Ataköy Gazetesi 199

Transkript

Ataköy Gazetesi 199
KADİR TOPBAŞ’TAN AÇIKLAMA BEKLİYORUZ
E S T E T İ K A N L AY I Ş I N I Z B U M U ?
Ataköy’de yaşanan akaryakıt tankları rezaleti ile ilgili yetkililerden “çıt” çıkmazken Ataköylüler direnişe hazırlanıyor. Bu arada Büyükşehir Belediye
Başkanı Kadir Topbaş Yerel Yönetimler Dünya Teşkilatı Başkanı seçildi. Her
yer yukarıdaki afişlerle donatıldı. Kendisini bu başarısından ötürü biz de
kutluyoruz.
Ancak Büyükşehir bütçesi ile ilgili yaptığı konuşmada söylediği; “Şehircilik
İstanbul bugün
bütün dünya şehirlerinden daha temiz, daha
estetik ve daha bilge bir şehir... Bu şehrin yollarını, kavşak
hamleleri başka kentlerin esin kaynağı oluyor...
ve köprülerini yaparken, ihtiyacın yanı sıra estetiğini de gözettik. Bu şehre
yakışan, şehrin dekorasyonuna zenginlik katan işler yaptık... Bu kentin
Bakýrköy’de
Sürekli,
Etkili,
Ýlkeli.
18
Ya þ ý n d
YIL:18
a
SAYI:199
1
anayasasını yani Çevre Düzeni Planı’nı yapmak bize nasip oldu. ‘Ben yaptım
oldu’ mantığına prim vermedik.”
bu sözleri ile arkaplandaki fotoğraf görüntüleri birbirini tutuyor mu?
İstanbul’un ilk uydu kenti Ataköy’ün adeta göbeğine yapılan, tüm havacılık
ve şehircilik uzmanlarının karşı çıktığı yakıt tanları başkan Kadir Topbaş’ın
sözlerini doğrulamıyor. THY’ni yaptığı bu akaryakıt tankları “Ben yaptım
oldu” mantığı değil midir?
HANGİSİ DOĞRU?
Ataköylüler Kadir Topbaş’tan bu konu ile ilgili açıklama bekliyor.
THY’nin yaptırdığı akaryakıt tankları ile ilgili CHP İlçe başkanı, ilgili oda
temsilcileri ve site yöneticileri toplandı.
(Yazısı 11. ayfada)
Numara
ATAKÖY
ARALIK 2010
FİYAT: 2 TL
http://www.atakoygazete.com.tr
Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal ERZEN
“ Arazi bizim değil. Kamu
yatırımı olarak görünüyor. Hiç bir şey yapamıyoruz, planını size sormuyorlar, ruhsatını
sizden almıyorlar,
müsaadesini de bizden almıyorlar. Yetkisizliğimiz orada
ortaya çıkıyor. Yerleşim bölgesinin bu
kadar yanında, dolma
toprak üzerinde ve
meşhur Ayamama Deresi’nin yanında böyle bir tesis
olmaz.”
Yazısı 11. sayfada)
ÖĞRETMENLERİMİZİN ELLERİNDEN ÖPÜYORUZ
(Yazısı 15. sayfada
3
95 Adım Adım koşucusu Avrasya Maratonu’nda koştu, 1160
bağışçıya ulaştı ve 85 kişiyi özgürlüğe bir adım daha yaklaştırdı.
AYIN YAZISI
ÖZGÜRLÜĞE BİR ADIM DAHA
Bugüne kadar katıldıkları
maratonlarda topladıkları
bağışlarla toplamda 293
adet akülü tekerlekli sandalyenin ihtiyaç sahiplerine
ulaşmasını sağlayan Adım
Adım Oluşumu, bu kez
2010 Avrasya Maratonu’nda topladıkları 204.623,68
TL’lik bağışla 85 kişiyi
özgürlüğe bir adım daha
yaklaştırdı.
Özcan Atamer
e-mail
[email protected]
Türkiye Omurilik Felçlileri
Derneği (TOFD)’nin
Ataköy’de bulunan merkez
binasında düzenlenen
törenle, Adım Adım Oluşumu’nun Avrasya Maratonu’nda topladıkları
bağışlarla alınan 85 adet
akülü tekerlekli sandalye
ihtiyaç sahiplerine
verildi.
HABER DEĞERİ YOK MU?
Törene, kampanyaya destekte bulunan Nuray
Sayarı ve Metin Şentürk’de katıldı ve Özgürlük Sandalyesi olarak tanımlanan akülü tekerlekli sandalyelerini alan engellilirin sevincini paylaştı. Nuray Sayarı yaptığı konuşmada
kampanyaya, çıkarmış olduğu kitabının beş
bin adediyle destekte bulunduğunu ve çıkacak olan diğer kitaplarıyla da destekte bulunacağını söyledi.
Metin Şentürk’te herkesin bu konuda duyarlı
olması gerektiğini belirtti ve destekte bulunan
herkese teşekkür etti.
Tören sonunda Adım Adım koşuculurı arasında en çok bağış toplayan Renay Onur ve
diğer Adım Adım koşucularına sertifika ve
engelliler tarafından isme özel hazırlanan
küçük yastıklar verildi.
( Arzu BERATOĞLU)
Türkiye’nin ilk uydu kentiydi Ataköy. Planlı yapılaşmanın da ilk
örneğiydi. Buradan daire sahibi olanlar emsallerine göre daha
yüksek bir ücret ödeyerek sadece dairelerini değil; planlar
üzerinde gördükleri yeşil alanlarını, çocuk parklarını, otoparklarını, bisiklet ve yaya yollarını görerek aldılar. Ama gelin görün ki
zaman içinde rant peşinde koşanlara, bizi yönetenler de “yeşil
ışık” yakınca bir süredir Ataköy planlı dokusundan uzaklaştırıldı.
Bizi yönetenler işin kolayına kaçarak önce bisiklet yollarını kaldırıp
otoparka dönüştürdü. Parklar istilaya uğradı, 5.kısımda uluslararası havacılığın önemli kriterlerinden biri olan Mania hattı
kuralları hiçe sayılarak imar planlarında değişiklikler yapıldı. Tüm
bunlar yetmiyormuş gibi Atatürk Hava Limanı’nın ilk pisti olan 0624 pisti havacılık uzmanlarının tüm uyarılarına rağmen deniz
tarafına değil de Ataköy istikametine doğru uzatıldı. İtirazlar üzerine Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürü “Yeşilköy
Atatürk Hava Limanı varken Ataköy yoktu.” diyerek cehaletini
ortaya koydu. Kendisine yönelttiğimiz “Ataköy’ü piyasa müteahhitleri değil devlet yaptı” sorumuza cevap dahi alamadık. Son günlerde bu piste günün 24 saatinde bir kaç dakikalık aralıklarla inen
ve kalkan uçaklar nedeniyle insanlar uyuyamaz hale geldiler.
Eskiden bina çatılarına 75 metre yüksekten inen uçaklar pistin
Ataköy istikametine uzatılmasıyla uzmanların ifadesine göre
çatılara 30 metre yüksekliğinde yaklaşarak inişlerini gerçekleştiriyor. Hal böyle olunca binalar adeta temeline kadar sarsılıyor. Oysa ki bu pist denize doğru uzatılsaydı bu sorunlar yaşanmayacaktı.
Şimdi bu soruna bir yenisi daha eklendi. Ayamama kenarına Türk
Hava Yolları tarafından yapılan yakıt tankları. Havacılık uzmanları
böyle bir uygulamanın dünyada bir örneği daha yok derken bizi
yönetenler kulaklarını tıkamışlar bildiklerini okumaya devam ediyorlar. Oysa Yeşilköy Hava Limanı’nda bugüne kadar hizmet veren
yakıt tankları vardı. Tüm uçaklara eksiksiz hizmet veriyordu. Bu
sistem kurulurken işin başındaki sorumlu mühendis bakın neler
söylüyor. “İzmit’ten Yeşilköy Hava Limanı’na akaryakıt sevki için
yeraltı hatları mevcut tanklara kadar döşendi. Havaalanı sahası
içinde olan bu akaryakıt tanklarından da körükler dahil uçak park
yerlerine yeraltı hatları döşendi. Uçakların yakıt ikmali bu sistemle karşılanıyordu. Ancak uzak yerlere park eden uçaklara ise yakıt
ikmali özel tankerler ile sağlanıyordu. Şimdi THY Opet’le yaptığı
anlaşma gereği bu yakıt tanklarını Ayamama kenarına adeta
Ataköy’ün en büyük mahallesinin içine ve dolma toprak üzerine
inşa etti.
Medya için 4. kuvvet diyorlar. Doğrudur. Ancak medyanın asli
görevi doğru bilgilendirmedir. Özellikle toplumun çok büyük kesimini yakından ilgilendiren konularda çok daha dikkatli davranarak haber yapmak görevlerinin başında gelmesi gerekirken
nedense bu yakıt depoları konusunda ulusal medyamız ve bu
medyada özellikle havacılık konusunda yazan ve program yapanların duyarsız kalması düşündürücüdür.
Ataköylüler bu konudaki mücadelelerini hukuk çerçevesinde
ulusal ve uluslararası boyutta sürdürmeye kararlıdır.
Türk Hava Yolları’nın başındakiler çıkıp bu konuda açıklama yapmak mecburiyetindedir.
Gazetemizin birinci sayfasında okuduğunuz haberde geçen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş açıklamalarında
samimi ise bu konuya el koymalı ve gerekeni yapmalıdır.
Bu konuda duyarlı davranarak haber yapan Haber Türk ve Taraf
gazetelerine de Ataköylüler adına teşekkür etmeyi borç biliyoruz.
5
Omurilik felçlilerine elektrikli sandalye alınması için
ÜNLÜLERDEN SANDALYE TASARIMI
H A L B Ö Y L E O LU N C A . . . B U Y U R U N , “ O T U R M AYA D A B E K L E R İ Z ”
Ataköy Plus Alışveriş Merkezi, farklı bir kültür sanat etkinliğine imza attı. “Oturmaya da
Bekleriz” Projesi’yle; Türkiye’nin tanınmış yüzlerini bir araya getiren Ataköy Plus AVM
önemli bir sosyal sorumluluk kampanyasına yer verdi.
Ataköy Plus Alışveriş Merkezi ve İstanbul Modern Sanatlar Sergisi (İMSG)’nin işbirliğiyle
gerçekleşen ve geliri Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği’ne bağışlanacak olan “Otur maya da Bekleriz” projesinin açılışı, Ataköy Plus Alışveriş Merkezi Sergi Alanı’nda
gerçekleşti. Oyuncu Hakan Ka’nın sunumuyla gerçekleşen geceye Ataköy Plus Yönetim
Kurulu Başkanı Nihat Delibalta, Ataköy Plus Genel Müdürü Cemil Demirbakan, TOFD
Başkanı Ramazan Baş ile birlikte Bengü, Zerrin Tekindor, Latif Demirci, Esra Erol gibi ünlü
isimlerin yanı sıra çok sayıda davetli katıldı.
Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği’nin omurilik felçlilerinin tıbbî, ekonomik, sosyal sorun larının çözümü ve yeni omurilik felçlilerinin oluşmaması konusunda yaptıkları mücadeleye
katkıda bulunacak projeyi yürüten Ataköy Plus Alışveriş Merkezi Müdürü Cemil Demir bakan, açılışta yaptığı konuşmada “Amacımız omurilik felçlilerinin yaptıkları mücadeleyi
hatırlatmak, TOFD’nin yürüttüğü ‘Akülü Tekerlekli Sandalye’ kampanyasına destek olup,
ışık tutmak” dedi. TOFD Başkanı Ramazan Baş ise, Ataköy Plus Alışveriş Merkezi ile bir likte çok anlamlı bir proje yürüttüklerini belirterek, projeye destek olan sanatçılara
teşekkür etti. Konuşmaların ardından TOFD Başkanı Ramazan Baş, desteklerinden dolayı
Ataköy Plus Genel Müdürü Cemil Demirbakan’a plaket takdim etti.
Ataköy Plus Alışveriş Merkezi’nin “ O t u r m a y a d a B e k l e r i z ” Projesi kapsamında, ünlü
isimlerin tasarımlarından oluşan sergi, 5 Ocak 2010 tarihine kadar
Ataköy Plus Sergi Alanı’nda sergilenecek.
7
‘ ’ H A R İ K A PA R M A K L A R ’ ’ D A N
M U H T E Ş EM KON S E R
Bakırköy Kent Konseyi Çocuk Meclisi Başkanı Emir Ünal Erzen,
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün;
Cumhuriyet’i gençlere emanet ettiğini hatırlatarak, gençler olarak
bu uğurda üstlerine düşen görevlerin bilincinde olduklarını ve
Cumhuriyet’e sahip çıkacaklarını söyledi.
Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen,
‘’Geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklarımızın damarlarında
akan kan, Gençliğe Hitabe’deki kandır’’
Bakırköy
Kent Konseyi Çocuk
Meclisi
tarafından
düzenlenen
“Harika
Parmaklar
Cumhuriyet
Konseri”
Bakırköy
Belediyesi
Yunus Emre
Kültür
Merkezi’nde
gerçekleşti.
Bakırköy
Belediye
Başkanı Ateş
Ünal Erzen, Bakırköy Kent Konseyi Kadın
Meclisi Başkanı Meltem Ünal Erzen, Bakırköy
Kent Konseyi Başkanı Özcan Bilir ve çok sayıda davetlinin izlediği konserde, 6-18 yaş
arası 21 çocuk Piyano Öğretmeni Linda Kaso
eşliğinde Beethoven’dan, Mozart’a, Vivaldi’den Chopen’e kadar pek çok klasik müzik
eserini sundular.
Konser öncesinde bir konuşma yapan
Bakırköy Kent Konseyi Çocuk Meclisi Başkanı
Emir Ünal Erzen, Türkiye Cumhuriyeti’nin
kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün;
Cumhuriyet’i gençlere emanet ettiğini hatırlatarak, gençler olarak bu uğurda üstlerine
düşen görevlerin bilincinde olduklarını ve
Cumhuriyet’e sahip çıkacaklarını söyledi.
Konser sonunda sahneye çıkarak müzik eserlerini icra eden çocukları tek tek kutlayan
Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen
ise, “Harika Parmaklar”a sahip çocukların
muhteşem bir konser sunduğunu belirterek;
“21 çocuğumuz bizlere yine unutamaya-
cağımız güzellikte bir konser yaşattı. Dünyaca
ünlü bestecilerin eserlerini büyük bir
beceriyle sundular. Geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklarımızın damarlarında akan
kan, Gençliğe Hitabe’deki kandır. Kendilerini
bir kez daha kutluyorum.’’ diye konuştu.
Konser sonunda seyircileri selamlayan 6-18 yaş
arası 21 çocuk ve Piyano
Öğretmeni Linda Kaso
izleyiciler tarafından
büyük alkış aldı. Konser
toplu şekilde çekilen
hatıra fotoğrafı ile sona
erdi.
MİNİK DAHİLER ANAOKULLARI
YENİ YILINIZ KUTLU OLSUN
Ara dönem kayıtlarımız devam etmektedir
Florya Minik Dahiler Anaokulu:
Beylikdüzü Minik Dahiler Anaokulu:
Eceler Cad. Ülkem Sok. No:21
Adakent Vilları Çiftlik Cad.No:34-36
34810 Florya İstanbul
Tel: 0212 574 52 54 Fax:0212 663 25 26
www.minikdahiler.com
Tel:0212 872 50 10 -11
[email protected]
Beylikdüzü İstanbul
Fax:0212 872 51 00
9
Sevgi, Kardeşlik,3 Hoşgörü
“ İ S T A N B U L’ D A A Z I N L I K İ B A D E T H A N E L E R İ ”
İstanbul 2010
Avrupa Kültür
Başkenti
çerçevesinde
hazırlanan
“İstanbul’da
Azınlık
İbadethaneleri”
isimli begesel
filmin tanıtımı
Ataköy Yunus
Emre Kültür
Merkezi’nde
gerçekleştirildi. Yapımcılığını ve yönetmenliğini
İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi
Doç. Dr. Ceyhan Kandemir’in üstlendiği belgesel
film, Yunus Emre Kültür Merkezi’nde bulunan Müşfik Kenter Sahnesi’nde izleyenlerin beğenisine
sunuldu.
Geceye, Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal
Erzen, Bakırköy Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı
ve İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr.
Meltem Ünal Erzen, İstanbul Üniversitesi Rektör
Danışmanı Doç. Dr. Ergün Yolcu, İstanbul Ünversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Aydemir Okay,
Ermeni Patriği Başepiskoposu Aram Ateşyan, ile
dini cemaat liderleri ve Bakırköy Belediye meclis
üyeleri katıldı.
Belgesel filmin sunumu öncesinde konuşan Doç.
Dr. Ceyhan Kandemir, İstanbul 2010 Başkenti Projesi kapsamında hazırladıkları belgesel filmin
İstanbul’un sevgi, kardeşlik ve hdşgörü kenti
olduğunu bir kez daha göz önüne serdiğini
belirterek, filmin hazırlanmasında emeği geçen
DSP BAKRKÖY İLÇESİ KADIN KOLLARINDAN “KADIN
Demokratik Sol Parti (DSP) Bakırköy
İlçe Başkanlığı Kadın Kolları tarafından, “Kadınlarımız ve Şiddet” konulu etkinlik düzenlendi.
“Kadınlara Yönelik Şiddete Karşı
Uluslararası Mücadele ve Dayanışma
Günü” nde Cumhuriyet Meydanı’nda
düzenlenen etkinliğe, DSP Bakırköy
akademisyenlere teşekkür etti.
Kandemir’in ardından sırasıyla Yrd. Doç. Dr
Meltem Ünal Erzen, İstanbul Üniversitesi Rektör
Danışmanı Doç. Dr. Ergün Yolcu ve İstanbul
Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr.
Aydemir Okay belgesel film ile ilgili birer konuşma
yaptılar. İstanbuldaki azınlık ibadethanelerinin
tanıtıldığı 60 dakikalık belgeselde, sık sık dinler
VE ŞİDDET’E HAYIR”
İlçe Başkanı Yaşar Demirkol, DSP
Bakırköy Kadın Kolları Başkanı Nesrin Altın ve DSP’li kadınlar katıldı.
Kadına karşı yapılan şiddet ve olumsuzlukları attıkları sloganlarla protesto eden DSP’li
kadınlar ellerinde taşıdıkları
pankart ve dövizlerle de
renkli görüntüler oluşturdu.
Bakırköy DSP Kadın Kolları
Başkanı Nesrin Altın tarafından yapılan basın açıklamasında, Kadınların
geleneksel, etnik ve feodal
yapı gereği töre ve namus
cinayetlerine kurban gittiği
belirtilerek, Türkiye’de kadınların
yüzde 97’sinin şiddete maruz kaldığı
ifade edildi.
arasında saygı, kardeşlik ve hoşgörü temalarına
vurgu yapıldı.
Belgesel film öncesinde ise, Doç. Dr. Ceyhan Kandemir tarafından sergilenen “İstanbul’un Azınlık
İbadethaneleri” isimli fotoğraf sergisi
gezildi.
(Yavuz ARPACIK)
ÖZÜRLÜLER VAKFI’NDAN “GÜLÜMSETEN DÜKKAN”
Özürlüler Vakfı’nın “Haydi Gülümse”
kampayası kapsamında, sağlıklı bir
yaşama merhaba demek üzere sırada bekleyen özürlü çocukların
ameliyat ve tedavilerine katkıda
bulunmak için gerçekştirdiği “Gülümseten Dükkan”
isimli etkinlik
Carousel
Alışveriş ve
Yaşam Merkezi’nda gerçekleştirildi.
“Gülümseten
Dükkan”da, bir
çok ünlü ismin
dizilerde ve
sahnelerde giydikleri kostüm
ve aksesuarlar ile Galatasaray, Beşiktaş, Fenerbahçe, Trabzonspor ve Bursaspor takımlarının imzalı orijinal
formaları özürlü çocuklar yararına
satışa sunuldu.
“Gülümseten Dükkan” projesinde
toplanan bağışlarla ameliyat olan
Nurullah Koç;
Carousel’de
düzenlenen
etkinliğe annesi
İffet Koç ile birlikte katılarak,
kendisini
ameliyat ettiren
Özürlüler Vakfı’na teşekkür
etti.
