göre ise halkın -serveti, malı olanlar- kendini yö-
daraltan, zayıflatan, sakatlayan, özünden boşaltan
netmesi gibi tanımlamalar yapılmaktadır. Bu ta-
teori ve yaklaşımlardır.
nımlamaları çoğaltmak mümkündür. Çıkış nokta-
Bu noktada ortaya çıkan en temel yanlış;
ları bu tanımlamalar olduğundan sonrasındaki de-
demokrasiyi devletle bağlantılandırmak ya da
ğerlendirmeler de buna göre olacaktır. Bizce bu ta-
demokrasiyi devletsiz düşünememektir. Bunun en
nımlamaların hepsi yetersiz tanımlamalardır. Bun-
belirgin yansıması da demokrasiyi Yunan uygar-
Komünar
86
lığıyla başlatmaktır. Bu, demokrasiyi toplumdan
döndüğünü belirtmiştik. İşte özerklik bu farklılık-
alıp devlete; halktan alıp egemen kesimlere ver-
ların kendilerini örgütleme ve geliştirerek yaşat-
mektir. İşin acı yanı halk adına, toplum adına mü-
malarıdır. Bütünün sağlıklı gelişmesi açısından
cadele edenlerin de böyle bir yetersizliğe ve yan-
parçaların kendi renginde enerjilerini açığa çıkart-
lışlığa düşmeleridir. Demokrasiyi siyasal soruna
maları gerekir.
indirgemek devlete teslim olmak demektir. Böy-
Özerklik siyasal olmaktan çok, sosyal bir
lece demokrasiyi bastırarak, gerileterek gelişen
durumdur. Halk kendi farklılığını tabandan
devlete yeni nefes boruları açmaktır. Sınıflı toplum
örgütleyerek yaşar. Bunu diğer halklara karşı bir
tarihine bakıldığında bunu yaygınca görmek
baskı aracına dönüştürmez. Sonuçta toplumun tüm
mümkündür. Demokrasiyi siyasal sorun olarak ele
bu kesimlerden oluştuğunu bilerek yaşar. Bu kes-
alan yaklaşımlar, toplumu özüyle buluşturup yeni-
imlerden birisinin bastırılması ya da ger-
den koruma yerine, yani işin özüyle uğraşma yer-
iletilmesinin toplumun gelişimini sekteye uğrata-
ine biçimle uğraşan yaklaşımlardır. Bu da toplu-
cağını baskıya uğrayanın da isyan edeceğini bilir.
mun iç sorunlarını çözme yerine daha da ağırlaştır-
Bunun için de "Bir ağaç gibi tek ve hür ve bir
makta, kördüğüm haline getirmektedir.
orman gibi kardeşçesine" ilkesini esas alır. Başka
Oysa gerçek demokrasi devleti zayıflatır.
bir halk üzerindeki baskı ve saldırıların kendi
Demokrasi mücadelesi verenler devletten bir
toplumsallığını tehdit ettiğini bildiğinden "bana
şeyler isteme yerine, devleti sınırlamayı esas alır.
ne" demez ve buna karşı mücadele eder. Bu tutarlı
Devletten bir şeyler istemek, sonun da devlete
bir demokrat olmanın da ölçütüdür. Kendisine
götürür. Sissiphos kompleksi gibi başladığı nok-
dokununca kıyametleri koparan, başka halkların
taya getirir.
asimilasyonuna, katliamına seyirci kalanlardan
Demek ki demokrasi; devlet dışı kesim-
tutarlı demokrat olmalarını beklenemez.
lerin devleti sınırlayarak kendilerini örgütleme,
Egemen kesimler özerkliği siyasal bir
geliştirme, ifade etme ve yaşatmadır. Bu aynı
oluşum olarak ele aldıklarından, iktidara ortak
zamanda özgürlüktür. İnsanın, dolayısıyla toplu-
olmanın bir yolu olarak görürler. Bu toplumun
mun doğasına da uygundur. Öyle ele alındığında
zenginliğini iktidardaki güçlerle paylaşmaktır.
ancak tutarlı bir demokrat ve özgürlük savaşçısı
Şayet güçleri yeterse tüm zenginliği ele geçirmek
olunabilinir.
için devletleşme eğilimlini gösterirler. Onlar için
Yeniden konumuza, içi boşaltılan, ters yüz
özerklik, devletleşmeye gitmede bir ara duraktır.
edilen kavramlara dönecek olursak; bunlardan
Toplumun zenginliğinin iktidardaki güçlerle pay-
birisi de özerkliktir.
laşmayı esas aldıklarından, devletle bir mücadele
Toplumun doğasının canlı ve renkli
içinde olmaktan çok, onunla pazarlık ederler ve
olduğunu, bunun da farklılık yarattığını ve bu fark-
isterler. Devletten istemek; devletten kopmamaktır.
lılığın da zenginlik olarak yeniden topluma
Bu kesimlerin egemen devletlere güçleri yetmedi-
Komünar
87
ğinden işbirlikçilik temel özellikleri haline gelir.
doğu'yu cehenneme çevirme temelindedir. Bu ce-
Devletten isteyen veya verdikleriyle yetinen özerk-
hennem ortamı onların nemalanacağı yerdir. De-
lik; işbirlikçilerin özerkliğidir. Bunlar halkın is-
mek ki Ortadoğu'daki sorunların kaynağı ve de-
temlerini dile getirdiklerini söyleseler de, bu, ger-
vamcısıdır. Cetvellerle çizilmiş devletler bunun
çeği örten asma yaprağından öteye geçmez.
somut ifadesidir. Devlet en fazla Ortadoğu da halk-
Felsefeye dayanmayan demokrasi kolayca
ların bağrına saplanmış bir hançerdir. Ortadoğu
yozlaşır. Doğal toplumun sınıfsız, hiyerarşisiz,
toplumlarının güç kaybetmelerinin temel nedeni
baskısız ve özgür toplumun yaşam biçimi olan de-
budur. O yüzden Ortadoğu da devlete, onun zih-
mokrasi kolayca onlara ters döner. Aynı şey özerk-
niyetine karşı mücadele etmeden tutarlı bir aydın
lik içinde geçerlidir. Belli bir felsefeye, evren an-
ve özgür bir insan olmanın imkânı yoktur. Orta-
layışına ve siyasal programa sahip olmayan özerk-
doğu da tutarlı aydın ve özgür insan çıkmamasının
lik de kolayca yozlaşır. Toplum içindeki farklı kes-
temelinde bu açmaz ve kördüğüm vardır. Ortadoğu
imlerin kendilerini ifade etme aracından çıkıp, ter-
halkları arasında ciddi bir sorun olmamasına rağ-
sine bir rol oynar. Demek ki demokratik özerklik;
men birbiriyle barışık devletlerin olmaması başka
güçlü ve sağlam bir felsefeye, paradigmaya sahip
nasıl izahı edilebilir?
olmalıdır. Bunlar onun emniyet sübaplarıdır. Bu
Ortadoğu demokratik ve özerk üniteler
belirlemeler ışığında Ortadoğu ve Kürdistan
şeklinde örgütlendiğinde güç bulmuş ve ayağa
gerçekliğinde özerklik daha kolay anlaşılır.
kalkmıştır. Tarih bunun örnekleriyle doludur. Des-
Ortadoğu için yetmiş iki milletin buluştu-
potik köleci Asur İmparatorluğuna karşı geliştir-
ğu toplum denmektedir. Bu Ortadoğu toplumunun
ilen direniş bunun ifadesidir. Bugün Ortadoğu top-
çeşitliliğini, renkliliğini, zenginliğini yansıtır. Demokratik yöntemlerle bu farklılıklara yaklaşıldığında, muhteşem bir birikim, zenginlik ve güç açığa çıkar. Bu gerçek anlamda cennetin dünyasallaşmasıdır. Ancak demokrasi dışı bir yaklaşım sergilendiğinde bu farklılıklar düşmanlıklara, savaşlara,
soykırımlara yol açar ki, bu da Ortadoğu'nun
cehennemleşmesidir. Günümüzde Ortadoğu'da
yaşanan tam da bu gerçekliğe uygun düşmektedir.
