İşçi - Köylü - Özgür Gelecek

Transkript

İşçi - Köylü - Özgür Gelecek
,
Mayınlı araziler kapitalist şirketlere hibe ediliyor
Mayıs ayının son haftasında Meclis’te görüşülen Türkiye-Suriye
sınırındaki
mayınlı
arazilerin temizlenmesi ve tarıma açılmasını öngören yasa
tasarısı ülke gündemini bir
anda kapladı. Muhalefetin
“etkin muhalefeti” sonucunda
görüşmeler tıkanmıştı. Sert
tartışmalar Suriye sınırının İsrail şirketine peşkeş çekileceği
üzerinde yoğunlaşmış Başbakan’ın “tarihi özeleştirisi” dahi
buna engel olamamış, aksine
yangına bir çap çıra olmuştu.
Gündemi günlerce meşgul eden
İbrahim Kaypakkaya
bugünün ve geleceğin
kadar ürkütücü sayıda mayına
sahip olan bir ülkenin cumhurbaşkanının PKK’nin gerçeklemayınlı
pusuya
ştirdiği
“terörün en kalleşçe” yöntemi
tanımlaması ise abesle iştigal
olsa gerek.
mayınlar 1950’li yıllarda
Adnan Menderes döneminde
Hatay’dan başlayıp Kilis,
Antep, Urfa, Mardin ve
Şırnak’a kadar uzanan 216 bin
dekar alana döşenmiştir. Türkiye’de resmi olarak 3 buçuk
milyon adet mayın mevcut. Bu
kazanılmasında kızıl
bir meşaledir -4-
Sayfa 2
İşçi-köylü
Sayfa 8
Demokratik Halk İktidarı İçin
Sayı:
43
* 12-25 Haziran 2009
Bizi değil, failleri
yargılayın
“Failler belli, kayıplar nerede?” şiarıyla 219 haftadır Galatasaray Lisesi’nin
önünü mesken eyleyen kayıp yakınları
ve insan hakları savunucuları, “aradan ne
kadar zaman geçerse geçsin, onları unutmayacağız” diyor. Bunun en somut örneği de 219. Haftada konu edilen 12
Eylül 1980’den hemen bir gün sonra
gözaltına alınan Cemil Kırbayır’ın annesiydi. Anne, “Ölüme direneceğim! Cemilimi görmeden, mezarını bulmadan
ölmeyeceğim!” diyerek bu kararlılığı
ifade ediyordu. Sayfa 7
Çevreciler Boğaz
Köprüsünü Süpürdü
Doğal yaşam alanlarının katledilmesine karşı bir araya gelen Munzur Çevre
Derneği üyeleri ve Bergama köylüleri 5
Haziran Dünya Çevre Günü vesilesiyle,
yapılmak istenen barajları ve siyanürlü
altın arama işletmelerini protesto ettiler.
“Polis stop! Önce dinle sonra döv!” pankartını açan kitle, Boğaz Köprüsü’nü bir
süre trafiğe kapatarak sürücülere karanfil
dağıttı. Sayfa 5
İşçi-köylü’den
Direnişlerin yanında olalım!
Mücadeleyi yükseltelim!
Sayfa 2
C
M
Y
K
* Fiyatı: 1.50 TL
* ISSN: 1307-878X
İyi şeyler oluyor!
Krizi bahane eden ve patronlar için “Kurtarma Paketleri” hazırlayanlar, işçi ve emekçilere dönük sömürü
saldırılarına son hızla devam ediyor. Egemenler, saldırılara karşı mücadele edenlere ise artık “aba altından” değil
açıktan sopa gösteriyor. İşçiler ise bir yandan patronlarla
mücadele ederken bir yandan da sendika ağalarını uyarıyor.
Başbakan Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Gül’ün “İyi
şeyler olacak!” mesajlarının ardından, Kürt meselesi daha
yoğunluklu tartışılırken, egemenler cephesinde sorunun
temel “çözüm” yöntemi Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un açıklamalarıyla bir kez daha açığa çıktı: “Son ‘terörist’ bulunup imha edilinceye kadar savaşa devam!”
Ezilenler açısından ise “iyi şeyler”, tamamen mücadele seyrine bağlı olarak gelişiyor. Evet, emek cephesinde
gerçekten iyi şeyler oluyor ve olmaya da devam edecek.
İşte emek cephesinde olan iyi şeylerden birkaçı:
Özelleştirilen Mersin Limanı’ndan sendikalı oldukları için atılan işçilerin, patronun tüm oyunlarına rağmen
kararlı bir şekilde sürdürdükleri direniş zaferle sonuçlandı. İzmir’in Karşıyaka Belediyesi’ne ait Kent AŞ’de,
işten çıkartılan 291 işçi direnişlerine kararlılıkla devam
ediyor. 16 Haziran’da bir yılını dolduracak E-Kart direnişi, patronun tüm baskılarına rağmen sürüyor.Sinter işçileri ise bir yandan mahkeme sonucunu beklerken, bir
yandan da fabrika önündeki direnişini içerdeki işçilerin
desteğiyle sürdürüyor. ATV-Sabah direnişi de emek cephesinde yeni ve canlı bir soluk olarak devam ediyor.
Entes Elektronik Fabrikası’ndan “yaramazlık yaptığı” için işten çıkarılan Gülistan Kobatan fabrika önünde
tek başına direnişte! Bir yılı aşkın süredir Sefaköy ve
Düzce’de devam eden Desa direnişinde tüm davalar direnişçiler lehine sonuçlanırken, Desa patronu “direniyor!”
Direnişçiler ısrarlı “Zafer bizim olacak!” TİS sürecinde
olan Harb-İş üyesi işçiler, masada çözüm yolu bulunmayınca haklarını sokaklarda aramaya başladı. Genel-İş
üyesi işçiler ise İstanbul Kadıköy’de ödenmeyen alacakları için alanlarda haykırdıkları sloganlarıyla muhatap bulmaya çalışıyor.
Sınıfsal Yaklaşım
Ahkâm kesmenin değil
birlikte esmenin zamanıdır
Sayfa 3
Kriz de var, çare de...
İşsizliğin yakıcı bir sorun olmaya
devam etmesi karşısında
panikleyen patronlar
kendi suçları olan
işsizliğe karşı ve bu
ülkeyi yönetenlerin
halkı hiçbir çözüm sunamaması karşısında
kampanyalarla ilgili toplanmaya hevesleniyorlar. Öfke-
Emekçinin Gündemi
Evrensel Bakış
P u su la
KESK’e yönelik saldırılar
Pratiği proleter olmayanın
tüm emek ve demokrasi
proletaryadan yana
güçlerini hedefllemektedir
olması beklenemez!
Sayfa 4
nin önünü kesmek, perdelemek
için önce millet, vatan, bayrak
vs. ile başlayan küçük tarihsel hatırlatmalarla “biz
neler atlattık neler” demeye getiren patronlar
“aynı gemide” olduğumuzun altını çiziyorlar. Halktan
yine bir şey istiyorlar. Evet, istemeye yüzleri var hala. Sayfa 9
Sayfa 11
“Devler” çöküyor, “büyük
devin” uyanma zamanıdır!
Sayfa 13
‹flçi-köylü 2
‹brahim Kaypakkaya yafl›yor
12-25 Haziran 2009
‹brahim Kaypakkaya bugünün ve gelece¤in
‹flçi-köylü’den
kazan›lmas›nda k›z›l bir meflaledir -4-
Direnifllerin yan›nda olal›m!
Mücadeleyi yükseltelim!
O enternasyonal proletaryan›n k›z›l bayra¤›n› ide“
olojik, politik, örgütsel temelde oportünizmin, revizyonizmin, her türlü s›n›f iflbirlikçisi ak›m›n lekelerinden
temizleyerek ülke burçlar›na dikmeyi baflarm›fl komünist bir önderdir. Ve biz söyledi¤imiz için de¤il sosyal
pratik döne döne onu kan›tlad›¤› için hala canl›, hala
dinamik ve hala günceldir!
Özellikle bugün emperyalizmin ülkemizi de içine alan bölgesel plan›
içinde ezilen uluslar›n y›llarca mücadelesini yürüttü¤ü “kendi devletini”
kurma talebiyle örtüflen bir yaklafl›m
içinde olmas› ve ezilen ulusun burjuvalar›n›n s›n›f karakterinden ötürü
emperyalizmle iflbirli¤i içinde oluflu
karfl›s›nda, uluslar›n kendi kaderini
tayin hakk› ilkesine yönelik ikircikli
tutumlar kendini hissettirmektedir.
Kosova, Irak Kürdistan›’ndaki oluflumlara karfl› emperyalistlerle iflbirli¤i
içerisinde oldu¤u gerekçesiyle kendi
kaderini tayin hakk›n›n karfl›s›nda duracak flekilde tutum alan küçük burjuva siyasi ak›mlar vard›r. Bu hakk›n
flarts›z, koflulsuz savunulmas›yla,
bunlara karfl› al›nacak politik tutum aras›ndaki diyalektik ba¤›n
kavranamamas› bu uluslar›n en temel
hakk› olan devlet kurma hakk› karfl›s›nda objektif olarak yok say›lmas› anlam›na gelir. Emperyalizmin ve iflbirlikçi burjuvalar›n politikalar›na karfl›
gelmekle ve teflhir etmekle kendi kaderini tayin hakk› ilkesinin tan›nmas›
bambaflka fleylerdir. Kuflkusuz bu
tutum anti-emperyalizm ad› alt›nda ezen ulusun lehine ezilen
ulusun aleyhine tutum almak anlam›na gelir. Bu, koflullar ne olursa
olsun ilkesel düzeyde bir tavizdir ve
yanl›flt›r. ‹brahim’in bu noktadaki tutumu ve yaklafl›m› bugün at izi ve it
izinin kar›flt›¤› koflullarda hala ön aç›c›
ve bilimsel yaklafl›m›n ifadesidir.
‹brahim Kürt ulusal sorununa yaklafl›m›nda kendi kaderini tayin hakk›n›
savunurken mevcut ve tarihsel koflullarda Kürt ulusal sorununa karfl› komünistlerin görevini de belirler. Kürdistan topraklar›n›n emperyalizmin ç›karlar› do¤rultusunda dört parçaya
bölünerek ilhak edildi¤i gerçekli¤ini
vurgulayarak, bunun tarihsel bir haks›zl›k oldu¤unu ancak komünistlerin
tarihsel haks›zl›klar› düzeltme gibi bir
görevinin illa da olmayabilece¤ini belirtir. “S›n›f mücadelesini ve sosyal geliflmeyi do¤rudan do¤ruya
kösteklemeye devam eden tarihi
haks›zl›k” olma istisnalar› d›fl›nda bu
tür haks›zl›klar› düzeltme görevinin iflçi s›n›f›n› temel mücadelesinden uzaklaflt›r›c› bir tutum olaca¤›n› belirtir.
”
Yani özgülde görevi Türkiye Kürdistan›’na ulusal çeliflkiyi de gözeterek
politika belirlemek olarak ortaya koyar. Kürt ulusunun istedi¤i takdirde
ayr›labilece¤ini de garanti alt›nda görür. Bizzat ulusal hareketin s›n›f ç›karlar›n› içeren amaç ve hedefi benimsemeyi reddeder. Zira ‹brahim’de milli
ve demokratik devrim görevinin emperyalizm ça¤›nda tam anlam›yla
mümkünat›n›n proletaryan›n s›n›f hareketinin omuzlar›nda oldu¤u bilinci
oldukça nettir.
Bu tutum, Kürt Ulusal Hareketi karfl›s›nda kay›ts›z kalmak
anlam›na gelmez. Bu hareket ilerici ve demokratik muhtevas›ndan dolay› ittifaklar aras›nda tan›mlan›r. Ancak yine bu hareketin burjuva niteli¤inden dolay› ihtiyatl› ve mücadeleyi
içeren bir yaklafl›m› da gözden kaç›rmaz. Ulusal hareketlerin genel e¤ilimlerinin kendi devletlerini kurma yönlü
olsa da her zaman için somut programlar›n›n ayr›lma üzerine olmayabilece¤ini, bunun gözden kaç›r›lmamas›
gerekti¤ini belirtir. Ancak ister ayr›lma temelinde olsun isterse egemen
ulusun devletiyle baz› ulusal haklar›n
kazan›lmas› temelinde reformist içerikte olsun ezilen ulus hareketinin demokratik ve ilerici muhtevas›na kay›ts›z kal›namayaca¤›n› belirler. Burada
komünist hareketin temel ilkeden taviz vermeden devrimin ve
iflçi s›n›f›n›n menfaatlerine göre
tutum alarak politika belirleyece¤ine iflaret eder. Kuflkusuz ulusal
hareketin “olumlu eyleminin” reformist ya da devrimci içerikte olmas›
durumu komünist hareketin tutumuna flekil verecek önemli ö¤elerdir.
Komünist hareket, ulusal hareketin
program›n› ve politik çizgisini gözeterek tutumunu belirlemeyi önemli bir
yere koyar.
Kürt ulusal sorununda ‹brahim’in
esas hedefinde ezen ulus flovenizmi
ve sosyal flovenizm yer al›r. Kürt ulusunun kendi kaderini tayin hakk›na
karfl› yönelen her tutuma, anlay›fla
düflmanl›k besler. Ve bu tutumlar›n s›n›fsal özünü a盤a ç›kar›p mücadelenin
hedef tahtas›na yerlefltirir.
Bu konuda kendisine ister komünist, ister sosyalist desin do¤ru
tutum almayanlar›n gidece¤i
sapman›n, tutaca¤› yolun güzergah›n› ve bunun s›n›fsal karakterini
ortaya koyar.
fiafak revizyonistlerinin bu meseledeki tutumuna karfl› flu yaklafl›m san›r›z meselenin özünü aç›k-
layacakt›r: “fiafak revizyonistleri içinde farkl›
unsurlar›n yer ald›¤› Kürt milli
hareketini, homojen bir ‘Kürt
halk›’ hareketi
olarak takdim
etmekle, bu
hareketi bir bütün olarak ve tamamen ilerici göstermek, nereye kadar
ve hangi bak›mlardan ilerici oldu¤unu,
nereden sonra ve
hangi bak›mlardan
burjuvazinin ve toprak a¤alar›n›n gerici
emellerinin bafllad›¤›n›
göstermemekle (daha
do¤rusu bunlar aras›nda bir ayr›m
yapmamakla), yukar›da tam da
toprak a¤alar›n›n ve burjuvazinin
ifline yarayacak sonuca var›yor.
Böylece genel olarak Türkiye
proletaryas› ve özel olarak Kürt
proletaryas› aleyhine Kürt burjuva ve toprak a¤alar›na taviz veriyor. Yar›n Kürt burjuva ve toprak a¤alar›n›n “olumlu eylemi”
daha kuvvetle kendini hissettirdi¤i zaman fiafak revizyonistlerinin ne yapaca¤›n› merak etmekteyiz. Ama ne yapacaklar› bugünden bellidir! Türk milliyetçilerinin saflar›na kay›ts›z flarts›z
iltihak edeceklerdir.”*
fiafak revizyonistlerinin bugünkü
ad›yla Do¤u Perinçek önderli¤indeki
‹flçi Partisi’nin geldi¤i noktay› ‹brahim’in o günden tahmin etmesi elbette ilahi gücünden de¤il, tam da meselelerin iç ba¤lant›lar›na ve olgulara s›n›fsal temelde yaklafl›m›ndan ileri gelmektedir.
Bugün birçok ilerici, demokrat,
ayd›n tayfan›n Kürt ulusal sorununda
Kürt ulusunun kendi kaderini tayin
hakk›n›n inkar›na dayanan, Avrupa
Birli¤i temelinde reform taleplerinin
özüne bakt›¤›m›zda görüntüde ezen
ulus milliyetçili¤ine bir karfl›tl›k gibi
görünse de, Kürt ulusal hareketinin
bunun karfl›s›nda duran ve bu temelde mücadelesinde silahlar›n elefltirel
gücüne baflvurdu¤unda “bütün siyasi
meselelerde oldu¤u gibi diller ve kültürel haklarda bir elini (aç›kça) demokrasiye uzat›rken öteki ellerini (arkadan) gericilere ve polis ajanlar›na
uzatan iki yüzlü bezirganlar gibi davranmaktad›r”lar (Lenin). Bugün Türk
egemen s›n›flar›n›n gerek ulusal hareketin silahl› mücadelesi karfl›s›nda temel inkar paradigmas›n›n iflas› gerek
de uluslararas› konjonktürün ihtiyaçlar›yla milli bask›ya yeni biçim verme
gayretinde bu ayd›n, ilerici, demokrat
ve reformist unsurlar›n üstün gayretleri dikkat çekicidir. Dünün Do¤an
Avc›o¤lu, Mihri Belli vb.’nin siyasi ikizleri bugünün konjonktürüne uygun ve
Türk egemen s›n›flar›n›n yönelimine
paralel ve kuflkusuz buna yedeklenerek teflekkül etmektedir.
Geçmiflin temel retorikleri de bolca kullan›lmaktad›r bu ve benzeri çevrelerce. Mustafa Kemal ve ‹smet ‹nönü’nün henüz Kürtlere ihtiyaçlar› ol-
du¤u dönemde Sivas Kongresi, Erzurum
Kongresi,
1. Meclis
Konuflmalar›, Lozan
vb. alanlarda Kürtlerin varl›¤›n›
dillendirmelerini olumlayarak hakim ulus milliyetçili¤ine prim veren tutumlara yönelik
‹brahim’in keskin elefltirileri; bugün
kuflkusuz bu söyleme farkl› amaç ve
niyetlerle de olsa sar›lan ve esas›n›
Türk egemen s›n›flar›ndan Kürt meselesinde “dilin ve kültürün” serbest
b›rak›lmas›n› adeta bu kan›tlarla rica
eden ve kuflkusuz bu aç›l›mlarla demokratikleflme hülyas› içinde olan kesimlere karfl› öz itibariyle yönelmektedir. Türk hakim s›n›flar›n›n geçmiflte
materyal olarak kulland›¤› ve ç›karlar›n›n hizmetine soktu¤u tutumu yücelterek ezen ulus milliyetçili¤ine prim
veren bu tutum dün ‹brahim’in hedefindeydi ve kuflkusuz bugün de hedefte yer almal›d›r.
‹brahim hakim ulus milliyetçili¤ine prim veren her türlü yaklafl›ma karfl› keskin bir k›l›ç gibidir. Türkiye’de Milli Mesele bafll›kl›
broflürü bugünün ilerici, demokrat s›fat›yla sahne alan siyasi aktörlerinin
kulland›¤› retori¤e ve yaklafl›mlara
karfl› tutumun ne olmas› gerekti¤ine
dair bilimsel temelde ›fl›k tutan bir
özelli¤e sahiptir. Ve kuflkusuz bugün
için yol gösterici tezler özelli¤ini korumaktad›r.
‹brahim temel tezleriyle,
MLM’nin Türkiye’ye özgünlefltirilmesiyle proletaryan›n eline
kurtulufl silah›n› vermenin ad›d›r.
‹flkenceler alt›nda son nefesini verene
kadar komünist duruflun simgesi olmufltur. ‹brahim temel tezleriyle, teori ve pratik uyumuyla tarihsel bir
komünist flahsiyet olman›n ötesinde
bugünün sosyal, siyasal karakteristi¤ine do¤ru yan›t olacak s›n›fsal bir durufl ve söylemdir de.
O enternasyonal proletaryan›n k›z›l bayra¤›n› ideolojik, politik, örgütsel
temelde oportünizmin, revizyonizmin,
her türlü s›n›f iflbirlikçisi ak›m›n lekelerinden temizleyerek ülke burçlar›na
dikmeyi baflarm›fl komünist bir önderdir. Ve biz söyledi¤imiz için de¤il
sosyal pratik döne döne onu kan›tlad›¤› için hala canl›, hala dinamik ve hala günceldir!
*Al›nt›lar ‹brahim Kaypakkaya-Seçme Yaz›lar’dan yap›lm›flt›r.
(Bitti)
“
Kürt ulusal sorununda ‹brahim’in esas hedefinde ezen ulus flovenizmi ve sosyal flovenizm yer al›r. Kürt ulusunun kendi kaderini tayin hakk›na karfl› yönelen her tutuma, anlay›fla düflmanl›k besler.
”
Havalar›n ›s›nmas› ile birlikte yaz s›caklar› ile ülke
gündeminin k›zg›nl›¤› adeta birbiri ile yar›fl›yor.
Gerek ezenlerle ezilenler aras›nda gerekse de ezenlerin kendi aralar›ndaki mücadele h›z›ndan bir fley kaybetmeden devam ediyor. Bizler aç›s›ndan ise sürecin özgünlüklerini do¤ru yorumlamak ve kavramak, do¤ru
yerde saf tutmak, a盤a ç›kan olanaklar› do¤ru kullanmak, etkili pratiklerin alt›na imza atmak ve emekçi halk›m›z› gerçek sorunlar› etraf›nda örgütlemek oldukça
önemli bir görev olarak karfl›m›zda durmaktad›r.
Bu bak›fl aç›s› do¤rultusunda ülkemizde son süreçte
yaflanan tüm geliflmelerin yorumu önem kazanmaktad›r.
Ezilenler aç›s›ndan önemli bir tak›m olanaklar› ortaya ç›karan bu süreçte egemenler de havay› kendi lehlerine çevirmenin ad›mlar›n› atmaya çal›flmaktad›rlar.
Söz konusu hamlelerin bafl›nda elbette ki Kürt sorunu gelmektedir. Bu mesele devletin yetkili a¤›zlar› taraf›ndan “ülkenin öncelikli sorunu” olarak ifade edilmesine, sürekli yeni “aç›l›m”larla gündeme getirilmesine,
“demokratikleflme” hamleleri ile allan›p pullanmas›na
ra¤men gözalt› ve tutuklama furyas›, çocuklar› da içine
alarak genifllemektedir. Gerillaya yönelik operasyonlar›n
h›z›ndan bir fley kaybetmeden devam etmesi, iliflkili tüm
kurum ve kurulufllar›n bask›nlardan nasibini almas› vb. ile
birlikte bak›ld›¤›nda gerçekleri görmek zor de¤ildir.
Nitekim yerel seçimlerin hemen ard›ndan bafllat›lan
gözalt› ve tutuklama sald›r›s›n›n son haftalarda KESK’i de
içinde alarak genifllemesi bu noktada önemli bir ipucudur. Bu sald›r›larda amaç hem Kürt ulusal sorunu çerçevesinde iliflki kurulan tüm kurumlara yönelmek ve diri
unsurlar› bertaraf etmek hem de krizin etkilerinin kendini yak›c› bir biçimde göstermeye devam etti¤i süreçte
tüm emekçilere gözda¤› vermektir. Yani sald›r›lar ayn›
zamanda ve hatta esas olarak emekçilerin hak alma mücadelesine ve örgütlülüklerine dönüktür.
Son süreçte devam eden iflçi direnifllerine, talep ve
sloganlar›na bakt›¤›m›zda da egemenler aç›s›ndan bu yönlü ad›mlar kaç›n›lmaz oldu¤unu görmek gerekmektedir.
‹rili ufakl› birçok fabrikada gerçekleflen, uzun süreler almas›na ra¤men kararl›l›kla devam eden ve etmesi beklenen direnifller ve grevler, önemli bir yerde durmaktad›r.
Özellikle gazetemizde de yer verdi¤imiz Harb-‹fl üyesi emekçilerin ve Belediye iflçilerinin eylemleri önümüzdeki sürecin hareketli geçece¤inin iflaretleridir.
Tüm bu gündemlerle birlikte döne döne tart›flt›¤›m›z
çeflitli konular tekrar gündemimize girmek durumundad›r. Bunlardan biri de do¤ru bir kitle çizgisi ve kitlelerin
gündemlerine müdahaledir.
Do¤ru bir kitle çizgisine sahip olmak devrim mücadelesinde önemli ön koflullardan birisidir. Bugün içinde
bulundu¤umuz gerçeklikte bu konuyu kavramak için tart›flmaya, araflt›rmaya, güncel geliflmeleri yorumlamaya ve
ille de prati¤e ihtiyac›m›z oldu¤u da aç›kt›r.
‹lk olarak belirtmek gerekir ki, kitlelerin kendi talepleri do¤rultusunda pratik faaliyetlere giriflmek ve genifl
kitleleri bu faaliyetin aktif yürütücüleri haline getirmek,
do¤ru bir kitle çal›flmas›n›n can damar›d›r. Zor gibi görünen ancak basitten karmafl›¤a do¤ru, küçük ad›mlarla yüründü¤ünde -örne¤in ilkin talepler, bunlara uygun hedefler ve yap›lacaklar belirlenerek- rahatl›kla somutlanacak
bir tart›flma konusudur bu. Her fleyden önce, kitlelerin
(elbette buna bizler de dâhiliz) kendi pratik eylemleri
içinde e¤itilece¤ini, bilinçlenece¤ini ve daha ileri ad›mlar
ataca¤›n› bilmeliyiz.
Örne¤in; yukar›da da bahsini etti¤imiz gibi yerel seçimlerin ard›ndan geçen k›sa say›labilecek süreci hat›rlad›¤›m›zda bile egemenlerin oldukça h›zl› bir biçimde sald›r› silahlar›na sald›rd›klar›n› görmek mümkündür. Bu sald›r› silahlar› karfl›s›nda duranlar aç›s›ndan say›labilecek eksik ve
geri bir tak›m yanlara ra¤men olumlu bir havan›n esti¤inin
de alt› çizilmelidir. 1 May›s’›n ard›ndan süreç h›z›ndan bir
fley kaybetmeden devam etmektedir. Neredeyse ülkenin
birçok yerinde iflçi direniflleri gündeme gelmekte, kimisi
kazan›mla sonuçlanmakta, kimisi uzun zamana yay›larak
devam etmektedir. Burada önemli olan bizlerin bu sald›r›
ve direnifllerde nerede durdu¤umuzdur.
Örgütlenen iflçi eylemlerinde, sald›r›lar karfl›s›nda kenetlenen emekçilerin etkinliklerinde, grevlerde biz neredeyiz?
Bu soruya verece¤imiz yan›tlar s›n›f mücadelesinde
durdu¤umuz yeri de gösterecektir. Genifl bir ajitasyon ve
propaganda için flartlar oldukça elverifllidir. Sald›r›lara,
hak gasplar›na karfl› geliflen eylemlerin, iflçi s›n›f›n›n bugün en diri kesimlerini içinde bar›nd›ran direnifllerin içinde ve yan›nda olmak, ülke kamuoyunu meflgul eden temel gündemlere müdahil olmak öncelikli görevlerimiz
aras›nda olmal›d›r.
‹flçi-köylü 3
Politika-yorum
12-25 Haziran 2009
Sald›r›lara karfl› tek alternatif
mücadeleyi yükseltmektir!
Son dönemde yaflanan tüm geliflmeler, yaflad›¤›m›z co¤rafyay› da içine alan bölgedeki
çat›flmal› sürecin, bundan böyle daha da yükselerek sürece¤ine iflaret ediyor. Emperyalist
projeler kapsam›nda ortaya ç›kan bu yükselifl,
elbette emperyalizmin bölgedeki uzant›lar›na
da hayli ciddi roller yüklüyor.
Emperyalist ya¤ma ve talandan küçük parçac›klar koparabilme hayaliyle, emperyalizme
olan desteklerini, uflakl›k ötesine tafl›yanlar
aras›nda ilk s›ralarda yer alan ülkemiz komprador egemen s›n›flar›, bu süreci kendi ç›kar
hesaplar›n›n da hayata geçirilmesi aç›s›ndan
avantaja çevirmeye çal›flmakta, buna dönük
hamlelerine h›z vermekteler.
Söz konusu hamlelerin bafl›nda Kürt meselesine iliflkin hamlelerin gelmektedir; öyle ki
Kürt sorununun bugün art›k devletin en yetkili a¤›zlar› taraf›ndan bile “ülkenin öncelikli
sorunu” olarak adland›r›lmas›, dört bir yandan
su konuya odaklanmay› da beraberinde getirdi. Bu odaklanma sadece sorunun muhataplar› aç›s›ndan de¤il, sorunun karfl›s›nda, kenar›nda-k›y›s›nda duranlar aç›s›ndan da ayn› “hassasiyetle” ele al›n›r oldu.
“Aç›l›m”dan ‘imha-inkara
devam” ç›kt›!
Aylar önce bafllat›lan “Kürt aç›l›m›” söylemleri ve sözde bu söylemlerin alt›n› dol-
durmaya dönük bir dizi, daha çok da kültürel alanda
yans›mas›n› bulan pratikle,
asl›nda neyin amaçland›¤›
da ortaya ç›kmakta gecikmedi. Böylece “Kürt aç›l›m›” ad›na hayata geçirilen,
ancak tasfiyenin-inkar›nasimilasyonun daha da derinlefltirilmesinden baflka
bir anlam ifade etmeyen
pratik ad›mlar›n at›lmas› ile
iflas etmesi bir oldu.
“Aç›l›m” denildi¤inde
anlafl›lmas› gerekenin ne
oldu¤unu ise, geçti¤imiz
günlerde en somut olarak
Baflbu¤ ortaya koydu zaten. Hem de efendilerine
yapt›¤› ziyaret s›ras›nda, hemen onlar›n yan›
bafl›nda ve de onlardan ald›¤› gücün verdi¤i
“sonsuz özgüvenle”!
‹ttihat Terakki’nin, Türklefltirme politikas›n› besleyen kafatasç›-›rkç› ideolojisini, Osmanl›’n›n her türden komplo ve ayak oyununun mubah say›ld›¤› devlet gelene¤i ile bütünlefltiren Kemalist rejim, daha Cumhuriyet’in kuruluflundan itibaren, Türk olmayan
uluslara karfl› ikiyüzlü davranmay›, devlet politikas› ve TC’nin varl›k zemini haline getirmifl ve bunu yaparken en büyük deste¤i de
yine, Osmanl›’dan devrald›¤› uflakl›k iliflkisine
girdi¤i emperyalistlerden alm›flt›. Türk olmayan milliyetler, emperyalistlerle birlikte gelifltirilen ya da tamamen emperyalist patentli
olan politikalarla imhaya u¤rat›lm›fl, inkarasimilasyon, TC’nin kuruluflundan sonraki
dönemlerde de “ola¤an” uygulamalar haline
gelmiflti.
TC’nin üzerinde yükseldi¤i bu ideoloji,
hala onun temel dayana¤› olmay› sürdürmektedir. Dünya egemen sisteminin, ezilenler
üzerindeki sald›r›lar›n› çok yönlü olarak art›rd›¤› günümüzde, tercümesi faflizm olan bu
ideolojiye ve onun yön verdi¤i faflist uygulamalara her zamankinden daha fazla ihtiyaç
duyulmaktad›r. Bu faflist uygulamalar›n bir
yan›n› öteden beri, iflçi ve emekçi y›¤›nlar›n
S›n›fsal Yaklafl›m
AHKÂM KESMEN‹N DE⁄‹L
B‹RL‹KTE ESMEN‹N ZAMANIDIR!
Önce Baflbu¤’un ABD’den savurdu¤u tehdit ve meydan okumalar üzerinde dural›m. Tam “çözüm”e do¤ru belli
aktörler ›l›ml› ve uyumlu konuflur, art›k
somut ad›mlar beklenirken bu konuflma da nereden ç›kt› diyenler, sürecin
arka plan›na bakmay› unutuyor, devletteki rol da¤›l›m›n› hesaba katm›yorlar.
Baflbu¤’un öteden beri diline dolad›¤›
“baflar› umudunu k›rma hedefi”nden söz
etmesi, bu konuda efendileri ABD’den
kim bilir kaç›nc› kez destek talebinde
bulunmas› yeni de¤ildir (02.06).
Ayn› flekilde, “Gider, arar, bulur ve
yok ederim. (…) Kimse TSK’den bar›fl
ad›na operasyon yapmamas›n›, sessiz kalmas›n› beklemesin. (…) Terörizmi bitirmek için biz kendi iflimize bak›yoruz…”
(04.06) fleklinde konuflmas› da üstlendi¤i rol itibar›yla flafl›rt›c› bulunmamal›d›r. Son süreçte gelifltirdi¤i temaslar ve
konuflmalar›ndaki di¤er de¤iniler dikkate al›nacak olursa, Baflbu¤’un böyle
demeçler vermesi kadar do¤al bir durum yoktur.
Ancak sorun daha önce de de¤indi¤imiz gibi esas olarak “ulusal hareket”
cephesindedir. Elbette düflman tarafta
neler olup bitti¤i iyi gözlenmeli, do¤ru
biçimde analiz edilmelidir. Örne¤in
Baykal’›n son gezisi ve yapt›¤› aç›klamalar (“kimlikler özgürce yaflamal›” Mardin,
28.05) not edilmelidir. Zira CHP’ye bu
süreçte isabetli biçimde anahtar rol
biçilmektedir. Yine may›n tart›flmalar›
ba¤lam›nda ortaya ç›kan tablo önemli-
dir. Her ne kadar yap›lan anlaflman›n
gere¤i belli bir takvim iflletilmek durumundaysa da bunun için gerek yürürlük
tarihi ile ‹srail hesaplar›, gerekse de çözülüflü aç›s›ndan zamanlama dikkat
çekici olmufltur. Kald› ki bu vesileyle
gündeme gelen “toprak da¤›t›m›”
tart›flmalar› ve devletin geleneksel
refleksine daha sonra de¤inilecektir!
Ulusal güçler cephesinde, beklendi¤i üzere “eylemsizlik” süreci 45
gün daha uzat›lm›fl, bir o kadar daha
uzat›laca¤›n›n (1 Eylül) iflareti verilmifltir. Di¤er yandan, 27.05’de medyaya
düflen habere göre The Times’a konuflan Karay›lan, “‹ngiltere, ‹skoçlar›n iste¤ini kendi parlamentolar›n› kurmalar›na
izin vererek kabul etti. Türklerin de bizimle yapmalar› gereken bu.” demifltir. Daha ilginç olan› Öcalan’›n 20.05 tarihli
görüflmesinde ilettikleridir: “Çözüm
olacaksa 1921 Anayasas› esas al›nmal›d›r. Bundan baflka bir belge tan›mam.(…)
1921 Anayasas›, ayr›l›kç› bir anayasa de¤ildir, birlefltiricidir, Misak-› Milli s›n›rlar›n›
kapsar, ayr›flma yoktur.”
Her ne kadar “çözüm” konusunda
kamuoyunu ayakland›ran egemen s›n›f
temsilcilerinin aç›klamalar› olduysa da,
Ulusal Hareket’in belli bir safhadan
sonra “taktik” ad›mlar›n ötesinde de¤erlendirilmesi gereken “ateflkes” süreçleri ve “bar›fl” politikalar› ile örülü
dönemler, birbirine eklemlenmek suretiyle 90’lar›n ikinci yar›s›yla birlikte
2000’li y›llar savunma konsepti a¤›r-
hak alma mücadelelerini bast›rmaya dönük
sald›r›lar olufltururken, di¤er aya¤›n› da Türk
olmayan milliyetlere dönük imha-inkar sald›r›lar› oluflturmaktad›r.
Bunun içindir ki, Ermeni, Rum vd. Türk
olmayan milliyetlerin, soyk›r›m, tehcir vb.
yöntemlerle art›k “tehlike olmaktan ç›kmas›” ile birlikte, “(Ermeniler kast edilerek) zo’yu bitirdik, (Kürtler kast edilerek) s›ra lo’ya
geldi” söylemi eflli¤inde, onlarca y›ld›r Kürt
ulusu üzerinde hayata geçirilen imha-inkar
politikalar›ndan, bugün öyle birden bire vazgeçiyor olmalar› zaten mümkün olamaz.
KESK’e dönük sald›r›, ayn›
zamanda s›n›f›n
örgütlenme hakk›nad›r!
Yerel seçimlerin hemen ard›ndan bafllat›lan sald›r›lar ise, sadece DTP ile s›n›rl› kalmay›p, geçti¤imiz günlerde KESK’i de içine alan
biçimde geniflletildi.
Ancak KESK’e dönük operasyonla ulafl›lmak istenen bir baflka hedef daha var. Bu hedef, kriz bahaneli sald›r›larla haklar› bir bir
gasp edilmeye çal›fl›lan, iflsizli¤in, yoksullu¤un
cenderesine hapsedilmek istenen emekçilere göz da¤› verme hedefidir. Emekçilerin örgütlülükleri ve hak alma mücadelesinin araçlar› olan sendikalar›n, emekçi kesimlerin gözündeki meflrulu¤unu ortadan kald›rmak,
buralarda örgütlenmenin önüne geçmektir.
Yani KESK’e dönük sald›r›, ayn› zamanda iflçi ve emekçilerin örgütlenme haklar›na, örgütlülüklerinin tasfiye edilmesine dönük sald›r›lar›n bir parças›d›r. Emekçi kesimlerin,
krizle birlikte artan sald›r›lar karfl›s›nda bafllayan k›p›rdan›fllar›n›n ve giderek kitleselleflen mücadelelerinin önü, bunlar iyice yükselmeden ve engellenmesi art›k imkans›z hale
gelmeden kesilmek istenmektedir. Bunun
içindir ki, KESK’e dönük sald›r›n›n bu yönü
üzerinde de önemle durmak gerekmektedir.
Çünkü bugün KESK’i içine alan sald›r›lar›n,
çok geçmeden s›n›f›n di¤er örgütlülüklerini
de hedef almas› kaç›n›lmazd›r. Bu süreç egemen s›n›flar aç›s›ndan sadece Ulusal Hareketi de¤il, tüm toplumsal muhalefeti, özellikle
l›kl› kat edilmiflti. Bunda ‹mral› faktörü,
Öcalan’›n tutsak edilmesi önemli bir
rol oynuyordu. Ama sorun bunun da
ötesine ve öncesine gidiyor ve politik
bir tercih olarak flekilleniyordu. Ayr›nt›s› Ulusal Hareket’in kongre belgelerinde var olan bu yönelim, günümüzdeki konumlan›fla ›fl›k tutmaktad›r.
A. Gül’ün “iyi fleyler olacak” sözleri
rastgele sarf edilmemifltir. Bildikleri,
hesaplad›klar› bir tak›m husus ve planlar, güvendikleri güçler ve kurumlar olmadan bu tür konuflmalar›n yap›lmas›
s›k rastlanan bir durum de¤ildir. Nitekim bütün spekülasyon ve tart›flmalar›n
ard›ndan, henüz somut bir sonuç ortaya ç›kmad›¤› halde Tayyip Erdo¤an’›n,
“fiimdi çözüm konusunda sonuca çok daha yak›n›z. (…) Kan› durdurmak, bölgeyi
huzur ve istikrara kavuflturmak konusunda son derece kararl›y›z.” (31.05) fleklinde konuflmas› dikkate de¤erdir. Bu nedenle, Baflbu¤’un verdi¤i demeci “kendi
içinde” de¤erlendirmek gerekir.
Ancak yine de bütün bunlardan
“uzlaflma” ve “çözüm” üretilece¤ine
dair kesin bir hüküm yaratmak da yanl›flt›r. Zira egemen s›n›flar›n öngördü¤ü hesaplar›n Ulusal Hareket cephesinde ne kadar karfl›l›k bulaca¤›na dair
önceden belirleme yapabilmek için elimizde yeterince “veri” oldu¤u söylenemez. Bu konuda çeflitli de¤erlendirme, yorum ve aç›klamalar üzerinden
görüfl ileri sürmek do¤ru de¤ildir. Belli endifleleri paylaflmak ve uyar›larda
bulunmak baflka bir fley, kesin yarg›larda bulunmak baflka bir fleydir. Bu manada kimi çevrelerin iftiraya varan
boyuttaki tutum ve nitelemeleri yak›fl›ks›zd›r, yanl›flt›r.
Kimse, faflist diktatörlü¤ün kudurmufl biçimde DTP, KESK vd. kurumlara yönelik sald›r›lar› baflta olmak üzere,
de s›n›fsal zeminde yükselen mücadeleleri
tasfiye etmeyi, önünü kesmeyi hedefler biçimde ele al›nmaktad›r. Sadece ülkemizde
de¤il, egemen s›n›flar tüm dünyada, emekçi
halklar›n ve uluslar›n sistemi hedefleyen, onu
zay›flatan mücadelelerini ezme-sindirme-yok
etme yönelimine girmifl bulunmaktalar. Sosyal/siyasal patlamalar beklentisi, bu sald›r›lar›n onlar aç›s›ndan hayati önemde görülmesini de beraberinde getirmektedir.
Pek de “iyi fleyler” olmuyor!
‹lker Baflbu¤’un ABD ziyareti s›ras›nda,
imha-inkar politikalar›n›n artarak sürece¤ine
dair yapt›¤› aç›klaman›n, Obama’n›n M›s›r’da,
“seçilmifl” bir kitle önünde Müslümanlara hitaben yapt›¤› konuflmayla ayn› döneme denk
gelmesi bir tesadüf de¤ildir.
Obama’n›n, aba alt›ndan sopa göstererek
yapt›¤› ama bunu da ‹slami sirkaç jestle,
ikiyüzlü hoflgörü-bar›fl maskesiyle gizledi¤i
aç›klamadan anlafl›lmas› gereken çok nettir.
Ortado¤u halklar›na aç›k aç›k söylenen fleyi
flöyle özetleyebiliriz: “bölgedeki gerici rejimleri desteklemeyi sürdürece¤iz ve yenilerini
oluflturaca¤›z. Bunun içindir ki, bizimle iyi geçinin! ‹yi geçinmenin yolu ise, bize karfl› direnifli b›rakman›zdan, bölgedeki ya¤ma ve talan
politikalar›m›z›n önüne engel oluflturmaman›zdan geçmektedir. Ya teslim olursunuz ya
da iflgal-katliam sald›r›lar›m›z› sürdürürüz!”
