Gece Bitmeden - Kültür Sanat

Transkript

Gece Bitmeden - Kültür Sanat
This Is Horror Ödülü EN İYİ ROMAN •Michigan Notable Book ÖDÜLÜ
Bram Stoker Ödülü EN İYİ İLK ROMAN FİNALİSTİ • Goodreads En İyi Korku Romanı FİNALİSTİ
James Herbert Korku Ödülü FİNALİSTİ • Shirley Jackson Korku Ödülleri FİNALİSTİ
“Stephen King hayranları bayılacak.” –Publishers Weekly
Ön
ma
oku
GÖRÜLMEMESİ GEREKEN
KORKUNÇ BİR ŞEY…
ONA ATILAN BİR BAKIŞ KİŞİYİ
ÖLÜMCÜL BİR DELİLİĞE SÜRÜKLÜYOR.
NE OLDUĞUNU VE NEREDEN
GELDİĞİNİ İSE KİMSE BİLMİYOR.
www.ithaki.com.tr | İnternet satış: www.ilknokta.com
twitter.com/ithakiyayinlari
facebook.com/ithakiyayin
S/04/ Eylül 2015
İÇİNDEKİLER
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
ÜFLESEN YÜREĞİME İLE MANEBRA!
Yok Artık, 25 Eylül’de vizyonda!
22
SİNEMA
40
Erdem yeni romanını anlatıyor
ETKİNLİK
36
KİTAP
MİNYONLAR ZAMANI 8’DE / EĞLENCE DEVAM EDİYOR 26’DA / DÜNYANIN EN GÜZEL GÜLÜŞÜ
32’DE / RAFTAKİLER 43’TE / NE VAR NE YOK 44’TE / 5 LİRAYA 500 KM YAPABİLİRSİNİZ 46’DA
/ ASIRLIK KEBAP HİKAYESİ 54’TE / İSMAİL HACIOĞLU’NUN SON FİLMİ KAFES GELİYOR! 56’DA
Sizin için alışverişe çıktık!
48
ALIŞVERİŞ
Mekan mekan sanat aradık!
50
GEZİ
İÇİNDEKİLER
Eylül 2015
/S/05
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
YÖNETMEN KIVANÇ BARUÖNÜ İLE KEYİFLİ BİR RÖPORTAJ
KOCAN KADAR
KONUŞ: DİRİLİŞ
SETİNDEN! 34
www.kultursanat.com.tr
[email protected]
/ kultursanatim
- ÜCRETSİZ SAYI: 06 TARİH: EYLÜL 2015
/ kultursanatim
SİZ DE YERİNİZİ ALIN!
AYLIK SİNEMA / TV / KİTAP / ETKİNLİK / EĞİTİM / ALIŞVERİŞ / GEZİ / MEKAN DERGİSİ
Dergimizde siz de haber
yayınlamak istiyorsanız bize yazın:
[email protected]
Yayın Yönetmeni
SEZGİN IRMAK
NERELERDEYİZ?
AYLIK SÜRELİ YAYIN
[email protected]
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
NESİBE DAMAR IRMAK
Yazı İşleri
HARUN DORUK
[email protected]
[email protected]
Reklam ve Projeler
UMUT DURAN
[email protected]
BURCU ÖZKAYA
[email protected]
İmtiyaz Sahibi
BEKA SANAT ADINA SEZGİN IRMAK
Köşe Yazarları ve Konuk Yazarların görüşlerinin
sorumlulukları kendilerine aittir. Kültür Sanat
Dergisi’nde yayınlanan ilanların sorumluluğu ilan
sahiplerine aittir. Kültür Sanat Dergisi basın ve yayın
ilkelerine uymayı taahhüt eder.
w w w.kultursanat.com.tr
/
Türkiye geneli tüm
Cinemaximum salonları, IOS ve
Google Play Uygulamaları.
YASİR DAMAR
[email protected]
NESLİHAN YILDIZ
[email protected]
Grafik / Tasarım
BEKA SANAT REKLAM AJANSI
[email protected]
w w w.viralreklam.com.tr
/
BEKA SANAT Yayınıdır
REKLAMCILIK / YAYINCILIK / YAPIMCILIK
YÖNETİM: Kavacık Mah. Fatih Sultan
Mehmet Cad. Akbey Sok. No: 8 Daire: 1
KAVACIK / BEYKOZ / İSTANBUL
T: +90 216 693 23 33 F: +90 216 693 23 03
w w w.bekasanatyayinlari.com
/ w w w.bekasanat.com
Baskı: Umur Basım Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Adres: Esenkent Mahallesi Dudullu Organize Sanayi Bölgesi 2. Cadde No: 5 P.K. 34776 Ümraniye İstanbul - TÜRKİYE
Tel: +90 216 645 62 00
S/8/ Eylül 2015
’DA BU AY
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
İ İ H
A R
N T
5
O
1
Z Y
20
- V İ
ylül
4 E
Minyonlar
zamanı
Çılgın Hırsızlar animasyonuyla herkesin gönlünü kazanan Minyonlar, şimdi de yeni
bir kötü patron bulmak için 1960’ların New York’una heyecan dolu bir yolculuğa çıkar
U
niversal Pictures
ve Illumination
Entertainment’in Minyonlar
(The Minions) filminin hikayesi
zamanın başlangıcıyla aralanıyor.
Tek hücreli sarı organizmalar
olarak doğan Minyonlar, zaman
içinde gelişir ve her zaman
efendilerin en çılgınına hizmet
ederler. T-reks’ten Napolyon’a
kadar bu efendileri elde tutma
konusunda sürekli başarısız olan
Minyonlar, hizmet edecekleri
kimseleri kalmayınca büyük bir
depresyona girerler. Ama Kevin
adlı minyonun bir planı vardır.
Genç asi Stuart ve sevimli minik
Bob ile birlikte kardeşlerinin
izinden gideceği kötü bir patron
bulmak üzere işe koyulacaklardır.
Üçlü, sonunda kendilerini yeni
potansiyel efendileri, dünyanın
ilk dişi süper kötüsü olan Scarlet
Overkill’e götürecek olan heyecan
dolu bir yolculuğa çıkarlar. Soğuk
Antarktika’dan 1960’ların New
York’una seyahat eden Minyonlar,
tüm Minyonları yok olmaktan
kurtarmak olan o güne kadarki
en büyük sınavlarnı vermek için
modern Londra’ya varırlar. Bugün
bile hâlâ kültürümüze nüfuz etmiş
olan 60’ların hit müziğini taşıyan
Minyonlar (Minions) filminin
yapımcıları Illumination’dan
Chris Meledandri ve Janet Healy.
Yönetmenler Pierre Coffin ve Kyle
Balda. Senaryo Brian Lynch’e ait.
Chris Renaud ise filmin sorumlu
yapımcısı olarak görev almakta.
MİNYONLAR
OYUNCULAR: Pierre Coffin,
Chris Renaud, Sandra Bullock
TÜR: Animasyon
YÖNETMEN: Pierre Coffin, Kyle Balda
SÜRE: 91 dk.
GEÇEN AY KAZANANLAR:
Münevver Özkaya, @BayKarizma81, @kivircikispinoz, @omestav
S/10/ Eylül 2015
’DA BU AY
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
ROBINSON CROUSE & CUMA’dan
kahkaha tufanı
İ M
E R
S T
l
l
- G Ö
Ey ü
4
I
ssız adaya düşüşünün 15.
yılını kutlayan Robinson
Crusoe ve Cuma, yaşadıkları
yalnızlığa dair sıkıntıları ayyuka
çıkmışken ada sahiline yanaşan
bir gemi görürler. Bu yelkensiz
ve direksiz gemiden Viktor
isminde maceracı bir adam iner.
Viktor, gemisine doldurduğu
hayvanlarıyla yozlaşan dünyanın
kötülüklerinden kaçmış ve
yaşayabileceği yeni bir dünyanın
arayışına girmiştir. Üstelik bu
adaya yalnız da gelmemiştir.
Biri öz, biri evlatlık iki güzel kızı
da onunla birlikte bu seyahate
çıkmışlardır. Viktor’un kızları
Donelya ve Yanarin manastır
terbiyesiyle yetişmiş, genç ve
güzel iki kızdır. Robinson ve Cuma
bu konuklarını memnuniyetle
adalarına kabul ederler ve
yalnızlık içinde geçen sıradan
yaşamları böylelikle birden
renklenmeye başlar. Kısa sürede
Viktor’un kızlarına hayranlık
derecesinde aşık olan ikili
vuslata erebilmek için türlü
İ R İ H
TA
2015
yollar denemeye başlarlar. Ancak
kıskanç bir kız babası olan Viktor,
muhafazakar tavırlarıyla onlar için
önemli bir engel olur. Robinson
ve Cuma ise aşkları uğruna azimle
mücadele etmeye devam eder.
ROBINSON
CRUSOE & CUMA
OYUNCULAR: Serhat Kılıç, John
Nyambi, Beyti Engin
TÜR: Komedi
YÖNETMEN: Gürcan Yurt
SÜRE: 97 dk.
S/12/ Eylül 2015
’DA BU AY
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
Taşıyıcı: Son Hız’ıyla devam ediyor
A
rtık eski hızlı hayatını
terketmiş olan Frank
Martin (Ed Skrein),
Fransa’nın güneyinde yaşamakta
ve sadece bazı çok gizli
teslimatlarla ilgilenmektedir.
Ancak yaptığı son teslimat başına
büyük iş açacaktır. 3 güzel kadına
şoförlük yaptıktan sonra, onu
ziyarete gelmiş babasının Rus
mafyası tarafından kaçırıldığını
öğrenir. Babasını kurtarabilmek
için Anna (Loan Chabanol)
önderliğindeki kadınlarla tehlikeli
bir işbirliğine girişmek zorunda
kalacaktır.
- V İ Z Y O N
TAŞIYICI: SON HIZ
OYUNCULAR: Ed Skrein,
Loan Chabanol
TÜR: Aksiyon
YÖNETMEN: Camille Delamarre
SÜRE: 96 dk.
T A R İ H İ -
4 Eylül 2015
‘Piyasadan Büyük
Alacağımız Var’
Yeni kurgusuyla
Mucize vizyonda
Ocak ayında izleyiciyle
buluşan ve izlenme rekorları
kıran Mucize filmi, bu
kez yönetmen Mahsun
Kırmızıgül’ün kurgusuyla
yeniden düzenlenerek vizyona
giriyor. Film, 1960’lı yıllarında
sefalet içinde yaşayan darbenin
içinde debelenen Türkiye’nin
panoramasına ışık tutuyor.
Yaşanmış bir hikayeden yola
çıkılarak yazılan Mucize, fakirliğin
hüküm sürdüğü yıllarda,
okumayı bekleyen yüzbinlerce
çocuğun ve öğretmenlerin
hikayesini anlatıyor. Her şey
Egeli bir köy öğretmeninin
Anadolu’nun ücra bir köşesine
sürgün gelmesiyle başlıyor.
MUCİZE
OYUNCULAR: Talat Bulut, Mert
Turak, Mahsun Kırmızıgül
TÜR: Dram, Komedi
YÖNETMEN: Mahsun Kırmızıgül
SÜRE: 136 dk.
O
yuncu üç arkadaş,
oyunlarına seyirci
gelmemesi nedeniyle bir
çıkış yolu aramaya başlar. Ediz,
Tarık ve Kadir; bahtsız yönetmen
Ertem ve yardımcısı Ayşen ile
bir araya gelerek, Genç Kafa
ekibini kurarlar ve bir dizi projesi
hazırlayarak kanallarla görüşmeye
başlarlar. Görüştükleri kanallardan
birine projelerini beğendiren ekip,
umutla dizi için haber beklerken,
kanalın diziyi araklayıp, başka
bir ekiple çektiğini görür. Bu
çılgın ekip bakalım haklarını nasıl
arayacaklar? Yapımcılığını Sami
Dündar’ın, yönetmenliğini Genç
Kafa ekibinden Ekin Akçay’ın,
yaptığı komedi filminin senaryosu
da Genç Kafa’dan Okan Metin,
İzzet Başlak ve Ekin Akçay’a ait.
PİYasadan Büyük
Alacağımız Var
OYUNCULAR: İzzet Başlak, Baran
Erdoğan, Ali Yiğit San
TÜR: Komedi
YÖNETMEN: Ekin Akçay
SÜRE: 85 dk.
’DA BU AY
Eylül 2015
/S/13
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
Aşk, terapi ile yeniden şekil buluyor
L
ambert Levallois oldukça
çapkındır, ancak bu çapkınlık
ona çok şey kaybettirmiştir.
Bu nedenle evlilik terapisti
olarak temiz bir sayfa açmaya
çalışmaktadır. Judith Chabrier
da tıpkı Lambert gibi seks
düşkünüdür, bu onun işini
kaybetmesine neden olsa da bunu
sorun etmemektedir. Bir gün
Judith’in iş başvurusu sırasında
karşılaşan ikili birbirinden çok
hoşlanır, ancak güzel kadının
AŞK VE TERAPİ
tüm çabalarına rağmen Lambert
duygu ve güdülerine hakim
olarak, onunla temeli cinsel
ilişkiye dayanmayan sağlıklı bir
arkadaşlık kurmaya kararlıdır.
