Sosyo-Kültürel Değişim Sürecinde Komşuluk

Transkript

Sosyo-Kültürel Değişim Sürecinde Komşuluk
Sosyo-Kültürel Değişim Sürecinde Komşuluk
Proje No: 109K075
Doç. Dr. M. Cengiz YILDIZ
Yrd. Doç. Dr. Mustafa GÜNDÜZ
MART 2011
ELAZIĞ
2
Önsöz
Komşuluk olgusu, sosyal yaşamın önemli fonksiyonlarından biridir. Komşuluk
ilişkilerini etkileyen farklı unsurlar olabilir. Toplumda meydana gelen sosyal ve ekonomik
değişmelerin, birçok unsurda olduğu gibi, komşuluk ilişkilerinde de birtakım değişimler
meydana getirmesi mümkündür.
Komşuluk ilişkilerinde yaşanan değişimin hangi boyutlarda olduğunun tespit
edilebilmesi, ancak yapılacak alan çalışmasıyla mümkündür. “Sosyo-Kültürel Değişim
Sürecinde Komşuluk” adlı bu çalışma, böyle bir amaç gütmektedir. Çalışmada, farklı toplum
kesimlerinde komşuluğun önem derecesi, değişim biçimi ve yönü tespit edilmiş, genel
kabullerin geçerlilik ve güvenilirlik düzeyleri, alan araştırma verilerine dayalı olarak, ele
alınmaya çalışılmıştır.
Bu çalışma, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBĐTAK) Araştırma
Destek Programları Başkanlığı (ARDEB) Destek Grupları içinde yer alan Sosyal ve Beşeri
Bilimler Araştırma Destek Grubu (SOBAG) tarafından desteklenmiştir. Proje numarası
109K075’dir. Bu destekten dolayı kuruma teşekkür ederiz.
Mart 2011-ELAZIĞ
Doç. Dr. M. Cengiz YILDIZ
Yrd. Doç. Dr. Mustafa GÜNDÜZ
3
Đçindekiler
Sayfa
Önsöz………………………………………………………………………………………… 2
Đçindekiler……………………………………………………………………………………. 3
Tablo Listesi…………………………………………………………………………………. 6
Özet………………………………………………………………………………………….. 13
Summary………………………………………………………………………………….....
14
BĐRĐNCĐ BÖLÜM……………………….…………………………………………………..
15
KURAMSAL ÇERÇEVE…………………………………………………………………… 15
1.Giriş………………………………..…………………………………………………….… 15
1. 1. Komşu ve Komşuluk Nedir?...........................................................................................
15
1. 2. Modern Toplumun Oluşma Sürecinde Komşuluk……………………………………..
21
1. 3. Avrupa’da Toplumsal Yapının ve Yerleşim Biçimlerinin Değişmesi…………………
24
2.Türk Toplumunda Modernleşme ve Komşuluk Đlişkileri………………………………….
28
2. 1. Türk Toplumunda Modernleşme ve Komşuluk Đlişkilerinde Değişmenin
Tarihsel Gelişimine Kısa Bir Bakış…………………………………………………… 28
2. 2. Türk Toplumunda Modernleşmenin Getirdiği Şehirleşme ve Mekân Değişimi……….. 32
3.Modern Hayat ve Şehirleşme……………………………………………………………….. 34
3.1. Modern Hayatın ve Şehirleşmenin Komşuluk Đlişkilerini
Olumlu Yönde Etkileyen Unsurları…………………………………………………… 34
3. 2. Modern Hayatın ve Şehirleşmenin Komşuluk Đlişkilerini
Olumsuz Yönde Etkileyen Unsurları………………………………………………….. 38
4. Komşuluk Çeşitleri………………………………………………………………………… 43
5.Gelenek ve Göreneklerde, Atasözlerinde, Ritüel ve Törelerde Komşuluk………………... 44
5.1. Gelenek ve Göreneklerde Komşuluk……………………………………………………. 44
5.2. Komşulukla Đlgili Atasözleri…………………………………………………………….. 48
5. 3. Türk Toplumunda Komşuluğun Yaşayan Ritüelleri ve Komşuluk Töreleri……………. 51
5.4. Şehir Hayatındaki Kat Malikleri Komşuluğunda Yaşanan Komşuluk Ritüelleri……….. 53
6. Đslâm Dinine Göre Komşuluk Đlişkileri……………………………..………………….…. 54
7.Yazılı Kültürde Komşu ve Komşuluk Araştırmaları……...……………………………….. 55
8.Tarihsel Bağlam Đçinde Türk Toplumunda ‘Komşuluk’ Nasıl Araştırılabilir?........................ 59
4
9.Komşulukla Đlgili Akademik Çalışmalar / Araştırmalar……………………………………. 61
10. Komşulukla Đlgili Bazı Yabancı Kaynaklar……………………………………………….. 63
ĐKĐNCĐ BÖLÜM………………………………………………………………………………. 66
ARAŞTIRMANIN YÖNTEMĐ……………………………………………………………….. 66
1.Araştırmanın Konusu……………………………………………………………………….. 66
2.Araştırmanın Amacı………………………………………………………………………… 68
3.Araştırma Yöntem ve Teknikleri……………………………………………………………. 69
4.Araştırmanın Evren ve Örneklemi………………………………………………………… 73
5.Araştırmanın Sınırları……………………………………………………………………… 74
6.Çalışma Takvimi……………………………………………………………………………. 76
7.Bilgi Toplama Teknikleri……………………………………………………………………. 76
8.Analiz Teknikleri……………………………………………………………………………. 77
9.Araştırmanın Varsayım ve Hipotezleri (Denenceleri)………………………………………. 78
9.1.Araştırmanın Temel Varsayımları………………………………………………………… 78
9.2.Araştırmanın Alt Varsayımları (Denenceleri)…………………………………………….. 79
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM……………………………………………………………………………. 82
GENEL DURUM VE DEĞERLENDĐRME…………………………………………………... 82
1.Giriş………………………………………………………………….………………………. 82
2.Örneklem Grubu Genel Durum……………………………………………………………… 82
3.Sosyal Köken………………………………………………………………………………… 83
4.Medeni-Ailevi Durum……………………………………………………………………….. 83
5.Öğrenim Durumu……………………………………………………………………………. 86
6.Konut Türü, Sahipliği ve Kullanımı………………………………………………………… 87
7.Đkamet Durumu……………………………………………………………………………… 89
8.Meslek Durumu……………………………………………………………………………... 93
9.Ekonomik Durum…………………………………………………………………………… 94
10.Serbest Zaman ve Değerlendirilmesi………………………………………………………. 96
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM………………………………………………………………………. 99
KOMŞULUK GENEL BĐLGĐLER……………..…………………………………………… 99
1.Tasviri Bilgiler……………………………………………………………………………… 99
5
2.Komşuluğun Sosyal Yaşamdaki Yeri………………………………………………………. 103
3.Komşuluğun Temellendirilmesinde Etkenler………………………………………………. 105
4.Komşuluk Đlişkilerinde Etnik, Dini ve Siyasi Özelliklerin Etkisi…………………….…….. 109
5.Komşulukta Eğitim Unsurunun Etkisi……………………………………………………… 111
6.Komşulukta Meslek / Ekonomik Özelliklerin Etkisi……………………………….………. 112
7.Komşuluk Đlişkilerine Oturulan Ev Tipinin Etkisi…………………………………………. 115
8.Komşuluk Đlişkilerinde Fiziki Mekânın Etkisi…………………………………….……….. 117
9.Komşuluk Đlişkilerinde Aile Tipinin-Büyüklüğünün Etkisi………………………….…….. 118
10.Sosyo-Kültürel Değişim Sürecinde Değişen Komşuluk…………………………….……. 119
11.Komşuluk-Akrabalık-Hemşerilik Đlişkisi………………………………………………….. 122
12.Komşulardan Memnuniyet-Problem Çözme Durumu……………………………………. 127
13.Đkamet Edilen Konutu Tercih Nedeni……………………………………………………... 129
14.Komşuluk: Mecburi Bir Sosyal Đlişki Mi?............................................................................ 130
15.Komşuluk Ziyaretleri………………………………………………………………………. 136
16.Yerleşim Birimi (Şehir-Köy) Komşuluğu Etkiler Mi?.......................................................... 137
17.Bireyselleşen Yaşam ve Komşuluk……………………………………………………….. 141
BEŞĐNCĐ BÖLÜM……………………………………………………………………………. 143
HĐPOTEZ TESTĐ……………………………………………………………………………… 143
1.Giriş…………………………………………………………………………………………. 143
2.Araştırma Hipotezlerinin (Denence) Testi………………………………………………….. 143
3. Komşuluğun Bir Sivil Toplum Hareketine Dönüşümü ve Yeni Girişimler……………….. 197
SONUÇ VE ÖNERĐLER.…………………………………………………………………….. 201
KAYNAKÇA…………………………………………………………………………………. 220
EK-1: ÇAPRAZ TABLOLAR………………………………………………………………… 226
EK-2: ANKET FORMU………………………………………………………………………. 236
EK-3: KOMŞULUKLA ĐLGĐLĐ GENEL LĐTERATÜR……………………………………… 249
TÜBĐTAK PROJE ÖZET BĐLGĐ FORMU………………...………………………………… 258
6
Tablo Listesi
Sayfa
Tablo 1: 0.05 Đçin Örneklem Büyüklükleri………………………………………………………….
73
Tablo 2: Yaş Durumu……………………………………………………………………………….
82
Tablo 3: Cinsiyet Durumu…………………………………………………………………………..
83
Tablo 4: Hangi il, ilçe ve köyde doğdunuz? Đl, ilçe, köy, kasaba, belde vb. olarak belirtiniz………
83
Tablo 5: Medeni Durum…………………………………………………………………………..….
84
Tablo 6: Anne-babanız sağ mı?..........................................................................................................
84
Tablo 7: Anne-baba ile birlikte mi yaşıyorsunuz?..............................................................................
84
Tablo 8: Çocuk sayınız kaçtır?............................................................................................................
85
Tablo 9: Siz dâhil hanenizde kaç kişi yaşamaktadır?.........................................................................
85
Tablo 10: Öğrenim durumunuz nedir?................................................................................................
86
Tablo 11: Eşinizin öğrenim durumu nedir?.........................................................................................
86
Tablo 12: Oturduğunuz konutun türü nasıldır?....................................................................................
87
Tablo 13: Daha önce oturduğunuz konut türü nasıldı?.........................................................................
87
Tablo 14: Oturduğunuz evin durumu nedir?........................................................................................
88
Tablo 15: Oturduğunuz evin kaç odası vardır?....................................................................................
88
Tablo 16: Bulunduğunuz evde kaç yıldır yaşıyorsunuz?.....................................................................
89
Tablo 17: Đkamet ettiğiniz yerleşim yeri hangisidir?............................................................................
89
Tablo 18: En uzun süre yaşadığınız yer neresidir? Đl, ilçe, köy, kasaba, belde vb. olarak belirtiniz…
90
Tablo 19: Daha önce başka bir yerde ikamet ettiniz mi, ettiyseniz
il / ilçe / köy / kasaba / belde / mahalle adı eydi?...............................................................
90
Tablo 20: Şu anda ikamet ettiğiniz yerden memnun musunuz, memnun değilseniz nedeni nedir?...
90
Tablo 21: Şu anda ikamet ettiğiniz yerde uzun süre daha oturmak ister misiniz, neden?....................
91
Tablo 22: Başka bir yerden buraya taşındıysanız, daha önce ikamet ettiğiniz yerden
ayrılmanızdaki en önemli neden neydi?.............................................................................
92
Tablo 23: Kaç yıldan beri il veya ilçe merkezinde ikamet ediyorsunuz?............................................
92
Tablo 24: Mesleğiniz nedir?................................................................................................................
93
Tablo 25: Babanızın mesleği nedir / neydi?........................................................................................
93
Tablo 26: Annenizin mesleği nedir / neydi?........................................................................................
94
Tablo 27: Aylık geliriniz ne kadardır? (TL)…………………………………………………………
94
Tablo 28: Ek geliriniz var mı? Varsa belirtiniz………………………………………………………
95
Tablo 29: Kazancınızı en çok nereye harcıyorsunuz?..........................................................................
95
7
Tablo 30: Boş zamanlarınızda aşağıdakilerden hangilerini en çok yaparsınız?...................................
96
Tablo 31: Günde kaç saat televizyon izlersiniz?..................................................................................
97
Tablo 32: Evde internet var mı, varsa ne sıklıkla kullanırsınız?..........................................................
97
Tablo 33: Ailece eğlenmeye gitme sıklığınız nedir?............................................................................
98
Tablo 34: Samimi olduğunuz komşu sayısı kaçtır?..............................................................................
99
Tablo 35: Komşularınızla aranızdaki yakınlık derecesi nedir?............................................................
99
Tablo 36: Komşularınızla nasıl tanıştınız?...........................................................................................
100
Tablo 37: Komşularınızla görüşüyor musunuz, görüşmüyorsanız en önemli sebebi nedir?................
100
Tablo 38: Komşularınızla yüz yüze görüşme sıklığınız nedir?...........................................................
101
Tablo 39: Akrabanızla hangi sıklıkta yüz yüze görüşüyorsunuz?.......................................................
101
Tablo 40: Komşularınızla ailece görüşüyor musunuz, görüşüyorsanız ne sıklıkta?...........................
102
Tablo 41: En çok samimi olduğunuz komşularınız kimlerdir?...........................................................
102
Tablo 42: Sizce, aşağıdakilerden hangisine birinci derecede önem vermek gerekir?.........................
103
Tablo 43: Aşağıdakilerden hangisine birinci derecede önem veriyorsunuz?......................................
103
Tablo 44: Komşuluk sizin için ne kadar önemli?................................................................................
104
Tablo 45: Sizce, komşuluk ilişkilerinin en önemli yanı nedir?..........................................................
104
Tablo 46: Komşularla iyi ilişkiler kurabilmek için en önemli etken sizce nedir?..............................
105
Tablo 47: Komşularınızla daha çok hangi konuları konuşursunuz?...................................................
106
Tablo 48: Komşuluk ilişkileri ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi sizin için doğrudur?..............
106
Tablo 49: Sizce iyi komşuluğun en önemli özelliği nedir?..................................................................
107
Tablo 50: Sizce komşular ev kadar önemli midir?...............................................................................
107
Tablo 51: Örf ve adetleriniz komşularınızla biri birine denk mi?........................................................
108
Tablo 52: Komşuluk grubuna almadığınız komşularınız var mı, almıyorsanız neden?......................
108
Tablo 53: Komşularınızla birlikte yaptığınız faaliyetler nelerdir?.......................................................
109
Tablo 54: Kendinizi etnik olarak nasıl tanımlarsınız?..........................................................................
109
Tablo 55: Komşularınızla ilişki kurarken, karşınızdakinin etnik kökeni
(Türk, Kürt, Zaza, Arap vs.) sizin için önemli midir?........................................................
110
Tablo 56: Kendinizi hangi dini inanca (Müslüman-Sünni, Müslüman-Alevi, Hıristiyan vs.)
mensup görüyorsunuz?.......................................................................................................
110
Tablo 57: Komşuluk ilişkisinde karşıdakinin dini inancı (Sünni, Alevi, Hıristiyan vs.)
sizin için önemli midir?.......................................................................................................
110
Tablo 58: Komşularınızın dindarlık düzeyini önemser misiniz?.........................................................
111
8
Tablo 59: Kendinizi hangi siyasi görüşe mensup görüyorsunuz?.......................................................
111
Tablo 60: Komşuluk ilişkisinde karşıdakinin siyasi görüşü (sağ, sol, liberal vs.)
sizin için önemli midir?......................................................................................................
111
Tablo 61: Kendinizle komşularınızın eğitim durumunu biri birine denk görüyor musunuz?.............
112
Tablo 62: Komşuluk ilişkilerini geliştirirken, karşınızdakilerin eğitim durumu
sizin için önemli midir?......................................................................................................
112
Tablo 63: Kendinizi ekonomik olarak hangi konumda görüyorsunuz?...............................................
112
Tablo 64: Komşularınızın genelini ekonomik olarak hangi konumda görüyorsunuz?........................
113
Tablo 65: Size göre, komşuların ekonomik veya gelir durumu, komşuluk ilişkilerini etkiler mi?......
113
Tablo 66: Đşiniz / mesleğiniz komşularınızla biri birine denk mi?.......................................................
113
Tablo 67: Komşularınızla ilişki kurarken, onların sahip oldukları meslek
(esnaf, memur, işçi, işsiz vs.) sizin için önemli midir?.......................................................
114
Tablo 68: Şehir yaşamında kadınların iş hayatına girmeleri, sizce komşuluk ilişkilerini
etkilemekte midir, nasıl?.....................................................................................................
114
Tablo 69: Sizce oturulan evin; apartman, site, müstakil daire, yazlık, vs. olması,
komşuluk ilişkilerini etkiler mi?.........................................................................................
115
Tablo 70: Oturduğunuz binada asansör var mı?...................................................................................
115
Tablo 71: Sizce, bir binada asansör bulunup bulunmaması komşuluk ilişkilerini etkiler mi?............
116
Tablo 72: Komşuluk ilişkilerinizin çok iyi olduğu komşularınızın çoğunluğunun,
ikamet ettikleri mesken durumu nedir?..............................................................................
116
Tablo 73: Sizce, ikamet edilen meskenin sahiplik durumu (kira, ev sahibi, lojman vs.),
komşuluk ilişkilerini etkiler mi?.........................................................................................
116
Tablo 74: Apartmanda oturuyorsanız apartmanınızda / sitenizde sosyal merkez var mıdır?..............
117
Tablo 75: Apartmanda oturuyorsanız apartman veya sitenizde sosyal merkezdeki faaliyetlere
katılır mısınız, katılıyorsanız hangi sıklıkta?......................................................................
117
Tablo 76: Daha önceden komşu olduğunuz, ancak çeşitli nedenlerden dolayı (taşınma, yeni ev
alma vs.) fiziki olarak ayrıldığınız eski komşularınızla irtibatınız hangi düzeydedir?.......
117
Tablo 77: Komşuluk ilişkilerinin sürdürülmesinde, komşularınızın ailelerindeki fert sayısı,
komşuluk ilişkilerinizi etkiler mi?......................................................................................
118
Tablo 78: Herhangi bir komşu ile ilişkileri geliştirirken, komşunuzun çocuk sayısı sizin için
önemli midir, neden?...........................................................................................................
118
Tablo 79: Geçmişe oranla, komşularınızla görüşme nedenlerinizde nasıl bir değişme oldu?.............
119
Tablo 80: Komşularınızla geçirdiğiniz süre olarak, geçmişle şimdi arasında nasıl bir değişme oldu?
120
9
Tablo 81: Sizce komşuların birbirinin sevincini ve kederini paylaşma konusunda eski ile şimdi
arasında bir değişme oldu mu?............................................................................................
120
Tablo 82: Geçmişe göre, komşuluk yaptığınız kişi sayısında değişme oldu mu?................................
120
Tablo 83: Geçmişle kıyasladığınızda, sizce komşuluk ilişkilerinde nasıl bir değişme oldu?..............
121
Tablo 84: Komşuluk ilişkilerinde bir değişme olduğunu kabul ediyor musunuz?
Nedenini belirtiniz………………………………………………………………………...
121
Tablo 85: Komşularınızla mı yoksa akrabanızla mı daha çok görüşüyorsunuz?.................................
122
Tablo 86: Komşularınızla görüşme amacınız nedir?............................................................................
123
Tablo 87: Akrabalarınızla görüşme amacınız nedir?...........................................................................
123
Tablo 88: Hangi akrabanızla daha sık görüşüyorsunuz?......................................................................
124
Tablo 89: Hangi komşunuzla daha sık görüşüyorsunuz?.....................................................................
124
Tablo 90: Akraba ziyaretleriniz nasıl gerçekleşmektedir?...................................................................
125
Tablo 91: Sizce, geçmişe göre, akraba ziyaretlerinde nasıl bir değişim oldu?....................................
125
Tablo 92: Komşuların akraba ya da hemşeri olmasının sizce ne anlamı var?.....................................
126
Tablo 93: Komşuluk ilişkisi kurduğunuz kişilerin sizinle aynı şehirden / ilçeden olmasına
önem verir misiniz, neden?.................................................................................................
126
Tablo 94: Komşuluk ilişkilerinizin ileri derecede olduğu akraba sayınız kaçtır?................................
127
Tablo 95: Komşularınızın daha çok hangi durumundan şikâyetçisiniz?..............................................
127
Tablo 96: Ortak yaşam kurallarına uymayan komşularınıza nasıl davranırsınız?................................
128
Tablo 97: Genel ahlak kurallarına uymayan komşularınıza nasıl davranırsınız?.................................
128
Tablo 98: Komşularınızla özel olarak mahalle / semt sorunları için bir araya gelir misiniz?.............
129
Tablo 99: Ev satın alırken veya kiralarken sizce aşağıdakilerden hangisi en önemlidir?....................
129
Tablo 100: Anlık acil ihtiyaçlarınızı (tuz, şeker, kibrit vb.) nasıl temin edersiniz?.............................
130
Tablo 101: Kaza, ölüm, hastalık gibi acil durumlarda ne yaparsınız?.................................................
131
Tablo 102: Komşularınız arasındaki doğum, ölüm, düğün gibi olaylarından haberdar mısınız?........
132
Tablo 103: Komşularınız arasındaki doğum, ölüm, düğün gibi olaylarından haberdar olursanız
nasıl davranırsınız?..............................................................................................................
132
Tablo 104: Sizce, özel günler (bayram, ölüm, doğum, sünnet, düğün, nişan vs.), komşuluk
ilişkilerinin gelişmesine etki eder mi?................................................................................
132
Tablo 105: Komşularınızla; iş bulma, tayin, iş takibi gibi konularda nasıl bir tutum içine
girersiniz?............................................................................................................................
133
Tablo 106: Herhangi bir zamanda ev temizliği yaparken veya evinizin yerleşim düzenini
değiştirirken, kimden yardım alırsınız?...............................................................................
133
Tablo 107: Herhangi bir evden başka bir eve taşınırken kimden yardım alırsınız?.............................
134
10
Tablo 108: Günlük ve haftalık alışverişinizi en çok nereden yaparsınız?............................................
134
Tablo 109: Komşularınızla sıkıntınızı, kederinizi, sevincinizi vs. paylaşır mısınız?...........................
135
Tablo 110: Komşunuzdan borç alır mısınız, neden?............................................................................
135
Tablo 111: Bayramlarda komşularınızı nasıl ziyaret edersiniz?..........................................................
136
Tablo 112: Komşularınızla ailece görüşmelerde nasıl oturursunuz?...................................................
136
Tablo 113: Sizce, hangi yerleşim yerinde komşuluk daha gereklidir?.................................................
137
Tablo 114: Şehirdeki komşuluk ilişkileriyle köydeki komşuluk ilişkileriyle ilgili görüşleriniz
nelerdir?..............................................................................................................................
138
Tablo 115: Sizce şehir hayatı, komşuluğu zorunlu kılmakta mıdır?...................................................
138
Tablo 116: Büyük alışveriş merkezleri, eğlence merkezleri vb. mekânların sayısının artması
komşuluk ve akrabalık ilişkilerini sizce etkiler mi, neden?................................................
139
Tablo 117: Oturduğunuz apartmanda ismini bilmediğiniz veya daha hiç karşılaşmadığınız
komşularınız var mı, varsa kaç tane?..................................................................................
139
Tablo 118: Sitenizde / binanızda yönetici var mı, varsa bu durum komşuluğu nasıl etkiler?..............
140
Tablo 119: Sitenizde güvenlikçi / bekçi var mı, varsa bu durum komşuluğu nasıl etkiler?................
140
Tablo 120: Sitenizde / binanızda temizlik günü belli midir?................................................................
141
Tablo 121: Sitenizin / binanızın temizliğini komşular hep birlikte mi yaparlar?.................................
141
Tablo 122: Sizce, özel ulaşım araçları (otomobil) ve okul servislerinin yaygınlaşması,
komşuluk ilişkilerini etkiler mi?.........................................................................................
142
Tablo 123: Mahallenizdeki esnafla (bakkal, manav, kasap vs.) ilişkileriniz nasıldır?........................
142
Tablo 123A: Size göre, komşuların ekonomik veya gelir durumu, komşuluk ilişkilerini etkiler mi?.
155
Tablo 124: Komşularınızla ilişki kurarken, karşınızdakinin etnik kökeni
(Türk, Kürt, Zaza, Arap vs.) sizin için önemli midir?........................................................
157
Tablo 125: Kendinizi hangi dini inanca (Müslüman-Sünni, Müslüman-Alevi,
Hıristiyan vs.) mensup görüyorsunuz?...............................................................................
158
Tablo 126: Komşuluk ilişkisinde karşıdakinin dini inancı (Sünni, Alevi,
Hıristiyan vs.) sizin için önemli midir?..............................................................................
158
Tablo 127: Komşularınızın dindarlık düzeyini önemser misiniz?.......................................................
159
Tablo 128: Kendinizi hangi siyasi görüşe mensup görüyorsunuz?......................................................
161
Tablo 129: Komşuluk ilişkisinde karşıdakinin siyasi görüşü (sağ, sol, liberal vs.)
sizin için önemli midir?......................................................................................................
161
Tablo 130: Komşularınızla ilişki kurarken, onların sahip oldukları meslek
(esnaf, memur, işçi, işsiz vs.) sizin için önemli midir?.......................................................
166
11
Tablo 131: Komşuluk ilişkilerinin sürdürülmesinde, komşularınızın ailelerindeki fert sayısı,
komşuluk ilişkilerinizi etkiler mi?.......................................................................................
172
Tablo 132: Herhangi bir komşu ile ilişkileri geliştirirken, komşunuzun çocuk sayısı
sizin için önemli midir, neden?..........................................................................................
173
Tablo 133: Komşularınız arasındaki doğum, ölüm, düğün gibi olaylarından
haberdar olursanız nasıl davranırsınız?..............................................................................
174
Tablo 134: Sizce, özel günler (bayram, ölüm, doğum, sünnet, düğün, nişan vs.),
komşuluk ilişkilerinin gelişmesine etki eder mi?...............................................................
175
Tablo 135: Komşuların akraba ya da hemşeri olmasının sizce ne anlamı var?...................................
176
Tablo 136: Daha önceden komşu olduğunuz, ancak çeşitli nedenlerden dolayı (taşınma, yeni ev
alma vs.) fiziki olarak ayrıldığınız eski komşularınızla irtibatınız hangi düzeydedir?.......
178
Tablo 137: Sizce, özel ulaşım araçları (otomobil) ve okul servislerinin yaygınlaşması,
komşuluk ilişkilerini etkiler mi?.........................................................................................
179
Tablo 138: Sizce komşuların birbirinin sevincini ve kederini paylaşma konusunda
eski ile şimdi arasında bir değişme oldu mu?.....................................................................
182
Tablo 139: Sizce iyi komşuluğun en önemli özelliği nedir?...............................................................
183
Tablo 140: Komşularınızın daha çok hangi durumundan şikâyetçisiniz?...........................................
186
Tablo 141: Sitenizde / binanızda yönetici var mı, varsa bu durum komşuluğu nasıl etkiler?.............
192
Tablo 142: Herhangi bir evden başka bir eve taşınırken kimden yardım alırsınız?............................
194
Tablo143: Komşuluk Grubuna Alınmayan Komşuların Varlığı ve Komşuluk Grubuna
Alınmama Durumunun Đkamet Edilen Yerleşim Yerine Göre Dağılımı….…………….…..
226
Tablo144: Komşularla Ailecek Görüşme Durumunun Đl veya Đlçede Đkamet Etme Durumuna Göre Dağılımı…
226
Tablo145: Komşularla Ailecek Görüşme Durumunun Đl veya Đlçede Đkamet Etme Durumuna Göre Dağılımı..
227
Tablo146: Komşularla Ailecek Görüşme Durumunun Oturulan Konut Türüne Göre Dağılımı……..
227
Tablo147: Komşularla Yüz Yüze Görüşme Sıklığının Đkamet Edilen Yerleşim Yerine Göre Dağılımı..
228
Tablo148: Komşularla Yüz Yüze Görüşme Sıklığının Đkamet Edilen Yerleşim Yerine Göre Dağılımı..
228
Tablo149: Çeşitli Nedenlerden Dolayı Fiziki Olarak Ayrı Olunan Komşularla Đrtibat Durumunun……
228
Đkamet Edilen Yerleşim Yerine Göre Dağılımı………………………………………………… 228
Tablo150: Komşularla Yüz Yüze Görüşme Sıklığının Oturulan Binada Asansörün Bulunma Durumuna Göre Dağılımı..
229
Tablo151: Komşularla Görüşme Durumunun Oturulan Binada Asansörün Bulunma Durumuna Göre Dağılımı…
229
Tablo152: Komşularla Yüz Yüze Görüşme Sıklığının Ekonomik Olarak Bulunulan Konumuna Göre Dağılımı…
229
Tablo153: Komşularla Yüz Yüze Görüşme Sıklığının Öğrenim Durumuna Göre Dağılımı…………
230
12
Tablo154: Komşularla Ailecek Görüşme Sıklığının Öğrenim Durumuna Göre Dağılımı……………….. 230
Tablo155: Komşularla Yüz Yüze Görüşme Sıklığının Cinsiyet Durumuna Göre Dağılımı…………….. 230
Tablo156: Komşularla Ailecek Görüşme Sıklığının Cinsiyet Durumuna Göre Dağılımı……………….. 231
Tablo157: Komşuluğa Verilen Önem Derecesinin Cinsiyet Durumuna Göre Dağılımı………………… 231
Tablo158: Görüşülen Komşunun Cinsiyet Durumuna Göre Dağılımı…………………………………… 231
Tablo159: Komşularla Yüz Yüze Görüşme Sıklığının Uzun Süre Yaşanılan Yere Göre Dağılımı…….
232
Tablo160: Uzun Süre Yaşanılan Yerin Komşularla Ailecek Görüşme Sıklığına Göre Dağılımı………
232
Tablo161: Komşularla Yüz Yüze Görüşme Sıklığının Daha Önce Başka Bir Yerde Đkamet Etme Durumuna Göre Dağılımı.232
Tablo162: Komşularla Ailecek Görüşme Sıklığının Daha Önce Başka Bir Yerde Đkamet Etme Durumuna Göre Dağılımı.. 233
Tablo163: Komşularla Ailecek Görüşme Sıklığının Oturulan Evin Durumuna Göre Dağılımı………… 233
Tablo164: Komşularla Yüz Yüze Görüşme Sıklığının Hanede Yaşayan Kişi Sayısına Göre Dağılımı… 233
Tablo165: Komşularla Ailecek Görüşme Sıklığının Hanede Yaşayan Kişi Sayısına Göre Dağılımı….
234
Tablo166: Komşularla Ailecek Görüşme Sıklığının Çocuk Sayısına Göre Dağılımı…………………..
234
Tablo167: Komşularla Yüz Yüze Görüşme Sıklığının Cinsiyet Durumuna Göre Dağılımı…………...
234
Tablo168: Geçmişe Oranla Komşularla Görüşme Nedenlerinde Değişim Olma Durumunun
Cinsiyet Değişkenine Göre Dağılımı…………………………………………………………..
235
Tablo169: Komşularla Geçirilen Süre Durumundaki Değişimin Cinsiyete Göre Dağılımı…………….
235
13
Sosyo-Kültürel Değişim Sürecinde Komşuluk
Özet
Komşuluk, toplumsal hayatın önemli olgu ve işlevlerinden biridir. Tarih boyunca
komşuluk ilişkilerini belirleyen ya da değiştiren farklı unsurlar olmuştur. Buna bağlı olarak,
toplumlardaki komşuluk ilişkilerinde nitel ve nicel değişimler ortaya çıkmıştır. Özellikle
sanayi devriminden sonra yeniden şekillenmeye başlayan toplumsal hayatta, komşuluk da
farklı boyutlar ve işlevler kazanmıştır. Yeni toplumsal hayatı belirleyen değerler, komşuluğu
da değiştirmiş ve şekillendirmiştir. Bu değerlerin başında; birey, eğitim, ekonomik
gelişmişlik, şehirleşme, medya, küreselleşme, rekabet, demokrasi, insan hakları vs.
gelmektedir. Toplumların etnik ve dinî mensubiyetleri de komşuluğu belirleyen ve değiştiren
bağımsız değişkenler arasında yer almaktadır.
Ekonomi, siyaset, iletişim, eğitim vs. faktörlerin etkisiyle Türk toplumu son 40–50
yıldan beri çok hızlı bir toplumsal değişim süreci yaşamaktadır. Bu değişim daha çok; göç,
toplumsal hareketlilik, yeni yaşam biçimleri ve alışkanlıkları, kentleşme ve sanayileşme
oluşumları üzerinde kendini göstermektedir. Böylece yeni yaşam alışkanlıkları ve değerleri
üretilmektedir. Söz konusu toplumsal değişmenin ve yeni ürünlerin tam olarak bilinebilmesi
ve temel doğrultusunun belirlenmesi için komşuluk olgusunun anlaşılması gereklidir.
Çağdaş Türk sosyologları komşuluk olgusuna fazla değinmemişlerdir. Bu bakımdan
komşuluğun toplumdaki mevcut durumu, önemi, hızlı sosyal değişme ile aldığı şekil, yeni
değerler ve topluma etki ve katkıları bu araştırma kapsamında incelenecektir.
Anahtar Kelimeler: Komşuluk, Konut, Komşuluk Kültürü, Değişim, Değişim
Sosyolojisi, Toplumsal Değişme, Şehirleşme, Şehirlileşme.
14
Neighborhood in the Socio-Cultural Changing Process
Summary
Neighborhood is one of the important phenomenon as well as the functions of social
life. Throughout the history, there have been different elements that either changed or
determined neighborhood relations. As a result, there have been both qualitative and
quantitative changes in neighborhood relations in the societies. Specially, after the Industrial
Revolution, depending on existing transformations in socio-cultural life, neighborhood gained
new dimensions and functions. The changes in the value systems have also determined
dimensions of new social life, in particular neighborhood relations. Some of these values are
as follows: Personality, education, and development of economic life, urbanization, media,
globalization, competition, democracy and human right. Both ethnic and religious
belongingness of the societies could also be considered as one of the independent variables
that have transformative effects on the neighborhood.
As a result of some socio-cultural factors such as economic, political, educational and
communicative factors there has been a very rapid social change in Turkish society at least for
the last forty or fifty years. The effects of these changes are more visible in the following
areas: migration, social mobility, new life forms and habits, urbanization and
industrialization. Hence, there have existed new life habits and values in social life. In order
to understand the real dimension, direction, and lastly the consequences of this social change
one must also comprehend the neighborhood phenomenon.
Yet, contemporary Turkish sociologists have not paid more attention to neighborhood
issue. Therefore, concerning the neighborhood, this study will evaluate the following issues:
the present condition of neighborhood in Turkish society; the effect of rapid social change on
the neighborhood; and, new values relating to neighborhood and their effects and the
contribution to the society.
Key Words: Neighborhood, Housing, Neighborhood Culture, Social Change,
Sociology of Change, Urbanization, Urbanity.
15
BĐRĐNCĐ BÖLÜM
KURAMSAL ÇERÇEVE
1.Giriş
Bu başlık altında;
“Komşu ve Komşuluk Nedir?”, “Modern Toplumun Oluşma
Sürecinde Komşuluk”, “Avrupa’da Toplumsal Yapının ve Yerleşim Biçimlerinin Değişmesi”
gibi alt başlıklar yer almaktadır.
1.1.Komşu ve Komşuluk Nedir?
Đnsanın ontolojik gereksinimlerinden biri, toplum içinde yaşamaya mecbur olması ve
hemcinslerine mutlak anlamda ihtiyacının olmasıdır. Đnsan, hayatını sürdürebilmek için şu ya
da bu biçimde diğer insanlarla bir arada yaşamaya ve onlarla iletişim kurmaya mahkûmdur.
Bu bakımdan Robenson türü fiktif edebî eserler, ancak hayal dünyasında yaratılabilecek bir
sahneden öteye geçemez. Đnsanların diğer insanlarla bir arada yaşama mecburiyeti, ruhî ve
psikolojik ihtiyaçların giderilmesi ve temini için olduğu kadar, neslin devamı, maddî
ihtiyaçların giderilmesi, daha mutlu bir hayatın temini için de vazgeçilmezdir. Bu durum
insanın mutlak anlamda toplumsal bir varlık olduğuna işaret eder. Đnsanlığın mecbur olduğu
bu birliktelik; ilişkilerin biçimi, zaman ve mekâna göre farklılaştığı gibi, bu nedenler
çerçevesinde farklı kurumlar ve oluşumlar da ortaya çıkarmıştır. Bunlardan bazıları bilinçli
birliktelikler olmakla birlikte, bazıları kendiliğinden oluşmuş ve zaman içinde değişim
göstermiştir. Đşte bu kurumlardan biri de toplumsal hayatın hemen her alanında görülen
komşuluktur. Var olan hemen her şey bir başkasına nispetle var olabildiği için doğal olarak
komşularla çevrelenmiştir. Komşuluk dünya üzerindeki bütün insan topluluklarında şu ya da
bu biçimde işleyen, görev ve sorumlulukları değişiklik gösteren bir toplumsal kurumdur.
Đnsanların sağlıklı biçimde yaşayabilmesi için içinde yaşadığı insan birlikteliğinin,
toplumun ya da cemaatin ortak değerler sistemini kazanması ve içselleştirmesi, diğer bir ifade
ile “toplumsallaşması” gerekir. Sosyalleşmenin ya da toplumsallaşmanın birey ekseninde
sağlanmasında aile, okul, sokak, arkadaş çevresi, meslek çevreleri, eğlence mekânları,
16
dernekler, lokaller ve kutlama mekânlarının yanında en önemlilerinden biri de ailenin en
yakınında yer alan komşulardır. Şu halde komşu ve komşuluk, toplumsal hayatın işleyişini
anlamak için üzerinde durulması ve incelenmesi gereken temel ilişki biçimlerinden ve
yapılardan biri olarak kabul edilebilir.
Türk toplum hayatında yeri, unsurları, işlevi ve ortaya çıkardığı neticeleri bakımından
önemli bir yere sahip olan komşuluk, günlük hayatın vazgeçilmez bir toplumsal yaşam alanı
ve olgusudur. Türk toplum hayatında komşuluğun önemi çok yerde ve sıkça kullanılan bir
atasözünde “ev alma, komşu al” şekliyle dile getirilir. Çünkü bir evin ev olabilmesi için
çevredeki komşular en az ev kadar, ama aslında evden bile önemli görülmektedir.
Komşuluğun toplumsal hayatta ne kadar önemli bir yer tuttuğunu, konuyla ilgili deyim,
atasözü ve yargılardan anlamak mümkündür. Komşulukla ilgili literatürde hatırı sayılır ölçüde
kavram, atasözü ve deyim bulunmaktadır. “Komşu hatırı”, “komşu kapısı”, “komşu kapısına
çevirmek”, “kapı komşu” gibi deyimler dilimizde sık sık geçer. Bu önemli toplumsal
kurumun tanımı konusunda farklı yaklaşımlar vardır. Komşu ve komşuluğun tanım, işlev ve
önemi şöyle özetlenebilir:
“Kon-mak” kökünden türeyen komşu ev, işyeri, arazı, köy, şehir ve ülke bakımından
yakın olanların birbirlerine göre aldıkları konum olarak tanımlanabilir. Aynı zamanda komşu,
mesafe olarak en yakın, hatta bitişik konutlarda oturan kimselerin birbirine göre konumlarına
denir. Komşu birinci derece aile üyelerinden sonra aileye en yakın sosyal çevreyi oluşturur.
Komşuluk ise, komşu olma hali ve bitişik mekânlarda bulunma, ikamet etme, iş yapma
durum, ya da genel olarak aynı semtte, yakın mekânlarda oturan aileler arasındaki ilişkiye
verilen addır (AYATA ve AYATA, 1996, 78). Yine komşuluk hakkında “bir yerde, bir
çevrede birbirine yakın mekânlarda oturan ve ya oturma yerleri yakın olan kimselerin
birbirlerine göre aldıkları konumdur” (SBA, 394) şeklinde bir tanımlama da yapılmıştır.
Modern kullanımın anlam dünyasında komşuluk söylemi, ‘kendine ait’ olduğu
düşünülen küçük bir yerleşim bölgesi anlamında kullanılır. Đnsanlık hayatının ilk
zamanlarında köyün toplumsal yaşamıyla ortak kabul alanı inşa edilen komşuluk, modern
dönemde henüz köy statüsüne ulaşmamış seyrek nüfuslu gruplarıyla benzer anlamda
kullanılmaya başlanmıştır. “Daha çok yoğun bir nüfusun bulunduğu alanın ufak bir bölümüne
kentlerde fiziksel ve sosyo-ekonomik açıdan az çok ayırt edilebilen bölgesel gruplara
17
dayanarak kent sosyolojisinde kullanılır. Coğrafi bir ifade olarak komşuluk kavramına böylesi
bir yerde yaşayanların birbirleriyle münasebetlerinden hoşlanmaları (ya da hoşlanabilecekleri)
fikri eklenir. Komşulukta insanların bir araya gelerek, günlük hayatın yüklerini paylaşma ve
ortak sorunların üstesinden gelebilmek için iş birliği içinde bulunma durumu vardır. (SBA,
394)” Komşuluk, sosyo-kültürel geçiş dönemi boyunca beliren ve kente uygun bir
yardımlaşma kaynağı olarak günlük yasamı her yönüyle kuşatan bir başvurma çerçevesi
olarak da görülmüştür. Başka bir deyişle, “kent çevresinde ilk uyum ilişkilerini akrabalarıyla
başlatan, iş arkadaşlarıyla genişleten ve geliştiren yeni kentlerin, son ve daha kararlı bir
aşamada vardıkları az çok sürekli ve kentsel işbirliği sistemi komşuluktur” (SENCER, 1979,
31). Bu da bölgesel ve kültür eksenli komşuluk tanımlamalarını ortaya koymaktadır.
Sosyal ilişkiler kültür eksenli olarak ortaya çıktığından komşuluğun tanımından da her
kültür çevresine göre farklılıkların olması doğaldır. “Farklı sosyal dokulardaki mahallelerde,
komşuluk ilişkilerinin ve komsu tanımının ne denli farklılaştığını saptamak amacıyla yapılan
bir araştırmada alt gelir grubunda komşuluk ilişkilerinin daha yoğun olduğu ortaya çıkmıştır.
Konut alanlarının yabancıların buraya erişebilmesi bakımından daha geçirgen olduğu, konut
dışı mahremiyet ve güvence sağlama gereksinimini karşılamak amacıyla konut dışı alanlarda
(apartman girişi, site girişi) yabancıların erişebilmesi amacıyla çitler, bahçe duvarları, bekçi
kulübeleri, kilit, diyafon vb. ses düzeni ile fiziksel engeller oluşturulduğu görülmüştür”
(SUER, 1991, 57). Bu tür bir yapılanma klasik anlamdaki komşuluk tanım ve işlevinin
değişime uğradığını ortaya koymuştur. Güvenlikli sitelerin, “steril bir hayat” tercihi, komşuyu
işbirliği olarak gören bir algının tersine bir tehdit olarak görme eğilimine girmiştir. Bu yüzden
sürekli daha güvenli yer ve konut tasarımları ve arayışları devam etmektedir. Batı
toplumlarında kentlerin toplumsal-kültürel yapısı başlangıçta aile bağları ve yerel
örgütlenmelere bağlı iken, ticaret ve sanayinin gelişmesi ile toplumda yeni iş bölümleri ve
ihtisaslaştırmaya bağlı olarak iş türüne dayalı bir toplumsal organizasyon ortaya çıkarmıştır.
Kentlerin büyümesi, aile ve akrabalık bağlarına dayalı yüz yüze “birincil” ilişkilerin çözülerek
örgütsel yapı içinde gelişen “ikincil”, resmî anonim ilişkilerin ön plana geçmesine neden
olmuştur.
Özelikle bu günün konut edinme ve hızlı şehirleşme ortamında “komşuluk ilişkileri,
kişinin hem seçimine bağlı olarak hem de istem dışı şartlarda gelişmektedir. Bir semti
18
seçerken ayrı bir komşuluk çevresi de seçilmiş olmaktadır” (GÖLÇÜK, 2007, 77). Ancak
konut edinmede birinci öncelik ekonomik imkânlarda düğümlendiği için, istem dışı kişiler ve
bölgeler kişiye dayatılmış olmaktadır.
Komşuluğu sosyal bünyenin temel dinamikleri arasında gören Nirun (1991, 169),
toplumsal hayattaki rol ve işlevi yönüyle, konuya en çok yer ayıran sosyologların başında
gelir. Kavram hakkında uzun tanımlamalar yapan Nirun’a göre komşuluk, “belirli bir coğrafî
çevre içinde birbirlerini ziyaret eden, şahsen veya ismen tanıyan, karşılıklı yardımlaşan,
ödünç alan ve ödünç veren, birbirlerinin aletlerini ve malzemelerini kullanabilen, sıkı sosyal
ilişkiler kurmuş olan, sayı bakımından çok fazla olmayan ailelerden kurulu küçük yerel
yapıdır. Komşuluk hemen hemen her coğrafi bölge üzerinde görülen toplumlaşma şeklidir.
Tamamıyla enformel karaktere sahip bulunan komşuluk, küçük yapısı itibariyle sade, hatta
basit tabii muhtevanın taşıyıcısıdır”.
Komşuluğun, kültür çevresi faktörlerini meydana getiren önemli unsurlar arasında yer
aldığını belirten Nirun (1991, 169), komşuluğu ortaya çıkaran faktörün, ortak ihtiyaçlar
karşısında doğan ortak duygu ve düşünceler olduğunu belirtir. Bu duygu ve düşünceler,
insanlar arası komşuluk bağlarının kuvvetlenmesine yardımcı olur. Yine ona göre, “komşuluk
ruhî bir dayanışma zemini oluşturmaktadır”. Bu zeminin üzerinde, ortaya çıkan enformel
çevre, bir arkadaşlık grubudur. Bu arkadaşlık gurubu sayesinde teşekkül eden komşuluk,
insanın sosyal yaratık olma vasfını belirleyen bir ideal sosyal tip olarak sunulur.
Komşuluğu, biz duygusu ile dolu olan psiko-sosyal pota olarak da değerlendiren Nirun
(1991, 174), bu sosyal yapının bütün enformel gruplarda görülen, grup içi itimat dolu havanın
zorunluluğuna işaret eder. Bütün insanî birlikteliklerin temel özelliklerinde olduğu gibi,
komşulukta da bir takım enformel kurallar vardır. Komşuluk, “sıkı tesanüt bağları içinde sert
kaidelere, yani âdet ve örflere dayanmaktadır… Komşuluk, komşular arası karşılıklı
yardımlaşma, hep birlikte bir işi başarma gayretleri içinde toplanmış gruptur.”
Komşuluğun sağlıklı olarak işleyebilmesi ve devamının getirilebilmesi için “fertlerin
şahsiyeti ve şahsî değerleri esasında gayri resmî esasta liderlik” söz konusu olabilir. Bir araya
gelme, kurallara uyma, birlikte hareket etme, yeni gelenlerin guruba katılması ya da cezaların
ifası gibi konularda bu enformel yapı devreye girer. Soysal dinamiğin temel bir yapısı olarak
19
görülen komşuluk, insan gruplarının bünyesi, fonksiyonel karakteri ile üyelerine
sosyalizasyon/toplumsallaşma yolunu açık tutan, dinamik sosyal merkez niteliğini koruyan ve
ileriye matuf, hareketler ve kanaatler ile dolu olan sosyal sistem olarak düşünülmüştür.
Nirun’a göre (1991, 180), komşuluğun en önemli özelliği, “sosyal dinamik bünye içinde
yer alışı ve belirli zamanlarda birkaç faktör ile psikolojik ve sosyolojik tamlaşma gösteren bir
sosyal birim halinde psikolojik atmosferi içinde üyelerini büyük varlıklarıyla kavrayıp, diğer
topluluklardan o an için tamamen tecrit edebilme yeteneğine sahip oluşu, şahsiyeti, kanaati,
kalıplaması, sosyal mekânı içinde bir sosyal sistem olarak gayeye yöneltmesi ve fonksiyonelstrüktürel mahiyet kazanmış olmasıdır”.
Komşuluk ilişkilerinin temeli “yardımlaşma” ve “güven” temeline dayanmaktadır. Bu
iki mesele insanlık tarihinin başlangıcından beri vardır ve her devirde de olmaya devam
edecektir. Đnsanlar komşuluğa bu iki sebep yüzünden daima önem vermişlerdir ya da
istemeseler bile gereksinim duymuşlardır. Türk atasözündeki “ev alma komşu al” ifadesi her
şeyden önce güvene işaret eden bir anlam derinliğine sahiptir. “Sosyal dinamik bünye
bütünlüğü içinde her komşuluk grubu, ayrı bir manevî kuvvet merkezidir. Bir muhitte, bir
köyde ya da şehirde ne kadar komşuluk grubu var ise, o kadar çok ‘manevî kuvvet merkezi’
var demektir” (NĐRUN, 1991,176-177).
Bütün bu açıklamalardan sonra Nirun (1991, 169-178), komşuluğun tanımını şu madde
başlıklarını kullanarak daha işlevsel biçimde yapmıştır. Komşu ve komşuluk;
• Belirli bir coğrafi çevre içinde birbirlerini ziyaret eden,
• Birbirlerini şahsen ve ismen tanıyan,
• Karşılıklı yardımlaşan,
• Ödünç alan ve ödünç veren,
• Birbirlerinin malzemelerini kullanabilen,
• Sıkı toplumsal ilişkiler içinde olan,
• Sayıca fazla olmayan,
20
• Her coğrafik çevrede görülebilen,
• Biçimsel olmayan karaktere sahip olan,
• Kendiliğinden mekâna bağlı olarak ortaya çıkan,
• Đsteyerek yapılan,
• Kişiye psikolojik tatminlik veren,
• Toplumsal kurumlar içerisinde aileden sonra gelen,
• Arkadaşlık ilişkisine dönüşebilen,
• Toplumsallaşmayı sağlayan,
• Cemaat yapısı özelliği gösterebilen,
• Örf, adet ve toplumsal normlarla şekillenen,
• Küçük ama doğal özün taşıyıcısı olan bir toplumsal yaşama ve kabul sistemidir.
Komşuluğu sosyal bünye analizi içinde ele alıp değerlendiren Nirun’a göre (1991, 178),
komşulukta birkaç faktör birleştirici rol oynamaktadır. Bu roller şöyle sıralanabilir: “Yer, yüz
yüze ilişkiler, mahremiyet, samimi konuşmak, dedikodu, fısıltı, eğlence, boş vakitleri
harcama, ortak alâkalar, kültürel bağlar, milliyet, lisan, öğrenim ve hayat derecesi, mali
seviye, ekonomik tüketim gücü, karşılıklı yardımlaşma”. Bu verilerden ortaya çıkan netice,
komşulukta temel unsurun yer ve yaklaşma temayülü, diğerlerinin ise ikinci derecede gelen
unsurlar olduğudur.
Komşuluk toplumda kaynaştırıcı, güven inşa edici bir manevî merkez olarak işlev görür.
Bu durum, farklı komşuluk türlerinin meydana gelmesini de sağlamıştır. En başta hane, ev
komşuluğu olmak üzere, iş yeri komşulu, yazlık komşuluğu, meslek komşuluğu, bağ, bahçe
komşuluğu gibi maddî hayatın farklı evrelerini içeren sosyal ilişkiler vardır. Hatta “mezar
komşuluğu” gibi, manevî hayatın da komşulukları üretilmiştir. Đnsanlar ebedî hayatlarını
geçirecekleri mekânlarda da komşularını belirlemeyi, onlar ile birlikte olmayı istemektedirler.
Komşuluğa hemen her yaşta, her mekânda ve zamanda ihtiyaç duyulduğu gibi, toplum içinde
en çok kadınların ve çocukların muhtaç olduğuna yönelik bir izlenim söz konusudur. Bu
21
bakımdan komşular, bazen yakın akrabalardan bile öncelikli duruma gelmektedir. Komşuluk,
hayatın her zamanında canlılığını sürdürdüğü gibi, kendini daha da belirgin gösterdiği anlar,
dönemler vardır. Bayramlar, ölümler, düğünler, doğumlar, kutlamalar, yolculuklar, başarılar,
başarısızlıklar, yemekler, dinî ve millî önemli günler, askere, hacca, okumaya, işe, yurtdışına
uğurlamalar ve karşılamalar sırasında komşuluk, kendine özgü kurallarını davranış haline
dönüştürmeyi zaruri kılar. Aksi halde komşuluğun enformel cezaları kaçınılmaz hale gelir.
Değişen iş hayatı ve ekonomik imkânlar, öğrenim durumu, şehirleşme, medya ve
eğlence alışkanlıkları yüzünden geleneksel komşuluk anlayışında, algılamasında, beklenti ve
ilişkilerinde, komşuluğun ifasında ve temel ritüellerinde ciddi değişimler ortaya çıkmaktadır.
Birçok sosyal bilim araştırmacısına göre bu değişim ciddi bir toplumsal çözülmeye ve
yozlaşmaya işaret etmektedir. Ancak meselenin gerçekten böyle olup olmadığına yönelik
yeterli ve güvenilir araştırmalar kâfi değildir. Komşuluğun ciddi bir şekilde değişime
uğramasının temel nedenleri arasında; şehirleşmenin ve göçlerin hızlanması, yaş, cinsiyet ve
diğer farklılıkların artmasıyla “birey” faktörünün gün geçtikçe belirginleşmeye başlaması ve
ekonomik gelirin ve sosyal refahın artmasıyla kimsenin yakınlarına, akrabalarına ve
komşularına minnet duygusunda bulunmamasının geldiği ifade edilebilir.
1. 2. Modern Toplumun Oluşma Sürecinde Komşuluk
Komşuluğun tarihi gelişim niteliklerini ele alan bir araştırma çok anlamlı olmayabilir.
Zira kavramın tanımından da anlaşılacağı üzere komşuluk, birileri tarafından, tarihin belli bir
döneminde ve belli şekilde ortaya konmuş, yaşanmış ve değiştirilmiş bir eylem değildir.
Komşuluk ilk insandan bu yana, hemen her toplum ve kültürde farklı yaşama tarzlarında
varlığını devam ettirmiştir. Dünyada ne kadar kültür ve farklı toplumsal yapı varsa, o kadar
komşuluk türü ve tarihi vardır denilebilir. Bu araştırmanın odaklandığı zaman dilimi, içinde
bulunduğumuz an ile bu anın temel kodlarının oluştuğu yakın geçmiş zamandır. Araştırma
yakın geçmiş zamandaki değişimlerin şimdiyi nasıl belirlediğini tespit etme amacını
taşımaktadır. Dolayısıyla burada dünya toplumlarını olduğu kadar Türk toplumunu da nerede
22
ise bütün yönleri ile değiştiren ve yepyeni bir hayat tarzı getiren/dayatan sanayi devriminin
komşuluk üzerine etkisi üzerinde kısaca durulacaktır.
Bilindiği üzere modernizm, kapitalizm, sanayi toplumu iç içe geçmiş kavramlar ve
hayat formları olarak 17. yüzyıldan sonra sanayi devriminin hem nedeni olmuş hem de
zorunlu sonucu olarak ortaya çıkmıştır (MERĐÇ, 2002, 177). Bu kavramların hemen hepsi bu
günü belirlemiştir. Modern hayat modern devlet, ekonomi, eğitim ve hukuk oluşumlarının
ürettiği bir yeni bir hayat formudur. Söz konusu kavramlar meşruiyetini kabul ettirebilmek
için “kurucu dışarıya” ihtiyacın çıkarımsal bir gereği olarak “geleneği” icat etmişler.
Dolayısıyla gelenek bir anlamda modern’in icat ettiği bir karşıtlık olarak vücut bulmuştur.
Buradan hareketle de modern öncesi her şey gelenek olarak tanımlanmıştır. Pek çok yönüyle
de gelenek “modern”i doğuran bir ön öğe olmaktan ziyade, yeniye ve “modern”e engel olan
bir ayak bağı şeklinde sunulmuştur. Bu haliyle pek çok yönden geleneksel olan eski ya da
olumsuz bir algı olarak bireylerin kafasında yer etmiştir.
Bu zihinsel atmosferin yaratıldığı yer Avrupa’dır. Kent toplumunun kendisine özgü
ortaya koyduğu hayat tarzında (life style) belirleyici olan unsur bireysellik, özgürleşme ve
kolektif eylemlere yabancılaşmadır. “Kentin olumsuz etkilerinin üzerinde duran yaklaşımlar,
özgürleşmenin bedelinin yabancılaşma olduğunu belirterek; artan suç, çevre kirliliği,
yoksulluk, toplumsal ve ahlakî sarsılma gibi kentsel sorunların altını çizmiştir. Geleneksel
toplumsal bağları kopartan kent yaşamı, bunların yerine ancak ikincil, kısmî, geçici, yüzeysel
ve gayrişahsî ilişkiler koyabilmekte, sonuçta ise birey tek başına kalmakta, atomlaşmaktadır”
(AYATA ve AYATA, 1996, 2). Böylesi bir toplumsal hayat tarzında komşuluk gibi
geleneksel bir davranış bütünlüğünün varlığını devam ettirmesi elbette zordur. Neticede de
başta Avrupa olmak üzere, batı hayat tarzının benimsendiği diğer bütün kültürlerde geleneksel
olan her unsur büyük bir darbe yemiştir. Bunlar arasında en büyük payı alan toplumsal
tarzlardan biri kuşkusuz komşuluk olmuştur.
Her ne kadar şehirleşme geleneksel hayata, zihniyete ve yaşam biçimine farklı bir ivme
kazandırarak, bireyselleşmeyi meydana getirdiyse de, bazı yönleri ile aslında cemaati yeniden
üretmektedir. Elbette bu süreçte cemiyetleşme ile cemaatleşmenin farkını belirtmek gerekir
ancak, konut ve komşuluk üzerine bu güne kadar neredeyse tek çalışmanın sahiplerinin
vardıkları şu yargıların Türkiye gerçekleri dikkate alındığında yersiz olduğu görülür: Ayata ve
23
Ayata (1996, 3) şöyle bir yorumda bulunmaktadır: “Hangi açıdan bakılırsa bakılsın, değişimin
gelenekselden modern topluma geçişin temel ortamını oluşturan ve kendi başına bir değişim
unsuru olarak görülen kent, aynı zamanda cemaatin tükendiği eridiği, yok olduğu toplum tipi
olarak karşımıza çıkmaktadır”. Bazı sosyolojik kuramlardan hareketle, kuramsal olarak
böylesi çıkarımlarda bulunulsa da, pratikte şehirde cemaatin yeniden üretildiği, şehir
cemaatlerinin modernize bir halde varlık gösterdikleri de bir gerçektir. Sözlü kültür ve emirle
hareket eden, cemaatin değerleri yanında liderlerinin ve üst hiyerarşideki insanların sözlerine
sonsuz bir sadakat ve bağlılık göstererek, onların çıkarlarını her şeyin üstünde tutan, onları
sorgulamadan koruyan ve kollayan geniş şehir kitlelerin varlığı bilinmektedir. Bu toplumsal
gerçeklik Türkiye şehirleşmesinin patolojik bir tarafına işaret ettiği kadar, geleneğin
modernize edilerek yeniden üretilmesine de imkân tanıdığı için özgün bir modernleşme teorisi
ortaya koymaktadır. Dinî örgütlenmelerden, yer altı çetelerine, etnik ve ekonomik
beraberliklere varıncaya kadar pek çok şehir grupsallaşması aynı zamanda tam bir cemaat
özelliği göstermektedir. Nitekim ABD’de modern cemaatlerin “kent cemaatleri” olarak
adlandırıldığı bilimsel araştırmalar yapılmıştır. “‘Kent cemaati çalışmaları’ olarak da bilinen
bu gelenek, kent toplumunda cemaatin birden bire sona ermediğini, daha farklı bir deyişle
kent ve cemaatin birbirini zorunlu olarak dışlayan olgular gibi görülmemesi gerektiğini
vurgulamıştır. Bu yaklaşımda komşular, akrabalar ve yakın ilişkide bulunan kimselerden
oluşan komşuluk çevreleri bireye aidiyet duygusu veren ve yakın birincil toplumsal ilişkileri
bünyesinde barındıran kent cemaatlerinin varlığının kanıtı olarak ele alınır” (GANS,
1962’den akt. AYATA ve AYATA, 1996, 3). Bu gerçeklik, “Kent ortamında çok sayıda
cemaat ve alt cemaatin varlığını sürdürdüğü görüşlerinin yaygın kabul görmesinden sonra
mekân veya mıntıka ile cemaat arasındaki ilişki, yeni tartışmaların merkezine oturtulmuştur”
(AYATA ve AYATA, 1996, 4).
Şehirleşme, bireyselleşme, yabancılaşma gibi eğilimlerle bütün geleneksel unsurların
kökten yok olduğunu söylemek de imkânsızdır. Sosyolojik analize göre, geleneksel unsurlar
yeni bir forma kavuşarak varlığını devam ettirmektedir. Bu yeni formun eskinin devamı olup
olmadığını tartışmak mümkündür. Ancak eskiden var olan ve belli bir toplumsal talebe
karşılık gelen kurumun yerini alan bir başka kurum ortaya çıkmıştır. Geleneksel komşuluk
kalıplarının ve davranış biçimlerinin yerini de modern toplumda alan ve karşılayan kurumlar
24
ve davranışlar ortaya çıkmıştır. Komşuluk özünde bir cemaat yapılaşmasının ürünüdür.
Cemaat yapılaşması da geleneksel toplumun bir niteliğidir. Modern toplum ise, cemaatin
aksine cemiyeti ön plana çıkarmıştır. Şu halde cemiyet ilişkilerinin hâkim ve belirleyici
olduğu toplumda, cemaat toplumunun keskin ritüellerinden komşuluğun aldığı yeni boyut
nedir? Rol ve fonksiyonlarındaki değişimler nelerdir? Bu araştırmanın temel amaçlarından
biri bu değişim ve dönüşümün betimlenmesini sağlamaktır. Bu amaca ulaşabilmek için
öncelikle cemaatin cemiyete dönüşüm seyrinde, komşuluğun değişim biçimlerine kısaca
bakmak gerekmektedir.
1. 3. Avrupa’da Toplumsal Yapının ve Yerleşim Biçimlerinin Değişmesi
Avrupa’da 17. yüzyıldan itibaren başlayan bilimde, sanatta ve felsefedeki gelişmeler 18.
yüzyılın ilk yarısından itibaren sanayi alanına tatbik edilmeye başlanmıştır. Bu gelişme
insanlık tarihinin en önemli değişimlerinden birini meydana getirerek, tarım toplumundan
sanayi toplumuna geçişi sağlamıştır. Sanayileşme hızlı kentleşme, fabrikalaşma ve yeni sınıf
oluşumlarını ortaya çıkarmıştır. Zira sanayileşme sanat ve ticaretle uğraşan Avrupa’nın
burjuva sınıfının tekelindedir ve bu sınıf da daha çok şehirlerde, liman kentlerinde ve ticarete
elverişli mekânlarda oturmaktadırlar. Sanayileşme insan ihtiyaçlarının kas gücüne dayalı
olarak değil, makine gücüne bağlı olarak üretilmesine imkân tanımıştır. Bu da ürünlerde seri
depolama ve satışı beraberinde getirmiştir (SOMBART, 2008).
Bu döneme kadar Avrupa’da hâkim toplumsal yapı feodalitedir. Bu yapıda halkın
büyük kesimi toprağa bağlı olarak hayatlarını devam ettirmektedirler ve köylerde, kırsal
arazide yaşamaktadır. Toprak işçilerinin ve köylülerin başında bulunan dükler, voyvodalar,
toprak ağaları ve bunların da üzerinde bulunan aristokrasi ve kilise otoritesi geniş yetkilerle
bu düzenin sağlayıcıları ve sürdürücüleri arasında yer alıyordu. Bu sistem Avrupa’da 18.
yüzyıl başlarına kadar devam etti. Ne zaman ki, Osmanlı devleti Avrupa’yı kıskaca aldı ve
Avrupalılar bir çıkış yolu bulmak için arayışlara başladılar, tam bu sırada imdatlarına liman
kentlerinde yaşayan ve ticaretle uğraşan kolonik yapılanmacı burjuvaların ellerinde
bulundurdukları bilim sayesinde ürettikleri yeni icatları yetişti. Elbette bilimsel verilerin
25
teknik ve teknolojiye tatbiki kısa süreli bir gelişme ve zuhur değildi. Bu gelişmenin 12.
yüzyıldan itibaren gelişen Rönesans, reform ve hümanist gelişmelerle doğrudan bağlantısı
vardır. Bütün bunlar Avrupa’da yeni bilimi doğurmuştur (VĐCO, 2007). Okyanusa açılma ve
yeni yerler keşfetme saikıyla dünyanın dört bir tarafına dağılan Avrupalı seyyahlar,
maceraperestler ve tüccarlar yepyeni bir dünyanın oluşması için ilk eylemleri başlattılar. Bu
ilk eylemlerden biri Amerika’nın bulunmasıyla bol miktarda değerli madenin Avrupa’ya
akması ve bunun da geleneksel doğu devletlerini zayıflatması oldu. Zira geleneksel ekonomi
alt üst oldu. Bu zayıflama neticesinde modern ekonominin doğuşu ve kapitalist zihniyetin
başlaması ortaya çıktı. Paranın ve bolluğun takipçisi her zaman ilim ve sanat olmuştur. Ya da
diğer bir ifade ile bilim ve sanat daima bolluk ve refahı, zenginliği takip eder. Nitekim
Avrupa’da meydana gelen bu zenginlik, bilim ve sanatın gelişmesini o da sanayi inkılâbının
gerçekleşmesinin alt yapısını oluşturdu.
Sanayi kuruluşları, fabrikalar daha çok liman kentlerine yakın yerlerde kuruldu.
Hammadde ve pazar ihtiyacının karşılanmasına en uygun yerler bir anda gelişen ve yıldızı
parlayan yerleşim mekânları haline geldi. Sanayileşme öncelikle işgücüne ihtiyaç duydu. Đş
gücü ise köylerde idi. Tam da sanayileşmeye paralel şekilde gelişen tarımda makineleşme
kırsal kesimde “artık iş gücü” meydana getirdi. Bu işsizler geçinebilmek için zor şartlarda da
olsa kendileri için daha iyi bir gelecek vadeden fabrika işçiliğine koşar adımlarla gittiler ve
şehir kenarlarında büyük gecekondular, gettolar, slumlar oluşturdular. Avrupa’da 18. yüzyılın
başlarında nüfusu milyonu geçen pek çok kent meydana geldi. Bu kentler bir insanın ve
ailenin rahat bir şekilde yaşayabilmesi için pek çok sosyal ve tabii imkândan yoksundu.
Altyapı ve beşeri ihtiyaçları karşılayacak beledî, bayındırlık ve sosyal kurumlar yetersizdi.
Son derece güç koşullarda hayatta kalma mücadelesi veren işçilerin yapacakları bir başka şey
olmadığı için bu hayata tutunmaktan başka çareleri yoktu. Bu arada birlik beraberlik
oluşturma, sınıf çıkarlarını koruma düşünceleri de oluşarak yeni bir sınıfın zemini oluştu.
Yeni kent sakinleri artık bir daha köylerine geri dönemezlerdi. Çalışmadan da şehirde
yaşayamazlardı. Bu hayat Avrupa’da sosyal hareketleri ve bütünleşmeleri, dernekleşmeleri,
sivil toplum kuruluşlarını ve yeni yeni toplumsal ideolojik kurtuluş reçetelerini meydana
getirdi.
26
Avrupa’nın icat ettiği bu yeni toplumsal hayatın belki de en önemli karakteristiği
insanların kendi başlarına yaşayabilmek için başlarının çaresine bakmaları gerektiğini bir
zorunluluk olarak ortaya koymasıydı. Bu inanılmaz bir biçimde Avrupa’da bireyselliği ve
bireysel yaşamı geliştirdi. Bireyin yetmediği yerlerde de devlet ve devlet benzeri büyük
yapılar karşısında ayakta durabilmek ve tutunabilmek için “ara sosyal kurumlar”ın doğmasına
sebep oldu. Bu ara sosyal kurumlar “sivil toplum kuruluşları” (non-govermental organisation)
olarak tanımlandı ki, birey ve devlet arası geçişi sağlayan yapılar olması bakımından büyük
bir hayatî unsur haline geldi. Çözülmesi gereken her hangi bir sorunu ya da aşılması gereken
bir problem olduğunda Avrupa insanı bir akrabasına ya da yakınına müracaat etmeden üyesi
olduğu sivil toplum kuruluşuna müracaat ederek arzu ettiğine ulaşmayı bir hayat biçimi haline
getirdi (TOCQUEVĐLLE, 1994). Bu yeni hayat geleneksel hayatın bütün formlarını ve
değerlerini ters yüz etti, ortadan kaldırdı.
Öyle ki geleneksel hayatın en belirleyici kurumu olan kilise, sanayileşme, şehirleşme ve
modern ekonominin gelişimi ile büyük bir yara aldı ve toplum üzerindeki derin nüfuzunu
yavaş yavaş kaybetmeye başladı. Zira burjuvazinin temel mücadele amacı, devlet
aygıtlarından ve imkânlarından en yüksek derecede pay alarak, geleceğini garanti altına almak
ve sınıfsal çıkarlarını en üst düzeyde korumak ve geliştirmekti. Ancak ortaçağın başlarından
beri kilise devlete hâkim bir sınıftı ve aristokrasi ile diğer bütün toplum kesimleri üzerinde
karşı konulamaz bir otorite inşa etmişti. Sanayileşme ve kentleşmenin getirdiği
zorunluluklarla burjuvazi bu hâkim otoriteye halk hâkimiyetini getirmek, ya da demokratik
bir yönetim kurmak, halkın kendi kendini yönetmesine imkân tanımak gibi söylemlerle karşı
çıktı ve geniş halk kitleleri ile birlikte kilisenin devlet, aristokrasi ve diğer halk kitleleri
üzerindeki etkisini büyük ölçüde zayıflattı.
Ancak bu nüfuz kaybı toplumda derin bir boşluğun doğmasına da sebep oldu. Zira
toplumu bir arada tutan ve insanların ortaklaşa yaşamasına imkân tanıyan yegâne unsur
toplumsal değerlerdi. Đnsanların ortak değerlere sahip olması bir toplumda yaşanılırlığı
sağlayan dinamiktir. Aksi halde insanların iktidar hırsları ve mülk edinme içgüdüleri bir arada
yaşamayı imkânsız hale getirebilirdi. Tarih boyunca özellikle halk bilgelerinin, âlimlerin tesis
etmeye çalıştığı şey, insanlar arasından en yüksek düzeyde ortak değerler inşa emek olmuştur.
Nitekim insan toplumları arasında ne kadar ortak değer varsa ve bu ortak değerlere inanç ne
27
kadar yüksek ise, o toplumda yaşama, rahat etme, güvende olma his ve duyguları da o derece
yüksektir. Aksi de bir o kadar tehlikeli, kuşkulu ve yaşanamaz bir hayattır.
Toplumsal değerlerin kaynağı ve üreticileri de çok farklıdır. Değer üretici kaynakların
başında din, coğrafya, iklim ve kültürel miras başta gelir. Ama bunlar içerisinde en önemlisi,
üretkeni ve kalıcısı dindir. Nitekim Avrupa’da da 17. yüzyıla kadar insanların bir arada
yaşamasını sağlayan, toplumsal düzeni ve yönetim meşruiyetini ortaya koyan yegâne kurum
kilise idi. Kilise sayesinde insanlar bir arada yaşayabiliyor, kendilerini güvende hissedebiliyor
ve anlaşmazlık durumunda da onun adaletine sığınıyorlardı. Her ne zaman ki, modern
ekonomi ve şehirleşme kilise otoritesini zayıflatmaya başladı, böylece insanlar arası değerler
dünyasının
bağları
da
gevşemeye
yüz
tuttu.
Bu
“değer
boşalması”
Avrupa’da
yabancılaşmadan, cinayetlere, tecavüzlere, haksız kazançlara, cinayetlere, ruhsal ve psikolojik
cinnetlere varıncaya kadar dayanılmaz bir toplumsal kaos (karışıklık) meydana getirdi.
Toplum önderleri tehlikeyi sezerek çok farklı yollar, yöntemler deneyerek yeni değerler
dünyası inşa etmek için çareler aradılar. Bu arayış Avrupa’da sosyal bilimin imkânı sayesinde
sosyal mühendislik planlarının doğmasına sebep oldu. Sosyalizmden, komünizme,
pozitivizmden materyalizme, faşizmden, liberalizme varıncaya kadar bütün -izm’ler birer
toplumsal kuruluş reçetesi olarak boy gösterdi ve hepsi de ideal Avrupa toplumu için reçeteler
sundu (Örneğin: “Đzm’ler idrakimize giydirilen deli gömlekleri. Đtibarları menşe’lerinden
geliyor. Hepsi de Avrupalı” (MERĐÇ, 1975, 23 ve 87). Hepsinin ortak değer inşa etmek için
farklı yolları, yöntemleri, iddiaları vaatleri ve argümanları vardı. Bu konuda Kıray şöyle der:
“Bir de bizim sosyal bilimcilerin, özellikle siyasal düşünce tarzının bir tür ideolojik düşünce
olduğunu iyice anlamaları lazım. Bütün sosyal bilimlerde ideoloji rol oynar. Bundan hiç
şüphemiz yok. Ama özellikle batıda üretilen siyasal bilim tamamen batı toplumunun
ideolojisini aktaran bir söyleme sahip. Bu söylemi burada sosyal bilimciler aldığı zaman ve
biz, batılı sosyal bilimcileri çok yakından takip ediyoruz, dolayısıyla en yeni bilgileri
aktarıyoruz dedikleri zaman, aktardıkları bildi değil, Batı’nın II. Dünya Harbi sonrası ve hatta
bu günlerde 89’da yıkılmış olan Sovyetlerden sonraki Batı’nın siyasal ideolojisini aktarıyorlar
(Hayatımda Hiç Arkaya Bakmadım, 2002, 213).
Bu sosyal mühendislik projeleri arasında 18. yüzyılda en belirgin olan, kısmen
diğerleriyle de bir ortak nokta inşa ederek kitleler üzerinde etkili olan pozitivizm olmuştur. A.
28
Comte, zayıflayan kilise otoritesinin yerine kendi ürettiği sosyal kanunları bir değer kaynağı
olarak sunuyor ve pozitivizmi Avrupa’nın ve sonrasında da dünyanın yeni dini olarak takdim
ediyordu. Kendisi de bu yeni değer inşa edici dinin peygamberiydi. Avrupa’nın 18. yüzyıl
başlarından itibaren oluşturmaya başladığı bu yeni hayat tarzı içinde insanların bir başkasıyla
olan ilişkisi ve iletişim biçimi tamamıyla materyalist ve pozitivist bir zihniyetle gelişmeye ve
kök salmaya başladı. Artık insan karşısındakini ancak kendi benzeri olduğu için ve kendisine
bir zararı dokunmaması ya da kendisine bir faydası dokunması gayesiyle tanıyordu. Đşte bu
zihniyet bugünün Avrupa’sının sosyal yaşam ve değerler dünyasının temeli haline geldi.
Dolayısıyla Avrupa insanında komşuluk gibi, pozitivist bir mantıkla izahı güç bir toplumsal
yaşam pratiğinin ontolojik davranış kalıplarıyla hayat bulması beklenemezdi.
Ancak ilginç ve anlaşılması güç olan durum, söz konusu toplumsal hayatın ve yaşam
biçiminin bir şekilde Doğu dünyasına doğru da hızla sirayet etmesidir. Nitekim Avrupa
benzeri bir hayat tarzının yaşam kalıplarını ve ritüellerini her gün biraz daha çok görmek olası
hale gelmiştir. Burada farklı bir durum vardır: o da Avrupa’nın 17. ve 18. yüzyılda geçirmiş
olduğu, sosyal, kültürel, siyasî ve ekonomik buhran ve çalkantıları yaşamamış ve tecrübe
etmemiş olmasına karşın, oradaki benzer oluşumların yaşanmaya, tecrübe edilmeye
kalkışılmasıdır. Đçinden çıkılmaz ve sosyolojik açıdan açıklanması ve izahı zor olan bu
konuların başında Türk toplumunda komşuluk alışkanlığının, davranışlarının ve kültürünün
değişimi gelmektedir. Bu bakımdan Türk toplumundaki komşuluk hayatının değişimini
anlamak için de en azından ve kısaca Tanzimat’tan bu buna yaşanan aşırı batılılaşma ve
modernleşme sürecine bakmakta fayda vardır. Nitekim toplum bir bütün olarak
değişmektedir. Bir kurumda meydana gelen değişim bir şekilde diğerlerini de belirgin ve
görülebilir ölçüde etkilemektedir.
2.Türk Toplumunda Modernleşme ve Komşuluk Đlişkileri
2.1.Türk Toplumunda Modernleşme ve Komşuluk Đlişkilerinde Değişmenin
Tarihsel Gelişimine Kısa Bir Bakış
29
Batı toplumlarında feodalitenin çöküşü, sanayileşme, şehirleşme ve insanî gelişimde
bireyselleşme ile birlikte meydana gelen bütünsel toplumsal değişme, devlet yapılarında da
büyük değişikliklere sebep oldu ve modern devletler oluşmaya başladı. Bu dönüşüm zamanla
diğer devlet ve toplumları da etkilemeye başladı. Etkileşim doğal olarak en yakındalarda
etkisini daha çok hissettirdi ve Avrupa’nın yakın komşusu Osmanlı devlet ve toplumu da 18.
yüzyılın sonlarından itibaren hızlı bir değişim ve dönüşüm içine girdi. Öncelikle devlet
yapısında ve bürokraside meydana gelen değişim Tanzimat yıllarında sosyal hayata da girdi.
Toplumsal değişmenin hızlandırıcılarının öncülük etmesiyle eğitim, basın, haberleşme ve
ulaşım hizmetlerinin yaygınlaşması günlük yaşamda derinlemesine değişimler meydana
getirdi. Đnsanların yeme içme alışkanlıklarından, tüketim ve eğlence biçimleri, biri birleri ile
iletişim tarzları en üst tabakadan başlamak üzere geçmişten belirgin farklar göstererek
farklılaşmaya başladı. Bu süreç pek çok sosyal bilimci tarafından “batılılaşma” ya da
“modernleşme” olarak betimlenmektedir (BAYKARA, 1999, 30).
Elbette bu kavramlar aynı anlamda değildir ve içerik detaylarında önemli farklılıklar
vardır. Ancak Türkiye’deki algılanış ve takdim biçimleri tarihsel bir sorun barındırdığından
aynı anlamdaymış gibi kullanımları yaygınlık kazanmıştır. Şerif Mardin konu hakkındaki
önemli ve öncü bir makalesinde bu kavramı şöyle açıklar: “Modernleşme (EĐSENSTADT,
2005) toplumların aynı zamanda gittikçe farklılaştıkları ve merkezîleştikleri bir süreçtir. Batı
Avrupa’da feodalizmin çöküşü ile başlayan bu süreç, burjuvazinin gelişmesi, sanayileşme ve
siyasî hakların nüfusun daha büyük kesimlerine yayılması gibi unsurları da kapsar. Bu
gelişmede toplumların bazı fonksiyonları merkezde toplanırken, öte yandan yeni gruplar
doğar, toplumun fonksiyonları birbirinden ayrılır. Fakat belki de en önemlisi bu ayrılmanın
doğurduğu kopuklukları da dolduracak yeni yapılar gelişir” (MARDĐN, 2007, 25). Mardin’in
ifade ettiği modernleşme en temelde “toplumun bazı fonksiyonlarının merkeze toplanması”
olgusu merkeze uzak toplumsal sınıfların tanınması ve devlet yöneticileri karşısında tanınma
zorunluluğunun ortaya çıkması ve farklı kültürlerin kabulü şeklinde izah edilebilir. Bunun
yanında kavram, toplumda yeni grupların doğması ve yeni fonksiyon alanlarının ortaya
çıkarak, yeni yapıların oluşması ise toplumdaki yeni davranış kalıplarının, günlük yaşam
ritüellerinin oluşmasına işaret eder. Tanzimat yıllarından itibaren genellikle toplumsal üst
sınıfların örnek olmasıyla günlük hayat tarzında keskin dönüşümler yaşanmaya başlamıştır.
30
Bu değişim ve dönüşüm çoğu kez edebiyata yansımış ve toplumsal hastalık ya da buhran
olarak değerlendirilmiştir.
Günlük hayatın yaşam biçimlerinin coğrafya ve iklim şartları neticesinde gelişmesi ve
bu unsurların değişmesiyle davranış kalıplarının da değişmesi gerektiğine inanan pek çok
kanaat önderi ortaya çıkmıştır. Bunların en keskin örneklerinden biri II. Meşrutiyet ve erken
Cumhuriyet dönemi edebiyat, sanat, siyaset ve kültür hayatında etkili ve tepkili olan Abdullah
Cevdet’tir. Onun Türk toplumundaki misafirlik alışkanlığı ile ilgili ilginç bir değerlendirmesi
bulunmaktadır: “Âdet ve alışkanlıkları zaman ve mekân vücuda getirir ve bu zaman ve mekân
değişikliğe uğradıkça bu toplumsal [yani, ferdî değil bir küme insanların tamamına ait ve
şâmil] alışkanlıklar ve âdetler dahi aşamalı olarak değişir. Değişmediği taktirde üzerine tesir
ettiği toplumsal yapının düzenini ve âfiyetini bozar.
Bir misâl ile bu hükmü izah edeyim: Türklüğün daha genel ve bölgesel bir tabirle,
Osmanlı’nın, en ziyade icap eden, lazım gelen ve iftihar vesilesi olarak görülen geleneklerden
biri de misafirperverliktir.
Misafirperverlik hiç şüphe yok, bedeviyet devrinin ‘fezâil-i zarûriyesinden’ (zaruri
faziletlerinden) idi. Tabire dikkat olunsun, ‘fezâil-i zarûriyesinden’ diyorum. Çünkü Asya’nın
Altay Dağlarından dökülerek, saçılarak, Doğu Avrupa’ya, Anadolu’ya Batı Irak ve Irak-ı
Acem’e (DEVELLĐOĞLU, 1995, 396) vd. yapılan ve birer çadırdan ibaret sürekli değişen
vatanlarını yayladan yaylaya, kışın engin ve yumuşak havalı yerlere, yazık yüksek ve sulak
havalı yerlere, ehil hayvanlarını ve sürülerini nakleden kavimler misafirperverlik etmeye
mecbur ve misafirperverlik görmeye muhtaç idi. Bir kabileden kalkıp iki güç güneş mesafede
bulunan bir dostunu veya akrabasını görmeye veyahut o zaman ziyade başlangıç seviyelerinde
bulunan ticaret işlerini icra etmeye giden biri, bir ‘Gündoğdu’ veya birkaç ‘Gündüzalp’in
çadırında akşam yemeğini yemeye ve geceyi geçirmeye mecbur idi.
Misafirperverlik ise çadırın bir tarafına atılmış bir koyun veya keçi postu ile bir tas
ayran ve bir parça ekmek takdim etmekten ibaretti. Yollarda han yoktu, bakkal yoktu, otel
yoktu. Medenî Avrupa’ya karşı üstün bir ahlâkî meziyet olarak hâlâ ileri sürdüğümüz bu
faziletin kökü, pekâlâ görülüyor ve anlaşılmak lazım geliyor ki, bu bedeviyet devrinden kalma
bir mecburiyet alışkanlığıdır.
31
Zekâsı adi zekâmızın pek çok fevkinde olduğu için kendisine bazı zeki geçinenlerimizin
deli dediği ‘Niçe’ (F. W. NĐETZSCHE) “komşun için fazla rahîm olmak, efendi! nefsine
zulümdür” diyor. Her devrin ihtiyaçlarına göre fazileti ahlâkı ve vicdanı vardır”
(ABDULLAH CEVDET, 1329, 1810).
Abdullah Cevdet’in misafirliğe ilişkin bu değerlendirmesinin ve keskin görüşlerinin
diğer toplumsal davranışları da kapsadığı söylenebilir. Nitekim Abdullah Cevdet bütün
toplum davranışlarının değişen çağ konuşları çerçevesinde nasıl belirleneceğine ilişkin resimli
bir “toplumsal adâb-ı muaşeret” kitabı da hazırlamıştır. Aslında bu tür kitapların (AŞA, 1992,
982-987) Türk toplumunda yazılmaya başlanması Tanzimat yıllarına kadar uzanır ve hepsinin
temelinde toplumsal davranışları değiştirmek yatar.
Modernleşmenin temel görünümlerinden biri yaşam alanlarına ilişkindir. Sanayileşme,
artan nüfus ve tarımda makineleşmenin da etkisiyle şehir nüfusları hızla artmaya başlamış ve
bu da yepyeni bir hayatın ve toplumsal ilişkiler ağının oluşmasına sebep olmuştur. Aslında
şehir ve kırsal kesim ayrımı, insanlık tarihinin çok eski devirlerinden beri vardır. Bu iki
yerleşim biriminin hayat koşulları, davranış, iletişim ve etkileşim biçimleri birbirinden
farklıdır. Modern sosyal bilimlerin ve sosyolojinin 14. yüzyılda öncülüğünü yapan Đbn-i
Haldun ünlü eseri Mukaddime’de şehir hayatını ve kırsal kesim hayatını birbirinde ayırır ve
farklılıklarına değinir. Đbn-i Haldun, bedevi toplumlarla hadari toplumlar arasında daima bir
çelişmenin olduğunu belirtmektedir. Ona göre bedevi toplumlarda yaşayanlar, hadari
toplumlarda yaşayanlara öykünmekte, onlar gibi yaşamaya ve tüketmeye, davranışlar
geliştirmeye çalışmakta, böylece şehirli olmaya çalışmaktadırlar. Her ne kadar bedevi
toplumların kendilerine özgü bir takım özellikleri, davranış biçimleri olsa da, özlenen ve elde
edilmek istenen şehirli birey olmak ve şehirli bir hayatı yaşamaktır (ĐBN-Đ HALDUN, 2004,
161-162). Buradan anlaşıldığına göre, kırsal kesim insanları sürekli biçimde şehre doğru bir
eğilimim içindedirler. Bu eğilim 19. yüzyılda ekonomik koşulların da şiddetlenmesiyle önü
alınmaz bir akıma dönüşmüştür.
Türk devlet ve toplum yapısındaki modernleşmenin Tanzimat’tan itibaren hızlandığı ve
yavaşladığı
devreler
bulunmaktadır.
Bunun
yanında
modernleşmenin
vazgeçilmez
unsurlarından kamu eğitimi uygulamasının hayat geçmesi, serbest piyasa ve kapitalist
ekonomi, ulaşış ve iletişim seferberliği gibi olgular özellikle II. Abdülhamit devrinde hız
32
kazandı, II. Meşrutiyet devrinde belirginleşti ve Cumhuriyet devrinde de birçok yönüyle
tamamlandı. Bu süreç aynı zamanda şehirleşmenin ve cemaat toplumundan cemiyete geçişin
de bir aşaması olarak ortaya çıktı. Ancak Türk toplumundaki modernleşme şehirleşme, ulaşım
ve iletişim imkânları bakımında hayli yol almış olsa da, yaşam tarzı ve zihniyet olarak henüz
ideal seviyede olduğunu söylemek güçtür.
Şehir heterojen bir yapıda olduğu için sosyal doku F. Tönnies’in de belirttiği üzere,
cemaatten cemiyete doğru bir özellik göstermektedir. Cemaat hayatında “biz” duygusu etkili
olurken, cemiyet hayatından “ben” duygusu etkili olmaktadır. Dolayısıyla cemaatten cemiyete
doğru gidildikçe, cemaatin orijinal nitelikleri, beklentileri ve fonksiyonları kaybolabilir. “Bu
değişim çoğu kez, bireycilik olarak nitelendirilen şeyle en yüksek noktasına ulaşır. Bu
gelişmeyle toplumsal hayat bütünüyle ve kendiliğinden ortadan kaybolmaz, fakat cemaatin
toplumsal hayatı zarar görür ve yıpranır ve daha önce birlikte çalışmış olan ve birbiriyle
ilişkide ve edimde bulunan kişilerin ihtiyaçlarından, menfaatlerinden, arzularından ve
kararlarından yeni bir fenomen baş gösterir. Bu yeni fenomen, ‘kapitalistik toplum’ gücünü
arttırır ve yavaş yavaş üstünlük kazanır” (TÖNNNĐES, 2000, 216).
2. 2. Türk Toplumunda Modernleşmenin Getirdiği Şehirleşme ve Mekân Değişimi
Modernleşme yepyeni bir hayat tarzı olarak tüketim alışkanlıklarından insan ilişkilerine
varıncaya kadar bir dizi hayat pratiğini yeni bir forma kavuşturmuştur. Bunlar içerisinde belki
de en önemlilerinden biri ailelerin yakın komşuları ile olan ilişkileri olmuştur. Aslında mekân
bakımından bir yakınlaşma olmasına karşın, ilişkilerin biçimi ve sıklığı bakımından bir
seyrelmenin ve zayıflamanın olduğunu kimse inkâr etmemektedir. “Blok apartmanlardan
meydana gelen yeni mahallelerde komşuluk, ilişkileri giderek gevşemekte, apartmanlar,
komşuluk kavramını güçlendirmesi beklenirken belki de temas yoğunluğunun ters etkisinden
ötürü peteklerine müstakil ve çevreden habersiz yaşayan insan barınaklarına dönüşmektedir”
(ALKAN, 1992, 801). Mekânsal yakınlaşma davranışsal uzaklaşmayı beraberinde getirerek,
“yakındaki uzaklar” ya da “yanı başımızdaki yabancılar” kavramlarını ortaya çıkarmıştır.
33
Oysa yakın zamanlara kadar geleneksel Türk ev yapısı ve mahallesi, mesken yapısına
bakıldığında komşuluğun önemli bir yer tuttuğu görülür ve pek çok şeyin komşuyu dikkate
alarak tasarlandığı ortaya çıkar. “Çevresiyle, sokak ve mahalleyle, komşusuyla ilişkisini yok
denecek seviyeye indirmiş bir Türk evi tasavvur olunamaz. Evlerden müteşekkil bir koloni
içinde anlamını bulan eski evler, bir mülkiyet kompartımanı olması bakımından bu günkü gibi
sert uygulamalara konu edilmemiştir (ALKAN, 1992, 791). Geleneksel kültürde sokak
gündelik işlerden bir kısmının yapıldığı mekândır ve bunlar arasında komşularla sohbet etmek
önemli bir yer tutar. Yollar ve yeni mahalle planları şaşırtıcı bir etkiyle insanları birbirinden
uzaklaştırdı; önce komşuluk bağları zayıfladı, sonra “mahalleli olmak” kavramı erimeye yüz
tuttu.