Efendileri Ortado¤u halklar›na “gözda¤›”
verirken, uflaklar›n›n da efendilerinin kalelerinden benzer ç›k›fllar yapmas› haliyle kaç›n›lmaz olacakt›. Ortado¤u’ya dönük projeler
kapsam›nda üstlenilen yeni roller söz konusuydu. Bu rol, Afganistan ve de Pakistan özgülünde yeni görevler üstlenmeyi de kaps›yordu. Emperyalistlerin Afganistan ve Pakistan halk›na dönük sald›r›lar›n›n kapsam›n› geniflletti¤i bir dönemde üstlenilen görevin, bu
sald›r›larda aktif rol alma, çat›flmal› bölgelerde fiili görev yapma oldu¤u ise art›k bir s›r
de¤il.
Türk egemen s›n›flar› bu rolün karfl›l›¤›n›
ise, Kürt Ulusal Hareketi’ne dönük sald›r›larda emperyalistlerin tam deste¤ini sa¤layarak almak istemekteler. Bugüne kadar ald›k-
Ulusal Hareket’in demokratik mevzilerine yönelik bask› ve teröründen dolay› farkl› bir yönelim içerisinde olundu¤unu düflünmemelidir. Ortada çeliflkili
bir durum yoktur. Egemenlerin kininde
de¤iflen bir fley olmayaca¤› gibi, imha ve
inkâr prati¤inde de “dur” komutuna
kadar bir fleylerin de¤iflmesini beklemek safl›kt›r.
Bütün bunlar, komünistlerin belirleyece¤i politikalar›n ve tak›naca¤› tavr›n
nereye kadar ifllevsel olaca¤›yla da yak›ndan alakal›d›r. Komünistler ulusal sorunla ilgili pasif konumdan ç›k›fl yapmak
için önemli bir eflikte f›rsat yakalam›fllard›r. Baflka bir ifadeyle bu f›rsat yaln›zca çat›flman›n esas taraflar› aç›s›ndan de¤il komünistler için de geçerlidir. Sorun
bunun ne kadar kullan›labilece¤idir.
Bu f›rsat›n ancak Ulusal Hareket’in
yan›nda yer alarak, onunla saf tutarak kullan›labilece¤i aç›kt›r. Sorun, soyut biçimde yaln›zca bu f›rsat› kullanmak de¤ildir. Marksist-Leninist-Maoistlerin, s›n›f mücadelesinin, baflka bir deyiflle demokratik halk devriminin görevlerini yerine getirmek ad›na yürüttü¤ü faaliyettir bu. Dönemin koflullar›
içerisinde çok daha önemli ve etkili
ad›mlar atman›n olanaklar› belirmifltir.
F›rsattan kast edilen budur…
Kürt Ulusal Hareketi’nin yan›nda
yer almak, birlikte saf tutmak; onun
politikalar›na tabi olmak, kaba tabir ve
yak›flt›rmalar ile “kuyrukçu” pozisyona sürüklenmek de¤ildir. Belirlenecek politika yanl›fl, durufl ilkesiz olursa,
“etkisiz eleman” konumuna savrulmak kaç›n›lmazd›r ancak yukar›da savunulan yaklafl›m› ilk elden mahkûm
etmeye çal›flanlar›n esas derdi baflkad›r ve iflte onlar tam da aksi yönde
baflka bir anlay›fl› temsil etmektedir.
Bu anlay›fl, özellikle gelinen süreç iti-
lar› deste¤in yetmedi¤ini, deste¤in geniflleyerek sürmesini beklemekteler.
Zaten Baflbu¤ da yapt›¤› aç›klamada tam
da bu noktaya iflaret etmekte ve “Biz Afganistan ve Pakistan’da kendimizi sizin için atefle atar›z ama siz de PKK’y› tasfiye sald›r›lar›m›za daha fazla destek verin” demektedir.
Baflbu¤’un imha-inkar sald›r›lar›n›n artarak sürece¤inin ilan› olan bu aç›klamalar›,
“Kürt aç›l›m›” ile ö¤ünen hükümet cephesinde yank› bulmakta gecikmedi.
Erdo¤an’›n Baflbu¤’a tam destek veren
aç›klamalar›, daha düne kadar ciddi bir çat›flma içindeymifl gibi görünen asker ile “sivil”
aras›nda, gerçekte tam bir uyum oldu¤unu
göstermenin yan› s›ra, Kürtlere dönük politikalarda “yumuflama” bir yana, bu politikalar›n daha da sald›rgan bir üslupla sürdürülece¤ini ve de egemenler cephesinde bu noktada tam bir uyumun hakim oldu¤unu da
göstermifltir. Ayn› flekilde Cumhurbaflkan›
Gül’ün “Kürt sorununda iyi fleyler olacak”
derken, gerçekte pek de iyi fleylerin olmad›¤›n›/olamayaca¤›n› da…
Tek alternatif
mücadeleyi yükseltmektir!
Hem co¤rafyam›zdaki hem de bölgedeki
çat›flmal› ortam›n giderek k›z›flt›¤› bu süreç,
ülkemiz egemen s›n›flar›n›n uflakl›k pozisyonunu ne kadar ileri tafl›yabileceklerine dair
oldukça önemli veriler sunarak ifllemeye devam ediyor.
May›nl› arazilerin Siyonistlere kiralanmak
istenmesine iliflkin tart›flmalar, Kürt meselesine iliflkin tart›flmalar› gölgeleyecek gibi olduysa da, PKK’nin askeri kolu KCK’nin Nisan ay›nda bafllatt›¤› ateflkese iliflkin sürenin
1 Haziran’da dolacak olmas›, tüm dikkatlerin
yeniden Kürt sorununa odaklanmas›n› getirdi. Ancak KCK 1 Haziran’› beklemeyerek,
sürenin dolmas›na birkaç gün kala, ateflkesi
15 Temmuz’a kadar uzatt›¤›n› aç›klad›.
Ancak faflist TC’nin bu ateflkes sürecinde
de ordusunu, polisini ve tüm olanaklar›n› seferber ederek, imha sald›r›lar›n› boyutland›raca¤› art›k netlik kazanm›flt›r.
Bundan böyle esas belirleyici olan Kürt
Ulusal Hareketi’nin, artan imha sald›r›lar›
karfl›s›ndaki tutumu olacakt›r. Egemen s›n›flar›n sald›r›lar›, tüm ezilenlere direnmekten
baflka bir alternatif b›rakmamaktad›r. Gerek
ezilen uluslar gerekse ezilen-sömürülen
emekçi y›¤›nlar›n kurtuluflu ise, bu alternatifi
hayata geçirmekten geçmektedir!
bar›yla devrimci-ilerici saflarda kendini
daha bariz flekliyle ortaya koyan sosyal-flovenizmdir.
Ulusal Hareket(ler)’in desteklenme kriterleri hususunda burada uzun
boylu aç›klamalara girmeyece¤iz. Konuyu bir süredir di¤er yay›nlar›m›zda
da ifllemekteyiz. Burada özellikle de¤inmemiz gereken nokta, uluslar›n
kendi kaderlerini tayin hakk›n›n, özünde ve esasen “ayr›lma hakk›” olmas›n›n baflka bir fley, o ulusu temsilen
irade kullanan Hareket’in bu yönde
tercih kullanmad›¤› durumda onun yönelimine onay verme/sayg› göstermenin baflka bir fley oldu¤udur. Bu durum
hiç kuflkusuz tersi aç›dan da geçerlidir.
Ayr›lma karar›n›n her durumda desteklenmesi düflünülemez…
Faflist Türk devletinin Kürt Ulusal
Hareketi’ni tasfiye etmek, özellikle askeri gücünü yok etmek hedefiyle hareket etti¤i, taviz noktas›nda ise en geri
noktada ›srar edece¤i görülmektedir.
Buna karfl›l›k, yürüttü¤ü savafl ile geldi¤i aflaman›n “bilincinde” olmas›na
ra¤men, bundan sonras›na iliflkin hedefleri küçülen ve ufku daralan Ulusal
Hareket’in “pazarl›k gücü” bak›m›ndan konumlan›fl› daha zay›f görünmektedir. Yukar›da en yetkili a¤›zlardan
al›nt›lad›¤›m›z en son çözüm formülasyonlar› bu duruma örnektir. Bunun
esas sebebi hareketin ideolojik-s›n›fsal durumu ve yap›sal sorunlar›d›r.
“Demokratik çözüm” çerçevesinde, Ulusal Hareket’i temsilen hareket eden güçler ile arac›/arabulucu konumundaki çevrelerin (Bar›fl Meclisi,
Ayd›nlar Giriflimi vd.) ileri sürdü¤ü çeflitli talepler dillendirilmektedir. Kültürel nitelikli haklar/özgürlükler ile savafl›n yaratt›¤› çok yönlü ve boyutlu tahribat›n giderilmesine yönelik bu talep-
lerin büyük bir bölümü demokratik
içeriklidir ve geçti¤imiz süreçte çeflitli
kampanyalar zemininde savunulmufl,
dillendirilmifltir. Bu ve benzeri taleplerin ileri sürülmesi, flu süreçte yine ve
yeniden savunulmas› yanl›fl de¤ildir.
Bunlar›n ulusal sorunu çözece¤i, “kendi kaderini tayin hakk›”, “tam hak eflitli¤i” gibi kavramlar›n içini dolduraca¤›
gibi yan›lsamalara düflülece¤ine dair
elefltiriler haks›zd›r.
Ulusal mücadele ve Kürt ulusal dinamikleri üzerinde etkili olabilmenin,
bu süreçte söz sahibi olman›n yaln›zca
Halk Savafl› prati¤inde ilerlemekten
geçmeyece¤i anlafl›lmak, bilinmek zorundad›r. Kald› ki Halk Savafl› prati¤inin ak›fl› da bununla dolays›z bir etkileflim içerisindedir. Burada kast edilen ülke ve bölge çap›nda demokratik
alan düzeyinde yürütülecek ortak ve
özel kampanyalara yön verecek politikalard›r.
Ulusal sorunun ancak proletarya önderli¤inde gerçeklefltirilecek bir devrim sonras›nda, uluslar için tam hak eflitli¤inin tan›nd›¤›, kendi kaderlerine mutlak biçimde hükmetme f›rsatlar›n›n sunuldu¤u bir düzende çözülece¤i
aç›kt›r. Bunun d›fl›nda, “demokratik”
kisveli bütün “çözüm”ler alt›nda, hiçbir
ulusun “ezen” konumda dahi özgür
olamayaca¤› aç›kt›r. Böyle bir tart›flma
ve aç›klamay› burada derinlefltirmek
gereksizdir. Anlatmaya çal›flt›¤›m›z, do¤al olarak inisiyatifimizde olmayan Ulusal bir Hareket’in yürüttü¤ü mücadele
ve “çözüm” faaliyetine iliflkin politikam›zla ilgilidir. Telkin, öneri ve genel
politikalar›m›z baflka, pratikte hangi
a¤›rl›¤› oluflturaca¤›m›z ve nerede duraca¤›m›z baflka bir pozisyonu ifade
etmektedir!
‹flçi-köylü 4
‹flçi/köylü
12-25 Haziran 2009
Limanda komplolara ra¤men direnifl!
Özellefltirme politikalar›n›n bir
sonucu olarak Mersin Liman›, PSAAkfen Ortak Giriflim Grubu’na sat›lm›flt›. Bu özellefltirmenin ard›ndan
yaflad›klar› sorunlar›n çözümünü
sendikal mücadelede gören AkanSel iflçileri, TÜMT‹S’te örgütlendiler. Hemen ard›ndan ise hiç yabanc›s› olmad›¤›m›z bir olay yafland›. ‹flçiler, kriz bahanesiyle iflten at›ld›. Bu
sald›r› ile ilgili iflçiler gazetemiz Mersin Bürosuna flu aç›klamalar› yapt›lar:
Ali ‹hsan Solmaz: “Bu bize
pek inand›r›c› gelmedi. Çünkü bizi
iflten ç›karmadan bir ay önce yeni
elaman ald›lar. fiu anda Liman’da sigortas›z çal›flan iflçiler var.”
Aziz Orhan: “Sendikaya üye
olduk diye bizi iflten att›lar.”
¤iflme olmay›nca TÜMT‹S’te örgütlendiler. Çal›flma koflullar›n›n kötü
olmas› ve insanca yaflayacak bir ücret talebiyle sendikalaflan 60 iflçi,
TÜMT‹S’in Çal›flma Bakanl›¤›’na 30
Aral›k’ta ço¤unluk tespiti için baflvurmas›ndan 6 gün sonra iflten at›ld›. Mersin Liman› özellefltikten sonra TÜMT‹S’in limana giren ilk sendika olmas› da iflçilerin mücadelesinin
bir di¤er önemli yan›n› oluflturuyor.
her alan›nda oldu¤unu gördüler. Filistin’deki iflgale karfl› ses yükseltebilmek için her akflam yap›lan bas›n
aç›klamalar›na kat›larak bunu gösterdiler. Direniflleri boyunca hiçbirinin gözlerinde y›lg›nl›k görülemedi.
Her konuflmay›, her sohbeti “Hakl›y›z, kararl›y›z, kazanaca¤›z”
vurgusu damgal›yordu.
“Kararl›y›z,
kazanaca¤›z,
baflka yolu yok!”
p ‹flçilerden son olarak tafleronun de¤iflmesi ile iflten fiili olarak ç›kan 80 iflçi geri al›nacak.
Mirze Demirk›ran: “Sendikaya üye olduk, bizi iflten ç›kard›lar.”
‹flten at›lan 60 iflçi d›flar›da, di¤er
sendikal› çal›flan iflçiler içeride her
gün mesai saatiyle s›n›rl› kalmaks›z›n
direndiler. Bu sürede de ifllerini geri isteyen iflçilere, ifllerinden kovulan yeni iflçiler eklendi, say› 192 oldu. Sloganlar›na her gün yeni sesler
eklendi.
Mersin ‹nternational Port (MIP)
ad›n› alan Mersin Liman›’n›n yükleme, boflaltma ve nakliye ifllerini yapan AKAN-SEL Nakliyat’ta çal›flan
iflçiler daha önce de çal›flma koflullar›n›n düzeltilmesi için eylem yapm›fllard›. AKAN-SEL Nakliyat yetkilileriyle yap›lan görüflmeden sonra iflbafl› yapan iflçiler, flartlarda bir de-
‹flçiler aras›nda ilk defa bu tür
bir direnifl görenler de vard›, flimdiye kadar hiç bu tür olaylara duyarl›
olmad›¤› için hayat› bofl yaflad›¤›n›
düflünenler de. Yaflad›klar› sürecin
de verdi¤i duyarl›l›kla flehir ve ülke
gündemlerine duyars›z kalmayan iflçiler, sömürünün ve haks›zl›¤›n sadece limanda olmad›¤›n›, hayat›n
Kent Afi iflçileri direniyor
Karfl›yaka Belediyesi’nin kuruluflu olan Kent
Afi firmas›nda çal›flmakta
olan ve 1 May›s günü belediye taraf›ndan iflten ç›kart›lan 291 iflçi Örnekköy flantiyesindeki direnifllerine
devam
ediyor.
1 ay› aflk›n süredir direniflte olan
ve çeflitli eylemler
ile taleplerini yineleyen Kent Afi iflçileri D‹SK’in ça¤r›s›yla bir yürüyüfl
gerçeklefltirdi. 26
May›s günü Karfl›yaka An›t önünde
bir araya gelen iflçiler ve çeflitli devrimci ve demokrat
kurumlar Karfl›yaka
Çarfl› içinden yap›lan kitlesel bir yürüyüfl
ile Belediye binas› önüne
geldi. Burada ilk aç›klamay› Genel-‹fl Sendikas›
Baflkan› Erol Ekinci
yapt›. Ekinci Belediye’nin
sendika hakk›ndaki “iflçiyi malzeme yapma”
yönündeki sözlerine tepki gösterirken D‹SK ve
Genel-‹fl’in iflçilerin yan›nda olmaya devam
edece¤ini söyledi. Ard›n-
dan söz alan D‹SK Genel
Baflkan› Süleyman Çelebi de sorunun çözülmesi için birçok kifli ile
görüflüldü¤ünü dile getirerek çözüme yanafl›lma-
d›¤›n› belirtti. Verilen
mücadelenin
sadece
Kent Afi iflçisinin mücadelesi olmad›¤›n›, bu mücadelenin herkesin mücadelesi oldu¤unu da
sözlerine ekleyen Çelebi
çözülmemesi halinde 15-16 Haziran eylemini ‹zmir’de gerçeklefltireceklerini söyledi.
‹flçiler için son
görüflme 3 Haziran günü ‹zmir Valisi Cahit K›raç ile
gerçekleflti. Genel-‹fl 5 Nolu fiube
Baflkan› Mehmet
Ç›nar ve di¤er
sendika yöneticilerinin yapt›¤› görüflmede Vali, iflçiler
için elinden geleni yapaca¤›n› belirtse de belediye ç›kartt›¤› iflçilerin tazminatlar›n› haz›rlad›¤›n›
söylemekte.
(‹zmir)
Emekçinin gündemi
KESK’e yönelik sald›r›lar tüm emek ve
demokrasi güçlerini hedeflemektedir
‹flçi s›n›f› ve emekçilerin kapsaml›
sald›r›larla karfl› karfl›ya oldu¤u bir süreci yafl›yoruz. Yeni yasa ve düzenlemelerle yap›lan sald›r›lar, emek örgütlerine ve sendikalara yönelen sald›r›larla daha da pekifltiriliyor. Son olarak
KESK’e yönelik tutuklamalar› bu kapsamda ciddiye almak gerekiyor. Bu
sald›r›lar farkl› yönleri ile de de¤erlendirilebilir. Yurtsever hareketi zay›flatmaya ve özellikle demokratik kitle örgütleri nezdinde güçten düflürmeye
dönük ad›mlar bunlardan biridir. Kamuda esnek çal›flma sistemini hakim
k›larak sömürüyü yo¤unlaflt›rma çabalar› bir baflka nedendir. Bunun için
KESK’in etkisiz bir pozisyona getirilmesi gerekiyor. Onunla ba¤lant›l› olarak kamuda yetkinin Kamu-Sen’e geç-
mesi hedefi bir baflka nedendir.
KESK’in tabandan koptu¤u ve grup
rekabetinin öne ç›kt›¤› zay›f bir süreci
yafl›yor olmas› ayr›ca ele al›nmay› gerektiren bir di¤er nedendir. Her biri
kendi özgülünde de¤erlendirilebilecek
içeriklere sahip olsa da egemenler
nezdinde bütün bunlar ortak bir hedef ve zamanlama ile ele al›nabilmifltir.
Çünkü herhangi bir özgülde al›nacak
sonuç di¤er noktalarda da sonuca
ulaflman›n tafllar›n› döflemektedir.
Devrimci ve yurtsever sendikac›lar›n bulundu¤u flubelerin zay›flat›lmas› KESK’in örgütlü ve diri yanlar›nda
bir gerilemeyi do¤uracakt›r. Kürt ve
Türk emekçiler aras›ndaki ba¤›n kopar›lmas›yla emekçilerin birbirine düflürülmesi ve daha kolay teslim al›n-
Ve aylar süren kararl› bir direniflin ard›ndan MIP (MPO) taraf›ndan
taahhüt edilenler:
p 127 gündür direnen 124 iflçiden 70 iflçi al›nacak ve kalan 54 iflçi
en geç bir ay içinde ifle geri dönecek.
p Direniflte olan tüm iflçilere
1.000 TL tazminat paras› verilecek.
p ‹çeri giren iflçiler sendikal
mücadeleyi sürdürecek.
p En son ç›kan 80 iflçi 11 May›s
Pazartesi günü ifl bafl› yapacak, geri
kalan 70 iflçinin ifle bafllamas› için gerekli hukuki ifllemlere bafllanacak ve
ifllemler biter bitmez ifle geri dönecekler.
p Akan-Sel’den kalan k›dem
tazminatlar›n› MPO ödeyecek.
‹flte iflçilerin zaferle ç›kt›klar› di-
renifl döneminde yaflananlar sadece
bunlar de¤il. Sendikan›n iflyerinde
örgütlenmesinin önüne geçmeye
çal›flan patronun, yine bu süreçte
türlü oyunlar›, çirkin iflbirlikleri ortaya ç›kt›. Geçti¤imiz süreçte iflçileri sendikadan istifa etmeye zorlayan
patronun, ayn› dönemde iflçilerin
sendikaya üyeliklerinin onayland›¤›
Mersin 7. Noter’den iflçilerin noter
ifllem numaralar›n› alarak bu numaralar› Mersin 3. Noter’e götürerek
iflçilerin üyelik iptali için geldikleri
takdirde masraflar›n iflyeri taraf›ndan ödenece¤i yönündeki anlaflmalar› ortaya ç›kt›.
Söz konusu iflçiler ve iflçi direniflleri olunca bin bir türlü “de¤er”
üzerine yemin eden noterlerin bile
iflbirli¤i yapt›¤›n› gören iflçiler bu
gerçe¤i kan›tlamak için 3. Notere giderek üyelik iptali baflvurusu yapt›r›p masraflar› ödemek istediklerinde normal d›fl› bir uygulama ile iflçilere masraflar›n iflyeri taraf›ndan
ödenece¤ini bildirdi. Bu da bizlere
haberin gerçek oldu¤unu kan›tl›yor.
Kaz›lan bütün bu kuyulara ra¤men direnifllerini zaferle sonuçland›ran iflçiler, direnifllerinin önünde
duran bütün engellemelere karfl›
daha da kararl› hale geldiklerini dosta düflmana ilan ettiler. (Mersin)
Sa¤l›¤› ticaretlefltirmenin
bedeli
Emperyalist-kapitalist sistem son süreçte Bursa’da yaflanan olayla birlikte bir kez daha insan yaflam›n› hiçe sayd›¤›n›
gösterdi. 26 May›s Sal› günü saat 02.00’de fievket Y›lmaz
Devlet Hastanesi’nde meydana gelen yang›nda 8 insan›n
yaflam›n› yitirmesi bu anlay›fl›n sonucuydu.
TMMOB Bursa ‹l Koordinasyon Kurulu’nun yapt›¤›
incelemelerde hastanede “yang›n alarm›n›n bulunmad›¤›,
elektrik tesisat›nda kullan›lan kablolar›n yetersiz oldu¤u, yang›n ç›kan bölümde mimari projeye uygun olmayan mekanlar
ve fonksiyonlar›n sonradan oluflturuldu¤u, bu de¤iflikliklerin
gerektirdi¤i mekanik ve elektrik tesisat de¤iflikliklerinin yap›lmad›¤›, kablo bacas›ndan hem elektrik hem de yang›n›n büyümesine neden olan oksijen gibi yak›c› gaz›n hatlar›n›n geçti¤i,
yang›n kompart›manlar› ve önleyicilerin yap›lmad›¤›, kablo bacas› müdahale kapaklar›n›n yang›na dayan›kl› olmayan malzemeden yap›ld›¤›, kablo müdahale kapa¤›n›n yo¤un bak›m ünitesine aç›lacak flekilde konumland›r›ld›¤›, mimari, statik, elektrik, yang›n ve mekanik projelerinin ilgili meslek odalar›n›n
kontrolünden geçirilmedi¤i, baz› yang›n koruma amaçl› ak›m
anahtarlar›n›n, rölelerinin devre d›fl› oldu¤u, pano odalar›nda
acil durum yönergelerinin olmad›¤›” yer alm›flt›r.
TMMOB’un incelemesinin sonuçlar›n›n aç›kland›¤› ve 27
May›s günü yang›n ç›kan hastanenin önünde yap›lan eylemde
TTB ad›na da bir aç›klama yap›ld›. Sa¤l›k-Sen ve Dev Sa¤l›k-‹fl
ad›na yap›lan konuflmalarda ise sa¤l›k hizmetinin tafleronlaflt›r›lmas› nedeniyle 3 ayl›k 6 ayl›k zamanlara bölünmesinin sa¤l›¤›n do¤as›na ayk›r› oldu¤u ve bu ülkede yaflayan 70 milyon
insan›n hayat›n› tehdit etti¤i söylendi.
(Bursa)
mas›n›n da yolu aç›lacakt›r. Di¤er yandan KESK içindeki çeflitli kesimlerin aç›kça olmasa da- operasyonlardan
yurtsever sendikac›lar› sorumlu tutmas›, liberal-reformist anlay›fllar›n ve
devlet karfl›s›nda daha geri tutumlar›n
geliflmesine
zemin
sunacakt›r.
KESK’in PKK ile birlikte an›lmas› devlet yetkilileri ve Kamu-Sen nezdinde
de anti-propaganda malzemesi olarak
kullan›lacak ve KESK’in üye taban› daralt›lmaya çal›fl›lacakt›r. Bütün bu sonuçlar ortaya ç›kt›¤›nda ise iflçi ve
emekçilere yönelik sald›r› yasalar› daha rahat hayata geçirilebilecektir.
Egemenler nezdinde bu denklem
birçok aç›dan avantajlar tafl›yordu ve
operasyonun zamanlamas› iyi ayarlanm›flt›. Emekçiler nezdinde ise ayn›
denklem emek güçlerinin birlikteli¤ine ve mücadeleye iflaret ediyor.
KESK’e yönelik sald›r›lara ilk elde refleksel bir karfl› koyuflun geliflmesi
önemliydi. Ancak devletin tutuklama
sald›r› sonras› amaçlar›n› zamana ya-
yarak gerçeklefltirmeye çal›flaca¤› biliniyor. Sald›r›lara karfl› mücadele ve
deste¤in süreklilefltirilmesi, pasif eylemliliklerden öte devleti zorlay›c›
pratiklerin gelifltirilmesi gerekmektedir. Fakat en baflta KESK yönetici ve
üyelerinin kararl› duruflu bu süreçte
belirleyici olacakt›r. KESK yönetiminin tabandan kopuklu¤u üyelerini kitlesel bir flekilde harekete geçirmede
de birçok güçlü¤ü do¤uracakt›r.
Devletin sald›r›s› her ne kadar
emekçilerin örgütlülüklerine yönelse
de politik hedefler her zaman önde
durmaktad›r. KESK’e yönelik sald›r›
özgülünde bunlar› iki ana bafll›kta toplamak mümkündür. Kürt ulusal sorununda en geri “çözümleri” kabul ettirebilmek amac›yla yurtsever hareketin bu alanda geriletilmesi ve yaln›zlaflt›r›lmas› amaçlanmaktad›r. Di¤er yandan kamu hizmet sektörünün sermayenin ihtiyaçlar› temelinde tümüyle
piyasaya sunulmas› amaçlanmaktad›r.
Bunun için özellefltirmelerle paralel
nler
e
r
i
v
e
ç
a
at
Krizi f›rs
Koç krizle daha da büyüdü!
Ülkemizde komprador burjuvazinin en
büyük temsilcilerinden Koç Holding krizi
f›rsata çevirenlerin bafl›nda geliyor.
‹flsizli¤in resmi aç›klamalarda bile rekor
düzeyde yafland›¤› flu günlerde birileri bu iflten kârl› ç›km›fla benziyor. Örne¤in Koç
grubu yaflanan ekonomik krize ra¤men kâr›n› yüzde 61 oran›nda artt›rmay› “baflard›”!.
Y›l›n ilk dokuz ay›nda net kâr›n› 2.5 milyar TL’ye yükseltti, konsolide sat›fl gelirlerini yüzde 30 artt›rarak 44 milyar TL’ye, faaliyet kar›n› yüzde 83’lük bir art›flla 4.9 milyar
TL’ye yükseltti.
Koç’un bu “ola¤anüstü baflar›s›” di¤er
Türk flirketlerine de örnek olarak gösteriliyor. Koç holding CEO’su Bülent Bulgurlu
ekonomik krize karfl› haz›rl›kl› olunmas› gerekti¤inden dem vurmufl. Bulgurlu’ya göre,
krize karfl› iflçi, iflveren ve kamu kesimi birlikte hareket etmeli!
Ekonomik krize karfl› tasarruf tedbirlerinin art›r›lmas›n› isteyen Koç Holding’in gözü anlafl›lan iflçilerin emekçilerin cebinde kalan son kuruflta.
Di¤er holdinglerin iflçi ç›karmadaki ve
ücret düflürmedeki performans› Koç’u yak›ndan takip ettiklerine iflaret olmal›!.
Milyonlarca emekçi sorumlusu olmad›klar› bir krizin bedelini öderken krizin gerçek
sorumlular› krizi f›rsata çeviriyor!
Sabah-ATV grevi,
hukuk mücadelesini kazand›!
Sabah-ATV grevi 12 Eylül
darbesiyle sona eren Banknot
Matbaas› Grevi’nden 29 y›l sonra bas›nda uygulanan ilk grev olma
özelli¤ini tafl›yor.
13 fiubat günü iflyerlerine grev
pankart› asan Sabah-ATV direniflçileri, medya grubu Turkuvaz
Medya’n›n kendilerine açt›¤› davay› kazand›lar. Ayr›ca sendikan›n
(TGS) açt›¤› ifle iade davas› da kazan›mla sonuçland›. Ancak patron
geri ad›m atm›yor. Mahkemenin
verdi¤i karara ra¤men sömürüsünü sürdürmekte ›srarl›!
Emekçiler grevin 107. gününde
yani 30 May›s Cumartesi, akflam saat 19.00’da yine Taksim
Tramvay Dura¤›’ndayd›lar. Galatasaray Lisesi’ne do¤ru yürüyüfle geçen kitleye Emine Arslan, YTÜ
ö¤rencileri, Kurt-ifl, Entes, Sinter direniflçileri de destek verdi.
Yürüyüflün ard›ndan Galatasaray Lisesi önünde, bas›n aç›klamas›na geçildi. Direniflçiler ad›na bas›n metnini 2001’de TGS’de (Türkiye Gazeteciler Sendikas›) ilk ör-
olarak paral› ve daha pahal› hizmetlerin yolu aç›lm›flt›. fiimdi ise kamu alan›n› bütünüyle esnek çal›flma sistemine tabi tutacak Kamu Personeli Kanunu Tasla¤› devreye sokulmufl durumdad›r. KESK bu sald›r›lar karfl›s›nda
mücadele mevzisi bir ifllev tafl›maktad›r. Ancak bugüne kadar ne bu sald›r›lar› ne de toplu ifl sözleflmelerini yeterince gündeme tafl›m›fl de¤ildi.
KESK’e yönelik sald›r›lar özgülünde belirginleflen politik hedefler bundan sonra ne yap›lmas› gerekti¤ine de
iflaret etmektedir. Kürt ve Türk
emekçiler aras›ndaki ba¤lar›n güçlendirilmesi ve bu amaçla yurtsever harekete yönelen faflist sald›r›lara karfl›
aktif tutum al›nmas› gerekmektedir.
Öte yandan toplu ifl sözleflmelerinden
bafllayarak emekçilerin ekonomik ve
sosyal ç›karlar›n› savunmak ve gelifltirmeye çal›flmak, daha da önemlisi;
Kamu Personel Kanunu’na karfl› genifl
ve aktif bir mücadele örmek gerekmektedir. KESK bunlara yöneldi¤i ve
gütlü kifli olan gazeteci Cengiz
Erdinç okudu. Grev pankart›n›n
alt›nda, Toplu ‹fl Sözleflmesi imzalanana dek direnifle devam edeceklerini, ne olursa olsun sonunda
ATV-Sabah’ta sendikan›n kazanaca¤›n› söyledi.
Grevin 114. günü olan 6 Haziran’da her hafta oldu¤u gibi yine
saat 19.00’da Taksim Tramvay dura¤› önünde toplanan bas›n emekçilerinin Galatasaray Lisesi önüne
yapmak istedikleri yürüyüfl polis
engeline tak›ld›.
ATV-Sabah’ta greve ç›kan on
bas›n emekçisinin sermaye medyas›n›n sansürüne karfl› sürdürdü¤ü
direniflte bir engelde polisten geldi. Yap›lan görüflmelerde polis E¤itim-Sen ve devrimci kurumlar› bahane ederek yürüyüfle izin vermedi. ATV-Sabah’ta greve ç›kan bas›n
emekçileri polisin bu tutumunu
protesto ederek oturma eylemi
gerçeklefltirdi. Burada yap›lan bas›n aç›klamas›nda, bas›n emekçilerinin açt›¤› davay› kazand›klar› dile
getirilerek buna ra¤men Turkuvaz
yönetiminin hukuka sayg› göstermedi¤i ifade edildi. (‹stanbul)
baflar›l› oldu¤u oranda devletin sald›r›lar› politik amaçlar›na ulaflamayacak
ve bofla ç›kar›lm›fl olacakt›r. Sald›r›lar
karfl›s›nda E¤itim-Sen tüzü¤ündeki
anadilde e¤itim maddesinin ç›kar›lmas› örne¤indeki gibi gerici ve uzlaflmac›
tutumlar
benimsenirse
bunun
KESK’in tükenifline giden yol olaca¤›
flimdiden bellidir. Ayn› flekilde yeni
yasal düzenlemelerle hayata geçirilen
sald›r›lara karfl› güçlü bir karfl› koyufl
örülemezse bu kaç›n›lmaz bir biçimde
baflta KESK olmak üzere birçok emek
örgütünün ciddi düzeyde gerilemesine yol açacakt›r. Devletin sald›r›lar›
parça parça gerçekleflse de tüm emek
ve demokrasi güçlerine dönük oldu¤u
ortadad›r. Bu nedenle verilecek mücadelede tüm bu güçlerin birlikteli¤ine ihtiyaç duyulmaktad›r. En baflta
devrimci ve demokratlar bu sald›r›lar
karfl›s›nda ortak mücadelenin çabas›n›
vermelidirler. Bu ayn› zamanda uzlaflmac› sendikal yönetimlere karfl› da bir
mücadeleyi zorunlu k›lmaktad›r.
‹flçi-köylü 5
‹flçi/köylü
12-25 Haziran 2009
44 rakam›n›n ça¤r›flt›rd›klar› (ve)
Günlük 9 TL için ölümle burun buruna
Tar›m iflçileri (hele ki kad›n tar›m iflçileri!), çal›flma koflullar›, sefalet bile say›lamayacak ücretleri
ve yol “kazalar›yla” her y›l bu aylardan bafllayarak yaflam›m›za giriyor. Onlar için tarlalar, çal›flma
alanlar›na kendilerini götüren yollar ve bal›k istifi doldurulduklar›
kamyon ve traktörler hep çileli ve
ölümlü tablonun birer parças›…
Bir traktör römorkunu düflünün! Bu römorka kaç insan› s›¤d›rabilirsiniz? Bahsi geçenin insan oldu¤unu unutmadan bu sorunun yan›t›n› ne kadar yükseltebilirsiniz?
Bu soruya tar›m iflçilerini kamyon
ya da traktörle tar›m alanlar›na tafl›yan Ceylanp›nar ve Antakya’n›n
Reyhanl› ilçesine ba¤l› Karamürsel
köyünde 44 diye yan›t veriyorlar.
2007 y›l›n›n fiubat ay›n› hat›rlayal›m. Urfa’n›n Suriye s›n›r›ndaki
küçük ilçesi Ceylanp›nar’da Ortado¤u’nun en büyük tar›m alan› olan
Ceylanp›nar Tar›m ‹flletmesi’ne tafleron flirkete ba¤l› 44 kad›n
ve çocuk iflçiyi tafl›yan kamyon
devrilmifl ve 44 kad›n ve çocuk iflçi
yaralanm›flt›. 10 iflçi ise Ç›rp› Deresi’nin sular›na gömülerek yaflamlar›n› yitirmiflti. Tar›m ‹flletmesi
devlete ait olmas›na karfl›n tabi ki
devletin bir suçu yoktu ve tüm
“hata” tafleron firmaya aitti(!). Y›ll›k 9 trilyon kârla çal›flan ‹flletme’de
günlük 3 TL’ye sigortas›z, güvence-
E-Kart grevi 1.
y›l›n› dolduruyor
16 Haziran’da bir y›l›n› dolduracak olan
E-Kart grevi sürerken, patronun sald›r›lar›
devam ediyor.
E-Kart patronunun Bas›n-‹fl Sendikas›’na
üye 4 iflçiyi daha iflten atmas›yla gerçekleflen
son sald›r› ise, içerde çal›flmaya devam eden
iflçilerin de sabr›n› tafl›rd›. ‹flçiler iflten atmalar› gerçeklefltirildi¤i gün üretimi durdurdular. ‹flten at›lan iflçiler de iflten at›lmalar›n›
protesto etmek için, grevdeki iflçilerin ve
de çok say›da kurumun destek verdi¤i bir
bas›n aç›klamas› gerçeklefltirdiler.
‹çerdeki iflçilerin de kat›l›m›yla 500 kifliye ulaflan bir say›yla yap›lan aç›klamada, patronun mahkeme kararlar›na dahi uymad›¤›
ve iflçilerin haklar›n› gasp etmeyi, sendikal›
iflçileri iflten ç›karmay› sürdürdü¤ü vurguland›.
Son iflten atmalarla birlikte grevdeki iflçilerin say›s› 23’e ç›km›fl oldu. Yaflanan son
geliflmelere iliflkin görüfltü¤ümüz grevdeki
E-Kart iflçileri, 4 kiflinin iflten ç›kar›lmas› ile
birlikte gerçeklefltirilen üretimi durdurma
eylemine iliflkin baz› ayr›nt›lar› da aktard›lar.
‹çerdeki arkadafllar›, üretimi durdurarak, efl genel müdür ile görüflmeye gitmifller
ve “madem arkadafllar›m›z› ç›kar›yorsunuz,
bizi de ç›kar›n” demifller. Müdürün verdi¤i
cevap ise, “istiyorsan›z sizi de ç›kar›r›m. Pazartesi gelmeyin o zaman ifle, ben de noter
getirip, tutanak tutturur, atar›m sizi” demifl.
‹flçiler bir süre sonra üretimi durdurma eylemine son vermifller. Ancak ertesi gün görüflmeye giden iki kifli daha iflten ç›kar›lm›fl.
Ayn› günlerde, e-kart›n üretti¤i banka
kartlar›n› protesto etme ve iptal ettirme
kampanyas› da bafllatan grevdeki iflçiler,
hem kampanyalar›na destek ça¤r›s› yap›yorlar hem de grevlerinin 1. y›l›nda yapacaklar›
eyleme haz›rlan›yorlar. Levent Kanyon’da,
Eczac›bafl› Genel Müdürlü¤ü önünde yapacaklar› eyleme tüm emek dostlar›n› beklediklerini söylüyorlar.
(Kartal)
siz ve hatta ölümüne çal›flan 10 kad›n ve çocu¤un hesab› tabi ki ortada kald›, aradan geçen bunca zamana karfl›n. T›pk› 2005’te Bursa’da
fabrikada yanan kad›nlar gibi…
Y›l 2009! Aradan 3 y›l geçti.
Kad›nlar›n ucuz iflgücü olarak
kullan›ld›¤› ve yanarak ya da bo¤ularak öldürüldü¤ü bu olaylarda
kimse cezaland›r›lmad›, hiçbir önlem de al›nmad›.
Ve sonuç; Hatay’›n Reyhanl› ilçesine ba¤l› Karamürsel köyü
yolunda tarlaya gitmekte olan ve
kasas›nda yine tam 44 kad›n› tafl›yan traktör devrildi ve bu “kaza”da
5’i a¤›r olmak üzere 44 kad›n yaraland›. Traktörün devrilme nedeni
arkas›na yerlefltirilen su tankeri ile
römorkun piminin ç›kmas› olarak
aç›kland›. Tar›m iflçisi kad›nlar bu
kez de 9 TL için bu ölüm yolculu¤una ç›km›fllar ve bu seferlik kay›p
vermeden ama ölümün hemen yan› bafllar›nda onlarla beraber traktör ve kamyon kasalar›nda yolculuk etti¤ini hat›rlatarak hastaneye
kald›r›ld›lar.
‹yilefltiklerinde bu kad›nlar yine
ayn› traktör kasas›nda kendilerini
iliklerine ve son güçlerine kadar
sömürecek olan tarlalar›na götürecek olan yollara düflecekler; muhtemelen hastanede kald›klar› günlerin yevmiyelerini hesaplayarak…
(H. Merkezi)
Çevreciler Bo¤az Köprüsü’nü süpürdü
Do¤al yaflam alanlar›n›n katledilmesine karfl› bir araya gelen
Munzur Çevre Derne¤i üyeleri ve Bergama köylüleri 5
Haziran Dünya Çevre Günü vesilesi ile, yap›lmak istenen barajlar› ve siyanürlü alt›n arama iflletmelerini protesto ettiler. “Polis
stop! Önce dinle sonra döv”,
“Munzur kimli¤imiz, kültürümüz, onurumuzdur! Yok
edemezsiniz” yaz›l› pankart
açan kitle Bo¤az Köprüsü’nü trafi¤e kapatt›. “Munzur’da baraj
istemiyoruz”, “Munzur’a uzanan eller k›r›ls›n”, “Munzur’un
yollar› çetelere kapal›”, “Siyanürcü flirket Bergama’y› terk et”,
“Hasankeyf’e dokunma” sloganlar› atan kitle, yanlar›nda getirdikleri karanfilleri yolda bulunan sürücülere da¤›tarak köprü-
yü süpürdü. Burada kitle ad›na
aç›klama yapan Oktay Konyar
yaflam alanlar›n›n katledildi¤ine
de¤indi. Siyanürlü alt›n arama ifllemleri s›ras›nda birçok alan›n
katledildi¤ini belirten Konyar,
Munzur’a baraj yap›lmas›na izin
vermeyeceklerini belirtti.
