TUĞRA
Transkript
TUĞRA
www.tukologi.de/ TUÐRA Tuðra Nedir? Tuðra dört bölümden ibarettir. Bunlara çeþitli isimler verilmiþtir. 1- Tuðranýn Sere’si (Kürsüsü): Tuðranýn alt tarafýnda bulunan ve asýl metnin yazýlý olduðu kýsmýn adýdýr. Buraya kürs Sere padiþah III. Mehmet’in tuðralarýnda belirlenmeye baþlamýþtýr. 2- Tuðranýn Beyzeleri : Tuðranýn sol tarafýnda bulunan ve genellikle Han ve Bin kelimelerindeki nün harflerinin bazen de baþka bir kelimedeki dal harfinin teþkil ettikleri kavislere verilen isimdir. Bazý tuðralarda beyzeler tuðra þeklini tamamlayan iþaretlerdir. 3- Tuðranýn Tuðlan : Tuðranýn üst tarafýndaki elif harfi .þeklindeki çizgilerin adýdýr. Bunlar, bir tuðra dýþýnda her tuðradan üç ad görülmektedir. Tuðlar bazý tuðralarda hiçbir harf- ifade etmeyen ve sadece þekli tamamlayan iþaretlerde olabilir. ”OSMAN DEVLET DÜZENÝNE ÜÇ TUÐ HÜKÜMRANLIK alametidir. Tuðralarda bulunan,üç tuð geleneði de bu alametin Tuðralarda yansý olarak da düþünülebilir. 4- Tuðranýn Kollan : Beyzelerin devamý olan ve “muzaffer” kelimesinin üzerinden geçerek saða doðru paralel uzanan kýsýmlara verilen isimdir. Bunlara hançere adý da verilir. Tuðrada metin ile ilgisi olmayan bazý iþaretler de bulunmaktadýr. Bu iþaretler, tuðranýn þeklini tamamlamak için ilave edilmiþlerd Hiçbir kelime veya harf deðillerdir. Bir mana taþýmazlar. Tuðranýn geliþmesi incelendiðinde, her tuðranýn bir evvelki padiþah tuðrasýna mümkün olduðu kadar benzetilmek için gayret sa görülür. Tuðraya giren yenilikler bile çok’ defa bu benzetmeyi saðlamak için yapýlmýþtýr. Tuðralar genellikle iki beyzeli ve üç tuðludur. Her yeni tuðrada bu unsurlarýn da bulunmasý gerekir. Eðer metindeki harfler bir tuð bir beyze veya her ikisi birden tuðraya ilave edilir. Tuðrasý haricinde bütün padiþah tuðralarýnda yer almýþtýr. EL MUZÂFFER DAÝMA TABÝRÝ: Daima Muzaffer olan, galip gelen anlamýnda Arapça bir tamlamadýr. II. Murat'tan sonra bütün tuðra metinlerinde görülmektedir. TUÐRALARDA NOKTALAMA ve ÝÞARETLER: Tuðralarda harfler noktasýz yazýlýr. Ýlk tuðralarda bazý harflerin noktalan belirli biz düzen olmadan konulmuþtur. Hatta bazý har noktasýz, bazý harfler noktalý yazýlmýþtýr, îç ve dýþ beyzeleri meydana getiren ”N” nün harfi Ýçin ilk tuðra örnekle bazen tek bazen çift nokta konmuþtur. Ortadaki tek nokta zamanla süs halini almýþ ve Fatih’in tuðralarýnda metne ”daima” kelimesinin girmesi ile nokta kalkmýþtýr. Tuðra Metni: 1- Padiþah ve Babalarýn Ýsimleri: Tuðra, padiþahýn yazýlý alameti, bir çeþit imzasý olduðuna göre metindeki en önemli kelimeler, padiþahýn kendi adýyla babasýn Bu ikisinin okunmasý çok defa tuðranýn hangi padiþaha ait olduðunun anlaþýlmasýna yetmektedir. Ýlk tuðralarda metin sadece b isim ile oðlu manasýna gelen ”bin” kelimesinden ibaret idi (Orhan bin Osman gibi.). Ýsimler tuðranýn seresinde yer alýr. Tuðra metni genellikle aþaðýdan yukarýya doðru okunacak þekilde istif edilir. Tuðra sahibinin adý altta, babasýnýn ki üs bulunur. Bazý tuðralarda bu isimler iç içe girmiþ, bazýlarýnda ise bir satýr halinde yazýlmýþtýr. 2- Bin Kelimesi: Arapça oðul manasýna gelen bir kelimedir. Tuðralarda padiþahýn babasýnýn isminin önüne gelir (Orhan bin Osman ”Osm oðlu Orhan” gibi-). 