Halkın seçeneği, tercihi, yaşamı demokratik olduğundan yaklaşımları Ortadoğu'yu cennete çevirmeye yöneliktir. Ancak egemenler için
aynı şeyler söylenemez. Egemenler egemenliklerini sürdürmek istediklerinden yaklaşımları da Orta-
lumlarında bayram olarak kutlanan Newroz kaynağını bu örgütlenme ve ittifaktan alır. Despotik merkezi Roma İmparatorluğu'na karşı İsa'nın geliştirdiği direniş; Sasanilere karşı Mani'nin; Emevi ve
Abbasi halifelerine karşı Mazdek ve Babek'in
geliştirdiği direniş bunun somut ifadeleridir.
Demokrasiyi, evrenselliği ve özerkliği içiçe ören hareketler Ortadoğu da gelişme zemini
bulmuş ve halklar hanesine olumlu puanlar yazdırmışlardır. Halklar bunların zamanında refaha ve
mutluluğa ulaşmış, zenginliğinin farkına varmıştır.
Bunların ezilmesinden sonra ise; halklara kat-liamlar uygulanmış, yaşam cehenneme çevrilmiştir.
Aynı şey Kürtler için fazlasıyla geçerlidir.
Kürtler kendilerini kendi renkleriyle Ortadoğu
Komünar
88
toplumlarına kattıklarında kazanmışlardır. Tüm
Kürt halkı bu özerkliği kabul edildiği
asimilasyon, baskı ve şiddete rağmen günümüzde
sürece komşularıyla barış içerisinde yaşamışlardır.
hala diri olmaları bu özellikleriyle bağlantılıdır.
Bu özerkliklerine yönelim olduğunda ise, ölümüne
Kürtler tarihleri boyunca oluşturdukları siyasal sis-
direnmişleridir. Özerklik ve direniş Kürt halklının
temlerinin çok büyük çoğunluğu özerk veya feder-
temel karakteristik bir özelliği olmuştur. Özerkli-
atif niteliktedir. Bunu hem kendi içlerinde, hem de
ğine ve özgürlüğüne yönelim olduğunda isyan et-
komşu halklarla ilişkilerinde yapmışlardır. Çünkü
miş, özerkliği ve özgünlüğü tanındığında, yani de-
her aşiretin, her etnik gurubun, her inancın kendine
mokratik bir yaklaşım sergilendiğinde barış içeri-
özgü yanları vardır. Bunları görmeden yapılacak
sinde kardeşçe yaşamıştır. Bu durum en belirgin
sosyal bir organizasyon ya tutmaz ya da hemen
olarak da Türklerle ilişkilerde görülür. Siyasal ola-
baskıcılaşır, ceberutlaşır ve giderek diktatörleşir.
rak daha örgütlü ve güçlü olan Türkler Kürtlerin
Kürtlerin ataları olan Gutiler, Kasitler,
özerkliğini tanıdıkları sürece aynı ırmağa akan iki
Mittaniler böyledir. Bunlar derinliğine ince-
dere gibi birlikte yaşamışlardır. Türkler orta Asya'-
lendiğinde federatif özellikleri hemen göze çarpar.
dan kopup Ortadoğu'ya geldiklerinde birçok halk-
Bunların en gelişkinleri Medler'dir. Med organiza-
la savaşmalarına rağmen, Kürtlerle savaşmamış-
syonunun özü aşiret federasyondur. Asur zulmüne
lardır. Kürtlerin özerkliğini tanıyarak ittifak yap-
karşı geliştirdikleri federasyondur. Medler'i
mış ve bunun sonucunda Bizans devletini yen-
başarıya götüren temel özellik budur. Zafer onda
mişlerdir. Bu ilişki ve ittifak bozulunca yeniden is-
gizlidir. Medler herhangi bir savaşta yenilerek
yanlar başlamıştır. Ve bu isyanlar Türkleri de za-
dağılmamışlardır. Yaşanan ihanetleri saymazsak
yıflatmıştır. Türkler kendi içindeki farlılıklara de-
özerk ve federatif olan ilişkilerin zaferden sonra
mokratik bir yaklaşım sergilemediklerinden yenil-
merkezileştirilmeye dönüştürülmesi yenilgisinin
mişleridir. Anadolu Selçuklu Devleti derinlikli ola-
temel nedenidir. Merkezi ilişkiler dayatılınca, fed-
rak incelenirse, yenilgisinin temelinde demokratik
erasyonu oluşturan aşiretler birer birer federasyon-
ve özerk ittifakı geliştirememesinin yattığı görülür.
dan çıkmışlardır. Bunun sonucunda kolonları
Kürtler bulundukları alanlarda kendi yaşam tarz-
kırılan bir binanın çökmesi gibi, Medler de 55 yıl
larında yaşamış, kendi özerkliklerini korumuşlar-
gibi kısa süren bir iktidardan sonra çökmüşlerdir.
dır. Ne zamanki özerkliklerine yönelim olmuş, peş
Bu durum İslam'ın Kürdistan'a girmesinde
de görülür. İslamlaşarak genelle bütünleşen
peşe isyanlar başlamıştır. 19. ve 20 yy.ın Kürtler
için kanlı bir yüzyıl olması bundan dolayıdır.
Kürtler kendi renklerini yaşamaktan vazgeçme-
Bu yy'da yeni bir durum ortaya çıkar.
mişlerdir. İslamiyeti Zerdüşti gelenekleriyle bir-
Kökleri eski olmakla birlikte en geri ve ilkesiz
leştirip yaşamak istemişlerdir. Bunu söylerken
temelde Araplarla işbirlikçilik yapan kesimler
kastımız kendi değerlerine sırt çevirip Arap işbir-
Türklere de işbirlikçilik yapmışlardır. Bu işbirliğin
likçileri olan kesimler değil, halkın durumudur.
temelinde yatan; iktidar nimetlerinden arta kalan-
Komünar
89
lardan pay almaktır. Bu aslanın avından beslenm-
Başta da belirttiğimiz gibi, güçlü ve derin
eye çalışan ve artıklarla yaşayan çakalların duru-
bir felsefeye, doğru bir evren anlayışına, yani par-
mudur. Bu yüzden Kürt egemenlerinin mücadele
adigmaya, siyasal bir programa dayanmayan de-
tarzı çakal tarzıdır. Kongre Gel'in oluşum süre-
mokrasi ve özerklik yozlaşır, demagojikleşir,
cinde tasfiyeci- provokatör kesimin "aslan gibi aç
giderek karşıt bir duruma dönüşür. Cumhuriyetin
olmaktansa, çakal gibi tok olalım" yaklaşımı, Kürt
kuruluşundan sonra yaşanan durum tam da budur.
