Bayilerimiz K›fl aylar›n›n flifal› meyvesi K›fl aylar›n

Transkript

Bayilerimiz K›fl aylar›n›n flifal› meyvesi K›fl aylar›n
kas›m-aral›k 2008
say› 14
B‹Z B‹ZE, BOYDAK HOLD‹NG YAYINIDIR. ‹K‹ AYDA B‹R YAYINLANIR
K›fl aylar›n›n
flifal› meyvesi
nar
Denizli’deki
baflar› öykümüz:
Bayilerimiz
Ege’nin pamuktan kenti
Denizli
Ceyda Düvenci:
“Seyirci klifle ister”
Sunufl
Dünyam›z ve ülkemiz
yeni bir s›navdan geçiyor.
Türkiye olarak bu s›nav›
en az hasarla atlatabilmek
için hepimize büyük
görevler düflüyor. fiimdi
daha dikkatli düflünme
ve daha dikkatli
harcama zaman›
Büyük bir aile olman›n gücünü
hissediyoruz
merika’da bafllayan ve tüm dünyay› dalga dalga saran global ekonomik kriz bir süredir hepimizin gündeminde. Tüm dünya ülkeleri ekonomik krizle ilgili
olarak oldukça kritik bir dönemden geçiyor. Yaflananlar›n, dünyan›n sosyoekonomik dengelerinde yeni bir yap›lanmay› bile gündeme getirece¤ine dair öngörüler bulunuyor.
Finansal krizle bafllayan ve reel sektöre yans›mas› kaç›n›lmaz
olan bu krizden Türk ekonomisinin lokomotifini oluflturan ifl dünyas›n›n tedirgin olmamas› mümkün de¤ildir. fiu an için Türkiye’yi
saran bir yang›n olmasa da gerekli önlemler al›nmazsa yan› bafl›m›zdaki alevlerin ülkemize s›çramas› olas›d›r. Bu konuda herkesin tedbirli ve sorumlu davranmas› kaç›n›lmazd›r.
Boydak Holding olarak bizler bu dönemde bir panik havas› yaratmaktan ziyade ayaklar› yere basan stratejilerle yolumuzda
ilerlemeye devam etmeyi do¤ru buluyoruz. Etkisinin en çok
2009 y›l›nda hissedilece¤i öngörülen ekonomik durgunlu¤u
en az kay›pla atlatmak üzere planlamalar gerçeklefltiriyoruz.
Bu do¤rultuda 2009 y›l›na iliflkin planlar›m›z› revize ediyoruz.
Grup olarak bafllatt›¤›m›z yat›r›mlar›m›z› sürdürmekte ve ta-
A
mamlamakta kararl›y›z. Ancak tüm dünyay› etkisi alt›na alan
bu dalga durulana ve önümüzü görene kadar yeni bir yat›r›m
yapman›n da macera olaca¤› düflüncesindeyiz. Firmalar›m›z›
k›sa vadeli risklerden ar›nd›rmay› hedefliyoruz. Verimlili¤in art›r›lmas› ve üretim maliyetlerinin düflürülmesi yönünde baz›
planlamalar üzerinde çal›flmalar›m›z bulunuyor.
Dünyam›z ve ülkemiz yeni bir s›navdan geçiyor. Türkiye olarak bu
s›nav› en az hasarla atlatabilmek için hepimize büyük görevler
düflüyor. fiimdi daha dikkatli düflünme ve daha dikkatli harcama
zaman›.
Böyle bir dönemde çal›flanlar›m›z ve bayilerimizle büyük bir aile
olarak hareket etmek bizler için çok önemli. Yar›m as›rl›k bir
grup olarak, geçmiflte oldu¤u gibi hem bugün hem de gelecekte bu tip krizleri, birlik ve beraberli¤imizi koruyarak daha kolay
aflaca¤›m›za inan›yoruz. Bu güven duygusuyla hareket eden ve
krizi f›rsata çeviren bir ülke olmak ümidiyle...
Sayg›lar›mla...
Bekir Boydak
3
kas›m-aral›k
‹çindekiler
içindekiler
içindekiler
içindekiler
içindekiler
içindekiler
içindekiler
içindekiler
içindekiler
içindekiler
içindekiler
içindekiler içindekiler
kas›m-aral›k 2008
32
V‹ZYON
Nazif Türko¤lu
6
GÜNDEM
Salim Kad›beflegil
8
RENKLER
Mehmet Ali Alabora, Roza Erdem 14
Ceyda Düvenci
22
KAMERA ARKASI
‹stikbal Mobilya Beyrut’ta
18
Deco reklam kampanyas›
20
AKTÜEL
Can Atilla
8
20
28
NEREYE G‹DEL‹M?
Denizli
32
SA⁄LIK
40
ÇAY MOLASI
Ayça fien
44
SPOR
Ayhan Akman
46
LEZZET
50
KÜLTÜR-SANAT
52
BOYDAK’TAN HABERLER
54
6
Bulmacan›n çözümü
42
‹mtiyaz Sahibi
Boydak Holding ad›na
Bekir Boydak
Yaz›iflleri Müdürü
Murtaza Durmufl
Editörler
Toros Panos
Tu¤çe Alt›nsoy
Görsel Yönetmen
H. Ertunç Keskin
Düzelti
Ercan Yafla
4
kas›m-aral›k
46
Foto¤raf Editörü
Batuhan K›ran
Yay›n Kurulu
Bilal Uyan›k
Mustafa Büyükkat›rc›
Bülent Al›c›
Muzaffer Çetinkaya
Ekrem Bakt›r
Hasan Ünal
Ar›n Saydam
Ülkü Karaosmano¤lu
Ayflin Kaymaz
Reklam
Ebru Çal›flkan
[email protected]
Yap›mc›
Kesiflim Yay›nc›l›k ve Tasar›m
Hizmetleri A.fi.
Kasap Sokak, Hilmi Hak Han, 22/6
34394 Esentepe-fiiflli/‹stanbul
Tel: (0212) 337 51 99
Faks: (0212) 288 62 36
www.kesisim.com.tr
Yönetim Yeri
Organize Sanayi Bölgesi,
6. Cadde No: 35 Kayseri
e-posta: [email protected]
[email protected]
Bask› Elma Bas›m
Halkal› Caddesi No: 164 B-4 Blok
Sefaköy/‹stanbul
Tel: (0212) 697 30 30
Yay›n Türü Yerel, Süreli Yay›n
Editörün Notu
Günümüzde flirketler
itibarlar›yla rekabet ediyor.
Kurumsal itibar›n marka
de¤eri içinde yüzde 84
oran›nda bir pazar de¤eri
yaratt›¤›n› görüyoruz.
Milyar dolarl›k flirket
de¤erlemelerini de dikkate
ald›¤›n›z zaman bu durum son
derece önemsenmesi gereken
bir konu haline geliyor
40
Kurumsal itibar›m›z avantaj›m›z
T
28
44
ürkiye Mobilya Sanayicileri Derne¤i (MOSDER), her biri markalaflm›fl, Ar-Ge ve
ihracat yapan 30 üyesiyle, Türkiye'de sektörün ciro ve çal›flan say›s› bak›m›ndan
yar›s›ndan fazlas›n› temsil ediyor. Türk mobilya markalar›n›n uluslararas›
pazarlara daha fazla aç›lmas› amac›yla 2003 y›l›nda kurulan derne¤in beflinci dönem
baflkanl›¤›na Boydak Holding Yönetim Kurulu Üyesi Nazif Türko¤lu seçildi. Yeni görevinde kendisine baflar›lar diliyoruz.
Ekim ay›nda ‹stanbul’da düzenlenen Biliflim Zirvesi '08 etkinli¤i ifl dünyas›n›n üst düzey
yöneticilerini "‹flini yeniden keflfet!" ana temas›yla bir araya getirdi. ‹fl ve Teknoloji Liderleri
Buluflmas›'n›n konuk konuflmac›lar›ndan Boydak Holding Yönetim Kurulu Baflkan Vekili
Mustafa Boydak’›n biliflim sektörüne yapt›¤›m›z yat›r›mlar› ve geri dönüflleri anlatt›¤›
konuflmay› dergimizin ilerleyen sayfalar›nda bulabilirsiniz.
Kurumsal itibar yönetimi ve halkla iliflkiler faaliyetleri günümüzde tüm flirketlerin önem
vermesi gereken olmazsa olmazlar›n bafl›nda geliyor. ‹letiflim dünyas›n›n duayenlerinden
Orsa Stratejik ‹letiflim Dan›flmal›¤› Baflkan› Salim Kad›beflegil ile yapt›¤›m›z söyleflide,
ekonomik kriz ortam›nda flirketlerin iletiflim stratejilerinde nelere dikkat etmesi
gerekti¤ini ve kurumsal itibar›n önemiyle ilgili ipuçlar›n› bulabilirsiniz.
Ayr›ca dergimizin bu say›s›nda ‹stikbal markam›z için Lübnan’da çekilen reklam kampanyas›n›n ayr›nt›lar›n› ve Deco markam›z için haz›rlad›¤›m›z yeni reklam kampanyas›n›n kulisinde yaflananlar› da bulacaks›n›z.
Kas›m-Aral›k say›m›zda bu kez do¤al ve tarihi güzellikleriyle büyüleyici bir flehir olan
Denizli’yi ve Denizli’de bulunan ‹stikbal, Bellona, Mondi ve Regina bayilerimizi, ziyaret ettik.
Ege Bölgesi’nin baflar›l› bayileriyle yapt›¤›m›z sohbetlere göz gezdirmeyi unutmay›n.
Galatasaray’›n ve Milli Tak›m’›n baflar›l› orta saha oyuncusu Ayhan Akman dergimizin bu
say›s›nda bizlere futbol hayat›n› ve gelecek hedeflerini anlatt›.
Ulu önder Atatürk’ün ölüm y›ldönümü olan 10 Kas›m gününü sayg›yla an›yoruz.
‹stanbul Beyo¤lu’nda aç›lan yeni kültür-sanat merkezi garajistanbul’da ünlü tiyatro oyuncular› Mehmet Ali Alabora ve Roza Erdem’le garajistanbul ve yeni projeleri “Histanbul”
hakk›nda yapt›¤›m›z keyifli sohbet dergimizin ilerleyen sayfalar›nda sizleri bekliyor.
Oktay Usta sizler için bu say›da, k›fl aylar›na özel hem sa¤l›kl› hem de leziz bir mönü
haz›rlad›. Sa¤l›kl› yaflam bölümümüzde ise ça¤›m›z›n en önemli hastal›klar›ndan biri olan
kanserden korunman›n yollar›n› bulacaks›n›z.
Elektronik new age müzi¤in ülkemizde ve yurtd›fl›ndaki baflar›l› temsilcisi Can Atilla ile
Mevlânâ ezgileri tafl›yan son albümü “Mevlâna’dan Ça¤r›-Dans Müzi¤i” üzerine
yapt›¤›m›z söylefli müzik severlerin ilgisini çekecek. Dama¤›n›z›, ruhunuzu ve çevrenizi tatland›ran, güzel ve bereketli Kurban Bayram›’n›z› kutluyorum.
Bayram tad›nda günler dile¤iyle.
Murtaza Durmufl / Yaz›iflleri Müdürü
5
kas›m-aral›k
Sunufl
Dünyam›z ve ülkemiz
yeni bir s›navdan geçiyor.
Türkiye olarak bu s›nav›
en az hasarla atlatabilmek
için hepimize büyük
görevler düflüyor. fiimdi
daha dikkatli düflünme
ve daha dikkatli
harcama zaman›
Büyük bir aile olman›n gücünü
hissediyoruz
merika’da bafllayan ve tüm dünyay› dalga dalga saran global ekonomik kriz bir süredir hepimizin gündeminde. Tüm dünya ülkeleri ekonomik krizle ilgili
olarak oldukça kritik bir dönemden geçiyor. Yaflananlar›n, dünyan›n sosyoekonomik dengelerinde yeni bir yap›lanmay› bile gündeme getirece¤ine dair öngörüler bulunuyor.
Finansal krizle bafllayan ve reel sektöre yans›mas› kaç›n›lmaz
olan bu krizden Türk ekonomisinin lokomotifini oluflturan ifl dünyas›n›n tedirgin olmamas› mümkün de¤ildir. fiu an için Türkiye’yi
saran bir yang›n olmasa da gerekli önlemler al›nmazsa yan› bafl›m›zdaki alevlerin ülkemize s›çramas› olas›d›r. Bu konuda herkesin tedbirli ve sorumlu davranmas› kaç›n›lmazd›r.
Boydak Holding olarak bizler bu dönemde bir panik havas› yaratmaktan ziyade ayaklar› yere basan stratejilerle yolumuzda
ilerlemeye devam etmeyi do¤ru buluyoruz. Etkisinin en çok
2009 y›l›nda hissedilece¤i öngörülen ekonomik durgunlu¤u
en az kay›pla atlatmak üzere planlamalar gerçeklefltiriyoruz.
Bu do¤rultuda 2009 y›l›na iliflkin planlar›m›z› revize ediyoruz.
Grup olarak bafllatt›¤›m›z yat›r›mlar›m›z› sürdürmekte ve ta-
A
mamlamakta kararl›y›z. Ancak tüm dünyay› etkisi alt›na alan
bu dalga durulana ve önümüzü görene kadar yeni bir yat›r›m
yapman›n da macera olaca¤› düflüncesindeyiz. Firmalar›m›z›
k›sa vadeli risklerden ar›nd›rmay› hedefliyoruz. Verimlili¤in art›r›lmas› ve üretim maliyetlerinin düflürülmesi yönünde baz›
planlamalar üzerinde çal›flmalar›m›z bulunuyor.
Dünyam›z ve ülkemiz yeni bir s›navdan geçiyor. Türkiye olarak bu
s›nav› en az hasarla atlatabilmek için hepimize büyük görevler
düflüyor. fiimdi daha dikkatli düflünme ve daha dikkatli harcama
zaman›.
Böyle bir dönemde çal›flanlar›m›z ve bayilerimizle büyük bir aile
olarak hareket etmek bizler için çok önemli. Yar›m as›rl›k bir
grup olarak, geçmiflte oldu¤u gibi hem bugün hem de gelecekte bu tip krizleri, birlik ve beraberli¤imizi koruyarak daha kolay
aflaca¤›m›za inan›yoruz. Bu güven duygusuyla hareket eden ve
krizi f›rsata çeviren bir ülke olmak ümidiyle...
Sayg›lar›mla...
Bekir Boydak
3
kas›m-aral›k
Gündem
Salim Kad›beflegil:
“En büyük güç: ‹tibar”
33 y›ld›r iletiflim dünyas›n›n içinde bulunan Salim Kad›beflegil itibar
yönetimini yaln›z ulusal delil ve olaylarla de¤il, uluslararas› ve çok boyutlu
bir bak›fl aç›s› ile ele al›p sevk ve idarenin merkezine yerlefltiriyor,
böylece Türk ifl âlemine ›fl›k tutuyor, yol gösteriyor. Salim Kad›beflegil ile
kurumsal itibar yönetiminden ekonomik krizde kurumlar›n izlemesi
gereken iletiflim stratejilerine kadar birçok konuyu masaya yat›rd›k
S
alim Kad›beflegil, 1977 y›l›nda
Ege Üniversitesi Gazetecilik ve
Halkla ‹liflkiler Yüksek Okulu'nu
bitirdi. Çal›flma yaflam›na
1975 y›l›nda gazetecilik yaparak bafllad›. Turizm ve Tan›tma Bakanl›¤›’nda Bas›n Müflaviri, Washington'da Bas›n
Atafle Yard›mc›s›, Ege Bölgesi Sanayi
8
kas›m-aral›k
Odas› ve Turya¤'da Halkla ‹liflkiler Müdürü olarak görev yapt›. 1990 y›l›nda
‹zmir'de iletiflim flirketi ORSA'y› kurdu
ve 1993 y›l›nda merkezini ‹stanbul'a tafl›d›. 1985 y›l›nda ‹zmir Halkla ‹liflkiler
Derne¤i kurucular› aras›nda yer ald› ve
üç dönem bu derne¤in Yönetim Kurulu
Baflkanl›¤›'n› yapt›. Halkla ‹liflkiler Der-
ne¤i ve Halkla ‹liflkiler Dan›flmanlar›
Derne¤i üyeli¤i yapt›. Salim Kad›beflegil,
IPR (‹ngiliz Halkla ‹liflkiler Enstitüsü) ve
IPRA (Uluslararas› Halkla ‹liflkiler Derne¤i) üyeliklerinde bulundu. ‹letiflim Dan›flmanl›¤› mesle¤inin dünyadaki en genifl tabanl› meslek örgütü olan ICCO’nun (Uluslararas› ‹letiflim Dan›fl-
manl›klar› Birli¤i) yönetim kurulunda ülkemizi alt› y›l temsil eden Salim Kad›beflegil, bu oluflumun ülkemizdeki yerel örgütü olan PRCI (PR Dan›flmanl›klar› Birli¤i) ve yine ülkemizin ilk medya ölçümleme ve de¤erlendirme flirketi olan
PRNET'in kuruluflunda da etkin görevler ald›. 1990'l› y›llar›n sonunda Türkiye'de halkla iliflkilerin ölçülebilir standartlara sahip stratejik yönetim disiplini
olmas› yönünde önemli katk›larda bulundu. Reputation Institute'un Türkiye
temsilcisi olan Kad›beflegil, Türkiye Kurumsal Yönetim Derne¤i ve Bu¤day
Ekolojik Dönüflüm Derne¤inde yönetim
kurulu üyesi olarak görev yap›yor ve
Bahçeflehir Üniversitesi ‹letiflim Fakültesi’nde dersler veriyor. “Halkla ‹liflkilerin Temel ‹lkeleri”, “Halkla ‹liflkiler Reçeteleri”, “Halkla ‹liflkilere Nereden Bafllamal›?”, “Kriz Geliyorum Der!”, “‹tibar Yönetimi” gibi kitaplar› bulunan Kad›beflegil, 33 y›ll›k meslek hayat›ndaki deneyimlerini ve araflt›rmalar›n› bu kitaplarda toplam›fl.
Türkiye’deki kurumlar›n, Halkla ‹liflkiler aç›s›ndan nerede olduklar›,
Halkla ‹liflkilerin alg›lan›fl›n›n mevcut durumu ve gelece¤i için neler
söyleyebilirsiniz?
80’li y›llar›n bafl›nda halkla iliflkiler alan›nda etkinlik yapmaya bafllad›¤›m dönemde kurumlardaki halkla iliflkiler bilgisi çok do¤al olarak zay›ft› ve kapsam›
dard›. O dönemde ‹zmir Halkla ‹liflkiler
Derne¤i olarak 20-25 üyemizle haftada
en az iki veya üç tane etkinlik yapard›k.
Amac›m›z halkla iliflkiler konusundaki birikimlerimizi paylaflmakt›. Çünkü o dönemde halkla iliflkiler konusunda derinleflebilece¤imiz kaynaklar yoktu, uygulamalar s›n›rl›yd›. Ayr›ca bu konun önemi
az say›da flirket yöneticisi taraf›ndan alg›lanm›flt›. 90’l› y›llarla beraber halkla
iliflkiler alan›nda bir kimlik bunal›m› ortaya ç›kt›. Önemi anlafl›ld› fakat ne ifle yarayaca¤› konusunda bir açmaz ortaya
ç›kt›. 2000’li y›llara geldi¤imizde kurumsal iletiflim, itibar yönetimi, sosyal sorumluluk gibi konular halkla ‹liflkilerle
iliflkilendirilmeye bafllad›. Ayn› y›llarda
Avrupa’da ve geliflmifl ülkelerin halkla
iliflkiler tabanlar›nda da bu konjonktürde devam eden sorunlar ve bir kimlik
bunal›m› yaflan›yordu. K›r›lma noktas›
ise 1997 Helsinki ‹PRA kongresi oldu.
Bu kongrede Dünya’da Halkla iliflkiler
alan›nda son derece etkin olan Uluslararas› Halkla ‹liflkiler Derne¤i, Uluslararas› Dan›flmanl›k fiirketleri Birli¤i (‹CCO)
“‹tibar yönetimi
derken asl›nda
finansal bir olgudan
söz ediyoruz.
Dolay›s›yla flirketler
kârl›l›klar›n› art›rmak,
kârl›l›klar›n›
sürdürülebilir
k›lmak, geleceklerini
güvence alt›na
almak ve halka aç›k
olsunlar veya
olmas›nlar pazar
de¤erlerini rekabetçi
bir alanda bir yere
odaklamak
istiyorlarsa bunu
ancak yaratt›klar›
itibarla yapabilirler”
ve Avrupa Halkla ‹liflkler Dernekleri konfederasyonu (SERP) ayn› zaman dilimi
içinde Helsinki’de kendi toplant›lar›n›
yapt›lar. Her üç örgütün yapt›¤› toplant›lar›n temel konusu da halkla iliflkilerde
ölçümleme ve de¤erlendirmeydi. Bu
alana yap›lan yat›r›mlar›n ne flekilde geri dönüflüm sa¤layabilece¤ine dair somut verilerin elde edilmesiyle meslekte
ciddi bir farkl›laflma yaflanmaya bafllad›. Türkiye flansl› ülkelerden biriydi çünkü bu de¤iflimi ve dönüflümü yerinde ve
zaman›nda görüp kendini adapte etti.
Türkiye’de aile flirketlerinin çok fazla say›da oldu¤unu görmekteyiz.
Firmalar›n ço¤unun aile flirketi olmas›ndan dolay› bu flirketlerde kurumsal itibar›n kurumsal yönetimle
iliflkilendirilmesi konusunda siz ne
düflünüyorsunuz? Bafllang›çta bir
aile flirketi olarak kurulan Boydak
Holding’in zaman içinde kurumsallaflm›fl yap›s› ve yönetim sistemi
sizce ça¤a ayak uydurmak isteyen
di¤er aile flirketlerine de örnek olabilir mi?
Günümüzde flirketler itibarlar›yla rekabet ediyor. Kurumsal itibar›n marka de¤eri içinde yüzde 84 oran›nda bir pazar
de¤eri yaratt›¤›n› görüyoruz. Milyar dolarl›k flirket de¤erlemelerini de dikkate
ald›¤›n›z zaman bu durum son derece
önemsenmesi gereken bir konu haline
geliyor. ‹tibar yönetimi derken asl›nda
biz finansal bir olgudan söz ediyoruz.
Dolay›s›yla flirketler kârl›l›klar›n› art›rmak, kârl›l›klar›n› sürdürülebilir k›lmak,
geleceklerini güvence alt›na almak ve
halka aç›k olsunlar veya olmas›nlar pazar de¤erlerini rekabetçi bir alanda bir
yere odaklamak istiyorlarsa bunu ancak yaratt›klar› itibarla yapabilirler. Bu
noktada en önemli unsur, bu ifle inanan
bir liderin ve onun bir yönetim tak›m›n›n
olmas›. Çünkü onlar›n inanc› olmadan
bir kurumun itibar›n› yönetmek mümkün de¤il. Halka aç›k flirketler için zaten
bu bir zorunluluk. Kim itibarl›, kim de¤il
kriz ortamlar›nda belli oluyor. ‹tibar yönetimiyle ilgili reflekslerini kriz olmayan
durumlarda yeteri kadar anlatm›fl olan
flirketler bu krizleri rahat geçiriyor çünkü itibar bugünler için gerekli. ‹tibar›n›
ihmal etmifl olan flirketler ise krizlerde
çok daha fazla zorlan›yor çünkü marka
de¤erleri konusunda gerekli duyarl›l›k
ve hassasiyeti oluflturmuyorlar.
Boydak Holding’in kurumsal itibar›n›
nas›l de¤erlendiriyorsunuz? Art›lar›
ve eksileri nelerdir?
Boydak Holding’in kurum itibar›yla ilgili
alanlardaki performans› flirketin kriz
döneminden daha güçlü olarak ç›kmas›n› sa¤layacak önemli bir gösterge.
Halka aç›k olmamas›na ra¤men kurumsallaflma konusunda flirketin marka de¤erini ve flirket de¤eri bileflenlerini etkin bir flekilde yönetecek sistemleri kurumsal yap›n›n içinde bar›nd›rmas› krizden hasars›z ç›kman›n güvencesi haline
dönüflüyor.
Boydak Holding’de kurumsal yap›n›n
adeta flirketin k›lcal damarlar›na kadar
yay›ld›¤›n› ve iyi tasarland›¤›n› görüyoruz. Fakat önemli olan konu perfor9
kas›m-aral›k
Gündem
bir flirket de¤eri var. Kararlar da bu de¤erler gözetilerek al›n›yor. Bu yüzden aile flirketlerini kriz dönemlerini atlatmakta son derece flansl› görüyorum.
Orsa Stratejik ‹letiflim Dan›flmanl›¤› Baflkan› Salim Kad›beflegil, kriz dönemlerinde
so¤ukkanl›l›¤›n kaybedilmemesi gerekti¤ini vurguluyor.
mans. Bu da tasar›m› günlük hayata
nas›l geçirdi¤imizle ilgili bir durum. Ünlü
yat›r›mc› Warren Buffet’in itibarla ilgili
konularda bir deyifli vard›r: “‹flle ilgili konularda bir hata yaparsan›z affedebilirim ama flirketin itibar›n› zedeleyecek
bir durum olursa, bu durumda son derece ac›mas›z olurum.” ‹tibar konusu
flirketler için maalesef bu derece hassas. Y›llarca itibarla ilgili konularda her
fleyin mükemmel olmas›na çaba gösterirsiniz fakat flirket içinde çal›flan bir kiflinin ufak bir dikkatsizli¤i, alelacele olmufl bir yönetimsel giriflim veya bir karar y›llar boyunca yap›lan çal›flman›n bir
anda yerle bir olmas›na neden olabilir.
