Envanter Yönetimi
Transkript
Envanter Yönetimi
4 İÇİNDEKİLER 06 TEKNİK’TEN HABERLER 14 16 HAVACILIK DÜNYASINDAN 18 06 HABOM ÖZEL RÖPORTAJ DR. BAHADIR İNÖZÜ 18 14 22 21 22 SÜREKLİ GELİŞİM AR-GE 18 ÖZEL RÖPORTAJ Envanter Yönetimi hiç bu kadar dinamik olmamıştı “Yalın” ve “6 Sigma” metodunu “Kısıtlar Yönetimi” ile entegre ederek, işletmelerin iyileştirilmesine yönelik etkili öneriler geliştiren Dr. Bahadır İnözü’nün THY Teknik A.Ş.’de belirli malzemelerde uygulanan “Talebe Dayalı Dinamik Envanter Yönetimi,” söz konusu ürünlerde daha önce %90,4 olan servis seviyesini %98’e çıkartırken, envanteri yaklaşık %40 azalttı; tasarruf miktarı 3 milyon dolar seviyesinde. A merika’da hayata geçirdiği yönetim danışmanlığı şirketi NOVACES ile adından söz ettiren Dr. Bahadır İnözü, 2014 yılının başında İstanbul’da kurduğu NOVACES International ile Türk şirketlerine de hizmet vermeye başladı. Özellikle Envanter Yönetimi ve Dinamik Stok Kontrolü Yöntemleriyle şirketlere hem zaman, hem de ekonomik açıdan ciddi kazançlar sağlayan öneriler geliştiren İnözü, aynı zamanda çağdaş şirket organizasyonlarında akış kontrolünün nasıl olması gerektiğinin cevabını da veriyor. THY Teknik A.Ş. Üretim Planlama ve Kontrol Müdürlüğü’nde sorularımızı yanıtlayan Dr. Bahadır İnözü ile mevcut yöntemleri ve bu yöntemlerin THY Teknik A.Ş.’de uygulanması ile ilgili ayrıntılı bir röportaj gerçekleştirdik. Bahadır Bey, başta stok kontrolü ve envanter yönetimi konuları olmak üzere şirket organizasyonlarında önemli iyileştirmeler sağlayan önerilerinizde kullandığınız yöntemleri bize anlatır mısınız? Bilindiği gibi, süreçlerdeki israfı azaltmaya yönelik Toyota’nın çıkardığı bir metodoloji olan Yalın (LEAN) ile süreçlerdeki değişkenliği ve varyasyonu azaltmak üzere ilk kez Motorola tarafından uygulanan fakat General Electric tarafından meşhur edilen 6 Sigma metodunun arasındaki sinerji fark edildiğinden bu yana birlikte kullanılıyor. 2 binli yıllardan bu yana “Yalın 6 Sigma” adıyla kullanılan bu metoda daha sonra, Kısıtlar Yönetimi uygulamaları da entegre edildi. Eliyahu Goldratt adlı fizikçinin bulduğu Kısıtlar Yönetimi, organizasyonlara tepeden bakarak en büyük dar boğazın nerede olduğunu belirleyen ve iyileştirme süreçlerini bu dar boğaza odaklayan bir metot. Bu üç metot bir araya geldiği zaman çok hızlı, çok kuvvetli ve etkili neticeler almak mümkün. Bu üç metodun entegrasyonunda öncü rolü oynamak bizim için çok heyecan verici oldu. Her sektöre uygulanabilir mi? Bu metot uygulama bakımından çok geniş bir alanda her sektöre uygulanabilir. NOVACES olarak biz, gemicilik, sağlık, kamu ve havacılık sektörlerinin de aralarında bulunduğu birçok sektörde yüzlerce proje geliştirdik. Fakat sektörün dilini konuşuyor olmak önemli; özel şartlarını bilmek lazım. Mesela MRO sektörü, hem uzmanlık isteyen bir alan, hem de planlı ve plansız bakımı içerdiğinden dolayı çok özel “hibrit” çalışma modeline sahip. Bu yöntemlerin havacılık sektöründeki uygulamasından söz eder misiniz? Uçakların bakım-tutum