Yunus - Bizim Sahife

Transkript

Yunus - Bizim Sahife
www.dinimizislam.com
DİNİMİZ İSLAM
www.dinimizislam.com
Dini Şiirler ve
İlahi Sözleri
Künye
Sahibi:
Mehmet Ali Demirbaş
Gazeteci – Yazar
29 Ekim Cad. No:23 Kat:4
Yenibosna İstanbul
Tel: (0212) 454 38 20
[email protected]
Hazırlayan:
www.bizimsahife.org
1
www.dinimizislam.com
Dini Şiirler ve İlahi Sözleri
İÇİNDEKİLER
Allah Sevgisi
Gözüm bir şey görmez
Canlar feda yoluna
Olmaz bana
Gelir
Bulmuşum
25
25
25
26
26
Ere kavuşmak
Ayılamam
Âşık olmuşum
İçinde
Aşk haberi
Aşk tüccarı
Aşk eri
Sohbete gidelim
Sevdalının hâli
Bundan sonra
Kiri yıkamalı
Hizmet aşkı
Sen gereksin
Aşk yarası
Aşksızlara öğüt
Hor görme âşıkları!
Canım ölmez
Düğün bana
Kibir yüzünden
Yâre karşı
Derman olacak
Âşıklar ölmez
Yağma olsun
Geldim
Baston gerek
Ümit kesmem senden
Erenler denizdir
Bilmez imiş
Odur
Yandım ben
Gidiyorum
Gönül hakikate erdikten beri 26
Âlemi başıboş sanma ey
ahmak
Aşk neymiş
Olur mu?
Rahmetinle affet beni!
Rabbim
Ey dostlar
Yalvaralım Allah’a
İmdat eyle Allah’ım
Hikmeti var Rabbimin
Rabbimiz anıldıkça
Âşık tevbe etmez
Divaneler
Hak sevgisi
Göresim gelir
Yaratan var
Sır ifşa edilmez
Hâlık bilmez mi?
Dost ayrılığı
Kul olmak
Durmaz yakar
İmiş
Görünmez
Turfanda
Dağ içinde
27
27
27
28
28
28
28
29
29
29
30
30
30
31
31
31
32
32
32
33
33
33
34
34
2
34
34
35
35
35
36
36
36
38
39
39
39
40
40
40
41
41
41
41
43
43
43
44
44
44
44
45
45
46
46
46
www.dinimizislam.com
Var benim
Derdimi kime yanam
Medet Allah’ım
Bilmiyorum
Garip halim var
Kim anlar
Kahrın da hoş
Aşkın elinden
Divane olur
Açar oldum
Ermek için
Rabbim
Aşk yüzünden
Aşk ateşi düştü cana
İşim benim
Destan ola
Ölmeyem hiç
Bu aşk
Dervişe benzer
Aşk budur
Seher vakti
Allahü ekber
Vefakâr
Ümitsiz değilim
İrşâdî manzumesi
Hoştur
Gaffar odur
Bülbül niçin ağlarsın?
Seni gören göz
Yanayım
Hakkın cemali
Boş görme
Sürmüşler
Vuslat eri
Yandı yürek
Pehlivan var
Nasıl bilir?
47
47
47
48
48
48
49
49
49
49
50
50
50
51
51
52
52
52
53
53
53
53
54
54
54
55
55
56
56
56
57
57
58
58
59
59
59
Analım Rabbimizi
Allah’ım
Gidelim
Yetmez mi Allah bize?
Rızıksız kul olmaz
Tevhid
Sensin
La ilahe illallah
Hoşa geldi
Dost kaygısı
Bu aşk
Oldu
İleri
Yakmıştır bu aşk
Aşk eri
Kalbi temiz olur mu hiç?
Yine aşk
Dilimi tutamam?
Bu aşk
Olurum
Benim halim
Hicrana geldim
Müjdemiz
Aşk derdi
Tevhidi terk etme
Tevhid ehli
Aşkın seli
Yazılmaz adın insana
Olmaz
O köy
Bu gönlüm
La ilahe illallah
Dağların
Nakkaşı bulduk
Aşk ateşi
Medet Allah’ım medet!
Elhamdülillah
3
60
60
61
61
61
62
62
62
62
63
63
64
64
65
65
65
66
66
66
67
67
67
68
68
68
69
69
70
70
71
71
71
72
72
73
73
73
www.dinimizislam.com
Mihmandır bana
Ey Niyazi
Gerek
Bulan özünü
Allah diyelim Allah!
Aşk nedir?
Hak mahrum etmez
Dost diye
Garip bülbül
Yağma var
Nerdedir
Bülbül
Gül-bülbül
La ilahe illallah
Rahmeti bol
Dost hasreti
İmiş
Yaratan vardır
Rabbimize Hamdolsun
Dilemezse Rabbimiz
Hâline şükret
Ümit kesme
Ey Rabbim
Açık hakikat
Aşk neymiş
Allah sevgisi
Hakkın kudreti
Allah der
Rabbim
Gerisi boş
Zikret Mevla’yı!
Hangisine şükredelim
Bâkî olan
Şükür olsun
Zikretmek
Hak yolu göster
Ey Rabbim
74
74
74
75
75
76
77
77
78
78
78
79
79
79
80
80
80
81
81
82
82
83
83
83
84
84
85
86
87
87
87
88
89
90
90
90
91
Aşk ateşi
Açık hakikat
Aşk neymiş
Gönül ziyareti
Medet Allah’ım medet
Seni ararız
Allah desin!
Gider
Ya Rabbi
Mezara doğru
Rabbim
Yüce Rabbim
Lâ ilahe illallah
Sen seni
Gelsin
Kan parası ödenmez
Hiç
Allah’ı anar
Derde derman
Benim gibi
Taştın yine deli gönül
Ben derviş miyim?
Bülbül
İbret almalı
Olur mu?
Ya Rab
91
92
92
92
92
93
93
93
94
94
95
95
95
96
96
96
96
97
97
97
98
98
98
99
100
100
Sayısız isyanla geldim kapına 101
Pervaneden al
Ölmem hiç artık
Dünyada kaldım
Gerekmez
İnsan bulunmaz
İkrar olmadıkça
Hakka yalvarış
Hak teâlâ intikamın, kul
eli ile alır
Ey gönül
4
101
101
102
102
102
103
103
104
104
www.dinimizislam.com
Peygamber Efendimiz
Hilye-i Seadet
Yücesin ya Resulallah
Sevgili Peygamberimiz
İki cihanın gülü
Efendimiz doğduğu gün
Resulullah efendimiz
Peygamberimiz
Resulullah
Habibullah
İmdat et ya Resulallah
Günahkârım
Ya Resulallah
Şefaat ya Resulallah
106
110
111
111
112
112
113
113
114
115
115
115
116
Merhaba
Kundak içinde
Efendime gidiyorum
Şefaat ya Resulallah!
Efendimiz
Bi-iznillah
Sensin
Resulullah
Efendimiz
Resulün yolu
Ya Resulallah
Ya Resulallah
Mevlid-i Şerif
116
116
117
117
118
119
119
119
120
120
120
121
122
Ehl-i Beyt ve Eshab-ı kiram
Hazret-i Ebu Bekr-i Sıdık
Hazret-i Ömer-ül Faruk
Hazret-i Osman bin Affan
Hazret-i Ali bin ebi Talib
131
131
132
134
Ehl-i beyti sevmek
Ehl-i beytten olanlar:
Eshab-ı kiram
Resulullah ve Eshabı
135
135
136
137
İlim öğrenmek, Ehl-i sünnet yolu
İlimsiz bir şey olmaz
Seadet-i Ebediye
Üç şey lazımdır önce
Mektubat-ı Rabbani
Kendini bilmek
Oku Tam İlmihali
Cahilin atına binme
İslam'ın şartları
Sitemiz
Sitemizi okuyalım
Zamane şeyhi
Tam İlmihal okuyan
Doğru yol için dua
Rehberdir Tam İlmihal
Bilinmeli
139
141
141
142
143
143
Tam İlmihal Seadet-i Ebediye 143
Hakiki âlime uy
Salih âlimlere sor
Ehl-i Sünnet Kasidesi
Hudâ Rabbim
Haydi hizmete
Müstekîm ol
144
145
145
151
151
152
153
153
154
154
155
156
156
156
157
Seadet-i Ebediye (Tam İlmihal)157
Anlamaz
İctihad Kapısı
Mezhebim
5
157
158
159
www.dinimizislam.com
Ehl-i sünnet kasidesi
Mektubat
Diplomalı cahil
Cehalet
Kendine gelmeli
Mektubat-ı Rabbani
Nice yıllar Türkiye!
İslâm şiarı
Bahar
Mektubat-ı Rabbani
Zamane hatibi
159
160
161
162
162
163
164
165
165
166
167
İlmihale uyunca
Gazetemiz Türkiye
Sofuluk satmak
İstidraç
İlmihalim
Orta yol
Yetmez mi?
Hakikat Kitabevi
Ecel gelir
Ana cadde!
167
167
168
168
169
169
169
170
170
171
İslamiyete uymak, dünya sevgisi, nefs
Ramazan geldi
Kimde erlik var ise
Bir insan ki
Kalk Rabbini seviyorsan
Öyle bir hayat sür ki
Dertli’ye cevap
İstiğfar eyle
Müslümanlar kardeştir
Şükür gerekir şükür
Uyan
Vefasız dünya
Nefsim
Pul eder
Demişler
Ayrılık acısı
Karun
Gerektir
Geçer
Dervişlik
Derviş olmak
Hâlin ne olur?
Gerçek âşık
Miskinlik
Et – Etme
Bayram gelince
Nefsime öğüt
Derviş
Şu yaşa geldim
Gelsin
Yakan benim
Aşk nedir?
Dünya gelir geçer
Yalan dünya
Benzer
Hak diye diye
Gelsin
172
172
172
173
173
173
174
177
177
179
179
180
Bu yaşa eriştin ne amel kıldın? 181
Üzre
Fani dünya
Nefsime öğüt
Bahtiyardır Müslüman
Nefsime nasihat
Divane nefsim
Bir gün
Mahvettin nefsim beni
Karacaoğlan’ın nasihati
Peki demek
Sultan sana
181
182
183
184
184
185
185
185
186
186
187
6
187
188
188
189
190
190
190
191
191
192
192
192
193
193
194
194
195
195
195
196
196
196
197
197
www.dinimizislam.com
Göresin
Aklın sana yâr ise
Sofu
Affa uğrarız
Aç gözünü
Yazıyorum
Nefsin hâli Hain
Kimseye kalmaz
Elhamdülillah
Değil mi?
Nasihat
Kolay bulunmaz
Hizmet yolunda
Benzer
Yıkar
Kızım Hanife hatuna
Varlık ve darlık
Derviş olmak
Yüzkarası
Bir gün
Ruh ve nefs
Tevbeye gel tevbeye
Hesap var
Dinimiz
Tevbe edelim tevbe
İnsan gibi
Kızım
Bozuluyor halkımız
Kardeşim
Nefsin zararı
Unutma kıyameti
Nefsim
Gafletten uyan
Ver, kurtul
Zamane sofusu
Arzularsın
Unuttun say
198
198
198
199
199
199
200
200
200
201
201
202
202
203
203
203
204
204
205
205
205
205
206
206
207
207
208
208
208
209
209
210
210
211
211
211
212
Tevbe etmeli
Yalan dünya
İncin de incitme
Derviş olmak
Ya Rab
Sözünü bil
İnsafa gel insafa!
Tevhide gel tevhide
Uçalım
Gelsin
Bize gelenler
Oğlum
Tefvizname'den
Söz tut oğlum
Habersiz
Kalmamış
Gelir sultan sana
Tevbeye gel, tevbeye
Başka kimse
Elbet
Bulursun
Dervişlik
Hain nefsimiz
Gece gündüz
Sapığın ölümü
Canlar canı
Şöhret tuzaktır
Çok yemek
Az yemek
Sabır ve kanaat
Uyku gafleti
Arif kişi
Bu dünya
Bırak hevayı
Feleğin yayı
Geciktirme tevbeyi
La ilahe illallah...
7
213
213
213
214
214
215
215
215
216
216
216
217
217
218
218
218
219
219
220
220
220
221
221
222
222
223
224
224
224
225
225
225
226
226
226
226
227
www.dinimizislam.com
Tevbe estağfirullah!
Af dile Rabbimizden!
Girme nefsim
Ey nefsim
Allah vardır, birdir de!
Hâlimiz
Bundan sonra
Uyan gafletten
Farzı yap
Bu insan
Yanar mı?
Öyle değil mi?
Geç
Nefsimiz
Yalvar güzel Allah’a!
Besmele
Tevbe de, istiğfar et!
Derviş olmak istersen
Allah vardır de
Gel istiğfar et!
Sırat’tan geçemez
Her şey sende
Etsin seni
Bizi kim anlar?
Elhamdülillah
Gün doğmadan
Dine uymalı her an!
Selam olsun
Affet bizi Allah’ım
Nice olur hâlimiz?
Demezler mi hiç?
Ağlarız
Fani dünya
Cevher pula satılmaz
Yalan dünya
Nefse öğüt
Elhamdülillah
228
229
230
230
230
231
231
232
232
232
233
233
233
234
234
235
235
236
236
237
237
238
238
239
239
239
240
240
240
241
241
242
242
243
244
245
246
Bahtiyardır Müslüman
Eller mi kaldı?
Şu hâlin nice olur?
Son pişmanlık
Girmeliyiz Hak yoluna
Affet Rabbim
Yalvaralım Allah’a
Yük olmasın bize
Kurtar bizi
Tuz değil
Üç şey
Nefsimiz
Arzularsın
Nemelazım
Geç
Görmüyor
Niye?
Güvenilmez namerde
İstiğfar eyle
Hak’tan af dile!
Kanaatkâr olmak
Ey nefsim!
İstiğfar eyle!
Yapış tevbeye!
Tevbe et hemen!
Affedilir
Güvenilmez dünyaya
Taşlanmadıkça
Gönül kiminle
Yıkma Arş-ı Rahman’ı!
Adam olmak istersen
Yalan dünya
Şükrettik mi?
Yalan dünya
Ya Rabbi
Ey insanoğlu
Kalb kırmak
8
246
247
247
247
248
248
249
249
250
250
250
250
251
252
252
252
253
253
253
254
255
255
255
256
257
257
257
258
258
258
259
259
259
260
260
260
261
www.dinimizislam.com
Zamane insanı
Zamane insanları
Gerekmez
Mümin
Nefsimiz
Düşünemez yarını
İyi kötü Arkadaş
Yazık olmaz mı sana?
İstiğfar et
261
262
262
262
262
263
263
264
264
İyi insan
Geçti yıllar
İstiğfar et istiğfar!
Dedikleri gerçek imiş
İncitme sakın
Hak utandırmaz
Nefsini terk etmeden
Bugünden tezi yok!
265
265
265
266
267
267
268
269
Namazın önemi
Gelin namaz kılalım
İmanın tohumu
Namaz
Namaz
Namaza mani olan işte
hayır yoktur
Namaz kılmak
Namazın önemi
271
271
271
272
272
273
273
Evliyayı Sevmek ve Sohbetin Önemi
Herkesin var bir kesi
Kâmil evliya
Üstadımız
Hocama
Kâmil insan
Himmet
Kurtuluş
Kutb-u evliya
Bulduk elhamdülillah
Mevla onu süslemiş
Erenlerin himmeti
Çay ve çay sohbetleri
Abime
Erenler
Benzer
Varmayınca
Eve dervişler geldi
İlim
Bulduk elhamdülillah
274
274
274
275
275
275
276
276
276
277
277
278
279
280
280
280
281
281
282
Canan bulunmaz
Kim gelir?
Boş değil
Gerçek bulunmaz
Er eteği
Yapış ere
Can vermek ister
Pirimin
Şeker gibi yutmalı
Gizlidir
Benzer
Gerek
İstesin
Ârif
İmam-ı Rabbani
Evliyayı tanımak
Kâmil insan
İmiş
İstanbul şehri
9
282
282
283
283
283
284
284
284
285
285
286
286
286
287
287
287
288
288
288
www.dinimizislam.com
Kardeş
289
Benzer
290
Olmaz
290
Seyyid Abdülhakîm-i Arvâsî 291
Derviş Yunus
291
Seyyid Abdülhakim-i Arvasi 291
“Rahmetullahi teâlâ aleyh”
Hazret-i Mevlânâ!
294
Emîr Sultan hazretleri için 294
Efendime
295
Efendim
295
Gelsin
Bulasın
Bilmez imiş
Erenleri himmeti
Gelsin
Gönlümüz viran olur
Peki demek gerekir
Efendim
Sıla’ya hasret (İmam-ı
Rabbani hazretlerine)
Hicran oldu
295
295
296
296
296
297
298
299
300
300
Ölüm ve Ahiret
Ne fayda
Selam olsun
Ölesi değil
Bir gün
Gezer ölüm
Ölenlerin hâli
Ecel elinden
Bugünün yarını var
Ahir zamanda
Ölmem diyemezsin
Ölümü unutma
Kabir
İçinde
Divaneyim
Kim umar senden vefayı
Öleceğiz biz
Gönül bak şu cihana
Ya Rab
Toprakta kimler yatar?
Kurtuluş yok ölümden
Sur vurulunca
Ölüm
Muhakkak
302
302
302
303
303
303
304
304
305
306
306
308
308
309
309
309
310
310
310
311
311
311
312
İhsan edicidir
Issız kalınca
Ölümden kurtulmak
Derler
İçinde
Nazar edin
Gider
Ecel gelir
Bir gün
Halim nice olur
İhtimaller
Bunca ömür
İnanacak
Bir gün
Dünyaya veda
Can olasın
Mezarlar
Rabbim
Ölüm ansızın gelir
Ölmüş yatar
Ölülerin hali
Göçe geldi
N’ola hâlim?
10
312
313
313
313
314
314
315
315
315
316
316
316
316
317
317
317
318
318
319
319
320
320
320
www.dinimizislam.com
Var mı?
Sen dahi
Sarayın viran olur
Ölüm vardır
Öleceksin elbette
Yardım eyle Allah’ım
Ne fayda
Nice olur hâlimiz?
Bir gün
Fener söner
Yavaş yavaş
Sonu virandır
Hani nerde?
Biliyor musun?
Şu hâlim nice olur?
Eğlenmez
Neyinle övünürsün?
Uzak görme ölümü!
Düşünmez misin?
Ölüme hazırlan
Ölüme hazır mısın?
Çoğu hakkı bilmez
Kullar yatar
Elbette
Dünya fâni, ölüm var
Ölmez mi?
Ölüm gelince
Ecel
Cennet nimetleri
Ölüm nedir?
Mahşer günü
321
321
322
322
322
323
323
324
324
324
325
325
325
326
326
326
327
327
327
328
328
329
329
330
330
330
331
332
333
335
335
Diğer Şiirler
Gir ağla çık ağla
Manzum Atasözleri
Ömür yolu
Kulak
Hoyratlar
Garip kimse
Sever demişler
Demişler
Yine güldürür
Benimdir
Orda
Cansın sen
Kış gitti
Çocuklarımız
Yazık olsun!
Geldik
Soysuz
Taş olan ekmek
336
336
337
337
338
338
338
340
340
341
341
341
342
342
343
344
345
345
Binlerce yazık olsun
Çağlar mı?
Hesap döndü
Bakış açısı
Benzeme sen
Ey Bülbül
Fiske
Çoğu yanılmış
Bizim yurdumuz
Arar demişler
Sever demişler
Olur demişler
Hakkın ödenmez anne
Düşmana dua
Necmeddîn Dâye Râzî
Şeyhim
Derdin mi var?
Dert oldun
11
347
347
347
348
348
349
349
349
350
351
352
354
354
355
355
355
355
355
www.dinimizislam.com
Yuh olsun
Demişler
Gaflet uykusu
Davetiye
Vatanıma kavuştur
Yürü Mevla’ya yürü
Bir gün
Çok feci durum
Tatlı söz
356
356
357
357
358
358
359
359
360
Demişler
Demişler
Gitti
Geçti Bor'un pazarı
Çeteci
Çete destanı
Cin Ali
Arıyoruz
Türkiye Gazetesi
360
360
361
361
362
364
365
366
367
İlahi Sözleri
Âdemoğlu aç gözünü
Erenlerin sohbeti
Canım kurban olsun
senin yoluna
Hiç aksatma namazı
Kurtar beni
Gitmezmiş
Seviyorum Rabbim seni
Yalvar güzel Allaha
Namaz kılalım namaz
Gelip geçti ömrüm
Yakup aleyhisselam
Göçtü kervan
Gel gör beni aşk n’eyledi
Veysel Karani
Gitmeye geldim
Diye diye
Ey rahmeti bol padişah
Derdim bana derman imiş
Aşkın ile âşıklar
Tahtadan Kutu
Gönül arzular
Elhamdülillah
Molla Kasım gelir
İmkânsızdır
369
369
369
370
370
370
371
371
372
373
373
374
374
375
375
375
376
377
377
377
378
378
378
379
Güller sümbüller
Allah dendikçe
Hakkı Anar
Selam götürün
Dağlar başında
Sordum sarı çiçeğe?
Dünya düşman olsa
İbret al
Aşka düşen
Yürü dünya
Anarım Rabbim seni
Âşık olmazsam
Aşk denizi
Yunusun adı
Hakkın evi
Hak Çalab’ım
Ötme bülbül
Şol Cennetin nehirleri
Rabbimizi zikredersen
Benden içeri
Kahrında hoş
Bir Allah
Ya Rab!
Hâlık bilmez mi hiç?
Kendini bil
12
379
379
380
380
381
381
382
382
383
383
383
384
384
384
385
385
385
386
386
387
387
387
388
388
388
www.dinimizislam.com
Geldim
Gerçek âşık
Hakkı isteyen
La ilahe illallah
389
389
389
390
Allah’ı anar
Saadet anahtarı
Silsile-i aliye
390
391
391
Seçkin Maniler
Açıklama
Seçkin maniler – 1
Seçkin maniler – 2
Seçkin maniler – 3
Seçkin maniler – 4
Seçkin maniler – 5
Seçkin maniler – 6
Seçkin maniler – 7
Seçkin maniler – 8
Seçkin maniler – 9
Seçkin maniler – 10
Seçkin maniler – 11
Seçkin maniler – 12
Seçkin maniler – 13
Seçkin maniler – 14
Seçkin maniler – 15
Seçkin maniler – 16
Seçkin maniler – 17
Seçkin maniler – 18
Seçkin maniler – 19
Seçkin maniler – 20
Seçkin maniler – 21
Seçkin maniler – 22
Seçkin maniler – 23
Seçkin maniler – 24
Seçkin maniler – 25
Seçkin maniler – 26
Seçkin maniler – 27
Seçkin maniler – 28
Seçkin maniler – 29
393
393
394
394
395
395
396
396
397
397
398
398
399
399
400
400
401
401
402
402
403
403
404
404
405
405
406
406
407
407
Seçkin maniler – 30
Seçkin maniler – 31
Seçkin maniler – 32
Seçkin maniler – 33
Seçkin maniler – 34
Seçkin maniler – 35
Seçkin maniler – 36
Seçkin maniler – 37
Seçkin maniler – 38
Seçkin maniler – 39
Seçkin maniler – 40
Seçkin maniler – 41
Seçkin maniler – 42
Seçkin maniler – 43
Seçkin maniler – 44
Seçkin maniler – 45
Seçkin maniler – 46
Seçkin maniler – 47
Seçkin maniler – 48
Seçkin maniler – 49
Seçkin maniler – 50
Seçkin maniler – 51
Seçkin maniler – 52
Seçkin maniler – 53
Seçkin maniler – 54
Seçkin maniler – 55
Seçkin maniler – 56
Seçkin maniler – 57
Seçkin maniler – 58
Seçkin maniler – 59
13
408
408
409
409
410
410
411
411
412
412
413
413
414
414
415
415
416
416
417
417
418
418
419
419
420
420
421
421
422
422
www.dinimizislam.com
Seçkin maniler – 60
Seçkin maniler – 61
Seçkin maniler – 62
Seçkin maniler – 63
Seçkin maniler – 64
Seçkin maniler – 65
Seçkin maniler – 66
Seçkin maniler – 67
Seçkin maniler – 68
Seçkin maniler – 69
Seçkin maniler – 70
Seçkin maniler – 71
Seçkin maniler – 72
Seçkin maniler – 73
Seçkin maniler – 74
Seçkin maniler – 75
Seçkin maniler – 76
Seçkin maniler – 77
Yanlış hesap
Seçkin maniler – 78
Yanlış hesap (2)
Seçkin maniler – 79
Seçkin maniler – 80
Çocuklar
Seçkin maniler – 81
Çocuklar (2)
Seçkin maniler – 82
Çocuklar (3)
Seçkin maniler – 83
Seçkin maniler – 84
Seçkin maniler – 85
Seçkin maniler – 86
Seçkin maniler – 87
Seçkin maniler – 88
Seçkin maniler – 89
Seçkin maniler – 90
Seçkin maniler – 91
423
423
424
424
425
425
426
426
427
427
428
428
429
429
430
430
431
431
Seçkin maniler – 92
Seçkin maniler – 93
Seçkin maniler – 94
Seçkin maniler – 95
Seçkin maniler – 96
Seçkin maniler – 97
Seçkin maniler – 98
Seçkin maniler – 99
Seçkin maniler – 100
Seçkin maniler – 101
Seçkin maniler – 102
Seçkin maniler – 103
Seçkin maniler – 104
Seçkin maniler – 105
Seçkin maniler – 106
Seçkin maniler – 107
Seçkin maniler – 108
Seçkin maniler – 109
Seçkin maniler – 110
Seçkin maniler – 111
Seçkin maniler – 112
Seçkin maniler – 113
Seçkin maniler – 114
Seçkin maniler – 115
Seçkin maniler – 116
Seçkin maniler – 117
Seçkin maniler – 118
Seçkin maniler – 119
Seçkin maniler – 120
Seçkin maniler – 121
Seçkin maniler – 122
Seçkin maniler – 123
Seçkin maniler – 124
Seçkin maniler – 125
Seçkin maniler – 126
Seçkin maniler – 127
Derviş
432
432
433
433
434
435
435
436
436
437
437
438
438
439
14
439
440
440
441
441
442
442
443
443
444
444
445
445
446
446
447
447
448
448
449
449
450
450
451
451
452
452
453
453
454
454
455
455
456
456
457
www.dinimizislam.com
Seçkin maniler – 128
Derviş 2
Seçkin maniler – 129
Derviş 3
Seçkin maniler – 130
Seçkin maniler – 131
Seçkin maniler – 132
Seçkin maniler – 133
Seçkin maniler – 134
Seçkin maniler – 135
Seçkin maniler – 136
Seçkin maniler – 137
Seçkin maniler – 138
Seçkin maniler – 139
Seçkin maniler – 140
Seçkin maniler – 141
Seçkin maniler – 142
Oğlum
Seçkin maniler – 143
Peki demek
Seçkin maniler – 144
Seçkin maniler – 145
Nefis
Seçkin maniler – 146
Nefis 2
Seçkin maniler – 147
Seçkin maniler – 148
Seçkin maniler – 149
Seçkin maniler – 150
Seçkin maniler – 151
Seçkin maniler – 152
Seçkin maniler – 153
Nefis
Seçkin maniler – 154
Seçkin maniler – 155
Seçkin maniler – 156
Seçkin maniler – 157
457
Seçkin maniler – 158
Seçkin maniler – 159
Seçkin maniler – 160
Seçkin maniler – 161
Seçkin maniler – 162
Seçkin maniler – 163
Seçkin maniler – 164
Seçkin maniler – 165
Seçkin maniler – 166
Seçkin maniler – 167
Seçkin maniler – 168
Seçkin maniler – 169
Seçkin maniler – 170
Seçkin maniler – 171
Seçkin maniler – 172
Seçkin maniler – 173
Seçkin maniler – 174
Seçkin maniler – 175
Seçkin maniler – 176
Seçkin maniler – 177
Seçkin maniler – 178
Seçkin maniler – 179
Seçkin maniler – 180
Seçkin maniler – 181
Seçkin maniler – 182
Seçkin maniler – 183
Seçkin maniler – 184
Seçkin maniler – 185
Seçkin maniler – 186
Seçkin maniler – 187
Seçkin maniler – 188
Seçkin maniler – 189
Seçkin maniler – 190
Seçkin maniler – 191
Dilimiz bozuluyor
Seçkin maniler – 192
Dilimiz bozuluyor (2)
458
458
459
459
460
460
461
461
462
462
463
463
464
464
465
465
466
466
467
467
468
468
469
469
470
470
471
471
472
15
472
473
473
474
474
475
475
476
476
477
477
478
478
479
479
480
480
481
481
482
482
483
483
484
484
485
485
486
486
487
487
488
488
489
489
www.dinimizislam.com
Seçkin maniler – 193
Seçkin maniler – 194
Seçkin maniler – 195
Seçkin maniler – 196
Seçkin maniler – 197
Seçkin maniler – 198
490
490
491
491
492
492
Seçkin maniler – 199
Seçkin maniler – 200
Seçkin maniler – 201
Seçkin maniler – 202
Seçkin maniler – 203
Seçkin maniler – 204
493
493
494
494
495
495
Ramazan Manileri
Ramazan manileri – 1
Ramazan manileri – 2
Ramazan manileri – 3
Ramazan manileri – 4
Ramazan manileri – 5
Ramazan manileri – 6
Ramazan manileri – 7
Ramazan manileri – 8
Ramazan manileri – 9
Ramazan manileri – 10
Ramazan manileri – 11
Ramazan manileri – 12
Ramazan manileri – 13
Ramazan manileri – 14
Ramazan manileri – 15
497
497
497
497
498
498
498
498
499
499
499
499
500
500
500
Ramazan manileri – 16
Ramazan manileri – 17
Ramazan manileri – 18
Ramazan manileri – 19
Ramazan manileri – 20
Ramazan manileri – 21
Ramazan manileri – 22
Ramazan manileri – 23
Ramazan manileri – 24
Ramazan manileri – 25
Ramazan manileri – 26
Ramazan manileri – 27
Ramazan manileri – 28
Ramazan manileri – 29
Bayram manisi
500
501
501
501
501
502
502
502
503
503
503
504
504
504
504
Çeşitli Nükteler
Âlemin kurtuluşu
506
Yaratılış gayesi
506
Rızaya kavuşmak için
506
Sabır-şükür
506
Tefekkür
506
Duâ
506
İhlâs
506
Hubb-i fillah ve buğd-ı fillah 506
İhlâs ve sevgi
507
Allah sevgisi
507
Resulullah
Resulullah efendimize
Fenersiz mum
Zaman geçiyor
İlmihâlin önemi
Huzur
Fen ve sanat
İlim farzdır
Düzgün iman
Arife tarif olmaz
16
507
507
507
507
507
507
508
508
508
508
www.dinimizislam.com
İlim öğrenmek
Kalem unutmaz
Kitap çok ama
Âlim tevazu ehlidir
Ağaç yaş iken eğilir
Âlimsiz olmaz
Kafayı doldurmak
Hak rızası
Ayıp
Amelsiz ilim
İlmi yazmalı
Besmele ile başlamak
Oruç ve sabır
Kadir gecesi
Ramazan gidiyor
Ramazana elveda
Bayram
Oruçlunun uykusu
Bedenin zekâtı
Sahur yemeği
Allah’ın emaneti
Erkek ev işine karışmaz
Sultan üzülmez
Dünya kusuru
Bir insan
Keskin sirke
Selâmet istersen
Eden bulur
Sabır acıdır
Nimet – ganimet
Kötü arkadaş
Kalbin temiz ise
Hayır dile
Geç kalma
Ele kuyu kazmak
Gülü bülbül bilir
Bilenin korkusu
508
508
508
508
508
509
509
509
509
509
509
509
509
509
510
510
510
510
510
510
510
510
511
511
511
511
511
511
511
511
511
512
512
512
512
512
512
Kışa yazdan hazırlık
Öfkenin zararı
Sağlıklı hayat
Kötü dost
Asıl pehlivan
Sabır ve zafer
Edeb
Şifreli kasa
Mihnet yeri
Affeden affedilir
Fitne
Tevekkül
Eken biçer
Acele şeytandandır
Tuzağa dikkat
Acele
Tatlı söz ve yılan
Tevazu ve kibir
Sadaka gibi
Kalb temizliği
Hakka dayan
İki baş
Acele iş
Felsefeci
Zırh
İyilik rehberi
Zengin ve zekât
Doğru esnaf
Kalbi temizlemek
İmanın önemi
Zühd nedir
Tesirli söz
Îsâr nedir
İbadet
İslam’ın özeti
Adalet
Büyük cihat
17
512
512
512
513
513
513
513
513
513
513
513
513
514
514
514
514
514
514
514
514
514
515
515
515
515
515
515
515
515
515
516
516
516
516
516
516
516
www.dinimizislam.com
Sadık
Müminin hali
Sabır
Şecaat (kahramanlık)
Selamet isteyen
Hayâ
Müminin vasfı
Vakar sahibi
Hikmet
Havf ve recâ
Salih Müslüman
Tevbe
Tevazu
Merhamet
İstişare
Tevekkül
İhsan
En cömert zat
Hilm nedir?
Besmele
Danışmak
Şükür
Sabır
Tevazu göstermek
En zor imtihan
Haset
Sözün esiri
İyilere kötülük
Yaşamak için yemek
Binmeyi öğrenmek
Baş kesen söz
Az konuşmak
Aç gözlü
Gülümse
Her kapta ne varsa o sızar
Gül tutan elde
Vefalı kimse
516
516
517
517
517
517
517
517
517
517
517
518
518
518
518
518
518
518
518
518
519
519
519
519
519
519
519
519
519
520
520
520
520
520
520
520
520
Fakir ve zengin
Rastgele atış yapmak
Kalb kırmak
Bakar kör olmak
Ayıp araştırmak
Akıl akıldan üstün
Altın anahtar
Akıllı düşman
Salihler yurdu
Mazlumun âhı
Allah isterse
Kurtuluş reçetesi
Öfke ve nefret
Ak akçe
Düşmana güvenilmez
İş işten geçince
Gönlüme düştü
Akılsız baş
Can kurtarma devri
Danışmanın önemi
Pişmanlık tevbedir
Ferasetli bakış
İyi örnek
İyilik ve kötülük
Gençlik uçup gitti
Yalnız Allah sevgisi
Gül
Bülbül
Başa kakmak
Hasetten kurtuluş
Kızgınlık ateşi
Kanaat
Gafile söz nafile
Adam adamdır
Akılsız iş
Yolcu yoluna gerek
Tevbe için tevbe
18
520
521
521
521
521
521
521
521
521
521
522
522
522
522
522
522
522
522
522
523
523
523
523
523
523
523
523
523
524
524
524
524
524
524
524
524
524
www.dinimizislam.com
Doğru yol tektir
Sonsuz azap
Sinirlenmek
Akla uygun din
Din akılla anlaşılmaz
Sevgi tarif edilmez
Sağlık için
Çare sizsiniz
Ümit sizsiniz
Çilesizsiniz
Güvensizsiniz
Gönülsüz iş
Çile çekmek
Temelsizsiniz
Servetsiz
Yol kesici
Gözü aç olmak
Sitem ve matem
Hiddet nefret uyandırır
Alışan kudurmuş gibidir
Keklik avı
Kuş avlamak
Dikensiz gül
Aman diyene
Fakir kimdir
Hakkını helal et
Uzun emel
Ağlatan söz
Zirveye çıkmak
Nasip meselesi
Hakkı sökerek almak
Elin tavuğu
Sırrı gizlemek
İyilik eyle
Dinin direği
Namaza mani iş
Namaz
525
525
525
525
525
525
525
525
525
526
526
526
526
526
526
526
526
526
527
527
527
527
527
527
527
527
527
528
528
528
528
528
528
529
529
529
529
Namaz önemlidir
Dua kabul olmaz
Namaz ve iman
Kalbin şifası
İlahi rıza
En efdal amel
Gafletle namaz kılmak
İhlâslı namaz
Cemaat
Sonsuz mutluluk
Yarına bırakma
Danışmak
Karganın kılavuzluğu
Gözden ırak olmayın
Bir bilene danış
Soran bulur
Sohbetin önemi
Gönül işi
Sevilen güzeldir
Kimseye baki değildir
Güç iş
Ecel şerbeti
Öleceksin
Eken biçer
Herkes ektiğini biçer
Ölüm
Ölmeden önce ölmek
Ölüm pusuda
Ayrılık
Ölüm var
Dün öldü
Üç şey
Sözüm çok sana
Mahrum kalan
Hakka teslimiyet
Şükür
Siperlenmek
19
529
529
529
529
530
530
530
530
530
530
530
530
531
531
531
531
531
531
531
531
532
532
532
532
532
532
532
532
532
533
533
533
533
533
533
533
533
www.dinimizislam.com
Saadet
Çocukken
Mazlumun duası
Sebeplere yapışmak
Müminin miracı
Küfür İman
İlmihal ve namaz
Mağrur olma
Haddini bilmek
Cehalet ve ilim
Hasret
Tevekkül
Gel
Haktan ayrılmamalı
Fırsatı kaçırma
Düşmanı güldürme
Hüner
İlim
Gaflet
Ruh
Evliya
Yağmur gibi
Sevmekten maksat
Sebebe yapış
Asıl marifet
Mezar
Hak yoldan sapma
Dünya
Malın hesabı
Ayrılık
Kader keder
Kimsesizler kimsesi
Evliyanın sohbeti
Akıllı ve ahmak
Nasipsiz kimse
Niçin
Âlemlere rahmet
533
534
534
534
534
534
534
534
534
534
535
535
535
535
535
535
535
535
535
536
536
536
536
536
536
536
536
536
537
537
537
537
537
537
537
537
537
Viran olur
Dilerse
Boş gelmeli
Bulunmaz hazine
İmanlı olmak
Terazi
Adam sen de
Kibirlenmemeli
Esrarlı kuş
Danışmak
Âşık maşuk
Aşk olmasaydı
Mehtap
Hikmet
Bahane
Dinin direği
Zehirdir
Tedbir ve takdir
Hazinenin nişanı
Gözyaşı
Sözüm çoktur
Sohbet
Aşkın ateşi
İki şeyin hasreti
Belki faydalanırsın
İşin özü
Güzellik
Kıymetini bil
Nazı bırakmalı
Dost
Tükenmez sözüm
İş budur
Beşer şaşar
Usanma
Gençlik
İki kimse
Bir gün
20
538
538
538
538
538
538
538
538
538
539
539
539
539
539
539
539
539
539
540
540
540
540
540
540
540
540
540
541
541
541
541
541
541
541
541
541
542
www.dinimizislam.com
Tevbe
Öfke
Allah için sevgi
Aklı yoktur
Naz çekmek gerek
Feryat
Dostun ayrılığı
Kötülük ve iyilik
Akla güvenme
İhlâs
Zordur
Allah aşkı
Onun için
Yol
Âşık
Medeni olmak
Sohbet
Bela yazmaz
Ölümü unutur
Diploma
Cepsiz kefen
Kurban bayramı
Rast giderse
Batı medeniymiş
Diploma
Tabut ve yakut
İbret almak
Nemelazımcılık
Herkes ektiğini biçer
Yalancı
Allah dostunu seven
Dost ve düşman
Beterin beteri
Ahirete hazırlık
Bir tut
Sen nesin?
Zakir ve hakir
542
542
542
542
542
542
542
542
543
543
543
543
543
543
543
543
543
544
544
544
544
544
544
544
544
545
545
545
545
545
545
545
545
545
546
546
546
Akılsız
Gözyaşı
Ağlamak
Dünya
Herkes ektiğini biçer
İslam gelince
Marifet ehli
İhlaslı ol
Niye bugün değil
Adamsız elbise
Malını bırakacaksın
Dini bilmek için
Dine uymak zorlaşır
Bilgi sizsiniz
Değer sizsiniz
Akılsız başın cezası
Araba devrilince
Gül için figan
Mazlumun gözyaşları
Tefekkür
Neye yarar
Bülbülün derdi
Yeni sene
Ölüm korkusu
İhlasla kılınan namaz
Can verme telaşı
Kurtuluş fırkası
Aşure günü oruç
Sızdıran kap
Nefs kendine taptırır
Eken biçer
Şu iki kişi
Tevbe eyle
Mümine Mirac
Allah için uyku
Kalbteki taşı erit
İman dolu gönül
21
546
546
546
546
546
547
547
547
547
547
547
547
547
547
548
548
548
548
548
548
548
549
549
549
549
549
549
549
550
550
550
550
550
550
550
550
550
www.dinimizislam.com
Müminin miracı namaz
Ruh ve beden sağlığı
Çalışarak dua
Usanma
Allah de
İntihar etme
Berat gecesi
Dikensiz gül
Kader
Sohbet
Kurban kes
Dünya zevkleri geçer
Aşure günü
Salih amel
Beynamaz
Kötü arkadaş
İstişare bilmeyen
Danışmayan
Resulullah'ın miracı
Nankörün fendi
Rahat ve servet
Akıbet
Kazdığı kuyuya düşer
Hâlık bilir
Büyüğü küçük görme
Besle kargayı
Haine güvenilmez
İştişare bilmeyen
Ömür bir gündür
Dikensiz gül bulunmaz
Kurban bayramı
Eken biçer
Gülü seven
Haramdan kaç
Devasız dert olmaz
Ölü kalbe ilaç
Ne zaman uslanacak
551
551
551
551
551
551
551
551
552
552
552
552
552
552
552
552
552
553
553
553
553
553
553
553
553
553
554
554
554
554
554
554
554
554
555
555
555
Alimle kendini bir tutma
Ömrü boşa geçirme
Müdara
Kul azmadıkça
İşe bak
Gafletle uyuma
Nefsin arzusunu bırak
Sabrın sonu selamet
Bin dost az
İbret
Nemelazımcılık
Kötülük eken
Sevenle beraber
Beterin beteri
Eken biçer
Âşık ölür
Kitap
İlmihal
Çete
Bir düşman
Feyiz akar
Ölürken gülümser
555
555
555
555
555
556
556
556
556
556
556
556
556
557
557
557
557
557
557
557
557
557
Horozun gözü çöplükte kalır 558
Lafla peynir gemisi yürümez 558
Sevene
Gönüle sevdiği güzeldir
Herkes cinsine çeker
Dine uymak
Ekmeden biçilmez
Sükût et
Doğruluktan ayrılma
Kavuştur rabbim
Çalışmak
Hayat
Mutlu olmak
Nefse muhalefet
Moda ve zillet
22
558
558
558
558
558
558
558
559
559
559
559
559
559
www.dinimizislam.com
Edepli ol
Miraç gecesi
İman
Cahil masal der
Zayıflatma imanını
Öğüt almayan kulak
Ramazan
Gafletten sakın
Huzuru bulmak zor
İsyanı yer taşımaz
Ölüm peşinde
Son pişmanlık faydasız
Dine hizmet
Hakk’a teslim ol
Hak yol
559
559
559
560
560
560
560
560
560
560
560
561
561
561
561
İnkâr eden
Eken biçer
İbret almayan göz
Zulüm payidar olmaz
Bitmeyen gaflet
İslam’a uyan
Allah var
İhtiyaçlar bitmez
Kötü kazanc
Edepsiz âlim olmaz
Meşveret
Kulluk eden sevilir
İslam’a uy
Hesap var
561
561
561
561
561
562
562
562
562
562
562
562
562
562
Gerçek Bir Aşk Hadisesi
Hâlimi arz
Hasbihâl
Edepli çocuk
İlm-i Ledünni
Mürşid-i kâmil
Aşk nedir
Hakiki aşk
Fenâ-Fillâh
Çocuğun hastalığı
Aşkın alâmeti
Mürşidimi ziyaret
Talebem iyileşti
Bir teveccüh
Yüz sürdüm ayağına
Sabreden derviş
563
563
564
565
566
567
568
569
569
571
572
573
574
575
576
Resulün vârisi
Seyahatim
Bağdaki sofra
Edep ve Hayâ
Hâlimi arz
Bayram günü
Kulağını çektim
Asıl maksadım
Sen şâd ol
Bayram ettim
Hak vergisi
Üstadın hastalığı
Âlem yas tuttu
Defni
Ayrıldım
23
577
577
578
580
581
582
583
584
585
586
586
587
595
595
596
www.dinimizislam.com
Gramer Kaideleri
İLGİ EKİ (Kİ):
BAĞLAÇ OLAN (Kİ):
SORU EKİ (Mİ):
(DE) BAĞLACI:
(İLE) BAĞLACI:
ÖZEL İSİMLER:
BÜYÜK HARFLE
BAŞLAYAN KELİMELER:
KESME İŞARETİ:
UZATMA İŞARETİ:
NOKTA:
VİRGÜL:
NOKTALI VİRGÜL:
İKİ NOKTA:
ÜÇ NOKTA:
SIRA NOKTALAR:
ÜNLEM İŞARETİ:
SORU İŞARETİ:
KISA ÇİZGİ:
UZUN ÇİZGİ:
TIRNAK İŞARETİ:
PARANTEZ:
KÖŞELİ PARANTEZ:
598
598
598
598
598
598
598
599
599
599
599
600
600
600
600
600
601
601
601
601
601
602
Şiir, ölçü ve başıboşluk
Şiir, ölçü ve başıboşluk
Şiir yazarken
Ölçü yönünden uygun olması:
7 heceliye bir örnek:
8 heceliye bir örnek:
11 heceliye bir örnek:
14 heceliye bir örnek:
Kafiyeler:
Redif:
Okuyucu şiirleri
603
605
605
605
605
606
606
606
607
607
24
www.dinimizislam.com
Dini Şiirler ve İlahi Sözleri
Allah Sevgisi
Canlar içinde cansın,
Bize iki cihansın,
Hem din ile imansın,
İman kaygısı değil.
Yaramı yuyup sildim,
Yaram kimdendir bildim,
Bendeki yâr kaygısı,
Yaram kaygısı değil.
Derman ola mı bana,
Derdim benim kim ona,
Dertli varayım sana,
Derman kaygısı değil.
Ummanlara dalmışım,
İnci mercan bulmuşum,
Cevher olup gelmişim,
Umman kaygısı değil.
Dendi Yunus Emre’ye,
Kervan yok sen nereye?
Ben eriştim menzile,
Kervan kaygısı değil.
Gözüm bir şey görmez
Derdim çoktur, inliyorum,
Dostlarımı ünlüyorum,
Ben kendimi dinliyorum,
Kimse dilim bilmez benim.
Konuştuğum kuş dilidir,
Öz vatanım dost ilidir,
Topladığım dost gülüdür,
Asla gülüm solmaz benim.
Dostum bana gelsin demiş,
Şu kadehi alsın demiş,
Kadehte ne varsa içtim,
Artık gönlüm ölmez benim.
Hem zahirde, hem bâtında,
Noksan olmaz sanatında,
Bildim artık Hak katında,
Sözüm geri kalmaz benim.
Olmaz bana
Buldum artık sonsuz hayrı,
Yunus olmaz ondan gayrı,
Bir zerrece Hak’tan ayrı,
Gözüm bir şey görmez benim.
Ben onunla dost olmuşum,
Başkası dost olmaz bana.
Cahile hedef olmuşum,
Selam dahi vermez bana.
Dostlarla dosta geleyim,
İşin sırrını bileyim,
Ölmeden önce öleyim,
Dünya bâki kalmaz bana.
Terk eyledim başka yeri,
Oldum Hakk’ın sadık eri,
Canlar feda yoluna
Canlar feda yoluna,
Bu can kaygısı değil.
Sen can gereksin bana,
Cihan kaygısı değil.
25
www.dinimizislam.com
Dostu bulduktan beri,
Bura mekân olmaz bana.
Ben âşık-ı biçareyim,
Baştan ayağa yâreyim.
Artık deli divaneyim,
Şu akıl yâr olmaz bana.
Dost bağının bülbülüyüm,
Mor çiçekli sümbülüyüm,
Mevlâ’nın âdi kuluyum,
Kimse değer vermez bana.
Dost bahçesinde yatarım,
Kaygımı tutup atarım,
Lale alır, gül satarım,
Kimse hesap sormaz bana.
Yunus açık seçik dersin
Şu fâniyi terk edersin,
Yanarak Hakk’a gidersin,
Bir şey hicap olmaz bana.
Bulmuşum
Mağlup oldu kefere,
Kavuşuldu zafere,
Gitmem uzak sefere,
Dostu dostta bulmuşum.
Bilin artık ölüyüm,
Aşk bağının gülüyüm,
Hep öten bülbülüyüm,
O bahçeden gelmişim.
Ben zavallı bir kuldum,
Artık ben beni buldum,
Şimdi kalmadı korkum,
Korkudan kurtulmuşum.
Yunus gezme cihanı!
Veren alır bu canı,
Canımızın cananı,
Kimdir artık bilmişim.
Gönül hakikate erdikten beri
Gönül hakikate erdikten beri
Muhabbet yolunu ala gelmiştir.
İyiyi kötüyü gördükten beri,
Şu benzim sararıp sola gelmiştir
Gelir
Bu aşkın ateşiyle,
Gözlerden kan, yaş gelir.
Kavrulur yanar yürek,
Bu hâl bana hoş gelir.
Yanmakta imiş hayat,
Ruhum, nefsime dayat!
Dosta ettiğim feryat,
Münkirlere taş gelir.
Aşkımı yoktur bilen,
Hâlime bakıp gülen,
Sevgidir Hak’tan gelen,
Bu halka göz, kaş gelir.
Yunus öğren özünü!
Dostuna aç gözünü!
Uygun söyle sözünü!
Sultana güneş gelir.
Gece gündüz fikrim, ebedî yârda,
Ciğer kebap oldu manevî narda,
Garip kalan bülbül şu ilkbaharda,
Muradın almaya güle gelmiştir.
Dertli bülbül, bahçelerde bağlarda,
Figân eder gül açtığı çağlarda,
Mor sümbüllü, gonca güllü dağlarda,
Gönül devasını bula gelmiştir.
Bu gurbette ayrılığın elinden,
Zarar gelir kötülerin dilinden,
Hoca der ki, cehaletin selinden,
Bağrımız kan ile dola gelmiştir.
26
www.dinimizislam.com
Belâ yağmurları yağarken her an,
Âlemi başıboş sanma
ey ahmak
Şükür secdesine yatmakmış bu aşk.
Âlemi başıboş sanma ey ahmak,
Bütün mahlûkatı yaratan vardır.
Başını kaldır da âleme bir bak!
Göğü yıldızlarla donatan vardır.
Aşktan mahrum olan bu derdi bilmez,
Malıyla denize batmakmış bu aşk.
El âlem yangından kaçıp dururken,
Ateşe kendini atmakmış bu aşk.
Tesadüf olur mu şu yüce nizam?
Her şeyde görülür büyük intizam.
Takvimli bir saat gibi muazzam,
Ay ile güneşi yürüten vardır.
Hasretiyle gece gündüz ağlayıp,
Gözlerin şükrünü yapmakmış bu aşk.
Hoca der, kaş ile göze değil bu,
Allah’ın emrini tutmakmış bu aşk.
Bize yağlı fındık veriyor çalı,
Bir böcek ipekten dokuyor halı,
Zehirli bir arı yapıyor balı,
Bunların hepsini öğreten vardır.
Olur mu?
Cismimi bölseler bu yolda bine,
Sana şükrederim binlerce yine,
Varsın aşkın ile kül olsun sîne,
Çileler gülmeye engel olur mu?
İnek su içiyor, saf süt oluyor,
Ağaç, ekşi tatlı meyve veriyor,
Şimşekler çakıyor, rahmet yağıyor,
Gökte yıldırımı gürleten vardır.
İman ümitlerin en büyük bahtı,
Sana tutulanlar neyler ki tahtı,
Hasretlik bağrımı kavurup yaktı,
Maksatsız göz görür, kulak duyar mı?
Hoca, aklı olan küfre kayar mı?
Cehennemde tatlı cana kıyar mı?
Dilimizi döndürüp söyleten vardır.
Sarp dağlar gelmeye engel olur mu?
Varını yoğunu atmakmış bu aşk.
Canını Canana satmakmış bu aşk.
Yolun gayet yüce, öyle güzel ki,
Aşkın gönlümde öyle bir sel ki,
Bilmeyen cahiller hayal der belki,
İnsanlar sevmeye engel olur mu?
Sevenler beraber gezip tozarken,
Hazırlık gerekir ecel gelmeden,
Aşk neymiş
Bağrına taş basıp yatmakmış bu aşk.
Yaşamak mümkün mü onu bilmeden,
Hoca, kavuşulmaz ona ölmeden,
Tabipler ölmeye engel olur mu?
İsteyene balı ve şekeri verip,
Zehirleri kendi yutmakmış bu aşk.
27
www.dinimizislam.com
Hoca, nedir bu heybet?
Halkı etme hiç gıybet!
Ne kadar büyük nimet,
Hemen tevbe etmeli.
Rahmetinle affet beni!
Senin affın elbet çoktur,
Rahmetinle affet beni!
Yalvarmaya yüzüm yoktur,
Rahmetinle affet beni!
Gafletteyim ben her zaman,
Perişanım hâlim yaman,
Diliyorum senden aman,
Rahmetinle affet beni!
Hesap soran Kahhâr sensin,
Ayıp örten Settâr sensin,
Çok affeden Gaffâr sensin,
Rahmetinle affet beni!
Gerçek kulluk edemesem,
Emre uygun gidemesem,
Farz borcumu ödemesem,
Rahmetinle affet beni!
Hoca der ki, yansa sîne,
Günah çıksa birkaç bine,
Ümit kesmem senden yine,
Rahmetinle affet beni!
Ey dostlar
Ey dostlar, söyleyemem,
Canım neye dalıyor?
Dilimle vasfedemem,
Gönlümü kim alıyor.
Kalbdeki sığmaz dile,
Âşıklar, aşkı bile,
Aşk kimi verir yele,
Anlamaz ne oluyor.
Aşk derdiyle yananlar,
Hakk’ı daim ananlar,
Nimetlere konanlar,
Bakın nasıl gülüyor.
Ağlayıp güler âşık,
Canıyla gelir âşık,
Kahrı hoş bilir âşık,
Aşk güzellik salıyor.
Aşk, Yunus’u etti lâl,
Kanı da aşka helâl,
Zehir ona olur bal,
Yükü cevher doluyor.
Rabbim
Günaha olup pişman,
Hemen tevbe etmeli.
Şu nefsi bilip düşman,
Hemen tevbe etmeli.
Rabbisin sen âlemin,
Bizi de eyle emin!
İhlâsla edip yemin,
Hemen tevbe etmeli.
Yalvaralım Allah’a
Yalvaralım Allah’a,
Düşürmesin bir daha!
Rabbimizden korkanlar,
Kolay girmez günaha.
Bülbül gülüne konar,
Gülün aşkıyla yanar,
Gece gündüz öterek,
Durmaz Mevla’yı anar.
Benlikleri satarak,
Sokaklara atarak,
Öfkeleri yutarak,
Hemen tevbe etmeli.
28
www.dinimizislam.com
Cehennem görülünce,
İmdat eyle Allah’ım!
Hoca’nın yok dermanı,
Korkup titrer imanı,
Ecel alırken canı,
İmdat eyle Allah’ım!
Helal lokma yiyenler,
Mütevazı giyenler,
Elbette mahrum kalmaz,
Rabbim Allah diyenler.
Yüreğimde âhım var,
Sayılmaz günahım var,
Ümidimi kesmem hiç,
Affeden Allah’ım var.
Dergâhına varalım!
El açıp yalvaralım!
Yaramız çok derindir,
Sevgisiyle saralım.
Düşme nefsin peşine!
Yanarsın ateşine!
Dini hemen tebliğ et!
Yoldaşına, eşine!
Hoca, nefsi yeresin!
İsteyene veresin!
Hakk’a ulaşmak için,
Postu yere seresin!
Hikmeti var Rabbimin
Issız gurbet ilinde,
Hikmeti var Rabbimin.
Böceklerin dilinde,
Hikmeti var Rabbimin.
Ateşte pişen aşta,
Seherde öten kuşta,
Dağa çıkan yokuşta,
Hikmeti var Rabbimin.
Yaşlar akıtan gözde,
Hakkı zikreden sözde,
Rızaya dönük yüzde,
Hikmeti var Rabbimin.
Her iyide, güzelde,
Ebedde ve ezelde,
Şiirde ve gazelde,
Hikmeti var Rabbimin.
Hoca, dur bir kenarda,
Soğuk akan pınarda,
Asırlık şu çınarda,
Hikmeti var Rabbimin.
İmdat eyle Allah’ım
Günah haddi aşıyor,
İmdat eyle Allah’ım!
Bu zavallı şaşıyor,
İmdat eyle Allah’ım!
Namazım kılınınca,
Mezara konulunca,
Melek sual sorunca,
İmdat eyle Allah’ım!
Günaha Settâr sensin,
Zalime Kahhâr sensin,
Affeden Gaffâr sensin,
İmdat eyle Allah’ım!
Defterler dürülünce,
Mahşere sürülünce,
Rabbimiz anıldıkça
Gönüller aydınlanır,
Rabbimiz anıldıkça.
Hasta gönül nurlanır,
Rabbimiz anıldıkça.
Zor işler âsan olur,
Dertliye derman olur,
29
www.dinimizislam.com
Kavruluyor kestaneler
Sorun bana aşk ne imiş?
Aşksız olur her şey tatsız
Kuşlar uçamaz kanatsız
Saki duruyor çanaksız
Sorun bana aşk ne imiş?
Merdaneler merdaneler
Aşkta vardır neler neler
Bilmeyenler bana güler
Sorun bana aşk ne imiş?
Bir nice hamle idelim
İş bu fenadan gidelim
Aşkla ölçülmez bedelim
Sorun bana aşk ne imiş?
Gel gir muhabbet yoluna
Bakma sağına soluna
Laf atarlar âşıklara
Sorun bana aşk ne imiş?
Mağrur olur da aklına
Akıllı inanmaz aşka
Haydi, bugün bu Hoca’ya
İyi sorun aşk ne imiş?
Canlara canan olur,
Rabbimiz anıldıkça.
Gamlı gönül şâd olur,
Esirler azad olur,
Okuyan irşad olur,
Rabbimiz anıldıkça.
Kul Rabbi ikrar eder,
Zikrini tekrar eder,
Aşkını izhar eder,
Rabbimiz anıldıkça.
Hoca, elden ümit kes!
Zikret Hakkı her nefes!
Allah bes, bâkî heves!
Rabbimiz anıldıkça.
Âşık tevbe etmez
Duyan var mı bir âşık,
Tevbeye sadık kalmış?
Kim işitti bir deniz,
Düşen ateşle yanmış?
Gör aşkın ateşini,
Yakar kalb denizini,
Tuhaf görmeyin beni,
Denizi güllük yapmış.
Sarraflık bilmez biri
Boncuk sanır cevheri,
Gidip alır boş şeyi,
Bilmez ki neye satmış.
Yunus öğren yüzmeyi,
Çay sanma sen denizi,
Bu deryanın yok dibi,
Yüzme bilmeyen batmış.
Hak sevgisi
Çiçek, ağaç ve orman,
Hiç büyür mü sevgisiz?
Göze nur, derde derman,
Verilir mi sevgisiz?
Kapılma hiç cinnete,
Yapış Ehl-i sünnete,
Âhirette Cennete,
Girilir mi sevgisiz?
Ömrün geçsin Kur’anla,
Seher vakti figanla,
Hoca der ki, imanla,
Ölünür mü sevgisiz?
Divaneler
Ey akıllı divaneler
Yalpalıyor mestaneler
30
www.dinimizislam.com
Kayaları, taşları,
Gökte uçan kuşları,
Yazları ve kışları,
Yaratan Hak değil mi?
Şu direksiz gökleri,
Cinleri, melekleri,
Muzları, çilekleri,
Yaratan Hak değil mi?
Ayları ve yılları,
Ağaçları, dalları,
Arıları, balları,
Yaratan Hak değil mi?
Hoca der ki, fezayı,
Vücutta her âzâyı,
Kaderi ve kazayı,
Yaratan Hak değil mi?
Göresim gelir
Ben dostumun yoluna,
Canım veresim gelir,
Aşkla yanan ateşe,
Varıp giresim gelir.
Beni sana vereyim,
Sensiz beni n’ideyim,
Huzuruna geleyim,
Bensiz varasım gelir.
Senin için gelmişse,
Yetmiş kez öldürülse,
Yine bin kez ölmeye,
Başı veresim gelir.
Eşrefoğlu durarak,
Aradan çıkartarak,
Senin ile bakarak,
Seni göresim gelir.
Sır ifşa edilmez
Yaratan var
Bir ay gördüm bu gece,
Her gezegenden yüce,
Şaşırdım halim nice,
Yürek yağım erir mi?
Âşıkların sözünden,
Kan, yaş akar gözünden,
Bülbülün avazından,
Bize nöbet gelir mi?
Âşık değilse eğer,
Meyvesiz dala benzer,
Odun için keserler,
Odun meyve verir mi?
Kuru dalı ni’derler?
Kesip odun ederler,
Ateşte kül ederler,
Aşksız bunu bilir mi?
Kinayeli söylersin,
Kâh ağlar kâh gülersin,
Sahraları çölleri,
Denizleri gölleri,
Bülbülleri gülleri,
Yaratan Hak değil mi?
Bülbülün ötüşünü,
Güneşin batışını,
Kalblerin atışını,
Yaratan Hak değil mi?
Akıp giden pınarı,
Ekşi ve tatlı narı,
Asırlık şu çınarı,
Yaratan Hak değil mi?
Tümsekleri, düzleri,
Nur parlayan yüzleri,
Sürmelenmiş gözleri,
Yaratan Hak değil mi?
31
www.dinimizislam.com
Hısım kardeş göremeyiz,
Zordur dosttan ayrı kalmak.
Neden titrer gözüm kaşım,
Çok sıkıntı çekti başım,
Neden dinmez şu gözyaşım,
Zordur dosttan ayrı kalmak.
Gelenlerin yüzü gülmez,
Gidenlerden haber gelmez,
Kimse bunda vefa bulmaz,
Zordur dosttan ayrı kalmak.
Hoca bakma, sağa sola!
Bekleme gir, doğru yola!
Akıbetin hayır ola!
Zordur dosttan ayrı kalmak.
Sen böyle ne dilersin?
Sözün öze uyar mı?
Ah ni’dem sabrım taşar,
Âşıklar ölmez yaşar,
Yunus ölümden korkar,
Sırrı ifşa eder mi?
Hâlık bilmez mi?
Dertten bilen yok deme!
Hâlık olan bilmez mi?
Duanı et, gam yeme!
Gözyaşını silmez mi?
Gizlesen de günahı,
Yapılanı görmez mi?
Boldur onun ihsanı,
İsteyene vermez mi?
Haddi aşıp gidenin,
Burnu yere sürtmez mi?
Halis tevbe edenin,
Günahını örtmez mi?
Sonsuzdur onda rahmet,
Sakın deme, bitmez mi?
İste, bıkma, dua et!
Sana ihsan etmez mi?
Küfür ile gideni,
Cehennemde yakmaz mı?
Hoca, Allah mümini,
Cennetine sokmaz mı?
Kul olmak
Bir şaha kul olmalısın,
Herkes köle olmaz ola.
Bir ere yaslanmalısın,
Kimse elden almaz ola.
İçeriye girmelisin,
Bir ziyafet vermelisin,
Öyle bir söz demelisin,
Melekler de bilmez ola.
Bir kuş olup uçmalısın,
Bir kenara geçmelisin.
Hak şarabın içmelisin,
Bayılıp ayılmaz ola.
Yaman dalgıç olmalısın,
Deryalara dalmalısın,
Bir cevher çıkarmalısın,
Sarraflar da bilmez ola.
Bir bahçeye girmelisin,
Çiçekleri görmelisin,
Öyle bir gül dermelisin
O gül asla solmaz ola.
Dost ayrılığı
Ey yarenler n’idersiniz?
Böyle nere gidersiniz?
Dünyayı terk edersiniz,
Zordur dosttan ayrı kalmak.
Umulana eremeyiz,
Bu devranı süremeyiz,
32
www.dinimizislam.com
Dosttan uzak avareyim,
Bu aşk beni durmaz yakar.
Gerçek âşık olmuş isen,
Maşukunu bulmuş isen,
Ateşiyle yanmış isen,
Başka ateş yakmaz ola.
Yunus, şöyle rahat otur,
Neyin varsa Hakka götür,
Öyle sağlam bir er getir,
Hiç cihana gelmez ola.
İmiş
Ah beni rezil eyledi,
Bu ne biçim sevda imiş?
Gönlümde yok endişesi,
Canın eli onda imiş.
Gönlüm aşkla dolmuş sandım,
Onu artık bulmuş sandım,
Uzak yere konmuş sandım,
Mâşuk bizim evde imiş.
Ne harika eyler idik,
İlm-i ledün söyler idik,
İkram görmüş beyler idik,
Kudret hanı onda imiş.
Yunus, Arş’ta seyran eder,
Görenleri hayran eder,
Dostu uzakta zanneder,
Can içinde canda imiş.
Durmaz yakar
Yürüyorum yana yana,
Bu aşk beni durmaz yakar.
Aşk boyadı beni kana,
Bu aşk beni durmaz yakar.
Esiyorum yeller gibi,
Kaşınırım keller gibi,
Akıyorum seller gibi,
Bu aşk beni durmaz yakar.
Sular gibi çağlıyorum,
Ciğerimi dağlıyorum,
Gece gündüz ağlıyorum,
Bu aşk beni durmaz yakar.
Tutup yerden kaldır beni,
Sevgin ile doldur beni,
N’olur artık güldür beni,
Bu aşk beni durmaz yakar.
Gidiyorum ilden ile,
Nasıl düştüm dilden dile,
Hâlimi kim nasıl bile?
Bu aşk beni durmaz yakar.
Mecnun gibi yürüyorum,
Düşte yâri görüyorum,
Günden güne eriyorum,
Bu aşk beni durmaz yakar.
Miskin Yunus bî-çareyim,
Baştan ayağa yâreyim,
Görünmez
Ben hocamı seveli,
Bana cihan görünmez.
Bu sevdaya düşeli,
Cihan ne, can görünmez.
Yakar beni celali,
Canım ister cemali,
Karşımdadır hayali,
Göze yâran görünmez.
Âşık bağrı taş olur,
Gözü kanlı yaş olur,
Sırrı ele faş olur,
Artık hicran görünmez.
Aşkım bana aş oldu,
Mahzun gönlüm hoş oldu,
33
www.dinimizislam.com
Kur’ana nazar kıldım,
Yazdım bir dağ içinde.
Kalpten büyük dağ olmaz,
Rabbimize doyulmaz.
Sohbetine kanılmaz,
Erdim bir dağ içinde.
Yunus ne kadar kaldım,
Bilinmez yere daldım,
Aşk dolu kadeh aldım,
İçtim bir dağ içinde.
Ne yaptımsa boş oldu,
Göze ziyan görünmez.
Yunus’un hali yaman,
Dinlemez gönlü aman,
Göklerde eder seyran,
Bak âsuman görünmez.
Turfanda
Âşıklardan geri kalan,
Bilsin ki çok yabandadır.
Kim söylerse, burda yalan,
Orda yeri zindandadır.
Yunus’a derler şuna bak,
Kocadın sen aşkı bırak,
Yeni geldi, bize bu aşk,
Henüz daha turfandadır.
Ere kavuşmak
Kişi kendine gelemez
Aşk şarabın tatmadıkça,
Kişi kendini bilemez,
Gerçek ere yetmedikçe.
Rehbersiz yol bulunamaz,
Bir menzile varılamaz,
Hakk’a vasıl olunamaz,
Er eteği tutmadıkça.
Bülbül bile âşık güle,
Nazar Hak’tan olur kula,
Bir cümlecik gelmez dile,
Pîri işe katmadıkça.
Çok şey gelse elden bize,
Deva olmaz derdimize,
Yunus gelmez hemen söze?
Aşk malını satmadıkça.
Dağ içinde
Gittim daim ileri,
Kaç âlemden içeri,
On sekiz bin kapıyı,
Geçtim bir dağ içinde.
Yetmiş bin perde geçtim,
Gizli kapılar açtım,
Dostla bir kadeh içtim,
Ulu bir dağ içinde.
Âşık gibi ağladım,
Yüreğimi dağladım,
Sular gibi çağladım,
Aktım bir dağ içinde.
Bir döşek döşemişler,
Nurlarla bezemişler,
Dedim kime sermişler,
Sordum bir dağ içinde.
Daha ileri vardım,
Levhi elime aldım,
Ayılamam
Biri aldı gönlümü,
Nasıl, nedir bilemem,
Yitirmişim ben beni,
Ararım da bulamam.
Girdim bir çıkmaz yola,
Bakarım sağa sola,
34
www.dinimizislam.com
Yunus sen bu şöhreti bırak dendi,
Gözüm açtı kulağımı burmakla.
Var mı böyle dert ola,
Kimde varsa bilemem.
Bu benim gönlüm alan,
Cihana hâkim olan,
Her nereye bakarsam,
Onsuz bir yer göremem.
Ayıksızla oturmam,
Ayıkları getirmem,
Aşk sarhoşluğu ne hoş,
Öyle ayık kalamam.
Dolu kadeh sundular,
Kadehle avundular,
Baygını savundular,
Kolayca ayılamam.
Derler Yunus bunaldı,
Senin gönlün kim aldı?
Hiç kimseye diyemem,
Ağlarım söyleyemem.
İçinde
Âşık oldum bugün meydan içinde,
Pehlivanım artık merdan içinde.
Şu aşk denizinin dalgıcı oldum,
Ne cevher bulmuşum umman içinde.
Onu isteyenler pek çok ise de,
Ben mahremim elbet mihman içinde.
Yunus, aşk ile kaimdir bu âlem,
Onun için döner devran içinde.
Kelimeler:
Umman: Okyanus.
Merdan: Mertler, yiğitler.
Mahrem: Gizli, yakın akraba.
Mihman: Misafir.
Kaim: Ayakta duran.
Devran: Devir, dünya, gezegen.
Âşık olmuşum
Âşık olmuşum erene ermekle,
Gerçeği bulmuşum eri görmekle.
Aşk haberi
Ere erdim, erde buldum gayemi,
Bulamadım dışarıdan sormakla.
Ne söylerim Âşığa,
Aşk haberinden şirin,
Aşkla dinleyen varsa,
Söylerim birin birin.
Daha yerle gök yokken
Kuruldu aşk sarayı,
Aşk kadimdir ezeli
Aşk getirdi ne varın.
Ta ezel meclisinde
Kim dost yüzün gördüyse,
Âşık oldu o kimse,
Sor ondan aşk haberin.
Nereye baktıysam hep er oturur,
Teslim oldum, yüzüm yere sürmekle.
Hak’tan imiş canlara cümle nasip,
Olmazmış Kâbe’ye gidip varmakla.
Herkes bana on para etmez derdi,
Şimdi artık gösterirler parmakla.
Bir göl idim, erenler kıldı nazar,
Deniz oldum dolu her yön ırmakla.
35
www.dinimizislam.com
Çıkarıp atlası, giydi palası,
İbrahim bin Edhem sırdan duyanı.
Kıyas olmaz bir şeye,
Anlatılmaz örnekle,
Dünyada Ahirette
Bir şey tutmaz aşk yerin.
Eğer aşk varsa serde,
Düşmüşsen aşkla derde,
Oturup da her yerde,
Öyle söyleme sakın!
Kuyumculara göre
Bir kural vardır şöyle,
Değerini bilmeze,
Gösterme hiç cevherin.
Yunus’un sağı solu,
İlahi aşkla dolu,
Gizleyemez bu yolu
Söyler durur aşk dilin.
İlmim çoktur diye, mağrur olma sen,
Mevla kabul etti kefen soyanı.
Hallac-ı Mansur da, ben hakkım dedi,
Yakıp kül ettiler, çıktı dumanı.
Yunus Emre sakın, gördüm deme sen,
Ateşte yakarlar gördüm diyeni.
Aşk eri
Aşk dolu âşığın canı,
Feda etti evi barkı,
Aşk erinin armağanı,
Aşksızlara bela olur.
Kimi karı kızı sever,
Kimi malı mülkü sever,
Kimi durmaz yiyip içer
İşi gücü helâ olur.
Âşık gezer hep derbeder,
Parayı pulu terk eder,
Aşk eteğin tutmuş gider,
Kim gelirse âlâ olur.
Yunus’un zor imtihanı,
Aşk sarhoşu oldu canı,
Dergâhına girenlere,
Orası bir sıla olur.
Aşk tüccarı
Aşkın bezirgânı, sermaye canı,
Ne bahadır gördüm cana kıyanı.
Kahraman yiğitler, can vermek ister,
Hangi kılıç keser himmet giyeni?
El âlemi bir gör, kötüyü er gör,
Aşağı görme sen palas giyeni.
Çabuk çıkarırlar gökler üstüne,
İsa nebi gibi Hakka uyanı.
Sohbete gidelim
Hemen indirirler yerin dibine,
Şu Karun gibi dünya kovanı.
Şu faniye kanma hiç,
Gel sohbete gidelim.
Hasretiyle yanma hiç,
Gel sohbete gidelim!
Hedef sanma çok ırak,
Bak hazır bekler Burak,
Hak âşıklarının vardır nişanı,
Hepsi hor görülür onları tanı.
36
www.dinimizislam.com
Vuslat bize son durak,
Gel sohbete gidelim!
Kalbin henüz durmadan,
Düşman tuzak kurmadan,
Kimseye duyurmadan,
Gel sohbete gidelim!
Bırak köşkü, sarayı!
Açmayalım arayı!
Terk ederek burayı,
Gel sohbete gidelim!
Ecel gelip çatmadan,
Acıları tatmadan,
Kimseyi ağlatmadan,
Gel sohbete gidelim!
Boş yere yorulmadan,
Kimseye darılmadan,
Birlikten ayrılmadan,
Gel sohbete gidelim!
Yardan serden geçerek,
Güzel şehre göçerek,
Bir kuş gibi uçarak,
Gel sohbete gidelim!
Rehberlik yap sen bana!
Yönümüz dosttan yana!
Canlar kurban canana!
Gel sohbete gidelim!
Yaraları sararak,
Bilenlere sorarak,
Huzuruna vararak,
Gel sohbete gidelim!
Elden geri kalmadan,
Zorluklardan yılmadan,
Karanlık yayılmadan,
Gel sohbete gidelim!
Mezarın kazılmadan,
İhlâsın bozulmadan,
Üzmeden, üzülmeden,
Gel sohbete gidelim!
Dinle beni arkadaş!
Nefsinle edip savaş!
Düş yola yavaş yavaş!
Gel sohbete gidelim!
Hiç çıkarma bahane!
Dostun yeri şahane,
Haber geldi, daha ne?
Gel sohbete gidelim!
Büyük sözünü dinle!
Hesaplaş sen kendinle!
Beraberce seninle,
Gel sohbete gidelim!
Gece kimse görmeden,
Dinden taviz vermeden,
Eğri yola girmeden,
Gel sohbete gidelim!
El sözüne bakmadan,
Hasret bizi yakmadan,
Geriye bırakmadan,
Gel sohbete gidelim!
Dalgalar durulmadan,
Usanıp yorulmadan,
Kefene sarılmadan,
Gel sohbete gidelim!
Düşünme yaşı başı,
Dergah için taş taşı,
Diner bir gün gözyaşı!
Gel sohbete gidelim!
Fırsat elden gitmeden,
Kimseyi incitmeden,
Henüz ömür bitmeden,
Gel sohbete gidelim!
Şerri bırak, seç hayrı,
Yollar olmasın ayrı,
37
www.dinimizislam.com
Oyalanma hiç gayrı,
Gel sohbete gidelim!
Çıkalım artık yola!
Yollarda verme mola!
Haydi, uğurlar ola!
Gel sohbete gidelim!
Aşk durmaz bizi iter,
Gün gelir ömür biter,
Bu kadar rica yeter,
Gel sohbete gidelim!
Çaresini bulalım!
Önce haber salalım!
Hoca’yı da alalım!
Gel sohbete gidelim!
Hayal eder resmini,
Sanki görür cismini,
Anar durur ismini,
Yoktur deliden farkı.
Kış yaz demeden bekler,
Boşa gitsin emekler,
Sağda solda pinekler,
Yoktur deliden farkı.
Doğrusunu seçemez,
Normal yiyip içemez,
Ölse de vazgeçemez,
Yoktur deliden farkı.
Gece uykusu kaçar,
Elbet kalır çok naçar,
Hayale kucak açar,
Yoktur deliden farkı.
Kalbine saplanır ok,
Korkusu, kaygısı yok,
Yarı açtır, yarı tok,
Yoktur deliden farkı.
Yol olur ona dağlar,
Dokunsan hemen ağlar,
İple kendini bağlar,
Yoktur deliden farkı.
Belli olmaz hiç hâli,
Güler ona ahali,
Düşünemez vebali,
Yoktur deliden farkı.
Ava gelmez kuş olmaz,
Başa gelmez iş olmaz,
Seven için yaş olmaz,
Yoktur deliden farkı.
Bu aşk nereden gelir?
Gözyaşı döken bilir,
Sevdayı çeken bilir,
Yoktur deliden farkı.
Sevdalının hâli
Sevdalıya sır açma!
Yoktur deliden farkı.
Öğüdü görür saçma,
Yoktur deliden farkı.
Sevdaya tutul da gör!
İnsan olur bakar kör,
Duyguda başlar terör,
Yoktur deliden farkı.
Kul köle olur ona,
Sanki dünya bir yana,
Masal gelir duyana,
Yoktur deliden farkı.
Değişir ondaki hâl,
Mâşuku eder hayal,
Bakar hep aval aval,
Yoktur deliden farkı.
Âşık nasihat tutmaz,
Mâşukunu unutmaz,
Aşkı onu uyutmaz,
Yoktur deliden farkı.
38
www.dinimizislam.com
Hoca, aşk varsa serde,
Onu görür her yerde,
Düşer çaresiz derde,
Yoktur deliden farkı.
Kiri yıkamalı
Kirlenince yıkanmazsa,
Kirli şal yıkanmazsa,
Tertemiz olur mu hiç?
Paslı kalb ağarmazsa,
Namazın olur mu hiç?
Kalbden pas silinmezse,
Balonlar delinmezse,
Evetle gelinmezse,
Pîr nazar kılar mı hiç?
Kirlidir fani dünya,
Temizlenmez her suyla,
Şeyhten himmet olmazsa,
Kolay pak olur mu hiç?
Yunus hakka ermezse,
Dost yoluna girmezse,
Gönül gözü görmezse,
Baş gözü görür mü hiç?
Bundan sonra
Aşk gönlümü etti yara,
Kanar artık bundan sonra.
Ateş düştü garip cana,
Yanar artık bundan sonra.
Ateşlere düşüp yanar,
Ömür söner, devran döner,
Gün geçtikçe benzim solar,
Solar artık bundan sonra.
Sıkıntılı işler başlar,
Başa düşer koca taşlar,
Gözlerimden kanlı yaşlar,
Akar belki bundan sonra.
Âhım kaplar şu cihanı,
Aşkın bitmez hiç figanı,
Dost yoluna tatlı canı,
Verir artık bundan sonra.
O Sultandır, ben bir köle,
Beni vermez, belki ele!
Fakat sevgim dilden dile,
Düşer artık bundan sonra.
İşlerim zordur o yârla,
Küllerim tozar rüzgârla,
Bütün günüm âh-u zarla,
Geçer artık bundan sonra.
Yunus belki bir gün erer,
Deryalara dalıp girer,
O denizde nice cevher,
Bulur artık bundan sonra.
Hizmet aşkı
Hizmet için gelene,
Belki hiç zeval olmaz,
Hizmet edip ölene,
Hiç sorgu, sual olmaz.
Hizmet tadı duyana,
Kuralına uyana,
Yoluna baş koyana,
Feda için mal olmaz.
Arıya bak gerçekten,
Bal yapar, her çiçekten,
Sinekten, örümcekten,
Reçel olmaz, bal olmaz.
Hizmet et âriflere,
Kavuşursun cevhere,
Yunus demez boş yere,
Yanlışsa helal olmaz.
39
www.dinimizislam.com
Zatına yol bulunmaz,
Sarp kaledir, alınmaz,
Nasıl nice bilinmez,
Gerçek kulluk edemem.
Yunus aşkla doldukça,
Bayılıp mest oldukça,
Sararıp da soldukça,
Aşktan uzak kalamam.
Sen gereksin
Aşk söyletiyor nice,
Bana ancak sen gerek.
Yanarım gündüz gece,
Bana ancak sen gerek.
Varlığıma sevinmem,
Yokluğuma yerinmem,
Aşkıma hiç güvenmem,
Bana ancak sen gerek.
Aşkın beni aldırsa,
Deryalara daldırsa,
İnci mercan buldursa,
Bana ancak sen gerek.
Karıncayı ezemem,
Dağda belde gezemem,
Her deryada yüzemem,
Bana ancak sen gerek.
Yakarak kavuralar,
Külümü savuralar,
Küllerim çağıralar,
Bana ancak sen gerek.
Âşığa sevda gerek,
Mecnun’a Leylâ gerek,
Yunus’a Mevlâ gerek,
Bana ancak sen gerek.
Aşksızlara öğüt
Aşksızlara verme öğüt,
Öğüdünden almaz elbet.
Aşksız hayvan gibi olur,
Hayvan öğüt bilmez elbet.
Kara taşa su katılsa,
Elli sene kaynatılsa,
Kara kalır çıkmaz asla,
Kıymetli taş olmaz elbet.
Yer altından sular çıkar,
Kimi soğuk, kimi kaynar,
Cahil, çocuk gibi oynar,
Doğru yola gelmez elbet.
Avcı kuştur, şahin, doğan,
Avcılığı gayet yaman,
Zayıf olur ise doğan,
Avcılıkta kalmaz elbet.
Güneşler güneşi gitti,
Âhireti teşrif etti,
Bid’at ehli öldü sanır,
Peygamberler ölmez elbet.
Yunus öğüt alır ise,
İyilerle kalır ise,
Cahil salih olur ise,
Cahillikte kalmaz elbet.
Kelimeler:
Aşk yarası
Aşk şerbeti içeli,
Neredeyim bilemem.
Kaybetmişim kendimi,
İstesem de bulamam.
Koca umman olmuşum,
Şâha ferman olmuşum,
Ona hayran olmuşum,
Ben kendime gelemem.
Güneşler
efendimiz
40
güneşi:
Resulullah
www.dinimizislam.com
Gözümden yaş aksa da,
Evi barkı yıksa da,
Günde bin kez yaksa da,
Dosttan yüzüm döner mi?
Gezsek bizim illeri,
Bahçedeki gülleri,
Ötüyor bülbülleri,
Gülistanım solar mı?
Yunus der, yüce Sultan,
Aşkınla yandı bu can,
Verirsen derde derman,
Artık canım ölür mü?
Hor görme âşıkları!
Varsa dinin imanın,
Hor görme âşıkları!
Gözdeleri cihanın,
Hor görme âşıkları!
Melekler gıpta eder,
Hepsi Cennete gider,
Hiç biri olmaz heder,
Hor görme âşıkları!
Fahr-i âlem Mustafa,
Kalblere verir sefa,
İstersen ondan vefa,
Hor görme âşıkları!
Sarıldılar sünnete,
Kavuştular himmete,
Sevmek düşer ümmete,
Hor görme âşıkları!
Sevenler âşık oldu,
Sevilen mâşuk oldu,
Aşkın nuruyla doldu,
Hor görme âşıkları!
Gerçek âşıklar ölmez,
Âşık olmayan bilmez,
Âşık dünyada gülmez,
Hor görme âşıkları!
Yunus köprüyü geçti,
Aşk şerbetini içti,
Âşık olunca uçtu,
Hor görme âşıkları!
Düğün bana
Dün bana, bugün bana,
Her günüm düğün bana,
Düşte gelir ün bana,
İşitin şu halimi!
Pîrin yüzünü gördüm,
Gönlümü ona verdim,
Dost bahçesine girdim,
Topladım güllerimi.
Dostun yüzü gül bana,
Sesi bir bülbül bana,
Yunus hayrandır ona,
Buldum artık erimi.
Kibir yüzünden
Kırdım, kırıldım,
Kibir yüzünden.
Boşa yoruldum,
Kibir yüzünden.
Hayale daldım,
Çaresiz kaldım,
Gayet bunaldım,
Kibir yüzünden.
Canım ölmez
Denizleri içsem de,
Susuzluğum kanar mı?
Engelleri geçsem de,
Gözyaşlarım diner mi?
41
www.dinimizislam.com
Nasıl edeyim?
Neler ödeyim?
Nere gideyim?
Kibir yüzünden.
Aklımdan oldum,
Sararıp soldum,
Saçımı yoldum,
Kibir yüzünden.
Yıllarca yandım,
Ele dayandım,
Pek geç uyandım,
Kibir yüzünden.
Çatılır kaşım,
Eğilir başım,
Akar gözyaşım,
Kibir yüzünden.
Zarar önlemem,
Dertle inlemem,
Öğüt dinlemem,
Kibir yüzünden.
Hâlim isyankâr,
Dendi günahkâr,
Oldum riyakâr
Kibir yüzünden.
Sohbetten kaçtım,
Nimeti saçtım,
Ele el açtım,
Kibir yüzünden.
Kendimi yaktım,
Çok gönül yıktım,
Benlikten bıktım,
Kibir yüzünden.
Çare ararım,
Olmaz kararım,
Bitmez zararım,
Kibir yüzünden.
Nefsime kandım,
Bir şeref sandım,
Ateşsiz yandım,
Kibir yüzünden.
Yol tuttum ayrı,
Bıraktım hayrı,
Delirdim gayrı,
Kibir yüzünden.
Kin nefret içtim,
Kendimden geçtim,
Zorluğu seçtim,
Kibir yüzünden.
Saplanan oktur,
Sıkıntım çoktur,
Çaresi yoktur,
Kibir yüzünden.
Düşmanla gezdim,
Dostları üzdüm,
Nefsimden bezdim,
Kibir yüzünden.
Gün geçti azdım,
Kuyumu kazdım,
İşimi bozdum,
Kibir yüzünden.
Yola taş koydum,
Kötü söz duydum,
Şeytana uydum,
Kibir yüzünden.
Kırattan indim,
Eşeğe bindim,
Düşman edindim,
Kibir yüzünden.
Gafletle yattım,
Karada battım,
Çok acı tattım,
Kibir yüzünden.
42
www.dinimizislam.com
Yurt oldu dağlar,
Gözyaşım çağlar,
Sebepsiz ağlar,
Kibir yüzünden.
Titriyor elim,
Büküldü belim,
Tutuldu dilim,
Kibir yüzünden.
Yoktur yararım,
Yanlış kararım,
Çare ararım,
Kibir yüzünden.
Varımı verdim,
Her şeyi serdim,
Artıyor derdim,
Kibir yüzünden.
Görürken Allah,
İşledim günah,
Hoca der eyvah,
Kibir yüzünden.
Bu aşk başıma benim,
Yine gelecek yine,
Aşkınla canım benim,
Kurban olacak yine.
Utanırım yaşımdan,
Aşkın gitmez başımdan,
Akan kanlı yaşımdan,
Âlem dolacak yine.
Âlemlerin sultanı,
Bize etti ihsanı,
Er veya geç bu canı,
Yine alacak yine.
Gel Yunus’u ağlatma,
Ciğerini dağlatma,
Bu aşk senin derdine,
Derman olacak yine.
Âşıklar ölmez
Köyümüz kıraçtır, orman bulunmaz.
Derdimiz çok ama derman bulunmaz.
Yâre karşı
Beni hep ağlatan o yâre karşı,
Gönülden can veren dildara karşı.
Deli gönül niçin aşktan usanmaz?
Varır aşka düşer, yine uslanmaz.
Seherde uyanıp feryat ederim,
Sanırsın bülbülüm gülzara karşı.
Âşık aşkı bilse, âşık olamaz,
Canını vermeyen mâşuk bulamaz.
Yunus gurbet elde kimsesiz kaldı,
Aşkı söyletiyor ağyara karşı.
Kelimeler:
Aşk pazarında, her can satılmaz,
Benim şu canımı hiç kimse almaz.
Âşık öyledir ki, dünyaya bakmaz,
Âhiret yanında bir çöpe saymaz.
Yâr: Tanıdık, sevgili
Ağyar: Yabancı
Dildar: Sevgili
Gülzar: Gül bahçesi
Âşık öldü diye haber verilmez,
Hayvan ölür ancak, âşıklar ölmez.
Derman olacak
43
www.dinimizislam.com
Yunus sanki delirdi,
Hakk’ın nuru belirdi,
Parlayan güneş gibi,
Ufuktan doğageldim.
Ârif olan kişi, yolda yorulmaz,
Bu yolda baş kopar, kanı sorulmaz.
Erenler kapalı, kapalı durmaz,
Bu kapıya gelen, hiç mahrum kalmaz.
Baston gerek
Yunus, bu deryanın içinde kalmaz,
Aşkı seviyorsan bir can olasın,
Bütün dertlerine derman bulasın!
Çıkabilir mi ki, aklı hiç almaz.
Yağma olsun
Zehirdir, bal değil dünyanın malı,
Canlar canını seçtim,
Bu canım yağma olsun!
Dünya kârından geçtim,
Dükkânım yağma olsun!
İkilikten usandım,
Birlik diye uyandım,
Can suyu içip kandım,
Dermanım yağma olsun!
Balıma kaymak koydum,
Yunus’la yiyip doydum,
Ballar balını buldum,
Kovanım yağma olsun!
Niye böyle zehre parmak banasın?
Sana erden baston gerek bu yolda,
Düşmezsin bastona hep dayanasın.
Yunus bunu masal gibi dinleme!
Âşık olunca sen de uyanasın.
Ümit kesmem senden
Yâ Rab, hep bozsam tevbemi,
Ümidimi kesmem senden.
Günah doldursam heybemi,
Ümidimi kesmem senden.
Seviyorum Rabbim seni,
Günahım çok affet beni,
Sil hepsini eski yeni,
Ümidimi kesmem senden.
İmansızlar keser umut,
Görmüyoruz derler somut,
Belli olur bir gün komut,
Ümidimi kesmem senden.
Evim barkım yıkılsa da,
Malım mülküm yakılsa da,
Peşime el takılsa da,
Ümidimi kesmem senden.
Ellerimi bağlasalar,
Gözlerimi dağlasalar,
Geldim
Kayalar, dağlar aştım,
Hedefime ulaştım,
Birden tuzağa düştüm,
Tutuldum, ele geldim.
Çukura düşen gülmez,
Anlatsam dile gelmez,
Söylerim dilim bilmez,
Bir tuhaf il’e geldim.
Artık büküldü belim,
Pusuda bekler ölüm,
Ben bir garip bülbülüm,
Ötmeye güle geldim.
44
www.dinimizislam.com
Yine ben dalgıç oldum,
Denizden cevher aldım,
Sarraf gerek cevherin,
Kıymetini bilecek.
O Server Hakk’ı bildi,
Hak katında sevildi,
Her yerde nimet hazır,
Göz gerektir görecek.
Dile rızkını Hak’tan,
O sana verir yoktan,
Nefsin bilmiş ol gerek,
Göz perdeyi silecek.
Yunus nefsi şişledi,
Zehirleri dişledi,
Yüreğime işledi,
Aşk ateşi yakacak.
Urganımı yağlasalar,
Ümidimi kesmem senden.
Bataklarda batıp kalsam,
Namazları eksik kılsam,
Günah deryasına dalsam,
Ümidimi kesmem senden.
Azgın nefsim doymasa da,
Din emrine uymasa da,
Mescidlere koymasa da,
Ümidimi kesmem senden.
Nimetlerin gelmez dile,
Bozuk kitap almam ele,
Küfre girmem bile bile,
Ümidimi kesmem senden.
Gaflet ile geçse yaşım,
Belalara girse başım,
Zehir ile pişse aşım,
Ümidimi kesmem senden.
Boşa geçse, gençlik çağı,
İlacıma konsa ağı,
Aş deseler karlı dağı,
Ümidimi kesmem senden.
Hâlimden hiç sorulmasa,
Yaralarım sarılmasa,
Akan sular durulmasa,
Ümidimi kesmem senden.
Gelir bunca nimet nerden?
Bilmez imiş
Kış bitip bahar gelmezse,
Kırmızı gül açmaz imiş.
Kırmızı gül açılmazsa,
Bülbüller zâr kılmaz imiş.
Bülbül hevesli ötmeye,
Gülle birlikte yatmaya,
Bağcı kasteder satmaya,
Gül kadrini bilmez imiş.
Aman bağcı satma gülü!
Haramdır parası, pulu,
İnletme âşık bülbülü,
Gözyaşları dinmez imiş.
Yılda bir kez hayvanlara,
Aş yeli eser bunlara,
Kimi insan, hayvan olur,
Hayvan âşık olmaz imiş.
Aşktan nasip olmayınca,
Benzer imiş bir ağaca,
Medet ummam başka yerden,
Hoca der ki, geçsem serden,
Ümidimi kesmem senden.
Erenler denizdir
Erenler bir denizdir,
Âşık gerek dalacak.
Dalgıç lazım denizden,
Girip cevher alacak.
45
www.dinimizislam.com
Ağaçta meyve olmazsa,
Dalları eğilmez imiş.
Yunus derdine yok çare,
Dosttan ayrıldın âvare.
Yârdan ayrı kalmayanlar,
Yâr kadrini bilmez imiş.
Yandım ben
Dostum seni seveli,
Aklım gitti, kalmışım,
Geçip ırmağı gölü,
Denizlere dalmışım.
Bir zerre aşk ateşi,
Kaynatır denizleri,
Bu sevdayı çekeli,
Tutuşarak yanmışım.
Bir kişide aşk ola,
Onda keder kalmaya,
Bu aşk geleli bana,
Gamım gitti, gülmüşüm.
Bak bu kuru ağaca,
Düşmüş idi sokağa,
Nazar kıldı, er ona,
Delikanlı olmuşum.
Yunus al aşk tadını!
Miskin koydum adını!
Rabbimin muradını,
Miskinlikte bulmuşum.
Odur
Evvel Odur, Âhir Odur,
Canlara can veren Odur.
Azıp yolda kalmışlara,
Hemen imdat eden Odur.
Herkesin rızkını verir,
Her şey ancak Ondan gelir,
Gözsüz bunu nasıl görür?
Gönüllere giren Odur.
Kün deminde nazar eden,
Bir nazarda dünya düzen,
Sual olmaz hikmetinden,
Aşka temel olan Odur.
Düz döşedi bu yerleri,
Dikti kocaman dağları.
Direksiz tuttu gökleri,
Yeri sonra düren Odur.
Halk içinde dirlik düzen,
Sevdiğini bazen üzen,
Ak üstüne kara dizen,
Sözü Kur’an olan Odur.
O, bu yere buyuracak,
Olanları duyuracak,
Denize dalga vuracak,
Gemiye yol bulan Odur.
Onulmaz derde düşüren,
Aşk kazanını taşıran,
Yunus’u dağdan aşıran,
Evvel, Âhir olan Odur.
Gidiyorum
Ey dost aşkın denizinde,
Aşk denizi çıkar yola,
Boğulmadan gidiyorum.
İki cihan meydan ola,
Devran sürüp gidiyorum.
Deryalara dalıyorum,
Nice cevher buluyorum,
Öten bülbül oluyorum,
Güller derip gidiyorum.
Şöyle biraz sessiz kalıp,
Bitmez hayallere dalıp,
Başımı elime alıp,
Yola düşüp gidiyorum.
46
www.dinimizislam.com
Bülbülüm, kondum doruğa,
Uçtum yapraktan yaprağa,
Yüzümü sürüp toprağa,
Aşkla coşup gidiyorum.
Yunus aşkın avaresi,
Biçareler biçaresi,
Sendedir derdin çaresi,
Derman sorup gidiyorum.
Onsuz olmak bana haram,
Onunladır işim tamam,
Geldi onca lütfu kerem,
Nerelerden sağlayayım?
Odur bana Yunus diyen,
İmdadıma odur gelen,
Odur beni iyi bilen,
Başka kime bağlanayım?
Var benim
Medet Allah’ım
Seni severim nice,
Canda yerin var benim,
Uyutmaz gündüz gece,
Tuhaf hâlim var benim.
Gülü görüp dururken,
Değmez elime diken,
Korkmam düşman çok iken,
Sağlam erim var benim.
Bilmeyen der ki bana,
Söz düşer mi hiç sana?
Elbet söz düşmez bana,
Çünkü pîrim var benim.
Yunus dostla barışan,
Sensin aşka karışan,
Mâşuklara yaraşan,
Miskinliğim var benim.
Gafletten uyanamam,
Medet Allah’ım medet!
Ateşe dayanamam,
Medet Allah’ım medet!
Ey canımın cananı,
Dertlerimin dermanı,
Âlemlerin sultanı,
Medet Allah’ım medet!
Yaşarım ölmez gibi,
Ecelim gelmez gibi,
Ölümü bilmez gibi,
Medet Allah’ım medet!
Nefsim dinlemez emir,
Gafletle geçti ömür,
Kalbim sanki bir kömür,
Medet Allah’ım medet!
Saçım başım ağardı,
Günahlar beni sardı,
Kalbim nasıl karardı,
Medet Allah’ım medet!
Bak belim bükülüyor,
Saçlarım dökülüyor,
Gözden fer çekiliyor,
Medet Allah’ım medet!
İşlerim bozuluyor,
Günahım yazılıyor,
Derdimi kime yanam
Derdim çoktur, kime yanam?
Nerelerde dolanayım?
Tedbirimi nasıl alam?
Hakka nasıl sığınayım?
Ne hallere soktu beni,
Seçemem dünü, bugünü,
Atsın teni, alsın canı,
Niye ona alınayım?
47
www.dinimizislam.com
Aşktan oldum avare,
Garip halim var benim.
Yâre kucak açayım,
Kanatlanıp uçayım,
Dost iline kaçayım,
Garip halim var benim.
Aşkı vurur canıma,
Dokunuyor kanıma,
Yaklaşılmaz yanıma,
Garip halim var benim.
Girdim aşkın bağına,
Düştüm yâr tuzağına,
Oturdum uzağına,
Garip halim var benim.
Âşık olmuşum güle,
Oyuncak gelir ele,
Yunus bu dertten öle,
Garip halim var benim.
Mezarım kazılıyor,
Medet Allah’ım medet!
Köyde, şehirde gezdim,
Nice kimseyi üzdüm,
Yalan dünyadan bezdim,
Medet Allah’ım medet!
Gidilmez yere gittim,
Ömrümü heder ettim,
Hoca der, artık bittim,
Medet Allah’ım medet!
Bilmiyorum
Dostlar bana dokunmayın,
N’oldu böyle, bilmiyorum.
Bana hiç hesap sormayın,
Mecnun muyum, bilmiyorum.
Haram lokma mı yutmuşum?
Bildiğimi unutmuşum.
Canı aşkta uyutmuşum,
Onda ne var, bilmiyorum.
Aşkım beni yakadurur,
Gönlüm dosta akadurur,
Şöyle tuhaf bakadurur,
Naçar kaldım, bilmiyorum.
Ben aşksız asla olamam,
Aşk yoksa ben nerde kalam,
Aşktır benim canım alan
Aşka kul mu bilmiyorum.
Yunus derviş oldu diye,
Benden nasihat isteme,
Sanırdım ki ben bilirim,
Şimdi bildim bilmiyorum.
Kelimeler:
Ağyar: Başkaları, yabancılar, eller
Avare: Başıboş
Kim anlar
Ey dostlar, ey yarenler,
Dertlerimden kim anlar?
Deli sanır görenler,
Dertlerimden kim anlar?
Dervişler ar etmiyor,
Âşıklar zâr etmiyor,
İlaçlar kâr etmiyor,
Dertlerimden kim anlar?
Hasret beni dağlıyor,
Gözümden yaş çağlıyor,
Beni gören ağlıyor,
Dertlerimden kim anlar?
Garip halim var
Derdim denmez ağyare,
Garip halim var benim.
48
www.dinimizislam.com
Dalgası durmaz derya,
Çaresi yok bir sevda,
Canlar yoluna feda,
Dertlerimden kim anlar?
Yunus bak, kaldın darda,
Göçelim gerçek yurda,
Yem olma kuşa kurda,
Dertlerimden kim anlar?
İbrahim Ethem’in yok oldu tahtı,
Yeri külhan oldu, aşkın elinden.
Kahrın da hoş
Muhabbet derdine düşeli bülbül,
Dili handan oldu, aşkın elinden.
Ne gördü Leyla’nın yüzünde Mecnun?
Nasıl hayran oldu, aşkın elinden.
Ne gördü Zeliha Yusuf yüzünden?
İşi figan oldu, aşkın elinden.
Hoştur bana senden gelen,
Kırmızı gül yahut diken,
İster kaftan, ister kefen,
Lütfun da hoş, kahrın da hoş.
Sevindir şu ihtiyarı,
Olur aşkın bahtiyarı,
Layık görür isen nârı,
Nârın da hoş, nurun da hoş.
Yunus sana sâdık kuldur,
İster ağlat, ister güldür!
İster yaşat, ister öldür!
Lütfun da hoş, kahrın da hoş.
Yunus dostun hasretiyle yanarken,
Gelip mihman oldu, aşkın elinden.
Divane olur
Onunla bir an birlik,
Odur cihanda erlik,
Onsuz olacak dirlik,
Olur, hepsi efsane.
Yakın eder ırağı,
Kalbler onun durağı,
Yaktığı bir çırağı,
Ömür boyu hep yana.
Bir göz kendini görmez,
Sırdaş sırrını vermez,
Yunus’un aklı ermez,
Eren olur divane.
Aşkın elinden
Gönül hayran oldu aşkın elinden,
Ciğer büryan oldu aşkın elinden.
Niceler tacı tahtı, malı mülkü,
Koyup üryan oldu, aşkın elinden.
Açar oldum
Hak’tan gelince inayet,
Hak’tan geldi inayet,
Kapılar açar oldum,
Kavuştum hazineye,
Cevherler saçar oldum.
Bir devlet kuşu kondu,
Nice dertlerim ondu,
Özümün kalmadı sabrı, kararı,
Gözüm giryan oldu, aşkın elinden.
Eridi kalmadı dağların karı,
Deniz umman oldu, aşkın elinden.
49
www.dinimizislam.com
Dolu kadehler sundu,
İksirler içer oldum.
İçince, aşka düştüm,
Boş kapken, dolup taştım,
Ham idim, şimdi piştim,
İyiyi seçer oldum.
Kesilmez Rabbin aşı,
Durmaz gözümün yaşı,
Kesildi nefsin başı,
Havada uçar oldum.
Salihler göçüp gitti,
Orada karar etti,
Gün geldi ömür bitti,
Ben her şeyden geçerim.
Yunus’umla biliştim,
Maşukumla görüştüm,
Ben hocama eriştim,
Sırrımı açar oldum.
Ne zaman ansam seni,
Sıkıntım kalmaz Rabbim.
Senden gayrı gözümü,
Hiç kimse silmez Rabbim.
Sensin dilde okunan,
Ezel ve Ebed olan
Hak aşkına dokunan,
Kendini bilmez Rabbim.
Yarattın cismi, canı,
Hem şu iki cihanı,
Sensin mülkün sultanı,
Gayrinin olmaz Rabbim.
Okunur hep destanın,
Açılır bağ bostanın.
Bağındaki gülistanın,
Gülleri solmaz Rabbim.
Aşkın ile dolmayan
Görüp ibret almayan,
Canı feda kılmayan,
Buraya gelmez Rabbim.
Zârdır âşığın işi,
Akar gözünden yaşı,
Seni bilmeyen kişi,
Didarı görmez Rabbim.
Yunus hep seni ister,
Cemalin bize göster!
Cemali gören âşık,
Ebedi ölmez Rabbim.
Kelimeler:
İksir: Hayatı ölümsüzleştiren su.
Ermek için
Rızasına ermek için,
Sonsuz sefa sürmek için,
Bugün canı yere serdim,
Yarın sağlam görmek için.
Evet, canı serdim yere,
Yarın ivazını vere,
Önüme Cenneti sere,
Rahat rahat girmek için.
Yunus yalan yok sözümde,
Çok nimeti var önümde,
Hevesim yok hiçbirinde,
Arzum ona ermek için.
Aşk yüzünden
Helâl kıldı maşuka,
Âşık kendi kanını,
Maşuk nakşından okur,
Aşk eri Kur’anını.
Gitmez âşık gözünden,
Maşuk hayali her an,
Rabbim
50
www.dinimizislam.com
Bu dünya dönmüş zindana,
Koydular bizleri ona,
Zindanda gülünür mü hiç?
Yürüyeyim yana yana.
Dünyada dertsiz baş olmaz,
Dertlilerin âhı dinmez,
Yanar yürek, belki sönmez,
Erişmiştir yaram cana.
Ben bir garip bülbül idim,
Gülistana güle geldim,
Gülüp oynamak isterdim,
İnlemem doldu cihana
Yunus, dünyada sen nesin?
Kim güldü ki sen gülesin,
Hepsi ağlayarak geçti,
Kim geldi ise cihana.
Verdi Zeliha hatun,
Yusuf’un nişanını.
Erlik budur âşığa,
Maşuk yolunda öle,
Derim, sorarlar ise,
Âşığın burhanını.
Şöyle bir an hatırla,
Belkıs’la Süleyman’ı,
Fakat bulamadılar,
Bu derdin dermanını.
Boş görme sakın aşkı,
Rezil eder insanı,
Çıkarır baştan şahı,
Yıkar itibarını.
Ferhat külüngü attı,
Verdi aşka başını,
Hüsrev, Şirin yüzünden,
Kaybetmişti canını.
Mecnunla Leyla aşkı,
Taaccüp eder halkı,
Abdürrezzak bıraktı,
Aşk için imanını.
Zamane etse vefa,
Yunus’a gelir cefa,
Doğru yâri bulunca,
Feda kılar canını.
İşim benim
Her nereye dönersem,
Aşkladır işim benim,
Odur kalbde vesvese,
Âşık yoldaşım benim.
Aşksıza acır özüm,
Ellere yoktur sözüm,
Âşıkta olur çözüm,
Dinmez gözyaşım benim.
Bu aşk bize Rahmandan,
Sanmayın ki şeytandan,
Canımız da canandan,
Dostlar yoldaşım benim.
Canım kuş, vücut kafes,
Alacağım kaç nefes,
Ecelden gelince ses,
Uçan bir kuşum benim.
Bilinmez yere gittim,
Bu âlemi seyrettim,
Kelimeler:
Burhan: Kesin delil
Külünk: Büyük taşçı kazması
Aşk ateşi düştü cana
Hey yarenler gelin görün,
Bir şeyler oluyor bana,
Ne dünüm dün, ne günüm gün,
Aşk ateşi düştü cana.
51
www.dinimizislam.com
Şekeristan: Şeker kamışı tarlası
Şu dünyayı terk ettim,
Burda yok işim benim.
Yunus der ki, âşığım,
Aşkıma çok sadığım,
Kimselere benzemem,
Bulunmaz eşim benim.
Ölmeyem hiç
İlâhi, bir aşk ver bana,
Neredeyim bilmeyeyim,
Aramalıyım kendimi,
İstesem de bulmayayım.
Şöyle hayran eyle beni,
Bilmeyim dünü bugünü,
İsteyeyim daim seni,
Başka şeye bakmayayım.
Al gider benden benliği,
Doldur içime şenliği,
Öldürüp ver esenliği,
Orada hiç ölmeyeyim.
Bülbül olayım öteyim,
Dost bahçesinde yatayım,
Gül olup da açılayım,
Senden ayrı kalmayayım.
Aşktır dertlerin dermanı,
Aşk yoluna koydum canı,
Miskin Yunus söyler bunu,
Bir an aşksız olmayayım.
Destan ola
İki cihan zindan olsa,
Hepsi bana bostan ola,
Artık bana yok hiç tasa,
Hep inayet dosttan ola.
Varam o dosta kul olam,
Yeni açılan gül olam,
Bahçesinde bülbül olam,
Durağım gülistan ola.
Dost yüzünü gördü gözüm,
Erenlere toprak yüzüm,
Bilenedir benim sözüm,
Gerek şekeristan ola.
Her davadan geçen kişi,
Hak’tan yana uçan kişi,
Aşk şarabın içen kişi,
Kâh ayık, kâh mestân ola.
Her an yüzü yere sürem,
Benliğimi yere serem,
Neyim varsa dosta verem,
Hep dillere destan ola.
Dünyada açılsın gözün,
Temizlensin kendi özün,
Yunus senin iş bu sözün,
Âlemlere destan ola.
Bu aşk
Dağa düşer kül eder,
Gönüllere yol eder,
Sultanları kul eder,
Akıl ermez bu aşka.
Dost vurmuşsa kime ok,
Onda tasa kaygı yok,
Feryadı çok, âhı çok,
Akıl ermez bu aşka.
Bardakları taşırır,
Sıkıntıya düşürür,
Kelimeler:
Gülistan: Gül bahçesi
İnayet: Lütuf, ihsan, iyilik, yardım
Mestân: Sarhoş, sarhoşlar
52
www.dinimizislam.com
Düşünmez kavuşmayı,
Ağlatır da güldürmez.
Aşk tuhaf bir bakıştır,
Ateşsiz bir yakıştır,
Yaşamayan bilemez,
Kalbden kalbe akıştır.
Aklını alır baştan,
Keser ekmekten aştan,
İçin için ağlatır,
Gözler kurumaz yaştan.
Yunus yanar yakınır,
Sağa sola bakınır,
Gizleyemez hâlini,
Yüzünden aşk okunur.
Ateşlerde pişirir,
Akıl ermez bu aşka.
Denizleri kaynatır,
Dalga vurur oynatır,
Yunus seni söyletir,
Akıl ermez bu aşka.
Dervişe benzer
Bilmeli, bilmeyenler,
Aşk bir güneşe benzer,
Aşkı olmayan kalbler,
Sanki bir taşa benzer.
Taş gönülde ne biter,
Dilinde ağı tüter,
Çok yumuşak dese de,
Sözü savaşa benzer.
Aşk dolu gönül yanar,
Yumuşar muma döner,
Kararır taş gönüller,
Bir kara kışa benzer.
Yunus geç endişeden,
Hazırlan yola dünden,
Hayrını gönder önden,
Bunlar dervişe benzer.
Seher vakti
Ne hoş tatlı Hû yâdı,
Seher vakti olunca,
Baldan tatlı Hû adı,
Seher vakti olunca.
Geceleyin kalkarlar,
Canı feda kılarlar,
Aşk oduna yanarlar,
Seher vakti olunca.
Seher vakti hoş saat,
Kalkanlar eder rahat,
Aşk bilmez istirahat,
Seher vakti olunca
Göklere çıkınca âh,
Pek çok olsa da günah,
Affeder bizi O Şâh,
Seher vakti olunca.
Ahmed Yesevi
(Rahmetullahi aleyh)
Kelimeler:
Aşk budur
Aşk duyulmaz hitaptır,
Yazılmaz ve okunmaz,
Acayip bir kitaptır,
Silinmez ve kazınmaz.
Ölü gönlü diriltir,
Akıllıyı delirtir,
Düşerse bir taş kalbe,
Onu bile eritir.
Derde deva bildirmez,
Çok çektirir öldürmez,
Yâd: Hatırlamak, anmak, zikir
53
www.dinimizislam.com
Allahü ekber
Ümitsiz değilim
Kahraman yiğitler gezer dillerde,
Kükreyip der aşkla Allahü Ekber.
Hak dostları yaşar hep gönüllerde,
Kükreyip der aşkla Allahü Ekber.
Ümitsiz değilim, günahkârsam da,
Mağfiretin çoktur, affet Allah’ım!
Huzurda edepsiz, cüretkârsam da,
Mağfiretin çoktur, affet Allah’ım!
İhlâsla alınır bütün nefesler,
Şehidlik içindir yüce hevesler,
Yaşanmış tarihe şan veren sesler,
Kükreyip der aşkla Allahü Ekber.
Geceyi gündüze katamıyorum,
Üstümden gafleti atamıyorum,
Kaç kez tevbe ettim, tutamıyorum,
Mağfiretin çoktur, affet Allah’ım!
Hoca, bu, ecdadın zafer bestesi,
Durur mu hiç artık cesur hamlesi,
Göklere yükselir, imanlı sesi,
Kükreyip der aşkla Allahü Ekber.
Hoca imdat ister, böyle taşkına!
Lütfet, doğru yolu göster şaşkına!
İki cihan habibinin aşkına,
Mağfiretin çoktur, affet Allah’ım!
Vefakâr
İrşâdî manzumesi
Kime gönül vermişsem,
Olamıyor bana yâr,
Kiminle dost, olmuşsam,
Olmuyor hiç vefakâr.
Hakk’tan meğer takdirdi,
Kalb aşkı benimsedi,
Hiç kimse benim gibi,
Olamaz aşka düçar.
Âşıklar aşkı alır,
Derdine derman bulur,
Nicesi mahrum kalır,
Hiç olmazmış haberdar.
Bu kahra hayret gerek,
Dervişe gayret gerek,
Yunus âşıksan gerçek,
Âşığa olmazmış âr.
Kelimeler:
Her cihetten münezzehtir Rabbimiz,
Muhtaç değil zaman ile mekâna.
Varları yok, yokları da var eder,
Dilediği şeyler gelir imkâna.
Hayat’tır varlığı, bizle değildir.
Basardır, görmesi, gözle değildir.
Kelamı var ama sözle değildir.
Hiç benzetilemez yaratılana.
Rabbimizden iste, yükselt feryadı,
Herkese veriyor neyse muradı,
Mevla emretmese, sinek kanadı,
Oynatıp da, uçamazdı bir yana.
Hangi şahta vardır böyle bir hüner,
Batıdan doğuya çekmiştir kemer,
Düçar: Tutulmuş, yakalanmış
Kahır: Derin üzüntü veya acı, sıkıntı
Gökte dönüp durur Şems ile kamer,
Yazık olsun onda kusur bulana!
54
www.dinimizislam.com
Basar: Gören
Şems: Güneş
Kamer: Ay
Perverdigar: Yaratıcı
Felek: Gök
Sübhan: Allah
Suhuf: Forma, küçük kitap
Hakk’ın eseridir yoktur mimarı,
Odur yerin göğün perverdigârı,
Bulutlardan verir bize yağmuru,
Damla damla akar, bağa bostana.
Nasıl yaratılmış yedi kat felek,
Bir ibadet olur bunu düşünmek,
İçleri doludur hesapsız melek,
Tesbih edip yalvarırlar Sübhana.
Hoştur
Kulun Hak aşkıyla yanması hoştur,
Şu gönlün Mevla’yı anması hoştur.
Kimi gözlerinden akıtır yaşı,
Kimisi secdeye koymuştur başı,
Hiç biri değildir erkek ve dişi,
Yiyip içmez, benzemez hiç insana.
Aşk denizi dalgalanıp taşıyor,
Âşığın içine dalması hoştur.
Bu denize düşen ölür dediler,
Denizde boğulup ölmesi hoştur.
Gökten indirmiştir yüz dört kitabı,
Kime indi şöyle bunun hesabı:
On suhuf Âdem’e kıldı hitabı,
Dostu koyup aldanma sen düşmana.
Gün gelir gözlere topraklar dolar,
İmanlı gözlere dolması hoştur.
Elli suhufunu Şit’e indirdi,
Otuz suhufunu İdris’e verdi,
On suhufu Halil’ine gönderdi,
Herkes Mevla birdir diye inana.
Hak aşkı gelince eksikler biter,
Bitmemiş olsa da, gelmesi hoştur.
Hoca, şan ve şöhret hepsinden beter,
Her birinden uzak kalması hoştur.
Büyük kitaplarsa dört tanedir bil!
Musa’ya Tevrat’tır, İsa’ya İncil,
Allah’ın emriyle indirdi Cibril,
Gaflette olanlar artık uyana!
Gaffar odur
Bâtın odur, Zâhir odur,
Evvel odur, Âhir odur,
Kadir odur, Kahir odur,
Ceza veren, Kahhar odur.
Dilimizde Sübhan odur,
Lütfedici Rahman odur,
Âlemlere sultan odur,
Rahim odur, Gaffar odur.
Zebur’un sahibi Hazret-i Davud,
İnanmayan oldu sanki bir Nemrud,
Kur’an-ı kerimi gönderdi Mabud,
Nebiler Serveri Şah-ı Sultana.
Kelimeler:
Münezzeh: Kusursuz ve hiç bir şeye
muhtaç olmayan
55
www.dinimizislam.com
Yumurtadan kuş türeten,
Kudret dilini söyleten,
Gizli açık kusur örten,
Ayıpları Settar odur.
Yunus’u yoktan yaratan,
Göğü yıldızla donatan,
Her şeyi dengede tutan,
Güç yetiren Cebbar odur.
Seni gören göz
Şu göz ki seni gördü,
O kime nazar ede?
Şu can ki seni sevdi,
Tende ne karar ede?
Düşer âşık aşkına,
Derdine yanıp dura,
Görmek dermandır ona,
Doktor ne tımar ede?
Aşkın ezeli yeri,
Kalmaz asla hiç geri,
Duyan âşık, haberi,
Yokluğu şikâr ede.
Sen bir gani sultansın,
Canlar içinde cansın,
Canlara da canansın,
Dil nasıl ikrar ede.
Gerçek şaha kul olan,
Gönlünü sana salan,
Seni kendinde bulan,
Nereye sefer ede?
Bu çeşniyi tadana,
İçmeli kana kana,
Derdine düşen cana,
Hekim ne tımar ede?
Bu sırları duyanı,
Eğer âşıksa canı,
Açıldı cevher kanı,
Alana haber ede.
Yunus der ki bu ara,
Hazret’e yüzü kara,
Müflistir yoktur para,
Neyiyle pazar ede?
Kelimeler:
Bülbül niçin ağlarsın?
Nedir bu garip hâlin?
Bülbül niçin ağlarsın?
İzini mi kaybettin?
Bülbül niçin ağlarsın?
Karlı dağdan mı aştın?
Deryalardan mı geçtin?
Gülden mi ayrı düştün?
Bülbül niçin ağlarsın?
Peşine kim takıldı?
Gül bahçen mi yakıldı?
Sarayın mı yıkıldı?
Bülbül niçin ağlarsın?
Niye garip ötersin?
Öyle figan edersin?
Sılaya mı gidersin?
Bülbül niçin ağlarsın?
Uykudan mı uyandın?
Al kana mı boyandın?
Gül aşkıyla mı yandın?
Bülbül niçin ağlarsın?
Öyle niçin inlersin?
Dertleri yenilersin,
Hoca’dan ne dilersin?
Bülbül niçin ağlarsın?
Çeşni: Yiyeceğin ve içeceğin tadı
Şikâr: Ganimet
56
www.dinimizislam.com
Âleme rüsva eden,
Aşkın bir cilvesidir.
Aklımı baştan alan,
Beni sevdaya salan,
Şeyhime köle kılan,
Aşkın bir cilvesidir.
Oku büküp yay eden,
Bağrı delip ney eden,
İşlerimi vay eden,
Aşkın bir cilvesidir.
Aklımı bihuş eden,
Bağrımı bir taş eden,
Âlemde sarhoş eden,
Aşkın bir cilvesidir.
Gönlümü tutup yakan,
Dertten dertlere sokan,
Kendine mahsus kılan,
Aşkın bir cilvesidir.
Varlıkları aldıran,
Hülyalara saldıran,
Deryalara daldıran,
Aşkın bir cilvesidir.
Gözleri giryan eden,
Ciğeri büryan eden,
Yoluna hayran eden,
Aşkın bir cilvesidir.
Yunus’u mahzun eden,
Sanki bir mecnun eden,
Haline memnun eden,
Aşkın bir cilvesidir.
Kelimeler:
Yanayım
Şöyle hayran et beni,
Aşk ateşine yanam,
Her nereye bakarsam,
Gördüğüm seni sanam.
Beni sever Sübhânım,
Ona fedadır canım,
Neşe doludur anım,
Ya ben nice eğlenem?
Yedi cehennem yanmaz,
Bir âhıma katlanmaz,
Sekiz cennet aldatmaz,
Bunda neye eğlenem?
Gelse de yüz bin huri,
Gözümde yok hiç biri,
Aşkın gönlümde yeri,
Senden nice usanam?
Aşkını duydu canım,
Aydınlandı cihanım,
Yoktur elbet mekânın,
Seni nerde arayam?
Yedi deniz geçersem,
Yetmiş ırmak içersem,
Susuzlukla göçersem,
Dost şerbetiyle kanam.
Yunus’un hoştur sözü,
Aşkla yanıyor özü,
Kördür münkirin gözü,
Ben neleri gösterem?
Şeyda: Tutkun
Bihuş: Akılsız, sersem
Büryan: Kebap
Giriftar: Tutulmuş, yakalanmış
Giryan: Ağlayan
Rüsva: Rezil
Hakkın cemali
Bülbülü şeyda eden,
Aşkın bir cilvesidir.
57
www.dinimizislam.com
Boş görme
Kelimeler:
Öyle boş görme beni!
Dostları görüp geldim.
Nice ibretli demi,
Dostlarla sürüp geldim.
Hak’tır söyleyen dilde,
Neler var ki şu kulda,
Varlıklarım o ilde,
Buraya garip geldim.
Tüccarım malım çoktur,
Benim ortağım Hak’tır,
Asla ziyanım yoktur,
Cümle değişip geldim.
Âdem olmak istedim,
Dünyadaymış kısmetim,
Bilmeden buğday yedim,
Cennetten çıkıp geldim.
Nuh oldum tufan için,
Çalıştım iman için,
İnanmayan münkiri,
Suya boğdurup geldim.
Yalan değildir sözüm,
Bak yüzüme, aç gözün!
Belli oluyor izim,
Şu yoldan erip geldim.
Circis oldum basıldım,
Mansur oldum asıldım,
Hallaç pamuğu oldum,
Bunda atılıp geldim.
Zekeriya’ydım kaçtım,
Koşup ağaca geçtim,
Kanımı yere saçtım,
Kelle kestirip geldim.
İşi yapan Sübhan’dı,
Bilen buna inandı,
Yunus ise pinhandı,
Suret değişip geldim.
Pinhan: Gizli
Sürmüşler
Her türlü cefaların,
Adına aşk demişler,
Bu cefaya katlanan,
Dosta halvet vermişler.
Kim ki aşka ulaşa,
Durmaz kaynayıp taşa.
İyi kötü baş başa,
Dört yanında durmuşlar.
Her kim aşk eri ise,
Aşka müşteri ise,
Aşk onun yâri ise,
Cana ateş koymuşlar.
Yunus koru kendini!
Bırak çekip gideni!
Aşkı inkâr edeni,
Bu meydandan sürmüşler.
Vuslat eri
Vuslat eri olmuş isen,
Bu dert ile firak nedir?
Dostu yakın görmüş isen,
Bu baktığın ırak nedir?
Vuslat eri olan kişi,
Gerçekleri bulan kişi,
Yolunda yol alan kişi,
Bir görelim durak nedir?
İlim gözün hicabıdır,
Ölüm kalım hesabıdır.
Eldeki aşk kitabıdır,
Bu okunan varak nedir?
Yunus gözünü açasın!
Nefis tuzağın seçesin!
58
www.dinimizislam.com
Bu halkın arasında,
Halimize gülen var.
Bırak sen gülen gülsün,
Yeter Hak bizim olsun,
Gâfil bunu ne bilsin,
Yaratanı seven var.
İhlâs, amel azıktır,
Bu yol gayet uzaktır,
Dünya ona tuzaktır,
Arasında umman var.
Girmişiz doğru yola,
Bakmayız sağa sola,
Yardımcımız Hak ola,
Yanımızda Rahman var.
Kim derse ben pehlivan,
İşte bekliyor meydan,
Şahit olmalı cihan,
Buralarda merdan var?
Yunus sen, vazgeç bundan,
İsteme öyle meydan,
O meydanın içinde,
Sayısız pehlivan var.
Dost menziline geçesin!
Ondan iyi durak nedir?
Kelimeler:
Vuslat: Sevgiliye kavuşma
Varak: Kitap yaprağı
Firak: Ayrılık, hicran
Yandı yürek
Yandı yürek tutuştu,
Ciğer sanki kebaptır.
Âşıkların şerbeti,
Bu derdime sebeptir.
Kimi durmaz aşk düzer,
Kimisi var, aşk bozar,
Kimisi sarhoş gezer,
Onun işi haraptır.
Aşkla çalındı kalem,
Aşka esirdir âlem,
Âşık olarak ölem,
Bilmeyene hicaptır.
Medrese müderrisi,
Görmedi böyle dersi,
Âciz kaldı cümlesi,
Bilemez ne kitaptır.
Bak davacı şeytana,
Başvurmuştu yalana,
Yalan dava kılana,
Karşılığı azaptır.
Öğren hakkı bulmayı!
İste miskin kalmayı!
Yunus miskin olmayı,
Arzulayan Çalap’tır.
Kelimeler:
Merdan: Mertler
Nasıl bilir?
Aşkın acı tadını,
Tatmayan nasıl bilir?
Yükün ağırlığını,
Tartmayan nasıl bilir?
Değişir hâl ve eda,
Başkadır onda seda,
Hakk’a başını feda,
Etmeyen nasıl bilir?
Siler kalbin pasını,
Bilir malın hasını,
Pehlivan var
Yüreğim nasıl yanar,
İçimde inilti var.
59
www.dinimizislam.com
Yunus gibi ateşte,
Pişmeyen nasıl bilir?
Ayrılığın yasını,
Tutmayan nasıl bilir?
Durmaz ağrıtır başı,
Akıtır gözden yaşı,
Zehir katılmış aşı,
Yutmayan nasıl bilir?
Nasip olmaz her kula,
Düşürür uzun yola,
Varlığını bir pula,
Satmayan nasıl bilir?
Karda, kışta, soğukta,
Ayakları batakta,
Diken dolu yatakta,
Yatmayan nasıl bilir?
Gözlerinde korku yok,
Görenleri eder şok,
Hedefe doğru bir ok,
Atmayan nasıl bilir?
Yaklaşılmaz yanına,
Kıymet verir canına,
Canını cananına,
Vermeyen nasıl bilir?
Görmemiş, bilmez sefa,
Her zaman çeker cefa,
Dostlarından bir vefa,
Görmeyen nasıl bilir?
Tuzakları, bağları,
Kırar demir ağları,
Çıkılmaz sarp dağları,
Aşmayan nasıl bilir?
Duramaz hep bir yerde,
Ateşler yanar serde,
Şu aşk denilen derde,
Düşmeyen nasıl bilir?
Görülmez belki düşte,
Mâşuku var her işte,
Analım Rabbimizi
Tesbihlerle, taşlarla,
Analım Rabbimizi.
Gözden akan yaşlarla,
Analım Rabbimizi.
Ceylanla âhu ile,
Diriliş ruhu ile,
Yâ Allah, yâ hû ile,
Analım Rabbimizi.
İsmini okuyarak,
Günahı bırakarak,
Baş açık, yalınayak,
Analım Rabbimizi.
Dine uygun sohbetle,
Edeb ile, sünnetle,
Şükranla ve minnetle,
Analım Rabbimizi.
Şükreden şâkir ile,
Zikreden zâkir ile,
Zenginle, fakir ile,
Analım Rabbimizi.
Hoca, gülle, sümbülle,
Güle âşık bülbülle,
Günahtan uzak dille,
Analım Rabbimizi.
Allah’ım
Lütfedip aç bize doğru yolunu!
Merhamet sahibi yüce Allah’ım.
Sensin esirgeyen cümle kulunu,
Merhamet sahibi yüce Allah’ım!
60
www.dinimizislam.com
Kelimeler:
Gaflet uykusundan uyandır bizi!
Her işte rızana dayandır bizi!
Ahit: Antlaşma, sözleşme
Âb-ı hayat: Hayat suyu, ölümsüzlük
sağlayan su
Emredilen renge boyandır bizi!
Merhamet sahibi yüce Allah’ım!
Yetmez mi Allah bize?
Bırakmalı dünyayı,
Yetmez mi Allah bize?
Atmalı mâsivayı,
Yetmez mi Allah bize?
Gâfil ister dünyada,
Ârif ister ukbâda,
Herkes ayrı sevdada,
Yetmez mi Allah bize?
Dertliler derman ister,
Gönüller sultan ister,
Âşıklar canan ister,
Yetmez mi Allah bize?
Bülbül eder güle zâr,
Pervaneyi yakar nar,
Herkesin bir derdi var,
Yetmez mi Allah bize?
Herkes bir yola gider,
Yollarını metheder,
Hüdayi de şöyle der:
Yetmez mi Allah bize?
Bizde olmasa da, hiç bir liyakat,
Büyükler bizlere eder refakat,
Hüdayi kulunda kalmadı takat,
Merhamet sahibi yüce Allah’ım!
Kelimeler:
Refakat: Arkadaşlık, eşlik
Takat: Güç, hâl, derman, kuvvet
Gidelim
Dostunla yapılan ahitten dönme!
Haydi gönül, dost iline gidelim.
Sakın bu fâniyi vatan edinme!
Haydi gönül, dost iline gidelim.
Allah aşkı ile yanıp coşmalı,
Kanatlanıp engelleri aşmalı,
Senin ile tam hedefe düşmeli,
Haydi gönül, dost iline gidelim.
Rızıksız kul olmaz
Hayat iklimine ermek istersen,
Dostun bahçesini görmek istersen,
Solmayan gülleri dermek istersen,
Haydi gönül, dost iline gidelim.
Bir gün bahtımız açılır,
Böyle battıkça batmaz ya!
Hâlık sebepler yaratır,
Kapısını kapatmaz ya!
Yalvarışım benim Hakka,
Değildir rızk için hâşâ,
Rezzak-ı âlemdir Hüdâ,
Rızıksız kul yaratmaz ya.
Erzurumlu İbrahim Hakkı
Dosttan yana kanatlanıp uçarak,
Hüdayi’yi alıp dağlar geçerek,
Hızır gibi âb-ı hayat içerek,
Haydi gönül dost iline gidelim.
61
www.dinimizislam.com
Yere göğe sığmaz, mümin kalbinde,
Katremin içinde, ummanım sensin.
Kelimeler:
Hâlık: Her yaratan, Allah
Rezzak-ı âlem: Her mahlûkun rızkını
veren, Allah
Bütün varlığımla, muhtacım sana,
Niyazi gönülde, fermanım sensin.
Kelimeler:
Tevhid
Katre: Damla
Umman: Okyanus, derya
Rabbimizi ananın,
Tevhiddir işi gücü.
Hak aşkıyla yananın,
Tevhiddir işi gücü.
Rabbim çok nimet vere,
Sayısız lütfa ere,
Geçmez ömrü boş yere,
Tevhiddir işi gücü.
Büküp oturur dizi,
Dünyadan yumar gözü,
Hikmetlidir her sözü,
Tevhiddir işi gücü.
Gafletten uzak durur,
Kalbi Hak diye vurur,
Zikirle dili kurur,
Tevhiddir işi gücü.
Gece gündüz zikreder,
Bırakmaz onda keder,
Vaktini etmez heder,
Tevhiddir işi gücü.
Hoca boş işi bırak!
Eceli sanma ırak!
Salihlere yok durak,
Tevhiddir işi gücü.
La ilahe illallah
Demeliyiz her zaman,
La ilahe illallah...
De tazelensin iman!
La ilahe illallah...
Endişesi Hak ola,
Gönlü nur ile dola,
Azık edesin yola,
La ilahe illallah...
Yabanda koymaz seni,
Ateşe kıymaz seni,
Çürütmez nazik teni,
La ilahe illallah...
Unutmazsan Rahmanı!
Kovar senden şeytanı!
Mümin eder insanı,
La ilahe illallah...
Kararır o gün yüzler,
Tutamaz olur dizler,
Delil olur bu sözler,
La ilahe illallah...
Bırakmamalı elden!
Düşürmemeli dilden!
Söyle canı gönülden!
La ilahe illallah...
Hoca yapış Sünnet'e!
Kavuşursun himmete,
Koyar seni Cennete,
La ilahe illallah...
Sensin
Tende canım canda, cananım sensin,
Gönlümün tahtında, sultanım sensin.
Dert sabaha kadar, inletir beni,
Derdimin içinde, dermanım sensin.
62
www.dinimizislam.com
Düştüm dostun kaygısına,
Başka kaygı neme gerek?
Dost sevdası var başımda,
Başka sevda neme gerek?
Ben Allah için giderim,
Yalan dünyayı n’iderim,
Ne mal, ne de mülk isterim,
Şu masiva neme gerek?
Ben dostuma gönül verdim,
Dünya ile yoktur derdim,
Gerçekleri açık gördüm,
Hayal rüya neme gerek?
Hoşa geldi
Dertli gönlün yarası,
Kaynadı taşa geldi.
Aşk denizi dalgası,
Başımdan aşa geldi.
Şu aşk canıma yetti,
Sabrımı alıp gitti,
Sırlarımı faş etti,
Bu garip başa geldi.
Benim gönlümü alan,
Canıma canan olan,
Beni divane kılan,
Önüme düşe geldi.
Baktım ki ileriden,
Çıkageldi yeniden,
Beklemezken aniden,
Tedbirim şaşa geldi.
Durulmaz aşk önünde,
Bela eser yönünde,
Canım ezel gününde,
Aşka ulaşa geldi.
Yapış aşkın izine,
Bakarken dost yüzüne,
Bir hal oldu gözüne,
Ansızın tuşa geldi.
Eşrefoğlu Rumi’nin,
Varlığı hepsi senin,
Her ne ki, senden geldi,
Canıma hoşa geldi.
Kelimeler:
Masiva: Allahü teâlâdan başka her şey
Bu aşk
Cefanın, mihnetin, adıdır bu aşk.
Zilletin, firkatin, adıdır bu aşk.
Rahatı bırakıp, zorluğu alıp,
Çilenin, hasretin, adıdır bu aşk.
Bir ateş ki, cana düşmüş yanıyor,
Yanan hararetin adıdır bu aşk.
Sınır tanımayan, kararsız olan,
Çeşitli haletin adıdır bu aşk.
Hak, hukuk, ne varsa, hepsini atıp,
Candan feragatin adıdır bu aşk.
Kelimeler:
Sırrı faş etmek: Sırrı açıklamak
Ezel: Başlangıcı olmayan
Bütün varlıklardan uzaklaşarak,
Herkesten uzletin adıdır bu aşk.
Dost kaygısı
Anlatamaz aşkı, kimse dil ile,
Kederin, hayretin adıdır bu aşk.
63
www.dinimizislam.com
Görenler şaşırıp kaldı,
Beni bana sorar oldu.
Mâşukun sıfatı, aşığın aşkı,
Aşkla mâşuk, zatın adıdır bu aşk.
İleri
Aşk nedir bilenler, âşık oldular,
Tevhid-i vahdetin adıdır bu aşk.
Mevla'yı seviyorum,
Bu canımdan ileri...
Kalbimle görüyorum,
Bu gözümden ileri...
Ben kul idim o Sultan,
Henüz yokken ins ü can,
Okurdu türlü lisan,
Bu dilimden ileri...
İlk o mu sevdi beni,
Yoksa tersi mi idi?
O beni sevmiş idi,
Bu sevgiden ileri...
Sevdi beni, yarattı,
Aşkı ile donattı,
Aldı bu gönlü gitti,
Şu gönlümden ileri...
Aşkla kaynadım taştım,
Yanıp gurbete düştüm,
Nice gözyaşı saçtım,
Bu yaşımdan ileri...
Kalkmaz gözümden perde,
Derman bulunmaz derde,
Bir dert yoktur âlemde,
Bu derdimden ileri...
Derdim asla gitmedi,
İlaçlar kâr etmedi,
Hiç kimse ah etmedi,
Bu âhımdan ileri...
Âşıklar çıkıp geldi,
İşte nişan bu dedi,
Kimse nişan vermedi,
Nişanımdan ileri...
Sorulursa Eşrefoğlu Rumi’ye,
Dost ile vuslatın adıdır bu aşk.
Kelimeler:
Mihnet: Sıkıntı, bela
Halet: Hal, durum
Feragat: Vazgeçmek
Uzlet: Halktan ayrılarak bir köşeye
çekilme
Vahdet: Allah’ın birliği
Vuslat: Kavuşma
Oldu
Düşeli aşkın derdine,
Bela bana düçar oldu.
Âhım arttı günden güne,
Gözüm yaşı pınar oldu.
Dünyaları gözüm görmez,
Akar kanlı yaşım durmaz,
Dert ateşi aman vermez,
İçim dışım yanar oldu.
Çaresi yok, ne derttir bu?
Getirmiyor göze uyku,
İçimdeki feci korku,
Ciğerimi yakar oldu.
Herkes düşmez Hak aşkına,
Yanıp döndüm bir şaşkına,
Düşeli ben bu sevdaya,
Dünya bana çok dar oldu.
Eşrefoğlu yüzüm soldu,
İniltim cihana doldu.
64
www.dinimizislam.com
Gitmezmiş yaş gözünden,
Çeşme gibi akarmış.
Aşk erinin nişanı,
Bilmek dilersen anı,
Ona bu mülk-i fani,
Zindan olur bakarmış.
Eşrefoğlu Rumi gel,
Yediğin olsun helal
Haramdan gelmişse mal,
Ateş olur yakarmış.
Eşrefoğlu Rumi'yim,
Dosttan haber vereyim,
Yoktur haber göreyim,
Haberimden ileri...
Kelimeler:
İns ü can: İnsanlar ve cinler
Nişan: İşaret, iz, alâmet
Yakmıştır bu aşk
Her kime bir ışık yakmıştır bu aşk,
Ona şimşek gibi çakmıştır bu aşk.
Kalbi temiz olur mu hiç?
İpeği çıkarır giydirir palas,
Tahtından şahları yıkmıştır bu aşk.
Seni seven âşıkların,
Gözyaşı diner mi hiç?
Seni maksut edinenler,
Dünya ahret, anar mı hiç?
Ölmez elbet âşık canı,
Çürümezmiş onun teni,
Aşk kimi kılmışsa fani,
Ona zeval erer mi hiç?
Sana gönül verenlerin,
Eli sana erenlerin,
Gözü seni görenlerin,
Devranları döner mi hiç?
Aşkına düşen canların,
Yoluna baş koyanların,
Aşk bülbülü olanların,
Kimse dilin bilir mi hiç?
Kim gerçekten sever seni,
Yoluna kor tatlı canı,
İstemez iki cihanı,
Gayriye aldanır mı hiç?
Aşk tadına alışanlar,
Seher vakti buluşanlar,
Mâşukuna ulaşanlar,
Bir daha ayrılır mı hiç?
İki âleme de gönül bağlamaz,
Her kimin gönlüne akmıştır bu aşk.
Bak Mecnun’u nasıl hayran koymuştur,
Leyla’ya bir nazar atmıştır bu aşk.
Hem de olunca bir nefes Mansur’la,
Boynuna urganı takmıştır bu aşk.
İlmi olmayana bağlattı zünnar,
Cahili ateşte yakmıştır bu aşk.
Eşrefoğlu Rumi yapış sen aşka!
Her dem yüz akıyla, çıkmıştır bu aşk.
Kelimeler:
Palas: Eski püskü elbise, pejmürde
Urgan: Kalın ip
Zünnar: Papaz kuşağı
Aşk eri
Bilinirmiş sözünden,
Aşk parlarmış yüzünden,
65
www.dinimizislam.com
Bu aşk beni deli kıldı,
Aklımı başımdan aldı,
Mecnun gibi dağa saldı,
Ah çektirip hep inletir.
Aşktır beni benden alan,
Eşinden tutup ayıran,
Kimdir aşka karşı duran,
Şahları baştan çıkartır.
Tuhaftır bu aşkın işi,
Dayanmaz ona her kişi,
Gözlerden akıtır yaşı,
Yürekleri hep yandırır.
Kimde Allah aşkı varsa,
İçinde ateş yanarsa,
Dili Hak diye anarsa,
Onun sohbeti tatlıdır.
Aşktır gönülde nur olan,
Aşktır Musa’ya Tur olan,
Aşktır İsa’ya yâr olan,
Ölüyü diri kıldırır.
Gel âşık ol şad olasın,
Kederden azat olasın,
Aşkından murat alasın,
Tutar yükseğe daldırır.
Eşrefoğlu Rumi söyler,
Köye şehre haber eyler,
Kim ki âşık olmak ister,
Ağır yükleri kaldırır.
Doğru yola gelen kişi,
Mevlâsını seven kişi,
Hak uğruna ölen kişi,
Mala cana kanar mı hiç?
Leyla’sını görenlerin,
Mecnunluğa erenlerin,
Hakka gönül verenlerin,
Halini el bilir mi hiç?
Eşrefoğlu der ki aman,
Yansın aşk ateşine can,
Aşk ateşine yanmayan,
Kalbi temiz olur mu hiç?
Kelimeler:
Maksut: İstenen, arzulanan
Zeval: Yok olmak
Maşuk: Sevilen
Fâni: Yok olma
Yine aşk
Yine aşk elçisi geldi, erişti.
Aşkın kadehini doldurup içti.
Yine coştu hemen, canımda aşkın,
Yine dalga vurdu inciler saçtı.
Yine bozdu ismim, sırrını aşkın,
Yine kanatlanıp can kuşu uçtu.
Eşrefoğlu Rumi yine ulaştı,
Kavuştu dostuna ışıklar saçtı.
Kelimeler:
Tur: Hazret-i Musa’nın Allahü teâlâ ile
vasıtasız konuştuğu dağ
Şad: Neşeli
Dilimi tutamam?
Bir an dilim tutamadım,
Aşk koymaz beni söyletir.
Tuhaflığı atamadım,
Aşkın âdeti böyledir.
Bu aşk
Cihanı hiçe satmakmış bu aşk.
Döküp varlığı, gitmekmiş bu aşk.
66
www.dinimizislam.com
Elinde şekeri, ellere verip,
Ağuyu kendi yutmakmış bu aşk.
Eşrefoğlu Rumi, baktıkça bakıp,
Hakkın hikmetine hayran olurum.
Kelimeler:
Bela yağmuru gökten yağarken,
Başını ona tutmakmış bu aşk.
Zahir: Görünüş
Bâtın: İç, gizli
Bu âlem sanki ateş denizi,
Ona kendini atmakmış bu aşk.
Benim halim
Halktan el etek çektim,
Nice gözyaşları döktüm,
Varıp çürük tohum ektim,
Ne olacak benim hâlim?
Aşk ateşi vurdu cana,
Pervane ateşte yana,
Sığmıyorum şu cihana,
Ne olacak benim hâlim?
Terk edeyim beni benden,
Geçip bu can ile tenden,
Yüce Rabbim imdat senden,
Ne olacak benim hâlim?
Gel Eşrefoğlu bilesin,
Dost dergahına gelesin,
Ölmeden önce ölesin,
Ne olacak benim hâlim?
Herkes toplanıp, gülüp oynarken,
Bağrına taş basıp, yatmakmış bu aşk.
Âşık olmayan bu derdi bilmez,
Malla denize batmakmış bu aşk.
Âlem yangından kaçıp dururken,
Nefsi ateşe atmakmış bu aşk.
Hasretle gece gündüz ağlayıp,
Gözün şükrünü yapmakmış bu aşk.
Halka yaranmak değil bu sevda,
Hakkın emrini tutmakmış bu aşk.
Eşrefoğlu bil şu gerçekleri,
Vücudu fani etmekmiş bu aşk.
Kelimeler:
Hicrana geldim
Ağu: Zehir
Ayrı düşmüş yârinden, bir garibim,
Visalin isteyip hicrana geldim.
Olurum
Gerçi zahirde fakir ve âcizim,
Batında cihana Sultan olurum.
Kararım yok cihandan tez giderim,
Bu fani diyara mihmana geldim.
Feryatlarım yeri göğü doludur,
Belki de dillere destan olurum.
Yusuf’um ben bugün Kenan ilinde,
Mısır’a giderek zindana geldim.
Söyle dertlilere, gelsinler beri,
Belki dertlerine derman olurum.
Bülbülüm, gülümden ayrı düşmüşüm,
Dost yoluna canı, kurbana geldim.
67
www.dinimizislam.com
Eşrefoğlu Rumi bugün tevbe et!
Yarın demeyesin, pişmana geldim.
Kelimeler:
Visal: Kavuşmak
Hicran: Ayrılık
Mihman: Misafir
Güldür bülbülün derdi,
Bağ ve bostan istemez.
Eşrefoğlu Rumi der,
Doğru yolunda gider,
Dostunu arzu eder,
Başka ferman istemez.
Müjdemiz
Kelimeler:
Canan: Sevgili
Ferman: Emir
Aşk yakmıştır canımızı,
Bahar etti kışımızı.
Pîrifâni olmuş iken,
Gençleştirdi yaşımızı.
Dilimizde dostun adı,
Canımızda dostun tadı,
Üstümüzde dost kanadı,
Ağrıtmayız dişimizi.
Biz ol dost ile diriyiz,
Dostsuz olursak ölüyüz,
Dost bahçesinin gülüyüz,
Bilmez miyiz işimizi?
Dost girmiştir gönlümüze,
Her günümüz bayram bize,
Eşrefoğlu der ki size,
Düş sanmayın müjdemizi!
Tevhidi terk etme
Tevhidi terk etme sakın ey aziz!
Tevhid için gönlüne eyle temiz!
Her kimin tevhidi yoksa canı yok,
Canı ne ola ki onun imanı yok.
Tevhid eden diller kolay yanılmaz,
Günahkâr olsa da ateşte kalmaz.
Tevhid eden dile Hak tanık ola,
Tevhid eden gözler uyanık ola.
Kelimeler:
Pîrifâni: Çok yaşlı kimse
Tevhid edeni cehennem yakmaz,
Zebani boynuna zincirler takmaz.
Aşk derdi
Tevhid edenden kaçar şeytan-ı lain,
Tevhid eden olur şeytandan emin.
Düşenler aşk derdine,
Cana derman istemez.
Artırır günden güne,
Derde noksan istemez.
Başı göklere erdi,
Canı canana verdi,
Ancak tevhid ehli doğru gidendir,
Tevhidsiz olanlar, eğri gidendir.
Tevhid yoksa boştur, bozuktur temel,
Yer gök ehli kadar kılsa da amel.
68
www.dinimizislam.com
Bu tevhid ehlidir, hak yolda giden,
Tevhidini muhkem eyle, elde sen!
Tevhidi söyleme sade dilde sen!
Mübarek tevhidden kaçarsın, neden?
Tevhidi kendine muhkem ders edin!
Kim halktan kesilir, Hakka ulaşır,
Hakkı bırakanlar, halkla dalaşır.
Tevhidin muhkemse bulursun Hakkı,
Tevhid olur, bütün dertlere deva,
Muhkem olmak diler isen tevhidin,
Tevhidin yok ise olursun şakî.
Tevhidden gayrisi, hep nefs-i heva.
Kimi söyler sadece tevhid adı,
Canı bilmez nicedir tevhid tadı.
Eşrefoğlu Rumi, yüz çevir halktan,
Tevhid düşmanları gayet azgın olur,
Tevhid: Bir Allah'tan başka İlâh
olmadığına inanma. Lâ ilahe illallah
sözünü tekrarlama
Mihnet: Sıkıntı, bela
İsteğini bekle Cenab-ı Hak’tan!
Kelimeler:
Sanki leş yiyen bir kuzgun olur.
Eşrefoğlu Rumi’nin sen ey Ganî,
Can içinde muhkem et tevhidini!
Kelimeler:
Aşkın seli
Düşeli bu aşkın yaman iline,
Beni bıraktı bu halkın diline.
Tevhid: Bir Allah'tan başka İlâh
olmadığına inanma. Lâ ilahe illallah
sözünü tekrarlama
Zebani: Cehennemdeki azap yapıcı
melek
Şeytan-ı lain: Lanetlenmiş şeytan
Muhkem: Sağlam
Şakî: Cehennemlik
Ganî: Hiçbir şeye muhtâc olmayan;
Allahü teâlâ
Durmayıp gözümden yaşlar akıtır,
İstemem gözümün yaşı siline.
Yaraşır aşığa gözü yaş olmak,
Kim âşıksa gözlerinden biline.
Aşk ile yaşanan bir ânı verme,
Tevhid ehli
Aşksız geçen ömrün yüz bin yılına!
Tevhid ehli doğru gider cennete,
Eşrefoğlu Rumi, murat isteyen,
Kül olup savrula aşkın yeline.
Yolda kalmaz, uğramaz hiç mihnete.
Bunlar Hakkın sevdiği kuldur,
Sayısız nimetler verdiği kuldur.
Kalmaz asla adı sanı zerrece,
Boğulup da gider aşkın seline.
Tevhid ehli olan Hakla bilişir,
İşinde gücünde Hakla buluşur.
69
www.dinimizislam.com
Yazılmaz adın insana
Olmaz
Yakar beni aşkın derdi,
Sığmıyorum bu cihana.
Değdi cana aşk ateşi,
Sonsuza dek durmaz yana.
Yanmak bir müjdedir bana,
Canımı koydum yoluna,
Bu ticaretim bambaşka,
Erişmez asla hüsrana.
Aşk ateşi seni yaksın,
Dumanın göklere çıksın,
Eğer olsa yüz bin canın,
Feda edesin canana!
Allah adını anmayan,
Aşk ateşine yanmayan,
Ömür boyu uyanmayan,
Yazılır adı hayvana.
Bu aşk tüccarı daima,
Gider aşkın diyarına,
Varıp aşkın pazarına,
Verir bin canı bir cana.
Ey âşıklar, ey sâdıklar,
Ey sarhoşlar, ey ayıklar,
Durmadan aşkı sayıklar,
Girmiş olan bu meydana.
Hak aşkıyla yanmadıkça,
Eşrefoğlu Rumi asla,
Vasıl olmazsan Hakk’a,
Yazılmaz adın insana.
Kelimeler:
Biz Hak dostunu severiz,
Elden bize bir yâr olmaz.
Kâh yaparız, kâh dökeriz,
İşimizde karar olmaz.
Aşk diridir, ölür mü hiç?
Kara toprak olur mu hiç?
Karanlıkta kalır mı hiç?
Bize leyl-ü nehar olmaz.
Gülümüz hoş kokuludur,
Solmaz asla, taze durur,
Sanma öyle hazan olur,
Ne yaz, ne kış, bahar olmaz.
Aşkın şerbetini içtik,
Feragat mülküne göçtük,
Yanıp aşkınla tutuştuk,
Artık bize hiç ar olmaz.
Âşık isen sarıl işe!
Aldanma sen görünüşe!
İbrahim ol, gir ateşe!
Bu gülşende yanar olmaz.
Kıyamazsan tatlı cana,
Uzak dur girme meydana!
Nice başlar bu meydanda,
Kesilir, hiç soran olmaz.
Hak dergâha gelenlere,
Kendisini bilenlere,
Dost yolunda ölenlere,
Arif olan, kınar olmaz.
Bırak Ebu Hamid varı,
Görem dersen sen ol yâri,
Hakkı al, bırak kârı,
Haktan başka kemal olmaz.
Ebu Hamid (Somuncu Baba)
Kelimeler:
Hüsran: Hayal kırıklığı
Âşık: Kalbi Allah sevgisiyle dolu olan
Sâdık: Allah’ın sevgili kulu
Sarhoş: Allah sevgisiyle kendinden
geçmiş olan
Vasıl olmak: Kavuşmak
Feragat mülkü: Varlığını bırakıp asla
70
www.dinimizislam.com
ulaşma yeri
Leyl-ü Nehar: Gece gündüz
Gülşen: Güllük
Yandı bu gönlüm,
Kandı bu gönlüm,
Yanmakta derman,
Buldu bu gönlüm.
Gel artık uyan!
Hak aşkıyla yan,
Aşksız bulunmaz,
Dertlere derman.
Sanma divane!
Oldum pervane!
Aşk ateşine,
Yandı bu gönlüm.
Çok tez uyandı,
Hakka dayandı,
Aşkın rengine,
Varıp boyandı.
Hoş gör fakiri!
El fakr-u fahri,
Söylemedi mi?
Âlemler fahri.
Şu Hacı Bayram
Acaba kimdi?
Ediyor bayram,
Yâr ile şimdi.
O köy
Bir zaman bir köye vardım,
O köyü yapılır gördüm,
Ben de köy ile yapıldım,
Taş ve toprak arasında.
Köyden köye ok atarlar,
Gelir ciğere batarlar,
Ârif sözünü satarlar,
O köyümün pazarında.
Ameleler taş yonarlar,
Yontup ustaya sunarlar,
Çalabın ismin anarlar,
O taşın her parçasında.
O köy dediğim gönüldür,
Çiftlik ve saray değildir,
Aşığın kanı sebildir,
O köyümün kenarında.
Bunu ârif olan anlar,
Cahil bilmez hemen tanlar,
Hacı Bayram kendi banlar,
O köyün minaresinde.
Kelimeler:
Kelimeler:
Divane: Deli
Ârif: İlim ve irfan sahibi
Yonmak: Yontmak
Sebil: Bedava
Tanlamak: Şaşırmak
Banlamak: Bağırmak
Pervane:
Işık
etrafında
dönen
kelebekçik
El fakru fahri: Fakir olmakla iftihar
ederim.
Fahr-i âlem: İnsanların kendisiyle
övündüğü kimse, Resulullah efendimiz
Bu gönlüm
La ilahe illallah
N’oldu bu gönlüm,
Soldu bu gönlüm,
Gamla kederle,
Doldu bu gönlüm.