Dolay›s›yla flirketleri böyle durumlarda
bekleyen en büyük tehlike, so¤ukkanl›l›k10
kas›m-aral›k
lar›n› kaybedip sa¤duyular›ndan yoksun,
günü kurtarmak için alacaklar› birtak›m
kararlar›n içinde yatar. Boydak Holding
gibi kurumsal yap›lar bu yüzden biraz
daha flansl›. Çünkü bir karar al›nmas›n›n arkas›nda bir sistem yat›yor. Bu sistemin uzant›s› olan marka de¤erleri ve
Kurumsal itibar›n önemli bir parças›
olan toplumsal sorumluluk kapsam›nda Boydak Holding’in bafll›ca görevlerinin neler oldu¤unu düflünüyorsunuz?
fiirketler kurulduklar› ilk günden itibaren zaten topluma karfl› sorumlu olmak
zorundad›r. Bunun için flirketlerin karfl›
taraftan birfley beklemesine gerek yoktur. Sosyal sorumluluklar› çok genifl bir
yelpazede de¤erlendiriyoruz. Burada
çal›flanlar›n›zla olan iliflkilerinizden toplumun ihtiyaçlar› olan alanlara kadar
genifl bir yelpazede bir de¤erlendirme
yapmak mümkün. Önemli olan flirketin,
yapt›¤› her iflin arkas›nda bu duyarl›l›¤›
gösterebilmesi, ürün ve hizmetlerinin
kalitesinde sorumluluklar›n›n bilincinde
olmas›, tedarik zincirinden bafllayan zincirin tüm halkalar›nda bu sorumluluk
silsilesini çal›flt›rabilmesi, çal›flanlar›yla
olan iliflkilerinde gerçekten etik ve vicdani duygularla hareket edebilmesi.
Bunlar› bir bütün olarak de¤erlendirdi¤iniz zaman sosyal sorumluluk çerçevesinde bir performans› görebiliyoruz.
Ben özellikle aile flirketlerinin bu alanda
çok flansl› oldu¤unu düflünüyorum çünkü halka aç›k flirketlerde özellikle sosyal
sorumluluk alanlar›nda, bilgi ve bilinç
düzeyinden yoksun birtak›m yat›r›mc›lar›n “Niye oraya para harc›yorsun, niye
buraya kaynak ay›r›yorsun?” diyerek hesap sormas› gündeme geliyor. Fakat aile flirketlerinin böyle bir otorizasyona ihtiyac› yok. Onlar kendi aile kültürlerini ve
geleneklerini yaflatmak için bunu bir flekilde hayata geçirmek durumunda kal›yorlar. Anadolu’da bunun en güzel ör-
“‹tibar›n temel girdileri flirketin kültür ve
de¤erleridir. Bu bölgede bir erozyon olmad›¤›
sürece flirket itibar›na bir fley olmaz. Dolay›s›yla bu
flirket için bir sigortad›r. Bugüne kadar bu flirketin
itibar›nda hiçbir sorun olmam›flsa, bu flirketin
kültür ve de¤erlerinin toplumun duyarl›l›klar›yla
örtüflen bir içerikte oldu¤u anlam›na gelir”
neklerini görebilirsiniz. Kayseri özellikle
bu konuda son derece önemli projelere
imza atan, önemli markalarla donat›lm›fl bir yöre. Boydak Holding’in de sosyal sorumluluk anlay›fl›yla örnek bir flirket oldu¤unu söyleyebilirim.
Boydak Holding’in yaratt›¤› markalar›n birço¤u Türkiye’de bulunduklar› sektörün liderleri konumundalar.
Bu baflar›n›n sürekli olabilmesi için
dikkat edilmesi gereken anahtar
noktalar nelerdir?
‹tibar›n temel girdileri flirketin kültür ve
de¤erleridir. Bu bölgede bir erozyon olmad›¤› sürece flirket itibar›na bir fley olmaz. Dolay›s›yla bu flirket için bir sigortad›r. Bugüne kadar bu flirketin itibar›nda
hiçbir sorun olmam›flsa, bu flirketin kültür ve de¤erlerinin toplumun duyarl›l›klar›yla örtüflen bir içerikte oldu¤u anlam›na gelir. ‹kinci anahtar nokta ise performans kriterleriyle ilgili. Bu performans
kriterleri her flirkete göre de¤iflebilir.
Fakat öncelikli olarak yönetim kalitesi,
ürün ve hizmet kalitesi, çal›flanlar›n nitelikleri, finansal kredibilite, toplumsal
ve ekolojik sorumluluklar bu performans kriterleri içinde yer al›yor. fiirketin bu ana alanlardaki performans›n› tüketicilerin anlayabilece¤i ve alg›layabilece¤i bir içerikte yönetebiliyor olmas› gerekiyor. Örne¤in araflt›rma-gelifltirme,
yarat›c›l›k ve yenilikçilik gibi kavramlar
flirketlerin yaratm›fl olduklar› de¤erlerin
gelecekte de varl›¤›n› sürdürebilmesinin anahtar› olan kavramlar. Bence
sürdürülebilirli¤in güvencesi, kültür ve
de¤erleri korumak, liderli¤i güvence alt›na alacak itibar kriterleri konusunda
da iyi performans göstermektir.
de, baflka Boydak’lar›n do¤mas›n› sa¤layacak bir a¤abeylik fonksiyonu üstlenmeleri gerekti¤ine inan›yorum. Bunu
yapabilecek donan›ma sahip olduklar›n›
görüyorum. Özellikle kriz ortamlar› bunun için önemli bir f›rsatt›r. Anadolu’nun baflka kentlerine gidip orada ku-
rumsallaflma sanc›lar› çeken birtak›m
flirketlere yol ve yöntem göstermeleri,
kendilerinin baz› konular› nas›l aflt›klar›
konusunda üreticiyi yönlendirici ve e¤itici çal›flmalar yapmalar› Boydak’›n itibar›na yak›flacak ve itibar›n› katlayacak
önemli bir gösterge olacakt›r.
“Boydak Holding’den kiflisel beklentim Anadolu’nun
ücra köflelerinde baflka Boydak’lar›n oluflmas›na
öncülük edecek bir liderlik vazifesini yapmalar›.
Bir bayra¤› tafl›yarak bu bayra¤› birilerine teslim
etmeleri gerekiyor. Baflka sektörlerde, baflka
Boydak’lar›n do¤mas›n› sa¤layacak bir a¤abeylik
fonksiyonu üstlenmeleri gerekti¤ine inan›yorum”
Son olarak eklemek istedikleriniz
ve Boydak Holding’e mesajlar›n›z
nelerdir?
Boydak Holding Anadolu’nun içinden
do¤mufl önemli bir grup ve bizim daha
çok Boydak’lara ihtiyac›m›z var. Dolay›s›yla d›flardan bir kifli olarak benim Boydak Holding’den kiflisel beklentim Anadolu’nun ücra köflelerinde baflka Boydak’lar›n oluflmas›na öncülük edecek
bir liderlik vazifesini yapmalar›. Bir bayra¤› tafl›yarak bu bayra¤› birilerine teslim etmeleri gerekiyor. Baflka sektörler11
kas›m-aral›k
Gündem
Biliflim Zirvesi ’08
ifl dünyas›n›n liderlerini a¤›rlad›
‹nterpromedya
taraf›ndan
Turkcell ana
sponsorlu¤unda, HP
ve Tellcom resmi
sponsorlu¤unda
düzenlenen Biliflim
Zirvesi '08
etkinli¤inin ilk
gününde ifl
dünyas›n›n üst
düzey yöneticileri ve
kurumlar›n teknoloji
liderleri “‹flini
yeniden keflfet!”
ana temas›yla bir
araya geldi. Zirvede
ifl ve teknoloji liderleri
dünyan›n de¤iflen
yüzünü anlatt›
stanbul Dijital Kültür ve Sanat Vakf›'n›n sponsorlu¤unda gerçekleflen ‹fl
ve Teknoloji Liderleri Buluflmas›'nda
sektörün önde gelen isimleri tecrübe ve baflar› örneklerini paylaflt›. Boydak
Holding Yönetim Kurulu Baflkan Vekili
Mustafa Boydak, Turkcell Servis ve Ürün
Gelifltirmeden Sorumlu Genel Müdür
Yard›mc›s› Cenk Bayrakdar, Akbank Bilgi
Teknolojileri Genel Müdür Yard›mc›s› Alparslan Özlü, Forrester Research Bafl
Analisti Paul Jackson ve Songphonic
Records Yönetim Kurulu Baflkan› Osman Kent dünyadaki yenilikçi uygulamalar› paylafl›rken, biliflim teknolojilerinin flirket geliflimlerindeki s›rlar›n› da ele ald›lar.
“Bir tuflla gelece¤in
rotas›n› çiziyoruz”
‹fl ve Teknoloji Liderleri Buluflmas›'n›n
konuk konuflmac›lar›ndan Boydak Holding Yönetim Kurulu Baflkan Vekili
Mustafa Boydak, "Biliflim sektörüne
12
kas›m-aral›k
gerekli yat›r›mlar› yapmam›fl olsayd›k
kendi sektörlerimizde bir yerlere gelemezdik. Geleneksel yap›da kal›rd›k diye
düflünüyorum. Ama bugün bir tuflla
Türkiye'deki 1800 ma¤azam›z› görüyoruz. Bir tuflla tüm ürünlerimizi tüm
dünyaya duyurma imkân›m›z var ve bir
tuflla hangi üründen, hangi marka,
hangi renk, ne kadar üretti¤imizi an›nda görme imkân›m›z var. Tabii ki tüm
bunlar bize çok önemli bir gelecek rotas› sunuyor. Dolay›s›yla biliflime yat›r›lan bilinçli yat›r›mlar hiçbir zaman bofla
gitmemifltir. Boydak Holding olarak
bütçelerimizin ciddi bir k›sm›n› biliflim
yat›r›mlar›na harc›yoruz. Gerek donan›m, gerekse yaz›l›mlar konusunda harcamalar yapmaktay›z. Grubumuzun da
ifl alanlar›n› bu alanda daha da gelifltirmek düflüncesindeyiz. Özellikle Türkiye
Finans'a yapt›¤›m›z biliflim yat›r›m›, bankam›z› kat›l›m bankac›l›¤›nda Türkiye'nin lideri konumuna getirdi” dedi.
Renkler
‹stanbul’da, Beyo¤lu’nun tam orta yerinde, Galatasaray’da yeni bir
garaj aç›ld›. Her etkinlik için yeniden tasarlanmak üzere 600 metrekare
bombofl bir alan olarak yap›lanan garajistanbul, kültürleraras› bir
buluflma noktas› olmay› hedefliyor. Garajistanbul’da hem oyunculuk
hem de yöneticilik yapan Mehmet Ali Alabora ve Roza Erdem’le, birlikte
rol ald›klar› yeni oyunlar› “Histanbul” ve garajistanbul hakk›nda konufltuk
fiimdi sahne s›ras›
garajistanbul’da
5.
Sokak Tiyatrosu’nu yine
bir garajda kuran Övül
Avk›ran ve Mustafa Avk›ran’›n “bir sanatç› giriflimi” olarak bafllad›klar› proje flimdi 47
sanatç›n›n bir araya geldi¤i, 50’ye ya-
14
kas›m-aral›k
k›n bireysel, 10’dan fazla kurumsal
destekçisi olan, yerel yönetimin ve bakanl›klara varana kadar birçok kurumun deste¤ini alm›fl, Hollanda’n›n
dört kentinin ‹stanbul’da kendi sahnesi, mekân› seçti¤i sivil bir “kültürel dö-
nüflüm projesine” dönüfltü. Garajistanbul bu programla Türkiye’de farkl›
disiplinlerdeki ça¤dafl sanat kültürü
birikimini seyirci ile buluflturmay›, yeni
bir seyir ve seyirci kültürü yaratmay›
hedefliyor. Bu program sadece farkl›
“Ça¤dafl dans ve
ça¤dafl tiyatro için bir
oluflum olarak
garajistanbul, kendi
mekân›yla bu ifllerin
Türkiye’de
görünürlü¤ünü
sa¤lamaya çal›fl›rken,
yurtd›fl›ndan önemli
örnekleri sahnesinde
konuk ediyor”
disiplinlerden en seçkin sanatç›lar› de¤il, ayn› zamanda farkl› kültürlerden,
farkl› ilgi alanlar›ndan, hatta farkl› co¤rafyalardan izleyicileri de bir araya getiriyor. Bu amaçla garajistanbul’da yer
alan etkinlikler ‹ngilizce altyaz›l› izlenebilecek. Kendine özgü tasar›m›, “ço¤ulcu, paylafl›mc›, ba¤›ms›z” yap›s›yla garajistanbul, ‹stanbul’un 2010 Avrupa
Kültür Baflkentli¤inde önemli bir rol oynayarak, Türkiye’nin ça¤dafl kültür birikimini Anadolu’dan “garaj”’a, “garaj”’dan Avrupa’ya; Avrupa’dan “garaj”’a “garaj”dan Anadolu’ya tafl›mak
istiyor.
Garajistanbul fikri nas›l ortaya ç›kt›? Bu yeni kültür ve sanat konsepti hakk›nda bilgi verebilir misiniz?
Mehmet Ali Alabora: Garajistanbul fikri
Mustafa ve Övül Avk›ran’a ait. Bu ikili 5.
Sokak Tiyatrosu adl› tiyatrolar›n›n
10’uncu y›l›n› kutlamak ve 10’uncu y›lda
bütün oyunlar›n› sergileyebilmek için bir
mekân ar›yorlar ve bu garaj› buluyorlar.
Sonra bu garaj› kendileri kullanmak yerine Türkiye’de ça¤dafl gösteri sanatlar› yapan dansç›lar, müzisyenler ve tiyatrocularla paylaflal›m diyorlar ve böylece
birlikten kuvvet do¤ar fliar›yla garajistanbul fikri ortaya ç›k›yor. Kiraland›¤›
Kas›m 2005’ten, inflaat›n bafllad›¤› Haziran 2006’dan aç›ld›¤› Ocak 2007’ye
kadar büyük bir kampanyayla tan›t›l›yor.
Kurumsal ayni ve nakdi destekçiler, garajistanbul fikrine inanan sanatç›lar, gönüllüler ve yandafllar, en önemlisi de
daha henüz ortada hiçbir fley yokken
destek veren seyircilerle birlikte Ocak
2007’de garajistanbul aç›ld› ve bugün
hayat›na bir “S›n›rl› sorumlu sanat üretim ve pazarlama kooperatifi” olarak bu
kurumsal kimlik içinde birçok sanatç›n›n üretim yapt›¤› bir üretim alan› ve
kâr amac› gütmeyen bir sivil toplum kuruluflu olarak hayat›na devam ediyor.
Garajistanbul’un di¤er tiyatrolardan farkl› bir konsepti bulunuyor.
Bu konseptin içeri¤inden bahsede-
bilir misiniz? Garajistanbul’da ne
gibi etkinlikler yap›labiliyor?
Alabora: Garajistanbul öncelikle ça¤dafl dans ve ça¤dafl tiyatro için var.
Öncelikli amac› bu. Bu y›lki program›m›z da Pazartesi Sal› günleri dans;
Çarflamba günleri dans ve tiyatro aras›nda farkl› çal›flmalar; Perflembe, Cuma günleri de tiyatro fleklinde olacak.
Sanat yönetmenlerimiz olan Mustafa
ve Övül Avk›ran’›n di¤er sanatç›larla
yapt›klar› ortak çal›flmalarla ortaya ç›kan y›ll›k program sonucunda yolumuza devam edece¤iz. Öncelikle ça¤dafl
dans ve ça¤dafl tiyatro için bir oluflum
olarak garajistanbul, kendi mekân›yla
bu ifllerin Türkiye’de görünürlü¤ünü
sa¤lamaya çal›fl›rken, yurt d›fl›ndan
önemli örnekleri sahnesinde konuk
ediyor. Kendi ürettikleriyle de Avrupa’n›n çeflitli flehirlerinde ve ülkelerinde ifllerini sergiliyor.
Kurulufl aflamas›ndaki amac›m›z, flimdiye kadar birikmifl ifllerin bir arada
görünece¤i ve bugüne kadar birikmifl
de¤erlerin ilk kez bu kadar yo¤un olarak hissedilebilece¤i ve yaflanabilece¤i
bir program oluflturmakt›. fiu anda,
flimdi, burada, bu topraklar üzerinde
yap›lan›, bu topraklar›n insanlar›yla buluflturmak ve buran›n de¤erlerini kendilerinden bir fley kaybetmeden yurtd›fl›nda, baflka topraklara tafl›mak ve ordan edindi¤imiz bilgi ve deneyimi buraya tafl›mak gibi bir misyonumuz var.
Bunun d›fl›nda yapt›¤› ortakl›klarla garajistanbul her zaman var olan bir ifli
de¤il, burada yeniden dönüfltürülecek
özgün ifller yapmay› tercih ediyor.
15
kas›m-aral›k
Renkler
Garajistanbul’da kaç kiflilik bir ekip
çal›fl›yor. Nas›l bir yönetim ve ifl yap›lanman›z var?
Alabora: Garajistanbul’un Mustafa Avk›ran, Övül Avk›ran, Erdo¤an Kahyao¤lu, Özgür Genli ve Mehmet Ali Alabora’dan oluflan bir yönetim kurulu var.
Mustafa Avk›ran ve Övül Avk›ran ayn›
zamanda sanat yönetmenlerimiz. Özgür Genli garajistanbul’un ‹flletme Yönetmeni. Erdo¤an Kahyao¤lu ise Finans Yönetmeni. Ben de iletiflim yönetmeni olarak çal›fl›yorum. Bu befllinin bir alt kademesinde de bir yürütücü ekibimiz var. Rosa Erdem Program
Direktörü ve Sanat Yönetmeni Yard›mc›s›, Pelin Baflaran Uluslararas›
‹liflkiler Sorumlusu, Berna Uzel Koordinatör Destekçi ‹letiflim Sorumlusu ve
Zeynep Okyay da ‹letiflim Sorumlusu
olarak çal›fl›yor. Bu ekibin alt›nda da
bir teknik ekibimiz var. Garajistanbul
mekan›n›n içinde sesçisi, ›fl›kç›s›, sahne amiriyle birlikte toplam 23 kiflilik bir
kadrodan söz ediyoruz.
Bununla birlikte garajistanbul’un gönüllüleri bulunuyor. Bizimle her gün gelip belli zamanlarda çal›flan stajyerlerimiz bulunuyor. Garajistanbul’un üyeleri, kurumsal ve bireysel destekçileri ve
iki tane “Hamisi” var. Ve asl›nda kendisine dört “hami” ar›yor. ‹lk iki hamisi
Garanti Bankas› ve TAV Havalimanlar›
Garajistanbul’da
sergilenen “Ashura”
oyunundan bir sahne.
16
kas›m-aral›k
“Garajistanbulpro
2007 y›l› Ocak ay›ndan
itibaren dört tane dans
gösterisi, iki tane tiyatro
oyunu bir tane de müzik
gösterisi gerçeklefltirdi
ve bu prodüksiyonlar›n›
yurtd›fl› ve yurtiçinde
yap›lan festivallere de
tafl›d›. Tiyatro
projelerinin üçüncüsü ve
en yenisiyse ‘Histanbul’
oyunu olacak”
oldu. Bütün bunlar asl›nda garajistanbul’u oluflturuyorlar. Garajistanbul asl›nda bir kooperatif. Bir sahibi yok ancak sahiplenildi¤inde büyüyen bir organizma...
Garajistanbul’un daha kurulmadan
önce de destekçileri oldu¤unu söylediniz, bunu nas›l baflard›n›z?
Alabora: Daha ilk kurulufl aflamas›nda
Mustafa ve Övül Avk›ran benim de dahil oldu¤um süreçlerde garajistanbul
üyesi olacak kiflilere 50 YTL bedel
ödeyerek bu imkân› sundu. Bu oluflumun üyesi olacak seyircilerle yaz›flmalar gerçeklefltirildi. Örne¤in Mer-
sin’den bir kifli ben bu olufluma destek
veriyorum diye üye oldu. Belki de oyunlar›m›za hiçbir zaman gelmedi, belki de
bir kere geldi ama daha ilk oluflum
aflamas›nda ilerdeki muhtemel seyircinin de içine dahil oldu¤u bir süreç yafland›. Ayr›ca daha henüz bir mekân›m›z yokken bu oluflumun bir sanatsal
program› haz›rlanm›flt›.
Ne kadar sürelik bir çal›flma sonucunda garajistanbul perdesini açt›?
Roza Erdem: 25 ocak 2007’den beri
garajistanbul sürekli olarak tiyatro,
dans ve bu disiplinlerle iliflki kuran,
ça¤dafl müzik, edebiyat okumalar›, festivaller, sergiler gibi di¤er iflleriyle 20
ayd›r gösterilerine devam ediyor.
Garajistanbul’un kendi yap›mevi de
bulunuyor. Burada yap›lan çal›flmalardan bahsedebilir misiniz?
Erdem: Garajistanbul, garajistanbulpro
adl› kendi yap›mevinde genç tasar›mc›lar›n daha önce yapm›fl olduklar› ifllere
artistik ve teknik anlamda destek olarak
ya da onlara s›f›rdan bir ifl ›smarlayarak
yap›mlar haz›rlayan bir prodüksiyon evi.
Garajistanbulpro 2007 y›l› Ocak ay›ndan itibaren dört tane dans gösterisi,
iki tane tiyatro oyunu bir tane de müzik
gösterisi gerçeklefltirdi ve bu prodüksiyonlar›n› yurtd›fl› ve yurtiçinde yap›lan
festivallere de tafl›d›. Tiyatro projelerinin
üçüncüsü ve en yenisiyse “Histanbul”
oyunu olacak.
Yeni oyununuz “Histanbul“ ve hikâyesinden bahsedebilir misiniz?
Alabora: Histanbul oyununda Ali Bora
ad›nda bir Jeolog var. Bu jeolog ‹stanbul’un zemin etüdünü yap›yor ve o s›rada ‹stanbul’a âfl›k oluyor. ‹stanbul bir kad›n ve her seferinde ayn› kad›n farkl› bir
k›l›kta karfl›s›na ç›k›yor ve birlikte böyle
amans›z bir aflk yafl›yorlar. Oyunda bir
aflk hikâyesi anlat›l›yor. Bir karfl›laflma,
âfl›k olma ve ayr›l›klar konu ediliyor. Bütün oyunun konseptini gelifltiren ve bu
oyunu yöneten Mustafa Avk›ran’›n, yazar Kemal Gökhan Gürses’in, müzik düzenlemesini yapan Evrim Demirel ve
Ata Güner’in, oyuncular olarak bizlerin
ve asl›nda tüm garajistanbul ekibinin ‹stanbul’un bugünkü zemin etüdünü yap-
ma yolculu¤u. Bugün ‹stanbul’un hep
beraber zemin etüdünü yap›yoruz.
“Histabul”un dünya prömiyeri yurtd›fl›nda yap›ld›. Bu ve benzeri birçok
oyunu yurtd›fl›nda da sergileme imkân› buluyorsunuz. Yurtd›fl›nda bulundu¤unuz sahnelerde sergiledi¤iniz oyunlarda izleyicinin tepkisi nas›l oluyor?
Alabora: “Histanbul”un dünya prömiyerini 9 Ekim’de Utrecht’de yapt›k sonra
ayn› oyunu Rotterdam ve Lahey’de oynad›k. Türkiye prömiyerini ise 22
Ekim’de garajistanbul’da yapt›k. Kas›m
ay› boyunca da garaj istanbul’da bu
oyunu sergilemeye devam edece¤iz.
Yurtd›fl›nda oyun, buradan biraz daha
farkl› tepki görüyor. Çünkü yurtd›fl›nda
‹stanbul’u veya Türkiye’yi özleyerek yaflayan insanlar var. O insanlarda bu özlem duygusu bir al›flkanl›k haline gelmifl. Öyle ki flimdi art›k neyi özlediklerini bile unutmufllar. ‹stanbul’a geldiklerinde eski ‹stanbul’u, kendi düflündükleri ‹stanbul’u bulam›yorlar. Ama oyunu izlediklerinde ‹stanbul’u özlemifltik,
özlemimizi iyice kabartt›n›z, çok güldük,
çok e¤lendik, zaman zaman da a¤latt›n›z, gibi olumlu elefltiriler ald›k. Rotherdam’da sahneledi¤imiz oyun bizler için
özellikle inan›lmaz bir deneyim oldu.
Oyunda çok büyük bir Türk izleyici kitlesi vard›. Oyunun sonunda biz gerçekten o kadar yükseldik ve heyecanland›k
ki seyirci tempo tutmaya bafllad›.
Oyunlardan sonra bir “after party” oluyordu. Rotterdam’daki parti üç saat
sürdü.
Genel olarak “Histanbul” oyununun ‹stanbul’un d›fl›nda ve bir baflka ülkede
prömiyer yapm›fl olmas› bizim için çok
keyifli bir yolculuk oldu. Baflka duygularla ‹stanbul’da bu oyuna bafllamam›za ve baflka duygular› al›p buraya getirmemize neden oldu asl›nda bir taraftan da.
Bu oyun için çal›flmak çok keyifliydi ve bu
keyfi seyirciyle de paylaflmak istiyoruz.
Bunun için oyunu izlemek isteyenler
www.garajistanbul.org adresinden bilgi sahibi olabilir ya da biletix’ten bilet
al›p oyunumuzu izleyebilirler; veya bizi
görmek isterlerse garajistanbul’a istedikleri zaman gelebilirler.
Garajistanbul yöneticilerinden Mehmet Ali Alabora ve Roza Erdem
yeni oyunlar› “Histanbul”a herkesi davet ediyor.
Önümüzdeki dönemde garajistanbul’un bir marka olabilmesi için
hem oyunlar baz›nda hem de marka
bilinirli¤i anlam›nda ne gibi projelere imza atmay› planl›yorsunuz?