sektöründe, özellikle stratejik parçaların tedarik sürelerinin hızlandırılmasıyla ilgili çalışmalarımız oldu. Çünkü bu sektörde tedarik süresi çok önemli... Uçağın bakım-tutumunda takip edilmesi gereken iki ayrı malzeme grubu var: Biri planlı olarak değiştireceğiniz parçalar, diğeri de uçağı açtığınız zaman ihtiyaç duyabileceğiniz parçalar. Bir 747 uçağında 1 milyonun üzerinde parça olduğu düşünülürse, bunların her birinden 20’şer tane stok tutarsanız, çok para bağlamış olursunuz. Üstelik bunların bir kısmı belli bir zaman sonra kullanılmaz hale gelebilir. Bunun dışında, bazı parçalar, öyle istenildiği zaman gelmez; bazıları ancak sipariş üzerine üretilir; bazı parçalara ise talep fazla olduğu için beklemek gerekebilir. Sonra, AOG (Aircraft on Ground) diye anılan bir kategori var; acil olarak parçaları en hızlı şekilde temin etmeniz gereken, çok da yüksek ücretli olarak ödemenizi gerektiren bir durum. Son derece zor şartlarda çalışılan bir operasyon aslında... Burada 300 binin üzerinde farklı malzemeyle çalışılıyor; bunlardan bir tanesi olmasa, bir vida yüzünden o uçak kalkmayabilir. Bu yüzden neye, ne kadar ihtiyaç olduğunu bilmek önemli hale geliyor. Geleneksel yöntemlerde, geçmişe bakarak bir tahmin yapılır; ancak bu risk almak anlamına da geliyor; hele THY gibi son derece hızlı büyüyen dinamik bir organizasyonsa… ÜPK Amerika yolcusu Üretim Planlama ve Kontrol Müdürlüğü’nden Bilal Pandül ve İbrahim Taş’ın, Dr. Bahadır İnözü danışmanlığında hazırladığı “Talebe Dayalı Dinamik Envanter Yönetimi” önümüzdeki ay tüm dünya ile paylaşılacak. Kısıtlar Yönetimi konusunda sertifika veren Theory of Constraints International Certification Organization (TOCICO) tarafından Washington DC’de 08-11 Haziran 2014 tarihlerinde yapılacak konferansa kabul edilen sunum, THY Teknik A.Ş.’nin uluslararası bilinirliğini artırmak açısından da önem taşıyor. İbrahim Taş: Endüstri Mühendisi – ÜPK Envanter yönteminde genelde dünyada kullanılan belli başlı yöntemler var. Stoktaki ürünlerin seviyelerinden hareketle geliştirilen Min-Max yöntemi, “depodaki malzeme ‘Reorder Point’ seviyesine düşünce ‘Economic Order Quantity’ kadar sipariş ver,” mantığına dayanır. THY Teknik A.Ş.’de stok seviyesini takip ettiğimiz malzemelerde uyguladığımız yöntem esasında budur. Talebe Dayalı Dinamik Envanter Yönetimi’nde ise malzemenin stokta belirli bir seviyeye düşmesi beklenmez; tüketim çok yakından takip edilerek, siparişler otomatik olarak verilir. Sistem şöyle işliyor: Programa günlük olarak malzemelerdeki değişiklikleri giriyoruz. Program haftalık olarak bize sipariş miktarını geri bildirim olarak gönderiyor. Aynı zamanda web tabanlı bir program olduğu için, anlık olarak malzemelerin durumunu da istediğimiz an görebiliyoruz. THY Teknik A.