dünyayı yöneten gizli elitler

Transkript

dünyayı yöneten gizli elitler
DÜNYAYI YÖNETEN GİZLİ ELİTLER
DÜNYAYI YÖNETEN GİZLİ ELİTLER
Küresel politikaların şekillenmesinde rol oynayan üst düzey siyasetçiler,
devlet başkanları, sanayiciler, gizli servis idarecileri, generaller,
sanatçılar, gazeteciler, akademisyenler vs. gibi insanların, üyesi bulunduğu
üç büyük uluslar arası örgüt, tüm dünya insanlarını dolaylı veya dolaysız
şekilde etkileyen kararlar alıyor. Bilderberg, CFR (ABD Dış İlişkiler
Konseyi) ve Trilateral Commision… Ve yönetim kurulu listeleri incelendiğinde,
her üç taşın altından da aynı isimler karşımıza çıkıyor. O isimlerin arasında
en önemli olanlardan biri ise David Rockefeller…
Küresel siyasetin bugününü daha iyi kavrayabilmek için bu küresel
yapılanmaların tarihçesine kısaca bir göz atmak gerek. Her sene dünyanın
farklı bir ülkesinde, “küresel elitlerin” katıldığı ve basına kapalı
toplantılar düzenleyen Bilderberg Klübünün kurucusu, sosyolog ve bir politika
danışmanı olan Joseph Retinger’di. Retinger aynı zamanda bir Polonya
Yahudisi, “İsveç Hürmasonluğu Büyük Üstadı” ve Avrupa Birliğinin oluşmasına
öncülük eden Avrupa Hareketinin kurucusuydu.
Kulübün kuruluşu esnasında, “Bilderberg daimi üyesi” olan “Hollanda Prensi
Bernhard”dan destek aldı. Retinger’in bu proje için görüştüğü isimler
arasında ABD’nin eski Sovyet Büyük Elçisi ve CIA’nın eski direktörlerinden
Walter Bedell Smith de vardı. Eski ABD Başkanı Eisonhower’ın danışmanı
Charles Douglas Jackson ise ABD hükümeti adına Bilderberg’in organizasyon
sürecine önemli katkılarda bulunan diğer bir isimdi.
Bilderberg’in kurulduğu günden beri daimi üyesi olan David Rockefeller 12
Haziran 1915’de ünlü bir Yahudi ailenin çocuğu olarak New York’ta doğdu.
Rockefeller hanedanlığının bugünkü reisi olan David Rockefeller, ABD’nin
merkez bankası Federal Reserve’in ortaklarından biri ve Bilderberg’in yönetim
kurulunda bulunuyor. Ancak Rockefeller ilk bakışta Bilderberg’e rakip bir
oluşum gibi görünen Trilateral örgütünün de kurucusu…
“Üç Harfliler Komisyonu” anlamına gelen “Trilateral Comission”, manifestosuna
göre ABD, Avrupa ve Japonya’yı yakınlaştırmayı amaçlıyor. Trilateral
Comission, ABD ve Avrupa’yı birbirine yakınlaştırmayı amaçlayan Bilderbeg’den
farklı olarak, Japonya’yı da bünyesine alıyor. Trilateral Komisyonu,
düzenlediği üst düzey, uluslar arası ve fakat gayri resmi toplantılarını 1973
yılından beri sürdürüyor.
Bilderberg ve Trilateral Örgütü ile paralel şekilde faaliyetlerini yürüten
diğer bir örgüt ise CFR’dir. CFR, yani Dış İlişkiler Konseyi anlamına gelen
Council on Foreign Relations, ABD’nin Dış İlişkilerini geliştirmek amacıyla
1921 yılında kuruldu. Ancak örgütün gayri resmi bir yapılanma oluşu,
üstlendiği misyon düşünüldüğünde dikkat çekicidir. CFR’nin bugünkü onursal
başkanının, yıllarca örgüt için hizmet etmiş David Rockefeller olması, bu
örgütün Bilderberg ve Trilateral örgütleriyle olan benzerliklerinden biridir.
Ayrıca bu üç örgütün çok sayıda ortak üyesi bulunması ise aralarındaki
organik bağın göstergesidir.
ABD’de nüfuz sahibi olmanın en büyük göstergesi CFR üyesi olmaktır. ABD
devlet başkanlarının neredeyse tamamının üyesi olduğu CFR’nin Türkiye’deki
kurumsal üyesi TÜSİAD kulübüdür.
Bilderberg’i CFR ve Trilateral’dan ayıran en büyük fark gizlilik
politikalarındaki farklılıklardır. CFR ve Trilateral çeşitli yayınlar yaparak
“uluslararası ilişkiler” adı altındaki bazı faaliyetlerini kamuoyu ile
paylaşmaktadır ancak Bilderberg’de sadece toplantı gündem maddelerinin