Aç›klaman›n ard›ndan polis
50 kifliyi gözalt›na ald›.
(‹stanbul)
reci içeren sohbetimize bafllad›k.
Entes yaklafl›k 20 y›ll›k bir fabrikaym›fl. Fabrikada yaklafl›k 150
kiflinin çal›flt›¤›n› ancak bugüne kadar hiç sendika girmedi¤ini söylüyor Kobatan.
‹flçilerin büyük bölümü uzunca
y›llard›r çal›fl›yormufl. Kendisi 1.5
y›l önce girmifl fabrikaya. Onun gibi yeni iflçilerin say›s› az de¤ilmifl.
Ancak bunlar›n büyük bölümü son
süreçte pefl pefle iflten ç›kar›lmaya
bafllam›fl. Kobatan sanayi bölgesinde faaliyet sürdüren OS‹MDER’de örgütlü oldu¤unu ve iflten
için bir eylem örgütlendi. Demokrasi Caddesi’nde toplanan
kitle slogan, ›sl›k ve sesli ajitasyonla birlikte merkeze kadar yürüdü. Burada Munzur Kültür
Derne¤i ad›na bas›n aç›klanmas›
okundu. Bas›n metninde çevre
katliam› sonucu oluflabilecek so-
Park›’nda topland›lar. Daha önce de “emeklilerin sendikas› olmaz” diyenlere inat sendikalar›n› kuran ve 45 flube açan Emekli-Sen’liler
Taksim’de bir araya gelerek sistemin sendikalar›na yönelik sald›r›lar›n› protesto etmek ve insanca yaflayabilecekleri bir maafl almak için
bir günlük açl›k grevi yapt›lar.
Açl›k grevini bas›n aç›klamas›yla bafllatan Emekli-Sen’lileri birçok demokrat kurum,
kurulufl ve sendika da yaln›z b›rakmad›. S›k s›k slogan atan
kitleyi bir süre sonra çembere
alan kolluk kuvvetleri, zor kullanarak pankart› ve grev çad›r›n› söktüler.
ç›kar›lma nedeninin de esas olarak
bu oldu¤unu söylüyor. Dernek
bünyesindeki faaliyetler s›ras›nda
afiflleme vb. faaliyetlere kat›ld›¤›n›
ve bu faaliyetler s›ras›nda fabrikadan birilerinin kendisini görmüfl
olabilece¤ini söylüyor. Bunu da iflten ç›kar›lma s›ras›nda kendisine
söylenen “yaramazl›k yap›yormuflsun” sözlerinden anlad›¤›n› belirtiyor.
Kobatan tek bafl›na direnifle
geçmesinin nedenlerini ise flu sözlerle aç›kl›yor:
“Hem iflçi s›n›f›na dönük sald›-
TAfiERON SEND‹KAYA
HAYIR
Belediye-‹fl 4 No’lu fiubenin örgütlü oldu¤u Bayrampafla Belediyesi’nde
patronun Hizmet-‹fl’e geçmeleri için iflçilere uygulad›¤› bask›lar protesto edildi. 27 May›s Çarflamba günü Bayrampafla Belediyesi önünde bir araya gelen
sendika üyeleri tafleron sendikalara
üye olmayacaklar›n› hep bir a¤›zdan
hayk›rd›lar.
Edirne E–5 karayolu üzerinde kurulu bulunan Genç Tekstil Fabrikas›’nda iflçiler, patronun alacaklar›n›
ödemeden kaçmas› üzerine TEKS‹F
önderli¤inde mücadeleye bafllam›flt›.
160 iflçi Genç Tekstil’e siparifl veren
Türkmen Holding firmas›ndan alacaklar›n› almay› baflard›.
runlara dikkat çekildi. Son olarak, Bo¤aziçi Köprüsü’nde Bergama köylülerinin ve Munzur
Çevre Derne¤i üyelerinin gözalt›na al›nmalar› protesto eden
metin okunarak eylem sonland›r›ld›.
(Sar›gazi’den bir ‹K okuru)
Açl›k grevinin ilk gününde Emekli-Sen’lileri ziyaret eden Deri-‹fl sendikas› ad›na konuflan Musa Servi, “emekçilere, iflçilere yönelik tüm sald›r›lar›n direniflleri ortaklaflt›¤› sürece geri püskürtülebilinece¤ini” söyledi.
Açl›k grevi sürerken Emekli-Sen 2 Nolu
fiube E¤itim Sekreteri Bahtiyar Tiryaki ile
sohbet ettik. Sendika haklar›na yönelik mevcut iktidar›n engelleme çabalar›n› direnerek
bofla ç›karacaklar›n› ifade eden Tiryaki, emeklilerin en büyük sorunlar›ndan birinin sa¤l›k giderlerinin önceleri devlet taraf›ndan karfl›lan›rken özellikle SSGSS’nin yasalaflmas›yla birlikte açl›k s›n›r›nda maafl alan emeklilerden
kat›l›m ücretlerinin al›nd›¤›n› ve bunun da sa¤l›k hizmetinden mahrum olmak anlam›na geldi¤ini söyledi.
Eylemleri boyunca fliir, türkü, halaylar› hiç
eksik olmayan Emekli-Sen’liler açl›k grevlerini
5 Haziran Cuma günü akflam saat 17.00’de
bir bas›n aç›klamas›yla sonland›rd›lar.
(‹stanbul)
“Tek bafl›na olsan da direnebilirsin!”
Emek cephesine dönük kapsaml› sald›r›lara yan›t olarak ortaya ç›kan çok say›da direniflten biri
de, Dudullu Organize Sanayi
Bölgesi’nde bulunan Entes
Elektronik Fabrikas›’ndan ç›kar›ld›¤› için direnifle geçen Gülistan Kobatan’›n direnifli. Gülistan
Kobatan, 1.5 y›ld›r çal›flt›¤› fabrikadan ç›kar›lmas›yla birlikte bafllatt›¤› fabrika önündeki direniflini, bir
ayd›r kararl›l›kla sürdürüyor.
Kobatan’›, direniflinin 21. gününde ziyarete giderek fabrikan›n
geçmiflini ve de direnifle giden sü-
Belediye-‹fl Sendikas› üyeleri, temsilciler kurulunu gerçeklefltirmek için
Kocaeli Büyükflehir Belediyesi’ne yaz›l›
baflvuruda bulunmalar›na ra¤men salonun hiçbir baflvuruda bulunmayan Hizmet-‹fl Sendikas›’na verilmesini protesto etti. Belediye önünde toplanan iflçiler eylemin engellenmek istenmesine
karfl› belediye çat›s›na “Bask› ve tehditle de¤il, özgür irade ile sendika
seçmek istiyoruz” yaz›l› pankart
asarak oturma eylemi gerçeklefltirdiler.
KAZANDILAR
Demokrasi mücadelesinden
emekli olunmaz!
Onlar; kahvelerde gününü geçiren, bir kenarda oturan, boyun e¤en, verilene raz› olan
ve sistem için “en iyi” emekli olmayacaklar›n›
hayk›rmak için 4 Haziran günü Taksim Gezi
SEND‹KA SEÇMEK ‹ST‹YOR
MÜCADELE ETT‹LER,
Sar›gazi
7 Haziran Pazar günü ‹stanbul Sar›gazi’de saat 13.00’te
Munzur Kültür Derne¤i taraf›ndan Dünya Çevre Haftas› nedeni ile Munzur’daki barajlara, siyanürlü alt›n aramalara, Hasankeyf’teki do¤a katliam›na ve çevre sorunlar›na dikkat çekmek
BELED‹YE ‹fiÇ‹LER‹ ÖZGÜRCE
r›lara karfl› koymak, hem de
içerde çal›flan arkadafllara ‘tek
bafl›na da olsa direnebilirsin’
mesaj›n› vermek, ayr›ca kad›n
olarak da bunun yap›labilece¤ini
göstermek istedim. ‹nsanlar
tüm bask›lara ra¤men kafalar›n›
önlerine e¤ip evden ifle-iflten
eve gitmesin.”
Kobatan’›n tüm duyarl› kamuoyuna mesaj› ise, sadece
kendi direniflinin de¤il, tüm direnifllerin sahiplenilmesi gerekti¤i. Çünkü kazan›m›n ancak böyle
elde edilebilece¤ini, bu kazan›m›n
ise tüm iflçi s›n›f›n›n kazan›m› olaca¤›n› söylüyor.
(Kartal)
SES, DÖNER SERMAYE
PAYLARI ‹Ç‹N EYLEMDE
Döner sermaye haklar›n›n eflit bir
biçimde da¤›t›lmas› için SES Aksaray
fiubesi taraf›ndan 3 Haziran Çarflamba günü bir eylem gerçeklefltirildi. Acil
Servis d›fl›nda hiçbir yerde çal›flmama
karar› alan sa¤l›k emekçileri ‹stanbul
Üniversitesi Rektörlü¤ü’ne do¤ru
bir yürüyüfl gerçeklefltirmek için Haseki Devlet Hastanesi önünde bir araya
geldi. Ancak emekçilerin yürüyüflü polis taraf›ndan engellendi. Yürüyüfl için
yap›lan görüflmelerden sonra kitle bir
tramvay ile ‹stanbul Üniversitesi Rektörlü¤ü önüne geldi. Burada yap›lan
aç›klamada döner sermaye paylar›n›n
eflit adil bir biçimde da¤›t›lmas› gerekti¤i dile getirildi. Aç›klamada ‹stanbul
Üniversitesi Rektörlü¤ü’nün bas›n›n
içeri al›nmamas› yönündeki tavr› da
protesto edildi.
(‹stanbul)
Sinter patronundan
tafleron hamlesi
15 günlük bir aradan sonra gitti¤imiz Sinter’de o günün nöbetini devralm›fl iflçileri, a¤aç gölgesinde otururken bulduk.
Sinter direniflinin 163. gününde
görüfltü¤ümüz iflçiler, henüz somut
bir de¤ifliklik yaflanmad›¤›n› söylüyorlar. Mahkeme süreci devam ediyormufl. ‹flçiler gruplar halinde, Temmuz
ortalar›na kadar sürecek olan duruflmalara gitmeyi sürdürüyorlarm›fl.
‹çerdeki iflçilerin deste¤inin hala
sürdü¤ünü de söyleyen iflçiler, patronun ise direnifli k›rma tavr›n› sürdürdü¤ünü belirtiyorlar. Müdürlerden birinin ad›na, tafleron bir flirket kurmufllar ve tafleron iflçi çal›flt›rmaya
bafllam›fllar.
Direniflteki Sinter iflçilerinin bu
duruma karfl› henüz bir giriflimi yok.
Ama mahkeme sürecinden ve bunun
sonucunda direniflin kazan›mla sonuçlanaca¤›ndan oldukça umutlular.
(Kartal)
‹flçi-köylü 6
Denge Azadi
Umudumuzun çiçekleriyle
Tafl atan iki çocu¤a 4 y›l
8’er ay hapis cezas›
Bakanlar›n Meclis’te, tutuklu çocuklar için giriflimlerde bulunacaklar›n› aç›klad›klar› flu günlerde Adana’da iki çocu¤a hapis cezas› verildi.
Adana’n›n Barbaros Mahallesi’nde
üç ay önce bir eyleme kat›l›p
polise tafl att›klar› iddias›yla gözalt›na al›narak tutuklanan iki
çocuk hakk›nda “Örgüt ad›na
suç ifllemek” gerekçesiyle aç›-
lan dava sonuçland›. Karar duruflmas›na tutuklu çocuklar›n
yan› s›ra avukatlar› Vedat Özkan ve çocuklar›n aileleri kat›ld›. Savunmalar›n sonunda karar›n› aç›klayan mahkeme heyeti,
“polis tutanaklar›na” dayanarak M.Ö. ve ‹.S.’yi “Örgüt ad›na suç ifllemek” iddias›yla 4 y›l
8 ay 20 gün hapis cezas›na çarpt›rd›.
süpürece¤iz karanl›¤›
Türkiye Kürdistan›’ndaki mitinglerde veya
bölgedeki herhangi bir geliflmede çocuklar›n
yer almas›n› medya uzun bir süredir ›rkç› ve
floven sald›r›lar›n›n malzemesi haline getirmifltir. Hakl› mücadeleler karfl›s›nda çaresizli¤e
düflen tüm hakim s›n›flar›n; s›n›fsal konumlar›na paralel yapt›klar› basit ama halk› kand›rmaya dönük bir demagoji örne¤i ile daha karfl›
karfl›yay›z.
Osmanl›n›n torunlar›, dedeleri Kuyucu
Muratlar›n öldürdü¤ü çocuklar›, iflkencede
katlettikleri, Marafl’ta kundakta öldürdükleri
çocuklar›, 11 yafl›nda 13 kurflunla öldürdüklerini, ayak oyunlar› ile yafllar›n› büyüterek idam
ettikleri ve diflliler aras›nda yaflamlar›na son
verdikleri çocuklar› unutmufllar, haklar›n› arayan Kürt çocuklar› karfl›s›nda çocuk haklar›
savunuculu¤una soyunuyorlar.
Bir taraftan “hümanistçe” çocuk haklar›n›
savunurken di¤er taraftan da, bu ikiyüzlülü¤üne halk›n kanmad›¤›n› görünce, gerçek yüzlerini göstermekten çekinmiyorlar. Henüz k›sa
bir zaman önce bizzat Baflbakan “çocuklar›n› soka¤a gönderenler sonuçlar›na katlan›rlar” demiflti. Ard›ndan Adana Valisi eylemlere kat›lan çocuklar›n ailelerine kömür
vb. yard›mlar›n yap›lmayaca¤›n›, yeflil kartlar›n›n iptal edilece¤ini, hatta eylemler nedeniyle
oluflan maddi hasar›n paras›n›n da bu ailelerden al›naca¤›n› aç›klay›p halk›n yoksullu¤u ile
özgürlü¤ünü sat›n almaya çal›flm›flt›. Vali’nin
ard›ndan Diyarbak›r’da Baflsavc›l›k, Yarg›tay
Ceza Genel Kurulu kararlar›na dayanarak çocuklar hakk›nda örgüt üyeli¤inden 20 y›ldan
fazla hapis isteyerek Kürt halk›n›n hakl› taleplerinin karfl›s›na bir kez daha zindan zulmünü
ç›kard›. Üstelik bu kez çocuklara reva gördü
bu zulmü.
Oysa ki çok büyük bir ikiyüzlülük örne¤i
sergilenmektedir. Bu ikiyüzlülü¤ün en çarp›c›
flekilde görüldü¤ü yer asker ve polis cenazeleridir. Çocuklar›n “asi” cenazelerinde veya
baflka bir eylemlilikte boy göstermelerinden
flikâyetçi olan ve “yine çocuklar› kulland›lar”
fleklinde veryans›n edenler, asker veya polisin
cenazeleri söz konusu olunca ayn› fleyi kendileri yap›yorlar. Ölen asker veya polisin çocuklar›n›n görüntüleri, k›sac›k yaflamlar›ndaki tüm
dramlar›yla birlikte ekrana tafl›n›yor.
Devlet ve medyas›n›n gerçekli¤i bunlarla
da s›n›rl› de¤il. Anne ve çocuk sa¤l›¤› konusunda devletin yerine getirmesi gereken kriterler yerine getirilmedi¤i için TC halen uluslararas› standartlar›n alt›nda yer al›yor. Uluslararas› kriterlere göre 18 yafl›n alt›ndaki herkes çocuk olarak de¤erlendiriliyor. Ve çocuklar›n çal›flt›r›lmas› da özel flartlara ba¤lanm›fl
durumda. TC, çocuk eme¤i ve ifl güvenli¤i ile
ilgili çocuk iflçiler lehine hiçbir ad›m atmam›flt›r. Devlet yasal haklar›n› vermeyerek çocuklar›n ifl kazalar› sonucu sakat kalmalar›na ve
hatta ölümlerine neden olmaktad›r.
Çocuk haklar› sadece ifl yerlerindeki haklar ile s›n›rl› de¤il. Özellikle ülkemizde k›z çocuklar›n›n çok küçük yaflta ve zorla evlendirilmeleri nedeniyle ayr›ca yasal güvencelere ihtiyaç vard›r. Fakat devlet, b›rakal›m böylesi
12-25 Haziran 2009
lehte düzenlemeler yapmay›, küçük k›zlar›n
tecavüzcüleriyle evlenmelerine olanak tan›yan, bu durumu kabullenen yasalar ç›kar›yor.
Katledip iflkence ederken çocuk
hakk› yok! Bunlara karfl› mücadelede
çocuk hakk› akla geliyor!
Bunun onlarca örne¤i var. Demokratik bir
eylemde tutuklan›p Sincan Gençlik ve Çocuk
Hapishanesi’ne konulan kimi devrimci gençlerin burada iflkencelerden geçirilmesi, kafalar›n›n tuvalete sokulmaya çal›fl›lmas› bunun örneklerindendir. ‹zmir hapishanelerinde adli
suçtan hapsedilen çocuklara gardiyanlar›n cinsel tacizleri, 11 yafl›ndaki U¤ur Kaymaz’›n polisçe 13 kurflunla “terörist” denilerek öldürülmesi ve daha niceleri halen ak›llardaki tazeli¤ini koruyor. Devletin ve medyan›n çocuklarla
ilgili söz söyleyecek bir halde olmad›klar› bu
örneklerdeki tav›rlar›yla ortadad›r.
Fakat bu gerçekli¤in bir yan›n› oluflturuyor. Di¤er yan›nda ise çocuklar›m›z var. Eylemlere renk katan, küçük elleriyle kavgan›n
yüküne ortak olan, gözleri ›fl›l ›fl›l çocuklar›m›z
var. Onlar› anlamak, kavga alanlar›ndaki varl›klar›n› aç›klamak, devletin medya arac›l›¤› ile
bulan›klaflt›rmaya çal›flt›¤› direnifllerdeki hakl›
varl›klar›n› bilince ç›karmak gerekir.
Bugünü kavramak ancak geçmiflin do¤ru
bir flekilde de¤erlendirilmesiyle mümkündür.
Türkiye Kürdistan›’nda çocuklar›n eylemlerde
yer almas› Kürt ulusal hareketinden ve devletin bölgeye yönelik politikalar›ndan ba¤›ms›z
olarak ele al›namaz. Yaklafl›k 30 y›ld›r bölgede
“ad› konulmam›fl bir savafl” sürmektedir. Do¤an her çocuk bomba ve kurflun seslerinin
aras›nda gözlerini açmaktad›r. Bugün tafl atan,
meydanlar› zafer iflaretleriyle dolduran çocuklar do¤duklar› günden beri, her gün savafl›
yaflamakta, savafl› solumaktad›r.
Bizim çocuklar›m›z daha anne karn›ndayken tan›fl›yor asker postal›yla. Kundaktayken
z›b›nlar› çi¤nenen, evi talan edilen, ana kuca¤›
harman yerine çevrilen bizim çocuklar›m›zd›r.
Bizim çocuklar›m›z›n abileri ablalar›, komflular›, anne ve babalar› sorgusuz sualsiz vurulur,
tecavüze u¤rar, sürgün edilir, evi-köyü yak›l›r.
Kimli¤i, varl›¤›, her gün her vesileyle devletin
kolluk güçlerince yok say›lan ve afla¤›lananlar
bizim çocuklar›m›zd›r. Ve umudunu da¤lara
Dersim Bölge Komutanl›¤›’ndan aç›klama
Elimize e-mail yoluyla ulaflan TKP/ML
T‹KKO Dersim Bölge Komutanl›¤› imzal› bildiri son süreci de¤erlendirerek yap›lan eylemleri özetliyor. “Katlediliflinin 36. y›l›nda komünist önder ‹brahim Kaypakkaya
yoldafl›n sömürü ve zulme karfl› yakt›¤› k›z›l
meflale bugün ard›llar›n›n elinde karanl›¤› ayd›nlatmaya devam ediyor. Bu meflale sömürü ve zulme karfl› baflkald›r›, Kürt halk›na
yönelik imha ve inkara karfl› koyufl, iflçi s›n›f› ve köylülü¤ün birlik, mücadele ve savafl ilan›d›r. Kemalizm’in faflist yüzünün a盤a ç›kart›lmas›, her türlü revizyonist-reformisttasfiyeci anlay›fllara karfl› proletarya enternasyonalizminin ülkemiz topraklar›ndaki manifestosunun ilan›d›r. Bu manifesto dostta
umut, düflmanda korku yaratan bir savafl ilan›d›r. Gücünü iflçi s›n›f›n›n tarihsel gücünden, Ekim ve Çin devrimlerinden,
BPKD’den almaktad›r. Ülkemiz topraklar›nda boy veren köylü toprak iflgallerinden, 1516 Haziran iflçi direnifllerinden almaktad›r”
fleklinde bafllayan aç›klama “Bu ›fl›¤› 1973 18
May›s’›nda karartmaya çal›flt›lar. Çünkü Kaypakkaya yoldafl emperyalist-kapitalist siste-
min hüküm sürdü¤ü bir dünyada ne iflçi s›n›f›n›n ne de ezilen emekçi halklar›n kurtuluflunun olaca¤›n›, kurtuluflun Demokratik
Halk Devrimi, Sosyalizm ve Komünizm hedefinin zaferi ile sonuçlanmas›yla kazan›laca¤›n›n bilincinde olan bilge bir komünistti”
fleklinde devam ediyor.
‹çinden geçti¤imiz süreçte egemen s›n›flar›n artan sald›r›lar›na da de¤inilen aç›klama
ayr›ca “2008 y›l›n›n sonlar›nda yaflanan ekonomik krizin sinyallerini önceden alan egemenler, dünya çap›nda sald›r›lar›n› azg›nlaflt›rarak art›rm›flt›r. Sendikal haklar, mesai saatleri, asgari ücretler baflta olmak üzere sosyal sald›r›lar›n› daha da art›rd›¤› bu günlerde
Afganistan-Irak iflgalleriyle yo¤unlaflt›rd›¤›
askeri sald›r›lar, ‹srail Siyonizminin bombalar›yla Filistin halk›n›n üzerine ya¤maya devam
etmektedir. Dünyada yaflanan bu geliflmelere paralel ülkemizde de reform paketleri ad›
alt›nda hak gasplar› dayatan egemenler, Türkiye Kürdistan›’nda gerillalar üzerine ya¤d›rd›¤› bombalar ve kurflunlarla halk›m›z›n
umudu olan gerillaya imhay› dayatmaktad›r”
denildi. “Gerilla savafl›n›n geliflip güçlenmesi,
kök sal›p serpilmesi kendi sonunun yaklaflmas›d›r. Bu nedenle gerilla savafl›n›n verildi¤i alanlar› insans›zlaflt›rma, kitle ile gerillan›n
ba¤›n› koparma, gerillay› tecrit etme hedefini gütmeye devam etmektedir. Gerilla savafl›n›n verildi¤i alanlardan biri olan Dersim’de
de özellikle son y›llarda bu politikalar›n› yaflama geçirmenin çabalar›n› h›zland›rmaya
çal›flmaktad›r” denilen aç›klama flu flekilde
devam ediyor; “Nisan ay› içerisinde Dersim’de Çemiflgezek, Hozat ve Ovac›k üçgeni aras›nda bulunan ormanl›k alanlar› (Kinzir,
Ali Bo¤az›, Ahbanos, Avgasor, Kutu Deresi
gibi) askeri bölge ilan eden TC, bir taraftan
gerillay› belli bir alana s›k›flt›r›p, kitleyle ba¤›n› koparmaya çal›flmakta, di¤er taraftan da
gerillay› imha amaçl› operasyonlar›n› yo¤unlaflt›rmaktad›r. Bu sald›r›lardan birini son süreçte Ali Bo¤az› çevresinde yo¤unlaflt›ran
TC’nin kolluk güçleri özel hareket timleri ile
günlerce gerillan›n geçebilece¤ini düflündü¤ü
hatlara pusu kurmufltur. Yaklafl›k 1 hafta boyunca düflman harekat tarz›n› izleyen partimiz TKP/ML’ye ba¤l› T‹KKO gerillalar› ile
HPG güçleri, Ali Bo¤az› Bozan Yaylas› civa-
r›nda pusuya ç›kan iki düflman koluna, birinde HPG gerillalar› di¤erinde ise TKP/ML
T‹KKO gerillalar› ile HPG gerillalar› olarak
iki ayr› koldan uzun namlulu silahlarla sald›r›lm›flt›r. 23 May›s 2009 akflam› saat 19.00 ile
20.00 aras›nda yap›lan eylemde üç özel hareket timi imha edilirken biri yaralanm›flt›r.
Eylem sonras›, çaresizlik içerisinde kalan
düflman gerillan›n geri çekildi¤ini düflündü¤ü
alanlar› yo¤un bir flekilde bombalam›flt›r. Yine iki gün sonra kobra helikopterlerle Ali
Bo¤az›’n› roketlerle ve A-4 tipi mermilerle
bombalam›flt›r. Ancak düflman güçleri bu
sald›r›lardan bir sonuç alamam›fl, gerilla güçleri kay›p vermeden geri çekilmifltir.”
Yapt›klar› eylemi ‹brahim Kaypakkaya
flahs›nda H›d›r U¤ur, Mahmut Polat ve tüm
May›s flehitlerine ve son süreçte flehit düflen HPG gerillalar›na adayan Bölge Komutanl›¤› son olarak “bu eylem partimiz
TKP/ML’nin hesap soruculu¤unun bir ifadesidir. Bir kez daha ilan ediyoruz ki hiç bir flehidimizin hesab›n› yar›m b›rakmayaca¤›z.
Onlar›n bizlere devretti¤i bayra¤› asla yere
düflürmeyece¤iz” dediler.
Bütün deliller yarg›s›z infaza ç›k›yor
Dersim’in Hozat ilçesine ba¤l›
Kurukaymak (Boydafl) köyünde
odun toplamak için dolafl›rken kimlik kontrolü yapan jandarma taraf›ndan gö¤sünden vurularak öldürülen
Bülent Karatafl’›n ailesi tazminat
talebiyle Malatya ‹dare Mahkemesi’ne baflvurdu.
Kurukaymak (Boydafl) Köyü k›rsal›nda 27 Eylül 2007 tarihinde odun
toplamaya gittikleri s›rada jandarmayla karfl›laflan Bülent Karatafl ve R›za Çiçek kimlik kontrolünden sonra
jandarma taraf›nda yak›n mesafeden
vuruldular. Bülent Karatafl olay yerinde yaflam›n› yitirirken yaral› olarak
hastaneye kald›r›lan R›za Çiçek daha
sonra olay› tüm ayr›nt›lar›yla aç›klayacakt›. Olaydan sonra Tunceli Valili¤i
ile Genelkurmay Baflkanl›¤› yapt›¤›
aç›klamada “Tunceli k›rsal›nda yürütülen operasyonda bir teröristin ölü
birinin yaral› olarak ele geçirildi¤ini”
söyledi. Olaydan yaral› kurtulan R›za
Çiçek, “örgüt üyesi olmak” ve “örgüt
ad›na faaliyet yürütmek” suçundan
tutuklanarak Malatya E Tipi Hapishanesi’ne konuldu. Çiçek, 8 ay sonra
“örgüt üyesi veya örgüte yard›m etti¤ine dair hiçbir delil bulunmad›¤›” için
tahliye edildi.
Yap›lan incelemede olayda ele geçirildi¤i iddia edilen örgütsel delillerle
R›za Çiçek ve Bülent Karatafl aras›nda hiçbir iliflki bulunamad›. Olay yerinde silah, örgütsel doküman ve suç
aleti niteli¤inde hiçbir fley bulunamad›. Konuyla ilgili aç›klama yapan Karatafl ailesinin avukat› Hüseyin Ak-
gün, delillerin Bülent Karatafl ve R›za
Çiçek’in suçsuz oldu¤unu, olay›n yarg›s›z infaz oldu¤unun netleflti¤ini, olaya kat›lan jandarma yetkilileri hakk›nda soruflturma aç›lmad›¤› gibi dava askeri mahkemeye sevk edilerek bilgi
almalar›n›n güçlefltirildi¤ini ifade etti.
Aygün, tüm bu nedenlerle Milli Savunma Bakanl›¤›’n›n müvekkillerine
maddi ve manevi zararlar› karfl›l›¤›
olarak 254 bin YTL tazminat talebiyle Malatya ‹dare Mahkemesi’nde dava
açt›klar›n› söyledi.
(Ankara)
Dipçik sald›r›lar›
durmuyor!
Son olarak 23 Nisan’da Özel Harekât
Timlerinin silah dipçi¤iyle kafas›ndan
yaralanan Seyfi Turan’›n görüntüleri
tepki çekmiflti.
Ancak yaflanan tepkiye ra¤men polis
kendisi için “meflru” olan ve bu
“meflrulu¤unu” koruyan yasalar›n
rahatl›¤› ile sald›r›lar›na devam ediyor. 30 May›s’ta Hakkâri’de bir araya
gelen halk, bir eylem gerçeklefltirince polis biber gaz› ile sald›r›ya geçti.
Kitlenin da¤›lmas› ile birlikte bölgede devriye gezen polis ekipleri evinin önünde televizyon antenini tamir eden 19 yafl›ndaki ‹mdat Özeri’yi gerekçesiz bir flekilde silah dipçi¤i ile darp etti. Kafas›na ald›¤› darbeler sonucu yaralanan Özeri’ye
yard›m etmek isteyen annesi Fatma Özeri de polislerin do¤rulttu¤u
silah ile engellendi. (H. Merkezi)
saklam›fllard›r onlar. Da¤lardan gelen her k›v›lc›m önce onlar›n yüreklerinde yang›na döner. Yüreklerinden gözlerine s›çrar, par›l par›l ›fl›k saçar. Ve umut art›k onlar›n ellerindedir. Küçük elleriyle bu umuttan ald›klar› güç
sayesinde kocaman kald›r›m tafllar›n› kald›r›p
f›rlat›rlar umudun düflmanlar›na.
Bu devlet bizlerin ve çocuklar›m›z›n çocuklu¤unu çald›. Yar›n›m›z› da çalmak istiyorlar. ‹zin vermeyece¤iz. Ne biz ne de çocuklar›m›z buna asla izin verecek!
Hakikat ac›d›r,
ama susmak
öldürür!
30 May›s Cumartesi günü, Taksim Tünel’de bir araya gelen Gerçek
ve Adalet ‹nisiyatifi üyesi kurum ve kurulufllar; ellerinde “F›rat Suyu Kan
Ak›yor Baksana”, “Faili meçhuller
ayd›nlat›ls›n”, “Marafl, Çorum, Sivas, Gazi katliamlar› ayd›nlat›ls›n” dövizleriyle “‹nsanl›k zinciri”
oluflturarak Taksim Tramvay Dura¤›’na yürümek istedi. Ancak polisin, eylemin “yasalara ayk›r›” oldu¤u ve bu
yüzden de eylemi yaparlarsa “kanunun
gere¤ini” yerine getirmek zorunda kalacaklar› yönlü tehdidi yüzünden eylem
istenilen biçimde gerçekleflmedi. Kitle
ad›na temsilcilik yapanlar›n, polisle uzlaflma çabalar› eyleme olumsuz bir hava katt›. Ama kitle ›srarc›yd›. Bir süre
slogan atan kitle, polisin tavr›n› protesto için 5 dakikal›k oturma eylemi gerçeklefltirdi.
Oturma eyleminin ard›ndan eylemlerine Taksim Tramvay Dura¤›’nda devam etme karar› alan kitle, polis barikat› eflli¤inde ‹stiklal Caddesi boyunca
yürüdü.
Durakta tekrar toplanan kitle el ele
tutuflarak burada “insanl›k zinciri”ni
oluflturdu. ‹nisiyatif ad›na bas›n aç›klamas›n› yapan ‹HD ‹stanbul fiube
Baflkan› Gülseren Yoleri; Türkiye’de son y›llarda yaflanan ac›lar›, katliamlar› ve halka karfl› ifllenen suçlar› ortaya ç›karmak istediklerini belirtti.
(‹stanbul)
‹flçi-köylü 7
Halk›n gündemi
12-25 Haziran 2009
Bizi de¤il, failleri yarg›lay›n!
218. HAFTA
“Failler belli, kay›plar nerede?” fliar›yla eylemlerini sürdüren Cumartesi Anneleri, 218. haftada yine Galatasaray Lisesi
önündeydi. Eylemin ilk konuflmas›n›, araflt›rmac› yazar Bilgesu Erenus yapt›. Erenus,
Cumartesi eylemlerinin ayd›nlarla birlikte
gerçeklefltirilmesinin önemine de¤inerek
“ayd›nlar›n, yazd›klar›na bedenini de
katmas›ndan korkuldu¤unu” söyledi.
Erenus’un ard›ndan haftan›n bas›n aç›klamas›n›, tiyatrocu fienay Ayd›n okudu.
Geçti¤imiz günlerde ‹HD Ankara fiube Baflkan› Gökçe Otlu’nun kay›plarla ilgili yapt›¤›
bir aç›klama nedeniyle gözalt›na al›nmas›n›
protesto eden tiyatrocu, devletin, gözalt›nda kaybedilen insanlar›n faillerini yarg›lamak
yerine, kay›plar›n ak›betini soran, sorumlular›n yarg› önüne ç›kar›lmas› için mücadele
eden insan haklar› savunucular›n› yarg›lad›¤›n› söyledi.
Cumartesi Anneleri’nin bu haftaki eyleminde kay›p ‹brahim Çelik ve o¤lu Edip
Çelik’in dosyalar›n›n ayd›nlat›lmas› istendi.
Batman’da yaflayan
10 çocuk babas› ‹brahim
Çelik, 10 Temmuz
1994’te evine gelen
maskeli 4 kifli taraf›ndan
aranan birinin evini göstermesi için evinden al›nm›fl, bu s›rada orada olan
o¤ul Edip Çelik durumdan flüphelenerek babas›n›n peflinden gitmiflti.
Tüm aramalara ra¤men
baba-o¤uldan bugüne kadar hiç haber al›namad›.
Baba-o¤ulun ard›nda, gözü yafll› bir anne ve dokuz çocuk kald›!.
219. HAFTA
Karsl› Berfo Ana, 93 yafl›nda…
O da pay›na bilinmezlik ve ac›
düflen analardan
biri. Evlad›n› yitirmenin ac›s› kinini
art›r›rken, hala yafl›yor olma ihtimali
ve mezar›n› bulma
iste¤i onu ayakta
tutan tek fley!
Ve diyor ki
“Ölüme direnece¤im! Cemilimi görmeden, mezar›n›
bulmadan ölmeyece¤im!” O¤lu Cemil
K›rbay›r’›
1980’de, 12 Eylül
darbesinin hemen
Yefliltepe serbest
b›rak›ls›n
ertesi günü, askerler taraf›ndan gözalt›na
al›nd›¤›ndan beri görmemifl. Cemil, gözalt›na al›nd›¤›nda 24 yafl›ndayd›. Bugün hala 24
yafl›nda!
Cumartesi Anneleri 6 Haziran günü
219. kez Galatasaray’dayd›lar. Bu hafta, 12
Eylül AFC’si taraf›ndan gözalt›na al›nan ve
kaybedilen Cemil K›rbay›r an›ld›. Haftal›k
bas›n aç›klamas›n› “kay›p” Tolga Baykal
Ceylan’›n annesi Kadriye Ceylan okudu.
Ceylan, “12 Eylül darbecilerine dokunulmazl›k z›rh› giydiren Anayasa’n›n Geçici 15.
Maddesi’nin kald›r›lmas› talebine kulak t›kayanlar›n, cuntac›l›¤a karfl› mücadele ettiklerine inanmad›klar›n›” belirterek kaybedilenler için “Aradan ne kadar zaman geçerse
geçsin, onlar› unutmayaca¤›z” dedi.
Bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan “kay›p”
Hasan Gülünay’›n efli Birsan Gülünay kendi
yazd›¤› “Çocuklar›m›z” adl› fliirini okudu.
(‹stanbul)
Guantanamo de¤il Bak›rköy Hapishanesi...
TUYAB hapishanelerdeki hasta tutsaklara yönelik hak ihlallerine dikkat çekmek amac›yla bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirdi.
27 May›s Çarflamba günü saat
12.30’da Galatasaray Lisesi önünde bir
araya gelen kitle “Tecrit ve bask›lara
son, insanl›k onuru iflkenceyi yenecek” yaz›l› pankart açt›. “Buras› Guantanamo de¤il Bak›rköy Kad›n Kapal›
Hapishanesi”, “Buras› Guantanamo de¤il
F Tipi hapishaneleri”, “Buras› Guantanamo de¤il Adana Karatafl E Tipi ha-
Temel Demirer’e
pishanesi” yaz›l› dövizler tafl›yan kitle ad›na aç›klamay› Semiha Köz okudu. Tecridin daha da a¤›rl›¤›n› devam ettirdi¤ini belirten Köz, tüm bunlar›n toplumu teslim
almaya yönelik kapsaml› bir sald›r› oldu¤una dikkat çekti.
Hapishanelerde yaflanan sald›r›lara örnek veren Köz, Bak›rköy Kad›n Kapal›
Hapishanesi’nde tutuklu bulunan Sema
Gül’ün baflka bir tutuklu ile kelepçelenmesine itiraz etmesi sonucu askerlerin
sald›r›s›na u¤rad›¤›n› belirtti. Yine K›r›klar
1 No’lu F Tipi Hapishanesi’nde tutuklu
bulunan U¤ur Y›ld›r›m’›n apandisit
ameliyat›na al›nd›¤›n› ve ameliyata askerlerin doktor önlü¤ü giyerek narkoz
verilmeden kelepçeleri aç›lmas›na izin
vermedi¤ini aktard›. Adana Karatafl E
Tipi Hapishanesi’nde de tutuklulara yönelik görüfllerde terör yaz›l› kartlar›n
tak›lmas›n›n dayat›lmas›na ve tak›lmad›¤› takdirde görüflün yasakland›¤›na de¤inen Köz, tutuklu hastalar›n derhal
serbest b›rak›lmalar›n› ve tecridin son
bulmas›n› istedi.
(‹stanbul)
Sincan’da tutsaklara sald›r› ve direnifl
hapis cezas›
Ayd›n-yazar Temel Demirer befl ay
hapis cezas›na çarpt›r›ld›. Malatya 3. A¤›r
Ceza Mahkemesi’nde görülen davada
Demirer’e, Tunceli’de yapt›¤› bir konuflmada MKP/HKO’yu övdü¤ü iddias›yla
“Terör örgütünü övmek” suçundan befl
ay hapis cezas› verildi. ‹ddianamede emniyet kaynaklar›na dayand›r›lan ve hapis
karar›na neden olan konuflma flöyle geçiyor; “Bu salonda en son 30 Nisan
2005’te bu yerde yine ben oturuyordum. Yan›mdaki arkadafl›m›n yerinde Sinan oturuyordu. Arkadaki üçüncü arkadafl›n yerinde Ökkefl oturuyordu. Ökkefl dedim tan›rs›n›z, 17’lerden, Mercan’da kurflunlanarak, gerçekten tüylerimi diken diken olmamas› mümkün de¤il.
Önce onun an›s› önünde sayg›yla e¤ildi¤imi, TCK’n›n suç saymas› karfl›s›nda bile sayg›yla e¤ildi¤imi söylemeyi bir borç
bilirim”. Duruflmada son savunmas›n›
yapan yazar Temel Demirer “Ben Çorumluyum. ‹brahim Kaypakkaya da Çorumludur. Onu ve Deniz Gezmifl’i severim ve sevmem suç olarak nitelenemez”
dedi. Hakk›nda say›s›z dava aç›lan Demirer 301’den de yarg›lanm›flt›. (Ankara)
18 May›s günü, Sincan 1 Nolu F Tipi
Hapishanesi’nde bulunan TKP/ML davas›
tutsaklar›ndan Tayyar Ero¤lu, kol kaslar›ndaki flikâyet nedeniyle Numune Hastanesi’ne
götürüldü. Muayene dönüflü durumuyla ilgili
bilgi almak için gardiyan› ça¤›rd›¤› gerekçesiyle sald›r›ya u¤rayan Ero¤lu yumruk ve tekmelerle zorla ring arac›na bindirildi. Sald›r› sonras› hapishaneye götürülen Ero¤lu, “muayene” olmas› için revir doktoru görevli subay
taraf›ndan ça¤r›lm›fl ve burada “muayene”
edilmifltir. Durumu ile ilgili herhangi bir bilgi
vermeyen doktor, sald›rganlar›n hukuki sorumluluktan kurtulmas› için sahte evrak ve
göstermelik ifllemler düzenlemifltir.
Daha önce de Ahmet Parlak isimli tutsak hapishane giriflinde jandarmalar taraf›ndan sald›r›ya u¤ram›flt›.
Ayr›ca hapishanede tutsaklara 5 kitap s›n›rlamas›, tutsaklar›n tüm suç duyurusu vb.
giriflimlerine ra¤men sürüyor. Bu duruma ek
olarak art›k “fotokopi” biçiminde gelen herhangi bir mektup vs. türü k⤛tlara el konularak sahiplerine verilmiyor.
Say›mlarda afla¤›da durma zorunlulu¤u
devam ederken, üst aramalar›nda ayakkab›
ç›kartma dayatmas› da keyfi tutumlarla sürdürülüyor.