Zikirlerin efdalı,
La ilahe illallah…
71
www.dinimizislam.com
Türlü türlü, çiçekleri açılır,
Sanki birer cennet, yazı dağların...
Kalbler için faydalı,
La ilahe illallah…
Bırakırsak gafleti,
Buluruz bereketi,
İmanlının nimeti,
La ilahe illallah...
Biraz düşün derinden,
Dönen yok seferinden,
Hiç düşürme dilinden,
La ilahe illallah...
Manası gayet yüce,
Lazım bütün ömrünce,
Söyle gündüz ve gece!
La ilahe illallah...
Yoldaş olur kabirde,
Deva olur her derde,
De hazarda seferde,
La ilahe illallah...
Yunus şu nizama bak!
Neler lütfediyor Hak,
Demelisin muhakkak!
La ilahe illallah...
Bakıp doyulmaz, yeşil alanlara,
Hidayetler olur, Hak’tan onlara.
Esen yeli, safa verir canlara,
Misk-ü amber kokar, tozu dağların...
Bir yanda, zambaklar, bir yanda lâle,
Irmakları benzer, âb-ı zülâle.
(Sebbe-ha) mânâsı, geliyor dile,
Şükür Hakka, dâim sözü dağların...
Kelimeler:
Hulle: Cennet elbisesi
Âb-ı zülâl= Berrak su
Sebba-ha: Alâ suresinin (Yaratıp
düzene koyan, takdir edip yol
gösteren,
[topraktan]
yeşil
otu
çıkarıp, sonra da onu kapkara bir sel
artığına çeviren yüce Rabbinin adını
tesbih et) mealindeki âyetleri hatıra
gelir
Nakkaşı bulduk
Dağların
Gelip beka baharından,
Bu fenada kışı bulduk,
Atomlardan Arş’a kadar,
Şaşılacak işi bulduk.
Bıktık gurbet âleminden,
Şaşkın şaşkın dolaşırken,
Hasta ruha hayat veren,
Tesirli bakışı bulduk.
Her bir sözü gerçeklerden
Haber verir âşıklara,
Şükür, hayret diyarına,
Varan bir akışı bulduk.
Kış günleri gidip, bahar gelince,
Açılır gafletten, gözü dağların...
Her taraf süslenir, gonca güllerle,
Geçmez bülbüllere, nazı dağların...
Gece gündüz, tesbihledir işleri,
Allah diye söyler, daim kuşları.
Göklere uzanmış, sanki başları,
Dua kıblesine, yüzü dağların…
Kudretten, hepsine, hulle biçilir,
Hak rahmeti, üstlerine saçılır.
72
www.dinimizislam.com
Maşuk: Âşık olunan
Mâsiva: Allahü teâlâdan gayri her şey
Ne kelâm o, ne bakış o,
Aklın üstü bir varlık o,
Onun ayak tozlarını,
Kalb derdine aşı bulduk.
Maddeleri inceleyip,
Bir bir temaşa eyledik,
Hepsini aynı mimarın,
Düzgün bir yapışı bulduk.
Attık her şeyi aradan,
Temizlendik mâsivâdan,
Eserlerin nakışından,
Çok şükür Nakkâşı bulduk.
Kelimeler:
Medet Allah’ım medet!
Rabbimiz yüce Mevla,
İsteğimi etme ret!
Ömür geçer isyanla,
Medet Allah’ım medet!
Çaresize lütfunla,
Fukaraya fazlınla,
Günahkâra affınla,
Medet Allah’ım medet!
Âşıklara canansın,
Dertlilere dermansın,
Sultanlara sultansın,
Medet Allah’ım medet!
Yalnız senden istenir,
Başka kime gidilir?
Her iyilik sendendir,
Medet Allah’ım medet!
Günaha gufran sende,
Hoca’ya derman sende,
Lütuf ve ihsan sende,
Medet Allah’ım medet!
Beka: Beka-billah, daima Allahü teâlâyı
hatırlama hâlinde olma
Fena: Fena-fillah, Allahü teâlâdan
başka her şeyi unutmak, mahlûkların
sevgi
ve
düşüncesini
gönülden
çıkarmak
Temaşa: Severek bakmak, incelemek
Mâsivâ: Allahü teâlâdan başka her şey
Nakkaş: Nakışları yapan, eserleri
meydana getiren Rabbimiz
Aşk ateşi
Aşk ateşi ki,
Durmadan yanar,
Maşuktan gayri,
Ne varsa yakar.
Ölür mâsiva,
lâ kılıcıyla,
Lâ denilince,
Başka ne kala.
Orada kalır,
Yalnız illallah,
Düşüp ortaklar,
Ateşte yana.
Kelimeler:
Elhamdülillah
Hüda davet eder elhamdülillah,
Bu can dosta gider elhamdülillah.
Hakikat şehrine göçme zamanı,
Gönül durmaz, uyar elhamdülillah.
Duyalıdan beri Habibullahı,
Hem okur, hem yazar elhamdülillah.
İlim dedikleri dostla halvettir,
Kalmaz gider ağyar elhamdülillah.
73
www.dinimizislam.com
Şehitlik rütbesi en yüce rütbe,
Âşığa verilir elhamdülillah.
Ey Niyazi
Denizde bir damlasın,
Derya hayrandır sana.
Sen şöyle bir zerresin,
Arş ki seyrandır sana.
Dost göründü pek ayan,
Kalmadı bir şey nihan,
Tufan olursa cihan,
Damla tufandır sana.
Niyazi’nin dilinden,
O Yunus’tur söyleyen,
Herkese gerek bir can,
Bu Yunus candır sana.
Tanıştık, biliştik ihsanlar etti,
Nasibimiz kadar elhamdülillah.
Giderse dünyadan Niyazi ne gam,
Visaline erer elhamdülillah.
Kelimeler:
Hüda: Allahü teâlâ
Habibullahı:
Allah’ın
sevgilisi,
Peygamberimiz
Halvet: Baş başa yalnız kalmak
Ağyar: Eller, yabancılar
Gam: Kaygı, keder
Visal: Kavuşmak
Kelimeler:
Mihmandır bana
Derya: Deniz
Arş: Allahü teâlânın yarattığı, her şeyin
üstünde olan, en büyük varlık
Ayan: Açık seçik
Nihan: Gizli
Tufan: Şiddetli yağmur
Tende canım, canda canandır bana,
Dilde sırrım serde Sübhan’dır bana.
Her şeyimle kulu kölesiyim ben,
Gönlümün tahtında sultandır bana.
Gerek
Gece gündüz inletir bu dert beni,
Derdimin içinde dermandır bana.
Derviş isen âşık gerek,
Hak yolunda sadık gerek,
Onun bağrı yanık gerek,
Can gözleri açık gerek.
Alçaktan alçak yürüye,
Toprak içinde çürüye,
Aşk ateşinde eriye,
Altın gibi sızmak gerek.
Hak zikriyle meşgul ola,
Yana yana bir kül ola,
Her kim diler makbul ola,
Tevhide boyanmak gerek.
Büyüklüğü asla düşünülemez,
Damlanın içinde ummandır bana.
Bana benden daha yakın elbette,
Niyazi der: Her an mihmandır bana.
Kelimeler:
Canan: Sevgili
Sübhan:
Her
türlü
noksandan
münezzeh olan, Allahü teâlâ
Umman: Okyanus
Mihman: Misafir
74
www.dinimizislam.com
Vuslat: Kavuşmak
Hayret: Şaşkınlık
Menzil: Yol
Meftun: Gönül vermiş
Mecnun: Deli
Köşk sahibi yol alamaz,
Maksuduna ulaşamaz,
Yok olmadan var olamaz,
Varını dağıtmak gerek.
Dervişlerin en alçağı,
Buğday içinde burçağı,
Niyazi gibi balçığı,
Her bir ayak basmak gerek.
Allah diyelim Allah!
Düşmemeli hiç dilden,
Allah diyelim Allah!
İhlâsla ta gönülden,
Allah diyelim Allah!
Kulluk gerek insana,
Uzat canı canana!
Kavuş gerçek imana!
Allah diyelim Allah!
Aşk yoksa bülbül ötmez,
Allah sevgisi bitmez,
Seven itiraz etmez,
Allah diyelim Allah!
Aşk ateşi yakarken,
Gözlerimiz bakarken,
Henüz yürek atarken,
Allah diyelim Allah!
Engelleri geçerken,
Sevincinden uçarken,
Ahirete göçerken,
Allah diyelim Allah!
Fitneler uyanmadan,
Günaha boyanmadan,
Cehennemde yanmadan,
Allah diyelim Allah!
Çamurlara batmadan,
Kabrimize yatmadan,
Ölüm gelip çatmadan,
Allah diyelim Allah!
Yunus henüz yaşarken,
Zorlukları aşarken,
Kelimeler:
Tevhid: Allahü teâlânın birliğine
inanmak
Maksud: Ulaşılmak istenen, istek
Bulan özünü
Bulan o özü,
Duyan o sözü,
Başka bir yüzü,
Görmek dilemez.
Gurbette olan,
Hayrette kalan,
Dostunu bulan,
Kendin bulamaz.
Hep gündüz gece,
Yanar ateşte,
Böyle her işte,
Ağlar gülemez.
Âşık olmayan,
Sadık olmayan,
Talip olmayan,
Menzil alamaz.
Meftun olalı,
Mecnun olalı,
Niyazi dahi,
Akla gelemez.
Kelimeler:
75
www.dinimizislam.com
Hedefine koşarken,
Allah diyelim Allah!
Evler yıktı, nice yuva bozdurdu,
Kimse dayanamaz, bir sevgidir bu.
Mecnunu düşürdü ıssız çöllere,
Destan oldu geçti, dilden dillere,
Masal gibi gelir gamsız ellere,
Hikmeti sorulmaz, bir sevgidir bu.
Aşk nedir?
Kalbi aydınlatan güneşe benzer,
Işığı kararmaz, bir sevgidir bu.
Isısı bitmeyen ateşe benzer,
Söndüremez onu, dağların karı,
Getirir kış günü yeşil baharı,
Onun için yapar balları arı,
Benzeri bulunmaz, bir sevgidir bu.
Yanmakla azalmaz, bir sevgidir bu.
Acep var mı onu iyi tanıyan?
Belalara düşer, onu kınayan,
Bir yaradır, bağırlarda kanayan,
Kanı durdurulmaz, bir sevgidir bu.
Der ki: (Gariplikle dolu her yörem),
Nice çaresizi etmiştir verem,
Aslı için yanmış, kül olmuş Kerem,
Derdi anlaşılmaz, bir sevgidir bu.
Bülbül, onun için güllere gider,
Gece gündüz durmaz, hep feryat eder,
Hayatını harcar, hep berbat eder,
Şevk verip Ferhat’a, dağı deldirdi,
Susturur konuşmaz, bir sevgidir bu.
Çok zaman ağlattı, bazen güldürdü,
Nicesini kavuşmadan öldürdü,
Başlardan atılmaz, bir sevgidir bu.
Çılgınlıkta yoktur, dünyada eşi,
Ne yapılsa, sönmez onun ateşi,
Gözü görmez, ana baba, kardeşi,
Yakını göremez, bir sevgidir bu.
Hazret-i Yusuf’u zindana attı,
Zeliha’yı yıllar yılı ağlattı,
Çok çektirdi, ne yürekler dağlattı,
Yarası sarılmaz, bir sevgidir bu.
Şahları kendine etmiştir köle,
Tacını, tahtını vermiştir yele,
Yaptıkları gelmez, kaleme, dile,
Kolay anlatılmaz, bir sevgidir bu.
Ayakta dolaşır, yatağa yatmaz,
Uykular kaçırır, asla uyutmaz,
Deli saçması der, nasihat tutmaz,
Öğütten anlamaz, bir sevgidir bu.
Kimse bilmez akıllı mı, deli mi?
Kara cahil eder, nice âlimi,
Vahşetten kurtarır kimi zâlimi,
Herkes anlayamaz, bir sevgidir bu.
Heyecanla yaşar, hep gönüllerde,
Destanı okunur, bütün dillerde,
Namı gezer durur, bütün illerde,
Tarihe adını çok kez yazdırdı,
Nice masumları tutup azdırdı,
Yorulmaz, usanmaz, bir sevgidir bu.
76
www.dinimizislam.com
Hoca der, aşksızlar buna hasımdır,
Uzaklarda kalmışım,
Çağırırım dost diye.
Camide, meyhanede,
Sarayda, viranede,
Kâbe’de, put hanede,
Çağırırım dost diye.
Sular gibi çağlarım,
Yüreğimi dağlarım,
Hiç durmadan ağlarım,
Çağırırım dost diye.
Dünya varından geçsem,
Yokluğa kanat açsam,
Aşk ile daim uçsam,
Çağırırım dost diye.
Candadır, canandadır,
Ne ararsan ondadır,
Hep bana ihsandadır,
Çağırırım dost diye.
Seven ve sevilen gerçek hısımdır,
Aşırı muhabbet ona isimdir,
Bilmeyen anlamaz, bir sevgidir bu.
Hak mahrum etmez
Nasıl yaşarsan yaşa,
Yazılan gelir başa,
Emeğin gitmez boşa,
Hak mahrum etmez seni.
Olmazları oldurur,
Solmazları soldurur,
Arayana buldurur,
Hak mahrum etmez seni.
Çok düzgün döner çarkın,
Toplumda olur farkın,
Şen olur evin, barkın,
Hak mahrum etmez seni.
Bulutları gönderir,
Rahmetini indirir,
Ağrın varsa dindirir,
Hak mahrum etmez seni.
Hoca, çile çekersen,
Gözünden yaş dökersen,
Gelip boyun bükersen,
Hak mahrum etmez seni.
Hep görünen dost yüzü,
Ondan ayırmam gözü,
Gitmez dilimden sözü,
Çağırırım dost diye.
Bitmez bendeki heves,
Durmadan çıkar bu ses,
Alıp verdikçe nefes,
Çağırırım dost diye.
Ne yerdeyim ne gökte,
Dururum hep tetikte,
Her zaman ve her yerde,
Çağırırım dost diye.
Geldim dostun ilinden,
Kokuyorum gülünden,
Niyazi’nin dilinden,
Çağırırım dost diye.
Kelimeler:
Dost diye
Bakıp cemal-i yâre,
Çağırırım dost diye.
Dil oldu pare pare,
Çağırırım dost diye.
Aşkı ile dolmuşum,
Aşkıyla mest olmuşum,
Pare pare: Parça parça
77
www.dinimizislam.com
Mest olmak: Kendinden geçmek
Geçtim şöhretle şandan,
Yemeğinden, aşından,
Mallar çıksın dükkândan,
Yağmadır, alan alsın!
Varlıklarımı attım,
Parasız pulsuz sattım,
Kendim yan gelip yattım,
Yağmadır, alan alsın!
Bunda yoktur zararım,
Vermekle artar kârım,
Bilinsin bütün varım,
Yağmadır, alan alsın!
Niyazi buldu yâri,
Gözü görmez ağyarı,
Kesti artık zünnarı,
Yağmadır, alan alsın!
Garip bülbül
Garip bülbül senin diyarın hani?
Haydi, bir haber ver, gülzarın hani?
Bu yolda kimseye yâr olmadın sen,
Hiç şüphesiz vardır, o yârin hani?
Arttı günden güne, feryadın senin?
Âh-u figan oldu, mutadın senin?
Aşk içinde kimdir, üstadın senin?
Hani senin sabr-u kararın hani?
Bir arkadaşın yok, hep hayrettesin,
Rahatı terk ettin, çok mihnettesin,
Bütün gün çalışır, pek gayrettesin,
Ayın, yılın, leyl-ü neharın hani?
Nerdedir
Ne göründü güle karşı gözüne?
Ey tasavvuf erleri,
Tasavvufun pirleri,
Bir nişan verin bana,
O bî-nişan nerdedir?
Nerdedir dostun yolu,
Nerde açılır gülü,
Dost bağının bülbülü,
Gül-i handan nerdedir?
Bildim ki, can tendedir,
Ten, can ile zindedir,
Ama bilemedim ki,
Can-ı canan nerdedir?
Niyazi’ye can olan,
Canına canan olan,
Sırrında sultan olan,
O bî-mekân nerdedir?
Kelimeler:
Konuşmazsın, hasret kaldık sözüne,
Hiçbir yerde rastlanmıyor izine,
Nerde kır atın, şehsüvarın hani?
Gökte uçarken seni indirdiler,
Bağladılar, zincirlere vurdular,
Nurken adına Niyazi verdiler,
O ezeldeki itibarın hani?
Yağma var
Meydanda bütün varım,
Yağmadır, alan alsın!
Artık eski efkârım,
Yağmadır, alan alsın!
Aldılar beni benden,
Haberim yok kendimden,
Geçtim bu canla tenden,
Yağmadır, alan alsın!
Nişan: Belirti, alamet
Bî-nişan: Nişansız
78
www.dinimizislam.com
Cevelan: Durmayıp gezme
Devran: Dönme
Handan: Şen, neşeli
Zinde: Canlı, dinç
Canan: Sevgili
Bî-mekân: Mekânsız
La ilahe illallah
Çok değerli bir sözdür,
La ilahe illallah…
İnanışta bir özdür,
La ilahe illallah…
Kim söylerse bu sözü,
Açılır bir gün gözü,
Gece olur gündüzü,
La ilahe illallah...
Amelin kıymetlisi,
Sözlerin ziynetlisi,
Zikrin faziletlisi,
La ilahe illallah…
Bülbül
Böyle niye ötersin?
Figan için mi geldin?
Feryat edip gül diye,
Giryan için mi geldin?
Nedir bu gelen sana,
Bela üstüne bela,
Canını dost yoluna,
Kurban için mi geldin?
Bu hasta Niyazi’ye,
Müjdeler mi var yine?
Şifa bulmaz derdine,
Derman için mi geldin?
Kelimeler:
Sıkıntılardan korur,
Kıyamette nur olur,
Çok söyleyen kurtulur,
La ilahe illallah…
Affeder günahkârı,
Söndürür yanan narı,
Cennetin anahtarı,
La ilahe illallah…
Günahları yok eder,
Sevabları çok eder,
Diyen Cennete gider,
La ilahe illallah…
Kurtuluştur insana,
Ulaştırır ihsana,
Kavuşturur imana,
La ilahe illallah…
Hoca, bırak gafleti!
Çekme yarın hasreti!
Kaçırma bu nimeti!
La ilahe illallah...
Figan: Ağlama, inleme
Giryan: Gözyaşı döken, ağlayan
Gül-bülbül
Gül müdür, bülbül müdür
Durmayıp figan eden?
Ten midir, gönül müdür?
Ta Arş’ı seyran eden?
Kimdir o, göster bize!
Nehirde ve denizde,
Durmadan gündüz gece,
Aşkla cevelan eden?
Gökteki gezegenler,
Niye döner, ver haber,
Hem ne için dönerler
Birlikte devran eden?
Kelimeler:
Seyran: Gezme, gezinti
79
www.dinimizislam.com
Umduğuna eremezsin,
Bu devranı süremezsin,
Ahbabını göremezsin,
Yakar bizi dost hasreti.
Oynar gözümüz kaşımız,
Çok çeker dertli başımız,
Dinmiyor hiç gözyaşımız,
Yakar bizi dost hasreti.
Gelenlerin yüzü gülmez,
Gidenlerden haber gelmez,
Ne olacak kimse bilmez,
Yakar bizi dost hasreti.
Yunus bakma sağa sola!
Davet eyle doğru yola!
Akıbetin hayır ola!
Yakar bizi dost hasreti.
Kelimeler:
Rahmeti bol
Ebedî ve ezelî,
Rahmeti bol Allah’ım.
Güzellerin güzeli,
Rahmeti bol Allah’ım.
Dilemezse, su akmaz,
Kulak duymaz, göz bakmaz,
Emirsiz ateş yakmaz,
Rahmeti bol Allah’ım.
Nimetleri hiç bitmez,
Sevgisi kalbden gitmez,
Hâşâ kula zulmetmez,
Rahmeti bol Allah’ım.
Dertliye derman ondan,
Tevbe bekler kulundan,
Salih sevilir candan,
Rahmeti bol Allah’ım.
Kış gelir sular donar.
Soğukta ateş yanar,
Mevla’yı her şey anar,
Rahmeti bol Allah’ım.
Ay, güneş, dünya döner,
Nice yıldızlar söner,
Yağmurla rahmet iner,
Rahmeti bol Allah’ım.
Yaz gelir, karlar erir,
Ağaçlar meyve verir,
Hoca bak, ot yeşerir,
Rahmeti bol Allah’ım.
Akıbet: Netice, sonuç
İmiş
Ah beni rezil eyledi,
Bu ne biçim sevda imiş?
Endişe yok gönlümde hiç,
Canın eli onda imiş.
Aramaktan çok usandım,
Gönlü aşkla dolmuş sandım,
Uzak yere konmuş sandım,
Maşuk bizim evde imiş.
Bilinmez iş eyler idik,
İlm-i ledün söyler idik,
İkram görmüş beyler idik,
Kudret hanı onda imiş.
Yunus Arş’ta seyran eder,
Görenleri hayran eder,
Dostu uzakta zanneder,
Can içinde canda imiş.
Dost hasreti
Ey yarenler n’idersiniz?
Böyle nere gidersiniz?
Dünyayı terk edersiniz,
Yakar bizi dost hasreti.
80
www.dinimizislam.com
Başa gelen kazayı,
Yaratan elbet vardır,
Bu yaratan, Allah’tır.
Kelimeler:
Maşuk: Âşık olunan kimse
İlm-i ledün: Bâtın ilmi
Arş: Her şeyin üstünde olan, en büyük
varlık
Rabbimize Hamdolsun
Nimetlerin beyanı,
Şaşırtır her insanı,
Çoktur Hakk’ın ihsanı,
Rabbimize hamdolsun!
Cömertlik güzel haslet,
Cennet cömerde hasret,
Gerekmez buna hayret,
Rabbimize hamdolsun!
Davete et icabet!
Çünkü icabet sünnet,
Yalnız Hakk’adır minnet,
Rabbimize hamdolsun!
Yaşanmaz asla susuz,
Yemekler olmaz tuzsuz,
Nimetleri var sonsuz,
Rabbimize hamdolsun!
Şeytan kurmasın tuzak,
Yolumuz gayet uzak,
Rızkı veriyor Rezzak,
Rabbimize hamdolsun!
Sâlihleri seçelim!
Fâsıklardan geçelim!
İman ile göçelim!
Rabbimize hamdolsun!
Gökten yağmur getiren,
Yerden nimet bitiren,
Bize Allah dedirten,
Rabbimize hamdolsun!
Deli dolu esilmez,
Nefis için küsülmez,
Haktan ümit kesilmez,
Rabbimize hamdolsun!
Yaratan vardır
Sahraları, çölleri,
Denizleri, gölleri,
Bülbülleri, gülleri,
Yaratan elbet vardır.
Bülbülün ötüşünü,
Güneşin batışını,
Kalblerin atışını,
Yaratan elbet vardır.
Akıp giden pınarı,
Ekşi, tatlı her narı,
Asırlık şu çınarı,
Yaratan elbet vardır.
Tümsekleri, düzleri,
Nur parlayan yüzleri,
Sürmelenmiş gözleri,
Yaratan elbet vardır.
Kayaları, taşları,
Gökte uçan kuşları,
Yazları ve kışları,
Yaratan elbet vardır.
Direksiz şu gökleri,
Cinleri, melekleri,
Muzları, çilekleri,
Yaratan elbet vardır.
Ayları ve yılları,
Ağaçları, dalları,
Arıları, balları,
Yaratan elbet vardır.
Hoca, koca fezayı,
Vücutta her azayı,
81
www.dinimizislam.com
Perişandı dünümüz,
Karanlıktı günümüz,
Aydınlandı önümüz,
Rabbimize hamdolsun!
İnsan olmaz davasız,
Mümin olmaz duasız,
Durulmaz hiç havasız,
Rabbimize hamdolsun!
Mahlûkata can veren,
Damarlara kan veren,
Bizlere iman veren,
Rabbimize hamdolsun!
Hoca, ruhsuz yaşanmaz,
Cansız beden taşınmaz,
Şükürle dil aşınmaz,
Rabbimize hamdolsun!
Kar yağmaz, şimşek çakmaz,
Göl kurur, pınar akmaz,
Ateş bir şeyi yakmaz.
Dilemezse Rabbimiz.
Ayak basmaz, el tutmaz,
Dil konuşmaz, kalb atmaz,
Kalem yazmaz, el tutmaz,
Dilemezse Rabbimiz.
Âşıkla mâşuk olmaz,
Sofrayla kaşık olmaz,
Su olmaz, baraj dolmaz,
Dilemezse Rabbimiz.
Gül bitmez, bülbül ötmez,
Maddi sebepler yetmez,
Başımızdan dert gitmez,
Dilemezse Rabbimiz.
Hoca, gözsüz görülmez,
Saç olmazsa örülmez,
Ölüp giden dirilmez,
Dilemezse Rabbimiz.
Dilemezse Rabbimiz
Kuş uçmaz, balık yüzmez.
Dilemezse Rabbimiz.
Karınca yerde gezmez,
Dilemezse Rabbimiz.
Bilmez bunu beynamaz,
Ateşte su kaynamaz,
Zerre bile oynamaz,
Dilemezse Rabbimiz.
Göz görmez, kulak duymaz,
Yense de mide doymaz,
Semada yıldız kaymaz,
Dilemezse Rabbimiz.
Güneş ışığı salmaz,
Ay ile günler olmaz,
Âlemde nizam kalmaz,
Dilemezse Rabbimiz.
Erkekle dişi olmaz,
Kimsenin işi olmaz,
Evlenmez, eşi olmaz,
Dilemezse Rabbimiz.
Hâline şükret
Ümidini kesme, çoksa da günah,
Ne olursa olsun, hâline şükret!
Tevbe edenleri affeder Allah,
Ne olursa olsun, hâline şükret!
Sırrını söyleme, belki de ardır,
Şu dumanlı dağlar geçilmez kardır,
Biraz sabret, kışın sonu bahardır,
Ne olursa olsun, hâline şükret!
Öğünme, kapılma kibre gurura!
Ehl-i sünnet olan kavuşur nûra,
Hoca, işi bırak artık olura!
Ne olursa olsun, hâline şükret!
82
www.dinimizislam.com
Hoca, bela gelse başa,
Zehir konsa, tatlı aşa,
Başın değse, taştan taşa,
Ümit kesme yüce Hak’tan!
Ümit kesme
Bozulsa da bin kez tevben,
Ümit kesme yüce Hak’tan!
Günahlarla dolsa heyben,
Ümit kesme yüce Hak’tan!
İmansızlar keser umut,
Görmüyoruz derler somut,
Belli olur bir gün komut,
Ümit kesme yüce Hak’tan!
Evin barkın yıkılsa da,
Malın mülkün yakılsa da,
Şeytan, peşe takılsa da,
Ümit kesme yüce Hak’tan!
Elin kolun bağlansa da,
Kaşın gözün dağlansa da,
Senin için ağlansa da,
Ümit kesme yüce Hak’tan!
Bataklarda batıp kalsan,
Kötülükle taşıp dolsan,
İtikadı düzgün kulsan,
Ümit kesme yüce Hak’tan!
Malın mülkün gitse sele,
Haktandır de, kızma ele!
Kötü sözler alma dile!
Ümit kesme yüce Hak’tan!
Hâlin nedir sorulmasa,
Yaraların sarılmasa,
Akan sular durulmasa,
Ümit kesme yüce Hak’tan!
Boşa geçse, gençlik çağı,
Harap olsa, üzüm bağı,
Geç deseler, karlı dağı,
Ümit kesme yüce Hak’tan!
Gelir bunca nimet nerden?
Medet umma, başka yerden,
Seven geçer, bir gün serden,
Ümit kesme yüce Hak’tan!
Ey Rabbim
Bataklara daldırsalar,
Ümidimi kesmem asla.
Şeytanlar hep saldırsalar,
Ümidimi kesmem asla.
Seviyorum Rabbim seni,
Günahım çok affet beni!
Sil hepsini eski yeni!
Ümidimi kesmem asla.
Günahlarım göğe çıksa,
Hayalimi tutup yıksa,
Boğazımı şeytan sıksa,
Ümidimi kesmem asla.
Affın çoktur, acı bana!
Merhametin çok kuluna,
Ellerimi açtım sana,
Ümidimi kesmem asla.
Hoca der ki, zordur işim,
Sökülse de, bütün dişim,
Ben Rabbime söz vermişim,
Ümidimi kesmem asla.
Açık hakikat
Allah vardır, birdir, açık hakikat,
Bunu ispat ediyor bütün kâinat,
Taş, toprak, su, hava, hayvan ve nebat,
Hakkın varlığını göstermiyor mu?
Gökte yıldızların kandil yakışı,
Gecenin ardından, günün çıkışı,
Ay’ın ve Güneş’in, parıldayışı,
Hakkın varlığını göstermiyor mu?
83
www.dinimizislam.com
Herkes yangından kaçarken,
Kor ateşe atmakmış aşk.
Hasretiyle ağlayarak,
Göz şükrünü yapmakmış aşk.
Hoca, ela göze değil,
Hak emrini tutmakmış aşk.
Arının altıgen petek yapışı,
Köstebeğin yerde tünel açışı,
Balığın yüzmesi, kuşun uçuşu,
Hakkın varlığını göstermiyor mu?
Kulakların gelen sesi duyuşu,
Dişlerin bir inci gibi duruşu,
Yüreğin bir saat gibi vuruşu,
Hakkın varlığını göstermiyor mu?
Allah sevgisi
Allah sevgisiyle yaşar âlemler,
Kuşaktan kuşağa süren sevgidir,
Hubb-i fillah için yazar kalemler,
Hakkı öven, zulmü yeren sevgidir.
Dilin tat alması, gözün görmesi,
Ciğerlerin nefes alıp vermesi,
İyiye kötüye aklın ermesi,
Hakkın varlığını göstermiyor mu?
Çalışır geceyi gündüze katar,
İmanlı kalblerde, korkusuz yatar,
Düşkünün elinden şefkatle tutar,
Mazlumlara kanat geren sevgidir.
On parmağın uygun eşya tutuşu,
Kalbin çalışması, nabzın atışı,
Lokmayı çiğneyip ağzın yutuşu,
Hakkın varlığını göstermiyor mu?
Bu aşk-ı ilahi, solmayan renktir,
Kine, buğza karşı yapılan cenktir,
Ölçüde, tartıda eşsiz ahenktir,
Gönüllere cila vuran sevgidir.
Hoca bak, balıklar denizde oynar,
Yeraltında nice sıcak su kaynar,
Sönmez hiç güneşten hep ışık yanar,
Hakkın varlığını göstermiyor mu?
Sevgidir her şeyin asıl mayası,
Fıtrîdir, silinmez hemen boyası,
İyinin kötünün birer aynası,
Uzak hedefleri gören sevgidir.
Aşk neymiş
Varı yoğu atmakmış aşk,
Canı cana satmakmış aşk.
Her şeyi atıp bağrına,
Taşlar basıp yatmakmış aşk.
İsteyene balı verip,
Zehri kendi yutmakmış aşk.
Belâ yağmuru yağarken,
Yine şükür etmekmiş aşk.
Aşktan mahrum olan bilmez,
Sermayesi batmakmış aşk.
Sevgidir âşığa çile çektiren,
Bağ bahçe kurduran, fidan diktiren,
Şanlı fetih için toplar döktüren,
Düşmanları yere seren sevgidir.
Irmakların akışında sevgi var,
Annelerin bakışında sevgi var,
Kaşlarını yıkışında sevgi var,
Bebeği beşiğe koyan sevgidir.
84
www.dinimizislam.com
Sevgidir yol yapan, pınar akıtan,
Kadına erkeğe ilim okutan,
Nakışlar işleten, halı dokutan,
Hedefe sabırla varan sevgidir.
Hakkın kudreti
Hudâ’nın ismiyle başlarız söze,
Rahman’dır kolaylık gösterir bize.
Sevgidir şaire şiir yazdıran,
Kelimeyi inci gibi dizdiren,
Hak aşkıyla diyar diyar gezdiren,
Her zaman ayakta duran sevgidir.
Allah’ın adını anmalı insan,
Emre uymalıdır, hiç aksatmadan.
Bismillah diyelim her işimizde,
Unutma ki şeytan hep peşimizde.
Sevgidir Mecnun’u çöle düşüren,
Sevgidir Leyla’yı dile düşüren,
Aşk ateşi ile ciğer pişiren,
Destanlara konu olan sevgidir.
Bir işe başlarken dersek Bismillah,
Elbet yardım eder Cenab-ı Allah.
Ortakları olmaz, yoktur benzeri,
Noksan sıfatlardan şüphesiz beri.
Züleyha’ya hırsla gömlek yırttıran,
Hazret-i Yusuf’u hapse attıran,
Babasına nice acı tattıran,
Dilden dile sürüp giden sevgidir.
Hâşâ, oğlu, kızı olmaz Hudâ’nın,
İşinde yanlışlık olmaz Yezdân’ın.
Sevgidir Ferhat’a dağı deldiren,
Şehitliğe koşan, düşman öldüren,
Haksızlara haklarını bildiren,
Adalet ağını ören sevgidir.
Cümle mahlûkâtı var etti yoktan,
Kimi ateştendir, kimi topraktan.
Kurumuş balçıktan insan eyledi,
Türlü nimetleri ihsan eyledi.
Cömertlerin bağışında sevgi var,
Yağmurların yağışında sevgi var,
Güneşin de doğuşunda sevgi var,
Kâinata hayat veren sevgidir.
“Ol” emriyle kâinatı yarattı,
Semaları yıldızlarla donattı.
Kudreti sonsuzdur, kışı yaz eder,
Kullarına acır, hep ikaz eder.
Sevgi candır, öğren işin özünü!
Hoca, dinle âlimlerin sözünü!
Takip eyle sevenlerin izini!
Yaralıya merhem süren sevgidir.
Bir nizam içinde arzı döndürür,
Bulutlardan tatlı sular indirir.
Taş içinde ateş gizledi Rahman,
Yarattı denizde, inci ve mercan.
85
www.dinimizislam.com
Yunus’u balığa yutturan Odur,
Ölüm korkusunu tattıran Odur.
Bir bebek doğunca hazırdır azık,
Annenin göğsünden gönderir rızık.
Süleyman’ı gökte gezdiren Odur,
Firavun’u suda ezdiren Odur.
Bir sevgi verir ki ana babaya,
Katlanırlar onun için cefaya.
Kâfir Ebu Cehli şaşırtan Odur,
Kazdığı kuyuya düşürten Odur.
Bin bir ihtimamla ona bakarlar,
Üstünü başını temiz yıkarlar.
Her işinde vardır birçok hikmeti,
Bakınca görülür sonsuz kudreti.
Kulakları burnu, gözü veren O,
Saçımıza renk renk boya süren O.
Odur kâinata vurur çok desen,
Odur zalimlerin sesini kesen.
Vücudun üstüne başı koyandır,
Gözlerin üstüne kaşı koyandır.
Bize nasip etsin iman nimeti,
Hoca’ya inşallah verir Cenneti.
İnsanı ağlatan, güldüren Odur,
Doğduran, yaşatan, öldüren Odur.
Allah der
Kalblerde sevgiyi halk eden Odur,
Salihleri nura gark eden Odur.
Dağlar ve taşlar,
Allah’ı anar.
Kurtlar ve kuşlar,
Allah’ı anar.
Güller, sümbüller,
Öten bülbüller,
Yanık gönüller,
Allah’ı anar.
Aşkla yananlar,
Canla cananlar,
Göçüp konanlar,
Allah’ı anar.
Erken uyanan,
Hakka dayanan,
Kalbden inanan,
Allah’ı anar.
Hazret-i Yusuf’a güzellik verdi,
Züleyhâ’yı ona âşık eyledi.
Herkes Züleyhâ’yı alaya aldı,
Yusuf’u görenler hayrette kaldı.
Bu bir insan değil, melek dediler,
Parmaklar kesildi, bilemediler.
Halil İbrahim’i küstürmeyen O,
Oğlunu bıçağa kestirmeyen O.
Halil’i ateşe yaktırmayan O,
Salih'i harama baktırmayan O.
86
www.dinimizislam.com
Dergâha giren,
Nefsini yeren,
Gerçeği gören,
Allah’ı anar.
Bırak hayreti!
Göster gayreti!
Bilen nimeti,
Allah’ı anar.
Sabreden fakir,
Şükreden şâkir,
Hoca, her zâkir,
Allah’ı anar.
Sayılıdır her nefes,
Dünyadan meylini kes!
Bir gün göçecek herkes,
Allah bes, baki heves.
Her ten biter bir dertle,
İş yapılmaz namertle,
Uğraşma hiç bir fertle!
Allah bes, baki heves.
Gider bir gün âfiyet,
Her yeri kaplar zulmet,
Tevbe büyük bir nimet,
Allah bes, baki heves.
Adı onun Gafur’dur,
Kapısı açık durur,
Af dileyen af bulur,
Allah bes baki heves.
Hoca el aç Allah’a!
Hiç yanaşma günaha!
İşleme hiç bir daha!
Allah bes, baki heves.
Rabbim
Denizde, tuz gölünde,
Hikmetin çok elbette.
Böceklerin dilinde,
Hikmetin çok elbette.
Ovada, dağda, taşta,
Göklerde uçan kuşta,
İnişte ve yokuşta,
Hikmetin çok elbette.
Köşede ve kenarda,
Kaplıcada, pınarda,
Asırlık şu çınarda,
Hikmetin çok elbette.
Genelde ve özeldi,
Çirkinde ve güzelde,
Ebedde ve ezelde,
Hikmetin çok elbette.
Hoca, yaş akan gözde,
Emr-i maruflu sözde,
Nur saçan yaşlı yüzde,
Hikmetin çok elbette.
Zikret Mevla’yı!
Günahını bil!
İzlerini sil!
Kurumasın dil!
Zikret Mevlâ’yı!
Kimseyi üzme!
Günahta yüzme!
Abdestsiz gezme!
Zikret Mevlâ’yı!
Devadır derde,
Evde, seferde,
Her an, her yerde,
Zikret Mevlâ’yı!
Kitap seçerken,
Ölçüp biçerken,
Gerisi boş
87
www.dinimizislam.com
Konuşursa, dilimize,
Ağrımazsa, belimize,
Tutuyorsa, elimize,
Hangisine şükredelim?
Yazımıza, kışımıza,
Kirpiklere, kaşımıza,
Saçımıza, başımıza,
Hangisine şükredelim?
Sağımız var, solumuz var,
Bacağımız, kolumuz var,
Hakk’a giden yolumuz var,
Hangisine şükredelim?
Doğru ise sözlerimiz,
Ağrımazsa, dizlerimiz,
Görüyorsa gözlerimiz,
Hangisine şükredelim?
Kıymetlidir zamanımız,
Yansak çıkmaz, dumanımız
Ehl-i sünnet imanımız,
Hangisine şükredelim?
İşitirse kulağımız,
Geziyorsa, ayağımız,
Çalışırsa, dalağımız,
Hangisine şükredelim?
Nimetlere şükrümüze,
Rabbimizi zikrimize,
Aklımıza, fikrimize,
Hangisine şükredelim?
On tanedir parmağımız,
Her parmakta tırnağımız,
Yüzde, iki yanağımız,
Hangisine şükredelim?
Güneşimiz, ayımız var,
Kahvemiz var, çayımız var,
Her gün artan sayımız var,
Hangisine şükredelim?
Konup göçerken,
Zikret Mevlâ’yı!
Ağrın dinerken,
Çıkıp inerken,
Dilin dönerken,
Zikret Mevlâ’yı!
Çile çekerken,
Şimşek çakarken,
Sesin çıkarken,
Zikret Mevlâ’yı!
Biter ömrümüz,
Gidelim dümdüz,
Gece ve gündüz,
Zikret Mevlâ’yı!
Cahile sorma!
Yanına varma!
Ele duyurma!
Zikret Mevlâ’yı!
Yolda yürürken,
Bakıp görürken,
Eve girerken,
Zikret Mevlâ’yı!
Kimseyi yerme!
Hor hakir görme!
Hiç mola verme!
Zikret Mevlâ’yı!
Hakikati duy!
Âlimlere uy!
Hoca, edip huy,
Zikret Mevlâ’yı!
Hangisine şükredelim
Ağzımız var, burnumuz var,
Hangisine şükredelim?
Midemiz var, karnımız var,
Hangisine şükredelim?
88
www.dinimizislam.com
İşitilen sedamız var,
Her çeşitten gıdamız var,
Gazozumuz, sodamız var,
Hangisine şükredelim?
Eskimiz var, yenimiz var,
Zalimlere kinimiz var,
İmanımız, dinimiz var,
Hangisine şükredelim?
Akımız var, karamız var,
Kocamız var, karımız var,
Ballar yapan arımız var,
Hangisine şükredelim?
Işığımız kararmıyor,
Gözlerimiz morarmıyor,
Şu benzimiz sararmıyor,
Hangisine şükredelim?
Saklı gizli işimiz yok,
Korku veren düşümüz yok,
Hırkamız var, karnımız tok,
Hangisine şükredelim?
Kesilmiyor hiç sesimiz,
Kırılmıyor hevesimiz,
Rahat çıkar nefesimiz,
Hangisine şükredelim?
Kurumuza, yaşımıza,
Kesilmeyen aşımıza,
Secde eden başımıza,
Hangisine şükredelim?
Oğlumuz var, kızımız var,
Tavuğumuz, kazımız var,
Benzinimiz, gazımız var,
Hangisine şükredelim?
Kesilmeyen suyumuza,
Çalışan beş duyumuza,
Güzel ise huyumuza,
Hangisine şükredelim?
İnci gibi dişimize,
Salih olan eşimize,
Uygun olan işimize,
Hangisine şükredelim?
Mevla’mızı anıyorsak,
Nimetlere konuyorsak,
Büyükleri tanıyorsak,
Hangisine şükredelim?
Bâtıllara etme minnet!
Salihlere hazır Cennet,
Yolumuz var Ehl-i sünnet,
Hangisine şükredelim?
İyi haber alıyoruz,
Neşe ile doluyoruz,
Namazları kılıyoruz,
Hangisine şükredelim?
Aç ve açık kalmıyoruz,
Hiç perişan olmuyoruz,
Zorluklardan yılmıyoruz,
Hangisine şükredelim?
Rabbim çoktur hikmetlerin,
Durmaz yağar rahmetlerin,
Hoca der, bu nimetlerin,
Hangisine şükredelim?
Bâkî olan
Hakkı zikret yana yana!
Kavuşursun çok ihsana,
Açılır her kapı sana,
Âyân olur Cemâlullah.
Şems-i Tebriz bunu bilir,
Âlem kalmaz, fenâ bulur,
Cümle mahlûk hep yok olur,
Ancak bâkî kalır Allah.
Salâtullah selâmullah,
Aleyke yâ Resûlallah.
89
www.dinimizislam.com
Sözlerini ileten var,
Rabbimize şükür olsun.
Kelimeler:
Âyân: Âşikâr, açık, görünür
Cemâlullah: Allah’ın cemâli, zâtı
Fena bulmak: Yok olmak
Bâkî: Varlığının sonu olmayan, sonsuz
Salâtullah: Allah’ın salât, rahmet
etmesi
Selamullah: Allah’ın selamı
Aleyke yâ Resûlallah: Sana olsun yâ
Resûlallah
Zikretmek
Dilimizi pak eder,
Zikredelim Mevla’yı!
Yüzümüzü ak eder,
Zikredelim Mevla’yı!
Elbet büyük nimettir,
Tükenmeyen servettir,
Ahirette devlettir,
Zikredelim Mevla’yı!
İşimizi bitirir,
Çok bereket getirir,
Cennetine götürür,
Zikredelim Mevla’yı!
Yoludur ermişlerin,
Güzelidir işlerin,
Huyudur dervişlerin,
Zikredelim Mevla’yı!
Mevla’nın has kuludur,
Feyizlerle doludur,
Evliyanın yoludur,
Zikredelim Mevla’yı!
Hoca’yı etmez heder,
Kalbde bırakmaz keder
Her işte yardım eder,
Zikredelim Mevla’yı!
Şükür olsun
Çalışıyor böbreğimiz,
Rabbimize şükür olsun.
Durmaz atar yüreğimiz,
Rabbimize şükür olsun.
Hırkamız var, abamız var,
Anamız var, babamız var,
İslam için çabamız var,
Rabbimize şükür olsun.
Hakk’a kucak açıyoruz,
Seviniyor, uçuyoruz,
Haramlardan kaçıyoruz,
Rabbimize şükür olsun.
İşimize gidiyoruz,
Borcumuzu ödüyoruz,
Gayet rahat ediyoruz,
Rabbimize şükür olsun.
Müslümanız, çok uluyuz,
Hakk’ın seçkin bir kuluyuz,
İman ile dopdoluyuz,
Rabbimize şükür olsun.
İman dolu özümüz var,
Gören iki gözümüz var,
Allah için sözümüz var,
Rabbimize şükür olsun.
Kuzuları meleten var,
Hoca, seni söyleten var,
Hak yolu göster
Yüce Rabbim, ihsan et!
Hak yolu göster bize!
Senden olur inayet,
Hak yolu göster bize!
Güzümüzden akıt yaş!
Yoluna koyalım baş!
90
www.dinimizislam.com
Kırklar olmalı yoldaş!
Hak yolu göster bize!
Muhtaç bırakma ele!
Sevab ver kile kile!
Dostuna eyle köle!
Hak yolu göster bize!
Kış, bahar ve yazın var,
Portakalın, muzun var,
İsteyene sözün var,
Hak yolu göster bize!
Hoca bilsin hayatı!
Kalblerimiz çok katı,
Tanıt büyük bir zatı!
Hak yolu göster bize!
Yunus aşkı tatmazsa,
Kibri söküp atmazsa,
Helal lokma yutmazsa,
Kalbi temiz olmazmış.
Aşk ateşi
Aşk ateşi ciğerimi,
Yaka geldi, yaka gider.
Garip başım bu sevdayı,
Çeke geldi, çeke gider.
Tak etti firak canıma,
Âşık oldum cananıma,
Aşk zincirin dost boynuma,
Taka geldi, taka gider.
Sadıklar durur sözüne,
Görünmez bir şey gözüne,
Bu gözlerim dost yüzüne,
Baka geldi, baka gider.
Bülbül eder ah-ü figan,
Ortalığı kaplar duman,
Hasret ile yanan bu can,
Hakk’tan geldi Hakk’a gider.
Bitmez ayrılık savaşı,
Koymalısın yola başı,
Gözlerimin kanlı yaşı,
Aka geldi, aka gider.
Bu Yunus’un şu dilleri,
Coşturuyor bülbülleri,
Dost bahçesinin gülleri,
Koka geldi, koka gider.
Kelimeler:
Ey Rabbim
Seni matlup edinen,
Başkasına bakmazmış.
Seni maksut edinen,
Malı mülkü takmazmış.
Sana gönül verenin,
İlmi sana erenin,
Gözü seni görenin,
Talihleri sönmezmiş.
Ölmezmiş âşık canı,
Görmez gözü cihanı,
Aşk kimi kılsa fâni,
Ona zeval ermezmiş.
Emrine baş eğenin,
Vuslatına erenin,
Bülbül gibi ötenin,
Kimse dilin bilmezmiş.
Aşkın ile tanışan,
Senin için buluşan,
Rızan için çalışan,
Ölmekten hiç korkmazmış.
Firak: Ayrılık
Canan: Sevgili
Ah-ü figan: Bağırarak ağlama, inleme
91
www.dinimizislam.com
Hasretiyle ağlayarak,
Göz şükrünü yapmakmış aşk.
Hoca, yüz göz için değil,
Hak emrini tutmakmış aşk.
Açık hakikat
Allah vardır, birdir, açık hakikat,
Bunu ispat ediyor bütün kâinat,
Taş, toprak, su, hava, hayvan ve nebat,
Hakkın varlığını göstermiyor mu?
Gönül ziyareti
Gökte yıldızların kandil yakışı,
Gecenin ardından, günün çıkışı,
Ay’ın ve Güneş’in, bize bakışı,
Hakkın varlığını göstermiyor mu?
Aşksız insan derbeder,
Hayatı karışıktır.
Herkes bir şeyi sever,
Kimi Hakka âşıktır.
Yüz bin türlü sevgi var,
Kimi yâr, kimi ağyar,
Bilemez bu insanlar,
Kendine ne layıktır.
Yanar âşık yüreği,
Resulünün isteği,
Yaratanın dileği,
Ümmetine azıktır.
Bak işin gerçeğine!
Kulak ver dediğine!
Allah’tan gayrisine,
Dönüp bakma, yazıktır.
Yunus kazan, ye yedir!
Bir muhtacı sevindir!
Bir gönül tamir etmek,
Yüz Kâbe’den iyidir.
Kelebeğin kanadının nakışı,
Arının altıgen petek yapışı,
Köstebeğin yerde tünel açışı,
Hakkın varlığını göstermiyor mu?
Hoca bak, güneşten hep ışık yanar,
Denizin içinde balıklar oynar,
Yeraltında soğuk, sıcak su kaynar,
Hakkın varlığını göstermiyor mu?
Kelimeler:
Nebat: Bitki
Kandil: Işık
Aşk neymiş
Varı yoğu atmakmış aşk.
Canı cana satmakmış aşk.
Her şeyi atıp bağrına,
Taşlar basıp yatmakmış aşk.
İsteyene balı verip,
Zehri kendi yutmakmış aşk.
Belâ yağmuru yağarken,
Yine şükür etmekmiş aşk.
Aşktan mahrum olan bilmez,
Malı, mülkü batmakmış aşk.
Herkes yangından kaçarken,
Kor ateşe atmakmış aşk.
Kelimeler:
Derbeder: Yaşayışı
düzensiz kimse
Ağyar: Yabancı
ve
davranışı
Medet Allah’ım medet
Günahım haddi aştı,
Medet Allah’ım medet!
Zavallı kulun şaştı,
Medet Allah’ım medet!
92
www.dinimizislam.com
Namazım kılınınca,
Mezara konulunca,
Sualler sorulunca,
Medet Allah’ım medet!
Günaha Settar sensin,
Zalimi Kahhar sensin,
Affeden Gaffar sensin,
Medet Allah’ım medet!
Defterim dürülünce,
Mahşere sürülünce,
Cehennem görülünce,
Medet Allah’ım medet!
Hoca, kurtar imanı!
Gelir Rabbin fermanı,
Bir gün verirken canı,
Medet Allah’ım medet!
Yeşilde ve gazelde,
Seni ararız seni.
Kelimeler:
Ebed: Sonsuzluk
Ezel: Sonsuz önceler
Gazel: Solup ağaçtan düşen yaprak
Seni aramak: Yarattıklarından ders
almaya çalışmak.
Allah desin!
İşin başıdır namaz!
Hizmete edilmez naz!
Hak için olsun avaz,
Çıkan ses Allah desin!
Rab, kış vermiş, yaz vermiş,
Neşe vermiş, haz vermiş,
Göz vermiş, ağız vermiş,
Dönen dil Allah desin!
Allah de, şeytan kaçsın!
Güneş nurunu saçsın!
Ot bitsin çiçek açsın!
Biten gül Allah desin!
Kış gider, gelir bahar,
Yağmurla başlar buhar,
Hoca, çıksın bir rüzgâr,
Esen yel, Allah desin!
Seni ararız
Evde, gurbet ilinde,
Seni ararız seni.
Böceklerin dilinde,
Seni ararız seni.
Ovada, dağda, taşta,
Seherde uçan kuşta,
Şu inişte yokuşta,
Seni ararız seni.
Toplulukta, kenarda,
Ormanlıkta, pınarda,
Asırlık şu çınarda,
Seni ararız seni.
Yaşlar akıtan gözde,
Seni zikreden sözde,
Rızana dönük yüzde,
Seni ararız seni.
Hoca der ki, güzelde,
Ebedde ve ezelde,
Gider
Aşkın oku, saplanır,
Bir yara açar gider.
Yürek dertle kaplanır,
Kaynayıp taşar gider.
Söz tutan, öğüt alan,
Namazı doğru kılan,
Günahtan uzak kalan,
Sıratı geçer gider.
93
www.dinimizislam.com
Haram elbise giyen,
Yetim hakkını yiyen,
En büyük benim diyen,
Gayyaya düşer gider.
Gayyaya düşen kişi,
Felaket olur işi,
Ne kötüdür gidişi,
Ateşte pişer gider.
Sağlam kulpa dayanmaz,
Bela gelir, uslanmaz,
Gaflettedir uyanmaz,
Yuvası göçer gider.
Bu ne hayal ne düştür,
Kader bana gülmüştür,
Yunus, garip bir kuştur,
Sonsuza uçar gider.
Hepsi de, cana sefa,
Kahrın da hoş lütfun da...
Kış eylesen baharı,
Düşünmem kâr, zararı,
Her şey bana uyarı,
Kahrın da hoş, lütfun da…
Bu âşık sadık kuldur,
Ya ağlat yahut güldür!
Ya yaşat yahut öldür!
Kahrın da hoş, nurun da…
Affet şu ihtiyarı!
Olsun aşk bahtiyarı!
Cenneti ver, ya nârı,
Nârın da hoş, nurun da…
Yunus garip derviştir,
Bunlar uygun bir iştir,
Dense yerin ateştir,
Kahrın da hoş, lütfun da...
Ya Rabbi
Mezara doğru
Cefa ver, ister vefa,
Kahrın da hoş, lütfun da...
İster dert, ister deva!
Kahrın da hoş lütfun da...
Hoştur zatından gelen,
İster gül, ister diken,
Hırka olsun ya kefen,
Kahrın da hoş, lütfun da...
Hem ebedsin hem ezel,
Bilene kahrın güzel,
Bütün işlerin özel,
Kahrın da hoş, lütfun da...
Lütfuna hayran eyle!
Dünyayı zindan eyle!
Visal ya hicran eyle!
Kahrın da hoş, lütfun da...
Çektirsen de çok cefa,
Cefasız versen vefa,
Gönül kuşu, artık yuvadan uçtu,
Yolumuz gidiyor, mezara doğru.
Yükümüz bağlandı, kafile göçtü,
Yolumuz gidiyor, mezara doğru.
Salih olan, mala gönül bağlamaz,
Üzülmeyen, dertsiz olan, ağlamaz,
Gurbet elde kimse, bizi eğlemez,
Yolumuz gidiyor, mezara doğru.
Büyük sözü tutan, elbet yanılmaz,
Gariplerin adı sanı anılmaz,
Her nedense ölüm gelir sanılmaz,
Yolumuz gidiyor, mezara doğru.
Akıtmalı gözden, kan ile yaşı,
Hak yoluna koymalı, can ile başı,
94
www.dinimizislam.com
Münker Nekir çıka gele,
Mezarımda sual sora,
Takatim yok cevap vere,
İmdat eyle yüce Rabbim!
Süratle geçelim, dağ ile taşı!
Yolumuz gidiyor, mezara doğru.
Nimete kavuşur, Hakkı görenler?
Hoca, mahrum olmaz, gönül verenler,
Gelir yoldaş olur, nice erenler,
Yolumuz gidiyor, mezara doğru.
Hem Kerîmsin hem Rahîmsin,
Kulu mahrum eylemezsin,
Rabbim
Elini boş çevirmezsin,
İmdat eyle yüce Rabbim!
Yolda seferde,
Düştüğüm derde,
Her an her yerde,
Derman sendedir.
Düşünce kaldır!
Ağlarsam güldür!
Gerçeği buldur!
Derman sendedir.
Açtım elimi,
Düzelt dilimi!
Doğrult belimi!
Derman sendedir.
Şu derviş Himmet,
İstemez zimmet,
Bekliyor himmet,
Derman sendedir.
Bu Abdürrahîm-i Tırsî,
Günah işler olur asi,
Diler senden kerem ıssı,
İmdat eyle yüce Rabbim!
Kelimeler:
Asi: Günah işleyen
Issı: Sahibi
Lâ ilahe illallah
Her kelamın âlâsı,
Lâ ilâhe illallah…
Her varlığın Mevlâsı,
Lâ ilahe illallah…
Dertlilerin dermanı,
Rabbimizin fermanı,
Müminlerin îmanı,
Lâ ilâhe illallah…
Nimetlerin şükrüdür,
Kalbimizin fikridir,
Dilimizin zikridir,
Lâ ilâhe illallah...
Ahmed Cahidî
Yüce Rabbim
Aciz senden bekler himmet,
İmdat eyle yüce Rabbim!
Suçumdan geç beni affet!
İmdat eyle yüce Rabbim!
Yüzüm kara, günahım çok,
Sana lâyık amelim yok,
Saplanmıştır kalbime ok,
İmdat eyle yüce Rabbim!
95
www.dinimizislam.com
Aşk büyük bir ummandır,
Ucu bucağı olmaz,
Kitabımız Kur’andır,
Bilen yabanda kalmaz.
Eğer âşıksan yâre
Sakın bakma ağyâre,
Düş Halil gibi nâra,
Bu bahçede yanılmaz.
Kıyamazsan canına,
Bekle ortaya çıkma!
Nice baş bu meydanda,
Kesilir hiç sorulmaz.
Hak için gelenlere,
Kendini bilenlere,
Bu yolda ölenlere,
Kan parası verilmez.
Bak Mansur’un işine,
Halk toplanmış başına,
Enel Hak ateşine,
Düşen kimse kurtulmaz.
Seyyid Seyfullah Kasım
Sen seni
Bilmek istersen seni,
Can içre ara canı!
Geç canından bul onu,
Sen seni bil, sen seni!
Harcadı hayatını,
Bildi Hak sıfatını,
Anda gördü zatını,
Sen seni bil, sen seni!
Kim ki hayretle doldu,
Gönlü nur ile oldu,
Tevhîd-i zatı buldu,
Sen seni bil, sen seni!
Bayram özünü bildi,
Bileni orda buldu,
Bulan ol kendi oldu,
Sen seni bil, sen seni!
Hacı Bayram-ı Velî
Gelsin
Hiç
Bu yolun dervişleri,
Meydan-ı aşka gelsin!
Cild-i gafletten çıkıp,
Üryan-ı aşka gelsin!
Sözlerimi işiten,
İrfan-ı aşka gelsin!
Bak ben hazırım diye
Sultan-ı aşka gelsin!
Duysun aşkın sesini,
Divan-ı aşka gelsin!
Süleyman Rüşdî
Hakka âşık olanlar,
Zikirden kaçar mı hiç?
Sarraf olan cevheri,
Boş yere saçar mı hiç?
Ömrünü boşa salan,
İşleri olan yalan,
Şu nefsine kul olan,
İyiyi seçer mi hiç?
Bilmek gerek yârenler,
Gördüm demez görenler,
Keramete erenler,
Sırrını açar mı hiç?
Kan parası ödenmez
96
www.dinimizislam.com
Erik, elma ve armut,
Durmaz Allah’ı anar.
Hoca der, ne muazzam,
Akıl almaz bir nizam,
Her şey gayet muntazam,
Durmaz Allah’ı anar.
Üftâde’ye kin tutan,
Durmayıp çamur atan,
Küfrüne küfür katan,
İmanla göçer mi hiç?
Allah’ı anar
Canlı cansız her varlık,
Durmaz Allah’ı anar.
Gönlüne vermez darlık,
Durmaz Allah’ı anar.
Derde derman
Sabah çıkarım yola,
Derman ararım derde.
Bakarım sağa sola,
Derman ararım derde.
Düşüp kalkar ağlarım,
Irmak gibi çağlarım,
Ciğerimi dağlarım,
Derman ararım derde.
Her hâlimi gören var,
Dermanını veren var,
Mümin kalbe giren var,
Derman ararım derde.
Şu yara kanar durur,
Ne kapanır, ne kurur,
Sıkıntı başa vurur,
Derman ararım derde.
Hoca, yara var tende,
Çekilmez acı bende,
Deva, derdi verende,
Derman ararım derde.
Her mahlûk birer sanat,
Kuş uçar, çarpar kanat,
Yer gök, bütün kâinat,
Durmaz Allah’ı anar.
Evrende var mı kusur?
Mevsimler nasıl olur?
Güneş, ay döner durur,
Durmaz Allah’ı anar.
Oksijen dolu hava,
Alınıyor bedava,
Kumlu çöl, yeşil ova,
Durmaz Allah’ı anar.
Ağaçlar, dağlar, taşlar,
Mevsimler, yazlar, kışlar,
Gökte uçuşan kuşlar,
Durmaz Allah’ı anar.
Tabiatın çok kolu,
Denizler suyla dolu,
Yıldızlar, Samanyolu,
Durmaz Allah’ı anar.
İşleri yok abesle,
Bilinmeyen nefesle,
Kendine has bir sesle,
Durmaz Allah’ı anar.
Yağmur getirir bulut,
Tatlanırken kara dut,
Benim gibi
Kimse garip olmasın!
Hasret çekip yanmasın!
Hiç kimseler anmasın!
Benim gibi garibi.
Dil söyler, ağlar gözü,
Sıkıntı dolu özü,
97
www.dinimizislam.com
Perişan eder sözü,
Benim gibi garibi.
Bitmez bende hiç elem,
Ecel gelince ölem,
Orada varsa bilem,
Benim gibi garibi.
Garip ölmüş diyeler,
Üç gün sonra duyalar,
Soğuk suyla yuyalar,
Benim gibi garibi.
Yunus gezme avare!
Var mı derdine çare?
Sürmesinler her yere,
Benim gibi garibi.
Ben derviş miyim?
Ey beni derviş bilen,
Neden bana bu alkış?
Dervişlik yaylasında,
Mevsimlerim kara kış.
Derviş diye atandım,
Gece gündüz yatandım,
Ele bakıp utandım,
Benim her işim yanlış.
Günahımı gizlerim,
Yalan yanlış sözlerim,
Döner durur gözlerim,
Anlaşılmaz davranış.
Bazıları tanırlar,
Her söze inanırlar,
Beni uysal sanırlar,
Bendedir her kötü iş.
Ey dostlar, ey yarenler,
Hakikate erenler,
Bu yolda olan hâller,
Yüce Allah’a kalmış.
Kötü söze alındım,
Ulu suçta bulundum,
Yunus Hakk’tan umduğum,
Günahlarımı afmış.
Taştın yine deli gönül
Taştın yine deli gönül
Sular gibi çağlıyorsun
Gözden kanlı yaş akıtıp
Yollarımı bağlıyorsun
Nidem elim ermez yâre
Bulunmuyor derde çare
Geziyorum hep avare
Beni niçin eğliyorsun
Kaybettim ben arkadaşı
Zehir etti tatlı aşı
Gözlerimin dinmez yaşı
Irmak gibi çağlıyorsun
Şu bulutlar uçup giden
Yazın bize gölge eden
Gece gündüz öyle neden
İçin için ağlıyorsun
Sıkıldı Yunus’un canı
Kaybettiğim iller hani
Gurbet ile attın beni
Ciğerimi dağlıyorsun
Bülbül
Böyle nerden gelirsin?
Uykumuzu bölersin,
Gözlerini silersin,
Niçin ötersin bülbül?
Hangi fırında piştin?
Yoksa iksir mi içtin?
Yârden mi, ayrı düştün?
Niçin ötersin bülbül?
98
www.dinimizislam.com
Hakkın sadık kuluna,
Bakıp ibret almalı.
Secde eden başlara,
Gözden akan yaşlara,
Gökte uçan kuşlara,
Bakıp ibret almalı.
Bülbüllere, güllere,
Hakk’ı anan dillere,
Hayra veren ellere,
Bakıp ibret almalı.
Hem merde, hem namerde,
Çare yok denen derde,
Cimriye ve cömerde,
Bakıp ibret almalı.
Terbiyeye, köteğe,
Mini maksi eteğe,
Altıgenli peteğe,
Bakıp ibret almalı.
Tırtıllardan çıkana,
Duttan ipek yapana,
İneklere tapana,
Bakıp ibret almalı.
Hele bak şu alığa,
Uymuş kalabalığa,
Suda yüzen balığa,
Bakıp ibret almalı.
Şu çirkin şebeklere,
Ağlayan bebeklere,
Uçan kelebeklere,
Bakıp ibret almalı.
Kirpiklere, gözlere,
Kireçlenmiş dizlere,
Hikmet saçan sözlere,
Bakıp ibret almalı.
Şu cimri bahillere,
Din bilmez cahillere,
Neden böyle inlersin?
Kendini mi, dinlersin?
Hangi dilden anlarsın?
Niçin ötersin bülbül?
Garip garip ötersin,
Derdi derde katarsın,
Ne alıp, ne satarsın?
Niçin ötersin bülbül?
Sana yan mı baktılar?
Yuvanı mı yıktılar?
Canını mı sıktılar?
Niçin ötersin bülbül?
Kuş diliyle ne dersin?
Hangi yöne gidersin?
Feryat, figan edersin,
Niçin ötersin bülbül?
Uykudan mı uyandın?
Al kana mı boyandın?
Hak aşkıyla mı yandın?
Niçin ötersin bülbül?
Gelmişsin tek başına,
Akıl ermez işine,
Kim takıldı peşine?
Niçin ötersin bülbül?
Gece vakti ne oldu?
Gözümüz yaşla doldu,
Benzim aniden soldu,
Niçin ötersin bülbül?
Uykudan uyandırdın,
Zihnimi bulandırdın,
Yunus’u utandırdın,
Bülbül niçin ötersin?
Âşıktan da betersin.
İbret almalı
Evliyanın yoluna,
Bakıp ibret almalı.
99
www.dinimizislam.com
Et dolu sahillere,
Bakıp ibret almalı.
Ayaksız yılanlara,
Politik yalanlara,
Kaz gibi yolanlara,
Bakıp ibret almalı.
Durup gülen deliye,
Toprak olan ölüye,
Keramete, veliye,
Bakıp ibret almalı.
Artistik şölenlere,
Milleti bölenlere,
Mal için ölenlere,
Bakıp ibret almalı.
Ağaçlara, taşlara,
Kalem gibi kaşlara,
Yazlara ve kışlara,
Bakıp ibret almalı.
Hoca, dikkat her işe!
Isı saçan güneşe,
Yanıp duran ateşe,
Bakıp ibret almalı.
Olur mu?
Aşk şerbeti içmezse,
Gönül hayran olur mu?
Aşk denizi geçmezse,
Kişi üryan olur mu?
Gözlünden akıt yaşı!
Gör, yapan kimdir işi!
Kul olmam derse kişi,
Mülke sultan olur mu?
Derviş adı takmazsa,
Aşkla ciğer yakmazsa,
Deryalara akmazsa,
Gölün umman olur mu?
Geçiyor gençlik çağı!
Eriyor yürek yağı!
Gülsüzse aşkın bağı,
Bülbül nâlân olur mu?
Akkermani aç gözü!
Doğru söyle her sözü!
Küfürden yıka özü!
Küfür iman olur mu?
Nakşî-yi Akkermânî
Ya Rab
Alan sensin veren sensin kılan sen,
Her şey senin bizim nemiz var ya Rab?
Gerçek üzere anlayıp bilen sen,
Her şey senin bizim nemiz var ya Rab?
Hüdai der el ve ayak sendendir.
Burun, göz, diş kaş ve kulak sendendir.
Ağız, dil damak ve dudak sendendir.
Her şey senin bizim nemiz var ya Rab?
Aziz Mahmud Hüdai (Rahmetüllahi aleyh)
100
www.dinimizislam.com
Sayısız isyanla geldim kapına
Ey, yerin göğün sahibi, ey vasfı Allahüssamed!
Sayısız isyanla geldim, kapına, beni kılma red!
Lütfunla bu biçareye, fazlınla bu avareye,
Affınla yüzü kareye, ey Rabbim sen eyle meded!
Asilere gufran senden, dertlilere derman senden,
Adaletle ihsan senden, rahmetine yoktur aded!
Sen canların cananısın, dertlilerin dermanısın,
Âlemlerin sultanısın, ben bir garibi hacetmend!
Derdime kılmazsan deva, kime varam senden başka
Her iyilik ancak senden, halık, mabud Allah ehad!
Pervaneden al
Aldın mı kalb yoluyla, yektâ haberini sen?
Duydun mu Yusuf ile Züleyhâ haberin sen?
Kalbini nice yıllar, ağlatmadı mı bu aşk?
Alsan n’olur doğruca, Leylâ haberini sen?
Dağlar dahi duramaz, onun yüzüne karşı,
Âlime sor Tur ile Musâ haberini sen!
Sular gibi yüzünü, yere sür, durma yüksek,
Alçaklarda bulursun, deryâ haberini sen.
Âlemde nice yüz bin kişi, aşktan bahseder,
Sorma o mecnunlara Mevlâ haberini sen!
Bülbüle bakma sakın, âşık olayım dersen,
Pervaneden al gizli, sevdâ haberini sen!
Ölmem hiç artık
Akar gözümden yaş, gülmem hiç artık,
Gönül dosta gider, gelmem hiç artık.
Umurumda değil, bin kez de ölsem,
Orda ölüm olmaz, ölmem hiç artık.
Aşkın ateşiyle yanıyor canım,
Aksın kanlı yaşım, silmem hiç artık.
Yanarım aşk ile kül olana dek,
Boyandım rengine, solmam hiç artık.
Beni irşad eden mürşid-i kâmil,
Yeter, başka bir el almam hiç artık.
101
www.dinimizislam.com
Varlığı yokluğa değişmişim ben,
Can baş sevdasına kalmam hiç artık.
Fânîden bâkîye göç ediyorum,
Girmişim bu yola, dönmem hiç artık.
Sevgi deryasının dalgıcı oldum,
Başka denizlere dalmam hiç artık.
Dilerim fazlından ayırmayasın,
Rabbim, senden başka sevmem hiç artık.
Yunus bunu, âşık dilinden söyler,
Ben de âşık isem, ölmem hiç artık.
Kelimeler:
Fânî: Geçici
Fazl: Üstünlük, yücelik
Dünyada kaldım
Ben miskin biri iken, adımı âşık taktım,
Terk ettim edebleri, şöyle haber bıraktım.
Gerçeklerden habersiz, âşıklıktan uzaktım,
Kendim kendi elimle, yüzüme kara yaktım.
Âşıklar meclisinde, Yunus, utanıp kaldım,
Âşık mâşuka erdi, bense dünyada kaldım.
Gerekmez
Cansın bana, başka bir can gerekmez.
Senden başka iki cihan gerekmez.
Derdin, dertlerime kesin şifadır,
Yeter bu dert artık, derman gerekmez.
Eşrefoğlu Rumi, sende aşk varken,
Bana yeter başka ihsan gerekmez.
İnsan bulunmaz
Bu akıl fikirle canan bulunmaz.
Ne yapsan, bu derde derman bulunmaz.
Denizler içerim, susuz geçerim,
Beni kandıracak umman bulunmaz.
102
www.dinimizislam.com
Kaybettim Yusuf’u Kenan içinde,
Yusuf bulunsa da, Kenan bulunmaz.
Bu derde mübtela olmuş cihanda,
Eşrefoğlu Rumi gibi insan bulunmaz.
Kelimeler:
Umman: Okyanus
Ken’an: Filistin’in eski adı.
Mübtela olmak: (Bir derde) tutulmak
İkrar olmadıkça
Erişilmez yâre bi-yâr olmadıkça,
Bütün cihan ona ağyar olmadıkça.
Hakiki âleme bir yol bulunamaz,
Şu dünya mülkünden bizar olmadıkça.
O vahdet denizine kolay ulaşılmaz,
Akıp gözyaşları pınar olmadıkça.
Yalnız özenmekle insan dertli olmaz,
Varıp dert ehline uyar olmadıkça.
Şu gönlün aynası pasından silinmez,
Dille dostun adı tekrar olmadıkça.
Visal şerbetini içen kanmaz asla,
Yürek aşk derdiyle yanar olmadıkça.
Eşrefoğlu doğru sözü etme inkâr,
Yolu bulamazsın ikrar olmadıkça.
Kelimeler:
Yâr: Sevgili
Bi-yâr: Yâri olmayan
Ağyar: Yâr olmayan, yabancı
Bîzar: Bıkmış, bezmiş
Vahdet: Allahü teâlânın birliği
Visal: Kavuşmak
İkrar: Kabul ve tasdik ettiğini açıkça söylemek
Hakka yalvarış
Yüce Rabbim, sana açtım elimi,
Bilirsin elbette benim hâlimi.
103
www.dinimizislam.com
Hain nefse uymak belimi büktü,
Gönlümün sarayı yıkılıp çöktü.
Ne sıkıntı çekti şu çileli baş,
Gözlerimden dökülüyor kanlı yaş.
Günler oldu heder, yaz ve kış keder,
İnsan buna nasıl tahammül eder?
Bu derdi çekmeye kalmadı derman,
Senindir her zaman, her işte ferman.
Takdirde olanlar çengel değildir,
Tedbir almak ona engel değildir.
Emrin olmadan senin ey yüce Hak,
Rüzgâr esmez, düşmez ağaçtan yaprak.
Bulutlar dağılır, yağmurlar yağmaz,
Her yer gece olur, hiç güneş doğmaz.
Geceden gündüzü çıkartan sensin,
Kâinatı yoktan yaratan sensin.
İstersen zorları âsân edersin,
Rahmetini saçar, ihsan edersin.
Gizliyi, açığı elbet bilirsin,
Boş çevirmez, isteyene verirsin.
Yâ Rab, ancak senden olur inâyet,
Dünya sevgisinden bizi halâs et!
Yüce Mevlâm, senden olmazsa ferman,
Hoca nasıl bulur derdine derman?
Hak teâlâ intikamın, kul eli ile alır
Hak teâlâ intikamın, kul eli ile alır
İlm-i hâli bilmeyenler, onu kul yaptı sanır
Cümle eşya Halıkındır, kul eliyle işlenir
Emr-i Bari olmayınca, sanma bir çöp deprenir
Ey gönül
Gönlüm, bülbül gibi başla figana!
Hâlini açıkla bütün cihana!
Aşk ile meşk gizli kalmaz cihanda,
Deliye dönmüştün hani ilk anda.
104
www.dinimizislam.com
Doymayan bir hırsa açtın kucağı,
Ne yazık yıkıldı gönül ocağı.
Gönül, sana ne söylesem pek azdır,
Git aşk kitabına ismini yazdır!
Böyle hâlin yoktur dünyada eşi,
Gönül, yakmış seni, aşkın ateşi.
Yârin, dertlerine deva olmuyor,
Tabibin yaraya neşter vurmuyor.
Hasret deryasına sokup boğdurdu,
Üstelik başına bela yağdırdı.
Yalvardın, yakardın, etmedi hiç kâr,
Gizli sırlarını etti âşikâr.
Günlerce peşinden koşup yoruldun,
Hicran ateşiyle yanıp kavruldun.
Nasıl çile çektin, gündüz ve gece,
Gel ey gönül, hani nedir netice?
Her maceranı yaz kitaba tek tek,
Okunsun, dinlensin kıyamete dek.
Sevgi hazinesi gizli kalmasın!
Öyle yaz ki kimse kusur bulmasın!
İçinde çeşitli konu olmalı,
Okuyanlar bundan ibret almalı.
Mecazi bir aşktır, kapılma hisse!
Hakikat ehli de almalı hisse.
Herkes bundan alsın neyse nasibi,
Hayırla yâd etsin âşık garibi.
Ey gönül her sözün etkili olsun,
Okuyanın gözü yaş ile dolsun.
Sevgiyi bilmeyen aşka boyansın!
Gaflette olanlar, bilip uyansın!
Aşkını işiten, hayrette kalsın!
Tefekküre dalsın, payını alsın!
Ayrılık derdine, düçar olanlar,
Bunu hep okusun, naçar kalanlar.
Oğlu, kızı ölen bir baba-ana,
Teselli bulsunlar bununla cana.
İrfan ehli olmak bakmazmış yaşa,
Ancak bunu ehli eder temaşa.
105
www.dinimizislam.com
Peygamber Efendimiz
Hilye-i Seadet
Eshabına nasihatten sonra,
Fahri âlem dedi, benden sonra.
Hilye-i pakimi, görse biri,
Olur o, yüzümü görmüş gibi
Gördükte, hubbu hâsıl olsa,
Yani, hüsnüme âşık olsa.
Beni görmeği etse arzu,
Kalbi, sevgimle olsa dolu.
Cehennem olur, ona haram,
Rabbim, Cenneti eder ikram.
Dahi, haşretmez çıplak, anı Hak,
Olur gufranına, Hakkın mülhak.
Denildi ki, hilye-i Resuli,
Severek yazsa, birinin eli.
Eder Hak, onu korkudan emin,
Bela ile dolsa, ruy-i zemin.
Hastalık görmez, dünyada teni,
Ağrı çekmez hiç, bütün bedeni.
Günah etmiş ise de, bu adam,
Cehennem cismine, olur haram.
Ahirette azabdan kurtulur,
Dünyada her işi, kolay olur.
Haşreyler, anı hem, Rabbi celle,
Dünyada, Resulü görenlerle.
Hilye-i Nebiyi, güç iken beyan,
Başlarız, ona oldukça imkân.
Sığınarak Zülcelale,
Vasf ederiz âcizane.
İttifak etti, bu sözde ümem,
Kırmızı beyazdı, Fahri âlem.
Mübarek yüzü, halis ak idi,
Gül gibi, kırmızımtırak idi.
İnci gibi, yüzündeki teri,
Pek hoş eylerdi, güzel cevheri.
Terleyince, O menbaı sürur,
Dalgalanırdı sanki bahri nur.
Görünürdü gözü, daim sürmeli,
Kalbleri çekerdi, güzel gözleri.
Akı, beyaz idi gayetle,
Onu övdü Rabbi, âyetle.
106
www.dinimizislam.com
Siyahı anın, değildi ufak,
Bir idi ona, yakınla uzak.
Geniş, güzel ve latifti gözü,
Nur saçardı hep, mübarek yüzü.
Seyrek idi, dişlerinin arası,
Parlardı, sanki inci sırası.
Ön dişleri, ettikçe zuhur,
Her tarafı, kaplardı bir nur.
Kuvve-i bâsıra-i Mustafavi,
Gece gündüz gibi, olurdu kavi.
Bakmak arzu etseydi, bir yere,
Cism-i pâki de dönerdi bile.
Canlı cansız, her şeyin Peygamberi.
Başa tâbi ederdi cesedi,
Bunu terk etmemişti ebedi.
Görünürdü, ön dişleri, pek afif,
Dolu daneleri gibi, çok latif.
Hem, cisim idi, Resul-i ekrem,
Yaraşır, ruh-i mücessem desem.
İbni Abbas der, Habib-i Huda,
Gülmeğe, eyler idi istihya.
Güzel, hem sevimli idi Resul,
Hakka çok, sevgili idi Resul.
Hem hayâsından O, dinin senedi,
Kahkaha etmedi derler, ebedi.
Malikle Ebu Hâle, söyledi,
Hilal gibi, açık kaşlı idi.
Nazik, mahcup idi, Resul-i cenab,
Daim eyler idi, bakmağa hicab.
İki kaşı arası, her zaman,
Gümüş gibi görünürdü, ayan.
Yüzü benzerdi, yuvarlak aya,
Zati aynaydı, yüce Mevlaya.
Mübarek yüzü, az yuvarlaktı,
Derisi, berrak, hem de parlaktı.
Nurlu idi hep, o vech-i hasen,
Bakılmazdı, tenevvüründen.
Siyah kaşları mihrabı, anın,
Kıblesi idi, bütün cihanın.
Gönüller aldı, o güzel Nebi,
Aşıkı oldu yüzbin Sahabi.
Ortası yüksekçe görünürdü,
Yandan bakınca, mübarek burnu.
Bir kerrecik görenler, rüyada,
Dediler, böyle zevk yok, dünyada.
Çok güzel idi, çekme ve latif,
Edemez gören, Onu tam tarif.
Hem güzel yanakları, bileler,
Fazla etli değildi, diyeler.
Gülse idi, iki cihanın serveri,
107
www.dinimizislam.com
Anın etmişti, cenab-ı Halık,
Severek, yüzün ak, alnın, açık.
Boynunun nuru, ederdi her an,
Saçları arasında, lemean.
Mübarek sakalından, iyi bil,
Ağarmıştı ancak, on yedi kıl.
Ne kıvırcıktır, ne de uzun,
Her uzvu gibi idi, mevzun.
Gerden-i pâki Resul-i afak,
Gayet ak idi ve gayet berrak.
Eshab içinden, çok ehl-i edep,
Karnı, göğsiyle, birdi, dedi hep.
Açılsaydı, mübarek sinesi,
Feyiz saçardı, ilim hazinesi.
Aşka olunca, mahall-i teşrif,
Başka olurmu, o sadr-ı şerif?
Mübarek sinesi, geniş idi,
İlm-i ledün, Ona inmiş idi.
Ak ve berraktı, o sadr-ı kebir,
Sanırdı görenler, bedr-i münir.
Ateş-i aşk-ı zât-ı ezeli,
Odlara yakmıştı, O güzeli.
Bilir elbet bunu, pir-ü civan,
Yassı kürekliydi, Fahr-i cihan.
Sırtı ortası hem, etli idi,
Kerem sahibi, devletli idi.
Gümüş teninde, letafet vardı,
İrice mühr-i nübüvvet vardı.
Sırtında idi, mühr-i nübüvvet,
Sağ tarafına yakındı, elbet.
Bildirdi bize, edenler tarif,
Bir büyük ben idi, mühr-i Şerif.
Rengi, sarıya yakın, karaydı,
Güvercin yumurtası kadardı.
Etrafına çevirmiş, sanki hatlar,
Birbirine bitişik, kılcağızlar.
Anlatanlar, O âli nesebi,
Dedi, iri kemikliydi Nebi.
Her kemik iri, merdane idi,
Sureti, sireti şahaneydi.
Mübarek azasının her biri,
Uygun yaratılmıştı hem, kavi.
Çok hoş idi, her uzvu anın,
Âyetleri gibi, Kur’anın.
Elleri ayası, O sultanın,
Ayakları altı, dahi anın.
Geniş ve pak idi, nazik mergub,
Taze gül gibi, latif ve mahbub.
108
www.dinimizislam.com
Çok mevzun idi, der ehli nazar,
O kerametli, mübarek eller.
Selam verseydi, birine eğer,
Hem dahi, kâinatın Sultanı,
Zan eyleme ki, ola pek yağlı.
Ne zaif, ne de pek etli idi,
Mutedil, hem pek kuvvetli idi.
Tebessüm ederdi hep, Peygamber.
Bir iki gün, geçseydi aradan,
Hatta uzasaydı da, bir aydan.
Belli olurdu, hoş kokusundan,
O kimse, adamlar arasından.
Billur gibiydi, ten-i bimuyu,
Nice medh edeyim, ol pehluyu.
Dostu seyr etmek için, O şerif,
Göz olmuştu, bütün cism-i latif.
Kemal üzereydi, nazik teni,
Hallâk göstermişti. Hikmetini.
Yoktu, göğsünde, karnında asla,
Hiçbir kıl, sanki gümüş levha.
Göğsü ortasından aşağı yalnız,
Bir sıra kıl, dizilmişti, hilafsız.
Bu siyah hat, mübarek bedeninde,
Hoştu, hale gibi, ay çevresinde.
Bütün ömründe kalmıştı, keza,
Gençlikte gibi, mübarek aza.
İlerledikçe, sinn-i Nebevi,
Tazelenirdi hep, gonca gibi.
Lahmı, şahmı, dediler ehl-i derun,
Birbirinden, ne ziyadeydi, ne dun.
Etmiş, ol beden serayın üstad,
Adl-ü dad ile esasın bünyad.
İtidal üzere idi, pak teni,
Nura gark olmuştu, bütün bedeni.
Orta boylu idi, o Sidre mekân,
Ortalık, Onun ile buldu nizam.
Seyreden, mucize-i kametini,
Dedi hep, medhedip hazretini.
Görmedik böyle, gül yüzlü güzel,
Boyu, hem huyu, hem yüzü güzel.
Orta boylu iken, Nebi,
Uzun kimseyle yürüseydi.
Ne kadar, uzun olsa idi, o er,
Yine yüksek görünürdü, Peygamber.
Uzun boylu olandan o cevher,
Yüksek idi, el ayası kadar.
Bir yol gitseydi, izzetle,
Hızlı yürür idi, gayetle.
109
www.dinimizislam.com
Deriz, vasf-ı şerifinde yine,
Yürürken, eğilirdi önüne.
Yani, bir yokuştan iner gibi,
Daim önüne, az eğilirdi.
Şanlı, şerefli idi, o Celil,
İftihar eylerdi, ruh-ı Halil.
Bir zatı ki, murad ede Huda,
Her azası, olur elbet ala.
Yolda giderken, eğer bir kimse,
Ansızın, Resulullahı görse.
Korku düşerdi, kalbine anın,
Yüksekliğinden, Resulullahın.
Hem de biri, Nebi ile, müdam,
Sohbet ederek, söylese kelam.
Sözlerindeki lezzet ile ol,
Kul olurdu, kabul etse Resul.
Etmişti Onu, Hallak-ı ezel,
Hüsn-i ahlakla, bi misl-ü bedel.
Ya Resulallah! Gücüm yok medhine,
Yaratıldık hep, senin hürmetine.
Hâsılı, ey Şah-ı iklimi vefa,
Sana canım da feda, her şey feda.
Yücesin ya Resulallah
İnsanlığı karanlıktan,
Çıkarırsın biiznillâh,
Karanlığı aydınlatan,
Güneşsin ya Resulallah.
Sensiz ilim, sanat olmaz,
Medeniyet, hayat bulmaz,
Senin gülün, asla solmaz,
Mihenksin ya Resulallah.
Zulüm asrı Orta Çağ’dan,
Sensin güneş gibi doğan,
Âlemleri nura boğan,
Rehbersin ya Resulallah.
Bilinmez yerlere uçtun,
Kâinata ışık saçtın,
Aydınlık bir ufuk açtın,
Mehtâbsın ya Resulallah.
Bilgi çağı senden gelir,
Aydınlığı nûrun verir,
Kıymetini bilen bilir,
Habibsin ya Resulallah.
Uzay çağı, bilgisayar,
Nice modern vasıtalar,
Menşei hep Kur’anda var,
Rahmetsin ya Resulallah.
Önem verdin tecrübeye,
İlmi, fenni öğrenmeye,
Yol gösterdin ileriye,
Işıksın ya Resulallah.
Seni seven, bize yârdır,
Sensiz bize, dünya dardır,
Her şey senin için vardır,
Nimetsin ya Resulallah.
Senden aldı fikriyâtı,
İlmi, fenni ve sanatı,
Faydalandı Doğu, Batı,
Öndersin ya Resulallah.
Doğru çıktı ne dediysen,
On beş asır öncesinden,
110
www.dinimizislam.com
Muhammedül eminsin sen,
Âdilsin ya Resulallah.
İyilikte, adâlette,
Cömertlikte, asâlette,
Merhamette, fazilette,
Örneksin ya Resulallah.
Her alanda zirvedesin,
Her an taze bir habersin,
Sen en büyük Peygambersin,
Kerimsin ya Resulallah.
Hâlis sevgi kaynağısın,
İlâhi aşk ummânısın,
Enbiyanın sultanısın,
Yücesin ya Resulallah.
Allah’tandır senin ilmin,
Mevhibedir, engin bilgin,
Güzel huyun, sabrın, hilmin,
Ümmisin ya Resulallah.
Dünyadaki güzellikler,
Teknikteki yenilikler,
Senden bütün iyilikler,
Zirvesin ya Resulallah.
Uyduk hain nefsimize,
Bak günahkâr hâlimize,
Şefaat et yarın bize!
Ümidsin ya Resulallah.
Sonsuz kudret sahibinden,
Her ne bilgi getirdiysen,
Hoca iman eder hemen,
Eminsin ya Resulallah.
Sevgili Peygamberimiz
Allah’ın sevgilisi,
Çok büyüktür rütbesi.
Her güzellik Ondadır,
Muhabbeti candadır.
Âşıktır ümmetine,
Gücümüz yok methine.
O güzeller güzeli,
Canımızdan ileri.
Derde deva sözleri,
Hep düşünür bizleri.
Rabbimizin habibi,
Hasta kalbler tabibi.
Hulki azim sahibi,
Bulunmaz Onun gibi.
Kurtuluş için tek yol,
Ona layık ümmet ol!
Nefsini çek aradan!
Yardım eder Yaradan.
Korkuyorsan Allah’tan,
Uzak dur her günahtan!
İşini dine uydur!
Hoca, denmez bu zordur.
İki cihanın gülü
Bağımıza giresin,
Baştan başa güldür gül.
Muradına eresin,
Çiçekler hep güldür gül.
Kurusu gül, yaşı gül,
Toprağı gül, taşı gül,
Ayağı gül, başı gül,
Bostanımız güldür gül.
Bahçede gül dalı var,
Kovanda gül balı var,
Beyazı var, alı var,
Koklanılan güldür gül.
Sevenler gül gönderir,
Gözünden yaş indirir,
Stresi gül dindirir,
İlaçları güldür gül.
111
www.dinimizislam.com
Kokar gül tutan eller,
Dikensizdir bu güller,
Ne derse desin eller,
Bize gelen güldür gül.
Gülü nazik tutarlar,
Sevenler, gül atarlar,
Gül alıp, gül satarlar,
Yerler gökler, güldür gül.
Açılır gonca güller,
Gül kokar, tutan eller,
Salevat söyler diller,
Resul teri güldür gül.
Hoca, bu övgü neden?
Bu aşk değil çiçekten,
Koku gelir Resul’den,
İki cihan güldür gül.
Efendimiz doğduğu gün
Putlar devrildi yüzüstü,
Efendimiz doğduğu gün.
Yıkıldı tağutun büstü,
Efendimiz doğduğu gün.
Hemen secdeye eğildi,
Ben Peygamberim dedi,
Sünnet edilmiş görüldü,
Efendimiz doğduğu gün.
Kâinat nur ile doldu,
Şeytanlar sararıp soldu,
Çok garip olaylar oldu,
Efendimiz doğduğu gün.
Kurumuştu Save gölü,
Bin yıl yanan ateş söndü,
Kâfirler şaşkına döndü,
Efendimiz doğduğu gün.
Büyücüler âciz kaldı,
Sihrini yapamaz oldu,
Kisra’nın köşkü yıkıldı,
Efendimiz doğduğu gün.
Resulullah efendimiz
Cenâb-ı Hak, Resûlünü gönderdi,
Kur’ân-ı kerimi Ona indirdi.
İki cihanın da serveridir O,
Cenneti a’lânın rehberidir O.
Odur kâinatın kâmil insanı,
Odur Hakk'ın bize yüce ihsanı.
Nûru ile aydınlandı kâinat,
Görüldü sayısız pek çok mucizât.
Harikalar verdi ona Yaradan,
Temiz sular aktı parmaklarından.
Bir gece Kudüs’e vardı Mekke’den,
Bir anda gökleri Odur seyreden.
Onu tasdik eden yüce Kur’ândır,
Peygamberliğine kâfi burhandır.
O teşrif edince değişti insan,
Ona iman etti putlara tapan.
Kusursuz olarak yaratıldı O,
Hep güzelliklerle donatıldı O.
Sâdık idi, Ondan herkes emindi,
Bütün ataları birer mümindi.
Peygamber bilene edildi ihsan,
Köle iken oldu ebedi sultan.
112
www.dinimizislam.com
Her derde devadır, her ruha şifa,
Gözlere sürmedir, kalblere cilâ.
Hem yerde, hem gökte fahr-i âlemdir,
Seyyid-ül-beşerdir, başlara taçtır,
Bütün insan ve cin Ona muhtaçtır.
Onun yolundadır bütün evliya,
Ümmet olmak ister Ona enbiya.
Bütün dertlilerin dermanıdır O,
Aşkla yanan gönlün fermanıdır O.
Sünnetine sarılmalı Müslüman,
İhsana kavuşur Resule uyan.
Dünyada ne kadar deniz var ise,
Mevlâ hepsini de mürekkep etse.
Bir adı Mahmut, bir adı Ahmet,
Oldu bütün âlemlere rahmet.
Melek, ins ve cinne, verse kalemi,
Kâğıt yapsa on sekiz bin âlemi.
Beddua etmedi düşmana bile,
Emindi, yapmazdı kimseye hile.
Yıllarca yazsalar, Onun methini,
Yine yapamazlar binde birini.
Nuru ile aydınlandı kâinat,
Onda görülmüştü pek çok mucizât.
Vasfına olamaz, kimse tercüman,
O olmasa idi, olmazdı cihan.
Harikalar verdi Ona Yaradan,
Temiz sular aktı parmaklarından.
Yâ Rabbi, Habibinin hürmetine,
Hoca’yı kavuştur şefaatine!
Bir gece Kudüs’e vardı, Mekke’den.
Peygamberimiz
Cenab-ı Hak, Resulünü gönderdi,
Kelam-ı kadimi ona indirdi.
İsmi söylenecek dillerde ebet,
Müslümanlar Ona eder muhabbet.
Her iki cihanın serveridir O,
Cennet yolunun rehberidir O.
Odur kâinatın kâmil insanı,
Odur Hakk'ın bize yüce ihsanı.
Ona inanmamak sonsuz elemdir.
Bir anda gökleri Odur seyreden.
Onu tasdik eden yüce Kur’andır,
Hoca, mucizeler, kâfi burhandır.
Resulullah
Sultanlar sultanı Peygamber iken,
Yaratılmamıştı hazret-i Âdem.
Hak katında Onun kıymeti çoktur,
Şerefi, izzeti, rağbeti çoktur.
Nebilerin, resullerin mâhıdır,
İlm-i zâhir, ilm-i ledün şâhıdır.
113
www.dinimizislam.com
O teşrif edince değişti insan,
Ona iman etti putlara tapan.
Bütün dertlilerin dermanıdır O,
Aşkla yanan gönlün fermanıdır O.
Kusursuz olarak yaratıldı O,
Güzel huylar ile donatıldı O.
Hoca’nın arzusu, emeli Odur,
Hakiki imanın temeli Odur.
Sadık idi, Ondan herkes emindi,
Bütün ataları birer mümindi.
Habibullah
Sen rahmetsin diye, Rabbi övüyor,
Habibimdir diyor, Onu seviyor.
Kur’anda Rabbi, Ona salât ediyor,
Ümmete siz de, salât edin diyor.
Reddetmez, mahbubun hiçbir sözünü,
Peki der, ekşitmez, asla yüzünü.
Peygamber bilene, edildi ihsan,
Köle iken oldu, ebedi sultan.
Onun her zahmeti, rahmettir ona,
Onun her hizmeti, minnettir ona.
Her an ümmetine kucak açıyor,
Karanlık dünyaya ışık saçıyor.
Sever, sevdiğinin sevdiğini de,
Hem sever, köyünün köpeğini de.
Her derde devadır, her ruha şifa,
Gözlere sürmedir, kalblere cila.
Onun düşmanına hep düşman olur,
Herkesin seyyidi, başlara taçtır,
Bütün insan ve cin, Ona muhtaçtır.
Bu aşkın sırrını gâfil anlamaz,
Bid’at ehli olan, Onu tanımaz.
Feda eder ona, bütün malını,
Hem de esirgemez, asla canını.
Daha kıymetlidir, sevdiği candan,
Can ne ki, üstündür iki cihandan.
Yetim diye bakar, nasipsiz Ona,
Bu yüzden gelmedi, kimi imana.
Aşkı ile yanan, bağrı kanayan,
Bâtıla sapar mı, Onu tanıyan.
Bir kimse ki olsa, birine âşık,
Eğer bir de olsa, aşkında sadık,
Onu biraz üzse çok pişman olur.
Kul kulu sevince, olursa böyle,
Ya, Mevlâ severse, ne olur söyle!
İşte yüce Mevlâ izzeti ile,
Sevdi Resulünü kudreti ile.
Onu kendisine habib eyledi,
Hasta gönüllere tabip eyledi.
114
www.dinimizislam.com
Dünyada ne kadar deniz var ise,
Mevlâ hepsini de, mürekkep etse.
Melek, ins ve cinne verse kalemi,
Kâğıt yapsa on sekiz bin âlemi.
Yıllarca yazsalar, onun methini,
Yine yapmazlar binde birini.
Ona yakın olmak büyük nimettir,
Ayağının tozu cana minnettir.
Vasfına olamaz kimse tercüman,
O olmasa idi, olmazdı cihan.
Yâ Rabbi, habibinin hürmetine,
Kavuştur bizleri şefaatine!
İmdat et ya Resulallah
Müslümanda olsun gayret!
İmdat et ya Resulallah!
Bağrımızı deler hasret,
İmdat et ya Resulallah!
Dünya değil sonsuz durak,
Sana geldi meşhur Burak,
Ölüm değil bize ırak,
İmdat et ya Resulallah!
Burak'a biner gidersin,
Ümmetim çok zayıf dersin,
Bize şefaat edersin,
İmdat et ya Resulallah!
Mahşer yerinde durulur,
Mizan terazi kurulur,
Herkese sual sorulur,
İmdat et ya Resulallah!
Mahşer yeri gayet sıcak,
Herkes gelir çırılçıplak,
Başlar açık, yalın ayak,
İmdat et ya Resulallah!
Herkes elbet, bir gün göçer,
Ne ekmişse onu biçer,
Senin sözün elbet geçer,
İmdat et ya Resulallah!
Günahkârım
Günahkârım yüzüm kara
Korkarım atarlar nara
Ancak olur senden çare
Şefaat ya Resulallah
Günahla geldim bu yaşa
Bilinmez ne gelir başa
Cehennem kaynayıp taşa
Şefaat ya Resulallah
Ümmetim diye yanarsın
Dar günde bizi anarsın
Mümine Kevser sunarsın
Şefaat ya Resulallah
Ya Resulallah
Güller açar gül yüzünde
Güzellik senin özünde
Sevenler senin izinde
Gidiyor ya Resulallah
Hepsi kudret dokusudur
Sekiz cennet kokusudur
Gözlerimin uykusudur
Cemalin ya Resulallah
Mevlam sana dostum demiş
Seni nur ile bezemiş
Gönlüm seni çok özlemiş
Sultansın ya Resulallah
Sözde değil sevdiceğim
Hasretim gönül çiçeğim
115
www.dinimizislam.com
Bir gün sana döneceğim
Şefaat ya Resulallah
Şefaat ya Resulallah
Gözlere nur, başlara taçsın,
Şefaat ya Resulallah!
Hasta kula, bir ilaçsın,
Şefaat ya Resulallah!
Günahkârım yüzüm kara,
Belki düşer isem nara,
Ancak olur senden çare,
Şefaat ya Resulallah!
Günahla geldim bu yaşa,
Bilinmez ne gelir başa,
Cehennem kaynayıp taşa,
Şefaat ya Resulallah!
Ümmetim diye yanarsın,
Dar günde bizi anarsın,
Mümine Kevser sunarsın,
Şefaat ya Resulallah!
Ehl-i beytin babasısın,
Gönüllerin sevdasısın,
Sen Muhammed Mustafa’sın,
Şefaat ya Resulallah!
Mümin olan sever seni,
Sevgi ile över seni,
Mahşer günü çağır beni!
Şefaat ya Resulallah!
Ahirette gülmek için,
Yanınıza gelmek için,
İman ile ölmek için,
Şefaat ya Resulallah!
Merhaba
Ey enbiyanın serveri,
Ey evliyanın rehberi,
Âlemlerin peygamberi,
Ehlen ve sehlen merhaba.
Sen canların cananısın,
Gönüllerin fermanısın,
İki cihan sultanısın,
Ehlen ve sehlen merhaba.
Yunus söyler doğru sözü,
Dergâhına sürer yüzü,
Mahşer günü bekler bizi,
Ehlen ve sehlen merhaba.
Kundak içinde
Gördüler Resulullah,
Doğmuş nurlar içinde,
Nurlandı yerler gökler,
Söyler kundak içinde.
Doğuran ana hayran,
Melekler eder bayram,
Hak didarını seyran,
Eder kundak içinde.
Oynatıyor elini,
Kimse bilmez hâlini,
Zikre vermiş dilini,
Söyler kundak içinde.
Döner arşı felekler,
Gökten iner melekler,
Ümmet için dilekler,
Eder kundak içinde.
O Hazret-i Muhammed,
Bıraktı bize sünnet,
Ümmeti için minnet,
Eyler kundak içinde.
Unutmayız sözünü,
Bize diker gözünü,
O habibin yüzünü,
Göster mahşer yerinde.
116
www.dinimizislam.com
Yunus’un geçti yaşı,
Akar gözünden yaşı,
Peygamberlerin başı,
Bakar kundak içinde.
Efendime gidiyorum
Aldım elime başımı,
Efendime gidiyorum.
Akıtarak gözyaşımı,
Efendime gidiyorum.
Ağlıyorum coşa coşa,
Dere tepe aşa aşa,
Hiç durmadan koşa koşa,
Efendime gidiyorum.
Hasretlik yaktı bağrımı,
İlaç dindirmez ağrımı,
Ele duyurup çağrımı,
Efendime gidiyorum.
İtikat etmem fallara,
Tahammülüm yok yıllara,
Gözyaşı döküp yollara,
Efendime gidiyorum.
Yollar uzun, günler kısa,
Çekmiyorum hiçbir tasa,
Sıcak kuma basa basa,
Efendime gidiyorum.
Dışım soğuk, içim volkan,
Görüşmeye var mı imkân,
Belalara olur kalkan,
Efendime gidiyorum.
Sular gelmiyor kurnama,
Hasretlik tüttü burnuma,
Taşlar bağlayıp karnıma,
Efendime gidiyorum.
Şu Hoca, bir mum yakmadan,
Karanlık yerden çıkmadan,
Rezil halime bakmadan,
Efendime gidiyorum.
Şefaat ya Resulallah!
Çok muhtacım, sana geldim,
Şefaat yâ Resulallah!
Kabahatim neyse bildim,
Şefaat yâ Resulallah!
Günahkârım, yüzüm kara,
Atılırım belki nâra,
Meğer senden ola çâre,
Şefaat yâ Resulallah!
Sevgin her şeyden evlâdır,
İlmin herkesten a’lâdır,
Seni metheden Mevlâdır,
Şefaat yâ Resulallah!
Seni nasıl över insan?
Meğer senden ola ihsân,
İmdat eyle bize aman!
Şefaat yâ Resulallah!
Sensiz bana, dünya zindan,
İşim bozuk, halim yaman,
Meğer senden ola derman,
Şefaat yâ Resulallah!
Işık saçtın şu cihana,
Salât, selam olsun sana,
Ölü, diri Müslümana,
Şefaat yâ Resulallah!
Elbette çoktur isyanım,
Hem âcizim, hem noksanım,
Fakat doğrudur imanım,
Şefaat yâ Resulallah!
Cehennem kaynayıp taşa,
Bilinmez ne gelir başa,
Cihad eden arkadaşa,
Şefaat yâ Resulallah!
117
www.dinimizislam.com
Gözlerimden kalksın perde,
Devasın sen bütün derde,
Mümin olan her bir ferde,
Şefaat yâ Resulallah!
Dendi şanına Levlâke,
Yine dendi Âteynâke,
Sensin şâhı Erselnâke,
Şefaat yâ Resulallah!
Dinimizi yayanlara,
Sünnetine uyanlara,
Yoluna baş koyanlara,
Şefaat yâ Resulallah!
Ümmetinin hakîrine,
Şâkirine, zâkirine,
Zenginine, fakirine,
Şefaat yâ Resulallah!
Muhammed Hâdimî
(Rahmetullahi aleyh)
Efendimiz
Güzelliği bambaşka,
Aşkına dayanılmaz,
Işık saçar âleme,
Mübarek efendimiz.
Asrın kâmil insanı,
Müminlerin burhanı,
Bizim gibi âcize,
Rabbimizin ihsanı.
En büyük devlettir o,
Bitmeyen servettir o,
Ne kadar övülse az,
Sebeb-i nimettir o.
Ah onu anlasaydı,
Şu nasipsiz insanlar,
Âlem felah bulurdu,
Tam olurdu noksanlar.
Hakikat nuru doğar,
Yağar idi ihsanlar.
Eğer onu görseydi,
Afrikalı bir zenci,
Aydınlatır dünyayı,
Olurdu nurdan inci.
O gönüller sultanı,
Şu âlemde birinci.
Teslim olan yanılmaz,
Hazır bekler himmeti,
Dil ile anlatılmaz,
Pek büyüktür kıymeti.
***
Nefsimiz neler etti,
Savaşmaya güç bitti,
Sermaye elden gitti,
Himmeti kâr bizlere.
Gerçek kolay bilinmez,
Ölünmeden ölünmez,
Onda başka bulunmaz,
En sâdık yâr bizlere.
Ona değer biçilmez,
Onsuz Sırat geçilmez,
Hakla bâtıl seçilmez,
Yardımı var bizlere.
***
Hak yolunda verdi sayısız eser,
Okuyanlar anlar, verir çok değer.
Kalbimiz kararır ondan uzakta,
Şeytanlar bekliyor bizi tuzakta.
Ondan gelen şefkat dolu bir nazar,
Şeytanın kurduğu tuzağı bozar.
Aciziz, muhtacız onun lütfuna,
Sarılan kurtulur onun yoluna.
118
www.dinimizislam.com
Bi-iznillah
Hakk'ın lütfuna eren,
Kurtulur bi-iznillah,
İslama gönül veren,
Kurtulur bi-iznillah.
Din için gayret güden,
Hakkın yolunda giden,
Canını feda eden,
Kurtulur bi-iznillah.
Kalbi imanla dolan,
Ehl-i sünnetten olan,
Namazı doğru kılan,
Kurtulur bi-iznillah.
Her işi hayra yoran,
Yolu ehlinden soran,
Hain nefsini kıran,
Kurtulur bi-iznillah.
İbadetten haz duyan,
Ehl-i sünneti yayan,
Resulullah'a uyan,
Kurtulur bi-iznillah.
Nefsi ile çarpışan,
Nimetleri kapışan,
Sağlam ipe yapışan,
Kurtulur bi-iznillah.
Zamanında uyanan,
Kalbi aşk ile yanan,
Hoca, Rabbi çok anan,
Kurtulur bi-iznillah.
Sensin
Âleme rahmet olan,
Sensin yâ Resulallah.
Bilene nimet olan,
Sensin yâ Resulallah.
Âşıkların cananı,
Dertlilerin dermanı,
İki cihan sultanı,
Sensin yâ Resulallah.
Çoktur günah çeşidi,
Okuyoruz tevhidi,
Hüdayi’nin ümidi,
Sensin yâ Resulallah.
Resulullah
Gelip geçmiş enbiyanın,
Cümlesinin odur şahı,
Almışlar yüzünden nuru,
Felekler şems ile mahı.
Yedi kat gökleri geçti,
Çıktı arş üstüne bastı,
Kâbekavseyn’e erişti,
Tavaf eyledi dergâhı.
Canımı kurban verseydim,
Varıp yanına girseydim,
Bir kez yüzün görseydim,
Seher vakti sehergâhı.
Eşrefoğlu Rumi şayet,
Günahların çoksa gayet,
Şefaat eder o Ahmed,
Yüzün şems-ü kamer mahı.
Kelimeler:
Felek: Gök
Şems: Güneş
Mah: Gökteki ay
Kamer: Gökteki ay
Sehergah: Seher vakti
Kâbekavseyn:
Peygamberimizin,
mirac gecesinde, bilmediğimiz bir
şekilde Allahü teâlâya yakınlığından
kinaye olan bir tabir
119
www.dinimizislam.com
Efendimiz
Hasretle dolu gözler,
Durmaz, görmeyi özler,
Nimete kavuşanlar,
Hiç sıkıntı çekmezler.
Bozulmaz hiç ahengi,
Solmaz gülünün rengi,
Bulunmaz eşi, dengi,
Herkese sır vermezler.
Gelenler erer nura,
Kavuşurlar sürura,
Kapılanlar gurura,
Yarın sefa sürmezler.
Yüz sürelim izine!
Toprağının tozuna,
İnanmayan sözüne,
Cennet yüzü görmezler.
Kelimeler:
Sürur: Sevinç
Gurur: Kibir
Resulün yolu
Her yol hedefe çıkmaz,
Yol Resulün yoludur.
Her bağın gülü kokmaz,
Gül Resulün gülüdür.
Toprak olmadan beden,
Gerçeği tarif eden,
Doğru cennete giden,
Yol Resulün yoludur.
Nefsin olmalı kölen,
Ne mutlu mümin ölen,
Medine’den şu gelen,
Yol Resulün yoludur.
Hayatın olur yalan,
Malların olur talan,
Ateşten çekip alan,
El Resulün elidir.
Yunus, boş oturulmaz,
Allah diyen yorulmaz.
Halis tevbe edenin,
Günahları sorulmaz.
Ya Resulallah
Kimsenin gücü yetmez, Rabbin seni övüyor,
(Sen habibimsin) diyor, herkesten çok seviyor,
Bizzat kendisi sana salevat getiriyor,
Yüce Kur’an bildirdi bunu ya Resulallah.
Nisan yağmuru oldun, rahmet saçtın âleme,
Sabrı cemil gösterdin, her ezaya, eleme,
Güzel ahlakın gelmez, yazıya ve kaleme,
Vasfını anlatamaz kimse ya Resulallah.
Yetim gözüyle baktı, nasipsiz olan sana,
Ebu Cehil bu yüzden, giremedi imana,
120
www.dinimizislam.com
Resulullah bilenler, kavuştu çok ihsana,
Nice köleler sultan oldu ya Resulallah.
Sana iman edenler, sonsuz değer buluyor,
Kalbe huzur geliyor, korkuları gidiyor,
Feyizlerle doluyor, nurlu ışık saçıyor,
Bâtıl olan göremez bunu ya Resulallah.
Her derde deva sensin, her ruha şifa sensin,
Müminin başına taç, kalbine cila sensin,
Sen seyyid-ül beşersin, her şeyden a’lâ sensin,
Kurtulur seni seven elbet ya Resulallah.
Enbiyanın serveri, ulemanın rehberi,
Evliyanın mürşidi, Hakk’ın son peygamberi,
Teşrifin sevindirdi, yedi kat gökle yeri,
Senin gibi, bir canan yoktur ya Resulallah.
Seni seven müminin, kalbinde imanısın,
Üzüntüsü hiç olmaz, derdinin dermanısın,
Şefaatini bekler, gönlünün fermanısın,
Medet uman kavuşur elbet ya Resulallah.
Hoca der, müminlerin, en yüce emelisin,
Gören iki gözüsün, tutan iki elisin,
Her şeyi sana muhtaç, ruhunun temelisin,
Var oldu cihan senin için, ya Resulallah.
Ya Resulallah
Arayı arayı bulsam izini,
İzinin tozuna sürsem yüzümü,
Hak nasip etse de, görsem yüzünü,
Canım ister seni ya Resulullah.
Bir mübarek sefer olsa da gitsem,
Kâbe yollarında kumlara batsam,
Nur cemalin bir kez düşte seyretsem,
Canım ister seni ya Resulullah.
121
www.dinimizislam.com
Senin sevgin yaşar hep gönüllerde,
Salevatın eksik olmaz dillerde,
Yunus boşa gezer gurbet illerde,
Canım ister seni ya Resulullah.
Mevlid-i Şerif
Allah adın zikredelim evvela,
Vacib oldu cümle işte her kula.
Kim ki, Allah adını önce ana,
Her işi kolay eder Allah ona.
Allah adı olsa her işin önü,
Asla ebter olmaz o işin sonu.
Bir kez Allah dese aşkla lisanın,
Kalmayıp dökülür bütün günahın.
Zikri tekrar eyle mütemadiyen!
Her murada erişir Allah diyen.
Haramı bırakıp, helal yemeli,
Şükredip her zaman Allah demeli.
Kerimdir, rahimdir, O ilâhımız,
Bize rahmet kıla yüce şahımız!
Varlığına, birliğine şek yoktur,
Ne yazık, üç tanrı diyen pek çoktur.
Varlığına edilse de çok hayret,
Cümle âlem yokken O vardı elbet.
O varken yok idi, insan, cin, melek,
Arş, dünya, güneş, gezegen ve felek.
Bunların hepsini, O var eyledi,
Birliğine hepsi ikrar eyledi.
Kudretini göstererek O Celil,
Birliğine kıldı bunları delil.
Ol dedi bir kere var oldu cihan,
Olma derse, mahvolur hemen o an.
Resulullah’tır bu varlığa sebep,
Onun rızasını, aşkla et talep!
122
www.dinimizislam.com
Resulullahın nuru
Hak teâlâ yaratınca Âdem’i,
Âdem’le süsledi bütün âlemi.
Mustafa nurunu alnına koydu,
Habibimin nuru, bil bu nur dedi.
Kıldı o nur, onun alnında karar,
Kaldı onun ile nice zamanlar.
Daha sonra Havva alnına geçti,
Ondan oğlu Şit’e bu nur nakletti.
Erdi İbrahim’e, İsmail’e hem,
Söz uzayıp gider, hepsini dersem.
Doğunca O rahmeten lil-alemin,
Vardı nur onda karar etti hemin.
Doğumu
Âmine hatundur onun annesi,
O sedeften doğdu O dürdanesi.
Rebiulevvel ayının nicesi,
On ikinci pazartesi gecesi.
O gece ki doğdu, O hayr-ul beşer,
Annesi onda neler gördü neler.
Dedi gördüm, O Habib’in annesi,
Bir acep nur ki, güneş pervanesi.
Fırlayıp evimden çıktı nagehan,
Göklere dek nur ile doldu cihan.
Gökler açıldı, yok oldu karanlık,
Üç melek gördüm, elinde üç ışık.
Biri doğu biri batıda onun,
Biri damında, dikildi Kâbe’nin.
İndiler göklerden melekler saf saf,
Kâbe gibi kılındı evim tavaf.
Yarılıp çıktı duvardan nagehan,
Geldi üç huri bana oldu ayan.
Bu hususta derler o üç dilberin,
Asiye’ydi biri o mehpeykerin.
Biri Meryem hatun idi aşikâr,
Birisi hem hurilerden bir nigâr.
123
www.dinimizislam.com
Çevre yanıma gelip oturdular,
Mustafa’yı birbirine muştular.
Dediler oğlun gibi hiçbir oğul,
Yaratılalı cihan, gelmiş değil.
Bu senin oğlun gibi kadri cemil,
Bir anaya vermemiştir O Celil.
Ulu devlet buldun, ey Âmine sen,
Doğacaktır senden O hulk-i hasen
Bu gelen ilm-i ledün sultanıdır,
Bu gelen tevhid-i irfan kânıdır.
Bir adı Mahmud, bir adı Ahmed’dir,
Varlığı cümle âleme rahmettir.
Âmine eder vakit oldu tamam,
Ki vücuda gele O hayr-ül enam.
Susadım gayet hararetten katı,
Sundular bir cam dolusu şerbeti.
Şerbeti karşımda tuttu huriler,
Bunu Rabbimiz gönderdi dediler.
Kardan ak idi ve hem soğuk idi,
Lezzeti dahi şekerde yok idi.
İçtim onu oldu, cismim nura gark,
Edemedim kendimi ben nurdan fark.
Geldi bir ak kuş kanadıyla revan,
Arkamı sıvadı kuvvetle heman.
Doğdu o saatte O sultan-ı din,
Nura gark oldu, semavat ü zemin.
Kim olmak isterse ateşten necat,
Aşk ile, şevk ile etsin salevat!
Essalatü vesselamü aleyke ya Resulallah!
Essalatü vesselamü aleyke ya Habiballah!
Essalatü vesselamü aleyke ya Seyyidel-evveline vel-âhirin.
Mahlûkatın hepsi sevindi o an,
Dirilip âlem yeniden buldu can.
Kâinattaki her şey edip seda,
Çağrışarak dediler ki, merhaba!
Merhaba, ey âl-i sultan merhaba!
Merhaba, ey kân-i irfan merhaba!
124
www.dinimizislam.com
Merhaba, ey sırr-ı furkan merhaba!
Merhaba, ey derde derman merhaba!
Merhaba, ey rahmeten lil-âlemin!
Merhaba, sensin şefial müznibin!
Bütün dertlilerin dermanı sensin,
Cümle âlemlerin sultanı sensin.
Çünkü nurun ruşen etti âlemi,
Gül cemalin gülşen etti âlemi.
Âmine hatun artmış idi hayreti,
Bir zaman aklı gidip geldi geri.
Gördü gitmiş huriler hiç kimse yok,
Görmedi oğlunu yalvarırdı çok.
Bir an şöyle düşünceye dalmıştı,
Huriler onu götürdü sanmıştı.
Dört tarafa bakıp edince nazar,
Gördü ki bir köşede hayrül-beşer.
O ulu, Kâbe’ye karşı duruyor,
Yüzün yere koymuş secde ediyor.
Secdede diliyle tahmid ediyor,
Kaldırmış parmağın tevhid ediyor.
Dudaklar kıpırdardı, söylerdi kelâm
Anlayamazdım, ne derdi o hümam
Kulağım ağzına verdim, dinledim,
Söylediği sözü o an anladım.
Derdi ki, ya Rab yüzüm tuttum sana,
Ya İlahi ümmetimi ver bana!
Ümmetim dedi sana, O Mustafa,
Ver salevat sen de ona, bul safa.
Essalatü vesselamü aleyke ya Resulallah!
Essaatü vesselamü aleyke ya Habiballah!
Essalatü vesselamü aleyke ya Seyyidel-evveline vel-âhirin.
Miraca gitmesi
Dinle miracını o şahın ayan,
Âşıksan aşk ateşine durma yan!
Pazartesi gecesi gerçek haber,
Leyle-i kadirdi o gece meğer.
125
www.dinimizislam.com
O mübarek bahtı, o kadri yüce,
Ümmühanin evine vardı gece.
Orda iken nagehan o yüzü ak,
Cebrail Cennete git dedi Hak.
Bir sırmalı taç ve bir hulle kemer,
Hem dahi al bir burak-ı muteber.
Habibime ilet de, ona binsin!
Arşımı seyreylesin, beni görsün!
Cebrail cennete olunca revan,
Gördü ki, kırk Burak otluyor o an.
İçlerinden bir Burak ağlar katı,
Yiyip, içmez, kalmamış hiç takati.
Gözlerinden yaşlar eylemiş revan,
Ciğerini dertle etmiş perişan.
Dedi Cebrail, niçin ağlıyorsun?
Hüzünle ciğerini dağlıyorsun?
Arkadaşların yiyip içip gezer,
Sen inliyorsun, canını ne üzer?
Dedi, kırk bin yıl vardır ki ya emin,
Aşktır bana yemek ve içmek hemin,
Nagehan bir ses işitti kulağım,
O zamandan bilemem sağı solum.
Nedense yüksek sesle bağırdılar,
Ya Muhammed diyerek çağırdılar.
O andan beri bilemem, n’olmuşam,
O adın ismine âşık olmuşam.
Yüreğim içinde eridi yağım,
Âşık oldu görmeden bu kulağım.
Cenneti başıma bu aşk, dar eder,
Gece gündüz işlerimi zâr eder.
Gerçi cennet içinde duruyorum,
Hep cehennem azabı görüyorum.
Hazret-i Cebrail der ki, ey Burak,
Ağlama hep, verdi muradını Hak.
Bir kimsede, aşkın nişanı olur,
Akıbet maşuk, er geç onu görür.
126
www.dinimizislam.com
Gel beri maşukuna götüreyim,
Yarana merhem vurup bitireyim.
Aldı Cebrail Burak’ı o zaman,
Resulullaha ulaştırdı o an.
Hak selam etti sana ey Mustafa,
Ki mübarek hatırın bulsun safa.
Buyurdu gelsin misafirim olsun,
Arşımı seyreylesin, beni görsün!
Bu gece zahir olur esrar-ı Hak,
Gösterecektir sana didar-ı Hak.
Zemzemle doldu bütün âlem o an,
Arşa varır dediler Fahr-i Cihan.
Hem sekiz cennet kapısı açtılar,
Âlemin üstüne rahmet saçtılar.
Gel gidelim Hazrete, ya Mustafa!
Şu anda bekliyor eshab-ı safa!
Sana cennetten getirdim bir Burak,
Davet-i Rahmandır edesin idrak.
Çekti o anda Burak’ı Cebrail,
Önüne düştü ona oldu delil.
Göz açıp kapamadan Kudüs’e vardı,
Etrafını bütün nebiler sardı.
Enbiya ervahı karşı geldiler,
Mustafa’ya izzet ikram kıldılar.
Geçerek mihraba O hayr-ül-enam,
Enbiya ervahına oldu imam.
Gece durmadı yola oldu revan,
Bütün göklerden geçip etti seyran.
Her birinde türlü hikmetler gördü,
Cebrail’le varıp Sidre’ye erdi.
Cebrail’in durağıdır o makam,
Yerle gök ta ki tutalıdan nizam.
Gelip Cebrail makamında durdu
Rahmeten lil-âlemin ona sordu:
Bilemem, bu yolları ben nideyim,
Burada garibim, nere gideyim?
127
www.dinimizislam.com
Cebrail dedi, sen ki Habibsin,
Sanma bu yerlerde öyle garipsin,
Burada bitti benim seyrangâhım,
İlerisinden dahi yok âgâhım.
Eğer geçsem zerre kadar ileri,
Yanarım hemen ey Hakkın serveri.
Dedi Cebrail’e o şah-ı cihan:
O halde sen yerinde kal bir zaman.
Söyleşirken Cebrail ile kelam,
Geldi Refref önüne, verdi selam.
Aldı o şah-ı cihanı o zaman,
Sidre’ye giderek getirdi heman.
Gördü gök ehli ibadette hepsi,
Her biri bir türlü taatte hepsi.
Hep gök ehli cümle karşı geldiler,
Mustafa’ya izzet ikram kıldılar.
Merhaba ya Muhammed dediler,
Ey şefaat kân-ı Ahmed dediler.
Her biri kutladı miracını,
Dediler giydin saadet tacını.
Yürü artık meydan senin bu gece,
Sultan ile sohbet senin bu gece.
Hepsi ile görüşüp geçti öte,
Varıp erişti O ulu hazrete.
Rabbimiz harfsiz, kelimesiz ve sessiz
Konuştu Mustafa ile şüphesiz.
Dedi ki mahbub-u matlubun benim,
Sevdiğin can ile mabudun benim.
Gece gündüz durmayıp istiyordun,
Bir kez görsem cemalini diyordun.
Gel Habibim sana âşık oldum ben,
Cümle halkı sana köle kıldım ben.
Ne muradın var ise kılam reva,
Eyleyem bir derde bin türlü deva.
Mustafa dedi ya Rabbel-âlemin.
Ey affı ve hediyesi çok kerim,
128
www.dinimizislam.com
O zayıf ümmetimin hali ne ola,
Hazretine nice onlar yol bula?
Ya İlahi hazretinden hacetim,
Şu dur ki, ola en makbul ümmetim.
Hak tealadan duyuldu bir nida,
Ya Habibim ben sana kıldım atâ.
Ümmetini sana verdim ey Habib,
Cennetimi onlara kıldım nasib.
Ey Habibim nedir, o ki diledin,
Bir avuç toprağa minnet eyledin.
Zatıma ayna edindim zatını,
Beraber yazdım adımla adını.
Ya Habibim anlıyorum ben seni,
Görmeğe hiç doyamazsın sen beni.
Tez varıp davet et kullarımı,
Ta gelip de göreler didarımı.
Göz açıp kapamadan Fahri cihan,
Ümmühanın evine geldi heman.
Her ne gelmişse Mirac’da başına,
Cümlesin haber verdi eshabına.
Dediler ey kıble-i İslam-ı din,
Kutlu olsun sana Mirac-ı güzin.
Hepimiz kullarız, sen ise şahsın,
Gönlümüzde daim parlayan mahsın.
Bize, ümmet olmak devleti yeter,
Müslüman olmanın izzeti yeter.
Süleyman Çelebi
Kelimeler:
Ebter: Güdük, neticesiz, kısır
Mütemadiyen: Devamlı
Felek: Gök
Rahmeten lil-âlemin: Âlemlere rahmet olan Resulullah
Necat: Kurtuluş
Dürdane: İnci
Hayrülbeşer: İnsanların en iyisi
Nagehan: Hemen
Dilber: Güzel
129
www.dinimizislam.com
Mehpeyker: Ay yüzlü
Nigâr: Güzel yüzlü sevgili
Muştu: Müjde
Hulk-i hasen: Güzel ahlak
İlm-i ledün: Bâtın ilmi
Kân: Menba, kaynak
Şefi-ül-müznibin: Günahlara şefaatçısı
Revan: Akan, uçan
Heman: Hemen
Semavat ü zemin: Yer ve gökler
Furkan: Kur’an-ı kerim
Ruşen: Parlak aydın
Gülşen: Gül bahçesi
Tahmid: Hamd
Tevhid: La ilahe illallah demek
Hümam: Himmetli
Hulle: Cennet elbisesi
Burak: Resulullahı miraca götüren hayvan
Burak-ı muteber: Uygun bir burak
Hayrülenam: İnsanlarını en iyisi
Seyrangah: Gezme yeri
Agâh: Haberdar
Mahbub: Sevilen
Matlub: İstek
Rabbelâlemin: Âlemlerin rabbi
Hacet: İstek
Atâ: Hediye
Güzin: Seçilmiş, beğenilmiş
Mah: Gökteki ay, mahveden, peygamberlik
mahvettiğinden, Resulullah’a mah da denmiştir
130
nuru.
Küfür
karanlıklarını
www.dinimizislam.com
Ehl-i Beyt ve Eshab-ı kiram
Hazret-i Ebu Bekr-i Sıddık
Resul-i Ekremin birinci yâri,
Hak katında büyük Sıddîk'ın yeri.
Bütün eshab gördü, şudur hakikat,
Hazret-i Resul'e etti sadakat.
Her yerde Resul'ü tasdik etmiştir,
Malıyla, canıyla desteklemiştir.
Erkeklerden dine ilk giren odur,
İman nuru ile ilk gören odur.
Cennete de, önce o girer elbet,
Ona nasip olur, bu büyük nimet.
Nebilerden sonra en üstün kişi,
Sözle anlaşılmaz, muhabbet işi.
Resul'e sevgide mihenk taşıdır,
Hicrette mağara arkadaşıdır.
Kayınpeder oldu Resulullah'a,
Böylece kazandı, bir şeref daha.
Resul, ne söylerse, doğrudur derdi,
Onu canından da, fazla severdi.
Bütün insanlardan parlak imanı,
Nuru aydınlatır iki cihanı.
Kim o mübareğe ede muhabbet,
Cennette onunla olacak elbet.
Onu sevmeyenler felah bulamaz,
Cennet kokusunu bile alamaz.
Hoca, onu sevmek şarttır herkese,
Nâra düşer, ona buğzeden kimse.
Hazret-i Ömer-ül Faruk
Allah'ın resulüne, ikinci halifedir,
Dokuzuncu göbekten, onun nesebindendir.
Müslüman olunca o, gizlenip kalamadı,
Kâbe’ye gitmek için yerinde duramadı.
131
www.dinimizislam.com
Müslümanlar kırk kişi olmuştu onun ile,
Hazret-i Ömer önde, geldiler hep Kâbe’ye.
İleriye atıldı, o heybetli kahraman,
Müşriklere yaklaşıp, şöyle okudu meydan:
(Hey, beni bilen bilir, bilmeyen varsa bilsin,
Hattab oğlu Ömer’im, çıldıran varsa gelsin!
Dayısı Ebu Cehil, orada donup kaldı,
Toplanan kalabalık, şaşkınlıkla dağıldı.
Heybeti müşriklere korku, dehşet saçardı,
Şeytan yolda rastlasa ondan hemen kaçardı.
Hicretler gizli iken onunki açık oldu,
Onu gören düşmanın kalbine korku doldu.
Açıktı basireti, hakkı iyi bilirdi,
İctihadı Kur’ana hep muvafık gelirdi.
Alçak gönüllü idi, meşhurdu adaleti,
İnsanlara acırdı, pek çoktu merhameti.
Özü sözü doğruydu, bu yüzden Faruk dendi,
Edildi büyük ihsan, Cennetle müjdelendi.
Ne büyük şereflere, kondu hazret-i Ömer,
Sultanlar sultanına, olmuştu kayınpeder.
Hazret-i Ali’nin de, olmuş idi damadı,
İslam’a hizmet için usanıp yorulmadı.
Hazret-i Ömer’le Hak, ziynet verdi İslam’a,
Onun kılıcı ile din yayıldı cihana.
O, İslam’ın sesini her tarafa duyurdu,
Onun için Resul-ü ekrem şöyle buyurdu:
(Benden sonra Peygamber, gelmiş olsaydı eğer,
Ömer bin Hattab elbet, olur idi Peygamber.)
Hak nuruyla bakardı, keskindi firaseti,
Çoktur onun hasleti, sayılmaz fazileti.
Hazret-i Osman bin Affan
Üçüncü halifesidir, Resul-i Ekrem’in,
Beşincisi olmuştur, ilk iman edenlerin.
Rukayye vefat etti, sonra Hakk'ın Resul'ü,
Verdi ona öteki kızı Ümm-ü Gülsüm'ü.
132
www.dinimizislam.com
İkinci defa damat oldu Resulullah'a,
Buyurdu ki: (Verirdim, bir kızım olsa daha.)
Onu pek çok severdi, Rabbimizin Habibi,
Ona dendi “Zinnureyn” iki nurun sâhibi.
Ebu Bekr-i Sıddık'tır, Kur’anı toplattıran,
Osman-ı Zinnureyndir, çoğaltıp dağıttıran.
Çok zengindi, malını İslam’a etti feda,
Onu da, Cennetle müjdeledi ol Hudâ.
Edeb yönünden, onun gibisi pek yok idi,
Halim, selim, yumuşak, hayâsı pek çok idi.
Onun devrinde Kıbrıs, Endülüs fethedildi,
Sinâ Çölü geçildi, tâ Fizan’a gidildi.
Mâverâünnehir'le, Semerkand ve Türkistan,
Alındı Acemistan, Kafkasya ve Hindistan.
İslam’ın sesini o, uzaklara duyurdu,
Peygamber Efendimiz, onun için buyurdu:
(Her nebinin Cennette bir arkadaşı vardır,
Benim ise orada arkadaşım Osman’dır.)
(Yemin ederim yetmiş bin kişi ümmetimden,
Onun şefaatiyle kurtulur Cehennemden.)
(Canım kızım Rukayye, çok hürmet et Osman’a!
Eshâbdan odur, en çok huyu benzeyen bana.
Gökte bütün melekler, Osman’dan hayâ eder,
Hesaba çekilmeden, doğru Cennete gider.)
İbni Sebe isimli Yemenli bir Yahudi,
Yüce dini, içinden parçalamak istedi.
Pek çok gayret gösterdi, ilk önce Medine’de,
Fakat başaramadı, çok çalıştı ise de.
Dedi “Mısır’da fitne çıkarmak daha kolay,”
Mısır Kıptilerinden kurdu çapulcu alay.
Medine’ye geldiler, bir sabah vakit erken,
Evde şehid ettiler, onu Kur’an okurken.
Hoca, o büyük zatı sevmek ne büyük nimet,
Yâ Rab, şefaatini hepimize nasip et!
133
www.dinimizislam.com
Hazret-i Ali bin ebi Talib
Dördüncüsü Ali’dir, raşid halifelerin,
Ehl-i beytin ilki ve damâdı Peygamberin.
Odur irfan kaynağı, keramet hazinesi,
Odur Hakk'ın aslanı, evliyanın reisi.
İlmi çoktur, şu hadis, onun vesikasıdır,
(Ben ilmin şehriyim, Ali’de kapısıdır.)
Âyet-i kerimeyle edildi medhü senâ,
Kılavuz olmuştur o, bilcümle Müslümana.
Âriflerin önderi, salihlerin rehberi,
Şüphesiz onu sever, âlemlerin serveri,
Bil ki onu sevmeyen Ehl-i sünnet değildir,
Haricidir, sapıktır, ehl-i Cennet değildir.
Namaz kıldırır iken getirmişti tekbiri,
Şehit etti Ali’yi haricilerden biri.
İmâm-ı Ali Haydar, sevilir gökte yerde,
Şöylece övülmüştür hadis-i şeriflerde:
(Ali’yi seven mümin, sevmeyen münafıktır,
Böyle kimseler ancak, Cehenneme layıktır.
Bilin, Ali’yi sevmek, imanın alameti,
Onu seven müminler bulmuştur selameti.
Ali’yi seven kimse beni sevmiştir elbet,
Ona düşmanlık eden, bana etmiştir elbet.
Onu üzen, inciten beni incitmiş olur,
Beni inciten ise, Rabbi incitmiş olur.
Bil Ali’ye muhabbet, bana muhabbet demek,
Bana muhabbet ise Hakk'a muhabbet demek.
Onun güzel yüzüne bakmak ibadet olur,
Onun sevgisi kula, büyük saadet olur.
Ali’ye bir sıkıntı vermek için uğraşan,
Muhakkak bilmeli ki, kendi olur perişan.
Kadınların üstünü Fatımat-üz-Zehra'yı,
Rabbim bana emretti ona nikâhlamayı.
Her peygamberin nesli kendisinden gelmiştir,
Benimkini ise Hak, Ali’den halk etmiştir.
Bana Ali’den daha sevgilidir Fatıma,
Fakat Ali kıymetli, azizdir ondan daha.
134
www.dinimizislam.com
Ali’nin yakınlığı bana aynen şöyledir,
Harun’un Musa ile yakınlığı gibidir.)
Hoca der ki, ya Rabbi sevgisini ver bize!
Onun şefaatini nasip et hepimize.
Ehl-i beyti sevmek
Farzdır her Müslümana, Ehl-i beyte muhabbet,
Ahirete imanla gitmeye sebep elbet.
O halde Ehl-i beyti tanıyıp öğrenmeli,
Resulün sevdiğini, Allah için sevmeli.
Ehl-i beyt, sırasıyla Ali ile Fatıma,
Hasan ile Hüseyin, bu dördünü unutma.
Resulullah buyurdu: (Ehl-i beytim bunlardır,
Yâ Rabbi, sen bunlardan her kötülüğü kaldır.
Bırakıyorum size, iki şey ey ümmetim,
Biri Kur’an-ı kerim diğeri ehl-i beytim.
Bunlara tâbi olan, kavuşur hidayete,
Bunlardan ayrılanlar, düşerler dalâlete.
Ben ağaca benzerim, Fatıma gövdesidir,
Ali dalıdır, Hasan, Hüseyin meyvesidir.
Ehl-i beytin her biri, Nuh’un gemisi gibi,
Bunlara tutunmaktır, kurtuluşun sebebi.
Öyle bir gemidir ki, ona binen kurtulur,
Binmeyenler boğulur, cümlesi helak olur.
Vallahi buğzedenler, benim ehl-i beytime,
Acımadan atılır, yüzüstü Cehenneme.
Ehl-i beyti sevmeyen, saplanır ihtilafa,
Şaşırır gerçek yolu, yoldaş olur şeytana.
İslam’ın esâsıdır, muhabbet ehl-i beyte,
Onları sevmeyenin iman girmez kalbine.)
Ehl-i beytten olanlar:
Aliyyül Mürtezâ
Hazret-i Ali için buyurdu Resulullah,
(Ali’ye olan sevgi yakar, bırakmaz günah.
135
www.dinimizislam.com
Hikmet, on kısımdır ki dokuzu Ali’dedir,
Biri halkta, Onu da herkesten iyi bilir.
İmanın alâmeti, vardır, bilmek gerekir,
Birinci alâmeti, Ali’yi çok sevmektir.)
Hazret-i Fatıma
Resulün dört kızından budur en sevgilisi,
Pek fazla idi zühdü, ahlâkı, hasenesi.
Yüzü pek parlak idi, Zehra denildi ona,
Hadis-i şeriflerle övüldü o Fatıma.
(Kadınların üstünü kızım Fatıma ile,
Neslini Allah haram kılmıştır, Cehenneme.)
Hazret-i Hasan
İslam halifesinin beşincisi o idi,
On iki imamın da ikincisi o idi.
Resulullaha güzel yüzü pek çok benzerdi,
Kerem sahibi idi, nesline şerif dendi.
Hazret-i Hüseyn
Mübarek ehl-i beytin dördüncüsü o idi,
On iki imâmın da üçüncüsü o idi.
Neslinden gelenlere seyyid ismi verildi,
Hadis-i şeriflerle çok yerde methedildi.
(Hasan ile Hüseyn’i seviyorum yâ Rabbi,
İstiyorum sen de sev, bunların ikisini.
Bunlara buğzedene, sen dahi buğzedersin,
En üstünü onlardır, Cennetteki gençlerin.)
Hoca der ki, Ehl-i beyt kavuştu nimetine,
Rabbim affetsin bizi, onların hürmetine.
Eshab-ı kiram
Sahabe-i kiramın, sevmeli tamamını,
Hürmet ile anmalı, her birinin adını.
Çünkü Mevlâ onları Kur’anında övüyor,
Hadis-i şeriflerde şöyle buyuruluyor:
(Bir kimse Eshabımı baş tacı edip sever,
Cennette olur elbet onlarla hep beraber.
136
www.dinimizislam.com
Eshabımın her biri, yıldıza benzer gökte,
Onlara tâbi olan, kavuşur hidayete.
Onları seven beni sevdiği için sever,
Beni sevmiş sayılmaz, onları sevmeyenler.
Eshabımı inciten, beni incitmiş olur,
Beni inciten ise, Rabbi incitmiş olur.
Eshabıma sövene, melekler eder lanet,
Hiçbiri kabul olmaz yapsa da çok ibadet.
Şefaat edeceğim mümin olan herkese,
Şefaat etmem asla eshabıma sövene.
Eshabım arasında zuhur edecek fitne,
Fakat onlarla olan sohbetim hürmetine.
Fitneye karışanlar mağfiret edilecek,
Eshaba dil uzatan, Cehenneme girecek.)
Resulullah ve Eshabı
Rabbimizin mahbubu,
Hazret-i Muhammed’dir.
İki cihan güneşi,
Âlemlere rahmettir.
Odur gerçek aracı,
Hak’la kul arasına,
Şifadır sözü ruha,
Hem de gönül pasına.
Rabbimize habibdir,
Hasta ruha tabibdir,
Onun ümmeti bile,
Meleklerden yüksektir.
Bu en seçkin kuluna,
Hak yardımcılar verdi,
Sevdiği kimseleri,
Ona Eshâb eyledi.
Resulullah, (Yolları,
Benim sünnetim) dedi,
En iyi asır diye,
Bu zamanı gösterdi.
Canından çok sevdiler,
Muhammed Mustafa’yı,
Uğruna terk ettiler,
Mal ve makamlarını.
İslâm’ı yaymak için,
Zevkle ettiler hicret,
Yâ Rab bu ne güzel hâl,
Yâ Rab bu hem ne izzet.
O edince bir sohbet,
Nefisleri pâk oldu.
Kalblerine marifet,
Feyz, nur, tecelli doldu.
Evliyalık hâlini,
Bir anda buldu onlar,
Bu ne büyük şeref ki,
Hepsi Ona uydular.
Zulmetmezler kimseye,
Hepsi âdildir elbet,
Nefisleri için asla,
İstemezler hilâfet.
Birer müctehid hepsi,
Yüksektir makamları,
137
www.dinimizislam.com
Mevki için değildi,
Yapılan savaşları.
Kelimeler:
Mahbub: Sevgili
İzzet: Büyüklük, yücelik
Pâk: Temiz, halis
Marifet: Allah’ı tanımak
Feyz: Allah’ın razı olduğu
yaptıran kuvvet
şeyleri
138
www.dinimizislam.com
İlim öğrenmek, Ehl-i sünnet yolu
İlimsiz bir şey olmaz
İlimsiz bir şey olmaz, ilim her şeye baştır,
Karanlık yollarda o, en aziz arkadaştır.
Ondan sadık dost olmaz, ondan vefalı yâr yok,
Her şeyde zarar olsa, onda asla zarar yok.
İlim, uçsuz bucaksız, bir ummanı andırır,
İlimden başka her şey, insanı usandırır.
Nasıl kıymetli olmaz, Allah onu övüyor,
Bak Nebi-yi muhterem, bir hadiste ne diyor:
(Ara, her yerde ilmi, o yer ister Çin olsun,
İlim öğrenmek farzdır, her mümin için olsun.)
Bak Ali-yül-mürteza, ne diyor dinlesene:
(Köle olurum bana, bir harfi öğretene.)
Âlimler, din-i İslamı, yıkılmaktan kurtarır,
Onlar şu yeryüzünde, zıll-i sıfatullahtır.
Âlimin mürekkebi, azizdir hattâ şundan:
Fi sebilillah akan, şehitlerin kanından.
Çünkü cihad-ı ekber, ancak ilimle olur,
Kıyamette, ilmiyle âmil olan kurtulur.
Âlim, zahidden üstün, zühd, ilmin altındadır,
Âlimler, ahirette, nebiler yanındadır.
Deme cihanda âlim, kalmadı, belki vardır,
Aç gözünü, kalbinden zulmet perdesin kaldır.
Bu dinin âlimleri, hadisle övüldüler,
Ben-i İsrail’deki nebiler gibidirler.
Âlimlerin bir sözü, yıllarca, baki kalır,
İnsanı en alçaktan, yükseklere kaldırır.
Şimdi âlim bulmak zor, o halde ne yapmalı?
Onların kitabını durmadan okumalı.
Kitab, altın bir kafes, ilim içinde kuştur,
Kafesi satın alan, kuşa malik olmuştur.
Sarıl kitaplara ki, kalbin nur ile dolsun,
Her gün okuyacağın doğru ilmihal olsun!
139
www.dinimizislam.com
Bir şaheserdir Mektubat'ı Rabbanî,
Bulunmaz böyle eser, arasan da cihanı.
Tesavvuf ile fıkıh, burada vaslolmuştur,
Öyle bir âlimdir bu, hadisle övülmüştür.
Harikalar menbaı, hiç duyulmayan sözler,
Asırlarca çözülmez, ne meseleler gizler.
Hepsi Mektubat'ta ve tercümesinde vardır,
Onsuz kurtuluş zordur, onsuz ilim noksandır.
Eshab-ı kiram risalesi de, gör, ne iyi,
Oku! Güzel anla da, takdir et sahabeyi.
Mektubat tercümesi, ebedi seadettir,
Çok şükür her yerde var, tamamı bil, üç cilttir.
Hele İbni Abidin, bir derya ki, sonsuzdur,
Hanefi’de en büyük fıkıh kitabı budur.
Okursan İhya ile Kimya-ı saadet’i,
İmam-ı Gazâli’yi unutmazsın ebedi.
Riyadunnasıhin'i okuyunca anlarsın,
Muhammed Rebhami'ye, ne büyük âlim dersin.
Şeyhul-ekber, Geylani, öğren Behaeddin'i,
Böyle zatlar korumuş, yıkılmaktan bu dini.
Mevahib, her eserde, adı geçen kitabtır,
Resul-i müctebayı, uzun uzun anlatır.
Menkıbeler pınarı, Çihar-ı Yâr-ı Güzin,
İhtiyacı çok ona, kararan kalbimizin.
Merakıl-felah ve Mevkufat kıymetlidir,
Mecmua-yı zühdiyye, sana çok şey öğretir.
Marifetname'yi gör, İbrahim Hakkı'yı bil,
Çok oku Birgivi'yi, sanma faydalı değil.
Tercüme-i halleri, tanınmış Evliyanın,
İçinde anlatılmış, Reşehat, Nefehat'ın.
Berekat-ı Ahmedi, Mucizat-ül-Enbiya,
Ne güzel yazılmıştır, Hadika-tül-Evliya.
Dürr-i Yekta'yı da gör, hem Umdet-ül-İslam'ı,
Miftahul-Cennet'i, Ey Oğul İlmihali'ni.
Rabıta risalesi, tesavvufu bildirir,
Musannifi Esseyyid Veli Abdülhakim'dir.
140
www.dinimizislam.com
Daha nice kitap var, denizde inci bunlar,
Rahmet-i Hak'ta olsun, her birini yazanlar.
Bizlerden selam eyle, ya Rabbi, sen onlara,
Kolaylık ver onların yolunda olanlara.
Seadet-i Ebediyye
Ey kalbi İslam ile yanan, sevdiğim gençler,
Bütün İslamiyet'ten, size numunedir bu,
İlim ile marifettir, hep içindekiler,
Hakikaten bulunmaz eşsiz hazinedir bu.
En büyük âlimlerin, en büyük velilerin,
En meşhur simaların, en ulvi gönüllerin,
Âleme ışık tutan, hayat sunan ellerin,
Kalem ve kalblerinden, sızan bir katredir bu.
Resulullah'ın yolu, hakiki Müslümanlık,
Dünyada, âhirette, aranılan sultanlık,
Sulhta her an çalışan, harplerde kahramanlık,
Gösteren ceddimizden, bize emanettir bu.
Her kelimesi hüccet, ilimdir her cümlesi,
Dinle budur hakiki, İslamiyet'in sesi,
Kalbden pasları siler ve arttırır hevesi,
İşte başlı başına, bir İslamiyet'tir bu.
Üç şey lazımdır önce
Herkese üç şey çok lazımdır önce
Biri, iman edinmektir iyice
Biri, İslam’a uymaktır her yerde
Fıkhı iyi öğrenmeli elbette
Bir de ihlâstır, her işte daima
Şöyle ki, hiç olmaya ucb-ü riya
Bu üçü birden tahakkuk etmeli
Böyledir, İslamiyet’in temeli
Hem bu ihlâs olmasa, makbul değil
Tasavvuftur ihlâsın kaynağı bil
141
www.dinimizislam.com
Mektubat-ı Rabbani
Hâllerin ve zevklerin, tercümânı Mektûbât,
Bu kitabı okuyan, bulur elbette hayat.
İlâhî nûrlar ondan yayılıyor cihâna,
Her ne müşkülün varsa, bakabilirsin ona.
Onu çok okumalı, ilimle dolar insan,
İmam-ı Rabbani’den feyizler alır insan.
Öyle bir kitap ki o, misli yoktur elbette,
Ne geçmişte yazılmış, ne dahi gelecekte.
Kur’an ve hadislerden sonra gelir bu kitap,
Herkese var içinde, kendine göre hitap.
İlim, ihlâs kaynağı hârikalar var onda,
Fayda onda, kâr onda, en değerli yâr onda.
Oğlu çok övüp der ki, (Babamın her mektubu,
Öyle büyük bir derya, görünmez onun sonu.)
Tasavvuf ile fıkıh, birleşmiştir burada,
Saadetin kaynağı, başlatılır dünyada.
Budur uzman bir tabip, bütün dertlere devâ,
Hasta kalblere şifâ, susuz rûhlara gıdâ.
Budur Hakk'ın sevdiği, âlimlerin sözüdür,
İslâmın esasıdır ve irfânın özüdür.
Budur ulemanın ve evliyanın lisânı,
Ehl-i sünnet yolunun, gâyet açık beyânı.
Aşkla yanan kimseye, en iyi haber budur,
Issız karanlık yolda, kişiye rehber budur.
Gece gündüz daima, okunmalı Mektubat,
Duyulur elbet bir gün ondaki lezzet ve tat.
Okuyalım gözlere kan, yaş dolana kadar,
Doyulmayan tadını kolay alana kadar.
Anlayarak okuyan ilim sahibi olur,
Sünnetleri öğrenir, bid’atlerden kurtulur.
Mektubat okununca, etrafa nur saçılır,
Feyzinin tesiriyle, kalblere yol açılır.
Bu kitabı okuyup edelim çok muhabbet,
Mektubat'ın yazarı imdâda gelir elbet.
142
www.dinimizislam.com
Kendini bilmek
İlim ilim bilmektir,
İlim kendin bilmektir,
Sen kendini bilmezsen,
Ya nice okumaktır?
Okumaktan maksat ne?
Hakkı bilmek elbette,
Kim okur bilemezse,
Hepsi kuru emektir.
Hep ben bilirim demek,
Kulun hakkını yemek,
Gerçeği öğrenmemek,
Abes yere yelmektir.
Yunus der ki: Ey hoca,
İstersen var bin Hacca,
Hepsinden de iyice,
Bir gönüle girmektir.
Kelimeler:
Abes: Gereksiz, yersiz, boş
Oku Tam İlmihali
Hayrı öğrenmek için,
Oku Tam İlmihali!
Şerden iğrenmek için,
Oku Tam İlmihali!
Nakilleri senettir,
İlimlerden demettir,
Bilene bir nimettir,
Oku Tam İlmihali!
Gerçeği bulmak için,
Namazı kılmak için,
İmanlı kalmak için,
Oku Tam İlmihali!
Hastalanıp yatmadan,
Ecel gelip çatmadan,
Her akşam unutmadan,
Oku Tam İlmihali!
Her sayfası bir pınar,
Suyundan içen kanar,
Herkese ilim sunar,
Oku Tam İlmihali!
Güncel konu bulunur,
Her fırsatta okunur,
Gönüllere saçar nur,
Oku Tam İlmihali!
Bir gün pişman olmadan,
Sayılı gün dolmadan,
Ölüp yüzün solmadan,
Oku Tam İlmihali!
Yüzünü Hakk’a çevir!
Nefsini yere devir!
Boşa geçmesin ömür!
Oku Tam İlmihali!
Gerçeği bilmek ne hoş,
İlim öğrenmeye koş!
Hoca, durma öyle boş!
Oku Tam İlmihali!
Tam İlmihal Seadet-i Ebediyye
Âlimlerin hitabı,
Doğru ilmihal oku!
İman-amel kitabı,
Doğru ilmihal oku!
Şüpheden kalmaz eser,
Varsa şüpheyi keser,
Bulunmaz böyle eser,
Doğru ilmihal oku!
Kıymeti gayet ender,
Alıp, bir dosta gönder!
Her işte lazım önder,
Doğru ilmihal oku!
Sağlam duvara dayan!
Düşer ayağı kayan,
143
www.dinimizislam.com
Yeter gafletten uyan!
Doğru ilmihal oku!
Meşgalen ilim ola!
Kalbin ihlâsla dola!
Rehbersiz çıkma yola!
Doğru ilmihal oku!
İbret al haklı sözden!
Kaldır perdeyi gözden!
Tavsiye etmek bizden,
Doğru ilmihal oku!
Gemimiz su almadan,
Sayılı gün dolmadan,
Bir gün pişman olmadan,
Doğru ilmihal oku!
Şeytana verme fırsat,
Adımını düzgün at,
Bizden size nasihat,
Doğru ilmihal oku!
İnsan iyiyi arar,
Kötüden gelir zarar,
Çözülür nice esrar,
Doğru ilmihal oku!
Terk eyleme ihlâsı,
Cahillik yüz karası,
Hoca, sözün kısası,
Doğru ilmihal oku!
Hakiki âlime uy
Bak Hakk’ın hitabına,
Hakiki âlime uy!
Kulak ver kitabına,
Hakiki âlime uy!
Hayır konuşmalı dil,
Kalbindeki pası sil!
Her sözünü senet bil!
Hakiki âlime uy!
Cânı cânâna gönder!
Her işte lazım önder,
Bulunsa da pek ender,
Hakiki âlime uy!
Sağlam duvara dayan!
Düşer ayağı kayan,
Yeter gafletten uyan!
Hakiki âlime uy!
Akıl gerçeği arar,
Gecikmeden ver karar!
Çözülür nice esrar,
Hakiki âlime uy!
Şeytan kolluyor fırsat,
Adımını düzgün at!
Almak istersen murat,
Hakiki âlime uy!
Kayığın su almadan,
Sayılı gün dolmadan,
Henüz pişman olmadan,
Hakiki âlime uy!
Düşüncen hep hak ola!
Kalbin nur ile dola!
Rehbersiz çıkma yola!
Hakiki âlime uy!
Cahile uyana bak!
Batıyor sapıtarak,
Her emrini tutarak,
Hakiki âlime uy!
Kolay bulunmaz nimet,
Bundadır bütün izzet,
Severek eyle hizmet!
Hakiki âlime uy!
Yüzünü hakka çevir!
Nefsini yere devir!
Haydi, git yanına gir!
Hakiki âlime uy!
144
www.dinimizislam.com
Girer isen sohbete,
Uğramazsın mihnete,
Kavuşursun rahmete,
Hakiki âlime uy!
Olmak için salih kul,
Ehl-i sünnet âlim bul!
Amelin olur makbul,
Hakiki âlime uy!
Sözüne riayet et!
Sahih olur ibadet,
İstiyorsan saadet,
Hakiki âlime uy!
Mezhepsizden durma kaç!
Müctehidler başa taç,
Hoca rehbere muhtaç,
Hakiki âlime uy!