- V İ Z Y O N
OYUNCULAR: Sophie Marceau,
André Wilms, Patrick Bruel
TÜR: Komedi, Romantik
YÖNETMEN: Tonie Marshall
SÜRE: 88 dk.
T A R İ H İ -
4 Eylül 2015
Eğlenceli parti
kabusa dönüşür
Bir grup genç, zihinsel
problemli çocuklara
uyguladığı korkunç tedavi
yöntemleri ile bilinen
terkedilmiş bir akıl hastanesinde
şehirden ve polislerden uzak bir
parti düzenler. Gece boyunca
her şey yolunda gider fakat
sabaha karşı eğlenmek için ruh
çağırma seansı düzenleyen
grup, başına büyük bir bela alır.
Gizemli bir güç, içlerinden birinin
vücudunu ele geçirir. Amatörce
şeytan çıkarmaya karar veren
gençler, sorunu çözmek yerine
farkında olmadan daha güçlü,
öfkeli ve hepsini öldürmek
isteyen bir ruhun ortaya
çıkmasına sebep olurlar.
ŞEYTANIN
GECESİ
OYUNCULAR: Jenny Shakeshaft,
Brittany Curran, Stephen Lang
TÜR: Gerilim, Korku
YÖNETMEN: Marcus Nispel
SÜRE: 91 dk.
Her Şey Güzel
Olacak mı?
Sevgilisiyle tartışmanın
ardından öfkeyle sürdüğü
arabasıyla bir çocuğa
çarparak ölümüne sebep
olan yazar Tomas, (James
Franco) aradan geçen 12 yıl
boyunca vicdan azabından
kurtulamamış, hayatına eskisi
gibi devam etmeyi bir türlü
başaramamıştır. Yazar acaba iç
huzuruna kavuşabilecek mi?
HER ŞEY GÜZEL
OLACAK
OYUNCULAR: Rachel McAdams,
James Franco, Peter Stormare
TÜR: Dram
YÖNETMEN: Wim Wenders
SÜRE: 100 dk.
Eski dostlar
yeniden bir arada
Metropol şehir İstanbul’dan
Karadeniz Bölgesi’ne
yaşamaya gelen gençler
farklı hayat görüşlerine
sahiptir. Üniversite yıllarındaki
kurdukları müzik grubu en büyük
tutkularıdır ve müzik onları
gitgide yakınlaştırmaktadır.
Fakat farklı mekanlarda çalmaya
başladıktan bir süre sonra
pek çok müzisyenin düştüğü
ikileme onlar da düşer ve ‘piyasa
müziği/’ideal müzik’ yapma
arasında kalırlar. İşin içine
maddiyat da girince fikir ayrılığı
ile dağılırlar. Bu arkadaşlar, ölüm
kalım savaşı veren yakın bir
dostlarını kurtarmak için yeniden
bir araya geleceklerdir.
KARAYEL
POYRAZ
OYUNCULAR: Yüksel Arıcı,
Numan Çakır, Hikmet Karagöz,
TÜR: Dram, Komedi
YÖNETMEN: Levent İnanır
SÜRE: 90 dk.
S/14/ Eylül 2015
’DA BU AY
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
İ R İ H
T A
N
5
O
Z Y
201
- V İ
ylül
11 E
New York sokaklarında bir tesadüf:
Gece Bitmeden
S
oğuk bir New York
gecesinde Nick (Chris
Evans) elinde trompeti,
Grand Central tren istasyonunda
ertesi gün katılacağı seçmeye
hazırlanmaktadır. Otele verecek
beş kuruşu yoktur. Bu sırada
yanından hızla koşup geçerken
telefonunu düşürüp kıran
Brooke (Alice Eve) ise Boston’a
giden son treni kaçırmamak için
elinden geleni yapsa da başarısız
olur.
Son tren kalkıp da istasyon
kapatılınca kendilerini soğuk
New York gecesinin ortasında
bulan ikilinin gidecek yeri yoktur.
Nick, telefonu kırılan, üstüne
de çantasını çaldıran Brooke’un
kocasından önce eve varmasını
sağlayıp kahraman olmak
ister; bu sayede yüzleşmekten
kaçtığı kendi sorunlarından da
uzaklaşacağını umuyordur. Geri
dönülmez bir yola girdiğini bilen
Brooke ise, Nick’in hayatında
ufak değişiklikler yapmasına
yardımcı olarak, bu yeni tanıştığı
adamı mutlu etmek ister. Ancak
çok uzun sürecek bu gecede
kahramanlarımız başka yerlerde
aradıkları her şeyin aslında yanı
başlarındaki kişide olduğunu fark
edeceklerdir…
GECE
BİTMEDEN
OYUNCULAR: Chris Evans, Alice Eve ,
Emma Fitzpatrick, Daniel Spink
TÜR: Dram, Komedi, Romantik
YÖNETMEN: Chris Evans
SÜRE: 89 dk.
’DA BU AY
Eylül 2015
/S/15
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
Yönetmen ve başrol oyuncusu
Chris Evans:
Aşk için doğru yer!
- Gece Bitmeden’deki New
York gecesinin 90’ların, 80 ve
70’lerin filmlerinde New York
gecelerinden farkı nedir? New
York’un şimdiki gece hayatı
filmin hikayesine nasıl etki etti?
O filmlerin çoğu New York’u
gece boyunca uyumayan bir
hayvan gibi resmediyor. Bu da her
zaman New York’ta beklenmedik
olayların ve tahmin edilemez
karakterlerin karşınıza çıkması
demek. Gürültülü bir şehir yerine
sessiz bir şehir portresi çizmek
istedim. İki insanın birbirini
tanıdığı sıcak bir şehir olarak
göstermeye çalıştım New York’u.
Şehrin kendiliğinden romantik
bir havası var. Bir aşk hikayesini
anlatmak için harika bir yerdi.
- Senaryo elinize nasıl geçti?
Bu filmi çekmeye nasıl karar
verdiniz?
Senaryoyu 2007’de
menajerim göndermişti. O
zaman sadece oyuncu olarak yer
almayı düşünüyordum. Filmin
bir potansiyeli olduğuna hep
inandım. Makul süresi olan az
oyunculu filmleri seviyorum.
Etkileyici bir havası oluyor öyle
filmlerin.
- Görsel olarak New York’u
gece resmetmenin sizin için
önemli yanı neydi? Bunun
için hangi ışık tekniklerine
başvurdunuz? Hangi
ekipmanları kullandınız?
Doğal ışıktan yararlandım
ve uzun lensleri kullanmayı
tercih ettim. New York
sokakları ve dükkanları
öyle ışıl ışıl ki hiçbir şeye
fazla ışık uygulamak
istemedim. Elimden
geldiğince gerçek görüntüler
olsun istedim. Tüm sahneler
el kamerasıyla çekildi. Uzun
lensler arka plandaki görüntüleri
flulaştırdığı için her şey hafiften
dans ediyormuş gibi göründü.
- Filminiz daha hiçbir
gösterimi olmadan Rick
Linklater’ın “Önce” serisiyle
karşılaştırıldı. Bu filmlerden
etkilendiniz mi? “İki insan ve
bir gece” fikrine yaklaşımınız
nasıl bir farklılık gösteriyor?
Hikaye çatılarımız benzer. İki
insan tanışır ve geceyi birbirlerini
tanıyarak geçirir. Gün Doğmadan
(Before Sunrise, 1995) daha
yaralı iki karakterle başlıyor. O
anlamda farklıyız. İki filmde de
karakterler bir şeylerden kaçıyor.
Linklater’ın filminde ilk bakışta
karakterler arasında bir kimya
ve çekim olduğu göze çarpıyor.
Gün Doğmadan’da karakterler
birbirlerine daha geç güven
duymaya başlıyor. Bunların
dışında görüntü yönetiminde de
bariz farklılıklar var.
Çekimler sırasında New
York’ta akan gündelik yaşam
sizi sıkıntıya soktu mu?
O anlamda çok şanslıydık.
Ara sıra sahnelere sızan huysuz
bir New Yorklu dışında şehir bize
çok iyi davrandı. Her yer
buz gibiydi. Aralık’ta
hava korkunç
şekilde soğuk
olabiliyor.
S/16/ Eylül 2015
’DA BU AY
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
Bu Ziyaret çocuklara korku salacak!
F
ilm, iki küçük kardeşin
uzak bir çiflikte
yaşayan büyükanne ve
büyükbabasının yanına bir
haftalığına ziyarete gitmelerinin
öyküsünü işliyor. Çocuklar çiflik
evine vardıklarında, büyüklerin
son derece rahatsız edici bir olaya
dahil olduklarını fark ederler. Eve
geri dönmeyi istedikleri anda ise
kaçma şansları kalmamıştır.
Gerilim türüne unutulmaz
yapıtlar armağan eden M. Night
Shyamalan’ın yazıp yönettiği
filmde başrolleri Kathryn Hahn,
Ed Oxenbould ve Olivia DeJonge
paylaşıyor.
ZİYARET
OYUNCULAR: Kathryn Hahn, Ed
Oxenbould, Peter McRobbie,
TÜR: Komedi, Korku
YÖNETMEN: M. Night Shyamalan
SÜRE: 96 dk.
- V İ Z Y O N
T A R İ H İ -
11 E y l ü l 2 0 1 5
Sıradışı Anne
iş başında
Film, artık yaşlanmış ve
çocuklarıyla ilişkisi kötüye
gitmiş olan bir rock
yıldızının, biraz garip olan
çocuklarıyla yeniden bir bağ
kurmak için kollarını sıvamasını
konu alıyor. Yönetmenliğini
Jonathan Demme’nin
üstlendiği filmin senaryosu
daha önce Juno, Kana Susadım
ve Genç Yetişkin gibi filmlerin
de senaryosuna imza atmış olan
Oscarlı senarist Diablo Cody’ye
ait. Filmin oyuncu kadrosunda
ise Meryl Streep başı çekerken
kendisine Sebastian Stan, Meryl
Streep’in kızı Mamie Gummer,
Kevin Kline, Ben Platt ve Rick
Springfield eşlik ediyor.
SıraDışı Anne
OYUNCULAR: Meryl Streep, Kevin
Kline, Mamie Gummer, Ben Platt,
TÜR: Dram, Komedi, Müzikal
YÖNETMEN: Jonathan Demme
SÜRE: 102 dk.
Dabbe serisine
bir yenisi daha
Dabbe serisi ile yerli korku
sinema türüne damgasını
vuran Hasan Karacadağ,
hepsi cin temalı olan Dabbe
filmlerine bir yenisini daha
ekliyor. Serinin devam filminde
en tehlikeli cin kabilesi olarak
kabul edilen Cuhenna kabilesi
beyazperdeye aktarılıyor.
DABBE 6
OYUNCULAR: Murat Seviş, Sema
Şimşek, Nilay Gök
TÜR: Korku
YÖNETMEN: Hasan Karacadağ
SÜRE: 90 dk.
Bir cinayetin
perde arkası
Üniversite kampüsünde
bir dizi intihar ve
cinayet olayları
gerçekleşmektedir.
İntihar eden en son kişi de,
Duygu’nun alt kat komşusu,
üniversiteden arkadaşı Aslı’dır.
Duygu bir tesadüf eseri Aslı’nın
laptopunu karıştırırken, daha
önce bilmediği bazı bilgilere
ulaşır. Bunun üzerine Aslı’nın
ölümünün intihar olduğunu
düşünmemeye ve olayı
araştırmaya başlar. Araştırması
ilerlerken, bir tesadüf eseri 4
yıldır hiç karşılaşmadığı eski
erkek arkadaşının da olaya
dahil olması ile işler iyice
esrarengiz bir hal alacaktır.
ASİMETRİK
OYUNCULAR: Duygu Urgan,
İnci Aslan, Caner Gezirgen
TÜR: Gerilim
YÖNETMEN: A. Giray Urhanoğlu
SÜRE: 96 dk.
’DA BU AY
Eylül 2015
/S/17
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
Yeni gelin geleneklere karşı gelirse
H
alil Özer’in yönettiği
ve Canan Atalay, Oktay
Gürsoy, Barış Gönenen ile
İsmail Korkmaz’ın oynadığı Firak,
önümüzdeki aylarda Rok Yapım
tarafından vizyona sunuluyor.
Orhan ve Ali insanlardan uzak, bir
dağın tepesinde yaşamaktadır.
Abi kardeş torlukçuluk (odun
köpürü) yaparak geçimlerini
sağlamaktadır. Ali’nin
evlenmesiyle gelin olarak eve
gelen Bahar bütün düzenlerini
FİRAK
bozar. Taşranın yıllardır akan
rutinine, geleneklerine karşı
çıkan Bahar, geçmişten beri akan
hikayeyi sonlandırır.
- V İ Z Y O N
OYUNCULAR: Canan Atalay, Oktay
Gürsoy, Barış Gönenen
TÜR: Dram, Romantik
YÖNETMEN: Halil Özer
SÜRE: 102 dk.
