mayıs dergi - elmaagaci.com.tr

Transkript

mayıs dergi - elmaagaci.com.tr
CANIM ANNEM
5-6 YAŞ TURKÇE DİL ETKİNLİĞİ
5-9 MAYIS
ÜLKELER KÜLTÜRLER
TRAFİK İLKYARDIM HFT. / BİLİŞİM HFT.
Ülkeleri tan›yal
Önemli mimari eserleri tan›yal m
Dünyan›n 7 harikas›n › tan ›yal m
Trafik ve ilkyard›m haftas ›n n önemi
Bilişim haftasının önemi
12-16 MAYIS
KÜLTÜREL ESERLERİMİZ TÜRKİYE / ANNELER GÜNÜ
Türkiyenin cografi konumu
Ülkemizin önemli şehirleri
Önemli mimari eserleri
Anneler gününün nedeni ve önemi
19-23 MAYIS
SPOR DALLARI / 19 MAYIS GENÇLİK VE SPOR BYR./ MÜZELER HFT.
Spor nedir faydalar nelerdir?
Spor dallar nelerdir?
İnsan gücü ile yapılan sporlar nelerdir?
Aletle yap lan sporlar nelerdir?
19 May›s Gençlik ve Spor Bayram ›n n önemi
26–30 MAYIS
İCATLAR MUCİtTLER
 Hayatımızı kolaylaştıran icatlar
 Kimler nas›l icatlar yap ›
 Tekerlek , telefon, ampul vb icatlar tan›yal m
 Dünyaca ünlü buluşları tanıyalım
Dünyaca ünlü bilim adamlar› tan ›yal m
2–6 HAZİRAN
TRAFİK VE TAŞITLAR
Hava karada suda giden taşıtlar
Taşıtları kimler kullanıyor
İlk taşıtı hangi ülkede üretildi
Taşıtlar içine neler gerekli
Trafik kurallar›m z nelerdir?
3-4 YAŞ TÜRKÇE DİL ETKİNLİĞİ
5-9 MAYIS
TRAFİK VE TAŞITLAR ( HAVA- KARA TAŞITLARI
Trafik ne demektir?
Trafikte uymam z gereken kurallar nelerdir?
Taşıt ne demektir?
Hava taşıtlarının resimlerini inceleyelim,isimlerini söyleyelim
Kara taşıtlarının resimlerini inceleyelim,isimlerini söyleyelim
12-16 MAYIS
TRAFİK VE TAŞITLAR ( DENİZ TAŞITLARI ) / ANNELER GÜNÜ
Deniz taşıtlarının isimlerini söyleyelim.
Deniz taşıtlarının resimlerini inceleyelim,özelliklerini söyleyelim.
Deniz taşıtları suda neden batmazlar?
Anneler gününü ne zaman kutluyoruz? Annelerimizin hayat›m zdaki önemi nedir?
Annelerimizi nas l mutlu edebiliriz?
19-23 MAYIS
SPOR DALLARI / 19 MAYIS GENÇLİK VE SPOR BAYRAMI
Spor ne demektir?
Spor dallarını öğrenelim,isimlerini söyleyelim.Sporun hayatımızdaki önemi nedir?
Spor yapmazsak ne olabilir?
19 May s Gününü neden kutluyoruz?
19 May›s Gençlik ve Spor Bayram › yurdumuzda nas ›l kutlanmaktad r?
26-30 MAYIS
VARLIKLARIN OLUŞUM SÜREÇLERİ
Canl› ne demektir? Cans›z ne demektir?Can ›-cans›z varl klara örnekler verelim.
Canlıların oluşum süreçlerini öğrenelim.
insanlar nasıl dünyaya gelirler?Nasıl büyür?Nasıl yaşlanırlar?
Bitkiler nasıl oluşurlar? Nasıl büyürler?
Cansız varlıklar nasıl oluşurlar?
İLK YARDIM HAFTASI
(May›s ›n ilk haftas )
Aniden hastalanan veya kazaya uğrayan kişilerin hayatlarını kurtarmak ve doktor
ulaşıncaya kadar yapılan yardıma ilk yard m denir. Özellikle trafik kazalar nda, zamanında ve doğru olarak yapılan ilk yardım hayat kurtarır. Kazalarda ilk beş dakika
içinde yaral›lar ›n % 10’u, kazadan sonraki yar m saat içinde ise % 50’si ölmektedir.
Bu nedenle kazalardan sonraki ilk yar›m saat, yaral ›lar ›n hayat ›n kurtarmak için en
değerli zamandır. Temel ilk yardım kuralı, bilinen ve gerekeni yapmaktır.