Salih âlimlere sor
Sakın aklına uyma
Salih âlimlere sor
Sapık yollara kayma
Salih âlimlere sor
Buyruldu: (Men amile
Bi re'yihi nedime)
Görüşüm doğru deme
Salih âlimlere sor
Sorarsan kurtulursun
Gerçek yolu bulursun
Elbet mutlu olursun
Salih âlimlere sor
Bilenleri görme hor
Kur'anda şöyle diyor:
(Bilmezsen âlime sor)
Salih âlimlere sor
Akıllı hakka koşar
Sorup dağları aşar
Sormayan elbet şaşar
Salih âlimlere sor
Sormak büyük nimettir
Zahmetsiz ganimettir
İlim safi hikmettir
Salih âlimlere sor
Öğren nefsin fendini
Bir şey sanma kendini
Dinimiz nakil dini
Salih âlimlere sor
Sorulacak yeri seç
Sapıkları hemen geç
Derdine bulur ilaç
Salih âlimlere sor
Salihler yoksa eğer
Kitaplara ver değer
Allah, salihi sever
Salih âlimlere sor
Salih, ehl-i sünnettir
Bid’atlere bir settir
Müslümana nimettir
Salih âlimlere sor
Ehl-i Sünnet Kasidesi
Ehl-i sünnet itikadı, sana önce lazım olan,
Yetmiş üç fırka varsa da, Cehennemlik geri kalan,
Müslümanlar, hep Sünni’dir; hepsinin reisi Numan,
Cennetle müjdelendi, imanda bunlara uyan.
145
www.dinimizislam.com
İtikadı sağlam edip; sonra İslamiyet'e bağlan!
İslam’ın beş şartını yap; sakın bütün haramlardan!
Eğer işlersen bir günah, tevbe et, geçmeden zaman!
İslam'a uymayan kimse, elbette olacak pişman.
Dinsize sakın aldanma, mahvolursun sen de, aman!
Tatlı söze inanırsan; olur sonra, halin yaman,
İkiyüzlüler çoğaldı, dışı melek, içi yılan,
Tuzağa düşürmek için; dost görünür, hem de candan.
Herkes kendin haklı sanır, kötü der, bana uymayan,
İslamiyet terazidir, odur haklıyı ayıran,
Doğru yoldan hemen sapar, İslamiyet’e uymayan
Bu söze inanır elbet, tarihi iyi anlayan.
Neden doktorlara gider, sakatlanıp, hastalanan?
Ölümü sevmez hiç kimse, her şeyden tatlıdır bu can,
Sonsuz yaşamak arzusu, bende yoktur, var mı diyen?
Ölmek, yok olmak değildir, kabir hayatına inan!
Cennet sonsuz, Cehennem de; haber verdi, bunu Kur’an,
Sonsuz dertten sakınmalı, mahşer gününe inanan,
Buna inanmayan da var, yarasa kaçar ziyadan,
Karga çöplükten tat alır, bülbüldür gülü arayan.
İslam’ı elbet sevemez, nefse, keyfe düşkün olan,
Bu ikisi, bir olur mu? Ayrıdır iyi, fenadan,
Gerçeği tanır Müslüman, her mahlûka eder ihsan,
İmansızlar sanki yılan, lezzet alır yakmaktan can.
Aman ya Rabbi el-aman; ne müşkülmüş ahir zaman,
Din bilgisi unutuldu, pek azaldı namaz kılan,
Mason olanlar, sinsice, dini yıkmakta her yandan,
Komünistlerde işkence, hayat Müslümana zindan.
Bugünkü şaşkın halleri, eylemişti Resul beyan,
Demişti: (Bir gün gelecek, garip olur bana uyan,
Her evde çalgı çalınır, işitilmez olur ezan,
Âlim bulunmaz bir yerde, cahillere kalır meydan.
Müminler, olur zavallı, kâfirler, sanki Süleyman,
Kadınlara uyar erkek, evde hâkim olur bayan,
İnsan öldürme çoğalır, yükselir göğe apartman,
Yolculuk süratli olur, uzaklık kalkar aradan.
146
www.dinimizislam.com
Zekâ, çok şey bulursa da, gaflet eksilmez insandan.)
Birgivi kitapta yazdı, eyledi çok hadis beyan:
Kıyamet alametleri, çıkar, birbiri ardından,
Alametlerin meşhuru, sarhoş olur pek çok insan.
Âlim diye tanıtılır, dinden haberi olmayan,
Zâlime ikram olunur, kurtulmak için beladan,
Hayâsızlık pek çoğalır, deyyuslara kalır meydan,
İnsanların en alçağı, Moskova’da okur ferman.
Herkes kendin âlim sanır, Müslümana denir nâdan,
Azalır doğru konuşan, yalancı söyler durmadan,
Çok methedilen kimsede, bir zerre bulunmaz iman,
Nice erkek kadın gibi, ipek giyer sıkılmadan.
Çalgı, zina sanat olup, kız yerine geçer oğlan,
Kadın dar elbise giyer, hep açılır baldır, gerdan,
Fitne kaplar her tarafı, adam öldürülür yoktan,
Bid’at yayılır her yere, azalır sünnete uyan.
Deccal gibi olur insan, hep uydurur bin bir yalan,
Doğru söyleyen çıkarsa, saldırırlar her taraftan,
Erkekler dinini bilmez, taşkınlık gösterir bayan,
Emir-i maruf unutulur, fıskı emreder şaklaban.
İslamiyet kötülenir, haram işlenir her yandan,
Müslümanlık lafta kalır, ses için dinlenir Kur’an,
Mümine gerici denir, kayrılır mürtet olan,
Bunların hepsi muhakkak, olur kıyamet kopmadan.
Büyük alamet Deccal’dır, çıkacağı yer, Horasan,
Sonra, Şam’daki camiye İsa inecek semadan,
Bir hadiste buyuruldu, (Kızım Fatıma evladından,
Babası Abdullah olan, Mehdi adında bir civan.
Çıkıp dine kuvvet verir, cihana yayılır iman,
İsa aleyhisselamla, birleşerek ol pehlivan,
Deccalı da öldürürler, dünya dolar adl-ü eman,
Yecüc Mecüc adındaki, kavim çıkar set ardından.
Sayısı milyonlarcadır, her tarafta dökerler kan,
Dabbet-ül-arz çıkar sonra, Mekke’de Safa altından,
Dağ kadar bir hayvandır, ayırır iyiyi fenadan,
Daha sonraki alamet, güneş, doğacaktır garptan.
147
www.dinimizislam.com
Kâfirler bunu görünce, imana gelecek ceman,
Fakat kabul olmaz artık, doğru yola gelen mihman,
Alametlerin biri de, Aden’den çıkan bir duhan,
Kâbe’yi yıkacak hem de Habeş renkli birkaç yaban.
Yeryüzünde kalmayacak, büyük nimet olan Kur’an,
Müslümanlar hep ölecek, yaşayacak ehli tuğyan,
Her kötülüğü yapacak, canavarlaşan şu insan
Çıkar bir ateş Hicazdan, verir herkese heyecan.
Şaşkın, azgın dolaşırken, kıyamet kopar na-gehan,
Daha neler olur, amma söyleyemez onu, lisan.)
Ne hazindir, ne yazıktır; mabut oldu, falan filan,
İlahi, sen korumazsan, sonumuz olur hep giryan.
Dinsizleşme modasında, işimiz suç, günah, isyan,
Yolunu şaşırdı insan, gemisin kurtaran kaptan,
Şu etrafın zulmetinden, her yeri kapladı nisyan,
Ömür geçti, pek süratle, uyan gönül, artık uyan!
Dünya için çalışanın; ahireti olur ziyan,
Düştün bedenin peşine, kalbini eyledin viran,
Akla, ilme hiç uymadın; nefs oldu, sana kumandan,
Geçti gençlik, hep gafletle; dünya hırsındasın elan.
Nasihat hiç dinlemedin; sarhoş gibi çıktın yoldan,
Dünya zevklerine daldın; şimdi halin ah-ü figan,
Hainler aldattı seni; zannettin sonsuz bu devran,
Didinmeler, boşa gitti; yar olmadı, servet saman.
İslam'a uyan kimse, anladım olur şadüman,
Ne yazık, ömrü uçurdum, yeis çöktü, her taraftan,
Keşke, Kur’ana uysaydım; olurdum, ebedi sultan,
Dünyaya malik olsa da, kalmıyor insan bi payan.
Hani Dara ve İskender, hani Roma, hani Yunan?
Hani Nemrud, hani Firavn, hani Karun, hani Haman?
Hani Cengiz, hani Hitler! Nesi kaldı, zikre şayan?
Edison, Markoni, Pastör, ahirette bulmaz ihsan.
Sırf dünya için çalışan, sanma olur, kâmil insan!
Tiryak yapılır yılandan, zehir olur bazen derman,
Sakın bakma görünüşe, insanın kemâli, iman!
Tembel olur mu bir müslüman, çalışınız diyor Sübhan.
148
www.dinimizislam.com
Tembeli ve gericiyi, zem etti Nebiy-yi Zişan,
Bir hadiste buyurdu ki (Rabbe mahbubdur, çalışan!)
Ruhu da, düşünmek lazım; hep bedeni besler hayvan,
Bu bedenin sağlamlığı geçer, sanki âb-ı revan.
Evet, beden lazım elbet, odur, bu ruhu taşıyan,
Her birin korumak gerek, böyle olmalı Müslüman,
Nebiyullah, boş durdu mu? İyi düşün, eyle izan!
Eshabın hepsi olmuştu, sulhta üstat, harpte aslan.
Bunları bildiğin halde, nefse uydun, halin lerzan,
Sakınmadım günahlardan, böyle mi olurdu şükran?
Hilmi ümidini kesme, Rabbinin ismidir, Rahman,
İlahi imdat et bize; etrafımız sarmış düşman.
Kitap, gazete, film, radyo, olmuş hepsi birer şeytan,
Bunlar doğruyu gösterse; olur idi, hepsi burhan,
Bilgi, fen kaynakları da, niye acep, böyle hüsran?
Yeni fizik, modern kimya seni gösteriyor, her an.
Her zerre diyor, Allah var; atomdan ta be asuman,
Fakat bunları gören yok; kalplerden silinmiş irfan,
Hakka inat edenlere; olur dünya elbet zindan,
Avrupa, Amerika hem; Asya’da da, niçin buhran?
Çünkü Hakk'ı görmüyorlar; kafalarını sarmış duman,
Maddede yükselmiş amma; haberi yok insanlıktan,
Rahat, huzur beklenir mi komünizm ve masonluktan?
Saadete kavuşamaz, İslamlıktan uzaklaşan.
Moskova radyosu yine dine çattı, bu Ramazan,
Çok alçakça, pek namertçe İslam’a eyledi bühtan,
Küfür, devam ederse de, zâlimler kalkar aradan,
Zâlime imhal ederim; ihmalim yok! dedi Yezdan.
Kuranı hıfz eder Allah, üzülmesin hiç Müslüman!
Tarihte hep böyle oldu; küfürde geldi, Peygamberan,
Dünyayı zulmet basınca, doğar güneş ki parlayan,
Şimdi hidayet güneşi doğacak Anadolu’dan.
Hidayete ermek için, Habibullah verdi imkân,
Habib ne demek? Düşünse, kemâlini anlar insan,
Ya Rab! Büyük nebidir O; köleleri, olur sultan,
Bir kalbe sevgisi dolsa, fışkırır nur ve feyz ondan.
149
www.dinimizislam.com
Niye görünmez o güneş? Âmâ olmuş, bütün cihan,
Sonsuz nimet, büyük şeref, Onu sevmekte, bi güman,
Bu sevgi için vallahi, malım, canım olsun kurban,
Şekerin tadını bilmez, alıp ağzına koymayan.
Günahlarım pek çoksa da, bir kalbim var aşkla yanan,
Bu Aşkla pek çok yaş döktüm; şahittir, hâk-i Erzincan,
Bu sevgi, cürme son verdi; hâlim oldu, nâle figan,
Bilinmezse de son nefes, saadete budur nişan.
Nimet, Onu sevmek imiş; oldu bana şimdi ıyan,
Habibin yanında olsun, bu aşkı bizlere sunan.
Kelimeler:
Numan: İmam-ı a’zam hazretleri
Ziya: Işık
Nâdan: Cahil
Fısk: Günah
Civan: Genç, yiğit
Adl-ü eman: Adalet ve emniyet
Mihman: Misafir
Duhan: Ateş
Tuğyan: Taşkınlık
Nâgehan: Ansızın
Giryan: Ağlayan
Zulmet: Karanlık
Nisyan: Unutmak
El’an: Şimdi
Ah-ü figan: Pişmanlık ve ağlama
Devran: Dünya
Şadüman: Neşeli, mutlu
Bi-payan: Sonuçsuz
Tiryak: İlaç
Zemmetmek: Kötülemek
Mahbup: Sevgili
Ab-ı revan: Akarsu
İzan eylemek: Anlamak
Lerzan: Titreyen
Burhan: Delil
Asuman: Gökler
Buhran: Sıkıntı, bunalım, kriz
Bühtan: İftira
İmhal etmek: Mühlet, zaman vermek
150
www.dinimizislam.com
Yezdan: İlah, Mevlâ
Bi-güman: Şüphesiz
Hâk: Toprak
Nâle figan: Ağlama, inleme
Iyan: Belli
Hudâ Rabbim
Hudâ Rabbim, nebim hakkâ Muhammeddir Resulullah
Hem İslam dinidir dinim, kitabımdır kelamullah
Akaidde, ehl-i sünnet oldu mezhebim, hamdolsun, amelde
Ebu Hanife mezhebi, mezhebim vallah
Dahi zürriyyetiyim Âdem aleyhisselamın hem
Halilin milletiyim, dahi kıblem Kâbe, Beytullah
Hep eshab-ı güzin, tabi’in ve müctehidlerin
Ne kim var ehl-i sünnet velcemaat, cümle ehlullah
Haydi hizmete
Kavuşmak isteyen büyük himmete,
Hakk'a inananlar haydi hizmete!
Kolay bulunmayan böyle nimete,
Bismillah diyerek haydi hizmete!
Ter dökelim ehl-i sünnet yoluna,
Canımız fedadır Hakk'ın uğruna,
Doğru ilmihali basıp bağrına,
Emr-i maruf için haydi hizmete!
Öğren düşmanların bütün fendini!
Tuzağına düşme koru kendini!
İlimle yıkmalı küfrün bendini,
İlmi yaymak için haydi hizmete!
Hani deryaların kaptanı bizdik,
Bütün düşmanları sıraya dizdik,
Gururlu kralları nasıl da ezdik,
Ecdadın torunları haydi hizmete!
Hoca der, ihlasla Hakk’a koşmalı,
Dine hizmet aşkı ile coşmalı,
Öne çıkan engelleri aşmalı,
Şanlı zafer için haydi hizmete!
151
www.dinimizislam.com
Müstekîm ol
Hiç usandırma ili, il usandırmaz seni
Hileli iş yapma hem, kes dolandırmaz seni
Din düşmanından bir su, içme kandırmaz seni
Korkma kâfirden ateş, olsa yandırmaz seni
Müstekîm ol, hazret-i Allah utandırmaz seni
Her zarar, insana bil, kendi nefsinden gelir
Yüz karası âdeme, su-i fehminden gelir
Şeref-ü şan mekâna hep mekininden gelir
İstikâmet insana, elbet dininden gelir
Müstekîm ol, hazret-i Allah utandırmaz seni
Her şey geçer âlemde, bir hâlde yoktur sükûn
Bil ki değmez teessüf etmeğe dünyay-ı dun
İstikâmet zarardan, seni hep eyler masun
Hak eder sâdıkların hasmını elbet zebun
Müstekîm ol, hazret-i Allah utandırmaz seni
Birini tezlil için, zulümle etme iştigâl
Arkadaş kazanmağa, olur mani su-i hâl
Yüzsuyu dökme sakın, hem de etme kil-ü kal
Müstekîm ol, hep çalış, verir elbet Zülcelâl
Müstekîm ol, hazret-i Allah utandırmaz seni
İster ise hıfz eder, hep Allahü lem yezel
Irzına müminlerin, düşman verse de halel
Tâ ezelden söylenir, halk dilinde bu mesel:
Celb eder mükâfâtı, insana elbet amel
Müstekîm ol, hazret-i Allah utandırmaz seni
At riyayı, tezyin et, ihlâsla ef’âlini
Boş buğazlık eyleme, fikr et önce kâlini
Ne türlü saklayayım, desen de ahvâlini
Hak teâlâ a’lemdir, bilir bütün hâlini
Müstekîm ol, hazret-i Allah utandırmaz seni
Mağrur olmaz mal ile mülk ile ehl-i hired
İnsanın işi döner, her şeye vardır bir had
Ölüm vakti gelince, kimseden gelmez medet
Nefsine uyma sakın, hâk olur bir gün ceset
Müstekîm ol, hazret-i Allah utandırmaz seni
152
www.dinimizislam.com
Sonsuz cihanı düşün, zıllı âbâd eyleme
Ehl-i sünnet kitabı, oku inat eyleme
Fırsat eldeyken uyan, ömrü berbat eyleme
Yakmağa sürükleyen fiili mutad eyleme
Müstekîm ol, hazret-i Allah utandırmaz seni
Hâline şeytan güler, görünce bu gafleti
Kendine gel azizim, güldürme ol şirreti
Hâin olma, cihana, ver keremle şöhreti
Her şeyin üstündedir, hüsn-ü hulkun rif’ati
Müstekîm ol, hazret-i Allah utandırmaz seni
Cahilin atına binme
Yol yakınken, öğren farzı, sünneti!
Zındığa, sapığa, etme minneti!
Ehline uyarsan aldın Cenneti,
Cahilin atına binme kardeşim!
Gerçek bilinmezse düşülür dara,
Ehl-i sünnet olan bir rehber ara!
Üç beş günlük ömür eder mi para?
Kezzaplı su ile yunma kardeşim!
Ehl-i sünnet yolu ana caddedir,
Bundan başka bütün yollar sahtedir,
Sağda solda gezme, zaman akçedir,
Bir daldan bir dala, konma kardeşim!
Nefse uyma, düşün inceden ince!
Doğru itikadı öğren ilk önce!
Rıza-i ilâhi elden gidince,
Öyle deli gibi dönme kardeşim!
İslam'ın şartları
Arapça ilahinin tercümesi:
İslamın binası beştir: Allahü teâlânın var ve bir olduğuna, Muhammed
aleyhisselamın Allahü teâlânın kulu ve resulü olduğuna şehadet etmek,
namaz kılmak, zekât vermek, oruç tutmak, hacca gitmek.
Allahü teâlâdan başkasına ibadet etmem. Benim Peygamberim
beşeriyete yol göstericidir. Namazda Rabbimle günde beş defa
153
www.dinimizislam.com
konuşurum. Bedenimi namazla, abdestle, rükû ve secde ile temizlerim.
Zekâtı, Allahın emri olduğu için fakirlere verip, malımın temizlenerek
çoğalmasını sağlar ve Rabbimizin rızasını kazanmaya çalışırım.
Oruç tutarak nefsi terbiye eder ve fakir kardeşlerimi hatırlarım, Allahü
teâlânın sevgisine kavuşacağı ümidiyle de sabrederim. Orucunu
tutanlara Rabbimin cenneti vaat ettiğini nefsime hatırlatırım.
Hac, Arafat’ta durmak, Kâbe-yi şerifi tavaf etmek olup, zengin ve
fakirlerin eşit olduğu, dünyada küçük bir mahşer yeridir.
Sitemiz
İşin başı doğru iman,
Öğrenmeli her Müslüman!
Her fırsatta ve her zaman,
Okuyalım sitemizi!
Mazi ile ilgisi var,
Salihlere sevgisi var,
Lüzumlu din bilgisi var,
Okuyalım sitemizi!
Kelam, fıkıh ve tasavvuf,
Nehyi münker, emr-i maruf,
Bilen için büyük lütuf,
Okuyalım sitemizi!
Ehl-i sünnet asaleti,
Çürütüyor dalaleti,
Yenmek için cehaleti,
Okuyalım sitemizi!
Oruç, zekât, abdest, namaz,
Nakildir hep, yorum olmaz,
Tetkik eden mahrum kalmaz,
Okuyalım sitemizi!
Her insana sesleniyor,
Her gün yazı ekleniyor,
Takip eden öğreniyor,
Okuyalım sitemizi!
Üye olmak büyük nimet,
Nakle değer, ilme hürmet,
Veriliyor ciddi hizmet,
Okuyalım sitemizi!
Eşe, dosta okutmalı,
Değerini anlatmalı,
Çevremize tanıtmalı,
Okuyalım sitemizi!
Şiirler var, menkıbe var,
İlahiler ve dualar,
Hoca hemen verip karar!
Okuyalım sitemizi!
Sitemizi okuyalım
Bilenlerden tavsiye var,
Eşi, dostu hemen uyar!
Kıymetini bilmez ağyar,
Sitemizi okuyalım!
Okumamak bizde bir dert,
Bilinmeli, mertle namert,
Toplu halde yahut fert fert,
Sitemizi okuyalım!
Koyun - kuzu güder iken,
Zaman akıp, gider iken,
Dostla sohbet eder iken,
Sitemizi okuyalım!
Gerçekleri görmek için,
Hakka değer vermek için,
İlimden ağ örmek için,
Sitemizi okuyalım!
154
www.dinimizislam.com
Rabbimizi zikrederek,
Şuurluca fikrederek,
Bugüne de şükrederek,
Sitemizi okuyalım!
Dinde verir nakle değer,
Bilinmeli hayırla şer,
Çoluk çocuk hep beraber,
Sitemizi okuyalım!
Köyden köye, ilden ile,
Duyuralım dilden dile!
Zamanımız yoksa bile,
Sitemizi okuyalım!
Şifa olur birçok derde,
İnmemişken göze perde,
Uzak yerde, yakın yerde,
Sitemizi okuyalım!
Yayılmalı güzel sözler!
Solmamışken gülen yüzler,
Kapanmadan gören gözler,
Sitemizi okuyalım!
Son verelim cehalete!
Dur demeli rezalete!
Koşmak için fazilete,
Sitemizi okuyalım!
Ehl-i bid’at, yürüse de,
Her taraftan ürüse de,
Gözleri kin bürüse de,
Sitemizi okuyalım!
Tehlike çanı çalmadan,
Sayılı günler dolmadan,
Fitneye sebep olmadan,
Sitemizi okuyalım!
Küfür seli akar iken,
Ortalığı yakar iken,
İmanları yıkar iken,
Sitemizi okuyalım!
İbret ile bakmak için,
Selamete çıkmak için,
Bir meşale yakmak için,
Sitemizi okuyalım!
Tuzun olsun bu hizmette,
Ben de varım, de elbette,
Gezer iken, internette,
Sitemizi okuyalım!
Hoca dersen eğer evet,
Etmelisin hakka davet!
Haydi göster biraz gayret!
Sitemizi okuyalım!
Zamane şeyhi
Nasıl şeyhlik edersin?
Hem şeriki yok dersin,
Şirkten şirke girersin,
Müşriklerden farkın ne?
Kimlere bu garazın?
Yükseliyor avazın,
Gösteriştir namazın,
Münafıktan farkın ne?
Hak için emelin yok,
İlmin yok, amelin yok,
Nasihate karnın tok,
Zamaneden farkın ne?
Doğru yola gelmezsen,
Küfrü, şirki bilmezsen,
İman ile ölmezsen,
Hayvanlardan farkın ne?
Sapık haydi şeyh geçin!
Fetvaların kim için,
Kendin tutmazsın, niçin?
Riyakârdan farkın ne?
155
www.dinimizislam.com
Tam İlmihal okuyan
Doğru yol için dua
Ebedi saadete,
İhlasla talip olan,
Kavuşur bu devlete,
Tam İlmihal okuyan!
Modern ilmin kaynağı,
Doğru bilgi yumağı,
Görür yakın uzağı,
Tam İlmihal okuyan.
Atom, füze uzayı,
Güneş, Yıldız ve Ay’ı
Bilir fizik kimyayı,
Tam ilmihal okuyan!
Yurdunu, milletini,
Tarihini, dinini,
İyi tanır kendini,
Tam İlmihal okuyan!
Binbir ilm eserden,
Çiçek gibi derlenen,
Nasiplenir hepsinden,
Tam İlmihal okuyan!
Dolar gönlüne huzur,
Deryayı çölde bulur,
Bir ilim ehli olur,
Tam ilmihal okuyan.
Olmaz kini garazı,
Söker kalpten marazı,
Rabbinden olur razı
Tam ilmihal okuyan.
Günah bilir üzmeyi,
İncitmez hiç kimseyi,
Aydınlatır çevreyi,
Tam İlmihal okuyan!
Sefa sebat eridir,
Sanatının eridir,
Halis altın gibidir,
Tam İlmihal okuyan!
Hakka giden yolu nasıl bulursun,
Dua edip amel işlemedikçe?
Tasavvuf sırrına nasıl erersin,
Kâmil mürşid sana bildirmedikçe?
Öyle herkes gönül evi düzemez,
Hakk’ın takdirini kimse bozamaz,
Tasavvuf ummandır dalıp yüzemez,
Aşkın deryasını boylamadıkça.
Aşkım galip geldi, yüreğim titrer,
Âşık olan dünya malını n’eyler.
Miskin Yunus sana, söyleme derler,
Ya ben öleyim mi, söylemedikçe?
Rehberdir Tam İlmihal
Bir ilim hazinesi,
Nimettir Tam İlmihal.
Kurtuluş reçetesi,
Hüccettir Tam İlmihal.
Zayi etme ömrünü!
Öğren dinin emrini!
Büyük emek ürünü,
Aynadır Tam İlmihal.
Öğren bütün gücünle!
Amel eyle ilminle!
Tasdik eyle kalbinle!
Cihaddır Tam İlmihal.
Herkese büyük nimet,
Kulağına küpe et!
İsteyene hidayet,
Mürşiddir Tam İlmihal.
Bilen olur ulema,
Tatbik eden evliya,
Bunları herkes duya!
Müjdedir Tam İlmihal.
156
www.dinimizislam.com
Ehl-i sünnet okuyor,
Kalbe iman dokuyor,
Hep kurtuluş kokuyor,
Necattır Tam İlmihal.
İsteyen saadeti,
Kaçırmaz bu devleti,
Ölçülemez kıymeti,
Rehberdir Tam İlmihal.
Hoca der, fen, marifet,
Ondadır ilim, hikmet,
Ondadır Ehl-i sünnet,
Gerçektir Tam İlmihal.
Dinimiz İslam’ın afifliğini,
İlmihale kavuşunca anladım.
Bilinmeli
Olmaz hayallere dalıyormuşum,
Acınacak hale gülüyormuşum,
Çok yanlışı, doğru biliyormuşum,
İlmihale kavuşunca anladım.
İlk önce sen, kendini bil!
Hakk'ı tanı, dinini bil!
Çok konuşma, haddini bil!
Bilinmeli Ehl-i sünnet!
Duyulan her söze kanma!
Sapıkları adam sanma!
Cehennemde düşüp yanma!
Bilinmeli Ehl-i sünnet!
Meşhur sapık çok azıttı,
Ona uyanlar sapıttı,
Sayısız kanlar akıttı.
Bilinmeli Ehl-i sünnet!
Bid’atte necat bulunmaz,
Hoca, Hak inkâr olunmaz,
Buna lakayt kalınmaz,
Bilinmeli Ehl-i sünnet!
Seadet-i Ebediye
(Tam İlmihal)
Sapık fırkaların hafifliğini,
İlmihale kavuşunca anladım.
Rehbersiz başıboş geziyormuşum,
Bataklık içinde yüzüyormuşum,
Olmayacak şeye kızıyormuşum,
İlmihale kavuşunca anladım.
Sünni âlimlerin büyüklüğünü,
Bid’at sahibinin küçüklüğünü,
Yapıştığı ipin çürüklüğünü,
İlmihale kavuşunca anladım.
Ecdadın yolunun yüceliğini,
Dalalet ehlinin cüceliğini,
Doğru itikadın önceliğini,
İlmihale kavuşunca anladım.
Mezhepsizler, sapıkları tutarmış,
Dört tarafta serbest cirit atarmış,
Kıt aklını ilim diye satarmış,
İlmihale kavuşunca anladım.
Şeytan bakıp güler onun hâline,
Bırakmış kendini bid’at yeline,
Kapılmış gidiyor küfrün seline,
İlmihale kavuşunca anladım.
Dr. Fatih Kacıroğlu
Anlamaz
İmam-ı a’zamı bilmeyen nesil,
Mezhebden fıkıhtan ne anlasın ki...
157
www.dinimizislam.com
İmam-ı Malik’i duymayan cahil,
İlimden irfandan ne anlasın ki...
Onlardan duymayan güzel bir kelâm,
İmam-ı Şafii büyük bir âlim,
İmam-ı Ahmed’in her sözü ilim,
Övemem onları; çünkü cahilim,
Cahiller edebden ne anlasın ki...
İmam-ı Rabbani kalbler fatihi,
Mektubat’ta dolu feyz-i ilâhi,
Tasavvuf ilminden ne anlasın ki...
Muhammed Masum’u bilmeyen dahi,
Mürşid-i kâmilden ne anlasın ki...
İmam-ı Gazali, Huccet-ül-islâm,
Şâh-ı Nakşibend’e binlerce selâm,
İctihad Kapısı
Ah ne günlere kaldık, çıkmış da birkaç sapık,
Yardakçıları ile konuşur abuk sabuk.
Allah’tan korkmadan, ictihada kalkışır!
Ortalığı boş bulup, meydanlarda dolaşır.
Bu kilitli kapıdır, açılmaz her çalana,
İctihad kapısını kırıp dalan dalana.
Nasıl ki her kapının, ayrı anahtarı var,
Elbette onun da var, edilmez asla inkâr!
Müctehid taslakları, ipsiz birer kopuktur,
Din ile oynayanın, elbet kanı bozuktur.
Bir ağızdan saldırır, ictihada sersemler,
Hâlbuki o ictihad, nice ilimler ister.
Hangi cahil sokarsa, burnunu böyle işe,
Yüzüstü düşüp girer, pis burnu leşten leşe.
Böyle giderse mümkün değil selâmetimiz!
Belki de olacak, bu yüzden felaketimiz.
Dini kayıran biri, çıksa da orta yere,
Kapı kapalı dese, hiç değilse, bir kere.
Müctehid taslağının, reformist züppelerin,
Elinde rezil olduk, artık hükmü siz verin!
NOT: Bu şiir Dr. Abdullah Cevdet gibi dinde reformcuların ictihada kalkıştığı
zaman yazılmıştır. Şairin kendisi de reformist ise de, bu kadar cahilce yapılan
ictihada tahammül edememiş, o bile karşı çıkmıştır. Şiir düzeltilerek uygun hale
getirilmiştir.
158
www.dinimizislam.com
Mezhebim
Huda Rabbim, nebim hakka Muhammeddir Resulullah,
Hem islam dinidir dinim, kitabımdır kelamullah.
Akaidde, ehl-i sünnet oldu mezhebim, hamdolsun,
Amelde, Ebu Hanife mezhebi, mezhebim vallah.
Dahi zürriyetiyim Âdem aleyhisselamın hem,
Halil’in milletiyim, dahî kıblem Kâbe, Beytullah.
Hep Eshab-ı güzin, Tabiin ve müctehidlerin,
Ne kim var Ehl-i sünnet vel-cemaat, cümle ehlullah.
Kelimeler:
Millet: Din
Güzin: Seçilmiş, beğenilmiş
Ehlullah: Evliya
Ehl-i sünnet kasidesi
Ehl-i sünnet itikadı, nazm üzre ey civan,
Oldu aşağıda sana, açık dil ile beyan:
Doğru olan itikadı, ister isen kardeşim,
Gece gündüz, ilmihali oku hem de, pek candan!
Ruhuna rahmet eylesin, Hak Ebu Hanife’nin,
Kur’an yolunu gösterdi, bize o yüce Numan.
Dünyaya gönül bağlama, akar ömür su gibi!
İslamiyet’e uyan kimse, her dem olur şadüman.
Önce ilmihali öğren, çocuğuna da öğret!
Din bilgisi öğrenmezsen, olursun sonra pişman!
Düşmanlarımız sinsice, nasıl saldırıyor bak!
Sen de dini yaymak için, çalış kaybetme zaman!
Dinsizler hep yalanla, gençleri aldatıyor,
İslamı yok edecekler, artık gafletten uyan!
Müslümanlar da şaşırmış, tuzağa düşmüş çoğu,
Ehl-i kıble sözde hepsi, ayrılmışlar hak yoldan.
Kim ilmihalden anlamaz, kendini koruyamaz,
Kâfir veya sapık olur, Ehl-i sünnet olmayan!
Doğru olan bilgileri, yayanlara yardım et!
Cihad sevabını kazan, olsun bunda mal revan!
Resulullah hiç durdu mu, Eshabı uyudu mu?
Dini yaymak için hepsi, olmuştu bir kahraman!
159
www.dinimizislam.com
Çalış boş durma sen dahi, din düşmanı pek kavi!
İçten dıştan ezecekler, gidecek, dinle iman.
Eshaba uzatma hiç dil, hepsinin kadrini bil!
Birbirini severlerdi, buna şahittir Kur’an!
En üstün Ebu Bekir, Ömer, Osman, Ali hem,
Muaviye’yi de çok sev, Odur Kur’anı yazan!
Rabbimiz cisim değildir, zamanı, mekânı yok,
Maddeye hulul eylemez, böyle olmalı iman!
Mahlûka muhtaç değildir, ortağı, benzeri yok,
Her şeyi Odur yaratan, hem de varlıkta tutan.
İyi, kötü, iman, küfr, madde, kuvvet, enerji,
Hepsini O var ediyor, yaratamaz hiç insan!
Herkese akıl, irade verdi, doğruyu gösterdi,
Kim iyilik diler ise, yaratır hemen Rahman!
Önce, itikadı düzelt, emri, yasağı gözet!
Saadete kavuşamaz, İslamiyet’ten ayrılan!
Ta önceden âdet oldu, kim ekerse o biçer,
Pek aldandı, ziyan etti, ekmeden buğday uman!
Yetmiş üç fırkadan ancak Ehl-i sünnet kurtulan,
Resulullah’ın yolunu onlardır bize sunan!
Kelimeler:
Nazm: Şiir
Civan: Genç
Numan: İmam-ı a’zam'ın adı
Şadüman: Sevinçli, neşeli, memnun
Ehl-i kıble: Müslüman
Revan: Feda
Kavi: Kuvvetli
Hulul etmek: Birleşmek
Mektubat
Gel kardeşim, dinle benden hoş sözü,
Söylüyorum sana, esrarı özü:
Ahmed-i Serhendi, bunu şerh eyledi,
Gör de Mektubat’ı bak neyledi.
O kitapta neler söyler, hem neler,
Onda oynatmış ne zevkli cilveler.
160
www.dinimizislam.com
İlm-i nafi, cümle Mektubat’tadır.
Her ne varsa mahzende, hepsi ondadır.
O kitaptır, saadet hazinesi,
Onda tevhid, madde, mana bilgisi.
Mektubat-ı Ahmedi sayesinde,
Onun ulûm-i bi-nihayesinde.
Geldi Seadet-i Ebediyye vücude,
Teşekkür eylerim Rabb-i vedûde.
İlahi! Bu kitabı eyle mebrur!
Berat olsun bana mahşerde, hem nur!
Salât olsun, selam olsun Resule ki,
Vücude geldi, Seadet-i Ebediyye.
Kelimeler:
Ahmed-i Serhendi: İmam-ı Rabbani hazretleri
Şerh etmek: Açıklamak
Cilve: Hikmet
İlm-i nafi’: Faydalı ilim
Mahzen: Hazine
Ulûm-i bi-nihaye: Sonsuz ilimler
Vücuda gelmek: Var olmak
Vedûd: İyiliği seven, iyilik edene ihsan eden, sevgiye layık olan Allahü teâlâ
Mebrur: Beğenilmiş, hayırlı, faydalı hizmetler
Berat: Kurtuluş
Diplomalı cahil
Gel kardeşim, inkâr etme, et insaf!
Kıymetli ömrünü, eyleme israf!
Nefsin arzusundan kalbini koru!
Dışın gibi için de olmalı saf!
Bakırla karışık olan altını,
Görürse, beğenir mi onu sarraf?
Ben şu mezunuyum diye övünme!
Söyleme iyice düşünmeden lâf!
Marifet ehlini bul, onu dinle!
Böylece Hak’tan ere sana eltâf!
Hakikat denizine girip de çıkar,
Öyle bir cevheri ki, ola şeffaf!
161
www.dinimizislam.com
Kanma diplomalı din cahiline,
Doğru yolu sana gösterdi eslâf!
Kelimeler:
Eltâf: Lütuflar, iyilikler
Eslâf: Selefler, geçmişler, ecdad
Cehalet
Hak teâlâ, ilmi çok yerde övdü Kur’anda,
Resulün, ilmi emreden sözleri meydanda.
Dinimizin en büyük düşmanıdır cehalet,
Cehalet mikrobunun hastalığı, felâket!
Cehalet olan yerden, din gider dedi Nebi,
Dini seven, o halde ilmi, fenni sevmeli!
Kılıcın gölgesinde denmedi mi cennet?
Bu söz, atom güçleri için pek veciz elbet!
İslâm’ın zilletine sebep olur cehalet,
Cahillikle perişan olur bütün bir millet.
Cehalet yıkar bizi, ne din kalır, ne namus,
İslamın sinesine çöker, kapkara kâbus.
Ey, biricik düşman, seni öldürmeli evvel,
Sensin, bize kâfirleri, üstün çıkaran el!
Ey, millet, uyan cehline kurban gidiyorsun!
İslâm gericiliktir diye damga yiyorsun!
Bari Allah’tan utan, oyuncak etme dini,
Gireceksen kendin gir, topraklara leş gibi
Bu sözlerin hiçbiri, tesir etmez cahile,
Allah’tan utanmak da, olur elbet, ilimle.
Kelimeler:
Cehl: Cahillik
Zillet: Alçalma
Kendine gelmeli
İlim olmazsa eğer, şu din çıkar aradan,
Öyleyse, cehalet denilen, yüz karasından,
Kurtulmaya çalışsın, baştanbaşa bu millet,
Kâfi değil mi yoksa bunca ders-i felâket?
162
www.dinimizislam.com
Bu felâket dersi, neye mal oldu, düşünsen,
Beynin eriyerek, akar idi gözünden,
Bilir misin acaba, bu olay ne demektir:
Kendine gelmezse, millet bir gün gidecektir.
Yeni bir sarsıntıya artık pek dayanılmaz,
Çünkü bu sefer, uyku ölümdür uyanılmaz.
Ahlâkı düzelterek, fenne çalışmak lâzım,
Dine bağlı, atomla silâhlı olmak lâzım!
Din ilmi savaş gücü, ileri olmak gerek,
İkisidir, millete ancak huzur verecek.
Mektubat-ı Rabbani
Elbet kıymetlidir büyüklerin sözü,
Bildirilmiş bütün ilimlerin özü.
Ahmed-i Serhendî, bunu şerh eyledi,
Mektubat-ı şerifi bir bak neyledi.
Mübarek kitabda neler söyler, neler,
Onda oynatılmış ne zevkli cilveler.
Faydalı ilimler hep Mektubat’tadır.
Lüzumlu ilimlerin, hepsi ondadır.
O kitabdır, bir saadet hazinesi,
Ondadır tevhid, madde, ma’nâ bilgisi.
Bu Mektûbât-ı Ahmedî sayesinde,
Ve Onun ulûm-i bî-nihâyesinde.
Vücut buldu Seâdet-i Ebediyye,
Çok şükür ediyoruz Rabb-i ganiyye.
Yâ Rabbi, bu kitabı sen eyle mebrur!
Mahşer günü bize olsun berat ve nur!
Salât olsun, selâm olsun o Resûle!
Tamamlandı Seâdet-i Ebediyye.
Kelimeler:
Ahmed-i Serhendî: İmam-ı Rabbani hazretleri
Cilve: İnce bilgilerin anlatılması
Saadet: Mutluluk
Tevhid: Allahü teâlânın birliği
163
www.dinimizislam.com
Mektubat-ı Ahmedî: İmam-ı Rabbani hazretlerinin Mektubat kitabı
Ulûm-i bî-nihâye: Sonsuz ilim
Rabb-i gani: Hiçbir şeye muhtaç olmayan Rabbimiz
Mebrur: Beğenilmiş, hayırlı, faydalı hizmet
Berat: Kurtuluş
Nice yıllar Türkiye!
Emin adımlar ile kırkıncı yılındasın,
Huzur verdin bizlere, gazetemiz Türkiye.
Sözünle, sohbetinle, ecdadın yolundasın,
Gülen yüzün solmasın, nice yıllar Türkiye.
Çoluk çocuk her yaştan, olduk senin âşığın,
Karanlık dünyamızı aydınlatır ışığın.
Doğruluk şiarındır, asla yoktur yalanın,
Sevincimiz, neşemiz, nice yıllar Türkiye.
En doğru haberleri, bizlere ulaştırdın,
Devlet ve milletini, bir yerde buluşturdun,
Umudu aşıladın, sevgiye alıştırdın,
Temennimiz, duamız, nice yıllar Türkiye.
Memleketin en ücra köşesine ulaştın,
Sevgi, muhabbet ile, elden ele dolaştın.
Gönlümüze taht kurdun, bizlere çok yanaştın,
Sözümüz, sohbetimiz, nice yıllar Türkiye.
Emin kaptan elinde, rotanda gidiyorsun,
En ufak tehlikeyi, anında seziyorsun,
Her türlü fitneleri, bertaraf ediyorsun,
Gözümüz, kulağımız, nice yıllar Türkiye.
Seninle huzur bulduk, seninle neşelendik.
Verdiğin eserlerden, nice şeyler öğrendik,
Yaptığın hizmetlere, elbette çok imrendik
İlimle ve irfanla, nice yıllar Türkiye.
Seni tarif etmekten, âciz olur dilimiz,
Okunmadık bir günü, kayıp zaman biliriz,
Emeği geçenlere, duacıyız hepimiz,
Ömrünüz uzun olsun, nice yıllar Türkiye.
Zeki Karaca – Ankara
164
www.dinimizislam.com
İslâm şiarı
Uyan sevdiğim gençlik,
Bütün ümitler sende,
Uyan ey Anadolu,
Ey azizler diyarı!
Asr-ı saadetteki,
Adaletin bir kısmı,
Yeniden kurulursa,
Gelir İslâm baharı.
Ceddinin torunusun,
O kan damarındadır.
İstense neler olur,
Ruhları yanındadır.
Resulullah yanında,
Kalbinde ve kanında,
O kucak açar sana,
Ara hakiki yâri!
Dine eyle riayet!
Güzel huyu ihya et!
İslam'ın ışığında,
Yok olup gider zulmet.
Doğsa İslâm güneşi,
Bulunmaz onun eşi,
Gelir gerçek saadet,
Budur İslâm şiarı.
Kelimeler:
Aziz: Evliya, kıymetli zat
Asr-ı saadet: Saadet asrı
Zulmet: Karanlık
Şiar: Alamet
Bahar
Çık da gör dışarıda,
Çevremizin rengini!
Anla, kudret-i Hakk’ın
Görünen ahengini!
Yağmuru mevsiminde,
Yağdırıp kudret, yere,
Yemyeşildir her tepe,
Neşelenmiş dağ, dere.
Doğurmuş kısır toprak,
Emzirir birçok nebat,
Fışkırır yeşil ottan,
Tutup da sıksan, hayat!
Kemikten sert idi dün,
Kuru görünen fidan,
Bugünse ne sağlam kan,
Her birinden damlayan!
Dün uykudaydı belli,
Sayısız canlı teni,
Silkinip kalkmışlar hep,
Elbiseleri yeni.
Dün âlem matemdeydi,
Yerler ve gökler mahzun,
Şimdi, bakar her bitki,
Gülmekte uzun uzun...
Dağ, tepeye döşeli,
Rabbimizin kudreti,
Söylemekle olmaz ki,
Bir gidip de görmeli!
Öyle ama gördüğüm
Hikmetlerin tersine,
Sende hâlâ, bir zevk
Ve duygu yoksa niye?
Tanıdık yok, âlemde
Gitsem, en bildik yere,
Ceddin ruhu ağlıyor,
Din düşmüş, yâd ellere.
Atom, füze lâfı yok,
Hep dinde reform sesi,
Yeni gelişmeler hani?
Hep dinsizlik hevesi...
165
www.dinimizislam.com
Ahlâksızın, çirkefin,
Dinde olamaz yeri!
Utanmaz, reform ister,
Irz düşmanı, serseri…
Duygusuz olmak kadar
Dünyada büyük dert yok!
Öyle salgınlaşmış ki,
Kurtulan tek bir fert yok!
Fende yüksek olsa da,
Dini bozulmuş bir millet,
Uzun sürüp gidemez,
Bir gün mahvolur elbet.
Kelimeler:
Nebat: Bitki
Matem: Yas
Mahzun: Üzgün
Ced: Ata, dede
Mektubat-ı Rabbani
Tasavvuf hâllerine,
Tercümandır Mektubat.
Bir kitaptır ki öyle,
Fışkırır ondan hayat.
Bak yayılan nurlara!
Mektubat’tan cihana.
Yardım eder elbette,
Sıkıntısı olana.
Kur’ân ve hadislerden,
Sonra gelir bu kitap.
İçinde herkese var,
Kendine göre hitap.
İlim, ihlâs kaynağı,
Harikalar diyarı.
Onda bulur arayan,
Kendine çok uyarı.
Der ki, mübarek oğlu,
(Babamın her mektubu,
Büyük bir deryadır ki,
Görünmez asla sonu.)
Tarikatla şeriat,
Birleşmiştir burada.
Saadet verir elbet,
Hem dünya, hem ukbada.
Odur her derde deva,
Mahzun ruhlara gıda.
Çok geçmez bir gün verir,
Paslı kalblere şifa,
Büyük zatların sözü,
Açar kalbdeki gözü.
İslamiyet’in aslı,
Birçok kitabın özü.
Âlimlerin ihsanı,
Unutulmaz lisanı.
Ehl-i sünnet yolunun,
Gayet açık beyanı.
Aşkla yanan insana,
Bulunmayan haberdir.
Bilinmeyen yollarda,
Arzulanan rehberdir.
Geceyi gündüze kat!
Oku çokça Mektubat!
Bu ilmi öğrendikçe,
Alırsın lezzet ve tat.
Okunmalı gözlere,
Yaş doluncaya kadar!
İstenen gerçek aşka,
Kavuşuncaya kadar.
Saatlerce, günlerce,
Hep onunla meşgul ol!
Yapış Ehl-i sünnete!
Yoktur başka doğru yol.
166
www.dinimizislam.com
Okunmalı her zaman!
Bir gün etkisi olur.
Muhabbetle okuyan,
Masivadan kurtulur.
Ne feyizler saçılır,
Edeble okuyana,
Kalbe bir yol açılır,
Sözlerini tutana.
Gün gelir eder imdat,
O şerefli büyük zat.
Büyük nimet bilmeli,
Okunmalı Mektubat!
Kelimeler:
Şeriat: Dinin emir ve yasakları
Ukba: Âhiret
Mahzun: Üzüntülü
Mâsiva: Allahü teâlâdan başka her şey
Himmet: Manevi yardım
Zamane hatibi
Yapılan konferansta,
Halkı ağlattı hatip.
Bağırarak heyecanla,
Yürekler dağlattı hatip.
Kırk parçaya böldü halkı,
Nedense gizledi hakkı,
Halkın büyük bir kısmını,
Cehenneme attı hatip.
Cennette yer göstermedi,
Cehenneme yerleştirdi,
Gayet sıkı istifledi,
Derine fırlattı hatip.
Ağzından alevler çıktı,
Kimini ateşte yaktı,
Oturup keyfine baktı,
Nasıl atıp tuttu hatip.
Hep eğip büktü lafları,
Kör göze battı gafları,
Uyuttu nice safları,
Sihirbazlık etti hatip.
Bir güç gördü kendinde,
Reform gerek dedi dinde,
Hoca’nın çürük ipinde,
Cambazlıklar yaptı hatip.
İlmihale uyunca
Helal lokmalar yeriz,
İlmihâle uyunca.
Allah büyüktür deriz,
İlmihâle uyunca.
İnsana huzur verir,
Bilinir yasak emir,
Mevla’dan yardım gelir,
İlmihâle uyunca.
Önce çaylar içilir,
Okunmaya geçilir,
Hak bâtıldan seçilir,
İlmihâle uyunca.
Çeki düzen başlanır,
Feyiz gelen hoşlanır,
Kimi gözler yaşlanır,
İlmihâle uyunca.
Katı kalbler yumuşar,
İnsan imanla yaşar,
Hoca engeli aşar,
İlmihâle uyunca.
Gazetemiz Türkiye
Basındaki yeri gayet özeldir,
Her sayfası ayrı ayrı güzeldir,
Ahenklidir, bir şiir ve gazeldir,
Hakkın sesi gazetemiz Türkiye.
167
www.dinimizislam.com
Sayfalarda ahlaksızlık yayılmaz,
Okundukça rahatsızlık duyulmaz,
Bakan görür, okumaya doyulmaz,
Hakkın sesi gazetemiz Türkiye.
Evimize edep ile giriyor,
Bilgi, haber, önümüze seriyor,
İnsanlara haklı güven veriyor,
Hakkın sesi gazetemiz Türkiye.
Cemiyetin ahlakını biliyor,
Sabah vakti elimize geliyor,
Halkımıza esenlikler diliyor,
Hakkın sesi gazetemiz Türkiye.
Asil milletine saygısı vardır,
Zarar gelir diye kaygısı vardır,
Akan küfür sele sağlam duvardır,
Hakkın sesi gazetemiz Türkiye.
Doldurmuştur otuz dokuz yaşını,
Hak bozmasın ekmeğini aşını,
Kemal Bozkurt eğmez artık başını,
Hakkın sesi gazetemiz Türkiye.
Sofuluk satmak
Ârifler arasında,
Sofuluk satmamalı!
İhlâslı ibadete,
Hiç riya katmamalı!
Güvenme her gülene!
Sormalı bir bilene!
Teslim olup gelene!
Durup taş atmamalı!
Hak, (Kur’an sözüm) dedi,
Kalblere (Evim) dedi,
Kim yıkarsa bu evi,
Adamdan saymamalı!
Kimin gönlü kırıksa,
Yakın olur Mevla’ya,
Yırtık dikilir diye,
Sağlamı yırtmamalı!
Ârif, can verir duymaz,
Dünya için mal koymaz,
Âlim câhil bir olmaz,
Müsavi tutmamalı!
Hazret-i Âdem nebi,
Cennette buğday yedi,
Rahman böyle diledi,
Şeytandan tutmamalı!
Yunus gel aç gözünü!
Öğren işin özünü!
Evliyanın sözünü,
Almaza satmamalı!
İstidraç
Bir kişide görülmese,
Harika ve keramet,
Uygunsa işi dine,
Ne kadar büyük nimet...
Hakka kucak açmışsa,
Doğru yolu seçmişse,
Bid’atten vazgeçmişse,
İşte o ehl-i sünnet…
Sünnetlerden kaçarsa,
Bid’atleri saçarsa,
Havalarda uçarsa,
İstidraç o hareket…
Söylüyoruz bin kere,
Uçsa da o kefere,
At taşı düşsün yere!
Bilinsin İslamiyet!
168
www.dinimizislam.com
Kelimeler:
Harika: Olağanüstü haller
İstidraç:
Sapıklarda
görülen
olağanüstü haller ki, bilmeyen bunu
keramet zanneder.
Âfiyet: Hastalıklardan, günahlardan
uzak olmak
Bid’at: Dinde sonradan meydana
çıkarılan inanç ve ameller
Kefere: Kâfir
İlmihalim
Cennete giden yoldur,
Feyizleri çok boldur,
Oku onu bırakma!
Kalbi ilimle doldur!
Büyüklerin sözüdür,
İlimlerin özüdür,
Doğru hedefe gider,
Büyüklerin izidir.
Lüzumlu bilgi vardır,
Bilmemek büyük ardır,
Bir Cennet hazinesi,
Öğrenmek büyük kârdır.
Kalbleri yumuşatır,
Bir zırh gibi kuşatır,
Hazırlar ahirete,
Bizi sonsuz yaşatır.
Âlim olur okuyan,
Mücahit olur yayan,
İnsana huzur verir,
Mutludur ona uyan.
Ebu Said Ebruli
Orta yol
Orta yol Ehl-i sünnet,
Bu yoldan gelir himmet,
Sahip ol bu cevhere!
Yaymak için et gayret!
Sâlihler dini yayar,
Büyüklerini sayar,
Fitne çıkarmaz asla,
Dâim kitaba uyar.
İfrat tefritten kaçar,
Doğruya kucak açar,
Aydınlatır her yeri,
Her yana ışık saçar.
Doğru yolu bulana,
Gönlü aşkla dolana,
Yarın müjdeler çoktur,
Hakka teslim olana.
Eğer istersen halâs,
Niyetin olsun ihlâs,
Büyük sözü dinlersen,
Temizlenir kalbden pas.
E. Said Doğan
Yetmez mi?
Rezil oldu kadınlar,
Yetmez mi bu ayıp bize?
Âlim sanıldı odunlar,
Yetmez mi bu ayıp bize?
Bid’at ehli övülüyor,
Bid’atleri seviliyor,
Âlimlere sövülüyor,
Yetmez mi bu ayıp bize?
Nice sapık yetki aldı,
Ortalığa fitne saldı,
Müslümanlar garip kaldı,
Yetmez mi bu ayıp bize?
Kötüler gider ileri,
İyilerse kalır geri,
Salihlerin yoktur yeri,
Yetmez mi bu ayıp bize?
169
www.dinimizislam.com
Lütfi artık sen de uyan!
Kimsesizler kaldı yayan,
Erkekleşti nice bayan,
Yetmez mi bu ayıp bize?
Alvarlı M. Lütfi Efendi
Hakikat Kitabevi
Cennet yolunu açar,
Hakikat Kitabevi.
Dünyaya ışık saçar,
Hakikat Kitabevi.
Okuyan dine uyar,
İnsana yapar ayar,
Ehl-i sünneti yayar,
Hakikat Kitabevi.
Ulemâ eserinden,
Dünyanın her yerinden,
Ses getirir derinden,
Hakikat Kitabevi.
Bilen düşürmez elden,
Eksiltmez onu dilden,
Seviliyor gönülden,
Hakikat Kitabevi.
Nasiplisi buluyor,
Gönüllere doluyor,
Nakli esas alıyor,
Hakikat Kitabevi.
Aydınlatan ışıktır,
Ehli ona âşıktır,
Bal dağıtan kaşıktır,
Hakikat Kitabevi.
Sohbetlerin mehtabı,
Âlimlerin hitabı,
Ehl-i sünnet kitabı,
Hakikat Kitabevi.
Davet eder imana,
Huzur verir insana,
Işık saçar cihana,
Hakikat Kitabevi.
Bir meltem gibi eser,
Küfrün yolunu keser,
Hepsi mübarek eser,
Hakikat Kitabevi.
Okuyan âlim olur,
Fitneden sâlim olur,
Hoca’ya rehber bulur,
Hakikat Kitabevi.
Ecel gelir
Geç kaldım deme!
Kendine rehber ara!
Kara kış olsa bile,
Kavuşursun bahara.
Dostu düşmanı tanı!
Öğren doğru imanı!
Mutlu etmez insanı,
Makam, şöhret ve para.
Soysuzların sözleri,
Silinmiyor izleri,
Bıraktılar bizleri,
Soldan gelen rüzgâra.
Öldürenler kim derdik,
Durup merak ederdik,
Örgütleri öğrendik,
İplik çıktı pazara.
Sökülür bütün kökler,
Boşa gider emekler,
Ecel hazırda bekler,
Gelir peşimiz sıra.
Hoca gafletten uyan!
Düşer ayağı kayan,
170
www.dinimizislam.com
Sırtını sağlam dayan!
Uğrama hiç zarara!
Ana cadde!
Hamdolsun yolumuz günlük güneşlik,
Güzellikler bize ediyor eşlik.
Bu yolun esası sevgi kardeşlik,
Bu yola kavuşmak ne saadettir,
Ehl-i sünnet olmak büyük nimettir.
Hayâyı unutmuş, ardan habersiz,
Boşa çalışır, kârdan habersiz,
Varlıklar içinde, Var’dan habersiz,
Bâtıl yola sapmak çok felakettir,
Ehl-i sünnet olmak büyük nimettir.
Gittiğin yol haktır, dönülmez asla.
Sırtını büyük bir âlime yasla!
İlminle amel et, çalış ihlâsla!
Bu yolda her nefes bir ibadettir,
Ehl-i sünnet olmak büyük nimettir.
Ey Mahmut, bu yol ki, ölmeye değer,
Şehitsin bu yolda, ölürsen eğer,
Ne büyük nimete sahibiz meğer.
Bu yoldaki hizmet bir ganimettir
Ehl-i sünnet olmak büyük nimettir.
Kadir Çetin 1990 İZMİR
171
www.dinimizislam.com
İslamiyete uymak, dünya sevgisi, nefs
Ramazan geldi
Ramazan geldi dayandı,
Camiler nura boyandı,
Artık hazırlık başladı,
Top atıldı, kandil yandı.
İlk on günü, rahmet boldur,
Sonra günahlar affolur,
Bayram gecesi, müminler,
Cehennemden azat olur.
Kardeşim, oruç tut sen de!
Namazlarını kıl, hem de!
Günahtan sakın her demde!
Çok azap var Cehennemde.
Düşman sana saldırıyor,
Oruç zayıflatır, diyor,
İlmi, fenni o çiğniyor,
Hain, hep yalan söylüyor.
Oruç tut, anla aç toku!
İlmihali pek çok oku!
Medeniyet neymiş öğren!
İnsanlıktan al bir koku!
Kimde erlik var ise
Alçak gönülle gelsin!
Her kimde erlik varsa.
Merdivenden iterler,
Yükseklerden bakarsa.
Kim ki yüksekte gezer,
Er geç yolundan azar,
Dış yüzüne o sızar,
İçinde her ne varsa.
Aksakallı pir koca,
İsmi olsa da hoca,
Boşa gitmesin hacca!
Eğer bir kalb kırarsa.
Sağır işitmez sözü,
Gece sanır gündüzü,
Kördür kâfirin gözü,
Küfrü iman sanırsa.
Gönül Çalab’ın tahtı,
Çalab’ım gönle baktı,
İki cihan bedbahtı,
Kim bir gönül yıkarsa.
Az söz insan yüküdür,
Çok söz hayvan yüküdür,
Bilene bir söz yeter,
Eğer bir cevher varsa.
Kendini ne sanırsın?
Hangi zatı tanırsın?
Sözlerimi anlarsın,
Firasetin açıksa.
Herkes sırayla geçer,
Konanlar bir gün göçer,
Aşk şerbetini içer,
Kim bunları anlarsa.
Yunus seni yormasın!
Yüksek yerde durmasın!
Sırat hesap görmesin!
Hep sevdiği Gaffarsa.
Bir insan ki
Bir insan ki, fazileti cem etmiş,
Güzel odur, asil odur, has odur,
Bir insan ki, kötülüğü zemmetmiş,
Güzel odur, asil odur, has odur.
172
www.dinimizislam.com
Bir insan ki, hak bâtılı ayırsa,
Zayıfları düşkünleri kayırsa,
Kendisini kötülükten sıyırsa,
Güzel odur, asil odur, has odur.
Bir insan ki, hizmet için koşarsa,
Sabrederek, güçlükleri aşarsa,
Saygı ile sevgi ile coşarsa,
Güzel odur, asil odur, has odur.
Bir insan ki, Ehl-i sünneti bilir,
Namaz kılar, Hak katında eğilir,
Sayar sever, hem herkesçe sevilir,
Güzel odur, asil odur, has odur.
Bir insan ki, yalan dolan söylemez,
Onun bunun gıybetini eylemez,
Küfre düşüp Cehennemi boylamaz,
Güzel odur, asil odur, has odur.
Bir insan ki, kötülüğü yazamaz,
Hâllerini tasvir edip çizemez,
Kim Kayıkçı gibi boşta gezemez,
Güzel odur, asil odur, has odur.
Kalk Rabbini seviyorsan
Beş tane İslam’ın şartı,
İmanın şartı da altı,
Gafil olma, seher vakti!
Kalk, Rabbini seviyorsan!
Salihlerle hemen tanış!
Gece gündüz ilme çalış!
Vaktinde namaza alış!
Kul, Rabbini seviyorsan!
Sarılalım dinimize!
Yerleşmeli gönlümüze!
Sabah erken camimize,
Gel, Rabbini seviyorsan!
Tembel olma, et hareket!
Gelsin evine bereket,
Zengin isen hemen zekât,
Ver, Rabbini seviyorsan!
Sanma bunlar pek yorucu!
Olma vurucu, kırıcı!
Senede bir ay orucu,
Tut, Rabbini seviyorsan!
Gidebilirsen hac eyle!
Allahümme lebbeyk söyle!
Zemzem suyundan şöyle,
İç, Rabbini seviyorsan!
Öyle bir hayat sür ki
Dünyaya geldiğin zamanı düşün
Sen ağlardın, fakat gülerdi âlem
Öyle bir hayat sür ki, senin gidişin
Sana sevinç olsun âleme matem
Dertli’ye cevap
“Hani şeytan nerde?” dersin,
Şeytan senin içindedir.
Küfre varan söz edersin,
Şeytan senin içindedir.
Hakkı görmez gözün varmış,
Teli bozuk sazın varmış,
Ne edepsiz ağzın varmış,
Şeytan senin içindedir.
Çalgı için, mubah dedin,
Çok halt ettin, nane yedin,
Gerçekleri bilemedin,
Şeytan senin içindedir.
173
www.dinimizislam.com
Damarına girmiş şeytan,
Odur seni saçmalatan,
İflah olmaz dil uzatan,
Şeytan senin içindedir.
Dertli imiş senin adın,
Hak yolunu bulamadın,
Nerde imiş bilemedin,
Şeytan senin içindedir.
Övüyorsun bâtıl yolu,
Cücelere dedin ulu,
Rabbimizin ahmak kulu,
Şeytan senin içindedir.
Kel başında sarığın yok,
Ayağında çarığın yok,
Filden farkın, kuyruğun yok,
Şeytan senin içindedir.
Hoca der, bu nasıl yazı?
Kim vurdu kafana sazı?
İblis’i edersin razı,
Şeytan senin içindedir.
İstiğfar eyle
Kötülükten kaç,
İstiğfar eyle!
Ellerini aç,
İstiğfar eyle!
De ki Allah bir!
Nurlansın kabir,
Yıkılsın kibir,
İstiğfar eyle!
Allah’a dayan!
Nur ile boyan!
Ölmeden uyan!
İstiğfar eyle!
Büyüktür Hâlık,
Gel huzura çık!
Kapısı açık,
İstiğfar eyle!
Şehadet getir!
Hak yoluna gir!
Kalmasın hiç kir!
İstiğfar eyle!
Herkese kanma!
Vakit var sanma!
Ateşte yanma!
İstiğfar eyle!
Aman arkadaş!
Nefsinle savaş!
Akıt gözden yaş!
İstiğfar eyle!
Akla güvenme!
Malla övünme!
Sonra dövünme!
İstiğfar eyle!
Günahı gizle!
Eceli gözle!
İhlâslı sözle,
İstiğfar eyle!
Pişmanım derken,
Dua ederken,
Göçüp giderken,
İstiğfar eyle!
Boynunu hep bük!
Kibir ağır yük,
Ancak Rab büyük,
İstiğfar eyle!
Can sıkılınca,
Naçar kalınca,
Namaz kılınca,
İstiğfar eyle!
Kimseyi yerme!
Hor hakir görme!
174
www.dinimizislam.com
Hiç mola verme!
İstiğfar eyle!
Çatma kaşını!
Eğdir başını!
Dök gözyaşını!
İstiğfar eyle!
Dua et, inle!
Nasihat dinle!
Kalbden dilinle,
İstiğfar eyle!
İstersen felah,
Kalmasın günah,
Demeden eyvah,
İstiğfar eyle!
Deme vakit var!
Gel ol tevbekâr!
Ölme günahkâr!
İstiğfar eyle!
Şifadır derde,
Gece seherde,
Her gün her yerde,
İstiğfar eyle!
Bâtıllardan kaç!
Hakka kucak aç!
Giymek için taç,
İstiğfar eyle!
Gaflete dalma!
Beddua alma!
Saçını yolma!
İstiğfar eyle!
Deme bana ne!
Bulma bahane!
Olur şahane,
İstiğfar eyle!
Söyleme hiç kem!
Halkı etme zem!
Herkese elzem,
İstiğfar eyle!
Hiç gönül yıkma!
Kendini yakma!
Dilden bırakma!
İstiğfar eyle!
Arayan bulur,
Muradın alır,
Ne güzel olur,
İstiğfar eyle!
Tevbe zırhı tak!
Kalbin olur pak,
Her gün muhakkak,
İstiğfar eyle!
Haktan ayrılma!
Ucba kapılma!
Boşa yorulma!
İstiğfar eyle!
Bakıp görürken,
Yolda yürürken,
Eve girerken,
İstiğfar eyle!
Cahile sorma!
Yanına varma!
Ele duyurma!
İstiğfar eyle!
İşte selamet,
Tevbe ganimet,
Ne büyük nimet,
İstiğfar eyle!
İstersen Cennet,
Ol Ehl-i sünnet!
Getirme cinnet!
İstiğfar eyle!
Etme suizan!
Düzelsin iman,
175
www.dinimizislam.com
Her yerde, her an,
İstiğfar eyle!
Bâtıla gitme!
Halkı incitme!
Hakkı reddetme!
İstiğfar eyle!
Söz dinle biraz!
Etme itiraz!
Ne güzel niyaz,
İstiğfar eyle!
Günahını bil!
İzlerini sil!
Kurumasın dil!
İstiğfar eyle!
Yol tutma ayrı!
Bırakma hayrı!
İnsaf et gayrı!
İstiğfar eyle!
Bir engel çıksa,
Sıkıntın çoksa,
Çaren de yoksa,
İstiğfar eyle!
Ne güzel zikir,
Olmazsın hakir,
Kalmazsın fakir,
İstiğfar eyle!
Fasıkları geç!
Salihleri seç!
Ölürsün er geç,
İstiğfar eyle!
Kimseyi üzme!
Günahta yüzme!
Abdestsiz gezme!
İstiğfar eyle!
Kimseye kızma!
Kuyusun kazma!
İşini bozma!
İstiğfar eyle!
Devadır derde,
Evde, seferde,
Her an, her yerde,
İstiğfar eyle!
Tasavvuf yolu,
Müjdeler dolu,
Gel Hakk'ın kulu!
İstiğfar eyle!
Kitap seçerken,
Ölçüp biçerken,
Konup göçerken,
İstiğfar eyle!
Hakikati duy!
Âlimlere uy!
Ne de güzel huy,
İstiğfar eyle!
Yüksekten uçma!
Tevbeden kaçma!
Gelmesin saçma,
İstiğfar eyle!
Ağrın dinerken,
Çıkıp inerken,
Dilin dönerken,
İstiğfar eyle!
Şimşek çakarken,
Çile çekerken,
Sesin çıkarken,
İstiğfar eyle!
Henüz yaşarken,
İşe koşarken,
Sabrın taşarken,
İstiğfar eyle!
Haramı tatma!
Gafletle yatma!
176
www.dinimizislam.com
Sakın unutma!
İstiğfar eyle!
Ezme de ezil!
Üzme de üzül!
Denmesin rezil!
İstiğfar eyle!
Bu dünya fani,
Ölenler hani?
Bırakma mani!
İstiğfar eyle!
Biter ömrümüz,
Gidelim dümdüz!
Gece ve gündüz,
İstiğfar eyle!
Malın mı kayıp,
İşin mi ayıp,
Nefse uymayıp,
İstiğfar eyle!
Henüz ölmeden,
Şeytan gülmeden,
Ecel gelmeden,
İstiğfar eyle!
İman ile git!
Kesme hiç ümit!
Hoca, söz işit!
İstiğfar eyle!
Binamız aynı, taşımız başka,
Gözümüz aynı, yaşımız başka.
Gülümüz aynı, kokumuz başka,
Yaramız aynı, yakımız başka.
Kardeşlik aynı, kanımız başka,
Anımız aynı, şânımız başka.
Özümüz aynı, sözümüz başka,
Gezimiz aynı, izimiz başka.
Derdimiz aynı, sancımız başka,
Yolcumuz aynı, hancımız başka.
Çilemiz aynı, ağrımız başka,
Sesimiz aynı, çağrımız başka.
Dinimiz aynı, ırkımız başka,
Gücümüz aynı, farkımız başka.
Boyamız aynı, rengimiz başka,
Yönümüz aynı, cengimiz başka.
Hoca der tende, etimiz başka,
Sürümüz aynı, itimiz başka.
Müslümanlar kardeştir
Şükür gerekir şükür
Yurdumuz aynı, ilimiz başka,
Duamız aynı, dilimiz başka.
Saat gibiyse böbrek,
Rabbimize hamd gerek,
Bozuk değilse yürek,
Şükür gerekir şükür!
Dilini döndürene,
Ağrını dindirene,
Nimeti gönderene,
Şükür gerekir şükür!
Kıblemiz aynı, yolumuz başka,
Aşkımız aynı, hâlimiz başka.
Kalbimiz aynı, başımız başka,
İşimiz aynı, aşımız başka.
177
www.dinimizislam.com
Gülümseyen yüzüne,
Ağrımayan dizine,
Gören iki gözüne,
Şükür gerekir şükür!
Tuttuğun iki ele,
Doğru konuşan dile,
Âciz hâline bile,
Şükür gerekir şükür!
İşittiğin kulağa,
Yürüdüğün ayağa,
Tepeden ta tırnağa,
Şükür gerekir şükür!
Çatık değilse kaşın,
Çatlak değilse başın,
Helalden ise aşın,
Şükür gerekir şükür!
Yaptığın hayrat için,
Sağlıklı hayat için,
Hayırlı evlat için,
Şükür gerekir şükür!
Hakka eğikse boyun,
Akıyor ise suyun,
Kötü değilse huyun,
Şükür gerekir şükür!
Seherde akan yaşa,
İhlâslı arkadaşa,
Hizmetle geçen yaşa,
Şükür gerekir şükür!
Ağrımayan dişine,
Tefekkür edişine,
İyiye gidişine,
Şükür gerekir şükür!
Uzak isen zalime,
Yakın isen âlime,
Âşık isen ilime,
Şükür gerekir şükür!
Bak gör her şey aşikâr!
Mantığın var, aklın var,
Hayvandan çok farkın var,
Şükür gerekir şükür!
Nefes alınan hava,
Dolu her yer dağ, ova,
Veriliyor bedava,
Şükür gerekir şükür!
Evde yanan ateşe,
Doğup batan güneşe,
Gel git hayırlı işe,
Şükür gerekir şükür!
Tavandan in tabana!
Kaçıp gitme yabana!
Annen ile babana,
Şükür gerekir şükür!
Nimet muhtaç külfete,
Katlan biraz zahmete!
Haktan gelen rahmete,
Şükür gerekir şükür!
Mahsulleri biçerken,
Engelleri geçerken,
Bir şey yiyip içerken,
Şükür gerekir şükür!
Her şeye kanaat et!
Kısmetse gelir elbet,
Şükürle artar nimet,
Şükür gerekir şükür!
Allah’ını bilene,
Zamanında gelene,
Yiyip içip gülene,
Şükür gerekir şükür!
Sakın olma sitemkâr!
Dert üstüne dert yağar,
Beterin beteri var,
Şükür gerekir şükür!
178
www.dinimizislam.com
Boş durmak iyi değil,
Fırsatı ganimet bil!
Şükrü cana minnet bil!
Şükür gerekir şükür!
İman lazım insana,
Yaratanı ansana!
Hak’tan gelen ihsana,
Şükür gerekir şükür!
Hocana eyle hürmet!
Nasip olur çok himmet,
Devamlı olur nimet,
Şükür gerekir şükür!
Rabbimizi bilene,
Mescidine gelene,
Yiyip içip gülene,
Şükür gerekir şükür!
Dertlerin pek çoksa da,
Devaları yoksa da,
Gözünden yaş aksa da,
Şükür gerekir şükür!
Sarıl ehl-i sünnete!
Yolun gider Cennete,
Böyle bir saadete,
Şükür gerekir şükür!
İlmin azmin çok ise,
Borcun, derdin yok ise,
Gözün gönlün tok ise,
Şükür gerekir şükür!
Rabbimizi anana,
Aşkı ile yanana,
Zemzem içip kanana,
Şükür gerekir şükür!
Stokların erise,
Kervana it ürüse,
Üstüne de yürüse,
Şükür gerekir şükür!
Dostluklar hep bitse de,
İşlerin ters gitse de,
Malın mülkün yitse de,
Şükür gerekir şükür!
Doğru yolu bulana,
Ehl-i sünnet olana,
Bakıp ibret alana,
Şükür gerekir şükür!
Düşer isen zevale,
Yükselirsen kemale,
İyi kötü her hâle,
Şükür gerekir şükür!
Hoca, dostun satsa da,
Tutup yardan atsa da,
Gemilerin batsa da,
Şükür gerekir şükür!
Uyan
Biz idik bir zaman en âli devlet
Dünyayı sarmıştı şan ile şöhret
Bunda vardı elbet belli bir hikmet
Niçin istemeyiz bunu bulmayı
Bu gafil halk hâlâ niçin uyanmaz
Sen ikaz eylesen sana da kanmaz
Sonunuz felaket desek inanmaz
İstersen çal ona davul zurnayı
Uyan ey kardeşim gafletten uyan
Çalış yıkılmasın din ile iman
Yetiştir vatana asil kahraman
Bak nasıl alırız eski sırayı
Vefasız dünya
Dünyaya etme tamah!
Bir gün demeden eyvah!
179
www.dinimizislam.com
Her zaman demeliyiz,
La ilahe illallah.
Fani dünya haraptır,
Nimetleri seraptır,
Heves etme malına!
Her şeyi ıstıraptır.
Sevgisi keder olur,
Varlığı heder olur,
Gönlünü kaptıranlar,
Elbet derbeder olur.
Çirkeflere yataktır,
Çamur dolu bataktır,
Haramı önemsemez,
Küfre sokan ataktır.
Yüz vermez cömerdimiz,
Ondan kaçar merdimiz,
Dini yaymak olmalı,
Gece gündüz derdimiz.
İblis onun babası,
Küfre sokmak çabası,
Her hayra mani olur,
Sıkıntılar cabası.
Sıkıntısı pek çoktur,
Ondan vefasız yoktur,
Hoca, dünya nimeti,
Zehirli birer oktur.
Nefsim
Bir an gelir, dost iken, yedi kat bir el olur,
Bendini yıkıp geçen kükremiş bir sel olur.
Bir an gelir, durulur, tatlı bir pınar olur,
Herkese gölge veren büyük bir çınar olur.
Bir an gelir, para der, haram helâl ayırmaz,
Bütün dünya verilse, aç gözünü doyurmaz.
Bir an gelir, inanır, hak ehlinin sözüne,
Vurur iki dizine, yaşlar dolar gözüne.
Bir an gelir, sert bakar, gözünde şimşek çakar,
Yılların kazancını, tutar bir anda yakar.
Bir an gelir, iyidir, kötüye düşman olur,
Bütün yaptıklarına, utanır, pişman olur.
Bir an gelir, saçmalar, ayarsız densiz olur,
İman İslâm tanımaz, kıpkızıl dinsiz olur.
Bir an gelir, uysaldır, her şeyi kabul eder,
Bâtılları bırakır, hakkın yolunda gider.
Bir an gelir, tanımaz, herkese ağyar olur,
Mazlum canlara kıyar, azgın canavar olur.
Bir an gelir, harama kapatır gözlerini,
Hatırından çıkarmaz Resulün sözlerini.
180
www.dinimizislam.com
Bir an gelir, zulmeder, ruhumuzu inletir,
Ne naneler yedirir, ne mavallar dinletir.
Hoca der: (Hain nefse uyanın hâli yaman,
Onun hilesi çoktur, tükenmez hiçbir zaman.)
Bu yaşa eriştin ne amel kıldın?
Bu yaşa eriştin ne amel kıldın?
Ömrün gelip geçti, pişman mı oldun?
Şimdi huzuruma ne yüzle geldin?
Derse Allah, nasıl cevap verecem?
Dinini terk edip, nefsine uydun,
Ahlaksızlar sana dediler aydın,
Zararlı şeyleri etrafa yaydın,
Derse Allah, nasıl cevap verecem?
Soğuk, sıcak dedin, abdest almadın,
Zekâtı vermedin, namaz kılmadın,
Kış yaz cünüp gezdin hiç yıkanmadın,
Derse Allah, nasıl cevap verecem?
Tutmadın orucu, kılmadın namaz,
Yalvarıp Hâlıka, etmedin niyaz,
Günahlar içinde yüzdün kış ve yaz,
Derse Allah, nasıl cevap verecem?
Üzre
Kardeş geçirme ömrünü, sakın sen, kıl-ü kal üzre!
Gerçeklere sıkı sarıl, ne yürürsün hayâl üzre?
Bu dünyanın süslerine, aman aldanma ey gâfil!
Buna gönül veren kimse, geçer ömrü melâl üzre.
Bir dikkatli nazar etsen, bu pis dünyanın ehline,
Kazanırlar para daim, bunlar cenk ve cidâl üzre.
Bu dünyaya neler geldi, ben diyenler geçip gitti,
Bilmeli, bu fâni mülkü, yarattı Hak zevâl üzre.
Kaçana arkadan gelir, kovalayan yetişemez,
Dünya bir gölgeye benzer, denildi bu misâl üzre.
Akıllı olan bir kişi, gönül vermez bu dünyaya,
Düşkün olmaz ondan yana, bilir onu kemâl üzre.
181
www.dinimizislam.com
Bir kalb dünyaya bağlansa, ibadet zevkini duymaz,
Onun için Zati bunu, getirdi hasbihâl üzre.
İskender’i dertle süründürmüştü,
Bütün cihanı ona güldürmüştü.
Fani dünya
Bu dünya fanidir, güvenme sakın!
Geçici şeylerle övünme sakın!
Hani, hikmet ehli hazret-i Lokman?
Saldırdı ona da, vermedi aman.
Aklı olan, buna gönül bağlamaz,
En sonunda pişman olup ağlamaz.
Bakınca görülür, dünyanın fendi,
Benim diyen nice insanı yendi.
Zelil dünya, kötü kadından pistir,
Çok erkekten arta kalmış habistir.
Yüze güler, üç gün yanında kalır,
Sonra bin mihnetle canını alır.
Yedi başlı ejderhadır bu dünya,
İnsanoğlu her an yem olur ona.
Büyük küçük demez, yutar her şeyi,
Toprak etti nice, paşayı beyi.
Nice hükümdarı, nice veziri,
Şu kara toprağın etti esiri.
Zaloğlu Rüstem’i koyup sapana,
Taş gibi fırlatıp attı yabana.
Ferhatlara kayaları deldirdi,
Külünk ile başın ezip öldürdü.
Nasıl mahzun etti, Mecnun’u dünya,
Ararken fanide âb-ı hayatı,
Duyuldu onun da bir gün vefatı.
Hiç kimseye insaf etmez bu fani,
Bunca enbiya ve evliya hani?
Sultan Süleyman’a kalmadı dünya,
Bütün cin ve insan mahkûmken ona.
Hayvanların dillerini bilirdi,
Rüzgâra binerek gökte gezerdi.
Hani dünya netti Nuşirevan’ı,
Kaplamıştı adaleti cihanı.
Şu yalancı dünya onu da aldı,
Kendi gitti, ismi dillerde kaldı.
Nice gonca gülü dağıttı dünya,
Nice bülbülleri ağlattı dünya.
Nice yanan ocakları söndürdü,
Nicesini parmağında döndürdü.
Herkesin başında yel gibi esti,
Baltasını vurdu, kelleyi kesti.
Şaşırıp kalmıştı, bu hâle Leyla.
182
www.dinimizislam.com
Nicesinin gül yüzünü soldurdu,
Gözünün içine toprak doldurdu.
Münkirlere dâhildi bir oğlu da,
Gemiye binmedi boğuldu suda.
Nicesini ateşinde kavurdu,
Harman gibi küllerini savurdu.
Odunları yığdı, bir ateş yaktı,
Halil İbrahim’i içine attı.
Gelmiş idi nice kükremiş aslan,
Dişlerini döktü vermedi aman.
Hakk'ın emri ile ateş yakmadı,
Nemrut yine küfrünü bırakmadı.
Bu fanide ne bahçe kalır, ne gül,
Bu külhanda, ne ateş kalır, ne kül.
Dünya, Yakub’a ciğer dağlattı,
Yıllarca Yusuf’um diye ağlattı.
Bu âlemde, ne bostan kalır, ne bağ,
Hepsi ölür, ne hasta kalır, ne sağ.
Yusuf’u da bir kuyuya attırdı,
Daha sonra köle diye sattırdı.
Asla yoktur, bu dünyanın amanı,
Bir gün yıkar başa bu köhne hanı.
Züleyha, ne çekti onun elinden,
Düşmedi Yusuf’un adı dilinden.
Fani dünya her geleni ağlattı,
Gözlerinden kanlı yaşlar çağlattı.
Sırrı ifşa oldu, el âlem duydu,
Aşk onu ne hâlden, ne hâle koydu.
Hazret-i Âdem’e yaptı çok hile,
Senelerce ona çektirdi çile.
Zengin iken fakir eyledi onu,
Aziz iken hakir eyledi onu.
Oğlu Kâbil, Hâbil’i öldürünce,
Çok ağladı, ölüsünü görünce.
Bu fani dünyanın cefası çoktur,
Hoca der, unutma vefası yoktur.
Çile bir mirastır, Âdem babadan,
Nefsime öğüt
Hep böyle gelmiştir bu âlem baştan.
Zalim dünya bin bir çeşit zulmeder,
Kıyamete kadar hep böyle gider.
Nuh, bin sene davet etti Hak dine,
Fakat inanmadı kavmi kendine.
Gördüğün her şeyi alma lisana!
İnsan, dili ile uğrar ziyana.
Görünüşte dilin cirmi küçüktür,
Fakat cürmü, yaptığı iş büyüktür.
Pişman olur, düşünmeden konuşan,
Zarar görür kötülere yanaşan.
183
www.dinimizislam.com
Kimi bir söz söyler düşer hataya,
Sözünü bilmeyen uğrar belaya.
Sözünü bilmeyen, fitne çıkaran,
Sonu kötü olur, dökülür çok kan.
Kâfir olur, bir sözüyle Müslüman,
Bir söz ile gider, kalbinden iman.
Diline sahip ol, boş söz söyleme!
Su-i zannı bırak, gıybet eyleme!
Kimsenin aybını ağzına alma!
Sonra pişman olup, saçını yolma!
Bulunmaz noksansız, ayıpsız insan,
Ancak Rabbimizdir, kusursuz olan.
Nasıl kusur etmez, dünyada insan?
Ona düşman iken nefsiyle şeytan.
Kusur araştıranlar, hiç dost bulamaz,
Noksandır o, kâmil insan olamaz.
Kusursuz bir insan, olmaz muhakkak,
Kulunun yüzüne vurmaz onu Hak.
Cömerttir, eder ihsan,
Kazançlıdır Müslüman.
İlmihali öğrenir,
Kötülükten iğrenir,
Herkes ona imrenir,
Numunedir Müslüman.
Büyüklere hürmetkâr,
Rızkında kanaatkâr,
Dinimize hizmetkâr,
Şuurludur Müslüman.
Hakk'ın sevgili kulu,
Hem ümit hem korkulu,
Bulmuştur orta yolu,
Akıllıdır Müslüman.
Aklı fikri hizmettir,
Kötülüğe bir settir,
Sebeb-i saadettir,
Ganimettir Müslüman.
Haddi aşmaz, hudutlu,
Her işinde metotlu,
İki cihanda mutlu,
Huzurludur Müslüman.
Eder Hakk'a ibadet,
Bütün derdi âhiret,
Bekliyor onu Cennet,
Bahtiyardır Müslüman.
Hakiki dostluğa eyle riayet!
Dostunu, kusuru ile kabul et!
Nefsime nasihat
Hoca der: Resulün öğüdünü tut!
Boş şeylerle üşenmedin ne yazık!
Yarını hiç düşünmedin, ne yazık!
(Ya hep hayır söyle, ya eyle sükût!)
Bahtiyardır Müslüman
Rabbine eder iman,
İnançlıdır Müslüman.
Havalara bina kurdun, şaşkınca,
Din temeli çürük oldu, ne yazık!
Affı sonsuz dedin, gittikçe azdın,
Kahhar ismini unuttun, ne yazık!
184
www.dinimizislam.com
Daldın günaha, yapmadın ibadet,
Hak yoldan sapıtıp gittin, ne yazık!
Mal ve şöhret için nasıl uğraştın,
Çok nimetten mahrum kaldın, ne yazık!
Yol bozuk, karanlık; önünde şeytan,
Ağlaman faydasız oldu, ne yazık!
Amel defterinde iyilik yoktur,
Hâlin çok perişan oldu, ne yazık!
Divane nefsim
Heva ve hevesten kaçmak isterim,
Şu fani dünyadan geçmek isterim,
İyiyi kötüden seçmek isterim,
Beni bana koymaz, divane nefsim.
İşimi düzene koysam diyorum,
Hayrımı, şerrimi, bilsem diyorum,
Aklımı başıma alsam diyorum,
Beni bana koymaz, divane nefsim.
Hoca der ki ölenlere bakayım,
Gelenden, gidenden ibret alayım,
Yolcuya düşeni, derim yapayım,
Beni bana koymaz, divane nefsim.
Bir gün
Gel aldanma bu dünyaya,
Sonu viran olur, bir gün.
Senin bu sürdüğün demler,
Elbet yalan olur, bir gün.
Mala, makama güvenme!
Sarılacaksın kefene,
O da çürür, düşer yere,
Yerle yeksan olur bir gün.
Halk mezarından kalkacak,
Kimi açık kimi çıplak,
Yalın ayak, başıkabak,
Herkes üryan olur bir gün.
Yağar kar gibi defterler,
Görünce onu titrerler,
Çok sıcaktır herkes terler,
Ulu divan olur bir gün.
Kiminin yüzü kararacak,
Kimi perişan olacak,
Dine uyan kimse ancak,
Şâd-ü handan olur bir gün.
Mahvettin nefsim beni
Dinlemedin Hak emri,
Mahvettin nefsim beni.
Yedin bitirdin ömrü,
Mahvettin nefsim beni.
Hileni bilemedim,
Ağlattın gülemedim,
Sohbete gelemedim,
Mahvettin nefsim beni.
Hayrım şerrim yazılır,
Bir gün mezar kazılır,
Benzim şeklim bozulur,
Mahvettin nefsim beni.
Gidip geri gelemem,
Gelsem bile bulamam,
Buralarda kalamam,
Mahvettin nefsim beni.
Seninle övünmüştüm,
Sana çok güvenmiştim,
Dost sanıp sevinmiştim,
Mahvettin nefsim beni.
185
www.dinimizislam.com
Ömrün her gün kısalır,
Azrail canı alır,
İşlerin yarı kalır,
Mahvettin nefsim beni.
Hoca için kedersin,
Uzun yola gidersin,
Bir gün feryat edersin,
Mahvettin nefsim beni.
Seni seveni sev, itiraz etme!
Dostların sözünden geçici olma!
Peki demek
Her işinde, er ol, denmesin çavuş,
Sözünün eri ol, nimete kavuş!
Karacaoğlan’ın nasihati
Hakkı kabul eden gerçeği bilir,
İtirazdan küfür kokusu gelir.
Bir nasihatim var yaşlıya gence,
Hatırdan, gönülden geçici olma!
Yiğidin başına bir iş gelince,
Onu el âleme açıcı olma!
İhlâs için helâl yemek gerekir,
Amentüye peki demek gerekir.
Peki olur demek, ruhun isteği,
İtiraz etmekse, nefsin dileği.
Tutan kişi için öğüdüm şöyle:
El çok söylese de, sen pek az söyle!
Kötülük edene, iyilik eyle!
Hatıra dokunup yıkıcı olma!
Kim peki der, onu dost düşman sever,
Dokunur hatıra kendini bilmez,
Soylu kimselerden kötülük gelmez,
Sen iyilik et de, o zayi olmaz,
Darılıp da başa kakıcı olma!
İtiraz edenler, işinde gülmez,
Maşallah diyerek her zaman över.
Herkes ondan kaçar, yanına gelmez.
Salih âlimlerin yapış izine!
İtiraz edenin bakma yüzüne!
El âriftir, çözüverir bendini,
Dağıtırlar tuzağını, fendini,
Alçaklarda otur, gözet kendini!
Öyle yükseklerden uçucu olma!
Peki diyenlerin, Cennettir yolu,
İtiraz edenin, cinnettir yolu.
Soran, arabayı dağdan aşırır,
Sormayan, yolunu düzde şaşırır,
Seni bir mecliste gözden düşürür,
Kötülerle konup göçücü olma!
Peki demek farzdır, bazen sünnettir,
Karacaoğlan der, vakitsiz ötme!
Kadrini bilmezin yanına gitme!
Peki dememize sevinmeliyiz,
İtiraz edince, yerinmeliyiz.
Tasdik edenlerin yeri Cennettir.
Peki diyebilmek ne kadar hoştur,
Hayır demek çirkin, hem de nahoştur.
186
www.dinimizislam.com
Kim ki hep hayır der, kendine eder,
Şeytanla beraber ateşe gider.
Peki diyenlerden Hak razı olur,
İtirazcı Hakk'ı, gazaplı bulur.
Peki diyenlerle herkes geçinir,
İtiraz edenden herkes çekinir.
Peki diyen cahil, âlime benzer,
Hayır diyen âlim, zalime benzer.
Peki diyen köle, bir sultan olur,
Hayır diyen sultan, bir şeytan olur.
Hakkı'n her emrine peki diyelim,
İman libasını hemen giyelim.
Şeytan hayır dedi, lanetlik oldu,
Evet diyen zatlar Cennetlik oldu.
Hoca, her zaman, hayhay demeli,
Haramlardan kaçıp helâl yemeli.
Sultan sana
Derdime derman diyorsan,
Bil ki derdin derman sana,
Rahat olsun can diyorsan,
Nefsin olsun kurban sana.
Yağmalansın cümle varlık,
Çıkarılsın kalbden darlık,
Kalmamalı hiç ağyarlık,
Hep yâr olur mihman sana.
Gafleti at, artık uyan!
Her şey açık ayan beyan,
Tevekkül et, Hakk'a dayan!
Etmez mi gör ihsan sana.
Haramlara yumulsun göz!
Yalanlardan korunsun söz!
Rehberine çevrilsin yüz!
Pirin yeter burhan sana.
Anla Allah yapısını!
Alıp iman tapusunu,
Bekle ârif kapısını!
Yüz göstere irfan sana.
Fani olan dünyadan geç!
Öyle kuru sevdadan geç!
Bekleme hiç, Hak yolu seç!
Elbet yeter Sübhan sana.
Düşünme dünya kârını!
Hak için harca varını!
Söndür Cehennem narını!
Hep var olur canan sana.
Hak dergâhı gayet ulu,
Açıkladı doğru yolu,
Değil isen sadık kulu,
Etmez yolu âsân sana.
Kulluğa bel bağlıyorsan,
Gece gündüz ağlıyorsan,
Sular gibi çağlıyorsan,
Tez bulunur umman sana.
Pirin elini tutarsan,
Kendini Hakk'a satarsan,
Aşk oduna can atarsan,
Gülzar olur nirân sana.
Ey Niyazi olma ahmak!
Zahitlerden olmaya bak!
Kalb evini edersen pâk,
Elbet gelir Sultan sana.
Pul eder
Bu ahu zarları şu bülbül eder,
Onu bülbül etmez, ancak gül eder.
187
www.dinimizislam.com
Ne görür gülde biçare bülbül?
Gülistana karşı gonca gül eder.
Ne göründü şu Ferhat’ın gözüne,
Kayalar delerek yâre yol eder.
Neler gitti şu Leyla’dan Mecnun'a,
Gözyaşları akar, yüzden sel eder.
Kimin kâfir eder, kimini mümin,
Bunu kimse etmez, ancak Ol eder.
Hiç kimseye fakir ve zengin deme!
Zengini de fakiri de Ol eder.
Kimini dünyada asla inletmez,
Kiminin derdini gayet bol eder.
Kimini akılsız hayvan yaratır,
Kimini kendine halis kul eder.
Kimini yükseltir, arşa çıkarır,
Kimini de yakıp, kara kül eder.
Kimisi bulamaz giymeye gömlek,
Kiminin atına ipek çul eder.
Biçare Yunus’un altın sözünü,
Deme bir cahile, geçmez pul eder.
Demişler
Dünyayı bırak ele!
Dünya girmez hak yola.
Bu iki aşk bir gönle,
Asla sığmaz demişler.
Ya dünyaya pek sarıl!
Ya ona küsüp darıl!
İki zıt şey bir yerde,
Hiç duramaz demişler.
Bırak mala rağbeti!
Gelsin dostun himmeti.
Fani dünya ziyneti,
Yarın geçmez demişler.
Sakın olma ilahsız!
Öyle gezme külahsız!
Tedbir alan silahsız,
Yola girmez demişler.
Can tadını can bile.
Hak'tan affını dile!
Gezer âşık dost ile,
Hiç ayrılmaz demişler.
Uzak durma gel beri!
Yunus aldı haberi.
Gelen girdi içeri,
Giren çıkmaz demişler.
Ayrılık acısı
Ayrılık acısı zordur,
Bir ateştir, kızıl kordur,
Kim ki bunu bilmiyordur,
Düşer düşman kollarına.
Bu kadehin içi dolu,
İçen ondan olur deli,
Belki sonra olur veli,
Bel bağlar hak yollarına.
Nefsine hep uyan kişi,
Gözlerinden akar yaşı,
Ters bakarak olur şaşı,
Mevla’nın has kullarına.
Kevser havuzuna dalan,
Nefsini hep düşman bilen,
Ve ölmeden önce ölen,
Konar tuba dallarına.
188
www.dinimizislam.com
Sıratı çabuk geçenler,
Tuba dalında uçanlar,
Şeraben tahur içenler,
Bakmaz dünya ballarına.
Biçare Yunus neylesin?
Mevti tefekkür eylesin!
Derdini kime söylesin?
Acır bunca yıllarına.
Karun
Dünya Karun gibi zengin görmedi,
İmanını verdi, mal mülk vermedi.
Cimrilik nerdeyse Karun’la kopar,
Malı her şeyidir, malına tapar.
Halife Karun’a uşru emretti,
Vermedi uşrunu, tufan yok etti.
(Zırnık vermem) dedi, yer tuttu onu,
Topuktan dizine gelmişti canı.
Karun feryat etti, (Bakıp göreyim,
Canım alınmazsa, uşru vereyim.)
Karun’dan gelince, böyle bir cevap,
Geçici olarak kesildi azap.
Verilecek malın uşrunu seçti,
Geçmedi malından, canından geçti.
(Bu kadar çok uşru, nasıl vereyim?
Gözümün önünde, malı göreyim.
Malımın peşinden, ben de geleyim,
Bunca mal giderse, ben de öleyim.
Gözlerimin nuru, asla veremem,
Malım yoksa dünyaları göremem.)
Mal yüzünden azabı da unuttu,
Bu haber gelince yer onu yuttu.
Gömüldü iyice beline kadar,
Koca dünya ona, gelmişti çok dar.
Karun der ki, (Bir kez daha bırakın!
Mallarıma şöyle olayım yakın.
Artık bu kez hemen uşru vereyim,
Böylelikle selamete ereyim.)
Uşrunu koyacak başka yol buldu,
Zannetti bununla, artık kurtuldu.
Pişman oldum dedi, yer yine tuttu,
Boğazına kadar Karun’u yuttu.
Kim ne diyebilir, böyle inada?
Karun başlamıştı âh-u feryada.
Boğazına kadar tutulmuş durur,
Ama can acısından Karun kudurur.
Birini öldürdü işi uzattı,
Yer yarılıp bütün malları battı.
Batıp kıyamete dek devam eder,
Kendi de malı da, durmadan gider.
Zincire bağlarlar iki elini,
Cümle âlem göre onun hâlini.
Zincir gider onun boynuna düşe,
Kim varsa başına hep üşüşe.
Mahşer halkı der ki, (Kim bu yaramaz,
Dostları yok, onu gelip aramaz?)
189
www.dinimizislam.com
Malı sevenlerin hâlleri budur,
Boynunda zinciri yanar, kudurur.
Hak yoldan böyle kim uzak dura,
Boynuna ateşten zincir vurdura.
Hoca bu, cimriye bir ibret ola,
Girmemeli haktan başka bir yola.
Gerektir
Dervişlik bir direktir,
Ateş dolu yürektir,
Derviş olan kimseye,
Önce dirlik gerektir.
İşinde dirlik ola,
Sözünde erlik ola,
Hak ile birlik ola,
Ere kulluk gerektir.
İtaat et erene!
Doğru yolu görene,
Ben dervişim diyene,
Hep miskinlik gerektir.
Bilinmez Hak hikmeti,
At boynundan zimmeti,
Erenlerin himmeti,
Yerden göğe direktir.
Yunus, derviş gam yemez,
Anladım, bildim demez,
Miskin olmadan gelmez,
Âhir sana gerektir.
Geçer
Bak dostun aşk okuna!
Demirden taştan geçer,
Düşen onun aşkına,
Can ile baştan geçer.
Gece gündüz eder zâr,
Aşkın ile olur yâr,
Kimde böyle bir aşk var,
Yemekten aştan geçer.
Aşk dostluğun direği,
Budur aşkın gereği,
Yanar sönmez yüreği
Lüzumsuz işten geçer.
Akıllı terse gitmez,
Ücretle amel etmez,
Huri gılman düşünmez,
Göz ile kaştan geçer
Şu dünya muhabbeti,
Zehirli bir aş gibi,
Düşünen ahireti,
Zehirli aştan geçer.
Hakiki âşık olan,
Can vermeye atar can,
Dostla pazarlık kuran,
Nice bin baştan geçer.
Haramı ateş bilen,
Dünyalığı leş bilen,
Sevgisini düş bilen,
Leşten ve düşten geçer.
Yunus’un gönül evi,
Doludur Hak sevgisi,
Nimet bilen sohbeti,
Cümle tanıştan geçer.
Dervişlik
Gör işin hilesini!
İhlâsla yanan gelsin!
Dervişlik çilesini,
Zerrecik duyan gelsin!
Bozmadan ihlâsını,
Bil ilmin hayâsını!
190
www.dinimizislam.com
Dervişlik libasını,
Hakkıyla giyen gelsin!
Bulmak için huzuru,
Ört gördüğün kusuru,
Kırıp kibri, gururu,
Yürekten duyan gelsin!
İnanmayan binmesin,
Yarı yolda inmesin,
Gemi geri dönmesin,
Bay gelsin, bayan gelsin!
Kim severse Allah'ı,
Rahmet kılar vallahi,
Bırak kuru bir âhı!
Aşkıyla yanan gelsin!
Günleri hep zâr olan,
Küfre bir duvar olan,
Tek arzusu yâr olan,
Şeyhine uyan gelsin!
Aşkın tadına eren,
Dostun kalbine giren,
Herkese kitap veren,
İslam'ı yayan gelsin!
Dervişlik rengi solmaz,
Gün geçer çile dolmaz,
Dille söylemek olmaz,
Canına kıyan gelsin!
Hoca, buna girişmez,
Yabancıyla görüşmez,
Sözle kimse erişmez,
Yola baş koyan gelsin!
Derviş olmak
Dervişliği anlarsan,
Hep nefsine kanarsan,
Onu bunu kınarsan,
Böyle dervişlik olmaz.
Boz bulanık akarsan,
Mazlum canı yakarsan,
Haramlara bakarsan,
Böyle dervişlik olmaz.
Ahlakını bozarsan,
Vara yoğa kızarsan,
Öfkelenip azarsan,
Böyle dervişlik olmaz.
Hidayete ermezsen,
Doğru yola girmezsen,
Canı dosta vermezsen,
Böyle dervişlik olmaz.
Yunus, öğüt almazsan,
Doğru namaz kılmazsan,
Deryalara dalmazsan,
Böyle dervişlik olmaz.
Hâlin ne olur?
Gündüz olmazsan saim,
Gece olmazsan kaim,
Allah demezsen daim,
Acep hâlin ne olur?
Dostun adı dillerde,
Sevgisi gönüllerde,
O korkulu yollarda,
Acep hâlin ne olur?
Besmelesiz yatmazsan,
Varlıkları satmazsan,
Tutup suya atmazsan,
Acep hâlin ne olur?
Bülbül gibi ötmezsen,
Hak yolunda gitmezsen,
Er eteği tutmazsan,
Acep hâlin ne olur?
Gitme yaban illere!
Düşer isen dillere,
191
www.dinimizislam.com
Bakar isen ellere,
Acep hâlin ne olur?
Yunus yanlış yaparsan,
Doğru yoldan saparsan,
Pir elinden koparsan,
Acep hâlin ne olur?
Gerçek âşık
Gerçek âşık olan kişi,
Deryalara dalan kişi,
Hep miskinlik ola işi,
Olmamalı hırs-u heva.
Kim ki izzetten geçmedi,
Âşıklığı yalan dendi,
Girdiği hiç görülmedi,
Aşk ile izzet bir eve.
Mal, mülk ve şöhretin hepsi,
Bunlar hep dünya sevgisi,
Yalan olur aşk demesi,
Kim dünya izzetin seve.
İzzet ve aşk ile dünya,
Bunlar barışmadı asla,
Gönül verme, fâni mala!
Bu âşığa değil reva.
Kimde gerçek aşk var ise,
O sığmaz hiç, yere göğe,
Nasıl girer kutsal eve,
Merkep, katır, at ve deve.
Yunus’u âşık bilme sen!
Sakın özenip gelme sen!
Yolda kalıp da ölme sen!
Gitmek zordur uzak yola.
Miskinlik
Aşk erine fark etmez,
Giyse atlas, ya palas.
İpekle kibirlenmez,
Palas ile tutmaz yas.
Aşk, amel ile biter,
Layık değilse yiter,
Bazen hep eski giyer,
Bazen de süslü libas.
Eğer ereyim dersen,
Hakk'ı göreyim dersen,
Allah’ını seversen,
Nefsi boğazından as!
Günahı temizleyen,
Miskinliktir gel, öğren!
Yunus miskin ol hemen!
Şu tamah yayını kes!
Et - Etme
Doğru sözü menetme!
Fâsıkları methetme!
Gerçekleri katletme!
Günahlara sabretme!
Haksızlığa meyletme!
Haram malla haccetme!
Haydi, artık nazetme!
Hediyeyi reddetme!
Herkes kötü zannetme!
Hiçbir cana kastetme!
Hiç kimseye zulmetme!
İmanını kaybetme!
İstirham et, emretme!
Kötü şeyler seyretme!
Namazını terketme!
Nefsini hiç affetme!
O konudan bahsetme!
Ömrü boşa vakfetme!
Sen kendini kahretme!
Yanlışları neşretme!
192
www.dinimizislam.com
Adaletle hükmet!
Ahlaksızı defet!
Allah için harcet!
Başarmaya azmet!
Bu acıyı hazmet!
Büyüklerden bahset!
Cuma günü guslet!
Faydalıysa neşret!
Gönülleri fethet!
Günahları terket!
Haktan yana meylet!
Hep kitaptan naklet!
Her fırsatta zikret!
Her nimete şükret!
İmkân varsa lütfet!
İyiliği emret!
Kötülüğü nehyet!
Malı hayra vakfet!
Sıkıntıya sabret!
Hoca, hemen kaydet!
Bayram gelince
Müminlere düğündür,
Başka günden üstündür,
Sevinilecek gündür,
Bayram geldiği zaman.
El öptürür büyükler,
El öpenler küçükler,
Güler boynu bükükler,
Bayram geldiği zaman.
Hoş geldi, sefa geldi,
Herkesin yüzü güldü,
Çok ikramlar görüldü,
Bayram geldiği zaman.
Büyük küçük süslenir,
İyi bayramlar denir,
Baklava, şeker yenir,
Bayram geldiği zaman.
Ocakta ateş yanar,
Kazanda yemek kaynar,
Çocuklar gülüp oynar,
Bayram geldiği zaman.
Yaşlısı ile genci,
Belli eder sevinci,
Eksik olmaz dilenci,
Bayram geldiği zaman.
Muhtaçlara varılır,
Yara varsa sarılır,
Davulcu bahşiş alır,
Bayram geldiği zaman.
Ötüşür gökte kuşlar,
Tebrikleşmeler başlar,
Silinir gözden yaşlar,
Bayram geldiği zaman.
Barışır küskün olan,
Yumuşar keskin olan,
Sevinir miskin olan,
Bayram geldiği zaman.
Oruç tutmak bir nimet,
Tutan için ganimet,
Büyükler eder sohbet,
Bayram geldiği zaman.
Nefsime öğüt
Vaktin boşa geçmişse,
Üzülsen de ne fayda?
Evin barkın göçmüşse,
Üzülsen de ne fayda?
Ömür geçer, bilmezsen,
İman ile ölmezsen,
Kıyamette gülmezsen,
Üzülsen de ne fayda?
193
www.dinimizislam.com
Kefeni giyeceksin,
Darbeler yiyeceksin,
Hep imdat diyeceksin,
Üzülsen de ne fayda?
Düzenin bozulacak,
Mezarın kazılacak,
Hayır şer yazılacak,
Üzülsen de ne fayda?
Ne olacak bilinmez,
Artık geri gelinmez,
Haber bile salınmaz,
Üzülsen de ne fayda?
Kara yere girersin,
Nasıl hesap verirsin?
Amelini görürsün,
Üzülsen de ne fayda?
Yunus yalnız kalırsın,
Melul mahzun olursun,
Ettiğini bulursun,
Üzülsen de ne fayda?
Derviş
Ben dervişim diyene,
Bu yolda hiç âr olmaz,
Derviş olanın gönlü,
Geniştir hiç dar olmaz.
Derviş gönülsüz olur,
Sövene dilsiz olur,
Dövene elsiz olur,
Kimseden bizar olmaz.
Derviş bağrı taş gerek,
Gözü dolu yaş gerek,
Koyundan yavaş gerek,
Kimseye kızar olmaz.
Derviş ise bir kişi,
Bulunmaya bir eşi,
Dostluk olmalı işi,
Arada ağyar olmaz.
Dervişin yok kimsesi,
Yoksulluk sermayesi,
Miskinlikten gayrisi,
Ona asla yâr olmaz.
Er elini almışsa,
Ona gönül vermişse,
İkrar ile gelmişse,
Gayri hiç inkâr olmaz.
Yunus sıkı tut eri!
Düşünme başka piri!
Bozma girdiğin yeri!
Bunda tarumar olmaz.
Şu yaşa geldim
Sorulsa bana diyorum,
Dünyaya ne işe geldim?
Kalasım yok gidiyorum,
Din için yumuşa geldim.
Sert söyledim, gönül yıktım,
Öfkelendim canlar yaktım,
Yapılan gıybetten bıktım,
El diline düşe geldim.
Bakın anlatayım size,
Hayran oldum ben ay yüze,
Nazar kıldım ela göze,
Siyah olup kaşa geldim.
Ay oldum, âleme doğdum,
Bulut oldum, göğe ağdım,
Yağmur oldum, yere yağdım,
Nurlanıp güneşe geldim.
Yolum sana oldu durak,
Nefsim beni artık bırak!
Yunus şu haline bir bak!
Ne yaptın şu yaşa geldin?
194
www.dinimizislam.com
Gelsin
Kaçırmayın cemaati,
İmam olduk uyan gelsin!
İçsin aşkın şerbetini,
Aşk adını duyan gelsin!
Miskinliğin gömleğini,
Ârif olup giyen gelsin!
Akan rahmet sularıyla,
Gönül kirin yuyan gelsin!
Ayrılık yok yolumuzda,
Erkek gelsin, bayan gelsin!
Bu toprakta atlı olmaz,
İnsin yere, yayan gelsin!
Zamane şeyhinden kaçıp,
Pirimize uyan gelsin!
Haramları zehir bilen,
Helal lokma yiyen gelsin!
Halisane tevbe eden,
Günahlardan cayan gelsin!
Harama bakmamak için,
Gözlerini oyan gelsin!
Yağma etsin dünyalığı,
Gözü gönlü doyan gelsin!
Yabancılar bilmez bizi,
Bize bizim diyen gelsin!
Zehir ile pişmiş aşı,
Balmış gibi yiyen gelsin!
Edepsizin işi yoktur,
Büyükleri sayan gelsin!
Ehl-i sünnet kitaplarla,
Dinimizi yayan gelsin!
Münkirlerin mezarına,
Yılan gelsin, çıyan gelsin!
Fedakârlık ister bu yol,
Tatlı cana kıyan gelsin!
Yunus bırak korkakları,
Hak yola baş koyan gelsin!
Yakan benim
Gece gündüz buluşurum,
Dost yüzüne bakan benim.
Denizlere karışırım,
Irmak olup akan benim.
Kâh gülüp, kâh ağlıyorum,
Ciğerimi dağlıyorum,
Sular gibi çağlıyorum,
Su bendini yıkan benim.
Bu faniye gelen gülmez,
Ne yapsa da murat almaz,
Herkes göçer kimse kalmaz,
Şu dünyadan bıkan benim.
Hem garibim, hem de güçsüz,
Gidemem yoluma dümdüz,
Şu Yunus’u gece gündüz,
Ateşlerde yakan benim.
Aşk nedir?
Saplanınca aşk oku,
Bir yara açıp gider.
Aşk yüzünden yüreğim,
Kaynayıp taşıp gider.
Söz tutan, öğüt alan,
Namazı doğru kılan,
Haramdan uzak kalan,
Sıratı geçip gider.
Dine aykırı giyen,
Dişleri haram yiyen,
Var mı ben gibi diyen,
Ateşe düşüp gider.
Ateşe düşen kişi,
Felaket onun işi,
Ahmak kimsenin başı,
Ateşte pişip gider.
195
www.dinimizislam.com
Hak aşkıyla yanmayan,
Gerçeğe dayanmayan,
Gafletten uyanmayan,
Sarayı göçüp gider.
Aşkım sanki bir düştür,
Şansım bana gülmüştür,
Yunus garip bir kuştur,
Sonsuza uçup gider.
Uçan kurtulsaydı, kuş kurtulurdu,
Kuşun kanadını kıran dünyasın.
Dünya gelir geçer
Sevdiğimi aldın, beni aldattın,
Şu faniye konan göçer,
Rızkı kadar yiyip içer,
Ecel ömre kefen biçer,
Bel bağlama bu dünyaya!
Üstümüze çöker dağlar,
Ecel gelir, dilin bağlar,
İki gözden yaşlar çağlar,
Bel bağlama bu dünyaya!
Yer altında olur yatak,
Yere düşer kuru yaprak,
Gözlerine dolar toprak,
Bel bağlama bu dünyaya!
Malın mülkün hayal olur,
Haram ise, vebal olur,
Helal ise, sual olur,
Bel bağlama bu dünyaya!
Kısa olsun emelimiz,
Sağlam olsun temelimiz,
Halis olsun amelimiz,
Bel bağlama bu dünyaya!
Yunus der ki günahın çok,
Tevbe için bir âhın yok,
Hak’tan başka ilahın yok,
Bel bağlama bu dünyaya!
Yalan dünya
Bilen bilir, sen ne yalan dünyasın,
Nice enbiyayı alan dünyasın.
Gözyaşına bakmaz, nice insanın,
Karanlık mezara koyan dünyasın.
Dönüp de yüzüme gülen dünyasın.
Sultanın tahtını, sen viran kıldın,
Öksüzün boynunu buran dünyasın.
Asırlarca, kaç kez dolup boşaldın,
Nicesinden arta kalan dünyasın.
Yunus yapılacak işlerin çoktur,
İşimi gücümü bozan dünyasın.
Benzer
Dünya denilen yer küre,
Büyükçe bir şehre benzer,
Bizim kısa ömrümüzse,
Bir anlık pazara benzer.
Bir kimse bu şehre geldi,
Birkaç saat karar kıldı,
Geri dönüp gitmesi de
Dönüşsüz sefere benzer.
Bu şehrin hayalleri,
Türlü çeşitli halleri,
Aldatır hep gafilleri,
Ateşsiz yakara benzer.
Fani yeri baki sanan,
Hayallerle oyalanan,
196
www.dinimizislam.com
Tuzağına yakalanan,
Otlayan sığıra benzer.
Şehirdeki yüce sultan,
Dost düşmana eder ihsan,
Sultanla tanışan insan,
Hiç yok iken vara benzer.
Boğuktur Yunus’un sesi,
Bir gözle görür herkesi,
Bu miskinin her nefesi,
Bala ve şekere benzer.
Hak diye diye
Özlediğim vatana,
Gitsem Hak diye diye,
Artık geri dönmesem,
Kalsam Hak diye diye.
Bir gün Azrail tuta,
Çaresiz ana ata,
Binip ağaçtan ata,
Gitsem Hak diye diye.
Zikirle meşgul olsam,
Solmayan bir gül olsam,
Şakıyan bülbül olsam,
Ötsem Hak diye diye.
Bulut olup yürüsem,
Dağı taşı bürüsem,
Bir mum gibi erisem,
Yansam Hak diye diye.
Sarılmalı hak yola,
Kalbler ihlâsla dola,
Dost ilindeki göle,
Dalsam Hak diye diye.
Yüksekten yere insem,
Aşk ateşine yansam,
Yana yana kül olsam,
Tozsam Hak diye diye.
Gezsem dünya yüzünde,
Hiçbir şey yok gözümde,
Şu aşkın denizinde,
Yüzsem Hak diye diye.
Aşksızlarla yok aram,
Aşksıza sohbet haram,
Sorana haber verem,
Desem Hak diye diye.
Yunus da, bir gün öle,
Kabrine kurtlar dola,
Vücudu toprak ola,
Tozsam Hak diye diye.
Gelsin
Bu zor işi yapmaya,
Kolu sıvayan gelsin!
Bâtıldan kaçınarak,
Hakkı arayan gelsin!
Pısırık şöyle dursun,
İşe yarayan gelsin!
Namahreme bakmayan,
Gözü koruyan gelsin!
İşlenen günahları,
Kökten kazıyan gelsin!
Eli değil kendini,
Her an kınayan gelsin!
Hizmetlerde yarası,
Akıp kanayan gelsin!
Yabancılar anlamaz,
Bizi tanıyan gelsin!
Ele hep gülümseyen,
İçten ağlayan gelsin!
Haram şeylere karşı,
Eli bağlayan gelsin!
Hak aşkıyla kavrulup,
Kalbi dağlayan gelsin!
197
www.dinimizislam.com
Katı kalbliler değil,
Gözü çağlayan gelsin!
Kazancını helalden,
Tutup sağlayan gelsin!
Çiğ olan geri dursun,
Pişip kaynayan gelsin!
Nimet ganimet diye,
Zevkten oynayan gelsin!
Solmayan dost gülünü,
Bağdan toplayan gelsin!
Fitne fesattan kaçan,
Sırrı saklayan gelsin!
Günahlardan sakınıp,
Kalbi paklayan gelsin!
Nasuh tevbesi edip,
Nefsi aklayan gelsin!
Yunus gibi hak yola,
Canı adayan gelsin!
Göresin
Eğriliği bırakıp,
Doğru yola gelesin,
Kibri kini çıkarıp,
Erden nasip alasın.
Ne verirsen elinle,
Onlar gider seninle,
İnkâr etsen dilinle,
Varınca anlayasın.
Kim kalbde pas yatırır,
Bil ki onu yitirir,
İçerde şah oturur,
Girdiğin an göresin.
Yunus niçin durmadan,
Bahsedersin hep aşktan?
Haber gelince dosttan,
Ona nasıl varasın?
Aklın sana yâr ise
Bir sözüm vardır sana,
Dinle canın var ise.
Düşkün olma dünyaya,
Eğer gayen kâr ise.
Sevilecek bir yâr bul!
Baktın yârin eğri kul!
Neyin varsa ver kurtul!
Aklın sana yâr ise.
Gördün yârin iyidir,
Kölesi olman yeğdir,
Çıkar ciğerin yedir,
Eğer çaren var ise.
Namert gibi olmaya!
Bıçak sokma sofraya!
Ekmek onu komaya,
Tuzun hakkı var ise.
Kötülük etme asla!
İlenir herkes sana,
Söylenir senden sonra,
Ne dirliğin var ise.
Miskin Yunus delidir,
Sözlerinden bellidir,
Ölse hali nicedir,
Eğer kabri dar ise.
Sofu
Seni sofu zanneden,
Sen ne iyisin diyen,
Nasıl sofu olur ki,
Her sarık cübbe giyen?
Cübbelere büründün,
Halka sofu göründün,
Dış yüzünle övündün,
İçin bir kuru kovan.
198
www.dinimizislam.com
Sanma kalbi şükreyler!
Fitne fesat fikreyler,
Hiç böyle mi zikreyler,
Mevla’yı aşkla seven?
Yunus seni yel alır,
Yalancı yolda kalır,
Bir gün yerini bulur,
Hakikat ile yalan.
Affa uğrarız
Ey dervişler korkarız,
Ansız ölürüz diye.
Ölmenin önemi yok,
Ceza görürüz diye.
Bir gün görünür göze,
Ayıp vurulur yüze,
Korku geliyor bize,
Yalnız kalırız diye.
Gerçek bir kul olaydık,
Ona kulluk kılaydık,
Durmayıp ağlayaydık,
Yarın güleriz diye.
Nankörlük etmeyelim!
Sakın kin gütmeyelim!
İmansız gitmeyelim!
Narda yanarız diye.
Yunus girdi günaha,
Çıkar mıyız felaha?
Ümit vardır Allah’a,
Affa uğrarız diye.
Aç gözünü
Ey gönül, aç gözünü,
Çok uzatma sözünü,
Sonra dövme dizini,
El aybını gözetme
Helal haram yiyorlar,
Ölüm yok mu diyorlar,
Kötülük ediyorlar,
Sen kötü adla gitme!
Dünyaya gönül verme!
Yüz döndür ahirete,
Kıl taat gündüz gece,
Ayak uzatıp yatma!
Bak pirin buyruğuna,
Yüzün koy ayağına,
Katlan hep dayağına,
Yunus kaşını çatma!
Yazıyorum
Girdim aşkın denizine,
Dalgıç gibi yüzüyorum.
Denizlerin üzerinde,
Hızır gibi geziyorum.
Cemalini gördüm düşte,
Çok aradım yazda kışta,
Bulamadım dağda taşta,
Gözlerimi süzüyorum.
Kaza kaza indim yere,
Nefsin yüzü yara bere,
Hürmeti yok şeyhe, pire,
Bentlerini bozuyorum.
Şüphe yok ki dünya fani,
Bunca yıldır gelen hani?
Aldattın ey dünya beni,
İşlerinden beziyorum.
Yunus gelmez derdin dile,
Senelerce çektin çile,
Ciğerimin kanı ile,
Hâllerimi yazıyorum.
199
www.dinimizislam.com
Nefsin hâli Hain
Benim tuhaf bir nefsim var,
Saldırgan bir hayvan olur.
Bir an gelir neşe saçar,
Bir an gelir giryan olur.
Bazen sanasın kış gibi,
Zemheride kalmış gibi,
Bazen yeşil almış gibi,
Her tarafı bostan olur.
Sessizliğe olur düçar,
Söz söylemez kalır naçar,
Bir an dili hikmet saçar,
Dertlilere derman olur.
Bir an çıkar Arş üstüne,
Bir an iner yer altına,
Denizde sanki bir damla,
Bir an taşar, umman olur
Bir an cehalette kalır,
Dünyadan habersiz olur,
Bir an ilim irfan dolar,
Hikmet ehli Lokman olur.
Bir an olur cinle peri,
Viraneler olur yeri,
Bir dem uçar Belkıs gibi,
Süleyman’la sultan olur.
Bazen de gider camiye,
Yüzünü koyar secdeye,
Bazen varır kiliseye,
İncil okur, ruhban olur.
Bazen olur uysal biri,
Kalbinden temizler kiri,
Bir an çok kabarır kibri,
Firavun’la Haman olur
Bir an döner Cebrail’e,
Rahmet saçar her mahfile,
Bir an biter her gaile,
Miskin Yunus hayran olur.
Kelimeler:
Düçar: Uğramış, yakalanmış, tutulmuş
Gaile: Sıkıntı, dert, keder, üzüntü
Giryan: Gözyaşı döken, ağlayan
Mahfil: Toplantı yeri, toplanılacak yer
Naçar: Çaresiz
Kimseye kalmaz
Sakın vakitsiz ötme!
Yanlış yollara gitme!
Boşuna hayal etme!
Her istenen şey olmaz.
Sanma ahiret ırak!
Yeter gafleti bırak!
Boşuna etme firak!
Gidenler geri gelmez.
Bugünler gelir geçer,
Dünyaya gelen göçer,
Ecel şerbeti içer,
Gafiller bunu bilmez.
Yunus dosta gidelim,
Tatlı sohbet edelim,
Sevelim sevilelim,
Dünya kimseye kalmaz.
Elhamdülillah
Hak’tan gelen şerbeti,
İçtik elhamdülillah.
Şu kudret denizini,
Geçtik elhamdülillah.
Gezdik nice çağları,
Bahçeleri, bağları,
Ovaları, dağları,
Aştık elhamdülillah.
Kuru idik, yaş olduk,
Kanatlandık, kuş olduk,
200
www.dinimizislam.com
Hak dostuna eş olduk,
Uçtuk elhamdülillah.
Gittiğimiz yollara,
Vardığımız illere,
Sevgiyi gönüllere,
Saçtık elhamdülillah.
Kokladık dost gülünden,
Zemzem içtik elinden,
Dostumuzun ilinden,
Geçtik elhamdülillah.
Dargınla barışarak,
Ellere karışarak,
Rüzgârla yarışarak,
Estik elhamdülillah.
Zulümlere dalana,
Başvururlar yalana,
Dine düşman olana,
Küstük elhamdülillah.
Rum ilinde kışladık,
Şeytanları taşladık,
Hazırlığa başladık,
Göçtük elhamdülillah.
Kaynadık, pınar olduk,
Sulandık, nehir olduk,
Akıp denize dolduk,
Taştık elhamdülillah.
Güllere olduk diken,
Bizdik gözyaşı döken,
Dervişlerle çiğ iken,
Piştik elhamdülillah.
Değil mi?
İbret almaz mısın şu ölülerden?
Ölenler Mevla’nın kulu değil mi?
Bunca yıl yatarlar yerin altında,
Yatanlar Mevla’nın kulu değil mi?
İyilere gelir Cennet kokusu,
Âşığın gözüne gelmez uykusu,
İnsanı yüceltir Allah korkusu,
Korkanlar Mevla’nın kulu değil mi?
Kimi sahip olur her an diline,
Hayra verir ne geçerse eline,
Allah'ı zikredip rahmet gölüne,
Dalanlar Mevla’nın kulu değil mi?
Salihlerin yeri Cennet kuşkusuz,
Gündüz oruçludur, gece uykusuz,
Mahşer günü hepsi gezer korkusuz,
Gezenler Mevla’nın kulu değil mi?
Gafletle geçiyor ömrün bilmezsin,
Arayıp derdine derman bulmazsın,
Niye namazını doğru kılmazsın?
Kılanlar Mevla’nın kulu değil mi?
Söylemezler Hakk’a lâyık sözleri,
Toprakla dolacak kara gözleri,
Genç yaşında ölüp taze yüzleri,
Solanlar Mevla’nın kulu değil mi?
Yunus beyan eder kendi hâlini,
Uzak sanma sen kendine ölümü!
Firdevs bahçesinin gonca gülünü,
Derenler Mevla’nın kulu değil mi?
Nasihat
Hakikati özlerler,
Kerameti gizlerler,
Âşıkla can gözlerler,
Rengi sarı dervişler.
201
www.dinimizislam.com
Dünya benim diyenler,
Açık saçık giyenler,
Haram lokma yiyenler,
Felakete batmışlar.
Molla, müftü olanlar,
Yalan fetva verenler,
Akı kara kılanlar,
Cehenneme girmişler.
Kadı, imam olanlar,
Haksız dava kılanlar,
Sanki bir merkep gibi,
Yük altında kalmışlar.
Ahmed Yesevi
(Rahmetullahi aleyh)
Cahil bayan, kocasına sövüyor,
Zalim erkek, hanımını dövüyor,
İşlediği rezaleti övüyor,
Dini bilen eşler, kolay bulunmaz.
Kolay bulunmaz
Gerçeği söyleyen, kolay bulunmaz.
Deme sakın Hoca çok abartıyor?
Günah, küfür, gün geçtikçe artıyor,
Hayâ perdesini çekip yırtıyor,
Güzel örnek olan, kolay bulunmaz.
Zulmetin dumanı, göğe ulaşmış,
İstenen güzellik, kolay bulunmaz.
Hizmet yolunda
Günahlarla dolu, sokakla çarşı,
Fâsıklar övülür, titretir arşı,
Salihler horlanır, millete karşı,
İyileri bilen, kolay bulunmaz.
Hainler saptırır rehbersiz kulu,
Cazip gösterilir, sapıklık yolu,
Boşa harcatırlar parayı, pulu,
Hak yoluna veren, kolay bulunmaz.
Dilimiz yalana nasıl bulaşmış,
Yanlışlar doğrudan, seçilemiyor,
Bid’at engelinden geçilemiyor,
Kirletilen sular, içilemiyor,
Kaynak sularımız, kolay bulunmaz.
Her önüne gelen kitap yazıyor,
Âlime nakilci diye kızıyor,
Doğru itikadı çekip bozuyor,
Sapığa dur diyen, kolay bulunmaz.
Mezhepsiz olanı âlim tanırlar,
Sapıkların yalanına kanarlar,
Hakiki âlimleri tutup kınarlar,
Ecdadı savunan, kolay bulunmaz.
Hakk’a gidelim!
Hizmet yolunda.
Sohbet edelim!
Hizmet yolunda.
Bir günü bin yıl,
Gafletten ayıl!
Mücahit sayıl!
Hizmet yolunda.
Pak olsun özün!
Hak olsun sözün!
Ak olsun yüzün!
Hizmet yolunda.
Kimseyi yerme!
Eli hor görme!
Günaha girme!
Hizmet yolunda.
202
www.dinimizislam.com
Çukura düşme!
Doğrudan şaşma!
Haddini aşma!
Hizmet yolunda.
Kimseyi ezme!
Üzül de üzme!
Gafletle gezme!
Hizmet yolunda.
Saçını ak et!
Gönlünü pak et!
Cenneti hak et!
Hizmet yolunda.
İstersen eğer,
Bulayım zafer,
Ol sağlam nefer!
Hizmet yolunda.
Hakkı bulasın!
Aşkla dolasın!
Çok yorulasın!
Hizmet yolunda.
Bu dünya fani,
Ne yaptık hani?
Kalkmalı mani,
Hizmet yolunda.
Özlü bir öğüt,
Kendini eğit!
İman ile git!
Hizmet yolunda.
Hoca’nın özü
Doğrudur sözü,
Olmalı gözü,
Hizmet yolunda.
Aldanma bu dünyaya!
Gizli tuzağa benzer.
Yanlış yol tutmamalı,
Çamura batmamalı,
Haramı yutmamalı,
Günahı dağa benzer.
Hoca, su gibi çağla!
Özünü Hakk’a bağla!
Ağlarsan kendin ağla!
Vefakâr yoğa benzer.
Benzer
Kızım Hanife hatuna
Azıksız çıkma yola!
Hedef uzağa benzer.
Yıkar
Halktan kaçan zahidi,
Zühddeki şöhret yıkar,
Cennet diyen âbidi,
Dünyaya rağbet yıkar.
Yıkılsa fani dünya,
Üzülmez ârif asla.
Biçilmez akla paha,
Ahmağı gaflet yıkar.
Kişi sevse birini,
Durmaz anar ismini,
Kim anmazsa yârini,
Onu gam kasvet yıkar.
Övme ibadetini!
Etmesin mağrur seni!
Kibir yutar kimini,
Kimini haset yıkar.
Kötülere uyulmaz,
Söz verince cayılmaz,
Sohbetlere doyulmaz,
Hoca’yı hasret yıkar.
Namazı vaktinde eda etmeli,
Büyüklerin sözlerini tutmalı,
203
www.dinimizislam.com
Gösterilen doğru yola gitmeli,
Güleç yüzlü, güzel sözlü ol kızım!
Kalblerden kalblere bir yol bulmalı,
Her zaman yumuşak tavır almalı,
Acı sözü bırakıp, tatlı olmalı,
Güleç yüzlü, güzel sözlü ol kızım!
Erinin hakkına eyle riayet!
Ona hizmet. Allah için ibadet,
İyi geçinmektir esas marifet,
Güleç yüzlü, güzel sözlü ol kızım!
Hallerinden Allah razı olmalı,
Yüzünü görene neşe dolmalı,
Sözünü dinleyen lezzet almalı,
Güleç yüzlü, güzel sözlü ol kızım!
Sakın darılıp hiç kimseye sövme!
Çocuklara kızıp onları dövme!
Evinde sokakta kendini övme!
Güleç yüzlü, güzel sözlü ol kızım!
Seninledir baban İbrahim Hakkı,
Sana der, her zaman Kur’anı oku!
İlimle irfanla kendini doku!
Güleç yüzlü, güzel sözlü ol kızım!
Erzurumlu İbrahim Hakkı
(Rahmetullahi aleyh)
Varlık ve darlık
Kötüdür yoksulluktan,
Nice zengin varlığı,
Malı mülkü olsa da,
Gitmez gönül darlığı.
Bak gâfilin yoluna!
Kasvet binmiş dalına,
Bakar durur malına,
Gitmez karamsarlığı.
Bu dünya kime kaldı?
Hani kim murat aldı?
Süleyman’a kalmadı,
Onun hükümdarlığı.
Süleyman sepet ördü,
Kendi emeğin yerdi,
İşte onunla buldu,
Gerçek bahtiyarlığı.
Yunus her neyin varsa,
Hepsini ver hak yola!
Bir gün elinden çıka,
Bu dünyanın varlığı.
Derviş olmak
Dervişlik isteyene,
Bir şeyler demek gerek.
Kadeh verip eline,
Zehir içirmek gerek.
Kaçırmasın fırsatı,
Öğrensin bir sanatı,
Bıraksın atı yatı,
Maldan soğutmak gerek.
Dünyadan gönlü çeke,
Eliyle arpa eke,
Una soğuk su döke
Serip kurutmak gerek.
Budur derviş dirliği,
Bozmamalı birliği,
Almak için erliği,
Çok kahır çekmek gerek.
Gitsin dünya sevgisi,
Sevmemek Hak vergisi,
Duyulmasın övgüsü,
Gönülden atmak gerek.
204
www.dinimizislam.com
Yunus nere gidersin?
Kime kaygı güdersin?
Tuhaf laflar edersin,
Sözüne yetmek gerek.
Yüzkarası
Menzil uzak sorulmaz,
Hemen kolay varılmaz,
Zordur dağlar aşılmaz,
Bunu kim başarası?
Aç ise çörek gerek,
Yıkılmaz direk gerek,
Kocaman yürek gerek,
Çetin yolu aşası.
Dini masal sayanın,
Ayakları kayanın,
Hain nefse uyanın,
Silinmez yüzkarası.
Yunus vermiştir karar,
Gerçeği durmaz arar,
İki cihana yarar,
Yiğidin sermayesi.
Bir gün
Zikret kalbe huzur dolsun,
Ruh kafesten uçar bir gün.
Azığımız hazır olsun,
Kervan gelir geçer bir gün.
İhlâslılar hakkı seçer,
Kim ne eker, onu biçer,
Ecel gelir, canın uçar,
Kalacaksın naçar bir gün.
Ruh bedeni mesken eyler,
Derviş Yunus hakkı söyler,
Şanslı kadınlar ve beyler,
Doğru yolu seçer bir gün.
Ruh ve nefs
Zinde olan ruhum feryat ediyor,
Geceyi gündüze durma kat diyor.
Fakat tembel nefsim inat ediyor,
Vur kafayı gece gündüz yat diyor.
Ruhum kalkmak ister, her sabah erken.
Haramlara sakın uzanma derken.
Nefsim haram helâl sormadan yerken,
Dünyanın zevkinden sen de tat diyor.
Yunus herkes seni insaflı bulsun!
Yapılan tenkitler ölçülü olsun!
Nefsim köpürüyor, hain ot yolsun!
Zındıklara amansızca çat diyor.
Tevbeye gel tevbeye
Dünyaya mağrur kişi,
Bırak uygunsuz işi!
Uçmadan ömür kuşu,
Tevbeye gel tevbeye!
Ey halk içinde ulu,
Olma nefsinin kulu!
Sevme parayı pulu!
Tevbeye gel tevbeye!
Bir gün kıyamet kopa,
Düz ola, dere tepe,
Nicesi yoldan sapa,
Tevbeye gel tevbeye!
İmkân elinde iken,
İşin yolunda iken,
Tevhid dilinde iken,
Tevbeye gel tevbeye!
Damarında kan varken,
Bedeninde can varken,
205
www.dinimizislam.com
Yatarken, uyanırken,
Tevbeye gel tevbeye!
Günahın pek çoksa da,
Amelin hiç yoksa da,
Gözün gönlün toksa da,
Tevbeye gel tevbeye!
Gençliğine aldanma!
Maksatlı homurdanma!
Geç kalma, oyalanma!
Tevbeye gel tevbeye!
Kötülere uymadan,
Uçuruma kaymadan,
Yarınlara koymadan,
Tevbeye gel tevbeye!
Zehir katma aşına!
Bir dert açma başına!
Bakmazlar gözyaşına,
Tevbeye gel tevbeye!
Günahlara gülünmez,
Ölüm ne gün bilinmez,
Acelesi yok denmez,
Tevbeye gel tevbeye!
Gerçekler ayan beyan,
Sırtını Hakk'a dayan!
Gafletten artık uyan!
Tevbeye gel tevbeye!
Din, dünyaya satılmaz,
Haram lokma yutulmaz,
Can ateşe atılmaz,
Tevbeye gel tevbeye!
Gelenler çekip gitti,
Sevdiğini terk etti,
Denmeden ömrün bitti,
Tevbeye gel tevbeye!
Hoca gaflete dalma!
Mazlum âhını alma!
Sonunda pişman olma!
Tevbeye gel tevbeye!
Hesap var
Haram bilinmez ise,
Namaz kılınmaz ise,
Zekât verilmez ise,
Hesap var ahirette.
İbadet ne diyene,
Helâl haram yiyene,
Açık saçık giyene,
Hesap var ahirette.
Hoca yalvar Allah’a!
Tevbe et her günaha!
Yüzü ak gir dergâha!
Hesap var ahirette.
Dinimiz
Şefkatle bize bakar,
Bir pınar gibi akar,
Mümine verir vakar,
Mübarek İslam dini.
Küçükleri sevdirir,
Büyükleri saydırır,
Güzelliği yaydırır ,
Mübarek İslam dini.
Doğru yolda koşturur,
Engelleri aştırır,
Menzile ulaştırır,
Mübarek İslam dini.
Günahlar onda erir,
Ölüye hayat verir,
Hoca’ya yol gösterir,
Mübarek İslam dini.
206
www.dinimizislam.com
Tevbe edelim tevbe
Mala gönül verilmez,
Tevbe edelim tevbe!
Başa çorap örülmez,
Tevbe edelim tevbe!
Rehber olmasın şeytan,
Edilmez öyle isyan,
Geciktirmeden bir an,
Tevbe edelim tevbe!
Acelesi yok denmez,
Veresiye ödenmez,
İstiğfarsız çark dönmez,
Tevbe edelim tevbe!
Dinden taviz vermeden,
Kötü günler görmeden,
Kabre suçlu girmeden,
Tevbe edelim tevbe!
Olma o kadar şişman,
Gülmesin bize düşman,
Günaha olup pişman,
Tevbe edelim tevbe!
Niçin besleriz teni?
Yılan çıyan yer onu,
Ateş olmasın sonu,
Tevbe edelim tevbe!
Uymayalım şeytana,
Şükredelim Rahman'a!
Kavuşturur ihsana,
Tevbe edelim tevbe!
Olmayalım afacan,
Bitsin artık heyecan,
Yakılmaz bu tatlı can,
Tevbe edelim tevbe!
Rabbimiz tek ilâhtır,
Benzeri yok bir şahtır,
Gönül kırmak günahtır,
Tevbe edelim tevbe!
Şeytan bize gülmeden,
Oyununa gelmeden,
Gâfil halde ölmeden,
Tevbe edelim tevbe!
Olunmaz asla deli,
Esmeden ölüm yeli,
Günahtan çekip eli!
Tevbe edelim tevbe!
İnsan kabından taşar,
Hoca bu işe şaşar,
Günahlar haddi aşar,
Tevbe edelim tevbe!
İnsan gibi
Dine uymak fazilettir,
Giyinmeli insan gibi!
Çıplak gezmek rezalettir,
Giyinmeli insan gibi!
İnci mercan diziyorlar,
Salihleri üzüyorlar,
Maymun gibi geziyorlar,
Giyinmeli insan gibi!
Hak aşkıyla kalbini yak!
İslam’ın ziynetini tak!
Mevla’mızın emrine bak!
Giyinmeli insan gibi!
Açık gezer, haram yersin,
Ama kalbim temiz dersin,
Allah sana akıl versin,
Giyinmeli insan gibi!
Dolaşırsın çarşı pazar,
Tırnakların durmaz uzar,
Belki sana değer nazar,
Giyinmeli insan gibi!
Mini için cici dersin,
Eşarp için öcü dersin,
207
www.dinimizislam.com
Kapalıya neci dersin,
Giyinmeli insan gibi!
Giysilerin gayet ince,
Bu yakışmaz mümin gence,
Görürsün sen de ölünce,
Giyinmeli insan gibi!
Sen hiç öcü görmedin mi?
O öcüler yesin seni,
Hoca der ki dinle beni!
Giyinmeli insan gibi!
Kızım
Artsın eksilmesin şerefin senin,
İffetinle daim olasın kızım!
Hak yolunda giden şu kafilenin,
İçinde her zaman kalasın kızım!
Lisan-ı hâlinle yaşa İslâm’ı!
Göster gâfillere gerçek insanı!
Ehlinden öğrenip ilmi, irfanı,
Hayatınla örnek olasın kızım!
İtibar edilmez dini satana!
Fatihler yetiştir, güzel vatana!
Hakkı tebliğ edip, küfre batana!
Kulluğunu ifa edesin kızım!
Hoca, müjde verdi emre uyana,
Tesettür İslâm’ın emridir sana,
Kapılma modaya, sarıl imana!
Huzuru edepte bulasın kızım!
Bozuluyor halkımız
Oruç, namaz, zekât yok,
Komşu açken yatar tok,
Rezaletler gayet çok,
Bozuluyor halkımız.
Düşmanlar övülüyor,
Kâfirler seviliyor,
Ecdada sövülüyor,
Bozuluyor halkımız.
Çok yeri açık saçık,
Yoksa aklı mı kaçık?
Mümine atar kılçık,
Bozuluyor halkımız.
Bâtıllar seçiliyor,
Şaraplar içiliyor,
İmansız göçülüyor,
Bozuluyor halkımız.
Kalbim çok temiz derler,
Her çeşit haram yerler,
Hoca der, hani erler?
Bozuluyor halkımız.
Kardeşim
Ehli Sünnet dersek bizim yolumuz,
Niye alınırsın buna kardeşim?
Feda olsun dersek can ve malımız,
Niye alınırsın buna kardeşim?
İslam büyüklerine, çatar edepsiz,
Kimseye kızmayız, öyle sebepsiz,
Mezhep tanımaza, dersek mezhepsiz,
Niye alınırsın buna kardeşim?
Tarihlere geçti yiğit şanımız,
Hak yolunda dökülmeli kanımız,
Rabbimize feda dersek canımız,
Niye alınırsın buna kardeşim?
İstismar etmeyiz, mübarek dini,
Kaldırmak isteriz aradan kini,
208
www.dinimizislam.com
Sevmeyiz Batı’yı, Moskof’u Çin'i,
Niye alınırsın buna kardeşim?
Nefsin zararı
Salih bir Müslüman olayım derken,
Nefsin hilesine akıl ermiyor.
Kıymetli kitaplar her yerde iken,
Gaflete sokuyor, gözüm görmüyor.
Ehli sünnet olan nifakçı değil,
Başını dik tutma birazcık eğil,
Haktan gayrisine vermezsek meyil,
Niye alınırsın buna kardeşim?
Gönlümü bitmeyen hayale saldım,
Gözlerim görmedi, çukura daldım,
Sıkıntı peş peşe, çaresiz kaldım,
Düzenim bozuldu, yola girmiyor.
Nefsine, şeytana aldanma dersek,
Çürümüş tahtaya dayanma dersek,
Batının yoluna, boyanma dersek,
Niye alınırsın buna kardeşim?
Hoca, hain nefsin seni yoruyor,
Rahat bırakmıyor, hesap soruyor,
İyi ki imanım, beni koruyor,
Sıkı tutup nefse fırsat vermiyor.
Bellidir İslam’ın gerçek muradı,
Hürmetle hatırla şanlı ecdadı!
Mazlumlara örter isek kanadı,
Niye alınırsın buna kardeşim?
Unutma kıyameti
Ehli sünnet olmak bu işin farkı,
Tersine dönse de dünyanın çarkı?
İman taşıyana gelmez hiç korku?
Niye alınırsın buna kardeşim?
Kenarda dolaşma hak yola katıl!
Sakın geri kalma ileri atıl!
Hakkı hak bilelim, bâtılı bâtıl,
Niye alınırsın buna kardeşim?
Hakkı öğrenmeli millet diyoruz,
Dalalette kalmak illet diyoruz,
Bâtılı savunmak zillet diyoruz,
Niye alınırsın buna kardeşim?
Mehmet Akıllıyım, deliyi sevmem,
Dünya yıkılsa da sapığı övmem,
Dinimi yaşarım hiç taviz vermem,
Niye alınırsın buna kardeşim?
Çalış, kazan, ye, yedir!
Bir gönül ele geçir!
Yüz Kâbe’den iyidir,
Bir gönül ziyareti.
Akıllı mı şu insan,
Köşkler saraylar yapan?
Akıbet olur viran,
Cümlenin imareti.
Yüz bin peygamber gelse,
Hiç şefaat etmeye,
Eğer ki, olmaz ise,
Allah’ın inayeti.
Günaha günah katan,
Halka keramet satan,
Nefsi etsin Müslüman,
Varsa bir kerameti.
Yunus boş söz konuşma!
Ahmaklara danışma!
209
www.dinimizislam.com
Günahlara yanaşma!
Unutma kıyameti!
Nefsim
Nefsim beni nasıl yaktın?
Yanarken seyrine baktın,
Beni çaresiz bıraktın,
İnanmazsın niye nefsim?
Varım yoğum hep sen idin,
Can içinde bir can idin,
Gönüllere sultan idin,
İnanmazsın niye nefsim?
Hayrın, şerrin yazılacak,
Evin barkın bozulacak,
Bir gün kabrin kazılacak,
İnanmazsın niye nefsim?
Gün gelir sensiz kalırım,
Başa geleni bulurum,
Kurda, kuşa yem olurum,
İnanmazsın niye nefsim?
Yunus, yola gireceksin,
Ölenleri göreceksin,
Sen de ruhu vereceksin,
İnanmazsın niye nefsim?
Gafletten uyan
Ömür bahçesinin gülü solmadan,
Gaflet uykusundan uyan gözlerim!
Ecel saati gelip dolmadan,
Gaflet uykusundan uyan gözlerim!
Neler yaptın ise, onu bulursun,
Kervan geçer gider, yolda kalırsın,
Elbet bir gün sen de, pişman olursun,
Öğüt vereceksen, gizlice söyle!
El âlem içinde denir mi öyle?
Bırak emr-i maruf yapılmaz böyle!
Gaflet uykusundan uyan gözlerim!
İhtimalleri düşün, inceden ince!
İlmihâli öğren ölmeden önce!
Çaresiz kalırsın ölüm gelince,
Gaflet uykusundan uyan gözlerim!
Helal mala niçin haram katarsın?
Yalan ile, hile ile satarsın,
Gün olur o malla, sen de batarsın,
Gaflet uykusundan uyan gözlerim!
Aklına güvenip kapılma kibre!
Çarkı bozulacak, duracak ibre,
Henüz girmemişken karanlık kabre,
Gaflet uykusundan uyan gözlerim!
İlimsiz, ihlâssız sözler tutulmaz,
Haramlara karışmış lokma yutulmaz,
Bu köylerde senin malın satılmaz,
Gaflet uykusundan uyan gözlerim!
Konu komşu kabre atmadan önce,
Henüz ecel gelip çatmadan önce,
Tatlı canın uçup gitmeden önce,
Gaflet uykusundan uyan gözlerim!
Hoca, surat asma, kaşını çatma!
Dikkat et, dinini dünyaya satma!
Ölümü unutma, tevbesiz yatma!
Gaflet uykusundan uyan gözlerim!
Gaflet uykusundan uyan gözlerim!
210
www.dinimizislam.com
Ver, kurtul
Hak yolundan edeni,
Her ne ise ver kurtul!
Ne beslersin bedeni?
Kabirde çürür gider.
Ölürsün gözünü aç!
Dökülür o sırma saç.
Yılan çıyan gelir aç,
Vücudunu yer gider.
Gerçekleri bulana,
Halis mümin olana,
Beratını alana,
(Müjde sana) der gider.
Kes haramdan elini!
Çek gıybetten dilini!
Ecel büker belini,
Dükkânı örter gider.
Çok olsa da biter yaş,
Ecel gelir, düşer baş,
Taş üstünde kalmaz taş,
Gök dürülür, yer gider.
Besleme uzun emel,
Sağlam olmalı temel,
İhlâslı olan amel,
Hak katına er gider.
Yunus bir gün ölürse,
Hakk'tan yardım gelirse,
İman yoldaş olursa,
Rabbimize yâr gider.
Zamane sofusu
Sofudur halk içinde,
Tesbih elinden gitmez.
Dili marifet söyler,
Gönlüyse tasdik etmez.
Çok fazladır cüreti,
Manasızdır sohbeti,
Dışında ibadeti,
İçiyse kabul etmez.
Derviştir, sabrı yoktur,
İhlâsa karnı toktur,
Dilinde zikri çoktur,
Asla içi işitmez.
Sarıkla cüppe takar,
Gören sakala bakar,
Onu, şöyle sanırlar:
Zerrece günah etmez.
Dışı derviş, içi boş,
Dili tatlı, sözü hoş,
Ettiğini bir sarhoş,
Sakınır asla etmez.
Görenler sofu sanır,
Salih olarak tanır,
Selam verir, utanır,
Riyasına güç yetmez.
Devesine binemez,
Aşağıya inemez,
Miskinliğe dönemez,
Gönlünden kibir gitmez.
Yunus, bu dertlerini,
Dostuna söyle emi!
Onun çoktur keremi,
Herkes etse, o etmez.
Arzularsın
Canı dosta vermeden,
Cananı arzularsın.
Haçını çıkarmadan,
İmanı arzularsın.
Yolum Kâbe’dir dersin,
Yanlış yola gidersin,
211
www.dinimizislam.com
Hem cimrilik edersin,
İhsanı arzularsın.
Kaldın herkesten geri,
İstersin yüksek yeri,
Meleklerden ileri,
Seyranı arzularsın.
Yanlış şeyler yaparken,
Hak yolundan saparken,
Sen nefsine taparken,
Rahman'ı arzularsın.
Küçük çocuk gibisin,
Ağaç ata binersin,
Yokken topun tüfeğin,
Meydanı arzularsın.
Bir inci mercan iken,
Geçmez akçe sanırsın,
Mısır'a sultan iken,
Kenan’ı arzularsın.
Kaygın yok, kederin yok,
Doğru bir rehberin yok,
İlimden haberin yok,
İrfanı arzularsın.
Su topuğa çıkmadan,
Çayı deniz sanırsın,
Dereleri geçmeden,
Ummanı arzularsın.
Aramadan, bulmadan,
Sararmadan, solmadan,
Derdiyle kul olmadan,
Sultanı arzularsın.
Yunus kazanır hemen,
Eyyüb gibi sabreden,
Nasıl hiç sabretmeden,
Dermanı arzularsın?
Unuttun say
Sen bu cihan mülkünü,
Baştanbaşa tuttun say!
Bunların bütününü,
Çiğneyerek yuttun, say!
Süleyman’ın tahtına,
Şah olup oturdun say!
Cinlere perilere,
Hükümdarlık ettin say!
Bu dünya bir lokmadır,
Ağzında çiğnenmiş say!
Çiğnenmişse bitmiştir
Ha sen onu yuttun say!
Ömrün senin ok gibi,
Yay içine koydun say!
Hazır ok ne durur ki?
Ha sen onu attın say!
Pers hükümdarlığını,
Rusya’nın çarlığını,
Karun’un varlığını,
Sen malına kattın say!
Her bir nefes kim gele,
Keseden ömür yene,
Yarılandı bak kese,
Sen onu tükettin say!
Girip gördün denizi,
Su boğazına geldi,
Çırpınma, deli gibi,
Sen çaresiz battın say!
Ölüm vardır bilirsin,
Niye gâfil olursun.
Bir gün yalnız kalırsın,
Varıp kabre yattın say!
Yunus ömrün geçse de,
Yıllarca hoşluk ile,
Ne dersin son nefese,
Geç onu unuttun say!
212
www.dinimizislam.com
Tevbe etmeli
Aldatmamalı dünya sefası,
Giymeli kefen, atıp atlası,
Hakk'ı unutmak daha fenası,
Vakit geçmeden tevbe edelim!
Kendini süsler, nasıl bezersin?
Haddine bakmaz, kitap yazarsın,
Bilirim dersin, gâfil gezersin,
Vakit geçmeden tevbe edelim!
Yunus der, haydi gelin kardeşler,
Sıkı tutalım, düzelsin işler!
Öğüdüm budur size dervişler,
Vakit geçmeden tevbe edelim!
En sonunda üryan edip,
Soyan dünya değil misin?
Yunus çekti çok cefayı,
Süremedi hiç sefayı,
Resulullah Mustafa’yı,
Alan dünya değil misin?
İncin de incitme
Çoğunu ele ver, sen al azını!
Kendin incinsen de, incitme eli!
İyinin kötünün, çekip nazını,
Kendin incinsen de, incitme eli!
Tekkeyi beklersen, içersin çorba,
El ağzı büzülmez, değil ki torba,
Varsın ahmak densin, denmesin zorba,
Yalan dünya
Kendin incinsen de, incitme eli!
Soktuğun sanki az gibi,
Yılan dünya değil misin?
Gâfilleri bir kaz gibi,
Yolan dünya değil misin?
İşin yalan, sözün yalan,
Çok kişiden arta kalan,
Yedi kez boşalıp dolan,
Yalan dünya değil misin?
Kastın var halkın özüne,
Toprak saçarsın gözüne,
Gaflet ehlinin yüzüne,
Gülen dünya değil misin?
Kimse ummaz senden vefa,
Ahmak olan sanır sefa,
Çok kimseye nice cefa,
Yapan dünya değil misin?
Kimisini nalân edip,
Kimisini giryan edip,
El iki söylesin, gel sen bir söyle!
Günahını düşün, uslu dur şöyle!
Kötülük edene, iyilik eyle!
Kendin incinsen de, incitme eli!
Dünya yıkılsa da, haktan ayrılma!
Söylenen her söze, hemen kırılma!
Tenkit edenlere, sakın darılma!
Kendin incinsen de, incitme eli!
Kadere razı ol, isyan eyleme!
Gerçeği gizleme, yalan söyleme!
Gönül yıkıp Cehennemi boylama!
Kendin incinsen de, incitme eli!
Hep ezilen sen ol, ezen olma sen!
Üzülen sen ol da, üzen olma sen!
Zalim olma, mazlum âhı alma sen!
Kendin incinsen de, incitme eli!
213
www.dinimizislam.com
Üzgün gönlü tamir etmektir hüner,
Kalb kırmak, Kâbe’yi yıkmaktan beter,
Hoca der, kes artık bu kadar yeter!
Kendin incinsen de, incitme eli!
Derviş olmak
Dervişlik zor bir iştir,
Herkes derviş olamaz.
Hangi yiğit derviştir?
Herkes derviş olamaz.
Dervişin bağrı taştır,
Gözleri dolu yaştır,
Koyundan da yavaştır,
Herkes derviş olamaz.
Dövene elsiz gerek,
Sövene dilsiz gerek,
Derviş gönülsüz gerek,
Herkes derviş olamaz.
Hayır dua almayan,
Deryalara dalmayan,
Gerçek mürşid bulmayan,
Nasıl derviş olur ki?
Yoksa sağlam bir eri,
Değilse hak neferi,
Bozarsa düzgün yeri,
Nasıl derviş olur ki?
Mescitlere çan takan,
Kusur bulan, yan bakan,
Zulüm eden, can yakan,
Nasıl derviş olur ki?
Ele geleni yerse,
Dile geleni derse,
Durmaz gıybet ederse,
Nasıl derviş olur ki?
Varını satamayan,
Nasihat tutamayan,
Kibrini atamayan,
Nasıl derviş olur ki?
Yunus, âşık olmayan,
Hakikati bulmayan,
Deryalara dalmayan,
Nasıl derviş olur ki?
Ya Rab
İster ağlat, ister güldür,
İsyan olmaz asla sana!
İster yaşat, ister öldür,
İsyan olmaz asla sana!
İster dövdür kullarına,
İster düşür yollarına,
Atsan gurbet ellerine,
İsyan olmaz asla sana!
Gece gündüz ettin ihsan,
Verdin bana nice imkân,
Bildim yokmuş dertsiz insan,
İsyan olmaz asla sana!
