Sayı 9 / Ekim 2008 - İletişim Fakültesi

Transkript

Sayı 9 / Ekim 2008 - İletişim Fakültesi
Bongo
İEÜ Maskotu
Ekim 2008
Yıl 2 Sayı 9
Yeniden başladık
6 bine ulaştık
Bir yaz daha sona erdi ve bir akademik yıl daha başladı. Mezun olanlar ve yeni
gelenlerin farkıyla hepimiz yeniden buradayız.
İzmir Ekonomi Üniversitesi’nin geçmiş yıllarda olduğu gibi bu yıl da kontenjanlarının tamamı doldu. 1367
yeni öğrenci ile birlikte yedinci yılında toplam öğrenci sayısı 6 bini geçti.
Ayrıca taban puanları da önemli oranda arttı.
3. sayfada
Artık doğadalar
Güneş, deniz, eğlence, yaz okulu, staj,
stres, seçimler, yenilikler... Herkes için
farklı anlamlar taşıyan bir yaz daha geride kaldı. Kimimiz üniversiteyi özledi,
kimimizin biraz daha tatile ihtiyacı var,
kimimiz ise kendini neler beklediğinden
habersiz. Ama bu farklı beklentilere rağmen yine hepimiz buradayız işte. Üniversiteye ilk adımınızı attığımız andan
itibaren farklı duygular içinde dolanıp
duruyoruz etrafta. Üniversiteye yeni başlayanların içinde tatlı bir heyecan, uzun
bir yazın ardından okula geri dönenlerde
ise farklı bir telaş, bütün bu duygulardan
birazcık arınabilmiş sizlerin elinde ise
Univers var.
Sizler gibi, üniversitemiz de yerinde saymadı ve bazı değişikliklere uğradı. Peki
neler değişti?.. Üniversitemizin arka tarafına kapalı otopark inşasına başlandı.
Ön bahçe zemini değişti. Yurt binasındaki dans salonunun yerine Güzel Sanatlar
Fakültesi için atölye yapıldı. Oasis web
sitesi yeniden yapılandırıldı. Mutfak Sa-
Fotoğraf: Yrd.Doç.Dr. Gökçen Karanfil
natları ve Yönetimi Bölümü açıldı.
Saydıklarımız sadece ilk bakışta göze çarpan değişiklikler. Daha fazlasını hep birlikte yaşayarak göreceğiz. Tabii tüm bunlar tek bir amaç için. Rektörümüz Prof.Dr.
Attila Sezgin’in dediği gibi; “Günümüz
dünyasının en belirgin özelliği, küresel
rekabettir. Küresel rekabetin gerektirdiği
eğitim altyapısını ise ancak iyi tasarlanmış
ve yapılandırılmış bir üniversite verebilir.
İzmir Ekonomi Üniversitesi işte böyle bir
üniversitedir.”
Gizem Güngör
Ekonomi mutfağı şeflerine kavuştu
Üniversitemizde bir bölüm daha açıldı. Uygulamalı Yönetim Bilimleri Yüksekokulu
bünyesinde kurulan Mutfak Sanatları ve Yönetimi Bölümü donanımlı, uluslararası
alanda çalışabilecek şefler yetiştirecek.
Gelişen ve değişen dünyada “yemek” de
üzerine düşen payı aldı ve artık bir sanat
olarak görülür duruma geldi. Bu kapsamda
birçok fakülte ve enstitüde mutfak sanatları ile ilgili bölümler kuruldu. Ülkemizde
de popülerleşmeye başlayan bu alan İzmir
Ekonomi Üniversitesi bünyesinde yerini
aldı. Bu sene ilk öğrencileriyle akademik
yıla merhaba diyen bölüm, iki aşamalı seçme sistemiyle öğrencilerine kavuştu. 2008
yılı ÖSS-1’den en az 165 puan alan adaylar,
önce fiziki ve psikolojik özelliklerini sunan
raporlarla birinci aşamadan geçtiler. Daha
sonra mesleğe olan ilgi, yaratıcılık düzeyi,
analitik düşünme ve problem çözme yeteneği, çalışma disiplini, sorumluluk duygu-
su ve hijyen bilgisinin jüri tarafından ölçüldüğü ikinci aşamanın ardından bölüme
girmeye hak kazandılar. Dört senelik bir
eğitimi içeren Mutfak Sanatları ve Yönetimi
Bölümü’nde diğer üniversitelerdeki eğitimden farklı olarak ilk iki yıl işletmecilik ve
yönetim alanlarındaki derslere ağırlık verilecek. Eğitimin son iki yılını ise bütünüyle
uygulamaya yönelik işbaşı eğitimi kapsayacak. Bölümün dersleri arasında Şarap
Bilimi, Ekmek Yapımı, Avrupa Mutfakları,
Muhasebe, Ekonominin İlkeleri gibi çok
çeşitli dersler bulunuyor. Bölüm, kapsamlı
eğitimi ile uluslararası alanda rekabet edebilecek, altyapısı güçlü şef ve şef adayları
yetiştirmeyi planlıyor.
Gizem Güngör
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Sasalı’da
yapımına devam ettiği doğal yaşam parkı açılıyor. Winner adı verilen erkek Asya
fili ile 5 adet Siyah Makak cinsi maymun,
8 adet halka kuyruklu Lemur maymunu
ve 4 adet Afrika mahmuzlu kaplumbağayı İzmir’e getirildi.
4. sayfada
Dali İstanbul’da
Sakıp Sabancı Müzesi şimdi de Salvador
Dali’ye ev sahipliği yapıyor. 20 Eylül
2008 - 20 Ocak 2009 tarihleri arasında, “İstanbul’da bir Sürrealist: Salvador
Dali” başlığıyla gezilebilecek sergide
Dali’nin tablolarının yanı sıra el yazmaları ve fotoğraflar da yer alacak.
6. sayfada
Madalya savaşları
Biri 100 metreyi tam 41 adımda geçiyor, diğerinin ise açık kol uzunluğu
kendi boyundan fazla. Günde 12 bin
kalori alıyor biri, diğeri ise Real Madridli futbolculara koşu eğitimi vermek
üzere davet aldı. Olimpiyatların bu ünlü
isimleri ve daha fazlası Toros Mutlu’nun
8. sayfada
yazısında.
YEREL
Sayfa Editörü: Uğur Çalışkan
Ünivers
İzmir Ekonomi’nin bayrağı zirvede
Kırgızistan’da bulunan Pamir Sıra Dağları’ndaki Peak Lenin Dağı’nda İzmir Ekonomi Üniversitesi bayrağı
dalgalanıyor.
İEÜ Yazılım Mühendisliği Bölümü öğrencisi Kağan Eröz, 7134 metrelik Peak
Lenin Dağı’na tırmanarak üniversitemizin
bayrağını zirveye dikti. Ünlü dağcı Nasuh
Mahruki’nin 1994 yılında Rusya’nın en
yüksek beş dağına tırmanarak aldığı “Kar
Leoparı” unvanı peşinde olan Eröz, ilk
etabı başarıyla tamamladı. Dağcılık sporuna on iki yaşında başlayan ve yedi yıldır
bu sporla uğraşan Eröz, 29 Temmuz-23
Ağustos tarihleri arasında dört arkadaşıyla gerçekleştirdiği tırmanışla 7000 metre
üzerine tırmanan en genç Türk dağcı unvanını elde etti. Eröz, “Dağlarda olmayı,
zirvede olmayı seviyorum. Peak Lenin’e
7000 metreye tırmanan en genç Türk
dağcı oldum. Şimdi sponsorlar ve yeterli
desteği bulursam kalan dört dağa da tırmanacağım. Çıktığım her zirveye hem
Türk Bayrağı’nı, hem de İzmir Ekonomi
Üniversitesi Bayrağı’nı dikiyorum. Seriyi tamamladığımda dünyanın en yüksek
zirvelerinde üniversitemin de bayrağı dalgalanıyor olacak” dedi. Diğer dört dağ,
Communism (7495m), Korjenevskaya
(7105m), Khan-Tengri (7010m) ve Peak
Pobeda (7439m) Kırgızistan ve Tacikistan
sınırları içinde yer alıyor.
