metal çocuk - Türk Metal Sendikası

Transkript

metal çocuk - Türk Metal Sendikası
TÜRK METAL DERGiSi’NiN EKiDiR
METAL
EKİM-KASIM-ARALIK 2013 | SAYI: 37
Tatil bitti...
Okul zili çaldı
içindekiler
14
4
10
16
28
METAL
Ekim-Kasım-Aralık 2013
Sayı: 37 / Türk Metal dergisinin ekidir.
YAYIN SAHİBİ
Türk Metal Sendikası Adına
Pevrul KAVLAK
Yazı İşleri Müdürü: Mustafa Kemal ŞEN
Yayına Hazırlayan:
Aslı BAŞARAN
Adres: Metal Çocuk Arkadaş Kulübü
Türk Metal Sendikası Genel Merkezi
Basın Müşavirliği, Beştepe Mahallesi Yaşam
Caddesi 1. Sokak No:7/A 06520
Söğütözü / ANKARA
Tel: 0312 292 64 00
Fax: 0312 284 40 18
e-posta: [email protected]
facebook: Metal Çocuk Arkadaş Kulübü
Prodüksiyon: eaieaeiaieaiaeiaeiaiea
CTCP: REPROTEK
BASKI
Ziraat Grup Matbaacılık A.Ş.
Ziraat Bankası Tesisleri İstanbul Yolu
Trafo Karşısı Varlık - ANKARA
Tel: 0 (312) 384 73 44 - 45
YAYIN TARİHİ: 30 EYLÜL 2013
YAYININ TÜRÜ: Süreli yayın
YAYIN ARALIĞI: ÜÇ (3) AY
YAYIN DİLİ: TÜRKÇE
EDiTÖRDEN
Merhaba arkadaşlar,
Güzel bir yaz tatilini daha geride bıraktık ve sonbahara
girdik. Sonbaharla beraber okullarımız da açıldı. Yeni
öğretim yılında hepinize başarılar diliyoruz ve biliyoruz ki,
sizler, harika yarı yıl karneleri getireceksiniz…
Hepimiz harika bir yaz tatili geçirdik, dinlendik,
eğlendik, arkadaşlarımızla bolca vakit geçirdik. Peki tatil
fotoğraflarınızı bizlerle paylaşmaya ne dersiniz? Heyecanla
fotoğraflarınızı bekliyoruz.
Yaz tatilinde bir de Metal Çocuk Kurultayı’mız
yapıldı. Kurultayımıza ilişkin haber ve fotoğrafları bu
sayımızda bulabilirsiniz. Bu kurultayımıza katılamayan
arkadaşlarımızı, gelecek yıl yapılacak Metal Çocuk
Kurultayımıza bekliyoruz.
Önümüzdeki aylarda büyük ve önemli iki resmi gün
var. Ülkemiz için en önemli günlerden biri olan 29 Ekim
Cumhuriyet Bayramı ve milletce, ülkece yas günümüz
olan 10 Kasım Atatürk’ü Anma Günü ve Atatürk Haftası.
Bu değerli günlerimizi gururla ve bayraklarımızla
karşılayalım…
Hepinize güzel bir sonbahar ve başarılı bir eğitim
dönemi diliyoruz ve sizleri sevgiyle kucaklıyoruz...
n
Aslı Başara
PEVRUL KAVLAK
Türk-İş Genel Sekreteri
Türk Metal Sendikası Genel Başkanı
Başkanımızdan
[email protected] / twitter.com/KavlakPevrul
PROGRAM YAPMAK VE
PROGRAMA UYMAK
Sevgili Çocuklar,
Zaman, bir su gibi akıp geçiyor…
O hepinizin gözünde büyüttüğü ve çok uzun olarak gördüğü yaz tatili de bitti.
Şimdi yeni bir ders yılına başladınız. İnanıyorum ki, bu ders yılında başarılı bir
öğrenci olmak, anne ve babalarınızın yüzünü güldürmek için elinizden ne
geliyorsa yapacaksınız.
Peki, acaba ‘başarılı olmak’ için ne yapmalı?..
Öncelikle, zaman geçmeden bir program hazırlamalı ya da eğer bir programınız
var ise, bunu tekrar gözden geçirmelisiniz. Çünkü program, başarıya giden yolda
atılan ilk adımdır. İkinci adım ise doğru bir programa sahip olmak ya da doğru bir
program yapmaktır. Son ve en önemli adım ise program disiplinidir. Yani programa
uymaktır.
Başarı, zamanı verimli kullanmakla mümkündür. Zamanı verimli kullanmak ise, ancak
programla mümkündür. Dolayısıyla, programlı insan, zamanın değerini bilendir, zamanı iyi
değerlendirendir. Güne başlarken, mutlaka kendinize o güne ait bir program yapın… O günü, o
programa uyarak tamamlayın. Programlı öğrencilerin, kesinlikle programda yer verdikleri bir
etkinliği ertelememeleri gerekir. Örneğin, programınızda ders çalışmak var ise ve eğer bunu
erteliyorsanız, o zaman öğreneceğiniz konular, çalışacağınız dersler yığılmaya başlar. Bu yığılma,
çalışmayı zorlaştırır ve sonuçta başarısızlığa yol açar.
Bugün dünyadaki o büyük ülkeleri yönetenler, bir programla çalışıyor. Televizyonlar, bir programa
bağlı olarak yayın yapıyor. En yakınınıza bakın… Anne ve babalarınız, ailenizin ayakta durması için,
gelirleri ve giderlerine göre bir program yapıyor. O programa uyulduğu takdirde, aile huzurlu oluyor,
başarılı oluyor, mutlu oluyor…
Ben, sizlerin başaracağına inanıyorum. Ama başarıya giden yolda işinizi biraz daha kolaylaştırmak
istiyorsanız, lütfen programlı olun, disiplinli olun…
Hepinize iyi dersler diliyor, gözlerinizden öpüyorum…
3
4
5
“Biz, sizlerin olmadığı bir gelecek
düşünemiyoruz. Hem Türkiye’yi hem de
Avrasya’yı aydınlatacak olan sizlersiniz. Sizler,
bir umutsunuz. Sizler, başaracaksınız. Biz,
sizlere inanıyoruz ve güveniyoruz”
ul Kavlak
r
v
e
P
ız
ım
n
a
Genel Başk
M
etal Çocuk Arkadaş Kulübü 14. Çocuk Meclisi,
her yıl olduğu gibi Ankara’da Büyük Anadolu
Termal Otel’de toplandı. 17 Temmuz’da yapılan
açılış programına, Türkiye’nin dört bir yanından
500 metal çocuğun yanısıra, 11 ülkeden 150 konuk arkadaşımız
katıldı. Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, Kurultayımızın açılış
konuşmasında, bir hafta sürecek olan Çocuk Meclisi’nin, Türk
Metal’in, üyelerinin çocuklarına bir armağanı olduğunu belirtti.
Konuşmasında özellikle barışa vurgu yapan Kavlak, şöyle
devam etti:
“Bugün burada sadece Türkiye’den değil, Rusya’dan,
Kırgızistan, Tacikistan, Başkurdistan ve Kuzey Kıbrıs’tan
çocuklar ‘Dostluk, Barış ve Kardeşlik’ duygularıyla el ele verdi
ve bir araya geldi. Keşke dünyayı yönetenler de böyle çocuklar
gibi el ele vermeyi başarabilse. Keşke şu savaşlar bitse. Belki,
o zaman bu güzel gezegen daha yaşanılır bir halde olurdu.
İnsanlığın huzurlu olmasına giden yol, Mustafa Kemal Atatürk’ün
söylediği gibi, yurtta barış ve dünyada barıştan geçiyor.”
Ardından bir konuşma yapan, Bursa 3 Nolu Şubemize bağlı
Kıvanç İlhan, kendilerine, ailelerine ve ülkelerine karşı iyi bir
insan olmak için bütün metal çocuklar adına söz verdi.