Modernleşme ve buna bağlı gelişen şehirleşme süreciyle insanlar “benmerkezci”, birey
odaklı bir hayat anlayışına doğru yönelmiştir. Bu düşünce her geçen gün biraz daha attıkça
insanları ve doğal olarak da en çok aileleri etkiler hale gelmiştir. Böylece şehir hayatında
insanlar gündüz işlerine gece de evlerine çekilerek çevreye karşı duyarlılıklarını önemli
ölçüde yitirmektedir. Bunun çok farklı nedenleri olmakla beraber, şehir hayatı yaşamı âdeta
tek düze ve monoton bir şekle dönüştürmektedir. Şehir hayatının kendine özgü ulaşım, boş
zaman değerlendirme, yabancılık başta olmak üzere diğer insanlarla etkileşimi kısıtlayan
zorlukları bulunmaktadır. Bütün bunlar insanları bu tek düze ve kendine yeterli olmaya
zorunlu kılmaktadır. Bu zorluklara bir de kültür farklılığı eklendiğinde komşuluk ilişkileri
daha da zayıflamaktadır (AKDOĞAN, 2008, 113).
Hızlı değişimin insanlar arasındaki geleneksel davranış biçimlerini nasıl değişime
uğrattığını ve bu değişimin boyutlarını ve karakterini orta ölçekli bir şehirde dahi görmek
mümkündür. Mürekkep lekelerinin tesadüfîliği ile yayılmış görünen mahalleler ve
geometrisiz sokaklar, artık belirgin bir nizam ve intizam fikrinin dürtüsüyle keskin hatlı
parsellere dönüşmektedir. Azami üç kata kadar yükselen evlerden müteşekkil bir şehirde, çok
daha yüksek apartmanların hızla yayılması, soysal münasebetleri şaşırtıcı biçimde zayıflatmış,
“mahalle, mahalleli” gibi kavramların yıkılması sosyal denetimin her türünü ortadan
kaldırmış ve mütemadiyen konup geçen şehir nüfusu içinde “geçici” özelliği ile tanınan bir
kiracı tipi ortaya çıkarmış, bu noktadan sonra “bir yığın yerlisi olmak” da kolaylıkla
vazgeçilebilir bir özellik haline gelmiştir (ALKAN, 1992, 793).
34
Bu araştırmanın ortaya koyduğu verilerden de görüleceği üzere, kırsal kesimde hâla
geleneksel komşuluk ilişkileri ve beklentileri devam ettirilmekte ve yaşanmaktadır. Kırsal
kesimdeki komşuluk ilişkilerinin devamına, şehirlerdeki zayıflamaya iş ortamının ve güven
duygusunun önemli derecede etki ettiği görülür. Şehirlerde yoğun çalışma hayatı ve boş
zaman yokluğu özellikle erkekler için komşuluğu yok derecesine indirirken, kırsal kesimde
bazı ihtiyaçların karşılanması bakımından hala aileler birbirleri ile irtibatlarını ve komşuluk
ilişkilerini kesememektedir.
Çeşitli nedenlerde komşuluk ilişkileri şehirleşmenin getirdiği yeni şartlar yüzünden
zayıflamaktadır. Bunlar apartmana, siteye, mahalleye, iş ortamına ve işin türüne, çalışma
mekânına, memuriyet ve işçi olma durumuna, bulunan ortama yabancı olma konumuna göre
değişim gösterebilmektedir. Komşuluk ilişkilerini değiştiren ve belirleyen bu etkenlere karşın
pek çok alt düzeydeki belirteç, komşuluk davranışını olumlu ya da olumsuz bir mecraya
çekebilmektedir.
3.Modern Hayat ve Şehirleşme
3.1.Modern Hayatın ve Şehirleşmenin Komşuluk Đlişkilerini Olumlu Yönde
Etkileyen Unsurları
Modern hayatta komşuluk ilişkilerini koylaştıran ve olumlu yönde etkileyen pek çok
unsur vardır. Ancak bu unsurlardan pek çoğu bir yönüyle de tam aksi sonuçlar
doğurabilmekte, komşuluğu olumsuz
yönde etkileyebilmektedir.
Örneğin
apartman
hayatındaki fizikî yakınlık komşuların biri birlerine daha rahat gelip gitmelerini
kolaylaştırırken aynı zamanda bazı sorunların çok açık bir şekilde yansıtılabilmesine ve aşırı
yakınlık negatif bir etkiye de sebep olabilmektedir. Yine ailedeki çocuk sayısı ve eğitim
durumları diğer komşularla bir şekilde iletişimde bulunmayı gerekli hale getirirken,
çocuklardan mütevellit pek çok sorun sebebiyle komşuluk ilişkilerinde olumsuz ilişkiler be
iletişimler ortaya çıkabilmektedir. Dolayısıyla aşağıda komşuluğu olumlu yönde etkileyen
35
unsurların aynı zamanda olumsuz pozisyonlar da yaratabilecek bir potansiyele sahip olduğu
unutulmamalıdır.
Özellikle şehir hayatında komşuluk ilişkilerinin başlamasında medeni durumun (bekâr,
evli, dul) önemli bir ölçüt olduğu açıktır. Bu araştırmanın yapıldığı bölgede araştırmacılar
olarak gerek araştırmazı olarak kendimizin, gerekse anketörlerin enformel görüşmelerinde,
ailelerin bekâr hayatı yaşayan bir komşularının olmasını istemedikleri vurgulanmıştır. Aynı
zamanda bekâr yaşayan kişilerle komşuluk ilişkisinin olmadığı da belirtilmiştir. Böylesi bir
davranışın ardında yatan en önemli sebebin güven duygusundan kaynaklandığına
hükmedilebilir. Ancak burada önemli bir önyargının varlığı da inkâr edilemez. Nitekim
ailelerin bekârlardan çekince duydukları konularda, bekârlardan değil tam aksine evli
ailelerden istenmeyen davranışların geldiği de belirtilen gerçeklerdendir.
Komşuluğun başlamasında ve güvenli bir şekilde devam etmesinde önemli ölçütlerden
biri de oturulan evin mülkiyet durumudur. Eğer komşu oturduğu evde mülk sahibi olarak
oturuyorsa, daire yakınları ile daha güvenli ve geleceğe yönelik ilişkiler geliştirebilmektedir.
Ama komşulardan biri kiracı ise, komşuluk ilişkileri biraz daha “gelip-geçici” anlayışına ya
da beklentisine göre yapılmaktadır. Özellikle devlet memurları ve sık sık yer değiştiren
mesleklere sahip kişiler çevredekilerle sağlıklı komşuluk içinde bulunamadığı belirtilenler
arasındadır.
Ortak okullara giden ve benzer eğitim seviyesinde bulunan çocukların, birlikte
çalışma, ödev yapma, biri birlerine yardımcı olma gibi faaliyetleri yüzünden aileler arasında
da bir iletişim mekanizmasının oluşabildiği söylenebilir. Birçok aile çocuğunun ihtiyacı için
komşusuna gitmekte, onlardan yardım istemektedir. Karşılıklı güven esası üzerinden yürüyen
bu anlayışa göre, çocukların komşuluk ilişkilerine olumlu yönde katkı sağladığı
görülmektedir. Ancak biraz ileride görülebileceği gibi bu durum aynı zamanda komşuluğu
engelleyen bir unsur olarak da ortaya çıkabilmektedir.
Komşuluğun temel fonksiyonlarından biri insanların karşılıklı güven, kafa dinleme,
dertlerine ortak olma ve beraber sorun çözme becerisi geliştirebilmedir. Bunun da
gerçekleşebilmesi için kişilerin ortak değer, sorun ya da çalışma şartlarına sahip olması
önemli bir unsurdur. Elbette bu yönlerden ortak noktaları olmayanların da sağlıklı komşuluk
36
ilişkileri geliştirdikleri görülmektedir. Ancak pek çok aile komşuluk yapmak istediği diğer
aileler ile benzer sosyo-ekonomik ve kültürel şartlara sahip olmak durumunda kaldıklarını
açıklamaktadırlar. Benzer eğitim ve kültür seviyesine sahip ailelerin daha sağlıklı komşuluk
yaptıkları görülmüştür. Aksi durumlarda ise ya sürekli şikâyetler ve kavgalara kadar varan
geçimsizlikler ya da birinin “artık pes” diyerek mekân değiştirmesine kadar gitmektedir.
Gerek kiracı gerekse mülk sahibi bulunduğu yerde uzun bir zamandan beri yaşaması ile yeni
taşınması da komşularla ilişkisini etkilemektedir. Uzun zamanda beri aynı evde oturan pek
çok kimse için kiracılık ve mülk sahibi olma farkı neredeyse kalmış gibi de olmaktadır. Şu
durumda komşuluğu etkileyen unsurun çevreye alışmışlık düzeyi olduğu söylenebilir.
Ailelerin eğitim durumlarındaki mütekabiliyet, ekonomik durumları için de geçerlidir.
Mülkiyet edinilmesi ve zenginliğin artışı her şeyden önce güven esasına dayalıdır. Güvenliğin
olmadığı bir yerde birikim ve zenginlik sağlıklı bir gelişim gösteremeyecektir. Dolayısıyla
zengin bir şahıs, malının, fabrikasının ve her türlü zenginlik metaının güvende olmadığı bir
yerde oturmamaktadır. Bu durum fakirlik için de söz konusudur. Buradan hareketle komşuluk
ilişkilerinin devamında ekonomik durum önemli bir unsur olarak görülmektedir.
Yine eğitim ve ekonomik duruma bağlı olarak benzer meslek özelliklerine ve çalışma
şartlarına sahip insanlar ve aileler arasında daha sağlıklı ve güvenli komşuluk ilişkisi
geliştirilebilmektedir. Özellikle geçici işçilik, hızlı yer değiştiren devlet memurları ve çalışma
şartları normal hayatın dışında olan kişilerin bulundukları çevrede sağlıklı komşuluk ilişkisi
geliştiremediği belirtilmiştir.
Komşuluk ilişkilerinde samimiyet güven ve tanışık olma en önde gelen unsurlardandır.
Yeni bir şehre ya da yerleşim birimin ilk defa yerleşen biri, tanıdıklar vasıtasıyla ev
bulmaktadır. Burada en başat rolü hemşerilik ya da diğer organik bağlar oynamaktadır
(KURTOĞLU, 2002, 78). Aynı köyden, ilçeden ya da ilden olmak, mahalle ya da apartman
sakinleri için geçerli bir güvence olarak görülmektedir. Bunun yanında dinî cemaatlerin de
yerleşmede
ve
komşuluk
ilişkisi
kurmada
önemli
bir
referans
kaynağı
olduğu
unutulmamalıdır. Gerek yeni gelinen mekânda cemaatin faaliyetlerine intibak, bağlılık,
gerekse bireysel işlerin daha kolay halledilebilmesi açısından insanlar cemaati kendi
menfaatleri doğrultusunda kullanırken, belki çok daha geniş bir şekilde kendilerini de cemaate
37
böylelikle sunmaktadırlar. Bu durum şehirlerde yeni komşuluk edinmede ve güven duymada
önemli görülen bir davranış biçimi olarak karşımıza çıkmaktadır.
Hemşerilik ve cemaat bağlılığı ile birlikte etnik ve dinî mensubiyet de olumlu
komşuluk ilişkileri geliştirmede dikkate değer bir unsurdur. Yine araştırma sonuçlarından da
görülebileceği üzere, siyasî görüşlerin benzeşmesi, ortak siyasal tercihler daha istenilir bir
komşuluk hayatının gelişmesine imkân tanımaktadır. Etnik, dinî ve siyasî aidiyetler
komşuluğun gelişmesinde ve güvenin sağlanmasında önemli bir etken olarak karşımıza
çıkarken, araştırma bölgesinde farklı dinî, siyasî ve etnik inançtan olanlara da büyük bir
hoşgörü ile bakıldığı belirtilmiştir. Buradan anlaşıldığına göre, ortak değerler etrafında
toplanılması ve kişilerin böylesi ailelerle komşuluk istemesine karşın, farklılığa da tehdit
olarak bakmamaktadır.
Ailedeki çocuk sayılarının, çocukların yaşlarının ve çalışıp çalışmama durumuyla
cinsiyet durumlarının da komşulukta önemli yer işgal ettiği belirtilebilir. Çocuk sayısı fazla
olan ailelerin diğer komşulara oturmaya girmesi ya da onların gelmesi çekinceler arasındadır.
Bunun yanında günün farklı saatlerinde çalışma şartları olan çocuklar yüzünden de diğer
komşular konum belirlemektedir. Ailede yaşayan başka bireylerin olması, ebeveyn, hala, dayı
teyze vb. diğer komşuların davranışlarını ve isteklerini belirleyebilmektedir. Çekirdek aile
bireylerinin dışında görülen kişiler, mekân konusunda bir sınırlama meydana getirdiklerinden
başkaları ile rahat görüşmeye de bir anlamda kota koymuş gibi düşünülmektedir. Bir de sağlık
sorunları olan yaşlıların, bakıma muhtaçların ailede olması, yine komşuların iletişim ve
etkileşimini etkileyebilmektedir. Örneğin bir evde zihin engelli bir bireyin yaşaması, komşu
çocuklarının korkmasına, ya da ondan bir saldırı geleceği endişesine sebep olabilmektedir. Bu
durum diğer ailelerin çocuklarını o evden sakındırmalarını ortaya çıkarmaktadır. Bu davranış
hasta sahibi aileyi olağanüstü üzerken, bu ön yargıdan dolayı onları en yakın çevrelerinden
bile soyutlamaktadır.
Komşuluk ilişkilerinin devamında en önemli dış etkenlerden biri oturulan evin fizikî
imkânlarıdır. Evin genişliği, herkesin oturmasına kalkmasına hatta yatılıya kalması
durumunda rahat etmelerine fırsat tanıyacak kadar oda, yatak ve diğer ihtiyaçlarını giderecek
kadar imkânların varlığı gözetilen bir unsurdur. Bu imkânlara en az düzeyde de olsun sahip
olmayanlara komşulardan pek çoğu zarar vermemek, rahatsız etmemek için gelmediklerini
38
belirtmişlerdir. Elbette evin müstakil ya da apartman dairesi olması da diğer komşularla
iletişim ve etkileşimi, gelip gitmeyi etkileyenlerin başında gelmektedir. Bu durum daha çok
şehirlerde geçerlidir. Köy hayatında ise hemen herkes müstakil evlerde yaşadığından buna
göre bir komşuluk gelişmektedir.
Gerek köylerde gerekse şehir hayatında günlük ihtiyaçları karşılayacak alışveriş
yerlerinin, hafta pazarlarının ve diğer ihtiyaç mekânlarının varlığı da aileler arasında
komşuluğu etkilemektedir. Eğer günlük ihtiyaçları karşılayacak mekânlar yoksa acil
zamanlarda pek çok araç, gereç belli bir süreliğine emanet olarak ya da bazı yiyecek ve
içeceklerin bir miktarı istenmektedir. Bu da konuşmaya, komşu hakkında bir kanaat sahibi
olmaya vesile olmaktadır. Böylece oluşan iletişim sayesinde insanlar olumlu yönde komşuluk
ilişkileri geliştirebilmektedir.
Yine komşuluk ilişkilerini olumlu yönde etkileyen unsurlardan biri de boş zaman
geçirme yerlerin ve faaliyetlerinin varlığıdır. Özellikle ev hanımları açısından apartmanda
ya da mahallede belli zaman aralıklarında ya da bir program takip etmeden bir araya gelerek,
ortak ev işleri ya da hobiler yapmak, spor yapmak, ibadet etmek ya da sohbet etmek
komşulukta önemli bir unsurdur. Burada ortak kullanım alanlarının ya da soysal hizmet
mekânlarının varlığı komşuluk kurmayı hızlandırırken, yok olması da aksi sonuçlar
doğuracak düzeyde değildir.
3.2.Modern Hayatın ve Şehirleşmenin Komşuluk Đlişkilerini Olumsuz Yönde
Etkileyen Unsurları
Modernleşen toplumsal hayatta değişen en önemli değerin ‘güven’ olduğu söylenebilir.
Đnsanların güven esasına dayalı kurdukları ilişkiler hayatın farklı yaşama koşullarından dolayı
değişime uğramıştır. Birbirini tanımayan ailelerin komşulardan beklediği en önemli değer
onlara güvenmesi ve kendisinden emin olunmasıdır. Bu duygular oluşmadığı zaman,
mekânların yakın olması, eğitim, meslek ve etnik dinî yakınlıkların olması bir anlam ifade
etmemektedir. Araştırmada komşulardan beklenen en önemli insanî değerin ‘güven’ olduğu
ortaya çıkmıştır.
39
Modernleşmenin toplumsa hayata getirdiği değişimlerin başında “kollektivitenin”
yerine, “personalite” olmuştur. Bireyselleşme ve hayatı tek başına ya da çok seçkin bir çevre
ile sınırlı bir şekilde yaşama, sanayi toplumu ve şehirleşme ile hızla yükselişe geçen bir hayat
tarzı haline gelmiştir. Burada ekonomik refahın yükselişi, ihtiyaçların teknolojik aletlerle
bireysel olarak rahat bir şekilde giderilebilmesi, kadın erkek ilişkilerinde geleneksel değerlere
itibarın asgariye inmesi, yaşam koşulları ve elbette güvenin azalması bireysel yaşamayı
zorunlu hale getirmektedir. Bunun yanında çalışma şartlarının zorluğu da herkesi kendi
hanesi, kabuğuna çekilmeye zorlamaktadır. Özellikle özel şirketlerin çalışanlarını imkânların
nihayetine kadar zorlaması, ücretlerin düşüklüğü nedeniyle çalışanların daha fazla mesai
yaparak, daha çok imkân elde etme beklentileri bireyleri kendi işlerinden başka hiçbir şeye
duyarlı olamayacak bir konuma getirmektedir. Dolayısıyla bu şartlarda çalışan bireyler,
günlük hayatını ancak kendi etrafında kurduğu dar dünyasında yaşamaya mecbur hale
gelmektedir. Bu da komşuluk gibi, karşılıklı feragate, zaman ayırmaya, paylaşmaya dayanan
bir toplumsal tarzın yaşamasına imkân tanımamaktadır.
Modernitenin varlık ve devamlılık sebebi olan kapital ekonomik sistem bireyselleşmeyi
âdeta körüklemektedir. Tüketimin daha da arttırılabilmesi ve ürünlerin, zamanı ve mekânı
belli olmayan taliplerine ulaştırılabilmesi için yoğun bir çaba verilmektedir. Kökeninde daha
çok kazanma zihniyeti bulunan ekonomik sistemde, aynı metanın bütün aile fertlerine teker
teker ulaştırılması, satılması ana hedef haline gelmiştir. Geniş aileyi çok çabuk dağıtan
modern hayat, artık çekirdek aileye de sırf kapitalist ekonominin yaşayabilmesi için tahammül
edememektedir. Bu güne kadar birkaç çocuklu bir ailede farklı ev eşya ve aletlerinden bir
tanesinin varlığı bütün aile fertlerinin işini görürken, artık her ferdin söz konusu eşyadan
edinmeye kendini mecbur hissetmesi tek kişilik yaşamları meşru hatta zorunlu bir hale
getirmiştir. Büyük şehirlerde hızla gelişen tek kişilik evler, bireysel yaşamı zirve noktasına
taşımaktadır. Elbette böylesi bir hayat tarzında geleneksel hayatın önemli bir ritüeli olan
komşuluğa yer olmayacaktır.
Bireyselleşme ve çalışma hayatının zorluğu komşuluğu olumsuz etkileyen önemli bir
unsur olarak ortaya çıkmıştır. Özellikle artı mesailere kalınması, çalışma saatlerinin gündüz
ve gece arasında değişmesi komşuluk ilişkilerini etkilemektedir. Örneğin gece çalışan birinin
evinde gündüzleri dinlenmesi sırasında en ufak bir ses ya da gürültüden anlaşmazlıklar
40
çıkabilmektedir. Bunun yanında başkalarına misafirliği gitmek ya da onların gelmesi de
çalışma koşullarının zorluğu yüzünden çoğu zaman gerçekleştirilememektedir.
Çocukların eğitimi de ailelerin biri birleriyle komşuluk iletişim ve etkileşimini
etkilemektedir. Son dönemlerde aşırı artan nüfus, işsizlik, devlet memurluğu sınavları ve
üniversite kontenjanlarının sınırlılığı yüzünden daha ilkokuldan itibaren yarıştırılmaya
başlanan çocuklar evdeki düzenin doğrudan belirleyicisi olmaktadırlar. Hatta pek çok aile
çocuğunun eğitim durumuna göre ev ve mahalle tercihine bulunmaktadır. Bazı aileler,
çocuklarına daha rahat çalışma, okuma ve anlama şartları sağlayabilmek için bulundukları
evden bir başka yere taşınmak dâhil her türlü masrafa ve zahmete katlanabilmektedir.
Özellikle dershaneye giden ve evde uzun çalışma saatlerine ihtiyacı olan çocukların rahatsız
olmaması için pek çok aile gerek gündüzleri gerekse akşamları komşu ya da misafir kabul
etmediklerini belirtmişlerdir. Özellikle habersiz gelmelere son derece karşı oldukları
açıklanmıştır. Bu durum, doğal olarak anne babaların da başkalarının yanına gitmesini
engelleyici bir durum olarak ortaya çıkmıştır.
Komşuluk ilişkilerinde çocuk ve eğitim sorumluluğu konusunda sıkı bir ilişki vardır.
Geleneksel ailede eğitimden öncelikle sorumlu olan anne baba ve diğer aile bireyleridir.
Bundan sonra ise en yakın komşular eğitimin bir parçası olurlar ve çocuklar üzerinde etkileri
vardır. Onlar çocuklar üzerinden bir denetleyici rolünü üstlenirler. Dolayısıyla istenmeyen
davranışların kaynağı komşular olabildiği gibi, aksi de geçerlidir. Bu sebeple bazı aileler
çocuklarını kötü davranışlar edinmesin, istenmeyen şeyleri görmesin diye komşularından
sakınırken, bazıları da onlardan istenilen davranışları görmesi ve öğrenmesi amacıyla
çocuğunu komşuya yollamaktadır.
Evde erkeğin çalışmasından ziyade, kadının çalışması komşuluğu olumsuz yönde
etkilemektedir. Burada farklı sebepler olmakla birlikte, ataerkil yapının belirleyici bir unsur
olduğu söylenebilir. Çalışan kadınlar her ne kadar pek çok alanda erkeklerle eşit şartlarda
zorluklara katlanıyor olsalar bile, ev işlerinin yine büyük bir kısmı onlar üzerinde
kalmaktadır. Şu halde evli kadınlardan pek çoğu gündüzleri çalışma hayatının zorlukları ile
baş etmeye çalışırken, eve geldiğinde ev işleri de yine büyük oranda kendisinden
beklenmektedir. Bu beklenti, komşularla ilişkiyi en alt düzeye indirmektedir. Evin işleri ve
41
çalışma hayatının gerekliliklerini bir araya sığdırmaya çalışan kadınlardan komşularla
iletişime zaman neredeyse kalmamaktadır.
Komşuluk ilişkilerinin olumsuz etkilenmesinde önemli unsurlardan biri siyasî, etnik ve
dinî farklılıktır. Her ne kadar bu araştırmada, farklı etnik aidiyet, dinî ve etnik kökene sahip
olanlarla komşuluk yapmada olumsuz görüş belirtenler çok sınırlı kalmakta ise de, güven
unsurundan ve tanımamaktan kaynaklanan iletişimsizlik, sağlıklı komşuluğu etkilemektedir.
Özellikle bir mahalleye ya da yerleşim birimine sonradan gelenler hakkında söz konusu
aidiyetlere yönelik yapılan bir dedikodu, pek çok kişinin onlarla iletişiminde daha tedbirli ve
çekimser davrandığını ortaya koymaktadır. Elbette uzun bir zaman sonra mahalle ya da
apartman sakinlerinin güveni alındıktan sonra söz konusu olumsuzluk da ortadan
kalkabilmektedir.
Etnik farklılığa bağlı olarak ortaya çıkan şehir hayatında dil farklılıkları da komşuluk
üzerine önemli bir etki meydana getirmektedir. Özellikle metropol anlamında büyük
şehirlerde dil farklılıkları, komşuların birbirlerine yabancı kalmalarına neden olmaktadır. Zira
iletişimde dil en önde gelen araçlardan biridir (AKDOĞAN, 2008: 113). Anlaşamayan
ailelerin en başta güven konusunda sükûna ermediklerinden sağlıklı bir komşuluk
oluşturmaları zordur.
Özellikle apartmanlarda kapıcının olup olmaması daire sakinlerinin biri birleri ile olan
iletişim ve etkileşimini her iki yönde etkileyen bir unsurdur. Apartman dairesinde kapıcının
olması, sakinlerin karşılaştıkları sorunları muhataplarına taşıması, yöneticiye ya da hakkında
şikâyet olunan kişiye dilek ve istekleri götürmesi yoluyla tarafların yüz yüze gelmesini
engellemektedir. Bu da pek çok sorunun büyümeden çözülmesi anlamına gelmektedir. Ama
diğer bir yönüyle de yüz yüze gelerek çok daha rahat ve anlamlı bir şekilde çözülecek
sorunların, daha da karmaşık hale gelmesine sebep olmaktadır. Yanlış anlamaların, eksik bilgi
aktarımının neden olduğu bu iletişim biçimiyle komşular arasında anlaşmazlıklar
çıkabilmektedir.
Komşuluğun onca olumlu yönlerine karşın pek çok durumda olumsuz, istenmeyen,
hatta bazen tehlikeli boyutlara ulaşabildiği de tanık olunan gerçekliklerden biridir. Nitekim
insanî niteliklerin istenilen formlarından pek çoğu komşuluk ortamından üretildiği gibi, tam
42
tersi hemen her türlü şiddetin, saldırganlığın, inanılmaz kötülüklerin de üretilebildiği
ortamlardan biri yine komşuluktur. Bu anlamda komşuluk bir şiddet kaynağı olarak karşımıza
çıkmaktadır (REEMTSMA, 2006). Komşu olarak yan yana barış içinde yaşayan insanlar
ansızın birbirlerine saldırabilmekte, ortalı yapık yıkabilmekte, akıl almaz komplolar ve
kumpaslar düzenleyebilmektedir. Kendilerini aynı sokağın sakinleri olarak değil de farklı
etnik grupların, ırkların, ya da siyasî ve sosyal çevrelerin, inançların ve ideallerin dava
adamları ve üyeleri olarak tanımlamaya başlayarak bütün çevredeki insanları dışlayabilmekte,
ötekileştirebilmektedirler. Bu gibi durumlarda komşular birbirlerine düşman, hatta bazen
ölümcül düşmanlar haline gelmektedir.
Modern hayatın getirdiği bazı şartlar insanı “kalabalıklar içindeki yabancı ve yalnız”
durumuna getirmiştir. Zorunlu ilişkiler dışında “herkesin kendi işine baktığı” bir hayat
anlayışı bu gün toplumsal hayatta hâkim durumdur. Bunun olumlu yanları olmakla birlikte,
psikolojik ve sosyal olumsuzlukları da vardır. Sözgelimi, yıllardır aynı binada yaşadıkları
halde bir biri ile tanışmayan, komşuluk ilişkilerine girmeyen pek çok insanın ve ailenin varlığı
bilinen bir gerçekliktir. Aileler bu sorunun bir paçası olmasına karşın, durumdan
memnunmuşçasına pek çoğu şikâyet etmemektedir. Bu da sosyal hayatın tezat olguların biri
olarak görülmektedir. Sosyal hayatın pek çok alanı zorunlu ya da istekli bir şekilde
değişikliğe uğramıştır ve gün geçtikçe bu değişim hızlanmaktadır. Nitekim değişim
dinamiklerinin üst seviyede olduğu küreselleşme çağında bundan kaçınmak da imkânsız
gibidir. Ancak, söz konusu değişikliklerin, toplumsal hayatın temel dinamiklerinden sayılan
tarihi ve kültürel değerleri dezenformasyona uğratması, yerlerine daha anlamlı ve geçerli
değerler konulamaması toplumda büyük bir kaosu ve yaşanamazlık durumunu beraberinde
getirmektedir.
Aynı çatı altında ama farklı bölümlerinde oturan aileler arasındaki komşuluk ilişkileri
de söz konusu değişimin etkisinden kurtulmuş değildir. Aslında komşuluk ilişkileri bir
yönüyle, biraz da kendiliğinden oluşan tabii ilişkilerdir. Özellikle sosyal ve kültürel hayatın
hızla değiştiği dönemler için bu tespit çok daha önceliklidir. Bu tabii akışı bozacak
durumların ortaya çıkması halinde, komşular arası bağı yeniden oluşturmak için özel bir çaba
harcamak gerekebilir. Đlk bakışta basit gibi görünen küçücük girişimler, böyle bir komşuluk
ilişkisinin oluşumunu ve devamını sağlayabilir. Merdivende karşılaşılan bir apartman
43
komşusuna verilecek selam, gösterilecek bir güler yüz, samimi bir hal-hatır sorma,
gerektiğinde kapı komşusuna bir ihtiyacının olup olmadığını sormak, hatta pişirilen yemekten
bir tabak ikram edivermek komşular arasında oluşacak sıkı bağların bir ilk adımını
oluşturabilir. Đslâm bu tür davranışları çok önemsemiş, önemli bir iyilik ve kazanç olarak
değerlendirmiştir.
4. Komşuluk Çeşitleri
Komşuluk denildiği zaman sadece ailelerin mekân bakımından yakın olması
anlaşılmamalıdır. Nitekim daha farklı komşuluk biçimleri de vardır. Đş yeri komşuluğu hane
komşuluğundan sonra ilk akla gelenlerdendir. Her ne kadar oturulan evler birbirine yakın
olmasa da özellikle esnaf ailelerin iş yerleri aynı mekânlarda ise aralarında komşuluk teessüs
etmektedir. Elbette bu tür komşuluğun kendine özgü davranış biçimleri vardır. Özellikle aynı
işi yapan esnafların komşuluğu, pek çok alanda yardımlaşma, eksikleri tedarik etme, yol
gösterme, iş birliğine gitme gibi davranışlar ortaya koyarken, bunun tam aksi haller de ortaya
çıkarabilmektedir. Esnaf komşuluğunun aile komşuluğuna ya da görüşmelerine de yansıdığı
görülmektedir. Gün içinde sürekli bir arada olan çalışanların boş zamanlarında aileleriyle bir
araya gelerek eğlenmeleri, biri birlerine ikramlarda bulunmaları ve bu ara da işleriyle ilgili
teatilerde bulunmaları görülen toplumsal davranışlardandır. Bu da aileler yakın olmasa bile iş
yeri hasebiyle komşu olunmasını sağlamaktadır.
Aynı iş yerinde çalışan memurlar arasında da esnaf komşuluğundan ayrı olarak iş yeri
komşuluğunun yaşandığı görülür. Aynı devlet dairesinde ya da özel şirkette çalışanların iş
yerindeki arkadaşlıklarını aile görüşmelerine ve komşuluk ilişkilerine taşıdıkları modern
hayatın ortaya çıkardığı komşuluk ilişkileri arasında sayılmaktadır.
Bir diğer komşuluk biçimi ise “mezar komşuluğu”dur. Pek çok kişi bu dünyadan sonra
varlığını devam ettireceği mekânların ilki olan mezarda da yanı başındaki kişilerin kim
oldukları ile ilgilenmekte ve bu konuda seçici davranmaktadır. Kişisel ya da ile
mezarlıklarının belirlenmesinde çevrede yatanların kim oldukları önemli bir kıstas olarak
ortaya çıkmaktadır.
44
Elbette komşuluk sadece aile ve ev çerçevesine indirgenemez. Ailenin en yakın
çevresiyle bütünleştiği ortam mahalledir. Mahallesini sahiplenen bireyler, diğer bitişik
mahalleleri komşu saymaktadır. Bu da “mahalle komşuluğu” kavramını ortaya çıkarmıştır.
Çemberin sonraki daha geniş halkalarını ise köy kasaba, ilçe ve il hatta ülke komşuluğuna
kadar genişletmek mümkündür. Nitekim uluslar arası camiada sürekli olarak Yunanistan’dan
“komşu” diye bahsedilmesi bunun belirgin örneklerinden biridir. Đki komşu il, iki komşu ilçe
gibi deyimlerin farklı sebeplerle gündeme geldiği de bilinenler arasındadır.
5.Gelenek ve Göreneklerde, Atasözlerinde, Ritüel ve Törelerde Komşuluk
5.1.Gelenek ve Göreneklerde Komşuluk
“Komşu” tabiri, yukarıdaki geniş tanımlamalarda da görüleceği üzere, birbirine bitişik
veya yakın yerlerde yaşayanlar için kullanılır. Komşu olmanın doğurduğu birtakım hak ve
görevlerin yanı sıra bunların sağlandığı bir ilişkiler düzeni bulunmaktadır. Bunlara genel
olarak komşuluk veya komşuluk ilişkileri denilir. Komşuluk ilişkileri özellikle köy ve kasaba
gibi küçük yerleşim bölgelerinde sosyal dayanışma açısından önemli olduğu gibi, ailelerin
huzur ve güven içinde yaşamaları açısından da önemlidir. Đyi komşuluk ilişkileri mutluluk ve
sevincin paylaşılmasında, sıkıntı ve kederin göğüslenmesinde ayrı bir öneme sahip
olduğundan fert ve ailelere toplum içinde destek olur. Dolayısıyla sosyal bünyeyi güçlendirir.
Kötü komşuluk ilişkileri de sürekli rahatsızlık, güvensizlik, dışlanmışlık ve yalnızlık hissi
uyandırır. Türk kültüründeki süzülmüş bir anlayışın ifadesi olan, “ev alma, komşu al”
özdeyişi, komşuluk ilişkilerinin her iki yönü açısından da son derece isabetli bir tespiti dile
getirmektedir. Yine bu kültürde canlı olarak yaşayan “komşu komşunun külüne muhtaçtır”,
“komşuda pişer, bize de düşer” gibi özdeyişler ve sık gelip gitmeleri anlatmak üzere, “komşu
kapısına çevirmek” gibi deyimler, komşuluk ilişkilerinin anlamını ve boyutlarını göstermek
bakımından önemlidir.
45
Geleneksel Türk toplum hayatında komşuluğun önemli bir yere sahip olduğunu açıkça
gösteren pek çok gösterge vardır. Bunların başında sözlü kültürün önde gelen unsurlarından
atasözleri ve deyimler vardır ki, bu konuda komşulukla ilgili çok fazla ürün ortaya çıkmıştır.
Bu ürünlerin pek çoğu dinî hükümlerden ilham alınarak doğmuş izlenimini vermektedir.
Ancak gelenek, coğrafya ve iklim tesiriyle oluşanlar da az değildir. Zaten kültürü oluşturan
temel öğeler de bunlardan ibarettir.
Komşulukla ilgili Türkçede en çok kullanılan deyimlerin başında “komşuluk
yapmak/etmek” gelir ki, çok geniş bir alana hükmeder. “Komşu hakkı” kavramı daha çok dinî
referans barındıran bir içeriğe sahiptir ve hemen her bakımdan komşunun gözetilmesi,
rahatsız edilmemesi, paylaşımcı olunması gibi hasletleri yapmayı norm haline getirir. Evde
pişen yemeğin bir miktarını komşuyla paylaşmaktan, komşunun ses, gürültü, görüntü vb.
bakımlardan rahatsız edilmemesine varıncaya kadar “komşu hakkı”nın geniş bir davranışsal
alanı vardır. Türk toplumunda “komşu hakkı”nın ifa ve tesis ettiği düzeni, intizamı ve kamu
güvenliğini, sağlıklı toplumsal yaşamı bu gün batı toplumunda hukuk kuralları zecri
tedbirlerle yapmaktadır. Bu dışarıdan sert biçimde dayatılan kuralların azıcık gevşemesi, her
hangi bir doğal ya da beşeri afet durumunda kaldırılması, zayıflaması, rafa kalkması
durumunda toplumda büyük bir kaos meydana gelmekte, cinayetler, yağmalar, saldırılar,
tecavüzler alıp başını gidebilmektedir. Oysa Türk toplumunda manevî bir değer olarak ruhlara
işlemiş “komşu hakkı” değeri sayesinde polisiye bir tedbire, dışsal bir zorlamaya gerek
kalmadan insanlar aralarındaki meseleleri çözebilmektedir (habervitrini.com). Doğal ya da
beşerî bir afet durumunda da başka pek çok toplumdakinin aksine bu değer sayesinde,
yardımlaşma, koruma, kollama, sahip çıkma, bir olma, paylaşma en üst seviyesine
çıkmaktadır. Bu inanç toplumun son derece dinamik bir yapı göstermesini ortaya
koymaktadır.
“Komşu hatırı” , Türkçenin en munis kavramlarından biri olmak hasebiyle “komşu
hakkı”nın daha da zarifleştirilmişi ve naifleştirilmesiyle teşekkül etmiştir. “Komşu
hakkı”ndaki hukukî ve dinî buyruk hissi “komşu hatırı”nda tamamıyla insanî, hümanist bir
yapıya büründürülerek medenî yönü sivriltilmiştir. “Komşu hatırı” samimiyet ve sıcaklığın en
üst perdeden seslendirildiği bir dil güzelliği olarak varlık kazanmıştır.
46
“Kapı komşu” ve “komşu kapısı” da derununda hem müspet hem de menfi manalar
barındıran deyimlerdendir. “Kapı komşu” diğer komşular arasında fizikî olarak en yakın
olandır. “Kapı komşu”nun ayrısı-gayrısı olmaz, neredeyse onlara danışılmadan pek çok
konuda hareket edilmez. En önemlisi de “kapı komşu”nun nazı her zaman çekilmeye
müstahaktır. Eğer “kapı komşu”dan çok memnun değilse bir aile “ne yapalım, kapı komşu
bulunmuş işte” diyerek rıza gösterir ve bunu çekilmesi gereken bir kader gibi kabullenir. Keza
“komşu kapısı” da daha çok muhtaç olmak, komşuya gitmek, bir şey istemek vb. gibi
anlamlara delalet ederek “komşu kapısı çalmak”, “komşu kapısına gitmek” şekillerinde
kullanılır.
“Komşu kapısına çevirmek” deyimi ise tam bir mecaz sanatıdır. Ancak gündelik hayatın
gerçekliğinden de soyutlanmış bir gerçeklik değildir. Bir defaya mahsus verilmiş bir ödünün,
alışkanlık halini alacağına işaret eden bir deyimdir. Bu da aileler arasında komşu hatırına ya
da yakınlığına dayanılarak, bazı davranışlarda ölçünün kaçırılabileceği anlamına gelir.
Dolayısıyla komşularla ilişkilerde orta yolun bulunmasını, hiş bir şekilde tedbirin elden
bırakılmamasını ve asla aşırıya kaçılmamasını öğütler.
Bu ve benzeri deyimlerin yanında Türk kültüründe komşuluğu neredeyse bütün
gönleriyle özet halinde, ancak derinlemesine ve sıkı bir şekilde anlatan daha başka özlü
ürünler vardır. Bunların başında da atasözleri gelir. Bu konuda zengin bir literatürün
varlığından söz edilebilir (ALBAYRAK, 2009; ŞĐNASĐ, 2003; TASD, 2001; ÖZDEMĐR,
2001; SAĞLAM, 2004). Sırf atasözlerine bakılarak Türk kültüründe komşuluğun bütün
ritüellerini, olumlu ve olumsuz özelliklerini görmek mümkündür.
Türklerde komşuluğun önemini ortaya koyan ve hemen herkesin ağzından hiç
düşmeyen bir atasözü “ev alma, komşu al” derken, oturulacak bir mekânın belirlenmesinde
önceliğin nereye verileceğine işaret etmektedir. Çünkü bir evin ev olabilmesi için çevredeki
komşular en az ev kadar, ama aslında evden bile önemlidir. Komşu, yakın hatta bitişik
konutlarda oturan kimselerin birbirine göre durumuna denir ki, bir anlamda ailenin bir parçası
hükmündedir. Dolayısıyla ev sahibi olurken bu gerçeklik göz ardı edilemez.
Her ne kadar tarihsel ve kültürel birikim böyle dese de, bu araştırmanın ortaya koyduğu
sonuçlardan biri şehirleşme ile birlikte komşuluk aranır, tercih edilir bir değer gibi görülse de,
47
ev alırken çok da düşünülen, ısrarla üzerine gidilen bir konu olmaktan çıkmıştır. Çünkü
köyden kente göçün hızlanmasıyla plansız ve ani gelişmeler insanların bir an önce şehir
hayatına tutunabilme zorunluluğunu ortaya çıkarmıştır. Bu zorunluluk, “ev olsun da her ne
biçimde ve her nerede olursa olsun” ya da “başımızı sokacak bir mekân olsun da nasıl bir yer
olursa olsun” şeklinde bir tercihi zorunlu hale getirmiştir. Komşuluk ancak çok daha ilerleyen
safhalarda, refahın artması, hayat şartlarının iyileşmesi sayesinde ailelerin rahat bir ev
imkânına kavuşmaları sonrasında gelecek beklentilerini reel hale getirmek, refah düzeylerini
daha ileriye götürmek istediklerinde aranılan bir özellik olarak görülmeye başlanmıştır. Refah
seviyesinin daha yüksek olduğu mahallerde yabancılaşmaya ve kimsenin kimseyi
tanımamasına paralel olarak, aynı gelecek beklentisiyle ortak bina ya da site yaptırmış gruplar
arasında gelenekselin ötesinde bir komşuluk ilişkisinin olduğu da görülmektedir. Bu da
modern hayatın ürettiği yeni ve ilginç komşuluk olarak değerlendirilebilir.
Farklı kaynaklardan derlenen atasözlerine genel olarak bakıldığında şöyle bir manzara
ortaya çıkmaktadır: Türk toplum hayatında tarihsel ve kültürel olarak komşuluk son derece
önemli bir kurumdur. Bazen seçerek elde ettiğimiz komşularımıza bazen da seçme hakkımız
olmadan kavuşabiliyoruz. Komşu iyi de olabilir kötü de. Dolayısıyla komşuyla olan ilişkiler
diğer insanlar gibi asla olamaz. Komşuluk ilişkilerinin apayrı bir prosedürü, uygulama biçimi
söz konusudur. Komşuya karşı büyük bir güven ve sevgi beslemeyi salık veren atasözlerinin
yanında komşudan sakınılmasını, ona karşı sürekli tedbirli olunmasını, komşunun
kınanmamasını ve asla hor görülmemesini sürekli salık veren atasözleri de vardır. Örneğin,
“komşu ipiyle kuyuya inilmez”, “komşu komşunun şerrinden bizar imiş”, “kötü komşu ev
sahibi yapar”, “sağlam çit iyi komşu yapar” gibi atasözlerinde bir güvensizlik söz konusu
iken, komşuya karşı tedbirli davranılması gerektiği istenilirken; “gülme komşuna gelir
başına” atasözünde de komşunun asla kınanmaması öğütlenmektedir. Bunun yanında “zengin
komşudan ve sıcak havadan zarar gelmez” atasözsünün işaret ettiği gibi, iyi komşunun
bulunmaz bir nimet olduğunu, komşunun iyiliklerinden, güzelliklerinden ve zenginliğinden
diğerlerinin de pay alabileceğini, dolayısıyla bu tür hasletlerin geliştirilmesi gerektiği de
sürekli vurgulananlar arasındadır. Aslında komşuluk konusunda Türk kültüründe her birisi
için uzun kompozisyonların yazılabileceği onlarca atasözü vardır. Farklı atasözleri
derlemeleri arasında komşulukla ilgili yapılan taramada aşağıdaki ifadelere ulaşılmıştır:
48
5.2. Komşulukla Đlgili Atasözleri
1. Aç kurt bile komşusunu dalamaz.
2. Âlim komşu, câhil babadan yeğdir.
3. Anan atan kim? yakın komşun.
4. Dişin ağrırsa çek çıkar, komşun kötü ise kaç kurtar.
5. Ev alma, komşu al.
6. Ev yapacaksan komşuyu seçmeden himini (temelini) atma.
7. Evinin halini komşuya sor.
8. Geniş mesken, dürüst komşu ve rahat binek insanın saadetindendir.
9. Gülme komşuna gelir başına
10. Hayır dile komşuna hayır gelsin başına.
11. Đyi komşu iyi kardeş dengidir.
12. Đyi komşu kardeş sayılır.
13. Keçe satarsan komşuya sat; bir kenarında kendin de oturursun.
14. Kendi seviyende olanı komşu edin.
15. Komşu aşı veresiye.
16. Komşu ayna gibidir.
17. Komşu boncuğunu çalan gece takınır.
18. Komşu evi taşlamaz.
19. Komşu hakkı büyük, saymayan hödük.
20. Komşu hakkı, Tanrı hakkı.
21. Komşu ipi ile kuyuya inilmez.
22. Komşu kızı almak, kalaylı tastan su içmek gibidir.
49
23. Komşu kızının iyisi komşuya çıkmaz.
24. Komşu komşudan huy kapar, ayranına su katar.
25. Komşu komşudan iyilik bekler.
26. Komşu komşunun huyunu kapar.
27. Komşu komşunun şerrinden bizar imiş.
28. Komşu komşunun tütününe/külüne muhtaçtır.
29. Komşu komşuya lazım olur.
30. Komşu komşuyu istemez, ev sahibi hiç birini istemez.
31. Komşu tavuğu komşuya kaz görünür.
32. Komşuda pişer bize de düşer.
33. Komşudan gelen öğün olmaz, o da vaktinde bulunmaz.
34. Komşuluk kardeşlikten ileridir.
35. Komşun iyi yerin kötü, dur bekle, yerin iyi komşun kötü bırak git.
36. Komşuna iki inekli/öküzlü iste ki, kendin bir inekli/öküzlü olasın.
37. Komşunu seçme özgürlüğün yoktur.
38. Komşunun darısı iyi olur.
39. Komşunun ekmeği komşuya borçtur.
40. Komşunun iti komşuya ürmez.
41. Komşunun kötüsü, adamı mal sahibi yapar.
42. Komşunun sakalını yoldularsa sen de sakalını kazıt.
43. Komşunun tavuğu komşuya kaz, karısı kız görünür.
44. Komşunun yarası sirayet etmezse de huyu sirayet eder.
45. Komşuyu komşudan sorarlar.
46. Oğlunla ordu ol, kızınla komşu ol.
50
47. Sağlam çit iyi komşu yapar.
48. Yakın komşu, hayırsız hısımdan yeğdir.
49. Yaman komşu, yaman avrat, yaman at; birinden göç, birin boşa, birin sat.
50. Yoldan önce arkadaşı, evden önce komşuyu seç.
Yayımlanmış pek çok edebî eserde (roman, hikâye ve şiir vb.) komşuluğun Türk
kültüründeki yerine işaret eden önemli boyutlar ve anlatımlar bulunmaktadır. Rıfat Ilgaz’dan
aşağıya alınan bir şiir, komşuluğu birçok yönüyle anlatmaktadır. Bir yönüyle edebî eser
olması, diğer yönüyle de komşuluk ilişkisine özgün bir örnek olması bakımından buraya
alınmıştır:
Komşuluk
Derdimiz bize yeterken
komşulardaki de tuz biber eker,
Kâtiplerde gürültü çıkar
çorap yüzünden,
tasası bizim evdekilere?
Malmüdürüne nüzul iner
bir tahkikat sonunda
derdini bizimkiler çeker,
bozulur ağzımızın tadı?
Ev dediğin dırıltısız olmaz
hele böyle günde?
Bizim de kendimize göre
gürültümüz eksik değil;
küçük başın küçük derdi.
Hırlaştığımız olur
51
et yüzünden, ekmek yüzünden,
bakarsın düşüvermişiz
komşuların diline?
Zaten saklayamadı iç yüzümüzü
raptiye ile tutturduğumuz perdeler,
sırrımızı bilmeyen kalmadı?
Gördüler tencereye tavaya
fazlaca işimizin düşmediğini?
Çamaşır günlerinde öğrendiler
donuma gömleğime kadar.
Söz oldu soğuk günlerde
yatakta roman okuduğum?
Hele sülâlemizdeki sadelik
gitmedi kimsenin hoşuna?
Ne olacaktı,
yedi atası devletli olmazdı ya
bodrum katındaki kiracının.
(ILGAZ, 1943)
5.3.Türk Toplumunda Komşuluğun Yaşayan Ritüelleri ve Komşuluk Töreleri
Komşuluğun günlük hayatta görünür bir halde yaşandığı ritüeller vardır. Aileler
arasında gerçekleştirilen davranışlar iletişimi, etkileşimi, yardımlaşma ve dayanışmayı canlı
bir şekilde ortaya koymaktadır. Ancak, sosyo-kültürel hayatın şehirleşme, ekonomi, çalışma
şartları, eğitim ve diğer sebeplerle hızla değişmesi ile komşuluk ritüellerinde de değişimler
52
ortaya çıkmıştır. Geleneksel toplumsal hayatta akşam oturmaları önemli bir komşuluk
davranışı olarak yaşatılırken, şehirleşmenin hızla gelişim gösterdiği alanlarda bunun önemli
bir komşuluk ilişkisi olmaktan çıktığı görülmektedir. Zira akşam oturmalarının yerini evde
başka aktiviteler almaktadır. Hatta ev dışında yeni davranış biçimleri tercih edilir haldedir.
Ancak çalışmayan ev hanımlarının kendi aralarında yaptıkları günler, ikinci çayları,
kutlamalar komşuluğu canlı kılan ve görünür aktiviteler ortaya koyan ritüellerdir.
Komşuluğun yere, zamana ve olay örgüsüne yönelik ifade ve davranış biçimleri vardır.
Aslında Türkiye’nin komşuluk törelerine yönelik bir literatür taramasından ve alan
araştırmasından yoksunuz. Burada yazılı kültür ürünlerinden alınan bazı komşuluk ritüelleri
şöyle sıralanabilir:
• Yeni komşuya ‘hoş geldin’e gitmek ve bir ihtiyacının olup olmadığını sormak,
• Taşınması sırasında elden geldiğince yardımcı olmaya çalışmak,
• Bu sırada bir ihtiyacı varsa karşılamak,
• Mahallenin bakkalını, manavını, kasabını ve diğer gerekli yerlerini tanıştırmak,
• Yeni komşunun yalnızlık duymamasını sağlamak,
• Komşu yerleşince, duruma göre onu davet etmek, hoş geldine gitmek, (sabah
kahvesine, akşam çayına vb.),
• Evin hanımı, yeni komşuyu yakınlık kurulacak, dostluk edilecek gibi bulursa,
kocasıyla anlaşarak bir ziyaretle tanıştırmak,
• Çocuklar aynı yaşta iseler, onları tanıştırıp birlikte oynamalarını veya çalışmalarını
sağlamak,
• Komşuda hasta varsa yoklamak, yardım etmek, yalnızsa bir çorba pişirmek, küçük
çocuğu varsa ona bakmak, komşusunun yakınlarına hastalığını haber vermek,
• Komşulardan birinin kızı evleniyorsa, evlilik hazırlıklarına yardım etmek (dikiş, nakış,
alış-veriş vb. konularda),
• Komşulardan, bilhassa genç ve yalnız evlilerden biri doğum yapmışsa, tecrübeli
komşu hanımlar loğusayı yalnız bırakmamak,
53
• Komşulardan birinin evinde ölüm varsa, onu yalnız bırakmamak, küçük çocukları
kendi evine almak, ölü evine yemek vb. şeyler göndermek, aç oturmalarını önlemek,
• Ölümün ilk gecesi, helva yapmak vb. işlere yardım etmek,
• Düğün, davet gibi hallerde gerekli eşya ve kap kacak yardımı yapmak,
• Bu yardım kendisine yapılmışsa, teşekkür anlamında, kapların birine evde yapılmış
tatlı ve benzeri şeylerden koyarak geri vermek. Yalnız ölü evine giden kap, boş olarak geri
gönderilir.
• Komşu dedikodusuna meydan vermemek, katılmamak,
• Fazla kokulu bir yemek pişirilmişse, komşuya da bir miktar göndermek,
• Yakın komşuyu bir dost kabul edip, onun hayatının akışına karışmadan, onunla
dengeli ve ölçülü ilişkiler kurmak.
5.4.Şehir Hayatındaki Kat Malikleri Komşuluğunda Yaşanan Komşuluk Ritüelleri
• Apartman toplantılarına katılmak,
• Bina ya da site sakinlerinde ortak şekilde alınan kararları uygulamada dikkatli olmak,
bu konuda ödün vermemek,
• Ortaklaşa masrafların borçlarını zamanında ödemek,
• Ekseriyet kararlarına sonradan itiraz etmemek,
• Apartman komşularını taciz edici davranışlardan kaçınmak (gürültü, kavga, bahçe
tahribi, su kesmek, halı silkelemek, selam vermemek, kapıcı, çöpçü, çocuklar ve benzeri
kişilere bağırmak),
• Bayram, kandil, Ramazan gibi özel günlerde ve zaman dilimlerinde, tanışmasalar dahi,
karşı karşıya gelindiğinde gönül alıcı bir iki söz söylemek,
• Su, ışık, yakıt vb. ortak harcamalarda dikkatli olmak, israfa meydan vermemek,
• Yönetici yasaklarına uymak,
54
• Sayılı günlerde, apartmana hizmet edenlerin (kapıcı çöpçü, bekçi, postacı vb.)
bahşişine iştirak etmek,
• Kurban kesme ve benzeri olaylarda komşuları rahatsız edici dikkatsizliklerden
kaçınmak,
• Herkesin düşüncesine, hak ve hareketlerine saygı göstermek, ille benim dediğim olsun
tavrından kaçınmak,
• Araba varsa ve komşulardan biri vasıta bekliyorsa, yer de varsa, tanışılmasa bile onu
arabaya davet etmek,
• Üst katlardan alt kattakilerin balkon ya da pencerelerinden girebilecek şeyleri
atmamak,
• Aileden sonra en yakın tanışlık biriminin komşular olduğunu unutmamak.
6. Đslâm Dinine Göre Komşuluk Đlişkileri
Đslami kaynaklarda, toplumsal hayatın sağlıklı bir şekilde işleyebilmesi için komşuluğa
önem verildiği görülmektedir. Farklı kaynaklardan derlenenlere göre, Đslâm’a göre temel
komşuluk hakları olarak şunlar sıralanabilir (Kur’an, 4/36; Đlmihal, 1999, 470-471;
karabukmuftulugu.gov.tr; Tirmizi, 76/7, 528; DĐA, 2007: 151; Buhari, 32/7, 79; Müslim,
143/3, 2025; Ebu Davud, 9/4, 134; Heysemî, 168-170; Gazali, 1993, 272):
1. Karşılaşınca selâm vermek.
2. Onu lâfa tutmamak, zamanını boşa harcamamak
3. Çok soru sormamak, mahremiyetini karıştırmamak, bu konuda mütecessis olmamak.
4. Hastalığında ziyaretine gitmek.
5. Başına bir musibet gelince onu teselli etmek ve derdine ortak olmak.
6. Sevindirici bir olay karsısında onu tebrik ederek mutluluğuna katılmak.
55
7. Kusurlarına göz yummak.
8. Ayıplarını üstünkörü bir şekilde gözlemek.
9. Duvarının üzerine mertek koymak suretiyle onu dara düşürmemek.
10. Yalağına su dökmemek.
11. Bahçesine çöp veya toprak dökmemek.
12. Evine varan yollarını daraltmamak.
13. Evine ne götürdüğünü takip etmemek.
14. Açığa çıkan ayıplarını örtmek.
15. Başına bir hal geldiğinde öfkesini dindirmek.
16. Yokluğunda evine göz kulak olmak.
17. Aleyhindeki sözlere kulak asmamak.
18. Mahrem taraflarından gözlerini sakındırmak.
19. Hizmetçisine ısrarlı gözler ile bakmamak.
20. Çocuğu ile tatlı konuşmak.
21. Dini ve dünyevi konularda bilmediği noktalarda kendisini aydınlatmak.
7.Yazılı Kültürde Komşu ve Komşuluk Araştırmaları
Komşuluk ilişkileri geleneksel Türk mahallesinin ve kentinin önemli ritüellerinden,
ortak davranış kalıplarından biridir. Köydeki komşuluk, aileler arasında maddî ve manevî
yardımlaşma ihtiyacından kuvvet kazanmakla birlikte, sosyal refahın, toplumsal hareketliliğin
ve göçün hızlanmasıyla, kentleşme ve apartmanlaşmanın yeni hayat biçimi haline gelmesiyle
birlikte mahalle yapısının değiştiği, mahalledeki süregelen ilişki biçimlerinin olumsuz bir
56
biçimde etkilendiği söz konusu edilmektedir. Özellikle şehirlerde, kiracılık müessesesi
komşuluk ilişkilerini geleneksel niteliklerinden uzaklaştırarak ortadan kaldırdığına yönelik
görüşler hayli yaygındır. Đçinde yaşanılan zamanda komşuluk ilişkilerinde hissedilir bir
değişimin meydana geldiği düşüncesi genel olarak kabul edilmektedir. Bu değişim, insanlar
arasında şikâyetlere neden olmakta, geçmişe karşı sürekli bir nostaljiyi dillendirmektedir.
Burada üzerinde durulması gereken nokta, meydana gelen değişimin içeriğini, temel
doğrultusunu ve dinamiklerini anlamaktır. Bu anlaşıldığı takdirde, toplum hayatının daha
sağlıklı işlemesi için temel veriler elde edilmiş olacaktır.
Ansiklopedik tarz eserler, komşuluğa yönelik geniş bilgiler içermemektedir. Diyanet
Đşleri Başkanlığınca hazırlanan Đslam Ansiklopedisi’nin komşuluk maddesi M. Çağırıcı ve A.
Şafak (2002, 157-159) tarafından kaleme alınmıştır. Burada komşuluk; dinî gereklilikler,
hukukî sorumluklar ve yükümlülükler dikkate alınarak incelenmiştir. Bu maddede öncelikle
komşu ve komşuluk kavramlarının tanım ve alanları üzerinde durulduktan sonra, farklı din ve
inanışlardaki yaklaşımlara değinilmektedir. Özellikle Đslâm dininde komşuluk hakları
üzerinde durulmuştur. Şafak, yazısında komşuluğun fıkhî yönünü ele almıştır. Komşu
olmaktan doğan hak ve sorumluluklar temel kaynaklara inilerek verilmiştir. Komşuluğun
geleneksel yapısı, değişimi, davranış biçimleri, sosyolojik olarak önemi gibi konulara yer
verilmemiştir.
Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu tarafından yapılan geniş ölçekli ve örneklemli
Türk Ailesinin Yaşadığı Mekânlara/Konutlara Đlişkin Eğilimler başlıklı çalışmada komşuluk
konusuna oldukça sınırlı yer verilmiştir. Araştırma neticesinde komşuluk ilişkilerinin yeni
biçimler aldığı, yeni sorunlar ortaya çıkardığı bilgilerine çok kısa olarak değinilmiştir.
Yine aynı kurum tarafından yayımlaman Türk Aile Ansiklopedisi başlıklı üç ciltlik geniş
eserde komşuluğa iki yazı ayrılmıştır. Kentleşme ile ilgili yazılarda ise komşuluğa
değinilmemiştir. H. Özdemir, Türkiye’de Komşuluk Đlişkileri başlıklı yazısında, komşuluk ile
ilgili terimler üzerinde durmuş, sosyal hayatın önemli bir kurumu olduğunu vurgulamış,
sosyalleşmenin gerçekleşmesinde komşuluğun önemine değinmiştir. Köy ve kent hayatında
komşuluğun hangi ritüeller çerçevesinde işlediği kısaca belirtilmiştir. Aynı eserde A. Turan
Alkan tarafından kaleme alınan yazıda, benzer konular işlenmiştir. Her iki yazının sonuç
hükmü, hızla gelişen kentleşme ve toplumsal değişme ile geleneksel komşuluk ilişkilerinin
57
yara almaya başladığı ve zayıfladığı yönündedir. Ayrıca, geleneksel komşuluk ilişkilerinin
yerini kent hayatında dernekler, kulüpler, mahalle kahvehaneleri ve kooperatiflerin aldığı dile
getirilmiştir.
‘Komşuluk’ konusunu bugüne kadar akademik olarak en geniş çapta S,ve A. Ayata ele
almışlardır. Konut, Komşuluk ve Kent Kültürü başlıklı çalışma, Ankara’nın farklı Sosyokültürel bölgelerinde oturanları farklı değişkenler açısından incelemiştir. Bu değişkenlerden
biri de komşuluk ilişkileridir. Bu çalışmada üst, orta ve alt sosyo-kültürel bölge insanlarının
komşuluk ilişkileri, akrabalık ilişkilerinin kapsamı ve yoğunluğu, görüşme sıklıkları,
dayanışma, orta ve alt kesim akrabalığının düzenlenmesi, yeni orta sınıfta akrabalığın
düzenlenmesi, komşuların sosyal konumları, komşuyla görüşme ve tanışma nedenleri,
görüşülen komşu sayısı ve görüşme sıklıkları, komşularla görüşme alanları, komşular arasında
dayanışma çatışma alanları, komşuluk ilişkilerinde beklentiler ve değişme ve komşuluk ilişki
tipleri başlıkları altında incelenmiştir. Bütün bu başlıklar, alandan elde edilen sayısal değerler
ile yorumlanmıştır.
N, Erdentuğ Sosyal Âdet ve Gelenekler başlıklı çalışmasında, komşuluğa kısaca
değinmiş ve komşuluk ilişkilerinin özellikle kadınlar açısından çok önemli olduğunu, hatta
akrabalıktan bile önde geldiğini vurgulamıştır. Erdentuğ, komşuluğun Anadolu’nun farklı
yörelerinde farklı biçimde uygulandığına değinerek, küçük örnekler vermiştir.
Komşuluk ilişkilerine değinen sosyal bilimcilerden biri Đ.Doğan’dır. Doğan, kentleşme
ile ilgili, “Korumacılığın Geleneksel Kent Kültüründen Çıkarması Gereken Dersler” başlıklı
makalesinde; komşuluk ile mahremiyet kültürü, sokak ve mahalle arasında sıkı bir bağ
kurmuştur. Ona göre, yapılan yeni evin sokaktaki konumu, komşuların bu yeni konumdan
etkilenmeleri, kadınların devlet adına müdahalesini ve denetimini gerektiren haller içine
girmektedir. Doğan, komşuluğu toplumsal bir değer olarak kabul eder. Geleneksel kültürde
mahalle yapılanmasının komşuluk ilişkisine göre belirlendiğini belirtir. Đ. Doğan, Toplum ve
Eğitim sorunlarını ele aldığı kitabında da, komşuluk ile ilgili bir paragrafa yer vermiştir.
Doğan burada, komşuluğun bir geleneksel toplum değeri olduğuna işaret ederek, bunun tercih
değil bir zorunluluk olduğunu ve bu zorunluluğa insanların istemeseler de katlanmak zorunda
kaldıklarını vurgulamıştır
58
K. Alver, Siteril Hayatlar Kentte Mekânsal Ayrışma ve Güvenlikli Siteler adlı yeni
çalışmasında, yeni oluşan kent hayatındaki güvenlikli ve korumalı mekânlardaki hayat
ilişkilerini araştırırken komşuluğa da değinmiştir. Alver, kent hayatında komşuluk ilişkilerinin
hissedilir derecede değişme uğradığını ancak sanıldığının aksine ortadan kalmadığını
belirtmiştir. Site sakinleri ile yüz yüze görüşme tekniği ile yapılan araştırma, komşuluğun
yeni biçimlerine değinmiştir.
Toplumsal değişmenin hızlandığı 1980’li yıllarda yeni kent hayatındaki komşuluk
ilişkilerini inceleyen önemli çalışmalardan biri Atay’a aittir. Atay, Keban Baraj Nedeniyle
Elazığ’ın 1800 Evler Mahallesine Göç Edenlerin Kentlileşme Sorunları adlı incelemesinde,
Keban Barajı’nın yapımı dolayısıyla Elazığ’ın kenar mahallesine yerleştirilenlerin hayatındaki
değişimi incelediği araştırmasında, önemli bir değişken olarak komşuluk ilişkilerini ele
almıştır. Yeni göç edenlerin kentlileşme sürecinde önemli bir konum arz eden komşuluk; dinî
ve etnik özellikleri de barındırmak suretiyle daha çok yardımlaşma ve sorun çözme
mekanizması olarak gelişme göstermiştir. Atay’ın araştırmasına göre, köyden gelenlerin yeni
hayat koşulları doğrultusunda komşuluk biçimleri geliştirdikleri gözlenmiştir.
Komşuluk ilişkilerinin yeni kent yaşamındaki durumunu ele alan bir diğer araştırma Y.
Sencer’e aittir. Sencer, Türkiye’de Kentleşme başlığını taşıyan kitabında, 1970’lerin başında
Đstanbul’daki kentsel değişimi incelemiştir. Burada, komşuluk ilişkilerinin de önemli ölçüde
değişime uğradığı, ancak öncelikle komşuluğu belirleyen değerin yardımlaşma, güven ve güç
kazanma değerleri etrafında oluştuğunu vurgulanmıştır.
S. Erder, Đstanbul’da Bir Kent Kondu: Ümraniye adlı incelemesinde, 1990’ların başında
Đstanbul Ümraniye’deki hızlı kentsel değişim içinde dar biçimde de olsa komşuluğa
değinilmektedir. O. Işık ve M. Melih Pınarcıoğlu’nun hazırladıkları, Nöbetleşe Yoksulluk adlı,
Đstanbul Sultanbeyli’deki özellikle mimarî bakımdan ortaya çıkan değişimi inceleyen
çalışmaları yeni komşuluk ilişkilerine yer vermektedir.
59
8.Tarihsel Bağlam Đçinde Türk Toplumunda ‘Komşuluk’ Nasıl Araştırılabilir?
Bugünün toplumundaki koşuluk ilişkisini sağlıklı biçimde incelemek için elbette
öncelikle sosyolojinin öngördüğü metot ve teknikler kullanılarak alan araştırmalarına
başvurulmalıdır. Araştırma sırasında sosyolojinin temel araştırma tekniklerinden içeriden ve
dışarıdan doğal ve sistematik gözlemler, anket, görüşme, vaka inceleme en başta kullanılacak
bilimsel araçlar durumundadır. Ancak komşuluğun tarihsel süreç içindeki konumu ve değişim
aşamalarını inceleyebilmek için tarihsel sosyolojinin metotlarına ve temel kaynaklarına
başvurmak gerekecektir.
Komşuluk konusunun tarihi gelişiminin hak ettiği ölçüde araştırılmamasının farklı
sebepleri olmakla birlikte, en önemlilerinden biri; Türkiye’de sosyolojinin büyük ölçüde
çeviri, ithal kavramlar ve metotlar çerçevesinde bugüne kadar yazılmış ve düşünülmüş
olmasıdır. Toplumsal sorunların sebep, yapı, köken ve işleyiş biçimlerine yönelik
araştırmalarda yerli kaynakların verimli olarak kullanılması sınırlı kalmıştır. Dolayısıyla,
Türk toplumunda komşuluk konusu yerli kaynaklar kullanılarak, alan araştırmaları yapılarak
yazılması bu Türk kültür dünyasına ve sosyal bilimlere önemli katkılar sağlayacaktır. Bu
çerçevede komşuluk, sosyolojinin kullandığı temel araştırma metotları doğrultusunda alan
araştırmaları ile incelenebileceği gibi, konunun teorisinin ve tarihsel perspektifinin
çıkarılabilmesi için literatür taramasına ihtiyaç vardır. Bunun için de, öncelikle bütün yerli
süreli yayınlar başta olmak üzere, sözlü kültürün diğer ürünlerine müracaat gereklidir. Edebî
türlerin hemen hepsi olmak üzere, nasihatnameler, pendnâmeler, “seyahatnameler,
sûrnameler, vilâdetnâmeler, şehrengizler, mesnevi tarzında manzum ve mahallî hikâyeler, şiir
mecmuaları (…) vardır ki, içtimai hayatın tekâmülünü anlamak için en mükemmel memba
hükmündedirler” (ÜLGENER, 1951, 32). Bu türler, Türk toplumsal hayatında komşuluğun
tarihsel süreçte nasıl işlediğini, hangi temel ihtiyaçları karşıladığını ve hangi iç ve dış
dinamiklerin etkisiyle ve nasıl değiştiğini anlamada hayli yardımcı olacaktır.
Türk toplumunda komşuluk ritüelleri, algılayışları ve toplumsal-siyasal dönüşüm
sürecindeki değişimleri izleyebilmek için başvurulması gerekli kaynakların başında son yüz
elli yılın süreli yayınlarının geldiği söylenebilir. Bunlar içinde gazeteler ve dergiler öncelikle
60
müracaat kaynaklarıdır. Bununla birlikte komşuluğun tarihsel boyutlarının incelenebileceği
kaynakların başında yerli ve yabancı seyahatnameler, mektuplar, toplumsal hayatın işleyişine
yönelik gözlemler, anılar, hatıralar ve araştırmalar gelir.
Özellikle yabancı seyyahlar Türk toplumundaki komşuluk ilişkilerini keskin
gözlemlerle kaleme almışlardır. Bunlar içinde önemli olanlardan biri Alman asker H. von
Moltke’nin Türkiye’deki Durum ve Olaylar Üzerine Mektuplar adlı geniş ve ilginç eseridir.
Yazar, 19. yüzyıl Anadolu’sunun birçok yöresindeki komşuluk, misafirlik ve özel günlerdeki
kutlama ve anma etkinliklerini keskin bir gözle ve etkili bir lisanla aktarmaktadır. E. Amicis,
Đstanbul 1874 adlı seyahatnamesinde, Türklerde cemiyet hayatını anlatır. Evlerin
gizlenmişliğe, sokakların yapılanmasına ve güven konusuna değinir. Aynı zamanda şehre
gelen köylülerin şehri nasıl yozlaştırdığını anlatır. Đstanbul’daki farklı etnik ve dini gruplara
ait işyerlerindeki esnaf komşuluğunun inceliklerini ironik bir üslupla ifadelendirir.
H. Mintzuri, Đstanbul Anıları 1897–1940 başlıklı eserinde, Đstanbul’un sıradan
insanlarını anlatırken, farklı unsurlar arasındaki komşuluk ilişkilerine satır aralarında sürekli
göndermeler yapar. Aynı şekilde, B. Horvath’da Anadolu 1913 başlıklı anılarında
Anadolu’nun
farklı
yörelerinde
gözlemlediği
komşuluk
ritüellerine
değinir.
Seyahatnamelerde, anılarda ve hatıralarda komşuluk konusunda geniş bir literatür olmakla
birlikte, içinden komşuluk konusunun ayıklanmasına ihtiyaç vardır.
Yerli seyahatnamelerden de bu konuda istifade edilebilir. Çok geniş bir coğrafyayı
gezen ve bu sahalar hakkında çarpıcı ve yer yer abartılı tasvir ve gözlemler yapan Evliya
Çelebi Seyahatnamesi’nde komşuluğa da yer verilmiş olması büyük ihtimal dâhilindedir.
Aynı şekilde Đbn-i Batuta Seyahatnamesi de 14. yüzyıl Anadolu sosyal hayatını en iyi anlatan
eserlerdendir. Batuta, şehir halkının farklı din ve etnik gruplara göre ev yaptıklarını ve bu
şekilde şehirlerin oluşturduğunu yazar. Bu meyanda komşuluğun daha gelişkin tasvirinin ve
incelemesinin yapılabilmesi için gerek eski gerekse modernleşme dönemi Türk toplumunun
gelenek ve göreneklerini ele alan araştırmalardan ve derlemlerden yararlanılmalıdır. Bu
konuda önemli bir kaynak, Abdülaziz Bey’in Osmanlı Adet, Merasim ve Tabirleri eseridir.
Tarihsel süreç içinde komşuluğun canlı bir şekilde görülebildiği kaynak türlerinden biri
de şehir kitaplarıdır. Bu konuda Türk yazılı kültürü hatırı sayılır bir birikime sahiptir ve bu
61
birikim son zamanlarda hayli artmaktadır. Başta ülkenin kültür şehri vasfını hakkıyla taşıyan,
Đstanbul, Ankara, Kayseri, Gaziantep, Harput, Malatya, Diyarbakır, Trabzon, Bursa, Edirne,
Manisa, Amasya, Konya, Kütahya, Adana, Mardin vd. olmak üzere diğer bütün şehir tarihleri
komşuluk hakkında önemli veriler sağlamaktadır. Örneğin Gaziantep tarihi içerisinde hayli
önemli yeri olan M, Enç’in çocukluk ve ilk gençlik senelerinin geçtiği Uzun Çarşı’yı ve
oranın sıradan insanlarını büyük bir edebî üslupla hikâyeleştirdiği Uzun Çarşının Uluları ve
işgal yıllarının Antep’ini anlattığı Selamlık Sohbetleri’nde komşuluğun ifasına ve algılayışına
yönelik hayli önemli tespitler ve tasvirler bulunmaktadır. Aynı özellik ve içerikte Emir
Kalkan’ın Kayseri kitapları, A. T. Alkan’ın Altıncı Şehir’i, Ö.Yılmaz’ın Amasya’yı anlattığı
Yedinci Şehir’i, Đ.Sunguroğlu’nun Harput Yollarında ve Z. Bican’ın Sekizinci Şehir’i şehir
tarihleri olması yönüyle komşuluk öykülerine ve bilgilerine yer vermektedir.
Bu konuda Osmanlı’nın Anadolu ve diğer yörelerdeki bazı önemli şehirlerini inceleyen
yerli yabancı bazı araştırmacıların şehir tarihleri de önemlidir. Bunlardan, Ç.Keyder, E.
Özveren ve D. Quataert’in Doğu Akdeniz'de Liman Kentleri (1800-1914), D. Goffman, E.
Eldem, B. Masters’in Doğu Đle Batı Arasında Osmanlı Kenti: Halep, Đzmir ve Đstanbul, P.
Dumont ve G. F. Georgeon’un Modernleşme Sürecinde Osmanlı Kentleri ve S. Faroqhi’nin
Osmanlı'da Kentler ve Kentliler eseri, Ortadoğu ve Müslüman Türk toplumlarında komşuluk
hakkında zengin, ilginç ve önemli bilgiler vermektedir.
9.Komşulukla Đlgili Akademik Çalışmalar / Araştırmalar
Türkiye’de komşuluğun hak ettiği ölçüde akademik çalışmalara konu olduğunu
söylemek güçtür. Ulaşabildiğimiz YÖK dokümantasyon merkezi verilerine göre komşuluk,
doktora düzeyinde bir çalışmaya başlı başına konu olmamıştır. Ancak yüksek lisans
seviyesinde bazı araştırmalar, komşuluğu farklı yönleriyle konu edinmiştir. Bu araştırmaların
hemen hepsi bilgi toplama aracı olarak anket ve yüz yüze görüşme tekniğini kullanmışlardır.
Araştırmalar, Türk toplumunda komşulun tarihsel süreç içindeki yeri ve önemini kısa
bölümler halinde vermişler ya da buna hiç değinmemişlerdir. Buna göre, komşuluğun tarihsel
sürecinin araştırılmamış bir konu olarak ortada durduğu söylenebilir.
62
A. Koyuncu, Konya’da Komşuluk Đlişkileri başlıklı araştırmasını, Konya merkeze bağlı
ilçelerde 400’e yakın aile ile yaptığı ankete dayandırmıştır. Araştırmada temel olarak şu
konular üzerinde durulmuş ve neticelere ulaşılmıştır: Hızlı kentleşme, komşuluk ilişkilerini
olumsuz yönde etkilemektedir. Hızlı kentleşme sonucu, yüzyılın başlarında genelde kırsal bir
toplum özelliği taşıyan şehirlerde, konutların mimari programında değişiklikler meydana
gelmiş, çekirdek aile yapısı yerleşmiş ve ülkemiz oldukça sağlam bir aile yapısına sahip
olmasına karşın, bu süreç, ailenin bu bağlamda yapısının kısmen çözülmesine ortam
hazırlamıştır. Gerek kırsal alanlarda gerekse kentlerde; niteliği, formu, davranış örüntüleri,
beklentileri değişmiş olsa da komşuluk ilişkilerinin devam ettiği görülmekte ve kimilerinin
öngördüğü gibi yok olma, yalnızlaşma ve çözülmenin olmadığı görülmektedir. Özetle
komşuluk, başta büyük şehirler olmak üzere nitelik değiştirmekte fakat yok olmamaktadır.
M. Gölçük, Kentleşme Sürecinde Akrabalık ve Komşuluk Kültürü (Afyonkarahisar Örneği)
başlıklı araştırmasında, Afyon il merkezindeki komşuluğun yaşayan durumuna yönelik sosyolojik
bir tasvir denemesi yapmıştır.
S. Türkmen, Hadislerde Komşuluk araştırmasında, konuyu dinî kaynaklar kullanarak, Đslâm
dininin komşu ve komşuluğa verdiği önem, getirdiği hükümler ve sorumluluklar çerçevesinde
incelemiştir.
G. Önüç, Yeni Kentleşme Bağlamında Komşuluk Birimi Tasarım Đlkeleri Đstanbul Alkent
2000 Yerleşimi Üzerine Bir Đnceleme başlıklı araştırmasında, çeşitli komşuluk birimi
yaklaşımlarını teorik olarak ele almıştır. Burada bahsi geçen komşuluk, mimari içeriklidir.
Mekân ve binalardaki yakınlık ve uzaklığı dikkate alan komşuluk biçimidir. Đçinde beşer,
toplum yoktur. Bu haliyle sosyolojik bir çalışma olarak nitelendirilmesi zor görülmektedir.
Komşulukla Đlgili Yapılmış Bazı Akademik Araştırmalar:
1. Sencer Ayata ve Ayşe Ayata, Konut, Komşuluk ve Kent Kültürü, Ankara: DPT
Yay.,1996.
2. Leyla Öpöztürk, Komşuluk Birimlerinin Oluşumunda Bir Araç Olarak Güvenli
Kriterlerinin Đncelenmesi, Đstanbul: MSÜ, 2006.
63
3. E. Özensel, Kentleşemeyen Ailelerin Sosyo-Kültürel ve Ekonomik Kökenine Dair
Sosyolojik Bir Đnceleme, S.Ü. Edebiyat Fak. Sosyoloji Böl, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi.
Konya: 1992.
4. A. Gülümser, A New Trend in Urbanization: Gated Communities in Đstanbul,
Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, ĐTÜ, 2005.
5. M. Gölçük, Kentleşme Sürecinde Akrabalık ve Komşuluk Kültürü (Afyonkarahisar
Örneği) Afyonkarahisar, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, 2007.
6. S. Türkmen, Hadislerde Komşuluk, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Şanlıurfa, 1996.
7. O. Bozkurt, 1961, Komşuluk Đkametgâhın Yakın Çevresi, ĐTÜ Yay. Đstanbul.
8. Y. S. Dülgeroğlu-G. Pulat, Toplu Konutlarda Nitelik Sorunu, T.C. Başbakanlık Konut
Araştırmaları Dizisi, S.4, Ankara: 1994.
9. G. Önüç, Yeni Kentleşme Bağlamında Komşuluk Birimi Tasarım Đlkeleri Đstanbul
Alkent, 2000 Yerleşimi Üzerine Bir Đnceleme, MSÜ, FBE, Đstanbul: 2002.
10. A. Koyuncu, Konya’da Komşuluk Đlişkileri, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, S.Ü.,
Konya: 2005.
10. Komşulukla Đlgili Bazı Yabancı Kaynaklar
Son dönemlerde özellikle dünyanın gelişmiş ülkelerinde yeni şehirleşme biçimleri ve
toplumsal hayat ilişkileri ortaya çıkmaktadır. Bu yeni oluşumda komşuluk yükselen bir değer
olarak görülmektedir. Özellikle Amerika ve Batı Avrupa ülkelerinde komşu olma ve yeni
komşuluk biçimleri geliştirme, insanların mutluluğu için önemli bir unsur haline gelmiştir. Bu
sosyal ilişkinin yeniden tesisi ve işletilebilmesi için konu, akademik araştırmalara sıklıkla
yansımaktadır. Son on yıllarda konuyla ilgili çok sayıda müstakil eser yayımlandığı gibi,
sadece komşuluk ilişkilerini ele alan dergiler de yayımlanmaya başlamıştır. Bunlardan biri,
dergi Journal of American Planning Association (JAPA)’dır. Dergi, toplum planlanması
64
üzerine yayın yaparak, komşulukla ilgili çok sayıda yayın ve proje üretmektedir. Komşuluk
ile ilgili batılı literatürde çok sayıda kitap yayımlanmıştır. Bunların içinden temsil kabiliyeti
yüksek birkaç örnek vermek gerekirse:
Jackson, New York’ta komşuluk ilişkilerini Neighborhoods of New York City adlı
eserinde, farklı etnik gruplar içindeki değişkenliği dikkate alarak incelemiştir.
Krupat, People in Cities: The Urban Environment and its Effect başlıklı eserinde, yeni
toplumsal ve ekonomik gelişmeler ile farklı komşuluk çevrelerinin oluştuğuna dikkat
çekmiştir. Gans, Urbanism and Suburbanism as a Way of Life adlı çalışmasında şehirleşme ve
şehirdeki komşuluğun yeni toplumsal dokunun belirlenmesindeki rolünü incelemiştir.
Gehl, Life Between Buildings isimli eserinde, yeni hayat paradigması içinde yalnızlaşan
ve mimari yapılar içine sıkışan insanın temel ihtiyaçlarından birinin insanî ilişkiler olduğuna
ve bu ilişkinin devamı ve sağlığı için komşuluğun önemine dikkat çekmiştir. Komşulukla
ilgili pek çok alan araştırmasına dayanan ya da teorik düzeyde konuyu ele alan çalışmalar
bulunmaktadır.
Komşuluk, özellikle şehircilik ve sosyoloji dergilerine sıklıkla konu olmaktadır.
Bunlardan temsil kabiliyeti yüksek bir kaçına değinilecek olursa:
C. Silver, “Neighborhood Planning in Historical Perspective” isimli makalesinde,
Amerikan toplumunun geçmişin verileri ışığında geleceği şekillendirme noktasında nasıl bir
komşuluk ilişkisi ve biçimi oluşturması gerektiğini tartışmaktadır. Burada, belirleyici ve
güven verici unsurun komşuluk olduğu vurgulanmıştır.
V.Yuan, “Racial Composition Of Neighborhood And Emotional Well-Being” başlıklı
makalesinde, farklı etnik yapıdaki toplumların komşuluk ilişkilerini ve ortaya çıkan sorunların
nitelikleri ve çözümleri üzerinde durmaktadır. Bir arada yaşama kültürünün sağlanabilmesi
için komşuluğun önemine vurgu yapılmaktadır.
Yabancı bir araştırmacının Đstanbul mahalleleri üzerinde yaptığı araştırmada ilginç
sonuçlar elde edilmiştir. A. Mills, “Gender and Mahalle (Neighborhood) Space in Istanbul”
adlı çalışmasında, Đstanbul’daki komşuluk ilişkilerinin cinsiyetler arası farklılıklarına ve
65
özellikle kadınlar arasındaki ilişki biçimlerine ve komşuluğun ortaya çıkardığı neticelere
değinmiştir.
Manon VE Brooks, “Neighborhood Family-Friendliness And Its Effect On Family
Relations: Evidence From Utah” başlıklı yazılarında komşuluğun aileler arası arkadaşlık ve
dostluk ilişkilerine olan etkilerini ve katkılarını araştırmışlardır. Buna göre, modern toplumda
insanların dostluk ve arkadaşlık seçiminde önemli etkenlerden biri de ev ve iş komşuluğu
olarak ortaya çıkmıştır.
Konuya ilgili bir diğer önemli araştırma K. Larsen’e aittir. “New Urbanism's Role in
Inner-city Neighborhood Revitalization” adlı makaleye göre, yeni şehirleşmenin ortaya
çıkardığı önemli unsurlardan biri de yeni komşuluk biçimleridir. Özellikle şehir merkezine
uzak bölgelerde oluşmaya başlayan şehirlerde, komşuluğa ayrı bir önem atfedilmektedir.
Burada, yeni komşuluk ilişkileri tesis edebilmek için nasıl davranılması gerektiği üzerinde
durulmuştur.
G. Galster vd. “The Influence of Neighborhood Poverty During Childhood on Fertility,
Education and Earnings Outcomes” başlıklı yazısında, komşuluğun farklı bir yönü olan,
komşuluk ve komşuluğun eğitim başarısı üzerine olan etkilerine değinilmiştir. Eğitim ve
komşuluk üzerine de birçok araştırma yapılmış, çocukların eğitimde başarılarını etkileyen
etmenlerden birinin farklı komşuluk ilişkileri olduğu tespit edilmiştir.
66
ĐKĐNCĐ BÖLÜM
ARAŞTIRMANIN YÖNTEMĐ
Bu bölümde araştırmanın; konusu, amacı, yöntem ve teknikleri, evren ve örneklem,
sınırları, çalışma takvimi, bilgi toplama teknikleri, analiz teknikleri, varsayım ve hipotezler
üzerinde durulmuştur.
1.Araştırmanın Konusu
Sosyal ve kültürel değişim, her toplumu ilgilendiren ve geçmişten günümüze farklı
hızlarda meydana gelen bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır. Toplumsal değerler ve
tutumlar, zaman içinde farklı nedenlerle değişime uğramakta ve bu süreçte bazı değer ve
alışkanlıklar etkisizleşmekte, deformasyona uğramakta ya da tamamen ortadan kalkmaktadır.
Sosyal bir varlık olarak insan, toplum halinde yaşamaya mecburdur. Đnsanlar, diğer
insanlarla konumlarına (meslek, akraba, aşiret, hemşeri, komşu vs.) göre ilişkiye girebilmekte
ve bu ilişkiler zamanla değişebilmektedir. Adı geçen konumlardan bazıları, zamana ve
mekâna göre farklılık kazanabilmektedir.
Komşuluk, toplum halinde yaşayan insanların önem verdikleri bir sosyal olgudur.
Toplumların geleneksel ya da modern olma durumlarına göre komşuluk değer ve
alışkanlıkları değişebilmektedir. Şehirlileşme, açık toplum haline gelme, geleneksel
değerlerin zayıflaması / yitirilmesi ve bu konudaki zihniyet farklılıkları vb. etkenler,
komşuluk ilişkilerini nitel ve nicel açıdan etkileyebilir, bu olgunun yerine daha başka etkenler
(resmi ilişkiler, statü, zenginlik, bilimsellik vs.) etkin hale gelebilir.
Değer kavramı; toplumda ya da farklı gruplar arasında, neyin iyi, güzel, kötü ve çirkin
olduğu hakkında edinilen bilgi ve bu bilgi doğrultusunda verilen hüküm, takınılan tavır ve
gösterilen davranıştır. Norm ise; “kültürel açıdan arzu edilir ve uygun olarak değerlendirilen
67
davranışları akla getiren ortak bir davranış beklentisi” biçiminde ele alınabilir. Bu açıdan
komşuluğa, değerlerden kaynaklanan, ancak kültürel kodlarla zenginleştirilen bir olgu olarak
bakabilmek mümkündür. Bu yönüyle, ortak değer sistemine (din vs.) sahip farklı toplumlarda
(etnik yapı vs.), farklı komşuluk ilişkilerinin ortaya çıkması söz konusu olabilir.
Komşuluk, insanların ikamet etme mekânıyla birlikte ortaya çıkan ve bu yönüyle de
varlık alanı ve toplumsal statüsüyle yakından ilgili bir olgudur. Günümüz toplumlarında,
sosyal statünün önemsenen bir olgu olması, komşuluğu, üzerinde durulması gereken bir konu
olarak ortaya çıkarmaktadır.
Kentleşme ve kentlileşme ile birlikte, mahalle yapısının değiştiği, bu mekânda meydana
gelen ilişki biçimlerinin farklılaştığı varsayılmaktadır. Buna göre; birincil ilişki kalıpları,
yerini ikincil ilişkiye bırakmış, insanların ilişki biçimleri rasyonel bir temele oturmuş ve
ilişkiler niceliksel açıdan büyük değişimler geçirmiştir. Bu görüşlerin ne kadar geçerli
olduğunun, komşuluk konusunda değişimin hangi düzeyde gerçekleştiğinin ve genelleme
yapacak kadar bir öneme sahip olup-olmadığının belirlenmesinin bilimsel açıdan ortaya
konulması bir zorunluluk olarak belirmektedir.
Geleneksel toplumlarda, insanların, çalışma yaşamının dışındaki zamanlarının büyük
çoğunluğunu evde geçirdikleri dile getirilmektedir. Buna karşın, modern toplumlarda söz
konusu zamanın daha farklı ortamlarda ve ilişki çevrelerinde geçirildiği varsayılmaktadır. Adı
geçen varsayımın geçerlilik düzeyi, bu araştırmanın inceleyeceği konular arasındadır.
Kent yaşamının vazgeçilmez mekânları olan; apartman, site, uydu kent gibi, daha çok
yapıların fiziki ve mekânsal birlikteliğinden yola çıkarak, insanlar arasındaki ilişkilerin
farklılaştığı, sınırlı hale geldiği ve resmileştiği ve genel olarak komşuluk ilişkilerinin
“zayıfladığı” varsayımları kabul edilmektedir. Đnsanların, kırsal veya geleneksel toplumdan
farklı olarak, iş yaşamıyla olan yoğun etkileşiminin de komşuluk ilişkilerini zayıflatma
yönünde etki gösterdiği dile getirilmektedir.
“Kalabalıklar içinde yalnızlaşan birey” kavramı, birçok sosyal bilimci tarafından
kullanılmakla birlikte, bu kavramın geçerlilik düzeyinin ne olduğu ve genellemeye ne
derecede uygun olup olmadığının tam bilinmediği ifade edilebilir. Geleneksel toplumlara has
olan “kamucu / cemaatçi” özelliğin; kentleşen, sanayileşen, kalabalıklaşan ve karmaşıklaşan
68
toplumlarda özelliğini yitirdiği ve bireylerin yalnız kaldıkları ön kabulünde olduğu gibi,
komşuluğun da bundan etkilendiği görüşü genel olarak varsayılmaktadır.