Dersimiz: Arsenik
Son aylarda İzmir’in su sıkıntısı gündemi
epey işgal etti. Hatta su sıkıntısıyla ilgili
haberlerden ziyade İzmir’in suyundaki
arsenik miktarı gündemden hiç düşmedi.
Küresel ısınmanın neden olduğu kuraklık
sorunu nedeniyle İzmir’in kuyularındaki
arsenik miktarının arttığı ve bazı kuyuların
kullanıma kapandığı açıklandı. Daha sonra barajlardaki su seviyesinin düşük olması
ve talebi karşılayamaması nedeniyle Göksu
ve Sarıkız kuyuları yeniden devreye alındı.
Artık İzmir’de musluk sularının kesinlikle
içilmemesi ve yemeklerde kullanılmaması
gerektiği söylendi. Musluk suyunun içilmemesi gerektiğiyle ilgili duyurular üniversitemizin gerekli noktalarında da kar-
»
Kısa kısa...
• Kruvaziyer turizmi
Son yıllarda İzmir’e gelen kruvaziyerlerin sayısında ciddi bir artış var. Bu da
kent ekonomisi için önemli ve iyi bir
gelişme. Gelen gemilerin sayısındaki artışta şüphesiz liman hizmet tarifelerinin
düşürülmesi ve meslek odalarının girişimleri etkili oldu. Geçen yıl kruvaziyer
gemilerle İzmir’e 288 bin turist geldi. Bu
yıl rakamın 400 bine ulaşması bekleniyor. Gemiler limana yanaştıktan sonra
turistler ya turlara katılıyor ya da taksi
şımıza çıkıyor. Ayrıca yemekhanemizde
hazırlanan yemeklerin hiçbirinde musluk
suyu kullanılmıyor. Peki, nedir bu arsenik?
Arsenik, kokusuz, renksiz ve zehirli bir
ametaldir. Acaba bu ametalin tehlikesi ne
boyutta? ABD’nin Rice Üniversitesi’nde
sudaki arseniği yok etmek üzere geliştirilen “Kır Mıknatısı” projesinde bulunan
ODTÜ mezunu kimyacı Dr. Cafer Yavuz
Hürriyet Gazetesi’nde yer alan bir haberde, “Günde bir litre su içiyorsanız, en aşağı
77 yıl bu sudan içmeniz gerekli ki arsenik
sizi öldürebilecek duruma gelsin” diyor ve
ekliyor; “Sağlık Bakanlığı ve Dünya Sağlık
Örgütü sudaki arsenik için maksimum seviyeyi belirliyor ve buna içme suyu üreten
şehir ve şirketlerin uyması gerekiyor. Eskiden bu rakam litrede 50 mikrogram idi ve
birkaç yıl önce 10 mikrograma çekildi. Bu
geçiş, mesela ABD’de Ocak 2006’da oldu.
Yeni limit uygulaması, beraberinde yatırım
gerekliliği getiriyor. Geçiş oluncaya kadar
içildiğinde sorun çıkmamış iken bir anda
kıyamet koparılması da çok akla yatmıyor.
Dünyada çoğu ülkenin hala 50 mikrogramı limit kabul etmesi de onun altındaki
miktarların hala bir sorun olmadığı şeklinde algılanabilir.” Yapılan tartışmalar her ne
yönde olursa olsun, bir dönem gündemi
böylesine meşgul eden arsenik konusunda
sağlığın siyaset ile ne derece iç içe geçtiğini
bir kez daha farketmiş oluyoruz.
veya İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin
tahsis ettiği ücretsiz şehir içi otobüsler
ile geziyorlar. Turistlerin büyük bir bölümü Efes ve Bergama turlarına katılmayı tercih ediyorlar. İzmir’de gezmeyi
tercih edenler ise Agora, Kemeraltı ve
Kadifekale gibi tarihi mekânları seçiyor.
Ayrıca konuyla ilgili olarak mevcut liman talebi karşılamakta zorlandığı için
Üçkuyular’a kruvaziyer limanı yapılması öngörülüyor.
liğiyle İzmir’e gelen dokuz Amerikalı
öğrenciye Türkçe dersleri verildi. İEÜ
Fen Edebiyat Fakültesi Mütercim Tercümanlık Bölümü bünyesindeki Türk
Dili ve Kültürü Yaz Okulu’na katılan
öğrenciler, iki aylık kurs süresince 180
saat Türkçe dersi aldılar. Türkçe dersinin yanı sıra seminerlerle ve atölye çalışmalarıyla Türk Tarihi, Türk Mutfağı
ve Türk Folkloru gibi konular hakkında bilgi sahibi oldular. İzmir’de kaldıkları süre boyunca şehir içindeki ve Ege
Bölgesi’ndeki önemli tarihi ve turistik
yerleri gezdiler. Yaz okulunu başarıyla
bitiren Amerikalı öğrencilere düzenle-
• Türkçe öğrendiler
İzmir Ekonomi Üniversitesi ve Amerikan Araştırma Enstitüsü’nün işbir-
2
nen veda yemeğinde Türkçe Dil Sertifikaları verildi.
• Amerika yolcusu
İzmir Ekonomi Üniversitesi İşletme Bölümü öğretim üyesi Yard.Doç.Dr. Deniz
Atik, Amerika Birleşik Devletleri’nin
Texas şehrinde bulunan The University
of Texas Pan-American’da ders vermeye
hazırlanıyor. Atik, 17 bin öğrencinin
eğitim gördüğü üniversitede misafir
öğretim üyesi olarak görev yapacak.
2008-2009 akademik yılı boyunca 200
öğrenciye “Pazarlama İlkeleri” ve “Uluslararası İşletme” derslerini verecek.
Sürekli büyüyoruz
KAMPÜS
Ünivers
Eğitimin çocuğun
hayatına etkisi üzerine
Uğur Çalışkan
Medya ve İletişim Blm. Öğr.
Fotoğraf: Uğur Çalışkan
Yeni akademik yılın ilk gününde yaşanan yoğunluğu üniversitemizin girişindeki alanda gözlemek mümkün.
İzmir Ekonomi Üniversitesi’nin geçmiş
yıllarda olduğu gibi bu yıl da kontenjanlarının tamamı doldu. Bu yıl eğitim
öğretim yılına başlayacak 1367 yeni
öğrenci ile birlikte yedinci yılında toplam öğrenci sayısı 6 bini geçti. Ayrıca
taban puanları da önemli oranda arttı.
1367 kişinin aramıza katılmasıyla beraber, Mütevelli Heyet Başkanı Ekrem
Demirtaş, “İzmir Ekonomi Üniversitesi
Türkiye’nin ihtiyacı olan nitelikli insan
gücü yetiştirme yolunda emin adımlarla
yürüyor. Mezunlarımızın sektörün önde
gelen kuruluşlarında iş hayatına başlaması ve öğrencilerimizin uluslararası
alandaki başarıları ile gurur duyuyoruz.