6
14. Metal Çocuk Kurultayına katılan
arkadaşlarımız, 14 Temmuz’da, kurultayın yapıldığı
Büyük Anadolu Termal Otel’e giriş yaptılar.
Katılımcılar, bir hafta boyunca, spor eğitimleri,
yarışmalar, kişisel gelişim kursları, kültürel ve
sanatsal aktivitelere katıldılar.
Genel Merkezimizden Halime Aydın, Ertan
Gençtürk, Aslı Başaran ve Serghei Manastırlı’nın
da önderlik ettiği kurultayımıza katılan çocuklar,
eğlenceli, eğitici ve keyifli bir haftayı tamamladılar.
Bu arada, toplam 150 üyemiz de, yine sendikamızın
organizasyonuyla, bir hafta boyunca kamp
yapacakları ve yeni dostluklar kuracakları bazı
Avrasya ülkelerine gittiler.
Bir Çocuk Kurultayımızı daha neşe
içinde tamamladık. Gelecek yıl yapılacak
kurultayımızda buluşmayı diliyoruz…
7
R
E
L
L
Ö
G
İ
İB
G
T
Ü
S
İ
L
ÇİLEK
TUZ GÖLÜrkiye
Bozcaada/ Tü
Bozcaada’da bulunan
biricik pembe gölümüz,
yüksek oranda tuz içerdiği
için yöre halkı tarafından
tuz gölü olarak anılıyor.
Rengi bazen kırmızıya da
çalan gölün etrafı antik
sütunlar ve kalıntılarla dolu.
HILLIER GÖLÜ
Batı Avustralya’da yer alan
bu göl parlak gül pembesi
rengi nedeniyle en şöhretli
pembe göllerden biri.
Üstelik rengi kalıcı, yani
şişelendiğinde de pembe
kalıyor.
Avustralya
RETBA GÖLÜ
Senegal
8
Dakar’ın kuzey doğusunda
bulunan Retba Gölü, pembe
rengini Dunaliella salina
alglerinden alıyor. %40’a
ulaşan tuz oranı sayesinde
gölde batmak mümkün değil.
Avustralya
HUTT GÖLÜ
Batı Avustralya’da yer alan
gölün rengi, içindeki alg
oranına göre kırmızıya da
dönüşüyor.
İspanya
SALINA DE TORREVIEJA
İspanya’nın güney doğusunda bulunan gölün yarattığı
mikroklima sayesinde, bölge, Avrupa’nın en sağlıklı yaşam
alanı seçilmiş. Üstelik gölden elde edilen tuz da çok kaliteli.
DUSTY ROSE GÖLÜ
Kanada
Avustralya
PINK GÖLÜ
göle
Batı Avustralya’da bulunan bu
rengini sadece algler vermiyor.
de
Pembe renkli Brine karidesleri
ı
ayn
büyük katkıda bulunuyor. Göl
zamanda bir kuş cenneti.
MASAZIR GÖLÜ
Azerbaycan
Dusty Rose gölü ne tuz gölü ne de alg içeriyor.
Onun gül pembesi renginin sebebi, dağları,
buzulları aşarak gelen akarsular. Resimde de
görüleceği gibi, bu akarsular pembe renklerini
bölgeye özgü kayalardan alıyorlar.
Avustralya
PEMBE GÖLLER
Bakü yakınlarında bulunan bu pembe göl, yüksek oranda
tuz içerdiği için bölgede tuz fabrikaları kurulmuş.
Bu göllerin her biri farklı
tonda pembe. Bu da,
göllerdeki alg oranlarındaki
farklılıktan kaynaklanıyor.
9
EN KALABALIK
HAC ZİYARETİ
KAMBOÇYA
Bilgidiniz gibi hac, islam dininde ibadet
amacıyla Kabe’nin müslümanlarca ziyaret
edilmesidir. Suudi Arabistan’ın, Mekke
kentindeki Kabe’yi yılda yaklaşık 3 milyon
kişi ziyaret etmektedir.
SUUDİ ARABİSTAN
En dik hız treni
En büyük di
ni yapı
Kamboçya’daki Angkor Wat (Şe
hir
Tapınağı) 1,62 milyon mettre
karelik
bir alanı kaplamaktadır. Dış duv
arı
1.280 metre yüksekliğe sahipti
r. Hint
tanrısı Vishnu için, 1113-50 yıll
arı
arasında Khmer King Survayarm
an II
tarafından yaptırılan tapınak,
1432’de
terk edilene kadar 80.000 kişi
ye ev
sahipliği yapmıştır. Tapınağı çev
releyen
50 kulenin dört tarafında gül
ümseyen
insan figürü vardır. Kent bugün
UNESCO
koruması altındadır ve Kamboç
ya
ekonomisine büyük desteği var
dır.
10
3
Japonya, Fujiyoshida City’deki Fuji-Q Highland parkında
yer alan Takabisha treni, 121 derecelik ‘dikeyden de öte’
bir açıyla 3,4 metrelik bir inişe sahip. Vagonlar 43 metrelik
bir kuleden inerek 29.metrede en dik bölüme geliyor ve
yolcuların midelerinin altını üstüne getiren 0.38 saniye
boyunca hem aşağıya hem de içe doğru hareket ediyor.
Bu trenin maliyeti ise 3 milyar yen. Yani yaklaşık 38 milyon
dolar. Hız treni turu 7 dönüşten, bu güzel yolculuğun
süresi de 121 saniyeden oluşuyor ve saatteki hızı zaman
zaman 100 km kadar ulaşabiliyor.
JAPONYA
En uzun
duvar
Çin Seddi’nin ana bölümü, 3460
kilometre uzunluğundadır. Yani,
İngiltere’nin neredeyse üç katı
uzunluğa sahiptir. Duvar, 3530
kilometre uzunluğundadır, ek
bölümlere ve desteklerle de
sahiptir. Çin İmparatorluğu’nun
kuzey sınırını korumak için inşa
edilen duvar, Bohai Körfezi üzerinde
Shanhaiguan’dan, Yumenguan ve
Yangguan’a kadar uzanmaktadır.
1986 yılında UNESCO Dünya
Mirasları listesine eklenen Çin
Seddi, 7 Temmuz 2007 tarihinde,
Dünyanın Yeni Yedi Harikası’ndan
biri olarak seçilmiştir.
ÇİN
En büyük
orangutan
barınağı
MALEZYA
Borneo’nun kuzeyinde, Malezya’nın Sabah eyaletindeki
Sepilok Orangutan Rehabilitasyon Merkezi, 1964 yılından
bu yana 100’den fazla öksüz orangutanı doğal hayata
kazandırdı. Bebek orangutanlar genellikle ilk altı yılını
anneyle geçirir. Ancak, çoğunlukla ağaç kesme, orman
tasfiyesi ve kaçak avcılardan kurtarılmaları gerekmektedir.
Sepilok’ta annesiz bebek orangutan, öğrenmesi gereken doğal
yaşam bilgilerini, eğitimini bir eşleştirme sistemi ile kazanır.
Ayrıca, Sepilok Orangutan Rehabilitasyon Merkezi ziyaretçiler
için de gezme, gözlemleme olanağı sağlamaktadır.
En büyük saray
Çin’in başkenti
Pekin’in merkezinde
bulunan İmparatorluk
Sarayı 720.000
metrekarelik bir alana
yayılmıştır. 8.707
ÇİN
odalı 980 yapıdan
oluşmaktadır. Ana hatları Ming Hanedanı
İmparatoru Yongle (1402 – 24) zamanındaki
inşadan kalmayken, binaların bir çoğu 18.yüzyıla
dayanmaktadır. Saray, yaklaşık 500 yıl imparator
ve hizmetlilerine evsahipliği yapmış, aynı
zamanda Çin hükümetinin törensel ve politik
merkezi olmuştur.