BİLİŞİM HAFTASI
(May›s ›n ilk haftas )
İnsanların teknik, ekonomik ve toplumsal alanlarındaki iletişimlerinde ve bilimin dayanağı olan bilginin, özellikle elektronik makineler aracılığı, düzenli ve akılcı biçimde işlenmesi bilimine bilişim denir. İstenilen ve gerek duyulan bilgiye en kısa sürede erişme olanağı bilişimle sağlanmaktadır. Yurdumuzun her yöresinde bankalar da bilişim teknolojisiyle çalışmakta, her an ve her yerde aynı hizmeti verebilmektedir. Ayrıca internet yoluyla bankacılık yapmaktadır.1950 yılından sonra ortaya çıkan ve baş döndürücü bir hızla gelişen, teknoloji, makine, yaklaşım ve kavramlar üreten bilişim
bilimini tanıtmak ve önemini anlatmak üzere mayıs ayının ilk haftası, Bilişim
Haftas› olarak kutlanmaktad r.
ANNELER GÜNÜ(May›s ay ›n n 2. Pazar günü)
Anneler günü, Amerika Birleşik Devletleri’nin Filedelfiya şehrinde yaşayan
Jarvis isimde bir kız buluşudur. Jarvis 1906 yılında çok sevdiği annesini kaybetmiştir. Bu acıyı arkadaşlarıyla paylaşan duygulu kız, günlerce gözyaşı dökmüştür. Bu
üzüntülü geçen günler içinde düşündüğü tek şey vardı; herkesin bir doğum günü
vard› ve kutlan yordu. Neden anneler için böyle bir anma günü yoktu. Jarvis ve arkadaşları bu fikrin gelişmesi için çaba göstermeye başladılar. Devlet büyüklerine
mektuplar yazdılar. Jarvis’ten çıkan bu fikir çığ gibi büyüdü. Mayıs ayının 2.Pazar
günü 1907 tarihinden itibaren Amerika Birleşik Devletleri’nde Anneler Günü olarak
kabul edildi.
Yurdumuzda Anneler Günü, 1955 yılında, Türk Kadınlar Birliği’nin çabalarıyla
kutlanmaya başlanmıştır.Anneler Günü’nün simgesi beyaz karanfildir. Anneler Günü’nde çeşitli kuruluşlar “Yılın Annesi’ni” seçerler.
Hayatta okuduğum en büyük kitap, annemdir
ATATÜRK’Ü ANMA ve GENÇLİK ve SPOR
BAYRAMI
(19 May s)
19 Mayıs 1919 Türk Milleti’nin kaderini ve tarihini değiştiren bir tarihtir. Mustafa Kemal 16 May›s 1919 günü Band ›rma isimli küçük ve eski bir vapurla yola ç ktı. 19 Mayıs 1919 sabahı Samsun’a vardı. Kurtuluş Savaş’ımızın başlangıcı kabul
edilen 19 May›s günü, tüm yurtta Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayram olarak kutlanmaktad›r.1981 y ›l ›na kadar Gençlik ve Spor Bayram olarak kutlanan bu
bayram, bu tarihten sonra Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayram olarak kutlanmaktadır. Bunun nedeni, Atatürk’ün doğum günü belli değildi. Kendisine doğum
gününü soranlara; “Neden 19 May›s olmas n?” diye cevap verirdi.Atatürk’ün cumhuriyeti emanet ettiği Türk gençliğine armağan ettiği bu günde, Samsun’dan alınan
bayrak ve toprak, Türk gençlerinin elinde Ankara’ya getirilir.
MÜZELER HAFTASI
Tarihi, bilim ve sanat eserlerinin saklanıp sergilendiği yerlere müze denir. Müzeler, geçmişle aramızda kurulan kültür köprüleridir. Cumhuriyet Dönemi’nde
1924’de Topkap› Saray Müzesi,1928’de Etnografya Müzesi,1934’de Ayasofya
Müzesi hizmete aç›ld . Günümüzde 127 müzede 2 milyondan fazla ürün sergilenmektedir.
Müzelerin amacı; Geçmiş dönemlere ait tarihi, bilim ve sanat eserlerini korumak ve sergilemek. İnsanların geçmiş dönemlere ait meraklarını gidermek ve milli
kültürün gelecek nesillere aktarımını sağlamaktır.18-24 May s tarihlerindeki hafta
Müzeler Haftas›d ›r. Bu hafta içinde müzelerimiz ve kültür varl ›klar ›m ›z tan t› l› r. Tarihi eserlerimizin korunması, öğrenilmesi ve gezilmesi gereği vurgulanır. Türkiye,
uygarl k müzesidir.
BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ ?
DENİZALTI
Denizaltı tasarımı ilk kez 1578'de matematikçi William Bourne tarafından geliştirildi.
Bourne bu tasar ›m ›n › hiç denemedi, ama 40 y l sonra Cornelius Drebbel buna çok benzer tasarımlı bir denizaltı inşaa etti ve ilk kez Thanes Nehri'nde denedi. Ahşap omurgasının üzeri deriyle kaylıydı ve bordalarında su geçirmeyen deri kaplamadan dışarı uzanan 12 küreği vardı.