3- Han Kelimesi: Han, eski Türklerde hükümdara verilen bir unvandýr. Osmanlý padiþahlarý da bunu kullanmýþlardýr. Han unvaný ilk defa Bayezit nin tuðrasýnda görülmektedir. (BAYEZÝD BÝN MURAD HAN gibi) 4- Þah Kelimesi: Þah kelimesi bir unvan olmakla birlikte tuðralarda ilk defa bir isim eki olarak görülür. Þehzade Selim’in kendi tuðrasýna koyduðu þah kelimesi, isminin Selim Þah olduðundandýr. (Kardeþleri Þehin Þah ve Alem Þah gibi). Kanunî Sultan Süleyman da a http://www.turkologi.de/ Joomla! ile Güçlendirilmiþtir Oluþturan: 12 October, 2016, 21:25 www.tukologi.de/ ismi Süleyman Þah’týr. Selim Fin isminde Þah yoktur. Þehzadeliðinden çektirdiði tuðralarda Þah unvaným kullanmýþtýr. Padiþah olduktan sonra tuðra m Þah unvaný girmiþ, ”Þah” kelimesi iki defa tekrar edilmiþtir. (Selim Þah Bin Süleyman Þah Han El Muzaffer Daima gibi) I. Selim'den itibaren (1512 - 1520) Niþancýlýk: Osmanlý Devlet teþkilatýndaki ”Kalemiye” sýnýfýnýn en yüksek altýn makamlarýndan biri niþancýlýk id memuriyette bulunanlara Niþancý, Tevki, Muvakki veya Tuðra denilirdi. 18. asrýn baþýna kadar niþancýlar, devletin eski ve yeni kanunlarým ve merasimlerini en iyi bilen, þeriat ve hukuk kanunlarým tel edebilen ve Divan’da bu konuda fikir ve görüþlerinden faydalanýlan kimselerden seçilirlerdi. Diðer devletlere ve hükümdarlara Name-i Hümayunlarýn yazýlmasý da niþancýlara ait bir görevdi. Niþancýlar bir tür resmi evrakl kontrol ederek, padiþahýn imzasý olan tuðrayý çekerlerdi. Bu onlara bir çeþit teftiþ hakký da kazandýrýyordu. Ýlk devirlerde padiþahlarýn kendi tuðralarýný kendilerinin de çektikleri biliniyor. Sonradan devletin büyümesi ve iþlerin çoðalmasý vazifenin niþancýlara verilmesini gerektirmiþti. Padiþahlar birine sevgi ve iltifat olsun diye tuðrasýný meþketmeyi (tuðra çekme alýþtýrmalarý) emrederlerdi. Bu bir teveccüh idi. V tayin edilenlerin tuðra çekmeyi mest etmeleri usuldendi ve buna ”Meþk-i Tuðra” denirdi. Sahte tuðra çekmenin cezasý çok aðýrdý. Bu suçu iþleyenlere elini kesme ve ömür boyu hapis cezasý verilirdi. Sadrazam, vezirler ve kazaskerler gibi niþancýlar da Divan-ý Hümayun üyesi idiler. Sýnýr eyaletlerindeki vezirlere aradaki mesafenin uzunluðu ve çabuk karar verme gereði düþünülerek, tuðra çekme izni verilmiþ, usul 17. yüzyýlda kaldýrýlmýþtýr. Serdar-ý Ekrem yani padiþah adýna ordu baþkumandaný olarak sefere giden sadrazamlarada mecburen Tuðra çekilmiþ kaðýtlar verilir, gerektiðinde bunlarý doldurmalarýna müsaade edilirdi. Bu uygulama diðerlerinden farklý olup, ferman yine padiþah adýna çýkardý. Bununla birlikte daha sonra bu usul de terk edilmiþ, Serdar-ý Ekrem’lere padiþah adýna olmak þartýyla tuðra çek izni verilmiþtir. Mahlas: Tuðralarýn sað üst köþesine buradaki boþluðu deðerlendirmek ve güzel görünmesini saðlamak maksadý ile estetik bir kaygý ve d yaprak veya çiçek resmi konurdu. Bilhassa 2. Süleyman ve 3. Ahmet’ten sonra bu bir gelenek halini aldý. Bu resimler süs olarak konduðu için evrak üzerindeki tuðralara çiçek veya yaprak konmazdý. Bu tür süslü tuðralar paralar üzerinde daha çok Ýlk defa 2. Mahmud tuðralarýnda çiçek ve yaprak konan boþluða Adlî mahlasýn konduðu görülmektedir. 