MİNİK NOTLAR
tropolü,
sanayileşme öncesi me
n Dünyanın en büyük
leşimi
yer
r
gko
An
ğu
du
lun
bu
Angkor Wat’ın da içinde
.
rdu
nı kaplıyo
1.000 kilometrelik bir ala
esine,
u sonunda, Everest’in zirv .
on
sez
a
n 2010 tırmanm
ıldı
yap
ş
anı
tırm
04
5.1
re
üze
%80’i 2000 yılında olmak
ı
anan 219 dağcı hayatın
Toplamda Everest’e tırm
kaybetti.
duvar
g Hanedanı’ndan önce,
n 1368’de başlayan Min
g
Min
r.
ıştı
ağaçtan yapılm
sıkıştırılmış toprak, taş ve
r.
ıştı
ılm
lan
kul
t
mi
ında kire
döneminde duvar inşaat
11
E
L
M
E
N
N
A FAKTAYIZ
MUT
slerin ne
Hepimiz cipslere bayılırız. Ama, hazır cip
tur. Peki,
kadar zararlı olduğunu da bilmeyen yok
şekilde
neden kendi cipslerimizi evde sağlıklı bir
yapmayalım? Bakın ne kadar kolay.
MALZEMELER
n 3 adet iri patates
n Kızartma yağı n Tuz
12
Patateslerin kabuklarını soyalım ve mümkün olduğu kadar ince çapraz
bir şekilde dilimleyelim. Buz ve su dolu bir kap hazırlayalım ve dilimlediğimiz
ince patatesleri bu buzlu suya koyarak yarım saat bekletelim. Yarım saatin
sonunda iyice süzdükten sonra peçetelerle kurulayalım. Çelik bir tencerenin
içine bir parmak yağ koyup, neredeyse duman çıkacak kadar ısıtalım. Birkaç
ince patates dilimini (sıkışık olmayacak şekilde) tencereye atalım ve üzeri hafif
pembeleşinceye kadar her iki yüzünü de kızartalım. Kızaran cipslerimizi kağıt
havlu üzerine koyalım ki, yağı biraz süzülsün. Henüz sıcakken üzerine az miktarda
tuz dökelim. Işte sağlıklı ve tertemiz patates cipslerimiz hazır. Afiyet olsun...
Büyük Önder Atatürk çocukları çok severdi. Dünyada
ilk kez, çocuklara ve gençlere bir bayram armağan
eden Atatürk, gittiği her yerde, ülkenin geleceği olarak
gördüğü çocuklara büyük ilgi gösterir, onlarla uzun
uzun sohbet ederdi. Fatma Memili de Atatürk’ü görmüş,
onunla tanışmış olan şanslı çocuklardan birisi idi…
Tarih 15 Şubat 1931. Atatürk
Hatay’ın Dörtyol ilçesini ziyaret
ediyor. Ziyaret sırasında, Belediye
Parkı’nda, biri kız, diğeri erkek iki
çocukla karşılaşıyor. Yanında bulunan
ünlü tarihçi ve sosyolog Afet İnan’la
çocukları seviyor ve onlarla bir süre
sohbet ediyor. Araştırmacı-Yazar Kadir
Aslan, yıllar sonra Atatürk’ün sohbet
ettiği çocukları buluyor. Çocukların,
Kurtuluş Savaşı’nda işgalcilere karşı
direnişte önemli yararlılıklar gösteren
ve 1926 yılında ölen Kuvayı Milliyeci
Mustafa Deliağa’nın kızı Fatma ile
Hasan olduğu belirleniyor. “O anın
belgesi” olan fotoğraflar da 4 yıl önce
Fatma Memili’ye armağan ediliyor.
Atatürk’le karşılaşmasını dün gibi
hatırlayan Fatma Hanım, fotoğraflara
geç de olsa kavuşmanın mutluluğunu
yaşıyor uzun süre… İşte 9 yaşında
Atatürk’le karşılaşan, O’nunla sohbet
eden Fatma Memili, 24 Eylül 2013’te 91
yaşında hayatını kaybetti. Başucundan
ayırmadığı o ünlü fotoğraflar, artık
sayıları 10’u geçen torunlarına emanet…
GÖRME VE DUYMA
Hayvanlar farklı şekillerde duyar ve görür. Mesela
bir denizatı iki gözünü birbirinden bağımsız hareket
ettirebilir. Cırcır böceklerinin kulakları nerede tahmin
bile edemezsiniz, cırcır böcekleri dizlerinden duyar.
Yarasalar ve yunuslar ise sesleri kullanarak görürler.
Tüm yusufçuklar gibi bu
yusufçuğunda kafasının
nerdeyse yarısını
kaplayan bileşik
gözleri var. bakın işte
bu yusufçuk bir çiçeği
böyle görüyor.
İ
R
E
L
Z
Ö
G
K
E
C
Ö
B
rilen
ileşik göz’ adı ve
Çoğu böceğin ‘b
şmemerceklerin birle
yüzlerce minik
r bir
zleri vardır. He
sinden oluşan gö
görüntü algımercek ayrı bir
i tüm merlar. Böceğin beyn
bir araya geticek görüntüleri
sim ortaya
rerek tam bir re
ceklerin
çıkarır. Bazı bö
rilen,
basit göz adı ve
ranka
ve
adınlığı
biya
la
gı
lığı al
i
er
zl
gö
n
le
de vardır.
GECE GÖRÜ
ŞÜ
Gececi yani ge
ce yaşayan, gü
ndüz
uyuyan hayv
anların gözler
i
ge
ne
llikle
vücutlarına or
anla büyük ol
ur. Böylece
karanlıkta gö
zlerinin ortası
ndaki
gözbebeği ad
ı verilen bölü
m
ço
k geniş
bir şekilde bü
yüyerek göze
m
üm
olduğunca ço
kün
k ışık girmes
ini sağlar. Bu
da gececil ha
yvanların ka
ranlıkta raha
t
görmelerine
yardımcı olur
.
14
Bunlar ince lori; gececil hayvanlar. Gündüz
çekilen bu fotoğrafta annenin gözbebeklerinin
aydınlıkta nasıl küçüldüğü görülebiliyor.
ETRAFA
BAKMAK
İ
TİTREŞİMLER
DİNLEMEK
Tüm hayvanlar, ses dalgaları adı verilen
hava hareketlerini algılayarak duyar. Çoğu
hayvanın, ses dalgalarını vücuda ileten
dış kulakları vardır. Memeli hayvanların
kulakları kafalarındadır. Böceklerinkilerse
gövdelerinde ya da bacaklarındadır.
Yılanların kulakları yoktur, onlar
sağırdır; fakat zeminde diğer hayvanların
oluşturduğu titreşimleri algılarlar.
Bu baykuş keskin
gözleriyle karanlıkta
bir fare bulmayı
başarmış ve onu
yakalamak için
pençelerini iyice
açmış. Farelerin, iyi
duymalarını sağlayan
büyük kulakları
vardır. Fakat bu fare,
baykuşun sessiz
kanat çırpışlarını
duyamadığı için
yaklaştığını
farkedemiyor.
Her hayvanın gözü diğer
hayvanlarla aynı şekilde
başının belli bir yerinde
bulunmaz. Otçul hayvanların
gözleri genellikle kafalarının
yan taraflarında olur, bu
sayede otlanırken vahşi
hayvanlara ve diğer tehlikelere
karşı hazırlıklı olabilirler.
Çoğu yırtıcıe görebilirler. Buna
‘iki gözle görme’ (binoküler
görüş) denir; biz insanlar da bu
şekilde görürüz.
SESİ GÖRMEK
Yarasa yüksek frekanslı sesler çıkarıyor. Yankı,
yarasaya avının yakında olduğunu söylüyor.
