Konutlarda Uygulanacak Kdv Oranları Konusunda

Transkript

Konutlarda Uygulanacak Kdv Oranları Konusunda
KONUTLARDA UYGULANACAK KDV ORANLARI KONUSUNDA YENİ DÜZENLEMELERİN
DEĞERLENDİRİLMESİ
1. KONU:
Bilindiği üzere, Katma Değer Vergisi Kanunu’nun “Oran” başlıklı 28 inci maddesinde;
katma değer vergisinin oranı, vergiye tabi her bir işlem için % 10 olarak belirlendikten sonra,
Bakanlar Kurulu’na bu oranı, dört katına kadar artırma, % 1'e kadar indirme konusunda yetki
verilmiştir.
Söz konusu yetkiye istinaden Bakanlar Kurulu tarafından yayımlanan muhtelif kararlarla
mal ve hizmetler için uygulanacak KDV oranları belirlenmiş olup, halen yürürlükte olan KDV
oranları 2007/13033 sayılı BKK ve bu kararda değişiklik yapan muhtelif kararlarla belirlenmiş
oranlardır.
01/01/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 2012/4116 sayılı BKK ile 2007/13033
sayılı Kararda yapılan değişiklik ile net alanı 150 m2’ ye kadar olan konutlar için uygulanacak
KDV oranları konusunda yeni düzenlemeler yapılmıştır. Bu çalışmamızda anılan Karar ile
konutlarda uygulanacak KDV oranları konusunda yapılan düzenlemeler ele alınacak ve
değerlendirilecektir.
2. YASAL DÜZENLEMELER:
KDVK’nun verginin oranlarının belirlendiği 28 inci maddesinde KDV’nin oranı vergiye tabi
her bir işlem için % 10 olarak belirlendikten sonra, Bakanlar Kurulu’na bu oranları değiştirme
konusunda yetki verilmiştir. Anılan maddede 6322 sayılı Kanunla yapılan değişiklik ile vergi
oranlarının belirlenmesi konusunda Bakanlar Kuruluna verilen yetkinin kapsamı genişletilmiş
ve Bakanlar Kurulu’na “inşaatın yapıldığı arsanın veya konutun vergi değeri ve bulunduğu
yeri esas alarak konut teslimleri için farklı vergi oranları tespit etme” yetkisi verilmiştir.
Verilen genel yetkiye istinaden, 30/12/2007 tarihli Resmi gazete’de yayımlanan
2007/13033 sayılı BKK ile Kararname ekinde yer alan (I) sayılı listedeki mal ve hizmetlerin
vergi oranı % 1, (II) sayılı listedeki mal ve hizmetlerin vergi oranı % 8, listede yer almayan mal
ve hizmetlere uygulanacak genel vergi oranı ise % 18 olarak belirlenmiştir.
% 1 vergi oranı uygulanacak (I) sayılı listenin 11 inci sırası aşağıdaki gibidir.
“Net alanı 150 m2’ye kadar konut teslimleri ile belediyeler, il özel idareleri, Toplu Konut
İdaresi Başkanlığı ve bunların % 51 veya daha fazla hissesine ya da yönetiminde oy hakkına
sahip oldukları işletmeler tarafından konut yapılmak üzere projelendirilmiş arsaların (sosyal
tesisler için ayrılan bölümler dahil) net alanı 150 m2’nin altındaki konutlara isabet eden
kısmı”
Buna göre net alanı 150 m2’ ye kadar olan konut teslimleri % 1 oranında, bunun dışındaki
konut teslimleri ise genel vergi oranı olan % 18 oranında vergiye tabi olmakta idi.
KDVK’nun 28 inci maddesinde 6322 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle Bakanlar Kuruluna
verilen yetkiye istinaden, 01/01/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 2012/4116 sayılı
BKK’nın 7 inci maddesi ile mal ve hizmetlere uygulanacak KDV oranlarının belirlendiği
2007/13033 sayılı BKK’nın 1 inci maddesine 01/01/2013 tarihinden itibaren geçerli olmak
üzere aşağıdaki (6) numaralı fıkra eklenmiştir.