2. Mahmud Adlî mahlas çýktýðý ilk günden itibaren kullanmýþtýr. Osmanlýlarýn ilk sultanlarý harbe gider ve dönüþlerinde Gazi unvaný alýrlardý. Þeyh-ül Ýslâm fetvasý ile verilen gazilik unvaný s dönemlerde sultanlara kazanýlan bir harbin þerefine verilmiþtir. 2. Abdülhamid, 3. Plevne savaþýndan sonra bu unvaný almýþ ve de çýkartýlan ”Rusya Muharebesi” madalyalarý üzerindeki tuðralarýn sað ve üst köþelerine ”El Gazi” mahlasý konmuþtur. 2. Abdülhamid, El Gazi mahlasýný resmi evraklarda tuðra ile birlikte daima kullanmýþtýr. Sultan 5. Mahmud mahlas kullanan üçüncü sultandýr. Tahta çýkýþýnýn ilk günü kendisine sunulan tuðrada sað üst köþede Reþa bulunmaktadýr. Bu mahlasýný resmi evraklarda, binalarda, paralarda ve tuðranýn kullanýldýðý her yerde tuðrasý ile birlikte kullan Çanakkale Zaferinden sonra, paralarda ve resmi evraklardaki tuðralarýnda reþad yerine ”el gazi” mahlasýný kullanmaya baþlamýþtýr. Þehzade Tuðralarý: Osmanlý padiþahlarýnýn erkek çocuklarýna kimden doðmuþ olursa olsun. Çelebi Mehmet zamanýna kadar Çelebi, bundan sonra Þehzade denmiþtir. Ýlk Osmanlý Þehzadeleri küçük yaþtan itibaren önemi olan Sancak ve vilayetlerde valilik ederlerdi. Bu suretle idari iþlerde yetiþm saðlanýrdý. http://www.turkologi.de/ Joomla! ile Güçlendirilmiþtir Oluþturan: 12 October, 2016, 21:25 www.tukologi.de/ Þehzade sancaklarýndan hemen hepsi Anadolu Beyliklerinden alýnan yerlerdi. Þehzadeler bu birliklerin baþþehirlerini kendilerine merkez yapmýþtý. Þehzadeler, isimleri ile tuðra çektirirler, emirler yazdýrýrlar ve bu suretle kendi idareleri altýndaki bölgelerde bir padiþah gibi hükü sürerlerdi. Yalnýz kendi adlarýna para bastýramaz ve namlarýna hutbe okutamazlardý. Bu iki imtiyaz yalnýz padiþahlara aittir. Þehzade tuðralarý da, ayný usullerle tertip edildiðine göre þekil, istif ve metin bakýmýndan diðer tuðralardan farklý deðillerdir. Þe þayet tahta çýkarsa tuðrasý deðiþmez, þehzadenin saltanatý süresince Þehzadeliðinde kullandýðý tuðrayý kullanýrdý. TUÐRA H Tuðra Osmanlý sultanlarýnýn gözalýcý kaligrafik niþan veya armasý, bir çeþit imzasýdýr. Sultanýn ve babasýnýn adýný ve çoð daima dua ibaresini içerir. Örneðin Kanuni Sultan Süleyman’ýn tuðrasýnda “Süleyman þah bin Selim þah han elmuzaffer daima” yazmaktadýr. “bin” “oðlu” demektir. Tuðra bizatihi sultan tarafýndan yazýlmayýp niþancý veya tuðrakeþ veya tuðranüvis denilen görevlilerce yazýlýrdý. Sultanýn mühürlerine de kazýlmýþtýr. En eski ikinci Osmanlý sultaný Orhan Gaziye aittir. Birinci sultan Osman Gaziye ait bir tuðraya günümüze dek hiçbir yerde rastlanmamýþ Bu nedenle 36 Osmanlý padiþahý ama 35 Osmanlý padiþah tuðrasý vardýr. Tuðralar, Osmanlý devletinin kuruluþundan yýkýlma kadar çok çeþitli yerlerde kullanýlmýþ, hat sanatýnda bir kol olmuþ ve resmi görevini tamamladýktan sonra tarihe mal olmuþtur (1 Halen hat sanatýný icra edenlerce sanatsal amaçlý olarak yaþatýlmaktadýr. Önceleri fermanlar gibi pek çok resmi evrak üzerine resmiyet kazandýrmak için çekilen tuðra daha sonralarý hükümdarlýk (han sembolü olarak paralar, bayraklar, pullar, resmi abideler, resmi binalar, camiler ve saraylarda da kullanýlmýþtýr. Tuðra