Yarasalar ve yunuslar yollarını
bulmak ve avlanmak için sesleri
kullanır. Çıkardıkları yüksek
frekanslı sesler, etraftaki nesnelere
çarpıp yankılanarak onlara geri
döner. Hayvan
bu yankı
sayesinde
nesnelerin
aklansam
tam S
olarak
nerede
iyi olacak
olduğunu
.
.
!
a
anlar.
galib
15
SİZİN SAYFANIZ
METAL ÇOCUK
Eminiz ki hepiniz biliyorsunuz, uzun zamandır kapak toplama kampanyası var.
250 kg kapağa (su şişesi, çamaşır suyu şişesi, diş macunu, yoğurt yani her
türlü kapak) tekerlekli sandalye veriliyor. Bunun yanısıra, her 35 kg kapağa 5
tl gibi bir ücret ödeniyor. Ayrıca, artık şehirlerde, büyük caddelerde ağaçlara
bağlanmış büyük pet şişelerde de toplanıyor bu kapaklar. Yolda yürürken
içtiğiniz suyun kapağını bile çöpe değil (yere asla çöp atmayacağınızı biliyoruz)
o petlere atmanız bile bir damla. Biliyorsunuz ki, damlaya damlaya göl olur…
16
Her yıl Çocuk Kurultayımızda yüzlerce arkadaşımızla biraraya geliyoruz, eğleniyoruz, öğreniyoruz ve yaz tatilimize güzel bir anı daha eklemiş oluyoruz. Tabii sürekli eğlenmek, havuz, aktiviteler bizi oldukça susatıyor.
Belki de binlerce su şişesi açıyoruz. Bu yıl Genel Merkezden katılan Metal Çocuk Kulübü üyesi arkadaşlarımız
bu fırsatı değerlendirdiler ve otelde mavi kapak topladılar. Alp Semih Akkoç, Hakan Akyol, Batuhan Karakoç,
Hüseyin Uçuk, Sümeyye Zemzem Daşpınar, Ömer Faruk
Yeşilyurt, Emre Kavlak, Arzu Tuğba Karadeniz, Ata Can
Erdoğan, Emir Selim Altın, Ömer Yeşilyurt, Deniz Güler,
Fatma Kavlaklı, Ömer Yiğit Yıldırım, Asya Ertürk, Hazal
Ülker, Seval Süer, Ezgi Pehlivanlı, Hazal Oker, Mohlaroyim Raupova, Berkay Kasap, Utku Karataş, Ali Mert Kayar, Jasmina Raupova arkadaşlarımıza bu güzel ve duyarlı davranışları için tek tek teşekkür ediyoruz ve herkese örnek olmalarını diliyoruz…
Dünya üzerinde irili ufaklı kaç tane ülke varsa, bir o kadar da
bayrak var. Çeşit çeşit, renk renk… Her ülkenin bir bayrağı
var ve bu bayrakların şeklinin ve renklerinin de bir anlamı var.
HiÇ merak ettiniz mi, acaba bu bayrakların
anlamı ne? Neden bu şekilde veya renklerde
seçilmiş? Bu sayımızdan itibaren ülkelerin
bayraklarını tanıtmaya çalışacağız sizlere.
Elbette, kendi şanlı bayrağımızla başlıyoruz…
Türk bayrağı, Türkiye Cumhuriyeti’nin ulusal
ve resmi bayrağıdır. Kırmızı zemin üzerine
beyaz hilal ve yıldız konarak oluşan bayrak, ilk
kez Osmanlı devleti tarafından 1844”te kabul
edilmiştir. Bayrak 29 Mayıs 1936’de çıkartılan
kanun ile şekillendirilmiş ve Türkiye’nin ulusal
bayrağı olarak kabul edilmiştir. 22 Eylül 1983’te
çıkartılan kanun ile de bayrağın ölçütleri
belirlenmiş ve bayrak son halini almıştır.
Efsaneye göre bayraktaki kırmızı kan
kırmızısıdır ve şehitlerin dökülen kanlarını
temsil eder. Gece yarısı bu kanın üzerine
Türk bayrağına sözle, yazı veya
hareketle veya herhangi bir şekilde
hakaret edilemez, saygısızlıkta
bulunulamaz. Bayrak yırtılamaz,
yakılamaz, yere atılamaz, gerekli
özen gösterilmeden kullanılamaz.
yansıyan hilal biçimindeki ay ve bir yıldızla
beraber Türk bayrağının görüntüsü oluşmuştur.
Kanuna göre, Türk bayrağı, yırtık, sökük,
yamalı, delik, kirli, soluk, buruşuk veya layık
olduğu manevi değeri zedeleyecek herhangi
bir şekilde kullanılamaz. Resmi yemin törenleri
dışında, her ne maksatla olursa olsun, masalara
kürsülere, örtü olarak serilemez. Oturulan veya
ayakla basılan yerlere konulamaz. Bu yerlere
ve benzeri eşyaya bayrağın şekli yapılamaz.
Elbise veya üniforma şeklinde giyilemez. Hiçbir
siyasi parti, teşekkül, dernek, vakıf ve tüzükte
belirlenecek kamu kurum ve kuruluşları
dışında kalan kurum ve kuruluşun amblem,
flama, sembol ve benzerlerinin ön veya arka
yüzünde, esas veya fon teşkil edecek şekilde
kullanılamaz.
17
LABİRENT BULMACA
18
BAKALIM ÇIKIŞA ULAŞABİLECEK MİSİNİZ?
19
Uçmaya ne dersiniz? ‘Harikaaa’
dediğinizi duyar gibiyiz:) Peki
uçarken para kazanmaya ne
dersiniz? Evet diyenler için,
bakın nasıl pilot olabilirsiniz?
TANIM: Yolcu veya yük taşıyan hava taşıtını (helikopter
ve uçağı) kullanan kişidir.
GÖREVLER
n Uçuş programında belirtilen görevin özelliğine göre
gerekli hazırlıkları yapar, harita ve raporları inceleyerek uçuş
planı hazırlar.
n Yakıt ve zaman hesaplamaları yapar, iniş meydanı ve
yedek meydanların özelliklerini raporlardan inceler.
n Uçuştan belli bir süre önce hava meydanında bulunarak hava durumunu inceler, kısıtlayıcı faktörlere göre uçuş
planını gözden geçirir ve uçuş planını ilgili birime verir.
n Kalkış saatinden önce uçağın yanına gelerek uçuş ekibini kontrol eder, teknik donanımların uçuşa hazır olup olmadığını inceler.
n Uçağın yüklenmesini kontrol eder.
n Kalkış zamanına
uygun olarak uçuş kulesinden telsizle izin alıp
motoru çalıştırır ve bütün
teknik kontrolleri yapar.
n Kalkış, rota,
alçalış ve inişleri
planladığı şekliyle ve zorunluluk halinde gerekli değişiklikleri yaparak uygular.
n İniş sonu uçağı park edip, emniyete aldıktan sonra görevini tamamlamış olur.
KULLANILAN ALET VE MALZEMELER
Uçak pilotu ise uçaklar (jet, yolcu vb.), helikopter pilotu
ise helikopterler, uçak veya helikopterin içindeki donanımlar (uçuş cihazları, lövye, telsiz, iniş takımları vb.), teknik yayınlar, hava durumu ve havaalanına ilişkin raporlar.
MESLEĞİN GEREKTİRDİĞİ ÖZELLİKLER
Pilot olmak isteyenlerin;
n Normalin üstünde genel akademik yeteneğe sahip,
n Mekaniğe karşı ilgi duyan ve bu alanda başarılı,
n Uyarıcıları çabuk algılayıp hemen tepki verebilen,
n El ve gözü eşgüdümle kullanabilen,
n Bedence çok sağlam ve dayanıklı,
n Soğukkanlı ve dikkatli,
n Sabırlı, sorumluluk sahibi ve kurallara aynen uyan,
n Yükseklik korkusu olmayan kimseler olmaları gerekir.