T A R İ H İ -
11 Eylül 2015
Soykırım
mağduru bir aile
Endonezya’da yaşanan
soykırımdan sağ kurtulmayı başaran bir
aile, aralarından birinin
ölümünden sorumlu olan adamlarla yüzleşir… Yönetmen Joshua Oppenheimer’ın 2012 tarihli
belgeseli The Act of Killing,
dünya çapındaki festivallerde
çok ses getirmiş ve Oscar adayları arasına da girmişti. Aynı tarihi olay üzerinden ilerleyen ikinci
film, bu sefer soykırım mağduru
bir aileyi odak noktasına alarak,
yaşanan acıları tüm çıplaklığı
ile yeniden beyazperdeye
taşıma amacı güdüyor. Filmin
yapımcılığını ise Signe Byrge
Sørensen üstleniyor.
Sessİzlİğİn
Bakışı
YAPIM: Danimarka, Finlandiya,
Endonezya, Norveç, İngiltere
TÜR: Belgesel
YÖNETMEN: Joshua Oppenheimer
SÜRE: 90 dk.
Bir oyunculuk
serüveni
Filmde, evli bir Broadway
yönetmeni, bir hayat
kadınını filminde oynatmaya karar verir ve akabinde
kadına oyunculuk kariyerinde
adım adım en büyük yardımcısı
olur. ABD yapımı olan filmin
yönetmen koltuğunda Peter
Bogdanovich’in oturuyor.
İLİŞKİ
Durumu:
Kaçamak
OYUNCULAR: Jennifer Aniston,
Owen Wilson, Imogen Poots
TÜR: Komedi
YÖNETMEN: Peter Bogdanovich
SÜRE: 93 dk.
Küçük
Kurtarıcılar
Dietrich Grönemeyer’in
15 dile çevrilmiş popüler
fantastik kitabından
uyarlanan film, 12
yaşındaki Nano’nun öyküsünü
anlatıyor. Şeytani profesör
Schlotter’ın planının tanığı olan
Nano, büyük babasına enjekte
edilen bir virüs sebebiyle zorlu
bir sınavın eşiğine gelir. Nano
ilk olarak Dr. X’ten yardım
ister. Fakat Micro Minitec adlı
bilim adamının aklına daha
yaratıcı bir fikir gelir. Nano’yu
küçülterek, büyük babasının
vücuduna yollama kararı alırlar.
Böylelikle genç Nano’nun
fedakarlığının sınandığı
fantastik bir macera başlar.
Küçük
Kurtarıcılar
OYUNCULAR: Annette Potempa,
Milena Karas, Christiane Paul
TÜR: Animasyon, Aile
YÖNETMEN: Peter Claridge
SÜRE: 75 dk.
S/18/ Eylül 2015
’DA BU AY
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
Zirveye adım adım giderken: Everest
E
verest, insanlığın karşılaştığı
en sert kar fırtınalarından
biriyle sınırlarının ötesinde
zorlanan iki farklı seferin şaşırtıcı
yolculuğunu anlatıyor. Hayat boyu
süren tutkuları nefes kesen bir
yaşam mücadelesine dönüşürken
gezegenin en acımasız doğa
gücüyle azimleri sınanan dağcılar,
imkansıza yakın engellerle
karşılaşacaklar. Bu epik macerada
Jason Clarke, Josh Brolin, John
Hawkes, Robin Wright, Michael
Kelly, Sam Worthington, Keira
Knightley, Emily Watson ve Jake
Gyllenhaal rol alıyor. Everest’in
yönetmenliğini Baltasar Kormákur
üstlenirken, yapımcılığını ise Tim
Bevan, Eric Fellner, Brian Oliver,
Tyler Thompson, Nicky Kentish
Barnes ve Kormákur yapıyor.
Film, stüdyo dışında Nepal’de
Everest’in eteklerinde, İtalyan
Alpleri’nde ve Roma’da Cinecittà
Stüdyoları ile İngiltere’de
Pinewood Stüdyoları’nda çekildi.
- V İ Z Y O N
EVEREST
OYUNCULAR: Josh Brolin, Keira
Knightley, Jason Clarke
TÜR: Macera
YÖNETMEN: Baltasar Kormákur
SÜRE: 122 dk.
T A R İ H İ -
18 Eylül 2015
Her şey
detaylarda gizli
Taner ve Burak mimarlık
şirketleri olan iki ortaktır.
Düzenlenen bir parti
sonrası Taner’in gecesi
kabusa döner. Ofise gelen,
birlikte gizli işler çevirdiği bir
güvenlik firmasının müdürünün
kazara ölümü ile başlar her
şey. Aldığı bir telefonla ofiste
bir bomba olduğunu öğrenen
Taner’in telefonu, tableti,
bilgisayarı, ofisin alarm ve
kamera sistemi ele geçirilmiştir.
Taner’in ailesini ve gizli
sevgilisini de oyuna dahil eden
Uzman, bütün kirli oyunları,
çevirdiği dolapları bir bir ortaya
çıkarmaya başlar. Zaman
Taner’in aleyhine işlemektedir.
Detay
OYUNCULAR: Yosi Mizrahi,
Burak Hakkı, Deniz Uğur
TÜR: Gerilim, Psikolojik
YÖNETMEN: Korhan Bozkurt
SÜRE: 95 dk.
Can Tertipler
güldürecek!
Bütün hayatını aylaklıkla
geçiren Şakir ve tek hayali
askerlik yapmak olan İlyas’ın
yolları aynı asker ocağında
kesişir. İlyas’ın saflığını fark
eden Şakir, başındaki beladan
kurtulmak için İlyas’ı kandırırak
askerden kaçmaya ikna eder.
İkili, Yüzbaşı Yılmaz’ın arabasını
alarak askerden kaçar. Durumu
kendisine yediremeyen Yüzbaşı
Yılmaz da onların peşine düşer.
CAN TERTİP
OYUNCULAR: Ümit Erdim,
Volkan Demirok, Tuğba Özerk
TÜR: Komedi
YÖNETMEN: Burak Kuka
SÜRE: 110 dk.
Meksika’da
kiralık katiller
Denis Villeneuve’nin
yönettiği ve Emily Blunt,
Benicio Del Toro, Josh
Brolin ile Jon Bernthal’in
oynadığı Sicario, Chantier Films
tarafından vizyona çıkarılıyor.
ABD ve Meksika arasındaki
kanunsuz sınırda idealist bir
FBI ajanı (Emily Blunt) elit bir
devlet görevlisinin (Josh Brolin)
yanında uyuşturucu savaşında
görevlendirilir. Karanlık bir
geçmişe sahip olan danışman
(Benicio Del Toro) tarafından
yöneltilen gizli operasyon Kate’i,
hayatta kalmak için inandığı her
şeyi sorgulamaya zorlar.
Not: Meksika’da kiralık katillere
“Sicario” denir.
Sicario
OYUNCULAR: Emily Blunt,
Benicio Del Toro, Josh Brolin
TÜR: Dram, Gizem, Suç
YÖNETMEN: Denis Villeneuve
SÜRE: 121 dk.
’DA BU AY
Eylül 2015
/S/19
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
T
O N
Z Y
ü
- V İ
l
y l
18 E
İ İ H
A R
201
5
Şimdi sıra dış dünyada:
Labirent: Alev Deneyleri
Zorlu deneylerden
kurtulan gençlerin
sınavı, serinin
devam f ilmi
Labirent: Alev
Deneyleri ile
devam ediyor
2
014 tarihli roman
uyarlaması bilimkurgu
aksiyonu Labirent:
Ölümcül Kaçış’ın
devamı olan filmde,
kapana kısıldıkları
Labirent deneyinden
kurtulmayı başaran
gençleri bu sefer
dış dünyada hiç de
ummadıkları tehlikeler
bekliyordur. Kıyamet sonrası
bir manzarayla karşılaşan ve bir
şekilde ‘değerli’ olduklarına
inanan gençler, kendileri
için hazırlanan planların
ikinci aşamasına
geçtiklerinden
haberdar değildir.
Wes Ball’ın
yönetmenliğini yaptığı
filmin başrollerinde Dylan
O’Brien, Kaya Scodelario, Thomas
Brodie-Sangster bulunuyor.
LABİRENT:
ALEV DENEYLERİ
OYUNCULAR: Dylan O’Brien,
Kaya Scodelario
TÜR: Bilim Kurgu, Gerilim, Aksiyon
YÖNETMEN: Wes Ball
SÜRE: 110 dk.
S/20/ Eylül 2015
’DA BU AY
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
Algı Eke’den müthiş performans
Y
arım Elma, Geniş Aile gibi sevilen televizyon projelerine
imza atan yönetmen ve senarist Ömer Uğur’un 10 yıl aradan
sonra yeniden kamera arkasına
geçtiği uzun metrajlı filmi, toplum
içerisindeki sınıfsal farklılıkları
sanatın birleştirici gücü açısından
ele alıyor. Komedi türündeki filmde heykeltraş bir kadın ile onun
atölyesinde yeni işe başlayan
vasıfsız bir işçinin hikayesi
anlatılıyor. Sanatın değiştirici ve
dönüştürücü etkisi bu iki insanın
ilişkisi çerçevesinde sorgulanıyor.
Filmin başrollerini paylaşan genç
oyuncu Algı Eke, gösterdiği
başarıyla filmi zirveye taşıyor.
GURULDAYAN
KALPLER
OYUNCULAR: Necip Memili,
Algı Eke, Devin Özgür Çınar
TÜR: Komedi
YÖNETMEN: Ömer Uğur
SÜRE: 97 dk.
- V İ Z Y O N
T A R İ H İ -
18 Eylül 2015
Bozkurt şimdi
Kara Bela!
Hayatı hep kuralına
göre yaşamış Kudret’in
düzeni, yaşadığı sürpriz
olaylarla tepetaklak olur.
O da çok sevdiği arabasına
atlayıp Antep’e doğru yola
çıkar. Yolculuk boyunca hem
arabasının hem de Kudret’in
başına gelmeyen kalmaz.
Kudret yüzlerce kilometrenin
sonunda hem dostluğun
önemini keşfedecek hem
de kuralsız yaşamın keyfini
öğrenecektir. Yönetmenliğini
ve senaristliğini Burak Aksak’ın
üstlendiği Kara Bela’nın
başrollerinde Cengiz Bozkurt,
Seda Bakan, Erkan Kolçak
Köstendil paylaşıyor.
KARA BELA
OYUNCULAR: Cengiz Bozkurt,
Seda Bakan, Sadi Celil Cengiz
TÜR: Komedi
YÖNETMEN: Burak Aksak
SÜRE: 120 dk.
Bir terk ediliş
animasyonu
Japon yapımı animasyon
Stand by Me Doraemon’un
yönetmenliğini Tony
Oliver ve Ryuichi Yagi,
senaryosunu ise Takashi
Yamazaki üstleniyor. Nobita’nın
hayatının Doraemon onu terk
ettiğinde nasıl değişeceğinin
hikayesini izleyeceğimiz Stand
by Me Doraemon, Fujio F.
Fujiko’nun sevilen mangasından
beyazperdeye uyarlandı.
Stand by Me
Doraemon
SESLENDİRENLER: Satoshi
Tsumabuki, Minae Noji
TÜR: Animasyon, Komedi
YÖNETMEN: Takashi Yamazaki
SÜRE: 95 dk.
Hitler’e Suikast
planının itirafı
Nazi karşıtı marangoz Georg
Elser Hitler’in Münih’te
konuşma yapacağı ünlü
Bürgerbräukeller salonuna
bomba yerleştirir. Amaç Hitler’i
ve partinin önde gelen isimlerini
yok etmektir. Ancak Hitler o
toplantıda konuşmasını kısa
tutmuş ve parti liderleriyle
birlikte erken ayrılmıştır. Elser,
İsviçre sınırından geçmeye
çalışırken dedektifler ve Gestapo
yöneticisi Heinrich Müller
tarafından yakalanıp sorguya
çekilir ve suikast girişiminin
başarısız olduğunu bu şekilde
öğrenmiş olur. Günler süren
işkencelerde itirafta bulunup
ayrıntıları anlatmaya başlar...
Hİtler’e
Suİkast
OYUNCULAR: Katharina
Schüttler, Burghart Klaußner
TÜR: Dram
YÖNETMEN: Oliver Hirschbiegel
SÜRE: 114 dk.
S/22/ Eylül 2015
’DA BU AY
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
- V İ Z Y O N
T A R İ H İ -
25 Eylül 2015
Filmi sosyal
medyadan da takip
edebilirsiniz.
Facebook - Twitter Instagram / yokartikfilm
Ünlü isimlerin bir
araya geldiği ‘ Yok Artık’
sinema filmi seyirciyle
buluşmaya hazırlanıyor
Tam Gaz Komedi
Y
önetmenliğini oyuncu
Caner Özyurtlu’nun
üstlendiği, senaryosunu
ise karikatürist Serkan
Altuniğne’nin kaleme aldığı
Yok Artık ’ın zengin oyuncu
kadrosunda Erkan Kolçak
Köstendil, Ceren Moray, Çağlar
Çorumlu, Şebnem Bozoklu,
Algı Eke, Murat Akkoyunlu,
Demet Evgar, Serkan Keskin,
Funda Eryiğit, Necip Memili,
Gökhan Kıraç ve Güven Murat
Akpınar yer alıyor. ‘Taksici
Fikret’ karakterinin gözünden
birbirinden komik olayların
perdeye aktarıldığı Yok Artık’ın
yapımcılığını Şebnem Bozoklu,
Caner Özyurtlu ve Kaan Yıldırım
üstleniyor. Yeni sezona “Tam
Gaz Komedi” sloganıyla hızlı
bir giriş yapmaya hazırlanan
film, 25 Eylül’de Cinemaximum
Salonları’nda.