Denizaltısı suyun altında iki saat kalınca Drebbel'in oksijen üretme yöntemini bulduğuna dair
söylentiler yayılmıştı. Deneme gösterisinin başarılı olmasına karşın, İngiliz Bahriye Nazırlığı,
Drebbel'ın denizaltısını kabul etmedi; bu fikrin geliştirilmesi daha sonraki mucitlere kalacaktı.
Savaşta kullanılan ilk denizaltı olan American Turtle, David Bushnell tarafından 1775 yılında icat edildi. Bu ahşap tekne, elle yönlendirilen iki uskurla yüzüyordu; ilk kez 1776'da Amerikan Bağımsızlık Savaşı'nda kullanıldıysa da, hedefini batıramadı. Düşman gemisini batıran
ilk denizaltı Hunley'dir; H.L. Hunley'nin Amerikan İç Savaş'ı Konfederasyon Ordusu için icat
ettiği bu denizaltı, Birlik Ordusu'na ait Houstonic savaş gemisini batırmış, ama bu arada, tüm
mürettebatıylaberaberkendisidebatmıştı.
Bunun gibi oldukça eski tarihli pek çok denizaltının varlığına karşın, modern denizaltının
mucidi J.P. Holland olarak kabul edilir. Holland'ın geliştirdiği tekne, modern bir denizaltının
tüm özelliklerini taşıyordu: Silindir biçimli gövde, safra tankları, derinliği ayarlamaya yarayan yatay dümen ve havaya ihtiyaç duymayan güç kaynağı. Bu denizaltı, su altında bataryalarını kullanıyor, yüzeye çıktığında ise içten yanmalı motorla gidiyordu. Holland, 1900'de denizalt ›s ›n › ABD Deniz Kuvvetleri'ne verdi. 1902'de "denizalt ›gemisi’nin patent hakk ›n ›ald ve
İngiltere, Hollanda, Rusya ve Japonya için denizaltılar inşaa etmeyi sürdürdü.
ANNELER GÜNÜ
May›s ay›n n ikinci pazar günü Anneler Günü’dür. Anneler Günü evrensel bir gündür. Dünyada milyonlarca ana bugün çocuklar› taraf ›ndan sevgi ve sayg › ile an ›l r.
Anneler ülkemizde 1955 yılından bu yana kutlanıyor. Türk Kadınlar Birliği ülkemizde her yıl çocukları
için büyük fedakârlığa katla-nan annelerden birini yılın annesi seçer. Yılın annesinin kişiliğinde tüm annelere
iyi dilekler sunulur.
Amerika’n›n Filedelfiya eyaletinde 9 May›s 1966 günü Jarvis isimli bir k ›z n annesi öldü. Annesini çok
seven Jarvis’in üzüntüsü aylarca sürdü. Hayatla kimsesi kalmayan Jarvis ölüm olayına bir türlü alışamadı.
Yaşama küstü. Canlılığını, yaşama sevincini yitirdi. Yemedi, içmedi bir ara ölmeyi bile düşündü. Jarvis’in bu
durumunu yakından izleyen komşusu Jarvis’le arkadaş oldu. Bir gün yaşlı komşu söyleşi sırasında Jarvis’e
«İnsanlar doğar, yaşar, ölür. Bu bir doğa kanunudur.» dedi. Bu iki cümle, Jarvis’i çok etkile-di. Ölümün de
doğmak, yaşamak gibi bir doğa olayı olduğunu düşündü. Ancak bu doğruyu bulmak Jarvis’in annesine olan
sevgisini azaltmadı. Aradan geçen süre içinde ölüm sözcüğünün soğukluğu gitti. Yerine anne sevgisinin sıcaklığı geldi. Artık Jarvis annesini gözyaşları ile değil severek anmaya başladı. Acıları azaldı. İçinde acı,
duru bir sevgi oluştu. Aradan bir yıl geçti. Bu süre içinde Jarvis, hemen her gün annesinin mezarına çiçekler
götürdü. Jarvis’in annesinin ölüm yıldönümünde bütün arkadaşları eve geldi. O gün Jarvis arkadaşlarına:
—
Ge-
çen bir y l
içinde çektiğim acılar bana şunu öğretti «Dünyada anne sevgisinin yerini dolduracak hiçbir sevgi yoktur.
Y›l ›n bir gününü annelere ay ›ral ›m. O günü annelerimizle ilgili an ›larla doldural m. Böylece annelerimize
olan sevgi borcumuzu ödeyelim.» dedi.
Arkadaşları Jarvis’in önerisini çok beğendiler. Birlikte hemen kentin Belediye Başkanına gittiler. Başkan
onlar› dinledi. Öneriyi içtenlikle benimsedi. Daha sonra bu öneri gazetelere, yazarlara anlat ›ld . Jarvis ve arkadaşlarının çalışmaları kısa sürede sonuç verdi. Amerika Birleşik Devletleri Kongresi mayıs ayının ikinci
pazar gününün Anneler Günü olarak kutlanmasını kararlaştırdı.