Hastane sevkleri, idare-jandarma aras›n-
Tursun’un katiline ödül gibi ceza
Polis kurflunu ile öldürülen Baran
Tursun’un 20 May›s günü Karfl›yaka 1.
A¤›r Ceza Mahkemesi’nde görülen duruflmas›nda polise ödül gibi ceza verilmesinin ard›ndan bir aç›klama yapan baba
Mehmet Tursun, o¤lunun öldürülmesinden sonra yaflad›klar›n› anlatmak için il
il gezece¤ini duyurdu. Polis fliddeti ile öldürülenlerin aileleri ile birlikte çeflitli illeri dolaflmaya karar veren baba Tursun,
polise verilen cezan›n yetersiz oldu¤unu,
daval› devlet olunca terazinin devletten
yana döndü¤ünü herkese anlatmaya kararl›.
Demokratik haklar›n› kullanarak kat›ld›klar› bas›n aç›klamalar›nda, eylemlerde
polise tafl att›klar› gerekçesiyle çocuklara
yüzlerce y›l hapis cezas› verilirken hedef
gözeterek genç bir insan›n ölümüne neden polis adeta ödüllendirilmektedir.
Kasten gerçeklefltirildi¤i çok aç›k olan
bir cinayetin cezas› iki y›l. Polis sald›r›s›na
karfl› kendini savunurken tafl atmak
onlarca y›l. Mahkemenin adaleti yerine
getirmek yerine polisi korudu¤u çok aç›k
de¤il mi? Terazisi polisten yana a¤›r basan
mahkemelere, kim güvenebilir?
(‹stanbul)
da anlaflmazl›k oldu¤u ileri sürülerek erteleniyor, sa¤l›¤› iyice bozulanlar, çözümü gidiflgelifllerinin faturas›n› kendi ceplerinden ödemekte buluyorlar.
Sincan F Tipinde yeni gelen tutsaklara yönelik “sindirme” sald›r›lar› son h›zla devam
ediyor.
Son olarak hapishaneye götürülen 5
ESP’li bu uygulamalara maruz kalm›flt›r. Hapishaneye geldiklerinde ilk olarak revire götürülüp muayene edilen ve “herhangi bir
Ayr›ca tutsaklara karfl› bask›lar ve fliddet
de sürmektedir. Özellikle devrimcilerin bulundu¤u ko¤ufllar s›k s›k askerler taraf›ndan
bas›larak ince aramalardan geçiriliyor. Arama
yap›l›rken özellikle her yeri da¤›tmaya “özen
gösteren” jandarmalar, arama esnas›nda son
derece geliflmifl aletler kullan›yorlar.
Tutsaklar›n haklar›ndan biri olan 10 kifli
10 saat sohbet hakk› yasalarda var olmas›na
ra¤men uygulanmamakta, tutsaklar için getirilen birçok eflya “genelgede belirtilenden
Sincan F Tipinde yeni gelen
fazla” denilerek sahiplerine verilmemektedir.
tutsaklara yönelik “sindirme”
sald›r›lar› son h›zla devam
ediyor. Tüm bask›lara ra¤men
Zulüm varsa direnifl de var!
nifllerini kararl› bir flekilde sürdürüyorlar.
Hem Sincan 1 Nolu F Tipi’nde hem de Kad›n
rarl› bir flekilde sürdürüyorlar.
Hapishanesi’nde 18 May›s günü “24 Nisan
Proletarya Partisi’nin Kuruluflu ve 18
May›s Önder Yoldafl ‹brahim Kaypak-
Hapishanelerde
“güzel” fleyler oluyor!
Tekirda¤ 2 Nolu F Tipi Hapishanesi’ndeki MLKP ve TKP/ML davas› tutsaklar› ad›na aç›klama yapan Seyfi Polat ve
Muhammet Akyol “Güzel fleyler olacak
masal›n›n anlat›ld›¤› ve dinletildi¤i flu günlerde, kifliyi yaln›zlaflt›rma ve çaresizlefltirme temelinde mevcut rejime/otoriteye biat ve itaat ettirmeyi amaç edinen hapishanelerde de bir fleyler olmakta... Bulundu¤umuz Tekirda¤ 2 Nolu F Tipi Hapishanesi’nde art›k taraf›m›za ilaç verilmemekte,
ilaçlar›m›z personelin inisiyatif ve vicdan›na(!) b›rak›larak TEK TEK verilmekte! Bu
K›r›klar’da hak
gasplar› sürüyor
‹HD ‹zmir fiubesi 5 Haziran günü dernek binas›nda gerçeklefltirdi¤i bas›n toplant›s› ile K›r›klar F
Tipi Hapishanesi’nde yaflanan sorunlar›n çözümü
için bir kez daha ça¤r›c› oldu.
Yap›lan bas›n aç›klamas›nda K›r›klar’da yaflanan
ve her gün daha da artan sorunlara tutsaklar›n dilinden madde madde de¤inilirken hapishaneler için
hukuk ve insan haklar› kavramlar›n›n art›k müzelik oldu¤u belirtildi.
Haftal›k 10 dakika olan telefon ile konuflma hakk›n›n Kürtçe konuflulmas› halinde engellendi¤i, görüfllerin engellendi¤i ya da 1 saat olan görüfllerin
yar›m saate düflürüldü¤ü, üst aramalar›n›n amac›n›
aflarak provokatif hale geldi¤i, gelen kitaplar›n toplatma karar› olmamas›na ra¤men tutsaklara verilmedi¤i, gazetelerin düzenli verilmedi¤i, kantin fiyatlar›n›n astronomik oldu¤u ve ihtiyaçlar› giderecek çeflitlilikte olmad›¤›, A‹HM baflvuru formlar›n›n
yabanc› dil olmas› gerekçesiyle verilmedi¤i, tutsaklara sosyolog görüflmesi ad› alt›nda psikolojik bask› yap›ld›¤›, hapishane savc›s› ile görüflmenin engellendi¤i ve daha birçok sorunun yafland›¤› K›r›klar F
Tipi Hapishanesi için ‹HD ‹zmir fiubesi birçok kez
ça¤r›c› olmufl, savc›l›kla görüflmüfl ancak hiçbir
olumlu geliflme sa¤lanamam›flt›. Yap›lan aç›klaman›n ard›ndan tutsak avukatlar›n›n, hapishane savc›s›yla görüflmelerinden sonra 2 No’lu F Tipi’nde
k›smi düzelmeler bafllad›¤›, savc›yla yap›lan görüflmede ise, savc›n›n 1 No’ludaki tutuklularla önümüzdeki günlerde görüflme sözü verdi¤ini söylendi. Ayr›ca, kan kanseri oldu¤u halde sevki ç›kmayan
Abdülsamet Çelik’in ‹HD’nin giriflimleri sonucu
Sincan F Tipi’ne sevk edildi¤i belirtildi. (‹zmir)
Tüm bu bask›lara ra¤men tutsaklar, dire-
tutsaklar da direnifllerini ka-
darp izine rastlanmam›flt›r” raporu verilen tutsaklar, revir dönüflü, kameralar›n görmedi¤i ve “merdiven alt›” denilen bir yere
götürülüp dövülmüfllerdir. Olaya tepki gösteren öteki tutsaklar kap›lara vurarak durumu protesto etmifllerdir.
27 Nisan Pazartesi günü devletin kolluk güçleri ile girdi¤i çat›flmada ölümsüzleflen Orhan Y›lmazkaya ile resimleri oldu¤u gerekçesi ile tutuklanarak Tekirda¤ 1 No’lu Hapishanesi’ne gönderilen Devrimci Hareket dergisinin yazar› Mehmet Yefliltepe için ‹stanbul Tabip Odas›’nda bir
bas›n toplant›s› gerçeklefltirilerek duyarl›l›k ça¤r›s› yap›ld›.
4 Haziran Perflembe günü gerçeklefltirilen
bas›n toplant›s›nda Avukat Ercan Öztürk, Yefliltepe’nin hukuksuz bir biçimde yarg›land›¤›n› ve
iddialar›n as›ls›z oldu¤unu belirtti. Öztürk’ün ard›ndan Yefliltepe’nin ablas› Faika Yefliltepe
kardeflinin gönderdi¤i mektubu kamuoyuna sundu. ‹TO ad›na konuflan Dr. Necmi Algan Yefliltepe’nin beyin ameliyat› olaca¤› süreçte tutukland›¤›n›, halk aras›nda beynin su toplamas› ad› ile tan›nan (hidrosefali) hastal›¤›na yakaland›¤›n›, karaci¤erinde büyüme ve ya¤lanma rahats›zl›¤›n›n oldu¤unu söyledi. Bu rahats›zl›klarla bir kiflinin hapishane koflullar›nda kalmas›n›n mümkün olmad›¤›n› belirten Algan, Yefliltepe için haz›rlanan sa¤l›k
raporlar›n› Cumhuriyet Baflsavc›l›¤›’na sunarak
serbest b›rak›lmas› için gereken tüm yollara baflvuracaklar›na vurgu yapt›. (‹stanbul)
kaya’y› Anma Etkinli¤i” düzenleyen tutsaklar, tüm sald›r›lara ra¤men direnifllerini
devam ettireceklerini vurgulad›lar.
(Sincan 1 Nolu F Tipi’nden
bir ‹K okuru)
‘yeni’ uygulaman›n nedenini ve amac›n›
sordu¤umuz yetkililerden ald›¤›m›z yan›tlar muhteliftir: ‘Bakanl›¤›n Talimat›’, ‘Afl›r›
dozda ilaç al›m›na ba¤l› intiharlar› önlemek’, ‘‹laç israf›n› engellemek/‹laç tasarrufu yapmak!..’ Biz bu muhtelif yan›tlar›n hiçbirinin gerçekçi olmad›¤›n›; tecrit-izolasyon terörüne dayal›, kifliyi yaln›zlaflt›rma
ve çaresizlefltirme temelinde mevcut siyasi rejime/otoriteye biat-itaat ettirmeyi temel amaç edinen ‘F Tipi ‹nfaz Sistemi’nin,
en son(!) icraat› oldu¤unu düflünüyoruz.
Bu uygulamay› asla kabul etmeyece¤imizi
kamuoyuna, ama özellikle de ‘Güzel fleyler
olacak’ masal›n› anlatan ve yayanlara bildiririz” dediler.
(H. Merkezi)
TUYAB’tan
tutsaklarla
dayan›flma pikni¤i
TUYAB, tutsaklarla dayan›flmay› büyütmek
amac› ile 7 Haziran tarihinde bir piknik düzenledi.
“‹çerde d›flarda hücreleri parçala”-TUYAB
pankart›n›n aç›ld›¤› piknik, kahvalt› ile bafllad›. Ard›ndan, aç›l›fl konuflmas› yap›ld›. Konuflmay› TUYAB dönem sözcüsü Ayten Özdo¤an yapt›.
Aç›l›fl konuflmas›n›n ard›ndan, pikni¤e gelen
mesajlar okundu. K›r›kkale E Tipi Hapishanesi’nden devrimci tutsaklar ad›na Ali Gülmez ve
Mesut Çeki ile Sincan Kapal› Kad›n Hapishanesi’nden devrimci tutsaklar gönderdikleri mesajlar
ile tutsak yak›nlar›n› selamlad›.
Ard›ndan, serbest kürsü oluflturuldu. Bu bölümde ilk sözü TUYAB’tan Semiha Köz ald›. Köz
yapt›¤› konuflmada, görüflüne gitti¤i tutsaklar›n,
tutsak yak›nlar›na gönderdi¤i selamlar› iletti. Köz
konuflmas›n›n devam›nda, hapishanelerde yaflanan
son sald›r›lara iliflkin bilgiler verdi. Piknik, Tekin
Y›ld›z’›n kendi yazd›¤› bir fliirini okumas› ile devam
etti. Ard›ndan yemek aras› verildi. Yemek aras›ndan sonra bir fliir dinletisi sunuldu. Ard›ndan, tutuklu aileleri hep birlikte türküler ve marfllar söylediler. Piknik sohbetlerle son buldu. Piknikte 1997
Kas›m ay›nda flehit düflen T‹KKO gerillas› Ümit
Ça¤layan San’›n annesi Gül Ana o¤lu için yazd›¤› bir
fliirini okudu. (‹stanbul)
‹flçi-köylü 8
Politika-gündem
12-25 Haziran 2009
May›nl› araziler kapitalist flirketlere hibe ediliyor
Evinin kap›s›n› h›rs›za teslim eden bir insan var m›d›r dünyada? Ya da yatak odas›n›n
anahtar›n› kötü niyetinden kuflku duyulmayacak bir baflka insana… Bu anlams›z sorular›n
nedeni ülkemizde son haftalarda egemenlerin
tart›flt›¤› may›nl› arazilerin temizlenmesi üzerine kopan tart›flmalar! ‹lkokuldan bafllayarak
vatandafl›n› ülkemizin “dört yan› düflmanla
çevrili” oldu¤u edebiyat›yla yetifltiren, s›n›rlar› “namus”, hatta evin “yatak odas›” diye tan›mlayan ve da¤›na-tafl›na “önce vatan” diye
yazan pek “vatansever” egemenler ve onlar›n
bugünkü sözcüsü AKP hükümetinin bafl›ndaki Erdo¤an, bir kez daha “vatanseverlikten”
ne anlad›klar›n› bu
tart›flmayla aç›k etti. Ölüm y›ldönümü gelmiflken Naz›m Usta’y› ve onun “Vatan haini” fliirini anmadan geçmek olmaz…
Bu tart›flmalar, her konuda hemen aç›klama yapmaktan, brifing vermekten imtina etmeyen TSK’n›n direkt “güvenlik” ile ilgili bir
mevzuda ç›t ç›karmamas› da (ç›kartt›¤›nda da
“mafla varken niye elimizi atefle sokal›m
mealinden anlams›zca geveleyen) TSK’n›n asl›nda kime karfl› örgütlenmifl oldu¤unu gösteren bir nokta oldu. Onlar›n “güvenlik”
dedi¤i fley tamamen devletin güvenli¤idir ve bu da halka karfl› korunmas› gereken bir ayg›tt›r. ‹flte son tart›flmalar›n
kabaca gösterdikleri bu iken, ayr›nt›larda
ise çok daha fazlas›n› bulmak mümkün. fiimdi biraz bunlara bakal›m:
May›s ay›n›n son haftas›nda Meclis’te
görüflülen Türkiye-Suriye s›n›r›ndaki may›nl› arazilerin temizlenmesi ve tar›ma aç›lmas›n› öngören yasa tasar›s› ülke gündemini bir anda kaplad›. Muhalefetin “etkin muhalefeti” sonucunda görüflmeler t›kanm›flt›. Sert tart›flmalar Suriye s›n›r›n›n ‹srail
flirketine peflkefl çekilece¤i üzerinde (do¤ru bir noktada) yo¤unlaflm›fl, Baflbakan’›n
“tarihi özelefltirisi” dahi buna engel olamam›fl, aksine yang›na bir çap ç›ra olmufltu.
ma
su
Mecliste görüflülen tasar›, 510 km
l eden söz konu
Gündemi günlerce meflgu
e,
ind
nem
uzunlu¤unda,
350 metre enindeki may›ndö
s
ere
nd
nan Me
y›nlar 1950’li y›llarda Ad
fi›r
ve
n
l›
arazinin
hizmet
al›m› veya yap-ifllet
rdi
tep, Urfa, Ma
Hatay’dan bafllay›p Kilis, An
tir.
modeliyle temizlenmesini, temizleme
dekar alana döflenmifl
nak’a kadar uzanan 216 bin
9
18
rin
zile
iflinin en fazla 5 y›l sürmesini, bu arazinin
ara
bu
flendi¤i
600 bini aflk›n may›n›n dö
bin
7
e,
ler
iflletmesini ve bu araziye komflu hazine
bin dekar› köylü
bin dekar› Hazine’ye, 13
bin
7
ne,
¤ü’
rlü
arazilerinin de kullan›labilmesini 49 y›ll›dü
Mü
Genel
dekar› Tar›m ‹flletmeleri
rak
ola
ek
na
Bu
¤›na, ihaleyi alan yabanc› flirket(ler)e velar›’na ait.
dekar› da Devlet Demiryol
de
lge
bö
i
dak
¤un
rilmesini öngörüyor. May›nl› arazilerin
nlu
uzu
km
Türkiye-Irak s›n›r›nda 42
da¤un
nlu
uzu
km
temizlenmesi ilk olarak 1992’de günde9
daki 10
75 bin, Türkiye-‹ran s›n›r›n
17
i
dak
›r›n
s›n
me gelmifl ve bu görev orduya verilErmenistan
ki alanda 191 ve Türkiyema
a
nd
ar›
civ
bin
22
miflti. Ordu “Yeterli teçhizat› olmad›ise
km uzunlu¤undaki bölgede
i
dak
›r›n
s›n
an
rist
¤›” nedeniyle görevi yerine getirmen ve Bulga
y›n bulunuyor. Yunanista
Ayr›ca
.
iflti
nm
izle
tem
miflti. Bu giriflimden sonra Suriye s›n›en
ced
may›nlar ise daha ön
el
on
ers
i-p
ant
n
ana
akl
r›ndaki may›nl› arazilerin temizlenmesi
yas
uluslararas› anlaflmalarla
ni
Ya
.
yon
mil
›s› ise 2,5
için 2005’te ihale aç›lm›fl, ihaleyi ‹srailmay›nlar›n depolardaki say
may›n
t
ade
yon
mil
çuk
bu
li bir firma alm›flt›. Fakat, Dan›fltay bir
3
Türkiye’de resmi olarak
n
ola
ip
sah
a
y›n
ma
›da
cü say
flirketin hem may›n temizleme hem
mevcut. Bu kadar ürkütü
çeklefltirger
in
K’n
PK
›n
n›n
de organik tar›m yapamayaca¤›n› beflka
rba
bir ülkenin cumhu
i
tem
yön
çe”
lefl
kal
en
ün
lirterek, ihale flartnamesini durdurdi¤i may›nl› pusuya “terör
raya gömülü
Ka
ek.
ger
a
ols
gal
mufltu. Bu yasa tasar›s›yla AKP hüküiflti
sle
tan›mlamas› abe
erle yer
enl
ned
vs.
›
lar
ma
kay
meti, Dan›fltay’›n bu karar›n› geçersiz
rak
ve y›llard›r ço¤u top
yüz
l›
nak
kay
an
›nd
lar
y›n
ma
k›lacak ad›m atarken, Suriye s›n›r›nde¤ifltirmifl olan TSK’n›n
sakat kalm›flde
i
ces
ler
bin
ve
üfl
daki verimli arazilerin ‹srail flirketleölm
lerce sivil insan
sa tüm
yok
m›
lar
y›n
ma
n
ele
rine peflkefl çekilmesinin önündeki
ken, direkt hedefe yön
st yöntemdir?
öri
ter
m›
lar
y›n
ma
engelleri kald›rarak, yasal güvence
yen
halk› hedefle
alt›na al›yor.
KÖYLÜ Y‹NE TOPRAKSIZ...
AKP hükümeti bu icraat›na, “tarihi bir
özelefltiri” ile “farkl› etnik kimlikleri kovmak faflizanl›kt›” diyerek alttan bir girifl
yapm›fl olsa da, muhalefet partilerince buzda¤›n›n alt›nda kalan k›sm› “fark edilmifl” ve hükümeti topa tutulmufltur. Bölgedeki ziraat
odalar› ve çeflitli demokratik kurulufllar›n,
arazilerin bölgedeki topraks›z köylülere da¤›t›lma sesleri ise devletin duymak istemedi¤i
sesler aras›ndayd›. Bu seslere muhatap Tar›m
Bakan› görülmüfl olacak ki sorular da ona yöneltiliyordu. May›nl› arazilerin temizlendikten
sonra kime verilece¤i sorusuna Tar›m Bakan›
M. Eker; “May›nl› arazilerin temizlendikten sonra küçük parçalar halinde da¤›t›lmas›n›n ekonomik olarak hiçbir anlam› yok” fleklinde yan›t verdi.
Ülke s›n›rlar› içinde, Türkiye Kürdistan›’nda topraks›z ve her geçen gün topra¤›ndan kopan köylülerin say›s› di¤er bölgelere
nazaran oldukça fazlad›r. Temizlenerek tar›ma aç›lmas› öngörülen may›nl› arazilerin yüzde 80’i tar›ma elveriflli, yüzde 70’i sulanabilir
nitelikte oldu¤u, bu arazilerin topraks›z köylülere da¤›t›lmas›yla yaklafl›k 15 bin kifliye istihdam sa¤lanabilece¤i ve tar›msal üretim olarak da 85 bin ton pamuk veya 120 bin ton
bu¤day ya da 210 bin ton m›s›r elde edilebilece¤i hesaplan›yor. Bölgede yaflanan iflsizlik
ve yoksulluk göz önüne al›nd›¤›nda may›nl›
arazilerin kapitalist flirketlere de¤il de köylülere da¤›t›lmas›n›n hem bölgenin kalk›nmas›na, hem de ülke ekonomisine katk› sa¤layaca¤› aç›kt›r. Ancak yoksul köylülü¤ün üretime
çekilip istihdam edilmesi bir kenara b›rak›l›yor. “Orada ‹zaklar çal›flmayacak Mehmetler çal›flacak” mesaj› ile bölge halk›, kapitalist çiftliklerde ücretli köle haline getirilmek isteniyor. Temizlenen arazilerin 49 y›ll›¤›na uluslararas› flirketlere verilmek istenmesindeki ›srar, ülkede izlenen emperyalist tar›m politikalar›yla do¤rudan ilintilidir. Çerçevesini Dünya Ticaret Örgütü, Dünya Bankas›
ve Avrupa Birli¤i emperyalistlerinin çizdi¤i ve
harfiyen uygulanan tar›m politikalar› sonucunda, ülke tar›m›n›n gelmifl oldu¤u nokta, en
iyi yetiflen ürünlerde dahi ithalatç› konumda
olunmas›d›r. Di¤er bir nokta ise tar›mda flirketleflmenin yayg›nlaflmas›d›r.
‹SRA‹L, T. KÜRD‹STANI’NDA
YO⁄UNLAfiIYOR
216 bin dekarl›k alan›n hibe edilmesi tart›flmalar›nda öne ç›kan konulardan birisi de
bu flirketin ‹srail flirketi olmas›yd›. 5 y›ll›k temizleme maliyeti karfl›s›nda, 44 y›ll›k iflletme
kâr›n›n yaklafl›k 900 milyon Dolar oldu¤u hesaplan›rken, böylesine stratejik bir bölgede
hiçbir yabanc› flirketin yar›m as›rda 900 milyon dolar kazanman›n veya tar›m yapman›n
peflinde olmayaca¤› vurgulan›yordu. May›nl›
arazilerin kime verilece¤i tart›flmalar›nda yap›lan bu vurgunun isabetli oldu¤u Erdo¤an’›n
klasik Kas›mpafla üslubundan da anlafl›l›yordu.
Nitekim tart›flmalarda ‹srail’in ad›n›n geçmesi
bir rastlant› veya muhalefetin uyan›kl›¤›ndan
ziyade, ‹srail’in y›llardan beri Suriye s›n›r›nda
yo¤unlaflma çabas› içinde olmas›d›r.
Bölgenin Siyonist ‹srail’in ilgisine mazhar
olmas›nda birçok etken bulunuyor. Bunlar›n
bafl›nda ‹srail’in geliflmifl, ileri düzeydeki tar›m
teknolojisine ra¤men, co¤rafi olarak tar›m
arazisinin ve su kaynaklar›n›n yetersizli¤i ve
kötü iklim flartlar› geliyor. Topra¤a fazlas›yla
ihtiyaç duyan ‹srail, ülkemizde aç›lan bu tarz
ihalelere önem veriyor. Bu nedenledir ki bütün ihalelerin birinci s›ras›nda ‹srail flirketlerinin ad› geçiyor. Her ne kadar Davos’ta “siz
öldürmeyi iyi bilirsiniz” fleklinde ‹srail’e
yüklenilse de arka planda sürdürülen iflbirli¤i
apaç›k görülüyor. Bu iflbirli¤i özellikle Kürt
co¤rafyas›nda ‹srail’e sa¤lanan kolayl›klarda
a盤a ç›k›yor. 14 Mart 1996’da ‹srail’le imzalanan serbest bölge anlaflmas› ile ‹srail’in GAP
Bölgesinde çal›flma yürütmesinde kolayl›klar
sa¤land›. Böylece ‹srail ihtiyac› olan tar›m arazilerinde üretim yaparak dünya pazar›na aç›l›rken, Kürt co¤rafyas›ndaki yo¤unlaflma hedefine de ulaflm›fl oluyor. May›nl› arazilerin
temizlenmesinde ilk ‹srail’in ad›n›n geçmesi
burada anlam kazan›yor.
T. Kürdistan›’na ve özellikle Suriye s›n›r›na gösterilen ilgi yaln›zca tar›m yapmakla s›n›rl› de¤il tabi ki. ‹srail’in geçmiflten beri gelen
Suriye ile aras›ndaki Golan Tepeleri sorununda somutlaflan Suriye’nin ‹ran’a, Hizbullah’a,
Hamas’a destek vermesinde de anlam bulan
çeliflkilerin ve bu çeliflkilerin yaratt›¤› düflmanl›¤›n önemli pay› oldu¤u aflikard›r. ‹srail
s›n›rdaki varl›¤›, Suriye’yi kuzeyden kuflatma
anlam›na da geliyor. Ayr›ca ‹srail’in s›n›rda sadece tar›m yapma hakk›na de¤il, k›smi de olsa s›n›rdaki geçifllerde, bölgedeki ticarette de
söz hakk›na sahip olacak. Bu durum Suriye
aç›s›ndan bir tehdit unsuru oluflturmaktad›r.
Siyonist ‹srail’in Suriye s›n›r›ndaki varl›¤›n›n bir boyutu ise, ABD’nin Ortado¤u’ya yak›n bölgelerde, di¤er emperyalist güçleri
(özellikle Rusya’y›) rahats›z etmeden hareket
edebilece¤i alanlar›n olmas› (ki bu alan›n Suriye s›n›r› olmas›) bölgedeki nüfuzunu güçlendi-
recektir. Musul-Hayfa ve Yumurtal›k-Kerkük
boru hatt›n›, haberleflme ve iletiflim hatlar›n›
denetleyebilecek ve ‹srail üzerinden bölgedeki ticarette söz sahibi olacakt›r. Bu noktada
de¤inmek gerekir ki, TC devletinin Suriye ile
iliflkileri ne kadar olumlu görünse de esasta
efendisinin Ortado¤u Plan›n›n uygulay›c›s›,
bafl aktörlerinden birisi olarak, Suriye’yi s›k›nt›ya sokacak ad›m atmak gibi bir kayg›s›
yoktur. Esas olan Suriye ile iliflkilerin bozulmas› de¤il, emperyalizmin Ortado¤u politikalar›n›n yaflama geçirilmesidir.
’90’lar›n sonlar›na do¤ru imzalanan Ottowa Anlaflmas›’na göre may›nl› arazilerin 2014
y›l›na kadar temizlenmesi gerekiyor. Suriye
s›n›r›ndaki may›nl› arazilerin temizlendikten
sonra kime verilece¤i daha dünden belli iken,
muhalefet partileri AKP’ye karfl› seslerini
yükseltseler de, topraklar›n köylülere verilmesi demecinde bulunsalar da yasa tasar›s›n›n görüflülmesini t›kasalar da sonuç de¤iflmemifltir. Nitekim AKP içinden de muhalefete maruz kalan R. T. Erdo¤an, tasar› üzerinde
kalem oynat›larak tasar› Meclis’ten geçmifl oldu. Kabul edilen yasaya göre ilk seçenek may›nlar›n davet usulüyle temizlenmesi (NAMSA formülü), bundan sonuç al›nmazsa Maliye
Bakanl›¤› hizmet sat›n alacak, bu da olmazsa
as›l amaç gerçeklefltirilecek ve temizlenecek
alan›n tar›msal amaçla kiralanmas› söz konusu olacak. Yani biraz yorulacaklar ama sonuçta amaçlar›na ulaflacaklar… Yasada dünyada
may›n temizleme iflini hiçbir kâr amac› gütmeden yapan, temizleme ifllemi bitti¤inde ise
hiçbir talepte bulunmadan araziyi terk eden
Halo Vakf› (ABD-Britanya) Norwegion
Peoples Aid (Norveç), DEMIRA (Almanya) gibi sivil toplum kurulufllar› ise gündeme
dahi getirilmemekte.
TSK’n›n bu ifli yapacak teknolojik teçhizata sahip olmad›¤› yalan›yla (ki iki y›l önce Urfa’n›n Akçakale ilçesinde TSK taraf›ndan may›n temizli¤i yap›ld›), orada Mehmetler çal›flacak avuntusuyla Suriye s›n›r› sonuçta çok
özel bir geliflme olmad›¤› müddetçe kapitalist
flirketlere verilecek. ‹flsiz ve yoksul olan bölge halk› ise bu flirketlere ucuz iflgücü olarak
tahsis edilecek…
Dün devletin döfledi¤i may›nlar nedeniyle
topra¤› kullanamayan köylüler, bugün yine
devletin topraklar› kapitalist flirketlere hibe
etmesiyle yine kullanamayacaklar. Dün iflsiz
ve yoksul b›rak›lan bölge hakli yine iflsiz ve
yoksul kalacak. Bu noktada de¤iflen tek fley
yar›m as›rd›r may›nlar›n yapt›¤› görevi, bundan sonraki yar›m as›r da kapitalist flirketlerin
yapacak olmas›d›r.
Tohum tekelleri bulufltu: Türkiye merkez ülke
25 May›s 2009 tarihinde Antalya’da Dünya Tohumculuk Kongresi gerçeklefltirildi.
Dünyan›n birçok ülkesinden tohum flirketlerinin ve ulus ötesi tekellerin kat›ld›¤› toplant›da Türkiye’nin önümüzdeki y›llarda tohum
konusunda merkez ülke olaca¤› belirtildi.
Uluslararas› Tohum Federasyonu Baflkan›
Orlondo de Ponti; dünya genelinde uzun
süredir g›da ve enerji krizi yafland›¤›n›, mali
krizle birlikte bu tart›flmalar›n arka planda
kald›¤›n› söyledi.
Ponti; Türkiye’nin bulundu¤u co¤rafyada
sebze, tarla ve yem bitkileri üretimi bak›m›ndan tüm co¤rafyaya hitap edebilecek durumda oldu¤unun alt›n› çizerek Türkiye’nin dünyada merkez olma yolunda ilerledi¤ini sözlerine ekledi.
Toplant›ya kat›lan Tohumculuk Endüstrisi Derne¤i Dr. Mete Kömea¤aç, 1985 y›l›nda 100 milyon dolarl›k ticaret hacminin
2009’da 450 milyon dolara ulaflt›¤›n› söyledi.
Bas›na “Türkiye için büyük f›rsat” haberleri ile yans›yan bu toplant›n›n ve tohum
flirketlerinin gerçek amac›n›n ne oldu¤u elbette yans›t›lmad›.
TOHUMLAR K‹M‹N EL‹NDE?
Köylülerin binlerce y›ll›k birikimi sonucu
üretilen tohumlar birkaç flirketin kontrolü
alt›na girmek üzere.
biçimde tehdit etmektedirler.
Öyle ki bugün on flirket dünya tohum üretiminin yar›s›ndan ço¤unu
elinde bulundurmaktad›r. Bu flirketler
ayn› zamanda tar›m kimyasallar› sat›fl›n›n yüzde 84’ünü de gerçeklefltirmektedir. Monsanto, Dupont, Syngenta ve Bayer gibi flirketler ayn› zamanda
geneti¤i de¤ifltirilmifl tohum piyasas›n›n tamam›na yak›n›n› ellerine geçirmifl durumdad›r. Bu flirketler köylülerin
do¤al yollardan elde ettikleri dayan›kl› ve verimli tohumlar› toplayarak tohum popülâsyonunun kontrolünü ele geçirmektedir.
Köylülerin tohum toplamalar›n› yasaklayan
flirketler, binlerce y›ld›r do¤al yollardan elde
edilen tohumlar› köylülere satmaktad›r. Ürününün tohumunu toplayamayan köylülerin
ekim yapabilmesi için bu flirketlerden tohum
sat›n almalar› gerekmektedir. fiirketler böylelikle tar›msal üretimi büyük oranda kendi
denetimleri alt›nda tutmaktad›r. Tohumlar›n
geneti¤ini de de¤ifltiren flirketler do¤ay› da
tehdit etmektedirler.
‹lk olarak ABD’de ortaya ç›kan bu flirketler büyüyerek bir ahtapot gibi tüm dünyaya
yay›ld›. fiirketlerin masum söylemlerinin aksine ABD’de köylüler büyük bir y›k›m yaflad›.
Tekeller buradan ald›klar› tohumlar› dünyan›n dört bir yan›nda çok ucuz fiyatlarla köylülere satt›lar. Bir süre sonra tohum piyasas›n› kontrolü alt›na alan bu flirketler büyük
kâr elde ettiler.
Köylülerin tohuma ulafl›m› bu flirketlerin
faaliyetleri sonucu her geçen gün zorlaflmaktad›r. Azami kâr prensibi ile faaliyet yürüten
flirketler köylüler üzerinde büyük bir sömürü a¤› kurarken toplumun sa¤l›¤›n› da ciddi
Milyonlarca üretici bir avuç flirketin insaf›na terk edildi. fiirketler fiyatlar› üretim maliyetinin de alt›na çektiler. Buradan ald›klar›
tohumlar› da sömürge, yar›-sömürge ülkelere satt›lar.
DEVLET TOHUMA
“SAH‹P” ÇIKTI!
Ülkemizde 2006 y›l›nda yasalaflan Tohumculuk Kanunu ile birlikte yerel tohumlar›n ve köy popülâsyonlar›n›n ticareti
yasakland›. Böylelikle köylülerin tohumlara
do¤al yollardan ulaflmas›n›n önüne geçildi.
Kanunun 5. maddesi tohum üretiminin tamamen Bakanl›k kontrolü alt›na al›naca¤›n› duyurmaktad›r. Böylece tohum piyasas› bizzat
Bakanl›¤›n eliyle tekellerin kontrolü alt›na
sokulmaktad›r.
Bu süreçte üniversiteler de önemli bir
rol oynamaktad›r. Örne¤in; ‹srail as›ll› Hazera isimli bir tohum flirketi Antalya Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi iflbirli¤i ile
yöresel tohum çeflitlerinin toplanmas› ile ilgili çeflitli projeler gelifltirmektedir. fiirket düzenledi¤i yar›flmada en fazla tohum çeflidini
toplayan ö¤rencilere çeflitli ödüller vermektedir. Bilimsel araflt›rma görüntüsü alt›nda
yürütülen bu çal›flmalar ayn› zamanda emperyalistlerin tar›msal üretimi daha fazla denetim alt›na almalar›n›n yolunu döflemektedir. Domates tohumlar› üzerinde çal›flan Hazera Tohumculuk dünyan›n en büyük dördüncü tohum flirketi olan Limagrain’in bir
parças›d›r. Bu örnekten de görülece¤i üzere
emperyalistler daha fazla kâr u¤runa ülkemizin yeralt› ve yer üstü zenginliklerini talan etmek için her yolu denemektedir.
Türk egemen s›n›flar›n›n tafleronlu¤unda,
devletin kurumlar› arac›l›¤› ile tar›msal üretimi kontrol alt›na alarak büyük bir sömürü a¤›
kurulmaktad›r. Bundan do¤rudan etkilenen
kesim ise köylüler olmaktad›r. Yüzlerce y›ld›r domates ekimi yapan köylüler ektikleri
ürününün tohumunu bir sonraki y›l için kullanamamaktad›r. Yeni ekim için Bakanl›¤›n
belirledi¤i tohumlar› her y›l yeniden sat›n almak zorunda kalmaktad›r. Bunun da ötesinde Bakanl›¤›n verdi¤i tohumlarda ortaya ç›-
kan hastal›klar›n ilaçlar› da piyasaya hakim
olan flirketler taraf›ndan sat›lmaktad›r.
Emperyalistlerin yeni türler üzerinde çal›flarak ürettikleri hibrit tohumlar do¤an›n
dengelerini de tehdit etmektedir. Bu çal›flmalar sonucunda köylülerin uzun y›llar sonucu elde etti¤i binlerce tür yok edilmifltir.
‹flçi-köylü 9
Politika-gündem
12-25 Haziran 2009
Kriz de var, çare de...
‹flsizli¤in yak›c› bir sorun olmaya devam
etmesi karfl›s›nda panikleyen patronlar kendi suçlar› olan iflsizli¤e karfl› ve bu ülkeyi yönetenlerin halka hiçbir çözüm sunamamas›
karfl›s›nda kampanyalarla ilgi toplamaya hevesleniyorlar. Öfkenin önünü kesmek, perdelemek için önce millet, vatan, bayrak vs.
ile bafllayan küçük tarihsel hat›rlatmalarla
“biz neler atlatt›k neler” demeye getiren
patronlar “ayn› gemide” oldu¤umuzun alt›n›
çiziyorlar. Halktan yine bir fley istiyorlar.
Evet, istemeye yüzleri var hala. ‹lk olarak
2001 krizini hat›rlatmakta fayda var.
¤u art›k flüphe götürmeyen, iflsizlik rakamlar›n›n Türkiye rekoru olarak tarihe geçti¤i
AKP döneminde ise Erdo¤an, “Kriz bizi
te¤et geçecek” demiflken üstüne de flimdi
“Millette para var” demekte de hiçbir çe-
BU ÜLKE ‹Ç‹N SEVE SEVE...
2001 fiubat krizinde “Bu ülke için seve
seve” demifllerdi. Haz›rlanan afifller ma¤azalar›n camlar›na as›lm›fl, hem bu slogan› tafl›yor hem de yan›nda yüzde 50 indirim ibaresi yer al›yordu. Türkiye 2001 fiubat ay›nda
bafllayan kriz içindeyken tüketime ça¤r›l›yor,
al›flverifl yapmaya özendiriliyordu. Kampanya beklenen ilgiyi görmemiflti. O günkü kampanyada sahtecilik artm›fl, ço¤u iflyeri önce
etiket fiyatlar›n› yüksek göstererek yüzde 50
indirim yap›yormufl gibi bir izlenim yaratm›fl,
ço¤u yerde bu kampanyaya destek olduklar›n› belirten afiflleri asan ma¤azalarda indirime rastlanmam›flt›. Sonuç olarak krizi yaflayan esnaf da umdu¤unu bulamam›flt›. Bu
kampanyan›n fiyasko ile sonuçland›¤› günlerin üzerinden 8 y›l geçti. AKP’nin yeni do¤du¤u dönemlerde Erdo¤an’›n sözleri Hürriyet gazetesinin 06.12.2001’deki ç›kan haberine flöyle yans›yordu: “Bugüne kadar 21 ili
dolaflt›klar›n›, iflçi, memur, ve köylünün ‘Yand›m
Allah’ dedi¤ini dile getiren Erdo¤an, istihdam
alanlar›n›n darald›¤›n›, bunun da aile içi huzursuzluklara vesile oldu¤unu söyledi. ‘Bu ülke için
seve seve’ kampanyas› var. Bu ülke için seve istifa etsinler.”
O dönemki krizden çok daha a¤›r oldu-
Türkan Saylan öldü. “Savc›”lar› ile “avukat”lar›n›n Ergenekon kap›flmas›n›n 12. raundunda ring olarak Ça¤dafl Yaflam› Destekleme Derne¤i (ÇYDD) ile Türkan Saylan’›n evinin seçilmesinin ard›ndan gelen bu
ölüm, Türkan Saylan flahs›nda ÇYDD gibi
“kitle örgütleri”nin s›n›fsal karakterini gizleyip, bu örgütlerin çal›flmalar›n› yüceltme çabas›n›n kald›rac› olarak kullan›lm›flt›r, kullan›lmaktad›r.
Hem Türkan Saylan’›n hem de onun öncülü¤ünde kurulan ÇYDD’nin yürüttü¤ü çal›flmalar›n demokratik görünümü bu kifli ve
örgütlenmelerin s›n›fsal niteliklerini görmemizi engellememelidir. K›z çocuklar›n›
okutma temel ekseninde ÇYDD’nin yürüttü¤ü çal›flmalar›n tümü komprador
burjuvazi ve devlet taraf›ndan desteklenmektedir. Çal›flmalar Milli E¤itim Bakanl›¤›
denetimi ve gözetiminde yap›lmaktad›r. Buna ra¤men bu çal›flmalar›n s›n›fsal karakterini tam olarak anlayabilmek
için devletin “milli e¤itim” politikas›na, özellikle de bu derne¤in çal›flmalar›n›n yo¤un oldu¤u T. Kürdistan›’na
yönelik politikalar›na bakmak gerekmektedir. Ancak o zaman gözlerimizin
önüne çekilen “k›z çocuklar›n›n okutulmas›”
perdesinin ard›ndaki gerçe¤i daha iyi görmek mümkün olacakt›r.
TC devleti, tek millet, tek devlet, tek
bayrak ›rkç› politikas›n› devletin temel hizmetleri olan tüm alanlarda uygulamaya çal›flm›flt›r. E¤itime yönelik politikalar da bu temel hedefe uygun olarak Cumhuriyetin ilk
y›llar›nda oluflturulmufltur. Tek millet yaratma hedefiyle e¤itim alan›nda at›lan temel
ad›mlardan biri “Harf Devrimi” denilen
Arap alfabesinin kullan›m›n›n yasaklan›p Latin Alfabesinin kullan›m›n›n zorunlu hale getirilmesidir. Devlet böylece bir anda tüm
toplumun okur-yazarl›¤›na son veriyor, herkesi s›f›rdan okur-yazar yapmaya bafll›yordu.