egemenlerinin temel özelliğidir. Kürt egemenleri
Pratik ve pragmatik bir önder olan Atatürk, derin
arttıkları da bulamayınca, halkın öfkesini, tepkisi-
bir felsefe ve güçlü bir evren anlayışına sahip ol-
ni kendi emelleri için iktidarın asıl sahiplerine kar-
madığından, kurduğu cumhuriyet demokratik-
şı bir tehdit ve şantaj aracı olarak kullanmışlardır.
leşme yerine giderek tutuculaşmış, otoriterleşmiş,
Böylelikle Kürt halkına tarihi tuzağı kurmuşlardır.
oligarşikleşmiştir. Böylece özü halkın yönetimi
Önderliğin "Kürt kapanı" olarak belirttiği budur.
olan cumhuriyet yozlaşarak halka karşıt duruma
Özgürlük ve demokratik değerleri için ayaklanan
dönüşmüştür. Anadolu'da yaşayan değişik halk-
Kürt halkı böylece egemenlerin değirmenine su
ların, etnisitelerin, inanç gruplarının farkını görme-
taşımıştır. Reel sosyalizmin kapitalizmi beslemesi
miş, özerkliklerini tanımamıştır. Bu kesimleri "tek
gibi, bu isyanlar da baskıcı ve faşist oluşumları
dil, tek bayrak, tek vatan" paydasında asimile etm-
beslemiştir. Demokratik ve özgür yaşamdan vaz-
eye, eritmeye, bunun sonucunda birleştirmeye ça-
geçmek, direnmemek, teslim olmak daha derin bir
lışmıştır. Bu yaklaşım yaşanan sorunları çözme
çıkmazı oluşturur. Önderliğin "isyan etse bir türlü,
yerine daha da ağırlaştırmıştır. Ve sonuçta başta
etmese bir türlü" dediği durum da budur. Kürt
Kürtler ve Türkler olmak üzere Kürdistan'ı dene-
halkının içine düşürüldüğü bu durum Türklerin de
timlerinde tutan güçler, genelde Ortadoğu 20.
güç kaybetmesine, zayıflamasına yol açmıştır.
yüzyılı kaybetmişlerdir.
20. yüzyılın başında bu durumu gören
Karanlığın en zifiri olduğu anda şafağın
Atatürk buradan bir açılım yapmak istemiştir.
patlaması gibi, 20.yüzyılın son çeyreğinde bu
Birçok değerlendirmesinde Kürt otonomisin-
karanlık dönemi en derinden yaşayan Kürt halkın-
den, muhtariyetinden, özerkliğinden bahset-
da yeni bir doğuş, PKK doğuşu gerçekleşmiştir.
miştir. Bunun üzerinden Kürtlerle ittifak ya-
İnsanlığın doğuşundan itibaren oluşan olumlu
parak Cumhuriyeti kurmuştur. Ancak bu yak-
değerlerin temsilcisi olma iddiasıyla gelişen PKK,
laşımı cumhuriyetin kuruluşundan sonra de-
yaşanan sorunlara çözüm bulma arayışına gir-
vam ettirmemiş, ettirememiştir. Cumhuriyet
miştir. Doğduğu dönemin koşullarından etkilenen
uluslar arası kuruluş ve yasalar kapsamında
PKK, bu sorunların çözümünü iktidarlaşmada,
garantiye alınınca Kürtlerle olmasını düşün-
devletleşmede aradıysa da, bunun çözüm olmadı-
düğü yaklaşımdan vazgeçmiş, Cumhuriyet
ğını, çözüm olarak görülen bu yaklaşımın özünde
oligarşik bir hal almıştır. Şüphesiz bunda ge-
sorunların temel nedeni olduğunu fark etmiştir.
lişen Kürt isyanlarının rolü de olmuştur.
Devletçi, iktidarcı, merkeziyetçi yaklaşımlarla so-
Komünar
90
runların çözülemediğini, aksine yeni sorunlar yara-
rın farklılıklarını örgütleyerek, zenginlik olarak ye-
tarak kartopu gibi daha da büyüttüğünü görmüştür.
niden topluma katılmalarıdır. Başka kesimleri kü-
Halklar cennetini yaratma iddiasıyla çıkan PKK,
çümseyen, hor gören, baskı altına alan farklılıklar
bu yolun cennete götürmediğini, cehennemin ate-
zenginlik değildir. Bu egemenlerin, işbirlikçilerin
şini gürleştiren bir odundan öteye bir anlam taşı-
farklılığıdır. Demokratik toplumda her farklılık bir
madığını fark etmiştir.
dereciktir. Bu derecikler demokratik komünalizme
PKK'deki paradigmal değişim bunun
aktığı, orada birleştiği oranda anlam bulurlar.
üzerinden gelişti. Önderlik rafineleşmiş düşüncel-
Bir geçiş dönemini yaşadığımızı belirt-
erle geliştirdiği savunmalarda bunun felsefesini,
miştik. Bu geçiş döneminin en temel özelliği kao-
evren anlayışını, siyasal programını oluşturdu.
tik oluşudur. Güncel olarak bu kaosu aşmak, tarih-
Önderlik, bu yeni paradigmayla insanlığın çektiği
sel olarak da devlet dışı kalmış ve özgürlüğün taşı-
tüm acıların asıl nedeninin doğal toplumdan sapmanın olduğunu gösterdi. "Kaybedileni kaybedilen
yerde aramak" ilkesinden hareketle yaşanan acıları
ortadan kaldırmanın yolunun; sapmanın geliştiği
yerden düzeltmeye başlamaktan geçtiğini belirtti.
Sapma bir kangren gibidir. Bundan kurtulmanın
yolu; kangren olan yeri kökten kesmektir. O yüz-
yıcıları olanların istemlerini, ütopyalarını gerçekleştirmenin yolu; Demokratik Özerklikten geçmektedir.
Demokratik özerklik, devletten bir şeyler
isteme değildir. Devletten bir şeyler istemek dilenciliktir. Dilencilik siyaseti halkın siyaseti değildir
ve olamaz. Devlet halkı bu konuma düşürerek kendisine bağlamak ister. Demokratik özerklikle
örgütlenen halk, kendisini dilencilikten kurtarır.
den sapmayı düzeltmekten çok, ortadan kaldırmak
Böylece devleti küçülterek, etkisizleştirerek
gerekir. Düzeltme veya restorasyon çabaları paly-
toplum dışına atar. Bununla daha çok toplum, daha
atif (geçici) çözümler olmanın ötesine geçmez.
az devlet yaratılır. Bu aynı zamanda a-devlettir.
Fiilen doğal topluma geri gitme gibi bir
Demokratik cumhuriyet; demokratik uy-
imkânımız yoktur. Ancak doğal toplumu çağdaş-
garlık çağının siyasal sistemidir. Demokratik özer-
laştırma imkânımız vardır. Yeni toplumu doğal
klik; demokratik uygarlık çağının temel örgütlen-
toplum ilkeleri çerçevesinde yeniden kurma imkâ-
me ve demokratik toplumu geliştirmenin aracıdır.
nımız vardır. Bununla Demokratik Ekolojik Cinsi-
Demokratik özerklik; devlete koşmadan
yet Özgürlükçü bir toplum yaratabiliriz. Bu top-
yeni bir toplum kurmaktır. Demokratik Özerklik;
lum, bir ütopya veya geleceğe ertelenebilecek bir
komünal demokrasiye gidişin yoludur.
durum değildir. Adım adım örülerek inşa edilebilecek bir durumdur. Yeni paradigma bunun şifresidir.