Ş. olarak son dönemlerde çok büyüdük. Birbirleriyle ilişkisi olan 4 farklı tesisimiz oldu: Esenboğa’da Teknik-ESB, Sabiha Gökçen’de Habom-SAW, Atatürk Havalimanı’nda Teknik-IST ve Habom-AHL var. Müdürümüz İskender Gürsoy’un önerisiyle bu yöntemin bütün tesislerin arasındaki malzeme yönetimine uygulanabileceği fikri doğdu. Musluk ve Şamandıra Sistemi adını verdiğimiz bu konsept ile stok seviyeli malzemeler için planlama ve siparişlerin tek bir yerden yapılmasını ve malzemelerin ilgili depolara günlük dağıtılmasını planlıyoruz. Bilal Pandül: Endüstri Mühendisi - ÜPK THY Teknik A.Ş. olarak 2011 yılının başlarında “Talebe Dayalı Dinamik Envanter Yönetimi,” gündemimize girdi ve Novaces ile görüşmeler başladı. Müdürümüz İskender Gürsoy, bu metodun bir hastane üzerinde uygulanmasıyla ilgili yazılmış makale paylaşmıştı bölümümüzle. Açıkçası, hastane üzerinde olduğu için ilk etapta bu konseptin bize uymayacağını düşündüm. Fakat proje üzerinde çalışmaya başlayıp, yazılımcı arkadaşlarla da bir araya gelince metodun faydalarını daha net gördüm. İlk etapta dört parça ile başladık. Sonra bin parçaya çıkardık. Ardından rastgele seçilmiş 2 bin parçayla 1. faza başladık; ilk faz aslında birçok şeyin bizim sektöre adaptasyon süreciydi. Bir takım uyarlamalar, alt yapıda değişiklikler yapılması gerekiyordu. Onlar yapınca da çarpıcı sonuçlar almaya başladık. 2. faza geçince rastgele seçilen parçalar yerine, bilinçli seçilmiş bin kadar parçada uygulama yaptık. Sonuçlar iyi olmasına rağmen 2. faz bittikten son 148 parçada devam etme kararı aldık. Bunun nedeni IT altyapısının henüz hazır olmamasıydı. Çünkü bu program daha sık, daha küçük miktarlarda sipariş gerektiriyor, bu da satın almacıların yükünü artırıyordu. Bunun üstesinden gelmek için otomatik PO (satın alma emri) yazma programını geliştirdik. Fakat bunun için de TRAX adlı bir programın hayata geçmesi gerekiyor. Haziran ayında bu programın hayata geçirilmesini bekliyoruz. 19 20 ÖZEL RÖPORTAJ Dr. Bahadır İnözü, İTÜ Genel Makina Mühendisliği alanında lisans, Michigan Üniversitesi’nde de Gemi İnşaatı ve Makinaları Mühendisliği alanında yüksek lisans eğitimi aldı. 1990-2005 yıllarında New Orleans Üniversitesi’nde öğretim üyeliği ve bölüm başkanlığı yaptı. 2004’te New Orleans’ta “NOVACES”, 2014’te İstanbul’da “NOVACES International” şirketlerini hayata geçirdi. Denizcilik, sağlık ve havacılık sektörünün dışında Amerikan hükümetine ve bazı eyalet yönetimlerine de danışmanlık ve eğitim hizmeti veren İnözü’nün “Sağlık Sektöründe Performans Geliştirme: Yalın, Altı Sigma ve Kısıtlar Yönetimi ile Değişime Liderlik Yapmak” adlı bir kitabı bulunuyor. Bu durumda sizin öneriniz nedir? Sadece dikiz aynasına bakarak tahmine dayalı planlama yapmak riskli ve yetersiz. Bizim geliştirdiğimiz Talebe Dayalı Dinamik Envanter Yönetimi, geçmiş bilgileri ve mevsimsel değişimleri de göz önünde tutarak günlük tüketime ve tedarik zincirindeki akışa bakarak istenilen malzemeyi en hızlı şekilde alabilecek çevik bir yapı oluşturmayı amaçlar. Geleneksel yöntem olarak tanımlayabileceğimiz Min-Max yönteminde, raftaki ürüne bakarsınız, azaldıkça sipariş verirsiniz. Bizim yöntemimizde ise günübirlik ne kadar harcandığına bakılır; ayrıca temin etme süresi de hızlandırılarak işletme geleneksel