Bu yeni okur-yazarlar›n ne okuyacaklar›na
kendisinin karar vermesi avantaj›na sahip olaca¤› gibi gerçekleri tahrif ederek yaratt›¤›
kendi tarihi d›fl›ndaki bilgilere yeni kuflaklar›n ulaflmas›n› engellemeyi de sa¤layacakt›.
kince görmedi. Koltuk u¤runa halka o dönem bunlar› söyleyenlerin bugün yapt›klar›yla halk› ne kadar düflündüklerine, adeta alaya al›rcas›na seslenmekten geri durmad›klar›na, ikiyüzlülüklerinin gün be gün daha fazla
ortaya ç›kt›¤›na tan›kl›k ediyoruz.
PAMUK ELLER CEBE!
Patron örgütlerinin bafl›n› çekti¤i Üreten Türkiye Platformu kriz için reçetesini sundu bile. Lüks otellerin, flehvetli masalar›n etraf›nda oturarak halk için çare ürettiler: “Kriz Varsa Çare de Var”. Sunulan
çareye bakt›¤›m›zda “Eve kapanma, pazara ç›k” manfletiyle karfl›lafl›yoruz. Yani,
kaba deyimle “pamuk eller cebe” diyorlar. Ekonomik kriz bafllad›¤›ndan beri iflçi ve
emekçiyi koruyacak hiçbir tedbirin al›nmad›¤›, patronlar›n ve patron örgütlerinin ç›karlar›n› koruyacak önlem paketlerinin ç›kar›ld›¤› bilinirken, iflçinin ve emekçinin kaderine
Arap Alfabesi bilmeyen yeni nesil, kendisine
Latin alfabesiyle dayat›lan bilgileri hem “gerçek” olarak de¤erlendirmeye hem de “gerçek” k›lmaya mahkum b›rak›lm›flt›r. Yap›lanlar “Harf devrimi” ile s›n›rl› de¤ildir. Teklefltirme, ayr› olanlar›n Türklefltirilmesi yani
asimilasyon çabalar›yla devam etmifltir.
Cumhuriyetin ilk y›llar›nda CHP tam hâkimiyetini sa¤lad›¤›nda bir parti olmaktan ç›km›fl ve devletle özdeflleflmifltir. Bu dönemde
CHP’nin az›nl›klardan sorumlu IX. Bürosu’nca haz›rlan›p genel sekreterli¤ine sunulan rapor, devletin e¤itim politikas› olarak
terk edildi¤i günümüzde krizi en a¤›r bir biçimde iflsizlik olarak ödeyen milyonlara bakarak ürettikleri çözüm iflte bu. Bu kampanya devlet kanal›ndan da epey desteklenen ve
Baflbakan Erdo¤an’›n aç›k destek sundu¤u,
vali, kaymakam, belediyelere genelgelerin yay›mlanarak seferberlik
ilan edildi¤i bir
kampanyaya
dönüfltü. Kampanyan›n en
çarp›c› yanlar›ndan biri de
Türk-‹fl
ve
Hak-‹fl gibi iki
konfederasyonun da “çare”
üretenler içinde yer almas›. Bu iki konfederasyonun kriz
sürecindeki tutumlar›na bak›ld›¤›nda iflçi
yanl›s› gibi gözüküp ama patronlar›n ç›karlar›na hizmet eden icraatlar›n önünün aç›lmas›n› isteyen politikalar sunduklar› biliniyor.
Buradan hareketle bu platformda yer almalar› garipsenmeyecek bir durum. Ama esas
soru krize çözüm aramak isterken bu kampanyan›n kimin ç›kar›na hizmet etti¤idir.
amac› olmad›¤› aç›kt›r. “Bu giriflim ile biz
tulumbaya ilk suyu döküyoruz” diyen Hisarc›kl›o¤lu bu tulumba suyunun hep kendilerine basacak olmas›n›n üzerinden geçiyor.
Al›m gücü düflen, yoksullaflan kesimlerden
olmayan fleyi harcamalar›n› istiyor. Savurganl›k yapmamaktan, tasarruftan, tutumlu
olmaktan yeri gelip söz eden çevreler flimdi
savurganl›k zaman› oldu¤unu vurguluyor.
‹fiÇ‹YE DÜfiEN Y‹NE
FEDAKARLIK
TOBB Baflkan› Rifat Hisarc›kl›o¤lu ayn›
gemideyiz edebiyat›yla bafllad›¤› ve “sen tüket, ben üreteyim” klasik kurmacas›n› yapt›¤› bas›n toplant›s›nda kampanya duyurusunu
yap›yordu. Bu kampanyan›n da ve daha
önceki kampanyalarda oldu¤u gibi
patronlar›n kasas›n› dolduraca¤›, iflsizli¤i yoksullaflmay› önlemek gibi bir
Kampanya 5 hafta sürecek ve her hafta
bir söylem gelifltirecek. ‹lk haftan›n söylemi
“Eve kapanma, pazara ç›k” idi. ‹kinci
hafta “Kimse iflini kaybetmesin”, üçüncü
haftada ise, “Güven ve ‹stikrar” söylemi
kullan›ld›.
Bu söylemlerin asl›nda gizli bir ideolojik
sald›r›y› da içinde tafl›d›¤›n› görmek gerekiyor. Patron örgütlenmeleri süreci nal›nc›
keseri gibi kendilerine yontmaya gayret gösteriyorlar. Kimse iflini kaybetmesin söylemi
ile sanayi patronlar› çok “masumca” bir tav›r tak›n›yorlar. “Sen tüket, ben üreteyim, iflçi ç›kar›lmas›n” deniliyor. Yani krizin as›l sorumlular› olan bu kesim halk›n
kendilerine yönelecek olan tepkilerini önlemek için ideolojik bir sald›r› gerçeklefltiriyorlar. Sanki iflsizli¤in bir rekor k›rmas›nda
bafl sorumlu olan bu kesim de¤ilmifl gibi
“kimse iflinden olmas›n” söylemini dillendirerek halk› aldatmaya, s›n›fsal ayr›l›klar› belirsizlefltirmeye, en önemlisi de kendilerini
aklamaya çal›fl›yorlar. Al›flverifl yapmaktan
mutlu, gülen insan figürlerinin yer ald›¤› afifllerde ekonomik kriz karfl›s›nda halk ç›kar›n›
gözetecek bir çözüm sunmaktan uzak olan
egemen s›n›flar›n çeflitli sözcüleri halk›n
“baflka” alternatif çarelere yönelmesini engellemek istiyorlar. Elbette halk›n çare ola-
henüz okuldan baflka bir vas›tas›n› bulamam›flt›r. Binaenaleyh bizim de bu vas›taya müracaat›m›z zaruridir. Yani biz de bu Bölge’deki insanlara kendi dilimizde okuyup
yazmak ö¤retece¤iz ve bunun için Maarif
Teflkilat› yapaca¤›z…”
“2- Bu bölgede ilk a¤›zda münhas›ran
Kürt olan köylerde okul aç›lmayarak ilk önce nüfusu kar›fl›k olan köylerde aç›lmas›.
fiimdiye kadar yap›lan tecrübelerden okul
bulunan muhtelif köylerde Kürt çocuklar›n›n Türkçe konufltuklar› ve Türkçenin evlere girdi¤i, okul bulunmayan muhtelif (kar›-
“8- Bir dili en iyi ve kolay ö¤reten anad›r. Bunun için bu m›nt›kalarda k›zlar›n
tahsiline bilhassa itina etmek temsili
(asimilasyonu) bir kat daha kolaylaflt›racakt›r. (abç)” (Bulut, 1988; 161-191. Aktaran;
Gülçiçek Güzel Tekin, 23.05.09, Günlük
Gazetesi)
fiimdi, bu bilgilerin ›fl›¤›nda, Türkan Saylan ve onun öncülü¤ünde yarat›lanlara bakal›m. Tüm burjuva medya Türkan Saylan’›n
meziyetlerini say›p s›ral›yor. Özetle birisinden aktaral›m; “… Saylan’›n baflkanl›¤›n›
yapt›¤› ÇYDD 20 y›l içinde 16 projede
SEN TÜKET,
BEN ÜRETEY‹M
rak kendilerini ezenlere karfl› mücadele etmeyi bir çare olarak görebilece¤i gerçe¤inden büyük bir korku duyduklar› anlafl›l›yor.
Bu nedenle kriz dönemlerinde ekonomik
kriz yönetiminin yan›nda halk için de bir
“kriz yönetimi” uygulamaya sokulmaktad›r.
Sadece ekonomik tedbirler, önlemler de¤il
ayn› zamanda son dönemlerde geliflen ve giderek say›ca oran› artan iflçi grevleri ve direnifllerinin de bu yönetim anlay›fl›na dahil
edilmesi de hesaplar içerisindedir. Di¤er
yandan Türk-‹fl, Hak-‹fl, Kamu-Sen konfederasyonlar›n›n iflçi s›n›f›n› bilinçlendirmek yerine sisteme yedekledi¤i, güdümlü, yandafl
sendikac›l›¤›n hakim k›l›narak mücadele
eden sendikalara karfl› gösterilen yo¤un sald›r›lara karfl› ayn› konfederasyonlar›n k›llar›n› k›p›rdatmad›klar› da biliniyor. Örne¤in
uluslararas› kamuoyuna mal olmufl, etkisi
yurtd›fl›na kadar taflan Desa direniflçilerinin,
mücadeleci bir sendika olan Deri-‹fl Sendikas› öncülü¤ünde yürüttükleri mücadele Türk‹fl cephesince ›srarla görülmemektedir.
TOBB, Türk-‹fl, Hak-‹fl, Tesk, Tisk, Kamu-Sen, Tim, Tüsiad, Müsiad taraf›ndan bafllat›lan kampanya, Türkonfed, AMPD, Ankara Giyim Sanayicileri Derne¤i, Deik, Tikad,
BMD, Tümsiad, Baktad, Mobisad, Osbük gibi kalabal›k bir kesim taraf›ndan kurumsal
destek al›yor. Ayn› flekilde devletin de do¤rudan bu kampanyaya destek verdi¤i ve talimatlar ve genelgeler haz›rlad›¤› da kampanyaya biçilen önemi gösteriyor. Egemen s›n›flar aç›s›ndan krizin bafllang›c›ndan bu yana
halka yönelik bir ad›m atmaktan oldukça
uzak durufluna karfl› ilk ciddi ad›m olarak de¤erlendirilebilecek bu ad›m bir s›nav olma
özelli¤inde. Zira 2001’deki fiyaskoya tekrar
u¤ramamak ve farkl› biçim ve formatlar›n
devreye sokularak bu kampanyan›n sürdürülmesi, halk taraf›ndan da destek al›nmas›
ile bu iflin ancak baflar›labilece¤i ortada. Bu
nedenle sendikalar›n, egemen s›n›flar›n krizin faturas›n› tamamen halka y›kmaya çal›flt›¤› bir ortamda ve bu kampanyan›n da bunun
bir parças›n› oluflturdu¤u gerçekli¤ini yok
saymas› iflçi s›n›f› aç›s›ndan affedilemezdir.
vaml›l›¤› paralelinde ve devletin politik hedeflerine hizmet amac›yla faaliyet yürütmektedirler. T. Kürdistan›’ndaki k›z çocuklar›n›n e¤itilmesi masumiyetinin alt›nda devletin ›rkç› asimilasyon politikas›
vard›r. Meslek Liselerinde elektronik e¤itimi alanlara destek, bilgi ça¤› k›zlar› vb. projeler ise direkt komprador burjuvazinin kalifiye eleman ihtiyac›na yönelik çal›flmalard›r.
TÜS‹AD’›n meslek liselerini cazip k›lmaya
çabalad›¤› bir süreçte bu faaliyetler oldukça
anlaml›d›r.
Türkan Saylan ve onun gibiler ile ÇYDD
ve benzeri örgütlenmeler sistem
taraf›ndan beslenen, gelifltirilen
ve s›n›fsal karakteriyle de sömürenlerden ve onun devletinden
yana olan unsurlard›r. Bu durum
böyle olmas›na ra¤men kitleler nezdinde
“mücadeleci”, “demokratik haklar›n savunucular›” olarak cilalanarak sunulmaktad›r. Bu
kifli ve örgütlerin gerçek niteli¤i onlar›n hangi s›n›f›n hizmetinde olduklar›na bak›ld›¤›nda
ortaya ç›kmaktad›r. Sistemin devaml›l›¤› için
yoksul çocuklar›n kalifiye iflçiler olabilmeleri
amac›yla e¤itim olanaklar› yaratmak, teklefltirmek amac›yla k›z çocuklar›n›, Kürt çocuklar›n› okutmak, “Y‹BO” adl› kamplara tafl›mak “demokratik mücadele”, “ilericilik”,
“mücadele insan› olmak” de¤ildir. Bu, sadece sistemin, Kemalizm’in bekas› için faaliyet
yürütmektir. Türkan Saylan’›n 12 Eylül
AFC’si taraf›ndan; okuyan, düflünen, üreten
gençli¤i teslim almak için oluflturulan YÖK
gibi bir kurumun üyeli¤ini yapt›¤›n› düflündü¤ümüzde bu daha aç›kça görülecektir.
Türkan Saylan öldü. Devlet ve sömürenler, sistemlerinin sad›k bir emekçisini
yitirdi. Devlet F Tipi bekçili¤i de yapm›fl
olan yeni bir “Cumhuriyet Kad›n›” olan eski Adalet Bakan› Aysel Çelikel’i atayarak
kaybetti¤inin yerini doldurdu. Halk›m›z ise
ispatlanmaya çal›fl›lan›n aksine bu ölümle
bir mücadele insan›n› de¤il, t›bbi çal›flmalar›yla an›labilecek bir bilim insan›n› kaybetmifltir. Adlar›n› bilmedi¤imiz nice bilim insan› kadar an›lmaya, hat›rlanmaya de¤er biridir, daha fazlas› de¤il.
AS‹M‹LASYON, ÇYDD VE TÜRKAN SAYLAN
Türkan Saylan ve onun
gibiler ile ÇYDD ve
onun gibi “kitle örgütleri” tamamen sistemin
hizmetinde olan kifli ve
örgütlenmelerdir.
sonraki y›llarda uygulanacakt›r. Raporda
teklefltirmenin yani asimilasyonun nas›l yap›laca¤› ve e¤itimin rolüne iliflkin s›ralanan 9
maddeden baz›lar› flöyledir:
“Bir toplulu¤un temsilinin (asimilasyonunun) ilk flart›n›n o toplulu¤a kendi dilimizi
ö¤retmek oldu¤u bir mütearifedir (bilinen
fleydir). Bir dilin de ilk evvel bu mant›k ve
müessir yay›n ve vas›tas› okuyup yazmakt›r.
‹nsanl›k büyük kitlelerin okuyup yazmas›n›n
fl›k) yerlerde ise Türk çocuklar›n›n Kürtçe
konuflarak Türklerin Kürtleflti¤i her zaman
görülen ve idare adamlar›m›zca tespit edilen
hadiselerdir…
“3- Bir taraftan muhtelif (kar›fl›k) köylerde ilkö¤retimi yayarken di¤er taraftan da
hususi bir Maarif Teflkilat›’ya sahirleri münhas›ran Kürt olan (sadece Kürtlerden oluflan –bn) köylerin çocuklar› için Bölge yat›l›
ilkokullar› tesisine bafllanmal›d›r. Bu okullar›n hedefi bu çocuklar› anadillerini unutturarak, Türkçeyi ana dili yerine ikame etmek
olacakt›r. Bunun için bu okullar yar› yar›ya
Türk çocuklardan teflekkül etmelidir…
MEB ile iflbirli¤i yapt›. Burs verilecek
k›z çocuklar› il ve ilçe Milli E¤itim Müdürlüklerinin yard›m›yla seçildi. Dernek, 32 yurt, 56 da okul yapt›rd›…
ÇYDD’nin MEB ile irtibat kurarak hayata
geçirdi¤i ve ço¤u devam eden projeleri flunlar: Anadolu’da Bir K›z›m Var Ö¤retmen Olacak, Kardelenler, Baba Beni
Okula Gönder, Meslek Liselerinde Elektronik E¤itimi Alan Gençlere Destek, Bilgi
Toplumu K›zlar›, Her K›z›m›z Bir Y›ld›z,
Gelece¤i Tafl›yan K›zlar, Gelece¤in Sigortas› K›zlar›m›z, Gelece¤in Ayd›nl›k
K›zlar›, Y‹BO’lar› (Yat›l› ‹lkö¤retim Bölge
Okullar›) iyilefltirme, Ana s›n›flar› ve okul
parklar›, okullara kitapl›k, Anadolu Okullar›n› Müzik Aletleriyle Donatma… (abç)” (Radikal Gazetesinden derlenmifltir) Aradan
geçen on y›llara karfl›n, raporun maddeleri
ile projeler aras›ndaki benzerli¤e flaflmamak
gerekir.
Çünkü Türkan Saylan ve onun gibiler ile
ÇYDD ve onun gibi “kitle örgütleri” tamamen sistemin hizmetinde olan kifli ve örgütlenmelerdir. Onlar› hak alma veya demokratik haklar mücadelesinde görmek mümkün de¤ildir. Örne¤in “e¤itime gönül veren”
bu kifli ve örgütlenmelerin anadilde e¤itim
talebini dillendirdiklerini duyamazs›n›z. Aksine bu kifli ve örgütlenmeler sistemin de-
‹flçi-köylü 10
Gö¤ün yar›s›
12-25 Haziran 2009
Rosa Luxemburg’un Mezar›nda Baflkas› Yat›yor Olabilir!
Almanya’n›n devlet terörü miras› olan Berlin’deki Adli T›p binas›n›n bodrumunda elleri, ayaklar›
ve bafl› olmayan bir kad›n cesedi
bulundu. 1919’dan bu yana binada
tutulan cesedin Rosa Luxemburg’un anatomik özelliklerine sahip, mezardaki cesede iliflkin verilerin ise Luxemburg’la uyumsuz oldu¤u saptand›. Berlin Charité Hastanesi Adli T›p bölümü baflkan›
Michael Tsokos,
bodrumda
varl›¤›
“yeni fark edilen” kad›n cesedinin 15
Ocak 1919’da katledilen Rosa Luxemburg’a ait oldu¤unu
ileri sürdü.
Almanya’da yay›mlanan Der Spiegel
dergisi de, Rosa Luxemburg’un BerlinFriedrichsfelde Sosyalistler Mezarl›¤›’ndaki mezar›nda
baflkas›n›n naafl›n›n bulunabilece¤ini bildirdi. Derginin haberine göre,
Dr. Michael Tskos, bafl›, elleri ve
ayaklar› olmayan kad›n cesedinin
1919’dan bu yana Adli T›p bodrumunda bulundu¤unu, bilgisayarl›
tomografi incelemesi sonucuna göre, cesedin büyük bir olas›l›kla Rosa Luxemburg’a ait oldu¤unu söy-
6. ‹htisas Kurulu
sonunda “ikna oldu”!
Vakit yazar› 76 yafl›ndaki Hüseyin Üzmez taraf›ndan cinsel
istismara u¤rayan B.Ç. olay›n ortaya ç›kmas›n›n ard›ndan
SHÇEK’e teslim edilmifl, tecavüzcülere sa¤lad›¤› ceza indirimi
sa¤layan raporlarla meflhur 6. ‹htisas Kurulu’ndan “beden ve
ruh sa¤l›¤› bozulmad›¤›” yönünde rapor verilmiflti.
‹lk raporun ad›ndan artan tepkiler sonucu B.Ç. yine testlere tabi tutulmufl ancak tam rapor haz›rlan›rken olayl› 6. ‹htisas Kurulu üyesi psikiyatr Ayfle Erdo¤an istifa etmiflti. ‹stifan›n ard›ndan yapt›¤› aç›klamada “ikinci kez ‘beden ve ruh
sa¤l›¤›n›n bozulmad›¤›’ yönünde rapor verilece¤i” için istifa
etti¤ini söylemiflti.
En son 26 May›s’ta görülen mahkemede Üzmez’in beraat
istemi reddedilmifl ve B.Ç.’ye iflkenceye devam edilerek bir
daha Adli T›p’tan rapor almas› gerekti¤i söylenmifltir. Adli
T›p’ta bir dizi test sonras›nda en sonunda B.Ç.’nin “beden ve
ruh sa¤l›¤›n›n bozuldu¤una” ikna olan 6. ‹htisas Kurulu raporunu haz›rlad›.
Devletin koruyup kollad›¤›, “üzmedi¤i” Üzmez için üzücü
bir haber olsa da bu rapor, ne yaz›k ki 14 yafl›ndaki bir çocu¤un gelece¤ini düzeltmeye yetmiyor. Aylarca Adli T›p’ta verilen raporlarla resmen afla¤›lanan, aylarca “klikler aras› çat›flmada” malzeme olarak kullan›l›p teflhir edilen B.Ç. için, kendine tecavüz eden kifli Üzmez kadar meflhur olmad›¤› için ad›
bile an›lmayan yüzlerce ma¤dur çocuk için adaletin olmad›¤›
bu ülkede, bu geç kalm›fl anlams›z raporun geçerlili¤i ne olabilir ki! (H. Merkezi)
Pippa Bacca’n›n katiline
müebbet istemi
Dünyada bar›fl istedi¤i için ‹talya’dan yola ç›km›flt›. Otostop yoluyla ‹srail’in Tel Aviv kentine ulaflan yol güzergâh› üzerinde Türkiye de yer al›yordu. Umut dolu ç›km›flt› yola… Üstünde beyaz gelinli¤i… Kocaeli’ye kadar sa¤ salim gelmiflti ancak Kocaeli’de, içinde katilinin ya da katillerinin oldu¤unu bilmeden elini uzatt›¤› araba gelip önünde durdu. Arabaya bindi.
Ad› Giuseppina Pasqualino Di Marieno yani en çok
bilinen ad›yla “Pippa Bacca” olan bu genç ‹talyan sanatç›
2008’in Mart ay›nda bindi¤i bu arabada Murat Karatafl ve
henüz ismi bilinmeyen baflka biri taraf›ndan tecavüze u¤ray›p
vahflice bo¤ularak öldürüldü.
Kad›n› salt cinsel meta olarak gören erkek egemen sistemin ac›mas›z bir kimli¤e bürünerek somutland›¤› bu olayda da
“adalet sistemi” geç iflliyordu. Aradan geçen 15 ay gibi bir sürede Bacca’n›n yak›nlar›, mahkemeden mahkemeye kofluyor
ve bu olay›n peflini b›rakmayacaklar›n› söylüyorlard›. En son,
geride b›rakt›¤›m›z May›s ay›n›n 26’s›nda görülen mahkeme
bu süreçte at›lm›fl tek ad›m niteli¤inde!
26 May›s’taki mahkemede en sonunda Murat Karatafl
mahkemeye “getirilebilmifl” ve savc› san›k için haz›rlad›¤› iddianameyi mahkemeye sunabilmifltir. Savc›, zanl› Murat Karatafl için “vücut dokunulmazl›¤›n› ihlal ve ›rza geçme, kifliyi hürriyetinden yoksun k›lma, kasten adam öldürme, yakalanmamak için delilleri ortadan kald›rma ve h›rs›zl›k” suçlar›ndan
a¤›rlaflt›r›lm›fl müebbet cezas› istedi. Duruflmalar› ertelemek
için sürekli bahaneler uyduran mahkeme, son olarak cep telefonu operatörlerinden baz› kay›tlar istendi¤ini ancak bu bilgilerin henüz ellerine ulaflmad›¤›n› söyledi. Savc›n›n beklenilmemesi yönlü itiraz› kabul edilmesine ra¤men bir sonraki duruflma 26 Haziran’a ertelendi.
(H. Merkezi)
lüyor.
Tsokos’un haz›rlad›¤› rapora
göre, ceset, öldürüldü¤ü s›ra 40 ila
50 yafllar› aras›nda olan, bir eklem
hastal›¤› olan artrozdan rahats›z ve
bacaklar›n›n biri di¤erinden k›sa olan bir kad›na aitti. Rosa Luxemburg da öldürüldü¤ü tarihte
47 yafl›ndayd›; do¤ufltan gelen bir
omurga rahats›zl›¤› dolay›s›yla bir
baca¤› di¤erinden k›sayd›.
Charité Hastanesi Adli T›p Bölümü, Haziran 1919’da yap›lan
otopsinin ve ard›ndan haz›rlanan
raporun çeliflkili oldu¤unu aç›klad›.
Buna göre, 13 Haziran 1919’da
Berlin-Friedrichsfelde Mezarl›¤›’na
gömülen naafl, Rosa Luxemburg’un
anatomik verileriyle uyum içinde
de¤il. Rosa Luxemburg’un eserlerini yay›mlayan Karl Dietz Verlag
Berlin yöneticisi Jorn Schutrumpf, bulunan naafl›n gerçekten
de Rosa Luxemburg’a ait olabilece¤ini, ancak söz konusu çeliflkilerin
bugüne kadar hiç kimsenin dikkatini çekmemifl olmas›n›n flafl›rt›c›
oldu¤unu söyledi.
Bu arada bir aç›klama yapan
Rosa Luxemburg Vakf›, bulunan cesedin Rosa Luxemburg’a ait
olmas› ihtimalinin, dönemin Alman
egemenlerinin katlettikleri devrimciyi, ölümünden sonra bile rahat
b›rakmak istemediklerinin bir kan›t› oldu¤unu vurgulad›. Vak›ftan yap›lan aç›klamada, “Rosa Luxemburg devlet karar›yla öldürüldü ve
devlet karar›yla da nafl› yok edilmek istendi” dendi. Vak›f yönetimi,
Rosa Luxemburg’un naafl›n›n bugüne kadar bir hastanenin bodrumunda bulunmadan kalabilmesini
çok manidar gördüklerini belirterek, dönemin Alman hükümetinin yasal mirasç›s› olan Federal
Rosa Luxemburg yoldafl› Karl Liebknecht gibi 15
Ocak 1919’da devlet karar›yla
askerler taraf›ndan iflkenceyle
sorgulanm›fl, ard›ndan kafas›na s›k›lan bir kurflunla öldürüldükten sonra, cesedi Landwehrkanal’a at›lm›flt›. BerlinFriedrichsfelde Sosyalistler
Mezarl›¤›’na defnedilen Rosa
Luxemburg ve Karl Liebknecht, her y›l Ocak ay›n›n
ikinci Pazar günü yap›lan ve
on binlerin kat›ld›¤› yürüyüflle
an›l›yor.
Hükümete ça¤r›da bulundu ve adli
t›ptaki nafl›n gerçekten kime ait oldu¤unu ortaya ç›karmas› ve onurlu
bir biçimde defninin sa¤lanmas› için
gerekli ad›mlar›n at›lmas›n› istedi.
(AT‹K Haber Merkezi)
Mücadeleye adanm›fl bir ömür; CLARA ZETK‹N
“… Neredeyse k›rk y›ld›r sosyalizm ideali için savafl›yorum. O
kadar yafll›y›m -ve belki pek fazla
zaman›m da kalmad›- ama yine
de etkili olabilece¤im bu zaman
içinde yaflam›n oldu¤u yerde durmak, orada savaflmak istiyorum.
Da¤›l›fl›n ve zay›fl›¤›n oldu¤u yerde de¤il. Zihnim uyan›k oldu¤u
sürece politik ölümün nefesi bana yaklaflamaz!”
menlik kursunda yer bulmay› baflar›r. Kurs döneminde Clara, devrimci düflünceleri ve eylemleri yüzünden ülkelerinden sürülen ve Leipzig’de ö¤renim gören bir grup Rus
ö¤renciyle tan›fl›r. Onlardan sosyalizm ve komünizm kavramlar›n›n ortaya ç›kt›¤› tart›flmalar› dinler. Karl
Marx ve Friedrich Engels isimlerini
ilk kez iflitir ve Marx ile Engels’in
yazd›klar›n› okumaya bafllar. Rus ö¤-
Böyle diyordu Clara Zetkin Berlin’de gerçeklefltirilen bir parti
kongresinde. Ve dedi¤i gibi de oldu.
O, yaflam›n oldu¤u her yerde savaflt›. Politik ölümün nefesinden uzak,
ileriyi ve hep daha iyi olan› hedefledi. Onu yaflam›n oldu¤u her yerde
savaflmaya iten, çal›flmas›n› ve hayat›n› belirleyen esas düflünce sosyalizm için mücadele d›fl›nda bir yaflam›n kabul edilemez olufluydu.
Hayat› boyunca haks›zl›klara
karfl› güçlü bir durufl sergileyen,
devrimci mücadelesinden taviz vermeyen, s›n›f mücadelesi verilmeksizin kad›n›n gerçek kurtuluflunun
sa¤lanamayaca¤›n› bilen ve bu do¤rultuda mücadele yürüten Clara
Zetkin, 5 Temmuz 1857’de Saksonya’da (Almanya) do¤mufltur. Babas›n›n köy ö¤retmenli¤i yapt›¤›
Erzgebirge bölgesinde büyür. Günün birinde evdeki kütüphanelerinde Papa’ya karfl› ayaklanmay› konu
alan bir kitap bulur ve okur. Yak›lmak üzere odunlara ba¤l›yken bile
inançlar›ndan dönmeyen insanlar
onu çok etkilemifltir. Bunu çok sonralar› “Onlardan, daha çocukken, insan›n inanc› u¤runa ölmeye haz›r olmas› gerekti¤ini
ö¤rendim” diye anlatacakt›r.
Kad›nlar›n yüksek ö¤renim görmesinin engellendi¤i bir dönemdir
ve Clara ö¤retmen olmak ister.
Özel olarak iflletilen bir kad›n ö¤ret-
duruma düfler. Clara bu dönemde
de mücadelesine devam eder ve s›k›yönetimin gelmesi ile birlikte artan
bask› ve tutuklamalardan kaynakl›
yurtd›fl›na ç›kar ve birkaç ülke de¤ifltirdikten sonra Ossip Zetkin’in Leipzig’den sürüldükten sonra yerleflti¤i Paris’e gider. Ossip’in 1889 y›l›nda ölmesinden sonra Almanya’ya
geri döner. Bu dönemde kad›n iflçilerin haklar›n› savunan “Eflitlik”
dergisinde çal›flmaya bafllar ve 25
y›l boyunca bu dergi için elinden
kalemi eksik olmaz.
Zetkin yaflam› boyunca haklar›
için mücadele etmek isteyen ve
eden tüm kad›nlar›n tercümanl›¤›n›
yapm›flt›r. O, kad›n›n özgürlü¤ünün, tüm insanl›¤›n özgürlü¤ü gibi
yaln›zca eme¤in sermayenin k›skac›ndan kurtulmas› ile olaca¤›na
inanm›fl, bu do¤rultuda mücadele
vermifltir ve 20 Haziran 1933’te
ard›nda mücadele azmi ve coflkusunu b›rakarak yaflama veda etmifltir. Frans›z ozan Louis Aragon yazd›¤› roman›nda bütün kad›nlara tan›d›k olan bir korkuyu yaflayan, ilk
bafllarda topluluk karfl›s›nda konuflmaktan korkan Clara’y› flu cümlelerle anlatmaktad›r;
rencilerden biri olan Ossip Zetkin
ile s›k› bir dostlu¤u olur ve ileride
onunla evlenir. Devrimci fikirler ile
bu yolla tan›flan Zetkin kat›ld›¤› her
toplant› ve konferans sonras› iflçi s›n›f›n›n mücadele ve düflünce dünyas›na bir ad›m daha yak›nlafl›r ve k›sa
sürede aktifleflir. 1878 y›l›nda Almanya Sosyal Demokrat Partisi’nin
önceli olan Sosyalist ‹flçi Partisi’ne üye olur. Ayn› y›l yürürlü¤e giren ve sosyal demokrat örgüt, sendika ve iflçi e¤itim cemiyetlerini yasaklamaya dönük “Sosyalistler Yasas›”n›n ard›ndan üyesi oldu¤u parti,
di¤er tüm örgüt ve yay›nlar yasad›fl›
Direnifle devam
DESA’da bir y›l› aflk›n süredir direnen iflçilerin mahkemesi sonuçland›. Mahkeme DESA patronunun iflçileri
sendikal faaliyetleri nedeniyle iflten att›¤›n› tespit etti. ‹fle
iade davas›n› iflçiler kazand›. Ama…
Emine Arslan hala Sefaköy’de,
24 iflçi Düzce’de direnifllerine devam ediyor!
Çünkü patron mahkeme karar›n› umursam›yor!
Çünkü devlet, patronun arkas›nda!
Çünkü 4857 Say›l› ‹fl Kanunu iflçileri, emekçileri
de¤il patronu koruyor!
DESA patronu geçti¤imiz günlerde sonuçlanan mahkemenin kararlar›n› uygulamamakta ›srarc›l›¤›n› sürdü-
“Konufluyor. Tek bafl›na bir
kad›n gibi de¤il, kendisi için büyük bir gerçe¤i bulmufl bir kad›n
gibi. Daha çok bir s›n›fa ait tüm
kad›nlar›n ne düflündü¤ünü ifade
etmek için, tüm di¤er kad›nlar
için var olan bir kad›n gibi konufluyor. Düflünceleri bask› alt›nda
tutulan bir s›n›f›n ortas›nda, düflüncesi bask›ya ra¤men geliflmifl
bir kad›n gibi konufluyor. Binlerce
ve milyonlarca kad›n onunla ayn›
fleyi söyledikleri için, ne söylüyorsa do¤ru. O yar›nlar›n kad›n› ya
da ifade etme yüreklili¤ini gösterirsek, O bugünün kad›n›.”
rüyor. Çünkü sermayesine sermaye katmak, böylelikle
de krizi f›rsata çevirebilmek baflka türlü mümkün de¤il!
30 May›s Cumartesi günü ‹stiklal Caddesi üzerindeki DESA ma¤azas› önünde, saat 13.30’da bir araya gelen DESA Direnifliyle Dayan›flma ‹stanbul Kad›n
Platformu, patronun mahkemenin karar›n› yerine getirmemesini protesto etti. Platform ad›na bas›n aç›klamas›n› okuyan Münevver ‹ltemur, “Talebimiz, direnen tüm iflçilerin sendikal› olarak ifle geri dönmeleri ve her türlü cinsiyetçi uygulama ve ifl bölümünün ortadan kald›r›lmas›d›r” dedi.
Eylemin ard›ndan eyleme destek vermek için gelen
Cumartesi Anneleri, Emine Arslan ile görüfltü. Arslan’› onurlu direniflinden dolay› kutlayan kad›nlar, yaln›z
olmad›¤›n› hat›rlatt›lar.
(‹stanbul)
YORUMSUZ
POL‹S EfiL‹⁄‹NDE “‹NT‹KAM”!
Sakarya’n›n Sapanca ilçesinde yaflayan Huriye Bekçi adl› kad›n, 18 May›s
günü, velayeti babas›nda olan küçük k›z›n› görmek için polis eflli¤inde eski eflinin evine gitti. Buna sinirlenen eski efl;
iki o¤lunun, k›z kardeflinin ve de kendine efllik eden polislerinin gözü önünde
Huriye Bekçi’yi kurflun ya¤muruna tuttu. Polislerin müdahale etmedi¤i olayda
genç kad›n yaflam›n› yitirdi.
HEM “SEVEN”LER HEM
ÖLDÜRENLER
*Adana’da iki y›ld›r niflanl› oldu¤u
Yalç›n Kanmaz’›n evli ve 2 çocuk babas› oldu¤unu ö¤renen Mutlu Özyeflilbafl adl› genç kad›n, niflanl›s›ndan ayr›ld›. Ancak Kanmaz, Özyeflilbafl’›n yolunu keserek kendisine dönüp dönmeyece¤ini sordu. Genç kad›n›n onu reddetmesi üzerine, kad›n› yedi yerinden b›çaklayarak öldürdü. Tutuklanan Kanmaz, “Onu çok seviyordum” dedi.
*Sevgilisi astsubay Güney Y›lmaz’›n
evli oldu¤unu ö¤renen, anas›n›f› ö¤retmeni Zeynep Polat adl› genç kad›n,
Y›lmaz’dan ayr›ld›. Bunun üzerine genç
kad›nla son kez görüflmek üzere buluflan Y›lmaz, Polat’› kurflunlayarak öldürdü. Y›lmaz, kanl› otomobilini askerlere temizletince, askerlerin durumu
üstlerine bildirmesi üzerine tutukland›.
B‹R DED‹KODU: 2 ÖLÜ
Adana’n›n Sar›hamzal› Mahallesi’nde yaflayan Murat Kutlu, efli Sevim
Kutlu’nun baflka biriyle iliflkisi oldu¤u
üzerine dedikodular duyunca hem eflini hem de komflusu olan Ayfle Aydemir adl› kad›n›, küçük o¤lu M. Mutlu’nun gözü önünde tabancayla vurarak
öldürdü.
Kürt kad›nlar›;
“DTP’ye dokunma!”
DTP’ye yönelik operasyonda gözalt›na al›narak tutuklanan kad›nlara destek
olmak amac›yla bir miting düzenlendi.
31 May›s Pazar günü çeflitli illerden
Amed’e gelen kad›nlar Demokratik Özgür Kad›n Hareketinin öncülü¤ünde
“Söyleyecek sözümüz, çözümü gelifltirecek gücümüz var” fliar› ile bir
miting gerçeklefltirdi.
‹stanbul, Ankara, Mardin, Van, A¤r›,
Siirt, Urfa, Hakkâri, Batman, ‹zmir ve birçok ilden Amed’e gelen kad›nlar öncelikle bir forum gerçeklefltirdi. Saat 10.00’da
bafllayan foruma DTP’li kad›n milletvekilleri, KESK’li ve çeflitli demokratik kitle
örgütü ve siyasi partilerden kad›nlar kat›ld›. Kad›nlara yönelik sald›r›lar› ve son
geliflmeleri tart›flan kad›nlar “çözümü gelifltirecek gücümüz var” dedi.
Saat 16.00’da ise Kayap›nar Ekin Park›’nda bir araya gelen kad›nlar, tutuklanan DTP’li kad›nlar›n isimlerinin yaz›l›
oldu¤u dövizler tafl›d›. Kürt kad›nlar›n›n
yo¤un bir kat›l›m gösterdi¤i ve coflkulu
geçen miting de DEP eski milletvekili
Leyla Zana ve DTP Efl Baflkan› Emine
Ayna konufltu.
Miting Rojda, Hindistanl› Sahaja Yoga
Grubu, Rojbin ve yerel sanatç›lar›n seslendirdi¤i türküler ve çekilen halaylarla
coflkulu bir flekilde sona erdi.
(H. Merkezi)
‹flçi-köylü 11
Kavga okulu
12-25 Haziran 2009
Onlar›n, partisini ve ideolojisini her fleyin üzerinde
KAVGADA
tutan prati¤i, yol göstermeye devam ediyor
Dünyay› yaflan›las› k›lmak için verilen
devrim mücadelesinin prati¤i, devrimi gerçeklefltirebilmenin araçlar›yla
yola koyulmay› ifade eder.
içinde olduklar› dönemlerde de¤il,
bedenleri yüzlerce, binlerce tohum
olmak ve yeflermek üzere topra¤a
düfltükten sonra da, devrim mücadelesine ›fl›k tutmaya, bu mücadelenin
yolunu ayd›nlatmaya ve ö¤retmeye
devam ediyorlar.
Devrim mücadelesinin araçlar›n› kullanarak devrimi yapmaya koyulmak, bu
yolda a¤›r bedeller ödemeyi de göze
almak demektir. Bu bedel kimi zaman
topra¤›n ba¤r›na düflen yaflamlar
olur.
fiehitlerimize verilmifl sözlerden biri
olan, onlar› ilelebet yaflatma sözünü
ise, ancak onlar›n devretti¤i bayra¤›
lay›k›yla tafl›yarak ve de u¤runa yaflamlar›n› ortaya koyduklar› ideolojinin yön verdi¤i devrimci pratiklerini
kuflaktan kufla¤a aktararak yerine ge-
S›n›f mücadelesi içinde yaflanan çat›flmada hiç tereddüt etmeden yüreklerini, bilinçlerini ve bedenlerini ortaya
koyanlar, sadece bedenen mücadele
S›n›rl› yaflam›n› s›n›rs›z
bir davaya adayanlara
kat›ld›: Efendi Diril
1956 y›l›nda Dersim’in Ovac›k ilçesi,
Hülükufla¤› köyünde do¤an Efendi Diril,
hem yoksullukla hem de faflizmin zulmüyle
daha çocuk yafllarda tan›flm›flt›r. Ortaokulu
Ovac›k’ta okur ve daha sonra Elaz›¤’a Ö¤retmen Lisesi’ne gider.
Ablas› Hatun Topaç, çok çocuklu ve
yoksul bir aile olduklar›n›, Efendi ile birlikte
köyde hayvan otlatt›klar›n›, tarlada çal›flt›klar›n› anlat›yor.
Ablas›, 1976 y›l›nda TKP/ML saflar›na kat›lan, çok say›da eylemin içinde aktif yer alan
Efendi’nin, onu k›sa süre içinde mücadelenin
ön saflar›na tafl›yan siyasal-politik-ideolojik
geliflimine ve de bu geliflime paralel olarak
hayata geçirdi¤i, yo¤un prati¤ine dair do¤al
olarak ayr›nt›l› bir bilgiye sahip de¤il. Haliyle,
sürecin s›cak ortam›n›n getirdi¤i bu h›zl› geliflmenin ve de özellikle bu geliflmenin ürünü
olan, çat›flman›n tam orta yerindeki prati¤in,
onu k›sa sürede, 1978’de Parti Üyeli¤i’ne tafl›d›¤›n›n yak›n tan›¤› da de¤il.