(6) “(1) sayılı listenin 11 inci sırasında yer alan net alanı 150 m2’ye kadar konutlardan;
10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu kapsamındaki büyükşehirlerde
(16/5/2012 tarihli ve 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında
Kanun kapsamında rezerv yapı alanı ve riskli alan olarak belirlenen yerler ile riskli yapıların
bulunduğu yerler hariç), lüks veya birinci sınıf inşaat olarak yapılan ve ruhsatın sonradan
revize edilip inşaat kalitesinin yükseltilmesi hali de dahil olmak üzere, yapı ruhsatının alındığı
tarihte, üzerine yapıldığı arsanın 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 29 uncu maddesine
istinaden tespit edilen arsa birim m2 vergi değeri;
a) Beşyüz Türk Lirası ile bin Türk Lirası (bin Türk Lirası hariç) arasında olan konutların
tesliminde bu maddenin birinci fıkrasının (c) bendinde belirtilen vergi oranı,
b) Bin Türk Lirası ve üzerinde olan konutların tesliminde bu maddenin birinci fıkrasının (a)
bendinde belirtilen vergi oranı,
uygulanır.”
Yine 2012/4116 sayılı Kararın 12 nci maddesi uyarınca söz konusu düzenleme, yapı
ruhsatı 1/1/2013 tarihinden itibaren alınan konut inşaat projeleri ile kamu kurum ve
kuruluşları ile bunların iştirakleri tarafından ihalesi bu tarihten itibaren yapılacak konut
inşaatı projelerine ilişkin konut teslimlerine uygulanmak üzere 01/01/2013 tarihinde
yürürlüğe girmektedir.
3. YAPILAN DÜZENLEMENİN KAPSAMI VE MAHİYETİ:
2012/4416 sayılı BKK ile yapılan düzenlemeden sonra konutlarda üç ayrı KDV oranı
uygulaması geçerli olmaktadır. Buna göre;
 150 m2’ den büyük konutların tesliminde genel vergi oranı yani % 18 uygulanacaktır.
 150 m2’ den küçük konutların tesliminde ise;
-
-
-
Büyükşehirlerde lüks veya birinci sınıf olarak yapılan ve yapı ruhsatının alındığı
tarihte, üzerine yapıldığı arsanın 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 29 uncu
maddesine istinaden tespit edilen arsa birim m2 vergi değeri; Beşyüz Türk Lirası
ile bin Türk Lirası (bin Türk Lirası hariç) arasında olan konutların tesliminde, % 8
vergi oranı,
Büyükşehirlerde lüks veya birinci sınıf olarak yapılan ve yapı ruhsatının alındığı
tarihte, üzerine yapıldığı arsanın 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 29 uncu
maddesine istinaden tespit edilen arsa birim m2 vergi değeri; Bin Türk Lirası ve
üzerinde olan konutların tesliminde % 18 vergi oranı,
Bunların dışında kalanlarda ise % 1 vergi oranı,
Uygulanacaktır.
Görüldüğü üzere, 2012/4416 sayılı BKK ile yapılan düzenlemeden sonra konutlarda
değişik durumlara göre farklı KDV oranlarının uygulanması söz konusu hale gelmiştir. Yeni
yapılan düzenleme ile 150 m2’ den büyük konutlar için uygulanacak KDV oranı konusunda
herhangi bir değişiklik yapılmamış, 150 m2’ den küçük konutlar için ise belli kriterlere göre
farklı vergi oranlarının uygulanması öngörülmüştür. Buna göre 150 m2’ den küçük konutlar
için % 8 veya % 18 vergi oranının uygulanabilmesi için aşağıdaki unsurların hepsinin birlikte
mevcut olması gerekmektedir. Anılan BKK ile yapılan düzenleme uyarınca bu unsurlar
şunlardır:
a) Konutlar Büyükşehirlerde Bulunmalıdır:
Konutlardaki yeni KDV oranlarının uygulanması için konutun büyükşehir olarak
belirlenen illerde bulunması gerekmektedir. Büyükşehir olmayan illerde bulunan konutlar,
inşaat sınıfı ve arsa vergi değeri ne olursa olsun eskiden olduğu gibi sadece büyüklüklerine
göre farklı oranlarda vergiye tabi olacaktır.