Aşkın ile yanar içim,
Ben miskinim, ben bir hiçim,
Başlasa da, benim göçüm,
İsyan olmaz asla sana!
Yüreğimi dağlatsan da,
Gece gündüz ağlatsan da,
Pınar gibi çağlatsan da,
İsyan olmaz asla sana!
Sensin Kahhar, sensin Celil,
Varlığına çoktur delil,
İnanmayan olur zelil,
İsyan olmaz asla sana!
Derviş Yunus âciz kuldur,
İster düşür, ister kaldır,
İster yeşert, ister soldur!
İsyan olmaz asla sana!
214
www.dinimizislam.com
Sözünü bil
Yanımıza gel de söyle!
Sözlerini bil de söyle!
Öfkelenme, gül de söyle!
Yüzünü ak ede bir söz.
Söz ola, kese savaşı,
Söz ola, kestire başı,
Söz ola, zehirli aşı,
Balla kaymak ede bir söz.
Sözlerini pişir de sat!
Yaramazı kenara at!
Yanlışlığa verme fırsat!
Canına tak ede bir söz.
Anlatılmaz söz dönemi,
Büyüktür sözün önemi,
Azap dolu Cehennemi,
Gayet uzak ede bir söz.
Yunus deme galatından!
Sakın olma hayatından!
Dikkatli ol şeyh katından!
Seni ırak ede bir söz.
İnsafa gel insafa!
Tut artık büyük sözü!
İnsafa gel insafa!
Gece etme gündüzü!
İnsafa gel insafa!
Bir yerde yok kararın,
Artar her gün zararın,
Niye olmaz yararın?
İnsafa gel insafa!
Gezme öyle avare!
Dertlerine bul çare!
Görülmeli emare,
İnsafa gel insafa!
Bırak kötü ameli!
Terk et uzun emeli!
Budur işin temeli,
İnsafa gel insafa!
Dine getirme halel!
İhlâsla eyle amel!
Çıkıp gelmeden ecel,
İnsafa gel insafa!
Hüdayi, vicdanlı ol!
Merhametin olsun bol!
Sana emniyetli yol,
İnsafa gel insafa!
Tevhide gel tevhide
Emrini tut Rahman’ın,
Tevhide gel tevhide!
Tazelensin imanın,
Tevhide gel tevhide!
Haktan gayriye bakma!
Dünya için can sıkma!
Sakın dilden bırakma!
Tevhide gel tevhide!
Ne umarsan Hakk'tan um!
Gözünü harama yum!
İslam’a sağla uyum!
Tevhide gel tevhide!
Müminim diyen kişi,
Zikir ola her işi,
Bırak kötü gidişi!
Tevhide gel tevhide!
Yolunu doğru götür!
Emri yerine getir!
İman et, işi bitir!
Tevhide gel tevhide!
Kendini ne sanırsın?
Fâniye dayanırsın.
215
www.dinimizislam.com
Ne zaman uyanırsın?
Tevhide gel tevhide!
Hüdayi, at gafleti!
Bırak fâni lezzeti!
Müminlerin izzeti,
Tevhide gel tevhide!
Uçalım
Öyle yaya gidilmez,
Kanatlanıp uçmalı!
Nimete naz edilmez,
Kanatlanıp uçmalı!
Şeyhimden himmet gerek,
Hak yola hizmet gerek,
Varmaya kısmet gerek,
Kanatlanıp uçmalı!
Kötülük neyse bırak!
Gözlerden olma ırak!
Hak ehline ol çırak!
Kanatlanıp uçmalı!
Gafleti at, aç gözü!
Temizlemeli özü!
Hüdayi der tut sözü!
Kanatlanıp uçmalı!
Gelsin
Nimete şükredesin,
Dertlere derman gelsin!
Mevla'yı zikredesin,
Canlara canan gelsin!
Doğru yolda gidesin,
Din gayreti güdesin,
Kalbini pak edesin,
Tahtına sultan gelsin!
Bırak boşa ısrarı!
Koyma elden ikrarı!
Kov kapıdan inkârı!
Yerine iman gelsin!
Bakma yalan dünyaya!
Dalma kuru sevdaya!
Yalvar gani Mevlâ’ya!
Lütf ile ihsan gelsin!
Hüdayi aç gözünü!
Hakk'a çevir yüzünü!
Yerinde et sözünü!
İşlerin âsân gelsin!
Bize gelenler
Noellerde yılbaşını kutlamak,
Küfür diyarından bize gelmiştir.
Sarhoş sofrasında meze otlamak,
Küfür diyarından bize gelmiştir.
Tandırda, fırında hindi çevirmek,
Abur cubur yiyip, sonra geğirmek,
Ağaçları kesip, çamlar devirmek,
Küfür diyarından bize gelmiştir.
Dansöz göbek atar, çatlar hep damar,
Masalar, sandalye, her yer tarumar,
O gecede serbest edilen kumar,
Küfür diyarından bize gelmiştir.
Batı uygarlığı aşkıyla yanmak,
Her tür rezaleti uygarlık sanmak,
İçkiyle, kumarla, Noel’i anmak,
Küfür diyarından bize gelmiştir.
Yırtılıp yok olmuş, hayâ örtüsü,
Bize de bulaştı küfrün tortusu,
Haçlının bayramı Noel Yortusu,
Küfür diyarından bize gelmiştir.
216
www.dinimizislam.com
İş işten geçince, artık dövünmek,
Batılı olmakla durup övünmek,
Avrupalı ehl-i küfre güvenmek,
Küfür diyarından bize gelmiştir.
Kadın kız oynatmak, çalgı çaldırmak,
Edep perdesini yırtıp kaldırmak,
Moda olan, dinimize saldırmak,
Küfür diyarından bize gelmiştir.
Halimize bakıp gülüyor Kongo,
Giysimiz tangodur, dansımız tango,
Spor toto, loto ile piyango,
Küfür diyarından bize gelmiştir.
İçkiler, sarhoşlar, rezalet caba,
Gösterilir Batı için çok çaba,
Bir efsane olan şu Noel Baba,
Küfür diyarından bize gelmiştir.
Hoca der bilinmez hicri yılbaşı,
Sözde aydın, dine bakıyor şaşı,
Gençliğe yapılan dinsizce aşı,
Küfür diyarından bize gelmiştir.
Oğlum
Kulak ver doğru söze!
Gerçekleri duy oğlum!
Kendini bir şey sanma!
Âlimlere uy oğlum!
Doğru kitap vererek,
Dinimizi yay oğlum!
Haksızlıktan uzak dur!
Haklıya hak ver oğlum!
Helalinden kazan, ye!
Olsun alnın ter oğlum!
Dünyaya gönül verme!
Seni bir gün yer oğlum.
Öfkene mağlup olma!
Azgın nefsi yen oğlum!
Üzüntüden uzak dur!
Gönlün olsun şen oğlum!
Her çeşit israftan kaç!
Nimet kadri bil oğlum!
Düşenin elinden tut!
Bir gözyaşı sil oğlum!
Sakın kaşını çatma!
Tebessüm et, gül oğlum!
Her hileden uzak dur!
Her an doğru ol oğlum!
Bilenlerden sor öğren!
Hakikati bul oğlum!
Kulağa küpe olsun,
Doğru yola gel oğlum!
Şiddetten şiddet doğar,
Kabından taşma oğlum!
Kulluğunu unutma!
Haddini aşma oğlum!
Kötülük zarar verir,
Peşinden koşma oğlum!
Hoca der son sözüm şu:
İslam'dan şaşma oğlum!
Tefvizname'den
Hak, şerleri hayreyler,
Zannetme ki gayreyler,
Ârif onu seyreyler,
Mevlâ görelim n’eyler,
N’eylerse, güzel eyler.
Hakk'tandır bütün işler,
Helal yemeli dişler,
Rab hikmetini işler,
217
www.dinimizislam.com
Mevlâ görelim n’eyler,
N’eylerse, güzel eyler.
Deme şu niçin şöyle!
Yerincedir o öyle.
Bak sonuna, sabr eyle!
Mevlâ görelim n’eyler,
N’eylerse, güzel eyler.
Hiç kimseye hor bakma!
İncitme, gönül yıkma!
Nefsinden yana çıkma!
Mevlâ görelim n’eyler,
N’eylerse, güzel eyler.
Naçar kalınan yerde,
Derhal açılır perde,
Derman olur her derde,
Mevlâ görelim n’eyler,
N’eylerse, güzel eyler.
Erzurumlu İbrahim Hakkı
Söz tut oğlum
Gelsin Hak’tan inayet!
Peki de, söz tut oğlum!
Sözüme et riayet!
Peki de, söz tut oğlum!
Söz dinleyen olasın,
Gerçekleri bulasın,
Hizmetlerde kalasın,
Peki de, söz tut oğlum!
Peki demekten yılma!
İsyankâr bir kul olma!
Saçını yarın yolma!
Peki de, söz tut oğlum!
Söz dinlemek devlettir,
Bulunmaz ganimettir,
Bilenlere nimettir,
Peki de, söz tut oğlum!
Esas gaye kurtulmak,
Hak kervana katılmak,
Sözün şanı tutulmak,
Peki de, söz tut oğlum!
Hoca der, şu kibri at!
Öğüt tut, etme inat!
Kimseye asma surat!
Peki de söz tut oğlum!
Habersiz
Şu ömür evinden her gün,
Düşüyor aşağı bir taş,
Şu gâfil insanı düşün!
Bina viran haberi yok.
Bir ömür istedim nice,
Belasız, dertsiz şöylece,
Dert ağlatır gündüz gece,
Lokman’ın hiç haberi yok.
Düştüm yollara muzdarip,
Yollar ıssız, yolcu garip,
Dide giryan, sine biryan,
Akıl hayran, haberi yok.
Niyazi hayale daldı,
Şu dünyada çok bunaldı,
Unuttu, çaresiz kaldı,
Göçmüş kervan, haberi yok.
Kalmamış
Sanırdım şu âlemde,
Bana hiç yâr kalmamış,
Kendimi terk edince,
Gördüm ağyar kalmamış.
Her yeri hâr kaplarken,
Hiç gül bahçesi yokken,
Güllük olmuş hep âlem,
Şimdi hiç hâr kalmamış.
218
www.dinimizislam.com
Âh-u figan ederken,
Gönül durmaz inlerken,
N’olmuş kesilmiş bilmem,
Hiç âh-u zâr kalmamış.
Kesretsiz geldi vahdet,
Dost ile oldu halvet,
Viran olmuş kâinat,
Çarşı pazar kalmamış.
Yok ahlak-ı hamide,
İhlâs, vefa nerede?
Niyazi n’olmuş sende,
Kayd-ı dindar kalmamış.
Sular gibi çağlıyorsan,
Tez bulunur umman sana.
Dost bağına gitmelisin,
Bülbül gibi ötmelisin,
Ateşe can atmalısın,
Gülzar olur nirân sana.
Niyazi, et yüzü toprak!
Sararmalı yeşil yaprak,
Kalb sarayı olursa pak,
Çıka gele Sultan sana.
Gelir sultan sana
Hakkı, bâtılı tanı!
Tevbeye gel, tevbeye!
Ateşte yakma canı!
Tevbeye gel, tevbeye!
Hain nefsine tapan,
Helale haram katan,
Yaratanından utan!
Tevbeye gel, tevbeye!
Ölmeden önce uyan!
Yalnız Mevla’ya dayan!
Hakk'ın rengine boyan!
Tevbeye gel, tevbeye!
Nefsin ile dost olma!
Mazlum âhını alma!
Tevbeden geri kalma!
Tevbeye gel, tevbeye!
İstiyorsan felahı,
Unutma hiç Allah’ı!
Bırakıp her günahı,
Tevbeye gel, tevbeye!
Kimse sevmez tembeli,
Kötülükten çek eli!
Esmeden ölüm yeli!
Tevbeye gel, tevbeye!
Yağma edesin varlığı!
Gider gönülden darlığı,
At kapıdan ağyarlığı,
Bir yâr olur, mihman sana.
Gaflet uykusundan uyan!
Hakk'ın rengi ile boyan!
Sıdk ile Allah’a dayan!
Etmez mi gör, ihsan sana.
Tevhide bağla özünü!
Hayra harca her sözünü!
Hak yoluna tut yüzünü!
Şeyhin yeter burhan sana.
Nice kara yüz ağ olur,
Zehir bile bal yağ olur,
Dağlar yemişli bağ olur,
Bütün dünya bostan sana.
Nefse güçtür Hakk'ın yolu,
Dergâhları gayet ulu,
Olmaz isen sadık kulu,
Etmez yolu âsân sana.
Kulluğa bel bağlıyorsan,
Gece gündüz ağlıyorsan,
Tevbeye gel, tevbeye
219
www.dinimizislam.com
Göçer bu dünya, kalmaz,
Ömür payidar olmaz,
Gafiller öğüt almaz,
Tevbeye gel, tevbeye!
İyi değil şişmanlık,
Nefsine et düşmanlık,
Faydasız son pişmanlık,
Tevbeye gel, tevbeye!
Düşün nedir zararın!
Tevbe suyuyla arın!
Deme bugün ve yarın!
Tevbeye gel, tevbeye!
Gözün aç, artık uyan!
Tevbe adını duyan,
Hak yoluna baş koyan,
Tevbeye gel, tevbeye!
Gelenler çekip gitti,
Sevdiğini terk etti,
Sanma ki, her şey bitti,
Tevbeye gel, tevbeye!
Derdini ele dökme!
Başını öyle dikme!
Eşrefoğlu gecikme!
Tevbeye gel, tevbeye!
Başka kimse
Benden daha günahkâr,
Gelmedi başka kimse.
Benden büyük bir zarar,
Etmedi başka kimse.
Olmadım insan hası,
Silinmez gönül pası,
Benim gibi bir âsi,
Olmadı başka kimse.
Ruh hasta, vücut yara,
Soluk olmadı hayra,
Şu benden bahtı kara,
Gelmedi başka kimse.
Amelim dolu riya,
Yüzüm yoktur Mevla’ya,
Benden fazla korkuya,
Düşmedi başka biri.
Eşrefoğlu et nazar!
Gün geçer nefsi azar,
Benim gibi ah-u zâr,
Etmedi başka kimse.
Elbet
Verme gönül bu dünyaya!
Dünya sana kalmaz elbet.
Dünya seven dost katına,
Yüz akıyla çıkmaz elbet.
Kimde böyle sevgi ola,
Benzer o ağılı bala,
Ağısını bilen, bala,
Parmağını banmaz elbet.
Bu dünyanın yok kararı,
Cana dokunur zararı,
Var sananlar bir yararı,
Kendini sakınmaz elbet.
Hak teâlânın Habîbi,
Fani dünyaya leş dedi,
Bu murdar leşin sahibi,
Oyalanmaz leşle elbet.
Ey Eşrefoğlu Rumi sen,
Eğer şaha mahrem isen,
Gözüne şu iki cihan,
Zerre kadar gelmez elbet.
Bulursun
Derdin varsa gel hemen!
Tez bulursun dermanı.
220
www.dinimizislam.com
Çaresizsen gül hemen!
Tez bulursun sultanı.
Her zaman Allah dersen,
Hak yolunda gidersen,
Canı feda edersen,
Tez bulursun cananı.
Uzaklara kaç şerden!
Dost edin salihlerden!
Sular gibi ak yerden!
Tez bulursun ummanı.
Toprak ol ayaklara!
Tozun kalksın göklere!
Bakmazsan yükseklere,
Tez bulursun ihsanı.
Onu görmeyen kimse,
Göremez âhirette,
Delil vardır sözüme,
Okur isen Kur’anı.
Gel Eşrefoğlu Rumi,
Esirgeme ihsanı!
Bırak fani cihanı!
Tez bulursun Sübhanı.
Dervişlik
Bu dervişlik yoluna,
Sıdk ile gelen gelsin!
Ne varsa Haktan başka,
Gönlünden silen gelsin!
Dervişlik ne biliniz!
Uçsuz bucaksız deniz,
Denizi isterseniz,
Yüzmeyi bilen gelsin!
Derviş dolu nur doğar,
Her an göklere ağar,
Dervişlik onu boğar,
Canına kıyan gelsin!
Olmaz Hakka uymadan,
Derviş anlar duymadan,
Dil dudak oynamadan,
Sözümü duyan gelsin!
Dervişin gözü açık,
Gece gündüz uyanık,
Sözüme Rabbim tanık,
Bakmadan gören gelsin!
Bu Eşrefoğlu Rumi,
Hoşlandı dervişliği,
Nefsindendir çektiği,
Nefsini boğan gelsin!
Hain nefsimiz
Kendi tatlı canına,
Nefsin hain yoldaştır.
Sakın nefsine uyma!
O dönektir, kalleştir.
Kötü yola iletir,
Küfrü, iman gösterir,
Ateşe çekiverir,
Yol kesen arkadaştır.
Kim ki, uyar nefsine,
Yazık eder kendine,
Uymayan o haine,
Bil ki devletli baştır.
Hak rızasından kaçar,
Çirkin yollarda uçar,
Durmaz kötülük saçar,
Bulunmaz bir serkeştir.
Nefsin, ölümü anmaz,
Ne söylesen uyanmaz,
Öğütlerden anlamaz,
Sanki katı bir taştır.
Bağla nefis itini!
Yemesin halk etini!
221
www.dinimizislam.com
Gizleme hayretini!
Nefsin işi savaştır!
Bu Eşrefoğlu Rumi,
Nefsini öldüreli,
Ruhunu güldüreli,
Mücadelem yavaştır.
Gece gündüz
Gece gündüz durma zikr et Hüda’yı!
Onun zikri verir cana safayı.
Fani ömrünü dost yoluna harc et!
Dilersen bulasın ömr-i bekayı.
Şu dünya yüzüne gülse de bakma!
Yüzünü çevirir, eder cefayı.
Dilersen Hak kıla sana ihsanı,
Gönülden çıkarıp at masivayı!
Eşrefoğlu kavuşursun nimete,
Edersen Mevla’ya hamdü senayı.
Sapığın ölümü
Uzak doğudan çıktı,
Katmerli bir sapıktı,
Nice değerler yıktı,
Kanı bozuk mezhepsiz.
Çoğu onu anacak,
Belki adam sanacak,
Cehennemde yanacak,
Kanı bozuk mezhepsiz.
Yakasında etiket,
Verildi çok plaket,
Küfür dolu bir paket,
Kanı bozuk mezhepsiz.
Dalalette bir tekti,
Bid’at tohumu ekti,
Küfrün başını çekti,
Kanı bozuk mezhepsiz.
Hak bir mezhebi yoktu,
Sapık yönleri çoktu,
Şimdi huzura çıktı,
Kanı bozuk mezhepsiz.
Bu yara durmaz kanar,
Sapıklar onu anar,
Mason Abduhla yanar,
Kanı bozuk mezhepsiz.
Ülkeler aşıyordu,
Frenk’te yaşıyordu,
Kabından taşıyordu,
Kanı bozuk mezhepsiz.
Kendine has bir üslup,
Resule takardı kulp,
Küfür dolu bir mektup,
Kanı bozuk mezhepsiz.
Kiniyle âmil idi,
Küfrüyle kâmil idi,
Cihana şâmil idi,
Kanı bozuk mezhepsiz.
Falcı idi, kâhindi,
Vatansız bir haindi,
Hak indinde lâindi,
Kanı bozuk mezhepsiz.
Dalaletin aynası,
Bid’atin farikası,
Sapığın daniskası,
Kanı bozuk mezhepsiz.
Dini bozmaktı derdi,
Resulullahı yerdi,
Küfre tavizler verdi,
Kanı bozuk mezhepsiz.
222
www.dinimizislam.com
Bid’atte çekti başı,
İlerlemişti yaşı,
Bulunmaz Hint kumaşı,
Kanı bozuk mezhepsiz.
Yontulmamış bir kalas,
Olamaz asla halas,
Avanesi tuttu yas,
Kanı bozuk mezhepsiz.
Müsteşriki severdi,
Ehli küfrü överdi,
O da şimdi geberdi,
Kanı bozuk mezhepsiz.
Hakka karşı şaşıydı,
Dalaletin başıydı,
Küfrün mihenk taşıydı,
Kanı bozuk mezhepsiz.
Geldi ölüm haberi,
Yoktur yatacak yeri,
Yermişti peygamberi,
Kanı bozuk mezhepsiz.
Ecnebide bir baykuş,
Cifelendi yaz ve kış,
Küfürden gördü alkış,
Kanı bozuk mezhepsiz.
Âyet ile hadis var,
Miracı etti inkâr,
Din ilminde sahtekâr,
Kanı bozuk mezhepsiz.
Resulü yamyam yaptı,
Şeyma kızı ısırttı,
Salihleri darılttı,
Kanı bozuk mezhepsiz.
Resulde buldu hata,
Kurban kestirdi puta,
Kondu tahtadan ata,
Kanı bozuk mezhepsiz.
Düşmanlara yarandı,
Mum yakılıp arandı,
Dine tuzak kurandı,
Kanı bozuk mezhepsiz.
Çok mümini kandırdı,
Hem yaktı hem yandırdı,
Fitneyi uyandırdı,
Kanı bozuk mezhepsiz.
Frenkler satın aldı,
Cihana şöhret saldı,
Ölüsü bize kaldı,
Kanı bozuk mezhepsiz.
Bu yaban oğlu yaban,
Resule der düztaban,
Düztaban senin baban,
Kanı bozuk mezhepsiz.
Onu adam sanıldı,
Yalanına kanıldı,
Yas tutarak anıldı,
Kanı bozuk mezhepsiz.
Kabri yılan dolacak,
Beti benzi solacak,
Ettiğini bulacak,
Kanı bozuk mezhepsiz.
Frenk vermişti para,
Dinde açmıştı yara,
Atıldı şimdi nara,
Kanı bozuk mezhepsiz.
Canlar canı
Sen cananı istersen,
Kendi canından vazgeç!
Yaratanı dilersen,
İki cihandan vazgeç!
Bu meydana girmişsen,
Nefs boynunu vurmuşsan,
223
www.dinimizislam.com
Kibri kini sürmüşsen,
Dostla düşmandan vazgeç!
Aşk şerbeti içmişsen,
Can gözünü açmışsan,
Haramlardan kaçmışsan,
Zarar ziyandan vazgeç!
Gafletini yendiysen,
Fesat işten döndüysen,
Dost yanına indiysen,
Tertip düzenden vazgeç!
Mevtten önce ölmüşsen,
Gerçekleri bilmişsen,
Baş koymaya gelmişsen,
Şöhret ve şandan vazgeç!
Pîrin ile gitmişsen,
Dünyayı terk etmişsen,
Hak sözü işitmişsen,
Bâtıl sözünden vazgeç!
Eşrefoğlu Rumi sen,
Hakikati istersen,
Uzaklaş cümlesinden,
Fâni dünyadan vazgeç!
Şöhret tuzaktır
Gece gündüz demez, ibadet eder,
Hazrete giderken yüzü pek aktır.
Ölmeden önce de ölenler olur,
Ölümsüz dirliğe tek o layıktır.
Elin çek uzaklaş, cümle cihandan!
İş bu cihan sana, yalnız uğraktır.
Eşrefoğlu Rumi, geç bu şöhretten!
Âşık olanlara şöhret tuzaktır.
Çok yemek
Çok yiyen genelde, ibadet etmez,
Şeytanlara uyar, Hak yolda gitmez.
Çok yiyen, hakkı kor, bâtılı över,
Mezarı unutur, dünyayı sever.
Çok yiyenler asla, olamaz veli,
Çok yiyenin kolay zikretmez dili,
Çok yiyenin olur, vücudu ağır,
Hantallaşır, olur kulağı sağır.
Çok yiyen çok uyur, çok kilo alır,
Yarın mahşer günü geride kalır.
Çok yiyen unutur, gaflete dalar,
Yağlanır, kocaman bir göbek salar.
Çok yemektir fâsıkların hasleti,
Çok yiyen elbette çeker mihneti.
Çok yiyenin, kolay gözleri görmez,
Hikmetli şeylere aklı da ermez.
Eşrefoğlu, bil çok yemek mihnettir!
Az yiyip içmekse, büyük devlettir.
Az yemek
Az yemektir evliyanın hasleti,
Yetişir onlara Hak inayeti.
Az yiyen, Mevla’ya gönül verendir,
Müjdelere, nimetlere erendir.
Az yemekle olur, evliya kişi,
Her zaman rast gider onların işi.
224
www.dinimizislam.com
Az yiyen Cennete, doğruca gider.
Sıkılmaz, rahatça ibadet eder.
Kim ki sabreyleye kızdığı zaman,
Kuvvetlenir, parlar ondaki iman.
Az yiyenin olur, huyları halim,
Mideleri rahat, kalbleri selim.
Kim yoğa sabrede, varını vere,
Ahirette pek çok karşılık göre.
Az yiyenin söylediği hikmettir,
Duruşları, bakışları ibrettir.
Sabırla düşmana zafer bulunur,
Kısa bir zamanda çok yol alınır.
Az yiyen rahatça dinler sohbeti,
Çok olur gayreti, vardır himmeti.
Ya İlahi, Eşrefoğlu Rumi’ye,
Sen güzel sabır ver, aşkına doya!
Kim ki az yer, az söyler, az uyur,
Uyku gafleti
Mahşer günü derler, Cennete buyur!
Eşrefoğlu Rumi, sakın çok yeme!
Az yer isem hâlim, ne olur deme!
Uyku gafletine hiç mağrur olma!
Sabahlara kadar uyuyup kalma!
Sabır ve kanaat
Kıymetli ömrümüz, yele verilmez,
Gizli haberler ele verilmez.
Kanaat et, sabır ile çık yola!
Kanaat edenler, hazine bula.
Teheccüde kalkar sayısız erler,
Değerlenir böyle nice seherler.
Sabr eden kulunu, Rabbimiz sever,
Kur’an-ı kerimde, onları över.
Eşrefoğlu Rumi niye yatarsın?
Hem âşığım diye hava atarsın.
Sabreden kolayca, murada erer,
Arif kişi
Çok kimseden önce, Cennete girer.
Sabreden çok geçmez, gerçeği bulur.
Ekseriya geceleri uyumaz,
Kâh tesbih çeker, kâh kılar namaz.
Günahtan kaçıp sabreden kişi,
Ahirette kolaylaşır her işi.
İnsanları övmez ve kötülemez,
Bu yaramaz yahut bu iyi demez.
Kim ibadet zahmetine sabreder,
Sorgusuz sualsiz, Cennete gider.
Sıkı tutar Hakk'ın her fermanını,
Hak yoluna teslim eder canını.
Sabredenin ecri, hesapsız olur,
225
www.dinimizislam.com
Boş geçmez bir ânı ve bir saati,
Tesbih olur dilindeki âdeti.
Muhabbet şerbetin bir zerre içir!
Hastalanmış gönlün bulsun şifayı.
Ya İlahi, imdat eyle sen bize!
İhsan eyle, sabır ver dilimize!
Bugün hain nefse uymazsan eğer,
Yarın görmeyesin asla cefayı.
Eşrefoğlu Rumi, sen tut dilini!
Hazrete arz eyle her an hâlini!
Eşrefoğlu Rumi sanadır sözüm,
Uy Hakk'ın emrine, bırak hevayı!
Bu dünya
Feleğin yayı
Bu dünya bir ejderhadır bilesin,
Bu ejderhayı sen niçin sevesin?
Bu dünya ağılı bir yılandır,
Cefası çok, sefası da yalandır.
Bunun ağısını tatlı sanırlar,
Geçici zevklere hep aldanırlar.
Kim ki dünya ile yoldaş olmuştur,
Gözü gönlü, haram ile dolmuştur.
Bu dünya cifedir, pis kokuludur,
Dışı yaldız, içi pislik doludur.
Dünya düşkünleri bunu duyamaz,
Haramın tadına asla doyamaz.
Eşrefoğlu Rumi bırak dünyayı!
Dünya ehline ver yalan sevdayı!
Bırak hevayı
Sefa ister isen, terk et sefayı!
Vefa ister isen, koy bi-vefayı!
Çekemez asla kimse,
Güçtür feleğin yayı.
Derdine gönül verme!
Bir gün çektirir vayı.
Büker seni yay eder,
Üstelik alay eder,
Kâh yoksulu bay eder,
Kâh yoksul eder bayı.
Bilinmez nere gider,
Karanlık yere gider,
Her an kötülük eder,
Bilemez muammayı.
Hacı Bayram, hiç görme!
Dünyaya gönül verme!
Hiç tehlikeye girme!
Alma başa sevdayı!
Geciktirme tevbeyi
Sakın şeytana kanma!
Geciktirme tevbeyi!
Daha vakit var sanma!
Geciktirme tevbeyi!
Tevbe eyle arkadaş!
Nefsinle durma savaş!
Akıtıp gözünden yaş,
Geciktirme tevbeyi!
226
www.dinimizislam.com
Öyle yüksekten uçma!
Tevbeden sakın kaçma!
Bir gün imansız göçme!
Geciktirme tevbeyi!
Haramsa onu tatma!
Öyle gafletle yatma!
Âhireti unutma!
Geciktirme tevbeyi!
Geçer gider ömrümüz,
Nurlanmalı günümüz,
Belli olsun yönümüz,
Geciktirme tevbeyi!
Allah’tan kesme ümit!
Tevbeyle kabrine git!
Olayım dersen yiğit,
Geciktirme tevbeyi!
Dini, dünyaya satma,
Haram lokmayı yutma,
Sakın tevbesiz yatma!
Geciktirme tevbeyi!
Gençliğinde taş taşı!
Yaşlanınca ye aşı!
Akıt gözünden yaşı!
Geciktirme tevbeyi!
Olma sakın sitemkâr!
Kalbden et hakkı ikrar!
Kabre girme günahkâr!
Geciktirme tevbeyi!
Kalkar kalkmaz sabahtan,
Gel af dile Allah’tan!
Kaçarak her günahtan,
Geciktirme tevbeyi!
Günahlara dalmadan,
Saçlarını yolmadan,
Yarın pişman olmadan,
Geciktirme tevbeyi!
Gaflete hiç dalmadan,
Bir beddua almadan,
Yarınlara kalmadan,
Geciktirme tevbeyi!
Üç değil, tektir ilah,
Yemeden seni günah,
Demeden yarın eyvah,
Geciktirme tevbeyi!
Hiç kimseyi üzmeden,
Yalan dolan düzmeden,
Kötü yerde gezmeden,
Geciktirme tevbeyi!
Yunus, hak olsun sözün!
Çevrilsin Hakk'a yüzün!
Kapanmamışken gözün,
Geciktirme tevbeyi!
La ilahe illallah...
Tevhid ne güzel zikir,
La ilahe illallah...
Demeyen olur hakir!
La ilahe illallah...
Hak nasihati dinle!
Hiç barışma kendinle!
De, kalbinden dilinle!
La ilahe illallah...
Deme daha vakit var!
Hemen gel ol tevbekâr!
De, ölmeden günahkâr!
La ilahe illallah...
Durma sakın boş yere!
Her derde kesin çare,
Durma de, yüz bin kere!
La ilahe illallah...
Tevbede var selamet,
İman için alamet,
227
www.dinimizislam.com
Denmesi bir ganimet,
La ilahe illallah...
Günahları bilelim,
Paslarını silelim,
Hep birlikte diyelim,
La ilahe illallah...
Yol tutma sakın ayrı!
Bırakma asla hayrı!
Haydi diyelim gayrı!
La ilahe illallah...
İmkân elinde iken,
İşin yolunda iken,
Söyle dilinde iken,
La ilahe illallah...
El konmadan aşına,
İş gelmeden başına,
Söylet sen gözyaşına!
La ilahe illallah...
Olma deli divane!
Bulma özür bahane!
Dersen olur şahane,
La ilahe illallah...
Öğüt vereni dinle!
Tesbihi tut elinle!
Söyle içten dilinle,
La ilahe illallah...
Arayan Hakk'ı bulur,
Hakk'ı bulan kurtulur,
Söylemek güzel olur,
La ilahe illallah...
Kefene sarılmadan,
Kimseye darılmadan,
Söyle hiç yorulmadan!
La ilahe illallah...
Olursan Ehl-i sünnet,
Seni bekliyor Cennet,
Demesi büyük nimet,
La ilahe illallah...
Hoca yalvar Allah’a!
Yüzü ak gir dergâha!
Elbet biçilmez paha,
La ilahe illallah...
Tevbe estağfirullah!
Dik tutma, boynunu bük!
Tevbe estağfirullah!
Günahımız pek büyük,
Tevbe estağfirullah!
Söyleme sakın hiç kem!
Halkı etme asla zem!
Demek herkese elzem,
Tevbe estağfirullah!
Kabul buyurur Hâlık,
Yeter ki, huzura çık!
Kapısı her an açık,
Tevbe estağfirullah!
Yanlış yollara gitme!
İnsanları incitme!
Hemen de, hiç reddetme!
Tevbe estağfirullah!
Nasihat dinle biraz!
Allah için bir niyaz,
Söyle etme itiraz!
Tevbe estağfirullah!
Herkes ölecek er geç,
Tevbenin yolunu seç!
Söyleyip Sırat’ı geç!
Tevbe estağfirullah!
Haktır tasavvuf yolu,
Hep kerametle dolu,
De hemen Hakk’ın kulu!
Tevbe estağfirullah!
228
www.dinimizislam.com
Bu dünya elbet fani,
Gelmez ölenler hani?
Söyle, kalmasın mani!
Tevbe estağfirullah!
Gençliğine aldanma!
Yarın ateşte yanma!
De, yolda oyalanma!
Tevbe estağfirullah!
Malla mülkle övünme!
Mahşer günü dövünme!
De, kimseye güvenme!
Tevbe estağfirullah!
Tevbe kapısın yıkma!
Tevbesiz evden çıkma!
De, yarına bırakma!
Tevbe estağfirullah!
Zalimler vermez aman,
Hâlin olmadan yaman,
Durma söyle her zaman!
Tevbe estağfirullah!
Tevazu et, eğ başı!
Aksın gözünün yaşı!
Günaha olur aşı!
Tevbe estağfirullah!
Fırsat elden gitmeden,
Kimseyi incitmeden,
Söyle ömür bitmeden!
Tevbe estağfirullah!
Giderken adalete,
Dur derken rezalete,
Söyle koş fazilete,
Tevbe estağfirullah!
Yunus günahını bil!
İstiğfar ederek sil!
Haydi de, susmadan dil!
Tevbe estağfirullah!
Af dile Rabbimizden!
Yalnız Allah’a dayan!
Af dile Rabbimizden!
Artık gafletten uyan!
Af dile Rabbimizden!
Günahı örtüp gizle!
Her an eceli gözle!
Kalbden ihlâslı sözle,
Af dile Rabbimizden!
Çatma sakın kaşını!
Helal kazan aşını!
Dökerek gözyaşını,
Af dile Rabbimizden!
Köle ol, istersen şah,
Kalmamalı hiç günah!
Yarın demeden eyvah,
Af dile Rabbimizden!
Hiç kimseye kızmadan,
Kuyusunu kazmadan,
Arasını bozmadan,
Af dile Rabbimizden!
Hakikati duyarak,
Âlimlere uyarak,
Tevbeleri yayarak,
Af dile Rabbimizden!
Malın olmuşsa kayıp,
İşlerin ise ayıp,
Hain nefse uymayıp,
Af dile Rabbimizden!
Henüz daha ölmeden,
Şeytan bize gülmeden,
Ecel çıkıp gelmeden,
Af dile Rabbimizden!
Yiyip içip azmadan,
Söyleyene kızmadan,
İhlâsını bozmadan,
Af dile Rabbimizden!
229
www.dinimizislam.com
Yolun olmasın ayrı!
Bid’atin olmaz hayrı,
Hoca bekleme gayrı!
Af dile Rabbimizden!
Girme nefsim
Cinayetin gayet çoktur,
Masum gibi durma nefsim!
Dövüşmeye gücüm yoktur,
İnsaf eyle, vurma nefsim!
Kalın boynun bükülmüyor,
Gözünden yaş dökülmüyor,
Senin kahrın çekilmiyor,
Beni öyle yorma nefsim!
Sabah esen tan yelisin,
Deliye göre velisin,
Veliye göre delisin,
Başa bela sarma nefsim!
Deşme şu müzmin yarayı!
Düzgün dur, bozma sırayı!
Tamir olmaz kalb sarayı!
Sakın gönül kırma nefsim!
Hoca der ki, işin hordur,
Mahşer günü hesap zordur,
Yakar, tutma, günah kordur,
Cehenneme girme nefsim!
Ey nefsim
Bugünün işini yarına atma!
Gaflet uykusundan uyan ey nefsim!
Sonsuz ahireti dünyaya satma!
Gaflet uykusundan uyan ey nefsim!
Kibrinden havada sanki uçarsın,
Bid’at işler, fitne fesat saçarsın,
Şerri tutar, hayır işten kaçarsın,
Gaflet uykusundan uyan ey nefsim!
Mevla bize verdi sayısız nimet,
Nimete nankörlük, ne büyük gaflet!
Yardım beklenmezse, edilmez himmet,
Gaflet uykusundan uyan ey nefsim!
Her tarafa fitne fesat saçarsın?
Uygunsuz yollara yelken açarsın.
Ecelin gelince sen de göçersin,
Gaflet uykusundan uyan ey nefsim!
Nefsim her gün gitmek gerek ileri,
Niçin salihlerden kalırsın geri?
Haydi, gel olalım sözünün eri!
Gaflet uykusundan uyan ey nefsim!
Allah vardır, birdir de!
Elini bağlasalar,
Allah vardır, birdir de!
Kalbini dağlasalar,
Allah vardır, birdir de!
Aşın zehir olsa da,
Köyün şehir olsa da,
Gözün kanla dolsa da,
Allah vardır, birdir de!
Hakk’a koş, geri kalma!
Mazlum âhını alma!
Mahşerde pişman olma!
Allah vardır, birdir de!
Başın gelse de taşa,
Ömrü geçirme boşa!
230
www.dinimizislam.com
Hak gitmese de hoşa,
Allah vardır, birdir de!
Ellerin bağlansa da,
Peşinden ağlansa da,
Ciğerin dağlansa da,
Allah vardır, birdir de!
Zindanlara girsen de,
Çok işkence görsen de,
Mallarını versen de,
Allah vardır, birdir de!
Paran pulun bitse de,
Malın mülkün gitse de,
Herkes nefret etse de,
Allah vardır, birdir de!
Olsa da sayısız yön,
Hoca yanlış yoldan dön!
Deseler de sana bön,
Allah vardır, birdir de!
Herkeste değişik olmasın fikir,
Konunun üstünde durmak gerekir.
Hâlimiz
Zordur artık benim işim,
Ağla gözüm bundan sonra!
Irmak ola kanlı yaşım,
Çağla gözüm bundan sonra!
Mevla bize verdi sevda,
Sevmek oldu, artık gıda,
Ele geçmez bu dünyada,
Gülme gözüm bundan sonra!
Ecelinin dolduğunu,
Ömür gülü solduğunu,
Gece gündüz olduğunu,
Bilme gözüm bundan sonra!
Bakma dünyanın hâline!
Zehirdir banma balına!
Düşüp onun hayâline,
Dalma gözüm bundan sonra!
Belli olsun artık duygun!
Büyüklere olsun saygın!
Bozulmuş hâlimiz, olmuş perişan?
Sebebini, arayıp sormak gerekir.
Acıklı duruma gülüyor düşman,
Sağı solu iyi görmek gerekir.
Müslümanız bilinmeli adımız,
Bozulmasın ağzımızda tadımız,
İyilikle anılmalı yâdımız,
Kanayan yarayı sarmak gerekir.
Kiminin şekeri, yağı, balı var,
Kiminde yat, villa ile yalı var,
Elbette çoğunun az çok malı var,
Dine uygun zekât vermek gerekir.
Halini bilmeli zenginle fakir,
Hâle sabır gerek, nimete şükür,
Oğlumuz, kızımız nasıl büyüyor,
Neler öğreniyor, neler duyuyor,
Neye inanıyor, kime uyuyor?
Üstüne kol kanat germek gerekir.
Canımız, aklımız Hak’tan hediye,
Nimetin şükrünü unutmak niye?
Bugün Allah için ne yaptın diye,
Her gün kendimize sormak gerekir.
Hoca ateş yoksa duman tütmezmiş.
Yazmakla, çizmekle dertler bitmezmiş.
Ben de Müslümanım demek yetmezmiş
Dine uygun hayat sürmek gerekir.
Bundan sonra
231
www.dinimizislam.com
Âhiret olmalı kaygın!
Yılma gözüm bundan sonra!
Kim okursa uygun bir din kitabı,
Öğrenir o zaman insanlığını.
Uyan gafletten
Farzı yap
Ey, insan adını taşıyan varlık,
Kendine gel, uyan gafletten artık!
Bu vücudun mülkü, elden çıkmadan,
Kurtuluş yolunu, görmezse insan,
Niye vermiş ona, bu aklı Yezdan?
Suret-i mana, bir arada iken,
İki âlem de, elinde var iken,
Niçin geldi fani cihana, böyle?
Yalnız yiyip içmek için mi, söyle!
Hubb-i dünyayı, kalbinden gider!
Ta alasın, ruh âleminden haber.
Akılla bir ruh da vardır insanda,
Bütün olayların hepsi meydanda.
Haramdan sakın, farzı yapmaya bak!
Çark-ı felek, bu binayı yıkmadan.
Farzı yapmazsan, olur hâlin harap!
Kelimeler:
Dünyaya gelen her canlı ölüyor,
O zaman bu ruhlar, acep n’oluyor?
Çark-ı felek: Dünya
Suret: Görünüş
Hubb-i dünya: Dünya sevgisi
İleriyi görmek, elbet insanlık,
Bunu sağlar sanma Hristiyanlık!
Bu insan
İslâm’ı kötüler, onlar daima,
Böyle mi söyledi hazret-i İsa?
İslâm’dan haberim yok benim diyor,
Nasıl, ben aydınım diye söylüyor?
Hakikati, niçin teslim etmiyor?
Anlamadan nasıl hüküm veriyor?
Şöyle mi deniyor, kiliselerde:
Din dersine lüzum yok liselerde.
Dini bilmediği, pek de âşikâr,
Bunu asla kimse edemez inkâr.
İnsan denilen varlık,
El, ayak ve baş değil.
İnsan ruha denilir,
Surat ile kaş değil.
Beden et ve deridir,
Ruh bunun serveridir,
Hakk’ın kudret sırrıdır,
Ruhsuz kalıp hoş değil.
İnsan edep takınır,
Haramlardan sakınır,
Mevla’sına yakınır,
Artık o serkeş değil.
İnsandadır emanet,
Kiminde var keramet,
232
www.dinimizislam.com
Hoca der, namazın tadını alan,
Secdeye bükülen beller yanar mı?
Ondadır ilm-i hikmet,
Tane-yi haşhaş değil.
İlim dinin aynası,
Gel ol ilim sevdası,
Odur ruhun gıdası,
Ekmek ile aş değil.
Dini doğru anlatan,
Çevreyi aydınlatan,
İlim ile donatan
Er olur, ayyaş değil.
Beden hayvanda da var,
Hissi, onda pek artar,
Kurt gözü, keskinse de,
Nakş görür, Nakkaş değil.
Öyle değil mi?
Sıkıntıyla dolu, rüya bu hayat,
Doğan bir gün ölür, öyle değil mi?
Zevkle geçerse de, şu birkaç saat,
Dert zevki kovalar, öyle değil mi?
Gideriz her an, cehil ve gafletle,
Ölüm denizine girip hasretle,
Bin bir meşakkatle, türlü mihnetle,
Dünya rezil eder, öyle değil mi?
Kelimeler:
Server: Efendi
Serkeş: Kafa tutan, başkaldıran
Tane-yi haşhaş: Haşhaş tanesi
Ayyaş: Sarhoş
Nakş: Nakış, süs
Nakkaş: Nakışları, eserleri meydana
getiren Rabbimiz
Yanar mı?
İlim bahçesinde çiçek açanlar,
Hak aşkıyla biten güller yanar mı?
Küfürden, günahtan hemen kaçanlar,
Gerçeği konuşan diller yanar mı?
İyilik düşünen, gönüller yapan,
Zekâtını veren, muhtaca bakan,
Bütün işlerinde sünnete uyan,
Dinini gözeten eller yanar mı?
Günahlardan birer birer kurtulan,
Allah korkusundan benzi sararan,
Yüce Hakk’ın koyduğu sırrın halli,
Olmaz kulun aklı ile besbelli.
İnsanın aczi ve gafletle cehli,
Ettirirler sehvi öyle değil mi?
Kelimeler:
Cehil: Cahillik
Mihnet: Sıkıntı
Acz: Acizlik
Sehv: Hata
Geç
Gel ey kardeş, visal iste,
Uyan artık hevâdan geç!
Durma rûy-i cemal iste,
Yeter, hubb-i sivâdan geç!
Şu gönlünü tertemiz et,
Kirleri, pasları yok et
İhlâslı olsun ibadet
Ucub ile riyadan geç!
Bellidir bu fena mülkü,
Değildir kimseye baki,
233
www.dinimizislam.com
Bekayı lâ-yezâl iste,
Bu mülkü bîvefadan geç!
Mala ve mülke aldanma,
Seni avlamasın dünya!
Süsleriyle oyalanma!
Çürük olan binadan geç!
Kelimeler:
Visal: Kavuşma
Ruy-i cemal: Allah’ı görme
Hubb-i siva: Dünya sevgisi
Beka-yı lâ-yezâl: Yok olmayan, baki
olan
Fena: Geçici
Baki: Sonsuz
Mülkü bîvefa: Vefasız mülk, dünya
Nefsimiz
Hevâ ve hevesten kaçmak isteriz,
Bizi bırakmıyor hain nefsimiz.
İyiyi kötüyü seçmek isteriz,
Bizi bırakmıyor hain nefsimiz.
Hayrı şerri iyi bilmek isteriz.
Aklı başımıza dermek isteriz,
Bu canı, hak yola vermek isteriz,
Bizi bırakmıyor hain nefsimiz.
Miskinliği üstümüzden atalım!
Ölümü düşünüp öyle yatalım!
Ölüp gidenlerden ibret alalım,
Bizi bırakmıyor hain nefsimiz.
Kelimeler:
Hevâ: Nefsin sevdiği, istediği şeyler
Heves: Nefsin istekleri
Miskinlik: Tembellik
Yalvar güzel Allah’a!
Gözünü aç uykudan!
Yalvar güzel Allah’a!
Hiç ayrılma yolundan!
Yalvar güzel Allah’a!
Ona buna darılma!
Şu faniye sarılma!
Hak yolundan ayrılma!
Yalvar güzel Allah’a!
Namazını kılarak,
Orucunu tutarak,
Zekâtını vererek,
Yalvar güzel Allah’a!
Sağlığı ganimet bil!
Her saati nimet bil!
Yalvarmayı izzet bil!
Yalvar güzel Allah’a!
Ömrü boşa geçirme!
Nefsine kuvvet verme!
İnsanları hiç yerme!
Yalvar güzel Allah’a!
Fırtına gibi esme!
Arkadaşına küsme!
Allah’tan ümit kesme!
Yalvar güzel Allah’a!
Seherde yağar rahmet,
Bilmelisin ganimet,
Gitsin kalbdeki zulmet,
Yalvar güzel Allah’a!
Geceleri kaim ol!
Gündüzleri saim ol!
Hem zikriyle daim ol!
Yalvar güzel Allah’a!
Gün gelir gözün görmez,
Kulakların işitmez,
Bu fırsat ele geçmez,
Yalvar güzel Allah’a!
Ömrü bir pula satma!
Gidip çöplüğe atma!
234
www.dinimizislam.com
Seher vaktinde yatma!
Yalvar güzel Allah’a!
Başı yastıktan kaldır!
Onun keremi boldur!
Akan çeşmeden doldur!
Yalvar güzel Allah’a!
Yaşayan elbet ölür,
Ârif olanlar bilir,
Lütf-i ilahi gelir,
Yalvar güzel Allah’a!
Allah adını yâd et!
Mahzun kalbleri şad et!
Bülbül gibi feryad et!
Yalvar güzel Allah’a!
Gel artık Niyazi’yle!
Allah adını söyle!
Duanı güzel eyle!
Yalvar güzel Allah’a!
Kelimeler:
Kaim: Ayakta olan, gece ibadet eden
Saim: Oruçlu
Ârif: Allah’ı tanıyan, evliya
Mahzun: Üzüntülü
Besmele
İşimize başlarken,
Besmele söylemeli!
Mubah amel işlerken,
Besmele söylemeli!
İçli yaprak sararken,
Saçlarını tararken,
Kaybolanı ararken,
Besmele söylemeli!
Elbiseyi giyerken,
Köprüleri geçerken,
Bir şey yiyip içerken,
Besmele söylemeli!
Halı, kilim sererken,
Bir şey alıp verirken,
Eve çıkıp girerken,
Besmele söylemeli!
Sağa sola bakarken
Lambaları yakarken,
Ellerini yıkarken,
Besmele söylemeli!
Uzak kalma saygıdan!
Hoca kurtul kaygıdan!
Uyanınca uykudan,
Besmele söylemeli!
Tevbe de, istiğfar et!
Henüz pişman olmadan,
Gözler yaşla dolmadan,
Şu gül benzin solmadan,
Tevbe de, istiğfar et!
Bu fırsatlar kaçmadan,
Ömür kuşu uçmadan,
Ecel gelip göçmeden,
Tevbe de, istiğfar et!
Yürek henüz atarken,
Otururken, kalkarken,
Girerken ve çıkarken,
Tevbe de, istiğfar et!
Kefenin bağlanmadan,
Sızlanıp ağlanmadan,
Yürekler dağlanmadan,
Tevbe de, istiğfar et!
Vaktini etme heder!
Kalmasın kalbde keder!
Rabbim bizi affeder,
Tevbe de, istiğfar et!
Fitneler uyanmadan,
Günaha boyanmadan,
235
www.dinimizislam.com
Cehennemde yanmadan,
Tevbe de, istiğfar et!
Boşa gitmez emekler,
Kabul olur dilekler,
Dua eder melekler,
Tevbe de, istiğfar et!
Nöbetlerde beklerken,
Günü güne eklerken,
Nefsimiz iteklerken,
Tevbe de, istiğfar et!
Hoca, iş kolaylaşır,
Zamanla dil alışır,
Yaradana ulaşır,
Tevbe de, istiğfar et!
Derviş olmak istersen
Tevhid olmalı işin!
Derviş olmak istersen.
Hep günahını düşün!
Derviş olmak istersen.
Kötü işte çalışma!
Haramlara alışma!
Ciddi olup, yılışma!
Derviş olmak istersen.
Helale haram katma!
Sakın söz alıp satma!
Tevbe etmeden yatma!
Derviş olmak istersen.
Düşünme kara kara!
Git kâmil bir zat ara!
Bulunur sora sora,
Derviş olmak istersen.
Vaktinden önce ötme!
Darılma, hiç kin gütme!
Sapık peşinden gitme!
Derviş olmak istersen.
Dostlarda kusur görme!
Kimseye kara sürme!
Dininden taviz verme!
Derviş olmak istersen.
Hayır işle elinle!
İstiğfar et dilinle!
Büyük sözünü dinle!
Derviş olmak istersen.
Allah vardır de
Napolyon para dese,
Sen Rabbimiz Allah de!
Beyaza kara dese,
Sen Rabbimiz Allah de!
Atamız maymun dense,
Domuz salamı yense,
Herkes putu beğense,
Sen Rabbimiz Allah de!
Herkes mala güvense,
Parasıyla övünse,
Papaz ile sevinse,
Sen Rabbimiz Allah de!
Gâvura dense kardeş,
Müminle görülse eş,
İnkâr edilse Güneş,
Sen Rabbimiz Allah de!
Gökler durur direksiz,
Hain olur yüreksiz,
Dense mezhep gereksiz,
Sen Rabbimiz Allah de!
Her yer küfür dolsa da,
Ümitlerin solsa da,
İnkâr eden olsa da,
Sen Rabbimiz Allah de!
Dense, (Dine karnım tok,
Tanrı diye bir şey yok),
236
www.dinimizislam.com
Varlığına delil çok,
Sen Rabbimiz Allah de!
Şirki al, çöplüğe at!
Hâlıksız olmaz hayat,
Hoca, dinsize inat,
Sen Rabbimiz Allah de!
Gel istiğfar et!
Öğren hak yolu!
Gel istiğfar et!
Mağfiret dolu,
Gel istiğfar et!
Yaş et gözünü!
Ak et yüzünü!
Pak et özünü!
Gel istiğfar et!
Uyan şafakla!
Zikrini sakla!
Hep iştiyakla,
Gel istiğfar et!
Bırakma sabrı!
Unutma kabri!
Çökertip kibri,
Gel istiğfar et!
Âlemi fikret!
Nimete şükret!
Gönülden zikret!
Gel istiğfar et!
Ele hor bakma!
Hiç gönül yıkma!
Yorulup bıkma!
Gel istiğfar et!
Alıştır dili!
Dense de deli,
Açarak eli,
Gel istiğfar et!
Oku Kur'anı!
Rabbin ihsanı,
Parlat imanı!
Gel istiğfar et!
İşini akla!
Şeytanı hakla!
Kalbini pakla!
Gel istiğfar et!
Uçuran kanat,
Büyük saltanat,
Etme hiç inat!
Gel istiğfar et!
Şeytanı kirlet!
Nefsini körlet!
Çok söyle, terlet!
Gel istiğfar et!
Göze fer etsin!
Kalbde yer etsin!
Seni er etsin!
Gel istiğfar et!
Hoca der uyan!
Mevla’ya dayan!
Hak aşkıyla yan!
Gel istiğfar et!
Sırat’tan geçemez
Namazını kılmayan,
Sırat’tan nasıl geçer?
Günahtan sıkılmayan,
Sırat’tan nasıl geçer?
Bozuk kitaplar yazan,
Doğru inancı bozan,
Dindara kuyu kazan,
Sırat’tan nasıl geçer?
Kişi oruç tutmazsa,
Bir kez hacca gitmezse,
237
www.dinimizislam.com
Zaman sende, gece gündüz sendedir,
Farzı eda etmezse,
Sırat’tan nasıl geçer?
Sapık hakkı görmezse,
Doğru yola girmezse,
Zengin zekât vermezse,
Sırat’tan nasıl geçer?
Vakıf malını çalan,
Günah gölüne dalan,
İçi fesatla dolan,
Sırat’tan nasıl geçer?
Mezhepsize uyanlar,
Kadınları soyanlar,
Rezaleti yayanlar,
Sırat’tan nasıl geçer?
Dini yıkan hocalar,
Şirk içinde bocalar.
Deyyus olan kocalar,
Sırat’tan nasıl geçer?
Sahabeye sövenler,
Sapıkları övenler,
Kâfirleri sevenler,
Sırat’tan nasıl geçer?
Hoca dini bilmeyen,
Doğru yola gelmeyen,
İman ile ölmeyen,
Sırat’tan nasıl geçer?
Nice kış yaz, bahar ve güz sendedir,
Etrafa nur saçan ay yüz sendedir,
Eli bırak, kendine bak, hakkı bul!
Gül bahçe içinde artık zar etme!
Güllük olan mekânını nar etme!
Dinimizi öğren sakın ar etme!
Eli bırak, kendine bak, hakkı bul!
Ey Niyazi sen kendinde kalasın!
Sureti terk eyle, mana bulasın!
Kudret denizine hemen dalasın!
Eli bırak, kendine bak, hakkı bul!
Etsin seni
Her şey sende
İstersen bulasın cananını sen,
Eli bırak, kendine bak, hakkı bul!
Hep kendi aynanda gözle onu sen!
Eli bırak, kendine bak, hakkı bul!
Her sıfat sende var, onu izle sen!
Ne sırlardan feyiz alır, gözle sen!
Neye kavuşmuşsan deme, gizle sen!
Eli bırak, kendine bak, hakkı bul!
Gafleti bırak, düş aşka,
Ehl-i irfan etsin seni,
Kulluk eyle pir-i aşka,
Canana can etsin seni.
Garip bülbülün misali,
Çıkar göklere feryadı,
Herkes duysun iniltini,
Ki gülistan etsin seni.
Kaldır nefsin hayâsını,
Terk et şöhret sevdasını,
Giy melâmet hırkasını,
Ki o nihan etsin seni.
Yüzünü topraklar gibi,
Ayaklar altına koy ki,
Mevla’mız başlar üstüne,
Bir asuman etsin seni.
Verme nefsine hiç rahat,
Daim gaza-yı ekber et,
Gönül Kâbe’sini fethet,
Dar-ül-eman etsin seni.
238
www.dinimizislam.com
Niyazi’nin ellerinden,
Gel de iç aşk şerbetinden,
Mahvedip şan şöhretinden,
Tam bi-nişan etsin seni.
Kelimeler:
Elhamdülillah
Ehl-i irfan: İrfan sahibi, Allah’ı tanıyan
Pir-i aşk: Aşkın piri, aşka sebep olan
şey
Melâmet: Kınanmış
Nihan: Gizli
Asuman: Gökyüzü
Gaza-yı ekber: Büyük cihad, nefsle
cihad etmek
Dar-ül-eman: Sığınılacak yer
Bi-nişan: Nişansız, izsiz, alametsiz
Bizi kim anlar?
Hiç içmeyen, ayık olan,
Anlayamaz asla bizi.
Aşkın şerbetini içip,
Mestan olan anlar bizi.
Bu dünyanın cifesine,
Talip olan anlamaz hiç,
Yaratılış sırlarına,
Hayran olan anlar bizi.
Biz dervişler bırakmışız,
Şalımızı, fesimizi.
Varlığından soyunarak,
Üryan olan anlar bizi.
Ey Niyazi damlamızı,
Deryalara salmışız biz,
Damla nasıl anlasın ki,
Umman olan anlar bizi.
Kelimeler:
Mestan: Sarhoş
Cife: Leş
Üryan olmak: Kendini yok bilmek
Umman: Okyanus
Nasipsizler sağda solda dolaşır,
Cahilden uzak dur, mikrop bulaşır,
Âlime yaklaşan, Hakka ulaşır,
Elhamdü-lillahi Rabbil âlemin.
Mümin gece gündüz Rabbini anar,
Günahından olur gözleri pınar,
Kalbi aydınlanır ışıklar yanar,
Elhamdü-lillahi Rabbil âlemin.
Hoca dikkatli ol, kaygandır zemin,
Fâsıklar yalancı, salihler emin,
İyiler kurtulur, edilse yemin,
Elhamdü-lillahi Rabbil âlemin.
Kelimeler:
Elhamdü-lillahi Rabbil âlemin: Fatiha
suresinin, (Hamd, âlemlerin Rabbi
olan Allah’a mahsustur) mealindeki ilk
âyeti
Gün doğmadan
Dünya fani, gelip geçer,
Gün doğmadan neler doğar,
Bilmeyenler gülüp geçer,
Gün doğmadan neler doğar.
Haram maldan kâr olur mu?
Dine uymak ar olur mu?
Dünya bize yâr olur mu?
Gün doğmadan neler doğar.
Bâtılları gerçek sanma!
Gösterişe hemen kanma!
Küfre düşüp sonsuz yanma!
Gün doğmadan neler doğar.
Tebessüm et, surat asma!
Vermeyene hemen küsme!
239
www.dinimizislam.com
Rabbimizden ümit kesme!
Gün doğmadan neler doğar.
Mushaf tutar temiz eller,
Kur’an okur şirin diller,
Farklı kokar gonca güller,
Gün doğmadan neler doğar.
Uçan olur, kaçan olur,
Kapıları açan olur,
Nimetleri saçan olur,
Gün doğmadan neler doğar.
Gelip geçen şahlar hani?
Hakk’tan da olmazsa mani,
Yardımcımız olsa Gani,
Gün doğmadan neler doğar.
Dinimize sarılırsak,
Hizmetlerde yorulursak,
Mevla’mıza kul olursak,
Gün doğmadan neler doğar.
Burunda Hak aşkı tüter,
Gül açılır, bülbül öter,
Hoca, artık anla yeter!
Gün doğmadan neler doğar.
Dine uymalı her an!
Alınan her nefeste,
Dine uymalı her an!
Olsak bile kafeste,
Dine uymalı her an!
Sünnet üzere yaşa!
Günün geçmesin boşa!
Er ol, istersen paşa,
Dine uymalı her an!
Haramdan çek elini!
Tut gıybetten dilini!
Tüketirler pilini!
Dine uymalı her an!
Boşa geçirme yaşı!
Mümin ismini taşı!
İman her şeyin başı,
Dine uymalı her an!
Müminin güler yüzü,
Haramdan çeker gözü,
Hoca, dinle bu sözü!
Dine uymalı her an!
Selam olsun
Önceden haber verip,
Gelene selam olsun!
Gönlümüzü fethedip,
Alana selam olsun!
Andırırsa hilâli,
Arıyorsa helâli,
Ötüp bülbül misâli,
Gülene selam olsun!
Katlananlar zahmete,
Kavuşurlar rahmete,
Çağırılan davete,
Gelene selam olsun!
Gezmezse sağda solda,
Oynamazsa her dalda,
Çalışıp doğru yolda,
Ölene selam olsun!
Seç insanın merdini!
Kıymetli bil ferdini!
Şu Hoca’nın derdini,
Bilene selam olsun!
Affet bizi Allah’ım
Kara yüzle huzuruna varınca,
Pişman olduk, affet bizi Allah’ım!
İğneden ipliğe sual sorunca,
Pişman olduk, affet bizi Allah’ım!
240
www.dinimizislam.com
Senelerce durulur,
Nice olur hâlimiz?
Ağlaşılır zâr ile,
İş olmaz ağyâr ile,
Olmazsa o yâr ile,
Nice olur hâlimiz?
Hoca, aksın gözyaşı!
Doldursun dağı taşı!
Her gün ağrırsa başı,
Nice olur hâlimiz?
Kelimeler:
Hayale gelmedik günah işledik,
Salihleri kötüleyip taşladık,
Hakkı görüp istiğfara başladık,
Pişman olduk, affet bizi Allah’ım!
Heybeyi sevapla dolduramadık,
Nefsin isteğini solduramadık,
Günahın yükünü kaldıramadık,
Pişman olduk, affet bizi Allah’ım!
Hâlık’a isyanda birinci geldik,
Amel ambarının dibini deldik,
Eller yol alırken biz geri kaldık,
Pişman olduk, affet bizi Allah’ım!
Mizan: Kıyamet terazisi
Mahşer:
Kıyamette
toplanılan yer
Zâr: Yakınma, ağlama
Ağyâr: Eller, yabancılar
Gaflet uykusundan uyanamadık,
Zikir boyasına boyanamadık,
Çok günah işledik, dayanamadık,
Pişman olduk, affet bizi Allah’ım!
Nuruna kavuştur, narına yakma!
Pişman olduk, affet bizi Allah’ım!
Nice olur hâlimiz?
İbadet yoksa şayet,
Nice olur hâlimiz?
Gelmezse bir inayet,
Nice olur hâlimiz?
Bir gün mizan kurulur,
Hep mahşere sürülür,
için
Demezler mi hiç?
Şu nefsin elinden bıktık usandık,
Dünya hayatını ebedi sandık,
Nasıl da aldandık, şeytana kandık,
Pişman olduk, affet bizi Allah’ım!
Mahşerde Yunus’u yalnız bırakma!
Cehenneme mümin kulunu sokma!
hesap
Yalan söyler sözlerinde durmazsan,
Bu nasıl Müslüman denilmez mi hiç?
Dinini bilmezsen, bir de sormazsan,
Bu nasıl Müslüman denilmez mi hiç?
İnsanları üzüp, zalim olursan,
Düşene bir tekme sen de vurursan,
Hizmete gitmeyip boş oturursan,
Bu nasıl Müslüman denilmez mi hiç?
Hakk'tan başkasından medet umarsan,
Günahlara karşı gözü yumarsan,
İşlediğin suçu ele yamarsan,
Bu nasıl Müslüman denilmez mi hiç?
Konuya komşuya edersen haset,
Söz alıp satarsan, yaparsan gıybet,
Bid’ate, bâtıla edersen rağbet,
Bu nasıl Müslüman denilmez mi hiç?
241
www.dinimizislam.com
Huzur bozar, yuvaları yıkarsan,
Hoca, uğrarsan derde,
Muhtaç olma namerde,
Şifa umulan yerde,
Hemen çıkar ağlarız.
Haksızlık edip de, canlar yakarsan,
İşlediğin hayrı başa kakarsan,
Bu nasıl Müslüman denilmez mi hiç?
Ben Müslüman’ım der, her haltı yersen,
Gâvuru dost bilip, sevgi beslersen,
Sana uymayana gerici dersen,
Fani dünya
Bu nasıl Müslüman denilmez mi hiç?
Bu dünya fanidir, güvenme sakın!
Geçici şeylerle övünme sakın!
Papazların ellerini öpersen,
Âyeti, hadisi atıp tepersen,
Kiliseye yardımlarda süpersen,
Aklı olan buna gönül bağlamaz,
Söz dinleyen pişman olup ağlamaz.
Bu nasıl Müslüman denilmez mi hiç?
Hoca, üç din için, gayret güdene,
Pazar günü âyinlere gidene,
Çocuğu doğunca vaftiz edene,
Bu nasıl Müslüman denilmez mi hiç?
Kelimeler:
Âyin: Hıristiyanların dini toplantıları
Vaftiz: Doğan çocuğun günahlarını
silmek amacıyla Hıristiyanlıkta yapılan
bir işlem
Ağlarız
Korkup her sözümüzden,
Hep ah çeker ağlarız.
Şu iki gözümüzden,
Yaşlar döker ağlarız.
Ararız hani diye,
Şu dünya fani diye,
Kimmiş bu cani diye,
Dönüp bakar ağlarız.
Can, görmek ister sizi!
Mahrum bırakma bizi!
Mahşerde elimizi,
Boyna takar ağlarız.
Bakınca görülür, dünyanın fendi,
Benim diyen nice yiğidi yendi.
Zelil dünya, kötü kadından pistir,
Çok erkekten arta kalmış habistir.
Yüze güler, üç gün yanında kalır,
Sonra bin mihnetle canını alır.
Kaplandır saldırır ahmak olana,
Gaflette yaşayan yem olur ona.
Büyük küçük demez, yutar her şeyi,
Toprak etti nice, paşayı, beyi.
Nice hükümdarı, nice veziri,
Şu kara toprağın etti esiri.
Zaloğlu Rüstem’i koyup sapana,
Fırlattı taş gibi attı yabana.
Ferhat’a sert kayaları deldirdi,
Külünkle başını ezip öldürdü.
242
www.dinimizislam.com
Nasıl mahzun etti, Mecnun’u dünya,
Şaşırıp kalmıştı, bu hâle Leyla.
Akıllıya düşen ibret almaktır,
İbret almayanlar, birer ahmaktır.
İskender sayısız dertle süründü,
Rezilliği el âleme göründü.
Nice yanan ocakları söndürdü,
Parmağında nice Hoca döndürdü.
Hani, hikmet ehli hazret-i Lokman?
Cevher pula satılmaz
Saldırdı ona da, vermedi aman.
Ararken fanide âb-ı hayatı,
Duyuldu onun da bir gün vefatı.
Hiç kimseye insaf etmez bu fani,
Bunca enbiya ve evliya hani?
Sultan Süleyman’a kalmadı dünya,
Bütün cin ve insan mahkûmken ona.
Deryalarda balık gibi yüzerdi.
Rüzgârlara biner gökte gezerdi.
Her hayvanın bilir idi dilini,
Hepsi gelir sallasaydı elini.
Hani dünya netti Nuşirevan’ı?
Kaplamıştı adaleti cihanı.
Şu yalancı dünya onu da aldı,
Kendi gitti, ismi dillerde kaldı.
Nice ciğerleri dağlattı dünya,
Nice anneleri ağlattı dünya.
Bahçeyi, gülleri söküp dağıttı,
Nice bülbülleri, yabana attı.
Âciz iken bu kibrin,
Daha nice sürecek?
Bu bitmeyen gafletin,
Nereye dek gidecek?
Vaktin geçer gaflette,
Satın almak istesen,
Alamazsın elbette,
Tonlarca altın versen.
Ömrün çoktur değeri,
Çöplüğe atıyorsun.
En kıymetli cevheri,
Bedava satıyorsun.
Hiç hoş değil elbette,
Böyle gaflete dalmak?
Ahmaklık baki ile,
Fâni olanı almak.
Böyle kendine niye,
Düşmanlık ediyorsun?
Bağlanmışsın faniye,
Batıla gidiyorsun.
Sana bu ettiğini,
Eğer etse bir düşman,
Merhamete gelirdi,
Olurdu elbet pişman.
Dünyaya sarılarak,
Ömrü hiçe satarsın.
Başı derde sokarak,
Felakete atarsın.
Kul hakkına girersin,
Bu haram demez yersin.
243
www.dinimizislam.com
İkaz eden olursa,
Sen kendine bak dersin.
Böyle bin yıl otursan,
Değişen bir şey olmaz.
Kabını ters tutarsan,
İçine hiç su dolmaz.
Uymadan şartlarına,
Kılmış olduğun namaz,
Sevap ummak bir yana,
Cezadan da korumaz.
(İyyâke na’büdü) der,
Başka yöne durursun.
Hemen itiraz eder,
Bahane uydurursun.
Bir şey isteyen senden,
Dönse başka bir yöne,
Bozulursun âniden,
Nasıl kızarsın yine.
Gönül başka yerdeyken,
Güya kılarsın namaz,
İnsan düşünmez neden,
Sanki Rabbin anlamaz?
Huzurdayken düşersin,
İnanılmaz gaflete.
Hep seyirci kalırsın,
Yapılan cinayete.
Sırf ibadet günahı,
Elbette gayet çoktur.
Diğer günahlarını,
Saymaya gerek yoktur.
Rahat günah işlersin,
Allah affeder dersin,
Tevbe etmeden affı,
Nasıl ümit edersin?
Allah’tır rızkı veren,
Günahı da affeden,
,
O halde ikisini,
Eşit tutmazsın neden?
Hiç rızık bekledin mi,
Oturup çalışmadan?
Söyle kaç günün geçti,
Günaha bulaşmadan?
Bu Mevla’nın nimeti,
Rızkı garanti etti,
Demedi yatsanız da,
Verdim size Cenneti.
Garantili rızkının,
Arkasından gidersin.
Garanti olmayanı,
Neden ihmal edersin?
İsteme zararını!
Gel düşün yararını!
Ecel gelmeden önce,
Çabuk ver kararını!
Salih, kafadan atmaz,
Cevheri pula satmaz.
İmanı olan insan,
Öyle gafletle yatmaz.
Hoca, konuş izzetle!
Sözlerini özetle!
Sakınarak haramdan,
Hak emrini gözetle!
Yalan dünya
Herkesin başında yel gibi eser,
Balta ile vurur, kelleyi keser.
Nicesinin gül yüzünü soldurur,
Gözünün içine toprak doldurur.
Nicesini ateşinde kavurur,
Küllerini harman gibi savurur.
244
www.dinimizislam.com
Gelip gitti nice kükremiş aslan,
Dişlerini döktü vermedi aman.
Hakk'ın emri geldi ateş yakmadı,
Nemrut yine küfrünü bırakmadı.
Dünyada ne bahçe kalır, ne de gül,
Hazret-i Yakub’a ciğer dağlattı,
Yıllarca Yusuf’um diye ağlattı.
Külhanda, ne ateş kalır, ne de kül.
Burada ne bostan kalır, ne de bağ,
Hep ölür, ne hasta kalır, ne de sağ.
Hazret-i Yusuf’u kuyuya attı,
Üstelik bu köle diyerek sattı.
Asla yoktur, bu dünyanın amanı,
Bir gün yıkar başa bu eski hanı.
Züleyha, ne çekti aşkın elinden,
Düşmedi Yusuf’un adı dilinden.
Fani dünya her geleni ağlatır,
Gözlerinden kanlı yaşlar çağlatır.
Sırrı ifşa oldu, el âlem duydu,
Aşk onu ne hâlden, ne hâle koydu.
Hazret-i Âdem’e yaptı çok hile,
Senelerce ona çektirdi çile.
Zengin iken fakir eyledi onu,
Aziz iken hakir eyledi onu.
Oğlu Kâbil, Hâbil’i öldürünce,
Çok ağladı, ölüsünü görünce.
Hoca der dünyanın cefası çoktur,
Kendini sevene vefası yoktur.
Çile bir mirastır, Âdem babadan,
Nefse öğüt
Hep böyle gelmiştir bu âlem baştan.
Kıyamete kadar hep böyle gider.
Her gördüğün şeyi alma lisana!
İnsan, dili ile uğrar ziyana.
Bin yıl davet etti Nuh nebi, dine,
Fakat inanmadı kavmi kendine.
Görünüşte dilin cirmi küçüktür,
Fakat cürmü, yaptığı iş büyüktür.
Zalim dünya bin bir çeşit zulmeder,
İnkârcılardan idi bir oğlu da,
Gemiye binmedi, boğuldu suda.
Odunları yığdı, bir ateş yaktı,
Halil İbrahim’i içine attı.
Pişman olur, düşünmeden konuşan,
Kesilir nice baş, dökülür çok kan.
Kimi bir söz söyler düşer hataya,
Sözünü bilmeyen uğrar belaya.
Kâfir olur, bir sözüyle Müslüman,
Bir söz ile gider, kalbinden iman.
245
www.dinimizislam.com
Diline sahip ol, boş söz söyleme!
Su-i zannı bırak, gıybet eyleme!
Elin ayıbını ağzına alma!
Sonra pişman olup, saçını yolma!
Bulunmaz, ayıpsız, kusursuz insan,
Ancak Rabbimizdir, kusursuz olan.
Nasıl kusur etmez, dünyada insan?
Ona düşman iken nefsiyle şeytan.
Kusur araştıran, hiç dost bulamaz,
Noksandır o, kâmil insan olamaz.
Kusursuz bir insan, olmaz muhakkak,
Kulunun yüzüne vurmaz onu Hak.
Hakiki dostluğa eyle riayet!
Hoca kusuruyla dostu kabul et!
Resul-i Ekrem’in öğüdünü tut!
(Ya hep hayır söyle yahut et sükût!)
Elhamdülillah
Bülbülümüz avazda,
Güllerimiz niyazda,
Kılınan her namazda,
Deriz Elhamdülillah.
Dillerde olsun Kur’an,
Gönülde parlak iman,
Duamızda her zaman,
Deriz Elhamdülillah.
Uyanmalı seherde,
Deva olur çok derde,
Evde, kırda, her yerde,
Deriz Elhamdülillah.
Kesilmeden nefesin,
Hain nefsi yenesin,
Dilimiz ezberlesin,
Deriz Elhamdülillah.
Düşmeyelim gaflete,
Sarılalım hizmete,
Verilen her nimete,
Deriz Elhamdülillah.
Hoca’yla zikrederek,
Âlemi fikrederek,
Nimete şükrederek,
Deriz Elhamdülillah.
Bahtiyardır Müslüman
Rabbine eder iman,
İnançlıdır Müslüman.
Cömerttir eder ihsan,
Kazançlıdır Müslüman.
İlmihali öğrenir,
Kötülükten iğrenir,
Herkes ona imrenir,
Numunedir Müslüman.
Büyüklere hürmetkâr,
Rızkında kanaatkâr,
Dinimize hizmetkâr,
Şuurludur Müslüman.
Hakk’ın sevgili kulu,
Ümitli hem korkulu,
Bulmuştur orta yolu,
Akıllıdır Müslüman.
Aklı fikri hizmettir,
Kötülüğe bir settir,
Sebeb-i saadettir,
Ganimettir Müslüman.
Haddi aşmaz, hudutlu,
Her işinde metotlu,
246
www.dinimizislam.com
İki cihanda mutlu,
Huzurludur Müslüman.
Kul hakkına dikkat et!
Derdin olsun âhiret,
Mümini bekler Cennet,
Bahtiyardır Müslüman.
Eller mi kaldı?
Güz geldi, yapraklar, otlar sarardı,
Yeni tomurcuklu güller mi kaldı?
Ağaçlar kurudu, hava karardı,
El atıp tutacak dallar mı kaldı?
Kervan yok, yine de itler ürüdü,
Caniler her yerde alıp yürüdü,
Kinden gözlerini kanlar bürüdü,
Hasbihâl edecek diller mi kaldı?
Sam yelleri ile yanar gülistan,
Bülbüller okuyor acıklı destan,
Bozuldu dünyada bağ ile bostan,
Rahatça gidilen yollar mı kaldı?
Fâsık, facir arttı; salih azaldı,
Küfürden, zulümden herkes bunaldı,
Sebzede, meyvede hormon çoğaldı,
Eski kara kovan ballar mı kaldı?
Zamane gencinde gaflet derinde,
Duramaz hiçbiri yerli yerinde,
Hayâ mı kalmıştır, binde birinde?
Rezaleti bilen kullar mı kaldı?
Yiğitler, cömertler, çıktı aradan,
Hepsi de göç edip gitti sıradan,
Gazap etti birçoğuna Yaradan,
Anarşi girmemiş iller mi kaldı?
Görünmez yüzlerde hidayet nuru,
Kabarmış kalblerde benlik gururu,
Hoca, nasıl bulur kaçan huzuru?
İhlasla açılan eller mi kaldı?
Şu hâlin nice olur?
Bülbülün yoksa gülde,
Şu hâlin nice olur?
Kalırsan, yaban ilde,
Şu hâlin nice olur?
Yanlış işler yaparsan,
Doğru yoldan saparsan,
Mala mülke taparsan,
Şu hâlin nice olur?
Silah varsa elinde,
Gıybet varsa dilinde,
Kibir varsa gönlünde,
Şu hâlin nice olur?
Yaran sarılmaz ise,
Kibrin kırılmaz ise,
Öfken durulmaz ise,
Şu hâlin nice olur?
Hak sözü duymuyorsan,
Büyüğe uymuyorsan,
İslam’ı yaymıyorsan,
Şu hâlin nice olur?
Hoca, kini atmazsan,
Cehaleti satmazsan,
Doğru sözü tutmazsan,
Şu hâlin nice olur?
Son pişmanlık
Vara yoğa hemen gülme!
Bir yere sık gidip gelme!
Aşk kabını sakın delme!
Son pişmanlık fayda vermez.
247
www.dinimizislam.com
Müşrik gerçeği savunmaz,
Mucize görse inanmaz,
Güneş balçıkla sıvanmaz,
Son pişmanlık fayda vermez.
İlk önce kendini kayır!
Parandan kenara ayır!
Deme hak sözlere hayır!
Son pişmanlık fayda vermez.
Ağacı kurt, kalbi dert yer,
Köpek kapar, katır teper,
Kim ne eker, onu biçer,
Son pişmanlık fayda vermez.
Zulmetleri ışık boğar,
Bulut çıkar, rahmet yağar,
Gün doğmadan neler doğar,
Son pişmanlık fayda vermez.
Ateş yanar, kazan kaynar,
Kimi çalar, kimi oynar,
Küfre düşen sonsuz yanar,
Son pişmanlık fayda vermez.
Gerçekleri gâfil görmez,
Gafletinden taviz vermez,
Kulağına öğüt girmez,
Son pişmanlık fayda vermez.
Aklı olan Hakk'ı arar,
Keskin sirke küpe zarar,
Körle yatan şaşı kalkar,
Son pişmanlık fayda vermez.
Fâsık bakar ibret almaz,
İnadından geri kalmaz,
Tevbe etmez, nadim olmaz,
Son pişmanlık fayda vermez.
Hoca veda der hayata,
Bindirirler cansız ata,
Ağlasa da, ana ata,
Son pişmanlık fayda vermez.
Girmeliyiz Hak yoluna
Günahlara olup pişman,
Girmeliyiz Hak yoluna.
Hain nefsi bilip düşman,
Girmeliyiz Hak yoluna.
Gidiyoruz sağlam zemin,
Bu yol doğru hem de emin,
Allah için edip yemin,
Girmeliyiz Hak yoluna.
Öğren dinin heybetini!
Etme halkın gıybetini!
Bilip dinin kıymetini,
Girmeliyiz Hak yoluna.
Hoca, dünya malından geç!
Kötüyü at, iyiyi seç!
Bekleme hiç, deme er geç!
Girmeliyiz Hak yoluna.
Affet Rabbim
Arz edeyim gerekçemi,
Tevbe ettim, affet Rabbim!
Sundum sana dilekçemi,
Tevbe ettim, affet Rabbim!
Anlatılmaz benim derdim,
Seccadeyi yere serdim,
Artık kesin karar verdim,
Tevbe ettim, affet Rabbim!
Haddi aştım, yasak deldim,
Yanlışımı görüp bildim,
Kara yüzle sana geldim,
Tevbe ettim, affet Rabbim!
Kızdım öfke ile doldum,
Artık doğru yolu buldum,
Günahıma pişman oldum,
Tevbe ettim, affet Rabbim!
248
www.dinimizislam.com
Haram dolu sağım solum,
Boynu bükük âciz kulum,
Belli oldu artık yolum,
Tevbe ettim, affet Rabbim!
Hoca, yalnız Hakk’a dayan!
Her hâlimiz Ona ayan!
Gafleti at, artık uyan!
Tevbe ettim, affet Rabbim!
Yalvaralım Allah’a
Yalvaralım Allah'a,
Düşürmesin bir daha,
Farzlara uyan insan,
Kolay girmez günaha.
Bülbüller güle konar,
Gülün aşkıyla yanar,
Gece gündüz öterek,
Durmaz Mevla’yı anar.
Ne mutlu helâl yiyen,
Üstüne kefen giyen,
Elbette mahrum kalmaz,
Rabbimiz Allah diyen.
Yüreklerde âh vardır,
Her yerde günah vardır,
Ümidini kaybetme!
Affeden Allah vardır.
Dergâhına varalım,
El açıp yalvaralım,
Derin olan yarayı,
Tevbe ile saralım.
Düşme nefsin peşine!
Yanarsın ateşine.
Tebliğ et dinimizi!
Yoldaşına, eşine.
Hoca, nefsi yermeli!
Haklıya hak vermeli!
Maksada ermek için,
Postu yere sermeli!
Yük olmasın bize
Canından geçemeyen,
Hiç yük olmasın bize!
Aşk şerbeti içmeyen,
Hiç yük olmasın bize!
Namazını kılmayan,
Salihlerle kalmayan,
Sadık talip olmayan,
Hiç yük olmasın bize!
Aşk tadını tatmayan,
Orucunu tutmayan,
Helâl lokma yutmayan,
Hiç yük olmasın bize!
Gözü gönlü doymayan,
Büyükleri duymayan,
Canı hiçe saymayan,
Hiç yük olmasın bize!
Yolumuza ağyarsa,
Kırılmaz kibri varsa,
Fitne fesat yayarsa,
Hiç yük olmasın bize!
Seviyorsa parayı,
Saramazsa yarayı,
Açıyorsa arayı,
Hiç yük olmasın bize!
Kininde ulu ise,
Paranın kulu ise,
Oynaksa, sulu ise,
Hiç yük olmasın bize!
Öğüde karnı toksa,
İlmi, ihlası yoksa,
Dedikodusu çoksa,
Hiç yük olmasın bize!
249
www.dinimizislam.com
Hoca’ya gelmiyorsa,
Edebi bilmiyorsa,
Suratı gülmüyorsa,
Hiç yük olmasın bize!
Kurtar bizi
Nefis bizi harap etti,
Ümitleri türap etti,
Hissimizi serap etti,
Kurtar bizi yüce Rabbim!
İçte vardır doymaz ejder,
Bizi her an yutmak ister,
Ömrümüzü etti heder,
Kurtar bizi yüce Rabbim!
Hoca, hayat oldu hayâl,
Haramlara dendi helâl,
Korkutuyor bizi bu hâl,
Kurtar bizi yüce Rabbim!
Kelimeler:
Doğru yolda gitmişsek,
Er eteği tutmuşsak,
Bir tek hayır etmişsek,
Biri bindir, az değil.
Yunus sözünü çatar,
Balını yağa katar,
Çok değerli mal satar,
Yükü cevher, tuz değil.
Kelimeler:
Hümâ: Devlet kuşu
Cevher: Mücevher
Üç şey
Herkese üç şey çok lazımdır önce,
Biri, iman edinmektir iyice.
Biri, İslam’a uymaktır her yerde,
Fıkhı iyi öğrenmeli elbette.
Türap: Toz, toprak
Heder: Boşa gitme, ziyan olma
Bir de ihlâstır, her işte daima,
Şöyle ki, hiç olmaya ucb-ü riya.
Tuz değil
Bu üçü birden tahakkuk etmeli
Böyledir, İslamiyet’in temeli.
Kibirlenip bakanın,
Mazlum canı yakanın,
Bir kez gönül yıkanın,
Kıldığı, namaz değil.
Erenler gelip geçer,
Asıl vatana göçer,
Kanatlanarak uçar,
Hümâ’dır bu, kaz değil.
Yol odur, doğru vara,
Göz odur, Hakkı göre,
Er odur, alçak dura,
Yüksek bakan göz değil.
Eğer ihlâs olmasa, makbul değil,
Tasavvuftur ihlâsın kaynağı bil!
Kelimeler:
İhlâs: Sadece Allah rızası için yapmak
Ucb-ü riya: İbadetlerini beğenmek ve
gösteriş
Nefsimiz
Heva ve hevesten kaçalım desek,
Dünya sevgisinden geçelim desek,
250
www.dinimizislam.com
İyiyi kötüyü seçelim desek,
Bırakmıyor bizi bize nefsimiz.
İşleri düzene koysak diyoruz,
Hak ile bâtılı bilsek diyoruz,
Aklımızı başa alsak diyoruz,
Bırakmıyor bizi bize nefsimiz.
Genç ihtiyar ölenlere bakalım!
Gelenden, gidenden ibret alalım!
Diyoruz vazife neyse yapalım!
Bırakmıyor bizi bize nefsimiz.
Kelimeler:
Heva ve heves: Nefsin istekleri
Arzularsın
Nefsini terk etmeden,
Rabbini arzularsın.
Hayvanı öğrenmeden,
İnsanı arzularsın.
Camı temizlemeden,
Aynayı arzularsın.
Zünnarını kesmeden,
İmanı arzularsın.
Kim bilirse nefsini,
Bilir elbet rabbini,
Sen bilmeden, kendini
Sübhanı arzularsın.
Bak evin kapısına,
Açamazsın kolayca,
Kavuşacak maşuka,
Zamanı arzularsın
Üfürmekle sokağa
Tesir etmez ocağa,
Gönül vermeden Hakka,
İhsanı arzularsın.
Kuşatmış, dağlar gibi,
Tembellik, kardeş seni,
Bilmeden günahını,
Gufranı arzularsın.
Misafire evin yok,
Hayvanına yemin yok,
Dağ başında kimsen yok
Mihmanı arzularsın.
Geçtin bağdan bostandan,
Meyveler toplanmadan,
Sen söğüt ağacından,
Rummanı arzularsın
Çocuktan hiç farkın yok,
Ağaç ata binersin,
Tecrüben yok, topun yok,
Meydanı arzularsın.
Şu karıncalar gibi,
Gezersin çok az yeri,
Meleklerden ileri,
Seyranı arzularsın.
Topuğuna çıkmadan,
Çayı deniz sanırsın.
Sen dereyi geçmeden,
Ummanı arzularsın.
Görünmez bunun dibi,
Gece sayıklar gibi,
Ey Niyazi, sen de mi,
İrfanı arzularsın?
Niyazi yürü haydi,!
Atma okun ileri!
Olmadan salih biri,
Sultanı arzularsın.
Kelimeler:
Zünnar: Papaz kuşağı
Sübhan:
Her
türlü
kusur
ve
noksanlıktan münezzeh olan, Allahü
251
www.dinimizislam.com
teâlâ
Maşuk: Âşık olunan kimse
İhsan: İyilik
Gufran: Af, mağfiret
Mihman: Misafir
Rumman: Nar
Seyran: Gezme, gezinme
Umman: Okyanus
İrfan: Allahü teâlâyı tanımak
Sultan: Allahü teâlâ
Nemelazım
Ahmakların zindanında,
Esir olup kalan insan.
Harap olan şu dünyada,
Gaflet içre yatan insan.
Gözünü aç, tarihe bak!
Gelip geçti nice sultan.
Ne ahmaktır bu faniye,
Gönül verip, duran insan.
Altın kafese konsa da,
Bülbül durmaz, der ki vatan.
Niçin çıkmak istemez ki,
Bu zindana giren insan?
Değerlendir fırsatları,
Elinde var iken imkân.
Büyük günahlara girer,
(Nemelazım) diyen insan.
Emr-i maruf yapmaz ise,
Cezasını çeker insan.
Cehenneme gider elbet,
(Adam sen de) diyen insan.
Kelimeler:
Fani: Geçici dünya hayatı
Teneşir: Ölünün yıkandığı yer
Emr-i maruf: Dinin emirlerini yaymak
Geç
Gel ey gönül, visal iste!
Uyan artık hevâdan geç!
Haramdan kaç, helâl iste!
Yeter, hubb-i sivâdan geç!
Kalb mülkünü tertemiz et!
Gitsin kir, gelsin nezafet!
İhlâs ile et ibadet!
Gösterişten, riyadan geç!
Mala mülke hiç aldanma!
Avlamasın seni dünya!
Gelip geçen süse bakma!
Çürük olan binadan geç!
Kelimeler:
Visal: Kavuşmak
Hevâ: Nefsin istekleri
Hubb-i sivâ: Allahü teâlâdan başka her
şeyin sevgisi
Nezafet: Temizlik, paklık
İhlâs: Sadece Allah rızası için yapmak
Fani ziynet: Geçici süs
Görmüyor
Göç haberi gelse de,
Ne yazık, can duymuyor.
Uzuvlar titrese de,
Gâfil insan duymuyor.
Düşer ömür evinden,
Bir taşı yere, her gün,
Yıkılıp vücut evin,
Oldu viran duymuyor.
Bilmedim ticareti,
Sermaye bitip gitti,
Geldim ki, kalkmış gemi,
Beni kaptan görmüyor.
252
www.dinimizislam.com
Yol eri yolda gerek,
Çok sıkıntı çekerek,
Niyazi o ne demek,
Sanma canan görmüyor.
Kelimeler:
Uzuv: Organ
Viran: Yıkık, harap
Canan: Sevgili
Niye?
Hakk’a âşık olmuşsan,
Sevgisiyle dolmuşsan,
Gerçekleri bulmuşsan,
Niye bayram etmezsin?
Alâmetler görmüşsen,
Muradına ermişsen,
Allah için vermişsen,
Menfaat beklemezsin.
Zulme ışık yaktıysan,
Boz bulanık aktıysan,
Namahreme baktıysan,
Niye tevbe etmezsin?
Bir hastaya varmışsan,
Hatırını sormuşsan,
Yarasını sarmışsan,
Niye şükür demezsin?
Günahlardan kaçarsan,
Hakka kucak açarsan,
Kanatlanıp uçarsan,
Artık hiç gam yemezsin.
Hoca gül dereceksen,
Huzura ereceksen,
Cennete gireceksen,
Çöplükte ne gezersin?
Güvenilmez namerde
Pot kırar, çam devirir,
Güvenilmez namerde.
Ansızın sırt çevirir,
Güvenilmez namerde.
Kan emer azar azar,
Arkandan kuyu kazar,
Her zaman ara bozar,
Güvenilmez namerde.
Sivridir, göze batar,
Gün gelir seni satar,
Ansızın yardan atar,
Güvenilmez namerde.
Sakız gibi bulaşır,
Durmaz laf alır taşır,
Yerli yersiz sataşır,
Güvenilmez namerde.
Bir mazlum gibi durur,
Sebep yokken kudurur,
Sırtına hançer vurur,
Güvenilmez namerde.
Soysuzlara bir eştir,
Hırsızlığı beleştir,
Her işinde kalleştir,
Güvenilmez namerde.
Masallarla avutur,
Zulüm eder unutur,
Hoca seni uyutur,
Güvenilmez namerde.
İstiğfar eyle
Düştüğün gafletlere,
Tevbe istiğfar eyle!
Ettiğin gıybetlere,
Tevbe istiğfar eyle!
253
www.dinimizislam.com
Gözünün baktığına,
Kalbinin aktığına,
Kulağın çarptığına,
Tevbe istiğfar eyle!
Suçunu neyse bilesin!
Kapısına gelesin!
İmanla dirilesin!
Tevbe istiğfar eyle!
Harman gibi savurma!
Ateşinde kavurma!
Günahı yüze vurma!
Tevbe istiğfar eyle!
Tevbe gerek âsiye,
Pişman ol ölesiye,
Kalmadan veresiye,
Tevbe istiğfar eyle!
Hizmete atılasın!
Kervana katılasın!
Pişman ol kurtulasın!
Tevbe istiğfar eyle!
Kötü yerlere gitme!
Sakın nankörlük etme!,
Günah içinde bitme!
Tevbe istiğfar eyle!
Hoca deme hep bana!
Bak işlerin sonuna!
Kefaret olur sana,
Tevbe istiğfar eyle!
Hak’tan af dile!
Yüksekten uçma!
Nimeti saçma!
Tevbeden kaçma!
Hak’tan af dile!
Haramı tatma!
Gafletle yatma!
Sakın unutma!
Hak’tan af dile!
Ezme de ezil!
Üzme de üzül!
Denmesin rezil!
Hak’tan af dile!
Bu dünya fani,
Ölenler hani?
Bırakma mani!
Hak’tan af dile!
Henüz ölmeden,
Şeytan gülmeden,
Ecel gelmeden,
Hak’tan af dile!
Yol tutma ayrı!
Bırakma hayrı!
İnsaf et gayrı!
Hak’tan af dile!
Fâsıkları geç!
Salihleri seç!
Ölürsün er geç,
Hak’tan af dile!
Büyüktür Hâlık,
Gel huzura çık!
Kapısı açık,
Hak’tan af dile!
İşe koşarken,
Sabrın taşarken,
Henüz yaşarken,
Haktan af dile!
Çatma kaşını!
Eğdir başını!
Dök gözyaşını!
Hak’tan af dile!
Hoca boynu bük!
Kibir ağır yük,
Ancak Rab büyük,
Hak’tan af dile!
254
www.dinimizislam.com
Atasözlerini yabana atma!
Kanaatkâr olmak
Mağrurlanma malım, mülküm var diye!
Sağlam gemiye bin, denizde batma!
Zenginlik bu değil, bırak bunları,
Kazandığın malı, kendinden bilme,
Kanaattir zengin eden kulları.
Öyle renkten renge dönme ey nefsim!
Kanaattir aç gözleri doyuran,
Fakirle zengini odur ayıran,
Kanaat ehlidir dini kayıran,
Şükürle buluruz, emin yolları.
Kanaat olmazsa nefis kudurur,
Kanaatkâr tutup nefsi durdurur,
Kötülük ederken onu vurdurur,
Böylece buluruz doğru yolları.
Salebe hırsının zehrini içti,
Karun’sa ne maldan, ne mülkten geçti.
İkisi de sonsuz azabı seçti,
İbretle doludur, hazin sonları.
Kanaatkâr olan etmez sefahat,
Huzura kavuşur, eder çok rahat,
Tamah etme sen de, eyle kanaat,
Hiç uğruna heba etme yılları!
Dinimiz herkese bunu duyurdu,
Kanaat edenler doyar buyurdu,
Kanaat edeni Allah doyurdu,
İhsan eder nice kolaylıkları.
Zeki Karaca – Ankara
Ey nefsim!
Hakkın rızasıdır, istenen gaye,
Dünyayı ebedi sanma ey nefsim!
Büyüklerin sözü değil hikâye,
İtiraz edip de yanma ey nefsim!
İman hazineni bir pula satma!
Allah’ın evidir, bir kalbi kırma!
Gariplere acı, bir de sen vurma!
Önüne gelene sualler sorma!
Herkesin sözüne kanma ey nefsim!
Kimisi boş yere çeker yorgunluk,
Mazide kalmalı artık dargınlık,
Hoca artık barış, bitsin kırgınlık,
Kolay kurtulurum sanma ey nefsim!
İstiğfar eyle!
Kötülükten kaç!
İstiğfar eyle!
Ellerini aç!
İstiğfar eyle!
Günahı gizle!
Eceli gözle!
İhlâslı sözle,
İstiğfar eyle!
Deme bana ne!
Bulma bahane!
Olur şahane,
İstiğfar eyle!
Can sıkılınca,
Naçar kalınca,
Namaz kılınca,
İstiğfar eyle!
Gitme ağyâre!
Durma avare!
Her derde çare,
İstiğfar eyle!
255
www.dinimizislam.com
Dua et, inle!
Nasihat dinle!
Kalbden dilinle,
İstiğfar eyle!
Malın mı kayıp?
İşin mi ayıp?
Günahı sayıp,
İstiğfar eyle!
Bir engel çıksa,
Ümidin yoksa,
Sıkıntın çoksa,
İstiğfar eyle!
Ne güzel zikir,
Olmazsın hakir,
Kalmazsın fakir,
İstiğfar eyle!
Hak sözü işit!
İman ile git!
Kesme hiç ümit!
İstiğfar eyle!
Hoca, dinle az!
Etme itiraz!
Ne güzel niyaz,
İstiğfar eyle!
Yapış tevbeye!
Herkese kanma!
Vakit var sanma!
Ateşte yanma!
Yapış tevbeye!
Aman arkadaş,
Nefsinle savaş!
Akıt gözden yaş!
Yapış tevbeye!
Akla güvenme!
Malla övünme!
Sonra dövünme!
Yapış tevbeye!
Pişmanım derken,
Dua ederken,
Göçüp giderken,
Yapış tevbeye!
Bâtıl yoldan kaç!
Hakka kucak aç!
Giymek için taç,
Yapış tevbeye!
Gaflete dalma!
Beddua alma!
Saçını yolma!
Yapış tevbeye!
De ki, Allah bir!
Nurlansın kabir!
Yıkılsın kibir!
Yapış tevbeye!
Allah’a dayan!
Nurlara boyan!
Ölmeden uyan!
Yapış tevbeye!
Şehadet getir!
Doğru yola gir!
Kalmasın hiç kir!
Yapış tevbeye!
Kimseye kızma!
Kuyusun kazma!
İşini bozma!
Yapış tevbeye!
Hoca deme kem!
Halkı etme zem!
Herkese elzem!
Yapış tevbeye!
256
www.dinimizislam.com
Tevbe et hemen!
Hiç gönül yıkma!
Kendini yakma!
Dilden bırakma!
Tevbe et hemen!
Arayan bulur,
Çok murat alır,
Ne güzel olur,
Tevbe et hemen!
Göster azimet!
Tevbe ganimet,
Ne büyük nimet,
Tevbe et hemen!
İstersen Cennet,
Ol Ehl-i sünnet!
Getirme cinnet!
Tevbe et hemen!
Etme suizan!
Düzelsin iman!
Her yerde her an,
Tevbe et hemen!
Yuvadan gitme!
Halkı incitme!
Hakkı reddetme!
Tevbe et hemen!
Bundadır felah,
Bırakmaz günah,
Demeden eyvah,
Tevbe et hemen!
Tasavvuf yolu,
Müjdeler dolu,
Gel Hakk'ın kulu!
Tevbe et hemen!
Haktan ayrılma!
Kızıp darılma!
Boşa yorulma!
Tevbe et hemen!
Densin vefakâr!
Gel, ol tevbekâr!
Ölme günahkâr!
Tevbe et hemen!
Tevbe zırhı tak!
Kalbin olur pak,
Hoca, muhakkak,
Tevbe et hemen!
Affedilir
Anlatma hiç gerekçeyi!
Tevbe eden affedilir.
Sunmak yeter dilekçeyi,
Tevbe eden affedilir.
Haram helal demez, yersin,
Tükenmiyor derdim dersin,
Rabbim sana ihlâs versin!
Tevbe eden affedilir.
Haddi aştın yasak deldin,
Neler yanlış, bunu bildin,
Kapısına artık geldin,
Tevbe eden affedilir.
Çok isyankâr, âsi kuldun,
Günahına pişman oldun,
Ona giden yolu buldun,
Tevbe eden affedilir.
Hoca der, hak renge boyan!
Himmet gelir, artık uyan!
Sen sadece ona dayan!
Tevbe eden affedilir.
Güvenilmez dünyaya
Dünyaya gelen göçer,
Rızkını yiyip içer.
Ecelin kefen biçer,
Güvenilmez dünyaya.
257
www.dinimizislam.com
Amel çok olsa da, ne kıymeti var,
Kulundan, Hâlıkı hoşlanmadıkça.
Bu Kuddûsî gibi sen olma tembel,
Vücut bulmaz bir iş, işlenmedikçe.
Üstüne çöker dağlar,
Ecel dilini bağlar,
Gözlerinden yaş çağlar,
Güvenilmez dünyaya.
Kara yer olur yatak,
Dökülür kuru yaprak,
Gözüne dolar toprak,
Güvenilmez dünyaya.
Mal mülkün hayal olur,
Haramsa, vebal olur,
Helalse, sual olur,
Güvenilmez dünyaya.
Kısa olsun emelin,
Salih olsun amelin,
Yıkılacak temelin,
Güvenilmez dünyaya.
Hoca bırak günahı!
Sorup öğren dergâhı!
Bilinmez güzergâhı!
Güvenilmez dünyaya.
Gönlün benimle, değilse eğer
Yanımda olsan da uzaktasın.
Taşlanmadıkça
Haydi, kalbinden atıp riyayı,
Kendine rehber et evliyayı.
Velî olmaz kişi taşlanmadıkça,
Dünya kaygısından boşlanmadıkça.
Kemale eremez bu yola giren,
Bu aşk ateşiyle haşlanmadıkça.
Söğütte hiç biter mi tatlı elma,
Yarılıp, sarılıp aşlanmadıkça.
Yemez körpe kuzu her çeşit otu,
Büyüyüp günbegün dişlenmedikçe.
Ne kadar aklı olsa da, kişinin,
Bilemez hocaya başlanmadıkça.
Akıllı olur mu bir bebek hemen?
Nice yıllar geçip yaşlanmadıkça.
Gönül kiminle
Gönlün benimle olursa eğer,
Yemen'de olsan da yanımdasın.
Dinle bak Hak bize duyurdu,
Dâvûd nebiye şöyle buyurdu:
Kendi nefsine düşman ol önce!
Kurtuldun onu düşman bilince.
Şimdi sen de düşman ol nefsine,
Zâyi et onu her ne dilerse!
Nefsin şerrinden gayet uzak dur!
Böylece şeytan için tuzak kur!
Emir sultan (rahmetullahi aleyh)
Yıkma Arş-ı Rahman’ı!
Müslüman kalb mi yıkar?
Boyna la'net mi takar?
Gıybet günahı yakar.
İncitme hiç bir canı!
Yıkma Arş-ı Rahman’ı!
Öğren haram helâli!
Büyük bunun vebali!
Terk eyle kîl-u-kâli!
258
www.dinimizislam.com
İncitme hiç bir canı!
Yıkma Arş-ı Rahman’ı!
Dünya seni terk eder,
Varlığın elden gider,
Yanına kalır keder.
İncitme hiç bir canı!
Yıkma Arş-ı Rahman’ı!
Alvarlı Lütfi Efe
Adam olmak istersen
Doğruluk olsun işin!
Adam olmak istersen.
Günahın neyse düşün!
Adam olmak istersen.
Büyük sözünü işit!
Onların yolundan git!
Denmeli sana yiğit,
Adam olmak istersen.
Beyaza deme kara!
Cahillik eder yara,
Doğru kitabı ara!
Adam olmak istersen.
Gaflet ile çalışma,
Boş işlere alışma!
Sağda solda dolaşma!
Adam olmak istersen.
Helale haram katma!
Sakın söz alıp satma!
Sakın gafletle yatma!
Adam olmak istersen.
Hak söze inat etme!
Darılma, hiç kin gütme!
Sapık peşinden gitme!
Adam olmak istersen.
Dostlarda kusur görme!
Kimseye kara sürme!
Dininden taviz verme!
Adam olmak istersen.
Oynama hiç dininle!
Bela gelir elinle,
Gel şeyh Vefa'yı dinle!
Adam olmak istersen.
Yalan dünya
Şu dünyanın hâli yaman,
Hiç kimseye vermez aman,
Kopamadım hiç bir zaman,
Yalan dünya vefasızdır.
Huzur gelmez, dertler bitmez,
Sıkıntılar niye gitmez?
Gâfile söz fayda etmez,
Yalan dünya vefasızdır.
Dünya ehli deli olur,
Zahit olan veli olur,
Arayanlar hakkı bulur,
Yalan dünya vefasızdır.
Hırs bürümüş gözümüzü,
Bilmiyoruz sözümüzü,
Yer bitirir özümüzü,
Yalan dünya vefasızdır.
Dinlemez hiç eski yeni,
Kara yere sokar seni,
Deme nerden bilir beni!
Yalan dünya vefasızdır.
Herkes gider kimse kalmaz,
İmansızlar murat almaz,
Ehli dünya mutlu olmaz,
Yalan dünya vefasızdır.
Linara Safarova – Ahıska
Şükrettik mi?
Bunca nimetleri veren Mevla'ya,
El açıp da Hakk'a şükrettik mi hiç?
259
www.dinimizislam.com
Baktık mı direksiz duran semaya?
El açıp da Hakk'a şükrettik mi hiç?
Düşündük mü gözün kıymetini biz?
Kulakların ağzın hikmetini biz,
Ne yaptık akıl servetini biz?
El açıp da Hakk'a şükrettik mi hiç?
Her nefeste iki şükür gerektir,
İman insanlara sağlam direktir,
Helal lokma ağza, bal ve börektir,
El açıp da Hakk'a şükrettik mi hiç?
Günahlarımız bir yükselmiş höyük,
İmansız bedene yürek olur yük,
Havanın ve suyun kıymeti büyük,
El açıp da Hakk'a şükrettik mi hiç?
Derebahçeliyle, geldik gideriz,
Ne edersek kendimize ederiz,
Nimetin şükrünü nasıl öderiz?
El açıp da Hakk'a şükrettik mi hiç?
Ali Kayıkçı – Samsun
Yalan dünya
Şu dünyanın hâli yaman,
Hiç kimseye vermez aman,
Kopamadım hiç bir zaman,
Yalan dünya vefasızdır.
Huzur gelmez, dertler bitmez,
Sıkıntılar niye gitmez?
Gâfile söz fayda etmez,
Yalan dünya vefasızdır.
Dünya ehli deli olur,
Zahit olan veli olur,
Arayanlar hakkı bulur,
Yalan dünya vefasızdır.
Hırs bürümüş gözümüzü,
Bilmiyoruz sözümüzü,
Yer bitirir özümüzü,
Yalan dünya vefasızdır.
Dinlemez hiç eski yeni,
Kara yere sokar seni,
Deme nerden bilir beni!
Yalan dünya vefasızdır.
Herkes gider kimse kalmaz,
İmansızlar murat almaz,
Ehli dünya mutlu olmaz,
Yalan dünya vefasızdır.
Linara Safarova – Ahıska
Ya Rabbi
Nefis bize büyük düşman,
Kurtar bizi nefsimizden!
Ettirmeden yarın pişman,
Kurtar bizi nefsimizden!
Dileğim var sen Rahmandan,
Ayırma canı canandan!
Koru bizi kör şeytandan!
Kurtar bizi nefsimizden!
Gidiyorum senden yana,
Göster seni bensiz bana!
Elimizi açtık sana,
Kurtar bizi nefsimizden!
Âdem der, ağlatma beni!
Tövbe ettim, affet Ganî!
Al beni, ver bana seni!
Kurtar bizi nefsimizden!
Âdem Efendi
Ey insanoğlu
Mal mülk hırsı ile düşersin derde,
Nedir bu telaşın, ey insanoğlu?
260
www.dinimizislam.com
Kaçılmaz ecelden, bulur her yerde,
Zeki Karaca – Ankara
Seni de yakalar, bil insanoğlu.
Kalb kırmak
Çalışmaz, hazıra niçin konarsın?
Ölümü düşünmez, gülüp oynarsın!
Küfürle ölürsen elbet yanarsın,
Gel artık gafleti at insanoğlu!
Ölümünü konu komşu duyarlar,
Nazik bedenini tutup soyarlar,
Issız ve karanlık kabre koyarlar,
Bunlardan bir ibret al insanoğlu!
Dil ilimler saçar, amelden uzak,
Gönül kirli kalmış, dışı ise pak,
Kötü huydur, elde kusur aramak,
Kendi kusuruna, bak insanoğlu.
Kavuş ilim, amel, bir de ihlâsa,
Hemen başlamalı bekleme daha,
Amelsiz ilimden bekleme fayda!
Bu fani dünyadan, geç insanoğlu!
Mevla’mız namazı bize emretti
Tembel olma artık, bırak gafleti,
Dine uymak için göster gayreti
Çileyi bağrına, bas insanoğlu!
Kanaat eyle ki bulasın rahmet,
Nimet için insan çekmeli zahmet,
Huzur istersen hasedi terk et!
Her çeşit günahtan kaç insanoğlu!
İnsanın artmalı her gün bilgisi,
Yerleşsin kalbine Allah sevgisi,
Elbet boş söz olur bundan gayrisi,
Uzun etme lafı, kes insanoğlu!
Gözlerinden yaşlar akar,
Mümin olan kalb mi yıkar?
Boynuna lanet mi takar?
Hangi yüzle Hakka çıkar?
Sakın incitme bir canı!
Yıkarsın Arş-ı Rahman’ı.
Öğren haramla helâli,
Cahilliğin çok vebâli,
At öfkeyi ve celâli!
Sakın incitme bir canı!
Yıkarsın Arş-ı Rahman'ı.
Lütfi seni ruh terk eder,
Malın mülkün elden gider,
Ecel gelir, kabre iter.
Sakın incitme bir canı!
Yıkarsın Arş-ı Rahman'ı.
Alvarlı M. Lütfi efendi
Zamane insanı
Ahlak unutulmuş, din elden gitmiş.
Zamane insanı oyun peşinde…
Olmuş yaşı yetmiş, hem işi bitmiş.
Zamane insanı oyun peşinde…
Çoğu hayâsızdır güler ar etmez,
Büyüklerin sözü asla kâr etmez,
Kişi faziletle iftihar etmez,
Zamane insanı oyun peşinde…
Çarşılar pazarlar her taraf günah,
Lütfi’yi affede Hazret-i Allah,
Uyanmalı millet denmeden eyvah,
Zamane insanı oyun peşinde…
Alvarlı M. Lütfi efendi
261
www.dinimizislam.com
Zamane insanları
Mürşit sözü dinlemezler,
Ne söylese anlamazlar,
Tehlikeyi önlemezler,
Şu zamane insanları.
Aklı asla atamazlar,
Cahilliği satamazlar,
Sözlerini tutamazlar,
Şu zamane insanları.
Kalbe ihlas koymuyorlar,
Dünyalara doymuyorlar,
Büyükleri saymıyorlar,
Şu zamane insanları.
Hak hukuku bilmiyorlar,
Doğru yola gelmiyorlar,
Kaşlar çatık gülmüyorlar,
Şu zamane insanları.
Eksilmiyor, artıyorlar,
Hep akılla tartıyorlar,
Perdeleri yırtıyorlar,
Şu zamane insanları.
Sanki robot ruhlar ölmüş,
Yetmişlere yaşı gelmiş,
Hoca, nice yasak delmiş,
Şu zamane insanları.
Gerekmez
Günaha yaklaşma, taşınmaz bu yük,
Tevbe et bir yere varman gerekmez.
Taşıdığın kibir her şeyden büyük,
Put gibi öyle dik durman gerekmez.
Eski huyundan geçmezsin yine,
Kıvrılıp dönersin hep aksi yöne,
Her işte çıkarsan her zaman öne,
Şöhret için bir kalb kırman gerekmez.
Büzülmez ağzı değil ki torba,
Her şeyi karışık işleri çorba,
Hoca ne yapsın ki, dayatır zorba,
Bunu avlamaya orman gerekmez.
Mümin
Müminin güler yüzü,
Doğrudur özü sözü,
Kıskanmaz hiç kimseyi,
Tok olur gönlü gözü.
Ayrılmaz doğru yoldan,
Cömerttir verir boldan,
Gayet geçim ehlidir,
Sözü tatlıdır baldan.
Mümin şerefle yaşar,
Tepeden dağdan aşar,
Yanar Allah aşkıyla,
Durmaz hizmete koşar.
Çalışmakla yorulmaz,
Vara yoğa darılmaz,
Kusur görmez kimsede,
Hemen öyle kırılmaz.
Kardeş sen de ol böyle!
Çok dinleyip az söyle!
Edebini takın da,
Adama benze şöyle!
Nefsimiz
Zamansızdır gelişi,
Günah isyan her işi,
Hileleri pek çoktur,
Bilmez onu her kişi.
İmanını kemirir,
Haramlarla semirir,
Köfte gibi kızartır,
Gıybet eti yedirir.
262
www.dinimizislam.com
Fitne tohumu eker,
Timsah gözyaşı döker,
Suçlu olsa da yine,
Kuyruğunu hep diker.
Oyunu çoktur kanma!
Onu sakın dost sanma!
Nefsinle savaş her an!
Cihattır, hiç usanma!
Oyunlarına gelme!
Bir şey yasaksa delme!
Gelir bir gün başına,
Sakın komşuna gülme!
Nefsin sokar günaha,
Odur düşman Allah’a,
Yeter rezil olduğun,
Gözünü aç bir daha!
Durmaz verir vesvese,
Sokar seni kafese,
Hoca, çok dikkatli ol!
Bitmez onda desise.
Düşünemez yarını
Gözünü hırs bürüyen,
Düşünemez yarını.
Kötü yolda yürüyen,
Düşünemez yarını.
Ahireti unutan,
Nefsini üstün tutan,
Günahlarla avutan,
Düşünemez yarını.
Ömrü geçerse gamla,
Evi süslüyse çamla!
Erirse damla damla,
Düşünemez yarını.
Büyüklere uymayan,
Doğru sözü duymayan,
Gözü gönlü doymayan,
Düşünemez yarını.
Günah içinde yüzen,
Mazlum olanı ezen,
Hoca, gafletle gezen,
Düşünemez yarını.
İyi kötü Arkadaş
İyisi vezir eder,
Kötüsü rezil eder.
İyisi yüz güldürür,
Kötüsü de öldürür.
İyisi büyük nimet,
Bulunmaz bir ganimet.
Sana namaz kıldırır,
Düşsen yerden kaldırır.
Para harcatmaz sana,
Kavuşursun ihsana.
Sohbetlere götürür,
Feyiz alıp getirir.
Benim malım senin der,
Sana çok yardım eder.
Borçlarını o öder,
Bırakmaz sende keder.
Kötüsü fırsat kollar,
Seni ateşe yollar.
Elin kolun bağlatır,
Seni durmaz ağlatır.
Yükünü sen çekersin,
Soğuk terler dökersin.
Önce verir sigara,
Sonra içirtir bira.
Esrara alıştırır,
Frengi bulaştırır.
Açar sosyal kampanya,
Sunar sana şampanya.
263
www.dinimizislam.com
Seni bozmayı umar,
Oynatır nice kumar,
Vurdurur sana şamar,
Utançtan çatlar damar.
Paranı hep aldırır,
Aç kurt gibi saldırır.
Sebep yokken kudurur,
Seni arkadan vurur.
Sofrana bıçak saplar,
Alt üst olur hesaplar.
İyisi başına taç,
Kötüsünden durma kaç!
İyisine kucak aç!
Kötüsüne toprak saç!
İyisi can yoldaşı,
Kötüsü eder şaşı.
Hoca, iyisini seç!
Kötüsünü hemen geç!
Yazık olmaz mı sana?
Fâsıklara uyarsan,
Yazık olmaz mı sana?
Sözlerinden cayarsan,
Yazık olmaz mı sana?
Ne günler göreceksin,
Mezara gireceksin,
Canını vereceksin,
Yazık olmaz mı sana?
Kapını kapıyorsan,
Bid’ate sapıyorsan,
Paraya tapıyorsan,
Yazık olmaz mı sana?
Kötüleri seçersen,
İyileri geçersen,
Haram içki içersen,
Yazık olmaz mı sana?
Doğruya dayanmazsan,
Hak aşkıyla yanmazsan,
Gafletten uyanmazsan,
Yazık olmaz mı sana?
Dünya verilse yetmez,
Aklından asla gitmez,
Hiç bir öğüt kâr etmez,
Yazık olmaz mı sana?
Utanmıyorsa yüzün,
Hakk’a yumuksa gözün,
Hoca yanlışsa sözün,
Yazık olmaz mı sana?
İstiğfar et
Gözün feri sönerken,
İstiğfar et, istiğfar!
Dilin henüz dönerken,
İstiğfar et, istiğfar!
Üzücü bakışına,
Gönlün ters akışına,
Kaşını yıkışına,
İstiğfar et, istiğfar!
Haksız çatılan kaşa,
Şüpheli yenen aşa,
Gafletle geçen yaşa,
İstiğfar et, istiğfar!
Dilinin gıybetine,
Kalbinin zulmetine,
Haramın lezzetine,
İstiğfar et, istiğfar!
Kalbin henüz atarken,
Elin kitap tutarken,
Kalkarken ve yatarken,
İstiğfar et, istiğfar!
Gözden yaşlar dökerek,
Derin kaygı çökerek,
264
www.dinimizislam.com
Hoca ahlar çekerek,
İstiğfar et, istiğfar!
İyi insan
Verir, fakat almazsan,
İyi insan olursun.
Güçlüklerden yılmazsan,
İyi insan olursun.
Dinimizi satmazsan,
İşini aksatmazsan,
Besmelesiz yatmazsan,
İyi insan olursun.
Doğruya imrenirsen,
Gerçeği öğrenirsen,
Küfürden iğrenirsen,
İyi insan olursun.
Hoca der ki ezmezsen,
Hiç kimseyi üzmezsen,
Kötü yerde gezmezsen,
İyi insan olursun.
Geçti yıllar
Havuzlarım dolamadan,
Ne tez gelip geçti yıllar.
Hiç farkında olamadan,
Ne tez gelip geçti yıllar.
Tarla ürün veremeden,
Maksadıma eremeden,
Mutlu günler göremeden,
Ne tez gelip geçti yıllar.
Başlamadan bir niyaza,
Saçlar döndü hep beyaza,
Eremeden henüz yaza,
Ne tez gelip geçti yıllar.
Çoğu ile azı ile,
Oğlu ile kızı ile,
Bir yıldırım hızı ile,
Ne tez gelip geçti yıllar.
Çok keskin bir bıçak gibi,
Ülkesinden kaçak gibi,
Hızlı giden uçak gibi,
Ne tez gelip geçti yıllar.
Hedefime varamadan,
Yaraları saramadan,
Sualimi soramadan,
Ne tez gelip geçti yıllar.
Borçlarımı ödemeden,
Sohbetlere gidemeden,
Hoca, tevbe edemeden,
Ne tez gelip geçti yıllar.
İstiğfar et istiğfar!
Boşa giden amele,
İstiğfar et istiğfar!
Kötü, uzun emele,
İstiğfar et istiğfar!
Günahına sevinme!
İlmin ile övünme!
Ahirette dövünme!
İstiğfar et istiğfar!
İşimize giderken,
Alış veriş ederken,
Uyanıp sabah erken,
İstiğfar et istiğfar!
Kimseleri yermeden,
Hor ve hakir görmeden,
Haydi, mola vermeden
İstiğfar et istiğfar!
Her çeşit günahtan kaç!
Hak ehline kucak aç!
Herkes tevbeye muhtaç,
İstiğfar et istiğfar!
265
www.dinimizislam.com
Kalb kırma gönül yıkma!
İstiğfardan hiç bıkma!
Sakın dilden bırakma!
İstiğfar et istiğfar!
Gel tevbe zırhını tak!
Kirli kalbi eder pak,
Gece gündüz muhakkak!
İstiğfar et istiğfar!
Düzelsin önce iman,
Dilden bırakma aman,
Her yerde ve her zaman!
İstiğfar et istiğfar!
Önüne engel çıksa,
Sıkıntıların çoksa,
Başka çaren de yoksa!
İstiğfar et istiğfar!
Deva olur her derde,
İstersen ol seferde,
Her zaman ve her yerde!
İstiğfar et istiğfar!
Haydi, sesin çıkarken,
Karamsarlık çökerken,
Tesbihini çekerken,
İstiğfar et istiğfar!
Haydi sabrın taşarken,
Engelleri aşarken,
Kalb arterken yaşarken,
İstiğfar et istiğfar!
Nefsimize uymadan,
Ayağımız kaymadan,
İyi kötü duymadan,
İstiğfar et istiğfar!
Gayretsiz emek olmaz,
Emeksiz yemek olmaz,
Gafletle demek olmaz,
İstiğfar et istiğfar!
Her şeyin kararı var,
Kötünün zararı var,
Elbet yararı var,
İstiğfar et istiğfar!
Faziletli insan ol!
Kötülere verme yol!
Gel kaçırma nimet bol,
İstiğfar et istiğfar!
Danışan dağı aşmış,
Hedefine ulaşmış,
Tevbe etmeyen şaşmış,
İstiğfar et istiğfar!
Hakkı söyle dilinle,
Ne verirsen elinle,
Gidecektir seninle,
İstiğfar et istiğfar!
Batıllara kanmadan,
Cehennemde yanmadan,
Bıkmadan, usanmadan,
İstiğfar et istiğfar!
Kötü günler görmeden,
Cehenneme girmeden,
Mola bile vermeden,
İstiğfar et istiğfar!
Gözlerimiz bakarken,
Işıkları yakarken,
Durma çeşme akarken,
İstiğfar et istiğfar!
Hoca, nefsinle savaş!
Akıtıp gözünden yaş,
Gel haydi yavaş yavaş,
İstiğfar et istiğfar!
Dedikleri gerçek imiş
Âlemde doğru dost yoktur,
Dedikleri gerçek imiş,
266
www.dinimizislam.com
Kulunu saklayan Hak’tır,
Dedikleri gerçek imiş.
Bulutlar göklere çıkar,
Topraklara rahmet yağar,
Gün doğmadan neler doğar,
Dedikleri gerçek imiş.
Eğer insan, eğer melek,
Yalvarırım, geçer dilek,
Vefasızdır çark-ı felek,
Dedikleri gerçek imiş.
Bu dünyaya gelen geçer,
Ölüm şerbetini içer,
İnsan, bir gün olur, göçer,
Dedikleri, gerçek imiş.
İncitme sakın
Sorma arılar niçin?
Balı incitme sakın!
Meyve koparmak için,
Dalı incitme sakın!
Rütben olsa da yüksek,
Gösterme hemen dirsek!
Önüne çıkar tümsek,
Yolu incitme sakın!
Kimseye kuyu kazma!
Tenkit edene kızma!
Yanan ocağı bozma!
Külü incitme sakın!
Bak Hakk’ın hikmetine!
Dokunur gayretine,
Sahibi hürmetine,
Kulu incitme sakın!
Hizmetten geri kalma!
Hiç kimseden ah alma!
Çiçek ol, diken olma!
Gülü incitme sakın!
Sevgi Yunus’a mahsus,
Uygun olsun her husus!
Ya hayır konuş, ya sus!
Dili incitme sakın!
Hak utandırmaz
Kimseyi bıktırmazsan, kim usandırır seni?
Hileli iş yapmazsan, kim dolandırır seni?
Dalavere etmezsen, kimler kandırır seni?
Eğer dinlersen beni, Hak utandırmaz seni.
Her kötülük, her zarar, hain nefsinden gelir,
Ne gelirse insana, kendi kendinden gelir,
Emr-i maruf gayreti, elbet dininden gelir,
Sev Allah'ı seveni, Hak utandırmaz seni.
Haydi, hemen hayra koş, şerle etme iştigal!
Arkadaş kazanmaya, mani olur kötü hâl,
Sebebe yapışana, verir elbet Zülcelâl,
Yanına koy kefeni, Hak utandırmaz seni.
267
www.dinimizislam.com
İmdadına yetişir, hep Allahü lem yezel,
Düşmandan korur seni, kılına gelmez halel,
Mükâfat kazandırır, hayırlı olan amel,
Boş çevirme geleni, Hak utandırmaz seni.
Riyadan sakın, süsle, ihlâsla ef’alini!
Bildirmem saklarım hep, desen de ahvalini,
Hakk'a gizli değildir, bilir bütün hâlini,
Gel hor görme bileni, Hak utandırmaz seni.
Ne kadar çok yaşasan, nefes bitecek elbet,
Ecel geldiği zaman, kimseden gelmez medet,
Ne yaparsan yap bir gün, toprak olacak ceset,
Hayırla an öleni, Hak utandırmaz seni.
Ehl-i sünnet kitabı, oku hiç inat etme!
Yarın mahşer gününde, boş yere feryat etme!
Fırsat eldeyken uyan, ömrünü berbat etme!
Severler zikredeni, Hak utandırmaz seni.
Hâline şeytan güler, görünce bu gafleti,
Hoca, aman dikkat et, güldürme o şirreti!
Bilinmeli her zaman, doğruluğun kıymeti,
Sev doğruyu bileni, Hak utandırmaz seni.
Kelimeler:
Zülcelâl: Allahü teâlâ
Lem yezel: Yok olmayan, sonsuz, devamlı olan
Halel: Bozulma
Ef’al: Fiiller, yapılan işler
Ahval: Hâller
Şirret: Kötü kimse
Nefsini terk etmeden
Nefsini terk etmeden Rabbini arzularsın,
Hayvanlığı geçmeden, insanı arzularsın.
(Men arefe nefsehü, fekad arefe rabbeh)
Kendini sen bilmeden, Sübhanı arzularsın.
268
www.dinimizislam.com
Sen evin kapısını, henüz bulup açmadan,
Maşuka kavuşacak, zamanı arzularsın.
Dışarı üfürmekle, yakılır mı bu ocak?
Gönlün Hakka vermeden, ihsanı arzularsın.
Dağlar gibi kuşatmış, tembellik seni kardeş,
Günahını bilmeden, gufranı arzularsın.
Misafire evin yok, hiç hazırlığın da yok,
Issız dağın başında, mihmanı arzularsın.
Bostanı, bağı gezdim; hiç meyve bulamadım,
Sen söğüt ağacından, rummanı arzularsın.
Küçük çocuklar gibi, binersin ağaç ata,
Tecrüben yok, topun yok, meydanı arzularsın.
Karıncalar gibi sen, çok yavaş yürürsün,
Meleklerden ileri, seyranı arzularsın.
Topuğuna çıkmadan, suyu deniz sanırsın,
Sen dereyi geçmeden, ummanı arzularsın.
Biraz yavaş ol kardeş, atma oku ileri,
Derdiyle kul olmadan, sultanı arzularsın.
Sanki sayıklar gibi, anlaşılmaz söz ile,
Sen de mi ey Niyazi, irfanı arzularsın?
Bugünden tezi yok!
Kendini frenle, hiç basma gaza!
Bugünden tezi yok, hemen tevbe et!
Acele et, belki çıkılmaz yaza,
Bugünden tezi yok, hemen tevbe et!
Şeytandan önce nefisini taşla!
Gel kendine acı gözünü yaşla!
Eskiye çizgi at, yeniden başla!
Bugünden tezi yok, hemen tevbe et!
Üçü şarttır ilim, amel ve ihlâs!
Bunun biri yoksa olunmaz halas,
Pişmanlık duy, kalbden silinmeli pas!
Bugünden tezi yok, hemen tevbe et!
Hak için çalışmak olmalı işin!
Hep günah içinde geçmesin yaşın!
269
www.dinimizislam.com
Nasihat istersen ölümü düşün!
Bugünden tezi yok, hemen tevbe et!
Pişmanlık yaşını akıt gözünden!
Gerçek tevben belli olsun yüzünden,
Yiğit ol dönme sakın sözünden,
Bugünden tezi yok, hemen tevbe et!
Tâbi olunan zat, olmalı ehil,
Hak nerede ise önünde eğil!
Ölüm gelmedikçe, vakit geç değil,
Bugünden tezi yok, hemen tevbe et!
Yumuşak olmakta vardır çok yarar,
Keskin sirke verir küpüne zarar,
Kadir Çetin gecikmeden ver karar!
Bugünden tezi yok, hemen tevbe et!
Kadir Çetin İzmir/90
270
www.dinimizislam.com
Namazın önemi
Gelin namaz kılalım
Gelin namaz kılalım,
Kalbden pası silelim,
Allah'a yaklaşamaz,
Kişi namaz kılmazsa.
Cenab-ı Hak emretti,
Namazı çok methetti,
Sevmez şu milleti,
Onlar namaz kılmazsa.
İnsanın selameti,
İmanın alameti,
İnmez Hakk’ın rahmeti,
Kişi namaz kılmazsa.
Herkes kolay anlamaz,
Kılınmayan bir namaz,
Tevbe ile affolmaz,
Kazazını kılmazsa.
Namazı hafif gören,
İmandan çıkar hemen,
Çıkamaz küfre giren,
Eğer namaz kılmazsa.
Namaz kalbi temizler,
Kötülükten men eder,
İnsan olmaz münevver,
Eğer namaz kılmazsa.
Nerde kılınır namaz,
Günahtan iz bırakmaz
Hoca, kâmil olamaz,
Kişi namaz kılmazsa.
İmanın tohumu
İmanın tohumu beş vakit namaz,
Müminim diyenin, kılması gerek.
Namazdaki lezzeti duymayanın,
Ruhunu tedavi, etmesi gerek.
Kim kıyamet günü necat isterse,
Namazına önem vermesi gerek.
Yarın sevabım çok olsun diyenin,
Ezanla camiye gelmesi gerek.
Sonuz saadeti ümit edenin,
Doğru iman ile ölmesi gerek.
Resulullahın son sözü namazdır,
Hoca’nın bunları bilmesi gerek.
Namaz
Müslümanın günahları dökülür,
Abdest alıp namaz kıldığı zaman.
Nimete kavuşur sabah uyanan,
Sabah namazını kıldığı zaman.
Her namaz vaktinde okunur ezan,
Nimete kavuşur namazı kılan,
Yarın Mahşer günü yağacak ihsan,
Öğle namazını kıldığı zaman.
İkindi vaktinde çok olur gufran,
Rabbimizden gelir büyük bir ferman,
Şeytanlar kahrolur, nurlanır iman,
İkindiyi hemen kıldığı zaman.
Şu yalancı dünya, tez gelir geçer,
Hak emrine uyan, Kevser’den içer,
Sırat köprüsünü yel gibi geçer,
Akşam namazını kıldığı zaman.
271
www.dinimizislam.com
Gece önüne çok imkân serilir,
Rahmetler saçılır feyiz görülür,
Hesap defteri de sağdan verilir,
Yatsı namazını kıldığı zaman.
İslâm’ın şartıdır, Hakk’ın emridir,
Kılan, kötülükten daim beridir,
Fani dünya tohum ekme yeridir,
Başımızın tacı namazdır namaz.
Her derdin ilacı beş vakit namaz,
Kötülükler kalbden derhal silinir,
Kul olmanın zevki iyi bilinir,
Mahşer gününe ak yüzle gelinir,
Kılana duacı namazdır namaz.
Hoca der, beynamaz, bunu anlamaz,
Yüce Allah kulu ateşe atmaz,
Beş vakit namazı kıldığı zaman.
Namaz
Gel Müslüman dinin emrini dinle!
Müminin miracı namazdır namaz.
Ahirette yoldaş olur seninle,
Kalblerin ilâcı namazdır namaz.
Gaza meydanları neler söylüyor,
Allah için cihad, nimettir diyor,
Tekbir sesleriyle yer gök inliyor,
Göklere çıkaran namazdır namaz.
Şehid ecdadımız namazla erdi,
Zevk sefa için gelmedik derdi,
Rıza-i Hak için korkup titrerdi,
Rızanın aracı namazdır namaz.
Hoca ne yaparsan, namaz yoksa boş,
Ezan okunmadan abdest için koş!
Yaratanın emri ne kadar da hoş,
Ruhun gıdası namazdır namaz.
Namaza mani olan işte hayır yoktur
Namaz, dinin direği, müminin miracıdır,
Hasta olan ruhların tesirli ilâcıdır.
Namaz kılan, kurtarır yıkılmaktan dinini,
Kılmayan kişi ise, nara atar kendini.
Namaz, korur insanı, çirkin, kötü işlerden,
Alıkoyar elbette yanlışa gidişlerden.
Karanlık gönüllere namaz nurlu ışıktır,
Allah adamı olan namazına âşıktır.
Ancak namaz kılanın kirli kalbi pak olur,
Mahşerde yüz kararır, onun yüzü ak olur.
Namaz, gölgelik olur, mahşerin sıcağına,
Sanki bir bebek gibi alacak kucağına.
Namaz Müslümanları birbirlerine bağlar,
Küskünü barıştırır, nice dostluklar sağlar.
272
www.dinimizislam.com
Doğru namaz kılanın, gider kötü emeli,
Namazla değer bulur diğer bütün ameli.
Namaza mani olan işte bir hayır yoktur,
Doğru namaz kılana müjdeler gayet çoktur.
Namaz kılanlar bulur huzuru ve rahatı,
Sanki bir şimşek gibi uçup gider Sıratı.
Hoca der, namaz kılan, kavuşur çok nimete,
Hiç sıkıntı çekmeden doğru girer Cennete.
Namaz kılmak
İmanın tohumu olan namazı,
Müslüman olanın kılması gerek.
Namazlardan lezzet alamayanın,
Ruhunu tedavi, etmesi gerek.
Kötülüklerden el çekemeyenin,
Namaza çok önem vermesi gerek.
Ebedi saadet isteyenlerin,
Doğru iman ile ölmesi gerek.
Resulullahın son sözü namazdır,
Müminin bunları bilmesi gerek.
Namazın önemi
Allah’ın her emrini öne almalı kişi,
Önce namaz kılmalı, sonra yapmalı işi.
İş önce gelir diye, namazını aksatma!
Namaza öncelik ver, dini dünyaya satma!
Direksiz bina olmaz, direk varsa yıkılmaz,
Namaz dinde direktir, namazsız İslam olmaz.
Vücutta baş ne ise, öyledir dinde namaz,
Başsız vücut olmazsa, namazsız da din olmaz.
Başsız beden yürüse, korku kaplar insanı,
Başsız görür evliya, hiç namaz kılmayanı.
Namazları gönülsüz kılanlardan olma sen!
Hoca, mahşer gününde, saçlarını yolma sen!
273
www.dinimizislam.com
Evliyayı Sevmek ve Sohbetin Önemi
Herkesin var bir kesi
Herkesin var bir kesi,
Ben bi kesin, yok kimsesi
Ben bi kesin, sen ol kesi
Ey kimsesizler kimsesi
Kâmil evliya
Zahirde muhtaç görünür hizmete,
Batını ediyor imdat herkese.
Zahirine bakan aldanır elbet,
Özünü görene ulaşır himmet.
Bu iki nimete ermiş olanlar,
Kâmil evliyadan feyiz alırlar.
Resulün kalbinden fışkıran nurlar,
Muhabbet yolundan bunlara akar.
Abdülhakim Arvasi, bir velidir,
Sözleri, işleri, buna delildir.
Seyyid Fehim ona verdi icazet,
Her halinde görünürdü keramet.
Arifi tanımak zor olur sanma,
Her işi uygundur Resulullah’a.
Hak teâlâ dostlarını gizledi,
Batını zahirle mestur eyledi.
Her ne derse desin, durma kaç ondan.
Zahiri İslam’ın bir aynasıdır,
Batını da Hakkın nazargâhıdır.
Amel, yaptığımız işler demektir,
Amel ile iman İslamiyet’tir.
Âşığa dertlerin verdiği sefa,
Nimetlerde bile bulunmaz asla.
İman inanmaktır, amel de yapmak,
İkisi iledir Müslüman olmak.
Bunlara inanmaz gaflette olan,
Hâlbuki hepsini bildirdi Kur’an.
İnananlar yetmiş üç fırka oldu,
Veli sohbetinde bulunsa kişi,
Kalb gözü açılır, nur dolar içi.
Üstadımız
Nefsin arzuları hoş gelmez olur,
Bu sırrın perdesi hemen çözülür.
İslamiyet'e uy, bir veli ara!
Bulmazsan, sevmek de yetişir sana.
Sözü, işi, Peygambere uymayan,
Yalnız, Ehl-i sünnet hak yolu buldu.
Hak ile batılı öğretti bize
Hain nefsimizi getirdi dize
Onu tanımakla şereflendik biz
Kitap girdi, huzur gördü evimiz
274
www.dinimizislam.com
Ömrünü vermişti bu kitaplara
Onu görmek için kitapta ara
Göremediysen de nurlu yüzünü
Kitapları anlatır dinin özünü
Sayesinde imanımız düzeldi
İçimiz hep doğrularla bezendi
Bidat yolda sapıtmaktan kurtulduk
Cennete götüren tek yolu bulduk
Mahrum etmez bizi şefaatinden
Dünyada da feyiz ve himmetinden
Ahirette elimizden tutar o
Cennetlikler arasına katar o
Hocama
Bir insansın seçilen,
Bir pınarsın içilen.
Ama hiç kanılmayan,
Sevince yanılmayan.
Her zaman özlenen sen,
Mesajı gözlenen sen.
Kendini özleten sen,
Yolunu gözleten sen.
Hazırken doyulmayan,
Yokken unutulmayan
Yanılmaz seni öven,
Unutmaz seni seven.
Sevilip sayılan sen,
Duanı bekleyen ben.
Kâmil insan
Asrın kâmil insanı
Müminlerin burhanı
Bizim gibi acize
Rabbimizin ihsanı
En büyük devletimiz
Gücümüz kuvvetimiz
Azdır ne kadar övsek
Sebeb-i nimetimiz
Yolunda köle olsam
Başka ihsan istemem
Kalblerine yer etsem
Gayri bir şan istemem
Şükürler olsun buldum
Gayri derman istemem
Ah onu tanısaydı
Gafletteki insanlar
Âlem felah bulurdu
Tam olurdu noksanlar
Hakikat nuru doğar
Yağar idi ihsanlar
Eğer Onu sevseydi
Afrikalı bir zenci
Işık saçar âleme
Olurdu nurdan inci
O gönüller sultanı
Şu âlemde birinci
Eserleri hüccettir
Teslim olan yanılmaz
Güzelliği bambaşka
Nuruna dayanılmaz
Himmet
Şu nefsimiz neler etti
Uçuruma nasıl itti
Çıkmak için kuvvet bitti
Himmetiniz kâr efendim
275
www.dinimizislam.com
Biz gerçeği bilemeyiz
Ölmeden de ölemeyiz
Sizden başka bulamayız
Kendimize yâr efendim
Doğru yolu seçemeyiz
Size değer biçemeyiz
Sıratı hiç geçemeyiz
Bizleri kurtar efendim
Kusurumuz dağlar gibi
Gözlerimiz ağlar gibi
Bizi size bağlar gibi
Bir haliniz var efendim
Bu yolda sararıp solduk
Günahlara pişman olduk
Kurtuluşu sizde bulduk
Olduk bahtiyar efendim
Kurtuluş
Şeref-i imana eren
Kurtulmuştur bi-iznillah
O mürşide gönül veren
Kurtulmuştur bi-iznillah
Din için gayret güdenler
Hakkı tavsiye edenler
Onun izinden gidenler
Kurtulmuştur bi-iznillah
Kalbi imanla dolanlar
Ehl-i sünnetten olanlar
Gerçeği Onda bulanlar
Kurtulmuştur bi-iznillah
Her işi hayra yoranlar
Yolu ehlinden soranlar
Onu bir kere görenler
Kurtulmuştur bi-iznillah
İbadetten haz duyanlar
Eserlerini yayanlar
Harfiyen ona uyanlar
Kurtulmuştur bi-iznillah
Onu görüp apışanlar
Asarını kapışanlar
Eteğinden yapışanlar
Kurtulmuştur bi-iznillah
Kevser içip de kananlar
Kalbi aşkla yananlar
Onu hürmetle ananlar
Kurtulmuştur bi-iznillah
Kutb-u evliya
Onsuz gurbet her yer bana
Gönül visal ister Ona
Hürmet ile anıyorum
Aşkı ile yanıyorum
Nadan bilmez kıymetini
Seven görür himmetini
Tavsiyemdir gafillere
Aldanmayın cahillere
Büyük nimet bilenlere
Teslim olup gelenlere
Varisidir enbiyanın
Hem kutbudur evliyanın
Hep ilmi ile amildir
Gerçek mürşid-i kâmildir
Nur saçıyor ışıkları
Feyiz alır âşıkları
Bereket taşa toprağa
Hem ağaca hem yaprağa
Selâm vuslata erene
Bahçesinden gül derene
Bulduk elhamdülillah
Hiç arayıp sormadan,
Bulduk elhamdülillah,
276
www.dinimizislam.com
Ulemanın, evliyanın yâriydi,
Onların medar-ı iftiharıydı.
Kafa beyin yormadan,
Bulduk elhamdülillah,
Başıboş dolaşırke,
Bâtıla dalaşırken,
Bid’atlere bulaşırken,
Bulduk elhamdülillah
Kalbimiz sanki kaya,
Bilmezdik edep, hayâ,
Dolaşırken hep yaya,
Bulduk elhamdülillah.
Başımıza, bir taçmış,
Herkes ona muhtaçmış,
Elzem bir ihtiyaçmış,
Bulduk elhamdülillah.
Müminin mümine aynası idi,
Gizli marifetler deryası idi.
Çalışmakla çıkılmaz bu makama,
Hakkın vergisiydi bunlar hocama,
Bütün hocaların efendisiydi,
Bu âciz de onun bir bendesiydi.
Teveccüh etmişti pek bahtiyarım,
Onun elindeydi hep ihtiyârım.
Topluluk içine öyle gelmedi,
Setretti kendini, kimse bilmedi.
Mevla onu süslemiş
Bilgisi ve fazileti pek çoktur,
Fen ilminde bile bir eşi yoktur.
Çalışanı sever, daim överdi,
Düşmanları sustur sonra gel derdi.
Mevla irfan ile onu süslemiş,
Derece üstüne derece vermiş.
Vefatı âlemin ölümü oldu,
Şu fani dünyanın çehresi soldu.
Benzeri yoktu desem Arab Acemde,
Doğrudur hilafım yoktur bu demde.
Hakka niyazımdır, kabri nur dolsun!
Makamı Cennette pek yüksek olsun.
Onu görmek büyük saadet idi,
Sohbetleri büyük bir nimet idi.
Erenlerin himmeti
Adı âşıkların dilinde seda,
Dertlerine deva, ruhlara gıda.
Beş vakitte namaz için giderdi,
Sünnetlere çok riayet ederdi,
Boşa geçirmezdi gece gündüzü,
İlimle meşguldü, zikirdi sözü.
Can gayet ulu bir şey,
Ten onun aletidir.
Yenilip içilen şey,
Bedenin kuvvetidir.
Cansız yaşamaz insan,
Korunmaya muhtaç can,
Canı güvenli kılan,
Evliya sohbetidir.
277
www.dinimizislam.com
Sohbet canları besler,
Törpülenir hevesler,
Gönülden gelen sesler,
Mürşidin himmetidir.
Erenin yüzü suyu,
Su ile dolar kuyu,
Taşıtan güzel huyu,
Dervişin hizmetidir.
İnayet pirin işi,
Bilmez sıradan kişi,
Bulunmaz devlet kuşu,
Âşığın devletidir.
Yunus’un yandı içi,
Ağarttı siyah saçı,
Kimseye bulmaz suçu,
Erenin nimetidir.
Çay ve çay sohbetleri
Porselen demlikte güzel demlenir,
Rengi kıpkırmızı gören imrenir,
Herkes sohbetlerde ilim öğrenir,
Bizde bir başkadır çay sohbetleri.
Önemini bilen sohbete gider,
Maksat ilim, çayı bahane eder,
Sohbetlerin feyzi bırakmaz keder,
Bizde bir başkadır çay sohbetleri.
Cam bardaklar sıra sıra dizilir,
Çöpü düşmez, bir cam gibi süzülür,
İşi olup içemeyen üzülür,
Bizde bir başkadır çay sohbetleri.
Memba sularıyla yapılanına,
İçmeyen çıkarsa, değsin canına,
Rengi benzetilir tavşankanına,
Bizde bir başkadır çay sohbetleri.
Çay ikram edeni, ehli unutmaz,
Uykusu geleni hemen uyutmaz,
Ihlamur, çayların yerini tutmaz,
Bizde bir başkadır çay sohbetleri.
Rize’mizin nefis olur çayları,
İçilir, yaz, bahar ve kış ayları,
Zinde tutar bayanları bayları,
Bizde bir başkadır çay sohbetleri.
Tozları elenir, sonra demlenir,
Bardak boşaldıkça, çay tazelenir,
Çayların yanında nevale yenir,
Bizde bir başkadır çay sohbetleri.
Garipler, dervişler çaya bayılır,
Çay, evliya içeceği sayılır,
Çay kokusu her tarafa yayılır.
Bizde bir başkadır çay sohbetleri.
Çaydanlık az gelir, konur semaver,
Hizmet eden kişi, olur cengâver,
Rahatça içeriz, dar olsa da yer,
Bizde bir başkadır çay sohbetleri.
Kimisi çay içer, hep teker teker
Bazen parçalanıp kırılır şeker,
Çünkü kimileri kıtlama içer,
Bizde bir başkadır çay sohbetleri.
Çay sohbeti dile destan bir olay,
Her molada getirilir taze çay,
İtiraz edilmez, herkes der hay hay,
Bizde bir başkadır çay sohbetleri.
Sohbetlere edep ile girilir,
Uykusu gelenler içip dirilir,
278
www.dinimizislam.com
Boşalınca tazelenip verilir,
Bizde bir başkadır çay sohbetleri.
Kimi üç bardağın adını anmaz,
Beş bardak olsa da, çay içtim sanmaz,
Dokuz bardak içer yine de kanmaz,
Bizde bir başkadır çay sohbetleri.
Yemeğin hazmını kolaylaştırır,
Sohbete renk katar, olaylaştırır,
Dostluğu, sevgiyi hep paylaştırır,
Bizde bir başkadır çay sohbetleri.
Çaylarımız her ülkede vizeli,
Rize’de yetişir çayın güzeli,
Piyasaya sürer onu Rizeli,
Bizde bir başkadır çay sohbetleri.
Göz alıcı renge kimler vurulmaz,
Taze demlenmişse, geri durulmaz,
Filiz varken başka çaylar sorulmaz,
Bizde bir başkadır çay sohbetleri.
Hoca, ne çay ister, ne de çayhane,
Gönül sohbet ister, çaysa bahane,
Bu çaylı sohbetler olur şahane,
Bizde bir başkadır çay sohbetleri.
Abime
İhtiyaç sahibinin,
İşlerini görendir.
Çılgınlıklara karşı
Nefsimize frendir.
İyiliği metheden,
Kötülüğü yerendir.
Dünyayı bıraktırıp,
Kalbimize girendir.
Huzura giden yolu,
Açıkça gösterendir.
Çeşitli güçlüklere,
Hep göğsünü gerendir.
Cömertliği meşhurdur,
Neyi varsa verendir.
Marifet bahçesinden,
Solmaz güller derendir.
Eldeki sürüsünü,
Mümbit yerde güdendir.
Kötülük edene de,
Hep iyilik edendir.
Sapıklara uymayan,
Doğru yolda gidendir.
Mürşid-i kâmil gören,
Sırlarına erendir.
Fitne fesattan kaçan,
Konuşmayı bilendir.
İçi kan ağlasa da,
Yüzü daim gülendir.
Toplumların içinde,
En önünde gelendir.
Ahireti düşünen,
Mevtten önce ölendir.
Kötülüklere karşı,
Nefsimizi yenendir.
Müminlerin hepsini,
Ayırmadan sevendir.
Güzelliği gizlemez,
İyi şeyi övendir.
Sözleri doğru çıkar,
Uzakları görendir.
Sabırlıdır, yutkunur,
Derdi içe gömendir.
Bunca bâtıl içinde,
Yüzü Hakka dönendir.
279
www.dinimizislam.com
Nice fakir kişinin,
Yüzünü güldürendir.
Dinimizi herkese,
Öğretip sevdirendir.
Sohbetine doyulmaz,
Hasreti çekilendir.
Gerekli tedbir alır,
İleriyi görendir.
Vasıtalar içinde,
En sağlama binendir.
Derya içinde yüzen,
Gemimize dümendir.
Kaptanların kaptanı,
Okyanusta sürendir.
Çirkin şeyleri gizler,
Güzel haber verendir.
Tayinle geldi başa,
İşleri yönetendir.
Abilerin abisi,
Maksadına erendir.
Gönülden gönüllere,
Sevgi bağı örendir.
Ahmet Tokdemir
Erenler
Muradına erenler,
Nice feyizler saçar,
Bizim gibi dervişler,
Konup oradan geçer.
Eren kuş gibi uçar,
Dağlar, ovalar geçer,
Aşk kazanına düşer,
Kaynar, taşarak pişer.
Bak dünya denen işe,
Benzer murdar bir leşe,
İtler leşe girişe,
Hak dostu bakıp geçer.
Âşık mı derler şuna?
Kıymaz tatlı canına,
Âşık denir ki ona,
Maldan ve candan geçer.
Yunus çeker dilinden,
Yanar aşkın elinden,
Hocasının gölünden,
Bir kadeh şerbet içer.
Benzer
Gitmek kolay mı oraya,
Bu menzil uzağa benzer.
Bakılırsa bu dünyaya,
Kurulmuş tuzağa benzer.
Pirden uzak yere gittim,
Yalnız kaldım sanki bittim,
Nice yüz bin günah ettim,
Her biri bir dağa benzer.
Derviş Yunus durma çağla!
Sen özünü Hakk’a bağla!
Dur kendi haline ağla!
Elden vefa yoğa benzer.
Varmayınca
Arayışım boş mudur?
Mâşuku bulmayınca,
Kişi âşık mı olur,
Gönülsüz kalmayınca?
Gönüldür anan onu,
Esir eyleyen seni,
Azat eylersin kimi,
Sen azat olmayınca?
Boynu tasmalı geldim,
Şeyhime oldum teslim,
Erden ilgi görmedim,
İhlâslı bulmayınca.
280
www.dinimizislam.com
Bir taraftan överler,
Maşallah sana, derler,
Sonra çekip giderler,
Sen satın almayınca.
Ücreti herkes bilmez,
Can vermezsen ödenmez,
Sevdiğin ele geçmez,
Sevilen vermeyince.
Yunus kolay darılmaz,
Yaraları sarılmaz
Nerde diye sorulmaz,
Dergâha varmayınca.
Eve dervişler geldi
Uçan kuşa benzeyen,
Eve dervişler geldi.
Yüce başa benzeyen,
Eve dervişler geldi.
Hepsinin gözü sulu,
Görenler sanır deli,
Bâtınları çok ulu,
Eve dervişler geldi.
Bak şeyhimin elinden,
Bal damlıyor dilinden,
Şu bahçenin yolundan,
Eve dervişler geldi.
Yunus belli şanımız,
Sözüm değil manasız,
Feda olsun canımız,
Eve dervişler geldi.
Kelimeler:
Bâtın: Kalb ve ruh, iç âlem
İlim
İlimsiz bir tarikata girse kul,
Şeytan onun imanını çalarmış.
Mürşid-i kâmilsiz yola çıksa kul,
Şaşkın halde ara yolda kalırmış
Bu yolda mahir bir mürşid gerektir,
Mürşide ihlâslı mürid gerektir,
Pirin rızasını almak gerektir,
Böyle âşık haktan nasip alırmış.
Pir rızası Allah rızası olur,
Arayan Mevla’yı elbette bulur,
Riyazet sırrının hikmetin bilir,
Ancak bu kul hakka yakın olurmuş.
İş bu yola sakın rehbersiz girme!
Gözünü yum pirden gayriyi görme!
Şu fani dünyaya hiç gönül verme!
Melun şeytan bâtıl yola salarmış.
Yol yordam öğrenip gözet dilini!
Mürşidine sıkı bağla belini!
Masivadan çekmez isen elini,
Cahilliğin seni rezil edermiş.
Zamane şeyhine gönül kaptırma!
Nefsini tağuta sakın taptırma!
Kendin sapma, başkasını saptırma!
Şeytan bu yol ile iğfal edermiş.
Zaman gelir gerçek mürşid bulunmaz,
Zamane şeyhinden feyiz alınmaz,
Deryalara dalgıç yoksa dalınmaz,
Denizde boğulup hemen gidermiş.
Mürşid-i kâmiller yok ise eğer,
Eski âlimlere pek çok önem ver!
Onların ilmine vermeyen değer,
Cehlin cezasını ağır ödermiş.
281
www.dinimizislam.com
Ahmed Yesevi
(Rahmetullahi aleyh)
Bulduk elhamdülillah
Hiç arayıp sormadan,
Bulduk elhamdülillah.
Kendimizi yormadan,
Bulduk elhamdülillah.
Başıboş dolaşırdık,
Bâtılla dalaşırdık,
Bid’ate bulaşırdık,
Bulduk elhamdülillah.
Kalb olmuş sanki kaya,
Bilmezdik edep, hayâ,
Dolaşırken hep yaya,
Bulduk elhamdülillah.
Başımızda, bir taçtır,
Hoca, ona muhtaçtır,
Elzem bir ihtiyaçtır,
Bulduk elhamdülillah.