Anneler günü ilk kez 1908 yılında kutlandı. Daha sonra bütün uygar ülkelerde kutlanmaya başlandı.
İLK MÜZE NE ZAMAN AÇILDI?
Tarihin kaydettiği ilk müze, Milattan üç yüz yıl önce İskenderiye’de kurulmuştur. Hiç şüphe yok ki bu tarihten önce de bazı değerli eşyaların toplu halde bulundurulduğu yerler vardı. Ancak tarihte bunlara ait bir kayda rastlamak
mümkün değildir. Yunan prenslerinden İkinci Attalus ve Pontos hükümdarı
Mitridat'da Bergama'da müzeye benzer bazı kuruluşlar meydana getirmişlerdi.
Ancak bunlar, gerçek anlmı ile birer müzeden çok, bazı değerli koleksiyonların sergilendiği yerlerdi.Bugünkü anlamı ile ilk müzeler Rönesans la kurulm
ya başlamıştır.
Onbeşinci yüzyılın sonlarına doğru büyük koleksiyonlar önce İtalya'da daha
sonra da diğer Avrupa ülkelerinde sergilenmeye başlanmıştır. 17-34 de Roma'da Capitol kilisesinde açılan devamlı antika eşya sergisi, modern anlamı ile
ilk müze olarak kabul edilebilir. Onsekizinci asr›n sonlar nda Viyana'da ilk
sanat sergisi açılmıştır. Uzun süre halkın ziyaretine açık tutulan bu sergi de ilk
modern müzelere örnek olarak gösterilebilir. Baz sanat tarihçileri gerçek ve
modern anlamı ile ilk müzelerin Fransız ihtilalinden sonra açıldığını kabul
ederler.
Fransız ihtilalinden sonra, Kral'a ve Saray'a ait birçok kıymetli eşya ve sanat
hazineleri halkın ziyaretine açılmıştır. 1857 de halkın ziyaretine açılan Paris'teki meşhur Luvr müzesi bugünkü müze anlayışının temeli olmuştur. Bundan
sonra Avrupa ve Amerika'da müzelerin açılışı birbirini takip etmiştir. Türkiye'de ise ilk müze 1846 da Ahmet Fethi Paşa'nın gayretleri ile açılmıştır.
Ahmet Fethi Paşa, uzun süre Avrupa'da elçiliklerde bulunmuş, ileri görüşlü ve
gerçek anlamı ile batılı bir aydındı. 1846 da uzun çalışmalardan sonra Sent
İren binasında "Memai Eslihai Atika" ve "Mecmai Asarı Atika" adları ile iki
kısımdan meydana gelen müzeleri açarak Türk müzeciliğinde ilk adımı atmışt r.
BU AY TANIYACAĞIMIZ ÜLKE
İSPANYA
Avrupa’nın Güneybatısında İber yarımadasıda yer alan ve
Portementer Monarşi ile yönetilen bir Akdeniz ülkesidir.Plato ve
yüksek ovaları çevreleyen dağların batı kesimleri hariç yarımadanın beşte ikisinden fazlasını sıradağlar kuşatır.İspanya’nın
başkenti Madrid konuşulan dil İspanyolca’ dır.En büyük kenti
Madrid’dir.Barcelona tam anlam›yla aç k hava müzesi konumunda bir şehirdir.Madrid zengin tarihi mirasın yanı sıra canlı bir
kültür ve sanat merkezi olarakta önem taşır.
Barselona, Madrid,Granada, Sevilla, Cordoba ,Sentiagoda, Compostela şehirleridir. Barselona İspanya sahillerinin kuzeyinde yer alan Barselona ülkenin en kozmopolit kenti klasik ve modern mimar›n n merkerzi olan
Barselona ‘ nın baş yapıtı ise
ünlü mimarı Anteni Gaud ’nin Sagra’ da Famillia Kilisesidir.İbiza adaları
son 30 yıldır gerek turizmin , gerekse eğlence dünyasının Avrupa’daki önemli merkezi olmuştur.
El-Hamra sarayı suyun son derece ustalıkla ve bollukla kullanılışı , evlerin avluları Endülüs mimarisinin
önemli özelliği olarak bugüne kadar gelmesidir.İspanya’nın futbol kulüpleri dünyanın en zengin kulüplerine
sahiptir.İspanya’da futbol önemli yer almıştır.İspanya’nın en önemli geleneklerinden birisi boğa güreşleridir.Her yıl boğa güreşleri yapılmaktadır.Flamenko İspanya’nın bir müzik türüdür.14. yy sonrasında
çingenelerin Arapların Yahudilerin toplum dışı bırakılmış Hıristiyanların toplumun dış çevresinde kaynaşması sonucu meydana gelmiştir.