Özgür yurttaşla bilinçlendirilmiş ve demokratik cumhuriyete ulaşmış toplum, demokratik
toplumdur. Demokratik toplum, toplumu oluşturan
etnisitelerin, cinslerin, inançları, değişik gurupla-
Irmaklar denizlerle, denizler okyanuslarla
bütünleşir. Denize yetişmeyen her ırmağın koruyacağını bilerek demokratik komünalizm denizine
akan ırmaklar olmak demokratik özerklik temelinde örgütlenmekle mümkündür. Bu evrensel düşünüp yerel yaşamaktır.
A.ÖCALAN Sosyal Bilimler Akademisi
Komünar
91
onun dogmatik yapılanmasına karşı bir tepki
LAİKLİK ÜZERİNE
hareketi olarak ortaya çıktığı ve aynı zamanda bilimsel bir başkaldırı olması nedeniyle, devletle ne
kadar özdeşleştirilebilinir? Devlet bu yapılanma
Türkiye'de yeniden gündeme gelen "yeni
anayasa" ya da "sivil anayasa" oluşturma çalışmaları kendisiyle beraber laiklik tartışmalarını da
alevlendirmiş durumda. Aslında bu, 80 yıllık cumhuriyet döneminde gündemden hiç düşmeyen bir
tartışmadır. Osmanlı'nın yıkıntıları üzerinde şekillenen Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin, Osmanlı'da süregelen halifelik ve dine dayalı devlet egemenliğinin yerine cumhuriyeti benimsemesi, onun
karakterinin ve kurumsal kimliğinin laik olduğu
anlamına gelmez. Model olarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti Osmanlı'dan birçok yönüyle ileri olsa
da, gerçek anlamda laiklik ilkesini benimsediği ve
buna bağlı kaldığı söylenemez. Devletin niteliği ve
karakteri tanımlanırken "demokratik, laik, sosyal,
hukuk devleti" gibi çağdaş kriterler sayılmaktadır.
Devletin kendisini ele alacak olursak çok daha gerilere, Sümerler'e, devletin kök hücrelerine kadar
gitmek gerekecektir. Ancak konumuz devleti ele
almaktan ziyade, onun laiklik ilkesiyle sınırlı olduğundan daha fazla açma gereği duymuyoruz. Sadece çok genel anlamda; devletin, baskı ve zor aygıtı
olarak örgütlendiğini ve teolojik düşüncenin ürünü
olarak ortaya çıktığını, daha sonraki süreçlerde ise
tanrı ile özdeşleştirilerek mutlak iktidar aracı haline getirildiğini ve daha da despotlaştığını hatırlatmakla yetineceğiz. Bu bağlamda devlet iyi tanımadan, onun laiklik ilkesi doğru ve tam ifade edilemez.
Neden laiklik? Kime karşı laiklik? sorularını sorduğumuzda, karşımıza devlet ve din ikilemi
çıkmaktadır. Yine, mevcut devlet yapılanmaları ne
kadar laik olabilir? Laiklik; devlete ve dolaysıyla
tarzı ile şimdiki demokratik, laik, sosyal, hukuk
vb. kimlik tanımlamalarıyla ne kadar uyuşmaktadır? Bu sorular dikkate alındığında, devlet ve
kimlik tanımı arasında tam bir zıtlık olduğu
görülecektir. Laikliği de bu bağlamda ele almak
gerekmektedir. Laiklik konusuna açıklık getirmek
için, ne olduğu ve nasıl olması gerektiği konusundan başlamak doğru olacaktır.
Laiklik; kilisenin kuşatması altında ve dini dogmatizmin egemen olduğu toplumun yaşadığı
ortaçağ karanlığından kurtulma hareketi olarak,
burjuva sınıfı öncülüğünde gelişen, dönemin koşulları içinde devrimci bir çıkışı ifade eden özgürleşme ilkesidir. Özgür düşüncenin kendisini ifade
edebilme, kutsallaştırılan tanrı-devleti dünyevileştirme ve teolojik öğreti yerine bilimi ikame etmeye
dayanan ve bu anlamda dini, devlet ve toplum yönetiminden uzaklaştırmayı hedefleyen devrimsel
bir çıkıştır. Bu devrimci çıkışın bir amacı da, kamusal alandaki hizmetleri kurumsal kimliğe kavuşturmak ve bir ilke olarak kalıcılaştırıp korumaktır.
Bu tanıma bağlı kalarak laikliği değerlendirdiğimizde, günümüzdeki laiklik anlayışı
tartışmalı bir kavram olma özelliğini korumaktadır. Laikliği, Avrupa toplumlarında gerçekleşen
haliyle bir tanıma kavuşturduğumuzda özünden
uzaklaşmış, içi boşaltılmış bir laiklik ilkesiyle
karşılaşırız. Din ile devletin iç içe geçmesi,
devletin dinle tanımlanır hale gelmesi, dinsel öğretinin toplum üzerinde tam bir hakimiyet kurması
ve kurumlaşmasına karşı burjuvazinin sınıf çıkarlarına hizmet edecek tarzda devletin yeniden
Komünar
92
düzenlenmesidir. Burjuvazi her ne kadar "din ve
matik uygulamalarına karşı, bilime dayanan, doğa
devlet işlerinin birbirinden ayrılması" olarak ad-
ve evren üzerindeki bilimsel çıkışlar bile çok katı
landırsa da, özünde laiklik ilkesi pratik uygulama
bir cezalandırmaya tabi tutulmaya yetmiştir. Bu
alanında kilisenin toplum üzerindeki ortaçağ
konuda birçok bilim adamının cezalandırıldığını,
despotizmini ve denetimini ortadan kaldırmak ye-
idam edildiklerini, sürgüne gönderildiklerini ve
rine, onu kısmen kırmaya dönük bir çıkış olarak
bilimsel çıkışlarını inkâra zorlandıkları bilinmekte-
işlev görmüştür. Yani laiklik ilkesi, dinin devlet
dir. Bunların en çarpıcı örnekleri Papalık Roması'-
üzerindeki etkisini tamamen kırma yerine, devletin
nda yaşanmıştır. Giordanu Bruno'nun yakılmış,
yeni sınıfın çıkarları doğrultusunda yeniden yapı-
Galileo "dünyanın yuvarlak olduğunu ve döndüğü"
landırması ile sınırlı kalmıştır. Bu anlamda laiklik
tezini geri almaya zorlanmış, bu nedenle geçkin
burjuva sınıfının bir çıkışı olarak gelişse de, özü
yaşına rağmen engizisyon mahkemesinde yargı-
itibarıyla yeterince çözümlenmiş bir kavram ol-
lanmıştır. Galileo düşüncelerini yadsıma temelinde
maktan uzaktır. Gerek idealist felsefe, gerekse de
idamdan kurtulabilmiş, buna rağmen ev hapsine
kaba materyalist fel-
tabi tutulmuş, o koşul-
sefe tarafından tam
larda yaşamını yitir-
çözümlene-memiş
miştir. Yine Hallacı
ve bu nedenle de,
Mansur'un
zayıflıklarının gide-
hak" söylemi, bire-
rilmesi gereken bir
yin kendisini tanrıy-
ilke olarak orta yer-
la özdeş göstermesi
de durmaktadır.