Canan bulunmaz
Ersiz olunmaz, menzil alınmaz,
Bir dalgıç yoksa, cevher bulunmaz.
Er kokusunu, almayan cahil,
Taştandır bağrı kolay delinmez.
Bu yol hem uzun, hem tehlikeli,
Korkunç yerlere ersiz gelinmez.
Er vursa eğer, belirmez yeri,
Er yarasına merhem bulunmaz.
Batıyla doğu erin gözüne,
Açık görünür perde olunmaz.
Er eteğine sımsıkı yapış!
Er olmayınca gerçek bilinmez.
At ikiliği, birlik için koş!
Gerçek er olan, asla bölünmez.
Yunus, canını ver hak yoluna!
Can vermeyince, canan bulunmaz.
Kim gelir?
Şu mübarek Şeyhimi,
Görmek için kim gelir?
Her çeşit zevk sefayı,
Sürmek için kim gelir?
Şeyhimin illerini,
Öğrendim dillerini,
Açılmış güllerini,
Dermek için kim gelir?
Bırakmam hiç izini,
Tutarım her sözünü,
O mübarek yüzünü,
Görmek için kim gelir?
Gez şeyhimin ilini,
Öğren onun dilini,
O mübarek elini,
Öpmek için kim gelir?
Kuşağı var belinde,
Asası var elinde,
Şeyhimin hak yolunda,
Ölmek için kim gelir?
Tükenmez vefaları,
Sürelim sefaları,
Bu yolda cefaları,
Çekmek için kim gelir?
Şeyhin sözü şahane,
Canı edip pervane,
Bulmadan bir bahane,
Yanmak için kim gelir?
Kim düşünür yarını?
Kime verir varını?
282
www.dinimizislam.com
Aşkı için arını,
Atmak için kim gelir?
Gör şehidlik anını!
Yıkamazlar kanını,
Allah için canını,
Vermek için kim gelir?
Yunus’un arkadaşı,
Akıtıyor gözyaşı,
Zehirle pişen aşı,
Yemek için kim gelir?
Boş değil
Hiç kimseyi sanma boş!
Bazıları boş değil.
Yükseklere bir bakış,
Erenlere hoş değil.
Gönlü derviş edesin!
Dostlarla bilişesin!
Oturup gülüşesin!
Derviş içi boş değil.
Derviş bilir dervişi,
Hak yoluna girmişi,
Dervişler Hüma kuşu,
Yırtıcı baykuş değil.
Dervişlik aslı candan,
Geçmiş yalan dünyadan,
Haber verir sultandan,
Bellidir yad kuş değil.
Yunus, Allah’ı bilen,
Odur sonunda gülen,
İkilik ile gelen,
Doğru yol bulmuş değil.
Kelimeler:
Yad: Yabancı
Hüma kuşu: Devlet kuşu
Gerçek bulunmaz
Doğruyu eğriyi bileyim dersen,
Hakiki rehbersiz gerçek bulunmaz.
Doğru iman ile öleyim dersen,
Hakiki rehbersiz gerçek bulunmaz.
Rehbersiz yıkılır gönül sarayı,
Mürşidin tedavi eder yarayı,
Nasıl seçeceksin akla karayı?
Hakiki rehbersiz gerçek bulunmaz.
Toplanıp bir araya gelindi,
Rehberin önemi iyi bilindi,
Yalnız kitap asla yetmez denildi,
Hakiki rehbersiz gerçek bulunmaz.
Hoca’ya bu açık seçik söylendi,
Ancak mürşidi olan nefsini yendi,
Musa nebi, Hızır ile öğrendi,
Hakiki rehbersiz gerçek bulunmaz.
Er eteği
Er, gönlü dolu Hak nuru,
Yapış erin eteğine!
Yıkıp kibri ve gururu,
Yapış erin eteğine!
Sakın erden olma ırak,
Sekiz Cennet ere durak,
İki elle tutunarak,
Yapış erin eteğine!
Katlanmadan çok zahmete,
Ulaşırsın her rahmete,
Uğramazsın hiç mihnete,
Yapış erin eteğine!
Almış isen eren eli,
Gözetirsin sağı solu,
283
www.dinimizislam.com
insanın iradesini inkâr eden
Kaderî: Mutezile fırkasından olan,
kaderi inkâr eden
Himmet: Evliyanın manevi yardımı
Bulmak için doğru yolu,
Yapış erin eteğine!
Gâfil olma hiçbir zaman!
Nefse fırsat verme aman!
İster isen sağlam iman,
Yapış erin eteğine!
Eşrefoğlu vesikası,
Er dediğim insan hası,
Şudur sözün hülasası,
Yapış erin eteğine!
Can vermek ister
Tek ben değil seven seni,
Cümle âlem seni sever.
Her köşede binlercesi,
Yoluna can vermek ister.
Ben kimim seni seveyim,
Yoluna canım vereyim,
Nicesini ben göreyim,
Çok zavallı boyun eğer.
Varın sorun kâmil ere,
Var mıdır bu derde çare,
Hiç olur mu dosta, ere,
Düşmanıyla sohbet eder.
Âşıklar nefsine uymaz,
Canlarını verse doymaz,
Kim tatlı canına kıymaz,
Bilin yalan dava eder.
Durmaz akar, gözden yaşı,
Perişandır, ağrır başı,
Feryat, figan olur işi,
Kimse bilmez nere gider.
Eşrefoğlu bakma yaşa!
Ömür geçip gitti boşa,
Hazırlığı yoktur kışa,
Dünya kaygısını güder.
Yapış ere
Çıkmayasın ersiz yola,
Yapışasın sağlam ere!
Er gerekir aciz kula,
Yapışasın sağlam ere!
Er gerekir yola rehber,
Olmalısın hep beraber,
Budur sana doğru haber,
Yapışasın sağlam ere!
Gel, gör ersiz gidenleri,
Kimi mülhid, kimi dehrî,
Ya cebrîdir, ya kaderî,
Yapışasın sağlam ere!
Doğru yaşa tedbirli ol!
Ersiz Hakk’a bulunmaz yol,
İhlâs kazan, himmetle dol!
Yapışasın sağlam ere!
Talibiysen Hak yolunun,
Elini tut bir ulunun,
Sözü şu Eşrefoğlu’nun:
Yapışasın sağlam ere!
Kelimeler:
Mülhid: Dinden çıkıp kâfir olan
Dehrî: Ateist
Cebrî: Cebriye fırkasından
Pirimin
olan,
Toplanmış dervişleri,
Çok sevilen pirimin.
Hikmetlidir işleri,
Çok sevilen pirimin.
284
www.dinimizislam.com
El vermişim eline,
Sağlık olsun diline,
Canlar feda yoluna,
Çok sevilen pirimin.
Bahçesinin gülüyüm,
Bağının bülbülüyüm,
Ben yanında ölüyüm,
Çok sevilen pirimin.
İnkâr eden Sultanı,
Mürşid eder şeytanı,
Aslı onun Geylani,
Çok sevilen pirimin.
Halden anlayan kişi!
Bırakmalı boş işi!
Asla yanmaz dervişi,
Çok sevilen pirimin.
Veriyorum haberi,
Evliyanın rehberi,
Odur sadıklar eri,
Çok sevilen pirimin.
Hak katında uludur,
İki cihan doludur,
Eşrefoğlu kuludur,
Çok sevilen pirimin.
Şeker gibi yutmalı
Önce Pîrin elin tuta,
Kalmaya dünya ahrete,
Düşülmeye hiç hayrete,
Bildiğini unutmalı.
Çeke yolun zahmetini,
Rahat bile mihnetini,
İki cihan nimetini
Parasız hiçe satmalı.
Kimde can var çıkmaz yola,
Canlı olan yolda kala,
Can terk edip dostu bula,
Canından sefer etmeli.
Der ki Eşrefoğlu Rumi,
Sevenlerin budur kârı,
Dostu için ağuları,
Bir şeker gibi yutmalı.
Kelimeler:
Pîr: Mürşid
Ağu: Zehir
Gizlidir
Öyle bir derde düş ki,
Onda derman gizlidir.
Bir damlaya eriş ki,
Onda umman gizlidir.
At dünya sevdasını!
Giy derviş hırkasını!
Bu hırkanın içinde,
Nice sultan gizlidir.
Hakkı bulayım dersen,
Yapış er eteğinden,
Karar verme bilmeden!
Bunda erkân gizlidir.
Dervişi hakir görme!
Yoksuldur diye yerme!
Belki onun kalbinde,
Arş-ı Rahman gizlidir.
Yunus adını aldın,
Dünya zevkine daldın,
Zindan içinde kaldın,
Sanma sultan gizlidir.
Kelimeler:
Umman: Okyanus
Er: Mürşid-i kâmil
Erkân: Esaslar, temeller
Hakir: Aşağı, değersiz
Arş: Yedi kat göklerin üstünde olan,
yedi katın hepsinden büyük olan varlık
285
www.dinimizislam.com
Aşk ateşinde yansın!
Hâk ile yeksan gerek!
Rabbim bizi affetsin!
Cenneti nasip etsin!
Dersen bâtın süslensin!
Zahirin viran gerek!
Ölmeden önce ölüp,
Kabri ve haşrı görüp,
Varlığını hep verip,
Kalbi de hayran gerek!
Niyazi, bu nur solmaz,
Herkese nasip olmaz,
Güneşten ışık almaz,
Ay gibi insan gerek!
Benzer
Hayali önümde, parlak ay gibi,
Zulmeti gideren mehtaba benzer,
Bu âlem görünür bir saray gibi,
Işık olmayınca, zindana benzer!
Bu sesler yabancı, özler yabancı,
Bakışlar yabancı, gözler yabancı;
Kitaplar değişik, sözler yabancı,
Verilen kararlar, bir zanna benzer!
Soğuğu başkadır, ateşi başka,
Âleme parlayan güneşi başka;
Ellerin güzeli değmez hiç aşka,
Bir güzel bulunmaz, canana benzer!
Bakmakla doyulmaz nurlu yüzüne,
Herkes hayran kalır tatlı sözüne,
Yapışan kurtulur onun izine,
Sohbeti her derde dermana benzer!
Hayalleri ile geçer günümüz,
Geceden karanlık oluyor gündüz,
Şu gurbette geçip giden ömrümüz,
Cefası bitmeyen, devrana benzer!
Gerek
Tasavvufa dalmaya,
Onun ehli olmaya,
Onu hemen bulmaya
Bir yiğit sultan gerek!
Marifet davasına,
Sahtekâr yol bulmaya,
Kalbindeki arzuya,
Hüccet-i burhan gerek!
Derviş hemen uyansın,
Yalnız Hakka dayansın!
İstesin
Derde düşen Huda’dan
Derde derman istesin!
Girip bâb-ı atâdan,
Lütf-ü ihsan istesin!
Olmuşsa, yüzü kara,
Batmış ise günaha,
El açıp Kibriya’ya,
Af ve gufran istesin!
Hak yolda bulunmaya,
Karar versin uymaya,
Rızaya kavuşmaya,
Ondan imkân istesin!
İslâm’ın deryasına,
Dalan dalgıç olup da,
Denizden her dalışta,
İnci, mercan istesin!
Çıksın er aramaya,
Döksün derdini ona,
Hâlini anlatmaya,
Ehl-i irfan istesin!
286
www.dinimizislam.com
Ârif
Şu hakikat denizinin
Dürr-i yektâsıdır Ârif,
Solmayan gül bahçesinin
Gülü ra'nâsıdır Ârif.
Muazzamdır fesahatte,
Mükemmeldir letafette,
Gizli şeyin hakikatte
Geniş deryasıdır Ârif.
Kim ki nefsinin kölesi,
Tesir etmez hiç birisi,
Kalb ile ruh bilgisinin,
Birer üstadıdır Ârif.
Gerçek ârif olan insan,
Hayat ister sonsuz olan,
Karanlıklarda nur salan,
Hakk’ın mehtabıdır Ârif!
Kelimeler:
Ra'nâ Güzel, hoş
Dürr-i yekta: Tek inci
Muazzam: Büyük
Fesahat: Düzgün söz söyleme
Letafet: Güzellik, hoşluk
Ârif: Allah’ı tanıyan kimse
Mehtap: Ay ışığı
İmam-ı Rabbani
Resulullahın vârisi,
Müceddid-i elf-i sânî,
İlm-i zâhirde müctehid,
Bâtında Veysel Karânî.
Dini yaydı yeryüzüne,
Nurlar saçtı her mümine,
Öğüt verdi gafillere,
Yüce İmam-ı Rabbani.
Tam bilirdi ilmihâli,
Dine uygundu her hâli,
Küfr içindeyken ahali,
Oldu Ebu Bekr misali.
Nice vali ve kumandan,
Feyiz aldı sohbetinden,
Ömer Faruk’un soyundan,
Buna şahit adaleti.
Kelimeler:
Müceddid-i elf-i sânî: İkinci hicri bin
yılının müceddidi
İlm-i zâhir: Zahiri ilimler; tefsir, hadis,
kelam, fıkıh
Ahali: Halk
Feyiz: Allah’ın razı olduğu şeyleri
yaptıran kuvvet
Evliyayı tanımak
Evliya olan zatta,
Üç alamet bulunur:
Biri, görenin gönlü,
O zata mâil olur.
İkinci alametse,
Belli olur sohbette,
Dinleyen bir kimse,
Sözlerine kail olur.
Üçüncü alameti,
Uzuvlarının hepsi,
Dinin edepleriyle,
Her zaman âmil olur.
Evliyayı sevenler,
Ona gönül verenler,
Sayısız nimetlere,
Şüphesiz nail olur.
Günahtan durmaz kaçar,
Sevinir göğe uçar,
Basiretini açar,
Gafleti zail olur.
Kelimeler:
Mâil olmak: Meyletmek
287
www.dinimizislam.com
Kail olmak: Kabul etmek
Uzuv: Organ
Âmil olmak: Amel etmek
Nail olmak: kavuşmak
Basiret: Kalb gözü
Zail olmak: Yok olmak
Kâmil insan
Doğru yolda kâmil er,
Ehl-i sünnete rehber,
Gönül tahtında server,
Kâmil insan nefesi.
Bilir Hakka gideni,
Diri kılan bedeni,
Konuşturur öleni,
Kâmil insan nefesi.
Ölüye etse nefes,
Her yanından gelir ses,
Dünyaya etmez heves,
Kâmil insan nefesi.
Niyazi’yi can eder,
Zerreyi alkan eder,
Damlayı umman eder,
Kâmil insan nefesi.
Kelimeler:
Kâmil insan: Büyük evliya
Nefes: Himmet etmek, dua etmek
Server: Efendi, önder
Alkan: Kırmızı kan
Umman: Okyanus
İmiş
Derman arardım derde,
Derdim bana dermanmış.
Burhan sorardım asla,
Aslım bana burhanmış.
Sağı solu gözlerken,
Dost yüzünü özlerken,
Nerde diye ararken,
O, can içinde canmış.
Sanıyordum ayrıyım,
Ben dostumdan gayrıyım,
Nasıl bir aşk eriyim,
Bildim ki ol cananmış.
Uzak mı yolun senin?
Nere varır menzilin?
Nerden gelip gittiğin,
Anlamayan hayvanmış.
Kim anlarsa insanmış.
Kâmil mürşide varın!
Güldüre yüzü yarın,
Kâmil eri olanın
Gayet yolu âsanmış.
Mürşidi olmayanın,
Hali gayet yamanmış.
Niyazi işit sözü!
Örtemezsin hak yüzü,
Haktan açık bir şey yok,
Görenlere ayanmış,
Görmeyenin gözü kör,
Elbet ona pinhanmış.
Kelimeler:
Burhan: Delil
Menzil: Yol
Kâmil
mürşid:
Yetişmiş
ve
başkalarını yetiştirebilen büyük İslam
âlimi ve evliya zat.
Âsan: Kolay
Ayan: Belli, açık
Pinhan: Gizli, saklı
İstanbul şehri
Erenlerin kalbi burada atar,
Bir ab-ı hayattır İstanbul şehri,
288
www.dinimizislam.com
Toprağını sıksan fışkırır veli,
Surlar neler söyler olsa da dili,
Fatih Sultan’ın manevi hali,
Şanlı bir tarihtir İstanbul şehri.
Zeki karaca – Konya
Sayısız evliya içinde yatar,
Bir maneviyattır İstanbul şehri.
Burası kıymetli zatlar diyarı,
Sahabeden Halid Eyüp Ensari,
İstanbul’un medarı iftiharı,
Nurlara deryadır İstanbul şehri.
Kardeş
Eyüp Sultan adlı mübarek mekân,
Burayı ziyaret etmez mi insan?
Onları tarife yeter mi lisan?
Tasavvuf yoludur İstanbul şehri.
Büyük bir âlimdir, hem de bir veli,
Kaşgari dergaha komşudur kabri,
Muhterem hocamız Hüseyin Hilmi,
Saçtığı ışıktır İstanbul şehri.
Edirnekapı’da dervişler piri,
Orada yatıyor velinin biri,
Adına diyorlar Murad Münzavi,
Himmetle doludur İstanbul şehri.
Zeyrek yokuşunu çıkınca yeri,
Ağaçlar altında mübarek kabri,
Çoğu tanır Mehmet Emin Tokadi,
Dilek kapısıdır İstanbul şehri.
Dini için çekmiş nice çileyi,
Üsküdar’da Aziz Mahmut Hüdai,
Kadılığı atmış, olmuş fedai,
Bize yadigârdır İstanbul şehri.
Üsküdar’ın şöyle biraz dışında,
Sade bir mekânda köşe başında,
Abdülfettah yazar mezar taşında,
Akri’ye mekândır İstanbul şehri.
Gecikmesin gelişin,
Bekletme bizi kardeş!
Şifadır her gülüşün
Bekletme bizi kardeş!
Öyle sitemli bakma!
Ateşsiz bizi yakma!
Kötü kimseyi takma!
Bekletme bizi kardeş!
Ağır yük taşıyoruz,
İmanla yaşıyoruz,
Hâline şaşıyoruz,
Bekletme bizi kardeş!
Günümüzün gencisin,
Pırlantasın, incisin,
Her dalda birincisin,
Bekletme bizi kardeş!
Olmasa da yalımız,
Tutunacak dalımız,
Şekerimiz, balımız,
Bekletme bizi kardeş!
Nur saçan bir yüzün var,
Gayet kara gözün var,
Verilmiş bir sözün var,
Bekletme bizi kardeş!
Dilimiz seni anar,
Bu ateş sönmez yanar,
Yaralı kalbi onar,
Bekletme bizi kardeş!
Hak ehlini severiz,
Kötüleri yereriz,
289
www.dinimizislam.com
Ölsek de Allah deriz,
Bekletme bizi kardeş!
Bakma hiç yaşa başa!
Başını vurma taşa!
Haydi, gel koşa koşa!
Bekletme bizi kardeş!
Dert sende, deva sende,
Yaraya şifa sende,
Sözüne vefa sende,
Bekletme bizi kardeş!
Tutan iki elimiz,
Ağzımızda dilimiz,
Hiç solmayan gülümüz,
Bekletme bizi kardeş!
Ne sağda ne soldasın,
Doğru olan yoldasın,
Elde değil koldasın,
Bekletme bizi kardeş!
Derdimize dermansın,
Padişahtan fermansın,
Gönlümüze sultansın,
Bekletme bizi kardeş!
Bizim için özelsin,
Bir şiir ve gazelsin,
Her şeyinle güzelsin,
Bekletme bizi kardeş!
Ekşi tatlı narımız,
Sermayemiz, kârımız,
Petek yapan arımız,
Bekletme bizi kardeş!
Bedenimizde cansın,
Damarımızda kansın,
Unutma bu son şansın,
Bekletme bizi kardeş!
Hakka dönük özümüz,
Yolda iki gözümüz,
Hoca der, son sözümüz,
Bekletme bizi kardeş!
Benzer
Hayali belirir parlak ay gibi,
Zulmeti gideren nurana benzer,
Bu âlem görünür bir saray gibi,
Işık olmaz ise, zindana benzer!
Bu sesler yabancı, özler yabancı,
Bakışlar yabancı, gözler yabancı,
Dudaklar gülse de, sözler yabancı,
Doğru yönü yoktur, insana benzer!
Onun gülü başka, sümbülü başka,
Aşkıyla tutuşan, bülbülü başka,
Yabancı güzeller hiç değmez aşka,
Başka güzel yoktur, canana benzer!
Bakan hayran olur, güneş yüzüne,
Hemen kail olur, tatlı sözüne,
Yapışan kurtulur, nurlu izine,
Sohbeti dertlere dermana benzer!
Kelimeler:
Zulmet: Karanlık
Nuran: Nur saçan, ışık veren
Kail olmak: İnanmak
Sohbet: Beraber olmak
Olmaz
Bu öyle nasıl aşktır,
Tatlı canı yakmıştır,
Bundaki zevk başkadır,
Duyulur izhar olmaz.
Gidilmez başka yere,
Sultan hiç bırakılmaz,
290
www.dinimizislam.com
Cennete götüren bir emin yolsun,
Ârifler bağının gülü efendim.
Gönül sevdi bir kere,
Ölse ele yâr olmaz!
Huzurda geçen anlar,
Beraber bulunanlar,
Bu kıymetli zamanlar.
Herkese nasip olmaz.
Aşkı ile yananlar,
Kadrini anlayanlar,
Derler ki, bu devirde,
O gibi serdar olmaz.
Sevilirmiş her yaşta,
Kalb yanar bir bakışta,
Kim demiş kara kışta,
Ilık bir bahar olmaz.
Eşi yoktur cihanda,
Bulunur çok ihsanda,
Kim durur huzurunda,
Bundan büyük kâr olmaz!
Kelimeler:
Mübarek Hocamız, Hilmi Efendi,
Bütün zorlukları sayende yendi,
Bu yola inanan kurtulur dendi,
Ârifler bağının gülü efendim.
Kemal Bozkurt
Derviş Yunus
Garip kuşu ansınlar,
Derviş Yunus der bana.
Beni Yunus sansınlar,
Hırkasını sar bana!
Kanatsız bir kuş idim,
Kışta kalıp üşüdüm,
Tuhaf hisler taşıdım,
Garipler hep yar bana.
Bu sevdayı aldığın,
Hakk’a gönül saldığın,
Yunup; Yunus olduğun,
Pınarı göster bana!
Zeki Karaca – Ankara
İzhar: Görünmek
Kadir: Kıymet
Serdar: Büyük zat
Seyyid Abdülhakîm-i Arvâsî
Seyyid Abdülhakim-i Arvasi
“Rahmetullahi teâlâ aleyh”
Adını duyunca boyun bükeriz,
Ağlarız gözlerden yaşlar dökeriz,
İnanmayan aklı kökten sökeriz,
Ârifler bağının gülü efendim.
Bağlum’dan geliyor bir güzel koku,
Sevenlere değer, muhabbet oku,
Manevi iplikle onları doku!
Ârifler bağının gülü efendim.
Evlad-ı Resul’sün müjdeler olsun,
Paslı kalblerimiz sevginle dolsun,
Hicri bin iki yüz seksen bir yılı,
Başkale’de doğdu, asrın yıldızı,
Altın silsilenin otuz dördüncü,
Mübarek halkası oldu efendim.
Nur deryası bu zat çocuk yaşında,
İlme sevdalanıp, düşmüş yollara.
Müküs’de, Nehri’ de ve de Irak’ta,
İlm ile yoğrulup, pişti efendim.
291
www.dinimizislam.com
İlmi yaymak için başladı derse,
İlim peteğinin balı efendim.
Bir ramazan ayı, Nehri’den geldi,
Fahri kâinat’ı rüyada gördü,
Çok ihsanlar oldu, çok sırra erdi,
Erenler içinde birdir efendim.
Bu güzide yerde yirmi dokuz yıl,
Yetiştirdi bir çok, âlim ve fadıl.
Seveni çok idi alırdı gönül,
Muhabbet bağının gülü efendim.
Rüyasında birçok hikmet var idi,
Babası önemli şeyler bildirdi,
Dedi, seni Resul, mezun eyledi!
Mübarek müjdeyi aldı efendim.
Hac için derslere verdi bir ara,
Nice zaman sonra, vardı Hicaz’a.
Hicaz’da ilk durak kutlu Medine,
Medine’de mola verdi efendim.
Bu tabirden sonra on yıl boyunca,
Gecesi geçmedi, yorgan altında!
Âşık olmuş idi kitaplarına,
Hep ilimle geçti ömrü efendim.
Medine’de kabr-i şerife geldi,
Resulün aşkıyla, kendinden geçti.
Edeple, hürmetle ziyaret etti,
Cennet bahçesine girdi efendim.
Daha on dördüne yeni girmişti,
Kabul etti onu Fehim Arvasi.
İstihare ile tövbe, ilk emri,
Sıdk ile emrine girdi efendim.
Bir akşam Ravza’da namazdan sonra,
Bir rüya görmüştü istiharede,
Bizzat yıka dendi, Seyyid Fehim’e,
Cevazımat-ı hams, çeşmelerinde!
Yıkandı nur oldu, nurlu efendim.
Tekrar verdi yine kendini ilme,
Dört elle sarıldı, girdi bir kalbe,
Aşk ile bağlandı Seyyid Fehim’e,
Gönül tabibini, buldu efendim.
Zahiri ilimde, ilmi batında,
Hem tasavvuf, fıkıh, hem de kelamda,
Mütehassıs oldu cümle dallarda!
İcazetlerini aldı efendim.
Mezun olup döndü şirin Arvas’a,
Büyük bir azimle, kurdu medrese,
Yirmi beş yıl önce gördüğü rüya,
Tecelli etmişti nurlu mekânda!
Şükredip secdeye vardı efendim.
Hac farizasını eyledi ifa,
Hüzünle ayrıldı, zor etti veda,
Tekrar vasıl oldu şirin Arvas’a,
Arvas, yollarına baktı efendim.
Arvas’ta ders verdi bir müddet daha,
Sonra karışıklık, olmuştu peyda.
Evlerini dahi ettiler yağma!
Ermeni zulmünü gördü efendim.
Cihan görmemişti böyle bir zulmü!
Ne varsa yaktılar, kalmadı külü.
Çare yoktu artık, hicret göründü,
Dini için hicret etti efendim.
292
www.dinimizislam.com
Çeşitli zorlukla, perişan halde,
Vardılar Ravandız denilen yere.
Bir vesile ile hep namaz derdi!
Olmadı namazsız, günü efendim.
Doksan günden sonra önce Erbil’e,
Sonra da Musul’a vardı efendim.
Acırdı kullara, himmet ederdi!
Nice dert çekenler, O’na gelirdi!
Dertliler, derdine şifa bulurdu,
Şifanın kaynağı nurdur efendim.
Musul’a kadarki hicret yolunda,
Seksen dört mümini, verdi toprağa!
Nasıl sabredilir bunca acıya?
Sabrın meyvesini tattı efendim.
Musul’da bir müddet kaldıktan sonra,
Ayrılmak üzere ettiler veda.
Kalan altmış altı efradı ile,
Adana iline geldi efendim.
Adana’dan sonra Eskişehir’e,
Ancak varabildi, yirmi kişiyle!
Buradan kimini Konya iline,
Uğurlayıp yola çıktı efendim.
O yıl nisan ayı ortalarında,
Nihayet vardılar, ol Payitaht’a.
Burada Kaşgari adlı dergâhta,
İmamlık görevi aldı efendim.
Dergâhta başladı hizmetlerine,
Medresede görev verildi bir de,
Sultan Vahideddin Han’ın emriyle,
Buraya müderris oldu efendim.
Hem vaaz ederdi birçok camide,
Hem derse girerdi bu medresede.
Gayesi hizmetti ehl-i sünnete,
İman ve İslam’ı yaydı efendim.
Senelerce sohbet etti ders verdi,
Sohbetiyle çoğu, kemale erdi,
Çok kitap okudu çok kitap yazdı,
Lakin Mektubatı ayrı tutardı,
O mektuplara aşkla bakardı,
Ahmet Faruki’ye âşık efendim.
Siyasetten uzak durur girmezdi,
Kanuna nizama karşı gelmezdi,
Yalan dolan nedir asla bilmezdi,
Tertemiz bir hayat sürdü efendim.
Çıkardılar buna rağmen fitneyi!
Çektirdiler nice zorlu çileyi.
Ankara’da geçti, o son günleri!
Ebedi âleme, göçtü efendim.
Sevenleri mahzun, çok üzgün idi,
Defni İstanbul’a yapmak istendi!
Lakin bu istekler geri çevrildi,
O anda yetişti himmet efendim.
Kim olduğu meçhul, nerden gelmişti?
Aksakallı biri kapıya geldi!
Bu zata uygun yer, Bağlum’dur dedi!
Sonra da sır olup gitti efendim.
Damadı İbrahim beyin evinde,
Her türlü vecibe, yapıldı orda.
Nurlara gark olan, şirin Bağlum’da,
Sonsuz yolculuğa çıktı efendim.
293
www.dinimizislam.com
Çiçeklerin dahi, boynu büküktü,
Sevenleri ardından gözyaşı döktü.
Bağlum dedikleri, bir garip köydü,
Garipler köyüne kondu efendim.
Âriflerin sultanı,
Dertlilerin dermanı,
Kuddûsî'nin cananı,
Yâ hazret-i Mevlânâ!
Kelimeler:
Bağlum’da kazılan kabrine girdi,
Sonra telkin vermek sırası geldi,
Muhterem hocamız Hilmi Efendi,
En son telkinini, verdi efendim.
Gümrah: Yolunu şaşırmış
Merdan: Mertler
İn’am: İyilik, ihsan etmek
Kabr-i şerifleri, nurla doludur,
Bağlum sevenlerin, uğrak yeridir.
Efendimiz âlim, hem de velidir,
Cennete götüren, yoldur efendim.
Zeki Karaca – Ankara
Âşıklar durup feryat ederken,
Dertliler gelsin dermanı buldum.
Âh vah içinde akıp giderken,
Canın içinde cananı buldum.
Hazret-i Mevlânâ!
Sensin velîler şahı,
Yâ hazret-i Mevlânâ!
Mazur gör şu gümrahı!
Yâ hazret-i Mevlânâ!
Sen şu ulu sultansın,
Hem server-i merdansın,
Hem maden-i irfansın,
Yâ hazret-i Mevlânâ!
Çocuk iken ey Sultan,
Gökleri ettin seyran,
Oldu melekler hayran,
Yâ hazret-i Mevlânâ!
Bu muhtaca in'âm et!
Bu misafire ikram et!
İhsanını tamam et,
Yâ hazret-i Mevlânâ!
Kapına gelip duran,
Erer murada her an,
Devrinde sürer devran,
Yâ hazret-i Mevlânâ!
Emîr Sultan hazretleri için
Akar gözümden yaş yerine kan,
Zerre görünmez gözüme cihan,
Deryayı içip, kandırmaz iken,
Âşık kandıran ummanı buldum.
Erenler gelmiş, verip alırlar.
Cümle evliya, divan dururlar,
Âşıklar dosta yakın olurlar,
Hakk’ın mahbubu sultanı buldum.
Açık dükkânlar kurulmuş pazar,
Canlar satılık tellallar gezer,
Durmuş ümmetin beratın yazar,
Cevahir dolu dükkânı buldum.
Âşıklar meydan edip gezermiş.
Herkes maksudu neyse yazarmış,
Emîr Sultan ne güzel pazarmış,
Hakk’a açılan divanı buldum.
294
www.dinimizislam.com
Efendime
Ömrümüzün güneşi,
Asla bulunmaz eşi,
Tebessümü nimettir,
Sevdamızın ateşi.
Bakışları şifadır,
Hasta kalbe gıdadır,
Onu sevenin canı,
Hak yoluna fedadır.
Kusur görmek yok onda,
Hubb-i fillah çok onda.
Sevgi himmet dağıtır,
Kalbe giren ok onda.
Büyükler onu sever,
Biçilmez ona değer,
Yarın mahşer gününde,
Şu garip himmet bekler.
Nazarları bir ilaç,
Mümin için ihtiyaç,
Cömertlikte dengi yok,
Ebru himmete muhtaç.
Ebru Doğan – İstanbul
Efendim
Girince kalbimize,
Nur geldi evimize,
Gafletten uyandırdı,
Biz geldik kendimize.
Milyonlar hakkı buldu,
Kalpler imanla doldu,
Ehl-i sünnet parladı,
Bid’atin rengi soldu.
Kıymetlidir sohbeti,
Dayanılmaz hasreti,
Rabbimize hamdolsun,
İhsan etti nimeti.
Büyüklerden söz eder,
Kalbimize iz eder,
Kış gibi soğuk gönlü
Bahar eder, yaz eder.
E. Said Doğan
Gelsin
Yırtık derviş hırkası,
Giyen gelsin dergâha.
Canı gönülden Hakkı,
Anan gelsin dergâha.
Duyan sırı-ı Settârı,
Gören nûru Gaffârı
Kalbinden kibri ârı,
Atan gelsin dergâha.
Arayan hakkı buldu,
Dostlarla dergâh doldu.
Söz tutan mutlu oldu,
Duyan gelsin dergâha.
Sözüm ehl-i irfana,
Canı getir meydana!
Kıymayan tatlı cana,
Gelmesin hiç dergâha.
Abdülehad Nûrî Efendi
Bulasın
Salih olayım dersen,
Kâmil mürşit bulasın!
Hakkı bulayım dersen,
Kâmil mürşit bulasın!
Gözünü açmak için,
Işıklar saçmak için,
Günahtan kaçmak için,
Kâmil mürşit bulasın!
Mürşidin gülü solmaz,
Ters çevrilen kap dolmaz,
295
www.dinimizislam.com
Rehbersiz asla olmaz,
Kâmil mürşit bulasın!
Hoca hırsı terk etmez,
Yol uzun kolay bitmez,
Ömür bu işe yetmez,
Kâmil mürşit bulasın!
Bilmez imiş
Kişi Rabbi anmazsa,
Âşık olup yanmazsa,
Aşağıya konmazsa,
Kalbi temiz olmazmış.
Sözlerinde durmayan,
Benliğini kırmayan,
Bir mürşide varmayan,
Derde deva bulmazmış.
Gece gafletle yatan,
Hakkı bâtıla katan,
Büyüklere taş atan,
Ağlar, ama gülmezmiş.
Helal yemişse dişi,
Dine uygunsa işi,
Veliyi bilen kişi,
Hiç yabanda kalmazmış.
Hedefe doğru giden,
Hak rızasını güden,
Bütün gün cihad eden,
Güçlüklerden yılmazmış.
Hoca, boyun bükmeyen,
Gözünden yaş dökmeyen,
Eza cefa çekmeyen,
Dost kadrini bilmezmiş.
Erenleri himmeti
Erenlerin himmeti,
Müride yoldaş olsun,
Kaldıralım zimmeti!
İşlerimiz hoş olsun.
Kimi gözler büyüler,
Rehber olsun iyiler,
Cennetteki huriler,
Kabirde yoldaş olsun.
Eski hırka giyeriz,
Gösterişten geçeriz,
Topraktır döşeğimiz,
Yastığımız taş olsun.
Bugün gülenler bunda,
Yarın ağlarmış onda,
Yunus’la dök gözyaşı!
Yorganımız yaş olsun.
Gelsin
Tarladaki ekini,
Kim biçerse o gelsin!
Bu aşkın şerbetini,
Kim içerse o gelsin!
Şahtan izin almadıysan,
Şeyhime inanmadıysan,
Kanadını bağladıysan,
Kim uçarsa o gelsin!
Dost bağının gülüyüm,
Gülümün bülbülüyüm,
Kapının kilidiyim,
Kim açarsa o gelsin!
Açık bahçe kapısı,
Misten güzel kokusu,
Kıldan ince köprüsü,
Kim geçerse o gelsin!
296
www.dinimizislam.com
Yunus der halim yaman,
Dağları bürür duman,
Şu el yazması Kur’an,
Kim seçerse o gelsin!
Gönlümüz viran olur
Gönlümüz viran olur, sizden ayrı kaldıkça
Sözünüzün tadını alırız yaşadıkça
Ümidimiz çoğalır, bu ruhu taşıdıkça
Sizi görmek arzusu gönlümüzü yakıyor
Çok uzaklara düştük, bu imiş kaderimiz
Hasret, yolları kesti, bitmiyor kederimiz
Ne zaman başlayacak mübarek seferimiz
Sizi görmek arzusu gönlümüzü yakıyor
Sizden ayrı kalınca, uyduk hep nefsimize
Yanlış yollara düştük, ne oldu halimize
Şeytan bakıp gülüyor, kararan kalbimize
Sizi görmek arzusu gönlümüzü yakıyor
Sizden uzak kalınca, çoğalır günahımız
Ruhumuz çılgınlaşır, göğe çıkar ahımız
Bizi tart edilmekten korusun Allah’ımız
Sizi görmek arzusu gönlümüzü yakıyor
Işık saçar âleme, ibret dolu her sözü
Şefaat etmek için mahşerde toplar bizi
Gariplerin o zaman, güler elbette yüzü
Sizi görmek arzusu gönlümüzü yakıyor
Pusu kurmuş şeytanlar, önümüzden gidiyor
Günaha sokmak için nasıl ısrar ediyor
Cazibeli sözlerle, bu yoldan dönün diyor
Sizi görmek arzusu gönlümüzü yakıyor
Saptırmak isteyene kahramanca direndik
Bid’at ehlini gördük, tamamından iğrendik
Ehl-i sünnet ne imiş gerçekleri öğrendik
Sizi görmek arzusu gönlümüzü yakıyor
Garip âşık dikkat et, önce kendini uyar
Sevenleri çok ama seni de elbet duyar
Sofrası çok büyüktür, herkes yese de doyar
Sizi görmek arzusu gönlümüzü yakıyor
297
www.dinimizislam.com
Peki demek gerekir
Peki diyen bir er ol, denmesin çavuş,
Sözünün eri ol, nimete kavuş!
Hakkı kabul eden gerçeği bilir,
İtirazdan küfür kokusu gelir.
İhlâs için helâl yemek gerekir,
Amentüye peki demek bulasın!
Peki olur demek, ruhun isteği,
İtiraz etmekse, nefsin dileği.
Kim peki derse onu dost düşman sever,
Maşallah diyerek her zaman över.
İtiraz edenler, işinde gülmez,
Herkes ondan kaçar yanına gelmez.
Salih âlimlerin yapış izine,
İtiraz edenin bakma yüzüne.
Peki diyenlerin, Cennettir yolu,
İtiraz edenin, cinnettir yolu.
Peki dememize sevinmeliyiz,
İtiraz edince, yerinmeliyiz.
Peki demek farzdır, bazen sünnettir,
Tasdik edenlerin yeri Cennettir.
Peki diyebilmek ne kadar hoştur,
Hayır demek çirkin, hem de nahoştur.
Kim ki hep hayır der, kendine eder,
Şeytanla beraber ateşe gider.
Peki diyenlerden Hak razı olur,
İtirazcı Hakk’ı, gazaplı bulur.
Peki diyenlerle herkes geçinir,
İtiraz edenden herkes çekinir.
Peki diyen cahil, âlime benzer,
Hayır diyen âlim, zalime benzer.
Peki diyen köle, sultan olurmuş,
Hayır diyen sultan, şeytan olurmuş.
Hakk’ın her emrine peki diyelim,
İman libasını hemen giyelim.
298
www.dinimizislam.com
Şeytan hayır dedi, lanetlik oldu,
Evet diyenlerse, Cennetlik oldu.
Hoca hayır deme, peki diyesin,
Haramlardan kaçıp helal yiyesin.
Efendim
Ayrılık yeli esti, bir kül gibi savrulduk,
Bitsin artık bu çile, medet senden efendim!
Hasret ateşi ile yana yana kavrulduk,
Bitsin artık bu çile, medet senden efendim!
Dağlarda, kar fırtına, bize geçit vermiyor,
Kalbimizdeki yangın artıyor, hiç sönmüyor,
Gözyaşları akıyor, gece gündüz dinmiyor,
Bitsin artık bu çile, medet senden efendim!
Gökte uçan kuşlardan sizden haber sorarız,
Unutmamız imkânsız, yerde gökte ararız,
Kavuşabilmek için, ne hayaller kurarız,
Bitsin artık bu çile, medet senden efendim!
Alışamadık gitti, kahrı zor şu gurbete,
Seven nasıl dayanır uzayan bu hasrete,
Yine kavuşur muyuz o hikmetli sohbete,
Bitsin artık bu çile, medet senden efendim!
Kapınızda bulunmak, ne büyük saadettir,
O kapıda bekçilik, elbette maharettir,
Sizden ayrı kalmaksa, görülmez felakettir,
Ayrılık bitsin artık, medet senden efendim!
Ey gönüller sultanı, başımıza bir taçsın,
İhsanın bol herkese, meyveli bir ağaçsın,
Hasta ruhlara derman, derdimize ilaçsın,
Bitsin artık bu çile, medet senden efendim!
En sağlam dayanağa, sırtımızı dayarız,
Desteğiniz olmasa, ayak sürçer kayarız,
Sizi bir an görmeyi, ömre bedel sayarız,
Bitsin artık bu çile, medet senden efendim!
Zeki Karaca – Ankara
299
www.dinimizislam.com
Sıla’ya hasret (İmam-ı Rabbani hazretlerine)
İlmim ve irfanım yok hâli beyan etmeye,
Yollar uzun ve korkunç, mecalim yok gitmeye.
Gözümden yaş yerine, kan aksa da yeridir,
Akıp giden feyizler, ölü kalbi diriltir.
Kaldırdı çok bid’ati, ihya etti Sünnet’i,
Seven her mümine eksik olmaz himmeti.
Geceler gündüz oldu, nur kapladı cihanı,
Onu seven insanın, ışık saçar imanı.
Sıla gelecek dedi, cihanın efendisi,
Uzaklardan gelmişti, Resulün bu müjdesi.
Bin yılda bir gelendir, rahmetin tecellisi,
Mektupları, hakikatin, birer hikmet incisi.
Abdiyettir makamı, Nübüvvet nisbeti var,
Evliyanın içinde, nurları farklı parlar.
İmamı Rabbaninin kapısında toprak ol,
Belki bulunur böyle hakikate giden yol.
Gelen feyizler için şükrederim Rabbime,
Nisan yağmuru gibi serpilir üzerime.
Bende-i Serhendi
Hicran oldu
O tatlı bakışları, unutulmaz sözleri,
Hepsi bir hayal oldu, ayrılık yaman oldu.
Aklımızdan çıkmıyor, gülümseyen gözleri,
Dertliyiz, görmeyeli, bir hayli zaman oldu.
Geziyoruz habersiz, sağımız, solumuzdan,
Rabbimiz engelleri, çıkarır yolumuzdan,
Birileri tutup da kaldırsın kolumuzdan,
Karardı her yönümüz, günümüz hicran oldu.
Durmadan çıkıp geldik, hiç kimseyi takmadık,
Gönlümüze koyarak, yabancıya bakmadık,
En yüce yâr olarak, dilden hiç bırakmadık,
Neşeli hatıralar, sanki hep yalan oldu.
Ayrılık zindan imiş, yürekler kan ağlıyor,
Gözyaşımız durmuyor, ırmak gibi çağlıyor,
300
www.dinimizislam.com
Bu ayrılık ateşi, ciğerleri dağlıyor,
Gözlerimiz karardı, her yer toz duman oldu.
Gece gündüz demeden, gönül onu anıyor,
Gözümüz sulanıyor, ciğerlerim yanıyor,
Halimizi bilmeyen, bizi deli sanıyor,
Diyorlar bak bunlara, yıkıldı viran oldu.
Sevenlerin içinde, cihanın hayranıdır,
Hüznümüz, elemimiz, seslerin figanıdır,
Dertlerin dermanıdır, gönüller fermanıdır,
İşlerimiz bozuldu, hep karman çorman oldu.
Tutunacak dalımız, ağzımızda dilimiz,
Gözümüz, kulağımız, ayağımız elimiz,
Gayemiz emelimiz, ruhtaki temelimiz,
Gösterdiği kolaylık, bize bir ihsan oldu.
Hayali bir film gibi, geçiyor gözümüzden,
Hasretlik çizgileri, okunur yüzümüzden,
Hep birlikte söz verdik, dönmeyiz sözümüzden,
Sevilenin sevgisi, canlara canan oldu.
Tarih olan anılar, hayalde canlanıyor,
Yeniden yaşıyoruz, kalb heyecanlanıyor,
Ayrılık acısından, gözümüz kanlanıyor,
Perişan halimize, mektubu derman oldu.
Bizim gibi bir seven, dünyada yok diyoruz,
Kimse böyle sevemez, itiraf ediyoruz,
Böyle büyük bir aşkla, hedefe gidiyoruz,
Kalbler, korkunç dalgalı, koca bir umman oldu.
301
www.dinimizislam.com
Ölüm ve ahret
Ne fayda
Selam olsun
Yeni ilaç bulduk, diyor tabipler,
Lokman gibi, deva bilse, ne fayda?
Söyleyemezse son nefeste eğer,
Bülbül gibi dilin olsa, ne fayda?
Bu dünyaya ettik veda,
Kalanlara selam olsun!
Bizim için hayır dua,
Kılanlara selam olsun!
Ecel büke belimizi,
Söyletmeye dilimizi,
Hasta iken hâlimizi,
Soranlara selam olsun!
Mevt şerbeti içilince,
Beyaz kefen biçilince,
Bir yerimiz açılınca,
Örtenlere selam olsun!
Bürünerek postumuza,
Gidiyoruz dostumuza,
Namaz için üstümüze,
Duranlara selam olsun!
Yunus, böyle söyler sözü,
Yaş olmuştur iki gözü,
Bilmeyenler bilmez bizi,
Bilenlere selam olsun!
Milyarın olsa da, rızkını yersin,
Ecel şerbetini bir gün içersin,
Yalın ayak, başı açık gidersin
Dünya dolu malın olsa, ne fayda?
İlmin, rütben çok olsa da kardeşim
İmanın yok ise, günahsa işin
Değmemişse eğer, secdeye başın
Dünyalara hâkim olsan, ne fayda?
Sırat köprüsüne, yüründüğü an,
Halk mahşer yerine süründüğü an,
Cehennem, uzaktan göründüğü an,
Aslan gibi gücün olsa, ne fayda?
Helâl, haram demez, toplarsan malı,
Milyon olsa, dersen milyar olmalı,
Gözün aç, bu dünya elbette fani,
Gidecek, sende çok dursa, ne fayda?
Bir gün olur, götürürler evinden,
Kurtuluş yok, Azrail’in elinden,
Allah adını bırakma dilinden,
Bin yıl kadar ömrün olsa, ne fayda?
Zahmetli iş yoktur, İslamiyet’te,
Kalb ve ruh beslenir her ibadette,
Bütün nimetler var şu hidayette,
Kâfir, çok iyilik etse, ne fayda?
Ölesi değil
Âşık olan bülbüller,
Mahzun olası değil,
Hakka eren gönüller,
Artık ölesi değil.
Ten fânidir can ölmez,
Giden can geri gelmez,
Sorsan çok kimse bilmez,
Âşık ölesi değil.
Gönül cevhersiz ise,
Binlerce söz söylense,
302
www.dinimizislam.com
Hak’tan imdat gelmese,
Nasip olası değil.
Yârin gönlü bir sırça,
Kırmayasın sakın ha!
Kırılır ise sırça,
Tamir olası değil.
Musluk önüne kova,
Tersine tutup konsa,
Bin yıl orada dursa,
Kendi dolası değil.
Yaratıldı bu dünya,
Resulullah aşkına,
Hiç kimse bu dünyada,
Sonsuz kalası değil.
Yunus gözün görürken,
Azığını gör erken,
Artık oraya giden,
Geri gelesi değil.
Kelimeler:
Fâni: Ölümlü
Sırça: Cam
Bir gün
Ey yarenler, ey kardeşler,
Ecel gele ölem bir gün.
İşlerime pişman olup,
Hesabını verem bir gün.
Yanlarıma kona elim,
Söz söylemez ola dilim,
Karşıma gele amelim,
N’ittim ise görem bir gün.
Beş karış bezden kefenim,
Yılan, çıyan yiye tenim,
Yıl geçe oyula sinim,
Unutulup kalam bir gün.
Başıma dikeler hece,
Ne gündüz bilem, ne gece,
Ümidim sende ey hoca,
Sana ferman olam bir gün.
Yunus gammı atmak için,
Aşk şerbeti tatmak için,
Maşuka can satmak için,
Üstadıma gelem bir gün.
Kelimeler:
Sin: Mezar
Gam: Keder
Gezer ölüm
Bilmem, sıra kime gelmiş,
Aramızda gezer ölüm,
Halkı bir ekin edinmiş,
Dilediğin üzer ölüm.
Kiminin mülkünü yıkar,
Kiminin belini büker,
Kiminin dişini söker,
Var gücüyle ezer ölüm.
Kiminin dökülür aşı,
Akıtır gözden yaşı,
Eli tutmaz, ağrır başı,
Habersizce gelir ölüm.
Acımaz yiğide gence,
Bilinmez hangisi önce,
Birini koyup gelince,
Gözlerini süzer ölüm.
Yunus niye böyle durur,
Gâfil niye boş oturur,
Gelir ölüm kalbden vurur,
Ejderhayı yutar ölüm.
Ölenlerin hâli
Yalan dünyaya konup göçenler,
Ne haber verir, ne konuşurlar.
Mezarlıkları yurt edinenler,
Ne haber verir, ne konuşurlar.
303
www.dinimizislam.com
Ağaçlar bitmiş, söğütler, dutlar,
Bakımsız kalmış, sararmış otlar,
Bir küskün gibi, susmuş yiğitler,
Ne haber verir, ne konuşurlar.
Yunus olsa da çok serveti saman,
Tahtını bırakıp gitti Süleyman,
Bak toprak olmuş nazik tenleri,
Temelli susmuş, tatlı dilleri,
Ayak yürümez, tutmaz elleri,
Ne haber verir, ne konuşurlar.
Bugünün yarını var
Kimi dördünde, kimi beşinde,
Kiminin saçı yoktur başında,
Kimi on, kimi on bir yaşında,
Ne haber verir, ne konuşurlar.
Kimi bezirgân kimisi hoca,
Kimisi çok genç, kimi pir koca,
Karışık yatar bir uçtan uca,
Ne haber verir, ne konuşurlar.
Yunus böyle takdirin işleri,
Dökülmüş kirpik ile kaşları,
Başuçlarında hece taşları,
Ne haber verir, ne konuşurlar.
Ecel elinden
Dünya işlerine hiç meyil verme!
Sen de kurtulmazsın ecel elinden.
Ben filancayım diye göğsünü germe!
Sen de kurtulmazsın ecel elinden.
İskender de geldi âlemi gezdi,
Zaloğlu Rüstem'in tahtını bozdu,
Yunus balığıyla deryada yüzdü,
O da kurtulmadı ecel elinden.
Lokman da olmadı derdine derman,
O da kurtulmadı ecel elinden.
Bitmez dünyada dertler,
Günahlara dalınca.
Yakıp döker namertler,
Her fırsatı bulunca.
Zulüm her yeri sarar,
Herkese verir zarar,
Düşer başını yarar,
Ayakları kayınca.
Ömür tükenmez sanır,
Ecel gelir uyanır,
Musallaya uzanır,
Şöyle boylu boyunca.
Kabir denen dar kafes,
Duyulmaz oradan ses,
Bakıp ürperir herkes,
Ölü kabre konunca.
Küfürle ömür geçer,
Ektiği zulmü biçer,
Kabir başına göçer,
Münker Nekir sorunca.
Lâ ilâhe illallah,
Muhammed Resulullah,
Bağışlar ancak Allah,
Resulüne uyunca.
Ehl-i sünnet esendir,
Sahabeyi sevendir,
Kurtuluşa erendir,
Gider sünnet yolunca.
Bir aşktır Ehl-i sünnet,
Âlime eder hürmet,
304
www.dinimizislam.com
Olur, büyük bir nimet,
Cennete kavuşunca.
Bid’at ehli hilekâr,
Konuşması riyakâr,
Elbet büyük hesap var,
Terazi kurulunca.
Reform diyen mezhepsiz,
Atıp tutar mesnetsiz,
Dine çatar sebepsiz,
İnkârcı çoğalınca.
Layt İslamcı takımı,
Yeni Haçlı akımı,
Hızlandırır yıkımı,
Soldan destek alınca.
Üç din de haktır diyor,
Kiliseye gidiyor,
Vaftiz bile ediyor,
Din sahipsiz kalınca.
Bir gün kopar kıyamet,
Fayda vermez nedamet,
Sonu olur felaket,
Ahirete varınca.
Müslümanın şuuru
Yıkar kibri gururu
Elbet bulur huzuru
Günahı azalınca.
Hile yapmaz işine,
Acır din kardeşine,
Düşmez nefsin peşine,
İhlâs ile dolunca.
Ahir zamanda
Dünya fitne ile dolar,
Sürülere kurtlar dalar,
Yıldız söner, renkler solar,
Ve Kıyamet kopar bir gün.
Ortalığı sarar münker,
Yıkılırlar teker teker,
Çoğu kötü tohum eker,
Zaman gelir biçer bir gün.
Bozulur dünyanın hâli,
Şaşırıp kalır ahali,
Yüklenenler bu vebali,
Nasıl hesap verir bir gün?
Eğri büğrü yolu seçen,
Zina eden, içki içen,
İyilere kefen biçen,
Cezasını bulur bir gün.
Kirletilir genel hava,
Nasıl temiz kalır yuva,
Hizmet ister büyük dava,
Muhlis olan gelir bir gün.
Küfür dolsa şu kâinat,
Hakkı bulmak için can at!
Müslümana baki hayat,
Musallada başlar bir gün.
Kuruntu kaplar gözleri,
Karıştırır halk izleri,
Şu dalgalı denizleri,
Geçen kaptan olur bir gün.
Evliyanın kerameti,
İlim boğar cehaleti,
Zalimlerin rezaleti,
Hâk-i yeksan olur bir gün.
Kim verirse doğru karar!
Gece gündüz Hakkı arar,
Doğru yoldan gelmez zarar,
Rabbim yardım eder bir gün.
Gelsin Hakkın inayeti,
Hoca öğren marifeti,
Ehl-i hakkın firaseti,
Dağı taşı deler bir gün.
305
www.dinimizislam.com
Ölmem diyemezsin
Ölümü unutma
Dünyada ektiğini,
Ben biçmem diyemezsin.
Ecelin şerbetini,
Bin içmem diyemezsin.
Çavuş ol, ister paşa,
Krallar gibi yaşa,
Girsen de mermer taşa,
Ben ölmem diyemezsin.
Şükreyle her nimete,
Sabreyle musibete,
Dünyadan ahirete,
Ben göçmem diyemezsin.
Tapma paraya, pula,
Zulmetme sağa sola
Er geç uzun bir yola,
Ben çıkmam diyemezsin.
Kapılma ucba kibre
Duracak bir gün ibre,
Issız karanlık kabre,
Ben girmem diyemezsin.
Nasıl yaşarsan yaşa,
Gelirsin bir gün tuşa,
Amelinle baş başa,
Ben kalmam diyemezsin.
Tapma paraya pula!
Seni bekler musalla,
Er geç uzun bir yola,
Ben çıkmam diyemezsin.
Kuzu ol ister kasap,
İster bir baltaya sap
Münker Nekir’e hesap,
Ben vermem diyemezsin.
Düşün ölüm anını,
Kuruturlar kanını,
Hoca tatlı canını,
Ben vermem diyemezsin.
Yapış en sağlam ipe!
Unutma hiç ölümü!
Kulağa olsun küpe!
Unutma hiç ölümü!
Başlasın hazırlıklar,
Deme daha vakit var,
Kabre girme günahkâr!
Unutma hiç ölümü!
Nefsine uyup azma!
Her şeye hemen kızma!
Sakın ihlâsı bozma!
Unutma hiç ölümü!
Nefse şeytana kanma!
Hazır ol oyalanma!
Eceli uzak sanma!
Unutma hiç ölümü!
Kötüye olma yoldaş!
Nefsin ile et savaş!
Bütün engelleri aş!
Unutma hiç ölümü!
Çalışanı Hak sever,
Kendini hizmete ver!
Arama zaman ve yer!
Unutma hiç ölümü!
İşi yarına atma!
Dini dünyaya satma!
Nefsi fazla uyutma!
Unutma hiç ölümü!
Hiçbir şeyle övünme!
Pişman olup dövünme!
Sağlığına güvenme!
Unutma hiç ölümü!
Olmayasın divane!
Bulma özür, bahane!
Yaşasan da şahane!
Unutma hiç ölümü!
306
www.dinimizislam.com
Seher vaktinde inle!
Hesaplaş hep kendinle!
Büyük sözünü dinle!
Unutma hiç ölümü!
Zanla kimseyi yerme!
Kötü bir ömür sürme!
Eceli uzak görme!
Unutma hiç ölümü!
Rızkına haram katma
Namazı hiç aksatma
Tövbe etmeden yatma
Unutma hiç ölümü!
Her an sadık ol yâre!
Sakın bakma ağyâre!
Dolaşma hiç avare!
Unutma hiç ölümü!
Bid’at ehliyle gezme!
Üzül de sen tek üzme!
Günah içinde yüzme!
Unutma hiç ölümü!
Mahşerde olma zelil!
Teslim ol, hakka eğil!
Ecel elinde değil,
Unutma hiç ölümü!
Doğru ol, söyleme kem!
Onu bunu etme zem!
Hazırlanmak pek elzem!
Unutma hiç ölümü!
Hiç kimseye hor bakma!
Kalb kırma, gönül yıkma!
Azıksız yola çıkma!
Unutma hiç ölümü!
Ecel zaman tanımaz,
Yaşlı ve genç ayırmaz,
Seni beni kayırmaz,
Unutma hiç ölümü!
Allah’tan kesme ümit!
Mezara imanla git!
İstersen özlü öğüt,
Unutma hiç ölümü!
Dik tutma hiç başını!
Sakın çatma kaşını!
Küçük görme yaşını!
Unutma hiç ölümü!
Düşün inceden ince!
Hazırlan bir an önce!
Durmaz ecel gelince,
Unutma hiç ölümü!
Ahmak yanına varma!
Başına bela sarma!
Cahile bir şey sorma!
Unutma hiç ölümü!
Bir an gaflete dalma!
Fitneye sebep olma!
Mazlum âhını alma!
Unutma hiç ölümü!
Salih ile taş taşı!
Fâsıkla yeme aşı!
İlimdir işin başı,
Unutma hiç ölümü!
Yönünü Hakka çevir!
Yemesin seni kibir!
Tabuta imanla gir!
Unutma hiç ölümü!
Sapık yol olsa da bol,
Bir tanedir doğru yol,
Sen de Ehl-i sünnet ol!
Unutma hiç ölümü!
Sünneti inkâr etme!
Evliyaya kin gütme!
Sapık peşinden gitme!
Unutma hiç ölümü!
307
www.dinimizislam.com
Gel öğren sağı solu!
Ortalık sapık dolu,
Tektir kurtuluş yolu,
Unutma hiç ölümü!
Ehl-i sünnetsiz olmaz,
Sapıklar felah bulmaz,
Dünya kimseye kalmaz,
Unutma hiç ölümü!
Mezhepsizden durma kaç!
Herkes mezhebe muhtaç,
Ehl-i sünnet başa taç,
Unutma hiç ölümü!
Besleme kötü emel
Sağlam olmalı temel
Gel Ehl-i sünnete gel
Unutma hiç ölümü!
Keramet elbette hak,
İnkâr edenler ahmak,
Ecel gelir muhakkak,
Unutma hiç ölümü!
Uzun emelden vazgeç!
Şerri bırak, hayrı seç!
Sen de gidersin er geç,
Unutma hiç ölümü!
Haramdan elini çek!
Hesap sorarlar tek tek,
Yarın için tohum ek!
Unutma hiç ölümü!
Olmuşsan ehl-i sünnet,
Hazır bekliyor Cennet,
Getirme sakın cinnet!
Unutma hiç ölümü!
Hâlin olmadan yaman,
Henüz çıkmadan can,
Her yerde ve her zaman,
Unutma hiç ölümü!
Şan ve şöhrete tapma!
Er ol, çavuşluk yapma!
Ehl-i sünnetten sapma!
Unutma hiç ölümü!
Ömrü geçir izzetle!
Ecelini gözetle!
Hoca der ki özetle,
Unutma hiç ölümü!
Kabir
Kapısı yok, bacası yok,
Gündüzü yok, gecesi yok,
Ders alacak hocası yok,
Ya ben kime yalvarayım?
İnsan orda pek aç olur,
Çok şeye muhtaç olur,
Kabir hâli pek güç olur,
Ya ben kime yalvarayım?
Pencere yok açıp baksam,
Lambası yok ışık yaksam,
İmkânı yok nasıl çıksam?
Ya ben kime yalvarayım?
Bir kılı kırka yaralar,
Üstüne köprü kuralar,
Komşu hakkından soralar,
Ya ben kime yalvarayım?
Derviş Yunus sözün haktır,
Rabbimin ihsanı çoktur,
Ondan gayrı ilah yoktur,
Ya ben kime yalvarayım?
İçinde
Dünya boşalıp doldu,
N’oldu cihan içinde.
Niceler toprak oldu,
Bu az zaman içinde.
308
www.dinimizislam.com
Ateş etrafında dönen,
Zavallı bir pervaneyim.
Bozulup gidiyor hâlim,
Gün geçer artar melalim,
Sanki herkes yabancıdır,
Bu diyarda bigâneyim.
Bunaldım, şaşırdım kaldım,
Günah deryasına daldım,
Başımı elime aldım,
Gezip dünyayı geleyim.
Yunus der ki, tutmaz dizim,
Kötülüğün hepsi bizim,
Allah için vardır sözüm,
Onun yolunda öleyim.
Bahçede güller soldu,
Bülbüller ötmez oldu,
Gözümüz kanla doldu,
Kaldık zindan içinde.
Derin uykuya daldı,
Kuzuları kurt aldı,
Ardınca baka kaldı,
Âh-u figan içinde.
Küskünler barışırlar,
Kabirde konuşurlar,
Salihler buluşurlar,
Yarın cinan içinde.
İpek kumaş giyenler,
Balla kaymak yiyenler,
En büyük ben diyenler,
Tenler kefen içinde.
Eğer kirliyse işler,
Haram yemişse dişler,
Zorlu bir azap başlar,
Yılan, çıyan içinde.
Çürümüş tutmaz eller,
Dökülmüş dudak diller,
O sevgili oğullar,
Kalmış viran içinde.
Bu dünyaya inanan,
Vefası olur sanan,
Ömrünü eder ziyan,
Çoğu pişman içinde.
Yunus söyler sözünü,
Aldanma aç gözünü!
Karartma sen yüzünü!
Koyma firak içinde.
Kim umar senden vefayı
Yalan dünya değil misin?
Habibullah Mustafa’yı,
Alan dünya değil misin?
Kastettin halkın özüne,
Toprak saçarsın gözüne,
Gaflet ehlinin yüzüne,
Gülen dünya değil misin?
Kimisini nalân edip,
Kimisini giryan edip,
En sonunda üryan edip,
Soyan dünya değil misin?
İşin gücün daim yalan,
Çok kişiden arta kalan,
Çok zaman boşalıp dolan,
Yalan dünya değil misin?
Divaneyim
Öleceğiz biz
Ömür bitti viraneyim,
Akıl gitti divaneyim,
Kim umar senden vefayı
Gelmişiz dünyaya elde olmadan,
Elde olmadan da gideceğiz biz.
309
www.dinimizislam.com
Kimi elli, kimi otuz dolmadan,
Ecel gelir gelmez öleceğiz biz.
Dünya bir tarladır, eken biçecek,
Herkes bu diyardan elbet göçecek,
Ecel şerbetini bir gün içecek,
Ne ekmişsek onu biçeceğiz biz.
Boşa gün geçirme, nerede deden?
Hakikati öğren henüz ölmeden,
Hakkı inkâr eden ağlar gülmeden,
Haramı helâli bileceğiz biz.
Hepsini sorarlar günü gelince,
Adım atmış mısın yerli yerince,
Amel defterini inceden ince,
Tutan melekleri göreceğiz biz.
Gönül bak şu cihana
Gönül bak şu cihana!
Gün be gün devran gider.
Gözlerim durma ağla!
Bir gün gelir can gider.
Sağlığı bil ganimet!
Canın hakka emanet,
Çağırılınca elbet,
Gidişin yaman gider.
Sadık kul ol Allah'a!
Geçici handır dünya!
Bu dünyaya aldanma!
Sevdiğin canan gider.
Can gider, canan gider,
Dost gider düşman gider,
Hoca da gider elbet,
Vücuttan derman gider.
Ya Rab
Şu benim canım acep,
Nasıl alına yâ Rab?
Girip de Cehenneme,
Azap ola mı yâ Rab?
N’olacak benim hâlim?
Var mı yatacak yerim?
Yer altına girerim,
Akrep dola mı yâ Rab?
Can boğaza gelince,
Azrail görününce,
Tutup canı alınca,
Kolay ola mı yâ Rab?
Yunus kabre varınca,
Münker Nekir gelince,
Sorgulara çekince,
Dilim döne mi yâ Rab?
Toprakta kimler yatar?
Hor bakma sen toprağa,
Toprakta neler yatar.
Hani bunca enbiya,
Yüz bin Peygamber yatar.
Cennette buğday yiyen,
İbrişim gömlek giyen,
İlk insan benim diyen,
Hazreti Âdem yatar.
Karada gemi yapan,
Gemiye hayvan sokan,
Tufanda küfrü boğan,
Hazreti Nuh da yatar.
Sırtında kum taşıyan,
Gözyaşıyla yoğuran,
Kâbe’ye temel atan,
Halil Peygamber yatar.
Vücuduna kurt düşen,
Yine Hakka şükreden,
310
www.dinimizislam.com
Her belaya sabreden,
Hazret-i Eyyüb yatar.
Balıktır onu yutan,
Orada kırk gün yatan,
Deryada cirit atan,
Hazret-i Yunus yatar.
Bir kuyuya atılan,
Köle diye satılan,
Mısır’a sultan olan,
Hazret-i Yusuf yatar.
Yusuf’tan ayrı kalan,
Kurtla davacı olan,
Ağlayıp gözsüz kalan,
Hazret-i Yakup yatar.
Asayı ejder eden,
Deniz içinde giden,
Firavunu gark eden,
Hazret-i Musa yatar.
Yunus, gözet edebi!
Rabbimizin habibi,
Dertlilerin tabibi,
Ahmed Peygamber yatar.
Kurtuluş yok ölümden
Anınca korkar canlar,
Kim kurtulmuş ölümden?
Ciğeri ölen anlar,
Kim kurtulmuş ölümden?
Ev koymadı girmedik,
Yer koymadı yarmadık,
Deme hiç uyarmadık,
Kim kurtulmuş ölümden?
Ey atalar, analar,
Acısına kanalar,
Oğul diye yanalar,
Kim kurtulmuş ölümden?
Bozulmaz hiç yazılar,
Ne göğüsler sızılar,
Gider körpe kuzular,
Kim kurtulmuş ölümden?
Bak Yunus geliyorsun,
Gözyaşın siliyorsun,
Bağrımı deliyorsun,
Kim kurtulmuş ölümden?
Sur vurulunca
İsrâfil surunu vura
Hep mahlûkat bakıp dura,
Dirilip hep haşre vara,
Orda hâkim Sübhân ola.
Dağlar yerinden ayrılır,
Gökler heybetten yarılır,
Yıldızlar kopup kırılır,
Düşüp yere yuvarlana.
Günah ve sevap tartılır,
Gizli perdeler yırtılır,
Unuttuğun günahların,
Orda gösterilir sana.
Zebaniler çekip tutar,
İte kaka nara atar,
Cehennem alıp yutar,
O gün ne feryatlar kopa.
Yunus söyler bu sözleri,
Kimsenin tutmaz dizleri,
Fırlayıp çıkar gözleri,
Haktan inayet umula.
Ölüm
Azrail sıkıca tuta,
Fayda vermez ana ata,
Ortalığa dehşet kata,
Halktan medet ermez ola.
311
www.dinimizislam.com
Can alıcı çıka gelir,
Sanma sana mühlet verir,
Başından aklını alır,
Bir an aman vermez ola.
Kimisi elbiseni soyar,
Kimisi suyunu koyar,
Kimi teneşirde yuyar,
Bunlar hâlin bilmez ola.
Ağaç ata bindirirler,
Mezarlığa gönderirler,
Yer altına indirirler,
Artık kimse görmez ola.
Üç gün kadar oturalar,
Hep işini bitireler,
O an dile getireler,
Artık kimse anmaz ola.
Yunus sen asıl öğüdü,
Vermelisin hep kendine,
Ne söylesen, gafillere,
Öğüt fayda vermez ola.
Muhakkak
Şu hayatın defterini,
Dürecekler muhakkak.
Sevdiğin çiçeğini,
Derecekler muhakkak.
Yerinde söyle sözü!
Rabbine döndür yüzü!
Bedene kefen bezi!
Saracaklar muhakkak.
Azrail ala canı,
Donar insanın kanı,
Kara toprağa teni,
Koyacaklar muhakkak.
Kabre böcek dolacak,
Ameller arz olacak,
Mahşer yerine çıplak
Sürecekler muhakkak.
İnsanlar çıkar baştan,
Ayrılır arkadaştan,
Yunus kurudan yaştan,
Soracaklar muhakkak.
Kelimeler:
Kurudan yaştan: Küçük büyük her
günahtan
İhsan edicidir
Bu dünyaya gelen insan,
Elbet yine gidicidir,
Misafirdir vatanından,
Bir gün sefer edicidir.
Vade verildi insana
Biz gelmeden, bu cihana,
Her ne kadar kalınsa da,
O vademiz biticidir.
Biz de varırız o il’e,
Ne zaman vademiz gele,
Kişi varacağı yere,
Gönlünü bağlayıcıdır.
Gönül nice bağlanmaya,
Dost iline giden yola,
Âşık canı cananına,
Bu yolda harc edicidir.
Can neye ulaşır ise,
Akıl da ona harc olur,
Gönül neyi sever ise,
Dil onu şerh edicidir.
Yunus durur dostu över,
Ondan size verir haber,
Âşık maşukunu sever,
Mâşuk ihsan edicidir.
312
www.dinimizislam.com
Geldi Süleyman’ın tahtını bozdu,
Kimse kurtulmadı ecel elinden.
Issız kalınca
Gülünecek yer değil,
Sonunu düşün ağla!
Düşüp dünya zevkine,
Kıyameti unutma!
Günahları tartarlar,
Zebaniler tutarlar,
Facirleri atarlar,
Dehşetli figan ola.
Baba oğuldan beze,
Ana bakmaya kıza,
Çıkılmaz kolay düze,
O gün gelince başa.
Yunus gerçeği düşün!
Belaya girer başın,
Elbette zordur işin,
Orda ıssız kalınca.
Kelimeler:
Zebani: Cehennemde azap
melek
Facir: Günahkâr, fâsık, kâfir
Figan: Acı ile bağırma
Nemrut İbrahim’le çok cenk eyledi,
Göklere çıkmayı bile denedi,
Nihayet bir sinek helâk eyledi,
Kimse kurtulmadı ecel elinden.
Gökten Kur’an ayet âyet inerdi,
Sahabe toplanıp onu dinlerdi,
Kalsa hazret-i Muhammed kalırdı,
Kimse kurtulmadı ecel elinden.
Hani gökte gezen Sultan Süleyman?
Lokman bulamadı ölüme derman,
Yunus Emre ister hakiki iman,
Kimse kurtulmadı ecel elinden.
yapan
Ölümden kurtulmak
Şu yalan dünyaya gönül verilmez,
Kimse kurtulmadı ecel elinden.
Şuyum, buyum diye göğüs gerilmez,
Kimse kurtulmadı ecel elinden.
Göğe çıkarıldı hazret-i İsa,
Firavnla savaştı hazret-i Musa,
Ejderha olurdu elinde âsâ.
Kimse kurtulmadı ecel elinden.
Yunus balık ile deryada yüzdü,
İskender seyredip âlemi gezdi.
Derler
Ecel oku saplanır,
Kafileye dur derler.
Gâfiller yolda kalır,
Hacetini gör derler.
Çaldırma imanını!
Gözet ecel anını!
Şu emanet canını,
Haydi, hemen ver derler.
Derin çukur kazılır,
Yakınların üzülür,
Karanlık ev düzülür,
Gel günahkâr gir derler.
Kabrin sorgular seni,
Göster der, hediyeni,
Hediyesiz geleni,
Yılan çıyan yer derler.
Zındığın aklı şaşa,
Allah yoktur der hâşâ,
313
www.dinimizislam.com
Dar kabirde sıkışa,
Vur belini kır derler.
Müminse gele dile,
Konuşur güle güle,
Cennetten huri gele,
Kabre dolsun nur derler.
Yunus sarıl hizmete!
Kavuşursun nimete,
Mevla’nın lütfu yete,
Gel Cennete gir derler.
İçinde
Gelmiştim şu dünyaya,
Belli zaman içinde,
Hayatım gelip geçti,
Hayli yaman içinde.
Yılmadım, usanmadım,
Yaşlanırım sanmadım,
Gözüme inanmadım,
Kaldım duman içinde.
İncele kabirleri,
Göresin ölenleri,
Yırtılmış ciğerleri,
Yatarlar kan içinde.
Yunus sıradan bir kul,
Satılsa etmez bir pul,
Onun değil bu usul,
Canan var can içinde.
Nazar edin
Şöyle nazar edeler,
N’oldu cihan içinde?
Toprak oldu niceler,
Bu az zaman içinde.
O taze güller soldu,
Bülbüller ötmez oldu,
Ana ata zâr oldu,
Kaldı zindan içinde.
Canlar ateşte yandı,
Koyunları kurt aldı,
Ardınca baka kaldı,
Zâr-ü figan içinde.
Ne oluyor insanlar?
Hasret kalıyor canlar,
Olacak buluşanlar,
Yarın cinân içinde.
İpek kumaş giyenler,
Var mı böyle diyenler,
Çürümüş nice tenler,
Yatar kefen içinde.
O gözler karakaşlar,
İnciye benzer dişler,
Gül tenler sırma saçlar,
Yılan, çıyan içinde.
Çürümüş tutan eller,
Susmuş konuşan diller,
Ciğerpare oğullar,
Kalmış al kan içinde.
Bu dünyaya aldanan,
Vefa bulurum sanan,
Ömrü boşa harcayan,
Kaldı pişman içinde.
Yunus gizle sözünü!
Haramdan çek gözünü!
Hakka çevir yüzünü!
Kalma aman içinde.
Kelimeler:
Zâr-ü figan: Acı ile bağırma
Cinân: Cennetler
314
www.dinimizislam.com
Gider
Bu karar neden erken?
Başını aldı gider?
Buradayım ben derken,
Deryaya daldı gider?
Vakti gelir giderse,
Canını terk ederse,
Eğer yanlış değilse,
Bir haber geldi gider.
Hakiki dost olmuştu,
İşleri düzelmişti,
Ecel çıkıp gelmişti,
Sakala güldü gider.
Ederdi satı pazar,
Boş yere yapar bozar,
Olmuş dünyadan bîzar,
Kefeni giydi gider.
Bin doğar, bini gider,
Emir böyleymiş meğer.
Şu dünyaya kem doyar,
Şu ömrü doldu gider.
Birlikte söyleşirler,
Gerçeği bulsak derler.
Yunus der, şu miskinler,
Gerçeği buldu gider.
Kelimeler:
Satı pazar: Alış veriş
Bizar: Bezmiş, usanmış
Ecel gelir
Gönlümü eyledi mekân,
Dost elçisi kona kona.
Susma hakkı olmaz asla,
Söyletirler zorla sana.
Yadırgarım, şu kimseler,
Çok acayip söz söylerler,
Öğünür dervişim derler,
Yatar uyur kana kana.
Yunus sakın gafil olma!
Erenlerden geri kalma!
Gaflet deryasına dalma!
Bir gün erer ecel sana.
Bir gün
Hey benim ömür kuşum,
Neyi göresin bir gün,
Ecel arayıp durur,
Ele giresin bir gün.
Gele göğsüne kona,
Canın tutuşup yana,
Bir kadeh şerbet suna,
İçip kanasın bir gün.
Görmeye gelenleri,
Hal hatır soranları,
Sevgili yarenleri,
Görmez olasın bir gün.
Bütün dostlar geleler,
Çok acele edeler,
Elbiseni soyalar,
Üryan olasın bir gün.
Kıprama hiçbir yana,
Neler olur bu cana.
Yılana ve çıyana,
Nasip olasın bir gün.
Münker’le Nekir vara,
Gele karşında dura,
Çeşitli sual sora,
Cevap veresin bir gün.
Yunus sen git yoluna!
Kimse bakmaz âhına,
Erenler dergâhına,
Girmez olasın bir gün.
315
www.dinimizislam.com
Halim nice olur
Bunca ömür
Tatlı canımı versem,
Karanlık yere girsem,
Münker Nekir’i görsem,
Şu hâlim nice olur?
Gidip kabre konunca,
Hemen geri dönünce,
Zor sual sorulunca,
Şu hâlim nice olur?
Gelse koca bir yılan,
Beni soktuğu zaman,
Aman Allah’ım aman,
Şu hâlim nice olur?
Yarın kıyamet günü,
Sorguya çekip beni,
Dense amelin hani?
Şu hâlim nice olur?
Ahmed Yesevi
(Rahmetullahi aleyh)
Nasıl gitti bunca ömür,
Bir yel esip geçmiş gibi.
Bana sanki şöyle geldi,
Bir göz yumup açmış gibi.
Sözlerime Hak tanıktır,
Şu gövdeye can konuktur,
Bir gün ola çıka gide,
Kafesten kuş uçmuş gibi.
Tuhaf gelir belki sözüm,
Yanar içim, göynür özüm,
Gençken, yiğitken ölene,
Gök ekini biçmiş gibi.
Eğer Yunus bu dünyada,
İki kişi kalacaksa,
Hızır ile İlyas ola
Âb-ı hayat içmiş gibi.
Kelimeler:
İhtimaller
İnsanoğlu kuş misali,
Daldan dala konabilir.
Ecel için hazırlansın,
Bir gün olur, ölebilir.
Dağlar taşlar kül misali,
Bir gün olur tozabilir,
İnsanoğlu gül misali,
Bir gün olur solabilir.
Hakikati gören kişi,
Hakkı kolay bulabilir.
Kötü olan bazıları,
Bir gün iyi olabilir.
Bu can bize emanettir,
Bir gün olur uçabilir.
Göynümek: Üzülmek
Âb-ı hayat: Hayat suyu
İnanacak
Allah’a inanmayan,
Ölünce inanacak.
Yok derdi Cehenneme,
Girince inanacak.
Yaklaşır ölüm anı,
Kurur damarda kanı,
Ecele tatlı canı,
Verince inanacak.
Küfrüne oldu hayran!
Ölümü sandı seyran!
O teneşire üryan,
Yatınca inanacak.
316
www.dinimizislam.com
İnanırdı kurguya,
Hayal derdi yargıya,
İki melek sorguya,
Gelince inanacak.
Kelimeler:
Seyran: Gezme, gezinme
Üryan: Çıplak
Teneşir: Üzerinde ölü yıkanan ayaklı
tahta
Bir gün
Gafil gezme ahmak nefsim,
Ruh kafesten uçar bir gün.
Azığımız hazır olsun,
Kervan gelir geçer bir gün.
Ruh bedeni mesken eyler,
Salih kimse doğru söyler,
Zeki kadınlarla beyler,
Doğru yolu seçer bir gün.
Derviş Yunus hakkı seçer,
Kim ne eker onu biçer,
Bir gün gelir ömür göçer,
Tatlı canın uçar bir gün.
Dünyaya veda
Uzun yola gidiyorum,
Dünya sana ettim veda.
Her şeyi terk ediyorum,
Dünya sana ettim veda.
Ömrüm nasıl gelip geçti,
Ecel şerbetini içti,
Ebedi diyara göçtü,
Dünya sana ettim veda.
Gider miyim sağ selamet,
İşim olmasın nedamet,
Umuyorum Haktan rahmet,
Dünya sana ettim veda.
Nasıl döküldü dişlerim,
Yıkıldı bütün düşlerim,
Yarıda kaldı işlerim,
Dünya sana ettim veda.
Gece gündüz ettim zikir,
Her hâlime ettim şükür,
Ecel geldi bizi okur,
Dünya sana ettim veda.
Ben bir derviş idim dostum,
Haktan yana idi kastım.
Ecel tuzağına bastım,
Dünya sana ettim veda.
Kalmadı dünyada işim,
Sökülüyor artık dişim,
Esenlikle kal kardeşim,
Dünya sana ettim veda.
Ey Yunus gezme avare!
Özünü tut doğru yâre!
Ölüme yok imiş çare,
Dünya sana ettim veda.
Can olasın
Bu can gün gele öle,
Sen ona can olasın.
Ölmüş gönül dirile,
Ondaki sen olasın.
Sinede erlik ola,
Toplumda dirlik ola,
Her işte birlik ola,
Cana canan olasın.
Can bedenden uçunca,
Menziline göçünce,
O cihana geçince,
Göze ayan olasın.
Tozunu yel almaya,
Bir zerre oynamaya.
317
www.dinimizislam.com
Âşık canı ölmeye,
Sevdiği sen olasın.
Yunus gerçek âşıksan,
Hiç korkma yumuşaksan,
Sevdiğine mâşuksan,
Ne olursan olasın.
Mezarlar
Sana ibret gerek ise,
Gel göresin mezarları,
Taş olan bile eriye,
Bakıp görünce bunları.
Kiminin çoktu malları,
Gör nice oldu halleri,
Beyaz gömlek giyinmişler,
Onun da yoktur yenleri.
Mala, mülke benim diyen?
Sarayları beğenmeyen,
Şimdi kabri ev edinen,
Taşlarla dolmuş üstleri.
Bunlar eve girmeyeler,
Hiçbir yere varmayalar,
Bu beyliği bulmayalar,
Artık geçti devranları.
Hani o şirin sözlüler?
Nerede o ay yüzlüler?
Ne oldu ela gözlüler?
Hiç belirmez nişanları.
Ne kapısı var girecek,
Ne yemeği var yenecek,
Ne ışığı var görecek,
Gece olmuş gündüzleri.
Bunlar bey ve serdar idi,
Kulu, kölesi var idi,
Derviş Yunus gel gör şimdi,
Efendiyle köleleri?
Rabbim
Sensin Kerîm, sensin Rahîm,
İmdat senden yüce Rabbim.
Yalnız sanadır dileğim,
İmdat senden yüce Rabbim.
Ömür bitti, vade doldu,
Göz karardı beniz soldu,
Anlatılmaz bir hâl oldu,
İmdat senden yüce Rabbim.
Gözüm göğe süzülüyor,
Canım nasıl üzülüyor,
Yük altında, eziliyor,
İmdat senden yüce Rabbim.
Hazırlanmış ak kefenim,
Canım çıkar, tutmaz elim,
Ne olacak benim hâlim?
İmdat senden yüce Rabbim.
Değişiyor birden huyum,
Isıtılmış durur suyum,
Çaresizim işte buyum,
İmdat senden yüce Rabbim.
Can çıkmaya artık başlar,
Gözüm kurur, akmaz yaşlar,
Esen kalsın arkadaşlar,
İmdat senden yüce Rabbim.
İşlerimi bitirirler,
Cenazemi götürürler,
Musallaya yatırırlar,
İmdat senden yüce Rabbim.
Derince çukur açarlar,
Üstüme toprak saçarlar,
Yalnız bırakıp kaçarlar,
İmdat senden yüce Rabbim.
Gelir Nekir ile Münker,
Şiddetli sorguya çeker,
Cevap ister teker teker,
İmdat senden yüce Rabbim.
318
www.dinimizislam.com
Yunus, temizle özünü!
Fazla uzatma sözünü!
Allah’ına tut yüzünü!
İmdat senden yüce Rabbim.
Ölüm ansızın gelir
Dünyaya sarılırken,
Ölüm ansızın gelir.
Boş işle yorulurken,
Ölüm ansızın gelir.
Ölümü hiç anmazsın,
Deseler inanmazsın,
Sıra bende sanmazsın,
Ölüm ansızın gelir.
Niye inat edersin?
Tevbe ederim dersin,
Uzun emel güdersin,
Ölüm ansızın gelir.
Bak gözlerin kararmış,
Betin benzin sararmış,
Demek seni ararmış,
Ölüm ansızın gelir.
Dünya için koşarken,
Zevk içinde coşarken,
Bardağından taşarken,
Ölüm ansızın gelir.
Dünya işi bitmeden,
Memlekete gitmeden,
Tevbe bile etmeden,
Ölüm ansızın gelir.
Yunus, dünya hâlinden,
Haber verdin ölümden,
Beklemezken aniden,
Ölüm ansızın gelir.
Ölmüş yatar
Sabah vardım mezarlığa,
Baktım herkes ölmüş yatar,
Her biri çaresiz kalmış,
Ömrünü yitirmiş yatar.
Kimi gençtir, kimi koca,
Kimi mürid, kimi hoca,
Gündüzleri olmuş gece,
Karanlığa girmiş yatar.
Vardım onların katına,
Baktım ecel heybetine,
Ne yiğitler muradına,
Eremeden gelmiş yatar.
Çoğunun bağrın ezeler,
Kurtlar üstünde gezeler,
Daha gencecik tazeler,
Bir gül gibi solmuş yatar.
Yarı kalmıştır işleri,
Dökülmüş inci dişleri,
Dağılmış sırma saçları,
Hep yerlere düşmüş yatar.
Çürür o nazik tenleri,
Hakka ulaşmış canları,
Görmez misin sen bunları?
Nöbetleri gelmiş yatar.
Bilmezler kendi hâlini,
Çalap söyletir dilini,
Komşunun taze gelini,
Gelinlikle gelmiş yatar.
Gitmiş gözünün karası,
Yenmiş orası burası,
Şu saklı kefen parası,
Kemiğe sarılmış yatar.
Hakk’a giderdi yolları,
Kalem tutardı elleri,
Nutuk çekerdi dilleri,
Nice vezir bilmiş yatar.
319
www.dinimizislam.com
Mala mülke benim diyen,
Haram yiyen, ipek giyen,
Villa saray beğenmeyen,
Kara yere girmiş yatar.
Yunus gerçek âşık ise,
Gönül vermez mala mülke,
Gönül veren bu faniye,
Kara toprak olmuş yatar.
Ölülerin hali
Girmiştim mezarlığa,
Karışmışlar toprağa,
Hak bunları yarlığa,
Ne nazik tenleri var.
Yatıyor nice insan,
Kimi can, kimi canan,
Kopmuş damar, akmış kan,
Batmış kefenleri var.
Yıkılmış kabir dolmuş,
Mezar taşları solmuş,
Evleri harap olmuş,
Ne müşkül hâlleri var.
Yayla yaylamaz olmuş,
Kışla kışlamaz olmuş.
Artık söylemez olmuş,
Ağızda dilleri var.
Kaldım hayret içinde,
Kimi hasret içinde,
Çoğu mihnet içinde,
Kararmış günleri var.
Çıkmış kara gözleri,
Dökülmüş ay yüzleri,
Belli değil izleri,
Kemikten elleri var.
Hepsinin işi bitmiş,
Nice kabahat etmiş,
Anasına küs gitmiş,
Boynu buranları var.
İbret almalı sağlar,
Kimisi durmaz ağlar,
Zebaniler can dağlar,
Çıkan dumanları var.
Yunus nerde görmüştür?
Oraya mı girmiştir?
Nasıl haber vermiştir?
Bunun nişanları var.
Göçe geldi
Ders çıkardım ölenlerden,
Başıma bir fena geldi.
Şu ölüm korkusu benden,
Gitmiş iken yine geldi.
İbret alın, bakın bize!
Neler dendi hepimize,
Boş yerlerde geze geze,
Artık ömür sona geldi.
Bu sözleri sanma şaka!
İnsan bir gün basar faka,
Canı teslim edip Hakk’a,
Azrail üstüne geldi.
Günah işler, ipek giyen,
Rezil olur haram yiyen,
Şu dünyaya benim diyen,
Gördüm o da sine geldi.
Yunus, yapış bir eteğe!
Kavuşturur bal peteğe!
Bakma sen bu mala mülke!
Kimi konup, göçe geldi?
N’ola hâlim?
Rabbim n’ola halim,
Kabre vardığım gece?
320
www.dinimizislam.com
Kötüysem amelim,
Kabre vardığım gece.
Beni yakıp yandırma!
Günahlara bandırma!
Işığımı söndürme!
Kabre vardığım gece.
Mevla’m bana hayr eyle!
Resulünü yâr eyle!
Mezarımı nur eyle!
Kabre vardığım gece.
Kabrim gayet hoş olsun!
Korktuklarım boş olsun!
İmanım yoldaş olsun!
Kabre vardığım gece.
Aman beni şaşırtma!
Şu kabımdan taşırtma!
Yüz üstüne düşürtme!
Kabre vardığım gece!
Ayırma can yoldaştan!
Kurut gözümü yaştan!
Aklımı alma baştan!
Kabre vardığım gece.
Günahlarım ezadır,
Affetmezsen cezadır,
Her şey bana sezadır,
Kabre vardığım gece.
Yunus söyler hak sözü!
Kan ağlar iki gözü,
Mahrum bırakma bizi!
Kabre vardığım gece.
Var mı?
Bekler beni mezar taşı,
Gözlerimin akar yaşı,
Benim gibi dertli başı,
Şu cihanda duyan var mı?
Kimi olur gözyaşından,
Çok samimi kardaşından,
Bencileyin yoldaşından,
Darılıp ayrılan var mı?
Hislerimi gizliyorum,
Yarenleri özlüyorum,
Ölenleri gözlüyorum,
Gidenlerden dönen var mı?
Tevbe ettim günahlara,
Yalvardım yüce Gaffara,
Yunus gibi yüzü kara,
Şu cihana gelen var mı?
Sen dahi
Genç yaşlı ölenleri,
Göreceksin sen dahi.
Dostun arkadaşın gitti,
Gideceksin sen dahi.
Boş işe gide gele,
Ömrünü verme yele!
Canını Azrail’e,
Vereceksin sen dahi.
Rumi sen ol mükellef!
Ömrünü etme telef!
Örnek olmalı selef,
Öleceksin sen dahi.
Kelimeler:
Fani dünya yedi başlı,
Sana gelip gülen var mı?
Benim gibi gözü yaşlı,
Ağlayarak kalan var mı?
Mükellef: Dinin emir ve yasaklarıyla
yükümlü olan
Telef: Yok etmek
Selef: Önce gelen zatlar
321
www.dinimizislam.com
Sakın aldanma dünyâya.
Durma çalış emr-i Hakka
Gücün yettikçe icraya!
Gelenler hep sefer eyler,
Muhakkak dâr-ı ukbaya!
Yüzün dön, ilticâ eyle,
Cenâb-ı Zât-i Mevlâya!
Şu dünya değil mi yalan?
Gelen bir bir geçer, durmaz,
Hani deden, hani atan?
Ne oldu, kimseler sormaz.
Hani nerde anan, baban?
Bu dünya kimseye kalmaz.
Gelenler hep sefer eyler
Muhakkak dâr-ı ukbaya.
Yüzün dön, iltica eyle,
Cenâb-ı Zât-i Mevlâ’ya!
Ecel çıka gelir bir gün,
Ondan hiç kurtulan var mı?
Hani ölmez sanılanlar?
Bakın hiç kurtulan var mı?
Hani şahlar ve sultanlar,
Bakın hiçbir nişan var mı?
Gelenler hep sefer eyler
Muhakkak dâr-ı ukbaya.
Yüzün dön, iltica eyle,
Cenâb-ı Zât-i Mevlâ’ya!
Kelimeler:
Sarayın viran olur
Takdir olunan anda,
Geldin fani cihana,
Ruh çıkar ten sarayı
Yıkılıp viran olur.
Su, toprak ve gazdan,
Cismin geldi meydana,
Çürüyüp yer altında,
Hâk ile yeksan olur.
Bu beden parçalanır,
bir avuç toprak kalır,
Her zerresi dağılır,
Hudutsuz meydan olur.
Anaerobik mikrop,
Cismine hücum eder,
Benliğini alırlar,
Varlığın nihan olur.
O duygu organları,
Bu meydanda toplanır,
Kalkar hepsi mezardan,
Bir baharistan olur.
Tüblâ günü o zaman,
Her mana suret alır,
Kimi bitki ve hayvan,
Kimi de insan olur.
Kelimeler:
Hâk: Toprak
Yeksan: Aynı seviyede
Anaerobik:
Oksijensiz
yaşayabilen, yetişebilen
Tüblâ günü: Kıyamet günü
yerde
İcra: Yerine getirme
Dâr-ı ukba: Ahiret yurdu
İltica: Sığınma
Ölüm vardır
Öleceksin elbette
Ölüm vardır, gâfil olma,
Sakın meyletme dünyaya!
Kapılma dünya malına!
Şükreyle her nimete,
Sabreyle musibete,
Dünyadan ahirete,
Göçeceksin elbette.
322
www.dinimizislam.com
Tapma paraya, pula,
Zulmetme sağa sola,
Er geç uzun bir yola,
Çıkacaksın elbette.
Kapılma ucba kibre,
Duracak bir gün ibre,
Issız karanlık kabre,
Gireceksin elbette.
Kuzu ol, ister kasap,
İster bir baltaya sap,
Münker Nekir’e hesap,
Vereceksin elbette.
Nasıl yaşarsan yaşa,
Gelirsin bir gün tuşa,
Amelinle baş başa,
Kalacaksın elbette.
Düşün ölüm anını,
Kuruturlar kanını,
Hoca tatlı canını,
Vereceksin elbette.
Yardım eyle Allah’ım
Günahlar haddi aştı,
Yardım senden Allah’ım!
Günahkârlar çok şaştı,
Yardım senden Allah’ım!
Kabristana varınca,
Çukura konulunca,
Melek sual sorunca,
Yardım senden Allah’ım!
Ayıp örten settarsın,
Zalim için kahharsın,
Günah için gaffarsın,
Yardım senden Allah’ım!
Defterler dürülünce,
Mahşere sürülünce,
Cehennem görülünce,
Yardım senden Allah’ım!
Eğer gelirse ferman,
Hak’tan ulaşır derman,
Şu Hoca verirken can,
Yardım senden Allah’ım!
Ne fayda
Yeni ilaç bulmuş, asrın tabibi,
Lokman gibi, deva bilse, ne fayda?
Son nefeste Allah demezse dili,
Şimdi bülbül gibi ötse, ne fayda?
Çok malı olsa da, tek rızkını yer,
Ecel şerbetini gün gelir içer,
Başı açık yalın ayakla göçer,
Dünya dolu, malı olsa, ne fayda!
Çok büyük olsa da, rütbesi, yaşı,
İmanı bozuksa, günahsa işi,
Secdeye gitmezse, o mağrur başı,
Dünyaya diktatör olsa, ne fayda?
Cehennem, uzaktan gösterilince,
Mahşer yerlerine hep sürülünce,
Sırat köprüsüne, halk yürüyünce,
Aslan gibi güçlü olsa, ne fayda?
Düşünüp dünyadan ibret almalı,
Helal, haram demez, toplarsa malı,
Derse yüz bin yetmez, milyon olmalı,
Ölüme çare olmazsa ne fayda?
Bir gün olur, götürürler evinden,
Kurtuluş yok, Azrail’in elinden,
Allah adı düşmemeli dilinden,
Bin yıl ömrün uzun olsa, ne fayda?
323
www.dinimizislam.com
Kelimeler:
Mağrur: Gururlu, kibirli
Fani: Geçici
Nice olur hâlimiz?
Bu yaşa eriştin ne amel kıldın?
Ömrün gelip geçti, pişman mı oldun?
Şimdi huzuruma ne yüzle geldin?
Derse Allah, nice olur hâlimiz?
Bütün gerçekleri önüne serdim,
Akıl verip iki yolu gösterdim,
Bir yolu seçmekte, serbestlik verdim,
Derse Allah, nice olur hâlimiz?
Bahane uydurdun, abdest almadın,
Tutmadın orucu, namaz kılmadın,
Neden cünüp gezdin, hiç yıkanmadın?
Derse Allah, nice olur hâlimiz?
Kime güvendin de, kılmadın namaz?
Yalvarıp Hâlık’a, etmedin niyaz?
Hayatın laklakla geçti kış ve yaz?
Derse Allah, nice olur hâlimiz?
Kelimeler:
Hâlık: Yaratıcı, Allahü teâlâ
Niyaz: Yalvarmak
Laklak: Anlamsız konuşma
Bir gün
Bu dünyaya, gel aldanma!
Sonu viran olur, bir gün.
Sürdüğümüz bunca sefa,
Elbet yalan olur, bir gün.
Güvenilmez hiçbir şeye!
Saracaklar bir kefene,
O da çürür, düşer yere,
Yerle yeksan olur bir gün.
Mezarından kalkacak halk,
Kimi açık, kimi çıplak,
Yalın ayak, başıkabak,
Herkes üryan olur bir gün.
Havada uçar defterler,
Görünce onu titrerler,
Sıcak basar, millet terler,
Ulu divan olur bir gün.
Kâfir perişan olacak,
Ateşte sonsuz yanacak,
Dinimize uyan ancak,
Hakka canan olur bir gün.
Kelimeler:
Viran: Yıkık, harap
Dem: Zaman, an
Yeksan olmak: Yerle bir olmak
Ulu divan: Yüce mahkeme
Üryan: Çıplak
Fener söner
Kimseye değil baki
Ecel herkesi yener.
Bir harap olmuş kalbi,
Tamir etmektir hüner.
Kurtulur ancak bilen,
Küfür içinde gelen,
Müşrik olarak ölen
Narın dibine iner.
Dünya durmayıp döner,
İnsan sanki bir fener,
Ne kadar çok yaşasa,
Akıbet bir gün söner!
Kelimeler:
Hüner: Marifet, maharet
Nar: Cehennem ateşi
Akıbet: Sonunda
324
www.dinimizislam.com
Haramlara dalma, yanlış iş yapma!
Dünyaya güvenme, sonu virandır.
Yavaş yavaş
Hazret-i Azrail, geldiği zaman,
Kırılır ayakla kol, yavaş yavaş
Rabbim nasip etsin din ile iman,
Azık topladın mı yola çıkmaya?
Işık edindin mi aydınlanmaya?
İki melek gelir sual sormaya,
Dünyaya güvenme, sonu virandır.
Akar gözümüzden sel yavaş yavaş.
Yüksek uçan gönül, yorulur bir gün,
Ölçü terazisi, kurulur bir gün,
Herkesin yaptığı, sorulur bir gün,
Döner mi acaba, dil yavaş yavaş.
Ölünce, çözülür belin, kuşağın,
Gözüne görünmez, oğlun, uşağın,
Yakasız kefendir, örtün, döşeğin.
Dünyaya güvenme, sonu virandır.
Nefse uymayıp, zikreylemeli,
Nimetleri yiyip, şükreylemeli,
Ecel gelir diye fikreylemeli,
Dünyadan çekilir el, yavaş yavaş.
Dairen, araban arkada kalır,
Ummadığın gelir, hepsini alır,
El yer, içer, hesap senden sorulur,
Dünyaya güvenme, sonu virandır.
Kabrin üzerine dikerler taşı,
Bir avuç toprağa koyarız başı,
Baba, oğlu görmez, kardaş kardaşı,
Gider, geri dönmez yol, yavaş yavaş.
Teneşire ılık suyu koyarlar,
O nazik bedeni, tutup soyarlar,
Ölüm haberini artık duyarlar,
Gelir gider dost ve el yavaş yavaş.
Kelimeler:
Ecel: Ölüm zamanı
Teneşir: Ölünün yıkandığı yer
Sonu virandır
Ey nefsim, dünyada sonsuz kalınmaz,
Malın çok olsa da, murat alınmaz,
İmdadına koşan kimse bulunmaz,
Dünyaya güvenme, sonu virandır.
Hâlıkın dururken, mahlûka tapma!
Şeytana uyup da, yolundan sapma!
Münker, Nekir gelir, çınarlar gibi,
Sorguya çekerler, gök gürler gibi,
Haydi, cehenneme gir derler gibi,
Dünyaya güvenme, sonu virandır.
Cehennemin, yedi türlü yapısı,
Her birinin ateştendir kapısı,
Seksen yıllık yoldan gelir kokusu,
Dünyaya güvenme, sonu virandır.
Kelimeler:
Viran: Yıkık, harap
Hâlık: Her şeyi yaratan, Allahü teâlâ
Mahlûk: Yaratık
Münker, Nekir: Kabirde sual soran
melekler
Hani nerde?
Hani şu dünyaya gelip geçenler?
Vefasız menzile konup göçenler?
325
www.dinimizislam.com
Hani malı ile mağrur olanlar?
Nerde tarlasını ekip biçenler?
Hani yüksek bina, kale yapanlar?
Nerde miras malı yiyip içenler?
Hani yeni elbiseler giyenler?
Nerde malın iyisini seçenler?
Hani çalımından geçilmeyenler?
Nerde kartal gibi gökte uçanlar?
Hani ülkelere seyahat eden?
Nerde denizlere yelken açanlar?
Hani rütbesiyle gurur duyanlar?
Nerde bataklığa para saçanlar?
Kara yere girersem,
Şu hâlim nice olur?
Tutup kabre koysalar,
Hemen geri dönseler,
Sorgulara çekseler,
Şu hâlim nice olur?
Girse kabrime yılan,
Tene dolandığı an,
Hâlim olur çok yaman,
Şu hâlim nice olur?
Olsa kıyamet günü,
Tartaklasalar beni,
Dense amelin hani,
Şu hâlim nice olur?
Ahmet Yesevi
Kemal Ümmî dosta yönünü döndür!
Kurtulur elbette Hakk’a kaçanlar.
Eğlenmez
Biliyor musun?
Aldanma kardeşim fani dünyaya,
Bu düzen dağılır, divan eğlenmez.
Kaptırma gönlünü bu viraneye,
Azığın var mı yola gitmeye?
Mezarın hazır mı rahat yatmaya?
Yılan çıyan gelir seni yutmaya,
Yer ağzını açtı biliyor musun?
Kimin vebalini boynuna aldın,
Ölümden korkmadın gaflete daldın,
Âhiretin için önden ne saldın?
Salih amel uçtu biliyor musun?
Derviş Himmet senden önce gelenler,
Kimi kuldu, kimi sultan ölenler,
Şu dünyaya benim mülküm diyenler
Ecel kefen biçti biliyor musun?
Şu hâlim nice olur?
Ey dostlarım, ölürsem,
Şu hâlim nice olur?
Herkes gelip göçer, konan eğlenmez.
Düşme sakın, hilesine, ağına!
Değer verme, bostanına bağına!
Bakarsın kar yağmış umut dağına,
Zerre kadar aklı olan eğlenmez.
Malın varsa, harca Hakkın yoluna!
Faydan olsun sağın ile soluna!
Bir gün yolun düşer berzah iline,
Otağı kalkacak sultan eğlenmez.
Gâfil olma ecel gelir ansızın,
Gafletle geçmesin gece gündüzün!
Yükünü hafif et, yolun pek uzun,
Yolcuları gider, kervan eğlenmez.
326
www.dinimizislam.com
Hakka sarıl, gitme kötü yollara,
Kıymet verilir mi geçmez pullara,
Uzak görme ölümü!
Dünya bir zindandır, mümin kullara,
Zindancılar gider, zindan eğlenmez.
Ömür tamam olur, defter dürülür,
Mahşere gidilir, mizan kurulur,
Hakkın dergâhına er geç durulur,
Buyruğu tutulur, ferman eğlenmez.
Hüdai nerede, bunca peygamber?
Hani Habibullah, Sıddık-ı Ekber?
Adaleti meşhur hazret-i Ömer
Osman Ali gitti, bir can eğlenmez.
Aziz Mahmud Hüdai (kuddise sirruh)
Neyinle övünürsün?
İçin pislikle kandır,
Neyinle övünürsün?
Düşüncen suizandır,
Neyinle övünürsün?
Mevsimlerin kuraktır,
Sanki kuru yapraktır,
Sonun kara topraktır,
Neyinle övünürsün?
Sanma ayağın kaymaz!
Hileni kimse duymaz,
Gözün dünyaya doymaz,
Neyinle övünürsün?
Bey ol istersen paşa,
Uzun bir ömür yaşa,
Bir gün gelirsin tuşa,
Neyinle övünürsün?
Şu rezil hâline bak!
Salih olan der, ahmak,
Hoca, saçın olmuş ak,
Neyinle övünürsün?
Terk et uzun emeli!
Uzak görme ölümü!
Budur işin temeli,
Uzak görme ölümü!
Sözün olmasın ayıp,
Vaktini etme kayıp,
Verilen sözden cayıp,
Uzak görme ölümü!
Hayatın yere bere,
Ümidin sona ere,
Girersin kara yere,
Uzak görme ölümü!
Günahlardan çek eli!
Ömrün bitiyor pili,
Çalacak ecel zili,
Uzak görme ölümü!
Bulur elbet edenler,
Toprak olur bedenler,
Hoca, hani gidenler?
Uzak görme ölümü!
Düşünmez misin?
Acep neylersin dünya malını?
Yiyeceğini düşünmez misin?
Gâfil yaşarken, ecel gelince,
Öleceğini düşünmez misin?
Yine ak düşmüş siyah saçına,
Tevbe et gizli açık suçuna!
Yerin altına, kabrin içine,
Gireceğini düşünmez misin?
Öğren dünyanın öte yanını,
Kurutacaklar bir gün kanını,
327
www.dinimizislam.com
Ecel gelince tatlı canını,
Alacağını düşünmez misin?
Fani dünyada kapılma kibre,
Vakti gelince, duracak ibre,
Azapla dolu karanlık kabre,
Gireceğini düşünmez misin?
Ecel dinler mi, hiç seni beni,
Toprağa sokar, o nazik teni,
Hemen biçilen beyaz kefeni,
Giyeceğini düşünmez misin?
Görmez gözümüz, susar dilimiz,
Mahşerde nasıl olur halimiz,
Issız kabirde bir gün kimsesiz,
Kalacağını düşünmez misin?
Gel kardeş, çevir Hakka yüzünü!
Yabana atma âlim sözünü!
Günün birinde kefen bezini,
Giyeceğini düşünmez misin?
Hoca der, durma gerçeği ara!
Günahın çoksa, atarlar nara,
Hak divanında yüzümüz kara,
Olacağını düşünmez misin?
Ölüme hazırlan
Ölüm, evden eve gezer,
Zalim isen pek çok ezer,
Bilemezsin nasıl üzer,
Ölüme hazırlan nefsim!
Giyeceğin kefen aktır,
Günah yoksa kalbin paktır,
Geleceği muhakkaktır,
Ölüme hazırlan nefsim!
Yer kazılır derin olur,
Kazıldıkça serin olur,
Karanlıklar yerin olur,
Ölüme hazırlan nefsim!
Gözlerine toprak dolar,
Kaş dökülür, benzin solar,
Kurtlar kuşlar saçın yolar,
Ölüme hazırlan nefsim!
Her canlıya ecel erer,
Yunus bir gün kabre girer,
Hesap verir birer birer,
Ölüme hazırlan nefsim!
Ölüme hazır mısın?
Ömür bir gün son bulur,
Can bedenden ayrılır,
Kabir son geçiş olur,
Ölüme hazır mısın?
Seni yer yılan çıyan,
Sesini olmaz duyan,
Hemen gafletten uyan!
Ölüme hazır mısın?
Kötü yerlere gittin,
Ömrü boşa tükettin,
Derlerse bir gün bittin,
Ölüme hazır mısın?
Secdeye gelmez başın,
Akmıyor gözden yaşın,
Dünyada bitti aşın,
Ölüme hazır mısın?
Bir gün pişman oldun mu?
Hak aşkıyla doldun mu?
Aradığın buldun mu?
Ölüme hazır mısın?
328
www.dinimizislam.com
Yunus mizan kurulur,
Çetin soru sorulur,
Mahşerde baş kavrulur,
Ölüme hazır mısın?
Çoğu hakkı bilmez
Çok kimse, Hakkı bilmez,
Kördür, gerçeği görmez,
İste onu kendinden,
O senden ayrı olmaz.
Dünyaya güvenirsin,
Rızkı veren ben dersin,
Böyle yalan söylersin,
Sözlerin gerçek olmaz.
Dünya sana tuzaktır,
Âhirete uzaktır,
O öyle bir duraktır,
Gidenler geri gelmez.
Şu faniye gelen göçer
Ecel şerbetini içer
Hepsi bu köprüden geçer
Cahil olan bunu bilmez
İman ile ölelim,
Gerçekleri bilelim,
Sevelim, sevilelim,
Dünya kimseye kalmaz.
Yunus beri gelesin,
Hain nefsi yenesin,
Asıl yurda dönesin,
Burada kimse kalmaz.
Kullar yatar
Mevla’mızı zikreden,
Kâinatı fikreden,
Her hâline şükreden,
Ebu Bekr Sıddık yatar.
Etti açık şehadet,
Buldu yüce saadet,
Saçtı nice adalet,
Hazret-i Ömer yatar.
Hayâ timsali insan,
Ederdi pek çok ihsan,
Okurken şehid olan,
Hazret-i Osman yatar.
Hayber’de kale yıkan,
Kâfiri tutup yakan,
Bir aslan gibi bakan,
Hazret-i Ali yatar.
Peygamberin gülleri,
Kur’an okur dilleri,
Fatma’na bülbülleri,
Hasan Hüseyin yatar.
Gündüzün oruç tutan,
Uykuyu geri atan,
İlmine ilim katan,
İmam-ı a'zam yatar.
İğnesi suya düşen,
Balık alıp getiren,
Tacı tahtı terk eden,
İbrahim Ethem yatar.
Gerçeğin birer eri,
Hak için durmaz geri,
Konya’da onun yeri,
Mevlana Rumi yatar.
Çoktur Hakk’ın kulları,
Çeşitlidir yolları,
Şehzade oğulları,
Sayısız sultan yatar.
Yunus, sen de ölürsün,
Kara yere girersin,
Çok yakından görürsün,
Günahkâr kullar yatar.
329
www.dinimizislam.com
Sıra sana gelir vâde dolunca,
Elbette
Gül benzin sararıp bir gün solunca,
Dünya oluyor zindan,
Gideceğim elbette.
Azrail’e tatlı can,
Vereceğim elbette.
Bağrımda vardır yara,
Hak düşürmesin dara!
Bir karanlık mezara,
Gireceğim elbette.
Mühür basalar dile,
Zincir vuralar ele,
Azıksız uzun yola,
Düşeceğim elbette.
Yunus koyar yola baş,
Gözden akar kanlı yaş,
İmanım olsun yoldaş,
Diyeceğim elbette.
Kabre uzatırlar boylu boyunca,
Görülecek nice farklı filim var,
Peşimizi takip eden ölüm var.
Kimler geldi kimler geçti, bir düşün!
Bir gidersen artık olmaz dönüşün,
Ebedî olmalı senin gülüşün,
Öğrenmeli, kitaplarda ilim var,
Peşimizi takip eden ölüm var.
Tevbe edene kurtuluş boldur,
Ölüme hazırlanan, en iyi kuldur,
Ölüm dosta kavuşturan bir yoldur,
Bu yolun üstünde halı kilim var,
Peşimizi takip eden ölüm var.
Dünya fâni, ölüm var
Kaderin götürür seni bir rayda,
Bütün dünya senin olsa ne fayda,
Mahlûkatın cümlesinde tek payda;
Mahmud abi der ki, ölüm elbet hak!
Vâde dolar, ecel gelir muhakkak,
Sevdiklerin birer birer gitti bak,
Şu fani dünyada sönmüş külüm var.
Peşimizi takip eden ölüm var.
Hepsi kırık ne kol ne elim var.
Peşimizi takip eden ölüm var.
Kadir Çetin 2008 – Nazilli
Dünya hayal, ölüm gerçek, biliriz
Gafletteyiz yine de hep güleriz,
Bilmeyiz, nerede nasıl ölürüz?
Ölmez mi?
Ölüm dinler mi hiç, erkek ve kadın,
Söyle hani nerde bunca ecdadın?
Unutulur gider duyulmaz adın;
Dense de faydasız nice gülüm var,
Peşimizi takip eden ölüm var.
Pençe kuvvetine aldanıp kanma!
Hayvanlar kralı aslan ölmez mi?
Gençlerin eceli uzaktır sanma!
Çiçeği burnunda civan ölmez mi?
Sayılı nefesler, olmasın heder,
Ancak salih amel, mahşere gider,
330
www.dinimizislam.com
Katı yatı olsa, ne fayda eder?
Villalarda hava atan ölmez mi?
Düzen bozulursa kalmaz adalet!
Beklenmez soysuzdan asla asalet?
Bir gün gelir ölüm evleri yıkar,
Bu gafletin sonu mezara çıkar,
Malı mülkü varsa, pazara çıkar,
Dünyayı elinde tutan ölmez mi?
Din bilmezse, işkembeden atılır,
Halk bölünür, birbirine katılır,
Ecel düşünülmez rahat yatılır,
Kuş tüyü yatakta yatan ölmez mi?
İslam bilinmezse bitmez rezalet
Dinini parayla satan ölmez mi?
İçkiler içilir, oynanır kumar,
Birçok halt işlenir çatlamaz damar,
Hoca tevbe et, yemeden şamar!
Günahtan günaha batan ölmez mi?
Ölüm gelince
Ey Azrail, gözlerim fersiz, sözlerim yersiz,
Ecelim gelir gelmez, yakaladın habersiz.
Keşke birkaç yıl önce, bir haber gönderseydin,
Rüyalarıma falan bir kez giriverseydin.
Mal mülk sevdası ile dünyadan kopamadım,
Çok özür diliyorum, hazırlık yapamadım.
Alamadım yanıma para pul, ne de bavul,
Uyudum horul horul, ne zil duydum, ne davul.
Yaşım yetmiş olsa da, kanım hep fıkır fıkır,
Bu cümbüşlü âlemi, gönlüm nasıl bırakır?
Derler de inanmazdım, yaş yetmişse iş bitmiş,
Anlamadım bunca yıl nasıl da geçip gitmiş.
Lütfen birazcık bekle, sana yalvarıyorum,
Eceli tehir için, bir çare arıyorum.
Yıkıldı hep düşlerim, yarım kaldı işlerim,
Altından olacaktı, şu protez dişlerim.
Seneler sonra ancak, voleyi vurabildim,
Hortumlar sayesinde, ayakta durabildim.
Gayet ucuza sattım, şerefin kilosunu
Ancak böyle kazandım, şu uçak filosunu.
Çocuklarımın hepsi, birer vampir yarasa,
Ölmemi bekliyorlar, konmak için mirasa.
331
www.dinimizislam.com
Arkamdan dökülecek, iki damla gözyaşı
Dikilecek belki de, yaldızlı mezar taşı.
Katafalka koyarak, cenazem kokutulur
Kırkıncı günü diye mevlitler okutulur.
Musikiyle karışık, bir ilahi aryası,
Mevlit bitince başlar, dedikodu furyası.
Düzenbaz kodamanlar, köşeleri dönerler,
Bir yoksuldan inince, ötekine binerler.
İrtica, yobaz diye yaygara tuttururlar,
Dine afyon diyerek, gafile yuttururlar.
Düzenin kuklaları ekranlara çıkarlar,
İlâhiyat adına, dinimizi yıkarlar.
Âlim zalim karıştı, renkleri seçilmiyor,
Her yer mezhepsiz dolu; zındıktan geçilmiyor.
Bu cinnet kervanına, nice prof katılır,
Ne vicdanlar satılır, din sokağa atılır.
Dünyayı gezdim ama daha hacca gitmedim,
Alnım secde görmedi, hiç ibadet etmedim.
Dinden habersiz nefsim, olmadı hiç terbiye,
Haram falan dinlemez; tutturur hep ver diye.
Çok gafil yakalandım, hazırlığım hiç yoktu,
Dini öcü bilirdim, camiye karnım toktu.
Ecel gelip çatınca, birazcık beklemiyor,
Vade dolunca artık, saniye eklemiyor.
İşte bunlar boş geçen, bir ömrün hikâyesi,
İbret alanlar için, pişmanlığın son sesi.
Ecel
Eceli uzak sanma, soluğu tam ensede,
Muhakkak gelecektir, çok uzak görünse de.
Henüz kırmızı güller, gonca açmadan daha,
Ecelin geliverir, ya gece ya sabaha.
Sayılı günlerini, gaflet ile geçirme!
Nefsini terbiye et, imansızca göçürme!
Hani nerde ceddimiz, hepsi toprakta yatar,
İmansız ölenleri, Cehennem narı yutar.
332
www.dinimizislam.com
Küfre girip ölenler, yüz üstüne düşerler,
Cehenneme girenler, kavrularak pişerler.
Pusuda bekler seni, kükremiş koca aslan,
Aman dinlemez asla, yeter gel artık uslan!
Ecel denilen gerçek, görünüyor ufukta,
Habersiz çıkıp gelir, karanlıkta, şafakta.
Yarın yaparım diyen helak olur iyi bil!
İmanla ölmek için, küfür pisliğini sil!
Hoca, tedbirini al, düşme sonsuz horluğa!
Katlanman gerek elbet, cihattaki zorluğa.
Cennet nimetleri
Mümin için hazır bekleyen cennet,
Akıl almaz nimetlerle doludur.
Her gün katlanır, çoğalır nimet,
Akıl almaz nimetlerle doludur.
Cennet ehli ölmez, ebedî yaşar,
Hayrete kapılır, görünce şaşar,
Her çeşit ihsanlar dolar da taşar.
Akıl almaz nimetlerle doludur.
Cennette monoton yaşayış yoktur,
Kaybolmaz hiçbir şey, arayış yoktur,
Ayıplayan olmaz, kınayış yoktur,
Akıl almaz nimetlerle doludur.
Rahata kavuşur, cennete giren,
Mest olur solmayan gülünü deren,
Nimete gark olur, Mevla’yı gören,
Akıl almaz nimetlerle doludur.
Hiçbir rahatsızlık, sıkıntı yoktur,
Aranan şey olmaz, hepsi pek çoktur,
Bunları yaratan Cenab-ı Hak’tır.
Akıl almaz nimetlerle doludur.
Üzüntü ve keder asla bulunmaz,
Rahatımız kaçmaz, canımız yanmaz,
Lütuf değişiktir, kimse usanmaz,
Akıl almaz nimetlerle doludur.
333
www.dinimizislam.com
Dünya mümin için, benzer zindana,
Müjdeler pek çoktur ehl-i imana,
Cennete girince erer ihsana,
Akıl almaz nimetlerle doludur.
İman ile ölmek büyük ganimet,
Hayal edilemez verilen nimet,
Kıyas edilir mi, zindanla cennet,
Akıl almaz nimetlerle doludur.
Cennet ehli yaşar, hiç hastalanmaz,
Asırlar geçse de, asla yaşlanmaz,
Kötüden, çirkinden, eser bulunmaz,
Akıl almaz nimetlerle doludur.
Cennet ehli, kötü sözler işitmez,
Giydiği eskimez, yediği bitmez,
Yaşlanmaz asla, gençliği gitmez,
Akıl almaz nimetlerle doludur.
Günahkâr mümine, şefaat vardır,
Cennette muazzam saltanat vardır,
Her yönden mükemmel bir hayat vardır,
Akıl almaz nimetlerle doludur.
Namaz, oruç gibi, ibadet yoktur,
Kıskançlık, haset yok, rekabet yoktur,
Her gün bayram olur, saadet çoktur,
Akıl almaz nimetlerle doludur.
Kalblerden geçeni Rabbimiz bilir,
İstenilen şeyler anında gelir,
Önüne her çeşit nimet serilir,
Akıl almaz nimetlerle doludur.
Cennetin her yeri döşeli olur,
Üzüntü yok, herkes, neşeli olur,
Yok yoktur, arayan her şeyi bulur,
Akıl almaz nimetlerle doludur.
Yasak yoktur, günah işlemek yoktur,
Öyle birbirini şişlemek yoktur,
Kimse kötülenmez, taşlamak yoktur,
Akıl almaz nimetlerle doludur.
Mehmet Ali Demirbaş
334
www.dinimizislam.com
Ölüm nedir?
Ölüm, ömrü donduran yelin esintisidir.
Sonsuz olan hayatın, bir an kesintisidir.
Ölüm yalan dünyayı, ruhun terk etmesidir,
Faniden uzaklaşıp, sonsuza gitmesidir.
Ölüm yok oluş değil, asıl yurda hicrettir,
Müslümana saadet, kâfire felakettir.
Hoca, ölüm, sonsuza köprüden geçirendir,
Dünyadan ahirete mecburen göçürendir.
Kelimeler:
Fani: Geçici olan dünya hayatı
Hicret: Göç etmek
Mahşer günü
Cennete kim gidip gelmiş diyenler,
Mahşer günü nasıl hesap verecek?
Allah'tan korkmayıp haram yiyenler,
Mahşer günü nasıl hesap verecek?
Kimi hocayım der, kimisi derviş,
Cahiller yanına postunu sermiş,
Zannederler bunu âlim ve ermiş,
Mahşer günü nasıl hesap verecek?
Cihanı kendine kalacak sanan,
Kendi gibi bir faniye dayanan,
Hoca der, müzikle yatıp uyanan,
Mahşer günü nasıl hesap verecek?
335
www.dinimizislam.com
Diğer şiirler
Dedesi demiş ki, benim dedeme
Tuz ekmek bilmeze derdini deme
Ot topla ye, namert ekmeği yeme
Gün olur başına kakar demişler
Gir ağla çık ağla
Üzengisiz yürüyen at
Çağırmadan kalkan avrat
Buyurmadan tutan evlat
Elbet, ne devlet ne devlet
Gerek kalmaz düğünlere
Artık gir oyna, çık oyna
Sahibini teperse at
Anlamazsa sözden evlat
Bir de kötü ise avrat
Zehir olur artık hayat
Durma yas tut, kara bağla
Artık gir ağla, çık ağla
Salih insanların yapış izine
Dost addetme her güleni yüzüne
İncinme dostunun doğru sözüne
Doğru söz insana batar demişler
Kendine bir rehber bulmayan için
Onun öğüdünü almayan için
Pişmeden ham kalıp olmayan için
O, dipsiz kile boş ambar demişler.
Manzum Atasözleri
Dost ile ettiğin sözde kıl karar
Kâr etmezsen bari eyleme zarar
Aza kanaat et olma tamahkâr
Ucuz satan tezce satar demişler
Atasözü dinle, kalbi selim ol
Bil ki, kalbden kalbe yol var demişler
Öfkelenme hemen, biraz salim ol
Sert sirke küpüne zarar demişler
Elimde olmalı diyorsan dümen
Kanaat ipini bırakma elden
Eşek, geyik gibi boynuz isterken
İki kulaktan da olur demişler
Her yere uzanmaz el ve etekler
Hep boşuna gider bütün emekler
Göllerde dolaşan şaşkın ördekler
Baştan değil, tersten dalar demişler.
Gün doğmadan neler doğar demişler
Vakit girmeyince namaz kılınmaz
İman gibi büyük nimet bulunmaz
Güneş balçık ile elbet sıvanmaz
Kötülük her zaman sırıtır demişler
Ne yazık geride kaldı bilenler
Rağbet gördü günahına gülenler
Eskiden beridir; dağdan gelenler
Bağda olanları kovar demişler
Okuyup ilimle olmalı âmil
Hiç konuşmasa da bilinir kâmil
Kendinden gayriyi beğenmez câhil
Kendi çalar kendi oynar demişler
Aldanma dünyanın sakın vârına
Düşmeye gör onun ahu zârına
Bugünkü işini koyma yârına
336
www.dinimizislam.com
Kötülüklerden kaç, verme hiç değer
Kulak
Desinler sana bir er oğlu er
Elin kapısını çalarsan eğer
El de senin kapın çalar demişler
Her uzuv bizlere ihsan-ı Hak’tır
Mühim olanlardan biri kulaktır
Sözünü uzatan, sürçer, gaf eder
Kıymetli vaktini hep israf eder
Eğer kulak yoksa durmadan çağır
Duymayan kimseye denmez mi sağır?
Hem de çok yanılır, çok günah işler
Fazla söz yalansız olmaz demişler
Ömür yolu
Öyle bir yoldur ki olmaz suali
Bu yola düşenin kalmaz mecali
Havalara uçar buhar misali
Bu hayatın yolu sır ile dolu
Durağı mezardır, yeri kabristan
Ya ateş doludur yahut gülistan
Şairler bu yolda yazar bir destan
Bu hayatın yolu sır ile dolu
Bu yolun başında Muhammed nebi
Cemali nurdandır bir güneş gibi
Her yolcu bu yolda alır nasibi
Bu hayatın yolu sır ile dolu
Omuzlar üstünde taşırlar seni
Gül doludur bu yol, yakar dikeni
Ne geleni belli ne de gideni
Bu hayatın yolu sır ile dolu
Bu yolun menzili git der Rahmana
İnsanı daldırır bahr-i ummana
Kim dur diyebilir akan zamana
Bu hayatın yolu sır ile dolu
Göz, kudret-i Hakkı, eder temaşa
Kulak ile bunlar edilir ifşa
Kulak verebilmek için hak sese
Elbet lazım olur, kulak herkese
Kulak açık ise, sesi işitir
Kulağı korumak yiğit işidir
Kapatırız dili, dişle dudakla
Gözler de kapanır iki kapakla
Fakat kulağını neyle kaparsın?
Kötü sözler dinler, gıybet yaparsın
İlkönce kulağın sesleri duyar
Sonra gözün görür o sese uyar
Neticede bunlar kalbe eder kâr
Onu döndürürler, kalır hep naçar
Gönül mülâyimdir, itiraz etmez
Nereye göndersen hiç hayır demez
Dikkat et aklını kaçıran olur
Bu gönül kuşunu uçuran olur
Uçup gider ise bu gönül kuşu
Artık durmaz akar gözlerin yaşı
337
www.dinimizislam.com
Dikkat et her sözü koyma kulağa
El üstünde iken düşme ayağa
Hoyratlar
Git işine, işine!
Herkes baksın işine!
Fâsıkların içinde,
Salihlerin işi ne?
Yanasın da yanasın!
Söyle kimden yanasın?
Dine öyle bağlan ki,
Hak aşkıyla yanasın?
Sürmeli bak sürmeli!
Göz kudretten sürmeli,
Sürmeliyi üzeni,
Uzak yere sürmeli!
Gülüver, gel gülüver!
Çiçeği ver, gülü ver!
Herkesle iyi geçin,
Yüzlerine gülüver!
Bin senedir bin sene,
Arabama binsene!
Sensiz geçen her günüm,
Bana gelir bin sene!
Ellere bak ellere!
Sır verilmez ellere!
Dua etmek gerekir,
Öpülecek ellere!
Yara sızlar yara sızlar,
Kan akıyor yara sızlar.
Yaralının durumunu,
Nasıl bilir yarasızlar!
Garip kimse
Gözleri hep yaşla dolar,
Benim gibi garip olan.
Saçını başını yolar,
Benim gibi garip olan.
Söyler dili ağlar gözü,
Gariplere göynür özü,
Hiç kimseye etmez nazı,
Benim gibi garip olan.
Bitmez bende keder elem,
Ecel ere bir gün ölem,
Yer altında varsa bilem,
Benim gibi garip olan.
Bir garip ölmüş diyeler,
Üç günden sonra duyalar,
Soğuk sularla yuyalar,
Benim gibi garip olan.
Yunus dolaşma avâre,
Bulunmaz derdine çâre,
Kavuşacak nasıl yâre,
Benim gibi garip olan.
Sever demişler
Sultan sarayı,
Sinek yarayı,
Cimri parayı,
Sever demişler.
Şımarık nazı,
Çalgılar sazı,
Araçlar hızı,
Sever demişler.
Hırsız çalmayı,
Pinti almayı,
Şişman dolmayı,
Sever demişler.
Balık yüzmeyi.
Turist gezmeyi,
Paşa çizmeyi,
Sever demişler.
338
www.dinimizislam.com
Zakirler zikri,
Şakirler şükrü,
Ulema fikri,
Sever demişler.
Zahit yamayı,
Bebek mamayı,
İt ulumayı,
Sever demişler.
Çocuk oyunu,
Çoban koyunu,
Soylu soyunu,
Sever demişler.
Nine yazmayı,
Sarhoş sızmayı,
Şeytan kızmayı,
Sever demişler.
Sporcu maçı,
Dazlaklar saçı,
Abduhcu haç’ı,
Sever demişler.
Pilot uçmayı,
Hırsız kaçmayı,
Deli saçmayı
Sever demişler.
Sarhoş içmeyi,
Çiftçi biçmeyi,
Yörük göçmeyi,
Sever demişler.
Arılar balı,
Ağaçlar dalı,
Cimriler malı,
Sever demişler.
Mümin namazı,
Âlim ikazı,
Abid niyazı,
Sever demişler.
Ârifler derdi,
Mevla cömerdi,
İblis namerdi,
Sever demişler.
Bayan ziyneti,
Düşman gafleti,
Talip sohbeti,
Sever demişler.
Maden yaldızı,
Sema yıldızı,
Kimi baldızı,
Sever demişler.
Toplum devleti,
Devlet kuvveti,
Millet serveti,
Sever demişler.
Mümin izzeti,
Çiçek demeti,
Damak lezzeti,
Sever demişler.
Düşmanlık kini,
Tarla ekini,
Çinli Pekini,
Sever demişler.
Fâsık gıybeti,
Kral heybeti,
Dost muhabbeti,
Sever demişler.
Yemekler tuzu,
Maymunlar muzu,
Domuz domuzu
Sever demişler.
339
www.dinimizislam.com
Demişler
Postunu yere seren,
Malını hayra veren,
Büyük bir zatı gören,
Mahrum kalmaz demişler.
Düğün yapılıp bitmiş,
Ve gelin ata binmiş,
Haydi ya kısmet demiş,
Sonuç mühim demişler.
Nefsinden yana çıkma,
Hiç kimseye hor bakma,
Kalb kırma, gönül yıkma,
Eden bulur demişler.
Yaşken eğilir ağaç,
Hizmet olmalı amaç,
Kötülerden durma kaç,
Kalb meyleder demişler.
Mart kapıdan baktırır,
Kazma kürek yaktırır,
Ne kapılar taktırır,
Şu Mart ayı demişler.
Tasavvuf hakkın yolu,
Kerametlerle dolu,
Bu yolun her bir kolu,
Vasıl eder demişler.
Düşme sakın bir derde,
Muhtaç olma namerde,
Mazlumun âhı yerde,
Elbet kalmaz demişler.
Sevgi gönlü bağlarsa,
Hasret ciğer dağlarsa,
İçi hep kan ağlarsa,
Göz de ağlar demişler.
Kadını saklar eri,
Peyniri saklar deri,
Ateş düştüğü yeri,
Elbet yakar demişler.
Bilinmez erkek dişi,
Kim durdurur gidişi,
Haksız yükselen kişi,
Göze batar demişler.
Edep nedir anlamaz,
Sözünden geri kalmaz,
Kim nasihat dinlemez,
Hakkı kötek demişler.
Az el aşta olursa,
Çok el işte olursa,
Büyük başta olursa,
İşler tamam demişler.
Çoktur sapıklık yolu,
Kaplamış sağı solu,
Bid’at ehli defolu,
Olur elbet demişler.
Tutumlu naçar kalmaz,
Tutumsuz ibret almaz,
Düşenin dostu olmaz,
Bir düş de gör demişler.
Yine güldürür
Dertlerim çok diye, ağlayıp durma!
Ağlatırsa Mevlâ’m yine güldürür.
Nice dertli kondu göçtü buradan,
Ağlatırsa Mevlâ’m yine güldürür.
Hakk’ın cemalini görmeyi dile,
Günlerini geçir Hakk’ın zikriyle,
Darlığa düşsen de, lütfeder yine,
Ağlatırsa Mevlâ’m yine güldürür.
Dertten derde sokma garip başını,
Akıtsa da gözden kanlı yaşını,
Kerimdir düzeltir kulun işini,
Ağlatırsa Mevlâ’m yine güldürür.
340
www.dinimizislam.com
Yunus senin gözlerinde çok hal var,
Geçip gideceğin daha çok yol var.
Haydi, gece gündüz Mevlâ’ya yalvar,
Ağlatırsa Mevlâ’m yine güldürür.
Benimdir
Elimde cihan,
Devran benimdir,
Pehlivanım ben,
Meydan benimdir.
Çoktur izzetim,
Vardır lezzetim,
Üstün kuvvetim,
Haktan, benimdir.
Ebu Bekr, Ömer,
Dinde büyükler,
Ali Murteza,
Osman benimdir.
Endişem yoktur,
Gözlerim toktur,
Sermayem çoktur,
Dükkân benimdir.
Yunus dilimde,
Kılıç belimde,
Ferman elimde,
Sultan benimdir.
Kelimeler:
İzzet: Büyüklük, yücelik, ululuk
Orda
Dünyada yok mekânım,
Yerim durağım orda.
Sultanım tahtım tacım,
Hulle Burağım orda.
Eyyub’um sabrı buldum,
Circis’im bin kez öldüm,
Buraya evsiz geldim,
Köşküm, sarayım orda.
Bülbülüm, öte geldim,
Dost eli tuta geldim,
Çayırı sata geldim,
Yaylam, otlağım orda.
Gizli söz, açık denmez,
Haram, bal olsa yenmez,
Hep yanar durur, sönmez,
Benim ışığım orda.
Mansur’um dâra geldim,
Temmuzda kar’a geldim,
Tüccarım kâra geldim,
Fakat mallarım orda.
Yunus’a gelir himmet,
Her zaman Hakk’ı zikret,
İnan, doyulmaz lezzet,
Aldı damağım orda.
Kelimeler:
Hulle: Cennet elbisesi
Burak: Cennete götüren binek
Dâr: Darağacı, idam edilen yer
Himmet: Şeyhin manevi yardımı
Cansın sen
Ülkelere hükmeden,
Cihana sultansın sen.
Hükmü canlara geçen,
Can içinde cansın sen.
Bakışın bin can alır,
Derdin yürekte kalır,
Arayan seni bulur,
Âşığa ayansın sen.
Kanatsız kuş uçurur,
Rüzgâr görünce durur,
Devler korkup kudurur,
Sultan Süleyman’sın sen.
341
www.dinimizislam.com
Eğri eğriye uyar,
Doğru doğruya uyar,
Yunus çağrıya uyar,
Bozguncu gammaz ile.
Kelimeler
Görse güneş tutulur,
Ay doğmaya utanır,
Gören hayrette kalır,
Yusuf-u Kenan’sın sen.
Yüzün nurlar nurudur,
Müminin huzurudur,
Gören canın unutur,
Sultan-ı cihansın sen.
Yunus neyi özlersin,
Aşk yolunu izlersin,
Sırlarını gizlersin,
Sözüne hâkimsin sen.
Kelimeler:
Pervaz: Uçuş
Çocuklarımız
Ayan: Gizli olmayan, bilinen, açıkta
olan
Yusuf-u Kenan: Kenan diyarındaki
Güzelliğiyle
meşhur
Yusuf
aleyhisselam
Kış gitti
Gitse kış ayaz ile,
Bahar gelir yaz ile,
Çayır çimenler bite,
Yeşerir hep naz ile.
Haberler geldi dosttan,
Yeşerdi bağ ve bostan,
Yazar okur bir destan,
Bülbüller niyaz ile.
Bir leş, varsa nerede,
Akbabalar orada,
Papağanı kafeste,
Beslerler şeker ile.
El kuşu elden ele,
Gül kuşu gülden güle,
Baykuş ister virane,
Şahinler pervaz ile.
Birer meyve dalıdır,
Şu günahsız çocuklar.
Soframızın balıdır,
Şu günahsız çocuklar.
Kimisi paytak yürür,
Paça yerde sürünür,
İstenmeyeni görür,
Şu günahsız çocuklar.
Sağa sola koşarlar,
Sevinirler coşarlar,
Kaplarından taşarlar,
Şu günahsız çocuklar.
Saçları örgülüdür,
Evin gonca gülüdür,
Şakıyan bülbülüdür,
Şu günahsız çocuklar.
Uyanır sabah erken,
Neşe saçar gülerken,
Şımarır sevilirken,
Şu günahsız çocuklar.
Üzülür hemen ağlar,
Ağıtı yürek dağlar,
Bizi yuvaya bağlar,
Şu günahsız çocuklar.
Bakışı neşe saçar,
Yüzünde güller açar,
Uçurtmasıyla uçar,
Şu günahsız çocuklar.
342
www.dinimizislam.com
Kiminin gözü yaşlı,
Kimisi ağır başlı,
Kimisi çok telaşlı,
Şu günahsız çocuklar.
Burun çeker, göz kırpar,
Kuş gibi kanat çırpar,
Korkup kalbleri çarpar,
Şu günahsız çocuklar.
Evde en güzel ziynet,
Paha biçilmez servet,
Bilene büyük nimet,
Şu günahsız çocuklar.
Cennet kokusu saçar,
Anneye kucak açar,
Sevinçten göğe uçar,
Şu günahsız çocuklar.
Belli olmaz halleri,
Anlaşılmaz dilleri,
Pamuk gibi elleri,
Şu günahsız çocuklar.
Bağrışırlar, susmazlar,
Seslerini kısmazlar,
Öyle kolay küsmezler,
Şu günahsız çocuklar.
Bazen surat asarlar,
Halımıza kusarlar,
Çamurlara basarlar,
Şu günahsız çocuklar.
Bıçakları körletir,
Cicisini kirletir,
Yorar bizi, terletir,
Şu günahsız çocuklar.
Henüz masum günahsız,
Bazen olur iştahsız,
İşleri var izahsız,
Şu günahsız çocuklar.
Kış yaz demeden oynar,
Tencere gibi kaynar,
Bir daldan dala konar,
Şu günahsız çocuklar.
Kimi saf, kimi kurnaz,
Kimi olur yaramaz,
Bazıları yapar naz,
Şu günahsız çocuklar.
Öksüzü yetimi var,
Kimi işitir azar,
Kimisi şefkat arar,
Şu günahsız çocuklar.
Çocuk sever oyunu,
Kuzuyu ve koyunu,
Belli eder soyunu,
Şu günahsız çocuklar.
Ana baba eseri,
Sevimlidir ekseri,
Olmasınlar serseri,
Şu günahsız çocuklar.
Yaratan yüce Hak’tır,
Doğuştan temiz, paktır,
Leke götürmez, aktır,
Şu günahsız çocuklar
Yaratılış gereği,
Annesinin yüreği,
Evimizin direği,
Şu günahsız çocuklar.
Ekinin başağıdır,
Evlerin uşağıdır,
Yarının kuşağıdır,
Şu günahsız çocuklar.
Yazık olsun!
Yolumuzda rüşvet caiz,
Diyenlere yazık olsun!
343
www.dinimizislam.com
Caiz diye düşük faiz,
Verenlere yazık olsun!
Ahmağın yok firaseti,
Soldan umar riyaseti,
Fitne dolu siyaseti,
Yayanlara yazık olsun!
Çalar da az der yüz bine,
Yokluktan bahseder yine,
Teokratik deyip dine,
Çatanlara yazık olsun!
Kimi çirkin, kimi keleş,
Din sömürür, yaşar beleş,
Çeteyle dost, solla kardeş
Olanlara yazık olsun!
Okur bilim, bilmez ilim,
Halkı böldü dilim dilim,
Camilerden halı kilim,
Çalanlara yazık olsun!
Başımıza ördü çorap,
Memleketi etti harap,
Gece gündüz, rakı şarap,
İçenlere yazık olsun!
Fitne fesat işi gücü,
Tesettürlü sanki öcü,
Mezhepsize renkli cici,
Diyenlere yazık olsun!
Öldürüldü soylu istek,
İnanana vurdu köstek,
Bâtıllardan kızıl destek,
Alanlara yazık olsun!
Değer vermez, yaşa başa,
Bakmaz gözden akan yaşa,
Mezhepsize dinsel maşa,
Olanlara yazık olsun!
Gözümüze baka baka,
Yalan söyler, yapar caka,
İslam’a ters dinsel şaka,
Yapanlara yazık olsun!
Sol’dan gelir çok olanak,
Mason verir renksiz konak,
Bid’atlere gizli çanak,
Tutanlara yazık olsun!
Gizli çete kurdurana,
Hakka karşı durdurana,
Suçsuzları vurdurana,
Yazık olsun, yazık olsun!
Belindeki zünnar kuşak,
Sağa sola atar fişek,
Hoca der ki, dinsel uşak,
Olanlara yazık olsun!
Geldik
Gazaya katıldık bir nice zaman,
Sayısız engeli aşarak geldik.
Kan verilen ülke, edildi vatan,
Fezada çağladık, taşarak geldik.
Verirken kurbanlar, yılmadık asla,
Kanların içinde, yüzerek geldik.
Hakikati bulduk, çetin savaşla,
İnancı mermere yazarak geldik.
Beş deniz, üç kıta, eyledik sefer,
Zulmeti kabında boğarak geldik.
Rahmet bulutuna el etti çöller,
Göklerden gürledik yağarak geldik.
Tarihin içinde bir altın yaprak,
Tuğrayla yeniçağ açarak geldik.
Düşündün mü niçin kızıl bu toprak,
Çünkü kanımızı saçarak geldik.
344
www.dinimizislam.com
Devran bizim idi Han’lar kükredi,
Kılıç gibi devlet olarak geldik.
Sızladı yüreğim kalmadı halim,
Güzel vatanıma kastetti zalim,
Cahili sevindi üzüldü âlim,
Tarihe kara gün yazdırdı soysuz.
Yıpranmayan şekil yer gök süsledi,
Ölümsüz sevgiyle dolarak geldik.
Soysuz
İlim amel ihlâs verir kemalât,
İslâm’dadır bütün sırr-i hakikat,
İbretle düşün bunları kardaş,
Soysuzlar millete nasıl attı taş,
Kiminle yapıldı böyle bir savaş?
Tarihe kara gün yazdırdı soysuz.
Mahmut Hatunoğlu ederken feryat,
Tarihe kara gün yazdırdı soysuz.
Taş olan ekmek
Plânlayanı kim böyle savaşın?
Hallerine bir bak bacı kardaşın,
Boynu bükük kaldı nice dindaşın,
Tarihe kara gün yazdırdı soysuz.
Önce halkı, sağ sol diye böldüler,
Çoluk çocuk nice masum öldüler,
Düşmanlar bu hale bakıp güldüler,
Tarihe kara gün yazdırdı soysuz.
Hizmet için bizi doğurdu ana,
Ecdat şan vermişti bütün cihana,
Güzel yurdum nasıl bulandı kana,
Tarihe kara gün yazdırdı soysuz.
Dedelerin bir mücahid değil mi?
Kimi gazi, kimi şehid değil mi?
Şanlı tarih buna şahit değil mi?
Tarihe kara gün yazdırdı soysuz.
Evleri ateşe nasıl verdiler,
Yananları ölenleri gördüler,
Kimi sağı, kimi solu yerdiler,
Tarihe kara gün yazdırdı soysuz.
Zengin kadının biri,
Yaşar krallar gibi.
Uşaklar, hizmetçiler,
Erzakla dolu kiler.
Fakat kadın çok cimri,
Gelse fakirin biri,
Konuşturmadan kovar,
Başından hemen savar.
Yandaki viranede,
Yıkık dökük hanede,
Yaşar başka aile,
Başlarında gaile.
Dururlar hasta ve aç,
Yavan ekmeğe muhtaç.
Dul anne ve üç çocuk,
Mevsim kış, hava soğuk,
Fakir, zengine varır,
Ağlayarak yalvarır:
“İstemeye utandım.
Affınıza sığındım,
Bir parça ekmek verin!
Rıza-i Hakka erin!
Aç ve hasta küçükler,
Sizlerden medet bekler.”
Cimri dönüp giderken,
Der, aldırış etmeden:
345
www.dinimizislam.com
“Hiç ekmeğim yok inan,
Olsa vermez mi insan?
Ekmek varsa taş olsun!
Sıcak yazım kış dolsun!”
Fakir kadın üzülür,
Gözünden yaş süzülür.
Boynu büküktür yine,
Naçar döner evine.
Zengin kadın neşeli,
Sağı solu döşeli.
Hazırlar sucukları,
Çağırır çocukları.
“İstemem hiç bahane,
Sofra yine şahane…
Kızarmış yağlı ekmek,
Ne hoştur bunu yemek.
Çağırın hizmetçiyi,
Alıp gelsin tepsiyi!”
Hizmetçi kızın biri,
Şaşkınlıkla içeri,
Dalıp yıldırım gibi,
Der ki, “Aman yâ Rabbi!
Gördüm ki ekmekleri,
Taşa dönmüş her biri.”
“Aptal, bunda ne varmış,
Demek ekmek bayatmış.
Haydi, fırına hemen,
Üç ekmek al yeniden!”
Hizmetçi koşar gider,
Görevi ifa eder.
Ekmeği eve taşır,
Sepet de ağırlaşır.
“Ne ağır ekmekmiş bu,
Canım çıktı doğrusu.
Merak etmiştim pek,
Niye ağır bu ekmek?”
Yavaş yavaş açınca,
Üç tane taş çıkınca,
Şaşırdı cimri ana,
Çığlık atıp divana,
Boydan boya yayılır,
Ses kesilip, bayılır.
Daha sonra ayılır,
Olay halka duyulur.
Alır onu endişe,
Pişman yaptığı işe.
“Affet Allah’ım beni!
Gerçeği gördüm yeni.
Ben doğru yoldan saptım,
Dünya malına taptım.
Cimriye çıktı adım,
Belli oldu maksadım.
Kimseye acımadım,
Ekmeğe kıyamadım.
Sabah gelen fakire,
Yok dedim yalan yere.
Gözlerim kan, yaş dolu,
Ekmeklerim taş dolu.
Tevbe ettim bin kere,
İşte kapanıp yere.
Neyim varsa mal, para,
Alsın, fakir fukara.”
Duası kabul olur,
Eli açık kul olur.
Gönlü hep nur içinde,
Yaşar huzur içinde.
Hoca zamansız ötme!
Sakın cimrilik etme!
346
www.dinimizislam.com
Saygıyla öpmüş haçı,
Kızları açmış saçı,
Bunlar yalnız birkaçı,
Binlerce yazık olsun!
Binlerce yazık olsun
Halkı ağıtla soyar,
Ahmak yerine koyar,
Gidip masona uyar,
Binlerce yazık olsun!
Çevresini uyutur,
Hak hukuku unutur,
Kanımızı kurutur,
Binlerce yazık olsun!
Derler ki yalan üfür!
Eline alır mühür,
Mümine basar küfür,
Binlerce yazık olsun!
Kitabı yere atar,
Dini dünyaya satar,
Salih zatlara çatar,
Binlerce yazık olsun!
Pabucu alıp kaçar,
Soysuza kucak açar,
Nifak tohumu saçar,
Binlerce yazık olsun!
Sanma hocaya gider,
Önce locaya gider,
Kur’ana tarihsel der,
Binlerce yazık olsun!
Kirli işte adı var,
Çok işte fesadı var,
Ne kötü inadı var,
Binlerce yazık olsun!
Çetelere karışır,
Düşmanlarla barışır,
Küfürde çok yarışır,
Binlerce yazık olsun!
Kur’an okumuş sazla,
Evlenmiş müşrik kızla,
Küfre düşmüş çok hızla,
Binlerce yazık olsun!
Çağlar mı?
Hâlim kötü yoldaşım!
Kurtulmaz dertten başım,
Akıp giden gözyaşım,
Yüreğimi dağlar mı?
Hasretim nazlı yâre,
Bulunmaz derde çare,
Memleketten avare,
Beni burda eğler mi?
Güvenemem oğluma,
Kalmışım tek başıma,
Göğüs geren karşıma,
Bağrı taşlı dağlar mı?
Toprağında, taşında,
Kirpiğinde, kaşında,
Bulutlar, dağ başında,
Şöyle sulu ağlar mı?
Kaybettim arkadaşı,
Ağrır bağrımın başı,
Yunus’un akan yaşı,
Irmak olup çağlar mı?
Hesap döndü
Keser döndü, sap döndü,
Gün geldi hesap döndü,
Kurbanlıklar beklerken,
Bıçaksız kasap döndü.
Dedi, var mı ben gibi?
Suçları ferman gibi,
Bir muhalif yel esti,
Savurdu harman gibi.
347
www.dinimizislam.com
Kayıt tutmuş, fişlemiş,
Birer birer şişlemiş,
Suçu meydana çıktı,
Çok rezalet işlemiş.
Eter sıkmış, uyutmuş,
Nice kayıtlar tutmuş,
Suç ortaya çıkınca,
Çaresiz hapı yutmuş.
Yolum derindir derdi,
Domuz salamı yerdi,
Nihayet fişleyen de,
Yakayı ele verdi.
Feleğin işine bak!
Yerini bulacak hak,
Beklemezken patladı,
Kendi başında kabak.
Zayıf idi tavlandı,
Derileri kavlandı,
İnsan avına çıktı,
Avda iken avlandı.
İmha idi maksadı,
Aniden duraksadı,
Ele geçti planı,
Cinayeti aksadı.
Suikast idi konu,
Dinlenmiş telefonu,
Örtbas etmek istedi,
Şakaya boğdu onu.
Hesabı terse döndü,
Övünürken dövündü,
Karardı birden hava,
Ümit ışığı söndü.
Diyordu dem bu demdi,
Vampir gibi kan emdi,
Adaletin elinde,
Hesap verecek şimdi.
Bakış açısı
Hikâye olarak dinleyen seni,
Bulur ancak, hikâye tesirini!
Sözün özünü anlarsa bir kişi,
Fayda verir ona her dinleyişi.
Mübarek Nil nehri berrak akarken,
Çingene’nin gözüne göründü kan.
Mûsâ aleyhisselâmın ümmeti,
Kan değil, su gördü Nil-i mubâreki.
Benzeme sen
Acı suyu içilmez,
Pınara benzeme sen!
Üzerinden geçilmez,
Bir dağa benzeme sen!
Küfrü her gün gelişen,
Sözleriyle çelişen,
Dünya peşine düşen,
Ahmağa benzeme sen!
Durup aniden coşan,
Engel demeyip aşan,
Bendini delip taşan,
Bir sele benzeme sen!
Her tarafı bozulan,
Kiliseye yazılan,
Duvarına kazılan,
Yazıya benzeme sen!
Yaşlanıp her gün çöken,
Herkese dudak büken,
Çevreyi kırıp döken,
Zorbaya benzeme sen!
348
www.dinimizislam.com
Ey Bülbül
Ey bülbül, öyle içli,
Öterek üzme bizi!
Hakk’a muhalifleri,
Tutarak üzme bizi!
Taşa vurma başını!
Akıtma gözyaşını!
Öyle hilal kaşını,
Çatarak üzme bizi!
Dalgınsın öyle niye?
Bâtıl olan çok diye,
Kötüleri iyiye,
Katarak üzme bizi!
Hoca, âciz bir kuldur,
Tut onu yerden kaldır!
Ya azat et, ya öldür!
Satarak üzme bizi!
Fiske
Kalblere dil yarası,
Açana vur bir fiske!
Çağlara yüzkarası,
Olana vur bir fiske!
Kumarbaz parlamenter,
Kesildi pembe panter,
Kininden yere kan ter,
Dökene vur bir fiske!
Gözünde dikta tüter,
Tahriki sanma biter,
“Amacım totaliter”,
Diyene vur bir fiske!
Suçluya yapar pasta,
Kışkırtmakta çok usta,
Bâtılı sevip hasta,
Olana vur bir fiske!
Söner mi talihleri?
Tükenmez tahrifleri,
Hoca şu tarihleri,
Bozana vur bir fiske!
Çoğu yanılmış
Kötü yerlere gidip oynaşmış,
Adam sanılmış, çoğu yanılmış.
Bir sürü itle sanki kaynaşmış,
Adam sanılmış, çoğu yanılmış.
Konuşur susar, hep surat asar,
Fırsat geçince, hıncını kusar,
Şah olsa önce, babayı asar,
Adam sanılmış, çoğu yanılmış.
Sürüp gittiği sanki saltanat,
Yalanla dolu, verir beyanat,
Yanlıştan dönmez, gösterir inat,
Adam sanılmış, çoğu yanılmış.
Maymuna benzer, suratı gülmez,
Namazı bilmez, camiye gelmez,
Bir odun olmuş, artık eğilmez,
Adam sanılmış, çoğu yanılmış.
Edebden yoksun, oldukça yozmuş,
Erdemi yıkmış, ahlâkı bozmuş,
Duygusallığı elinde kozmuş,
Adam sanılmış, çoğu yanılmış.
Suçlu olsa da, üste çıkarmış,
Kızdıklarına kanca takarmış,
Kimini akrep gibi sokarmış,
Adam sanılmış, çoğu yanılmış.
349
www.dinimizislam.com
Tenkit edene güceniyormuş,
Muhaliflere acımıyormuş,
Yarası varmış, gocunuyormuş,
Adam sanılmış, çoğu yanılmış.
Bizim yurdumuz
Bir olan gönüller buluşur orda,
Muhabbet membaı, bizim yurdumuz.
Nice güzelliğe kavuşur orda,
Nimetin kaynağı, bizim yurdumuz.
Adamı tarif edemez derler,
Korkakmış yalnız gidemez derler,
Üç koyun versen, güdemez derler,
Adam sanılmış, çoğu yanılmış.