11
KADİR TOPBAŞ’TAN AÇIKLAMA BEKLİYORUZ
E S T E T İ K A N L AY I Ş I N I Z B U M U ?
Ataköy’de yaşanan akaryakıt tankları rezaleti ile
ilgili yetkililerden “çıt” çıkmazken Ataköylüler
direnişe hazırlanıyor. Bu arada Büyükşehir
Belediye Başkanı Kadir Topbaş Yerel Yönetimler
Dünya Teşkilatı Başkanı seçildi. Her yer afişlerle
donatıldı. Kendisini bu başarısından ötürü biz de
kutluyoruz. Ancak Büyükşehir bütçesi ile ilgili yaptığı konuşmada söylediği; “Şehircilik hamleleri başka kent-
İstanbul bugün
bütün dünya şehirlerinden daha
temiz, daha estetik ve daha bilge
bir şehir... Bu şehrin yollarını, kavşak ve
lerin esin kaynağı oluyor...
köprülerini yaparken, ihtiyacın yanı sıra estetiğini
de gözettik. Bu şehre yakışan, şehrin dekorasyonuna zenginlik katan işler yaptık... Bu kentin
anayasasını yani Çevre Düzeni Planı’nı yapmak
bize nasip oldu. ‘Ben yaptım oldu’ mantığına prim
vermedik.”
Bu sözleri ile arkaplandaki fotoğraf görüntüleri
birbirini tutuyor mu?
İstanbul’un ilk uydu kenti Ataköy’ün adeta
göbeğine yapılan, tüm havacılık ve şehircilik
uzmanlarının karşı çıktığı yakıt tankları Başkan
Kadir Topbaş’ın sözlerini doğrulamıyor. THY’nı
yaptığı bu akaryakıt tankları “Ben yaptım oldu”
mantığı değil midir? HANGİSİ DOĞRU?
Ataköylüler Kadir Topbaş’tan bu konu ile ilgili
açıklama bekliyor.
THY’nin yaptırdığı akaryakıt tankları ile ilgili CHP
İlçe başkanı, ilgili oda temsilcileri ve site yöneticileri toplandı.
Toplantıya, Bakırköy CHP İlçe Başkanı Dilek Baki,
Bakırköy Afet Yönetim Merkezi Müdürü Özden Işık,
Jeoloji Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi
Başkanı Hüseyin
Öztürk, Jeofizik
Mühendisi Tuğba
Özsoy Baki,
Makine
Mühendisleri
Odası Bakırköy
Şubesi’nden
Makine mühendisi Kanber Korkmaz, Mimarlar
Odası Bakırköy
Şubesi’nden
Mimar Belgin
Oflazoğlu,
Jeofizik
Mühendisleri
Odası’ndan
Jeofizik Mühendisi Serhat Tomur,
Mahalle Afet
Gönüllüleri, sivil
toplum kuruluşu
üyeleri, site yönetimleri ve site sakinleri katıldı.
Ataköy’ün adeta içine yapılan yakıt tankları ile
ilgili yapılması gerekenlerin ve bu yakıt tanklarının
çevreye vereceği olumsuz etkilerin konuşulduğu
toplantının açılış konuşmasını yapan Dilek Baki,
“Bilimsel olarak burada bir ÇED raporu olması
gerekir Bununla ilgili odalardan görüşler almak
istedik. Burada bilimsel olarak ilerlemek istiyoruz.
Ataköy ve Bakırköy için çok önemli bir konu.
Bugünkü toplantımızın amacı esasen odaların bu
konuda görüşlerini alıp, daha sonra bir basın açıklaması yapmak. Çünkü inşaat ilerliyor.” dedi.
Jeoloji Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Başkanı
Hüseyin Öztürk: “Ben birçok ÇED projelerinde yer
aldım. ÇED nasıl yapılıyor biliyorum. Mühendisliğin
projelere genel yaklaşımı 2 türlüdür. Ekonomik ve
güvenlik yönündendir. Herhalde projeyi bu açılardan titizlikle incelenişlerdir. Projeyle ilgili çok
ayrıntılı bilgim yok. Projeleri alternatiflerini bilmiyoruz. Proje alternatifleri tartışılsa idi, bu projeyi
yapanlar bize tatmin edici bilgi verselerdi (yer altına niye gömmüyorlar, deniz kıyısına niye götürmüyorlar yada şartmıydı illa böyle bir şey yapmak
gibi) daha somut adımlar atabilirdik. Ama çok risk
taşıyan bir proje olduğuna inanıyorum.” diye
konuştu.
Katılımcıların görüşlerini ve yapılması gerekenleri
belirttiği toplantıda, bütün odalardan konu ile ilgili
görüşler alınması ve Ataköy’ün adeta göbeğine
yapılan yakıt tanklarının durdurulması veya engellenmesi için bir an önce harekete geçilmesi
yönünde görüş birliğine varıldı.
Konu ile ilgili olarak görüşlerine başvurduğumuz
Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen ise şunları söyledi;
‘’Biliyorsunuz biz 06-24 pistine de karşı idik. Ama
yaptılar. İnişler ve kalkışlarda problemler oluyor.
Ayrıca birden depolar çıktı karşımıza. Bizim
aldığımız duyumlara göre depolar kerosen deposuymuş. Bir tanesinin üstünde su deposu yazıyor.
Ama diğerlerinde kerosen deposu yazmıyor.
Göstermelik olarak birisinin üzerine su deposu
yazmışlar. Biz bunları fotoğrafladık. Şimdi burada
2 tane sorun var bir tanesi, tehlike açısından. Yerleşim bölgesinin bu kadar yanında, dolma toprak
önlemi aldık diyorlar. Çernobil’de de her türlü
önlemi almışlardı. Başka patlayan yerlerde de
önlemi aldıklarını zannediyorlardı. Ama burada
önlem olmaz. Önlem eğer, oraya birkaç su deposu
yapıp da orada meydana gelebilecek bir yangını
su ile söndürmekse, bu mümkün değil. Haydarpaşa’da da ne olduğunu gördük. O yüzden
üzüntü verici bir olay. Hem tehlikesi çok ağır, hem
göz zevkine göre çok kötü. Tabii göz zevki olayı
ayrı. Ben 2004’te göreve ilk geldiğim zaman Kadir
Topbaş’ta İstanbul Büyükşehir Başkanı olmuştu.
Bakırköy Belediyesi’ni ziyarete gelmişti. Ebu Ziya
ve İstasyon Caddesi o zaman bize aitti. Oradaki o
büfelerden bahsettik. O zaman Sayın Topbaş’a,
bunları kaldırmak lazım dedim. Kadir Topbaş’ta
bana ‘’başkan hiç çekinme ben hepsini kaldırtırım’’
dedi. Hatta ‘’çirkinliklerin arkasında İstanbul’da
bundan sonra kimse duramaz’’ dedi. Şimdi
buradaki yakıt tankları çirkinin en beteri. Orası
bizim bölgenin dışında, yasalara göre biz
karışamıyoruz. -Sayın Erzen. bu konuda vatandaş diyorki, ‘’Bakırköy Belediyesi ne yapabilir?’’
Biz belediye olarak bir şey yapamıyoruz. Ama halk
dava açabilir. Biz de işlem bittikten sonra bir dava
açmayı deneyebiliriz. Yani halkın adına tehlikelidir
diyerek, biz de ona müdahil oluruz. Ama arazi
bizim değil. Kamu yatırımı olarak görünüyor. Hiç
bir şey yapamıyoruz. Planını size sormuyorlar, ruhsatını sizden almıyorlar, müsaadesini de sizden
almıyorlar. Yetkisizliğiniz orada ortaya çıkıyor.
Ama su deposu yapıyoruz diyorlar. Doğru
söylemiyorlar. Yarın, öbür gün orada keroseni
koymaya başladıkları zaman benim dileğim oradaki halkın buna dava açması. Dava açmak isterlerse
biz yardımcı olacağız. Münferit olarak açabilirler,
dernek olarak açabilirler, bizde arkasından yasa
bizi etkilemiyorsa belediye olarak dava açacağız. SU DEPOSU DA YAPTILAR!...
üzerinde ve meşhur Ayamama Deresi’nin yanında
böyle bir tesis olmaz. Bunu havalimanına yakın
yerde yapıp, yere gömebilirlerdi. İstiyorlarsa,
aşağıdan borularla çekilebilirdi. Teknoloji buna
müsait. Ama bunu yapmayıp, orada o çirkin depoları yaparak çok tehlikeli bir şey yaptılar. Yarın
orada herhangi bir patlama olursa bunun bedelini
kimse ödeyemez. Sorduğunuz zaman biz her türlü
Yetkililer “her türlü güvenlik tedbirini
aldık” diyorlar. İnandırıcı olsa gerek... Her
birisi 5 bin tonluk 7 yakıt tankının uzağına
bir de su deposu yaptılar. Üzerine de “SU
DEPOSU” diye yazdılar. Gazetemizi
arayanlar “ Bizi yönetenler kendilerini
akıllı, bizleri enayi yerine koyuyorlar. Bir
tankın üzerine “Su Deposu” yazanlar,
diğerlerinin üzerine “Bu depolarda uçak
yakıtı vardır” diye neden yazmıyorlar?
Nedeni belli; oradan gelip geçenler bu
tankları da su deposu zannetsin diye”
diyorlar...
12
başka yazısında ise Erdal İnönü, Ecevit ve - REFERANDUM SONRASI:
- CHP ZİRVESİNDEKİ DEĞİŞİM, PARTİ İÇİNDEKİ İLK SIZLANMALAR:
- TOPLANMA VE GENEL SEÇİME
ODAKLANMA
N
I
M
A
Þ
A
Y
ÝÇÝNDEN
Değerli okurlarım, bu çeşitli görüşleri neden
buraya aktardım?. İzmir, CHP’nin kalesi olarak
yüzde 80’lere varan seçim kazanması ile
övündüğümüz, o nedenle bu ilde yukarıdaki
tereddütleri önemsediğimi siz ve yeni yöneticilerin bilgisine sunmak üzere aktardım. Uzun
zamanlardan beri sizlere konuk olduğum bu
köşeden çeşitli yerel, genel ve çevre sorunlarını
incelediğim için ayrıca kırk yılı aşkın bu partinin içinde onurlu bir üye olarak bulunduğum
için bu görevi yapmayı ilgililere sunmayı görev
saydım. Sevgili okuyucularım geçmiş Kurban Bayram’ınızı yeniden kutluyor, sağlık ve mutluluklar
diliyorum. Geçtiğimiz eylül ayında ülkemizdeki referandumun “Ortaya Koyduğu Gerçekler” başlığındaki yazımda sizlerle oylama sonucunun
getirdiği gerçekleri ve fazlada anlam taşımadığını paylaşmıştım. Yukarıdaki ana başlıkları burada kısa olarak
siz değerli okurlarımla paylaşmak istiyorum.
Sırası ile referandum sonrası, Chp içindeki
beklenmedik yeni zirve yapılanmasının ilk
günlerde yarattığı tereddütleri, görüşleri ile
sonuçta genel seçimler için yapılması şart olan
çalışmaları irdelemek istiyorum.
O nedenle görüşlerimin muhalif olarak değil,
yapıcı olarak nitelendirilmesini rica ediyorum.
Bu bağlamda genel merkezdeki değişimin mutlaka il-ilçe ve belde düziyende de yapılmasının
şart olduğunu düşünüyorum. REFERANDUM GERÇEKLERİ:
Sonucun yani EVET ile HAYIR’ların herhangi bir siyasi partinin lehine yada aleyhine
olduğunu yorumlamak son derece yanlıştır.
Halkımızın bu konudaki davranışlarının çeşitli
nedenleri vardır; yani “EVET’ler” iktidarın
“HAYIR’lar” muhalefetlerin gerçek anlamdaki oy
potansiyelleri değildir. Ancak bu sonucun bir anayasa değişikliğinin
istenip istenmediği gibi algılanması ve de
değişikliğin kabul gördüğü sonucuna varılması
daha sağlıklı tespit olacaktır. Bunun dışında söylenebilecek muhalefet partilerinin, özellikle CHP’nin oylamada çok fazla
olamadığı, sandık başına bütünü ile katılamadığı görülmektedir, çünkü kullanılmayan 11
milyon gibi çok ciddi bir oranın fazlası CHP’ye
oy veren kesimlerden bulunduğu da görülecek,
seçimin kazanılma yerinin sandık başı olduğu da
ortaya çıkacaktır. CHP ZİRVESİNDEKİ DEĞİŞİM:
Genel Merkez’deki beklenmedik şekilde ama
doğuruluğuna inandığımız değişimi incelerken
parti içindeki ani fırtınaların değişik yorumları
yer aldığı bir gözlemimi de görüşlerinize sunmak isterim. Bu değişik söylemlere örnek verebilmek içinde
29 Ekim 2010 tarihinden 08 Kasım 2010 gününe
kadar bulunduğum CHP’nin kalesi İzmir ve
basınındaki örnekleri vermek istiyorum. Oradaki siyasilerin il, ilçe yöneticileri, milletvekillerinin değişik görüşlerini çok çarpıcı bulduğumdan Milliyet Gazetesi’nin eki Ege basınından okuduklarımı sizlerinde düşündürücü olarak
GÜZEL BİR MENÜ, EĞLENCE ve de aklı başında bir fiyatla;
Yeni yıla nasıl girerseniz... Öyle gidermiş desek,
davet etsek... 2010’u bitirip, 2011’e birlikte girsek. Eğlensek...
Gece 12’den sonra, İstanbul’u tepeden seyretsek, sıcak şarap içsek...
Üzerine de bir işkembe çorbası çeksek... Küfeyle eve göndersek... Menü;
-Demirhindi şerbeti- iştah acıcı
-Meyhane usulü zengin ordövr tabağı; haydari,
humus, yoğurtlu havuç ezme, şak şuka, beyaz ve
pane peynir, pilaki, ezme, ciğer, yaprak sarma,
dolma
CHP başlıklı yazısında ise. bu iki eski “şimdi hayatta olmayan” değerli liderlerin görüşleri ile
şimdiki liderin görüşlerinin bir noktada birleştiğini, Kılıçdaroğlu ve ekibinin son zamanlarda topluma aktarmaya çalıştğı mesajlarda
toplumsal politik bağlamda onları dışlayıcı değil
tersine kapsayıcı bir davranış olduğunu kabul
ederek geleceğe sağlıklı baktığını ifade etmiş. Fikret TORAMAN
bulacağınızı sanıyorum.
CHP Merkezi’ndeki değişimi ilk etapta nasıl panik yarattığını, bu büyük ilimizde il ve
ilçelerinin tamamının CHP’li belediyeler tarafından yönetilmesi açısından çarpıcı buluyor ancak
bu düşüncelerin fırtına halini kaybettiğini de
sonradan sevinçle sizllerle paylaşıyorum. “SAV
DEPREMİ BELEDİYE BAŞKANLARINI BÖLDÜ”
başlığında eski CHP İzmir İl Başkanı Sayın
Kemal Karataş devam ederek Baykal’dan sonra
partinin kaosa sürüklendiğini en kısa zamanda
seçimli kurultayın yapılmasını işaret etmiş.
-İzmir Milletvekili Sayın Selçuk Ayhan olayın
CHP’nin önünü açacak bir uygulama olduğunu,
bundan sonra partnin yeni yönetimle birlikte
daha öne çıkacığını; -İzmir Milletvekili Sayın Canan Arıtman:
Baykal’sız CHP’nin bu hale düştüğünü, çok
üzgün olup içinin acıdığını;
-CHP İzmir Milletvekili Sayın Abdürrezzak
Erten “böyle bir tasfiye beklemiyorduk: -Parti meclis üyesi sayın Semra Tanülkü: Bu
durumu hiç beklemiyorduk.
Ege Gazetesi’nin yazarı Sayın Hamdi Türkmen’nin “Perde Arkası” köşesinde uzun
incelemeden sonra sayın Baykal’a atfen “CHP
Kurultayı’nın hemen yapılmasının gerektiğini ve
şimdiye kadar ölesiye Baykal’cı olan bazı kişilerin bugün en birinci “KILIÇDAROĞLU” tarafında görüldüklerini yazmaktadır. Aynı yazar bir
YILBAŞI GECESİ BALO YAPSAK;
-Beyoğlu usulü nefis su böreği – isteyene fazla
YOK
-Ortaya karışık salata
-Manav usulü meyve standı
-Fırında kızarmış kestaneli hindi dolma
-Limitsiz meşrubat, Limitli su
-Şeker pare, Kemalpaşa, Vezir parmağı, hanım
göbeği, tulumba ve üstünde kaymak tatlı tabağı -Nefisss işkembe çorbası
Özel usülde sıcak şarap; tam demlenmeyenlere
son darbe
Partinin kalesi olan İzmir’deki görevlilerin
farklı düşüncelerini endişeli buluyor, inşallah
aradan geçen sürecte onların aynı noktada birleştiklerini umut ediyorum.
Parti yöneticilernin, milletvekillerinin, belediye
başkanlarının elde ettikleri her türlü ekonomik
ve sosyal imkanları kullanacak, paşa paşa
yaşamınızı sürdüreceksiniz, sonra da parti içindeki ufak bir arıza esnasında ayağa kalkıp
yapılan değişikliklere tavır koyacaksınız, var mı
böyle bir parti sorumluluğu ve anlayışı?...
Onun için İzmir’deki söylentileri özgürce burada sizinle paylaştım. Çünkü Türkiye genelinde
bu olayı kıyaslarsak çok çalışmanın, yenilenmenin, gençleşmenin, partide bayanlara yer vermenin gerektiğini örneklemek için görüşleri paylaştım. ŞİMDİ TOPARLANMA SEÇİME ODAKLANMA ZAMANI:
Bütün bu örnekleme ve görüşler değişik sıska
sesleri bir yana bırakarak milletimizin içinde
bulunduğu ekonomik ve sosyal konumunu göz
önünde tutarak önümüzdeki yedi aylık süreçte
kenetlenmek, beraber olmak, eski ve yeni, gençyaşlı demeden partimizi güçlendirmek zorundayız. Seçimlerin tek sonuç alındığı yer sandıklar
olduğuna göre taban örgütlenmesini, seçim
hazırlıklarını mahalleden bşlayarak tüm düzeyde
organize etmek, zirvedeki değişikliğinde tabanda oluşması için çok büyük özveri içersinde
çalışmak mecburiyetindeyiz. Bu süreç içinde kullanılmayan 11 milyon oyu değerlendirmek adına
herkesin, özellikle sayın Deniz Baykal’ında hiçbir
endişe bırakmayacak şekilde açık desteği vermesini bekliyor, bu vesileyle ile hepinizi saygı ve
sevgiyle selamlıyorum.
DJ - klavye; kotyon 70 tl ( cocuklar için oturan 5-10 yaş 50 tl )
*** içkili alan, geç vakit ve büyükler için eğlence
olacağından çocuk getirilmemesi tavsiye olunur.
*35’lik Yeni Rakı 35 TL, 70’lik Doluca şarap 20 TL
Daha NE olsun; Külliye’de KATILMAYI DÜŞÜNÜR MÜSÜNÜZ? www.kulliye.com.tr
Her numara bana çıkar; 0212 5336444
13
BAKIRKÖY CHP KADIN KOLLARI ÖĞRETMENLERİ UNUTMADI
CHP Bakırköy İlçe Örgütü Kadın Kolları, 24 Kasım Öğretmenler Günü
nedeniyle düzenlediği etkinlikle emekli öğretmenlere güzel bir gün yaşattı.
CHP Bakırköy İlçe Başkanlığı Binası’nda düzenlenen etkinlikte konuşan CHP
Bakırköy İlçe Başkanı Dilek Baki, bütün öğretmenlerin, öğretmenler gününü
belirterek,
BAKGEM,
(Bakırköy Gençlik
Eğitim
Merkezi)’nde
gerçekleştirdikleri
eğitim çalışmaları
hakkında bilgiler
verdi.
Konuşmaladrın
ardından emekli
öğretmenlere
hediye paketleri verildi.
kutlarken, etkinliği hazırlayan Kadın Kolları’na da teşekkür etti.
Dilek Baki’nin konuşmasının ardından BAKGEM Sorumlusu Kenan
Zülaloğlu’na gençlerin eğitimine yaptığı katkılardan dolayı plaket takdim
edildi.