İspanya’nın yemek kültürü Türk mutfağına çok
benzemektedir. Tek fark İspanyolların çok fazla yemek yemeleridir.
Akşam yemeğini saat 23:00 civarında yemeği tercih ediyorlar. İspanyada her 17 Ocakta düzenlenen şenliklerin amacı tüm İspanya’daki hatırlamak aynı etkinlik kapsamında hayvan besleyen İspanyollar kedilerini ,
köpeklerini , kuşlarını kiliselere götürerek ‘’ kutsanmasında’’ sağlıyor.
BU AY TANIYACAĞIMIZ ÜNLÜLER
SABİHA GÖKÇEN
Bursa Vilayet Başkatibi Hafız Mustafa İzzet Bey ile Hayriye Han›m’ ›n k ›zlar Sabiha, 21 Mart
1913’te Bursa’da dünyaya geldi. Anne ve babasını küçük yaşta kaybeden ve ağabeyi tarafından
büyütülen Sabiha, 1925’te henüz 12 yaşındayken Bursa ziyareti s›ras ›nda evlerinin yak ›n ndaki
Hünkar Köşkü’nde konaklayan dönemin cumhurbaşkanı Atatürk’e ulaşmayı ve okumak istediğini
iletmeyi başarmıştı.
Sabiha, Çankaya İlkokulu, Arnavutköy K z Koleji ve Üsküdar Amerikan K z Koleji’nde eğitim gördü. Rahatsızlığı nedeniyle öğrenimini yarıda kesip Heybeliada ve Viyana’da tedavi gördü.
Bir süre Frans›zcas › › ilerletmek amac yla Paris’te bulundu.
1934’te Soyad Kanunun ç›kmas ndan sonra Atatürk kendisine Gökçen soyad›n › verdi. Bu soyad
verildiğinde henüz havacılıkla ilgisi yoktu.
Sabiha,Eskişehir Havac›l k Okulu’nda Sami Uçan ve Muhittin Bey’den özel uçuş eğitimi aldı. 25
Şubat 1936’da ilk defa motorlu uçak ile uçmaya başladı.
1953 ve 1959'da davet edildiği ABD'ye Türk toplumu ve Türk kadınını tanıtmak amacıyla giden
Gökçen için büyük bir Amerika turu düzenlenmiştir. Son uçuşunu 1996'da 83 yaşında iken Fransız
pilot Daniel Acton eşliğinde Falcon 2000 uçağıyla yapmıştır.
1996'da havacılık kariyerinin en büyük ödülünü almıştır. Amerikan Hava Kurmay Koleji'nin mezuniyet töreni için düzenlenen Kartallar Toplant› ›nın onur konuğu olarak katıldığı Maxwell Hava Üssü'ndeki törende "dünya tarihine ad›n › yazd ›ran 20 havac dan biri" seçildi. Bu ödüle lay k görülen ilk
ve tek kad›n havac oldu.
Sabiha Gökçen, 22 Mart 2001 tarihinde, doğum gününden bir gün sonra, 88 yaşında, Gülhane Askeri T p Akademisi’nde hayata gözlerini yumdu.
NEJAT UYGUR
Öğretmen bir annenin ve subay bir babanın üç oğlundan ortancası olan Uygur, eğitimini Anadolu'nun çeşitli bölgelerinde tamamladı. İlkokulu Siirt, Ezine ve İntepe'de okudu ve bu dönemde tiyatroya müsamerelerle başladı. Sar yer, Çanakkale ve Manisa'da ortaokulu tamamlad ktan sonra Güzel Sanatlar Akademisi'nin Heykel Bölümü'ne girdi ama mezun olamad . Tiyatroya profesyonel olarak 1949 yılında "Nejat Uygur Tiyatrosu" ile adım attı. Nejat Uygur, düşündüğü ilk mesleğin tiyatro
olmadığını belirtti:
"Benim düşündüğüm ilk meslek pilotluktu.Çocukluğumda pilot olacağımı düşünürdüm. Hatta hiç unutmam Manisa'da olduğumuz yıllarda, yatak çarşaflarını alıp yüksek
bir yerden aşağı atlamayı planlamıştım. Tecrübe pilotu olarak önce ağabeyim atladı ve
ayağını kırdı. Ağabeyim Zeki Ayhan Uygur, Amerika'da ünlü bir beyin cerrahı şimdi. Onunla
gurur duyuyorum. Ağabeyim burada deniz albayıydı, ordudan ayrıldı sonra."
Gençlik y›llar nda Amerika'ya ulaşmak isteğiyle gemici oldu:
"Benim gençliğimde herkeste Amerika'ya gitmek gibi çok yoğun bir istek vardı. Bu yüzden
liman cüzdanı çıkarttım ve gemici oldum. Hiç unutmam, bir Panama şilebinde çalıştım. Gemide kimsenin can› s ›k ›lmazd ›. Onlara f ›kralar anlat ›r, taklitler yapard m. Herkes çok gülerdi. Sonra askere gittim, orada da arkadaşlarımı çok güldürürdüm. Giderek insanların yüzünü güldürmek bende tutku oldu. Sonra da tiyatro başladı zaten."