YOK ARTIK
OYUNCULAR: Erkan K. Köstendil,
Ceren Moray, Şebnem Bozoklu
TÜR: Dram, Romantik
YÖNETMEN: Caner Özyurtlu
SÜRE: 120 dk.
S/24/ Eylül 2015
’DA BU AY
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
Yanlışlıkla zengin olursanız!
Maksut ve Şimşek, Adana’da
tesisatçılıkla hayatlarını
kazanan iki çalışandır. Bir yılbaşı
gecesi bankada sıkıntı yaratan
bir su tesisatını tamir etmekle
görevlendirilirler. Fakat öyle bir iş
yaparlar ki yanlışlıkla bankanın kasa
dairesinin duvarı yıkılır! İkili şimdi banka
kasasındaki paralarla baş başadır!
Fakirlikten kurtuluş yolunu bulduklarına
inansalar da bela peşlerini bırakmaz.
- V İ Z Y O N
ADANA İŞİ
OYUNCULAR: Melih Selçuk,
Ceyda Ateş, Murat Akkoyunlu
TÜR: Komedi
YÖNETMEN: Ali Adnan Özgür
SÜRE: 105 dk.
T A R İ H İ -
25 Eylül 2015
Madımak:
Carina’nın Günlüğü
MADIMAK:
CARINA’NIN
GÜNLÜĞÜ
OYUNCULAR: Denise Ankel,
Füsun Demirel, Altan Erkekli
TÜR: Belgesel, Dram
YÖNETMEN: Ulaş Bahadır
SÜRE: 100 dk.
Y
ıllardan 1993’tür ve
kadının toplumdaki yerini
araştırmak için genç bir
araştırmacı olan Carina Cuanna
Türkiye’ye gelir. Temmuz ayında
Sivas’ta düzenlenen Pir Sultan
Abdal Şenlikleri’ne katılmak
için aralarında Aziz Nesin’in de
olduğu geniş bir yazar-müzisyengazeteci ve şairler topluluğu
ile yola çıkar. Fakat gerici
güçlerin provokasyonu sonucu
konakladıkları Madımak oteli
önünde tansiyon artar. Çıkartılan
yangın sonrası yaşanan katliamda
Carina da yaşamını kaybeder.
Fakat son nefesine kadar her
anını günlüğüne kaydetmeyi
başarır.
Senaristliğini ve
yönetmenliğini Ulaş Bahadır’ın
üstlendiği projede başrol Denise
Ankel’in. Oyuncuya eşlik eden
deneyimli isimlerse Füsun
Demirel, Rıza Akın, Altan Erkekli,
Mustafa Alabora ve Erdal Tosun...
’DA BU AY
Eylül 2015
/S/25
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
Bestseller Küçük Prens beyazperdede
A
ntoine de Saint-Exupéry’in
klasikleşmiş eseri ‘Küçük
Prens’ten sinemaya
uyarlanan animasyon türündeki
yapıtta, bir pilot kendisini ıssız bir
çölün ortasında bulur ve çok uzak
bir gezegenden gelmiş olan küçük
bir çocukla karşılaşır.
Kung Fu Panda’nın yönetmeni
Mark Osborne’un yönetmenliğini
yaptığı filmin orijinal seslendirme
kadrosunda Rachel McAdams,
James Franco, Marion Cotillard,
Jeff Bridges ve Paul Giamatti gibi
ünlü isimler bulunuyor.
KÜÇÜK PRENS
SESLENDİRENLER: R. McAdams,
Marion Cotillard, James Franco
TÜR: Animasyon, Fantastik
YÖNETMEN: Mark Osborne
SÜRE: 108 dk.
- V İ Z Y O N
T A R İ H İ -
25 Eylül 2015
Neye göre
ideal erkek?
Film, artık evlenmek ve
bir aile kurmak isteyen
ama kendisine uygun
dahası kafasında çizdiği
ideal erkek profiline uygun bir
koca adayı bulamamış bir kadın
ile yakışıklı bir taksi şoförü
arasında ansızın ortaya çıkan
aşkı anlatıyor. Romantik komedi
türündeki filmin başrollerinde
Ayça Erturan ve Faik Ergin yer
alırken, yapımın senarist ve
yönetmenliği Semra Dündar’a
ait. Filmde ayrıca Eylül Öztürk,
Oya Aydoğan, Kadir Çöpdemir,
Doğancan Özadlı, Mustafa
şen, Leyla Üner Ermaya ve
Selahattin Taşdöğen gibi usta
isimler yer alıyor.
AŞK NEREDE?
OYUNCULAR: Ayça Erturan, Kadir
Çöpdemir, Selahattin Taşdöğen
TÜR: Komedi, Romantik
YÖNETMEN: Semra Dündar
SÜRE: 95 dk.
3 boyutlu yazıcı
ve Frankenstein
Xavier Samuel ve Carrie
Anne-Moss’un başrollerinde
yer aldığı Frankenstein,
önceden yapılmış olan
hikayelerinden bambaşka. Bu
hikayede karşımızda 3 boyutlu
yazıcı ile oluşturulan ve sonra öldü diye çöpe atılan bir
Frankenstein var. Yönetmenliğini
Bernard Rose’un üstlendiği bu
gerilim filmi, ilk ülkemizde vizyona girecek.
FRANKESTEIN
OYUNCULAR: Xavier Samuel,
Carrie-Anne Moss, Danny Huston
TÜR: Korku, Fantastik
YÖNETMEN: Bernard Rose
SÜRE: 114 dk.
Robert De Niro
70’lik bir dul!
Academi Ödüllü Robert
De Niro ve Anne Hathaway
Warner Bros. Pictures’ın,
Stajyer / The Intern
filminin başrollerinde yer
alıyor. Oscar Adayı ve ödüllü
film yapımcısı Nancy Meyers
da, bu dramatik komediyi
kendi yazdığı senaryodan
yönetiyor. Stajyer filminde
De Niro’nun canlandırdığı 70
yaşındaki dul, Ben Whittaker,
emekliliğin hiç de beklediği
gibi olmadığını düşünmektedir.
Tekrar iş yaşamına dönmek için
fırsat kollarken, Jules Ostin
tarafından kurulan ve yönetilen
bir moda web sitesinde stajyer
olarak işe başlar.
STAJYER
OYUNCULAR: Robert De Niro ,
Rene Russo, Anne Hathaway
TÜR: Komedi
YÖNETMEN: Nancy Meyers
SÜRE: 121 dk.
S/26/ Eylül 2015
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
- Kamera Arkası -
KOCAN KADAR KONUŞ: DİRİLİŞ
Eğlence kaldığı
yerden devam ediyor
Kocan Kadar Konuş ile ilk serisinde 2 milyon seyirci yakalayan filmin
ikinci serisi ‘Diriliş’in çekimleri sona erdi. Film 1 Ocak’da vizyonda
Y
apımını BKM, yapımcılığını
Necati Akpınar’ın
üstlendiği, yönetmenliğini
Kıvanç Baruönü’nün yaptığı,
başrollerinde Ezgi Mola ve
Murat Yıldırım’ın yer aldığı Kocan
Kadar Konuş filminin devamı
olan Kocan Kadar Konuş: Diriliş
filminin oyuncuları, geçtiğimiz
gün filmin Beykoz Kundura
Fabrikası’nda bulunan setinde
basınla bir araya geldi.
1 Ocak 2016’da vizyona
girecek olan Kocan Kadar Konuş:
Diriliş filminin ekibi, son set
günlerinde film için duydukları
heyecanı paylaştılar.
Serinin ilk filminde, Efsun’un
çocukluk aşkı Sinan rolünde
izleyiciyle buluşan Murat
Yıldırım, “İkinci filmin çekileceğini
hem yapımcımız Necati
Akpınar hem de
yönetmenimiz Kıvanç
Bey, ilk filmden
sonra bizlere
müjdeyi vermişlerdi.
Ne mutlu bize,
bunu da gördük.
Birincisinde ne kadar
keyif aldıysak ikinsinde de o
kadar keyifle oynadık. İlk filmde
seyirci çok eğlendi, ikincisinde
de öyle olacağını düşünüyorum.
Kendi adıma çok gurur
duyduğum bir iş oldu.” dedi.
İkinci filmde Kocan Kadar
Konuş: Diriliş ekibine katılan,
Sinan’ın babannesi Cavide
rolünde izleyici karşısına
çıkmaya hazırlanan usta
oyuncu Hümeyra, “Böyle
bir ailenin içinde olmayı
büyük bir sevinçle
kabul ettim. Çok
keyifli çalıştık. Belalı
bir babanne rolündeyim.
İnşallah bu duyguyu
seyirciye de geçirebilirim.
Filmde Cavide’yi gördükleri
zaman ‘eyvah yine geldi bu kadın’
dedirtebilirim inşallah. Oynadığım
kadın tiplerinin içinde benim için
çok ters köşe olan bir kadındı
Eylül 2015
/S/27
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
Cavide. Rol olarak beni çok tatmin
etti,” dedi.
Nevra Serezli ise, “Peyker
rolüne fena halde alıştım.
Bazen evde bile kendimde
Peyker’lik buluyorum. Harika
oyuncu arkadaşlarımla çalıştım,
Hümeyra’yla çalışmak ayrı bir
keyifti,” ifadelerini kullandı.
Şebnem Burcuoğlu’nun
çok satan romanı Kocan Kadar
Konuş’tan beyazperdeye
uyarlanan ilk film gişede büyük
başarı elde etmiş, eleştirmenler
ve seyircilerden de tam not
almıştı. Efsun’un aslında Türk
kadınının hikayesini anlatan aşkı,
sevgiyi ve dürüstlüğü aradığı
serüveni Ezgi Mola ve Murat
Yıldırım’ın oyunculuklarıyla
izleyenleri büyülemişti.
KAHKAHAYA DEVAM
Efsun’un (Ezgi Mola)
unutamadığı lise aşkı Sinan’la
(Murat Yıldırım) ilişkisinin ikinci
perdesinde, evliliğe doğru
gittikleri yolda aşk hayatının
önündeki engeller azalmıyor.
Efsun’un kendi kaotik ailesinden
sonra bu defa Sinan’ın ailesi,
özellikle de babaannesi Cavide
Hanım’la uğraşması gerekiyor ve
olaylar çığırından çıkıyor. Kocan
Kadar Konuş: Diriliş, izleyiciye
tıpkı ilk filmdeki gibi romantik ve
eğlenceli bir hikaye vaat ediyor,
serinin ikinci filminde de kahkaha
hiç eksik olmuyor.
USTA
OYUNCULAR
BİR ARADA
Başrollerini Ezgi Mola
ve Murat Yıldırım’ın
paylaştığı, Hümeyra,
Nevra Serezli, Gülenay
Kalkan, Eda Ece,
Begüm Öner, Gül Arıcı,
Muhammet Uzuner,
İsmail İncekara, Nilgün
Kasapbaşoğlu, Hakan
Salınmış, Enis Arıkan,
Bora Akkaş, Güven
Murat Akpınar, Güçlü
Yalçıner, Mehmet
Baran Erdoğan, Tolga
Çıklaçiftçi, Romina
Özipekçi, Gözde
Seda Altuner, Burak
Topaloğlu, Emine
Gülsüm Göznümer, Ayten
Mısırlıoğlu yer alıyor.
S/28/ Eylül 2015
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
Başarılı Yönetmen Kıvanç Baruönü:
ÖNCELİĞİM
NAMUSLU
BİR FİLM ÇEKMEK
Reklamcılık sektöründen sinemaya uzanan başarı dolu
hikayesiyle yönetmen koltuğunda üçüncü filmine imza
atan Kıvanç Baruönü ile son filmi Kocan Kadar Konuş:
Diriliş ve sektöre dair keyifli bir röportaj gerçekleştirdik
Eylül 2015
/S/29
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
- Sinema sektöründe
bir çok projede yer aldınız.
Yönettiğiniz filmlerden
bahsedecek olursak?
Patron Mutlu Son istiyor,
Kocan Kadar Konuş filmiyle
istediğim başarıyı elde ettim. Şu
anda Kocan Kadar Konuş: Diriliş
ile kendi yönettiğim üçüncü
filmim olacak. Daha öncesinde
Kelebeğin Rüyası, Gora, Dansöz
gibi bir çok filmde başka
koltuklarda oturdum.
- Kocan Kadar
Konuş, oldukça farklı
bir filmdi. Türk
yapılarından uzakta
illüzyonlar, farklı
çekim teknikleri
vs. kullandınız.
Diriliş’te de bunu
görebilecek miyiz?
Tabii. Bu Efsun’un dünyası.
Hikaye el verdiği kadarıyla
bunda da illüzyonlar, rüyalar,
hayali kahramanlar çevresinde
gezineceğiz. Açıkcası seyirci
başka bir filmle karşılaşmayacak.
Aynı samimiyet devam ediyor.