Yazıklar oldu, soylu millete,
Sokuyor halkı büyük zillete,
Çare bulunmaz müzmin illete,
Adam sanılmış, çoğu yanılmış.
Edilmez bunca zulmün tarifi,
Yozlaştırmıştı, nice zarifi,
Kimler düzeltir bu şom herifi?
Adam sanılmış, çoğu yanılmış.
Belki adam der, bakan, resmine,
Yaptığı işler, uymaz ismine,
Yazıklar olsun derler cismine,
Adam sanılmış, çoğu yanılmış.
Dalkavuklara göre inciymiş,
Çevresi bilir, süper kinciymiş,
Zulmü ne ilkmiş, ne ikinciymiş,
Adam sanılmış, çoğu yanılmış.
Kes Nazmi artık, rezillik bitmez,
Yapışır kalır, oradan gitmez,
Hak olan sözler, hiç fayda etmez,
Adam sanılmış, çoğu yanılmış.
Nazmi Akkurt – İstanbul
Nasibi olanlar, arar bulurlar,
Kendi evi gibi rahat kalırlar,
Çok ikram görürler, memnun olurlar,
Gönüller durağı, bizim yurdumuz.
Kuruluş gayesi gayet uludur,
Gönül dostlarının uğrak yoludur,
İçi dışı inci, mercan doludur,
Cevher ocağıdır, bizim yurdumuz.
İnciler toplanmış, hepsi bir yerde,
Her biri devadır ayrı bir derde.
Muhtaç etmez seni hiçbir namerde,
Şifa kaynağıdır, bizim yurdumuz.
İçimiz rahatlar, güler yüzümüz,
İdarecileri başta tacımız,
Gönül tabibidir Timur abimiz,
Kaya gibi durur bizim yurdumuz.
Tebessüm eksilmez, o gül yüzünden,
Kimseler incinmez onun sözünden,
Dikkatlidir bir şey kaçmaz gözünden,
Yaraya merhemdir, bizim yurdumuz.
Mümin Çetin abi yurda direktir,
Çalışan beyindir, atan yürektir,
İşte bize böyle yiğit gerektir,
Çetin iş başarır bizim yurdumuz.
Gelip gidenlerin ilk durak yeri,
Sözle anlatılmaz onun değeri,
350
www.dinimizislam.com
Ramazan Adak’la sevgi muhabbet,
Büyüklerin unutulmaz eseri,
Misafirperverdir bizim yurdumuz.
Günün konusudur ederiz sohbet.
Sohbetle sırlara erilir elbet,
Sırlara vakıftır bizim yurdumuz.
Sohbet eder, bakıp parlar gözleri.
Bir incidir unutulmaz sözleri,
Yol gösterir, aydınlatır bizleri
Hidayet yoludur, bizim yurdumuz.
Hasan Koç abiyi tanıtsam size,
Kur’an-ı kerimi öğretir bize.
Aksatmadan gelir derslerimize,
Tilavet yeridir bizim yurdumuz.
Hayati abimiz, başka bir inci,
Sevip dinler onu yaşlısı genci,
Sohbetini bekler bütün öğrenci,
Sohbeti güzeldir bizim yurdumuz.
Tolga Gücük adlı yiğit bahadır,
Hizmet için her şeylere katlanır.
Lisan-ı hal ile çok şey anlatır,
Anlayana haldir bizim yurdumuz.
Nejdet abimizin ışığı sönmez,
Dünyalar verilse hizmetten dönmez,
İhlâs gemisinden başkaya binmez,
Sönmez bir ışıktır, bizim yurdumuz.
Bir başka yıldızdır, Mustafa Alkan!
Kutlu bir mekândır bizim yurdumuz.
Hizmet aşkı ile koşar durmadan.
Gece gündüz demez, hiç yorulmadan,
Hizmetlere koşar, bizim yurdumuz.
Bilcümle işlerin kaydı tutulur,
Olup bitenlerden, hesap sorulur,
Karapapak bu işlerle yorulur,
Hesabını bilir bizim yurdumuz.
Şaban Hoca bize kıldırır namaz,
Din ilminden bizi mahrum bırakmaz,
Nasibi olmayan yurttan tad almaz,
Kültür merkezidir bizim yurdumuz.
Okuma grubu kurdu abiler,
Mustafa Sarp abi emir dediler.
İlmihal’de; kaç kez sona geldiler!
İlim meclisidir bizim yurdumuz.
Gençler tertemizdir pırlanta kadar,
Hepsi de kültürlü, hepsi de dindar
İşte, bir numune Hüseyin Haydar,
Ara sıra piknik tertip edilir,
Sanki düğün gibi kıra gidilir.
Numan abi uçan köfte yedirir,
Ağızlarda tattır bizim yurdumuz.
Zeki Karaca – Ankara
Arar demişler
Basın bekler olayı,
Bakır ister kalayı,
Garip olan sılayı,
Arar elbet demişler.
Arı toplar çiçeği,
Çiçeğin var pürçeği,
Aklı olan gerçeği,
Arar elbet demişler.
Yazın aranır gölge,
İlimle dolu bilge,
351
www.dinimizislam.com
Noterler resmi belge,
Arar elbet demişler.
Tuzsuz zeytin seleyi,
Mazlum derviş çileyi,
Savaş ise hileyi,
Arar elbet demişler.
Yağlı pilav kaşığı,
Zindan mumu ışığı
Maşuk olan âşığı,
Arar elbet demişler.
Hintli sayar ineği,
Yolcu ister bineği,
Bataklıklar sineği,
Arar elbet demişler.
İnce sanat ustayı,
Doktor özel hastayı,
Doğum günü pastayı,
Arar elbet demişler.
Şair yazar gazeli,
Her iş ister güzeli,
Halkın çoğu özeli,
Arar elbet demişler.
Eşik ister mermeri,
Merkep ister semeri,
Pantolonlar kemeri,
Arar elbet demişler.
Petrolcü kazar kuyu,
Seçimler bekler oyu,
Bitki gerekli suyu,
Arar elbet demişler.
Mecnun bekler Leyla’yı,
Salih ister Mevla’yı,
Âlim olan evlayı,
Arar elbet demişler.
Egenin var zeybeği,
Ormanın var şebeği,
Yavrusuzlar bebeği,
Arar elbet demişler.
Anne çeker kaygıyı,
Baba bekler saygıyı,
Salonlu yer yaygıyı,
Arar elbet demişler.
Savaş ister silahı,
Mümin bekler felahı,
Papazlar, üç ilahı,
Arar elbet demişler.
Kadın sever takıyı,
Çoban biler çakıyı,
Akşamcılar rakıyı,
Arar elbet demişler.
Hoca, banyo bornozu,
Çete gizli balyozu,
Moloz ise molozu,
Arar elbet demişler.
Sever demişler
Dost bekler nasihati,
Görmez hiç kabahati,
İnsanoğlu sıhhati,
Sever elbet demişler.
Çiftçi döver harmanı,
Hasta bekler dermanı,
Kurak ülke ormanı,
Sever elbet demişler.
Kurt bekler koyun kuzu,
Hıristiyan domuzu,
Boynuzlular boynuzu,
Sever elbet demişler.
Kimi ister sarayı,
Kimi bozar arayı,
Cimri olan parayı,
Sever elbet demişler.
352
www.dinimizislam.com
Ozanlar çalar sazı,
Sevilen eder nazı,
Soğukta kalan yazı,
Sever elbet demişler.
Uyanıklar çalmayı,
Pinti ister almayı,
Şişman yağlı dolmayı,
Sever elbet demişler.
Balık sever yüzmeyi,
Kimi aşar çizmeyi,
Turist, ülke gezmeyi,
Sever elbet demişler.
Zakirler yapar zikri,
Şakirler eder şükrü,
Tefekkür ehli fikri,
Sever elbet demişler.
İhtiyar sayılmayı,
Bayılmış ayılmayı,
Mümin namaz kılmayı,
Sever elbet demişler.
Sezar yakar Roma’yı,
Mümin bekler Cumayı,
Küçük bebek mamayı,
Sever elbet demişler.
Çocuk oynar oyunu,
Çoban bekler koyunu,
Soylu olan soyunu,
Sever elbet demişler.
Nefis hemen kızmayı,
Sarhoş içip sızmayı,
Şeytan ara bozmayı,
Sever elbet demişler.
Sporcu bekler maçı,
Dazlak arzular saçı,
Abduhcu kızıl haç’ı,
Sever elbet demişler.
Deli söyler saçmayı,
Hırsız alıp kaçmayı,
Pilot gökte uçmayı,
Sever elbet demişler.
Yarış atı geçmeyi,
Sarhoş akşam içmeyi,
Çiftçi güzün biçmeyi,
Sever elbet demişler.
Arılar yapar balı,
Ağaç budağı, dalı,
Dünyaya düşkün malı,
Sever elbet demişler.
Mümin kılar namazı,
Âlim yapar ikazı,
Âbid Hakk’a niyazı,
Sever elbet demişler.
Kimse sevmez namerdi,
Vefa unutmaz merdi,
Milletimiz cömerdi,
Sever elbet demişler.
Bayan takar ziyneti,
Düşman bekler gafleti,
Talip olan sohbeti,
Sever elbet demişler.
Yemek biberi tuzu,
Maymunlar yerli muzu,
Domuz olan domuzu,
Sever elbet demişler.
Gözetmeli devleti,
Devlet eder hizmeti,
Millet böyle nimeti,
Sever elbet demişler.
Müminin var izzeti,
Damak anlar lezzeti,
Uzun sözler özeti,
Sever elbet demişler.
353
www.dinimizislam.com
Hainler kusar kini,
Kimler kazır kökünü?
Tarla dolgun ekini,
Sever elbet demişler.
Hoca, bırak hayreti!
Fâsık yapar gıybeti,
Çalışanlar gayreti,
Sever elbet demişler.
Olur demişler
Tezgâhta işler torna,
Çeşmeden akar kurna,
İftarda bazen hurma,
Olur elbet demişler.
Fakir evinde hasır,
Elde, ayakta nasır,
Kadı kızında kusur,
Olur elbet demişler.
İstanbul doldu lale,
Dağdan akar şelale,
Futbolda iki kale,
Olur elbet demişler.
Beklerse ekşir boza,
Pamukta vardır koza,
Bazen görünmez kaza,
Olur elbet demişler.
Dağlık yerlerde kaya,
Müslüman kızda hayâ,
Kimi kadında boya,
Olur elbet demişler.
Hükümdarda saltanat
Ustada ince sanat,
Uçakta iki kanat,
Olur elbet demişler.
Arap atta asalet,
Küfürlerde rezalet,
Hak olanda fazilet,
Olur elbet demişler.
Bir değer vermez rozet,
Dindedir bütün izzet,
Hizmette tatlı lezzet,
Olur elbet demişler.
Apartman yedi katlı,
Seven sanki kanatlı,
Torunlar gayet tatlı,
Olur elbet demişler.
Sabah vakti mahmurluk,
Kimi gözlerde morluk,
Hoca, gurbette zorluk,
Olur elbet demişler.
Hakkın ödenmez anne
Yıllarca ocak yaktın,
Su oldun bize aktın,
Bir dadı gibi baktın,
Hakkın ödenmez anne.
Üstün tuttun canından,
Çok kan verdin kanından,
Ayırmadın yanından,
Hakkın ödenmez anne.
Pişirdin aşımızı,
Kurtardın başımızı,
Sildin gözyaşımızı,
Hakkın ödenmez anne.
İyi terbiye ettin,
Suçumuzu affettin,
Bize ömür tükettin,
Hakkın ödenmez anne.
Ninnilerle avuttun,
Kucağında uyuttun,
Açlığını unuttun,
Hakkın ödenmez anne.
354
www.dinimizislam.com
Gözetirdin haramı,
Düzeltirdin aramı,
Sardın nice yaramı,
Hakkın ödenmez anne
Hoca oldun hem ana,
Çok minnettarım sana,
Helâl süt verdin bana,
Hakkın ödenmez anne.
Yavruna kucak açtın,
Başımızda bir taçtın,
Hoca’ya nimet saçtın,
Hakkın ödenmez anne.
Düşmana dua
Bize düşman olan saadet bulsun!
Hayatında, nice bereket bulsun!
Yolumuza diken koysa bir kimse,
Yolunda güllerden bir buket bulsun!
Necmeddîn Dâye Râzî
Hoşgeldin
Kabul ederim zevkle, o ki, öl dese bana,
Sen hoş geldin, derim ölüme çağırana.
Rüveym Bin Ahmed
Şeyhim
Şeyhim benim sultan imiş,
Haktan bize ihsan imiş,
Can derdine derman imiş,
Gel gör beni aşk n'eyledi
Sonunda derviş eyledi.
Salih baba
Derdin mi var?
Nedir bu garip bülbül?
Bilinmez derdin mi var?
Feryat etme, biraz gül!
Bilinmez derdin mi var?
Gezdin garip illerde,
Destan oldun dillerde,
Ne ararsın güllerde?
Bilinmez derdin mi var?
Garip bir his var bende,
Bir tuhaflık var sende,
Gülün yok mu bahçende?
Bilinmez derdin mi var?
Üzümler henüz koruk,
Ötersin buruk buruk,
Kanadında var kırık,
Bilinmez derdin mi var?
Sana kim tuzak kurdu?
Biri darbe mi vurdu?
Terk ettin ana yurdu,
Bilinmez derdin mi var?
Ne tuhaf senin aşkın?
Dertlerin boydan aşkın,
Ötersin şaşkın şaşkın,
Bilinmez derdin mi var?
Öyle çok mu bunaldın?
Güle mi hasret kaldın?
Etrafa figan saldın?
Bilinmez derdin mi var?
Hoca, hâline bakar,
Hâlin yürekler yakar,
Gözünden yaşlar akar,
Bilinmez derdin mi var?
Dert oldun
Üç kuruş paraya nasıl satıldın?
Nerde kemik varsa ona atıldın,
Gidip soysuzlara hemen katıldın,
Sürüye saldıran kara kurt oldun?
355
www.dinimizislam.com
Çok fitne çıkardın, ortamı gerdin,
Kötüleri övdün, iyiyi yerdin,
Dünya için gidip dinini verdin,
Mertlik bekliyorduk, sen namert oldun,
Niçin namertler övüyor seni?
Kanı bozuk olan seviyor seni,
Mikrop bulaştırman değildir yeni
Şifa olur sandık, bize dert oldun?
Salih insanlara çok çamur attın,
Çamurun içine kendin de battın,
Dehşet saçtın ne yaralar kanattın,
Kimsesiz mazlumlara, taştan sert oldun.
Yuh olsun
Bilinmez yazı kışı,
Sinsice yapar aşı,
Dinimize çağdışı,
Diyenlere yuh olsun!
Haysiyetsiz, edepsiz,
Dine çatar, sebepsiz,
Abduh gibi mezhepsiz,
Olanlara yuh olsun!
Tam çekmiş hınzır soya,
Haram yer doya doya,
Dışına yeşil boya,
Sürenlere yuh olsun!
Sol’a kaş göz edeni,
Localara gideni,
Ruhsuzlaşmış bedeni,
Övenlere yuh olsun!
Harama sokar kaşık,
Renksize olmuş âşık,
Haine yeşil ışık,
Yakanlara yuh olsun!
Hatası gayet boldur,
Tuttuğu bid’at yoldur,
Amacım dinsel soldur,
Diyenlere yuh olsun!
İç etti milyonları,
Doldurdu kamyonları,
Sicilli masonları,
Sevenlere yuh olsun!
Görevi hak yerici,
Hakkı yere serici,
Müslümana gerici,
Diyenlere yuh olsun!
Her milliye çeker set,
Anarşiye der evet,
Gençleri sola alet,
Edenlere yuh olsun!
Bilmez namaz ve abdest,
Müslümana çeker rest,
Yolsuzluk olsun serbest,
Diyenlere yuh olsun!
Bâtıla taviz verir,
Yamuklar için erir,
Dinimiz için şerir,
Olanlara yuh olsun!
Düştü bâtıl illete,
Girip çıktı, zillete,
Hoca der, şu millete,
Sövenlere yuh olsun!
Demişler
Denizde taze balık,
Şehirde kalabalık,
Dağ başında zorbalık,
Olabilir demişler.
Orman içinde ayı,
Köprü başında dayı,
356
www.dinimizislam.com
Yorulunca beş çayı,
Olabilir demişler.
Deniz dolu benzin, gaz,
Sevilenler eder naz,
Yolunacak ördek, kaz,
Olabilir demişler.
Tavla oynanmaz zarsız,
Döversen olur arsız,
Para vermezsen hırsız,
Olabilir demişler.
Gurbet ilinde hasret,
Şaşan kimsede hayret,
Çalışkanda çok gayret,
Olabilir demişler.
Kaybolursa aramaz,
Yaraları saramaz,
Tek çocuklar yaramaz,
Olabilir demişler.
Siyasette bitmez laf,
Konuşup ederler gaf,
Merhamet içinde af,
Olabilir demişler.
Yaşanıyor dargınlık,
İşimizde durgunluk,
Ara sıra yorgunluk,
Olabilir demişler.
Hastalık başlar yavaş,
Çıkar mikropla savaş,
Hoca, bazen gözde yaş,
Olabilir demişler.
Gaflet uykusu
Seherde uyanır, kurtlar ve kuşlar,
Kendi dillerince, tesbihe başlar,
Zikir çeker, bütün ağaçlar taşlar,
Gök kapısı, seher vakti açılır,
Uyanık olana rahmet saçılır,
Feyze kavuşulur, mânen uçulur,
Gaflet uykusundan uyandır Rabbim!
Hoca’da günah çok, hepsini affet!
Cennet kokusuna kalmasın hasret!
Salih insanlarla beraber haşret!
Gaflet uykusundan uyandır Rabbim!
Davetiye
Burası yuvadır, dışarda kalma!
Kapıdan içeri girenlerden ol!
Yabani zehirli otları yolma!
Bağdaki gülleri, derenlerden ol!
Tavırlar yapmacık, bakışın yalan,
İğreti rozetler takışın yalan,
Gönlünü aşk ile yakışın yalan,
Uyan artık hakkı görenlerden ol!
Sözümüzü dinle, bul bir teselli!
Hırsı bırak, olma uzun emelli!
Bizim köye yerleş artık temelli!
Atını bu yola, sürenlerden ol!
Ehl-i sünnet yolu, yolların hası,
Azimle gayret et, bozma ihlâsı!
Silmelisin kalbden kir ile pası,
Hizmette göğsünü gerenlerden ol!
Çok zaman geçti davet edeli,
Bu nimetin yoktur asla bedeli,
Aşkla çalışırken, dense de deli,
Yolumuza gönül verenlerden ol!
Gaflet uykusundan uyandır Rabbim!
357
www.dinimizislam.com
Bu bir ince davet, herkese açık,
Bu yoldan anlamaz aklından kaçık,
Nefsini ezerek yükseklere çık!
Sonunda zirveye erenlerden ol!
Kadir Çetin 1990/İzmir
Vatanıma kavuştur
Aklımdan, fikrimden sıla çıkmıyor,
Mevlam beni vatanıma kavuştur!
Rüyalarım, hayalimi yıkmıyor,
Mevlam beni vatanıma kavuştur!
Sıla her gün tütüp durur gözümde,
Hasret yanar, duman olur özümde,
Kalem ağlar, gurbet kokar sözümde,
Mevlam beni vatanıma kavuştur!
Hasret kokan İstanbul’a varsaydım,
Eyüp camisinde namaz kılsaydım,
Hocamızın türbesini bulsaydım,
Mevlam beni vatanıma kavuştur!
İmdat gelsin, şu gurbetlik son bulsun!
Çocuklarım, vatanımda büyüsün!
Kayrak taşı yastık yapsın uyusun!
Mevlam beni vatanıma kavuştur!
Serap Pala/Amerika
Yürü Mevla’ya yürü
Pembedir dünya düşü,
Fazla sürmez dönüşü,
Haydi bırak cümbüşü!
Yürü Mevla’ya yürü!
Yaşlarla dolu gözle,
Gönül kazanan sözle,
Gayet temiz bir özle,
Yürü Mevla’ya yürü!
Dolaşsan da cihanı,
Boş geçirme bir anı!
Okuyarak Kur’an’ı,
Yürü Mevla’ya yürü!
Hâlimiz çok vahimdir,
İşlerimiz mühimdir,
Unutma O Rahimdir,
Yürü Mevla’ya yürü!
Durmadan hep koşarak,
Sevinerek coşarak,
Karlı dağlar aşarak,
Yürü Mevla’ya yürü!
Helâlden yenen aşla,
Önüne eğik başla,
Uygun bir arkadaşla,
Yürü Mevla’ya yürü!
Yazan yazmış yazını,
Kırmalısın sazını,
Çoğaltıp niyazını,
Yürü Mevla’ya yürü!
Usta ol, ister çırak,
Yolun değildir ırak,
Artık Leyla’yı bırak!
Yürü Mevla’ya yürü!
Nefse şeytana kanma!
Ahiret yoktur sanma!
İman et sonsuz yanma!
Yürü Mevla’ya yürü!
Şu kâinata bir bak!
Sahibi var muhakkak,
Olma inkârcı ahmak!
Yürü Mevla’ya yürü!
Bak şunu iyi anla!
Yarışasın zamanla!
Doğru olan imanla,
Yürü Mevla’ya yürü!
358
www.dinimizislam.com
İnanasın özünden,
Yaş akmalı gözünden,
Âlimlerin izinden,
Yürü Mevla’ya yürü!
Kadir Çetin - İzmir
Bir gün
Zulüm ile akan kanlar,
Akıtanı boğar bir gün.
Şehit olup düşen canlar,
Nur içinde doğar bir gün.
Anan sızlar, atan sızlar,
Yeraltında yatan sızlar,
Vatan satar vatansızlar
Gayrullaha değer bir gün
Korkuludur bütün düşler,
Eğri büğrü bu gidişler,
Söktükleri sağlam dişler,
Kurşun olur yağar bir gün.
Yol korkulu, uzun ve dar,
Ölüm vardır, her can tadar,
Sanma hayat kabre kadar.
Nice güneş doğar bir gün.
İbretle bak olaylara!
Alaylara, kalaylara,
Sığmayanlar saraylara,
Toprak eve sığar bir gün.
Yerde kalmaz elbet zulüm,
Ciğerimiz dilim dilim,
Her planı bozar ölüm,
Ecel başa ağar bir gün.
Kadir Çetin – Nazilli
Çok feci durum
Menfaat, rant için akıyor kanlar,
Canımız sıkılır, çok feci durum.
Caniler kalleşçe alıyor canlar,
Yürekler yakılır, çok feci durum.
Sevenler yok olur, zora gelince,
Kimseler görünmez dara gelince,
Dostların çoğalır para gelince,
Zahire bakılır, çok feci durum.
Kumar, içki, fuhuş, toplumsal yara,
Ahlâk kalmaz, namus uğrar dumura,
Eşler aldatılır, bitmez macera,
Aile yıkılır, çok feci durum.
Dört yandan kuşatmış; içki ve kumar,
İnsanlar bunlardan ne fayda umar?
Din iman bozulur, olur tarumar,
İmandan çıkılır, çok feci durum.
Kanayan yaralar saymakla bitmez,
Bereket azalır, kazançlar yetmez,
Malımız bozulur, beş para etmez,
Yüzüstü çakılır, çok feci durum.
Merhem süren olmaz kanlı yaraya,
Kiminin dinidir, tapar paraya,
Kırk yıllık dost olsan yine araya,
Fitneler sokulur, çok feci durum.
Bu toplum, bu hâle nasıl sokuldu?
Manevi değerler neden yok oldu?
Her türlü melanet içeri doldu,
Kafama takılır, çok feci durum.
Şike yaptıkları maçlar çoğaldı,
Görüşler bölündü, uçlar çoğaldı
Kavgalar başladı, suçlar çoğaldı
Kodese tıkılır, çok feci durum.
359
www.dinimizislam.com
Dönüyor durmadan şu pembe küre,
İmtihan dünyası geçiyor süre,
Kimi suçsuz hapse düşer boş yere,
Çileler çekilir, çok feci durum.
Karnımız toktur ama ruhumuz açtır,
Dünya bunalımda, dine muhtaçtır,
Kimisinin özlediği hep haçtır,
Nice put dikilir, çok feci durum.
Zengin fakir, kadın erkek hep kuluz,
Ruhumuz olmasa, et kemik çuluz,
Kanayan yaranın üzerine tuz,
Yandıkça dökülür, çok feci durum.
Namaz kılınırsa dikilir direk,
Her çeşit kâfiri bekler engerek,
Şiddetli azaba dayanmaz yürek,
Ciğerler sökülür, çok feci durum.
Kadir Çetin - Nazilli
Tatlı söz
Yılanı delikten çıkarmak için,
Siyaset ilmiyle tatlı söz gerek.
Kişi hidayete kavuşmak için,
İçi iman dolu, temiz öz gerek.
Sebat gerek, sabır taşı örmeye,
Şükür gerek, rahat ömür sürmeye,
Bildirilen gerçekleri görmeye,
Baştakiyle olmaz, kalbde göz gerek.
Zaman durmaz, devam eder akmaya,
Vakit olmaz, dönüp geri bakmaya,
Güç yeter mi aşk ateşi yakmaya?
Temizlenen yüreklerde köz gerek.
Kadir Çetin - Kuşadası
Demişler
Sabretmenin sonu elbet selamet,
Gün doğmadan neler doğar demişler.
Dili tut, başı eğ, güzelce sabret!
Gün doğmadan neler doğar demişler.
Bu fani dünyaya gönül bağlama!
Dünya malı için sakın ağlama!
Ahiret işini gel al sağlama,
Gün doğmadan neler doğar demişler.
Zafere sebeptir, sabır ve sebat,
Kulak asma, tatlı gelir boş vaat,
Oyalanma değerlidir her saat,
Gün doğmadan neler doğar demişler.
Söz gümüşse sükût altın, bilmeli,
Doğru yazıp, eğri sözü silmeli,
Sabrederek iman ile ölmeli,
Gün doğmadan neler doğar demişler.
Meyvesi tatlıdır, kendisi acı,
Onulmaz dertlerin budur ilâcı
Sabırla tırmanır insan yamacı,
Gün doğmadan neler doğar demişler.
Kadir Çetin - Bolu/1985
Demişler
Bu insanlar neden kakar, itişir?
Sayılı nefesi solur demişler.
Öğüt isteyene ölüm yetişir,
Akıllı ölmeden ölür demişler.
Yörük göçü yolda sarar yükünü,
Kötülerin kazımalı kökünü,
Yağmur yağar geliştirir ekini.
Su akar yolunu bulur demişler.
360
www.dinimizislam.com
Başını boş yere gömme hiç kuma!
Hint kumaşına yakışmaz yama,
Güneş balçık ile sıvanmaz ama,
Sen çamur at, izi kalır demişler.
Kişinin işleri sağlanmış ise,
Ciğeri aşk ile dağlanmış ise,
Talebe gönülden bağlanmış ise,
Hoca ayağına gelir demişler.
Kadir der yabana atma sözümü!
Haramlardan saklıyorum gözümü,
Gönül bağlarının olgun üzümü,
Nasibi olanlar alır demişler.
Kadir Çetin – Nazilli
Gitti
Vefasızın bitmez nazı,
Bir kerecik bakıp gitti.
Yüreğime koydu sızı,
Kaşlarını yıkıp gitti.
Giyimliydi, kuşamlıydı,
Esrarengiz yaşamlıydı,
Çok sinirli hışımlıydı,
Yumruğunu sıkıp gitti.
Kaşı kara, ela gözü,
Sanki aya benzer yüzü,
Ateş dolu köylü kızı,
Harareti yakıp gitti.
Bir tek gülü veremedim,
Hikmetine eremedim,
Doya doya göremedim,
Şimşek gibi akıp gitti.
Etrafına saçar koku,
Gece gündüz gitmez şoku,
Zehirlenmiş gamze oku,
Yüreğime çakıp gitti.
Bu nasıl bir bed niyetmiş?
Gücü fakir kula yetmiş,
Saçlarını kement etmiş,
İnce boyna takıp gitti.
Geçti Bor'un pazarı
Eskiden yaşadığın seneler, günler hani?
El üstünde gezerdin, şerefler, ünler hani?
Naylon oldu işimiz, pamuklar, yünler hani?
Selvi gibi ümitler, döndü birer iğdeye
Geçti Bor'un pazarı, sür eşeği Niğde'ye
Nerede yiğit olan, er meydanına gelsin
Dik tutmasın kafayı, şöyle biraz eğilsin
Göründüğün gibi ol, niye öyle değilsin
Şimdi rüşvetin adı, oldu artık hediye
Geçti Bor'un pazarı sür eşeği Niğde'ye
Gerçeğin karşısında, bırakmalı inadı
Pek çok çile çekse de, değişmemeli tadı
Kendi layık değilse, ne yapar şanlı adı
361
www.dinimizislam.com
Karar ver yüklemeden, sermayeyi kediye
Geçti Bor'un pazarı, sür eşeği Niğde'ye
Fırsatı iyi kolla, denmesin sana ahmak
Karışma hiç kimseye, sen kendi işine bak!
Tekrarlanan hatalar, canlara etmesin tak
Dokunur abur cubur şimdi bizim mideye
Geçti Bor'un pazarı, sür eşeği Niğde'ye
Fırsat uçan bir kuştur, tutulmaz yorulmadan
Hiçbir iş yapmamalı, ehline sorulmadan
Çok iyi pişmelisin, yanmadan kavrulmadan
Yoksa beğenmezler, pişmemiş bu çiğ diye
Geçti Bor'un pazarı, sür eşeği Niğde'ye
Çeteci
Kurduğu örgüt ile, kanımızı emiyor,
Hortumluyor açıktan, helal haram demiyor,
Milyardan az olunca, pek iştahlı yemiyor,
Musluklar kesilince, feryat eder durmadan,
Sesi kesilmelidir, daha çok kudurmadan.
Kanı kökten bozuktur, Moskof’a varır soyu,
Kumar, afyon, hepsi var, rezaleti diz boyu,
Yaptığı planları, anladı kamuoyu,
Ne feryatlar koparır, fiske bile vurmadan,
Sesi kesilmelidir, daha çok kudurmadan.
Dalaveresi çoktur, gelmez kaleme dile
Nasıl da yapar öyle, hile üstüne hile,
Görevli zannedilir, emekli iken bile,
Yandaşı açıklansın, herkesi ısırmadan,
Sesi kesilmelidir, daha çok kudurmadan.
Hep terör estiriyor, bağırıyor, uluyor,
Suçlarını örtecek ne deliller buluyor,
Kodamanı övüyor, garibanı yoluyor,
Suçüstü yapılmalı, soydurup yoldurmadan
Sesi kesilmelidir, daha çok kudurmadan.
O zevk sefa sürerken, millet çeker tasayı,
Zorba bir kabadayı, hiç dinlemez yasayı,
Hortumlarla doldurdu, nice çelik kasayı,
362
www.dinimizislam.com
Tedbiri tez almalı, cebini doldurmadan,
Sesi kesilmelidir, daha çok kudurmadan.
Öyle ötüp dururken, tez elden susturmalı,
Kaçması önlenmeli, dört yönden kıstırmalı,
Ne yutmuş, ne yemişse, hepsini kusturmalı,
Rahat nutuk çekiyor, bir şeye aldırmadan,
Sesi kesilmelidir, daha çok kudurmadan.
Sahte faturalarla, kondu büyük servete,
Yine de utanmadan, söver sayar millete,
Kafa tutar devlete, saldırır hükümete,
Gözaltına almalı, merkeze saldırmadan,
Sesi kesilmelidir, daha çok kudurmadan.
Kanun nizam tanımaz, sömürmeye alışmış,
Hortumlamak üstüne, gece gündüz çalışmış,
Cuntacıya yanaşmış, cinayete bulaşmış,
Sapladığı bıçağı, kemiğe dayanmadan,
Sesi kesilmelidir, daha çok kudurmadan.
Terör örgütü kurmuş, her yere fitne saçmış,
Ne bombalar patlatmış, yakalanmadan kaçmış,
Dinciler yaptı diye, sahte davalar açmış,
Duyurulmalı bunlar, milleti kandırmadan,
Sesi kesilmelidir, daha çok kudurmadan.
Silahını kuşanmış, sanki gidiyor harbe,
Vuracakmış millete, darbe üstüne darbe,
Devletin mallarını edecekmiş absorbe,
Silahı alınmalı, halkımızı vurmadan,
Sesi kesilmelidir, daha çok kudurmadan.
Yoldaşları kimlerse, teker teker sormalı,
Meydana çıkarmalı, ümidini kırmalı,
Terörist çeteciye, son darbeyi vurmalı,
Usandık çeteciden, bıktık nutuklarından,
Sesi kesilmelidir, daha çok kudurmadan.
Kelimeler:
Kodaman: Para veya makam sahibi
Cuntacı: Ülke yönetimine el koyan
Absorbe etmek: Emmek, sömürmek
363
www.dinimizislam.com
Çete destanı
Vatanıma kastetmiş, çete denilen cani,
Çeteye çete diyen, yiğit nerede hani?
Kimler, niçin besliyor, bunlar nasıl yaratık?
Buna can mı dayanır, sabır kalmadı artık.
Hepsi birer şeytanmış, kovulmuş lâin imiş,
Çoğu ithal malıymış, vatansız hain imiş.
Hiç mi merhameti yok, süper vicdansız mıdır?
Yoksa sütü mü bozuk, temelden kansız mıdır?
Nedir bu kadar inat, Nuh der peygamber demez,
Dolandırdı çoğunu, borçlarını ödemez.
Şu mazlum milletimi, kendisine küstürmüş,
Kargaşalar çıkartmış, ne terörler estirmiş.
İçtiği hep şaraptır, düşüncesi seraptır,
Bu gidiş iyi değil, akıbeti haraptır.
Hem suçlu hem güçlüdür, hiçe sayar milleti,
Masum görünmek için, suçluyor hükümeti.
Kafası bulanıktır, sofrası dolu meze,
Foyası belli oldu, alınınca merkeze.
İhbarlar yağmaktadır, düğümler çözülüyor,
Çetenin yandaşları, çırpınıp üzülüyor.
Ne çok hileler yapmış, ne yalanlar uçurmuş,
Toplanan paraları, yurtdışına kaçırmış.
Provokatör imiş, örgütü pişman etmiş,
Hem kardeşi kardeşe, azılı düşman etmiş.
Hoşgörüye sebep ne, niçin susturulmuyor?
Emdikleri bunca kan, niçin kusturulmuyor?
Kuzu postuna girmiş, masum gibi duruyor,
Deliller görüldükçe, kurtlaşıp kuduruyor,
Hükümete millete, tehditler savuruyor,
Yapılan hainlikler, devleti kavuruyor.
Vatansever geçinir, derinlere daldırır,
Örgütü çözüldükçe, hükümete saldırır.
Yapılan hainlikler, ülkeleri aşıyor,
Huzursuz oldu millet, artık sabrı taşıyor.
Acele edilmeli, derin yara açmadan,
Köklü tedbir almalı, yurtdışına kaçmadan.
364
www.dinimizislam.com
Ayakaltı dururken, gözaltına alınmış,
Kimisi tutuklanmış, kimi geri salınmış.
Gözaltından anlamaz, ayakaltı olmalı,
Halka kan kusturanlar, azıcık ot yolmalı.
Kimlerin bu topraklar, çetenin mi, senin mi?
Önderleri kimlermiş, yoksa gayet derin mi?
Derin devlet ne imiş, açıklansın herkese,
Suçlular yakalanıp, sokulmalı kodese.
Derin derin kazmalı, köke kadar inmeli,
Kaynağı kurutulup, gözyaşımız dinmeli,
Kuyruğu sıkışınca feryat figan ediyor,
Dış güçlere gidiyor, kurtarın bizi diyor.
Cezası verilmeli, ülkemizi satanın,
Göstermeli herkese, sahibi kim vatanın.
Milletçe birlik olup, el ele verilmeli,
Çeteci örgütlerin hesabı görülmeli.
Kelimeler:
Cani: Cinayet işleyen
Lâin: Lânetlenmiş
Kodes: Tutukevi, hapishane
Cin Ali
Cin Ali, bir avcının şahinini alarak,
Çıkar gider dağ tepe, dolaşır avlanarak.
Şahin yaman avcıymış, her kuşa pençe atar,
Gördüğünü yakalar, sayısız keklik tutar.
Cin Ali sevinerek, düşer köyün yoluna,
Şahini bağlamıştır, bir ip ile koluna.
Yola bir kartal çıkar, şahin hücum edecek,
Belki bu kartalı da, aşağı indirecek.
Cin Ali bırakmaz ya, şahin durmaz çabalar,
Ne yapacak diyerek, tutup şahini salar.
Şahin ok gibi gider, kartala pençe vurur,
Kartal da bir pençede şahinciği savurur.
Zavallı şahin hemen, cansızca düşer yere,
Cin Ali sahibine, acep ne cevap vere?
365
www.dinimizislam.com
Cin fikirli Cin Ali, hemen gider evine,
Çokça keklik gönderir, şahinin sahibine.
Cin Ali evden çıkıp, avcıya doğru gider,
Pek sevinçli bir halde, ona teşekkür eder.
Şahini durmaz över, demez akıbetini,
Anlatır hep şahinin, usta marifetini.
Der ki: “Gördüğü avı, tutup getirdi bize,
Sayısız keklik tuttu, çok minnettarız size.
Yolda bir kartal gördü, parçalamak istedi
Bıraksaydım belki de, onu yere sererdi.”
Avcı sitemle der ki, “Niçin bırakmadınız?
Kartalın kaçışına, hayretle bakmadınız?”
Numaradan Cin Ali, bir özür beyan eder:
“Şahin, koca kartala, hiç bırakılır mı?” der.
Avcı ısrarla der ki: “Bıraksanız n’olurdu?
Eminim bir pençede, onu yere vururdu.”
Cin Ali saf avcının sözünü fırsat bilir,
Kendisi suçsuz gibi, şöyle bir cevap verir:
“Emir yerine geldi, artık suçlama beni”
Cepten çıkarır hemen, cansız duran şahini.
Avcıya verirken der: “Söz tuttum, böyle oldu
Sizden fazla üzüldüm, gözlerim yaşla doldu.”
Artık avcı şahini niye saldın diyemez,
Kendi dediği için sözünü de yiyemez.
Hoca der bu olaydan, gerekli ders almalı,
Yapılan hataların, kılıfını bulmalı.
Arıyoruz
Şerefli tarihimiz, sanki yalan dolanmış,
Hakikatler gizlenmiş, balçıklarla sıvanmış.
Ecdadımız ne korkak, ne sapık, ne satılmış,
Onların ak alnına ne çamurlar atılmış.
Güçlü olan bir gövde, soylu köke dayanır,
Uyutulan bu millet, bir gün gelir uyanır.
Lekelenmesin asla şanlı büyük mâzimiz!
Hakkını helâl etmez, şehidimiz, gazimiz.
366
www.dinimizislam.com
Yabancılar uçarken, bizler emekliyoruz,
Fetih ruhu arıyor, Fatihler bekliyoruz.
Belgeleri tarayıp, kökümüzü bulalım,
Şu yalancı tarihten muhakkak kurtulalım.
Şerefli mâzimize şan şeref ekiyoruz,
Yalanların üstüne çift çizgi çekiyoruz.
Vesikalar çıkınca, yalanlar silinecek,
Hakiki tarihimiz, herkesçe bilinecek.
Gerçekleri tersine çevirmek çok ayıptır,
Dünleri olmayanın yarınları kayıptır.
Hedefe ilerliyor, boşluğu yarıyoruz,
Mâzimizi anlatan tarihi arıyoruz.
Ecdadımız var bizim, yetim, öksüz değiliz,
Gövdemiz, dalımız var, asla köksüz değiliz!
Yavuz’daki o ruhu, imanı arıyoruz,
Her yerde Kanuni’yi, Sinan’ı arıyoruz.
Türkiye Gazetesi
Her sabah güneş gibi, evimize ulaşır,
Taze, doğru bilgiler, dilden dile dolaşır,
Güzel ahlâk, herkese bu şekilde bulaşır;
Tam kırk yıldır ayakta, doğruluk abidesi,
Daha nice yıllara, Türkiye Gazetesi…
Her gün ayrı emekle, sevgiyle dokunursun,
Bir dost gibi beklenir, hasretle okunursun,
Karanlık, aç ruhlara ışık saçan bir nursun;
Hakkı doğru anlatan, insanlık reçetesi,
Daha nice yıllara, Türkiye Gazetesi…
Nice güzel kalemler, köşelerinde yazar,
Çevresi gayet geniş, kolu her yere uzar,
Bu kadar güzelliğe, değdirmeyelim nazar;
Uzun soluklu olsun, o şifalı nefesi,
Daha nice yıllara, Türkiye Gazetesi…
Politika ve sanat, yurttan güzel haberler,
İlmek, ilmek işlenir, dini-milli değerler,
Gazetemle gezilir dünyada güzel yerler;
367
www.dinimizislam.com
Ülkelere duyulur, vatanın şanlı sesi,
Daha nice yıllara, Türkiye Gazetesi…
Haber, spor, magazin, dışı böyle süslenir,
Bir kültür hazinesi, okuyana seslenir,
Çoğalan aboneyle, nice gönül beslenir;
Gün geçtikçe artıyor duyarlı abonesi,
Daha nice yıllara, Türkiye Gazetesi…
Nasipli olanların evlerine giriyor,
Faydalı bilgileri, önlerine seriyor,
Dinî sual sorana, doğru cevap veriyor,
Duyulmalı dünyaya, Ehl-i sünnetin sesi,
Daha nice yıllara, Türkiye Gazetesi…
Kadir der gazetede bulunur birçok konu,
İlk çıkıştaki gibi, hayırlı olsun sonu!
Sahibi bir abidir, değil onun patronu,
Kırk bir kere maşallah, daim sürsün neşesi,
Daha nice yıllara, Türkiye Gazetesi…
Kadir Çetin – İzmir / 2011
368
www.dinimizislam.com
İlahi sözleri
Âdemoğlu aç gözünü
Âdemoğlu aç gözünü,
Yeryüzüne kıl, bir nazar,
Gör bu latif çiçekleri,
Hangi kuvvet yapar, bozar.
Her bir çiçek bir naz eder,
Över Hakk’ı, niyaz eder,
Kurtlar, kuşlar, hepsi birden,
Hâlık’ına âvâz eder.
Bu çiçekler bezenirken,
Göğe doğru uzanırken,
İbret alıp özenirken,
Habersizce gelir sefer.
Rengi döner günden güne,
Toprağa dökülür yine,
Bu ibrettir söyleyene,
Hakikati, ârif sezer.
Bu sırları duymalıydın,
Büyüklere uymalıydın,
Dinimizi yaymalıydın,
Gafletlerin neye değer?
Gelen elbette gidermiş,
Konanlar bir gün göçermiş,
Ecel şerbeti içermiş,
Her kim, bu manadan geçer.
Koşanlar bir gün yorulur,
Yapılanlar elbet sorulur,
Kim nettiyse onu bulur.
Hak’tan gelir hayırla şer.
Erenlerin sohbeti
Erenlerin sohbeti,
Ele giresi değil.
Sohbetlere kavuşan,
Mahrum kalası değil.
Bulmak istersen eri,
Gezme öyle her yeri,
Sarraf tanır cevheri,
Herkes bilesi değil.
Bir pınarın yanına,
Kapalı testi kona,
Kırk yıl orada kala,
Kendi dolası değil.
Sohbetle parlar iman,
Talip kazanır irfan,
İnsanı ârif yapan,
Fesi, hırkası değil.
Yunus artsın hidayet,
Edebe et riayet,
Ruha gıdadır sohbet,
Kâğıt helvası değil!
Kelimeler:
Ârif: Bilen, tanıyan, ilim irfan sahibi
İrfan: Bilme, anlama, marifet ilmi
Talip: Talep eden, isteyen
Canım kurban olsun
senin yoluna
Canım, kurban olsun senin yoluna
Adı güzel, kendi güzel Muhammed
Gel şefaat eyle kemter kuluna
Adı güzel, kendi güzel Muhammed
Mümin olanların çoktur cefası
Ahirette olur zevk-u safası
Onsekizbin âlemin Mustafası
Adı güzel, kendi güzel Muhammed
369
www.dinimizislam.com
Yedi kat gökleri seyran eyleyen
Kürsinin üstünde cevlan eyleyen
Miracda, ümmetin Haktan dileyen
Adı güzel, kendi güzel Muhammed
Yunus neyler iki cihanı sensiz
Sen hak Peygambersin şeksiz şüphesiz
Sana uymayanlar, gider imansız
Adı güzel, kendi güzel Muhammed
Hiç aksatma namazı
Denmesin sana deli,
Hiç aksatma namazı!
Eğer değilsen ölü,
Hiç aksatma namazı!
Yap dinin gereğini!
Temizle yüreğini!
Yıkma din direğini!
Hiç aksatma namazı!
Önemli değil yaşın,
Secdeye varsın başın,
Ne yazın ne de kışın
Hiç aksatma namazı!
Rabbimizi zikreyle!
Her hâline şükreyle!
Ölümünü fikreyle!
Hiç aksatma namazı!
Gönlün namazda olsun!
Mahşerde yüzün gülsün!
Kabrinde ışık olsun!
Hiç aksatma namazı!
Vakit geçmez dumanla,
Alışırsın zamanla,
Can verirsin imanla,
Hiç aksatma namazı!
Çıkıp gide can dahi,
Yalnız kala ten dahi,
Aman Yunus sen dahi,
Hiç aksatma namazı!
Kurtar beni
Tanıdım Rabbim seni,
Nefsimden kurtar beni!
Yıktı bütün güveni,
Nefsimden kurtar beni!
Kesti bütün yolumu,
Bağladı hep kolumu,
Şaşırdım sağ solumu,
Nefsimden kurtar beni!
Şu nefsim harap etti,
Her şeyi türap etti,
Hissimi serap etti,
Nefsimden kurtar beni!
İçimde doymaz ejder,
Beni hep yutmak ister,
Ömrümü etti heder,
Nefsimden kurtar beni!
Gerçekler oldu hayâl,
Hoca, korkutur bu hâl,
Kararır her gün ikbal,
Nefsimden kurtar beni!
Gitmezmiş
Rabbi gerçekten seven,
Cehennemde yanmazmış,
Onu maksut edinen,
Dünya ahret anmazmış.
Ölmezmiş âşık canı,
Çürümezmiş hiç teni,
Aşk kimi kıldı fani,
Ona zeval ermezmiş.
370
www.dinimizislam.com
Emrine baş eğenin,
Vuslatına erenin,
Bülbül gibi ötenin,
Kimse dilin bilmezmiş.
Aşkı ile bilişen,
Allah için bölüşen,
Halvetine erişen,
Ölümden çekinmezmiş.
Büyük sözü tutmayan,
Kibri söküp atmayan,
Aşk tadını tatmayan,
Doğru yola gitmezmiş.
Ona gönül verenin,
İlmi ona erenin,
Hoca, onu görenin,
Talihleri sönmezmiş.
Seviyorum Rabbim seni
Aşkın aldı benden beni,
Seviyorum Rabbim seni,
Senin sevgin, pek tatlıymış,
Seviyorum Rabbim seni.
Ne varlığa sevinirim,
Ne yokluğa yerinirim,
Aşkın ile zevklenirim,
Seviyorum Rabbim seni.
Övdün iyi hasletleri,
Boşa gitmez gayretleri,
Verdin sonsuz nimetleri,
Seviyorum Rabbim seni,
Boş işlere pişman oldum,
Senin sevgin ile doldum
Ben hakiki zevki buldum,
Seviyorum Rabbim seni.
Maksadımız kavuşmaktır,
İbadete yapışmaktır,
Dünyaya da çalışmaktır,
Seviyorum Rabbim seni.
Din düşmanı vardır nice,
Çatar İslam’a sinsice,
Çalışmalı gündüz gece!
Seviyorum Rabbim seni.
Sevmek lâfla olmaz Hilmi,
Çalışmakla emredildi,
Hâlinden de bilinmeli,
Seviyorum Rabbim seni.
Yalvar güzel Allaha
Nasihate darılma!
Yalvar güzel Allah'a!
Hak Yolundan ayrılma!
Yalvar güzel Allaha!
Namazı kılmalısın,
Orucu tutmalısın,
Zekâtı vermelisin,
Yalvar güzel Allaha!
Gün gelir, gözün görmez,
Kulakların işitmez,
Bu fırsat ele girmez,
Yalvar güzel Allaha!
Sağlığı ganimet bil!
Her saati nimet bil!
Hizmeti ibadet bil!
Yalvar güzel Allaha!
Boşuna hayat sürme!
Nefsine kuvvet verme!
Söz tut, kimseyi yerme!
Yalvar güzel Allaha!
Fırtına gibi esme!
Salih olana küsme!
Mevla’dan ümit kesme!
Yalvar güzel Allaha!
371
www.dinimizislam.com
Seherde yağar rahmet,
Bilmelisin ganimet,
Gitsin kalbdeki zulmet,
Yalvar güzel Allaha!
Allah’ın adın yâd et!
Ruhu ve kalbi şad et!
Bülbül gibi feryat et!
Yalvar güzel Allaha!
Âşık tembel oturmaz,
Maşuka toz kondurmaz,
Hiç kimseyi kandırmaz,
Yalvar güzel Allaha!
Namaz kılalım namaz
Namaz dinin direği,
Kul olmanın gereği,
Sevindirir meleği,
Namaz kılalım namaz!
İnsan dertten kurtulur,
Kalbi imanla vurur,
Rabbimiz razı olur,
Namaz kılalım namaz!
Gözün nuru namazdır,
Bekleme vaktin azdır!
Meleğe sevap yazdır!
Namaz kılalım namaz!
İnsanın saadeti,
İmanın alameti,
İstersek selameti,
Namaz kılalım namaz!
Haktan yüce hitaptır,
Edası çok sevaptır,
Kabrimizde cevaptır,
Namaz kılalım namaz!
Ruhumuzun gıdası,
Kalbimizin cilası,
Müminlerin duası,
Namaz kılalım namaz!
Herkes namaza muhtaç,
Mahşerde başlara taç,
Müminler için Mirac,
Namaz kılalım namaz!
Gönülleri şen eder,
Kötülükten men eder,
Doğru huzura gider,
Namaz kılalım namaz!
Namaz yüce bir paye,
Mahşerde olur saye,
Vasıta değil, gaye,
Namaz kılalım namaz!
Hakka yap ibadeti!
Büyüktür fazileti,
Kaçırma cemaati!
Namaz kılalım namaz!
Kim doğru namaz kılmaz,
Hikmetten nasip almaz,
Kolayca huzur bulmaz,
Namaz kılalım namaz!
Namaz şifa her derde,
Cehennem için perde,
Kılmak gerek her yerde,
Namaz kılalım namaz!
Yüzler kaplanır nurla,
Vücut çevrilir surla,
Dikkatle ve şuurla,
Namaz kılalım namaz!
Ölüm özür anlamaz,
Yaşlı ve genç ayırmaz,
Dünya kimseye kalmaz,
Namaz kılalım namaz!
Namaz imanın başı,
Hoca, dök gözden yaşı!
Erit kalbdeki taşı,
Namaz kılalım namaz!
372
www.dinimizislam.com
Gelip geçti ömrüm
Yakup aleyhisselam
Benim ömrüm geldi geçti,
Bir yel esip geçmiş gibi,
Hele bana şöyle geldi,
Bir göz açıp yummuş gibi.
Bu sözüme Hak tanıktır,
Bu can gövdeye konuktur.
Bir gün gelir, çıkar gider
Kafesten kuş uçmuş gibi.
İnsan için ne demişler?
Ekinciye benzetmişler,
Kimi biter, kimi yiter,
Yere tohum saçmış gibi.
Bu dünyada bir nesneye,
Yanar içim, göynür özüm.
Yiğit iken ölenlere,
Gök ekini biçmiş gibi.
Bir hastaya vardın ise,
Bir içim su verdin ise,
Yarın anda sana gele,
Hak şerbetin içmiş gibi.
Bir yoksulu gördün ise,
Eski bir şey verdin ise,
Yarın elbet karşı gele,
Yeni kaftan biçmiş gibi.
Yunus Emre bu dünyada,
İki kişi kalır derler.
Meğer Hızır, İlyas ola,
Âb-ı hayat içmiş gibi.
Kimse bilmez onun acı hâlinden,
Hak ismini düşürmezdi dilinden,
Aldırdı oğlunu Kenan ilinden,
Ağlar Yakup nebi, Yusuf’um diye.
Kardeşleri sözde onu aldattı,
Yusuf’u kuyunun içine attı,
Sandılar ki suyun dibine battı,
Ağlar Yakup nebi, Yusuf’um diye.
Yusuf’u hocada okumaz oldu,
O güzel bülbülü şakımaz oldu,
Sokağa, oyuna çıkamaz oldu,
Ağlar Yakup nebi, Yusuf’um diye.
Kırıldı kanadı, ağrıyor başı,
Hiç dinmiyor artık gözünün yaşı,
Ah çeker eritir dağ ile taşı,
Ağlar Yakup nebi, Yusuf’um diye.
Attılar kuyuya ölüm kastına,
Cebrail yetişti Rabbin dostuna,
Hak izniyle çıktı suyun üstüne,
Ağlar Yakup nebi, Yusuf’um diye.
Yusuf’un ismini her gün anıyor,
Evlat hasretiyle her an yanıyor,
Bir gün çıkar gelir diye umuyor,
Ağlar Yakup nebi, Yusuf’um diye.
Kelimeler:
Göynümek: Dertlenmek, üzülmek,
Kaftan: Kıymetli elbise
Âb-ı hayat: Ölümsüzlük sağlayan su,
hayat suyu
Kardeşleri başvurdular yalana,
Gömleğini boyadılar al kana,
Kurt yedi dediler babalarına,
Ağlar Yakup nebi, Yusuf’um diye.
373
www.dinimizislam.com
Sözlerinin hepsi elbet yalandı,
Kenan’ın kurtları gelip toplandı,
Biz yemedik diye içtiler andı,
Ağlar Yakup nebi, Yusuf’um diye.
Daha sonra köle diye sattılar,
Kervandaki kölelere kattılar,
Hasetliğin acısını böyle tattılar,
Ağlar Yakup nebi, Yusuf’um diye.
Gün geldi o oldu Mısır’a sultan,
Kardeşleri görüp oldular pişman,
Özür dilediler hemen o zaman,
Ağlar Yakup nebi, Yusuf’um diye.
Göçtü kervan
Gaflet uykusundan uyanmaz mısın?
Göçtü kervan, kaldık dağlar başında.
Bak tellal çağırıyor, inanmaz mısın?
Göçtü kervan, kaldık dağlar başında.
Öyle bakıp durma hep sağa sola!
Issız yerde kalma, düş hemen yola!
Kalk git, cenabı Hak yardımcın ola!
Göçtü kervan, kaldık dağlar başında.
Yunus der ortada kalmasın ölün!
Gece gündüz hakkı zikretsin dilin!
Yabancı diyarda bilinmez ilin!
Göçtü kervan kaldık dağlar başında.
Gel gör beni aşk n’eyledi
Gönlüm düştü bu sevdaya,
Gel gör beni aşk n’eyledi?
Başım girdi çok belaya,
Gel gör beni aşk n’eyledi?
Yürüyorum yana yana,
Aşk boyadı beni kana,
Kavuşulur nasıl ona?
Gel gör beni aşk n’eyledi?
Kâh akarım seller gibi,
Kâh eserim yeller gibi,
Kâh tozarım yollar gibi,
Gel gör beni aşk n’eyledi?
Sular gibi çağlıyorum,
Ciğerimi dağlıyorum,
Şeyhim diye ağlıyorum,
Gel gör beni aşk n’eyledi?
Tut elimden kaldır beni!
Vuslatına erdir beni!
Ağlıyorum güldür beni!
Gel gör beni aşk n’eyledi?
Geziyorum ilden ile,
Soruyorum dilden dile,
Şu hâlimi kimler bile,
Gel gör beni aşk n’eyledi?
Mecnun gibi yürüyorum,
Yâri düşte görüyorum,
Uyanınca eriyorum,
Gel gör beni aşk n’eyledi?
Aşkı beni mest eyledi,
Şu gönlümü hast’eyledi.
Öldürmeye kast eyledi,
Gel gör beni aşk n’eyledi?
Benzim sarı, gözlerim yaş,
Bağrım delik, ağrıyor baş,
Bitiyorum yavaş yavaş,
Gel gör beni aşk n’eyledi?
Miskin Yunus biçareyim,
Baştanbaşa hep yâreyim,
Dost ilinden âvâreyim,
Gel gör beni aşk n’eyledi?
374
www.dinimizislam.com
Kelimeler:
Vuslat: (Sevgiliye) kavuşma
Biçare: Çaresiz
Yâre: Yara
Âvâre: Başıboş
Hast’eylemek: Hasta etmek
Veysel Karani
Resul-ü ekremin kıymetli yâri,
Yemen illerinde, Veysel Karani.
Söylemez yalanı, yemez haramı
Yemen illerinde, Veysel Karani.
Seher vakti kalkıp yola giderdi,
Mevla’nın ismini çok zikrederdi,
Bir iki akçeye deve güderdi,
Yemen illerinde, Veysel Karani.
Elinde asası, hurma dalından,
Sırtında hırkası, deve yününden,
Kötü söz çıkmaz idi dilinden,
Yemen illerinde, Veysel Karani.
Üveys der, mescide hemen gireydim,
Resulün yüzünü bir kez göreydim,
Ayağın tozuna yüzüm süreydim,
Yemen illerinde, Veysel Karani.
Gitmeye geldim
Burada kararım yoktur,
Ben dönüp gitmeye geldim.
Esnafım, mallarım çoktur,
Alana satmaya geldim.
İşim tartışmak değildir,
Benim derdim muhabbettir,
Dostun evi gönüllerdir,
Gönüller yapmaya geldim.
Bu dosta aşk deliliği,
Âşık bilir inceliği,
Değiştirip ikiliği,
Birliğe yetmeye geldim.
O efendi, ben kuluyum,
Bahçesinin tek gülüyüm,
Güle konan bülbülüyüm,
Şad olup ötmeye geldim.
Tanışıklar hep burada,
Bilişirler imiş orda,
Ben hocamla tanışıp da,
Hâli arz etmeye geldim.
Bu miskinden sorun haber!
Dost nerde ise anda var,
Doğru haberi benden al!
Canımı vermeye geldim.
Derviş Yunus âşık olmuş,
Maşuk derdi ile solmuş,
Erin kapısında durmuş,
Ömrü harç etmeye geldim.
Diye diye
Hikmet saçar onun sözü,
Nuru belli eder yüzü,
Yaş akıtır dertli gözü,
Akar Allah diye diye.
Bahçemize bülbül konar,
Her çeşitten name sunar,
Âşıkların bağrı yanar,
Yanar Allah diye diye.
Doğan elbet bir gün ölür,
Sağ olanlar, bunu görür,
Hiç yorulmaz, güneş yürür,
Yürür Allah diye diye.
Bahar gelir, erir çığlar,
Yağmur yağar, bulut ağlar,
375
www.dinimizislam.com
Vadilerde sular çağlar,
Çağlar Allah diye diye.
Kurtlar ulur, itler ürür,
Kimi ölür, kimi çürür,
Gözümüzü duman bürür,
Bürür Allah diye diye.
Yunus bakar, çiçek açar,
Çiçekleri koku saçar,
Gemi yüzer, kuşlar uçar,
Uçar Allah diye diye.
Ey rahmeti bol padişah
Ey rahmeti bol padişah
Cürmüm ile geldim sana
Ben eyledim hadsiz günah
Cürmüm ile geldim sana
Hadden tecavüz eyledim
Günah deryasın boyladım
Malum sana ben neyledim
Cürmüm ile geldim sana
Utanmadım hiçbir zaman
Ettim günah gizli ayân,
Vurma yüzüme el-amân
Cürmüm ile geldim sana
Aslım bir damlacık meni
Halk eyledin ondan beni
Seviyorum rabbim seni
Cürmüm ile geldim sana
Gerçi çoktur fıskı fücûr
Sayılmaz bendeki kusur
Fakat senin adın gafur
Cürmüm ile geldim sana
Günahımla dolar cihan
Sana ayân zâhir nihan
Boldur sende elbet ihsan
Cürmüm ile geldim sana
Adın senin gaffâr iken
Ayıp örten Settar iken
Kime gidem sen vâr iken
Cürmüm ile geldim sana
Doğru bir kulluk etmedim
Rızan üzere gitmedim
Emirlerini tutmadım
Cürmüm ile geldim sana
Milyonlarca etsem günah
Sensin öyle bir padişah
Lâ-taknetû yeter penah
Cürmüm ile geldim sana
İsyanda Kuddusi şedîd,
Kullukta bir battal pelîd
Kesmem senden asla ümîd
Cürmüm ile geldim sana.
Kelimeler
Hadsiz: sayısız,
Cürm: günah, isyan, hata
Hadden tecavüz eyledim: Allah’ın
koyduğu sınırları aştım, yani günah
işledim.
Ayan: açık
El-aman: imdat
Fısk: açıktan işlenen günah
Fücur: günah ve çeşitli uygunsuz işler
Zahir: açık, Nihan: gizli
Gaffar: Günahları affeden
Settar: Günahları, ayıpları örten
La taknetu: Allah’ın rahmetinden ümit
kesmeyin âyeti var iken.
Penah: sığınacak yer
Şedid: şiddetli
Battal: işe yaramaz, Pelid: pis, rezil
376
www.dinimizislam.com
Derdim bana derman imiş
Derman arardım derdime,
Derdim bana derman imiş.
Burhan sorardım aslıma,
Aslım bana burhan imiş.
Sağı solu gözler iken,
Dost yüzünü özler iken,
Yerde gökte arar iken,
O, can içinde can imiş.
Öyle sanırdım ayrıyım,
Dost gayrıdır, ben gayrıyım,
Ben nasıl bir aşk eriyim?
Bildim ki ol canan imiş.
Nerden gelir yolun senin?
Nereye varır menzilin?
Nereden gelip gittiğin,
Anlamayan hayvan imiş.
Gidin bir mürşide varın!
Yüzünü güldüre yarın,
Mürşidi olmayanların,
Bildikleri bir zan imiş.
Niyazi işit sözünü!
Örtemezsin hak yüzünü,
Haktan açık bir şey yoktur,
Görenlere ayan imiş.
Aşkın ile âşıklar
Aşkın ile âşıklar,
Yansın ya Resulallah.
İçip aşk şerbetini,
Kansın ya Resulallah.
Dünyada yoktur eşi,
Nebilerin kardeşi,
İki cihan güneşi,
Sensin ya Resulallah.
Seni candan sevene,
Hürmet ile övene,
Müslüman olan tene,
Cansın ya Resulallah.
Ölçümüzsün her işte,
Gidiş de, hem gelişte,
Sana söven ateşte,
Yansın ya Resulallah.
Özler Yunus’un canı,
Aşkı kaplar cihanı,
Sultanların sultanı,
Sensin ya Resulallah.
Tahtadan Kutu
Tahtadan yapılmış bir uzun kutu
Baş tarafı geniş ayak ucu dar
Çakanlar bilir ki bu boş tabutu
Yarın kendileri dolduracaklar
Her yandan küçülen bir oda gibi
Duvarlar yanaşmış tavan alçalmış.
Sanki bir taş bebek kutuda gibi
Hayalim içinde uzanmış kalmış.
Cılız vücuduma tam görünse de
İçim bu dar yere sığılmaz diyor
Geride kalanlar hep dövünse de
İnsan birer birer yine giriyor.
Ölenler yeniden doğarmış gerçek
Tabut değildir bu bir tahta kundak
Bu ağır hediye kime gidecek
Çakılır çakılmaz üstüne kapak
377
www.dinimizislam.com
Gönül arzular
Arayı arayı bulsam izini,
İzinin tozuna sürsem yüzümü.
Mevlam nasip etse görsem yüzünü,
Hakkın Habibini gönül arzular.
Bir mübarek sefer olsa da gitsem,
Kâbe yollarında, kumlara batsam,
Cemalini bir kez düşte seyretsem,
Hakkın Habibini gönül arzular.
Zerrece kalmadı kalbimde hile,
Sadakatle girdim ben bu hak yola,
Ebu Bekir, Ömer, Osman'la bile,
Hakkın Habibini gönül arzular.
Ali ile Hasan, Hüseyin anda,
Muhabbeti kalbde, sevgisi canda,
Yarın mahşer günü, ulu divanda,
Hakkın Habibini gönül arzular.
Arafat dağıdır yüce dağımız,
Orda kabul olur bizim duamız,
Medine'de yatar Peygamberimiz,
Hakkın Habibini gönül arzular.
Yunus senin methin eder dillerde,
Sevgin dolup taşar, hep gönüllerde,
Gözyaşı dökerek gurbet illerde,
Hakkın Habibini gönül arzular.
Elhamdülillah
Hep kış ve yazda,
Mümin niyazda,
Deriz namazda,
Elhamdülillah.
Gönlümde iman,
Dilimde Kur'an,
Deriz her zaman,
Elhamdülillah.
Uyan seherde!
Devadır derde,
Söyle her yerde,
Elhamdülillah.
Mevla’yı zikret!
Âlemi fikret!
Yiyip iç şükret!
Elhamdülillah.
Düşme gaflete!
Sarıl hizmete!
De her nimete!
Elhamdülillah.
Çıksın nefesin!
Süslensin sesin!
Hoca dil desin!
Elhamdülillah.
Molla Kasım gelir
Ben dervişim diyene,
Bir şey diyesim gelir.
Hemen koşup peşine,
Varıp yetesim gelir.
Erenlerin nazarı,
Cevher eder toprağı.
O zatların bastığı,
Toprak olasım gelir.
Sırat kıldan incedir,
Kılıçtan keskincedir,
Varıp onun üstüne,
Evler yapasım gelir.
Altında vardır gayya,
İçi dolu ateşle,
378
www.dinimizislam.com
Uzanıp o gölgede,
Şöyle yatasım gelir.
Gönlümü Hakk’a versem,
Postumu yere sersem,
Ateş içine girsem,
Biraz yanasım gelir.
Günahım kadar yansam,
Rahmet suyunda yunsam,
İki kanat takınsam,
Gökte uçasım gelir.
Yunus zamansız ötme!
Eğri büğrü söz etme!
Seni sorguya çeken,
Bir Molla Kasım gelir.
Kelimeler:
Gayya: Cehennem kuyusu
İmkânsızdır
Göçer dünyanın dibi,
Ölmemek imkânsızdır.
Hazan olmuş gül gibi,
Solmamak imkânsızdır.
Dostu düşmanı tanı!
Düzeltmeli imanı!
Emanet olan canı,
Vermemek imkânsızdır.
Terk etmezsin gülmeyi,
Bırak çanak çömleği,
Yakasız ak gömleği,
Giymemek imkânsızdır.
Hastalandın kaç kere,
Verilmez başka süre,
Böcekli kara yere,
Girmemek imkânsızdır.
Hoca Hak de her demde!
Dikkat et her dönemde!
Kaynayan cehennemde,
Yanmamak imkânsızdır.
Güller sümbüller
Güller, sümbüller,
Öter bülbüller,
Yanık gönüller,
Mevlâ’yı sever.
Canlar, cananlar,
Hakkı ananlar,
Aşkla yananlar,
Mevlâ’yı sever.
Zikreden zâkir,
Şükreden şâkir,
Sabreden fakir,
Mevlâ’yı sever.
Yüreği yanan,
Allah'ı anan,
Tevbeyle yunan,
Mevlâ’yı sever.
Gerçeğe özen!
Kurulsun düzen!
Hoca’yla gezen,
Mevlâ’yı sever.
Kelimeler:
Zâkir: Zikreden
Şâkir: Şükreden
Yunmak: Yıkanmak, temizlenmek
Allah dendikçe
Gizli şeyler bilinir,
Rabbim Allah dendikçe.
Kalbden paslar silinir,
Rabbim Allah dendikçe.
379
www.dinimizislam.com
Nerde zikir çekilir,
Melekler saf saf gelir,
Herkese selam verir,
Rabbim Allah dendikçe.
Zikretmeye başlanır,
Gözlerimiz yaşlanır,
Hain şeytan taşlanır,
Rabbim Allah dendikçe.
Bağlı kapı açılır,
Hak bâtıldan seçilir,
Nice kapı açılır,
Rabbim Allah dendikçe.
Hoca gönlün şad olur,
Kaygıdan azad olur,
Mal ve mülk abad olur,
Rabbim Allah dendikçe.
Hakkı Anar
Zikre dalan bu âlem,
Hiç durmaz Hakk’ı anar.
Arş, Kürsi, levh-u kalem,
Hiç durmaz Hakk’ı anar.
Böcekler, kurtlar, kuşlar,
Buluttan akan yaşlar,
Ovalar, dağlar, taşlar,
Hiç durmaz Hakk’ı anar.
Kavun, karpuz, kelekler,
Gökte dönen felekler,
Gece gündüz melekler,
Hiç durmaz Hakk’ı anar.
Menekşeler, sümbüller,
Zambaklar, gonca güller,
Güle âşık bülbüller,
Hiç durmaz Hakk’ı anar.
Seherde esen yeller,
Akan çay, duran göller,
Hoca bak, kızgın çöller,
Hiç durmaz Hakk’ı anar.
Selam götürün
O mübarek illere,
Bizden selam götürün!
Hakkı anan dillere,
Bizden selam götürün!
Kutlu Hicaz çölüne,
Hakkın solmaz gülüne,
Hacıların seline,
Bizden selam götürün!
Girenler dost bağına,
Düşmez küfrün ağına,
Mübarek nur dağına,
Bizden selam götürün!
Yalvarın Rabbimize!
Dualar edin bize!
Muazzam Kâbe’mize,
Bizden selam götürün!
Girersiniz ihrama,
El sürmeyin harama!
Sahabe-yi kirama,
Bizden selam götürün!
İmren güzel huyuna!
Gidin zemzem suyuna!
Benî Haşim soyuna,
Bizden selam götürün!
Mekke ile Medine,
İki eşsiz hazine,
Çihar yâr-i güzine,
Bizden selam götürün!
Güneşte yanan başa,
Gözlerden akan yaşa,
Öpülen kara taşa,
Bizden selam götürün!
380
www.dinimizislam.com
Yağan nur-i Hüdaya,
Merve ile Safa’ya
Muhammed Mustafa’ya
Bizden selam götürün!
Tekbir alan ihvana,
Kestikleri kurbana,
Bütün ehl-i imana,
Bizden selam götürün!
Yetişir Cemal gayrı,
Çok sözün yoktur hayrı,
Hüccaca ayrı ayrı,
Bizden selam götürün!
Kelimeler:
İhvan: Kardeş
Hüccac: Hacılar
Dağlar başında
Bu nasıl uykudur, gel uyan artık,
Gitti kervan kaldık dağlar başında.
Bitmez sıkıntıya, gel dayan artık
Gitti kervan, kaldık dağlar başında.
Kervan gitti oldu hayli bir zaman,
Tedbirsiz gidilmez, yollar çok yaman,
Zarar görmeyelim aman ha aman,
Gitti kervan, kaldık dağlar başında.
Yunus yalnız Hakka uzansın elin,
Gece gündüz deme, zikretsin dilin,
Rehbersiz çıkarsan n’olacak halin?
Gitti kervan, kaldık dağlar başında.
Sordum sarı çiçeğe?
Sordum sarı çiçeğe,
Benzin niye sararmış?
Çiçek der ki; ey derviş,
Âhım dağlar eritir.
Sizde de ecel varmış,
Ölüm korkusu sarmış,
Çiçek der ki; ey derviş,
Ölümsüz yer var mıdır?
Sizde var mı yıkılış?
Nasıl geçer kara kış?
Çiçek der ki; ey derviş,
Kışın toprak oluruz.
Cehennem çok yerilmiş,
Acep nasıl bir yermiş?
Çiçek der ki; ey derviş,
O münkirler yeridir.
Rabbimiz çok övermiş,
Cennet nasıl bir yermiş?
Çiçek der ki; ey derviş,
Cennet mümin şehridir.
Güller sararıp solmuş,
Sordum gül nasıl olmuş?
Çiçek der ki; ey derviş,
Gül peygamber teridir.
Çevreyi fitne sarmış,
Nerede adam varmış?
Çiçek der ki; ey derviş,
Adam binde biridir.
Kırklar nerden gelirmiş?
Onları kim bilirmiş?
Çiçek der ki; ey derviş,
Kırklar Allah yâridir.
Altın gibi sararmış,
Bu rengi nerden almış?
Çiçek der ki; ey derviş,
Ay ile gün nurudur.
Sana endam verilmiş,
Ama boynun eğrilmiş,
Çiçek der ki; ey derviş,
Kalbim Hakk’a doğrudur.
381
www.dinimizislam.com
Adını kimler koymuş?
Anan, atan var mıymış?
Çiçek der ki; ey derviş,
Bu ne tuhaf sorudur.
Mekke’ye kimler gelmiş?
Kâbe’yi kimler görmüş?
Çiçek der ki; ey derviş,
Kâbe Allah evidir.
Sırat kıldan inceymiş,
Üstüne kim post sermiş?
Çiçek der ki; ey derviş,
O herkesin yoludur.
Yerin niçin taşlıdır?
Gözün niye yaşlıdır?
Çiçek der ki; ey derviş,
Bağrım karabaşlıdır.
Bu Yunus bağa girmiş,
Görmüş seni beğenmiş,
Çiçek der ki; ey derviş,
Kokla beni, geri dur.
Sanma beni delirmiş,
Beni kimler bilirmiş?
Çiçek der ki; ey derviş,
Yunus Kırklar yâridir.
Dedim az gelir misin?
Sen beni bilir misin?
Çiçek der, derviş baba,
Sen Yunus değil misin?
Dünya düşman olsa
Dünya bize düşman olsa,
Dosttan bizi ayıramaz.
Dost nerede, biz orada,
Düşman bizi ayıramaz.
Dost bizimle, korkmaz insan,
Güvenirse, olmaz pişman,
Saldırsa da, yüz bin düşman,
Dost karşısında duramaz.
Dokunamaz düşman sana,
Çünkü dost bizden yana,
Meydan okuruz cihana,
Düşman eli erişemez.
Çok âciz kalır sultan da,
Ne gönülde, ne de canda,
Mahrumdur iki cihanda,
Kim ki dost yüzü göremez.
Dost bize kapıyı açar,
Düşmanlar olur naçar,
Her biri bir yere kaçar,
Yunus öyle cevher saçar,
Ârifler bile deremez.
İbret al
Kardeş biraz aç gözünü,
Sahraya bak da, ibret al!
Nasıl direksiz durur diye
Semaya bak da, ibret al!
Rabbimizin çok nimeti,
Elbet görülür kudreti,
Sabahları seher vakti,
Dünyaya bak da ibret al!
General bile olsan da,
Er kişi derler musallada,
Şu cansız yatan orada,
Mevtaya bak da, ibret al!
Zengin olsun, ister fakir,
Sonu elbette kefendir,
Malı ile eden kibir,
Mecnun değil de, ya nedir?
Duruma bak da ibret al!
382
www.dinimizislam.com
Yürü dünya yürü, sonun virandır,
İşimiz yamandır, âhir zamandır.
Aşka düşen
Aşka düşen nasıl geçer?
Zehri şerbet gibi içer,
Şeyhe varmayan nehirler,
Deryalar ile savaşır.
Aşksız kişi öğüt almaz,
İnadından geri kalmaz,
Ölümünü hatırlamaz,
Bin yıllık işe girişir.
Âşık, beladan usanmaz,
Onu bunu kötü sanmaz,
Laf getirene inanmaz,
O, herkes ile barışır.
Yunus, gözün yaş dolsa da,
Her gün sararıp solsa da,
Dağlar çok yüksek olsa da,
Yolu üstünden aşırır.
Ölünce çözülür, belin, kuşağın,
Gözüne görünmez, oğlun, uşağın,
Yakasız kefendir, örtün, döşeğin,
Yürü dünya yürü, sonun virandır,
İşimiz yamandır, âhir zamandır.
Kazandığın mallar, arkada kalır,
Ummadığın gelir, hepsini alır,
Başkası yer, senden hesap sorulur,
Yürü dünya yürü, sonun virandır,
İşimiz yamandır, âhir zamandır.
Yürü dünya
Bu dünya geçici, sonsuz kalınmaz,
Malın çok olsa da, murat alınmaz,
Gâfil olma sakın, geri dönülmez,
Yürü dünya yürü, sonun virandır,
İşimiz yamandır, âhir zamandır.
Hâlıkın dururken, mahlûka tapma!
Şeytana uyup da, yolundan sapma!
Münker Nekir gelir, bir çınar gibi,
Gözleri yanar, bir fener gibi,
Sorguya çekerler, gök gürler gibi,
Yürü dünya yürü, sonun virandır,
İşimiz yamandır, âhir zamandır.
Cehennemin, yedi türlü yapısı,
Her birinin ateştendir kapısı,
Çok uzaktan gelir, kötü kokusu,
Nimetleri tepip, nankörlük yapma!
Yürü dünya yürü, sonun virandır,
İşimiz yamandır, âhir zamandır.
Yürü dünya yürü, sonun virandır,
İşimiz yamandır, âhir zamandır.
Anarım Rabbim seni
Azık topladın mı, yola varmaya?
İlaçların var mı, yara sarmaya?
İki melek gelir, sual sormaya,
Dağlarla ve taşlarla,
Anarım Rabbim seni.
Gökte uçan kuşlarla,
Anarım Rabbim seni.
383
www.dinimizislam.com
Semada İsa ile,
Tur dağda Musa ile,
Elinde asa ile,
Anarım Rabbim seni.
Günahı bırakarak,
Dualar okuyarak,
Baş açık, yalınayak,
Anarım Rabbim seni.
Yunus sarı güllerle,
Şakıyan bülbüllerle,
Seni seven dillerle,
Anarım Rabbim seni.
Âşık olmazsam
Buralarda duramam,
Dost katına varamam,
Ben dertten kurtulamam,
Dost yüzünü görmezsem.
Eyyüb nebi değilim,
Dertlere sabredeyim,
Nerelere gideyim,
Derde derman bulmazsam.
Yakub nebi değilim,
Kurda haber salayım,
Ağlayıp kör olayım,
Yusuf’umu bulmazsam.
Yusuf nebi değilim,
Kervana kul olayım,
Yanayım, kül olayım,
Mısr’a sultan olmazsam.
Hâlime gülmesinler,
Yanıma gelmesinler,
Yunus’u bilmesinler,
Gerçek âşık olmazsam.
Aşk denizi
Bu denize dalana,
Gerekmez vapur, gemi,
Gel gayret et bulmaya,
Sohbetlerdeki demi!
Dünyalığım yok diye,
Üzülerek gam yeme!
Maşukunu sevdinse,
Gider gönlünün gamı.
O maşuku bilseydin,
Sen de, bir kez görseydin,
Bu öğüdü vermezdin,
Feda kılardın canı.
Âşık, kin nedir bilmez,
Can verir, ama ölmez,
Açıktır gece gündüz,
Kapanmaz hiç dükkânı.
Hakiki âşık olan,
Yüzünde olur nişan,
Akar gider durmadan,
İki gözünün kanı.
Yüzünü kaldırmazsan,
Âşığın ayağından,
Feda edersen bin can,
Yunus bulur Sübhan’ı.
Yunusun adı
Ben razıyım anmaya,
Günde bin kez yanmaya,
Baldan tatlıdır daha,
Şirindir aşkın tadı.
Okuyan dört kitabı,
Aşka çâre bulmadı,
Ne beyi, ne sultanı,
Ne hocası, ne kadı.
384
www.dinimizislam.com
Aşk anadan doğmadı,
Kimseye yâr olmadı,
Hükmüne kıldı esir,
Cümle bilişi, yâdı
Aşka gönül verilmez,
Ona kolay erilmez,
Onun için yerilmez,
Yunus Emre'nin adı.
Kelimeler:
Yad: Yabancı
Biliş: Tanıdık
Hakkın evi
Mekânlardan münezzehsin,
Ne sarayda, ne köşktesin,
Miskinlerin kalblerini,
Edindin durak Çalab’ım.
Aşka nasıl dayanırım?
Belki bir gün uyanırım,
Çok sevdiğin Habibine,
Olayım çırak Çalab’ım.
Sen Rabbisin, bu kulların,
Günahları çok onların,
Hepsinin de binekleri,
Olmalı Burak Çalab’ım.
Ne ilmim var, ne taatim,
Ne gücüm var, ne takatim,
Ancak senin inayetin,
Kıla yüzüm ak Çalab’ım.
Yunus etmez ele minnet,
Günahım çok beni affet!
Eğer bunu edersen ret,
Çok acı firak Çalab’ım.
Kelimeler:
Eşiğine yüzüm sürem,
Hakkın evi Kâbetullah,
Baktıkça hayranın olam,
Hakkın evi Kâbetullah
Kara şala bürünürsün,
Ne şahane görünürsün,
Gelenlere sevinirsin,
Hakkın evi Kâbetullah.
Çevresinden bakar dağlar,
Irmak akar, sular çağlar,
Âşık Yunus durmaz ağlar,
Senin için Kâbetullah.
Çalab: İlâh. Mâbud
Firak: Ayrılık
Gani: Kimseye muhtaç olmayan,
zengin
İnayet: Lütuf, ihsan, iyilik, yardım
Taat: İbadet
Hak Çalab’ım
Ötme bülbül
Hak Çalab’ım, Hak Çalab’ım,
Senden gayri yok Çalab’ım,
Günahları affedersin,
Ey rahmeti çok Çalab’ım.
Yüce Mevlam, yüce gani,
Derdimin dermanı hani?
Aşktan uzak tutma beni!
Ateşiyle yak Çalab’ım!
Gece gündüz virdin mi var?
Gurbet elde yurdun mu var?
Âşık gibi derdin mi var?
Öyle garip ötme bülbül!
Öyle garip, ötme bülbül!
Derdi derde, katma bülbül!
Benim derdim, bana yeter,
Bir dert de sen, katma bülbül!
385
www.dinimizislam.com
Gülün hâlini kim bile?
Bilen varsa beri gele!
El değmedik gonca güle,
Dolaşıp söz atma bülbül!
Kanat açıp, uçar mısın?
Deryaları geçer misin?
Bencileyin naçar mısın?
Beni ele satma bülbül!
Kerem misin, aslı mısın?
Gül yanında uslu musun?
Benim gibi yaslı mısın?
Öyle tuhaf ötme bülbül!
Yunus, yüzün ak pak derken,
Cihanda mislin yok derken,
Seherlerde Hak, Hak derken,
Bizi de unutma bülbül!
Kelimeler:
Naçar: Çaresiz
Vird: Devamlı yapılan zikir
Şol Cennetin nehirleri
Şol cennetin nehirleri,
Akar Allah diye diye.
Güzel sesli bülbülleri,
Öter Allah diye diye.
Salınır tuba dalları,
Âb-ı hayattır gölleri,
Cennet bağının gülleri,
Kokar Allah diye diye.
Aydan aydındır yüzleri,
Baldan tatlıdır sözleri,
Cennette huri kızları,
Gezer Allah diye diye.
Cennet ehli yiyip içer,
Melekler hep rahmet saçar,
İdris nebi, hülle biçer,
Diker Allah diye diye.
Hep nurdandır direkleri,
Gümüştendir yaprakları,
Salındıkça budakları,
Biter Allah diye diye.
Yunus der ki, âşık kişi,
Gözlerinin dinmez yaşı,
Nurla dolar içi dışı,
Söyler Allah diye diye.
Kelimeler:
Ab-ı hayat: Hayat suyu
Hülle: Cennet elbisesi
Rabbimizi zikredersen
Karanlıklar aydınlanır,
Rabbimizi zikredersen.
Hasta gönül mamur olur,
Rabbimizi zikredersen.
Zorlu işler, âsân olur,
Dertli olan, derman bulur,
Can içinde, canan olur,
Rabbimizi zikredersen.
Gamlı gönül hep şad olur,
Esir iken, azad olur,
Nice cahil, irşad olur,
Rabbimizi zikredersen.
Zikret Hakkı beher nefes!
De: Allah bes baki heves!
Başkasından ümidi kes!
Rabbimizi zikredersen.
Yunus, sen ikrar edersin,
Duanı tekrar edersin,
Cennette karar edersin,
Rabbimizi zikredersen.
Kelimeler:
Âsân: Kolay
Şad: Sevinçli, bahtiyar
İrşad: Doğru yolu gösterme
386
www.dinimizislam.com
Allah bes baki heves: Allah var gerisi
boş. Allah bize yetişir, başka şeye
ihtiyaç yok
Benden içeri
Severim ben seni candan içeri,
Yolum vardır bu erkândan içeri.
Sanma beni bende, bende değilim,
Bir ben vardır bende, benden içeri.
Zihnimde canlanır, yoktur nişanı,
Nişan olur mu, nişandan içeri.
Kalksın o mumlar, vermez ki yarar,
Benim ışığım var, günden içeri.
Şeriat, tarikat yoldur varana,
Hakikat, marifet, ondan içeri.
Bak Yunus gaflete daldı,
Kapılarda kaldı ondan içeri.
Kahrında hoş
İster cefa ister vefa,
Kahrın da hoş lütfunda hoş.
Bir dert gönder yahut deva!
Kahrın da hoş lütfunda hoş.
Hoştur bana senden gelen,
İster hırka, ister kefen,
Ya taze gül yahut diken,
Kahrın da hoş lütfunda hoş.
Sensin ebed, sensin ezel,
Hem lütfu, hem kahrı güzel,
İster isen, bağrımı del!
Kahrın da hoş lütfunda hoş.
Ya bağ veya bostan ola,
Ya visal ya hicran ola,
İster isen zindan ola,
Kahrın da hoş lütfunda hoş.
Gelse celalinden cefa,
Yahut cemalinden vefa,
İkisi de cana safa,
Kahrın da hoş lütfunda hoş.
Anlaşılmaz nasıl iştir,
Ya gülistan ya ateştir,
Eşrefoğlu bir derviştir,
Kahrın da hoş lütfunda hoş.
Kelimeler:
Visal: Kavuşma
Hicran: Ayrılık
Celal: Azamet, büyüklük, hiçbir şeye
muhtaç olmamak (Allahü teâlânın
sıfatlarından)
Cemal: Allahü teâlânın lütuf ve rızâ
sıfatı
Kahr: Allahü teâlânın azabı
Bir Allah
Yeri, göğü yaratan,
Ağaçları donatan,
Çiçekleri açtıran,
Bir Allah’tır, bir Allah!
Yoktan nimetler veren,
Yapılanları gören,
Gizli açık işiten,
Bir Allah’tır, bir Allah!
Bizlere akıl veren,
Doğru yolu gösteren,
Her şeyi iyi bilen,
Bir Allah’tır, bir Allah!
Rabbimizi severiz,
Buyruğunu dinleriz,
387
www.dinimizislam.com
Beş vakit namaz kılar,
Ona isyan etmeyiz.
Kur’ana iman eden,
Onun yolunda giden,
Cehennemden kurtulur,
İslam gayreti güden.
Mümin güzel huyludur,
Zekidir, şuurludur,
Kimselere zulmetmez,
Kendi de huzurludur.
Ya Rab, affeyle beni!
Anamı ve babamı,
Düşmanların şerrinden,
Koru her Müslümanı!
Ya Rab!
Bu âciz kulların sensiz edemez,
Ya Rab, bu âcizi senden ayırma!
Seni sevmek, benim dinim imanım,
Ya Rab, imanımı dinden ayırma!
Şeyhim güldür, gülün yaprağıyım ben,
Ya Rab, bu yaprağı gülden ayırma!
Yapraklar sarardı, döndüm hazana,
Ya Rab, hazanımı daldan ayırma!
Dostun bahçesinin bülbülüyüm ben,
Ya Rab, bülbülünü gülden ayırma!
Balık gölden çıksa ölür diyorlar,
Ya Rab, balığını gölden ayırma!
Eşrefoğlu Rumi fakir kulundur,
Ya Rab, fakir kulu, Şah’tan ayırma!
Hâlık bilmez mi hiç?
Derdimi bilen yok deme!
Hâlık olan bilmez mi hiç?
Çoktur nimet hazinesi,
İsteyene vermez mi hiç?
Sen ihlâs ile ağlarsan
Gözyaşını silmez mi hiç?
Sonsuzdur rahmet deryası,
Sakın deme, bitmez mi hiç?
Gizli de günah işleme!
Yapılanı görmez mi hiç?
Dua et, çok iste, bıkma!
Sana ihsan etmez mi hiç?
Samimi tevbe edeni,
Severek affetmez mi hiç?
Küfre girip ölürsen sen,
Cehenneme atmaz mı hiç?
Hoca, imanla öleni,
Cennetine koymaz mı hiç?
Kendini bil
Biraz kendini tanı!
Can içre ara canı!
Ver canı, al cananı!
Kendini bil kendini!
Görünen sıfatındır,
Onu gören zatındır,
Bilirsen sanatındır,
Kendini bil kendini!
Veli hayrete daldı,
İçi dışı nur oldu,
Tevhid-i zatı buldu,
Kendini bil kendini!
388
www.dinimizislam.com
Nigâh: Bakış, nazar, tebessüm
Âlem-i ervah: Ruhlar âlemi
Şems-ü mâh: Güneş ve ay
Hacı Bayram ne oldu?
Bilenler onu buldu,
Bulan aşkıyla doldu,
Kendini bil kendini!
Kelimeler:
Gerçek âşık
Tevhid-i zat: Allahü teâlânın birliği
Geldim
Her şey senden, medet Allah’ım medet,
Aklın alındığı yerlere geldim.
Duamızı kabul buyur, eyleme ret!
Göğsün delindiği yerlere geldim.
Hep, âh ile zardır, âşığın işi,
Kan ile karışır gözünün yaşı.
İnci, mercan olmuş toprağı, taşı,
Cevher bulunduğu yerlere geldim.
Dağların başına, bulutlar çıkar,
Bağrımın içinde, şimşekler çakar,
Firdevs-i âlâdan, bir servi çınar,
Çıkıp salındığı yerlere geldim.
Sümbülün davası, servi dalıyla,
Bülbülün sevdası, bahar gülüyle,
Muhabbet sunarken, Hakîm diliyle,
Gönlün sızladığı yerlere geldim.
Elime bir geçse tatlı nigâhın,
Bilemedim kıymetini dergâhın.
Âlem-i ervahtan, bir şems-ü mâhın,
Nurunu saçtığı yerlere geldim.
Kelimeler:
Zar: Ağlamak
Firdevs-i âlâ: Sekiz cennetten biri
Hakîm: Hikmet sahibi, Allahü teâlâ
Gerçek aşkın var nişanı,
Dosta verir hemen canı.
Bekleyemez bir an önce,
Arzu eder Yaratanı.
Âşık olan söz dinlemez,
Ona öğüt fayda vermez,
Dünyaları gözü görmez,
Vermek ister hemen canı.
Tanırlar âşık olanı,
Yüzünde olur nişanı,
Gece gündüz durmaz akar,
Gözlerinden yaşla kanı.
Aşktan maksat dinle iman,
Aşk yoksa ürünsüz saman,
Aşktan mahrum kalan insan,
Pek bilmez dini, imanı.
Kaldırma Yunus başını,
Âşıkların ayağından,
Feda edersen bin canı,
Bulursun elbet sultanı.
Hakkı isteyen
Her kim hakkı görürse,
Yabancıya bakmazmış.
Hakikate ererse,
Onu ateş yakmazmış
Hakk’a gönül verenin,
İlmi Ona erenin,
Gözü Onu görenin,
Talihleri sönmezmiş.
389
www.dinimizislam.com
Ölmezmiş âşık canı,
Çürümezmiş hiç teni,
Aşk kimi kıldı fâni,
Ona zeval ermezmiş.
Dünya hırsı bitenin,
Kötülüğü itenin,
Bülbül gibi ötenin,
Kimse dilin bilmezmiş.
Allah için konuşan,
Nimetlere kavuşan,
Aşkı ile tanışan,
Ölmekten hiç korkmazmış.
Varlığını satmayan,
Kibri söküp atmayan,
Hoca aşkı tatmayan,
Temiz kalbli olmazmış.
La ilahe illallah
Aklı olan fikreder,
Nimetlere şükreder,
Her fırsatta zikreder,
La ilahe illallah...
Helal lokma yiyesin,
Helalinden giyesin,
Gece gündüz diyesin,
La ilahe illallah...
Varlığın olsun feda,
Hak emrini et eda!
Ağızdan çıkan seda,
La ilahe illallah...
Günahlardan durma kaç!
Etrafına ışık saç!
Söyle kalb gözünü aç!
La ilahe illallah...
Ömür bir gün yırtılır,
Günahların tartılır,
Salih olan kurtulur,
La ilahe illallah...
Hoca, saf olsun özün!
Gerçeği görsün gözün!
Her zaman olsun sözün!
La ilahe illallah...
Allah’ı anar
Dosta koşanlar,
Allah’ı anar.
Aşkla coşanlar,
Allah’ı anar.
Hak yola uyan,
Kalbini yuyan,
Pek az uyuyan,
Allah’ı anar.
Huzura varan,
Edeble duran,
Okuyan Kur’an,
Allah’ı anar.
Rızadır kastı,
Arayan dostu,
Sererek postu,
Allah’ı anar.
Hakta buluşan,
Aşkla çalışan,
Dili alışan,
Allah’ı anar.
Baksana kardeş,
Yanıyor ateş,
Ay ile güneş,
Allah’ı anar.
Kim ki imansız,
Yanar amansız,
Hep canlı cansız,
Allah’ı anar.
390
www.dinimizislam.com
Hoca gel uyan!
Allah’a dayan!
Hakk’a baş koyan,
Allah’ı anar.
Kelimeler:
Yumak: Yıkamak
Saadet anahtarı
Namaz dinde direktir, ibadette yürektir,
Feyze kavuşmak için, doğru kılmak gerektir.
Kurtuluş kolaylaşır, secdeye değse başlar,
Saadet anahtarı, ancak namazla başlar.
Doğru kılınan namaz, gönülleri şen eder,
Huzura kavuşturur, kötülükten men eder.
Namaz dinde gayedir, İslam’ın binasıdır,
Müslümanın miracı, kalblerini cilasıdır.
Kim ki kötülüklerden olmuyorsa selâmet,
Namazı gaflet ile kıldığına alâmet.
Namaz en efdal amel, edası çok sevaptır,
Münker ve Nekir için, en güzel bir cevaptır.
Namazı kılmayanın, kabul olmaz duası,
İyi işler yapsa da, görülmez pek faydası.
Beynamazın imanı, elbette sağlam kalmaz,
Kolayca küfre girer, farkında bile olmaz.
Namaza önem verip, doğru dürüst kılmalı,
Yalan yanlış kılmaktan, utanıp sıkılmalı.
Hoca, felah isteyen, bıraksın itirazı!
Tadil-i erkân ile kılmalı her namazı.
Silsile-i aliyye
Nebi, Sıddîk ve Selman, Kasım, Cafer, Bistami,
İrfan kaynağı oldu, Ebül-Hasen Harkani.
Ebu Ali Farmedi geldi sonra bu meydana,
Çok Veli yetiştirdi, hem Yusüf-i Hemedani.
Abdülhalık Goncdüvani, marifetler semasında,
Dünyayı aydınlattı, hem Arif-i Rivegeri.
391
www.dinimizislam.com
Mavera-ün-nehr ili, Tur-i Sina gibi oldu,
Nurlandıranlardan biri, Mahmud-i İncirfagnevi.
Ali Ramiteni’dir Azizan ve pir-i Nessac,
Çok keramet gösterdi, Muhammed Baba Semmasi.
Seyyid Emir Gilal de, ilim deryasında sadef,
Andan meydana geldi, Behaüddin-i Buhari.
Alaüddin-i Attar, zamanının kutbu idi,
Yakub-ı Çerhi’de oldu zahir, envar-ı rahmani.
Ubeydüllahi Ahrar ve kadi Muhammed Zahid,
Derviş Muhammed geldi ve Hacegi Muhammed Emkenegi.
Baki-billah’dan gelen, nurlara kendi de katıp,
Binlerce kalb temizledi, İmam-ı Ahmed Rabbani.
Urvet-ül-vüska Masum ve Seyfeddinle seyyid Nur,
Ve Mazherle Abdüllah, sonra Halidi Bağdadi.
Feyiz verdiler bunlar da, sonra bu nuru Abdullah,
Anadolu’ya yaydı, hem de Taha-yı Hakkari.
Hem seyyid-i Salih de, kardeşin yerini tutup,
Fena-fillaha kavuştu Sıbgatullah-i Hizani.
Bu üç Velinin sohbetlerinde yükselip,
Mürşid-i kâmil oldu, seyyid Fehim-i Arvasi.
Bu otuzdört Velinin kalbleri, bir ayna gibi,
Yaydılar hep cihana, envâr-ı Resulillahi.
Bütün bu nurlar en son, toplandı bir hazinede,
İsmi bu hazinenin: Abdülhakim-i Arvasi.
Dua edeceğin zaman, Silsileyi oku heman,
Salihleri söyleyince, yağar rahmeti Rahman.
Selam olsun, dua olsun, bu yazardan daima,
Silsile-i aliyyenin ervahına ya Sübhan.
392
www.dinimizislam.com
Seçkin Maniler
Açıklama
Mani, bir halk edebiyatı nazım
türüdür. Genelde sevgi üzerinedir.
Gelin kaynana ve başka konularda
da yazılanları vardır. Çoğunlukla
yedi heceli olur, dört mısradan
meydana gelir. Birinci, ikinci ve
dördüncü mısralar birbirleriyle
kafiyeli, üçüncü mısra serbesttir.
İlk iki mısra, havadan sudan
bahseden hazırlık mısralarıdır.
Bunların son iki mısra ile anlam
bağlantısı yoktur. Üçüncü mısra
bir geçiştir, dördüncü mısra ise,
asıl maksadı bildirir. Bir örnek
verelim:
Kalenin altı bayır,
Gülü dikenden ayır!
Sen gurbete gidersen,
Yanarım cayır cayır.
Görüldüğü gibi, ilk iki mısra son
mısradan
farklıdır.
Üçüncü
mısrada,
dördüncü
mısradaki
maksat için bir geçiş var.
Dördüncü mısrada asıl maksat
söyleniyor.
Eskiden yazılan halk manileri,
hece
ve
kafiye
yönünden
uygundu. Günümüzde, serbest şiir
dendiği gibi, serbest maniler
çıkmış. Hece yok, kafiyeler
yetersiz. Bunları görünce birkaç
mani de biz yazalım dedik.
Yazdıklarımız
mâna
yönüyle
onlardan farksızsa da, en azından
hece sayıları aynı ve kafiyelidir.
Okurken
takılmadan
rahatça
okunur.
Yazar bayanlar, beyler,
Hepsi uyduruk şeyler,
En güzel manileri,
Elbette Hoca söyler.
Seçkin maniler – 1
Bahar gelir yaz olur,
Kibirlide naz olur,
Kıymetliler her zaman,
Bir toplumda az olur.
***
Kaşını yıkma kızım!
Hizmetten bıkma kızım!
Elin günün içinde,
Hayırsız çıkma kızım!
***
Salihler verir almaz,
İhsandan geri kalmaz,
Büyükleri tanımak,
Herkese nasip olmaz.
***
Hiç basmadım izlere,
Diken oldum gözlere,
Ecel geldi giderim,
Dünya kalsın sizlere.
***
Hiç çekinme gelmekten,
Geri kalma gülmekten,
Mümin olan can atar,
Allah için ölmekten?
393
www.dinimizislam.com
***
Nimet dolu diyarım,
Yetmişlik ihtiyarım,
Ne kadar şükretsem az,
Müminim, bahtiyarım.
***
Eline almış kozu,
Çektirir reklam pozu,
Dikkatli olmak gerek,
Vuran çıkar balyozu.
***
Kimine nazar olur,
Kimisi yazar olur,
Yapılan numaralar,
Hep azar azar olur!
Seçkin maniler – 2
Yaz olur bostan olur,
Basmalar fistan olur,
Dertlerimi yazamam,
Çok uzun destan olur.
***
Ayransızdır yayıklar,
Yüzemiyor kayıklar,
Tavuklar acıkınca,
Darı diye sayıklar.
***
Kasabın satırı var,
Sütçünün katırı var,
Kusurunu göremem,
Hocanın hatırı var.
***
Çok yiyen şişman olur,
Tatlıya düşman olur,
Yemesini bilmeyen,
Sonunda pişman olur.
***
Kurbanlık kara koyun,
Tutup ağıla koyun!
Çok dikkatli olmalı,
Yaparlar çirkin oyun.
***
Bahar gelsin yeşersin,
Fazla yeme şişersin,
Dikkat et pencereden,
Aşağıya düşersin.
***
Ana şefkatten dönmez,
Hakkı çoktur, ödenmez,
Karşı çıkılmaz asla,
Ona öf bile denmez.
Seçkin maniler – 3
Sana demiştim dünden,
Para isteme benden,
Dostluğumuz bozulur,
Soğurum hemen senden.
***
Kayıt geçer sicile,
Etsek de çok acele,
Alna yazılan gelir,
Fayda vermez ecele.
***
Ateşi tutar maşa,
Gerek yoktur telaşa,
Önlenmeli fitneler,
Dursun artık kargaşa?
***
Bak olmuş yaşın yetmiş,
Kalmamış, işin bitmiş,
Düşünce gördüm seni,
Dostların çekip gitmiş.
**
394
www.dinimizislam.com
Annem bizi avutur,
Ninni söyler uyutur,
Hep kahrımızı çeker,
Çok geçmeden unutur.
***
Ana bakmaz her lafa,
Evlâttan görse cefa,
Yine acır bizlere,
Eksilmez onda vefa.
***
Et tırnaktan ayrılmaz,
Hakkı çoktur sayılmaz,
Hoca, dost çok olsa da,
Ana gibi yâr olmaz.
Testisi susuz kalmış,
Evleri ıssız kalmış,
Gelin olmuş ayrılmış,
Anası kızsız kalmış.
***
At üstünden inmiyor,
Eşeğime binmiyor,
Böyle inat ettikçe,
Gözyaşlarım dinmiyor.
***
Aynalara varıyor,
Saçlarını tarıyor,
Beklemekten vazgeçmiş,
İnternette arıyor.
Seçkin maniler – 4
Seçkin maniler – 5
Bulanıkmış, durulmuş,
Çok çalışmış, yorulmuş,
Kimseyi beğenmezken,
Bir çirkine vurulmuş.
***
Kimisi bakar durur,
Turnayı gözden vurur,
Kibirli olan insan,
Durur iken kudurur.
***
Çekip gitti gelmiyor,
Nerde kimse bilmiyor,
Dünyayı verseler de,
Suratı hiç gülmüyor.
***
Çocuklar ip atlıyor,
Maytapları patlıyor,
Bizi mutlu gördükçe,
Hasetçiler çatlıyor.
***
Fanatik değil bağnaz,
Gâfilken oldu aymaz,
Arapça der kaldırır,
Uydurmaya hiç doymaz.
***
Kimisi yapar ayak,
Belki istiyor dayak,
Değişti kafiyeler,
Yapılmış tuhaf uyak.
***
Cevaba dendi yanıt,
Âbide oldu anıt,
Delil, alındı rafa,
Yerine geçti kanıt.
***
Soysuzlaştı zürriyet,
Sürüyor mağduriyet,
Şu özgürlük çıkınca,
Hançerlendi hürriyet.
***
395
www.dinimizislam.com
Mesele, oldu sorun,
Soysuzlar verdi torun,
Uydurup da diyorlar
Mecburiyete zorun.
***
Çıktı birkaç uyuşuk,
Yüzü gözü buruşuk,
Ceddimize ihanet,
Şiire dendi koşuk.
***
Bulunuyor dayanak,
Yardım eder avanak,
Hoca, imkânı aldı,
Şu uğursuz olanak.
Ne yaparsın bilemem,
Gül desen de gülemem,
Dünyanın ucundasın,
Oralara gelemem.
***
Geri çıkmaz girenler,
Hayran olur görenler,
Nasıl kolay unutur
Sana gönül verenler.
***
Herkese hava atma!
Kendini ağır satma!
Hoca olma bozguncu,
Pişmiş aşa su katma!
Seçkin maniler – 6
Seçkin maniler – 7
Eski bir konağı var,
Porselen çanağı var.
Onu kolay tanırım,
Çift benli yanağı var.
***
Rüyalarda gördüğüm,
Gergef gibi ördüğüm,
Beni öyle bağladı,
Oldum sanki kördüğüm.
***
Aşksız olan koşturmaz,
Kalbimizi coşturmaz,
Yüz makyajı aldatır,
Kalp makyajı hoş durmaz.
***
Şiir değil manidir,
Çıkışları ânidir,
Dinsiz imansız olmak,
Evlenmeye manidir.
***
Yapıyor elişleri,
Sayılı gelişleri,
Hatırımdan çıkmıyor,
Anlamlı gülüşleri.
***
Eline almış oya,
Her yanı olmuş boya,
Gösterişten uzak dur!
Meydana çıkar foya.
***
Henüz tanıdım yeni,
Özlüyorum ben seni,
Uzaklara gidip de,
Fazla bekletme beni!
***
Yükü kervancı tutar,
Yolcuyu hancı tutar,
Mini etek görünce,
Fâsığı sancı tutar.
***
396
www.dinimizislam.com
Kalbe saklanan oktur,
Dünyada doktor çoktur,
Doktor pek çok olsa da,
Derdime çare yoktur.
***
Kışta kayınca kayak,
Babamdan yedim dayak,
Misafir geldi dendi,
Fırladım yalın ayak.
***
Düşünme kara kara,
Kalbime açtın yara,
Hoca gelmezse eğer,
Telefonla bir ara!
Kusurum varsa bakma!
Ormanda ateş yakma!
İyilik et herkese,
Fakat başına kakma!
***
Yiğit misin, er misin?
Haram lokma yer misin?
Haydi, namaza desek,
Bana hay hay der misin?
***
Bekliyorum geliver!
Şu kırmızı gülü ver!
Hoca, hep surat asma!
Birazcık da gülüver!
Seçkin maniler – 8
Seçkin maniler – 9
Sevgi var dizi dizi,
Silinmez asla izi,
Rabbimiz çok kerimdir,
Mahrum bırakmaz bizi.
***
Etme artık naz derler,
Durma haydi yaz derler,
Anlatınca derdimi,
Bu dert sana az derler.
***
İnsafsızca taşlama!
Beni öyle haşlama!
Eskiyi unut artık,
İki de bir başlama!
***
Ne bu sıkıntı aman?
İşlerimiz çok yaman,
Daha fazla uzatma!
Kavuşmamız ne zaman?
***
Anamız başa taçtır,
Derdimize ilaçtır,
Bir evlat yaşlansa da,
Anasına muhtaçtır.
***
Çatma öyle kaşını!
Şöyle kaldır başını!
Yüzünden okunuyor,
Saklasan da yaşını!
***
Benim yaşım doluyor,
Abim damat oluyor,
Sevinçten uçuyorum,
Sıra bana geliyor.
***
Hâlim var ağlar gibi,
Gözyaşım çağlar gibi,
Anlatsam da faydasız,
Derdim var dağlar gibi.
***
397
www.dinimizislam.com
Hep arayı arayı,
Seçtim akla karayı,
Kavuşamazsam eğer,
Yakarım Ankara’yı.
***
Önce kucak açıyor,
Gülücükler saçıyor,
Güvenme eloğluna,
İş bitince kaçıyor.
***
Kimse sevmez arsızı?
Uğursuzu, hırsızı,
Hoca elbet istemez,
Millete hayırsızı.
Karanlıkta yürüdüm,
Belki de patlar ödüm,
Koordinasyon gitti,
Yerleşiyor eş güdüm.
***
Daha söylenmişti dün,
Boşa gitti öğüdün,
Nemelazım denince,
Taviz getirdi ödün.
***
Gelince kimileri,
Yıktı önemli yeri,
Hoca yok fedakârlık,
Oldu hepsi özveri.
Seçkin maniler – 10
Seçkin maniler – 11
Hangi ize yapışam?
Kimileri der paşam,
Ciddi geçen hayatım,
Sulanıp oldu yaşam.
***
Bu işler değil tekin,
Tekin değilse çekin!
Lisanımız bozuldu
Kültürüm oldu ekin.
***
Mısralar oldu dize,
Kolay çıkılmaz düze,
Bu pislik temizlenmez,
Atılsa da denize.
***
Kediden gelir mırnav,
Taze meyve yer manav,
İmtihanı kaybettik
Galebe çaldı sınav.
***
Köyüm bağlar içinde,
Yüksek dağlar içinde,
Kıymetlidir köyümüz,
Seyyidler var içinde.
***
Ablam artık gülüyor,
Çünkü gelin oluyor,
Ben ondan sevinçliyim,
Sıra bana geliyor.
***
Kırılmasın kazara!
Bekle biber kızara!
Bu köyde bulunmazsa,
Başka yerden kız ara!
***
Malları batan bilir,
Canını satan bilir,
Büyüğün kıymetini,
Öğüdü tutan bilir.
***
398
www.dinimizislam.com
Gökte vardır galaksi,
Şu trafik ne aksi,
Kapamış bütün yolu,
Nasıl geçer şu taksi?
***
Bilmem ne idi kastı,
Nedense surat astı,
İşlerim bozulunca,
Beni sıkıntı bastı.
***
Eden kendine eder,
Herkes fikrini güder,
Hoca gönül gitmezse,
Ayaklar nasıl gider?
Kayın peder atlıdır,
Evi birkaç katlıdır,
Oğlu çirkin ise de,
Konuşması tatlıdır.
***
Oğlanın gözü dolmuş,
Rengi de biraz solmuş,
Ne çabuk da büyümüş,
Damatlık erkek olmuş.
***
Suyu acı, içilmez,
Çalımından geçilmez,
Hoca, ağa kızıdır,
Ona paha biçilmez.
Seçkin maniler – 12
Seçkin maniler - 13
İsmin var şecerede,
Aş pişer tencerede,
Belki geçersin diye,
Beklerim pencerede.
***
Gönlü gönlüme akar,
Bakışı yürek yakar,
Gencin bini bir para,
İhtiyara kim bakar?
***
Bak kesenin dibine!
Paranı koy cebine!
Bizim köyün kızları,
Az derler beş on bine.
***
Haspa şarkı okuyor,
Her tarafı kokuyor,
Erkekler arasında,
Sanki mekik dokuyor.
***
Gülü dermek isterim,
Canı vermek isterim,
Dayanamam hasrete,
Her gün görmek isterim.
***
Ev dayalı, döşeli,
Olunmuyor neşeli,
Gözyaşlarım durmuyor,
Senden ayrı düşeli.
***
Aldandık her bakışa,
Yazımız benzer kışa,
İnsafsızca sürerler,
Yorgunları yokuşa.
***
Döndü feleğin çarkı,
Beni kapladı korku,
Sana gönül vereli,
Gözüme girmez uyku.
***
399
www.dinimizislam.com
Çatılıyor kaşlarım,
Dinmiyor gözyaşlarım,
Seni hatırladıkça,
Ağlamaya başlarım.
***
Sözüm gelmesin saçma!
Derdini ele açma!
Zararım yok kimseye,
Beni görünce kaçma!
***
Günümüz dolmasaydı,
Gülümüz solmasaydı,
Hoca, hasret çekmezdi,
Ayrılık olmasaydı.
Gerçek sayılsın diye,
Ünüm yayılsın diye,
Kızlar nasıl süslenmiş,
Bakan bayılsın diye.
***
Bu hayattan bezersin,
Durmaz mani düzersin,
Birine gönül verme,
Deli gibi gezersin.
***
Kin kusuyor, kızıyor,
Aramızı bozuyor,
Hoca haset eden var,
Kuyumuzu kazıyor.
Seçkin maniler - 14
Seçkin maniler - 15
Hiç gelmezken hatıra,
Uzattı bir hâtıra,
Gönül veren çıkar mı,
Onun gibi katıra?
***
Bulunmaz yörem gibi,
Hastayım verem gibi,
Kimse bilmez derdimi,
Yanarım Kerem gibi.
***
Baban yaşlı bir hacı,
Annen anneme bacı,
Annem dedi sendeymiş,
Kuzeninin ilacı.
***
Güvercinim uçuyor,
Kanadını açıyor,
Beni görünce hemen,
Bucak bucak kaçıyor.
***
Motifler olmuş örge,
Talimatlar yönerge,
Klasikler yıkılır,
Saylav verir önerge.
***
İşleri ayrıksılık,
Tuhafım yabansılık,
İhtimal kalmadı hiç,
Yakıyor olasılık.
***
Hata, oldu yanılgı,
Gaflete dendi dalgı,
Bir şeylerden korkarlar,
Fobiler oldu yılgı.
***
Cümle tümceyle doldu,
Rengi sararıp soldu,
Katledildi soylular,
Kelime sözcük oldu.
***
400
www.dinimizislam.com
Başlatıldı aygırlık,
Yapıldı çok mıgırlık,
Medeniyet yıkıldı,
Gelip çattı uygarlık.
***
İlkut olmuştur devlet,
Ulus olmuştur millet,
Artama yenilirsek,
Kalmaz artık meziyet.
***
Aklım ermiyor us’a,
Kanunu yıktı yasa,
Hoca bunlara bakar,
Basar üzüntü tasa.
Gülü dermeye geldim,
Borcu vermeye geldim,
Bunlar birer bahane,
Seni görmeye geldim.
***
Gönül verme mala sen!
Sirke katma bala sen!
Benden bir şey bekleme!
Avucunu yala sen!
***
Bunlar da gelir geçer,
Her biri deler geçer,
Hoca açıkça söyle!
Aklından neler geçer.
Seçkin maniler - 16
Seçkin maniler - 17
Hayatın başındayım,
Daha genç yaşındayım,
Eller bahar yaşarken,
Ben ömrün kışındayım.
***
Söküğümü dikerim,
Gözümden yaş dökerim,
Kimse bilmez derdimi,
Kara sevda çekerim.
***
Sokaklara çıkarım,
Yollarına bakarım,
Baban vermezse eğer,
Samanlığı yakarım.
***
Yandım senin yüzünden,
Dönme sakın sözünden,
Fırsat buldukça ara!
Irak etme gözünden.
***
Gönülden vurdu bizi,
Ele duyurdu bizi,
Araya haset girdi,
Tutup ayırdı bizi.
***
Sözünün çoğunu yut!
Gözyaşın akmasın, tut!
Gurbete gidiyorum,
Artık her şeyi unut!
***
Ağzından kaçıvermiş,
Onu kandırdım demiş,
Dalga geçmiş bizimle,
Sevdiği başka imiş.
***
Kimisini haşlarım,
Kimisini taşlarım,
Dertlerim bırakmıyor,
Dinmiyor gözyaşlarım.
***
401
www.dinimizislam.com
Mahkemeye giderim,
Azılı hırsız derim,
Çaldığı kalbler için,
Onu dava ederim.
***
Hoş olur hedikleri,
Hediktir yedikleri,
Nasıl hoşa gitmez ki,
Gonyalım dedikleri.
***
Öldüm öldüm dirildim,
Gözdeki yaşı sildim,
Hoca der kıymetini,
Ayrı düşünce bildim.
Yalanlar hep diziyle,
Kim görmüş ki gözüyle,
Rastgele karar verme,
Onun bunun sözüyle.
***
Kız süslenir rastıkla,
Besleniyor fıstıkla,
Sağa sola dönerek,
Konuşur hep yastıkla.
***
Defterim karalıdır,
Kapımız aralıdır,
Hoca der üzme beni!
Yüreğim yaralıdır.
Seçkin maniler - 18
Seçkin maniler - 19
Yenilmez acı pekmez?
Kahrını kimse çekmez,
Masummuş gibi durma!
Bize numara sökmez.
***
Her şeyi öne serdim,
Gülü vaktinde derdim,
Daha ne istiyorsun?
Koklanmadık gül verdim.
***
Bulsalar da bahane,
Her şeyiyle şahane,
Bizim hocamız elbet,
Şu âlemde bir tane.
***
Kavaklarda nar olmaz,
Çalışmakta ar olmaz,
Kendine yâr değilsen,
Kimse sana yâr olmaz.
***
Söyleme yerimizi,
Takip ederler bizi,
Aksi bir rüzgâr eser,
Ayırır ikimizi.
***
Şerbetler bekler tasta,
Yanında hazır pasta,
Büyüleyen halin var,
Bakanlar olur hasta.
***
Azalmaz dileklerim,
Sabrı sabra eklerim,
Gözlerim yolda kaldı,
Bir telefon beklerim.
***
Ne zavallı şu âşık,
Eline almış kaşık,
Aşkı yiyip bitirmiş,
Öyle kalmış bulaşık.
***
402
www.dinimizislam.com
Sen bir ela kaşlısın,
İki gözü yaşlısın,
Niye annen vermiyor,
Yeterince yaşlısın.
***
Yaşımız dolmalıdır,
Bir haber salmalıdır
Dünür gelecek oğlan,
Anasız olmalıdır.
***
Çeşmesi soğuk akar,
Bahçesi çiçek kokar,
Hoca, söz verip cayan,
Ellere nasıl bakar?
Sular damlar pıt diye,
Beklerler sapıt diye,
Birlikte sarıldılar,
Esere yapıt diye.
***
Tashih değil düzelti,
İstikamet yönelti,
Kaleler yıkılıyor,
Perde oldu gerelti.
***
Bunlarda yoktur saygı,
Bizi bırakmaz kaygı,
Hocam, Rızık kesildi,
Yerine geçti doygu.
Seçkin maniler - 20
Seçkin maniler - 21
Kaybolup gitti yitik,
Kitabım olmuş betik,
Ahlakımız bozulur,
Hâkim olursa etik.
***
Tavize denmiş ödün,
Kavim yapılmış budun,
Bu işlerin hakkından,
Ancak gelir bir odun.
***
Sırtlarda olur kulunç,
Tahribat gayet korkunç,
Aradım bulamadım,
Vicdanlar olmuş bulunç,
***
Lisan sanki eğlence,
Takriz olmuş beğence,
Disiplini yıkarak,
Kuruyorlar düzence.
***
Gözlüğünü takıyor,
İki de bir bakıyor,
Buna can mı dayanır?
Ciğerimi yakıyor.
***
Yüzünde kaş olayım,
Gözünde yaş olayım,
Nereye gidiyorsan,
Sana yoldaş olayım.
***
Mahallenin yıldızı,
Kalbime soktu sızı,
Bize dönüp bakmıyor,
Sanki padişah kızı.
***
Git desen de gidemem,
Kızıp da kin güdemem,
Ateş düştü kalbime,
Kolay inkâr edemem.
***
403
www.dinimizislam.com
Civcivim palazlanır,
Zamanla horozlanır,
Biraz yüz verirsen,
Hemen sana nazlanır.
***
Ne hoş mani yakışı,
Farklı ziynet takışı,
Kemikleri sızlatır,
Büyüleyen bakışı.
***
Zehir zemberek kusma!
Sakın yarama basma!
Hoca, yüzün gülsün az!
Herkese surat asma!
Güldükçe güller açar,
Durmaz gülücük saçar,
Hiç kimseden çekinmez,
Nedense benden kaçar.
***
Pek asildir soyumuz,
Soğuk akar suyumuz,
Güzele mağlup olmak,
Bizim kötü huyumuz.
***
Masa üstünde kasa,
Sözün olmalı kısa,
Hoca, denirse evet,
Dert biter kalmaz tasa.
Seçkin maniler - 22
Seçkin maniler - 23
Çok açılmış yakası,
Çekilmiyor cakası,
Ateşle oynanır mı?
Olmaz bunun şakası.
***
Yaş günü pastasıyım,
Muhabbet postasıyım,
Doktor çare bulamaz,
Ben gönül hastasıyım.
***
Ters yönden bir yel esti,
Nedense çekti resti,
Kapattı kapıları,
Mail yazmayı kesti.
***
Koyunum var, yünüm yok,
Derbederim ünüm yok,
Senden ayrı kalalı,
Ağlamadık günüm yok.
***
Uğradık berekete,
Başlandı harekete,
Gönül verme kimseye,
Duyulur memlekete.
***
Atından indirdiler,
Trene bindirdiler,
Zavallı nişanlımı,
Askere gönderdiler.
***
Bu köyden göçmelisin,
Hırsından geçmelisin,
İki tane yâr olmaz,
Birini seçmelisin.
***
Erol kara bağlıyor,
Ciğerimi dağlıyor,
Benden ayrı kalalı
Çocuk gibi ağlıyor.
***
404
www.dinimizislam.com
Kimse kabak oymasın!
Kabuğunu soymasın!
Yâr üstüne yâr seven,
Gençliğine doymasın!
***
Patlıcanlar oyulur,
Kabukları soyulur,
Sevdiğini söyleme!
El âleme duyulur.
***
Üzgünüm dünden beri,
Haksız ödünden beri,
Hoca, mektup gelmiyor,
Tam yedi günden beri.
Kaya derler adına,
Sanki benzer oduna,
Aval aval bakıyor,
Her gördüğü kadına.
***
Kumpir yenmez pişmeden,
Su alalım çeşmeden,
Gel hemen evlenelim,
El diline düşmeden.
***
Kabak gibi oyulmaz,
Elma gibi soyulmaz,
Hoca, salih insana,
Yıllar geçse doyulmaz.
Seçkin maniler - 24
Seçkin maniler - 25
Bana izin verince,
Odasına girince,
Maşallah dedim hemen,
Aklım gitti görünce.
***
Muz getirdim yiyen yok,
Fistan aldım giyen yok,
Hiç talibim çıkmıyor,
Evlenelim diyen yok.
***
Geldim sen varsın diye,
Halden anlarsın diye,
Nazlanmanın sebebi,
Biraz yalvarsın diye.
***
Ne denir ahengime,
Rengi uysun rengime,
Endişem kolay gitmez,
Düşer miyim dengime?
***
Bu olmasaydı keşke,
Varyant oldu değişke,
Kampüslerin yerini,
Aldı artık yerleşke.
***
Kasten olmuş meğerki,
Kesere derler kerki,
Demokrasi değişmiş,
Ona denmiş el erki.
***
Akılcı değil usçu,
Maocu değil Rusçu,
Milliyetçi kalmadı,
Boy gösterdi ulusçu.
***
Beklenmiş muttan umut,
Saadet yapılmış mut,
İstilaya uğrar dil,
Müşahhas olmuş somut.
***
405
www.dinimizislam.com
Bentleri yıkıyor sel,
Hayali olmuş düşsel,
Manevi de yıkılmış
Yerine gelmiş tinsel.
***
Sakınmakmış çekince,
Konuşurlar pekince,
Uyduruk kelimeler,
Olur bize işkence.
***
Söylemeye ne gerek,
Sokar bizi engerek,
Hoca, hedef maksat yok,
Yerine geldi erek.
Köylü kente uyar mı?
Seslerimi duyar mı?
Alıp kaçırsan beni,
Annen eve koyar mı?
***
Her yerim yara bere,
Yalan yakışmaz ere,
Gerçekleri söylerim,
Göğsümü gere gere.
***
Çatılır kara kaşlar,
Yerinden oynar taşlar,
Hoca, gitme gurbete!
Dertler yeniden başlar.
Seçkin maniler - 26
Seçkin maniler - 27
Kapıyı açamadım,
Kuş olup uçamadım,
Sıkı tedbir almışlar,
Bir türlü kaçamadım.
***
Ayrılık gayet acı,
Cevap ver Ayşe bacı,
Acaba bulunur mu?
Bu derdimin ilacı?
***
Ne desen yerindedir,
Bütün suçlar bendedir,
Dünya dolu yâr olsa,
Benim gönlüm sendedir.
***
Kahvaltıda simit yok,
Yalvarmakta limit yok,
Onu nasıl küstürdüm,
Barışmaya ümit yok.
***
Kaynanam savuruyor,
Durmadan laf vuruyor,
Peki anne desem de,
Kızdıkça kuduruyor.
***
Kaynanam tut dilini!
Çek üstümden elini!
Oğlun geldiği zaman,
Kırdırırım belini.
***
Üzülüyor pederim,
Sana oyun ederim,
Susmaz isen kaynana,
Oğlun alır giderim.
***
Kaynananın hasıyım,
Kaşıkçı elmasıyım,
Kaynana denmez bana,
Gelinin anasıyım.
***
406
www.dinimizislam.com
Gönlüme gelir darlık,
İsteme fedakârlık,
Evlendirin bizleri,
Çekilmiyor bekârlık.
***
Yazık ettin canına,
Girdin mazlum kanına,
Yaptığın bu zulümler,
Elbet kalmaz yanına.
***
Büyük sözü tutmalı,
Yorgunluğu atmalı,
Hoca der, namaz için,
Biraz erken yatmalı.
Kuduranlar, azanlar,
Ele kuyu kazanlar,
Belayı bulur elbet,
Ortalığı bozanlar.
***
Hak olan sözü kısma!
Kızıp da zehir kusma!
İt ürür kervan yürür,
Her söze kulak asma!
***
Doğru olana kızma!
Kimseye kuyu kazma!
Hoca söz ver Allah’a!
Sakın tevbeni bozma!
Seçkin maniler - 28
Seçkin maniler - 29
Kötü tohum ekersin,
Yapılanı sökersin,
Dünyada yaptığını,
Ahirette çekersin.
***
Verilmiş bir sözün var,
Utanmadık yüzün var,
Evde eşin dururken,
Dışarıda gözün var.
***
Spor dedik, maç çıktı,
Tok girenler aç çıktı,
Onu mümin sanmıştık,
Koynundan bir haç çıktı.
***
Cahillik geldi başa,
Oturduk mermer taşa,
Aksırınca, bilmeden,
Dedi bana çok yaşa.
***
Kral amaçlı çıktı,
Zümrütten taçlı çıktı,
İçini bilmiyorduk,
Kıpkızıl haçlı çıktı.
***
Kadın erine gider,
Herkes yerine gider
Muhabbet ne tuhaf şey,
Her gün derine gider.
***
Kanatsızdır uçamaz,
Başka yere kaçamaz,
Bir tek anahtarı var,
Bir başkası açamaz.
***
Para isteme benden!
Gayet soğurum senden,
Can feda sana ama;
Vazgeç paradan hemen!
***
407
www.dinimizislam.com
Sanma kimse görmüyor,
İşler yola girmiyor,
Boşuna gelip gitme!
Annem beni vermiyor.
****
Bana bak Serkan oğlan,
Yukardan sarkan oğlan,
Buralarda dolaşma!
Fareden korkan oğlan.
***
Git sana gelmeyene!
Milleti bölmeyene,
Hoca cevap verme hiç!
Kendini bilmeyene!
Peltekleşmiş dilleri,
Nasırlaşmış elleri,
Benim annem sevmez ki,
Dazlakları, kelleri.
***
Ağaçlarım dallanır,
Yaprakları sallanır,
Ne utangaç yüzü var,
Bakar bakmaz allanır.
***
İşleri ayarladık,
Artık ihtiyarladık,
Hoca der hepinize,
Allah’a ısmarladık.
Seçkin maniler - 30
Seçkin maniler - 31
Ağrımasa dişlerim,
Elmaları dişlerim,
Senin güzel adını,
Mendilime işlerim.
***
Aşağıdan bakarım,
Oyunları çakarım,
Dalga geçen olursa
Ciğerini yakarım.
***
İpek halım elişi,
Nedir böyle yelişi
Bizi sevindirecek,
Zamanında gelişi.
***
Hele bana baksana!
Işıkları yaksana!
Beklemekten usandım,
Haydi yüzük taksana!
***
Girme dost arasına!
Merhem ol yarasına!
Acıdım kıyamadım,
Babamın parasına.
***
Bak geliyor şişmanlar,
Sözlerine pişmanlar,
Uyumlu halimizi,
Çekemiyor düşmanlar.
***
Kimse kapı çalmadı,
Gelip beni almadı,
Oyalayıp durursun,
Artık sabrım kalmadı.
***
Çıkılmaz başa kadar,
Durdum bu yaşa kadar,
On bilezik yaparsan,
Beklerim kışa kadar.
***
408
www.dinimizislam.com
Engeller aşılmaz mı?
Ona ulaşılmaz mı?
Darılıp ayrılsa da,
Bir gün kavuşulmaz mı?
***
Ördüğü el işleri,
Ansızın gelişleri,
Beni ona bağladı,
Anlamlı gülüşleri.
***
Çocuk gibi zırladım,
İmkânları zorladım,
Artık gece gel kaçır!
Bohçamı hazırladım.
Takısını takıyor,
Yüreğimi yakıyor,
Doğru gitmez yoluna,
Çapkın gibi bakıyor.
***
Lavaboyu fırçalar,
Kırılmasın sırçalar,
Habersiz gelme sakın,
Köpeğimiz parçalar.
***
Yeşilde, alda kaldı,
Ağaçta, dalda kaldı,
Hoca, günlerdir bekler,
Gözleri yolda kaldı.
Seçkin maniler - 32
Seçkin maniler - 33
Niye hemen uyanmaz?
Yastığına dayanmaz?
Böyle süslü yalana,
İnsan nasıl inanmaz?
***
Kimisi var uyutur,
Zayıflatır, kurutur,
Uzaklara gidince,
Hemen bizi unutur.
***
Dikkatlice baksana!
Şu halimden çaksana!
Parmağım boş duruyor,
Alyans yüzük taksana!
***
Su kirlidir, içilmez,
Semtimizden geçilmez,
Ben bir saray kızıyım,
Bana paha biçilmez.
***
Nasıl uyuttu seni,
Yakıp kuruttu seni,
Boşuna bekleme hiç!
Gitti unuttu seni.
***
Durmaz yüksekten atar,
Dikendir göze batar,
Tafrasından geçilmez,
Herkese çalım satar.
***
Kalbe bir şeyler aktı,
Akışı ciğer yaktı,
Göz izi var yüzünde,
Söyle sana kim baktı?
***
Çıkışım Ankara’dan,
Engel çıksın aradan,
Yollar uzun bitmiyor,
Kavuştursun Yaradan.
***
409
www.dinimizislam.com
Koç gelir yata yata,
Çamura bata bata,
Dendi, kanser olmuşsun,
İçine ata ata.
***
Gurbet kahrı çekerim,
Gün geçtikçe çökerim,
Köyümden ayrılalı,
Gözümden yaş dökerim.
***
Kıvılcımlar saçılsın,
Siyah beyaz seçilsin,
Hoca, bir dua et de,
Gözüm gönlüm açılsın!
Seçkin maniler - 34
Elinde bekler kürek,
Bize sabırlar gerek,
Her acıya katlanır,
Buna dayanmaz yürek.
***
Kısılıyor seslerim,
Kırıldı heveslerim,
Bize gelirsen eğer,
Bal kaymakla beslerim.
***
Yok derdim Dilek gibi,
Göründü melek gibi,
Ne kadar ham imiş,
Tadı yok kelek gibi.
***
Bulanıktım, duruldum,
Başköşeye kuruldum,
Kanın ne kadar sıcak,
Hemen sana vuruldum.
***
Hazırmış yeşil çardak,
Meşrubat dolu bardak,
Sizin köyün kızları,
Ne kadar da fıkırdak...
***
Etrafa yayılırım,
Utangaç sayılırım,
Karşılaşsak seninle,
Düşer de bayılırım.
***
Görmek için göz ister,
Anlatmaya söz ister,
Hoca, küstürdün onu,
Barışmaya yüz ister.
Seçkin maniler - 35
İpek gömlek giyemem,
Haram lokma yiyemem,
Kalbimde yaşayanı,
Çekinirim diyemem.
***
Kurular, yaşlar geldi,
Başıma taşlar geldi,
Hatıranı okurken,
Gözümden yaşlar geldi.
***
Yollar uzak varılmaz,
Geç kalsam da darılmaz,
Yaram gayet derindir,
Öyle kolay sarılmaz.
***
Engellerden atlarım,
Kırıldı kanatlarım,
Sen gelinceye kadar,
Ben burada çatlarım.
***
410
www.dinimizislam.com
Uğramıyor yanıma,
Dokunuyor kanıma,
Eltim kaza geçirmiş,
Darısı kaynanama.
***
Benden bir şey saklıyor,
Ara sıra yokluyor,
Elinde kırmızı gül,
Bana bakıp kokluyor.
***
Günü güne eklerim,
Gece gündüz beklerim,
Hoca, boşa mı çıkar,
Şu benim emeklerim?
Sana getirdim kiraz,
Etme sakın itiraz!
Önemli teklifim var,
Otur yanıma biraz!
***
Sucuya saka dersin,
Yalana şaka dersin,
Falanca güzel desem,
Kızarak kaka dersin.
***
Güvenme her dostuna,
Akıl ermez kastına,
Hoca, yüzer derini,
Ot bastırır postuna.
Seçkin maniler - 36
Seçkin maniler - 37
Herkes duyup bilecek,
Bahtım bir gün gülecek,
Komşunun doktor oğlu,
Bana dünür gelecek.
***
Her renge boyanamam,
Uyursam uyanamam,
Ayrılık çok acıdır,
Ölürüm dayanamam.
***
Ayak uydur çağlara,
Kanma ince yağlara,
Ne kadar çok kar yağmış,
Güvendiğim dağlara.
***
Suda yüzer kayıklar,
Çalkalanır yayıklar,
Bizim köyün kızları
Koca diye sayıklar.
***
Her an seni özlerim,
Yollarını gözlerim,
Bitsin artık hasretlik,
Kurumuyor gözlerim.
***
Gözyaşları dökerim,
Genç yaşında çökerim,
Kimse bilmez hâlimi,
Kara sevda çekerim.
***
Gocunur yarası çok,
Kimseyle arası yok,
Durmaz yüksekten atar,
Cepte on parası yok.
***
Annem alladı beni
Tutup pulladı beni,
Belki görürsün diye,
Suya yolladı beni.
***
411
www.dinimizislam.com
Sebep yokken ağlama!
Karaları bağlama!
Öyle zengin değilim,
Bana gönül bağlama!
***
Hep peşimde gezersin,
Niye beni üzersin?
Fazla yaklaşma bana!
Bir gün sen de bezersin.
***
Hoca, bakma kusura!
Çare bitmez cesura,
Nereye gidersen git!
Gelirim ardın sıra.
Döner feleğin çarkı,
Bırakmaz beni korku,
Sana gönül vereli,
Gözüme girmez uyku.
***
Meşrubatı seçersin,
Soğuğunu içersin,
Beni gördüğün halde,
Niye gülüp geçersin?
***
Kalmadı adım, sanım,
Sensiz geçmiyor ânım,
Hoca, der soysuzlara,
Kaynamaz benim kanım.
Seçkin maniler - 38
Seçkin maniler - 39
Onun gözü kararmış,
Beti benzi sararmış,
Belki bulurum diye,
Köy köy gezip ararmış.
***
Hele bakın geline!
Lale almış eline,
Dikkati çeksin diye,
Al bağlamış beline
***
Bana vurdu taş ile,
Doldu gözüm yaş ile,
Sopadan kurtulamam,
Bu akılsız baş ile?
***
Serildi kilim gibi,
Doğrandı dilim gibi,
Şu ayrılık acısı,
Geliyor ölüm gibi.
***
Hazır bomba paketi,
Giymiş çelik ceketi,
Hayır denirse eğer,
Yakarmış memleketi.
***
Girmiş otuz yaşına,
Neler gelmiş başına,
Herkes hayran olurmuş,
Kirpiğine kaşına.
***
Fındık dolu başağı,
Elden kalmaz aşağı,
Kemençeyi bırakmaz,
Karadeniz uşağı.
***
El işte, göz oynaşta,
Yakalanmış genç yaşta,
Böyle devam ederse,
Akıl kalır mı başta?
***
412
www.dinimizislam.com
Hileleri sezersin,
Manileri dizersin,
Sakın düşme sevdaya,
Deli gibi gezersin.
***
Gülü dermeye gelmiş,
Paket vermeye gelmiş,
Çok özlemiş gurbette,
Bizi görmeye gelmiş.
***
Kıpırdar dudakları,
Oynatır yaprakları,
Hoca, her anışında,
Çınlarmış kulakları.
Seçkin maniler - 40
Sanma öğlene kadar,
Bil ki ölene kadar,
Asla unutmam seni,
Ecel gelene kadar.
***
Kötülerle buluşma!
Kin gütmeye çalışma!
Ciğerlerine yazık,
Sigaraya alışma!
***
Baktı gözleri doldu,
Benzi sararıp soldu,
Daha dün çocuk idi,
Büyüdü adam oldu.
***
Yaptığım hor geliyor,
Ayrılık zor geliyor,
Cesaretim kırıldı,
Söylemek ar geliyor.
***
Kızıp aksi babana,
Atma beni yabana,
Darılarak bizlere,
Gitme sakın çobana!
***
Gözleri yaşlı çıktı,
Elleri taşlı çıktı,
Olgun olmalı dedim,
Nasibim yaşlı çıktı.
***
Anne için hürmet var,
Ayağını öp yalvar!
Gel Hoca özür dile!
Rızasında cennet var.
Seçkin maniler - 41
Rüzgâr eser kar gelir,
Yar gelir, ağyar gelir,
Sen olmadıktan sonra,
Dünya bana dar gelir.
***
Üzüm gelir, nar gelir,
Sanma bir gün yar gelir,
Diyeceğim çok ama,
Demek bana ar gelir.
***
Şu talihim ne kara,
Kapanmıyor bu yara,
İyilik eden azdır,
Herkes istiyor para.
***
Sürerler fırça gibi,
Atarlar bohça gibi,
Herkes bir gül koparır,
Sahipsiz bahçe gibi...
***
413
www.dinimizislam.com
Ettin bana keleklik,
Bu nasıl bir erkeklik?
Aldatıp da terk ettin,
Buna denir döneklik.
***
Şu zamane kızları,
Patlatır sakızları,
Dikkat edin erkekler,
Kapanmaz ağızları.
***
Ova yılansız olmaz,
Çok söz yalansız olmaz,
Şüpheliden kaç Hoca!
Çok mal haramsız olmaz.
Kış günü ayaz olur,
Bahar geçer yaz olur,
Her zaman, her devirde,
İyi insan az olur.
***
Gün için pasta gider,
Pastalar tasta gider,
Gurbete sağlam gelen,
Bozulur hasta gider.
***
Gece yatana kadar,
Şafak atana kadar,
Hoca durmadan çalış!
Dünya batana kadar.
Seçkin maniler - 42
Seçkin maniler - 43
Gözünden yaş dökene,
Karamsarlık çökene,
Rabbimiz yardım etsin,
Kara sevda çekene!
***
Duyurma ele beni!
Öldürür çile beni,
Kararını çabuk ver!
Düşürme dile beni!
***
Sen kapıdan girince,
Bana selam verince,
Dünyalar benim olur,
Seni böyle görünce...
***
Kim için naz edersin?
Allah hayrını versin!
Ayrılığa kızarsın,
Ya ölüme ne dersin?
***
Gözüm berede kaldı,
Berem derede kaldı,
İlçeler il oluyor,
Bizim Gerede kaldı?
***
Gitse kış ayaz ile,
Bahar gelir yaz ile,
Çayır çimenler biter,
Yeşerir hep naz ile.
***
Kara giye mi geldin?
Tırnak yiye mi geldin?
Öldüğümü duydun da,
Essah diye mi geldin?
***
Bir gün beni ararsın,
Çünkü bana kararsın,
Görmesinler gece gel!
Biraz hava kararsın.
***
414
www.dinimizislam.com
Başı elem ağrıtır,
Gözden yaşlar akıtır,
Bir gün çıkıp da gelse,
Üzüntümü dağıtır.
***
Ne üzüntü ne gam çek!
Bağımız sıkıdır pek,
Beraberiz her zaman,
Kıyamet kopana dek.
***
Hasta olunca inle!
Yatıp kalkma hep kinle!
Hoca aklım var dersen,
Büyük sözünü dinle!
Saç kalmadı kel gibi,
Görme beni el gibi,
Gözümden yaşlar akar,
Boz bulanık sel gibi.
***
Yüksekten atar beni,
Düşerken tutar beni,
Kölesiyim ben onun,
Dilerse satar beni.
***
Kalabalık yören var,
Gizlensen de gören var,
Hoca, bir şey bilmezdin,
Sana akıl veren var.
Seçkin maniler - 44
Seçkin maniler - 45
Bohçası kırmızı al,
Sordum ona bu ne hâl,
Dedi çekip gidelim,
Biletini hemen al!
***
Doktorun hastası yok,
Yiyecek pastası yok,
Kırma mümin kalbini,
Yapacak ustası yok.
***
Şu güttüğün sürü ne?
Beni de kat sürüne!
Beni ondan ayıran,
Kapı kapı sürüne!
***
Yara değildir yeni,
Yüzünde siyah beni,
Ben onu unutamam,
Unutsa da o beni.
***
Eller çıksın aradan,
Kim ölmez bu yaradan?
Murada kavuştursun,
Bizi yoktan Yaradan.
***
Yaşıyor ölü gibi,
Seviyor deli gibi,
Neden böyle nazlanır,
Bülbülün gülü gibi?
***
Gönül buluşmak ister,
Durup konuşmak ister,
Dayanamaz hasrete,
Hemen kavuşmak ister.
***
Şimdi düğün pahalı,
İstemem dünya malı,
Hasır olsa razıyım,
Sermem yerlere halı.
***
415
www.dinimizislam.com
Düğünde çeker halay,
Bakıra yapar kalay,
Sen paradan haber ver!
Bu işler gayet kolay.
***
Gizliyorsam da elden,
Dertlerim dağlar gibi,
Vurulmuşum gönülden,
Gülerim ağlar gibi.
***
Gezme gurbet elini,
Kırar garip belini,
Hoca, necat istersen,
Tut bir büyük elini!
Parçalandı ciğerim,
Görünmüyor yaradan,
Gurbette ah çekerim,
Kavuştursun Yaradan.
***
Bir tuhaflık sezerim,
Gözlerimi süzerim,
Kayboldu yârin izi,
Diyar diyar gezerim.
***
İyilik zarar vermez,
Kötülük yarar vermez,
Hoca, akıllı insan,
Sormadan karar vermez.
Seçkin maniler - 46
Seçkin maniler - 47
Yaralarım çok derin,
Ciğerim sökülüyor,
Silecek mendil verin!
Gözden yaş dökülüyor.
***
Ardıç benzer meşeye,
Hasret kaldık neşeye,
Fitnenin uyanması,
Düşürür endişeye.
***
Ciğerlerim söküldü,
Anlatamam el gibi,
Saçlarım dökülmüştür,
Dolaşırım kel gibi.
***
Ateşi tutar maşa,
Lüzum yoktur telaşa,
Asayiş önlenirse,
Artık durur kargaşa?
***
İstemem atlas şalı,
Ne gerek dünya malı,
Kiralık ev yetişir,
Ellerin olsun yalı.
***
Erkek sözden cayar mı?
Sevdiğine kıyar mı?
Yar üstüne yar seven,
Gençliğine doyar mı?
***
Beş kuruşa satsa da,
Tutup yardan atsa da,
Allah’tan ümit kesme!
Gemilerin batsa da...
***
Bırak artık şöleni!
Mal mülk için öleni,
Lanetlemek gerekir,
Halkımızı böleni.
***
416
www.dinimizislam.com
Ses gelir meler gibi,
Dağları deler gibi,
Gönülden yaralıyım,
Ağlarım güler gibi.
***
Girilmez dâhillere,
Sorulmaz cahillere,
Müslüman nasıl gider?
Et dolu sahillere?
***
Kanılmaz yalanlara,
Basılmaz yılanlara,
Hoca, dikkat edesin,
Kaz gibi yolanlara.
Bizleri düşlemişsin,
Ne suçlar işlemişsin,
Verdiğin elmalardan,
Kimini dişlemişsin.
***
Deniz dolar, boşanmaz,
Herkes kılıç kuşanmaz,
Bu kadar delil varken,
Küfür üzre yaşanmaz.
***
Bakın açmış gül erken,
Gecikmeden gel erken,
Hoca, edebi gözet!
Ağzı kapat gülerken!
Seçkin maniler - 48
Seçkin maniler - 49
Uygunsuz iş yaparsan,
Doğru yoldan saparsan,
Cehenneme gidersin,
Tağutlara taparsan.
***
Hile sokma her işe!
Kaçırılmasın neşe!
Dinsiz niye inanmaz,
Hiç sönmeyen Güneşe?
***
Durup hava atarsan,
Mazlumlara çatarsan,
Şeytanlarla kalkarsın,
Besmelesiz yatarsan.
***
Vara yoğa gülmezsen!
Yasakları delmezsen!
Ara kolay açılmaz,
Sıkça gidip gelmezsen!
***
Şu çiftler kıskanıldı,
Kıskananlar yanıldı,
Kimliklere bakınca,
Hürmet ile anıldı.
***
Kalmadı bende huzur,
Her şey bana dokunur,
Yoluna baka baka,
Gözümde kalmadı nur.
***
Dağlara kar yayılır,
Kar üstünde kayılır,
Çarşıya inme sakın!
Kim görürse bayılır.
***
Karlar eser kavurur,
Ortalığı savurur,
Girilmiyor yanına,
Bu ne kibir, ne gurur?
***
417
www.dinimizislam.com
Uzaktır bize çarşı,
Çarşı pazara karşı,
Harbe hazırlık için,
Dinlenir mehter marşı.
***
Al giyip allanıyor,
Bal yiyip ballanıyor,
Dedesinin torunu,
Beşikte sallanıyor.
***
Önce kendini kayır!
Hakkı bâtıldan ayır!
Hoca, büyük sözüne,
Denilmez asla hayır!
Sabah erken uyanır,
Renkten renge boyanır,
Bu kadar acılara,
Yürek nasıl dayanır?
***
Duyulmadı sözlerim,
Yaşla doldu gözlerim,
Bir gün gelirse diye,
Yollarını gözlerim.
***
Hikmetleri sayılmaz,
Söz verince cayılmaz,
Hoca, nice zatlar var,
Sohbetine doyulmaz.
Seçkin maniler - 50
Seçkin maniler - 51
Şu ormanın ayısı,
Artar her yıl sayısı,
Hayırlı işimize
Hayır demiş dayısı.
***
Sabır her şeyin başı,
Bakarken olur şaşı,
Sanki günün gençleri,
Bulunmaz Hint kumaşı.
***
Güçlükleri atlatır,
Düşmanları çatlatır,
Güzel haberle gelir,
Bizleri rahatlatır.
***
Adı söylenir dilde,
Sevgisi var gönülde,
Mübarek kişilerin,
Düşmanı çok genelde.
***
Dikilir yüksek katlarım,
Durmaz kişner atlarım,
Ondan haber gelmezse,
Kırılır kanatlarım.
***
Gözlerin neden yumuk?
Ellerin sanki pamuk,
Kusura bakma ama,
Kaynanan biraz yamuk.
***
Şu muhtarın karısı,
Sanki eşek arısı,
Kayınpeder üşütmüş,
Kaynanaya darısı.
***
Yeşil giyen kara kız,
Açtın kalbe yara, kız!
Yaşın gelip geçiyor,
Kendine eş ara kız!
***
418
www.dinimizislam.com
Fistanını söküyor,
Söküp söküp dikiyor,
Bu hasretlik ne zormuş,
Boyunları büküyor.
***
Gider iken pazara,
Yere düştüm kazara,
Benim gibi güzeli,
Uğratırlar nazara.
***
Yaralarım kanıyor,
Ciğerlerim yanıyor,
Şu Hoca ne kadar saf,
Kim ne derse kanıyor.
Kuyumuz çok derindir,
Suyu gayet serindir,
İstediğin gibi yat,
Bura senin yerindir.
***
Yiğit gördüm, ah eder,
Kâh yavaşlar, kâh gider,
Hayran oldum boyuna,
Sandım padişah gider.
***
Hava soğuk esiyor,
Hoca, sözü kesiyor,
Şakaya gelmiyor hiç,
Hemen bize küsüyor.
Seçkin maniler - 52
Seçkin maniler - 53
Yükseldikçe enflasyon,
Görülüyor depresyon,
Olaylar kızıştıkça,
Fırlar hemen tansiyon.
***
Yazık oldu çabana,
Selam söyle babana,
Köydekiler dururken,
Vermesinler yabana!
***
Şu görünen kar imiş,
Yağmurda kar erimiş,
Söz verip de sözünde,
Duran gerçek er imiş.
***
Gezdim yaban elleri
Berber kırkar kelleri,
Yaklaşılmaz yanına,
Çok pis kokar elleri.
***
Haydi, durma geliver!
Şu kırmızı gülü ver!
Herkesle iyi geçin,
Yüzlerine gülüver!
***
Artık geri dönsene!
Arabama binsene!
Sensiz geçen her günüm,
Bana gelir bin sene!
***
Döndüm yaban ellerden,
Fayda gelmez ellerden,
Dua almak gerekir,
Öpülecek ellerden!
***
Çirkin bu yüz pehlivan,
Denizde yüz pehlivan!
Kapım sıkı kapalı,
Açamaz yüz pehlivan.
***
419
www.dinimizislam.com
Isırdı kedi beni,
Köpekler yedi beni,
Dikkatimi çekiyor,
Yüzdeki yedi beni.
***
Hamaratı işte gör!
Sadakati düşte gör!
Dostların düşman olur,
Bir kerecik düş de gör!
***
Bülbül etmez güle naz,
Gidenler çok, gelen az
Hoca, mezarlığa bak!
Ağlayan çok gülen az.
Niye kara bağlarsın?
Yüreğimi dağlarsın,
Muradına kavuştun,
Artık niye ağlarsın?
***
Veli sormuş deliye,
Âşık olmak ne diye?
Deli gülerek der ki:
Benim delirmem niye?
***
Kış günü çok ayazdı
Usanıp bıka yazdı,
Hoca der, gurbet elde,
Şu canım çıka yazdı.
Seçkin maniler - 54
Seçkin maniler - 55
Bulduğunu yiyemez,
Uzun etek giyemez,
Çevresinden çok korkar,
Ben müminim diyemez.
***
Bırak yaram kanasın!
Sen kimlerden yanasın?
Dine öyle bağlan ki,
Hak aşkıyla yanasın?
***
El sürmezsin harama,
Başka ilaç arama!
Gönderdiğin elmalar,
Merhem olur yarama.
***
Dolmayı aşırmadan,
Sabrımı taşırmadan,
Hedefime ulaşsam,
Aklımı şaşırmadan.
***
Yarınım yok, dünüm yok,
Bir garibim, ünüm yok,
Sen gurbete gideli,
Ağlamadık günüm yok.
***
Hasırım var, kilim yok,
Ateşim var külüm yok,
Hakiki imanlıya,
Şu dünyada ölüm yok.
***
Çöküyor karabasan,
Bu işe ne der Hasan,
Hasan razı olursa,
Kalmaz artık hiç tasan.
***
Ateşlerde pişeli,
Hiç değilim neşeli,
Yaş dinmez gözlerimden,
Sen gurbete düşeli.
***
420
www.dinimizislam.com
Hep vaktinde varılır,
Gecikirsem darılır,
Annem çok özler beni,
Kızım diye sarılır.
***
İpte oynar cambazlar,
Saldırır düzenbazlar,
İslam’a der gerici,
Yobaz oğlu yobazlar.
***
Bit gelir, kene gelir,
Yine her sene gelir,
Hoca, ecel gelince,
Elimizden ne gelir?
Dişlerini bilersin,
Benden neler dilersin?
Mendil olsun yadigâr,
Gözyaşını silersin.
***
Bana bak komşu oğlu,
Tarif et bana yolu!
Sen kalbime gireli,
Şaşırdım sağı solu.
***
Kudret rengi solmazmış,
Masal devsiz olmazmış,
Ben Hoca’ya danıştım,
Evli, evsiz olmazmış.
Seçkin maniler - 56
Seçkin maniler - 57
Benzedik bir yaslıya,
Yürekleri paslıya,
Bu iş bizi döndürdü,
Kerem ile Aslı’ya.
***
Gel edebinle yaşa!
Hiç yanaşma oynaşa!
Dillere destan olur,
Her gelen kakar başa.
***
Her gün gayet neşeli,
Evi barkı döşeli,
Olaylar kolay geldi,
Bu dertlerde pişeli.
***
Kastın mı var canıma!
Dokunuyor kanıma!
Bekletme artık beni,
Haydi, çık gel yanıma!
***
Sana diyorum sana,
Bakar mısın bu yana?
Anne dediğin kadın,
Kaynana olsun bana.
***
Masum poza bürünür,
Türlü esans sürünür,
Şu sosyetik bayanlar,
Şeytan gibi görünür.
***
Yama yama üstüne,
Yama koma üstüne,
Evde kaldı dense de,
Gitmem kuma üstüne.
***
Fitne girmiş araya,
Girme sakın saraya!
Sende merhem var imiş,
Gönlümdeki yaraya.
***
421
www.dinimizislam.com
Çay bardağa doldu mu?
Gül gönderdim, soldu mu?
Sana aldığım yüzük,
Parmağına oldu mu?
***
Kim uzatıp sündürür?
Bu ateşi söndürür?
Günün kadını, kızı,
Başımızı döndürür.
***
Gelir yazılan yazı,
Ayırma Türk’ü Laz’ı!
Hoca, fakir olsa da,
Dindar ise ver kızı!