Bize güvenerek tercih yapan tüm öğrencilerimize teşekkür ediyoruz” dedi. Üni-
versitenin yüksek öğrenimde çok kısa
sayılabilecek bir sürede Türkiye’nin en
çok tercih edilen üniversitelerinden biri
haline geldiğini belirten Rektör Prof.Dr.
Attila Sezgin, “Üniversitemizin modern
alt yapısı, kaliteli eğitim kadrosu ve bu
yıl yeni gelen öğrencileriyle başarılarına
yenilerini eklemeye devam edeceğine
inanıyorum” dedi.
Tanışalım kaynaşalım
Üniversitemizce “IEU 100 Akademik ve
Sosyal Oryantasyon” adı verilen program; üniversiteyi, kampüsü, akademik
birimleri, İzmir’i tanıtmak; öğrencileri
akademik, sosyal ve kültürel konularda bilgilendirmek ve öğrencilerin kaynaşmasını sağlamak amacıyla her yıl
düzenleniyor. Bu yıl 6-8 ve 11 Ekim’de
gerçekleştirilen programın ders şeklinde
işlenmesinin tek sebebi ise öğrencilerin
katılımını sağlamak.
Üniversiteye yeni gelen ve bölüme geçen
her öğrencinin katılmasının zorunlu olduğu bu program, kredi edinmenin ve
ortalamayı yükseltmenin en kolay yolu
aslında. Oryantasyon programı dahilinde
amaçlanan, yeni öğrencilere not sistemi
açıklanması, üniversitemizin tanıtılması
ve öğretim süresi boyunca öğrencilerin
üniversiteden maksimum düzeyde nasıl
faydalanabileceklerinin ayrıntılı olarak
anlatılmasıdır. Bir anlamda amaç, öğrenciye artık üniversitede bulunduğunu,
üniversiteli olduğunu hissettirmektir.
Çoğu öğrenci oryantasyon programını
gereksiz ve sıkıcı bulur çünkü hazırlık
yılı boyunca zaten üniversiteyi tanımış,
uyum sağlamıştır. Nitekim, hazırlık
okumadan bölüme geçen öğrenciler için
çok daha verimli olarak görülebilir bu
program. Eğer kafanızı çok karıştırmış,
iki ayağınızı da bir pabuca sokmuş ise,
Öğrenci İşleri’nin masasından edinmiş
olduğunuz bir oryantasyon kitapçığı
yapmanız gerekenler hakkında ayrıntılı
bilgi vermiş ve sizi bir nebze olsun rahatlatmış olacaktır.
Oryantasyonun hemen hemen hiç bir
öğrencinin önemsemediği, sıkıcı bulduğu bir program olduğu inkar edilemez. Evet, bu programda çok şeyi ilk
defa duymuş olmayacaksınız, fakat şöyle düşünülmelidir; oryantasyon programı, eğitimimizin bir parçasıdır ve
zorunlu etkinliklerin hepsine katılmak
ve önem vermek, zaman içerisinde hem
öğrencinin hem de transkriptin yüzünü
güldürür.
Serra Sezgin
3
Şüphesiz bir ülkenin kalkınmasında eğitimin çok
büyük bir rolü vardır. Hepimizin bildiği klasik bir sözdür; “Eğitim,
ailede başlar ve okulda devam eder.” Gerçekten de öyle. Aile ve öğretmenler, çocuk
için pusula görevi görürler. Çocuğun ise
gerçekleştirmek istediği hayalleri vardır. Bu
doğrultuda kendisinden yaşça büyük, ailesindeki ve çevresindeki insanları model olarak görür, onları kendisine örnek alır. Dolayısıyla ailenin eğitim düzeyi çok önemlidir.
Eğitim düzeyi ailenin hayat standardını,
sosyal yaşantısını ve sosyal çevresini ciddi ölçüde belirler. Çocuk, bu etkenlere göre hayatını şekillendirmeye başlar. Ailede almaya
başladığı eğitime okulda devam eder. Artık
eğitim hayatının yanı sıra öğretim hayatı da
başlamıştır. Öğretmenlerin önemi yadsınamaz. Çocuğa hayata dair bilgileri öğretenlerdir onlar. Onların bilgi ve görgü birikimleri
çocuğun hayatına zenginlik katar. Ailelerin
bir zamana kadar verdikleri eğitimin üstüne
onlar da bir şeyler koymaya başlarlar. Öğretilenler bilgi sermayesini oluşturmada büyük bir role sahiptir. Elbette öğrendiği bazı
dersleri ve gördüğü bazı konuları sevmeyecektir öğrenci. Sevdiği alanlara yönelmek
isteyecektir. İlerleyeyen yıllarda üniversitede okumak istediği bölümü bu doğrultuda
seçmek isteyecektir. Üniversitede eğitim
almaya başladığında üniversitelerin sadece
ders veren kurumlar olmadığını görecektir.
Derslerde öğrendiklerinin yanı sıra kendisini bilgi ve kültür bakımından geliştirmenin
önemini anlayacaktır. Üniversiteden aldığı
eğitimin ardından, çocukluğunda çevresindeki model aldığı insanlara ve dünyaya
daha farklı bir gözle bakmaya başlayacaktır. O zaman bilecektir aklı ve bilimi rehber alan eğitimin önemini. O zaman daha
iyi anlayacaktır bilgili ve kültürlü olmanın
önemini. Daha sonra çocuklarının da en
az kendisi kadar eğitimli, görgülü ve bilgili
olmasını isteyecektir. Çocuklarının daha iyi
bir hayat sürmesini isteyecektir ve bunun
için de çalışacaktır. Elbette kolay değildir
bir insanı eğitmek.
BAŞ SAĞLIĞI
Üniversitemizin Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü birinci sınıf öğrencisi
Hasan Murat Tüfekçioğlu ile İşletme
Bölümü üçüncü sınıf öğrencisi Rasih
Azbazdar’ı kaybettik. Kaybettiğimiz
sevgili arkadaşlarımızın ailelerine ve sevenlerine başsağlığı diliyor, üzüntülerini
paylaşıyoruz.
YEREL
Ünivers
77. İzmir Enternasyonal Fuarı’nın ardından
İzmir Enternasyonal Fuarı, “Küresel Isınma ve İklim Değişikliği” ana temasıyla 77. kez kapılarını açtı. 58 ülkenin
katıldığı İEF’ de bu yıl onur konuğu ülke Küba’ydı. Açılışa üst düzey yöneticilerin yanı sıra halkın da yoğun
katılımı oldu.
İzmir Enternasyonal Fuarı’nın, kültürel
ve insani değerlerin uluslararası alanda
öne çıkarılmasında ve dünya ülkeleriyle ticaretin geliştirilmesinde çok önemli
bir rol oynadığını söyleyen Carricarte,
Ağustos ayı içinde Havana’nın en merkezi bulvarlarından birinde Mustafa Kemal
Atatürk’ün büstünün açılışının gerçekleştirildiğini sözlerine ekledi.
7’den 70’e Kısa Kısa
Dünyaya Ne Yaptık?