olarak yorumlanmış
"enel
Önder APO;
ve buna dayanılarak
toplumun
vahşi bir şekilde
doğuşunda en zor
katledilmiştir. De-
aşama, dogmatizme
yim
"Yeni
yerindeyse
bunlar kendi çağının
karşı verilen bilim
savaşıdır. Laiklik, bu savaşın siyasal yönüdür."
bilim savaşçılarıdır. Bu örnekleri daha da çoğalt-
değerlendirmesini yapmaktadır. Buna göre, ilk
mak mümkündür.
toplumsal yapılanmada ve ilk devlet şekillen-
Vahşete varan bu uygulamaların yaşandığı
mesinde teolojik düşüncenin ve dolaysıyla çok katı
bir ortamda laiklik ilkesinin, devleti tümüyle hede-
dogmatizmin hâkimiyeti, giderek tek tanrılı dinler-
flemesi mümkün değildir. Ama bir gerçek var ki, o
le doruğa çıkan inanç geleneğinin bilimsel felsefe
da, büyük bedellere rağmen bilim savaşının
ile aşılması anlamına gelmektedir. Dönemin kendi
giderek geliştiğidir. Dogmanın devletle bütün-
koşulları
fazla
leştiği bir ortamda sadece dogmalarla uğraşmak,
gelişmediği dikkate alındığında, devlet ve toplum
onu aşmak ve de bunu laiklik olarak tanımlamak
tahlilleri yapılmaktan ziyade, kilisenin katı dog-
eksik bir değerlendirme olacaktır. Dini dogmalar
içinde
sosyoloji
biliminin
Komünar
93
devlette vücut bulmuştur. Devlet ve din işlerini bir-
temi, eğitim kurumları, siyasal yapısı, sosyal yaşa-
birlerinden ayrı ele alıp değerlendirmek, birey ve
mı, kısacası toplumsal sistem buna göre yeniden
kimliğini ayrı ele almak anlamına gelmektedir.
dizayn edilmektedir. Toplum artık "tanrının sevgili
Oysa birey kimliğiyle vardır ve kimlik de bireyi
itaatkâr topluluğu" olmuştur. Sümerler'den başla-
tanımlar. Laiklik, kişinin kimliğiyle uğraşmak
yarak gelen bu dogma devlet geleneği günümüzde
değildir ve olmamalıdır.
de aşılmış değildir. Böylesi koşullarda yeni bir
Doğmaların kuşatması altındaki toplum
toplumsal çıkışı gerçekleştirmek oldukça zordur.
her yönüyle şartlandırılmıştır. Sosyal yaşam buna
Bu koşullarda yeni bir topluma doğum yaptırma-
göre şekillenmiştir. Doğmalardan ayrı düşünmek
nın en zor yönünün dogmatizmle savaş olduğunu
ve yaşamak dinin kırmızı çizgileri olarak belirlen-
ve laiklik mücadelesiyle toplumun zihniyetine ket
miştir."Bütün kullar tanrının hizmetçisidir."
vuran dogmatizmin zincirlerinden kurtarmaktır.
Dolaysıyla bütün insanlık "tanrının evi" sayılan
Bu konuda Önder APO "Dogmatik devlete kökün-
kilisenin hizmetkârları sayılmaktadır. Devlet ve
den karşı çıkılmadıkça, gerçek bir laiklik
kilise ikilisi gökteki tanrının yeryüzündeki temsil-
mücadelesinden bahsedilemez." demektedir.
cileri, sözcüleridir. Tanrı-kral kanun koyucudur,
Önder APO; devletin oluşum karakterine
mutlak hâkimdir, insanlar onun kölesi ve
atıfta bulunurken "çift cinsiyetli fahişe" tanımla-
itaatkârıdır. Çok tanrılı dinlerde krallar tanrının
ması yapmaktadır. Devletin doğuşu, gelişimi,
kendisi iken, tek tanrılı dinlerde peygamberler tan-
kurumlaşması, uygulamaları tamamıyla edindiği
rının yeryüzündeki temsilcileri
olarak vücut
dinsel dogma kimliğinin bir ürünüdür. Devletin bu
bulurlar. İmparatorlukların dini devletin resmi ide-
kimliğiyle mücadele edilmeden gerçek anlamda
olojileri olarak kabul etmeleri ile başlayan süreç,
bir laiklikten bahsetmek mümkün değildir.
din ile devlet ilişkilerinin iç içe geçen sürecin
Bilimsel savaş, dogmanın reddi anlamına gelmek-
gelişmesinde önemli bir durak olmuştur. Devlet-
tedir.
kilise ve imparatorluk-papa ikilisinden oluşan ikti-
tamamıyla arındırmaktan ziyade, sınıf çıkarlarını
dar egemenliği toplumsal yaşamın her alanına el
koruyacak kadarından arındırmakla yetinmiştir.
atarak mutlak hâkim güç haline gelmiştir. Önder
Dogmatik devletten kurtulmak yerine, onunla
APO: "Devlet ve kilise her şeydir, insanlar ise
uzlaşarak sınıf çıkarlarına uyumlu hale getirmekle
hiçbir şeydir." Belirlemesinde bu gerçeği en yalın
sınırlı kalmıştır. Devleti hedefleyen ve bu anlamda
biçimde izaha kavuşturmaktadır.
dogmatizmi çözen bir yaklaşımdan ziyade bu çift
Burjuvazi
devleti
dini
doğmalardan
Bu süreçle birlikte devlet ve kilise ken-
cinsiyetli devletle flört etme anlamına gelen bir
disini kurumlaştırmaktadır. Ekonomik anlamda
"laiklik" benimsenmiştir. Devlet çıkarları söz
sömürü, yağma, talan, çapulculuk; siyasi anlamda
konusu olduğunda her türlü ahlaki ve etik değer-
hâkimiyet,; askeri anlamda baskı, işkence ve zor
den uzaklaşarak laiklik ilkesi rafa kaldırılmaktadır.
günlük yaşamın parçaları haline gelmektedir.
Kapitalist sistemin en önemli başarılarından biri
Toplum buna göre şekillendirilmekte
ve şart-
dini kendi çıkarları doğrultusunda akıllıca kullan-
landırılmaktadır. Zihniyet yapılanması, hukuk sis-
masından ileri gelmektedir. Bu nedenle kapitalist
Komünar
94
sistemde görece var olan demokrasi, birey hak ve
Bu devlet anlayışıyla mücadele edilmeden ister
özgürlükleri, toplumu daha fazla kendisine bağla-
burjuvazi, ister proletarya adına olsun kurulan dev-
ma, devlete muhtaç hale getirmesinin en inandırıcı
letlerin laiklik niteliğinden bahsetmek zor olacaktır.
yolu olarak seçilmesindendir. Tanrı kulluğu yerine
Ortadoğu Gerçekliği ve Laiklik:
devlet kulluğu geçirilmiştir. Kaba yöntemlerden
Söz konusu Ortadoğu devletleri olunca
ziyade toplumu hücrelerine kadar parçalamış, bir-
durum daha da karmaşıklaşmakta ve neredeyse
eyciliğin önünü sınırsız açmış, adına birey özgür-
içinden çıkılmaz bir hal almaktadır. Çünkü
lükleri denilmiş ve gönüllü bir kulluk geliştirmiş-
Ortadoğu dinin ve devletin ortaya çıktığı toplumsal
tir. Sadece toplumu düşürmekle kalmamış, kendi-
zemindir. Üç büyük dinin çıktığı bu zeminde şekil-
sine alternatif oluşturacak çıkışları ve Marksizm
lenen insan adeta bitik bir insan durumundadır.