- Kitaba ne kadar sadık
kaldınız?
Geçen sefer kitaba daha
sadıktık. Sinemanın imkanlarıyla
kitaba yakın durduk. Bu
sefer hikaye biraz daha
kitaptan bağımsız ilerliyor.
Karakterlerin yolculuğunu
daha iyi anlatabilmek için
sahne değişikliği ve ilaveler
gerçekleştirdik. Biraz daha geniş
bir uyarlama oldu diyebiliriz.
- Bu sefer Hümeyra Hanım
da dahil oldu projeye?
Evet, bu sefer evliliğe
giden bir yol olduğu için aileler
de devreye girmiş olacak.
Hümeyra’yı Sinan’ın babaannesi
olarak göreceğiz. Ailede
sözü geçen ve ağırlığını
koyabilen bir isim
Hümeyra. Yani rol
ismiyle Cavide Sultan.
Bu sefer Efsun’un
anneannesi Peyker’in
karşısına Hümeyra’yı
çıkarıyoruz. Böylelikle aşk
devam ederken, aile çatışması
bu ikili üzerinden veriliyor.
- Murat Yıldırım’a komedi
filminde yer vererek risk
görmediniz mi?
Bu filmde Murat Yıldırım’ı
komiklik yaparken görmüyoruz
aslında. Çünkü biz bütün
karakterlerin komik olmasını
istemedik. Zaten olaylar ve
düştükleri durumlar yeterince
komik gözüküyor. Murat’a yani
Yönetmen Kıvanç
Baruönü, Kültür
Sanat Dergisi Genel
Yayın Yönetmeni
Sezgin Irmak’ın
sorularını yanıtladı.
S/30/ Eylül 2015
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
Sinan’a baktığımızda her ailenin
isteyeceği çok düzgün
bir karakter... Dinginliği
ve temizliği hoşuma
gitti. Aydınlık yüzlü ve
güzel bakıyor. Aslında
komedi kısmından çok
romantik kısmında işi
var. Diriliş’te ise komediye biraz
daha yaklaşıyor. Şimdi Efsun ve
Sinan’ın hikayesini göreceğiz
çünkü. Ezgi’nin (Mola) karşısına
kimi alabiliriz dediğimizde
Murat Yıldırım’dan başkasını
düşünememiştim açıkcası.
- Peki film için genel
eleştiriler nasıl?
Aslında çok olumlu eleştiriler
aldık. Ve bu beni epey korkuttu
diyebilirim. Çünkü ikincisi
için üzerimize ağır bir yük
bindirmesine sebebiyet vermiş
oldu. Baktığınızda çok basit bir
hikaye. Sonu bile sürpriz değil.
Ama önemli olan işi nasıl ele
aldığınız bence. Bu anlamda da
şansımız oldukça yüksekti.
- Ciddi bir gişe
yakaladınız? Tatmin
edici mi?
Elbette! İki
milyon kişiyi
filme çekmeyi
başardık ve
güzel bir DVD
satışı yakalamış
olduk. Kısacası ikinciyi
çekmek için cesaret almış olduk.
- Peki gişeden
beklentileriniz neler?
Gişe olarak da ben kendimle
yarışıyorum. Patron Mutlu Son
İstiyor ve Kocan Kadar Konuş’la
gişeyi hep artırarak geldim. Yine
hedefim kendi gişemi geçmek
olacaktır. Bunun sonu yok
elbette. Ama dediğim gibi bana
bir sonraki filmimi çekebilecek
enerjiyi versin isterim. Beğeniye
yönelik iş yaptığımız için bu yarış
adrenalinini seviyorum.
- Peki BKM ile ilerlediğiniz
noktada hep komedi mi
çekeceksiniz?
Biraz haince
belki ama
Ezgi’nin
ağladığı yerlerde
inanılmaz
keyif alıyorum.
Öyle bir şey yok aslında.
Tarih bile çekebilirim. Örneğin
Kelebeğin Rüyası’nda çok keyif
almıştım. Kendi özümde komedi
çekebilecek birisi değilim demek
doğru olur. Tamamen denk
geldi diyebiliriz. Biraz reklam
ve farklı sektörlerde geçmişim
var. Belki filmdeki gördüğünüz
o tat ve dinamizm hep önceki
birikimlerimden kaynaklanıyor.
Komedi dışında başka işler de
var cepte. Aslında bundan sonra
biraz kendi projelerime de el
atmak istiyorum.
- BKM’den sizinle
ilgili başka proje
bekliyor mu bizi?
Ben BKM ile çok
rahat çalışıyorum.
Sektörün öncülerinden.
Oyuncusuna ve teknik
ekibine inanılmaz bir saygısı
var. Sektörü kötülemek için
söylemiyorum elbet, ama en
azından oyuncuya, yönetmene,
senariste nasıl imkan sunarız
diyen ve sektörün gelişmesini
sağlayan bir yapıya sahip. Bu seri
dışında başka konuştuğumuz
projeler var elbet.
- En çok keyif aldığınız
sahneler neler?
Biraz haince belki ama
Ezgi’nin ağladığı yerlerde
inanılmaz keyif alıyor ve
eğleniyorum. Çok güzel ağlıyor.
Birisine ağlamak bu kadar mı
yakışır... Aslına bakarsanız sette
kimi senaryolar edebi eser gibi
Eylül 2015
/S/31
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
Kocan Kadar Konuş serisinde
Murat Yıldırım, Sinan
karakterini, Ezgi Mola ise Efsun
karakterini canlandırıyor.
olur. Oyuncuların doğaçlama
şansı yoktur. Biz de ise senaryoya
birebir bağlı kalmak diye bir
şey yoktur. Çünkü ekibimizdeki
oyuncular senaryoyu
köpürtmeye müsait oyunculardı.
Özellikle Hümeyra ya da Ezgi’nin
sahnelerini hemen kesmezdim.
Çünkü sonuna mutlaka bir şey
ekleyerek bizi koparabiliyorlardı.
Bütün oyuncular filmi büyüttü.
- Yola çıkış hikayeniz nedir?
Önce namuslu bir film olsun
istedim. Çünkü sektörde duayen
isimlerle çalışıyorum. Herkes
arkasına dönüp baktığında
iyi ki yapmışız diyebilsinler.
Bu gişeye bağlı bir şey değil.
Çünkü Türkiye’de iyi gişe yapmış
filmlere iyi filmler
denemez. Orda başka
hesaplar var. Seyircinin
beğenisi illa onun
iyi bir film olduğunu
göstermiyor. Bizim için
de geçerli elbette. Ama
gelen seyircinin verdiği
parayı helal edebilmesi ve
eğlendik diyebilmesi önemli. Bu
bana yetiyor.
- Filmin biraz fantastik
oluşu yapım tarafını
korkutmadı mı?
Elbette bu film ilk başta
yapım tarafında bir soru
işaretiydi. Çünkü Türkiye’de
fantastik öğeler tutar mı, hayali
bir karakter siyah beyaz olacak,
ana karakter kameraya bakarak
konuşacak vs. Bu anlamda
Ezgi bizim için çok büyük bir
şanstı. Çünkü kameraya bakıp
konuştuğunda seyirci Ezgi’yi
sevmese, dertleşiyor, dedikodu
yapıyor diyerek kabul etmeseydi
bir anda her şey çökebilirdi.
Saolsun BKM bunu kabul etti.
Çünkü ben bu işin olacağını
söyleyerek inandım. Zaten diğer
filmlerden bizi ayırt eden özellik
de bu oldu.
Önce namuslu
bir film olsun
istedim. Herkes
arkasına dönüp
baktığında iyi
ki yapmışız
diyebilsin...
S/32/ Eylül 2015
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
- Kamera Arkası -
D
ünyanın En Güzel Gülüşü,
arkadaşlıkla başlayan,
sonunda aşkın bambaşka
haline dönüşen bir modern
zaman masalı...
Bugün artık aşkın, ilişkilerin
çöktüğüne inanan ve alabildiğine
hoyrat yaşayan Hakan,
hayattan beklentisini
azaltmış Derya ve
onların çocuk özlemi
ile başlayan, sonunda
bir masal haline gelen
aşklarını konu edinen
Dünyanın En Güzel
Gülüşü, hayatın kendisi
kadar can acıtan bir film...
“Aşk, hipermetrop bir hadise,
yani yakını görememek”
diyen film, yanı başında
duranı fark edenlerin
neler yapabileceğini
gösteriyor. Derya
ve Hakan yeni
bir şey yaşamak
için yola çıkıyor ve
insanlığın en eski
duygusunu yeniden
keşfediyor.
Dünyanın En Güzel Gülüşü,
hayatı, ilişkileri çözdüğünü
düşünen ve en başından beri
var olan hisleri görmezden
gelmeye alışmış günümüz
insanının mutlaka görmesi
gereken bir hikaye. Ünlü şarkıcı
Mehmet Erdem’in de duygu dolu
şarkılarıyla eşlik ettiği film, 9
Ekim’de sinemalarda.
Eylül 2015
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
Çekimleri
İstanbul ve
Amsterdam’da
yapılan,
başrollerinde
Tuba Ünsal
ve Rıza
Kocaoğlu’nun yer
aldığı, senaryo
ve yönetmenliği
Uğur
Yağcıoğlu’na ait
olan Dünyanın
En Güzel
Gülüşü’nün
çekimleri
sona erdi
/S/33
S/36/ Eylül 2015
- KİTAP -
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
Deli Divane, Çiçek Kızları, Huysuz ve Ruhsuz
kitaplarının başarılı yazarı ve İnadına Aşk dizisinin senaristlerinden:
Nehir Erdem:
Hedefini yüksek tut
beklentilerini düşük
Wattpad’de başlayan yolculuğuyla
birbirinden ilginç romanlara imza atan
Nehir Erdem, Müptela Yayınları’ndan çıkan
son kitabı Huysuz ve Ruhsuz’u anlatırken
başarı hikayesini bizlerle paylaşıyor
- Öncelikle Nehir Erdem’i
tanıyalım?
İstanbul-Beylerbeyi
doğumluyum. Aslen TrabzonSürmeneliyim. Belki bundan
dolayıdır; deniz aşığıyım. Uzun
yıllar önce ilk aşk heyecanını
tattım ve kaçırmak olmaz dedim,
evlendim. İyi ki de evlenmişim…
İki çocuğumla mutluluğumun
üstüne mutluluk eklendi. 16
yaşında kızım, 10 yaşında oğlum
var. Hayatımın odak noktası
ailem, hayatımdaki nefes alma
boşluğum ise kalemim. Yaşamak
için yazanlardan değil, yazdığı için
yaşayanlardanım.
- Wattpad’de başlayan
yolculuğuyla bu zamana gelen
başarısını konuştuğumuz
2. yazar olacaksınız. Sizin
maceranız nasıl başladı?
Benim maceramın başlangıcı
dolaylı yoldan eşimle, direk
olarak kızımla bağlantılı. Ben
haftada en az beş kitap okuyan
biriyim. Bir gün eşim bana
“Kitaplara verdiğimiz paraya
asla acımıyorum ama gözlerine
ve beynine yazık diyorum. Bu
kitap haftada üç kitaba düşse
senin için çok iyi olur,” dedi. Dedi
demesine ama belki Karadeniz
damarım, belki kitap aşkım bu iyi
niyetli uyarıyı pek umursamadı.
O sırada kızım bana WattPad’den
bahsetti. İstediğim zaman
ulaşabileceğim bir kitap sitesi,
daha ne olsun, dedim. Ama
açıkçası ilk siteye girdiğimde
hayal kırıklığına uğramadım
dersem yalan olur. Okunacak iyi
hikayeyi nasıl aratacağımı da çok
bilmediğimden sanırım, tarzım
olmayan ve bana saçma gelen
hikayelerle karşılaştım. Bir süre
ara verdim. Sonrasında yine bir
tesadüf sonucu WattPad’de
yakaladığım çok sağlam bir
kurgunun peşinden okuyucu
- KİTAP -
Eylül 2015
/S/37
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
olarak sürüklendim ve çok
geçmeden kendi hikayelerimi
orada yazmaya başladım. İlk
başlarda sitenin ciddiyetini fark
etmediğimden olacak; taslak
havasında yazıyordum. Sonraları
ciddi olarak asıldım ve şimdi
buradayım.
- Güçlü ve cesur bir
kaleminiz var. Aşkı ve tutkuyu
işlerken doğrudan anlatmayı
seçiyorsunuz. Bu seçimi bazen
risk olarak görüyor musunuz?
Yoksa duygular arasındaki
samimiyeti yakalamak için
gerekli mi?
Yazmak adına inandığım en
önemli şey, cesur yazmazsanız,
eksik yazarsınız. Ben romantik
kurgu ağırlıklı yazıyor olsam da
dram ve çeşitli kurgularda da
denemelerim var ve onlarda
da korkak yazmıyorum,
yazamıyorum. Kaleminiz cesur
değilse, hangi gerçeği çıplak
haliyle yazabilirsiniz ki? Aşk
ve tutkuyu çok cesur yazmak,
bunu ham haliyle yazmakla
aynı şey değil bana göre. Cesur
yazarsınız ancak edebi dilinizi
öyle bir kullanırsınız ki o çıplaklığı
muhteşem bir tülün altında tüm
estetikliğiyle sunarsınız.