Efendi Diril, köyden ayr›lmas›ndan ve
Elaz›¤’a gitmesinden sonra bafllayan politik
faaliyet sürecinde, ara s›ra köye geliyormufl.
“Geldi¤inde hemen köylülere yard›ma gi-
derdi” diyor ablas›. “Onlar›n her ifline koflar, sorunlar›n› paylafl›rd›” diyerek devam
ediyor.
Devrimci faaliyete kat›ld›¤›n› ise, birkaç
arkadafl›n›n köye, evlerine yiyecek vb. fleyler
istemeye geldi¤inde anlam›fllar. Bunlar k›rdan gelen gerillalarm›fl. Kendisi eve gelmeyip yoldafllar›n› göndermifl ve evdekilere “evde ne varsa verin” diye de haber
salm›fl.
Sonraki dönemlerde ihtiyaçlar›n›, ailenin köydeki delikanl›lar› onlar›n bulundu¤u yere tafl›r olmufl. Tabii bu arada
Efendi’nin gerillayla iliflkide oldu¤unu da
ö¤renmifller.
“Daha sonra ‹stanbul’a tafl›nd›k, Efendi’yi ‹stanbul’a geldikten sonra ara s›ra
görmeye bafllad›k” diyor.
Efendi Diril’in bu dönemde ‹stanbul
Bölgesi Örgütleme Komitesi’nde yer ald›¤›n› bilmiyor tabii ki.
Efendi ile iliflkisi çok iyi olan enifltesi,
“Ondan çok fley ö¤rendim” diyor. Daha önceleri devrimcilerle pek iliflkisi olmayan, onlar› tan›mayan eniflte, Efendi’nin teflvikleri ile
kitap okumaya bafllam›fl. “‹nsanlar› de¤ifltirip-dönüfltürmek için büyük çaba içine girerdi. Ve bunu baflar›rd› da” diyor. Kendisinin daha sonraki dönemlerde devrimcilerle
iliflkisinin geliflmesinde Efendi’nin pay›n›n
büyük oldu¤unu, hatta bunu onun baflard›¤›n› aktar›yor.
fiehit düfltü¤ü haberini alm›fllar bir süre
sonra. Efendi bir yoldafl› ile birlikte Kanarya’da bulunan bir derne¤e gitmifl. Burada insanlarla konufltu¤unu, bir konuflma yapt›¤›n›,
dernekten ç›kt›ktan sonra da, hain bir pusuda kurflunland›¤›n› ö¤renmifller.
Efendi’nin cenazesine iki bine yak›n insan›n kat›ld›¤›n›, çok görkemli bir cenaze töreni düzenlendi¤ini söylüyorlar. Ailenin yan›ndan ayr›l›rken, flehitleri sahiplenmek kadar,
onlar›n ailelerini de sahiplenmek gerekti¤ini,
yoldafllar›n›n aileleri ziyaret etmesinin onlar› çok mutlu k›ld›¤›n› vurguluyorlar.
Pusula
Prati¤i proleter olmayan›n proleteryadan
yana olmas› beklenemez!
Burjuvazi, proletarya üzerindeki
etkilerinin ad› olan tasfiyecilik sald›r›lar›n›, çeflitli biçimlerde sürdürüp,
proletarya üzerinde hâkimiyetini
kurmaya çal›fl›r. En belirgin ve aç›k
sald›r› biçimi karfl›m›za; proletarya ile
burjuvazi aras›ndaki ideolojik-politikörgütsel çizgilerin, ilkelerin siliklefltirilmesi olarak ç›kar. Bu sald›r›lar›n
amac›, proletaryaya ait olan devrimci
bak›fl aç›s›n› sinsi ve ikiyüzlü bir flekilde mu¤laklaflt›rmakt›r. Bu mu¤laklaflt›rma ve siliklefltirme sald›r›lar›n›n
temel gayesi, en belirgin bir flekilde
proleter ideolojinin bozulmas› ve bu
bozulman›n süreç içinde meflrulaflmas›d›r. Tasfiyeci anlay›fl burjuva ideolojisini “proleter ideoloji” olarak
tan›t›r. Böylece devrimci saflarda
burjuvazinin etki gücünü art›rarak
proleter ideolojiyi zay›flatmaya, süreç içinde ad›m ad›m burjuva ideolo-
jisinin kabul görülmesine çal›fl›r.
Tasfiyecilik; proleter devrimci
yaflam ile küçük-burjuva yaflam, devrimci düflünce ile küçük-burjuva düflünce, ilkeli ve tutarl› devrimci duruflla küçük burjuva tutars›z-kaypak
durufl, örgütlü olmakla olmamak
aras›ndaki fark›n, çizgilerin siliklefltirilmesi s›radanlaflt›r›lmas›d›r. Örgütsüzlük, ilkesizlik, tutars›zl›k, halka ve
partiye karfl› sorumsuzluk, gündemlerine ilgisizlik, devrimci görevlerin
yerine getirilmemesi, devrimcili¤in
s›radanlaflt›r›lmas›d›r. Devrim ve örgüt biliminin en temel konular›ndaki
devrimci ilke ve anlay›fllar›n›n bozulmas›, zay›flat›lmas›d›r. Devrimci yaflama, devrimci durufla ve kültüre ait
olan her de¤erin s›radanlaflt›r›lmas›d›r.
S›n›f bilinçli proleterler, burjuvazinin bu türden sinsi ve ikiyüzlü sald›-
tirebiliriz.
daki pratikler oldu¤unu da gösterir.
fiehitlerimizi aktarmada onlar› yak›ndan
tan›yan, birlikte mücadele etmifl yoldafllar› kadar, ailelerinin onlar› bize
anlatmas› da bir o kadar önemlidir.
Çünkü bu aktar›mlarda daha çok onlar› devrimcilefltiren koflullar› ve de
devrimci kifliliklerinin günlük yaflamdaki paylafl›mlara yans›malar›n› görür,
onlar› daha yak›ndan tan›ma f›rsat› buluruz. Bu tan›ma bize ayn› zamanda,
devrimci kiflili¤in/duruflun aynas›n›n,
sadece devrimci faaliyet içindeki pratik de¤il, ayn› zamanda günlük yaflam-
fiehitlerimizi ailelerinden dinlemenin
önemini, 30 Haziran 1980’de flehit
düflen Efendi Diril’in ve de 29 Haziran 1985’te flehit düflen Hayrettin
Bak›fl’›n ailelerinden dinlerken bir
kez daha anlad›k.
Bu önem her fleyden önce, ailelerin,
aradan ne kadar zaman geçerse geçsin, çocuklar›n›n birileri taraf›ndan
unutulmad›¤›n›-unutturulmad›¤›n›,
onlar›n mücadelelerinin sürdü¤ünü
gördüklerinde duyduklar› mutlulukla
birlikte ortaya ç›k›yordu.
Partisi ve ideolojisi
her fleyin üstündeydi:
Hayrettin Bak›fl
1957 y›l›nda, Dersim- Mazgirt’in
Rijik Köyü’nde do¤an Hayrettin Bak›fl, çok genç yafllarda mücadele ile
tan›fl›r ve k›sa süre içinde, TKP/ML
saflar›nda örgütlü faaliyete kat›l›r. Bir
süre sonra düflmana esir düflen Hayrettin Bak›fl, 12 Eylül AFC’sini hapishanede karfl›lar.
Hapishaneden ç›kar ç›kmaz da,
kendisinden gelen yo¤un talep üzerine, mücadelenin en s›cak alan›nda,
gerilla faaliyetinin içinde yer al›r.
Yoldafllar› onu “partisini ve ideolojisini her fleyin üzerinde tutard›” sözleriyle özetliyorlar.
Sürekli okuyan, araflt›ran Hayrettin, alçakgönüllülü¤ü ve zekas›yla
öne ç›kmas›ndan kaynakl›, “Kurefl”
olarak an›l›r. Onun mücadele yaflam›
boyunca, “yok”, “olmaz”, “ yapamam” sözcüklerine yer vermedi¤i
söylenir.
Hayrettin Bak›fl’› bize anlatmas›
için, abisi Cahit Bak›fl’la görüfltük.
Cahit abi, “O her fleyden önce çok
insanc›ld›. ‹nsanlar› çok severdi” diyerek bafll›yor.
r›lar›n›n niteli¤ine ve farkl› tarzda
kendini ortaya koyan biçimlerine
karfl› bilinçli ve örgütlü karfl› koymay› görev olarak önüne koymak zorundad›r. Tasfiyecilerle aralar›ndaki
düflünsel-örgütsel-pratik fark› ve duruflu netlefltirip, süreklilefltirmelidir.
Tasfiyecilik özellikle günümüzde örgütlü olmakla örgütsüz olmak, devrimci duruflla küçük-burjuva durufl
aras›ndaki temel ayr›m çizgilerini yok
sayarak, siliklefltirip, devrimcili¤i s›radanlaflt›rmaya çal›flmaktad›r. Bu sald›r›lara karfl› sürekli bir flekilde ideolojik-politik-örgütsel mücadele vermek s›n›f bilinçli proleterlerin vazgeçilmez, ertelenemez görevleridir.
Devrimci hareketin zay›f ve yeterince örgütlü bir güç oluflturamad›¤›
süreçte ideolojik-politik sald›r›lar›n›
daha cüretli bir flekilde art›ran tasfiyecilik, devrimci hareketin geliflim
gösterdi¤i süreçlerde geriler ve kendi küçük-burjuva kabu¤una çekilerek
sinip, sald›r› için en uygun an› bekler.
Unutmamak gerekir ki tasfiyecileri
var eden zemin; devrimci hareketin
zay›f ve örgütsüz oldu¤u, devrimci ilke ve kurallar›n uygulanmad›¤› zeminidir.
ÖLÜMSÜZLEfiENLER
Bu insan sevgisinin, yoldafl sevgisinde de d›fla vurdu¤unu, eylemlerde
yoldafllar›n› korumak için en öne at›ld›¤›n› söylüyor.
Daha lise y›llar›nda Kartal’da, Liseliler Derne¤i baflkanl›¤› yapm›fl.
Liseden sonra bir fabrikada iflçi olarak çal›flmaya bafllam›fl. Üretim içinde proleterleflmesi, onun proletarya ideolojisini daha da bilince ç›karmas›n› getirmifl. Bir yandan iflçilik
yap›yor, bir yandan da faaliyetini
sürdürüyormufl. Çok kez gözalt›na
al›nd›¤›n› söylüyor abisi. Sonra hapishaneyle tan›flt›¤› tutsakl›k süreci
bafllam›fl. Tutsakl›¤› 12 Eylül’e az bir
zaman kala bitmesine ra¤men, ald›¤›
disiplin cezas› nedeniyle hücreye at›lm›fl ve böylece 12 Eylül’ü hapishanede karfl›lam›fl.
Cahit abi, hapisten ç›kt›ktan sonra, annesiyle birlikte köye gitti¤ini ve
oradan da k›ra ç›kt›¤›n› söylüyor.
Hayrettin bir yoldafl› ile birlikte,
29 Haziran 1985’te, Hozat’ta k›rsal
alanda flehit düflüyor. Abisi köylülerden ald›klar› bilgilere göre, yoldafl› ile
bir suyun bafl›ndalarken, uzaktan
nokta at›fl›yla katledildiklerini söylüyor.
Cahit abi o dönem devrimcilerin
halka mücadeleyi anlatmak ve kavratmak için, özellikle de köylerde çok
yo¤un faaliyetler gerçeklefltirdiklerini
anlat›yor. “S›n›rl› olanaklarla, tiyatrolar, konserler, toplant›lar yaparlard›,
bunlar› halk›n anlayabilece¤i dilde sunarlard›. Ayn› flekilde flehirlerde sendikalarda da yo¤un faaliyetleri vard›.”
Evet, flehitlerimiz bizlere ö¤retmeye devam ediyorlar. Ve onlar›n,
partisini ve ideolojisini her fleyin üzerinde tutan pratikleri, hala yolumuzu
ayd›nlat›yor!
Burjuvaziye ve her türden tasfiyeci anlay›fla karfl› mücadelenin örgütlenmesine öncelikli olarak devrimci çizginin ve ilkelerin netlefltirilmesiyle ve örgütlü yaflamdaki karfl›l›¤› olan devrimci tav›r ve duruflun
güçlendirilmesiyle ifle bafllamak laz›md›r. Bundand›r ki s›n›f bilinçli proleterlerin, devrimci kültür ve ahlak›,
devrimci moral de¤erlerini örgütlü
yaflamda daha güçlü bir flekilde savunup, devrimci yaflam›n merkezine
koymalar› gerekir. Bu görev baflar›ld›¤› oranda proleter devrimcilerin
kitleler üzerindeki etkisi artarak derinleflir, örgütleme ad›mlar› güç kazan›r.
‹deolojik mücadele ve uyan›kl›k Proletarya Partisi’nde
canl› ve diri tutulmal›d›r. Bu
mücadelenin gevfletilip zay›flat›lmas›, ertelenip, ihmal edilmesi burjuva ideolojisinin proletarya saflar›nda yaflam bulmas›na
ve varl›¤›n› devam ettirmesine
yol açar. Bu durumun yaflanmas›
demek, kitlelerin örgütleme prati¤inin zay›flamas› demektir. Kitleler ancak proleter ideolojinin ve politikan›n yön verdi¤i süreklili¤i sa¤lanm›fl
Bargini flehitleri
Hayrettin Bak›fl komutas›ndaki gerilla birli¤i 29 Haziran 1985 tarihinde Hozat’›n Bargini köyüne yak›n bir
mezrada konaklad›klar› s›rada bir iflbirlikçinin ihbar› sonucu kuflat›l›r. Düflman güçleri ile yaflanan çat›flmada
Hayrettin Bak›fl, Nihat Topuzo¤lu ve Metin Eker flehit
düfler.
Hayrettin Bak›fl
1957 Dersim Mazgirt Rijik köyünde dünyaya gelen
Hayrettin Bak›fl, çok genç yafllarda Partizanlarla tan›flt›.
Faaliyet yürütürken düflmana esir düfltü. 1980 Cunta koflullar›nda baflta bölgesel yay›n Denge Partizan olmak
üzere birçok makalenin alt›nda imzas› bulunmaktad›r.
Hapishaneden ç›kar ç›kmaz hiç tereddütsüz s›n›f savafl›n›n kendini bekleyen alanlar›nda mücadele etmeye bafllad›. Dersim’de görevlendirilen Hayrettin Bak›fl Bölge Askeri Komitesi’nde ve bir gerilla müfrezesinin bafl›ndayd›.
1982 y›l›nda Merkez Komiteye atand›. Kavray›fl›, yetenekleri ve birikimi oran›nda her yanl›fl›n karfl›s›na dikilen
Hayrettin Bak›fl, yetmezliklerine karfl› da mücadele ediyordu. Alçakgönüllülü¤ü ile tüm yoldafllar›n›n sevgisini
kazanan Hayrettin Bak›fl’a göre inceleme yapmadan, araflt›rmadan konuflan insan ciddi hatalara düflebilirdi.
Nihat Topuzo¤lu
1961 y›l›nda Dersim Ovac›k Topuzlu köyünde dünyaya geldi. Kod ad› Mazlum’dur. Yurtd›fl›ndan saflara kat›larak solu¤u da¤ bafllar›nda Partizanlar›n yan›nda ald›.
Metin Eker
1962 y›l›nda Dersim Hozat Ergen (Gecimli) köyünde
dünyaya gelen Metin Eker, Cenk ve Gözlük kod adlar›n›
kulland›. Genç yafllarda Partizanlarla tan›flt›.
Aziz Erkoç
Aziz Erkoç (‹zzet) Dersim-Hozat Tagar köyünde
dünyaya geldi. 1980 öncesinde mücadeleye kat›ld›. 29
Haziran 1985 tarihinde Dersim Ovac›k E¤rikavak köyünde düflman güçleri ile yaflanan çat›flmada flehit düfltü.
Efendi Diril
1956 y›l›nda dünyaya gelen Efendi Diril, henüz çocuk
yafllarda tan›flt› faflizmin zulmüyle. Yoksullu¤un, ezilmiflli¤in ve zulmün yaratt›¤› isyanc› gelenek ve içindeki devrim
atefliyle 1976’da Partizanlara kat›ld›. Çeflitli askeri eylemlerde yer ald›. ‹stanbul Bölgesi Örgütlenme Komitesi’nde
görev al›yordu. Yi¤it, militan ve fedakâr mücadelesiyle k›sa zamanda düflman›n korkulu rüyas› haline geldi. ‹stanbul Kanarya Çakar Soka¤›’nda vücuduna 20 kurflun s›k›larak katledilmifl vaziyette bulundu. Efendi Diril’in cenazesini köyüne götüren ailesini büyük bir kitle karfl›lad›.
Cenaze köye varmadan görkemli bir tören düzenlendi.
2000’i aflk›n kitle hep bir a¤›zdan “Efendiler ölmez”,
“Kahrolsun komprador patron-a¤a devleti” sloganlar›n› hayk›rd›. Törenden sonra köyüne götürülen cenaze çevre köylerin kat›l›m› ile omuzlarda tafl›nd›. Burada da sabaha kadar süren törende yoldafllar› silahlar eflli¤inde sayg› duruflunda bulundular.
bir pratikle örgütlenir, maddi bir güce dönüflür. Küçük burjuva ideolojisi
ve politikas› ile ve bu ideolojinin yön
verdi¤i pratik duruflla hareket edenler, kitleleri örgütleyemezler ve onlar› kurtulufla götüremezler. Kitlelerin ve Proletarya Partisi’nin örgütlenemedi¤i her alan ve zeminde proleter ideoloji ve kültür yerine küçük burjuva ideolojisinin kültür ve terbiyesini,
onun sinsi ve gizli renklerini
aramak gerekir. Bugün Proletarya
Partisi’nin örgütlenme ad›mlar›n›n
güçlendirilmeye çal›fl›ld›¤› her alan ve
zemin ayn› zamanda küçük-burjuva
ideolojisinin ve yaflam karfl›s›ndaki
gücünün k›r›ld›¤›, etkisizleflti¤i alan ve
zemindir. Bu mücadele etkisinden ve
gücünden hiçbir fley kaybetmeden
devam ettirilmeli ve süreklilefltirilmelidir. Kitlelerin yoksulluk ve örgütsüzlük gerçekli¤i devrim ve de¤iflim ihtiyac› her geçen gün büyümekte ve artmaktad›r. Bu gerçeklik proleter ideolojinin ilke ve kurallar›n›n
güçlenmesine hizmet edecek özelliktedir. Yeter ki sürece, geliflme ve yaflananlara do¤ru bak›ls›n. Yeter ki geliflimin yönü ve do¤rultusu do¤ru gö-
rülsün. ‹flte o zaman devrimci müdahale ve inisiyatif etkili bir güce dönüflür. ‹flte o zaman proletaryan›n örgütleme ad›mlar› h›z kazan›r, moral
ve inisiyatif üstünlü¤ü s›n›f bilinçli
proleterlerin eline geçer. Proletarya
Partisi’nin politik kararlar› ve çizgisi,
bunu gerçeklefltirecek özellikte ve
niteliktedir. Çünkü onun politik çizgisi ve politik kararlar› kitlelerin devrim ve de¤iflim ihtiyaçlar›na yan›t olacak niteliktedir. Çünkü onun politik
kararlar› ve çizgisi s›n›f bilinçli proleterlerin örgütleme ad›mlar›n›n karfl›l›¤›n› verecek özelliktedir. Yeter ki
halka ve partiye do¤ru bak›ls›n. Yeter ki parti ve halkla birlikte yürüme
yetene¤i ve iradesi ortaya konsun. ‹flte o zaman devrimci çaba ve prati¤in
her ad›m› baflar› olarak kodlan›r.
Prati¤i devrimci olmayan›n söyleminin devrimci olmas›n›n hiçbir anlam› olamaz. Prati¤i devrimci olmayan
yaflam› de¤ifltirip, dönüfltüremez.
Prati¤i proleter devrimci olmayan›n proletaryadan yana olmas› beklenemez. Bugün ortaya konacak bütün çaba ve emek, prati¤in
devrimcileflmesini yaratmaya hizmet
etmelidir.
‹flçi-köylü 12
Enternasyonal
12-25 Haziran 2009
Çin’de revizyonist yönetimin insanl›k suçu,
Tiannamen katliam›n›n 20. y›l›
Tüm iktidar halka!
Emperyalizme, feodalime ve komprador kapitalizme karfl› aya¤a kalkan Çin halk›n›n Baflkan Mao’nun Komünist Partisi’nin
önderli¤inde gerçeklefltirdi¤i Büyük Çin Devriminin 60. y›l›nda dünyay› yerinden sarsan
bu büyük dönüflümü ve Mao’nun ölümünün
ard›ndan iktidar› gasp eden revizyonist yönetimin 30 y›l içinde Çin’i getirdi¤i durumu incelemek bize sosyalizmle kapitalizm aras›ndaki fark› ve mücadeleyi anlamada de¤erli veriler sunmaktad›r. Çin halk›n›n kazan›mlar›n›
parça parça yok ederek kapitalizmi restore
eden revizyonist yönetim Çin’i dünyan›n en
eflitlikçi düzeninden en eflitsiz düzenine getirmek için 30 y›l boyunca Çin halk› üzerinde
sert bir diktatörlük kurmufltur. Toplumlar›n
eflitsizli¤ini ölçen Gini Endeksi’ne göre
1976’da 0.22 ile dünyan›n en eflit düzeninde
yaflayan Çin halk› 2006’daki 0.496’l›k Gini Endeksi ile dünyan›n en eflitsiz birkaç düzeninden biri haline gelmifl, eflitsizlikte Brezilya ve
Güney Afrika ile yar›flmaya bafllam›flt›r.
Çin halk›n›n yo¤un sömürüsü üzerinden
zenginli¤ine zenginlik katan Çin burjuvazisi
bugüne kolayl›kla gelmedi. Tarihsel olarak
mücadeleci bir gelene¤e sahip olan Çinli
emekçi s›n›flar kapitalizmi restore eden reformlara karfl› büyük mücadeleler vermekte
ve bürokratik yönetimi tehdit etmektedir.
Özellikle son y›llarda giderek artan büyük ve
militan iflçi ve köylü eylemleri bürokratik
bask›c› yönetimin bask›s› ve sert müdahaleleriyle karfl›laflmaktad›r.
Çin gençli¤inin ve iflçi-emekçilerinin
Çin’deki reform süreci ile birlikte gasp edilen
haklar›na karfl› verdikleri destans› mücadeleyi ve revizyonist yönetimin halk düflman› yüzünü gösteren tarihsel olaylardan biri olan ve
Nisan ve May›s 1989’da milyonlarca ö¤rencinin ve iflçinin kat›l›m›yla örgütlenen, 3-4 Haziran günü ise ordu taraf›ndan büyük bir
katliamla bast›r›lan Tiannamen Katliam›n›n 20. y›l›nday›z. Çin’de iktidardaki burjuvazi aradan 20 y›l geçmesine karfl›n Tiannamen
Meydan›’nda iflledi¤i insanl›k suçunu saklamak için büyük çaba göstermekte ve halk›n
katliam›n 20. y›l›nda düzene duydu¤u tepkiyi
göstermemesi için beyhude önlemlerini
artt›rmaktad›r.
Ö¤renci hareketinden
halk hareketine
Nisan 1989’da ö¤rencilerin Beijing’de
demokratik reform talebiyle bafllatt›¤› eylemler k›sa sürede farkl› kesimlerden halk›n
kat›l›m› ile büyümüfl, özellikle iflçi s›n›f›n›n
ilerleyen süreçte yo¤un kat›l›m›, eylemin
niteli¤inden taleplerine kadar belirli de¤iflimlere neden olmufl, harekete damgas›n›
vurmufltur. Eylemler sadece Beijing’de gerçekleflmemifl, ülke çap›nda 400’ü aflk›n flehirde 100 milyonu aflk›n insan›n kat›l›m›yla
örgütlenmifl, yolsuzluk içine batm›fl olan
yöneticiler protesto edilmifl, sosyalist Mao
döneminde elde edilen haklar›n gasp edil-
mesi protesto edilmifl, ÇKP yönetiminden
hesap sorulmufltur.
Eylemler 15 Nisan’da liberal reformlar›n
savunucusu olarak bilinen ve görevinden
Deng Sio Ping taraf›ndan al›nan Siyasi Büro
üyesi Hu Yaobang’›n kalp krizinden ölmesi
üzerine Hu’nun an›lmas› için ö¤rencilerin
toplanmas›yla bafllad›. Hu’yu anan ö¤renciler etkinlikleri ile Hu’nun siyasi düflüncelerine desteklerini de sunmay› hedeflemifltir.
17 Nisan’da eylemler Beijing Üniversitesi’nden ç›karak Tiannamen Meydan›’na taflm›fl ve eylemlerin içeri¤i Hu’nun an›lmas›n›n
yan› s›ra 1919’da 1. Emperyalist Paylafl›m
Savafl› s›ras›nda Çin devrimci mücadelesinde tarihsel bir yere sahip olan anti-emperyalist 4 May›s Hareketi’nin 70. y›l›n›n an›lmas› eylemlerine dönüflmüfltür. Ö¤renci
temsilcileri demokrasi, özgürlük, üst düzey
yöneticilerin gelirlerinin aç›klanmas›, bas›n
özgürlü¤ünün güvence alt›na al›nmas›, e¤itime devlet deste¤inin art›r›lmas›, eylem hakk›na yönelik k›s›tlamalar›n kald›r›lmas› ve
yolsuzlu¤a kar›flan yöneticilerin de¤iflmesi
için demokratik seçimlerin örgütlenmesi taleplerini ortaya koymufllard›r.
23 Nisan’da 21 üniversiteden gelen ö¤renci temsilcileri eylemleri koordine etmek ve halk›n deste¤ini almak için Beijing
Ba¤›ms›z Üniversite Ö¤rencileri Federasyonu’nu kurdular. Bu dönemde iflçiler de
eylemler örgütleme bafllad›lar. Shaanxi’de
ÇKP’nin bürosunun önünde toplanan 10
bin iflçi enflasyon, ücretler ve bar›nma sorunlar›n› içeren sosyal konular› tart›flt›lar.
Bu dönemde iflçi ve ö¤renci eylemleri “iflçi
s›n›f›n›n deste¤i olmadan zafer kazan›lamaz” slogan› ile ortaklaflt›r›lmaya çal›fl›lm›fl, 20 Nisan’da Beijing Ba¤›ms›z ‹flçi
Federasyonu kurulmufl ve örgüt h›zl› bir
flekilde di¤er flehirlere de yay›lm›flt›r. 2 gün
sonra 100 bin kifli Tiannamen Meydan›’nda
eylem yapm›fl, Hu’nun cenazesine ise ço¤u
iflçi 1 milyonu aflk›n kifli kat›lm›flt›r. Cenazede bürokrasinin ayr›cal›klar›, artan zenginli¤i ve reformlar›n yaratt›¤› sorunlar üzerine
bildiriler da¤›t›lm›flt›r.
26 Nisan’da ÇKP’nin yay›n organ›
“Günlük Halk” gazetesinde protestolar
“Parti ve sosyalizm karfl›t›” olarak de¤erlendirilmifl, bu, genifl kesimlerin büyük tepkisini çekmifl, eylemlere kat›l›m artm›fl,
ÇKP, gazetenin editörünü de¤ifltirmek zorunda kalm›flt›r. Eylemlerde ÇKP’nin 1949
Devrimine ihanet etti¤i üzerine konuflmalar yap›lm›flt›r.
Eylemlerin bu aflamaya gelmesiyle birlikte Hu’nun liberal politikalar›na destek
için eylemleri bafllatan Beijing Üniversitesi’ndeki ö¤renci gruplar›ndan birço¤u eylemlerden çekilmifl ancak hareket lise ö¤rencilerinin ve ö¤retmenlerin kat›l›m›yla
büyümeye devam etmifltir. 4 May›s Hareketi’nin y›ldönümünde 250 bin iflçi ve ö¤renci Beijing’de eylem yaparak bu tarihsel
günü anm›fl, benzer büyük eylemler 51 flehirde daha örgütlenmifltir.
13 May›s’ta ö¤renci eylemlerinde daha
radikal görüflleri savunan kesimler a¤›rl›k kazanmaya bafllam›fl ve
yönetimin
Ba¤›ms›z
Ö¤renci Federasyonu’nu tan›mas› ve örgütün legalleflmesi için açl›k grevi ça¤r›s›nda bulunulmufltur. Binlerce
ö¤rencinin kat›ld›¤› açl›k grevi tam da Gorbaçev’in Çin ziyaretine
denk getirilerek yönetim üzerinde bask› art›r›lmaya çal›fl›lm›flt›r.
Açl›k grevi ve meydan›n iflgali, iflçilerin de
deste¤i ile Ba¤›ms›z ‹flçi
Federasyonu’nun da tan›nmas› amac›yla iflçilerin de eylem düzenleyip taleplerini iletmesi
sürecini h›zland›rm›flt›r.
15 May›s’ta yar›m milyon, 17 May›s’ta
ise 2 milyon kifli Beijing’de yürüyüfl düzenledi. 18 May›s’ta Hebei kentinde 150 bin,
fianghay’da ise 100 bin iflçi, ö¤retmen, memur ve ö¤renci yürüdü.
17 May›s’ta ÇKP’nin resmi yay›n organ›
“Günlük Halk” gazetesi çal›flanlar› da eylemlere “Yalan haber yazmak istemiyoruz” ve “Tüm iktidar halka” pankartlar›yla kat›ld›lar.
Bu dönemde ÇKP içinde de çatlaklar
meydana geliyor, Genel Sekreter Zhao fliddet kullan›lmas›na karfl› ç›k›yor ancak Deng
Sio Ping taraf›ndan
reddediliyor
ve
Zhao istifa ediyordu.
Zhao eylemci iflçilerin ve ö¤rencilerin
yan›na giderek ordunun müdahale edece¤ini, eyleme son
vermelerini söylüyor. Zhao ard›ndan
devlet taraf›ndan ev
hapsine al›n›yor ve
2005 y›l›nda ölene
kadar ev hapsinde
tutuluyor. Zhao’nun
yerine ise fianghay
Parti Sekreteri Jiang
Zemin genel sekreterli¤e getiriliyor.
20 May›s’ta Baflbakan Li Peng s›k›yönetim ilan eder. Buna tepki olarak ertesi gün
1 milyon kifli soka¤a dökülür. Askerlere
karfl› sokaklarda barikatlar kurulur. 23 May›s’ta ordu Meydana geldi¤inde binlerce iflçi ve ö¤renci askerleri silahlar›n› kendilerine çevirmemeleri ve kendilerine kat›lmalar› için ikna etmeye çal›fl›r. Birçok asker halka müdahale etmeyi reddederek flehri terk
eder. Bunun üzerine Beijing’deki askerlerin
harekete kat›lmamas› için flehirden çekilir
ve yerine uzak k›rsal bölgelerden olaylardan haberdar olmayan yeni askeri bölükler
getirilir. Beijing’den zorla uzaklaflt›r›lan 27.
Ordu flehri terk ederken Tiannamen Meydan›’ndan “Yozlaflmaya son” sloganlar› atarak bir yürüyüfl gerçeklefltirilir ve yabanc›
flirketlerin bürolar›n›n bulundu¤u yüksek
binalara kurflun s›k›l›r.
20 May›s’ta ‹flçi Federasyonu s›k›yönetim karar› geri çekilene kadar genel grev ilan
eder. 21-22 May›s’ta 131 flehirde, alt düzey
ÇKP üyelerinin de kat›ld›¤› yüz binlerce kifli
eyleme kat›l›r. Askerlerin flehirden çekilmesi sonucunda iflçiler trafi¤in düzenlenmesi,
güvenli¤in sa¤lanmas› ve üretimin devam›
için inisiyatifi eline al›r. 25 May›s’ta da 1 milyon kifli Beijing’de eylem yapar.
ÇKP yönetiminin protestocular› silah
zoruyla da¤›tmas› karar›na ra¤men 27. Ordu’nun halka silah s›kmay› reddetmesi üzerine ÇKP yöneticilerini ordunun bölünmesi ve farkl› bölükler aras›nda silahl› çat›flma
ç›kmas› korkusu sard›. 2 Haziran’da Halk
Kurtulufl Ordusu’ndan 200 bin asker baflkente y›¤›ld›. 3-4 Haziran tarihlerinde ise
Tiannamen Meydan›’na giren 40 bin asker silahs›z halka kurflun s›kmaya bafllad›.
Katliamda resmi rakama göre 241 kifli, resmi olmayan rakamlara göre ise 2 bin ile 7
bin aras›nda iflçi ve ö¤renci öldürüldü.
Çin’de 1949 Devrimi’nden sonra ilk
kez, 40 y›l sonra Halk Kurtulufl Ordusu silahlar›n› halka do¤rultup s›karken Economist dergisinin muhabirinin verdi¤i bilgiye
göre iflçiler ve ö¤renciler Enternasyonal
marfl›n› söyleyerek kurduklar› barikatlarda
direnmeye çal›flmaktad›r.
Olaylara kat›lan Yu Hua, askerler ve
polis flehirden bir anda çekilince sokaklar›n
kontrolünün halka geçti¤ini belirtmekte ve
flöyle eklemektedir: “Trene veya otobüse bilet vermeden binebiliyordunuz, herkes birbirine gülümsüyordu. Yankesiciler dahi o günlerde
ifllerine ara vermifllerdi. Her köflede, günün her
saatinde ö¤renciler sesleri k›s›lana kadar konuflmalar yapmakta, daha yafll› olan izleyiciler
ise konuflmalar› onaylayarak dinliyordu.”
Harekete bir iflçi
olarak kat›lan Lijia
Zhang ise ö¤rencilerin eylemlerinin daha fazla özgürlük talebiyle genifllemesi
üzerine fabrikalar›nda da eylem karar›
ald›klar›n› ve yüzlerce iflçinin “‹flte iflçiler geliyor” pankart› alt›nda k›z›l
bayraklar›yla sokaklara ç›kt›¤›n› ifade et-
mektedir.
Eyleme kat›lan Ha Jin ise 70’li y›llarda
Halk Kurtulufl Ordusu’nda askerken kendilerine ordunun öncelikli görevinin halka
hizmet ve halk› korumak oldu¤unun ö¤retildi¤ini ve askerlerin kendilerine atefl açmas›n›n kendini floke etti¤ini vurgulamaktad›r.
Nicholas Crisdof ise “O gece (3 Haziran gecesi) kurflunlar kula¤›m›zda u¤uldarken
Sonsuz Bar›fl Caddesi kanla y›kanmaktayd›.
Üniformal› askerler meydan›n afla¤›s›ndayd›,
periyodik olarak silahlar›n› üzerimize do¤rultuyor ve kitleye do¤rudan salvo at›fllar yap›yorlard›. Silah sesleri kesildi¤inde ve ortal›¤a sessizlik çöktü¤ünde koflmay› b›rak›p dönüp arkam›za bak›yor ve askerlerle aram›zdaki yüzlerce
metrede yatan ölü ve yaral› gençlerin bedenlerini yerde yatarken görüyorduk. Baz› protestocular askerlere taflla ve molotof kokteylleriyle
sald›rmaktayd› ancak aç›k alanda bunlar›n
fazla etkisi olmamaktayd›. Ancak gidip yaral›lar› almaya cesaret edemiyorduk” diye yaz›yor.
Jie Lian ise “Silah sesleri gelmeye bafllad›¤›nda plastik kurflun kullan›ld›¤›n› san›yorduk.
Vurulan arkadafllar›m›z dahi plastik kurflun oldu¤unu sand›klar› için koflmaya devam etmeye çal›fl›yorlar, birkaç ad›m sonra ise bizi beklemeyin, siz koflmaya devam edin diyorlar ve
dizleri üstüne düflüp can veriyorlard›” diyor.
Hareket reform sürecine
tepkinin patlamas›d›r
Tiannamen katliam›na giden yolda 2 ay
süren eylemler, harekete süreç içinde
önemli niteliksel de¤iflimler kazand›rm›flt›r. Bat› tarz› liberal-parlamenter demokrasiden etkilenen burjuva e¤ilimli ö¤rencilerin hareketin bafl›ndaki etkinli¤i mücadele içinde afl›lm›fl ve genifl kitleler kendi
özgün talep ve tepkilerini sergilemeye bafllam›flt›r. ÇKP yönetimi ilk baflta eylemlere
olumlu yaklaflmaktayken ve ö¤rencilerin bu
taleplerini reform sürecini h›zland›rmak
için kendi ç›karlar›na kullanma yönlü çaba
içine girerken (Genel Sekreterin üniversiteye gidip eylemci ö¤rencilerin yurtsever
oldu¤unu belirtmesinde oldu¤u gibi) k›sa
süre içinde iflçi s›n›f›n›n eylemlere aktif ve
yo¤un kat›l›m› ile hareketin rengi de¤iflmifl,
reform sürecinde kaybedilen haklar›n protestosu öne ç›km›flt›r. Bu, ö¤renci hareketinde de radikal kesimlerin a¤›rl›k kazanmas›n›n önünü açm›fl, eylemler daha radikal bir nitelik alm›flt›r. Hareketin sloganlar›nda sosyalist yön zamanla a¤›rl›k kazanm›fl, ÇKP’nin revizyonist yönetimi de halk›n giderek artan hareketlili¤inin Halk Kur-
tulufl Ordusu’nun askerlerini de etkilemeye bafllamas› ile birlikte katliam›n haz›rl›¤›na giriflmifltir. ÇKP yönetimi bu katliamla
reform sürecini h›zland›rm›fl ve halk hareketini ezerek uluslararas› piyasaya da mesaj›n› göndermifltir. 80’li y›llarda halk›n tepkisi nedeniyle yavafl ilerleyen, hatta
1981’de bir süre ertelenmek zorunda kalan reform süreci katliamdan sonra 92’den
itibaren h›zlanm›fl ve Çin günümüze gelmifltir.
Hareketin büyümesinde emekçilerin
hayat flartlar›nda kapitalizmin restorasyonu
sonucunda bozulma etkili olmufltur. 198788’de kredi ve emlak piyasas›nda spekülasyonla ekonomik dengeler bozulmufl, enflasyon 1988 sonbahar›nda % 30’a ç›km›flt›r.
Enflasyonu indirmek için uygulanan daralt›c› politikalar sonucu çok say›da fabrika kapanm›fl ve iflsizlik artm›flt›r. Tar›mda devlet
kontrolünün gevfletilip piyasa düzeninin geliflmesiyle birlikte tar›msal üretim de düflmüfl, köylülerin gelir düzeyi azalm›flt›r. fiehirlere göç bunun da etkisiyle artm›fl, on
milyonlarca göçmen iflçi flehirlere gelmifltir.
ÇKP 1982’de anayasadan grev hakk›n›
kald›rarak iflçilerin artan tepkisini bast›rmay›
hedeflemifltir. 400 bin kiflilik Silahl› Halk Polisi de bu dönemde kurulmufltur. Deng Sio
Ping’in reformlar› aras›nda öncelikli olanlardan biri de Mao’nun sosyalist döneminin iflçi
s›n›f›na kazand›rd›¤› en önemli haklardan olan
iflçilerin tam istihdam ve ömür boyu istihdam
garantilerinin kald›r›lmas›, 1985’te müdürlere
iflçileri iflten ç›karma yetkisinin verilmesi ve
emek pazar›n›n oluflturulmas›d›r. Yeni Emek
Yasas› daha öncesinde 1965’te revizyonist
Liu fihao Çi taraf›ndan hayata geçirilmifl, Büyük Proleter Kültür Devrimi s›ras›nda
Mao’nun öncülü¤ünde iflçiler 1971’de bu yasay› geri çektirmifl ve herkes tam zamanl› iflçi konumuna geri dönmüfltür. Deng Sio Ping,
Mao’nun ölümünün ard›ndan bu yasay›
1986’da yeniden yürürlü¤e koymufltur.
1983’te sözleflmeli iflçiler al›nmaya bafllanm›fl,
1987’de tüm ifl gücünün % 8’ini sözleflmeli iflçiler oluflturmufltur. Sözleflmeli iflçiler ifl güvenli¤ine sahip de¤illerdi. Özcesi reformlar
Çin’de sosyalizmin kazand›rd›¤› “demir pirinç
çana¤›”n› k›rm›fl, iflçilerin tam ve ömür boyu
istihdam, e¤itim, sa¤l›k, bar›nma ve di¤er sosyal güvenlik haklar› kald›r›lm›flt›r.
K›rsalda 1980 y›l›nda komünler kald›r›larak de-kolektivizasyon sürecine geçilmifl, bu
nedenle komün sistemi sayesinde köylülerin
yararland›¤› ücretsiz e¤itim, sa¤l›k, bar›nma
haklar› ortadan kalkm›flt›r. 1983’te topraklar›n % 98’i köylülere geri da¤›t›lm›fl, Pazar
ekonomisinin geliflmesiyle 3 y›l içinde yoksul
köylüler topraklar›n % 25’ini satmak zorunda kalm›fl, k›rsalda s›n›fsal kutuplaflma derinleflmifltir.