20
M
İ
L
E
D
E
F
Ş
E
K
İ
R
E
L
K
MESLE
ÇALIŞMA ALANLARI VE İŞ BULMA OLANAKLARI
n Anadolu Üniversitesi Pilotaj Eğitimi programını bitirenler Ulaştırma Bakanlığı’na bağlı ve Sivil Havacılık
Genel Müdürlüğü’ne bağlı kuruluşlarda veya özel havacılık şirketlerinde görev alabilirler. Pilotlar, yük ve yolcu taşıyan uçaklar yanında, ilaçlama veya keşif gibi amaçlarla
kullanılan uçakları ve helikopterleri de idare ederler.
n Özel havacılık şirketlerinde ve yabancı hava yolu
şirketlerinde görev alabilirler.
n Türk Kuşu pilotları ise pilot öğretmenliği yapar ve
zirai ilaçlama işinde çalışırlar.
MESLEK EĞİTİMİNİN VERİLDİĞİ YERLER
Ülkemizde pilotluk eğitimi, Hava Harp Okulu, Kara
Harp Okulu, Türk Hava Yolları, Türk Hava Kurumu, Anadolu Üniversitesi Sivil Havacılık Yüksek Okulu ve özel ha-
BURS,
KREDİ VE
ÜCRET
DURUMU
vacılık şirketlerinde verilmektedir.
EĞİTİMİN SÜRESİ VE İÇERİĞİ
n Kara ve Hava Harp Okullarında lisans eğitiminin
süresi 4 yıldır. Pilot adayı öğrenciler bu süre içerisinde
uçuş eğitimine de tabi tutulmaktadırlar.
n Türk Hava Yolları’nda ve Türk Hava Kurumu’nda 4
yıllık üniversite mezunu öğrencilere yaklaşık 1,5 yıl süren
uçuş eğitimi verilmektedir.
n Anadolu Üniversitesi Sivil Havacılık Yüksekokulundaki eğitim süresi 4 yıldır.
n Pilot yetiştirilmesine yönelik programlarda, Havacılık Tıbbı, Trafik Kontrolörlüğü Kuralları, Hava Alanı
Koşulları-Yapısı, Motorlar, Uçak Elektriği, Hava İngilizcesi,
Meteoroloji, Uçak Teorisi, Uçak Tesisat ve Teçhizatı konularında eğitim verilmektedir.
n Askeri okullar yatılı ve parasız eğitim
yapmaktadır. Okula girişten mezun oluncaya
kadar öğrencilerin yeme, yatma, giyim ve
her türlü eğitim-öğretim masrafları devlet
tarafından karşılanır. Öğrencilere ayrıca
sınıflarına göre harçlık verilir.
n Anadolu Üniversitesi Sivil Havacılık
Yüksekokulunda ise öğrenciler burs alabilir,
Kredi Yurtlar Kurumu’nun vermiş olduğu öğrenci
kredisinden yararlanabilirler.
n Türk Hava Yolları’nda öğrencilere harçlık
verilmektedir.
n Türk Hava Kurumu’nda ise Amatör,
Ticari, Kıdemli Ticari, Hava Yolları Nakliye Pilot
Lisansları alabilmek için öğrenciler her uçuş
eğitiminin saatine dolar kuru üzerinden ücret
ödemek zorundadırlar.
21
FAYDALI BİLGİLER
Büyüyen ve malesef betonlaşan yaşam alanlarımızda en çok ziyaret ettiğimiz ve en çok
zaman geçirdiğimiz yerdir alışveriş merkezleri. Alışveriş, yemek ve eğlence... Ancak, bu
alanlarda dikkat etmezsek, başımıza kötü şeyler gelebilir. Bakın nelere dikkat etmeliyiz?
1
2
3
4
Alışveriş torbalarınıza, çanta ve cüzdanınıza, şemsiye ve gözlüğünüze sahip çıkın ve
bulunduğunuz yerden ayrılırken tüm eşyalarınızı yanınıza aldığınızdan emin olun.
Kime ait olduğu belli olmayan, terk edilmiş paket ve çantalar konusunda alışveriş merkezindeki güvenliği ya da en yakın
mağazadaki ilgilileri uyarın.
Taşıyabileceğinizden fazla eşya satın almayın, tanımadığınız hiç kimseden yardım kabul etmeyin, eğer mutlaka yardıma ihtiyacınız varsa, mağazadaki çalışanlardan
yardım isteyin.
Alışveriş merkezinde kaybolursanız, bulunduğunuz noktadan ayrılmayın. Aileniz sizi bulmak için en son bulunduğunuz
noktaya geri dönecektir. Eğer yakında bir güvenlik görevlisi ya da danışma varsa onlardan
yardım isteyin. Tanımadığınız hiç kimseye kaybolduğunuzu söylemeyin ve onlarla bir yere gitmeyin.
Anne ve babanızın cep telefonu numaralarını, ev telefonunu, iş telefonların ve ev
adresinizi bir karta yazın ve mutlaka her
zaman yanınızda taşıyın.
Kalabalık alanlarda asla ailenizden uzaklaşmayın.
Alışveriş merkezi ve benzeri kalabalık alanlarda umumi tuvaleti
mümkün olduğunca kullanmayın.
Kullandığınızda da temizliğe dikkat edin. Bu tuvaletler, temizliğinize dikkat etmediğinizde bir
çok mikrop kapmanıza sebep olabilir.
Asansörlerde ve yürüyen merdivenlerde dikkatli olun. Özellikle yürüyen merdivenlerde ve kenarlıklarda asla aşağı
sarkmayın bu çok tehlikeli kazalara yol açabilir.
Size yaklaşan yabancılara karşı her zaman dikkatli olun. Size yaklaşan, konuşmaya çalışan yabancı olursa mutlaka ailenize haber verin.
5
6
8
9
22
7
Alışveriş merkezinde
kaybolduysanız
bulunduğunuz yerden
asla ayrılmayın ve en
yakındaki güvenlik
görevlisinden
yardım isteyin.
SAĞLIK
n Okul dışında, açıkta, tezgahlarda
satılan yiyeceklerden kesinlikle satın
almamalısınız.
n Marketten, büfeden, kantinden bir
çikolata ve bisküvi benzeri yiyecek
satın aldığınızda, üzerinde bulunan
son kullanma tarihini kontol edin.
n Yırtılmış, aşınmış paketli ürünleri
asla satın almayın.
n Okul tuvaletlerinden su içmeyin.
n Yanınızda meyve getirdiyseniz,
yemeden önce mutlaka tekrar
yıkayın. Mümkünse kabuğu
soyulmuş meyve yiyin.
n Okulda aldığınız tost ya da
sandviçleri açıkta bekletip yemeyin.
n Özellikle okul içinde bir çok yere
dokunursunuz ve temas ettiğiniz
yerden elinize bakteriler geçer.
Bu yüzden asla elinizi yıkamadan
yiyeceklerinize dokunmayın.
Besin zehirlenmesinde
belirtiler kusma, karın
ağrısı, ishal ve karında
kramplar şeklindedir. Bu tarz
rahatsızlıklar hissettiğinizde
kesinlikle öğretmeninizi
bilgilendirmelisiniz.
23
Bazen toprakta saf altın ya da bakır
parçaları bulunabilir. Metal işletmeciliği
en erken M.Ö. 8000’de doğu Akdeniz’de taş
aletlerle şekillendirerek başladı. Ilk bakır
silahlar ve altın eşya bu dönemde yapıldı.
HAVA ÜFLEMEK ALEVİN
ŞİDDETİNİ ARTIRIR
Eritilmiş tunç taş ya da kil kalıplara
dökülür ve aletler üretilir.