Komşuluk ilişkilerinin değişimine etki eden unsurlardan birinin kitle iletişim araçları
(televizyon, internet, radyo, gazete, dergi vs.) olduğu yönünde yaygın bir kanaat
bulunmaktadır. Bilgilenme, boş zaman geçirme, insanlarla –sanal da olsa– ilişki kurma
istekleri her zaman var olduğuna ve şehir yaşamının, bu ilişkilerin yüz yüze gerçekleşmesini
biraz da olanaksız kılmasından dolayı, –yüz yüze ilişkiden bağımsız olarak ele alınamayan–
komşuluğun bundan azami derecede etkilendiği varsayımında da bulunulduğu dikkat
çekmektedir.
Kentlerin karmaşık yapısının, daha çok kapalı toplumlara has olan, kontrol
mekanizmasını devre dışı bıraktığı ve bu yönüyle de insanların birbirlerine güvenlerinin
azalması durumunun, komşuluk ilişkilerini etkilediği düşüncesi de genel kabuller arasında yer
almaktadır. Bunun varlık derecesinin tespit edilmesinin zorunluluğu, bu araştırmanın ortaya
çıkmasında etki olmuştur denilebilir.
Bu araştırmanın, bir yönüyle, komşulukla ilgili olarak kabul edilen varsayımları
doğrulama veya varsa yanlış bilgileri düzeltme çabasını üstlenme yolunda küçük de olsa bir
adım niteliğinde olduğu kabul edilmektedir. Komşuluk ilişkilerini, direkt olarak, geçmişten
bugüne konu edinen bir çalışmanın olmaması, bu araştırmanın ortaya çıkmasında güdüleyici
bir etki meydana getirmiştir denilebilir. Bu araştırma; kendi alanında yeni araştırmalara yol
açması, varsayılan bazı görüşlere geçerlilik sağlaması veya bu görüşleri etkisizleştirilmesi
yolunda atılmış bir çaba olarak değerlendirilebilir.
2.Araştırmanın Amacı
Bu çalışmanın amacı; sosyo-kültürel değişim sürecinde, komşuluk ilişkilerini ele almak,
zamana ve mekâna bağlı olarak komşuluk olgusundaki değişimin boyutlarını, biçimlerini,
nedenlerini, sonuçlarını ortaya koymaktır.
Öncelikle sosyal bilimler alanında yapılan çalışmalar ve özelde de sosyoloji eserlerinde
69
kısmen değinilen bu olgunun varlık derecesi ortaya konulmuştur. Farklı ya da aynı dini, etnik,
kültür vs. özelliklerine sahip toplum kesimlerinde komşuluğun önem derecesi, değişim biçimi
/ değişim yönü tespit edilmiştir. Var olan genel kabullerin geçerlilik ve güvenilirlik düzeyleri,
araştırma bulgularına dayalı olarak, ortaya konulmaya çalışılmıştır.
Farklı değişkenlerden yola çıkmak suretiyle, komşuluk ilişkilerini etkileyen ya da
komşuluğun değişmesine yol açan unsurlar coğrafi yerleşim yeri (il, ilçe, köy), ikamet alanı
(apartman dairesi, müstakil ev, gecekondu, site, lojman, yazlık-kışlık, cadde, sokak, mahalle,
uydu-kent), ekonomik durum, etnik köken, dinî inanış / mezhep, eğitim durumu, cinsiyet,
meslekî durum (esnaf, memur, işçi, zanaatkâr, serbest meslek, pazarlamacı, vb.), şehre
yerleşim zamanı, oturulan meskenin mülkiyet durumu, hane büyüklüğü, ailelerin çocuk
sayıları, özel gün ve zaman aralıkları (bayramlar, ölüm, doğum, sünnet, düğün, nişan,
kutlama, yılbaşı, yeni taşınma, yer değiştirme, askere uğurlama, asker karşılama, hacca
uğurlama, hacı karşılama, Ramazan, Muharrem vb.), akrabalık derecesi ve münasebetleri
tespit edilmiş, komşuluk ilişkilerinin farklılaşma nedenleri ve sonuçları ele alınmıştır.
Komşuluk kültürünün, görünen ilişki biçimlerinin dışında, kent merkezine taşınan kır
kökenli insanların, kentle bütünleşmelerini sağlayan bir “tampon kurum” olma vasfı taşıdığı
söylenebilir. Bu yönüyle, şehir yaşamında, komşuluk daha çok anlam kazanmakta ve kişilerin
toplumla yabancılaşmalarını önleyen bir terapi görevi görebilmektedir. Bu yönüyle, şehre
taşınan kişilerin adaptasyon sürecinde kolay ve yumuşak bir geçiş sağlayabilme rolü üzerinde
durulmuş ve bu sonucun genel teorik bilgiyle örtüşme derecesi tespit edilebilmiştir.
3.Araştırma Yöntem ve Teknikleri
Bu çalışma temelde; betimsel, ilişki arayıcı ve genelleyici bir amaca yöneliktir.
Öncelikle komşuluk olgusunun genel görünümü, araştırma bulgularından hareketle tasvir
edilmiştir. Geliştirilen varsayımlar ve alt varsayımlardan (hipotezler) yola çıkılmak suretiyle,
belli değişkenler arasında ilişki aranmıştır. Alan çalışması sonucunda elde edilen bulgulardan
yararlanılarak genellemelere ulaşılmaya çalışılmış ve komşuluk literatürüne katkılar
sağlanabilmiştir.
70
Araştırma, temelde “değişim”i ele almaktadır. Değişimin ele alındığı çalışmaların genel
özelliği, karşılaştırma yönteminin kullanılmasıdır. Buna göre; zamana, coğrafi mekâna,
ikamet alanına ve bölgeye / yöreye göre karşılaştırma yapılmış, tespit edilen bulgulardan
hareketle, değişimin boyutu, nedenleri, sonuçları gibi yönler üzerinde durulmuştur.
Metot ve tekniklerin kullanılması noktasında, “ihtiyaç” esas alınmış ve yerine göre
birden fazla araştırma tekniği kullanılmıştır. Bu araştırmanın istenen hedeflere ulaşabilmesi
için önemli görülen “sözlü tarih” metoduna başvurulmuştur. Sözlü tarih yöntemiyle; belli bir
tema etrafında, toplumdaki farklı grupların bir konuya, nesneye ya da olaya tanıklıklarından
hareketle, bir döneme ilişkin bilgiler üretilebilir. Böylece, toplumdaki siyasi, kültürel ve
iktisadi açıdan ayırt edici özelliklere sahip “kuşaklar” birbiriyle karşılaştırılabilir.
Komşuluk temelde, geleneksel toplumlarda var olan ve yine değişen formuyla modern
toplumda da önemli yer tutan bir özelliktedir. Buna göre, komşuluğun kent yaşamındaki
öneminden hareket edilerek, “gelenekseli sürdürmek” veya daha başka amaca mı yönelik
olduğu üzerinde durulmuştur. Buradan hareketle, M. Kıray’ın, “tampon kurum” bakış
açısından komşuluk incelenmeye çalışılmıştır. “Yoğun bir günlük hayat mücadelesi ve
mekânın özellikleri dolayısıyla, yabancılaşmaya açık hale gelen kent insanının içinde
bulunduğu bu duruma, komşuluk ilişkisi, bir emniyet supabı gibi etki gösterebilir mi ve
kişinin / kişilerin “şehirlileşme”sinde önemli bir unsur olabilir mi?” biçimindeki sorulara
cevaplar aranmıştır.
Bu araştırmada, komşuluk ilişkilerinin; açıklanması, karşılaştırılması, genellemelere
ulaşılarak farklı bakış açıları geliştirilmiş ve bunlar etrafında varsayımlar ve alt varsayımlar
(denence) oluşturulmuştur. Buna göre komşuluk, aşağıdaki değişkenlere göre ele alınmış ve
bunlardan hareketle farklı ilişki tabloları oluşturulmuş ve ilişki düzeyi ortaya konulmuştur. Bu
değişkenler şunlardır:
Coğrafi yerleşim yeri (il, ilçe, köy),
Mesken tipi / özelliği (apartman, müstakil ev, gecekondu, site, lojman, yazlık-kışlık
vb.),
Mesken yeri (şehir merkezi, cadde, sokak, kenar mahalle, gecekondu mahallesi,
uydukent vb.),
71
Oturulan meskenin mülkiyet durumu,
Etnik köken,
Dinî inanışlar ve mezhep,
Ekonomik durum,
Eğitim durumu,
Cinsiyet durumu,
Meslekî durum,
Şehre yerleşim zamanı,
Ailelerin hane halkı büyüklüğü,
Ailelerin çocuk sayısı,
Özel gün ve zaman aralıkları (bayramlar, ölüm, doğum, sünnet, düğün, nişan, kutlama,
yılbaşı, yeni taşınma, yer değiştirme, askere uğurlama ve asker karşılama, hacca uğurlama ve
hacı karşılama Ramazan, Muharrem, vb.),
Akrabalık derecesi ve ilişkileri.
Araştırma bulguları toplanırken, komşuluk ilişkilerinin farklı olabileceği varsayılan
coğrafi mekanlarda (il, ilçe, köy vs) anket uygulanmış, enformel görüşme gerçekleştirilmiştir.
Araştırma yürütücüsü ve araştırmacıların organizesinde, bilgi toplamak amacıyla, anketör
kullanılmıştır. Anketör olarak, daha çok, Fırat Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nin ilgili
bölümlerindeki öğrenciler görevlendirilmiştir. Adı geçen bölümlerden toplam 21 öğrenci,
anketör olarak kullanılmıştır.
Araştırmanın evreni Elazığ ilidir. Örneklem seçilirken, ele alınan birimin, evren içindeki
oranından hareket edilmiş ve coğrafi yerleşim yeri ve ikamet alanlarının sayı olarak dengeli
bir biçimde örnekleme katılması sağlanmıştır.
Alan çalışması çerçevesinde bilgi toplanacak kişiler tespit edilirken, il (ör: Hilalkent,
Doğukent, Yıldızbağları, Varto Mahallesi, Karşıyaka Mahallesi, Sürsürü Mahallesi,
Abdullahpaşa Mahallesi, Gazi Caddesi, TOKĐ gibi), ilçe merkezlerinde de belli mahalleler ve
72
köyler belirlenmiştir. Köyler ele alınırken; şehre yakınlık, büyüklük, homojenlik-heterojenlik
(dini, etnik, aşiret vb.) gibi kıstaslara dikkat edilmiştir.
Optimum düzeyde örneklem seçilmesi, araştırmanın güvenirlik düzeyinin yüksek
çıkması ile sonuçlanabilecektir. Bunun yanında, “boyutsal örneklem”e de başvurulmuş, bazı
istisnai durumların ortaya çıkarılması amaçlanmıştır. Kişilere, anketörler tarafından anket /
görüşme cetveli ulaştırılmış ve doğru bir biçimde doldurulması sağlanmıştır. Kişilerle
enformel birtakım görüşmelerin yapılması da, alınan bilgilerin değerlendirilmesi ve
doğrulanması açısından büyük bir önem taşımaktadır.
Okuma yazması olmayan veya olduğu halde dolduramayacak durumda bulunan
kimselere anket uygulamaktan ziyade, bunlarla enformel görüşme gerçekleştirilmiş, sözlü
tarih metodunun ilkeleri gereğince, belirlenen konularda soru sorulması yoluna gidilmiştir.
Farklı etnik (Türk, Kürt, Zaza vs.) kökene, dine-mezhebe (Sünni, Alevi vs.), göçmenlik
(Muhacir) ve yerlilik özelliklerine sahip kişilerin komşuluk ilişkileri ele alındığından dolayı,
tabakalı örneklem tekniği de kullanılmıştır.
Anket sonucunda elde edilen verilerin dağılımı, bilgisayarda SPSS programı
kullanılmak suretiyle ortaya konulmuş, basit dağılım tabloları oluşturulmuş, tespit edilen
bağımsız değişkenlerle diğer değişkenler arasında ilişki aranması yoluna gidilmiştir. X2 değeri
alınmak suretiyle, değişkenler arasındaki ilişkiler ve birlikte değişim tespit edilmiştir.
Örneklemin yeterli sayıda ve sağlıklı seçimi; bağımlı ve bağımsız değişkenler
arasındaki ilişkiyi ele alan istatistikî değerlerin de güvenilir olmasını doğurabilecektir. Adı
geçen istatistikî değerlerin kullanılamayacağı durumlarda, bağımsız değişken esas alınmak
suretiyle, bağımlı değişkenlere ait değerlerde artma veya azalma olup olmadığına bakılmış,
ilişkinin varlığı veya yokluğuna vurgu yapılmış, bu durumun nedenleri ve sonuçları üzerinde
durulmuştur. Bağımsız değişkenlerin hiyerarşik olarak sıralanmadığı durumlarda, ilgili
bağımsız ve bağımlı değişkenin kesiştiği hücre değeri ele alınmış, genel toplam içindeki
yerinin anlamlılığı veya anlamsızlığı tespit edilmiş ve bazı değerlendirmeler yapılmıştır.
Elde edilen bulgulara göre oluşturulan basit dağılım ve çapraz ilişki tabloları
yorumlanırken, yeri geldiğince, daha önce yapılan bazı araştırmalardaki verilerle
karşılaştırılmış, birbirini doğrulama düzeyi, değişim düzeyi gibi unsurlar tespit edilmiş ve bu
73
aşamadan sonra genellemelere gitme ve değişimle ilgili birtakım görüşler ileri sürmek
mümkün hale gelmiştir.
4.Araştırmanın Evren ve Örneklemi
2009 yılsonu rakamlarına göre Elazığ nüfusu aşağıdaki gibidir:
Merkez (Đl ve Đlçeler): 392.722 (Erkek: 196.064 / Kadın: 196.658)
Belde ve Köyler: 157.945 (Erkek: 77.148 / Kadın: 80.797)
Toplam: 550.667 (Erkek: 273.212 / Kadın: 277.455)
0.05 örneklem hata payına göre alınabilecek örneklem büyüklüğünü gösteren tablo
aşağıdadır:
Tablo 1: 0.05 Đçin Örneklem Büyüklükleri
Evren
+
-
0.03 örnekleme hatası (d)
+
-
0.05 örnekleme hatası
Büyüklüğü
+
-
(d)
0.10 örnekleme hatası
(d)
p=0.5
p=0.8
p=0.3
p=0.5
p=0.8
p=0.3
p=0.5
p=0.8
p=0.3
q=0.5
q= 0.2
q=0.7
q=0.5
q= 0.2
q=0.7
q=0.5
q= 0.2
q=0.7
100
92
87
90
80
71
77
49
38
45
500
341
289
321
217
165
196
81
55
70
750
441
358
409
254
185
226
85
57
73
1.000
516
406
473
278
198
244
88
58
75
2.500
748
537
660
333
224
286
93
60
78
5.000
880
601
760
357
234
303
94
61
79
10.000
964
639
823
370
240
313
95
61
80
25.000
1023
665
865
378
244
319
96
61
80
50.000
1045
674
881
381
245
321
96
61
81
100.000
1056
678
888
383
245
322
96
61
81
1.000.000
1066
682
896
384
246
323
96
61
81
100 milyon
1067
683
896
384
245
323
96
61
81
(Yazıcıoğlu, Y. ve Erdoğan, S. (2004). SPSS Uygulamalı Bilimsel Araştırma Yöntemleri, Detay Yayıncılık, Ankara)
Tabloya göre, d=0.05 örneklem hata payına göre (p=0.3 (gerçekleşme olasılığı), q=0.7
(gerçekleşmeme olasılığı)) alınabilecek optimal örneklem sayısı 322’dir. Ancak proje
taslağında da belirtildiği gibi, bu rakamla yetinilmemiş ve 820 kişiye anket uygulanmıştır.
74
Soruların çoğuna cevap verilmeyen ve kasten yanlış bilgi verildiği kanaatine varılan 18 adet
ankete ait veriler bilgisayara işlenmemiştir. Anket uygulanırken; il merkez ve köyler, ilçe
merkez ve köyler biçimindeki ayrım göz önüne alınmış ve tespit edilen oran doğrultusunda
anket yapılmıştır. Tespit edilen örneklemden 100 civarında kişiyle de enformel görüşme
yapılmıştır.
5.Araştırmanın Sınırları
Bu çalışmada, öncelikle kısa bir literatür taramasına yer verilmiştir. Bu, araştırmanın ilk
bölümünü oluşturmaktadır.
Araştırma temelde; “sosyal değişimin niteliğini ve boyutlarını tespit etme” odaklı olacaktır.
Komşuluk ilişki ve değerlerinin en azından iki nesil (1950’den günümüze) öncesindeki
durumu ile bugün arasındaki değişimi, kır ve kent hayatı özelinde incelenmiştir.
Komşuluğun mekân özelliklerinden büyük oranda etkilendiği dile getirilebilir. Dolayısıyla,
kır-kent, dağınık-toplu, müstakil-apartman gibi yapılanmaların, komşuluk ilişkilerini nicel ve
nitel anlamda etkilediği söylenebilir. Şehirleşme, şehirlileşme, modern yaşam, sanayileşme,
Batı tipi kültüre özenti, bireysel yaşam tercihi, mekân değişimi ve farklılaşması, yabancılaşma
vs. unsurların komşuluk ilişkilerini etkileme derecelerinin olduğu varsayımından hareket
edilmiş ve farklı değişkenlerin etki dereceleri ortaya konulmaya çalışılmıştır.
Araştırmanın devam eden bölümünde, saha çalışmasından elde edilen bulguların tasviri bir
dağılımı ortaya konulmaya çalışılmış, oluşturulan varsayım ve hipotezlerin (denence)
geçerlilik düzeyleri tespit edilmiş, değişkenlerden yola çıkılarak ortaya konulmaya
çalışılmıştır. Değişkenler arasındaki ilişki düzeylerinden hareketle, bu durumun kuramsal
çerçeveyle ilişkisi ve değişim; zaman ve mekân özellikleri temel alınmak suretiyle tespit
edilmeye çalışılmıştır. Daha önce yapılan araştırmalardaki komşulukla ilgili veriler, yeri
geldiğince, araştırma sonucunda ulaşılan verilerle birlikte ele alınarak farklılaşmanın boyutları
tespit edilmiş, bazı genellemelere ulaşılmıştır.
Komşuluk, bir yönüyle, hem geleneksel ve hem de modern yaşam tarzının vazgeçilmez bir
ilişki biçimidir. Burada, dikkat çeken husus, komşuluk ilişkilerinin biçimi, yani niteliği ve
75
niceliği (komşuların birbiriyle hangi vakitlerde ve ne sıklıkta görüştükleri, kaç komşu ile
iletişim kurdukları vs.) olmaktadır. Genel olarak komşuluk ilişkilerinin, şehirleşmeyle birlikte
nitelik ve nicelik olarak değiştiği ya da azaldığı biçiminde yaygın bir kanaat vardır. Bu
araştırmada, bu kanaatin varlık düzeyi ortaya konulmuş, özellikle kent yaşamındaki komşuluk
ilişkilerinin biçimi, kentin farklı kesimleri arasında karşılaştırmalardan da yola çıkılarak,
tespit edilmeye çalışılmıştır.
Şehir ve kırsal kesim komşuluk ilişkilerinin “ne olduğu” ile ilgili olarak yapılacak alan
çalışmasında, evren olarak Elazığ ili seçilmiştir. Elazığ il merkezi, ilçe merkezleri, belde ve
köyleri bu araştırmanın evrenidir.
Coğrafi yerleşim yeri (il, ilçe, belde, köy) ve ikamet alanı (apartman, müstakil ev,
gecekondu, site, lojman, yazlık-kışlık) durumu, komşuluk ilişkileri üzerinde etkili olabilirken,
ev sahipliği, kiracılık gibi değişkenler de bu noktada etkilidir denilebilir. Bu varsayımdan yola
çıkılarak, farklı yerleşim mekânı ve fiziksel mekânlar, belli ölçütler doğrultusunda
sınıflanmak suretiyle, tespit edilmiş ve bu kesimlerin eksiksiz olarak araştırmada yer alması
sağlanmaya çalışılmıştır.
Bilgi toplanması esnasında, yerleşim mekânı ve ikamet alanlarıyla ilgili nicel ve nitel
bilgilerin yer aldığı resmi veya gayrı resmi veriler elde edilmiş, TÜĐK, DPT, Elazığ
Belediyesi, Elazığ Valiliği gibi kurumların en güncel resmi verilerinden istifade edilmiştir.
Araştırmada, -zaman ve mekân açısından- karşılaştırma metoduna başvurulmuştur.
Böylece, geçmişteki komşuluk ilişkileriyle bugünün komşuluk ilişkileri arasındaki değişim ve
süreklilik unsurları tespit edilmiştir. Bilgi toplama tekniği olarak; anket, gözlem ve enformel
görüşme kullanılmıştır.
Komşuluk ilişkilerinin devam etmesinde, yakın mekânın etkisi yanında; akrabalık,
hemşerilik, etnik özellikler, din ya da mezhep gibi unsurların, komşuluk ilişkilerinin oluşumu
ve devamına etkisi ve katkısı üzerinde durulmuş; sosyal, ekonomik ve kültürel düzey, meslek,
eğitim, yaş gibi unsurların komşuluk ilişkileri üzerindeki etkisi ortaya konulmaya
çalışılmıştır.
76
6.Çalışma Takvimi
Araştırmada, mevcut olan kaynaklarla yetinilmemiş ve yeni kaynak arayışına gidilmiştir.
Đnternet kullanılarak yeni kaynaklara ulaşılmıştır. Literatürün taranması aşaması ilk 3 ayda
gerçekleşmiştir. Bununla birlikte, literatür taraması araştırma boyunca devam etmiştir.
Oluşturulan sayıtı ve denencelerden hareket edilerek anket formları ve enformel görüşme,
ikinci 3 aylık dönemde gerçekleştirilmiştir.
Alandan veri toplanması (görüşme cetveli / anketin uygulanması, gözlem ve enformel
görüşmelerin yapılması) üçüncü 3 aylık dönemde gerçekleşmiştir.
Dördüncü 3 aylık dönemde, verilerin bilgisayara işlenmesi, basit frekans tablosu
oluşturulması, sayıltı ve denenceler paralelinde bazı değişkenlerin ilişkisini test eden çapraz
tabloların oluşturulması ve bağımsız değişkenlerin etki derecesinin testi gerçekleştirilmiştir.
Beşinci ve altınca 3 aylık dönemde ise, alan araştırmasından elde edilen bulgulardan yola
çıkılarak, genellemelere ulaşılmış, komşuluk ilişkilerindeki değişimin boyutları tespit edilmiş
ve değişimde etkili olan unsurlar ortaya konulmaya çalışılmış ve çalışma sonuçlandırılmıştır.
7.Bilgi Toplama Teknikleri
Her bir anketöre 39-40 adet anket zimmetlenmiş ve bu sayede anketin geri dönüşü
garantilenmiştir. Bu arada her bir anketörün en az 5 kişi ile enformel görüşme yapması
istenmiş ve 100 civarında kişi ile enformel görüşme gerçekleştirilmiştir.
Enformel görüşme bilgilerinin büyük kısmı, çoğunlukla anket formunun arka kısmına
yazılmıştır. Bu sayede, ilgili enformel görüşme bilgisi ile anket arasında irtibat daha kolay
kurulabilmiştir. Bunun yanında, bağımsız kâğıtlara aktarılan bilgiler de anketlere
iliştirilmiştir.
77
Anketler, bilgisayara aktarılmadan önce; çelişkili, cevap verilmeyen ve kasten yanlış bilgi
verildiği kanaatine varılan 18 anket işleme konulmamış ve değerlendirilmeye alınan anket
sayısı 802 olarak belirlenmiştir.
8.Analiz Teknikleri
Toplanan veriler SPSS for Windows veri analizi programına aktarılmış ve öncelikle basit
dağılım (frekans) tabloları alınmıştır.
Birden fazla cevap verilme durumunda olan sorulara verilen yanıtlar için, çok seçenekli
cevap tablosu oluşturulmuştur. Öncelikle sadece bir seçeneğe yanıt verenler tespit edilmiş,
sonrasında da diğer seçeneklerle birlikte verilen yanıtlar, ilgili sayıya eklenmiştir.
Proje taslağında yer alan 37 hipotezden yola çıkılarak tespit edilen bağımsız değişkenler ile
bağımlı değişkenler arasında çapraz ilişki kurulmuş ve 180 civarında tablo ortaya çıkmıştır.
Đlgili tablolardan anlamlı olanlar tespit edilmiş ve çalışmanın sonuna ek olarak konulmuştur.
Çapraz tablo oluşturulurken, çok seçenekli sorulardan meydana gelen çapraz tabloların
anlamsız çıkma ihtimali yüksek olduğundan ve yine aşırı büyük tablolar ortaya çıkacağından,
bazı sorulara ait seçeneklerde birleştirmeye gidilmiş (32, 33, 34 gibi) ve bu sayede anlamlı ve
çok büyük olmayan çapraz tablolar elde edilmiştir.
Çapraz tablolar oluşturulurken ki-kare (X2) değerleri de alınmıştır. Bu değerlerin geçerli
olabilmesi için, birtakım koşulların var olması gerektiği bilinmektedir. Çapraz tablolardaki
değerlerin anlamlı olabilmesi için, tabloda bir kutucuğun boş ya da kutucuğun beklenen sıklık
değerinin 1’den küçük olmaması gerekmektedir. Yine, beklenen sıklıkların 1/5’inin 3 ya da 5
değerinden küçük olmaması koşulu bulunmaktadır. Elde edilen tablolarda, “cevap yok” ve
“başka” seçeneği de yer aldığından, bu tür tabloların bir kısmında boş ya da beklenen sıklık
değeri 1'den az olan kutucuklar yer almıştır. Bir soruya birden fazla cevap verilmesi de ayrı
bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu durum, yukarıdaki şartları taşımayan çapraz
tabloların yorumlanamayacağı anlamına gelmez.
78
Sosyal bilim alanındaki araştırmalarda, elde edilen bulguların sistematik bir şekilde ele
alınması, -güvenirlik ve geçerlilik ölçülerine uygun olarak- gerçekleştirilmek istenen amaçlar
çerçevesinde çözümlenmesi ve belli değişkenler arasındaki ilişkilerin yakalanması büyük bir
aşama olarak değerlendirilmektedir. Bu anlayışa uygun olarak, elde edilen verilerin
oluşturduğu tablolar değerlendirilirken -ki-kare (X2) değerinden ayrı olarak- bağımsız
değişkenler esas alınarak hesaplanan kutucuk yüzdesi dikkate alınmış, buna göre oransal
açıdan bir azalma ya da artışın olup-olmadığı öğrenilmeye çalışılmış ve yorumlamada
bulunulmuştur.
9.Araştırmanın Varsayım ve Hipotezleri (Denenceleri)
Araştırma ile ilgili olarak tespit edilen 4 temel varsayım bulunmaktadır. 37 adet de alt
varsayım (denence) oluşturulmuştur.
9.1.Araştırmanın Temel Varsayımları
1.Sosyo-kültürel değişim sürecinde toplumun komşuluk değer, tutum ve davranışlarında
belirgin farklılaşmalar meydana gelmiştir.
2.Komşuluk ilişkilerindeki farklılaşmalar, yerleşim yeri ve fiziki çevreden bağımlı veya
bağımsız olarak ortaya çıkabilmektedir.
3.Komşuluk ilişkilerinde meydana gelen değişim, sosyal hayatın işleyişini yeniden
şekillendirmekte ve yeni ilişki biçimleri ortaya çıkmaktadır.
4.Geçmişten günümüze, komşuluk ilişkilerinde en çok dikkate alınan temel unsur
“güven”dir.
79
9.2.Araştırmanın Alt Varsayımları (Denenceleri)
1.Komşuluk, coğrafi yerleşim yerlerine (il, ilçe, köy) göre farklılık göstermektedir.
2.Komşuluk, şehre yeni gelenler ile uzun süredir şehirde olanlar arsında farklılık
göstermektedir.
3.Sosyo-ekonomik, kentsel yaşam tarzı, mesleki zorunluluklar gibi unsurlardan dolayı,
komşuluk ilişkilerinde ve görüşme sıklığında değişim meydana gelmiştir.
4.Komşuluk, mesken tipine göre (apartman, müstakil ev, gecekondu, site, lojman, yazlıkkışlık, cadde, sokak, mahalle, uydukent) farklılıklar göstermektedir.
5.Đkamet mekânlarının birbirine uzaklığı veya yakınlığı, komşuların görüşme sıklığında
değişim meydana getirmiştir.
6.Çok katlı binalardaki asansör veya merdiven kullanım durumu, komşuluk ilişkilerini
etkileyen bir unsurdur.
7.Komşuluk ilişkisinde, insanların ekonomik konumları ve gelir seviyeleri önemli bir
belirleyici etkendir.
8.Komşuluk, insanların etnik menşe’lerine (Türk, Kürt, Zaza, Ermeni vs.) göre farklılıklar
göstermektedir.
9.Komşuluk, insanların dinî inanışlar ve mezhep (Sünnî, Alevi, Gayrimüslim vs.)
tercihlerine göre farklılıklar göstermektedir.
10.Komşuluk, insanların siyasi görüşlerine göre farklılıklar göstermektedir.
11.Komşuluk, insanların eğitim durumlarına göre farklılıklar göstermektedir.
12.Komşuluk, cinsiyet (kadın/erkek) durumuna göre farklılıklar göstermektedir.
13.Komşuluk, insanların meslekî durumlarına (esnaf, memur, işçi, zanaatkâr, serbest
meslek, pazarlamacı vb.) göre değişebilmektedir.
14.Sosyo-kültürel değişim sürecinde komşuluk, göç eden insanların şehre yerleşim
tarihlerine göre farklılıklar göstermektedir.
80
15.Komşuluk, şehre göç eden insanların şehirde yerleştikleri yere / mekâna göre
farklılıklar göstermektedir.
16.Komşuluk, insanların oturdukları meskenin mülkiyet durumlarına göre farklılıklar
göstermektedir.
17.Komşuluk, ailelerin hane büyüklüğüne göre farklılıklar göstermektedir.
18.Komşuluk, ailelerin çocuk sayılarına göre farklılıklar göstermektedir.
19.Komşuluk, özel gün ve zaman aralıklarında (bayramlar, ölüm, doğum, sünnet, düğün,
nişan, kutlama, yılbaşı, yeni taşınma, yer değiştirme, askere uğurlama ve asker karşılama,
hacca uğurlama, hacı karşılama, Ramazan, Muharrem vb.) farklılıklar göstermektedir.
20.Komşuluk ilişkileri, akrabalık derecesi ve ilişkilerine göre farklılıklar göstermektedir.
21.Ulaşım vasıtalarının (özel araba, otobüs, minibüs, metro vb.) varlık derecesi, mekana
bağlı olmayan komşuluk ilişkisi bulunan (eski komşu vs.) insanların ilişkisini devam
ettirmesinde etkilidir.
22.Özel ulaşım araçları ve iş ve okul servislerinin yaygın olarak kullanımı, komşuluk
ilişkilerini etkilemiştir.
23.Sosyo-kültürel değişim sürecinde kadın ve erkeklerin komşularıyla görüşme sıklığında
değişimler meydana gelmiştir.
24.Sosyo-kültürel değişim sürecinde kadın ve erkeklerin komşularıyla görüşme
nedenlerinde değişimler olmuştur.
25.Sosyo-kültürel değişim sürecinde kadın ve erkeklerin komşularıyla zaman geçirme
sürelerinde değişimler ortaya çıkmıştır.
26.Sosyo-kültürel değişim sürecinde komşuya karşı hak ve sorumluluklarda değişimler
ortaya çıkmıştır.
27.Sosyo-kültürel değişim sürecinde komşulardan beklentiler değişmiştir.
28.Sosyo-kültürel değişim sürecinde komşularla “yeni tanışma biçimleri” ortaya çıkmıştır.
29.Sosyo-kültürel değişim sürecinde komşulara yönelik şikâyet alanlarında farklı
durumlar, olaylar ortaya çıkmıştır.
81
30.Sosyo-kültürel değişim sürecinde, insanların “iyi komşu” kriterlerinde değişimler ortaya
çıkmıştır.
31.Sosyo-kültürel değişim sürecinde, insanların “kötü komşu” kriterlerinde değişimler
meydana gelmiştir.
32.Komşularını “iyi” veya
“kötü” biçiminde nitelendirmede; mekânların tipi ve yeri,
akrabalık, insanların ekonomik, eğitim ve meslek durumu önemli faktörlerdir.
33.Apartman hayatında, bina yöneticiliği ve kapıcılığının varlığı ve uygulanma biçimi,
komşuluk ilişkilerini etkilemiştir.
34.Ev işlerinin hizmetçi ya da temizlikçi kadınlar yoluyla yaptırılması, komşuluk
ilişkilerinde değişim meydana getirmiştir.
35.Evden eve taşıma sistemlerinin yaygınlaşması, geleneksel komşuluktaki yardımlaşma
biçimini değiştirmiştir.
36.Büyük alışveriş merkezlerinin yaygınlaşmasıyla, mahalle esnafının (kasap, bakkal, fırın,
terzi, berber vs.) işlevlerinin azılması, komşuluk ilişkilerinde değişimler meydana getirmiştir.
37.Apartman ve site hayatında, ortak hizmet alanlarının (sosyal merkez vb.) varlığı,
komşuluk ilişkilerinin evden farklı alanlarda ve biçimlerde icra edilmesine imkân tanımıştır.
82
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
GENEL DURUM VE DEĞERLENDĐRME
1.Giriş
Bu bölümde, araştırma sonuçlarından elde edilen verilerin belli kurallar dâhilinde
tablolaştırılmasına gayret edilmiştir. Bulgular, basit tablo halinde verildiğinde, sayısal rakam
yanında bu rakama karşılık gelen yüzde de belirtilmiştir. Birden fazla cevabın verildiği
tablolarda ise, bir kategorideki ilgili frekansın toplam içindeki oranı esas alınmış ve bu
rakamın yüzdesi verilmiştir. Birden fazla yanıtın verilmiş olduğu tablolarda, toplam sayı ve
toplam yüzde verilmemiştir. Bu tablolarda, öncelikle sadece ilgili seçeneğe verilen cevap
sayısı verilmiş ve sonra da artı (+) işaretinden sonra da birden fazla verilen cevap bu yanıta
eklenmek suretiyle genel toplama gidilmiştir.
Anket formunda toplamda 127 soru var iken, bu soruların 99 tanesini kırsal kesimde
ikamet edenler cevaplamışlardır. Đl ve ilçe merkezlerinde ikamet edenler ise toplamda (99+28)
127 soru cevaplamışlardır. Kentsel alanlarda 571 kişiye anket uygulanırken, kırsal alanda
ikamet edenlere ise toplamda 231 anket uygulanmıştır. Buna göre, tablolardan bir kısmı
802’den oluşurken, bir kısmı da 571 kişi ile oluşturulmuştur.
2.Örneklem Grubu Genel Durum
Yaş durumu ele alınırken; 20 yaş ve aşağısı–30 yaşları arasında olanlar "genç"
kategorisinde, 31–40 yaşları arasındakiler "yetişkin" kategorisine sokulmuş, 41–50 yaşları
arasında olanlar "orta yaş" grubunda, 51 yaşın üzerinde olanlar da "yaşlı" kategorisinde ele
alınmıştır. Örneklem grubunun yaş dağılımı aşağıdaki gibidir.
Tablo 2: Yaş Durumu
Yaş Aralığı
20 yaş ve aşağısı
21-25 yaşları arası
26-30 yaşları arası
31-40 yaşları arası
41-50 yaşları arası
51-60 yaşları arası
61-70 yaşları arası
71 yaş ve üzeri
TOPLAM
Sayı
41
89
123
215
162
111
41
20
802
Yüzde
5,1
11,1
15,3
26,8
20,2
13,8
5,1
2,5
100,0
En büyük yaş aralığını 31-40 yaş grubu oluşturmaktadır. Genç kategorisinde ele
alınabilecek olanların oranı %31.5’dir. Yetişkinlerin oranı %26.8, orta yaş kategorisinde yer
83
alanların oranı %20.2’dir. 51 yaş üzeri olan ve yaşlı kategorisinde yer alanlar ise %21.4
oranına sahiptir.
Örneklem grubunda yer alanlara ait cinsiyet dağılımı aşağıdaki gibidir.
Tablo 3: Cinsiyet Durumu
Cinsiyet Durumu
Kadın
Erkek
Cevapsız
TOPLAM
Sayı
401
394
7
802
Yüzde
50,0
49,1
0,9
100,0
Örneklemde yer alanların cinsiyet durumlarına göz attığımızda; %50 oranında kadın,
%49.1 oranında erkek olduğu görülmektedir. %0.9 oranındaki kişi de soruyu yanıtsız
bırakmıştır.
3.Sosyal Köken
Kişilerin tutum, karakter ve davranışları uzun bir zaman diliminde oluşur. Çevre
faktörlerinden biri olarak ele alınan, doğum yerinin tutum, karakter ve davranışlar üzerindeki
etkisi yadsınamaz.
Örneklem grubunda yer alanların doğum yerlerine ilişkin dağılım aşağıdadır.
Tablo 4: Hangi il, ilçe ve köyde doğdunuz? Đl, ilçe, köy, kasaba, belde vb. olarak belirtiniz.
Doğum Yeri
Đl belde
Đlçe belde
Đlçe köy
Đlçe merkezi
Merkez köy
Şehir merkezi
Cevapsız
TOPLAM
Sayı
30
14
224
199
133
192
10
802
Yüzde
3,7
1,7
27,9
24,8
16,6
23,9
1,2
100,0
Đl belde ve ilçe belde, kırsal özelliklerini yitirmemiş yerleşim birimi olarak ele
alındığında, örneklem grubunun, toplamda, %49.9’unun kırsal kesim doğumlu olduğu
görülmektedir. Đl ve ilçe merkezi doğumluların toplum oranı ise %48.7 olarak gerçekleşmiştir.
4.Medeni-Ailevi Durum
Medeni durum, komşuluk ilişkilerinin yürütülmesinde önemli bir unsur olarak
karşımıza çıkmaktadır. Örneklem grubuna girenlerin medeni durumları aşağıdaki tabloda
gösterilmiştir.
84
Tablo 5: Medeni Durum
Medeni Durum
Evli
Bekâr
Boşanmış
Eşi ölmüş (dul)
Cevapsız
TOPLAM
Sayı
616
147
7
20
12
802
Yüzde
76,8
18,3
0,9
2,5
1,5
100,0
Örneklemin %76.8’i evli, %18.3’ü bekârdır. %0.9 oranında boşanmış, %2.5 oranında
dul vardır. %1,5 oranındaki kişi de soruya cevap vermemiştir. Bekâr olanların büyük bir
kısmı, şehir merkezinde ikamet edip, öğrenim gören öğrencilerdir. Özellikle üniversitede
öğrenim görmek için başka şehirlerden gelen bekâr kişilerin komşuluk ilişkilerini tespit
etmek, bu sayede mümkün olabilecektir.
Anne-babanın hayatta olması, olmaması veya herhangi birisinin ölmüş olmasının
komşuluk ilişkilerini etkileyebileceği varsayımından dolayı, bu konuda da bilgi toplanmıştır.
Aşağıda, örneklem grubunda yer alanların anne-babalarının hayatta olma durumlarına ilişkin
tablo yer almaktadır.
Tablo 6: Anne-babanız sağ mı?
Anne-Babanın Hayatta Olma Durumu
Evet, ikisi de sağ
Hayır, ikisi de vefat etti
Anne sağ, baba vefat etti
Baba sağ, anne vefat etti
Cevapsız
TOPLAM
Sayı
402
163
220
13
4
802
Yüzde
50,1
20,3
27,4
1,6
0,5
100,0
Anne ve babasından her ikisinin de hayatta olduğunu ifade edenlerin oranı %50.1’dir.
Her ikisinin de vefat ettiğini beyan edenler %20.3 oranına sahiptir. Annesinin sağ babasının
vefat ettiğini belirtinler %27.4, babasının sağ annesinin vefat etmiş olduğunu belirtenler ise
%1.6 oranındadır. %0.5 oranındaki kişi ise soruya yanıt vermemiştir.
Anne-babasıyla birlikte yaşama durumuna ilişkin dağılım aşağıda verilmiştir.
Tablo 7: Anne-baba ile birlikte mi yaşıyorsunuz?
Anne-Babanın Birlikte Yaşama Durumu
Evet, ikisi de bizimle
Hayır, ikisi de bizimle birlikte değil
Başka
Cevapsız
TOPLAM
Sayı
167
485
125
25
802
Yüzde
20,8
60,5
15,6
3,1
100,0
Örneklem grubunun %60.5’i, anne ve babasının kendileriyle birlik olmadığını beyan
etmiştir. Her ikisinin de kendileriyle birlikte olduğunu belirtenler ise %20.8 oranındadır. %3.1
85
oranındaki kişi ise soruya yanıt vermemiştir. Başka biçiminde cevap verenlerin %45.0’i, her
ikisinin de vefat ettiğini belirtirken, %28’i annesinin yanında olduğunu belirtmiştir. %11.0’i
babasının yanında olduğunu, %16.7’si ise hiçbirisinin de yanında olmadığını ifade etmiştir.
Örneklem grubunun çocuk sayısına ilişkin sayısal dağılım aşağıdaki gibidir.
Tablo 8: Çocuk sayınız kaçtır?
Çocuk Sayısı
1-2 çocuk
3-4 çocuk
5-6 çocuk
7-8 çocuk
9-10 çocuk
11 ve üzeri çocuk
Çocuk yok
TOPLAM
Sayı
288
277
69
19
7
2
140
802
Yüzde
35,9
34,5
8,6
2,4
0,9
0,2
17,5
100,0
Çocuk dağılımına ilişkin dağılımda en büyük oranı %35.9 ile 1-2 çocuk
oluşturmaktadır. 3-4 çocuğu olanların oranı %34.5’dir. 5-6 arası çocuğu olanlar %8.6
oranında iken, 7-8 arası çocuğu olanlar %2.4 oranına sahiptir. 9-10 çocuğu olanlar %0.9, 11
ve üzeri çocuğu olanlar %0.2 oranına sahiptir. %17.5 oranındaki kişi ise bekârdır veya çocuğu
yoktur. 3. Soruda bekâr olduğunu beyan edenlerin sayısı ve oranı 147-%18.3 iken çocuğunun
olmadığını beyan edenlerin sayısı ve oranı 140-%17.5’dir.
Örneklem grubunun hanesinde yaşayan kişilerin sayısına ilişkin dağılım aşağıda
gösterilmiştir.
Tablo 9: Siz dâhil hanenizde kaç kişi yaşamaktadır?
Hanede Yaşayan Kişi Sayısı
Tek yaşıyorum
2-3 kişi
4-5 kişi
6-7 kişi
8-9 kişi
10-11 kişi
12 ve üzeri
TOPLAM
Sayı
25
227
382
124
25
14
5
802
Yüzde
3,1
28,3
47,6
15,5
3,1
1,7
0,6
100,0
Örneklem grubunun %47.6’sı 4-5 kişi ile birlikte yaşadığını ifade etmiştir. Hanede 2-3
kişi yaşadıklarını ifade edenlerin oranı %28.3’lük orana sahipken, %15.5’lik oranın hanesinde
yaşayan kişi sayısı ise 6-7 kişidir. Tek yaşayanlar ve bir hanede 8-9 kişi yaşayanların oranı
%3.1’dir. 10-11 kişi olduğunu beyan edenler %1.7 iken 12 ve üzeri biçiminde yanıt verenler
ise %0.6 oranına sahiptir.
86
5.Öğrenim Durumu
Sosyal ilişkileri belirleyen önemli unsurlardan biri de öğrenim durumudur. Örneklem
grubuna girenlerin öğrenim durumuna ilişkin dağılım aşağıda gösterilmiştir.
Tablo 10: Öğrenim durumunuz nedir?
Öğrenim Durumu
Okula gitmemiş
Okula gitmemiş, ancak, okuma-yazma bilir
Đlkokul mezunu
Ortaokul mezunu
Lise ve dengi okul mezunu
2 yıllık ön lisans mezunu
Fakülte (4 yıllık lisans) mezunu
Diğer
Cevapsız
TOPLAM
Sayı
71
24
238
96
188
51
99
28
7
802
Yüzde
8,9
3,0
29,7
12,0
23,4
6,4
12,3
3,5
0,9
100,0
Örneklem grubunun %29.7’sinin öğrenim durumu ilkokuldur. Lise ve dengi okul
mezunu olanların oranı %23.4, fakülte (4 yıllık lisans) mezunu olanların oranı %12.3,
ortaokul mezunu olanların oranı %12.0’dır. 2 yıllık ön lisans mezunları %6.4 oranına
sahipken, yükseköğretim mezunu olanların toplam oranı %18.7’dir. Okula gitmeyenlerin
toplam oranı %11.9 iken, okula gitmeyen ancak okuma yazma bilenler %3.0’lık bir orana
karşılık gelmektedir. “Diğer” seçeneğini işaretleyenler %3.5 oranına sahipken, cevap
vermeyenler %0.9 oranına karşılık gelmektedir. “Diğer” biçiminde yanıt verenlerin büyük bir
kısmı, “öğrenci” biçiminde açıklama yaparken, “öğrenciliğe devam”, “Açık Öğretim
Fakültesi’ne devam” biçiminde açıklama yapmışlardır. “Okul yok”, “okuma yazma var”,
“sanat okulu”, “lise terk”, “ortaokul terk” gibi açıklamalar da, “diğer” seçeneğine yanıt olarak
ortaya konmuştur.
Örneklem grubunun eşlerine ait öğrenim durumuna ilişkin dağılım aşağıdadır.
Tablo 11: Eşinizin öğrenim durumu nedir?
Öğrenim Durumu
Okula gitmemiş
Okula gitmemiş, ancak, okuma-yazma bilir
Đlkokul mezunu
Ortaokul mezunu
Lise ve dengi okul mezunu
2 yıllık ön lisans mezunu
Fakülte (4 yıllık lisans) mezunu
Diğer
TOPLAM
Sayı
180
16
239
82
121
35
84
45
802
Yüzde
22,4
2,0
29,8
10,2
15,1
4,4
10,5
5,6
100,0
87
Örneklem grubunun eşlerinin öğrenim durumuna ilişkin dağılıma göz atıldığında;
%29.8’in ilk okul mezunu, %24.4’ün okula gitmemiş (toplamda), %15.1’nin lise ve dengi
okul mezunu, %10.5’inin fakülte (4 yıllık lisans) mezunu, %4.4’ünün 2 yıllık ön lisans
mezunu olduğu görülmektedir. Yüksekokul mezunu olanların oranı toplamda %14.9’dur.
“Diğer” biçiminde yanıt verenlerin oranı ise %5.6’dır. “Diğer” seçeneğiyle yanıt verenlerden
bir kısmı; “okul yok”, “lise terk”, “sanat okulu”, “öğrenciliği devam ediyor”, “Açık Öğretim
Fakültesi” biçiminde açıklama getirmişlerdir.
6.Konut Türü, Sahipliği ve Kullanımı
Komşuluk olgusu üzerinde etkili olan unsurlardan biri de ikamet edilen konut
durumudur. Örneklem grubuna ait konut durumuna ilişkin dağılım aşağıdadır. Konut
çeşitliliğinin il merkezi ve ilçe merkezinde olma durumunun varlığından dolayı, bu soru
sadece il merkezi ve ilçe merkezinde ikamet edenlere yöneltilmiştir.
Tablo 12: Oturduğunuz konutun türü nasıldır?
Oturulan Konut Türü
Tapulu / tapusuz gecekondu
Apartman dairesi / site içinde daire
Müstakil ev
Site içinde villa
Lojman
Güvenlikli site
Diğer
TOPLAM
Sayı
29
326
126
4
42
2
42
571
Yüzde
5,1
57.1
22,1
0,7
7,4
0,4
7,4
100,0
Đl ve ilçe merkezlerinde ikamet edenlere sorulan bu soruya ilişkin dağılım aşağıdaki
gibidir: Apartman dairesi / site içinde dairede ikamet edenler %41.7, müstakil evde ikamet
edenler %37.5, lojmanda ikamet edenler %7,4, tapulu / tapusuz gecekondu %5.1, site içinde
villa %0.7, güvenlikli site %0.4 ve “diğer” ise %7,4. “Diğer” biçimindeki yanıtların aşağıdaki
biçimde sıralanması mümkündür: “Müstakil”, “dubleks”, “TOKĐ”.
Đl ve ilçe merkezlerinde ikamet edenlere yöneltilen; “oturduğunuz konutun türü
nasıldır?” biçiminde sorulan soruya verilen yanıtların dağılımı aşağıdaki gibidir.
Tablo 13: Daha önce oturduğunuz konut türü nasıldı?
Daha Önce Oturulan Konut Türü
Apartman dairesi / site içinde daire
Müstakil ev
Gecekondu
Lojman
Güvenlikli site
Yazlık-kışlık
Aynı ev
TOPLAM
Sayı
267
197
11
43
2
5
46
571
Yüzde
46,8
34,5
1,9
7,5
0,4
0,9
8,1
100,0
88
Đl ve ilçe merkezinde ikamet edenlerin daha önce ikamet ettikleri konut türüne ilişkin
dağılım aşağıdaki gibidir: Apartman dairesi / site içinde daire %46.8, müstakil ev %34.5, aynı
ev %8.1, lojman %7.5, gecekondu %1.9, yazlık-kışlık %0.9, güvenlikle site %0.4.
Oturulan evin sahiplik durumuna ilişkin dağılım aşağıdadır.
Tablo 14: Oturduğunuz evin durumu nedir?
Oturulan Evin Sahiplik Durumu
Kendi evimiz
Kira
Lojman
Diğer
TOPLAM
Sayı
524
219
41
18
802
Yüzde
65,3
27,3
5,1
2,2
100,0
Örneklem grubunun ikamet ettiği evin sahiplik durumuna ilişkin olarak şöyle bir
dağılım ortaya çıkmıştır: Kendi evi olduğunu ifade edenler %65.3, kirada oturduğunu ifade
edenler %27.3, lojmanda oturanlar %5.1. “Diğer” biçiminde yanıt verenler ise %2.2
oranındadır. “Diğer” biçiminde yanıt verenlerin bir kısmı babasıyla birlikte olduğunu
belirtmiştir. Örneklemin bir kısmı ise “TOKĐ” biçiminde açıklama yapmıştır.
Đkamet edilen evin oda sayısının, komşuluk ilişkilerini etkileme olasılığından dolayı,
evlerin oda sayısı öğrenilmiştir. Đlgili dağılım aşağıdadır.
Tablo 15: Oturduğunuz evin kaç odası vardır?
Đkamet Edilen Evin Oda Sayısı
Bir
Đki
Üç
Dört
Beş
Altı
TOPLAM
Sayı
5
41
234
455
56
11
802
Yüzde
0,6
5,1
29,2
56,7
7,0
1,4
100,0
Đkamet edilen evlerin oda sayısına bakıldığında şöyle bir dağılım görülmektedir: %56.7
4 oda, %29.2 3 oda, %7.0 5 oda, %5.1 2 oda, %1.4 6 oda ve %0.6 tek oda.
Bulunulan evde yaşama süresinin, komşuluk ilişkileriyle doğrudan ilgili olabileceği
varsayımından hareket edilmiş ve bu konuda soru yöneltilmiştir. Verilen cevaplara ilişkin
dağılım aşağıdadır.
Bulunulan evde yaşanılan süre ile ilgili sayısal dağılım aşağıda verilmiştir.
89
Tablo 16: Bulunduğunuz evde kaç yıldır yaşıyorsunuz?
Bulunulan Evde Yaşama Süresi
1-5 yıl arası
6-10 yıl arası
11-15 yıl arası
16-20 yıl arası
21-25 yıl arası
26-30 yıl arası
31 yıl ve daha fazla
Cevapsız
TOPLAM
Sayı
306
157
114
89
34
36
56
10
802
Yüzde
38,2
19,6
14,2
11,1
4,2
4,5
7,0
1,2
100,0
Örneklem grubunun %38.2’si 1-5 yıl arası aynı evde yaşadığını beyan etmiştir. 6-10 yıl
arası cevabını veren kişilerin oranı %19.6’dır. 11-15 yıl arası olanlar %14.2, 16-20 yıl arası
olanlar ise %11.1 oranına sahiptir. 31 yıl ve üzeri olanlar %7.0, 21-25 yıl arası olanlar %4.2,
26-30 yıl arası olanlar %4.5 oranına sahiptir. Soruyu cevapsız bırakanların oranı ise %1.2’dir.
7.Đkamet Durumu
Đkamet durumlarına ilişkin dağılımlardan ikamet edilen yere ilişkin dağılım aşağıda
gösterilmiştir. Ayrıca, en uzun süre ikamet edilen yer, daha önce başka bir yerde ikamet edilip
edilmediği, ikamet edilen yerden memnuniyet durumu, ikamet edilen yerde oturma isteği,
başka bir yerden gelinmişse göç etme nedeni gibi bilgiler üzerinde durulmuştur.
Tablo 17: Đkamet ettiğiniz yerleşim yeri hangisidir?
Đkamet Edilen Yer
Đl merkezi
Đlçe merkezi
Kasaba / belde
Đl merkezine / ilçeye bağlı köy
Cevapsız
TOPLAM
Sayı
471
120
102
105
4
802
Yüzde
58,7
15,0
12,7
13,1
0,5
100,0
Đl merkezi ve ilçe merkezinde uygulanan anket sayısı 571 iken, ikamet edilen yer
sorusuna verilen yanıtta bu sayı 591 olarak çıkmıştır. Sorunun yanlış anlaşılması veya belde /
kasaba gibi yerleşim yerinin ilçe ile karıştırılması gibi ihtimalden dolayı sayılara arasında
tutarsızlık oluştuğu ifade edilebilir.
Đkamet edilen yerleşimle ilgili olarak şöyle bir dağılım gerçekleşmiştir: %58.7 il
merkezi, %15.0 ilçe merkezi, %13.1 il merkezine / ilçeye bağlı köy, %12.7 kasaba / belde ve
%0.5 cevapsız.
En uzun süre yaşanan yerle ilgili dağılım aşağıdadır.
90
Tablo 18: En uzun süre yaşadığınız yer neresidir? Đl, ilçe, köy, kasaba, belde vb. olarak belirtiniz.
En Uzun Süre Đkamet Edilen Yer
Đl belde
Đlçe belde
Đl merkezine / ilçeye bağlı köy
Đlçe merkezi
Şehir merkezi
Cevapsız
TOPLAM
Sayı
47
10
211
195
322
17
802
Yüzde
5,9
1,2
26.3
24,3
40,1
2,1
100,0
En uzun süre ikamet edilen yerleşim yeri ile ilgili dağılım şöyledir: %40.1 şehir merkezi, %26.3
il merkezine / ilçeye bağlı köy, %24.3 ilçe merkezi, %5.9 il belde, %1.2 ilçe belde ve cevapsız %2.1. Đl
merkezi ve ilçe merkezi toplamı %64.4, kırsal kesim toplamı %33.4 olarak gerçekleşmiştir.
Đkamet edilen yerden daha önce ikamet edilen yere ilişkin dağılım aşağıdadır.
Tablo 19: Daha önce başka bir yerde ikamet ettiniz mi, ettiyseniz il / ilçe / köy / kasaba / belde / mahalle adı neydi?
Daha Önce Đkamet Edilen Yer
Đl belde
Đlçe belde
Đl merkezine / ilçeye bağlı köy
Đlçe merkezi
Şehir merkezi
Cevapsız
TOPLAM
Sayı
4
7
62
201
229
299
802
Yüzde
0,5
0,9
7,7
25,1
28,6
37,3
100,0
Daha önce başka bir yerde ikamet etmediğini belirtenlerin oranı %37.3 olarak
gerçekleşmiştir. Şehir merkezi %28.6, ilçe merkezi %25.2, il merkezi ve ilçe merkezi
toplamda %53.7 olarak gerçekleşmiştir. Daha önce il merkezine / ilçeye bağlı köyde ikamet
edenlerin oranı %7.7, ilçe belde %0.9 ve il belde ise %0.5 olarak gerçekleşmiştir.
Örneklem grubuna, şu an ikamet ettikleri yerden memnun olup olmadıkları sorulmuş ve
elde edilen bilgiler aşağıda verilmiştir.
Tablo 20: Şu anda ikamet ettiğiniz yerden memnun musunuz, memnun değilseniz nedeni nedir?
Đkamet Edilen Yerden Memnuniyet Durumu
Evet
Komşuluk ilişkilerinden kaynaklanan memnuniyetsizliğim var
Diğer
TOPLAM
Sayı
698
44
60
802
Yüzde
87,0
5,5
7,5
100,0
Örneklem grubunun %87.0’si, şu an ikamet edilen yerden memnun olduğunu ifade
etmiştir. %5.5 oranındaki kişi ise komşuluk ilişkilerinden kaynaklanan bir memnuniyetsizlik
hali içinde olduğunu ifade etmiştir. %7.5 oranındaki kişi ise “diğer” seçeneği ile yanıt
vermiştir. “Diğer” seçeneğini işaretleyenlerin cevapları en çok cevap verilenden az cevap
verilene doğru aşağıdaki şekilde sıralanabilir: Evin durumu iyi değil / eski / bakımsız,
91
merkeze (şehir merkezi, ilçe merkezi veya belde), yabancılık var / samimiyet yok, çevresi
hoşuma gitmiyor, arka sokağa bakıyor, gürültülü, deprem bölgesi (Palu).
Yapılan bir araştırmada, komşulardan memnun olan ve kendini güvende hisseden
insanların, semt veya mahalleden memnun olma düzeyleri yüksek çıkmıştır (KOCATÜRK ve
BÖLEN, 2005, 4). Buna göre, memnun olduğunu beyan edenlerin komşuluk ilişkilerinden
memnun oldukları ve güvenlik endişelerinin bulunmadığı ifade edilebilir.
Kişilerin, şu an ikamet ettikleri yerde uzun süre oturmak istelerine ilişkin dağılım
aşağıda verilmiştir.
Tablo 21: Şu anda ikamet ettiğiniz yerde uzun süre daha oturmak ister misiniz, neden?
Đkamet Edilen Yerde Oturma Đsteği
Evet
Hayır
TOPLAM
Sayı
632
170
802
Yüzde
78,8
21,2
100,0
Şu an ikamet edilen yerde oturma isteğinde bulunanların oranı %78.8 olarak ortaya
çıkmıştır. Oturma isteğinde bulunmayanların oranı ise %21.2 olarak karşımıza çıkmaktadır.
%21.2’lik oran, şu an bulunulan yerde uzun süre daha oturma isteğinin olmadığını dile
getirmiştir. 26. soruda ise, “komşuluk ilişkilerinden kaynaklanan memnuniyetsizliğim var”
biçiminde yanıt verenlerin oranı %5.5 olarak gerçekleşmiştir. Memnuniyetsizlikle ilgili böyle
bir farkın ortaya çıkmasının nedeni, komşuluk ilişkileri dışındaki memnuniyetsizlikte
aramanın daha doğru olacağı söylenebilir.
“Diğer” seçeneğiyle yanıt verenlerle ilgili bilgiler aşağıdadır. Đlgili seçeneklerden önce
“evet” biçimindekiler yüksek orandan aşağıya doğru verilmiştir. Sonrasında da “hayır”
biçimindekiler yüksekten aşağıya doğru verilmiştir “Evet” cevapları; komşuluk iyi, işime
uygun, alıştığım için, doğduğum yer, huzurluyum / seviyorum, kendi evim, düzenimi
bozamam, mahalleyi seviyorum, müstakil ev, ulaşımı kolay, bütçeme uygun, şehre yakın, ev
sahibi iyi biçimindedir. “Hayır” cevaplarının: evin durumu (küçük, eski, bakımsız), komşuları
sevmiyorum, sıkıcı bir yer, Đstanbul’a gideceğim, eğitim için uygun değil, mahrumiyet
bölgesi, iş yerine uzak, yalnızım, farklılık için, anne-babanın oturduğu yere gideceğiz, sosyal
imkânlar yok, şehri uzak, cadde üzerinde / gürültülü biçiminde sıralanması mümkündür.
Başka bir yerden taşınılmışsa, daha önce ikamet edilen yerden ayrılma nedenine ilişkin
bilgilerin dağılımı aşağıdaki gibidir.
92
Tablo 22: Başka bir yerden buraya taşındıysanız, daha önce ikamet ettiğiniz yerden ayrılmanızdaki en önemli neden
neydi?
Daha Önce Đkamet Edilen Yerden Taşınılma Nedeni
Başından beri buradayım, göç ederek gelmedim
Diğer nedenler
TOPLAM
Sayı
266
536
802
Yüzde
33,2
66,8
100,0
Başka bir yerden taşınılıp taşınılmadığı ve taşınılmışsa bunun nedenine ilişkin
dağılımda, örneklem grubunun %33.2’si, “başından beri buradayım, göç ederek gelmedim”
biçimindeki seçeneği işaretlemiştir. %66.8’lik kesim ise birtakım nedenler ileri sürmüştür. Bu
nedenler şunlardır: Đstimlak %2.2, binadaki daireyi bekâr öğrencilerin kiralaması %0.9,
akrabaların burada olması %4.0, ev satın almadan dolayı %6.7, kira artışından / ekonomik
sebepten dolayı %8.1, evlilikten dolayı %7.6, tayinden dolayı %7.3, lojman çıktığından dolayı
%2.3, eğitim durumundan dolayı %4.0, iş nedeniyle %10.7, terörden dolayı %2.0,
emeklilikten dolayı %3.0, daha önce oturduğum evin uygunsuz oluşu %3.5, ev sahibinden
memnuniyetsizlik %4.0, yakın akrabamın (babaanne, dede) tavsiyesiyle %0.4.
Sadece il merkezi ve ilçe merkezinde ikamet edenlerin kaç yıldan beri, il merkezi veya
ilçe merkezinde ikamet ettiklerine ilişkin dağılım aşağıda görülmektedir.
Tablo 23: Kaç yıldan beri il veya ilçe merkezinde ikamet ediyorsunuz?
Đl Merkezi ve Đlçe Merkezinde Đkamet Süresi
1 yıldan az
1-2 yıl arası
3-4 yıl arası
5-6 yıl arası
7-8 yıl arası
9-10 yıl arası
11-12 yıl arası
13-14 yıl arası
15 yıl ve daha fazla
Cevapsız
TOPLAM
Sayı
12
17
32
25
17
28
19
27
377
17
571
Yüzde
2,1
3,0
5,6
4,4
3,0
4,9
3,3
4,7
66,0
3,0
100,0
Đl merkezi ve ilçe merkezinden ikamet edilen sürelerin ele alındığı tabloya göre;
%66.0’lık bir oran, 15 yıl ve daha fazla yıldan beri il merkezi ve ilçe merkezinde ikamet
ettiğini dile getirmiştir. Sırasıyla; 1 yıldan az %2.1, 1-2 yıl arası %3.0, 3-4 yıl arası %5.6, 5-6
yıl arası %4.4, 7-8 yıl arası %3.0, 9-10 yıl arası %4.9, 11-12 yıl arası %3.3, 13-14 yıl arası
%4.7 biçiminde bir dağılım ortaya çıkmıştır.
93
8.Meslek Durumu
Meslek Durumu başlığı altında; anket formu uygulanan kişinin mesleği, babasının
mesleği ve annesinin mesleği konuları ela alınacaktır. Öncelikle, anket uygulanan kişinin
meslek durumuna ilişkin dağılım ela alınacaktır. Đlgili dağılım aşağıdadır.
Tablo 24: Mesleğiniz nedir?
Meslek Durumu
Memur
Đşçi
Çiftçi
Serbest-Tüccar
Öğretmen
Din görevlisi
Asker
Polis
Esnaf
Şoför
Emekli
Teknisyen-tekniker
Đşsiz
Diğer
Cevapsız
TOPLAM
Sayı
45
41
32
31
36
15
3
13
50
9
38
15
54
416
4
802
Yüzde
5,6
5,1
4,0
3,9
4,5
1,9
0,4
1,6
6,2
1,1
4,7
1,9
6,7
51,9
0,5
100,0
Örneklem grubunun meslek dağılımına baktığımızda şöyle bir dağılım karşımıza
çıkmaktadır: Memur %5,6, işçi %5,1, çiftçi %4,0, serbest-tüccar %3,9, öğretmen %4,5, din
görevlisi %1,9, asker %0,4, polis %1,6, esnaf %6,2, şoför %1,1, emekli %4,7, teknisyentekniker %1,9, işsiz %6,7. Cevap vermeyenlerin oranı %0,5’dir. “Diğer” biçiminde yanıt
verenlerin oranı ise %51,9’dur. “Diğer” biçiminde yanıt verenlerin (416 kişi) %48’i ev
hanımı, %14.3’ü öğrenci, %5.2’si serbest, %3.9’u terzidir. %2.6 oranına sahip meslekler ise;
eczacı, elektrikçi, muhtar, bakkal, doktor, kuaför, temizlikçi / kapıcı, hemşire biçimindedir.
%1.3 oranına sahip olanlar ise; diş hekimi, avukat, çocuk bakıcısı, pazarlamacı, mütercim,
mühendis.
Örneklem grubunda yer alanların baba mesleklerine ilişkin dağılım aşağıdadır.
Tablo 25: Babanızın mesleği nedir / neydi?
Baba Meslek Durumu
Memur
Đşçi
Çiftçi
Serbest-Tüccar
Öğretmen
Din görevlisi
Asker
Polis
Esnaf
Şoför
Emekli
Đşsiz
Diğer
Cevapsız
TOPLAM
Sayı
61
137
222
61
16
9
2
8
47
22
122
13
71
11
802
Yüzde
7,6
17,1
27,7
7,6
2,0
1,1
0,2
1,0
5,9
2,7
15,2
1,6
8,9
1,4
100,0
94
Baba meslek durumunun ele alındığı tabloda şöyle bir dağılım ortaya çıkmıştır: Memur
%7,6, işçi %17,1, çiftçi %27,7, serbest-tüccar %7,6, öğretmen %2,0, din %görevlisi %1,1,
asker %0,2, polis %1,0, esnaf %5,9, şoför %2,7, emekli %15,2, işsiz %1,6, “diğer” %8,9,
cevapsız %1,4. “Diğer” seçeneğiyle cevap verenlerin yarıdan fazlası “serbest” biçiminde
açıklama yapmışlardır. Bunun yanında, terzi, cambaz (hayvan alıp satan), makinist, fırıncı,
bakkal, marangoz, diş teknisyeni, çilingir gibi cevaplar da verilmiştir.
Örneklem grubunda yer alanların anne mesleklerine ilişkin dağılım aşağıda verilmiştir.
Tablo 26: Annenizin mesleği nedir / neydi?
Anne Meslek Durumu
Sayı
3
5
25
1
1
7
1
4
4
102
649
802
Memur
Đşçi
Çiftçi
Serbest-tüccar
Öğretmen
Din görevlisi
Polis
Esnaf
Emekli
Đşsiz
Ev hanımı
TOPLAM
Yüzde
0,4
0,6
3,1
0,1
0,1
0,9
0,1
0,5
0,5
12,7
80,9
100,0
Annenin meslek durumuna ilişkin dağılımda; “ev hanımı” biçiminde yanıt verenler
%80.9, “işsiz” biçiminde yanıt verenler %12.7’ye sahiptirler. “Diğer” mesleklerin dağılımı ise
aşağıdaki gibidir: Memur %0,4, işçi %0,6, çiftçi %3,1, serbest-tüccar %0,1, öğretmen %0,1,
din %görevlisi %0,9, polis %0,1, esnaf %0,5, emekli %0,5.
9.Ekonomik Durum
Ekonomik Durum başlığı altında; örneklem grubunun aylık geliri, ek geliri ve kazancın
en çok harcandığı alan üzerinde durulacaktır. Kişilerin aylık gelirlerine ilişkin dağılım
aşağıdaki gibidir.
Tablo 27: Aylık geliriniz ne kadardır? (TL)
Aylık Gelir
Asgari ücretten az
Asgari ücret
1.000’den az
1.000-1.500 arası
1.501-2.000 arası
2.001-2.500 arası
2.501-3.000 arası
3.001-3.500 arası
3.501-4.000 arası
4.001-4500 arası
4.501-5.000 arası
5.001 ve üzeri
TOPLAM
Sayı
138
167
142
162
103
50
17
6
3
7
1
6
802
Yüzde
17,2
20,8
17,7
20,2
12,8
6,2
2,1
0,7
0,4
0,9
0,1
0,7
100,0
95
Örneklem grubunun %20.2’sinin geliri 1.000-1.500 TL arasında, %20.8’inin geliri
asgari ücret miktarında, %17.7’sinin geliri 1.000 TL’den az, %17.2’sinin geliri asgari ücretten
az, %12.8’inin geliri 1.501-2.000 TL arasında, %6.2’sinin geliri 2.001-2.500 TL arasında,
%2.1’inin gelir durumu 2.501-3.000 TL arasındadır. Geriye kalanların gelir dağılımı ise
aşağıdaki gibidir: 3.001-3.500 TL arası %0,7, 3.501-4.000 TL arası %0,4, 4.001-4500 TL
arası %0,9, 4.501-5.000 TL arası %0,1, 5.001 TL ve üzeri %0,7.
Ek gelirin varlığına ilişkin bilgilerin dağılımı aşağıdaki gibidir.
Tablo 28: Ek geliriniz var mı? Varsa belirtiniz.
Ek Gelir Durumu
Ek gelir yok
Kira alıyorum
Köyümden geliyor
Ek iş yapıyorum / yapıyoruz
Diğer
TOPLAM
Sayı
657
46
27
21
51
802
Yüzde
81,9
5,7
3,4
2,6
6,4
100,0
%81.9’luk kesim ek geliri olmadığını dile getirmiştir. %5.7’lik kesim kira aldığını,
%3.4’lük kesim köyünden gelir geldiğini, %2.6’lık kesim ise ek iş yaptığını / yaptıklarını dile
getirmiştir. “Diğer” biçiminde yanıt verenlerin oranı ise %6,4’tür. “Diğer” biçiminde yanıt
verenlerin bur kısmı, “köyden geliyor” biçimindeki açıklamayı tekrarlarken, bazıları ikinci
işte çalıştığını belirtmiştir. Bazıları ise eşinin ve çocuklarının çalıştığını ifade etmiştir.
Kişilerin kazancını en çok nereye harcadıklarına ilişkin bilgilerin yer aldığı dağılım
aşağıda gösterilmiştir.
Tablo 29: Kazancınızı en çok nereye harcıyorsunuz?
Kazancın Harcama Yeri Sayı
Yüzde
Yiyecek-Đçecek
287+127=414
51,6
Ev Kirası
82+43=125
15,6
Giyim-Kuşam
23+56=79
9,9
Beyaz Eşya
6+3=9
1,1
Eğlence
3+6=9
1,1
Çocuklar
98+94=19 2
23,9
Yapı Kooperatifi
15+5=20
2,5
Araba Taksidi
12+5=17
2,1
Eğitim
44+33=77
9,6
Ulaşım
4+9=13
1,6
Diğer
78+9=87
10,8
NOT: Birden fazla seçenekle yanıt verilmiştir.
En çok yiyecek-içeceğe harcama yapanlar %51.6 oranına, çocuklar için harcayanlar
%23.9 oranına, ev kirasına harcayanlar %15.6 oranına, giyim-kuşama harcayanlar %9.9
oranına, eğitime harcayanlar %9.6 oranına, yapı kooperatifine harcayanlar %2.5 oranına,
araba taksidine harcayanlar %2.1 oranına, ulaşıma harcayanlar %1.6 oranına beyaz eşyaya
96
harcayanlar %1.1 oranına ve eğlenceye harcayanlar %1.1 oranına karşılık gelmektedir.
“Diğer” harcama yapanlar ise %10.8 gibi bir orana sahiptir. “Diğer” biçiminde cevap
verenlerin bir kısmı, seçenekte olmasına rağmen “diğer” seçeneği ele yanıt vermiş, bir kısmı
da birden fazla harcama kalemini, “diğer” seçeneği altında vermeyi uygun görmüştür. Đlgili
yanıtlar aşağıdaki gibidir: Ev kirası ve çocuk eğitimi, sigara, alkol, banka kredisi, kredi, taksit,
sağlık gideri, kira, tedavi, yakıt parası, mobilya, Bağ-Kur pirimi, dükkân kirası, birden fazla
kalem.
10.Serbest Zaman ve Değerlendirilmesi
Serbest (boş) zamanlar, gerçekte bilgilenme ve kültürlenme bakımından büyük bir önem
taşımaktadır. Kişinin yaşamış olduğu çevre, toplumsal ve kişisel imkânlar, eğitim durumu vs.
boş zamanların daha "üretici" bir biçimde değerlendirilmesine etki edebilmektedir.
Örneklem grubuna girenlerin serbest zamanlarını değerlendirmelerine ilişkin olarak
ortaya çıkan dağılım aşağıdaki gibidir.
Tablo 30: Boş zamanlarınızda aşağıdakilerden hangilerini en çok yaparsınız?
Boş Zaman Faaliyeti
Sayı
Alışveriş yaparım
20+14=34
Komşuma giderim
106+57=161
Kitap, dergi, gazete okurum
117+60=177
Televizyon seyrederim
93+72=165
Akrabalarıma giderim
42+35=77
Açık havada dolaşırım
91+43=134
Spor yaparım
28+21=49
Eğlence yerlerine giderim
10+3=13
Müzik dinlerim
20+19=39
Diğer
146
NOT: Birden fazla seçenekle yanıt verilmiştir.
Yüzde
3,9
20,0
22,0
20,6
9,6
16,7
6,1
1,6
4,9
18,2
Boş zamanların değerlendirilmesiyle ilgili dağılıma baktığımızda aşağıdaki gibi bir
dağılım görmekteyiz: Kitap, dergi, gazete okurum %22,0, televizyon seyrederim %20,6,
komşuma giderim %20,0, açık havada dolaşırım %16,7, akrabalarıma giderim %9,6, spor
yaparım %6,1, müzik dinlerim %4,9, alışveriş yaparım %3,9, eğlence yerlerine giderim %1,6,
“diğer” %18,2. “Diğer” biçiminde yanıt verenler ve sayıları aşağıdaki gibidir: Elişi / dantel
36, kahvehane / kafe 30, vaktim yok 25, bahçeyle ilgilenme 10, çocuklarla ilgilenme 10,
ibadet ederim 9, ders çalışırım 6, arkadaşlarla görüşürüm 5, temizlik yaparım 5, uyurum 5,
eski mahalleye giderim 5.
Günlük televizyon izleme süresine ilişkin bilgilerin dağılımı aşağıda gösterilmiştir.
97
Tablo 31: Günde kaç saat televizyon izlersiniz?
Televizyon Đzleme Süresi
Hiç izlemem
1-2 saat arası
3-4 saat arası
5-6 saat arası
7-8 saat arası
9-10 saat arası
11-12 saat arası
12 saatten fazla
TOPLAM
Sayı
85
379
241
65
18
6
4
4
802
Yüzde
10,6
47,3
30,0
8,1
2,2
0,7
0,5
0,5
100,0
Örneklem grubunun %47.3’ü günde 1-2 saat arasında televizyon izlemektedir. 3-4 saat
arasında televizyon izleyenlerin oranı %30.0’a karşılık gelmektedir. %10.6’lık bir oran hiç
televizyon izlemezken, %8.1’lik bir oran ise 5-6 saat arası televizyon izlemektedir. %2.2’lik
oran 7-8 saat arası televizyon izlerken, 9-10 saat arası televizyon izleyenler %0.7’ye, 11-12
saat arası televizyon izleyenler %0.5’e, 12 saatten gazla televizyon izleyenler %0.5’e karşılık
gelmektedir.
Đnternetin varlığı ve hangi sıklıkta kullanıldığına ilişkin bilgilerin dağılımı aşağıdaki
tabloda gösterilmiştir.
Tablo 32: Evde internet var mı, varsa ne sıklıkla kullanırsınız?
Đnternetin Varlığı ve Kullanma Durumu
Đnternet yok
Sık sık kullanırım
Bazen kullanırım
Sadece işim olduğunda kullanırım
Đlgilenmiyorum
Diğer
TOPLAM
Sayı
535
80
69
72
33
13
802
Yüzde
66,7
10,0
8,6
9,0
4,1
1,6
100,0
Đnternetin varlığı ve kullanılma derecesi ile ilgili tabloya bakıldığında şöyle bir dağılım
ortaya çıkmaktadır: %66.7’nin evinde internet bulunmamaktadır. %10.0, interneti sık sık
kullanırken, %9.0’ı sadece iş olduğunda interneti kullandığını dile getirmiştir. %8.6’lık bir
kesim interneti bazen kullandığını ifade ederken, %4.1’lik bir kesim ise internetle
ilgilenmediğini beyan etmiştir. %1.6’lık kesim ise “diğer” seçeneği ile cevap vermiştir.
“Diğer” seçeneği ile yanıt verenlerin bir kısmı; çocukların ödevi olduğunda kullandıklarını
belirtirken, bir kısmı ise alakası olmadığını belirtmiştir.
Sadece il merkezi ve ilçe merkezlerinde ikamet edenlere yönelik olarak sorulan ailece
eğlenmeye gitme sıklığına ilişkin dağılım aşağıdadır.
98
Tablo 33: Ailece eğlenmeye gitme sıklığınız nedir?
Ailece Eğlenmeye Gitme Sıklığı
Sürekli
Fırsat bulduğumuzda
Bazen
Hiçbir zaman
TOPLAM
Sayı
30
211
206
124
571
Yüzde
5,3
37,0
36,1
21,7
100,0
Sadece il merkezi ve ilçe merkezlerinde ikamet edenlere yönelik olarak sorulan, ailece
eğlenmeye gitme sıklığı dağılımında; %37.0’lık kesim, fırsat bulduğunda eğlenmeye
gittiklerini belirtirken, %36.i’lik kesim bazen eğlenmeye gittiklerini dile getirmiştir.
%21.7’lik kesim hiçbir zaman eğlenmeye gitmezken, %5.3’lük kesim ise sürekli ailece
eğlenmeye gittiklerini dile getirmiştir.
99
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
KOMŞULUK GENEL BĐLGĐLER
1.Tasviri Bilgiler
Örneklem grubunun samimi olduğu komşu sayısına ilişkin dağılım aşağıda verilmiştir.
Đlgili bilgiler, anket formunda 28. soru olarak yöneltilmiştir.
Tablo 34: Samimi olduğunuz komşu sayısı kaçtır?
Samimi Đlişki Kurulan Komşu Sayısı
Sadece 1
2-5 arası
6-10 ara
11-15 ara
16-20 ara
21-25 ara
26-30 ara
31 ve üzeri
Hiç yok
TOPLAM
Sayı
53
352
159
29
34
3
14
27
131
802
Yüzde
6,6
43,9
19,8
3,6
4,2
0,4
1,7
3,4
16,3
100,0
Örneklem grubunun %43.9’u 2-5 arası komşu ile samimi olduğunu ifade etmiştir.
%19.8’lik oran, 6-10 arasında komşu ile samimi olduğunu dile getirirken, %6.6’lık kesim
sadece 1 komşu ile samimiyet kurduğunu dile getirmiştir. 16-20 arası komşu ile samimi
olduğunu ifade edenler %4.2, 11-15 arası komşu ile samimi olduğunu ifade edenler %3.6, 31
ve üzeri komşu ile samimi olduğunu beyan edenler %3.4, 26-30 arası komşu ile samimiyet
kurduğunu ifade edenler %1.7, 21-25 arası komşu ile samimiyet kurduğunu belirtenler ise
%0.4 oranına sahiptirler. Örneklem grubunun %16.3’ü ise samimi olduğu komşusunun
olmadığını ifade etmiştir.
Komşularla yakınlık derecesini gösteren tablo aşağıdadır.
Tablo 35: Komşularınızla aranızdaki yakınlık derecesi nedir?
Komşularla Yakınlık Derecesi
Yakın akraba
Uzak akraba
Aynı yöre / bölge / şehirdeniz
Aynı köy / kasabadanız
Sadece komşuyuz
Diğer
Cevapsız
TOPLAM
Sayı
104
22
87
22
521
40
6
802
Yüzde
13,0
2,7
10,8
2,7
65,0
5,0
0,7
100,0
Komşularla yakınlık derecesinin ele alındığı tabloda; sadece komşu olduklarını beyan
edenlerin oranı %65.0’a karşılık gelmektedir. %13.0’lük oran, komşularının yakın akraba
100
olduklarını beyan etmiştir. Uzak akraba olduklarını ifade edenler %2.7, aynı köy / kasabadan
olduğunu ifade edenler %2.7 oranına sahiptir. %5’lik oran “diğer” seçeneği ile yanıt verirken,
cevap vermeyenler %0.7 oranına sahiptir. “Diğer” başlığı altında verilen yanıtlar; çok da
önemli değil, hısımız, tanımıyorum, yabancıyım, önemsemiyorum biçiminde sıralanabilir.
Komşularla tanışma biçimine ilişkin dağılım aşağıda gösterilmiştir.
Tablo 36: Komşularınızla nasıl tanıştınız?
Komşularla Tanışma Şekli
Sayı
13
503
72
36
27
16
7
9
119
802
Olağanüstü bir durum (hastalık vs.) vesilesiyle
“Hoş geldin” ziyaretinde
Tesadüfen
Đhtiyaçtan (tuz, şeker vb. isteme) dolayı
Arkadaş aracılığı ile
Evin hanımı tanıştırdı
Çocuklar tanıştırdı
Evin beyi tanıştırdı
Cevapsız
TOPLAM
Yüzde
1,6
62,7
9,0
4,5
3,4
2,0
0,9
1,1
14,8
100,0
Örneklem grubunun %62.7’si, “hoş geldin” ziyaretinde tanıştıklarını ifade etmişlerdir.
%9.0’lık oran, tesadüfen tanıştıklarını, %4.5’lik kesim ihtiyaçtan (tuz, şeker vb. isteme)
dolayı tanıştıklarını beyan etmişlerdir. Arkadaş aracılığı ile tanışanlar %3.4 oranına sahipken,
evin hanımı vasıtasıyla tanışanlar %2.0 oranına sahiptir. Olağanüstü bir durum (hastalık vs.)
vesilesiyle tanışanlar %1.6, evin beyi vasıtasıyla tanışanlar %1.1, çocuklar vasıtasıyla
tanışanlar ise %0.9 oranına sahiptirler. Herhangi bir komşuluk ilişkisi olmadığından dolayı
cevap vermeyenler ise %14.8 oranına sahiptirler.
Komşularla görüşme durumuna ilişkin dağılım aşağıda gösterilmiştir.
Tablo 37: Komşularınızla görüşüyor musunuz, görüşmüyorsanız en önemli sebebi nedir?
Komşularla Görüşme Durumu
Evet görüşüyoruz
Đşlerim çok / vaktim yok
Başka arkadaş grubum var
Đletişim kuramıyorum / kurmuyorlar
Diğer
TOPLAM
Sayı
688
50
15
21
28
802
Yüzde
85,8
6,2
1,9
2,6
3,5
100,0
%85.8’lik kesim komşularıyla görüştüğünü dile getirmiştir. %6.2’lik kesim, işlerinin
çokluğu veya vaktinin olmamasından dolayı görüşemediğini dile getirmiştir. %2.6’lık kesim,
komşularla iletişim kuramadığını veya komşuların iletişim kurmadığını dile getirmiştir.
%1.9’luk örneklem gurubu, başka arkadaş grubunun olduğunu dile getirmiştir. “Diğer”
biçiminde yanıt verenler ise %3.5 oranına karşılık gelmektedir. “Diğer” biçiminde yanıt
101
verenlerin yanıtlarının; “ara sıra”, “bazen”, “fırsat buldukça”, “alakam yok” biçiminde
sıralanması mümkündür.
Komşularla yüz yüze görüşme sıklığına ilişkin dağılım aşağıdadır.
Tablo 38: Komşularınızla yüz yüze görüşme sıklığınız nedir?
Komşularla Yüz Yüze Görüşme Sıklığı
Her gün
Birkaç günde bir
Haftada bir
Ayda bir
Birkaç ayda bir
Sadece bayram, düğün, nişan, cenaze gibi özel günlerde
Hiç görüşmem
Diğer
TOPLAM
Sayı
334
250
103
32
10
27
32
14
802
Yüzde
41,6
31,2
12,8
4,0
1,2
3,4
3,9
1,7
100,0
Komşusuyla her gün görüşenlerin oranı %41.6 gibi bir orana sahiptir. %31.2’lik oran,
komşusuyla birkaç günde bir görüştüğünü beyan etmiştir. %12.8’lik kesim ise komşusuyla
haftada bir görüşmektedir. “Ayda bir” biçiminde yanıt verenler %4.0, “sadece bayram, düğün,
nişan, cenaze gibi özel günlerde görüşürüm” biçiminde yanıt verenler %3.4, “birkaç ayda bir”
biçiminde yanıt verenler %1.2 oranına karşılık gelmektedir. %3.9’luk kesim “hiç görüşmem”
biçiminde yanıt verirken, “diğer” seçeneği ile yanıt verenler ise %1.7 oranına sahiptir.
“Diğer” seçeneğiyle yanıt verenlerin yanıtlarının; sürekli görüşürüz, gün boyu birlikteyiz,
hiçbiriyle görüşmem biçiminde sıralanması mümkündür.
Yapılan bir araştırmada (ÇAKIR, 2005, 183), komşularla görüşme sıklığı, sırasıyla
aşağıdaki gibi çıkmıştır: Haftada birkaç kez %29.4, hergün %24.9, haftada bir %18.4, 15
günde bir %11.2, ayda bir %6.6, bayramlarda %2.3, yılda bir %0.6. Başka bir çalışmada
(GÖLÇÜK, 2007, 81) ise, yüz yüze görüşme sıklıkları şöyle gerçekleşmiştir: Haftada bir
%34.3, özel günlerde %21.4, ayda bir %18.1, 15 günde bir %16.9, görüşmeyen %9.3.
Akrabalarla yüz yüze görüşme sıklığına ilişkin ilgili görüşlerin dağılımı aşağıdaki
tabloda gösterilmiştir.
Tablo 39: Akrabanızla hangi sıklıkta yüz yüze görüşüyorsunuz?
Akrabalarla Yüz Yüze Görüşme Sıklığı
Her gün
Birkaç günde bir
Haftada bir
Ayda bir
Birkaç ayda bir
Sadece bayram, düğün, nişan, cenaze gibi özel günlerde
Hiç görüşmem
TOPLAM
Sayı
132
181
182
116
46
102
43
802
Yüzde
16,5
22,6
22,7
14,5
5,7
12,7
5,4
100,0
102
Akrabalarla görüşme sıklığına ilişkin dağılıma göz atıldığında şöyle bir dağılım olduğu
görülmektedir: Haftada bir %22,7, birkaç günde bir %22,6, her gün %16,5, ayda bir %14,5,
sadece bayram, düğün, nişan, cenaze gibi özel günlerde %12,7, birkaç ayda bir %5,7. Hiç
görüşmediğini belirtinler ise %5,4’lük bir orana sahiptir.
Komşularla ailece görüşme durumuna ilişkin dağılım aşağıdadır.
Tablo 40: Komşularınızla ailece görüşüyor musunuz, görüşüyorsanız ne sıklıkta?
Komşularla Ailece Görüşme Durumu
Hayır, hiç görüşmüyoruz
Her gün
Haftada birkaç kez
Haftada bir
15 günde bir
Ayda bir
Bayram, cenaze, nişan, düğün gibi vesilelerle
Yılda bir
TOPLAM
Sayı
149
86
191
96
63
68
141
8
802
Yüzde
18,6
10,7
23,8
12,0
7,9
8,5
17,6
1,0
100,0
Komşularla ailece görüşme durumuna ilişkin tabloya bakıldığında; haftada birkaç kez
görüştüğünü belirtenlerin en yüksek orana (%23.8) sahip olduğu görülür. Bayram, cenaze,
nişan, düğün gibi vesilelerle ailece görüşenlerin oranı %17.6’ya karşılık gelmektedir. Ailecek
haftada bir görüşenler %12.0 oranına sahipken, her gün ailecek görüşenler %10.7 oranına
sahiptir. Ayda bir ailece görüşenler %8.5 oranına, 15 günde bir ailece görüşenler ise %7.9
oranına sahiptir. Komşularla yılda bir ailece görüştüğünü beyan edenlerin oranı ise %1.0’dir.
“Hayır, hiç görüşmüyoruz” biçiminde yanıt verenlerin oranı ise %18.6’dır.
ÇAKIR’ın (2005, 189) çalışmasında komşularıyla ailece görüşme sıklıkları aşağıdaki
gibi çıkmıştır: Hergün %4.2, haftada birkaç kez %13.8, haftada bir %11.0, 15 günde bir
%10.3, ayda bir %23.2, bayramlarda %12.9, yılda bir %1.1.
Sadece il merkezi ve ilçe merkezlerinde ikamet edenlere yönelik olarak sorulan, en çok
samimi olunan komşuların kimler olduğuna ilişkin dağılım aşağıda görülmektedir.
Tablo 41: En çok samimi olduğunuz komşularınız kimlerdir?
En Çok Samimi Olunan Komşular
Bulunduğum yerde daha önceden ikamet edenler
Bulunduğum yere yeni gelenler
Aynı ilçe, köy, kasaba veya beldeden tanıdıklarım
Uzak veya yakın akrabalarım
Fark etmez, çevremdeki bulunan komşuların hepsiyle samimiyim
Kimseyle samimi komşuluk ilişkisi kurmam
TOPLAM
Sayı
184
43
49
46
189
60
571
Yüzde
32,2
7,5
8,6
8,1
33,1
10,5
100,0
103
“Fark etmez, çevremdeki bulunan komşuların hepsiyle samimiyim” biçiminde yanıt
verenler %33.1 oranına sahiptir. “Bulunduğum yerde daha önceden ikamet edenler”
seçeneğini yanıtlayanlar %32.2 oranına sahipken, “aynı ilçe, köy, kasaba veya beldeden
tanıdıklarım” biçiminde cevap verenler ise %8.6 oranına karşılık gelmektedir. Uzak ve yakın
akrabalarıyla samimi komşuluk ilişkisi kuranların oranı %8.1 olarak gerçekleşmiştir.
“Bulunduğum yere yeni gelenler” seçeneğine cevap verenler ise %7.5 oranına sahiptir. Hiç
kimse ile samimi komşuluk ilişkisi kurmadığını beyan edenlerin oranı ise %10.5’dir.
2.Komşuluğun Sosyal Yaşamdaki Yeri
Komşuluğun toplumsal yaşamdaki yerinin işleneceği bu başlık altında; sosyal ilişkilerde
önem verilmesi gereken kesimler ve önem verilenler, komşuluğa atfedilen değer, komşuluk
ilişkilerinin en önemli yanları ile ilgili olarak örneklem grubunun görüşleri üzerinde
durulacaktır.
Sosyal ilişkilerde önem verilmesi gereken kesimlerle ilgili olarak örneklem grubunun
görüşlerine ilişkin dağılım aşağıdadır.