Bu geliflmeler ülkede s›n›fsal mücadeleyi
derinlefltirmifl, 1989’da Tiannamen Katliam›yla bast›r›lan hareketin 2 ay içindeki muazzam geliflimine sebep olmufltur. Tiannamen, kapitalist yolcular›n iktidar› ele geçirdi¤i Çin’de saflar›n belirginleflti¤i bir meydan
olmufl, karfl›l›kl› konumlanan s›n›flar›n sert
çat›flmas› yaflanm›fl, kapitalist-bürokratik iktidarla iflçi s›n›f› aras›ndaki mücadele art›k
aç›ktan, hiçbir aldatmaya yer vermeyecek
flekilde sürmeye bafllam›flt›r.
‹ltica ve S›¤›nma Hakk›n› Yoketme Ayg›t›:
FRONTEX
Almanya’n›n Frankfurt flehrinde 4
Haziran günü ‹ltica ve Kaçaklar konulu
bir seminer gerçekleflti. Seminer, “Hiçbir
insan illegal de¤ildir!” Hanau ‹nisiyatifi
temsilcisi Hagen Kopp taraf›ndan verildi.
Avrupa’da gelifltirilen son güvenlik stratejisini anlatan Kopp, Avrupa’n›n yeni s›n›r politikas›n› da özetledi.
Pro Asyl taraf›ndan organizesi yap›lan
ve yaklafl›k 50 kiflinin kat›ld›¤› seminer,
Frankfurt Üniversitesi T›p Fakültesi’nde
gerçeklefltirildi. 2004’ten bu yana FRONTEX olarak adland›r›lan bu yeni s›n›r güvenlik birimini özetleyen Kopp, bu birimin direkt AB taraf›ndan kontrol edildi¤inin de alt›n› çizdi. Kamuoyunda bilinen yönüyle
FRONTEX’in amac›n›n göç ak›n›n› durdurmak, illegal göçmenli¤in önüne geçmek oldu¤unu dile getiren Kopp, bunun büyük bir
yalandan öte bir fley olmad›¤›n› savundu.
Amaçlanan›n asl›nda kaçak göçmenli¤in
kontrol alt›nda tutularak seçici davran›lmas›
ve büyük firmalara ihtiyaç do¤rultusunda
kaçak ifl gücü sa¤lanmas› oldu¤unu belirtti.
Uluslararas› iltica ve s›¤›nmac›l›k kanunlar›n›n art›k fiiliyatta terk edildi¤ini söyleyen
Kopp, insan haklar›n›n hiçe say›ld›¤›n› sözlerine ekleyerek; “Binbir zorlukla ve hayatlar›n› tehlikeye atarak, s›¤›nmac›
olarak bir baflka ülke topraklar›na
ayak basan insanlar hiçbir ifllem yap›lmadan yine geri gönderilmektedirler.
Binlerce insan bu sayede
hayatlar›n›
kaybetmifl
durumdad›r.
FRONTEX’in
bu tutumu s›¤›nmac›lar›n
hayat›na mal
olmaktad›r.
Göç yolu en
fazla Kuzey
Afrika ülkeleri ile Türkiye
Filipinler Ulusal Polisi 19
reketin sonunu getirdiklerini
May›s’ta bir aç›klama yaparak,
bile hayal ediyorlar. (…)
Filipinler Komünist Partisi
Ancak Filipinli kitlelerin
(FKP) üyesi ve Yeni Halk
devrimci mücadelesi, uzun soOrdusu (YHO) komutan›
luklu ve bedellerle, kay›plarla
“Ka Dawa”n›n yakaland›¤›n›
ve de elbette eksiklikleri ile veduyurdu. Aç›klamada, yakalanrilen, süreklili¤i sa¤lanm›fl bir
ma olay›n›n, “Ka Dawa” tedavi
mücadeledir…
için Baguio kentindeki bir dokYeni Halk Ordusu’nun Abtora gitti¤i s›rada gerçeklefltirilra ve di¤er bölgelerdeki diredi¤i ve ayr›ca efliniflçi
say›s›,
Filipinli kitlelerin
nin de tutuklanaegemen s›n›frak, her ikisinin
lar›n bölgeyi
devrimci mücadelesi,
de hapishaneye
insans›zlaflt›ruzun soluklu ve
konuldu¤u belirma, engeller
bedellerle, kay›plarla
tildi.
oluflturma ve
ve de elbette eksiklik - de halk›n s›rFilipinler
leri ile verilen,
Ulusal Demokt›ndan tar›m
ratik Cephe de, süreklili¤i sa¤lanm›fl bir e n d ü s t r i s i
“Ka Dawa”n›n
oluflturma çamücadeledir…
yakalanmas›na
balar›na karfl›n
iliflkin bir aç›klama yapt›. Aç›kartm›flt›r. Eski bir atasözünde
lamada flöyle denildi: Ka Dade belirtildi¤i gibi ‘birkaç a¤aç
wa’y› yakalayan polisler, kamukesilse de, yerine baflkalar› yetioyunda mümkün oldu¤unca
flir. Ama orman yaflamaya defazla infial yaratmak amac›yla,
vam eder.’ Ayn› fley yoldafl Ka
Ka Dawa’y› ‘üst düzey bir tutDawa için de geçerlidir. Kendisak’ olarak lanse etme çabas›na
si FKP yerel örgütlülü¤ünün ve
girmifllerdir.
YHO’nun üyesidir. O hapiste
Hatta Ka Dawa’n›n tutsak
olsa da, düflmana ra¤men f›rt›edilmesiyle birlikte kendisinin
nan›n karfl›s›nda dimdik duran
memleketi olan Abra Eyaletingür ve ölümsüz orman›n bir
de ve bölgesinde devrimci haparças› olarak kalacakt›r.”
üzerinden olmaktad›r. Bu konuda
özellikle Yunanistan’›n Lesbos Adas›
ve bat› Türkiye sahilleri oldukça hareketli alanlard›r ve FRONTEX’in en
çok ilgilendi¤i bölgedir” dedi. Yaflananlara dikkat çekmek için 25 ve 31 A¤ustos
tarihleri aras› Lesbos Adas›’nda olacaklar›n›
belirten Kopp, AB’nin FRONTEX projesini
gelifltirme niyetinde oldu¤unu da vurgulad›.
Sezon boyunProntex, ca yap›lan s›n›rd›daha fazla fl›lar›na karfl› aktiölüm vitelere de¤inen
demek! Kopp, ülke ve Avrupa çap›nda direnifl kordonunu gelifltirmek niyetinde
olduklar›n› vurgulad›. Son y›llarda
s›n›rd›fl›lar›n art›r›ld›¤›na dikkat çeken Kopp, s›n›rd›fl› ifllemlerinde in-
Bir s›n›r kontrol
mekanizmas›
2004’te kurulan ve 2007’den beri
aktif olan FRONTEX, AB “illegal göçmen” politikas›n›n en önemli ayg›tlar›ndan biri. Avrupa s›n›rlar›n›n Afrika ve
Asya bölümleri üzerinde titizlikle çal›flan
FRONTEX’e ait araçlar flimdilik üye ülkelerden sa¤lan›yor. S›n›rlara getirilen
sert tedbirler s›¤›nmac›lar daha farkl› ve
tehlikeli yollar› denemelerini beraberinde getiriyor. Bu da sonuç olarak daha
fazla ölümü beraberinde getiriyor.
FRONTEX kaçak insan ticaretini engelleyece¤i hedefiyle kurulmas›na karfl›n,
gerçekte bu ticareti tamam›yla kontrolüne geçirmifl durumda. Kaçak ifl gücü
FRONTEX kontrolü sayesinde gerçekleflmekte, AB ülkelerinde birçok sektörde kaçak çal›flan ka¤›ts›z göçmenler daha kolay sömürülme olanaklar›n› bar›nd›rmaktalar.
san haklar›na ayk›r›l›klar›n bas›na yans›d›¤›n›
dile getirdi.
(AT‹K Haber Merkezi)
Peru’da son iki ayda süren protestolar
sonucunda, ülkenin kuzeyinde Amazonas flehrin Bagua’da olaylar fliddetlendi. Yaflad›klar› yerlerin tahrip edilmesi ve yerli topluluklar›n yerinden
edilme politikas›n› protesto etmek
amac›yla yerli halk taraf›ndan kurulan
barikatlar›n kolluk güçleri taraf›ndan
y›k›lmaya çal›fl›lmas› üzerine çat›flmalar
ç›kt›. Devletin verdi¤i bilgiye göre 11
polis ve 7 tane eylemci yaflam›n› yitirdi. Ama bu bilgilerin do¤ru olmad›¤›
birçok eylemci taraf›ndan aç›kland›.
Ölenlerin say›s› daha fazla oldu¤unu
söyleniyor. Ayr›ca haber yay›na haz›r-
lan›rken ald›¤›m›z bilgilere göre 38 polis, eylemciler taraf›ndan rehin al›nm›fl
durumda.
Asl›nda bu protestolar yeni de¤il, özellikle Nisan ay›ndan itibaren eylemler
artm›flt›. Haz›rlanan yeni yasalara göre
Amazon ormanlar› talan edilecek ve
bu yasalar yerli topluluklar›n yaflam
alanlar›n› tahrip ederek, Amazonas
bölgesini tamamen emperyalistlerin
ve onlar›n yerli uflaklar›n›n denetimine sokacakt›r.
Bagua’da soka¤a ç›kma yasas› ilan edildi
ve protestolar sürmektedir.
Gelecekleri için
yürüdüler
Geleneksel olarak her iki y›lda
bir ve bu sene 14.sü düzenlenen
Pantekot Gençlik Buluflmas›
(Pfingsjugendtreffen) öncesi, binlerce kifli gelecekleri için yürüdü. Saat
11.00’de Flora Caddesi’ndeki Müzik Tiyatrosu önünde bafllayan yürüyüflte AT‹F, MLPD, YDG, REBELL, Courage, TK‹P ve B‹R-KAR
da yer ald›.
“Gerçeklefltirmek
istedi¤imiz
1000 düflüncemiz var. Ancak var olan
Evrensel Bak›fl
“Devler” çöküyor, “büyük devin”
uyanma zaman›d›r!
Amerikan emperyalizmi dünya
ölçe¤inde giderek daha da derin bir
çöküntü içine girerken, bu durum
ayn› zamanda küresel krizde de yeni bir evreye iflaret etmekte.
Bu bir zamanlar›n “en güçlü”
flirketinin iflas›ndan en çok etkilenecek olanlar›n ise, flirketin dünyan›n dört bir yan›ndaki iflletmelerinde ve yan sanayilerinde çal›flan milyonlarca iflçi ve emekçi ve onlar›n
aileleri olaca¤› kesin. Çünkü çok
say›da otomobil yedek parça üreticisinin, GM temsilcili¤inin ve de say›s›z GM iflyerinin kapanmas› art›k
an meselesi.
Bu dünya ölçe¤indeki otomobil
üreticisi, 20. yüzy›l›n ilk yar›s›nda,
ABD emperyalizminin ve de buna
ba¤l› olarak ABD sanayisinin küresel hakimiyetinin yükselifline paralel olarak yükselifle geçti. GM, 500
bini ABD’de olmak üzere, dünya
genelindeki 850 bin çal›flan›yla
dünyan›n en büyük özel iflletmesiydi.
Otomobil sektörünün “üç büyükleri” olarak an›lan GM, Ford ve
Chrysler, dünya genelindeki otomobil üretiminin 4/5’ini elinde tutuyordu. Bunun yar›s› GM taraf›ndan üretiliyordu.
Ancak bu durum son birkaç on
y›ld›r de¤iflikli¤e u¤rad›. Amerikan
emperyalist sermayesi, 1970’li y›llarda, artan rekabet, düflen kâr
marj› ve de özellikle iflçi s›n›f›n›n ayn› y›llarda yükseliflte olan militan
mücadelesi nedeniyle, sanayide bilinçli bir yeniden yap›land›rma politikas› izledi. Kâr marj› düflen tüm
sanayi sektörlerinde, yat›r›mlar sistemli olarak durduruldu. Buna efl
ekonomik kriz buna engel oluyor!”
parolas› ile ça¤r›s› yap›lan Gelecek
Yürüyüflü’ne kat›l›m›n özellikle gençlerden olmas› dikkat çekti.
“Krizinizin Faturas›n› Biz
Ödemeyece¤iz” ve “E¤itim Meta
De¤ildir! E¤itim Y›k›m›n› Durdural›m!” pankart›n›n arkas›nda yürüyen AT‹F üyeleri ve YDG’liler yürüyüfl boyunca sloganlar› ile dikkat çekti. At›lan sloganlarda Almanya ve Avrupa’da yükselen ›rkç›l›¤a ve krizin et-
zamanl› olarak iflçi s›n›f›na dönük
kapsaml› hak gasplar› gerçeklefltirilmeye baflland›, ücretler düflürüldü.
GM bünyesinde çal›flan iflçilerin
maafllar›ndan, 1980’lerin bafl›ndan
itibaren, bir nevi flantaj yoluyla fon
benzeri bir kesinti yap›lmaya baflland›. Milyarlarca Dolar› bulan bu
kesintiler ise daha sonra iflçilere
ödenmek yerine, flirket bunlar› hisse senedi almak için kulland›.
Ancak tüm bu süreler boyunca,
GM’un dünya pazar›ndaki pay› da
giderek küçüldü. Borsada 2008 y›l›nda yaflanan çöküfl s›ras›nda,
GM’un 2005 y›l›nda 90 milyar Dolar zarar etti¤i ortaya ç›kt›. Al›nan
krediler de tükenmeye bafllay›nca,
gerek ABD’deki gerekse dünya çap›ndaki otomobil sat›fllar›nda büyük bir düflüfl gerçekleflmeye bafllad› ve otomobil sektöründeki çöküfl
h›zland›.
Chrysler’in ard›ndan GM’yi de
iflasa sürükleyen, ABD emperyalizminin günümüz temsilcisi Obama
✔ ARJANT‹N
Arjantin Sendikalar Birli¤i (CTA) 27 May›s’ta tüm ülkede grev ça¤r›s› yapt›.
Krizin yükünün emekçilerin s›rt›na y›k›lmaya çal›fl›lmas›n› protesto etmek için
gerçeklefltirilen greve, havalan› ve demiryollar› çal›flanlar› baflta olmak üzere, çok say›da ifl kolu kat›ld›. Grev günü yap›lan eylemlerle birlikte çok say›da cadde eylemciler taraf›ndan tarafi¤e
kapat›l›rken, baflkent Buenos Aires’de
trafik durma noktas›na geldi. CTA iflten ç›karmalar›n 6 ay boyunca durdurulmas›n›, daha yüksek ücret ve ailelere sosyal yard›m talep ediyor.
✔ FRANSA
Sarkozy hükümetinin ekonomi politikalar›n› protesto eden demiryolu çal›flanlar›, 27 May›s’tan itibaren greve ç›kt›.
28 May›s’ta posta ve telekom çal›flanlar›
da greve kat›ld›. Grevin di¤er iflkollar›na da yay›lmas› söz konusu. Sendikalar
13 Haziran’da tüm ülke çap›nda eylem
ça¤r›s› yapt›.
9100 Tamil
kamplarda rehin...
Peru’da yerli topluluklar›
ayakland›
“Ka Dawa” Balweg
serbest b›rak›ls›n!
“Dünya devi” General Motor
(GM), 1 Haziran’da iflas›n› ilan
etti. GM “daha düne kadar” dünyan›n en büyük ve en kârl› iflletmesiydi. 101 y›ll›k bir geçmifle sahip
olan otomobil üreticisinin çöküflü,
ABD tarihi boyunca sanayide yaflanan en büyük iflas olarak adland›r›l›yor.
GM y›llardan beri Amerikan
sanayisinin gücünün sembolü olarak görülüyordu. fiirketin iflas›, asl›nda tüm ABD emperyalist sisteminin (ve bir bütün olarak emperyalist-kapitalist sistemin) üstü örtülemeyecek biçimde iflas etti¤i
anlam›na geliyor.
‹flçi-köylü 13
Dünyadan
12-25 Haziran 2009
Sri Lanka devleti halen 9100
Tamil Kaplan›’n› rehin tutuyor,
bunlardan 1600’ü de “terör sald›r›lar›na katk›” iddias›yla sorgulan›yor. ‹nsanl›k d›fl› sald›r›lar›n sonras›nda rehin al›nanlar›n di¤er k›sm› ise devletin “Yeniden E¤itim”
olarak adland›rd›¤› kamplara gönderildi.
Sri Lankal› Bakan konu ile ilgili aç›klama yapt›.
Devlet, May›s ay›n›n bafllar›nda Tamil Kaplanlar›’na karfl› bafllatt›¤› sald›r›lar›n zaferle sonuçlan-
kilerine vurgu yapan eylemciler, “Tamil halk›na uygulanan katliam
durdurulsun” slogan›n› hayk›rarak,
Tamil halk›n›n sesi oldular.
Miting alan›nda BDB’de direnen
iflçiler, Hannover’de açl›k grevine giren VW iflçileri, Opel iflçileri, grevde
olan krefl e¤itmenleri ad›na konuflmalar yap›ld› ve direneceklerinin mesaj›n› verdiler. YDG ad›na yap›lan konuflmada, önümüzdeki sürecin e¤itim
grevi süreci oldu¤u ve tüm gençlerin
bu süreçte aktif ve örgütleyici olmalar› ça¤r›s›nda bulunularak “Yaflas›n
enternasyonal dayan›flma” slogan› at›ld›.
Birçok kurum taraf›ndan stantlar›n
ve enformasyon çad›rlar›n›n aç›ld›¤›
Hükümetinin, emperyalist sermayenin en güçlü kesimlerinin ç›karlar›na hizmet etti¤i bilinmektedir.
Fazla kârl› görülmeyen markalara
ait flirketlerin iflaslar›yla bu flirketler ya tasfiye edilmekte ya da parçalanmaktad›r. GM özgülünde ise,
bundan böyle ABD hükümetinin
mülkiyetinde olacak olan “yeni bir
GM”, ayn› zamanda tüm sorumluluklar›ndan da “kurtulmufl” olacakt›r. ‹flçi alacaklar›n›, flirketten
emekli olanlar›n maafllar›n› ve-veya
sa¤l›k giderlerini ödeme yükümlülü¤ü ortadan kalkacakt›r. Böylelikle
yeniden kârl› bir iflletme haline gelecek olan flirket, kelepir fiyat›na,
özel bir flirkete devredilecektir.
Bugün GM’un emperyalist-kapitalist sistemin denetiminde iflas etmesi (daha do¤rusu ettirilmesi) ile
birlikte, egemen s›n›flar›n iflçi s›n›f›na dönük sald›r›lar› da yeni bir boyut kazanm›fl oldu.
Önümüzdeki süreçte, gerek
emperyalist ülkelerde gerekse em-
d›¤›n› bildirmiflti. Ordunun neredeyse bütününü kullanarak, a¤›r
silahlarla sald›ran devlet Tamil
halk›ndan binlerce kiflinin ölümüne neden olmufltu. Hareket’in önderi Vellupillai Prabhakaran
da sald›r›larda yaflam›n› yitirmiflti.
Tamil Kaplanlar› Asya k›tas›ndaki Sri Lanka’n›n kuzeyinde on
y›llard›r ulusal ba¤›ms›zl›k mücadelesi veriyor ve Tamil halk›n›n
yaflad›¤› topraklarda özerk bir
devlet istiyordu.
(AT‹K Haber Merkezi)
kampa kat›l›m›n yo¤un oldu¤u gözlemlendi. E¤itim grevine iliflkin tart›flmalar›n yap›ld›¤› çad›rda YDG, REBELL ve Yunanistan, Avusturya, ‹talya
ve Fas’ta anti-emperyalist mücadelelerde yer alm›fl temsilcilerin de yer ald›¤› forum düzenlendi. Forumda Haziran ay›nda yap›lacak eylem haftas›na
ve di¤er ülkelerde var olan ö¤renci ve
kitle hareketlerine iliflkin bilgiler verildi. Kamp›n ana konusu ise ekonomik
krizdi. Stefan Engel taraf›ndan da bu
konuda bir saatlik bir seminer verildi.
Türkiyeli ve Alman kurumlar›n enformasyon standlar›, müzik gruplar›n›n yan› s›ra sportif aktiviteleri de
kampta göze çarpanlard›.
(AT‹K Haber Merkezi)
peryalist sermayenin yo¤un olarak
bulundu¤u ba¤›ml› ülkelerdeki temel sanayi dallar›nda, yüz binlerce
iflçinin iflten ç›kar›lmas› kaç›n›lmaz
olacakt›r.
fiu çok aç›k ki, egemen s›n›flar
küresel kriz bahanesiyle, ezenler ile
ezilenler aras›ndaki s›n›f iliflkilerini
yeniden ve de ezenler lehine düzenlemek istemekteler.
Ezilen halklara ve iflçi ve emekçi y›¤›nlara dönük kapsaml› bir hal
alan bu çok yönlü sald›r›lar, her geçen gün haklar› daha da boyutlu
olarak elinden al›nmak istenen iflçi
s›n›f›n›n ve de iflgaller, emperyalist
siyasal-ekonomik politikalarla teslim al›nmak istenen dünya ezilen
halklar›n›n, ezenlere, sömürenlere,
halklar› katledenlere karfl› mücadeleyi yükseltmelerini zorunlu k›lmaktad›r.
“Devler” çökerken, ezilenlerin
ortak gücünün, yani egemenlerin
korkulu rüyas› “büyük dev”in,
uyanma zaman› art›k gelmifltir!
‹flçi-köylü 14
Tarihten sayfalar
12-25 Haziran 2009
And Da¤lar›ndan yükselen bir direnifl ezgisi;
Halk›z biz
yeniden do¤ar›z ölümlerde!
Tarihler 18 Haziran 1988’i gösterdi¤inde Latin Amerika’da And Da¤lar›’n›n ete¤inde
bir ülkeden, Peru’dan tüm dünyaya bir 盤l›k
yükseldi.
Yüzy›llard›r ezilen, açl›k ve sefalet içinde
kendi dilleri ve kültürleri yasaklanan çeflitli
milliyetlerden Peru halk›n›n sesi yükseliyordu
And Da¤lar›’n›n zirvesine… Peru’da devrimciler zulme karfl› isyan etmiflti
Bir k›v›lc›m,
tüm bozk›r› tutuflturabilir
Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin tüm
dünyada yükselen atefli And Da¤lar›’n›n rüzgârlar› ile alazlanarak Peru toplumunu sarmaya bafllam›flt›.
Peru Komünist Partisi içinde yaflanan ve
önderli¤ini Dr. Abimael Guzman’›n (Baflkan Gonzalo) yapt›¤› bir grup devrimci; revizyonizme, reformizme karfl› mücadeleyi yükseltiyordu.
70’lerin sonlar›nda iyice keskinleflen bu
mücadele sonucunda Peru Komünist Partisi
“Bir k›v›lc›m tüm k›tay› tutuflturur” diyerek silahl› mücadeleyi bafllatt›.
17 May›s 1980, Peru toplumunu yeniden
flekillendirecek mücadelenin ilk iflaret fifle¤inin
at›ld›¤› gün olacakt›.
PKP gerillalar› Peru halk›n›n ac›s›n›, öfkesini ve isyan›n› yüklenerek zalimlere ilk vurufllar›n› yapt›. Ba¤r›nda bir volkan tafl›yan Peru
halk› bu ça¤r›ya sessiz kalamazd›. Mücadele
盤 gibi büyüdü. K›sa sürede ülkenin dört bir
yan› bu k›v›lc›mla tutufltu.
Art›k, Peru bozk›rlar› Baflkan Mao’nun k›z›l meflalesi ile kavrulmakta ve s›n›fs›z, sömürüsüz bir dünyaya do¤ru alev almaktad›r. Peru Komünist Partisi sekiz y›l gibi k›sa say›labilecek bir zaman dilimi içinde ülkenin da¤l›k
kesimlerinde önemli bir otorite haline gelir.
Kurtar›lm›fl bölgeler yarat›r.
Örne¤in; Tingo Maria ile Juangui aras›nda
küçük mezralardan flehirlere kadar yerleflim
Ü
ÖYK
ÇÖZÜLME
Gocu¤unun önünü bafll›¤›n› iyice kapatm›fl bir adam telafll› insan kalabal›¤› içinde
ya¤an ya¤mur gibi a¤›r a¤›r at›yordu ad›mlar›n›. Akflam›n karanl›¤›n› daha bir derinlefltiren rüzgar ruhunda, u¤uldayan bir sese
dönüflüyordu. Çaresizli¤i son günlerde nas›l
da öfkeli nas›l da tahammülsüzlefltirmiflti
onu. Oysa ne çok mücadele ediyor ne çok
tekrarl›yordu kendine. Yoksulluklar›, her
sabah kap›s›ndan çevrilme ihtimalinin korkusuyla gitti¤i fabrika önündeki tedirginli¤i
ne kendinin ne de kar›s› ve çocuklar›n›n
suçuydu. Bunca eziyetli çal›flma karfl›l›¤›nda
bir gün eve eli kolu dolu gidebilse. Kar›s›n›n çocuklar›n›n kap›n›n ard›ndaki ayd›nlanan yüzünü bir görebilse… Bunlar› düflünürken bedeni daha bir a¤›rlafl›yor, bacaklar› daha bir güçsüzlefliyordu.
Kar›flan tan›mlar beyninde dönüp duruyor onlarla beraber adam›n da bafl› dönüyor kafatas› beynine dar geliyor hissiyle
atefller içinde yan›yordu. Midesindeki bulant›n›n açl›¤›ndan m› yoksa çaresizli¤inden
mi oldu¤unu ay›rt edemiyordu. Ay›rd›na
varamad›¤› o kadar çok fley vard› ki. Mutluluk neydi mesela; tan›m›n›n s›n›rlar› ne kadar daralm›flt›. Yakacak s›k›nt›s› olmadan
geçirilecek bir k›fl. Sevdikleri yemeklerle
doyulup kalk›lan bir sofra, borçsuz bir yaflam. Sevdiklerinin gözlerinde gördü¤ü mutluluk p›r›lt›lar› m›? Sahi çocuklar›n›n gözlerine en son ne zaman bakm›flt›? Gözbebeklerine dek iflleyen sevinç ve coflkuyu flen
kahkahalar› içinde ne zaman görmüfltü? En
son ne zaman s›k›ca gö¤süne bast›rm›flt›
huzurla onlar›.
Sabri’nin, Naci’nin, Zeynep’in gözlerini
düflündü. Bunald› birden hat›rlayamad›.
birimlerinin bafl›nda halk meclisleri vard›r. Eski devlet yetkilileri ya öldürülmüfl ya da kaçm›fllard›r. Kalabilenler de Peru Komünist Partisi’nin otoritesini kabul edenlerdi.
Eski belediye baflkan› ve belediye meclis
üyelerinin yerini gerilla kadrolar› ve halk alm›flt›r. Oluflturulan meclisler; ekonomi, sa¤l›k,
e¤itim ve adaletin sa¤lanmas›ndan sorumludur.
Peru Komünist Partisi’nin saflar›na kat›lan
binlerce insan ba¤›ms›z, özgür ve demokratik
bir Peru için yüre¤ini ortaya koymufltur.
Peru’da ortaya ç›kan bu militan mücadeleye ve özellikle Maoist ideolojiye
karfl› Peru egemenleri dehflete düfler.
K›tan›n en önemli yeralt› kaynaklar›n›n
bulundu¤u ülkelerden biri olan Peru’yu
emperyalistlere peflkefl çekerek büyük
servetler yaratan egemenler pani¤e ka-
gerçeklefltirilmeye bafllan›r. Her gerilla, her
devrimci için 60 kifli öldürülecektir.
Ekinler, tarlalar, evler yak›lacak insanlar
kurfluna dizilecektir. On binlerce insan iflkenceden geçirilecek, binlerce insan kaybedilecek, yerinden yurdundan edilecektir.
Gerilla bölgelerinde paramiliter güçler
(Koruculuk) örgütlenirken bunlara her türlü
yetki verilecektir.
Peru devleti aç›kça halka savafl açm›flt›r.
Devletin sald›r›lar› sonucu 70 bine yak›n insan
Peru Komünist Partisi’nin
saflar›na kat›lan binlerce insan
ba¤›ms›z, özgür ve demokratik
bir Peru için yüre¤ini ortaya
koymufltur.
p›lm›flt›r. Zulüm, korku, fliddet ve faflizm
üzerine kurulu iktidarlar›nda aç›lan gedikleri
kapatmak için efendilerinin de yard›m›yla halka sald›r›rlar.
Perulu katiller Baflkan Mao’nun “Suda
bal›k olma” stratejisine karfl› emperyalist laboratuarlarda gelifltirilen “topra¤› yakma”
politikas› ile e¤itilir. Bu, suyun kurutulmas›,
halk›n yok edilmesidir.
K›z›lderililere, yerli halka karfl› gerillan›n
faaliyet yürüttü¤ü bölgelerde katliamlar
hayat›n› kaybetmifltir.
Peru’da
“Hayata Dönüfl”
operasyonu”
Peru Komünist Partisi önderli¤inde yürütülen mücadelenin köylülerde, iflçilerde,
emekçilerde büyük dönüflümler yaratt›¤› bu
atmosferde devlet de ilklere imza atacakt›r.
Kitle katliamlar›n›n yükseldi¤i bir dönem-
de devlet, devrimcileri yok etmek için yeni
oyunlar peflindedir. fiimdiki sald›r›s› dört duvar aras›nda tuttu¤u tutsaklara yöneliktir. Ancak devrimci tutsaklar bunu önceden fark
eder ve ayaklan›r. Bask›lara, sald›r›lara ve iflkenceye karfl› 18 Haziran 1988’de ayn› anda üç hapishanede gardiyanlar› rehin alan tutsaklar, direniflin fitilini atefller. Buna karfl›l›k faflist Devlet Baflkan› Garera, Geniflletilmifl Bakanlar Konseyi’ni toplar ve s›k›yönetim ilan
edilmesi, ayaklananlar›n bast›r›lmas›n›n orduya b›rak›lmas› kararlaflt›r›l›r. Gece devrimci
tutsaklara operasyon yap›lacakt›r.
Operasyonda tam bir vahflet yaflan›r. Lesnijanatodaki Hapishanesi iflli¤inde 124 tutsak öldürülür. Bunlardan 90’›
sa¤ yakalanmalar›na ra¤men enselerine
birer kurflun s›k›larak öldürülür. El
Franton Hapishanesi’ndeki 152 tutsaktan 118’i öldürülür. Bunlar›n ço¤u da,
çat›flma durmufl olmas›na ra¤men deniz piyadesinin top atefliyle, yerle bir
edilen Mavi Ko¤ufl’un y›k›nt›lar› alt›na
canl› canl› gömülür. Say›s› saptanamayan say›da tutsak, deniz piyadelerinin
gizli hücrelerinde “kaybolurlar.” Yüzlerce tutsak savunmas›z bir durumda kendini korumaya çal›fl›rken kurflunlan›r, iflkenceden geçirilir, bombalan›r. Devletin amac› direnifli bitirmekten çok tutsaklar› yok etmektir. Tutsaklar sald›r›lara karfl› k›s›tl› olanaklar› ile kahramanca savafl›r. Birço¤u kurduklar› barikatlarda direnirken flehit düfler. ‹nsanl›k için bir
utanç tablosu olan bu vahflete karfl› bir direnifl destan› yazarlar.
Devlet Baflkan›, 21 Haziran’da Birleflik
Komutanl›¤› kutlar. Katliam “baflar›yla” sonuçlanm›flt›r. Ancak maskesini takarak “Güç
kullan›rken yap›lan afl›r›l›klar›” elefltirmeyi de
unutmaz.
Baflkan Gonzalo taraf›ndan “Kahramanl›k Haftas›” olarak ilan edilen bu flanl› direnifl
Peru halk›n›n yüre¤ine, bilincine kaz›n›r, mü-
Tarihten
k›sa k›sa...
*
13 Haziran 1965’te 200 köylü Sivas’ta toprak a¤as›n›n topra¤›n› iflgal etti.
*
16 Haziran 1974’te ‹zmir’de 60 bin
iflçi grev yapt›.
*
25 Haziran 1979’da Mersin’den Ankara’ya yürüyen 857 soda iflçisinin Ankara’ya girifline izin verilmedi.
*
24 Haziran 1996’da Halk›n Demokrasi Partisi (HADEP) kongresinden dönen delegelerin arac› Ankara’da tarand›.
Sald›r›da üç delege yaflam›n› yitirdi.
* 20 Haziran 1995’te Türkiye genelinde
600 bin emekçi “sendika hakk›” için iki
gün ifl b›rakt›.
*
24 Haziran 1967’de ‹stanbul’da Üniversite ö¤rencileri 6. filonun Dolmabahçe’ye demirlemesini protesto ettiler.
cadele azmini biler. Peru zindanlar›nda yaflanan bu katliam dünyan›n neresinde olursa olsun faflizmin, emperyalistlerin devrim mücadelesine vahflette s›n›r tan›mayacaklar›n› bir
kez daha gösterir.
And Da¤lar›’ndan yükselen bu direnifl ezgisi dünyan›n birçok yerinde devrimcilerin,
komünistlerin türkülerine mücadelesine ilham
kayna¤› olmaktad›r. Katliamlara ve yalanlarla
dolu propagandaya ra¤men Peru halk›n›n yüre¤inde bir yanarda¤ misali kaynayan devrim
atefli flu günlerde yeniden yeryüzüne ›fl›klar›n›
göndermektedir. Peru Komünist Partisi gerillalar› 13 Nisan 2009’da Baflkent Lima’n›n 550
km güneydo¤usundaki Ayacucho bölgesinde
gerçeklefltirdikleri eylemde 13 düflman askerini öldürür.
Emperyalistler ve onlar›n iflbirlikçi ve
uflaklar› ne yaparsa yaps›n halklar›n mücadelesinin ilerlemesine engel olamazlar.
Çünkü halk savafl›nda ezilenlerin
kesin zaferi engellenemez!
Kültür-Sanat
Zihninin bir oyunu olmal›yd›. Kalp at›fllar›
h›zland›. Selma’y› düflündü, on y›ld›r ayn›
yast›¤a bafl koyduklar› kar›s›n›. fiimdi kendilerine benzettikleri gecekondular›n›n küçük
penceresinin ›slak cam›n›n arkas›nda durmufl dalg›n gözlerle yolunu gözlüyor olmal›yd›. Caddenin yoksul mahallelerine aç›lan
yol sapa¤›na gelince durdu. Gözlerini kapat›p yüzünü ya¤mura b›rakt›. Yüzüne düflen
damlalar bafl›ndaki atefli dindirmeye, kalbindeki daralmay› hafifletmeye yetmedi.
Gocu¤unun bafll›¤›n› açt›. Ya¤murun
saçlar›n›n dibine dek inen serinli¤ini hissedinceye kadar öylece kald›. Elini pantolonunun cebine, paralara götürüp ç›kard›. Bir
k⤛t onluk ve bozukluklar. K⤛t paray› yar›n için kar›s›na b›rakacakt›. Cebine geri
koydu demirleri saymaya bafllad›. Evdekilere birer gofret almay› geçirdi akl›ndan, vazgeçti. En az›ndan dört ekmek paras› ederdi
ve tad›na varamadan da biterdi. Bu parayla
flöyle doyumluk ve sevinecekleri ne al›nabilirdi, bulamad›. Keyfi kaçt› yeniden yürümeye bafllad›.
Evlerinin oldu¤u soka¤a sapmadan ekmek almas› gerekti¤i akl›na geldi. Yönünü
bakkala çevirdi. Bakkal›n önündeki dolaptan ekmek al›p içeri girdi. Selam verip ekmekleri uzatt›. Adam›n selam›n› alan bakkal
sahibi ekmekleri poflete koyarken adam da
göz ucuyla raflardaki malzemeleri ve etiketlerini süzüyordu. Gözüne büyük paketler halinde s›ralanm›fl bisküviler çarpt›. ‹yice yaklafl›p fiyatlar›na bakt›. Elindeki paray›
sayd›. Kaymakl›lara paras› yetmiyordu ama
ekme¤in birini b›rak›rsa sade bisküvilerden
bir paket alabilirdi.
Tezgâh›n arkas›nda durup onu izleyen
sat›c›ya döndü, belli ki o da durumu fark
etmiflti. Adam bafl›ndaki s›cakl›¤›n yeniden
artt›¤›n› hissetti. ‹çinde üç s›ra halinde sade
bisküviler dizilmifl paketlerden birini al›p
sat›c›n›n arkas›nda durdu¤u tezgâha b›rakt›.
Torbadaki ekmeklerden birini ç›kar›p dolab›na geri götürürken sat›c› bir fleyler diyecek oldu. Nas›l bir tepkiyle karfl›laflaca¤›n›
bilemedi¤inden laf› a¤z›nda yar›m kald›. Ekme¤i dolaba geri b›rak›p gelen adam cebindeki bozukluklar› ç›kar›p sayd›ktan sonra
tezgâha b›rakt›. “‹yi akflamlar” deyip ç›kt›.
D›flar›n›n serinli¤i ve elinde evdekileri
sevindirece¤i bir fleyin olmas›ndan verdi¤i
iç rahatl›¤›yla h›zland›rd› ad›mlar›n›. Evin kap›s›n› Selma açt›. “Hofl geldin” dedi kocas›na. “Hofl bulduk” dedi adam. Kimin geldi¤ini merak eden çocuklar göründü annelerinin arkas›nda. Babalar›n› karfl›lar›nda bulunca çekingen bir gülümseme yay›ld› yüzlerine. Adam içeri girip ayakkab›lar›n› ç›kard›.
Olanca yorgunlu¤una ra¤men gülümseyip
elini ekmek pofletinin içine dald›rd›. Bisküvi
paketini ç›kar›p çocuklara “Bak›n size ne
ald›m” dedi. Çocuklardan en küçü¤ü sevinçle ellerini ç›rpt›. Bisküvi paketini kucaklay›p odan›n ortas›na kurulmufl belli ki
oturmak için baban›n beklendi¤i sofraya
götürdü. Büyük olan çocuk da babas›n›n
elinden ekmek pofletini ald›. Adam montunu ç›kar›p duvardaki çiviye ast›. Elini yüzünü y›kay›p kurularken Selma’ya bir fleyler
anlatt›.
Çocuklar sofraya oturmufl sab›rs›z gözlerle bisküvi paketine bak›p anne ve babalar›n›n gelmesini bekliyorlard›. Nihayet baba
geldi. Anne de elinde çay bardaklar›yla dolu bir tepsi ve büyükçe iki bofl tabakla göründü. Üç gözlü tüplü oca¤›n üstündeki
tencerede getirilince art›k yeme¤e bafllamalar› için pek bir engel kalmam›flt›, önlerinde ekmekler parçaland›, çaylar da¤›t›ld›
tenceredeki so¤anl› patates kavurmas›, aç›lan bisküvi paketi tabaklar›na yerlefltirildi.
Anne “önce yemek” dedi. Çocuklar gözlerini bisküvi taba¤›na dikmifl olsa da çaresiz
patates kavurmas›na kafl›k sallad›lar. Aç olduklar› ve patates çorbas›ndansa kavurma-
s›n› hele de yan›nda flekerli bir çay da varsa
daha bir sevdiklerinden ifltahla yemeye bafllad›lar. Patates kavurmas› bitip s›ra bisküviye geldi¤inde eller daha bir istekli gitti taba¤a. Çaya bat›r›l›p yumuflat›lan bisküviler
düflmeden a¤za yerlefltirilmeye çal›fl›l›rken
anne ve babalar›n›n buruk sevinçlerine keder kar›flm›fl bak›fllarla onlar› izlediklerini
görmediler bile…
(Bir ‹K okuru)
Grup Hayk›r›fl
‹talya’da dinleyicileri coflturdu!
‹talya’n›n Floransa flehrindeki devrimci
ve demokrat güçler iflgal ettikleri okul binas›n› bir kültür merkezine çevirerek Ba¤›ms›z Halk Merkezi ad›yla düzenli olarak siyasi ve kültürel çal›flmalar düzenlemektedir.
Florenz Ba¤›ms›z Halk Merkezi’nin (Centro
Popolare Autogestito)
geleneksel olarak düzenledi¤i
Kültür Festivalinin bu y›l 7. gerçeklefltirildi.
21-22-23
May›s tarihlerinde üç gün süren
Festivale ilgi oldukça yo¤undu.
Festivale devrimci
müzik gruplar›, sanatç›lar ve edebiyatç›lar
kat›l›m sa¤lad›. Ayr›ca bu y›l festivale konuflmac› olarak Ernesto Che Guevara’n›n k›z›
Dr. Aleida Guevara da kat›ld›.
‹talyan devrimci grup Kalamu her y›l oldu¤u gibi bu y›l da festivale kat›ld›. Festivalin ikinci gününde AT‹K bünyesinde çal›flmalar›n› sürdüren Grup Hayk›r›fl akflam
saatlerinde sahne al›rken, selamlama konuflmas›n› ‹talyanca yapmas› uzun süre alk›flland›.
Özellikle hareketli eserlerden oluflan repertuar›yla, söyledikleri devrimci marfllarla
ve flark›larla Grup Hayk›r›fl ‹talyan dinleyicilerin yo¤un ilgisini gördü. Grubun ‹talyanca
seslendirdi¤i Partizan ve Çav Bella parçalar›na kitle ayakta efllik etti. Grup Hayk›r›fl’›n sahne ald›¤› s›rada kitle “Hoch
die internationale Solidarität”
(Yaflas›n enternasyonal dayan›flma) slogan›n›
att›.