Zülaloğlu, kendisine verilen plaketten dolayıçok mutlu olduğunu
ATATÜRK PARKI VE “ATATÜRK HALKI DİNLİYOR” HEYKELİ AÇILDI
Türkiye
Cumhuriyeti’nin
kurucusu Ulu
Önder Mustafa
Kemal
Atatürk’ün ebediyete intikalinin
72. yılında
Bakırköy
Belediyesi
tarafından
yenilenen
Atatürk Parkı ve
“Atatürk Halkı
Dinliyor” temalı
heykelin açılışı
yapıldı.
Bakırköy Garnizon
Komutanı Alb.İhsan
Bursalı, Bakırköy
Belediye Başkanı
Ateş Ünal Erzen,
Bakırköy Cumhuriyet
Başsavcısı Mustafa
Adagül ve Bakırköy
Adalet
Komisyonu.Başkanı
Ferit Aslantürk’ün
de yer aldığı açılışa,
Bakırköylüler yoğun
ilgi gösterdi.
Atatürk Parkı ve
“Atatürk Halkı Dinliyor” temalı heykelin
açılışını gerçekleştiren
Bakırköy Belediye
Başkanı Ateş Ünal
Erzen, Şenlikköy
Mahallesi’nde oturan
vatandaşların isteği
üzerine parkın
yenilendiğini ifade
ederek, “Yurttaşlarımızın isteği
üzerine mezbelelik
haldeki parkı
yeniledik.
‘Atatürk Halkı
Dinliyor Heykeli’ de
Bakırköylünün
statükoculuğa
karşı bir
tavrıdır.“ dedi.
Daha sonra ise,
Zeynep Bedia
Kılıçlıoğlu
İlköğretim
Okulu 3. sınıf
öğrencisi Irmak
Eren Uluğ
“Atatürk Halkı
Dinliyor Heykeli’nin
olduğu bölüme
çıkarak Atatürk için
yazdığı 10 Kasım adlı
şiirini okudu ve büyük
alkış aldı.
Yoğun katılımın
olduğu açılışın sonunda vatandaşlar hep bir
ağızdan; ‘Ankara’nın
Taşına Bak’ ve ‘Sarı
Saçlı Mavi Gözlü’
şarkılarını söylediler.
Yenilenen “Atatürk
Parkı” 5.000 m2’lik
alanda yer alıyor.
Parkta; çocuk oyun
grupları, dinlenme
alanlarının yanı sıra
Devrim Kurtuluş Şendur tarafından 3
metre yüksekliğinde
bronzdan yapılan 3
heykelin bulunduğu
“Atatürk Halkı Dinliyor” isimli heykel
yer alıyor.
Atatürk Halkı
Dinliyor
Heykeli’nin
açılış
töreninde
kürsüye
çıkan Zeynep
Bedia
Kılıçlıoğlu
İlköğretim
Okulu 3/B
sınıfı öğrencisi Irmak
Eren Uluğ,
Atatürk için
yazdığı şiirini
okudu.
Irmak Eren
Uluğ’un
Atatürk’e
yazdığı ve
törende
okuduğu şiir:
“10 KASIM”
10 Kasım Atamız’ın ölüm yıldönümü Sordum Seni!..
Dağına, taşına Türkiye’min,
Herkes kendinden emin,
Yükseldi gür sesleri,
Umutlar, sevgiler,
O biziz, O bizleriz;
Hepimiz bir parçayız
ATATÜRK’ten.
Bütün doğa Atatürk’ü anar,
Atatürk’ü yaşar.
Her şeydir O Türkiyem’de
Güller, ırmaklar, ormanlar
İmza, imza Atatürk yazar.
“10 Kasım” isimli şiirini okuyan Irmak Eren Uluğ,
Atatürk’ü çok sevdiğini ve onun için şiir yazdığını
belirtti.
Irmak Eren Uluğ’un öğretmeni olan Nalan Durak’ta
Irmak’ın şiirinin çok anlamlı olduğunu ve başarılı
bir öğrenci olduğunu söyledi.
14
VİRANŞEHİR’DE ÇÖPLÜKTE ÖLEN
HÜSEYİN’İN AİLESİNE
BAKIRKÖY BELEDİYESİ
SAHİP ÇIKTI
Şanlıurfa Viranşehir’de ailesinin
geçimine destek olmak amacıyla
çöplükte naylon, karton ve teneke
toplarken iş makinesinin boşalttığı
çöpün altında kalarak yaşamını
yitiren 13 yaşındaki Hüseyin
Seyrek’in ailesine Bakırköy
Belediyesi sahip çıktı.
Bakırköy Belediyesi Kültür Sosyal
İşler Müdürü Özcan Bilir ve
beraberindeki heyet, Şanlıurfa’nın
Viranşehir ilçesine giderek
Viranşehir çöplüğünde atık kâğıt
toplarken iş makinesinin altında
kalarak yaşamını yitiren 13 yaşındaki Hüseyin Seyrek’in ailesini
ziyaret ederek başsağlığı diledi.
Seyrek Ailesi’nin, okula giden çocuklarına bundan böyle eğitim
bursu vereceğini belirten Bakırköy Belediyesi yetkilileri, aileye
gıda yardımı da yaptı. 6 Kasım günü, evlerine 200 metre uzaklıktaki çöplükte atık kâğıt toplarken, çöplükte
çalışma yapan iş makinesinin altında
kalarak yaşamını yitiren Hüseyin Seyrek’in
yaslı evini ziyaret eden heyet, aileye
taziyelerini bildirdi. Kültür ve Sosyal İşler
Müdürü Özcan Bilir, Hüseyin’in ölümünün
kendilerini derinden üzdüğünü belirterek,
Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal
Erzen’in ve Bakırköylülerin başsağlığı
dileklerini iletmek için geldiklerini aktardı.
Baba Budak Seyrek, Viraşehir’den yüzlerce
kilometre uzaklıktaki bir belediyenin
ziyaretinin kendilerini çok duygulandırdığını belirterek, Özcan Bilir’e ve
Bakırköy Belediyesi Başkanı Ateş Ünal
Erzen’e teşekkür etti.
Bakırköy Belediyesi heyeti, daha sonra
getirdiği
gıda
yardımını
ve ailenin
okula
giden
çocukları
için hazırladığı
eğitim
bursunu
bırakarak
Viranşehir’den
ayrıldı.
PINAR KUMSAL
ENDİŞELERİM….
Kadının içinde, başka kadınlar, çocuklar yaşadığını bilirim. Bilirimde,
bildiklerimi düşününce endişelenirim…. Bazen düşünmek bile ağır
geliyor. Gezdikçe, gördükçe, gördüklerimi kendi içimde özümsedikçe,
kadınların gözyaşlarını görüyorum.
En son Antakya, Hatay ve Suriye (Halep) hattı üzerinde kültürel gezi
yaptığımda, özellikle Suriye’de kadınlar için kurgulanan hayatı
görünce ürktüm. Belki de gelecekte gerçekleşmesi ihtimal durumumun yansımasını izledim ve endişelendim. Tüm kadınlar adına sinirlendim. Suriye’de iki kategoride kadın var. Birinci kategori de; öğretimli ve
yüksek kademeden gelen, sadece üniversitede Fransız Dil ve edebiyatı okutulmasına izin verilen ama mezun olunca diploması evi
bekleyen, kırmızı ojeli, türbanlı, nargilesi elinde, ful makyajlı, açık bir
kadının giyim tarzı ile özdeşleşen kadın türü. Birinci kategoride olan
ergen kız çocukları, seçme özgürlüğü olmadan evlendiriliyorlar. İkinci kategoride; öğretim seviyesi düşük, alt kademeden olan, kara
çarşaf giydirilen (ki çeşitleri var. Sadece gözler gözükecek yada siyah
eldivenle ellerinin dahi gözükmediği surat dahil kara çarşafla tümden örtünüyorlar),seçme hakları olmadan çocuk yaşta evlendirilen
kadın türü. İki kategoride ki kadın arasındaki en büyük fark birinin
modern köle haline getirilmesi, diğerinin ise vasıfsız köle haline
getirilmesi. Sonuç aynı…
Bu durumun canlı örneği anlatıldığında, şoke oldum. Zengin
mahallesinden geçerken, dört katlı, son derece lüks apartmanın
önünde beyaz heykelden yapılmış, iki eli havaya açık, altında Allaha
şükür yazılı Arapça yazı ile karşılaşıp sormamak imkansızdı. Apartman zengin bir adamındı. Dört katlı apartmanın, her katında bir eşi
yaşıyordu. Her eşten beş çocuk. Bahçede son model dört Mercedes.
Bu Mercedesler, beyefendinin hanımlarına ait olduğunu ve amacının
eşler arasında eşit dağılımı sağladığını öğreniyorum. Yani modern
kölelik içinde, eşit dağılım. Kısaca, bilinçsizce dini kullanarak, dört
eş alma yasası ile demokrasi sağlama çelişkisi. Modern kölelik sistemi ile vasıfsız kölelik sistemi arasındaki en büyük
fark şu…. Modern köleyseniz, kadınsal kaprisiniz mükemmelle ödüllendiriliyor, eğer vasıfsız köleyseniz bedeli dayak oluyor. Sonuç her
daim prangalısınız. Size anlattıklarım memleketimin ağlayan yüzünü
veya ileri boyutta başımıza her an gelebilecekleri çağrıştırdı mı, bilemem ama bende çağrıştırdı. Memleketimin reklam kuşağında bir
reklam var. Reklamda erkek öğretmen sınıfta yoklama yapıyor,
birkaç öğrenci yok ve kız öğrenciler başka karelerde gözüküyor. Kimi
sırtında çalı çırpı bayır çıkarken buradayım diyor, kimi koyunları
güderken buradayım diyor, kiminin elinde bebek buradayım diyor,
kimi gerdek odasında gelinlikle buradayım diyor. Bizim kızlarımızın,
kadınlarımızın farkı açıkça ortada. Daha kara çarşafa girmedik…. Ben farkı gördükçe, memleketimin ağlayan ve ağlatılacak olan
yüzünden endişe ediyorum. Doğacak çocukların geleceğinden endişe
ediyorum. Kadınlar ağlatılırken, ezilirken, bir şeyi unutmamak lazım,
bugünün ergen kızları, yarının anneleri. O zaman kızlarımızı, kadınlarımızı modern köle veya köle haline getirmek için, neden yoğun
çaba sarf ediyoruz? Bence burada erkeklere de görev düşüyor.
Ataerkil toplumlarda, kadınını ezme güdüsünde olan her erkek
bilmeli ki, onları doğuran anneleri de kadın. Annelerine kıyamadıkları gibi kızlarına ve eşlerine kıymamaları dileği ile….. NOT: Sizce her şey olması gerektiği gibi mi, yoksa olmaması gerektiği bir yere mi yol alıyoruz? 15
ÖĞRETMENLER GÜNÜ BAKIRKÖY’DE COŞKUYLA KUTLANDI
öğretmenler için değil bütün Türk Milleti’nin
kaderini değiştiren önemli bir gün olarak tarihteki yerini aldığını belirterek, ‘’Türk öğretmeni
üzerine düşen sorumluluğu her dönemde
olduğu gibi bugünde yerine getirme kararlığındadır. Bu karar
lığın bir gereği olarak öğretmenlerin çağı
yakalamak, dünyadaki tüm gelişmelerle birlikte
eğitimdeki tüm yenilikleri takip etmek ve bunları eğitime aktarmak zorunluluğu vardır’’ şeklinde konuştu.
Protokol konuşmalarının ardından, Milli Eğitim
24 Kasım Öğrmeler Günü. Bakırköy’de çoşkuyla
kutlandı.
Bakırköy’deki kutlamalar ilk olarak Cumhuriyet
Meydanı’nda bulunan Atatürk Anıtı’na İlçe Milli
Eğitim Müdürü Hüseyin Özcan tarafından
çelenk konulması ile başladı. Kutlamalara Bakırköy Cem Karaca Kültür
Merkezi’nde devam edildi. Buradaki törene
Bakırköy Kaymakamı Yakup Vatan, Bakırköy
Askerlik Şubesi Başkanı ve Garnizon Komutanı
Per. Alb. İhsan Bursalı, Bakırköy Cumhuriyet
Başsavcısı Mustafa Adagül, Bakırköy Belediye
Başkan Yardımcısı Aykut Çeliker, Bakırköy İlçe
Milli Eğitim Müdürü Hüseyin Özcan, milli eğitim
müfettişleri, okul müdürleri ve öğrenciler
katıldı.
Tören, ebediyete erişen öğretmenler için
yapılan bir dakikalık saygı duruşunun ardından
Ataköy Lisesi Müzik Öğretmeni Soner Arıca
yönetiminde okunan İstiklal Marşı ile başladı. Daha sonra protokol konuşmalarına geçilen
törende, Ataköy Lisesi Müdürü Dr. Ahmet
Yönem ve emekli öğretmenler adına Yeşilköy
50. Yıl Lisesi Müdürü iken emekli olan Salim
Akagündüz günün anlam ve önemini belirten
birer konuşma yaptılar.
Törende konuşan Bakırköy İlçe Milli Eğitim
Müdürü Hüseyin Özcan, 24 Kasım’ın sadece
Müfettişi Sadrettin Kızılkaya 1989 yılında Van’da müfettişken yazdığı ‘’Benim Öğretmenim’’
isimli şiirini okudu.
Atatürk’ün öğretmen yanı isimli slayt gösterisinin de yapıldığı törende, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısı ile yapılan şiir yarışmalarında dereceye giren öğrencilerin ve öğretmenlerin ödülleri Bakırköy Belediye Başkan
Yardımcısı Aykut Çeliker ve Askerlik Şubesi
Başkanı Alb. İhsan Bursalı tarafından takdim
edildi.
Daha sonra Ataköy Lisesi Müzik Öğretmeni
Soner Arıca ve Ataköy Lisesi Müzik Korosu
tarafından müzik dinletisi gerçekleştirildi.
Emekli Öğretmenlere Hizmet Şeref Belgesi Verildi
Törenin sonunda, Bakırköy ilçesi genelinde bu
yıl emekli olan öğretmenlere hizmet şeref belgeleri verildi. Hizmet Şeref Belgeleri, Bakırköy
Kaymakamı Yakup Vatan, Bakırköy Askerlik
Şubesi Başkanı Alb. İhsan Bursalı, Bakırköy
Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Adagül,
Bakırköy İlçe
Milli Eğitim
Müdürü Hüseyin
Özcan, Bakırköy
Belediye Başkan
Yardımcısı Aykut
Çeliker ve Şükrü
Balcı Polis
Meslek Yüksek
Okulu Müdürü
Kadir Akbulut
tarafından verildi.
Tören, toplu
şekilde çekilen
hatıra fotoğrafı
ile son buldu.
(Yavuz ARPACIK)
16
ATAKÖY VE ATAKÖYLÜLER’E YAKIŞMIYOR
Ataköy, Rio De Janeiro
Caddesi- Havacı Feza
Sokağı girişindeki
yeşil alan Belediye
uzun zamandır bu
alana çöp dökenlerle
başedemeyince careyi
‘’Lütfen buraya çöp
dökmeyiniz’’ yazılı afiş
asmakta buldu. Gazetemizi arayanlar:
“Bu durum Ataköy ve
Ataköylüler’e hiç
yakışmıyor. Çevre
sakinleri yeşil alana
sahip çıkmalıdır.
Buraya çöp dökenler
dışarıdan gelmediklerine göre içlerindeki bu
densizleri bulup
uyarmalı ve bu alışkanlıklarından vazgeçirmelidir. Hatta bunları belediyeye şikayet ederek kabahatlar kanununun emir hükümlerine göre para cezası yazdırmalıdır. Vatandaş olarak çevreye
sahip çıkmalıdır’’ diyorlar.
BAKIRKÖY’DE TIBBİ ATIK AYRI TOPLANIYOR
Bakırköy Belediyesi Çevre Koruma ve
Kontrol Müdürlüğü’ne bağlı tıbbi atık
toplama ekipleri
Bakırköy’de yaklaşık 1000 sağlık
ünitesi ve evlerden tıbbi atıkları,
evsel atıklardan ayrı topluyor.
Bakırköy’de haftada 2 tona yakın
tıbbi atık toplandığını belirten
Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal
Erzen, “Bakırköy’de tıbbi atıkları
evsel atıklardan ayrı topluyoruz.
Tıbbi atıklar ayrı toplanmadığı
zaman evsel atıkların içine karışarak
insan ve çevre sağlığına olumsuz
etkileri oluyor. 2 ekibimiz hafta içi
her gün çalışıyor. Bakırköy’de yaklaşık 1000 eczane, poliklinik, diyaliz
merkezi, doktor muayenehanesi, diş
hekimi muayenehanesi, 20 yataklıdan düşük hastane ve diyaliz hastalarının evlerinden haftada 2 tona
yakın tıbbi atık toplanıyor. Tıbbi atıklar daha sonra Kemerburgaz’daki
Büyükşehir Belediyesi’nin bertaraf
istasyonuna götürülerek imha ediliyor.” şeklinde konuştu.
VEFAT VE BAŞSAĞLIĞI
Bakırköy Kaymakamlığı Özel Kalem Müdüresi Filiz AYRANCI’nın annesi
NACİYE YEŞİL’in
vafatını öğrenmiş bulunuyoruz. Merhumeye Tanrı’dan rahmet,
geride kalanlara sabır ve başsağlığı diliyoruz.
Sema- Özcan ATAMER KARATAHTA VE TEBEŞİR
“Geceler benim
karatahtamdır, parmaklarım tebeşir…
Ben bir muzdarip
öğretmenim ama
fecrimde devler
güreşir. Kısa bir yol
bilirim, hıçkırıktan
kahkahaya…”
Karatahta ve
tebeşir bundan
böyle muzdarip bir
öğretmenin fecrinde güneşe, aya açılan aydınlık ve kısa bir yol; nice aydın erişkin, arif ve
mümtaz kişileri insanlığın onurlu hizmetlerine
armağan eden bir araç olmayacak.
“Fırsatları Arttırma ve Teknolojiyi İyileştirme
Hareketi” (FATİH) projesinin imza töreni
geçtiğimiz günlerde yapıldı. Töreme katılan
Milli Eğitim Bakanımız Sayın Nimet Çubukçu ile
Ulaştırma Bakanımız Sayın Binali Yıldırım artık
öğretmen ve öğrencilerimizin “tebeşir tozu”
yutmayacağının müjdesinin verdiler. Havaalanlarından otobüs terminallerine,
konaklama yerlerinden restaurantlara kadar
geniş bir kapsama alanına sahip “kamu internet erişim merkezi” nihayet eğitim kurumlarımıza da girmiş bulunmaktadır. “Akıllı Sınıf Projeleri” ile tebeşir tozundan
kurtulup, interaktif bir eğitim ve öğretim
sürecine geçmiş olacağız.
Bu proje eğitim ve öğretimde niteliği arttıracak, çitayı yükseltecektir. Geri dönüşümü
uzun zamana bağlı bir kaynağa yatırım yapılmaktadır. Amma unutulmamalıdır ki İngiltere
ve Japonya gibi ülkeler bu alandaki yatırımlarının meyvelerini toplamışlardır. Görülen bir
köy kuyu değil, berrak suların fışkıracağı bir
pınar olacaktır. Sanırım millet devlet el ele yöntemi ile
finansman sağlanacak bu projeyle kısa sürede
her öğrenciye bir diz üstü bilgisayar, her dersliğe projeksiyon cihazı ve çok amaçlı fotokopi
makinesi kazandırılacaktır. Bu alt yapının oluşmasında gerek devlet ödeneklerinin, gerekse
katkı paylarının fırsat eşitliğine özen gösterilerek paylaştırılması gerekmektedir. Hizmet içi eğitimden geçirilecek öğretmenlerimiz eğitimimizdeki bu değişime “Bir Çocuk
Değişir, Türkiye değişir” sloganıyla başlayacaklardır. Hedefte geleceğe umutla bakacak,
çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmış bir ülkenin
bireyi olacak nesiller yetiştirmek olacaktır.
Atatürk’ün deyimiyle eserleri olacak yeni
nesillerle gurur duyacaklardır. FATİH projesi halkımızı bilgi toplumuna
dönüştürecektir. Günün koşullarına uygun
eleştiriyel düşünce, etkin problem çözme
yeteneği, bilgisayar okuryazarlığı gibi
meziyetler kazandıracaktır. Belki de Milli Eğitim
Bakanımız Sayın Nimet Çubukçu’nun da dediği
gibi eğitimimizde bir çağ kapatılıp bir çağ
açılacaktır.