tek baþýna Osmanlý kültür, sanat ve egemenliðini temsil eder. Türklere özgüdür. Türklerin bin yýllýk Orta Doðu egemenl Özellikle Türkiye dýþýndaki yabancýlar arasýnda, Osmanlý denince tuðra akla gelir. Tuðranýn þekli kendine mahsustur. Ne herha þey tuðraya benzer, ne de tuðra herhangi bir þeye. Her tuðrada bir yandan alýþýlmýþ tuðra þeklini korumak, diðer yandan her su künyesini bu þekille barýþtýrmak. Zor sanat. Orhan Gazi’den Sultan Vahideddin’e kadar tekrarlanan ve deðiþen parçalarla tuðralarýn evrimini izlemek çok ilgi çekicidir. Tuðra bir güç ve egemenlik simgesi olduðu için belgelerin baþýnda yer alý sonunda deðil...(2) Tuðra kelimesi Osmanlýdan önceye dayansa da ve yine tuðra benzerleri daha eski Türk devletlerinin belgelerinde kullanýlsa da Osmanlý tuðralarýnýn kendilerinden öncekilerle isim benzerliði dýþýnda ortak yaný pek yoktur. Ýlk Osmanlý tuðrasýnýn sahibi O Gazinin tuðrasýnda yazýlý Orhan ve Osman kelimelerinin yazýlýþ þekli kendinden sonra gelen tuðralarýn iskeletini oluþturmuþtur Tuðralar bir arma olarak olgunlaþmýþ halini aldýktan sonra hattatlar sanatsal boyuta geçerek hep daha güzelini yazmaya çalýþmýþlardýr. Sanatsal tuðra tablolarý halinde padiþah tuðralarý dýþýnda yakýn zamanlarda Kur’an-ý Kerim’den hadisler, dualar, þahýs isimleri vb. de yazýlmýþtýr. Bir padiþahýn tuðrasý kabul gördükten sonra saltanatý boyunca içeriði deðiþmezdi. Ancak farklý ellerden farklý çýkan tuðralar d olurdu. Bir Osmanlý belgesinin tarih tesbitinde, varsa üzerindeki tuðranýn sahibinin bilinmesi çok yardýmcý olur. Hatta tuðradaki nüanslar tarih aralýðýný daha da kýsaltýr. Tuðralarýn okunabilmesi tüm Osmanlý tuðralarýnýn bir araya getirilmesi ile mümkün olmuþtur. Bu meyanda Sayýn Suha Umur’un çalýþmalarý takdire þayandýr, eseri bize yol göstermiþtir, kendisini en iyi dileklerimle zikrediyorum. . TUÐRANIN BÖLÜMLERÝ 1- Sere (Kürsü): Tuðranýn en altýnda bulunan ve asýl metnin yazýlý bulunduðu kýsýmdýr. 2- Beyze’ler (Arapça: yumurta): Tuðranýn sol tarafýnda bulunan iç içe iki kavisli kýsýmdýr. 3- Tuð’lar: Tuðranýn üstüne doðru uzanan “elif” harfi þeklindeki uzantýlardýr. Her zaman elif deðillerdir. Ba harf de deðillerdir. Yanlarýnda yer alan flama þeklindeki kavislere “zülfe” denir. 4- Kollar (hançere): Beyzelerin devamý olarak saða doðru paralel uzanan kollardýr. Bazý tuðralarda sað üst boþlukta ilgili padiþahýn “mahlas”ý da görülür. Anonim olarak üç tuð Osmanlý Ýmparatorluðu’nun üç kýtaya hakimiyetini, küçük beyze Karadenize hakimiyetini büyük beyze Akdenize hakimiyetini tems eder Olgunlaþmýþ bir tuðrada iki beyze ve üç tuð yer alýr. Ýçerik metni bunlarý karþýlamazsa bazý tuðralarda esas metinle ilgili þekiller de yer alýr ki, bunlar klasikleþmiþ tuðra þeklini korumak ve kendinden önceki tuðraya benzetebilmek için eklenmiþlerdir. B anlam ifade etmezler.tuðra: 1) Padiþah imzasý, (Osmanlý imparatorluðu zamanýnda kimi resmi kaðýtlarýn baþ taratma ve parala bir yüzüne basýlan ve zamanýn padiþahýnýn adý iç içe bir yazý ile yazýlý bulunan, sembol, imza).2)Ýki kanadý açýk doðan yahu kartal(Behude:geflügelte sonne-onun içinmi davut!!).3)Para ve iki tarafli olusu(yazi-tuðra)4)Damga,mühür. T.