Grup Hayk›r›fl’›n ard›ndan, misafir sanatç› olarak
Hasan Sa¤lam sahne ald›. Sa¤lam’›n seslendirdi¤i Kürtçe ve Zazaca eserler oldukça yo¤un ilgi gördü. Hasan Sa¤lam’›n ‹talyan marfl› olan Çav Bella’y› Zazaca söylemesi, kitlenin be¤enisini toplad›.
Grup Hayk›r›fl’›n ve Hasan Sa¤lam’›n yaklafl›k 1.5 saatlik konserinin ard›ndan kitle sloganlar atarak sanatç›lar› sahneden u¤urlad›.
Festival hakk›nda daha genifl bilgiye sahip
olmak isteyenler, www.cpafisud.org sitesini
ziyaret edebilirler.
(AT‹K Haber Merkezi)
K›z›lay’da faflistler
polis eflli¤inde sald›rd›
2 Haziran Sal› günü K›z›lay Konur Sokak’ta bulunan Dev-Lis, Genç
Umut ve Devrimci 78’liler Federasyonu’nun açt›¤› standa polis korumas›nda faflistler sald›rd›. Sald›r›n›n püskürtülmesinden sonra polis gaz bombas› ve tazyikli su s›karak kitleye müdahale etti. K›z›lay’›n cadde ve sokaklar›na yay›lan çat›flma iki gün sürdü.
Ö¤le saatlerinde liseli ö¤rencilerin açt›¤› ÖSS stand›n›n bafl›na gelen
sivil polisler “izniniz var m›?” diyerek gençleri rahats›z ettiler. Ayn› gün
akflam saatlerinde Dev-Lis stand›n›n
önünde halay çekenleri rahats›z eden bir kifliyi buradan uzaklaflt›rmaya çal›flan
gençlere çevredeki dükkânlardan ç›karak gelen elleri sat›rl›, b›çakl› faflistler
sald›rd›. Standlar› da¤›t›p
küfürler eden faflistler, burada bulunan gençleri ellerindeki kesici aletlerle yaralad›lar. Ayn› anda çevrede bulunan devrimci, demokrat insanlar›n ve esnaf›n müdahalesiyle faflist grup kaçarak sokakta
bulunan bir dükkâna s›¤›n›p kepenkleri indirdi. Olaya tan›kl›k eden insanlar, sald›r›n›n planl› bir flekilde gerçekleflti¤ini söylediler.
önünde toplanmaya bafllay›nca panzerlerle soka¤a giren çevik kuvvet
polisinin arkas›nda kalabal›k bir faflist grubun gelmekte oldu¤u görüldü. Polisin kitlenin üzerine gaz
bombas› at›p panzerlerle su s›kmas›
üzerine arkadan gelmekte olan faflistlerin de devrimcilerin üzerine, tafl,
cam flifle ve sopa att›klar› görüldü.
Çat›flman›n uzamas› ve direniflin büyümesi üzerine polis, havaya atefl açt›. Görgü tan›klar›n›n anlat›m›na göre
40-50 el silah sesi duyuldu.
Çat›flma k›sa sürede K›z›lay’›n di¤er sokaklar›na da yay›ld›. Sakarya
Caddesi ve Mithatpafla’da yo¤un çat›flmalar yafland›. 18 genç gözalt›na
al›narak Çankaya Emniyet Amirli¤i’ne
götürüldü. Çat›flmadan sonra Yüksel
Caddesi’nde toplanan 500’ü aflk›n
devrimci, demokrat, yurtsever, antifaflist insan sloganlarla sald›r›y› protesto etti.
FAfi‹STLER‹N YARDIMINA
“ESNAF Ö⁄RENC‹LER‹N
GELEN POL‹S, S‹LAH
KARfiISINDA DE⁄‹L,
KULLANDI
YANINDADIR”
Devrimci, demokrat ve anti-faflist
kitle, sald›rganlar›n s›¤›nd›¤› dükkân›n
3 May›s Çarflamba günü saat
14.00’te Konur Sokak’ta yüzlerce
“ÖSS’yi kald›r›n, yoksa biz aya¤a kalkaca¤›z!*
14 Haziran’da yaklafl›k 2 milyona
yak›n ö¤renci, geleceklerinin dönüm
noktas› olan ÖSS s›nav›na girecek.
ÖSS s›nav›na say›l› günler kala ‹stanbul’da ÖSS’ye Hay›r Platformu
taraf›ndan bir miting gerçeklefltirildi.
Saat 15.00’te Tepe Nautilus
önünde toplanan gençlik örgütleri
Kad›köy ‹skele Meydan›’na do¤ru yürüyüfle geçti. Paras›z, bilimsel, anadilde e¤itim taleplerini hep bir a¤›zdan
hayk›ran liseli ö¤renciler “ÖSS duvar›n› y›kaca¤›z”, “Paras›z bilimsel
anadilde e¤itim”,“Kurtulufl yok tek
bafl›na ya hep beraber ya hiç birimiz” vb. sloganlar att›. Yeni Demokrat Gençlik eyleme “Yaflas›n
Paras›z, bilimsel, özerk, demok-
‹flçi-köylü 15
Gençlik-okur-haber
12-25 Haziran 2009
ratik, anadilde e¤itim mücadelemiz” yaz›l› pankart› ile kat›larak
“Biz biz biz YDG’liyiz, liselerde
faflizmi yok edece¤iz”, “Liseliler
LÖB’lere örgütlenmeye”, “E¤itim
hakt›r sat›lamaz” ve “‹flçi-köylügençlik alanlarda birlefltik” sloganlar›n› hayk›rd›.
Tüm kitle alana girdikten sonra
mitinge kat›lan gençlik örgütlerinin
isimleri okundu. Burada platform
ad›na metni lise ö¤rencisi Derya
Yoldafl okudu. Yoldafl; bilimsel olmaktan uzak, ezbere dayal› e¤itim
sisteminin çürümüfllü¤ünün teflhiri
için meydanlara ç›k›ld›¤›n› söyledi.
Ö¤rencilerin geleceklerini belirlemelerinin önüne engeller ç›kar›ld›-
“Ötekiler”in
ac›s›
Metalaflan emek, metalaflan insan, metalaflan
de¤erler, metalaflan yaflam ilerlerken evvel zaman içinde diye bafllayan masallar,
sessizlikte hapsedilen ac› 盤l›klarla devam
etti bu co¤rafyada. Yoksulluklar›, yoksunluklar› ve kuflat›lm›fll›klar›yla. Günlerdir
devletin silah›yla Mardin’in Zangirt Köyü
katliam› nas›l›, niçini ile her kesimce durdu¤u ideolojik noktadan konuflulup tart›fl›l›yor. Katledilen kad›ndan çocu¤a, do¤mam›fl bebe¤e, öksüz ve yetimlere, töreye,
koruculuk sistemine kadar. Böylesi katliamlar›n bu topraklara yabanc› olmad›¤›n›,
hatta sistemin kendini üretme yöntemlerinden ya da t›kanm›fll›¤›n›n göstergelerinden biri oldu¤unu söylersek bilinen bir
gerçekten ötesini söylemifl olmay›z. Ac›n›n tan›m›n›n bu denli s›n›rs›z, çeflitli ve
¤›n›, ÖSS’nin de bunlardan biri oldu¤unu ile getiren Yoldafl, “ÖSS’yi
kald›r›n, yoksa Yunanistan’daki
kardefllerimiz gibi aya¤a kalkaca¤›z” sözleri ile
konuflmas›n› bitirdi.
Konuflman›n ard›ndan DTP ‹stanbul
Milletvekili Sebahat Tuncel’in
mesaj› okundu.
Eylemde Sinter
Metal iflçileri ve
E¤itim-Sen üyeleri
ad›na da birer konuflma yap›ld›. Konuflmalar›n akabinde, bir ö¤renci veli-
derin oldu¤u, yine bu denli s›¤laflt›r›l›p siliklefltirildi¤i co¤rafyalarda ölüme dair söylenecek söz, yaflama dair söylenecek söz
kadar çoktur. Yak›lan her köy, her yarg›s›z infaz, kaybedilen, iflkenceye, tecavüze
u¤rayan, ölüme sürüklenen kad›nlar, kurflunlanan, öldüresiye dövülen, onlarca y›l
hapse mahkûm edilen çocuklar bize ac›n›n
derinli¤ini anlat›r. Di¤er yandan Zangirt
Köyü’nde yaflananlara “Bunlar› ancak
Kürtler yapar. Bu Kürt sorunudur”,
töredir… vs diyerek olay›n gerçek yönünü gölgede b›rakmay›, kafa kar›flt›rmay›
kendine görev bilmifl egemen s›n›f kalemflorlar› ve medya, göstermelik desteklerde
bulunan devlet erkan›n›n “vicdan›n›n” gerçek sesi olmufltur. Alttan alta düflmanl›k
yayma, uluslar› yaln›zlaflt›rma, birbirine yabanc›laflt›rma, ötekilefltirme, ac›lar› s›¤laflt›rma çabas›n› anlat›r bize. Yine bu sözler
her türlü ac›n›n reva hatta yetersiz görüldü¤ü bir ulusun, devletin gözünde dik duran›n ya da secde edenin asl›nda eflit de¤erde oldu¤unun göstergesi de¤il mi?
Bütün bu ac›lar›n tan›m›n›n var oldu¤u bu
Sultanbeyli’de evler
“yanl›fll›kla” y›k›l›yor!
Yerel seçimler sonras›nda birçok
Mecidiye Mahallesi halk›, 60 evin
bölgede bafllayan, “Kentsel Dönüflüm
y›k›laca¤›n› ö¤renince, polisle çat›flt›
Projesi” kapsam›ndaki y›k›m sald›r›la-
ve D-100 (TEM) otoyolunu trafi¤e
r›n›n adreslerinden biri de, Sultan-
kapatt›. Direnifle geçen halk, biber
beyli’nin Mecidiye Mahallesi oldu. 2
gaz›yla sald›r›ya geçen polise tafllarla
Haziran günü, sabah erken saatlerde,
karfl›l›k verdi.
çevik kuvvet ve ‹SK‹ ekipleri eflli¤inde
Evlerini y›kt›rmamak için direnen
gerçeklefltirilmeye çal›fl›lan y›k›m giri-
halkla polis aras›nda ç›kan çat›flma s›-
flimini halk direniflle karfl›lad›.
ras›nda, 17 kifli gözalt›na al›nd›. Ma-
devrimci, demokrat insan bir araya
gelerek bir önceki gün sald›r›ya u¤rayan standlar› açt›. Sloganlar, türküler,
marfllar eflli¤inde Konur Sokak’ta
bekleyifllerini sürdüren kitleye bir saat sonra sald›rmak isteyen küçük bir
faflist grup dövülerek cezaland›r›ld›.
Polis gaz bombas› kullanarak kitleye
müdahale etti. Meflrutiyet Caddesi’ni
trafi¤e kapatan gençleri polis su s›karak da¤›tmaya çal›flt›. Sloganlarla Ziya
Gökalp Caddesi’ne barikat kuran kitle, daha sonra yeniden Konur Sokak’taki standlar›n bafl›na yürüdü.
18.30’da Yüksel Caddesi’nde yap›lan
bas›n aç›klamas›nda söz alan sokak
esnaf›, medyada yer ald›¤› gibi stand
açan ö¤rencilere sald›ranlar›n esnaf
olmad›¤› belirtilerek “semt esnaf›
ö¤rencilerin karfl›s›nda de¤il yan›ndad›r” dedi. Aç›klamada polis
korumas›ndaki faflistlerin burada bulunan devrimci ve ilerici kesimlere
sald›r›s› k›nanarak dayan›flma ve kararl›l›k mesaj› verildi. Bu arada gözalt›na al›nan gençlerin serbest b›rak›ld›¤›, Ça¤atay Öndersoy isimli bir gencin polise mukavemet suçundan tutuklanarak Sincan F Tipi Hapishanesi’ne konuldu¤u bildirildi. (Ankara)
si e¤itim sisteminden ve ÖSS ile birlikte aile olarak yaflad›klar› s›k›nt›lardan bahsetti. Grup Bandista ve
Önder Babat Sanat Merkezi
Müzik Grubu’nun söyledi¤i marfllarla eylem sona erdi.
(‹stanbul)
gürlükler Derne¤i’ne silahl›
sald›r›
‹stanbul Sar›gazi’de bulunan Sar›gazi Özgürlükler Derne¤i’ne, 4
Haziran 2009 Perflembe günü, gece saat 01.00’de silahl› bir sald›r›
gerçeklefltirildi. Yap›lan sald›r›da,
üç de¤iflik silahla atefl edildi¤i ve
derne¤in çeflitli yerlerinde 40’a yak›n kurflun izi oldu¤u görüldü. Sald›r› Dernek taraf›ndan protesto
edildi. Bir yürüyüfl ve bas›n aç›klamas› biçiminde gerçeklefltirilen
protesto eylemine Partizan, ESP,
DHF, Aka-Der ve EMEP de destek verdi.
Eylem, Dernek önünden Demokrasi Caddesi girifline kadar devam eden bir yürüyüflle bafllad›. Burada saat 13.00’te bir bas›n aç›klamas› yap›ld›. Eyleme halk›n ilgisi ve
deste¤i olumluydu. Yap›lan aç›klamada; toplumdaki yozlaflmaya ve
çürümeye karfl› mücadele eden demokratik kitle örgütlerine yap›lan
bu gibi sald›r›lar›n, halk›n örgütlenmesine engel olmak, uyuflturucuya,
fuhufla, kumar ve yozlaflmaya karfl›
yürütülen kampanyalar› bofla ç›karmak amac›yla gerçeklefltirildi¤ine
de¤inildi. (Sar›gazi ‹K okurlar›)
YDG Merkezi
Kamp› gerçeklefltirildi
Pfingsjugendtreffen süreci boyunca YDG Almanya Ülke Gençlik
Komitesi (ÜGK) taraf›ndan merkezi bir kamp düzenlendi. Ço¤unlu¤unu 25 yafl›n alt›nda gençlerin
oluflturdu¤u bu kampta iki seminer
ve sportif aktiviteler yap›ld›. ‹lk seminerin konusu MYK taraf›ndan
belirlenen “Hangi Taraftas›n!”
co¤rafyada kan› ak›t›lmayan kardefl de kalmad›. Bir yanda yafll›s›yla genciyle, kad›n›yla erke¤iyle 44 insan›n mezar› kaz›l›rken;
günü feryat figan alm›flken biraz ötede en
yak›nlar›n›n kan›n› dökecek kadar yabanc›laflt›r›lm›fl, ölümün gölgesinde sessizce göçe haz›rlananlar›n görüntüsü düflündürücü
oldu¤u kadar trajik de¤il midir? Zangirt
Köyü’nde yaflananlar, sistemin ac›mas›zl›¤›,
yozlu¤u, y›k›c›l›¤›, parçalay›c›l›¤› ve pervas›zl›¤›n›n minyatürüdür. Kad›n›yla, çocu¤uyla, yetimleri, bilinmezlikleriyle yeni yeni ac›lar›n, korkular›n, yoksunluk ve yaln›zl›klar›n kap›s›n› aralad› bu katliam, kalanlar
içerisinde.
Egemen s›n›flar; medyas›ndan bas›n›na, bütün kurumlar›yla bilinç bulan›kl›¤› yaratma,
halklar› birbirinden koparma, ötekilefltirme çabalar›n› sürdürecek flüphesiz. Geçici
baflar›lar da elde edecek belki. Ancak orta
yerde duran ac›lar›n büyüklü¤ü, 盤l›klar›n›
birlefltirdi¤inde halk esas ötekiyi görüp
ac›lar› gibi sevinçleri de ortaklaflt›racakt›r.
Çanlar sizin için çalacak.
(Gebze M Tipi’nden bir ‹K okuru)
hallede gerginlik gün boyu sürerken,
“kaçak kat” ç›kt›klar› iddias›yla 40 civar›nda evin katlar› y›k›m ekiplerince
y›k›ld›. Belediye kaynaklar›ndan edinilen bilgilere göre, y›k›m›n önümüzdeki süreçte de devam edece¤i düflünülüyor.
Mahalle halk›, y›k›m karar› al›nan
evlerin “kaçak” denilen katlar›na, seçimlerden önce inflaat izni verildi¤ini
söylüyor. Y›k›m karar› al›nan evlerin
‹SK‹ arazisi üzerine infla edildi¤i iddia
ediliyormufl.
Oysa seçimlerden önce birçok
belediye görevlisi bölgeye gelmifl ve
inflaatlar› görmüfl. Birçok ev sahibi,
Sar›gazi Öz-
kampanyas›yd›. ÜGK temsilcisi taraf›ndan yap›lan sunum boyunca
YDG’liler YDG ile nas›l tan›flt›klar›n› dile getirip anti-emperyalist
saflarda mücadele etmenin önemine vurgu yapt›lar. Seminerin ikinci
bölümünde okul grevine iliflkin bir
ÜGK temsilcisi bilgi vererek, tüm
alanlardaki YDG’lilerin bu süreçte
aktif olmas› gerekti¤ini belirtti. Ayn› günün akflam› kampta bulunan
Grup Hayk›r›fl elemanlar› ile türküler söylendi.
Yap›lan merkezi kamp, ertesi
gün sportif aktiviteler ve seminerlerle devam etti. ‹kinci seminerin
konusu ise müzik ve YDG’nin müzi¤e bak›fl aç›s›yd›. Rock, Reggy ve
Hip-Hop üzerine yap›lan sunumlar›n ard›ndan, YDG’nin bak›fl aç›s›
gençlere sunuldu. Yap›lan son e¤itim çal›flmas› ise sohbet fleklinde
ele al›nd› ve aflk, sevgi arkadafll›k
konular› tart›fl›larak kamp de¤erlendirmesi yap›ld›. Gençlerin
kamptan olumlu izlenimlerle ayr›ld›¤› gözlemlendi.
(AT‹K Haber Merkezi)
Dersim
YDG’den panel
Dersim YDG, 6 Haziran günü
saat 16.30’da “Ülkemizde e¤itim
sistemi ve gençlik hareketi” konulu bir panel düzenledi. Dersim Belediyesi Konferans Salonu’nda gerçeklefltirilen panele araflt›rmac› yazar Temel Demirer, E¤itim-Sen ve
YDG ad›na kat›lan panelistler, ülkemizdeki e¤itim sisteminin
ve gençlik hareketinin sorunlar› ve
çözümleri üzerinde durdular.
YDG temsilcisinin ülkemizde e¤itim sisteminin niteli¤i üzerine yapt›¤› aç›klamadan sonra sözü E¤itimSen temsilcisi ald›. Ard›ndan konuflan Temel Demirer e¤itimin s›n›fsal oldu¤u s›n›fl› toplumda ba¤›ms›z
olamayaca¤›n› vurgulad›. Panel soru-cevap bölümü ile devam ettirilerek sonland›r›ld›.
(Dersim Partizan)
ÖSS e¤itimi özellefltirmenin
bir aya¤›d›r!
E¤itim hakk›na dönük eflitsizli¤i büyütmenin
araçlar›ndan biri olan ÖSS, her y›l oldu¤u
gibi bu y›l da ö¤renciler taraf›ndan birçok
eylem ve etkinlikle protesto edildi.
ÖSS’yi protesto eylemlerinden biri de,
Kartal’da yap›ld›. Kartall› Liseliler taraf›ndan 30 May›s Cumartesi günü saat
18.00’de Kartal Meydan›’nda gerçeklefltirilen eylemde, “ÖSS’nin 5 Seçene¤ine Karfl› Tek Seçenek Mücadele”
pankart› açan ö¤renciler ÖSS’yi protesto etti. Yap›lan aç›klamada, ö¤rencilerin
ÖSS’de birbiriyle yar›flt›r›ld›¤›na ve bu
yar›flta 185 dakika boyunca ter döktürüldü¤üne dikkat çekilerek, “ÖSSAOBP kald›r›ls›n” denildi.
Aç›klaman›n devam›nda, ÖSS’nin çürümüfl
inflaatlar›n sürdü¤ü günlerde mahalleye gelen belediye ekiplerinin, insanlardan rüflvet ald›¤›n› söylüyor. Befl
bin lira verenler bile olmufl. Ancak
karfl›l›¤›nda makbuz verilmemifl kendilerine.
Y›k›lan evler aras›nda 20 y›ll›k bir
ev de var. Y›k›mdan sonra “özür dilemifl” belediye. Yani “pardon yanl›fll›k
oldu” denmifl!
Oysa ‹SK‹ ekipleri bu evlere daha
birkaç gün önce su ba¤lam›fl. Halk,
suyun ba¤lanmas›ndan sadece birkaç
gün sonra, evlerinin yine ‹SK‹ ekipleri eflli¤inde y›k›lmak istenmesine tepki gösteriyor. (Kartal)
düzende “gelecek kap›s›” olarak gösterilmeye çal›fl›ld›¤›na de¤inilerek, “ÖSS,
sistemin e¤itimi özellefltirme çabalar›n›n
bir aya¤›d›r” denildi. Eflitsiz e¤itim sistemi vas›tas›yla milyarlarca liran›n kodamanlar›n cebine gitti¤ine de yer verilen
aç›klamada, sistemin bencil, umutsuz,
rekabetçi insan yaratmay› hedefledi¤i de
belirtildi ve “Eflit-Paras›z-BilimselAnadilde E¤itim” vurgusu yap›ld›.
Ö¤rencilerin s›k s›k “Eflit, paras›z, bilimsel, anadilde e¤itim”, “ ÖSS,
AOBP kald›r›ls›n”, “Gençlik gelecek,
gelecek sosyalizmde” sloganlar›n›
hayk›rd›¤› aç›klamada ayr›ca, ÖSS’ye
karfl› örgütlenmek ve mücadele etmek
gerekti¤inin alt› çizildi. (Kartal)
DUYURU
DDSB KURULTAYI 21 HAZ‹RAN'DA
‹STANBUL'DA
Program tart›flmalar›m›z› sonuçland›rarak yeni program›m›z› deklare edece¤imiz merkezi kurultay›m›z 21 Haziran’da Taksim Makine
Mühendisleri Odas›’nda gerçeklefltirilecektir. ‹flçi s›n›f› ve emekçiler
içindeki faaliyetimizin baflar›s› ve DDSB’nin kurumsallaflmas› yönünde att›¤›m›z ad›mlar›n önemli bir aya¤›n› oluflturan kurultay›m›za tüm
DDSB’lilerin, dostlar›m›z›n ve emekçilerin kat›l›m›n› bekliyoruz.
Saat: 10:00
Yer: Taksim-Makine Mühendisler Odas›
İşçi-köylü
Umut Yayımcılık ve Basım Sn. Ltd. Şti.
Yönetim yeri: Gureba Hüseyin Ağa Mh.
İmam Murat Sk. No: 8/1 Aksaray-Fatih/İstanbul Tel: (0212) 521 34 30 Faks: (0212) 621
61 33 Sahibi ve Yazıişleri Müdürü: Çilem
ÖNSEL Baskı: SM Matbaacılık Adres: Çobançeşme Mh. Sanayi Cad. Altay Sk. No: 10
A Blok Yenibosna Bahçelievler İstanbul Tel:
0212 654 94 18
KESK’e devlet terörü
BİZ HALKIZ GELECEK ELLERİMİZDEDİR!
KESK’e yönelik ülke genelinde yürütülen gözaltı saldırısı Ankara’da KESK
Genel Merkezinde yapılan arama ve gözaltılarla yankı buldu. KESK Yönetim Kurulu Üyesi Kadın Sekreteri Songül
Morsümbül, Eğitim-Sen Genel Merkez
Yönetim Kurulu üyesi ve Kadın Sekreteri
Gülçin İsbert, KESK eski Genel Sekreteri Abdurrahman Daşdemir ve EğitimSen eski Kadın Sekreteri Elif Akgün
başta olmak üzere konfederasyona bağlı
sendikalara üye onlarca emekçi gözaltına
alındı, gözaltına alınanlardan 14’ü tutuklandı. Devlet terörüne tepkiler gecikmedi.
İSTANBUL
* 29 Nisan Cuma günü saat 19.00’da
Galatasaray Lisesi önünde bir araya gelen
emekçiler Taksim Tramvay Durağına
doğru yürümek isteyince polis, “caddenin müsait olmadığı” bahanesi ile emekçileri engelledi. Kitle barikatın açılması
için saat 22.30’a kadar oturma eylemi
yaptı. Ardından KESK İstanbul Şubeler
Platformunun aldığı karar doğrultusunda
eylem bitirildi.
* İkinci eylem Bakırköy’de gerçekleştirildi. Bakırköy sahil yolundan Özgürlük Meydanı’na yüründü. Meydanda
kitle adına açıklamayı okuyan KESK Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Feyzullah Coşkun 20 yıllık mücadele tarihi
olan KESK’ten rahatsız olunduğunu ve
bu nedenle saldırıların gerçekleştiğini belirtti.
* 5 Haziran’da Taksim Gezi Parkı’nda bir araya gelen İstanbul EğitimSen şubeleri tarafından saldırı protesto
edildi. İlk olarak söz alan KESK Genel
Başkanı Sami Evren Ankara’daki saldırıyı kınayarak emekçilerin her türlü eylemine dönük saldırıların arttığına dikkat
çekti.
ANKARA
28 Mayıs günü Yüksel Caddesi’nde
toplanan emekçiler buradan Sakarya Caddesi’ne doğru yürüyüşe geçerek öfkelerini dile getirdi. Yapılan basın
açıklamasında KESK’in yasal ve meşru
zeminde kamu emekçilerinin hakkını savunan demokratik bir kitle örgütü olduğu
belirtildi.
* 29 Mayıs Cuma günü ise yüzlerce
işçi, emekçi ve öğrenci Eğitim-Sen 1
No’lu Şube önünde toplanarak Ziya Gökalp Caddesi’ni her iki yönden trafiğe kapattı. Polis, KESK’lilerin Başbakanlık
önüne yürümesine izin vermedi. Emekçileri panzerlerle karşılayan polis, barikat
kurarak yürüyüşü durdurunca kitle cadde
üzerinde oturma eylemi başlattı.
Sloganlar ve marşlar eşliğinde oturma
eylemini sürdüren emekçiler polisin “dağılın” uyarısını ıslıklar ve yuhalamalarla
yanıtladı. Kitlenin kararlı tutumu karşısında polis, Kızılay girişine kadar geri çekilince yeni katılımlarla bini bulan kitle
yürüyüşe geçti. KESK’in söz verdiği gibi
basın açıklamasını Başbakanlığın önünde
değil polis barikatı önünde okumasına
emekçiler “Burası başbakanlık değil!”
sloganlarıyla protesto ettiler. Açıklamadan sonra eylem bitirildi.
* Cumartesi günü saat 17.00’den itibaren Güvenpark’ta yeniden başlayan
oturma eylemine aralarında Partizan’ın da
bulunduğu çok sayıda kurum destek
verdi. Kurulan kürsüde destek konuşmaları yapıldı. Oturma eylemi saat 20.00’e
kadar sürdü. Bu arada BTS Ankara Garı
önünde yaptığı açıklamayla sendikalarına
ve konfederasyonlarına yönelik baskıları
protesto etti.
BURSA
* Bursa’da ilk eylem operasyonun ol-
Masada anlaşamayan Harb-İş sokağa çıktı
24 Şubat 2009 tarihinde başlayan Milli
Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik
Komutanlığı işyerlerinde çalışan yaklaşık 24
bin işçiyi kapsayan TİS görüşmelerinde anlaşma sağlanamadı.
Türk Harb-İş’le Türk Ağır Sanayii ve
Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası
(TÜHİS) arasında devam eden kamu toplu
iş sözleşmelerinde Milli Savunma Bakanlığı
ve Akaryakıt NATO Tesisleri (ANT) işyerlerinde, işverenin esneklik dayatması nedeniyle anlaşmazlıkla sonuçlanması üzerine
işçiler sokağa çıktı. Bundan sonra haklarını
alanlarda savunacaklarını ifade eden işçiler
Ankara’da eylem yaptılar. Abdi İpekçi Parkı’nda toplanan işçiler, Mithatpaşa Caddesi’ni trafiğe kapatarak yürüyüşe geçti.
“Türk-İş uyuma işçine sahip çık”, “İşçi burada Türk-iş nerede?” sloganlarıyla Yüksel
Caddesi’nde bulunan Harb-İş binasının
önüne geldiler. Burada basın açıklamasını
okuyan Genel Başkan Ahmet Kalfa ekonomik kriz konuşlarında TİS görüşmelerinin
daha önem kazandığını dile getirdi.
(Ankara)
Harb-İş üyesi işçiler: “Türk-İş
uyuma, Ankara’yı basarız
Harb-İş üyeleri tarafından, 3 Haziran’da
C
M
Y
K
Emekçilere engel!
duğu 28 Mayıs günü Valilik tarafından
yasaklanan alanlardan biri olan Ahmet
Vefik Paşa Tiyatrosu önünde polisin engelleme çabasına rağmen yapıldı. Açıklamayı okuyan Eğitim-Sen Şube Başkanı
Cemal Akkurt “KESK’i yıldırmayı, sürdürdüğü emek ve demokrasi mücadelesini sekteye uğratmayı hedefleyen bu
faşizan tutum amacına ulaşmayacaktır”
dedi.
* İkinci eylem, 29 Mayıs günü Setbaşı Mahfel Cafe önünde toplanan kitlenin buradan AVP önüne yürümek istemesi
ile başladı. Ancak polis, AVP önünün yasaklı olduğunu öne sürerek kitleyi yürütmeyeceğini, aksi takdirde
müdahale edeceğini söyledi.
Kitlenin kararlılığı ve ne pahasına olursa olsun yürüneceğini net bir şekilde ortaya
koyması ile barikat açılarak
yürüyüş başladı. Kitle eski
Adliye önünde yaptığı basın
açıklaması ile hem polisin
tutumunu hem de KESK’e
yapılan saldırıları protesto
etti.
* 30 Mayıs günü de Orhangazi Parkı’nda bir eylem
yapıldı. Burada Partizan’ın
da içinde olduğu birçok devrimci ve demokratik kurum
temsilcisi devletin bu saldırısını yaptıkları konuşmalarla teşhir ederek KESK ile
dayanışma içinde, omuz
omuza olduklarını ifade etti.
İZMİR
* 28 Mayıs günü akşam saatlerinde
Konak Sümerbank önünde bir araya
gelen İzmir KESK Şubeler Platformu,
İHD, ÇHD İzmir Şubesi, TİHV İzmir
Temsilciliği ve devrimci ve demokrat kurumlar yapılan basın bir basın açıklaması
ile baskı, gözaltı ve tutuklamaları kınadı.
* 30 Mayıs günü ise Alsancak’ta meşaleli bir yürüyüş yapıldı. Meşaleler ile
Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nin sonuna kadar
yürüyüş yapan kitle burada oturma eylemi yaptıktan sonra Birinci Kordon’a
çıktı. Alsancak Vapur İskelesi’nin önüne
gelen kitle adına KESK MYK Üyesi
Ahmet Şimşek bir basın açıklaması yaptı.
gerçekleştirilen eylemlerden biri, Kocaeli’de
bulunan Gölcük Askeri Tersanesi işçilerinin yaptığı büyük bir yürüyüştü. Yaklaşık 2
bin işçi, Gölcük Askeri Tersane Komutanlığı
önünden, İzmit Anıt Park’a kadar yürüdü. Bir
diğer eylem ise, Harb-İş Sendikası Anadolu
Yakası Şubesi’ne üye işçiler tarafından, Kartal’da gerçekleştirildi.
3 Haziran’da Kartal Köprüsü üzerinde
toplanan ve buradan Kartal Meydanı’na yürüyen işçilere, çok sayıda emekten yana
kurum destek verdi.
Eylem, işçilerin köprü altında ve üstünde
toplanmasıyla başladı. Buradan yolu trafiğe
kapatarak yürümek isteyen işçiler, polisin
“yolu kapamama” müdahalesiyle karşılaştı.
İşçiler, polis müdahalesini boşa çıkaran işçiler, kortejlerini oluşturarak, Kartal Köprüsü’nden aşağı doğru yürüyüşe geçtiler.
Kartal Meydanı’na gelindiğinde, burada
bir konuşma yapan Harb-İş Genel Başkanı
Ahmet Kalfa, konuşmasını “On binlerce
Türk Harb-İş sendikası üyesini, kendi emir
ve komuta zincirini korumak adına, temel
insan haklarından kaynaklanan sosyal ve
ekonomik haklarını yok sayarak, TİS hükümlerini hiçe indirmeye çalışarak, diz çöktürebileceğini, aman diletebileceğini sananlar
yanılıyor” sözleriyle bitirdi.
(Kartal)
BÜROLAR
Kartal: İstasyon Cd. Dörtler Ap. No: 4/2 Tel: (0216) 306 16 02 Cep: 0 537 270 75 60
Ankara: Sıhhıye Mh. Süleyman Sırrı Sk. Yunt Ap. No: 19/7 Çankaya Tel: (0312) 430 67 65 Cep: 0 543 453
89 84
İzmir: 856 Sokak, No: 48/203 Kemeraltı Konak, Tel: (0232) 446 78 07 Cep: 0 555 561 04 03
Malatya: Dabakhane Mh. Turgut Temelli Cd. Barış İşhanı Kat: 3 No: 94
Erzincan: Ordu Cd. Ordu İşhanı Kat: 3 Tel: (0446) 223 67 18 Cep: 0 537 461 79 64
Bursa: Selçuk Hatun Mh. Ünlü Cd. Sönmez İşsarayı Kat: 2 No: 185 Heykel, Tel: (0224) 224 09 98 Cep: 0
536 613 81 98
Mersin: Silifke Cd. Çavdaroğlu İşhanı Kat: 3 No: 1/8 Cep: 0 545 685 25 27
Avrupa Büro: Weseler Str 93 47169 Duisburg-Almanya Tel: 0049 203 40 60 958 Faks: 0049 203 40 60 959
Toplu İş Sözleşmeleri kapsamında 4 Haziran’da Ankara’da buluşan eğitim emekçileri 3 Haziran Çarşamba günü İstanbul’dan
yola çıktılar. Eğitim-Sen Şubeler Platformu’nun çağrısı ile bir araya gelen eğitim
emekçilerinin Galatasaray Lisesi önünden
Taksim Tramvay Durağına doğru yapmak istedikleri yürüyüş polis engeline takıldı. “Saldırılar KESK’i susturamaz” yazılı
pankartın açıldığı eylemde polis ile kitle arasında geçen yoğun tartışmalara rağmen polis,
1 Mayıs’tan bu yana İstiklal Caddesi üzerin-
Eğitim emekçilerinin Ankara yürüyüşüne polisten
gazlı, coplu karşılama
Türkiye’nin çeşitli illerinden yola çıkarak TİS görüşmeleri için taleplerini Milli
Eğitim Bakanlığı’na iletmek isteyen eğitim
emekçilerine Ankara’da polis saldırdı. 5
Mayıs Cuma günü Ankara’ya ulaşan eğitim
emekçileri, Zafer Parkı’nda toplanarak Bakanlıkla saat 15.00’te olan randevuları için
bekleyişe geçtiler. 14.30’da Atatürk Bulvarı
üzerinde Eğitim-Sen imzalı taleplerinin yer
aldığı pankartı açarak sloganlarla yürümek
isteyen emekçilere polis cop ve gaz bombası kullanarak saldırdı.
Yaşanan arbededen sonra yeniden Atatürk Bulvarı üzerindeki yerlerine geri dönen
emekçilerin kararlı tutumu karşısında polis
barikatı açmak zorunda kaldı. Barikatın
açılması üzerine emekçiler, Atatürk Bulvarı
üzerinden Bakanlığa yürümeye başladılar.
Bakanlık önünde basın açıklamasını okuyan
Eğitim-Sen Genel Başkanı Zübeyir Kılıç,
3 Haziran’da başlayan yürüyüşlerine Türkiye’nin pek çok yerinde baskı ve saldırılara
Belediye işçileri sadaka değil, haklarını istiyor!
Kadıköy Belediyesi’nde çalışan işçiler,
TİS kapsamındaki haklarının aylardır ödenmemesi üzerine, eylemler zinciri başlattı. Bu
eylemlerin ilkini, 27 Mayıs Çarşamba günü,
yemek yemeyerek ve ardından basın açıklaması yaparak hayata geçirdiler.
29 Mayıs Cuma günü de Kadıköy İskele
Meydanı’nda toplanan işçiler, buradan Kadıköy Belediyesi’ne kadar bir yürüyüş yaptılar.
Ancak art arda yapılan bu eylemlere karşın, Kadıköy Belediyesi yönetimi, işçilerin
alacaklarını ödememekteki ısrarını koruyunca, eylemler sonraki günlerde de devam
etti.
İşçilerin alacağını kim ödeyecek?
Kadıköy Belediyesi işçilerinin yaşadıkları tüm bu süreci ve de gerçekleştirdikleri
eylemlerin nedeni, hangi taleplerle gerçekleştirildiğini vb. bilgileri alm ak için, Genelİş 1 No’lu Şube Başkanı Şahan İlseven ile
görüştük.
İlseven, eylemlilik sürecinin esas olarak
TİS farkı alacaklarından doğduğunu söyledi.
2 yarım ikramiye, 1 tam ikramiye, öğrenim
yardımı, elbise parası, sabun parası gibi sosyal hakların 6 aydır ödenmediğini belirtiyor.
deki kitlesel yürüyüşlerin Valilik tarafından
yasaklandığını bahane ederek yürüyüşe izin
vermedi. Eylemde barikatın açılmaması üzerine direnişe geçen kitle polis barikatını zorlamaya başladı. Emekçilere kalkan ve
coplarla saldıran polis birçok emekçiyi yaraladı. Direnişte kararlı olan kitle alanı terk etmeyeceğini belirterek burada oturma eylemi
gerçekleştirdi. Oturma eylemi sırasında polis
trafiği kapattığı gerekçesi ile tekrar saldırıya
geçerek 3 kişiyi gözaltına aldı ve birçok kişinin cüzdanına el koydu.
Çeşitli demokratik kitle örgütlerinin de
destek verdiği eylem saat 14.00’ten 22.00’ye
kadar sürdü. (İstanbul)
Yerel seçimlerle birlikte ortaya çıkan ve de
son süreçteki eylemlerin de merkezinde bulunan bir başka duruma da dikkat çekiyor.
Kadıköy’ün bu seçimlerde ikiye bölünmesiyle birlikte, Ataşehir Belediyesi’nin ortaya
çıkması, Kadıköy Belediyesi’nde çalışan
185 işçinin, bu yeni belediyeye gönderilmesini de beraberinde getirmiş. Eylemlerle birlikte, Kadıköy Belediyesi hala kendi
bünyesinde çalışan işçilerin alacaklarının bir
kısmını ödemesine karşın, Ataşehir’e devir
edilen işçilere ödeme yapmamış.
Ataşehir Belediyesi yönetimi de işçilerin
kendi bünyelerinde çalışmaya başladığı 5
Mayıs 2009’dan sonraki dönemi kapsayan
alacakları kendilerinin ödeyeceğini, ancak önceki dönemin Kadıköy Belediyesi
tarafından ödenmesi gerektiğini söylemiş. Kısacası, son
dönemde yapılan eylemlerin
esas noktasını da işte bu alacakları hangi belediye ödeyecek meselesi oluşturuyor.
Tabii ki bunun yanı sırada,
hala Kadıköy Belediyesi’nde
çalışanların, alacaklarının
tam olarak ödenmemesi.
mazur kaldıklarını ifade ederek, Ankara’da
da aynı şekilde karşılandıklarını, bu faşizan
tutumun kendilerini yıldıramayacağını söyledi. Daha sonra söz alarak konuşan KESK
Genel Sekreteri Emirali Şimşek, KESK’e
yönelik gözaltılara değinerek, “Bu tür saldırılar KESK’i yıldıramayacak” dedi.
(Ankara)
BURSA
Eğitim emekçileri Ege Bölgesi yürüyüş kolu 3 Mayıs günü
İzmir’den yola çıkarak Manisa,
Balıkesir ve 4 Mayıs’ta Bursa’ya geldi.
Yürüyüş kolu saat 14.00’te
Atatürk Stadyumu önünde,
başta eğitim emekçileri ve Bursa’daki devrimci, demokratik ve
ilerici kurumlar tarafından karşılandı. Altıparmak’tan Fomara
Meydanı’na yürümek isteyen
emekçilere polis barikat kurarak
engel oldu. Her ne kadar polisin
baskısı nedeniyle kararlaştırılan
yürüyüş güzergahının değiştirilmesi olumsuz olsa da emekçiler
Darmstad Caddesi’nden yürüyerek kent merkezine geldi.
Eğitim-Sen MYK üyesi Ünsal
Yıldız’ın yaptığı açıklamanın
ardından eğitim emekçileri
araçlara binerek Eskişehir’e hareket etti.
Başkan yardımcısı “eski solcu”
olunca!
Genel-İş öncülüğünde gerçekleştirilen en
son eylem, işçilerin belediye binasını basması olmuştu. Başkanlık katını bir süre işgal
eden işçiler, daha sonra geç saatlere kadar binanın önünden ayrılmamışlardı.
İlseven bu eylem sırasında Belediye Başkan Yardımcılarından Mustafa Demircan’ın
tutumuna özellikle dikkat çekiyor. “Eski
solcu” olarak bilinen Demircan’ın en saldırgan tutumu sergileyen olduğunu aktarıyor.
İlseven son olarak, Kadıköy Belediyesi
yönetiminin emek düşmanı bir tutum içinde
olduğunu vurguluyor ve “eğer sorun çözülmezse, eylemlerimiz önümüzdeki günlerde
de devam edecek, çünkü işçiler sadaka değil,
haklarını istiyor” diyor. (Kartal)

Benzer belgeler