Erdem: Bu y›l için üç olaya konsantre
oluyoruz. Bunlardan bir tanesi program›m›z. Haftay› pazar günü ile bafllatmay› planl›yoruz ve pazar günü ile
ilgili izleyicilerimize bir sürprizimiz
olacak. Burada öncelikle ça¤dafl
dans ve tiyatronun görünürlü¤ü devam edecek.
Biz bu y›l “garajistanbulluyum” adl› bir
kampanya bafllat›yoruz. Herkes 100
YTL vererek garajestanbul’a üye olabi-
lir. Bir y›l boyunca bütün gösterilerden
yüzde 25 indirim alabilir.
Y›lda iki kez ç›kan ve 220 sayfay› bulan ça¤dafl gösteri sanatlar› yay›n›
olan G‹ST adl› dergimize ücretsiz abone olabilir. “Garajistanbulluyum” kampanyas›yla hem daha çok izleyici elde
etmek hem de daha çok kalabal›klaflmak ve ço¤almak istiyoruz. Bunlar›n
d›fl›nda sürekli yurtd›fl› turnelerimiz ve
devam edecek.
Her ay mutlaka garajistanbul’da yurtd›fl›ndan gelen sanatç›lar ifllerini sergiliyor. Bunlar devam ederken 2009
ve 2010 için yapt›¤›m›z projeler de
devam ediyor olacak.
17
kas›m-aral›k
Kamera Arkas›
‹stikbal Mobilya Beyrut’ta
kamera karfl›s›nda...
rtado¤u ve Körfez ülkelerinde
arka arkaya ma¤aza aç›l›fllar›
yapmaya haz›rlanan ‹stikbal Mobilya, bölgeye yönelik tan›t›m
kampanyalar›na h›z kazand›r›yor. ‹stikbal
Mobilya’n›n Beyrut’ta çekilen yeni reklam
filminde Bülent ‹nal, “kamera önünde olmay› seven” bir sunucuyu esprili bir yaklafl›m ile canland›r›yor.
‹hraç pazarlar›n› çeflitlendirme konusunda ad›mlar atan Türkiye’nin öncü mobilya
markas› ‹stikbal, Ortado¤u ve Körfez ülkelerine yönelik yat›r›mlar›n› art›r›yor. ‹stikbal Mobilya, önümüzdeki dönem bölgedeki bayi a¤›n› geniflleterek ürünlerini daha yayg›n bir co¤rafyada tüketiciye ulaflt›rmay› amaçl›yor. Ortado¤u ve Körfez ülkelerinde arka arkaya ma¤aza aç›l›fllar›
yapmaya haz›rlanan ‹stikbal Mobilya, böl-
O
18
kas›m-aral›k
geye yönelik tan›t›m kampanyalar›na da
a¤›rl›k veriyor.
Bu sunucu çok güldürüyor
Bu tan›t›m kampanyalar› kapsam›nda bölgeye yönelik olarak yap›lacak çal›flmalar
Beyrut’ta çekilen reklam filmi ile bafllam›fl
oldu. “Kurflun Yaras›” ve yay›nland›¤› dönemde reyting rekorlar› k›ran “Ihlamurlar
Alt›nda” dizisi ile be¤eni toplayan ve bu sezon “Kalpsiz Adam” dizisi ile ekranlara gelen Bülent ‹nal, ‹stikbal Mobilya’n›n Ortado¤u’daki reklam yüzü oldu. Bölgede “Sanawat Al Daya’Ah” ad›yla gösterilen “Ihlamurlar Alt›nda” dizisinin sevilen oyuncusu bölge
halk›ndan da büyük sevgi görüyor. Bir anda
flöhretini uluslararas› boyuta tafl›yan ‹nal,
Beyrut’ta tüm hafta yay›nlanan dizide “Yahya” karakterini canland›r›yor ve yöre halk›
taraf›ndan çok seviliyor. ‹stikbal Mobilya’n›n
yeni reklam kampanyas› ile flöhretini reklam y›ld›z› olarak sürdürecek olan ‹nal, ‹stikbal markas›n›n bölgedeki tan›t›m›na büyük
katk› sa¤l›yor. Çekimler için gitti¤i Beyrut’ta
büyük sevgi ile karfl›lanan Bülent ‹nal’a bölge ülkelerine yay›n yapan medya organlar›
da büyük ilgi gösterdi. Reklam çekimlerinde
ak›c› bir Arapça ile konuflmas› da filmin do¤all›¤›n› ve tüketici nezdindeki alg›lanma
oran›n› art›r›yor. Bülent ‹nal yeni reklam filminde “kamera önünde olmay› seven” bir
sunucuyu esprili bir yaklafl›mla canland›r›yor. ‹zleyicileri hem güldüren hem de ‹stikbal markas›na ›s›nmalar›n› sa¤layan reklam kampanyas›, içinde bulundu¤u co¤rafyaya uygun mesajlar veriyor.
de büyük bir titizlikle çal›flan Kanaan etraf›ndakilere verdi¤i pozitif enerjiyle de
herkesi etkiledi. ‹stikbal Mobilya, bafllatt›¤› reklam kampanyas› ile bu co¤rafyada
marka bilinirli¤ini ve tüketici kitlesini art›rmay› amaçl›yor. Ortado¤u ve Körfez ülkelerinde arka arkaya ma¤aza aç›l›fllar› yapan ‹stikbal Mobilya, bafllatt›¤› reklam
kampanyas› ile bu co¤rafyada marka bilinirli¤i ve tüketici kitlesini k›sa sürede art›raca¤a benziyor.
Marka bilinirli¤i artacak
‹stikbal’in yeni reklam filmi, 27 yafl›ndaki
Lübnal› yönetmen Leila Kanaan taraf›ndan çekildi. Bölge ülkelerinde yay›nlanan
kliplerin yaklafl›k yüzde 80’ini de yöneten
Kanaan’a çekimler s›ras›nda Beyrut’ta
bulunan Boydak D›fl Ticaret ‹stanbul
Bölge Müdürü Ömer Yavafl, Boydak D›fl
Ticaret Raklam Servis fiefi Hülya Bal ve
Boydak Holding Reklam Müdürü
Murtaza Durmufl da efllik etti. Çekimler-
Leila
Kanaan
19
kas›m-aral›k
Kamera Arkas›
Yine Deco
yepyeni Deco
Mekâna özel tasar›mlar›yla farkl›laflan Deco’nun,
yeni relansman kampanyas› markan›n özgün hal› ve aksesuar
tasar›mlar›n› ve çekici modellerini ekranlara tafl›yor. Özellikle
han›mlar› Deco’nun 2009 koleksiyonunu görmeye davet
eden reklam kampanyas›, Deco’yu tek bafl›na ayakta duran
bir dekorasyon markas› olarak konumland›r›yor
aflam kalitemizi art›ran ürünleriyle Türkiye’nin dünyaya aç›lan
mobilya markas› olan ‹stikbal’in
bünyesinde bulunan hal› ve aksesuar markam›z Deco’nun 2009 koleksiyonu için haz›rlanan relansman kampanyas›, “Yine Deco, yepyeni Deco” slogan›yla tüketicilerin be¤enisine sunuldu. Reklam filminin kamera arkas›n› aktarmak
amac›yla ‹stikbal Deco ma¤azas›nda
oluflturulan sette bulundu¤umuz dakikalarda, Deco ürünlerinin ›fl›kç›dan kameramana, sanat yönetmeninden oyunculara kadar herkeste hayranl›k ve konfor
duygusu uyand›rd›¤›n› görme f›rsat›n› da
yakalad›k.
Y
Haydi han›mlar ma¤azaya
Reklam filmini haz›rlayan Atlantis Reklam Ajans› kreatif grubu, yeni koleksiyonu yerinde yani ma¤azada görüp, inceleyerek kampanyan›n stratejisini ve konseptini oluflturmufl. Deco’nun ürün gam›nda bulunan modern ve klasik hal›lar›n yan› s›ra, ‹stikbal oturma gruplar›yla
ayn› desende, yetiflkinlere ve çocuklara
özel hal› çeflitlerinin de bulunmas› öncelikle han›mlara seslenen bir reklam kampanyas›n›n oluflturulmas›na önayak olmufl. Bir önceki Deco lansman filminden
beri ürünlerin gelifltirilerek çok daha iyi
hale getirildi¤ini vurgulayan reklam filmi20
kas›m-aral›k
nin daha ilgi çekici bir hale getirilmesi
için ünlü kullan›m›na gidilmifl fakat seçilen oyuncular›n ürünün önüne geçmeyecek nitelikte olmas›na da dikkat edilmifl.
Öyle ki reklam filminin hikâyesi de bu
stratejiyle örtüflüyor. Daha önce Deco’nun 2009 koleksiyonunu görmüfl bir
han›m, komflular›n›, anlata anlata bitiremedi¤i renk ve desenleri görmeye, ma¤azaya getiriyor.
Televizyon programlar›ndan ve “Cesaretin Var m› Aflka” dizisinden tan›d›¤›m›z, oyuncu Nilgün Kasapbaflo¤lu,
komflular›n› Deco ma¤azas›na getiren
han›m rolünü üstleniyor. Onun önderli¤inde ma¤azaya gelen han›mlar, Deco
ma¤azas›n› geziyor, be¤endikleri Deco
hal›lar›ndan al›yor. Ma¤azaya giren kad›nlar Deco’nun farkl› tarzlara hitap
eden ürün yelpazesini çok be¤eniyor.
Üstelik Nilgün Han›m, önceden gezmifl
olmas›na ra¤men, dayanamay›p gelinine üç hal› daha al›yor.
Sesli çekim do¤all›k kat›yor
‹stanbul’da bulunan ‹stikbal Deco ma¤azas›nda yap›lan ve çekimleri bir gün,
montaj› ise üç gün süren reklam filminin
ön haz›rl›¤› 10 gün sürmüfl. Baflrol
oyuncusu d›fl›ndaki oyuncular› da daha
önce oyunculuk deneyimi olan kiflilerden
seçilmifl. Genelde tercih edilmeyen bir
yöntemi tercih edip reklam filmini sesli
çektiklerini ifade eden Deco reklam filmi-
Kampanya künyesi
Reklamveren: ‹stikbal
Marka Sorumlusu: Murtaza Durmufl, Fatma Güner Özcan, Mehmet Emin Çak›c›
Reklam Ajans›: Atlantis ‹letiflim Hizmetleri
Ajans Baflkan›: Muzaffer Çetinkaya
Yarat›c› Grup: Ahmet Ak›nc›, Gülsev Avc›l, Cumhur Ersöz
Müflteri ‹liflkileri: Dilek Y›lmaz, Ahmet Erdem, Ayflegül Aksoy
Ajans Prodüktörü: Handan Polato¤ullar›
Yap›m: Montaj Film
Yönetmen: Hakan Algül
Medya Planlama: Mediacom
Kullan›lan Mecra: TV, gazete, dergi, radyo
nin yönetmeni Hakan Algül, konuflmalar›n do¤al olabilmesi için bu tekni¤i kulland›klar›n› ve sesli çekilmesine ra¤men filmin çabuk tamamland›¤›n› ifade ediyor
ve flöyle diyor: “35 milimetre film ile çekti¤imiz reklam filminde sesli çekimi tercih etmemizin nedeni izleyiciye daha do¤al bir havay› yans›tabilmekti. Sesli çekimlerde her fley gerçek oluyor. Genel
üslup olarak izleyiciyi daha iyi yaklayan,
atmosferi daha do¤ru olan filmler bu flekilde ortaya ç›k›yor.”
Reklam filmleriyle bafllayan kariyerine
“Döngel Karhanesi” gibi sinema filmlerinin
yan› s›ra “Avrupa Yakas›”, “Benim Annem
Bir Melek”, “Çok Güzel Hareketler Bunlar”
ve “Sevgili Dünürüm” gibi yüksek reytingli
dizilerin de yönetmenli¤ini yaparak devam
eden Hakan Algül’ün yönetti¤i Deco Hal›
reklam filmi, s›cak üslubu, izlenebilirli¤i ile
de keyif veriyor. Uzun ve k›sa versiyonlar›
haz›rlanan Deco Hal› relansman filminin,
bas›n ve dergi ilanlar›, broflür, afifl ve insert çal›flmalar› da haz›rlan›yor.
Deco ayaklar›n› yere bas›yor
‹stikbal’den ziyade bu filmde art›k Deco
markas›n› ön plana ç›kard›klar›n› ifade
eden Algül, Deco’nun kendi bafl›na ‹stikbal’den ba¤›ms›z bir marka olma yolunda ilerlemeye bafllad›¤›n›, markan›n
kendi bafl›na ayakta durabilece¤ini
göstermek ad›na bu relansman filmiyle ilk ad›m› att›¤›n› söylüyor. Farkl› bir
duyguyu hissetirebilmek için “Yine Deco yepyeni Deco” slogan›n› kullanan
reklam kampanyas› bu sloganla Deco’nun getirdi¤i kalite, estetik ve güzellik unsurlar›n› vurguluyor. Deco Hal›’n›n
2009 koleksiyonunu halen görmediyseniz sizi ma¤azalara davet ediyor ve
“Yine Deco yepyeni Deco” diyoruz.
21
kas›m-aral›k
Renkler
“Seyirci
klifle
ister”
Ekranlar›n çok seyredilen
dizilerinden “Binbir
Gece”nin Bennu’su
Ceyda Düvenci, seyircilerin
kendi ac›lar›n› unutmak için
dizileri izledi¤ini ve bu
nedenle kliflelerden
kaç›n›lamayaca¤›n› söylüyor
n sevdi¤i meyve elma... Podyuma ilk
kez anaokulunda ç›kt›. Kad›köy Anadolu Lisesi’ni bitirdikten sonra Marmara Üniversitesi ‹ktisat bölümünden mezun oldu. Kandemir Konduk’la tan›flmas› 1990’l› y›llar›n ortalar›nda oldu. “Palavra Aflklar” adl› televizyon dizisiyle ekranla
tan›flt›. 1997’de Star TV’nin düzenledi¤i güzellik yar›flmas›nda Türkiye üçüncü güzeli
seçilince flans melekleri onu bir daha hiç b›rakmad›. “Tatl› Kaç›klar”, “Affet Bizi Hocam”,
“Böyle mi Olacakt›?”, “Dikkat Bebek Var”,
“Zalim”, “Sil Bafltan”, “Hasret”, “Mühim Olan
Aflk›m›z” ve “Maki” dizilerinde oyunculu¤unu
gösterdi. “Hofl Geldin Hayat” ve “Herfley
Çok Güzel Olacak” filmlerinde rol ald›. Sabah
fiekerleri, Çocuk Deyip Geçme gibi birçok
programda boy gösterdi. Hâlâ reytinglerde
üst seviyelerde gezen “Binbir Gece” dizisinin
Bennu karakterini canland›ran Ceyda Düvenci’den söz ediyoruz. 31 yafl›ndaki oyuncuyla televizyon dünyas›n› ve hayata bak›fl›n›
konufltuk.
E
Binbir Gece’nin setine iki y›ld›r gidiyorsunuz. Yorulmad›n›z m›?
Sete hâlâ koflarak gidiyorum. Çünkü bu dizi
benim için ilaç gibi oldu.
22
kas›m-aral›k
Neden?
Tiyatroda elinizdeki k⤛ttan ne yapaca¤›n›z bellidir. Oyuncu kendini güdümleyerek
oynar rolünü. Daha sonraki sahnelere haz›r ve naz›rd›r. Dizilerde ise genel çizgilerle
size bir karakter giydiriliyor ama sonra bölümün geliflimi, senaristlerin yönlendirmesiyle o karakter bambaflka bir hal alabiliyor. Bu da sizin oyunculu¤unuzun daha
renkli olmas›n› sa¤l›yor. ‹ki y›ld›r süren dizide Bennu karakterini canland›r›yorum.
Bennu’ya çok inan›yorum ve onu seviyorum. Onun yaflad›¤› her fley sete girdi¤imde benim yaflanm›fll›¤›m gibi geliyor. O kadar içsellefltirdim Bennu’yu. Onun inifl-ç›k›fllar›, ilk bafllarda alkol ba¤›ml›l›¤› olmas›,
sonra o sorunu çözmesi, aflk karfl›s›ndaki
acizli¤i gibi ciddi denemeler yapabildim bu
rolün üzerinde. Karakterlerin nereye gidece¤ini hâlâ merakla bekliyorum.
Setin atmosferi nas›l?
‹ki y›l boyunca dip dibe yaflarken bile hiçbir fley dejenere olmad›. Nedeni fluydu:
Garip bir flekilde oyuncular ifl d›fl›nda
görüflmüyorlar. fiimdi bu ilk bak›flta çok
itici geliyor. Ama bu o kadar do¤ru bir
fley ki... Herkes özel hayatlar›nda birbirinden ayr›, kimse birbirine gecenin ikisinde “Ne haber?” diye telefon etmiyor.
Biz ifl yap›yoruz, özel hayatlar›m›z farkl›.
Bafl›m›z s›k›flt›¤›nda ben yine Halit Ergenç’i arar›m. Yüz göz de¤iliz, sadece
bu. O kadar güzel bir sinerji yarat›yor ki
bu durum...
Zaten iflinizi sevmezseniz baflar›l› da olam›yorsunuz...
Evet. Her fleyden önce buras› ekmek kap›m›z. Zaten alternatifi bol olan bir meslek oldu. Sevmiyorsan yapmayacaks›n.
“OYUNCULUK YÜKSEK L‹SANSI ALIYORUM”
“fiu s›ralar oyunculuk yüksek lisans› al›yorum. Haftan›n üç günü gece
01.00’lere kadar derse giriyorum. Çünkü oyunculuk 50’sinden sonra sorunlar
yaflanmas›na neden olabilecek bir meslek. Düflünün, her y›l ayr› bir karaktere
bölünüyorsunuz. Normal hayatta ciddi
bir olay yaflam›fls›n, sinirlisin ama orada
do¤um yapm›fl mutlu birini oynuyorsun.
Ya da tam tersi; çok mutlusun ama rol
gere¤i, alkolik ve mutsuz bir insan oluyorsun... Ben alkol kullanmam ama alkolik birini oynad›m. Bu karakteri içsellefltirmezsem, ona inanmazsam insanlar›
nas›l inand›raca¤›m? Bunun tekniklerini
Milyon dolarlar›n döndü¤ü bu sektörde
hiçbir yap›mc› kendini bilmeyeni ya da iflini düzgün yapmayan› elinde tutmaz. Dolay›s›yla iflinizden keyif alm›yorsan›z ertesi
gün kap›n›n öbür taraf›ndas›n›z. Ben dahil
olmak üzere hepimizin alternatifleri bulunabilir.
‹nsanlar uzun süren dizilerden s›k›lm›yor mu sizce?
Baz›lar› konunun uzat›ld›¤›n›, kabak tad›
verdi¤ini düflünebilir ama bu bence yanl›fl. Biz “Lost” dizisiyle de¤erlendirilmemeliyiz. Bence iyi oldu¤u sürece gitmeli. Reyting yap›yor mu? Evet, yap›yor. O zaman
iki y›l de¤il 10 y›l da sürebilir. ‹nsanlar›n
güvendi¤i, inand›¤› sürece gidebilir diye
düflünüyorum. Umar›m “Binbir Gece” devam eder, çünkü iyi oyuncular› ve iyi bir
konusu var.
ö¤renmezsen 50’sinden sonra tedavi
görebilirsin. Ben birden z›playarak bir
yerlere ç›kmay› tercih etmedim. Yavafl
yavafl ilerlemek istiyorum. Mesle¤in beflinci-alt›nc› y›llar›nda beni sokakta çevirip ‘Ya sen bir patlayamad›n, coflamad›n’ falan diyorlard›. ‘Acaba ben potansiyeli olmayan bir insan m›y›m?’ diye düflündüm önce. Sonra anlad›m; ben istememiflim ki zaten bunu. Yavafl ve emin
ad›mlarla gideyim, 60’›nda bile bu ifli yapay›m. Y›pranmayay›m, y›prat›lmayay›m.
Büyük paralar istemiyorum. Bana, e¤itimime ve aileme yetmesi kâfi. Beni fl›martmas›n istedim ve bu yoldan gittim.”
Genelde Türk dizileri ya a¤lat›yor ya güldürüyor, aras› yok gibi?
Çünkü seyirci klifle ister. Siz bunu yapmazsan›z televizyon sektörü yok olur. Dizi sektörü yok olursa, bu on binlerce insan›n aç kalmas› anlam›na gelir. Kendi
ac›lar›n› unutmak için insanlar bizden bir
fley istiyor. Asl›nda bana göre enerjisi
yüksek olan diziler tutuluyor. “Yaprak Dökümü”nde insanlar a¤l›yor ama unutmay›n enerjisi çok yüksek bir dizi o. Oyunculuklar çok yüksek ve inanarak yap›yorlar.
Siz inand›¤›n›z için seyirci de inan›yor. Hikâyeyi inanarak oynuyorsan›z seyirci de
size inan›yor.
Ama flöyle bir elefltiri de oluyor: Diziler
kalitesiz! Buna kat›l›yor musunuz?
Ben Türk dizilerini kalitesiz bulmuyorum.
Dizileri izliyorum. Bizim diziyi, “Avrupa Ya-
kas›”n› ve “Yaprak Dökümü”nü çok be¤eniyorum.
Oyuncu ve yönetmen olarak kimleri be¤eniyorsunuz?
Öyle saplant›lar›m yok. ‹nsan›n kendini yenilemesi ve ilerletmesi gerekti¤ini düflünüyorum. Birini örnek alarak ilerlemek bana ters
geliyor çünkü siz birini örnek al›rsan›z o kadar ilerleyeceksiniz demektir ama siz kimseyi örnek almazsan›z hedefiniz kadar büyüyeceksiniz. Biliyorsunuz hedeflerimiz en yüksektedir. O yüzden ben kimseyi örnek almam ama tarz›n› be¤endi¤im kifliler elbette
var. Mesela Zuhal Olcay’›n, Meltem Cumbul’un, Defne Samyeli’nin yolunu be¤eniyorum. Julia Roberts’a bay›l›yorum, fanati¤iyim, bana onun gölgesini oyna deseler oynar›m. Al Pacino’yu, Jim Carey’i, Nicoles Cage’i çok be¤eniyorum; Türk sinemas›ndan
da Haluk Bilginer’i, Selim Baba’y›, Haldun
Dormen’i... Tabii bunlar hat›rlad›klar›m, ismini atlad›¤›m birçok insan vard›r mutlaka.
Magazin bas›n›yla aran›z pek iyi olmad›.
Paparazilerden çok çektiniz mi?
Magazin olmas› gereken bir sektör. 13 y›ld›r bu ifli yap›yorum. Her zaman herkesin
iflini en iyi flekilde yapmas›n› istiyorum. Evet
magazin haberlerinden a¤z›m çok yand›.
Çok net bir insan›m. Hatta befl y›l önce bir
hayli net bir insand›m. Ama yalan haberlerden çok çektim. Yalan bir haber karfl›s›nda
tek yapabildi¤iniz a¤lamak! Annem bu yalan
haberlerden dolay› kalp krizi geçiriyordu neredeyse. Art›k dava aç›yorum.
MERAKLISINA NOTLAR…
G
Ceyda Düvenci’nin foto¤raf merak›
var. An foto¤raflar› çekmeyi çok sevdi¤ini söyleyen oyuncu, “Özellikle ‹stanbul
d›fl›na ç›kt›¤›mda foto¤raf çekiyorum.
TEGV’e, Böbrek Vakf›’na ya da Özürlüler Vakf›’na gidip ‘Benim böyle bir projem var. Al›n bu foto¤raflar› Ceyda Düvenci sergisi aç›n. Sat›n ve gelirini siz
kullan›n’ demeyi amaçl›yorum” diyor.
G Bunun d›fl›nda tenis oynuyor, yemek
yapmay› çok seviyor.
G ‹yi derecede ‹ngilizce biliyor.
G Koç burcu.
G Soka¤a ç›kt›¤›nda kitap sat›n almadan dönmüyor. Evinde binlerce kitab›n
oldu¤u biliniyor.
23
kas›m-aral›k
Aktüel
Ünlü Türk mutasavv›f› Mevlânâ, ölümünün
735. y›ldönümünde Konya’da çeflitli etkinliklerle
an›l›yor. “fieb-i Arus” olarak an›lan Mevlânâ’n›n
ölümünün y›ldönümünde gerçeklefltirilen sema
törenleri mistik bir flölen havas›nda...
Dü¤ün gecesi;
fiEB-‹ ARUS
24
kas›m-aral›k
25
kas›m-aral›k
Aktüel
nlü Türk mutasavv›f› Mevlânâ’n›n dergâh›nda, “çile ç›kararak” “dervifl”lik mertebesine ulaflmak için de¤ilse de
her y›l on binlerce kifli, o gönül insan›n› anmak üzere bir anlamda “Ne olursan ol gel” ça¤r›s›na uyarak türbesine
ak›n ederler. Yasl› bir anma töreni de¤ildir bu... Bir tür dü¤ün ritüelidir. Çünkü Mevlânâ’ya göre ölüm sevgiliye kavuflma an›d›r, Allah ile birleflmektir.
Bundan dolay›d›r ki, Mevlânâ’n›n görünen dünyadan ayr›ld›¤› gece “fieb-i
Arus”tur, yani “dü¤ün gecesi”dir.
Ü
Gönül insan› Mevlânâ
As›l ad› Muhammed Celaleddin olan
Mevlânâ, 1207’de bugünkü Afganistan s›n›rlar› içinde bulunan Hora-
san’da do¤mufltur. 1218’de Mo¤ol istilas› tehdidi nedeniyle ailesini de alarak do¤du¤u topraklar› terk eder. Babas› Bahaeddin Veled’le birlikte önce
‹ran’a, ard›ndan Mekke’ye hacca gider.