Tablo 42: Sizce, aşağıdakilerden hangisine birinci derecede önem vermek gerekir?
Önem Verilmesi Gereken Kesim
Komşuluk
Akrabalık
Arkadaşlık
Diğer
Cevapsız
TOPLAM
Sayı
375
271
88
55
13
802
Yüzde
46,8
33,8
11,0
6,9
1,6
100,0
Önem verilmesi geren kesimlerle ilgili olarak örneklem grubunun görüşlerinin dağılımı
aşağıdaki gibidir: %46.8 komşuluk, %33.8 akrabalık, %11.0 arkadaşlık. “Diğer” biçiminde
yanıt verenler ise %6.9 oranındadır. %1.6’lık kesim ise soruya yanıt vermemiştir. “Diğer”
seçeneklerinin genel olarak dağılımı şöyledir: “Hepsine önem vermek gerekir”, “akrabalık ve
komşuluk”, “akrabalık ve arkadaşlık”, “yerine göre hepsi de önemlidir”.
Örneklem grubunun, sosyal ilişkilerinde önem verdikleri kesimle ilgili dağılım
aşağıdaki tabloda verilmiştir.
Tablo 43: Aşağıdakilerden hangisine birinci derecede önem veriyorsunuz?
Önem Verilen Kesim
Komşuluk
Akrabalık
Arkadaşlık
Diğer
Cevapsız
TOPLAM
Sayı
311
316
115
49
11
802
Yüzde
38,8
39,4
14,3
6,1
1,4
100,0
104
%39.4’lük kesim, sosyal yaşamda akrabalığa önem verilmesi gerektiğini, %38.8
komşuluğa önem vermek gerektiğini, %14.3’lük kesim ise arkadaşlığa önem vermek
gerektiğini dile getirmiştir. “Diğer” seçeneğiyle yanıt verenler %6.1’e karşılık gelmektedir.
Soruya cevap vermeyenlerin oranı ise %1.4’tür. “Diğer” seçeneğine ait yanıtlar şöyledir:
“Hepsi önemli”, “komşuluk, arkadaşlık ve akrabalık”.
Komşuluk olgusunun önemine ilişkin olarak toplanan verilerin dağılımı aşağıdaki
tabloda gösterilmiştir.
Tablo 44: Komşuluk sizin için ne kadar önemli?
Komşuluğun Önemi
Çok önemli
Önemli
Orta derecede önemli
Önemli değil
TOPLAM
Sayı
608
132
40
22
802
Yüzde
75,8
16,5
5,0
2,7
100,0
Komşuluğun kişiler için taşıdığı değer ile ilgili olarak şöyle bir dağılım ortaya çıkmıştır:
Çok önemli görenlerin oranı %75.8, önemli görenlerin oranı %16.5, orta derecede önemli
görenlerin oranı %5.0’dir. Önemli görmeyenlerin oranı ise %2.7’dir.
Komşuluk ilişkilerinin en önemli yanının ne olduğuna ilişkin örneklem grubunun
görüşleri alınmıştır. Aşağıda bu görüşlerin dağılımı yer almaktadır.
Tablo 45: Sizce, komşuluk ilişkilerinin en önemli yanı nedir?
Komşuluk Đlişkilerinin En Önemli Yanı
Yalnızlığı gidermesi
Zor günlerde imdada yetişmesi
Güven vermesi
Her an ihtiyaç duyulması
Çok önemli bir yanı yok
Diğer
TOPLAM
Sayı
46
239
347
128
25
17
802
Yüzde
5,7
29,8
43,3
16,0
3,1
2,1
100,0
Komşuluk ilişkilerinin en önemli yanını, güven vermesi olarak görenlerin oranı
%43.3’tür. Zor günlerde imdada yetişmesini önemli görenlerin oranı ise %29.8’dir. Her an
ihtiyaç duyulmasını önemli bir özellik olarak görenlerin oranı ise %16.0’dır. %5.7’lik bir
oran, komşuluğun en önemli yanının yalnızlığı gidermesi olduğunu ifade etmektedir. %3.1’lik
bir kesim çok önemli bir yanının olmadığını belirtirken, “diğer” seçeneğini işaretleyenlerin
oranı ise %2.1’dir. “Diğer” seçeneğine ait cevaplar şöyledir: “Hepsi önemli”, “yalnızlığı
giderir”, “insanı sosyal yapar”, “ihtiyacı karşılar”.
105
Bir araştırmada (ÇAKIR, 2005, 173), komşuluk ilişkilerinin gerekli olup olmadığına
ilişkin soru sorulmuş ve aşağıdaki gibi bir sonuç ortaya çıkmıştır: Komşuluk ilişkisi her
zaman gerekli %73.9, komşuluk ilişkisi mesafeli olmalı %24.4, komşuluk ilişkisine gerek yok
%1.7. Yaptığımız çalışmada, komşuluğun çok önemli bir yanı olmadığını vurgulayanlar ise
sadece %3.1 oranındadır.
3.Komşuluğun Temellendirilmesinde Etkenler
Bu başlık altında; komşuluk ilişkilerinin kurulmasında önemli etkenler, komşularla
görüşmede konuşulan mevzular, komşuluk ilişkilerini anlamlandırma biçimleri, “iyi
komşuluğun” en önemli yanları, komşuların sosyal normları ile örneklem grubunun sosyal
normlarının benzerlik durumu, komşuluk grubuna alınmayan komşuların alınmama nedenleri
ve komşularla birlikte yapılan faaliyetler üzerinde durulacaktır.
Komşularla iyi ilişki kurabilmek için en önemli etken veya etkenlerin ne olduğunu
ilişkin dağılım aşağıda görülmektedir.
Tablo 46: Komşularla iyi ilişkiler kurabilmek için en önemli etken sizce nedir?
Komşuluk Đlişkilerinin Kurulmasında Etkenler
Karşıdaki güven verdikten sonra siyasi görüş,
dini inanış veya diğer hususlar önemli değildir
Aynı şehirden / ilçeden / köyden olmak
Benzer dini inançlara sahip olmak
Benzer siyası görüşlere önem vermek
Benzer etnik kökene sahip olmak
Aynı dil / lehçeyi konuşmak
Aynı örf / âdeti paylaşmak
Aynı eğitim seviyesine sahip olmak
Aynı gelir seviyesine sahip olmak
Yakın yaş seviyesinde bulunmak
Diğer
NOT: Birden fazla seçenekle yanıt verilmiştir.
Sayı
Yüzde
407+23=430
61+10=71
80+24=104
7+6=13
11+5=16
16+11=27
77+28=105
16+10=26
5
24+26=50
37
53,6
8,6
13,0
1,6
2,0
3,3
13,1
3,2
0,6
6,2
4,6
“Komşularla iyi ilişkiler kurabilmek için en önemli etken sizce nedir?” biçiminde
yöneltilen soruya verilen yanıtlar aşağıdaki gibidir: Karşıdaki güven verdikten sonra siyasi
görüş, dini inanış veya diğer hususlar önemli değildir %53,6, aynı örf / âdeti paylaşmak
%13,1, benzer dini inançlara sahip olmak %13,0, aynı şehirden / ilçeden / köyden olmak
%8,6, yakın yaş seviyesinde bulunmak %6,2, aynı dil / lehçeyi konuşmak %3,3, aynı eğitim
seviyesine sahip olmak %3,2, benzer etnik kökene sahip olmak %2,0, benzer siyası görüşlere
önem vermek %1,6, aynı gelir seviyesine sahip olmak %0,6. “Diğer” seçeneğiyle yanıt
verenler %4,6 oranına sahiptir. “Diğer” seçeneği ile yanıt verenlerin yanıtları aşağıdaki
106
gibidir: “Đnsan olması önemli”, komşu olduktan sonra ilişki kurarım”, “herhangi bir özellik
aramam”, “dil ve din farkı önemli”.
Komşular arasındaki ilişkilerde en çok konuşulan husus / hususlara ilişkin tablo aşağıda
gösterilmiştir.
Tablo 47: Komşularınızla daha çok hangi konuları konuşursunuz?
Konuşulan Konular
Sayı
Magazin
6+4=10
Ailevi konular
75+21=91
Ülke sorunları
74+20=94
Gündelik işlerle ilgili konular
311+44=355
Yakın çevre ile ilgili konular
54+18=72
Hepsi
169
Hiçbiri
35
Diğer
33
NOT: Birden fazla seçenekle yanıt verilmiştir.
Yüzde
1,2
11,3
11,7
44,2
8,9
21,0
4,3
4,1
Komşularla ilişkide en çok konuşulan hususlara ilişkin dağılıma göz attığımızda şöyle
bir durum ortaya çıkmaktadır: %44.2 gündelik işlerle ilgili konular, %21,0 bütün konular,
%11.7 ülke sorunları, %11.3 ailevi konular, %8.9 yakın çevre ile ilgili konular, %1.2
magazin. %4.3 hiçbir seçeneğine cevap verirken, %4.1 ise “diğer” seçeneği ile yanıt vermiştir.
“Diğer” yanıtlar aşağıdaki gibidir: “Dini konular”, “Đslami konular”, “ekonomi / geçim
sıkıntısı”, “dini sohbet”.
Komşuluk ilişkileri ile ilgili olarak birtakım ifadelerin, örneklem grubu tarafından nasıl
algılandığına ilişkin sayısal veriler aşağıdadır.
Tablo 48: Komşuluk ilişkileri ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi sizin için doğrudur?
Komşuluk Đlişkileri Đle Đlgili Đfade
Günümüzde komşuluk ilişkileri gerekli değil
Komşuluk her zaman gerekli
Samimi olunmasa bile sürdürülmeli
Dinin gereği olarak devam ettirilmeli
Cevapsız
TOPLAM
Sayı
10
612
58
115
7
802
Yüzde
1,2
76,3
7,2
14,3
0,9
100,0
%76.3’lük kesim, komşuluğun her zaman gerekli olduğunu vurgulamıştır. %14.3’lük bir
oran dinin bir gereği olarak sürdürülmesi gerektiğini ifade ederken, %7.2’lik bir oran ise
samimi olunmasa bile komşuluk ilişkilerinin sürdürülmesi gerektiğini ifade etmiştir.
Komşuluğun günümüz koşullarında gerekli bir ilişki biçimi olmadığını ifade edenler ise
sadece %1.2’ye karşılık gelmektedir. %0.9 oranındaki bir kesim ise soruyu yanıtsız
bırakmıştır.
107
Komşuluğun en önemli özelliğinin ne olduğuna ilişkin olarak sorulan soruya verilen
yanıtların dağılımı aşağıdaki gibidir.
Tablo 49: Sizce iyi komşuluğun en önemli özelliği nedir?
Komşuluğun En Önemli Yanı
Sayı
Maddi yardımlaşma
25+11=36
Manevi yardımlaşma
272+47=319
Mesafeli ilişki
22+13=35
Güvenilir olma
267+44=311
Dedikodu / gösteriş yapmama
34+18=52
Ortak yaşam kurallarına uyma
79+20=99
Diğer
31
NOT: Birden fazla seçenekle yanıt verilmiştir.
Yüzde
4,5
39,8
4,3
38,8
6,5
12,3
3,9
Örneklem grubundan bazıları (yaklaşık %10’luk bir kesim), bu soruya birden fazla
seçenekle yanıt vermiştir. Komşuluğun en önemli yanının manevi yardımlaşma olduğunu
ifade edenler 39,8’lik bir orana sahiptirler. Komşuluğun en önemli yanlarından birinin
güvenilirlik olduğunu beyan edenler %38.8’lik bir orana karşılık gelmektedir. %12.3’lük bir
kesim, ortak yaşam kurallarına uymanın, komşuluğun en önemli yanı olduğunu ifade ederken,
%6.5’lik bir kesim ise dedikodu/gösteriş yapmamayı önemsemektedir. %4.5’lik bir kesim
maddi yardımlaşmaya vurgu yaparken, %4.3’lük bir oran da mesafeli ilişki kurma üzerinde
durmaktadır. “Diğer” seçeneği ile yanıt verenlerin oranı ise %3.9 olarak gerçekleşmiştir.
“Diğer” yanıtlar şöyledir: “güven / emniyet”, “insanlık / insan olma”, “samimiyet”, “ahlaklı
olma”, “dedikodu yapmama”.
Yapılan bir araştırmada (KOYUNCU, 2005, 86), komşular arasında düşülen
anlaşmazlıkların ne olduğu sorulmuş ve en büyük oranın %23.0 dedikodu olgusuna ait olduğu
görülmüştür.
Komşuluğun, ev kadar önemli olup olmadığına ilişkin örneklem grubunun görüşlerini
gösteren sayısal değerler aşağıda görülmektedir.
Tablo 50: Sizce komşular ev kadar önemli midir?
Komşuluğun Önemi
Kesinlikle önemli
Çok önemli
Önemli
Çok da önemli değil
Cevapsız
TOPLAM
Sayı
459
154
134
43
12
802
Yüzde
57,2
19,2
16,7
5,4
1,5
100,0
Komşuların ev kadar önemli olup olmadığına ilişin görüşlere bakıldığında; kesinlikle
önemli biçiminde fikir beyan edenlerin %57.2 oranına karşılık geldikleri görülmektedir.
%19.2’lik oran “çok önemli” biçiminde yanıt verirken, %16.7’lik kesim ise “önemli”
108
biçiminde cevap vermiştir. Çok de önemli görmeyenler %5.4’e karşılık gelmektedir. %1.5’lik
bir kesim ise soruya cevap vermemiştir.
Örneklem grubunda yer alanların örf ve adetlerinin biri birine denk olup olmadığına
ilişkin soruya verilen yanıta ilişkin dağılım aşağıdadır.
Tablo 51: Örf ve adetleriniz komşularınızla biri birine denk mi?
Örf ve Adetlerin Denklik Durumu
Evet, benzer
Hayır, benzer değil
TOPLAM
Sayı
667
135
802
Yüzde
83,2
16,8
100,0
Örneklem grubunun %83.2’si, komşularla örf ve adetlerinin biri birine denk olduğunu
ifade ederken, %16.8’lik bir kesim ise örf ve adetlerin biri birine denk olmadığını ifade
etmiştir.
Komşuluk grubuna alınmayanların varlığı ve bunların komşuluk grubuna alınmama
nedenleri ile ilgili görüşlerin dağılımı aşağıda verilmiştir.
Tablo 52: Komşuluk grubuna almadığınız komşularınız var mı, almıyorsanız neden?
Komşuluk Grubuna Alınma Durumu
Hayır, yok, hepsiyle görüşüyoruz
Đletişim kuramıyoruz
Yeterli zamanımız yok
Yaşam biçimi benden farklı
Mahalli kültürü farklı
Başka arkadaş grubum var
Ekonomik durumu benden yüksek / düşük
Güven duymuyorum
Diğer
Cevapsız
TOPLAM
Sayı
432
127
38
57
17
12
1
62
37
19
802
Yüzde
53,9
15,8
4,7
7,1
2,1
1,5
0,1
7,7
4,6
2,4
100,0
Komşuluk grubuna alınmayan komşuların varlığı ve alınmama nedenleri ile ilgili
görüşlerin dağılımında şöyle bir sonuç ortaya çıkmaktadır: Hayır, yok, hepsiyle görüşüyoruz
%53.9, iletişim kuramıyoruz %15.8, güven duymuyorum %7.7, yaşam biçimi benden farklı
%7.1, yeterli zamanımız yok %4.7, mahalli kültürü farklı %2.1, başka arkadaş grubum var
%1.5, ekonomik durumu benden yüksek / düşük %0.1. “Diğer” seçeneğiyle cevap verenlerin
oranı %4.6’dır. Cevap vermeyenlerin oranı ise %2.4’tür. “Diğer” yanıtlar şöyledir: “Ayrım
yapmamaya çalışırım”, “insan olması önemli”.
Komşularla birlikte yapılan aktivitelerle ilgili olarak ortaya çıkan sayısal dağılım
aşağıda gösterilmiştir. Đlgili soru, sadece il merkezi ve ilçe merkezlerinde oturanlara
yöneltilmiştir.
109
Tablo 53: Komşularınızla birlikte yaptığınız faaliyetler nelerdir?
Komşularla Birlikte Yapılanlar
Sayı
Çay partisi / gün düzenleriz
86+46=132
Sohbet amacıyla otururuz
285+52=337
Dernek / kurs faaliyetine katılırız
4+3=7
Sinema / tiyatroya gideriz
3+4=7
Spor yaparız
12+13=25
Kır gezisi / piknik yaparız
9+17=26
Hepsini yaparız
21
Herhangi bir faaliyetimiz yok
81
Diğer
16
NOT: Birden fazla seçenekle yanıt verilmiştir.
Yüzde
23,1
59,0
1,2
1,2
4,4
4,4
3,7
14,2
2,8
Komşularla birlikte yapılan aktivitelerle ilgili dağılım aşağıdaki gibidir: Sohbet
amacıyla otururuz %59.0, çay partisi / gün düzenleriz %23.1, spor yaparız %4.4, kır gezisi /
piknik yaparız %4.4, hepsini yaparız %3.7, dernek / kurs faaliyetine katılırız %1.2, sinema /
tiyatroya gideriz %1.2. Herhangi bir faaliyetlerinin olmadığını ifade edenlerin oranı
%14,2’dir. “Diğer” seçeneği ile yanıt verenler ise %2.8 oranına sahiptir. “Diğer” yanıtları;
“okey oynarız”, “oyun oynarız”, “sohbet ederiz” biçiminde sıralanabilir.
4.Komşuluk Đlişkilerinde Etnik, Dini ve Siyasi Özelliklerin Etkisi
Bu başlık altında; etnik, dini ve siyasi özellikler ele alınacaktır. Örneklem grubunun
etnik, dini ve siyasi anlamda kendini tanımlaması yanında, bu tanımlamaların komşuluğu
etkileyip etkilememe durumları üzerinde durulacaktır.
Aşağıda, örneklem grubuna girenlerin kendilerini etnik olarak nasıl tanımladıklarına
ilişkin bilgilerin sayısal dağılımı verilmiştir.
Tablo 54: Kendinizi etnik olarak nasıl tanımlarsınız?
Etnik Tanım
Türk
Kürt
Zaza
Arap
Diğer
Cevapsız
TOPLAM
Sayı
423
152
184
2
35
6
802
Yüzde
52,7
19,0
22,9
0,2
4,4
0,7
100,0
Örnekleme girenlerin %52.7’si kendini Türk olarak tanımlamakta iken, %22.9’u Zaza
olarak, %19.0’u Kürt olarak tanımlamaktadır. %0.2’si Arap seçeneğini işaretlerken, %4.4’lük
kesim ise “diğer” seçeneğini işaretlemiştir. Cevap vermeyenlerin oranı ise %0.7’dir. “Diğer”
seçeneğiyle yanıt verenlerin belirttikleri unsurlar şunlardır: Önemsemem, hiç düşünmedim,
çok önemli değil, yanıt yok.
110
Komşuluk ilişkilerini sürdürürken karşıdakinin etnik kökeninin ilişki kurmada ne derece
etkili olduğuna ilişkin görüşlerin dağılımı aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.
Tablo 55: Komşularınızla ilişki kurarken, karşınızdakinin etnik kökeni (Türk, Kürt, Zaza, Arap vs.) sizin için önemli
midir?
Etnik Kökenin Önemi
Evet, önemli
Kısmen önemli
Önemli değil
TOPLAM
Sayı
37
55
710
802
Yüzde
4,6
6,9
88,5
100,0
Örneklem grubuna girenlerin %88.5’i, komşularla ilişki kurarken etnik kökeni
önemsemediğini belirtmiştir. %6,9’u için bu durum kısmen önemli, %4.6’lık kesim içinse
önemlidir.
Kişinin kendisini hangi dini inanca / mezhebe ait hissettiğine ilişkin görüşlerin dağılımı
aşağıdaki tabloda görülmektedir.
Tablo 56: Kendinizi hangi dini inanca (Müslüman-Sünni, Müslüman-Alevi, Hıristiyan vs.) mensup görüyorsunuz?
Dini Đnanç
Müslüman
Alevi
Cevapsız
TOPLAM
Sayı
730
54
18
802
Yüzde
91,0
6,7
2,2
100,0
Örneklem grubunun %91.0’i kendisini Müslüman olarak tanımlarken, %6.7’si Alevi
olarak tarif etmektedir. %2.2’lik kesim ise yanıt vermemiştir.
Komşuluk ilişkilerini sürdürürken karşıdaki kişinin dini inancının önemli olup
olmadığına ilişkin görüşlerin dağılımı aşağıdaki tabloda verilmiştir.
Tablo 57: Komşuluk ilişkisinde karşıdakinin dini inancı (Sünni, Alevi, Hıristiyan vs.) sizin için önemli midir?
Komşuluk Đlişkilerinde Dini Đnancın Önemi
Evet
Hayır
Cevapsız
TOPLAM
Sayı
209
578
15
802
Yüzde
26,1
72,1
1,9
100,0
Karşıdaki kişinin dini inancını önemsemediğini ifade edenlerin oranı %72.1 iken,
önemseyeceğini beyan edenlerin oranı ise %26.1’e karşılık gelmektedir. Soruyu cevapsız
bırakanlar ise %1.9 oranındadır.
Koyuncu’nun (2005, 71) çalışmasında, komşuların dini inançlarına bağlı olmasının ne
kadar önemli olduğu sorusuna %81.5 oranındaki kişi “çok önemli ve önemli” yanıtını
vermiştir. Bizim çalışmamızla, yukarıda verilen çalışma arasında bu derece farklılık
111
çıkmasının nedeninin, sorunun soruluş tarzı yanında, bahsi geçen çalışmanın, Konya gibi
muhafazakâr bir kentte yapılması olduğu ileri sürülebilir.
Komşularının dindarlık düzeyinin sosyal ilişkilerde önemsenip önemsenmediğine ilişkin
görüşlerin dağılımı aşağıdadır.
Tablo 58: Komşularınızın dindarlık düzeyini önemser misiniz?
Dindarlık Düzeyini Önemseme Durumu
Evet
Hayır
TOPLAM
Sayı
419
383
802
Yüzde
52,2
47,8
100,0
Komşularının dindarlık düzeyini önemseyenlerin oranı %52.2’dir. Dindarlık düzeyini
önemsemediğini ifade edenler ise %47.8 oranına sahiptir.
Tablo 59: Kendinizi hangi siyasi görüşe mensup görüyorsunuz?
Siyasi Görüş
Sol
Sağ
Liberal
Diğer
Cevapsız
TOPLAM
Sayı
71
467
30
194
40
802
Yüzde
8,9
58,2
3,7
24,2
5,0
100,0
Örneklem grubunun %58.2’si kendini sağ siyasi görüşe mensup görmektedir. %8.9 ise
sol görüşe kendini yakın görmektedir. Liberal olduğunu ifade edenler %3.7’dir. “Diğer”
seçeneği ile yanıt verenler ise %24.2’ye karşılık gelmektedir. %5.0’lıkbir kesim ise soruya
yanıt vermemiştir. “Diğer” seçeneğiyle yanıt verenler sırasıyla şöyledir: “Siyaseti sevmem”,
“ilgilenmem / ilgisiz”, “hiç”, “yorum yok”, “tarafsız”, “demokrat”, “laik”, “AK Parti”.
Tablo 60: Komşuluk ilişkisinde karşıdakinin siyasi görüşü (sağ, sol, liberal vs.) sizin için önemli midir?
Siyasi Görüşün Önemi
Evet
Hayır
TOPLAM
Sayı
180
622
802
Yüzde
22,4
77,6
100,0
Örneklem grubunun %77.6’sı, komşuluk ilişkilerinde bulunurken karşıdakinin siyasi
görüşünün kendisi için önemli olmadığını ifade etmiştir. %22.4’lük kesim ise siyasi görüşün,
komşuluk ilişkilerinde önemli bir yere sahip olduğunu beyan etmiştir.
5.Komşulukta Eğitim Unsurunun Etkisi
Bu başlık altında, komşuluk ilişkilerinin oluşumu ve devamında önemli bir yere sahip
olduğu varsayılan eğitim-öğretim olgusu üzerinde durulacaktır.
112
Komşularının eğitim-öğrenim durumunun birbirine denk olup olmaması ile ilgili soruya
verilen yanıtların dağılımı aşağıda gösterilmiştir.
Tablo 61: Kendinizle komşularınızın eğitim durumunu biri birine denk görüyor musunuz?
Eğitim/Öğrenim Durumunun Denkliği
Evet
Hayır
Cevapsız
TOPLAM
Sayı
426
356
20
802
Yüzde
53,1
44,4
2,5
100,0
Komşularının eğitim düzeyinin kendi eğitim düzeyine denk olduğunu ifade edenlerin
oranı %53.1 iken, denk olmadığını dile getirenlerin oranı ise %44.4 olarak gerçekleşmiştir.
%2.5’lik kesim ise soruyu yanıtsız bırakmıştır.
Komşuluk ilişkilerinin sürdürülmesinde karşıdakinin eğitim-öğrenim durumunun
önemli olup olmadığına ilişkin görüşlerin dağılımı aşağıdaki tabloda görülmektedir.
Tablo 62: Komşuluk ilişkilerini geliştirirken, karşınızdakilerin eğitim durumu sizin için önemli midir?
Eğitim-Öğrenim Durumunun Denkliği
Evet
Hayır
TOPLAM
Sayı
227
575
802
Yüzde
28,3
71,7
100,0
Eğitim-öğrenim durumunun komşuluk ilişkilerinin devam ettirilmesinde kendisi için
önemli olmadığını vurgulayanların oranı %71.7’dir. Bu durumu önemseyenler ise %28.3’e
karşılık gelmektedirler.
6.Komşulukta Meslek / Ekonomik Özelliklerin Etkisi
Komşuluk ilişkilerinin gelişimi ve devamında hiç şüphesiz önemli unsurlardan biri de
meslek ve ekonomik özelliklerdir. Bu başlık altında; kişilerin kendilerini ve komşularını
gördükleri ekonomik konum, bu konumun komşuluğu etkileme durumu, mesleğin denklik
durumu, meslek olgusunun komşuluk ilişkilerini etkileme durumu ve kadınların meslek
yaşamına girmelerinin komşuluk ilişkilerini etkileme durumu üzerinde durulacaktır.
Tablo 63: Kendinizi ekonomik olarak hangi konumda görüyorsunuz?
Ekonomik Konum
Zengin
Orta sınıf üstü
Orta sınıf
Orta sınıf altı
Fakir
TOPLAM
Sayı
13
61
566
140
22
802
Yüzde
1,6
7,6
70,6
17,5
2,7
100,0
113
Örneklem grubunun %70.6’sı kendini ekonomik olarak orta sınıfta görmektedir.
%17.5’lik kesim ise orta sınıf altı bir konumda kendini görmektedir. %7.6’lık kesim,
kendisini orta sınıf üstü görürken, %2.7 oranındaki kesim ise kendisini fakir olarak
görmektedir. Kendisini zengin olarak görenlerin oranı ise %1.6’dır.
Kişilerin komşularını ekonomik olarak dâhil ettikleri sınıfla ilgili görüşlerin dağılımı
aşağıdaki tabloda görülmektedir.
Tablo 64: Komşularınızın genelini ekonomik olarak hangi konumda görüyorsunuz?
Komşuların Ekonomik Konumu
Zengin
Orta sınıf üstü
Orta sınıf
Orta sınıf altı
Fakir
TOPLAM
Sayı
16
82
584
115
5
802
Yüzde
2,0
10,2
72,8
14,3
0,6
100,0
Örneklem grubunun %72.8’i komşularını orta sınıfta, yani kendilerinin olduğu sınıfta,
görmektedir. %14.3’lük kesim ise komşularını orta sınıf altı olarak görmektedir. %10.2’lik
kesim için komşuları orta sınıf üstüdür. %2.0’lik kesim komşularını zengin olarak görürken,
%0.6’lık kesim ise komşularını fakir olarak görmektedir.
Komşuların ekonomik durum veya gelir durumunun komşuluk ilişkilerini etkileyip
etkilemeyeceğine ilişkin görüşlerin dağılımı aşağıda gösterilmiştir.
Tablo 65: Size göre, komşuların ekonomik veya gelir durumu, komşuluk ilişkilerini etkiler mi?
Ekonomik Durumun Đlişkileri Etkileme Durumu
Evet, etkiler
Kısmen etkiler
Hayır, etkilemez
TOPLAM
Sayı
207
128
467
802
Yüzde
25,8
16,0
58,2
100,0
Ekonomik / gelir durumunun komşuluk ilişkilerini etkilemeyeceğini belirtenlerin oranı
%58.2’dir. “evet, etkiler” biçiminde yanıt verenler ise %25.8’lik bir orana karşılık
gelmektedir. Ekonomik durum / gelir durumunun komşuluk ilişkilerini kısmen etkileyen bir
unsur olduğunu vurgulayanların oranı ise %16.0’dır.
Đş / meslek durumunun komşuların iş / meslek durumuna denk olup olmadığına ilişkin
olarak örneklem grubunun görüşleri aşağıdaki tabloda görülmektedir.
Tablo 66: Đşiniz / mesleğiniz komşularınızla biri birine denk mi?
Đş / Mesleğin Denklik Durumu
Evet, benzer
Hayır, benzer değil
TOPLAM
Sayı
428
374
802
Yüzde
53,4
46,6
100,0
114
Đş / meslek durumunun komşularının iş / meslek durumuna denk olduğunu belirtenlerin
oranı %53.4’tür. “Hayır, benzer değil” biçiminde yanıt verenler ise %46.6’ya karşılık
gelmektedir.
Komşularla ilişki kurarken, karşı tarafın sahip olduğu mesleğin önemli olup olmadığına
ilişkin görüşlerin dağılımı aşağıda verilmiştir.
Tablo 67: Komşularınızla ilişki kurarken, onların sahip oldukları meslek (esnaf, memur, işçi, işsiz vs.) sizin için
önemli midir?
Mesleğin Önemi
Evet, çok önemli
Evet, kısmen önemli
Hayır, önemli değil
TOPLAM
Sayı
53
96
653
802
Yüzde
6,6
12,0
81,4
100,0
Komşularla ilişki kurarken karşıdakinin sahip olduğu mesleğin önemsenmediğini
belirtenlerin oranı %81.4 olarak gerçekleşmiştir. Kısmen önemli görenler ise %12.0 gibi bir
orana sahiptirler. Çokça önemseyenler ise %6.6 oranına karşılık gelmektedir.
Sadece il merkezi ve ilçe merkezlerindeki örneklem grubuna yöneltilen, kadınların iş
yaşamına girmelerinin komşuluk ilişkilerini etkileyip etkilemediğine ilişkin görüşlerin
dağılımı aşağıda gösterilmiştir.
Tablo 68: Şehir yaşamında kadınların iş hayatına girmeleri, sizce komşuluk ilişkilerini etkilemekte midir, nasıl?
Đş Hayatını Etkileme Durumu
Olumlu yönde etkilemiştir
Olumsuz yönde etkilemiştir
Cevapsız
TOPLAM
Sayı
155
357
59
571
Yüzde
27,1
62,5
10,3
100,0
Şehir yaşamında kadınların iş yaşamına girmelerinin komşuluk ilişkilerini olumsuz
yönde etkilediğini vurgulayanların oranı %62.5 iken, olumlu yönde etkisi olduğunu dile
getirenler ise %27.1 oranına karşılık gelmektedir. Cevap vermeyenler ise %10.3 oranına
sahiptir.
Olumsuz yönde etkilemiştir görüşünü paylaşanların büyük kısmı, çalışan kadının
vaktinin olamayacağından dolayı, komşuluğun olumsuz olarak etkileneceğini belirtmiştir.
Olumlu yönde bakanlar ise, kadınların iş hayatında aktif hale gelmesinin olumlu olduğunu
belirtmişlerdir. Bu sayede ilişkilerin daha güçlü olacağı vurgulanmıştır. Komşuluk kurma
açısından, bu durumun bir engel teşkil etmeyeceği dile getirilmiştir. Aksine, çalışan kadınların
komşuluk kurma açısından daha yetenekli olacakları ifade edilmiştir.
115
Bir çalışmada (GÖLÇÜK, 2007, 87), şehirlerde kadının iş yaşamına girmesinin
komşuluk ilişkilerini etkileyip etkilemediği sorulmuş ve aşağıdaki gibi bir dağılım ortaya
çıkmıştır: Etkiler %63.9, kararsızım %15.4, etkilemez %20.7.
7.Komşuluk Đlişkilerine Oturulan Ev Tipinin Etkisi
Bu başlık altında; oturulan ev tipinin komşuluk ilişkilerini etkileme durumu, oturulan
binada asansörün varlık durumu ve asansörün komşuluk ilişkilerini etkileme durumu,
komşuluk ilişkilerinin iyi olduğu komşuların mesken durumu, meskenin sahiplik durumunun
komşuluk ilişkilerini etkileyip etkilemediğine ilişkin görüşler, apartmanda sosyal merkezin
varlığı, sosyal merkezlerdeki faaliyetlere katılma durumu gibi başlıklar ele alınacaktır.
Oturulan evin apartman, site, müstakil daire, yazlık vs. olma durumunun komşuluk
ilişkilerini etkileme durumuna ilişkin görüşlerin dağılımı aşağıdaki tabloda verilmiştir.
Tablo 69: Sizce oturulan evin; apartman, site, müstakil daire, yazlık, vs. olması, komşuluk ilişkilerini etkiler mi?
Oturulan Evin Komşuluğu Etkileme Durumu
Etkiler
Kısmen etkiler
Etkilemez
TOPLAM
Sayı
349
146
307
802
Yüzde
43,5
18,2
38,3
100,0
Đkamet edilen evin apartman, site, müstakil daire, yazlık vs. olma durumunun komşuluk
ilişkilerini etkilediğini belirtenlerin oranı %43.5’dir. Etkilemez biçiminde ifade edenler ise
%38.3 oranına karşılık gelmektedir. Kısmen etkilediğini belirtenler ise %18.2’dir.
Đl merkezi ve ilçe merkezlerinde ikamet edenlere yönelik sorulan sorulardan biri de,
binada asansörün olup olmadığına ilişkindir. Đkamet edilen binanın asansöre sahip olmasına
ilişkin dağılım aşağıda görülmektedir.
Tablo 70: Oturduğunuz binada asansör var mı?
Binada Asansörün Varlığı
Evet
Hayır
TOPLAM
Sayı
145
426
571
Yüzde
25,4
74,6
100,0
Oturulan binadan asansör olmadığını belirtenler %74.6’dır. Binasında asansör olanlar
ise %25.4 oranına sahiptirler.
Binada asansörün varlığının komşuluk ilişkilerini etkileyip etkilemediğine ilişkin
görüşlerin yer aldığı tablo aşağıda görülmektedir.
116
Tablo 71: Sizce, bir binada asansör bulunup bulunmaması komşuluk ilişkilerini etkiler mi?
Asansörün Komşuluk Đlişkilerini Etkileme Durumu
Evet, etkiler
Hayır, etkilemez
TOPLAM
Sayı
141
430
571
Yüzde
24,7
75,3
100,0
Asansörün varlığının komşuluk ilişkilerini etkilemeyeceğini belirtenler %75.3
oranındadırlar. Etkileyeceğini belirtenlerin oranı ise %24.7’dir.
Komşuluk ilişkilerinin iyi derecede olduğu komşuların ikamet ettikleri mesken
durumuna ilişkin dağılım aşağıda görülmektedir.
Tablo 72: Komşuluk ilişkilerinizin çok iyi olduğu komşularınızın çoğunluğunun, ikamet ettikleri mesken durumu
nedir?
Komşuluk Đlişkilerinin Đyi Olduğu Komşuların Mesken Durumu
Kira
Lojman
Kendi evi
Diğer
Cevapsız
TOPLAM
Sayı
124
41
343
46
17
571
Yüzde
21,7
7,2
60,1
8,1
3,0
100,0
Komşuluk ilişkilerinin iyi olduğu komşuların çoğunluğunun mesken durumlarına (kira,
lojman, kendi evi vs.) ilişkin görüşlere bakıldığında şöyle bir dağılım ortaya çıkar: %60.1
kendi evi, %21.7 kira, %7.2 lojman. %8.1’lik kesim ise “diğer” seçeneğine cevap vermiştir.
%3.0’lik bir kesim ise soruyu yanıtsız bırakmıştır. “Diğer” yanıtlar şöyledir: “Bir kısmı kira”,
“bir kısmı kendi evi”, “her ikisi de var”.
Đkamet edilen meskenin sahiplik durumunun (kira, ev sahibi, lojman vs.) komşuluk
ilişkilerini etkileyip etkilemediğine ilişkin görüşlerin yer aldığını tablo aşağıda gösterilmiştir.
Tablo 73: Sizce, ikamet edilen meskenin sahiplik durumu (kira, ev sahibi, lojman vs.), komşuluk ilişkilerini etkiler
mi?
Meskenin Sahiplik Durumunun Komşuluk Đlişkilerine Etkisi
Evet, tamamen etkiler
Hayır, etkilemez
Cevapsız
TOPLAM
Sayı
98
451
22
571
Yüzde
17,2
79,0
3,9
100,0
%79.0’lık oran, meskenin sahiplik durumunun komşuluk ilişkilerini etkilemeyeceğini
ifade etmiştir. %17.2’lik oran ise etkileyeceğini dile getirmiştir. %3.9’luk kesim ise bo soruya
yanıtsız bırakmıştır.
Apartmanda sosyal merkezin varlığına ilişkin olarak sorulan soruya verilen yanıtların
dağılımı aşağıdaki tabloda görülmektedir.
117
Tablo 74: Apartmanda oturuyorsanız apartmanınızda / sitenizde sosyal merkez var mıdır?
Apartmanda Sosyal Merkezin Varlığı
Evet
Hayır
Cevapsız
TOPLAM
Sayı
104
415
52
571
Yüzde
18,2
72,7
9,1
100,0
Đl merkezi ve ilçe merkezlerinde ikamet edenlere yönelik olarak sorulan, apartmanda
ikamet ediliyorsa sosyal merkezin olup olmadığına ilişkin tabloya göre, %72.7’lik kesimin
oturduğu apartman veya sitede sosyal merkez bulunmamaktadır. %18.2’lik kesim, ikamet
ettiği site veya apartmanda sosyal merkez olduğunu belirmiştir. %9.1 oranındaki kesim ise
soruyu cevapsız bırakmıştır.
Apartman veya sitede yer alan sosyal merkezdeki faaliyetlere katılma durumuna ilişkin
dağılım aşağıda görülmektedir.
Tablo 75: Apartmanda oturuyorsanız apartman veya sitenizde sosyal merkezdeki faaliyetlere katılır mısınız,
katılıyorsanız hangi sıklıkta?
Sosyal Merkezdeki Faaliyetlere Katılma Durumu
Hayır
Evet
Cevapsız
TOPLAM
Sayı
373
107
91
571
Yüzde
65,3
18,7
15,9
100,0
Sosyal merkezin olduğunu belirtenlerin tamamı bu faaliyetlere katıldığını dile
getirmişlerdir. 113. soruda, sosyal merkez olduğunu belirtenler 104 kişidir. 114. soruda ise,
evet cevabı veren kişi sayısı 107’dir. Sosyal merkezdeki faaliyetlere katılanları yaptıkları
açıklamalar aşağıdaki gibidir: “15 günde bir”, “arada bir”, “bazen”, “arada bir”.
8.Komşuluk Đlişkilerinde Fiziki Mekânın Etkisi
Komşuluk ilişkilerinde fiziki mekânın etkisi ile ilgili görüşlerin dağılımı aşağıdaki
tabloda gösterilmiştir.
Tablo 76: Daha önceden komşu olduğunuz, ancak çeşitli nedenlerden dolayı (taşınma, yeni ev alma vs.) fiziki olarak
ayrıldığınız eski komşularınızla irtibatınız hangi düzeydedir?
Fiziki Mekânın Uzaklığının Komşuluğa Etkisi
Đlişki eskisi gibi devam etmektedir
Fiziki uzaklıktan dolayı azaldı
Sadece belli günlerde (bayram, düğün, düğün, nişan vs.) görüşmekteyiz
Diğer
Cevapsız
TOPLAM
Sayı
162
202
138
42
27
571
Yüzde
28,4
35,4
24,2
7,4
4,7
100,0
Fiziki mekânın uzaklığından dolayı, eski komşuları ile ilişkilerin azaldığını ifade
edenlerin oranı %35.4’tür. %28.4’lük bir oran, ilişkilerin eskisi gibi devam ettiğini beyan
118
etmiştir. “Sadece belli günlerde (bayram, düğün, düğün, nişan vs.) görüşmekteyiz” biçiminde
yanıt verenler %24.2 oranına sahiptirler. “Diğer” seçeneğiyle yanıt verenler %7.4 oranına
sahipten, soruyu yanıtsız bırakanların oranı ise %4.7’ye karşılık gelmektedir. “Diğer”
yanıtları aşağıdaki gibidir: “Uzak olunca gitmiyoruz”, “ara sıra gidiyoruz / geliyor”,
“bayramlarda görüşürüz”, “uzak da olsa gider geliriz”.
9.Komşuluk Đlişkilerinde Aile Tipinin-Büyüklüğünün Etkisi
Bu başlık altında; komşuluk ilişkilerinin sürdürülmesinde komşuların ailelerindeki fert
sayısının ve komşuların çocuk sayılarının etkisi üzerinde durulmuştur.
Komşuluk ilişkilerinin sürdürülmesinde komşuların ailelerindeki fert sayısının
komşuluk ilişkilerine etkisi ile ilgili görüşlerin dağılımı aşağıda gösterilmiştir.
Tablo 77: Komşuluk ilişkilerinin sürdürülmesinde, komşularınızın ailelerindeki fert sayısı, komşuluk ilişkilerinizi
etkiler mi?
Ailedeki Fert Sayısının Komşuluk Đlişkisine Etkisi
Sayı
57
132
613
802
Evet, tamamen etkiler
Evet, kısmen etkiler
Hayır, etkilemez
TOPLAM
Yüzde
7,1
16,5
76,4
100,0
%76.4’lük kesim, komşuluk ilişkilerinin sürdürülmesinde, komşularının ailelerindeki
fert sayısının etkili olmadığını beyan etmiştir. %16.5 oranındaki kişi ise, kısmen etkili
olduğunu dile getirmiştir. “evet, tamamen etkiler” biçiminde yanıt verenler ise %7.1 oranına
sahiptirler.
Komşuluk ilişkilerinin geliştirilmesi ve devamında komşuların çocuk sayılarının etkili
olup olmadığı ile ilgili görüşlerin dağılımı aşağıdaki tabloda görülmektedir.
Tablo 78: Herhangi bir komşu ile ilişkileri geliştirirken, komşunuzun çocuk sayısı sizin için önemli midir, neden?
Çocuk Sayısının Komşuluk Đlişkisine Etkisi
Evet
Hayır
TOPLAM
Sayı
192
610
802
Yüzde
23,9
76,1
100,0
Çocuk sayısının komşuluk ilişkilerinin sürdürülmesinde etkili olmadığını beyan
edenlerin oranı %76.1’e karşılık gelirken, %23.9’luk bir oran ise, bunun aksini dile getirmiş,
yani çocuk sayısının komşuluk ilişkilerinin kurulması ve geliştirilmesinde önemli bir yere
sahip olduğunu dile getirmiştir. “Evet” biçiminde yanıt verenler; “az olsa dahi iyi”, “gürültü
oluyor”, “kalabalık olduğu için rahatsızlık olur” biçiminde yanıtlar vermişlerdir. “Hayır”
119
diyenler ise; “benim çocuklar da fazla”, “çocukları severim”, “insanlık önemli”, “ayrım
yapılırsa komşuluk olmaz”, “hiç rahatsız olmam” biçiminde yanıtlar vermişlerdir.
10.Sosyo-Kültürel Değişim Sürecinde Değişen Komşuluk
Sosyo-Kültürel Değişim Sürecinde Komşuluk adlı bu başlık altında; geçmişe oranla
komşularla görüşme nedenlerindeki değişim, komşularla geçirilen süredeki değişim, sevinç ve
kederi paylaşma noktasındaki değişim, komşuluk yapılan kişi sayısındaki değişim, geçmişe
kıyasla komşuluk ilişkilerindeki niteliksel değişim ve bu değişimin nedenleri üzerinde
durulacaktır.
Geçmişe kıyasla komşularla görüşme nedenlerinde bir değişim yaşanıp yaşanmadığına
ilişkin görüşlerin dağılımı aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.
Tablo 79: Geçmişe oranla, komşularınızla görüşme nedenlerinizde nasıl bir değişme oldu?
Geçmişe Kıyasla Komşuluk Đlişkilerindeki Değişim Durumu
Eskisi gibi devam etmektedir
Zorunlu olmadıkça ilişki kurmam
Eskiden her an iç içe idik, şu an istesek de irtibat kuramıyoruz
Diğer
TOPLAM
Sayı
476
83
172
71
802
Yüzde
59,4
10,3
21,4
8,9
100,0
Geçmişle kıyasla komşuluk ilişkilerindeki değişimin ele alındığı tabloda, ilişkilerin
eskisi gibi devam ettiğini ifade edenlerin oranı %59.4’e karşılık gelirken, “eskiden her an iç
içe idik, şu an istesek de irtibat kuramıyoruz” biçiminde yanıt verenler ise %21.4 olarak
gerçekleşmiştir, Zorunlu olmadıkça ilişki kurmadığını ifade edenler ise %10.3’e karşılık
gelmektedir. %8.9’luk kesim ise “diğer” seçeneği ile yanıt vermeyi tercih etmiştir. “Diğer”
seçeneğini işaretleyenlerin cevapları şöyledir: “Eskiden gidip gelmeler vardı”, “şimdi azaldı”,
“şehirde azaldı”, “köyde daha iyiydi”, “köyde aynen devam ediyor”, “her şey gibi bu da
değişti”.
Komşularla ilişki kurarken, onlarla birlikte geçirilen sürede bir değişim olup olmadığı
ile ilgili görüşlerin dağılımı aşağıdaki tabloda ortaya konulmuştur.
120
Tablo 80: Komşularınızla geçirdiğiniz süre olarak, geçmişle şimdi arasında nasıl bir değişme oldu?
Komşularla Geçirilen Sürenin Değişme Durumu
Komşularımızla geçirdiğimiz süre değişmedi
Komşularımızla geçirdiğimiz süre arttı
Komşularımızla geçirdiğimiz süre azaldı
Diğer
TOPLAM
Sayı
367
100
306
29
802
Yüzde
45,8
12,5
38,2
3,6
100,0
Komşularla geçirilen sürenin değişmediğini ifade edenlerin oranı %45.8’dir.
Komşularla geçirilen sürenin azaldığını beyan edenler ise %38.2’ye karşılık gelmektedir.
“Komşularımızla geçirdiğimiz süre arttı” biçimindeki seçeneği cevaplayanların oranı ise
%12.5’dir. “Diğer” seçeneğini işaretleyenler ise %3.6 oranına sahiptir. Bunların cevapları
şöyledir: “Đlişkimiz olmadı”, “televizyon çıkalı insanlar çok görüşmüyor”.
Komşuların sevincini ve kederini paylaşma konusunda geçmişle şimdi arasında bir
değişim olup olmadığına ilişkin görüşlerin dağılımı aşağıda verilmiştir.
Tablo 81: Sizce komşuların birbirinin sevincini ve kederini paylaşma konusunda eski ile şimdi arasında bir değişme
oldu mu?
Komşuların Sevinç ve Kederini Paylaşma Durumu
Sorumluluk duygusu gelişti
Sorumluluk duygusunda bir değişme olmadı
Sorumluluk duygusu azaldı
Diğer
TOPLAM
Sayı
148
261
350
43
802
Yüzde
18,5
32,5
43,6
5,4
100,0
Komşuların birbirinin sevincini ve kederini paylaşma konusunda eski ile şu an arasında
bir değişme olduğunu ve bunun sorumluluk duygusunun azalması şeklinde ortaya çıktığını
ifade edenlerin oranı %43.6’dır. %32.5’lik kesim, “sorumluluk duygusunda bir değişme
olmadı” biçiminde yanıt verirken, %18.5’lik bir oran ise sorumluluk duygusunun geliştiğini
dile getirmiştir. %5.4’lük bir kesim ise “diğer” seçeneği ile yanıt vermeyi tercih etmiştir. Bu
cevaplar şöyledir: “Đnsanlar bencilleşti”, “herkes kendini düşünür oldu”, “kimsi kimseyi
sormuyor”.
Geçmişe göre komşuluk yapılan kişi sayısında bir değişim olup olmadığına ilişkin
görüşlerin dağılımı aşağıdaki tabloda görülmektedir.
Tablo 82: Geçmişe göre, komşuluk yaptığınız kişi sayısında değişme oldu mu?
Geçmişe Göre Komşuluk Đlişkisi Kurulan Kişi Sayısı
Azaldı
Değişmedi
Arttı
Cevapsız
TOPLAM
Sayı
344
302
133
23
802
Yüzde
42,9
37,7
16,6
2,9
100,0
121
Geçmişe göre komşuluk yapılan kişi sayısında bir azalma olduğunu dile getirenler
%42.9 gibi bir orana karşılık gelmektedir. %37.7’lik bir oran sayının değişmediğini ifade
ederken, %16.6’lık bir kesim ise kişi sayısında bir artış olduğunu dile getirmiştir. %2.9’luk bir
kesim ise soruyu yanıtsız bırakmıştır.
Geçmişe kıyaslandığında komşuluk ilişkilerinde bir değişim olup olmadığına ilişkin
görüşlerin dağılımı aşağıda verilmiştir.
Tablo 83: Geçmişle kıyasladığınızda, sizce komşuluk ilişkilerinde nasıl bir değişme oldu?
Geçmişe Kıyasla Komşuluk Đlişkilerinin Değişim Durumu
Đlişkiler değişmedi, aynen devam ediyor
Đlişkilerin samimiyet derecesinde düşme var
Đlişki derecesi yükseldi
Diğer
Cevapsız
TOPLAM
Sayı
290
418
59
25
10
802
Yüzde
36,2
52,1
7,4
3,1
1,2
100,0
Geçmişe kıyasla ilişkilerin samimiyet derecesinde bir düşme yaşandığını ifade edenler
%52.1 oranına karşılık gelmektedir. “Đlişkiler değişmedi, aynen devam ediyor” diyenler
%36.2 oranındadır. %7.4’lük kesim ise ilişki derecesinin yükseldiğini ifade etmiştir. %3.1’lik
bir oran, “diğer” seçeneği ile yanıt verirken, %1.2’lik bir oran ise soruya yanıt vermemiştir.
“Diğer” yanıtlar şöyledir: “Eski samimiyet yok”, “insan olan için her yer ve zaman aynıdır”,
“çok değişti”.
Komşuluk ilişkilerinde bir değişme olduğunu kabul edip etmemeye ilişkin görüşlerin
dağılımı aşağıda görüldüğü gibidir.
Tablo 84: Komşuluk ilişkilerinde bir değişme olduğunu kabul ediyor musunuz? Nedenini belirtiniz.
Komşuluk Đlişkilerinde Değişim Olma Durumu
Evet
Hayır
Cevapsız
TOPLAM
Sayı
542
206
54
802
Yüzde
67,6
25,7
6,7
100,0
Komşuluk ilişkilerinde genel anlamda bir değişim olduğu görüşünü kabul edenlerin
oranı %67.6’ya karşılık gelirken, herhangi bir değişim yaşanmadığını ifade edenler %25.7
oranına karşılık gelmektedir. %6.7’lik oran ise soruyu yanıtsız bırakmıştır. Komşuluk
ilişkilerinde yaşanan değişimin nedenlerine bakılacak olursa, aşağıdaki açıklamaların
yapıldığını görürüz. Yanıtlar, en çok cevap verilenden en aza doğru sıralanmıştır: “Maddiyat /
menfaat arttı”, “samimiyet kalmadı / samimiyet yok”, “güven / emniyet kalmadı”, “televizyon
her şeyi bitirdi / televizyon çıktı komşuluk bitti”, “insanları tanıyamaz oldum”, “zaman kötü”.
122
“Hayır” biçiminde yanıt verenlerin ise açıklamaları şöyledir: “Değişim yok / durum aynı”, “şu
an komşuluk daha iyi”, “eskiden fakirlik vardı, şimdi daha iyi”.
11.Komşuluk-Akrabalık-Hemşerilik Đlişkisi
Bu başlık altında; komşu ya da akrabalarla görüşme durumu, komşularla görüşme amacı
ve akrabalarla görüşme amaca, sık görüşülen akraba, sık görüşülen komşu, akraba
ziyaretlerinde meydana gelen değişim, akraba ziyaretlerinin gerçekleşme biçimi, komşuların
akraba ya da hemşeri olmasının anlamı, komşuluk ilişkisi kurulan kişilerin aynı şehir / ilçeden
olmasına verilen önem ve komşuluk ilişkilerinin ileri derecede olduğu akraba sayısı gibi
konular ele alınacaktır.
Komşu ya da akrabalarla mı daha sık görüşüldüğüne ilişkin bilgilerin yer aldığı dağılım
aşağıda gösterilmiştir.
Tablo 85: Komşularınızla mı yoksa akrabanızla mı daha çok görüşüyorsunuz?
Sık Görüşülenler
Komşumla
Akrabamla
Her ikisi ile
Hiç biri ile
Diğer
Cevapsız
TOPLAM
Sayı
389
241
152
6
8
6
802
Yüzde
48,5
30,0
19,0
0,7
1,0
0,7
100,0
Komşusu ile daha sık görüşenlerin oranı %48.5 iken, akrabası ile sık görüşenlerin oranı
%30.0’dur. Her ikisi ile de görüşenlerin oranı %19.0’dur. Hiçbiri ile görüşmeyenler %0.7
oranına sahiptir. “Diğer” seçeneği ile yanıt verenler %1.0 oranında iken, yanıt vermeyenler ise
%0.7 oranına karşılık gelmektedir. “Diğer” seçeneğinde çoğunlukla “hiçbiriyle görüşmem”
yanıtı verilmiştir.
Bireyin; aile, akrabalık sistemi, komşuluk grupları şeklindeki sosyal çevrelerin kesişme
noktalarında oluştuğu görüşü (EROL, 2003, 43) genel kabul görmektedir. Buna göre, aile,
akrabalık ve komşuluğa bir bütün halinde bakılması gerekli bir durum olarak
görülebilmektedir.
Komşularla görüşme amacının dağılımı gösteren tablo aşağıdadır.
123
Tablo 86: Komşularınızla görüşme amacınız nedir?
Komşularla Görüşme Amacı
Akrabam olduğu için
Tabii bir davranış olduğu / olması gerektiği için
Çok iyi anlaştığım için
Đşim düşebilir düşüncesiyle
Diğer
Cevapsız
TOPLAM
Sayı
44
345
332
17
51
13
802
Yüzde
5,5
43,0
41,4
2,1
6,4
1,6
100,0
Komşularla görüşme amacı ile ilgili dağılımda en büyük oran %43.0 ile “tabii bir
davranış olduğu / olması gerektiği için” biçiminde yanıt verenlere aittir. %41.4’lük oran “çok
iyi anlaştığım için” biçimindeki seçeneğe cevap vermiştir. Akrabası olduğu için komşuluk
yaptığını ifade edenler ise %5.5 oranındadırlar. Đşinin düşebileceği düşüncesiyle komşuluk
kuranlar ise %2.1 oranına sahiptirler. “Diğer” seçeneği ile yanıt verenler %6.4 oranına
sahipken, yanıt vermeyenler %1.6 oranına karşılık gelmektedir. “Diğer” seçeneğini
işaretleyenlerin verdikleri cevaplardan bazıları aşağıdaki gibidir: “Aynı yeri paylaştığım için”,
“ayna mahallede oturduğumdan”, “dinin emri”, “görüşmüyorum”, “kendiliğinden oldu”.
Akrabalarla görüşme amacına ilişkin görüşlerin dağılımı aşağıda gösterilmiştir.
Tablo 87: Akrabalarınızla görüşme amacınız nedir?
Akrabalarla Görüşme Amacı
Komşum olduğu için
Tabii bir davranış olduğu / olması gerektiği için
Çok iyi anlaştığım için
Đşim düşebilir düşüncesiyle
Diğer
Cevapsız
TOPLAM
Sayı
50
450
227
9
55
11
802
Yüzde
6,2
56,1
28,3
1,1
6,9
1,4
100,0
Akrabalarla görüşme amacına ilişkin dağılıma göz atıldığında; %56.1 ile en büyük
oranın “tabii bir davranış olduğu / olması gerektiği için” seçeneğinde olduğu görülür. Çok iyi
anlaştığı için akrabalarla görüştüğünü dile getirenlerin oranı %28.3 olarak gerçekleşmiştir.
%6.2 ise komşusu olduğu için akrabası ile görüştüğünü dile getirmektedir. “Đşim düşebilir
düşüncesiyle” seçeneğini yanıtlayanlar %1.1 oranında iken, “diğer” seçeneğiyle soruyu
cevaplayanlar %6.9, soruya cevap vermeyenler ise %1.4 oranına sahiptir. “Diğer” seçeneğiyle
yanıt verenlerin cevapları şöyledir: “Sevdiğim için”, “önem verdiğim için”, “akrabalık bağını
koparmamak için”, “Allah’ın emri”, “yakınız”.
Hangi akrabayla daha sık görüşüldüğüne ilişkin bilgilerin yer aldığı tablo aşağıda
gösterilmiştir.
124
Tablo 88: Hangi akrabanızla daha sık görüşüyorsunuz?
Sık Görüşülen Akraba
Sayı
Anne / babamla
277+23=300
Halam / amcamlarla
101+27=128
Kayınpeder / kayınvalidemle
63+18=81
Kuzenlerimle
40+16=56
Teyzem / dayılarımla
55+31=86
Diğer
207
NOT: Birden fazla seçenekle yanıt verilmiştir.
Yüzde
37,4
15,9
10,1
6,9
10,7
25,8
Akrabalardan anne / babasıyla sık görüşenler %37.4 oranına sahipken, hala / amca ile
sık görüşenler %15.9 oranındadır. Teyze / dayı ile sık görüşenler %10.7 oranına sahipken,
kayınpeder / kayınvalide ile sık görüşenler %10.1 oranına karşılık gelmektedir. Kuzenleriyle
sık görüşenlerin oranı %6.9’dur. “Diğer” seçeneği ile yanıt vermeyi tercih edenler %25.8’e
karşılık gelmektedir. “Diğer” seçeneğini işaretleyenlerin yanıtları aşağıdaki gibidir: “kardeşim
/ kardeşlerim / ablam / ablalarım / ağabeyim / ağabeylerim” (79 kişi), “çocuklarımla” (18
kişi), “kaynımla / kayınlarımla” (17 kişi), “görümcemle” (12 kişi), “yeğenlerimle” (32 kişi),
“amcamla / amcalarımla” (25 kişi), “amcaoğluyla / amcaoğullarımla” (18 kişi), “küs
olduğumdan kimse ile görüşmem” (6 kişi).
Hangi komşu ile daha sık görüşüldüğüne ilişkin bilgilerin yer aldığı dağılım aşağıda
görülmektedir.
Tablo 89: Hangi komşunuzla daha sık görüşüyorsunuz?
Sık Görüşülen Komşu
Karşı komşu ile
Alt veya üst kattaki komşu ile
Uzak komşu ile
Hepsiyle görüşürüm
Hiçbirisiyle görüşmem
Diğer
Cevapsız
TOPLAM
Sayı
376
151
31
168
13
51
12
802
Yüzde
46,9
18,8
3,9
20,9
1,6
6,4
1,5
100,0
Sık görüşülen komşularla ilgili olarak verilen cevaplara bakıldığında; %46.9 ile karşı
komşunun en çok irtibat kurulan komşu olduğu görülmektedir. Komşuların hepsiyle
görüşenlerin oranı %20.9 oranına karşılık gelmektedir. Alttaki veya üstteki komşu ile sıkça
görüştüğünü dile getirenler %18.8 oranındadır. Uzak komşu ile sık görüşenler %3.9 oranında
iken, hiçbirisiyle görüşmeyenler ise %1.6 oranına karşılık gelmektedir. “Diğer” seçeneği ile
yanıt verenler %6.4 oranında iken, cevap vermeyenler %1.5 oranındadır. “Diğer” seçeneğini
işaretleyenlerin cevapları aşağıdaki gibidir: “Yan komşu ile görüşürüm”, “bitişik komşu ile
görüşürüz”, “diğer sokaktaki komşularla görüşürüm”, “görüşmem”.
125
Akraba ziyaretlerinin gerçekleşme şekline ilişkin görüşlerin yer aldığı tablo aşağıda
görülmektedir.
Tablo 90: Akraba ziyaretleriniz nasıl gerçekleşmektedir?
Akraba Ziyaretlerinin Gerçekleşme Şekli
Telefonla arayıp müsait oldukları zaman gidiyoruz
Đşimiz olduğunda gidiyoruz
“Gün” düzenleyerek görüşüyoruz
Diğer
Cevapsız
TOPLAM
Sayı
503
91
68
131
9
802
Yüzde
62,7
11,3
8,5
16,3
1,1
100,0
Örneklem grubunun %62.7’si, “telefonla arayıp müsait oldukları zaman gidiyoruz”
biçiminde yanıt verirken, %11.3’lük kesim, “işimiz olduğunda gidiyoruz” seçeneğine yanıt
vermiştir. Gün düzenleyerek görüştüğünü dile getirenler %8.5 oranına sahiptir. “Diğer”
seçeneği ile yanıt verenler %16.3 oranındadır. %1.1’lik kesim ise yanıt vermemiştir. “Diğer”
yanıtları aşağıdaki gibidir: “Haber vermeden”, “çat kapı”, “izinlerde gideriz”, “aklımıza
esince”, “tatillerde”, “bayram tatillerinde”, “yakın olanlarla her zaman görüşürüz”.
Geçmişe göre akraba ziyaretlerinde nasıl bir değişim olduğuna ilişkin görüşlerin yer
aldığı tablo aşağıda görülmektedir.
Tablo 91: Sizce, geçmişe göre, akraba ziyaretlerinde nasıl bir değişim oldu?
Akraba Ziyaretlerinin Değişme Durumu
Ziyaret azaldı
Arttı
Değişmedi
Diğer
Cevapsız
TOPLAM
Sayı
561
58
166
11
6
802
Yüzde
70,0
7,2
20,7
1,4
0,7
100,0
Geçmişe kıyasla akraba ziyaretlerinde bir azalma olduğunu dile getirenlerin oranı
%70.0’dır. Ziyaretlerde bir değişme yaşanmadığını dile getirenlerin oranı ise %20.7’dir.
%7.2’lik bir oran ziyaretlerde artış olduğunu ifade etmektedir. “Diğer” seçeneği ile yanıt
verenler %1.4 oranında iken, %0.7’lik bir kesim ise soruya cevap vermemiştir. “Diğer”
seçeneğini işaretleyenlerin yanıtlarından bazıları şöyledir: “Maddi unsurlar etkili olmuştur”,
“samimiyet kalmadı”.
Komşuların akraba ya da hemşeri olmasının anlamı ile ilgili olarak örneklem grubunun
görüşlerini gösteren tablo aşağıda yer almaktadır.
126
Tablo 92: Komşuların akraba ya da hemşeri olmasının sizce ne anlamı var?
Komşuların Akraba Ya Da Hemşeri Olmasının Önemi
Maddi yardımlaşma sağlar
Manevi destek sağlar
Hiçbir yararı yok
Diğer
TOPLAM
Sayı
43
522
185
52
802
Yüzde
5,4
65,1
23,1
6,5
100,0
Komşuların akraba ya da hemşeri olmasının en önemli yanının, manevi destek sağlama
olduğunu vurgulayanlar %65.1 oranındadırlar. %23.1’lik kesim hiçbir yararı olmadığını ifade
ederken, %5.4’lük kesim ise madde yardımlaşma sağladığını dile getirmiştir. %6.5 oranındaki
kişi ise soruya “diğer” seçeneğiyle yanıt vermiştir. Đlgili yanıtlardan bir kısmı şöyledir:
“Akraba olursa daha samimi olunur”, “hiç önemi yok”, “hemşeri olursa daha kolay anlaşırız”,
“insan olması önemli”.
Kurtoğlu (2005, 6), hemşeri-komşu ilişkisini şu ifadelerle dile getirmektedir: “Eğer bir
komşu hemşeri olarak tanımlanıyorsa, bu komşuluk ilişkisi, ancak göç ettikten sonra göç
edilen yerde ve göç etmeden önce aralarında bağ olmayan kişilerin komşuluğunu tanımlar”.
Buna göre, hemşerilik ilişkisinin, bir yönüyle, komşuluk ilişkisiyle birlikte ortaya çıkan bir
ilişki biçimi olduğu ifade edilebilir. Komşuluk ilişkisi kurulan kişilerin aynı şehir veya
ilçeden olmasına verilen öneme ilişkin görüşlerin dağılımı aşağıda gösterilmiştir.
Tablo 93: Komşuluk ilişkisi kurduğunuz kişilerin sizinle aynı şehirden / ilçeden olmasına önem verir misiniz, neden?
Aynı Şehir veya Đlçeden Olmanın Önemi
Evet
Hayır
Cevapsız
TOPLAM
Sayı
174
369
28
571
Yüzde
30,5
64,6
4,9
100,0
Komşuluk ilişkisinin kurulduğu kimselerin aynı şehir veya ilçeden olmasının çok da
önemli olmadığını vurgulayanlar %64.5 oranında iken, bu hususu önemsemeyenlerin oranı ise
%30.5’dir. Cevap vermeyenler ise %4.9 oranına sahiptir. “Evet” ve “hayır” biçiminde yanıt
verenlere ait açıklamalar aşağıdaki gibidir: Evet cevapları: “Đnsan olsun yeter, herkesle
komşuluk kurarım”, “ayrım yapmam, herkesle görüşürüm”, “güven verdikten sonra gerisi
önemli değil”. “Hayır” yanıtları: “Daha kolay ilişki kurarım”, “daha hızlı kaynaşırız”, “kültür
birliği olması lazım”, “ananeler uyuşursa komşuluk kolay olur”.
Komşuluk ilişkilerinin ileri derecede olduğu akraba sayısına ilişkin bilgilerin yer aldığı
tablo aşağıda gösterilmiştir.
127
Tablo 94: Komşuluk ilişkilerinizin ileri derecede olduğu akraba sayınız kaçtır?
Akraba Komşu Sayısı
Sadece 1
2-5 arası
6-10 arası
11-15 arası
16-20 arası
21-25 arası
26-30 arası
31 ve üzeri
Hiç yok
TOPLAM
Sayı
62
248
72
20
8
3
5
16
368
802
Yüzde
7,7
30,9
9,0
2,5
1,0
0,4
0,6
2,0
45,9
100,0
Komşuluk ilişkilerinin ileri derecede olduğu akraba sayısına ilişkin dağılımda en büyük
oranı (%45.9) “hiç yok” seçeneği oluşturmaktadır. 2-5 arası akraba olduğunu ifade edenlerin
oranı %30.9 iken, 6-10 arası seçeneğini cevaplayanlar ise %9.0’dur. Komşuluk ilişkilerinin
ileri derecede olduğu akraba sayısının sadece 1 olduğunu belirtenler ise %7.7 oranına karşılık
gelmektedir. 11-15 arası diyenler %2.5, 31 ve üzeri diyenler %2.0, 16-20 arası diyenler %1.0,
26-30 arası diyenler %0.6, 21-25 arası diyenler de %0.4 oranına karşılık gelmektedir.
12.Komşulardan Memnuniyet-Problem Çözme Durumu
Bu başlık altında; komşuların hangi durumundan şikâyetçi olunduğu, ortak yaşam ve
genel ahlak kurallarına uymayan komşulara karşı davranma tarzı ve komşularla mahalle /
semt sorunları için bir araşa gelme durumu gibi başlıklar üzerinde durulacaktır.
Komşuların daha çok hangi durumundan şikâyet edildiğine ilişkin görüşlerin dağılımı
aşağıdaki tabloda görülmektedir.
Tablo 95: Komşularınızın daha çok hangi durumundan şikâyetçisiniz?
Komşulardan Şikâyet Durumu
Halı silkeleme
Gürültü yapma
Çocukların kavgası
Dedikodu
Diğer
Şikâyet yok
TOPLAM
Sayı
83
120
51
237
277
34
802
Yüzde
10,3
15,0
6,4
29,6
34,5
4,2
100,0
Örneklem grubunun %34.5’i “diğer” seçeneği ile soruya yanıt vermiştir. %29.6’sı
dedikodudan şikayeti olurken, %15.0’ı gürültü yapmayı şikayet nedeni olarak görmektedir.
%10.3’lük oran halı silkelemeden dolayı şikâyetçi olurken, çocukların kavgasını şikâyet
nedeni olarak görenler ise %6.4 oranına karşılık gelmektedir. %4.2’lik bir oran ise şikâyetçi
olduğu bir durum olmadığını dile getirmiştir. “Diğer” seçeneği ile yanıt verenlerin %80.0’i
“şikayetçi değilim”, “şikayet yok”, “hiçbir durumundan şikayet yok” biçiminde yanıt
128
vermişlerdir. Bunun yanında, “dedikodu” cevabı da fazlasıyla verilmiştir. “Ağaçlardan
şikâyetçiyim”, “suyu açık bırakmasından şikâyetçiyim”, “sorumsuz”, “etrafındaki insanları
düşünmüyor” gibi cevaplar verenler de bulunmaktadır.
Yapılan bir çalışmada da (KOYUNCU, 2005, 76), dedikodu fiiline sıcak bakılmamakta
ve örneklem grubunun yaklaşık 3/4'ü bu durumu önemsemektedir.
Ortak yaşam kurallarına uymayan komşulara karşı nasıl davranıldığına ilişkin görüşlerin
dağılımı aşağıdaki gibidir.
Tablo 96: Ortak yaşam kurallarına uymayan komşularınıza nasıl davranırsınız?
Ortak Yaşam Kurallarına Uymamada Takınılan Tavır
Polise / adli makamlara başvururum
Komşuma uyarıda bulunurum
Diğer komşularla birleşerek tavır alırım
Komşumla ilişkimi keserim
Hiç ilgilenmem
Yukarıdaki yaptırımlardan birden fazlasını uygularım
Diğer
Cevapsız
TOPLAM
Sayı
17
499
19
128
90
16
27
6
802
Yüzde
2,1
62,2
2,4
16,0
11,2
2,0
3,4
0,7
100,0
Kişilerin %62.2’si, ortak yaşama uymayan komşusuna uyarıda bulunacağını dile
getirmiştir. %16.0’lık kesim, komşusuyla ilişkisini keseceğini dile getirirken, %11.2
oranındaki kesim ise konuyla ilgilenmediğini ifade etmiştir. Diğer komşularla birlikte tavır
alacağını belirtenler %2.4 oranına sahipken, polise / adli makamlara başvuracağını ifade
edenler ise %2.1 oranına karşılık gelmektedir. Yaptırımlardan birden fazlasını yapacağını
belirtenler ise %2.0 oranındadır. “Diğer” seçeneğiyle yanıt verenler %3.4’tür. %0.7’lik oran
ise soruyu yanıtsız bırakmıştır. “Diğer” yanıtlar şöyledir: “Đlgilenmem”, “irtibatı keserim”.
Genel ahlak kurallarına uymayan komşulara karşı nasıl davranılacağına ilişkin
görüşlerin dağılımı aşağıdaki tabloda görülmektedir.
Tablo 97: Genel ahlak kurallarına uymayan komşularınıza nasıl davranırsınız?
Genel Ahlak Kurallarına Uymamada Takınılan Tavır
Polise / adli makamlara başvururum
Komşuma uyarıda bulunurum
Diğer komşularla birleşerek tavır alırım
Komşumla ilişkimi keserim
Hiç ilgilenmem
Yukarıdaki yaptırımlardan birden fazlasını uygularım
Diğer
Cevapsız
TOPLAM
Sayı
67
293
34
264
88
28
22
6
802
Yüzde
8,4
36,5
4,2
32,9
11,0
3,5
2,7
0,7
100,0
129
Genel ahlak kurallarına uymama durumunda alınacak tutumla ilgili görüşlerin
dağılımına bakıldığında şöyle bir dağılım ortaya çıkmaktadır: “Komşuma uyarıda bulunurum”
%36.5, “komşumla ilişkimi keserim” %32.9, “Hiç ilgilenmem” %11.0, “polise / adli
makamlara başvururum” %8.4, “diğer komşularla birleşerek tavır alırım” %4.2, “yukarıdaki
yaptırımlardan birden fazlasını uygularım” %3.5, “diğer” %2.7, cevapsız %0.7. “Diğer”
yanıtlar devamdadır: “evler ayrı olduğundan sorun olmaz”, “şiddete başvururum”, “hemen
ilişkimi keserim”.
Komşularla özel olarak mahalle / semt sorunları için bir araya gelme durumuna ilişkin
görüşlerin dağılımı aşağıdadır.
Tablo 98: Komşularınızla özel olarak mahalle / semt sorunları için bir araya gelir misiniz?
Bir Araya Gelme Durumu
Evet
Hayır
TOPLAM
Sayı
241
330
571
Yüzde
42,2
57,8
100,0
Örneklem grubunun %57.8’i mahalle / semt sorunlarına mahsus olarak bir araya
gelmediğini beyan etmiştir. Komşularıyla bir araya geldiklerini ifade edenlerin oranı ise
%42.2’ye karşılık gelmektedir.
Bir araştırmada (ÇAKIR, 2005, 212), semt /mahalle sorunları ile ilgili olarak bir araya
gelenlerin oranı %40.8, gelmeyenlerin oranı ise %59.2 olarak gerçekleşmiştir.
13.Đkamet Edilen Konutu Tercih Nedeni
Bu başlık altında, ev satın alırken veya kiralarken nelere dikkat edileceğine ilişkin
görüşler ele alınmıştır. Ev satın alırken veya kiralarken önemsenen şey veya şeylerle ilgili
görüşlerin dağılımı aşağıdaki tabloda görülmektedir.
Tablo 99: Ev satın alırken veya kiralarken sizce aşağıdakilerden hangisi en önemlidir?
Đkamet Edilen Konutu Tercih Nedeni
Sayı
Semtin ve komşuların özelliği
462+31=483
Yabancı olmadığım bir güzergâhta olması
27+7=34
Akrabama yakın olması
54+10=64
Şehir merkezinde ve işime yakın olması
66+23=89
Bütçeme uygun olması
127+27=154
Diğer
21
NOT: Birden fazla seçenekle yanıt verilmiştir.
Yüzde
60,2
4,2
7,9
11,1
19,2
2,6
Örneklem grubunun %60.2’si semtin ve komşuların özelliklerini tercih edeceklerini
ifade etmişlerdir. %19.2’lik bir oran bütçeye uygunluk kriteri üzerinde durmuştur. %11.1’lik
kesim şehir merkezi ve işe yakın olmasını göz önünde bulunduracağını dile getirmiştir.
130
Akrabasına yakın olması durumunu önemseyenlerin oranı %7.9’dur. “Yabancı olmadığım bir
güzergâhta olması” seçeneği ile yanıt verenler %4.2 oranındadır. %2.6’lık bir kesim ise
“diğer” seçeneği ile soruya cevap vermiştir. “Diğer” seçeneğini işaretleyenlerin cevapları
aşağıdaki gibidir: “Hepsine bakarım”, “öncelikle bütçe önemli”, “işime yakın olmalı”.
14.Komşuluk: Mecburi Bir Sosyal Đlişki Mi?
Bu başlık altında; acil ihtiyaçları temin etme yolları üzerinde durulacak, kaza, ölüm
hastalık gibi acil durumlarda yapılanlar ele alınacak, komşuların kaza, ölüm, hastalık gibi
durumlarından haberdar olma durumu ve haberdar olunmasında takınılan tavır üzerinde
durulacaktır. Özel günlerin komşuluk ilişkilerinin gelişmesine etki derecesi üzerinde
durulacak, komşuların iş bulma, tayin ve iş takibinde takınılan tavır ele alınacaktır. Ayrıca, ev
temizliği yaparken veya evin yerleşim düzenini değiştirirken kimden yardım alınacağına ilişin
görüşler yanında, bir evden başka bir eve taşınırken kimlerden yardım alındığı hususu
üzerinde durulacaktır. Günlük ve haftalık alışverişin yapılma yeri, komşularla sıkıntı, keder ve
sevinci paylaşma durumu ve komşulardan borç alma durumu üzerinde durulacaktır.
Aşağıda, anlık acil ihtiyaçların nasıl temin edildiğine ilişkin görüşlerin dağılımı yer
almaktadır.
Tablo 100: Anlık acil ihtiyaçlarınızı (tuz, şeker, kibrit vb.) nasıl temin edersiniz?
Anlık Acil Đhtiyaçları Temin Durumu
Komşularımdan isterim
Yakın marketten / bakkaldan alırım
Yakın akrabamdan temin ederim
Acil olsa bile ihtiyacımı komşudan temin etmem
Diğer
Cevapsız
TOPLAM
Sayı
425
308
28
15
22
4
802
Yüzde
53,0
38,4
3,5
1,9
2,7
0,5
100,0
Acil ihtiyaçlarını karşılarken komşusuna başvurduğunu ifade edenler %53.0’a karşılık
gelmektedir. Yakın market / bakkaldan alacağını ifade edenler %38.4 oranına sahiptir. Yakın
akrabadan temin edeceğini belirtenler %3.5 oranında iken, “acil olsa bile ihtiyacımı
komşudan temin etmem” diyenler ise %1.9 oranına sahiptir. “Diğer” seçeneği ile yanıt
verenler %2.7, soruya cevap vermeyenlerin oranı ise %0.5’tir. “Diğer” yanıtlar şöyledir:
“Komşu komşunun külüne muhtaçtır”, “akrabamdan isterim”.
Köylerde yaygın olarak dile getirilen, “komşu komşuya muhtaç olmasaydı, herkes evini
dağın başına yapardı” ifadesi, komşuluğun bir nevi zorunluluk taşıdığını düşündürmektedir.
131
Komşuluk ilişkilerinin önemli bir kısmının; hastalık, doğum, ölüm gibi durumlarda ortaya
çıkması (OZANKAYA, 1971, 65) bu ifadenin doğruluğunu ortaya koyan önemli bir unsur
gibidir.
Koyuncu’nun (2005, 80) yaptığı çalışmada komşularla ekmek, tuz, şeker vs. alış
verişinde bulunduğunu belirtenlerin oranı %73.7 oranına karşılık gelmektedir. %11.8’lik
kesim ise bu tür bir ilişki içine girmemektedir. Başka bir çalışmada ise (ÇAKIR, 2005, 193),
şöyle bir dağılım ortaya çıkmıştır: Yakın çarşı / pazardan alan %49.9, komşudan isteyen
%43.0, akrabadan isteyen %2.4, komşudan kesinlikle istemeyen %4.7.
Kaza, ölüm, hastalık gibi acil durumlarda takınılan tavırlara ilişkin dağılım aşağıdaki
tabloda görülmektedir.
Tablo 101: Kaza, ölüm, hastalık gibi acil durumlarda ne yaparsınız?
Acil Durumlarda Takınılan Tavır
Polisi, ilkyardımı vb. ararım
Komşumu ararım
Kendi başıma hallederim
Yakın arkadaşlarımı ararım
Yakın akrabamı ararım
Diğer
Cevapsız
TOPLAM
Sayı
163
310
33
37
13
240
6
802
Yüzde
20,3
38,7
4,1
4,6
1,6
29,9
0,7
100,0
Acil bir durum karşısında komşusunu arayacağını belirtinler %38.7 oranına karşılık
gelmektedir. %29.9’luk kesim başka seçeneği ile yanıt vermiştir. Polisi / ilkyardımı
arayacağını ifade edenler %20.3 oranına karşılık gelmektedir. Yakın arkadaşlarını arayacağını
ifade edenler %4.6, kendi başına halledeceğini belirtenler %4.1, yakın akrabasını arayacağını
beyan edenler ise %1.6 oranına sahiptir. Cevap vermeyenler ise %0.7 oranındadırlar.
“Diğer” seçeneğini işaretleyenlerin büyük bir kısmı, cevap yazılması gereken yeri boş
bırakmıştır. Bir kısmı ise, seçeneklerde verilen yanıtlardan birden fazlasını “diğer” seçeneği
altında belirtmiştir. Bazı yanıtlar şöyledir: “Ailemi ararım”, “en yakınımdakine haber
veririm”, “arkadaşımı ararım”, “anne babamı ararım”, “kardeşimi / ağabeyimi / ablamı
ararım”, “tanıdık kim varsa onu ararım”.
Bir araştırmada, (ÇAKIR, 2005, 194) ortaya çıkan sonuçlar ise şöyledir: Komşusundan
yardım isteyen %57.8, polis veya acil yardımı arayan %26.7, hiç kimseyi aramayan %11.9,
akrabayı arayan %2.7, arkadaşı arayan %0.9.
132
Komşular arasındaki doğum, ölüm, düğün gibi olaylardan haberdar olma durumuna
ilişkin dağılım aşağıda görülmektedir.
Tablo 102: Komşularınız arasındaki doğum, ölüm, düğün gibi olaylarından haberdar mısınız?
Doğum, Ölüm, Düğün Gibi Olaylardan Haberdar Olma Durumu
Evet
Hayır
TOPLAM
Sayı
731
71
802
Yüzde
91,1
8,9
100,0
Örneklem grubunun, komşuların doğum, ölüm, düğün gibi olaylarından haberdar
olduğunu belirtenlerin oranı %91.1’dir. Haberi olmadığını belirtenler ise %8.9’dur.
Komşuların doğum, ölüm, düğün gibi olaylarından haberdar olma durumunda nasıl
davranıldığına ilişkin dağılım aşağıda gösterilmiştir.
Tablo 103: Komşularınız arasındaki doğum, ölüm, düğün gibi olaylarından haberdar olursanız nasıl davranırsınız?
Doğum, Ölüm, Düğün Gibi Olaylarda Takınılan Tavır
Đlgilenmem
Ne ihtiyaçları olursa yardımcı olurum
Sadece törene katılırım
Diğer
Cevapsız
TOPLAM
Sayı
28
648
84
35
7
802
Yüzde
3,5
80,8
10,5
4,4
0,9
100,0
Doğum, ölüm, düğün gibi olaylardan haberdar olunduğunda takınılan tavırla ilgili
dağılıma bakıldığında, %80.8’lik bir kesimin, komşuların ihtiyaçlarını karşılama yönünde
yardım ettiği görülmektedir. %10.5’lik oran sadece törene katılacağını beyan ederken,
%3.5’lik bir kesim ilgilenmeyeceğini dile getirmiştir. %4.4’lük kesim “diğer” seçeneğiyle
yanıt verirken, %0.9’luk bir kesim ise soruyu yanıtsız bırakmıştır. “Diğer” seçeneğini
işaretleyenleri verdikleri yanıtlardan bazıları şöyledir: “Yardım ederim”, “elimden ne gelirse
yaparım”, “ilgilenirim”, “yalnız bırakmam”, “ne gerekiyorsa yaparım”.
Özel günlerin (bayram, ölüm, doğum, sünnet, düğün, nişan vs.), komşuluk ilişkilerinin
gelişmesine etki edip etmediğine ilişkin görüşlerin dağılımı aşağıdaki tabloda görülmektedir.
Tablo 104: Sizce, özel günler (bayram, ölüm, doğum, sünnet, düğün, nişan vs.), komşuluk ilişkilerinin gelişmesine etki
eder mi?
Özel Günlerin Komşuluk Đlişkilerini Etkileme Durumu
Evet, çok etkiler
Evet, kısmen etkiler
Diğer zamanlarda da komşuluğu sürdürmek gerekir
Diğer
TOPLAM
Sayı
532
142
97
31
802
Yüzde
66,3
17,7
12,1
3,9
100,0
133
Özel günlerin (bayram, ölüm, doğum, sünnet, düğün, nişan vs.), komşuluk ilişkilerinin
gelişmesine olumlu anlamda katkı sağladığını belirtenler %66.3 oranına sahiptirler. Kısmen
etkili olduğunu belirtenler %17.7 oranına sahipken, özel günler dışında da komşuluğun
sürdürülmesi gerektiğini belirtenler %12.1 oranına karşılık gelmektedir. “Diğer” seçeneği ile
yanıt verenlerin oranı ise %3.9 olarak gerçekleşmiştir. Bunların yanıtları; “mutlaka etki eder”,
“eskiden çok daha samimi ilişki vardı”, “bu günleri iyi değerlendirmek lazım” biçiminde
sıralanabilir.
Đş bulma, tayin ve iş takibi gibi konularda komşularla nasıl bir tavır içine girildiğine
ilişkin bilgilerin dağılımı aşağıda görülmektedir.
Tablo 105: Komşularınızla; iş bulma, tayin, iş takibi gibi konularda nasıl bir tutum içine girersiniz?
Đş Bulma, Tayin ve Đş Takibinde Takip Edilen Yol
Tavsiye isterim / tavsiyede bulunurum
Aracı olmasını isterim / aracı olurum
Đş takibi yapmasını isterim / iş takibi yaparım
Herhangi bir yardım yapmam / yapılmasını istemem
Bu türden yardımlaşmalar için uygun komşum yok
Diğer
TOPLAM
Sayı
346
216
83
34
96
27
802
Yüzde
43,1
26,9
10,3
4,2
12,0
3,4
100,0
“Komşularınızla; iş bulma, tayin, iş takibi gibi konularda nasıl bir tutum içine
girersiniz?” biçiminde sorulan soruya verilen cevapların dağılımı aşağıdaki gibidir: “Tavsiye
isterim / tavsiyede bulunurum” biçiminde yanıt verenler %43.1, “aracı olmasını isterim / aracı
olurum” cevabını verenler %26.9, “bu türden yardımlaşmalar için uygun komşum yok”
seçeneğini işaretleyenler %12.0, “iş takibi yapmasını isterim / iş takibi yaparım” seçeneğini
tercih edenler %10.3’dür. “Herhangi bir yardım yapmam / yapılmasını istemem” yanıtını
verenler %4.2 iken, “diğer” seçeneğini tercih edenler ise %3.4’tür. “Diğer” yanıtlar şöyledir:
“elimden geleni yaparım”, “yardım ederim”, “ilgilenmem”.
Herhangi bir zamanda ev temizliği yaparken veya evin yerleşim düzenini değiştirirken
yardım alınanlarla ilgili dağılım aşağıda verilmiştir. Đlgili soru, sadece il merkezi ve ilçe
merkezlerinde ikamet edenlere yöneltilmiştir.
Tablo 106: Herhangi bir zamanda ev temizliği yaparken veya evinizin yerleşim düzenini değiştirirken, kimden yardım
alırsınız?
Ev Temizliğinde ve Ev Yerleşim Düzenini Değiştirirken Đzlenen Yol
Kendimiz hallederiz
Hizmetçi / temizlikçi tutarız
Komşularımızla birlikte hareket ederiz
Akrabam yardım eder
Diğer
Cevapsız
TOPLAM
Sayı
312
41
123
62
12
21
571
Yüzde
54,6
7,2
21,5
10,9
2,1
3,7
100,0
134
Ev temizliği yaparken ve ev yerleşim düzenini değiştirirken yardım alınan kişilerle ilgili
olarak en büyük oranı, %54.6 ile “kendimiz hallederiz” biçiminde yanıt verenler
oluşturmaktadır. Komşuları ile hareket ettiğini ifade edenler %21.5 iken, akrabasının
yardımına başvurduğunu beyan edenler ise %10.9 oranına sahiptir. Hizmetçi / temizlikçi
tutmak suretiyle bu işleri yaptığını ifade edenler %7.2 iken, “diğer” seçeneğini işaretlemek
suretiyle bu soruya yanıt verenler %2.1 oranına sahiptir. %3.7 oranındaki kesim ise soruyu
yanıtsız bırakmıştır. “Diğer” yanıtlar; “arkadaşlar”, “kendimiz” biçiminde sıralanabilir.
Başka bir eve taşınırken yardım alınan kişilerin kimler olduğuna ilişkin soruya verilen
yanıtların dağılımı aşağıdaki gibidir. Bu soru, sadece il merkezi ve ilçe merkezinde oturanlara
yöneltilmiştir.
Tablo 107: Herhangi bir evden başka bir eve taşınırken kimden yardım alırsınız?
Ev Taşımada Yardım Alınanlar
Kendimiz hallederiz
Komşulardan yardım alırız
Akrabadan yardım alırız
Ev taşıyan firmalar taşırlar
Diğer
Cevapsız
TOPLAM
Sayı
107
96
185
131
33
19
571
Yüzde
18,7
16,8
32,4
22,9
5,8
3,3
100,0
Bir eve taşınırken akrabadan yardım aldığını ifade edenler %32.4 oranına sahiptir. Ücret
karşılığı firmalara taşıttırdığını ifade edenler %22.9 oranına sahipken, “kendimiz hallederiz”
biçiminde yanıt verenler %18.7, “komşulardan yardım alırız” biçimindeki seçeneği
işaretleyenler ise %16.8 oranına sahiptir. “Diğer” biçimindeki seçeneği işaretleyenler %5.8
iken, cevap vermeyenler %3.3 oranına karşılık gelmektedir. “Diğer” seçenekleri şunlardır:
“kira olmadığı için sorun yok”, “arkadaş ve akraba”, “anne baba ve kardeşler”.
“Günlük ve haftalık alışverişinizi en çok nereden yaparsınız?” biçiminde sorulan soruya
verilen yanıtları gösteren tablo aşağıda gösterilmiştir.
Tablo 108: Günlük ve haftalık alışverişinizi en çok nereden yaparsınız?
Günlük ve Haftalık Alışveriş Yapılan Yer
Semt / mahalle bakkalı ve manavından
Semt / mahalle pazarından
Mahalledeki marketlerden
Büyük alışveriş merkezlerinden
Diğer
Cevapsız
TOPLAM
Sayı
217
93
205
204
70
13
802
Yüzde
27,1
11,6
25,6
25,4
8,7
1,6
100,0
135
Semt / mahalle bakkalı ve mavnadan alışveriş yapanların oranı %27.1’dir. %25.6
oranındaki kesim, günlük ve haftalık alışverişini mahalledeki marketten yaparken, %25.4’lük
oran ise alışverişini büyük marketlerden yapmaktadır. Semt / mahalle pazarından alışveriş
yapanlar ise %11.6 oranına karşılık gelmektedir. “Diğer” seçeneği ile yanıt verenler %8.7
oranına sahipken, soruyu cevapsız bırakanlar %1.6’dır. “Diğer” yanıtlarından bazıları
şöyledir: “Kantinden”, “büyük marketlerden”, “bakkaldan”, “neresi uygun olursa”.
Komşularla sıkıntı, keder ve sevincin paylaşılıp paylaşılmamasına ilişkin görüşlerin yer
aldığı tablo aşağıda görülmektedir.
