KENE KAYNAKLI ENSEFALİT (TICK

Transkript

KENE KAYNAKLI ENSEFALİT (TICK
KENE KAYNAKLI ENSEFALİT
(TICK-BORNE ENCEPHALITIS)
(ETKEN ve EPİDEMİYOLOJİ)
Doç. Dr. Mustafa HASÖKSÜZ
İstanbul Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, Viroloji Anabilim Dalı
[email protected]
Tick-borne encephalitis (TBE), Avrupa’dan Asya’ya kadar birçok ülkede
görülen ve insanların merkezi sinir sistemini etkileyen en önemli
enfeksiyonlardan biridir.
Enfeksiyonu;
1931 yılında Avusturyalı Schneider klinik olarak ilk kez
1937 yılında Rus Lev Zilber kene ısırması ile ilişkili akut ensefalitis olgularını
1947 yılında Rus Pavlovsky kene ve insanlar arasındaki zoonotik bulaşmayı
bildirmişlerdir.
TBE, bugüne kadar 26 Avrupa ve 7 Asya ülkesinde bildirilmiş!
SINIFLANDIRMA
Uluslararası Virus Sınıflandırma
Komitesinin son raporuna göre;
Flaviviridae ailesi
Flavivirus cinsi
Mamalian tick-borne viruses grubu
Tick-borne encephalitis virus (TBEV)
1
2
3
TBE virusunun 3 alttipi var
1. Western subtype (W-TBE)
Central European encephalitis
2. Siberian subtype (S-TBE)
RSSE (Russian Spring and Summer Encephalisitis)
3. Far Eastern subtype (FE-TBE)
TBE virusunun yapısı
Virion;
- Ortalama 50nm çapında
- Zarfla üzerinde 2 glikoprotein, E (envelope) M (membran)
- Olgunlaşmamış virion üzerindeki prM protein, olgunlaştıktan sonra M protein
haline dönüşür
- E protein
- Nükleokapsit (C); tek zincirli ve pozitif polariteli RNA genomu içerir
TBE virusunun genomik yapısı
11,141 nt
C
M
E
NS2a
NS3
K
NS5 (RdRp)
anc C
pre M
NS1
NS2b
NS4a
NS4b
E Proteinin filogenetik incelemeleri
E protein; hücre reseptörüne
bağlanma, füzyon ve nötralizan
antikor yanıtı
European (W-TBEV) suşları arasında
antijenik farklılık yok
S-TBEV ve FE-TBEV arasında %96
amino asit benzerlik var
Ternovoi et al. (2003) Emerging infectious diseases
TBE virusunun bazı özellikleri
TBEV;
- Lipid zarfından dolayı organik solventler ve deterjanlarla inaktif olur
- RNA’nın farelere intracerebral injeksiyonu ile enfeksiyöz olduğu
gösterilmiştir
- BHK-21 ve Vero hücre kültürlerinde üretilebilir
- Flavivirusların infektivite ve viral hemaglutininleri pH 8.4-8.8 arasında
stabil olmasına karşın, TBEV geniş bir pH’da (pH 1.42-9.19) canlı
kalabilmektedir
- Virusun E proteini asidik pH ile infektivitesini kaybetse de, virionlar süt
ve mide sıvısında infektivitesini korurlar, bu durum TBEV’nin oral yolla da
infektivitesini açıklamaktadır
TBE virusunun dayanıklılığı
TBEV;
- 500C’de 10 dak. infektivitesinin %50’sini kaybederler
- Tam bir inaktivasyon için 560C’de 30 dak. yeterlidir
- Sıvı arerosol süspansiyonlardaki viruslar oda ısısı ve %23-80 nem
oranında 6 saat, dondurularak kurutulduğunda ise yıllarda stabil kalırlar
- Pasterizasyon, Ultraviole ve gama ışınları
- %3-8’lik formaldehid
- %2’lik gluteraldehid
- %2-3’lük hidrojen peroksit
- 500-5000 ppm chlorine
- %70’lik etil alkol
- %1’lik iyot
- Fenol ile inaktive olurlar
TBE virusunun replikasyon şeması
Fields virology
1: TBEV ile enfekte olmayan kene ve hayvanlar, 2: TBEV ile enfekte kene ve hayvanlar, o – ova, L –
larva, Lf – fed larva, N – nymph, Nf – fed nymph, ♀ – dişi, ♂ – erkek.
Tick-borne encephalitis virus bulaşma yolları
A: Dişi kene ve yum.