Daha sonra Medine, Kudüs, fiam ve
Halep... Ard›ndan, Bahaeddin Veled’in
Selçuklu Sultan› Alaeddin Keykubad’›n
davetini kabul etmesi üzerine, aile
Konya’ya yerleflir. Böylelikle Anadolu
Selçuklular›’n›n yönetiminde bar›fl ve
zenginlik içinde yaflayan Anadolu’ya, o
devirdeki ad›yla Rum iline yerleflen
Mevlânâ, Rumi ad›n› da buradan al›r.
Türk tasavvufunun en büyük ismi say›lan Mevlânâ, ilk e¤itimini Sultan-ül Ulema (alimlerin sultan›) olarak an›lan babas› Bahaeddin Veled’den al›r. Ard›ndan tan›flt›¤› ve dokuz y›l süreyle yan›n-
fieb-i Arus etkinlikleri kapsam›nda
gerçeklefltirilen ve ad›na “Sema Ayini”
denilen törenlere, özel bir tasavvuf
musikisi orkestras› efllik ediyor. Törenler
bu y›l yine 1-17 Aral›k tarihleri aras›nda
Konya’da düzenlenecek
26
kas›m-aral›k
da kalan babas›n›n eski ö¤rencilerinden Seyyid Burhaneddin’den ö¤rendikleriyle, zihninde dünyaya ve ahirete dair yeni çözümler oluflturur. Seyyid Burhaneddin’in de telkinleriyle dönemin
ilim merkezleri kabul edilen fiam ve
Halep’e giden Mevlânâ, Halaviye Medresesi’ne devam eder. Konya’ya döndü¤ünde, din ve tasavvuf hakk›nda
dersler vermeye bafllar. 1244 y›l›nda
bir gün Konya’ya gelen fiems-i Tebrizi
ile tan›flan Mevlânâ, bu gezgin derviflle
alt› ay sürecek bir dost sohbetine çekilir. Bu ikili inziva, Mevlânâ’n›n yaflam›nda köklü bir de¤iflikli¤e yol açar.
Yolu, “sevgi yolu”
‹nsan sevgisinin yüceli¤i ve insan›n
Tanr›’n›n yeryüzündeki yans›mas› oldu¤u düflüncesi, Mevlânâ’da saf bir
inanç felsefesi olarak olgunlafl›r.
Mevlânâ’n›n, en büyük eseri lirik tarzda yaz›lm›fl ve “Allah Âfl›klar›n›n Kitab›”
olarak an›lan “Mesnevi”dir. Alt› ciltten
oluflan “Mesnevi”, tasavvuf aç›s›ndan
bir gerçe¤e ulaflma rehberidir. Ço¤unlu¤unu gazellerin oluflturdu¤u, coflkunluk ve cezbe halinde söyledi¤i fliirlerini
Günümüzde Mevlana Müzesi olarak hizmet sunan Kubbe-i Hadra, Konya’n›n en
görkemli yap›s›. fieb-i Arus törenlerinin bir k›sm› bu müzede gerçeklefltiriliyor.
içeren “Dîvân-› Kebîr” ise 40 bini aflk›n
beytiyle bizlere Mevlânâ’n›n iç dünyas›n› yans›t›r. Mevlânâ’ya göre “aflk” (sevgi) Allah’›n (yarat›c›n›n) temel niteliklerindendir ve sevgi insan› h›rstan, benlikten kurtaracak tek güçtür. Gerçe¤e
ise ancak sevgi yoluyla ulafl›labilir.
Mevlevi ayinleri
Mevlânâ ile özdeflleflen Mevlevi ayinleri de Türk tasavvuf müzi¤inin en belirgin ve en büyük ritüelleridir. Mevlevi
müzi¤i eflli¤inde sema yapan dervifller,
bir elleri afla¤›, öteki elleri yukar› bakar
flekilde yerlerinde daireler çizerek kap›ld›klar› bafl dönmesiyle kendilerinden
geçip Allah ile birleflirler. Mevlânâ’dan
önce de Anadolu’da var oldu¤u bilinen
bu raks türü, Mevlevi dergâhlar›nda
genellikle toplu halde yap›l›r. Sufilere
göre sema, insan›n Allah’a olan aflk›n›
güçlendirir, ruhunu temizleyerek O’na
yaklaflt›r›r.
“Mezar›m›z ariflerin
gönüllerindedir”
Hayat›n›, “Hamd›m, yand›m, pifltim” sözleriyle özetleyen Mevlânâ Celaleddin Ru-
mi, 1273 y›l›nda, 17 Aral›k Pazar gecesi sevdi¤ine kavuflmak üzere “Ölümümüzden sonra mezar›m›z› yerde aramay›n›z. Bizim mezar›m›z ariflerin gönüllerindedir” diyerek bu dünyadan göç eder.
Ölümünün 735. y›ldönümünde “Mevlâ-
nâ’y› Anma ve Vuslat Y›ldönümü Törenleri” bu y›l da 1-17 Aral›k tarihleri
aras›nda Konya’da düzenlenecek.
1 Aral›k’ta bafllayacak anma etkinlikleri, 17 Aral›k’ta gerçeklefltirilecek fieb-i
Arus töreniyle sona erecek.
27
kas›m-aral›k
Aktüel
Mevlânâ üzerine
soyut ve mistik bir müzik
Can Atilla, elektronik
new age müzi¤inin
Türkiye’deki en iddial›
isimlerinden...
Atilla son olarak
Mevlânâ’n›n hayat›n›
masals› ve epik bir
destan olarak
anlatan bir albüm
ç›kard›. Albüm,
Mevlânâ’yla ilgili ilk
orijinal Türk balesi
olan “Ça¤r›”n›n
müziklerinden olufluyor
M
evlânâ’yla ilgili ilk orijinal
Türk balesi olan “Ça¤r›”n›n müzi¤i için 19. yüzy›l klasik bale müzi¤i
formlar›n› ney ile birlefltirerek kullanan
Can Atilla flimdi de bu müzikleri “Mevlâna’dan Ça¤r›-Dans Müzi¤i” ismini tafl›yan
yeni albümünde bir araya getirdi. Kendisiyle albümü, müzik yolculu¤u ve çal›flmalar› üzerine görüfltük.
Mistik ve etnik atmosferler için elektronik müzik kulland›¤›n›z yeni albümünüz “Mevlâna’dan Ça¤r›-Dans Müzi¤i”ni dinleyenler nas›l bir müzikle
karfl›laflacaklar?
fiu ana kadar Mevlânâ ile ilgili yay›nlanm›fl
tüm albümlerden farkl› bir müzik oldu¤u
kesin. Albüm Mevlânâ’n›n hayat›n›n masals› ve epik bir destan olarak anlat›m›d›r.
28
kas›m-aral›k
Müzikte büyük bir orkestra, ney, Hollywood’da kullan›lan görkemli Ortado¤u vurmal›lar›, gazeller, korolar, Duduk ve Balaban
sololar› ve otantik Türk enstrümanlar› kulland›m. Devlet balesinin haz›rlad›¤›, koreografisi Mehmet Balkan taraf›ndan yap›lan Mevlânâ’n›n hayat›n› konu alan ilk Türk
balesi olma özelli¤ini tafl›yan “Ça¤r›” adl›
dans gösterisinin müziklerinden olufluyor
albüm. Librettist fiefik Kahramankaptan
bu balede olaylar› fantastik bir öykü içinde
anlatm›fl. Eserde soyut ve mistik atmosfer
mevcut. Örne¤in fiems-i Tebrizi’nin rüya
sahneleri... Bu sahnelerin realizasyonu için
elektronik müzik kulland›m. Eser sahneye
Lale Balkan taraf›ndan konuldu.
Türkiye’de özellikle elektronik new
age müzi¤i denince akla ilk gelen isimsiniz. Neden elektronik new age?
Asl›nda bu tan›m art›k tam karfl›lam›yor
müzi¤imi. Müzik yaparken her zaman
geliflmifl teknolojik sistemleri kullan›r›m.
Benim için bilgisayar ortam›nda enstrümanlar› bire bir kusursuz çalmak önemli. Y›llarca orkestra sanatç›l›¤›n›n getirdi¤i bir standart bu. Dinleyici, müzi¤i kusursuz bir yorumla hissetsin istiyorum.
Daha çok bir konu üzerine yo¤unlaflarak dinleyicinin müzi¤in ötesine geçmesini hedefliyorum. Enstrümantal müzik
yapmak müzisyen için her zaman bir
risk, çünkü müzik keflfedilmeyi bekler.
Yay›nlad›¤›m “Cariyeler ve Geceler”,
“1453-Sultanlar Aflk›na”, “Aflk-› Hürrem”, hepsi birer dönem albümleriydi.
“Mevlâna’dan Ça¤r›” da aynen böyle.
New age tan›m›na gelince, ülkemizde
pek bilinmemekle birlikte sufi olsun,
enstrümantal olsun, easy listening ol-
sun, elektronik olsun tüm bu türlerin
CD’lerini new age kategorisinde görmeniz mümkün.
Elektronik new age alan›nda sizi etkileyen müzisyenlerden ve sizi etkileyifl sebeplerinden bahseder misiniz?
80’li y›llarda elektronik müzik enstrümanlar›n›n gelifliminde önemli ad›mlar
at›ld›. Sample yani orijinal bir sesi kaydedip synthesizer’lar vas›tas›yla klavyeden
piyano gibi çalmak çok pratikleflti ve 20
y›l gibi bir zamanda yani 2000’lerde art›k besteciler kendi eserlerini haz›rlarken
gerçek orkestra sesi kalitesinde seslere
sahip programlarla çal›flabiliyor hale geldiler. Müzik e¤itimimi ald›¤›m 80-90’l› y›llar aras› bu geliflmelerin yafland›¤› harika bir dönemdi. Yunanistan’dan Yanni,
Vangelis, Almanya’dan Tangerine Dream, Klaus Schulze, Japonya’dan Kitaro,
Tomita, Fransa’dan Jean Michel Jarre
gibi besteciler bu yeni ça¤ enstrümanlar›yla (yani synthesizer’larla) kendi eserlerini kaydettiler ve bu müzik, dünyada klasik müzi¤in bir devam› olarak kabul gördü. Yeni nesil elektronik enstrümanlarla
kaydedilen bu uzaysal senfonik müzi¤e
“new age” ad›n› verdiler. Bu yukarda
bahsetti¤im müzisyenlerin her biri “kendi müziklerini çalan besteciler” olarak
beni her zaman etkilemifllerdir.
Mevlânâ’n›n müzi¤inize etkisini nas›l
yorumlars›n›z?
Asl›nda üç y›ld›r müzi¤imle Mevlânâ’y›
anlat›yorum. Onun an›s›na besteledi¤im “800. Y›l Oratoryosu” ‹stanbul
Devlet Operas› taraf›ndan Aya ‹rini’de,
AKM’de ve Aspendos Uluslararas›
Opera Festivali’nde sahnelendi.
Ayr›ca ayn› eser Cumhurbaflkanl›¤›
Senfoni Orkestras› ve Devlet Çoksesli
Korosu taraf›ndan da seslendirildi.
Ben onun kâinatsal zenginli¤ini ve hoflgörüsünü her melodimde, her notamda aktarmaya çal›flt›m. Baz› fleyler
sözcüklerle anlat›lamaz ya, Mevlânâ
da asl›nda “tarif edilmeye çal›fl›labilir”
ama asl› sadece hissedilebilir diye düflünüyorum.
“Ben Mevlânâ’n›n kainatsal zenginli¤ini ve
hoflgörüsünü her melodimde, her
notamda aktarmaya çal›flt›m. Baz› fleyler
sözcüklerle anlat›lamaz ya, Mevlânâ da
asl›nda ‘tarif edilmeye çal›fl›labilir’ ama asl›
sadece hissedilebilir diye düflünüyorum”
Kral TV taraf›ndan “Aflk-› Hürrem”
adl› klibiniz “Y›l›n Klibi” seçildi. Klibin
öyküsünü bir de sizden dinleyebilir
miyiz?
“Aflk-› Hürrem” albümü Kanuni ve onun
dönemini anlatan çal›flmamd›. Albümle
ayn› ad› tafl›yan parçada Hürrem’in,
10’lu yafllarda Rogatina adl› köyünden
kaç›r›larak ‹stanbul’a sat›lmak üzere getirilifl öyküsünü anlatm›flt›m. Dünya tarihi trajik birçok olayla dolu. Birçok kifliye
e¤lence malzemesi olarak sunulan harem hayat› bana her zaman dramatik
gelmifltir. Esir pazar›nda sat›lmak için
kaç›r›lan çocuklar… Nastasia da bunlardan biriydi. Klipte Nastasia’y› yani Hürrem’i Brezilyal› manken Carim Bitar
canland›rd›. Klibin bafl›nda Rusya’daki
orman›n içinde Nastasia’n›n evini görüyoruz, limandan ayr›lan gemide bir tek
o var. Albüm flark›s›n›n bafl›ndaki Rusça bölüm, annesinin y›llarca ona söyledi¤i ninnidir asl›nda. Klipte bu bölüm Saraybosnal› ünlü pop sanatç›s› Lejla Jusic taraf›ndan seslendirildi. Sonra klipte
Piri Reis’in haritas›ndan esir gemisinin
yolculuklar›na tan›k oluyoruz. O zamanki
29
kas›m-aral›k
Aktüel
Can Atilla, ‹ngiltere Kraliçesi II. Elizabeth
ve Altes Edinburgh Dükü için konser verdi.
Osmanl› topraklar›na ait olan ünlü flehirleri ve yap›lar› (Atina, Piramitler, Kudüs gibi) görüyoruz ve sonunda gemi ‹stanbul k›y›lar›nda görünüyor ve kader
a¤lar›n› örüyor. Klibi di¤er kliplerimin yönetmeni olan U¤ur Erbafl yönetti. Albümde ve klipte flark›y› Ayça Dönmez
seslendiriyor.
13 May›s’ta ‹ngiltere Kraliçesi II. Elizabeth ve Altes Edinburgh Dükü için
konser verdiniz. Bu sizin için nas›l bir
deneyim oldu?
Bu konserden öte bir fleydi... Türkiye’yi
sanat›mla böyle üst düzey protokol gecesinde temsil etmek bir onurdu. “Cariyeler ve Geceler”, “1453–Sultanlar Aflk›na” ve “Aflk-› Hürrem” albümlerinden
seçti¤imiz parçalar› orkestramla birlikte
seslendirdik. Konser esnas›nda Kraliçe
II. Elizabeth’in tüm dikkatiyle müzi¤i dinledi¤ine flahit olduk ve tan›flma esnas›nda da hem müzikle hem de ekiple ilgili
sorular›n› cevapland›rd›k.
Dizi filmler, sinema, tiyatro oyunlar›
ve TV programlar› için besteler yap›yorsunuz. Bu tür çal›flmalar›n ortaya
ç›k›fl sürecinden söz eder misiniz?
Uzun y›llar diziler ve filmler için müzikler haz›rlad›m ama art›k çok nadir yap›yorum. Türkiye’de her konuda oldu¤u
gibi müzik ve sanat konusunda da
standartlar farkl›; art›k herkes film müzi¤i yapabiliyor. O kadar deneyimli, y›llar›n› “görüntü müzi¤i”ne harcam›fl bestecimiz var ki! Tiyatrolar için müzik yazmak beni hep mutlu etmifltir çünkü tiyatroda gerçek sanattan konuflulur,
araflt›rmalar yap›l›r; konu, devir didik didik edilir. fiu aralar Devlet Tiyatrosu
30
kas›m-aral›k
Can Atilla hakk›nda
1969 do¤umlu olan Can Atilla
1980’de Ankara Devlet Konservatuvar›’na girdi. 1988-90 y›llar› aras›nda keman üyesi olarak görev yapt›.
1990’da Keman bölümünden mezun
oldu. 1992’de “Bilinçalt›” adl› ilk albümünü yay›nland›. 1996, POeM Studio’yu kurdu. 1997’de “Avni Dilligil Y›l›n
En ‹yi Sahne Müzi¤i” ödülünü ald›. 5
Nisan 2002’de St. Florian Senfonik
Poem CSO, Dünya Prömiyeri’ni gerçeklefltirdi. 2002’de “Sanat Kurumu
Y›l›n Sanatç›s› Ödülü”nü, 2004’te “Afife Jale Y›l›n En ‹yi Sahne Müzi¤i Ödülü”nü, 2004’te “Tiyatro Dergisi Y›l›n
En ‹yi Sahne Müzi¤i Ödülü”nü ve ayn›
y›l Schwingungen Elections–Almaniçin “Bayezit” adl› oyunun müziklerini
besteliyorum. Bu tür çal›flmalarda öncelikle oyunun metnini okuduktan sonra kendime göre notlar al›r›m ve yönetmenle her bir sahne için konuflurum.
Tüm fikirlerimi müzikler halinde kaydederim ve oyuna adaptasyon sürecinde
de orkestrasyonuyla ilgili detaylar› konufluruz. Çünkü her fley melodi ve onun
nas›l alg›lanaca¤›n› belirleyen orkestrasyonla ortaya ç›kar. Örne¤in oyunun
kahraman› yaln›z bafl›na odada veya
hücredeyse onun ana temas›, yaln›zl›k
hissini art›racak flekilde, a¤›r ve tek bir
enstrümanla çal›n›r. O sahneye çok
enstrümanl› bir orkestrasyon koyarsan›z, oyuncunun etkisini azaltm›fl olursu-
ya’da “Y›l›n Sanatç›s› ‹kincilik Ödülü”nü
ald›. 2005 y›l›nda “Üçleme”nin ilk albümü olan “Cariyeler ve Geceler”i,
2006’da ikinci albümü "1453-Sultanlar Aflk›na”y› ve 2007’de “Üçleme”nin
son albümü olan “Aflk-› Hürrem”i yay›nland›. 7 Nisan 2007’de Aya ‹rini’de
Mevlana 800. Y›l Oratoryosu Dünya
Prömiyeri’ni gerçeklefltirdi. Ayn› y›l “Lions Y›l›n En ‹yi Sahne Müzi¤i Ödülü”nü
alan Can Atilla, 20 Mart 2008’de
Ça¤r› Balesi Dünya Prömiyeri’ni gerçeklefltirdi. 13 May›s 2008’de “Kral
TV Y›l›n En Baflar›l› Klibi Ödülü”nü alan
Atilla, son olarak ‹ngiltere Kraliçesi
‹kinci Elizabeth ve Altes Edinburgh Dükü için konser verdi.
nuz. Bunun gibi detaylar müzi¤i oyunun
içinde sihirli bir boyut haline dönüfltürür ve durumu inand›r›c› k›lar.
Bundan sonras› için müzik yolculu¤unuzda varmak istedi¤iniz nokta
nedir?
Albümler devam edecek. Tüm konserlerimin kay›tlar›ndan oluflan bir “Konser
Albümü” stüdyo aflamas›nda. Müzikte
ve sanatta var›lmak istenen bir son nokta, daha do¤rusu bu iflin sonu yok. Bu
bir ömür demek ve sanat hepsini sizden
ister. Tek gerçek hedefim kal›c›, benden
sonraki nesillere ilham kayna¤› olabilecek, fikir, duygu, yarat›c›l›k ve estetik dolu albümler yapmak.
Nereye Gidelim?
Ege’nin pamuktan kenti:
Denizli
Bu say›m›zda Ege’nin kendine has kentlerinden birine, Denizli’ye ve ünü dünya s›n›rlar›n›
aflan Pamukkale’ye götürüyoruz sizi. Bu topraklarda Roma’dan Bizans’a,
Selçuklular’dan Osmanl› ‹mparatorlu¤u’na dek birçok medeniyetin izini bulmak
mümkün. Hal böyle olunca da “Denizli ve Pamukkale’yi nas›l bilirsiniz?” sorusuna
verilebilecek tek bir yan›t var: “Tafl›ndan topra¤›ndan tarih f›flk›ran bir yer”
K
entler vard›r, ekonomisindeki
canl›l›k nedeniyle bir ülkenin
umut kayna¤›d›r ve tafl› topra¤› alt›n olarak tan›mlan›r. Kentler vard›r, üzerinde binlerce y›ll›k tarihi bar›nd›r›r; geflmiflin miras›n› sessizce alarak ayn›
sessizlikle gelece¤e tafl›r. Kentler vard›r,
sahip oldu¤u güzellikleriyle, ad›n› ülke s›n›rlar›n›n d›fl›nda da duyurmay› bilmifltir. Ege Bölgesi’nde yer alan Denizli de tüm bu özelliklere sahip bir kent. Denizli, topraklar› üzerinde
a¤›rlad›¤› tüm medeniyetlerden ald›¤› izleri
günümüze kadar getirmeyi baflaran bir
kent. Tarihçesi ise milattan önceki dönemle32
kas›m-aral›k
re, 261’li y›llara kadar dayan›yor. Suriye Kral› II. Antiyokustheos’un kar›s›n›n ad›n› (Laodicia) verdi¤i ve ilk olarak bugünkü flehir merkezinin alt› kilometre kuzeyine, Eskihisar Köyü’nün yak›nlar›na kurulan Denizli, Türkler bu
kenti fethettikten sonra sular›n bol oldu¤u
Kaleiçi mevkine tafl›n›r. Bu nedenledir ki denizden kilometrelerce uzak olmas›na ra¤men ad›na Denizli denir.
“Kutsal Kent” Hierapolis,
nam› di¤er Pamukkale
Denizli denince akla öncelikle Pamukkale gelir; Pamukkale denince de Denizli. Pamukka-
le bugünkü il merkezinin 18 kilometre kuzeyinde yer alan antik Hierapolis kentine verilen ad asl›nda. Arkeolojik literatürde “Kutsal
Kent” anlam›na gelen “Holy City” olarak tan›mlanmas›, içinde birçok kutsal tap›na¤› ve
dinsel yap›y› bar›nd›rmas›ndan kaynaklan›r.
Kentin kuruluflu hakk›ndaki bilgiler her ne kadar s›n›rl› olsa da Bergama Kral› II. Eumenes
taraf›ndan infla edildi¤i san›l›yor. Ad›n› ise
Bergama’n›n efsanevi kurucusu Telephos’un kar›s› Amazonlar Kraliçesi Hiera’dan
ald›¤›, tarihin sayfalar›na düflülen notlar aras›ndad›r.
Denizden 376 metre yükseklikteki bir teras
parças› haline geldi¤i anlafl›lan Apollon Tap›na¤›, görkemli mezarlar›n yer ald›¤› nekropol, biri müze olarak kullan›lan hamamlar, lahitler ve daha nice de¤erli yap› Hierapolis’ten Pamukkale’ye kalan en önemli miras.
Kentin yamac›na yaslanan, tüm cephesiyle
korunan tiyatro ve bu alan üzerindeki sütunlar aras›na yerlefltirilen heykeller, o zamanlar sanata verilen önemin simgesi adeta. Tiyatronun frizleri, mitoloji merakl›lar› için tam
bir inceleme alan›d›r. Tanr›lar tanr›s› Zeus ile
Lego’nun çocuklar› olan Apollon ve Artemis’in do¤umlar›; Apollon ile müzik yar›flmas›na girme cesaretini gösteren ve bedelini
can›yla ödeyen Marsyas’›n hikâyesi ifllenen
konulardan sadece ikisi.
Do¤an›n beyaz denizi
üzerine kurulan flehirde, Helenistik ça¤da
popüler olan “Hippodamas Sistemi” denilen
›zgara plan› uygulanm›fl. Dikdörtgen ve birbirinin ayn› olan sokaklardan oluflan flehrin, yine dikdörtgen, ev bloklar› ile bölündü¤ü görülür. Ana Cadde (Plateia) sokaklar›n en
önemlisi konumunda. Depremlerle y›k›lan
flehir yeniden infla edilirken, Apollon Tap›na¤› ve flehir merkezindeki tiyatro da restorasyondan geçmifl. Surlar›n çevresinde kare
planl› 28 kule, iki ana kap› ve iki dehliz göze
çarp›yor. Dehlizlerden biri tepede kurulu
Martyrium ile flehri birbirine ba¤l›yor.
12’nci yüzy›ldan sonra Türklerin eline geçen
Hierapolis’te, bugün bile o dönemin yaflam
izlerini tafl›yan kal›nt›lar bulunur. Üzerinde,
‹mparator Domitian’a ithaf edilen Latince yaz›tlar›n bulundu¤u kap›lar, günümüzde
önemli bölümü yok olsa bile bir zamanlar ne
derece haflmetli oldu¤unu aç›kça sergileyen
surlar, antik kentin mimari yap›s› hakk›nda
bilgi veriyor. Günlük yaflam›n ayr›lmaz bir
Tarihi pek çok yap›y› içinde bar›nd›r›yor olsa
da Hierapolis’in en önemli özelli¤i dünyada
efli ve benzeri olmayan travertenleri. Çökelez Da¤›’n›n güney ete¤inde yer alan ve kalsiyum oksitli kaynak sular›n›n birikimiyle oluflan pamuk beyazl›¤›ndaki plato, topra¤a
al›flm›fl olan gözlere, henüz uyan›p da etkisinden kurtulunamayan bir düfl sanki. Korunmas› için çok fazla çaba harcanmayan
ve sararmaya yüz tutan travertenler, 1988
y›l›nda UNESCO Dünya Miras› Listesi’ne al›nd›ktan sonra gerçek görüntüsüne kavuflabildi. Bu tarihten sonra UNESCO’nun deste¤i,
yerel yöneticilerin, bilim adamlar›n›n katk›lar›
ile Pamukkale’yi koruma ve kurtarma çal›flmalar›na h›z verildi.
Ege Bölgesi’nde uzun bir tektonik fay hatt›
üzerinde bulunan Menderes Vadisi, bu özelli¤i sayesinde yeralt›nda bol miktarda s›cak
suya sahip. Pamukkale’de, yaklafl›k dört kilometrekarelik teras üzerindeki travertenleri
oluflturan s›cak su, içinde kalker eriyiklerin
ve karbondioksitin bulundu¤u termal kaynaklar› da ihtiva ediyor. 35 derece s›cakl›ktaki bu sular, yüzy›llard›r berrak kalkerli yamaç-
Denizli'nin
sembollerinden
“Denizli horozu”, renk
ve vücut yap›s›
itibar›yla, ahenkli,
uzun ve güzel
ötüflleriyle, kentin
s›n›rlar›n› çok çok
aflacak flöhrete sahiptir.
lardan, kalsiyum çökeltilerini yayarak ak›p gidiyor. Güneflin de etkisiyle beyazlaflan kayalar suyun b›rakt›¤› tortularla birlikte travertenleri oluflturuyor.