1943 y›l nda Sar yer Halkevi'nde başladığı boksla beraber spora karşı ilgisi arttı. Atletizm ve su topu yan›s ra iyi bir at binicisidir1952 y›l nda Necla Uygur ile hayatını birleştirdi. 13 yıl süren Anadolu
turneleri sürecinde s›ras yla Süheyl, Süha, Ahmet, Kemal ve Behzat adlı beş erkek çocukları dünyaya geldi. Süheyl ve Behzat babalarının deyimiyle "armut ağacının dibine düştüler" ve tiyatrocu
oldular.
1998 yılında Kültür Bakanlığı'nca verilen Devlet Sanatç› › unvanını almıştır.
Uygur, 10 Eylül 2007'de beyin damarlarında oluşan bir tıkanıklık nedeniyle vücudun sol tarafında
k smi felç geçirdi. Sağlık durumuna ilişkin yapılan basın toplantısında Uygur'un sol kolunu hareket
ettiremediği, yüzünde kayma olduğu, bacağında biraz hareket olduğu, konuşmasının ise düzgün
olduğu ifade edildi.
4-B SINIFINDAN HABERLER
‘’
Bitki Çimlendirme’’ adlı deneyimizi uyguladık ve her gün gözlemlediğimiz mercimek ve fasulyelerin
nasıl büyüdüğünü inceledik.Onları kocaman olduklarında evimize götürdük.
Artık makaslarımızla çizgilerin üzerinden kesebiliyoruz..Oluşturduğumuz puzzle çalışmasında
çok başarılıydık.
Bahçeye çıkıp topladığımız yaprakları beyaz kağıtlara transfer ettik.Bu çalışma sırasında çok eğlendik.
Çıt çıt puzzle ile hayal gücümüzü kullanarak farklı şekiller oluşturduk.Zeynep ve Burak oluşturduklar› bilgisayarda yaz ›lar yazd ›lar,Ece Su,kendisine kolye ve bilezik yapt ve takarak süslendi
kendide çok güldü bizi de güldürdü.Arda ise kral tacı takarak kendisinin bir kral olduğunu söyledi.
4-A SINIFINDAN HABERLER
BÜYÜTEÇ DENEYİ
Biz kendi büyütecimizi kendimiz yaptık. Sınıfımıza getirdiğimiz camın bir bölümü üzerine mum
damlattık ve mum damlattığımız kısmın ortasını kalem yardımıyla kazıdık,kazıdığımız yere biraz su
döktük.Daha sonra bahçeden topladığımız yaprakları camın alt kısmına koyduk ve yaprağın damarlar›n inceledik.
SINIFIMIZDAN BİR HİKAYE
Bir varmış , bir yokmuş kalbur saman içinde bir uçak varmış ( Arda ). Uçağın içinde insanlar varmış. Bunlar kötü adamlarmış (Doğukan). Bu adamlar uçağı kaçırmak istemişler (Emre). Sonra uçağı istasyona götürmüşler. Uçağın kapısını tamir etmişler (Bora). Sonra birden polisler gelmişler.
Kötü adamları polis arabasına koymuşlar
(Elif ceren). Onları habise götürmüşler (İrem). Orada
yanlış yaptıklarını düşünmüşler (Buğra). Orada çok kalmışlar ( Irmak ). Uçaktaki insanlar kurtulmuşlar ( Günsu ). Sonra insanlar evlerine dönmüşler.
KÜÇÜK YILDIZLARDAN SİZLERE HABERLER
Biz Yıldızlar sınıfı olarak Bitkiler konusunda çok eğlendik. “Çim Adam” deneyini zevkle
yaptık. Evimize götürdük. Hepimizin “Çim Adamı” oldu.Yaşasınnn…
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını neşe ile kutladık. Okulumuzun bahçesinde şiirler okuduk, 23 Nisan şarkılarımızı söyledik. Animasyon grubu bizi çok eğlendirdi.
Yarışmalar bir harikaydı. Hamburgerler ve patatesler mis gibiydi.
24 Nisan Mert Eker’in doğum gününü kutladık.Mert; pastanı çok beğendik.İyi ki doğdun
MERT.Seni seviyoruz.
Sınıfımıza yeni katılan Duru Kartal, Ada Yağızer, Mert Efe Özben
Hepiniz hoş geldinizzz…
BULUT – GÖKKUŞAĞI SINIFINDAN HABERLER
DÜŞÜNELİM – ÇÖZELİM
Bakkaldan süt aldınız.Eve geldiğinizde sütün tadının ekşi olduğunu fark ettiniz.Acaba neden?
YAREN : Limon katmış olabilirler.