Yeni projeyle bilgiye ulaşmak oldukça
kolaydır; amma o bilgilerin ezberlenmeden
özümsenmesi çok önemlidir. “Duyarsam
unuturum, görürsem hatırlarım, yaparsam
öğrenirim.” Derken yaparak ve yaşayarak
öğrenmenin önemine vurgu yapılmaktadır.
Öyleyse eğitimimizin eski zamanlardan bu
yana sembolü olan karatahta ve tebeşir fırlatıp
atılmasın rezervde bulunsun. Gemileri yakmayalım. Belki ulaşılan bilgileri onlarla özümseriz.
Ne dersiniz?
Ferhan KILIÇ
17
ATEŞ ÜNAL ERZEN: “TÜRKİYE’DE ÇALIŞANINA BORCU
OLMAYAN ENDER BELEDİYELERDEN BİRİYİZ”
Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen personeliyle yaptığı bayramlaşmada Bakırköy Belediyesi’nin çalışanına borcu olmayan ender belediyelerden biri olduğunu söyledi.
Ünlü tiyatrocu, Bakırköy Belediye Tiyatroları Genel
Sanat Yönetmeni Müşfik Kenter, belediye meclis
üyeleri, belediye başkan yardımcıları, müdürler,
memur, işçi ve konuk personelin katıldığı bayramlaşmada konuşan Bakırköy Belediye Başkanı Ateş
Ünal Erzen şunları söyledi:
”Belediyemizde tüm personelimiz çok yoğun emek
harcamaktadır. Biz de bu sıkı çalışma karşısında tüm
personelimizin alacaklarını zamanında ödemeyi
görev biliyoruz. Çok net bir şekilde söyleyebilirim ki
Bakırköy Belediyesi çalışanına borcu olmayan ender
belediyelerden biridir.” ESSE MAĞAZASI,
CAROUSEL’DE AÇILDI
Ev ürünleri ve dekarasyonu alanında hizmet veren Esse
Mağazası, Carousel’de yenilenen yerinde açıldı.
Mağazanın açılışına Gaziantep eski Belediye Başkanı
Celal Doğan, MHP Edirne Milletvekili Cemalettin Uslu,
Gazeteci-Yazar Can Ataklı ile çok sayıda ziyaretçi katıldı.
Açılış kurdelesini mağaza sahibi Semih Şeftali, Gaziantep
eski Belediye Başkanı Celal Doğan ve MHP Edirne Milletvekili Cemalettin Uslu birlikte kesti. Açılışın ardından
klarnet sanatçısı Serkan Çağrı, ziyaretçilere mini bir
konser sundu. (Arzu BERATOĞLU )
18
BİR ÇADIR GÖSTERİSİ
Vamık Volkan,
çadır modelinde
büyük grup kimliğini; kişinin
bireysel kimliğini
temsil eden giysisinin üzerinde
bulunan, o gruptan olan tüm
bireyleri örten bir
çadır bezi ve liderin çadırın direği
olduğu bir
imgeyle tasavvur
eder. Bu çadır
bezi, aslında
bireyleri ‘’bizlik’
duygusu altında bir araya
getirir, çadırın dışı ile içi arasında bir sınır oluşturur ve dışarıdan gelecek tehdide karşı
grubu korur. Ancak çadır
bezinde bir yırtık ya da
direğinde bir sarsılma olursa,
grubun ‘’bizlik’’ duygusu artar
ve bireyler bir çadır altında
yaşıyor olduklarını daha belirgin olarak algılarlar. Hatta bu
tehlike durumlarında büyük
grup kimliği bireylerin kişisel
kimliklerinden daha önemli
hale gelir.
Şimdi bu perspektiften bakmaya devam ederek
ülkenin bugün ki durumunu
açıklamak çok da zor olmasa
gerek… Mesele şu ki yüzyıllardır bilinçli bilinçsiz pek çok
lider tarafından kullanılan bu
sistemin dayandığı psikolojik
temeller değiştirilemez görünmekle beraber ülkemiz de son
20 yıldır sistemli bir biçimde
kullanılmaya başlandığı da bir
gerçektir.
Öncelikle
demokrasinin anlamı değişmiş
görünmektedir… Demokrasi
çeşitli çadırlar arasında en çok
üyesi olan çadırın sirk gösterisine dönmüştür ki diğer çadırlar da bu festivalde yerlerini
almakta gecikmemişlerdir. Günümüz politik
değerlerinde demokrasi her
grubun yüzyıllara dayanan
geçmişte ki ya da yakın
geçmişte ki haklarını rahatlıkla
arayabileceği bir soğuk savaş
platformuna dönüşmüştür.
Çoğunluğu sağlayan
grup ve yandaşları şiddet ile
üstünlük kurma çabalarının,
diğer grupların güncel
demokratik haklarını taciz ettiklerinin farkında bile değillerdir.
Kendilerini diğer tarafa
koyarken zarar gördüklerini
düşünen grup üyeleri aynı şeyi
aslında kendileri de yapmakta
ve kınadıkları yol olan göze
göz dişe diş mantığından yola
çıkarak savunmaya geçmektedirler.
Tüm dünyayı paylaşan
bireyler olarak şimdi ve burada
yaşıyoruz dolayısı ile kelebek
etkisi gibi bir grupta ki bozulma
diğer grupları da
etkilemektedir. Bu
kadar çeşitli etnik,
dini, politik
grubun farklı
çadırlarda boy
gösterdikleri
gerçeğinden yola
çıkarsak asla
tümünü taşıyacak
tek bir direk inşa
edilemeyeceği
gerçeği kaçınılmazdır.
Peki, ne
yapmak gerek, aslında çok da
zor değil… Bu tip politik oyunların sadece oynanana değil
oynayana da zarar verdiğini
görmekle işe başlamak gerekir. Her meydanda panayır
kurup, hangimiz daha çok ses
çıkaracak diye bakmaktansa,
hangi grup diğerleri için ne
kadar çok iş yaptı ya bakmak
gerekir.
Şimdi ve burada olduğumuzu unutmamak ve geçmişin
kinini atmak, bir anlamda
kendi geçmişimizle hesaplaşmak gerekir.
Bu dünya da herkesin
bir diğerine zarar değil fayda
sağlayarak, kendi doğrularının
yolunda lakin başkalarının
sınırlarına da saygı göstererek
ilerlemesi gerektiğini bilmek
gerekir.
Demokrasi sınır ve
özgürlüklerin örtüştüğü noktada durur. Diğerlerinin özgürlüğünün başladığı yerde bizim
ki biter ki bunun tersi diğerleri
için de geçerli olmalıdır.
Her kafadan bir sesin
çıktığı, diretmeler dayatmalarla
yönetilmeye çalışılan bir ülke
demokrasiden gittikçe uzaklaşmaya mahkûm, kişisel ve grup
özgürlüklerinin en yüksek
düzeyde kandırmaca ya
dönüştüğü şaşırtıcı renklilikte
ama içi boş bir panayıra
dönüşmeye mecbur kalır. Bu kaçınılmaz sona kurbağa pişirme metodu ile yaklaşıyor olmak daha da içler
acısıdır… Yavaş yavaş alışmak
ve altta kaynayan kazanın
ısısında piştiğimizin farkın da
olmamak bizi kurbağa yapmasa da, neyi ne kadar ve
nasıl yaşadığımızın farkında
mıyız ı sorgulamamıza neden
olmalıdır.
Kısaca; bir ağaç gibi hür
ve bir orman gibi kardeşçesine
yaşamak gerekir ki; bu biraz
farkındalık ve hoşgörü ile olabilecek iken neden hala bu
panayırda ki palyaçolar çadır
direklerini oluşturuyor anlayabilmiş değiliz.
BAKIRKÖY’DE KADIN DAYANIŞMASI
Esra ERDOĞAN
Saygılarımla…
Bakırköy Kent Konseyi Kadın Meclisi tarafından 8 Mart 2010 Dünya Kadınlar Günü’nde kurulan Bakırköy Kadın Danışma Evi, kuruluşundan 8 ay
sonra, kadın danışanları ve kadınlara ücretsiz hizmet veren gönüllü avukatları, psikologları eşliğinde bir kutlama gerçekleştirdi. Bakırköy Kent Konseyi
Kadın Meclisi Başkanı Yrd. Doç. Dr. Meltem Ünal Erzen’in katıldığı kutlama,
Bakırköylü Kadınlar tarafından büyük ilgi gördü. Meltem Ünal Erzen, Bakırköy gibi, eğitim, kültür ve sosyo ekonomik düzeyi
yüksek bir ilçede bile şiddete, tacize, kötü muameleye maruz kalan birçok
kadın olduğunu, bu sebeple ekonomik sebeplerle yaşadıkları sıkıntılara
katlanmak zorunda kalan kadınlara yardımcı olabilmek için açılan Kadın
Danışma Evi’nin, önümüzdeki günlerde daha farklı projelerle ve daha geniş
çalışma olanakları yaratılarak daha farklı konularda da Bakırköylü kadınlara hizmet vereceğini belirterek, Bakırköy’de kadınların yalnız olmadığını
söyledi ve özverili çalışmaları sebebi ile Kadın Danışma Evi Koordinatörü
Fethiye Kızmaz’a teşekkür etti. 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde gerçekleştirilen kutlamanın bitiminde,
Kadın Danışma Evi Koordinatörü Fethiye Kızmaz, Bakırköylü kadınlar adına,
Meltem Ünal Erzen’in öğretmenler gününü kutlayarak, çiçek takdim etti. Bakırköy Kadın Danışma Evi, haftaiçi hergün 09.00 – 17.00 saatleri arasında, Bakırköylü kadınlara, ücretsiz olarak hukuki ve psikolojik destek veriyor.
22
GENÇ BAKKARTLILARA ÜCRETSİZ SİNEMA GÜNLERİ
Bakırköy Belediyesi Basın-Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü
tarafından uygulamaya konulan Genç Bakkart Projesi’ne üye
gençlere ücretsiz sinema günleri düzenleniyor.
Genç Bakkart Projesi üyesi gençlerin dünyanın sürekli değişen
ve gelişen şartlarında mevcut potansiyel güçlerini açığa
çıkararak bütün yönleriyle gelişimlerini sağlamak ve yaşam
kalitelerini yükseltmeyi amaçladıklarını söyleyen Bakırköy Belediye Başkanı
Ateş Ünal Erzen; “Bunun için de 18-25 yaş grubu Bakırköylü gençlerimizin
katılabileceği çeşitli sosyal ve kültürel projeleri ,ücretsiz sağlık ve eğitim
imkanlarını Genç Bakkart ile gerçekleştireceğiz. Bu bağlamda da gençlerimize
sinema günleri düzenledik. Katkı sunan sinema sahiplerine
teşekkür ederiz. Bundan sonra da bu tip etkinliklerimiz devam edecek.” dedi. Bakırköy Belediyesi Basın-Yayın Halkla İlişkiler Müdürü Ruhsan
Tezkan da gençlerin ilk olarak Nene Hatun-Aziziye filmini Capacity
Cinebonus’da izlediklerini söyleyerek, “Bakırköylü gençlerimiz vizyondaki
filmleri izlemeye devam edecekler.” şeklinde konuştu.
GÖRME ÖZÜRLÜLER BİSİKLET ŞENLİĞİ
Görme Özürlüler Derneği (GÖZDER)
ve çeşitli meslek gruplarından gönüllü
bisikletçilerin oluşturduğu Turkuaz
Bisiklet Grubu tarafından gerçekleştirilen organizasyon ile “Görme Özürlüler Bisiklet Şenliği” düzenlendi.
Türkiye’de ilk kez düzenlenen ‘’Görme Özürlüler 1. Bisiklet Şenliği’’ ile, bisiklet sürme imkanı bulamayan görme engelliler,
kendileri için özel olarak tasarlanan tandem (çiftli) bisikletlere
binerek pedal çevirdiler.
Görme özürlü vatandaşlar Turkuaz Bisiklet Grubu’nun bisikletçileri ile birlikte Ataköy’de bulunan GÖZDER binasının önünden
başlayarak Yeşilyurt ve Yeşilköy sahillerinden geçerek 20 km’lik
bir parkurda bisiklet yolculuğu yaptılar.
Görme Özürlüler Derneği Başkanı Bülent Kelleci, dünyada
görme özürlüler tarafından bir çok sporun yapıldığını fakat tandem (çiftli) bisiklet şenliği gibi organizasyonların görme engelliler için özel bir yeri olduğunu belirterek, “Bu şenlikle birlikte
çocukluğundan beri bisiklete binemeyen görme özürlü vatan-
daşlarımızın bir açığını kapatıyoruz. Görme özürlüler için
bisiklete binmek uçmak gibi bir şey. Bisiklete binmek isteyen
bütün engelli veya engelsiz kardeşlerimizi derneğimize bekliyoruz” dedi.
Çeşitli meslek gruplarından gönüllü bisikletçilerin oluşturduğu
kişilerden oluşan Turkuaz Bisiklet Grubu üyesi Yılmaz Özgentürk ise, daha önce işitme engellilerle birlikte çalışma yaptıklarını ve o sırada GÖZDER Başkanı Bülent Kelleci ile tanışarak
projeyi görme engellilere de yaydıklarını ifade ederek, ‘’Bu
organizasyon ile birlikte bütün engelli kardeşlerimize bisiklete
binmenin keyfini yaşatıyoruz. Bu bize gurur veriyor. Engelli
gençlerimiz bisiklet sürmeyi çok seviyorlar. Şuan çok büyük
oranda talep var.’’ diye konuştu.
Görme Özürlüler için özel olarak hazırlanan 13 adet tandem
(çiftli) bisiklet ile engellilere hizmet verdiklerini de ifade eden
Özgentürk, bisiklet sürmek isteyen engelliler ile engellilerin
bisiklet sürmesine yardım etmek isteyen gönüllüleri Ataköy’de
bulunan Görme Özürlüler Derneği’ne beklediklerini söyledi.
23
BAKIRKÖY
ATASPOR KULÜBÜ
TESİSİ YOK,
BAŞARILARI ÇOK
Bakırköy Ataspor Kulübü, Türkiye
genelinde ve uluslararası yarışmalarda
elde ettiği başarılar ile Milli Takımlara
çeşitli yaş gruplarında kazandırdığı
sporcularla dikkat çekiyor.
Yüzme ve su sporları ana branşlarıyla
gençlere hizmet veren Ataspor Kulübü,
kurulduğu 1997 yılından bu yana
yetiştirdiği 10 bin sporcu ile bu alanda
da büyük başarı elde etmiş durumda. Ataköy 9-10. Kısım’da Bakırköy
Belediyesi tarafından kendisine tahsis edilen 35 metrekarelik kulüp
bürosunda çalışmalarını sürdüren
Ataspor Kulübü, 5 branşta 150
lisanslı sporcuya sahip olup, triatlon ve paletli yüzme branşlarında Türkiye’nin ilk 3 kulübü arasına girmeyi başarmış, birçok
Türkiye şampiyonlukları ve rekorlarının yanı sıra triatlon da
sporcusu Bahar Saygılı ile 2 defa
Balkan 3. sü olarak yalnız Ataspor’un değil, Bakırköy’ün de gururu
olmaya devam ediyor.
Tüm bu başarılarına rağmen Ataspor
Kulübü, özellikle tesis anlamında büyük
sıkıntılar çekiyor.
Yakaladıkları büyük başarılar ve tesis
yönünden çektikleri sıkıntılar ile ilgili
görüşlerini aldığımız Ataspor Kulübü
Başkanı Sait Babaoğlu, şu değerlendirmeleri yaptı:
“1997 yılında yüzme ve su sporları
temelinde kurduğumuz
kulübümüzde, gün geçtikçe
branşlarımızı arttırdık. Şuan branş
sayımız 9’a kadar yükseldi. Maddi
imkansızlıklardan dolayı son birkaç
yıldır bazı branşlarımızda müsabakalara katılamıyoruz 1997 yılından bugüne kadar kulüp bünyemiz
altında 10 bine yakın gencimiz eğitim
aldı. Bununla gurur
duyuyoruz. Bu süreçte
yine bine yakın lisansiyer sporcu yetiştirdik.
Faaliyet gösterdiğimiz
branşlarımızın
içersinde, Türkiye’de
çok az olan bir başarıyı
yakalayarak 4 ayrı
branşta milli takımlara
sporcu verdik. Yaklaşık
olarak son 4 yılda
50’ye yakın sporcuya
milli takım forması giydirdik. Yüzmede de
Türkiye ikincisi çıkardık.
Tesisi olmayıp da
Sp o r
BAKIRKÖY’de
Y av uz ARPACIK
ZÜLKANÝ SÝRMEN
Türkiye’de bu başarıyı yakalayan tek
kulübüz. Her zaman iyi insan
yetiştirme temelinde gayret gösterdik. Önce iyi insan sonra iyi
öğrenci ve sonra da iyi sporcu
temelinde gittik. İyi de yol
aldğımızı düşünüyoruz. Biz
antrenörlerimiz ve sporcularımızla yarışlara hep
beraber katılırız. Böyle bir
ortam yakaldık. Bunun da
diğer kulüplere örnek
olmasını istiyoruz. “KULÜBÜMÜZÜN
ADINA LAYIK OLMAYA ÇALIŞIYORUZ”
Bakırköy Belediyesi’nin bize tahsis ettiği 35 metrekarelik yerde ve
imkansızlıkların içinde bu başarıları
yakalıyoruz. Devletten beklediğimiz
desteği pek aldığımızı söyleyemeyiz.
Ama Bakırköy Belediyesi’nden özellikle ulaşım konusunda sınırsız bir
hizmet alıyoruz. Bakırköy Belediye
Başkanımız Ateş Ünal Erzen ve Ulaşım
Hizmetleri Müdürü Yunus Alışkan’a bu
konudan dolayı teşekkür ediyorum.
Ayrıca, kulüp yönetimimizin bulunduğu binamızda Bakırköy Belediyesi’nden tahsis ettiğimiz bir yer. Zaman
zaman bize devletin göstermediği
desteği Florya Bilge Kağan Koleji
Kampüs Müdürü Ali İhsan Özyazgan’dan görüyoruz. Ona da teşekkür ediyorum. Külübümüzün adı bir
dünya ilçesi olan
Bakırköy’ün adı,
kulübümüzün adı bir dünya
devi olan Atatürk’ün adı.
Biz çalışmalarımızla bu
isme layık olmaya çalışıyoruz.” Kulüp bünyesinde 100
lisanslı sporcu ve 50 tane
de kursiyer olmak üzere
150 gence hizmet veren
Ataspor Kulübü, çalışmalarını Florya Özel Bilge
Kağan Koleji Havuzu’nda
Pazartesi, Perşembe,
Cumartesi ve Pazar günleri
gerçekleştiriyor.
İKİ NOKTA…
Birinci nokta Türkiye’nin güvenliğini
sağlayan genel kurmaydaki rutbelilerin
açığa alınması. Bu durum ister istemez
Türkiye’de ve Avrupa’da geniş yankı
buldu. Hükümetin genel kurmay ve
ergenekon davaları içten içe tüm hızıyla
devam ediyor. Fakat deniz feneri davası
bir türlü açılamıyor, açılmaz da.
İkinci nokta küresel krizin etkileri yavaş
yavaş su yüzüne çıkıyor. Ekonominin günden güne kötüye gittiğini hiç kimse görmüyor. Durum çok vahim. Alım gücü günden güne azalıyor ,günde yüzlerce kişi
işinden oluyor. Herşey, hesap kitap ortada.Vatandaşın çocuğunu okula göndermek
için harcadığı para 600-700 TL, bunun
servis paraları hariç, birde bunu eklersek
fabrikada asgari ücretle çalışan bir işçinin
halini düşünün.
Ulusal ve yazılı basında Türkiye’nin zor
bir dönemden geçtiği özellikle vurgulanıyor, hükümetin verdiği sözlerin yerine getirilmediği Avrupa Birliği’nin Türkiye
üzerindeki düşüncesinin günden güne
katılaştığını görüyoruz ve okuyoruz. Belli
ki her geçen gün şartlar daha da ağırlaşıyor, hükümetin açılım konusundaki görüşleri artık hiç kimse tarafından benimsenmiyor. Hükümet ve muhalefet arasındaki
gerginlik sürüyor.
SÖĞÜTGEDİĞİ KÖYÜ’NDEKİ DÜĞÜN
ŞÖLENİ Bayramın hemen arifesinde Söğütgediği
köyündeki bir düğün şölenine tanık olduk.