gibi düşünce ekollerini de etkilemiştir. Kapitalist
Ansından doğan her bebek, emdiği sütle birlikte
sistemin reel sosyalizmden daha cazip ve çekici ol-
dinsel öğretiyi de içmiştir. Bunun için her Orta-
ması bundan ileri gelmektedir. Bilimsel ve tekno-
doğu insanının kafasının üstünde bir dini halle
lojik alandaki gelişmelerin sınır tanımadığı çağı-
vardır. Çocuklukta yedirilen bu dinsel ideolojiden
mızda "özgürlükler" adına toplumu derinden etk-
kurtulması neredeyse imkânsız gibidir. Kafaların
ilemektedir.
üzerindeki dinsel helezoni çember, kişiyle birlikte
Burjuvazi, laikliği böyle algılayıp tanım-
giderek büyümekte ve onsuz olamayacağı bir sos-
larken, materyalist felsefe anlayışına göre ise dog-
yal yaşamın etkisine girmektedir. Geçmişin bilin-
manın kaba bir tarzda redi yapılmaktadır. Bu
mezliğinden ve sonsuzluğundan türetilen inançlar
temelde "din bir afyon" gibi görülmüştür. Sovyet
o kadar kutsallaştırılmıştır ki, her şeyi yaratan, var
deneyinde görüldüğü gibi ateist bir toplum yaratıl-
eden bir tanrı kavramına çıkarılmıştır. Dokunul-
maya çalışılmıştır. Bu yeni toplumsal örgütlen-
ması, eleştirilmesi hatta tartışılması bile cehen-
mede halkın dini değer yargıları yok sayılmıştır.
nemlik olmaya yeterlidir. Tanrı devletleşmiştir.
Gerektiğinde aşırı zor kullanılarak devlet egemen-
Devlete karşı gelmek tanrıya karşı gelmektir.
liği sağlanmaya çalışılmıştır. Halk itaate, boyun
Allah, her şeyi bilen, duyan, görendir. Gökteki
eğmeye zorlanmıştır. Doğma devlet yerine, bilim-
"kürsüsünde" oturmuş tüm evreni yönetmektedir.
sellik adına daha katı bir doğma devlet kurulmuş-
İnsanların O'nun iradesi dışında bırakalım bir şey
tur. Adına sosyalizm de dense, kapitalizmin yedeği
yapmaları, yaşamaları bile mümkün değil. Devlet
haline gelmekten kurtulamamıştır. Bunun fazla
ve yöneticileri eğer bir yönetim işlevi görüyor-
sonuç vermediği bugün daha iyi anlaşılır durum-
larsa, bu yine de tanrının iradesiyle gerçekleşmek-
dadır. Din olgusu çözümlenmemiş, ya bastırıl-
te ve O'nun temsili olmaktadır. İnsanların yapa-
mıştır ya da yok sayılmıştır. Dogma devletle savaş
bildikleri tek şey; inanmak, ibadet etmek ve kulluk
böyle algılanmış ve uygulanmıştır. Dogma devlet
görevlerini yerine getirmektir.
yerine geçirilen, reel sosyalist devlet anlayışı dog-
Dinin bu özellikleri nedeniyle toplum
matizmden ve hatta burjuva devlet yapısından da-
köklü ve sağlam gelenekler üzerinde sistem-
ha despotik bir devlet kurumlaşması yaratmıştır.
leşmektedir. Geleneksel toplumları değiştirmek,
Komünar
95
dönüştürmek ise her açıdan zordur. Bu özellikte
uğruna gereken çalışmaları yapmak büyük önem
olan toplumlar dışardan yapılacak dayatmalara
taşır. Ortadoğu Rönesans'ının, dolayısıyla yeni
karşı çok güçlü reflekslere sahiptir. ABD'nin Irak'a
uygarlık arayışlarının kaderi biraz da bu
müdahalesinde görüldüğü gibi sonuç alıcı olmak-
mücadelenin sonuçlarına bağlı olacaktır."
tan uzaktır. Toplum ve devlet yapısını değer-
Ortadoğu'nun bu makûs talihini yenmenin
lendirilirken bu gelenekler göz ardı edilmemelidir.
yolu da buradan geçmektedir. Ortadoğu devlet-
Ortadoğu, dogmaya dayalı devlet ve toplum
lerinde dinsel eğilimler çok güçlü ve de köklüdür.
konusunda değerlendirmelerde bulunan Önder
İran kendisini İslam Cumhuriyeti olarak adlandır-
APO şu tespiti yapmaktadır: "Dogmaya dayalı
maktadır. Suudi Arabistan ve bölgenin diğer Arap
devlet Ortadoğu ürünü olduğundan dolayı, laik-
devletleri zaten din esasları temelinde örgütlenmiş,
lik Ortadoğu toplumlarında büyük tartışma ve
Şer-i hukuka göre işlemektedir. Afganistan'da
çatışmalara yol açabilecek en temel sorunlardan
Taliban'ın iktidarı döneminde de devlet yine dinsel
biridir. Dogmatik devlete kökünden karşı çıkıl-
temelde örgütlenmiş, işletilmiştir. Kısacası Ortadoğu'da hemen her devletin bir din kimliği
vardır. En laik geçinen devletlerin bile
bir din tanımlaması
ve kimliği vardır.
Örtülü de olsa din,
Ortadoğu'daki hemen her devletin
toplumu yönetmede
başvurduğu temel
madıkça, gerçek bir laiklik mücadelesinden
araçların başında gelmektedir. Bu anlamda Orta-
bahsedilemez. Eğer bir Ortadoğu Rönesans'ı
doğu'da en azından günümüz açısından doğru bir
kaçınılmaz ise, bunun başta gelen koşulu, dog-
laiklikten, laiklik anlayışından bahsedilemez. En
matik devleti doğuşundan günümüze kadar tüm
laik olduğunu iddia eden ülkelere rağmen gerçek
yönleriyle eleştirel olarak ele almak, çözümlemek
bu yönlüdür. Ve Türkiye bu kategoride bulunan
ve aşılması gereken özelliklerini belirleyip yerine
ülkelerin başında gelmektedir. Laiklik tartışmaları,
konulacak
programlamaktır.
laikliğin özüne uygun yapılan tartışmalardan
Bunun için öncelikle düşünce özgürlüğü uğruna
ziyade gündemi saptıran bir tarzda yapılmaktadır.
savaşımı başarılı vermek ve değerini iyi takdir
Farklı eğilimlerin çatışma noktaları olarak ele alın-
etmek gerekir. Yine sınırlı da olsa, ister laik ister
makta, bir kesim üzerinde bir baskı unsuru olarak
dini temelde olsun, geliştirilen demokratikleşme
kullanılmaktadır. Cumhuriyeti kuruluş yıllarlı ve
çabalarına yüksek değer biçmek ve başarısı
laikliğin temel ilke olarak benimsendiği dönem ve
düzenlemeleri
Komünar
96
koşullara bakıldığında, bugünkü laiklik tartışma-
ve egemen hale gelecekti. Önder APO bu süreç
larının neden bu düzeyde yürütüldüğü daha iyi
değişikliğini: "Kapitalizmin ulus içindeki zaferi,
anlaşılır.