Tablo 109: Komşularınızla sıkıntınızı, kederinizi, sevincinizi vs. paylaşır mısınız?
Sıkıntı, Keder ve Sevincin Paylaşılma Durumu
Evet
Hayır
TOPLAM
Sayı
629
173
802
Yüzde
78,4
21,6
100,0
Komşularla sıkıntı, keder ve sevincini paylaştığını ifade edenler %78.4, sıkıntı, keder ve
sevincini paylaşmayanlar ise %21.6 oranına sahiptir. Bir çalışmada (KOYUNCU, 2005, 81)
ise sevinci ve kederi paylaşma oranları şöyle çıkmıştır: Evet %57.0, hayır %28.5.
Komşulardan borç alma durumuna ilişkin görüşlerin dağılımı aşağıdaki tabloda
görülmektedir.
Tablo 110: Komşunuzdan borç alır mısınız, neden?
Komşulardan Borç Alma Durumu
Evet
Hayır
TOPLAM
Sayı
450
352
802
Yüzde
56,1
43,9
100,0
Komşularından borç aldığını ifade edenlerin oranı %56.1’e karşılık gelirken, borç
almadığını beyan edenler ise %43.8 oranındadır. “Evet” diyenlerin cevaplarının aşağıdaki gibi
sıralanması mümkündür. “Önce akrabaya bakarım yoksa alırım”, “mecbur kalırsam / ihtiyaç
olursa alırım”, “yakın gördüğüm için alırım”, “acil bir durum olursa alırım”, “kısa vadeli
alırım”, “komşu komşunun külüne muhtaçtır”. “Hayır” diyenlerin yanıtları ise aşağıdaki gibi
sıralanabilir: “Zaten onlarda da para yok”, “ihtiyacım olmadı / gerek duymadım”, “onları
sıkıntıya sokmak istemem”, “yabancı olduklarından almam”.
Bir araştırmada (KOYUNCU, 2005, 83), komşusundan borç para aldığını ifade edenler
%35.3 iken, almayanlar ise %50.2 oranındadırlar. Çakır’ın (2005, 193) araştırmasında da
şöyle bir dağılım ortaya çıkmıştır: Đsteyen %29.1, istemeyen %70.9.
136
Yapılan bir araştırmada (YILMAZÖZ, 2010, 118), komşularla ilişki kurma nedenlerine
ilişkin veriler aşağıdaki gibi bir dağılım ortaya çıkarmıştır: Đhtiyaç %60.0, mecburiyet %25.5,
akrabalık bağı %7.0, diğer %7.3.
15.Komşuluk Ziyaretleri
Komşuluk ilişkilerinin derecesini belirleyen unsurlardan biri de komşuların biri birlerini
ziyaret etmektir. Bu başlık altında; bayramlarda komşuluk ziyaretinin biçimi, komşularla
ailecek görüşmelerde oturma biçimi üzerinde durulacaktır.
Bayramlarda gerçekleşen komşuluk ziyaretlerinin nasıl olduğuna ilişkin bilgilerin
dağılımı aşağıdaki gibidir.
Tablo 111: Bayramlarda komşularınızı nasıl ziyaret edersiniz?
Bayramlardaki Ziyaret Biçimi
Hepsinde ziyaret ederiz
Atlamalı olarak ziyaret ederiz
Hiç birisinde gitmeyiz
Onların gelmesini bekleriz, biz gitmeyiz
Diğer
Cevapsız
TOPLAM
Sayı
579
149
13
19
37
5
802
Yüzde
72,2
18,6
1,6
2,4
4,6
0,6
100,0
Bayramların tümünde ziyaret ettiğini belirtenlerin oranı %72.2’dir. “Atlamalı (birinde
gidip, birinde onların gelmesini beklemek) olarak ziyaret ederiz” biçiminde yanıt verenler
%18.6 oranına sahiptir. “Onların gelmesini bekleriz, biz gitmeyiz” seçeneğini yanıtlayanlar
%2.4 iken, hiçbir bayramda gitmediklerini ifade edenler ise %1.6 oranına sahiptir. “Diğer”
seçeneği ile yanıt verenler %4.6 iken, soruyu yanıtsız bırakanlar %0.6 oranına karşılık
gelmektedir. “Diğer” cevaplardan bazıları şöyledir: “Camide görüşürüz”, “kapı önünde
görüşürüz”, “ziyarete gelene gideriz”, “hepsine gitmeye çalışırım”, “vakit bulursam hepsine
giderim”.
Komşularla ailecek görüşmelerdeki oturma biçimi, komşularla olan samimiyet
derecesini ortaya koymaktadır. Bu konudaki görüşlerin dağılımı aşağıda görülmektedir.
Tablo 112: Komşularınızla ailece görüşmelerde nasıl oturursunuz?
Ailece Görüşmelerde Oturma Biçimi
Erkekler ayrı kadınlar ayrı otururuz
Erkek-kadın aynı odada otururuz
Komşunun samimiyetine göre bir oturma biçimi oluşur
Diğer
Cevapsız
TOPLAM
Sayı
325
197
235
34
11
802
Yüzde
40,5
24,6
29,3
4,2
1,4
100,0
137
Erkekler ayrı kadınlar ayrı bir oturma düzeni takip ettiklerini ifade edenler %40.5
oranına sahiptir. “Komşunun samimiyetine göre bir oturma biçimi oluşur” seçeneğine yanıt
verenler ise %29.3 oranındadır. Erkek-kadın aynı odada oturduğunu beyan edenler %24.6
oranına karşılık gelmektedir. “Diğer” biçiminde yanıt verenler %4.2 oranında iken, %1.4’lük
bir kesim ise soruya yanıt vermemeyi tercih etmiştir. “Diğer” yanıtlardan bazıları aşağıdaki
gibidir: “Duruma göre davranırım”, “kalabalıksa ayrı otururuz”, “komşuların samimiyetine
göre otururuz”.
16.Yerleşim Birimi (Şehir-Köy) Komşuluğu Etkiler Mi?
“Yerleşim Birimi (Şehir-Köy) Komşuluğu Etkiler Mi?” başlığı altında; yerleşim yerine
göre komşuluğu değerlendirme biçimi, şehir ve köydeki komşuluk ilişkileriyle ilgili görüşler,
şehir yaşamının komşuluğu zorunlu kılıp kılmadığına ilişkin görüşler, büyük alışveriş
merkezleri ve eğlence merkezlerinin sayısının artmasının komşuluk ilişkilerini etkileme
derecesi ele alınacaktır. Bunun yanında; oturulan apartmanda / binada ismi bilinmeyen veya
karşılaşılmayan komşuların varlık durumu, binada / sitede yönetici ve kapıcının varlık
durumu ve bunun komşuluğu etkileme derecesine ilişkin görüşler üzerinde durulacaktır.
Bunun yanında; sitede / binada temizlik gününün olup olmadığı ve komşuların temizlik
yapma faaliyetinde nasıl bir yol izlediklerine ilişkin görüşlerin dağılımı ele alınacaktır.
Komşuluğun hangi yerleşim yerinde daha gerekli olduğuna ilişkin görüşlerin dağılımı
aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.
Tablo 113: Sizce, hangi yerleşim yerinde komşuluk daha gereklidir?
Komşuluğun Gerekli Olduğu Yerleşim Yeri
Şehirde
Köyde
Komşuluk her yerde gereklidir
Çok da önemli değildir
TOPLAM
Sayı
78
70
641
13
802
Yüzde
9,7
8,7
79,9
1,6
100,0
“Komşuluk her yerde gereklidir” cevabı etrafında birleşenlerin oranı %79.9 oranına
karşılık gelmektedir. Şehirde daha gerekli olduğunu ifade edenler %9.7 iken, köyde daha
gerekli olduğunu dile getirenler ise %8.7 oranına sahiptir. Çok da önemli değildir biçimindeki
seçeneği işaretleyenler ise %1.6 oranına karşılık gelmektedir.
138
“Şehirdeki komşuluk ilişkileriyle köydeki komşuluk ilişkileriyle ilgili görüşleriniz
nelerdir?” sorusuna verilen yanıtların dağılımı aşağıdaki tabloda görülmektedir.
Tablo 114: Şehirdeki komşuluk ilişkileriyle köydeki komşuluk ilişkileriyle ilgili görüşleriniz nelerdir?
Şehir-Köy Komşuluk Đlişkilerinin Karşılaştırılması
Şehirdeki komşuluk ilişkileri zayıftır
Köydeki komşuluk ilişkileri zayıftır
Şehir ve köydeki komşuluk ilişkileri aynıdır
Diğer
TOPLAM
Sayı
529
24
152
97
802
Yüzde
66,0
3,0
19,0
12,1
100,0
Şehirdeki komşuluk ilişkilerinin zayıf olduğu kanaatinde olanların oranı %66.0’a
karşılık gelmektedir. %19.0’luk kesim ise şehir ve köydeki komşuluk ilişkilerinin farklı
olmadığını / aynı olduğunu dile getirmiştir. Köydeki komşuluk ilişkilerinin zayıf olduğunu
beyan edenler %3.0’dır. “Diğer” seçeneğini işaretleyenler ise %12.1 oranındadır. “Diğer”
seçenekleri şunlardır: “Köyde yaşamadığım için bilmiyorum”, “köyde de komşuluk kalmadı”,
“televizyon çıkalı komşuluk öldü”, “her yerde menfaat gözetiliyor”, “şehir hayatında daha
iyi”, “köyde dedikodu fazla”.
“Sizce şehir hayatı, komşuluğu zorunlu kılmakta mıdır?” sorusuna verilen yanıtların
dağılımı aşağıdaki tabloda görülmektedir. Bu soru, sadece şehir merkezi ve ilçe merkezlerinde
ikamet edenlere yöneltilmiştir.
Tablo 115: Sizce şehir hayatı, komşuluğu zorunlu kılmakta mıdır?
Şehir Yaşamının Komşuluğu Zorunlu Kılma Durumu
Evet
Hayır
TOPLAM
Sayı
295
276
571
Yüzde
51,7
48,3
100,0
Şehir yaşamının komşuluğu zorunlu kaldığını ifade edenlerin oranı %51.7’na karşılık
gelmektedir. Aksi yönde fikir beyan edenlerin oranı ise %48.3 olarak gerçekleşmiştir.
Sadece şehir merkezi ve ilçe merkezlerindeki örnek grubuna yöneltilen, “büyük
alışveriş merkezleri, eğlence merkezleri vb. mekânların sayısının artması komşuluk ve
akrabalık ilişkilerini sizce etkiler mi, neden?” sorusuna verilen yanıtların dağılımı aşağıdaki
tabloda görülmektedir. Bu soru, sadece şehir merkezi ve ilçe merkezlerinde ikamet edenlere
yöneltilmiştir.
139
Tablo 116: Büyük alışveriş merkezleri, eğlence merkezleri vb. mekânların sayısının artması komşuluk ve akrabalık
ilişkilerini sizce etkiler mi, neden?
Büyük Alışveriş ve Eğlence Merkezlerinin Sayısının Artmasının
Komşuluk ve Akrabalık Đlişkilerini Etkileme Durumu
Evet etkiler
Hayır etkilemez
Cevapsız
TOPLAM
Sayı
Yüzde
235
300
36
571
41,2
52,5
6,3
100,0
Büyük alışveriş ve eğlence merkezlerinin sayısının artmasının komşuluk ve akrabalık
ilişkileri etkilemeyeceğini beyan edenlerin oranı %52.5 iken, aksi yönde görüş bildirenlerin
oranı %41.2’ye karşılık gelmektedir. “Hayır, etkilemez” biçiminde yanıt verenlerin büyük bir
kısmı, ilgisiz bir konu olduğunu ifade etmişlerdir. “Evet, etkiler” yanıtı verenler ise, bu
mekânların, komşuluk yapılarak geçirilecek zamanları geçirme amacıyla kullanıldığını
belirtmektedirler. Bunun yanında, alış veriş ve eğlence mekânlarına komşularla birlikte
gedilmesinin de mümkün olduğunu dile getirmişlerdir.
Şehir ve ilçe merkezlerinde oturanlara yönelik olarak sorulan son -127.- soru, “şehir
hayatında dikkatinizi çeken en önemli değişme sizce nedir?” biçimindedir. Bu soruya verilen
ve daha çok olumsuz anlamdaki yanıtlar aşağıdaki gibidir: “Samimiyet kayboldu / ilişkiler
samimiyetsiz”, “güven kalmadı”, “insanlar değişti”, “saygı / sevgi kalmadı”, “büyüğe saygı
kalmadı”, “şehir kalabalık”, “kötü alışkanlıklar arttı”, “bireycilik / bencillik arttı”, “trafik
kötü”, “hava kirliliği var”, “yapılaşma kötü”, “ulaşım sorunu var”, “çevre kirliliği var”,
“insanlar tahammülsüz”. Olumlu açıklamalar ise şöyledir: “Hayat daha kolay”, “sağlık imkânı
daha iyi”, “eğitim imkânı var”, “eskiden fakirlik vardı şimdi daha iyi”, “şehir hayatında
ilişkiler daha iyidir”.
“Oturduğunuz apartmanda ismini bilmediğiniz veya daha hiç karşılaşmadığınız
komşularınız var mı, varsa kaç tane?” sorusuna verilen yanıtların dağılımı aşağıdadır. Soru,
sadece şehir merkezi ve ilçe merkezlerinde oturanlara sorulmuştur.
Tablo 117: Oturduğunuz apartmanda ismini bilmediğiniz veya daha hiç karşılaşmadığınız komşularınız var mı, varsa
kaç tane?
Apartmanda Adı Bilinmeyen Komşuların Varlık Durumu
Sayı
Yüzde
359
62,9
Hayır, yok
153
26,8
Evet, var
Cevapsız
59
10,3
TOPLAM
571
100,0
“Oturduğunuz apartmanda ismini bilmediğiniz veya daha hiç karşılaşmadığınız
komşularınız var mı, varsa kaç tane?” sorusuna, örneklem grubunun %62.9’u “hayır, yok”
biçiminde yanıt vermiştir. %26.8 ise “evet, var” seçeneğiyle yanıt vermiştir. Cevap
140
vermeyenler ise %10.3 oranına karşılık gelmektedir. “Evet, var” cevabı verenlerin
açıklamaları şöyledir: “1 tane var”, “birkaç tane var”, “bina kalabalık olduğu için 10’dan fazla
var”, “komşuluk kurmayanlar var, biz bunları tanımıyoruz”.
“Sitenizde / binanızda yönetici var mı, varsa bu durum komşuluğu nasıl etkiler?”
biçimindeki soruya verilen yanıtlar aşağıdadır. Bu soru, sadece şehir merkezi ve ilçe
merkezlerinde ikamet edenlere sorulmuştur.
Tablo 118: Sitenizde / binanızda yönetici var mı, varsa bu durum komşuluğu nasıl etkiler?
Binada Yönetici Durumu
Evet
Hayır
TOPLAM
Sayı
284
287
571
Yüzde
49,7
50,3
100,0
Binada / sitede yönetici olmadığını ifade edenler %50.3 oranındadır. Binada / sitede
yönetici olduğunu ifade edenler ise %49.7’dir. “Evet” biçiminde yanıt veren büyük
çoğunluğu, açıklama yapmadığı görülmektedir. Bir kısmının verdiği yanıtlar ise aşağıdaki
gibidir: “Sorunları çözer”, “düzeni sağlar”, “sitenin / apartmanın işleriyle uğraşır”, “birlik
sağlar”.
“Sitenizde güvenlikçi / bekçi var mı,
varsa bu durum komşuluğu nasıl etkiler?”
sorusuna verilen yanıtların dağılımı aşağıdadır. Soru, sadece il merkezi ve ilçe merkezindeki
örneklem grubuna uygulanmıştır.
Tablo 119: Sitenizde güvenlikçi / bekçi var mı, varsa bu durum komşuluğu nasıl etkiler?
Site Güvenlikçisi Durumu
Evet
Hayır
TOPLAM
Sayı
55
516
571
Yüzde
9,6
90,4
100,0
Örneklem grubunun %90.4’ü, sitede güvenlikçi / bekçi olmadığını ifade etmiştir.
%9.6’lık kesim ise site güvenlikçisi / bekçi olduğunu beyan etmiştir. “Evet” cevabı
verenlerden sadece birkaç kişi açıklama yapma gereği duymuştur. Bunlar; “güvenliği sağlar”,
“bu durum komşuluğu etkilemez” biçiminde sıralanabilir.
Sitenin / binanın temizlik gününün olup olmadığına ilişkin görüşlerin dağılımı aşağıdaki
tabloda görülmektedir. Soru, sadece şehir merkezi ve ilçe merkezlerinde ikamet eden
örneklem grubuna yöneltilmiştir.
141
Tablo 120: Sitenizde / binanızda temizlik günü belli midir?
Sitede / Binadaki Temizlik Gününün Varlık Durumu
Evet
Hayır
Cevapsız
TOPLAM
Sayı
297
215
59
571
Yüzde
52,0
37,7
10,3
100,0
Binanın / sitenin temizlik günü olduğunu ifade edenler %52.0 oranına karşılık
gelmektedir. “Hayır” biçiminde yanıt verenler ise %37.7 oranına sahiptir. %10.3’lük oran ise
soruya cevap vermemiştir. Cevap vermeyenlerin, şehir merkezi ve ilçe merkezlerinde ikamet
etmesine rağmen, bina veya sitede oturmama durumundan kaynaklandığı ifade edilebilir.
Sitenin / binanın temizliğini komşuların hep birlikte yapıp yapmadıklarına ilişkin
bilgilerin dağılımı aşağıda görülmektedir.
Tablo 121: Sitenizin / binanızın temizliğini komşular hep birlikte mi yaparlar?
Temizliğin Komşular Tarafından Yapılma Durumu
Evet
Hayır
Cevapsız
TOPLAM
Sayı
121
387
63
571
Yüzde
21,2
67,8
11,0
100,0
Bu soruya, “hayır” biçiminde yanıt verenler %67.8 oranına karşılık gelmektedir. “Evet”
diyenler ise %21.2 oranındadır. Cevap vermeyenler ise %11.0 oranına karşılık gelmektedir.
17.Bireyselleşen Yaşam ve Komşuluk
Bu başlık altında; örneklem grubunun özel ulaşım araçlarına (otomobil) sahip olma
durumu ve okul servislerinin yaygınlaşması durumunun komşuluk üzerindeki etkisi üzerinde
durulacaktır. Yine, Mahalledeki esnafla (bakkal, manav, kasap vs.) olan ilişkiler üzerinde
durulmuştur.
“Sizce, özel ulaşım araçları (otomobil) ve okul servislerinin yaygınlaşması, komşuluk
ilişkilerini etkiler mi?” biçiminde sorulan soruya verilen yanıtların dağılımı aşağıda
görülmektedir. Đlgili soru sadece şehir merkezi ve ilçe merkezlerinde ikamet edenlere
yöneltilmiştir.
142
Tablo 122: Sizce, özel ulaşım araçları (otomobil) ve okul servislerinin yaygınlaşması, komşuluk ilişkilerini etkiler mi?
Özel Ulaşım Araçları ve Okul Servislerinin
Komşuluk Đlişkilerini Etkileme Durumu
Evet, çok etkiler
Evet, kısmen etkiler
Hayır, etkilemez
Cevapsız
TOPLAM
Sayı
Yüzde
46
101
395
29
571
8,1
17,7
69,2
5,1
100,0
Özel ulaşım araçları ve okul servislerinin komşuluk ilişkileri üzerinde etkili olmadığını
belirtinler %69.2 oranına karşılık gelmektedir. “Evet, kısmen etkiler” biçiminde yanıt verenler
ise %17.7 oranına sahiptir. Çok etkilediğini ifade edenler de %8.1 oranında gerçekleşmiştir.
“Mahallenizdeki esnafla (bakkal, manav, kasap vs.) ilişkileriniz nasıldır?” biçiminde
sorulan soruya verilen cevapların dağılımı aşağıda gösterilmiştir. Bu soru, sadece şehir
merkezi ve ilçe merkezlerinde yer alan örneklem grubuna uygulanmıştır.
Tablo 123: Mahallenizdeki esnafla (bakkal, manav, kasap vs.) ilişkileriniz nasıldır?
Mahalledeki Esnafla Đlişki
Tanımıyorum
Sadece selamlaşırım
Ahbaplık ederim
Gerektiğinde yardımlaşma ve dayanışma var
Diğer
Cevapsız
TOPLAM
Sayı
138
195
71
110
36
21
571
Yüzde
24,2
34,2
12,4
19,3
6,3
3,7
100,0
Mahalledeki esnafla sadece selamlaşma şeklinde sosyal bir ilişki kurduğunu ifade edenler
%34.2 oranına karşılık gelmektedir. %24.2’lik oran, mahalle esnafını tanımadığını ifade ederken,
%19.3’lük bir kesim “gerektiğinde yardımlaşma ve dayanışma var” biçiminde yanıt vermiştir.
“Ahbaplık ederim” diyenler ise %12.4 oranındadır. %6.3’lük bir kesim “diğer” seçeneğiyle yanıt
verirken, %3.7’lik bir oran ise soruyu yanıtsız bırakmıştır. “Diğer” seçeneğiyle yanıt verenlerin
açıklamaları aşağıdaki gibidir: “Birbirimizi tanırız”, “alış veriş yaparım”, “komşumdur”, “tanımam”.
143
BEŞĐNCĐ BÖLÜM
HĐPOTEZ TESTĐ
1.Giriş
Bu bölümde, araştırmaya başlarken tespit edilen hipotezlerin testi yapılacaktır. Çapraz
ilişki (cross) tablolarında ise, kutucuklara isabet eden rakam yanında, bağımsız değişken esas
alınmak suretiyle, yüzdeler de verilmiştir.
Araştırmanın temel varsayımları aşağıdaki gibidir:
1.Sosyo-kültürel değişim sürecinde toplumun komşuluk değer, tutum ve davranışlarında
belirgin farklılaşmalar meydana gelmiştir.
2.Komşuluk ilişkilerindeki farklılaşmalar, yerleşim yeri ve fiziki çevreden bağımlı veya
bağımsız olarak ortaya çıkabilmektedir.
3.Komşuluk ilişkilerinde meydana gelen değişim, sosyal hayatın işleyişini yeniden
şekillendirmekte ve yeni ilişki biçimleri ortaya çıkmaktadır.
4. Geçmişten günümüze, komşuluk ilişkilerinde en çok dikkate alınan temel unsur
“güven”dir.
2.Araştırma Hipotezlerinin (Denence) Testi
Tespit edilen hipotezlerin geçerli olup olmadığı, saha çalışmasından elde edilen
bulgulardan yola çıkarak tespit edilmeye çalışılmıştır. Đlgili tablolar, büyük olduklarından
dolayı, Ek-1 olarak verilmiştir. Bir hipotezi test ederken, genellikle bağımsız değişken tek
alınmışken, bağımlı değişkenler birden çoktur. Bu durumda, tablolardan en anlamlı olan tablo
Ek-1’de yer almıştır. Diğer tablolardaki anlamlılık veya anlamsızlığın nedenleri üzerinde
durulmuştur. Bu noktada enformel görüşme bilgileri ile açık uçlu sorulardan elde edilen
bilgiler de yeri geldiğince işlenmiştir. Oluşturulan çapraz tablolarda kutucuk değeri yanında,
bağımsız değişken esas alınarak ilgili rakamın yüzde değeri de verilmiştir. Hipotez testini
yapabilmek için 180 civarında çapraz ilişki tablosu oluşturulmuş ve bunlardan anlamlı
olanlarının kullanılması yoluna gidilmiştir.
144
Anket formunun ilgili yerlerine yazılan bilgiler ve her anketör tarafından yapılan 10
adet enformel görüşme bilgilerinden uygun olanları, bu bölümde aktarılmış ve gerektiğinde
birtakım değerlendirmelerde bulunulmuştur. Türkçe yazım kuralına uygun olmayan ifadeler
ve düşük cümleler tarafımızdan düzeltilmiştir.
Hipotez 1: Komşuluk, coğrafi yerleşim yerlerine (il, ilçe, köy) göre farklılık
göstermektedir.
Bu hipotezi test etmek amacıyla, anket formundaki bağımsız değişken olarak 7. soru ile
26., 36., 57., 90., 91., 94., 95. sorular arasında ilişki aranmıştır.
Anket formunda 7. soru olarak sorulan soru; “ikamet ettiğiniz yerleşim yeri hangisidir?”
biçimindedir. Bağımsız değişken olarak ele alınan ikamet yerine göre, komşuluk grubuna
alınmayan komşuların olup olmadığını ilişkin sorunun a şıkı yani “hayır, yok, hepsiyle
görüşüyoruz biçimindeki” seçeneğe verilen yanıtlara ait yüzdeler, şehir merkezi, ilçe merkezi,
kasaba / belde ve köye doğru gittikçe artış göstermektedir. Oran şehir merkezinde %52.0
olurken, ilçe merkezinde %52.5, belde / kasabada %54.9, köyde ise %62.9 olarak
gerçekleşmektedir.
Şehir merkezlerindeki ilişkilerin köydeki ilişkilere göre daha resmidir. Köyde,
insanların çok sayıda komşu ile ilişki kurmaları, bir yönüyle, fiziksel alanın küçük olmasıyla
da yakından ilgilidir denebilir. Çünkü kentsel alanda farklı / çeşitli ilişki kalıpları varken ve
insanların bir şekilde bu ilişki ortamlarına girmeleri mümkün iken kırsal kesimde / köyde bu
imkân fazla olmayabilir.
Kitle iletişim araçları, her ne kadar, kırsal kesim ile kentsel alanlar arasındaki; bilgiye
ulaşma, alternatif yaşam modelleri sunma vs. alanlarındaki farklılığı ortadan kaldırmış gibi
görünüyorlarsa da, yine de köyde / kırsal kesimde, kitle iletişim araçlarına ayrılan zaman
haricindeki sosyal ilişkilerin birbirine çok da yaklaştıkları söylenemez. Çünkü kırsal kesimde
/ köyde, sosyal kontrol kentsel alanlara göre daha fazladır ve insanlar arasındaki ilişkilerde
karmaşık durum çoğu zaman yaşanmayabilir.
Köy komşuluğunu aşağıdaki parça çök güzel ifade etmektedir (KOYUNCU, 2009, 31):
Köyde harman yeri yardımlaşmaları, gecekondularda inşaatı hep birlikte yapmalar, cenaze,
düğün gibi olağan dışı günlerde emek yardımı, çocukların bakımına yardımcı olma, hastalıklarda
145
destek olma, ailevi sorunlarda arabulucu olma, komşular arası küçük borç alış-verişleri, alacakların
ödenme sürelerinin genişletilebilmesi, iş bulmaya yardımcı olunması gibi faktörler verilebilecek
örneklerdendir. Ayrıca genellikle kadınlar arasında görülen ufak ev eksiklerine yönelik, ekmek,
tuz, kahve, limon istenmesi veya karşılıklı yemek pişirilmesi gibi durumlar da komşuluk
iliksilerindeki maddi dayanışma standartlarında sayılabilecek davranışlardandır. Bu bağlamda her
aile kendi standartlarına uygun mahalli seçer. Böylece hem sosyal açıdan kendini güvende
hissedeceği, hem psikolojik olarak korunabileceği, duygu ve düşüncelerine dayanak olabilecek
hem de maddi yardımlaşma ve dayanışma olarak komşuluğu seçmiş olur.
Komşuluk ilişkisi, coğrafi yerleşim yerlerine göre değişebilirken, bu ilişkiler bir şekilde
de içinde “zorunluluk” barındırabilmektedir. Yani aslında, “coğrafi yakınlık, ilişki
yoğunluğuna, karşılıklı etki-tepki yoğunluğu ise, sosyal yakınlığa yol açmaktadır”
(ESERPEK, 1979,133).
Daha önce yapılan alan çalışmalarından edinilen bilgilere göre; “köylerde hasta, fakir ve
düşkün kimseler daima yardım içindedirler. Fertler hiçbir zaman boşlukta kalmazlar.
Komşuluk, mahalle dostluğu, akrabalık bağları grup üyelerini bu fedakârlıkları yapmaya iter”
(GÖRMEZ, 1991, 20).
Aydoğmuş’un (1997, 553) köyden kente göç edenlerin komşuluk ve akrabalık
ilişkilerini ele alan çalışmasına göre, örneklem grubunun %57.5’i, komşu ve akrabalarla
köydeki ilişkilerin daha iyi olduğunu, şehre gelince bu ilişkilerin zayıfladığını dile getirmiştir.
%30.7’lik kesim ise, köydeki ilişkilerin aynen şehirde de devam ettiği kanaatindedir.
Enformel görüşme sonucu elde edilen veya anket formuna yazılan görüşlerden birkaç
örnek aşağıdaki gibidir:
“Köylerde çıkar ilişkileri şehirlerdeki kadar değil. Komşunun bir işi düşer de onu
yapmazsan bunu hoş karşılamaz, seninle ilişkilerini kesmek ister. Şehir hayatında güven
denen bir şey kalmamış”. “Tayin sebebiyle birçok şehri gezdim. Doğu’daki koşuluk çok
daha iyi”.
“Đnsanlara güven kalmadı. Eskiden evimizin kapısını bile kilitlemezdik?”.
“Komşum bana her şekilde maddi olarak yardım eder. Komşularla sık görüşürüm.
Komşu komşunun külüne muhtaçtır. Onlara her zaman ihtiyacımız olur. Komşuların yaptığı
meslek benim için önemli değil. Yeter ki helal iş yapıyor olsunlar. Haram iş yaparlarsa
146
affetmem. Köydeki insanların komşulukları, zannedildiği gibi iyi değil, aksine daha zayıftır.
Çünkü işleri çoktur”.
“Komşuluk ilişkileri eskiye göre azaldı. Köyde büyükler ile beraber yaşıyorduk. Bir
tatsızlık olduğunda büyükler araya giriyor ve sorunun çözülüyordu. Şehirde komşuluk
ekonomik unsurlardan çok etkilenmiş. Köyde herkes maddi durumuna göre diğerlerine
yardımcı oluyor. Komşuluk maddi durumlardan ve siyasî durumlardan olumsuz etkilenmiş.
Apartmanda herkes birbiriyle iyi gibi görünüyor, ama, kıskançlık çok fazla. Dedikodu çok
fazla, bazen bu dedikodulara erkekler de katılıyor”.
“Hollanda’ya gelin gideceğim için buradaki komşuluğu özleyeceğim. Burada samimiyet
fazladır”.
“Bütün insanlar aynı olmadığı gibi komşular da aynı değil. Diğer komşulara göre ben
herkesle daha iyi geçinmeye çalışıyorum. Komşulukta, akrabadan ziyade komşular önemli
olduğu için onlarla irtibatı kesmiyorum”.
“Teknolojinin gelişimi insanların isteklerini artırmıştır. Đnsanlar doyumsuzlaştığı için
insan ilişkileri azaldı. Eskiden insanlar bir evim olsun yeter derdi. Şimdi istek ve ihtiyaçların
sonu gelmiyor”.
Köydeki insanlar şehirdekilere göre daha misafirperver. Şehirdekiler umursamaz,
yardımlaşma yerine kendi işlerini halletmeye çalışıyorlar. Bu da inanç eksikliğine bağlı”.
“Komşuluk, coğrafi yerleşim yerlerine (il, ilçe, köy) göre farklılık göstermektedir”
biçimindeki denence bu yönüyle doğrulanmış olmaktadır.
Hipotez 2: Komşuluk, şehre yeni gelenler ile uzun süredir şehirde olanlar arasında
farklılık göstermektedir.
2. hipotezi test etmek amacıyla, 100. soru ile 32., 33. ve 34. sorular arasında ilişki
aranmıştır. Đlgili tablolardan en anlamlısı, 100. soru ile 34. soru arasındaki ilişkiyi ele alan
tablo olmuştur. 100. soru, şehir veya ilçe merkezindeki ikamet süresi ile ilgili olurken, 34.
soru ise komşularla ailecek görüşme konusunu ele almaktadır.
147
Şehir merkezi veya ilçe merkezinde ikamet etme süresi arttıkça, ayda bir şeklinde
görüşenlerin oranında 7-8 yıl seçeneğine kadar bir yükselme olmakta, ardından bir düşmeden
sonra oran tekrar yükselmektedir.
Şehir merkezinde 15 yıldan daha fazladır ikamet edenlerin %30.5’i ayda bir ailecek
görüşürken, %28.1’i birkaç günde bir ailecek görüşmektedir. Her gün görüşenler ise %17.2
oranındadır. Ailecek hiç görüşmeyenler ise %24.1 oranına karşılık gelmektedir.
100. soru ile 32. sorunun verileri de birlikte ele alındığında, genel anlamda, şehirde
oturma süresinin artmasına paralel olarak komşu ile görüşme sıklığında bir artış meydana
gelmektedir. Ailecek görüşmelerde ise belli bir seviyeden sonra duraksama meydana
gelmektedir. Bu duraksamadan sonra tekrar bir artış olmaktadır.
Yapılan enformel görüşmelerde de ortaya çıktığı gibi, komşuluk ilişkilerinde önde olan
kişiler evin hanımlarıdır ve bunların görüşme sıklıkları erkeklerden daha öndedir. Ailecek
ziyaretlerin belli zamanlara mahsus olmak üzere devreye girdiği ve daha çok tekli (evin
kadını) ziyaretlerin daha çok uygulandığı görülmektedir.
100. soru ile 32. soru arasındaki çapraz ilişki tablosundaki % değerlerinde yükselmeler
belli aralıklarda olmakta, tekrar düşmeden sonra yine yükselmeler olmaktadır. Bu ilişki
tablosundaki değişim çok keskin çizgilerde olmasa da, belli bir sistem dâhilinde aralıklarla
yükselmenin olması, iki değişken arasındaki bir ilişkinin varlığını ortaya koymaktadır.
Şehri yeni gelmiş olma ve yine herhangi bir semtte, mahallede, evde uzun süreli ikamet
etme, komşuluk ilişkilerinin daha güçlü olmasını sağlar denilebilir.
ÇAKIR’ın (2005, 180) çalışmasına göre de, bir mahalle, semt veya evde uzan süre
bulunuyor olmak, komşuluk ilişkilerinin daha samimi olması ile sonuçlanmaktadır.
Enformel görüşme sonucu dile getirilen bazı görüşler aşağıdaki gibidir:
“Zaman değişti, insanlara güven olmuyor”, “zamanın değişmesiyle insanlara güven
azaldı”.
“Eskiden büyükler vardı. Yol yordam bilirlerdi. Ne zamanki büyükler öldü, ilişkiler
bitti. Çoluk çocukla olmuyor komşuluk dediğin”.
148
“Gösteriş arttı, dedi kodu arttı, güvensizlik arttı, tahammülsüzlük arttı, sabırsızlık arttı,
maddi sınıflama arttı. Göçlerle gelenlerden dolayı etnik köken farklılıkları sebebiyle örf ve
adetler uyuşmuyor. Okuma yazma arttı ama hainlik de arttı”.
Hipotez testi için kullanılan çapraz tabloda, değişkenlere ait şıkların fazla olmasından
dolayı ki kare testine bakılarak en anlamlı olanı dikkate alınmıştır. Kutucuklarda, beklenen
değerin 5’ten az olan kutucuk sayısının %20’den fazla olması, çoğu zaman tablonun
yorumlanamayacağı anlamına gelse de, 2. hipotez için yüzdelerin kullanımı bu durumda daha
uygun olmaktadır.
Hipotez 3: Sosyo-ekonomik, kentsel yaşam tarzı, mesleki zorunluluklar gibi
unsurlardan dolayı, komşuluk ilişkilerinde ve görüşme sıklığında değişim meydana
gelmiştir.
3. hipotez testini yapabilmek için, 10. soru ile 32., 34., 39 ve 55. sorular arasında, 20.
soru ile 32., 34., 39 ve 55. sorular arasında, 37. soru ile 32., 34., 39 ve 55. sorular arasında
ilişki aranmıştır.
10. soruda belirlenen meslekler belli bir kategorik sıralamayı içermediğinden,
meslekler-uğraşılar bazında bir çözümleme yapmak daha doğru olacaktır. Buna göre; her gün
komşularıyla görüşenler içinde oranı en yüksek olanların; işçi, serbest-tüccar, esnaf, şoför ve
emekli oldukları görülmektedir. Askerlerden yüksek oranlı bir kutucuk varsa da, bu meslek
grubunun örneklem içindeki temsil oranının istenen seviyede olmamasından dolayı, verilen
yanıtın geçerlilik düzeyinin dolayısıyla da güvenirlik düzeyinin istenen seviyede
olmayabileceği endişesi bulunmaktadır.
Genel anlamda kamu hizmetinde bulunan ve dolayısıyla da iş-evde geçirilen zamanın
formel anlamda belirlenmiş olmasının, komşuluk ilişkilerinin belirlenmesine etki ettiği ve yüz
yüze sürdürülen komşuluk ilişkilerinin daha seyrek olduğu ileri sürülebilir. Özellikle
emeklilerin ve serbest-tüccarların komşuluktaki ilişki düzeylerinin, yüz yüze gerçekleşen
ziyaretlerden dolayı, daha ileri düzeyde olduğu ifade edilebilir.
Komşularla ailecek görüşme ile ilgili oluşturulan çapraz tabloya göz atıldığında; emekli
ve serbest meslek-tüccarların ailecek görüşmeden ziyade yüz yüze görüşme şeklinde bir
ilişkiyi tercih ettikleri dikkat çekmektedir. Aslında bu durum sadece belli meslek grubuna da
149
ait olmayabilir. Hangi meslek grubuna ait olursa olsun, komşularıyla sık sık ailecek
görüşülmesi her an mümkün olmayabilir. Çünkü evin hanımı, beyi ve çocukların komşu
ziyaretleri veya komşuyla görüşebilmesi için meslek, öğrenim yaşamı ve serbest zamanlarının
çakışmaması gibi bir durum yaşanabilir.
Bağımsız değişken olarak ele alınan 10. sorunun başka bağımlı sorularla güçlü bir
ilişkisi tespit edilememiştir.
Alan çalışmasına dayalı bir çalışmada (GÖLÇÜK, 2007, 89-90), sorulan “kentleşmeyle
birlikte komşular arasında yardımlaşma azalmıştır” biçimindeki ifadeye katılıp katılınmadığı
sorulmuş ve aşağıdaki gibi bir dağılım ortaya çıkmıştır: Katılıyorum %65.9, kararsızım
%13.5, katılmıyorum %20.7. Aynı araştırmada, “kentlerde komşuluk ilişkileri köylere göre
zayıftır” düşüncesine katılıma ait dağılım şöyle çıkmıştır: Katılıyorum %83.8, kararsızım
%8.3, katılmıyorum %7.8.
Gölçük’ün (2007, 95) araştırmasında; aynı meslekten olan komşularıyla daha sık
görüştüğünü belirtenlerin oranı %41.4, aynı meslekten olanlarla daha sık görüşmediğini
belirtenlerin oranı %43.2, kararsız olanlar ise %15.4 oranına karşılık gelmektedir.
Dile getirilen görüşlerden bazıları aşağıdaki gibidir:
“Đşsizlik yüzünden çok daha fazla çalışmak zorunda kalıyoruz. Akraba ve komşular ile
görüşme sıklıkları azaldı”.
“Memur kesim belli yerlerde oturuyor. Dışarıya açık değiller. Halkla komşulukları yok.
Kendi aralarında bir samimiyet yok. Mecburiyetten komşu olmuşlar. Çoğu birbirini
sevmiyor”.
“Daha çok akrabalarla görüşüyorum. Ancak, komşuluk yapmak istiyorum. Kitle iletişim
araçları komşuluğu olumsuz etkilemiştir”.
“Televizyondaki şeyleri görünce insanların güven duygusu iyice gidiyor”.
“Polis eşleri sadece kendi aralarında komşuluk yapıyorlar. Bizimle iletişim kurmak
istemiyorlar. Bir tane Moldovalı yabancı komşu var. Kendisi ile görüşmek istedik ama çok
çekingen olduğu için kabul etmedi. Çocuğunu görmeye gittik. Ancak kapıyı açmadı.
Merdiven başında bizi görse hemen yukarı çıkıyor”.
150
“Đş hayatının hızlı değişmesi, hayat telaşesi samimiyeti kaldırdı. Kapıda top oynayan
çocukları bu gün site bahçesinde göremiyoruz. Yollar, eğitim sistemi, çalışma hayatı
çocukları dershanelere ve kreşlere tıktı. Yarının ebeveynlerinde komşuluk münasebetinin hiç
kalmayacağı düşüncesindeyim”.
“Herkes birbirinden bekliyor gelip gitmeyi. O gelmiyor diye diğeri de gitmiyor. Böylece
komşuluk bitiyor. Şehir hayatı komşuları birbirinden uzaklaştırdı”.
Yukarıdaki bilgilere göre; sosyo-ekonomik durum, yaşam tarzı, mesleksel uğraşıların
niteliksel ve niceliksel olarak komşuluk ilişkilerinin oluşumunda önemli bir etkin olarak
karşımıza çıktığı ifade edilebilir. Bu yönüyle oluşturulan denencenin doğrulanmış olduğu
ifade edilebilir.
Hipotez 4: Komşuluk, mesken tipine göre (apartman, müstakil ev, gecekondu, site,
lojman, yazlık-kışlık, cadde, sokak, mahalle, uydukent) farklılıklar göstermektedir.
Hipotez 4’ün testi için Anket formunda yer alan 101. soru ile 34. soru arasında ilişki
aranmıştır. Daha anlamlı sonuçlar çıkabilmesi için “oturduğunuz konutun türü nasıldır?”
biçimindeki sorunun şıklarından a ile b; c ile d ve f; g ile i şıkları birleştirilmiştir. Ortaya
çıkan çapraz tablo anlamlıdır.
Soru 101 ile 32. soru arasında da ilişki aranmış, ancak, 5 değerinin altında olan kutucuk
sayısı 10 (%41.7) olduğundan ilgili tablo değerlendirmeye alınmamış, sadece tablonun
geneline bakılarak birtakım değerlendirmeler yapılmaya çalışılmıştır.
Beklendiği şekilde, her gün ailece görüşenlerin oranı ile (soru 101 ile 34 tablosu %27.6)
en yüksek gecekondularda ortaya çıkmıştır. Formel sosyal ilişki kalıplarının çokça geçerli
olmaması ve oturanların sosyal kökenlerinin tek tipe yakın olması gibi nedenlerden dolayı,
komşuluk ilişkileri bu yerleşim yerinde / mesken tipinde daha samimi olduğu ileri sürülebilir.
Villa-güvenlikli sitede ikamet edenlerden hiçbiri, hergün görüştüğünü belirtmemiştir.
Örneklem grubuna alınan güvenlikli site ve villa sayısının az olması, bilgilerin geçerlilik ve
dolayısıyla da güvenirliğine etki edebilir. Ancak, evren içinde bu tip ikamet mekânlarının az
olmasının, bu mekânların örneklem içinde az miktarda temsil edilmesini doğurmuştur
denilebilir.
151
Özgür’in (2006, 221) yaptığı araştırmaya göre; “sitelerin dışında komşuluk ilişkilerinin
yüksek düzeyde devam etmesine rağmen sitelerde bu ortamın bulunmama”ktadır. “Bu siteler
barındırdıkları ortak alanları ile bunun için daha uygun bir ortam sunar gibi görünmektedirler.
Bu çelişki, sitelerin gerçek mahalleler ya da komşuluk birimleri olmadıklarına işaret
etmektedirler. Bu siteler ekonomik gelir düzeyi temelinde seçmeci yapılardır ve
karmaşıklaşan kent yaşamına karşı sundukları bir takım avantajlar dışında topluluk yaşamına
dair bir anlam edinmedikleri görülmektedir”.
Đlgili denenceye izahat getirecek enformel görüşmelere ait açıklamalardan bazıları
aşağıda verilmiştir:
“Apartman hayatından çok şikâyetçiyim. Üst katlardan her şey atıyorlar, bulaşık suyu
bile döküyorlar. Gece yarısı gürültüden fırlayarak uyanıyorum. Çocuklar yetmiyormuş gibi
bir de torunlar var ve çok rahatsızlık veriyorlar. Bir komşu hariç kimseyle görüşmüyorum.
Komşular arası kültür farklılığı ve çatışması var. Apartmanda bizlerin rahatsız edilmesiyle hiç
ilgilenmeyen komşular var”.
“Müstakil evlerde ilişkiler daha yakın. Apartmanda az. Teknoloji komşuluğu çok
etkilemektedir. Birbirleriyle görüşüyor olsalar birle televizyon açık ve onunla ilgileniyorlar.
Çocuklar dünyanın öbür ucundan biriyle konuşuyor, komşu çocuğuyla tanışmıyor,
konuşmuyor. Komşuluk bilincinin azalmasında manevi değerleri yitirmek, özünden kopmak
etkili olmuştur. Đnancın azalması da etkili olmuştur. Eskiden komşu komşudan bir şey istese,
doğrudan “mutfak orada, buyur al” denirdi. Şimdi ise, 2. 3. kata demir koruma takılıyor. Bu,
“ben sana güvenmiyorum demektir.” Oysa eskiden kapı kilitlenmezdi. Komşular, çocukların
yanlış davranışlarının gördüklerinde uyarırlardı. Đyi davranışları da ödüllendirirlerdi. Yani bir
anlamda eğitici rolündeydiler. Akrabam burada değil. Acil bir sorunum olduğunda ilk olarak
komşuyla iletişime geçmek isterim”.
“Lojmana yeni taşındık. Şimdilik kimseyle samimiyetimiz yok. Evde yaşlı annem var.
Üç gündür buradayım. Daha kimsenin gelip gittiği yok. Eşler çalıştığı için görüşme çok
olmuyor lojmanlarda. Lojmanda kalma süresi sınırlı olduğu için komşularla araya mesafe
konuyor. Ne de olsa gideceğiz, değmez deniyor”.
152
“Müstakil evde apartmana göre daha rahattık. Geçmiş komşuluk şimdikinden çok farklı
değil. Köydeki komşuluğun benzeri şehirde de var. Komşuların işi bizi etkilemez.
Bayramlarda ve özel günlerde sık görüşürüz. Onlardan saygı beklerim”.
“Komşuluk ilişkilerinin azalmasında ev tipinin büyük önemi var. Apartman tipinde
komşuluk azaldı. Komşuların toplanmasında bile insanlar yapmacık davranıyor. Komşuların
kapıda toplanmasına özlem duyuyorum. %90 kesim, iş güvencesini, iş hayatını daha olumlu
etkiler düşüncesiyle ev alırken komşuluğa değil de çevre edinme mantığı ile elit kesime
yerleşmekte”.
“Burada (tatil beldesi Gezin) yazlık evler çok olduğu için komşuluk ilişkilerinde
samimiyet yok. Genelde insanlar yazları gelmektedir. Komşular ile benim yaşam tarzım
farklıdır. Onun için samimiyet kurulamıyor”.
“Komşuluk, mesken tipine göre (apartman, müstakil ev, gecekondu, site, lojman,
yazlık-kışlık, cadde, sokak, mahalle, uydukent) farklılıklar göstermektedir” biçiminde
geliştirilen hipotezimiz doğrulanmıştır.
Hipotez 5: Đkamet mekânlarının birbirine uzaklığı veya yakınlığı, komşuların
görüşme sıklığında değişim meydana getirmiştir.
Đlgili denencenin testinin yapılabilmesi için 7. soru ile 32., 34. ve 104. soru arasında
ilişki aranmıştır. Ki kare testinde her üç tablo da yüksek derecede anlamlı çıkmıştır. Çapraz
tablonun anlamlı çıkabilmesi için cevap vermeyenlerin cevabı önceki ve sonraki anketlerden
yola çıkılarak düzenlenmiş, 7. sorudaki “kasaba / belde” biçimindeki şık ise köy şıkkı ile
birleştirilmiştir.
Soru 7 ile soru 32 arasındaki ilişki incelendiğinde; birkaç günde bir biçiminde yanıt
veren kırsal kesimde ikamet edenlerin oranının en yüksek orana (%58.3) sahip olduğu
görülmektedir. Bu oran, ilçe merkezinde %50.0 iken, il merkezinde %46.4 olarak
gerçekleşmiştir ki, bu durum oldukça anlamlıdır. Kırsal kesime doğru gidildikçe (şehir
merkezi, ilçe merkezi, köy/belde/kasaba) birkaç günde bir görüşenlerin oranı artmaktadır.
Hergün görüşenlerin oranı ise şehir merkezinde %36.0 iken, ilçe merkezinde bu oran
%38.6’ya yükselmektedir. Komşular ile hiç görüşmeyenlerin oranı da Şehirden köye doğru
gittikçe anlamlı şekilde düşmektedir (%6.2, %6.1 ve %0.0).
153
Soru 7 ile soru 34 arasındaki ilişkiye göz atılacak olursa; bağımsız değişkene göre
oldukça anlamlı bir oran artışı veya azalışı olduğu dikkat çekmektedir. Birkaç günde bir
görüşen şehir merkezinde ikamet edenlerin oranı %26.1 iken, bu oran ilçe merkezinde %29.8
olmakta ve kırsal kesimde ise %37.5’e yükselmektedir. Aynı şekilde hergün görüşenlerin
oranı da, şehir merkezinden kırsal kesime doğru giderken anlamlı şekilde yükselmektedir.
“Hiç görüşmem” biçiminde yanıt verenlerin oranlarına bakıldığında, bu dağlımın da oldukça
anlamlı çıktığı görülecektir. Şehir merkezinde ikamet edelerin %24.7’si hiç görüşmem
derken, bu oran ilçe merkezinde %14.0 ve kırsal kesimde ise %8.3’tür.
Soru 7 ile soru 104 arasındaki ilişkiyi gösteren tabloya göz attığımızda şöyle bir
değerlendirmede bulunabiliriz: Şehir merkezinde ikamet edenlerin %26.3’ü, belli günlerde
(bayram, düğün, düğün, nişan vs.) ancak görüşebildiklerini ifade ederken, bu oran ilçe
merkezi için %15.8’dir. Kırsal kesimde ise bu oran %25.0’dır. Fiziki uzaklıktan dolayı
azaldığını belirtenler şehir merkezinde %35.6 iken, ilçe merkezinde %37.7, kırsal kesimde ise
%20.8’e karşılık gelmektedir.
“Đkamet mekânlarının birbirine uzaklığı veya yakınlığı, komşuların görüşme sıklığında
değişim meydana getirmiştir” biçimindeki denence kısmen ispat edilmiştir. Özel taşıt
kullanımının yaygınlaşması gibi faktörlerden dolayı, eski komşuların ziyaret edilmesi veya
eski komşularla görüşülme durumunun devam ettiği dile getirilebilir.
Hipotez 6: Çok katlı binalardaki asansör veya merdiven kullanım durumu,
komşuluk ilişkilerini etkileyen bir unsurdur.
Hipotez 6’nın test edilmesi amacıyla; Soru 106 ile 31., 32., 34. ve 73. sorular arasında
ilişki aranmıştır. En anlamlı sonuç 106. ile 34. soru arasında kurulan çapraz tabloda ortaya
çıkmıştır. 106. soru ile 73. soru arasında kurulan çapraz ilişki tablosu da anlamlı çıkmıştır.
Binada asansör olanlardan ayda bir görüşenlerin oranı %28.3 iken, asansör
olmayanlardan ayda bir görüşenler ise %31.2 oranına sahiptir. Birkaç günde bir görüşenlerden
binada asansör olanların oranı %21.4 iken, asansör olmayanların oranı %29.3 olarak
gerçekleşmiştir. Hergün görüşenlerden binada asansör olmayanlar %17.2 iken, asansör
olmayanlar %21.4 oranına sahiptir. Hiç görüşmeyenlerden binada asansör olanların oranı
%33.1 iken, binada asansör olanların oranı %18.1 olarak gerçekleşmiştir. Bu oranlar, binada
asansörün olması durumunun komşuluk ilişkilerini etkilediğini göstermektedir.
154
Bilindiği gibi, belli bir komşuluk çevresinde yaşayan insanların, yakın komşularıyla
tanışma biçimlerinin, bir şekilde bina içinde veya dışında karşılaşmaları suretiyle olduğu
söylenebilir. Asansörün varlığı, aynı binada oturan insanların merdivende karşılaşma,
selamlaşma, elindeki ağır yüke yardım etme vb. gibi durumları ortadan kaldırmaktadır.
Apartman hayatındaki komşuluk ilişkilerinin hangi seviyede olduğunu göstermek için
Oflu Hoca’nın anlattığı, fıkra gibi olan, ancak yaşanmış olayı yazmakta yarar var:
“Anadolu’daki komşuluk, şehir hayatında bitti. Bir apartmanda oturuyorum. Apartman 45
dairelik. Komşulardan bir tanesini tanımıyorum. Asansöre biniyoruz, ben aynaya bakıyorum o
kapıya bakıyor, arka arkaya çıkıyoruz. Ne merhaba var ne başka bir şey. Birgün elektrik
kesildiği için asansör çalışmayınca bir kat aşağı indim. Bir de baktım ki alttaki daireden birisi
67 ekran televizyonu çıkarıyor. Ben de “komşudur” diye yardım edeyim dedim. Tamire
götürdüğünü düşünerek tabi ki. Yardım ettim ve televizyonu 5 kat aşağıya indirdik, Yalnız
adamda bir tedirginlik var, ancak ben anlayamadım. Televizyonu koyduk arabaya adam gitti.
Akşam eve geldiğimde hanım “alttaki komşuyu soymuşlar, televizyonları çalınmış” biçiminde
bir ifade kullanınca şaşırdım tabi ki”.
106. soru ile 73. soru arasında kurulan çapraz tabloya göre; binada asansör olup da karşı
komşu ile samimi olan veya sık sık görüşenlerin oranı %53.8’dir. Asansör olmayanlarda bu
oran %44.4’e karşılık gelmektedir. Yine, asansör olan binada ikamet edip de, alt ve üst kattaki
komşu ile samimi olanların oranı %20.0 iken, asansör olmayan binada oturup alt ve üstteki
komşu ile samimi olanların oranı 23.9 olarak gerçekleşmiştir. Buna göre, asansörün varlık
durumu, daha çok, karşı komşu ile yoğun bir komşuluk ilişkisi kurulması durumunu ortaya
çıkarabilirken, alt veya üstte yer alan komşularla kurulacak komşuluk ilişkilerini engelleyen
bir özelliğe sahiptir.
Çakır’ın (2005, 177) yaptığı çalışmaya göre, asansörün komşuluk ilişkilerini olumsuz
etkileyip etkilemediğine ilişkin olarak şöyle bir sonuç çıkmıştır. Evet, olumsuz etkiler %35.5,
hayır, olumsuz etkilemez %64.5.
Buna göre; “çok katlı binalardaki asansör veya merdiven kullanım durumu, komşuluk
ilişkilerini etkileyen bir unsurdur” biçimindeki denencemizin kısmen de olsa ispat edildiği
ifade edilebilir.
155
Hipotez 7: Komşuluk ilişkisinde, insanların ekonomik konumları ve gelir seviyeleri
önemli bir belirleyici etkendir.
Đlgili denenceyi ispat edebilmek için 37. soru ile 32. ve 34. sorular arasında çapraz ilişki
tablosu oluşturulmuştur. Soru 37 ile 32. soru arasında oluşturulan çapraz ilişki tablosu
anlamlıdır. Soru 37 ile soru 34 arasındaki ilişki ele alınırken ise kutucuklardaki yüzde
değerlerinden yola çıkılacaktır.
Komşuluk ilişkilerinin sürdürülmesinde birçok etken önemli bir yere sahipken,
ekonomik konum / gelir seviyesinin de etki eden unsurlardan olduğu söylenebilir. Gelir
durumunun, daha çok, komşuluk sürecinde komşuluk kurulacak kişilerin tespit edilmesinde
önemli bir yere sahip olduğu ifade edilebilir.
Soru 37 ile soru 34 arasındaki ilişkiyi, yüzde oranlarından yola çıkarak analiz etmek
gerekirse; genel olarak birkaç günde bir görüşenlerin oranı, ekonomik durumun düşmesine
paralel olarak düşmekte iken, hergün görüşenlerin oranı ise, ekonomik durumun düşmesine
zıt olarak düşmektedir.
Ekonomik durumun yüksekliğine bağlı olarak, ekonomik alandaki uğraşıların daha
yoğun olması beklentisi bulunmaktadır. Dolayısıyla, ekonomik olarak düşük seviyede
olanların, ekonomik faaliyetler dışındaki zamanlarının göreli olarak daha yüksek olabileceği
ve bunun da komşuluk ilişkilerinin ilerletilmesi biçiminde tezahür etme ihtimali
bulunmaktadır.
37. soru (kendinizi ekonomik olarak hangi konumda görüyorsunuz?) ile 39. soru (size
göre, komşuların ekonomik veya gelir durumu, komşuluk ilişkilerini etkiler mi?) arasındaki
çapraz ilişkideki dağılım çokça anlamlı çıkmamıştır.
Anket formunun 39. sorusunda, komşuların ekonomik durumunun komşuluk ilişkilerini
etkileyip etkilemeyeceği sorulmuştur. Örneklem grubunun %58.2’si, gelir durumunun
komşuluk ilişkilerini etkilemeyeceğini belirtmişti. Đlgili tablo aşağıdadır.
Tablo 123A: Size göre, komşuların ekonomik veya gelir durumu, komşuluk ilişkilerini etkiler mi?
Ekonomik Durumun Komşuluk Đlişkilerini Etkileme Durumu
Evet, etkiler
Kısmen etkiler
Hayır, etkilemez
TOPLAM
Sayı
207
128
467
802
Yüzde
25,8
16,0
58,2
100,0
156
Ekonomik açıdan bir düzeyde bulunma, o paralelde bir yaşam sürdürmeyi de bilirlikte
getirebilmektedir. Kişi, gelirine göre bir yaşam sürdürürken, çevresinde bulunanların da
benzer nitelikte olmasını önemseyebilir. Bu durumda, kendi ekonomik durumundan düşük
veya yüksek olanlarla komşuluk ilişkilerinin sürekli / sistematik olarak yürütülmesinin biraz
daha zorlaşacağı ifade edilebilir.
Enformel görüşmede dile getirilen görüşlerden bazıları aşağıdaki gibidir:
“Komşuluk ilişkilerinin azalması ekonomik sıkıntılar ve güvensizlikten kaynaklanıyor.
Eskiden komşuluk daha samimi, daha güzeldi. Şimdi çıkar ilişkisi üzerine kurulu. Đlişkilerin
nasıl düzeleceğini bilmiyorum ve düzeleceğini de zannetmiyorum. Ekonomi daha iyi olursa
milletin sıkıntısı azalacak ve ilişkiler artacak. Batılılaşma ve teknolojik değişimler komşuluğu
olumsuz etkiliyor. Birbiriyle yardımlaşma eskiden daha sıcak ve özenli yapılırdı. Şimdi ise
daha soğuktur”.
“Đyi komşuların biri birlerini idare etmesi gerekir. Komşuların memur olması onlara
olan güveni arttırıyor”.
“Fakir insanlar, birbirlerinin derdine ortak ve destek oldukları için, daha fazla
görüşüyorlar. Komşuluklar daha iyi. Bireysellik, çıkar ilişkisi, modern yaşam komşuluğu
olumsuz etkiliyor”.
“Komşuluk ve akrabalık ilişkileri azaldı. Maddi durumum iyi olmadığı için, beni, maddi
durumla ilgili sorunlar ilgilendiriyor. Geçim sıkıntısının getirdiği sorunlar her şeyin başında
geliyor”.
“Komşuluk önceden daha iyiydi. Đnsanlar huzurlu idi. Mutluydu. Evler iç içeydi.
Ekonomik olarak daha rahattı. Samimiyet yok, eski hava yakalanmıyor. Bunda ekonomik
imkânların çok etkisi var. Kıskançlık, hasetlik, tamahkârlık komşuluk ve akrabalık ilişkilerini
olumsuz etkiliyor. Özellikle dedikodu. Komşuluğu geliştirmek için halledilmesi gereken en
önemli sorun ekonomik sıkıntının giderilmesidir”.
“Komşuluk ilişkisinde, insanların ekonomik konumları ve gelir seviyeleri önemli bir
belirleyici etkendir” biçiminde formüle edilen Hipotez 7’nin, kısmen doğrulanmış olduğu ileri
sürülebilir.
157
Hipotez 8: Komşuluk, insanların etnik menşe’lerine (Türk, Kürt, Zaza, Ermeni
vs.) göre farklılıklar göstermektedir.
Đlgili hipotezin ispat edilmesi gayesiyle soru 40 (kendinizi etnik olarak nasıl
tanımlarsınız?) ile soru 41 (komşularınızla ilişki kurarken, karşınızdakinin etnik kökeni (Türk,
Kürt, Zaza, Arap vs.) sizin için önemli midir?) arasında ilişki aranmıştır. Đki değişken arasında
bir ilişki çıkmadığı gibi, elde edilen çapraz tabloyu yüzdelerden (%) yola çıkarak yorumlama
da zorlaşmaktadır.
Bu hipotez ile ilgili değerlendirmede bulunabilmek için, anket formunda yer alan 41.
soruya (komşularınızla ilişki kurarken, karşınızdakinin etnik kökeni (Türk, Kürt, Zaza, Arap
vs.) sizin için önemli midir?) göz atmak gerekmektedir. 41 soru ile ilgili basit dağılım tablosu
aşağıdadır.
Tablo 124: Komşularınızla ilişki kurarken, karşınızdakinin etnik kökeni (Türk, Kürt, Zaza, Arap vs.) sizin
için önemli midir?
Etnik Kökenin Önemi
Evet, önemli
Kısmen önemli
Önemli değil
TOPLAM
Sayı
37
55
710
802
Yüzde
4,6
6,9
88,5
100,0
Örneklem grubunun %88.5’i, komşuluk ilişkisi kurarken etnik kökenin önemli
olmadığını dile getirmiştir. Örneklem grubuyla yapılan enformel görüşmelerde de özellikle
dine (Đslam’a) vurgu yapılarak, etnik kökenin hiç de önemli olmadığı dile getirilmiştir. Hatta
dini alanda bilgisi olan bazıları, Đslam tarihinden bazı örnekler vererek etnik kökenin insani
ilişkilerdeki önemsizliğini ispat etmeye çalışmışlardır. Bu örneklerden biri, Đslam
Peygamberi’nin; "Ey insanlar! Rabbiniz birdir. Babanız da birdir. Hepiniz Âdem’in
çocuklarısınız, Âdem ise topraktandır. Arab’ın Arap olmayana, Arap olmayanın da Arap
üzerine üstünlüğü olmadığı gibi; kırmızı tenlinin siyah üzerine, siyahın da kırmızı tenli
üzerinde bir üstünlüğü yoktur” biçimindeki ifadesidir. Đlgili ifade Đslam Peygamberi’nin Veda
Hutbesi’nde geçmektedir.
Enformel görüşmelerden elde edilen açıklamalardan bazılarının aşağıdaki şekilde
sıralanması mümkündür:
158
“Gelenek ve göreneklerde değişme oldu. Komşularımız arasında etnik yapıda
farklılıklar var, ama benim için etnik yapılar önemli değil. Benim için önemli olan
insanlıktır”.
Buna göre; “komşuluk, insanların etnik menşe’lerine (Türk, Kürt, Zaza, Ermeni vs.)
göre farklılıklar göstermektedir” biçimindeki hipotezin doğrulanmadığı ifade edilebilir.
Hipotez 9: Komşuluk, insanların dinî inanışlar ve mezhep (Sünnî, Alevi,
Gayrimüslim vs.) tercihlerine göre farklılıklar göstermektedir.
Đlgili hipotezin ispatı için ikili değişkenlerden ziyade basit dağılım tablolarından yola
çıkılarak bir değerlendirmede bulunulacaktır. Öncelikle kişinin kendisini hangi dini inanca
mensup gördüğü ile ilgili tablo (Kendinizi hangi dini inanca (Müslüman-Sünni, MüslümanAlevi, Hıristiyan vs.) mensup görüyorsunuz?) (soru 42) üzerinde durmakta yarar vardır. Tablo
aşağıda görülmektedir.
Tablo 125: Kendinizi hangi dini inanca (Müslüman-Sünni, Müslüman-Alevi, Hıristiyan vs.) mensup
görüyorsunuz?
Dini Đnanç
Müslüman
Alevi
Cevapsız
TOPLAM
Sayı
730
54
18
802
Yüzde
91,0
6,7
2,2
100,0
Örneklem grubunun %91.0’ı kendisini “Müslüman” kimliği ile tanımlamaktadır.
%6.7’si Alevi olduğunu dile getirmiştir. “Komşuluk ilişkisinde karşıdakinin dini inancı
(Sünni, Alevi, Hıristiyan vs.) sizin için önemli midir?” (Soru 43) biçiminde hazırlanan ve
örneklem grubuna yöneltilen soruya ait cevapların dağılımı aşağıdadır.
Tablo 126: Komşuluk ilişkisinde karşıdakinin dini inancı (Sünni, Alevi, Hıristiyan vs.) sizin için önemli
midir?
Komşuluk Đlişkilerinde Dini Đnancın Önemi
Evet
Hayır
Cevapsız
TOPLAM
Sayı
209
578
15
802
Yüzde
26,1
72,1
1,9
100,0
Komşuluk ilişkileri kurarken dini inancı / mezhebi önemsemediğini ifade edenlerin
oranı %72.1 olmaktadır. Önemseyenler ise %26 oranındadır.
Alan çalışması yapılan Elazığ ilinde, Alevi ve Sünni mezhebine mensup insanlar
bulunmaktadır. Normalde, bu iki mezhebe mensup olanlar arasında ihtilaf yok iken, geçmişte
159
yaşanan bazı olayların (1980 öncesi yaşanan sağ-sol, Alevi-Sünni çatışması gibi), iki grubun
karşı gruba önyargı ile bakmasına neden olduğu ifade edilebilir.
Alan çalışması yapılan dönemde gidilen mahalle ve köylerle ilgili şöyle bir tasvir
yapılabilir: Elazığ’ın il merkezinde özellikle Fevzi Çakmak, Yıldız Bağları, Aksaray
Mahallesi’nin bir kısmı, Yeni Mahallle’nin bir kısmı ve Zafran Mahallesi’nin bir kısmında
Alevi mezhebine mensup olanlar ikamet ederken, diğer kesimlerde Sünni mezhebine mensup
olanlar ikamet etmektedir. Bu mahallelerde iç içe yaşam devam etmektedir. Kişiler karşılıklı
olarak karşıdakinin konumunu kabul ettiğinden dolayı, huzur ve barış içinde bir yaşam
sürmektedir.
Đl merkezine bağlı bazı Alevi köyler (Sün, Sedeftepe (Mığı) vb.) ile etrafındaki bazı
Sünni köyler (Arındık, Hoş vb.) iç içe yaşamakta ve sosyal ilişkiler normal seyrinde
gitmektedir. Enformel görüşme yapılan bazı Alevi ve Sünni yaşlılar, geçmişte iki farklı
mezhep arasında yaşananların tamamen bir tezgâh olduğunu ve gerçekte farklı gibi gözüken
kesimler arasında bir husumetin olmadığını dile getirmişlerdir.
Tablo 127: Komşularınızın dindarlık düzeyini önemser misiniz?
Dindarlık Düzeyini Önemseme Durumu
Evet
Hayır
TOPLAM
Sayı
419
383
802
Yüzde
52,2
47,8
100,0
Đlişki kurulan komşusunun dindarlık düzeyinin önemsenmesine ilişkin dağılımda,
dindarlık düzeyinin önemli olduğunu belirtenlerin oranı %52.2 olurken, yukarıda bir önceki
tabloda görüldüğü gibi, dini inancı (Alevi, Sünni, Hıristiyan vs.) önemseyenlerin oranı ise
%26.1’de kalmaktadır.
Komşulukla ilgili olarak Kur’an’da geçen bir ayet şöyledir: “Allah'a ibadet edin ve O'na
hiçbir şeyi ortak koşmayın. Sonra anaya, babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, akraba olan
komşulara, yakın komşulara, yanında bulunan arkadaşa, yolda kalanlara, sahip olduğunuz
kölelere iyilik edin. Şüphesiz Allah, kibirlenen ve övünen kimseyi sevmez” (Nisa Suresi, 36.
Ayet). Đslam Peygamberi’nin, “Cibril bana komşuyu o kadar tavsiye etti ki, komşuyu
komşuya varis kılacağını zannettim” biçimindeki Hadisi (DUMAN, 1986, 230), komşuluğu
öğütlemektedir. Bir başka Hadis’te, “komşusu, zararından emin olmayan şahıs”ın iman
etmemiş olduğu dile getirilmiştir (KÖKSAL, 2010, 352-353). Hıristiyanlığın önemli
buyruklarından biri ise, “komşunu kendin gibi sev” biçimindedir (ÖZDENÖREN, 1998, 110).
160
Buna göre, kendisi gibi düşünmeyen insandan daha öte, kendi gibi inanmayan insanlarla da
komşuluk etmek, ilahi dinler tarafından tavsiye edilmektedir.
Đslam Peygamberi’nin bir Hadis’inde “yakın komşu” ve “uzak komşu” tabirleri
geçmektedir. Yakın komşu; evi en yakın olan, akraba, Müslüman kimseleri kapsarken, uzak
komşu ise; evi uzak olan, akrabalığı bulunmayan ve gayrimüslimleri ifade etmektedir
(TÜRKMEN, 1996, 33-38). Đslam Halifesi Ali ise, “sesi işitilen” herkesin komşu olduğunu
belirtir (BAYHAN, 2009). Buna göre, her türlü farklılığı gözden uzak tutarak, komşuluğun
geliştirilmesinin gereği Đslam dinince tavsiye edilmektedir.
Enformel görüşmelerde dile getirilen bazı görüşler aşağıdaki gibidir:
“Şahinkaya köyünde, Alevilerle Sünniler arasında sadece selamlaşma var. Bir araya
geldiğimizde Sünniler, dinî kuralları Alevilere söylerler. Aleviler tamam derler, ama
dağıldıktan sonra eski alışkanlıklara yine devam ediyorlar”.
“Ben Avrupa’da çok kaldım. Orada demokrasi vardı. Dine, Đslâm’a saygılılardı.
Almanya’da birçok inançtan insan var. Kimse kimsenin işine karışmaz. Benim üç dört dilim
var. Rusça, Đngilizce ve Almancayı bilirim ama şimdi işsizim. Almanya’da komşuluk
ilişkilerinde gidiş-geliş yani ziyaret etme yok, ama gördüklerinde selamlamadan da geçip
gitmezler. Aşırı samimiyet yok, ama birbirini severler”.
“Komşuluk ilişkisi zaman geçtikçe zayıflamaktadır. Çıkar ilişkisi için komşuluk
yapılmaktadır. Dinini yaşayan, örf ve adetlerine saygılı olan komşuları severim. Komşularla
iyi geçinmeli, hal ve hatırları sorulmalıdır”.
“Komşuluk, insanların dinî inanışlar ve mezhep (Sünnî, Alevi, gayrimüslim vs.)
tercihlerine göre farklılıklar göstermektedir” biçiminde formüle edilen hipotezimizin kısmen
doğrulandığı ifade edilebilir.
Hipotez
10:
Komşuluk,
insanların
siyasi
görüşlerine
göre
farklılıklar
göstermektedir.
Formüle edilen hipotezi test edebilmek için iki farklı değişken kullanılmamış, basit
dağılım tablosuna başvurulmuştur. Anket formunda yer alan 45. ve 46. soruya ait bilgiler, bu
amaçla değerlendirilecektir.
161
“Kendinizi hangi siyasi görüşe mensup görüyorsunuz?” (soru 45) biçiminde sorulan
soruya verilen yanıtların dağılımı aşağıdadır. Örneklem grubunun %58.2’si, bu sorunun sağ
seçeneği ile yanıt verirken, %24.2’lik bir oran ise diğer seçeneği ile yanıt vermeli tercih
etmiştir. Sol diyenler %8.9, liberal seçeneğini işaretleyenler %3.7 oranına karşılık
gelmektedir.
Tablo 128: Kendinizi hangi siyasi görüşe mensup görüyorsunuz?
Siyasi Görüş
Sol
Sağ
Liberal
Diğer
Cevapsız
TOPLAM
Sayı
71
467
30
194
40
802
Yüzde
8,9
58,2
3,7
24,2
5,0
100,0
“Komşuluk ilişkisinde karşıdakinin siyasi görüşü (sağ, sol, liberal vs.) sizin için önemli
midir?” biçiminde formüle edilen soruya (soru 46) verilen yanıtlarda görüldüğü gibi,
örneklem grubunun %77.6’sı, siyasi görüşü önemsememektedir. %22.4’lük oran ise, siyasi
görüşü önemsediğini dile getirmektedir.
Tablo 129: Komşuluk ilişkisinde karşıdakinin siyasi görüşü (sağ, sol, liberal vs.) sizin için önemli midir?
Siyasi Görüşün Önemi
Evet
Hayır
TOPLAM
Sayı
180
622
802
Yüzde
22,4
77,6
100,0
Dini / mezhepsel veya etnik kimliğin her zaman aynı siyasi kimliği ortaya
çıkaramayabileceği ilkesinden yola çıkarak, özelde örneklem grubunun ve genelde ise Türk
toplumunun, insanlar arası ilişkileri geliştirirken siyasi unsuru çok da göz önüne almadığını,
buna dayanarak ifade edebiliriz.
Yukarıdaki değerlendirmelere göre, test etmeye çalıştığımız hipotezimiz kısmen ispat
edilmiştir. Komşuluk ilişkilerinde siyasi görüşe önem verenlerin, örneklem grubunun sadece
1/4’üne karşılık geldiği görülmektedir. Geriye kalan 3/4’lük kesim içinse bu durum çok da
önemli değildir.
Anket formunun 47. sorusu, “komşularla iyi ilişkiler kurabilmek için en önemli etken
sizce nedir?” biçimindedir. Bu soruya örneklem grubunun yarısından daha fazlası (%53.6)
“karşıdaki güven verdikten sonra siyasi görüş, dini inanış veya diğer hususlar önemli
değildir” biçiminde yanıt vermiştir. Aslında bu ifade etnik, dini ve siyasi temelli sosyal ilişki
biçimlerinin, komşulukta çok da önemsenmediğini göstermesi açısından ilginçtir.
162
Yapılan bir araştırmada (ÇAKIR, 2005, 141-142), iyi komşuluk ilişkilerinde
bulunabilmek için gerekli olan etkenler sorulmuş ve %65.0 oranıyla, aynı / benzer dünya
görüşünü paylaşma birinci sırada çıkmıştır. Sonraki unsurlar sırasıyla şunlardır: %43.5 aynı /
benzer örf-adet, %30 aynı / benzer dil-lehçeyi konuşmak, %18 aynı eğitim düzeyinde
bulunmak, %10.5 sadece insan olmak, %9.3aynı / benzer yaşlarda bulunmak, %1.5 aynı gelir
düzeyinde olmak.
“Komşuluk, insanların siyasi görüşlerine göre farklılıklar göstermektedir” biçimindeki
denencenin kısmen doğrulandığı görülmektedir.
Hipotez 11: Komşuluk, insanların eğitim durumlarına göre farklılıklar
göstermektedir.
“Komşuluk, insanların eğitim durumlarına göre farklılıklar göstermektedir” biçiminde
geliştirdiğimiz hipotezin anlamlı çıkabilmesi için, anket formundaki; 8. sorunun a (okula
gitmemiş) ile b (okula gitmemiş, ancak, okuma-yazma bilir) şıkkı okula gitmemiş olarak, c
şıkkı (ilkokul) ile d (ortaokul) şıkkı ilköğretim olarak, f (2 yıllık ön lisans mezunu) şıkkı ile g
(fakülte (4 yıllık lisans) mezunu) şıkkı yüksek öğretim olmak üzere birleştirilmiştir.
Hipotez testi için, 8. soru ile; 31., 32., 34., 48., 51., 68., 80., 81., 82. sorular arasında
ilişki aranmıştır. Đlgili tablolardan anlamlı olanlar ise 8 ile 32. ve 34. sorular arasında kurulan
tablolardır.
Birkaç günde bir görüşenlerin oranı, öğrenim düzeyi arttıkça genel bir artış
göstermektedir (%42.2’den %50.0’e kadar). Öğrenim düzeyinin yükselmesine zıt olarak her
gün yüz yüze görüşenlerin oranında azalma olmaktadır. Đlgili oranlar; %46.1, %50.6, %40.4,
%22.7, %28.6 biçiminde gerçekleşmiştir. Öğrenim düzeyinin yükselmesine paralel olarak,
kişinin mesleğinin de değişme olanağı olacağından, kişinin komşusuyla hergün yüz yüze
görüşmesi biraz zorlaşır denilebilir. Bunun yanında, öğrenim düzeyinin yükselmesiyle
birlikte, serbest zamanları değerlendirmede alternatif yolların (bilgisayar-internet, spor,
zayıflama merkezi vs.) çoğalması da mümkündür.
Öğrenim düzeyinin düşük olması, serbest zamanların değerlendirilmesi noktasında yeni
arayışlar içine girilmesini engelleyebilir. Bu durum ise, daha çok komşularla görüşme
biçiminde rutin bir davranışı ortaya çıkarabilir.
163
Komşularıyla hiç görüşmeyenlerin oranında öğrenim durumunun değişmesine bağlı
olarak belirgin bir değişimin gerçekleşmediği ifade edilebilir.
8. soru (öğrenim durumu) ile 34. soru (komşularınızla ailece görüşüyor musunuz,
görüşüyorsanız ne sıklıkta?) arasındaki ilişkiye baktığımızda; komşularıyla ailece hergün
görüşenlerin oranının, öğrenim durumunun yükselmesine zıt olacak şekilde düştüğü
görülmektedir. Ailece hiç görüşmeyenlerin oranı da öğrenim düzeyinin yükselmesine paralel
olarak yükselmektedir. Ailece görüşmek, aileden birisinin komşuyla görüşmesinden daha
fazla zaman alacağından dolayı, kolay gerçekleşemeyecek bir ilişki biçimi olarak ortaya
çıkabilmektedir. Ayda bir görüşenlerin oranı da yine öğrenim düzeyinin yükselmesine bağlı
olarak yükselmektedir.
Yapılan bir çalışmada, komşuların tahsilli olmasının ne kadar önemsendiği sorulmuş ve
örneklemin %56.2’si bu durumu çok da önemsememiştir. Sadece %29.3’lük oran için bu
durum önemlidir (KOYUNCU, 2005, 78).
Enformel görüşmeler neticesinde elde edilen bilgilerden bazıları aşağıdaki gibi
sıralanabilir:
“Đyi komşuların belirtileri bence gelenek ve göreneklere saygı gösterendir. Güven
üzerine kurulmuş komşuluklar daha iyidir. Bunun da devam etmesi için insanların ekonomik
seviyelerinin geçim seviyesinin iyi olması lazımdır. Ekonomik sıkıntısı çok olanlar sağlıklı
komşuluk ilişkisi kuramaz. Geçmiş komşuluklar bu günkünden çok daha iyiydi. Günümüz
komşulukları samimi değil. Hiç kimsenin biri birine güveni kalmadı. Aslında teknolojinin
olumlu etkileri olması gerekirken, doğru kullanılması bilinmediğinden kötü etkileri oluyor.
Eğitim düzenimiz teknolojinin kullanılmasına müsait değil. Genelde kötü yollarda
kullanılıyor”.
“Komşuluk, insanların eğitim durumlarına göre farklılıklar göstermektedir” biçiminde
formüle edilen hipotezimizin büyük oranda ispat edilmiş olduğu ileri sürülebilir.
Hipotez 12: Komşuluk, cinsiyet (kadın / erkek) durumuna göre farklılıklar
göstermektedir.
164
Yukarıdaki hipotezimizi test edebilmek için 2. soru ile 28., 31., 32., 34., 52. ve 73.
sorular arasında ilişki aranmıştır. 2. soru ile 32., 34., 52. ve 73. sorular arasında oluşturulan
tablolar anlamlı çıkmıştır.
Cinsiyet değişkeni ile 32. soru (komşularınızla yüz yüze görüşme sıklığınız nedir?)
arasındaki ilişki tablosuna bakıldığında şöyle bir değerlendirmede bulunabiliriz: Komşularla
ayda bir yüz yüze görüşen erkek oranı %12.7 iken, bu oran kadınlarda sadece %4.7’dir.
Birkaç günde bir görüşme her iki cins için de aynıdır (%43.9). Hergün görüşme durumu ise
erkeklerde %36.8 iken, bayanlarda %46.4 olmaktadır. Hiç görüşmeme ise erkeklerde %6.6
iken, kadınlarda %5.0 olmaktadır.
2. soru ile 34. soru arasındaki ilişkiye bakıldığında şöyle bir dağılım ortaya çıkmaktadır:
34. soru, “komşularınızla ailece görüşüyor musunuz, görüşüyorsanız ne sıklıkta?” biçiminde
sorulmuştur. Ailece ayda bir görüştüğünü ifade eden erkeklerin oranı %32.7 iken bayanların
oranı %24.2 olmaktadır. Birkaç günde bir komşularıyla görüşen kadınların oranı %29.9
olurken, bu oran erkekler için %39.1’dir. Hergün ailece görüştüklerini belirten kadınların
oranı %24.7 olurken, erkeklerin oranı ise ancak bu oranın yarısıdır (%12.2). Komşularla hiç
görüşmediklerini beyan eden erkeklerin oranı %16.0 iken, bu oran kadınlarda %21.2’ye
karşılık gelmektedir.
Anket formunda yer alan 52.soru “komşuluk sizin için ne kadar önemli” biçimindedir.
2. soru ile 52. soru arasında kurulan ilişkiye göre; çok önemli diyen erkeklerin oranı %74.1,
kadınların oranı %77.6; önemli diyen erkeklerin oranı %17.0, kadınların oranı %16.0; orta
derecede önemli diyen erkeklerin oranı %5.8, kadınların oranı %4.2, önemli değil diyen
erkeklerin oranı %3.0, kadınların oranı ise %2.2’ye karşılık gelmektedir.
73. soru “hangi komşunuzla daha sık görüşüyorsunuz?” biçiminde sorulmuştur. Soru 2
ile bu soru arasında kurulan çapraz ilişki tablosuna baktığımızda şöyle bir dağılım olduğu
görülmektedir: Karşı komşu ile sık görüştüğünü belirten erkeklerin oranı %42.9, kadınların
oranı %51.1’dir. Alt veya üst kattaki komşu ile sık sık görüştüğünü belirten kadınların oranı
%21.7 iken, bu oran erkeklerde %15.7’dir. Uzak komşu ile görüşen kadınların oranı %4.2
iken erkeklerin oranı %3.6’ya karşılık gelmektedir. Komşuların hepsiyle görüşen kadın oranı
%14.0 iken, komşuların hepsiyle görüşen erkek oranı %27.9’dur. Hiçbiriyle görüşmeyen
erkek oranı %2.0 iken, kadınlarda bu oran %1.2’dir.
165
Hepsiyle görüşürüm biçiminde cevap veren erkek oranının kadınlara göre yüksek
olmasının nedenini; kadınların komşuluk ilişkisi kurarken daha seçkinci davranmalarına
karşılık çokça komşu edinmeleri, buna karşın erkeklerin komşu özelliği taşıyan insanlarla
görüşme durumunun yaygın olduğu, ancak, komşuyu seçme biçiminde bir tavır
göstermemeleri durumuyla izah etmek mümkündür.
Erdoğmuş’un (2006, 93) yaptığı araştırmaya göre de, erkek ve bayanların komşularıyla
görüşme sıklıkları farklı çıkmıştır (%38 kadın, %26 erkek). Yılmazöz’ün (2010, 120)
çalışmasında; komşuları ile her gün görüşen kadınların oranı %29.4 oranında iken, erkeklerde
için bu oran %17.9’dur.
Kadınların komşuluk ilişkisi kurmaları durumunun erkeklerden daha hızlı, yaygın, uzun
süreli olmasını Tarhan (2005, 150), aşağıdaki ifade ile dile getirmektedir: “Kadınların duygu
ve düşüncelerini ifade etme yetileri, dinleme becerilerinden daha yüksektir”.
Erkeklerin evde görüşme yanında başka mekânlarda görüşme imkânları, kadınlara göre
daha fazla olabilmektedir. Kahvehane, bu noktada erkeklerin imdadına yetişen önemli bir
mekân / kurumdur (YILDIZ, 2007, 173). Evden bağımsız olması ve özgürce hareket etme
imkânı sunması gibi nedenlerden dolayı, kahvehane erkekler tarafından çokça tercih
edilmektedir.
“Kadınlar arasında dedikodu had safhadadır. Çekememezlik var. Erkeklerin kendi
aralarındaki komşuluğu daha iyidir. Kadınlardan çok şikâyetçiyim”.
“Çevremizde komşuluğa genelde önem verilir. Bayanlar daha çok ev hanımıdır.
Erkeklerin çoğu çalışıyor. Kadınlar arasında komşuluk daha çok gelişmiştir. Komşuluk sosyal
hayatın gelişmesinde önemli bir zemindir. Teknolojinin gelişmesi komşuluğu olumsuz
etkilemiştir. Çünkü onlara daha çok zaman ayırmak gereği ortaya çıkmıştır. Komşularımızdan
beklentilerimiz daha çok çocuklarımıza iyi örnek olmalarıdır. Özel günlerde sadece
kutlamalara giderim. Komşuların daha çok güler yüzlü ve samimi olmalarını severim”.
“Bayanlar için komşuluk çok daha önemli. Çocuklar benim için sorun teşkil etmiyor.
Komşulukta akraba olunması daha önemlidir. Komşulara gidileceği zaman önceden haber
edilmesi gerekir”.
166
Hipotez 13: Komşuluk, insanların meslekî durumlarına (esnaf, memur, işçi,
zanaatkâr, serbest meslek, pazarlamacı vb.) göre değişebilmektedir.
Anket formunun 10. sorusu kişinin mesleğini öğrenmeye yöneliktir. Soruya ait
seçenekler fazla (14 seçenek) olduğundan, çapraz ilişki tablosu oluşturulmamış, basit dağılım
tablosu ile yetinilmiştir. Verilen cevapların dağılımı aşağıdaki gibidir: memur %5,6, işçi
%5,1, çiftçi %4,0, serbest-tüccar %3,9, öğretmen %4,5, din görevlisi %1,9, asker %0,4, polis
%1,6, esnaf %6,2, şoför %1,1, emekli %4,7, teknisyen-tekniker %1,9, işsiz %6,7 cevap
vermeyenler %0,5, diğer %51,9.
Anket formunun 55. sorusu ise, “komşularınızla ilişki kurarken, onların sahip oldukları
meslek (esnaf, memur, işçi, işsiz vs.) sizin için önemli midir?” biçimindedir. Bu soruya ait
dağılım aşağıdadır.
Tablo 130: Komşularınızla ilişki kurarken, onların sahip oldukları meslek (esnaf, memur, işçi, işsiz vs.) sizin için
önemli midir?
Mesleğin Önemi
Evet, çok önemli
Evet, kısmen önemli
Hayır, önemli değil
TOPLAM
Sayı
53
96
653
802
Yüzde
6,6
12,0
81,4
100,0
Komşu ilişkisinde sahip olunan mesleğin önemli olmadığını belirtenlerin oranı
%81.4’tür. Önemli görenlerin oranı ise toplamda %18.6 oranına karşılık gelmektedir.
Komşuluk ilişkisi geliştirirken, özellikle şehir kesiminde, “düşük” statüde görülen
meslek mensuplarıyla ve aileleriyle daha “sınırlı” ilişki kurulduğu ve hatta küçümseme
yoluna gidildiği ifade edilebilir. Aşağıdaki ifade bunun örneğidir: “Kapıcı çocuklarını
küçümsüyorlar, aşağılıyorlar. Kapıcıları pis diye bakıyorlar, hepsi köylü diye görüyorlar”
(ÖZYEĞĐN, 2003, 63). Mesleğin sosyo-ekonomik açıdan farklı sınıflara mensup insanlar
içinde yerine getiriliyor olmasının böyle bir bakış açısını doğurduğu söylenebilir.
Yapılan enformel görüşmelerde elde edilen açıklamalar aşağıdaki gibidir:
“Apartmanın kapıcısıyım, herkesten memnunum. Eskiye göre komşulukta, kötüye
doğru, değişim var”.
“Çalışıyorum. Komşularımla problemim yok. Eşim ve ben çalıştığım için komşularla
görüşmeye zaman ayıramıyorum. Fırsatım olsa elbette görüşürüm”.
167
“Komşular ile fazla görüşemiyorum. Kendim memurum. Komşular da öyle. Ortak bir
noktamız olmadığı için fazla görüşemiyoruz.”
“Çalışan bir kadın olduğum için komşularıma zaman ayıramıyorum. Bayram günlerinin
komşuluk ilişkilerinin geliştirilmesi için mutlaka değerlendirilmesi gerekir”.
“Şimdiki komşularım çalışıyorlar. Onlarla görüşemiyoruz. Çalıştıkları için bize vakit
ayıramıyorlar. Şimdiki komşular benden daha gençler. Kafa dengim yok. Hepsi çalışıyor. Bu
yüzden fazla samimiyetim yok”.
“Komşuluk ilişkileri bitme aşamasında. Zorla olacak bir iş değil. Dini duyguların güçlü
olmasının, komşuluk ilişkilerini ayakta tutacağı bir yanılgıdır. Đnsanların ekonomik durumu
geliştikçe, refah arttıkça insanlar bireyselliklerini yaşayacaklar. Evde yalnız bir yaşam tercih
edecekler”.
“Binalarda temizliğe gitmekteyim. Merdiven temizliği yapmaktayım. Çevreden hor
görülmeden dolayı sıkıntı yaşamaktayım. Sadece kendim değil, çocuklar da hor görülmenin
ezikliğinin farkında”.
“Komşuluk, insanların meslekî durumlarına (esnaf, memur, işçi, zanaatkâr, serbest
meslek, pazarlamacı vb.) göre değişebilmektedir” biçiminde formüle edilen hipotezimiz
kısmen ispat edilmiştir.
Hipotez 14: Sosyo-kültürel değişim sürecinde komşuluk, göç eden insanların şehre
yerleşim tarihlerine göre farklılıklar göstermektedir.
Đlgili denenceyi test edebilmek için 5., 6. ve 101. sorular bağımsız değişken olarak
alınmıştır. Bu değişkenlerle, ilgili bağımlı değişkenler kullanılarak çapraz ilişki tablosu
oluşturulmuştur. 5. soruyla bazı bağımlı değişkenler arasında ilişki bulunmuş, 100. soru ile
değişkenler (31., 32. ve 34. soru) arasında ise anlamlı tablolar bulunamamıştır.