Aşkın içinde tutkuyu aramak,
ya da aşktan tutkuyu
ayırmak o kadar yanlış
ki bana göre… İlahi
bir güce duyduğunuz
aşk size ona doğru
şekilde ulaşmanın
tutkusunu
getirir… Doğaya
duyduğunuz aşk size
yağmura karşı hissettiğiniz
tutkuyu getirir… Dostluğa
duyduğunuz aşk size dostunuzu
sahiplenme tutkusunu yaşatır…
Karşı cinse duyduğunuz aşk
da size onu sınırsız yaşama
tutkusunu getirir. İki insan
arasındaki tutku doğal olarak
ortak bir dilde buluşmalı. İşte
burada bizler bunu cinsellik
etiketi altında değerlendiriyoruz.
HAYRANLARI
GENÇ KESİMDEN
Büşra Küçük’ün hayranları genel
itibarıyla genç kesimden oluşuyor.
Okurlar yazarı imza gününde
yalnız bırakmıyor.
Aşk ve tutku… Biri diğerinin
yansıması değil, tamamlayıcısıdır
bana göre. Ve biz bir gerçeği
yazarken, diğer gerçeği
görmezlikten gelirsek, korkak
yazarsak asla okuyucuya veya
izleyiciye bir bütünü sunamayız.
Risk mi sorusuna gelirsek
elbette risk. Riskli ama saklı
talepkârları çok. Bizler millet
olarak gündüz inkar edip,
gece yorgan altında
nice fikirlerin saklı
destekçisiyiz ki bu her
konuda geçerli.
- Yakın zamanda
çıkan yeni kitabınız
‘Huysuz ve Ruhsuz’ ile
okurlarınıza ne anlatmak
istiyorsunuz?
İlk önceliği kadının hiçbir
baskıya boyun eğmemesi
gerektiğini göstermek ki; bu
vurgu benim her kitabımda var
olan bir şey. Bir kadın gururu
mu, aşkı mı, diye bir ikilemde
kalınca, aşk uğruna gururundan
vazgeçmemeli diyorum.
Evet. Belki bir kadını en fazla
olgunlaştıran evrelerden biridir
aşk ama ne olursa olsun bir insan
gururunu yok saymamalı. Bu kişiyi
ezik hale getirir ki; ezik insanda
aslında hiçbir kararında mutlu
sona ulaşamaz, mutlu edemez.
Bir başka vermek istediğim
şey de ikinci şansın çok kötü bir
şey olmadığı! Evet, gururumuz
pahasına aşk diyemeyiz ancak
yine salt gurur için inatlaşarak
affedemiyorsak elimizden
kaçıp gidenin arkasından da
bakmak zorunda kalırız. Bir kadın
tek başına çocuk büyütebilir.
Bunu Huysuz ve Ruhsuz’da
görebiliyoruz. Ama tek başına
yaşanan aşkın, kadınlığımızdan da
çok şeyleri bastırdığını görüyoruz.
Bu çok ince ve hassas bir konu ve
ben bu konuyu olabilecek en hafif
çizgide göstermeye çalıştım. Yine
cesaret, yine dik duruş. Konu her
ne olursa olsun.
Kitaptaki Yağız ve Doğa
karakterleri nasıl ortaya çıktı?
Biraz bahseder misiniz?
Uzun zamandır düşündüğüm
bir kurguydu ama karakterler, bir
S/38/ Eylül 2015
- KİTAP -
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
hikayede görmek istediklerimi
harmanlayınca ortaya çıktı.
Çünkü inanın bana, zayıf ve
erkeğe ezilen kadın karakterler
görmekten, kadını hayvansı bir
ilkellikle sahiplenip “Bir tek ben
ezerim, ezdirmem,” dürtüsüyle
hareket eden çakma sadist
adamlar okumaktan bıktım.
Bu değişmeli dedim kendi
kendime. Aşkı yeni tanıyan bir
kızın masumluğundan, güçlü
bir kadına dönüş hikayesini
görmek istedim. Ya da bir erkeğin
aşk uğruna nasıl kırılıp, içinde
var olanı ortaya serdiğini…
Karakterinin kodundan ödün
vermeden.
- Yağız ve Doğa
başka bir dönemde,
mesela 1940 ya da
1950 yıllarında
aşk yaşıyor
olsaydı, değişen
ne olurdu?
Sınırları olur muydu
mesela?
Elbette olurdu. Belki
hislerinde değil, ama koşullarında
kesinlikle olurdu.
Örneğin; Doğa’nın ailesinin
veya Yağız’ın ailesinin bu ilişkiyi
kabullenişleri farklı olabilirdi.
Çünkü o dönemlerde bu kadar
rahat kabullenişler ve
onaylamalar olmadığı
için aileler daha farklı
açıdan bakabiliyorlardı.
Her şey için geçerlidir
ki; örnekler çoğaldıkça
kabul edilirliği de aynı
oranda kolaylaşıyor.
- Yazdığınız kitaplar
dışında bir de sezonun
konuşulan dizisi ‘İnadına Aşk’ın
senaryosunu Ferda Eryılmaz
ile birlikte kaleme alıyorsunuz?
Bu projeyle birlikte aklınızdaki
hedefte bir değişiklik oldu mu?
Benim ilkem şudur: Hayallerini
yüksek tut, beklentilerini
düşük. Bunun çok avantajını
görmüşümdür. Hayallerim için
didinirken, karşılaştıklarımın beni
hayal kırıklığına uğratmamasına
sebep oluyor.
Bu dizide benim hayal
penceremi elbette genişletti.
Hedefimi yükseltti. Ama ilk ilkeme
hala sadık kaldığım için, rotamda
çok büyük bir sapma olmadı.
Yeni projem bir Karadeniz hikayesi
- İnadına Aşk dizisinde
kitaplarınızda olduğu gibi
aşk ve tutku ön planda. Bu
duyguları uzun uzun anlatıp
kitaplaştırmak mı daha keyifli,
senaryoya dökmek mi?
Her zaman kitaptan yanayım.
Okurken de, yazarken de…
Ama bizim şöyle bir avantajımız
oldu bu dizide. Karakterlerimiz
gerçek anlamda yazdıklarımızla
çok örtüştü. Bir şeyleri yazıp,
sonrasında izlerken hayal kırıklığı
yaşamadık. Bu yüzden İnadına Aşk
oyuncularına buradan teşekkür
etmeliyim.
- Kitaplarınızdan biri sinema
filmine uyarlanmak istense, bu
hangi kitabınız olurdu? Ya da
aklınızda sinemaya uyarlamak
için başka bir hikâye var mı?
Aklımda neler var neler ama
ne kadarı gerçek olur bilemem.
Açıkçası bilindiğim tarzın çok
dışında yazdığım bir hikayem var.
Benim için kalemimi denediğim
en kuvvetli kurgum. Onun sinema
filmi olarak çekildiğini görmek
isterdim.
- Bizleri ne gibi projeler
bekliyor?
1955 yıllarında geçen,
Karadeniz dönem hikayesi
yazmaya başladım. 1914-1920
yılları arasında meydana gelen
sancılı sürecin Trabzon’da
bıraktığı bir çok iz ve etkilerini
de görebileceğimiz, hafif geri
dönüşlerle bu yıllar arasında
geçen, yine tadı damağımızda bir
aşkla süslenen bir kitap olacak.
Ancak net bir tarih veremiyorum.
KÜNYE
Sayfa Sayısı: 448
Cilt Tipi: Karton Kapak
Kağıt Cinsi: Kitap Kağıdı
Boyut: 13.5 x 21 cm
- KİTAP -
Eylül 2015
/S/39
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
- Raftakiler -
Kelebeğin Hayat Sırları
Bir Kavanoz Aşk
Baba Kalbin Kanamış
Kalbin Yardımcı Fiilleri
Ücretsiz kitap isteyen?
Bir hayal ürünü: Ay ve Güneş
İnsan nasıl yaşarsa parlar? Nasıl
yaşarsa mutluluğu
yakalar? Nasıl yaşarsa yaşadığına değer?
Nil Karaibrahimgil’in
kelebeklerde keşfettiği
hayat sırları, 296 sayfadan oluşan bu kitapta
okurlarıyla buluşuyor.
17 yaşıma dönseydim,
kendime şunları söylerdim: En önemli şey aşk;
onu doya doya yaşa!
“Şikâyet ettiğimiz
her kadının
mazisinde bir
erkeğin neden
olduğu yaralar
saklıdır,” düşüncesiyle
yola çıkan Volkan
Durak’ın ustalıkla
kaleme aldığı Baba
Kalbin Kanamış isimli
kitabı, 176 sayfadan
oluşuyor. Bu bir
bekleyiş ve belki de
bir gelmeyiş...
Gazeteci-Yazar
Sezgin Irmak’ın
ikinci kitabı
Cesaret’i, Google
Play’den ücretsiz
indirebilirsiniz. 320
sayfalık roman, doğuda
bir çocuğun ailesiyle
yaşadığı dramı gözler
önüne seriyor. Satır
aralarında hayatınıza
dokunacak bu kitabı
bitirdiğinizde hayata
daha sıkı sarılacaksınız.
“Umut ediyorum
ki, bir gün
gerçekten
hak ettiğimi
umduğum o küçük evi,
içinde beni kırmak için
değil yaralarımı öpmek
için duracak birini
bulacağım. Hayata dair
tek umudum, budur!”
Buket Özdal’ın kaleme
aldığı Bir Kavanoz
Aşk, 440 sayfadan
oluşuyor.
Çağdaş Macar
edebiyatının en
önemli, en yenilikçi yazarlarından
Péter Esterházy,
126 sayfadan oluşan
Kalbin Yardımcı Fiilleri
isimli kitapta, ana-oğul
ilişkisinin boyutlarını,
ölümle gelen yas
sürecini, Macaristan’ın
yakın tarihindeki gündelik yaşamdan çarpıcı
kesitlerle aktarıyor.
Şehrzad bir kadın.
Onu öldürmek,
ölümcül bir günah
işlemek demektir.
Çok satan yazar
Vonda N. McIntyre,
hayal gücünün
farklılığını kaleme
aldığı Ay ve Güneş
romanıyla kanıtlıyor.
Macera, mitoloji ve
bilimkurgusal öğelerin
birleşimi olan kitap,
544 sayfadan oluşuyor.
S/40/ Eylül 2015
- ETKİNLİK w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
Dostluk için bir
araya geldik
Ezber bozan evrensel bir Karadeniz albümüyle çıkış
yapmaya hazırlanan Manebra, albümleriyle kemençeyi
kaptan, diğer dünya sazlarını ise tayfa olarak tanımlıyor
Yasir Damar
Fatih Söylemez
Can Yılmaz
- ETKİNLİK -
Eylül 2015
/S/41
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
etkilendik ki! Bu şarkıları bir
proje haline getirmek istedik.
Böylece Manebra grubunu
kurmuş olduk.
- Grup elemanlarını kısaca
tanıyabilir miyiz?
- Grubun adı neden
Manebra? Bir anlamı var mı?
Yasir Damar: Manebra
“Dost” demek. Bizi en iyi
anlatacak kelimenin bu olduğunu
düşündük açıkcası...
- Manebra grubu nasıl bir
araya geldi?
Can Yılmaz: Biz aslında
çok eski dostlarız. Herkes
müziğin farklı dallarında bir
şekilde bu büyük deryanın
içinde başarılı işler yaparken,
arada da kendimize küçük
buluşmalar organize edip,
beraber meşk ediyorduk. Yine
bu buluşmalardan birinde
Fatih yeni besteler yaptığını
söyledi. Aslında bizde Fatih’in
karedeniz uşağı olduğunu
bildiğimiz için ne tarz bir müzik
türü olduğunu tahmin etmekte
çok zorlanmadık. Bir parça
okudu, başka var mı diye sorduk
heyecanla. Günün sonunda
baktık ki iki albüme yetecek
kadar eser yapmış.
Yasir Damar : Aslında
sorduğumuza pişman olduk.
Çünkü gün boyu karadeniz
şivesini anlamaya çalıştık :) Tabii
ki işin latifesi.
Can Yılmaz: O kadar
Can Yılmaz: 1984
İstanbul doğumluyum. Aslen
Amasyalıyım. Hala İ.T.Ü. Türk
Musıkisi Devlet Konservatuarı
Türk Halk Müziği Ana Sanat
Dalı Ses Eğitimi Bölümü
öğrencisiyim. Bu komik gelebilir
belki ama okulu bitirmeye
vaktim bile olmuyor. Çünkü bir
anda sektörde kendimi aranjör
olarak buldum. Bir çok müzik
tarzlarında beste çalışmalarım
var ve halen devam etmekte.
Farklı sanatçıların albümlerinde
bir çok bestem yer aldı. Bu
çalışmalarımın yanı sıra, bir çok
konserde solist ve enstrumanist
olarak da yer almaya devam
ediyorum. Yani aslında
uyandığımda müzikle nefes
almaya başlıyorum...