aynı zamanda milliyetçiliği dinin yerine egemen
Türkiye ve Laiklik:
ideoloji haline getirmesiyle birlikte yürür." söz-
Türkiye'nin kuruluş yıllarında zayıf olan
leriyle değerlendirmektedir. Atatürk Devrimleri
kapitalist gelişim ve burjuva sınıflaşmasının feodal
olarak bilinen bazı reformlar, cumhuriyetin eski
etkili toplum yapısını değişime-dönüşüme uğrata-
sistemden kopmasının ifadesi olması kadar, Batı'ya
cak güç ve etkinlikten uzaktır. Osmanlı'dan kalma
dönük yüzünü ve isteğini de yansıtır. Laiklik ve
Hilafet ve Sultanlık her ne kadar Cumhuriyet'in ilk
yukarıda ifade ettiğimiz Tekke ve Zaviyeler Kanu-
yıllarında feshedilseler de, dinin ağır etkileri yaşa-
nu, Hilafet ve Padişahlığın ilgası birbirin tamam-
maya devam etmiştir. T. Cumhuriyeti de milliyet-
layan yasalar olduğu ve cumhuriyetin niteliklerine
çilik ve ulus-devlet yapılanmalarının etkileri altın-
uygun olduğu kadar bütünleşmek istediği Avrupa'-
da gelişmiştir. Devlete yeni bir biçim kazandıran
nın yaklaşımlarıyla da örtüşmektedir. Ancak bunun
Kemalizm, Cumhuriyet'in feodalizmin ağır etki-
tam bir bütünleşme olmadığı, söylem ağırlıklı ol-
lerinin yaşandığı toplumsal yapılanma aşılmadan
duğu değerlendirilebilir. Diyanet İşleri Başkanlığı'-
yeni sistemi kuramayacaklarını bilerek hareket
nın kurulmasıyla din ile devlet işleri birbirinden
etmişlerdir. Bu amaçla dinsel etkili yapıları tasfiye
ayrıştırılmamış, tam bütünleştirmiştir. Dini kontrol
etmeye ve sonrasında da kontrol altına almaya
altına almak amaçlı çabalar sergilenmiştir.
çalışmışlardır. Tekke ve Zaviyeler Kanunu'yla din
Önder APO cumhuriyetin kuruluş ve
kökenli kurumlar tasfiye edilirken, Diyanet işleri
Atatürk dönemindeki din ve laiklik olgusunu:
Başkanlığı'nın kurulmasıyla da sonraki dinsel fa-
"Atatürk'ün din politikasında sosyolojik bir
aliyetler devletin denetimi altına alınmıştır. Meme-
içerik vardır. Bilimsel zihniyetten yana tercihi
men olaylarının gelişmeye başlamasıyla birlikte
açıktır. Bir zihniyet mücadelesi verdiği yadsına-
dinsel etkili yapıların cumhuriyet için "tehlike" arz
maz. Fakat dinsel geleneğin derinliğine yorumu-
ettiği düşünülerek laiklik devletin temel ilkelerin-
nun yapılamaması, dinin felsefeyle aşılamaması,
den biri haline getirilmiştir.
Diyanet teşkilatıyla kontrol altına alınması uzun
Şüphesiz laikliğin devletin temel ilkele-
vadeli sonuçlar açısından pek yararlı olmamıştır.
rinden biri haline getirilmesi sorunları çözmüş
Avrupa tarzı bir laiklik gerçekleştirilememiştir."
olmuyor. Sistemin burjuva sistemle tamamlanması
değerlendirmektedir. Oysa laiklik, dini devlettin
gerekmektedir. Zaten laikliğin devletin temel
hizmetine sokmak değil, tam tersine dini devletten
ilkelerinden biri haline getirilmesinden önce bir
ayrıştırmak ona karşı mücadele etmektir. Ancak bu
"ulusal burjuvazinin" yaratılmasına yönelinmişti.
yapılmamış, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın kurul-
Burjuva sistemin etkin duruma gelmesi yeni kuru-
masıyla bir anlamda uzlaşma yaşanmıştır.
lan cumhuriyet sisteminin "güvencesi" olacaktı.
Cumhuriyet'in ilk yıllarında dinsel yapı ve
Milliyetçilik ideolojisi de din yerine devletin temel
örgütlenmelerin güçlü ve etkili olmaları böylesi bir
ideolojisi olacak ve sistem buna dayanarak etkin
yaklaşımın gelişmesinde etkili olmuştur. Dini
Komünar
97
tümüyle karşıya almaktan ziyade onunla uzlaşma
tehlikesine ilişkin tartışmaları da bu kapsamda de-
ve temelinde yaklaşılmıştır. Önder APO'nun belirt-
ğerlendirmek gerekiyor. Türkiye'nin gündem oluş-
tiği gibi: "Diyanet İşleri Başkanlığı adeta bir dev-
turma sıkıntısı çektiği veya gündemi değiştirmek
let bakanlığı gibi işlev görmektedir".
istediğinde her zaman el altında hazır bulunan ve
Bu kurum aracılığıyla denetim altına alın-
başvurulan konu hep laiklik olmuştur. Toplumun
mak istenen din, bütün kurumlara sızmış, bir
duyarlılığı ve oluşturulan zihniyet buna uygun bir
anlamda devleti ele geçirmiştir. İslami düşünce
zemin sunmaktadır. Dolayısıyla sosyolojik bir yak-
bugün itibarıyla iktidara taşınmış, Cumhurbaş-
laşımla ele alınmadığı müddetçe yürütülecek laik-
kanlığı makamına kadar yükselmiştir. Dinsel etkili
lik tartışmalarının fazla bir anlamı olmayacaktır.
faaliyetler devleti kuşatmış durumdadır. Kuran
Türkiye'de en çok laik geçinen güç ordu-
kursları, medreseler, İmam Hatip Liseleri, İlahiyat
dur. Ordu kendisini Atatürk İlke ve İnkilapları'nın
Fakülteleri devlet eliyle geliştirilen ve devleti
koruyucusu gibi görmenin ötesinde, devletin
kuşatan dinsel ağırlıklı faaliyetlerdir. Diyanet İşleri
sahibi ve bekçisi gibi de görmektedir. Dinsel etkili
Başkanlığı küçümsenecek bir güç değildir ve bir
gelişmeler karşısında "rahatsızlığını" her fırsatta
anlamda bu diğer kurumların faaliyetlerini organ-
dile getirmekte, irtica tehlikesinin varlığından bah-
ize etmektedir. Dahası on binlerce kadrosu ve
setmektedir. Diğer taraftan dinsel içerikli kurum-
bütçedeki en önemli ikinci kaleme sahip olmasıy-
ların gelişmesinde ordunun hiç de küçümsene-
la, bakanlık düzeyinde temsil edilmese de en
meyecek bir rolün sahibi olduğu izleyenler açısın-
önemli kurumlardan biri olduğu kesindir. İran bir
dan sır değildir. İmam Hatip Liseleri'nin en fazla
din devleti olasına rağmen, "Belki İran'da bile
açıldığı dönem; ordunun iktidarda olduğu 12 Eylül
böyle bir din ordusu yoktur." Diyanet İşleri
faşist cuntası dönemidir. Ordu bir yandan dine
Başkanlığı'na bağlı bu kadroların işlevi ve görev-
karşıt gibi dururken, bir yandan da dinsel yapılı
leri konusunda da: "Yüz binlerce kadro ve bütçe-
kurumların geliştirilmesine çalışmıştır. Bu yapı-
lerin neye hizmet ettiğini iyi anlamak gerekir"
ların varlığıyla "toplumun gazı" alınmıştır. Ortaya
diyen Önder APO; "Türkiye'de de din bu temelde
çıkan; laiklik tartışmalarının suni olduğudur. Bu
yoğunca kullanılmaktadır." değerlendirmesinde
suni tartışmalarda laikliğin bir numaralı savunu-
bulunmaktadır.