5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun 4’üncü maddesinde büyükşehir belediyesi
olmanın kriterleri sayılmış ve bu kriterleri karşılayan illerin kanunla büyükşehir olabilecekleri
belirtilmiştir. En son 12.11.2012 tarihli ve 6360 sayılı Kanunla 13 ilimiz daha büyükşehir
statüsüne kavuşturularak büyükşehir belediyesi sayısı 29’a çıkarılmıştır. Buna göre
büyükşehir kapsamında olan iller şunlardır.
Eskiden beri büyükşehir olanlar: Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Eskişehir,
Erzurum, Gaziantep, İstanbul İzmir, Kayseri, Kocaeli, Konya, Mersin, Sakarya ve Samsun.
6360 sayılı Kanunla büyükşehir olanlar: Aydın, Balıkesir, Denizli, Hatay, Malatya, Manisa,
Kahramanmaraş, Mardin, Muğla, Tekirdağ, Trabzon, Şanlıurfa ve Van.
Öte yandan 6360 sayılı Kanunla getirilen bir diğer yenilik ise büyükşehir belediyelerin
sınırlarının il mülki sınırları olarak değiştirilmesidir. Buna göre yeni uygulamanın geçerli
olacağı büyükşehir belediyesi olan illerde, uygulama alanı büyükşehir belediyesi olan illerin il
mülki sınırları içerisindeki her yer olacaktır.
Öte yandan, büyükşehir olmayan bir yerde inşaat ruhsatının alınmasından sonra anılan
yerin büyükşehir olması halinde; söz konusu yerde inşa edilecek konutların tabi olacağı KDV
oranının belirlenmesi açısından inşaat ruhsatının alındığı tarihteki duruma bakmak gerektiği
düşüncesindeyiz. Aksi halde kararların geriye yürümesi ve güvenilirlik ilkesinin zedelenmesi
söz konusu olabilecektir.
b) Konutun, Rezerv Yapı Alanı ve Riskli Alan Olarak Belirlenen Yerler İle Riskli
Yapıların Bulunduğu Yerlerde Olmaması Gerekir:
2012/4416 sayılı BKK ile konutta yeni vergi oranları belirlenirken, 6306 sayılı Afet Riski
Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında rezerv yapı alanı ve riskli
alan olarak belirlenen yerler ile riskli yapıların bulunduğu yerlerde ki konutların yeni
uygulama kapsamında olmadığı belirtilmiştir.
Rezerv yapı alanı, riskli alan ve riskli yapı kavramlarının neyi ifade ettiği söz konusu 6306
sayılı Kanun’un 2’nci maddesinde açıklanmıştır. Buna göre;
“Rezerv yapı alanı: Bu Kanun uyarınca gerçekleştirilecek uygulamalarda yeni yerleşim
alanı olarak kullanılmak üzere, TOKİ’nin veya İdarenin talebine bağlı olarak veya resen,
Maliye Bakanlığının uygun görüşü alınarak Bakanlıkça belirlenen alanları,
Riskli alan: Zemin yapısı veya üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol
açma riski taşıyan, Bakanlık veya İdare tarafından Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının
görüşü de alınarak belirlenen ve Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca kararlaştırılan
alanı,
Riskli yapı: Riskli alan içinde veya dışında olup ekonomik ömrünü tamamlamış olan ya da
yıkılma veya ağır hasar görme riski taşıdığı ilmî ve teknik verilere dayanılarak tespit edilen
yapıyı”
ifade etmektedir.
Bu alanlarda bulunan konutlar için 2012/4416 sayılı BKK ile belirlenen oranlar değil,
2007/13033 sayılı BKK ile belirlenen oranlar uygulanacaktır.
c) İnşaatın, Lüks Veya Birinci sınıf Olarak Yapılmış Olması Gerekir:
Yeni vergi oranları ile ilgili uygulamanın geçerli olabilmesi için konut inşaatının lüks veya
birinci sınıf olarak yapılmış olması ya da inşaat ruhsatının sonradan revize edilip inşaat
kalitesinin lüks veya birinci sınıfa yükseltilmiş olması gerekmektedir. İnşaatın lüks veya birinci
sınıf olmaması halinde de yeni sistem değil eski uygulama geçerli olacaktır.