Yasir Damar: 1983 İzmir
doğumluyum. Müziğe olan
tutkumdan dolayı liseyi
bitirir bitirmez İstanbul’a
geldim. Burada Pera Güzel
Sanatlar Flemanko Gitar
bölümüne girdim ve eğitimimi
tamamladım. Sonrasında Haliç
Üniversitesi Türk Sanat Musıkisi
Ud bölümünü okumaya hak
kazandım ve halen öğrenimime
devam etmekteyim. Özel bir
Üniversitede Öğretim görevlisi
Manebra “Dost” demek. Bizi en
iyi anlatacak kelimenin bu
olduğunu düşündük...
S/42/ Eylül 2015
- ETKİNLİK w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
olarak eğitim veriyorum. Bir
çok konser de klasik gitar
icracısı olarak yerimi aldım.
Bunun yanısıra farklı bir çok
albümde klasik, akustik, elektro
ve perdesiz gitar icracısı olarak
katkıda bulundum. Aslında
işimizin en önemli parçası disiplin
diyebilirim. Gerek konser gerek
albüm, bu tarz çalışmaların hepsi
belli bir kurguya dayalı. Ben
kendi yaptığımdan ziyade tüm
ekibin sound’unu seviyorum.
Yani merakla bu ayrı parçaların
birleşimini bekleyip sonundaki
o hazzı duyup paylaşmayı
seviyorum.
Fatih Söylemez: 1976
Trabzon Arşin ilçesinde doğdum.
Klasik laz uşağuyim :) On yıldır
Türk Musikisi ve Tasavvuf
Musikisi ile uğraşıyorum.
Karadeniz yöresinin çocuğu
olduğum için, kendimden de bir
şeyler yapmak istedim. Zaman
oldukça bir şeyler karaladım.
Ve çeşitli sanatçılara besteler
vermeye başladıkça bu anlamda
mesleğimi icra etmeye başladım.
Anladım ki aslında kendimi
anlatmaya başlamışım. Halen
bestekar olarak sanatçılara
beste vermeye devam
ediyorum.
- Manebra olarak
müziğinizi nasıl adlandırıyor
sunuz?
Can Yılmaz: Aslında tam
olarak şu tarz demem doğru
olmaz. Çünkü biz Karadeniz’in
yöresel ruhunun yanı sıra kendi
hissettiklerimizi de bu albümde
bir araya getirmek istedik. Bu
yüzden Karadeniz müziği ile kimi
zaman caz, kimi zaman Flamenko
bir çok batı müziği tarzının içinde
ülkemizin yöresel tınılarını da
elimizden geldiğince birbiriyle
harmanlayarak icra etmeye
çalıştık. Bu yüzden biz müziğimizi
hem Karadeniz insanına hem de
ülkemizdeki bütün yörelerdeki
kardeşlerimize, annelerimize,
babalarımıza, nenelerimize,
dedelerimize sevdirmeyi
hedefliyoruz.
Kemençe
kaptan,
diğer sazlar
ise tayfa
olarak hem coşturup
hem de hüzne
boğacağımızın
kanısındayız...
Yasir Damar: Albümde
bir çok tarzın nüanslarına
değindiğimizi düşünüyorum. Bu
yüzden tarzımıza evrensel müzik
diyebilirim.
Fatih Söylemez: “Ben
önce dedim ki noliyi uşagum
:) dedum ula sonumuz harap.”
Tabi bu çılgın uşaklar kafalarının
ve yüreklerinin içinde gezinen
tarzları bir araya getirdiğinde,
erken karar vermişim dedim.
- ETKİNLİK -
Eylül 2015
/S/43
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
Enteresan bir şey çıkacağını
bekliyordum ama itiraf
etmeliyim ki bu kadarını ben de
beklemiyordum. Sonuç olarak
şunu söyleyebilirim; içinde bu
kadar batı müziğinin tınıları
olduğu halde, Karadeniz’in
yöresel müziğinden
hiç bir uzaklık hissi
uyandırmıyor. Ve
bugüne kadar
sadece kemençe ile
Karadeniz’i temsil etmenin
yeterli olduğunu zannederken,
aslında kemençeyi dünya sazları
ile buluşturmanın daha cazip
olacağına bu albümde tanık
oldum.
Manebra: Dünya müziği
çerçevesinde kemençe kaptan,
diğer sazlar ise tayfa olarak
Karadeniz’i hem coşturup
hem de hüzne boğacağımızın
kanısındayız...
- Peki Manebra bundan
böyle Karadeniz albümü
yapacak diyebilir miyiz?
Can Yılmaz: Manebra
olarak evet. Ancak benim ve
Yasir’in kalbinden geçen başka
projeler de var. Bunlardan biri
enstrumantal bir albüm olacak.
Bu albüm aslında Yasir Damar’a
ait solo bir albüm olacak ancak
grup Manebra’nın albümünde
olduğu gibi yine bütün
düzenlemeler ve aranjmanlar
da beni görebileceksiniz.
Çünkü biz bu yolda BekaSound
olarak gerek kendi gerekse de
bizimle buluşmak isteyen ve
hayalleri “uçuk” olan herkes ile
gönül birliği ediyoruz ve buna
da devam edeceğiz. Manebra
albümünün çok dışında bir tarz
ile solo bir albüm de yapmayı
düşünüyorum. Henüz repartuar
oluşturma aşamasında. Fatih
yazdığı eserle bizi şaşırtabildiği
için, ne çıkar hiç bir fikrim yok,
yarın bir bakmışız çok farklı bir
tarz ile yeni bir proje yapmaya
başlamışız. Kim bilebilir ki...
- Bu albümde kaç kişilik bir
ekiple çalıştınız?
keman ve Karadeniz kemençesi
ile bizlere eşsiz tatlar sundu.
Can Yılmaz: Dinlediğinizde
en azından kırk kişilik bir ekip işi
olduğunu göreceksiniz ancak
gerçekte durum böyle
değil. Kısaca bahsetmek
gerekirse, saksofonlar:
Gürtuğ Gök, gitarlar:
Yasir Damar ve Can
Yılmaz, bağlama ve
perdesiz gitar: Can
Yılmaz, ud: Yasir Damar,
tulum: H. Ertuğrul Özdemir,
klarnet: Yasin Öztürk, kavalada:
Abdullah Evliyaoğlu, vokaller:
Fatih Söylemez, Can Yılmaz,
Yasir Damar, Ceren Yılmaz, back
vokaller: Ceren Yılmaz, Yasir
Damar, Can Yılmaz, Ahmet Can
Erman, Mustafa Kaya... Bir de
hayatımızda çok enteresan ve
şimdiye kadar gördüğümüz en
yetenekli müzisyenlerden biri
diyebileceğimiz Sezgin Yaman var.
Ondan ayrı bahsetmek istiyorum
çünkü bizi her koşulda sıkılmadan
destekleyen bir dost. Albümde;
kemança (azeri kemanesi), telli
tanbur ve yaylı tanbur, buzuki,
Yasir Damar: Sezgin Yaman
ile ilgili bir kaç cümle de ben
söylemek isterim. İnsanlığının ve
duruşunun yanı sıra inanılmaz
bir bağlama virtüözü. Ana sazı
bağlama olmasına rağmen diğer
sazları da mükemmel icra ediyor.
Fatih Söylemez: Ula bi
de ben konuşayum uşaklar :)
Emeği geçen herkese teşekkür
etmek istiyorum. Başta bu işi
kurgulayan, yöneten, aranje
eden, düzenlemelerini yapan ve
dijital enstrümanları da icra eden,
yani albümün iskeletini oluşturan
Can Yılmaz’a sonsuz teşekkürler...
- Kültür Sanat okurları için
hangi parçanızı canlı okumak
istersiniz?
Manebra: Sizin için albümün
adını aldığı “Üflesen Yüreğime”
adlı eseri akustik versiyonu ile
seslendirmek isteriz. Ancak
albümde bu eser size caz bir alt
yapı ile Türk sazları eşliğinde
keyifli bir Karadeniz müziği
dinletisi sunacak...
Ceren
Yılmaz
KÜLTÜR SANAT
OKURLARI İÇİN
CANLI PERFORMANS
- ETKİNLİK -
S/44/ Eylül 2015
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
- Ne Var Ne Yok -
Bir İlhan İrem vardı
Galata isimli
müzik albümüyle
2014 yılının Altın
Plak Ödülü’ne
layık görülen Sibel
Can, İzmir’de
muhteşem bir konser
gerçekleştirmeye
hazırlanıyor. 12
Eylül’de İzmir
Kültürpark Açıkhava
Tiyatrosu ’nda
izleyenleri kendisine
hayran bırakacak.
İZMİR
İSTANBUL
Düşsel bir
atmosferde
gerçekleşen
İlhan İrem
konserleri yoğun
duygu paylaşımlarının
yaşandığı aşk
ayinlerine dönüşüyor.
Nadir olarak verdiği
konserlerinden biri
ile 5 Eylül Cumartesi
günü Harbiye
Açıkhava Tiyatrosu
sahnesinde.
En güzel eserlerini seslendirecek
İstanbul’un renkli mutfak kültürünün parçaları
olan mezeleri MSA şeflerinden öğreneceksiniz.
Siz de hemen en sevilen meze tarifleriyle dolu
bu workshop’ta yerinizi alın ve lezzetli mezeler
yapın. Workshop, 04 Eylül saat 19:00’da başlayacak.
Kahve tutkunları USLA’nın bu etkinliğinde
buluşuyor. Siz de farklı kültürlerin kahvelerini
pişirme yöntemlerini merak ediyorsanız USLA
mutfağına davetlisiniz.. Bir çeşit kahve ve çok
farklı tatlar için 16 Eylül’de bu eğitimi kaçırmayın.
Yeniden ‘‘MAMMA MIA!’’
Ustaya saygı konseri
Festivalin
gelenekselleşen
etkinliklerinin
‘Ustaya Saygı’
bölümünde bu sene
Türkiye’nin en önemli
değerlerinden 1999’da
aramızdan ayrılan
besteci, söz yazarı ve
rock müziği sanatçısı,
Barış Manço anılacak.
17 Eylül’de CRR
Konser Salonu’nda
seslendirilecek.
İSTANBUL
İSTANBUL
20 yıldır 54 milyon
kişi tarafından
izlenen ve şarkıları
her gün binlerce
kez farklı yerlerde
yayınlanan dünyanın
en ünlü müzikali
MAMMA MIA!, BKM
organizasyonuyla bir
kez daha İstanbul’da!
Müzikal 30 Eylül’de
Zorlu Performans
Sanatları Merkezi ’nde
sahnelenecek.
İSTANBUL
Kahve demleme metodları
İSTANBUL
Masalarınız renkleniyor
- ETKİNLİK -
Eylül 2015
/S/45
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
- Ne Var Ne Yok -
Tangonun ritmine kapılın
Yapmış olduğu
albümler,
sahneye taşıdığı
hikayeler,
Türkiye’de hiç
görülmemiş sahne
performansları,
şarkı sözlerindeki
derinlik ile ilk
albümünden beri her
zaman kendisinden
söz ettiren Hayko
Cepkin, 19 Eylül’de
Ooze Venue’de...
İZMİR
İSTANBUL
Müzikal bir
şölen yaşatacak
La Juan D’Arienzo
Orkestrası ’nın
yanı sıra, birbirinden
etkileyici dans
performansları ile
La Juan D’Arienzo
Tango Orkestrası,
“Tango’nun Ritimi”
adlı gösterisi ile 30
Eylül’de TİM Show
Center’da sahne
alıyor.
Hayko ile nostaljik konser
Farklı kültürler ile tanışmak, onları keşfetmek
ve lezzetlerini tatmak için baharat mucizesi Hint
mutfağı turuna davetlisiniz. Efsane lezzetler
hazırlamak istiyorsanız 11 Eylül’de Soffa Mutfak
Atölyesi ’nde gerçekleşecek etkinliği kaçırmayın.
Konu et olunca öğrenecek çok şey var. Tüm
sorularınıza cevap bularak yepyeni teknik ve
yepyeni püf noktaları öğreneceğiniz, üstüne
üstlük et lezzetine doyacağınız enfes bir workshop 19 Eylül’de MSA’da gerçekleşecek.
Güldür Güldür geliyor
Kenti Yiyen Adam
2004 yılından bu
yana ülkenin dört
bir yanında standup gösterisiyle
seyirci karşısına çıkan
İlker Gümüşoluk,
aynı zamanda
Rock FM ’de radyo
programı yapmakta.
Gümüşoluk, “Kenti
Yiyen Adam” isimli
gösterisiyle 4
Eylül’de BKM Mutfak
Sahne’de!
İSTANBUL
İSTANBUL
Güldür Güldür
birbirinden
eğlenceli skeçleri
ve sürprizleriyle
izleyenlere unutulmaz
bir akşam yaşatacak.
Günlük hayatın
sıradan konularına
farklı bir bakış açısı
ile yaklaşan Güldür
Güldür, 15 Eylül’de
Harbiye Cemil Topuzlu
Sahnesi ’nde komik bir
akşam yaşatacak.
İSTANBUL
Etler ve pişirme teknikleri
İSTANBUL
Soffa dünya Hint mutfağı
S/46/ Eylül 2015
- EĞİTİM -
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
- Haberler -
5 lira ile 500 kilometre
yol giden ilk aile arabası
Türk tasarımcıya Facebook
ve Google’dan iş teklifi
İTÜ Güneş Arabası Ekibi ’nin tasarlayıp ürettiği,
Türkiye’nin güneş enerjisi ile çalışan ilk aile
arabası ‘Aruna ’nın sponsorları, bir araya geldi.