ÖMER : Kimyasal madde katmış olabilirler.
ECEM : Bozuk vermiş olabilirler.
ELİF ZOR : Zamanında alınmamış.
BERKE : Kapağı açık kalmış olabilir.
Elini yıkamak için lavaboya gittiğinde musluktan suyun akmadığını gördün
Ellerinde çok kirli.Şimdi ne yaparsın?
ADA: Sucuyu arar m hemen.O da bize su getirir.
Suyu bardak yada sürahi yerine başka nasıl taşıyabilirdik?
EGE : Bidon
YAREN : Avucumuzla yada şapkayla.
KUZEY : Şişe yada kova ile.
BERKE : Oyuncak kamyon yada kola kutusu ile.
ADA : Sepet ile
Öğlen uykusundan uyandıktan sonra annen evde yok.Sence nereye gitmiş olabilir?
ADA : Markete gitmiştir.Çünkü evde domates yok.
EGE : Bakkala gitmiş olabilir.Bize ekmek alması lazım.
DURU : İşe gitmiştir.Çünkü annem hep işe gidiyor.
Peki gelene kadar ne yapard n?
ECEM : Annemi arar m ve o gelene kadar abur-cubur haz›rlar m.
KUZEY : Oyun oynar beklerdim.
BERKE : Ben çok korkar,ağlardım.
ELİF ZOR : Korkup giderdim.
Ayakkabı olmasaydı ayağına ne giyerdin?
BERKE : Bant sarabilirdim.
YAREN : Kağıt havluyu ayağıma bağlayabilirim
ADA : Çukur tabağa basardım,ayağıma bir şey batmazdı.
BİZİM HİKAYEMİZ
MAKARNA ÇOCUK
( Yaren ) Bir varmış bir yokmuş.Evvel zaman içinde kalbur saman
içinde adı makarna çocuk olan bir çocuk varmış.Makarnanın içine domates koyduğu zaman çok tatlı olurmuş.Makarna en çok sevdiği yemekmiş.
( Ömer ) Traktör,uçakla oynamayı çok severmiş.Lunaparka gidip
dönme dolaba binmeyi de.
( Can ) Köfte çocuk onun en yakın arkadaşıymış.
( Kuzey ) Bir gün ikisi Ankara ‘ ya kaçmışlar.Annesi telefon etmiş
neden izinsiz gittin?
( Duru )” Anneciğim özür diliyorum bir daha yapmayacağım “ demiş.Annesi de” bir daha yapmazsan affediyorum” demiş .
( Elif Zor ) Uçağa binip annelerinin yanına gitmişler.
( Esma ) Annelerine sarılıp çok çok öpmüşler.
HAZIRLIK GRUBUNDAN HABERLER
Nisan ayında toprak hava su ve ateş konusu doğa olayları konusu işlerken hepimizin ilgisini çekti. Özelliklede birbirleriyle kavga edercesine dünyadaki tüm canlılara yaşattıkları tatsız olaylar bizi hem korkuttu hem de bu durumlarla karşılaştığımızda neler, nasıl davranmamız gerektiğini öğrendik. Doğa olayları ile ilgili grup çalışması yaparken hepimizin farklı fikirlerini birleştirerek tamamladık.
23 nisan ulusal egemenlik çocuk bayramı şenliğimiz ise bu ay içerisinde yaşadığımız en
önemli ve büyük mutluluktu. İlk önce sınıf içerisinde 23 nisan ile ilgili şarkılarımızı öğrendik
daha sonra ülke bayraklar›ndan taçlar ›m ›z › yapt ›k onlar takarak tören için okul bahçesine
ç›kt k.
Ulu önder M. Kemal Atatürk için saygı duruşunda durduktan sonra İstiklal marşımızı söyledik. Sıra ile tüm okul arkadaşlarımız şiirlerini okudu.
En sonunda da Mc Donald’s dan bizler için gelen çocuk menülerini yedik..
Bu ay 2 tane yaptığımız mutfak etkinliği ise midemizi bayram ettirdi… en çok sevdiğimiz
kumpir ve mozaik pasta yaparken çok eğlendik ve büyük bir iştahla yedik.
En son olarak el yazısı çalışmalarımız büyük bir keyif ile devam ediyor. Artık duyduğumuz
sesleri yazabiliyoruz
Bu bizi daha çok heyecanland›r yor ….
Sanat öğretmenimiz ile gittiğimiz Marmara üniversitesi artık zamanı adlı sergi ise
hepimizin bakış açılarını değiştirdi. Teşekkürler Ercan öğretmen
EĞİTİMCİLER
Eğitim sektörü, anaokulundan yüksek lisans öğrencilerine kadar birçok
farklı yaş grubundan insana hizmet verilen büyük sektörlerden biridir.
Eğitim sadece sınıflarda öğretmenlerin anlattığı derslerle sınırlı değildir.