Muhtar Şaban Çırak iki aile arasındaki kız
kaçırma olayına müdahale eder, iki tarafı
da ikna etmek için günlerini harcar ve
sonunda iki ailenin, el ele gönül gönüle
mutlu bir şekilde düğünlerine karar verirler. Köyün daha önceki muhtarı Ramazan
Yalavuz görevini en iyi şekilde yapıp
arkadaşı Şaban Çırak’a devreder. Tabii ki
yine fikir alışverişleri, dostlukları,
arkadaşlıkları, köyün menfaati için her
zaman her yerde beraber olduklarını
kanıtladılar. Muhtar Şaban Çırak’ın köyün
birliğini sağlamış. Hiçbir zaman çatlak
sese yer vermemiş bir bütün olarak
Söğütgediği köyünü Çanakkale ili
nezdinde çağdaş bir yapıya kavuşturmuş.
Düğündeki Şölene muhtar Şaban Çırak,
eski muhtar Ramazan Yalavuz, köyden
Sebahattin, Recep, Zayid ve benim de
bulunduğum Halilağa köyünden İsmail,
Mustafa, Şaban, Saadet, Resul gibi
arkadaşlar eğlenceye doydular. Kaykılar
köyünden davulcu Ahmet ve Bezirganlar
köyünden davulcu Osman’ın muhabbetleri
en üst düzeydeydi. Ahmet ve Osman’ın
toplum arasında keman olarak iki tane
çomak ve boş su güğümü ile bizleri
saatlerce eğlendirmeleri görülmeye
değerde. Kendilerini kutluyor ve tebrik
ediyoruz.
Her şey gönlünüzce olsun.
24
TAM BİR YAŞAM DERSİ
Tanrıdan gururumu yok etmesini
istedim.
Tanrı “Hayır” dedi.
“Gurur benim yok edebileceğim
bir şey değil,
Senin bırakabileceğin bir şeydir.”
dedi.
BURGAZADA’YA EKOLOJİK TUR GEZİSİ
İstanbul Orman Bölge
Müdürlüğü’ne bağlı
Adalar Orman İşletme
Şefliği tarafından
Burgazada’ya ekolojik
tur düzenlendi.
Bilgi Üniversitesi öğrencilerinin kurduğu Yaşam
Platformu Kulübü’nün
katılımıyla gerçekleşen
ekotur için Burgazada
İskelesi’nde toplanan
öğrenciler, Burgaz
Ormanları’nda yürüyerek, hem temiz bir hava
aldılar hem de Adalar
Orman İşletme Şefliği
teknik elemanları
tarafından
Burgazada’nın Doğa
Ekolojisi hakkında bilgilendirildiler.
Yürüyerek
Kalpazankaya yoluna
gelen öğrencilere, burada Orman İdaresi
tarafından kuş yuvaları
verildi. Kuş yuvalarını
alan grup, ağaçlara tırmanarak,
Burgazada’nın kuşları
için yuvaları astılar. Grup ayrıca 2003 yılında çıkan yangında
kaybedilen ağaçlardan
geriye kalan
gençleştirme sahasına,
Kızılçam ağacı tohumlarını atarak,
Burgazada’nın yeniden
yeşermesi için yardımda
bulunduktan sonra
çevre temizliği yaptılar.
Tanrıdan sakat çocuğumu
iyileştirmesini istedim.
Tanrı “Hayır” dedi.
“Onun ruhu sağlam, vücut o kadar
önemli değil, O geçici bir şeydir.”
dedi.
Tanrıdan bana sabır vermesini istedim.
Tanrı “Hayır” dedi.
“Sabır büyük acılar çekilerek öğrenilebilecek bir şeydir.
Sabır verilmez, hak edilir.” dedi.
Tanrıdan beni mutlu etmesini
istedim.
Tanrı “Hayır” dedi.
“Ben sadece nimetlerimi sunarım,
Mutlu olmak sana bağlı.” dedi.
Tanrıdan beni çektiğim acılardan
kurtarmasını istedim.
Tanrı “Hayır” dedi.
“Çektiğin acılar günlük
kaygılarının önemsizliğini anlamanı, onlardan
uzaklaşmanı ve bana daha çok
yaklaşmanı sağlar.” dedi.
Tanrıdan Ruhumu olgunlaştırmasını istedim.
Tanrı “Hayır” dedi.
“Kendi kendine olgunlaşmalısın,
ama meyvelerini alman için yardım
edeceğimden emin olabilirsin.”
dedi.
Tanrıdan Hayatı sevmemi sağlayacak her şeyi istedim.
Tanrı “Hayır” dedi.
“Ben sana hayatı vereceğim.
Böylece hayata dair her şeye ancak
sen sahip olabilirsin.” dedi.
Tanrıdan, Tanrıya duyduğum
sevgiyi, başkalarına da duyabilmeyi istedim.
Tanrı şöyle dedi: “Ohhh! Nihayet
doğru bir şey istedin.” Ruhu olgunlaşmamış bir kul Tanrı’ya hep bana ver ile biten dualar
eder. Olgunlaşmış bir ruh ise vermemi sağla diye bitirir dualarını...
Steve Goodier'in 'Bir Dakika Hayatınızı Değiştirebilir' adlı kitabından
alınmıştır.
EN MEDYATİK ÜNLÜLER LİSTESİ TEPETAKLAK
Medya Takip Merkezi’nin (MTM),
magazin ve eğlence dünyasının en
popüler isimlerini belirlediği medya
araştırması sonuçlandı. Raporun
sonuçlarına göre, “en medyatik ünlüler” listesinde
çarpıcı iniş-çıkışlar var…
MTM Medya Takip Merkezi’nin, gazete, dergi, TV
kanalı ve haber sitelerinde yayınlanan her haberi tek
tek inceleyerek oluşturduğu “Türkiye’nin en medyatik
ünlüleri” araştırmasının Ekim ayı sonuçları açıklandı.
Buna göre, bu ayın en çok konuşulan ismi, Ezel
dizisindeki konuk oyunculuğu ile tüm dikkatleri üzerine çekerek sürpriz bir çıkış yakalayan Kıvanç Tatlıtuğ
oldu. Yıllardır Türkiye’nin en popüler isimleri listesinde
üst sıralarda yer alan İbrahim Tatlıses’in listeye hiç
girememesi, Sezen Aksu ve Hülya Avşar’ın reytinginde
ise önemli bir düşüş olması, araştırmanın öne çıkan
detayları arasında kayda geçti. AYIN EN POPÜLER İSMİ: KIVANÇ TATLITUĞ
Aşk-ı Memnu dizisiyle ününe ün katan
Kıvanç Tatlıtuğ, Ezel dizisinin Ekim
ayındaki bölümlerine konuk oyuncu
olması, medyanın yakın ilgisini çekti.
Türkiye’nin en beğenilen iki erkeği
Kıvanç Tatlıtuğ ve Kenan İmirzalıoğlu’nu bir araya getiren dizi,
medyada ve köşe yazarları arasında
“reyting için her yol mübah mıdır?”
tartışmasını da alevlendirdi. Medyanın yakın takibinde
olan Tatlıtuğ, Beren Saat ile katıldığı bir eğlencede
samimi görüntüler vermesiyle de sıkça konuşuldu.
Son dönemlerin en popüler yüzlerinden biri olan
yakışıklı oyuncu, Ekim ayında gazete, dergi, TV kanalı
ve haber sitelerinde toplam bin 461 haberde yansıma
bularak, “en medyatik ünlüler” listesinde zirveye yerleşti. GÜLBEN ERGEN BU KEZ SOSYAL SORUMLULUK PROJESİ İLE GÜNDEMDE… MTM’nin aynı araştırma raporuna
göre; Ekim ayının en çok konuşulan
ikinci ünlü ismi Gülben Ergen oldu.
Ünlü sanatçının önderliğinde hayata
geçen “Çocuklar Gülsün Diye” kampanyası ve bu kapsamda yapılan okul
açılışları, magazin basının ilgi odağı
oldu. Ünlü sanatçı, Cumhuriyet
Bayramı Resepsiyonu’na katılamamasıyla da dikkatleri üzerine çekti. Ay
boyunca medyada bin 295 haber ile yer alan Ergen’e
olan ilgi, önceki aya oranla iki katın üzerinde artış
gösterdi. Ayın en çok konuşulan üçüncü ismi ise, “Fatmagül’ün Suçu Ne?” adlı dizide canlandırdığı karakterle mercek altına alınan Beren Saat oldu. Sevgilisinden ayrıldığına ilişkin haberlerle de dikkatleri üzerine
çeken güzel oyuncu, ay boyunca bin 223 habere konu
edildi.
25
BASIN DANIŞMANLARI BİR ARAYA GELDİ
Marmara Belediyeler Birliği tarafından başlatılan
ve kurumlar arasında işbirliği geliştirmeyi, deneyim paylaşmayı, ortak sorunlara çözüm aramayı
hedefleyen birim müdürleri toplantılarına, Basın
Danışmanları buluşmasıyla devam edildi.
Bağcılar Belediyesi’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen toplantıya İstanbul’daki ilçe belediyelerinin
basın danışmanları katıldı. Belediyeciliğin Oskar’ı
olarak bilinen Marmara Belediyeler Birliği Örnek
Belediyecilik Proje Yarışması’ndan da ödülle
ayrılan Nostalji Bahçeleri projelerinin “Kayısı
Bahçesi” ayağında, basın danışmanlarını ağırlayan
Bağcılar Belediyesi adına konuşma yapan Basın
Danışmanı Abdullah Arıdoru, “Belediyenin görünen yüzü, biz basın danışmanlarıyız. Bizler, yaptığımız çalışmaları halka aktaran yayın organları
ile kurumumuz arasında köprü vazifesi görüyoruz.
Bu bakımdan basın danışmanları olarak, ne kadar
önemli ve stratejik bir konumda olduğumuzu
bilmeli, buna göre çalışmalarımızı sürdürmeliyiz”
dedi ve programa katılan basın danışmanlarına
teşekkürlerini sundu.
Marmara Belediyeler Birliği tarafından başlatılan
ve aylık düzenlenen basın danışmanları toplantılarına, sırasıyla Fatih Belediyesi, Sancaktepe
Belediyesi ve Silivri ile devam edilmesine, gelecek
aylardaki toplantılara, İstanbul Büyükşehir
Belediyesi’ne bağlı kuruluşların basın danışmanlarının da katılmasına karar verildi.
MARMAR A’DA HAMSİ AVCISI KÖPEKBAL IKL AR I YAKALANDI
Karadeniz’den Marmara’ya akın eden hamsi sürüleri
beraberinde devasa büyüklükte köpekbalıklarını da
getirdi. Marmara Boğazı’nda balıkçı ağlarına takılan biri
560 kilogram ağırlığında 4.10 metre uzunluğunda, biri
320 kilogram ağırlığında 2.90 metre uzunluğunda ve
diğeri de 210 kilogram ağırlığında 1.85 metre uzunluğundaki 3 devasa köpekbalığı vatandaşların da ilgi
odağı oldu. Hamsi avcısı köpekbalıkları mumyalanarak Türkiye
Deniz Canlıları Müzesi’nde sergilenecek. 26
Rejisör Oktay Mir Kasım:
“İnsanlar Birbirlerini Hiç Bir Zaman
Anlamıyor”
Oturduğumuz koltukta sessizce
izlediğimiz film, bizi sınırsız olasılıklar
üzerinde düşünmeye yöneltirken, aynı
zamanda anlatılan hikayelerle dünya
görüşümüzün biçimlenmesine etki eder.
İyi rejisör, çektiği filmle seyircinin içinde
hayaller uyandırıp onları olayların içine
katan, düşündürürken huzur veren
insandır. Her filmin bir hikayesi vardır. Ve
her hikaye ne kadar gerçekse ya da
gerçeğe ne kadar yakınsa o kadar etkileyicidir. Azerbaycan’ın değerli rejisörü
Oktay Mir Kasım’la çocukluk döneminden
son çektiği “Hoş Geldin Melek” filmine
dek konuştuk.
Yaşanan çocukluk, hayatımıza yön veren, bizi biçimlendiren, hayata
hazırlayan en önemli etkendir. Sizin çocukluk döneminiz nasıl
geçti?
Çok mutlu bir dönem benim için. Biliyor musunuz, bazen bana,
bugün iyi yetişmiş bir insan olarak görülüyorsam, bunu salt çocukluk dönemine borçluyum, gibi gelir. Temiz, saf ve tazelik kokusu
veren etkiler… Ve bir cennetti bu. Bunun ilk nedeni, o zaman hiç
bir olumsuz insanın olumsuz sıfatının olmamasıydı. Baba, anne,
akraba olarak gördüğüm ve izlediğim insanların hepsi çok saf ve
temizdi. Hıyanetin ne olduğunu bilmedim. İkiyüzlülüğün ne
olduğunu bilmedim. Vatan topraktı. Toprakta çalıştık. Ailede babam
bu konuya, yani toprak ve emeğe büyük önem verirdi. Büyüğün
sözü, bir kanundu. Ama gurur, benlik, şerefli olmak hatta şampiyon olmak bu birinci ve en önemli bir amaç olmuştu. Geride kalmak
mümkün değildi. Her şeyde birinci olmak… Büyük sözü hep
kanundu. Bu paradoks. Babam sıra dışı özel bir insandı. O dindar
bir ailede doğmuştu ve dedem onu din görevlisi olması için hazırlıyordu. Ve o çocukluk döneminde çok yetenekli görünüyordu. Bu
yüzden de dedem ona güveniyordu. Ama babam bunu istemedi.
Dünyevi bilim ona daha çekici geldi. O, dedelerinin kanununu
bozdu ve 13 yaşında okula gitti. Bu bir dram olmuştu ailede.
Dedem onu uzun süre affetmedi ama sonra affetti. O doktor oldu.
Çünkü bunun aslında hıyanet değil, gelişim biçimi olduğunu gördü.
Babam, Bolşevizmi kabul etmedi. Bu, babam.
Annem kibar bir ailede doğdu. Babam 38, annem 16 yaşında.
Babam annemi istemeye tek başına gitti. Aile örnek alınacak ve
özel bir aile oldu. 5 erkek çocuk doğdu. 5 erkek çocuk büyüttüler.
Babamın sıfatı, onun siması, özelliği bununla ifade olundu. Babam
dindar aileden, Seyid soyadında; “Mir” de onu gösterir. Ama
babam oldukça eğitimli ve kültürlüydü. Şark etkisinde yetişmiş
ama matematik, coğrafya, fizik ve her konuda eğitim almış bir
insan. Ben onu çok aydın ve kibar buluyorum. Annem Avrupa’ya
daha meyilli bir ailede doğmuş. Çünkü o dedem ( annemin babası),
Polonya’da okumuş, ninem Rus okulunda okumuş. Avrupa’ya,
batıya yakın yönde yetişmişler. Ama çok büyük bir birlik ve
manyetizm vardı ikisi arasında. İki aile arasında hiç sorun olmamış.
İlimler Akademisi’nin ilk Başkanı. Komunist partinin üyesi olmadı,
istemedi. Özgürlüğünü kaybetmek istemedi ve onu oradan aldılar ..
Diktatörlük rejimi. Azerbaycan’ın başında Mir Cafer Bağırov,
“Hayır!” dedi ve mucize oldu. 15 dakika sonra babamı oturduğu
kürsüden attılar. Ama babam toplumda saygısını kaybetmedi. Bu
benim ailem.
Çocukluğumda ne kadar uyumun var olduğunu anlattım. Biz çok
dinamik bir hayat sürdük; spor, bahçıvanlık, turizm, seyahat, bisikletle uzun mesafeler kat etmek ve hayvanlar alemiyle temasta
olmak - bu yönde çok özgürlük verilmişti. Her bir çocuğun ailede
mukaddes borcu, bilimde, sanatta, okulda kendini göstermesi idi.
Bu bizim için çok önemliydi. Ve bu yüzden çok uyum vardı. 14-15
yaşında bisikletle 70 km giderdim. Merdakan’a gidip gelirdim.
Havaalanına gider, geriye Sumqayıd’a gider dönerdim
Sizi rejisör olmaya yönlendirenler oldu mu?
Bu bir sır benim için ama kusura bakmayın bunu böyle söylüyorum. Çünkü hiç de özel bir kahramanlık saymıyorum. Bu benim için
problem değil. Ama çok sorarlar. Gerçekten de ilginç bir olay. Ben
bu noktayı bulamıyorum. Ne zaman bu kararı alıp, ne zaman ilk
kez düşünüp, ilk kez başladım? 16 yaşındayken film stüdyosuna
gittim ve oradan iş aldım. Bodrum katında kimyevi maddeler
karıştırdım. Oradan başladı çekimler. Ve ilginç izlenimler. Ardından Moskova’da 3 yıl üniversiteye gittim, sonunda kabul edildim.
Yarışmalar çok zormuş. Ama biz şu anda Yazarlar Birliği’ndeyiz ve
burası benim için raslantı değil ve bizim sizle burada görüşmemizin
çok tabii olduğu düşünülebilir. Ben 50 yıldan çok sinemadayım,
filmcilikteyim ama edebiyat, rahatlık bulduğum bir yer. Sanki
gerçeklerden kaçıp kendimi gizleyebileceğim bir yer edebiyat.
Filmcilikte insan kendisini normal ifade edemiyor; çünkü yararlı
emek faizi örneği, filmcilikte bu çok aşağıdır. Genellikle filmcilik
sanatı çok üzücü bir sanattır. Şöyle bir söz var: İğneyle kuyu kazmak. Filmcilik budur. Onun için birçok insanla temasta olursun.
Başarın ve kendini kanıtlaman o insanlarla ilgilidir. Teknik istediğin
kadar kaliteli olmaz. Sponsor, pazar, politika var. Rahatlık yok. Ama
ben hiç bir zaman işimden ayrılamam. Bu film dünyası, benim
dünyam. İşsiz olduğumda ağlıyorum. Ama bazen de nefret ediyo-
rum. Edebiyat kutsaldır. Sana tabiatla
Yaradan da kısmet olmuş. Yetenek kendini
ifade edebilir. Bir kalem, bir kağıt. Başka bir
şeye gerek yok. Ve hayal. Hayalinde
gördüğün ne varsa, onu betimlersin. Ama
filmde öyle değil. Ama bu, kader…
Sevdiğimden nefret ediyorum. Ben böyleyim... Zincirleri kıramam, onlarla bağlanmışım.
Bir filmi başarılı kılan şeylerden en önemlisi,
rejisördür. O, yeteneğini ve hayal gücünü
kullanırken, hayranlık uyandıran ayrıntılar ve
ustaca görüntüler yaratarak aktör ve aktrisleri
de yönlendirir. Siz nasıl bir rejisörsünüz?
Bugüne dek kaç film çektiniz?
Ben güçsüzüm. Bu soruya cevap veremiyorum. Çünkü gerçekten bilmiyorum. Samimiyim. O kadar dahiler var, saygı duyduğum
dahiler var ki... Akura Kurosawa, Federico
Fellini, Milos Forman, Jean Vigo gibi rejisörler. Ama o kadar zayıf,
o kadar bu meydanda gereksiz olup, kendine rejisör diyen insanlar
var ki… Onun için ne yazarlara, ne aydınlara, ne sıradan insanlara
ne de kendime cevap veremiyorum. Rejisör dünyanın merkezinde
olan biri. İşine
sahip çıkıp çok çalışmazsan, işini de kaybedersin, insanlar da
kaybeder senle beraber. Aynı zamanda burada bir pedagoji var. Ve
sevgisiz çalışamazsın. Hem sevgi hem disiplin…
Yasemin BAYER
Bugüne dek uzun metrajlı dramatik yedi film çektim. Birçok kısa
metrajlı film ve belgesel çektim, TV için senaryolar…
Daha az sevdiğim, daha zayıf ve başarısız saydığım filmler var tabii
ki, ama onları soğukkanlı olarak çektim, yarattım. Zaman geçtikçe
her film geride kalmış, çok sisli hatıralar olur, her bir film. Ama
daha çok sevdiğim bilir misiniz, nedir? Daha çok sevdiğim,
üzerinde düşündüğüm bir projedir. Projeler mutluluk verir insana.
Pek çok insanın hayatında unutmadığı, belleğinde sakladığı filmler
vardır. Hatta o film belki de insanı hayatta güçlü olup çalışmaya,
başarıya ve mutlu olmaya götüren yolda bir anahtar rolü oynar. Siz
filmlerinizi çekerken neler hissederseniz?