Bu yıl Küresel Isınma ve İklim Değişikliği ana temasıyla yola çıkan İEF’ de su ve
enerji tasarrufu, yeşil enerji ve yeşil sanayi
ürünlerini esas alan firma ve kuruluşlar ile
sivil toplum örgütlerine öncelik verilirken,
düzenlenen toplantı, panel ve forumlarda
küresel ısınmayla mücadele yöntemleri üze-
Atatürk Büstü
rinde duruldu. “Yaşam Yok Mu Oluyor?”,
“Dünyaya Ne Yaptık?”, “Tehlikeli İlişkiler”
ve “Birlikte Kurtaralım” başlığını taşıyan etkinliklerde, küresel ısınma konusunda öncü
ve uzman isimler İzmir’e gelerek görüşlerini
paylaştı. Kamu kurumlarından sanayi tesislerinin yapımında alınacak tedbirlerin yanı
sıra bireysel mücadele ve koruma yöntemleri üzerinde düşünüldü.
Küba Dış Ticaret Bakan Yardımcısı Antonio Carricarte, 77’inci İEF’ de Onur
Konuğu ülke olarak bulundukları için
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ve İzmirli
yetkililere teşekkür etti. 1923’den bu zamana değin Türkiye’nin bağımsızlık önderi Kemal Atatürk’ün bizzat teşvik ettiği
İEF’de 23-29 Ağustos tarihleri arasında Fuar Göl Gazinosu’nda gerçekleşen
Nostaljik Fuar Gazinosu’nun assolisti bu yıl Neşe Karaböcek oldu. Fatih
Mühürdar’ın sunuculuğu üstlendiği
Fuar Gazinosu’nda Ümit Besen, Seyyal
Taner, Mustafa Keser ve Nurhan Damcıoğlu sahne aldı. Ünlü sanatçılar fuar
ziyaretçilerini şarkı, türkü ve eğlenceye
doyurdu
İEF kapsamındaki 8. Sinema Burada Festivali gerçekleştirildi. 27-31 Ağustos 2008
tarihleri arasında düzenlenen festival kapsamında, sinemanın isyan filmlerinden
oluşturulmuş bir seçki gösterildi. Yılmaz
Güney’in Sürü ve Umut filmleriyle açılışı gerçekleşen festivalde, Türk ve yabancı
filmlerin gösterimi yapıldı. Festivalin bu
yılki onur konukları İzzet Günay ile Hale
Soygazi oldu.
Ayrıca Okan Bayülgen’in 77’nci İzmir
Enternasyonal Fuarı’na ünlü-ünsüz
kadınların günlük hallerini yansıttığı
‘Çünkü Gördüğüm En Güzel Kız Sensin’ fotoğraf sergisi ziyaretçilerin beğenisine sunuldu.
Erkin Araz
Sasalı Doğal Yaşam Parkı için geri sayım başladı
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Sasalı’da yapımına devam ettiği doğal yaşam parkı yakın zamanda açılıyor.
16 Ağustos’tan itibaren kapılarını ziyaret girişine kapatan Fuar Hayvanat
Bahçesi’nde hummalı çalışmalar devam
ediyor. Sasalı Doğal Yaşam Parkı’na taşınacak olan hayvanat bahçesinde geri
sayım başladı. Günümüzün doğal yaşam
içinde olma anlayışı ve ekolojik dengeler
göz önünde tutularak kurulduğunu ifade eden Çevre ve İzmir Fuar Hayvanat
Bahçesi Müdürü Çağlayan İnanlı, şöyle
konuştu; “Burada 4 dönümlük alanda
Türkiye’nin ilk tropik merkezi oluşturulacak. Büyükşehir Belediyesi, İsrail’deki
Hayvanat Bahçesi ile yapılan anlaşma
sonucu Winner adı verilen erkek Asya fili
ile 5 adet Siyah Makak cinsi maymun, 8
adet halka kuyruklu Lemur maymunu ve
4 adet Afrika mahmuzlu kaplumbağayı
İzmir’e getirdi. İzmir Büyükşehir Beledi-
yesi ile Ortak Hizmet Projesi protokolü
kapsamında İzmir’de bulunan Uludağ
Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof.
Dr. Nilüfer Aytuğ ve ekibiyle birlikte,
Sasalı’nın yeni üyelerini İzmir Hayvanat
Bahçesi’ndeki geçici yuvalarına yerleştirme çalışmalarını gerçekleştirdi.” Proje
kapsamında, alan içinde bulunan mevcut
dört adet bina, kafeterya, idari bina, sergikonferans-eğitim salonu ve giriş binası
olarak dönüştürüldü.
kanlarında insanlar, çocuklar hayvanlara
temas edebilecek. Bölge cazibe merkezi
olacak. Hem turizm açısından hem de
mesire yeri özelliğiyle İzmir’in kuzey aksinin ihtiyaçlarını karşılayacak. Mevcut
Kültürpark Hayvanat Bahçesi’nin 18.000
m2 büyüklüğünde olduğu düşünüldüğünde, burada sadece filler için 14 bin
500 m2 alan ayrılacak. Avrupa ölçeğinde
bir merkez yapıyoruz” dedi.
Kuş Gribi
Cazibe Merkezi
2006 yılı içinde yapılan Çevresel Etki
Değerlendirme (ÇED) toplantılarında iki
ciddi iddia ortaya atıldı. Birincisi kuş gribi
riski, ikincisi ise mevcut doğal ortamın korunamayacak olması. Sasalı Belediyesi’nde
görev yapan veteriner Yekta Ünsal, hayva-
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz
Kocaoğlu, doğal yasam parkında bütün
hayvanların özgürce dolaşabileceğini belirterek, “Yırtıcı olanlar hariç kendi me-
4
nat bahçesi projesine, kuş gribi riski nedeniyle karşı çıktı. Ünsal, “Hayvanat bahçesi
kurulmak istenen yer, Kuş Cenneti’ne çok
yakın. Zaten, göçmen kuşlar belirlenen
alanda da sıkça görünüyor. Hastalığın
bulaşma riskinin bu kadar çok olduğu bir
ortamda, hayvanat bahçesi kurulmak istenmesi anlamlı gelmiyor” diye konuştu.
Yapılan iddialara karşın İzmir 1 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nca, alanın İzmir Büyükşehir
Belediyesi İmar Müdürlüğü tarafından
hazırlanan 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı
İmar Planı, 11.03.2005 tarih ve 425 sayılı
kararı ile, 1/1000 ölçekli Koruma amaçlı
İmar Planı ise 10.03.2006 tarih ve 1233 sayılı kararı ile uygun bulundu. Sasalı Doğal
Yaşam Parkı’nın Kasım’da açılması hedefleniyor.
Erkin Araz
Translation: Nükhet Tuncay
The kitchen of Economics
A new department is offered in our university. Culinary Arts and Management
Program within School of Applied Management Sciences will raise well equipped
chefs that can work on international platform.
In the evolving and changing world,
“food” got its share and began to be accepted as an art. In this scope, lots of
universities and institutions established
departments on culinary arts. This field
that became popular in our country found its place in İzmir University of Economics. The department that started its
first academic year met its students with
king discipline, sense of responsibility
and hygiene knowledge are evaluated
by the jury. After this second phase they
had the chance to get education in this
department. Different from other universities, the first two years of the four-year
program are reserved for business administration and management-oriented courses. The last two years of the education
will cover application oriented on-the-job
training. Among the courses of the department are Onelogy, Bread Baking, European Cuisine, Accounting and Principles of Economics. Rector Prof. Dr Attila
Sezgin stated that as in each department,
the medium of education in Culinary
Arts and Management was English and
the students would learn a second foreign
language. He also said “The students that
will be graduated by having learned two
foreign languages will satisfy the need of
the sector for chefs equipped with theoretical and practical knowledge”. With this
comprehensive education, the department plans to raise chefs and chef candidates with a strong infrastructure that will
be able to compete on international level.
a two phased selection system. The candidates that achieved 165 points from 2008
OSS-1 went through the first phase in
which they presented reports about their
physical and psychological characteristics.