Hayat veren sular...
Do¤an›n kendi elleriyle yaratt›¤› beyaz denizin farkl› yerlerinden ç›kan termal sular›n flifal› oldu¤u bilimsel olarak da do¤rulanm›flt›r.
Ama rivayetlere kulak verenler, söz konusu
yerlerden flifa arama çabas›n›n çok daha
eskilere dayand›¤›n› bilirler. Bunlardan belki
de en bilineni oduncu k›zla ilgili. Rivayet odur
ki, Çökelez Da¤›’n›n eteklerinde yaflayan,
odunculuk yaparak geçimini sa¤layan fakir
bir ailenin k›z›, çirkinli¤iyle herkesin dilindedir.
Her geçen gün hayata biraz daha küsen
genç k›z da kurtuluflu hayat›na son vermekte arar. Kendini Çökelez Da¤›’ndan su ve tortu dolu havuza b›rak›r. ‹fller hiç de planland›¤› gibi gitmez ve genç k›z bir süre bayg›n kal-
33
kas›m-aral›k
Pamukkale her ne kadar ön plana ç›km›fl olsa da, Denizli’deki tek tarihi alan de¤il elbette.
Tripolis, Attuda, Tabae, Sebastopolis, Laodikea, Colossae, Heraklia Salbace ve Apollonia
Salbace yolu Denizli’den geçenlerin görmesi gereken yerler aras›nda...
d›ktan sonra Denizli Beyi’nin o¤lu taraf›ndan
kurtar›l›r. Ancak sular, k›z› en büyük derdinden ar›nd›rm›fl ve dünyalar güzeli biri haline
getirmifltir... O gün bugündür Pamukkale’den
ç›kan termal sular›n flifal› oldu¤una inan›l›r ve
Hierapolis kentinin sütunlu caddesi üzerinde
bulunan yere “Kutsal P›nar” ad› verilir.
Antik döneme uzanan tarihin izini sürmek,
termal sularda flifa bulmak isteyen gezginlerin mutlaka gitmesi gereken bir yer Pamukkale. Güzelli¤ini sak›n›ms›z bir flekilde gözler
önüne seren Pamukkale, muhteflem günbat›m› ya da mehtapla konuklar›n› u¤urlar.
Denizli’nin tarihi miras›
Pamukkale her ne kadar ön plana ç›km›fl olsa da, Denizli’deki tek tarihi alan de¤il elbette.
Tripolis, Attuda, Tabae, Sebastopolis, Laodikea, Colossae, Heraklia Salbace ve Apollonia
Salbace yolu Denizli’den geçenlerin görmesi
gereken yerler aras›nda.
Tripolis: ‹l merkezinin 40 kilometre kuzeyinde
bulunan antik kent, Büyük Menderes Ovas›’n›
hem Ege k›y›lar›na hem de ‹ç Anadolu ve Akdeniz’e ba¤lar. Lidya bölgesi s›n›rlar› içinde
bulunan Tripolis, Kahya ve Frigoya bölgelerine ulafl›m› sa¤layan s›n›r, ticaret ve tar›m
merkezlerinden biridir. Kentteki kal›nt›lar, Bizans döneminin karakteristik özelliklerini tafl›r. Tarihsel süreçte birçok savafl ve depreme tan›kl›k eden bu kentin ad›, MS 325 y›l›nda Lidya piskoposlar›n›n listesindedir. Sikkele34
kas›m-aral›k
rinde Tanr›ça Lego’nun, Letoia Phthia oyunlar›n›n ve Menderes Nehri’nin isimleri bulunur. Tiyatro, hamam, flehir binas›, nekropol
ile kale ve surlar bu antik kentten günümüze
kalanlar aras›ndad›r.
Attuda: Attuda, antik dönemde Caria ve
Phrigia aras›ndaki s›n›r kenttir. Lykos Vadisi’ndeki kentler ile Aphrodisias aras›ndaki ticari, ekonomik ve sanatsal iletiflimi kurmada
etkin rol oynayan Attuda’n›n, savunmada son derece önemli olan ulafl›m›
kontrol etme ifllevi vard›r.
Attuda’n›n oldu¤u yerde
günümüzde Hisarköy bulundu¤u için herhengi bir
kal›nt›ya rastlanmaz. Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerinden kalan baz› eserler, müzede sergilenir.
Laodikeia: Lykos Irma¤›’n›n güneyine kurulan
kent, antik kaynaklarda “Lykos k›y›s›ndaki Laodikeia” olarak an›l›r. Tarihçi Plinius’a göre
kent, önceleri Diospolis “Zeus fiehri”, daha
sonra ise Rhoas ad›n› tafl›yan bir koyun y›k›nt›lar› üzerine infla edilir. Diaspolis ad› Zeus
kültürüne verilen de¤eri ifade eder. Antik dönemlerde Goncal› ve Eskihisar köyleri yak›nlar›nda kurulan Laodikeia’n›n hangi nedenlerle
terk edildi¤i net biçimde aç›klanmasa da büyük depremlerin göçe neden oldu¤u tahmin
ediliyor. “An›tsal Çeflme”, “Stadyum ve Gymnasium”, “Zeus Tap›na¤›”, “Kilise”, “Büyük ve
Küçük Tiyatro”, kentte bulunan tarihi yap›lar
aras›ndad›r.
Tabae: Do¤al bir kale görünümünde olan Tabae, Büyük ‹skender’den sonra Anadolu’da
kurulan kent devletleri aras›nda yer al›r.
Sebastopolis: Bugünkü K›z›lca kasabas›n›n 2
kilometre do¤usunda yer alan antik kentte
Höyük Tepesi’nin, stadyumun ve nekropolün
kal›nt›lar› bulunmaktad›r.
Denizli’de
yemek
kültürü
Denizli’de geleneksel yemek türleri ve beslenme al›flkanl›klar› günümüzde devam etmekte... Kedi börülcesi çorbas›, mercimek
çorbas›, domates çorbas›, kuru börülce çorbas›, tarhana çorbas›, ovmaç çorbas› gibi yöreye özgü çorba türleri vard›r. Et yemeklerinin bafl›nda ise, tas kapamas›, kumbar dolmas›, sirkeli et, nohutlu et, tand›r, kol dolmas›, ci¤er sarma, sacda iflkembe yer al›r. Denizli mutfa¤›n›n temelini sebzeli yemekler
oluflturur. Özellikle patl›canl› yemek çeflitleri
çoktur. Kuru patl›can dolmas›, patl›can gözlemesi gibi... Taratorlu börülce salatas›, ebe
gümeci salatas›, filiz salatas› yöreye özgün
salata türleridir. Börek ve tatl› türlerinde Ege
Bölgesi özellikleri görülür. Yufka, flipit, bazd›rma evlerde yap›lan ekmeklerdir.
Bilgiler, Denizli Valili¤i’nin web sitesinden al›nm›flt›r.
Bayi
D E N ‹ Z L ‹
Oluflum Mobilya Genel Müdürü Nihat fiimflek:
“Yeni y›la bomba gibi girece¤iz”
Denizli’de bulunan ‹stikbal ma¤azam›z›n temsilcisi Oluflum Mobilya,
Nihat fiimflek önderli¤inde Denizli halk›na hizmet veriyor. ‹stikbal’in
sat›fllar›nda “Ege Bölge Birincili¤i’ni 1999 y›l›ndan beri kimseye
kapt›rmayan baflar›l› bayimiz yeni y›la da bomba gibi girmeyi hedefliyor
enizli’nin giriflinde, cadde üzerindeki binas›yla karfl›l›yor bizi Oluflum Mobilya’n›n marka elçili¤ini üstlendi¤i ‹stikbal ma¤azam›z. 1968 y›l›nda Nihat
fiimflek, Yaflar fiimflek ve Celal fiimflek adl› üç kardeflin hal› ve mobilyac›l›¤› babalar›ndan devralmas›yla ifllerini büyüten Oluflum Mobilya, 1999 y›l›nda ‹stikbal
markas›yla tan›flm›fl. Oluflum Mobilya 5 bin metrekare ve yedi
kattan oluflan merkez flubesi ve 2004 y›l›nda Denizli’nin merkezinde açt›¤› 600 metrekarelik flubesi ve 30 personeliyle Denizli halk›na hizmet veriyor. ‹stikbal markas›n›n gücünü bildiklerinin ve bu güçten en verimli flekilde faydalanmaya çal›flt›klar›n›n alt›n› çizen Oluflum Mobilya Genel Müdürü Nihat fiimflek,
baflar›lar›n› flöyle özetliyor: “Ekip çal›flmas›na ve kendi iflimizin
bafl›nda olmaya dikkat ediyoruz. Boydak Holding ve ‹stikbal camias›n›n deste¤ini de arkam›za alarak ilerlemeye devam ediyoruz. Markam›z›n gücü büyük, bu bayra¤› gücümüz yetti¤ince
sallamaya devam edece¤iz. Ana ma¤azam›zda dekorasyon
de¤iflikli¤ine gidece¤iz ve 2009’a bomba gibi girece¤iz.”
D
36
kas›m-aral›k
B A Y ‹ L E R ‹ M ‹ Z
Pekdemir Mobilya Ma¤aza Müdürü Göksel Ongun:
“‹letiflim çal›flmalar›na
önem veriyoruz”
Denizli’de bulunan ikinci ‹stikbal ma¤azam›z›n temsilcisi
Pekdemir Mobilya, Ma¤aza Müdürü Göksel Ongun
önderli¤inde Denizli’nin en ifllek caddesi olan
Bayrameli’de haftan›n yedi günü müflterileriyle bulufluyor
979 y›l›ndan beri g›da sektöründe
bulunan Pekdemir fiirketler Grubu,
‹stikbal markas› ile 2006 y›l›nda tan›flm›fl. Türkiye’de mobilya sektörünün öncüsü olan ‹stikbal markas› ile bir beraberlik içine girerek hem kendi ad›n› hem
de ‹stikbal markas›n› büyütmek ve duyurmak amac›yla çal›flmalar›na bafllam›fl.
Pekdemir Mobilya Denizli’nin en ifllek caddesi olan Bayrameli’de üç kattan oluflan ve
2500 metrekare büyüklü¤ündeki ma¤azas›nda 11 kiflilik personeliyle Denizli halk›na
hizmet veriyor. Ma¤azan›n d›fl vitrini küçük
olmas›na ra¤men içeri girildi¤inde tüm ‹stikbal ürünlerinin sergilendi¤i ve tüketicile-
1
rin rahatça al›flverifl edebilece¤i ferah bir ortam karfl›m›za ç›k›yor. ‹stikbal markas›na güvendiklerini ve sat›fllar›n artaca¤›na inand›klar›n› ifade eden Pekdemir Mobilya Ma¤aza Mü-
dürü Göksel Ongun, bu ma¤azayla Boydak
Holding ve ‹stikbal’i Denizli’nin içinde en iyi flekilde temsil etmeye çal›flt›klar›n› belirtiyor ve
çal›flmalar›n› flöyle özetliyor: “Ma¤azam›zda
müflteri gözündeki fark›m›z›, ma¤aza içindeki ürün yerlefltirmelerine dikkat ederek
yaratmaya çal›fl›yoruz. Denizli’deki insanlar›n flehir d›fl›na kaç›fl›n› engellemek istiyoruz. fiu s›ralar iletiflim çal›flmalar›na
önem veriyoruz. Reklam› art›r›p buran›n
bilinirli¤ini art›r›rsak çok daha baflar›l› olaca¤›m›z› düflünüyorum. Bence 2009 y›l›nda ‹stikbal’in ucuz fiyatl› ürünleri krizle beraber çok daha iyi koflmaya bafllayacak
ve ‹stikbal krizleri avantaja çevirecek.
Gülflim Mobilya Mondi Ma¤aza Müdürü Murat fiahan:
“Boydak Holding’le baflar›dan baflar›ya koflaca¤›z”
10
y›ld›r Gülflim Mobilya
bünyesinde görev yapan
baflar›l› Ma¤aza Müdürü
Murat fiahan, Mondi markas› ile
2008 y›l› Nisan ay›nda tan›flt›klar›n›
söyleyerek bafll›yor cümlelerine. 2800
metrekare ve sekiz kattan oluflan ma¤aza Türkiye’deki Mondi ma¤azalar›
aras›nda ilk befl içinde bulunuyor.
Ma¤azada toplam 10 personel çal›fl›yor. Denizli’de hem ciroda hem de sat›fllarda ilk s›rada yer alan Mondi ma¤azas› 2008 y›l› cirolar›na bak›ld›¤›nda da Ege Bölgesi’nde bir numaraya
kadar yükselmifl durumda. Mondi
Ma¤aza Müdürü Murat fiahan Mondi markas› sayesinde daha iyi yerlere
geleceklerini, hedeflerinin 2010 y›l›
içinde Mondi’yi Türkiye’deki en büyük
üçüncü mobilya markas› yapmak oldu¤unu vurguluyor ve flöyle diyor:
“Son üç ayd›r Mondi ad›na ürün gelifltirme çal›flmalar›n›n h›zland›¤›n› görüyoruz. Markam›z›n ürün gam› giderek
geniflliyor. Önemli olan Boydak Holding’in alt›nda bulunan bir marka oldu¤umuzun reklamlarla daha çok
vurgulanmas›. Biz Boydak Holding’le
birlikte baflar›dan baflar›ya koflaca¤›m›za inan›yoruz.”
37
kas›m-aral›k
Bayi
D E N ‹ Z L ‹
Gülflim Mobilya Genel Müdürü Ali Gül:
Denizli’de bulunan Bellona ma¤azam›z›n temsilcisi Gülflim Mobilya, Genel
Müdür Ali Gül önderli¤inde birçok baflar›ya imza atm›fl. 1966 y›l›nda Denizli
Çarfl›s›’nda aç›lan 25 metrekarelik dükkândan, bugün 8 bin metrekarelik
yedi katl› ma¤azaya kadar uzanan baflar› hikâyesini Ali Gül’den dinledik
“‹yi ki vars›n Bellona”
966 y›l›nda Denizli Çarfl›s›‘nda 25 metrekarelik bir
dükkânda mobilyac›l›k ifline bafllayan Gülflim Mobilya, Ali Gül, Necip Gül ve Mustafa
Gül adl› üç kardeflin 1988 y›l›nda
babalar›ndan devrald›klar› bayra¤›
dalgaland›rmaya devam etmeleriyle giderek büyümüfl. 1999 y›l›nda
Boydak Holding ve markalar›yla tan›flan ve ‹stikbal bayili¤ini alan Gülflim Mobilya, 1999-2003 y›llar›
aras›nda sat›fllar›ndaki baflar›lar›yla Denizli bölgesinde
birçok ödül alm›fl. 2003 y›l›ndan beri Bellona markas› ile
çal›flmaya devam eden Gülflim Mobilya, 2800 metrekarelik
ma¤azas› yeterli gelmeyince 2008 y›l› Nisan bafl› itibariyle
yeni ma¤azas›n› faaliyete geçirdi. 8 bin metrekarelik yedi
katl› yeni ma¤azan›n iki kat› depo, befl kat› ise teflhir alan›
olarak kullan›l›yor. Gülflim Mobilya’ya ba¤l› bulunan Bellona
ve Mondi ma¤azalar› 50 kiflilik personelle müflterilerine hiz-
1
38
kas›m-aral›k
met veriyor. Markan›n bölgede kay›tl›
10 bin müflterisi bulunuyor. 2003 y›l›ndan beri her y›l Bellona’daki sat›fllar› ile Ege Bölge birincili¤ini alan Gülflim Mobilya, 2004 y›l›nda Türkiye genelinde sat›fllarda dördüncülük,
2005’te ise yedincilik yaflam›fl. Bölge
birinciliklerini kapt›rmay› hiç düflünmediklerini ve bundan sonraki hedeflerinin Türkiye’de ilk üçe girmek oldu¤unu
ifade eden Gülflim Mobilya Genel Müdürü Ali Gül, baflar›lar›n› flöyle özetliyor: “Bellona o kadar farkl› bir marka ki halk›m›z›n yüzde
80’ine hitap edebiliyor. Ben de her fleyimi bu ifle ad›yorum,
bazen iflim, evimden ve çocuklar›mdan bile önde geliyor. ‹flimi severek ve be¤enerek yap›yorum. Cumartesi, pazar demeden, sabah erkenden buraday›z ve sürekli iflimizin bafl›nday›z. Bir zamanlar bir siyasetçimiz ‘Önce ifl, sonra afl, sonra efl’ derdi. Biz de bu inançla hareket ediyoruz. ‹yi ki Bellona sat›yorum, ‹yi ki vars›n Bellona diyorum.”
B A Y ‹ L E R ‹ M ‹ Z
Kar-çel Mutfak ve Banyo Genel Müdürü Cenk Yast›:
“‹stikbal Regina, Denizli’ye bereketle geldi”
2005 y›l›nda
‹stikbal Regina
markas›yla tan›flan
Kar-çel, Genel
Müdür Cenk Yast›
önderli¤inde k›sa
zamanda Denizli ve
Ege Bölgesi’nin en
baflar›l› bayisi haline
gelmifl. Deyim
yerindeyse Denizli’ye
bereket getirmifl
005 y›l›nda ‹stikbal Regina
markas›n›n Denizli’de bir bayilik çal›flmas› oldu¤unu ö¤renen ve hemen kollar› s›vayan
Kar-çel Mutfak ve Banyo Genel Müdürü
Cenk Yast›, k›sa sürede ‹stikbal Regina
ma¤azas›n› açarak müflterilerine hizmet
vermeye bafllam›fl. Dört kat ve 1200
metrekareden oluflan ma¤azada 20
adet mutfak, bir rayl› dolap ve 12 adet
banyo teflhirde kurulu olarak gösteriliyor. Ma¤aza ‹stikbal Regina’n›n Türkiye’deki en büyük showroom ma¤azas› olma özelli¤ini tafl›yor. Müflteriler ma¤azaya girdiklerinde adeta canl› bir katalog gibi tüm ürünleri görebiliyor. 2005 y›l›nda
yap›lan ma¤aza aç›l›fl› s›ras›nda Denizli
flehri son y›llarda görülen en büyük ya¤murlardan birine tan›k olmufl. Yast› bu
konuda “Bereketle geldik” yorumunu yap›yor. As›l mesle¤i iç mimarl›k olan Yast›, yenilikçi yüzünü, tüm bilgi ve birikimlerini ‹stikbal Regina markas›na aktar›yor.
Öyle ki yeni ürün gelifltirilmesinde fabrikaya birçok öneri sunuyor. Bundan bir
buçuk sene önce Arte modelini çok ›srar
ederek fabrikaya öneren Yast›, bugün
Arte ürününün çok tutuldu¤unu, ilk ç›kt›¤›nda bu üründen ayda minimum 15
2
adet satt›¤›n› ve ürünün belkemikleri haline geldi¤ini ifade ediyor. En çok önem
verdikleri konunun müflteriye eksiksiz
proje teslim etmek oldu¤unu vurgulayan
Yast›, Boydak Holding gibi bir firmayla
çal›fl›yor olman›n Kar-Çel firmas›n›n itibar›na itibar katt›¤›n›, 2009 y›l›nda da yeni
hedeflerle bu markay› daha iyi noktalara
tafl›yacaklar›n› belirtiyor ve flöyle diyor:
“2009’da fabrikadan ciddi anlamda yeni
modeller ve taze kan bekliyoruz. ‹stikbal
Regina markas›n›n zaman içinde çok iyi
yerlere gelece¤ine inan›yorum. Biz Denizli’de, daha önce aç›lan ve kapanan
mutfak markalar›n›n yapamad›¤›n› yapt›k
ve onlar›n tamamlayamad›¤› veya eksik
b›rakt›¤› birçok müflterinin mutfa¤›n› tamamlad›k. Biz her zaman sorun yaratan
de¤il sorun çözen tarafta olmaya gayret
gösteriyoruz. ‹stikbal Regina markas›n›
kendi iflyerim gibi görüyorum ve her türlü s›k›nt›m› hiç sansüre u¤ratmadan firmaya iletiyorum.”
39
kas›m-aral›k
Sa¤l›k
Ad› sonsuzluk ve cennetle birlikte an›lan nar,
ayn› zamanda bir antioksidan deposu. Bir
bardak nar suyunun 10 bardak yeflil çaya
bedel oldu¤una dikkat çeken uzmanlar,
nar›n ayn› zamanda kanser hücrelerinin
geliflmesini de engelledi¤ini belirtiyorlar
K›fl aylar›n›n flifal›
meyvesi: NAR
S
elim ‹leri’nin anlat›m›yla “Tac›yla bir ülke,
bir krall›k gibi… ‹kiye bölününce binlerce
yakut tanesi aç›l›veriyor; yakutlar birer ikifler çi¤neniyor, hem buruk hem tatl›, ç›k›r
t›k›r bir çekirdek”tir nar.
Anayurdu Granada olan nar›n eski ça¤lardan beri
çok genifl bir alanda yayg›n olarak üretimi yap›l›r.
Her tür iklime uyum sa¤layan bu a¤aç, Türkiye’de ise
Bat› ve Güneydo¤u Anadolu’da yetifltirilir.
MÖ 3200 y›l›ndan sonraki birçok belgede ad› geçen nar, insano¤lunun aflina oldu¤u bir meyve. Nar,
Hititlerde tah›la dayal› g›dalar›n yan› s›ra önemli bir
40
kas›m-aral›k
yere sahipti. Mitolojik öykülere konu olan bu meyve,
Anadolu tanr›çalar›ndan Kubaba, Yunan tanr›çalar›ndan Hera ve Afrodit’in sembolü; a¤ac›n›n dallar›
ise bu tanr›çalar›n saçlar›n› taçland›ran birer simgeydi. Tarih, mitoloji, sanat
tarihi ve edebiyatta ad›na çok rastlanan, kimi
kez bir metafor olarak
kullan›lan nar, büyük
dinlerin hemen hepsinde bir anlama karfl›l›k gelir. Zerdüfltlükte ritüel ve tap›nma
törenlerinde kullan›lan nar; ölümsüzlü¤ü,
do¤an›n mükemmelli¤ini, bolluk ve refah›
temsil eder. Musevilikte, kutsal kitap metinlerinde kutsall›k, do¤urganl›k, bolluk ve
bereket simgesi olarak nar›n ad›na rastlan›r. H›ristiyanl›kta Meryem ve ‹sa ikonalar›nda k›yamet günü, sonsuz hayat
sembolü olarak nar›n kullan›ld›¤› görülür.
‹slamiyette ise Kuran’da nar, güzel
fleylerin bir örne¤i ve cennetteki bir
meyve olarak anlat›l›r.
Mutfaktaki yeri
Taze meyve olarak tüketilmesinin yan› s›ra suyundan flurup ve pekmez de üretilen nar, Ege ve Akdeniz bölgelerinde yap›lan nar ekflisi sosu ile damaklarda kolay kolay vazgeçilmeyen bir tat b›rak›r.
Fransa’da peynirle servis edilerek bafllang›ç olarak sunulan nar, Türkiye’de ise
aflure, güllaç, muhallebi gibi tatl›lar› süslemede kullan›l›r.
Antioksidan›n sihri
Araflt›rmalar, içinde en fazla antioksidan bulunan maddenin nar suyu oldu¤unu gösteriyor. Antioksidan bizi kansere karfl› korurken, günde bir bardak
nar suyu, 10 bardak yeflil çaya karfl›l›k
geliyor. C vitamini bak›m›ndan zengin
olan narda ayr›ca demir ve potasyum
da bulunuyor. Tansiyonu düzenleyen,
kalbi koruyan, vücut direncini art›ran,
enerji veren, ba¤›rsak hastal›klar›nda
çok etkili olan, kolesterol ve kan flekerini düzenleyerek artmas›n› engelleyen
ve cilde önemli katk›lar sa¤layan nar,
bu özellikleriyle flifal› bitkiler literatüründe yer al›yor.
Her derdin devas›: Nar
G
Tansiyonunuzu düzenler.
Kalbinizi korur, düzenli çal›flmas›na
yard›mc› olur.
G Enfeksiyona karfl› vücut direncini
korur ve art›r›r.
G Enerji verir, yorgunlu¤u giderir.
G ‹drar söktürücü etkisiyle toksin at›m›n› sa¤lar.
G Ba¤›fl›kl›k sistemini güçlendirir.
G Kolesterol ve kan flekerini regüle
eder, artmas›n› engeller.
G Cilde olumlu katk›s› vard›r, pürüzsüz
ve ›fl›l ›fl›l bir görünüm sa¤lar.
G
Kanserle mücadelede en güçlü yedi besin
K›rm›z› meyveler: Kiraz, bö¤ürtlen ve
nar gibi k›rm›z› meyvelerin içerdi¤i ellagik asit vücutta kanser hücrelerinin ço¤almas›n› engelleyen enzim sisteminde görev almaktad›r. Özellikle büyük flehirlerde yaflayan ve sigara içen kifliler
için k›rm›z› meyve tüketimi oldukça
önemlidir çünkü ellagik asit nikotin ve
çevre kirlili¤inin oluflturdu¤u genetik
hasar› önlemede oldukça etkilidir.
Sarm›sak: Haftada bir-üç adet çi¤ sarm›sak tüketiminin kansere yakalanma riskini azaltt›¤› bilinmektedir. Sarm›sak içerdi¤i anti-kanserojen ö¤elerle riski azalt›rken ayn› zamanda ba¤›fl›kl›k sistemini de güçlendirir.
Zencefil: Yap›lan baz› bilimsel çal›flmalar, zencefilin tümör büyümesini durdurabildi¤ini göstermektedir.