Fen bilimleri konusunda laboratuar eğitimleri, sanat ve dans konusunda
stüdyo eğitimleri, spor ve jimnastik konusunda salon eğitimleri bulunmaktadır. İnsanlar hayatlarının en az bir döneminde öğretmenliğe karşı
büyük bir ilgi duyarlar. Öğretmenler, birçok değişik akademik alandan
gelmektedirler. Mesleki yaşantılarının ilerleyen dönemlerinde yöneticilik
görevlerinde daha çok bulunurlar.
Eğitim denilince artık akla sadece bir sınıf ve içindeki öğrencilere ders
anlatan bir öğretmen gelmemektedir. İlk, orta, lise ve üniversite eğitimi
elbette hala ayn yöntemle devam etmektedir ancak son zamanlarda birçok farklı eğitim yöntemleri de ortaya çıkmıştır. Yaşam Boyu Eğitim
(YBE) denen olgu, insanların her yaşta öğrenmeye devam edebilecekleri gerçeğini göstermektedir. Mahalli idarelerin açtığı el işi, yemek, okuma-yazma ve meslek edindirme kursları farklı yaş grubuna mensup
pekçok insanı bir araya getirebilmektedir. Aynı şekilde çalışmaya başlad ktan sonra kurum içi eğitim de çok önemlidir. Bu yolla çalışanlara yatır›m yap ›lmakta, kazanma güçleri artt ›r lmakta ve en önemlisi verimlilikleri yükseltilmektedir.
EĞİTİM SEKTÖRÜNDE ÇALIŞAN ELMAAĞACI VELİLERİ:
1.
2.
3.
4.
5.
ŞEBNEM SİVRİKAYA
( 6 YAŞ MERT SİVRİKAYA’NIN ANNESİ)
AYŞEGÜL EMİRBUYURAN ( 6 YAŞ CEM EMİRBUYURAN’NIN ANNESİ)
ÖMÜR DANIŞKAN
( 5 YAŞ DURU DANIŞKAN’NIN BABASI )
ATİLLA YURDAGÜL
( 5 YAŞ DİDE YURDAGÜL’ÜN BABASI)
EBRU KAP
( 4 YAŞ İREM VE BORA KAP’IN ANNESİ)
6. DEVRİM KARTAL
( 3 YAŞ DURU KARTAL’IN BABASI)
SAĞLIKCILAR:
’
T p, sağlık bilimleri dal . İnsan sağlığının sürdürülmesi ya da bozulan sağlığın yeniden düzeltilmesi için uğraşan, hastalıklara ta › koyma, hastalıkları sağaltma (tedavi
etme), ve hastal k ve yaralanmalardan korumaya yönelik çalışmalarda bulunan birçok alt bilim dal ndan oluşan bilimsel disiplinlerin şemsiye adıdır. Hem bir bilgi alan
– vücut sistemlerinin ve bunlar›n hastal ›klar ›n n ve tedavilerinin bilimi,hem de bu bilginin uygulandığı meslektir.
Çağdaş (biyo)tıpta, tıbbî bakım, tıbbî profesyoneller (hekimler) ve diğer profesyoneller, örneğin hekim asistanla ›, hemşireler ve eczac lar, sayesinde gerçekleşir. Tarihi olarak, sadece tıp doktorasına sahip olan kişilerin tıbbı uyguladığı düşünülmüştür.
Tıp birçok alt dala sahip olduğu gibi, örneğin kardiyoloji veya nöroloji, farkl› alanlar
da beraberinde bulundurur, İçinde birçok farklı disiplini barındırmasının yanı sıra,
tıbbın meslekî uygulanışı sırasında birçok farklı disiplinden profesyoneller birlikte
çalışırlar; hemşireler, eczacılar, fizyoterapistler, diyetisyenler gibi. Bunun dışında her
ne kadar ayr birer meslek olsalar da diş hekimliği (veya bir başka deyişle dişçilik) ve
psikoloji de t›bbî birer alan olarak ele al ›n r.
SAĞLIK SEKTÖRÜNDE ÇALIŞAN VELİLERİMİZ:
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
DR. SELDA ARKAYA
( 6YAŞ İREM ARKAYA’NIN ANNESİ )
DR. SERAP BİBEROĞLU
( 3 YAŞ EFE BİBEROĞLU ANNESİ )
DR. HALE ACAR
( 3YAŞ PELİN ACAR’IN ANNESİ )
DİŞ HEKİMİ HALE ÖZAY
( 4 YAŞ ZEYNEP ÖZAY’IN ANNESİ )
DİŞ HEKİMİ GÜLFEM ERDEM ( 4 YAŞ ELİF ERDEM’İN ANNESİ )
HEMŞİRE DİLEK ACEMOĞLU ( 5 YAŞ YAREN ACEMOĞLU’NUN ANNESİ)
ECZACI TUĞBA ERGENÇ
( 5 YAŞ MERT ERGENÇ’NİN ANNESİ )