(E)Tamga.!! Ve o balmacunu !! Osmanlý padiþahlarýnýn imza yerine kullandýklarý özel biçimi olan simge. Mühür. uðra- ORGUN- ORHUN yazit ve damgalari. TORA -Yuðra – baðir! ðra! grafp- grafiti –hyroglypeh!! Tyroglypeh hyros-giros thran-iran - Zehra – anch simge- sinin yatiril- misdir- Venus schlüs.– lebens- zeichen= schlefe – schleifen!! Leiv DORUK:- TÜRK- ERLÝKHAN: Öz. (Doðu Türkleri arasýnda cezalandýrma Tanrýsý. inanýþa göre yerin yedi kat dibinde kara bir t üstünde otururdu.Yüzü, vücudu, elbisesi yaktu- ARI –TÖRE- SARICA: Yaban arsý. TARIÐAN- latincede CARE: bienen wachs-wachs- zelle- wachs- tum–axstum!!sex-hexsa- siegel-bild –stem- pelwachs – amts siegeln !!kirmizimsi !!!Kerze!! cerasus—kiraz-un –CERES- ARES götin der pflanzen wachstum!! Yuðra: Juðra: Vuðra: Fuðra: -runnen- futark!!stÄrk!!- ÜZÜK:1)Yüzük. 2)Harf, hece. Betik-bezik- mýsýrdaki doðanýn-tuðrasý –pençe- lerin- deki TÜZÜK-TUGRA (Doða)- misirdaki o dogan- akbabalrin pençelerindeki yüzük ve anahtarlar –dikkat !!Turan-Orhan !! ve o kültegin-Gültekin- basindaki kartal!! Güneþin içindeki maddeler : 75% Wasserstoff + 25% Helium nach der Masse (92,1% Wasserstoff und 7,8% Helium nach der Anzahl der Atome); geriye kalanlari („0,1% Metalle“) dir. Sancak ve ari ignesimi!!yazi tura – çiflilim sayiusi !! çift kartal selçuklar !!Sancak = ari ignesi - SÜNGÜ(E): l) Tüfek namlusunun ucuna takýlan delici ve kesici demir þiþ.2) eskiden mezar baþýna niþan olarak dikilen sýrýk.3) omurga.4)Ense.(misir ve RE ) .T.(E ÜNÜK: Hançere. T.(E) ÜNGÜRÜÞ: Et býçaðý.! SAZ, BAÐLAMA, CURA: Yedi telli, uzun saplýdýr. Mýzrapla çalýnýr. Halk musikis enstrümanýdýr. Mythologie hat der Garuda zugleich die Bedeutung eines Götterboten, der den Menschen Nachrichten und http://www.turkologi.de/ Joomla! ile Güçlendirilmiþtir Oluþturan: 12 October, 2016, 21:25 www.tukologi.de/ Anweisungen der Götter überbringt. In vielen Asiatischen Ländern (beispielsweise Thailand und Indonesien) wird der Garuda zudem als Hoheitszeichen oder Amtssiegel von den Behörden der Regierung verwendet. Bei der Krönung des römischdeutschen Kaisers wurde das Zepter vom Erzkämmerer vorangetragen. Analog dazu trug der Landeskämmerer das Zepter des Erzherzogtums Österreich bei einer Erbhuldigung voran. Das Zepter des Kaisertums Österreich hat die Besonderheit, dass es teilweise aus Narwalzahn besteht (siehe: Österreichische Kaiserkrone). In Polen ist die Ber?o – eine von einem Streitkolben bzw. Morgenstern abgeleitete Insigne, die wie ein Zepter gehalten wird – traditionell das Symbol der höchsten militärischen Dienstgrade. Heute ist sie das Symbol der Marschalle Polens. Auch der Staatspräsident der Ukraine erhält bei seiner Amtseinführung neben einer Amtskette die Bulawa (??????), die dort noch immer als wichtiges Machtsymbol gilt. Von Streitkolben abgeleitete Amtsstäbe (ceremonial maces) sind auch im britischen Parlamentssystem und in angloamerikanischen Universitäten in Gebrauch. Eine Besonderheit stellt Frankreich dar: Der französische König führte zwei Zepter mit sich: ein mannshohes und ein kurzes, das in eine Hand übergeht als Symbol für die Gerechtigkeit („main de justice“). In einem