Yapıları inşaat sınıflarına göre ayıran temel düzenleme, 1319 sayılı Emlak Vergisi
Kanununa dayalı olarak 29.02.1972 tarihli ve 7/3995 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı
doğrultusunda 15.03.1972 tarihinde yayımlanan “Emlak Vergisine Matrah Olacak Vergi
Değerlerinin Takdirine İlişkin Tüzük”ün 10’uncu maddesidir. Binaların inşaat sınıflarına göre
ayrımını düzenleyen söz konusu madde aşağıdaki gibidir:
“Binalar, aşağıdaki sınıflara ayrılır:
1 - Lüks inşaat,
2 - Birinci sınıf inşaat,
3 - İkinci sınıf inşaat,
4 - Üçüncü sınıf inşaat,
5 - Basit inşaat,
Bu sınıflama, binanın yapılış tarzı, işçiliği, çeşitli kısımlarında kullanılan malzemenin cinsi,
kalitesi ve benzeri hususlar nazara alınarak yapılır.
İnşaat sınıflarının tayinine esas alınacak nitelikler Maliye Bakanlığınca tespit ve ilan
olunur.”
Maddede Maliye Bakanlığına verilen yetki çerçevesinde 15.12.1982 tarihli ve 17899
sayılı Resmi Gazetede bina inşaat sınıflarının tespitine ilişkin cetvel yayımlanmıştır.
d) İnşaatın Yapıldığı Arsanın Vergi Değeri, Belli Tutarların Üzerinde Olmalıdır:
Kararname ile yapılan düzenleme uyarınca farklı vergi oranlarının uygulanabilmesi için,
yapı ruhsatının alındığı tarihte, konutun üzerine yapıldığı arsanın 1319 sayılı Emlak Vergisi
Kanununun 29 uncu maddesine istinaden tespit edilen arsa birim m2 vergi değerinin 500 TL
ve üzerinde olması gerekmektedir. Arsa birim m2 vergi değerinin bu tutarının altında olması
halinde de yeni vergi oranları geçerli olmayacaktır. Buna göre;
Arsa birim m2 vergi değerinin 500 TL ile 999 TL arasında olduğu yerlerde yapılan 150
m2’den küçük konutlarda % 8 vergi oranı uygulanacaktır.
Arsa birim m2 vergi değerinin 1.000 TL ve üzerinde olduğu yerlerde yapılan 150 m2’den
küçük konutlarda ise % 18 vergi oranı uygulanacaktır.
1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun "Vergi Değeri" başlıklı 29'uncu maddesine göre
vergi değeri; Arsa ve araziler için, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun asgari ölçüde birim değer
tespitine ilişkin hükümlerine göre takdir komisyonlarınca arsalar için her mahalle ve arsa
sayılacak parsellenmemiş arazide her köy için cadde, sokak veya değer bakımından farklı
bölgeler (turistik bölgelerdeki cadde, sokak veya değer bakımından farklı olanlar ilgili
valilerce tespit edilecek pafta, ada veya parseller), arazide her il veya ilçe için arazinin cinsi
(kıraç, taban, sulak) itibarıyla takdir olunan birim değerlere göre hesaplanan bedeldir. Bu
değerler dört yılda bir belirlenmekte, belirlendiği yılı takip eden diğer yıllarda ise artırıma tabi
tutulmaktadır.
Belirlenen vergi değerlerine itiraz edilmesi veya başka bir nedenle vergi değerlerinin
değişmesi halinde değişen vergi değerlerinin dikkate alınması gerekeceği tabidir.
e) İnşaat Ruhsatı 1 Ocak 2013’ten Sonra Alınmış Olmalıdır:
2012/4416 sayılı BKK ile getirilen yeni uygulama, inşat yapı ruhsatının 1 Ocak 2013
tarihinden sonra alındığı konutlar için geçerli olacaktır. İnşaat ruhsatı, bu tarihten önce
alınmış olan konutlar için yine eski sistemin uygulanmasına devam edilecektir. Örneğin
İstanbul’da lüks sınıf olarak inşa edilen ve yapı ruhsatı 31/12/2012 tarihinde alınan, inşa
edildiği arsanın birim m2 vergi değeri de 2.500 TL olan bir binadaki 150 m2’ den küçük
konutun tesliminde 2007/13033 sayılı BKK ile belirlenen % 1 vergi oranı uygulanacaktır.