Later they went through the second phase
interest of the candidates to the profession, their creativity, ability of analytical
thinking and problem solving, their wor-
Gizem Güngör
Final countdown for Sasalı Natural Life Park
The natural life park being built by İzmir Metropolitan Municipality will open soon.
The works continue in Fair Zoo that is
closed for visiting since August 16. Countdown started for the zoo that will move to
Sasalı Natural Life Park. Environment and
İzmir Fair Zoo Manager Çağlayan İnanlı
stated that it was built by taking the concept of natural life and ecological balance
into consideration, and the first tropical
center of Turkey would be formed in 4-acre
area. In the scope of the project the four
buildings in the area are turned into cafeteria, administrative building, exhibitionconference hall and entrance.
IUE flag is
on the peak
A historic exhibition:
Salvador Dali in İstanbul!
İzmir University of Economics
Software Engineering Student Kağan
Eröz climbed up to “Peak Lenin”
mountain which rises to a height of
7134m in Pamir Mountain Ranges in
Kyrgyzstan and placed İzmir University
of Economics flag to the peak. Kağan
Eröz is after the title “Snow Leopard”
which Nasuh Mahruki received in
1994 by climbing up to the highest
five mountains of Russia. Kağan Eröz
started mountaineering in the age of 12
and has been doing it for 7 years. With
this climb that took place in July 29 –
August 23, 2008 with 4 of his friends,
Kağan Eröz received the title “Youngest
Turkish Mountaineer” who climbed up
to more than 7 thousand meters.
chance to touch the animals. The area will
be a center of attraction. It will satisfy the
need for the northern part of İzmir both in
terms of tourism and recreation spot. The
garden of the former Zoo was 18.000 m2;
however in this park, only the elephants
will have an area of 14 thousand 500 m2.
We are building a center in the style of similar European venues.”
Erkin Araz
Center of Attraction
İzmir Municipality Mayor Aziz Kocaoğlu
stated that all the animals in natural life
park would wander around freely, and said
“The people and the children will have the
After Picasso and Rodin Sakıp Sabancı Museum is
now hosting Salvador Dali. The exhibition with 270
works of art will be open until January 20, 2009.
After his visit to Mexico, Dali has said: “I
will never come back again to this country
which is more surrealist than my paintings.” Who knows what he would have
said if he had seen Turkey especially in
these days. Sakıp Sabancı Museum satisfied the expectations and brought Salvador
Dali to Turkey with its 270 works. In the
exhibition entitled “A Surrealist in İstanbul: Salvador Dali” that can be visited from
September 20, 2008 to January 20, 2009
the oil paintings, drawings, manuscripts
and photographs of Dali will take place.
Today, when we cannot distinguish realism and when our visual perceptions have
been polluted, it will be a great chance to
examine and experience a person that succeeded in making revolutions about these
subjects in times when the visual perception of the humanity was much plainer and
based on realism. The exhibition of Dali
must be visited by the ones who have this
chance. Not only for the sake of art, but
also for the sake of history...
5
ENGLISH
» In short...
• The amount of arsenic in the
water worries
In these months water shortage in İzmir
remained on the agenda. In fact the
amount of arsenic in the water is being
discussed more than the water shortage.
It is declared that due to drought caused
by global warming, the amount of arsenic in the wells of İzmir had increased
and some of the wells were out of use.
Later, since the amount of water in the
dams were low and could not meet the
demands Göksu and Sarıkız wells put
into use again. It is said that the tap water
in İzmir must not be drunk and used for
cooking. Our university also prepared
some warnings about not drinking the
tap water. Besides, tap water is not used
in the foods prepared in the university’s
restaurant.
• Cruise tourism
In recent years, there is a huge increase in
the cruises coming to İzmir. It is an important development for the economy of
the city. Doubtlessly the decrease in port
service fares and the attempts of trade associations had an effect on the increase in
the number of cruises coming to İzmir.
Last year 288 tourists came to İzmir by
cruises. This year it is expected to become 400 thousand. When the ships
come into port the tourists either join to
a tour or wander in the city by taxi or the
shuttle buses allocated by İzmir Metropolitan Municipality. Besides, since the
present port does not meet the demand
it is planned to make a cruise port in
Üçkuyular.
• They learned Turkish
9 American students came to İzmir
and learned Turkish with the collaboration of İzmir University of Economics and Research Institute of America.
The American students that attended
2-month Turkish Language and Culture Summer School within IUE Faculty of Arts and Sciences, Department of
Translation and Interpretation received
180 hours Turkish course in basic level.
They also had the chance to learn our
culture by seminars and workshops on
Turkish History, Turkish Cuisine, and
Turkish Folklore. Throughout the time
they spent in İzmir, they visited some
important historical and tourist attractions in the city and in the Aegean Region. The students that completed the
summer school successfully received
their Turkish Language Certificates
from the instructors in the testimonial
dinner.
• On her way to the USA
IUE Department of Business Administration lecturer Asst. Prof. Deniz Atik is
giving lecture in The University of Texas
Pan-American in Texas, United States of
America. Asst. Prof. Deniz Atik will be a
visiting faculty member in the university
with 17 thousand students.
KÜLTÜR
Ünivers
Tarihi bir sergi: Salvador Dali İstanbul’da!
Picasso ve Rodin derken,
Sakıp Sabancı Müzesi şimdi
de Salvador Dali eserlerine ev
sahipliği yapıyor.
Dali bir Meksika ziyaretinden sonra şöyle demiş: “Kendi resimlerimden daha sürrealist olan bu ülkeye bir
daha geri gelmeyeceğim.” Kim bilir kendisi Türkiye’yi,
bir de şu haliyle, görse ne derdi? Ne derdi bilinmez ama
Sakıp Sabancı Müzesi sonunda beklenen hamleyi yaptı
ve Salvador Dali’yi Türkiye’ye, hem de 270 eseriyle getirmeyi başardı. 20 Eylül 2008 - 20 Ocak 2009 tarihleri
arasında “İstanbul’da bir Sürrealist: Salvador Dali” başlığıyla gezilebilecek sergide Dali’nin yağlıboya tablo ve
çizimlerinin yanı sıra el yazmaları, fotoğraflar ve bunun
gibi dökümanlar da yer alacak. İnsanlık olarak, görsel
algılarımızın çok daha sade ve gerçekçiliğe dayandığı
zamanlarda, bu alanda devrimler yaratmayı başarmış
birini; yine insanlık olarak, görsel algılarımızın oldukça kirlendiği ve gerçekliği ayırt edemediğimiz günlerde
tekrar ve tekrar incelemek, deneyimlemek gerçekten
büyük bir şans olacak. Dali sergisi, şansı olanların kesinlikle kaçırmaması gereken bir sergi. Sadece sanat adına değil, tarih adına da...
N. Toros Mutlu
Ayın Filmi
There Will Be Blood
(Kan Dökülecek)
Tür: Drama
Yönetmen: Paul Thomas Anderson
Oyuncular: Daniel Day-Lewis, Martin Stringer, M.
Braden Stringer, Jacos Stringer
Süre: 158 dk.