Bitkilerde öz olur,
Elde kötü göz olur,
Dikkat et duymasınlar,
Dedikodu, söz olur
***
Kurt var orman içinde,
Derman derman içinde,
Nişanlım olan yiğit,
Gezer harman içinde.
***
Yüzün benziyor aya
Sende var edeb, haya
Hoca der, yollar uzun,
Bırakma beni yaya!
Seçkin maniler - 58
Seçkin maniler - 59
Oynamayın çakmakla,
Orman kalmaz yakmakla,
Çirkin güzel olur mu,
Altın gümüş takmakla?
***
Şimşir kaşık sert olur,
Delikanlı mert olur,
Söz verip cayılırsa,
Hepimize dert olur.
***
Hasırım var, kilim yok,
Bende öyle ilim yok,
Diyeceğim çok ama,
Söylemeye dilim yok.
***
Kar yağar kıştan kışa,
Fark vardır kuştan kuşa,
Bu ne biçim sosyetik,
Boyanmış baştanbaşa
***
Kırma sakın dalını!
Yeme düşman balını!
Olursa salih olsun,
Değsin dünya malını!
***
Bırak kini garazı!
Çaldın nice kirazı,
Yapılan bu zulümden,
Allah olur mu razı?
***
Dağ başında pınarım,
Sudan içer kanarım,
Çıkmaz gurbet acısı,
Gece gündüz yanarım.
***
Kabağı soyamadım,
İçini oyamadım,
Yemeğini yapıp da,
Sofraya koyamadım.
***
422
www.dinimizislam.com
Bekleme vur, patlasın!
Engelleri atlasın!
Bu neşeyi görünce,
Düşman olan çatlasın!
***
Hakka bağlı özüm var,
Sanma elde gözüm var,
Mazur görülsün lütfen!
Nişanlıma sözüm var.
***
Üvey bebek takmıyor,
Anne diye bakmıyor,
Hoca der, elin gülü,
Ele güzel kokmuyor.
Benim gibi ere gel!
Üşenme yüz kere gel!
Sana gizli sözüm var,
O dediğim yere gel!
***
Kene gibi, bit gibi,
Sallanır yiğit gibi,
Hep peşimde dolaşır,
Sokaktaki it gibi.
***
Hiç kimseyi hor görme!
Hoca, günaha girme!
Sıkı sarıl İslam’a
Dininden taviz verme!
Seçkin maniler - 60
Seçkin maniler - 61
Şeker anne, bal anne,
Kucağına al anne!
Babam ne derse desin,
Gitme burda kal anne!
***
Kundağımı çöz annem,
Sana olmaz söz annem,
Üveyden anne olmaz,
Hani nerde öz annem?
***
Eli açtık Mevla’ya,
Uğratmasın belaya,
Kimi benzetir bizi,
Mecnun ile Leyla’ya.
***
Başını taşa vurma!
Boş yere hayâl kurma!
Çok zormuş bu ayrılık,
Gel artık fazla durma!
***
Ateşim çoktur közden,
Dönme verdiğin sözden!
Hep ağlaya ağlaya,
Olurum iki gözden.
***
Yârim trene bindi,
Kim bilir nerde indi,
Yoluna baka baka,
Gözüme perde indi.
***
İlgini keser misin?
Yel gibi eser misin?
Sudan sebeple bize,
Darılıp küser misin?
***
Altın yüzük takma sen!
Namahreme bakma sen!
Ne kendini, ne eli,
Cehennemde yakma sen!
***
423
www.dinimizislam.com
Gelmesin basit gibi,
Yakar bir asit gibi,
Kalbim kapalı durur,
Açılmaz kilit gibi.
***
Hiç düşme ağızlara!
Benzersin sakızlara,
Anne evlendir beni!
Aklım gider kızlara.
***
Sırrım dilimde değil,
Silah belimde değil,
Hoca, gel diyor ama
Gelmek elimde değil.
Konuşmalı hoş iken,
Doldurulur boş iken,
Çocukken terbiye et!
Dal eğilir yaş iken.
***
İnsanı vefalıdır,
Çilesi cefalıdır,
Çiftçilik zor ise de,
Yemesi sefalıdır.
***
Benzer değil, asılsın,
Kasılanlar kasılsın!
Hoca der, yıllar geçti,
Görmeyeli nasılsın?
Seçkin maniler - 62
Seçkin maniler - 63
Yolunda çektim çile,
Çilem gelir mi dile?
Çürüdü mendillerim,
Gözyaşı sile sile.
***
Bak ördüğün dantele!
Dönüp bakma entele!
Dünyaları değişmem,
Saçındaki bir tele.
***
Bahar gider, yaz gelir,
Nefret gider, haz gelir,
Sohbetine doyulmaz,
Bir yıl kalsak az gelir.
***
Yetim boynu bükülür,
Elbisesi sökülür,
Salihlerin ağzından,
İyi sözler dökülür.
***
Dengimizi seçelim,
Üstüne su içelim,
Beni sana vermezler,
Bu sevdadan geçelim.
***
Ağlar ağlar, göz kurur,
Bakar kalbinden vurur,
Âniden karşılaşsam,
Renk solar, dilim durur.
***
Düzgündür, biçimlidir,
Gayretli, azimlidir,
Yüzü çirkindir ama,
Oldukça sevimlidir.
***
Konuşur tehdit gibi,
Sözleri tenkit gibi,
Yanmaya hazır bekler,
Kurumuş kibrit gibi.
***
424
www.dinimizislam.com
Boynunu büker misin?
Gözden yaş döker misin?
Bana yaptığın zulmü,
Mahşerde çeker misin?
***
Her gül güzel ise de,
Senin kadar değildir.
Seni herkes sevse de,
Benim kadar değildir.
***
Göle renk gökten gelir,
Güle su kökten gelir,
Hoca, ben sevdim deme!
Sevgi büyükten gelir!
Çerkez gitti, Laz kaldı,
Tavuk gitti, kaz kaldı,
Gafletle geçti ömür,
Çoğu gitti az kaldı.
***
Gören olmaz kabahat,
Lüzumsuzdur izahat,
Kaynanasızsa bir ev,
Gelinler eder rahat.
***
Gelinle kız takışır,
Birbirine çıkışır,
Hoca, güzel olana,
Ne giyerse yakışır.
Seçkin maniler - 64
Seçkin maniler - 65
Kızlar mini etekli,
Arı suni petekli,
Sosyete düzeninde,
Bayan eli kötekli.
***
Milletin iğrencidir,
Fitnenin direncidir,
Silahından besbelli,
Militan öğrencidir.
***
Fesatta çok yürekli,
Tenkit eder sürekli,
Bir kargaşa olsun der,
Ama toplu tüfekli.
***
Şu mezhepsiz dinciymiş,
Bid’atinde inciymiş,
Sapıklığı ölçülmez,
Küfürde birinciymiş.
***
Böyle iniş mi olur?
Birden sönüş mü olur?
Hani söz vermiştin sen,
Sonra dönüş mü olur?
***
Şehrimin çarşısına,
Oturdum karşısına,
İnsan gönül mü verir?
Lahana turşusuna?
***
Yayıkta ayran olur,
Görenler hayran olur,
Gönüller bir olursa,
Samanlık seyran olur.
***
Tut yerden kaldır beni!
Neşeyle doldur beni!
Yıllarca çile çektim,
Ağlatma güldür beni!
***
425
www.dinimizislam.com
Dargınlığı sonlasın!
Artık beni anlasın!
Barışmak istiyorsa,
Kulakları çınlasın!
***
Boyunları bükülür,
Gözlerden yaş dökülür,
Kaynana kahrı ancak,
Oğlu için çekilir.
***
Düşüncenden cay da gel!
Hatırımı say da gel!
Hoca, her yer buz olsa,
Üzerinden kay da gel!
Sevgin sanki fidedir,
Yediklerin pidedir,
Herkesi sever gönlün,
Bu kalb değil midedir.
***
Çıkış yolu açalım!
Gel birlikte uçalım!
Babam beni vermezse,
Gece hemen kaçalım!
***
Saçını yolup durma!
Gözleri dolup durma!
Hoca, karar ver artık!
Bahane bulup durma!
Seçkin maniler - 66
Seçkin maniler - 67
Ben kırata binemem,
Binsem bile inemem,
Karlı dağlar aşarak,
Memlekete dönemem.
***
Yeni geldim yurduma,
İhtiyaç var yardıma,
Kırmızıyı giyince,
Herkes düştü ardıma.
***
Ben giderken işime,
Ağrı girdi dişime,
Daha yeni sözlendim,
Düşme benim peşime!
***
Er gelir, paşa gelir,
Gelen hep başa gelir,
Ayaklar zaten yerde,
Baş düşer taşa gelir.
***
Canını sıkma sakın!
Hizmetten bıkma sakın!
Düşenler parçalanır,
Yükseğe çıkma sakın!
***
Kayınçom dibek gibi,
Bacısı şebek gibi,
Ya gelini sorarsan,
O sanki bebek gibi.
***
Deme daha duralım!
Engelleri kıralım!
Herkesin yuvası var,
Biz de yuva kuralım!
***
Yolumuz uzak gibi
Kayarız kızak gibi,
Önümüzde engel var,
Kurulmuş tuzak gibi.
***
426
www.dinimizislam.com
Sözlerine kanarım,
O günleri anarım,
Senden uzak kaldıkça,
Acı çeker yanarım.
***
Her taraf dolu lale,
Gelmez öyle hayale,
Gülünce gül açardı,
Nasıl düştün bu hale?
***
Sağlam tren rayları,
Bekleme hiç ayları!
Hoca geliyor size,
Demle artık çayları!
Acıktım tosta düştüm,
Yoruldum hasta düştüm,
Talih yaver gitmedi,
Vefasız dosta düştüm.
***
Kimisi evlenmiyor,
Gidiyor eğlenmiyor,
Ona birkaç sözüm var
Yüzüne söylenmiyor.
***
İçsin artık kuzu su,
Söyle nedir arzusu?
Hoca, laf denmez ona,
O annenin kuzusu.
Seçkin maniler - 68
Seçkin maniler - 69
Dilsize ahraz derler,
İllete maraz derler,
Senin bu kıskanmana,
Apaçık garaz derler.
***
Trenle posta gider,
Mektuplar dosta gider,
Yaklaşılmaz yanına,
Gelenler hasta gider.
***
Birden gurbete gitti,
Gönlümü mahzun etti,
Dayanılmaz hasretlik,
Yaktı beni eritti.
***
Bekler iken babalık,
Etti bana kabalık,
Sözümü diyemedim,
Yanı çok kalabalık.
***
Kimisi kara bağlar,
Bazen iç çekip ağlar,
Gurbet ile düşeli,
Gözyaşı döküp ağlar.
***
Rabbim beni şişirme!
Ateşinle pişirme!
Her şeye gücün yeter,
Bir soysuza düşürme!
***
Ördek geldi hindi yok,
Şu barajın bendi yok,
Hayal gördüm galiba,
Sesi geldi kendi yok.
***
Kırdırma çekimizi!
Görmesin tekimizi!
Muhalif rüzgâr eser,
Ayırır ikimizi.
***
427
www.dinimizislam.com
Hakikati bilenler,
İkrar ile gelenler,
Elbet cennete gider,
Hak yolunda ölenler.
***
Pirinç taşı ayıklar,
Uyur hemen sayıklar,
Yoğurttan yağ çıkarıp,
Ayran yapar yayıklar.
***
Ak tutar kara tutar,
Kimisi para tutar,
Hoca, cömert verdikçe,
Cimriyi sara tutar.
Yılan gibi sokar mı?
Odun gibi yakar mı?
Altın bir kolye olsam,
Yâr boynuna takar mı?
***
Yedirir yediğinden,
Haymana hediğinden,
Yeminle söz vermişti,
Döner mi dediğinden?
***
İnsan konuşmak ister,
Belki uyuşmak ister,
Hoca der, bir an önce,
Gönül kavuşmak ister.
Seçkin maniler - 70
Seçkin maniler - 71
Düğün artık çok yakın,
Geciktirmeyin sakın!
Haydi hanımlar gelin,
Elime kına yakın!
***
Elimde çok siğilim,
Yok kimseye meyilim,
Dokunma sakın bana,
Ben öylesi değilim.
***
Kötü söz benimsenmez,
Herkese öyle denmez,
Peşimi bırak hemen,
Her kuşun eti yenmez.
***
Bak Allah’ın kuluna!
Gider doğru yoluna,
Altın düğme olayım,
Onun iki koluna.
***
Güneş doğup batıyor,
Kaynanam laf atıyor,
Söylediği her sözü,
Bir ok gibi batıyor.
***
Sallanır ölü gibi,
Hep güler deli gibi,
Çiçeklerle açılmış,
Isparta gülü gibi.
***
Konuşan hatip misin?
Yazarsın, kâtip misin?
Derdime ilaç oldun,
Yoksa sen tabip misin?
***
Bluzun dar geliyor,
Bak sana çar geliyor,
Bir çift sözüm var ama,
Denmesi ar geliyor.
***
428
www.dinimizislam.com
Sözümü tutmam gerek,
Acıyı yutmam gerek,
Gözüme hiç görünme!
Seni unutmam gerek.
***
Yoluna ağlamazdım,
Ciğeri dağlamazdım,
Durumunu bilseydim,
Sana bel bağlamazdım.
***
Yoruldu terde kaldı,
Cam düştü, perde kaldı,
Hoca, yolunu bekler,
Acaba nerde kaldı?
Gözüme hiç görünme!
Havalara bürünme!
Mazlum âhı alıp da,
Ömür boyu sürünme!
***
Halılar dokunuyor,
Yanıyor, yakınıyor,
Gizlese de derdini,
Yüzünden okunuyor.
***
Gördün mü bak ebeni,
Ağlatıyor bebeni,
Hoca, derdini söyle!
O kadar üzme beni!
Seçkin maniler - 72
Seçkin maniler - 73
Bahçe ürün verdi mi?
Şeftaliler erdi mi?
El âlem duyar diye,
Açıklamam derdimi.
***
Sevgi her şeye değer,
Gerçek böyleymiş meğer,
Çirkin güzel görünür,
Gönül düşmüşse eğer,
***
Geldin ne niyetle?
Aran nasıl diyetle?
Sana bal versem eğer,
Yer misin afiyetle?
***
Gerçekleri görmezler,
Yola halı sermezler,
Nankörlüğün bilinse,
Sana gönül vermezler.
***
Entarisi tellidir,
Gözleri rimellidir,
Utanması kalmamış,
Gülüşünden bellidir.
***
Açken doyurdu bizi,
Ele duyurdu bizi,
Düğün bahara idi,
Ölüm ayırdı bizi.
***
Anahtarım çırakta,
Ümitlerim ırakta,
Belki gelirsin diye,
Beklerim hep durakta.
***
Lüzum yoktur saymana,
Sebep nedir caymana?
Kaplıcasıyla meşhur,
Bizim ilçe Haymana.
***
429
www.dinimizislam.com
Ayşe, gelin gitti mi?
Nohut ekti, bitti mi?
Kaynanası gelince,
Beddualar etti mi?
***
Kınası kutlu olsun!
Evinde mutlu olsun!
Hoş geçinmek isterse,
Dili hep tatlı olsun!
***
Şatafatlı görünür,
Masum poza bürünür,
Hoca, sözünden cayan,
Sürüm sürüm sürünür.
Başına sarık sarar,
Kendine mürid arar,
Ahkâm keser durmadan,
İlmi yok, neye yarar.
***
Bâtıla kucak açar,
Küfrünü durmaz saçar,
Zoru görünce hemen,
Uzak ülkeye kaçar.
***
Hoca âlim nerdedir?
Kötüler her yerdedir,
Ehl-i sünnete düşman,
Hak yoluna perdedir.
Seçkin maniler - 74
Seçkin maniler - 75
Durmaz keramet satar,
Hep işkembeden atar,
Ahir zaman şeyhleri,
Her gün battıkça batar.
***
Farzı geriye atar,
Nafile oruç tutar,
Ücretle Kur’an okur,
Dini parayla satar.
***
Beline kuşak bağlar,
Sözleri yürek dağlar,
İngiliz’in emriyle,
Para toplarken ağlar,
***
Ağlaması göz boyar,
Her gün ayağı kayar,
Hep ben diye konuşur,
Kendini adam sayar.
***
Başımız girdi derde,
Fitnenin başı nerde?
Nasıl ötüp duruyor,
Vatandan uzak yerde.
***
İstismarda sanatkâr,
Bâtıl güçler ona yâr,
Utanmadan diyorlar,
Ne sömürsek bize kâr,
***
İstismarı fındıktan,
Medet umar zındıktan,
Ne hileler yaparak,
Çıkmak ister sandıktan.
***
Bükülmüş halka halka,
Suç bulmuş masum halka,
Öldüğü zaman hemen,
Koymuşlar katafalka.
***
430
www.dinimizislam.com
Tarih oldu Ankara,
Açıldı derin yara,
Utanıp çekinmeden,
Dediler aka kara.
***
Halkı bölüp ayırmış
Haksızları kayırmış,
Çaldığı para ile,
Soysuzları doyurmuş.
***
Etme hemen şikâyet!
Allah versin hidayet!
Hoca, dünyayı bırak!
Öleceksin nihayet.
Seçkin maniler - 76
Her yanı sükse caka,
Yalanına der şaka,
Her türlü naneyi yer,
Gözüne baka baka,
***
Hem Rusçu, hem Çincidir,
Hem dinsiz, hem dincidir,
İntikamı hiç bitmez,
Bu millete kincidir.
***
Zorlu günler geçirdi,
Pembe balon uçurdu,
Yoruldu saptamaktan,
Olasılık kaçırdı.
***
Fitneye yelken açtı,
Etrafa mikrop saçtı,
Suçunu örtbas edip,
Hemen ortadan kaçtı.
***
Yağcılara yağlattı,
Yürekleri dağlattı,
Çocukları öldürüp,
Anaları ağlattı.
***
Doğrulara yanlış der,
Kimine kaş göz eder,
Karanlık iş çevirir,
Kimine diyet öder.
***
Kapatır izlerini,
Oynatır gözlerini,
Acaba bunadı mı?
Bilmiyor sözlerini.
***
Taşa vurma başını!
Geçtin yetmiş yaşını,
Hoca, üzme kimseyi!
Çatıp öyle kaşını!
Seçkin maniler - 77
Yanlış hesap
Keser döndü, sap döndü,
Gün geldi hesap döndü,
Kurbanlıklar beklerken,
Bıçaksız kasap döndü.
***
Kayıt tutmuş, fişlemiş,
Fişlileri şişlemiş,
Suçu meydana çıktı,
Ne rezalet işlemiş.
***
Eter sıkmış, uyutmuş,
Nice kayıtlar tutmuş,
Suç ortaya çıkınca,
Çaresiz hapı yutmuş.
***
431
www.dinimizislam.com
Feleğin işine bak!
Yerini bulacak hak,
Beklemezken patladı,
Kendi başında kabak.
***
Zayıf idi tavlanmış,
Derileri kavlanmış,
İnsan avına çıktı,
Avda iken avlanmış.
***
İmha idi maksadı,
Aniden duraksadı,
Ele geçti planı,
Cinayeti aksadı.
***
Dedi, var mı ben gibi?
Suçları ferman gibi,
Hoca, bak bir yel esti,
Seçkin maniler - 78
Yanlış hesap (2)
Savurdu harman gibi.
Kamburdur hörgüçlüdür,
Vurur, kırar üçlüdür,
Döven var der, bağırır,
Hem suçlu, hem güçlüdür.
***
Çalmakta, çok uyanık,
Suç işler, olmaz sanık,
Delilleri yok eder,
Bırakmaz, hiçbir tanık.
***
Suikast idi konu,
Dinlenmiş telefonu,
Örtbas etmek istedi,
Şakaya boğdu onu.
***
Hesabı terse döndü,
Övünürken dövündü,
Karardı birden hava,
Bütün yıldızlar söndü.
***
İçimize işlemiş,
Kimisini şişlemiş,
Balyoz vuracağını,
Teker teker fişlemiş.
***
Diyordu, dem bu demdi,
Vampir gibi kan emdi,
Adaletin elinde,
Hesap verecek şimdi.
***
Yolum derindir dermiş,
Domuz salamı yermiş,
Hoca bak, fişleyen de,
Yakayı ele vermiş.
Seçkin maniler - 79
Suyundan kimse içmez,
Pınara benziyorsun.
Kuş uçmaz, kervan geçmez,
Dağlara benziyorsun.
***
Karlı dağları aşan,
Bendini delip taşan,
Bir sele benziyorsun,
Denize akıp coşan.
***
Derdi artıp gelişmiş,
Yanıp ciğeri pişmiş,
Yiyip içmiş yıllarca,
Sonunda ayrı düşmüş.
***
432
www.dinimizislam.com
Her tarafı bozulmuş,
Balyoz ile ezilmiş,
Şu taşlara benzersin,
Kiliseye dizilmiş.
***
Sohbetlerde diz çöken,
Gözlerinden yaş döken,
Dilin olmalı kardeş,
Seherde zikir çeken.
***
Düşme sakın bir derde!
Muhtaç olma namerde!
Elbette kalmaz kardeş,
Mazlumun âhı yerde.
***
Hoca âciz bir kuldur,
Tut onu, yerden kaldır!
Satmaya kalkma sakın!
Ya azat et, ya öldür!
Seçkin maniler - 80
Çocuklar
Yeşilidir, alıdır,
Birer meyve dalıdır,
Şu günahsız çocuklar,
Sanki oğul balıdır.
***
Kimisi paytak yürür,
Paça yerde sürünür,
Saklasan da çocuktan,
İstenmeyeni görür.
***
Sağa sola koşarlar,
Sevinirler coşarlar,
Oyunlara dalınca,
Kaplarından taşarlar.
***
Saçları örgülüdür,
Evin gonca gülüdür,
Çocuk evin neşesi,
Şakıyan bülbülüdür.
***
Uyanır sabah erken,
Neşe saçar gülerken,
Çocuğa çok yüz verme!
Şımarır sevilirken.
***
Üzülür hemen ağlar,
Ağıtı yürek dağlar,
Çocukların varlığı,
Bizi yuvaya bağlar.
***
Bakışı neşe saçar,
Yüzünde güller açar,
Çocukta kaygı olmaz,
Uçurtmasıyla uçar.
***
Yaratan yüce Hak’tır,
Doğuştan temiz, paktır,
Hoca, masum çocuklar,
Leke götürmez, aktır.
Seçkin maniler - 81
Çocuklar (2)
Burun çeker, göz kırpar,
Kuş gibi kanat çırpar,
Bir tehlike görünce,
Korkup kalbleri çarpar,
***
Evde en güzel ziynet,
Paha biçilmez servet,
Akika kes çocuğa!
Bilene büyük nimet.
***
433
www.dinimizislam.com
Cennet kokusu saçar,
Anneye kucak açar,
Kucaklanan çocuklar,
Sevinçten göğe uçar.
***
Belli olmaz halleri,
Pamuk gibi elleri,
Paraya paya derler,
Bir tuhaftır dilleri.
***
Bağrışırlar, susmazlar,
Seslerini kısmazlar,
Anneleri dövse de,
Öyle kolay küsmezler.
***
Bazen surat asarlar,
Halımıza kusarlar,
Kimisi yaramazdır,
Çamurlara basarlar.
***
Yaratılış gereği,
Annesinin yüreği,
Yuvaları korurlar,
Sanki evin direği.
***
Kiminin gözü yaşlı,
Kimisi ağır başlı,
Hoca, bu çocukların,
Kimisi çok telaşlı.
Seçkin maniler - 82
Çocuklar (3)
Bıçakları körletir,
Cicisini kirletir,
Söz dinlemez çocuklar,
Yorar bizi, terletir.
***
Henüz masum, günahsız,
Bazen olur iştahsız,
Tuhaf şeyler yaparlar,
İşleri var, izahsız.
***
Kış yaz demeden oynar,
Tencere gibi kaynar,
Hiç oturmaz çocuklar,
Bir daldan dala konar.
***
Kimi saf, kimi kurnaz,
Kimi olur yaramaz,
Nedense istemem der,
Bazıları yapar naz.
***
Öksüzü, yetimi var,
Kimi işitir azar,
Kucak açılsın diye,
Kiminden şefkat umar.
***
Çocuk sever oyunu,
Kuzuları, koyunu,
Kimisi terbiyeli,
Belli eder soyunu.
***
Ana baba eseri,
Sevimlidir ekseri,
Gözetilsin çocuklar,
Olmasınlar serseri.
***
Ekinin başağıdır,
Evlerin uşağıdır,
Hoca, bizim çocuklar,
Yarının kuşağıdır.
434
www.dinimizislam.com
Seçkin maniler - 83
Postunu yere seren,
Malını hayra veren,
Mahrum kalmaz demişler,
Büyük bir zatı gören.
***
Düğün yapılıp bitmiş,
Gelin atına binmiş,
Ne olur, ne olmaz diye,
Haydi ya kısmet demiş.
***
Nefsinden yana çıkma!
Hiç kimseye hor bakma!
Elbette eden bulur,
Kalb kırma, gönül yıkma!
***
Yaşken eğilir ağaç,
Hizmet olmalı amaç,
Kalbin hemen meyleder,
Kötülerden durma kaç!
***
Mart kapıdan baktırır,
Kazma kürek yaktırır,
Mart ayına dikkat et!
Ne kapılar taktırır.
***
Tasavvuf hakkın yolu,
Kerametlerle dolu,
Mevla’ya ulaştırır,
Bu yolun her bir kolu.
***
Sözlerimi tuttu mu?
Acıları yuttu mu?
Hoca der, sorun ona,
Bizleri unuttu mu?
Seçkin maniler - 84
Korkmak gerek caniden,
Saldırırlar âniden,
Tedbir alınmadıkça
Fayda gelmez maniden.
***
Sevgi gönlü bağlarsa,
Hasret ciğer dağlarsa,
Gözleri de ağlarmış,
İçi hep kan ağlarsa.
***
Kadını saklar eri,
Peyniri saklar deri,
Elbet yakar kavurur,
Ateş düştüğü yeri.
***
Bilinmez erkek dişi,
Kim durdurur gidişi,
Göze batar elbette,
Haksız yükselen kişi.
***
El kuşu elden ele,
Gül kuşu gülden güle,
Şahinler gökte uçar,
Baykuş ister virane.
***
Eğri eğriye uyar,
Doğru doğruya uyar,
Kötü kötüyle gezer,
Mümin doğruya uyar.
***
Ey bülbül, öyle içli,
Öterek üzme bizi!
Hoca der, muhalifleri,
Tutarak üzme bizi!
435
www.dinimizislam.com
Seçkin maniler - 85
Seçkin maniler - 86
Kimi giyer al fistan,
Yeşermiş bağ bostan,
Okuyan çıkar mı ki,
Uzun olsa bir destan?
***
Yüksek olsa da dağlar,
Yol üzerinden aşar,
Çocukken et terbiye!
Gençlik kabından taşar.
***
Gençliğinde taş taşı!
Kocayınca ye aşı!
Streslerden uzak dur!
Sakın ağrıtma başı!
***
Tatlı olsan yutarlar,
Acı olsan atarlar,
Güvenilmez herkese,
Üç kuruşa satarlar.
***
Ne bu, didiş ha didiş,
Nereye böyle gidiş,
İşler normal olmalı,
Ne kebap yansın, ne şiş!
***
Her kimde açlık yoktur,
Açlığı bilmez, toktur.
Hızlı gitmekten sakın!
Görünmez kaza çoktur.
***
Kötüden gelir zarar,
Tedbirde vardır yarar,
Hoca, şükret hâline!
Beterin beteri var.
Faziletli insan ol!
Kötülere verme yol!
Şükrü bırakma sakın!
Şükredene nimet bol.
***
İnişin yokuşu var,
Depremin yıkışı var,
Yazdan hazırlanmalı,
Her yazın bir kışı var.
***
Danışan hep başarmış,
Dağdan yolu aşarmış,
Soramayan ahmaklar,
Düz ovada şaşarmış.
***
Kadın var ki, ev yapar,
Kimi kadın, ev yıkar,
Görünüşe aldanma!
Kiminin içi yakar.
***
Mızrak çuvala sığmaz,
Kendi düşen ağlamaz,
Öyle şakayı bırak!
Ateşle oyun olmaz,
***
Hakkı söyle dilinle!
Ne verirsen elinle,
Elbette ahirete,
O da gider seninle.
***
Gayretsiz emek olmaz,
Emeksiz yemek olmaz,
Hoca, çalışmayıp da,
Ben yerim demek olmaz.
436
www.dinimizislam.com
Seçkin maniler - 87
Seçkin maniler - 88
Her şey birikir azdan,
Hazırlan kışa yazdan,
Yakıtlar hazır olsun,
Korunalım ayazdan.
***
Yiyip içip azmadan,
Hiç kimseye kızmadan,
Gerekli hayrını yap!
İhlâsını bozmadan.
***
Bâtıllara kanmadan,
Cehennemde yanmadan,
İbadeti güzel yap!
Yorulup usanmadan.
***
Olma sakın sitemkâr
Kalbden et Hakkı ikrar!
Töhmetli işler yapma!
Demesinler günahkâr!
***
Hain nefsinle savaş,
Akıtıp gözünden yaş!
Her ihtimali düşün!
Tedbirli ol arkadaş!
***
Malla mülkle övünme!
Mahşer günü dövünme!
Kendi yağınla kavrul!
Hiç kimseye güvenme!
***
Günahı gizleyesin!
Sohbeti özleyesin!
Hoca, fırsat ganimet,
Sohbeti izleyesin!
Olma deli divane!
Bulma özür, bahane!
Tedbir için gecikme!
Bekliyorsun daha ne?
***
Seher vaktinde inle!
Büyük sözünü dinle!
Çaresi neyse başvur!
Elinle ve dilinle.
***
Kalkar kalkmaz sabahtan,
Durma iste Allah’tan,
Sebeplere yapışıp,
Kaçmak gerek günahtan!
***
Kötü günler görmeden,
Cehenneme girmeden,
Muntazam çalışmalı,
Sık sık mola vermeden.
***
Günahlara dalmadan,
Saçlarını yolmadan,
Şimdi çaresine bak!
Bir gün pişman olmadan.
***
Arayan Hakkı bulur,
Hakkı bulan kurtulur,
Zamanında iş yapmak,
Ne kadar güzel olur.
***
Adamsan bir söz yeter,
Yangına bir köz yeter,
Hoca, tedbirini al!
Bir gün çareler biter.
437
www.dinimizislam.com
Seçkin maniler - 89
Seçkin maniler - 90
İhlâs nedir, iyi bil!
Kalbden kiri, pası sil!
Tevbeni geciktirme!
Henüz olmadan rezil.
***
Hiçbir gönül yıkmadan,
Kendimizi yakmadan,
Bugün yapalım hemen,
Yarına bırakmadan.
***
Allah’tan kesme ümit!
Hak olan sözü işit!
Davet edilen yere,
Zamanında hemen git!
***
Kalbimiz olmalı pak,
Yüzümüz olmalı ak,
İstiğfar etmeliyiz!
Gece gündüz muhakkak.
***
Kulağın işitirken,
İki gözün görürken,
Günahlardan uzak dur!
Konuşurken, yürürken,
***
Gafletlere dalmadan,
Beddualar almadan,
Aydınlıkta gör işi!
Kara güne kalmadan.
***
Usanıp yorulmadan,
Kimseye darılmadan,
Hoca, azık hazırla!
Kefene sarılmadan.
Zalimler vermez aman,
Hâlin olmadan yaman,
Uyanık olmalısın,
Her yerde ve her zaman.
***
Öyle dik tutma başı!
Akıt gözünden yaşı!
Gecikmeden tevbe et!
Günaha yaptır aşı!
***
Çatma öyle kaşını!
Dik tutma hep başını!
Rabbimizden af dile!
Dökerek gözyaşını!
***
Üç değil, tektir ilah,
Yemeden seni günah,
Dinini doğru yaşa!
Bir gün demeden eyvah.
***
Olursan Ehl-i sünnet,
Seni bekliyor Cennet,
İbadetten bırakıp,
Sakın geçirme cinnet!
***
Yolun olmasın ayrı,
Fitnenin olmaz hayrı,
Namaz vakti girince,
Oyalanma hiç gayrı!
***
Günahların neyse bil!
İstiğfar ederek sil!
Hoca, zikret Mevla’yı!
Kötü konuşmadan dil.
438
www.dinimizislam.com
Seçkin maniler - 91
Seçkin maniler - 92
Kötü olan geçilir,
İyi olan seçilir,
Dünyada ne ekersen,
Mahşerde o biçilir.
***
Fırsat elden gitmeden,
Kimseyi incitmeden,
Gafleti bırakalım!
Henüz ömür bitmeden.
***
Uyan artık ölmeden!
Şeytan bize gülmeden,
Hazırlıklı olmalı!
Ecel çıkıp gelmeden.
***
Başı gözü yarmadan,
Baca ateş sarmadan,
Bitirmeli işleri,
Bir fitne çıkarmadan.
***
Fâsıkları geçmeli!
Salihleri seçmeli!
İhlâstan ayrılmayıp,
Ab-ı Kevser içmeli!
***
Hiç kimseyi üzmeden,
Yalan dolan düzmeden,
Doğru yola devam et!
Sağda solda gezmeden.
***
İnsanları kızdırma!
Kötü puan yazdırma!
Hoca, temkinli davran!
İşlerini bozdurma!
Doğru olan sözü duy!
Hakka uymak güzel huy!
Türediden uzaklaş!
Salih âlimlere uy!
***
Giderken adalete,
Koşarken fazilete,
Fitneden sakınmalı!
Dur derken rezalete.
***
Dinlenirken sözlerin,
Kapanmadan gözlerin,
Yaş yere sakın basma!
Bilinmesin izlerin!
***
Sağa sola bakarken,
Ziynetini takarken,
Gayet yumuşak davran!
Bir meşale yakarken.
***
Edebi bulunmazsa,
Ne desen hiç tınmazsa,
Azarlamak gerekir,
Öğütten anlamazsa.
***
Az elin aşta ise,
Çok elin işte ise,
Kaygı çekmek gereksiz,
Büyükler başta ise.
***
Her zaman her devirde,
Lüzum görülen yerde,
Hoca hazırlıklı ol!
İnmeden göze perde!
439
www.dinimizislam.com
Seçkin maniler - 93
Seçkin maniler - 94
Tutumlu naçar kalmaz,
Tutumsuz ibret almaz,
Hele sen bir düş de gör!
Düşenin dostu olmaz,
***
Meyveli bir ağaçsın,
İyiliğe araçsın,
Derdim var diyenlere,
Vitaminli ilaçsın.
***
Işık veren güneşsin,
Fırınımda ateşsin,
Şu gençliğin hamuru
Yanmadan iyi pişsin!
***
Ağızda dişimizsin,
Eldeki işimizsin,
Dünyaya değişmeyiz,
Sen din kardeşimizsin.
***
Çok acı bir bibersin,
Her gün taze habersin,
Muradın hayır ise,
Allah tezinden versin!
***
Papatyasın, zambaksın,
Şekerli bal kabaksın,
Dört mevsim yeşil kalan,
Dalımızda yapraksın.
***
Çoktur sapıklık yolu,
Kaplamış sağı solu,
Hoca, bid’at sahibi,
Elbet olur defolu.
Kokulu bir çileksin,
Gönüllerde dileksin,
Günahın az olsa da,
Kim demiş ki meleksin?
***
Sarımtırak ayvasın,
Tatlı sulu meyvasın,
Amasya’ya gerek yok,
Al yanaklı elmasın.
***
Marulsun, patlıcansın,
Can içinde bir cansın,
Dillere destan oldun,
Kalblerde heyecansın.
***
Kanaryasın, doğansın,
Sarımsaksın, soğansın,
İlmihali okursan,
Petek dolu kovansın.
***
Kırmızı şeftalisin,
Eriksin, zerdalisin,
İlmihal okumazsan,
İyi bil, zırdelisin.
***
Karanfilsin, nanesin,
Zekâda şahanesin,
İlmihal de okursan,
Dünyada bir tanesin.
***
Acur değil, hıyarsın,
Nice cana kıyarsın,
Hoca, imansızları,
Sen adam mı sayarsın?
440
www.dinimizislam.com
Seçkin maniler - 95
Seçkin maniler - 96
Hastasın, verem misin?
Âşıksın, Kerem misin?
Yaralara sürülen,
Şifalı krem misin?
***
Bir kınalı kuzusun,
Yemeklerin tuzusun,
Çikita’sı gerekmez,
Anamur’un muzusun.
***
Turunçsun, portakalsın,
Meyveyle dolu dalsın,
Neyin varsa götürme!
Hepsi burada kalsın!
***
Evet, sen pek süpersin,
Rastgele el öpersin,
Nefse uyarsan eğer,
Nimetleri tepersin.
***
Bitmez dünyada dertler,
Şifa saçar cömertler.
Fırsatını bulursa,
Yakıp döker namertler.
***
Fitne her yeri sarar,
Herkese verir zarar,
Ayağı sürçen insan,
Düşer başını yarar.
***
Ekşimtırak bir narsın,
Daldan dala konarsın,
Hoca, dine uymazsan,
Cehennemde yanarsın.
Yaptığından utanır,
Ecel gelir uyanır,
İş işten geçmiş olur,
Musallaya uzanır.
***
Kabir denen dar kafes,
Duyulamaz gelen ses,
Niye ibret alınmaz?
Ölecek elbet herkes.
***
Ömrü küfürle geçer,
Küfrünü bir gün biçer,
Münker Nekir gelince,
Kabir başına göçer.
***
Ehl-i sünnet şaheser,
Sahabeyi çok sever,
Fırkaların içinde,
Kurtuluşa o erer.
***
Bid’at ehli, hilekâr,
Sapıklığı aşikâr,
Sünnet ehli görünür,
İşi dışı riyakâr,
***
Reform diyen mezhepsiz,
Atıp tutar mesnetsiz,
Küfür destek verince,
Dine çatar sebepsiz.
***
Bir aşktır Ehl-i sünnet,
Âlime eder hürmet,
Hoca, yarın görülür,
Mahşerde büyük nimet.
441
www.dinimizislam.com
Seçkin maniler - 97
Seçkin maniler - 98
Hem şeriki yok diyor,
Üç tanrı da, hak diyor,
Savunuyor üç dini,
Şirkten şirke giriyor.
***
Yükseliyor avazı,
Kimlere bu garazı?
Veli gibi görünür,
Gösteriştir niyazı.
***
Halkı ağıtla soyar,
Ahmak yerine koyar,
Müslümanlar dururken,
Gidip gâvura uyar.
***
Eline alır mühür,
Derler ki yalan üfür!
Kendinden olmayana,
Basıyor hemen küfür.
***
Kitabı yere atar,
Dini dünyaya satar,
Gâvur olmadın diye,
Salih zatlara çatar.
***
Soysuza kucak açar,
Nifak tohumu saçar,
Bir tehlike sezince,
Şapkayı alıp kaçar.
***
Sanma Hoca’ya gider,
Önce locaya gider,
Kur’an tarihseldir der,
Dine iftira eder.
Çevresini uyutur,
Hak hukuku unutur,
Haksız rekabet yapar.
Kanımızı kurutur.
***
Çetelere karışır,
Düşmanlarla barışır,
Haçlıya kucak açar,
Küfürlerde yarışır.
***
Kur’an okumuş sazla,
Evlenmiş müşrik kızla,
Bir şeylerin uğruna,
Küfre düşmüş çok hızla.
***
Tarihselci takımı,
Nursuz haçlı akımı,
Gâvur destek verince,
Hızlandırdı yıkımı.
***
Misyonerlik hak diyor,
Kiliseye gidiyor,
Öğrenmiş iç yüzünü,
Artık vaftiz ediyor.
***
Saygıyla öpmüş haçı,
Kıza açtırmış saçı,
Herzeleri sayılmaz,
Bunlar yalnız birkaçı.
***
Kirli işte adı var,
Çok işte fesadı var,
Hoca, o gelmez yola,
Ne kötü inadı var.
442
www.dinimizislam.com
Seçkin maniler - 99
Seçkin maniler - 100
Bozuluyor şuuru,
Çekilmiyor gururu,
Dinden uzaklaşınca,
Elbet kaçar huzuru.
***
Hile yapar işine,
Yan bakar kardeşine,
İhlâsı olmayınca,
Düşer nefsin peşine.
***
Hak için emeli yok,
İlmi yok, ameli yok,
Ne söylesen dinlemez,
Nasihate karnı tok.
***
Eğip büker lafları,
Göze batar gafları,
Duyguları sömürüp,
Uyutuyor safları.
***
Neler görür kendinde,
Reform yapar hak dinde,
Sayısız ahmakları,
Oynatıyor ipinde.
***
Doğru yola gelmezse,
Küfrü şirki bilmezse,
Hayvandan kötü olur,
İman ile ölmezse.
***
Hem ağlar, hem ağlatır,
Gözden yaşlar çağlatır,
Hoca, bu nasıl çığlık?
Yürekleri dağlatır.
Evliyaya keramet,
Satılması hoş olmaz.
İbadetlere riya,
Katılması hoş olmaz.
***
Yaşar iken ölene,
Soruyorsa bilene!
Başköşeye geç derler,
Teslim olup gelene!
***
Bilmezse nedir Kur’an,
İyiye tuzak kuran,
Hâli çok kötü olur,
Mümin kalbini kıran.
***
İmansızlar kurtulmaz,
Terazide tartılmaz,
Yırtık dikilir diye,
Sağlam olan yırtılmaz.
***
Tutan iki elim var,
Hep konuşan dilim var,
Her şeyin bulunsa da,
En sonunda ölüm var.
***
Gafleti at, aç gözü!
Bilinsin işin özü!
Cahile anlatılmaz,
Büyük zatların sözü.
***
Çürük mallar satılmaz,
Sağlam mala katılmaz,
Hoca, âlimle câhil,
Elbette bir tutulmaz.
443
www.dinimizislam.com
Seçkin maniler - 101
Seçkin maniler - 102
Hazret-i Âdem nebi,
Yasak meyveden yedi,
Şeytan kandırdı denmez,
Mevla böyle diledi.
***
Mümin olan takışmaz,
Kinli gözle bakışmaz,
Ölenleri görürken,
Kula gülmek yakışmaz.
***
Nefsimiz doymaz ejder,
Verir üzüntü, keder,
Nefsine uyanların.
Hayatı olur heder.
***
Abdesti almak gerek,
Namazı kılmak gerek,
Dinin emrine uygun,
Bir adam olmak gerek.
***
Zayıfları, yutarlar,
Sebep yokken çatarlar,
Namert eline düşme!
Üç kuruşa satarlar.
***
Bir gün gözlerin görmez,
Bunarsın, aklın ermez,
Gençliği boş geçirme!
Bu fırsat ele girmez.
***
Hak yola girmek gerek,
Zekâtı vermek gerek,
Hoca dini öğrenip,
Gerçeği görmek gerek.
Sağlığı ganimet bil!
Her saati nimet bil!
Boşa geçen vaktini,
Büyük bir hezimet bil!
***
Bir gün kulak işitmez,
Ağrın, sızın hiç bitmez,
Vaktin kıymetini bil!
Son pişmanlık kâr etmez.
***
Ömrü boşa geçirme!
Söylerken, çam devirme!
Esirgeme yardımı!
Kimseyi boş çevirme!
***
Fırtına gibi esme!
Salih insana küsme!
Günahın çok olsa da,
Allah’tan ümit kesme!
***
Salihlerle et sohbet!
Sohbette yağar rahmet,
Rahmet temizler seni,
Gider kalbdeki zulmet.
***
Gafil işitmez sözü,
Görmez gerçeği gözü,
Bir türlü ayıramaz,
Gece ile gündüzü.
***
Dünyaya gönül verme!
Onu bunu hiç yerme!
Hoca, kendinle uğraş!
Kimsede kusur görme!
444
www.dinimizislam.com
Seçkin maniler - 103
Odunu keser hızar,
Kibirli hemen kızar,
Küp içinde ne varsa,
Dış yüzüne o sızar.
***
Nasihate darılma!
Bâtıllara sarılma!
Uy Hakk’ın emrine!
Doğru yoldan ayrılma!
***
Sütlere su katarlar,
Saf süt diye satarlar,
Yüksekten bakar isen,
Pencereden atarlar.
***
Mümin koşar hizmete,
Sarılır ibadete,
İmanlıysa kavuşur,
Ebedi saadete.
***
Tutan iki elim var,
Hep konuşan dilim var,
Her şeyin bulunsa da,
En sonunda ölüm var.
***
Cimrinin gözü doymaz,
Ârif can verir, duymaz,
Allah yolunda verir,
Parasına hiç kıymaz.
***
Doğru ise sözümüz,
Gülüyorsa yüzümüz,
Hoca, büyük nimettir,
Görüyorsa gözümüz.
***
Kelimeler:
Hızar: Büyük bıçkı
Seçkin maniler - 104
Bak gör, her şey aşikâr!
Mantığın var, aklın var,
Bir ot gibi yaşarsın,
Hayvandan ne farkın var?
***
Nefes alınan hava,
Dolu her yer, dağ, ova,
Güç yeter mi satılsa?
Veriliyor bedava.
***
Bir bak yanan ateşe!
Doğup batan güneşe!
İbretle bakmayanlar,
Benzerler sanki leşe.
***
Karamanın koyunu,
Bırak artık oyunu!
Ceddimize layık ol!
Düşün asil soyunu!
***
Gözünden akarsa yaş,
Hizmetle geçerse yaş,
Elbette mutluluktur,
Bir de ağrımazsa baş.
***
Bâtıl her şeyden beter,
Hak gelir bâtıl biter,
Anlayışı olana,
Sadece bir söz yeter.
***
Çatılmasın hiç kaşın!
Helalden olsun aşın!
Hoca düşün sonunu!
Kurumasın gözyaşın!
445
www.dinimizislam.com
Seçkin maniler - 105
Külfetsiz nimet olmaz,
Nimete zahmet olmaz,
Gayret etmek gerekir,
Zahmetsiz rahmet olmaz.
***
Sakın olma sitemkâr!
Dert üstüne dert yağar,
Şikâyet etme hemen!
Beterin beteri var.
***
Yazın orak biçersin,
Soğuk ayran içersin,
Güvenim yoktur sana,
Gün gelir, vazgeçersin.
***
Büyüklere et hürmet!
Dinin için et hizmet!
Şükredilirse eğer,
Devamlı olur nimet.
***
Büyüğüne hürmetkâr
Rızkında kanaatkâr
Şuurludur Müslüman,
Dine olur hizmetkâr.
***
Müslüman hep mutludur,
Yarından umutludur,
Haddini bilir elbet,
İşinde hudutludur.
***
Uçurur, yele verir,
Yağmurda sele verir,
Hoca, bu kimmiş deme!
Sohbeti ele verir.
Seçkin maniler - 106
Mümin Hakk’ın has kulu,
Gözetir orta yolu,
Dengelidir imanı,
Ümitli ve korkulu...
***
Dilimizi döndüren,
Ağrımızı dindiren,
Rabbimizdir elbette
Rızkımızı gönderen.
***
Önce lazım insana,
Kavuş doğru imana!
Elhamdülillah deriz,
Haktan gelen ihsana...
***
Allah’ını bilene,
Mescidlere gelene,
Büyük müjdeler vardır,
Yüzü her an gülene.
***
Sarılanlar sünnete,
Doğru gider Cennete,
Elbette kavuşurlar,
Ebedi saadete.
***
İlmin azmin çok ise,
Gözün, gönlün tok ise,
Sen de şükrünü çoğalt!
Borcun, derdin yok ise.
***
Mümin Hakk’a hasrettir,
Tek derdi âhirettir,
Hoca, imanlı ölmek,
Ebedi saadettir.
446
www.dinimizislam.com
Seçkin maniler - 107
Seçkin maniler - 108
Dervişlik bir yürektir,
Demirden bir direktir,
Ben dervişim diyene,
Mazlum olmak gerektir.
***
Her şeye kanaat et!
Kısmetse gelir elbet,
Gel elhamdülillah de!
Şükürle artar nimet.
***
Resule ol, has ümmet!
Kalmasın bizde zimmet!
O zaman erenlerden,
Bize ulaşır himmet.
***
Nefsin ile övünme!
Ona asla güvenme!
Sonra pişman olursun,
Eyvah diye dövünme!
***
Akıllı terse gitmez,
Ücretle amel etmez,
Dünyaya gönül verme!
Sıkıntısı hiç bitmez.
***
Boz bulanık akarsan,
Mazlum canı yakarsan,
Nasıl salih olursun,
Haramlara bakarsan?
***
Başköşeye konarsan,
Hain nefse kanarsan,
Hoca, halin ne olur,
Onu bunu kınarsan?
Günden güne azarsan,
Düzgünleri bozarsan,
Nasıl derviş olursun,
Vara yoğa kızarsan?
***
Gerçeği görmüyorsan,
Hak yola girmiyorsan,
Aşkın gerçek değildir,
Dosta can vermiyorsan...
***
Eğer öğüt almazsan,
Namazını kılmazsan,
Felakete uğrarsın,
Gerçek mümin olmazsan...
***
Bak şu doğru yollara,
Yolda geçen yıllara,
Hemen yoldaş olmalı
Hakka âşık kullara...
***
Secde eden başlara,
Gözden akan yaşlara,
İbretle bakmak gerek,
Gökte uçan kuşlara...
***
Kimileri itekler?
Kısalıyor etekler,
Arı nasıl yapıyor?
Altıgenli petekler?
***
Tomurcuklu güllere,
Hakkı anan dillere,
Hoca, imrenip bakar,
Hayra veren ellere...
447
www.dinimizislam.com
Seçkin maniler - 109
Seçkin maniler - 110
Sözüm değil yabana!
Kötü işler yapana,
Nasıl hayret edilmez,
İneklere tapana?
***
Hele bak şu alığa,
Benzer alabalığa,
Hakkı çokta zanneder,
Uymuş kalabalığa.
***
Uygunsuz TV izler,
Öğrenir kötü sözler,
Maskaraya benziyor
Boya sürülmüş gözler.
***
Bakılmaz cahillere,
Girilmez dâhillere,
Salihler nasıl gider,
Et dolu sahillere?
***
Sokucu yılanlara,
Katmerli yalanlara,
Binlerce yazık olsun,
Fakiri yolanlara.
***
Ruhsuz derler ölüye,
Benziyorlar deliye,
Mezhepsizler inanmaz
Keramete, veliye.
***
Artistik şölenlere,
Mal için ölenlere,
Hoca, yazıklar olsun,
Milleti bölenlere.
Küfür girmesin işe,
Bırakmaz asla neşe,
İnsan nasıl dayanır?
Hiç sönmeyen ateşe?
***
Yanlış işler yaparsan,
Doğru yoldan saparsan,
Cehennemi boylarsın,
Dinimizden koparsan.
***
Önce kendini kayır!
Hak söze, deme hayır!
Aniden lazım olur,
Kenara para ayır!
***
Dalı kurt, kalbi dert yer,
Köpek kapar, at teper,
Faydasız son pişmanlık,
Ekenler bir gün biçer.
***
Işık zulmeti boğar,
Peşinden rahmet yağar,
Karanlık sürüp gitmez,
Sabaha güneş doğar,
***
Müşrik hakkı savunmaz,
Mucizeye inanmaz,
Işık saçan şu güneş,
Balçık ile sıvanmaz.
***
Ateşte kazan kaynar,
Kimi çalmadan oynar,
Hoca, imansız ölen,
Elbette sonsuz yanar.
448
www.dinimizislam.com
Seçkin maniler - 111
Seçkin maniler - 112
Besmelesiz yatanlar,
Vicdanını satanlar,
Günahı düşünmez mi?
İşkembeden atanlar?
***
Gerçek tevbe etmezsek,
Hak yoluna gitmezsek,
Çok perişan oluruz,
Büyük sözü tutmazsak.
***
Her şeye hemen gülme!
Öyle sık gidip gelme!
Seyrekliği tercih et!
Sevgi kabını delme!
***
Bacayı duman sarar,
Akıllı hakkı arar,
Derler ki körle yatan,
Sabaha şaşı kalkar.
***
Gafiller ibret almaz,
Gafletten geri kalmaz,
Düşünmez hiç ölmeyi,
Günaha pişman olmaz.
***
Allah, Rab benim dedi,
Kalblere evim dedi,
Hiç adam sayılır mı?
Yıkan bu kutsal evi.
***
Veda edip hayata,
Binersin cansız ata,
Hoca, artık faydasız,
Ağlasa ana, ata.
Gafil gerçeği görmez,
Gafletten taviz vermez,
Ne söylesen faydasız,
Kulağa öğüt girmez.
***
Seherde aç gözünü!
Öğren işin özünü!
Herkese hemen deme!
Erenlerin sözünü.
***
Sorumuz varsa her ne,
Sormalı bir bilene!
Soru sorulur mu hiç?
Her önüne gelene!
***
Gerçeği bilemedim,
Ağladım gülemedim,
Gel dedikleri halde,
Bir türlü gelemedim.
***
Hayır şer yazılacak,
Mezarın kazılacak,
Ecel geldiği zaman,
Düzenin bozulacak.
***
Cömert mal verir saymaz,
Harcar sevaba doymaz,
Hepsini önden yollar,
Dünyaya zırnık koymaz.
***
İslamiyet saf baldır,
Tasavvuf halis yağdır,
Hoca, gerçek Müslüman,
Bala yağ katmalıdır.
449
www.dinimizislam.com
Seçkin maniler - 113
Seçkin maniler - 114
Cimri paraya doymaz,
Saklar, malına kıymaz,
Biraz hayra ver dense,
Asla kulağı duymaz.
***
Dervişlik rengi solmaz,
Gün geçer, çile dolmaz,
Bizzat başı koymalı,
Dille söylemek olmaz.
***
Doğru sözü men etme!
Fâsıkları methetme!
Vicdanlı ol her zaman
Gerçekleri katletme!
***
Herkes kötü zannetme!
Hiç kimseye zulmetme!
Zehir bil günahları,
Hiç birine meyletme!
***
Hediyeyi reddetme!
Hiç bir cana kastetme!
Günahlardan uzak dur!
İmanını kaybetme!
***
Hep gönülleri fethet!
Esirgeme ver, lütfet!
Harama kuruş verme!
Malını hayra vakfet!
***
Nesir olanı nazmet!
Başarmak için azmet!
Hoca, kavuşmak için,
Bu acıları hazmet!
Kimseye etme haset!
Güt uygun bir siyaset!
Kendinden bir şey katma!
Hep büyüklerden bahset!
***
İyililikleri emret!
Kötülükleri nehyet!
Faydalı söz duyunca,
Unutma hemen kaydet!
***
Nefsini hiç affetme!
Ömrü boşa vakfetme!
Elin kanda olsa da,
Namazını terk etme!
***
Her işte hakkı zikret!
Bunca nimete şükret!
Başarabilmek için,
Sıkıntılara sabret!
***
Vaktin boşa geçmişse,
Evin barkın göçmüşse,
Pişman olsan ne çıkar,
Ecel ömür biçmişse...
***
Kimisi yoldan çıkar,
Kimisi evler yıkar,
Kiminin içi beni,
Dışı da seni yakar.
***
Cuma günleri guslet!
Doğrudan yana meylet!
Hoca, kafadan atma!
Yalnız kitaptan naklet!
450
www.dinimizislam.com
Seçkin maniler - 115
Seçkin maniler - 116
Gelirsin belki göze,
Aybın vurulur yüze,
Utanacak halinle,
Çıkmak zor olur düze.
***
İşi sağlama bağla!
Çıkar yüreği dağla!
Yarın hep gülmek için
Bugün durmadan ağla!
***
Ey gönül, aç gözünü!
Çok uzatma sözünü!
Tedbirini hemen al!
Sonra dövme dizini!
***
Günah demez, haram yer,
Cennet Cehennem yok der,
Sayısız delil varken,
Allah’ı inkâr eder.
***
Kaşını öyle çatma!
Dini dünyaya satma!
Oturmasını öğren!
Ayak uzatıp yatma!
***
Girme el uyruğuna!
Uy büyük buyruğuna!
Dikkat et basmayasın!
Yılanın kuyruğuna!
***
Rab, sana senden yakın,
Nankörlük etme sakın!
Hoca, kurtuluş için,
Hep edebini takın!
Yapayalnız kalırsın,
Melül mahzun olursun,
Ektiğini biçersin,
Ettiğini bulursun.
***
Kara yere girersin,
Toprak olur, erirsin,
Haksızlık etmiş isen,
Nasıl hesap verirsin?
***
Pîre gönül verenler,
Himmetini görenler,
Çok nimete kavuşur
Teslim olup gelenler.
***
Sevip sayasın pîri,
Düşünme başka eri,
Pîrde kusur arayıp,
Bozma girdiğin yeri!
***
Sert söyledim, kalb yıktım,
Öfkelendim, can yaktım,
Suç aradım herkeste,
Her birine kulp taktım.
***
Âhireti unutma!
Haramsa onu tatma!
Tevbeyi ihmal edip,
Öyle gafletle yatma!
***
Ne olacak bilinmez,
Vara yoğa gülünmez,
Hoca, kabre girince,
Artık geri gelinmez.
451
www.dinimizislam.com
Seçkin maniler - 117
Seçkin maniler - 118
Şu eski çul hırkayı,
Sırtına giyen gelsin!
Atıp benlik markayı,
Neferim diyen gelsin!
***
Önemli değil yaşı,
Müminim diyen gelsin!
Zehirle pişmiş aşı,
Bal gibi yiyen gelsin!
***
Günahtan cayan gelsin!
Büyüğü sayan gelsin!
Harama baktığı an,
Gözünü oyan gelsin!
***
Su gibi akan gelsin!
İbretle bakan gelsin!
Küfre uzanan eli,
Ateşte yakan gelsin!
***
Gözü çağlayan gelsin!
Kalbi dağlayan gelsin!
Herkese gülümseyip,
İçten ağlayan gelsin!
***
Hakkı arayan gelsin!
İşe yarayan gelsin!
Her türlü rezaletten,
Gözü koruyan gelsin!
***
İçinden duyan gelsin!
Malına kıyan gelsin!
Hoca, bid’ati atıp,
Sünnete uyan gelsin!
Gizlice ağla da gel!
İtimat sağla da gel!
Haramların hepsine,
Elini bağla da gel!
***
Hakkı tanıyan gelsin!
İçi kanayan gelsin!
Günaha tevbe edip,
Nefsi kınayan gelsin!
***
Gülü koklayan gelsin!
Sırrı saklayan gelsin!
Günahlardan sakınıp,
Kalbi paklayan gelsin!
***
Ne verirsen elinle,
Hepsi gider seninle,
Kalben sevinmek yetmez,
Teşekkür et dilinle!
***
Tende canın var ise,
Aklın sana yâr ise,
Düşkün olma dünyaya,
Eğer gayen kâr ise.
***
Baktın dostun iyidir,
Kölesi olman yeğdir,
Eğer imkânın varsa,
Çıkar ciğerin yedir.
***
Kolu sıvayan gelsin!
Zevkten oynayan gelsin!
Hoca, çiğ olan dursun,
Pişip kaynayan gelsin!
452
www.dinimizislam.com
Seçkin maniler - 119
Seçkin maniler - 120
Bir bayramdır, düğündür,
Başka günden üstündür,
Günler içinde Cuma,
Çok kıymetli bir gündür,
***
Büyük küçük süslenir,
Baklava, şeker yenir,
Bayram geldiği zaman,
İyi bayramlar denir.
***
Dertlilere varılsın,
Yaraları sarılsın,
İkramdan geri kalma!
Darılırsa darılsın.
***
El tavuğu kaz olur,
Kocakarı kız olur,
Mektubunu gizli yaz!
Duyan çıkar söz olur.
***
Sabah olunca başlar,
Ötüşür gökte kuşlar,
Derde deva olursan,
Silinir gözden yaşlar.
***
Üzülür küskün olan,
Yumuşar keskin olan,
Yardımlar ulaşınca,
Sevinir miskin olan.
***
Ocakta ateş yanar,
Kazanda yemek kaynar,
Hoca, huzurlu evde,
Çocuklar gülüp oynar.
Zulme dalan dalana,
Başvurulur yalana,
Binlerce yazık olsun,
Halka düşman olana!
***
Gittiğimiz illere,
Hem yabancı dillere,
Mevla’nın sevgisini,
Saçalım gönüllere!
***
Kurtul artık kafesten!
Kulağa gelen sesten,
Elbette sorumlusun,
Aldığın her nefesten.
***
Niye kibrediyorsun?
Her sözde ben diyorsun?
Gözünü aç iyi bak!
Çukura gidiyorsun.
***
Sanma ahiret ırak,
Yeter gafleti bırak!
Dünyaya bel bağlama!
Bura geçici durak.
***
Bugünler gelir geçer,
Çadıra konan göçer,
İnanmayan da elbet,
Ecel şerbeti içer.
***
Gerçekleri bilmeli,
Zamanında gelmeli,
Hoca, asıl marifet,
Sevmeli, sevilmeli.
453
www.dinimizislam.com
Seçkin maniler - 121
Seçkin maniler - 122
Karda kızağa benzer,
Hedef uzağa benzer,
Şu dünyaya aldanma!
Gizli tuzağa benzer.
***
Dargınsan hemen barış!
Hep iyilikte yarış!
Şu âhiret yolunda,
Salimen olsun varış!
***
Bazıları haşlanmış,
Bazıları taşlanmış,
Yeni yıkımlar için,
Hazırlığa başlanmış.
***
Aktıkça pınar olduk,
Uzadık çınar olduk,
Bıktık yeni zulümden,
Eskiyi anar olduk.
***
Yollara konmuş diken,
Bizdik gözyaşı döken,
Kara bulutlar gibi,
Üstümüze var çöken?
***
Dünya benim diyene,
Açık saçık giyene,
Felaket bekliyordur,
Haram lokma yiyene!
***
Ameli dolu riya,
Uğruyor çok belaya,
Hoca, hemen af dile!
Eli açıp Mevla’ya.
Oku, kendini eğit!
Ölürken imanla git!
Günahın çok olsa da,
Allah’tan kesme ümit!
***
Doğru olsun sözümüz,
Hakka dönsün özümüz,
Günahları düşünüp,
Kan ağlasın gözümüz.
***
Kimini kasvet yıkar,
Kimini haset yıkar,
Aşk söyletir her şeyi,
Âşığı hasret yıkar.
***
Kişi sevse birini,
Tespit eder yerini,
Ona âşık mı denir,
Unutursa yârini.
***
Seven alır resmini,
Durmaz anar ismini,
Göz önünden ayırmaz,
Hayal eder cismini.
***
Çekme hiç karamsarlık,
Nimettir ihtiyarlık,
Hak yolda saç ağartmak,
Hakiki bahtiyarlık.
***
Bilirdin dünya fani,
Derler ne yaptın hani?
Hoca, tevbe et hemen!
Kalmasın hiçbir mani.
454
www.dinimizislam.com
Seçkin maniler - 123
Seçkin maniler - 124
Yanlış yollar tutmayın!
Çamurlara batmayın!
Ehl-i sünnet yolunu,
Bid’atlere katmayın!
***
Varsa sende az akıl,
Yeter gafletten ayıl!
Bulma sudan bahane,
Namazını haydi kıl!
***
Pak olmalı özümüz!
Hak olmalı sözümüz!
Yarın kıyamet günü
Ak olmalı yüzümüz!
***
Kabından taşmayasın!
Yolundan şaşmayasın!
Bilmelisin haddini,
Çizmeyi aşmayasın!
***
Gerçeği yermemeli!
Kusuru görmemeli!
Dine sıkı sarılıp,
Hiç taviz vermemeli!
***
Kimseyi ezmemeli!
Üzülüp üzmemeli!
Ölünce şehitlik var,
Abdestsiz gezmemeli!
***
Dikkatli ol her sefer,
İstersen eğer zafer,
Hoca, çavuşluk etme!
Olasın er oğlu er.
Dolaşsan da cihanı,
Bulamazsın sultanı,
Canı feda edersen,
Tez bulursun cananı.
***
Uzaklara kaç şerden,
Dost edin salihlerden,
Sular gibi ak yerden,
Tez bulursun ummanı.
***
Damarında kan varken,
Bedeninde can varken,
İstiğfarı unutma!
Yatağına yatarken.
***
Kötü yerde bulunma!
Sağda solda dolanma!
Hemen tevbeye yapış!
Geç kalıp oyalanma!
***
Yeşiline, alına,
Kasvet çökmüş dalına,
Cimri mutlu olamaz,
Erse dünya malına.
***
Fırsat elden kaçmadan,
Ruh kafesten uçmadan,
Azık hazır olmalı,
Kervan gelip geçmeden.
***
Mümin tez verir karar,
Kimseye vermez zarar,
Hoca, müminin işi,
İki cihana yarar.
455
www.dinimizislam.com
Seçkin maniler - 125
Seçkin maniler - 126
İmkân elinde iken,
İşin yolunda iken,
Dini yaymaya çalış!
Sözün dilinde iken,
***
Günahın pek çoksa da,
Amelin hiç yoksa da,
Aksatma hiç tevbeni!
Söze karnın toksa da.
***
Kötü kimseye uyma!
Verdiğin sözden cayma!
Bugünün işini sen,
Sakın yarına koyma!
***
Bakma öyle yaşına!
Zehir katma aşına
Hesabını iyi yap!
Neler gelir başına.
***
Günahlara gülünmez,
Ölüm ne gün bilinmez,
Tevbeyi geciktirme!
Acelesi yok denmez.
***
Gerçekler ayan beyan,
Sırtını hakka dayan!
Dinin emrine sarıl!
Gaflette kalma uyan!
***
Gelenler çekip gitti,
Sevdiğini terk etti,
Hoca, günahtan el çek!
Denmeden ömrün bitti.
Din, dünyaya satılmaz,
Haram lokma yutulmaz,
İtikadını düzelt!
Can ateşe atılmaz.
***
Sakın gaflete dalma!
Mazlum âhını alma!
Günahın çok olsa da,
Tevbeden geri kalma!
***
Helâl haram yiyene,
Açık saçık giyene,
Acıklı azap vardır,
İbadet ne diyene.
***
Namazını kılmazsan,
Orucunu tutmazsan,
Halin çok kötü olur,
Gafletini atmazsan.
***
İslam şefkatle bakar,
Kalblerden kalbe akar,
Dinin emrine uymak,
Mümine verir vakar.
***
Mala gönül verilmez,
Ecel nerde görülmez,
Günahları temizle!
Kabre suçlu girilmez.
***
Elini aç Allah’a!
Pişmanlık duy günaha!
Hoca, yüzün akıyla,
Girmelisin dergâha!
456
www.dinimizislam.com
Seçkin maniler - 127
Seçkin maniler - 128
Derviş
Bozulmasın hayâsı,
Tam olmalı ihlâsı,
Ateşten bir gömlektir,
Dervişlerin libası.
***
Günah için çalışmaz,
Kötü işe alışmaz,
Derviş edepli olur,
Hiç kimseye yılışmaz.
***
Dövene elsiz gerek,
Sövene dilsiz gerek,
Ne deseler üzülmez,
Derviş gönülsüz gerek.
***
Dervişe rahmet yağar,
Derviş göklere ağar,
Herkes derviş olamaz,
Dervişlik onu boğar.
***
Dervişe himmet gerek,
Hak yola hizmet gerek,
Bismillah de çık yola!
Varmaya kısmet gerek.
***
Dervişin bağrı yanık,
Gece gündüz uyanık,
Herkes gibi eğlenmez,
Durur içe kapanık.
***
Derviş bağrı taş gerek,
Gözü dolu yaş gerek,
Hoca, zordur dervişlik,
Koyundan yavaş gerek.
Derviş 2
Her an görmeyi özler,
Kurumaz sulu gözler,
Derviş kolay tanınmaz,
Kerametini gizler.
***
Helale haram katmaz,
Öyle söz alıp satmaz,
Derviş olan bir kişi,
Tevbe etmeden yatmaz.
***
Derviş ise bir kişi,
Bulunmaz asla eşi,
Düşman olmaz kimseye,
Dostluktur onun işi.
***
Derviş gönülsüz olur,
Sövene dilsiz olur,
Kimseye bir şey demez,
Dövene elsiz olur.
***
Derviş bağrı taş olur,
Gözü dolu yaş olur,
Herkes sürer götürür,
Koyundan yavaş olur.
***
Dervişin yok kimsesi,
Mazlumluk sermayesi,
Herkes bağırsa da,
Çıkmaz onun hiç sesi.
***
Yabancıdan yâr olmaz,
Hizmet için âr olmaz,
Hoca, dervişin gönlü,
Çok geniştir dar olmaz.
457
www.dinimizislam.com
Seçkin maniler - 129
Seçkin maniler - 130
Derviş 3
Dervişi kaçırırlar,
Köprüden geçirirler,
Suyu elinden alıp,
Zehiri içirirler.
***
Derviş atar rahatı,
Öğrenir bir sanatı,
Malda mülkte gözü yok,
İstemez evi katı.
***
Dervişin yok dirliği,
Bozdurmaz o birliği,
Nice kahırlar çeker,
Almak için erliği.
***
Dervişlik bir yürektir,
Demirden bir direktir,
Ben dervişim diyene,
Mazlum olmak gerektir.
***
Ahlakını bozarsan,
Vara yoğa kızarsan,
Nasıl derviş olursun,
Yiyip içip azarsan?
***
Dervişlik rengi solmaz,
Gün geçer çile dolmaz,
Bizzat başı koymalı,
Dille söylemek olmaz.
***
Olmaz Hakka uymadan,
Derviş anlar duymadan,
Hoca, anlayan gelsin!
Dil dudak oynamadan!
Sebepsiz çıkışı var,
Her şeyi yıkışı var,
İnsanı ürpertiyor,
Çok çirkin bakışı var.
***
Yol tutma elden ayrı!
Bu işin olmaz hayrı,
Kalkmadan gemiye bin
Oyalanma hiç gayrı!
***
Bu köprüden geçersin,
Sen de bir gün göçersin,
Dünyada ektiğini,
Âhirette biçersin.
***
Nefsi asla azdırma!
İşlerini bozdurma!
Kusur bulup herkese,
İnsanları kızdırma!
***
İman bulunsun serde,
İnmeden göze perde,
Allah’ı unutma hiç!
Her zaman ve her yerde.
***
Araban yan yatsa da,
Uçurumdan atsa da,
Hakk’tan ümit kesilmez,
Malın mülkün batsa da.
***
Bahar gider, yaz gelir,
Tavuk gider, kaz gelir,
Hoca ne söylesek biz,
Her laf sana az gelir.
458
www.dinimizislam.com
Seçkin maniler - 131
Seçkin maniler - 132
Varsa atıp hileyi,
İhlâsla yanarsan gel!
Bu yoldaki çileyi,
Gönülden duyarsan gel!
***
Ecel büker belini,
Yana bağlar elini,
İki metre uzatır,
Kıpırdatmaz dilini.
***
Sırrın neyler dostuna!
O da söyler dostuna,
Sırrı koz kullanarak,
Ot basarlar postuna.
***
Kızıp da alevlenme!
Üzülüp eseflenme!
Olur olmaz şeylere
Diklenip efelenme!
***
İhlâssızlar binmesin!
Biz vazgeçtik denmesin!
Yarı yolda inip de,
Gemi geri dönmesin!
***
Seviyorsan Allah'ı,
İstiyorsan felahı,
Nasuh tevbesi edip,
Bırak hemen günahı!
***
Dini arda koyana,
Ayakları kayana,
Hoca, yazıklar olsun,
Mazlum cana kıyana!
Rabbimiz tek ilâhtır,
Benzeri yok bir şahtır,
Kalb Allah’ın evidir,
Kalbi kırmak günahtır.
***
Şeytan bize gülmeden,
Oyununa gelmeden,
Tevbemizi yapalım,
Gâfil halde ölmeden.
***
Ahmaklar haddi aşar,
Salihler buna şaşar,
İbadeti terk edip,
Cehenneme kim koşar?
***
Kalbi hak aşkıyla yak!
İslam ziynetini tak!
Kimseye kulak asma!
Mevla’nın emrine bak!
***
Rakı şarap içersin,
Hep kendinden geçersin?
Alkolle mi yıkadın?
Kalbim temizdir dersin.
***
Açık saçık gezersin?
Her çeşit nane yersin,
Yeter artık tevbe et!
Rabbimiz akıl versin!
***
Olma ahmakla deli!
Esmeden ölüm yeli,
Hoca, pişman ol hemen!
Günahlardan çek eli!
459
www.dinimizislam.com
Seçkin maniler - 133
Seçkin maniler - 134
Geziyor çarşı pazar,
Tırnak bir karış uzar,
Süslenmesin o kadar!
Belki de değer nazar.
***
Dinlese n’olur beni!
Bu suçlar değil yeni,
Eşarba öcü dersen,
Öcülerin yer seni!
***
Giysileri çok ince,
Ecel bir gün gelince,
Çıplakların halini,
Görecekler ölünce.
***
Hep Batıyı övüyor,
Ecdadıma sövüyor,
Kanı mı bozuk acep?
Hainleri seviyor.
***
Her yeri açık saçık,
Yoksa aklı mı kaçık?
Günah olan her yeri,
Görünüyor apaçık.
***
Ne bulursan içersin,
Kötüleri seçersin,
Tapulu evden çıkıp,
Mezarlığa göçersin.
***
Din gayreti hiç yoktur,
Rezaleti pek çoktur,
Hoca, sözün vız gelir,
Öğüde karnı toktur.
Öyle fazla konuşma!
Ahmaklara danışma!
Cehennem çok şiddetli,
Günahlara yanaşma!
***
Halka keramet satar,
Hep işkembeden atar,
Elfaz-ı küfür söyler,
Boyunca küfre batar.
***
Ruh hasta, vücut yara,
Soluğu yok hiç hayra,
Böyle bir bahtı kara,
Görmemiştir Ankara.
***
Gün gelir yalnız kalır,
Ne gibi tedbir alır?
Sürüden ayrılırsa,
Kurda, kuşa yem olur.
***
Engel ise ev arsa,
Ver kurtul imkân varsa!
Veren daha çok alır,
Maksadın eğer kârsa.
***
Ölmeden gözünü aç!
Günahlardan durma kaç!
Cömertlikte zarar yok,
Her yana iyilik saç!
***
Günahına gülersin,
Hoca’ya diş bilersin,
Gidişin iyi değil,
Allah hidayet versin!
460
www.dinimizislam.com
Seçkin maniler - 135
Seçkin maniler - 136
Çiğdir kolayca pişmez,
Elinden tesbih düşmez,
Yalanı hep çıksa da,
Pişkin olur hiç şişmez.
***
Riyaları hiç bitmez,
Şeytan yanından gitmez,
Dili marifet söyler,
Kalbi hiç tasdik etmez.
***
Sofudur, sabrı yoktur,
İhlâsa karnı toktur,
Gözleri kamaştırır,
Gösterişi pek çoktur,
***
Cahilliği çok süper,
Herkes elini öper,
Katır soylu diyorlar,
Kim yaklaşırsa teper.
***
Gerçekleri bulana,
Halis mümin olana,
Ona müjdeler olsun!
Başvurmaz hiç yalana!
***
Kes haramdan elini!
Çek gıybetten dilini!
Unutma bir gün gelir,
Ecel büker belini!
***
Bir gün vakit gelince,
Hoca, naçar ölünce,
Güler oynayıp gider,
İman yoldaş olunca.
Sağlam atılsın temel,
Kötüdür uzun emel,
Değer kazanır ancak,
İhlâslı ise amel…
***
Dışı derviş, içi boş,
Görünür gözlere hoş,
Onun yaptığı işi,
Asla yapmaz bir sarhoş.
***
Görenler sofu sanır,
Salih olarak tanır,
Bin kere özür diler,
Sanki bizden utanır.
***
Yalanından dönemez
Gerçeklere binemez,
Kibri yüksekte tutar,
Tevazua inemez.
***
Tereciye tere mi?
Sözleri boş yere mi?
Rabbim boşa çıkarmaz,
Onun çoktur keremi.
***
Hastaneye varmadan,
Yaraları sarmadan,
Yanlış ilaç kullanma!
Doktoruna sormadan.
***
Çok olsa da biter yaş,
Yan tarafa düşer baş,
Hoca bulamaz çare,
Akıtsa da gözden yaş.
461
www.dinimizislam.com
Seçkin maniler - 137
Seçkin maniler - 138
Gerçeği bilen gelsin!
Ölmeden ölen gelsin!
Mevla’dan başkasını,
Gönlünden silen gelsin!
***
Elbet yalan dünyasın,
Tutup yolan dünyasın,
Ahmak yüzüne gülüp,
Sokan yılan dünyasın.
***
Hak diye haykırmadan,
Yalvarıp yakarmadan,
İmana eremezsin,
Haçını çıkarmadan.
***
Verme gönül dünyaya!
Dünya sana kalır mı?
Bu kişi dost katına,
Yüz akıyla çıkar mı?
***
Çaresizsen gül hemen!
Bilmiyorsan bil hemen!
Tez bulursun dermanı,
Dertli isen gel hemen!
***
Her şeyin kararı var,
Kötünün zararı var,
İstiğfara devam et!
Elbet çok yararı var.
***
Ele geleni yersen,
Dile geleni dersen,
Bu nasıl Hoca derler,
Halkı gıybet edersen.
Söz var, keser savaşı,
Söz var, kestirir başı,
Söz var yağla bal eder,
Zehirle pişmiş aşı.
***
Az beri gel de söyle!
Sözünü bil de söyle!
Yüzü ak eder bir söz,
Kızmadan, gül de söyle!
***
Sözünü pişir de sat!
Hataya verme fırsat!
Nice can yakar bir söz,
Yaramaz ise tut at!
***
Boşa etme yemini!
Ol sözünün emini!
Bir sözün cennet yapar,
Dünya cehennemini.
***
Dünyayı atmadıkça,
Varını satmadıkça.
İnsan adam olamaz,
Hak aşkı tatmadıkça.
***
Gerçeği bilen gelsin!
Ölmeden ölen gelsin!
Mevla’dan başkasını,
Gönlünden silen gelsin!
***
İslam’ın emri haktır,
Asla yanlışı yoktur,
Hoca, dini bilmeyen,
Ahmak sayısı çoktur.
462
www.dinimizislam.com
Seçkin maniler - 139
Seçkin maniler - 140
Tut artık büyük sözü!
Görsün ahmağın gözü!
Işık saç şu âleme!
Gece etme gündüzü!
***
Gezme öyle avare!
Derdine ara çare!
Ölüm için hazır ol!
Görülmeli emare.
***
Bırak kötü ameli!
Terk et uzun emeli!
İşini gör vaktinde,
Budur işin temeli.
***
Dine getirme halel!
İhlâs ile et amel!
Kul borçlarını öde!
Çıkıp gelmeden ecel.
***
Görülmeli ihsanın!
Emrini tut Rahman’ın,
Amentü’yü oku da,
Tazelensin imanın!
***
Haktan gayriye bakma!
Dünya için can sıkma!
Rabbimizin adını,
Sakın dilden bırakma!
***
Artar her gün zararın,
Uygun olsun kararın,
Hoca, hizmet için koş!
Biraz olsun yararın!
Kötü olanı bırak!
Hak ehline ol çırak!
Belki unutur seni!
Gözlerden olma ırak!
***
Öyle yaya gidilmez,
Dostlara kin güdülmez,
Verilenler alınır,
Nimete naz edilmez.
***
Çok kar ol kayaklara!
Toprak ol ayaklara!
Kıyarsan mazlum cana,
Hazır ol dayaklara!
***
İslam’a sağla uyum!
Harama gözünü yum!
İnsanlara el açma!
Ne umarsan Haktan um!
***
Yolunu doğru götür!
Emri yerine getir!
Âhirete hazırlan!
Dünya işini bitir!
***
Kendini ne sanırsın?
Kullara dayanırsın,
Şu gaflet uykusundan,
Ne zaman uyanırsın?
***
Müminim diyen kişi,
İbadet ola işi,
Hoca, Hakk’a teslim ol!
Bırak kötü gidişi!
463
www.dinimizislam.com
Seçkin maniler - 141
Seçkin maniler - 142
Gözünden dünya gitmez,
Doğru sözü işitmez,
Ölen bunca insan var,
Niye bu ibret yetmez,
***
Riya çok kötü bir yol,
Haydi, ihlâs ile dol!
Ya olan gibi görün,
Ya görünen gibi ol!
***
Şeytanlara uyarsak,
Sözlümüzden cayarsak,
Hakkı bulmak zorlaşır,
Bâtıllara kayarsak.
***
Gafletten uyanmazsak,
Gerçeğe dayanmazsak,
Hâlimiz kötü olur,
Hak aşkıyla yanmazsak.
***
Hak olanı seçmezsek,
Yanlışlardan geçmezsek,
Cehenneme atarlar,
İman ile göçmezsek.
***
Kapıları kaparsak,
Hak yolundan saparsak,
Nasıl cennet beklersin?
Tağutlara taparsak.
***
Açalım artık gözü!
Temizlemeli özü!
Hoca, tutulmalı hep,
Büyüklerin her sözü!
Oğlum
Tembelliği at oğlum!
Cahilliği sat oğlum!
Haramları zehir bil!
Helalden al tat oğlum!
***
Gerçekleri duy oğlum!
Mezhebine uy oğlum!
Eller sana acımaz,
Annen der ki vay oğlum.
***
Beni dinle sen oğlum!
Gönlün olsun şen oğlum!
Nefsine uyma sakın!
Azgın nefsi yen oğlum!
***
Nasihat tut gel oğlum!
Nimet kadri bil oğlum!
Suratını ekşitme!
Tebessüm et, gül oğlum!
***
Yiğit oğlum, er oğlum,
Haklıya hak ver oğlum!
Dünyaya gönül verme!
Seni bir gün yer oğlum.
***
Büyükleri say oğlum!
Kötülükten cay oğlum!
Doğru kitap vererek,
Dinimizi yay oğlum!
***
Kabından taşma oğlum!
Haddini aşma oğlum!
Hoca der, yol çoksa da,
İslam'dan şaşma oğlum!
464
www.dinimizislam.com
Seçkin maniler - 143
Peki demek
Büyüklenip deme ben!
Peki de kibrini yen!
Çok nimete kavuşur,
Peki, efendim diyen.
***
Haramı sokma eve!
Helal kazan helal ye!
Dinin emri ne ise,
Hayır deme, peki de!
***
Peki demekten yılma!
İsyankâr bir kul olma!
Peki de, nasihat tut!
Yarın saçını yolma!
***
Zorluklara ger kanat!
Sabreyle, etme inat!
Peki de bu öğüde!
Darılıp asma surat!
***
Hizmete alışasın!
Sohbette buluşasın!
Büyüklere peki de!
Gerçeğe kavuşasın
***
Söz dinleyen olalım!
İsteneni bulalım!
Kıymetini bilerek,
Hizmetlerde kalalım!
***
Tek maksat kurtulmaktır,
Kervana katılmaktır,
Söylenen sözün şanı,
Anında tutulmaktır.
***
Büyük sözü nimettir,
Söz dinlemek devlettir,
Hoca der, peki demek,
Bulunmaz ganimettir.
Seçkin maniler - 144
Olmazsan insan hası,
Silinmez gönül pası,
Kibirden şişenlerin,
Alınmalı havası!
***
Miniye cici dersin,
Eşarba öcü dersin,
Bu ne büyük cahillik,
Allah hidayet versin!
***
Dertlere derman gelir,
Canlara canan gelir,
Kalbler temizlenirse,
Tahtına sultan gelir.
***
Bak kemale ermiş yaş,
Nasıl ağarmış saç baş,
Ömür duvarından her gün,
Düşer aşağı bir taş.
***
Bırak boşa ısrarı!
Koyma elden ikrarı!
İman gelsin diyorsan,
Kov kapıdan inkârı!
***
Bakma yalan dünyaya!
Dalma kuru sevdaya!
İhsan gelsin diyorsan
Yalvar gani Mevlâ’ya!
***
465
www.dinimizislam.com
Haramdan koru gözü!
Gerçeğe çevir yüzü!
Hoca der, bir olmalı,
İnsanın özü sözü.
Yanlış şey yapmayasın!
Hak yoldan sapmayasın!
Hoca, Cennet istersen,
Nefsine tapmayasın!
Seçkin maniler - 145
Seçkin maniler - 146
Nefis
Nefis 2
Deme nefsim çilekeş,
İsyanda büyük serkeş,
Sakın nefsine uyma!
Hem haindir, hem, kalleş.
***
Kötü yola iletir,
Küfrü, iman gösterir,
Nefsine güvenme hiç!
Ateşe itiverir.
***
Hak rızasından kaçar,
Günaha kucak açar,
İyiliği görülmez,
Durmaz kötülük saçar.
***
Nefsin, ölümü anmaz,
Ne söylesen uyanmaz,
Söylenenler vız gelir,
Nasihatten anlamaz.
***
Nefsim her şeye kızar,
Gün geçer durmaz azar,
Tevbe ettim çok şükür,
Değmesin bana nazar!
***
Boş durmaz nefis iti,
Önlenmeli gıybeti!
Sıkıca bağlanmalı,
Yemesin insan eti.
***
Beynimde şimşek çaktı,
Sanki eriyip aktı,
Esir edip kendine,
Şu nefsim beni yaktı.
***
Yolum Kâbe’dir dersin,
Avrupa’ya gidersin,
Nefse uyarsan eğer,
Çok kötülük edersin.
***
Sakın nefsine kanma!
Yarın ateşte yanma!
Farz olan ibadeti,
Sadece sevab sanma!
***
Menzilim gayet ırak,
Yolların oldu durak,
Yeter senden çektiğim,
Nefsim yakamı bırak!
***
Rütben olsa da ulu,
Bırak parayı pulu!
Dünyada uzağa kaç!
Olma nefsinin kulu.
***
Nefsine mağrur kişi,
Bırak çirkin her işi!
Gerekli tedbiri al!
Uçmadan ömür kuşu.
***
466
www.dinimizislam.com
Ayakları kayanın,
Dini masal sayanın,
Hoca, kederi bitmez,
Hep nefsine uyanın.
Olmamalı afacan!
Atılmalı heyecan!
Hoca, dine uy kurtul!
Yakılır mı tatlı can?
Seçkin maniler - 147
Seçkin maniler - 148
Oynasalar, gülseler,
Doğru yola gelseler,
Hepsi imana gelir,
Gerçekleri bilseler.
***
Acelesi yok denmez,
Veresiye ödenmez,
Tevbeden uzak kalma!
İstiğfarsız çark dönmez.
***
Sakın ipe un serme!
Dininden taviz verme!
Günahlardan temizlen!
Mezara kirli girme!
***
Çok yiyen olur şişman,
Arkadan güler düşman,
Tevbeni geciktirme!
Tez günaha ol pişman!
***
Vücudun bulmuş tonu!
Yılan çıyan yer onu,
Helal ye, haramdan kaç!
Ateş olmasın sonu!
***
Anmalısın Rahmanı!
Yaklaştırma şeytanı!
Günahtan tevbe etmek,
Rabbin bize ihsanı!
***
Öyle yüksekten uçma!
Sözün olmasın saçma!
Geciktirme tevbeyi!
Bir gün imansız göçme!
***
İhlâslı hakkı seçer,
Herkes ektiğin biçer,
Hazırlıklı olmalı,
Ansızın insan göçer.
***
Dünya kimlere kaldı?
Kaç kez dolup boşaldı,
Sultanlar gelip geçti,
Hani kim murat aldı?
***
Dünyanın şanından geç!
Yaklaşma yanından geç!
Cananı istiyorsan,
Gel kendi canından geç!
***
Gafletini yenene,
Yükseklerden inene,
Elbet mükâfat vardır,
Fesat işten dönene.
***
Dünyayı terk ettiysen,
Göbeği erittiysen,
Sapıklıktan geçersin,
Hak sözü işittiysen.
***
467
www.dinimizislam.com
Yaşar iken ölene,
Kendisini bilene,
Hoca, müjdeler çoktur,
Teslim olup gelene.
Bilinmeli günümüz,
Açılmalı önümüz,
Hoca, belli olmalı,
Tarafımız, yönümüz.
Seçkin maniler - 149
Seçkin maniler – 150
Çalışmanın yok yaşı!
Dilenme de taş taşı!
Çalışana iş vardır,
Git taştan çıkar aşı!
***
Kötü huylarla dolma!
Ölüm var gâfil olma!
Dine hizmet uğruna,
Zorluktan sakın yılma!
***
Terbiye et kızını!
Sonra dövme dizini!
Nerelere gidiyor,
Hep takip et izini!
***
Sakın şeytana kanma!
Yollarda oyalanma!
Ecel ansızın gelir,
Daha vakit var sanma!
***
Olma öyle pek yavaş,
Zâlim nefsinle savaş!
Haramları ateş bil!
Gözünden akmalı yaş!
***
Tedbirsiz adım atma!
Öyle kaygısız yatma!
Dinin emirlerine,
Zordur diye dayatma!
***
Olma sakın isyankâr!
Allah edilmez inkâr!
Gök direksiz duruyor,
Kudreti pek âşikâr.
***
Kalkar kalkmaz her sabah,
Demelisin Bismillah!
Namaz kıl. Tevbe et!
Yemesin seni günah!
***
Hep öfke, kinle dolma!
Günah içine dalma!
Bugün tedbirini al!
Yarın perişan olma!
***
At gaflet uykusunu!
Al cennet kokusunu!
Ölmek, Hakk’a kavuşmak,
At ölüm korkusunu!
***
İman elinde silah,
Yardımcın olur Allah,
Bugün sarıl İslam’a!
Yarın demeden eyvah.
***
Kalb kırma, bir can üzme!
Yalan ve dolan düzme!
Töhmete sebep olma!
Kötü yerlerde gezme!
***
468
www.dinimizislam.com
Haramlardan kaçana,
Cömert gibi saçana,
Hoca, hoş geldin derler,
Hakka kucak açana.
Din için ver uğraşı!
İyi seç arkadaşı!
Dualarda hatırla,
Şu Hoca Demirbaşı!
Seçkin maniler - 151
Seçkin maniler - 152
Hikmet ehlini dinle!
Hesaplaş hep kendinle!
Zarar verme kimseye!
Elinle ve dilinle.
***
Sapıklara sarılma!
Öğüdüme darılma!
Hatanı söyleyene,
Üzülüp de kırılma!
***
Doğru yol çizilmeli!
Haksızlık ezilmeli!
Hakkın karşısında,
Adalet eğilmeli!
***
Bir gün kopar kıyamet,
Çıktı birçok alamet,
İnci denizdeyse de,
Kenardadır selamet.
***
Doğru kılığı yoktur,
Hayra soluğu yoktur,
Susuz kuru çeşmedir,
Hem de oluğu yoktur.
***
Yolu herkesten ayrı,
Yoktur kimseye hayrı,
Biri çıkıp demiyor:
Haydi tevbe et gayrı!
***
Gücün yerinde iken,
İmkân elinde iken,
Azığını hazırla!
Canın teninde iken.
***
Her şeyiyle şahane,
İstiyorlar daha ne?
Kibir girdi araya,
Buldular çok bahane.
***
Erkek ol ister bayan,
Yalnız Allah’a dayan!
Nedir bu uyuşukluk?
Artık gafletten uyan,
***
Günahını ört gizle!
Tevbe de halis sözle!
Henüz gencim ben deme!
Her an eceli gözle!
***
Çatılmasın hiç kaşın!
Helalden olsun aşın!
Ölüme hazır bekle!
Kaç olsa olsun yaşın.
***
Huy edeple tartılır,
Dar giyersen yırtılır,
Sayısız yol içinde,
Hakkı bulan kurtulur.
***
469
www.dinimizislam.com
Köle ol, istersen şah,
Yanarsın çoksa günah,
Hoca, bugün dine uy!
Yarın demeden eyvah.
Nefsim köpürüp kızma!
Kızıp aklını bozma!
Hoca, kendin düşersin,
Kimseye kuyu kazma!
Seçkin maniler - 153
Seçkin maniler - 154
Nefis
Nefsim suçun pek çoktur,
Masum gibi durursun,
Kavgaya gücüm yoktur,
İnsafsızca vurursun.
***
Kalın boynu bükülmez,
Gözünden yaş dökülmez,
Arzuları kötüdür,
Nefsin kahrı çekilmez.
***
Nefsim azgın sam yeli,
Ahmak der ki bu veli,
Cahiller nefsi bilmez,
Nefsimiz süper deli.
***
Deşme müzmin yarayı!
Sakın bozma sırayı!
Tamiri mümkün olmaz,
Yıkılsa kalb sarayı.
***
Nefsin her işi hordur,
Yarın hesabı zordur,
İsyandan kaç ey nefsim!
Günah ateşten kordur.
***
İstersen bin yıl aşa!
Bir gün gelirsin tuşa,
Nefsim gel tevbe et!
Ecel gelmeden başa!
***
Elini bağlasalar,
Parayla yağlasalar
Dininden dönme sakın!
Gözünü dağlasalar.
***
Dikkatli ol yanılma!
Kötü diye anılma!
Töhmetli yerlerden kaç!
Suçlu biri sanılma!
***
Aşına konsa zehir,
Çölde verilse nehir,
Soysuzlara yanaşma!
Köyün yapılsa şehir.
***
Kervandan geri kalma!
Yalnız kalıp bunalma!
Dünyayı verseler de,
Dine sarıl alçalma!
***
Kimi düz yolda şaşar,
Danışan dağı aşar,
Kaçmak kurtuluş değil,
Ölüm peşinden koşar.
***
İnsan el, göz baş değil,
Ruhtur o, yüz kaş değil,
Beden et ve deridir,
Ruhsuz beden hoş değil.
***
470
www.dinimizislam.com
Sakın gaflete dalma!
İpin ucunu salma!
Tadili erkânla kıl!
Hoca, namazdan çalma!
Gün gelir gözün görmez,
Bunarsın aklın ermez,
Hoca, yarını düşün!
Bu devran böyle sürmez.
Seçkin maniler - 155
Seçkin maniler - 156
Doğru ilmihal oku!
İlmi amelle doku!
Yay nakli bilgileri!
Yayılsın güzel koku!
***
Sakin ol sinir germe!
Nefsine taviz verme!
Hatasız insan olmaz,
Kusurları ört görme!
***
Bırak şu yaramazı!
Günahkâr beynamazı!
Sonra kılarım derdi,
Dün kılındı namazı.
***
Gece kaim olasın!
Gündüz saim olasın!
Unutma Rabbimizi!
Zikirle daim olasın!
***
Karayel gibi esme!
Hemen darılıp küsme!
Günahın çok olsa da,
Allah’tan ümit kesme!
***
Sohbette vardır rahmet,
Kalblerde kalmaz zulmet,
Seni de bekliyoruz,
Olmazsa sana zahmet.
***
Kim günaha tevbe der,
Gider kalbinden keder,
Tevbesi olmaz heder,
Rabbim onu affeder.
***
Küfre olunmaz kefil,
Dolaşma öyle gâfil!
Hakka isyankâr kişi,
Elbette olur sefil.
***
Karanlığa ok atma!
Helale haram katma!
Kir pas tutan kalbini,
Alkol ile yıkatma!
***
Hakkın keremi boldur,
Akan çeşmeden doldur,
Ehl-i sünnet inancı,
Hakk’a giden tek yoldur.
***
Köyde orak biçerken,
Yoldan gelip geçerken,
Besmeleyi unutma!
Bir şey yiyip içerken.
***
Yavaş konuş saygıdan!
Kurtul artık kaygıdan!
Hemen istiğfar eyle!
Uyanınca uykudan!
***
471
www.dinimizislam.com
Geceyi ganimet bil!
Her saati nimet bil!
Hoca, tevbe ederek,
Kalbdeki kirleri sil!
Bal verilse petekle!
Gezme kısa etekle!
Hoca, hain nefsini,
Uçurumdan itekle!
Seçkin maniler - 157
Seçkin maniler - 158
Şeytan kanda dolaşır,
Vesvesesi bulaşır,
Ancak ihlâslı amel,
Yaratana ulaşır.
***
İyileri destekle!
Kötüleri köstekle!
Nasihatten kaçanlar,
Islanmalı kötekle!
***
Fitneler uyanmasın!
Yer kana boyanmasın!
Dine uy, şu tatlı can,
Cehennemde yanmasın!
***
Dua eder melekler,
Kabul olur dilekler,
Böyle manevi şeyi,
İnkâr eder kelekler.
***
Büyükler büyük elbet,
Kapısında et hizmet!
Adam olmak istersen,
Adamlarla et sohbet!
***
Deve gibi böğürme!
Bak evirip çevirme!
Edeple şöyle otur!
Öyle çamlar devirme!
***
Napolyon para dese,
Beyaza kara dese,
Sen helalden ayrılma!
Dünyalar haram yese!
***
Atamız maymun dense,
Domuz ciğeri yense,
Sen tevhidden ayrılma!
Herkes putu beğense!
***
Batıya güvenseler,
Papazla sevinseler,
Sen asla kıymet verme!
Parayla övünseler.
***
Haçlıya dense kardeş,
Müminle görülse eş,
Sen itibar etme hiç!
Deseler de şeşe beş.
***
Gökler durur direksiz,
Hain olur yüreksiz,
Sen mezhepten ayrılma!
Dense mezhep gereksiz.
***
Her yer küfürle dolsa,
Yeşil renkler hep solsa,
Sen yine Allah bir de!
Herkes inkârcı olsa.
***
472
www.dinimizislam.com
Tevhid olmalı işin!
Haram yemesin dişin!
Hoca, yarın hesap zor,
Her an ölümü düşün!
Rabbim vermesin keder!
Bizi etmesin heder!
Hoca, kim ne ederse,
Elbet kendine eder.
Seçkin maniler - 159
Seçkin maniler - 160
Putperestlere inat,
Putunu çöplüğe at!
Tesadüf yok cihanda,
Hâliksız olmaz hayat.
***
Kurutma hiç gözünü!
Karartma hiç yüzünü!
Haksızlık karşısında,
Esirgeme sözünü!
***
Günahlarda durakla!
Kalbi tevbeyle pakla!
İslam’ın emrine uy!
Sevinçle, iştiyakla!
***
Gün gelip bunamadan,
Aklımız oynamadan,
Gafletten uyanalım.
Suyumuz kaynamadan.
***
Günahımız paklanır,
Hesabımız aklanır,
Euzüyü çekersek,
Şeytan düşüp haklanır.
***
Gözümüze fer etsin!
Gönlümüzde yer etsin!
Mevlâ bu âcizleri,
Hak yolda bir er etsin!
***
El âlem kınamadan,
Beleşe konamadan,
Sahile çıkmalıyız!
Burnumuz kanamadan.
***
Taşmasın hiç sabrımız!
Kırılmalı kibrimiz!
Salih amelle gidip,
Nurlanmalı kabrimiz!
***
Giyilmezse kirlenmez,
Kullanmazsa körlenmez,
Kendini bilen insan,
Ölse de kibirlenmez.
***
Yatmakla ilerlenmez,
Öğüde içerlenmez,
Kötü malı övmekle,
Kıymeti değerlenmez.
***
Kibrinden yıkılmayan,
Günahtan sıkılmayan,
Salih mümin olamaz,
Namazını kılmayan.
***
İslam dinini bozan,
Dine uyana kızan,
İçine kendi düşer,
Ellere kuyu kazan.
***
473
www.dinimizislam.com
Ağrımasın belimiz!
Açık olsun elimiz!
Hoca, boş şeylerden geç!
Allah desin dilimiz!
Hoca, gafletten uyan!
Sıkıntılara dayan!
Kendini kurtarmıştır,
Canı Hakk’a adayan.
Seçkin maniler - 161
Seçkin maniler - 162
Büyük sözü tutmayan,
Kinini unutmayan,
Geçim ehli olur mu,
Komşuyu uyutmayan?
***
Gerçeği göremeyen,
Maksada eremeyen,
Sonsuz azap çekecek,
Cennete giremeyen.
***
İnanmazsa âyete,
Hakkı yok şikâyete,
Ne kadar nasipsizdir,
Ermezse hidayete.
***
Din gayreti gütmeyen,
Doğru yolda gitmeyen,
Akıbeti kötüdür,
Hakkı teslim etmeyen.
***
Onu bunu yolanlar,
Günahlara dalanlar,
Sonunu düşünmez mi,
Mazlum âhı alanlar?
***
Batıllara uyarlar,
Sapıklığı yayarlar,
Sırattan cehenneme,
Kızak gibi kayarlar.
***
Hayra açık elleri,
Zikir söyler dilleri,
Âriflerin bağında,
Farklı kokar gülleri.
***
Gülümse, surat asma!
Olur olmaza küsme!
Küfre düşersen bile,
Allah’tan ümit kesme!
***
Sapıklara kanarsın,
Mehdi diye anarsın,
Şakası olmaz bunun,
Cehennemde yanarsın.
***
Şu dünya, gelip geçer,
Kimini delip geçer,
Verdiği zararları,
Bilmeyen gülüp geçer.
Bir gün eceli gelir,
Âniden ölüp geçer.
***
Şifalıdır gölümüz,
Yeşilliktir çölümüz,
Ehl-i sünnet diyor ki:
Cennetliktir ölümüz.
***
Günaha dadanırsın,
Sonunda aldanırsın,
Nefis kolay yenilmez,
Boşa homurdanırsın.
474
www.dinimizislam.com
***
Güler müminin yüzü,
Haramdan çeker gözü,
Öğüdünü kim dinler?
Hoca, yeter kes sözü!
Seçkin maniler - 163
Kendini kim sanırsın?
Nefsi nasıl tanırsın?
Gün gelir yaptığına,
Elbette utanırsın.
***
Nerde krallar hani?
Yardımcın olsun Gani,
Hedefe ulaşırsın,
Hakk’tan olmazsa mani.
***
Bahçede bülbül öter,
Köyüm burnumda tüter,
Edepten anlayana,
Sadece bir söz yeter.
***
Uyuma horul horul!
Hizmet et biraz yorul!
Yıllarca dalgalandın,
Yeter artık gel durul!
***
Onu bunu kınarsın,
Daldan dala konarsın,
Gençlik nimetini bil!
Bir gün gelir bunarsın.
***
Vakti harcama boşa!
İslam’a uygun yaşa!
Durdurmak mümkün olmaz,
Ecel gelince başa.
***
Ansızın ömrün biter,
Ümidin kalmaz yiter,
Hoca, günahtan sakın!
Seni ateşe iter.
Seçkin maniler - 164
Her yere uzanırsın,
Belki de utanırsın,
Şu gaflet uykusundan,
Ne zaman uyanırsın?
***
Kalbinde iman taşı!
İman her şeyin başı,
İslam’ın düzgün olsun!
Boşa geçirme yaşı!
***
İster yaşa Efes’te,
Olsan bile kafeste,
Rabbimizi unutma!
Aldığın her nefeste.
***
Sarılırsan hizmete!
Kavuşursun himmete,
Çok şükretmek gerekir,
Gönderilen nimete.
***
Dini doğru öğrenir,
Günahlardan iğrenir,
Örnek müslüman diye,
Herkes ona imrenir.
***
Büyüğüne hürmetkâr,
Küçüğüne lütufkâr,
Mümin vermeyi sever,
Her işinde fedakâr.
***
475
www.dinimizislam.com
Çek haramdan elini!
Tut gıybetten dilini!
Hoca, ört başını sen
Görmesinler kelini!
Bana verdiğin sözden,
Pişman olup ağlama!
Hoca, âh çekip gözden,
Yaşlar döküp ağlama!
Seçkin maniler - 165
Seçkin maniler - 166
Mümin olur cefakâr,
Olmaz asla riyakâr,
İyiliği unutmaz,
Bilinir hep vefakâr
***
Durmaz hep taranırsın,
Kimlere yaranırsın?
Suçluysan gizlensen de,
Her yerde aranırsın.
***
Uygun değil ey ahmak,
Böyle gaflete dalmak?
Deliliktir bakiyle,
Fâni olanı almak.
***
Cahil ile yenmez aş,
Âlimle taşınır taş,
Ömrü boşa harcama!
İlim öğren arkadaş!
***
Dolaşma sağda solda!
Oynanır mı her dalda?
Ne mutlu ölenlere,
Çalışırken hak yolda.
***
Sorarım hani diye,
Göresin beni diye,
Dönüp de bakıyorum,
Herkesi seni diye.
***
İlmin olmazmış yaşı,
İlim için yük taşı!
Ehl-i sünneti öğren!
İmandır işin başı.
***
Hep gafletle yatarsın,
Ömrü çöpe atarsın,
En kıymetli cevheri,
Çok ucuza satarsın.
***
Niye kin güdüyorsun?
Durmadan ben diyorsun,
Doğru yolu bırakıp,
Bâtıla gidiyorsun?
***
Rabbimiz insaf versin,
Bu haram demez yersin,
İkaz eden olursa,
Sen kendine bak dersin.
***
Dururken hızlanırsın,
Oturup sızlanırsın,
Kirli yola girersen,
Elbette tozlanırsın.
***
Benim Kıblem Kâbe der,
Başka yöne durursun.
Hemen itiraz eder,
Bahane uydurursun.
***
476
www.dinimizislam.com
Kim ki şartına uymaz,
Böyle kılarsa namaz,
Hoca, sevap bir yana,
Cezadan da korumaz.
Hoca, artık özetle!
Yaşanmalı izzetle,
Her işinde her zaman,
Hak emrini gözetle!
Seçkin maniler - 167
Seçkin maniler - 168
Bu kadar gaflet olmaz,
Derler bu nasıl namaz?
Seni gören melekler,
Sanma seni kınamaz?
***
Günü güne katarsın,
Ömrü hiçe satarsın.
Derde sokup başını,
Felakete atarsın.
***
Kim ki hiç ibret almaz,
Asla kazancı olmaz,
Kabı ters çevirirsen,
İçine hiç su dolmaz.
***
Kollarsan kollanırsın,
Sallarsan sallanırsın,
O kadar hızlı gitme!
Sollarsan, sollanırsın.
***
Kötü yola gidersin,
Allah affeder dersin,
Tevbe etmeden nasıl,
Affı ümit edersin?
***
Aklı olan, dayatmaz,
Dini parayla satmaz,
Yatarken tevbe eder,
Öyle gafletle yatmaz
***
Gözü gönlü doymayan,
Canı hiçe saymayan,
Gaflet içinde yüzer,
Büyükleri duymayan.
***
Boz bulanık akana,
Mazlum canı yakana,
Tevbe et demek gerek,
Namahreme bakana.
***
Allanır pullanırsın,
Gittikçe ballanırsın,
Temiz giyersen eğer,
Yıllarca kullanırsın.
***
Gerçekleri görene,
Muradına erene,
Müjde olsun demeli,
Allah için verene.
***
Sözlerini evirir,
Pot kırar, çam devirir,
Güvenilmez kalleşe.
Ansızın sırt çevirir.
***
Yaklaşır azar azar,
Arkadan kuyu kazar,
Kovucudan uzak dur,
Her zaman ara bozar.
***
477
www.dinimizislam.com
Helal ve temiz yiyen,
Duruma göre giyen,
Hoca, mahrum edilmez,
Rabbimiz Allah diyen.
Ölüm özür anlamaz,
Yaşlı ve genç ayırmaz,
Hoca, yarını düşün!
Dünya sana da kalmaz.
Seçkin maniler - 169
Seçkin maniler - 170
Bir hastaya varana,
Hatırını sorana,
Teşekkür etmek gerek,
Yaramızı sarana.
***
Namert kaşını çatar,
Acımaz yardan atar,
Bir kuruş çıkar için,
Ansızın seni satar.
***
Elbisesi gayet dar,
Yiyip içtiği murdar,
Dünyada fazilet yok,
Haddini bilmek kadar.
***
Güzel sözle avutur,
Sözlerini unutur,
Numarası pek çoktur,
Akıllıyı uyutur.
***
Uy dinin gereğine!
Isındır yüreğine!
Namaza çok önem ver!
Sarıl din direğine!
***
Zikreder kurtlar kuşlar,
Tesbih okur ağaçlar,
İnanan bir toplumda,
Secdeye varır başlar.
***
Günahlardan kaçana,
Hakka kucak açana,
Helal olsun demeli,
Tebessümler saçana.
***
Yakamıza yapışır,
Yerli yersiz sataşır,
Güvenilmez soysuza,
Laf alır ve laf taşır.
***
Huzura ermek için,
Mutlu gün görmek için,
İmanla ölmek gerek,
Cennete girmek için.
***
Bir mazlum gibi durur,
Sebep yokken kudurur,
Kalleşlere yaklaşma,
Sırtına hançer vurur.
***
Gönülleri şen eder,
Kötülükten men eder,
Kabul edilen namaz,
Doğru huzura gider.
***
Edebe et riayet,
Artsın sende hidayet,
Bulursan kaçırma hiç,
Ruha gıdadır sohbet.
***
478
www.dinimizislam.com
Bulmak gerek bir eri,
Gezme öyle her yeri,
Hoca, herkes anlamaz,
Sarraf tanır cevheri.
Gez şeyhimin ilini!
Öğren onun dilini!
Hoca, durma sen de öp!
Hocamızın elini!
Seçkin maniler - 171
Seçkin maniler - 172
Mümin vakarla durur,
Kalbi imanla vurur,
Namazı doğru ise,
Hak ondan razı olur.
***
Sohbetle parlar iman,
Talip kazanır irfan,
Evliya sohbetidir,
İnsanı arif yapan.
***
Bırakma hiç izini,
Tutmalısın sözünü,
Görelim hocamızın,
O mübarek yüzünü.
***
Tükenmez vefası var,
Sürülen sefası var,
Katlanmak gerekir,
Bu yolun cefası var.
***
Düşünesin kârını!
Hak için ver varını!
İslam’a hizmet için,
Atmalısın ârını!
***
Akıt gözünden yaşı!
Dergâha odun taşı!
Yemeye hazır mısın,
Zehirle pişen aşı?
***
İnsanın saadeti,
Her işte selameti,
Namazla anlaşılır,
İmanın alameti.
***
Arıyorsan huzuru,
Görme hiç bir kusuru!
Yapış er eteğine,
Yıkıp kibri gururu.
***
Katlanmayan zahmete,
Ulaşamaz rahmete,
Büyük sözü dinleyen,
Uğramaz hiç mihnete.
***
Âşık nefsine uymaz,
Canını verir doymaz,
Elbette yalancıdır,
Acır canına kıymaz.
***
Kim ki ihlâsla dolu,
Gözetir sağı solu,
Rehbere ihtiyaç var,
Bulmak için hak yolu.
***
Derviş bilir dervişi,
Hak yoluna girmişi,
Cahil nereden bilir,
Evliyayı, ermişi.
***
479
www.dinimizislam.com
Ârif zatlar boş değil,
Aydınlıktır loş değil,
Hoca, tepeden bakmak,
Erenlere hoş değil.
Niye akar, gözyaşın?
Dinmeden ağrır başın,
Hoca, kabre girince,
İman olsun yoldaşın!
Seçkin maniler - 173
Seçkin maniler - 174
Namazsız kalb haraptır,
Edası çok sevaptır,
Sorgu meleklerine,
Kabrimizde cevaptır.
***
Er demek insan hası,
Allah’ın evliyası,
Bir teveccüh edince,
Siler kalbinden pası.
***
Sorun bir kâmil ere!
Sana bir akıl vere,
Düşmanla sohbet eden,
Dostuna nasıl ere?
***
Bir bak geldin kaç yaşa!
Ömrün geçiyor boşa,
Yaz günü bir gün biter,
Hani hazırlık kışa?
***
Bu yolun ermişleri,
Velidir dervişleri,
Herkesin aklı ermez,
Hikmetlidir işleri.
***
Elini ver eline,
Sağlık olsun diline!
Pîre itiraz olmaz,
Bu yol iyi biline!
***
Kim doğru namaz kılmaz,
Hikmetten nasip almaz,
Namaz kılmayan fâsık,
Ne yapsa huzur bulmaz.
***
Şeyhim gayet uludur,
Feyizlerle doludur,
Fitneden uzak durmak,
Büyüklerin yoludur.
***
Öyle sitemli bakma!
Ateşsiz bizi yakma!
İtimat ettik sana,
Sakın hayırsız çıkma!
***
Günümüzün gencisin,
Pırlantasın, incisin,
On parmak on marifet,
Her dalda birincisin.
***
Kırılmıştır dalımız,
Şekerlidir balımız,
Ağırlarız sizleri,
Olmasa da malımız.
***
Mahzun bakan yüzün var,
Uzaklarda gözün var,
Unuttun mu acaba,
Verdiğin bir sözün var.
***
480
www.dinimizislam.com
Ağır yük taşıyoruz,
Hedefe koşuyoruz,
Hoca, ne büyük nimet,
İmanla yaşıyoruz.
Müslümandır ilimiz,
Tutar iki elimiz,
Hoca, şükret Allah’a!
Konuşuyor dilimiz.
Seçkin maniler - 175
Seçkin maniler - 176
Namaz şifa her derde,
Ateşe olur perde,
Bir mazeret aranmaz,
Kılmak gerek her yerde.
***
Kimi dünyayı anar,
Bu ateş sönmez yanar,
Çok sevap istiyorsan,
Bir yaralı kalb onar.
***
Dert sende, deva sende,
Yaraya şifa sende,
Güvenimiz çok sana,
Sözüne vefa sende.
***
Hak ehlini severiz,
Kötüleri yereriz,
İnancımız sağlamdır,
Ölsek de Allah deriz.
***
Bakma hiç yaşa başa!
Başını vurma taşa!
Herkese bir hizmet var,
Haydi, gel koşa koşa!
***
Ne sağda, ne soldasın,
Gerçek doğru yoldasın,
Mazlumları koruyan,
Bir siper, bir duldasın.
***
Namaz imanın başı,
Akıt gözünden yaşı!
Doğru namaz kılarak,
Erit kalbdeki taşı!
***
Dertlilere dermandır,
Sözleri bir fermandır,
Değeri çok büyüktür,
Gönüllere sultandır.
***
Çok tatlıdır narımız,
Çoğalıyor kârımız,
Balımız eksik olmaz,
Petek yapar arımız.
***
Bedenimizde cansın,
Damarımızda kansın,
Kervan kalkmak üzere,
Unutma bu son şansın.
***
Hakkı bilen özü var,
Kulağı var, gözü var,
Unutmaz asla bizi,
Verilmiş bir sözü var.
***
Belli olsun izimiz,
Yolda iki gözümüz,
Yalandan fayda gelmez,
Doğru olsun sözümüz.
***
481
www.dinimizislam.com
Bizim için özeldir,
Bir şiir ve gazeldir,
Hoca, övemez onu,
Her şeyiyle güzeldir.
Âşık olan bülbüller,
Cennette olan güller,
Hoca, bir daha ölmez,
Hakka eren gönüller.
Seçkin maniler - 177
Seçkin maniler - 178
Yüzler kaplanır nurla,
Vücut çevrilir surla,
Kılmak gerek namazı,
Huşu ile şuurla!
***
Gül kokar, solana dek,
Dost sever, ölene dek,
Kurbağa çatlar ölür,
Göle su gelene dek.
***
Gidilmez başka yere,
Sultanı kimler göre,
Ölse ele yâr olmaz,
Gönül sevdi bir kere.
***
Sohbette geçen anlar,
Orada bulunanlar,
Sohbetin kıymetini,
Ancak dervişler anlar.
***
Pîrim doludur irfan,
Herkese eder ihsan,
Nimetlere kavuşur,
Sohbette olan insan.
***
Ecel bükünce beli,
Döndürmez asla dili,
Niye ibret almıyor,
Gören acıklı hali?
***
Kim nasihat eylese,
Bin kere söz söylese,
Hidayete kavuşmaz,
Hak’tan imdat gelmese.
***
Maşukun gönlü sırça,
Ona atılmaz fırça!
Kırılırsa bulunmaz,
Tamir olacak parça.
***
Kimini ezer ölüm,
Kimini üzer ölüm,
Birini kabre koysa,
Gözünü süzer ölüm.
***
Hayatına göz diker,
Tutup belini büker,
Acır demek faydasız,
Ölüm dişini söker.
***
Bir gün dökülür aşın,
Gözünden akar yaşın,
Ansızın gelir ölüm,
Yastıktan kalkmaz başın.
***
Bakmaz yaşlıya gence,
Bilinemez kim önce,
Elin kolun bağlanır,
Ecel çıkıp gelince.
***
482
www.dinimizislam.com
İki gözün görürken,
Kemiklerin erirken,
Hoca, ecel bilinmez,
Azığını gör erken!
Eğri yolları seçen
Açıkça içki içen
Hoca, cezasız kalmaz,
İyiye kefen biçen.
Seçkin maniler - 179
Seçkin maniler - 180
Kirletilir havalar,
Temiz kalmaz yuvalar,
Tembelliği atmalı!
Hizmet ister davalar.
***
Küfür dolsa kâinat,
Hakkı bulmaya can at,
Mümine korku yoktur,
Bekliyor sonsuz hayat.
***
Kasvet kaplar gözleri,
Karıştırır izleri,
Geçene kaptan denir,
Dalgalı denizleri.
***
Dünya fitneyle dolar,
Sürüye kurtlar dalar,
Ak kara seçilemez,
Renkler bozulup solar.
***
Her yeri sarar münker,
Bozulur teker teker,
O zaman düzenbazlar,
Kötü tohumlar eker.
***
Bozulur dünya hâli,
Şaşıp kalır ahali,
Kötüye örnek olma!
Yüklenme bu vebali!
***
Hayır, şer ekeceksin,
Ne varsa biçeceksin,
Ecelin şerbetini,
Gün gelip içeceksin.
***
Er ol, istersen paşa,
Nasıl yaşarsan yaşa,
Seni bir gün bulurlar,
Saklansan mermer taşa.
***
Gelsin Hak inayeti,
Görürsün marifeti,
Görülmeyeni görür,
Arifin firaseti.
***
Kim verse doğru karar,
Artık hep Hakkı arar,
Hakkı bulan kişiden,
Kimseye gelmez zarar.
***
Velinin kerameti,
Temizler cehaleti,
Parçalanır yok olur
Zalimin rezaleti.
***
Kavuşursan nimete,
Sabret her musibete,
Göçeceksin elbette,
Dünyadan âhirete.
***
483
www.dinimizislam.com
Zulmetme sağa sola!
Akıbetin hayrola!
Hoca, sen de çıkarsın,
Er geç uzun bir yola.
Henüz gelmeden tuşa,
Dine uy, iyi yaşa!
Hoca, kalırsın elbet,
Amelinle baş başa.
Seçkin maniler - 181
Seçkin maniler - 182
Övünüp düşme kibre!
Ansızın durur ibre,
Bir gün sokarlar seni,
Issız karanlık kabre.
***
Gel, ol bir baltaya sap!
Bir pîre et intisap!
Düşün nasıl verirsin,
Kıyamet günü hesap?
***
Çetindir ölüm ânı,
Korkar titrer her yanı!
İtiraz edemeden,
Verirsin tatlı canı.
***
Aşarak gel dağ tepe!
Yapış ihlâslı ipe!
Ölenler geri gelmez,
Kulağına et küpe!
***
Övünme sakın malla!
İş olmaz yağla balla,
Var mı salih amelin?
Seni bekler musalla.
***
Hoca ol, ister molla,
Şirkten kendini kolla!
Yolculuk uzun sürer,
Kendine azık yolla!
***
Sakın olma hilekâr!
Denmeli o vefakâr,
Tevbe edip temizlen!
Kabre girme günahkâr!
***
Sabret âniden kızma!
Kimseye kuyu kazma!
Hak rızasını gözet!
Yiyip içip de, azma!
***
Bid’at ehline kanma!
Yollarda oyalanma!
Haramları zehir bil!
Alkolle mayalanma!
***
Nedir sendeki telaş?
Her işinde ol yavaş!
Onu bunu bırak sen!
Yalnız nefsinle savaş!
***
Kendini hizmete ver!
İşlerin gitsin yaver!
Boş durmaktan çok sakın!
Çalışanı Hak sever.
***
Nefsi fazla uyutma!
Ölüm vardır unutma!
İşlerini bugün yap!
Sakın yarına atma!
***
484
www.dinimizislam.com
Haramsa o, beğenme!
Mala mülke güvenme!
Hoca, ölümü düşün!
Sağda solda eğlenme!
Hoca, hizmetten bıkma!
Haramdır gönül yıkma!
Yolcusun âhirete,
Azıksız yola çıkma!
Seçkin maniler - 183
Seçkin maniler - 184
Kötüden etkilenme!
Günahla lekelenme!
Sinirine hâkim ol!
Âniden öfkelenme!
***
Dininden taviz verme!
Geleni boş çevirme!
Gafletteyken yakalar,
Eceli uzak görme!
***
Namazını aksatma!
Ölümü hiç unutma!
Her akşam de, son gecem,
Tövbe etmeden yatma!
***
Günaha etme meyil!
Dik durma, hakka eğil!
Ben hemen ölmem deme!
Ecel elinde değil.
***
Herkesi öyle süzme!
Üzülsen de hiç üzme!
Haramları ateş bil!
Günah içinde yüzme!
***
Ecel gelir duyurmaz,
Genç ve yaşlı ayırmaz,
Salih amelin yoksa,
Seni asla kayırmaz.
***
Kimseye iş buyurma!
Sırrı gizle duyurma!
İdaresi güç olur,
Nefsi fazla doyurma!
***
Sapık yollar gayet bol,
Ama tektir doğru yol,
Yetmiş ikisi sapık,
Sen de Ehl-i sünnet ol!
***
Hâlin olmadan yaman,
Bir gün demeden aman,
Rabbimizi analım,
Her yerde ve her zaman.
***
Hiçbir gönlü yıkmadan,
Henüz canın çıkmadan,
Rabbimizi zikreyle!
Usanmadan, bıkmadan.
***
Ne verirsen elinle,
O da gider seninle,
Kitap ver insanlara!
Hakkı söyle dilinle!
***
Börek ye, ister lavaş,
Önce nefsinle savaş!
Hızlı yaşamaktan geç!
Adım at yavaş yavaş!
***
485
www.dinimizislam.com
Hoca’dan sana öğüt,
Gelmezse sen ona git!
Ben haklıyım demezsen,
Olursun babayiğit!
Bakarsın hocan gider,
Kalmaz heyecan gider,
Hoca, gafleti bırak!
Ayak kayar, can gider.
Seçkin maniler - 185
Seçkin maniler - 186
Sap gider, saman gider,
Durmadan, zaman gider,
Zalim de gider ama,
Oldukça yaman gider.
***
Her yerde gezer ölüm,
Kimini ezer ölüm,
Ecel gelip çatınca,
Çoğunu üzer ölüm.
***
Mezarlar derin olur,
Kimine serin olur,
Âhiret yok diyorsan,
Cehennem yerin olur.
***
Benzin sararır, solar,
Dostların saç baş yolar,
Yarın kabre girince,
Gözüne toprak dolar.
***
Ömrü boşa tüketmiş,
İmanını yok etmiş,
Katletmiş gerçekleri,
Cehennemi hak etmiş.
***
Başında çok gaile,
Çare bulmaz aile,
Kim vermem der canını,
Hazreti Azrail’e?
***
Muşmuladır, nanedir,
Yıkılmış viranedir,
Kim düşünmez ölümü,
Akılsız divanedir.
***
Zebaniler tutarlar,
Önlerine katarlar,
Kâfirlerin hepsini
Cehenneme atarlar.
***
Değerlendir zamanı!
Koruyasın imanı!
Vermek için hazır ol!
Emanet olan canı.
***
Kabir bekliyor seni,
Hazırla hediyeni!
Cehenneme atarlar,
Her imansız geleni.
***
Gafletten uyanmamış,
Gerçeğe dayanmamış,
Beyazlamış saçları,
Gözüne inanmamış.
***
Çoban gaflete dalmış,
Sürüsünü kurt almış,
Çaresizlik içinde,
Ardından baka kalmış.
***
486
www.dinimizislam.com
Üzüntüyle dolmuş mu?
Hoca, mutlu olmuş mu?
Dert anlatır herkese,
Çaresini bulmuş mu?
Boş işleri seçersin?
Sen de konup göçersin,
Hoca, ecel peşinde,
Ele bir gün geçersin.
Seçkin maniler - 187
Seçkin maniler - 188
Dünya süsüne kanma!
Bana yâr olur sanma!
Haram malın içinde,
Ateşe düşüp yanma!
***
Gafletten aç gözünü!
Esirgeme sözünü!
Bâtıllardan uzak dur!
Hakka çevir yüzünü!
***
Seher yeli eserken,
Uykuları keserken,
Alışkanlık yapmalı,
Sabah kalkmalı erken.
***
Şüpheli şeyler yerler,
Tuhaf sözler ederler,
Uyurlar sabaha dek,
Bir de dervişiz derler.
***
Dön o yana bu yana!
Sözüm beni duyana,
Yem olacaksın bir gün,
Yılana ve çıyana.
***
Üzüntüyle dolarsın,
Saçlarını yolarsın,
Toplanmış gül misali,
Bir gün olur solarsın.
***
Neden söylersin yalan?
Kabrine girer yılan,
Hiç kimse kurtaramaz,
Seni soktuğu zaman?
***
Bir olay olabilir,
Göze yaş dolabilir,
Kötülükte yüzerken,
Hidayet bulabilir.
***
Gözün nasıl kararmış,
Betin benzin sararmış,
Yakalandın ölüme,
Demek seni ararmış.
***
Ders almıştım dededen,
Ardından nine geldi.
Ölüm korkusu benden,
Gitmişken yine geldi.
***
Ya Rab, yakıp yandırma!
Nefsimize kandırma!
Her yer necis olsa da,
Üstümüze kondurma!
***
Aklımı alma baştan!
Kesme ekmekten aştan!
Ya rab sığındım sana!
Kurut gözümü yaştan!
***
487
www.dinimizislam.com
Yoruldun gide gele,
Ömrünü verdin yele,
Hoca, hani kazancın?
Bir şey geçmedi ele.
Temiz yap gayet işi!
Bırak kirli gidişi!
Hoca, dikkat et yakma!
Ne kebabı, ne şişi.
Seçkin maniler - 189
Seçkin maniler - 190
Ya Rab, beni hoş eyle!
Bir kanatlı kuş eyle!
Yarın kıyamet günü,
Korkulardan boş eyle!
***
Günahlarım ezadır,
Affolmazsa cezadır,
Haktan imdat olmazsa,
Her şey bana sezadır.
***
Yelkenini açsan da,
Uzaklara kaçsan da,
Ecel seni yakalar,
Kanatlanıp uçsan da.
***
Kendi nefsini yeren,
Malını hayra veren,
Mahrum kalır mı hiç?
Evliya zatı gören.
***
Nefsinden yana çıkan,
İnsanlara hor bakan,
Nasıl hesap verecek?
Kalb kıran, gönül yıkan.
***
Tuhaf bir bakışı var,
Kalbleri yakışı var,
Hiç dur durak bilmiyor,
Su gibi akışı var.
***
Bayıltan eteri var,
Bitmeyen yeteri var,
Buna da sabır gerek,
Beterin beteri var.
***
Tatlı olan yutulur,
Acı olan atılır,
Sürüden çıkarılıp
Ucuz denmez satılır.
***
Sanma güllerin solmaz!
Tedbir alan ot yolmaz,
Namahremle konuşma!
Ateşle oyun olmaz.
***
Danış da dağları aş!
Doğru hedefe ulaş!
Danışmadan gidersen,
Artık itlerle dalaş!
***
Poyrazdan bir yel eser,
Yeli nefesi keser,
Manileri toplarsan,
Hepsi olur bir eser.
***
Güvenme hiç varlığa!
Düşersin bir darlığa,
Kanaat et hâline!
Katlan fedakârlığa!
***
488
www.dinimizislam.com
İnsan lafla tartılır,
Söz dinleyen kurtulur,
Hoca, işi sağlam tut!
Zora gelir yırtılır.
Yıkılmış otorite,
Yerine gelmiş yetke,
Hoca, işaret yoktur,
Amblem olmuş belirtke.
Seçkin maniler - 191
Seçkin maniler - 192
Dilimiz bozuluyor
Şüpheyi vurdu kuşku,
Heyecan oldu coşku,
Âşık olamaz kimse,
Sevi götürdü aşkı.
***
Âşık’a denmiş vurgun,
Sakinmiş dingin, durgun,
Kimseye küsemezsin,
Küs olmuş birden kırgın.
***
Akmaz su imiş gölet,
Kimi de diyor filet,
Âfet artık yok olmuş,
Adına denmiş ölet.
***
Değerler olmuş yitik
Olgun yerine yetik
Mektup yazılmaz oldu,
Yerini almış betik.
***
Fosile denmiş taşıl,
Şartımız olmuş koşul,
Sen uyu mışıl mışıl
Parlak yapılır ışıl.
***
Konser olmuş dinleti,
Meslek olmuş öğreti,
Yok edilmiş meleke,
Yerine gelmiş yeti.
***
Dilimiz bozuluyor (2)
Çarşılı olmuş esnaf,
Acı yapılmış insaf,
Savurganlık çıkalı,
Bilinmez oldu israf.
***
Bitkine denmiş aygın,
Muteber olmuş saygın,
Moderne denmiş çağcıl,
Dönekler olmuş caygın.
***
Dilimiz azman oldu,
Kâtibim yazman oldu.
Mütehassıs kalmadı,
Hepsi bir uzman oldu.
***
Arapça itelendi,
Tehirler ötelendi,
Tespiti saptadılar,
Vasfımız nitelendi.
***
Hayale denmiş imge,
İşaret olmuş simge,
Ahlâkımız sağtöre,
Perspektifler görünge.
***
Misafir olmuş konuk,
Önlüğü aldı onuk,
Davayı düşürür sav,
Matların rengi tonuk.
***
489
www.dinimizislam.com
Argo liberal liboş,
Homoya derler nonoş,
Toplu dolgunu unut!
Yerine geldi totoş.
***
Gafiller olmuş aymaz,
Aymaz gafletten caymaz,
Hoca, bu uydurukçu,
Uydurmalara doymaz.
***
Elbise olmuş giyit,
Bir cins üzümmüş dilit
Hoca’ya meşrubat yok
Hepsi yapılmış içit.
Gel yakala huzuru!
Görme suçu kusuru!
Adam olmak istersen,
Çöplüğe at gururu!
***
Dünya elbette fani,
Nerde ölenler hani?
Günahı tevbeyle sil!
Kalmasın hiç bir mani!
***
Haram zehirdir tatma!
Sözü fazla uzatma!
Hoca, hesabı zordur,
Kul hakkını unutma!
Seçkin maniler - 193
Seçkin maniler - 194
Ecel suyu içilir,
Beyaz kefen biçilir,
Sorgu sual bitince,
İyi kötü seçilir.
***
Gelsin hayır, gitsin şer!
Namazın tadına er!
İslam’ı yaymak için
Doğru din kitabı ver!
***
Şu ihlâslı dervişler,
Muradına ermişler,
Bu yolda can ve malı,
Allah için vermişler.
***
Öyle yüksekten uçma!
Nimeti yere saçma!
Pişman ol günahlara!
Tevbeden sakın kaçma!
***
Günahını iyi bil!
Tevbeyle izini sil!
Âdet hâline getir!
Zikret kurumasın dil!
***
Hizmet etmekten bezme!
Kötü yerlerde gezme!
Haddini bilmek gerek,
Aşılmamalı çizme!
***
Hakkı sanma hayalet!
Haklı olmak asalet,
İlim ışığını yak!
Bitsin artık cehalet.
***
İlim öğrenmek sanat,
Hem de büyük saltanat,
Tasavvufla beraber,
Uçuran iki kanat.
***
490
www.dinimizislam.com
Sahabeye sövenler,
Sapıkları övenler,
Nasıl hesap verecek,
Hak ehlini dövenler?
***
Doğru söze gücenme!
Çalış öyle küflenme!
Malınla, mesleğinle,
Övünüp büyüklenme!
***
Hoca, gel boynunu bük!
Tevbe et, kalmasın yük!
Bir çıkış yolu verir,
Elbet Rabbimiz büyük.
Bakar uyutur seni,
Gider unutur seni,
Çok yaklaşma yanına,
Tutar kurutur seni.
***
Rabbim her şey ayandır,
Güçlüklere dayandır!
Gaflet uykusundayız,
Artık bizi uyandır!
***
Köyümün postası yok,
Doktor var, hastası yok,
Hoca, kalb kırma sakın!
Yapacak ustası yok.
Seçkin maniler - 195
Seçkin maniler - 196
Günahlarla kirlenme!
Durma çalış körlenme!
Kendini bir şey sanıp,
Kimseye kibirlenme!
***
Ona buna süslenme!
Haramlarla beslenme!
Ahlak çökmüş Batıda.
Onlara heveslenme!
***
Fâsıkları atla geç!
Salih olanları seç!
Azıksız çıkma yola!
Sen de yolcusun er geç!
***
Zalimlere dişlenme!
Dikkatli ol fişlenme!
Merhamet yok onlarda,
Fişçilere şişlenme!
***
İş işten geçmeden gel!
Bu sefer içmeden gel!
Sağı solu yıkmadan,
Yere kan saçmadan gel!
***
Vah benim emeklerim,
Kara sayfa eklerim,
Geçen haftaki yerde,
Seni yine beklerim.
***
Evin olsun havadar,
Gönlün de olmasın dar,
Haydi gel yaklaş bize!
Samimiyetin kadar.
***
Gelmene çıktı izin,
Haydi, çık biraz gezin!
Emareleri yok et!
Belli olmasın izin.
***
491
www.dinimizislam.com
Bir lif gibi ördüğüm,
Çözülmesin kördüğüm!
Dünyalara bedeldir,
Benim sende gördüğüm.
***
Gülücük saçıyorum,
Sevinçten uçuyorum,
Kalbimde olanları,
Sırf sana açıyorum!
***
Hayallere dalmasın!
Üzüntüler olmasın!
Hoca der ki hemen gel!
Gözüm yaşla dolmasın!
Malın elden aşağı,
Fıkran belden aşağı,
Bak sırtın yağırlaşmış,
İster çelik kaşağı.
***
Kafadan atmayasın,
Süte su katmayasın,
Dünya yararı için
Ele laf atmayasın.
***
Cuma nimet günümüz,
Birlik, vahdet günümüz,
Hoca, gel uyan artık!
Bitsin gaflet günümüz.
Seçkin maniler - 197
Seçkin maniler - 198
Kalbimiz yanar oldu,
Gözümüz pınar oldu,
Yeter bunca rezalet,
El bizi kınar oldu.
***
Bilmem kimin casusu,
Her yere kurmuş pusu,
Gerçeğe ermez aklı,
Bâtıla erer usu.
***
Namert olan ters bakar,
Bakışı canlar yakar,
Bir iyilik ederse,
Durmaz başına kakar.
***
Âşığın niyeti ne?
Kullarla ülfeti ne?
Kavuşmaksa maksadı,
Katlanır külfetine.
***
El yerine koymasın!
Malımızı soymasın!
Sevdiğini aldatan,
Gençliğine doymasın!
***
Kötü ise kaçılır,
İyiden nur saçılır,
Sohbete kavuşunca,
Gözün gönlün açılır.
***
Sular biraz durula,
Başköşeye kurula,
Kim namusa göz diker,
Tam gözünden vurula!
***
Yollar gittikçe uzar,
Nefsimiz durmaz azar,
Geçme bu mahalleden,
Annem görürse kızar.
***
492
www.dinimizislam.com
Tuhaf şeyler seziyor,
Dünyasından beziyor,
Ne oldu bilen var mı?
Deli gibi geziyor.
***
Eli kürekli oğlan,
Koştun sürekli oğlan,
Beni bırakıp kaçtın,
Tavşan yürekli oğlan.
***
Her işim oldu olay,
Herkes ediyor alay,
Hoca, bilen söylesin!
Yok mu bu işe kolay?
Göz kudretten sürmeli,
Ona halı sermeli,
Sürmeliye bakanı,
Uzak yere sürmeli!
***
Ellerim yende kaldı,
Gözlerim sende kaldı,
Gönlünü açamazsın,
Anahtar bende kaldı.
***
Herkes baksın işine!
Taş değmesin dişine!
Hoca der, bu sohbette,
Mezhepsizin işi ne?
Seçkin maniler - 199
Seçkin maniler - 200
Aptal yerine koyar,
Tutup paranı soyar,
İyilik gören nankör,
Bir gün gözünü oyar!
***
Annesiz kuzu meler,
Sesi dağları deler,
Üzülme garip gönül!
Ağlayan bir gün güler.
***
Seherde uyanan yar,
Mevla’ya dayanan var,
Salihlerin içinde,
Hak aşkıyla yanan yar.
***
Kitap aldım elime,
İslam ne hoş kelime,
Ben dinimden vazgeçmem,
Edilsem lime lime.
***
Kadere surat asma!
Çürük tahtaya basma!
O seni bıraksa da,
Sakın kendini asma!
***
Öyle içli ağlama!
Sular gibi çağlama!
Ben evli birisiyim,
Bana gönül bağlama!
***
Üzücüdür sözlerim,
Kan ağlıyor gözlerim,
Ümidim olmasa da,
Yolunu hep gözlerim
***
Nedir bu apar topar?
Kimi havada kapar?
Ağzını öyle açma!
Serçeler yuva yapar.
***
493
www.dinimizislam.com
Gün geçtikçe azanlar,
Kuyumuzu kazanlar,
Bir gün belayı bulur,
Aramızı bozanlar.
***
Altın iken pul oldun,
Bekâr iken dul oldun,
Beni hiç beğenmezken,
Yine bana kul oldun.
***
Hoca, bak şu surata!
Çok üzülmüş kerata,
Sıkıntı patlatacak,
İçine ata ata.
Balla dolsun çanaklar,
Neşelensin konaklar,
Tokat yemekten kaçın!
Kızarmasın yanaklar.
***
Durmadan suyu anar,
Ciğeri durmaz yanar,
Ab-ı hayat verirsen,
Belki o zaman kanar.
***
Bu nasıl öyle caka?
Ciddi ol, yapma şaka!
Hoca, haber bekliyor,
Yoluna baka baka!
Seçkin maniler - 201
Seçkin maniler - 202
Ne sanırsın kendini?
Herkes bilir fendini,
Seninle işim yoktur,
Tez gönder efendini!
***
Kaç kere dedim sana,
Numara yapma bana,
Bir dua edersen eğer,
Bedel olur cihana.
***
Yavaş ol, densin molla!
Durumdan haber yolla!
Uyanık ol her zaman,
Gelen fırsatı kolla!
***
İyi şeyleri izle!
Kötü şeyleri gizle!
Takdir etmeyi öğren,
Açıkla hem de sözle!
***
Kırmızıdır şeftali,
Tatlandırır hayâli,
Gösterip de vermezsen,
Olmaz mı hiç vebâli?
***
Biri yer biri bakar,
Ağzımın suyu akar,
Kimseye koklatmazsan,
Kıyamet ondan kopar.
***
Kaşını öyle çatma!
Kuruyu yaşa katma!
Olduğun gibi görün!
Kimseye hava atma!
***
Güç kuvvet verir iman.
Neşelidir müslüman.
Asık suratı bırak!
Tebessüm et her zaman!
***
494
www.dinimizislam.com
Kılıcı kuşanmalı!
Gururu okşanmalı!
Yalnız öğrenmek yetmez,
Dinimiz yaşanmalı!
***
Üzme hiç efendini!
Dinlemezler fendini,
Hoca, hesaptan önce,
Sorguya çek kendini!
***
Kimi maniyi yerdi,
Bak kabak tadı verdi,
Tenkitler artık biter,
Maniler sona erdi.
***
Üzülür elbet üzen?
Bir evde varsa dü-zen,
Hoca, her şey bozulur,
O evde kalmaz düzen.
Şu komşunun arsızı,
Gönlüme koydu sızı,
Kalbimi nasıl çaldı,
Hırsızların hırsızı!
***
Kime caka satarsın?
Neden hava atarsın?
Bastığın yerlere bak!
Çamurlara batarsın.
***
Saçma mani yazarsın,
Yazar sonra bozarsın,
Hatanı söyleyince,
Niye öyle kızarsın?
***
Tufan gibi esersin,
Bıçak gibi kesersin,
Hoca’ya hemen kızar,
Çocuk gibi küsersin.
Dü-zen= Farsça iki kadın demektir.
Seçkin maniler - 203
Hâlimize gülmesin!
Yasakları delmesin!
Söylemek uygun olmaz,
Sırrımızı bilmesin!
***
Kirpikleri ok gibi,
Biraz gönlü yok gibi,
Soframıza gelmiyor,
Sanki karnı tok gibi.
***
Şu soğuk kıştan söyle!
Kirpikten kaştan söyle!
Niyetin her ne ise,
Onu en baştan söyle!
***
Seçkin maniler - 204
Edepsizlik çok yaygın,
Büyüğe olsun saygın!
Nemelazımcı olma!
İşinde olsun kaygın.
***
Kimi gözetler radar,
Bak şu iki kafadar,
Ne konuşur acaba,
Gece sabaha kadar?
***
Neden surat asıyor?
Küsmüş gibi susuyor,
Konuşmaya başlarsa,
Öfkesini kusuyor.
***
495
www.dinimizislam.com
Gönülsüzü zorlama!
Günahı pazarlama!
Herkesin nefsi vardır,
Kimseyi azarlama!
***
Çok uzak durma öyle!
Birazcık yaklaş şöyle!
Ağır ol molla densin!
Her an yumuşak söyle!
***
Küsersen donar kanım,
Zehir olur her ânım,
Gülümsediğin zaman,
Aydınlanır cihanım.
***
Yoluna bakıyorum,
Maniler yakıyorum,
Gönderdiğin gülleri,
Yakama takıyorum.
***
Lafı öyle evirme!
Doğrudan yüz çevirme!
Hoca, düşün de söyle!
Öyle çamlar devirme!
496
www.dinimizislam.com
Ramazan Manileri
Ramazan manileri - 1
Denizden çek oltanı!
Duvara as baltanı!
Hoş geldi, sefa geldi,
On bir ayın sultanı.
***
Ramazanla uyandı,
Mümin nura boyandı,
Hazırlıklar başladı,
Camide kandil yandı.
***
Müminlere nimettir,
İlk on günü, rahmettir,
Bu ayda oruç tutmak,
Büyük bir ganimettir.
Ramazan manileri - 2
Müminler huzur bulur,
Günahları affolur,
Bayram günü gelince,
Cehennemden kurtulur.
***
Gece pilav pişirdim,
Yedim, karnı şişirdim,
Sıcak başıma vurdu,
Dilim sürçtü, şaşırdım.
***
Sabah erken çık yola!
Dikkat et sağa sola!
Ramazan ayı geldi,
Oruç mübarek ola.
***
Oruçla bil aç toku!
Ramazanda hatim oku!
Hoca, dini iyi öğren!
Mahşerde yaşama şoku!
Ramazan manileri - 3
Gündüz yiyip içmemek,
Sahurda pilav yemek,
Ramazanda hoş olur,
Gece mani söylemek.
***
Amca sen Tatar mısın?
Kayısı satar mısın?
Bir mani desem sana,
Bir şeker atar mısın?
***
Ramazan sultan ayı,
Almalıyız duayı!
Hoca, akşama hazır,
Rize’nin nefis çayı.
Ramazan manileri - 4
Maksada ulaşmalı,
Sünnete alışmalı,
İftarı hurma ile,
Açmaya çalışmalı.
***
Bura senin evindir,
Oruçluyu sevindir,
Allah razı olunca,
Artık dünya senindir.
***
Soruna cevap vardır,
Oruca sevap vardır,
Sabreyle nefsim biraz,
Akşama kebap vardır.
497
www.dinimizislam.com
***
Memnun et ramazanı!
Kıymetlidir her anı,
Şeytanlar bağlanır hep,
Nur kaplar şu cihanı.
Ramazan manileri - 5
Boşa gitmez dilekler,
Bekler bizi çilekler,
İftarda olanlara,
Dua eder melekler.
***
Açlıktan çok yakındı,
Akşam ezan okundu,
Bir obur gibi yedi,
Yemekler çok dokundu.
***
Nasıl kızarmış kekler,
Boşa gitmez emekler,
Hoca, zenginden önce,
Gariban davet bekler.
Ramazan manileri - 6
Oruç rabbin ihsanı,
Bildirildi fermanı,
Günahları eritir,
On bir ayın sultanı.
***
Aldanma sağa sola!
İhlâsla gir bu yola!
Orucunu tutanın,
Sonu elbet hayrola.
***
Bilinmeli emekler,
Nefis olsun yemekler,
Acaba hangi kardeş,
İftara beni bekler?
Ramazan manileri - 7
İnanan oruç tutar,
Gafleti söküp atar,
Teravihi de kılıp,
Sevaba sevab katar.
***
Şükreder sahur yiyen,
İbadet zırhı giyen,
Oruç bereketiyle,
Çoğalır Allah diyen.
***
Şükür olsun Rahman'a,
Fırsat vermez şeytana,
Hasretle bekliyorduk,
Kavuştuk ramazana.
Ramazan manileri - 8
Sofra meyveyle dolsun!
Çok şatafatlı olsun!
Yemeklerin yanında,
Mutlaka tatlı olsun!
***
Mahalleye duyursun!
Aç olanı doyursun!
Ramazanda fakirler,
Çadırlara buyursun!
***
Rabbin çoktur nimeti,
Bilinir mi kıymeti?
Ramazan-ı şerifte,
Saçılır çok rahmeti.
***
498
www.dinimizislam.com
Suyumuz buzlanıyor,
Servisler hızlanıyor,
Haydi yemek tez gelsin!
Misafir sızlanıyor.
Gözlerden akan yaşla,
Sahurda yenen aşla,
İftarları yapalım,
İhlâslı arkadaşla.
Ramazan manileri - 9
Ramazan manileri - 11
Sabah vakti ışıyor,
Rahmet dolup taşıyor,
Kur’an okunur iken,
Cemaat hep coşuyor.
***
Bak bir garip kuş geldi,
Soframıza aş geldi,
Gözümüz aydın olsun,
Mübarek ay hoş geldi.
***
Ramazan verir sefa,
Bitmez ondaki vefa,
Hoca, oruç tutmayan,
Kendine verir cefa.
Hürmet et Ramazan’a!
Kavuşuruz ihsana,
Bu ayda oruç tutmak,
Kolaydır Müslümana.
***
Biz ikramı severiz,
Çok teşekkür ederiz,
Yemek yedik yorulduk,
Diş kirası isteriz.
***
Herkese özendik mi?
Oruca sevindik mi?
Sabırla oruç tutup,
Nefsimizi yendik mi?
Ramazan manileri - 10
Ramazan manileri - 12
Beklenir davetiniz,
Artsın hep nimetiniz!
Adresi açık verin!
Tez bulunsun eviniz!
***
Davetleri severiz,
Etliyle sütlü yeriz,
Sade yemekle olmaz,
Diş kirası isteriz.
***
Yemektedir gözümüz,
Bak gülüyor yüzümüz,
Baklavayı görünce,
Kesiliyor sözümüz.
Hep gezer tozar oldum,
Nefsimden bizar oldum,
Her gün davet beklerim,
Kendime kızar oldum.
***
Camiler taşıp dolar,
Herkes teravih kılar,
Sahura uyandırır,
Davulcu davul çalar.
***
Domates ezilecek,
Elekten süzülecek,
Bahşiş verin gideyim,
Çok yer var gezilecek.
499
www.dinimizislam.com
***
Hayallere dalmasın!
Zorluklardan yılmasın!
Hoca, iftara tez gel!
Gözüm yolda kalmasın!
Ramazan manileri - 13
Hiç bakmayın ayaza!
Kalkın artık niyaza!
Camiye erken gidin!
Bayram için namaza.
***
Gel oruç tut, sıhhat bul!
Oruçla dinçleşir kul,
Mevla’nın emrine uy!
Sonsuz olarak kurtul!
***
Orucun zevki başka,
Müminler gelir aşka,
Hoca, yarın cennette,
Kavuşturur çok köşke.
Ramazan manileri - 14
Ramazan çok yüce,
Teravih kıl her gece!
İkaz edip herkesi,
Oruç tut ailece!
***
Oruç sabrın yarısı,
Ateşe perde olur.
İbadetin â’lası,
Oruçlu felâh bulur.
***
Dinle beş vakit ezan!
Oruç tut sevap kazan!
Nimetlerle doludur,
Şu mübarek Ramazan.
***
Orucunu tutana,
Uyku ibadet olur.
Bu aya kavuşana,
Yağanlar rahmet olur.
Ramazan manileri - 15
Davulcu çıkıp yola,
Bakıyor sağa, sola,
Selam verir herkese,
Der, orucun hayrola!
***
Herkes sevinçle coşar,
Çoğu camiye koşar,
Teravih kılmak için,
Camiler dolup taşar.
***
Gölge verdi Ramazan,
Belayı bulur azan,
Fırsatı ganimet bil!
Oruç tut, sevap kazan!
Ramazan manileri - 16
Sahur yemeği toktur,
Fazileti pek çoktur,
Sahur yemeği için,
Sual ve hesap yoktur.
***
Orucu şöyle bilin:
Zekâtıdır bedenin,
Defteri sevap dolar,
Onu eda edenin.
***
500
www.dinimizislam.com
Bu aya sultan derler,
Topluca yemek yerler,
Cömertler davet edip,
Yedirmeyi severler.
***
Oruçlunun uykusu,
Elbette ibadettir,
Hoca, Allah korkusu,
Ne büyük saadettir.
Ramazan manileri - 17
Düşman sana saldırır,
Der, (Oruç zayıflatır),
İlmi fenni, o çiğner,
Ahmakları yanıltır.
***
Gafleti atmak gerek,
Orucu tutmak gerek,
Sahura kalkmak için,
Vaktinde yatmak gerek.
***
Ramazana et hürmet!
Ele geçmez ganimet,
Gerekli tedbiri al!
Aksamasın ibadet!
Ramazan manileri - 18
Hizmetçi halayıklar,
Pirinçten taş ayıklar,
İftarı bekler iken,
Börek diye sayıklar.
***
Dua eksilmez dilden,
Kaşık düşmüyor elden,
Haydi çekinmeden ye!
Ekmek elden, su gölden.
***
Kuyumuz çok derindir,
Suyu gayet serindir,
Orucunu doğru tut!
Cennet senin yerindir.
***
Günahtan kaç her demde!
Namazını kıl, hem de!
Hoca, orucunu tut!
Azap var Cehennemde.
Ramazan manileri - 19
Yemekler gayet boldur,
İstenen kadar doldur,
Sanki self servis gibi,
En uygun olan yoldur.
***
Yemek erbabı geldi,
Bütün ahbabı geldi,
Ne kadar özlemiştim,
Urfa kebabı geldi.
***
Akşama hazır dolma,
Hoca, hayale dalma!
Camiye vaktinde git!
Herkesten geri kalma!
Ramazan manileri - 20
Sanki konduk mirasa,
Gel çıkalım terasa!
İçli köfte beklerken,
Geldi sade pırasa.
***
İnsanlar itişiyor,
Bülbüller ötüşüyor,
501
www.dinimizislam.com
Ramazan ilahisi,
İmdada yetişiyor.
***
Rabbimizdir gönderen,
Bu ayları döndüren,
Büyük sevab kazanır,
Yetimi sevindiren.
***
Oburlarla görüşme!
Tartışmaya girişme!
Hoca, aç göndermezler,
Yemek derdine düşme!
Ramazan manileri - 21
Dua eder melekler,
Kabul olur dilekler,
Teravihler kılınır,
Toplu atar yürekler.
***
Yakala gelen avı,
Orucun var sınavı,
Sahura çekme kaygı!
Hazır temcit pilavı.
***
Keselim kurbanları!
Hor görme çobanları!
Kabul olması için,
Çağır garibanları!
***
Kim demiş sabır taşmaz?
Konmuş engeli aşmaz?
Herkes yiyip içerken,
Bize durmak yaraşmaz.
Ramazan manileri - 22
Suyun gayet serindir,
Tenceren çok derindir,
İmanın düzgün ise,
Cennet senin yerindir.
***
Gülüyor yağlı çörek,
Geldi kıymalı börek,
Sabret biraz diyorlar
Nasıl dayanır yürek?
***
Hak olmalı sözümüz,
Ak olmalı yüzümüz,
Orucu tam tutalım!
Pak olmalı özümüz.
***
Rabbimizin ihsanı,
On bir ayın sultanı,
Hoca, gafleti bırak!
Kıymetlidir her ânı.
Ramazan manileri - 23
Az yersen az uyursun,
Çok yersen güç uyursun,
Sağlığını düşünen,
Mideyi az doyursun.
***
Ruhun sağlığı için,
Az günah işlemeli,
Beden sağlığı için,
Az yiyip az içmeli.
***
Kul imanı tatmalı,
Gafletini atmalı,
Namazını kılmalı,
Orucunu tutmalı.
502
www.dinimizislam.com
***
Öyle yemek seçilmez,
Her sunulan içilmez,
Yanında bal var ise,
Kaymaktan hiç geçilmez.
Ramazan manileri – 24
Çok uzamış bıyığın,
Günahlar yığın yığın,
Oruçluyu affeder,
Haydi, Mevla’ya sığın!
***
Kavuşan Ramazana,
Erer büyük ihsana,
Orucu doğru tutmak,
Huzur verir insana.
***
Rabbimizin nimeti,
Hiç ölçülmez kıymeti,
Ramazan-ı şerifte,
Saçar bolca rahmeti.