Ancak söz konusu binanın yapı ruhsatı 1 Ocak 2013 tarihinden sonra alınmış olsaydı, teslim
edilen konutların büyüklüğü ne olursa olsun % 18 vergi oranı uygulanması gerekecekti.
Aynı şekilde anılan Kararnamenin yürürlük tarihine ilişkin yapılan düzenleme uyarınca,
Kamu kurum ve kuruluşları ile bunların iştirakleri tarafından ihalesi 1 Ocak 2013 tarihinden
önce yapılmış olan konut teslimleri için 2007/13033 sayılı BKK ile belirlenen vergi oranları,
ihalesi bu tarihten sonra yapılacak konut inşaatı projelerine ilişkin konut teslimlerine ise yeni
uygulama ile belirlenen vergi oranları uygulanacaktır. Örneğin TOKİ tarafından ihalesi 15
Aralık 2012 tarihinde yapılan inşaat projesi kapsamında yapılan inşaatlardaki 150 m2’ den
küçük konutun tesliminde (teslim ne zaman yapılırsa yapılsın) 2007/13033 sayılı BKK ile
belirlenen % 1 vergi oranı uygulanacaktır. Ancak ihalenin 1 Ocak 2013 tarihinden sonra
yapılması halinde ise 2012/4416 sayılı BKK ile belirlenen oranlar geçerli olacaktır.
4. DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 28 inci maddesinde 6322 sayılı Kanunla yapılan
değişiklik sonucu Bakanlar Kuruluna verilen yetki uyarınca, BK tarafından yayımlanan
2012/4416 sayılı Kararname ile 150 m2’nin altındaki konut teslimlerinde uygulanacak KDV
oranları yeniden belirlenmiş ve daha önce % 1 olan KDV oranı, bazı şartların mevcudiyeti
halinde % 8 ve % 18’e yükseltilmiştir.
Daha önceki sistemde konutlarda uygulanacak KDV oranı sadece teslimi yapılan
konutların büyüklüğüne göre belirleniyor ve 150 m2’nin altındaki konutlar için % 1, üstündeki
konutlar için ise % 18 KDV oranı uygulanıyordu. Yeni düzenlemede 150 m2’nin üstündeki
konutların tabi olacağı KDV oranı konusunda bir değişiklik yapılmamış, ancak 150 m2’nin
altındaki konutlarda belli şartlarda % 1, % 8 ve % 18 olmak üzere üç farklı vergi oranının
uygulanması durumu ortaya çıkmıştır.
Eski sistemde yapılan uygulamanın doğru ve adil olup olmadığı konusunda pek çok
eleştiri yapılmıştır. Bu eleştirilerden bir kısmına bizim de katılmamız mümkündür. Ancak
getirilen yeni sistem de bazı yönlerden eleştiriye açıktır. İnşaatların yapım süreci nedeniyle
yeni sistem henüz filen uygulanmaya başlanmamış olsa da hem geçmiş uygulamalar ve hem
de sistemin özelliği nedeniyle şimdiden öngörülebilecek olan bu eleştirilerden bazılarını ve
önerilerimizi ana başlıklar itibariyle aşağıdaki gibi sıralayabiliriz.

KDV Oranlarında Farklılaştırma İçin Bölgesel Bazda Yapılan Düzenlemenin
Sakıncaları:
Yeni düzenleme ile konutta farklı KDV oranı uygulaması, büyükşehirlerde inşa edilen
konutlar için geçerli hale getirilmiştir. Ancak bölgesel bazda farklı KDV oranları uygulamasının
doğruluğu her zaman tartışmaya açıktır. Büyükşehir olan yerlerde arsa ve bağlı olarak da
konut fiyatlarının diğer bölgelere göre daha yüksek olduğu her zaman olmasa bile genel
olarak doğrudur. Ancak bu husus, zaten yüksek olan fiyatlar nedeniyle tüketiciye
yansımaktadır. Bunun üzerine bir de KDV oranlarının yükseltilmesi, tüketimi vergileyen bir
muamele vergisi olan KDV’yi adeta servet vergisi haline getirebilir. Diğer tüketim mallarında
olmayan bir ayırımın sadece konutta olmasının doğruluğu tartışılabilir.