Aruna, kilometrede 1 kuruşluk enerji harcıyor.
Ortalama 70 kilometre hızla, 5 liraya 500 kilometre
yol gidebilecek. Öğrencilerden oluşan ve 11 yıldır 7
arabayla 19 kupa kazanan İTÜ Güneş Arabası Ekibi,
Türkiye’nin güneş enerjisi ile çalışan ilk 4 kişilik aile
arabasını üretmenin gururunu yaşıyor.
Çankaya Üniversitesi Matematik-Bilgisayar
bölümünden mezun olan genç tasarımcıya
teknoloji devleri Google ve Facebook’ta
çalışma fırsatı sunuldu. Rıza Selçuk Saydam,
Facebook’u tercih ederek ekim ayından itibaren
bir Türk tasarımcı olarak görev yapacak. Tasarım,
matematik ve yazılımı bir araya getirerek kendini
teknoloji alanında geliştiren, online bir portföy
hazırlayan Saydam’ın çalışmaları dikkat çekti.
Yat tasarımı için
Türk ve Japon ortaklığı
Yeditepe Üniversitesi’nden
sosyal medya eğitimi
Türk ve Japon endüstriyel tasarım
öğrencileri, İzmir için deniz ulaşım araçları
tasarlayacak. Proje, İzmir Ekonomi
Üniversitesi ile Japonya Shizouka Kültür ve
Sanat Üniversitesi işbirliğiyle 5-12 Eylül tarihleri
arasında İzmir ve Bodrum’da gerçekleştirilecek.
Merutemu adı verilen çalıştaya, 11 Japon
öğrenci gelirken, Türk öğrencilerden ise
20 kişilik bir grup katılacak.
Yeditepe Üniversitesi, Türkiye’de bir ilke imza
atarak bilgi teknolojileri ve sosyal medyayı
bir araya getiren yeni bir yüksek lisans
programı açtı. Bölüme katılan bireylerin
eğitim, bilgisayar teknolojileri ve sosyal-dijital
medya alanlarında mevcut bilgi-bilişim ve
eğitim teknolojileri hizmetlerini etkili bir şekilde
kullanabilmeleri için gerekli teknik donanım ve
eğitim becerileri kazanmaları hedefleniyor.
- ALIŞVERİŞ -
S/48/ Eylül 2015
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
eskitme
fenere yer açın
Bahçenizde
210 TL
B
ahçe
dekorasyonunuza
renk katacak
bir tasarım! Eskitme
tekniğiyle üretilen
mavi metal fener, yaz
akşamları bahçenizde
dostlarınızla birlikte
yapacağınız keyifli
sohbetlerin tanığı
olacak.
18x18 cm
Yükseklik: 45 cm
Bu Hawaii havası
nereden geliyor?
8x19x16 cm
Fotoğraf Alanı : 7x11 cm
T
29
L
Billabong’un renkli yazlık
tasarımlarından olan ve
tarzınızı ortaya koyabileceğiniz
bu şapka, 100 %
polyester. Çizgili
deseni ve Hawaii
TL
baskılı paneli ile
duruşunuza hava
katacağınız bu şapka,
ön kısmının köpük dolgulu olması
ile de rahat etmenizi sağlayacak.
daha fazlası!
En özel anlarınızı evinizin
ya da masanızın en değerli
köşesine koymaya ne
dersiniz? Evino’nun
şık dekoratif
ve bir o kadar da farklı
çerçeveleri ile değerli
anlarınız yanı başınızda
dursun.
31
13 TL
Bir çerçeveden
Lavanta
bahçesine ne dersiniz?
Evinizi veya ofisinizi en
sevdiğiniz kokular sarsın
istiyorsanız, Bambu
Çubuklu Oda Kokuları tam
size göre! Doğal çiçek
kokularının yayılacağı
çubuklar, kalıcı etkisiyle
bulunduğu mekanın havasını
uzun süre ferah tutacak. Lavanta,
Okyanus, Yasemin ve Misk
kokularından dilediğinizi
tercih edebilir ve online
olarak satın alımını
gerçekleştirebilirsiniz..
- GEZİ -
S/50/ Eylül 2015
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
Sanatı gezdim,
U
zaktan bir müzik çalınıyor kulağınıza, heyecanla
okuduğunuz kitabın sayfalarını çevirerek huzuru
çekiyorsunuz içinize ve masada ince belli bardakta
demli çayınızdan yudumlarken kendisini sevdirmek için bir
kedi dolanıyor bacaklarınıza... Huzur...
İşte bu huzura ulaşmak için güzide bir kaç mekan önerisi:
Cafe & Shop
Cafe & Shop
İçerisinin genişliğine nazaran
daha ufak bir bahçeye sahip
olan, retro dizaynı ile sizleri
eskiye götürecek harika bir
mekan. Mis gibi kokan çay
eşliğinde rahat koltuklarına
adeta gömülerek ister
derginizi, ister kitabınızı okuyup
arkadaşlarınızla tatlı sohbetlere
dalabilirsiniz. Çalan müzikler
o kadar dinlendirici ki kitap
okurken yada sohbet ederken
sizleri hiç rahatsız etmiyor.
Adından da anlaşılabileceği
üzere bu kafede yemek yediğiniz
tabaktan çay içtiğiniz bardağa
kadar dükkanda ki beğendiğiniz
ürünleri satın alabiliyorsunuz.
Ayrıca size tavsiyem, herkesin
dilinde dolanan ıspanaklı
kekini denemeden mekandan
ayrılmayın.
T: 0216 4499330
A: Kadıköy Merkez › Caferağa Mahallesi,
Hacı Şükrü Sokak, No 11, Kadıköy, İstanbul
Cherrybean Coffees
Salaş tarzda bir atmosfere
sahip olan mekan, içinizi huzurla
dolduracak. İsterseniz içeride
oturup ders çalışın veya bir
toplantı gerçekleştirin. Çünkü
iç dizaynı gerçekten rahat bir
ortam sunuyor misafirlerine.
Özel olarak dizayn edilmiş
çalışma masaları mevcut
mekanın içerisinde. Ama en
güzel yanı ise arka tarafta
bulunan gizli bahçeye geçip
kahvenizi yudumlarken kitap
okumanın keyfine varmak.
Zengin bir kitaplığa sahip
mekana isterseniz kitap bağışı
yapabiliyor veya beğendiğiniz
bir kitaba takas yaparak sahip
olabiliyorsunuz. Birbirinden farklı
lezzetli kahvelere sahip mekanın
fiyatları da ortalama düzeyde.
T: 0216 4147669
A: Moda › Caferağa Mahallesi, Moda
Caddesi, No 122, Kadıköy, İstanbul
Cherrybean Coffees
- GEZİ -
Eylül 2015
/S/51
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
gördüm, tattım!
Minoa Books
And Coffee
T: 0212 2369452
A: Akaretler › Vişnezade
Mahallesi, Süleyman Seba
Caddesi, Park Apartmanı,
No 52/A, Beşiktaş,
İstanbul
Minoa Books And Coffee
Sessiz bir çevreye sahip
olan bu güzide mekanda
dışarıda otursanız bile gürültü
sizi rahatsız edecek boyutlara
varmıyor. Böylece içeceklerinizi
yudumlarken kitabınıza dalıp
farklı alemlere varabiliyorsunuz.
Pek fazla masa sayısına sahip
olmayan mekan ise birbirinden
güzel kitaplar ile sizi sarmalıyor.
Özellikle kitaplardan alıntı
yapılan cümlelerin merdivenlere
yazılması ile oluşturulmuş
atmosferi çok seveceksiniz.
Ayrıca mahzende çizgi roman
sevenler için özel bir köşesi bile
var. Bulamadığınız kitapları belki
de bu mekanda bulabilir ve en
güzel yanı satın alabilirsiniz.
Yiyecek ve İçecekler lezzetli
ama fiyatları ortalama üzeri
diyebilirim.
S/52/ Eylül 2015
- GEZİ -
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
Fahriye Cafe
Fahriye Cafe
Eski eşyalar ile döşenmiş,
bir yanda eski plaklar bir yanda
kitaplar... Bir insan daha ne ister
ki? Mekan sahiplerinin sinema
sevdalısı olmaları nedeniyle
bir çok sinema ile ilgili dekor
görmek mümkün mekan
içerisinde. Sıcacık ortamı ile bu
mekan, hepinizi çocukluğunuza
götürebilecek bir atmosfere
sahip. Geniş kitaplığından
seçtiğiniz kitabı okurken plaktan
çalan şarkılar ile mest olacaksınız.
Nostalji sevenlerin rahat edeceği
bu mekanın menüsünde bulunan
yiyecek ve içecekler gayet lezzetli
ve uygun fiyatlar ile misafirlerin
beğenisine sunuluyor.
T: 0505 881 1348
A: Moda › Caferağa Mahallesi, Moda
Caddesi, Leylek Sokak, No 3/A, Kadıköy,
İstanbul
Kafe La Mekan
Kuzguncuk’un o kendine has
huzurlu atmosferini mekanda
da bulabiliyorsunuz. Samimi
ve güler yüzlü çalışanları ile
bu minik kafe iş stresinden
uzaklaşabileceğiniz harika bir
ortam sunuyor misafirlerine.
Etrafınızdan eksik olmayan
sevimli kedileri unutmamak
lazım. İster manzaranın tadını
çıkarın isterseniz de sakin bir
ortama sahip kafede ders çalışın.
Kitaplara düşkünseniz demli
bir çay sipariş edin ve saatlerin
nasıl geçtiğini anlamadan
kitabınızın içine dalın. Ayrıca
lezzetli kurabiyelerini tatmanızı
öneririm. Fiyatlarıda gayet uygun
bu şirin mekanın.
T: 0216 3912998
A: Kuzguncuk › Kuzguncuk Mah., İcadiye
Caddesi, No 37/A, Üsküdar, İstanbul
Kafe La Mekan
S/54/ Eylül 2015
- MEKAN -
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
Asırlık Kebap Hikayesi
Çekmeköy Adanalı Hasan Kolcuoğlu
Anadolu Mutfağı’nın eski damak tatlarından biri olan kebabın asırlık
ustası Adanalı Hasan Kolcuoğlu geleneği, zengin menüsü ile Çekmeköy’de
Ç
ekmeköy’ün nezih
mekanlarından Adanalı
Hasan Kolcuoğlu, Türk
mutfağının seçkin lezzetlerini,
Adana kebabının 1910’dan beri
değişmeyen lezzetini hızlı servisi
ile sunuyor. Konuklarına nezih
ve rahat bir ortamda keyifli
bir buluşma mekanı sunan
tesis, Çekmeköy Ağaoğlu Eltes
Gold rezidansının altında yer
alıyor. 250 kişilik geniş ve ferah
oturma kapasitesiyle öğlen ve
akşam yemeklerinde, nişan ve
düğün organizasyonlarınızda,
doğum günü partilerinizde
ve iş yemeklerinizde sizlere
profesyonel kadrosuyla hizmet
vermeye devam ediyor.
Köklerine bağlılığını aslına
sadık kalarak ürettikleriyle
gösteren Adanalı Hasan
ÇEKMEKÖY
Kolcuoğlu, geçmişle geleceği
4 kuşaktır bir arada yaşatıyor.
Adana kebabındaki değişmez
lezzeti sunan Adanalı Hasan
Kolcuoğlu Restaurantları, hızla
büyüyen şubeleriyle, konuklarına
ve müşterilerine kaliteden ödün
vermeden hizmette bulunmaya
devam ediyor.
Çekmeköy Adanalı Hasan
Kolcuoğlu tüm müşterilerinin
rahatlığını her alanda düşünüyor.
Mekanda özel otopark ve özel
vale hizmetlerinin yanı sıra,
başında uzman kadrosu ile
çocuk oyun bahçesi ve çocuk
salonu ile ailecek keyifli zaman
gerçirebileceğiniz bir atmosfer.
İ
Y
EN
KALORİSİ AZ
LEZZETİ ÇOK
Akd
eniz
Chi
c
McB ken
ites
Izga
Tavu ra
klu
To
Bal n
ıklı
Izg
Tavuara
San klu
dviç
Ürünlerin sunumuna servis takımı dahil değildir.

Benzer belgeler

Tarih: 16 Ocak 2015, Cuma Saat: 14:15

Tarih: 16 Ocak 2015, Cuma Saat: 14:15 terbiyesiyle yetişmiş, genç ve güzel iki kızdır. Robinson ve Cuma bu konuklarını memnuniyetle adalarına kabul ederler ve yalnızlık içinde geçen sıradan yaşamları böylelikle birden renklenmeye başla...

Detaylı

1.Orjinal Adi:ALL QUIET ON THE WESTERN FRONT

1.Orjinal Adi:ALL QUIET ON THE WESTERN FRONT Brooke (Alice Eve) ise Boston’a giden son treni kaçırmamak için elinden geleni yapsa da başarısız olur. Son tren kalkıp da istasyon kapatılınca kendilerini soğuk New York gecesinin ortasında bulan ...

Detaylı