***
Nefsimizle savaşla,
Yetiniriz az aşla,
Gel iftara gidelim,
Samimi arkadaşla.
Ramazan manileri – 25
Oruçta olur vefa,
Bizlere verir sefa,
Mevla’mıza hamdolsun,
Her nefeste bin defa.
***
Yapılanı özetle!
Oruç tuttuk izzetle,
Artık şükrü gerekir,
Yedik içtik lezzetle.
***
Ziyafet gayet boldu,
Tabak meyveyle doldu,
İkramı veren kişi,
Ne kadar cömert kuldu.
***
Maniler yazar oldum,
Kesici hızar oldum,
Her gün davet bekleme!
Ben sana kızar oldum.
Ramazan manileri – 26
Müminlere rahmettir,
Bilenlere nimettir,
Doğru oruç tutanın,
Yeri elbet cennettir.
***
Yemekleri yiyelim,
Duasını edelim,
Haydi geç kalmayalım,
Teravihe gidelim!
***
Kadir gecesi yüce,
Kul affolur o gece,
Bin aydan hayırlıdır,
Kıymetlidir netice.
***
Hoştur yemekli sohbet,
Bozulmasın bu âdet!
Unutulmasın kimse,
Kimisi bekler davet.
503
www.dinimizislam.com
Ramazan manileri – 27
Bak ezanlar okundu,
Obur Kaya yutkundu,
Abur cubur çok yedi,
Midesine dokundu.
***
Akşam vakti dar mıdır?
Söylemesi ar mıdır?
İftara kal diyorlar,
Acep aslı var mıdır?
***
Cömert bilirler sizi,
Haydi, buyur et bizi!
Adresini iyi yaz!
Bulalım evinizi.
***
İşler hayra alamet,
Diliyorum selâmet!
Teşekkürü unutma!
Davetçiye selâm et!
Ramazan manileri – 28
Zavallı Şakir olsun,
Sofrada fakir olsun,
Fakiri düşünmeyen,
Utansın, hakir olsun.
***
Köfte ile uyandım
Sabır ettim, dayandım,
Daha çok yiyecektim,
Görenlerden utandım.
***
Orucu doğru tutan,
Memnun ederek salan,
Sevinsin, bayram etsin!
Orucu kabul olan.
***
Şu mübarek Ramazan,
Bize veda ediyor,
Yeridir ağlasak kan,
Sevab ayı gidiyor.
Ramazan manileri – 29
Mübarek ay gidiyor,
Bizlere el sallıyor,
Orucunu tutana,
Haydi hoş kalın diyor.
***
Aylar içinde sultan,
Artık veda ediyor,
İçimiz ağlasın kan,
Sevab ayı gidiyor.
***
Bak gidiyor Ramazan,
Ne mutlu memnun salan,
Bugün artık sevinsin,
Orucu kabul olan.
***
Rabbe şükür ederiz,
Orucu ettik eda.
Seni yine bekleriz,
Yâ Ramazan elveda.
Bayram manisi
Bayram neşe günüdür,
Müminin düğünüdür,
Bugün sevinmek artık,
Orucun ürünüdür.
***
Komşular bayramlaşır,
Çocuklar hep dolaşır,
504
www.dinimizislam.com
Şeker toplar evlerden,
Kimileri yılışır.
***
Görülür sevgi seli,
Kokar bahçenin gülü,
Bayram günü gelince,
Öpülür büyük eli.
***
Hep tatlı konuşmalı,
Bilene danışmalı,
Bayram günü insanlar,
Konuşup tanışmalı.
***
Bayram mübarek olsun,
Sofrada börek olsun,
Barışsın küs olanlar,
Gönüller neşe dolsun!
505
www.dinimizislam.com
Çeşitli Nükteler
Âlemin kurtuluşu
Allahı tanısaydı, gafletteki insanlar
Âlem felâh bulurdu, tam olurdu noksanlar
Yaratılış gayesi
Rabbimize kulluktur, yaratılış hikmeti
Dikkatli olmalı hep, bırakmalı gafleti
Rızaya kavuşmak için
Rabbimizin emrini ihlâs ile edâ et
Allah rızâsı için neyin varsa fedâ et
Sabır-şükür
Hayır ve şer Hak’tandır, takdire sabır gerek
Şerler hayra çevrilir, her hale şükür gerek
Tefekkür
Tefekkür düşünerek yaratıcıyı bilmektir
Batılları bırakıp gerçeğe yönelmektir
Duâ
Allaha yalvararak, ihlâslı bir kalb ile
Kişinin murâdını getirmesidir dile
İhlâs
İhlâs; bir müslümanın ziynetidir, süsüdür
Onda îmân nurunun dıştan görüntüsüdür
Hubb-i fillah ve buğd-ı fillah
Resûlullah buyurdu: (En kıymetli ibâdet
Hubb-i fillah ve bir de buğd-i fillahdır elbet.)
506
www.dinimizislam.com
İhlâs ve sevgi
İhlâsla Allah’ı seven bir kişi
Kelebekler gibi özler ateşi
Sevip de ateşten kaçarsa eğer
Roldür, gösteriştir onun bu işi
Allah sevgisi
Allah için muhabbet, elbette büyük nimet
Dünyada çile ise, ahirette ganimet
Resulullah
Teşrîf ettiği zaman, değişmişti insanlar
Îmânla şereflendi nice puta tapanlar
Resulullah efendimize
Güzel yanağını bilen, güle bakar mı hiç?
Senin sevginde eriyen, derman arar mı hiç?
Fenersiz mum
İman bir muma benzer, ibadet ise fener
Fenersiz olursa mum, gün gelir birden söner
Zaman geçiyor
İlmihâlini öğren, geçip gidiyor zaman
(Elbette aldanmıştır, iki günü bir olan.)
İlmihâlin önemi
Her işinden bellidir, cahil olanın hâli
Dinden habersiz olur, bilmeyen ilmihâli
Huzur
Huzur istersen eğer, fazilet olsun yolun
Dinimiz emrediyor: (Güzel ahlâklı olun!)
507
www.dinimizislam.com
Fen ve sanat
Fen ve sanat müminin kaybettiği malıdır
Kimde, nerde bulursa, elbette almalıdır
İlim farzdır
İlim öğrenmek farzdır, kadına ve erkeğe
Emir vardır en uzak yere bile gitmeğe
Düzgün iman
Sapıtmak istemezsen, önce imanı düzelt
İlmihâlini öğren, emri yasağı gözet
Arife tarif olmaz
Arife tarif olmaz, sivrisinek saz gelir
Gafile söz nafile, davul zurna az gelir
İlim öğrenmek
Dinimiz emrediyor, dikkat eyle şu sese:
İlim öğrenmek farzdır, kadın erkek herkese
Kalem unutmaz
Kitapları okurken not tutanı överler
Âlim unutur ama kalem unutmaz derler
Kitap çok ama
Tatlı çok, bal başkadır, çiçek çok gül başkadır
Kitaplar pek çok ama Tam İlmihal başkadır
Âlim tevazu ehlidir
Başak boşsa dik durur, ona verilmez değer
Taneli başak ise, başı aşağı eğer
Ağaç yaş iken eğilir
Unutmayın ki çocuk küçükken eğitilir
Odun bükülür mü hiç, ağaç yaşken eğilir
508
www.dinimizislam.com
Âlimsiz olmaz
Salih âlim olmazsa yanlış fikre sapılır
Bid’at ehli övülür, tağutlara tapılır
Kafayı doldurmak
Faydalı ilimlerle kafa doldurmaya bak
Kafa sağlam dolunca, cep de dolar muhakkak
Hak rızası
Ne mutlu ona, maksadı Hak rızası ola
İlmihal okudukça, gönlü imanla dola
Ayıp
Bilmemek ayıp değil, sormamaksa ayıptır
İlimden mahrum kalmak elbet büyük kayıptır
Amelsiz ilim
İlimsiz ve ihlâssız Cennet bulunur mu hiç?
Amelsiz ilim ile âlim olunur mu hiç?
İlmi yazmalı
Çalışan, işleyen demir pas tutmaz
Âlim unutur da, kalem unutmaz
Besmele ile başlamak
Besmeleyle başlarız, hayırlı olsun kelâm
Allaha hamdü senâ, Resûlüne de selâm
Oruç ve sabır
Oruç sabrın yarısı ateşe perde olur
Mükâfatı büyüktür oruçlu felâh bulur
Kadir gecesi
Bin aydan faziletli, ne kadar kadri yüce
Sayısız günahkâr kul, affa uğrar bu gece
509
www.dinimizislam.com
Ramazan gidiyor
On bir ayın sultanı, bize veda ediyor
İçimiz kan ağlasın, sevab ayı gidiyor
Ramazana elveda
Çok şükür Rabbimize orucu ettik eda
Bugün ayrılıyoruz, ya Ramazan elveda
Bayram
Ramazan-ı şerifi memnun ederek salan
Bugün artık sevinsin, orucu kabul olan
Oruçlunun uykusu
Oruçlunun uykusu bile bir ibadettir
Ramazan mümin için ne büyük saadettir
Bedenin zekâtı
Buyuruldu ki: (Oruç zekâtıdır bedenin)
Defteri sevap dolar onu eda edenin
Sahur yemeği
Sahur yemeklerinin fazileti pek çoktur
Sahur yemeği için sual ve hesap yoktur
Allah’ın emaneti
Evde saliha kadın, şüphesiz büyük nimet
Yüce Rabbimizden o, erkeklere emanet
Rabbin emanetine etmeli çok riayet
Çok zarar görür elbet, ona eden hıyanet
Erkek ev işine karışmaz
Erkek karışır ise, evin içine eğer
İki cihanda bunun sıkıntısını çeker
510
www.dinimizislam.com
Sultan üzülmez
Mümin kadın sultandır onu üzmemek gerek,
Belayı bulur er geç, sultanı üzen erkek,
Dünya kusuru
Dine zarar vermeyen kusuru görmemeli
Dünya işleri için hanımı yermemeli
Bir insan
Edepliyse, kusuru öyle kolay görülmez
Edepsizse iyilik etse değer verilmez
Keskin sirke
İnsan öfkeli iken, çok yanlış karar verir
Unutma keskin sirke, küpüne zarar verir
Selâmet istersen
Mazlum ol, zâlim olma! Üzül de üzen olma
Mahşerde hesap zordur, ezil de ezen olma
Eden bulur
Kötü cezasız kalmaz, eden bulur sonunda
Elbette su testisi kırılır su yolunda
Sabır acıdır
Allah için sabreden, sıratta atlı olur
Sabır acı ise de, meyvesi tatlı olur
Nimet - ganimet
Dine hizmet ederken, sıkıntıyı nimet bil
Herkese nasip olmaz, hizmeti ganimet bil
Kötü arkadaş
Kötü arkadaş seni, azdırır, yardan atar
Bir gün gelir, bakarsın, beş para için satar
511
www.dinimizislam.com
Kalbin temiz ise
Kalbi kara olana, günahlar kolay gelir
Kalbi temiz olanlar, günahı zehir bilir
Hayır dile
Soğuk su katmayasın, hiç kimsenin aşına
Hayır dile komşuna, hayır gele başına
Geç kalma
Zararın neresinden dönülse kârdır elbet
Henüz nefes alırken, durma hemen tevbe et
Ele kuyu kazmak
Eden kendine eder, belâyı bulur azan
Önce kendisi düşer, el için kuyu kazan
Gülü bülbül bilir
Gülün güzelliğini, ancak bülbül biliyor
Sizin sevginiz bana, âb-ı hayat geliyor
Bilenin korkusu
Cam sarayda oturan, rastgele taş atamaz
Dünyayı fâni bilen, gailesiz yatamaz
Kışa yazdan hazırlık
Dünyadan ahirete, halis ameller taşı
Karıncadan ibret al, yazdan karşılar kışı
Öfkenin zararı
Kim ki öfkeyle kalkar, ahmak nefsine uyar
İstediğini söyler, istenmeyeni duyar
Sağlıklı hayat
Sağlığını düşünen, mideyi az doyursun
Az yersen az uyursun, çok yersen güç uyursun
512
www.dinimizislam.com
Kötü dost
Kötü ile dost olan, umursamaz günahı
Hak sözü duymaz olur, hatırlamaz Allahı
Asıl pehlivan
Pehlivan sayılıyor hasmını yere vuran
Öfkesini yenenler işte asıl pehlivan
Sabır ve zafer
Cenab-ı Hak her zaman sabreden kulu sever
Resulü buyuruyor: (Sabreden bulur zafer.)
Edeb
Gafleti bırakmalı, ömür akar, su gibi
Her yerde ve her zaman gözetmeli edebi
Şifreli kasa
Paraya gönül veren, bürünür sonsuz yasa
Şifresi unutulur, kilitli kalır kasa
Mihnet yeri
Hizmet, ganimet iken, isteme istirahat
Dünya mihnet yeridir salihler etmez rahat
Affeden affedilir
Cehenneme lâyıktır, Müslümana kin güden
Elbet sevilir seven, affedilir affeden
Fitne
Allah lanet ediyor fitne fesat saçana
Fertlerin, toplumların arasını açana
Tevekkül
Tedbir dinin emridir, edilmeli riayet
(Deveni sıkı bağla sonra da tevekkül et)
513
www.dinimizislam.com
Eken biçer
Dünya nimet yeridir, ahiret âşığına
Ne koyarsan aşına, o gelir kaşığına
Acele şeytandandır
Hep aceleci olma, ayakların burkulur
Acele ile kalkan, pişmanlıkla oturur
Tuzağa dikkat
Yakını görmüyoruz, gözlerimiz uzakta
Her an dikkat etmeli, ayağımız tuzakta
Acele
Yavaş ol, tökezlersin, düşüp başın yarılır
Acele etsen de iş, olacağına varır
Tatlı söz ve yılan
Acı söz çok kimseyi çekip çıkarır dinden
Tatlı söz de yılanı çıkarır deliğinden
Tevazu ve kibir
Mütevazı olana, tevazu ile yaklaş
Kibirliyle dost olma, hemen ondan uzaklaş
Sadaka gibi
Tevazu fazilettir, çirkindir büyüklenmek
Sadaka gibi sevap, kibirliye kibretmek
Kalb temizliği
Rab, şekle, mala değil, sadece kalbe bakar
İmansız olan kalbi, sonsuz ateşte yakar
Hakka dayan
Pişman olmamak için, artık uyanmalısın
Batılları bırakıp, hakka dayanmalısın
514
www.dinimizislam.com
İki baş
Anarşidir ikilik, her takımı yatırır,
Şüphesiz iki kaptan, bir gemiyi batırır.
Acele iş
Hızlı yaşayan kişi, ölüm ile yarışır
Unutma ki acele işe şeytan karışır
Felsefeci
Felsefeci sonradan olmayı inkâr eder
Der ki bu âlem böyle gelmiş böyle gider
Zırh
Öyle başıboş gezme, ölüm gelir muhakkak
Söndürme imanını, ibadet zırhını tak
İyilik rehberi
Bil ki salih arkadaş, iyiye rehber olur
Kişi sevdiği ile elbet beraber olur
Zengin ve zekât
Salih zengin düşünür muhtaç olan fakiri
Bilir ona aittir malının kırkta biri.
Doğru esnaf
Müjde doğru esnafa, eşi yok iyilikte
Mahşer günü haşrolur, şehitlerle birlikte
Kalbi temizlemek
Hep gafletle dolaşma, biraz kendine acı
Artık bulmaya çalış, kalb yıkayan ilâcı
İmanın önemi
Allah iman vermişse, daha ne vermedi ki?
Ya iman vermemişse, bu kula ne verdi ki?
515
www.dinimizislam.com
Zühd nedir
Düşmemek için asla harama ve şüpheye
Zühd denir mubahların çoğunu terk etmeye
Tesirli söz
Takva sahibi ise, yazıp konuşan eğer
Nasihat ettiğine, sözü de tesir eder
Îsâr nedir
Kendisi muhtaç iken, elindekini kişi
Başkasına verirse îsâr olur bu işi
İbadet
Şu olmalı ibadet edenin düşüncesi;
Bu, hem Allahın emri, hem kulluk vazifesi..
İslam’ın özeti
Sacayağı gibidir; ilim, ihlâs ve amel
Birisi noksan ise, dinimiz tutmaz temel
Adalet
Âlimler buyurdu ki; “hikmet, şecaat, iffet
Bir araya gelince, buna denir adalet.”
Büyük cihat
Resulullah buyurdu, bir harpten geldiği gün;
“Döndük küçük cihattan, büyük cihada bugün.”
Sadık
Kim ki Resulullaha, tâbi olursa eğer
Sadıklardan olmanın, saadetine erer
Müminin hali
Her hâliyle gösterir mümin sadakatini
Doğruluk ve ihlâsla yapar ibadetini
516
www.dinimizislam.com
Sabır
Sabretmek; günahlardan sakınmaktır ilkönce
Sonra tahammül gerek, dert ve belâ gelince
Şecaat (kahramanlık)
Şecaat göstermenin gerektiği bir yerde
Korkaklık eden kimse, benzetildi merkebe
Selamet isteyen
Fazla şaka ve alay cahillik alâmeti
Susmayı bilmelidir isteyen selâmeti
Hayâ
Çirkin olan şeylerden arınma duygusudur
Esası da, utanma ve Allah korkusudur
Müminin vasfı
İyilik ve ihsanda yarışır mümin olan
Kin gütmez, dargın durmaz barışır mümin olan
Vakar sahibi
Bir hadis-i şerifte şöylece buyurulur;
(Mümin vakar sahibi, yumuşak huylu olur.)
Hikmet
Hikmet, hakkı batıldan ayıran bir kuvvettir
Ruhun idrak gücünü gösteren bir haslettir
Havf ve recâ
Allahü teâlâdan çok korkmalı Müslüman
Ümidi kesmemeli, rahmetinden de bir an
Salih Müslüman
Dünya menfaatini kalblerinden çıkaran
Allah adamlarına denir salih Müslüman
517
www.dinimizislam.com
Tevbe
Tevbe, pişman olmaktır, söz vererek Allaha
Yapmamaya çalışmak, o günahı bir daha
Tevazu
Tevazu orta yoldur, ne gurur, ne de zül’dür
Zıddına kibir denir, çoğu da tezellül’dür
Merhamet
Mümin cenab-ı Haktan diler af ve merhamet
Kendisi de herkese, aynı davranır elbet
İstişare
Meşveret; kısacası ehline danışmaktır
Başlamadan bir işe sebebe yapışmaktır
Tevekkül
Kalbin bütün işlerde, her şeyi Yaradan’a
Teslimiyet gösterip güvenmesidir Ona
İhsan
Bir insana hakkından fazlasını vermektir
Hakkını vermemek de zulmü reva görmektir
En cömert zat
Gelmiş-geçmiş-gelecek insanların cömerdi
Kâinatın serveri, hazret-i Peygamberdi
Hilm nedir?
Gazabın, şiddetin ve sertliğin mukabili
Hilm; yumuşaklık, ruhun sakin olması hâli
Besmele
Önce Besmele ile kapıdan içeri gir
Rabbimiz şükredene, sayısız nimet verir
518
www.dinimizislam.com
Danışmak
İstişare edenler, hiç pişman olmaz elbet
Danışacak bir yerin varsa ne büyük nimet
Şükür
Şükreden kullarını cenab-ı Allah sever
İmansız ölebilir şükredilmezse eğer
Sabır
Sabır, haktan gelene, razı olmak demektir
Her işte ve her zaman Allaha şükretmektir
Tevazu göstermek
İyi bil kibirdendir hep tevazu göstermek
Bu aciz bu günahkâr diye kendini yermek
En zor imtihan
Hayat imtihanının gayet zor olanı var:
Herkese ömür boyu, namus imtihanı var
Haset
Haset etmemek için, o kimseyi metheyle
Hediye ver, öğüt ver, iyiliğini söyle
Sözün esiri
Bizlere esirdir söz, ağzımızdan çıkmadan
Biz onun esiriyiz, çıkınca ağzımızdan
İyilere kötülük
Kötüleri yaşatmak, iyilere ölümdür
Zalimleri affetmek, mazlumlara zulümdür
Yaşamak için yemek
Sırf yiyip içmek için, koca ömür taşınmaz
Yaşamak için yenir, yemek için yaşanmaz
519
www.dinimizislam.com
Binmeyi öğrenmek
Şu dünya bir binektir, taşır binersen seni;
Bilmezsen binmesini, taşıttırır kendini
Baş kesen söz
Öyle sözler vardır ki, keser kanlı savaşı
Yine sözler vardır ki, kestirir suçsuz başı
Az konuşmak
Göz iki, kulak iki, ağzımız ise tektir
Çok görüp, çok dinleyip, az söylemek gerektir
Aç gözlü
Gözü aç olan için, ömürde tokluk yoktur
Kanaatkâr olana, bir lokma bile çoktur
Gülümse
Güler yüzlü olmaya, geç kalmadan ver karar
Unutma tebessümden kimseye gelmez zarar
Her kapta ne varsa o sızar
Bazıları sakindir, bazıları hep kızar
Bir kapta ne var ise, içinden hep o sızar
Gül tutan elde
Kim iyilik ederse karşılığını alır
Gül ikram eden elde, gülün kokusu kalır
Vefalı kimse
Vefalı olan kimse, hatayı görmez gider
Yapılan iyiliği her zaman takdir eder
Fakir ve zengin
Fakir, zengin olsa da, mal hırsıyla yanandır
Zengin, malı çok olan değil, kanaatkâr olandır
520
www.dinimizislam.com
Rastgele atış yapmak
Elbette olur pişman düşünmeden konuşan
Ateş edene benzer bakıp almadan nişan
Kalb kırmak
Herkesle iyi geçin, öfkelenip sert çıkma
Kalb Allahın evidir, Kâbe’yi sakın yıkma
Bakar kör olmak
Göz gibi olma sakın, ötesini göremez
Dünyaları görse de kendisini göremez
Ayıp araştırmak
Nefse öyle güvenme, akıl her şeye ermez
Hep ayıp araştıran, kendinde ayıp görmez
Akıl akıldan üstün
Verimli kara toprak kumdan, çakıldan üstün
Bir bilene sormalı, akıl akıldan üstün
Altın anahtar
Bir sanat öğrenenler, kalmaz elbette naçar
Çünkü altın anahtar, her çeşit kapıyı açar
Akıllı düşman
Hasır, ayı derisi olan posttan iyidir
Akıllı düşman bile, ahmak dosttan iyidir
Salihler yurdu
Çalışanın ziyneti alnındaki teridir
Unutma Cennet ancak salihlerin yeridir
Mazlumun âhı
Sakın kimseyi üzme, kulağın olmalı seste
Alma mazlum âhını çıkar aheste aheste
521
www.dinimizislam.com
Allah isterse
Hak irade edince her işi asan eder
Halk eder sebebini bir anda ihsan eder
Kurtuluş reçetesi
İşte özlü nasihat bütün müminlere has
Kurtuluş için şarttır, ilim, amel ve ihlâs
Öfke ve nefret
Akıllı hep sakindir, göstermez hemen hiddet
Öfkeli olanlardan elbet edilir nefret
Ak akçe
Gayen hak rızası olsun, çalışma asla ün için
İktisat et, israftan kaç, ak akçe kara gün için
Düşmana güvenilmez
Dostunun dostluğuna itimat etmiyorsun
Düşmanın dostluğuna nasıl güveniyorsun?
İş işten geçince
İhtiyaçla yanarken, bütün dostlar yok olur
Araba devrilince, yol gösteren çok olur
Gönlüme düştü
Cemre, havaya düşer, toprak ve sudan önce
Gönlüme hemen düştü, onu ilk kez görünce
Akılsız baş
Yapılan kötülükler çıkacak teker teker
Akılsız başın cezasını ayaklar çeker
Can kurtarma devri
Önce can gelir sonra canan demişler
Gemisini kurtaran kaptan demişler
522
www.dinimizislam.com
Danışmanın önemi
Evde yapılan hesap, çarşıya uymaz elbet
Danışarak iş yapan, pişmanlık duymaz elbet
Pişmanlık tevbedir
Tevbe kesin söz verip hep pişmanlık duymaktır
Günahlardan vazgeçip hak emrine uymaktır
Ferasetli bakış
Marifet sahipleri ferasetle bakarlar
Kalblerdeki kirleri bir bakışta yıkarlar
İyi örnek
Aldanmaman gerekir, her yüzüne gülene
İyi örnek olasın senden sonra gelene
İyilik ve kötülük
Düşmanın olur dosta kötülük edersen
Düşmanın da dost olur iyilik edersen
Gençlik uçup gitti
Gençlik kitabımı okudum bitti
Ah bir ömür nasıl da uçup gitti
Yalnız Allah sevgisi
Hak sevgisinden başka, güzel olan ne varsa
Hepsi birer zehirdir, hatta şeker de olsa
Gül
Gonca gül ne yapar, bülbül de olmasa
Aşkı bilinir mi, sararıp solmasa
Bülbül
Garip bülbül ne yapar, gonca güle gitmese
Aşkı nasıl bilinir, gece gündüz ötmese
523
www.dinimizislam.com
Başa kakmak
Ettiğin iyiliği başa kakıcı olma
Laf taşıma hiç onu buna takıcı olma
Hasetten kurtuluş
Haset etme kimseyi, niye onun var diye
Onu övmelisin hep, ayrıca ver hediye
Kızgınlık ateşi
Öfkelenmek insanı, ateş gibi yandırır
Hiddetin aşırısı hep nefret uyandırır
Kanaat
Kanaat her hâlinde Allaha şükretmektir
Her şartta ve her zaman mevcutla yetinmektir
Gafile söz nafile
Öyle kolay uyanmaz, ne söylesen gafile
Eğer nasibi yoksa ne söylesen nafile
Adam adamdır
Eşek eşektir olsa bile atlastan çulu
Adam adamdır olmasa da parası pulu
Akılsız iş
Dünyaya para için öyle dalınır mı hiç?
Ahireti verip de, dünya alınır mı hiç?
Yolcu yoluna gerek
Dünya bir hana benzer, biz de yolcu gibiyiz
Dün geldik, bugün kaldık ve yarın gideceğiz
Tevbe için tevbe
Midemiz gayet dolu, ruhumuz ise çok aç
İbadetler tevbeye, tevbe, tevbeye muhtaç
524
www.dinimizislam.com
Doğru yol tektir
Ömür sermayesini sakın eyleme heder
Sayısız yol var ancak birisi Hakka gider
Sonsuz azap
Sonsuz azap yanında her sıkıntı rahattır
Acı değil de sanki uygun istirahattır
Sinirlenmek
Şeytan sinirleneni hemen kolay kandırır
Yüksek sesle bağıran hep nefret uyandırır
Akla uygun din
Dinde akla aykırı olan bir hüküm yoktur
Ama akıl ermeyen şeyler belki pek çoktur
Din akılla anlaşılmaz
Dindeki hükümleri akıl ile anlamak
Peygamberliğe olur elbette inanmamak
Sevgi tarif edilmez
Sevgi anlatılamaz, gelmez kaleme dile
Gül, demişler bülbüle, ağlamış feryat ile
Sağlık için
Ruhun sağlığı, az günah işlemektedir
Bedenin sağlığı, az yiyip içmektedir
Çare sizsiniz
Halinizden bellidir, pek çok çaresizsiniz
Sebeplere yapışın, yine çare sizsiniz
Ümit sizsiniz
Niye kurtuluştan bu kadar ümitsizsiniz
Haktan ümit kesilmez, yine ümit sizsiniz
525
www.dinimizislam.com
Çilesizsiniz
Ne kadar mutlusunuz, ne de çilesizsiniz
Bozulursanız eğer, artık çile sizsiniz
Güvensizsiniz
Hep yalan söylerseniz, elbet güvensizsiniz
Doğru konuşursanız, artık güven sizsiniz
Gönülsüz iş
Kişi, angarya ile hedefine varamaz
Hevessiz ve gönülsüz işini başaramaz
Çile çekmek
Kütükler yontulmadan düzgün tahta olamaz
Çile çekmeyen insan, rahata kavuşamaz
Temelsizsiniz
Altyapınız yok ise, elbet temelsizsiniz
Dini öğrenirseniz, artık Temel sizsiniz
Servetsiz
Ahlakça fakirseniz elbet servetsizsiniz
Güzel ahlaklı olun, artık servet sizsiniz
Yol kesici
Bid’ati yaymak için çalışırsın dört koldan
Yol kesici olma sen, çekil mübarek yoldan
Gözü aç olmak
Dünyaya malik olsa, cimrinin gözü açtır
Sıkıntıları bitmez, o her zaman muhtaçtır
Sitem ve matem
Kötüleri methetmek, iyilere sitemdir
Zalimi alkışlamak, mazlumlara matemdir
526
www.dinimizislam.com
Hiddet nefret uyandırır
Aşırı ise hiddet, uyandırır hep nefret
Lüzumsuz şakalarda, elbet yok olur heybet
Alışan kudurmuş gibidir
Haramla yorulanın, akıttığı pis terdir
Günahlara alışan, kudurmuştan beterdir
Keklik avı
Herkes aynı metotla, yola gelmez, tavlanmaz
Davul zurna çalarak dağda keklik avlanmaz
Kuş avlamak
Avlanmayı bilene, ava gelmez kuş olmaz
Belalara hazır ol, başa gelmez iş olmaz
Dikensiz gül
Dikensiz gül bulunmaz, hatasız da kul olmaz
Gönül sırça saraydır, kırılırsa yapılmaz
Aman diyene
Çorak toprağa tohum ekilmez
Aman diyene kılıç çekilmez
Fakir kimdir
Dünya malı fanidir, bir hayal, bir yalandır
Fakir, parasız değil, arzusu çok olandır
Hakkını helal et
Çok sevaba kavuşmak istiyor isen şayet
İyi kötü herkese, hakkın varsa helal et
Uzun emel
İnsanın halini ameli tartar
Emeli artanın elemi artar
527
www.dinimizislam.com
Ağlatan söz
Âlemde nice göz var, sözden iyi anlatır
Öyle söz de vardır ki, kuru gözü ağlatır
Zirveye çıkmak
Tam zirvedesin ama nasıl geldin oraya?
Kimisi dimdik gelir, kimisi büzülerek
Hem yılan da, şahin de çıkar en yüksek dağa
Ama biri sürünerek, biri süzülerek
Nasip meselesi
Eğer rast giderse işin
Taşa bile geçer dişin
Ama ters giderse işin
Aş yerken kırılır dişin
Hakkı sökerek almak
Hiç kimseden sakın beddua alma
İyilik altında ezilip kalma
Hakkımı sökerek alırım deme
Her zaman mazlum ol da, zalim olma
Elin tavuğu
İnsan sahip olduğu nimeti hep küçümser
Fakat sahip olmadığı şeyi ise önemser
Mesela elin tavuğu ele kaz görünür
Çok çirkin olsa bile karısı kız görünür
Sırrı gizlemek
Rabbin ihsan eder, nimet verirse
İyilik etmekten kaçıcı olma
İnsanın başına bir iş gelirse
Sırrını herkese açıcı olma
528
www.dinimizislam.com
İyilik eyle
Ömrünü geçirme faydasız şeyle
Ya sükût et otur, ya hayır söyle
Yaptığını başa kakıcı olma
Elinden geldikçe iyilik eyle
Dinin direği
Namaz dinin direği, kul olmanın gereği
Günahlara kefaret, ibadetin yüreği
Namaza mani iş
Namaza mani işte, elbette hayır yoktur
Doğru namaz kılana müjdeler gayet çoktur
Namaz
Araç değil amaçtır, İslam’ın binasıdır
Gözlerin nurudur, kalblerin cilasıdır
Namaz önemlidir
Namaza önem verip doğru dürüst kılmalı
Yalan yanlış kılmaktan utanıp sıkılmalı
Dua kabul olmaz
Namaz kılmayanların kabul olmaz duası
İyi işler yapsa da, silinmez kalbin pası
Namaz ve iman
Kişi namaz kılmazsa, imanı sağlam kalmaz
Kolayca küfre girer, farkında bile olmaz
Kalbin şifası
Namaz kalbe şifadır, gönülleri şen eder
Doğru kılındığında, kötülükten men eder
529
www.dinimizislam.com
İlahi rıza
Namazdır insanı Rabbine bağlayan
Namazdır ilahi rızayı sağlayan
En efdal amel
Namaz en efdal amel, edası pek çok sevap
Kabirde nurlu ışık, Münker Nekir’e cevap
Gafletle namaz kılmak
Her kim kötülüklerden değil ise selâmet
Namazını gafletle kıldığına alâmet
İhlâslı namaz
İhlâsla namaz kılan, kavuşur her nimete
Hiç sıkıntı çekmeden, doğru girer Cennete
Cemaat
Namaz kılarak göster, Mevla’ya itaati
Fazileti büyüktür kaçırma cemaati
Sonsuz mutluluk
Kurtuluş kolaylaşır, secdeye değse başlar
Çünkü sonsuz mutluluk, ancak namazla başlar
Yarına bırakma
Hep düşünmelisin kışı ve yazı
Kıl namazı bırak ahmakça nazı
Hep “yarın kılarım” diyen kişinin
Bugün kılındı cenaze namazı
Danışmak
İstişare sünnettir, danışan dağı aşar
Danışmayan zavallı, düz yolda bile şaşar
530
www.dinimizislam.com
Karganın kılavuzluğu
Sapık şeyh çoğaldıkça, zil takıp oynar şeytan
Kurtulamaz pislikten, rehberi karga olan
Gözden ırak olmayın
Sevgi yakınlık ister, kaçan mahrum kalırmış
Gözlerden ırak olan, gönülden de olurmuş
Bir bilene danış
Şaşkınlık içindesin, sendeki bu çile ne?
Eğer bin bilsen bile, gel danış bir bilene
Soran bulur
Bilmemek ayıp değil, sormamak ayıp olur
Ehline soran kişi, hakiki yolu bulur
Sohbetin önemi
Herkes zanneder ki sıhhat gibi devlet olmaz
Ehli de bilir ki sohbet gibi nimet olmaz
Gönül işi
Eğer gönlün bizim için çarparsa
Fizan’da olsan da yanımızdasın
Eğer gönlün başka diyarlardaysa
Yanımızda olsan da uzaktasın
Sevilen güzeldir
Kaptırırsa bir âşık, gönlünü bir güzele
Rahat edemez asla, başka güzel yanında
Yüz demet fesleğen verseler de bülbüle
Koklamaz hiç birini, yine gider o güle
Kimseye baki değildir
Mal-ü mülke olma mağrur, deme var mı ben gibi?
Bir muhalif yel eser, savurur harman gibi
531
www.dinimizislam.com
Güç iş
Kıyamet yaklaştıkça, güçleşir uymak dine
Ateş almaya benzer avucunun içine
Ecel şerbeti
Ecelin şerbetini herkes bir gün içecek
Ettiğini bulacak, ektiğini biçecek
Öleceksin
Nasıl yaşarsan yaşa, muhakkak öleceksin
İstediğini topla, bir gün terk edeceksin
Eken biçer
Şu dünya ahiretin tarlasıdır muhakkak
Bil ki tohum ekmeden mahsul umanlar ahmak
Herkes ektiğini biçer
Bugün ne ekmişsen, yarın onu biçersin
Yaşayışın nasılsa, elbet öyle göçersin
Ölüm
Ne kadar çok yaşasan, ölüm vardır muhakkak
Gün gelir herkes için, vaki olur emr-i hak
Ölmeden önce ölmek
Elbette kaçınılmaz ecel gelince ölmek
Ama ne saadettir ölmeden önce ölmek
Ölüm pusuda
Bilinmez ölüm seni bekliyor nerelerde
O halde onu bekle her zaman ve her yerde
Ayrılık
Tomurcuk gül de solar, bir gün kopar dalından
Elbet herkes ayrılır, sevdiğinden, malından!.
532
www.dinimizislam.com
Ölüm var
Unutma bu dünya boş, geçicidir sanma hoş
Ölümden kurtuluş yok, nereye koşarsan koş
Dün öldü
Dün öldü, bugün ise, sanki can çekişmede
Yarın henüz doğmadı, doğmayacak belki de
Üç şey
Felaketten kurtulup, olmak isteyen halâs
Şu üç şeye sarılsın: ilim, amel ve ihlâs.
Sözüm çok sana
Az söyledim, çekindim kalbini kırmamaya,
Ürkütmek istemedim, yoksa sözüm çok sana.
Mahrum kalan
Nimete kavuşana, afiyet şeker olsun,
Nimetten mahrum kalan, suçu kendinde bulsun.
Hakka teslimiyet
Kim Ona korkusundan ağzını açabilir,
Teslim olmaktan başka, nereye kaçabilir?
Şükür
Vücuttaki her zerre, gelse de dile,
Şükrün binde birini yapamaz bile.
Siperlenmek
Düşmana hücum edilmez, her zaman her meydanda,
Savunmak, siperlenmek lazım olur bazan da.
Saadet
Her işin ihlâs olsun, serde oldukça canın,
Elbette saadeti budur iki cihanın.
533
www.dinimizislam.com
Çocukken
Çocukken öğrenmeli en güzel hareketi,
Baharından bilinir senenin bereketi.
Mazlumun duası
Her tarafı sarsa da, zalimlerin belası,
Hepsini yere serer, bir mazlumun duası.
Sebeplere yapışmak
Sebeplere yapışan, elbette kalmaz naçar,
Rabbim dilerse ona, sayısız kapı açar.
Müminin miracı
İyi bilmeli namaz, ebediyet tacıdır,
Yerin göğün nuru ve müminin miracıdır.
Küfür İman
Dini doğru öğrenmek gerekir her insana,
Küfrü bırakmadıkça, kavuşulmaz imana.
İlmihal ve namaz
İlmihali okuyup dinimizi bilelim,
Namaza yapışarak, kalbden pası silelim.
Mağrur olma
Dünyaya olma mağrur, deme var mı ben gibi
Muhalif bir yel eser, savurur harman gibi.
Haddini bilmek
Haddini bilmek gibi, ilim ve irfan olmaz,
Hak aşkıyla sulanan bahçenin gülü solmaz.
Cehalet ve ilim
Her türlü iyiliğin düşmanı cehalettir,
İlimden uzak kalmak, çok büyük felakettir.
534
www.dinimizislam.com
Hasret
Dostun ayrılığından, kalbim kan ağlıyor,
Hasret ateşi yakıp ciğerimi dağlıyor.
Tevekkül
Tevekkül sahibinin yardımcısı Hak olur,
Yardımcısı Hak olan, nasıl olsa kurtulur.
Gel
Hasta ruha can veren, etkili bakışa gel,
Kıymetli silsileye götüren akışa gel.
Haktan ayrılmamalı
İhlâsla amel etmek, mümini usandırmaz,
Doğru yolda gideni, Rabbimiz utandırmaz.
Fırsatı kaçırma
Ehl-i sünneti öğren, boşuna inat etme,
Fırsat eldeyken uyan, ömrünü berbat etme.
Düşmanı güldürme
Hâline şeytan güler, görünce bu gafleti,
Yapış dine, güldürme kendine o laneti.
Hüner
İnsanoğlu bir fener, âkıbet bir gün söner,
Harap olmuş bir kalbi, tamir etmektir hüner.
İlim
İlim yoksa din çekilir, milletin arasından,
Kurtulmalı cehalet denen yüz karasından.
Gaflet
Cehennem azabına, kimler dayanabilir?
Gaflet içinde yatan, nasıl uyanabilir?
535
www.dinimizislam.com
Ruh
İnsan denilen varlık, el, kol, ayak, baş değil,
İnsan ruha denilir, burun, kulak, kaş değil.
Evliya
Velinin zahirine bakar gafil serseri,
Evliya candır, canlı cana olur müşteri.
Yağmur gibi
Dertlere maruz kalır, enbiya ve evliya,
Semadan yağmur gibi, onlara yağar belâ.
Sevmekten maksat
Onu sevmekten maksat, sıkıntıyı tatmaktır,
Başkalarından gelen, tadı silkip atmaktır.
Sebebe yapış
Hakka bırak işini, sebebe yapış yeter,
Peki diyorsan eğer, bu sözümü et rehber!
Asıl marifet
Ehl-i hüner, kendine her mihneti zevk eder,
Bilir ki neşe ve keder, her zaman gelip gider.
Mezar
Gitti gençlik, fayda yok, etsek de hep âh-u zar,
Hazırlıklı olmalı, bizi bekliyor mezar.
Hak yoldan sapma
Dininden taviz verme, paraya pula tapma,
Nefse, şeytana uyup, Ehl-i sünnetten sapma.
Dünya
Bu dünya gelip geçer, burda sonsuz kalınmaz,
Malın pek çok olsa da, asla murat alınmaz.
536
www.dinimizislam.com
Malın hesabı
Mal mülk biriktirmekle insan niçin yorulur?
Mirasçılar yer içer, hesap ondan sorulur.
Ayrılık
Yıllarca ayrı kalsam, seni her an anarım,
Hasret ateşi ile durmaz her gün yanarım.
Kader keder
Gurbet ellere düştüm, böyle imiş kaderim,
Sıkıntım tükenmiyor, çoğalıyor kederim.
Kimsesizler kimsesi
Herkesin var bir kesi, bu bi kesin yok kimsesi,
Bu kesin, sen ol kesi, ey kimsesizler kimsesi.
Evliyanın sohbeti
Erenlerin sohbeti, öyle kolay bulunmaz,
Sohbete kavuşanlar, feyizden mahrum kalmaz.
Akıllı ve ahmak
Akıllı mallarını, yok etmez, hayra verir,
Ahmak ele bırakır, düşmanı sevindirir.
Nasipsiz kimse
Bir kimse iyiliğe elverişli değilse,
İstifade edemez, Peygamberi de görse.
Niçin
Kâmil mürşidin yoksa niçin talep etmezsin?
Varsa ne duruyorsun, niçin ona gitmezsin?
Âlemlere rahmet
Rabbimizin mahbubu, Hazret-i Muhammed’dir,
Cismi pak, ismi Ahmed, âlemlere rahmettir
537
www.dinimizislam.com
Viran olur
Kanma fani dünyaya, gün gelir viran olur,
Bu sürdüğün demlerin, hepsi de yalan olur.
Dilerse
Rabbim dilerse eğer, herkes sana yol verir
Sebepleri yaratır, ihsan edip bol verir.
Boş gelmeli
Boş geldim evimizden, hiç bir şey getirmedim,
Ne biliyorsam hepsini yalnız senden öğrendim.
Bulunmaz hazine
Âlimin her kelamı, bulunmaz hazinedir,
Bir sohbeti, yıllarca, bitmez kütüphanedir.
İmanlı olmak
Çingeneye kan göründü, berrak olan Nil nehri,
Fakat su gördü Hazret-i Musa ile ümmeti.
Terazi
Adalet terazisi, bir gün elbet kurulur,
Herkesin yaptığı iş, teker teker sorulur.
Adam sen de
Haram helal demeyip, bulduğunu yiyenler,
Yarın azap çekecek, adam sen de diyenler.
Kibirlenmemeli
Şeker kamışı boşum dedi de, şekerlendi,
Kavak ise yükseldi, hemen baltayı yedi.
Esrarlı kuş
Bu öyle bir kuştur ki, tarif edemem sana,
Zümrüdü Anka ile bulunuyor yan yana.
538
www.dinimizislam.com
Danışmak
Salihlere danışan doğru olanı bulur,
Kerimlerle yapılan işler pek kolay olur.
Âşık maşuk
Maşuklar denizinin görünmez asla dibi,
Âşıkların sesleri çıkar bir davul gibi.
Aşk olmasaydı
Eğer aşk olmasaydı, sevgiyi kim yayardı?
Şiiri, ilahiyi, kim okur, kim duyardı?
Mehtap
Şöyle rahat bir gece ve hoş mehtap bul bana,
Açıklarım her şeyi, işte o zaman sana.
Hikmet
Ya Rab, ne muazzamdır bütün işlerin senin,
Elbette aklı ermez, hikmetine kimsenin.
Bahane
Demeyin, (Henüz genciz, her şeyimiz şahane).
Ölüm gelince olur, baş ağrısı bahane.
Dinin direği
(Namaz karın doyurmaz) diyen ahmak çok olur.
Kişi kılmazsa namaz, din yıkılır, yok olur.
Zehirdir
Rabbi anmaktan başka, ne güzellik varsa,
Hepsi cana zehirdir, şeker bile olsa.
Tedbir ve takdir
Gerekli tedbirini al, takdir nedir bilinmez,
Yaratanın takdiri, tedbirle de değişmez.
539
www.dinimizislam.com
Hazinenin nişanı
İstenen hazinenin, nişanı verildi sana,
Artık dönmemelisin, o yana ve bu yana.
Gözyaşı
Neler yapar gözyaşı ile edilen dua,
Binlerce top ve tüfek, onu yapamaz asla.
Sözüm çoktur
Yeterince bildirdim, fazla şey sorma bana,
Belki de incinirsin, yoksa sözüm çok sana.
Sohbet
Halk içinde, muteber bir şey yok, devlet gibi,
Gerçekte devlet olmaz, bir saat sohbet gibi.
Aşkın ateşi
Aşkın ateşi kalbden kalblere akar gider,
Maşuktan başkasını, ne varsa yakar gider.
İki şeyin hasreti
Hasrette iki şeyin, bulunmaz yoktur eşi,
Bunun biri gençliktir, diğeri din kardeşi.
Belki faydalanırsın
Dinin için gerekli her şey söylenmiş sana,
Belki faydalanırsın, ya çarpar kulağına.
İşin özü
Kitaplardan naklettik, sana işin özünü,
Sakın yabana atma, büyüklerin sözünü.
Güzellik
Ne de olsa bulunur, bir güzellik çirkinde,
İnci gibi görünür bütün dişler zencide.
540
www.dinimizislam.com
Kıymetini bil
Ehl-i sünnet yolunu, aynen naklettim sana,
İster kıymetini bil, istersen darıl bana.
Nazı bırakmalı
Hak yola baş koyanın, harika olsa da pek,
Nazlanmayı bırakıp, hep naz çekmesi gerek.
Dost
Herkes farklıdır, kimi yaya, kimi atlıdır,
Ama dosttan konuşmak, elbet daha tatlıdır.
Tükenmez sözüm
Lafımı uzatmadım, anlarsın iki gözüm,
Belki kalbin kırılır, yoksa tükenmez sözüm.
İş budur
İbadetler yapılmazsa, kurtuluş ümidi güçtür,
Asıl mesele budur, bundan başkası hiçtir.
Beşer şaşar
İnsan beşer, durmaz şaşar, eder hata, üçer beşer.
Asfalt yolda yürür iken, ayak sürçer, yere düşer!
Usanma
Senelerce yaşarım, sonsuz kalırım sanma!
Hep iyilik etmekten sakın bıkıp usanma
Gençlik
İyi tohum ekmeli, şu gençliğin çağında,
Ne ekmişsek biçeriz, elbet Cennet bağında.
İki kimse
Şu iki kimse elbet ölümü hatırlamaz
Haramlardan sakınmaz, biri de namaz kılmaz!
541
www.dinimizislam.com
Bir gün
Unutma bir gün gelir, tutmaz olur bu eller
Elbette söyleyemez, Allah demeyen diller!
Tevbe
Elbette kurtulacak tevbeyle ölen kişi
Müjdelere kavuşur günahsız gelen kişi
Öfke
Hem keskin sirke, küpe zarar verir diyoruz
Buna rağmen kızıyor, küplere biniyoruz
Allah için sevgi
Kim sevdiğini Allah için severse eğer
Çok sıkıntı çekse de, bunlar her şeye değer.
Aklı yoktur
Görülmeyen şeye yok diyenin yoktur aklı
Olsa görülür idi diyen değil mi haklı?
Naz çekmek gerek
Nazlı olsa da, aşka yakalanan kişi
Hep naz çekmek olmalı artık onun işi
Feryat
Âşıkların feryadı, boş değil, manidardır.
Elbette sözlerinde, ibretli çok şey vardır.
Dostun ayrılığı
Dostların ayrılığı, çok gelir, sürse de az,
Gözde bir kıl olursa, kim buna hiç aldırmaz?
Kötülük ve iyilik
Kötülüğe kötülük, her kişinin kârıdır
Kötülüğe iyilik, er kişinin kârıdır.
542
www.dinimizislam.com
Akla güvenme
Hep akla güvenenin, ayağı tahtadandır,
Tahta olan ayağa, denilir mi sağlamdır?
İhlâs
Makbul ibadet için, ihlâslı olmak gerek,
Elbet işe yaramaz, içi boş bir çekirdek.
Zordur
Ona kavuşmak zordur, denizde ve karada
Derin uçurumlar ve sarp dağlar var arada.
Allah aşkı
Ne mutlu Allah aşkı her tarafı sarıyor
Kalb onu düşünüyor, gözler onu arıyor
Onun için
O, ne iyi bir dil ki, her an onu anıyor
Ne talihli bir kalb ki, onun için yanıyor
Yol
Rahatı bırakmalı, bu bir çile yoludur.
Teçhizatsız gidilmez, yollar çok korkuludur.
Âşık
Âşık yaya olsa da, yolunda atlıdır o,
Dağda belde sürünmez, uçar kanatlıdır o.
Medeni olmak
Eğer medeni olmak, açmak ise bedeni,
Demek ki şu hayvanlar, Batı’dan da medeni
Sohbet
Gönül ne kahve ister, ne kahvehane
Gönül hep sohbet ister, kahve bahane
543
www.dinimizislam.com
Bela yazmaz
İnsana bela gelmez, Rabbimiz yazmadıkça,
Rabbimiz bela yazmaz, insanlar azmadıkça.
Ölümü unutur
Şu iki kimse elbet ölümü hatırlamaz:
Biri haramdan kaçmaz, biri de namaz kılmaz
Diploma
Diplomaya güvenir, kendini âlim sanır,
Böyle kimse şeytana, gayet kolay aldanır.
Cepsiz kefen
Sonun cepsiz kefendir, zengin ol, yahut fakir
Varlığa mağrur olan, mecnun değil de nedir?
Kurban bayramı
Gönüller neşe dolsun, bayram mübarek olsun,
Kestiğimiz kurbanlar, sıratta binek olsun!
Rast giderse
Rast gider ise işin
Her şey yoluna girer
Taşa da geçer dişin
Ters gider ise işin
Muhallebi yer iken
Kırılıverir dişin
Batı medeniymiş
Eğer medeni olmak, açmak ise bedeni,
Demek ki şu hayvanlar, Batı’dan da medeni.
Diploma
Diplomaya güvenir, kendini âlim sanır,
Böyle kimse şeytana, gayet kolay aldanır.
544
www.dinimizislam.com
Tabut ve yakut
Tahtadan olsa da, korkutur tabut,
Taştan yapılsa da, ziynettir yakut.
İbret almak
İbret almak gerekir, çağımızın halinden,
Yer taşımaz isyanı, yarılır vebalinden.
Nemelazımcılık
Şu nemelazımcılık, bizi yiyip bitirir,
En güzel hasletleri, birer birer götürür.
Herkes ektiğini biçer
Serden geçer de insan, yardan geçebilir mi?
Kötülük eken kimse, hayır biçebilir mi?
Yalancı
Yalancının evi yanmış, hiç kimse inanmamış,
Çünkü herkes o yine, bir yalan söyledi sanmış.
Allah dostunu seven
Kişi sevdikleriyle beraber olacaktır,
Allah dostunu seven, elbet kurtulacaktır.
Dost ve düşman
Şerrin azı da çoktur, hayra bir sınır yoktur,
Bin dost olsa da azdır, bir düşman bile çoktur
Beterin beteri
Gel haline şükreyle, beterin beteri var,
Hiç bir şey kötü değil, imansız ölmek kadar.
Ahirete hazırlık
Tarlaya arpa eken, nasıl buğday biçer ki?
Ömrü imansız geçen, nasıl mümin göçer ki?
545
www.dinimizislam.com
Bir tut
Mecnuna deli deme, Leyla ile bir tut
Bir damlayı hor görme, derya ile bir tut
Eğer ilmiyle amil, değilse bir âlim
Bülbül gibi şakısa, karga ile bir tut!
Sen nesin?
Deliysen doktora git, ölüysen mezara gir,
Müminsen dine uy ki, kalmasın pislik ve kir.
Zakir ve hakir
Şükreden şâkir olur, zikreden zâkir olur,
Allah’ı tanımayan zelil ve hakir olur.
Akılsız
Göremediği şeye, yok diyenin yoktur aklı
(Aklı olsa görünürdü) diyen ne kadar haklı
Gözyaşı
Mümin için gözyaşı, ilahi bir rahmettir,
Rabbimizden kuluna ihsandır, merhamettir.
Ağlamak
Dünya için ağlamak, aşağılık, zillettir,
Acayiplikten öte, katmerli cehalettir.
Dünya
Dünya peşinde koşmak, kasvettir, felakettir,
Boşuna bir zahmettir, apaçık dalalettir.
Herkes ektiğini biçer
Nasıl yaşarsan yaşa, elbet bir gün göçersin,
Ettiğini bulursun, ektiğini biçersin!
546
www.dinimizislam.com
İslam gelince
İslamiyet gelince, değişti hep insanlar,
İmanla şereflendi nice puta tapanlar.
Marifet ehli
Kâmil mürşid olanlar, firâsetle bakarlar,
Zulmetteki kalblere nurlu ışık yakarlar.
İhlaslı ol
Bütün ibadetleri ihlâs ile edâ et
Allah rızâsı için, neyin varsa fedâ et
Niye bugün değil
Yarın iyi bir tevbe edeceğim ben dersin
Bugünü yarınlara sebepsiz ertelersin.
Adamsız elbise
Çok fakirin sesi yok, yeni elbisesi yok,
Bazı elbiseler var, içinde kimsesi yok
Malını bırakacaksın
Nasıl yaşarsan yaşa, mezara gideceksin
Biriktirdiğin malı, bir gün terk edeceksin
Dini bilmek için
Senin bildiklerini çoluk çocuk bilemez,
İlmihal okumayan dinini öğrenemez.
Dine uymak zorlaşır
Kıyamet yaklaştıkça, güçleşir uymak dîne
Ateş almaya benzer avuçların içine.
Bilgi sizsiniz
Yoksa ilmihaliniz, gayet bilgisizsiniz,
İlmihaliniz varsa, artık bilgi sizsiniz.
547
www.dinimizislam.com
Değer sizsiniz
İmansızsanız eğer, elbet değersizsiniz
İmana kavuşunca, artık değer sizsiniz.
Akılsız başın cezası
Cahil öfkelendikçe, çocuğa dayak çeker.
Baş akılsız olunca, cezayı ayak çeker.
Araba devrilince
Araba devrilince, yol gösteren çok olur
Yardım istendiğin an, hepsi birden yok olur.
Gül için figan
Bülbülün figanı var,
Gülle halvet anı var,
Canansız can aşksızdır,
Her canın cananı var.
Mazlumun gözyaşları
Aldatmasın şatonun, renkli mermer taşları,
Kralı suda boğar, mazlumun gözyaşları.
Tefekkür
Çekirdek içinde orman gizlidir,
Zehirler içinde derman gizlidir,
Bunları ibretle tefekkür gerek,
Tahıl tanesinde harman gizlidir.
Neye yarar
Altının yanında pul neye yarar?
Hakkı tanımayan kul neye yarar?
Doğru diye herkes bir yolda gider,
Cennete çıkmayan yol neye yarar?
548
www.dinimizislam.com
Bülbülün derdi
Dikenle gül dost olmuş,
Bülbülün gözü dolmuş,
Göğe çıkmış feryadı,
Tutup saçını yolmuş.
Demişler ki hey bülbül,
Al sana lale sümbül,
Bülbül ah çekip der ki
İstemem, ille de gül.
Yeni sene
Yıllar gelip geçiyor, geldi yeni bir sene,
Boşa harcama ömrü, kıymetini bilsene!
Ölüm korkusu
Kim Allah’tan korkarsa, ölüm ona yâr olur,
Kim korkmazsa ölürken, dünya ona dar olur.
İhlasla kılınan namaz
Vaktinde ihlâs ile kılınırsa bir namaz,
Hem bir engel çıkarmaz, hem de yolda bırakmaz.
Can verme telaşı
Veren de, alan da O, ne var ki acınacak?
Telaşını gören de, bu can senin sanacak?
Kurtuluş fırkası
Doğru iman edenin yardımcısı Haktır.
Ehl-i sünnet olanlar ancak kurtulacaktır.
Aşure günü oruç
Üzerinden gafleti hemen atmalı mümin,
Yarın aşure günü, oruç tutmalı mümin.
549
www.dinimizislam.com
Sızdıran kap
Edepsiz olan kişi, her şeye hemen kızar,
Bir kapta ne var ise, dış yüzüne o sızar.
Nefs kendine taptırır
Nefis her kötülüğü yaptırmaya çalışır,
Kibirlenir, kendine taptırmaya çalışır.
Eken biçer
İyi güzel tohum ek, hayatın her çağında!
Ektiğini biçersin, elbet cennet bağında.
Şu iki kişi
Şu ikisi ölümü asla hatırlayamaz,
Birisi haram işler, biri de namaz kılmaz!
Tevbe eyle
Canın bedende iken tevbe eyle Allaha,
Bırak o günahları hiç işleme bir daha.
Mümine Mirac
Namaz dertlere deva, mahşerde başlara taç,
Doğru kılınır ise, mümine olur miraç.
Allah için uyku
Allah için değilse, uykusuz kalmak boştur,
Eğer onun içinse, uyusan da çok hoştur.
Kalbteki taşı erit
Namaz imanın başı, akıt gözünden yaşı,
Doğru namaz kılarak, erit kalbdeki taşı.
İman dolu gönül
Ne mutlu o kişiye, okuduğu Kur’an ola!
Ezanları işitince, gönlüne iman dola!
550
www.dinimizislam.com
Müminin miracı namaz
Namazı doğru kılmak, saadetin tacıdır,
İyi bilin ki namaz, müminin miracıdır.
Ruh ve beden sağlığı
Ruhun sağlığı için, az günah işlemeli,
Beden sağlığı için de az yiyip içmeli.
Çalışarak dua
Önce çalışmak, sonra dua dinin esası,
Kabule şayan olur, çalışanın duası.
Usanma
Dünyada çok yaşarım, sonsuz kalırım sanma!
İyilikten ibadetten, sakın bıkıp usanma.
Allah de
Öyle bir gün gelir ki, tutmaz olur bu eller,
Şehadet söyleyemez, Allah demeyen diller!
İntihar etme
İntihar çare değil, kurtulmazsın ölünce,
Anlarsın elbet sorgu melekleri gelince.
Berat gecesi
Berat gecesi rahmet kapıları açılır,
Müminlerin üstüne ne nimetler saçılır.
Dikensiz gül
Dikensiz gül olmaz derler,
Bu, vermez dikene değer?
Kıymeti olmaz dikenin,
Yanında gül yoksa eğer.
551
www.dinimizislam.com
Kader
Kader, sanki beyaza yazılan beyaz yazı,
Görünmediği için, silemeyiz beyazı.
Sohbet
Halk indinde, devlet gibi nimet yoktur,
Bilmezler ki, sohbet gibi nimet yoktur.
Kurban kes
Gücün yeterse eğer, Allah için kurban kes,
Sırattan geçirir ve aldırır rahat nefes.
Dünya zevkleri geçer
Dünya zevkleri geçer, kalmaz birinden eser,
Müjde ona ölürken Azrail'e gülümser.
Aşure günü
Bugün tutulan oruç, bir seneye bedeldir,
Diğer ibadetler de, çok kıymetli ameldir.
Salih amel
Çalış hep ibadet et, bırak uzun emeli,
Son nefesine kadar, koyma salih ameli!
Beynamaz
Bırak şu yaramazı, günahkâr beynamazı,
Sonra kılarım derdi, dün kılındı namazı.
Kötü arkadaş
Yılan sokarsa seni, sadece candan eder,
Kötü arkadaş hem can, hem de imandan eder.
İstişare bilmeyen
İstişare bilmeyen, danışmadan iş işler,
Sonunda pişman olur, gider demiri dişler.
552
www.dinimizislam.com
Danışmayan
Danışmadan iş yapan, elbet işinden olur,
Demirleri ısırır, birkaç dişinden olur.
Resulullah'ın miracı
Işık hızı yetişmez, benzeri yok cihanda,
Bilinmeyen yerlere gidip geldi bir anda.
Nankörün fendi
Kurnaz olan nankörün, anlamazsın fendini,
Bir iyilik etmişsen, koru ondan kendini!
Rahat ve servet
Rahat getirmez sıhhat, servet ettirmez rahat,
Rahatla artar illet, servetle artar gaflet.
Akıbet
Nasibindir gezdiren yer yer seni,
Bir gün olur, akıbet yer yer seni.
Kazdığı kuyuya düşer
Kim başkası için kazarsa kuyu,
Kendi düşer ona hem yüzün koyu.
Hâlık bilir
İyilik et göle at, toplasın onu balık,
Eğer bilmezse balık, elbette bilir Hâlık.
Büyüğü küçük görme
Büyüklük insanlara, Hak'tan birer atâdır,
Büyüğü küçük görmek, elbet büyük hatadır.
Besle kargayı
Acırsan haine evini soyar,
Beslersen kargayı gözünü oyar.
553
www.dinimizislam.com
Haine güvenilmez
Haine güvenilmez, tut atalar sözünü!
Kim beslerse kargayı, oyar onun gözünü.
İştişare bilmeyen
İstişare bilmeyen, danışmadan iş işler,
Sonunda pişman olur, gider demiri dişler.
Ömür bir gündür
Şu ömür üç gündür, dün geçti, yarın meçhuldür,
Demek ömür bir gündür, işte o da bugündür.
Dikensiz gül bulunmaz
Dikenleri var diye güllere yan bakılmaz.
Dikensiz gül bulunmaz, boşuna can yakılmaz.
Kurban bayramı
Kurban ister bir koç, bir inek olsun!
Kesilsin Sıratta, bir binek olsun!
Zengin fakir herkes sevinsin artık,
Kurban bayramınız mübarek olsun!
Eken biçer
Bugün neyi ekersen, yarın onu biçersin,
Nasıl yaşarsan yaşa, aynen öyle göçersin.
Gülü seven
Gülü seven dikenine katlanır,
Acı şeyler bile ona tatlanır.
Yaya da olsa bu yoldaki kişi
Uçar kanatlanır, biner atlanır.
Haramdan kaç
Sakın ne oldum deme, sonum ne olacaktır de!
Haramdan kaç helal ye, göze inmeden perde.
554
www.dinimizislam.com
Devasız dert olmaz
Yalancıdan mert olmaz, devasız bir dert olmaz
Derdini söylemeyen dermanını bulamaz.
Ölü kalbe ilaç
Karanlığa bir ışık saç,
Hakka uyup, bâtıldan kaç!
Ehl-i sünnet itikadı!
Ölü kalbe olur ilâç.
Ne zaman uslanacak
Ciğerimiz yanar oldu,
Gözyaşımız pınar oldu,
Ne zaman uslanacak ki,
Konu komşu kınar oldu.
Alimle kendini bir tutma
Müctehid olmak kolay değil hiç unutma sen!
O büyük âlimlerle kendini bir tutma sen!
Ömrü boşa geçirme
Hep ilim öğrenmekte olan Müslüman kimse!
Yazıktır bir dakika, ömrü boşa geçirse.
Müdara
Her yerde fitne fesat, olunca âşikâre,
O zaman müdaradan başka bulunmaz çâre.
Kul azmadıkça
Kula bela gelmez, Hak yazmadıkça,
Allah bela vermez kul azmadıkça.
İşe bak
Kadının dinine bak, göz ve kaşını sorma!
Kişinin işine bak, ırkını, yaşını sorma!
555
www.dinimizislam.com
Gafletle uyuma
Vur uykuyu zincire, boşa geçmesin anlar,
Bunun farkına varmaz, gafletle uyuyanlar.
Nefsin arzusunu bırak
Nefsin arzusunu bırak!
Ecel gelir döker yaprak,
Malların dünyada kalır,
Beden olur kara toprak.
Sabrın sonu selamet
Bu can bize emanet,
Cana zulüm hıyanet,
Sıkıntıya göğüs ger,
Sabrın sonu selamet.
Bin dost az
Şerrin azı da çoktur, hayra bir sınır yoktur,
Bin dostun olsa azdır, bir düşmanınsa çoktur.
İbret
İbret almak gerekir, çağımızın halinden
Yer taşımaz isyanı, yarılır vebalinden
Nemelazımcılık
Şu nemelazımcılık, bizi yiyip bitirir,
En güzel hasletleri, heder edip götürür.
Kötülük eken
Serden geçer de insan, yârinden hiç geçemez.
Kötülük eken kimse, elbet hayır biçemez.
Sevenle beraber
Kişi sevdikleriyle beraber olacaktır,
Allah dostunu seven, elbet kurtulacaktır.
556
www.dinimizislam.com
Beterin beteri
Gel haline şükür et, beterin beteri var,
Hiç bir şey kötü değil, imansız ölmek kadar.
Eken biçer
Arpa eken bir kimse, nasıl buğday biçecek?
Ömrü imansız geçen, nasıl mümin göçecek?
Âşık ölür
Mâşukun sevgisiyle âşıklar örtülüdür,
Yaşayan mâşuk olur, âşıklarsa ölüdür.
Kitap
Kitap, altın kafesse, ilim içinde kuştur,
Kafesi alan kimse, kuşa sahip olmuştur.
İlmihal
Tam ilmihali oku, kalbin nur ile dolsun!
Ömrü ilimle doku, hedefin belli olsun!
Çete
Üstümüze gelen var, sakatlanan, ölen var,
Çete kurmuş hainler, yurdumuzu bölen var.
Bir düşman
Şerrin azı da çoktur, hayra bir sınır yoktur,
Bin dostun olsa azdır, bir düşmanınsa çoktur.
Feyiz akar
Büyüklerin kalbinden nice feyizler akar,
Dünya sevgisini kökünden söküp atar.
Ölürken gülümser
Dünya zevkleri geçer, kalmaz birinden eser,
Müjde ona ölürken, Azrail’e gülümser.
557
www.dinimizislam.com
Horozun gözü çöplükte kalır
Herkes ahlakına göre yol alır,
Horoz ölür, gözü çöplükte kalır.
Lafla peynir gemisi yürümez
Alçak yerleri duman bürümez,
Peynir gemisi lafla yürümez.
Sevene
Aba da bir, yaba da bir giyene,
Güzel de bir, çirkin de bir sevene.
Gönüle sevdiği güzeldir
Kimine uzun dersin kimine bodur,
Gönül kimi severse güzel odur.
Herkes cinsine çeker
Katran kaynamakla olur mu şeker,
Cinsi bozuk olan cinsine çeker.
Dine uymak
Önce, imanı düzelt, emri, yasağı gözet!
Din emrine uymayan, bulur mu hiç saadet?
Ekmeden biçilmez
Herkes iyi bilir ki, ancak ekenler biçer,
Ekmeden ürün uman, aldanıp zarar eder.
Sükût et
Biliyorsan konuş da, âlim diye ansınlar,
Bilmiyorsan sükût et, seni adam sansınlar.
Doğruluktan ayrılma
Boş dolaşıp durana, devlet kuşu konar mı?
Doğruluktan ayrılma, hile yapan onar mı?
558
www.dinimizislam.com
Kavuştur rabbim
Hasretle iştiyakla, dosta doğru giderim,
“Kavuştur rabbim” diye, ne dualar ederim.
Çalışmak
Hak katında bir midir, çalışanla boş yatan,
Alpaslan'dan Fatih'ten bize kaldı bu vatan.
Hayat
Bu hayat bazen tatlı, bazen de çok acıdır,
Kimi var lanet eder, kimi var duacıdır.
Mutlu olmak
İnsanları mutlu kılan hak olan inancıdır
Hep kötü yönü görmek fuzuli bir sancıdır.
Nefse muhalefet
Kavuşmak istersen büyük sevince,
Nefse muhalefet et, gündüz ve gece!
Moda ve zillet
Şu sosyete kapıldı, moda denen illete
Maymunca taklit etti, düştü koyu zillete
Edepli ol
Asaletinle yaşa, hep edebini takın!
Çirkeflerden uzak dur, modaya uyma sakın.
Miraç gecesi
Miraç gecesi namaz, Rabbimize arz oldu,
Beş vakit kılınması, müminlere farz oldu.
İman
İman insanların en büyük bahtı,
İnanan neyler ki tacı ve tahtı.
559
www.dinimizislam.com
Cahil masal der
Bu yol gayet yüce, öyle güzel ki.
Bilmeyen cahiller masal der belki.
Zayıflatma imanını
Öğren dinin ahkâmını, helâlini, haramını!
Günahlara dalma sakın, zayıflatma imanını!
Öğüt almayan kulak
Hangi kulak ki, öğüt almaz dinlediğinden,
Ona akıtmak gerek kurşunu deliğinden.
Ramazan
Bütün azalarla seni tadarız
Her çeşit günahı silkip atarız
Teravihi kılıp şevkle yatarız
Hoş geldin mübarek ramazan ayı.
Gafletten sakın
İmkânın varken niye, çürük tohum ekersin?
Gafletin cezasını, ahirette çekersin.
Huzuru bulmak zor
Şöyle dönüp dururken, şu inkâr anaforu,
Asrımızın insanı nasıl bulur huzuru?
İsyanı yer taşımaz
İbretle bakan görür, anlar çağın hâlinden,
Yer taşımaz isyanı, yarılır vebalinden.
Ölüm peşinde
Burun ucunu görmez lâkin gözü uzakta,
Ölüm onun peşinde bir ayağı tuzakta.
560
www.dinimizislam.com
Son pişmanlık faydasız
Bâtıldan uzak durup, gerçeğe dayanmalı,
Son pişmanlık faydasız, önceden uyanmalı.
Dine hizmet
İslâm büyük bir nimet, sen de et dine hizmet!
Değerlendir vaktini, Hakk’a eyle ibadet!
Hakk’a teslim ol
Şükret yalvar Allah'a, tevbe et her günaha!
Hakk’a teslim olursan, kavuşursun felaha.
Hak yol
Birer hiçken var olduk, akıl fikirle dolduk,
Sayısız yol içinde, Hak olan yolu bulduk.
İnkâr eden
Kul, ya İslam'da yürür, ya da küfürde çürür,
İnkâr eden gününü, yarın mahşerde görür.
Eken biçer
Herkes dünyadan göçer, ecel şerbeti içer,
Kim neyi ekmiş ise, mahşerde onu biçer.
İbret almayan göz
Bir göz ki ibret almaz, hiç tefekküre dalmaz,
Sahibi için ondan büyük bir düşman olmaz.
Zulüm payidar olmaz
Zulüm payidar olmaz, o da söner nihayet,
Ev yıkanın hanesi yıkılır bir gün elbet…
Bitmeyen gaflet
Bu gururun ve kibrin, çok mu devam edecek?
Bu bitmeyen gafletin, nereye dek gidecek?
561
www.dinimizislam.com
İslam’a uyan
İslam’a uyan kişi, hayırlı olur işi,
Bakışları netleşir, beş görmez asla şeşi.
Allah var
Gizli açık her şeyi gören elbet Allah var,
İyilikte sevab var, kötülükte günah var.
İhtiyaçlar bitmez
Borçlanır ahmak başlar, tükenmez ihtiyaçlar?
Borcun biri bitince, diğeri hemen başlar.
Kötü kazanc
Kazancı pornodadır, dönüp duruyor çarkı,
Kadın ticaretinden var mı bu işin farkı?
Edepsiz âlim olmaz
Edepli dine uyar, fâsık ve zâlim olmaz,
Çok ilim öğrenense de, edepsiz âlim olmaz.
Meşveret
Meşveretin anlamı, ehline danışmaktır,
Sünnete uyularak, sebebe yapışmaktır.
Kulluk eden sevilir
Hep iyilik edersen, iyi bilirler seni,
Gerçek kulluk edersen, elbet severler seni.
İslam’a uy
Bildiğin bilmediğin, her günaha tevbe et!
İslam’ın hükmüne uy, emri yasağı gözet!
Hesap var
Haydi, artık çıkalım, dünya denen kafesten,
Kul hesaba çekilir, aldığı her nefesten.
562
www.dinimizislam.com
Gerçek Bir Aşk Hadisesi
Beykoz'da öğretmen Muhammed bin Receb efendinin 1649 da yazdığı
(Nevha-tül-uşşak = Aşıkların feryadı, iniltisi) kitabından alınan şiiri
sadeleştirerek yayınlıyoruz. Gerçek bir aşk hadisesidir.
Hâlimi arz
Olayın aslını yazmadan önce,
Bir örnek vereyim, yerli yerince.
Bir gün bizim merhum Hoca Nasreddin,
Bir iş için çıkmış, damına evin,
Ayağı kayarak aşağı düşmüş,
Konu komşu duyup hep üşüşmüş.
Derler: ”Niçin böyle bağırıyorsun?
Yangın varmış gibi çağırıyorsun?
Acılar içinde kıvranan hoca,
Hemen doğrularak der ki, usulca;
Varsa böyle damdan düşmüş olanlar
Ancak onlar benim hâlimi anlar.
İşte buna benzer, benim hâlim de,
Hemen anlar bunu aşk varsa kimde
Başından geçenler pek iyi bilir,
Aşkı tatmayana bu oyun gelir.
Sanmayın bir yerden nakledeceğim,
Başımdan geçeni söyleyeceğim.
Ayıplama beni, gülme komşuna!
Belki de bu senin de gelir başına.
Her işte bulunur, çeşitli hikmet,
Ârif olan ondan alır çok ibret.
Hasbihâl
Nasıl anlatayım dertli halimi,
Dünyadan çekmiştim artık elimi.
Yalnız ahireti düşünüyordum,
Etmeliydim dine hizmet diyordum.
563
www.dinimizislam.com
Yoktu hâtırımda başka düşünce,
Allah’ı anardım gündüz ve gece.
Bir okulda öğretmenlik ederdim,
Her gün aynı vakit gelir giderdim.
Çocuklara Kur’an öğretiyordum,
Hepsine itina gösteriyordum.
Bir cami de imamlık da ederdim,
Muntazaman oraya da giderdim.
İşlerimden başka şey görmez idim,
Halkın arasına hiç girmez idim.
Hakkın muhabbeti beni sarmıştı,
Genç değildim, yaşım kırka varmıştı.
Ağarmaya yüz tutmuştu sakalım,
Netice nereye varır bakalım.
Durmayıp gözümden yaşlar akardı,
Bilmeyenler tuhaf tuhaf bakardı.
Pek çok zayıfladım eridi etim,
Hastalandım hiç kalmadı takatim.
İştahım da kesilmişti iyice,
Bir simit yeterdi gündüz ve gece.
Gizli kalmıyordu artık feryadım,
Ona kavuşmaktı yalnız muradım.
Ne hâlden ne hâle düştüm bir bilsen,
Hayrette kalırsın eğer işitsen.
Edepli çocuk
Ahlakı güzeldi edebi çoktu,
Onun gibi iyi öğrencim yoktu.
Mümkün değil onun hâlini beyan,
Mest olurdu hemen sözünü duyan.
Bulunmazdı belki onun misâli,
Hem hürmetli hem de hâyâ timsâli.
Her ne kadar küçük olsa da yaşı,
Haktan korkar, akıtırdı göz yaşı.
Kim olmaz ki temiz ruhuna meftun,
Gören melek derdi, olurdu mecnun.
564
www.dinimizislam.com
Sevilmez mi onun gibi bir civan,
Tanıyan verirdi yollarına can.
Hayran kaldım çocuğun her hâline,
Aşık oldum onun bu kemâline.
Bakışı manâlı, yüzü nurluydu,
Boynunda Mushafı nur üzre nurdu.
Okula vaktinde gelip giderdi,
Bu âşıktan ilim tahsil ederdi.
Garip hâli vardı dikkati çeken,
Dersini okuyup giderdi hemen.
Diğerleri gibi dersten kaçmazdı,
Sırrı neyse hiç kimseye açmazdı.
Şaşılacak kadar zekâsı çoktu,
Sanki bilmediği hiçbir şey yoktu.
Kalbi; ilim, irfan ile dolmuştu,
Daha küçük yaşta hâfız olmuştu.
Her işinde Kur’an ahlakı vardı,
Dinimizin her emrine uyardı.
İlm-i Ledünni
Bu edepli çocuk, Kur’an okurdu,
Tilaveti kalbimizi yakardı.
Hem öyle bir okuyuşu var idi,
Belki tefsirini hep anlar idi.
Yaklaşıp yanına imandan sordum,
Verdiği cevaba çok hayran oldum.
Okuduğum kitap elbet pek çoktu,
Ama bu bilgi hiç birinde yoktu.
O sözler ezberden söylenemezdi,
Hem ezberlemeye ömür yetmezdi.
Bu çocuk yaşta bu ilmin kaynağı,
Ne ola diyerek aklımı sardı.
Bunlar ledün ilmi olsa gerektir,
Hak dilediğine elbette verir.
Bir kula tecelli eylese Hudâ,
Onda bir çok kemâl olurdu peydâ.
565
www.dinimizislam.com
Habibin nurundan ederse ihsan,
Hemen hikmet söyler böyle bir insan.
Hikmet; fen, ahlak ve edep demektir,
Özetle faydalı olan her şeydir.
Temiz kalbler ona hemen bağlanır,
Resulün feyzini hep ondan alır.
Feyz, kalbe marifet, nur gelmesidir,
Mârifet de, kalb ve ruh bilgisidir.
Bir kalbde bulunsa, edeple iman,
Böyle kalbe dolar sevgi o zaman.
Bu aşkın aslı Allah sevgisidir,
Feyiz ancak bu aşk yolundan gelir.
Feyizli kalb, anlaşılır sözünden,
Bunu âşık belli eder gözünden.
Çocuk da maşuk olur bu nur ile,
Resulü sevmeyi var kıyas eyle.
Sakın çocuk feyiz alır mı deme,
Almıştı Celâleddin-i Rumi de.
Henüz beş yaşında iken Mevlana,
Verilmişti ilm-i ledünni ona.
Bunun misalleri elbet pek çoktur,
Hak teâlâ için hiç zorluk yoktur.
Kimileri zahmet çeker yıllarca,
Kimi de hizmetle olur bir anda.
Bu sevgi mecâzi aşka benzemez,
Masivaya bağlı kalblere gelmez.
İlâhi bu aşktan nasip et bize,
Dostların aşkını ver kalbimize.
Mürşid-i kâmil
Soruşturdum, anladım en sonunda,
Bu çocuk bir zât görmüş yolunda.
Elini öpmüş bunun tam bir edeple,
Feyze kavuşmuş bu kadar hürmetle.
O zat, merhametle çocuğa bakar,
Başını okşayıp kalbini yakar.
566
www.dinimizislam.com
Resulün kalbinden akıp gelen nur,
Bu küçük çocuğa vâsıl olmuştur.
Bu hâller bağladı ona kalbimi,
Özledim hemen o gün sohbetini.
Yıllarca bu nuru arıyordum ben,
Çocuklarda olmaz sanıyordum ben.
İhlasıma karşı verildi ihsan,
Karşıma çıkardı Rabbim bir sübyân.
Aşk nedir
Bana hücum etti aşkın askeri,
Sarıp kalb kalemi, içten fethetti.
Aşkın bayrağını diktiler sura,
Kendimi kaybettim, bakma kusura!
Aşk yolu açıldı gam diyârına,
Maşuka kavuşmak kaldı yarına.
Ne bilsin, deryayı aşka dalmayan,
Aşk denen sultana köle olmayan.
Bunu bilmez aşk şerbeti içmeyen,
Onun çetin yollarından geçmeyen.
Aşkla yaralanan, hep ağlar, gülmez,
Başına gelmeyen, aşk nedir bilmez.
İlâhi lütuftur bu aşkın nârı,
Resulün kalbidir aşkın pınarı.
Aşk, âb-ı hayatla dolu deryadır,
Resulün kalbi de ona membadır.
Aşka düşen artık kolay ayılmaz,
Bu yoldan geçmeyen insan sayılmaz.
Anlar mı hiç aşk acısı tatmayan,
Masivâyı kalbden söküp atmayan.
Acep duymadın mı şunları ey cân?
Niçin oldu Veysel Karani çoban?
Kays, niçin Leylâ’ya meftun olmuştu?
Aklını kaybedip mecnun olmuştu?
Niçin gönül verdi, Ferhat, Şirin’e?
Atıp külüngünü kıydı serine?
567
www.dinimizislam.com
Niçin ahu figân eder bülbüller?
Tomurcuk açmayıp, nazlanır güller?
Pervane, ışığa niçin can atar?
Niçin gece kandil, durmadan yanar?
Niçin Züleyha o hâllere düştü?
Kadınlar kınayıp ona gülmüştü?
İnkâr etmez bilir, bu hâli zahit,
Onun bu aşkına Kur’andır şahit.
Hakiki aşk
Talebem beş yüzden ziyade idi,
Kız ve erkek ilim tahsil ederdi.
Bu edepli çocuk gibi görmedim,
Ömrümde kimseye gönül vermedim.
Bana hiç böyle hâl olmamış idi,
Sevgi gönlüme yol bulmamış idi.
Yıllar geçti geldim bunca yaşıma,
Gelmemişti böyle bir iş başıma.
Kardeşim su-i zan etme bu hâle,
Yanlış anlayıp da girme vebâle.
Eğer sen su-i zan edersen bana,
Bil ki helâl etmem hakkımı sana.
Misaller versem de canla cananla,
Kelimeye bakma, maksadı anla!
Her kimde var ise aşk-ı hakikat,
Ona lazım iffet ile sadâkat.
Göstermeli böyle sevgiye vefa,
Gözü gibi onu iyi koruya!
Öyle korumalı ki, imanı gibi,
Öyle sevmeli ki öz canı gibi.
Aşkın yalnız adı kalmış lisanda,
Bulunmaz âşık-ı sadık cihanda.
Haktan başkasını sevmek günahtır,
Sevilmeye layık yalnız Allah’tır.
568
www.dinimizislam.com
Fenâ-Fillâh
Öğle oldu, güneş erdi zevâle,
Ne kadar sevindim, bilsen bu hâle.
Çünkü onun geliş vakti olmuştu,
Ayrılıktan gözüm yaşla dolmuştu.
Oturdu yerine gelip civanım,
Arttı heyecanım çıkacak canım.
Gönül yerindeyse, niçin yerine?
Yerine düşmeyen gönül yerine!
Gönlümün tahtında şâhtı o server,
Esrarlı kitabı okurdu ezber.
Sarhoş gibi olup çekmiştim bir âh!
Âhımdan haberdar oldu küçük şâh.
Gizlice eyledim, arz-ı muhabbet,
Etmişti benimle bir süre sohbet.
Onun da yüreği sevinçle doldu,
Öğrenciydi şimdi öğretmen oldu.
Nasıl büyüledi gönül evimi?
Başka bir âlemde buldum kendimi.
Sanki kalbime hançer sapladı,
Acısı her yeri birden kapladı.
Ne tuhaf hâl imiş aşkın hâleti,
Sözle anlatılmaz hiç keyfiyeti.
Ne anlar bu aşkı tatmayan kimse,
Aşk, ancak bilinir verdiği zevkle.
Anladım şimdi neymiş fenâ-fillâh
Mürşide ne yetki vermiştir Allah.
Bu nura bir çocuk bile kavuşur,
Ona hürmet, vusûle sebep olur.
Çocuğun hastalığı
Bir gün herkes geldi, o yoktu fakat,
Kalmadı o anda bende hiç takat.
Ve hemen yüreğim geldi ağzıma,
Aniden yıkıldı, dünya başıma.
569
www.dinimizislam.com
Dermanım kesildi, gözüm karardı,
Fenalık geçirdim, benzim sarardı.
Güç bela ayrıldım, durduğum yerden,
Endişelenmiştim, kötü haberden.
Öyle ki vaziyet iyi değildi,
Düşünceden başım öne eğildi.
Koştum çocukların yanına hemen,
Dedim, hani nerde benim nur tanem?
Söylediğimi işitmediniz mi?
Evlerine kadar gitmediniz mi?
Şaşırdım, merak içinde kaldım ben,
O güneşim, ayım gelmedi neden?
Neye uğradı ki ciğer pâresi,
Yardıma koşardım varsa çâresi.
Çocuklar dedi: (Gittik hanesine,
Vaziyetini sorduk annesine.
Dedi: Bu gece kuzum hasta oldu,
Ateşten gül benzi sararıp soldu.
O nazik cismini bir sıtma tuttu,
Derse çalışmayı bile unuttu.
Hep baygın yatıyor, ateşi çoktur,
Konuşmaya bile takati yoktur.
Gözlerini açıp bir laf edemez,
Yavrum bu durumda derse gidemez.
Bunları duyunca koşup geldik biz,
Yapmaya hazırız, ne söylerseniz.)
Duyunca çekildim ben bir kenara,
Gözlerimin yaşı, döndü pınara.
Birden düştüm yere, gözüm karardı,
Vücudum titredi, yüzüm sarardı.
Kurudu kalmadı, cismimde kanım,
Nasıl kurumasın, hastaymış canım.
Dayanamadım, ben de hastalandım,
Yemedim, içmedim, tutuşup yandım.
Kederlendim, kendi kendimi yedim,
Hâlimi görene hastayım dedim.
570
www.dinimizislam.com
Yiyip, için siz, her zaman olun şâd!
Kalmadı ağzımda benim hiç bir tad.
Hoş değilse bir kişinin mizacı,
Ona şeker bile gelir çok acı.
Sıkıntım çoğaldı, dert küpü oldum,
Kedere boğuldum, elemle doldum.
İçimde sakladım, her ne dedimse,
Vâkıf olamadı hâlime kimse.
Duyurmadım hiç kimseye bunu ben,
Fakat ne zahmetler çekti can ve ten.
Aşığa cihanda gülmek yoğ imiş,
Aşığa dünyada ölmek yeğ imiş.
Aşığın işleri hiç gelmez başa,
Vursa da başını hep taştan taşa.
Aşkın alâmeti
Bir gün çocuklarla pikniğe gittik,
Beraber çeşitli yemekler yedik.
Mürşidim Muhammed yoktu orada,
Onun payı ayrıldı bu arada.
Payı verdim çocuğun birisine,
Dedim: “Al götür annesine!
Sor nasılmış Muhammed’in mizacı,
Vermiş mi ki ona sıtma ilacı.
Haydi bir an önce gitmelisin sen!
Hayırlı haberle dönmelisin sen!
Sakın oyalanıp yollarda kalma!
Hocanı bir dertten bin derde salma!”
Beklemekle âhım göğe çıkardı,
Göz yaşlarım ırmak gibi akardı.
İnsanlardan kaçar dağa çıkardım,
Ahu figanımla şehri yıkardım.
Her nefeste derinden, bir âh ederdim,
Ah çekmek aşığın şiârı derdim.
Dert çekip inlemek aşka alamet,
Dünyâda âşığa yoktur selamet.
571
www.dinimizislam.com
Beni gören herkes deli sanırdı,
Yanıma gelen hemen usanırdı.
Yanlış konuşurdum her seferinde,
Çünkü değil idi kafam yerinde.
Kulağım her şeyi işitmez idi,
Gözüm varı yoğu fark etmez idi.
Namaz için hazır olurdu cismim,
Fakat hiç de hazır olmazdı kalbim.
Sabah namazına etsem ikamet,
Ona akşam diye ederdim niyet.
Zihnimi toplamam olurdu pek güç,
Kılardım iki rekat yerine üç.
Maksatsız, manasız gelir giderdim,
Yine de hâlime çok şükrederdim.
Mürşidimi ziyaret
Üzüntü içinde evime gittim,
Mürşidi görmeyi çok arzu ettim.
Elime alıp bir parça nebatı,
Ölmüş cismime vereyim hayatı.
Gidip görsem var mı bir ihtiyacı,
Çünkü tâ canıma değdi bu acı.
Onu ziyaret için çıktım yola,
Şu mahzun gönlüme bir çare ola.
Evinin önüne varınca durdum,
Kapının eşiğine yüzümü sürdüm.
Artık bundan sonra kapıyı çaldım,
Evden “kim o” diye bir cevap aldım.
Dedim “Hani Hakkın sevgili kulu,
Alnında var Resulullahın nuru”?
Tanıyıp beni aldılar huzura,
Böylece kavuştum tekrar o nura,
Beni görence yapıştı elime,
Diyemedim gelenleri dilime.
Dedim: “Eski halin nereye gitmiş?
Sıtma vücudunu nasıl eritmiş.
572
www.dinimizislam.com
Bu hastalık sana çok elem vermiş,
Güneş halin sanki buluta girmiş.
Ciğerparem sakın denize girme,
Hastalığa yeniden fırsat verme!”
Denize düşerse bir çuval şeker,
Ziyan olur hepsi eriyip gider.
Tâ ki elimi eline alınca,
Bendeki nebatı verdim usulca.
Mürşidim Muhammed nebatı aldı,
Üzüntülü kalbim hülyaya daldı.
Maalesef uzun sürmedi bu hâl,
Dedim: “Gidiyorum sağ ve esen kal!
İzin ver gideyim geldiğim yere,
Allah sana sıhhat, afiyet vere.”
O feyizli yere veda eyledim,
Tekrar kavuşmaya dua eyledim.
Talebem iyileşti
Haber aldım, Muhammed iyileşmiş,
Yine okuluna gelmek istemiş.
Sağlık haberine pek çok sevindim,
Yarın sabah gelsin okula dedim.
Zayıflığını düşünmeyip gelsin,
Ders yapmasa da gezip eğlensin.
O gece gözüme uyku girmedi,
Gönül cefa çekti, sefa sürmedi.
Garip gönül uyumadan bekledi,
Talebem ve mürşidim Muhammed’i.
Sabah olsa acep çıkıp gelir mi?
Kölesini gamdan azat eder mi?
Görür müyüm o nur hazinesini?
İşitir miyim yine güzel sesini?
Şu kara bahtım gider hep tersine,
Korkarım beni mahzun bırakır yine.
Kem talihim gözlerimi yaş eder,
Denizi kurutur, yazı kış eder.
573
www.dinimizislam.com
Yarın neler olur, kimse bilemez,
Bir aksilik çıkar belki gelemez.
Hak takdir etmişse, engel olunmaz,
Ne yapsan, ne etsen çare bulunmaz.
Duâ ediyorum kavuşmak için,
Yarın sabah vakti buluşmak için.
Yalvardım sabaha kadar Allah’a,
Muhammed’e kavuştursun bir daha.
Hiç ümit kesmedim Cenab-ı Haktan,
İsteyene verir, yaratır yoktan.
Sabah oldu güneş doğdu zemine,
Muhammed oturdu gelip yerine.
Kavuştum mürşidim Muhammed’ime,
Şükürler eyledim yüce Rabbime.
Bir teveccüh
Dedim: “Muhammed’e ey mâh-ı enver,
Sözün, paslı kalbi eder münevver.
Ledün ilmini senden öğreneyim,
Sohbet nimetiyle şerefleneyim.”
“Evet” dedi, maksadıma kavuştum,
O nurla, tenha bir yerde buluştum,
Bakışını bir ok gibi sapladı,
Yüreğimi Allah aşkı kapladı.
Teveccüh eyledi âciz âşıka,
Zincirle bağladı beni mâşuka.
Bir ânda fakire ne sırlar açtı,
Kalbinin nurunu üstüme saçtı.
Aniden bayılıp yere düşmüşüm,
Nurun tesiriyle sanki ölmüşüm.
Merhamet edip beni uyandırdı,
Elimden tutup ayağa kaldırdı.
Hemen ruhum çekti sorguya beni,
Öğrenmek istedi olup biteni.
Dedi: “Mahlukla senin işin nedir?
Muhammed’le alış verişin nedir?
574
www.dinimizislam.com
Niçin nur cemâle bakardın söyle?
Niçin hep yalvarıp yakardın öyle?
Bu gördüğün hayâl midir, düş müdür?
Nefsin, ölmeden önce ölmüş müdür?”
Dedim: “Ne hâl ben de bilemiyorum,
Ağlıyorum, ama gülemiyorum.
Dedi: “Âşık mı oldun bir mahlûka?”
Dedim: “Âşık olmak lazım Hâlık’a?
Dedi: “Bırakamaz mısın bu işi?
Pek hoş görmüyorum ben bu gidişi.”
Dedim: “Mümkün değil bunu bırakmak,
Çünkü bunu verdi o cenâb-ı Hak,”
Dedi: “Açıklarım bunu cihana”
Dedim: “Sen de taş basarsın bağrına.”
Dedi: “Ben de bu hâle hiç sabredemem,”
Dedim: “Ben de başka yere gidemem.”
Yüz sürdüm ayağına
Hep can-ı gönülden feryat ederken,
Cananım duymuş ki, geldi aniden.
Dedim: “Ey mahrem-i esrar-ı ezel.
Bu rezilin âhı değildir gazel!
Hâlimi bilmez gibi görünürsün,
Kalbimi görür de hep örtünürsün.
Üzülmem hiç, hep dökülse de kanım,
Fedâ olsun Allah için bu canım.”
Hak nasip etse de murada ersem,
Kapanıp ayağa yüzümü sürsem,
Allah bilir, yoktu muradım başka,
Hiçbir şey benzemez hakiki aşka.
Bu köleye acır diye bakardım,
Varıp, diz çöktüm, yalvarıp yakardım.
Titriyordum, sıtma tutmuş gibiydim,
Sustum hep, dilimi yutmuş gibiydim.
Hâlimi görünce mahbub-u Hudâ,
Kalbini çevirdi fakirden yana.
575
www.dinimizislam.com
Dedim ki: “Anlarsın benim hâlimden,
Kurtar beni elden, tutup elimden.
Acırsın elbet bu fakir zaife,
Dedi: Sözün değil asla latife.
Ayağına aşkla yapıştım hemen,
Yüzümü, gözümü sürdüm aniden.
Gülümseyip uzaklaştı yanımdan,
Gönlü kırık bakakaldım ardından.
Sabreden derviş
Yüzümü toprağa sürüp ağlarken,
Çıkageldi yine, Muhammed hemen.
Dedi: “Niçin ağlarsın n’oldu sana?
Dedim: “Lütfet hiçbir şey sorma bana!
Çünkü söylemekle hâlim bilinmez,
Hem de bilirsin ki her şey söylenmez.
Odur bu sevdaya beni uğratan,
Odur beni gece gündüz ağlatan.
Bu dertle gideyim acep nereye,
Yol gösteren yok mu, bu avâreye?
Bana nasip olan dertlere el’an,
Kolay değil öyle bulunmaz derman.
Dua ediyorum canı gönülden,
Kalb gözüm açılsın senin elinden.”
Dedi: “Senin derdin için, neylerim?
Şimdi ne istersen onu eylerim.
Dedim: “Lütfet, nazar eyle fakire!
Mübarek kalbini çevir kölene.
Resulün kokusu geliyor senden,
Dolaşıp gelmiştir hep velilerden.”
Dedi: “Ola ki, Hak rahmetin saçar,
Muradını verir, kalb gözün açar.
Ezelde olunmuş sana muhabbet,
Haktan emrolundu tâlibe hizmet.
Büyükler demiş ki: Sabreden derviş,
Vuslâta kavuşup, murada ermiş.”
576
www.dinimizislam.com
Dedim: “Ey gönlüm çileden kaçma,
Gizle bu sırrı hiç kimseye açma!”
Resulün vârisi
Haydi durma yalvar yüce Hâlıka!
Rahmeti pek çoktur Onun mahlûka.
Geceyi gündüzü yaratan Odur,
Yumurtadan civcivi çıkartan Odur.
İnsanı topraktan sudan yarattı,
Kalbleri kendine bir ayna yaptı.
Hakka hâlis iman etse bir kişi,
Onun her emrine uygunsa işi.
Bunun kalb aynası parlar böylece,
Kavuşur ledünni ilme gizlice.
Onu gören herkes cahil sanırdı,
Kalbini bilmeyen mahrum kalırdı.
Hamd olsun ki etti bana iltifat,
Köleye acıdı eyledi irşat.
Tanıttı onu bana, şükür Allah’a,
Kavuştum vâris-i Resulullaha.
Bu ihsanı görence serverimden,
Sevincimden kalktım hemen yerimden.
Reva mı efendim ayakta dura?
Kölesi küstahlık edip otura?
El bağlayıp huzurunda durayım,
Ne emrederse onu hemen yapayım.
Cihanda bulunmaz böyle bir lezzet,
Bir veliyle nasip olmuşsa ülfet.
Ayna olup bakar hep yüzümüze,
Marifetullah’tan bahseder bize.
O Resule âşık nasıl koşmaz ki?
Muhabbet denizi nasıl coşmaz ki?
Seyahatim
Bir dost bizi etti, bağına davet,
Bu güzel teklife denmez mi “evet”.
577
www.dinimizislam.com
Dedi: “Kimi istersen onu da al!
Eğer arzu edersen gece de kal!”
Alıp üç oğlumu, dördüncüsü ol,
Gece seher vakti çıkıp tuttuk yol.
Üçü canım, biri cananım idi,
Gönül sarayında sultanım idi.
Bunlar idi benim tek iftihârım,
Önümce rehber idi bu dört yârim.
Teselli bulurdum, böyle bir sözle
Muhammed bakardı neşeli gözle.
Bugün canan bana yoldaş olmuştu,
Mahzun kalbim neşe ile dolmuştu.
Dördü dört direkti gönül evine,
Onlar sağ oldukça gönül sevine.
Dolaşırlardı, dört yanımı dördü,
Çok şükür gönül bugünü de gördü.
Kuzularım ile ben de giderdim,
Onları bir çoban gibi güderdim.
Bugün Rabbim beni sevindirdi ya,
Mühim değil artık, yıkılsa dünya.
Yolda gider iken gülüp oynadık,
Bu minvâl ile dost bağına vardık.
Dostum karşıladı hürmetle bizi,
Gark etti sevince, bu beşimizi.
Bağdaki sofra
Dedem tapulamış eskiden bir dağ,
Ağaç dikip onu eylemiş bir bağ.
Sonra bağa dikmiş çeşitli yemiş,
Çoluk çocuğuyla yiyip eğlenmiş.
O bağ bizim idi dedem sağ iken,
Ağaç dikilmişti henüz dağ iken.
Bağın durumunu ben beyan edem,
Ne günler geçirdi rahmetli dedem.
Ahirete göçtü dedem, geçti çağ,
Satıldı gitti, elden ele o bağ.
578
www.dinimizislam.com
O gün o bağ neşe ile dolmuştu,
Sanki ora Cennet bağı olmuştu.
Yeni açmış bağda, kırmızı güller,
Şakıyıp öterdi nice bülbüller.
Öğleye yakındı saate baktım,
Bağ damına gidip bir ateş yaktım.
Yemek yedirmenin çoktur sevabı,
Çevirip pişirdim kuzu kebabı.
Sofraya döşedim çeşitli nimet,
Şükür nasip oldu böyle bir hizmet.
Dedim: “Haydi gelin hazır yemekler,
Boşuna gitmesin bunca emekler”
Şimdi gelecek üstadım Muhammed,
Onunla bulunmak ne büyük nimet.
Çocuklar son verdiler oynamaya,
Sevinerek oturdular sofraya.
Üstadım gelmedi herkes toplandı,
Hemen yüreğime hançer saplandı.
Düşündüm, sofraya niçin gelmiyor,
Baktım gül çehresi asla gülmüyor.
Herkesin içinde mahsus bağırdım,
Üstadımı ismi ile çağırdım.
Gezip oynamaya doymadı mı ki?
Sofra hazır dedim duymadı mı ki?
Davete gelmedi acep ne vardı?
Yaralı gönlümü endişe sardı.
Dedim: “Hele bir yanına gideyim,
Niçin gelmiyor onu öğreneyim”
Kalktım hemen onun yanına gittim,
“Üstadım niçin, gelmiyorsun” dedim.
Niçin salarsın bizi intizâra,
Yoksa gücendin mi bu günahkâra?
Biliyorsun pek kusurlu insanım,
Özür diliyorum, affet sultanım.
İstersen sofraya gelmeyeyim ben,
Çocuklarımla beraber yersin sen.
579
www.dinimizislam.com
Niçin sükut ettin, sesini kestin,
Yemeğe mi, yoksa bana mı küstün?
Bu hâle gönlümüz rahat değildir,
Sofraya teşrif et bizi sevindir!
Neyin varsa sonra söylersin bana,
Hepsini yapayım yemekten sonra.”
Yeter ki gel razıyım her eleme,
Sırrımızı ifşâ etme âleme!
“Hocasının sözü geçmiyor” derler,
Beni üstat sanıp alay ederler.
“Öğrencisini çok şımartmış” derler,
Zavallı hâlime bakıp gülerler.
Yalnız senin içindi bu seyahat,
Bilmem ki acep yaptım ne kabahat.
Kusurum ne ise edeyim tevbe?
Bu fakire olan himmeti kesme!
Ayağına sürem yüzüm gözümü,
Ne olur reddetme, benim sözümü!
Sorarlarsa onlara ne diyeyim?
Makul bir cevabı nasıl vereyim?
Dedi: “Başı ağrıyormuş dersiniz!
Ne var, yemeği bensiz de yersiniz!”
Dedim: ”İki gözüm, bu nasıl sözdür?
Sen olmayınca bu fakir öksüzdür.
Sensiz lokma büyür kalır ağzımda,
Hep düğümlenip kalır boğazımda”
Bütün yalvarmalar, gitti boşuna,
Çaresiz döndüm ben sofra başına.
Üstadım bakmadı hiç gözyaşıma,
Soğuk su katıldı pişmiş aşıma.
Edep ve Hayâ
Şöyle düşündüm ki kendi kendime,
Ne edepsizlik ettim efendime?
Üstadımı mahrum ettim yemekten,
Bela eksik olmaz edepsizlerden.
580
www.dinimizislam.com
Evliya sohbeti keskin bıçaktır,
Edepte bir kusur feyze hicaptır.
Toplumun içinde ayıplanırsın,
Hak katında dahi, mahcup olursun.
Edep süsler bulunduğu yerleri,
Edepli olanın çoktur değeri.
Her yerde sevilir edepli olan,
Birlikte bulunur, hayâ ve iman.
Edebi olmayan murada ermez,
Sıkıntısı artar asla eksilmez.
Eğer elde olsa çeker giderdim,
Yurdumu, yuvamı hep terk ederdim.
Bir derde müptela olsa bir insan,
Yine Haktan olur, olursa derman.
Habibinin hürmetine Yâ Rabbi,
İhsan eyle, gözetelim edebi.
Hâlimi arz
Bir gün üstadımın evine gittim,
Gizlice hâlimi ona arz ettim.
Yalvarıp dedim, “Ey başımın tacı,
Nedir lütfet şu derdimin ilacı?”
Dünyanın faydasız işine daldım
Ruhun gıdasından hep mahrum kaldım
Fani dünyanın bitmez cefası
Hiç kimseye olmaz onun vefası
Firkat ateşiyle yanar, ağlarım,
Gülzârımı gözyaşıyla sularım.
Benden tahsil ettin ilim ve irfan,
Gördüğü ihsanı unutmaz insan!
Böyle söylemekle hocalık satmam,
Bendeki hakkını, yabana atmam!
Sen öğrettin bâtın ilmini bana,
İlelebet minnettarım ben sana.
Lütfun çoktur inkâr edemem şâhım,
Affet her ne ise benim günahım!
581
www.dinimizislam.com
Çok şey açıkladın bana önceden,
Şimdi saklıyorsun kendini neden?
Teveccühten beni tutalı uzak,
Şeytanlar yoluma kuruyor tuzak.
Himmetindir benim bütün sermayem,
Ayaklarına yüz sürmek tek gayem.
Ancak böyle sakin olur aşk odu,
Yakıp kavuruyor bütün vücudu.
Bayram günü buluşmaya söz aldım,
Huzurundan sevinç ile ayrıldım.
Bayram günü
Ne zor idi bendeki bu intizâr,
Bayrama dek ettim hep âh ile zâr.
Sabırsızca buluşmayı beklerken,
Gece gündüz uyku gitti gözümden.
Uyumayıp hep günleri sayardım,
Ayrılık derdine derman arardım.
Gündüzleri hep çarşıya çıkarım,
Belki o geldi mi diye bakarım.
Gözlerim yaş, zihnim ise karışık,
Hiç durmadan feryat eder bu âşık.
Üstâdım bayramlık neler verecek?
Belki ayağına yüz sürdürecek.
Gelip gam haneme ümitle girdim,
Gelir diye kalbe teselli verdim.
Bir an önce gelmesini özlerim
Kapıda kulağım, yolda gözlerim
Saniyeyi birbirine eklerim
Çıkıp gelir diye her an beklerim
Hop oturup hop kalkardım yerimden,
Neler geldi, neler geçti kalbimden.
Acaba güneşim bugün doğmaz mı?
Gelip de sevince beni boğmaz mı?
Güldürmez mi sessiz ağlayanları?
Yollarına ümit bağlayanları.
582
www.dinimizislam.com
İşte böyle şeyler düşünürken ben,
Kapı tak tak diye çalındı birden.
Hep çocuklar gelip gördü hâlimi,
Hepsi öptü teker teker elimi.
Nasıl görmemişim gözüm kararmış
Çocuklar arasında o da varmış.
Fark etmedim ellerimi öperken
Arkasından gördüm onu giderken.
Dedim: Aman yâ Rab bu nasıl iştir?
Gördüğüm ya hayâl yahut da düştür.
Düş ise uyumadan görülür mü?
Hayâl ise ona hiç erilir mi?
Sanki bir şimşek gibi geçip gitti,
Bayram günü beni hüzne gark etti
Kulağını çektim
Bayram geçti, okul açıldı yine,
Çocukların hepsi geldi yerine.
O da çıkıp gelmiş hasret bitmişti,
Sevinmiştim, kalbden kasvet gitmişti.
Ayrılığı yüreğimi delerdi,
Bir bakışı dünyalara değerdi.
Herkes hayran olurdu edebine,
Himmet umup baktım nurlu kalbine.
Her zaman görürken benden vefayı,
Bu sefer de ettim ona cefayı.
Gidip kulağından hafifçe tuttum,
Sopa alıp onu biraz korkuttum.
Dedim: Unutmuşsun hepsini dersin,
Şimdi seni dövsem bana ne dersin?
Hep gezersin derse niçin bakmazsın?
Dayak yemedikçe sen uslanmazsın.
Dedi: Aman hocam, bir daha etmem,
Dersi öğrenmeden bir yere gitmem.
Dedim: Ya bir daha edersen böyle?
Dedi: O zaman neylersen eyle!
583
www.dinimizislam.com
Dedim: Senin yüzünden ben yandım âh
Dedi: Aman tevbe estağfirullah.
Dedim: Neler çektim senin elinden?
Dedi: Demesen de belli hâlinden.
Dedim: Ama senden şikayet çoktur!
Dedi: İftiradır, hiç aslı yoktur.
Dedim: Ya gördüğüm suça ne dersin?
Dedi: Kerimsin, elbet affedersin.
Dedim: Affedeyim ben hangisini?
Dedi: Ne olacak, affet hepsini!
Asıl maksadım
Görmeyince gönül divane olur,
Hizmet etmek için pervane olur.
Bulamaz derdine ilaç, bu şaşkın,
Gece gündüz yanar nârıyla aşkın.
Suya bakmak ile susuz kanar mı?
Susuz kalan susayanı kınar mı?
Gönül arzuluyor sohbetlerini,
Ümitle bekliyor himmetlerini.
Bütün ömrüm geçip gider hebâya,
Gönül razı olmaz bir merhabaya.
Himmet etmesini niyaz ederdim,
Korkma sırrımızı saklarım derdim.
Şudur benim için en büyük nimet,
Kerem eyle kalbime teveccüh et!
Bu fakire bir gün ecel gelirse,
Murada ermeden kabre girerse!
Geçtiğin yola kabrimi kazasın,
O mübarek ayağını basasın!
Kabrimin üstünde çiçekler bitsin,
İlâhi aşkıma şahitlik etsin.
Gizleyip kendini evliya eri,
Dedi: Bende arama o cevheri.
Dedim: Niçin kendini hep saklarsın?
Nazar etsen kirli kalbi paklarsın.
584
www.dinimizislam.com
Kendini dostlardan bile gizlersin,
Bir bakışla nice kalbler temizlersin.
Dedi: O velinin adı Mevlana
Himmet istiyorsan haydi git ona.
Nedense teveccüh etmedi bana,
Yalvarışlarım kâr etmedi ona.
Ümit kestim yoktur bu derde derman,
Ama gâfil gönül dinlemez ferman.
Sen şâd ol
Görünce iradem gitti elimden,
Çıkıverdi hemen şunlar dilimden:
Üstadım, bayramınız mübarek olsun,
Mevlâ seni her beladan korusun!
Hiç bir an solmasın, nur-i cemâlin!
Artırsın daima, Hudâ kemâlin!
Her zaman mübarek gönlün olsun şâd!
Mühim değil, kölen etse de feryâd.
Çok şükür ki, seni gördüm ey şahım,
Sohbetini nasip etti Allah’ım.
Bundan sonra ölürsem de gam yemem,
Şu dünyada murat almadım demem.
Nasıl olsa ölüm er geç gelecek,
Yaşlısı, genci, herkes ölecek.
Niyazım şu senden, ey kalbi- mâhım,
Gönül tahtıma otur, padişahım.
Ben, karşında durup, hizmet edeyim,
Emir buyurduğun yere gideyim.
Diyip, eteğini sürdüm gözüme,
Tebessüm ederek baktı yüzüme,
Dedi: Mazur gör de hemen gideyim,
Gecikmeden sana veda edeyim,
Hakka emanet ol haydi hoşça kal!
Diyerek gidince, sanki oldum lâl.
Gözlerim karardı, yıkıldım yere,
Mevlâ, bu fakire sabırlar vere!
585
www.dinimizislam.com
Bayram ettim
Yine bir gün gördüm o servinâzı,
Yüzüm yere koyup ettim niyâzı.
Dedim: Nurlu kalbin değer cihana,
N’olur bir teveccüh lütfeyle bana!
Hani bir veliye etmişsin hürmet,
O da sana bakıp etmişti himmet.
İşte, kavuştuğun o feyizlerden,
Âcize bir hisse isterim senden.
Kabul oldu bu fakirin niyazı,
Acıyıp hâlime olmuştu razı.
Gözlerimden yaşlar sel gibi aktı,
Üstadım hâlime şefkatle baktı.
Başlamıştı hikmet saçan sözüne,
Utancımdan bakamadım yüzüne.
Sohbet edebini gözetemedim,
Nurlu cemalini seyredemedim.
Beni öyle inim inim inletti,
Sözlerini seve seve dinletti.
Namazın nasıl miraç olduğunu,
Her kötülüğe ilaç olduğunu,
Kalbe şifa verdiğini anlattı,
Tesirli sözüyle beni ağlattı.
Bir saat dinledim, şaşırıp kaldım,
Bu kısa sohbetten çok feyiz aldım.
Onun ilmi elbet lütfü Hudâ’dır,
Sohbetleri paslı kalbe devadır.
Bir veliyle sohbet, ne büyük nimet,
Bugün âciz bayram etti nihayet.
Hak vergisi
Edeyim üstadın vasfını beyan,
Elbet nasip alır bunu anlayan!
Gönül bahçesinin bir tek gülüdür,
Ârifler bağının mor sümbülüdür.
586
www.dinimizislam.com
İlim bostanının serv-i revanı,
Tebessümü değer bütün cihanı.
Yeşiller giyinir, gonca misâli,
Bu fakir arzular her an visâli.
Yaşı on beşine yeni girmiştir,
Hak ona sayısız nimet vermiştir!
Yaratan beğenmiş, onu seçmiştir,
O da bütün makamları geçmiştir!
Evliyalık nuru belli olurdu,
Kalbinden Allah sesi duyulurdu.
Neler ihsan etmiş hazret-i Mevlâ,
Onu vermemiştir binde bir kula.
Üç şey vardır, ona kolay erilmez,
Bid’atçiye bu nimetler verilmez.
Bunun biri Hudâ muhabbetidir,
Biri de salihlerin sohbetidir.
Üçüncüsü ise güzel ahlaktır,
Bunları bahşeden cenab-ı Haktır.
Seçtiğine verir bunları Mevlâ,
Bir anda yükseltir, eder evliya!
Bir kul yükselirse, böyle ihsanla,
Hakkın kudretini buradan anla.
Üstadın hastalığı
Bu gece korkulu rüya gördüm,
Telaşla uyandım, çoğaldı derdim.
Ne yapayım, diye düşünürken ben,
Baktım çıkageldi, babası hemen.
Dedim: Sabah vakti ne hâldir böyle?
Yaramaz bir şey mi oldu tez söyle!
Dedi: Oğlum hastalandı bu gece,
Birden ağırlaştı, korktuk iyice,
Bu durumu size haber verelim
İstersen beraber hemen gidelim!
Vücudum âniden yere çakıldı,
Sandım ki başıma dünya yıkıldı.
587
www.dinimizislam.com
Kim dayanır böyle kara habere,
Gark etti beni kederden kedere.
Düşe kalka gidip evine vardım,
Eşiğe yüz sürüp kapıya vurdum.
Kapı açılınca lalası çıktı,
Yaşlı gözler ile âcize baktı.
Müsaade alıp içeri girdim,
Onu baygın halde yatarken gördüm.
Yanına diz çöküp tuttum elinden,
Ölü gibi, habersizdi kendinden.
Sanki yanıyordu, ateşi çoktu,
Yanında kimler var haberi yoktu.
Bildin mi beni dedim, ağlayarak,
Haydi gözünü aç, kim gelmiş bir bak!
Büyük anası, dizini döverek,
Gözlerinden kanlı yaşlar dökerek.
Dedi: Tanıyamaz, aklı gitmiştir
Bizi dünden beri deli etmiştir.
Yemiyor, içmiyor, kapalı gözü
İki gündür duyulmuyor hiç sözü
Dün bir şeyi yoktu, okuldan geldi,
Oynadı, neşesi yerinde idi
Gece yatıp sabah kalkınca yine,
Elbiselerini ister giyine.
Bu işe vermedi hiç ehemmiyet
Okula gitmeye gösterdi gayret.
Babası der: Bugün okula gitme!
Hastasın, kendini hiç harap etme!
Demiş: Belki hoca azarlar beni,
Babası der: Azarlamaz o seni.
Yüzü kâh kızarır, kâh ağarırdı,
Başı ise pek ziyade ağrırdı.
Yardım etmek için gayret ederdi,
Gelene gidene hizmet ederdi.
Ayakta gezerdi bilmem ki n’oldu,
Birden hastalanıp sararıp soldu.
588
www.dinimizislam.com
Demiş ağrıyan yeri bacısına,
Sabreder katlanırım acısına,
Sakın ha duymasın anamla babam,
Benim için onlar çekmesin hiç gam.
Bacısı anlattı bu hâli bize,
Ben de olanları ilettim size.
Dedim kolay değil, böyle bir acı,
Sabretmekten başka yoktur ilâcı.
Nine, yine ediyordu âhu zar,
Hasta torununa ettikçe nazar.
Ah oğul diyerek feryat ederdi,
İşiten insanın aklı giderdi.
Benim de yüreğim durmaz taşardı,
Hastaya baktıkça aklım şaşardı.
Kalmadı hiç sabrım, bitti güç kuvvet,
Artık onu edip Hakka emanet.
Çıkıp hemen düştüm süratle yola,
Göz açıp bakmadan hiç sağa sola.
Gam haneme gelip kaldırmadım baş,
Gözlerimden akardı sel gibi yaş.
Gece boyu bu hâl üzere oldum,
Sabah vakti hemen yola koyuldum.
Varıp eve sordum nicedir o mâh?
Dediler: İyidir elhamdülillah.
Ama kalbim gayet hızlı atıyor,
Baktım yine dünkü yerde yatıyor.
Yaklaşıp yanına tuttum elini,
Hastalık ateşi bükmüş belini.
Dedim: Tanıdın mı dün gelmiş idim,
Dedi: N’oldu hiç farkında değildim?
Dedim: Söyle bugün hâlin nicedir?
Sararıp solmuşsun iki gecedir.
Dedi: İki gündür başım ağrıyor,
Öyle ki beynim hep parçalanıyor.
Dedim: Gözünü açtın geçmiş ola,
Şifa ihsan ede Rabbimiz Mevlâ.
589
www.dinimizislam.com
O ciğer pârenin büyük anası,
Dövünmekten yıkılırdı yakası
Sevgili yavrucuk dedi ki ona;
Yaptığınız bu iş reva mı bana?
Gözyaşıyla beni üzüyorsunuz,
Ölürse diye mi ağlıyorsunuz?
Ölüm, emri Haktır asla gam yemem,
Kalırsam hamd olsun Mevlâ’ya her dem.
Herkes ölmek için gelmiş cihâne,
Baş ağrısı buna olur bahâne.
Nine, hep ağlarsın inceden ince
Ecel bakar mı hiç, yaşlıya, gence?
Tuhaf sözler söyler dalıp giderdi,
Yakında yolculuk var hocam derdi.
Dedi: Artık ben hareket edeyim,
Atımı getirin hemen gideyim.
Babası dedi ki: Nere gidersin?
Hasta yatarken atı n’idersin?
Dedi: Babacığım, eğerle atı!
Durmam artık, geldi seyahat vakti!
Dedi: iyi ol, bir kuzu alayım,
Gezmen için seni kıra salayım.
Kimi istersen onu al arkadaş!
İstediğin gibi eğlen ve dolaş!
Dedim: Dilersen beraber gidelim,
Gönül hoşluğuyla seyran edelim!
Dedi: Ben gidince gelmem bir daha,
Kim bilir çıkamam belki sabaha.
Dedim: Hayatım niçin böyle dersin?
Bizi yalnız koyup nere gidersin?
Dedim: Bazen kızıp vurmuştum sana,
Hakkın çok üstümde helal et bana!
Söylerken alnımdan soğuk ter aktı,
Derinden ah çekip yüzüme baktı.
Dedi: Helal olsun, ne hakkımız var?
Hocanın vurduğu yeri yakmaz nâr.
590
www.dinimizislam.com
Yataktan kalkmaya gayret eyledi,
Mushaf yok mu biraz okusam dedi.
Dedim, sen zayıfsın, Mushaf ağırdır,
Gücün kuvvetin yok, kolun ağrıtır.
Hemen okumaya başladı ezber,
Okudu sure-i Fethi o server.
Dua edip elin sürdü yüzüne,
O an herkesin yaş doldu gözüne.
Dedi ki: Mushaf’ı getirin bana!
Yüzümü, gözümü süreyim ona.
Dalıp yine dedi: Getirin atı!
Baksanıza geldi sefer saatı.
Kalmadı artık hiç ağzımın tadı,
İşte yaklaşıyor, gönül muradı.
Davet ediyorlar, beni nimete,
Getirin atımı, gidem Cennete.
Daraldı canım, duramıyorum,
Arzulanan yere varamıyorum.
Yatakta dönerdi hep sağa sola,
Kendinden geçerek bakardı yola.
Neler gösterdi ki Allah gözüne,
Görünüp âlem-i berzâh gözüne.
Gecikmeden hemen gideyim derdi,
Duramazdı, pek acele ederdi.
Yine kendisine geldikte o mâh,
İhlâs ile derdi, Amentü billâh
Sonra dedi Lâ ilâhe illallâh
Ardından Muhammedün Resulullah
Üç oğlum vardı, bu birinci idi,
Bir ipte dizili, dört inci idi.
Dünyada olmadı benim muradım,
Ben ölsem, o kalsa diye umardım.
Belirdi yer yer, ölüm nişanı,
Pek yaklaştı artık gidiş zamanı.
Bu hâline annesi nasıl ki yanmaz?
Parçalanır yürek, âha dayanmaz.
591
www.dinimizislam.com
Nasıl ağlamaz, ciğerparesine?
Zavallı gönlünün eğlencesine.
Evladı Muhammed, iki gözüydü,
Baktığı kınalı bir kuzuydu.
Güneşten sakınırdı gül yüzünü,
Üstünden hiç ayırmazdı gözünü.
Onun gibi oğul kaybeden ana,
Bir daha nasıl bakar bu cihana?
Herkesin gözleri dolmuş idi yaş,
Nasıl dayanır yürek olsa da taş.
Dedi: Oğullarını bir göreyim,
Hakkınızı helal edin diyeyim.
Acele gelsinler, git haberdar et!
Ölürsem gitmeyim onlara hasret.
Dedim ki: Sen de bir oğulsun bana,
Dayanamam senden hiç ayrılmaya,
Fakat arzun için hemen gideyim,
Çocukları alıp sana geleyim.
Hemen çıkıp yola düştüm süratle,
Gelip gam haneme bin bir mihnetle.
Oğullarım dedim, haydi tez koşun,
Hasta, sizi ister, gidip görüşün!
Yanında oturun, sözüne bakın,
İzin vermedikçe gelmeyin sakın.
Selamımı söyleyin ona benden,
Dua etti deyin canı gönülden.
Onlar gitti Muhammed’i görmeye,
Ben yine başladım âh vah etmeye.
Bir odadan ötekine girerdim,
Kâh başımı, kâh dizimi döverdim.
O an sicim gibi yağmur yağardı,
Yağmur değil, ona gökler ağlardı.
Baktım güneş batmış gibi göründü,
O an cihan matemlere büründü.
Oğullarım mahzun çıka geldiler,
Kan ağladı hep bağrımız dediler.
592
www.dinimizislam.com
Dedim: Geçiyor mu kendinden yine?
Ne söylüyor geldiğinde kendine?
Dediler: Hep diyor ki, gidebilsem,
Bu fani âlemi terk edebilsem.
Ezberden Yasin okurdu durmadan,
Amentü billâh derdi yorulmadan.
Durmuyordu döşekte ve kucakta,
Gözleri de hep yolda ve sokakta.
Bakın geldi diye sayıklıyordu,
Acep kimdi o, ne bekliyordu?
Annesi bize dedi ki: Oğullar,
Böyle bir acıyı görmeye kullar.
Haydi gidin sizi evde beklerler,
O gitti Hak size versin ömürler.
Teslim etmek üzereydi canını,
İşte böyle bıraktık son anını.
Dayanamayıp bu vahim habere,
Dengemi kaybederek düştüm yere.
Gece karanlıkta çıktım çarşıya,
Kim var diye bakıyordum karşıya.
Kâh başımı, kâh göğsümü döverek,
Mânâsız dolaştım, âh vâh ederek.
Derdim, acep gitmiş midir Cennete?
Kavuştu mu orada bol nimete?
Kendi kendime böyle düşünürken,
Uzaktan birini gördüm gelirken.
Karaltı yaklaşıp geldiği zaman,
Gördüm onun babasıymış o insan.
Dedim: Evde ciğer köşen yatarken,
Niçin geldin çarşıya böyle erken?
Hastayı bırakıp nasıl gelirsin?
Geceleyin burada nasıl gezersin?
Gözümün nurunun ahvâli nice?
Yoksa bir şeyler mi oldu bu gece?
Dedi: Ağırlaştı yatsıdan sonra,
Hiç durup eğlenmez oldu bir ara.
593
www.dinimizislam.com
Yatakta yatamaz, hep âh ederdi,
Düşe kalka, sağa sola giderdi.
Sık sık şöyle derdi: Amentü billâh,
Muhammed hak resul ve birdir Allah.
Göğsümün üstünde tuttum cananı,
Yakın olmuş idi vermeye canı.
Amcası bazen alırdı kucağa,
Tutardık düşmesin diye ocağa.
Annesi çıkıp gitti duramadı,
Yanında daha fazla kalamadı.
Kardeşi de üzülüp gitti hemen,
Sadece amcası kaldı bir de ben.
Bakardı kâh bana, kâh emmisine,
Ecel kuşu konmuş tam ensesine
Konuşamaz oldu artık lisanı,
Bir ân önce uçmak isterdi canı.
O anda amcası tuttu belinden,
Yâ Allah sesini duyduk dilinden.
Ve sağa bakıp gülümsedi bir an,
Böylece Hakka teslim eyledi can.
Amcası kucaktan koydu yerine,
Sonra da haber verdi medarına.
Getirip koydular onu meydana,
Hepsi de başladı ahu figana.
Artık sen sağ ol, o dünyadan gitti,
Ayrılık ateşi canıma yetti.
Evimi terk edip yollara düştüm,
Yavru acısıyla avare düştüm.
O an ona dedim: El hükmü lillah,
Bize sabır vere, Cenab-ı Allah!
Dünyaya gelenler göçecek elbet,
Ecel şerbetini içecek elbet.
Müslümanlar için ölüm nimettir.
Bu masumun yeri elbet Cennettir.
594
www.dinimizislam.com
Âlem yas tuttu
Babasını gördüm, gözü dolu yaş,
Buna nasıl can dayanır arkadaş!
Dedi: Başıma yıkıldı bu dünya,
Dedim: Sabırlar ihsan ede Mevlâ!
Dedi: Kuzucuğum gitti elimden,
Dedim: Kim kurtulmuştur bu ölümden,
Dedi: Gel şimdi yanına gidelim,
Her ne iş varsa yardım edelim.
Haber saldık o yerde cümle halka,
Hazırlığa başladık, düşe kalka.
Toplandı konu komşu ve çok insan,
Akardı gözlerden yaş yerine kan.
Kolumu sığadım, Hakka sığındım,
Cenazesini ben kendim yıkadım.
Oraya bütün halk cem olmuş idi,
Avlular, sokaklar hep dolmuş idi.
Matem tuttu, yer gök ve bütün cihan,
Çünkü artık göçmüş idi o civan.
Anası, babası ve akrabası,
Cihanı kapladı hazin sedası.
Yâ Rabbi, bu ne acıklı bir gündür,
Yüreklere vurulmuş bir düğümdür.
Aslında düğündür, bilenler için,
O Cennete gitti, ağlanır niçin?
Yakınları geldi, hep birer birer
Ölüsünü sıra ile öptüler.
Batıp gitti, gönlümüzün güneşi,
Yaktı bizi ayrılığın ateşi.
Defni
Veda etti bu vefasız dünyaya
Yıkayıp da götürdük musallaya,
İmam oldum, namazın kıldırmaya,
Niyet ettim, meyyit için duaya.
595
www.dinimizislam.com
Yüce Mevlâmıza ettim niyazı,
Selam verip tamam ettim namazı.
Dolaşır idi herkes çevresini,
Taşımak için nur hazinesini.
Defnedildiği yerdeki mezarlık,
Beykoz’da ona derlerdi Anarlık.
O veliye, kabri şehadet eder,
Elbette bu masum Cennet ehli der.
Çünkü kendini ilme vermiş idi,
Şehitlik rütbesine ermiş idi.
Muhabbet etmeseydi Rabbi-izzet,
Onu masumken eder miydi davet?
Hiç bulaştırmadan çirkef dünyaya,
Göndermiştir onu hemen ukbâya.
Kime nasip olur böyle bir nimet,
Cihana gelip masum olarak gitmek.
Henüz değil iken daha mükellef,
Hak, evliyalıkla etti müşerref.
Onu gören Rabbi hatırlıyordu,
Baktıkça kalbine nur doluyordu.
Dedim ki: Kerimsin yâ Rab, kerem et!
Misafirindir o, eyle merhamet!
Gelenler koydular onu kabrine,
Sonra çekip gitti herkes evine.
Ayrıldım
Ağlıyorum çünkü, mahbub-u kibriyâdan ayrıldım,
Yanıyorum çünkü o nur-i evliyadan ayrıldım.
Nasıl yer ile bir olmasın ki bu nâçiz bedenim?
Mazhâr-ı tecelli, vâris-i enbiyadan ayrıldım.
Uçsuz bucaksız bir çölde garip ve kimsesiz kaldım,
Marifet incileri saçan bir deryadan ayrıldım.
Ayrılığı, yıkıp hep harap etti vücut şehrimi,
Yıkıldım, viraneye döndüm, Süreyyâdan ayrıldım.
596
www.dinimizislam.com
Dünyalarım karardı, ışık saçan güneşim gitti,
Zulmete boğuldum, Marifet-i guyâdan ayrıldım.
Ben o cevher satıcısını kaybettim, gelmez artık,
Karanlık gönlüme tabipti, dâr-üş-şifâdan ayrıldım.
Güle aşık bülbül gibi, durmadan feryat ederim,
Sermaye-i ticaret sunan ağniyâdan ayrıldım.
Tasavvufu, edebi, hayâyı ondan öğrenmiştim,
Gözüm hep kan ağlıyor sahib-i hayâdan ayrıldım.
Sizler de dua edin, o civanın ruh-i pâkine!
Hakkın seçip gönderdiği o asfiyâdan ayrıldım.
597
www.dinimizislam.com
Gramer Kaideleri
İLGİ EKİ (Kİ):
Bitişik yazılır. Örnekler:
Evdeki, şimdiki ve bendeki
BAĞLAÇ OLAN (Kİ):
Ayrı yazılır. Örnekler:
Buyuruyor ki, diyoruz ki, o ki
SORU EKİ (Mİ):
Ayrı yazılır: Örnekler:
Var mı, yok mu, gördünüz mü,
bilmiyor musunuz, öğrendiniz
mi
(DE) BAĞLACI:
Dahi anlamına gelen "de" bağlacı
ayrı yazılır. Örnekler:
O da büyükleri tanır, ben de...
İyiyi de fenayı da öğrenmemiz
gerekir.
(İLE) BAĞLACI:
Sessiz harfle biten kelimelerden
sonra "le", "la" olur: Örnekler:
Kalemle, ihlasla, imanla
Sesli harflerle biten kelimelerden
sonra araya "Y" harfi girer, "YLE"
veya "YLA" olur. Örnekler:
Anneyle,
babayla,
dayıyla,
teyzeyle
[Anne ile, baba ile, dayı ile teyze
ile de denir.]
ÖZEL İSİMLER:
Özel isimler, cümlenin neresinde
bulunursa bulunsun, büyük harfle
başlar. İnsan, hayvan, şehir köy,
akarsu, deniz, dağ, ova, orman,
lisan, millet, din isimleri özel
isimdir.
Örnek: İngilizce ve Arapça
dillerini iyi bilen ve İslamiyet’e
bağlı olan Ali amca, Amik ovasını,
Everest tepesini görmüş biri olup,
köpeği Kıtmir ile, Antalya’dan
çıkıp, Fırat ırmağını da geçtikten
sonra, Akdeniz’den uzaklaştığını
anladı.
BÜYÜK
HARFLE
BAŞLAYAN KELİMELER:
1- Yazıya büyük harfle başlanır.
İlim öğrenmek fazilettir gibi.
2- Nokta, iki nokta, ünlem ve soru
işaretinden sonra gelen kelimeler
büyük harfle başlar. Örnekler:
Ali Ankara’ya gitti. Veli de
Bursa’ya.
Âlimler diyor ki: Her Müslüman
dinini öğrenmelidir.
Namazı en önemli iş bil! Namazı
vazife bilmeyenin hali kötüdür.
Sen bunu bilmiyor musun?
Bilmiyorsan en kısa zamanda
öğren!
3- Hürmet ve meslek unvanları
büyük harfle başlar. Örnek:
Geçen gün, Muhterem Ali Bey
598
www.dinimizislam.com
ile Profesör Veli Bey'i gördüm.
Bu
kelimeler
unvan
olarak
kullanılmadıkları zaman küçük
harfle yazılır. Örnek:
Geçen sene profesör olan Ali,
muhterem bir ilim adamıdır.
4- Özel isim olarak kullanılan
Arapça ve Farsça tamlamaların
içinde bir özel isim, varsa bu da
büyük harfle başlar:
En uygun tasavvuf kitabı
Mektubat-ı
Rabbani
isimli
eserdir gibi.
KESME İŞARETİ:
1- Bir kelimeyi benzeri kelimeden
ayırt etmede kullanılır:
Tavan, tav'an gibi. (Tav'an,
isteyerek demektir.)
2- Özel isimlerin, i, e, de, den, in,
le, ce ekleri getirilince kesme
işareti kullanılır. Örnekler:
Ali'yi, Ali'ye, Ali'de, Ali'den,
Ali'nin, Ali'yle, Ali'ce gibi.
Özel isimler, li, siz, ci, ler, gil
ekleri kullanıldığı zaman kesmeyle
ayrılmaz:
Bursalı,
Amerikalı,
Alisiz,
Abduhcu, Kadıyânîler, Koçgiller
gibi.
3- Önem belirtilmek istenen
kelimelerden sonra kesme işareti
konur. Örnek:
Namaz’ı sakın aksatma!
4- Rakamlardan sonra kullanılan
ekler, kesme işareti ile ayrılır.
1975'ten gibi.
5Hikaye
ve
romanlarda
konuşmayı olduğu gibi nakletmek
için kullanılır:
Var m'ola, n'ideyim, n'apsın,
n’aber gibi.
UZATMA İŞARETİ:
1- Üzerine konduğu seslinin uzun
okunmasını sağlar. Örnekler:
Hala, hâlâ, adet, âdet, alem,
âlem, kar, kâr
2- Nispet eki î nin üzerine konur.
Örnekler:
Millî, medenî, ahlakî gibi.
3- a veya u'dan önce gelen K, G, L
harflerini
uzatıp
inceltmede
kullanılır:
Kâzım, gâvur, lâle.
NOKTA:
Tamamlanmış cümlelerin sonuna
konur:
Ali geldi.
Kısaltmalardan
sonra
konur:
Örnekler:
Dr. Prof. T.C. gibi.
İnci ekinin yerini tutar. Örnekler:
II. Abdülhamid Han, IV. Murat, 5.
Sınıf gibi.
VİRGÜL:
İsimlerin, sıfatların, zamirlerin,
birbirine bağlı fiillerin arasına
konduğu gibi, uzun cümlelerde
özneden sonra ve mektuplarda
hitaplardan
sonra
kullanılır.
Örnekler:
599
www.dinimizislam.com
Ali, terbiyeli, çalışkan, kültürlü,
saygılı, inançlı ve ihlâslıdır.
Kardeşim Ali, gönderdiğin mail
çok işime yaradı.
NOKTALI VİRGÜL:
Aralarında
şekil
ve
mana
yönünden ilişki bulunan cümlelerin
arasına konur. Örnekler:
Mümin ölür, Cennete gider; kâfir
ölür, Cehenneme gider.
Müslüman olmak için, sadece
inandım demek kâfi değildir;
dinin emirlerini beğenmek ve
sevmek de şarttır.
Arasında virgül bulunan sıralı
cümleleri, birbirinden ayırmak için
kullanılır. Örnekler:
(Bir iyilik yapana on misli verilir,
bir kötülük ise ancak misli ile
cezalandırılır;
hiç
kimseye
haksızlık yapılmaz.) [Enam 160]
Son pişmanlık fayda vermez;
ağlasan da, sızlasan da…
Virgülle ayrılmış örnekleri, farklı
örneklerden ayırmak için de
kullanılır. Örnek:
Efal-i
mükellefin
demek,
Müslümanın
yapması
ve
sakınması
gereken,
İslam
dininin
bildirdiği
emir
ve
yasakların hepsidir. Bunlar farz,
vacib,
sünnet,
müstehab,
mubah; haram, mekruh ve
müfsid olmak üzere sekiz
kısımdır.
İKİ NOKTA:
Açıklamalardan ve konuşmaya
başlamadan önce iki nokta konur.
Örnekler:
Sevgi
çeşitleri
konusunda
birkaç örnek verelim: Allah
sevgisi, anne sevgisi, ağaç
sevgisi, vatan sevgisi v.s.
Size bir olayı anlatacağım:
İstanbul'a geldiğim zaman…
ÜÇ NOKTA:
Cümle bitmeden sözün maksatlı
bir kesilişini göstermek için konur:
Müslüman olan öyle bir nimete
konar ki...
İman
nimetini
anlatmak
mümkün değil…
SIRA NOKTALAR:
Yazıdan
çıkan
kısmın
belirtilmesinde ve konuşmalarda
karşı tarafın sustuğunu gösterir.
Örnekler:
Adam, İbni Sebe, İbni Teymiye,
Abduh …… gibi ne kadar sapık
varsa hepsini kendine örnek
alıyor.
— Sen dün neredeydin?
— …….
ÜNLEM İŞARETİ:
Şaşırma, acıma, heyecan, emir
gibi his ve düşünceleri gösteren
sözlerden sonra ünlem konur.
Örnekler:
600
www.dinimizislam.com
Aman Allahım! Bu ne gayret!
Vah zavallıya vah!
Namaz kılalım!
Cümle arasında parantez içinde
ünlem işareti, söylenilen söze
inanılmadığını, şaşırıldığını anlatır.
Örnek:
Sayın
(!)
mezhepsizler,
mesleklerini (!) ilerletmek için
mezhep
imamlarına
hücum
ediyorlar.
Nazik(!) hırsızlar, görevlerini(!)
yaparken, hiç ses çıkarmazlar.
Buradaki ünlem işaretleri amma
da sayın, amma da nazik, amma
da meslek, amma da görev
anlamını taşır.
çizgi yani tire konur.
İki kelimenin anlamının gösterdiği
başlangıç ile sonu belirtmek için
de tire konur:
Ankara-Van treni gibi.
Arapça ve Farsça tamlamalarda
kullanılır:
Saadet-i ebediyye, Mektubat-ı
Masumiyye çok kıymetli birer
kitaptır.
UZUN ÇİZGİ:
Konuşmalarda konuşmadan önce
konur. Örnek:
Ali sordu:
— Sen bu kitabı okudun mu?
TIRNAK İŞARETİ:
SORU İŞARETİ:
Soru cümlesinden sonra kullanılır:
Sen kime hizmet ediyorsun?
Sen de mi Brütüs?
O da mı sapıtmış?
Söz arasında parantez içinde soru
işareti konursa, söylenilen sözün
şüpheli göründüğünü, ne demek
istenildiğinin
anlaşılmadığını
gösterir. Örnek:
Ateistler,
dine
saygı
(?)
duyduklarını söylüyorlar.
Yani bunlar dine saygı duymaz
ama niye böyle söylüyorlar ki
anlamındadır.
KISA ÇİZGİ:
Satır sonunda bitmeyen kelimeler
heceden ayrıldıktan sonra bir kısa
Cümlede dikkati çekmesi istenen
sözlerin başına sonuna konduğu
gibi, başkasına ait yazı ve sözden
nakledilen kısımların başına ve
sonuna da konur. Örnekler:
İmâm-ı Rabbani “rahmetullahi
aleyh” müctehid idi
Elbette “iman” gibi büyük nimet
yoktur.
PARANTEZ:
Cümle içinde geçen bir sözün, o
cümleden ayrı bir açıklamasını
veya başka bir dildeki karşılığını,
yahut başkasından nakledilen
kısımları içine alır: Örnekler:
İslamiyet’te devlet başkanı, aranan
şartlara haiz kimseler arasından
halkın oyları ile (veya Hazret-i
601
www.dinimizislam.com
Ebu Bekir’in yaptığı gibi tayin
ile, yahut Hazret-i Ömer'in
yaptığı gibi şura ile) seçilir.
Namazı doğru (ta'dili erkân ile)
kılmalıdır.
Ali Bey, her zaman, (Namaza
mani olan işte hayır yoktur)
derdi.
KÖŞELİ PARANTEZ:
Bir yazıya başka yerden yapılan
açıklayıcı ilaveleri göstermek için
kullanıldığı gibi, parantez içine
yerleştirilmiş,
dışındakileri
çerçevelemede
kullanılır.
Örnekler:
Orucun
farzı
üçtür.
(İbni
Âbidin'de [ve Dürr-i Yekta'da]
böyle yazmaktadır.)
Aşağıdaki söz, İmam-ı Rabbani
hazretlerine aittir:
[Kötü
arkadaştan
yırtıcı
hayvandan kaçar gibi kaçmalıdır.
Çünkü hadis-i şerifte, (Kişinin dini
arkadaşının
dini
gibidir)
buyuruldu.]
602
www.dinimizislam.com
Şiir, ölçü ve başıboşluk
Sual: Bir arkadaş, şiirlerin ölçülü
ve kafiyeli olmalarına itiraz ediyor.
“Ölçü
ve
kafiye
maksadı
anlatmaya mani oluyor, aruz
vezni,
hece
vezni,
bunlar
gereksiz, şiir serbest olmalı”
diyor. Arkadaşın söylediği doğru
mudur?
CEVAP
Şiire değil, kötü şiire karşı
çıkılmalıdır. Her şiire karşı çıkmak
çok yanlıştır. Her sanatın bir
kaidesi olduğu gibi elbette şiirin de
kaideleri vardır. Bu kaidelere
uyulursa ancak bir sanat değeri
olur. Mana ve kaideyi birleştirmek
ise ancak şairin derecesine kalmış
bir şeydir. Yani bunu başardığı
ölçüde toplum ve tarih önünde
kabul
görür.
Dini
şiir
ve
nasihatlerde rabbani tesir olması
için manaya da dikkat etmeli ve
yaşayarak inanarak yazmalı.
İnsan kendisi şiir yazamıyorsa,
yazanları
takdir
etmelidir.
Atalarımız böyleleri için derler ki:
Kişi bilmediğine düşman kesilir.
Gafile kelam, nafile kelam
Başı
boşluğu,
ölçüsüzlüğü,
ahenksizliği, kuralı, uygunluğu
uygunsuz görmek kadar yanlış
olmaz. Ölçüsüz şiirler için, (Dam
başında saksağan vur beline
kazmayı) demişlerdir.
Kur’an-ı kerim, icaz, belagat,
ahenk
gibi
çeşitli
ölçülerin
bulunmasından dolayı bir benzeri
meydana getirilemiyor. Bir âyet-i
kerime meali:
(Bu
Kur'anın
bir
âyetinin
benzerini söylemeniz mümkün
değildir.) [Bekara 24]
Çok şairler uğraşmışsa da,
benzerini
söylemeye
güçleri
yetmemiştir. Allahü teâlâ, diğer
ilahi mukaddes kitaplara bu
özelliği
vermediği
için
değiştirilmiştir.
Güzel şiir, güzelliği ölçüsünde bir
şaheserdir. Dört dörtlük şiirler
vardır. Peygamber efendimiz,
(Şair
Hassanın
sözleri,
düşmanlara ok yarasından daha
tesirlidir) buyurduğu gibi, ağzına
sağlık
anlamında,
(Dişlerin
dökülmesin) diye dua etmiştir.
(Hakim)
Şiir hakkında hadis-i şeriflerden
birkaçı da şöyle:
(Şiir, öyle bir sözdür ki, güzeli
daha
güzel,
çirkini
daha
çirkindir.) [Buhari]
(Büyüleyici sözler gibi, hikmetli
şiirler de vardır.) [Ebu Davud,
İ.Ahmed]
(Bazı
şiirler
apaçık
bir
hikmettir.) [Buhari, Ebu Davud]
Hazret-i Mevlana’nın mesnevisi,
Yunus
Emre
gibi
tasavvuf
erbabının divanları, kasideleri
603
www.dinimizislam.com
dillere
destandır.
Resulullah
efendimizin beğendiği İmam-ı
Busayri’nin Kaside-i bürdesi pek
meşhurdur.
Mevlit
kasidesi
asırlardır okunan bir şaheserdir.
Ahengi, ölçülü olmayı, yani
güzelliği
dinimiz
emrediyor.
Peygamber efendimiz, (Allah
güzeldir,
güzeli
sever)
buyuruyor.
Güzellik,
çeşitli
bakımdan mükemmellik, uygunluk
demektir.
Bir insanın bütün organları yerli
yerindedir. Kafası çok büyük,
ayakları çok kısa olsa çirkin
görünür. Ayakları veya kolları çok
olsa hem çirkin görünür hem de iş
yapması
zorlaşır.
Görünüş
yönüyle de insan, en güzel şekilde
yaratılmıştır.
Güzelliğe, ölçülü olmaya, tertibe,
düzene, ahenge, kurala karşı
çıkmak ne kadar yanlış olur. İnsan
kendisi, tertipli düzenli olmasa da,
tertipli
düzenli
olanlara
imrenmelidir.
Şiir yazmak
Sual: Şiir yazmanın, okumanın
mahzuru var mıdır?
CEVAP
Mahzuru yok ise de, her zaman da
şiirle meşgul olmamalıdır. İki
hadis-i şerif meali:
(Şiir, güzeli daha güzel, çirkini
daha çirkin olan bir sözdür.)
[Buhari]
(Bazı şiirlerde apaçık bir hikmet
vardır.) [Buhari]
Şiir yazarken
Sual:
Yayınladığınız
şiirlerde
aranılan özellikler nelerdir?
CEVAP
İlk şartı dinin emir ve yasaklarına
aykırı olmamasıdır. Bir de kolay
okunabilmesi ve kulağa hoş
gelmesi için, vezin ve kafiyesinin
bulunmasıdır. Kafiyesi zengin ve
kalıbı da uygun olanlar tercih
edilir. Mesela 11’lik hece vezniyle
yazılan bir şiirin mısralarının,
4+4+3 veya 6+5 gibi bir kalıbı
olması gerekir. Aşağıdaki şiiriniz
bu ölçülere uygundur.
Bu nasıl âlem?
Bunca rezaleti yazamaz kalem,
Her tarafı elem, bu nasıl âlem?
Daha fazlasını görmeden ölem,
Her tarafı elem, bu nasıl âlem?
Kalmadı düzenin eski ahengi,
Hırsızlığı yapar, değişmez rengi,
Kimi AİDS’lidir, kimi frengi,
Her tarafı elem, bu nasıl âlem?
Suç işler, takınır, masum bir eda,
Batıla kendini ediyor feda,
Kimseden çıkmıyor, ne ses, ne seda,
Her tarafı elem, bu nasıl âlem?
Örgütler kuruldu, destan yazıldı,
Masum insanlara, mezar kazıldı,
Her taraf gevşedi, düzen bozuldu,
Her tarafı elem, bu nasıl âlem?
604
www.dinimizislam.com
şiirleri neden çok değişiktir?
CEVAP
Herkes kolayca anlasın diye
açıklanarak yazıldığı için değişiktir.
Orijinal halini herkesin anlaması
zordur.
Mahkeme sanıkla dolup taşıyor,
Suç boyutu, ülkeleri aşıyor,
Kimi, masum kanlarıyla yaşıyor,
Her tarafı elem, bu nasıl âlem?
Yunus’un şiirleri
Sual: Mail grubunda yayınlanan
ve sitenizdeki Yunus Emre’nin
Şiir yazarken
Sual: Kaliteli bir şiir yazarken neye
dikkat etmelidir?
CEVAP
İki hususa dikkat etmek gerekir.
Bunun biri yoksa, diğeri ne kadar
güzel olsa da şiir vasfını
kazanamaz.
1- Ölçü ve kafiye yönünden uygun
olması,
2- Manaların hem düzgün olması,
hem de birbirini tamamlaması
gerekir.
Bunları birer örnekle bildirelim:
Ölçü
yönünden
olması:
uygun
Günümüzde aruz vezniyle yazan
kalmadığı için hece vezinlerine
örnek veriyoruz. Hece vezinleri
çoksa da, daha çok 7, 8, 11 ve 14
heceli olanlar kullanılmaktadır.
Hece
sayısının
tutmasından
başka, bir de kalıplarının uygun
olması gerekir.
7 heceliye bir örnek:
Bu da 3+4 ve 4+3 hece kalıbıyla
veya kalıpsız yazılır.
3+4 heceye bir örnek:
Bülbülün / ötüşünü,
Güneşin / batışını,
Kalblerin / atışını,
Yaratan /elbet vardır.
4+3 heceye bir örnek:
Kurtuluştur / insana,
Ulaştırır / ihsana,
Kavuşturur / imana,
La ilahe / illallah…
7 hece, fakat kalıpsıza örnek:
Eğer uğrarsan derde,
Muhtaç olma namerde,
Şifa umulan yerde,
Hemen çıkar ağlarız.
Böyle kalıpsız olanlar makbul
sayılmıyor. Şiir olarak okumak zor
oluyor
ve
okunuşunda
bir
düzgünlük olmuyor. Besteye de
pek gelmiyor. 3+4 veya 4+3 kalıplı
olanların ilahi haline getirilip
okunması da kolay oluyor.
8 heceliye bir örnek:
Bu da 3+5, 5+3 ve 4+4 hece
kalıbıyla yazılır.
3+5 heceliye bir örnek:
En büyük / devletimizdir.
Gücümüz / kuvvetimizdir.
605
www.dinimizislam.com
utandırmaz seni.
Methetmek / mümkün değildir.
Sebeb-i / nimetimizdir.
5+3 heceliye bir örnek:
Dost bahçesinde / yatarım,
Kaygılarımı / atarım,
Satılacağı / satarım,
Kimseler hesap / soramaz.
4+4 heceliye bir örnek:
Umduğuna / eremezsin,
Bu devranı / süremezsin,
Ahbabını / göremezsin,
Yakar bizi / dost hasreti.
Kafiyeler:
11 heceliye bir örnek:
Bu da 6+5 ve 4+4+3 hece
kalıbıyla yazılır.
6+5 heceliye bir örnek:
Kimi hocayım der, / kimisi derviş,
Cahiller yanına / postunu sermiş,
Zannederler bunu / âlim ve ermiş,
Mahşer günü nasıl / hesap
verecek?
4+4+3 heceliye bir örnek:
Bir gün olur,/ götürürler/evinden,
Kurtuluş yok, /Azrail’in/ elinden,
Allah adı /hiç düşmesin /dilinden,
Bin yıl uzun/ ömrün olsa, /ne
fayda?
14 heceliye bir örnek:
Bunun kalıbı 7+7 hecedir.
Bir örnek verelim:
Ehl-i sünnet kitabı, /oku inat
eyleme!
Fırsat eldeyken uyan, /ömrü
berbat eyleme!
Yarın mahşer gününde,/ boşa
feryat eyleme!
Doğruluktan
ayrılma,
/Hak
Kalıplar böyle uygun ise, bir de
kafiyelerine bakılır. Kafiye çeşitleri
şöyledir:
1- Yarım Kafiye: Mısra sonlarında
tek ses benzeşmesine dayanan
kafiyedir.
Adıdır onun Gafur,
Kapısı açık durur,
Af dileyen af bulur,
Allah bes baki heves.
2- Tam Kafiye: Mısra sonlarında
iki sesin benzeşmesine dayanan
kafiyedir.
Her ten biter bir dertle,
İş yapılmaz namertle,
Uğraşma hiç bir fertle!
Allah bes, baki heves.
3Zengin
Kafiye:
Mısra
sonlarında üç ve daha fazla sesin
benzeşmesiyle meydana gelen
kafiyedir. Buna tunç kafiye de
denmektedir.
Sünnetlerden kaçarsa,
Bid’atleri saçarsa,
Küfre kucak açarsa,
O süper bir sapıktır.
Görünüşe kanmamalı,
Bâtılı hak sanmamalı,
Cehennemde yanmamalı,
Gün doğmadan neler doğar.
4- Cinaslı Kafiye: Okunuşları ve
yazılışları aynı; ancak anlamları
farklı
olan kelimelerle yapılan kafiyedir.
606
www.dinimizislam.com
Birkaç örnek:
Sanki oluk gibi kan akar da yara
sızlar.
Yaralının
halini
bilemez
yarasızlar!
Acep niçin açmış böyle gül erken,
Kapatmalı ağzımızı gülerken.
Yalan değil sözlerim,
Kan ağlıyor gözlerim,
Kardeş senin yolunu
Ölene dek gözlerim.
Redif:
Mısra
sonlarında
yazılışları,
okunuşları, anlamları ve görevleri
aynı olan eklerin, kelime ve kelime
gruplarının
tekrar
edilmesidir.
Redifin de çeşitleri var. Kelime
halindeki rediflere bir iki örnek
verelim:
Doğru söylesem halk razı olmaz,
Eğri söylesem Hak razı olmaz.
Dine uymak ar değildir,
Dünya bize yâr değildir,
Haram mallar kâr değildir,
Gün doğmadan neler doğar.
Mana yönü:
Kafiyeler ne kadar düzgün ve
zengin olursa olsun, manası
uygun değilse veya birbirini
tamamlamıyorsa kıymeti olmaz.
Böyle uydurma şiirler için, (Dam
başında saksağan vur beline
kazmayı) derler. Bir örnek:
Sabah erken yatıyorum,
Ormanları satıyorum,
Yıldızları aldım ele,
Tutanlara atıyorum.
En önemlisi de, şiir dine aykırı
olmamalı. Şiir yazacak kimsenin,
teknik bilgi yanında, dinimizi de iyi
bilmesi gerekir.
Okuyucu şiirleri
Sual: Sitede ve mail grubunda
bazı
okuyucuların
şiirleri
yayınlanıyor. Biz de yazsak
yayınlanır mı? Şiirde ne gibi şartlar
aranıyor?
CEVAP
Her okuyucunun şiiri yayınlanır.
Şiirler, dine aykırı olmamalı, kolay
okunması için de ölçü ve kafiyeli
olmalı. Siyasetle ilgili, şahısları ve
grupları incitici ifadelere yer
verilmemeli.
gelene kadar da, ordu Rusya’da
mahvolmuştu.
Başarılı olmak isteyen patron, her
işi kendisi yapmaya çalışmamalı,
bu hareket çok yanlıştır. İş
yerlerinde çalışan herkes, o
şirketin sahibi gibi çalışmalı. Böyle
tam yetkiyle çalışılırsa başarılı
olunur. Elemanlara görev ve
sorumluluk vermeli. İçimizdeki
cevherleri
çıkarmalı.
Bütün
liderlerin hatası, kendilerinden
sonra
gelecek
halefi
yetiştirmemektir.
607

Benzer belgeler