Ayrıca bölgesel bazda yapılan oran farklılaştırmasının bazı durumlarda haksızlıklara yol
açması da muhtemeldir. Örneğin herkesçe malum olduğu üzere, Balıkesir’e bağlı Altınoluk
Beldesi ile Çanakkale’ye bağlı Küçükkuyu Beldesi birbirlerine komşu ve sınır olan iki beldedir.
Dolayısıyla bu iki beldenin sınırında ve komşu olan arsaların vergi değerleri de birbirine eşit
ya da çok yakındır. Ancak Balıkesir ili büyükşehir statüsünde olmasına rağmen Çanakkale ili
bu statüde olmadığı için yan yana olan bu iki beldeye ait parseller üzerinde inşa edilen
konutların tesliminde farklı KDV oranları uygulanması söz konusu olabilecektir. Hatta aynı
müteahhit, sınırları ayrı ayrı beldelerde ancak birbirine komşu olan iki ayrı parsel üzerine yan
yana yaptığı iki ayrı bloktaki 150 m2’den küçük konutların bir kısmını % 1 KDV tahsil ederek,
bir kısmını ise duruma göre % 8 veya % 18 oranında KDV tahsil ederek satmak zorunda
kalabilir. Bu işlemin ise hem alıcılar ve hem de satıcı açısından haksızlık ve mağduriyete yol
açması kaçınılmazdır.
Öte yandan yeni sistemin Büyükşehirler dışındaki şehirlerde konut edinimini teşvik ettiği
düşünülebilir. Ancak yıllık konut ihtiyaçlarına baktığımızda bu ihtiyacın daha çok büyükşehir
kapsamındaki bölgelerde olduğu ve KDV avantajı sebebiyle bu ihtiyacın diğer bölgelere
kaymasının beklenemeyeceği görülecektir.

Farklı KDV Oranı Nedeniyle İnşaat Kalitesinin Düşebileceği Endişesi:
Getirilen yeni düzenleme ile konut teslimlerinin yüksek oranda KDV’ye tabi olmasının
şartlarından biri de yapılan inşaatların lüks veya birinci sınıf olması şartıdır. Bilindiği üzere,
lüks ve birinci sınıf inşaatlar, diğerlerine göre daha kaliteli ve sağlam inşaatlardır. Ancak bu
tür inşaatlar için yüksek KDV oranı uygulanması, konut yapıcılarını daha alt sınıflardaki inşaat
yapımına yönlendirebilir. Bu durumun ise olası bir deprem felaketinin gündemde olduğu
ülkemiz açısından yaratabileceği sakıncalar herkesçe malumdur.
Konutta KDV oranlarının farklılaştırılması uygulaması ile ilgili olarak yukarıda yaptığımız
açıklamalar ışığında son söz olarak şunu söyleyebiliriz. Söz konusu uygulamanın bazı haklı ve
makul ekonomik ve sosyal nedenleri olabilir. KDV uygulamasında oran farklılaştırması yapma
yetkisi Bakanlar Kurulundadır. Dolayısıyla yapılan düzenleme teknik olarak doğru olabilir.
Ancak bu düzenlemelerin KDV sisteminin özüne zarar vermemesi ve bu verginin mahiyetine
aykırı sonuçlar doğurmaması, ayrıca haksızlık ve mükellefler arasında farklılıklar da
yaratmaması gerektiğine inanıyoruz. Öte yandan son düzenlemelerin, olası bir deprem riski
nedeniyle bina güvenliğinin son derece önemli olduğu ülkemizde kalitesiz veya daha az
kaliteli bina yapımına yol açabileceği endişemizi de tekrar vurgulamakta fayda görüyoruz.