24
Hava üflemek alevin
şiddetini arttırır. Yaklaşık
8500 yıl önce insanlar
metallerin taştan
(cevherden) eritilerek
çıkartılabileceğini
keşfettiler. Hayvan
derisinden körükler
yaparak bunların içini
hava ile doldurdular ve
alevi kuvvetlendirmek için
bu körükleri kullandılar.
Güçlenen ateş, metali
cevherden çıkarttı ve buna
metal işletmeciliği dendi.
Altın oldukça yumuşaktır
ve ilk altın işlemecileri altını
değişik şekillere sokup, bunu
üstünde farklı desenler olan
zeminlerde dövmüşlerdir.
Yaklaşık 5500 yıl önce metal işlemecileri bakır
ile kalayı karıştırarak tunç yapmayı başardılar.
Tunç oldukça sert, keskin kılıçlar, mızrak uçları
ve balta başları yapmak için kullanıldı.
Tunç baltalar,
taş olanlara
kıyasla, daha
keskindir
ve daha zor
yıpranır.
Eritildikten
sonra demir,
şekil ve
sağlamlık
verilmek üzere
dövülür ve
keskinleştirilirdi.
Romalılar mükemmel tesisatçılardı
Ahşap ya da seramik yerine
kurşundan su boruları
yaptılar. Kurşun, yumuşak
ve kolayca şekil verilebilen
aynı zamanda sudan
etkilenmeyen bir metaldir.
Demir,
tunçtan daha
serttir fakat
erimesi için
yüksek güçte
bir ateş gerekir.
Yaklaşık M.Ö.
1500’de metal
işleyicileri, ateş
için kömür
kullanmaya
başladırlar.
Kömür ateşi, odun
ateşine göre çok
daha kuvvetli
olduğu için
demiri eritmek
kolaylaştı.
Günümüzde bazı çelik atölyeleri
kasabalar kadar büyüktür
Çelik, demirden yapılır ve ilk defa, erimiş demire küçük
miktarlarda karbon karıştırılması ile icat edilmiştir. Çelik çok serttir
ve gemi, gökdelen gibi birçok yapının inşasında da kullanılır.
Erimiş çelik, dev
kazanladan dökülür ve
uzun plakalarhaline getirilir.
25
K
I
L
Ç
I
G
L
A
D
Masmavi bir deniz, harika
bir kumsal, tepede güneş…
Hepimiz için denizin
karşılığı budur. Peki ya
denizin içi? O masmavi
derinliğin barındırdığı
dünya? Hiç merak
ettiniz mi? O dünyayı
keşfedebileceğiniz bir
spor dalı olduğunu biliyor
musunuz? Spor branşlarını,
o spor ile uğraşan bir
isimden öğrendiğimiz yazı
dizimizde konuğumuz,
Yusuf Agah Yazıcıoğlu…
26
Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
n Yusuf Agah Yazıcıoğlu, Adana’da doğdum
büyüdüm. Gemi Kaptanlığı mezunuyum ve
ikinci üniversite olarak Genetik okuyorum. Aynı
zamanda bambaşka bir sektörde çalışıyorum :)
Gemi Kaptanlığı belki, ama Genetik
dalgıçlıkla pek alakalı değil. Dalgıçlığa ne
zaman başladınız? Kaç yıldır profesyonel
olarak dalgıçsınız?
n Evet çok alakası yok ama küçüklüğümden
beri denize hep bir ilgim vardı. O aşağıdaki renkli
ve ilginç dünyayı her zaman merak etmiştim. 7
yıldır dalış yapıyorum ve 3 yıl önce de lisanımı
aldım.
Sizce dalgıçlık Türkiye’de yeterince
tanınıyor, biliniyor mu?
n Su Altı Federasyonu 1980 yılında kuruldu.
Ancak, ülkemizde su altı sporlarına ve dalgıçlığa
ilgi son 10 yılda daha da arttı.
Türkiye’de ve dünyada özellikle dalmak
istediğiniz bir yer var mı?
n Güney Avusturalya Great Barrier Reef,
SS Yongala Batığı, Bahama Adaları ve daha
sayılabilecek bir çok yer var. Dünyamız ve
ülkemiz bu konuda çok zengin. Ben bu konuda
çok şanslıyım, ülkemizde her yerde daldım. Ancak, ilk
hedefim Endonezya’daki Raja Ampat adalarında dalış
yapabilmek.
Ülkemiz denizleri açısından da mükemmel
bir konuma sahip. Denizlerimiz, sahillerimiz ve
kumsallarımız harika ve hatta bazıları da mavi
bayraklı. Peki Türkiye’de dalış yapılabilecek en güzel
ce uygun yer neresi sizce?
n Türkiye bu konuda cennet gibi, çok güzel
koylarımız, dalış ortamlarımız var. Ancak, en güzel
ilk üç hangisi diye sorarsanız, önerim, Kaş Flying Fish
Antalya, Bodrum Büyük Reis Muğla, Fethiye Afkule
Muğla olacaktır.
Başarılı bir dalgıç olmak için neler yaptınız?
Dalgıç olmak isteyen Metal Çocuk Arkadaş Kulübü
üyesi arkadaşlarımıza önerileriniz neler?
n Başarılı bir dalgıç olmak için ilk ve en önemli şey
denizi sevmek. Doğaya, denize, tabiata saygı duymak.
Bundan sonra ise beslenme ve spor geliyor. Düzenli
uyku uyumalı, sık sık spor yapmalısınız. Sağlıklı
beslenme de çok önemli. Vücut sağlığınız yerinde
olmazsa, bir dalgıç olamazsınız. Sağlıksız bir vücutla
dalmak çok tehlikeli sonuçlara sebep olabilir.
Okul, iş, spor hayatı ve sosyal hayatınızın
karmaşası arasında bize ayırdığınız zaman için çok
teşekkür ediyoruz. Son olarak arkadaşlarımıza
iletmek istediğiniz bir mesajınız var mı?
n Öncelikle yeni başlayan okul döneminde tüm
arkadaşlara başarılar diliyorum. Ve onlar için en
büyük önerim spor olacaktır. Dalış olmasa bile,
mutlaka bir spor dalıyla ilgilenmeliler. Spor tüm
yaşam kalitelerini yükseltecektir. Her zaman daha
sağlıklı olacaklar. Bu arada, profesyonel eğitim
almadan asla su altında kalmamalılar. Profesyonel
ekipmanlarınız olmadan su altında kalmak büyük
tehlikelere yol açar. Son olarak, tüm arkadaşları
sevgiyle kucaklıyorum, başarılar diliyorum. Ve ben de
teşekkür ediyorum.
27
Tiyatromuz isminden de kolayca
anlaşılacağı gibi, bir kukla tiyatrosu.
Mor Işık (Black Light) adlı özel bir
teknik ile can verdiğimiz kuklaların
başrolde olduğu çocuk oyunları
ve yetişkinler için hazırladığımız
performanslarla seyircimizin
karşısına çıkıyoruz.
28
RÖPORTAJ
Bize biraz kendinizi tanıtır mısınız? Tiyatrocu olmaya nasıl karar verdiniz? Tiyatro size ne ifade ediyor ve
kaç yıldır tiyatrocusunuz?
n Adım Burhan Gün. Çizgi Kukla Tiyatrosu Genel Sanat Yönetmeniyim. 1 Nisan 1981’de doğdum. Çocukluğum Antalya’da geçti. Büyük bir aileydik biz; gerçi hala
öyleyiz. Tiyatro konusunda belki de en büyük şansım, böyle bir aileye sahip olmak. Çünkü, çok insan çok
hikâye demek. Hatırlıyorum da, o zamanlar ne yapsak,
ne anlatsalar bana oyun gibi gelirdi… Sonra ilkokula başladım. Daha 3. sınıfta tiyatro sahnesinde buldum kendimi. Büyülü bir şeydi. O günden sonra tiyatro, benim için
bir tutku haline geldi. Eğitim hayatım boyunca tiyatro hep benimle oldu. Üniversite için İstanbul’a gittiğimde,
aklımdaki ilk şey yine tiyatroydu. Hukuk okumaya gitmiştim oysa… Üniversite kulüplerinde, kendi oluşturduğum tiyatro topluluklarında ve hatta okulu bitirip avukat olduğumda; İstanbul Barosu’nda bile hep tiyatro peşinde koştum. Hala koşuyorum; tiyatro oyuncusu, yönetmeni ve hukukçusu olarak… Şimdilerde ise kardeşlerimle birlikte kurduğumuz Gün Görsel Sanatlar Film Yapım şirketindeyiz. Umarım bu koşu yani sanat koşusu
hiç bitmez.