Soya: ‹çerdi¤i fitoöstrojen ve izaflavonlar ile menopoz sonras› dönemde meme kanserine yakalanma riskini azalt›r. Soya, damarlaflmay› önleyerek
kansere karfl› koruma sa¤lar.
Çay: Siyah çay ve yeflil çay içerdikleri
polifenoller ile kansere dönüflebilecek
hücre aktivitesini önler. Çay ailesi ayn›
zamanda kateflin ad› verilen flavonoid
ailesinin üyelerini de içerir. Bu ö¤eler
de antioksidan etkileri ile kansere karfl› koruma sa¤lar.
Domates: Laykopen zengini domates,
yüksek antioksidan içeri¤i ile kansere
yakalanma riskini azaltan besinlerden
bir tanesidir. Yap›lan baz› çal›flmalar
tersini de gösterse, domatesin içerdi¤i laykopenin prostat kanserine yakalanma riskini azaltt›¤›na dair birçok bilimsel çal›flma mevcuttur. Piflmifl domateste bulunan laykopenin vücutta
kullan›labilirli¤i çi¤ domatesten daha
fazlad›r.
Yerelmas›: Beta-karoten ve C vitamini
içeri¤iyle antioksidan kapasitesi yüksek olan yerelmas› kanser riskini azalt›c› etki gösterir. Haftada bir veya iki
kere zeytinya¤l› olarak sofralar›m›z›
zenginlefltirebilir.
Bilgiler Diyetisyen Nur Gizem fieber’den al›nm›flt›r.
41
kas›m-aral›k
Ailem ve Ben
Günümüzde
yard›mseverlik,
baflkalar›n›
önemsemek,
nezaket veya
sorumluluk
ifadeleri
anlams›z
kelimeler haline
geldi. Peki bu
durumda
çocuklar›m›za
“teflekkür
ederim”, “bir
fley de¤il”
demeyi ya da
yalan
söylememeyi
nas›l
ö¤retece¤iz?
Manevi de¤erler
ve çocuklar›m›z
anevi de¤erler gitgide daha fazla k›ymetini yitiriyor.
Yard›mseverlik, baflkalar›n› önemsemek, nezaket
veya sorumluluk ifadeleri anlams›z kelimeler haline geldi. Peki bu durumda çocuklar›m›za “teflekkür ederim”, “bir fley
de¤il” demeyi ya da yalan söylememeyi
nas›l ö¤retece¤iz? Kesin olan, do¤ru ve
yanl›fl›n ne oldu¤unu bilmeyen çocukla-
M
42
kas›m-aral›k
r›n ileride zorluk çekecekleri.
Küçük Serra'n›n kahvalt› taba¤› bin parçaya bölünmüfl halde mutfak zemininde
duruyor. Anne ve babas› ona bunun nas›l oldu¤unu sordu¤unda onlara ilginç
bir hikâye anlat›yor: “Yabanc› bir çocuk
mutfa¤a geldi ve taba¤›m› yere att›!”
Ebeveynler endifleli, acaba minik k›zlar›
bir yalanc› olma yolunda m›?
Çocuklar›n bazen anne ve babalar›n›n
istedikleri gibi davranmamalar› onlar›n
potansiyel birer suçlu olduklar›n› göstermez. Çünkü her çocuk bir de¤er
sisteminin içinde büyümeli ve yetiflkinlerin olaylara yaklafl›m biçimlerinden
kendi tecrübelerini edinmeli. Genelde
yalan söyleyerek karfl›lar›ndaki insan›n
düflünce dünyas›na girmeye çal›fl›rlar
ve ne yaz›k ki küçük çocuklar tüm insanlar›n kendileri gibi düflündüklerini
san›rlar. Yaklafl›k dört yafl›ndan sonra
di¤er insanlardan farkl› düflünceler gelifltirirler. Uzmanlara göre, bilinç bu
yaflta oluflmaya bafll›yor. Bundan dolay› çocuklar›n ilk yalanlar›n›n bu “roller
oyunu”nun dönemine denk gelmesi bir
tesadüf de¤il. Bu dönemde sadece
baflkalar›n›n düflüncelerini benimsemekle kalmay›p ayn› zamanda onlar›n
kiflili¤ine de bürünmeye çal›fl›yorlar.
Baba-anne-çocuk dünyas›nda günlük
olarak yaflananlar› daha sonra oyuncak ay›lar, bebekler veya komflunun
köpe¤i ile tekrar canland›r›yor ve bu
yaflta uçsuz bucaks›z bir hayal dünyas›na sahip oluyorlar.
Çocuklar›n ilk y›llar›nda sürekli onlar›
elefltiren, zorla onlar› de¤ifltirmeye çal›flan ve onlara manevi de¤erler ö¤reten
ebeveynlere ihtiyaçlar› yok. Çünkü istenilen sosyal düflünce ve davran›fl biçimini özümseyebilmek için kendilerini güvende hissetmeleri gerekir. Olduklar› gibi sevildiklerini ve anlafl›ld›klar›n› bilmeliler. Sürekli do¤ru olmayan davran›fllarda bulundu¤unu hisseden çocuk zamanla içine kapan›r ve bir süre sonra
art›k eriflilemez hale gelir. Bu çocu¤unuzun her fleyi yapmas›na izin verece¤iniz ve üstüne bir de do¤ru olmayan davran›fllar› için onu ödüllendirece¤iniz anlam›na gelmiyor.
Hemen tepki göstermeyin
Ebevenyler çocuklar›na, yanl›fl bir fley
yapt›klar›nda mutlaka uygun bir dille
söylemeliler. Ancak yolunda gitmeyen
fleyler için büyük hayal k›r›kl›klar› yaflamak için henüz erken. Anne ve babalar›n çocuklar›n›n davran›fllar›n›n bir suç
de¤il de bir geliflme safhas› oldu¤unu
bilmeleri onlar› rahatlat›r. Her çocuk
do¤ru davranmak ister. Hiçbir fley onun
için anne-babas› taraf›ndan kabul görmek kadar önemli de¤ildir. Tüm davran›fllar›n› onlar› mutlu etmeye ve takdir
almaya odaklar. Tabii buna karfl›l›k onlar›n hofluna gitmeyecek her türlü eylemi
de sak›n›r. Elbette bunlar›n terbiyeli olmakla hiç ilgisi yok. Çünkü bu yafltaki çocuklar›n davran›fllar›nda henüz bir anlam mevcut de¤ildir.
Geliflim döneminin onlara getirdikleri
çerçevesinde hareket ederler. Dünyaya
karfl› s›n›rs›z bir merak içinde, elleri ile
En iyi kriter sizsiniz
I ‹lk y›llarda düflündükleriniz ve his-
settikleriniz çocuklar›n›z için yol gösterici olacakt›r. Çocuklar›n çok hassas antenlere sahip olduklar›n› unutmay›n: Söylediklerinizle demek istedikleriniz uyuflmad›¤›nda bunu kolayca anlayabilirler.
I Çocu¤unuzu toz pembe bir gözlükle görmeye çal›fl›n. Onun güzel yanlar›na odaklan›n, yolunda gitmeyen davran›fllar›n› görmemeye çal›fl›n. S›k s›k
ona, onu oldu¤u gibi sevdi¤inizi ve kabul etti¤inizi gösterin. Manevi de¤erlerin temelini oluflturmak için, ona ilk
yaflam y›llar›nda anlay›fl ve güven
gösterin ve onu s›n›rs›z sevin.
I Ona yetiflkinlerin de¤erler sistemine al›flabilmesi için zaman tan›y›n. Çocu¤unuzu sevdi¤iniz ve dikkate ald›¤›n›z takdirde sizin davran›fl›n›z› örnek
alacakt›r. Onu döverek veya baflka
türlü cezalar uygulayarak ancak tam
tersini elde edebilirsiniz.
I Önemli olan manevi de¤erleri günlük yaflam›n›zda uygulaman›z. Bir çocuk ailesinde kimsenin di¤erinin sözüonu tan›mak a¤›zlar› ile onu kavramak
isterler. ‹stenmeyen bir davran›fl›n sonucunda gelen bir cezaya karfl› çocukta, bir korku geliflir. Sonuç olarak, çocuk
istenildi¤i gibi davran›r! Ama onu anlay›flla karfl›lad›¤›n›z› ve davran›fl›n› anlad›¤›n›z› bu flekilde ö¤retemezsiniz.
Sizi örnek al›rlar
‹lk etapta anne-baban›n oluflturdu¤u örnek, çocuklar›n duygu ve düflüncelerini
gelifltiriyor. Otobüste giderken engelli
bir kad›n›n bindi¤ini görüp sizden yer istemedi¤i halde yerinizden kalk›yorsan›z
nü bölmedi¤ini ve yanl›fl davran›fllar›n
alay konusu olmayaca¤›n› görürse bu
yaklafl›m› benimser.
I Büyüdükçe çocuklar arkadafllar›ndan ve televizyondan da etkilenmeye
bafllar. Ö¤rendi¤i baz› davran›fl flekilleri sizin vermek istediklerinizle örtüflmeyecektir. Bundan dolay› bu tarz
faktörlerin etkilerini azaltmaya çal›fl›n.
kiflili¤inizi ortaya koymufl olursunuz. Bu
davran›fl çocu¤unuzun ileride yaflam biçimini belirlemesinde yard›mc› olur. Elbette onun örnek alaca¤› tek insan siz
de¤ilsiniz ama ilk y›llar›nda en önemli kifli siz olacaks›n›z. Düflünceleriniz ve davran›fllar›n›z çocu¤unuz taraf›ndan
özümsenir ve onda geliflir. Burada
önemli olan ne kadar mükemmel oldu¤unuz de¤il çocu¤unuzun sizi gördü¤ü
dünyada ne kadar dürüst ve tutarl› oldu¤unuzdur. ‹flte bu da onun görüp daha sonra benimseyece¤i temel davran›fl biçimidir.
Her çocuk do¤ru davranmak ister. Hiçbir
fley onun için anne-babas› taraf›ndan kabul
görmek kadar önemli de¤ildir. Elbette onun
örnek alaca¤› tek insan de¤ilsiniz ama ilk
y›llar›nda en önemli kifli siz olacaks›n›z
43
kas›m-aral›k
Çay Molas›
“‹nsanlar› sevdi¤im
için iflimde baflar›l›y›m”
Radyolar›n be¤enilen sesi Ayça fien, fark edilen tarz›yla radyo programlar›
aras›ndan kolayca s›yr›lan bir isim. fien her sabah 07.00-10.00 saatleri
aras›nda NTV’nin yeni radyo frekans› 99.4’te “Ayça fien Baflkan Pusu” adl›
program›yla dinleyicilerin güne keyifli bafllamas›n› sa¤l›yor
N
TV’nin yeni radyo frekans›
Virgin Radio’da her sabah
siz trafikte s›k›l›rken günün stresini atman›za
yard›mc› olan Ayça fien, radyoculu¤u
uzun soluklu yürütenlerden... Kendinden bahsederken “Bu kad›n da her ifli
yap›yor desinler istemiyorum” diye
yak›nan fien’i anlat›rken, her fleyden
konuflma durumunu es geçemiyoruz.
Çünkü o gerçekten de ayn› anda birkaç ifli birden yürüten, hangi ifli yap-
44
kas›m-aral›k
sa baflar›y› yakalayan, enerjisiyle karfl›s›ndakini etkileyen bir mizaca sahip.
Ayça fien ile radyoculu¤a bak›fl› ve
yazma serüveni üzerine keyifli bir
sohbet gerçeklefltirdik.
Mimar Sinan Üniversitesi seramik
bölümü ile ‹stanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvar› fian bölümü... Ayn› anda iki bölümde birden okuma
fikri nereden geldi?
Çocuklu¤umdan beri hep müzikle iç
içeydim. O zamanlar “Ben esas müzikle ilgilenece¤im” diye düflünüyordum.
Radyoda çal›flmaya bafllay›nca epey
bir süre müzikle ilgilenemedim. fiimdilerde müzi¤e tekrar e¤ilmeyi düflünüyorum. Seramik bölümüne gelince... Yine çocukluktan gelen bir resim merak›m vard›. Annem vitrayc›yd›. 12-13
yafllar›ndayken onun atölyesinde çocuk odas› camlar›n›n desenlerini ben
çizerdim. Bu resim ve müzikle iç içe olma durumumu devam ettirerek büyü-
düm. Hem resim hem de müzikte tamamen alayl› oldu¤umu söyleyebilirim.
Güzel sanatlar› seçme nedenim de budur. Sonradan serami¤in bana göre
olmad›¤›n› ve benim için resmin iki boyutlu oldu¤unu anlad›m. Seramik bölümündeyken yar› zamanl› flan bölümüne de girdim. Ancak iki bölümü de bitiremedim. Okulla pek alakas› olan bir
ö¤renci de¤ildim. ‹lk sene gittim ve
ikinci sene özel radyolar aç›ld›. Oralarda çal›flmaya bafllad›m. ‹nan›lmaz keyifli geldi. Bir yandan radyo di¤er yandan okulu devam ettiremedim. Asl›nda
devam edebilirdi ama okulu çok seven
biri olmad›¤›m için s›k›l›yordum.
Hangi radyo ile bafllad›n›z?
Üniversitenin ilk senesindeki yaz tatilinde, Genç Radyo ile bafllad›m. Radyo
iflinin ilerledi¤i dönemin devam›nda
özel radyolar kapand›. Tam da bu dönem üniversiteye dönebilmek için af
ç›km›flt›. Ondan yararland›m. Okula bir
süre devam ettim. Fakat sonra radyolar tekrar aç›ld›.
Radyoda uzun soluklu program yapan ve çizgisiyle fark yaratanlardans›n›z. Bu baflar›n›n s›rr› nedir?
Radyo ifli benim için nefes almak gibi...
Nas›l nefes al›yorsunuz, diye sorulunca bana garip geliyor. Çünkü radyo benim o an içimden ne geliyorsa onu
yapt›¤›m bir yer. Baflar›l›ysam da bu
yüzden baflar›l›y›m. Düflünsenize 15
sene iki saat boyunca ayn› ifli yap›yorsun. Art›k o senin kolun, burnun gibi
bir parçan oluyor. Bu yüzden de nas›l
yapt›¤›n› anlatam›yorsun. Tabii ki daha
iyi yap›labilir. Daha çok haz›rl›k, daha
çok çal›flma yap›labilir ve hatta yap›lmal›d›r da. Ama çok efor harcansa da
sonuçta her fley benim konuflmama
bak›yor. ‹stedi¤in kadar haz›rl›k yap,
sende bir istek yoksa o haz›rl›k bir ifle
yaram›yor. ‹flimi iyi yapmam›m sebebi,
insanlar› sevmemle alakal›.
Radyo ya da TV’deki flov programlar›nda be¤endi¤iniz isimler var m›?
Hiç televizyon izlemiyorum; radyo da
dinlemiyorum. Gazetelerdeki baz› köfle
yazarlar›n› takip ediyorum. Onun d›fl›nda kitap okumay› seviyorum.
Bir dönem televizyonda program da
yapt›n›z. Bu yönde bir projeniz olacak m›?
Dört sene televizyonda program yapt›m. Böyle projeler olacak ama flov anlam›nda de¤il. Ben pek sosyal bir insan
de¤ilim. fiov programlar›nda daha sosyal, daha rahat olman›z gerekiyor. Dolay›s›yla bu tarz bir program›n içinde
bulunmak istemem. Birtak›m teklifler
al›yorum ama henüz kesinleflen bir
proje yok.
Gazete ve dergilerde pek çok yaz›n›z
yay›mland›. Yazma serüveninizden
biraz bahsedebilir misiniz?
1994 y›l›nda, Aktüel dergisinde izlenim yaz›lar› yazarak bafllad›m. Sonra
erkeklerle röportaj yapmaya bafllad›m. O röportajlar çok be¤enildi. Ard›ndan Radikal geldi. Bir süre röportajlara devam ettim ve bir gün o¤lum
Memo’yla bir çocuk fuar›na gittik.
Oradaki izlenimimi, Memo’yla yaflad›klar›m› yazd›m. Bu çok hofluma gitti.
Yay›n yönetmeniyle konufltuk ve serbest yazmak istedi¤imi söyledim. Zaten onun akl›nda da böyle bir fley belirmifl. Ondan sonra da köfle yazmaya bafllad›m. Ama bu köfle yaz›lar› öyle bildi¤iniz anlamda politik
makaleler de¤il. ‹stesem o tarz
yaz›lar da yazar›m ama ben politikadan pek anlam›yorum. Ne
görürsem, ne içime do¤arsa onu
yaz›yorum. Kimsenin de bir fley
dedi¤i yok. Yazmak içten gelen
do¤al bir ihtiyaç gibi... ‹lle gazetede olmas› da gerekmiyor.
okunan dergisinde 22-23 yafl›mda
yazmaya bafllad›m.
Dilinizden düflürmedi¤iniz o¤lunuz
Memo’nun gözünden Ayça fien’i de¤erlendirirsek, nas›l bir annesiniz?
Memo beni zaman zaman ciddiyete
davet ediyor. Yedi yafl›nda, efendi ve
ciddi bir çocuk. Ben de yerine göre arkadafl, yerine göre anne oluyorum. O
da bazen benim taklidimi yap›yor.
Eklemek istedikleriniz...
Herkes istedi¤i ifli yaps›n. ‹nsanlar› rahat b›raks›nlar. Onlar da rahat rahat
istediklerini yaps›n.
Üç kitab›n›z yay›mland›. Sizi yazmaya teflvik eden, etkilendi¤iniz
durumlar neler?
Okuma yazmay› ö¤renir ö¤renmez komik hikâyeler yazmaya
bafllad›m. Arkadafllar›ma mektuplar yazard›m. Çok sevinirlerdi. Bütün arkadafllar›m benden
mektup beklerdi. Bir de ilkokulda günlük tutmaya bafllad›m.
Yani asl›nda yazmak da hayat›n bir parças›yd› benim için.
“Aktüel’de yazar m›s›n?” dediklerinde çok hofluma gitti.
Türkiye’nin en çok satan ve
45
kas›m-aral›k
Spor
O y›lland›kça
de¤erleniyor
Befliktafl'tan Galatasaray’a takas transfer usulüyle geldi¤inde 24 yafl›ndayd›.
Gaziantepspor formas› ile vitrine ç›kt›¤›nda ise 17 yafl›nda büyük kulüplerin
gözdesi durumundayd›. Erken yafllarda parlad›¤› için baz›lar›na göre yüzü eskimifl
durumda. Ancak Galatasaray'da her y›l futbolunun üstüne yeni bir fleyler koyan
örnek bir profesyonelden bahsediyoruz; Ayhan Akman...
46
kas›m-aral›k
“Orta saha oyuncusuyum. Futbol
karakteri olarak agresif olmam
gerekiyor. Baz› maçlarda tansiyon
yükseldi¤inde, ben de afl›r› motivasyonla
gerginlefliyorum. Fakat maçta rakibe
bile bile pislik yapmam, tekme atmam,
küfür etmem”
rum. 11 sezon büyük tak›mlarda oynad›m. fiu an Milli Tak›m'da oynuyorum.
Üst düzey tak›mlarda oynad›¤›m için, Allaha flükür Türkiye koflullar›nda iyi de
para kazand›m. Ama Türk oyuncu ile
yabanc›y› k›yaslarsan›z, hak etti¤iniz ilgi
ve paray› kazand›n›z m› derseniz, hay›r
derim. Yapt›¤›m›z›n karfl›l›¤›n› almak ad›na yabanc› oyunculardan daha az para
ve ilgi gördü¤ümüzü söyleyebilirim. Ancak Galatasarayl› taraftarlar›n ilgi ve
sevgisinden memnunum. Her zaman
olumlu tepkiler al›yorum. Bu da beni ayr›ca mutlu ediyor.
ucescu'dan beri teknik
adamlar›n vazgeçemedi¤i
bir isim. Ayhan Akman’›n örnek al›nmas› için geçerli nedenlerimiz var. Sezon bafllar›nda Galatasaray'›n bütün hocalar› Ayhan'›
ideal 11’de düflünmüyorlar. Ama Ayhan Akman her sezon 40 ve üzeri,
üst düzeyde maç oynuyor. Ço¤unda
da vasat›n üstüne ç›k›yor. Gün geliyor
tak›m›n y›ld›z› Lincoln sahada yokken
Ayhan maç› da kurtar›yor. Ayhan bize
göre futbol sahalar›nda hak etti¤i ilginin çok az›n› gören bir profesyonel.
‹lk sorumuzu da bu düflüncemiz paralelinde soruyoruz.
L
Hayat›n›zdan memnun musunuz,
bir futbolcu olarak hak etti¤iniz ilgi ve sevgiyi görüyor musunuz?
Öncelikle hayat›mdan çok memnun oldu¤umu vurgulamal›y›m. 15 sezondur
Türkiye Süper Ligi'nde futbol oynuyo-
Galatasaray'da çizginizi sürekli
yükselttiniz. Bu pozitif geliflim sürecinin s›rr› ne?
Tecrübe çok önemli. Futbolu 25 yafl›ndan sonra bilinçli, hakk›n› vererek
ve profesyonel olarak oynad›¤›ma
inan›yorum. fiu anda da ö¤renme
aflamas›nday›m. Ö¤renmenin hakikaten futbolda da yafl› yok. Duraca¤›n
yeri bilmek, tak›m takti¤ine uymak,
rakibe göre pozisyon almak hep tecrübe ile gelifliyor. Çal›flt›¤›m her hocadan bir fleyler ö¤rendim. Çok kaliteli
teknik adamlarla çal›flma flans›m oldu. Her sene futbolumu gelifltirdi¤ime inan›yorum.
Gaziantep'ten Befliktafl'a transfer
oldu¤unuzda futbolunuz duraklama
dönemine girmiflti.
Befliktafl'a geldi¤imde 22 yafl›nda,
deyim yerinde ise çaylak bir futbolcuydum. Talihsiz sakatl›klar yaflad›m.
Kötü bir dönemdi; ama Galatasaray
benim için bir dönüm noktas› oldu.
Kulüp yap›s›, camia yap›s› oyuncunun
baflar›s›nda önemli bir etken. Galatasaray'da oyuncuya destek var, sab›r
var, hoflgörü var. Futbolcu camias›ndan güven ve destek ald›¤›nda baflar›
flans› art›yor do¤al olarak. Baflar› için
huzur ortam› flart. Galatasaray'da bu
ortam› yakalad›m. Üç flampiyonluk
yaflad›m. Türkiye Kupas› kazand›m.
fiampiyonlar Ligi'nde çeyrek finale
ç›kt›k. Bunlar sadece benim için de¤il
di¤er futbolcular için de gerekli.
Saha d›fl›nda çok efendi, “do¤ru”
bir insans›n›z. Saha içinde ise zaman zaman senden beklenmeyecek
agresif tav›rlar sergiliyorsunuz.
Motivasyon ile ilgili. Orta saha oyuncusuyum. Futbol karakteri olarak agresif olmam gerekiyor. Baz› maçlar
tansiyon yükseldi¤inde, ben de afl›r›
motivasyonla gerginlefliyorum. Maçta rakibe bile bile pislik yapmam, tekme atmam, küfür etmem. Mesela Eskiflehir maç›nda rakibi ittim. Ma¤lup
durumday›z. ister istemez gergin oluyorsunuz. Faul at›fl› kullanaca¤›m
ama rakip topun önüne geçiyor, zamandan çalmaya çal›fl›yor; sinirlenip
ittim. Burda hakem rakip oyuncuyu
benden uzaklaflt›rsa hiç o görüntü de
olmayacak ama maalesef bazen istenmeyen hatalar da yap›yoruz.
Geçen y›l flampiyon olan kadroya
olumlu transferler yap›ld› ama oynanan futbol geçen y›l› arat›yor...
fiu an da liderden dört puan gerideyiz.
iki maçta kapanacak bir fark. Sekiz hafta bitti, daha çok fley de¤iflebilir. Bu sene dokuz futbolcu Avrupa fiampiyonas›
yüzünden kampa geç kat›ld›k. Çok saka47
kas›m-aral›k
Spor
“Milli Tak›m kadrosunda olmaktan dolay›
çok mutluyum. Hedefim 2010 Dünya
Kupas›’nda oynamak ve Milli Tak›m’›
en iyi flekilde temsil etmek. Bu yüzden
çok çal›fl›yorum”
t›m›z var. 25 futbolcuyuz, daha ben bir
arada çal›flt›¤›m›z› hat›rlam›yorum.
Ama bu böyle devam etmeyecek. Sezon sonuna kadar ligi kovalayaca¤›z.
Galatasaray kolay pes etmez.
Kas›m ay› boyunca zor bir fikstür
sizi bekliyor. Sürekli yedi günde üç
maç oynamak zorundas›n›z.
Çarflamba-pazar oynamak bence daha iyi. Maç oynamak futbolcuyu motive eder. Sakatlar döner, rotasyon
sa¤lan›rsa bu avantaja dönüflebilir.
Ben çok oynarsam daha kolay form
tutuyorum. Bu dönemde bütün tak›m›n iyi dinlenmesi gerekiyor. Yedek
oyuncular da forma flans› bulur. Böyle zamanlarda yedek oyuncular kendini gösterir. Sürpriz baflar›l› isimler
ortaya ç›kabilir. Bizim flanss›zl›¤›m›z,
ayn› mevkide olan Linderoth, Mehmet Topal ve Bar›fl'›n sakatlanmas›48
kas›m-aral›k
d›r. Bu yüzden baz› oyuncular hiç dinlenmeden oynamak zorunda.
Geçen sene son alt› haftaya girdi¤imizde hepimiz fluna inand›k. Hatan›n
telafisi yok. Hep kazanmaya mecburuz. Bu bizi acayip motive etti. Kenetlendik ve iyi bir reaksiyon gösterdik.