B: larva
C: nymph
D: erkek kene
E: dişi kene
I – “classical”(transmissive) yol. Kene tutunması
Ia – viremi dönemindeki enfekte inek ve keçi sütleri ile
II – sexual transmission: enfekte kenelerin diğer cinse bulaştırması
III – transphasic transmission: duyarlı hay. larvaların olgunlaştıktan sonra bulaştırması
IV – distant transmission: viremi olmadan hayvanlar arası enfekte nymph ile
V – transsalival transmission: duyarlı olmayan hayvanlara beslenme sırasında bulaşma
VI- cannibalistic transmission: bazı rodentlerin enfekte rodentleri yemeleri ile bulaşma
Kene dağılımı
TBE dağılımı
TBEV ve keneler
Çoğunlukla, Western (European) subtype TBE virusları Ixodes ricinus’tan
izole edilirken, FE-TBE ve S-TBE virusları I. ricinus ve I. persulcatus’tan
izole edilmişlerdir.
FE-TBE virusu Japonya’da I. ovatus ve Haemaphysalis cinsi kenelerden
de izole edilmiştir.
Avrupa da I. hexagonus ve I. arboricola ve bazı kuş kenelerinde de TBE
virusu saptanmıştır.
Endemik alanlarda virus taşıyan kenelerin oranı %0.1-%5 arasında iken
Almanya’nın Bavera eyaletinde %20’ye kadar çıkabildiği saptanmıştır.
I. ricinus
I. ricinus
I. ricinus
I. persulcatus
I. ovatus
Uluslararası TBE Çalışma Grubu
2007
2006
2005
2004
2003
2002
2001
2000
1999
1998
1997
1996
1995
1994
1993
1992
1991
1990
2007
2006
2005
2004
2003
2002
2001
2000
1999
1998
1997
1996
1995
1994
1993
1992
1991
1990
12000
10000
8000
6000
Rusya
4000
2000
0
1600
1400
1200
Çek Cum.
Polonya
1000
Almanya
800
Estonya
600
Slovenya
400
Litvanya
200
Macaristan
0
Suss J (2008) Eurosurveillance, 13, 4-6.
Survey çalışma sonuçlarına göre 1990-2007 arasında;
Rusya dahil Avrupa ülkelerindeki TBE vakası toplam 157,584
Rusya hariç Avrupa ülkelerindeki TBE vakası toplam 50,486
Enfeksiyon dönemi Mart-Kasım ayları
İklimsel değişiklikler kenelerin yaşam süreleri nedeniyle TBE’ye etkili
Almanya’da 1951’den 2000’e kadar sıcaklıkların 0.6-1.5 °C, yağmur
miktarı %9 artmakta ve kenelerin (I. ricinus) yaşam çemberleri
genişlemekte
Bölgedeki sosyal, politik, ekolojik ve ekonomik değişikliklerde kenelerin
yaşam kondisyonuna etkili
Infect Dis Clin N Am (2008)
Diğer ülkelerde TBE
Japonya’da 1992-97 arası nötralizasyon testi ile at serumlarında 3/700
(%0.4), köpek serumlarında 18/193 (%9.3) TBE pozitif
(Takeda ve ark 1999, Am J Trop Med Hyg, 60, 287-91)
Güney Kore’de 659 kenede RT-PCR ile 9 adet (%1.3) pozitiflik
(Kim ve ark 2008, Vec Borne Zoo Dis, 8, 7-15)
Çin’de insanlarda 1994 yılında 3500 vaka
(Suss J 2003, Vaccine, 21, 19-35)
Türkiye’de TBE bulguları
- 39 CCHF şüpheli vakalarda TBEV yönünden 1(%2.5) IgM ve
7 (%17.9) IgG pozitiflik
(Esen ve ark. 2008,Trop Doct 38:27-8)
- CCHF şüpheli bölgeden 181 insan serum örneğinde %10.5 IgG pozitiflik
(Ergunay ve ark. 2007,VBZD 7:157-61)
- Kene tarafından ısırılan 278 insan serum örneğinde %1.4 IgG pozitiflik
(Uyar ve ark. 2007, 3.Ulusal Virol Kong)
- Rastgele alınan 1074 insan serum örneğinde %1.48 HAI ve %1.21 VN
titreleri
(Serter D. 1980, Zbl Bakt Supp)
SONUÇ
insan
kene
hayvan
TBE vakalarının Türkiye’ye çok uzak olmayan ülkelerdeki
durumu düşünüldüğünde, bu konuda ülkemizde daha kapsamlı
araştırmalar yapılmalı