Hem bir dram hem de macera ile karşılaştığımız film,
Upton Sinclair’in Petrol-Oil!
adlı romanından uyarlanmış.
Bir petrol babasının hayat
hikayesini sunuyor izleyiciye.
Yönetmenin epik ve çarpıcı
sahnelerini de unutmamak
gerek. Daniel Day-Lewis’i endüstri devriminin doğurduğu
kötü adam olarak görüyoruz
filmde. Daniel Plainview ve
oğlu, 20. yüzyılın başında California toprakları altında zenginlik arayan serbest işçilerdir.
Topraklarında petrol çıkarma izni alarak zenginliklerini
katlamaya başlayan baba oğul arasında yaşananları da
gözler önüne seriyor. Sevgisizlikten, zenginliğin getirdiği yozlaşmaya kadar endüstri devriminin yarattığı sonuçlarla karşı karşıya bırakılıyor izleyici.
30 seneyi 152 dakikaya sığdırmaya çalışan filmin bu konuda başarısız olduğu söylenemez. Daniel Day-Lewis’in
Oscar ödüllerinde en iyi erkek oyuncu ödülünü aldığı film Paul Thomas Anderson tarafından yönetilmiş.
Paul Dano, Mary Elisabeth Barrett ve Dillon Freasier
de Lewis’e filmde eşlik edenlerden birkaç isim. Film
müziklerini sevenler için, Radiohead’den tanıdığımız
Johnny Greenwood’un yaptığı müzikler de filmi güzelleştiren diğer öğelerden biri. Richard Schiekel, Time
dergisinde film için “Şu ana kadar yapılmış en özgün
Amerikan filmlerinden biri” yorumunu kullanmış. Petrole, maceraya, drama, paranın getirdiklerine ve götürdüklerine doyacağınız, neredeyse her oyuncunun ayrı
ayrı oyunculuk resitali verdiği, izleyenin ruhunda da yer
edecek bir film olmuş.
A. Pelin İnan
Ayın Kitabı
Hep Genç Kalacağım
Sabahattin Ali
“İhtiyarlığımda çekilmez bir adam olacağım hakkındaki
iltifatına teşekkür ederim. Ama bu tahminin doğru çıkmayacak sanırım. Çünkü ihtiyarlayacağımı kim söyledi.
Hep genç kalacağım.” Evet, işte Sabahattin Ali mektuplarından birinde böyle yazmış. Şu birkaç satır bile
devamını okuma isteğini uyandırdıysa içinizde, merak
etmeyin; bu mektubu ve daha pek çok şey öğrenebileceğiniz Sabahattin Ali mektuplarını Yapı Kredi Yayınları
bir kitap halinde sundu okurlara.
Tabii sadece Sabahattin Ali’nin
yazdığı mektupları değil, kendisine
yazılan mektupları
da bulabileceğiniz
bir kaynak bu kitap. Marko Paşa
ve Yeni Dünya’nın
kuruluş yıllarında
yazılan mektupları ve resmi yazışmaları bulma
olanağına sahip
olmanın yanında,
Sabahattin Ali’nin
okudukları, yazdıkları ve o dönemde yazacakları hakkında da bilgi sahibi olabileceğimiz mektuplar...
Yayınevi kitabı basmış ama bu mektupların derlenip toplanmasında hangi isme teşekkür etmeli derseniz, şüphesiz,
ilk isim yazarın kızı Filiz Ali olacaktır. Bu konuda da Sabahattin Ali eserlerini bugüne değin taşımış, sürekli genç
nesile Sabahattin Ali’nin edebiyatını aktarmış kızı Filiz
Ali’ye teşekkür etmek gerekir bu güzel eser için. Nazım
Hikmet’ten Aziz Nesin’e, Cemal Kutay’dan Mehmet Ali
Aybar’a kadar pek çok ismin Sabahattin Ali’ye yazdıkları,
Cumhuriyet’in ilk yıllarında özellikle Ankara’da yaşam,
İkinci Dünya Savaşı’nın yarattığı ortam gibi konular da
bir solukta okunası mektupların buluştuğu kitapta bulabilecekleriniz arasında.
A. Pelin İnan
6
Ayın Albümü
Renaud Garcia-Fons Trio
Arcoluz
İşin içinde biraz Katalan mayası olunca sanki her şey
daha bir güzelleşiyor. Futbol bir başka oynanıyor, ressamlar bir başka çiziyor, müzisyenler daha bir içten çalıyor sanki. İşte buna bir örnek de yarı Katalan, yarı Fransız kontrbasçı Renaud Garcia-Fons ve albümü Arcoluz.
Kontrbas çalımına farklı bir yorum getiren; flamenko,
caz, Balkan ve doğu müziklerini bu teknikle aynı potada
eritmeyi ustaca başarabilen bir virtüöz Renaud GarciaFons. Daha önce ülkemizden dünyaca ünlü neyzen
Kudsi Ergüner’le de çalışmaları olmuş sanatçıya bu albümünde flamenko gitarda Kiko Ruiz ve vurmalılarda
Negrito Trasante eşlik ediyor. Altı stüdyo albümünün
ardından ilk canlı kayıt olan Arcoluz fikrimce Renaud
Garcia-Fons’u daha önce hiç dinlememiş olanlar için en
iyi başlangıç olacaktır. Bu sayede hem önceki albümlerden şarkıları şöyle bir gözden geçirmiş olacak, hem
de tadı canlı çıkacak bir müziği yerinde olmasa bile, olmuş haliyle dinleme şansınız olacak. Bu albümün tadı
her yerde, her anda, her şekilde ve her nasılsanız çıkar.
Gerçek dünya müziği diye sanırım buna deniyor; her
dünya vatandaşından bir şeyler barındıran ve hepsine
de verecek bir şeyleri olan. Sadece bir müzik türü, hatta sadece müzik değil, başlı başına bir anlayış Renaud
Garcia-Fons.
N. Toros Mutlu
» Rehber
»
İEÜ Aylık Haber Bülteni
Hazırlayan: Gizem Güngör
SİNEMALAR,
FİLM GÖSTERİMLERİ
Desem film gösterimleri
Wanted
Yönetmen: Timur Bekmambetov
Tür: Aksiyon, Gerilim
Seanslar :10-16 Ekim
14.30-16.45-19.00-21.15
Ziyaretçiler (The Strangers)
Yönetmen: Bryan Bertino
Tür: Korku, Gerilim
Seanslar: 17-23 Ekim
14.30-16.45-19.00-21.15
lar. Pek parlak bir ilk randevu olmasa
da ikincisi gelir. Ama Theresa ikinci
randevuda Tony’nin onun için uygun olmadığını kibar bir dille anlatır.
Ya da anlattığını sanır. Çünkü Tony
kendini Theresa’nın hayatına sokmak
için elinden geleni yapar. Habersiz
ofis ziyaretleri, susmayan telefonlar…
Sonunda basit bir randevu bitmek bilmeyen bir kabusa dönüşür.