Zaten geçen y›l sezonun ço¤unda biz
liderdik. Bir ara üst üste hatalar yapt›k, Fenerbahçe bizi geçti. O dönem
Fenerbahçe fiampiyonlar Ligi'nde baflar›l› olunca herkes onlar›n flampiyon
olaca¤›na inand›. Ama biz son alt› hafta bütün maçlar›m›z› kazan›nca flampiyon olaca¤›m›z› biliyorduk ve gerekeni yapt›k, maçlar›m›z› kazand›k.
Skibbe ile Feldkamp aras›ndaki
fark nedir?
Feldkamp yafl›na ra¤men enerjik, cin
gibi bir adamd›. Gerçekten çok kurnaz, futbolu bilen biri. Skibbe inan›lmaz düzgün, do¤ru bir adam. Çok karakterli, çok centilmen. Bütün tak›m
seviyor ve say›yor. Türkiye'ye al›flt›¤›
zaman daha da rahat edecek. Skibbe'nin otoritesi yok iddialar› çok saçma. Buras› Galatasaray Kulübü. D›flar›dakiler bilmez, anlamaz. Galatasaray'da otorite bofllu¤u olmaz, disiplinsizlik olmaz. Her kulüpte olabilecek
basit hatalar belki olur.
Bu sezon yap›lan yabanc› transferler,
kariyerli oyuncular. Kewell, Meira,
Baros size ne gibi katk›lar sa¤lad›?
Bizde arkadafll›k ortam› her zaman
mükemmeldir. Kariyerli yabanc›lar›n
gelmesi tabii ki çok gerekli. Y›llard›r
zor günlerde çabuk kenetleniyoruz,
kötü durumlarda birlefliyoruz. Sevgi
ve sayg› üst düzeyde. fiimdi yabanc›
oyuncular da bunu hemen fark ediyor. Kaliteli transferler bize ayr› bir
hava katt›. Bizi daha da motive etti.
Ayr›ca rakipler için tehdit unsuru olacak düzeyde kaliteli, güçlü oyuncular.
Geçen y›l son alt› haftada teknik
direktörsüz kazan›lan flampiyonlu¤un en önemli s›rr› neydi?
Bir dönem Fatih Terim ile y›ld›z›n›z
bar›flm›yor deniyordu. fiimdi sürekli Milli Tak›m kadrosundas›n›z.
fiu anda Milli Tak›m kadrosunda olmaktan dolay› çok mutluyum. Hedeflerimden biri Güney Afrika’da düzenlenecek
2010 Dünya Kupas› turnuvas›nda oynamak. Dünya Kupas›'nda oynayarak futbol kariyerime katk› yapmak amac›nday›m. Bu yüzden çok çal›fl›yorum. Ekstra antrenmanlar
yap›yorum. Düzenli yafl›yorum, çok uyuyorum. Hedefimi
hep yüksek tutuyorum.
Galatasaray'da Hakan fiükür, Bülent Korkmaz, Arif
Erdem, Okan Buruk, Hakan Ünsal gibi isimler kendi isteklerinin d›fl›nda ayr›lmak zorunda kald›lar. Bu sizin
gibi oyuncular› nas›l etkiliyor?
Bu flu demek, futbolda her fleyden önce performans geliyor. Her fley performansa ba¤l›. Futbolda dün yok. Vefa
ne kadar olabilir, bilmiyorum. Herkes kendi aç›s›ndan hakl› olabilir. Bir futbolcu sahadaki performans› iyi olursa
sayg› görüyor. Performans düflerse sevgi ve sayg› düflüyor otomatik. Ben kendi ad›ma söyleyeyim. Fiziksel anlamda performans›m›n düfltü¤ünü hissetti¤im anda futbolu
b›rak›r›m. ‹lle de oynayaca¤›m diye diretmem.
Kaç yafl›ndas›n›z ve kaç y›l daha oynamay› hedefliyorsunuz?
1977 do¤umluyum. Dört-befl y›l daha oynamay› hedefliyorum. Futbolu Galatasaray'da
b›rakmay› tabii ki isterim ama iki y›l sonra ne
olur bilemem. fiartlar benim aç›mdan olumlu olursa Galatasaray'da b›rakmak büyük
onur. Ayr›ca Aslantepe'de yap›lacak yeni statta oynamak isterim. Umar›m gelecek sezon
biter de ben de o flans› yakalar›m.
UEFA Kupas› finalinin fiükrü Saraco¤lu'nda oynanacak olmas› sizi ayr›ca motive ediyor mu?
Finalin fiükrü Saraco¤lu'nda olmas› bizi fazlas›yla
heyecanland›r›yor. Tabii ki motivasyonumuzu art›r›yor. Kadromuz yetenekli gençler, kaliteli ve tecrübeli oyunculardan olufluyor. UEFA'da her tak›m›
eleyebilece¤imizi düflünüyorum. Tabii futbol bu, her
fley olabilir ama gerçekten finali hayal ediyoruz.
fiampiyonlar Ligi'nden elendik. UEFA Kupas›'nda ileri gidip, taraftarlar›m›za bu konuda
borcumuzu ödemek amac›nday›z.
“Kadromuz yetenekli
gençler, kaliteli ve
tecrübeli oyunculardan
olufluyor. UEFA'da her
tak›m› eleyebilece¤imizi
düflünüyorum. Tabii
futbol bu, her fley
olabilir ama
gerçekten finali
hayal ediyoruz”
Ayhan Akman hakk›nda
Do¤um tarihi: 23.02.1977
Do¤um yeri: ‹negöl
Oynad›¤› tak›mlar:
‹negölspor, Gaziantep,
Befliktafl, Galatasaray
Boyu: 1.73
Kilosu: 69
Mevkisi: Orta Saha
Medeni hali: Evli ve iki çocuk babas›
49
kas›m-aral›k
Lezzet
K›fl aylar›n›n tad›
Oktay Usta’yla
bir baflka olacak
Farkl› lezzetlerin bir araya geldi¤i k›fl aylar›nda so¤u¤un art›fl›yla birlikte
ifltah›m›z da aç›lmaya bafllad›. Televizyon dünyas›nda yemek program›
anlay›fl›na bambaflka bir boyut kazand›ran Oktay Usta’n›n sizler için haz›rlad›¤›
k›fl aylar›na özel mönüsü sofralar›n›za zenginlik katacak
az›rlad›¤› televizyon program› ve yemek kitaplar›yla büyük
küçük herkesin sevgilisi olan Oktay Usta’n›n k›fl aylar›na
özel tarifleriyle buluflturuyoruz sizleri bu defa. Mesle¤ine
âfl›k bir sanatç› edas›yla haz›rlad›¤› yemeklerine bambaflka
bir büyü katan Oktay Usta ile Biberli bulgur çorbas›ndan hardal soslu
H
karnabahara, örgülü pilavdan yo¤urt tatl›s›na kadar herkese hitap edecek tariflerle sofralar›n›z› zenginlefltiriyoruz. Oktay Usta’n›n son derece
yal›n bir dil ve e¤lenceli bir üslupla aktard›¤› tariflerle, aileniz ve misafirleriniz için mükellef sofralar kurman›n tad›n› ve huzurunu
yaflayacaks›n›z... Hepinize flimdiden afiyet olsun!
Biberli bulgur çorbas›
Malzemeler: Dört çorba kafl›¤› bulgur, iki
çorba kafl›¤› un, iki çorba kafl›¤› salça, bir
domates, üç biber, bir so¤an, bir su barda¤› et suyu, maydanoz, su, tuz ve s›v›ya¤.
Haz›rlan›fl›: So¤an›, biberleri ve domatesi yemeklik olacak flekilde kesin. Tencereye s›v›ya¤› al›n. So¤an› ve biberi tencereye ilave edin. Üzerine dört çorba kafl›¤› bulguru ilave edip kavurun. Daha sonra üzerine domatesi ve unu ilave edin. Daha sonra iki çorba kafl›¤› salçay› ilave
edin. Tencereye bir su barda¤› et suyunu ilave edin. Et suyunun üzerine ilkönce so¤uk su daha sonra s›cak su ilave edip çorbay› piflirin.
50
kas›m-aral›k
Hardal soslu karnabahar
Yo¤urt tatl›s›
Malzemeler: Dört yumurta, bir çay barda¤› tozfleker, üç çay barda¤›
yo¤urt, bir çorba kafl›¤› tereya¤›, bir limon kabu¤u rendesi, üç çay barda¤› un, üç çay barda¤› irmik, bir paket kabartma tozu, bir paket vanilya ve üç çorba
kafl›¤› hindistan
cevizi.
fierbet için: Dört
su barda¤› toz
fleker, dört buçuk su barda¤›
su, yar›m limon.
Malzemeler: ‹ki karnabahar, bir kâse yo¤urt, iki çorba kafl›¤›
hardal, iki çorba kafl›¤› zeytinya¤›, tuz ve karabiber.
Üzeri için: Fesle¤en.
Haz›rlan›fl›: Karnabaharlar› bütün olarak hafllay›n. Karn›bahar
haflland›ktan sonra çiçeklerini ay›r›n ve servis taba¤›na al›n.
Hardall› sosu için yo¤urt ve hardal› kar›flt›r›n. Servis taba¤›ndaki karn›bahar›n üzerine hardall› yo¤urtlu sostan döküp servis edin.
Patatesli puf böre¤i
Haz›rlan›fl›: Kar›flt›rma kab›na
yumurta, yo¤urt
ve erimifl margarini al›n ve
tüm s›v›lar› kar›flt›r›n. Di¤er taraftan tozfleker, un, irmik, kabartma tozu, vanilya ve hindistan cevizini bir baflka kapta kar›flt›r›n ve s›v›lara ekleyin. En son limon kabu¤u
rendesini de ekleyin ve f›r›n kab›na al›n. Haz›rlad›¤›n›z malzemeyi 180
derecede piflirin. Tatl› piflerken bu arada flerbeti haz›rlay›n. Tatl› da
piflince ikisi de ›l›kken flerbeti üzerinde gezdirin. ‹ste¤e ba¤l› olarak
f›st›k ezmesi ve kiraz flekerlemesi ile servis yapabilirisiniz.
Örgülü pilav
Malzemeler: Bir yumurta, bir çorba kafl›¤› yo¤urt, yar›m poflet
kabartma tozu, bir hafllanm›fl patates, un ve tuz.
‹ç harc› için: Beyazpeynir, maydanoz ve k›zartmak için s›v›ya¤.
Malzemeler: Befl yaprak milföy hamuru, iki su barda¤› pirinç, bir su
barda¤› bezelye, bir tavuk gö¤sü, bir tutam dereotu, s›v›ya¤, tavuk
suyu, tuz ve karabiber.
Haz›rlan›fl›: Kar›flt›rma kab›na ilk olarak yumurta, yo¤urt ve rendelenmifl patatesi alarak kar›flt›r›n. Daha sonra üzerine kabartma tozu ve alabildi¤i kadar un ekleyin. Tuzunu da ayarlayarak
hamuru yo¤urun. Haz›rlad›¤›n›z hamuru iyice aç›n. Beyazpeynir
ve maydanozdan oluflan bir iç harç haz›rlay›n. Hamurun uzun
taraf›na haz›rlad›¤›n›z iç harçtan belli aral›klarla misket büyüklü¤ünde kopararak koyun. Daha sonra hamurun kenar›n› üzerine kapat›n ve bardak yard›m› ile hamuru kesin. Bütün hamur
için ayn› ifllemi uygulay›n. Börek haz›r olunca k›zg›n ya¤da k›zart›n. ‹flte size puf puf harika bir börek...
Haz›rlan›fl›: Bir tavuk gö¤sünü hafllay›n. Haflland›ktan sonra tavuk etini kesin. Tencereye s›v›ya¤› al›n. Üzerine pirinci ilave edip kavurun. Pirinç kavrulduktan sonra üzerine tuz ve tavuk etlerini ilave edin. Üzerine tavuk suyu ilave edin. Tavuk suyu ekledikten sonra üzerine bir su
barda¤› bezelye ilave edip pilav› piflirin. Befl yaprak milföyün bir adedini yuvarlak kal›pla yuvarlak flekilde kesin. Kek kal›b›n› margarin ile
ya¤lay›n. Haz›rlad›¤›n›z kek kal›b›n›n zeminine yuvarlak milföyü yerlefltirin. Di¤er kalan üç adet milföyü uzun fleritler halinde kesip kek kal›b›n›n kenarlar›na dizin. Pilav pifltikten sonra üzerine ince k›y›lm›fl dereotu ilave edin. Pilav› kek kal›b›n›n içine boflalt›n. Daha sonra pilav›n
üzerini bir adet milföy ile kapat›n. Örgülü pilav› önceden ›s›t›lm›fl olan
180 derecelik f›r›nda piflirin. Örgülü pilav pifltikten sonra kek kal›b›n›
ters çevirip servis taba¤›na al›n.
51
kas›m-aral›k
Kültür & Sanat
K‹TAP
ÇOK
OKUNANLAR
Cahillikler Kitab›
NTV Yay›nlar›
John Lloyd – John Mitchinson
Empati
Adam Fawer
April Yay›nc›l›k
Uçurtma Avc›s›
Everest Yay›nlar›
Halit Hüseyni
Pegasus S›rr›
Pegasus Yay›nc›l›k
Gregg Loomis
A¤r›’n›n Derinli¤i
Everest Yay›nlar›
Ece Temelkuran
Masumiyet Müzesi
Orhan Pamuk
‹letiflim Yay›nlar›
Masumiyet Müzesi yaln›zca aflk
konusunu derinlemesine ele alm›yor. Tart›flma, birlikte gezme,
"flört", niflanlanma, evlilik öncesi
seviflme gibi konulara da cesaretle giriyor. K›z istemeler, niflan törenleri, ilk buluflmalar, ayr›l›klar,
evlilikler, iliflkiler ve aflklar anlat›l›yor. Pamuk'un bu roman› da, önceki kitaplar›n›n ço¤u gibi ‹stanbul'da geçiyor. Özellikle 1975 ile
1984 y›llar› aras›ndaki ‹stanbul'un
sokaklar›, sinemalar›, Beyo¤lu,
Bo¤az, kitab›n kalbinde. 592 sayfal›k roman›n 150'ye yak›n kahraman›n›n bir k›sm› gerçek hayattan
al›nma, bir k›sm› da okuyucunun
tan›d›¤› baz› ünlü kifliler. Yaln›z aflk
de¤il, evlilik, arkadafll›k, cinsellik,
tutuku, aile ve mutluluk hakk›ndaki
düflüncelerinizi de derinden etkileyecek bir roman.
52
kas›m-aral›k
Son Ada
Darbeci bir baflkan, emeklilik y›llar›n›
geçirmek üzere, herkesin her fleyiyle
hoflnut oldu¤u cennet bir adaya yerleflir. Baflkan, ruhuna dek ifllemifl olan
y›k›c›l›k potansiyelini, geçmifl politik gücünden de yararlanarak kullanmaya kararl›d›r. Bu do¤rultuda tüm aday› etkileyecek müdahalelere giriflir. Önceleri
s›radan görünen bu müdahaleler, sonunda düflman› düflmana k›rd›rmaya
dek varacakt›r. Baflta mart›lar olmak
üzere, ada halk› dahil tüm canl›lar Baflkan'›n ac›mas›zl›¤›ndan pay›n› alacakt›r.
Bu arada durdurulamaz görünen bu gidifle direnen baz› sesler de vard›r. Livaneli “Son Ada”da, düflsel bir ülkede
yaflanan, asl›nda hepimizin aflina oldu¤u olaylar› alegorik bir anlat›mla verirken, politik ve kiflisel ihtiraslarla topluma ve do¤aya müdahalelerin sonuçlar›n› da gözler önüne seriyor.
Zülfü Livaneli/Remzi Kitapevi
Leylak Zaman›
Her cuma akflam› leylak rengi bir minibüs, içinde yedi
yolcusuyla Dublin'den üç saat uzaktaki taflra kasabas›
Rathdoon'a do¤ru yola ç›kar. Minibüsün hiç de¤iflmeyen
yedi yolcusundan her birinin di¤erlerinin bilmedi¤i gizli
bir hikâyesi, zorunlu bir yolculuk nedeni vard›r. Paylafl›lmay› bekleyen s›rlar ve hikâyeler.. Maeve Binchy gerçek
dertleri ve sevinçleriyle son derece canl› karakterleri bir
kez daha ustal›kla buluflturup her zamanki gibi ö¤retici
ve keyifli, s›cac›k bir roman sunuyor okurlar›na.
Maeve Binchy/Do¤an Kitap
Kad›ndan Kentler
“Kad›ndan Kentler”, Murathan Mungan’›n 16 kentte geçen 16 hikâyeden
oluflan yeni kitab›. ‹çinde ‹zmir, Adana, Trabzon, Bursa, Amasya, Ankara,
Samsun, Sinop, Afyon/Denizli, K›rflehir, Diyarbak›r, Erzurum, Kayseri,
Gümüflhane, Mersin, Istanbul gibi kentlerde geçen16 öykü yer al›yor. Bu 16
kentte bir biçimde karfl› karfl›ya gelen kad›nlar, bu karfl›laflmadan yaflamlar›
için gereken bir fleyi ö¤renip yollar›na ve öykülerine devam ederler.
Murathan Mungan/Metis Yay›nc›l›k
Son Konuflma
Pankreas kanseri, 3 ay ömür biçilen dünyaca ünlü bir bilimadam›; ama her
fleyden önce 1,2 ve 5 yafllar›nda üç tane çocu¤u olan ve onlardan -hele de
flimdi-hiç ayr›lmak istemeyen son derece duygusal bir baba; gelecek 20
senede çocuklar›na ö¤reteceklerini, günün birinde onlar›n sahiline vuracak bir
flifleye s›¤d›rmaya çal›fl›yor. ‹flte böyle bir adam›n bütün dünyaya ve en baflta
da çocuklar›na miras b›rak›lmak üzere, yaflamla ilgili -evet ölümle de¤il, yaflamla ilgili-, çocukluk hayallerimizle ilgili, hayat›m›zdan sonuna kadar tat almayla ilgili, dostluklarla ilgili, sevgiyle ilgili, k›sacas›
yaflam›n tam da kendisiyle ilgili üniversite kürsüsünden yapt›¤› "Son Konuflma" anlat›lyor bu kitapta.
Randy Pausch/Butik Yay›nlar›
Güzel Yaflama Sanat›
“Güzel Yaflama Sanat›” bizlere Lucinda ve John taraf›ndan yaz›lm›fl, içindeki
cömertlik ve do¤ruluk hakk›ndaki gerçek hikâyelerle bizi do¤ru yaflamak
konusunda cesaretlendiren, gelifltiren bir kitap olarak karfl›m›za ç›k›yor. Bu
s›ra d›fl› kitap; ikili iliflkileri düzletmek ve güçlendirmek, bireylere destek verip
güçlendirerek bir sosyal ortam oluflturmak ve bu sayede gündelik hayat›m›zda
oluflturaca¤›m›z ruhsal birliktelik ile dünyaya daha yararl› bireyler olmam›za
yard›mc› olacak ola¤anüstü bilgiler içeriyor.
Lucinda Vardey, John Dalla Costa/Mart› Yay›nc›l›k
F‹LM
ÇOK
D‹NLENENLER
The Incredible
Hulk
Ebru Gündefl
Evet
Yönetmen: Louis Leterrier
Oyuncular: Edward Norton, Liv Tyler, Tim
Roth, William Hurt
Yap›m Y›l›: 2008
Süre: 114 dakika
Yaflar
Dem
Gülcan Altan
Gülümser
Dünyaca ünlü çizgi kahraman Hulk, çarp›c› aksiyon
sahneleriyle karfl›n›zda! Bilimadam› Bruce Banner
(Edward Norton), tüm hücrelerini zehirleyen gama
radyasyonuna karfl› bir kür gelifltirmeye ve içinde
dizginleyemedi¤i bu öfke saçan gücü, Hulk'u, serbest b›rakmaya çal›flmaktad›r. Gölgelerde yaflayarak, eski hayat›ndan ve sevdi¤i kad›ndan uzak kalan
Bruce, bu obsesif durumdan kaç›nmak için çabalarken bir taraftan da General Thunderbolt Ross (William Hurt) ve gücünü yok etmeye çal›flan askeri bir
makine taraf›ndan yakalan›p yok edilme tehlikesi ile
karfl› karfl›ya kalacakt›r. Hulk'un karfl›s›nda art›k yeni bir düflman vard›r: Abomination.
Hadise
Deli O¤lan
Fikret K›z›lok,
Bülent Ortaçgil
Pencere
Önü Çiçe¤i
Yavuz Top,
Arif Sa¤, Musa
Ero¤lu, Muhlis
Akarsu
Muhabbet 5
Zülfü Livaneli
35. Y›l Konseri
21
Yönetmen: Robert Luketic
Oyuncular: Laurence Fishburne,
Kevin Spacey, Kate Bosworth, Jim
Sturgess
Yap›m Y›l›: 2008
Süre: 123 Dakika
21, her fleylerini riske atan befl ö¤rencinin gerçek hikâyesini
anlat›yor. Üniversiteye gitmek için para aray›fl› içerisinde
olan Ben Campbell'›n bir çözüme ihtiyac› vard›. Ve o çözümü Blackjack oynamakta arar. Ben
bir anda kendini okulun en yetenekli ö¤rencilerinin içerisinde Vegas'a kumar oynamaya giderken bulur.
Sahte kimlikleri, keskin zekâlar› ve k⤛tlar›
saymadaki eflsiz yetenekleriyle Ben ve arkadafllar›, son derece yüksek güvenlik önlemleriyle bezenmifl kumarhaneleri flafl›rtmay› baflar›r.
Ancak Ben, bir süre sonra para h›rs›na ve bu
yaflam tarz›n›n büyüsüne kap›l›r. fiimdi yapmas› gereken, say›lar› iyi saymak ve her fley kontrolden ç›kmadan önce kumarhane güvenli¤inden bir ad›m ileride olmakt›r.
120
Gelin Benim
Olacak
Yönetmen: Paul Weiland
Oyuncular: Emily Nelson, Selma
Stern, Beau Garrett, Lilly
McDowell, Craig Susser, Corinne
Reilly
Yap›m Y›l›: 2008
Süre: 101 Dakika
Tom hayat›n› sevmektedir. Ta ki en
yak›n arkadafl› Hannah'ya âfl›k oldu¤unu fark edinceye kadar. Ancak Hannah yak›fl›kl› bir ‹skoçla evlenmeye karar verip Tom'dan bafl nedimesi olmas›n› istedi¤inde, Tom gelinin di¤er
düflman nedimeleri gibi birçok dü¤ün
ayr›nt›s›yla yüzleflmek zorunda kal›r.
fiimdi o gelini çalma plan› olan bir
bafl nedimedir.
Yönetmen: Murat Saraço¤lu, Özhan Eren
Oyuncular: Burak Sergen, Özge Özberk,
Cansel Elçin
Yap›m Y›l›: 2008
Süre: 110
Karlara yaz›lm›fl
gerçek bir destan!
Van. 1915 Ocak.
K›fl... I. Dünya Harbi'nin ilk aylar›... Eli
tüfek tutan herkes
Ruslarla ölüm kal›m
savafl›ndayken s›n›r
birliklerinde cephane tükenir. Vanl›
çocuklar gönüllü
olurlar; yafllar› 12-17 aras›nda de¤iflen 120 isimsiz kahraman çocuk. Cephaneyi s›rtlan›rlar, karl› da¤larda günlerce gecelerce yürürler. ‹simleri unutulmufl da olsa bu büyük yolculu¤u gerçek bir kahramanl›¤a dönüfltüren gençlerin hikâyesi...
53
kas›m-aral›k
Boydak’tan Haberler
Bat› Karadeniz bölge
bayileri iftarda bulufltu
Adakar A.fi. ve Karbel A.fi. Bat› Karadeniz bölge bayilerini bir araya getiren iftar
daveti 10 Eylül 2008 tarihinde Adapazar›’nda bulunan Reiso¤lu Restaurant’da gerçeklefltirildi. 300 kiflinin kat›l›m›yla gerçeklefltirilen iftar davetine,
Boydak Holding Yönetim Kurulu Üyeleri
Yusuf Boydak ve Bekir Boydak, Bat› Karadeniz ‹stikbal-Bellona ve Mondi Bayileri, Adakar A.fi. ve Karbel A.fi. yöneticileri ve çal›flanlar›n›n yan› s›ra bas›n ve sivil
toplum kurulufllar› baflkanlar› da kat›ld›.
Bayilerimizin bulufltu¤u ve kaynaflma f›rsat› buldu¤u iftar yeme¤inin ard›ndan
Erol Duran aç›l›fl konuflmas›n› yapt›.
2008 hedefleri hakk›nda genel hat›rlatmalar yapan ve bayi e¤itimleriyle ilgili bilgi aktaran Duran’›n ard›ndan Boydak
Holding Yönetim Kurulu Üyesi Bekir
Boydak konuflmas›n› gerçeklefltirdi. Bayilerimizin kat›l›mlar›na teflekkürlerini sunan Bekir Boydak, kat›l›mlar›n devam›n›
dileyerek bayram tebri¤iyle konuflmas›n›
sonland›rd›. Boydak Holding Yönetim
Kurulu Üyesi Yusuf Boydak ise konuflmas›nda e¤itim için genel hat›rlatma yaparak kat›l›mc›lara piyasan›n genel durumu hakk›nda bilgiler aktard›.
Çelik Grup ve Boydak Holding
ailesi iftarda bir araya geldi
Çelik Grup bünyesinde bulunan Kale Pazarlama, Çelikkale ve
Çelikhal› A.fi.’nin bölge müdürlüklerini ve bayilerini bir araya
getiren geleneksel iftar yeme¤i, bu y›l da IC Airport Hotel’de
gerçeklefltirildi. ‹ftar yeme¤i, bölgemizde bulunan ‹stikbal,
Bellona, Mondi ve Regina bayilerimiz ile bas›n mensuplar›n›n
yer ald›¤› yaklafl›k 280 kifliyi bir araya getirerek, Ramazan
ay›n›n güzelliklerinin paylafl›lmas›n› sa¤lad›.