Çapraz ilişki tablolarının anlamlı çıkabilmesi amacıyla; 5. ve 6. sorudaki merkez köy ve
ilçeye bağlı köy şıkları; il belde ile ilçe belde şıkları birleştirilmiştir.
5. ve 32. sorular arasında kurulan çapraz tabloya bakıldığında şöyle bir durum ortaya
çıkar: Şehir merkezinde ikamet edenlerin %9.3’ü ayda bir görüşürken kırsalda / köyde ikamet
edenlerde bu oran %6.2 olmaktadır. Birkaç günde bir görüşen şehirde ikamet edenlerin oranı
168
%49.4 iken, köyde bu oran %38.4’tür. Hergün görüşme oranı şehir merkezindekilerde %35.7
iken, bu oran köydekilerde %50.2’ye karşılık gelmektedir. Hiç görüşmeme durumu şehir
merkezinde %5.6 iken köyde %5.2’dir.
Soru 5 ile soru 34 arasındaki çapraz ilişki tablosuna bakıldığında ise şöyle bir ilişki
ortaya çıkmaktadır: Şehir merkezinde ikamet edip ailece ayda bir görüşenler %27.3 iken
köyde / kırsalda bu oran %31.3 olmaktadır. Birkaç günde bir görüşen şehir yerleşimcilerinin
oranı %30.7 iken köy yerleşimcilerinin oranı %39.8’dir. Hergün görüşme oranı şehirde
%17.7, ilçede %23.1 ve köyde ise %18.0’dir. Hiç görüşmeme şehir merkezinde %24.2 iken
köye gelinceye kadar şöyle bir değişim geçirir: %17.9, %14.0, %10.9.
Hipotezimizi test edebilmek için anketin 100. sorusu olarak sadece il merkezi ve ilçe
merkezlerinde ikamet edenlere sorulan “kaç yıldan beri il veya ilçe merkezinde ikamet
ediyorsunuz?” sorusuna verilen dağılım aşağıdadır: %66.0 15 yıldan fazla, 3-4 yıl arası %5.6,
9-10 yıl arası %4.9, 5-6 yıl arası %4.4, 13-14 yıl arası %4.7, 11-12 yıl arası %3.3, 7-8 yıl arası
%3.0, 1-2 yıl arası %3.0, 1 yıldan az %2.1.
Şehirde kalış süresi, şehir kültürünün kazanılması sonucunu doğurabilirken, komşuluk
kültürüne ait davranış kalıplarının şehre taşınması sonucunu da doğurabilir. Bunun yanında,
şehre özgü komşuluk davranış kalıplarının edinilmesi, komşuluk ilişkilerinin daha da samimi
olduğu veya olacağı anlama gelmeyebilir. Kişi, kırsal kesimde / köyde edinmiş olduğu
kalıpları şehirde sergilemekten dolayı kınanabilir veya dışlanabilir. Ancak, bir kişinin uzun
süre çevresi tarafından benimsenen ve ödüllendirilen kalıplara bigâne kalması mümkün
olmadığından, belli bir adaptasyon / kanıksama sürecinden sonra kente özgü davranış kalıbını
benimser ve kendine mal eder.
Enformel görüşmelerden elde edilen bazı açıklamalar aşağıdaki gibidir:
“Sosyo-kültürel değişim sürecinde komşuluk, göç eden insanların şehre yerleşim
tarihlerine göre farklılıklar göstermektedir” biçimindeki hipotezimiz kısmen de olsa ispat
edilmiş olmaktadır.
Hipotez 15: Komşuluk, şehre göç eden insanların şehirde yerleştikleri yere /
mekâna göre farklılıklar göstermektedir.
169
Đlgili denenceyi test edebilmek için “daha önce başka bir yerde ikamet ettiniz mi,
ettiyseniz il / ilçe / köy / kasaba / belde / mahalle adı neydi?” biçimindeki soru (6. soru)
bağımsız değişken olmak üzere, 32. ve 34. sorular arasında ilişki aranmış ve anlamlı ilişki
bulunmuştur. Đlçe merkezi de şehir kategorisinde değerlendirilmek suretiyle çapraz ilişki
tablosu kurulmuştur.
Soru 6 ile soru 32 arasındaki tabloya bakıldığında şöyle bir durum ortaya çıkar: Birkaç
günde bir yüz yüze görüşen komşuların oranı %45.0 iken köyde %37.1’dir. Hergün
görüşenler şehirde %40.6, köyde %54.8’dir. Hiç görüşmeyenler şehirde %6.1, köyde
%3.2’dir. Soru 6 ile soru 34 arasındaki tabloya bakıldığında ise aşağıdaki gibi bir dağılım
ortaya çıkmaktadır: Ailece ayda bir görüşenler Şehirde %31.0 köyde %27.4, birkaç günde bir
görüşenler şehirde %26.6 köyde %48.8, hergün görüşenler şehirde %18.8 köyde %9.7, hiç
görüşmeyenler şehirde %23.6 köyde %14.5.
Şehir merkezinde ailece ayda bir görüşenlerin oranı %31.0 iken, bu oran ilçe
merkezinde %26.9 olmaktadır. Şehir merkezinde birkaç günde bir görüşenlerin oranı ilçe
merkezinde %28.4’e ulaşmaktadır. Hergün görüşenler şehirde %18.8 olurken, ilçe merkezinde
%25.4 oranındadır. Hiç görüşmeyenler şehirde %23.6 iken, bu oran ilçe merkezindekilerde
%19.4 olmaktadır.
Đkamet edilen evin; site, apartman, villa, dubleks veya yazlık olmasının komşuluk
ilişkilerini etkilemesi ile ilgili görüşlerin dağılımı şöyledir: Etkiler %43.5, evet, kısmen etkiler
%18.2 ve hayır, etkilemez %38.3.
“Kapı komşu” deyimi, evin kapısı her açıldığında karşıdaki veya yandakiyle olan bir
ilişki biçimini niteler gibidir. Konut sakini; akrabası, çocuğu veya anne babasıyla
rastlaşmaktan ziyade, günde birkaç kez karşı veya yan komşusuyla rastlaşabilmektedir. Bu
durumda, fıtratın / karakterin uyuşmaması durumunda bile komşuluk ilişkilerinin
sürdürülmesi olası hale gelebilmektedir.
Şehir merkezi ve ilçe merkezlerinde ikamet edenlerin komşuluk ilişkilerinin ikamet
edilen sokak, mahalle veya semte göre değişebilir. Yerleşilen yerdeki insanlar arasında geçerli
olan ilişki kalıplarına uymama durumu; kınanma, dışlanmışlık gibi sonuçlar doğurabilir. Bu
nedenle ilgili; mahalle, bölge, caddede geçerli olan komşuluk ilişki kalıplarının, belli bir
zaman içerisinde benimsenmesi mümkün hale gelmektedir.
170
Komşuluk ilişkilerinin şehir ortamında değiştiğini ve neredeyse kalkmak üzere
olduğunu dile getiren şairlerden birisinin şiiri aşağıdaki gibidir:
Yılda bir gidilmez yana gomşudan,
Garşılıh da gelmez sana gomşudan,
Farkında değiliz konu komşudan,
Kendi başımızın derdine düştük (KARAARSLAN, 2006-86-87).
Gerçekleştirilen enformel görüşmelerdeki bazı açıklamalar aşağıdaki gibidir:
“Apartmanda hep Palulular oturuyor, hepsi birbirini tutuyor, diğerlerini dışlıyorlar. Bizi
umursamıyorlar. Ölsek hasta olsak hiç haberleri olmaz, ne arar ne sorarlar”.
“Eskiden yedi sokak ötesindekini tanıyorduk. Şimdi üst komşuyu tanımıyoruz”.
Oluşturulan çapraz ilişki tabloları, ilgili denenceyle endirekt bir ilişki içinde olduğundan
dolayı, denencenin tam olarak ispat edilmiş olduğu söylenemez. Yine de belli bir oranda
gerçekleşmiş olma durumunu taşıdığı dile getirilebilir.
Hipotez 16: Komşuluk, insanların oturdukları meskenin mülkiyet durumlarına
göre farklılıklar göstermektedir.
Đlgili denencenin test edilebilmesi için 17. soru ile 31., 32. ve 34. sorular arasında ilişki
aranmıştır. Tabloların anlamlı çıkabilmesi için, 32., 33. ve 34. sorulardaki bazı şıklar
birleştirilmiştir. Bu sayede, 17. soru (oturduğunuz evin durumu nedir?) ile 34. soru
(komşularınızla ailecek görüşüyor musunuz, görüşüyorsanız ne sıklıkta?) arasında anlamlı bir
ilişki çıkmıştır.
Kendi evinde oturan, ancak, komşularla hiç görüşmediğini ifade edenlerin oranı en
düşük seviyededir. Ev satın alan kişi, uzun bir süre burada ikamet edeceğini düşündüğünden
komşularla ilişkilerini daha sıkı tutmak gereği hissedebilir. Hiç ilişki kurmayanlar içinde en
yüksek oranı (%24.4), lojmanda oturanlar oluşturmaktadır. Lojmanda oturmanın süreyle
sınırlandırılmış olması, komşuluk ilişkilerinin daha yüzeysel ve uzun ilişki içermeyen bir
yapıda oluşması sonucunu doğurabilmektedir. Lojmanda ikamet edenlerin görüşme biçimleri
arasında en yüksek oranı (%31.0) ayda bir seçeneği oluşturmaktadır.
171
Ev sahibi olmayan / kiracı olan komşulara, “geçici” gözüyle bakılması durumu
olabileceğinden, komşuluk ilişkileri kurulması ve devam ettirilmesinin sınırlı olacağı
söylenebilir. Enformel görüşmelerden elde edilen bilgilerden bazıları, bu görüşü destekler
mahiyettedir.
Enformel görüşmelerden elde edilen bilgilerden bazıları aşağıda verilmiştir:
“Akrabalarımızın çoğu uzaktadır. Bu da beni olumsuz etkiliyor. Bana yakın olsa daha
iyi olurdu. Komşuların çoğu kirada oturuyor. Kiracılar değiştiği zaman, yeni gelen kiracılarla
irtibat kurmak ve onlara alışmak benim için zordur”.
Buna göre, “komşuluk, insanların oturdukları meskenin mülkiyet durumlarına göre
farklılıklar göstermektedir” biçimindeki denencemiz kısmen ispat edilmiş olmaktadır.
Hipotez
17:
Komşuluk,
ailelerin
hane
büyüklüğüne
göre
farklılıklar
göstermektedir.
Đlgili denencenin test edilebilmesi için 16. sorudaki seçenekler uygun şekilde
birleştirilmek suretiyle azaltılmıştır. Soru 16 ile 32. ve 34. sorular arasında çapraz ilişki
tablosu oluşturulmuştur. Tablolar çok anlamlı olmasa da, kutucuk değerlerinden yola çıkılarak
bir değerlendirme yapılmaya çalışılmıştır.
Yalnız olup, birkaç günde bir komşularıyla görüştüğünü söyleyenlerin oranı %36.0
iken, aile büyüklüğü 2-5 arası olanlarda bu oran %46.5, hane büyüklüğü 6-9 arası olanlarda
%36.9, hane büyüklüğü 10 ve üzeri olanlarda ise %31.6’ya karşılık gelmektedir.
Hergün görüşme durumunda ise şöyle bir dağılım vardır: Yalnız olup hergün yüz yüze
görüşenlerin oranı %48 iken, hane büyüklüğü 2-5 arası olanlarda bu oran %40.4, hane
büyüklüğü 6-9 arası olanlarda %44.3, aile büyüklüğü 10 ve üzeri olanlarda ise %52.6
olmuştur. Tablodaki değerler, denencenin tam olarak ispatı anlamına gelmemekte, kısmen bir
doğrulanma söz konusu olmaktadır.
Soru 16 ile soru 34 arasındaki ilişki, soru 16 ile soru 32 arasındaki ilişkiye göre daha
güçlüdür. Yalnız yaşayıp da komşularıyla ayda bir ailece (!) görüşenlerin oranı %20.0
olurken, hane büyüklüğü 2-5 arasında olanlarda bu oran %28.1’dir. Hane büyüklüğü 6-9 arası
olanlarda %30.2 iken, aile büyüklüğü 10 ve üzeri olanlarda oran %31.6 olmaktadır.
172
Birkaç günde bir ailece görüşenlerin oranı ise sırasıyla; %32.0, %34.6, %35.6, %36.3
olmuştur. Hergün görüşme durumuyla ilgili ise şöyle bir dağılım ortaya çıkmıştır: Yalnız
yaşayanlarda %28.0, hane büyüklüğü 2-5 arası olanlarda %18.6, hane büyüklüğü 6-9 arası
olanlarda %17.4, hane büyüklüğü 10’dan büyük olanlarda %15.8 olarak gerçekleşmiştir.
“Komşuluk ilişkilerinin sürdürülmesinde, komşularınızın ailelerindeki fert sayısı,
komşuluk ilişkilerinizi etkiler mi?” (soru 58) biçiminde sorulan soruya ait basit dağılım
tablosuna göre, ailedeki fert sayısının, komşuluk ilişkilerini etkilemeyeceğini belirtenlerin
oranı örneklem grubunun 3/4'ünden daha fazladır. Đlgili tablo aşağıdadır.
Tablo 131: Komşuluk ilişkilerinin sürdürülmesinde, komşularınızın ailelerindeki fert sayısı, komşuluk ilişkilerinizi
etkiler mi?
Ailedeki Fert Sayısının Komşuluk Đlişkisine Etkisi
Evet, tamamen etkiler
Evet, kısmen etkiler
Hayır, etkilemez
TOPLAM
Sayı
57
132
613
802
Yüzde
7,1
16,5
76,4
100,0
Ailenin kalabalık oluşu, normalde, komşuluk ilişkilerini etkileyen önemli bir unsur
olarak ele alınmıştır. Ancak, ailedeki çocuk sayısı ve aile ile birlikte kalan yaşlı kuşağın,
görüşülecek komşu için “külfet” gibi görülmediği dikkat çekmektedir. Çocukların, bir
birleriyle kaynaşması, oyun oynaması gibi durumlar, çocuk olgusuna olumsuz bir anlam
yüklenmesini anlamsızlaştırabilir.
Evin yaşlılarının (anne,, baba, dede, nine), komşuluk ilişkilerinde “yük” olarak
görülmediği,
yukarıdaki
verilere bakılarak
söylenebilir.
Aksine,
yapılan
enformel
görüşmelerde de ifade edildiği gibi, yaşlıların nasihatleri, deneyimleri bazen kişiler tarafından
“istenen” konumda olabilmekte ve komşularla kalabalık sayıda görüşme çok da istenmeyen
bir durum olarak algılanmayabilir.
Sonuç olarak, “komşuluk, ailelerin hane büyüklüğüne göre farklılıklar göstermektedir”
biçimindeki denence kısmen doğrulanmış olmaktadır. Hane büyüklüğüyle bağlantılı olarak
geliştirilen komşuluğun kendine mahsus kurallarının zamanla oluştuğu ileri sürülebilir.
Hipotez 18: Komşuluk, ailelerin çocuk sayılarına göre farklılıklar göstermektedir.
Anket formunun 59. sorusu, “herhangi bir komşu ile ilişkileri geliştirirken, komşunuzun
çocuk sayısı sizin için önemli midir, neden?” (soru 59) biçiminde yöneltilmiştir. Örneklem
grubunun 3/4'ünden daha fazlası için bu durum olumsuz bir durum olarak algılanmamaktadır.
173
Tablo 132: Herhangi bir komşu ile ilişkileri geliştirirken, komşunuzun çocuk sayısı sizin için önemli midir, neden?
Çocuk Sayısının Komşuluk Đlişkisine Etkisi
Evet
Hayır
TOPLAM
Sayı
192
610
802
Yüzde
23,9
76,1
100,0
Basit dağılım yanında, soru 15 ile 32. ve 34. soru arasında ilişki aranmış ve amaçla
çapraz tablo oluşturulmuştur. Soru 15 ile soru arasındaki tablo daha anlamlı çıkmıştır.
Çocuğu olmayanlardan ayda bir görüşenler %27.1 oranındadırlar. Bu sırasıyla; %31.9,
%24.2, %33.3, %25.0 biçiminde gerçekleşmiştir. Çocuğu olmayıp da birkaç günde bir
görüşenlerin oranı %37.1 ve sırasıyla %25.0, %43.7, %33.3, %32.1 olmuştur. Hergün
görüşenler ise sırasıyla; %22.1, %19.4, %15.2, %17.4, %28.6 olarak gerçekleşmiştir.
Denence 17’nin değerlendirmesinde de belirtildiği gibi, evdeki çocukların varlık
durumu, komşuluk ilişkilerini çok da olumsuz etkilememekte, aksine çocukların biri biriyle
arkadaş olması, oynaması, sosyalleşmesine fırsat sunması gibi nedenlerden dolayı olumlu bir
anlam yüklenmektedir.
Yapılan bir çalışmada da, çocuk sayısının komşuluk ilişkilerini çok da etkilemeyeceği
ifade edilmiştir. %61.5’lik oran için bu oran önemsizken, önemseyenlerin oranı %24.0’dır
(KOYUNCU, 2005, 79). Kişilerin, komşuluk kurma niyetinde olduktan veya bir araya
geldikten sonra, çocuk sayısını pek de önemsemedikleri ileri sürülebilir.
Anket formuna yazılan veya enformel görüşme sonucu elde edilen bilgilerden bazıları
şöyledir:
“Çocuğum yok. Tekim. Kimseyle sorunum yok. Çocuklar olsaydı daha farklı olurdu.
Dövüşürlerdi. Bize derlerdi ki bunların ahlakı kötü”.
“Çocuğumla ilgilenmekten komşularla ilgilenmeye vakit bulamıyorum”.
“Ben hoşgörülüyüm ama komşum öyle değil. Komşumun kalabalık bir ailesinin olması,
komşuluğumuzu etkiliyor. Çocuklu aileler bize zarar veriyor. Çocukların kavgasından
rahatsız oluyorum. Komşumla sadece bayramlarda görüşüyoruz. Herkesin sorumluluğu oldu.
Çocuklar büyüdü. Kimse kimseyle ilgilenmiyor. Kimse kimseye vakit ayırmıyor. Birbirimize
geliş gidişler bekliyoruz. O sen gel diyor, diğeri sen. Kimse kimseye gitmeyince soğukluk
174
başlıyor. Çocuklar olmadan önce herkes birbiri ile konuşuyordu. Çocuklardan sonra kimseye
vakit ayıramaz olduk”.
“Zihinsel engelli çocuğumuz olduğu için komşular bizden uzaklaşıyorlar, engelli
çocuktan çekindikleri için gelmiyorlar. Sadece akrabalar ve engelli çocuğun zararsız olduğunu
bilenler geliyor. Ahirette ilk sorulan soru komşuluktur. Kimseye kızgın değilim. Hiçbir zaman
çocuklar yüzünden komşularla tartışmam”.
“Komşularla aram pekiyi değil, olmak da istemiyorum. Eşimden dolayı komşuları
tanıyorum. Çünkü kimsenin samimiyetine güvenmiyorum. Ama güven duyarsam komşuluk
yaparım. Güven çok önemli. Özellikle çocukların fazlalığı komşuluk ilişkilerini etkiliyor”.
Buna göre, “komşuluk, ailelerin çocuk sayılarına göre farklılıklar göstermektedir”
biçiminde formüle edilen denencenin kısmen doğrulanmış olduğu ifade edilebilir.
Hipotez 19: Komşuluk, özel gün ve zaman aralıklarında (bayramlar, ölüm, doğum,
sünnet, düğün, nişan, kutlama, yılbaşı, yeni taşınma, yer değiştirme, askere uğurlama ve
asker karşılama, hacca uğurlama, hacı karşılama, Ramazan, Muharrem vb.) farklılıklar
göstermektedir.
Đlgili denencenin ispatı için çapraz tablo oluşturulmamış, basit tablolardan yola çıkarak
birtakım değerlendirmelerde bulunulmuştur.
Anket formunun 84. sorusunda, “kaza, ölüm, hastalık gibi acil durumlarda ne
yaparsınız?” biçiminde soru sorulmuştur. Bu soruya “komşumu ararım” biçiminde yanıt
verenler, örneklem grubunun %38.’sine karşılık gelmektedir.
Komşular arasındaki doğum, ölüm, düğün gibi olaylardan haberdar olma durumuna
ilişkin olarak sorulan soruya (soru 85) “evet” biçiminde yanıt verenler %91.1 oranına sahiptir.
Komşular arasında yaşanabilecek doğum, ölüm, düğün gibi olaylardan haberdar olma
durumunda nasıl davranılacağını ilişkin dağılım (soru 86) aşağıdadır:
Tablo 133: Komşularınız arasındaki doğum, ölüm, düğün gibi olaylarından haberdar olursanız nasıl davranırsınız?
Doğum, Ölüm, Düğün Gibi Olaylarda Takınılan Tavır
Đlgilenmem
Ne ihtiyaçları olursa yardımcı olurum
Sadece törene katılırım
Diğer
Cevapsız
TOPLAM
Sayı
28
648
84
35
7
802
Yüzde
3,5
80,8
10,5
4,4
0,9
100,0
175
Örneklemin 4/5’inden daha fazlası, özel gün ve zaman aralıklarında komşularının ne
ihtiyaçları olursa karşıladığını belirtirken, %10.5 ise törene katıldığını ifade etmiştir.
Bir araştırmada (ÇAKIR, 2005, 192); doğum, ölüm, düğün gibi olağanüstü durumlarda
nasıl bir tavır takınıldığına ilişkin soru sorulmuş ve aşağıdaki gibi bir dağılım ortaya
çıkmıştır: Đlgilenmeyenler %2.2, her türlü yardımı yapanlar %77.8, sadece törene katılanlar
%11.4, haberdar olmayanlar ise %8.6 oranına sahiptir.
Bayram, ölüm, doğum, sünnet, düğün, nişan gibi özel gün ve zaman aralıklarının,
komşuluk ilişkilerinin gelişmesine önemli katkısı olduğu görüşünde birleşenlerin toplam oranı
%84.0’a denk gelmektedir. Đlgili soruya (soru 60) ait dağılımı gösteren tablo aşağıdadır.
Tablo 134: Sizce, özel günler (bayram, ölüm, doğum, sünnet, düğün, nişan vs.), komşuluk ilişkilerinin gelişmesine etki
eder mi?
Özel Günlerin Komşuluk Đlişkilerini Etkileme Durumu
Evet, çok etkiler
Evet, kısmen etkiler
Diğer zamanlarda da komşuluğu sürdürmek gerekir
Diğer
TOPLAM
Sayı
532
142
97
31
802
Yüzde
66,3
17,7
12,1
3,9
100,0
Kişiler, normal zamanda olmayan ilişkilerini, bu zamanlarda karşılıksız olarak
ilerletmekte ve kendilerinin de sevinçli ve kederli günlerinde komşularının yanı başlarında
olmasını beklemektedir.
Enformel görüşmelerden elde edilen bilgilerden bazıları aşağıdadır:
“Komşularla iyi geçinmek, onları rahatsız etmemek lazımdır. Düğün, taziye gibi
zamanlarda komşuların yanında olmak gerekiyor. 30-40 sene önceki komşuluklar daha çok
değişti. Önceden yardımlaşmalar daha çoktu. Hiç memnun olmadığım komşu yoktur. Devlet
memuru olduğumdan apartmanda komşularla fazla görüşemiyoruz”.
“Komşuluk, özel gün ve zaman aralıklarında farklılıklar göstermektedir” biçiminde
formüle edilen denencenin ispat edildiği ifade edilebilir.
Hipotez 20: Komşuluk ilişkileri; akrabalık derecesi ve ilişkilerine göre farklılıklar
göstermektedir.
Đlgili denenceyi test edebilmek için basit dağılım tablolarından yola çıkılarak birtakım
değerlendirmelerde bulunulacaktır. Örneklem grubuna yöneltilen “komşularınızla aranızdaki
176
yakınlık derecesi nedir?” biçimindeki 29. soruya verilen yanıtlara göre; %13.0’lık kesim
yakın akraba, %2.7 ise uzak akraba cevabını vermiştir. Anket formundaki “aşağıdakilerden
hangisine birinci derecede önem veriyorsunuz?” biçiminde sorulan ve tek seçenekle yanıt
verilen 54. soruya verilen yanıtlarda; %39.4 akrabalık, %38.8 komşuluk biçiminde bir dağılım
ortaya çıkmıştır. Buna karşın, anket formunun 69. sorusunda “komşularınızla görüşme
amacınız nedir?” biçiminde sorulan soruya verilen tek seçenekli yanıtlarda görüldüğü gibi,
“akrabam olduğu için” cevabını veren kişi oranı sadece %5.5’dir. Komşuluk ilişkilerinin
oluşumu, gelişimi, devamı gibi durumlarda akrabalığın önemli olduğunu vurgulayanların
oranı düşüktür.
Anket formunun 70. sorusu, “akrabalarınızla görüşme amacınız nedir?” biçiminde
sorulmuştur. Verilen yanıtların %6.2’si “komşusu olduğu için” biçimindedir. Bunun yanında,
anket formunun 71. sorusu olarak yöneltilen “komşularınızla mı yoksa akrabanızla mı daha
çok görüşüyorsunuz?” sorusuna örneklem grubunun %30.0’u akraba, %485’u komşu yanıtını
vermiştir. Her ikisi ile görüşenler ise %19.0 oranındadır. Buna göre, sosyal ilişki kurulurken,
karşıdakinin güven vermesi durumunda, bu kişinin veya kişilerin akraba olmasına
bakılmaksızın ilişki kurulmaktadır ve bu ilişki bazen akrabalığın önüne bile geçebilmektedir.
Soru 75’e verilen yanıtlara göre, akrabalık ziyaretlerinin azaldığını ifade edenlerin oranı
örneklem
grubunun
%70’ine
karşılık
gelmektedir.
Dolayısıyla,
olmayan
veya
gerçekleştirilmeyen akraba ziyaretlerinin yerine yeni bir sosyal ilişki kalıbı ikame edilmiştir
ki, bu da komşuluk ilişkisidir.
Bir çalışmada (GÖLÇÜK, 2007, 84); “komşularınızla mı akrabalarınızla mı daha sık
görüşüyorsunuz?” biçiminde sorulan soruya verilen yanıtların dağılımı aşağıdaki gibidir:
%38,5 akraba, %36.5 komşu, %22.2 her ikisiyle, %2.8 hiçbirisiyle. Başka bir çalışmada ise
(YILMAZÖZ, 2010, 115) şöyle bir dağılım ortaya çıkmıştır: Đş ve okul arkadaşları % 37.5,
komşu %32.0, akraba % 26.3.
Denencemizle ilgili bir başka soru da 93. soru olarak yöneltilmiştir. Soru, “komşuların
akraba ya da hemşeri olmasının sizce ne anlamı var?” biçimindedir. Đlgili tablo aşağıdadır.
Tablo 135: Komşuların akraba ya da hemşeri olmasının sizce ne anlamı var?
Komşuların Akraba Ya Da Hemşeri Olmasının Önemi
Maddi yardımlaşma sağlar
Manevi destek sağlar
Hiçbir yararı yok
Diğer
TOPLAM
Sayı
43
522
185
52
802
Yüzde
5,4
65,1
23,1
6,5
100,0
177
Örneklem grubunun 2/3’sine yakını manevi bir destekten bahsetmiştir. %5.4’lük bir
oran maddi destekten bahsetmiştir. Hiçbir yararı olmadığına inananlar ise %23.1 oranına
sahiptir.
Erdoğmuş’un (1977, 52-53), Ankara’da yaptığı alan çalışmasına göre, hane halkı
başkanları, en sık görüşülen ve ihtiyaç halinde yardım edilen kimselerin öncelikle akraba
olduğu, ardından hemşeri, iş arkadaşı ve komşuların geldiği görülmüştür. ERDER’in
çalışmasında ise (2001, 242), hane halkı başkanlarının ev haricinde görüştükleri kişilerin
başında arkadaş gelirken, ikinci sırada komşu ve daha sonra da akraba-hemşeri gelmektedir.
Ayata’nın (1996, 69) çalışmasında, orta yaş gruplarında akrabalara bağlılığın azaldığı,
komşuluk ve iş arkadaşlığının önem kazandığı, 60 yaş sonrasında ise iş arkadaşlığının yerini
komşuluğun aldığı görülmektedir.
Enformel görüşmeler sonucu elde edilen görüşlerden bazıları aşağıdadır:
“Akrabalarla olan maddi ilişkilerinden çok zarar gördüm. Akrabalarla ilişkilerin sadece
maddi olması gerekir. Akrabalarımdan ağzım yandığı için komşularla arama büyük duvarlar
koydum. Hepsiyle iyi anlaşıyorum, ama paylaşımım az. Farklı ekonomik düzeydeki insanlarla
komşuluk ederim, onlar bize tenezzül etmiyor genelde”.
“Bir insan iyi olursa karşısındaki de iyi olur. Kötü olursa karşısındaki de kötü olur.
Anne babanla kardeşinle ne kadar iyiysen komşu ile de o kadar iyi olman gerekir. Komşuluk
ilişkilerinde pek bir değişme olmamıştır. Komşuluk ilişkilerini geliştirmek için tatlı
konuşmak, selamlaşmak, birbirine yardımcı olmak, iyi günde kötü günde yanında olmak
gerekir. Kültürel değişme, komşuluk ilişkisini etkiler. Cahil ile tahsilli birinin anlaşması
zordur. Kuşak çatışması komşuluğu etkilemez”.
“Maddi durumum çok iyi değil. Bu durum komşuluk ilişkilerini etkiliyor. Kendimi
onlara denk görmüyorum. Kendimin, “yardım isteyecek” diye yanlış anlaşılmasından
korktuğum için komşumun evine sık gitmiyorum. Ama ilişkileri iyi tutmaya çalışıyorum.
Hasta görme, taziye gibi durumlarda komşu ziyaretleri yaparım. Akrabalık ilişkileri ise
zayıftır. Komşulara daha çok güveniyorum”.
“Akrabalarından uzak yaşıyorum, eşimin akrabalarına yakın oturuyorum ama onlara
güvenmiyorum. Bu yüzden komşulara daha yakınım, onlarla daha çok görüşüyorum”.
178
“Buranın komşuluk ilişkileri diğer illere (Ankara, Đstanbul) göre çok iyi. Akrabalık
ilişkileri bazen komşuluktan daha zayıf kalabiliyor”.
“Akrabalarım uzak olduğu için daha çok komşulara görüşüyorum. Sadece komşulukta
değil, akrabalıkta da güven azaldı”.
“Komşuluk ilişkileri; akrabalık derecesi ve ilişkilerine göre farklılıklar göstermektedir”
biçiminde oluşturulan denencemiz kısmen ispatlanmıştır.
Hipotez 21: Ulaşım vasıtalarının (özel araba, otobüs, minibüs, metro vb.) varlık
derecesi, mekana bağlı olmayan komşuluk ilişkisi bulunan (eski komşu vs.) insanların
ilişkisini devam ettirmesinde etkilidir.
21. denenceyle ilgili olarak örneklem grubunun sadece şehir merkezi ve ilçe merkezinde
yer alanlara yöneltilen “daha önceden komşu olduğunuz, ancak çeşitli nedenlerden dolayı
(taşınma, yeni ev alma vs.) fiziki olarak ayrıldığınız eski komşularınızla irtibatınız hangi
düzeydedir?” (soru 104) biçiminde soru yöneltilmiştir.
Tablo 136: Daha önceden komşu olduğunuz, ancak çeşitli nedenlerden dolayı (taşınma, yeni ev alma vs.) fiziki olarak
ayrıldığınız eski komşularınızla irtibatınız hangi düzeydedir?
Fiziki Mekânın Uzaklığının Komşuluğa Etkisi
Đlişki eskisi gibi devam etmektedir
Fiziki uzaklıktan dolayı azaldı
Sadece belli günlerde (bayram, düğün, düğün, nişan vs.) görüşmekteyiz
Diğer
Cevapsız
TOPLAM
Sayı
162
202
138
42
27
571
Yüzde
28,4
35,4
24,2
7,4
4,7
100,0
Örneklem grubunun 1/3’ünden daha fazlası (%35.4), “fiziki uzaklıktan dolayı azaldı”
biçiminde yanıt vermiştir. Sadece, %28.4’lük bir oran, ilişkilerin eskisi gibi devam ettiğini
dile getirmiştir. Sadece belli günlerde (bayram, düğün, düğün, nişan vs.) görüştüğünü dile
getirinler de göz önüne alındığında, toplamda, %52.6’lık bir oran, fiziki uzaklık engeline
rağmen geçmişti komşuluk ettiği komşularıyla görüşmeye devam etmektedir.
Özel araba, otobüs, minibüs, metro gibi araçların yaygınlaşması, eski komşuluğun
devam ettirilmesinde önemli bir yer tutarken, uzakta kalan komşularla sık sık görüşülmesi
insanlara “pratik” de gelmeyebilir. Bunun yerine yakınında olan insanlarla sosyal ilişki
kurarak, yeni komşuluk biçimleri geliştirilebilir. Buna göre, “ulaşım vasıtalarının (özel araba,
otobüs, minibüs, metro vb.) varlık derecesi, mekana bağlı olmayan komşuluk ilişkisi bulunan
179
(eski komşu vs.) insanların ilişkisini devam ettirmesinde etkilidir” biçiminde oluşturulan
denencemiz kısmen doğrulanmış olmaktadır.
Yapılan bir araştırmada (KOYUNCU, 2005, 93), daha önce oturulan semtte ya da
mahalledeki komşularla görüşülüp görüşülmediği sorulmuştur. Buna göre; görüşenler %23.0,
görüşmeyenler ise %23.5 olarak gerçekleşmiştir. En çok, ayda bir (%8.3) ve bayramdan
bayrama (%6.3) seçenekleri işaretlenmiştir.
Hipotez 22: Özel ulaşım araçları ve iş ve okul servislerinin yaygın olarak
kullanımı, komşuluk ilişkilerini etkilemiştir.
Oluşturulan bu hipotezin hareket noktası; insanların özel araç sahibi olmaları ve
çocuklarını okul servislerine kaydettirmelerinin, sosyal ilişkilerde bireyselleşmeyi doğuracağı
varsayımıdır. Bunun için anket formunun 123. sorusu “sizce, özel ulaşım araçları (otomobil)
ve okul servislerinin yaygınlaşması, komşuluk ilişkilerini etkiler mi?” biçiminde formüle
edilmiş ve örneklem grubunun sadece şehir merkezi ve ilçe merkezlerinde ikamet edenlere
yöneltilmiştir.
Tablo 137: Sizce, özel ulaşım araçları (otomobil) ve okul servislerinin yaygınlaşması, komşuluk ilişkilerini etkiler mi?
Özel Ulaşım Araçları ve Okul Servislerinin
Komşuluk Đlişkilerini Etkileme Durumu
Evet, çok etkiler
Evet, kısmen etkiler
Hayır, etkilemez
Cevapsız
TOPLAM
Sayı
Yüzde
46
101
395
29
571
8,1
17,7
69,2
5,1
100,0
Özel ulaşım araçlarına sahip olma ve okul servislerinin, çocukların / öğrencilerin okula
gitmeleri / gelmelerinde yaygın hale gelmesinin komşuluk ilişkilerini etkileyebileceği
görüşünde olanların toplam oranı %25.8 olmaktadır. %69.2’lik oran içinse özel araçların
yaygınlaşması durumu ve okul servislerinin yaygınlaşması durumu komşuluk ilişkilerini
etkilemez.
Enformel görüşmelerden elde edilen bazı açıklamalar aşağıdaki gibidir:
“Eskiden çocuklar okula beraber giderlerdi. Bunun bile komşuluğa etkisi vardı. Şimdi
yok artık”.
180
Yukarıda belirtilen bilgilere göre, “özel ulaşım araçları ve iş ve okul servislerinin
yaygın olarak kullanımı, komşuluk ilişkilerini etkilemiştir” biçiminde geliştirilen denencenin
kısmen doğrulandığı söylenebilir.
Hipotez 23: Sosyo-kültürel değişim sürecinde kadın ve erkeklerin komşularıyla
görüşme sıklığında değişimler meydana gelmiştir.
Đlgili denencenin test edilebilmesi için soru 2 ile soru 32 arasında çapraz tablo
oluşturulmuştur. Đlgili tablo anlamlıdır. Ayda bir görüşen erkeklerin oranı %12.7 iken,
kadınların oranı %4.7 olmuştur. Birkaç günde bir görüşen erkeklerin oranı %43.9’a karşılık
gelirken, bu oran kadınlar için de aynıdır. Hergün görüşme oranı kadınlarda %46.4 olurken,
erkeklerde bu oran %36.8 olarak gerçekleşmiştir. Hiç görüşmeme durumu, erkeklerde %6.6
olurken, kadınlarda ise %5.0 olarak gerçekleşmiştir.
Yapılan enformel görüşmelerde, eskiye oranla görüşme sıklığında azalma olduğu dile
getirilmiştir. Bu durumdan en çok yakınınlar ise, şehir merkezi ve ilçe merkezlerinde
yaşayanlardır. Şehir yaşamının, insanlar arasındaki ilişkileri etkilediği görüşü yaygınken, bu
noktada üzerinde en çok durulan konu, kitle iletişim araçlarının (televizyon, internet vb.),
insanların diğer insanlarla ilişki kurmasına engel olmasıdır. Kırsal kesimdeki insanlar da
benzer görüşleri paylaşmaktadırlar.
“Sosyo-kültürel değişim sürecinde kadın ve erkeklerin komşularıyla görüşme sıklığında
değişimler meydana gelmiştir” biçiminde oluşturulan denencemiz büyük oranda ispat
edilmiştir. Özellikle yapılan enformel görüşmeler, bu hipotezin ispatında önemli bir rol
oynamıştır.
Hipotez 24: Sosyo-kültürel değişim sürecinde kadın ve erkeklerin komşularıyla
görüşme nedenlerinde değişimler olmuştur.
Đlgili denencenin test edilebilmesi amacıyla soru 2 ile soru 65 ve soru 69 arasında
çapraz ilişki kurulmuştur. Soru 2 ile soru 65 arasında, oransal dağılım açısından bir anlamlılık
bulunmaktadır. Kadınların %57.6’sı, komşuluğun eskiden olduğu gibi devam ettiğini
belirtirken, bu oran erkeklerde %61.2 olarak gerçekleşmiştir. “Eskiden her an iç içe idik, şu an
istesek de irtibat kuramıyoruz” seçeneğiyle yanıt verenlerden kadınların oranı %23.4 olarak
gerçekleşirken, bu oran erkeklerde %19.8’dir.
181
Soru 2 ile soru 69 arasında kurulan çapraz ilişkide, kadınların ilişki kurma, anlaşma ve
komşuluğu devam ettirme noktasında erkeklerden daha iyi durumda oldukları ortaya
çıkmıştır. Çok iyi anlaştığı için komşularla görüştüğünü belirten kadınların oranı %46.6 iken,
bu oran erkeklerde %35.8 olarak gerçekleşmiştir.
Biraz yaşlı olan örneklem grubu, eskiden her sıkıntıda komşular birlik içinde hareket
ettiklerini, görüşmek için zaman ve mekanın çok da önemli olmadığını ve birçok ilişkinin
spontane olarak gerçekleştiğini ifade etmişlerdir.
Komşuluk kurumunun aslında bir eğitim kurumu gibi işlev gördüğünü, çocuk ve
gençlerin bu kurum içinde görerek öğrendiklerini ve bunu bir sonraki kuşağa aktardıklarını
ifade etmişlerdir. Toplumun genel geçer normatif sistemine ait unsurların bu ilişkilerde
öğrenildiği dile getirilmiştir. Bahsedilen bu kuralların, okulda verilmediği ve en iyi verilecek
yerin, evdeki yaşlı kuşak, komşular ve çevredeki insanlar olduğu ifade edilmiştir.
Enformel görüşmeden elde edilen bazı açıklamalar aşağıdaki gibidir:
“Komşulukta yaş önemli değil. Komşuların iyi olması, karşılıklıdır. Ben kimsenin
sırrını kimseye vermem. Komşular küçükken biz bir yanlış yapsak uyarırlardı”.
“Komşularım
yaşıtım değil. Hepsi benden büyüktür. Bazen anlaşamadığımı
düşünüyorum. Çevrenin güvenli olması komşuluğu etkiliyor. Onlarla yürüyüşe falan
çıkıyoruz”.
“Yaşıtımız olmayan komşulara pek gitmem. Gidersem de annemle giderim”.
Yukarıdaki bilgilerden yola çıkarak, “sosyo-kültürel değişim sürecinde kadın ve
erkeklerin
komşularıyla
görüşme
nedenlerinde
değişimler
olmuştur”
biçimindeki
denencemizin ispat edildiği ifade edilebilir.
Hipotez 25: Sosyo-kültürel değişim sürecinde kadın ve erkeklerin komşularıyla
zaman geçirme sürelerinde değişimler ortaya çıkmıştır.
Đlgili hipotezin test edilebilmesi amacıyla, 2. soru ile 66. soru arasında ilişki aranmıştır.
Orta düzeyde anlamlı olan bir tablo elde edilmiştir.
182
Komşularla geçirilen süre olarak, geçmişle günümüz arasında belirgin bir değişimin
yaşanmadığını ifade eden erkeklerin oranı %47.2 iken, kadınların oranı %44.4’tür.
Komşularla geçirilen sürenin arttığını ifade eden kadınların oranı %13.2 iken erkeklerde bu
oran %11.2’dir. Komşularla geçirilen sürenin azaldığını belirtenlerde ise kadınların oranı
%39.4 olarak gerçekleşirken, bu oran erkeklerde %37.6’dır.
Yukarıda da belirtildiği gibi, özellikle yaşlı kesim, geçmişle oranla günümüzde
komşularla görüşme süresi yanında, nedenleri ve sıklığında bir değişim yaşandığını ve bu
değişimin negatif yönde / azalma yönünde olduğunu dile getirmişlerdir.
Bu ifadelerden yola çıkarak, “sosyo-kültürel değişim sürecinde kadın ve erkeklerin
komşularıyla zaman geçirme sürelerinde değişimler ortaya çıkmıştır” biçimindeki denencenin
ispat edilmiş olduğu söylenebilir.
Hipotez
26:
Sosyo-kültürel
değişim
sürecinde
komşuya
karşı
hak
ve
sorumluluklarda değişimler ortaya çıkmıştır.
Yukarıdaki denenceyi test edebilmek için, örneklem grubuna, “sizce, komşuların
birbirinin sevincini ve kederini paylaşma konusunda eski ile şimdi arasında bir değişme oldu
mu?” biçiminde soru yöneltilmiştir. Đlgili görüşlerin dağılımını gösteren tablo aşağıda
görülmektedir.
Tablo 138: Sizce komşuların birbirinin sevincini ve kederini paylaşma konusunda eski ile şimdi arasında bir değişme
oldu mu?
Komşuların Sevinç ve Kederini Paylaşma Durumu
Sorumluluk duygusu gelişti
Sorumluluk duygusunda bir değişme olmadı
Sorumluluk duygusu azaldı
Diğer
TOPLAM
Sayı
148
261
350
43
802
Yüzde
18,5
32,5
43,6
5,4
100,0
Örneklem grubunun %43.6’sı sorumluluk duygusunda bir azalmadan söz etmektedirler.
Enformel görüşme gerçekleştirilen birçok kimse de benzer cevaplar vermiştir. Geçmişte,
komşunun korunup kollandığını, öncelikle yakın, sonra uzak komşunun gözetlenip ilişki
kurulduğunu belirtenler, “apartman hayatı”nın birçok şeyde olduğu gibi komşulukla ilgili
değerleri silip götürdüğünü dile getirmişlerdir. Aynı binada oturmasına rağmen bir birini
tanımama durumunun insanlar tarafından kanıksanmasının normal olarak algılanmasına
şaşırılmaktadır. “Komşu komşunun külüne muhtaçtır” biçiminde ifadesini bulan değer
183
sisteminin
önemsenmeme
durumunun,
insanları
yalnızlaştırdığını
ve
insanı
duygusuzlaştırdığını dile getirmişlerdir.
Enformel görüşmeler sonucunda yapılan açıklamalardan bazıları aşağıda gösterilmiştir:
“Komşu anne babadan daha önemlidir. Ben iyi olunca için komşular da iyi olur”.
“Günümüzde komşuluk daha iyidir. Çünkü günümüzde birbirine yakın görüşlerimiz
olan komşuluklar daha çoktur”
“Sosyo-kültürel değişim sürecinde komşuya karşı hak ve sorumluluklarda değişimler
ortaya çıkmıştır” biçiminde formüle edilen denence ispat edilmiştir. Sorumluluklardaki
azalmanın yüksek düzeyde olduğu hem anket formu üzerinde hem de enformel görüşme dile
getirilmiştir.
Hipotez 27: Sosyo-kültürel değişim sürecinde komşulardan beklentiler değişmiştir.
Bu denenceyi test edebilmek amacıyla, soru 69 ve sonu 91’in basit dağılım tabloları ele
alınmıştır. 69. Soruyla (“komşularınızla görüşme amacınız nedir?”) komşularla görüşmeden
amaçlanan şeyin ne olduğuna ilişkin görüşlerin öğrenilmesi amaçlanmıştır. Đlgili dağılıma
göre; “tabii bir davranış olduğu / olması gerektiği için” görüşenlerin oranı %43.0 olmuştur.
“Çok iyi anlaştığı için” görüşenler %41.4, “akraba olduğu için” görüşenler %5.5 oranına
sahiptir. “Đşi düşebilir düşüncesiyle” görüşenler ise %2.1 oranına karşılık gelmektedir. Diğer
seçeneğini işaretleyenler %6.4, cevap vermeyenler ise %1.6 oranındadır.
Komşulardan beklentilerin neler olduğuna ilişkin olarak, anket formundaki 91. soruya
göz atmak gerekmektedir. Đlgili soru aşağıdaki şekilde sorulmuştur: “Sizce iyi komşuluğun en
önemli özelliği nedir?”. Đlgili görüşlerin dağılımı aşağıdadır. Soruya, birden fazla seçenekle
yanıt verilmiştir.
Tablo 139: Sizce iyi komşuluğun en önemli özelliği nedir?
Sayı
Komşuluğun En Önemli Yanı
Maddi yardımlaşma
25+11=36
Manevi yardımlaşma
272+47=319
Mesafeli ilişki
22+13=35
Güvenilir olma
267+44=311
Dedikodu / gösteriş yapmama
34+18=52
Ortak yaşam kurallarına uyma
79+20=99
Diğer
31
NOT: Birden fazla seçenekle yanıt verilmiştir.
Yüzde
4,5
39,8
4,3
38,8
6,5
12,3
3,9
184
Komşuluğun en önemli özelliğinin işlendiği dağılımda, “manevi yardımlaşma” seçeneği
%39.8 puanla birinci sırada çıkmıştır. “Güvenilirlik” ise %38.8 oranı ile ikinci sırada
gelmektedir. Diğer seçenekler ve oranları da aşağıdaki gibidir: “Ortak yaşam kurallarına
uyma” %12.3, “Dedikodu / gösteriş yapmama %6.5”, “Maddi yardımlaşma” %4.5, “Mesafeli
ilişki” %4.3, “diğer” %3.9.
Yapılan bir çalışmada (YILMAZÖZ, 2010, 147), komşulardan beklentiler aşağıdaki
şekilde gerçekleşmiştir: %35.5 samimi arkadaşlık, dostluk, %27.5 saygılı, mesafeli ilişkiler,
%26.3 karşılıklı yardımlaşma, %8.3 çevre temizliğine önem ve sessizlik, %1.8 diğer, %0.8
yanıt vermeyen.
Enformel görüşme yapılan kişiler, daha çok komşuluğun manevi yardımlaşma boyutu
üzerinde dururken, güven unsuruna da çokça değinmişlerdir. Đlgili unsurların çoğu zaman ön
planda tutulması, komşuluğun ayrılmaz parçasının güvenilirlik ve yardımlaşma olduğu
görüşünü ispat etmektedir.
“Sosyo-kültürel değişim sürecinde komşulardan beklentiler değişmiştir” biçimindeki
denencemiz ispat edilmiştir.
Hipotez 28: Sosyo-kültürel değişim sürecinde komşularla “yeni tanışma biçimleri”
ortaya çıkmıştır.
Đlgili hipotezle ilgili olarak soru 30 ve soru 115 ile ilgili olarak oluşturulan tablolar ele
alınmıştır. Soru 30; “komşularınızla nasıl tanıştınız?” biçimindedir. Örneklem grubunun
%62.7’si, ““hoş geldin” ziyaretinde” biçimindeki seçeneğe yanıt vermişlerdir. %9.0’lık
kesim, tesadüfen tanıştıklarını, %4.5’lik kesim ise “ihtiyaçtan (tuz, şeker vb. isteme) dolayı”
tanıştıklarını dile getirmişlerdir. Arkadaş aracılığı ile tanışanlar %3.4, evin hanımı yoluyla
tanışanlar %2.0, “olağanüstü bir durum (hastalık vs.) vesilesiyle” tanışanlar %1.6, evin beyi
yoluyla tanışanlar %1.1, çocuklar vasıtasıyla tanışanlar ise %0.9 oranına sahiptir.
Yukarıdaki denenceyle ilgili olduğunu düşündüğümüz sorulardan biri de, anket
formundaki 115. sorudur. Đlgili soru; “komşularınızla birlikte yaptığınız faaliyetler nelerdir?”
biçiminde sorulmuştur. Soruya ait seçeneklerdeki faaliyet biçimleri, yeni tanışmalara yol
açacağından dolayı, ilgili soru, bu denence çerçevesinde ele alınıp incelenmiştir. Soruya
birden fazla seçenekle yanıt verilmiştir.
185
Alışılmış yanıtlardan olan, “sohbet amacıyla otururuz” biçimindeki seçeneğe verilen
yanıt %59.0 oranındadır. Çay partisi / gün düzenleme oranı %23.1 iken, spor yapanlar %4.4,
kır gezisi / piknik yapanlar %4.4 oranına karşılık gelmektedir. Sayılan faaliyetlerden tümünü
yapanlar %3.7 iken, sinema / tiyatroya gitme oranı %1.2, dernek / kurs faaliyetine katılma
oranı ise %1.2’dir.
Gölçük’ün çalışmasında (2007, 78), tanışma biçimlerine ilişkin olarak şöyle bir dağılım
ortaya çıkmıştır: %54.1 hoş geldin ziyareti, %23.9 tesadüfen, %12.2 ihtiyaçtan (tuz, şeker
vs.), %5.8 arkadaş aracılığıyla, %4.1 diğer.
Başka bir çalışmada (KOYUNCU, 2005, 85), komşuların kendi aralarında piknik yapıp
yapmadıkları sorulmuş ve %24.8’lik oran “evet” yanıtını verirken, %60.7’lik kesim “hayır”
yanıtını vermiştir. Buna göre, komşuluğun, bir yerde, ikamet edilen mekândan bağımsız
olmadığı, kişi ikamet mekânından ayrıldıktan sonra başka sosyal ilişki kalıplarının içine
girdiği ifade edilebilir. Çakır’ın çalışmasında (2005, 204), erkeklerin kendi aralarında
yaptıkları faaliyetler; sohbet / alışveriş %19.0, spor %13.1, piknik %11.9, dernek / kurs
faaliyetleri %9.7, ayak üstü sohbet %4.8, sinema / tiyatro %1.7, hepsi %18.8, hiçbiri %21.1
biçiminde gerçekleşmiştir. Kadınların komşularıyla yaptıkları faaliyetler ise şu şekildedir:
Çay partiler / özel günler / alış veriş %38.2, sohbet %7.5, piknik %7.1, dernek / kurs
faaliyetleri %5.5, spor %3.8, sinema / tiyatro %0.9, hepsi %15.5, hiçbiri 19.6.
Enformel görüşme sonucu elde edilen bazı açıklamalar aşağıdaki gibidir:
“Apartmanda yeni gelen kişiye gitme geleneği var. Tanışma böyle oldu. Komşuluk
ilişkilerinin bozulması, kötü komşu ile karşılaşanların diğer komşularla da araya mesafe
koymaya başlamasına bağlıdır. Tatile çıkma alışkanlığı komşuluğu etkilemektedir. Fakir
insanlar geçim derdine düştükleri için başkasına zaman ayıramıyorlar”.
“Sosyalleşmeyi yanlış anlıyoruz. Sosyalleşmen anlaşılan örften, adetten uzaklaşmak
değildir”.
“Komşuların “hoş geldin”e gelmemelerine üzüldüm. Bayramda aldığım şeker evde
kaldı. Yabancı olduğu için kimseye gidemiyorum. Çünkü onlar gelmiyorlar. Komşumun dilini
(Zazaca) öğrenmek istiyorum. Ne konuşulduğunu ve müzik olarak neyin dinlenildiğini
anlamak istiyorum”.
186
Dernek / kurs faaliyetine katılma, sinema / tiyatroya gitme, çay partisi / gün düzenleme,
spor yapma gibi faaliyetlerin, geleneksel komşuluk tanışma biçimlerinin dışında ele alınabilir.
Bu değerlendirmelerden yola çıkarak, “sosyo-kültürel değişim sürecinde komşularla “yeni
tanışma biçimleri” ortaya çıkmıştır” biçimindeki denencenin kısmen doğrulanmış olduğu
ifade edilebilir.
Hipotez 29: Sosyo-kültürel değişim sürecinde komşulara yönelik şikâyet
alanlarında farklı durumlar, olaylar ortaya çıkmıştır.
Đlgili denencenin ispatı edilmesi için, anket formunun 68. sorusu ele alınmıştır. Đlgili
soru; “komşularınızın daha çok hangi durumundan şikâyetçisiniz?” biçimindedir. Ayrıca,
enformel görüşmelerden elde edilen bilgiler de yeri geldiğince kullanılmıştır. Đlgili soruya
verilen yanıtların dağılımı aşağıdaki gibidir.
Tablo 140: Komşularınızın daha çok hangi durumundan şikâyetçisiniz?
Komşulardan Şikâyet Durumu
Halı silkeleme
Gürültü yapma
Çocukların kavgası
Dedikodu
Diğer
Şikâyet yok
TOPLAM
Sayı
83
120
51
237
277
34
802
Yüzde
10,3
15,0
6,4
29,6
34,5
4,2
100,0
Örneklem grubunun 1/3’ünden daha fazlası (%34.5), ilgili soruya diğer seçeneği ile
yanıt vermeyi tercih etmiştir. Dedikodu seçeneğine yanıt verenlerin oranı %29.6’ya karşılık
gelmektedir. Gürültü yapılmasını şikayet konusu olarak görenlerin oranı %15.0’dır. Halı
silkelemeyi şikayet konusu olarak belirtenlerin oranı %10.3’tür. Çocukların kavgasından
dolayı şikayetçi olanlar %6.4’e karşılık gelmektedir. Şikâyeti olmadığını belirtenlerin oranı
ise %4.2’dir.
Enformel görüşme bilgilerine göre; özellikle çok katlı binalarda halı silkeleme ve
gürültü yapma en çok şikâyet edilen konulardır. Özellikle çok çocuklu ailelerden, alt katta
oturan kişiler şikâyet etmektedirler. Yine halı, sofra bezi silkeleme gibi şikâyetler, temizlik
konusunda hassas olan insanlardan olmaktadır. Yine bazı komşuların vurdumduymazlığından
bahsedilmektedir. Apartman yönetimi tarafından belirlenen gün ve saatler dışında halı, kilim,
sofra bezi silkeleme davranışı da çokça şikâyet edilen hususlardandır.
187
Enformel görüşme esnasında bize aktarılan yaşanmış bir olay aşağıdaki gibidir: Ilık bir
bahar günü, sabah kahvaltısını yapmakta olan bir ailenin üzerine üst kattaki komşu halı
silkeler. Altta kahvaltı yapan komşuları ise, balkondan yukarıda bakarak, aşağıda kahvaltı
yaptıklarını ve bu konuda biraz daha dikkatli olmalarını üst kattaki komşusuna ifade eder. Üst
kattaki komşunun verdiği yanıt çok ilginçtir: “E valla komşu halılar temizdir”. Alt komşunun,
“temizse niye silkeliyorsun?” biçimindeki sorusuna verilen yanıt; “e alışkanlık işte ne
yapayım” olmuştur.
Bazı apartman sakinleri, halı, kilim, örtü, sofra bezi silkeleme durumunun çoğunlukla
bir alışkanlığın gereği olarak yapıldığını ve 2 günde bir, hatta hergün halı, kilim
silkeleyenlerin olduğu ifade edilmiştir.
Bunun yanında, yönetimce belirlenen yerin (salon balkonu veya mutfak balkonu gibi)
aksine halı, kilim silkelenmesi durumu da şikâyet konusudur.
Çok katlı binalarda oturanların şikâyetlerinden en önemlilerinden biri de, özellikle üst
katta ikamet edenlerin yaptıkları gürültülerdir. Gece saatinde gürültü yapma, yüksek sesle
müzik dinleme, hafta sonları erken saatte temizlik yapma gibi durumlar, şikâyet konusu
olarak dile getirilmiştir.
“13 yıldır burada oturuyorum. Ama evimin oda sayısı az olduğu için başka bir yere
taşınmak istiyorum. Eşim gitmek istemiyor. Apartmanın en üst katında oturuyorum, kesinlikle
halı vs. silkeleyip kimseyi rahatsız etmiyorum”.
Yukarıda belirtilenlerden yola çıkarak, “sosyo-kültürel değişim sürecinde komşulara
yönelik şikâyet alanlarında farklı durumlar, olaylar ortaya çıkmıştır” biçiminde formüle edilen
hipotezin doğrulandığı ifade edilebilir.
Hipotez 30: Sosyo-kültürel değişim sürecinde, insanların “iyi komşu” kriterlerinde
değişimler ortaya çıkmıştır.
Đlgili denencenin ele alınabilmesi için, anket formunun 96. sorusunun ele alınması
gerekmektedir. Đlgili soru, “size göre “iyi komşu” kimdir?” biçimindedir. Đlgili soru açık
uçludur. Sorunun tasnif edilmesinin zorluğu bulunmaktadır, çünkü birden fazla tanımlama
yapıldığı gibi, verilen yanıtlar da çok uzundur.
188
Soruya ait olmak üzere verilen yanıtların, çok olandan az olana doğru aşağıdaki gibi
sıralanması mümkündür: “Güvenilir / emniyetli / emin olunan”, “yardım sever”, “iyi ve kötü
gününde yanında olan”, “dedikoducu olmayan / gıybet etmeyen”, “bir birini soran / zorda
kalanı soran”, “manevi destek veren”, “inançlı olan / Allah’tan korkan”, “insanlarla ilgili olan
/ duyarlı olan”, “ahlak sahibi”, “namuslu”, “dert dinleyen”, “insan olan”, “samimi olan”,
“çıkarcı olmayan”, “dürüst olan”, “çok konuşmayan”, “seviyeli olan / seviyeyi koruyan”,
“alçakgönüllü olan”, “insanlara eziyet vermeyen”, “haksever”, “hastalıkta yanında olan”,
“karşıdakinin ihtiyacını karşılayan”, “çevresine zarar vermeyen”, “gürültü yapmayan”,
“çocuklarına sahip çıkan”, “hemşeri olan / toprak olan”, “bana iyi olan herkes”, “tebessüm
eden”, “güler yüzlü”, “hoşgörülü”, “karşılıksız seven”, “yararlı olan”, “sır saklayan”, “kalbi
temiz”, “iletişim kuran”, “akıllı kimse”, “örf ve adetlere uyan”, “akraba”, “her şeyin olan”,
“Türkan, Mihriban ve Sabret Ablalar”, “3. kattaki komşumuz”.
Sosyal ve kültürel değişim sürecinde, komşulardan beklentilerde değişim yaşanabilir.
Bu değişim, yerleşim yerine göre de farklılaşabilir. “Duyarlı olan” ve “iletişim kuran”
komşuların istenmesi; yalnızlaşan, bireyselleşen ve kitle iletişim araçlarının etkisinde olan bir
toplumsal yapının göstergesi gibi ele alınabilir. Bunun yanında; “gürültü yapmayan” ve
“çocuklarına sahip çıkan” biçimindeki bir istek, çok katlı yapılaşma sonucunda orta çıkan bir
istek gibi gözükmektedir.
Bunun yanında, verilen yanıtların %20’den daha fazlasının “güven”, “emniyet”, “emin
olma” gibi kavramlar üzerinde durmaları, komşuluktaki en temel kriterin çok da
değişmediğini göstermektedir. Yine önemli bir kriter olan “iyi ve kötü günde yanında olan”,
“manevi destek veren”, “yardımsever” biçimindeki yanıtların da örneklem grubunun
1/4'ünden daha fazla olması (%26.6), komşuluğun en temel unsuru olan, birlik beraberlik
olma durumunun önemsendiğini düşündürmektedir. Örneklem grubunun yarısına yakınının;
güven ve yardımlaşma üzerinde önemle durması, komşuluk beklentilerinin belli oranda sabit
kaldığını, ancak bir kısmının değişiğini göstermektedir.
Yardımseverlik, komşuluğun önemli bir pratiği gibi ele alınabilir. Đyi komşuluk için
güvenilir olma sıfatından sonra gelen önemli bir sıfat ise yardımsever olmadır. Aydoğan’ın
(1997, 551) köyden kente göç edenlerin akrabalık ve komşuluk ilişkisi üzerine yaptığı
çalışmada, örneklem grubunun 2/5’si komşusuna borç para verdiğini ifade ederken, ev eşyası
alış verişinde bulunanların oranı ise %23.7’dir. Borç alış verme akrabalarda %27.0, ev eşyası
189
alıp verme ise %8.5’tir. Bu alış verişte her ne kadar fiziksel yakınlık önemli bir unsur gibi
gözükse de, komşuluk, yerine göre, akrabalığın da hemşeriliğin de önüne geçebilmektedir.
Yapılan bir çalışmada (ÇAKIR, 2005, 159) “iyi komşu”nun özelliğinin ne olduğu
sorulmuş ve örneklem grubunun %70.2’si “güvenilir olması” biçiminde yanıt vermişlerdir.
Dört farklı yerleşim yerinde de birinci sırada çıkan özellik “güvenilir olma”dır. Manevi
yardımlaşma cevabını verenlerin oranı %43.7’dir. Dedikodu ve gösteriş yapmamayı, “iyi
komşu”luğun bir gereği olarak görenlerin oranı ise %27.8’dir. Bunları; ortak yaşam
kurallarına uyma, mesafeli ilişki kurma, maddi yardım yapma seçenekleri izlemektedir.
Yukarıda ifade edilenlere göre, “sosyo-kültürel değişim sürecinde, insanların “iyi
komşu” kriterlerinde değişimler ortaya çıkmıştır” biçimindeki denencemizin kısmen ispat
edilmiş olduğu ifade edilebilir.
Hipotez 31: Sosyo-kültürel değişim sürecinde, insanların “kötü komşu”
kriterlerinde değişimler meydana gelmiştir.
Đlgili denencenin test edilebilmesi için, anket formunun 97. sorusunun ele alınması
gerekmektedir. Đlgili soru, “size göre “kötü komşu” kimdir?” biçimindedir. Bu sorunun da
tasnif edilmesi biraz zordur. Çünkü verilen cevaplarda birden fazla sıfat sıralanmış ve yine
uzun uzun cevaplar verilmiştir.
“Kötü komşu”yu tanımlama biçimlerinin aşağıdaki gibi sıralanması mümkündür:
“Dedikoducu”, “güven vermeyen / emin olunmayan”, “ahlaksız”, “insanlarla ilgilenmeyen”,
“iyi ve kötü günde yanımda olmayan”, “inançsız”, “bencil”, “yalancı”, “duyarsız / sorumsuz”,
“samimi olmayan”, “iletişim kurmayan”, “gürültü çıkaran”, “fesat çıkaran”, “ikiyüzlü”,
“kavgacı”, “çıkarcı / maddiyatçı”, “hastalıkta yanında olmayan / sormayan”, “düşüncesiz”,
“laftan anlamayan”, “insanları çekemeyen”, “selam vermeyen”, “faydası olmayan”, “malını
esirgeyen”, “çocuklara kötü örnek olan”, “hak yiyen”, “zarar veren kişi”, “iftiracı”, “asık
suratlı”, “kıskanç”, “haset eden”, “anlayışsız”, “içkici”, “kendini yüksekte gören / beğenmiş”,
“örf adetlere uymayan”, “saygısız”, “ayırım yapan”, “suratsız”, “yobaz”, “akılsız”,
“tanımadığım insanlar”, “kimseyi eleştirmem”, “Kader Hanım’dır, çünkü hergün annemle
kavga ediyor”.
190
Dedikodu yapma, birinci derecede “kötü komşu” sıfatı olarak tanımlanırken, yapılan bir
çalışmada (YILMAZÖZ, 2010, 133), komşuluk ilişkilerinde bulunanların dedikodu yapma
sıklıkları ile ilgili dağılım şöyledir: Bazen yaparız %28.5, genellikle yaparız %19.3, çok nadir
yaparız %18.8, neredeyse hiç yapmayız %17.8, arada bir yaparız %14.3, cevapsız %1.5.
Dile getirilen görüşlerden bazıları aşağıdaki gibidir:
“Komşularda dedikodu yapan var. Evde erkek olmayınca ailece bu eve gidemiyorum”.
Yukarıda belirtilenleri tamamlar nitelikte olmak üzere; güven eksikliğini / emin
olmamayı kötü komşuluk olarak görme anlayışı insanlarda hâkimdir. Đnsanlarla ilgilenmeyen,
iyi ve kötü günde yanında olmayan ve ahlaksız gibi nitelendirmelerin de üzerinde önemle
durulması, komşuluk ilişkilerindeki temel kriterlerin devam ettiğini göstermektedir. Küçük
çaplı da olma, “kötü komşu” nitelendirmesinde değişim yaşanmıştır. Buna göre; “sosyokültürel değişim sürecinde, insanların “kötü komşu” kriterlerinde değişimler meydana
gelmiştir” biçimindeki denencemizin kısmen doğrulanmış olduğu ileri sürülebilir.
Hipotez 32: Komşularını “iyi” veya “kötü” biçiminde nitelendirmede; mekânların
tipi ve yeri, akrabalık, insanların ekonomik, eğitim ve meslek durumu önemli
faktörlerdir.
Anket formunda yer alan 96. ve 97 sorulara verilen yanıtlardan yola çıkmak suretiyle,
bu denenceyi ele alabiliriz. Denence; mekân tipi, mekân yeri, akrabalık, ekonomi, eğitim ve
meslek gibi değişkenler için ayrı ayrı ele alınacaktır.
Öncelikle, mekân tipinin, “iyi komşu” ve “kötü komşu” algısı üzerinde duralım: “iyi
komşu” tanımlaması içinde yer alan “gürültü yapmayan” ve “gürültü çıkaran” sıfatının daha
çok ikamet edilen evle ilgili olarak ifade edilebileceği söylenebilir. Çok katlı binalarda çocuk
sayısının fazla olması, alt katta oturan komşular için problem olabilmektedir. Böylesi bir
durumun, tek katlı, müstakil, villa tipi veya dubleks evlerde meydana gelme ihtimali
bulunmamaktadır.
Mekân yeri de “iyi komşu” veya “kötü komşu” nitelendirmesinde etkilidir. Özellikle
kent yaşamında, insanların yalnız kalması karşısında; “dert dinleyen” ve “iletişim kuran”
komşular istemesi ve “iletişim kurmayan”, “insanlarla ilgilenmeyen” komşuları “kötü komşu”
olarak nitelendirmesi mümkündür. Yine, küçük yerleşim yerleri ve çevre mahalle ve köylerde
191
akrabalarla iç içe olma durumu, iletişim kuramama veya dert dinleme problemini nispeten
önemsiz kılabilir.
Akrabalık durumu, insani ilişkilerde komşuluktan öte bir ilişki biçimi gibi ele
alınabilmektedir. Fiziki olarak yakın olduktan sonra, akrabalığın komşuluk ilişkisinin önüne
geçmesi mümkün olabilmektedir. Akrabaların; “hastalıkta yanında olan”, “karşıdakinin
ihtiyacını karşılayan” ve “karşılıksız seven” biçimindeki istekleri karşılaması mümkün
olabilir. Buna karşılık, akrabalarla yaşanan ilişkide; “hastalıkta yanında olmayan / sormayan”,
“malını esirgeyen” ve “tanımadığım insanlar” biçimindeki tanımlamaların ortaya çıkmama
ihtimali bulunmaktadır.
Ekonomik durum / meslek durumuyla bağlantılı olarak komşuluk tanımlamalarına
bakacak olursak; “yararlı olan”, “insanlarla ilgili olan / duyarlı olan” biçimindeki
nitelendirmelerde, ekonomik durumun iyi düzeyde olmamasında dolayı, karşıdakilerden bir
beklenti içinde bulunmanın etkisi olabilir. Yine; “faydası olmayan”, “çıkarcı / maddiyatçı”,
“bencil” biçimindeki nitelendirmelerin de bu nedenle dile getirilmiş olma ihtimali
bulunmaktadır.
Eğitim durumuyla bağlantılı olarak; “seviyeli olan / seviyeyi koruyan”, “insanlara eziyet
vermeyen”, “çevresine zarar vermeyen”, “çocuklarına sahip çıkan”, “akıllı kimse”
biçimindeki “iyi komşu” tanımlamalarının yapılmış olduğu düşünülmektedir. Yine;
“düşüncesiz”, “laftan anlamayan”, “çocuklara kötü örnek olan”, “kendini yüksekte gören /
beğenmiş”, “akılsız” biçimindeki tanımlamaların da eğitim durumuyla ilgili olarak dile
getirilmiş olduğunu ileri sürebiliriz.
Yapılan bir çalışmada (YILMAZÖZ, 2010, 39-40), komşulardan şikâyet sebeplerinin;
ikamet edilen bölgeye, evin tipine ve yerine göre değiştiği görülmektedir. Buna göre,
gecekondudaki şikayet sebepleri; çocuk kavgası %38.5, dedikodu %24.3, akrabalık kaynaklı
durumlar %9.5 biçiminde iken, apartmanda bu şikayet nedenleri değişmektedir. Bunlar
sırasıyla; %41.3 apartman kurallarına uymama, %38.8 gürültü, %10.8 aidatları vaktinde
ödememe biçiminde sıralanmıştır.
Enformel görüşmelerden elde edilen bilgilerden bazıları aşağıdaki gibidir:
192
“Komşunun ahır kokusundan rahatsızım. Ahırından çıkan sular sokağı kirletmektedir.
Aynı sokakta oturduğumuz bazı komşular selam bile vermiyor. Kötü komşu hiçbir zaman
istemiyorum. Ama komşularımın çoğunun bana karşı tavırları var. Yandaki komşu hiçbir
zaman benimle konuşmaz”.
Yukarıda ifade edilenlerden yola çıkarak; “komşularını “iyi” veya “kötü” biçiminde
nitelendirmede; mekânların tipi ve yeri, akrabalık, insanların ekonomik, eğitim ve meslek
durumu önemli faktörlerdir” biçimindeki denencenin doğrulanmış olduğunu ifade edebiliriz.
Hipotez 33: Apartman hayatında, bina yöneticiliği ve kapıcılığının varlığı ve
uygulanma biçimi, komşuluk ilişkilerini etkilemiştir.
Đlgili hipotezin doğrulanabilmesi için, anket formunun 119. sorusuna verilen yanıtların
ele alınıp incelenmesinde yarar vardır. Đlgili soru; “sitenizde / binanızda yönetici var mı, varsa
bu durum komşuluğu nasıl etkiler?” biçimindedir. Đlgili soru, sadece şehir merkezi ve ilçe
merkezlerinde ikamet edenlere yöneltilmiştir.
Tablo 141: Sitenizde / binanızda yönetici var mı, varsa bu durum komşuluğu nasıl etkiler?
Binada Yöneticisinin Varlık Durumu
Evet
Hayır
TOPLAM
Sayı
284
287
571
Yüzde
49,7
50,3
100,0
Đlgili soruya “evet” ve “hayır” diyenlerin oranı biri birine yakın düzeyde (%49.7,
%50.3) çıkmıştır.
Apartmanda / binada yönetici olması, apartman kurallarının somut hale getirilmesi ve
bu kuralların (halı, kilim silkeleme günleri ve saatleri, çocukların gürültü yapmaması, bina
temizliği ve çevre düzenlemesinin yapılması, ortak gider için ücret toplanması ve harcanması
vs.) takip edilmesini mümkün kılabilir. Bunun yanında, komşudan herhangi bir şikâyet
durumunda, bu durumun yöneticiye iletilmesi ve şikâyetçi olunan komşu ile muhatap
olunmaması / yöneticinin muhatap olması gibi durumlar yaşanabilir.
Bunun yanında, apartman / binada kapıcının olması da komşuluk ilişkilerini
etkileyebilir. Özellikle şikâyet durumunda, yönetimi temsil etmesi düşüncesinin varlığından
dolayı, bu şikâyeti kapıcıya ifade etme durumu da yaşanabilmektedir.
193
Yukarıda belirtilen durumlardan dolayı, “apartman hayatında, bina yöneticiliği ve
kapıcılığının varlığı ve uygulanma biçimi, komşuluk ilişkilerini etkilemiştir” biçimindeki
denencemizin ispat edildiği ifade edilebilir.
Hipotez 34: Ev işlerinin hizmetçi ya da temizlikçi kadınlar yoluyla yaptırılması,
komşuluk ilişkilerinde değişim meydana getirmiştir.
Đlgili denencenin doğrulanabilmesi amacıyla, anket formunun 111., 121. ve 122.
sorularına verilen yanıtlara başvurulmuştur. 121 ve 122. sorulara verilen yanıtlar, apartman /
site temizliğiyle ilgili olduğu için buraya alınmıştır. Her üç soru da sadece şehir merkezi ve
ilçe merkezlerinde ikamet edenlere yöneltilmiştir.
Yöneltilen 111. soru; “herhangi bir zamanda ev temizliği yaparken veya evinizin
yerleşim düzenini değiştirirken, kimden yardım alırsınız?” biçimindedir. Bu soruya örneklem
grubunun %54.6’sı, “kendimiz hallederiz” biçiminde yanıt vermiştir. Komşularla birlikte
hareket ettiğini belirtenlerin oranı %21.5 olarak gerçekleşmiştir. Akrabasından yardım
alanların oranı %10.9’dur. Hizmetçi / temizlikçe tuttuğunu ifade edenler ise %7.2 oranına
sahiptir. Yapılan başka bir çalışmada (KOYUNCU, 2005, 82), yardımlaşanlar %40.5 oranına
karşılık gelirken, yardım almayanlar %45.0 oranındadır.
“Sitenizde / binanızda temizlik günü belli midir?” biçiminde sorulan 121. soruya verilen
yanıtlara göre; binasında / sitesinde temizlik günü belli olanların oranı %52.0’dir. Temizlik
günü belli olmayanların oranı ise %37.7’dir. %10.3’lük kesim ise soruya yanıt vermemiştir.
Anket formunun 122. sorusu, “sitenizin / binanızın temizliğini komşular hep birlikte mi
yaparlar?” biçimindedir. Verilen yanıtlarda şöyle bir dağılım ortaya çıkmıştır: %67.8 hayır,
%21.2 evet, %11.0 cevapsız.
Sitenin / apartmanın temizliğinin komşular tarafından yapılması durumu, belli bir
işbirliğini, paylaşmayı beraberinde getirecektir. Dolayısıyla bu durumun, komşuluk
ilişkilerine etki eden unsurlardan biri olma gibi bir özelliğinin olduğu ileri sürülebilir.
Apartman, gecekondu veya villalarda komşular arasındaki ilişki devam etmesi,
komşuluk ilişkilerinin samimiyet derecesi hakkında tam bir bilgi vermeyebilir. Ancak,
temizlik yapmak, evin planını değiştirmek gibi nedenlerle bir araya gelmek, komşuluktaki
samimiyet derecesini göstermesi açısından önemlidir.
194
Enformel olarak toplanan bilgilerden bazılarının aşağıda sıralanması mümkündür:
“Şimdiki komşularla da diyalogumuz yine güzel ve samimi. Sıkıştığımız zamanlarda
yine komşularla imece durumumuz var. Ama sanki eski komşularla daha bir ailevi
görüşlerimiz vardı. Erkekler namazda iken bir kadınlarla ev de toplanırdık. Şimdi ev
hanımlığı azaldı. Aile içinde geçim şartları zorlandığı için herkes kendi sorunlarıyla
uğraşmaya başladı. Bu yüzden eski komşuluklar azaldı. Teknoloji ve batılılaşma insanları
bireyselleştiriyor. Gençlerin bilgisayar başından kalkmaması, insanların içine girmemeleri
ilişkileri azaltıyor”.
Yukarıda ifade edilenlerden yola çıkarak, “ev işlerinin hizmetçi ya da temizlikçi
kadınlar yoluyla yaptırılması, komşuluk ilişkilerinde değişim meydana getirmiştir”
biçimindeki denencemizin kısmen doğrulanmış olduğunu ifade edebiliriz.
Hipotez
35:
Evden
eve
taşıma
sistemlerinin
yaygınlaşması,
geleneksel
komşuluktaki yardımlaşma biçimini değiştirmiştir.
Đlgili hipotezin doğrulanabilmesi için, anket formundaki 112. sorunun verilerine göz
atılacaktır. 112. soru, “herhangi bir evden başka bir eve taşınırken kimden yardım alırsınız?”
biçiminde sorulmuştur. Soru, sadece şehir merkezi ve ilçe merkezlerinde ikamet edenlere
yöneltilmiştir.
Tablo 142: Herhangi bir evden başka bir eve taşınırken kimden yardım alırsınız?
Ev Taşımada Yardım Alınanlar
Kendimiz hallederiz
Komşulardan yardım alırız
Akrabadan yardım alırız
Ev taşıyan firmalar taşırlar
Diğer
Cevapsız
TOPLAM
Sayı
107
96
185
131
33
19
571
Yüzde
18,7
16,8
32,4
22,9
5,8
3,3
100,0
Akrabadan yardım alma biçimindeki yardımlaşma %32.4 oranına karşılık gelmektedir.
Ev taşımacılığı yapan firmalar yoluyla ev taşıdıklarını ifade edenler %22.9 oranına karşılık
gelmektedirler. Kendi başına taşıma işini gerçekleştirdiğini belirtenler ise %18.7 oranındadır.
Komşulardan yardım aldığını beyan edenlerin oranı ise %16.8’dir. Diğer biçiminde yanıt
verenler %5.8’e karşılık gelirken, cevap vermeyenlerin oranı ise %3.3’dür.
195
Ev taşıma, komşulara ev işinde yandım etme veya bina merdivenlerinin yıkanması gibi
işlere göre oldukça ağır sayılabilir. Ücret mukabili firmalara yönelmenin altında yatan en
önemli nedenlerden birinin bu olduğu ifade edilebilir.
Enformel görüşmelerde dile getirilen bazı açıklamalar aşağıdaki gibidir:
“Komşularımla teklifsiz ve habersiz görüşmem. Ev taşırken genelde komşularım yardım
eder. Đlk günlerde yemeğe davet ederlerdi. Bu da samimi ilişkilerin oluşmasına sebep oluyor.
Şehirde komşuluk ilişkisinde aradığım en önemli kriter, komşuların Đslami hukuka riayet
etmesidir. Buna riayet etmeyen birinden hiçbir zaman fayda gelmez. Eski komşular
şimdikinden daha iyiydi. Şehirlerde erkekler daha çok siyasi görüşe önem veriyor. Kadınlar
arasına buna pek önem veren yok. Ev sahibi olunduğunda daha sağlıklı komşuluk ilişkileri
oluyor. Kirada oturanlar bu gün var, yarın yok”.
Ev taşıyan firmaların yaygınlaşması durumunun, komşuluktaki yardımlaşmayı nispeten
azaltmış olduğu söylenebilir. Buna göre, “evden eve taşıma sistemlerinin yaygınlaşması,
geleneksel komşuluktaki yardımlaşma biçimini değiştirmiştir” biçiminde geliştirilen
denencenin nispeten doğrulanmış olduğunu ifade edebiliriz.
Hipotez 36: Büyük alışveriş merkezlerinin yaygınlaşmasıyla, mahalle esnafının
(kasap, bakkal, fırın, terzi, berber vs.) işlevlerinin azılması, komşuluk ilişkilerinde
değişimler meydana getirmiştir.
Đlgili denencenin doğrulanabilmesi için, anket formunun 126. ve 117. sorusunun ele
alınmasının uygun olacağı düşünülmektedir. Adı geçen soru; “büyük alışveriş merkezleri,
eğlence merkezleri vb. mekânların sayısının artması komşuluk ve akrabalık ilişkilerini sizce
etkiler mi, neden?” biçiminde, sadece şehir merkezi ve ilçe merkezlerinde ikamet edenlere
yöneltilmiştir.
Örneklem grubunun %52.5’i, büyük alışveriş merkezleri, eğlence merkezlerinin sayı ve
tabi ki işlevlerinin artmasının komşuluk ilişkilerini etkilemeyeceği görüşündedir. %41.2’lik
kemi ise “evet, etkiler” biçiminde yanıt vermiştir. %6.3’lük kesim ise yanıt vermemiştir.
Anket formunun 117. sorusu; “mahallenizdeki esnafla (bakkal, manav, kasap vs.)
ilişkileriniz nasıldır?” biçiminde sorulmuştur. Bu soruya verilen yanıtların dağılımı aşağıdaki
196
gibidir: sadece selamlaşırım %34.2, tanımıyorum %24.2, gerektiğinde yardımlaşma ve
dayanışma var %19.3, ahbaplık ederim %12.4, diğer %6.3, cevapsız %3.7.
Örneklem grubunun yaklaşık 1/4'ünün mahalledeki esnafı tanımaması, ilgili esnafla alış
veriş yapılmadığını ortaya koymaktadır.
“Eski tek katlı evlerde insanlar sokakları bile süpürürken, bu gün kendi ortak
mekânlarının temizliğinden aciz insanlarla yaşamaya başladık. El işini, akşam yapacağı
yemeğin malzemesini alıp kapı önünde sohbet edip akşama kadar hazırlık yapan teyzelerin
yerini, “gün evleri”nde birbirlerine hava atan mankenvari, doğallıktan uzak, geçmişini unutan
komşular aldı. Kendi pisliğini alttaki komşuya döken, aç komşuyu düşünmeyip, günlük çöpe
yemek atan, eğitimi için annesinden babasında uzak yerlere gelen gençleri apartmanlarda
istemeyen, bakkalın önünden geçip arabasına binerek tuz almaya markete giden insanların
olduğu bir yerde komşuluktan bahsetmek mümkün mü?”.
“Zaman geçirmek için bitişik komşu değil, kilometrelerce ötedeki iş arkadaşı ziyareti,
eğlence mekânı tercih ediliyor. Mahalle bakkalının bu günkü durumda olması ilişkilerdeki
olumsuzluğu gösteriyor”.
Đlgili bilgilerden yola çıkarak, “büyük alışveriş merkezlerinin yaygınlaşmasıyla, mahalle
esnafının (kasap, bakkal, fırın, terzi, berber vs.) işlevlerinin azılması, komşuluk ilişkilerinde
değişimler meydana getirmiştir” biçimindeki hipotezimizin kısmen doğrulanmış olduğunu
ifade edebiliriz.
Hipotez 37: Apartman ve site hayatında, ortak hizmet alanlarının (sosyal merkez
vb.) varlığı, komşuluk ilişkilerinin evden farklı alanlarda ve biçimlerde icra edilmesine
imkân tanımıştır.
Son hipotezin doğrulanabilmesi için anket formunun 113. ve 114. sorularına verilen
yanıtlar
üzerinde
durulacaktır.
Đlgili
sorulardan
biri
“apartmanda
oturuyorsanız
apartmanınızda / sitenizde sosyal merkez var mıdır?” biçimindedir. Diğeri ise; “apartmanda
oturuyorsanız apartman veya sitenizde sosyal merkezdeki faaliyetlere katılır mısınız,
katılıyorsanız hangi sıklıkta?” şeklindedir.
197
Verilen cevapların dağılımı 113. soru için şöyledir: %72.7 hayır, %18.2 evet, %9.1
cevapsız. 114. soruya verilen yanıtlara göre, sitesinde / apartmanında sosyal merkezi olanların
hepsi, bu mekânda yapılan faaliyetlere katılmaktadır.
Site / apartman sorunlarının görüşüldüğü, özel gün veya gecelerde (ramazan aylarında
teravih namazı kılınması, sünnet düğünlerinin yapılması vs.) buralarda toplanıldığı biçiminde
bilgiler enformel görüşme esnasında dile getirilmiştir. Bina / apartman gibi yerlerde, son
zamanlarda, Kur’an kursu ve beceri (dikiş-nakış vb.) kurslarının açıldığı da ifade edilen
görüşler arasındadır.
Enformel görüşmelerden elde edilen açıklamalardan birkaçı aşağıdaki gibidir:
“Site içindeki yeşil alan ve parkın olması ilişkileri daha da güzelleştiriyor. Parkta
beraber oturup sohbet edince ilişkiler samimi oluyor, sohbet edince yalnızlıktan kurtuluyoruz.
Đlişkilere önem veriyorum. Komşulardan memnunum”.
“Belli bir gurubum var, onlarla her gün parkta görüşüyorum”.
Anketör notu: “Anket yaptığım dairenin giriş katında bir ilan vardı. X dairede taziye
var. Ancak, aynı anda sosyal merkezde düğün yapılıyordu”.
Yukarıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak, “apartman ve site hayatında, ortak hizmet
alanlarının (sosyal merkez vb.) varlığı, komşuluk ilişkilerinin evden farklı alanlarda ve
biçimlerde icra edilmesine imkân tanımıştır” biçimindeki denencenin kısmen doğrulanmış
olduğunu dile getirebiliriz.
3. Komşuluğun Bir Sivil Toplum Hareketine Dönüşümü ve Yeni Girişimler
18. Yüzyıl başından itibaren Batı dünyasında gerçekleştirilen sanayi inkılâbıyla birlikte,
geleneksel toplumsal davranış kalıpları ve yapısı da büyük ölçüde değişti. Bu değişim batıdan
başlamak üzere dünyanın diğer toplumlarını da etkiledi. Ben merkezli, hayatı bireysel yaşama
odaklı yeni “hayat tarzı” (life style) ortak değerler inşa etti ve insanlar bu değerler etrafından
hayatlarını devam ettirdiler. Ancak -komşuluk gibi- geçmişin bir arada tutucu unsurlarının
deforme olması, gerek batı dünyasında gerekse diğer toplumlarda bazen geçmişe özlem,
bazen de geçmişi yeniden yaratma ve yaşama ya da modernleştirme şekillerinde yeni arayışlar
ortaya çıkardı. Bu arayışın temelinde yeni hayat tarzının ortaya çıkardığı güvensizlik ve korku
198
alanları başat bir faktör olarak ortaya çıktı. Çok kazanan, çok harcayan, ama sürekli
güvensizlik içinde kıvranan, kapı komşusunu dahi tehlike kaynağı olarak gören pek çok insan
güven arayışına çıktı. Aranan şey, yakın komşularla daha sağlıklı iletişim ve ilişkiler
kurmaktan geçmektedir. Bu arayışın bir saikı olarak son zamanlarda komşuluğu yeniden
canlandırma adına projeler ve farklı eylemler denenmeye başlamıştır.
Bu arayışlardan biri, hem insanlar arası ilişkilerin geliştirilmesi, hem de güven
duygusunun yeniden kazanılması için geliştirilen “Komşu Gözetim Grubu” (habervitrini.com)
hareketi olmuştur. Bu sivil toplum kuruluşu hareketinin ilki 1982 yılında, Đngiltere’nin
Cheshire bölgesindeki Mollington şehrinde başlamıştır. Hareketin oluşum ve uygulama
hikâyesi şöyle anlatılmıştır:
“Mollington Komşu Gözetim Grubu”nu başlatanların sayısı çok azdı ve çok sevdikleri
şehirlerindeki insanları canlarından bezdiren seri hırsızlık olaylarının önüne geçebilmek
amacıyla bir araya gelmişlerdi. Ana hareket noktaları ise, her bir Mollingtonlunun hırsızlık
olaylarına karşı komşusunun evini, arabasını ve diğer eşyalarını tıpkı kendi evi, arabası ve
eşyasıymış gibi gözetmesiydi. Bunu sağlamak için de komşuluk ilişkilerinin geliştirilmesine
ağırlık verildi. Yapılan iş çok basitti ama basitliğine ters orantıda da etkiliydi. Örneğin,
komşusunun evine veya arabasına hırsızın girdiğini gören bir kişi ya kendisi müdahale ediyor
veya hemen polise haber veriyordu. Bu duyarlılık bir yandan pek çok hırsızın yakalanmasını
sağlarken, diğer yandan da hırsızlık yapacak olanlarda caydırıcı rol oynuyordu. Fazla zaman
geçmeden suç oranında yaşanan düşüşlere ilk başta kimse inanamadı. Ancak kısa zamanda
herkes güvenin ve huzurun tadına varmaya başladı. Bununla da yetinilmeyerek yaşanan
olumlu gelişmeleri sürekli hale getirmek ve zihinlerde devamlı canlı tutabilmek için şehir
çapında “Komşu Gözetim Haftası” kutlanmaya başlandı.
Komşu gözetme işlemi başlangıçta sadece ev ve yakın komşular için geçerliyken,
zamanla çiftlikler, iş merkezleri, okullar, dükkânlar arası komşuluklarda da uygulanmaya
başlandı. Öyle ki, bu gelişmelerin bütün Đngiltere’de duyulması üzerine hemen her şehirde
“Komşu Gözetim Grupları” kurulmaya başlandı. Bu grupların faaliyete geçmesinin hemen
ardından da hırsızlık ve suç işleme oranlarında görülen ani düşüş, bütün Đngiliz halkının
dikkatini çekti. Örneğin Derbyshire bölgesinde yer alan Stoneleigh şehrinde 1994 yılında
“Komşu Gözetim Grubu” kuruldu ve aynı yıl hırsızlık olayları %85 oranında düştü. Aynı
199
şehirde dört yıl içinde cinayetler yok denecek seviyelere indi. Lambeth şehrinde kurulan
“Komşu Gözetim Grubu” sayesinde ise, şehirde suç işleme oranı %75 azaldı.