Ayrıntılı bilgi için;
www.biletix.com
www.ooze-venue.com
Tel. (232) 388 78 70
(232) 388 30 35
Tarih: 23-26 Ekim
İEFT
International Education Fairs of
Turkey
Tarih: 14 Ekim
Yer: Hilton Otel
Ayrıntılı bilgi için;
Web adresi: www.ieft.com.tr
İzmir Autoshow
5. Otomobil ve Hafif Ticari Araçlar
Fuarı
Tarih: 4-9 Kasım
Ayrıntılı bilgi için;
Web adresi: www.biletix.com
Tel. (232) 323 21 02
»
Ünivers
OPERA VE BALE
Şevval Sam
Tarih: 30 Ekim
Yer: İsmet İnönü Sanat Merkezi
Ayrıntılı bilgi için;
www.izfas.com.tr
Tel. (232) 479 10 00
»
ETKİNLİK
Ayrıntılı bilgi için;
Tel. (232) 489 09 26
(232) 293 17 06
Erkan Oğur-İsmail Hakkı Demircioğlu
Tarih: 31 Ekim
Yer: İzmir Atatürk Kültür Merkezi
Romeo ile Juliette (Opera)
Tarih: 14/16/21 Ekim
Yer: İzmir Devlet Opera ve Balesi
Kesinlikle, Belki (Definitely, Maybe)
Yönetmen: Adam Brooks
Tür: Dram, Romantik, Komedi
Seanslar :24-30 Ekim
14.30-16.45-19.00-21.15
Cash
Yönetmen: Eric Besnard
Tür: Suç, Komedi
Seanslar: 31 Ekim / 1-6 Kasım
14.30-16.45-19.00-21.15
Ayrıntılı bilgi için;
www.deu.edu.tr/desem
Tel. (232) 422 29 46
(232) 412 10 85/86
»
TİYATRO
Şu Çılgın Türkler
Tarih: 16-17 Ekim
Yer: İzmir Atatürk Kültür Merkezi
Sınırın Aşıldığı Noktalar (Bale)
Tarih: 24/27/29 Ekim
Yer: İzmir Devlet Opera ve Balesi
Ayrıntılı bilgi için;
Tel. (232) 489 04 59
(232) 483 85 20
Ayrıntılı bilgi için;
www.izdob.gov.tr
Tel. (232) 484 64 45
Yeni Türkü
Tarih: 31 Ekim
Yer: Punta Bar
»
Ayrıntılı bilgi için;
Tel. 0535 317 40 46
KONSER
Feridun Düzağaç
Tarih: 10 Ekim
Yer: Ooze Venue
»
Harlem Globetrotters
Tarih: 18 Ekim
Yer: Halkapınar Spor Salonu
Hepsi
Tarih: 11 Ekim
Yer: Karşıyaka Mavişehir Spor Salonu
1927 yılında kurulan ve o tarihten bu
yana 130 farklı ülkede 20.000’den fazla gösteri maçı yapan, spor ve eğlence
dünyasını bir araya getiren Harlem
Globetrotters Ekim ayında 3 farklı
gösteri için ülkemizde...
Ayrıntılı bilgi için;
www.biletix.com
MFÖ
Tarih: 17 Ekim
Yer: Ooze Venue
»
Yaşar
Tarih: 24 Ekim
Yer: Ooze Venue
ESİDEF
ESİDEF İş Platformu
Tarih: 16-19 Ekim
Ayrıntılı bilgi için;
Tel. (232) 489 04 59
(232) 483 85 20
Genç bir kadın ile bir adam buluşur-
FUAR
SODEX
Doğalgaz, Isıtma, Soğutma, Klima,
Havalandırma, Yalıtım, Pompa, Vana,
Tesisat, Su Arıtma, Güneş-RüzgarJeotermal Enerjisi Sistemleri Fuarı
Tarih: 9-12 Ekim
Mecazi Yaklaşımlar
Tarih: 24 Ekim Saat: 20.00
Yer: İzmir Atatürk Kültür Merkezi
Kız Tavlama Sanatı
Tarih: 23-24 Ekim
Yer: Karşıyaka Ege Sanat Merkezi
GÖSTERİ
Yapı İzmir
Yapı, İnşaat Malzemeleri ve
Teknolojileri Fuarı
Tarih: 23-26 Ekim
Hande Yener
Tarih: 31 Ekim
Yer: Ooze Venue
Pet Günleri
Evcil Hayvanlar Fuarı
7
Mimarlık Haftası
TMMOB Mimarlar Odası İzmir Şubesi, 13-19 Ekim 2008 tarihleri arasında gerçekleşecek olan Mimarlık
Haftası ‘08 kapsamında Atölye eğitimi, Söyleşi, Sergi gibi birçok etkinlik
düzenliyor.
Ayrıntılı bilgi için;
www.izmimod.org.tr
Tel. (232) 463 66 12
»
SERGİ
Sular Üzerinde
Yannis Karanikolas
24 Eylül -28 Ekim
Fransız Kültür Merkezi
Ayrıntılı bilgi için;
www.frkultur.com
Tel. (232) 463 69 79
Küba
Arzu Sandal
Tarih: 7 Ekim
Yer: İzmir Fotoğraf Sanatı Derneği
Belgesel Fotoğraf Tarihi
Yrd.Doc.Dr. A.Beyhan Özdemir
Tarih: 9 Ekim
Yer: İzmir Fotoğraf Sanatı Derneği
Ayrıntılı bilgi için;
www.ifod.org
Tel. (232) 464 32 12
SPOR
Ünivers
Galiptir bu yolda mağlup
Belki de bir sene içerisinde aldığı yağmurun tamamını, maç sırasında almıştı Basel şehri. İsviçre ve Türkiye sanki
havuzda maç yapıyordu. Son dakikalara 1–1 girildi. Fakat dakikalar 93’ü
gösterdiğinde Arda Turan topu ayağına
aldı, iki kişiyi çalımladı, şutunu çekti
ve topu ağlarla buluşturdu. İşte bu gol,
bizim için gelecek başarının anahtarı
oluyordu... Bu galibiyet sadece başlangıçtı, Çek Cumhuriyeti’ne karşı da galip
gelmeliydik. Son dakikalara 2-1 geride
girdik. Dünyanın en iyi kalecilerinden
birisi olan Petr Chech topu elinden kaçırıyor, Nihat bu fırsatı affetmiyordu. Yorumcu Rıdvan Dilmen teşhisi çok doğru
koydu o dakikada; “Rakip demoralize
oldu, penaltılara bırakmayalım, üçüncüyü atalım.” Maçı anlatan Melih Şendil
ise “Çok fazla şey istemiyor musunuz?”
dedi. Son dakikada harika bir şutla ağları havalandıran Nihat, tüm Türkiye’yi
sevince boğdu. Bu sonuçla çeyrek finale
çıktık. Tüm dünya bizi konuşuyordu ar-
2010 Dünya Kupası
maskotu seçildi
2010 Dünya Kupası maskotu FIFA tarafından Güney Afrika’nın 2. büyük şehri
olan Johannesburg’da sunulan bir gösteri
ile tanıtıldı. Maskotun isminin “Zakumi” olduğu söylendi. FIFA Genel Sekreteri Jerome Valcke tarafından yapılan
açıklamaya göre: “Za” Güney Afrika’nın
kısaltılmışı, “Kumi” ise Afrika dilinde
10 rakamını ifade ediyor. Maskot Zakumi, Güney Afrika ruhunu ve coğrafyayı
temsil ediyor” dedi.
Doğuş Sar
tık, asla pes etmiyorduk çünkü. Sıradaki
rakip Hırvatistan. Son derece dengeli giden maç, uzatmalara gidiyordu. Herkes
penaltılara odaklanmışken, 119. dakikada Klasnic topu ağlara gönderiyor ve bizlere çok büyük bir şok yaşatıyordu. Böyle bitemezdi bu turnuva. Zaten bitmedi
de, bir mucizeye daha imza attık. 121.
dakikada Semih topu tavana asıyor, maçı
uzatmalara taşıyordu. Penaltılarda, Luka
Modric ve Ivan Rakitic gibi iki genç yıldız topu dışarı yolluyordu, fakat Türkiye
tüm penaltılarını gole çevirip yarı finale yükseliyordu. Bu kez rakip Almanya.