Çekim sıradan teknik bir süreç. Çünkü daha önce söylediğim gibi
hayalimde proje olan fikri düşünürken heyecanlanırım. Hayatta
mücadele eden kahramanları seviyorum. Benim için asla iyi, kötü
ayrımı yok. İnsanlar birbirlerini hiçbir zaman anlamıyor. Bu, bir
dram… Bütün filmlerimde bu fikrin ifadesini bulmak mümkün…
İnsanları, kahramanları düşünürken seviyorum. Ama iş sırasında bu
projeyi hayata geçirmek çok formal bir süreç. Tabii ki, aktörle iş
yapılır. Onlar için çok önemli. Benim için çok teknik ve ince bir
süreç. Düşündüğüm zaman daha samimi olurum. Hayalimde,
aklımda filmi düşünürken daha duygulu olurum. Teknik açıdan
bakıldığında, sahne çekimi hipnozdur. İnsanlarla temasta olmanın
da tekniği var. Aktöre bunu anlatma tekniğim de var ama
soğukkanlı olurum. Ne yapmak gerektiğini bilirim. Beni bu noktadan başka yere koymak mümkün değil.
En son çektiğiniz “Hoş Geldin Melek” filminin nasıl oluştuğunu
anlatabilir miydiniz?
Bir gün şehirde sokakta giderken bir çift dikkatimi çekti. Genç bir
subay ve onun koluna girmiş bir kız. Onun nişanlısı farz edebiliriz.
Her ikisinin yüzünde ışık vardı. Sevgi ışığı ve gurur ışığı… Kız,
onun yanında gidenin, seçtiği insanın asker olmasından gurur
duyuyordu. Savaşan, vatan uğrunda savaşan insan… Delikanlı da
gururluydu; onun yanında giden kız güzeldi. Güzelliği yalnızca şekil
olarak, dış görünüş olarak değildi, iç güzelliği vardı. Onun sevgilisi
belki herkesten daha güzel bir kız diye düşünüyordu. Ben durdum
ve onlara baktım. Onlar da hissetti. Delikanlı durdu. Çünkü ben
gülümsüyordum. Kız da utandı. Başımla selam verdim. Onlar utanarak bana selam verdiler. Bir an dönüp delikanlı bana baktı. Ve bir
daha onları görmedim. Bir melek gibi… Ama o kadar büyük güzellik vardı ki… Çok büyük bir zaman bu duygularla yaşadım. İlk önce
bu, bir güç oldu. Anlaşılmaz bir görüntü. Ama sonra bir şimşek
çaktı ve dramaturjik yaklaşım başladı. Onlara öyle dikkatle bakmaktan neden zevk aldım? Çünkü kahramana olan sevgiyi gördüm.
Bizim zamanımızda moda, dikkat çekenler bankacı, TV yıldızı,
şarkıcı, iş adamı, pahalı cabriolet süren genç vs… Ama kahraman subay, bu o kadar önemli değildi. Bu beni harekete geçiren
güç olup ardından bu hikayeyi yarattı, getirdi. Proje ne zaman
gerçekleşir, onu bilemiyorsunuz. İnsanın beyninde o kadar çok sistemsiz
hareket eden moleküller döner ki, onların arasında bunları tutmak
olanaksız. Böyle oldu. Zincir gibi bu büyüdü, büyüdü, uzandı, örümcek örer gibi oldu. Basit bir gerçek…
Hayatın ağlatan ve gülümseten yanlarını kaydeden biri olarak sinemanın hayata katkıları hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Ne zaman olduğunu bilmiyorum ama sinema dünyada yeni bir şey
olduğu zaman devrim gibi oldu. Audiovisuell düşünce getirdi. 20.
Yüzyıl gelişiminde büyük progresiv bir rol oynadı. Dünyaya pencere
oldu. Küreselleşmeyi kabul ediyorsak, sinema bilgi biçimi gibi itiraf
etmeliyiz ki, gelişmenin ayrılmaz bir parçasıdır. Bugünün bakışıyla
bu, eğlence… Onun dünyada olan sinema sürecinin büyük bölümü
manevi ifadelerdir. İnsanların, aydınların, arayışta olan insanların
ifadesidir. Bu, karşılıklı bir olay…
Funda ERZURUMLUOĞLU
SADECE KENDİMİM
Kişisel gelişim alanında çalışma yaptığım danışanlarımda en çok gözlediğim :Kendilerine değer vermeme ve kendi değerini fark edememekle başlıyor
.Bu gün o yüzden makalemi kendisi olmak üzere
yazacağım.
Sizce Kendisi olmak ne demektir? İnsanın sadece
kendisi olmak ...
Ne annesi ne babası ne de çok beğendiği ve kısaca
kendi gözünde Tanrısallaştığı şey olmak....
Sadece ve sadece kendisi olmaktır önemli olan
.Önce insan olmak sonra cinsiyetin ne ise o olmak
...
Kadınsa kadın erkekse erkek olmaktır kendisi olmak
...Hiç gözlediniz mi elma ağacı, armut ağacı olmak
ister mi? Ya da kedi fareye fare kediye benzemek
ister mi.....
Kendisi olmak özüyle bir hareket etmedir.Özün ne
ise fiziksel bedeninde aynı olmalıdır.Şimdi size bir
örnek vermek istiyorum .Eğerki mümkünse iki kişi
el ele tutuşun ama bu çalışma esnasında iki çalışan
bir birinin gözlerine bakmayacak ve nasıl hareket
edeceklerini ne yöne hareket edeceklerini bir birlerine söylemeyecekler ...Harekete bakın aradaki gerilime bakın biri sağ tarafa giderken diğer kişi belki
öne hamle yapacak belli bir süre sonra arada belli
bir kuvvet den oluşan gerilim oluşacak.
Buna psikolojide psikoz yani ruhsal bölünme deniyor.İki kişiden biri sizin ruhsal bedeniniz yani özünüz
olsun. Diğeri de fiziksel yani evrime ihtiyacınız olan
bedeniniz olsun....
Şimdi aradaki gerilimi ve öz ile bedenin bir arada
hareket etmemesi ile doğan gerilimi ve ilerlememeyi
fark ediyor musuz?
Şimdide sağ taraf ta bulunan sizin özünüz olsun ve
sol taraftaki kişi sizin fiziksel bedeniniz ...Hareket
komutlarını sağ tarafta bulunan sizin özünüz olan
versin ve sol taraftaki ona uyum sağlasın....
aradaki ahenk ve rahat hareketi fark ettiniz mi?
Hayat çok kolay onu zorlaştıran ve sonuçta
yaşamımızı kabusa dönüştüren yine biziz lütfen
farkında yaşayalım ve özümüzle bir hareket edelim
.Benim her zaman söylediğim gibi Yaradan bize bu
hayata geldiğimizde boş bir tual ve rengarenk boyalarla fırçalarla gönderiyor.Hangi resmi çizer ve
hangi renk boyalarla boyarsak onu yaşıyoruz.
Unutmayın yaradan bu hayatı nasıl yaşamak istiyorsak onu bize sağlıyor.O bizi çok seviyor ve ne dilersek onu veriyor....Şunu unutmayalım ama evrenin
bütününü bozacak zarar verecek şeyler yapmamak
kaydıyla Hak yasalarını ihlal etmemek kaydıyla
....hayatımızı bir cennete çevirebiliriz.İNSAN DA
BULUNAN MİCRO CENNET VE CEHENNEM
ÖZÜMÜZDEDİR ve değişim sadece ve sadece sizle
başlar ne iseniz o olun sizi özünüz kötüye götürmez
kötüye götüren sizin dıştan gelen inançlarınız ve
amigdala ve limbik beyinde ki kodlamalarınızdır.
Size bir şey daha hatırlatmak istiyorum .Bir an
düşünün kendinizi sizin isminizde bir siz var mı aynı
isim sahibi ve soyad sahibi olabilir .Ama size benzeyen sizin fiziksel ve ruhsal özelliklerinize sahip
aynı anne babadan doğan aynı özelliklere sahip .....
Cevabınızı duyuyorum .
KOCAMAN HAYIR ....
O ZAMAN SİZ ÖZELSİNİZ VE SİZ SİZ OLMAYA
DEVAM EDİN...
Sonsuz sınırsız saygı ve sevgiyle
27
Küçükçekmeceli engelli ve yetim çocuklar,
GÖNÜLLERİNCE EĞLENDİLER
Küçükçekmece Belediyesi, ilçe sınırlarında
bulunan engelli ve yetim çocuklara unutulmaz bir gün yaşattı. Halkalı Meydanı’nda bulunan lunaparkta
düzenlenen programa katılan misafirler
müzik eşliğinde çarpışan arabalar ve gondol
gibi oyun araçlarında heyecanlı anlar yaşayarak gönüllerince eğlendiler.
Lunaparkın giriş kapısına kurulan dev mangalda balık ızgara yaptıran Küçükçekmece
Belediyesi, misafirlerine ekmek arası balık ve
meyve suyu ikram etti. Yüzlerce kişiye yemek
ikramında bulunulan programda çocuklara
pamuk şekeri ve mısır dağıtıldı. Bu tarz
etkinliklerin aileler açısından da iyi
olduğunu söyleyen vatandaşlar ise; “Etkinliklerde engelli çocuğu olan ailelerle
yan yana geliyoruz. Onlarla bir arada
bulunmak birbirimize güç ve moral veriyor.”diye konuştu. Engelli bir vatandaş da
“Belediye bu organizasyon için bizleri tek tek
aradı ve bizi araçlarla kapıdan aldı” diyerek
bu hizmetler için Başkan Aziz Yeniay’a
teşekkür etti.
Ş A M P İ Y O N K İ C K B O K S C U L A R D A N D E V E L İ O Ğ L U ’ N A Z İ YA R E T
Bahçelievler Kick Boks Takımı, Bahçelievler Belediye Başkanı Osman Develioğlu’nu makamında ziyaret etti.
Develioğlu’nu makamında şampiyonluk kupalarıyla ziyaret eden Bahçelievler
Kick Boks Takımı oyuncularına, Osman Develioğlu, Atatürk’ün Nutuk’unu
hediye etti.
Bahçelievler’in, sporda Türkiye’ye örnek tesisleşmesini hızla sürdürdüğünü
belirten Başkan Develioğlu, “Gençlerin geleceğine olan inancımız tamdır.
Başarılarıyla halkımızı mutlu edenler, Bahçelievler’den ülkemizi de mutlu edecek zaferlere imza atacaklardır” dedi.
Öte yandan İstanbul Şampiyonu olan Bahçelievler Kick Boks Takımı ayrıca
Türkiye Kick Boks Şampiyonası’nda ferdi olarak 3 birincilik, 1 İkincilik ve 1
üçüncülük elde etti.
28
01 KASIM 2010 PAZARTESİ
Yapılan yoklamada meclis üyelerinden Suna
Ergün ve Türkan Elif Arıkan Can’ın izinli
olduğu, gelmeyen üyelerin izinli sayıldığı,
ekseriyetin bulunduğu tespit edilerek birleşim,
Meclis 1. Başkan Vekili Hasan Ersoy tarafından
açıldı. Gündem okundu. İmar Komisyonu
Başkanlığı’nın Kartaltepe, Osmaniye, Zuhuratbaba ve Merkez Mahalleleri’ne ait revizyon
imar planı ile ilgili dilekçenin gündeme eklenmesine oybirliğiyle karar verildi. Gündem
okundu. Oybirliğiyle kabul edildi. Gündem
maddelerinin görüşülmesi neticesinde 1İnsan Kaynakları ve Eğitim Müdürlüğü başlıklı
belediye ve bağlı kuruluşları mahalli idare birlikleri norm kadro ilke ve standartlarına dair
yönetmelik gereği çeşitli nedenlerle boşalan
norm fazlası olan 1 adet gelir müdürü, 4 adet
işçi kadrolarının iptali, 3 adet memur dolu
kadro değişikliklerine dair başkanlık teklifinin
oybirliğiyle kabulüne, 2- Veteriner İşleri
Müdürlüğü başlıklı Çocuk Ağız ve Diş Sağlığı
tarama projesi hizmet alım işine dair başkanlık teklifinin dört çekimser Mehmet Emin
Ertekin, Halil Yalçın Kayalı, Ayhan Can,
Ramazan Baş oya karşın oyçokluğuyla kabulüne, 3- Özel Kalem Müdürlüğü başlıklı
Bakırköy Belediyesi emir ve yasakları yönetmeliği ek madde konulu evrakın Hukuk
Komisyonu’na havalesinin oybirliğiyle kabulüne, 4- İmar Komisyon Başkanlığı’nın vermiş
olduğu 1 aylık ek süre verilmesine dair
dilekçenin oybirliğiyle kabulüne karar verilerek birleşim, Meclis 1. Başkan Vekili Hasan
Ersoy tarafından 02.11.2010 Salı günü saat
16.00’da toplanmak üzere kapatıldı
02 KASIM 2010 SALI
Yapılan yoklamada gelmeyen üyelerin izinli
sayıldığı, ekseriyetin bulunduğu tespit edilerek
birleşim, Meclis 1. Başkan Vekili Hasan Ersoy
tarafından açıldı. Geçen birleşime ait zabıt
özeti okundu, oybirliğiyle kabul edildi. Gün
KASIM 2010
BELEDÝYE MECLÝSÝ’NDE
NELER GÖRÜÞÜLDÜ
dem maddelerinin görüşülmesi neticesinde 1İnsan Kaynakları ve Eğitim Müdürlüğü başlıklı
2011 mali yılı ücret tarifesine dair evrakın Tarife Komisyonu’na havalesinin oybirliğiyle
kabulüne, 2- Veteriner işleri Müdürlüğü’ne ait
2011 mali yılı ücret tarifesine dair tarife
Komisyon Raporu’nun oybirliğiyle kabulüne,
3- temizlik İşleri Müdürlüğü’ne ait 2011 mali
yılı moloz taşıma ücret tarifesine dair tarife
Komisyon Raporu’nun oybirliğiyle kabulüne,
4- Mali Hizmetler Müdürlüğü’ne ait 2011 mali
yılı ücret tarifesine dair tarife Komisyon
raporu’nun 4 ret Mehmet emin Ertekin, Yalçın
Kayalı, Ayhan Can, Ramazan Baş oya karşın,
oyçokluğuyla kabulüne karar verilerek birleşim, Meclis 1. Başkan Vekili Hasan Ersoy
tarafından 03.11.2010 Çarşamba günü saat
16.00’da toplanmak üzere kapatıldı. 03 KASIM 2010 ÇARŞAMBA
Yapılan yoklamada meclis üyelerinden Bahar
Sunman ve Sefa Birinci’nin izinli olduğu,
gelmeyen üyelerin izinli sayıldığı, ekseriyetin
bulunduğu tespit edilerek birleşim, Meclis 1.
Başkan Vekili Hasan Ersoy tarafından açıldı. Geçen birleşime ait zabıt özeti okundu, oybirliğiyle kabul edildi. Gündem maddelerinin
görüşülmesi neticesinde,1- Kültür ve Sosyal
işler Müdürlüğü’nün 2011 mali yılı ücret tarifesine dair tarife komisyon Raporu’nun oybirliğiyle kabulüne, 2- Tiyatro Müdürlüğü’nün
2011 mali yılı ücret tarifesine dair Tarife
Komisyon Raporu’nun oybirliğiyle kabulüne,
3- Kütüphane Müdürlüğü’nün 2011 mali yılı
ücret tarifesine dair Tarife Komisyon Raporu’-
nun oybirliğiyle kabulüne karar verilerek birleşim, Meclis 1. Başkan Vekili Hasan Ersoy
04.11.2010 Perşembe günü saat 16.00’da
toplanmak üzere kapatıldı.
04 KASIM 2010 PERŞEMBE
Yapılan yoklamada meclis üyelerinden Bahar
Sunman ve Sefa Birinci’nin izinli olduğu , gelemeyen üyelerin izinli, sayıldığı, ekseriyetin
bulunduğu tespit edilerek birleşim, Meclis 1.
Başkan Vekili Hasan Ersoy tarafından açıldı.
Geçen birleşime ait zabıt özeti okundu, oybirliğiyle kabul edildi. gündem maddelerinin
görüşülmesi neticesinde 1- Ruhsat ve Denetim
Müdürlüğü’nün 2011 mali yılı ücret tarifesine
dair Tarife Komisyon Raporu’nun oybirliğiyle
kabulüne, 2- Yazı İşleri Müdürlüğü’nün 2011
mali yılı ücret tarifesine dair Tarife Komisyon
Raporu’nun oybirliğiyle kabulüne karar verilerek birleşim, Meclis 1. Başkan Vekili Hasan
Ersoy tarafından 05 Kasım 2010 Cuma günü
saat 16.00’da toplanmak üzere kapatıldı.
05 KASIM 2010 CUMA
Yapılan yoklamada meclis üyelerinden Suna
Ergün’ün izinli olduğu, İlknur Meral, Suat
Polat, Halil Yalçın Kayalı’nın bulunmadığı,
gelmeyen üyelerin izinli sayıldığı, ekseriyetin
bulunduğu tespit edilerek birleşim, Meclis 1.
Başkan Vekili Hasan Ersoy tarafından açıldı.
Geçen birleşime ait zabıt özeti okundu, oybirliğiyle kabul edildi. imar ve Şehircilik Müdürlüğü’nün 2011 mali yılı ücret tarifesine dair
tarife Komisyon Raporu’nun oybirliğiyle kabulüne, Ulaşım Hizmetleri Müdürlüğü’nün 2011
mali yılı makine ekipman ücret tarifesine dair
Tarife Komisyon Raporu’nun oybirliğiyle kabulüne, karar verilerek birleşim, Meclis 1.
Başkan Vekili Hasan Ersoy tarafından 06
Aralık 2010 Pazartesi günü saat 16.00’da
toplanmak üzere kapatıldı. Meclis oturumlarýnýn tamamýný gazetemizin
www.atakoygazete.com.tr
sitesini ziyaret ederek okuyabilir ve sesli olarak dinleyebilirsiniz.
BAKIRKÖY’DE BAKKARTLILARA UZMAN HEKİM ÜCRETSİZ
Bakırköy Belediyesi Sağlık Merkezleri’nde nörolojiden göze, kadın-doğumdan dahiliyeye, ürolojiden
ortopediye, fizik-tedaviden kulak-burun-boğaza,
aile hekiminden dişe kadar uzman hekimler
Bakkart’lılara bedava hizmet veriyor.
Uzman hekim muayeneleri için
yurttaşların ulaşım problemi ve
sıra bekleme problemi yaşadıklarını belirten Bakırköy Belediye
Başkanı Ateş Ünal Erzen,
”Bakkart sahibi Bakırköylüler
belediyemizin Yeşilköy, Şenlikköy,
Ataköy ve Kartaltepe Sağlık
Merkezlerinde uzman hekim
muayenelerini ücretsiz yaptırabiliyorlar.Ataköy Sağlık Merkezimiz’de pazartesi günleri;
kadın-doğum,göz,ortopedi, üroloji, aile hekimliği,
diş, salı günleri; kadın-doğum, üroloji, ortopedi,
göz ve aile hekimi, çarşamba günleri kadındoğum,aile hekimi, perşembe günleri; kadındoğum, aile hekimi, ortopedi,diyetisyen, cuma
günü de üroloji, kadın-doğum, aile hekimi
bulunuyor.Ayrıca Ataköy de diş hekimi de her gün
bulunuyor. Yeşilköy Sağlık Merkezi’nde ise
pazartesi günleri fizik-tedavi, salı günü dahiliye,
çarşamba günü nöroloji, göz, perşembe günü
üroloji, ortopedi,
cuma günü de
KBB ve
diyetisyen
bulunuyor.
Yeşilköy Sağlık
Merkezimiz’de
ayrıca her gün
kadın-doğum,
pratisyen hekim
ve diş bulunmaktadır. Şenlikköy Sağlık Merkezi’nde ise çarşamba ve perşembe günleri
KBB, perşembe ayrıca nöroloji,cuma günü de
göz,ortopedi,üroloji doktorlarımız bulunmaktadır.