başlıklarının bir kısmı kamuoyuna açıklanabilir. Dolayısıyla Bilderberg’de
çok sıkı gizlilik prosedürleri uygulanır.
Türkiye’de bugüne kadar üç kez yapılan Bilderberg toplantılarının ilki
1959’da İstanbul Çınar Otel’de, ikincisi 1975’te Çeşme Altın Yunus Otel’de ve
üçüncüsü 2007’de İstanbul Ritz-Carlton Hotel’de yapıldı…
Aralarında belirgin organik bağlar bulunan bu üç gayri resmi örgütün, gizli
Illuminati tarikatının alt birimleri olduğu iddiaları birçok kez gündeme
getirildi. İlluminati aydınlanmış olanlar anlamına gelmektedir. 1776 yılında
Kabalist bir Yahudi olan Adam Weishaupt tarafından masonik bir yapıda kurulan
örgütün, görünen misyonu aydınlanmacılığı yaymak olsa da birçok siyasi olayla
adı anılmıştır. 2 Haziran 1784’te tüm Bavyera bölgesinde gizli siyasi
amaçları olduğu öne sürülerek yasaklanan örgüt 19. yüzyılın başlarında ünlü
Alman filozof Hegel’in katılımıyla canlanarak parlak günlerine döndü. Ve o
dönemde “Yeni Dünya Düzeni” düşüncesinin geliştiği bir ütopya topluluğu
haline geldi. Illuminati’nin, faaliyetlerine bugün yer atından devam ettiği
görüşü birçok araştırmacı tarafından kabul görmektedir.
Dünya finans sektörünü elinde bulunduran küresel hanedanlar arasında,
Rockefeller’lar her ne kadar en ön planda görünse de bunların en köklüsü ve
muhtemelen en güçlü olanı Rothschild hanedanıdır. Bu hanedanlar birliği,
Amerikan federal reserv sistemini, 1910 yılında ABD Parlamentosundan
geçirdikleri “Federal Reserve Act” yasası sayesinde ele geçirmiş ve o
tarihten itibaren ABD Dolarını basma yetkisini kazanmıştır. Amerikan ulusal
para sistemi, tahvil karşılığı borç esasına dayalı olduğu için ABD’nin bütün
parası aslında bunlarındır ve bunlar ABD devletinin gizli sahipleridir.
İsrail devletini kuranlar da bunlardır ve İsrail’in kukla hükümetlerinin
ötesine bakarsak, devletin sahipleri olarak bu isimleri görürüz. Osmanlının
yıkılışından kısa süre önce Sultan Abdülhamid’den para karşılığı Filistin
topraklarını isteyen Theodor Hertzl’in finansörü, burada bahsettiğimiz
Rothschild hanedalığıdır.
Abdülhamid Filistin’i satmayı reddetmişti. Böylece 1897’de Basel’de
gerçekleştirilen Siyonist Kongrede alınan kararlar doğrultusunda b planı
devreye sokuldu. Theodor Hertzl o kongrede İsrail devletinin kurulduğunu ve 5
veya 50 sene sonra dünyanın da bu devleti resmen tanıyacağını söylemişti.
Birinci plan tutsaydı, yani Abdülhamid, Osmanlı’nın dış borcunun kapanmasını
sağlayacak parayı alıp Filistin’i verseydi beş sene içinde Siyonist süreç
tamamlanmış olacaktı. Bu yüzden Hertzl’in ikinci öngörüsü gerçekleşti ve 51
yıl sonra 1948’de İsrail devleti resmen kuruldu. Ama burada önemli olan,
Rothschild hanedanlığının, Hertzl öldükten sonra da Siyonizm davasını
sahiplenerek sürdürmüş olmasıdır. Nitekim 1917’de İngiliz Lloyd George
hükümetinin Lord Rothschild’a hitaben yazdığı ve İsrail’in “kuruluş
taahhütnamesi” olan Balfour Deklerasyonu, Siyonizm davasının gerçek
sahibinin, bu hanedan olduğunu ortaya koymaktadır.
Hamza Yardımcıoğlu

Benzer belgeler

a orada olacak! - Bilderberg.org

a orada olacak! - Bilderberg.org Konferansı’nın bu yılki durağı İstanbul. April Yayınları tarafından “Bilderberg Kulübü” adıyla yayımlanan kitabında grubun iç yüzünü anlatan Estulin, Yeni Aktüel’e Bilderberg’in tarihi misyonu ve 3...

Detaylı

bılderberg toplantıları ve avrupa sendikalar

bılderberg toplantıları ve avrupa sendikalar Bilderberg’i CFR ve Trilateral’dan ayıran en büyük fark gizlilik politikalarındaki farklılıklardır. CFR ve Trilateral çeşitli yayınlar yaparak “uluslararası ilişkiler” adı altındaki bazı faaliyetle...

Detaylı