Komşu Gözetim hareketi başta küçük bir şehirdeki komşuluk ilişkilerini geliştirmek,
hırsızlık olaylarını ve suçları önlemek için başlatılan bir hareket iken, devreye özel güvenlik
şirketleri, itfaiyeler, yerel ve ulusal çaptaki idarî makamlar ile pek çok gönüllü kuruluş da
girdi. Đngiltere’deki toplum ruhunu canlandırmanın ve suç işleme oranını azaltmanın yolunu
komşuluğu yeniden keşfederek bulan şehirlerden biri de, Yorkshire bölgesinde yer alan
Grimethorpe oldu. 1995 yılında bu şehirde yaşayan nüfusun üçte biri işsizdi ve özellikle
gençler her gün taşkınlıklarına bir yenisini ekliyorlardı. Bu şehirde de neredeyse her gün bir
cinayet veya hırsızlık olayı gözleniyordu.
1995 yılında Danny Gillespie isimli bir kişi, Grimethorpe’ın kötü gidişini kısa zamanda
değiştirecek bir girişimde bulundu ve bir “Komşu Gözetim Grubu” kurdu. Bu gelişmeyi
izleyen dört yıl içinde ev hırsızlığı %23, araba hırsızlığı ise %44 oranında geriledi. 2000
yılında ise bu kent “Avrupa Suçla Mücadele Ödülü”nü kazandı.
Komşuluk eksenli hareketin Đngiltere’deki başarısı, bu hareketin kısa zamanda dünya
geneline yayılmasını sağladı. Avrupa ülkelerinden Đsveç’te “Komşuluk Gözetme Hareketi”nin
ilk başlangıcı 1985 yılında Ryd şehrinde, ikincisi 1986 yılında Barhäll şehrinde “Operation
Samverkan” (Đşbirliği Operasyonu) adıyla kuruldu. Bu hareketin Norveç’teki karşılığı ise
Nabohjelp idi ve ilk olarak 1985 yılında özel ve kamu işbirliğiyle kuruldu.
Avustralya’daki ilk “Komşu Gözetim Derneği”, Victoria bölgesinde yer alan Kananook
şehrinde, 1 Haziran 1983 yılında kuruldu. Kanada’nın Ontario bölgesinde kurulan “Ontario
Đyi Komşular Toplulukları” adı altında faaliyet gösteren ve gönüllülerin katkısıyla
faaliyetlerini sürdüren dernek üyelere şu mesajları telkin ediyorlar: Birbirine karşı duyarlı
olan bir toplum, güçlü bir toplumdur. Đyi komşu olun. Komşunuza ulaşmak için zaman ayırın.
Her fırsatta komşunuzun halini hatırını sorun. Bir bardak çay içmek bahanesiyle de olsa,
komşunuzla bir araya gelmeye çalışın. Bunun ötesinde komşunuzu yemeğe çağırın ve bu
yemeği aranızdaki yakınlığı güçlendirmek için önemli bir fırsat bilin. Komşunuzla mümkün
olduğunca aile çapında diyalog kurmaya çalışın. Komşunuzla yürüyüşe çıkma, piknik yapma
gibi ortak faaliyetler gerçekleştirin.
200
Fransa’da faaliyet gösteren “Đmmeubles en Fète” “Apartmanlar Festivalde” isimli
dernek her yıl “Đyi Komşuluk Kampanyası” organize etmektedir. Bu doğrultuda, her geçen
gün biraz daha unutulan komşuluk ilişkilerini Fransız insanı aileler arasında yeniden
canlandırmaya çabalamaktadır. Đlki 1999 yılında gerçekleştirilen ve üçüncü senesinde ulusal
bir etkinlik haline gelen iyi komşuluk kampanyasına Fransızların ilgisinin her yıl daha fazla
arttığı belirtilmektedir. Bu konuda son olarak, yukarıdaki ülkelerin dışında ABD, Danimarka,
Hollanda, Finlandiya, Yeni Zelanda ve en son Baltık ülkelerinden olan Estonya ve
Litvanya’da “Komşu Gözetim Dernekleri”ne” yeni halkaların eklendiği bilinmektedir.
Başta Avrupa’da olmak üzere dünyanın farklı ülkelerinde görülen modern komşuluk
hareketlerine benzer bir sivil toplum hareketinin Türkiye’de de başladığına şahit
olunmaktadır. “Komşu Kollama Sistemi” (antalya.pol.tr) olarak bilinen hareket 2009’da
Antalya’da, Antalya Emniyet Müdürlüğü tarafından başlatılmıştır. Türkiye’de bir ilk olarak
başlatılan proje, emniyet görevlilerinin site sakinlerine çevrelerinde olup bitenin farkına
vardırmalarını hedef alarak başlatılmıştır. Bu hareket her ne kadar sivil bir oluşumdan ziyade,
devlet odaklı bir hareket de olsa nihayetinde komşuluğu özendirici bir içeriğe ve amaca
sahiptir.
Projenin temel amacı, “insanların diğer insanlara ve çevresinde olup bitenlere karşı
farkındalık düzeyini arttırarak hem birbirinden uzaklaşmaya ve yabancılaşmaya başlayan
halkın komşuluk ilişkilerini tekrar canlandırmak hem suçları oluşmadan önlemek, hem de
proje içerisinde açıklaması yapılan suç korkusu olgusunu azaltmak” olarak tanımlanmıştır.
Projenin halka tanıtılması için bir dizi faaliyet yürütülmüştür. Bunların başında halka açık
konferans ve eğitim seminerleri yoluyla “birleşik toplum destekli güvenlik hizmetleri ve
komşu kollama projesi” başlıklı Powerpoint ortamında hazırlanmış slayt gösterilerinin
sunulması şeklinde olmuştur. Bunun yanında, afişler asmak, kitapçıklar dağıtmak, ilan ve
reklamlarla yapılan faaliyetin hem duyurulmasını hem de etkili olması sağlanmaya
çalışılmıştır.
201
SONUÇ VE ÖNERĐLER
Sosyo-kültürel değişim, günümüz toplumlarının en tipik özelliği olurken, bu değişimin
hızı ve çeşitliliği hiçbir dönemde olmadığı şekilde yüksek olmaktadır. Bahsedilen sosyokültürel değişim, toplumdan topluma farklı nitelikte, hızda, biçimde olabilmektedir.
Hızlı değişen toplumlarda, genel geçer olan değer sistemleri, farklı yorumlanabilmekte
ve değerlerin yorumlanmasına bağlı yeni normatif sistemler ortaya çıkabilmektedir. Adı
geçen normatif sistemlerin kaynağı genelde ilgili toplumun değer sistemi olurken, kitle
iletişim araçlarının yaygınlaşması ve dünyanın giderek global bir köy haline gelmesiyle, farklı
toplumların, kültürlerin normatif sistemi de yeni süreçte etkili olabilmektedir.
Sosyal bir varlık olarak insan, yaşamını devam ettirirken farklı toplumlara, kültürlere,
bilgilere, değer ve normatif sistemlere muhatap olabilmektedir. Geçmiş zamanlara nazaran
bunu sağlayan en etkili unsur ise kitle iletişim araçlarıdır.
Đnsanlar arasındaki önemli sosyal ilişkilerden biri komşuluk olgu ve davranışıdır.
Komşuluk, bu araştırmanın ele aldığı temel konu olmuştur. Bu çalışmada komşuluk; sosyal ve
kültürel değişme çerçevesinde ele alınmış ve değişimin boyutları, nedenleri vs. ortaya
konulmaya çalışılmıştır.
Modern yaşam, şehirleşme ve kitle iletişim araçları, birçok sosyal olguda olduğu gibi
komşuluk olgusu üzerinde de önemli bir etkiye sahiptir. Modern yaşam, şehirleşme ve kitle
iletişim araçları sayesinde, genel geçer olan bazı değer sistemlerinin algılanma biçimi
değişebilir, yeni birtakım değer yorumları ortaya çıkabilir, yeni normatif sistemler veya
normlar idealize edilebilir. Birçok olguda olduğu gibi komşuluk da, bahsedilen değişimlerden
etkilenebilmektedir.
Genel olarak / kabaca ifade edilen görüşlere göre; kentleşme, modernleşme, kitle
iletişim araçlarının yaygınlaşması ile birlikte, komşuluk da bir değişim süreci içine girmiştir.
Kırsal kesimde ise etkilenmenin, kitle iletişim araçları vasıtasıyla olduğu dile getirilmektedir.
Komşuluğun; kentleşme ile büyük bir değişim yaşadığı dile getirilirken, yeni konut
türlerinin yaygınlaşması, şehir yaşamında ikincil ilişkilerin idealize edilmesi veyahut kısaca
kentsel yaşam tarzının etkisiyle komşuluk ilişkilerinin ortadan kalktığı veya büyük oranda
değişime uğradığı biçiminde yaygın bir kanaat bulunmaktadır. Bu kanaatin ne kadar doğru
olduğunun, ancak yapılacak çalışmalar ile ortaya konulması mümkündür. Daha önce yapılan
202
bazı çalışmalardan ve bu araştırmada ortaya çıkan verilerden hareketle şöyle bir genelleme
yapmak mümkündür: Komşuluk, şehirlerde nitelik değiştirmekte, ancak yok olmamaktadır.
Komşuluk olgusu, daha çok, ikamet edilen mekânla bağlantılı olan ve bu yönüyle ele
alınan bir olgu olma özelliği taşımaktadır. Đnsanların ikametlerini belirleyen kriterlerin neler
olduğu ve insanların sadece ikamet edilen alanda bulunan insanlarla mı ilişkiye geçtikleri gibi
konular, üzerinde durulması gerekli olan
hususlardır. Yine, modern toplumların
özelliklerinden biri olan, çalışma zamanı dışındaki zamanların geçirildiği mekân olarak “ev”e
ortak çıkması, yani, alternatif mekânların ortaya çıkışının komşuluk ilişkilerini ne kadar
etkilediği de ele üzerinde durulması gerekli olan hususlardandır.
Đkamet alanlarının fiziki olarak; müstakil evden apartmana, siteye ve de uydu kente
doğru kaymasının, sosyal ilişkileri ne denli etkilediğine ilişkin yapılan çalışmalarda belirgin
değişimlerin olduğu kesindir. Bu hadiseye rasyonel bir mantıkla bakıldığında, yukarıda geçen
unsurların, sosyal ilişkileri ve özelde komşuluk ilişkilerini etkilediği, ancak ortadan
kaldırmadığı, süre, nitelik, görüşülen kişiler, günün vakti, görüşme biçimi ve yeri gibi
unsurlarda bir değişim olduğu ortaya çıkmıştır. Yani komşuluğu yaşama biçiminde belirgin
bir değişim söz konusudur. Adı geçen değişimin belli bir boyutta olması, ilişkilerin ortadan
kalkmamasının şifrelerinin Türk toplumundaki genel geçer değer sisteminde ve özelde de
dinde aramanın yanlış olmayacağı ifade edilebilir.
Kentleşen, sanayileşen, kalabalıklaşan ve karmaşıklaşan toplumlarda, geçmişe nazaran,
bireyselleşme, hayatı tek başına ve yalnız kendisi için yaşama olguları öne çıkarken, bu
değişimin tüm toplumlar için genellenmesi yanlıştır. Hatta aynı ülkede, toplumdaki farklı
şehirler, semtler, mahalleler, sokaklar için bile genelleştirmenin yanlış olacağı söylenebilir.
Kentlerdeki sosyal kontrol mekanizmalarının azalması ve sonuçta toplumda bir “güven”
eksikliğinin hissedilmesi, sonuçta birçok olguda olduğu gibi, komşuluğu da etkilemektedir.
Ancak, bu etkinin ne kadar olduğu, bu eksikliği tolere eden bir durumun olup olmadığı da
düşünülmesi gereken hususlardandır.
Yukarıda sözü edilen tartışmalardan yola çıkarak, “Sosyo-Kültürel Değişim Sürecinde
Komşuluk” biçiminde adlandırılan edilen bu araştırma yapılmış ve belirlenen değişkenlerin
(zaman, ikamet alanı, coğrafi yerleşim yeri, mesken tipi / özelliği mesken yeri, meskenin
mülkiyet durumu, etnik köken, dinî / mezhepsel inanışlar, ekonomik durum, eğitim durumu,
cinsiyet durumu, meslekî durum, şehre yerleşim zamanı, hane halkı büyüklüğü, çocuk sayısı,
özel gün ve zaman aralıkları, akrabalık derecesi ve ilişkileri vs.) nasıl bir etkiye sahip olduğu
203
incelenmiştir. Araştırmada, tasviri bilgiler de yer verilmiş, elde edilebildiği kadarıyla farklı
kuşakların, değişimle ilgili görüşleri ele alınıp incelenmiş ve yorumlanmıştır.
Araştırmadan elde edilen bilgilerden yola çıkarak yapılan değerlendirmelerin aşağıdaki
gibi sıralanması mümkündür:
Yaş durumuna bakıldığında; en büyük yaş aralığının 31-40 yaş arasında olanların
oluşturduğu görülmektedir. Örneklemde yer alanların cinsiyet oranları biri birine yakındır.
Örneklem grubunun, yaklaşık yarısının köken olarak kırsal kesimden olduğu görülmektedir.
Evli olanların oranı örneklem grubunun yaklaşık 3/4'üne karşılık gelmektedir. Bekârların
büyük bir kısmı, şehir merkezinde ikamet edip formel öğrenim görenlerdir.
Anne-babanın hayatta olması, olmaması veya herhangi birisinin ölmüş olması durumu,
komşuluk ilişkilerine etki edebilir. Bu amaçla, anne babanın hayatta olması durumu da ele
alınmıştır. Örneklemin yarısının anne babası hayattadır. Her ikisi de vefat etti diyenler
örneklemin 1/5’ine karşılık gelirken, annesinin sağ babasının vefat ettiğini belirtenler ise
örneklemin 1/4‘ünden daha fazladır. Anne-babayla birlikte yaşama durumu, komşuluk
ilişkilerini etkileyebilecek bir özelliktedir. Buna göre, örneklem grubunun 3/5’ünün anne
babası kişiyle birlikte değildir. 1/5’inin anne babası birliktedir.
Çocuk sayısının, komşuluk ilişkilerinin oluşumu ve devamıyla ilgili olduğu
varsayımından hareketle, çocuk sayısı üzerinde de durulmuştur. Buna göre; örneklem
grubunun 1/3’ünden daha fazlasının çocuk sayısı 1-2 arası, 1/3’ünden fazlasının 3-4
arasındadır. Örneklem grubunun hanesinde yaşayan kişilerin sayısıyla ilgili bilgilere
bakıldığında; örneklem grubunun yaklaşık yarısının 4-5 kişi oldukları görülecektir. 1/4’inden
biraz fazlasının 2-3 kişi oldukları ortaya çıkmıştır.
Örneklem grubunun öğrenim durumuna bakıldığında; 1/10’dan fazlasının okula
gitmediği, 1/3’e yakın oranın ilkokul mezunu, 1/10’dan biraz fazla ortaokul mezunu, 1/4’e
yakın oranın lise ve dengi okul mezunu olduğu görülecektir. 1/5’lik orana yakın da
yüksekokul/üniversite mezunudur. Eşlerin öğrenim durumunda ise; 1/4 oranına yakın okula
gitmemiş, ilkokul mezunu 1/3’e yakın, 1/10 ortaokul mezunu, %15 lise mezunu, %15’e yakın
da yüksekokul / üniversite mezunudur.
Đkamet edilen konuta sahip olma veya kiracı olma durumu, komşuluk ilişkilerinin uzun
süreli kurulması veya geçici statüde tutulması ile sonuçlanabilir. Bunun yanında, ikamet
204
edilen konutun fiziki yapısının da (apartman, müstakil, dubleks, güvenlikli site vs.) komşuluk
ilişkilerinin niteliği üzerinde etkili olduğu söylenebilir. Örneklem grubunun ikamet ettikleri
konutun 1/20’i gecekondu, 3/5’üne yakını apartman/site içinde daire, 1/5’inden daha fazlası
müstakildir. Đkamet edilen evin sahiplik durumuna bakacak olursak; örneklem grubunun
2/3’sine yakınının kendi evinde oturduğu görülmektedir.
Oturulan evin oda sayısına bakacak olursak; 3/5’e yakın kesimin evin odasının dört tane
olduğu görülür. 3/10 oranındaki kişinin evinin üç odası vardır. Evde oturma süresine
bakıldığında ise; 2/5 oranına yakın kesimin 1-5 yıl arası, 1/5 oranına yakın kesimin 6-10 yıl
arası, %14.2 11-15 yıl arası, 1/10 arasındaki kesimin ise 16-20 yıl arasında aynı evde
oturdukları görülmektedir. %15’den daha fazla bir kesimin ise 12 yıldan daha fazla aynı evde
oturmaktadır. Đkamet edilen yerleşim yerine bakıldığında; 3/5’e yakının il merkezi, %15 ilçe
merkezi, kasaba/belde 1/10’dan daha fazla, köy 1/10’dan daha fazla olduğu görülecektir. En
uzun süre ikamet edilen yerle ilgili dağılım da; 2/5 oranında şehir merkezi, 1/4'e yakın ilçe
merkezi, 1/4'den fazla köy olarak gerçekleşmiştir.
Örneklem grubunun 9/10’a yakının şu anda bulunduğu yerden memnun olduğu
görülmektedir. Memnun olmayanların; evin fiziki durumu, şehre veya ilçe merkezine göre
konumu, yaşayan insanlardan kaynaklanan sorunları dile getirdikleri görülmektedir. Kişilerin
4/5’ine yakını şu anda ikamet ettiği yerde uzun süre daha oturma isteğindedir. “Komşuluk
ilişkilerinden kaynaklanan memnuniyetsizliğim var” biçiminde yanıt verenlerin oranı %5.5
olarak gerçekleşmiştir. Örneklem grubunun 2/3’si şu an bulunduğu yere göç ederek gelmiştir.
1/3’lik oranın ise şu an bulunduğu yerde sürekli bulunduğu ortaya çıkmıştır. 15 yıl ve daha
fazladır şehir / ilçe merkezinde ikamet edenlerin oranı 2/3 oranındadır.
1/5 oranındaki kişinin ev hanımı olduğu görülür. Bunun dışında kalanlar ise; asker,
avukat, bakkal, çiftçi, çocuk bakıcısı, din görevlisi, diş hekimi, doktor, eczacı, elektrikçi,
emekli, esnaf, hemşire, işçi, işsiz, kuaför, memur, muhtar, mühendis, mütercim, öğrenci,
öğretmen, pazarlamacı, polis, serbest, serbest-tüccar, şoför, teknisyen-tekniker, temizlikçi /
kapıcı, terzi biçiminde sıralanabilir. Baba mesleğine bakıldığında; örneklem grubunun
1/4'inden daha fazlasının çiftçi olduğu görülür, 1/5’e yakını işçi, %15 civarı ise emeklidir.
Anne mesleğinde ise; 4/5’lük orandan daha fazlası ev hanımı, 1/10’den daha fazlası ise
işsizdir.
205
Aylık gelirde; 1/5’lik oran asgari ücret, 1/5’lik oran 1.000-1.500 arası gelire sahip
olduğunu belirtmiştir. Asgari ücretten az geliri olanlar yaklaşık 1/5 oranında iken, 1.000
TL’den aşağı geliri olanlar da yine 1/5 oranına yakındır. Örneklem grubunun 4/5’den daha
fazlasının ek geliri yoktur. Kişilerin yarısından daha fazlası gelirini yiyecek içecek ve günlük
ihtiyaçlara harcarken, 1/4'e yakını çocukların eğitim ve diğer giderlerine harcamaktadır.
Boş zamanlarında komşusuna gidenlerin oranı 1/5 oranına sahiptir. Okuma yapanlar 1/5
oranından fazladır, televizyon seyredenler ise 1/5 oranına sahiptir. Örneklemin yaklaşık yarısı
günde 1-2 saat televizyon izlemektedir. 1/3 oranındaki kesim 3-4 saat arası izlerken, hiç
izlemeyenler ise 1/10 oranındadır. 2/3 orandaki kişinin internet bağlantısı yoktur.
Örneklem grubunun 2/5 oranından biraz fazlasının 2-5 arası samimi olduğu komşusu
vardır. 6-10 arası komşusu olanlar ise 1/5 oranındadırlar. %16.3 oranındaki kişinin ise samimi
olduğu komşusu yoktur. 2/3’lik orana yakın kişi biri birine sadece komşudur. Akraba olanlar
%15’e yakın, aynı köy, kasaba, şehir veya bölgeden olanlar da yine %15’e yakın orandadır.
3/5’lük oran, komşularla “hoş geldin” ziyaretinde tanıştığını dile getirmiştir. 4/5
oranından daha fazlası sık veya seyrek olarak komşularla görüşmektedir. Hergün görüşenler
2/5 oranında iken, 1/3’e yakın kesim ise birkaç günde bir görüşmektedir. 1/10 oranına yakın
kişi ise haftada bir görüşmektedir. Ailece görüşme durumu ise şöyledir: Görüşmeyen 1/5
oranına yakın, hergün 1/10’a yakın, haftada birkaç kez 1/4’e yakın, haftada bir 1/10’dan biraz
fazla. 1/5 oranındaki kişi ise olağanüstü durumlarda (cenaze, düğün, bayram, nişan vb.)
görüşmektedir. Akrabayla görüşmeyle ilgili şöyle bir dağılım ortaya çıkmıştır: 1/4’e yakın
haftada bir, 1/4’e yakın birkaç günde bir, 1/6 hergün, 1/6’ya yakın ayda bir, 1/10’dan biraz
fazla özel durumlarda (cenaze, düğün, bayram, nişan vb.) görüşmektedir.
Örneklem grubunun 1/3 oranına yakını, ikamet ettiği yerde daha önceden bulunanlarla
daha samimi iken, 1/3’ü ise, kişi ayırt etmeden herkesle samimiyet kurduğunu dile getirmiştir.
1/3 oranındaki kişi, akrabalığın daha önemli olduğunu vurgularken, örneklemin yarısına
yakını için komşuluk önemlidir. 2/5’si komşuluğa, 2/5’si ise akrabalığa önem vermektedir.
3/4’lük kesim için komşuluk çok önemlidir.
2/5’sinden daha fazlası için komşuluğun en önemli yanı güvendir. Yine yarıdan daha
fazla kişi için karşıdaki kişi güven verdikten sonra diğer hususlardan hiçbiri önemli değildir.
Komşuluğun her zaman gerekli olduğunu düşünenler örneklem grubunun 3/4'ünden daha
206
fazladır. 2/5’lik oran manevi yardımlaşma üzerinde dururken, aynı orandaki kişi de “güven”e
vurgu yapmaktadır.
Komşuluk ilişkilerinin kurulmasında karşıdaki kişinin kökeninin önemli olmadığını
vurgulayanların oranı 9/10’dur. Yine, dini inancın komşuluk ilişkisinde etkili olmadığını
belirtenler 7/10 oranından daha yüksektir. Örneklem grubunun yarısından fazlası,
komşularının
dindarlık
durumunu
önemsemektedir.
Komşusunun
siyasi
görüşünü
önemsemeyenler 3/4'lük orandan daha fazladır.
Örneklemin yarısından fazlası için, komşusuyla kendisinin eğitim durumu bir birine
denktir. 7/10 için komşuluk ilişkilerinde eğitim durumu önemli değildir. 3/5’lük kesim için
komşuların ekonomik durumu komşuluk ilişkilerini etkilemez. Kişilerin yarısından daha
fazlasına göre, komşuların mesleği biri birine denktir. Mesleğin, komşuluk ilişkisi için önemli
olmadığını vurgulayanlar örneklem grubunun 4/5’inden daha fazladır.
3/5’ten daha fazlası için oturulan ev tipi komşuluk ilişkilerini etkiler. 3/4'den daha
fazlası için asansörün varlığı komşuluk ilişkilerini etkilemez. 4/5’lik kesim içen, ikamet
edilen evin sahiplik durumu komşuluğu etkilemez.
Taşınma gibi nedenlerden dolayı eski komşularla görüşmeyle ilgili bilgiler şöyledir:
1/3’e yakın ilişki devam ediyor, 1/3’den fazla ilişki azaldı, 1/4 özel günlerde (bayram, düğün,
düğün, nişan vs.) görüşme var.
Komşulukta aile büyüklüğünün etkili olmadığını belirtenler 3/4 oranından daha fazladır.
Çocuk sayısının komşulukta etkili olmadığını belirtenler 3/4 oranından fazladır. Geçmişte
olduğu gibi komşuluğun devam ettiğini belirtenler 3/5 oranına yakın iken, 1/5 oranındaki kişi
istense bile irtibat kurulamadığını belirtmiştir. Geçirilen süre olarak geçmişle şimdi arasında
bir değişim olmadığını belirtenler, örneklemin yarısına yakın iken, 4/5 oranındakiler içinse bu
süre azalmıştır. Sevinç ve kederi paylaşma noktasında sorumluluğun azaldığını belirtenler 2/5
oranından fazladır. Değişme olmadığı kanaatinde olanlar 1/3 oranındadır. Komşuluk yapılan
kişi sayısında değişme olmadığını belirtenler 2/5 oranına yakındır. Azaldığını düşünenler ise
2/5 oranından fazladır. Geçmişle kıyaslandığında komşuluk ilişkilerindeki samimiyette düşme
olduğunu belirtenler, örneklemin yarısından daha fazladır. Aynen devam ettiği kanaatini
taşıyanlar 1/3 oranından fazladır. Samimiyetin düştüğünü ifade edenler; maddiyat
düşüncesinin artışını, televizyonun insan yaşamına fazlasıyla girmesini neden olarak
göstermektedirler.
207
Komşusuyla daha çok görüşenlerin oranı yarıya yakınken, 1/3 oranındaki kişi akraba ile
daha çok görüşmekte, 1/5 oranındaki kişi ise her ikisi ile de görüşmektedir. Karşı komşu ile
görüşenlerin oranı yarıya yakındır. Alt veya üst komşu ile görüşenler 1/5 oranına yakındır.
Hepsiyle görüşenler de 1/5 oranına yakındır. Komşuların akraba olmasının manevi destek
sağladığını belirtenler 2/3 oranına yakındır. Hiçbir yararı olmadığını belirtenler ise 1/4
oranına yakındır. Đlişki kurulan komşunun aynı ilçe veya ilden olmasını önemsemeyenler 2/3
oranına yakındır.
Ortak yaşam kurallarına uyulmaması durumunda komşusuna uyarıda bulunacağını
belirtinler 2/3 oranına yakındır. Genel ahlak kurallarına uymayan komşusuna uyarıda
bulunacağını belirtenlerin oranı 1/3’den biraz fazla iken, ilişkisini keseceğini belirtenlerin
oranı 1/3’e yakın orandadır.
Đkamet edilen konutu tercih nedenlerinde, semtin ve komşuların özelliğine vurgu
yapanlar 3/5 oranına sahiptir. Acil ihtiyacı komşusundan karşıladığını belirtenlerin oranı
yarıdan daha fazladır. Acil durumlarda (hastalık, ölüm, kaza vs.) komşusunu ilk arayanların
oranı 2/5 oranındadır. Ev temizliği ve düzeninin değiştirilmesinde komşularından yardım
aldığını belirtenlerin oranı 1/5’den daha fazladır. Ev taşınmasında komşulardan yardım
alanların oranı ise 1/5 oranından daha azdır. Örneklemin yarıdan daha fazlası komşulardan
borç almaktadır.
Bayramların tamamında komşularını ziyaret edenler 3/4 oranına yakındır. Erkek-kadın
ayrı odada oturma oranı 2/5, aynı odada oturma oranı 1/4, samimiyete göre oturma oranı ise
1/3’e yakındır.
Komşuluğun zaman ve mekân ayrımı olmaksızın her yerde gerekli olduğunu
belirtenlerin oranı 4/5 oranına karşılık gelmektedir. Şehirdeki komşuluğun köylere göre zayıf
olduğu kanaatinde olanlar 2/3 oranındadır. Aynı olduğunu belirtenler ise 1/5 oranına sahiptir.
Şehir yaşamının komşuluğu zorunlu kıldığını belirtenler örneklemin yarısına karşılık
gelmektedir. Oturulan binada ismi bilinmeyen veya hiç karşılaşılmayan komşuların olduğunu
belirtenler 1/4 oranından daha fazladır. Sitenin / binanın komşularca yapıldığını belirtenler 1/5
oranındadır.
Araştırmanın denenceleriyle bağlantılı olarak aşağıdaki görüşlerin ileri sürülmesi
mümkündür:
208
Coğrafi yerleşim yerlerine göre komşuluk ilişkileri değişebilmektedir. Her ne kadar,
kitle iletişim araçları her iki kesim farkını azaltmış gibi gözükse de, geçerli olan ilişki
kalıplarının az veya çok olması, mekânın şekli gibi nedenlerden dolayı, iki kesim arasındaki
ilişkilerin benzer olması gibi bir durumun yaşanabilmesi çok zordur. Özellikle gecekondu
bölgelerindeki komşuluk ilişkilerinin kırsal kesimdeki ilişkilerden çok da farklı olmadığı ifade
edilebilir.
Şehre yeni gelenlerin, önceden bulunanlarla komşuluk kurmaları, eski komşulara göre
farklı olmaktadır. Uzun yıllardan beri bir arada olan komşular, karşıdaki kişileri her yönüyle
tanımakta ve ona göre bir sosyal ilişki kalıbı geliştirebilmektedirler. Yeni gelen birisinin, bu
sosyal ilişki kalıbını anlaması, çözmesi ve gereğini yapması için biraz zaman geçmesi
gereklidir.
Kentsel yaşam tarzı, mesleki zorunluluklar gibi unsurlar, kent yaşamındaki komşuluk
ilişkilerine etki edebilmektedirler. Formel, resmi mesleklerle uğraşan kentlilerin, komşularıyla
görüşmelerinde planlamaya gitmeleri, görüşme sıklığını azaltmaları mümkündür. Kırsal
kesimdeki iş / uğraşının sınırlarındaki esneklik, sosyal ilişkilerin tümüme etki edebilirken,
komşuluk ilişkilerinin de bu durumdan etkilenmemesi düşünülemez. Kent yaşamında, serbest
zamanların uygun olması durumuna göre, bir komşuluk ilişkisi geliştirilmesi durumunun daha
yüksek düzeyde olması beklentisi bulunmaktadır.
Đkamet edilen mesken tipi, komşuluk ilişkilerinin niteliğine etki ederken, bir arada duran
villa, dubleks, müstakil site, güvenlikli site biçimindeki yerleşim mekanlarında sosyal
ilişkilerin de meskenin yapılanması biçiminde bir yapılanma içinde olması mümkündür. Yani,
her kapıyı açtığında karşı komşusuyla muhatap olan bir apartman sakini ya da yanındaki
komşu ile muhatap olan gecekondu sakini, ister istemez insanlarla muhatap olacak ve bu
durum ilişkileri farklılaştırabilecektir. Zaten yapılan çalışmalarda, güvenlikli site, villa gibi
yerlerde ikamet edenlerin “topluluk yaşamına dair bir anlam edinmedikleri” ortaya çıkmıştır.
Süre sınırlamalı olan lojmanlarda da, farklı bir durum yaşanmakta, komşularla mesafeli
ilişkiler kurulmaktadır.
Uydu kent ya da büyük sitelerde, komşuluk ilişkilerindeki mesafeyi azaltma yolunda
birtakım adımlar atılabilmektir. Sosyal merkezlerin yaygınlaşması, burada, bazı dönemlerde
ve durumlarda (Ramazan ayında teravih namazı kılınması, mevlit ve sünnet düğünleri
209
yapılması, taziyelerde erkeklerin taziye kabul yeri olması) faaliyetlerin yapılması, komşuluk
ilişkilerinin kurulması ve devamında önemli bir yer tutmaktadır.
Şehir merkezinden çevreye (dış mahalle, gecekondu bölgeleri, belde, ilçe merkezi)
gidildikçe geleneksel aile biçimi ve yaşayış tarzının yaygın olduğu görülmektedir. Buralarda
yaygın olarak müstakil ev sistemi yaygın olup geleneksel ilişkiler ve alışılmış mahalle
komşuluk ilişkilerinin devam ettiği görülmektedir. Bazı bölgeler, şehrin dışında olmasına
rağmen, geleneksel ilişkilerin devam etmediği görülmektedir. Buralar; ya dubleks tipi, ya
güvenlikli site ya da müstakil siteler olduğu görülmektedir.
Şehirlerin fiziki olarak geniş bir alan üzerine kurulmuş olması, insanların sık sık
görüşmesini etkileyebilir. Başka bir yerden taşınmış olan bir kişinin eski yerleşim yerindeki
komşusunu sık sık ziyaret edemeyecek, yakınında bulunan komşularıyla görüşmek suretiyle,
sosyal ilişki kurma ihtiyacını karşılayacaktır. Özel taşıt sahibi olma oranının yükselmesi,
komşuların ziyaret durumunu etkileyebilir ve görüşmelerin daha sık olmasını sağlayabilir.
Binada asansörü olanlarla olmayanlar arasındaki tablolar anlamlı çıkmıştır. Bir kişinin
evine girerken/çıkarken, binadaki bir komşu ile asansörde karşılaşma ihtimali, merdivende
inip/çıkarken karşılaşmaya göre daha düşük olacaktır. Merdiveni olan binada oturan kişiler,
birkaç karşılaşmadan sonra ilişkileri ilerletme düşüncesini geliştirebilirler. Eve girer çıkarken
karşılaşma olgusu asansörde daha düşük olacağından, komşuluk ilişkisinin kurulması da o
oranda düşebilecektir. Bunun yanında, merdivenden çıkma durumunda, eldeki eşyanın
çıkarılması veya indirilmesine yardım talebinin gelme ihtimalinin daha yüksek olacağı
söylenebilir.
Ekonomik seviyeye göre bir meskene taşınma, beraberinde yakın ekonomik düzeyde
olan insanlarla ilişki kurmayı getirebilir. Buna rağmen, aynı binayı / siteyi paylaşmasına
rağmen farklı ekonomik düzeylerde olunması mümkündür. Ekonomik durum ile görüşme
değişkeni arasında bir ilişki aramanın yanında, ekonomik durum itibariyle farklı düzeylerde
bulunan insanların görüşme sıklığı ve şekli üzerinde de durmakta yarar vardır. Kişi, gelirin
durumuna göre bir yaşam sürebilir ve çevresindekilerin de benzer nitelikte olmasını
önemseyebilir. Buna göre, kendi ekonomik durumundan düşük veya yüksek olanlarla
komşuluk ilişkilerinin sürekli / sistematik olarak yürütülmesinin zorlaşacağı ifade edilebilir.
Aslında ekonomik düzeyin yükselmesine paralel olarak uğraşı durumu değişebilmekte ve bu
durum, komşuluk ilişkilerinin farklı şekillerde sürmesine neden olabilmektedir. Mesela; karı-
210
koca çalışan bir ailenin, sadece evdeki erkeğin çalıştığı bir aile ile ya da karı-kocanın emekli
olduğu bir aile ile ilişkisi farklı olacaktır.
Komşuluk ilişkilerinin, insanların etnik kökenlerine göre farklılık gösterebileceği
biçimindeki bir varsayımın geçerliliği düşük düzeyde kalmıştır. Bu araştırmanın örneklem
grubuna katılanlar, komşulukta etnik mensubiyeti fazla önemsemezken, önemli olan durumun
insan olma bilinci olduğunu dile getirmişlerdir. Araştırma; Kürt, Türk, Zaza gibi etnik
unsurların bir arada bulunduğu bir şehir özelliği taşıyan Elazığ’da yapıldığından, bu şekilde
bir hipotez geliştirilmiş ve bunun gereği olarak soru sorulmuştur. Örneklem grubunun büyük
bir kısmı için (9/10) bu durum çok önemli değildir. “Din / Đslam kardeşliği” vurgusunun
yapılmış olması, etnik köken olgusunun, din olgusunun devreye girmesiyle etkisizleştiğini
göstermektedir.
Dinsel/mezhepsel inancın, komşuluk ilişkisi üzerinde etkisi olduğu varsayımından
hareket edilmiştir. Elazığ ilinin birçok yerinde Sünni ve Alevi nüfus bir arada yaşamaktadır.
Örneklem grubunun 3/4'üne yakını bu durumun komşuluk ilişkileri açısından çok önemli
değildir. Belli bir kesim (1/4) içinse önemli bir durumdur. Alan çalışması yapılan
mahallelerden bazılarında Alevi ve Sünni kesim iç içe yaşamaktadır. Alevi kesim ile Sünni
kesimin karşılıklı olarak birtakım eleştirilerde bulunsalar bile, genel anlamda, komşuluk
ilişkilerinin yaşanması noktasında bir sıkıntının olmadığı, alan çalışması esnasında
görülmüştür.
Siyasi görüş, bir yerde, etnik köken ve dini / mezhepsel kodlarla ilgili bilgi verme
özelliği taşısalar da, Elazığ ili ilgili farklı bir durumun yaşandığı dikkat çekmektedir. Buna
göre, Kürt kökenli olma, bir yerde, bu anlamdaki bir siyasi görüşe sahip olmayı ve dolayısıyla
siyasi partiye desteği akla getirirken, Elazığ’da durum bundan farklıdır. Elazığ’da bulunan
Kürt kökenlilerin, daha çok, milliyetçi kimliğiyle tanınan bir partide yoğunlaşmaları, birçok
siyasal bilimcinin de dikkatini çekmektedir. Buna göre, etnik köken ya da dini mensubiyetten
yola çıkarak, bir siyasi görüşe yönelişin olabileceği konusunda fikir ileri sürerken, istisnai
durumları göz önünde bulundurmada yarar olduğu söylenebilir.
Kendi bilgi, görgü ve eğitim düzeyine uygun komşu, arkadaş edinme biçimindeki istek,
çoğu kimse tarafından idealize edilebilir. Bu durum, komşuluk ilişkilerini de etkileyebilir.
Buna rağmen, bazen kişinin elinde olmadan, farklı öğrenim düzeyine sahip kişilerin, komşu
olarak yakında olması mümkündür. Kişi, kendisi ilişki kurmasa bile; annesi, babası, dedesi
211
nenesi, çocukları, kardeşi vasıtasıyla bu kişilerle ilişki kurulabilir ve kanıksama yoluyla da
olsa bir ilişki biçimi ortaya çıkabilir. Yalnız bu ilişki biçiminin, uzun süreli olması gibi bir
özellik taşıdığı söylenebilir.
Öğrenim düzeyinin yükselmesine bağlı olarak bir mesleğin kişi tarafından icra edilmesi
söz konusudur. Bu durum, istense bile, komşuyla hergün yüz yüze görüşülmesini ve
komşuluk pratiklerini gerçekleştirmeyi zorlaştırabilir. Yapılan çalışmalar; komşunun öğrenim
düzeyinin komşuluk ilişkilerinde kısmen önemsendiğini ortaya koymaktadır.
Kadınların komşuluk ilişkisi kurarken daha seçkinci davranmalarına karşılık çokça
komşu edindikleri, buna karşın erkeklerin komşu özelliği taşıyan insanlarla görüşme
durumunun yaygın olduğu, buna karşın, komşuyu seçme biçiminde bir tavır göstermedikleri
görülmüştür. Kadınların, erkeklere göre daha hızlı ve çok sayıda kişi ile komşuluk ilişkisi
kurmaları, kadınların duygu ve düşüncelerini ifade etme yeteneklerinin gelişmesine
bağlanmaktadır. Yine dinleme becerisi noktasında erkeklerden daha geride olmaları da,
kadınların komşulukta ön planda olmaları durumunu ortaya çıkarmıştır denebilir.
Şehre özgü komşuluk davranış kalıplarının edinilmesi, komşuluk ilişkilerinin daha
samimi olduğu veya olacağı anlama gelmeyebilir. Kişi, kırsal kesimde / köyde edinmiş
olduğu davranış ve zihniyet kalıplarını şehirde sergilemekten dolayı kınanabilir veya
dışlanabilir. Bir kişinin uzun süre çevresi tarafından benimsenen ve ödüllendirilen kalıplara
bigâne kalması mümkün olmadığından, belli bir adaptasyon / kanıksama sürecinden sonra
kente özgü davranış kalıbını benimsemesi mümkündür.
Đkamet edilen evin; site, apartman, villa, dubleks veya yazlık olmasının komşuluk
ilişkilerini etkileyebileceği varsayımından hareket edilmiştir. “Kapı komşu” deyimi, evin
kapısı her açıldığında karşıdaki veya yandakiyle olan bir ilişki biçimini niteler gibidir. Konut
sakini; akrabası, çocuğu veya anne babasıyla rastlaşmaktan ziyade, günde birkaç kez karşı
veya yan komşusuyla rastlaşabilir. Bu durumda; eğitim durumunun, ekonomik durumun,
zevklerin, karakterin uyuşmaması durumunda bile komşuluk ilişkilerinin sürdürülmesi olası
hale gelebilir. Yerleşilen yerdeki insanlar arasında geçerli olan ilişki kalıplarına uymama
durumu; kınanma, dışlanmışlık gibi sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle ilgili; mahalle, bölge,
caddede geçerli olan komşuluk ilişki kalıplarının, belli bir zaman içerisinde benimsenmesi
mümkün hale gelmektedir.
212
Đnsandaki sahiplenme duygusu, birçok alanda olduğu gibi, ikamet edilen ev noktasında
kendini gösterebilir. Đkamet edilen meskeni sahiplenen kişi, uzun vadeli plan yapar ve bu
durumu devam ettirmek için de çevresiyle farklı ilişkileri içine girebilir. Bu durumda
önemsenen olgulardan biri de şüphesiz komşular ve komşuluktur. Kiracı veya lojmanda
oturma durumu, gelip geçiciliği ifade edebilir ve sosyal ilişki de bu temele dayandırılabilir.
Bu durum; komşuluğun samimiyet derecesini, samimi olunan komşu sayısını, görüşme
sıklığını, ailece görüşme sıklığını, komşularla görüşme gerekçelerini vs. etkileyebilir.
Ailenin kalabalık oluşu, normalde, komşuluk ilişkilerini etkileyen önemli bir unsur
olarak ele alınmıştır. Ancak, ailedeki çocuk sayısı ve aile ile birlikte kalan yaşlı kuşağın,
görüşülecek komşu için “külfet” gibi görülmediği dikkat çekmektedir. Çocukların, bir
birleriyle kaynaşması, oyun oynaması gibi durumlar, çocuk olgusuna olumsuz bir anlam
yüklenmesini anlamsızlaştırabilir. Evin yaşlılarının (anne, baba, dede, nine vb.), komşuluk
ilişkilerinde “yük” olarak görülmediği ifade edilebilir. Yaşlıların nasihatleri, deneyimleri
bazen kişiler tarafından “istenen” konumda olabilmekte ve komşularla kalabalık sayıda
görüşme istenmeyen bir durum olarak algılanmayabilmektedir. Hane büyüklüğüyle bağlantılı
olarak geliştirilen komşuluğun kendine mahsus kurallarının zamanla oluştuğu da işin başka
bir boyutudur.
Araştırma verilerinden elde edilen bilgilere göre, evdeki çocukların varlık durumu ve
sayısı, komşuluk ilişkilerini çok da olumsuz etkilememekte, aksine çocukların biri biriyle
arkadaş olması, oynaması, sosyalleşmesine fırsat sunması gibi nedenlerden dolayı olumlu bir
anlam yüklenmektedir. Kişilerin, komşuluk kurma niyetinde olduktan veya bir araya
geldikten sonra, çocuk sayısını pek de önemsemedikleri görülmüştür.
Bayram, ölüm, doğum, sünnet, düğün, nişan gibi özel gün ve zaman aralıklarının,
komşuluk ilişkilerinin gelişmesine önemli katkısı olduğu görüşü yaygın olarak kabul
edilmektedir. Kişiler, normal zamanda zayıf olan ilişkilerini, bu zamanlarda karşılıksız olarak
ilerletebilmekte ve kendilerinin sevinçli ve kederli günlerinde komşularının yanı başlarında
olmasını beklemektedir.
Buna göre, sosyal ilişki kurulurken, karşıdakinin güven vermesi durumunda, bu kişinin
veya kişilerin akraba olmasına bakılmaksızın ilişki kurulabilir ve bu ilişki bazen akrabalığın
önüne geçebilir. Akrabalık ziyaretlerinin azaldığını ifade edenlerin oranı, örneklem grubunun
7/10’una karşılık gelmektedir. Olmayan veya çeşitli nedenlerle gerçekleştirilemeyen akraba
213
ziyaretlerinin yerine komşuluk ilişkisinin ikame edilmesi söz konusudur. Yapılan
çalışmalarda; akraba, arkadaş ve komşu kesimler i arasında, ilişki kurma noktasında komşu,
bazen birinci derecede önemli kesim olmakta, çoğu zaman da ikinci konuma düşmektedir.
Özel araba, otobüs, minibüs, metro gibi araçların yaygınlaşması, eski komşuluğun
devam ettirilmesinde önemli bir yer tutarken, uzakta kalan komşularla sık sık görüşülmesi
insanlara çok da “pratik” gelmeyebilir. Bunun yerine, yakınında olan insanlarla sosyal ilişki
kurarak, yakın mekâna özgü komşuluk ilişkileri geliştirilmesi daha uygun gibi gözükmektedir.
Đnsanların özel araç sahibi olmaları ve çocuklarını okul servislerine kaydettirmelerinin,
sosyal ilişkilerde bireyselleşmeyi doğuracağı varsayımından hareket edilmiştir. “Eskiden
çocuklar okula beraber giderlerdi. Bunun bile komşuluğa etkisi vardı. Şimdi yok artık”
biçimindeki ifade, bu denenceyi kısmen doğrulamaktadır.
Enformel görüşmelerde, eskiye oranla görüşme sıklığında azalma olduğu dile
getirilmiştir ki, bu durumdan en çok yakınınlar ise, şehir merkezi ve ilçe merkezlerinde
yaşayanlardır. Şehir yaşamanın, insanlar arasındaki ilişkileri etkilediği görüşü yaygınken, bu
noktada üzerinde en çok durulan konu, kitle iletişim araçlarının (televizyon, internet vb.),
insanların diğer insanlarla ilişki kurmasına engel olmasıdır. Kadınların ilişki kurma, anlaşma
ve komşuluğu devam ettirme noktasında erkeklerden daha iyi durumda oldukları tespiti
yapılabilir. Bazıları, eskiden her sıkıntıda komşular birlik içinde hareket ettiklerini, görüşmek
için zaman ve mekânın çok da önemli olmadığını ve birçok ilişkinin kendiliğinden
gerçekleştiğini ifade etmişlerdir. Komşuluk kurumunun aslında bir eğitim kurumu gibi işlev
gördüğü, çocuk ve gençlerin bu kurum içinde görerek öğrendikleri ve bunu bir sonraki kuşağa
aktardıkları ifade edilmiştir. Yaşlı kesim, geçmişle oranla günümüzde komşularla görüşme
süresi yanında, nedenleri ve sıklığında bir değişim yaşandığını ve bu değişimin negatif yönde
/ azalma yönünde olduğunu ifade etmişlerdir.
Geçmişte, komşunun korunup kollandığını, öncelikle yakın, sonra uzak komşunun
gözetlenip ilişki kurulduğunu belirtenler, “apartman hayatı”nın birçok şeyde olduğu gibi
komşulukla ilgili değerleri silip götürdüğünü dile getirmişlerdir. Aynı binada oturmasına
rağmen bir birini tanımama durumunun insanlar tarafından kanıksanmasının normal olarak
algılanmasına şaşırılmaktadır. “Komşu komşunun külüne muhtaçtır” biçiminde ifadesini
bulan değer sisteminin önemsenmeme durumunun, insanları yalnızlaştırdığı ve insanı
duygusuzlaştırdığı dile getirilmiştir.
214
Manevi yardımlaşma ve güven duygusu komşulardan beklenen en önemli hususlardır.
Güven unsuru, komşuluğu hem oluşturan ve hem de devam ettiren önemli bir unsur olarak
ortaya çıkmıştır. Manevi yardımlaşma, komşuluğun işlevleri içinde en çok değinilen husus
olmuştur.
Dernek / kurs faaliyetine katılma, sinema / tiyatroya gitme, çay partisi / gün düzenleme,
spor yapma gibi faaliyetler; geleneksel komşuluk tanışma biçimlerinin dışında ele
alınabilmektedir.
Kırsal alanda dile getirilen en önemli şikâyet konusu dedikodu olurken, şehir ortamında,
özellikle çok katlı binalarda halı silkeleme ve gürültü yapma en çok şikâyet edilen konulardır.
Özellikle çok çocuklu ailelerden, alt katta oturan kişiler şikâyet etmektedirler. Halı, sofra bezi
silkeleme gibi şikâyetler, temizlik konusunda hassas olan insanlardan olmakta ve bazı
komşuların vurdumduymazlığından bahsedilmektedir. Temizlik davranışları (halı silkeleme
gibi), bazen bir ihtiyacın sonucu olmayabilmekte, bir alışkanlığın gereği olarak
gerçekleştirilebilmektedir. Gece saatinde gürültü yapma, yüksek sesle müzik dinleme, hafta
sonları erken saatte temizlik yapma gibi durumlar da şikâyet konusu olmaktadır.
Sosyal ve kültürel değişim sürecinde, komşulardan beklentilerde değişim yaşanabilir.
Bu değişim, yerleşim yerine göre de farklılaşabilir. “Duyarlı olan” ve “iletişim kuran”
komşuların istenmesi; yalnızlaşan, bireyselleşen ve kitle iletişim araçlarının etkisinde olan bir
toplumsal yapının göstergesi gibi ele alınabilir. Bunun yanında; “gürültü yapmayan” ve
“çocuklarına sahip çıkan” biçimindeki bir istek, çok katlı yapılaşma sonucunda orta çıkan bir
istek gibi durmaktadır. Bunun yanında; “güven”, “emniyet”, “emin olma” gibi kavramlar
üzerinde durulması komşuluktaki en temel kriterin çok da değişmediğini göstermektedir.
Manevi destek verme ve yardımsever olmanın vurgulanması, komşuluğun temel unsuru olan,
bir ve beraber olma durumunun önemsendiğini düşündürmektedir. Yapılan birçok çalışmada,
komşunun vasfı veya iyi özelliğinin ne olduğu sorusuna “güvenilir olması” biçimindeki yanıt,
komşuluk ilişkilerinden beklenen şeylerin çok değişmediğini göstermesi açısından ilginçtir.
“Kötü komşu” tanımlamasına verilen yanıtlardan görülen en önemli özellik, “iyi
komşu” tanımının tam zıddı olan tanımlamaların yapılmış olmasıdır.
“Đyi komşu” tanımlaması içinde yer alan “gürültü yapmayan” ve “gürültü çıkaran”
tanımlamasının daha çok ikamet edilen evle ilgili olarak dile getirildiği söylenebilir. Kent
yaşamında, insanların yalnız kalması karşısında; “dert dinleyen” ve “iletişim kuran” komşular
215
istenmesi ve “iletişim kurmayan”, “insanlarla ilgilenmeyen” komşuların “kötü komşu” olarak
nitelendirilmesi mümkündür. Küçük yerleşim yerleri, çevre mahalle ve köylerde akrabalarla
iç içe olma durumunun, iletişim kuramama veya dert dinleme problemini önemsiz kılabilmesi
olasıdır.
Apartmanda / binada yönetici olması, apartman kurallarının somut hale getirilmesi ve
bu kuralların (halı, kilim silkeleme günleri ve saatleri, çocukların gürültü yapmaması, bina
temizliği ve çevre düzenlemesinin yapılması, ortak gider için ücret toplanması ve harcanması
vs.) takip edilmesini mümkün kılabilir. Bunun yanında, komşudan herhangi bir şikâyet
durumunda, bu durumun yöneticiye iletilmesi ve şikâyetçi olunan komşu ile muhatap
olunmaması / yöneticinin muhatap olması gibi durumlar yaşanabilir. Apartman / binada
kapıcının olması, komşuluk ilişkilerini etkileyebilir. Şikâyet durumunda, yönetimi temsil
etmesi düşüncesinin varlığından dolayı, bu şikâyeti kapıcıya ifade etme durumu yaşanabilir.
Sitenin / apartmanın temizliğinin komşular tarafından yapılması durumu, belli bir işbirliği ve
paylaşmayı beraberinde getirecektir. Apartman, gecekondu veya villalarda komşular
arasındaki ilişki devam etmesi, komşuluk ilişkilerinin samimiyet derecesi hakkında tam bir
bilgi vermeyebilir. Ancak, temizlik yapmak, evin planını değiştirmek gibi nedenlerle bir araya
gelmek, komşuluktaki samimiyet derecesini göstermesi açısından önemlidir.
Ev taşıma, komşulara ev işinde yandım etme veya bina merdivenlerinin yıkanması gibi
işlere göre oldukça ağır sayılabilir. Ücret karşılığı firmalara yönelmenin altında yatan en
önemli nedenlerden birinin bu olduğu ifade edilebilir. Ev taşıyan firmaların yaygınlaşması
durumunun, komşuluktaki yardımlaşmayı nispeten azaltmış olduğu söylenebilir.
Örneklem grubunun yarıdan fazlası, büyük alışveriş merkezleri, eğlence merkezlerinin
sayı ve işlevlerinin artmasının komşuluk ilişkilerini etkilemeyeceği görüşündedir. Dile
getirilen bir görüş, denencenin kısmen doğrulandığını göstermesi açısından ilginçtir: “Zaman
geçirmek için bitişik komşu değil, kilometrelerce ötedeki iş arkadaşı ziyareti, eğlence mekânı
tercih ediliyor. Mahalle bakkalının bu günkü durumda olması ilişkilerdeki olumsuzluğu
gösteriyor”.
Site / apartman sorunlarının görüşüldüğü, özel gün veya gecelerde sosyal merkezde
toplanıldığı dile getirilmiştir. Bina / apartman gibi yerlerde, Kur’an kursu ve beceri (dikişnakış vb.) kurslarının açıldığı da ifade edilen görüşler arasındadır. Anketörlerden birisinin
ankete düştüğü şu not, şehir yaşamındaki komşuluk ilişkilerini yansıtması açısından ilginçtir:
216
“Anket yaptığım dairenin giriş katında bir ilan vardı.
Đlan, “X dairede taziye var”
biçimindeydi. Ancak, aynı anda sosyal merkezde düğün yapılıyordu”.
Varılan sonuçlardan yola çıkarak aşağıdaki sorulara nasıl cevap verileceği üzerinde
durmak gerekir:
Kent formu, komşuluk ilişkilerinin ve sosyal aktivitelerin olumlu yönde gelişmesi için
uygun mudur?
Komşular arası hakların korunması, ilişkilerin düzenlenmesi, daha insancıl hale
getirilmesi için neler yapılabilir?
Mekânsal
düzenlemeler,
sosyal
yaşamın
çeşitliliğini
artıracak,
ilişkileri
zenginleştirecek, komşular arası dayanışmayı ve ortak hareket etmeyi sağlayacak şekilde mi
yapılmıştır? (GÜLER ve ÇOBANOĞLU, 1994, 30).
Komşuluk ilişkilerinin geliştirilmesi ile ilgili önerilerde bulunmanın, başka bir olgu
veya problem ile ilgili öneride bulunmaktan birtakım farklılıklar içerdiği söylenebilir.
Komşuluk ilişkileri formel olmayan bir tarzda iken, aynı zamanda bu ilişkiler gönüllülük
esasına göre işlemektedir. Ayrıca, komşuluk kurulacak kişilerin güveninin kazanılması veya
kazanılamaması da ayrı bir gerçeklik olarak ortada durmaktadır.
Komşuluk ilişkilerinin gelişmesi ile ilgili olarak bazı kaynaklarda öneriler
bulunmaktadır. Gökçe (2007, 29), komşuluğun gelişimi ile ilgili olarak şöyle bir öneri getirir:
“Geleneksel yerleşmelerde binaların konumu, komşuluk ilişkilerini kolaylaştırıcı olup, her
biri görüş açılarını koruyacak şekildedir. Çoğunlukla karşılıklı yollardan kaçınılmıştır. Đkinci
derece yolların bağlantısı “T” şeklindedir. Evlerin inşa hattı genellikle sokağa dik çıkmalar
yapmaktadır. Sokağı yer yer kırarak bazen daha dar, bazen daha geniş hale getirir. Bu daralma
ve genişlemeler, ışık miktarını değiştirir. Sokaklar ancak bir ev boyunca düz gider,
çoğunlukla girintili çıkıntılıdır, küçük meydanlar oluşturur. Böylece sosyal etkileşimin
sağlandığı, insanlar arası iletişim yaratan sokak düzeni sağlanmış olur”. Es ve Ateş (2008,
244-245) ise, Komşuluk ilişkilerinin geliştirilmesi ile ilgili olarak aşağıdaki önerileri
getirmişlerdir:
*Kentleri yeniden inşa ederken, toplumun sosyal ahlakını açıklayarak ve dikkate alarak
kurumlar onun çevresinde inşa edilebilir.
217
*Komşuluk bilincinin gelişmesi adına sivil toplum kuruluşlarına destek verilebilir.
*Kent-insan ilişkisi temelli projelerin hayata geçirilmesi için, yerel yönetimlerin
girişimde bulunması gerekir. Bu, çıkarılacak mevzuatla zorunlu hale getirilebilir.
*Her bölgeye, şehre, semte ve hatta mahalleye özgü mimari planlar geliştirilebilir.
*Merkezi politikalardan çok, yerinden yönetim politikaları hazırlanabilir.
*Mahalle bilincini yaşama geçirecek önlemler, yerel yönetimlerce alınabilir.
*Kentteki sosyal ve kültürel faaliyetler gecekondu bölgelerine kadar yaygınlaştırılabilir.
*Toplumsal sorunların çözümünde dernek, vakıf, özel sektör gibi sivil aktörlerin yer
alması sağlanabilir ve yerel yönetimlerle sivil örgütler işbirliği içine girebilir.
*Kentlerin yerleşim yerleri tartışılırken, kentlerin sahip olduğu kültür ve sanat değerleri
rehber olabilir.
Komşuluk ilişkilerinin geliştirilmesi ile ilgili olarak tarafımızca hazırlanan öneriler
ise aşağıdaki gibi sıralanabilir:
*Komşuluğun, Türk kültürünün en önemli ritüellerinden biri olduğu bilgisi, RTÜK’ün
öncülüğünde, kamuoyuna anlatılabilir. Bu ilkelerin anlatılmasında basın yayın organları
(özellikle TV) kullanılabilir. Komşulukla ilgili hazırlanan paket programlarının, özellikle
TV’lerde, yayınlanması zorunlu hale getirilebilir. Etnik köken, dini / mezhepsel mensubiyet
gibi unsurların, hiçbir zaman ayırıcı değil, kimlik kazanma amacına yönelik bir amacının
olduğu vurgusu yapılabilir. Geçmiş Türk-Đslam devletlerindeki (Osmanlı, Selçuklu gibi)
komşuluk ilişkileri ile ilgili bilgiler verilebilir.
*Yerel yönetimler (özellikle Belediyeler) ve müftülükler, Ramazan ve Muharrem gibi
günlerde Alevi ve Sünnilerin komşuluk ilişkisinin gelişmesi için aşure ve iftar gibi faaliyetler
düzenleyebilir ve hediyeleşmeyi yaygın hale getirebilir.
*Komşuluğun önemi ile ilgili olarak illerde valilikler ve ilçelerde kaymakamlıkların
panel, konferans, tiyatro gibi etkinlikler düzenlemesi sağlanabilir. Bu süreçte, broşür, kitapçık
gibi materyaller kullanılabilir.
*DPT SODES çerçevesinde hazırlanacak projelerde, komşuluk projelerine destek
verilebilir ve bu amaçlara yönelik proje hazırlanması teşvik edilebilir.
218
*Yapı kooperatiflerinde kura çekilirken, belli komşu gruplarının oluşturulması ve
kişilerin komşularını kendilerinin seçmeleri sağlanabilir.
*Kira kontratı mevzuatına, ikamet eden kişi veya kişilerden memnun olunmaması
durumunda, komşuların görüşlerinin yaptırım gücünde olduğuna ilişkin maddeler konulabilir.
*Đslam ve diğer dinlerde / mezheplerde yer alan, komşulukla ilgili esaslar ortaya
konabilir ve esaslar farklı kesimlere iletilebilir. Bunu yaparken, Türkiye’de dini faaliyetlerin
uygulamasında rol oynayan Diyanet Đşleri Başkanlığına bağlı camiler, cem evleri, kilise,
havra diğer dini kuruluşlardan yararlanılabilir. Her kesimin inanç ilkeleri / bilgileri,
mensuplarına aktarılabilir. Toplumda yaygınlığı bulunan dini ritüellerden Ramazan ve Kurban
bayramında, komşular arası yardımlaşma ve dayanışmanın yaygınlık kazanması için teşvikler
artırılabilir.
*Son zamanlarda konut yapımında önemli bir rol üstlenen TOKĐ’nin, yapacağı konutlarda
komşuluğu mümkün kılan tarzda planlar yapması sağlanabilir.
*Toplu konut / kooperatif gibi yapılar için ruhsat verilirken sosyal merkez veya komşuluk
merkezi gibi bir mekânın yapılması zorunlu hale getirilebilir.
*Siyasi partilerin gençlik ve kadın kolları, toplumda komşuluğun geliştirilmesi için çaba
gösterebilir.
*Esnaf odaları, esnaf dernekleri ve esnaf vakıfları; üyelerinin kendi komşularını ziyaret
etmelerini ve hediye vermelerini teşvik edebilir ve bunu bir zorunlu hale getirebilir. Fakir
komşuların ihtiyacını karşılamak üzere, mahalle bakkalı ve fırınında, “askıda ekmek”
uygulaması teşvik edilebilir.
*Polis ve acil servis elemanları, kendilerine gelen ihbarın zorluk / çözülme derecesine
göre, kişiyi öncelikle komşusuna yönlendirebilir.
*Daha çok hemşerilik temelli kurulan dernek ve vakıfların kuruluş tüzüğüne komşuluğun
geliştirilmesini içeren maddelerin konulması zorunlu tutulabilir ve belli aralıklarla bu yönde
faaliyetlerin yapılıp yapılmadığı denetlenebilir.
*Sitede oturan kiracıların da ev sahiplerinin sahip olduğu tüm haklara sahip oldukları
bilgisinin, site kuralları içinde konulması zorunlu hale getirilebilir.
219
*Bazı illerde özellikle emniyet müdürlüklerinin kurulmasına öncülük ettiği “komşu
kollama sistemi”, çevrede olup biten hadiselerin (hırsızlık, cinayet, darp vb.) polise
bildirilmesi amacını taşısa da, bu projenin daha da genişletilerek, komşuluk ilişkilerinin
geliştirilmesi gibi bir amaca da hizmet etmesi sağlanabilir. Bunun gibi, diğer resmi
kurumların benzer projeler üretmeleri sağlanabilir.
*Đlk ve orta öğretim müfredatında, komşulukla ilgili bilgiler zenginleştirilebilir.
Öğrencilerin bu kültürü öğrenmesi, yaşaması ve bunu hayatlarında pratik haline
getirebilmeleri için zemin hazırlanabilir.
220
KAYNAKÇA
21. Yüzyılın Eşiğinde Örf ve Âdetlerimiz, Ankara: TC. Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu
Başkanlığı Yay., (1997).
ABDULLAH CEVDET, Dilimle Đkrâr, Kalbimle Tasdik Ederim, Đçtihad, 28 Teşrin-i Sâni
(1329), s.1810-1812.
AGNEW, J. Place and Politics: The Geographical Mediation of State and Society, Boston,
Allen & Unwin, (1997).
AKDOĞAN, Ali. “Şehirleşme Sürecinde Komşuluk ilişkileri ve Đslam”, Diyanet Đlmî Dergi,
C.45, S.3, Eylül, s.103-124, (2009).
ALBAYRAK, N. Türkiye Türkçesinde Atasözleri, Đstanbul: Kapı Yay., (2009).
ALKAN, A. “Ev ve Ailenin Değişimi”, Sosyo-Kültürel Değişme Sürecinde Türk Ailesi,
Ankara: Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu Yayınları, C.2, s.697-699, (1992),
ALVER, K. Siteril Hayatlar, Kentte Mekânsal Ayrışma ve Güvenlikli Siteler, Ankara: Hece
Yayınları, (2007).
AMĐRAN B. K. Sosyal Đlimler Metodolojisi, Filiz Kitapevi, Đstanbul, (1982).
AŞA, E. “Âdâb-ı Muâşeret Kitapları”, Sosyo-Kültürel Değişme Sürecinde Türk Ailesi, C.3,
Ankara: Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu Yayınları, s.966-981, (1992).
AYATA, S. ve AYATA, A.G., Konut, Komşuluk ve Kent Kültürü, T.C. Başbakanlık TOKĐ
Yayınları, Ankara, (1996).
AYÇA., K, “Mekânsal Bir Olgu Olarak Hemşehrilik ve Bir Hemşehrilik Mekânı Olarak
Dernekler”, European Journal of Turkish Studies, Thematic Issue N: 2, Hometown
Organisations in Turkey: http://www.ejts.org/document375.html
AYDOĞAN, F., Köyden Kente Göçün, Ailenin Akrabalık ve Komşuluk Đlişkileri Üzerine
Etkileri, II. Ulusal Sosyoloji Kongresi-Toplum ve Göç, Mersin, Ankara, s.551-553,
(1997).
AYTAÇ, P. “Türkiye'de Hemşerilik Đlişkileri”, Türk Aile Ansiklopedisi, Ankara: Başbakanlık
Aile Araştırma Kurumu Yayınları, C.2, s.696-698, (1991).
BARDAKOĞLU, A. “Küresel Şehirler ve Çok Kültürlülük”,
http://www.diyanet.gov.tr/turkish /bildiri.asp?id=126, (Erişim Tarihi: 12.03.2011).
BAYHAN, N., Komşuluk Kültürümüze Dokunmayın, Zaman Gazetesi, 04.07.2009.
221
BAYKAYA, T. Osmanlılarda Medeniyet Kavramı ve On Dokuzuncu Yüzyıla Dair
Araştırmalar, Đzmir: Akademi Kitabevi, (1999).
BUHARĐ, Seçme Hadisler, Siracü’l-muhsinin, Ebu Abdullah Muhammed b. Đsmail Buhari,
256/870; haz. Ahmet Tekin, Đstanbul: Yasin Yay, (2000).
CANAN, Đ. Kütüb-i Sitte, (Müslim, Buhari, Ebu Davud, Tirmizi, Nesâî, Đbn-i Mace), Ankara:
Akçağ Yay., 17. Cilt, (2009).
ÇAĞIRICI, M. ŞAFAK, A. “Komşu”, Türkiye Diyanet Vakfı Đslam Ansiklopedisi [DĐA],
C.26, Đstanbul (2003).
ÇAKIR, B., Đstanbul’da Eski ve Yeni Yerleşim Yerlerinde Komşuluk Đlişkilerinin
Karşılaştırılmasına Yönelik Bir Araştırma, (Fatih-Seyitömer Mahallesi; BağcılarKemalpaşa Mahallesi; Beylikdüzü-Bizimkent; Đkitelli-Başakşehir 4. Etap Örneği),
(Yüksek Lisans Tezi), Đstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyal Yapı
Sosyal Değişme Bilim Dalı, Đstanbul, (2005).
DEVELLĐOĞLU, F., Osmanlıca Türkçe Ansiklopedik Lûgat, Đstanbul (1995).
DUANY, A. E. Plater-Zyeberk, “The Neighborhood, the District and the Corridor”, The New
Urbanism Towards and Architecture of Community, (1993), p.123-138.
DUMAN, Z., Kur'an-ı Kerim'de Adab-ı Muaşeret-Görgü Kuralları, Tuğra Neşriyat, Đstanbul,
(1986).
Dünya Komşuluğu Keşfetti, http://www.habervitrini.com/haber.asp?id=47315. (Erişim Tarihi:
12.03.2011).
EBÛ DÂVÛD, Terceme ve Şerhi. Süleyman b. Eş'as b. Đshak el-Ezdi Ebu Davud es-Sicistani,
275/889, Haz.: Necati Yeniel, Hüseyin Kayapınar; Đstanbul, Şamil Yayınevi, (1988).
EĐSENSTADT, S. N. Modernleşme, Başkaldırı ve Değişim, Ankara: Doğu Batı Yay., (2005).
ERDER, S., Đstanbul'a Bir Kent Kondu-Ümraniye, Đletişim Yayınları, Đstanbul, (2001).
ERDOĞMUŞ, D., Sürdürülebilir Yaklaşımlar Çerçevesinde Mahalle Olgusu ve Aydın
Merkez’de Kurtuluş, Köprülü, Yedieylül Mahalleleri Örneklemesi, (Yüksek Lisans
Tezi), Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Şehir Bölge Planlama Anabilim Dalı,
Ankara, (2006).
ERDOĞMUŞ, Z., Kırsal Bölgelerden Ankara, Kıbrıs-Bayraktar Đlkokulu Gecekondu
Bölgesine Göç ve Göçedenlerin Kentlileşmesi, Hacettepe Üniversitesi Yayınları,
Ankara, (1977).
222
EROL, M., Toplumun Tabakalı ve Olasılıklı Yapısı, Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal
Bilimler Dergisi, 27, s.27-58, (2003).
ES, M. ve ATEŞ, H., Kent Yönetimi, Kentlileşme ve Göç: Sorunlar ve Çözüm Önerileri-I,
www.yerelsiyaset.com/pdf/haziran2008/7.pdf, (Erişim tarihi: 12.03.2011).
ESERPEK, A., Sosyal Kontrol, Sapma ve Sosyal Değişme-Erzurum'un Đki Köyünde
Karşılaştırmalı Bir Araştırma, Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi Yayınları, Ankara,
(1979).
GANS, H. Urbanizm and Suburbanism as Ways of Life, in A. M. Rose, Ed.: Human
Behaviour and Social Processes, Houghton Mifflin, Boston:1962
Gecekondu Araştırması, Ankara: DPT, (1991).
GÖKÇE, Ş., Sosyal Etkileşimi Geliştirecek Peyzaj Tasarımı Üzerine Bir Araştırma:
Çukurambar Mahallesi Örneği, (Yüksek Lisans Tezi), Ankara Üniversitesi Fen
Bilimleri Enstitüsü Peyzaj Mimarlığı Anabilim Dalı, Ankara, (2007).
GÖLÇÜK, M., Kentleşme Sürecinde Akrabalık ve Komşuluk Kültürü (Afyonkarahisar
Örneği), (Yüksek Lisans Tezi), Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Sosyoloji Anabilim Dalı, Afyonkarahisar, (2007).
GÖRMEZ, K., Şehir ve Đnsan, MEB Yayınları, Đstanbul, (1991).
GÜLER, Ç. ve ÇOBANOĞLU, Z., Kentleşme ve Çevre Sağlığı, Sağlık Bakanlığı Yayınları,
Ankara, (1994).
Hayatımda Hiç Arkaya Bakmadım, Mübeccel B. Kıray’la Söyleşi, Ankara: Bağlam Yay.,
2002.
http://www.antalya.pol.tr/index.php?option=com_content&task=view&id=82&Itemid=221,
(Erişim Tarihi: 12.03.2011).
http://www.habervitrini.com/haber.asp?id=47315. (Erişim Tarihi: 12.03.2011).
http://www.immeublesenfete.com, (Erişim tarihi: 12.03.2011).
http://www.karabukmuftulugu.gov.tr/dokuman/komsuluk.doc. (Erişim tarihi: 12.03.2011).
ILGAZ, R. Bütün Şiirleri 1927-1991, Đstanbul: Çınar Yayınları, 1943.
Đbn Hacer el-Heysemi’nin Metnü’t-taarruf fi usuli’l-fıkh adlı eseri: inceleme ve tahkik. /
Şevket Topal, Van: Ahenk Yay.,(2007).
223
ĐBN-Đ HALDUN, Mukaddime, (Çev.: H. Kendir), Đstanbul, (2004).
ĐBN-i MACE, el-Kütübü's-Sitte ve Şüruhuha: Sünenu Đbn Mace 1-2, 2. Bs, Đstanbul: Çağrı
Yay.,(1992).
Đlmihal II, Đslâm ve Toplum, Đstanbul: ĐSAM, 1999.
ĐMAM GAZÂLÎ, Đhya ü Ulûmi’d-dîn, Đstanbul: Arslan Yay., , C. II. (1993).
ĐSPĐR, E. Şehirleşme ve Meseleleri, Ankara: Gazi Büro Yay., 1991
KARAARSLAN, G., Cumhuriyet Dönemi Sivas Âşıklarında Sosyal Konular Üzerine Bir
Araştırma, (Yüksek Lisans Tezi), Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk
Dili Ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı Türk Halk Edebiyatı Bilim Dalı, Konya, (2006).
KOCATÜRK, F. ve BÖLEN, F., Kayseri’de Konut Alanı Yer Seçimi ve Hanehalkı
Hareketliliği, ĐTÜ Dergisi-Mimarlık, Planlama, Tasarım, 4/2, s.17-24, (2005).
Komşu, Türkiye Diyanet Vakfı Đslam Ansiklopedisi [DĐA], Ankara, s.157-158, (2002).
Komşuluk Dünyasına Dönüş, http://www.velisirim.com/icerik.cfm?icerikıd=809663597,
(Eğitim Bilim Dergisi Yazıları-1), (Erişim Tarihi: 16.02.2011).
Komşuluk, Sosyal Bilimler Ansiklopedisi [SBA], C. II, Đstanbul: Risale Yayınları (1985).
Komşunu Kolla, http://www.kisiselgelisimdergisi.com/mod.php?mod= publisher&op=
viewarticle &artid= 346, (Erişim Tarihi: 16.02.2011).
KOYUNCU, A., Konya’da Komşuluk Đlişkileri, (Yüksek Lisans Tezi), Selçuk Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyoloji Anabilim Dalı, Konya, (2005).
KOYUNCU, A., Küresel Kentte Komşuluk, Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi,
22, s.23-42, (2009).
KÖKSAL, Đ., Hikmet-i Baliğa (Đslam Hukuku-Muamelat), Işık Akademi Yayınları, Đstanbul,
(2010).
KURTOĞLU, A., Mekansal Bir Olgu Olarak Hemşehrilik ve Bir Hemşehrilik Mekanı Olarak
Dernekler, European Journal of Turkish Studies (2002),
http://www.ejts.org/document375.html, (Erişim tarihi: 16.02.2011)
MARDĐN, Ş. “Tanzimat’tan Sonra Aşırı Batılılaşma”, Türk Modernleşmesi, Đstanbul: Đletişim
Yay., s.21-79, (2007).
MERĐÇ, N. Değişen Kentte Dinî Hayat ve Fetva Soruları, Đstanbul: Kapı Yay., (2005).
224
NĐRUN, N. Sistematik Sosyoloji Yönünden Sosyal Dinamik Bünye Analizi, Ankara: Atatürk
Kültür Merkezi Yay, (1991).
NURUDDĐN EL-HEYSEMÎ, Mecma’u’z-Zevâid, “Komşu”, VII. Đstanbul s.79-80., (1978).
OZANKAYA, Ö.,Köyde Toplumsal Yapı ve Siyasal Kültür, Ankara Üniversitesi SBF
Yayınları, Ankara, (1971).
ÖZDEMĐR, E. Açıklamalı Atasözleri Sözlüğü, Ankara: Bilgi Yay., (2001).
ÖZDENÖREN, R., Kent Đlişkileri, Đz Yayıncılık, Đstanbul, (1998).
ÖZGÜR, E.F., Sosyal ve Mekansal Ayrışma Çerçevesinde Yeni Konutlaşma Eğilimleri:
Kapalı Siteler: Đstanbul-Çekmeköy Örneği, (Doktora Tezi), Mimar Sinan Güzel Sanatlar
Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Şehircilik Anabilim Dalı, Đstanbul, (2006).
ÖZYEĞĐN, G., Kapıcılar, Gündelikçiler ve Ev Sahipleri, Kültür Fragmanları-Türkiye'de
Gündelik Hayat, Ed: Kandiyoti, D.-Saktanber, A., Metis Yayınları, Đstanbul, (2003).
PHĐLĐPP. R, J. “Bir Şiddet Kaynağı Olarak Komşuluk Đlişkileri”, http://www.eurozine. com
/articles/article reemtsma-tr.html, (Erişim Tarihi: 16.02.2011)
REEMTSMA, J. P., http://www.eurozine.com/articles/article, 2006-04-26-reemtsma-tr.html.
(Erişim tarihi: 16.02.2011).
SAĞLAM, M., Yaşar Atasözleri, Kaybolan Kültür Mirasımız, Anlara: Ürün Yay., (2004).
SENCER, Y. Türkiye’de Kentleşme Süreci ve Kırsal Alan Sorunları, Ankara: Kültür
Bakanlığı Yay., (1979).
SENCER, Y. Türkiye’de Kentleşme, Bir Toplumsal ve Kültürel Değişme Süreci, Ankara,
Kültür Bakanlığı Yayınları, (1979).
SOMBART, Werner. Burjuva, Ankara: Doğu Batı Yayınları, (2008).
SUER, H. Kentleşme ve Kentlileşme Politikası, Ankara: (1991).
ŞĐNASĐ, Durûb-ı Emsâl-i Osmaniye, (Yay. Haz.: Süreyya Beyzadeoğlu), Đstanbul: MEB
Yay., (2003).
TARHAN, N., Kadın Psikolojisi, Nesil Yayınları, Đstanbul, (2005).
The Impact of Social Status, Family Structure, and Neighborhood on the Fertility of Black
Adolescents, American Journal Of Sociology, Volume: 90, Number: 4, January 1985.
225
TOCQUEVĐLLE A. de. “Democracy in America: Text and Context” [Türkçesi: Amerika’da
Demokrasi, (Çev.: Đhsan Sezal, Fatoş Dilber), Ankara: Yetkin Basm. Yay., 1994],
TÖNNĐES, F. Şehir ve Cemiyet, (Çev.: A. Aydoğan), Đstanbul: Đz Yay., (2000).
Türk Atasözleri ve Deyimleri [TASD], Đstanbul: MEB Yay., (2001).
TÜRKMEN, S., Hadislerde Komşuluk, (Yüksek Lisans Tezi), Harran Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Temel Đslam Bilimleri Anabilim Dalı Hadis Bilim Dalı, Şanlıurfa,
(1996).
ÜLGENER, Sabri F. Đktisadî Đnhitat Tarihimizin Ahlâk ve Zihniyet Meseleleri, Đstanbul:
Đsmail Akün Mat. (1951).
VĐCO, G. Yeni Bilim, Ankara: Doğu Batı Yay., (Yay. Haz.: Sema Önal Akkaş), (2007).
YAZICIOĞLU, Y ve ERDOĞAN, S., SPSS Uygulamalı Bilimsel Araştırma Yöntemleri,
Detay Yayıncılık, Ankara, (2004).
YILDIZ, M. Cengiz, Kahvehane Kültürü, Đstanbul, (2007).
YILMAZÖZ, Ü., Kentsel Dönüşüm Sonrası Komşuluk Đlişkileri, (Yüksek Lisans Tezi),
Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyoloji Anabilim Dalı, Konya, (2010).
226
EK-1: ÇAPRAZ TABLOLAR
Hipotez 1: Soru 7 (Đkamet ettiğiniz yerleşim yeri hangisidir?) Đle Soru 94 (Komşuluk grubuna almadığınız
komşularınız var mı, almıyorsanız neden?) Arasındaki Đlişkiyi Gösteren Tablo
Tablo143: Komşuluk Grubuna Alınmayan Komşuların Varlığı ve Komşuluk Grubuna Alınmama Durumunun Đkamet Edilen Yerleşim Yerine
Göre Dağılımı
Komşuluk Grubuna Alınmayan Komşuların Varlığı ve Komşuluk Grubuna Alınmama Durumu
Hayır yok,
Đletişim
hepsiyle
kuramıyoruz
görüşüyoruz
Đkamet Yeri
Đl merkezi
Yaşam
biçimi
benden
farklı
Mahalli
kültürü
farklı
Başka
arkadaş
grubum
var
27
5.7
6
5.0
14
3.0
1
0.8
2
2.0
8
1.7
2
1.7
1
1.0
1
1.0
17
2.1
12
1.5
245
52.0
63
52.5
56
54.9
68
62.4
76
16.1
24
20.0
17
16.7
10
9.2
5
4.6
36
7.6
5
4.2
8
7.8
8
7.4
S
432
%
53.9
X2: 55.096, SD: 24, P= 0.022
127
15.8
38
4.7
57
7.1
Đlçe merkezi
Kasaba /
belde
Đl merkezine /
ilçeye bağlı
köy
Toplam
S
%
S
%
S
%
S
%
Yeterli
zamanımız
yok
Ekonomik
durumu
benden
yüksek /
düşük
Güven
duymuyorum
Diğer Toplam
1
1.0
33
7.0
13
10.8
8
7.8
8
7.4
32
6.8
6
5.0
10
9.8
8
7.4
471
58.7
120
14.9
102
12.7
109
13.6
1
0.1
62
7.7
56
6.9
802
100.0
Hipotez 2: Soru 100 (Kaç yıldan beri il veya ilçe merkezinde ikamet ediyorsunuz?) Đle Soru 34
(Komşularınızla ailecek görüşüyor musunuz, görüşüyorsanız ne sıklıkta?) Arasında Đlişkiyi Gösteren Tablo
Tablo144: Komşularla Ailecek Görüşme Durumunun Đl veya Đlçede Đkamet Etme Durumuna Göre Dağılımı
Kaç yıldan beri il veya ilçe merkezinde
ikamet ediyorsunuz?
1 yıldan az
1-2 yıl arası
3-4 yıl arası
5-6 yıl arası
7-8 yıl arası
9-10 yıl arası
11-12 yıl arası
13-14 yıl arası
15 yıldan fazla
Cevap yok
Toplam
X2: 30.579, SD:27, P= 0.289
S
%
S
%
S
%
S
%
S
%
S
%
S
%
S
%
S
%
S
%
S
%
Ayda bir
3
25.0
4
23.5
9
28.1
10
40.0
9
52.9
7
25.0
5
26.3
7
25.9
115
30.5
5
29.4
174
30.5
Komşularla Ailecek Görüşme Sıklığı
Birkaç günde bir Hergün
Hiç
5
3
1
41.7
25.0
8.3
5
5
3
29.4
29.4
17.6
5
14
4
15.6
43.8
12.5
5
4
6
20.0
16.0
24.0
4
2
2
23.5
11.8
11.8
7
7
7
25.0
25.0
25.0
3
6
5
15.8
31.6
26.3
9
6
5
33.3
22.2
18.5
106
65
91
28.1
17.2
24.1
7
4
1
41.2
23.5
5.9
156
116
125
27.3
20.3
21.9
Toplam
12
2.1
17
3.0
32
5.6
25
4.4
17
3.0
28
4.9
19
3.3
27
4.7
377
66.0
17
3.0
571
100.0
227
Hipotez 3: Soru 10 (Mesleğiniz nedir?) Đle Soru 32 (Komşularınızla yüz yüze görüşme sıklığınız nedir?)
Arasında Đlişkiyi Gösteren Tablo
Tablo145: Komşularla Ailecek Görüşme Durumunun Đl veya Đlçede Đkamet Etme Durumuna Göre Dağılımı
Mesleğiniz Nedir?
Memur
Đşçi
Çiftçi
Serbest-tüccar
Öğretmen
Din görevlisi
Asker
Polis
Esnaf
Şoför
Emekli
Teknisyen-tekniker
Đşsiz
Başka
Cevap Yok
Toplam
S
%
S
%
S
%
S
%
S
%
S
%
S
%
S
%
S
%
S
%
S
%
S
%
S
%
S
%
S
%
S
%
Komşularla Yüz Yüze Görüşme Sıklığı
Ayda bir Birkaç günde Hergün
Hiç
bir
7
24
13
1
15.6
53.3
28.9
2.2
7
13
17
4
17.1
31.7
41.4
9.8
1
19
10
2
3.1
59.4
31.3
6.3
7
9
13
2
22.6
29.0
41.9
6.5
7
23
6
19.4
63.9
16.7
3
9
3
20.0
60.0
20.0
1
2
33.3
66.7
9
2
2
69.2
15.4
15.4
3
22
23
2
6.0
44.0
46.0
4.0
5
4
55.6
44.4
5
12
19
2
13.2
31.6
50.0
5.3
4
6
4
1
26.7
40.0
26.7
6.7
7
21
21
5
13.0
38.9
38.9
9.3
17
177
197
25
4.1
42.5
47.4
6.0
1
3
25.0
75.0
69
353
334
46
8.6
44.0
41.6
5.7
Toplam
45
5,6
41
5.1
32
4.0
31
3.9
36
4.5
15
1.9
3
0.4
13
1.6
50
6.2
9
1.1
38
4.7
15
1.9
54
6.7
416
51.9
4
0.5
802
100.0
X2: 86.083, SD: 42, P= 0.00
Hipotez 4: Soru 101 (Oturduğunuz konutun türü nasıldır?) Đle Soru 34 (Komşularınızla ailecek görüşüyor
musunuz, görüşüyorsanız ne sıklıkta?) Arasındaki Đlişkiyi Gösteren Tablo
Tablo146: Komşularla Ailecek Görüşme Durumunun Oturulan Konut Türüne Göre Dağılımı
Oturulan Konut
Türü
Apartman
Ayda bir
S
109
% 33.4
Müstakil ev
S
30
% 23.8
Gecekondu
S
6
% 20.7
Lojman
S
13
% 31.0
Diğer
S
13
% 31.0
Villa
S
3
% 50.0
Toplam
S
174
% 30.5
X2: 29.226, SD: 15, P= 0.015
Komşularla Ailecek Görüşme Sıklığı
Birkaç günde Hergü
Hiç
bir
n
75
59
83
23.0
18.1
25.5
48
32
16
38.1
25.4
12.7
10
8
5
34.5
27.6
17.2
11
6
12
26.2
14.3
28.6
9
11
9
21.4
26.2
21.4
3
50.0
156
116
125
27.3
20.3
21.9
Toplam
326
57.1
126
22.1
29
5.1
42
7.4
42
7.4
6
1.1
571
100.0
228
Hipotez 5: Soru 7 (Đkamet ettiğiniz yerleşim yeri hangisidir?) Đle Soru 32 (Komşularınızla yüz yüze
görüşme sıklığınız nedir?) Arasındaki Đlişkiyi Gösteren Tablo
Tablo147: Komşularla Yüz Yüze Görüşme Sıklığının Đkamet Edilen Yerleşim Yerine Göre Dağılımı
Đkamet Yeri
Đl / ilçe merkezi
Kasaba / belde
Đl merkezine / ilçeye bağlı
köy
Toplam
S
%
S
%
S
%
S
%
Ayda bir
49
11.3
6
5.3
4
16.7
59
10.3
Komşularla Yüz Yüze Görüşme Sıklığı
Birkaç günde bir Hergün
Hiç
201
156
27
46.4
36.0
6.2
57
44
7
50.0
38.6
6.1
14
6
58.3
25.0
272
206
34
47.6
36.1
6.0
Toplam
433
75.8
114
20.0
24
4.2
571
100.0
X2:7.528, SD: 6, P=0.275
Hipotez 5: Soru 7 (Đkamet ettiğiniz yerleşim yeri hangisidir?) Đle Soru 34 (Komşularınızla ailecek
görüşüyor musunuz, görüşüyorsanız ne sıklıkta?) Arasındaki Đlişkiyi Gösteren Tablo
Tablo148: Komşularla Yüz Yüze Görüşme Sıklığının Đkamet Edilen Yerleşim Yerine Göre Dağılımı
Đkamet Yeri
Đl / ilçe merkezi
Kasaba / belde
Đl merkezine / ilçeye bağlı
köy
Toplam
S
%
S
%
S
%
S
%
Ayda bir
126
29.1
41
36.0
7
29.2
174
30.5
Komşularla Ailecek Görüşme Sıklığı
Birkaç günde bir Hergün
Hiç
113
87
107
26.1
20.1
24.7
34
23
16
29.8
20.2
14.0
9
6
2
37.5
25.0
8.3
156
116
125
27.3
20.3
21.9
Toplam
433
75.8
114
20.0
24
4.2
571
100.0
X2: 9.892, SD: 6, P= 0.129
Hipotez 5: Soru 7 (Đkamet ettiğiniz yerleşim yeri hangisidir?) Đle Soru 104 (Daha önceden komşu
olduğunuz, ancak çeşitli nedenlerden dolayı (taşınma, yeni ev alma vs.) fiziki olarak ayrıldığınız eski
komşularınızla irtibatınız hangi düzeydedir?) Arasındaki Đlişkiyi Gösteren Tablo
Tablo149: Çeşitli Nedenlerden Dolayı Fiziki Olarak Ayrı Olunan Komşularla Đrtibat Durumunun Đkamet Edilen Yerleşim Yerine Göre
Dağılımı
Đkamet Yeri
Çeşitli Nedenlerden Dolayı Fiziki Olarak Ayrı Olunan Komşularla Đrtibat Durumu
Đlişki eskisi gibi
Fiziki
Belli günlerde (bayram,
Diğer
Cevap
Toplam
devam
uzaklıktan
düğün, düğün, nişan vs.)
yok
etmektedir
dolayı azaldı
ancak görüşmekteyiz
Đl / ilçe merkezi
S
120
154
114
28
17
433
%
27.7
35.6
26.3
6.5
3.9
75.8
Kasaba / belde
S
36
43
18
12
5
114
%
31.6
37.7
15.8
10.5
4.4
20.0
Đl merkezine /
S
6
5
6
2
5
24
ilçeye bağlı köy
%
25.0
20.8
25.0
8.3
20.8
4.2
Toplam
S
162
202
138
42
27
571
%
28.4
35.4
24.2
7.4
4.7
100.0
X2: 22.183, SD: 8, P= 0.005
229
Hipotez 6: Soru 106 (Oturduğunuz binada asansör var mı?) Đle Soru 34 (Komşularınızla ailecek
görüşüyor musunuz, görüşüyorsanız ne sıklıkta?) Arasındaki Đlişkiyi Gösteren Tablo
Tablo150: Komşularla Yüz Yüze Görüşme Sıklığının Oturulan Binada Asansörün Bulunma Durumuna Göre Dağılımı
Asansörün Varlık Durumu
Ayda bir
S
41
%
28.3
S
133
31.2
%
S
174
%
30.5
Asansör var
Asansör yok
Toplam
Komşularla Ailecek Görüşme Sıklığı
Birkaç günde bir
Hergün
Hiç
31
25
28
21.4
17.2
33.1
125
91
77
29.3
21.4
18.1
156
116
125
27.3
20.3
21.9
Toplam
145
25.4
426
74.6
571
100.0
X2: 14.883, SD: 3, P= 0.002
Hipotez 6: Soru 106 (Oturduğunuz binada asansör var mı?) Đle Soru 73 (Hangi komşunuzla daha sık
görüşüyorsunuz?) Arasındaki Đlişkiyi Gösteren Tablo
Tablo151: Komşularla Görüşme Durumunun Oturulan Binada Asansörün Bulunma Durumuna Göre Dağılımı
Asansörün Varlık
Durumu
Karşı
komşu ile
Asansör var
S
%
Asansör yok
S
%
Toplam
S
%
X2: 9.398, SD: 6, P=0.152
78
53.8
189
44.4
267
46.8
Hangi komşunuzla daha sık görüşüyorsunuz?