cusu durumundaki ordu ve sözcüleri adeta yırtın-
Türkiye'de iktidara yerleşmiş olan dinsel
maktadır. Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt:
düşünce siyasallaşmıştır. Siyasal İslam olarak
"Hiçbir güç Türkiye'nin laik niteliğini değiştire-
adlandırılması da buradan kaynaklanmaktadır.
mez, hiçbir güç devleti budayamaz" demektedir.
Dinin siyasallaşarak devlet yönetimini ele
Sahte laiklik savunucularının ne türden bir laikliği
geçirdiği bir ülkede laiklikten söz edilebilir mi?
savundukları ise muğlâktır.
Çok köklü sorunları bulunan Türkiye, anlamsız
Din ve devlet bütünleşmiştir. Yeşil serma-
tartışmalarla zaman tüketmektedir. Türban etrafın-
ye alabildiğince palazlanmıştır. Eğitim sistemine
da yürütülen laiklik tartışmaları bu nedenle içi boş
"sahte laiklik cilası çekilmiştir." Din sosyolojisine
tartışmalardan öteye geçememektedir. Yine irtica
dayandırılması gereken laiklik tartışmaları türban
Komünar
98
meselesi, siyasi İslam, ılımlı İslam, radikal İslam
tirilen ve denetiminde olan Sünni ve Alevi mezhe-
gibi sahte ve yapay konularla laiklik kavramı bu-
plerinin toplum üzerindeki tahribatları, dinin kul-
landırılmıştır. Kitleleri bu sahte tartışmaların içine
lanımıyla bağlantılıdır. Özelikle Nakşibendî tarika-
çekilerek bilinç tutulmasına uğratılmıştır. Elbette
tının Kürdistan'da oynadığı rol son derece tahrip-
siyasi İslam tehlikeli bir hal almıştır. Ayrıca bu
kardır ve bu da devlet eliyle geliştirilmektedir. Dini
yeni de değildir. Bir yandan dini eğilimler, kadro-
motifli partilerin Kürdistan'da taban bulması, gi-
lar devletin bünyesinden uzaklaştırılmaya çalıştığı
derek etkili olmaya başlamaları, devletin bu alan-
iddia edilmekte, diğer yanda Hızbülkontra türü
daki çabalarını da göstermektedir.
dinci örgütler finanse edilmekte, Kürdistan'da
Kürdistan'da devletin güç kazanmasının
savaştırılmaktadır. Ve laiklik tartışması da bu ze-
altında din ideolojisi yatmaktadır. Kul-tanrı ilişk-
minde yürütülmektedir. Yürütülen ikiyüzlü ve sah-
isi, kul-devlet ilişkisine dönüştürülmüştür. Devlet
tekârca bir politikadır. Türkiye'deki laiklik tartış-
her zaman güçlü ve haklı olarak algılanmış, her
maların bu çerçevede değerlendirmek önemlidir.
yaptığını onaylamasa da, "devlettir" diyerek sine-
İçerikten yoksun ve güçler arası bir denge unsuru
ye çekmiştir. Halkımızın dini değer yargıları faz-
olduğundan, laiklik, Türkiye'de her zaman da tar-
lasıyla istismar edilmiştir. Din kardeşliği Kürtlerin
tışma konusu olmaya devam edecektir.
ulusal yapısının (dil, kültür, toprak, ruhsal birlik)
Kürdistan ve Laiklik:
ve toplumsal değerlerinin yok edilmesinde araç
Kürdistan gerçekliğinde durum bundan
olarak kullanılmaktadır. Bu baş aşağı gidişin önü-
pek farklı değildir. "Kürdistan üzerinde etkili
ne geçen Kürt Özgürlük Hareketi'ne karşı, yine din
resmi ideolojinin biraz daha somut biçimlenişini
siyaseti çıkarılmaktadır. İnkâr ve imha politika-
göz önüne getirdiğimizde, dincilikle milliyetçilik
larının sürdürülmesinde din bir silah olarak kul-
egemen olmaktadır. Kürdistan'ın dört parçasında
lanılmıştır ve günümüzde de bu yaklaşım devam
İslam bir devlet ideolojisi olarak işlev görmekte-
ettirilmektedir.
dir. Her ne kadar laiklik tartışmaları yapılıyorsa
Sonuç olarak; günümüzün laiklik tartış-
da, tümünde İslâm'ın siyasal bir rol oynadığı,
malarına gerçekçi yaklaşmak için her şeyden önce
bireyle Allah arasında -özünde bireyle devlet, ikti-
dinin sosyolojik tarihini çözümlemek gerekir.
dar arasında- bir ilişkinin aldatmaca olduğu iyi
Dinin nasıl ve hangi ihtiyaçtan kaynaklı olarak or-
bilinmelidir." diyen Önder APO, laiklik ilkesinin
taya çıktığından tutalım, nasıl geliştiğine, kurum-
Kürtler açısından ne kadar içi boş ve aldatmaca
laştığına ve devletin resmi ideolojisi haline geld-
olduğuna dikkat çekmektedir. İslam'ın oynadığı
iğine bakmak gerekir. Bunlar, açıklığa kavuşturul-
siyasal rol Kürt toplumunun ölü sessizliğinde bir
ması gereken konulardır Bu konular netliğe kavuş-
uykuya yatmasına neden olmuştur. Devlet eliyle
turulmadan yürütülecek olan laiklik tartışmaları
Kürt Özgürlük Hareketi'ne karşı örgütlendirilen
eksik, yetersiz ve güdük kalacaktır.
Hızbülkontra türü örgütlerin Kürdistan'da taban
Abdullah ÖCALAN
bulması, Kürt halkının dini duygularının istis-
Sosyal Bilimler Akademisi
marından kaynaklanmaktadır. Devlet eliyle geliş-
Komünar
99

Benzer belgeler

Komünar - Komunar.NET

Komünar - Komunar.NET kez daha kendi hukuklarına uymadır. Bu sayımızda ayın bu öneminden dolayı uluslararası komplo konulu yazılara ağırlık verdik. Öncelikle Önderliğin; "15 Şubat Komplosunun Temel Özellikleri" başlıklı...

Detaylı

Komünar - Komunar.NET

Komünar - Komunar.NET Partileşmede olduğu gibi ordulaşmada eğer çok büyük terslik ortaya çıkmışsa, bunun en temel nedeni askeri ordulaşmanın ideolojik boyutunu tamamen ihmal etmeniz, kör bir cesaretlilikle kaba bir prat...

Detaylı