Şenlikköy’de pazartesiden cumaya kadar da
kadın-doğum,diş ve pratisyen hekim muayeneleri
yapılabiliyor. Kartaltepe Sağlık Merkezi’nde ise
pazartesi günü; dahiliye,diyetisyen,salı günü;
nöroloji, fizik-tedavi uzmanı,çarşamba günü de
ortopedi, üroloji, göz ve fizik-tedavi, perşembe
günü ise dahiliye, fizik-tedavi, cuma günü de
dahiliye ve fizik tedavi uzmanu muayenelerini
gerçekleştiriyor. Kartaltepe Sağlık
Merkezi’nde pazartesiden cumaya
kadar aile hekimi ve kadın-doğum
uzmanı,diş hekimi bulunmaktadır.”
dedi.
Bakırköy Belediye Başkanı Ateş
Ünal Erzen sağlık merkezlerinde
uzman hekim muayenelerindeki
programda değişiklikler olabileceğini belirterek, ”Bakırköylü yurttaşlarımız uzman hekim
muayenelerine gitmeden önce mutlaka telefon
açmalarını tavsiye ediyorum. Yeşilköy 573 336062, Şenlikköy 592 93 05, Ataköy 661 89 71, Kartaltepe Sağlık Merkezi ise 542 57 02 ‘dir. Bakkart
sahibi Bakırköylüler uzman hekimin yazdığı
reçeteyi eczanelerin yanı sıra belediyemizin halk
eczanelerinden de alabilirler.” şeklinde konuştu.
29
AİLE HEKİMLİĞİ UYGULAMASI 1. AYINI DOLDURDU
Sağlık Bakanlığı tarafından başlatılan ve İstanbul’da 01 Kasım 2010 tarihinden itibaren uygulamaya
geçilen Alie Hekimliği, uygulamasında görev alan
doktorlar eksikleri gidermeye çalışıyorlar.
Bakırköy’ün 15 mahallesinde görev alan aile
hekimleri görev yerlerinde olan Aile Sağlığı
Merkezleri’ni tamamlayarak hizmet vermeye
başladılar.
Bakırköy 2 Nolu Aile Sağlığı Merkezi Sorumlu
Hekimi Dr. Murat Şener, konuyla ilgili sorularımızı
yanıtladı.
Sayın Şener, Aile Hekimi olarak görevleriniz nelerdir ve Bakırköy 2 Nolu Aile Sağlığı Merkezi’niz
tam kapasite ile hizmet vermeye başladı mı?
Birinci basamak sağlık hizmetleri gerektiren her
türlü durumda biz buradan hastalarımızın
sıkıntılarını halledeceğiz. Bunun içinde koruyucu
sağlık hizmetleri de var. Hastalanmadan önce
yapılan sağlık hizmetleri de var. (Aşılar, gebelerin
takipleri gibi). Sağlam insanlarda en azından bir
defa gelip kontrolden geçebilirler. Soğuk algınlığı,
grip gibi durumlarda buradan ilaçlarımızı vere-
ceğiz. Raporlu hastalarımız oluyor, onlarında
ilaçlarını buradan yazacağız.
Aile Hekimliği, Eski Sağlık Ocağı sistemini biraz
daha hastayla ilişkileri sıkı tutan, hasta takibi
yapan bir sistem olarak kabul ediyoruz. Bakırköy 2
Nolu Alie Sağlığı Merkezi olarak tam kapasiteye
yakınız. Kan tetkiklerini çözmeye çalışıyoruz. Onun
dışında aşılarımız gelecek. Aralık ayı itibariyle tam
kapasite ile hizmet vereceğiz.
Emekli Sandığı, Bağkur ve SSK’lı hastalara reçete
yazabiliyor musunuz?
Evet hepsine reçete yazabiliyoruz. Bu konuda bir
sıkıntımız yok. Bilgisayar sistemi üzerinden çok
kısa sürede gelen hastalarımızın recetelerini veriyoruz.
Peki, herhangi bir sigortası olmayan vatandaşlarda
Aile Sağlığı Merkezleri’ne gelip muayene olabilir
durum olabilir. Ama hastalar anlayışlı, ben gelen
hastalarımıza gerekli açıklamayı yapıp, onları bilgilendiriyorum. Sayın Şener, bir hasta sorumlu aile hekimine
gelmeden direkt olarak hastanelere gidebilir mi?
Evet bu çok önemli bir konu. Hastalar o konuda
tereddüt yaşıyorlar. Biz bu konuya sevk zinciri diyoruz. Bu henüz uygulamaya geçmedi. Hastalar
istediği hastaneye direktgidebiliyorlar. Mesela hastane gerektiren durumlar oluyor, Ortopedi ile ilgili
veya ilaç yazdırabilir mi?
Bu konu önemli. Sigortası
olmayan
vatandaşlarımızda sorulmu Aile
Sağlığı Merkezleri’ne giderek
muayene olabilir. Bunun için
sadece hastalarımızın kimlik
bilgilerinin
olması yeterli.
Alie Hekimi
olarak, yatalak
veya evden
dışarı çıkamayacak kadar
hasta olan
vatandaşlara
evlerinde
hizmet veriyor
musunuz?
Henüz şu ana
kadar Aile Sağlığı Merkezi’mize
bu yönde bir talep gelmedi fakat
gelecektir. Yatalak hastalar, bazı
çok yaşlı hastalar veya bebekler, yeni doğum yapmış lohusalar, onları evlerinde ziyaret edip,
muayenelerini yapacağız.
Peki Sayın Şener bu konuda bir suistimal olursa
yani, Aile Sağlığı Merkezi’ne gelebilecek durumda
olduğu halde sorumlu hekimini arayarak yanlış
yönlendiren ve evine çağıran hastalara hekim
olarak ne gibi yaptırımlar uygulama yetkisine
sahipsiniz?
Kişisel olarak biz bir yaptırım uygulamayız. Ama
bir suistimal durumu olursa bir tutanak tutarız,
Toplum Sağlığı Merkezleri bizim bir üst amirlemiz.
Onlara bu tutanakla bir bilgi veririz. Deriz ki,
böyle böyle bir durum oldu, bundan sonrası için
oradan bir telefon gelirse gitmeyeceğiz gibi bir
bir kaza veya tranva var o tür durumlarda hemen
hastaneye başvuracaklar. Veya göz ile ilgili gözlük
gerekiyor veya bir katarakt operasyonu gerekiyor
hastaneye başvurabilirler. Acil bir durum olduğu
zaman 112’ler ve acil servisler devam ediyor. Sayın Şener, Aile Hekimi olarak mesai saatleri
dışında sizi arayan hastalara herhangi bir işlem
yapıyor musunuz?
Mesai saatleri dışında arayan hastalara bir işlem
yapmıyoruz. O konu üzerinde tam emin değiliz
ama herhalde bir iş telefonu gibi cep telefonu
oluşturacağız. Hastalara en azından yönlendirme
şeklinde yardımcı olmayı düşünüyoruz. (Yavuz ARPACI)
Meşhur Etiler Marmaris Ataköy’de
7/24 Bütün Ataköylüler’in Hizmetinde
Ataköy’de başka şubemiz yoktur. Sipariş Hattı:
560 10 01 – 559 11 39 Ataköy 5. Kısım Çarşısı 20/A
TEKNOLOJÝ DÜNYA SI
GÖKHAN ATAMER
[email protected]
GameX KAPILARINI AÇIYOR
COMPEX/GameX 2010, eğlence anlayışının dijital
ortama taşındığı günümüzde oyun tutkunlarını
biraraya getiriyor. On-line oyunlara tutkun kişilerin buluşma noktası olması beklenen GameX,
teknoloji dünyasında dev bir sektör haline gelen
dijital eğlencede ulaşılan son noktayı göstermesi
açısından da büyük önem taşıyor. GameX 2010
Fuarı kapıları, Türk Telekom Grup şirketlerinden
Sobee ortaklığı ile 2-5 Aralık tarihleri arasında
Lütfi Kırdar Fuar Merkezi’nde açılıyor. On-line
oyunlarla, dijital eğlencenin doruk noktasına
ulaşılacak fuarda birçok oyunun Türkiye prömiyeri
yapılırken, ödüllü turnuvalar sanal çekişmelere
sahne olacak. Asus tarafından gerçekleştirilen
WGT oyun turnuvasının finalleri ve ödül töreni de
GameX 2010 fuarı’nda gerçekleştirilecek. Üniversite öğrencilerini de unutmayan Türk Telekom, fuar
alanında oluşturacağı platform ile teknoloji çalışmalarını sergileme imkanı sağlayacak. X-wishes
racing fuar alanındaki 500 metrekarelik simülasyon alanında en zorlu yarış pistlerini dijital ortama
taşırken, çeşitli turnuvalar ile ziyaretçilere kıyasıya
yarışma imkanı da sunacak. Oyun makinaları
konusunda Türkiye’nin önde gelen markalarından
Balo, Gamex Fuarı’ndaki standında, online dart,
pinball, air hockey ve dijital basketbol oyunlarının
tanıtımını gerçekleştirerek, ziyaretçilere zevkli ve
bir o kadar da heyecanlı dakikalar yaşatacak.
GameX, uçmayı ve uçakları sevenleri de unutmuyor. Anadolu Jet, standındaki uçak simülatörlerinde, farklı uçak modelleriyle gökyüzünün
sınırsız heyecanını fuara taşıyacak. Geleceğin dijital teknolojisi olarak hayatımıza giren 3D teknolojileri de GameX Fuarına damgasını vuracak. Sony
ve Toshiba, 3 D teknolojisinde geldikleri son noktayı, özel gözlükler ileGameX’de ziyaretçiler ile
paylaşacaklar. Ayrıca Dell, Asus ve Lenovo’da en
özel oyun konfigürasyonlarının tanıtımını
GameX’de gerçekleştirecekler. Teknolojinin en son
yeniliklerini eğitimin hizmetine sunan, yazı tahtaları ve eğitim gereçleri alanında Türkiye’nin öncü
kuruluşu olan Emko, geleceğin eğitim teknolojilerini öğrenciler ile buluşturacak. GameX’i ziyaret
eden oyun tutkunları, aynı zamanda fuarın resmi
teknoloji mağazası sponsoru Media Markt’ın 650
metrakarelik mağazasında, hiçbir yerde bulamayacakları iddialı fiyatlarla en son teknolojilere sahip
olabilecekler. Ayrıntılı bilgi ve ücretsiz giriş davetiyesi için www.compex.com.tr adesini ziyaret
edebilirsiniz.
SIRBİSTAN’DA “FACEBOOK BAĞIMLILIĞI” KLİNİĞİ
Güneydoğu Avrupa'nın Facebook bağımlılığına
yönelik tedavi sunan ilk kliniği Sırbistan'da bağımlıları kabul etmeye başladı. Novi Sad'da kurulan
ATAKÖY
Prima Kliniği Başhekimi Dr. Dragan Stefanoviç,
gazetecilere yaptığı açıklamada, ''like'' (beğen)
butonu bağımlıları için hizmet verecek merkezde,
rehabilitasyon süresinin en az bir ay olacağını ve
tedavinin devamına hastanın durumuna göre doktorların karar vereceğini kaydetti. Dr. Stefanoviç,
Facebook kullanıcılarından ''like'' bağımlılığının
günden güne ciddileştiğini ve böyle bir kliniğin
açılmasının yardıma ihtiyaç duyanlar açısından
önemli olduğunu vurguladı. Klinik dün ilk kez
bağımlıları kabul etmeye başladı. Kliniğe başvuran
ve ismi açıklanmayan 33 yaşındaki Sırp kadın,
başlangıçta ''like''ların zararsız olduğunu
düşündüğünü, ama zaman ilerledikçe onları
önemsemeye başladığını ve Facebook arkadaşları
tarafından sadece en çok ''like'' alabilecek linkler
paylaştığını belirtti. Aynı kadın, sonraki aşamada
ise arkadaşlarının paylaşımlarına benzer içerikli
linkler yükleyip kimin daha fazla ''like'' aldığı rekabetine girdiğini de kaydetti. Bu arada, Sırbistan
kamuoyu ''like'' bağımlılığı sorunuyla ilk defa üç ay
önce karşılaştı. Yaklaşık 3 ay önce Facebook'taki
bir iletisine 20 dakika boyunca kimse ''like'' göndermediği için genç bir kız bileklerini keserek intihar girişiminde bulunmuştu. Hastaneye kaldırılan
genç kız, doktorların müdahalesi sonucu kurtarılmıştı. Dünya Sağlık Örgütü raporuna göre
''like'' butonu bağımlısı kategorisinde bulunanlardan yaklaşık 3 bini Sırbistan'da yaşıyor ve bu
sayının önümüzdeki iki yıl içerisinde dört katına
çıkabileceğine dikkat çekiliyor.
24 TB'LIK HD KAPASİTESİ Hitachi ve NEDO'nun birlikte geliştirdiği teknoloji
mevcut sabit disk teknolojisinin izin verdiği maksimum kapasiteyi 3 Terabyte'tan, 24 Terabyte'a
çıkarıyor. Magnetik depolamada polimer materyallerin kullanılması esasına dayanan yeni bir modellemeyle tasarlanan yeni prototip ile 1 santimetrekarelik alana yaklaşık 75 GB veri depolama
imkanı oluşturuluyor. Yeni modelleme tekniğinin
mevcut sabit disklere uygulanmasıyla da kapasite
24 TB'a yükseltilebiliyor. Yeni teknik dizüstü bilgisayarlarda maksimum depolama kapasitesini de
8 TB'a kadar çıkarıyor. Teknolojinin ticari ürün
halini alması konusunda Hitachi henüz bir zaman
belirtmedi ama çok uzun sürmeyeceği konuşuluyor.
KINECT TÜRKİYE’DE RESMİ OLARAK SATIŞTA
Beden hareketleriyle oyuna kumanda edilmesini
sağlayan Xbox 360 Kinect algılayıcı sistem,
Türkiye'de satışa sunuldu. Nintendo Wii ve Sony
PlayStation3 Move hareket sensörlü kumandalardan farklı olarak elde tutulan bir aparata ihtiyaç
duymayan Kinect sistemi, oyuncunun vücut
hareketlerini algılayarak çalışıyor. Microsoft'un yıllardır üzerinde çalıştığı 'akıllı' kumanda sistemi
Kinect, bilgisayar ortamında herhangi bir kontrol
çubuğu veya kumanda kullanmadan, sadece el
hareketleriyle oyun oynanmasını sağlıyor. Ses de
zaman zaman ayrı bir kontrol aracı olarak kullanılabiliyor. Özellikle hareketli, maceralı oyunlarda bu sistemin kolaylık ve ekstra keyif getireceğine
inanılıyor. Kinect sisteminin el, kol hareketlerini
algılaması kızılaltı ışın yayan projektörlerle gerçekleşiyor. Bu ışınlar görünmüyor. Işınların elde ettiği
veriler, CMOS algılayıcılarında komuta çevriliyor
ve bu komut oyuna bir saniyeden çok daha kısa
sürede giriyor. Kinect sistemi, oyuna başlama
komutu verilince kızılaltı ışın yaymaya başlıyor.
Çok kısa süre içerisinde oyuncunun baş, gövde,
kol, el, ayak gibi kısımlarını ve bu kısımların geçebileceği yerleri algılıyor. Kinect'in bu organları ve
geçebileceği yerleri bilip, algılaması kendisinde
bulunan yazılım sayesinde oluyor. Kinect'e yüklü
olan bu özel yazılımda insanın yapabileceği milyonlarca hareket ve bulunabileceği milyonlarca
ÝMTÝYAZ SAHÝBÝ, GENEL YÖNETMEN
Hukuk Danýþmaný: Av. Taner KÜÇÜKTEPE
VE SORUMLU YAZI ÝÞLERÝ MÜDÜRÜ
Ofset Baský ; ÜNÝFORM
Özcan ATAMER
Renk Ayýrým; FÝLMEVÝ
AYLIK BÖLGE GAZETESÝ
Ýdare Yeri: Ýncirli Caddesi Yeþilada Sokak No:2/1 Haber Koordinatörü
Ferhat Apt. Kat: 1 D:4 Bakýrköy / Ýstanbul
Aylýk Süreli yayýn
Gökhan ATAMER
Tel: (0-212) 543 86 64-543 86 65-543 86 47 Fax: 543 86 16
YIL: 18 Sayý:199 ARALIK 2010
Haber Merkezi
Ataköy Gazetesi, Yurtgün Ýç ve Dýþ Ticaret A.Þ.
tarafýndan yayýnlanmaktadýr.
[email protected]
Yavuz ARPACIK
Köþe yazýlarýndaki sorumluluk, yazarlarýna aittir
GAZETEMÝZ BASIN AHLAK YASASINA
Arzu BERATOĞLU
UYMAYI TAAHHÜT ETMÝÞTÝR
durum girilmiş durumda. Kinect’in yazılımı oyuncunun hareketlerini eşleştirerek sisteme yolluyor. Bu
sayede Kinect, bunların yardımıyla algılayabilmektedir. Xbox 360 Kinect uyumlu oyunların sayısı
günden güne artıyor, bunlardan bazıları şunlar:
Harry Potter the Deathly Hallows Part 1, EA Sports
Active 2, Sonic Free Riders, Paws and Claws,
Dance Evolution, Crossboard 7, Sports Island Freedom, UFC Trainer… Kinect arayüz cihazı,
Türkiye’de Aral Game tarafından 299 liraya satılmaya başlandı.
CoD: BLACK OPS LİSTELERİ ALT ÜST ETTİ
Tarihte ilk kez bir bilgisayar oyunu, eğlence sektörünün tamamında en çok satan ürün oldu. Call
of Duty serisinin yeni oyunu Black Ops, satışa
sunulduktan sonraki ilk 5 günde 650 milyon dolar
hasılat yaparak rekorları alt üst etti. Oyunun
yayıncısı Activision’dan yapılan açıklamada, ilk 5
günkü satışıyla rekor kıran CoD: Black Ops, tarihin
en çarpıcı eğlence ürünlerinden biri olmaya aday.
Tüm bilgisayar ve konsol platformları için sürümleri bulunan ürün, Avatar gibi gişe rekortmeni
filmleri, Michael Jacskon albümleri gibi gelmiş
geçmiş en çok satan müzik ürünlerini, ilk 5 günlük
satışlarda geride bıraktı. Call of Duty serisinin
önceki oyunu Modern Warfare 2 de ilk beş günde
557 milyon dolarlık satış yapmıştı. Soğuk Savaş yıllarında geçen Black Ops, oyuncuyu Vietnam,
Rusya, Hong Kong, Küba gibi ülkelerde özel
görevler kapsamında savaştırıyor. İçeriğinin bolca
şiddet içermesi nedeniyle pek çok ülkede ebeveyn
kontrolünde oynanması önerilen oyun, yayınlanmadan önce tartışmalara da yol açmıştı. Son
olarak, Küba’da geçen bölümde hedef olarak
Devlet Başkanı Fidel Castro’nun seçilmesi protestolara neden olmuştu.
İLK ‘SUPER-HD’ YAYIN YAPILDI
Tüketici piyasası, ve fiyatlar, henüz Full-HD’ye yeni
yeni alışırken dünyada ilk ‘Super-HD’ yayın denemesi başarıyla gerçekleştirildi. Yayının çözünürlüğü tam 7680x4320 piksel! Dünyanın bu ilk
super-HD çözünürlüklü yayını, BBC ile Japon NHK
televizyonları arasında yapıldı. Deneme yayını
sırasında İngiliz The Charlatans grubunun stüdyodaki canlı performansı, Japon televizyonunun
stüdyolarına geçildi. Japonya’nın devlet televizyonu NHK tarafından geliştirilen teknoloji, bugünkü
Full-HD televizyonlardakinden 16 kat daha yüksek
çözünürlüğe sahip. HD yayınların çoğu 1366x768
piksel çözünürlükte yapılıyor. Piyasada satılan FullHD televizyonların çözünürlüğüyse 1920x1080 piksel. Super-HD teknolojisinde piksel sayısı enine ve
boyuna 4 kat daha fazla. Bu da santimetrekare
başına 16 kat daha fazla piksele denk geliyor.
Japon televizyonu Super-HD yayınları 2020’de
başlatmayı planlıyor. Ancak 2012’de yapılacak
Londra Olimpiyatları sırasında, saha ve meydanlardaki dev ekranların bazılarında Super-HD yayın
yapılması bekleniyor.