Alt veya üst
Uzak
Hepsiyle
Hiçbirisiyle
kattaki komşu komşu ile görüşürüm
görüşmem
ile
29
6
21
3
20.0
4.1
14.5
2.1
102
15
84
7
23.9
3.5
19.7
1.6
131
21
105
10
22.9
3.7
18.4
1.8
Diğer
Cevap
yok
Toplam
5
3.4
27
6.3
32
5.6
3
2.1
2
0.5
5
0.9
145
25.4
426
74.6
571
100.0
Hipotez 7: Soru 37 (Kendinizi ekonomik olarak hangi konumda görüyorsunuz?) Đle Soru 32
(Komşularınızla yüz yüze görüşme sıklığınız nedir?) Arasındaki Đlişkiyi Gösteren Tablo
Tablo152: Komşularla Yüz Yüze Görüşme Sıklığının Ekonomik Olarak Bulunulan Konumuna Göre Dağılımı
Ekonomik Konum
Zengin
Orta sınıf üstü
Orta sınıf
Orta sınıf altı
Fakir
Toplam
X2: 24.426, SD: 12, P=0.018
S
%
S
%
S
%
S
%
S
%
S
%
Ayda bir
1
9.1
4
7.4
43
10.7
7
7.6
4
30.8
59
10.3
Komşularla Yüz Yüze Görüşme Sıklığı
Birkaç günde bir
Hergün
Hiç
5
5
45.5
45.4
36
11
3
66.7
20.4
5.6
194
139
25
48.4
34.7
6.2
34
46
5
37.0
50.0
5.4
3
5
1
23.1
38.5
7.7
272
206
34
47.6
36.1
6.0
Toplam
11
1.9
54
9.5
401
70.2
92
16.1
13
2.3
571
100.0
230
Hipotez 11: Soru 8 (Öğrenim durumunuz nedir?) Đle Soru 32 (Komşularınızla yüz yüze görüşme
sıklığınız nedir?) Arasındaki Đlişkiyi Gösteren Tablo
Tablo153: Komşularla Yüz Yüze Görüşme Sıklığının Öğrenim Durumuna Göre Dağılımı
Öğrenim Durumu
Okula gitmemiş
S
%
Đlkokul / ortaokul
S
%
Lise
S
%
Yüksekokul
S
%
Diğer
S
%
Toplam
S
%
2
X : 48.662, SD: 12, P= 0.00
Ayda bir
6
5.9
15
4.5
20
10.6
25
16.7
3
10.7
69
8.6
Komşularla Yüz Yüze Görüşme Sıklığı
Birkaç günde bir Hergün
Hiç
43
47
6
42.2
46.1
5.9
131
169
19
39.2
50.6
5.7
82
76
10
43.6
40.4
5.3
83
34
8
55.3
22.7
5.3
14
8
3
50.0
28.6
10.7
353
334
46
44.0
41.6
5.7
Toplam
102
12.7
334
41.6
188
23.4
150
18.7
28
3.5
802
100.0
Hipotez 11: Soru 8 (Öğrenim durumunuz nedir?) Đle Soru 34 (Komşularınızla ailecek görüşüyor
musunuz, görüşüyorsanız ne sıklıkta?) Arasındaki Đlişkiyi Gösteren Tablo
Tablo154: Komşularla Ailecek Görüşme Sıklığının Öğrenim Durumuna Göre Dağılımı
Öğrenim Durumu
Ayda bir
Okula gitmemiş
S
24
%
23.5
Đlkokul / ortaokul
S
90
%
26.9
Lise
S
59
%
31.4
Yüksekokul
S
45
%
30.0
Diğer
S
9
%
32.1
Toplam
S
227
%
28.3
X2: 20.369, SD: 12, P= 0.060
Komşularla Ailecek Görüşme Sıklığı
Birkaç günde bir Hergün
Hiç
35
24
19
34.3
23.5
18.6
134
64
46
40.1
19.2
13.8
54
36
39
28.7
19.1
20.7
45
21
39
30.0
14.0
26.0
9
4
6
32.1
14.3
21.4
277
149
149
34.5
18.6
18.6
Toplam
102
12.7
334
41.6
188
23.4
150
18.7
28
3.5
802
100.0
Hipotez 12: Soru 2 (Cinsiyetiniz?) Đle Soru 32 (Komşularınızla yüz yüze görüşme sıklığınız nedir?)
Arasındaki Đlişkiyi Gösteren Tablo
Tablo155: Komşularla Yüz Yüze Görüşme Sıklığının Cinsiyet Durumuna Göre Dağılımı
Cinsiyet Durumu
Ayda bir
Erkek
S
50
%
12.7
Kadın
S
19
%
4.7
Cevap yok
S
%
Toplam
S
69
%
8.6
X2: 21.180, SD: 6, P= 0.002
Komşularla Yüz Yüze Görüşme Sıklığı
Birkaç günde bir Hergün
Hiç
173
145
26
43.9
36.8
6.6
176
186
20
43.9
46.4
5.0
4
3
57.1
42.9
353
334
46
44.0
41.6
5.7
Toplam
394
49.1
401
50.0
7
0.9
802
100.0
231
Hipotez 12: Soru 2 (Cinsiyetiniz?) Đle Soru 34 (Komşularınızla ailecek görüşüyor musunuz,
görüşüyorsanız ne sıklıkta?) Arasındaki Đlişkiyi Gösteren Tablo
Tablo156: Komşularla Ailecek Görüşme Sıklığının Cinsiyet Durumuna Göre Dağılımı
Cinsiyet Durumu
Erkek
S
%
Kadın
S
%
Cevap yok
S
%
Toplam
S
%
X2: 30.674, SD: 6, P= 0.00
Ayda bir
129
32.7
97
24.2
1
14.3
227
28.3
Komşularla Ailecek Görüşme Sıklığı
Birkaç günde bir Hergün
Hiç
154
48
63
39.1
12.2
16.0
120
99
85
29.9
24.7
21.2
3
2
1
42.9
28.6
14.4
277
149
149
34.5
18.6
18.6
Toplam
394
49.1
401
50.0
0.9
802
100.0
Hipotez 12: Soru 2 (Cinsiyetiniz?) Đle Soru 52 (Komşuluk sizin için ne kadar önemli?) Arasındaki Đlişkiyi
Gösteren Tablo
Tablo157: Komşuluğa Verilen Önem Derecesinin Cinsiyet Durumuna Göre Dağılımı
Cinsiyet Durumu
Erkek
S
%
Kadın
S
%
Cevap yok
S
%
Toplam
S
%
X2: 5.746, SD: 6, P= 0.452
Çok
önemli
292
74.1
311
77.6
5
71.4
608
75.8
Komşuluğun Önemi
Orta derecede
önemli
67
23
17.0
5.8
64
17
16.0
4.2
1
14.3
132
40
16.5
5.0
Önemli
Önemli
değil
12
3.0
9
2.2
1
14.3
22
2.7
Toplam
394
49.1
401
50.0
7
0.9
802
100.0
Hipotez 12: Soru 2 (Cinsiyetiniz?) Đle Soru 73 (Hangi komşunuzla daha sık görüşüyorsunuz?) Arasındaki
Đlişkiyi Gösteren Tablo
Tablo158: Görüşülen Komşunun Cinsiyet Durumuna Göre Dağılımı
Cinsiyet
Durumu
Erkek
Hangi komşunuzla daha sık görüşüyorsunuz?
Karşı
komşu
ile
S
169
%
42.9
Kadın
S
205
%
51.1
Cevap yok
S
2
%
28.6
Toplam
S
376
%
46.9
X2: 35.810, SD: 12, P= 0.000
Alt veya üst
kattaki komşu ile
62
15.7
87
21.7
2
28.6
152
18.8
Uzak
komşu ile
14
3.6
17
4.2
31
3.9
Hepsiyle
görüşürüm
110
27.9
56
14.0
2
28.6
168
20.9
Hiçbirisiyle Diğer
görüşmem
8
2.0
5
1.2
26
6.6
25
6.2
13
1.6
51
6.4
Cevap
yok
Topla
m
5
1.3
6
1.5
1
14.3
12
1.5
394
49.1
401
50.0
7
0.9
802
100.0
232
Hipotez 14: Soru 5 (En uzun süre yaşadığınız yer neresidir? Đl, ilçe, köy, kasaba, belde vb. olarak
belirtiniz.) Đle Soru 32 (Komşularınızla yüz yüze görüşme sıklığınız nedir?) Arasındaki Đlişkiyi Gösteren Tablo
Tablo159: Komşularla Yüz Yüze Görüşme Sıklığının Uzun Süre Yaşanılan Yere Göre Dağılımı
Uzun Süre Yaşanılan Yer
Şehir merkezi
Đlçe merkezi
Kasaba / belde
Đl merkezine / ilçeye bağlı
köy
Cevap yok
Toplam
S
%
S
%
S
%
S
%
S
%
S
%
Ayda bir
30
9.3
19
9.7
5
8.8
13
6.2
2
11.8
69
8.6
Komşularla Yüz Yüze Görüşme Sıklığı
Birkaç günde bir
Hergün
Hiç
159
115
18
49.4
35.7
5.6
87
76
13
44.6
39.0
6.7
19
30
3
33.3
52.6
5.3
81
106
11
38.4
50.2
5.2
7
7
1
41.2
41.2
5.9
353
334
46
44.0
41.6
5.7
Toplam
322
40.1
195
24.3
57
7.1
211
26.3
17
2.1
802
100.0
X2: 16.171, SD: 12, P= 0.184
Hipotez 14: Soru 5 (En uzun süre yaşadığınız yer neresidir? Đl, ilçe, köy, kasaba, belde vb. olarak belirtiniz.) Đle Soru
34 (Komşularınızla ailecek görüşüyor musunuz, görüşüyorsanız ne sıklıkta?) Arasındaki Đlişkiyi Gösteren Tablo
Tablo160: Uzun Süre Yaşanılan Yerin Komşularla Ailecek Görüşme Sıklığına Göre Dağılımı
Uzun Süre Yaşanılan
Yer
Şehir merkezi
Đlçe merkezi
Kasaba / belde
Đl merkezine / ilçeye
bağlı köy
Cevap yok
Toplam
S
%
S
%
S
%
S
%
S
%
S
%
Ayda bir
88
27.3
60
30.8
11
19.3
66
31.3
2
11.8
227
28.3
Komşularla Ailecek Görüşme Sıklığı
Birkaç günde bir Hergün
Hiç
99
57
78
30.7
17.7
24.2
55
45
35
28.2
23.1
17.9
31
7
8
54.4
12.3
14.0
84
38
23
39.8
18.0
10.9
8
2
5
47.1
11.8
29.4
277
149
149
34.5
18.6
18.6
Toplam
322
40.1
195
24.3
57
7.1
211
26.3
17
2.1
802
100.0
X2: 34.943, SD: 12, P= 0.00
Hipotez 15: Soru 6 (Daha önce başka bir yerde ikamet ettiniz mi, ettiyseniz il / ilçe / köy / kasaba / belde /
mahalle adı neydi?) Đle Soru 32 (Komşularınızla yüz yüze görüşme sıklığınız nedir?) Arasındaki Đlişkiyi
Gösteren Tablo
Tablo161: Komşularla Yüz Yüze Görüşme Sıklığının Daha Önce Başka Bir Yerde Đkamet Etme Durumuna Göre Dağılımı
Daha önce başka bir yerde ikamet
ettiniz mi?
Şehir merkezi
Đlçe merkezi
Kasaba / belde
Đl merkezine / ilçeye bağlı köy
Göç etmedim / başından beri
buradayım
Toplam
X2: 13.466, SD: 12, P= 0.336
S
%
S
%
S
%
S
%
S
%
S
%
Ayda bir
19
8.3
24
11.9
3
4.8
23
7.7
69
8.6
Komşularla Yüz Yüze Görüşme Sıklığı
Birkaç günde bir
Hergün
Hiç
103
93
14
45.0
40.6
6.1
81
83
13
40.3
41.3
6.5
8
3
72.7
27.3
23
34
2
37.1
54.8
3.2
138
121
17
46.2
40.5
5.7
353
334
46
44.0
41.6
5.7
Toplam
229
28.6
201
25.1
11
1.4
62
7.7
299
37.3
802
100.0
233
Hipotez 15: Soru 6 (Daha önce başka bir yerde ikamet ettiniz mi, ettiyseniz il / ilçe / köy / kasaba / belde /
mahalle adı neydi?) Đle Soru 34 (Komşularınızla ailecek görüşüyor musunuz, görüşüyorsanız ne sıklıkta?)
Arasındaki Đlişkiyi Gösteren Tablo
Tablo162: Komşularla Ailecek Görüşme Sıklığının Daha Önce Başka Bir Yerde Đkamet Etme Durumuna Göre Dağılımı
Daha önce başka bir yerde
ikamet ettiniz mi?
Şehir merkezi
Đlçe merkezi
Kasaba / belde
Đl merkezine / ilçeye bağlı
köy
Göç etmedim / başından
beri buradayım
Toplam
S
%
S
%
S
%
S
%
S
%
S
%
Ayda bir
71
31.0
54
26.9
5
45.5
17
27.4
80
26.8
227
28.3
Komşularla Ailecek Görüşme Sıklığı
Birkaç günde bir
Hergün
61
43
26.6
18.8
57
51
28.4
25.4
4
1
36.4
9.1
30
6
48.4
9.7
125
48
41.8
16.1
277
149
34.5
18.6
Hiç
54
23.6
39
19.4
1
9.1
9
14.5
46
15.4
149
18.6
Toplam
229
28.6
201
25.1
11
1.4
62
7.7
299
37.3
802
100.0
X2: 31.624, SD: 12, P= 0.002
Hipotez 16: Soru 17 (Oturduğunuz evin durumu nedir?) Đle Soru 34 (Komşularınızla ailecek görüşüyor
musunuz, görüşüyorsanız ne sıklıkta?) Arasındaki Đlişkiyi Gösteren Tablo
Tablo163: Komşularla Ailecek Görüşme Sıklığının Oturulan Evin Durumuna Göre Dağılımı
Oturulan Evin Durumu
Kendi evimiz
Kira
Lojman
Başka
Toplam
S
%
S
%
S
%
S
%
S
%
Ayda bir
150
28.6
61
27.9
12
29.3
4
22.2
227
28.3
Komşularla Ailecek Görüşme Sıklığı
Birkaç günde bir Hergün
Hiç
212
72
90
40.5
13.7
17.2
47
66
45
21.5
30.1
20.5
13
6
10
31.7
14.6
24.4
5
5
4
27.8
27.8
22.2
277
149
149
34.5
18.6
18.6
Toplam
524
65.3
219
27.3
41
5.1
18
2.2
802
100.0
X2: 42.176, SD: 9, P= 0.00
Hipotez 17: Soru 16 (Siz dâhil hanenizde kaç kişi yaşamaktadır?) Đle Soru 32 (Komşularınızla yüz yüze
görüşme sıklığınız nedir?) Arasındaki Đlişkiyi Gösteren Tablo
Tablo164: Komşularla Yüz Yüze Görüşme Sıklığının Hanede Yaşayan Kişi Sayısına Göre Dağılımı
Siz dâhil hanenizde kaç kişi
yaşamaktadır?
Yalnız yaşıyorum
2-5 kişi arası
6-9 kişi arası
10 kişi ve üzeri
Toplam
X2: 9.797, SD: 9, P= 0.367
S
%
S
%
S
%
S
%
S
%
Ayda bir
3
12.0
50
8.2
14
9.4
2
10.5
69
8.6
Komşularla Yüz Yüze Görüşme Sıklığı
Birkaç günde bir Hergün
Hiç
9
12
1
36.0
48.0
4.0
283
246
30
46.5
40.4
4.9
55
66
14
36.9
44.3
9.4
6
10
1
31.6
52.6
5.3
353
334
46
44.0
41.6
5.7
Toplam
25
3.1
609
75.9
149
18.6
19
2.4
802
100.0
234
Hipotez 17: Soru 16 (Siz dâhil hanenizde kaç kişi yaşamaktadır?) Đle Soru 34 (Komşularınızla ailecek
görüşüyor musunuz, görüşüyorsanız ne sıklıkta?) Arasındaki Đlişkiyi Gösteren Tablo
Tablo165: Komşularla Ailecek Görüşme Sıklığının Hanede Yaşayan Kişi Sayısına Göre Dağılımı
Siz dâhil hanenizde kaç kişi
yaşamaktadır?
Yalnız yaşıyorum
2-5 kişi arası
6-9 kişi arası
10 kişi ve üzeri
Toplam
S
%
S
%
S
%
S
%
S
%
Ayda bir
5
20.0
171
28.1
45
30.2
6
31.6
227
28.3
Komşularla Ailecek Görüşme Sıklığı
Birkaç günde bir Hergün
Hiç
8
7
5
32.0
28.0
20.0
211
113
114
34.6
18.6
18.7
53
26
25
35.6
17.4
16.8
5
3
5
26.3
15.8
26.3
277
149
149
34.5
18.6
18.6
Toplam
25
3.1
609
75.9
149
18.6
19
2.4
802
100.0
X2: 3.630, SD: 9, P= 0.934
Hipotez 18: Soru 15 (Çocuk sayınız kaçtır?) Đle Soru 34 (Komşularınızla ailecek görüşüyor musunuz,
görüşüyorsanız ne sıklıkta?) Arasındaki Đlişkiyi Gösteren Tablo
Tablo166: Komşularla Ailecek Görüşme Sıklığının Çocuk Sayısına Göre Dağılımı
Çocuk sayısı
Ayda bir
Çocuk yok
S
38
%
27.1
1-2 çocuk
S
92
%
31.9
3-4 çocuk
S
67
%
24.2
5-6 çocuk
S
23
33.3
%
7-8 çocuk
S
7
%
25.0
Toplam
S
227
28.3
%
X2: 29.550, SD: 12, P= 0.003
Komşularla Ailecek Görüşme Sıklığı
Birkaç günde bir Hergün
Hiç
52
31
19
37.1
22.1
13.6
72
56
68
25.0
19.4
23.6
121
42
47
43.7
15.2
17.0
23
12
11
33.3
17.4
15.9
9
8
4
32.1
28.6
14.3
277
149
149
34.5
18.6
18.6
Toplam
140
17.5
288
35.9
277
34.5
69
8.6
28
3.5
802
100.0
Hipotez 23: Soru 2 (Cinsiyetiniz?) Đle Soru 32 (Komşularınızla yüz yüze görüşme sıklığınız nedir?)
Arasındaki Đlişkiyi Gösteren Tablo
Tablo167: Komşularla Yüz Yüze Görüşme Sıklığının Cinsiyet Durumuna Göre Dağılımı
Cinsiyet Durumu
Ayda bir
Erkek
S
50
%
12.7
Kadın
S
19
%
4.7
Cevap yok
S
%
Toplam
S
69
%
8.6
X2: 21.180, SD: 6, P= 0.002
Komşularla Yüz Yüze Görüşme Sıklığı
Birkaç günde bir Hergün
Hiç
173
145
26
43.9
36.8
6.6
176
186
20
43.9
46.4
5.0
4
3
57.1
42.9
353
334
46
44.0
41.6
5.7
Toplam
394
49.1
401
50.0
7
0.9
802
100.0
235
Hipotez 24: Soru 2 (Cinsiyetiniz?) Đle Soru 65 (Geçmişe oranla, komşularınızla görüşme nedenlerinizde
nasıl bir değişme oldu?) Arasındaki Đlişkiyi Gösteren Tablo
Tablo168: Geçmişe Oranla Komşularla Görüşme Nedenlerinde Değişim Olma Durumunun Cinsiyet Değişkenine Göre Dağılımı
Cinsiyet
Durumu
Geçmişe oranla, komşularınızla görüşme nedenlerinizde nasıl bir değişme oldu?
Toplam
Eskisi gibi
Zorunlu olmadıkça Eskiden her an iç içe idik, şu Diğer
ilişki kurmam
an istesek de irtibat
devam
kuramıyoruz
etmektedir
Erkek
S
241
42
78
33
394
%
61.2
10.7
19.8
46.5
49.1
Kadın
S
231
40
94
36
401
%
57.6
10.0
23.4
9.0
50.0
Cevap
S
4
1
2
7
yok
%
57.1
14.3
28.6
0.9
Toplam
S
476
83
172
71
802
%
59.4
10.3
21.4
8.9
100.0
X2: 6.554, SD: 6, P= 0.364
Hipotez 25: Soru 2 (Cinsiyetiniz?) Đle Soru 66 (Komşularınızla geçirdiğiniz süre olarak, geçmişle şimdi
arasında nasıl bir değişme oldu?) Arasındaki Đlişkiyi Gösteren Tablo
Tablo169: Komşularla Geçirilen Süre Durumundaki Değişimin Cinsiyete Göre Dağılımı
Cinsiyet
Durumu
Geçmişe oranla, komşularınızla görüşme nedenlerinizde nasıl bir değişme oldu?
Komşularımızla
Komşularımızla
Komşularımızla
Diğer
Toplam
geçirdiğimiz süre
geçirdiğimiz süre
geçirdiğimiz süre
değişmedi
arttı
azaldı
Erkek
S
186
44
148
16
394
%
47.2
11.2
37.6
4.1
49.1
Kadın
S
178
53
158
12
401
%
44.4
13.2
39.4
3.0
50.0
Cevap
S
3
3
1
7
yok
%
42.9
42.9
14.3
0.9
Toplam S
367
100
306
29
802
%
45.8
12.5
38.2
3.6
100.0
X2: 11.978, SD: 6, P= 0.062
236
EK-2: ANKET FORMU
ĐLÇE:
MAHALLE:
KÖY:
Merhaba,
Bu anket formu, TÜBĐTAK adına yürütülen “Sosyo-Kültürel Değişim Sürecinde Komşuluk” adlı proje
kapsamında hazırlanmıştır. Anket, sadece sosyal hayatınızdaki komşuluk ilişkilerini tespit etme amacı
taşımaktadır. Vereceğiniz bilgiler kesinlikle gizli kalacaktır. Lütfen anket formuna adınızı, soyadınızı veya
kimliğinizi belirten hiç bir şey yazmayınız.
Bu ankette 99+28=127 adet soru bulunmaktadır. Son 29 soruyu, sadece şehir merkezi ve ilçe merkezinde
ikamet edenler cevaplayacaktır. Sorulara eksiksiz ve gerçekçi cevap vermeniz, bu araştırmanın amacına
ulaşmasına katkıda bulunacaktır.
Lütfen soruları, parantez içindeki boşluklara X işareti koyarak cevaplandırınız. Verilen şıklarda size
uygun cevaplar olmadığı takdirde, başka (belirtiniz)...... şeklindeki boşluklara cevabınızı yazabilirsiniz. Cevap
için boş bırakılan yerler yetmediği takdirde, anket formunun boş olan kısımları da cevap için kullanılabilir.
Sorulara vereceğiniz cevaplarla yapacağınız değerli yardım ve katkılarınız için teşekkür ederiz.
Saygılarımızla.
Yrd. Doç. Dr. M. Cengiz YILDIZ
Yrd. Doç. Dr. Mustafa GÜNDÜZ
1.Yaşınız?
a( )20 yaş ve aşağısı
b( )21-25 yaşları arası
c( )26-30 yaşları arası
d( )31-40 yaşları arası
e( )41-50 yaşları arası
f( )51-60 yaşları arası
g( )61-70 yaşları arası
h( )71 yaş ve üzeri
2.Cinsiyetiniz?
a( )kadın
b( )erkek
3.Medeni durumunuz?
a( )evli
b( )bekâr
c( )boşanmış
d( )eşi ölmüş (dul)
4.Hangi il, ilçe ve köyde doğdunuz? Đl, ilçe, köy, kasaba, belde vb. olarak belirtiniz.
il (belirtiniz..................................................................................................................................................................
ilçe (belirtiniz..............................................................................................................................................................
köy (belirtiniz..............................................................................................................................................................
kasaba (belirtiniz.........................................................................................................................................................
belde (belirtiniz...........................................................................................................................................................
5.En uzun süre yaşadığınız yer neresidir? Đl, ilçe, köy, kasaba, belde vb. olarak belirtiniz.
il (belirtiniz.................................................................................................................................................................
ilçe (belirtiniz.............................................................................................................................................................
237
köy (belirtiniz.............................................................................................................................................................
kasaba (belirtiniz........................................................................................................................................................
belde (belirtiniz..........................................................................................................................................................
6.Daha önce başka bir yerde ikamet ettiniz mi, ettiyseniz il / ilçe / köy / kasaba / belde / mahalle adı neydi?
il (belirtiniz………………………………….……………………………………………………………………...
ilçe (belirtiniz……………………………….……………………………….…….………………………………..
mahalle (belirtiniz………………………….……………………………...………………………………………..
kasaba / belde (belirtiniz…………………………………………………….…….………………………………..
köy (belirtiniz……………………………………………………………..……….………………………………..
7.Đkamet ettiğiniz yerleşim yeri hangisidir?
a( )il merkezi
b( )ilçe merkezi
c( )kasaba / belde
d( )il merkezine / ilçeye bağlı köy
e( )diğer (belirtiniz………………………….………………………..
8.Öğrenim durumunuz nedir?
a( )okula gitmemiş
b( )okula gitmemiş, ancak, okuma-yazma bilir
c( )ilkokul mezunu
d( )ortaokul mezunu
e( )lise ve dengi okul mezunu
f( )2 yıllık ön lisans mezunu
g( )fakülte (4 yıllık lisans) mezunu
h( )başka (belirtiniz).........................................................................
9.Eşinizin öğrenim durumu nedir?
a( )okula gitmemiş
b( )okula gitmemiş, ancak, okuma-yazma bilir
c( )ilkokul mezunu
d( )ortaokul mezunu
e( )lise ve dengi okul mezunu
f( )2 yıllık ön lisans mezunu
g( )fakülte (4 yıllık lisans) mezunu
h( )başka (belirtiniz)........................................................................
10.Mesleğiniz nedir?
a( )memur
b( )işçi
c( )çiftçi
d( )serbest-tüccar
e( )öğretmen
g( )asker
h( )polis
i( )esnaf
k( )şoför
p( )işsiz
r( ) başka (belirtiniz)........................................................................................
m( )emekli
f( )din görevlisi
n( ) teknisyen-tekniker
11.Babanızın mesleği nedir / neydi?
a( )memur
b( )işçi
c( )çiftçi
d( )serbest-tüccar
e( )öğretmen
g( )asker
h( )polis
i( )esnaf
k( )şoför
p( )işsiz
r( ) başka (belirtiniz).......................................................................................................................
m( )emekli
f( )din görevlisi
n( ) teknisyen-tekniker
12.Annenizin mesleği nedir / neydi
a( )memur
b( )işçi
c( )çiftçi
d( )serbest-tüccar
e( )öğretmen
g( )asker
h( )polis
i( )esnaf
k( )şoför
p( )işsiz
r( ) başka (belirtiniz).......................................................................................................................
m( )emekli
f( )din görevlisi
n( ) teknisyen-tekniker
238
13.Anne-babanız sağ mı?
a( )evet, ikisi de sağ
b( )hayır, ikisi de vefat etti
c( )anne sağ, baba vefat etti
d( )baba sağ, anne vefat etti
14.Anne-baba ile birlikte mi yaşıyorsunuz?
a( )evet, ikisi de bizimle b( )hayır, ikisi de bizimle birlikte değil
c( ) başka (belirtiniz).................................
15.Çocuk sayınız kaçtır?
a( )1-2 çocuk
b( )3-4 çocuk
c( )5-6 çocuk
e( )9-10 çocuk
f( )11 ve üzeri çocuk
g( )çocuk yok
d( )7-8 çocuk
16.Siz dâhil hanenizde kaç kişi yaşamaktadır?
a( )tek yaşıyorum
b( )2-3 kişi
c( )4-5 kişi
d( )6-7 kişi
e( )8-9 kişi
f( )10-11 kişi
g( )12 ve üzeri
17.Oturduğunuz evin durumu nedir?
a( )kendi evimiz
b( )kira
c( )lojman
d( )başka (belirtiniz................................................
18.Oturduğunuz evin kaç odası vardır? (belirtiniz…………………………………………………..……….
19.Bulunduğunuz evde kaç yıldır yaşıyorsunuz? (belirtiniz……………………………………………….…
20.Aylık geliriniz ne kadardır? (TL)
a( )asgari ücretten az
b( )asgari ücret
c( )1.000’den az
d( )1.000-1.500 arası
e( )1.501-2.000 arası
f( )2.001-2.500 arası
g( )2.501-3.000 arası
h( )3.001-3.500 arası
i( )3.501-4.000 arası
k( )4.001-4500 arası
m( )4.501-5.000 arası
n( )5.001 ve üzeri
21.Ek geliriniz var mı? Varsa belirtiniz.
a( )yoktur
b( )kira alıyorum
c( )köyümden geliyor
d( )ek iş yapıyorum / yapıyoruz (belirtiniz.....................................................
e( )başka (belirtiniz.................
22.Kazancınızı en çok nereye harcıyorsunuz?
a( )yiyecek-içeceğe
f( )çocuklara
b( )ev kirasına
g( )yapı kooperatifine
c( )giyim-kuşama
d( )beyaz eşyaya
e( )eğlenceye
h( )araba taksitine
i( )eğitime
k( )ulaşıma
m( )başka (belirtiniz..................................................................................................................................................
23.Evde internet var mı, varsa ne sıklıkla kullanırsınız?
a( )internet yok
b( )sık sık
c( )bazen
d( )sadece işim olduğunda
e( )ilgilenmiyorum
f( )diğer (belirtiniz…………………………………………..…………………………
24.Boş zamanlarınızda aşağıdakilerden hangilerini en çok yaparsınız?
a( )alışveriş yaparım
d( )televizyon seyrederim
b( )komşuma giderim
c( )kitap, dergi, gazete okurum
e( )akrabalarıma giderim f( )açık havada dolaşırım
h( )eğlence yerlerine giderim i( )müzik dinlerim
g( )spor yaparım
k( )diğer (belirtiniz……………..………….…….
239
25.Günde kaç saat televizyon izlersiniz?
a( )hiç izlemem
b( )1-2 saat
c( )3-4 saat
d( )5-6 saat
e( )7-8 saat
f( )9-10 saat
g( )11-12 saat
h( )12 saatten fazla
26.Şu anda ikamet ettiğiniz yerden memnun musunuz, memnun değilseniz nedeni nedir?
a( )evet
b( )komşuluk ilişkilerinden kaynaklanan memnuniyetsizliğim var
c( )diğer (nedenini belirtiniz…………………………………………………………………………….…………...
27.Şu anda ikamet ettiğiniz yerde uzun süre daha oturmak ister misiniz, neden?
a( )evet (nedenini belirtiniz………………………………………………………….………………………...…….
b( )hayır (nedenini belirtiniz…………………………………………………………………………………..…….
28.Samimi olduğunuz komşu sayısı kaçtır? belirtiniz…………………………………………………..….……
29.Komşularınızla aranızdaki yakınlık derecesi nedir?
a( )yakın akrabam
b( )uzak akrabam
c( )aynı yöre / bölge / şehirdeniz
d( )aynı köy / kasabadanız
e( )sadece komşuyuz
f( )diğer (belirtiniz………….……………..……….
30.Komşularınızla nasıl tanıştınız?
a( )olağanüstü bir durum (hastalık vs.) vesilesiyle
b( )“hoş geldin” ziyaretinde
d( )ihtiyaçtan (tuz, şeker vb. isteme) dolayı
e( )arkadaş aracılığı ile
g( )çocuklar tanıştırdı
h( )evin beyi tanıştırdı
c( )tesadüfen
f( )evin hanımı tanıştırdı
i( )diğer (belirtiniz........................
31.Komşularınızla görüşüyor musunuz, görüşmüyorsanız en önemli sebebi nedir?
a( )evet görüşüyoruz
b( )işlerim çok / vaktim yok
d( )iletişim kuramıyorum / kurmuyorlar
c( )başka arkadaş grubum var
e( )diğer.................................................................................
32.Komşularınızla yüz yüze görüşme sıklığınız nedir?
a( )her gün
b( )birkaç günde bir
c( )haftada bir
f( )sadece bayram, düğün, nişan, cenaze gibi özel günlerde
d( )ayda bir
g( )hiç görüşmem
e( )birkaç ayda bir
h( )diğer (belirtiniz.........
33.Akrabanızla hangi sıklıkta yüz yüze görüşüyorsunuz?
a( )her gün
b( )birkaç günde bir
c( )haftada bir
f( )sadece bayram, düğün, nişan, cenaze gibi özel günlerde
d( )ayda bir
g( )hiç görüşmem
e( )birkaç ayda bir
h( )diğer (belirtiniz.........
34.Komşularınızla ailecek görüşüyor musunuz, görüşüyorsanız ne sıklıkta?
a( )hayır, hiç görüşmüyoruz
e( )15 günde bir
b( )her gün
f( )ayda bir
c( )haftada birkaç kez
g( )bayram, cenaze, nişan, düğün gibi vesilelerle
d( )haftada bir
h( )yılda bir
240
35.Başka bir yerden buraya taşındıysanız, daha önce ikamet ettiğiniz yerden ayrılmanızdaki en önemli
neden neydi?
a( )başından beri buradayım, göç ederek gelmedim
b( )göç nedeni (belirtiniz………………………………………………………………………………………….
36.Sizce oturulan evin; apartman, site, müstakil daire, yazlık, vs. olması, komşuluk ilişkilerini etkiler mi?
a( )ektiler
b( )kısmen etkiler
c( )etkilemez
37.Kendinizi ekonomik olarak hangi konumda görüyorsunuz?
a( )zengin
b( )orta sınıf üstü
c( )orta sınıf
d( )orta sınıf altı
e( )fakir
38.Komşularınızın genelini ekonomik olarak hangi konumda görüyorsunuz?
a( )zengin
b( )orta sınıf üstü
c( )orta sınıf
d( )orta sınıf altı
e( )fakir
39.Size göre, komşuların ekonomik veya gelir durumu, komşuluk ilişkilerini etkiler mi?
a( )evet etkiler
b( )kısmen etkiler
c( )hayır etkilemez
40.Kendinizi etnik olarak nasıl tanımlarsınız?
a( )Türk
b( )Kürt
c( )Zaza
d( )Arap
e( )diğer (belirtiniz………..…………….
41.Komşularınızla ilişki kurarken, karşınızdakinin etnik kökeni (Türk, Kürt, Zaza, Arap vs.) sizin için
önemli midir?
a( )evet önemli
b( )kısmen önemli
c( )önemli değil
42.Kendinizi hangi dini inanca (Müslüman-Sünni, Müslüman-Alevi, Hıristiyan vs.) mensup
görüyorsunuz?
(belirtiniz………………………………………………………………………………
43.Komşuluk ilişkisinde karşıdakinin dini inancı (Sünni, Alevi, Hıristiyan vs.) sizin için önemli midir?
a( )evet
b( )hayır
44.Komşularınızın dindarlık düzeyini önemser misiniz?
a( )evet
b( )hayır
45.Kendinizi hangi siyasi görüşe mensup görüyorsunuz?
a( )sol
b( )sağ
c( )liberal
d( )diğer (belirtiniz……………………………………………………………
46. Komşuluk ilişkisinde karşıdakinin siyasi görüşü (sağ, sol, liberal vs.) sizin için önemli midir?
a( )evet
b( )hayır
47.Komşularla iyi ilişkiler kurabilmek için en önemli etken sizce nedir?
a( )aynı şehirden / ilçeden / köyden olmak
b( )benzer dini inançlara sahip olmak
c( )benzer siyası görüşlere önem vermek
d( )benzer etnik kökene sahip olmak
e( )aynı dil / lehçeyi konuşmak
f( )aynı örf / âdeti paylaşmak
h( )aynı gelir seviyesine sahip olmak
g( )aynı eğitim seviyesine sahip olmak
i( )yakın yaş seviyesinde bulunmak
k( )karşıdaki güven verdikten sonra siyasi görüş, dini inanış veya diğer hususlar önemli değildir
m( )diğer (belirtiniz………………….………………………………………………………………………………
241
48.Kendinizle komşularınızın eğitim durumunu biri birine denk görüyor musunuz?
a( )evet
b( )hayır
49.Đşiniz / mesleğiniz komşularınızla biri birine denk mi?
a( )evet, benzer
b( )hayır, benzer değil
50.Örf ve adetleriniz komşularınızla biri birine denk mi?
a( )evet, benzer
b( )hayır, benzer değil
51.Komşuluk ilişkilerini geliştirirken, karşınızdakilerin eğitim durumu sizin için önemli midir?
a( )evet
b( )hayır
52.Komşuluk sizin için ne kadar önemli?
a( )çok önemli
b( )önemli
c( )orta derecede önemli
d( )önemli değil
53.Sizce, aşağıdakilerden hangisine birinci derecede önem vermek gerekir?
a( )komşuluğa
b( )akrabalığa
c( )arkadaşlığa
d( )diğer (belirtiniz……...………
54.Aşağıdakilerden hangisine birinci derecede önem veriyorsunuz?
a( )komşuluğa
b( )akrabalığa
c( )arkadaşlığa
d( )diğer (belirtiniz……...………
55.Komşularınızla ilişki kurarken, onların sahip oldukları meslek (esnaf, memur, işçi, işsiz vs.) sizin için
önemli midir?
a( )evet, çok önemli
b( )evet, kısmen önemli
c( )hayır, önemli değil
56.Sizce, komşuluk ilişkilerinin en önemli yanı nedir?
a( )yalnızlığı gidermesi
b( )zor günlerde imdada yetişmesi
d( )her an ihtiyaç duyulması
e( )çok önemli bir yanı yok
c( )güven vermesi
f( )diğer (belirtiniz……….……………….
57.Sizce, hangi yerleşim yerinde komşuluk daha gereklidir?
a( )şehirde
b( )köyde
c( )komşuluk her yerde gereklidir
d( )çok da önemli değildir
58.Komşuluk ilişkilerinin sürdürülmesinde, komşularınızın ailelerindeki fert sayısı, komşuluk ilişkilerinizi
etkiler mi?
a( )evet, tamamen etkiler
b( )evet, kısmen etkiler
c( )hayır, etkilemez
59.Herhangi bir komşu ile ilişkileri geliştirirken, komşunuzun çocuk sayısı sizin için önemli midir, neden?
a( )evet (belirtiniz…………………………………………..............……………..………………………………..
b( )hayır (belirtiniz………………….……………………………………………………………………………….
60.Sizce, özel günler (bayram, ölüm, doğum, sünnet, düğün, nişan vs.), komşuluk ilişkilerinin gelişmesine
etki eder mi?
a( )evet, çok etkiler
b( )evet, kısmen etkiler
c( ) diğer zamanlarda da komşuluğu sürdürmek gerekir
d( )diğer (belirtiniz………………………………………………………………………………………………….
242
61.Komşularınızla sıkıntınızı, kederinizi, sevincinizi vs. paylaşır mısınız?
a( )evet
b( )hayır
62.Komşunuzdan borç alır mısınız, neden?
a( )evet (belirtiniz……………………………………………………………………………………………………
b( )hayır (belirtiniz…………………………………………………………………………………………………..
63.Đlişkilerinizin ileri derecede olduğu komşu sayınız kaçtır? (28. soru ile benzer)
(belirtiniz………………………………..……………………………………………………………………….....
64.Komşuluk ilişkilerinizin ileri derecede olduğu akraba sayınız kaçtır?
(belirtiniz………….……………………..……………………………………………………………………….....
65.Geçmişe oranla, komşularınızla görüşme nedenlerinizde nasıl bir değişme oldu?
a( )eskisi gibi devam etmektedir
b( )zorunlu olmadıkça ilişki kurmam
c( )eskiden her an iç içe idik, şu an istesek de irtibat kuramıyoruz
d( )diğer (belirtiniz……………………….
66.Komşularınızla geçirdiğiniz süre olarak, geçmişle şimdi arasında nasıl bir değişme oldu?
a( )komşularımızla geçirdiğimiz süre değişmedi
b( )komşularımızla geçirdiğimiz süre arttı
c( )komşularımızla geçirdiğimiz süre azaldı
d( )diğer (belirtiniz……..……………………….…
67.Sizce komşuların birbirini sevincini ve kederini paylaşma konusunda eski ile şimdi arasında bir
değişme oldu mu?
a( )sorumluluk duygusu gelişti
b( )sorumluluk duygusunda bir değişme olmadı
c( )sorumluluk duygusu azaldı
d( )diğer (belirtiniz…………………………..………….……………
68.Komşularınızın daha çok hangi durumundan şikâyetçisiniz?
a( )halı silkeleme
b( )gürültü yapma
c( )çocukların kavgası
d( )dedikodu
e( )diğer (belirtiniz……………………………………………………………
69.Komşularınızla görüşme amacınız nedir?
a( )akrabam olduğu için
b( )tabii bir davranış olduğu / olması gerektiği için
c( )çok iyi anlaştığım için
d( )işim düşebilir düşüncesiyle
e( )diğer (belirtiniz……………………………..………………………………….………………………………
70.Akrabalarınızla görüşme amacınız nedir?
a( ) komşum olduğu için
b( )tabii bir davranış olduğu / olması gerektiği için
c( )çok iyi anlaştığım için
d( )işim düşebilir düşüncesiyle
e( )diğer (belirtiniz……………………………….…………………….………………………….……….……...
71.Komşularınızla mı yoksa akrabanızla mı daha çok görüşüyorsunuz?
a( )komşumla
b( )akrabamla
c( )her ikisi ile
d( )hiç biri ile
e( )diğer (belirtiniz………………….….
243
72.Hangi akrabanızla daha sık görüşüyorsunuz?
a( )anne / babamla
b( )halam / amcamlarla
c( )kayınpeder / kayınvalidemle
d( )kuzenlerimle
e( )teyzem / dayılarımla
f( )diğer (belirtiniz…………………………………
73.Hangi komşunuzla daha sık görüşüyorsunuz?
a( )karşı komşu ile
b( )alt veya üst kattaki komşu ile
c( )uzak komşu ile
d( )hepsiyle görüşürüm
e( )hiçbirisiyle görüşmem
f( )diğer (belirtiniz………...….
74.Ev satın alırken veya kiralarken sizce aşağıdakilerden hangisi en önemlidir?
a( )semtin ve komşuların özelliği
b( )yabancı olmadığım bir güzergâhta olması
c( )akrabama yakın olması
d( )şehir merkezinde ve işime yakın olması
e( )bütçeme uygun olması
f( )diğer (belirtiniz…………….………………………...………….
75.Sizce, geçmişe göre, akraba ziyaretlerinde nasıl bir değişim oldu?
a( )ziyaret azaldı
b( )arttı
c( )değişmedi
d( )diğer (belirtiniz…
76.Geçmişe göre, komşuluk yaptığınız kişi sayısında değişme oldu mu?
a( )azaldı
b( )değişmedi
c( )arttı
77.Geçmişle kıyasladığınızda, sizce komşuluk ilişkilerinde nasıl bir değişme oldu?
a( )ilişkiler değişmedi, aynen devam ediyor
b( )ilişkilerin samimiyet derecesinde düşme var
c( )Đlişki derecesi yükseldi
d( )diğer (belirtiniz………………………….…………..…
78.Akraba ziyaretleriniz nasıl gerçekleşmektedir?
a( )telefonla arayıp müsait oldukları zaman gidiyoruz
b( )işimiz olduğunda gidiyoruz
c( )“gün” düzenleyerek görüşüyoruz.
d( )diğer (belirtiniz……….………….…
79.Komşularınızla daha çok hangi konuları konuşursunuz?
a( )magazin
b( )ailevi konular
e( )yakın çevre ile ilgili konular
c( )ülke sorunları
f( )hepsi
g( )hiçbiri
d( )gündelik işlerle ilgili konular
h( )diğer (belirtiniz……………..
80.Komşuluk ilişkileri ile ilgili olarak aşağıdakilerdin hangisi sizin için doğrudur?
a( )günümüzde komşuluk ilişkileri gerekli değil
b( )komşuluk her zaman gerekli
c( )samimi olunmasa bile sürdürülmeli
d( )dinin gereği olarak devam ettirilmeli
81.Ortak yaşam kurallarına uymayan komşularınıza nasıl davranırsınız?
a( )polise / adli makamlara başvururum
b( )komşuma uyarıda bulunurum
c( )diğer komşularla birleştirerek tavır alırım
d( )komşumla ilişkimi keserim
e( )hiç ilgilenmem
f( )yukarıdaki yaptırımlardan birden fazlasını uygularım
g( )diğer (belirtiniz………………….……………………………….................………………………………….
244
82.Genel ahlak kurallarına uymayan komşularınıza nasıl davranırsınız?
a( )polise / adli makamlara başvururum
b( )komşuma uyarıda bulunurum
c( )diğer komşularla birleştirerek tavır alırım
d( )komşumla ilişkimi keserim
e( )hiç ilgilenmem
f( )yukarıdaki yaptırımlardan birden fazlasını uygularım
g( )diğer (belirtiniz………………….……………………………….................…………………………….……
83.Anlık acil ihtiyaçlarınızı (tuz, şeker, kibrit vb.) nasıl temin edersiniz?
a( )komşularımdan isterim
b( )yakın marketten / bakkaldan alırım
c( )yakın akrabamdan temin ederim
d( )acil olsa bile ihtiyacımı komşudan temin etmem
e( )diğer (belirtiniz……………………………………………….................……………………………………..
84.Kaza, ölüm, hastalık gibi acil durumlarda ne yaparsınız?
a( )polisi, ilkyardımı vb. ararım
b( )komşumu ararım
c( )kendi başıma hallederim
d( )yakın arkadaşlarımı ararım
e( )yakın akrabamı ararım
f( )diğer (belirtiniz………..……
85.Komşularınız arasındaki doğum, ölüm, düğün gibi olaylarından haberdar mısınız?
a( )evet
b( )hayır
86.Komşularınız arasındaki doğum, ölüm, düğün gibi olaylarından haberdar olursanız nasıl
davranırsınız?
a( )ilgilenmem
b( )ne ihtiyaçları olursa yardımcı olurum
c( )sadece törene katılırım
d( )diğer (belirtiniz..............................................................................
87.Bayramlarda komşularınızı nasıl ziyaret edersiniz?
a( )hepsinde ziyaret ederiz b( )atlamalı (birinde gidip, birinde onların gelmesini beklemek) olarak ziyaret ederiz
c( )hiç birisinde gitmeyiz d( )onların gelmesini bekleriz, biz gitmeyiz e( )diğer (belirtiniz……………….………
88.Komşularınızla ailece görüşmelerde nasıl oturursunuz?
a( )erkekler ayrı kadınlar ayrı otururuz
b( )erkek-kadın aynı odada otururuz
c( )komşunun samimiyetine göre bir oturma biçimi oluşur
d( )diğer (belirtiniz….…..………….…….
89.Günlük ve haftalık alışverişinizi en çok nereden yaparsınız?
a( )semt / mahalle bakkalı ve manavından
b( )semt / mahalle pazarından
d( )büyük alışveriş merkezlerinden
c( )mahalledeki marketlerden
e( )diğer..................................................................................
90.Sizce komşular ev kadar önemli midir?
a( )kesinlikle önemli
b( )çok önemli
c( )önemli
d( )çok da önemli değil
91.Sizce iyi komşuluğun en önemli özelliği nedir?
a( )maddi yardımlaşma
b( )manevi yardımlaşma
e( )dedikodu / gösteriş yapmama
c( )mesafeli ilişki
f( )ortak yaşam kurallarına uyma
d( )güvenilir olma
g( )diğer (belirtiniz………...….…….
245
92.Komşularınızla; iş bulma, tayin, iş takibi gibi konularda nasıl bir tutum içine girersiniz?
a( )tavsiye isterim / tavsiyede bulunurum
b( )aracı olmasını isterim / aracı olurum
c( )iş takibi yapmasını isterim / iş takibi yaparım
d( )herhangi bir yardım yapmam / yapılmasını istemem
e( )bu türden yardımlaşmalar için uygun komşum yok
f( )diğer (belirtiniz…………………….…..…….…
93.Komşuların akraba ya da hemşeri olmasının sizce ne anlamı var?
a( )maddi yardımlaşma sağlar
b( )manevi destek sağlar
c( )hiçbir yararı yok
d( )diğer (belirtiniz…….
94.Komşuluk grubuna almadığınız komşularınız var mı, almıyorsanız neden?
a( )hayır yok, hepsiyle görüşüyoruz
d( )yaşam biçimi benden farklı
b( )iletişim kuramıyoruz
e( )mahalli kültürü farklı
g( )ekonomik durumu benden yüksek / düşük
c( )yeterli zamanımız yok
f( )başka arkadaş grubum var
h( )güven duymuyorum
i( )diğer (belirtiniz......................
95.Şehirdeki komşuluk ilişkileriyle köydeki komşuluk ilişkileriyle ilgili görüşleriniz nelerdir?
a( )şehirdeki komşuluk ilişkileri zayıftır
b( )köydeki komşuluk ilişkileri zayıftır
c( )şehir ve köydeki komşuluk ilişkileri aynıdır
d( )diğer (belirtiniz………………………………..……...…
96.Size göre “iyi komşu” kimdir?
(belirtiniz………….…………………………………..……………………….…………………………..……...…
97.Size göre “kötü komşu” kimdir?
(belirtiniz…………………………………………………………...………..……………………….…..……...…
98.Komşuluk ilişkilerinde bir değişme olduğunu kabul ediyor musunuz? Nedenini belirtiniz
evet (belirtiniz………………………………….………………………………………….………………………..
hayır (belirtiniz……………………………………………………………………………….……………………..
99.Anket sorularının dışında açıklamaya ihtiyaç duyduğunuz hususlar varsa belirtiniz.
.....................................................................................................................................................................................
.....................................................................................................................................................................................
.....................................................................................................................................................................................
.....................................................................................................................................................................................
.....................................................................................................................................................................................
.....................................................................................................................................................................................
.....................................................................................................................................................................................
.....................................................................................................................................................................................
.....................................................................................................................................................................................
.....................................................................................................................................................................................
.....................................................................................................................................................................................
.....................................................................................................................................................................................
246
SADECE ŞEHĐR MERKEZĐ VE ĐLÇE MERKEZLERĐNDE ĐKAMET EDENLERE AĐT EK SORULAR
100.Kaç yıldan beri il veya ilçe merkezinde ikamet ediyorsunuz?
a( )1 yıldan az
b( )1-2 yıl
c( )3-4 yıl
d( )5-6 yıl
e( )7-8 yıl
f( )9-10 yıl
g( )11-12 yıl
h( )13-14 yıl
i( )15 yıl ve daha fazla
101.Oturduğunuz konutun türü nasıldır?
a( )tapulu gecekondu
b( )tapusuz gecekondu
e( )en az 5 katlı apartman dairesi
h( )lojman
f( )müstakil ev
i( )güvenlikli site
d( ) apartman dairesi / site içinde daire
g( )site içinde villa
k( )diğer (belirtiniz……….…...................
102.Daha önce oturduğunuz konut türü nasıldı?
a( )apartman dairesi / site içinde daire
b( )müstakil ev
c( )gecekondu
d( )lojman
e( ) güvenlikli site
f( )yazlık-kışlık
g( )diğer (belirtiniz…..…………..….…..
103.En çok samimi olduğunuz komşularınız kimlerdir?
a( )Bulunduğum yerde daha önceden ikamet edenler
b( )bulunduğum yere yeni gelenler
c( )aynı ilçe, köy, kasaba veya beldeden tanıdıklarım
d( )uzak veya yakın akrabalarım
e( )fark etmez, çevremdeki bulunan komşuların hepsiyle samimiyim
f( )Kimseyle samimi komşuluk ilişkisi kurmam
104.Daha önceden komşu olduğunuz, ancak çeşitli nedenlerden dolayı (taşınma, yeni ev alma vs.) fiziki
olarak ayrıldığınız eski komşularınızla irtibatınız hangi düzeydedir?
a( )ilişki eskisi gibi devam etmektedir
b( )fiziki uzaklıktan dolayı azaldı
c( )sadece belli günlerde (bayram, düğün, düğün, nişan vs.) görüşmekteyiz
d( )diğer (belirtiniz…….…...…..
105.Komşuluk ilişkisi kurduğunuz kişilerin sizinle aynı şehirden / ilçeden olmasına önem verir misiniz,
neden?
a( )evet (nedenini belirtiniz………………………………………………………………………………………….
b( )hayır (nedenini belirtiniz…………………………………………………………………..…………………….
106.Oturduğunuz binada asansör var mı?
a( )evet
b( )hayır
107.Sizce, bir binada asansör bulunup bulunmaması komşuluk ilişkilerini etkiler mi?
a( )evet etkiler
b( )hayır etkilemez
108.Sizce şehir hayatı, komşuluğu zorunlu kılmakta mıdır?
a( )evet
b( )hayır
109.Komşuluk ilişkilerinizin çok iyi olduğu komşularınızın çoğunluğunun, ikamet ettikleri mesken
durumu nedir?
a( )kira
b( )lojman
c( )kendi evi
d( )başka (belirtiniz..................................
247
110.Sizce, ikamet edilen meskenin sahiplik durumu (kira, ev sahibi, lojman vs.), komşuluk ilişkilerini
etkiler mi?
a( )evet, tamamen etkiler
b( )hayır, etkilemez
111.Herhangi bir zamanda ev temizliği yaparken veya evinizin yerleşim düzenini değiştirirken, kimden
yardım alırsınız?
a( )kendimiz hallederiz
b( )hizmetçi / temizlikçi tutarız
d( )akrabam yardım eder
c( )komşularımızla birlikte hareket ederiz
e( )diğer (belirtiniz……………………………………......................................
112.Herhangi bir evden başka bir eve taşınırken kimden yardım alırsınız?
a( )kendimiz hallederiz
b( )komşulardan yardım alırız
c( )akrabadan yardım alırız
d( )ev taşıyan firmalar taşırlar
e( )diğer (belirtiniz……………….……………..………………………..…….
113. Apartmanda oturuyorsanız apartmanınızda / sitenizde sosyal merkez var mıdır?
a( )evet
b( )hayır
114. Apartmanda oturuyorsanız apartman veya sitenizde sosyal merkezdeki faaliyetlere katılır mısınız,
katılıyorsanız hangi sıklıkta?
a( )hayır
b( )evet (hangi sıklıkta olduğunu belirtiniz……………………………..….……………
115.Komşularınızla birlikte yaptığınız faaliyetler nelerdir?
a( )çay partisi / gün düzenleriz
d( )sinema / tiyatroya gideriz
g( )hepsini yaparız
b( )sohbet amacıyla otururuz
e( )spor yaparız
h( )herhangi bir faaliyetimiz yok
c( )dernek / kurs faaliyetine katılırız
f( )kır gezisi / piknik yaparız
i( )diğer (belirtiniz…………….…………..……….
116.Komşularınızla özel olarak mahalle / semt sorunları için bir araya gelir misiniz?
a( )evet
b( )hayır
117.Mahallenizdeki esnafla (bakkal, manav, kasap vs.) ilişkileriniz nasıldır?
a( )tanımıyorum
b( )sadece selamlaşırım
d( )gerektiğinde yardımlaşma ve dayanışma var
c( )ahbaplık ederim
e( )diğer (belirtiniz...................................................
118.Ailece eğlenmeye gitme sıklığınız nedir?
a( )sürekli
b( )fırsat bulduğumuzda
c( )bazen
d( )hiçbir zaman
119.Sitenizde / binanızda yönetici var mı, varsa bu durum komşuluğu nasıl etkiler?
a( )evet (nedenini belirtiniz…………………………………………………...….…………………………………
b( )hayır (nedenini belirtiniz…………………………………...…………………………..…….…………………
120.Sitenizde güvenlikçi / bekçi var mı, varsa bu durum komşuluğu nasıl etkiler?
a( )evet (nedenini belirtiniz…………………………………………………...….……………………………..…
b( )hayır (nedenini belirtiniz………………………………………………………………..…….……………….
248
121.Sitenizde / binanızda temizlik günü belli midir?
a( )evet
b( )hayır
122.Sitenizin / binanızın temizliğini komşular hep birlikte mi yaparsınız?
a( )evet
b( )hayır
123.Sizce, özel ulaşım araçları (otomobil) ve okul servislerinin yaygınlaşması, komşuluk ilişkilerini etkiler
mi?
a( )evet, çok etkiler
b( )evet, kısmen etkiler
c( )hayır, etkilemez
124.Oturduğunuz apartmanda ismini bilmediğiniz veya daha hiç karşılaşmadığınız komşularınız var mı,
varsa kaç tane?
a( )hayır yok
b( )evet var (kaç tane olduğunu belirtiniz………………………...………….…………
125.Şehir yaşamında kadınların iş hayatına girmeleri, sizce komşuluk ilişkilerini etkilemekte midir, nasıl?
a( )olumlu yönde etkilemiştir (nasıl, belirtiniz……..………………………..…………….………….……………
b( )olumsuz yönde etkilemiştir (nasıl, belirtiniz………………………………...……….…………………………
126.Büyük alışveriş merkezleri, eğlence merkezleri vb. mekânların sayısının artması komşuluk ve
akrabalık ilişkilerini sizce etkiler mi, neden?
a( )evet (nedenini belirtiniz…………………………………………………...….…………………………………
b( )hayır (nedenini belirtiniz………………………………………………………………..…….………………
127.Şehir hayatında dikkatinizi çeken en önemli değişme sizce nedir?
.....................................................................................................................................................................................
.....................................................................................................................................................................................
.....................................................................................................................................................................................
.....................................................................................................................................................................................
.....................................................................................................................................................................................
.....................................................................................................................................................................................
.....................................................................................................................................................................................
.....................................................................................................................................................................................
249
EK-3: KOMŞULUKLA ĐLGĐLĐ GENEL LĐTERATÜR
A. DUANY, Plater-Zyeberk, E. “The Neighborhood, the District and the Corridor”, The New
Urbanism Towards and Architecture of Community, 1993.
AGNEW, J. Place and Politics: The Geographical Mediation of State and Society, Boston,
Allen & Unwin, 1997,
ALLEN, J. ‘Power’ in Agnew, John; Mitchell, Katharyne ; Toal, Gerard (eds.), A Companion
to Political Geography, Malden, Blackwell, 2003.
AMĐCĐS, E. Đstanbul (1874), Çev: Beynun Akyavaş, Ankara: TTK Yayınları, 1993.
AMY M, “Gender and Mahalle (Neighborhood) Space in Istanbul”, Gender, Place & Culture,
Volume:14http://www.informaworld.com/smpp/title~content=t713423101~db=all~tab=
issueslist~branches=14 - v14, Issue:3, June 2007.
ANASTASĐA S. Vogt Yuan, “Racial Composition Of Neighborhood And Emotional WellBeing”, Sociological Spectrum, Volume:
28,http://www.informaworld.com/smpp/title~content=t713666965~db=all~tab=issueslis
t~branches=28 - v28 Issue:1 January 2008.
ANDERSON, B. Imagined Communities: Reflections on the Origin and Spread of
Nationalism, London, Verso, 1991.
AŞA, E. “Âdâb-ı Muâşeret Kitapları”, Sosyo-Kültürel Değişme Sürecinde Türk Ailesi, C.3,
Ankara: Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu Yayınları, 1992.
ATAY, M. Keban Baraj Nedeniyle Elazığ’ın 1800 Evler Mahallesine Göç Edenlerin
Kentlileşme Sorunları (Yayımlanmamış Doktora Tezi), Elazığ: 1985.
BAKIR, Đ. “Ev ve Oda, Oda Çeşitleri”, Türk Aile Ansiklopedisi, Ankara: Başbakanlık Aile
Araştırma Kurumu Yayınları, C.2, 1991
BOURDĐEU, P. ‘On family as a realized category’, Theory, Culture and Society C.13, No:3,
1996.
BOZKURT, O. Komşuluk Đkametgâhının Yakın Çevresi, Đstanbul: ĐTÜ Yay., 1961.
BRAH, A. Cartographies of Diaspora: Contested Identities, London, Routledge, 1996.
BRĐNKERHOFF, D. W.; Goldsmith, Arthur A. Clientelism, Patrimonialism and Democratic
Governance: An Overview and Framework for Assesment and Programming, U.S.
Agency for International Development Office of Democracy and Governance, 2002.
CANSEVER, T. Şehir Mimari Üzerine Düşünceler, Đstanbul: Ağaç Yay., 1996.
CHRĐSTOPHER, R. B, Matisa Olinger-Wilbon. “Neighborhood Structure, Social
Organization, and Number of Short-Term Sexual Partnerships”, Journal of Marriage
and Family, Volume: 3, 2003,
250
CHRĐSTOPHER, S. “Neighborhood Planning in Historical Perspective”, Journal of American
Planning Association, Volume:
51http://www.informaworld.com/smpp/title~content=t782043358~db=all~tab=issueslist
~branches=51 - v51, Issue: 2, June 1985.
COŞKUN, M. Village Associations as Migrants’ Formal Organizations: An Empirical Study
in Mamak, Ankara, Basılmamış YLY, Ankara, Bilkent Üniversitesi 2003.
ÇADIRCI, M. Tarihten Günümüze Anadolu’da Konut ve Yerleşme, Anadolu Kentlerinde
Mahalle (Osmanlı Dönemi), Đstanbul: Habitat, Türkiye Ekonomik, Toplumsal ve Tarih
Vakıf Yayını, 1996.
ÇEZĐK, A. Kentleşme-Yerleşme Sektör Raporu, Ankara: DPT Yayınları, 1982.
ÇÖRTOĞLU, Ş. Komşuluk Hukukunda Taşınmaz Mülkiyetinin Kullanılmasının Çevreye
Etki ve Sonuçları, Ankara: 1982.
D’OHSSON, M. De M. 18. Yüzyıl Türkiyesinde Örf ve Âdetler, Đstanbul: Tercüman 1001
Temel Eser, (Tarihsiz).
DANIŞ, D. “Đstanbul’da uydu Yerleşmelerin Yaygınlaşması”, 21. Yüzyıl Karşısında Kent Ve
Đnsan, Haz. Firdevs Gümüşoğlu, Đstanbul, Bağlam, 2001.
DEMĐR, E. “Ankara’da Komşuluk Đlişkilerinin Farklılaşması”, Prof. Dr. Cevat Geray’a
Armağan, Mülkiyeliler Birliği Yayınları, Ankara 2001.
DOĞAN, Đ, Toplum ve Eğitim Sorunları Üzerine Felsefî ve Sosyolojik Tahliller, Ankara:
Pegem A Yayınları, 2004.
DOĞAN, Đ. “Korumacılığın Geleneksel Kent Kültüründen Çıkarması Gereken Dersler”, Ankara
Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, C.35, S.1-2, Ankara: 2003.
DUBETSKY, A. ‘Kinship, Primordial Ties, and Factory Organisation in Turkey: an
Anthropological Approach’, International Journal of Middle East Studies Volume: 7,
Đssue:3, 1976.
EMĐLY B. W; Daniel S. Shaw, “Impact of Neighborhood Disadvantage on Overt Behavior
Problems During Early Childhood”, Aggressive Behavior, Volume: 33, issue: 3, 1998.
EPSTEĐN, A. I. ‘Power, Politics, and Leadership: Some Central African and Malanesian
Contrasts’ in Swarts, M. J. (ed.), Local-Level Politics: Social and Cultural Perspectives,
Chicago: Aldine Publishing Company, 1968.
ERDER, S. Đstanbul’a Bir Kent Kondu Ümraniye, 2. Baskı, Đstanbul: Bağlam Yay., 2001.
ERGĐN, O. Türkiye’de Şehirciliğin Tarihi Đnkişafı, Đstanbul: Đstanbul Üniversitesi, Hukuk
Fakültesi Yay., Cumhuriyet Matbaası, 1936.
ERKAN, R. Kentleşme ve Sosyal Değişme, Ankara: Bilimadamı, 2002.
251
ERKAT, G. “Đstanbul’da Aile ve Komşuluk Đlişkileri”, 1. Aile Şurası Bildirileri, No: 9, Ankara:
1990.
ERMAN, T. “Şehirli Olmak ya da Köylü Kalmak”, Kentteki Kır Göçmeninin Kendini
Tanımlaması Olayı”, II. Ulusal Sosyoloji Kongresi: Toplum ve Göç Bildirileri, Ankara:
DĐE, Sosyoloji Derneği, 1977.
GANS, H. Urbanism and Suburbanism as a Way of Life, in A. M. Rose, (Ed: Human
Behaviour and Social Processes), Houghton Mifflin, Boston: 1962.
Gecekondu Araştırması, Ankara: DPT, 1991.
Gecekondularda Aileler Arası Geleneksel Dayanışmanın Çağdaş Organizasyonlara
Dönüşümü, Ankara: Başbakanlık Kadın ve Sosyal Hizmetler Müsteşarlığı, 1993.
GEORGE, G. Dave E. Marcotte, Marv Mandell, Hal Wolman, Nancy Augustine,“The
Influence of Neighborhood Poverty During Childhood on Fertility, Education, and
Earnings
Outcomes”,
Housing
Studies,
Volume:
22,http://www.informaworld.com/smpp/title~content=t713424129~db=all~tab=issueslis
t~branches=22 - v22 Issue: 5, September 2007.
GOFFMAN, E. Stigma: Notes on the Management of Spoiled Identity, Middlesex: Penguin
Boks, 1970.
GÖKÇE, B. vd.: Gecekondularda Aileler arası Geleneksel Dayanışmanın Çağdaş
Organizasyonlara Dönüşümü, Ankara: T.C. Başbakanlık Kadın ve Sosyal Hizmetler
Müsteşarlığı Yayını, 1993.
GÖRMEZ, K. “Aile ve Konut”, Aile Yıllığı, Ankara: T.C. Başbakanlık Aile Araştırma
Kurumu Yayınları, Genel Yayın No. 10, Tanıtım Serisi, 1, 1991.
GÖYMEN, K. Kentle Bütünleşme Sürecinin Yönetsel Boyutu, Kentle Bütünleşme, Ankara:
TGAY Yayınları, 1982.
GÜÇLÜ, S. Kentlileşme ve Göç Sürecinde Antalya’da Kent Kültürü ve Kentlilik Bilinci,
Ankara, Kültür Bakanlığı Yayınları, 2002.
GÜLER, M. Kentin Kıyısında Karanfilköy ve Küçük Armutlu Kadınları, Đstanbul: Altan
Matbaacılık Yayını, 2004.
GÜNAY, Ü. Din Sosyolojisi, Kayseri: Erciyes Üniversitesi Yay., 1996.
GÜNDÜZ, M. Yıldız, Cengiz, “Türk Yazılı Kültüründe Komşuluk”, (Cengiz Yıldız ile), eSOSDER, (Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi), C.7, S.25, 2008.
GÜNEŞ-A, Ayşe. ‘Class and clientalism in the Republican People’s Party’ in Finkel,
Andrew; Sirman, Nükhet (eds.), Turkish State and Turkish Society, London, Routledge,
1992.
GÜVENÇ, M; Işık, Oğuz. “Đstanbul’u Okumak: Statü- Konut Mülkiyeti Farklılaşmasına
Đlişkin Bir Çözümleme Denemesi”, Toplum ve Bilim, S.71, Kış 1996.
252
HEPER, M. Türkiye’de Kent Göçmenleri ve Bürokratik Örgütler, Đstanbul: Üçdal Neşriyat.
1983.
HERBSTEĐN, J. ‘The politicization of Puerto Rican Ethnicity in New York: 1955-75’, Ethnic
Groups, 5 (1/2), 1983.
IŞIK, O. Pınarcıoğlu, Melih. Nöbetleşe Yoksulluk, 3. Baskı, Đstanbul: Đletişim, 2003.
Đbn-i Batuta Seyahatnamesinden Seçmeler, ( Yayına Haz.: Đsmet Parmaksızoğlu), Ankara:
Kültür Bakanlığı Yayınları, 1981.
ĐSPĐR, E. Kentleşme, Metropoliten Alan ve Yönetimi, Ankara: ĐTĐA Yay., 1982
ĐSPĐR, E. Şehirleşme ve Meseleleri, Ankara: Gazi Büro Yay., 1991
J. JACOBS, The Death and Life of Great American Cities, Vintage, Books, New York, 1961.
JACK L. N, David A. Julian, “The Psychological Sense of Community in the Neighborhood”,
Journal
of
American
Planning
Association,
Volume:
61http://www.informaworld.com/smpp/title~content=t782043358~db=all~tab=issueslist
~branches=61 - v61, Issue:2, June 1995.
JAN, G. Life Between Buildings, Danish Architectural Pres, 2003.
JOHN B. L, Robert W. Marans, “Evaluation of Neighborhood Quality”, Journal of American
Planning
Association,
Volume:
35http://www.informaworld.com/smpp/title~content=t782043358~db=all~tab=issueslist
~branches=35 - v35, Issue:3, May 1969.
KARPAT, H. K. Türkiye’de Toplumsal Dönüşüm, (Çev:. Abdülkerim Sönmez), Ankara,
Đmge Yay., 2003.
KARTAL, K. Ekonomik ve Sosyal Yönleriyle Türkiye’de Kentlileşme, Ankara: Adım Yay.,
1992.
KARTAL, K. Kentleşme ve Đnsan: Kentleşme Sürecinde Đnsan Tutum ve Davranışlarında
Meydana Gelen Değişmeler, Ankara: Türkiye ve Orta Doğu Amme Đdaresi Enstitüsü
Yayını, 1978.
KAZMAOĞLU, A. “Kapalı Siteler ve Kentsel Yalıtım”, Arredamento, Mimarlık, 2003.
KELEŞ, R. Kent Bilim Đlkeleri, Türk Sosyal Bilimler Derneği Yay., Ankara: 1976
KELEŞ, R. Kentleşme Politikası, Ankara: Đmge Yay., 1990
KELEŞ, R. Kentleşme ve Konut Politikası, Ankara: AÜ SBF Yay., 1980.
KELEŞ, R. Türkiye'de Şehirleşme, Konut ve Gecekondu, Đstanbul: Gerçek Yay., 1972
KENNETH, T. J. The Neighborhoods of Brooklyn, Neighborhoods of New York City, Yale
University Pres, 2004.
253
KIRAY, M. Azgelişmiş Memleketlerde Şehirleşme Eğilimi, Ankara: Gazi Üniversitesi Yay.,
1982.
KIRAY, M. Toplumbilim Yazıları, Ankara: Gazi Üniversitesi Yayınları, 1982.
KONGAR, E. Đstanbul Halkının Yaşam Biçimi ve Sorunları, Đstanbul: Đstanbul Ticaret Odası
Yayını, 1999.
KONGAR, E. Toplumsal Değişme Kuramları ve Türkiye Gerçeği, 9. Baskı, Đstanbul: Remzi
Kitabevi, 2002.
KRĐSTĐN L. “New Urbanism's Role in Inner-city Neighborhood Revitalization”, Housing
Studies,
Volume:
20http://www.informaworld.com/smpp/title~content=t713424129~db=all~tab=issueslist
~branches=20 - v20, Issue: 5, September 2005.
KURDOĞLU, A. Toplumsal Değişme Sürecinde Hemşehrilik Dernekleri: Đstanbul Örneği,
Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi: Đstanbul: Marmara Üniversitesi, 1989.
KURTOĞLU, A. Hemşehrilik ve Şehirde Siyaset: Keçiören Örneği, Đstanbul: Đletişim Yay.,
2003.
KURTOĞLU, A. “Hemşehrilik Dernekleri, Yerel Siyaset ve Elit Stratejileri”, Mübeccel
Kıray’a Armağan, Đstanbul: Bağlam Yay., 2001.
KURTULUŞ, H. “Mekânda Billurlaşan Kentsel Kimlikler: Đstanbul’da Yeni Sınıfsal
Kimlikler ve Mekânsal Ayrışmanın Bazı Boyutları”, Doğu-Batı Düşünce Dergisi, S.23,
2003.
KRUPAT, E. People in Cities: The Urban Environment and its Effect, Cambridge University,
Cambridge, 1994.
Kültür ve Modernite. (Der.: Gönül Pular, Emine Đncirlioğlu, Bahattin Akşit), Đstanbul:
Tetragon Yay., 2003.
MARDĐN, Ş. “Tanzimat’tan Sonra Aşırı Batılılaşma”, Türk Modernleşmesi, Đstanbul: Đletişim
Yay., 2007.
MARTĐN T. K. “Urban Danger: Life in a Neighborhood of Strangers”, Urban Studies,
Volume:
19,http://www.informaworld.com/smpp/title~content=t713449163~db=all~tab=issueslis
t~branches=19 - v19 Issue: 4, November, 1982.
MASSEY, D. “Imagining the World” (Ed.: Allen, John; Massey, Doreen), Geographical
Worlds, Oxford, Oxford University Pres, 1995.
DONALD, MC. Chain Migration, Ethnic Neighborhood Formation and Social Networks,
Boston, 1974.
MERĐÇ, N. Değişen Kentte Dinî Hayat ve Fetva Soruları, Đstanbul: Kapı Yay., 2005.
254
NĐRUN, N. Sistematik Sosyoloji Yönünden Aile ve Kültür, Ankara: Atatürk Kültür, Dil ve
Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Kültür Merkezi Yayını, 1994.
ORHAN, B. Komşuluk: Đkametgâhın Yakın Çevresi, Đstanbul: Đstanbul Teknik Üniversitesi
Yay., 2007.
ORTAYLI, Đ. Tanzimat’tan Cumhuriyete Yerel Yönetim Geleneği, Đstanbul: Hil Yay., 1985.
ÖZDEMĐR, H. “Türkiye'de Komşuluk ve Komşuluk Đlişkileri”, Türk Aile Ansiklopedisi,
Ankara: Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu Yayınları, C.2,1991.
ÖZER, M. Her Yönüyle Kiracılık, 2. baskı, Đstanbul: Temel Yayınları, 1989.
ÖZKAN, H. “Tek Parti Dönemini Coğrafya ve Mekân Arayışları”, Toplum ve Bilim, No: 94.
2002.
ÖZTÜRK, A. Đslamiyet’te Komşuluk Müessesesi, Ankara: 1966.
PERRY, C. A. The Neighborhood Unit, A Scheme of Arrangement for the Family-life
Community, Regional Study of New York And Its Environs, VII, Neighborhood and
Community Planning, Monograph One: 2-140”, New York, 1992.
PEYNĐRCĐOĞLU, N. “Türkiye’de Yerleşme ve Konut Meselesi”, Yeni Türkiye, S. 23-24,
1998.
REX, J. Race and Ethnicity, Milton Keynes, Open University Pres, 1986.
RODERĐCK. L. J. Housing Dwellings and Homes, Design Theory, Research and Practice,
John, Wiley and Sons Ltd. London. 1987.
ROĐTMAN, S. Who Segregates Whom in Gates Communities: Building Social Division or
Safer Communities?, Glasgow, 2003.
SCHÜLER, H. Türkiye’de Sosyal Demokrasi: Particilik, Hemşehrilik, Alevilik, Đstanbul:
Đletişim Yay., 1999
SĐMMEL, G. “Metropol ve Zihinsel Yaşam”, Şehir ve Cemiyet, Georg, Simmel, Max Weber;
Ferdinand Tönnies, Don Martindale, (Çev.: Ahmet Aydoğan), Đstanbul: Đz Yay., 2000.
SJOBERG, G. “Sanayi Öncesi Kenti”, 20. Yüzyıl Kenti, (Der.: Bülent Duru, Ayten Alkan), 1.
Baskı, Ankara: Đmge Yay., 2002.
SUSAN E. Clarke. “Neighborhood Policy Options The Reagan Agenda”, Journal of
American
Planning
Association,
Volume:
50http://www.informaworld.com/smpp/title~content=t782043358~db=all~tab=issueslist
~branches=50 - v50, Issue:4, December 1984.
SUSAN E. M; W. Trevor Brooks, “Neighborhood Family-Friendliness And Its Effect On
Family Relations: Evidence From Utah”, Sociological Spectrum, Volume:
26http://www.informaworld.com/smpp/title~content=t713666965~db=all~tab=issueslist
~branches=26 - v26, Issue: 4, August 2006.
255
ŞÂRÂNĐ, A. Đslâm’da Kardeşlik Hukukunun Esasları, (Terc.: Hamit Keser), Đstanbul: 1975.
ŞEKER, M. Anadolu’da Bir Arada Yaşama Tecrübesi, Ankara: TDV Yayınları, 2002.
ŞENYAPILI, T. Bütünleşmiş Kentli Nüfus Sorunu, Ankara: OSTÜ Yay., 1978.
TATLIDĐL, E. “Kentle Bütünleşmenin Bir Yolu Gecekondulaşma”, Aile Yazıları 2: Kültürel
Değerler ve Sosyal Değişme, (Der.: Beylü Dikeçligil, Ahmet Çiğdem), 2. Baskı,
Ankara: Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu Başkanlığı Yayını, 1991.
TATLIDĐL, E. “Kentleşme ve Göç”, Sosyolojiye Giriş, (Der. Đhsan Sezal), 2. Baskı, Ankara:
Martı Yay., 2003.
TEKELĐ, Đ. “Gündelik Yaşam Üzerine Düşünceler”, Mübeccel Kıray Đçin Yazılar, (Yay. Haz.:
F. Atacan, F. Ercan, H. Kurtuluş, M. Türkay), Đstanbul: Bağlam Yay., 2000.
TEKELĐ, Đ. Modernite Aşılırken Kent Planlaması, 1. Baskı, Ankara: Đmge Yay., 2001.
TEKŞEN, A. Kentleşme Sürecinde Bir Tampon Mekanizma Olarak Hemşehrilik, Ankara:
DPT Yayınları.
TĐLLY, C. ‘Social movements and national politics’ in Bright, C.; Harding, S. (eds.),
Statemaking and Social Movements. Essays in History and Theory, Ann Arbor,
University of Michigan Pres, 1984.
TUNA, K. Şehirlerin Ortaya Çıkışı ve Yaygınlaşması Üzerine Sosyolojik Bir Deneme,
Đstanbul: Đstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayını, Đstanbul 1987.
TUNAR, M. Ana Hakkı, Komşuluk, Kılıbıklar, Đstanbul: 2007.
TUNÇ, A, Bir Maniniz Yoksa Annemler Size Gelecek, Đstanbul: YKB Yay., 2003.
Türk Aile Yapısı Özel Đhtisas Komisyonu Raporu, DPT, Yayın No:2165–338, 1989.
Türk Şehir Tarihi, Türkiye Literatür Araştırmaları Dergisi, C.3, S.6. Đstanbul: 2005.
TÜRKDOĞAN, O. Sanayi Sosyolojisi Türkiye’nin Sanayileşmesi Dün-Bugün-Yarın, Ankara:
Töre Devlet Yay., 1981.
WERBNER, P. ‘From Commodities to Gifts: Pakistani Migrant Workers in Manchester’ in
Rogers, Alisdair ; Vertovec, Steve (eds.), The Urban Context: Ethnicity, Social
Networks and Situational Analysis, Oxford/Washington D.C., Berg Publishers, 1995.
WERBNER, P. ‘Introduction II Black and Ethnic Leadership in Britain: A Theoretical
Overview’ in Werbner, Pnina; Anwar, Muhammad (eds.), Black and Ethnic Leadership
in Britain: The Cultural Dimension of Political Action, London, Routledge, 1991.
WĐLLĐAM, J. W. There Goes the Neighborhood: Racial, Ethnic, and Class Tensions in Four
Chicago Neighborhoods and Their Meaning for America, 2006.
WĐRTH, L. “Bir Yaşam Biçimi Olarak Kentlileşme”, 20. Yüzyıl Kenti, (Der.: Bülent Duru,
Ayten Alkan), 1. Baskı, Ankara: Đmge Yay., 2002.
256
YASA, Đ. Ankara'da Gecekondu Aileleri, Ankara: Sosyal Hizmetler Akademisi Yayınları,
1966.
YAVUZ, F. Keleş, Ruşen, Geray, Cevat. Şehircilik, Sorunlar, Uygulama ve Politika, Ankara:
A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayını, 1973.
Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı Özel Đhtisas Komisyonu Raporu, “Yerleşme ve
Şehirleşme”, DPT, Ankara, 1995.
YÖRÜKAN, A. Şehir Sosyolojisinin Teorik Temelleri, Ankara: Đmar ve Đskân Bakanlığı
Merkez Genel Müdürlüğü Sosyal Araştırma Dairesi Yayınları, 1968.
ZEHRA, M. Đslâm'da Sosyal Dayanışma, (Çev.: E. R. Fığlalı, O. Eskicioğlu), Đstanbul:
Yağmur Yay., 1968.
YÜKSEK LĐSANS ve DOKTORA TEZLERĐ
ADIYAMAN, K. Kentleşme Sürecinde Türkiye Ve Kent Kimliği, Yayınlanmamış Yüksek
Lisans Tezi, Konya 2008.
ALADA, A., Osmanlı Türk Şehirlerinde Mahalle, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi Ana Bilim Dalı, Yayımlanmamış Doktora
Tezi, Ankara, 1983.
APAK, S. Toplu Konut Alanlarında Güvenli Çevrelerin Oluşturulmasında Kullanılabilecek
Kavramsal Bir Model, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Đstanbul: ĐTÜ, FBE, 1998.
BAŞÇETĐNÇELĐK, A. Bir Altkent Yerleşiminde Kentli Yaşam Tarzı: Ankara-Eryaman,
Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, 2002.
BEŞPINAR, F. U. Ekici, Kent Ölçeğinde Orta Alt Sınıf Komşuluk Çevresi: Batıkent Örneği,
Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2001.
CAN, A. Đstanbul Kent Dokusunda Bir Konut Tercihi ve Kültürel Yapı Etkileşimi Rumeli
Hisarı Örneği, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi, SBE, 1998.
EDGÜ, E. Konut Tercihlerinin Mekânsal Dizin ve Mekânsal Davranış Parametreleri Đle
Đlişkisi, Yayınlanmamış Doktora Tezi, ĐTÜ, FBE, 2003.
ERDOĞMUŞ, D. Sürdürülebilir Yaklaşımlar Çerçevesinde Mahalle Olgusu ve Aydın
Merkez’de Kurtuluş, Köprülü, Yedi Eylül Mahalleleri Örneklemesi. Yayımlanmamış
Yüksek Lisans Tezi, Gazi üniversitesi, F.B.E. Ankara: 2006.
GÖLCÜK, M. Kentleşme Sürecinde Akrabalık ve Komşuluk Kültürü, (Afyonkarahisar
Örneği), Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, 2007.
GÜNEŞ, B. Kentsel Değişim Sürecinde Sosyo-Ekonomik Gelişmelerin Kentsel Bütünleşme
Olgusu Bakımından Değerlendirilmesi, Yayımlanmamış Doktora Tezi, ĐTÜ, FBE, 1993.
257
KAYA, A. Modernleşme, Kentleşme, Cemaatleşme ve Tampon Mekanizmaları, ĐkitelliBaşakşehir (1. Etap) Örneği, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Đ.Ü. SBE. Đstanbul,
2002.
KOYUNCU, A. Konya'da Komşuluk Đlişkileri, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, 2005.
ÖNÜÇ, G. Yeni Kentleşme Bağlamında Komşuluk Birimi Tasarım Đlkeleri: Đstanbul Alkent
2000 Yerleşimi Üzerinde Bir Đnceleme, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Đstanbul,
2002.
ÖZENSEL, E. Kentleşemeyen Ailelerin Sosyo-Kültürel Ekonomik Kökenine Sair Sosyolojik
Bir Đnceleme, S.Ü., Edebiyat Fakültesi, Sosyoloji Bölümü, Yayımlanmamış Yüksek
Lisans Tezi, 1992, Konya.
SOYGENĐŞ, S, E. Konut Yerleşmelerinde Konut Tipoloji ve Yerleşim Örüntülerinin
Değerlendirilmesine Yönelik Analitik Bir Çalışma, Yayınlanmamış Doktora Tezi, ĐTÜ,
FBE, Đstanbul,1998.
TÜRKMEN, S. Hadislerde Komşuluk, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi Konya, S.Ü.
SBE., 1996.
TÜRKSEVER, E, Türkiye’de Büyük Şehir Alanlarında Yaşam Kalitesinin
Değerlendirilmesine Yönelik Bir Yöntem Denemesi, Yayınlanmamış Doktora Tezi,
ĐTÜ, FBE, Ocak 2001.
URHAL, Ö. Şehirleşme ve Asayiş Đlişkileri, S.Ü. Sosyal Bilimleri Enstitüsü, Kamu Yönetimi,
Anabilim Dalı, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, 1992.
ÜRKÜT, S. Yaşanabilir Çevre Oluşumunda Mahalle Kriterinin Đncelenmesi, Yayımlanmamış
Yüksek Lisans Tezi, ĐTÜ, FBE, Đstanbul,1998.
258
TÜBĐTAK
PROJE ÖZET BĐLGĐ FORMU
Proje No: 109K075
Proje Başlığı: Sosyo-Kültürel Değişim Sürecinde Komşuluk
Proje Yürütücüsü ve Araştırmacılar:
Doç. Dr. M. Cengiz YILDIZ (Yürütücü)
Yrd. Doç. Doç. Mustafa GÜNDÜZ (Araştırmacı)
Projenin Yürütüldüğü Kuruluş ve Adresi: Polis Akademisi Elazığ Z. Ağar Polis MYO
Destekleyen Kuruluş (ların) Adı ve Adresi: TÜBĐTAK
Projenin Başlangıç ve Bitiş Tarihleri: 15.09.2009–15.03.2011
Öz (en çok 70 kelime)
Komşuluk, toplumsal hayatın önemli olgu ve işlevlerinden biridir. Tarih boyunca komşuluk
ilişkilerini belirleyen ve değiştiren farklı unsurlar olmuştur. Buna bağlı olarak, toplumlardaki
komşuluk ilişkilerinde nitel ve nicel değişimler ortaya çıkmıştır. Özellikle sanayi devriminden
sonra yeniden şekillenmeye başlayan toplumsal hayatta, komşuluk da farklı boyutlar ve işlevler
kazanmıştır. Yeni toplumsal hayatı belirleyen değerler, komşuluğu da değiştirmiştir. Bu
değerlerin başında; birey, eğitim, ekonomik gelişmişlik, şehirleşme, medya, küreselleşme,
rekabet, demokrasi, insan hakları vs. gelmektedir.
Anahtar Kelimeler: Komşuluk, Konut, Komşuluk Kültürü, Değişim, Değişim
Sosyolojisi, Toplumsal Değişme, Şehirleşme, Şehirlileşme.
Fikri Ürün Bildirim Formu Sunuldu mu?
Evet
Gerekli Değil X
Fikri Ürün Bildirim Formu’nun tesliminden sonra 3 ay içerisinde patent başvurusu
yapılmalıdır.
Projeden Yapılan Yayınlar:
GÜNDÜZ, Mustafa-M. Cengiz YILDIZ, (2008), "Türk Yazılı Kültüründe Komşuluk",
Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 25, 123–138.
Ekte Bulunan “ARDEB Başarı Öyküsü Formu”, “Kazanımlar” Bölümünde
Belirtilen Kriterlere Göre Proje Çıktılarınızın Başarı Öyküsü Niteliği Taşıdığını
Düşünüyorsanız “ARDEB Başarı Öyküsü Formu”nu doldurunuz.
TÜBİTAK SOSYAL VE BEŞERİ BİLİMLER ARAŞTIRMA DESTEK GRUBU (SOBAG) BAŞKANLIĞI'NA;
Yürütücülüğünü yaptığım 109K075 no.lu ve Sosyo-Kültürel Değişim Sürecinde Komşuluk adlı
projenin sonuç raporu ile ilgili olarak, Danışman tarafından önerilen görüşler göz önüne
alınarak aşağıdaki düzeltmeler yapılmıştır:
*Danışmanın, “sayfa 49-58 yeniden okunmalı, bilimsellikten uzak ifadeler çıkarılmalıdır”
ifadesine uygun olarak, ilgili sayfalar arasındaki kısım yeniden düzenlenmiştir.
*Danışmanın, “özellikle çalışmanın 226-252 sayfaları arasında yer alan tablolar kesinlikle Word
programında yeniden yapılmalıdır” biçimindeki ifadesine uygun olarak, rapor sonuna
konulan Ek tablolar Word programında yeniden yapılmıştır.
*Danışmanın, “Ayrıca içerikleri bile tartışmalı tablolar vardır. Örneğin bazı tablolarda hücrelerde
“5” case’in altında dağılım vardır ki bu durumda X2 uygun değildir” ifadesi gereğince
aşağıdaki açıklama, “8.Analiz Teknikleri” başlığı altına eklenmiştir: “Çapraz tablolar
oluşturulurken ki-kare (X2) değerleri de alınmıştır. Bu değerlerin geçerli olabilmesi için,
birtakım koşulların var olması gerektiği bilinmektedir. Çapraz tablolardaki değerlerin
anlamlı olabilmesi için, tabloda bir kutucuğun boş ya da kutucuğun beklenen sıklık
değerinin 1’den küçük olmaması gerekmektedir. Yine, beklenen sıklıkların 1/5’inin 3 ya da
5 değerinden küçük olmaması koşulu bulunmaktadır. Elde edilen tablolarda, “cevap yok”
ve “başka” seçeneği de yer aldığından, bu tür tabloların bir kısmında boş ya da beklenen
sıklık değeri 1'den az olan kutucuklar yer almıştır. Bir soruya birden fazla cevap verilmesi
de ayrı bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu durum, yukarıdaki şartları taşımayan
çapraz tabloların yorumlanamayacağı anlamına gelmez.
Sosyal bilim alanındaki araştırmalarda, elde edilen bulguların sistematik bir şekilde ele alınması,
-güvenirlik ve geçerlilik ölçülerine uygun olarak- gerçekleştirilmek istenen amaçlar
çerçevesinde çözümlenmesi ve belli değişkenler arasındaki ilişkilerin yakalanması büyük
bir aşama olarak değerlendirilmektedir. Bu anlayışa uygun olarak, elde edilen verilerin
oluşturduğu tablolar değerlendirilirken -ki-kare (X2) değerinden ayrı olarak- bağımsız
değişken esas alınarak hesaplanan kutucuk yüzdesi dikkate alınmış, buna göre oransal
açıdan bir azalma ya da artışın olup-olmadığı öğrenilmeye çalışılmış ve yorumlamada
bulunulmuştur.”
*Danışmanın “Yüzde (%)” yerine “%” işareti yeterlidir” biçimindeki önerisine uygun olarak “Yüzde
(%)” yerine sadece “Yüzde” ibaresi kullanılmıştır.
Doç. Dr. M. Cengiz YILDIZ
(Araştırma Yürütücüsü)