Çizgi Kukla Tiyatrosu fikri nasıl ortaya çıktı? Çocuklarla çalışmaya nasıl başladınız? Bize yaptığınız bu
farklı ve pek rastlamadığımız oyun hakkında biraz bilgi verir misiniz?
n Çizgi Kukla Tiyatrosu’nu 2007 yılında tiyatromuzun Gepetto’su (Pinokyo’yu okuyan, izleyen çocuklar
bilir.) yani kuklacısı, kardeşim Abdullah Gün ile birlikte kurduk. Tiyatromuz isminden de kolayca anlaşılacağı gibi, bir kukla tiyatrosu. Mor Işık (Black Light) adlı özel
bir teknik ile can verdiğimiz kuklaların başrolde olduğu
çocuk oyunları ve yetişkinler için hazırladığımız performanslarla seyircimizin karşısına çıkıyoruz. Repertuarımızda her yaştan seyirci için animasyon (canlandırma)
çalışmaları bulunmakta. Çocukları dünyaca ünlü masal-
larla ( Bremen Mızıkacıları, Çizmeli Kedi, Ezop Masalları) buluşturmaktan ve onların heyecanını paylaşmaktan büyük keyif alıyoruz. Çocuklarla olmak, onlarla aynı
masallarda buluşmak bizleri de çocukluğumuza götürüyor. Kurulduğumuzdan bu yana 300’den fazla okul,
belediye ve özel kurumla çalıştık. Oyunlarımızla, ulusal ve uluslararası birçok festivalde sahne aldık. Yaklaşık 1200 kez seyirciyle buluştuk. Bu buluşmalardan sonra hep aynı duyguyu hissettik: İyi ki sahnedeyiz ve iyi ki
çocuklarlayız!
Tiyatrocu olmak isteyen arkadaşlarımıza önerileriniz var mı? Metal Çocuk Arkadaş Kulübü üyesi arkadaşlarımıza bir mesajınız var mı?
n Bir kere çocukların tiyatro oyuncusu olmak istemesi başlı başına çok güzel ve önemli bir şey… Çünkü tiyatro, hayal etmek demek, aklını ve kalbini açık tutmak
demek… Sanatın her dalı için aynı şekilde düşünülebilir. Çocukların tiyatroyla ilgilenmesi, onlar için çok eğlenceli olacaktır. Kendilerini geliştirmelerine, yaşadıkları şehre, ülkeye hatta dünyaya daha renkli gözlerle bakmalarına olanak sağlayacaktır. Eğer tiyatro oyuncusu
olmak istiyorlarsa, öncelikle hayal etmeliler. Tabii tiyatro
oyuncusu olmak için çalışmaları, eğitim almaları da gerekmekte. Ama bence ilk basamak hayal etmektir. Hayal kurabilmenin de en güzel yolu farklı hayatlar, kültürler tanımaktan geçer. Hayal etmelerine yardımcı olacak en önemli şey ise kitaplardır. Bol bol kitap okusunlar bence. Ben öyle yapıyorum. Bizimle tanışmak, sohbet
etmek isteyen arkadaşlarımız, www.cizgikukla.com adresinden bize ulaşabilirler. Görüşmek dileğiyle!
29
Vİzyon taRİhİ: 4 Ekim 2013
yönEtmEn: Chris Renaud, Pie
rre Coffin
SEnaRyo: Cinco Paul, Ken Dau
rio
yapımcı: Jchiristopher Meledand
ri
oyunculaR: Steve Carell, Kri
sten Wiig,
Russell Brand, Benjamin Bratt
tüR: Animasyon, Komedi, Aile
Tüm dünyada büyük başarı elde eden animasyon
Çılgın Hırsız, 2010 yılında toplamda 540 milyon
dolardan fazla hasılat yaparak ABD tarihindeki 10. en
büyük animasyon filmi oldu. 2013 sonbaharında, Çılgın
Hırsız 2 ile daha fazla Minyon çılgınlığı yaşanacak.
30
i
lkini heyecanla ve keyifle izlediğimiz,
yenisini merakla beklediğimiz animasyon
devam filmi Çılgın Hırsız 2, nihayet vizyonda.
ABD’de Çılgın Hırsız 2 ile aynı gün vizyona
giren Maskeli Süvari, animasyonumuzun hızına
yetişemedi. Çılgın Hırsız 2, açılış gününden sonraki
beş gün içinde toplam 142 milyon dolar hasılat
yaparken muhteşem oyuncu Johnny Depp ve
filmi Maskeli Süvari 49 milyon dolar ile yetinmek
zorunda kaldı.
Peki bizi yeni filmde neler bekliyor? Eski süper
kötü Gru, suç dolu geçmişini bir kenara bırakır ve
evlatlık edindiği kızları Margo, Edith ve Agnes ile
birlikte sakin bir hayata adım atar. Gru, kurduğu
işiyle ve ailesiyle vaktini geçirirken, bazı gizemli
olaylar yaşanmaya başlar. Anti-Villain League
isimli son derece gizli bir örgüt, Gru’yu tehlikeli
bir olayı araştırması için göreve çağırır ve ona bu
görevde, Minyonlar’ın yanısıra, bu organizasyonun
en iyi ajanı olan Lucy de yardım edecektir. Gru artık
iyi adamlarla anlaşma imzalamış ve dünyanın
kurtuluşu için mücadele eden birine dönüşmüştür.
Lucy ile birlikte kötücül bir süper kötünün peşine
düştükleri bu avda, çeşitli suçlularla da mücadele
etmek zorunda kalacaklardır.
2010 yılında gösterime
girdikten sonra
7’den 70’e tüm
sinemaseverleri
sinema salonlarına
çeken animasyon
Çılgın Hırsız’ın devamı
olan film, yine bol
kahkaha vaat ediyor.
Biz kaçırmayacağız,
umuyoruz ki siz de
kaçırmazsınız.
İ
G
İl
B
Ç
a
K
İR
B
a
D
ın
K
Fİlm haK
sız, büyük beğeniyle
n Bir önceki film Çılgın Hır
yon dolardan fazla hasılat
mil
540
da
karşılanmış ve toplam
i
10. en büyük animasyon film
yaparak, ABD tarihindeki
olmuştur.
ı
me kadrosunda yer alacağ
n Filmin orijinal seslendir
o
ard
Edu
,
ino
rak uyandıran Al Pac
duyurulan ve bir hayli me
nin
esi
ilm
ded
kay
in
ti. Repliklerin
karakterini seslendirecek
en
yaşanınca, Al Pacino projed
r
mle
ble
pro
i
ardından kim
i.
irild
get
tt
Bra
ayrıldı ve yerine Benjamin
mı seslendirecek kişi ünlü
n Başta filmdeki kötü ada
a iptal
rak planlansa da sonrasınd
oyuncu Javier Bardem ola
oldu.
ılan karakterlerin en
n Devam filmine yeni kat
gizli
Gözüpek ve yetenekli ajan,
önemlilerinden biri Lucy.
itli
ajanlarından biri. Lucy çeş
bir örgütün dikkat çeken
dine
ustalıkla uygulamış ve ken
bir
ük
savaş sanatlarını büy
n
ola
cak
ışa
çal
ikte
Gru ile birl
özgü bir tarz geliştirmiştir.