TWITTER AVRUPA’YA AÇILIYOR
2011 yılında Avrupa'da bir ofis kuracak olan Twitter, merkez olarak ise Londra'yı seçti. Twitter'ın
Avrupa ofisi ağırlıklı olarak satış ve reklam ile ilgili
operasyonlar yürütecek. Twitter'ın uluslararası
strateji bölümünün başında yer alan Katie Jacobs
Stanton'a rapor verecek olan Twitter Avrupa'nın
ayak sesleri iki ay önceden duyulmaya başlamıştı.
İki ay önce İngiltere'ye bir ziyaret gerçekleştiren
Twitter'ın üst düzey yöneticileri Sony, Sky ve Vodafone gibi markalarla Twitter'da reklam yayınlanması konusu başta olmak üzere bir dizi görüşmeler gerçekleştirmişti. Twitter Avrupa merkezinin
yöneticisinin kim olacağı henüz açıklanmadı.
Hukuk Danýþmaný: Av. Taner KÜÇÜKTEPE
Ofset Baský : ÜNÝFORM
Renk Ayýrým : FÝLMEVÝ
Ýdare Yeri: Ýncirli Caddesi Yeþilada Sokak No:2/1 Ferhat Apt. Kat: 1 D:4 Bakýrköy / Ýstanbul
Tel: (0-212) 543 86 64-543 86 65-543 86 47 Fax: 543 86 16
Ataköy Gazetesi, Yurtgün Ýç ve Dýþ Ticaret A.Þ.
tarafýndan yayýnlanmaktadýr.
Gazetemizde yayýnlanan yazý ve fotoðraflar kaynak
gösterilmeden kullanýlamaz
31
ATA’YA SAYGISIZLIK
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Ulu Önder
Mustafa Kemal Atatürk, vefatının 72. yılında
Bakırköy Cumhuriyet Meydanı’nda gerçekleştirilen törenle anıldı. Tören sırasında Cumhuriyet
Meydanı’na İstanbul Büyükşehir Belediyesi
tarafından konulan dev ekranda, reklamların
gösterilmesi tepki çekti. Töreni izleyenler en azından İstiklal Marşı söylenirken ekranda
Bayrağımız veya Atatürk’ün resmi gösterilebilirdi
diyerek tepkilerini dile getirdiler.
Tören sonunda Bakırköy Belediye Meclisi 1.
Başkan Vekili Hasan Ersoy; AKP Bakırköy İlçe
Başkanı Mahmut Gülcan’ın yanına giderek tepkisini yükek sesle dile getirdi.
Bakırköy Belediye Meclisi 1. Başkan Vekili Hasan
M
U
T
L
U
G
Ü
N
L
E
R
Ersoy gazetemize yaşanan olayın kendisini çok
üzdüğünü ve yaşanan olayın belli bir zihniyetin
Türkiye’yi hangi aşamaya getirdiğinin bir kanıtı
olduğunu ifade etti ve “Ne yazık ki, tören alanında böyle bir tabloyu müşade etmiş olduk. Laik,
demokratik Cumhuriyet’in kurucusu, ulusumuzun
varoluş nedeni ve bütün dünyanın kabul etmiş
olduğu saygın insan Mustafa Kemal Atatürk’ü
andığımız bu günde tören alanında bu şekilde bir
tabloyla karşılaşmayalım isterdik. Ama maalesef
böyle bir tabloyla karşılaştık. Biz tören alanında
saygımızı, anma etkinliğimizi yerine getirirken,
Atamızın manevi huzurunda bir kez daha saygıyla eğilirken, orada Anakent’in koyduğu dev
ekranda reklamlar dönüyordu. Bu çok üzücü. Bu
Zeynep KULAKSIZOĞLU
&
Erkan ALTUNTAŞ
EVLENDİLER
Aynur ve Nazım Kulaksızoğlu ile Firuzan
ve Ziye Altuntaş ailelerinin akraba ve
yakın dostlarının katıldığı nikah
töreninde Zeynep ve Erkan’ın yakın
arkadaşlarıda onları yanlız bırakmadı.
belli bir zihniyetin Türkiye’yi hangi aşamaya
getirdiğinin de ayrıca bir kanıtı. Eğer buna verilecek bir cevapları varsa buyursunlar versinler. Ben
kendilerine sizin aracılığınızla bir kere daha şunu
söylemek istiyorum: Bu ülkenin özgür bireyleri
olarak yaşıyorsak ve yaşıyorlarsa bunun sebebi
olan Atamız’a ve silah arkadaşlarına en azından
saygı emaresini yerine getirmelerini tavsiye ederim. Bu anlayış ne yazık ki, ülkemizi giderek
bölünmeye, parçalanmaya ve bütünselliğini yok
etmeye götüren bir anlayış. ” dedi.
(Yavuz ARPACIK - Arzu BERATOĞLU)
BOĞAZ’DAN HAZARA
Geçtiğimiz günlerde Azerbaycan’da Doç Dr. Ayten
Aydınkızı ve Yrd. Doç Dr. Altay Caferov, Köşe
Yazarımız Yasemin Bayer’in Türkiye ve Azerbaycan
‘da gerçekleştirdiği çalışmaları anlatan belgesel nitelikte bir kitap hazırlamışlar. “BOĞAZ’DAN HAZAR’A”
adıyla Bakü Atatürk Merkezi tarafından yayınlanan
kitap 5 bölümden oluşuyor. Birinci Bölümde köşe
yazarımız Yasemin Bayer’in Türkiye ve Azerbaycan’ın
çeşitli gazete ve dergilerinde yayınlanmış makaleleri,
İkinci bölümde yayınlanmış kitapları, üçüncü bölüm
de Yasemin Bayer’in yine hem Türkiye hem Azerbaycan’da yayınlanmış söyleşileri yer alıyor. Şair Fazıl
Hüsnü Dağlarca, yazar Necati Cumalı, Milli Takımlar
Teknik Direktörü Fatih Terim, Efes Pilsen’li basketbolcular Petar Naumoski ve Tamer Oyguç, Galatasaraylı
basketbolcu Charles Gaines, Bakü Atatürk Merkezi
Başkanı, Türkiye Azerbaycan Parlementolararası
Dostluk Grubu Başkanı,
Profesör, Milletvekili Nizami Caferov, Türkiye’nin
Azerbaycan’daki
Büyükelçisi Hüseyin Avni
Karslıoğlu, Slavyan
Üniversitesi Rektörü, yazar
Prof Dr. Kemal Abdulla,
Türkiye’nin Azerbaycan’daki Büyükelçisi Hulusi
Kılıç, yazar Anar, Azerbaycan Yazarlar Birliği’nin
Genel Sekreter , şair Fikret
Koca, Rejisör Oktay Mir
Kasım, Orkestra Şefi
Yalçın Adıgüzelov, Gazeteci ve yazar Reşad Mecid, Azerbaycan Gazeteciler Birliği Başkanı Elçin Şıhlı… Yine aynı bölümde gazetemizin yazarı Yasemin Bayer ile yapılan söyleşiler de yer
alıyor. Dördüncü Bölümde ise Yasemin Bayer’in aldığı
ödüller, kutlama mektupları ve onun hakkında basında yayınlanmış makaleler yer alıyor. Kitabın beşinci
bölümünde ise Yasemin Bayer’in fotoğrafları ve aldığı
belgeler görsel olarak verilmiş. “Boğaz’dan Hazar’a”
kitabı 396 sayfadan oluşuyor.
Köşe yazarımız Yasemin Bayer’i kutluyoruz.
33
B A K I R K Ö Y M U S İ K İ K O N S E R VA T U A R I ’ N D A N
“A TA T Ü R K ’ E Ö Z E L” K O N S E R
Bakırköy Musiki Konservaturı, Türkiye Cumhuriyeti’nin
kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete intikalinin 72. yılı nedeniyle “Atatürk’e Özel” isimli
bir konser verdi.
Ataköy 7-8 Kısım İspirtohane Kültür Merkezi’nde, Koro
Şefi Fatih Salgar yönetiminde İstanbul Devlet Klasik
Türk Müziği Korosu tarafından icra edilen konsere çok
sayıda Klasik Türk Müziği seveni katıldı.
Konser öncesinde konuşan Bakırköy Musiki Konservatuarı
Vakfı (BMKV)Yönetim Kurulu Başkanı, Hikmet Özkahraman,
” Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 72. yılı nedeniyle İstanbul
Devlet Klasik Türk Müziği Korosu’nu misafir ettik. Atatürk
döneminde koro geleneği çok önemliydi. Musikinin gelecek
nesillere aktarılması ancak mükemmel şekilde bir icra ile
mümkündür.” dedi.
Konserde, solistler Demet Gürsoy, Vedat Koşar, Adnan Mungan
ve Ezgi Köker tarafından icra edilen eserler beğeni ile dinlenirken, Aziz Şükrü Oğuz’un keman taksimi ve Serap Çağlayan
tarafından gerçekleştirilen kanun taksimi izleyicilerden büyük
alkış aldı.
Klasik Türk Müziği eserlerinin icrasının ardından Selçuk Kurt
tarafından, Koro Şefi Fatih Salgar’a çiçek verildi.
Konser, Atatürk’ün sevdiği şarkılar arasında yer alan “Yemen
Türküsü” ve “Mayadağ’dan Kalkan Kazlar” isimli eserlerin icrası
ile son buldu.
( Yavuz ARPACIK)
35
B A K I R K Ö Y S A Ğ L I K L I YA Ş I Y O R
Bakırköy Belediyesi’nin Osmaniye’de bulunan Sağlıklı Yaşam Merkezi’nde Bakırköylüler hafta içi her gün spor yapabiliyor.
Sağlıklı Yaşam Merkezi’nin Bakırköy Cumartesi Pazarı ve Bakırköy Adliyesi’nin alt tarafında bulunan Bakırköy Belediyesi Atatürk Spor ve
Yaşam Köyü içinde bulunduğunu belirten Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen,” Sağlıklı Yaşam Merkezi’mizde Bakırköylü yurttaşlarımız uzman spor hocaları nezaretinde sporlarını yapabiliyorlar. Merkezimizde koşu bandı,bisiklet türü spor aletleri bulunuyor. Yine
uzman nezaretinde pilates de yapılabiliyor. Ayrıca burada sürekli hemşire de bulunuyor. Herhangi bir sorun olursa hemen müdahale
yapılabiliyor.Sağlıklı Yaşam Merkezi’mize çarşamba günleri de diyetisyen geliyor. Bakkart’ı olan tüm halkımız Sağlıklı Yaşam Merkezi’mizden yararlanabilir. İsteyen vatandaşlarımız 542 13 55 numaralı telefondan bilgi alabilir.”dedi.
Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği (TOFD)’nin destekleyici kuruluş olarak yer aldığı projede
TÜRK TASARIMCILARDAN 352 YENİ FİKİR
Türkiye Mobilya Sanayicileri
Derneği (MOSDER)
tarafından altıncısı düzenlenen Ulusal Ev
Mobilyaları Tasarım Yarışması’nın ödül töreni Ebru
Akel’in sunumuyla Yapı
Endüstri Merkezi'nde
(YEM) gerçekleştirildi.
Engelli bireylerin yaşamını
kolaylaştıran 51, toplamda
da 31 üniversiteden 352 projenin değerlendirildiği yarışmanın kazananlarına, mobilya
sektöründe iş fırsatları için kapılar
açıldı.
Dağıtılan toplam 104 bin TL'lik para ödülüne ek
olarak; tasarım haklarının tescili, uluslararası fuarlara
MOSDER himayesinde katılım, MOSDER üyesi sektörün en büyük 35 şirketinde iş ve staj olanakları da
dereceye giren proje sahiplerinin oldu.
Ödüllü projeler arasında; “Evde çalışan engelliler için
geliştirilmiş çalışma odası, Çocuklara üzerinde zıplama özgürlüğü getiren yatak, Araba bagajına sığabilen
yatak odası takımı ve Puzzle eğlencesi yaşatan modüler depolama ünitesi” gibi yepyeni fikirler yer aldı.
Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği (TOFD)’nin destekleyici kuruluş olarak yer aldığı projede TOFD Başkanı
Ramazan Baş yaptığı konuşmasında, engellilerin kent
yaşamında zaten çok sıkıntılar çektiğini evlerinde
kendilerine göre dizayn edilmiş mobilyalar olduğu
takdirde hiçbir sıkıntı çekmeden özgürce yaşayabileceklerine vurgu yaptı ve bir anısını paylaştı. Yıllarca
mutfağına giremeyen engelli bir üyelerinin TOFD’de
de verilen mutfak adaptasyon sürecinden sonra mutfağına artık kimseyi sokmadığını, eski günlerine geri
döndüğünü ve mutfaktan dışarı çıkmak istemediğini
belirtti ve tüm izleyenlerden alkış aldı.
Konuşmasını yaptıktan sonra desteklerinden ötürü
TOFD adına Ramazan Baş’a plaket takdim edildi. Jüri
üyesi ve aynı zamanda TOFD Bilimsel Kurul üyesi
Yüksek Mimar Şükrü Sürmen’e de katkılarından
dolayı sertifika verildi.
37
İ S TA N B U L V A L İ S İ H Ü S E Y İ N A V N İ M U T L U
R U H V E S İ N İ R H A S TA L I K L A R I H A S TA N E S İ ’ N D E
İstanbul Valisi Hüseyin
Avni Mutlu, Bakırköy
Prof. Dr. Mazhar
Osman Ruh ve Sinir
Hastalıkları Eğitim ve
Araştırma Hastanesi
(BRSHH)’ni ziyaret etti.
BRSHH Başhekimi Doç.
Dr. Erhan Kurt
tarafından karşılanan
Vali Hüseyin Avni
Mutlu, beraberindeki
heyetle hastaneyi
gezdi.
Bakırköy Ruh ve Sinir
Hastalıkları Hastanesi’nde bulunan
AMATEM’de tedavi
görmekte olan hastalara moral veren Vali
Mutlu verdikleri bu
karar nedeniyle hastaları tebrik etti.
DİYABET VAKFI’NDAN ÜCRETSİZ KAN ŞEKERİ TARAMASI
Türkiye Diyabet Vakfı tarafından, Bakırköy Cumhuriyet Meydanı’nda
vatandaşlara ücretsiz kan şekeri taraması yapıldı.
Dünya Diyabet Haftası etkinlikleri kapsamında Cumhuriyet Meydanı’nda Türk Diyabet Vakfı tarafından açılan standda Diyabet
Uzmanı Seyfi Talayman ve ekibi tarafından gerçekleştirilen kan şekeri
taramasına Bakırköylüler yoğun ilgi gösterdi.
Talayman, Dünya Diyabet haftası nedeniyle vatandaşlara ücretsiz kan
şekeri taraması yaptıklarını ve kan şekeri yüksek olan kişileri bilgilendirip, yönlendirdiklerini söyledi.
38
BAKIRKÖY GENÇLİK MECLİSİ 3. OLAĞAN GENEL KURULU YAPILDI
Bakırköy Kent Konseyi Gençlik
Meclisi’nin 3. Olağan Genel Kurulu,
Yunus Emre Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi.
BM (Birleşmiş Milletler), bin yıl kalkınma hedefeleri doğrultusunda 2005’te kurulan Bakırköy
Gençlik Meclisi, Bakırköy’de hizmet veren hizmet
veren 15 Lise, 4 Üniversite, CHP, MHP, AKP, ÖDP
ve TKP gibi 5 Siyasi Parti İlçe Temsilciliği ile ÇYDD
gibi birçok sivil toplum kuruluşunun temsilcilerinin
katılımıyla yapıldı.
Genel Kurul Toplantısı’nın açılış konuşmasını
yapan Bakırköy Kent Konseyi Başkanı Özcan Bilir,
gençliğin kent yönetiminde söz sahibi olması,
planlama ve karar alma süreçlerine aktif olarak
katılması gerektiğini ifade ederek, gençler arasında bilgi ve deneyim alışverişinin güçlendirilmesi ve
ulusal düzeyde gençlik politikalarının oluşturulması gerektiğini söyledi.
Özcan Bilir’in konuşmasının ardından ise, yerel,
ulusal anlamda üretilecek gençlik politikalarına
katkı sağlamayı hedefleyen Bakırköy Gençlik
Meclisi, Divan Kurulu Üyeleri eşliğinde ve Habitat
İçin Gençlik Derneği Başkanı Sezai Hazır’ın moderatörlüğünde yürütme kurulu üye seçimleri yapıldı.
Yapılan seçimler sonrasında, Bakırköy Gençlik
Meclisi Yürütme Kurulu’na Emir Ünal Erzen, Buğra
Eroğlu, Pınar Topal, Canberk Yalçın, Şükriye Engin,
Selçuk Şatana, Ali Genel Almaz, Gökçe İşeri,
Görkem Şahin, Sinem Küçük Akın, Melis İncesu,
Can Budak, Caner Polat ve Didem Okay seçildi.
Bakırköy Gençlik Meclisi Başkanı seçimi ise,
yürütme kurulunun ilk toplantısında yapılacak.
Ata Sitesi Yönetimi öncülüğünde İlçe Emniyeti sabah kahvaltısında buluştu
İLÇE EMNİYET MÜDÜRÜ İZZET KAPTAN ATAKÖY’de SORUNLARI DİNLEDİ
Bakırköy İlçe Emniyet Müdürü
İzzet Kaptan, Bakırköylüler’in
güvenlik ile ilgili sıkıntılarını
dinledi.
İzzet Kaptan ve karakol amirleri Ataköy 7-8 Kısım’da bulunan Ata Sitesi’nde düzenlenen
kahvaltılı sohbet toplantısında
Ata Sitesi, Gazi Sitesi, Bahar
Sitesi ve Martı Sitesi’nin yönetimleri ve site sakinleri ile
biraraya geldiler.
Site sakinleri, İlçe Emniyet
Müdürü İzzet Kaptan ve
karakol amirlerine Ataköy’de
güvenlik ile ilgili yaşadıkları
sıkıntıları bildirdiler.
Site sakinleri özellikle site
güvenliklerine yönelik eğitim
seminerleri verilmesini ve
devriye ekiplerinin geceleri
site güvenliklerini denetlemeleri konusunda istekte
bulundular.
Site sakinlerinin isteklerini ve sıkıntılarını not alan
İzzet Kaptan,
en kısa
zamanda
güvenlik ile
ilgili sıkıntıların giderileceğini
söyledi. Kaptan, emniyet
olarak güven-
yardımına ihtiyaçları olduklarını da ifade
etti. Bakırköy İlçe Emniyet Müdürü İzzet
Kaptan, 60 yaş üzeri ve engelli vatandaşların pasaportlarının evlerine gidilerek bizzat emniyet yetkilileri tarafından
verileceğini de müjdeledi.
Toplantı sonunda Ata Sitesi Yönetimi
tarafından İzzet Kaptan’a plaket verildi.
İlçe Emniyet Müdürü İzzet Kaptan’da Ata
Sitesi Yönetimi’nden Ali Şentürk’e polis
şapkası hediye etti.
Kahvaltı toplu şekilde çekilen hatıra
fotoğrafı ile son buldu.
( Yavuz ARPACIK )
lik ile ilgili konularda
site sakinleri ve
vatandaşların büyük
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün
ebediyete intikalinin 72. yılında Bakırköy Belediyesi tarafından yenilenen Atatürk Parkı ve “Atatürk Halkı Dinliyor” temalı heykelin açılışı
yapıldı.
“ATATÜRK HALKI DİNLİYOR”
Yazsı 13. sayfada

Benzer belgeler

CHP 3. bölge Milletvekili adayı Oktay EKŞİ

CHP 3. bölge Milletvekili adayı Oktay EKŞİ gerçekleşen ve geliri Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği’ne bağışlanacak olan “Otur maya da Bekleriz” projesinin açılışı, Ataköy Plus Alışveriş Merkezi Sergi Alanı’nda gerçekleşti. Oyuncu Hakan Ka...

Detaylı

bir öneri - Ataköy Gazetesi

bir öneri - Ataköy Gazetesi teşekkür etti. Konuşmaların ardından TOFD Başkanı Ramazan Baş, desteklerinden dolayı Ataköy Plus Genel Müdürü Cemil Demirbakan’a plaket takdim etti. Ataköy Plus Alışveriş Merkezi’nin “ O t u r m a ...

Detaylı

yakıt tankları kabusu

yakıt tankları kabusu birbirini tutuyor mu? İstanbul’un ilk uydu kenti Ataköy’ün adeta göbeğine yapılan, tüm havacılık ve şehircilik uzmanlarının karşı çıktığı yakıt tankları Başkan Kadir Topbaş’ın sözlerini doğrulamıyo...

Detaylı