Kepez Belediye Baflkan›, Türkiye Spor Yazarlar› Derne¤i Antalya fiube Baflkan›, Boydak Holding Yönetim Kurulu Baflkan› Hac› Boydak ve Boydak Holding Baflkan Vekili fiükrü Boydak, bayilerle iftar yeme¤inde bir araya geldi.
‹ftar yeme¤ine Kale Pazarlama A.fi. Yönetim Kurulu Baflkan›
Mehmet Çelik, Çelikkale A.fi. Yönetim Kurulu Baflkan› ‹brahim
Çelik, Yönetim Kurulu Üyeleri Celal Çelik, Ali Çelik, Arif Çelik ve
Gökhan Çelik ile Markalar Genel Koordinatörü Bilal Uyan›k ve
Bellona Pazarlama Müdür Yard›mc›s› Aygün Baflok da kat›ld›. ‹ftar yeme¤i bitiminde bir konuflma yapan Boydak Holding
Yönetim Kurulu Baflkan› Hac› Boydak bayilerimizin yaklaflan
Kadir Gecelerini kutlad› ve hay›rl› ramazanlar diledi.
54
kas›m-aral›k
‹stikbal-BellonaMondi Trakya bölge
bayileri birlikte oruç açt›
‹stikbal-BellonaMondi Ankara
bayilerine iftar
yeme¤i düzenlendi
Yön Pazarlama A.fi. ve Sahra Ltd. fiti’nin ‹stikbal, Bellona
ve Mondi bayilerini buluflturan iftar yeme¤i 10 Eylül
2008’de gerçeklefltirildi. Ankara'n›n meflhur restoran›
Tavac› Recep Usta’da verilen iftar yeme¤ine Boydak Holding Yönetim Kurulu Baflkan Vekili Mustafa Boydak, Boydak Holding Yönetim Kurulu Üyeleri Memduh Boydak ve
Nazif Türko¤lu kat›ld›. Tüm bayilerimizin kat›l›m› ile gerçekleflen iftar yeme¤i Ramazan›n bereketiyle sonuçland›.
Trakya Bölgesi ‹stikbal Bellona ve Mondi bayilerini bir araya getiren Orpafl Pazarlama
A.fi. ve Beltafl Pazarlama
A.fi.’nin geleneksel iftar yeme¤i 11 Eylül 2008 tarihinde Silivri Garden Et Lokantas›nda
düzenlendi. Boydak Holding
Yönetim Kurulu üyeleri Yusuf
Boydak, Bekir Boydak ve Silivri Kaymakam› Mesut Demirkol’un kat›l›mlar›yla ‹stikbal,
Bellona ve Mondi bayileri ve
aileleri ile ana bayi çal›flanlar›n›n bir araya geldi¤i iftar yeme¤inin ard›ndan Bekir Boydak ve Yusuf Boydak bayilere
hitaben konuflma yapt›lar.
Erzurum Ana Bayimiz
Garanti Mobilya’dan
semazenli iftar yeme¤i
Çelik Grup’tan
geleneksel iftar yeme¤i
Çelik Grup taraf›ndan her y›l geleneksel olarak düzenlenen iftar yeme¤i bu y›l Konya Rixos Otel'de gerçeklefltirildi. ‹ftar yeme¤ine, Boydak Holding ad›na Yönetim
Kurulu Baflkan› Hac› Boydak, Yönetim Kurulu Baflkanvekili fiükrü Boydak, Markalar Koordinatörü Bilal
Uyan›k ve Bellona Genel Merkez Pazarlama Müdür
Yard›mc›s› Aygün Baflok kat›ld›. ‹ftar yeme¤i, Çelik Grup
bünyesindeki ‹stikbal, Bellona ve Mondi bölge bayilerimizi bir araya getirdi. Hofl sohbet ortam› içinde birlikte oruçlar›n› açan kat›l›mc›lar tasavvuf müzi¤i eflli¤inde
yenilen yeme¤in ard›ndan sema gösterisini izlediler.
Erzurum Ana Bayimiz Garanti Mobilya’n›n Polat Reneissance Erzurum’da verdi¤i iftar yeme¤i 380
kiflilik kat›l›mla
gerçeklefltirildi.
Organizasyona
bölgeye ba¤l› olarak çal›flan Mondi, ‹stikbal ve Bellona sat›fl bayilerinden 107 kifli kat›ld›. ‹ftar yeme¤ine Boydak Holding ad›na Pazarlama Koordinatörü Bilal Uyan›k, Reklam ve Halkla ‹liflkiler Müdürü
Murtaza Durmufl ve Mondi Genel Müdürü ‹zzet Sümer kat›ld›. Garanti fiirketler Grubu Yönetim Kurulu Baflkan› fierafettin Aslan iftar
yeme¤inde yapt›¤› konuflmada birlik ve beraberli¤in önemini vurgulad›. Yemekte Boydak Holding Pazarlama Koordinatörü Bilal Uyan›k
da bir konuflma yapt›. ‹ftar yeme¤i sonras›nda yap›lan semazen
gösterisinin ard›ndan bölge bayileriyle mini bir toplant› yap›larak bölge ekonomisi ve ürünler konusunda bilgi al›veriflinde bulunuldu.
55
kas›m-aral›k
Boydak’tan Haberler
‹stikbal Regina’dan han›mlara özel aktiviteler
‹stikbal Regina Bayimiz Aldanmaz Mobilya ‹stanbul ve Eskiflehir yolunda bulunan ma¤azalar›nda
Nivea ile birlikte düzenledi¤i cilt bak›m ve makyaj
aktivitelerinde han›mlarla bulufltu. Han›mlara cilt
bak›m› ve makyajla ilgili çeflitli bilgilerin verildi¤i
aktiviteler yo¤un ilgi gördü.
Sat›fl dan›flmanlar›m›z e¤itim ald›
2008 y›l› e¤itim faaliyetleri içerisinde
planlanan “Sat›fl Teknikleri Gelifltirme ve
Etkin ‹letiflim” bafll›kl› program, 5-9 Ekim
tarihleri aras›nda Adapazar› bölgesi Adakar A.fi. bayi sat›fl dan›flmanlar›n›n kat›l›m›yla Kayseri Hilton Otel’de gerçeklefltirildi. Ziyaret program› çerçevesinde bir
günlük üretim tesisleri gezisi, bir buçuk
‹stikbal ve Bellona
Biga Fuar›’nda
kat›l›mc›larla bulufltu
17-21 Ekim tarihleri aras›nda
Çanakkale’de gerçeklefltirilen
3. Biga Sanayi ve Ticaret Festivali 20 bin metrekarelik Biga
fuar alan›nda kat›l›mc›larla bulufltu. Biga Fuar›’na haz›rlad›klar› özel stantlarla kat›lan ‹stikbal, Bellona ve Mondi markalar›m›z›n stantlar› büyük ilgi
56
kas›m-aral›k
gördü. Biga Belediye Baflkan›
Mehmet Özkan, Biga Kaymakam› Mustafa Gündo¤an ve
Çanakkale Valisi Orhan K›rl›’n›n konuflmalar›n›n ard›ndan
kurdele kesilerek festival aç›ld›
ve stantlar gezildi. Festivale,
Çanakkale Valisi Orhan K›rl›,
Biga Kaymakam› Mustafa
Gündo¤an, Garnizon Komutan› Jandarma Kd. Üt¤m. Abdullah Cengiz, Biga Belediye
Baflkan› Mehmet Özkan ve Biga AK Parti ‹lçe Baflkan› Osman Ceylan da kat›ld›.
günlük sat›fl teknikleri e¤itimi ve son olarak Kapadokya bölge gezisi düzenlendi.
E¤itim sonunda Akademik Platform E¤itim & Dan›flmanl›k firmas› taraf›ndan kat›l›mc›lara sertifikalar› verildi. Sat›fl dan›flman› arkadafllar›m›z yüksek seviyede
moral ve motivasyonla ma¤azalar›na
u¤urland›lar.
‹stikbal, Bellona, Mondi
Çukurova bayileri
Adana’da bulufltu
Bellona Çukurova
Bölge Ana Bayi ‹zpa
taraf›ndan 10 Eylül
2008 günü Adana
Hilton Otel’de verilen iftar yeme¤inde
‹stikbal, Bellona ve
Mondi bayileri bir
araya geldi. Fas›l
müzi¤i eflli¤inde yap›lan iftar›n ard›ndan ‹zpa Grup Yönetim Kurulu Baflkan› ‹zzet
Öksüzkaya bir “hofl geldiniz” konuflmas› yapt›. Yüre¤ir Müftüsü
Lütfi Eker’in flükür duas›n›n ard›ndan davetin ilerleyen bölümlerinde Adana Büyükflehir Belediyesi Tiyatro sanatç›lar› “Mevlana
fliir dinletisi” ile sahne ald›. Davette ayr›ca iftar açan misafirlere
kadife kese içinde “difl kiras›” da¤›t›ld›.
‹stikbal Regina ile sinema
Bellona
günleri devam ediyor
pazarlama
ekibi ‹zmir
bayileriyle
bulufltu
Bellona pazarlama ekibi, 28 Temmuz-2 A¤ustos tarihleri aras›nda
‹zmir, Bat›l›-Ulusoy-Gürp›nar-Belpa bölgesi teknik heyet seyahatini
gerçeklefltirdi. Boytafl A.fi. Genel
Müdürü fiahin Nursaçan, Boytafl
A.fi. Planlama Müdürü Özkan Y›ld›r›m, Boytafl A.fi. Pazarlama fiefi
Halit Durkut ve di¤er üretim müdürlerinin kat›l›m›yla gerçeklefltirilen toplant›larda ilk olarak Bat›l› ve
Ulusoy Mobilya sevk›yat, servis,
sat›fl ve pazarlama ekipleriyle toplant› yap›larak istek ve önerileri
al›nd›.
Bat›l› ve Ulusoy Mobilya bölgelerinde Gaziemir Bellona, Gönençler Mobilya, Kemer Ltd. fiti, Elgit
Ticaret, Nisan Mobilya, Efe Ltd.
fiti, Karçel Ticaret, Gülflim Mobilya, Oluflum Mobilya bayileri ziyaret edildi. Bat›l› Mobilya ‹stikbal ve
Ulusoy Mobilya Bellona bayilerine,
Boytafl A.fi. tan›t›m sunumu yap›larak, flikâyet ve önerileri al›nd›.
31 Temmuz 2008 Perflembe
günü Gürp›nar ve Belpa bayileriyle birlikte Boytafl A.fi. sunumu yap›larak, flikâyet ve önerileri al›nd›.
Bu bölgede ise Buzo¤lu Mobilya,
Düzey Ltd. fiti., Artem Mobilya,
Uzunlar Mobilya, Atam Mobilya,
Uzunlar Mobilya ve Yusuf Mobilya
bayileri ziyaret edildi. ‹stikbal ve
Bellona bayileri ile yap›lan toplant›lar neticesinde, markalar›n genel s›k›nt›lar› dinlenerek, çözümleri konusunda de¤erlendirmeler
yap›ld›. Son derece verimli geçen
toplant›larda ekip pazarda yaflanan problemleri de bizzat dinleme
flans› buldu.
‹stikbal Regina Ankara Bayii Birgür Dekorasyon’un düzenledi¤i “‹stikbal Regina ile sinema günleri” etkinliklerinin
dördüncüsü olan Garfield Komedi Festivali, 13 Eylül’de Armada sinemalar›nda gerçekleflti. Etkinli¤e çocuklar›n yan› s›ra anne babalar da büyük ilgi gösterdi. Oldukça be¤eni toplayan etkinlikler kapsam›nda ‹stikbal Regina ailesi
kat›l›mc›lar taraf›ndan büyük takdir
toplad›. ‹stikbal Regina yetkilileri de yeni etkinlikler için çal›flmalar›n tüm h›z›yla devam edece¤ini, ‹stikbal Regina Sinema Günleri’nde çocuklarla yeniden
buluflmay› ümit ettiklerini ifade ettiler.
Boyser Bölge Servisleri
Toplant›s› verimli geçti
Boyser Bölge Servisleri Toplant›s› 14
Ekim’de Antalya Porto Bello Otel’de gerçeklefltirildi. Bu y›l ikincisi düzenlenen organizasyona markalar›m›z›n sat›fl sonras› teknik servis hizmetlerini yürüten servis müdürlerinin yan› s›ra Boydak Holding yönetiminden de yo¤un kat›l›mc›
vard›. Boydak Holding bu toplant›ya Boyser A.fi. Yönetim Kurulu Baflkan› Nazif
Türko¤lu, Mondi A.fi. Genel Müdürü ‹zzet Sümer, Markalar Genel Koordinatörü Bilal Uyan›k, Boytafl A.fi. Genel Müdürü fiahin Nursaçan, Merkez Çelik A.fi.
Genel Müdürü Nam›k Ulusoy ve Boyser
A.fi. Genel Müdürü Yakup Kiraz’dan oluflan yönetici kadrosuyla kat›ld›.
Toplant›da tüm markalar›m›z›n sat›fl
sonras› hizmette üstün hizmet anlay›fl›n› benimsemesi gerekti¤i ve kendi sektörünün bir numaras› olan markalar›m›z›n sat›fl sonras› hizmette de bir numarada kalmas›n›n gereklili¤i vurguland›.
Toplant›da ayr›ca servis bölümlerinin,
daha h›zl› ve daha kaliteli bir hizmet verebilmesi için bölge servis müdürlerinin
fikirleri al›nd›.
57
kas›m-aral›k
Boydak’tan Haberler
Bayi aç›l›fllar›m›z
Alpak ‹stikbal Ev Concept
ma¤azam›z Sincan’da aç›ld›
Baflkent Ankara’n›n ciddi nüfus potansiyeline sahip ilçesi Sincan’da, modern
dünya ve ça¤dafl ma¤azac›l›k anlay›fl›n›n gerekliliklerine uygun olarak bölge
halk›na hizmet verecek olan Alpak ‹stikbal Ev Concept ma¤azas› 18 Ekim’de
törenle hizmete aç›ld›. Ma¤azan›n bölgeye kazand›r›lmas› noktas›nda Yön
A.fi. yetkililerinin ve yat›r›mc› Alpak Ailesi’nin üstün gayretleri etkili oldu. Aç›l›fla, Boydak Holding Yönetim Kurulu
Baflkan› Hac› Boydak, Sincan Belediye
Baflkan›, Yenikent Belediye Baflkan›, Esnaf ve Sanatkarlar Odas› Baflkan›, ‹lçe
siyasi parti yetkilileri, ‹stikbal Marka
Müdürü Mustafa Büyükkat›rc› ve ‹stik-
bal Markas› Ürün Müdürü Fatih Mehmet Bozkurt’un yan› s›ra bölge halk› da
yo¤un ilgi gösterdi. Aç›l›flta kat›l›mc›lara
çekiliflle çeflitli hediyeler verildi.
Bayi: ‹stikbal Firma ad›: Alpak Mobilya
Yetkili kifliler: Metin Alpak, Nurettin Alpak, Hayrettin Alpak
‹l/‹lçe: Sincan/Ankara
‹stanbul Bellona bayimiz Aksu Çarfl› hizmete girdi
Aksu Çarfl› Bellona bayimiz, ‹stanbul Avc›lar’da bulunan Aksu Çarfl› Ma¤azalar›’nda 30 A¤ustos 2008 tarihinde tüketicinin hizmetine girdi. ‹stanbul Avc›lar ilçesi E-5 Karayolu üzerinde yer alan Bellona
58
kas›m-aral›k
ma¤azam›z 3500 metrekarelik alan üzerinde yer al›yor. ‹stanbul Bölgesi genelinde 180’inci Bellona ma¤azas› olan Aksu
Çarfl›, Avrupa yakas›ndaki 107'nci ma¤aza olma özelli¤ini tafl›yor. Yeni aç›lan ma-
¤azayla birlikte Bellona’n›n Türkiye genelindeki ma¤aza say›s› 752’ye yükseldi.
Bayi: Bellona Firma Ad›: Aksu Çarfl›
Yetkili kifli: Mehmet Aksu
‹l/‹lçe: ‹stanbul/Avc›lar
Merakl›s›na
1 Nisan flakas›n›n kökeni nedir?
Dünyada kaç
çeflit hayvan
vard›r?
Bilim insanlar›n›n kesin bir cevap üzerinde uzlaflamad›¤› bir soru bu. Dünya üzerinde kaç çeflit hayvan bulundu¤uyla ilgili olarak yürütülen tahminler 20 ile 100
milyon aras›nda de¤ifliyor. Üstelik bu
canl›lar›n ço¤u hâlâ tan›mlanm›fl de¤il.
Tan›mlanm›fl tüm canl›lar›n yüzde 80'ini
ise böceklerin oluflturdu¤u düflünülüyor.
Tropikal ya¤mur ormanlar›nda sadece
bir a¤aç üzerinde 150’den fazla böcek
türüne rastlamak mümkün! Bu da dünya üzerindeki tüm canl› türlerini belirlemenin ya da bunu kesin say›larla ifade
edebilmenin ne denli zor oldu¤unu gösteriyor. Ayr›ca bu durum, h›zla yok olan
ya¤mur ormanlar›n›n beraberinde götürdü¤ü çeflitlili¤in ne kadar büyük oldu¤unu da bize gösteriyor.
Kolonyadaki
derece ne
anlama geliyor?
Kolonya ismi ilk üretildi¤i Alman flehri
Köln’den geliyor. Kolonya, su, etanol ve
aromatik ya¤lardan olufluyor. Etanol, hacimce yüzde 70-90
aras›nda de¤iflebiliyor. Hacimce yüzde
kaç etanol içerdi¤i kolonya fliflesinin üzerinde A° olarak belirtiliyor. 80° yaz›yorsa, bu
o kolonyan›n hacimce
yüzde 80 etanol içerdi¤i anlam›na geliyor.
60
kas›m-aral›k
Her ne kadar Roma ‹mparatoru Julius
Caesar (Sezar) milattan önce 46 y›l›nda
takvimin bafllang›c›n› Ocak ay› olarak ilan
ettiyse de, 16. yüzy›l›n ortalar›na kadar Avrupa'da yeni y›l geleneksel olarak, bahar
aylar›n›n bafllang›ç tarihi olarak da kabul
edilen, Mart ay›n›n 25'inde bafllard›. 1564
y›l›nda Fransa Kral› IX. Charles, takvimi de¤ifltirerek y›l bafllang›c›n› Ocak ay›n›n birinci gününe ald›. O zamanki iletiflim flartlar›nda baz› insanlar›n bundan haberi olmad›,
baz›lar› ise bu karar› protesto etmek amac›yla eski âdetlerine devam ettiler, 1 Nisan'da partiler düzenlediler, birbirlerine hediyeler verdiler. Di¤erleri ise bunlar› Nisan
aptallar› olarak nitelendirip bu güne “Bütün
Aptallar›n Günü” ad›n› verdiler. Bu günde
di¤erlerine sürpriz hediyeler verdiler, yap›lmayacak bir partiye davet ettiler, gerçek
olmas› mümkün olmayan haberler üretti-
ler. Y›llar sonra takvimin aylar› yerine oturup, Ocak ay›n›n y›l›n ilk ay› olmas›na al›fl›l›nca, Frans›zlar 1 Nisan gününü kendi kültürlerinin bir parças› olarak görmeye bafllad›lar. Âdeti gittikçe süsleyerek, zenginlefltirerek ve yayg›nlaflt›rarak devam ettirdiler.
Bu âdetin ‹ngiltere'ye ulaflmas› yaklafl›k
200 y›l sürdü, oradan da Amerika'ya ve
bütün dünyaya yay›ld›. 1 Nisan flakalar›n›n
sembolünün “Nisan Bal›¤›” olmas›n›n nedeni ise Mart ay›n›n sonlar›na do¤ru, Güneflin
Bal›k burcunu terk ediyor olmas›d›r.
Banyodan
sonra ellerimiz
niçin buruflur?
Bütün vücudumuz, bir k›sm› gözle görülebilen, büyük bir k›sm› da ancak dikkatli bak›nca fark edilen k›l ve tüylerle kapl›. Bu
tüy ve k›llar›n dibinde "sebum" ad› verilen
ya¤ bezleri bulunuyor. Bunlar›n ç›kard›¤›
ya¤, su geçirmez keratin bir tabaka oluflturuyor ve suyun derimizden içeri girmesini önleyerek derimizi yumuflak tutuyor.
Belki de en çok kullan›lan yerler olmalar›
nedeniyle vücudumuzda sadece parmak
uçlar›m›z ve tabanlar›m›zda k›l veya tüy
yok. Dolay›s›yla bu bölgelerde koruyucu
keratin tabaka da bulunmuyor. Bu yüz-
den parmaklar›m›z›n uçlar› ve tabanlar›m›z suyun alt›nda belli bir süre kal›p iyice
›slan›rsa, osmos denilen daha sulu bir
maddenin daha koyu bir maddenin içine
girifli sonucunda derimizin alt›na su giriyor ve bu su burada kendine yer bulmak
istiyor. Ancak buradaki kal›n derimizin
genleflerek bu suya ay›rabilece¤i fazla yeri olmad›¤› için derimiz büzüflüyor.
Demir paralar neden yuvarlakt›r?
Madeni paralar eski devirlerde külçe, çubuk ya da halka fleklindeyken günümüzde
yass› ve yuvarlakt›r. Böylece hem paran›n
tafl›nmas› ve saklanmas› kolaylafl›r hem de para üzerinde
hile yapma flans› azal›r. Bu
uygulama muhtemelen alt›n ve gümüfl paralar döneminde bafllam›flt›. Böylece paradan
bir parça koparak ya da eksik malzeme kullanarak de¤erinin düflürülmesi mümkün olmuyordu.
Neden yükseklik
korkusu olur?
Atlar nas›l ayakta
uyuyabiliyorlar?
Amerikan kovboy filmlerinde, atlar›n geceleri kamplarda veya
gündüz barlar›n önünde daima ayakta, binilmeye haz›r vaziyette
durduklar›n› seyrederiz. Do¤rudur, atlar nadiren yatarlar, genellikle hasta olduklar› veya do¤um yapacaklar› zaman. Atlar günlerce, hatta haftalarca yere yatmadan ayakta durabilirler ve yol gidebilirler. Ayakta dururken dizlerini kilitlemeleri ve uyumalar›
mümkündür. Bilim insanlar›, atlar›n ayaktayken daha rahat olduklar›n› ve daha az enerji sarf ettiklerini söylüyorlar. Çünkü at›n vücudu bir hayli büyük ve yatarken nefes almas›nda iç organlar› kimi güçlüklere yol aç›yor.
Yükseklik korkusu, genellikle düflmekten korkma ya da boflluktan
tedirgin olma diye bilinir.
Ama tam da böyle de¤ildir. Bu, esas›nda bir denge sorunudur.
‹nsan›n dengesi birkaç unsur taraf›ndan belirlenir. Görme, dokunma ve duyma. Ola¤an hareketler s›ras›nda, bütün bu unsurlar
kesiflir. Ama ola¤an d›fl› bir harekette, de¤iflik sinirler taraf›ndan
bu hareketle ilgili olarak beyne yollanan bilgiler çeliflki yarat›r.
Beyin bunlar› yorumlamakta zorlan›r. Deyim yerindeyse beynin
"kafas› kar›fl›r". ‹flte insan çok yüksek bir yerde durdu¤u zaman,
böyle bir kar›fl›kl›k meydana gelir. Afla¤› bakan göz, yerin uzakl›¤›n›
saptayamaz ve beyne kesin bilgi yollayamaz. Halbuki, ayaklar sert
bir fleyin üstünde durduklar› için "yere dokunuyorum" mesaj›n›
verir. Bu iki farkl› bilgi beyinde çeliflki yarat›r ve beyin, vücudun
pozisyonunu netlefltiremez.
Ac› birfley yedi¤imizde
niçin burnumuz akar?
Eskimolar buzdan
evlerini nas›l ›s›t›yorlar?
Eskimolar ad›na igloo denen buzdan evler yaparlar. Bu evlerin
yal›t›m› çok önemlidir. Ana yap›y› oluflturan buz bloklar›n›n aras›
karla s›vanarak t›kan›r. ‹yi bir igloo’nun kap›s› da yerüstünde
olmaz. ‹çeri girip ç›karken kap›n›n aç›l›p kapanmas›, içerdeki
s›cak havan›n d›flar› kaçmas›na, so¤uk havan›n içeri dolmas›na
neden olur. Bundan dolay› buzdan bir ev yap›l›rken önce
geçici bir kap› yap›l›r ve evden içeri girilir. As›l kap› evin
alt›ndaki kar kaz›larak yeralt›ndan geçirilen kap›d›r. Bu
sayede buz evin yal›t›m› tamamlan›r. Buzdan ev
elbette ki bizim ölçülerimizde s›cac›k de¤ilse de, bu
sayede oldukça elveriflli bir ›s›ya gelir.
Bunun sebebi ac›, baharatl› ya da keskin kokulu yiyeceklerin
mukus salg›s›n›n incelmesine ve kolayca akar hale gelmesine sebep olmalar›d›r. Bu tür yiyeceklerin bu sayede ci¤erlerin ve solunum yollar›n›n temizlenmesine yard›mc› oldu¤u biliniyor. Ac› bir fley yedi¤imizde gözlerimiz yaflar›r ve burnumuz akmaya bafllar. Asl›nda eflzamanl› olarak ayn› fley akci¤erlerimizde de olur. Ac› yiyeceklerin özofagus yani yemek
borusundaki ve midedeki
sinir uçlar›n› uyararak
vücudumuzun bu
tip tepkiler vermesine yol açt›¤› düflünülüyor.
61
kas›m-aral›k
Bulmaca
Bulmacam›z›n çözümü 4. sayfadad›r.
62
kas›m-aral›k

Benzer belgeler