!
tte
der
da
larıyla
havalı Lucy’nin başı hayran
31
KİTAP
KURDU
Kelimeleriyle dünyalar yaratan bir kadın Oya Tatlıbal. Birçok
kitabı olan Oya Hanımın siz Metal Çocuk arkadaşlarımız
için de güzel kitapları var. Öncelikle Oya Tatlıbal’ı tanıyalım.
Merhabalar Oya Hanım, bize biraz kendinizden bahseder
misiniz?
n Öncelikle tüm arkadaşlara merhaba. Ankara doğumluyum. Ağırlıklı olarak çocuk romanları yazıyorum. Sanıyorum
bunda çocuklarımın da çok etkisi oldu. Bu arada iki çocuk annesiyim. Bizimle birlikte yaşayan bir de köpeğimiz var.
Yazmaya nasıl başladınız?
n Yazma konusundaki yeteneğimi ortaokul sırasında öğretmenlerim keşfetti diyebilirim. Kompozisyon yazmak derslerde en sevdiğim saatlerdi. Öğretmenimin beni bu konuda cesaretlendirmesiyle daha ağırlıklı olarak yazmaya başladım.
ilk kitabınız ne zaman yayımlandı ve ismi neydi?
n 1992 yıllarında gözlemlediğim bir ailenin hayatını yazmaya başladım. 2007 yılında Hüzün Tohumları adlı eserim yayımlandı.
Sizi en çok destekleyen kim oldu?
n 2010 yılında bir yayınevi ile tanıştım. Sahibi Aliyar Karaca Beyefendi sayesinde de çalışmaya başladım. Aliyar Beyefendi, bu konuda gelişmem için elinden gelen gayreti gösterdi. Yani
32
ona büyük bir teşekkür borçluyum.
Sizce iyi bir yazar olmanın sırrı nedir?
n İyi bir yazar olmak için çok okumak gerektiğini düşünüyorum. Okumak ve yazmak... Tabii gözlem yapmayı da unutmamak gerekir. Her insan bir dünyadır. Gerçek dünyanın kapılarını açmak için; insanı tanımalı, gözlemelisiniz...
Yazar olmak isteyen arkadaşlarımıza önerileriniz var mı?
n Öncelikle günlük tutmanın bu konuda büyük yardımı
olacaktır. Size yakın gelen konular hakkında mutlaka yazmalısınız. Yaşanan ilginç şeyleri not almak da yararlı olacaktır.
Metal Çocuk Kulübü üyesi arkadaşlarımıza bir mesajınız
var mı?
n Kitaplarla olan dostluklarınızı hiç eksiltmeyin arkadaşlar. Güzel ülkemin güzel çocukları, yani geleceğimiz olan körpe fidanlarımız; araştırma öğrenme ve keşfetme ruhlarınızı her
daim kamçılamanızı diliyorum. Metal Çocuk Kulübü’ne, bu keyifli sohbet için teşekkür ediyorum.
Oya Hanıma bu kısa ama güzel sohbet için çok teşekkür
ediyoruz. Şimdi de sizin için seçtiğimiz kitaplara bir göz atalım.
HAYATınızın sıkıcı olduğunu mu düşünüyorsunuz? Kendinizi yalnız mı hissediyorsunuz? O hâlde, hemen yatılı bir okulu ziyaret etmelisiniz. Eminim fikriniz bir anda değişecektir. Tıpkı kitaptaki kahramanımız gibi...
Yağmurlu bir öğleden sonra tanıştı kahramanımız
kankalarıyla. Daha ilk dakikadan itibaren, kocaman
yürekli bu küçük insanlara hayran kaldı. Belki en büyük hayali, akşam olduğunda gidebilecekleri küçücük
bir evdi. Daha önemlisi, ayakkabısını çıkartıp üzerine
basacağı bir halıydı. Korktuğunda veya ihtiyaç duyduğunda birinin yanında olduğunu bilmekti. Hangi yaşta olursa olsun, bir insan için en önemli şey değil midir
güven? Peki ama onlar güven köprüsünü kurmak için
ne yapmışlardı? Umut Sefa, Efe ve diğerleri, neye güvenmişti?
Siz bu çocukların yerinde olsaydınız, ne yapardınız? Yatılı bir okulda aileniz olmadan veya onlardan çok
uzakta okusaydınız, en çok neye ihtiyaç duyardınız? İnsan bu soru karşısında, önce ne yanıt vereceğini bilemiyor değil mi? Şimdi, yazarımız Oya Tatlıbal soruyor
size bu soruyu. Peki ya siz, siz onların yerinde olsaydınız ne yapardınız?
HER zaman duyarız hayvanlar en iyi dosttur. Hemen hemen hepimiz evimizde bir kedi ya da köpek dostumuz olsun isteriz. Peki, sizin hiç hayvan dostunuz oldu mu?
Onun bakışından, hareketlerinden ne demek istediğini anlayabildiniz mi? Ya da sizin en üzgün hatta yalnız olduğunuz bir anda, yanınıza gelip size dokundu mu? O an, onun
sizi anladığını hissettiniz mi? Umuyoruz ki olmuştur. Ancak
evinizde bir hayvan dostunuz olsa da olmasa da, severek ve
ilgiyle okuyacaksınız öykümüzü... Muhtemelen de hayvan
dostlarımıza bakış açınız ve davranışlarınız değişecek…
33
UZAY YOLCULUĞU
Bir önceki sayıda Ay tutulmasını öğrenmiştik. Güneş tutulması
hakkında da bazı fikirler edinmiştik. Bu sayıda güneş
tutulmasını daha ayrıntılı olarak incelemeye çalışacağız.
Güneş tutulması hakkında biraz daha ayrıntı
n Güneşin tamamen tutulması, dünyanın
ancak çok küçük bir bölgesinden izlenebilir. Yüz
kilometre uzaklıktaki insanlar kısmen izleyebilirken
binlerce kilometre uzakta insanlar tutulmayı hiç
göremeyebilirler.
n Bir yıl içinde yaklaşık iki ya da beş güneş
tutulması gerçekleşir.
n Her dörtyüz yılda bir kez, güneş tutulmasını
kendi evinizde tam anlamıyla izleyebilirsiniz. Ancak
sadece bir iki dakika sürdüğü için, çok dikkatli
izlemeniz gerekir.
n Eski zamanlarda insanlar güneş tutulmasından
çok korkarlardı. Bir düşünsenize, güneş tutulması
hakkında hiç bir fikriniz yoksa, günün ortasında
34
güneşin bir anda ortadan kaybolması, havanın bir
anda biraz soğuması ve rüzgarın aniden kesilmesi
ürkütücü olmaz mı? :)
n Güneşin tamamen tutulması nadir rastlanan
bir durumdur. Bilim adamları için de bir fırsattır
tam güneş tutulmaları. Işığın neden kırıldığı, güneş
tutulmasının zamanlarının neden değişken olduğu
gibi soruları cevaplayabilme fırsatı bulurlar.
n Ay, son kalan güneş ışıklarını da kapatırken,
çevresinde parlak pembe renkli ışıklar oluşur. Bu,
güneş ışığının Ay’ın üzerindeki vadilerde kırılması
nedeniyle ortaya çıkar. Tamamen tutulma sırasında ise
Ay’ın karanlık yüzeyinin ardından çok parlak ve güçlü
bir ışık belirir. Bu parlak ışık kaynağına ise Güneş’in
KORONA akımı denir.
Güneş tutulmasını da her
yönüyle öğrendiğimize göre, sıra
yıldızlara ve uzay boşluğunda
bulunan diğer cisimlere geldi.
O halde, bir sonraki sayımızda
görüşmek üzere…
8
1881-193
SEVGİYLE, GURURLA,
ÖZLEMLE ANIYORUZ...
METAL