Gemälde von François Gérard aus dem Jahre 1805 findet sich eine entsprechende Darstellung von Napoléon Bonaparte im Krönungsornat. Ein kobaltblaues Zepter ist das Signet der Königlichen Porzellan-Manufaktur Berlin; es findet sich auf jedem Produkt dieser traditionsreichen Manufaktur. toðan: Doðan kuþu. T. (E)Tugra-tamga TABGU: Yabgu- Djabgu... Der turksprachige Volksstamm der Tabgatsch oder auch Tabgatschen (Eigenbezeichnung: Tabgaç) war einer der bedeutendsten Stammesbünde, die nach dem Zusammenbruch des Xiongnu-Reiches in dessen Osten entstanden war. Der Name „Tabgaç“ entstand aus der Verballhornung des alttürkischen Wortes tafgaç oder tamgaç. Die chinesischen Quellen bezeichneten dieses Volk als Tuòbá (chin. ??) und in byzantinischen Quellen erscheinen sie als Taugast(SABA - August der türke). Der Tanach [????] (auch: Tanakh oder Tenach; IPA: oder ) ist die Heilige Schrift der Jüdischen Religion. Sein Kanon - auch Mikra oder Miqra, [????] genannt - besteht aus 24 Büchern, die drei Hauptteilen zugeordnet sind: der Tora ("Weisung"ders-ögretim), den Nevi'im ("Propheten"nubier) und den Ketuvim ("Schriften"hitabkitab). Das Akronym "Tanach" wird aus den Initialen der drei Hauptteile gebildet: Taw (?), Nun (?) und Kaph (?). Diese Dreiteilung war schon in der Zeit des jüdischen Zweiten Tempels (530 v. Chr. bis 70 n. Chr.) üblich und wird auch in den Texten der rabbinischen Literatur dokumentiert. Trotzdem wurde der Tanach damals wegen seines Gebrauchs im Gottesdienst der Synagogen Mikra ("Lesung"- mahrep- mektep) genannt. Heute werden beide Bezeichnungen parallel verwendet, wobei „Mikra" einen höheren formalen Charakter hat. Tigray (Volk) Die Tigray sind ein Volk in Äthiopien; in Eritrea lebende Angehörige dieses Volkes werden Tigrinya genannt. Es gibt keine einheitliche Selbstbezeichnung; traditionell wird von den Angehörigen dieses Volkes in Äthiopien wie in Eritrea das Wort "Tigrinnya" (bzw. "Habescha") i "Habescha"(Sabeþa) als Selbstbezeichnung verwendet ('Abessinier'), das aber auch andere äthio-semitische Ethnien weiter im Süden umfasst. Die Sprachbezeichnung "Tigrinya" wird heute in Eritrea auch als Bezeichnung für die Tigrinya sprechende Bevölkerung verwendet; die Tigrinya sind eine der offiziellen neun ethnischen Gruppen des Landes. Die zu Äthiopien gehörenden Tigrinya-Sprecher, die v.a. in Tigray leben, werden offiziell "Tigray" genannt, nicht "Tigrinya". Das Tigrinya ist nicht zu verwechseln mit der ebenfalls in Eritrea sowie im Sudan gesprochenen äthiosemitischen Sprache Tigre. Das Wort Tigre bezeichnet in verschiedenen Sprachen den Tiger. Darüberhinaus bezeichnet es Tigre(Dicle.Tigres), eine Stadt in Argentinien. Der Tiger(TEKIR) (Panthera tigris) ist eine in Asien verbreitete Großkatze. Heute ist er aus großen Teilen seines ehemaligen Verbreitungsgebietes verschwunden und mehrere Unterarten sind bereits völlig ausgestorben. Aufgrund der charakteristischen schwarzen Streifung auf goldgelbem bis rotbraunem Grund ist er unverwechselbar. Der Tiger ist die größte aller lebenden Raubkatzenarten. http://www.turkologi.de/ Joomla! ile Güçlendirilmiþtir Oluþturan: 12 October, 2016, 21:25