Bu maça sakat ve cezalı oyuncularımızın
çokluğu yüzünden, kalan oyuncularımızla çıktık. Fakat buna rağmen turnuvadaki en iyi futbolumuzu oynadık. Son
dakikalara yine mağlup girdik. Ancak
Semih’in golü eşitliği getirdi. Kafamızda uzatmaları kurmuşken, Lahm golünü attı ve Almanya’ya galibiyeti getirdi.
Finali sonuna kadar hak etmiştik, ancak
her zaman hak edenler kazanamıyor. İşin
ilginci, maçtan sonra
Almanya değil Türkiye
konuşuluyordu. Turnuvanın en iyi takımı olan İspanya, finalde Almanya’ya karşı
çok üstün bir oyun oynayarak,
1–0’lık galibiyetle şampiyonluğa
ulaştı. Milli Takım yurda döndüğünde şampiyon olmuş gibi coşkuyla karşılandı. Belki şampiyon
olamadık ama “referans noktası”
olduk. Bundan böyle tüm maçlarda,
son dakikalara mağlup giren takımlar, “Pes etmek yok, Türkiye gibi
biz de kazanabiliriz” diyeceklerdi.
Bu başarımızla, çıtayı çok
yukarıya koyduk.
Bundan
sonra yapmamız
gereken,
onu
daha da yukarıya taşımak.
Kemal Şengül
Altına hücum!
Biri 100 metreyi tam 41 adımda geçiyor, diğerinin ise açık kol uzunluğu
kendi boyundan fazla. Günde 12 bin
kalori alıyor biri, diğeri ise Real Madridli futbolculara koşu eğitimi vermek
üzere davet aldı. Bu sene olimpiyatlara
yarım saatçik bile ayırdıysanız, bahsettiğim kişileri hemen tanımış olmalısınız.
Lakin kendileri bu seneki performanslarıyla 2008 Olimpiyatları’nın süper starları oldular. Bilmeyenler için isimlerini
zikretmek gerekirse: Amerikalı yüzücü
Michael Phelps ve Jamaikalı sprinter
Usain Bolt. Bu iki isim, şüphesiz 2008
Olimpiyatları’nı en izlenilir ve takip etmeye değer kılan sporculardı. Bolt’un,
1984’ten beri kırılamayan Carl Lewis’in
rekorunu, adeta işi dalgaya alarak kırması ve Phelps’in Mark Spitz’in 1972’de
havuza kazıdığı zamanı kulaçlar ötesiyle
geçmesi ve tüm yarışlarında altın kazanıp, yedisinde dünya, birinde de olimpiyat rekoru kırması inanılmazdı. Her
olimpiyata izini bırakmış bir sporcu
mutlaka olurdu, fakat böylesine üstün
başarılarla bunu pekiştiren iki ismi aynı
anda izlemek de bizim şansımız sanırım.
Kişisel fikrimce ise olimpiyatların en
unutulmaz anı, Bolt’un son 20 metreye
girişiydi. Efsane atlet Emil Zatopek’in
“Aynı anda hem koşup, hem de gülebilecek kadar yetenekli değilim” sözüne
sanki nispet yaparcasına ellerini açıp,
zaferini metreler öncesinden kutlayan
Bolt, olimpiyatların tarihine muhteşem
bir görüntü de kazandırmış oldu.
Peki biz neler yaptık? 1 Altın, 4 Gümüş,
3 de bronz madalya. Bu, toplamda sadece Michael Phelps’in aldığı madalya sayısına eşit bir rakam oluyor. Evet, sadece
rakam terimi dahilinde madalya kazanabildik! Bu konuda muhakkak söylenebilecek çok şey var, ki çoğu zaten medyada
tekrar edildi durdu. Fakat hiçbir zaman
görülmeyen diğer veriler tartışılmadı.
Türkiye, 12 dalda, toplam 67 sporcu ile
katıldı olimpiyatlara ve sonuç bu. Yaklaşık 22 milyon nüfuslu Avustralya’ya bakıldığında ise 26 dalda, 433 sporcu görüyoruz. Kazandıklarının sayısı ise 14’ü
altın olmak üzere, tam 46 madalya. Bu
rakamları sizler oran-orantı hesaplarına
girin diye vermedim tabii. Fakat aradaki bu nüfus farkına karşın, 366 kişilik
bu fark da gözden kaçacak gibi değil.
Bu rakam, bize en büyük sorunumuzun
sporcu yetiştirmekten çok, olimpiyatlarda yer alabilecek kalitede sporcu yetiştirmek olduğunu gösteriyor. Neyse ki
bizim mutluluğumuz için sadece 11 eli
ayağı tutan, iyilerinden “sporcu” yetiyor
da, pek üzülmüyoruz böyle gelişmelere.
Ne yapalım... Umutlar başka bir bahara,
yaza, kışa ve hep de hazana.
N. Toros Mutlu
Sahibi: Prof.Dr. Sevda Alankuş
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Öğr.Gör. Altuğ Akın
Yayın Kurulu: Prof.Dr. Sevda Alankuş, Yrd.Doç.Dr. Gökçen Karanfil, Öğr.Gör. Burak Doğu, Öğr.Gör. Selin Türkel
Yazı İşleri: Serkan Şavk, Sumru Yıldırım, Rana Kuddaş, Uğur Çalışkan, N. Toros Mutlu, Gizem Güngör
Ekim Sayısı Bölüm Editörleri: Uğur Çalışkan, N. Toros Mutlu, Gizem Güngör, Erkin Araz, Doğuş Sar
Görsel Yönetmen: Öğr.Gör. Burak Doğu
Yerel, aylık süreli yayındır.
Yer: İzmir Ekonomi Üniversitesi - Balçova
Ekim 2008
http://univers.ieu.edu.tr
Federer ve
Serena’nın dönüşü
Yılın son Grand
Slam’i olan Amerika
Açık tenis turnuvası, Roger Federer’in
şa mpiyonluğ uyla
noktalandı. Final maçında Andy Murray’i
3–0 yenen Federer, bu turnuvayı üst üste
beşinci kez kazanarak, kariyerindeki on
üçüncü Grand Slam zaferine imza attı.
Üst üste 247 hafta zirvede kaldıktan
sonra, 18 Ağustos’ta bu koltuğu Rafael
Nadal’a bırakan Federer, “13 rakamında
kalmak istemiyorum” dedi. Bayanlarda
ise Serena Williams, Jelena Jankovic’i 2–0
yenerek şampiyon oldu ve 6 yıl aradan
sonra bir numara koltuğuna oturdu. Bir
sonraki Grand Slam, 19 Ocak’taki Avustralya Açık.
Radyo İzmir Ekonomi Yayında
http://comm.ieu.edu.tr/radyo/radyo_index.html
Radyomuzu dinlemek için
http://www.ieu.edu.tr
ON AIR butona tıklayınız.
Önemli Telefonlar
Santral Genel Sekreterlik Öğrenci İşleri Öğrenci Dekanlığı Güvenlik Kütüphane 279 25 25
488 81 15
488 81 57
488 84 20
488 81 11
488 84 01

Benzer belgeler