metotlara göre çok daha verimli bir yapıya kavuşturulur. Uygulaması kolay mı? Altyapıda ve şirket yapısında gerçekleştirilecek bir takım değişikliklere bağlı. Her şeyden önce bu yöntemin uygulanması için güvenilir bir veri sistemine ihtiyaç var; malzeme akışının ve bilgi akışının doğru ve hızlı olması gerekiyor; bunun için de otomasyon sistemine ve satın alma proseslerinde bazı değişiklikler yapılmasına ihtiyaç duyuluyor. Ayrıca, süreç iyileştirme “değişim” anlamına geliyor. Değişim denince de bir takım rahatsızlıklar ortaya çıkıyor. Değişimden etkilenecek kişiler, ne olacağını bilmiyorlar ve doğal olarak direnç gösteriliyor. Bunları iyi yönetmezseniz, süreçteki kilit paydaşların katılımını sağlamazsanız çok iyi bir çözüm üretseniz dahi iyi sonuç alamazsınız. Şu unutulmamalı ki: “Sürekli Süreç İyileştirme” bitmeyen bir yarıştır. Bu kültürü, kurum içinde yerleştirmek gerekiyor. Çalışanların bu heyecanı hissetmeleri, kendilerinde o enerjiyi bulabilmeleri çok kritik, iyi yönetilmesi gereken bir süreç. Bizim uygulamalar çok radikal iyileştirmeler yapıyor; ama aynı zamanda getirdiği kültür değişimi de bir o kadar radikal. Dolayısı ile üst yönetimin bu konuda kararlı ve istekli olması şart. THY Teknik A.Ş. ile 2011 yılından bu yana çalışıyorsunuz. Neler yaptınız, nasıl sonuçlar aldınız bunları bizimle paylaşır mısınız? Uzunca bir süre, adını 5 Japonca sözcükten alan “5S” metodu uygulanıyordu; şimdi Yalın uygulamasına geçildi; bu arada 6 Sigma ile ilgili çalışmalar da oldu. THY Teknik A.Ş. sürekli süreç geliştirme kültürüne son derece açık, bunu teşvik eden bir organizasyon zaten. Bu yıl Komponent Müdürlüğü'nde odaklı performans geliştirmeyle organizasyonun büyük resmini çekerek, darboğazı ortaya koyup oraya odaklanılmasını sağlamaya çalıştık. Daha önce de sarf malzemelerinin stok kontrolüyle ilgili 2 fazdan oluşan bir uygulama yaptık. 2011 yılının Temmuz ayında başlayıp yıl sonuna kadar devam eden 1. fazda belli bir grup parçayı seçtik; şartlarına baktık, durumu inceleyip bazı düzenlemeler yaptık. Devamında 1000 kadar parçayı kapsayan 2’nci fazı bitirdik. 2’nci faz sonunda bu metodun faydalarını maksimize edebilmek için gerekli strateji ve taktiklerin tümünü hemen hayata geçiremeyeceğimizi gördük. IT altyapıları programın istediği veri akışı ve satın almada otomatik PO (Purchase Order) sağlayacak seviyede değildi. Dolayısı ile bu metot şimdilik 148 parçada uygulanıyor; buna rağmen sık kullanılan pahalı parçalar olması dolayısı ile sağladığı tasarruf büyük boyutlarda. Kısmen uygulama şansı yakalayan bu yöntemin faydasını rakamsal olarak ifade edersek… Envanteri yaklaşık %40 azaltarak, daha önce %90,4 olan servis seviyesini %98 ve üstüne çıkardık. Tasarruf miktarı ise 3 milyon dolar seviyesinde.
Benzer belgeler
SkyTech - Turkish Technic
3. STC! Airblue’dan Ural Air’e transfer olan 2 adet A319-112 tipi uçağının, STC (Supplemental Type Certificate) kapsamındaki “Kabin içi yenilemesi ve dış boya değişimi projesi,” başarıyla tamamlana...
Detaylı